Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 189

SOSYOLOJ

SOsYAL BLMLER FELsEfEs

Prof. Dr. Besim F. DELLALOLU


IK VE UZ SA AK TE

UL N VE ANB RS ST

NE TA
T M FAK L T

2 010

ES

T.C .

1. Blm e-Ders Kitap Blm

Birinci blmdeki dersimizde ncelikle pozitivizmin ne olduu ortaya konacaktr. Ardndan amzn en nemli dnrlerinden Alman filozofu Jrgen Habermasn pozitivizme getirdii eletiriler genel olarak ele alnacaktr. Ardndan da sosyolojinin ve genel anlamda sosyal bilim fikrinin mimarlarndan 19. Yzyl Fransz filozofu ve sosyologu Auguste Comteun dnceleri yine Jrgen Habermasn rehberliinde incelenecektir.

1.POZTVZM I: SOSYAL BLMLERN DOUU

1.1. Genel

Olarak Pozitivizm

En genel anlamda pozitivist bilim anlaynn temel zellikleri u ekilde zetlenebilir:

- gereklikin temelinin duyu alglar olmas; - safsata veya yanlsama olarak aalanan bir metafizik dmanl gibi deiik biimlerde ortaya konabilen bir sav olarak fenomenalizm; - felsefenin, bilimin bulgularndan aka ayrdedilebilir, fakat ayn zamanda bu bulgular zerinde bir asalak durumundaki bir zmleme yntemi olarak sunulmas; - deneysel bilginin, moral hedefler arayndan veya ahlaki standartlarn uygulanndan mantksal olarak bamsz olduu sav anlamnda olgu ve deer ikilii; - doal ve toplumsal bilimlerin ortak mantksal ve hatta, belki de yntembilimsel temele sahip olduklar dncesi anlamnda bilimin birlii anlay.1

Pozitivist anlaya gre bilimsel bilgi, nesnel gerekliin insan zihni tarafndan kavranmasdr. Bir dier deyile bilimsel bilgi, bilen (zne) ile bilinen (doa-toplum) arasnda bir ayrma dayanmakta ve nesnenin znn insan zihni tarafndan edinimini ifade etmektedir. Bu adan pozitivizm, bilimsel bilginin vazgeilmez n koulu olarak insan znenin dnda nesnel bir gereklik alannn varolduunu kabul etmektedir.

Pozitivist bilimsel bilgi anlay, deneyci gelenei kendi iine almasna ramen, ham bir deneycilikten ibaret deildir. Pozitivizm, salt olgusal olarak snanabilir betimleyici bir bilgi ile yetinmemekte, bu bilgiyi belirli bir dizge iine oturtarak inceleme konusunu oluturan gereklik alanna ilikin genellemelere varmay hedeflemektedir.

Pozitivist anlayn temel n-kabullerine gre bilginin bilimselliinin en temel lt, bilgiyi dile getiren nermenin olgusal olarak snanabilirliidir. Bir dier deyile bilimsel bilgi, olgusal ierii bulunan nermelerle dile getirilirken bilimsel olmayan bilgiyi ifade eden nermeler, olgusal ierikten yoksun olduklar iin snanmalar da mmkn deildir. Viyana evresinin temsil ettii Yeni Pozitivizmin terimleriyle sylenecek olursa, bilimselliin lt, bir nermenin anlaml olup olmamasnda yatmaktadr. nermenin anlaml olup olmamas ise olgusal ieriinin bulunup bulunmamasna, bir dier deyile d dnyaya ilikin bir ierik tayp tamamasna gre belirlenmektedir.2
1 Bkz. Anthony Giddens, Pozitivizm ve Eletiricileri, L. Kker, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Tom Bottomore & Robert Nisbet (derleyenler), Verso, Ankara, Mart 1990, s. 251. 2 Bkz. Levent Kker, ki Farkl Siyaset, Ayrnt, stanbul, Kasm 1990, s. 20.

Pozitivizme gre, bilim adamlar gzlem ve lmle ie balar; verileri dikkatlice toplar ve bunlardan istatistikler derlerler. Modelleri ve dzenlilikleri kavradktan sonra tmevarmla verilerini tanmlayan yasalara ya da genel sonulara varrlar. Bu yaklam nesnellii garanti eder, nk bilim adam tm znel nyarglardan syrlmak iin abalar. Bu ilem toplumsal bilimlere uygulandnda deer-iermeme eklinde adlandrlr. Bu da aratrmacnn olas en geni anlamda deer ve grlerini paranteze almas anlamna gelir.

En genel anlamnda pozitivist bilim anlay u ekilde iler:

- gzlem ve deney - tmevarmsal genelleme - hipotez - hipotezin dorulanmaya allmas - kantlama veya kantlayamama - bilgi3

1.2. Habermasn

Pozitivizm Eletirisi

Habermasa gre, bilimcilik bilimin kendine olan inanc anlamna gelir. Bilimcilik, bilimi olas bilginin bir biimi olarak anlamak yerine, onu bilgiyle zdeletirir.4 Pozitivizmin en ok eletirilmesi gereken yan bilimci tavrdr. Habermasn eletirdii bilim deil pozitivist bilim anlaydr; bilimin tek bilgi biimi olduunu iddia etmektir. Bilimciliin kendisini ortaya koyuu elikilidir. Bilimcilik, olgularn btnselliini bilimlerin nesne alan olarak aklayarak ve bilimi olgularn tekrarna indirgeyip metafizikten kopararak, bilimin tesine giden hibir dnm dorulayamaz ki, buna kendisi de dahildir. Yani bir anlamda bilimci tavryla pozitivizm kendini yine kendisiyle aklamaya almakta, ancak bunu baaramamaktadr.

Bilimciliin ykselii, bilgi eletirisinin geleneksel ilgilerinin ve buna bal olarak da bilginin anlamnn belirgin bir ekilde deer yitirmesiyle sonulanmtr. Bilgikuram kendini giderek ynteme ilikin sorunlarn zmlemesiyle snrlam ve bylece bilgi znesinin rolnn ve kendi eylemleri zerine dnmnn nemi anmtr. Felsefenin bilgiye kar eletirel bir konum alma olasl zlmtr. Bilgikuramsal adan bilimin ilev ve anlamn sorgulayacak admlar atlamaz olmutur, nk bilginin bilimden bamsz bir ekilde onun sonularn eletirebilecei bir temeli kalmamtr. Bir anlamda bilginin fetilemesi adna bilginin anlam usd hale gelmitir.

Bilgi ile gerek, dil ile dnya arasndaki iliki edilgin deil, etkindir. Bu balam iinde, nesne orada, simgesel dizgenin dnda olmasna ramen, belirsiz olduu iin, dil (simge) tarafndan yorulmad srece hibir anlam tamaz. nsan elbette doadan kopuk olarak yaamaz, fakat arasndaki iliki temel kopukluun sonradan dolayl bir ekilde simgesel dzenlemeyle giderilmesine dayanr. Ayn tr iliki, toplumsal dzeyde kurulan kout kartlklar iin de geerlidir. Toplumsal yaam doal evre iinde geliir; ancak, bu evrenin anlam ve etkisi, simgesel bir dzenlemenin sonunda belirir. Dier yandan, yine toplumsal yaam, doal zorunluluklara
3 4 Bkz. lkay Sunar, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart 1986, s. 111. Bkz. Jrgen Habermas, Knowledge and Human Interest, Heinemann, London, 1978, s. 4.

uymay ve kar koymay gerektirir. Ama yine burada da uyumun ve kar koymann biimleri dorudan zorluklarn bir ilevi deil, simgesel dzenlemelerin zgl bir etkisidir. Ksaca, bilgi kadar toplum, toplum kadar doa, kuram kadar pratik simgesel bir kuruluun izlerini tar. Bu adan bakldnda, znel/nesnel veya idealizm/materyalizm gibi ikilikler zerinde dayatmak bizi pozitivizmin snrlar iine hapsetmek olur. Ad geen ikilemleri douran kmaz, sorunun ortaya konduu noktada balamaktadr. Sorun simgeden bamsz zne/nesne ilikisine indirgenince dilsiz bir zne anlamsz bir nesne ile kar karya getirilmektedir.5

Pozitivist yntemi benimseyen ada toplumsal kuram, toplumsal dnyann doal dnyadan farkl olmadn, bu nedenle de doa bilimlerinde baaryla uygulanan pozitivist aklama biiminden farkl bir aklama ynteminin toplumsal bilimlerde gerekli olmadn ileri srmektedir. Bu gre gre, ister toplumsal ister doal olsun, btn bilimin amac deneyci gzlemle kantlanabilir nitelikte olan genellemeler veya yasalar retmektir. Bilimselliin temeli ne srlen yasalarn deneyle, gzlemle snanmasna baldr. Snanamayan veya dorulanamayan dnce biimleri hangi dzeyde olursa olsun, normatif grler olmaktan ileri gidemedikleri iin birer ideoloji olarak kalmaya mahkmdurlar.6 zerinde bilgi edinilmek istenen alann doa ya da toplum olmas, bilimsel bilgiye ulamak bakmndan herhangi bir yntembilim farkn gerektirmemektedir. Bu bakmdan doa ve toplum, znenin dnda varolan nesnel gereklik alannn iki ynn ifade eder; aralarnda bilimsel bilgiye ulama yolunu farkllatrmay gerektirecek denli nemli bir fark yoktur. Dolaysyla, doa bilimleri ile toplumsal bilimler arasndaki fark ze ilikin bir fark olmayp, sadece konularn farkl olmasndan ibarettir.7

1.3 Erken Pozitivizm ve Auguste Comte

Habermasn pozitivizm eletirisinde gndeme ald ilk dnr Comtedur. Onun Comtea olan eletirel yneliminin ilk nedeni elbette Comteun bir anlamda pozitivizmin kurucusu olmasdr. Ancak bu ynelimin Habermas tarafndan pek vurgulanmayan bir baka boyutu da, Comteun toplumsal bilimleri ilk kez dizgeci bir ekilde yaplandrmaya alan bir dnr olmasdr. Farkl bir bak asndan da olsa Habermasn yapmaya alt da ayn eydir.

Pozitivizm, biri esas olarak toplumsal kuramda merkezleen, dieri ise daha zgl olarak bilgikuram ile ilgili olan iki evreye ayrlabilecek bir gelime gstermitir. Bir bakma Aydnlanma dncesindeki ussal bir toplum dzeninin kurulabilirlii inancnn devam saylabilecek olan Comteun pozitivizmi, bu adan pozitivizmin ilk evresini oluturmaktadr. Comteun hal yasas olarak formle etmi olduu toplumsal deiim kuram, ayrntlarnda gnmz pozitivizmi iin nemini yitirmi saylabilir. Buna karlk, Comteun dncesi iinde bulunan baz genel ilkelerin pozitivizmi belirleyici zelliklerini srdrdkleri sylenebilir. Bunlar arasnda ilk akla geleni, teolojik-metafizik-bilimsel evreler olarak sralanan toplumsal gelime anlaynda varolan, bilimsel olann metafizik olana stnl grnde belirgin biimde grlen metafizik aleyhtarldr. ikinci olarak da doal ve toplumsal bilimlerin birlii anlay gsterilebilir. Bu ikisiyle balantl olan ncs ise hal yasas deyiinde varolan yasa kavramyla ilgilidir.8

Comtea gre, pozitif felsefenin temel zellii btn olaylar doal ve deimez yasalara bal olarak kabul etmesidir. Temel ama bu yasalarn kefi ve onlar mmkn olan en az sayya indirmektir. Ona gre, ilk ve son sebeplerin aratrlmas, kesin olarak eriilmez ve anlamsz bir eydir. Yaplmas gereken, olaylarn meydana geli koullarn incelemek ve aralarndaki normal ilikilerle benzerlik ve ardarda gelilere gre birini dierine
5 6 7 8 Bkz. lkay Sunar, age, s. 6. Bkz. lkay Sunar, ageplum, s. 15. Bkz. Levent Kker, age, s. 25. Bkz. Levent Kker, age, s. 19.

balamaktr.9

Marcusenin belirttii gibi, Comteda pozitif felsefe belki de in adjecto (devralnm) bir eliki deildir. Fakat, felsefeyi bilimsel bilginin oluum halindeki sentezinin ifadesine indirgemektedir. Comte, hakiki felsefi tin, pozitif szcnde toplanm olan temel zellikleri iine alr demektedir. Spaklatif felsefenin grnenlerin tesine nfuz etmeyi amalayan yararsz abalar reddedilmektedir. Fakat bu terim, ayn zamanda belirlilik ve kesinliki iermektedir ki bu zellikler, benzer bir biimde modern insann dnsel yaamn, daha ncekilerden ayrmaktadr. Son olarak terim, bir yapc(organik) eilim ve bir greci bak asn akla getirmektedir. Bunlardan ilki, pozitivist tinin kurucu zelliini ifade etmektedir. Buna kart olarak metafizik tin rgtleme gcnden yoksundur; yalnzca eletirilebilir. Sonuncusu ise metafizik felsefenin zellii olarak mutlakln yadsnmasn kesinletirmektedir. Olgularn karlkl deimelerini dzenleyen yasalar daima koullu bir zellik tarlar, nk bu yasalar mutlak zler olarak ne srlmekten ok deneysel gzlem temelinde tmevarm yoluyla elde edilirler.10

Comteun bilim felsefesi, pozitif terimiyle kapsand varsaylan yntemsel kurallara indirgenebilir. Pozitif tin, bilimsel nesnellii garanti eden ilemlerle ilgilidir. Pozitivizmin ruhu zerine olan syleminde Comte, szcn anlamsal bir zmlemesini ortaya koyar. Pozitif szcn, dsele kar gerek; kararszla kar belirlilik; belirsiz olana kar kesinlik; yarasz, bo olana kar yararllk ve mutlak olana kar greli geerlilik anlamnda kullanr.

Pozitivizm, karar verilemez olduu iin anlamsz olan aratrma ynelimlerinden kurtulmak ister. Bunu da olas bilimsel zmlemelerin nesne alann olgular ile snrlayarak yapar. Ancak Comte, olgular ve dler arasndaki ayrm, olgusal olann varlkbilimsel tanm yoluyla yapmaz. Bilimin nesnesi haline gelebilen her ey olgu olarak kabul edilir. Bu nedenle, bilimin nesne alannn snrlandrlmas, bilimin nasl olup da yalnzca kendi ilemselliini salayan yntemsel kurallarla tanmlanabilecei sorusunu yeniden gndeme getirir.11

Ancak Comte iin, ayn zamanda, mutlak deneycilik de olanakszdr:

..her ada olaylar birbirine balamak iin bir kurama gereksinim vardr. Bu gereksinim balangta insan zekasnn kuramlar gzlemlerden sonra kurmak gibi ak bir olanakszlyla kaynar. Gerek bilgilerimiz yalnz ve yalnz gzlenebilen olaylara dayanan bilgilerimizdir. Bacondan beri btn kafas ileyenlerin tekrarlad bu temel ilke, insan zekasnn olgunluk ana uyguland zaman da en kk bir pheye yer brakmaz. Yeter ki, gerei gibi uygulansn. Ama bilgilerimizin kuruluunu gz nne getirirsek ilkel halinde insan zekasnn hem byle dnmedii, hem de byle dnemeyecei meydandadr. nk bir yandan her pozitif kuramn ister istemez gzlem zerine kurulduunu biliyoruz, te yandan gzlemi yapabilmesi iin zekamzn bir kurama muhta olduu malum. Eer olaylara bakarken onlar hemen baz ilkelere balayamyorsak, bu teker teker gzlemleri toplamak ve onlardan faydalanmak yle dursun, onlar aklmzda dahi tutamayz. Hatta ok defa gzmzn nnde olup biten olaylarn farkna bile varamayz.12

Teker teker ele alnan her bilim iin olduu gibi insan dncesi de teolojik, metafizik ve pozitif aamalardan geen bir ilerleme gstermektedir. Teolojik aamada, tinsel varlklarn eylemleriyle belirlenen bir evren kavray bulunmaktadr. Bu aama insan zihninin harekete gemesi iin zorunlu olan noktadr ve tm9 10 11 12 Auguste Comtedan aktaran M. Korlaeli, Pozitivizmin Trkiyeye Girii, nsan, stanbul, 1986, s. 16. Bkz. Anthony Giddens, age, s. 253-254. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 74. Auguste Comte, Pozitif Felsefe Dersleri, ev: . Meri, Sosyoloji Dergisi, say: 19-20, .. Edebiyat Fakltesi, stanbul, 1966, s. 219.

erkli tanrsall benimsemesi nedeniyle Hristiyanlkta en st noktasna ulamaktadr. Metafizik evre, hareket halindeki bu tinselliklerin yerini soyut zlerin almasn salamakta, bylece dncenin sabit ve belirli aamas olan bilimin ortaya knn temelini hazrlamaktadr.13

Comte, Cours de Philosophie Positivede, eitli bilim dallar arasndaki ilikilerin, hem zmleyici ve hem de tarihsel bir anlamda hiyerarik bir iliki olduunu ileri srm; tarihsel anlamda, insanln dnsel geliiminin aamal olduu yolundaki nl yasann terimleriyle aklamtr. zmleyici olarak Comte, bilimlerin azalan bir genellik, fakat artan bir karmaklk hiyerarisi oluturduklarn aklamaktadr. Her zel bilim, hiyeraride kendisinin altnda olanla mantksal olarak bamldr. Ancak, ayn zamanda, dier bilimlerin ilgilerine indirgeyemeyeceimiz oluum halindeki bir nesneler dzeni ile ilgilenmektedir. Dolaysyla, rnein biyoloji, btn organizmalarn maddenin bileimini dzenleyen yasalara uyan fiziksel varlklar olmalar lsnde fizik ve kimya yasalarn nceden geerli saymaktadr. Dier yandan ise, karmak varlklar olarak organizmalarn davranlar bu yasalardan dolaysz olarak karsanamamaktadr. Bilimler hiyerarisinin tepesinde yer alan toplumbilim, kendi bamsz konusuna sahip olmay srdrrken, dier bir bilimsel disiplinin yasalarn da geerli saymaktadr.14

Comte bilimler hiyerarisini u ekilde oluturur:

i. matematik, ii. astronomi, iii. fizik, iv. kimya, v. biyoloji, vi. toplumsal fizik (toplumbilim).

Comte, psikolojiyi ksmen toplumbilime, ksmen de biyolojiye dahil ederek onu bal bana bir bilim olarak kabul etmez. Ona gre ruhsal yaam bir takm olaylarn arka arkaya gelmesinden oluur. Bilin diye zerk bir z, bir varolu yoktur.

Comte toplumbilimi iki ksma ayrr: i- Statik, ii- Dinamik Toplumbilim. Byle bir ikicilik, dzen ve ilerleme kavramlarna uygun der. Biyoloji gibi toplumbilim de sentetik nitelikte kavramlar kullanr. Yani, daha altta yer alan bilimlerde olduu gibi, eleman ynlarndan ok karmak btnlerin zelliklerine ilikin kavramlar kullanr. Bu iki bilim, ayrca, statik ve dinamik ayrmn paylarlar. Toplumbilimde, birincisi toplum iindeki kurumlarn karlkl ilevsel ilikilerini, ikincisi ise toplumsal evrim srecinin incelenmesini ierir. Ancak, dinamiin toplumbilimdeki nemi, biyolojidekinden daha derindir. nk - hal yasas araclyla- bir btn olarak pozitif dncenin dnsel geliimini incelemektedir. Toplumbilim, her biri bu bilime zg zellikler tayan yntembilimsel eye dayanmaktadr: Gzlem, deney ve karlatrma. Comte, deneysel gzlemin temel nemine olan bir balln, deneyciliin savunusuyla ayn ey olmadna inanmaktadr. Hibir mantksal dogma der Comte, pozitif felsefenin ruhuyla veya onun toplumsal olaylarn incelenmesine ilikin zel niteliiyle bundan daha derin bir uyumazlk iinde olamaz. Sonu olarak, toplumbilimsel aratrmalarda asl olan kuramdr. Dier yandan, Comteun tartma balam, deneyciliin burada snrl bir anlama geldiini gstermektedir. Comteun vurgulad nokta, nesne veya olaylar zerindeki btn gzlemlerin kuram ykl
13 14 Bkz. Anthony Giddens, age, s. 254. Bkz. Anthony Giddens, age, s. 254.

olduu deil, fakat bilimsel olarak sylendiinde, btn yaltlm, deneysel gzlemin anlamsz olduudur. Bilimsel ve popler gzlem Comtea gre, ayn olgular ierir; fakat bu olgular farkl bak alarndan dikkate alrlar. nk birincisi kuramca ynlendirilirken ikincisi byle deildir. Kuramlar dikkatimizi kimi olgulardan alp baka belirli olgulara yneltirler. Toplumsal fizikte laboratuar anlamnda bir deney mmkn deilse bile, bunun dolayl deneyle ikame edilmesi mmkndr. Fakat bu, toplumbilimsel aratrmann canalc temeli olan karlatrmal yntemden daha az nemlidir.

Pozitif felsefenin kkenlerinin dnsel tans olarak ana konu varln srdrmektedir: Dzen ve ilerlemenin karlkl gereklilii. Comte iin bu ikisi arasndaki balant, pozitivizmin, hem filozoflarn devrimci metafizikini ve hem de Katolik savunucularnn gerici armlarn amay salamaktadr. Bu sonuncu okul dzen istemekte, fakat ilerlemeye kar kmaktayd. Birincisi ise dzen pahasna ilerlemeyi aramaktayd. Gerici okulca arzulanan dzen feodal hiyerokrasiye geri dnten baka bir ey deildi. Buna karlk devrimcilerce hedeflenen ilerleme ise en azndan her trl ynetimin yklmasyd.15

Comteun pozitivizmi ilerleme temasn korumakta, fakat bu temann Aydnlanma felsefesinde birarada bulunduu radikalizmi baltalamaktadr. ilerleme ve dzen birbirleriyle uyuturulmalarnn tesinde bir iliki iindedirler. Biri dierine baml hale gelmektedir. Pozitif dnce, filozoflarn yeni bir gne gemiin yklmasyla eriilebilecei anlamndaki bak asnn ifadesi olan negatif dnya grlerinin yerini almaktadr.16

Habermasa gre pozitivizmin bilginin yararll talebi, birbirine zt iki bilgikuramsal gelenein birlikte kullanlmasndan trer. Comte, deneycilikten bilimsel bilginin teknolojik olarak kullanlabilir olmas gerektii grn devralr. Bilim ile teknoloji arasnda bir uyum vardr. Bilim, doa ve toplum zerinde teknik denetimi olas klar. Comte, ayn zamanda, Baconun gelecekteki doal bilimler iin formle ettii ilkenin geerliliini toplumsal bilimlere doru geniletir: ngrmek iin grmek. Bilimin ayrdedici zellii budur. Ancak doa ve toplum zerindeki denetim gcnn yalnzca u aklc ilkeyle artabileceinin farkndadr: Deneysel aratrmann genilemesi yetmez. Ayn zamanda kuramlarn gelimesi ve birlemesi de gereklidir.17

Eer kesinlik, belirlilik ve yararllk nermelerimizin bilimsel karakterinin ltleriyse, pozitif tinin greli doasna uygun olarak, bilgimiz ilke olarak bitmemi ve grelidir. Deney tarafndan dorulanm, yntemsel olarak ulalm ve teknik olarak kullanlabilir ngrlere dnebilen yasalarn bilgisi, znde olan, mutlak olan bilmeye benzemedii srece greli bilgidir.18

Comte, bilginin greliliini, bilgikuramsal anlamda, gerekliin nesnelemelerinin dnyasnn oluumu sorunu olarak alglamaz. Aksine yalnzca bilim ve metafiziin soyut kartln ileri srer. Erken pozitivizm, eletirel olmayan bir biimde, dnyann, bir yandan zgn, deimez ve gerekli olan, dier yandan deien, rastlantsal grnmler alan olarak metafizik ayrmn kabul eden konumunu korur. Pozitivizm, yalnzca eylerin zyle ilgilenme iddiasndaki kurama muhalefetiyle, yanlsamalar olarak maskesi dm zler alanyla ilgisizliini ilan eder. Tersine, saf kuram tarafndan nemsenmemi grng alan bugnk bilimin nesne alandr. Pozitif teriminde, tekil gereklik, daha nce nemsiz olarak deerlendirilmi olan grng olma iddiasndadr. Kaba olgular ve bunlar arasndaki ilikilerle karlatrlarak, metafizik zler gerek d olarak ilan edilirler. Bir anlamda pozitivist polemiklerde, metafizik gelenein geleri korunur, yalnzca rolleri
15 16 17 18 Bkz. Anthony Giddens, age, s. 255-256. Bkz. Anthony Giddens, age, s. 253. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 77. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 78.

deiir.19

Pozitivizm, bir bilim olarak toplumbilimin oluumu iin genel bir temel plan salamaktadr. Yani toplumun yeni bilimi, teolojik ve metafizik kalntlardan kurtularak, dier bilimlerle ayn kapsayc mantksal biimi paylamak zorundadr. Ancak, toplumbilimin ilgi alanna giren olgular, sralanmda ondan daha altta yer alan bilimlerdekinden daha karmak ve daha zgl olduu iin, bu yeni bilim (toplumbilim) kendisine zg yeni yntemsel usulleri de gelitirmek zorundadr. Toplumbilim, her biri bu bilime zg nitelikler tayan yntemsel unsura dayanmaktadr: Gzlem, deney ve karlatrma. Comtecu gelenek asndan toplumbilim bir bilim olarak varln devam ettirmek, toplumsal sorunlara zm nerileri getirmek istiyorsa pozitivist olmak zorundadr. Toplumbilimi pozitivist klmann yolu, toplumsal olay ve olgular doal olay ve olgular gibi incelemeden gemektedir. Bilgikuramsal dzeyde toplumbilimsel bilginin kayna gzlem ve deneye dayal olan pozitif/bilimsel bilgi olmaldr. Bylece kayna deney ve gzlem olan toplumbilimsel bilgi ve/ veya pozitivist bilgi somut olup toplumsal sorunsala somut dzlemde zm nerileri retebilir. Toplumbilim pozitivist olduka bir bilim kimlii tayabilir.20

Pozitivizm, bir dnm eksiklii olarak, modern zamanlarda teknik ilgi-karn gizilliini oaltmaya devam eden bir kuram ve dnce biimi olarak deerlendirilebilir. Buna karn diyalektik, Habermasa gre, teknik ilgi-kar toplumsal emein zneleraras alanna yerletiren bir kuramsal harekettir. Bilgi ve ilgi-kar balkl kitabnda Habermas youn bir pozitivizm eletirisi yapar. Temel amac, bilgi sorununun daha nce yok saylm bir boyutunu ne karmaktr. Bilen znenin bildii dnyann olumasnda oynad etkin roln altn izmektir. Ancak Habermas bu kitabnda sadece pozitivizmin olumsuz bir deerlendirmesini yapmaz. Pozitivist felsefenin balangta zgrletirici bir ierii olduunu teslim eder. Bilim ve metafizik arasndaki kesin ayrm iin bir lt ortaya koyma ynelimi aslnda her trl dogmaya kar mcadele isteinin bir rndr. Ancak bilimle bu tr bir n-ilgilenim ve felsefenin, bilimin yntem boyutuyla snrlanmas bilginin anlam ve nemini zayflatmtr. Bu eilim teknokratik bilinci glendirmitir. Habermasa gre, bilimsel bilgi insan zgrlemesi iin gerekli, ancak tek bana yetersiz bir kouldur.

Eer deerler znel ise, eer yaamdaki pratik ynelimler ussal dorulamann tamamen dndaysa, pozitivizmin bilim ve teknolojiye olan ball ve dogmatizm ve ideolojiye olan muhalefeti de zneldir ve ussal olarak dorulanamaz. Dier yandan eer Aydnlanmaya olan ilgi ussal ise, us pratik bir ilgi-kar barndrr ve bilim ve teknoloji tarafndan ayrntl olarak tanmlanamaz. Habermasa gre pozitivizm deer-iermeme rts altnda teknolojik ussalla ball gizler. Her trl bilimsel olmayan kuram biimlerinin ve kuramn pratikle olan ilikisindeki her trl teknolojik olamayan kavramn saldrgan bir eletirisiyle pozitivizm, bilimsel dncenin ve onun teknik kullanmnn egemenliinin nndeki tm engelleri kaldrmaya alr.

Elbette pozitivizm, her eye ramen, bilime kar felsefi bir konumu temsil eder. Pozitivizmin ifade ettii bilimin bilimsel z-anlamas, bilimin kendisiyle akmaz. Fakat bilimin kendine olan inancn dogmalatrarak, pozitivizmin bilimsel aratrmay bilgikuramsal z-dnmden kurtarmaya alr. Pozitivizm sadece bilimin felsefeye kar bakl iin gerekli olma kouluyla felsefidir.21

Habermasn eletirisi, ne deneysel bilimlerin, ne de davran-bilimsel toplumbilimin aratrma pratiklerine ynelik deildir. Onun eletirisi bu aratrma srelerinin pozitivist yorumuna yneliktir. Habermas, bilimin zmleyici kavramnn aratrma pratiklerini desteklediini ve yntemsel yarglarn aklanmasna yardmc olduunu kabul eder. Ancak, pozitivist kendini anlamann snrlayc etkileri de olduunu vurgular. Ona
19 20 21 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 79. Bkz. Sezgin Kzlelik, Pozitivizm ve Eletiricileri, Saray, zmir, 1996, s. 25. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 67.

gre, pozitivizm, temel dnmn alann deneysel-zmleyici bilimlerin snrlar iine hapseder.22

Ona gre, pozitivizm ncelikle yeni bir tarih felsefesi biiminde ortaya kar. Bu paradoksaldr. Meru bilginin yalnzca deneysel bilimler dizgesi iinde mmkn olduu pozitivist doktrinin bilimsel ierii, kendisinin kaynan bulduu tarih felsefesiyle apak bir eliki iindedir.23

Habermasa gre, birtakm dolaymlar olmadan bilgikuram bilim felsefesiyle yer deitiremez. nk bilimin ierii terkedilmi, bilimin anlam usd hale gelmi ve pozitivizm, bilimi, tarih felsefesi asndan bir anlamla ortaya koymamtr. Bu nedenle bilimsel-teknik gelime grngs olaanst bir nem kazanmtr. Bilen znenin kendi zerine dnmnn yerini aratrma almtr. Bilgi, modern bilimlerin rnei olarak tanmlanmas yeterli grldnde, bilim, olas ve a priori dnml bilginin ufku iinde anlalamaz. Bu durumda bilimin anlamn aklamak iin geriye kalan tek temel, modern bilimsel aratrmann doum sreci ve yaamn tm balamlarn deitiren aratrma tarzlarnn toplumsal ilevidir. nk bilim kavram usd hale gelmitir; bilimlerin yntemi ve yaam biimlerinin bilimsel ussallamas karlkl olarak birbirlerini yorumlamak zorundadr. ite bu erken pozitivizmin gerek grevidir. Pozitivizm, bilimlerin kendilerine olan bilimci inanlarn, trlerin tarihini, pozitif tinin gereklemesinin tarihi olarak yaplandrarak dorular.24

Habermasn Comtea ynelik eletirileri pozitivizmin temel amazlarn ortaya koymas asndan net ve aklaycdr. Habermas, Comteda pozitivizmin eletirilmesi gereken tm boyutlarn birarada bulmaktadr. Ancak, Comteu deneyci bilgi kuramndan ayran kuram vurgusu Habermas tarafndan yeterince deerlendirilmemektedir. Oysa ki Habermas benzer bir vurguyu yapan Popperi, bir sonraki blmde grlecei gibi, bu ynyle nemsemektedir. Ancak ayn tavr Comtedan esirgiyor grnmektedir. Oysa ki Comte, Habermasn kuramnda olduka nemli bir momenti ifade etmektedir. Habermas, bir yandan deneyci bilgikuramna teslim olmayan bir pratik kavramna vurgu yaparken, dier yandan da kendisi iin felsefeyle pratikin bulumasn ifade eden bir toplumsal bilim yaplandrmay nemsemektedir. Her iki adan da Comteun nemi aktr.

SONU

lk blmdeki dersimizde sosyal bilim fikrinin douunda pozitivizm diye adlandrabileceimiz ok net bir tavrn egemen olduunu ortaya koyduk. Bu tavr, insan dnyas ile doann birbirlerinden ontolojik olarak pek farkl olmayan alanlar olduunu varsayar. Bu anlamda sosyal bilimlerin doa bilimlerine yknmesinde ve sosyal bilimlerin ontolojisi ve metodolojisinin doa bilimlerinden alnmasnda saknca grmez. Bu blmde zellikle de Habermasn Auguste Comte zerine ortaya koyduu grlerden yola karak, sosyal bilim fikrinin douunda pozitivist tavrn ne kadar egemen olduunu ve bunun eletirisi zerine younlatk.

KAYNAKA BOTTOMORE, Tom & Nisbet, Robert (derleyenler), Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Verso, Ankara, Mart 1990. COMTE, Auguste, Pozitif Felsefe Dersleri, ev: . Meri, Sosyoloji Dergisi, say: 19-20, .. Edebiyat Fakltesi, stanbul, 1966.
22 Bkz. Jrgen Habermas, Rationalizm Divided in Two, Positivism and Sociology, Anthony Giddens (derleyen), Heinemann, London, 1975, s. 196. 23 Bkz. Jrgen Habermas, Knowledge and Human Interest, s. 71. 24 Bkz. Jrgen Habermas, Knowledge and Human Interest, s. 72.

10

GIDDENS, Anthony (derleyen), Positivism and Sociology, Heinemann, London, 1975. HABERMAS, Jrgen, Knowledge and Human Interest, Heinemann, London, 1978. KIZILELK, Sezgin, Pozitivizm ve Eletiricileri, Saray, zmir, 1996. KORLAEL, Murtaza, Pozitivizmin Trkiyeye Girii, nsan, stanbul, 1986. KKER, Levent, ki Farkl Siyaset, Ayrnt, stanbul, Kasm 1990. SUNAR, lkay, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart 1986.

11

SORULAR

1. En genel anlamda pozitivist bilim anlaynn temel zelliklerini zetleyiniz. 2. En genel anlamnda pozitivist bilim anlay nasl iler? 3.Auguste Comtea gre toplumsal gelimenin evreleri nelerdir? 4. Auguste Comte bilimler hiyerarisini nasl oluturur? 5. Auguste Comte toplumbilimi ka ksma ayrr?

12

CEVAPLAR Cevap-1: - gereklikin temelinin duyu alglar olmas; - safsata veya yanlsama olarak aalanan bir metafizik dmanl gibi deiik biimlerde ortaya konabilen bir sav olarak fenomenalizm; - felsefenin, bilimin bulgularndan aka ayrdedilebilir, fakat ayn zamanda bu bulgular zerinde bir asalak durumundaki bir zmleme yntemi olarak sunulmas; - deneysel bilginin, moral hedefler arayndan veya ahlaki standartlarn uygulanndan mantksal olarak bamsz olduu sav anlamnda olgu ve deer ikilii; - doal ve toplumsal bilimlerin ortak mantksal ve hatta, belki de yntembilimsel temele sahip olduklar dncesi anlamnda bilimin birlii anlay.

Cevap-2: - gzlem ve deney - tmevarmsal genelleme - hipotez - hipotezin dorulanmaya allmas - kantlama veya kantlayamama - bilgi Cevap-3: 1.Teolojik Evre 2.Metafizik Evre 3.Bilimsel Evre

Cevap-4: 1.matematik, 2.astronomi, 3.fizik, 4.kimya, 5.biyoloji, 6.toplumsal fizik (toplumbilim).

Cevap-5: 1.Statik Toplumbilim 2.Dinamik Toplumbilim.

13

2. Blm e-Ders Kitap Blm

14

ZET

kinci blmdeki dersimizde yirminci yzylda ortaya km olan pozitivist eilimler zerine younlaacaz. zellikle de Mantk Pozitivizm ve onun eletirel takipisi olan Karl Popperin Yeni Pozitivizmini ele alacaz. Bu erevede Adorno, Horkheimer, Marcuse ve Habermas gibi eletirel kuramclarn dncelerinden yola kacaz.

2. POZTVZM II: SOSYAL BLM VE FELSEFE

2.1. Mantk Pozitivizm

Popper, 1920lerde Viyanada ortaya kan ve Viyana evresi olarak anlan Mantk-Pozitivizmin eletirel bir takipisidir. Bu nedenle, Popper zerine younlamadan nce Mantk Pozitivizmin temel niteliklerine ksaca deinmek gerekmektedir. Bu okulun temel dnrleri Moritz Schlick, Rudolf Carnap, Neurath, Gdel ve Ayerdir ve temel ilkeleri u ekilde zetlenebilir:

i. tek bir bilim ilkesi ii. felsefenin bilimsel nitelikte olmas ilkesi iii.dorulanabilirlik ilkesi iv. totoloji ilkesi v. tmevarm ilkesi

Ayer, mantk pozitivizmden bahsederken okulun temel yaklamlarn u ekilde zetlemektedir:

Sonunda felsefenin ne olacan kefettik! Bilimin hizmetisi olacak diye dndler. Bilimi felsefelerinde pek o kadar kullanmamakla birlikte, btn bilgi alanlarnn bilim tarafndan kapsandn dnmekteydiler. Bilim dnyay betimler, olan tek dnyay, bu dnya evremizdeki eylerin dnyasdr ve felsefenin uraaca baka bir alan da yoktur. Peki, felsefe ne yapabilir? Tek yapabilecei ey bilimin kavramlarn zmlemek ve eletirmektir.1

Ayere gre, felsefe bunu u ekilde yapabilir:

Birincisi, herey dorulanabilirlik ilkesi denilen ve Schlick tarafndan Bir nermenin anlam onun dorulama
1 Alfred Ayer, Mantk Pozitivizm ve Kalnt, Yeni Dn Adamlar, Bryan Magee (derleyen), Birey ve Toplum, Ankara, Ekim 1985, s. 132-33.

15

yntemidir diye zl bir biimde dile getirilen ilkeye balyd. ikinci olarak da, Mantk Pozitivistler mantk ve matematik nermelerinin, btn zorunlu doru nermelerin, Wittgensteinn totoloji (yineleme) dedii eyler olduunu kabul etmektedirler. nc ana reti, felsefenin kendisine ilikindi. Felsefenin, Wittgenstein ve Schlickin aydnlatma eylemi diye adlandrdklar eyden ibaret olmas gerektiini dnyorlard. Wittgensteinn, Schlickin de aktard bir sz vardr: Felsefe bir reti deil, bir etkinliktir. Felsefe bir doru ya da yanl nermeler btnnden olumaktayd. nk bu nermeler bilimlerce kapsanacakt, sadece bir aydnlatma ve zmleme, baz durumlarda da, anlamszl ortaya koyma etkinliiydi, felsefe.2

Ayn Ayer, kendi okulunu temel varsaymlar asndan u ekilde eletirmektedir:

Birincisi, dorulama ilkesi kendisini hi doru drst formlletiremedi. kincisi, indirgemecilik de ilemiyor. ncs, mantk ve matematikteki nermelerin herhangi ilgin bir anlamda zmleyici olup olmad imdi bana epeyce kukulu geliyor.3

2.2. Karl Popper ve Yeni Pozitivizm

Viyana evresinin 1920lerden itibaren ileyip gelitirmeye alt bilimsellik anlayn birok bakmdan eletirmi olan Popperin bilimsellik lt hakkndaki en temel gr yanllanabilirlik kavram etrafnda odaklanmaktadr. Popper, bir nermenin yasa nitelii tayan bir genellemeye dnebilmesi iin sonsuz sayda deney ya da gzlemle dorulanmas gerektiini belirtmektedir. rnein btn kuular beyazdr nermesini dorulamak iin yeryznde yaam, yaayan ve yaayacak olan tm kuularn beyaz olduunun gsterilmesi gerekecektir ki bu olanakszdr. O halde, bir nermenin bilimselliinin lt, onun olgusal olarak dorulanabilirlii olamaz. Buna karlk, tek bir beyaz olmayan kuunun varl halinde yukardaki nermenin yanl olduu kantlanm olacaktr. O halde, Poppere gre bilimselliin lt yanllanabilirlik olmaktadr. Bir nermenin ve nermenin iinde yerald dizgesel btnln (kuramn) sadece olgusal bir ierik tamas yetmemektedir, ayrca olgusal olarak yanllanabilme olanan da kendi iinde tamaldr.

Popperin grlerinin Viyana evresinin yeni-pozitivizmin- den farkllamasna karlk, temelde zne/ nesne ayrmn, nesnellik kavramn ve bilimselliin ltnn olgusal niteliini yadsmad grlmektedir. Pozitivist bilgikuramnn, nesnel gereklik ve zne / nesne arasnda yaplan ayrm temeline oturttuu dorulanabilirlik (Poppere gre yanllanabilirlik) ltne gre belirlenen, bilimsel bilginin nasl edinilebilecei hakkndaki bu kabulleri, bilimsel bilgi edinmedeki amacn ne olduu sorusuna verilen bir yant da iermektedir. Buna gre, bilimsel bilgiyi edinmenin temel amac, nesnel gereklik alannda olup bitenleri aklamaktr. Pozitivizme gre aklama ise, tmdengelimsel mantk kurallarna uygun olarak gerekletirilir. Bu durumda ise aklama ile ndeyi zdelemektedir. Bir dier deyile, gzlem ve deney yoluyla varlan genellemelerin belli bir olguyu aklad gsterildiinde bu, ayn zamanda sz konusu aklamay salayan genellemenin gerektirdii nkoullarn salanmas halinde ayn sonucun ortaya kacan da belirtmektedir.4

Popperin bilimin ileyii hakkndaki gr ksaca u ekilde zetlenebilir:

2 3 4

Alfred Ayer, age, s. 134-35. Alfred Ayer, age, s. 144. Bkz. Levent Kker, ki Farkl Siyaset, Ayrnt, stanbul, Kasm 1990, s. 23.

16

i. Problem ii. nerilen zm, yani yeni kuram iii.Yeni kuramdan snamaya ynelik olarak tmdengelimsel biimde elde edilen nermeler iv. Snama, yani, deney ve gzlem yoluyla yanllanabilirlik v. Birbirlerine rakip kuramlar arasnda bir tanesinin tercih edilmesi.5

Popper, doalclk ve bilimciliin yalnzca bilimadamlarnn kendi alanlar hakkndaki geersiz bir tanm olmadn, ayn zamanda bunlarn nesnellik ve deer-iermeme konusunda da hibir garanti getirmediini ileri srer. Bilimadamlar ie veri toplamakla deil, zm iin deneysel nermeler formle ettikleri bir sorun ile balarlar. Bu zmler, gzlem ve veri toplanmasna dayal olabilen eletiriye ak olmaldr. Eer bir zm rtlrse, bilimadam, eletiriye geici de olsa dayanabilen bir zm bulana kadar yeni zmler dener. Bu zm, yeni eletiriler onu rtene kadar kabul edilir. Yani bilim, gzlemden genel yasalara doru tmevarmsal bir ekilde deil, tmdengelimsel olarak ilerler.

2.3. Eletirel Kuramn Yeni Pozitivizm Eletirisi

Popper ile dnsel tartmaya ilk giren Eletirel Kuramc Habermas deil, onun hocas Adornodur. Tbingen Toplumbilim Kongresinde, Adorno ile Popperin karlkl teblileri bugn bile pozitivistler ve eletiricileri iin temel bavuru kaynadr. Popper iin eletirel usuluk hem doal, hem de toplumsal bilimler iin uygulanabilecek bir yntemdir. Adorno ise farkl dnmektedir. Onun izgisi Vico, Herder, Dilthey, Rickertin oluturduu gelenein bir devamdr.

Eletirel Kuram, toplumu bir btn olarak nesnesi kabul eden bir kuramdr. Adorno pozitivizmi tikel olan genel olandan koparmakla ve dolaysyla gerek nesnesine, yani topluma hibir zaman ulaamamakla eletirir. Popperin anti-diyalektik mantna gre, elikiler zmlenmesi gereken kartlklardr; toplumsal btnn izdm deildir. Popper elikiyi almas gereken mantksal veya bilisel bir momente indirger. Adorno iinse eliki yapsaldr. Popper iin bilim, uyumu arad lde reticidir. Pozitivizm ve Popperin eletirel usuluu, saf bilim eilimleriyle, ne toplumsal btnn elikili doasn anlayabilir ne de nesnellie ulaabilir. Anket tr pozitivizm, tm nesnellik iddialarna ramen znel grler retir. Adornonun saysal ilemlerin nesnellii kavramn eletirisi Poppern yntemsel nermelerine kadar geniletilebilir. Her ikisinde de ortak olan nesnelliin aratrmacda deil, aratrmacnn uygulad yntemde sakl olmasdr. Fakat Adorno iin nemli olan, ne aratrmacnn ne de yntemin nesnelliidir. Asl nemli olan nesnellik bilimin nesnesinin nesnelliidir.

Bir baka Eletirel Kuramc Horkheimere gre ise, pozitivizm, bilme edimini bilimle zdeletirmekle, zekay, onu eletirmek zorunda olduu o ticari kltr tarafndan biimlendirilmi olan malzemenin rgtlendirilmesi iin gerekli olan ilemlerle snrlandrm olur. Bilimin ierii, yntemleri ve kategorileri toplumsal atmalardan bamsz olmad gibi, insanlar da srf bunlarn giderilmesi iin temel deerler zerinde snrszca deney yaplmasna raz olmazlar. Bu atmalarn nitelii buna olanak tanmaz. Bilimin otoritesinin ilerici tarihsel gelimeler salamas ancak ideal olarak uyumlu koullarda mmkn olabilir. Pozitivistler bu gerein pekala farknda olabilirler ama, bunun mantksal uzantsyla, bilimin felsefi kuram tarafndan belirlenen greli bir ilevi olduu gereiyle yzlemekten de kanrlar.6
5 6 Bkz. lkay Sunar, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart 1986, s. 111. Bkz. Max Horkheimer, Akl Tutulmas, ev: O. Koak, Metis, stanbul, 1990, s. 112.

17

Eer bilimin ve doruluun tanm, yine bilimsel doruya ulama yntemlerine dayanacaksa, bilimin ve doruluun ne olduunu nasl belirleyebiliriz? Bilimsel yntemin haklln ve varlk nedenini yine bilimin gzlemlenmesi yoluyla elde etme abalarnda hep ayn ksr dng grlr: Gzlem ilkesinin kendisi nasl hakl karlacaktr? Bir hakl karma istendiinde, neden gzlemin doruluun tek gvencesi olduu sorulduunda, pozitivistler yine gzlemi yardma arrlar. Ama onlarn gzleri kapaldr. Pozitivistler, aratrmann makineyi andran ileyiini, olgu toplama, dorulama, snflandrma, vb. arkn durdurup, bunlarn anlam ve dorulukla ilikisi zerinde dnmek yerine, bilimin gzlemlerle hareket ettiini tekrarlar ve ileyiini betimlerler. Kukusuz, ilerinin dorulama ilkesini gerekelendirmek ve kantlamak olmadn, sadece bilimsel terimlerle konumak istediklerini syleyeceklerdir. Baka bir deyile, kendi ilkelerini -dorulanmad srece hibir nermenin anlaml olmad ilkesi- dorulamay reddetmekle, petitio principii (kantlanmam, kantlanmas istenen bir ilkenin kant olarak varsaym) hatasna dmektedirler.7

Bilimde her trl tmevarm eilimini reddederek Popper, bilimsel hipotezlerin oluturulmasn yaratc bir imgelem egzersizi olarak deerlendirir. Bir hipotezin bilimsellii, onun duyusal deneye bal olarak dorulanmas kouluna deil, olumsuz gzlemler tarafndan deneysel olarak yanllanabilir olma kouluna baldr. Bir hipotez ne kadar yanllanabilir ise, o kadar deneysel bir ierie sahiptir. O halde, bilimin yntemi, en fazla yanllanabilir hipotezi formle etmek ve kendisinden tretilmi herhangi bir gzlem nermesinin yanlln test etmektir. Sonu olarak hibir hipotezin dorulanmas mmkn olmamasna ramen, onun ciddi yanllama teebbslerinden srekli olarak kurtulmas bir dorulanmlk ve kabul olarak grlebilir. Bilimin geliimi de zaten daha gl deneysel ierie sahip daha iyi dorulanm kuramlar lehine yanllarn srekli elenmesini ierir.

Geleneksel deneycilie aykr olarak Popper, bilimin deneysel temelinin, bilen znenin duyusal ierikleri pasif bir ekilde alglamasndan olutuu grne kar kar. Hipotez snamada kullanlan temel gzlem nermeleri, zaman ve mekan zgl olan maddi nesnelerin kamusal gzlemine gnderme yapan verili nermelerle snrlandrlmtr. Bu nermeler genel yaklamlar kullandklar iin, tekil duyum deneyimlerinin basit betimlemesi olarak yaplandrlamazlar.8

Yeni-pozitivizmin temel zellikleri unlardr:

i. Bilimsel yntemin birlii: Deiik aratrma alanlarna bal zgl kavram ve tekniklerin farkllna ramen, doal bilimlerin yntemsel ilemleri insan bilimlerine de uygulanabilir. Her ikisinde de aratrma mant ayndr.

ii. Gerekleme biimleri gibi aratrma hedefleri de ayndr. Toplumsal olsun ya da olmasn tm bilimsel aratrmalar, tmdengelimsel aklamalar ve ngrler iin ncller olarak ilev grebilecek yasa-benzeri genellemelere ulamay hedefler. Bir olgu, baz zel koullar sonucu, baz doa yasalaryla uyumlu olarak ortaya kt gsterilerek aklanr. Eer yasalar ve koullar bilinirse, bir olgu, ayn tmdengelimsel akl yrtme kullanlarak ngrlebilir.

iii. Kuramn pratikle ilikisi ncelikle tekniktir. Eer genel yasalar biliniyorsa ve uygun ilksel koullar yaratlabiliyorsa, doal ya da toplumsal, istenilen durumlar retebiliriz. Ancak hangi durumlarn retilecei
7 8 Bkz. Max Horkheimer, age, s. 107. Bkz. Thomas Mccarthy, The Critical Theory of Jrgen Habermas, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1994, s. 45.

18

sorunu bilimsel olarak zlemez. Bu sonuta bir karar sorunudur. Hibir olmal bir olandan, hibir deer bir olgudan treyemez. Bilimsel aratrmann kendisi deer iermez, yalnzca nesnel, deer iermeyen sonulara ulamaya gayret eder.

iv. Bilimsel bilginin kalitesinin belirleyicisi kesin olarak snanabilirliktir. Bir hipotezi snamak iin, yanll sonucu onu reddedebileceimiz tekil gzlem nermeleri elde etme amacyla tmdengelimsel mant kullanrz.9

Habermasn Popperi eletirisi, esas olarak, ona gre hala gl bir pozitivist felsefe kalntsna sahip olan Popperin eletirel usuluunun snrlar zerinde younlamaktadr. Popperin bilim kuram, diyalektik olana kart, zmleyici bir kuramdr. Habermas, doal bilimin nesnelliinin toplumsal bilimlere dorudan aktarlamayacan nk toplumsal bilimlerin yorum ncesi bir olular evreni ile; yani, deneyim kategorilerinin halihazrda insan znelerinin anlaml davranlar tarafndan oluturulan ve bu davranlarn da iinde oluturulduu bir toplumsal dnya ile ilgilendiini belirtmektedir. Toplumsal bilimci ile davrann inceledii kimseler arasndaki iletiimin srdrlmesini ieren yorumbilgisel anlama, toplumsal bilimlerde esasl bir yntem esidir ve durumsal mantk olarak deitirilerek sunulsa bile, doadaki olaylarn gzlemlenmesine basite indirgenerek kavranamaz. Toplumbilimin hedefinin yasa kefetmek olarak kavranmas, onu toplumsal teknoloji durumuna getirme gibi pratik bir sonu tamaktadr. Aksine, diyalektik toplum kuram, pratik sorunlarla teknik devlerin yerine getirilmesi arasndaki byyen kartla iaret etmelidir. Bir btn olarak toplumsal yaama dnyasnn yapsyla iliki iinde olan ve aslnda, onun zgrleimini talep eden bir anlamann gerekletirilmesinden henz sz etmiyoruz. Bunu yerine getirebilmek iin, diyalektik ya da eletirel bir kuram, Popperin ifade ettii trden bir eletirel usuluun snrlarn amak zorundadr.10

Habermasn bu konuda polemie girdii kiilerden biri de Popperin yandalarndan Albertdir. Habermas onunla olan tartmasn birbirleriyle ilikili deiik alanlara bler. ilk konu, deneysel almada deneyimin (deney) roldr. Habermasn zgn katksna gre pozitivizm snrl bir deneyim alanna izin verir. Bu nermesini, kuramlarn ve zmlerin olumasnda ok daha geni bir deneyim alanna izin verildiini kabul ederek aklar, fakat snanabilir hipotezler stnde srarn gereksiz bir ekilde verili kuram dorulayacak veya yanllayacak deneyim trn daralttn ileri srer. Habermasa gre pozitivistler bir embere skmlardr. zerinde durduklar deneyim deneyin standartlarna baldr. Fakat bu bilimlerin standartlarnn deneyimde temellendii varsaylmaktadr. Bu nedenle pozitivist bilim ve deneyim arasnda, dier deneyim ve meruiyet trlerini reddetme eiliminde karlkl bir bamllk vardr.

Pozitivist snamann deneysel temeli sorunu zellikle ilgintir. nk, Habermasn da kabul ettii gibi Popper, varolann deneysel anlamda kendini at, ortaya koyduu tezine kar olan bir genel felsefi eilimi paylar. Duyumlara, bilginin gvenilir ve dorudan temeli olarak ar bir gvene, sadece Alman idealizmi deil, ayn zamanda Pragmatizm (Peirce), Grngbilim (Husserl) ve Eletirel Kuram gibi deiik modern felsefi okullar da kar kmtr. Popperin mantk pozitivizmi eletirisi bu deneycilik kart geleneklerle ok yaknlk ierir. nk Poppere gre tm gzlemler kuram-ykldrler. nceki blmde dile getirildii gibi benzer bir vurgu Comte tarafndan da yaplmtr. Ancak Popper iin, snamalar kuramlar bamsz olgulara kar denetlerler. Bu tez, Popperdeki artk pozitivist sorunsaln temelidir. Bu nedenle Popper yarm hakldr. Daha nce belirtildii gibi, bu yarm hakllk durumu, Popper iin geerli olduu dozda olmasa bile, Comte iin de geerlidir.
9 Bkz. Thomas Mccarthy, age, s. 138-39. 10 Bkz. Anthony Giddens, Pozitivizm ve Eletiricileri, Tom Bottomore & Robert Nisbet (derleyenler), Verso, Ankara, Mart 1990, s. 251.s. 280.

19

Aratrma donanm iindeki pozitivizmin yeri ile ilikili olarak Habermas, Popperin yanllama kavramnda baka eksiklikler olduunu ileri srer. Aslnda, bu adan Habermas pozitivist ilemlere Poppere gre daha fazla geerlilik atfeder. Popper pozitivizmi, tm bilimler iin evrensel olarak geerli usuller ortaya koyamad iin reddederken, Habermas, deneysel-zmleyici aratrmann yeterliliini zel bir ilgi-karla snrlandrarak, onun insan etkinliinin bir yn iin nemini onaylar. Habermasa gre deneycilik, deney, snama ve olgular ieren tahminler yaparak bir geerlilik alan ina eder. Eer bu tahminlerin dna karsak ve onlar eletirirsek, onlarn snrlln grrz. Fakat eer onlarn iinde alrsak snrl bir geerlilik kazanabilirler.

Habermasn nc ilgi noktas, eletirel yntemlerdeki kantn doas zerinedir. O, zellikle, deneysel yntemler zerine tezlerin nasl olup da geerlilik kazandklaryla ilgilenir. Bu, eletiri yoluyla salanmaz; kelimenin Popperci anlamnda olsa bile. Bunun nedeni, eletirinin kendini snama deil, aksine kendini tartma olarak snama olmasdr. Habermas tarafndan nermelerin ekincesiz tartmas olarak tanmlanan eletiri, snamay ve dier olas teknikleri, nermeleri reddetme ya da dorulama iin kullanlr. Eer Popperin argmansal pratiini, eletirel usuluu kadar ciddiye alrsak, Habermasn sylemek istedii olduka aktr. Popper, pozitivizmi eletirirken ve onun karsnda kendi alternatifini gelitirirken, kendisinin nerdii yntemlerin dna den aralara bavurur. Albertin iddiasnn aksine Habermas, halihazrda oturmu gzken toplumsal bilim yntemlerine alternatif yepyeni bir yntem nerme niyetinde olmadn ifade eder. Popperin kuramn tartr, nk onda pozitivizm hakkndaki phelerini dorulayan eyler bulur. Bugnk bilim kuramnn temel izgileri zellikle Viyana evresi tarafndan belirlenmitir. Bu gelenek karsnda Popperin konumu olduka zeldir. Popper, hem zmleyici bilim kuramnn nemli bir temsilcisi, hem de 1920lerden beri bu yeni pozitivizmin deneyci nkabullerinin ikna edici bir eletiricisidir.11

Habermasa gre, kesin bilimler iin deneyin temeli, bu bilimlerin deneye atfettikleri standartlardan bamsz deildir. Kiisel yaam tarihindeki yoksunluklar, hayal krklklar, bunlarn hepsi farkl deneyimleri dolaymlar. Ona gre, Albert btn bunlar tartmaktan acizdir, nk o, btnnde, snamalar deneyime kar kuramlarn olas geerlilemeleriyle zdeletirmektedir. Yani Habermasn sorun olarak grd eyi o, tartmadan kabul etmeye devam eder.

Habermasa gre, Popper, znenin duyum deneyimine kendini apak vermilii tezine itiraz eder. Hemen onaylanm bir gereklik ve apak bir hakikat fikri eletirel bilgikuramsal dnme kar koyamaz. Kantn algmzn kategorik gelerini ispatlamasndan beri, duyum deneyiminin kantlamann yksek mahkemesi olduu iddias ortadan kalkmtr. Hegelin duyum kesinlii eletirisi, Peircein eylem bilinciyle birlemi alg zmlemeci, Husserlin nceden dorulanm deneyim aklamas, Adornonun ilk Felsefeye olan saldrs, bunlarn herbiri farkl k noktalarndan olsa da, hazr, dolaysz bilgi denen bireyin olamayacan kantlamaktadr. Apak sezginin ilksel deneyimi aray bounadr. Aslnda alg, daha nceki deneyimlerden aktarlm olanlarla, daha nce renilmi eyler yoluyla tahmin edilenlerle, beklentiler ufku yoluyla ve hatta d ve korkularla belirlenir. Popper bu anlayn, gzlemlerin her zaman elde edilmi bilgiler ve deneyimler nda yorumlar ima ettii nermesiyle formle eder. Daha akas, deneysel veri, daha nceki kuramlarn erevesinde yorumlardr ve sonu olarak kuramlarn varsaymsal karakterini paylarlar.12

Deneycilik, genel olarak, geleneksel bilgi eletirisi gibi, kesin bilginin geerliliini, bilginin kaynaklarna
11 Bkz. Jrgen Habermas, Rationalism Divided in Two, Positivism and Sociology, Anthony Giddens (derleyen), Heinemann, London, 1975, s. 196. 12 Bkz. Jrgen Habermas, Rationalism Divided in Two, s. 198-99.

20

bavurarak dorulamaya alr. Saf dnce, kurulu gelenek, duyum deneyimi gibi bilgi kaynaklarnda eksik olan otoritedir. Bilginin kaynaklar herzaman kirlenmitir. Bu nedenle, bilginin trevlenmesi sorunu yerini bilginin geerlilii sorununa brakmaldr. Bilimsel nermelerin dorulanmas talebi otoriterdir, nk geerlilik nermelerini duyumlarn yanl otoritesine baml klmaktadr.13

Popper snama ileminde dzenlenen deneyimin zerkliine ar bir gven duyar. Bu ilemdeki standartlar sorununu ortadan kaldrabileceini dnr, nk tm eletirilerine ramen dibe km bir pozitivist nyargy paylar. Olgularn kuramlara kar bilgikuramsal bamszln savunur. Yani snamalar, kurumlar bamsz olgularla denetler. Bu tez, Popperin hala sahiplendii temel pozitivist sorunsaldr.

Bir yandan, Popper hakl olarak, deneycilie, olgular ancak kuramlar nda anlar ve belirleriz diyerek kar kar. Hatta bazen, olgular dil ve gerekliin ortak rnleri olarak tanmlar. Dier yandan, duyumlarmzn yntemsel olarak gvenli bir dzenlenmesine bal olan protokol nermelerinin olgularla basit bir uygunluk ilikisi olduunu savunur.14

Habermasn Popper eletirisindeki insafszlk onun genel tavrnn bir parasdr. nk o, herhangi bir balamda kendisine yakn bulduu bir dnr dierlerine oranla ok daha youn bir eletiriye tabi tutmaktadr. nk onun eletirilerinde her zaman yeni bir btn oluturma perspektifi vardr. Habermastaki srekli yeni sentezler oluturma ynelimi, eletirilerinin kendisinden devralabilecei dnrlerde odaklamasna neden olmaktadr. Popper de Habermas iin bu dnrlerden biridir. Her boyuttaki eletirisine ramen, Habermas iin Popper kendisinden renilebilecek bir dnrdr. zellikle Popperin yanllama ilkesi ve kuram-ykllk vurgusu Habermasn iletiimsel eylem kuramnn nemli ncllerinden biridir.

SONU

kinci blmdeki dersimizde sosyal bilimlerin felsefeyle ilikisinin yirminci yzyldaki grnmm zellikle Mantk Pozitivizm, Yeni Pozitivizm ve onlara yneltilen eletiriler balamnda ele aldk. lk iki haftada tarttmz pozitivizm ve eletirilerinin daha sonraki derslerimizin temelini oluturaca ileride grlecektir.

KAYNAKA AYER, Alfred, Mantk Pozitivizm ve Kalnt, Yeni Dn Adamlar, Bryan Magee (derleyen), Birey ve Toplum, Ankara, Ekim 1985. BOTTOMORE, Tom & Nisbet, Robert (derleyenler), Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Verso, Ankara, Mart 1990. HABERMAS, Jrgen, Rationalism Divided in Two, Positivism and Sociology, Anthony Giddens (derleyen), Heinemann, London, 1975. HORKHEIMER, Max, Akl Tutulmas, ev: O. Koak, Metis, stanbul, 1990. KKER, Levent, ki Farkl Siyaset, Ayrnt, stanbul, Kasm 1990.
13 14 Bkz. Jrgen Habermas, Rationalism Divided in Two, s. 199. Bkz. Jrgen Habermas, Rationalism Divided in Two, s. 200-201.

21

MCCARTHY, Thomas, The Critical Theory of Jrgen Habermas, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1994. SUNAR, lkay, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart 1986.

22

SORULAR

1.Mantk Pozitivizmin temel ilkeleri nelerdir? 2. Popperin bilimin ileyii hakkndaki gr ksaca nasl zetlenebilir? 3. Eletirel Kurama gre Yeni-pozitivizmin temel zellikleri nelerdir? 4.Habermas Alberti nasl eletirir? 5. Habermas tm eletirilerine ramen Poppern hangi ynlerinden etkilenir?

23

CEVAPLAR Cevap-1: i. tek bir bilim ilkesi ii. felsefenin bilimsel nitelikte olmas ilkesi iii.dorulanabilirlik ilkesi iv. totoloji ilkesi v. tmevarm ilkesi

Cevap-2: i. Problem ii. nerilen zm, yani yeni kuram iii.Yeni kuramdan snamaya ynelik olarak tmdengelimsel biimde elde edilen nermeler iv. Snama, yani, deney ve gzlem yoluyla yanllanabilirlik v. Birbirlerine rakip kuramlar arasnda bir tanesinin tercih edilmesi.

Cevap-3: i. Bilimsel yntemin birlii: Deiik aratrma alanlarna bal zgl kavram ve tekniklerin farkllna ramen, doal bilimlerin yntemsel ilemleri insan bilimlerine de uygulanabilir. Her ikisinde de aratrma mant ayndr. ii. Gerekleme biimleri gibi aratrma hedefleri de ayndr. Toplumsal olsun ya da olmasn tm bilimsel aratrmalar, tmdengelimsel aklamalar ve ngrler iin ncller olarak ilev grebilecek yasa-benzeri genellemelere ulamay hedefler. Bir olgu, baz zel koullar sonucu, baz doa yasalaryla uyumlu olarak ortaya kt gsterilerek aklanr. Eer yasalar ve koullar bilinirse, bir olgu, ayn tmdengelimsel akl yrtme kullanlarak ngrlebilir. iii. Kuramn pratikle ilikisi ncelikle tekniktir. Eer genel yasalar biliniyorsa ve uygun ilksel koullar yaratlabiliyorsa, doal ya da toplumsal, istenilen durumlar retebiliriz. Ancak hangi durumlarn retilecei sorunu bilimsel olarak zlemez. Bu sonuta bir karar sorunudur. Hibir olmal bir olandan, hibir deer bir olgudan treyemez. Bilimsel aratrmann kendisi deer iermez, yalnzca nesnel, deer iermeyen sonulara ulamaya gayret eder. iv. Bilimsel bilginin kalitesinin belirleyicisi kesin olarak snanabilirliktir. Bir hipotezi snamak iin, yanll sonucu onu reddedebileceimiz tekil gzlem nermeleri elde etme amacyla tmdengelimsel mant kullanrz.

Cevap-4: Habermas onunla olan tartmasn birbirleriyle ilikili deiik alanlara bler. ilk konu, deneysel almada deneyimin (deney) roldr. Habermasn zgn katksna gre pozitivizm snrl bir deneyim alanna izin verir. Bu nermesini, kuramlarn ve zmlerin olumasnda ok daha geni bir deneyim alanna izin verildiini kabul ederek aklar, fakat snanabilir hipotezler stnde srarn gereksiz bir ekilde verili kuram

24

dorulayacak veya yanllayacak deneyim trn daralttn ileri srer. Habermasa gre pozitivistler bir embere skmlardr. zerinde durduklar deneyim deneyin standartlarna baldr. Fakat bu bilimlerin standartlarnn deneyimde temellendii varsaylmaktadr. Bu nedenle pozitivist bilim ve deneyim arasnda, dier deneyim ve meruiyet trlerini reddetme eiliminde karlkl bir bamllk vardr.

Cevap-5: Popperin yanllama ilkesi ve kuram-ykllk vurgusu Habermasn iletiimsel eylem kuramnn nemli ncllerinden biridir.

25

3. Blm e-Ders Kitap Blm

26

ZET

nc dersimizin hedefi ncelikle modernliin ve modern bilim anlaynn, yine modernliin iinden kan ilk ciddi eletirisi olan Romantizmin felsefi kkenlerini ortaya karmaktr. Bunu yaparken Romantizmim zellikle Kant ve Alman dealizmiyle ilikisi ele alnacaktr. Ardndan da, Romantizmin ada dnce zerindeki etkileri incelenecektir.

3. ROMANTK ELETR I: FELSEF ROMANTZM

3.1. Kant ve Romantizm

Bir anlamda modern felsefe Kantn at yolda ilerlemitir. Kant devrimi hesaba katmadan felsefe yapmak Kant sonrasnda mmkn olmamtr. Kanta yaklam olumlu olanlar bir yana, ona kar eletirel bakanlar iinde geerlidir bu. rnein Nietzscheye gre, Kant bir Aydnlanma dnr olduu kadar, istemeden de olsa onun iyimser mantn tartlr hala getirmitir. Post-yapsalc dnrlerin yaptlar incelendiinde en ok hesaplatklar dnrn Kant olduu grlr. Aslnda Kant ile hesaplama konusunda ilk olma onuru ise elbette ki Alman romantiklerine aittir. Kant baz alardan son derece gerilimli bir filozoftur. Bu gerilimin en iyi ortaya kt nokta, birinci ve ikinci Eletiri arasndaki ilikidir. Salt Akln Eletirisi, kuramsal ya da bilimsel akl alann aratrr ve doaya ilikin kavraymz zmler. Pratik Akln Eletirisi ise, pratik ya da ahlaki akl alann aratrr, bamsz bir ahlaki alan kurmaya alr.1

Taylan Altu, bu ayrm u ekilde ifade eder:

Kantn felsefesi, zerk zne ile nesnel gereklik arasndaki derin uurumla nitelendii iin, birliin kurulmas felsefi dncenin sistemli bir btn oluturmas iin temel nemdedir. Bilgi yetilerimizin apriori olarak ne salayabilecei sorusu erevesinde eklemlenen, Kantn eletirel felsefesi, bilgiyi kuran apriori kavramlar bakmndan zorunlu bir ayrm ierir. Buna gre, eyler zerine, kavramlarn bize salad rasyonel bilginin ilkelerini ieren felsefe, iki tr kavrama gre blnr. Sz konusu kavramlar doa kavramlar ve zgrlk kavramdr. Bu kavramlar dorultusunda, Kant, felsefeyi ilkeleri bakmndan tamamen farkl iki blme ayrr: doa bilimi olarak kuramsal blm ve ahlak felsefesi olarak pratik blm.2

Ayn ayrm Megill ise yle belirler:

Kantn ilk iki eletirisi arasndaki iliki, romantik dnrlerin en ok ilgilendikleri konulardan biridir. Doa bilimi, ilgi alanna giren nesnelere bir zorunluluk atfeder. Eer eyler belirlenmi deil de zgr olsalard, bilimin nesnesi olmazlard. Newton fiziksel evrenin ileyilerini evrensel ekim kuram asndan aklayabilmiti, nk bu evren iindeki nesneler nceden verilmi doa yasalarna gre hareket ediyorlard. Btn Aydnlanma projesinin merkezinde, Newtonun doal dnya iin yaptn insan dnyas iin yapma hrs vard. Bir baka
1 2
Taylan Altu, Kant Estetii, Payel, stanbul, 1989, s. 34-35.

bkz. Allan Megill, Arln Peygamberleri, ev. Tuncay Birkan, Bilim ve Sanat, Ankara, 1998, s. 37.

27

deyile, Aydnlanma filozoflar ayn zamanda ahlaki kodlarn meruluuna da inanyorlard. Ama ahlaki bir kodun varl insanlarn kendi eylemlerini ynlendirmekte serbest olmalarn ngerektirir, nk kendi eylemlerini ynlendirmekten aciz varlklarn ahlaki terimlerle yarglanamayacaklar aktr. Yani Aydnlanmann bir toplum bilimi kurma projesiyle ahlak ve zgrle inanmay srdrmesi arasnda radikal bir eliki vard... Bir anlamda, bilim zgr olmayan nesnelerin oluturduu bir alandr; ahlak ise zgr znelerin oluturduu bir alan.3

Yarggcnn Eletirisi, birinci ve ikinci Eletirinin apak bir biimde ortaya koyduu amazdan bir k yolu getirmitir. Kantn bu yapt, kendisinden nceki iki Eletiri kadar nemli gzkmemesine ramen, Kantn adalar zerinde ilk iki Eletiriden daha etkili olmutur. zellikle romantik dnr ve sanatlarn k noktas Kantn bu yapt olmutur. Yarggcnn Eletirisi, doa ve ahlak alanlarndan ayr bir alan, bir estetik alan olduunu ima eder gibidir. Ancak Kant, doa ve zgrlk alanlarndan ayr nc bir varlk alan amak peinde deildir. Onun yapmak istedii, birinci ve ikinci Eletirinin at iki alan arasnda bir iliki kurmaktr. Kanta gre, yarggc, anlama yetisi ile akl arasnda bir orta terim (bala) oluturur.4 Kant, estetik alan, doa alan ile zgrlk alan arasnda balant kuran bir e olarak deerlendirir. Yarggc genellikle evrensel olanda tikel olarak bulunann dnlmesi yetisidir. Eer evrensel olan verilmise, tikel olan, onun altna koyan yarggc belirleyicidir. Eer yalnz tikel olan verilmise ve yarggc genel olan bulmak zorunda ise, o zaman yarggc tam olarak dnmseldir.5

Ancak romantik dncenin Kant ile uyumad nokta estetik alann ikincil konumudur. Romantikler, Kantn ikincil bir alan olarak tasarlad estetik alan temel alrlar. Aslnda estetiin ikincillii felsefe tarihinde yksek sesle ifade edilmemi bir kabuldr. Eagleton, Estetiin deolojisi adl yaptnda bunu ok gzel ifade etmitir:

Baumgartena gre, estetik mantn kz kardeidir, bir tr ratio inferiordur (aa dzeyden akl) veya duyumsal yaamn daha alt dzeyinde akln kadns benzeridir... Estetik, erkee tabi, fakat yerine getirecei mtevaz, zorunlu grevleri bulunan bir kadn olarak domutur.6

Ksacas, Kantn nc Eletirisi, ilk iki Eletirinin tanmlad doal zorunluluk alan ile zerk znelerin alan arasnda bir kpr kurma abasdr. Dolaysyla estetik, epistemolojik olanla etik olan arasnda bir kpr ilevi grmektedir. Descartes, bilen zneyi Tanrya gnderme yapmadan dnmsellik zerinden ina etmiti. Ancak daha sonra znenin dnya ile olan ilikisinde tekrar Tanrya geri dnmt. Kantn yapmaya alt bir anlamda bu ilikiyi teolojiden bamsz bir biimde gerekletirmekti. Estetik, romantiklerden nce Kantn dncesinde, teolojinin yerini doldurmaya heveslidir. Kant, bilinebilir olann snrn grnm ile kendindeey arasnda bir yerde izmitir. Ona gre, zne doay ancak kendisine grnd kadaryla bilebilir. Yani ayn zne, kendinde-dnyay bilemez. Kant ncesi felsefe kendinde-dnyaya teolojiyle bakmtr. Alman idealist-romantik dncesi ise, ayn dnyaya estetikle bakmaktadr. Bu geiin sorumlusu Kant ve zellikle de Yarggcnn Eletirisidir. Kant iin zne hem zgrdr hem de zincire vurulmutur. Romantikler ise onu zincirlerinden kurtarmak isterler.

Romantiklerin Kanttan rendikleri nemli bir ey dnyann bir hazr-yapt (ready-made) olmaddr. Kanta gre, dnyann bilgisi, bilen znenin etkinliinin bir sonucudur. Dnyann bilgisi dnyaya ait deildir,
3 4 5 6 Allan Megill, age, s. 37.
Immanuel Kant, Seilmi Yazlar, ev. Nejat Bozkurt, Remzi, stanbul, 1984, s. 108. Immanuel Kant, age, s. 118. Terry Eagleton, Estetiin deolojisi, ev. Hakk Hnler vd., zne, stanbul, 1998, s. 28.

28

zneye aittir. Hume, nedensellik kavramnn, doaya ikin nedensel yasalarn varln garanti etmeyeceini gstermiti. Ona gre, nedensel yasalar olarak bilinenler aslnda tekrarlanm gzlemlerin bir sonucudur. imdiye kadar grlm olan btn kargalarn siyah olmas, bundan sonra bir beyaz kargann grlmeyeceini garanti etmez. Hume bu yaklam ile Kant dogmatik uykusundan uyandrmtr. Kantn Kopernik devrimi, anln nesneleri deil, nesnelerin anl izledii saptamasyd. Bilimin yasalar birer keif deil, icattr. Kant, bu yaklam ile Alman idealizmi ve romantizmine yol verir. Kantn znesi, kartezyen zneden daha gelikin bir znedir. Kantn dnyay bir hazr-yapt olarak grmemi olmas, romantikleri dnyann bir sanat yapt olarak tasarlanabilecei konusunda cesaretlendirmitir.

Alman idealizminin felsefe tarihindeki en tipik zellii, zne ile nesnenin birlii perspektifini yeniden gncelletirmesidir. Bu, bir bakma, tm Alman idealistlerinin kayna olan Kantn eletirel felsefesine kar bir tavrdr nk Alman idealistlerinin yapt ey, bir anlamda Kantn yapmad eydir. Transandantal idealizm, hakikatin olumasnda znenin roln tanmak iin geerli olabilecek hakikat kavramlarna gereksinim duyar. Nesnellik, znenin nesneyi, hakikatin nesnesi olarak kurmasna baldr. zne, nesnenin varln kurmak zorunda deildir. zne ile nesnenin birliine ulamak iin, zne kendisinin sezginin bilinebilir nesnesi ve zerk, bilebilir bir zne olarak zdeliini kantlamak durumundadr. Bu adan zorunluluk ve zgrlk alanlar artk birbirinden ayr olarak deerlendirilemez nk zne, hem zerk ahlaki eylemin znesidir hem de doann erekselliine sahip doal bir varlktr. Bu nokta, felsefe ile teolojinin birbirine en yakn olduu noktadr. Koulsuz btnn paras olmak iin varln koulluluu almaldr. znenin, tekil olann, bir anlamda bilim tarafndan bilinebilir olann tesine geme yetenei, yani znellik Kantn izin verdiinden, belki de sandndan daha nemlidir. dealist felsefenin temel ilgi alan tam da bu noktadr. dealistler, Kantn kapatt kapy yeniden amadan, yani metafizie sapmadan koullu olan ile koulsuz olan arasndaki ilikinin temsil biimlerini aratrrlar. dealistler, bu sapakta bir patikaya ynelirler; sanat. Bu aslnda yine Kantn Yarggcnn Eletirisi ile at bir patikadr. Onlara gre sanat yapt, koullu olan ile koulsuz olann, tikel ile genelin birbirlerine yapklnn temsilidir.

Romantikler ise buna ek olarak, Kantn yce kavramnn altn izerler. Yce koulsuz olann temsili konusunda bir yeteneksizlii ifade eder. Yce, ayn zamanda, rettii koullu olann duygusu yoluyla koulsuzu yardma arr. Kant, akln, yani eree ulama yeteneinin reddedilemez, ama ayn zamanda kantlanamaz olduunu dnr. Romantikler de, gereklik duygusunun bir btn olarak kantlanamazln kabul ederler. Bu boluk romantik dncede zlem ile kapatlr. Friedrich Schlegel yle der: Soyutlayabilen herkes iin yce duygusu ulalabilir bir eydir. Kii, koulsuz olan bir kez gerekten dnnce, bir daha koullu olan dnemez.7 Mutlak temsil edilemez. Mutlan dnm yoluyla elde edilemezlii alegoriye neden olur.8 Romantikler Kantn anlama yetisini reddetmezler, ama onu ancak gerekliin tehiri olarak deerlendirirler. Oysaki felsefenin z koulsuzu zlemektir.9

Romantik sanat, bu anlamda temsil edilemeyenin temsilidir; yani bir mucizedir. Yapt, idealin tasarmdr, ancak ideal deildir, yani eksiktir. Aslnda felsefe de, sanat yapt gibidir; hem Mutlakn araydr hem de Mutlaka ulalamazln gstergesidir. Yani felsefe de bir mucize araydr. Bu eksiklik, tamamlanmamlk nitelii felsefeyi hem erteler hem de mmkn klar. Erteleme, hem sonraya atma hem de vazgememedir. Felsefe ilk filozof Thalesin kimliinde kendi trajedisini bulur. Thalese atfedilen iki yk vardr. lkinde Platon Theaitetus diyalounda Thalesi yldzlar incelerken nnde bulunan kuyuyu grmeyerek iine den, dalgn, d dnyadan tamamen uzak biri olarak takdim eder. kincisinde Aristoteles ilkine gre tamamen farkl bir Thales portresi izer ve onu speklasyon ustas baarl bir i adam olarak gsterir. Thales, rivayete gre, bir zeytin yln nceden kefederek btn parasn zeytinya makinelerine yatrm ve o yl rn bol olunca bu
7 F.Schlegelden aktaran Andrew Bowie, Aesthetics and Subjectivity: From Kant to Nietzsche, Manchester University Press, Manchester and New York, 1993, s. 43. 8 F.Schlegelden aktaran Andrew Bowie, age, s. 43. 9 F.Schlegelden aktaran Andrew Bowie, age, s. 43.

29

makineleri fahi fiyattan kiralayarak byk bir servet edinmitir. Aslnda Thalese atfedilen birbirlerine tam anlamyla zt bu iki nitelik felsefenin kendisine aittir. Felsefe ilk filozofun kaderinden, ilk filozof da felsefenin gnahndan kurtulamamtr. Felsefenin trajedisi ufka bakarken nndeki ukuru grp grmemekle, ukuru doldururken ufku yitirip yitirmemek arasnda kalmasdr. Felsefe her zaman ufka dairdir. Ufuk hep nde, fakat ulalmazdr. Filozof ne kadar yaklamaya alrsa alsn, o hep uzakta kalr. nk ad zerinde o ufuktur. Yeryzyle gkyznn birletii nokta. Ancak herkes bilir ki, aslnda ufuk yoktur, nk yeryzyle gkyz gerekte hibir zaman birlemez. O halde felsefe nafile bir uratr. Varolmad bilinen bir eyin peinden komaktr. Felsefe ayn zamanda imdiye dairdir. Zaman tarih klan insan ise, felsefe onun en byk silahdr. nsan felsefeyle yarn bugn yapar. nsan felsefeyle ykar ve kurar; kurar ve ykar. Felsefenin bu iki kimlii birbirinden kopuk deildir tpk Thalesde birletikleri gibi. ukurlar dolduracak en bereketli toprak ufuktan devirilir. Gerekte varolmayan ufuk bylece ok byk i grr. Felsefenin trajedisi ona yakr; hatta onu lmsz klar. Varolmayann ardndaki felsefe, kendini gerekletirmek ister, ama bunu hibir zaman baaramaz. Bu da onun en zayf ve gl noktasdr. Gereklemek felsefenin lm fermandr; lmszl de hi gereklemeyerek kazanr. Romantizm bunun farkndadr.

Aslnda bu hikye hepimizin bildii bir hikyedir; Fichtenin Kant eletirisiyle balar, Schellingin zdelik felsefesi ile devam eder ve Hegelin sisteminde zirvesini bulur. Marxn yapt da aslnda Hegelin speklasyonlarndan materyalist bir felsefe karmaktr. Ancak, bir nceki dnemde erteleme denilen ve neredeyse post-yapsalcl artran ey, Hegel ve Marxa gelindiinde artk kesinlikle diyalektiktir. Dolaysyla, bugnn byk nefretleri dnn byk aklardr. Romantikler, hem Hegel ve Marxa hem de Nietzsche ve Heideggere yol verirler. Hegel olmasayd, Nietzsche de olmazd. Yani, kimsenin kimseyi yanl anlad falan yoktur. Onlar, ayn madalyonun iki yzdr. O madalyonun ad da Alman idealizmidir. Alman idealizmine ynelik ada yorumlarda belirgin bir indirgemecilik sz konusudur. Bu yorumlara gre, sanki Alman idealizmi sadece Kant ve Hegelden ibarettir. Sanki bu iki filozof arasnda ciddiye alnacak hibir ey yoktur. Kant ile Hegel arasnda yer alan idealistler ya da romantikler, sanki Hegelin sistemini oluturan payandalardr sadece. Sanki Alman idealizmi kendi iinde gerilimler tamayan, btnsel bir felsefedir. Kant ile Hegel arasndaki romantik dnem, en az Kant ile Hegel kadar nemlidir ve Hegel sonras felsefeyi Hegelden daha fazla etkilemitir. Hatta romantiklerin tarttklar temalarn gnmzde modernlik zerine yaplan tartmalara temel olabileceini sylemek abartl bir yorum deildir. Romantikler, Alman idealizminin bir paras olarak, modern znenin mimarlar olarak grlrler daha ok. Bu yorum, tam olarak yanl olmasa da, gerein yalnzca bir yndr. nk onlar znenin mimarlar olduklar kadar, yapzmcleridirler de ayn zamanda. Ksacas romantizm bir kavaktr; birok yolun kesitii bir kavak.

Romantizm, teolojinin yalannn ortaya ktnn farkndadr. Ancak, onun farknda olduu bir ey daha vardr; teolojinin karlk geldii gereksinim hala karlanmamtr. Halklarn afyonu, sadece gereklii bulanklatrarak ona kar direnme yeteneini uyuturmam, ayn zamanda anlamszln acsn dindirmitir. Aslnda Kant sonras Alman felsefesinin temel hedeflerinden biri dogmatik teolojinin yerine konabilecek bir eyler bulmaktr. 1796da yazlm olan Alman dealizmi Sistemi in Erken Program balkl metin bir anlamda bir manifestodur. Bu metnin kimin tarafndan yazld tam olarak belli deildir. Metnin yazar olarak Hegel, Schelling ve Hlderlin ne kmaktadr. Bu konuda tartmalarn netlememesine ramen metin Hegelin Toplu Eserlerinde yer almaktadr. Metin, Hegelin el yazs ile yazlmtr. Ancak Hegelin Schellingten ald notlara son eklini verdii dnlmektedir. Metinde youn olarak bir Hlderlin etkisi de sezilmektedir. Bu etkinin kant da, o dnemde Schellingin Hlderlin ile ok yakn bir arkadalnn olmasdr. Ksacas metin, bir anlamda, anonim bir metindir. Metnin hedefi, Kantn geleneksel metafiziin eletirisiyle ikiye ayrlan dnyann birletirilmesidir. Ancak bu birlik, yine Kanttan kaynaklanan znenin kendi kaderini tayin hakkn da iermelidir. Fichteden itibaren Alman idealizmi, bilincin zgr eylemini Kantn vurguladndan daha gl bir ekilde vurgular. Bu metnin de ncelikle vurguland gibi, ilk dnce doallkla, kesin olarak zgr bir varlk dncesidir.

30

Romantikler, doa bilimleri alannn snrlar iinde bile olsa, doann nedensel yasalara indirgenemeyeceini savundular. Doann mekanik bir ekilde tasarlanmas, yani bir anlamda doaya bakldnda grlenin bir makine olmas romantik ufkun tamamen dndadr. Kantn felsefesinde, mekanik doa tasarmnn panzehiri, dncenin bir izdm olarak ileyen doal organizma kavramdr. Dnce, nesnenin olas grnmlerinin toplamndan fazla bir eyler ierir. Kant bunu dehann rn sanat yaptyla ilikilendirir. Bir anlamda, sanat yapt, doann erekselliinin organik bir sonucudur. Burada ilikiyi salayan erektir. Anlama yetisi, eyler arasndaki mekanik ilikileri anlamak iin gereklidir. Ancak erekleri anlayabilmek iin akl vazgeilmezdir. Dolaysyla, etkinlik ve hedefler olmadan akl gerekleemez. Bu, verili bir ey deildir; znenin tad bir potansiyeldir. Akl, koullu ile koulsuzun birliinin bir temsilidir.10

Alman dealizmi Sistemi in Erken Program balkl metne gre, tm dnceleri birletiren dnce, Platonik anlamda, gzel dncesidir. Akln en yksek edimi estetik edimdir. Sanat yapt, znenin erekli olarak rettii bir eydir, ama ayn zamanda, anlama yetisiyle de balantldr nk duyulara da hitap eder. Estetik retim, zgrln gerekletirilmesinin topik simgesidir. Sanat yaptnda, zgrln gerekletii durumda dnyann nasl bir yer olacan bir imge eklinde de olsa grebiliriz.11

Romantikler iin yaamn estetikletirilmesi bir zgrlemedir; fslt halinde dile getirilmi olsa da. Modernlik ise, estetikletirmeyi tam tersi bir ama iin kullanr. Modern toplum, giderek daha belirgin bir biimde, tm nesneleri metalatrr. Nesne, dier metalarla deiime girebilmek iin bir deiim deeri olarak kodlanr ve tm duyumsal ayrcalklarndan soyutlanr. Reklmclk, bir deiim deeri olan nesneye ekicilik kazandrmak iin estetik alana saldrr. Hatta nesne, kullanm deeri olarak anlam kazanabilmek iin estetik bir grnme gereksinim duyar. Metann estetikletirilmesi, duyumsanabilir gzellikle hep sorunu olmu sanaty zor durumda brakr. Aslnda, bu durum sanaty estetii yeniden tanmlamaya zorlar. te bu nokta avant-gardea alan kapdr. Sanat, giderek genelleen ve ayrcaln yitiren estetie kar kendi estetiini retir. Avant-garde, bir anlamda, romantizmin estetik topyasnn iksiridir. Modern toplumda, duyumsanabilir grnt ile soyutlama arasndaki sentez, sadece reklmclk ve ynetilen kitle kltrnde ya da Adorno ve Horkheimern deyimiyle kltr endstrisinde ortaya kar. Bu sadece ahlaki olarak eletirilmesi gereken bir olumsuzluk deildir; modern toplumun can damardr.

3.2. Romantizm ve Modern Felsefe

Dolaysyla romantizm, modernliin dnyay paralara ayrc tavrna henz Kant aamasnda isyan eder. Bu paralama, aslnda daha kolay ynetebilmenin bir aracdr. Romantiklerden ok sonra, modernlii eitli ynlerden eletirenlerin de saptadklar bir gerektir bu. Adorno ve Horkheimern Aydnlanmann Diyalektiinde, Foucaultnun iktidar zmlemesinde ortaya koyduklar eletiri benzer bir noktaya eilmektedir. Romantikler ise modernliin ok daha erken bir dneminde Kantn anlama yetisi ile akl birbirinden ayrmasna kar karak, belki de, bugn modernlii eletirenlerin kanlmaz olarak grdkleri eyi, daha o gn hissettiler. Ve bu noktada bir yeni mitolojiye gereksinim olduunu ileri srdler. Bu yeni mitoloji, soyut ve kuramsal kavramlar duyumsal deneyime balayacak bir eydir. Burada talep edilen bir irrasyonalizm deildir. stenen mitoloji, akln mitolojisidir. Sz edilen metinde, sonu olarak ar udur: imgelem ve sanatn oktanrcl ve akln mitolojisi. Aslnda aranan nokta, bilim, sanat, felsefe gibi ayrmlarn ald bir sylem noktasdr. Yani romantikler imknsz isterler, belki de daha mtevaz bir dille mucizeyi!

Yeni mitoloji talebini en gl olarak dile getiren romantik dnr Friedrich Schlegeldir. 1800 tarihli
10 11 bkz. Andrew Bowie, age, s. 46. bkz. Andrew Bowie, age, s. 47.

31

Mitoloji zerine Sylem balkl yazsnda bunu u ekilde ifade etmitir: Bizim iirimiz, antik iirin sahip olduu trden bir mitolojiye sahip deildir. Bizim iirimizin, antik iire gre geri olmas yle zetlenebilir; bizim mitolojimiz eksiktir.12 nsan yaratclndan doadaki daha genel bir erekle balantl olarak sz edilmesi Nietzschenin Tragedyann Douunda ortaya koyduu trden kendiliindenlie yolaar. Friedrich Schlegelin bu yaklam, idealizmdeki etik ve estetik erekler arasndaki ilikiyi zer. Bu, bir bakma, estetik indirgemeciliktir. Bu indirgemecilik, Friedrich Schlegelin nkte (Witz) kavramnda zellikle belirgindir. Bu kavrama yklenen ey, birbirinden ok farkl olaylarn, bir bakma, kaotik dnyann btnln, birliini ortaya koyan balantlar yaratma yeteneidir. Bu yaratm bir tr mittir. Sanat yapt, giderek, kendisinin tesinde hibir eye gereksinim duymayan, kendisinden baka hibir eye indirgenemeyen bir nitelik kazanr. Aslnda bu nokta sadece romantik estetii tanmlamaz; ayn zamanda modern estetie de iaret eder. Sanatn teki yz alegoridir nk Friedrich Schlegele gre dnm yoluyla Mutlaka ulamak mmkn deildir. Alegori, kendisinin tesindekine iaret eder; gerek anlamn duyumsal bir gstergesi deildir. Mutlaktan ancak alegorik olarak sz edilebilir. Sanat ise tam da bunun alandr. Aslnda bu yaklam zirvesini Nietzschenin Tragedyann Douu adl yaptnda bulur. Nietzscheye gre, varln kendisini dorulamas ancak estetik bir grng olarak mmkndr. Friedrich Schlegel ise, sanat yaptn, temsil edilemeyenin temsili olarak grr. Aslnda bu, ayn eyin farkl biimlerde sylenmesidir.13

Friedrich Schlegele gre, modern sanatnn ii daha zordur nk her yaptta sanat Amerikay yeniden kefetmek zorundadr. Her yapt, yeniden ve yoktan yaratmadr. Oysaki antik dnemde sanat srtn mite yaslar. Dolaysyla, gereksinim duyulan yeni mitoloji, sanattan bilime, felsefeden dine her trl sylemi bir araya getirebilen bir ey olmaldr. Ancak bylece, antik dnemde olduu gibi ortak bir imgeleme, ortak simgelere sahip olabiliriz. Friedrich Schlegel, iiri her zaman akln tiranlna kar bir panzehir olarak grmtr. Ona gre, insan doasnn kaotik nitelii, akln yasalarna indirgenemez. Bir bakma, yeni mitoloji akln askya alnmasn ierir. Friedrich Schlegel giderek mitoloji ve sanatn aynln ileri srer. Mitoloji, doann sanat yaptna dnm halidir.14

Dorudan estetik ve estetiin nemi zerine yazm olmamasna ramen Fichte Alman romantizminin k noktalarndan biridir. Fichtenin Kantn zneye younlama konusundaki eilimi glendirmesi, bir bakma, romantizmin anahtardr. Fichte, dnyay neredeyse znenin bir rn olarak varsayar ve kendilik bilincini nesnel dnyadan tamamen koparr. Bu anlamda, dnyann estetikletirilmesi, henz ad konmadan, Fichtenin icazetini alr. Fichte, felsefeyi tek bir kesin ve mutlak temel zerine ina eder. Bu temelin ad Descartes tarafndan konmutur; zne (Ben). Fichtenin yapt kartezyen zneyi Kant sonras bir dnr olarak yeniden ele almaktr. Kant, zneyi bir olgu olarak ele alr, Fichte ise bir eylem olarak. Fichte, Kantn girmedii, girmek istemedii kapdan ieri girer. Ancak bu giri bilisel bir giri deil, eylemsel bir giritir. Fichtenin felsefesi, nesnel bilginin her trl imasn kardr; Fichtenin felsefesi bir praxis felsefesidir. Ona gre, bildiimiz iin eylemeyiz, aksine bizim belirlenimimiz eylemek olduu iin biliriz; pratik akl her trl akln temelidir.15 Onun iin mutlak olan tek ey varsa o da eylemci znedir.

Fichteye gre, eer siz dnceye dalm biri iseniz ve bilgi alannda, ne yaplmas veya nasl yaanmas gerektii konusunda bir soru sorulduunda bir yant veremezsiniz. nk bilgi her zaman daha geni bilgiyi nvarsayar. Bir nermeye ulatnzda, onun otoritesini salamak iin daha baka bir bilgiye bavurursunuz. Bir sonraki admda da bu yeni bilginin geerlilii iin daha yeni bir bilgiye gnderme yapma ihtiyac doar ve bu sonsuza kadar byle gider. Ksacas bylesine bir aratrmann sonucu yoktur. Fichteye gre insan yaam dnmsel bilgiye bal deildir. Yaam eylemle balar. Bilgi bir aratr. Bilgi, nasl yaayacan bilmektir. Ona gre, bildiimiz iin eylemeyiz, eylemek iin biliriz. Bilgi, edilgen bir durutur. eyler olduklar gibidir.
12 13 14 15
Friedrich Schlegel, Dialogue on Poesy, Jochen Schulte-Sasse (derleyen), Theory as Practice, University of Minnesota Press, 1997, s. 182.

bkz. Andrew Bowie, age, s. 54. bkz. Andrew Bowie, age, s. 55. Fichteden aktaran Andrew Bowie, age, s. 62.

32

Benden tamamen bamsz olduklar iin deil, ben yle istediim iin. Bu belki de erken, fakat gl bir pragmatik vurgudur. Ben yiyecek iin ackmam. Ben acktm iin nesne yiyecee dnr. Ben, doann sunduklarn bir zorunluluk iinde kabul etmem; ben yle istediim iin kabul ederim. Ben hedefler tarafndan belirlenmi deilim, hedefler benim tarafmdan belirlenmitir. Dnya, isel yaam tarafndan kurgulanm bir iirdir. Bu aslnda, deneyimin, znenin eyleyerek belirledii bir ey olduunun iirsel bir dille ifadesidir. Hibir ey doutan romantik deildir. zgrlk eylemdir, dnmsel bir duru deil. zgr olmak, zgrl elde etmektir. Dnya iir gibidir; zne tarafndan kurgulanr.16 Fichteye gre Ben tamamyla kendisinin rndr. zgrlk szcn her duyduumda yreim iek aar, zorunluluk szcnde ise acyla dolar.17 der Fichte.

Ancak zgrln bir baka yn de vardr. Birinin zgrl, tekilere ramendir. zgrlk, ayn zamanda eytani edimler zgrldr. Yabanlar birbirini ldrr; uygar uluslar savar ya da birbirlerini snrlamak iin hukuku ve kltr kullanr. Kltr ve uygarlk iddete engel deildir. Fichteye gre, insan bir tr srekli eylemdir. Kendini gerekletirmek iin srekli yaratmak ve kurmak zorundadr. Yaratmayan, sadece yaamn ve doann kendisine sunduklar ile yetinen bir insan, l bir insandr. Belki bedenimi fazla zorlayamam ama ruhumu zorlayabilirim. Ruh, Fichteye gre, bireyin ruhu deildir, ruh bireylerde ortak olan bir eydir.18

Ancak Fichte yalnzca bir znellik filozofu deildir. Bu nokta, Heidegger ve sonrasnda post-yapsalc dncenin pek farketmedii bir noktadr. Fichte bize, Beni dndmzde ne yaptmz sorar. Bu nokta, dnen ile dncenin birbirinden ayrlmad noktadr. Eylemci znenin kendisini dnmesi, kendi zerine bir eylemdir. Bylesi bir zne, kendi zerine dnmden doar. Yani znenin dnm konusu sadece nesne olsayd, zne olamazd. Kendimin bilincindeyim demek, dnen Beni, bu dncenin konusu olan Benden ayrtetmektir. Ancak bunun mmkn olabilmesi iin, bu dnmn dnen parasnn, bilincin konusu olabilmesi iin baka bir dnmn konusu olmas gerekir. Buradan kan sonu udur; bilin kantlanamaz. Ya da belki de yle sylenmelidir; bilin ancak sonsuzda kantlanr. Bylesi bir zne anlay, znenin iptalini de ierir. Ben, ben olabilmek iin ben-olmayana gerek duyar. Dolaysyla Alman felsefesi, mikrobu Nietzsche ve Heideggerden ok nce kapmtr. Bunun Spinozann dilinden sylenmi hali yledir: bir eyin ne olduunun belirlenimi, ne olmadn belirlenimini gerektirir. Yani felsefe dngseldir; yani felsefe, hep yeniden felsefedir; felsefenin sonras yoktur.

Hlderlin genliinde hem Schelling hem de Hegelin arkadayd. Hlderlinin temel problemi de, tpk Fichtede olduu gibi, zne ile nesne arasndaki ilikidir. zne ile nesne birbirlerini nvarsayar. Ve hatta, Hlderline gre, zne ile nesne kendilerinin de paras olduklar bir btn de nvarsayar. Ona gre, bu btn Varlktr. Ancak Hlderlinin Varlk ylesine bir varlktr ki, bunu iinde hibir zne kendisine bir bilgi nesnesi belirleyemez. stelik bu belirsizlie znenin kendisi de dhildir. te bu nokta, Heideggerin Hlderlini neden bu kadar nemsediini gsteren noktadr ayn zamanda. Hlderline gre, Varlk, zne ve nesneye alan bir kapdr. Ancak, Varlk zdelik demek deildir. Aslnda Novalis de benzer bir noktay vurgulamtr. A=A nermesinde ierilen zdelik, zdesizlii gerektiren bir zdeliktir. Hlderlinin Varlk bylesine bir varlktr. Bu nokta biraz paradoksal gzkmektedir; yani Varlkta zdeliin ve zdesizliin biraradal. Ancak daha nce de ima edildii gibi, Alman Romantik dealizmi sadece bir zdelik ya da bilin felsefesi deildir bandan beri. O, her zaman zehir ile panzehiri iinde beraber tamtr. Identity ayn zamanda whoness ierir; bizim kendi dilimizde kim-lik derken kastettiimiz gibi. Kim-lik, kim olma sorusudur. Yani bir anlamda zne kendisiyle zde deildir. zne ile nesne ilikisindeki tesadflik, birbirinin yerine geme ve birbirini gerektirme, bilincin zdelik kadar zdesizlik iermesi Hlderlini Mutlak yerine Varlk kavramna gtrmtr. Aslnda Hlderlinn bu anlay sadece Heideggere alan bir kap deildir; ayn zamanda
16 17 18 bkz. Isaiah Berlin, The Roots of Romanticism, Chatto&Windus, 1999, s. 89. Fichteden aktaran Isaiah Berlin, age, s. 88. bkz. Isaiah Berlin, age, s. 90.

33

Schopenhauerden post-yapsalcla kadar ortaya konmu znellik eletirilerine de bir temel oluturur. Hlderlin bu belirsizlikten iirsel bir bireysellik karr. Zaten, akln en yksek edimi estetik edimdir. Ben, bir tr kendiliindenlik olarak, hayat estetize edebilir ve estetik nesneler retebilir. Bylesine bir nesne, znenin kendisini kavramasna ve hatta yaratmasna neden olabilir ve hatta kendilik bilicinin paralanmasna ve daha sonra ortaya kacak olan yabanclamaya engel olabilir.19

Friedrich von Hardenberg ya da kendi setii ismiyle Novalis daha ok bir romantik air olarak bilinir. Bu yarg elbette yanl deildir; ancak eksiktir. Novalis, bir air olduu kadar bir filozoftur da ayn zamanda. Aslnda bu snflandrma zorluu tm Alman romantikleri iin geerlidir. Novalisin, Friedrich Schelegelin, Hlderlinin yazdklarn snflandrmak gerekten ok zordur. Novalisin felsefi anlamdaki ilgi alan tpk Kant sonras dier romantikler, Fichte ve Hlderlin gibi znedir. Ancak Novalis ak konumaz ancak ima eder. Bir ressamn kendi resmedilmiliini de ieren bir resim yaptn hayal edin. Bylesine bir resimde, ressam kendisini de resmin iine katarak, almlaycnn kafasn kartrr; eer ben olmasaydm bu resim mmkn olmazd ya da ben yaratc bir zne olmann yannda bir nesneyim ayn zamanda. Bu tr bir resme rnek Velasquezin Las Meninas adl yaptdr. Velasquezin yaptnda ilk gze arpan spanya kralnn kz Margarita ile nedimeler (las meninas) ve soytarlardr. Ancak yaptta, resmin ressam da bizzat yeralr. Ressam, resmederken resmedilmitir. stelik yaptn arka planndaki bir aynada iki kiinin aksi vardr. Bunlar, spanya kral ve kraliesidir. Dolaysyla yaptta, zne ile nesnenin belirsizliinden, hatta bunlarn birbirlerinin yerine gemi olduundan szedilebilir. nk ressam yani zne resmin iindedir ve nesne (konu) resmin dndadr. Ve tabloda grlen ey, kral ve kralienin gzyle bir baktr, yani nesnenin bak. Elbette, burada u sorulabilir. Gerek tablo hangisidir? Kral ve kralie mi yoksa kral ve kralienin gzyle dierleri mi? Velasquezin yapt Foucaultnun da dikkatini ekmitir. Kelimeler ve eylerde Foucault bu tabloyu uzun uzun deerlendirir. Aslnda tablonun ele alnan zellikleri Novalis ve romantiklerin zne anlayna ok uygundur nk onlara gre sabit bir zne yoktur. Ve zne ile nesnenin arasndaki geikenlik romantik dncenin en temel zelliklerinden biridir.20 zne ina edilen bir eydir; tpk estetik bir yapt gibi.

zne bir temsildir. Temsil dili ierir. znenin zdeliinden sz etmek, bir gsteren (Zeichen) kullanmn gerektirir. Gsteren Ben, gstereni kullanan Ben ile zde deildir. Ben, sylenmi ya da yazlm bir sz deildir. Novalise gre, gsteren Ben, Benin tekisidir. nk o Beni temsil eder. Novalis neredeyse Saussure hatrlatarak yle der: Her ey, kendi yerinde tekiler tarafndan ne yapldysa odur.21 Yani her zne dierleriyle ilikisinde belirlenir.22

Novalise gre, Fichte, farknda olmakszn, sanat ve felsefeyi mmkn klan bir temel atmtr. Novalis, Fichtenin ben-olmayann felsefe ve sanatn temeli olarak grr. Mutlak zdelik aslnda felsefe ve sanatn yokluunun iaretidir. Felsefe ve sanat zdesizlikle balar. Novalis yle der: zdelii, onu temsil etmek iin terkederiz.23 Bu ifade, belki de, romantik dncenin zn oluturur. Novalis, sanatn zdesizlikle varlk kazandn ileri srerken, ayn zamanda zne olmannda bir sanat olduunu dnr. zdelik ve zdesizlik znede i iedir. Bunun bir sonucu olarak da, zne olma durumu estetiin konusu haline gelir. Novalise gre, Hatann hakiki temsili, dolayl olarak hakikatin temsilidir.24 Yani doru ve yanl birbirlerine bu kadar yakndr. Novalise gre, iir felsefenin kahramandr. Felsefe ise, iirin kuramdr. Dolaysyla filozof air olmaldr.

19 20 21 22 23 24

bkz. Andrew Bowie, age, s. 71. bkz. Andrew Bowie, age, s. 74. Novalisten aktaran Andrew Bowie, age, s. 75. bkz. Andrew Bowie, age, s. 75. Novalis, Philosophical Writings, SUNY, 1997, s. 32. Novalis, age, s. 41.

34

Felsefe dnme dayanr. znenin kendisini en yksek ilke olarak kavrayamamasnn nedeni, dnm iin kendini nesneletirmek zorunda oluudur. Fichteden beri felsefe znenin eylemi zerine younlamtr. Fichtedeki dnm ncesi bir Ben araynda olduu gibi, Novalis de duyguyu dnm ncesi olarak tanmlar. Ona gre, duygu kendini duyumsamaz.25 Duygu tam anlamyla temsil edilemez. Dnmn bulduu ey, zaten orada olan eydir; zgr eylem. Felsefe, Mutlak Benin gerek doasn kavramak istiyorsa dnmn snrlarn aabilmelidir. Novalise gre hakiki felsefe hibir zaman temsil edilemez. Poiesis, temsil edilemeyenin temsilidir. Dolaysyla, yaplmas gereken sanat ile felsefe arasndaki duvarlar ykmaktr. Felsefe Mutlakn peinde olmaktr. Eer bu doruysa felsefe sonsuz bir etkinliktir. nk felsefeyi douran ey, yani Mutlak elde edilemez. deal olan gerekleemez. dealin gereklemesi felsefenin lm fermandr. Eer felsefenin bylesine bir amaz varsa, bu onu sanata yaknlatrr. Sanat, yaam kuatamayacan bile bile, onu tasarmlamaktan vazgemez. Felsefenin yapt da ayn eydir. Felsefe aslnda bir sla hasretidir; her yerde evde olma arzusudur.26 Novalisin bu sz felsefeyi en iyi niteleyen szlerden biridir. Jaspers de, belki de Novalise kar olarak, Felsefe yolda olmaktr demitir. Heidegger ise yle der: Eve dn tekilie geitir.

Novalis, Jaspers ve Heideggerin szlerinde ortak olarak kullanlan iki temel metafor vardr. Bunlar ev ve yoldur. Ev, sanki sabit olmay, kalcl, sistematiklii, mutlakl ima eder. Yol ise, hareketi, deikenlii, dzensizlii, maceray imler. Bu szler iinde en net olan Jaspersin szdr. Felsefe yolda olmaktr; hibir yere yerleememektir; srekli bir maceradr. Felsefe yersiz yurtsuzluktur; amansz bir gebeliktir. Felsefe evine hibir zaman ulaamaz. Felsefe hakikate varamaz; o hep eksik olmakla yazgldr. Novalisin sz ise sanki Jaspersin sznn kart bir anlam tayormu gibidir. Felsefe evde olmak ister. Yani mutlak olana, hakikate varmak ister. Ancak gzden karlmamas gereken ey, Novalisin sznde eve dnmenin ya da evde olmann bir arzu olarak tanmlanmasdr. Aslnda Novalise gre de, tpk Jaspers de olduu gibi filozof bir yolcudur. Filozof sla hasretine mahkmdur. Ancak bu amansz yolcu, bir yandan da, eve dnmek, evde olmak ister. Ev dnda evde olmak mmkn deildir. Novalisin sznde bu amazn bir itiraf sz konusudur. Novalise gre, felsefe yolcu olmakla, evde olma arzusunun birlikteliidir. Heidegger ise, bir adm daha ileri gider ve eve dnlse bile zdeliin mmkn olmadn ifade eder. Eve dnebilse bile filozof artk yola kan kiiyle ayn deildir. Dolaysyla dnlebilecek bir ev yoktur artk. Herkesin yolu kendi evidir.

Felsefe tarihi bir tzler pldr. Felsefe tarihi, bir anlamda, hayal krklklarnn tarihidir nk btn aklamaya alan her trl sistem projesi eninde sonunda iflas etmitir. Byk umutlarn ardndan gelen hayal krklklar felsefenin kaderi olmutur. Romantikler, felsefeye hep, bu niteliini gz ard etmeden bakmlardr. Her ne kadar, romantizm hakkndaki geleneksel yorumlar asndan imknsz gzkse de, romantikler, felsefenin temeli olarak alnabilecek bir sabit znenin varln olsa olsa bir yanlsama olarak grrler. Bu adan bakldnda, znenin lm temas, znenin douuyla birlikte gndeme girmi bir eydir. Romantizm, tam da bu ikisi arasndaki gerilime karlk gelir.

3.2. Romantizm ve Post-modern Dnce

Romantik felsefe, srekli bir ertelenmiliin ve iflah olmaz bir farklln felsefesidir. Tpk Derridann diffrance derken kastettii gibi. Sanki post-yapsalcln Alman babalar Nietzsche ve Heideggerden nce Alman romantikleridir. Pozitivist felsefe ve bilim anlaynn bysnn bozulmasyla birlikte bugn felsefenin bir edebiyat tr olduunu iddia etmek bir modernlik sonras sylemidir. (Rorty, Lyotard) Ancak bu nerme romantik dnr iin hi de yabanc deildir. Bunun byle olduunu ispatlamak iin romantik dnrlere teker teker gnderme yapmaya bile gerek yoktur. Alman idealist ve romantik dncesinin estetik kurama yapt derin vurguyu hatrlamak bile bunun iin yeterli olabilir. Ayrca bilinebilir olanla
25 26 Novalis, age, s. 129. Novalis, age, s. 135.

35

hissedilebilir olan arasndaki snrlar yapzme uratmay bir grev edinen Kant sonras Alman dncesi bu hiyerarinin tamamen karsndadr. Kantn nc Eletirisinden sonra Alman dncesi anlamn aranaca felsefi alan bilimden estetie doru kaydrmtr.27 Bunun en iyi rnei Schellingin mutlak kaytszlk kavramdr. Romantik dncenin, kimliin ve znenin ertelenmilii temas, Fransz postyapsalclarnn Alman babalarnn Nietzsche ncesinde de aranabileceinin kantdr. Friedrich Schlegele gre, romantik sanat kuramsallatrlamaz nk o hibir zaman tamamlanamaz. Romantik sanat, karlkl aynalar arasndaki yansmann sonsuzluu gibi, bir sonsuz dnmsellik ierir.

Romantik diffrance, felsefi anlamda en gzel ifadesini Fichtede bulur. Fichteye gre, Ben (Ich) kendini, bir Ben-olmayana (Nicht-Ich) gereksinim duyarak ina eder. Ben-olmayann varl Beni geerli klar. Bu noktada kimlik bir zdelik olmaktan kar. Yani, ne A eittir Adr ne de A eit deildir Adr. Bu zdelikle farklln birlikteliidir ya da zdeliin sonsuza ertelenmesidir. Farklln temsili, kendiliin temsilidir. Diffrence diffrancedr. Diffrence diffrance deildir. Rimbaudnun dedii gibi, ben bakasdr.

Romantik dnrlerin hemen hemen hepsi Kantn ocuklardr. Onlar, Kantn phenomena alan ile noumena alan arasnda yapt ayrm amaya altlar. Kantn bu ayrmn amann yolu romantik ironidir. roni, sylenmi olan, sylenmemi olan dolayl olarak ifade etmekte kullanr. Romantik ironi ise, grnr olan, grnmez olan ima etmek iin kullanr. Romantiklere gre felsefe ironinin hakiki evidir. Socrates, felsefede ironiyi yntem dzeyine ykselten bir filozoftur. O, cehaleti, hasmnn argmann rtmek iin kullanr. Socratesin retoriksel ironisi romantik dnrlerde iir ve felsefenin fzyonunundan oluan bir sze dnr. Romantik dncenin vazgeilmez kavramlarndan biri olan imgelem aslnda paradoksaldr; nk hem insann fizik dnyann bir paras olduunun hem de ondan yabanclamasnn ifadesidir. mgelem, bir anlamda sanatnn zne olarak kendini at noktadr. mgelem, sanatnn tm tekiler iinde kaybolduu bir uraktr. Romantik estetik bu paradoksu bir ironiye dntrr. Romantik sanatnn yapt, hem duygusal olarak gerek hem de teknik olarak gerek-ddr. Romantik estetik, bu durumu bir kader olarak kabul eder ve ondan kurtulmaya almaz. Bu nokta, romantik estetiin, modern ve hatta post-modern estetie ald noktadr.

Megill, Arln Peygamberleri adl kitabnda Behlere bavurarak romantik okul ile Nietzsche arasndaki ilikiyi vurgular:

Behler, Nietzsche ve lk Romantik Okul balkl yazsnda Nietzschenin dncesi ile 1795 ile 1800 yllar arasnda Athenaeum dergisi etrafnda toplanm olan kiilerin dnceleri arasndaki ilikiyi inceler. Behler, Nietzschenin yazlarnda nemli yer tutan birok temann daha nce Schlegel evresinin yazlarnda grldn gsterir. Her ikisinde de bir yeni mitoloji aray eklinde ortaya kan benzer bir mitoloji klt, sanatn benzer bir biimde kutsallatrlmas, kltrel zevksizlik (philistinism) karsnda duyulan benzer bir horgr, fragman [parack] ya da aforizmalara dayal bir sluba ynelik benzer bir tercih, Grek ruhunun yeniden canlandrlmasna dayal bir estetik devrim ynndeki benzer arzu, benzer bir estetik dnce aray ve felsefenin geleceinin bir ekilde sanat kaynaklarna bal olaca yolundaki benzer bir beklenti olduuna dikkat eker. Herkesin bildii gibi, Nietzsche entelektel kariyerinin byk blmnde Romantizme saldrmtr. Behlerin denemesinin en nemli ynlerinde biri, Nietzschenin bu terimi kullanrken neyi kastettii konusundaki aklamasdr. uras kesindir ki, Erken Alman Romantiklerini kastetmemitir.28

27 28

Romantiklerin, edebiyat ile felsefe arasndaki snrlar ykma perspektifi Nietzsche ve sonrasnda da
bkz. Andrew Bowie, age, s. 44. Allan Megill, age, s. 34-35.

36

devam eder. Aslnda romantiklerin melez sylemi, Heidegger, Adorno, Derrida ve Foucault gibi birok dnrn yaptlarnda yaam bulmaya devam etmitir. Tpk romantikler gibi Nietzschede felsefenin iir ve sanata ok yakn bir etkinlik alan olduunu dnr. Hatta felsefe sanat, sanat ise felsefedir. Ad anlan dier dnrlerin hepsi bu yaklam paylarlar. Bu tema, romantik bir temadr.

Bu nokta Habermasn da dikkatini ekmitir. Modernliin Felsefi Sylemi yaptnn Nietzscheye ayrlm olan Postmoderniteye Giri: Bir Dnm Noktas Olarak Nietzsche balkl blmnde Habermas, Nietzschenin estetik anlay ile romantik estetik arasndaki sreklilii vurgular. Habermasa gre, Nietzsche, tarihe Dionysosu yaklam asndan zgn deildir. Yunan trajik korosunun eski Yunan Dionysos kltndeki kkenine ilikin tarih tezi, modernlik iin eletirel olan noktasn erken romantizmde zaten gelitirilmi olan bir balamdan edinir.29 Hatta Habermas, Nietzschenin kendisini srarl bir ekilde romantiklerden uzak gstermeye almasn da manidar bulur. nk aslnda Nietzsche ile romantikler arasnda ciddi bir dnsel yaknlk sz konusudur. Habermasa gre bunun nedeni, romantiklerin Dionysosu sa ile eitlemelerdir. Nietzsche aslnda romantik bir temay srdrmesine ramen srf bu nedenle romantiklerle arasna mesafe koymay tercih etmitir.30

Erken Alman Romantik dncesinin, gnmzn modernlik tartmalarnda ele alnan temalara deinmi olasn nasl deerlendirmeliyiz? Bir adan bakldnda, Habermas izleyerek modernliin diyalektiini vurgulayabiliriz. Modernlik, her zaman kendi iinde tekini barndran bir sretir. Moderni, modern klan biraz da budur; kendi eletirisini, muhalefetini iinde tamas. Byle bakldnda modernlik sonrasndan modernlie ynelen eletiriler bir tr zppelik olarak okunabilir. Ancak baka bir adan bakldnda, eer modernlik daha doarken bylesi eletirilere tabi tutulduysa, belki de modernlik iflah olmaz bir ekilde sorunluydu. Erken Alman Romantikleri belki de, modernliin bugn bamza at dertleri iki yzyl nceden hissettiler. O halde, en azndan bir ayamz modernin dna atmadan moderni nasl eletirebiliriz? Ya da iki ayamz da modernin dnda tutarak moderni eletirebilir miyiz? Belki de ikisi de ayn sorudur. Sanki hala romantiklerin at bir ada yayoruz. Bugn modernlik damarlarmzda dolayor. Su ierken, nefes alrken bile moderniz artk. Ancak huzuru ebediyen kaybettik. Modernlik bize akl verdi ama karlnda huzuru bizden ald. Bu ruh hali romantiktir ve bunu ilke olarak romantikler hissetmilerdir. Onlar modernlie kar ilk isyan gerekletirmilerdir. Bu isyan tinsel bir isyand. Bugn, bizlerin ok somut olarak yaadmz modernliin skntlar, onlarn yaad ada, akas, pek de ortalkta grnmyordu. O halde, romantikler nasl oldu da romantik yapt ortaya koyabildiler. Bu sorunun yant sanldndan basittir. Onlar, bugn bizim aklmzla kavradmz skntlar, o gnlerde hissettiler; nk onlarn duyarll ok daha gelikindi. Aslnda romantik yaptn kendisi, tek bana, insann sadece akldan ibaret bir yaratk olmadnn kantdr. nsann modern akl tarafndan bastrlm birok yn, bugn baka kisveler altnda yeniden gncellemektedir. Aslnda bunlar bize romantikler iki yzyl nceye sylemeye altlar; ancak seslerini pek duyuramadlar. Onlarn, bakalarndan farkl olarak tadklar duyarllk estetik bir duyarllktr. Hep sylenir; sanatlar duyargalar hassas insanlardr. Bilim adamlarnn, filozoflarn henz adn koyamadklar eyi sanatlar onlardan ok nce hissederler. Bilim ve felsefe ou zaman sanatn at patikalar yol haline getirirler. Onlar, sanatn zel ve tekil duyarllndan genel ve evrensel sonular karrlar. Sanat gittii yoldan dnerken, yolda bilim ve felsefeyle karlar. Schellinge gre, sanat bilime rnek oluturur, sanatn bulunduu yere bilimin nce ulamas gerekir.31 Bayku gece grr. Bayku bu nedenle sanatn simgesidir. Romantikler, sanata zg bu zellii, insana ait tm edimlerde mmkn klmaya uramlardr; sanat, bilimi, felsefeyi bir klmaya almlardr.

29 30 31

Jrgen Habermas, Philosophical Discourse of Modernity, Polity Press, 1995, s. 92. bkz. Jrgen Habermas, age, s. 92. Schellingten aktaran T.W. Adorno & Max Horkheimer, Aydnlanmann Diyalektii I, s. 36

37

SONU

nc blmde, modernlie ve modernliin temel bir kurumu olan modern bilime ynelik Romantizmin ortaya koyduu felsefi tavr zerinde durulmutur. Romantizmin modern felsefeye ynelik eletirilerinin birounun ada dnce iinde zellikle post-modern tavr savunan dnrler arasnda da yaygn olduu gsterilmeye allmtr. Bylece post-modern yaklamn getirdii bilim eletirilerinin Romantizmle olan balants da gz nne serilmek istenmitir.

KAYNAKA ALTU, Taylan, Kant Estetii, Payel, stanbul, 1989. BERLIN Isaiah, The Roots of Romanticism, Chatto&Windus, 1999. BOWIE, Andrew, Aesthetics and Subjectivity: From Kant to Nietzsche, Manchester University Press, Manchester and New York, 1993. EAGLETON, Terry, Estetiin deolojisi, ev. Hakk Hnler vd., zne, stanbul, 1998. HABERMAS, Jrgen, The Philosophical Discourse of Modernity, Polity Press, 1995. MEGILL, Allan, Arln Peygamberleri, ev. Tuncay Birkan, Bilim ve Sanat, Ankara, 1998. KANT, Immanuel, Seilmi Yazlar, ev. Nejat Bozkurt, Remzi, stanbul, 1984. NOVALIS, Philosophical Writings, SUNY, 1997. SCHULTE-SASSE, Jochen (ed.), SCHLEGEL, Theory os Practice, University of Minnesota Press, 1997.

38

SORULAR

1.Romantik dnce ile Kantn uyuamad nokta hangisidir? 2.Kantn nc Eletirisinin ilk iki Eletiriyle olan ilikisi nasldr? 3.Romantizmin doa bilimleriyle ilikisi nasldr? 4.Derridann diffrance kavramyla Romantizmin ilikisi nedir? 5.Habermasa gre Nietzschenin Romantizmle ilikisi nasldr?

39

CEVAPLAR

Cevap-1: Estetik alann ikincil konumu.

Cevap-2: Kantn nc Eletirisi, ilk iki Eletirinin tanmlad doal zorunluluk alan ile zerk znelerin alan arasnda bir kpr kurma abasdr. Dolaysyla estetik, epistemolojik olanla etik olan arasnda bir kpr ilevi grmektedir. Descartes, bilen zneyi Tanrya gnderme yapmadan dnmsellik zerinden ina etmiti. Ancak daha sonra znenin dnya ile olan ilikisinde tekrar Tanrya geri dnmt. Kantn yapmaya alt bir anlamda bu ilikiyi teolojiden bamsz bir biimde gerekletirmekti. Estetik, romantiklerden nce Kantn dncesinde, teolojinin yerini doldurmaya heveslidir. Kant, bilinebilir olann snrn grnm ile kendindeey arasnda bir yerde izmitir. Ona gre, zne doay ancak kendisine grnd kadaryla bilebilir. Yani ayn zne, kendinde-dnyay bilemez. Kant ncesi felsefe kendinde-dnyaya teolojiyle bakmtr. Alman idealist-romantik dncesi ise, ayn dnyaya estetikle bakmaktadr. Bu geiin sorumlusu Kant ve zellikle de Yarggcnn Eletirisidir.

Cevap-3: Romantikler, doa bilimleri alannn snrlar iinde bile olsa, doann nedensel yasalara indirgenemeyeceini savundular. Doann mekanik bir ekilde tasarlanmas, yani bir anlamda doaya bakldnda grlenin bir makine olmas romantik ufkun tamamen dndadr. Kantn felsefesinde, mekanik doa tasarmnn panzehiri, dncenin bir izdm olarak ileyen doal organizma kavramdr. Dnce, nesnenin olas grnmlerinin toplamndan fazla bir eyler ierir. Kant bunu dehann rn sanat yaptyla ilikilendirir. Bir anlamda, sanat yapt, doann erekselliinin organik bir sonucudur. Burada ilikiyi salayan erektir. Anlama yetisi, eyler arasndaki mekanik ilikileri anlamak iin gereklidir. Ancak erekleri anlayabilmek iin akl vazgeilmezdir. Dolaysyla, etkinlik ve hedefler olmadan akl gerekleemez. Bu, verili bir ey deildir; znenin tad bir potansiyeldir.

Cevap-4: Romantik diffrance, felsefi anlamda en gzel ifadesini Fichtede bulur. Fichteye gre, Ben (Ich) kendini, bir Ben-olmayana (Nicht-Ich) gereksinim duyarak ina eder. Ben-olmayann varl Beni geerli klar. Bu noktada kimlik bir zdelik olmaktan kar. Yani, ne A eittir Adr ne de A eit deildir Adr. Bu zdelikle farklln birlikteliidir ya da zdeliin sonsuza ertelenmesidir. Farklln temsili, kendiliin temsilidir. Diffrence diffrancedr. Diffrence diffrance deildir. Rimbaudnun dedii gibi, ben bakasdr.

Cevap-5: Habermas, Nietzschenin kendisini srarl bir ekilde romantiklerden uzak gstermeye almasn da manidar bulur. nk aslnda Nietzsche ile romantikler arasnda ciddi bir dnsel yaknlk sz konusudur. Habermasa gre bunun nedeni, romantiklerin Dionysosu sa ile eitlemelerdir. Nietzsche aslnda romantik bir temay srdrmesine ramen srf bu nedenle romantiklerle arasna mesafe koymay tercih etmitir.

40

4. Blm e-Ders Kitap Blm

41

ZET

Drdnc dersimizde Romantizmin siyasal ve toplumsal konulardaki grlerini ve zellikle de modernlie getirdii eletirileri ele alacaz. Bu balamda Romantizmin modernlie ynelik eletirilerde vazgeilmez bir kaynak olduu ortaya konmaya allacaktr.

4. ROMANTK ELETR II: SYASAL VE TOPLUMSAL ROMANTZM

4.1. Romantizmin Siyasal ve Toplumsal Tavr

Romantizm her ne kadar daha ok bir edebiyat akm olarak gzkse de, aslnda siyasi dnce tarihi asndan da nemli bir yer tutar. Alman romantikleri, modern siyaset kuramna ciddi katklar yapm bir gruptur. Romantikler, Aydnlanma eletirisinden balayarak, genel anlamda bir modern toplum eletirisi ortaya koymulardr. Bu yaklamn ana hatlar u ekilde izilebilir: Mekanik bir toplum modeli yerine organik bir toplum anlay; toplumsal szleme kuram ve liberal bireycilik eletirisi, cins kimliklerinin toplumsalln ve siyasiliini vurgulayan ve bu kimlikler arasnda eitlii talep eden bir cinsel politika. Bir bakma, bu yaklam ve hedeflerin birbirleriyle eliik olduu aktr. Ancak aka bir mucize aray olan romantik dnce, bu eliik ve gerilimli paralar kendi kimliinin vazgeilmez paralar olarak grmtr. Romantikler bir yandan organik bir toplum modeline daha yakn dururken ve liberalizmi eletirirken dier yandan bireysel zgrlklere ve bireyin kendini gerekletirme servenine sonuna kadar bal kalmlardr. Romantikler, ayn ekilde, bir yandan Aydnlanmann ilk ciddi eletirmenleri olurlarken, dier yandan akln eletirel potansiyeline sonuna dek bal kalmlardr. Eletiri kavram romantik dncenin en vazgeilmez dayanaklarndan biridir. Ama ayn zamanda modern akln, rnein, doay mekanik bir ekilde tasarlam olmas romantik dncenin en ok tepki duyduu konulardan biridir.

Ortaya k dneminde, Romantikler liberalizm ile muhafazakrlk arasnda bir konuma sahip olmulardr. Aslnda bu bilinli bir tercihtir nk romantikler her iki yaklamnda ciddi sorunlar olduunun farkndadrlar. Liberalizm, kiisel zgrlkleri vurgularken toplumsal ilikileri ou zaman geri plana iter. Muhafazakrlk ise, toplumsal dzeni vurgularken, kiisel zgrlkleri gz ard eder. Romantizm, liberalizmin kiisel zgrlkler zerine yapt vurguya katlrken, ar bireycilie ve toplumun bireysel kar peindeki aktrlerin bir toplam olarak grlmesine kardr. Yine romantizm, toplumsalc bir vurguya her zaman katlrken, toplumsal ve siyasal hiyerariye, bireyin topluma feda edilmesine kardr. Romantikler bu gerilimin devlet ile zlebileceini dnrler. Ancak bu devlet vurgusu, romantikler iin en azndan erken dnemde bir devlet hayranl halinde deildir. Romantizmin bu konudaki genel tavr, uzun vadede devletin yok olmas gerektiidir. Bunu salayacak olan da, Aydnlanma (Afklarung) ve Eitim (Bildung) dir.1

Erken dnem romantikleri ge romantizmden ayran temel noktalardan biri zaten toplum ile devlet arasnda yaptklar ayrmdr. Romantikler, devrimle birlikte ortaya kan toplumsal dalma ve arkasndan gelien kapitalizmle birlikte kokuya kaplp devlete daha yakn durmaya balamlardr. Romantikler, bireysel alana ait saydklar baz konularda bekledikleri gelimeler gereklemeyince, bu alan devletin doldurmasna
1 bkz. Frederick Beiser, Enlightenment, Revolution and Romanticism, Harvard University Press, 1992, s. 223.

42

ses karmamlardr. Ve giderek, devleti, toplumu ayakta tutacak tek eymi gibi grmeye balamlardr.2

Ksacas, erken dnemde yani 1700lerin sonu ile 1800lerin hemen banda romantikler tam anlamyla milliyeti, muhafazakr ya da gerici deildirler. Fransz Devrimine kar olan tepkileri balangta kesinlikle hayranlktr. Hatta romantizm, her ne kadar ncelikle bir Aydnlanma eletirisi olsa da, Aydnlanmann ve Devrimin ideallerine ve nsanlk (Humanitat) anlayna baldr.

Romantikler genellikle Katolik, monari hayran ve Fransz Devrimine dman olarak deerlendirilir. Aslnda balangta hepsi devrimi coku ve sempatiyle karlamtr. Gerekten de onlarn Katoliklie ve monarik mutlakyetilie dn, her zaman iki u arasnda blnm olan romantizmin iki anlamllnn sonucu olduu kadar, bu kuan karlat tarihsel ikilemden kaynaklanyordu. Fransz Devriminin iki yn vard: Devrimci bir hareket olarak Avrupa toplumlarna evrensel bir insan grs ve yeni bir toplum ile Devlet kavray sunmu; ulusal bir hareket olarak lke dnda Fransz yaylmacln ve lke iinde Richelieunn balatt merkezileme politikasn glendirmitir.3 Hlderlin, Haziran 1792de, kz kardeine yle yazar: Dua et de devrimciler Avusturyallar yensin, nk aksi takdirde prensler iktidarlarn korkun derecede ktye kullanacaklar. nan bana ve insan haklarnn savunucular Franszlar iin dua et.4

Novalis, Schleiermacher, Schelling, Hlderlin ve Friedrich Schlegel, Fransz Devrimini byk bir hayranlkla karlamlardr. Devrimin idealleri olan zgrlk, eitlik ve kardelik, romantik dncenin byk lde sahiplendii ideallerdir. Ancak bu ak ok uzun srmemitir. Bir sre sonra romantikler Devrimin egoizm, materyalizm, faydaclk retmeye baladn ve ideallerinde giderek uzaklamaya baladn fark etmilerdir. Romantizm kadar idealleri kapitalizm ile elien bir yaklam az bulunur. Romantizm bir sosyalizm deildir, ama kesinlikle bir anti-kapitalizmdir. Romantikler, Devrime yabanclatklar lde, onun nerdii siyasal format olan cumhuriyete de kukuyla bakmaya balamlardr. Bir anlamda, romantiklerin muhafazakrlamas buradan balar. Ancak idealler boyutunda deien bir ey yoktur. Hatta Devrimin terk ettii ideallerini romantiklerin devrald bile sylenebilir. Vurgulanmas gereken bir dier nemli noktada romantiklerin devrimci bir ruha sahip olmalarna ramen, siyasal anlamda devrimci olmadklardr. Romantikler, Devrime hayran iken de, sonra onu eletirirken de devrimci deildiler. Hibir dzen, tamamen yklp yerine yepyeni bir dzen getirilecek kadar kt, hibir ideal de mkemmel deildir. Romantik dnce, her ne kadar cokulu bir idealizmle tanmlansa da, ideallerine bile sanki biraz uzaktan bakar.

Romantikler, bir yandan liberaller, dier yandan da muhafazakrlar tarafndan eletirilmi ve hatta tehlikeli grlmtr. Bu yaklamlarn bir baka boyutu da, romantizmi yeterince siyasal bulmamalardr. Modern Alman muhafazakrlarnn en nemlilerinden biri olan Carl Schmitt de bu gr paylamaktadr. Siyasal Romantizm (Political Romantisism) balkl yaptnda romantizmi apolitik bir hareket olarak deerlendirmektedir. Ona gre, romantizm, sanata ar vurgu yapan estetik bir harekettir. Romantikler, ahlak, din, tarih, siyaset gibi alanlar estetiin dolaymnda ele alrlar. Schmitte gre, romantiin ideal (estetik) dnyas, siyasetten balarn koparmtr. Eer bu dnya iinde siyasete yer varsa, bu sadece romantik imgelemi glendirmek iindir. Schmittin eletirisine hedef olan bu nokta, baka bir bak asndan romantik siyasetin, eer yle bir ey varsa, en gl noktasdr. nk her trl siyasetin temel zaaf olan arasallama, konunun hemen nesnelemesi, romantik siyasette mmkn deildir. Romantik siyaset her zaman ideal tarznda bir siyasettir. Schmitt zellikle romantiklerin estetik zerine yaptklar vurguyu eletirir. Ona gre, romantiklerin yaptlarnda siyasal ya da toplumsal olana yaplan gndermeler ok snrldr. Bu, byk lde dorudur. Ancak bu noktada, siyaset ve toplumun ne anlama geldiini sormak gerekir. Aslnda, Schmittin ve biroklarnn romantikleri apolitik olmakla suladklar ltler pek de geni olmayan bir siyaset ve toplum
2 3 4 bkz. Frederick Beiser, age, s. 223. bkz. Octavio Paz, amurdan Doanlar, ev. Kemal Atakay, Can, stanbul, 1996, s. 45. Octavio Paz, age, s. 46.

43

anlayna dayanr. Modern toplumsal bilimler de, bu alanlara hep bir nesnellik panii iinde yaklamtr. Oysaki bugn, znellikleri, btn deil paray, minr olan gz ard etmenin mmkn olmad bir ada yayoruz. Romantikler, modernliin ok erken bir dneminde, znellikten gocunmayan, siyasal olan da, toplumsal olan da buralarda arayan bir dnce seenei sunar.

in ironik taraf, Schmitt gibi muhafazakrlar ya da birok liberal romantikleri apolitik bulurken, Naziler onlardan hayranlkla sz ederler. Yani Nietzschenin bana gelen bela romantikler iin de geerlidir. Hemen sylenmelidir ki, bu tek tarafl bir aktr. Her ne kadar ge dneminde romantizm zellikle milliyetilie ve devletilie dnmse de, Romantizm ncelikle zneye yaplan bir vurgudur. Bu adan, her trl otoriter siyaset romantik imgelemin dna der.

Romantikler siyasal anlamda lml bir tavra sahiptiler ve bir anlamda reformisttiler. Onlar iin, daha iyi bir toplum, daha erdemli ve daha bilge znelerden oluan bir toplumdur. Bu da ancak aydnlanma ve eitimle salanabilir. Burada aydnlanma ile kastedilen, zgl Bat Aydnlanmas deil, genel anlamda aydnlanmadr. Romantikler, bu adan aydnlara ciddi bir sorumluluk dtne inanmlardr. Ksacas, romantikler ne devrimci, ne de gerici sadece reformisttiler. Ve bu konuda estetie de nemli bir ilev yklemilerdir. Sanat ok nemli bir Bildung aracdr. Romantikler bu adan Schillerin nsann Estetik Eitimi iin Mektuplar yaptnn ierdii anlay sahiplenmilerdir. Schiller, sanatn ve sanatnn toplumsal ve siyasal roln ok gl bir vurguyla belirlemitir. Romantiklere gre, Bildung, toplumsal ve siyasal deiimin en nemli kouludur. Romantikler, bu anlamda sanata akldan daha ok gvenirler. Aslnda, romantiklerin yaam estetize etmeleri, bal bana siyasal nitelikli bir tavrdr.5

Romantiklerin Aydnlanma ile olan ilikisi de sorunlu bir ilikidir. Romantizm, ok ciddi bir Aydnlanma eletirisidir, ama bir irrasyonalizme de indirgenemez. Akln eletirel yetenei, romantiklerin vazgeemedii bir eydir. Amansz bir eletirellik, romantizmi en ok niteleyen zelliklerden biridir. Novalis, Hlderlin, Friedrich Schlegel ve Schleiermacher, eletirinin felsefe, sanat ve bilimdeki rolnn altn defalarca izmilerdir. Onlarn Aydnlanma eletirisinin temeli, Devrim eletirilerinde olduu gibi, onun ideallerine ihanet etmesidir. Kantn Aydnlanma Nedir? Sorusuna Yant balkl yazsnda belirttii gibi Aydnlanma a bir eletiri adr. Ve bu eletiriyi tarihin bir noktasnda dondurmak ve dnyaya artk bu noktadan bakmak Aydnlanmaya dhil deildir ya da ona ihanettir. Modern yaamn radikal eletirisi romantizmin temel varolma nedenidir. Dolaysyla Romantikler, bir anlamda, tm modernlik eletirilerine temel olutururlar. Bir yanda Marx ve Weber, dier yanda Nietzsche ve Heidegger romantik eletiriyi srdrenlerdir. Hatta amzn en nemli modernlik eletirilerinin sahipleri olan Adorno, Horkheimer ve Benjamin gibi Frankfurt Okulu dnrleri ve Foucault, Derrida gibi post-yapsalclar da bu izgiye dhil edilebilir. Foucaultnun son dneminde, Kantn metni hakknda yazd Aydnlanma Nedir? ve Doruyu Syleme Sanat gibi yazlarda, kendisini Kant ile balayan bu eletirel gelenein iine, ismi daha nce zikredilenlerle birlikte yerletirdii grlr.6* Romantikler de bu gelenein iindedirler.

Romantiklerin de vurgulad, Aydnlanmann kendi ideallerine ihaneti, Adorno ve Horkheimern Aydnlanmann Diyalektii yaptnn ana temasdr. Frankfurt Okulunun en gl yanlarndan biri, Aydnlanmay yeni batan yazmalardr. Getirdikleri toplumsal eletiri, bir bakma modern akln eletirisidir. Bunun temelinde de Aydnlanmann ulat sonular yatmaktadr. Frankfurt Okuluna gre Aydnlanmann vard sonu kendi kendini imhadr ve bunun iki ana nedeni vardr. Bunlardan ilki, Aydnlanmann akl getirdii noktada bireyin siliniidir. Adornonun deyiiyle, niteliksel olarak farkl olan ve zde olmayan (non-identical), niceliksel zdelik iinde erimitir.7 Akln yalnzca amalara ulamak iin kullanlan aralarla tanmlanr
5 6 7
*

bkz. Frederick Beiser; age, s. 229. Bu tartmalarn ayrntlar iin bkz. Toplumbilim, Aydnlanma zel says, say:11, Balam, Temmuz 2000. T.W. Adornodan aktaran Martin JAY, Adorno, Harward University Press, Cambridge, Massachakiletts, 1984, s. 37.

44

olmas yeni bir egemenlik biimi yaratmtr; tmelin akl yoluyla tikel zerindeki egemenlii. nk artk tmel akln somuttaki gereklemesi gibi grnmektedir bireye. Bu dayatma bireyce gereklemi evrensel akl olarak alglanmakta ve bireyin toplumsal iblmndeki konumu dolaymyla da srekli yeniden retilmektedir.8 Bu, bir anlamda, tmelin bireyin akln igal etmesidir. Birey kendi varln tmelin kendisine ngrd rollerin dnda tanmlayamaz olmutur. Efsanevi burjuva bireyi yoktur artk.

kinci neden ise, Aydnlanmann zne ile doay birbirinden kesin izgilerle ayrmasnda yatmaktadr. Mit, insan doaya tabi klarken, Aydnlanma doay insana tabi klmtr. Bu mutlak ayrm insann iinde varolduu doay kendisine tamamen dsal bir ge olarak alglamasna yol am, bu da doann insan iin eylemesine neden olmutur.9 Modern dnemde, bilim ve teknoloji insann doa zerindeki egemenliinin aralar haline gelmitir. Doa yalnzca zerinde egemenlik kurmak iin hakknda bilgi edinilecek bir nesneye dnmtr. Ancak insann doa zerindeki bu egemenlii, ayn zamanda insann kendi zerinde de bir egemenlik yaratmtr. nk insan da iinde yaad doann yazgsn paylamak durumundadr.10 Sonuta insan ycelten akn zne konumlandrmas ki modern dncenin temelidir, insann kn de hazrlamtr. Bylece, insann doa zerindeki egemenlii, hem insann, hem insann i doasnn ve hem de doann egemenlik altna alnmasyla sonulanmtr.11 Bir bakma, her iktidar ilikisinde, iktidarn znesi, nesnesinin kaderini paylamak durumundadr.

Her znede, modernliin ya da genel anlamda toplumun gerekletii bir nokta vardr. Bu, modern dnemde akl zerinden gerekleir. Modern dnemde akl, toplumun znedeki ajandr. Akl, zneye taklm bir protezdir.12 Her protez, iinde yer ald bedenin iindedir, ama ayn zamanda ona dsaldr. Protez hem o bedene aittir hem de o bedende darnn temsilidir. Protez akl, modern iktidarn aracdr. Modern zne cyborgtur.13 Cyborg ya insandr, yar robottur. Hem insandr hem robottur. Ne insandr ne robottur. Aydnlanmann ileri srd gibi, akl sadece ilerleme, zgrleme deildir. Akl ayn zamanda iktidar, egemenliktir. Akln diyalektii iki farkl grnm arasndaki bir gerilimdir; herkese eit uzaklkta evrensel olarak akl ve tikelin egemenlii olarak akl. Bu gerilim, Aydnlanmann, akl, mit ve egemenliin toplam olduu sonucuna varmak iin yeterli bir nedendir. Bir anlamda mit zaten bir aydnlanmayd ve aydnlanma mite dnmtr.14 Modern insan iin zgrln ve kendilik bilincinin bedeli ok ar olmutur. Franfurt Okulunun sylemi, ayn zamanda, romantik bir sylemdir. Adorno ve Horkheimer ile romantikler Aydnlanmaya ayn pencereden bakarlar. Romantiklere gre, modernlik insana, kazandrdndan ok kaybettirmitir. Benjaminin diliyle sylersek, modern dnemde insan halesini yitirmitir. nsan teki, zgnln, biricikliini kaybetmitir. Mekanik yeniden retim anda her zne bir dierinin aynsdr. Ayn eyleri yiyeni ayn eyleri ien, ayn eyleri dinleyen, ayn eyleri seyreden zneler ayn eyleri dnmeye, ayn eyleri hissetmeye balamtr. Herkes ayndr. Herkesin ayn olduu yerde kimse kalmamtr. zne bitmitir, tkenmitir. Socratesi yaad kent Atina idama mahkm etmitir. rencileri, infazdan bir sre nce onu Atina dna karmay teklif ederler. Socrates reddeder. Atinann dnda Socrates iin yaam yoktur. Atinann iinde Socrates iin lm vardr. Socrates iin, Atinadaki lm, Atina dndaki hilie yedir. zne modern zamanlarda domutur; orada lecektir; hatta lmektedir de.

4.2. Romantizmin Modernlik Eletirisi


8 bkz. T.W. Adorno & Max Horkheimer, Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989, s. 21-22. 9 bkz. David Held, Introduction to Critical Theory: Horkheimer to Habermas, University of California Press, Berkeley and Los Angeles, 1984, s. 152. 10 Ahmet Demirhan, Modernlik, Aa, stanbul, 1992, s. 78. 11 bkz. Martin Jay, age, s.37 12 bkz. Melih Baaran, Necatigilin iirinde eri/Dar Sorunsal, felsefelogos, say: 5, 1998/4, s. 94-95. 13 Cyborg zerine daha ayrntl bir zmleme iin bkz. . Emre Ik, Siber zneler, znenin Dili, Balam, stanbul, 2000, s. 100104. 14 T.W. Adorno & Max Horkheimer, age, s. 16.

45

nsanolu modernlii ina ettiini dnmtr. Bu yanl bir dnce deildir. Ancak en az onun kadar yanl olmayan bir gerek de udur: Modernlik de insan ina etmitir. Modernlik ve zne bir madalyonun iki yz gibidir. Bir anlamda modernlik ve zne ayn yolun yolcusudur. Ya da her ikisi de ayn kaderle yazgldr. Modernlik ve zne birbirlerini tahrik ederler; her birinin varl tekinin kouludur. Modernliin, znenin doduu dnem olduu sylenir. Dorudur. Ama paradoksal bir biimde modernlik ayn zamanda znenin ld dnemdir. Modern dnce, zne ile nesnenin kategorik ayrmna dayanr. Yani zne nesneden bamsz olarak, nesne de zneden bamsz olarak tanmldrlar. Bu bir anlamda znenin ve nesnenin her birinin kendisiyle zde olduunu varsaymaktr. zneyi oluturan en nemli nitelik kendilik bilincidir. Hatta kendilik bilincini oluturamam biri, zne olarak tanmlanamaz. Modern znenin, kendi dndaki tm dnyay deerlendirirken kulland temel referans kendisidir. Modern zne bal bana bir kimsedir. Modern zne, bir kimse olduu kadar hikimsedir de ayn zamanda. O herkesten biridir. Modern zne, hikimse ile herkesin birbirine dedii noktadr sanki. Modern zne ben szcn ok kullanr. rettii her tmcenin iinde neredeyse bir ben vardr. Ama eer herkes ben ise aslnda hikimse ben deildir. Ben ii bo bir iddiaya dnr modern dnemde. Bunu en gzel ifade eden Heideggerin u satrlardr:

nsann gnlk yaam olanaklar tekilerin koyduu llerce belirlenir. Bu tekiler belirli tekiler deildir. Her teki btn tekilerin yerine geebilir. nemli olan, insann farknda olmakszn devrald, tekilerin sessiz, gze batmayan egemenliidir. nsann kendisi, tekilerin bir paras olarak, onlarn gcn salamlatrr. Aslnda onlarn bir paras olduunu gizlemek iin insann tekiler diye adlandrd ey, gnlk birlikte olmay oluturanlar, yani her zaman burada olanlardr. tekilerin kimlii, ne bu ne de u kimse, ne insann kendisi ne baz kimseler ne de hepsinin toplamdr. Onlarn kimlii kimsesizlik ya da herkesdir.15

Eer bu satrlarn bir deeri varsa, ben gerekten de bir iddiadr ncelikle. Alman filozofu Dilthey, kendilik bilincini bir ben-deme (Ich-sagen) durumu olarak grr. Hakldr. Her zne kendisine, ama sadece kendisine ben der. Dolaysyla herkes kendisinin ben olduunu iddia etmektedir. Modern, iinde herkesin ben olduunu iddia ettii adr. Modern ada herkes bendir; dolaysyla hikimsedir. Modern, zne iin hem bir rahim hem de bir tabuttur. Modern Caf ile premodern Kahve arasndaki fark sadece bir yazl ve okunu fark deildir. Her ikisinde de insanlar oturur ve ay, kahve ierler. Krn Kahvesinde oturup ay, kahve imek kolektif bir edimdir. Hep birlikte davranr bireyler. Krda Kahveye gitmenin hedefi, tekilerle birlikte olmaktr. Kentin Cafsinde ise, kalabalk bir grntdr. Saysz zne birliktedir ancak herkes tek banadr. Cafde tm kalabalna ramen yalnzlk vardr. Modern kentin kalabal bir adalar topluluudur. Novalis, her ngiliz bir adadr der. Bir adadr modern zne. Ve kalabalklar iinde bile yalnzdr aslnda. Belki de kalabalklar arasnda yalnzlk daha kolaydr, hatta kaderdir.

Modern kent kamudur. Kamu kalabalktr. Modern kent ylesine kalabalktr ki, orada faili mehul cinayetler ilenir herkesin gz nnde. Ne yaman bir paradokstur bu. Biri gelir, dierini herkesin gz nnde ldrr. Bunun koulu kalabalktr. znelerin birbirlerini tanmamasdr. Elbette hikimseyi hikimse tanmaz. zne ise bu kalabala mahkmdur. Her ben iddias, dier ben iddialar ile birlikte yaamak zorundadr. Buna belki de toplumsallk demek gerekir. Modernin kamusu ya da kalabal zneyi patolojikletirir. Modern, zneye ancak patalojik olarak tahamml eder. Ya da modern zne patalojik olmakla yazgldr. Modern zne hem bendir, hem herkestir, hem de hikimsedir. Bunlarn hepsinin birliktelii ancak patalojik olarak mmkndr. Modern zne biraz ieriktir, biraz retoriktir, biraz poetiktir,
15 Martin Heidegger, Gnlk nsan ve Onlar Alan, Bedia Akarsu (der.), ada Felsefe, MEB, stanbul, 1979, s. 232-233.

46

biraz fonetiktir, hatta biraz kozmetiktir. Eer bunlarn hepsi geerli ise, o halde zne kaotiktir.

Herkes alannn kendine zg nitelikleri vardr. Birlikte olmann ierdii mesafelilik, temelini, birlikte olmann salad sradan olmada bulur. Heideggere gre:

Yaplp edilenlerden sorumlu hep herkes, daha dorusu hikimse dir. Bylece herkes alan insann gnlk yaam ykn hafifletir, insann yaamay kolaylatrma eilimine yardmc olur. Herkes alannda her kimse tekidir ve kikimse kendisi deildir. Gnlk insann kimlii sorusunun karl olan herkes, insann tekilerle-birlikte-olmasnda kendi varoluunu teslim ettii hikimsedir.16

Buna tahamml etmenin bir yolu ironidir. roni genellikle ciddiyetin yokluu ile tanmlanr. Oysaki modern kent ve zne asndan ok ciddi bir eydir ironi. roni, zneye hem kendisi hem de bakas olmann yolunu aar. Bir yaam tarz olarak ironi, tekil bir kimlikten oul bir kimlie alan kapdr. zne, ironiyle olduundan farkl grnebilir. roni zneyi zgrletirir. ronik kimlik zdeliin farklla dnmesini salar. Kim-lik sadece zdelik deildir, ayn zamanda farkllktr. Dilimizde kim-lik szc bir soru barndrr. Kim? Bat dillerinde ise, kimlik zdeliktir, aynlktr. Trkede kim-lik bir huzursuzlua alr. Bat dillerinde ise huzura kapanr. Aslnda kimlik her ikisini de ierir. Her kim-lik bir federasyondur; hatta belki de konfederasyon. niter bir zne mevcut deildir.

Modernlik, zneyi paralar. Modern zne, hem bir e, hem bir anne ya da baba, hem bir meslek sahibi, hem bir semen, hem bir futbol takmnn taraftar vs. olmak durumundadr. Aslnda bu durumun kendisi ironiktir. Yaamnn tm kritik dnemelerinde aklyla davranm biri iin duygularyla alnm kritik bir karar ironik bir durumdur. roni znenin hem aklc hem duygusal, hem iyi hem kt, hem acmasz hem vicdanl olabilmesini salar. zne, ironiyi yaamn dayatmalarna kar bir silah olarak kullanr. Modern zne iin en gvenli snaklardan biri ironidir. Ancak ironi istisnai bir durumdur. Ya da yle kalmaldr. Kural haline gelmi bir ironi artk melankolidir. Kontrolden km melankoliye de izofreni denir. roni, istisnai olarak znenin bir aya srekli olarak kendilik bilincinde kalarak, dier ayayla farkl kimlikler arasnda dolaabilmesidir. Bunun bir kurala dnm hali melankolidir. Eer znenin ayaklarndan biri bu farkl kimliklerden birinde taklp kalrsa ve geri dnemezse ironi, melankoli zerinden izofreniye dnr. Friedrich Schlegel, ironiyi, kendini retim ile kendini yok etme arasnda srekli bir gidip gelme olarak tanmlar. Hakldr. Modern yaam ite tam da bunun mekndr. Dolaysyla modern zne, ironiktir, melankoliktir, izofreniktir. Modern zne kendisi bile deildir. Tm zneler birbirlerinin yerine geebilirler nk modernlik zneyi ilevi ya da rol ile tanr. Metropolis bir negatif topya olmaktan kmtr; gerein ta kendisidir artk. nsanolu, robotlar tarafndan ynetilme korkusunu, kendisini robotlatrarak bastrmtr. Modern zne bir siber znedir. Modern zne dijital bir znedir. Modern zne bir plktr. Modernlik tm pisliklerini znede biriktirir. Derin zne ok kt kokar. Bu zne, Adornonun dedii gibi artk bir sahte-bireydir. Her bir zne dierinin yerine geebilir. Niteliksel farkllklar, niceliksel zdelik iinde erimitir. Her niteliksel farkllk iddias, teslimiyetin bedelini ykseltmek iin nceden planlanmtr sanki. Bu zne, Lukacsa gre eylemitir. zne eydir. Dilimize yapm olan, bir trl kurtulamadmz ey szc gibi. eyde, btn farkllklar zdelikle sonlanmtr. eyde her ey ayndr. Modern zne para gibidir; bir evrensel deikendir. Simmel onu parayla u ekilde karlatrr:

Para yalnzca, herkes iin genel olanla ilgilenir: Deiim deerini sorar, btn nitelii ve bireysellii u soruya
16 Martin Heidegger, age, s. 234-235.

47

indirger: Kaa? nsanlar arasndaki btn samimi duygusal ilikiler bireyselliklerinden temelleniyor iken, rasyonel ilikilerde insan, hesaba, bir say gibi, kendi iinde birbirinden farksz bir unsur gibi katlr. lgilenilen yalnzca nesnel, llebilir baardr. Bylece metropol insan, tccarlaryla ve mterileriyle, hizmetlileriyle ve hatta ou zaman sosyal iliki iinde bulunmak zorunda olduu kiilerle hesaba katlr.17

Para, eylerin btn nitel farklarn kaa? terimiyle aklar. Para, btn renksizliiyle ve farkszlyla btn deerlerin ortak adlandrcs haline gelir; eylerin zn, bireyselliklerini, zgl deerlerini ve karlatrlmazlklarn, geri dn olmayacak biimde boaltr. Sabit olarak hareket eden para akntsnn iinde btn eyler, eit zgl arlkla yzerler.18

rettii zneyi teslim alan modernlik, paradoksal bir biimde ona sonsuz zgrlkler de sunar. Elbette kullanabilenler iin. zneyi ezen kalabalklar ayn zamanda ok iyi bir gizlenme mekndr. Kalabalklar, yaama katlmadan yaantlar retebilme olana salar. Yaam zneleri aar ve hatta onlar retir. Yaant ise znenin yaamdan devirdii eydir. Dolaysyla, sanldnn aksine, insanlarn yaamlar olmaz, ancak yaantlar olur. Modern zne yaama katlmak zorunda deildir; onun kysnda da yaayabilir. Yaantlar, yaamn hem iinde hem dndadr. nk bir yandan, yaantlarn oulluu, yaamn varln garanti altna alrken, dier yandan da ayn oulluk isyan tahrik eder. Her yaant, yaama kar potansiyel bir isyandr. Ya da yaam ile yaantnn zdesizlii umudun hala korunabilmesine olanak salar. Modernlik, tembel krn karsna alkan kenti karmtr. Ama, aslnda, en sofistike aylaklk mekanlar kentte sakldr. Modern kent zneye herkesin iine saklanarak hibirilemek iin sonsuz olanaklar salar. Aylaklk, orada olmakla olmamann imknsz ortalamasdr. Aslnda her ortalama imknszdr, nk her ortalama kurgusaldr. Dolaysyla ortalamalar gereklie dhil deildir. Ancak modernlik ortalama zne talep eder. Tekil znenin zgrl, ortalama zneye uzaklnn bir trevidir.

Bir kentin modernlii, orada metro sisteminin olup olmamasyla da llr. Ancak sanld gibi, bu bir ulam sorunu deildir. En zgr modern zneler metro istasyonlarnda uyuyanlardr. Dolaysyla modernlik zgrl ancak yeraltnda mmkn klar. Dostoyevskiye Yeraltndan Notlar yazdran, belki de, bunu hissetmi oluudur. zgrlk elde edilmez, ancak hibe edilir. Talep etmek teslimiyettir. zgr zneler talep etmeyenlerdir. Geceleri metro istasyonunda uyuyan zne, Kierkegaardn deyimiyle onurlu yalnzdr. stemeden de olsa, modern kentin niceliksel bykl, niteliksel farklla yaama olana salar. Yeraltnda ya da yerstnde, merkezde ya da evrede farkl yaantlar modern kenti mekn edinirler. Sultanbeyli ile Etiler ayn kent midir? Sultanbeyli ile Etiler ayn dnya bile deildir. On bin dolarlk bir gelir ortalamas ile yz dolarlk bir gelir ortalamas ancak bir modern kentte birlikte yaayabilir. Bunu mmkn klan modernliin ikiyzlldr. Modernlik bir cennettir. Modernlik bir cehennemdir. Modern yaam aslnda bir yaantlar federasyonudur. Modernlik bir egolar federasyonudur. Hatta modernlik bir topyalar federasyonudur. Ya da yle olmaldr. niter bir modernlik mevcut deildir.

Her eye ramen modernlik, znenin evidir. Tpk Heideggerin Dil varln evidir demesi gibi. Modernliin snrlar, dnyann snrlardr. Modernliin surlar, kendiliin surlardr. Tpk Wittgensteinn Dilimin snrlar dnyamn snrlardr sznde olduu gibi. Dilin kurallar, modernliin kurallardr. Aynen Lacann Dilin yasalar, toplumun yasalardr demesi gibi. Heidegger, Wittgenstein ve Lacan sanki dili bir mekn klarlar, znenin mekn klarlar. Modernlik, kenti zneye yuva yapar. Modernlik znenin yuvasn yapar. Dil ile zne arasndaki iliki tuhaftr. zne, dili konutuunu sanrken, aslnda dil zneyi konumaktadr. Ancak bunun tam tersi de dorudur. nk her ikisi de dierini gerektirir. Modernlik ile znenin ilikisi de byledir. zne modernde ikamet eder; modern de znede.
17 18 Georg Simmel, Metropol ve Zihinsel Yaam, Cogito 8, 1996, s. 82. Georg Simmel, age, s. 84.

48

Modern hibir eyi darda brakmaz. Modern dnemde herkes dzene dhildir; dalar bile. Bu modern gereklie kar her muhalefet biraz nafile olmak durumundadr aslnda. Zaten romantik tavr da bunu bilerek isyan etmeyi ierir. Romantik olan kazanacandan emin olunmas mmkn olmayan bir savaa girimektir.

Novalis, modernliin geliimiyle birlikte, insan yaamnda ekonominin giderek daha nemli bir rol oynadn ne srer. Ona gre, Avrupada kltrel yozlamann temel nedeni yaamn tamamen ekonomik terimlerle aklanabilir bir nesneye dnmesidir. Modernliin getirdii koullar, insan kendisi ile hi yalnz brakmamakta ve insann kendi zerine dnmn engellemektedir. Novalise gre, modernlik ekonomiyi toplumun temeli haline getirmitir. Novalisten elli yl kadar sonra Marx da ayn eyi syleyecektir. Marxa gre de, kapitalizmin en tipik zellii ekonomik temel zerinde ykselen bir toplumsal yap oluudur. Ancak marksizm asndan sorun, bu ilikinin sadece modern kapitalizmi aklayacak bir anahtar m, yoksa tm tarihe uygulanabilir bir aklama m olduudur. Novalis asndan, bu, genelletirilebilir bir aklama deildir; sadece bat modernliine zg bir durumdur. Ona gre, bu yeni an tini, ticari bir tindir. Bu yeni tin, uluslar, devletleri, kentleri, sanat yaptlarn ve ona uygun insanlar retmitir.

Romantiklerin, modernlie ynelik eletirilerinin bir nemli boyutu da, retim teknikleri, toplumsal iblm ve makineleme konusundadr. Friedrich Schlegele gre, modern retim teknikleri, insan insanlktan karc bir niteliktedir; insan kleletirmektedir. Aydnlanma teknolojinin kullanmnn insan zgrletireceine inanmt. Ancak bu rya kbusa dnmtr. Teknoloji, doay ve insan teslim almtr. Ona gre, burjuva insan artk bir makinedir. Modern ada, insann yemesi, imesi, evlenmesi, ocuk sahibi olmas, yalanmas ve lmesi kendisine ait bir sorun deildir; bir dzen sorunudur.

Romantiklerin, modernlie ynelik ikyetlerinin biri de, onun ierdii youn materyalizmdir. Modernliin dini de, iman da paradr. Maddi kar, modernliin temelidir. Novalis, Friedrich Schlegel ve Schleiermacher, modernliin faydac ynn de youn biimde eletirirler. Burjuvann dnyas tketebildii nesnelerden oluan bir dnyadr. O, sadece tketebilecei eylere tepki verir. Hatta, eylerin varl bile burjuva iin tketilebilirlikleriyle mmkndr. Aslnda en nemli romantik temalardan biri olan Faust bir gerektir. Modern birey, bir Fausttur. O, bilincini, rahatlk ve gvene satmtr. Aslnda modernlik bireyi deil, Faustu retmitir. Faust, iki ruh yayor iimde der. Modern zne ise, Faustu bile geride brakr aslnda. O, ok ruhlu bir znedir. ok ruhluluk hi ruhluluktur. Maddi kar zerine kurulmu bir ilikiler dzeninde, kii egoist olmak durumundadr. Bunun temelinde dzenin rekabet zerine kurulmu olmas vardr. Romantikler, bunun bir toplumun temeli olabilecei konusunda kukuludurlar. Zaten liberal ve toplumsal szlemeci gelenei de bu nedenle eletirirler. Toplum, kiisel kar peindeki zneler arasnda yaplm bir szlemeye dayanamaz. Kiisel kar snrszdr. Bu nedenle, kii, bu mantkta, toplumda ancak dierlerinden yaralanmak iin varolur. Dolaysyla szleme hep teki iin geerli olmaldr zne asndan. kar peindeki her zne, szlemeyle elitii nokta da, hala karnn peinde olmak durumundadr. Romantiklere gre, bu toplumsallk anlaynn temeli rktr. nsanlar doutan egoist deildir. Liberal toplum modeli, bu anlay temel aldndan sorunludur. Onlara gre, egoizm, insan asndan renilmi bir niteliktir.19

Romantiklere gre, toplum iinde insanlarn rekabet ettikleri deil, ibirlii yaptklar bir topluluk olmaldr. Bu toplumda zne, kiisel karnn peinde olmak yerine, kendini tekilerle etkileim halinde gerekletirmeye almaldr. Toplumsal yaamn amac, faydann maksimizasyonu deil, tinsel kendini gerekletirmedir. Devlet, herkesin pay sahibi olduu bir kurumdur. Yurttalarnn katlmna izin vermeyen bir devlet demokratik deildir. Toplum, sadece yasalarla ayakta duramaz. Toplum, yasalara deil, kltre, dine,
19 bkz. Frederick Beiser; age, s. 235.

49

gelenee ve dile dayanmaldr. Yani toplum, kendisini oluturan bireylerin tinini temel almaldr. Toplum bir makine deil, daha ok bir organizmadr. Bu nedenle toplumun akl yoluyla planlanmas mmkn deildir. Toplum, kendisini oluturanlarn iradelerinin etkisiyle bir tarihsel evrime baldr.20

Athenaeum sadece estetik alanda bir eletiri dergisi deildir; ayn zamanda, ann ahlaki deerlerine, toplumsal normlarna kar da ciddi bir muhalefet platformu olmutur. Bunlarn en nemli rneklerinden biri cinsellik ve cins kimlikleri alandr. Erken Alman Romantikleri, Bat felsefesi tarihinde cins kimlii sorunsaln felsefi sylemlerinin iine alma konusunda belki de ilk ciddi abay gsterenlerdir. Romantikler, bu alanda yerleik deerlere tamamen kart dnceler ne srmler ve kendi kiisel yaamlarnda da bu deerlere olduka uzak olmulardr. Friedrich Schlegel, kadnn toplumsal konumunu sorgulayan romantiklerden biridir. O, kadnl ve erkeklii, insanln eit paralar olarak deerlendirerek, kadnn ikincil toplumsal konumuna itiraz etmitir. Burjuva ahlak deerlerinin ikiyzll genelde romantikler iin bir eletiri konusudur. Bu eletiri, evlilik kurumu zerine zellikle odaklanr. Romantikler, toplumun cinsel tabularna amanszca saldrrlar. Onlar, cinselliin tamamen kiisel bir alan olduunu ileri srerler. znenin cinsel tercihleri tamamen kendisine aittir ve bu tercih toplum tarafndan denetlenemez. Aslnda evlilik kurumu, romantikler iin, bir denetim mekanizmasdr. Evlilik cinselliin toplumsal denetiminin kurumlam halidir.

Novalisin dncesinde sk sk ortaya kan bir boyut kadn ile felsefenin birbirlerine benzetilmesidir. Aslnda felsefe tm romantikler iin biraz kadndr. Ancak Novalis, sevgilisi Sophie ile felsefeyi neredeyse birbirine eitler. Sophia felsefedir. Felsefe sophiadr. Filozof erkek, felsefe kadndr. Felsefe filozofun ryasdr. Friedrich Schlegel de felsefenin kadn bakna ihtiyac olduunu dnr ve bu nedenle romantik evreye kadnlarn da dhil edilmesi konusunda ciddi bir aba harcar. On sekizinci yzyln sonu ve on dokuzuncu yzyln banda ortay km bir grup olan romantik evrenin iinde birok kadnn bulunmas bal bana nemli bir durumdur. Friedrich Schlegel yle der: Nesne erkektir, zne kadndr.21 Novalisin de buna ok benzer bir sz vardr: Erkek doasna nesne olarak uyum salar; kadn ise zne olarak.22

Friedrich Schlegel, Diatoma stne balkl yazsnda dnce tarihinde kadn sorununun ne kadar az deinildiine ve rnein Sokratik diyaloglarda kadnn yokluuna dikkat eker. Kadnn tarihinin erkek tarafndan ezilmiliinin tarihi olduunu ileri srer. Friedrich Schlegel yle der: Yalnzca zgr kadn ve efkatli erkek iyi ve gzeldir.23 Felsefe stne. Dorotheaya balkl yazsnda da Friedrich Schlegel ayn konu zerinde durur. Bu yaz 1799da Athenaeumda yaynlanmtr. Bu yazda Friedrich Schlegel, felsefeyi kadns, filozofu da bir kadn olarak yeniden tanmlamaya alr.

SONU

Drdnc blmde modern siyasal ve toplumsal tutumlarn Romantizmle ilikisi tartlmtr. zellikle de bu tutumlarn eletirisinin, modernliin eletirisinden ne kadar ayrlmaz olduu gsterilmeye allmtr. Bu balamda modernliin bilimi olan sosyal bilimlerin eletirisi modernliin eletirisinden bamsz deildir.

KAYNAKA
20 21 22 23 bkz. Frederick Beiser; age, s. 238. Friedrich Schlegel, Theory of Feminity, Jochen Schulte-Sasse (derleyen), Theory as Practice, s. 398. Novalis, On Women and Feminity, Jochen Schulte-Sasse (derleyen), Theory as Practice, s. 383. Friedrich Schlegel, age, s. 399.

50

ADORNO, T.W. & HORKHEIMER, Max, Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989. AKARSU, Bedia (der.), ada Felsefe, MEB, stanbul, 1979. BAARAN, Melih, Necatigilin iirinde eri/Dar Sorunsal, felsefelogos, say: 5, 1998/4. BEISER, Frederick, Enlightenment, Revolution and Romanticism, Harvard University Press, 1992. DEMRHAN, Ahmet, Modernlik, Aa, stanbul, 1992. HELD, David, Introduction to Critical Theory; Horkheimer to Habermas, University of California Press, Berkeley and Los Angeles, 1984. IIK, . Emre, Siber zneler, znenin Dili, Balam, stanbul, 2000. JAY Martin, Adorno, Harward University Press, Cambridge, Massachakiletts, 1984. PAZ, Octavio, amurdan Doanlar, ev. Kemal Atakay, Can, stanbul, 1996. SIMMEL Georg, Metropol ve Zihinsel Yaam, Cogito 8, 1996. SCHULTE-SASSE, Jochen (ed.), Theory as Practice, University of Minnesota Press, 1997. Toplumbilim, Aydnlanma zel says, say:11, Balam, Temmuz 2000.

51

SORULAR

1.Romantizmin liberalizm ve muhafazakarlkla ilikisi nasldr? 2. Romantizmin Aydnlanmayla ilikisi nasldr? 3. Novalis modernlii nasl eletirir? 4. Friedrich Schlegelin modern retim teknikleri, toplumsal iblm konusundaki grleri nasldr? 5. Romantizmin materyalizmle ilikisi nasldr?

52

CEVAPLAR Cevap-1: Ortaya k dneminde, Romantikler liberalizm ile muhafazakrlk arasnda bir konuma sahip olmulardr. Aslnda bu bilinli bir tercihtir nk romantikler her iki yaklamnda ciddi sorunlar olduunun farkndadrlar. Liberalizm, kiisel zgrlkleri vurgularken toplumsal ilikileri ou zaman geri plana iter. Muhafazakrlk ise, toplumsal dzeni vurgularken, kiisel zgrlkleri gz ard eder. Romantizm, liberalizmin kiisel zgrlkler zerine yapt vurguya katlrken, ar bireycilie ve toplumun bireysel kar peindeki aktrlerin bir toplam olarak grlmesine kardr. Yine romantizm, toplumsalc bir vurguya her zaman katlrken, toplumsal ve siyasal hiyerariye, bireyin topluma feda edilmesine kardr. Romantikler bu gerilimin devlet ile zlebileceini dnrler. Ancak bu devlet vurgusu, romantikler iin en azndan erken dnemde bir devlet hayranl halinde deildir. Romantizmin bu konudaki genel tavr, uzun vadede devletin yok olmas gerektiidir.

Cevap-2: Romantiklerin Aydnlanma ile olan ilikisi de sorunlu bir ilikidir. Romantizm, ok ciddi bir Aydnlanma eletirisidir, ama bir irrasyonalizme de indirgenemez. Akln eletirel yetenei, romantiklerin vazgeemedii bir eydir. Amansz bir eletirellik, romantizmi en ok niteleyen zelliklerden biridir. Novalis, Hlderlin, Friedrich Schlegel ve Schleiermacher, eletirinin felsefe, sanat ve bilimdeki rolnn altn defalarca izmilerdir. Onlarn Aydnlanma eletirisinin temeli, Devrim eletirilerinde olduu gibi, onun ideallerine ihanet etmesidir.

Cevap-3: Novalis, modernliin geliimiyle birlikte, insan yaamnda ekonominin giderek daha nemli bir rol oynadn ne srer. Ona gre, Avrupada kltrel yozlamann temel nedeni yaamn tamamen ekonomik terimlerle aklanabilir bir nesneye dnmesidir. Modernliin getirdii koullar, insan kendisi ile hi yalnz brakmamakta ve insann kendi zerine dnmn engellemektedir. Novalise gre, modernlik ekonomiyi toplumun temeli haline getirmitir. Novalisten elli yl kadar sonra Marx da ayn eyi syleyecektir. Marxa gre de, kapitalizmin en tipik zellii ekonomik temel zerinde ykselen bir toplumsal yap oluudur. Ancak marksizm asndan sorun, bu ilikinin sadece modern kapitalizmi aklayacak bir anahtar m, yoksa tm tarihe uygulanabilir bir aklama m olduudur. Novalis asndan, bu, genelletirilebilir bir aklama deildir; sadece bat modernliine zg bir durumdur. Ona gre, bu yeni an tini, ticari bir tindir. Bu yeni tin, uluslar, devletleri, kentleri, sanat yaptlarn ve ona uygun insanlar retmitir.

Cevap-4: Romantiklerin, modernlie ynelik eletirilerinin bir nemli boyutu da, retim teknikleri, toplumsal iblm ve makineleme konusundadr. Friedrich Schlegele gre, modern retim teknikleri, insan insanlktan karc bir niteliktedir; insan kleletirmektedir. Aydnlanma teknolojinin kullanmnn insan zgrletireceine inanmt. Ancak bu rya kbusa dnmtr. Teknoloji, doay ve insan teslim almtr. Ona gre, burjuva insan artk bir makinedir. Modern ada, insann yemesi, imesi, evlenmesi, ocuk sahibi olmas, yalanmas ve lmesi kendisine ait bir sorun deildir; bir dzen sorunudur.

Cevap-5: Romantiklerin, modernlie ynelik ikyetlerinin biri de, onun ierdii youn materyalizmdir. Modernliin dini de, iman da paradr. Maddi kar, modernliin temelidir. Novalis, Friedrich Schlegel ve Schleiermacher,

53

modernliin faydac ynn de youn biimde eletirirler. Burjuvann dnyas tketebildii nesnelerden oluan bir dnyadr. O, sadece tketebilecei eylere tepki verir. Hatta, eylerin varl bile burjuva iin tketilebilirlikleriyle mmkndr. Aslnda en nemli romantik temalardan biri olan Faust bir gerektir. Modern birey, bir Fausttur. O, bilincini, rahatlk ve gvene satmtr. Aslnda modernlik bireyi deil, Faustu retmitir. Faust, iki ruh yayor iimde der. Modern zne ise, Faustu bile geride brakr aslnda. O, ok ruhlu bir znedir. ok ruhluluk hi ruhluluktur. Maddi kar zerine kurulmu bir ilikiler dzeninde, kii egoist olmak durumundadr. Bunun temelinde dzenin rekabet zerine kurulmu olmas vardr. Romantikler, bunun bir toplumun temeli olabilecei konusunda kukuludurlar. Zaten liberal ve toplumsal szlemeci gelenei de bu nedenle eletirirler. Toplum, kiisel kar peindeki zneler arasnda yaplm bir szlemeye dayanamaz. Kiisel kar snrszdr. Bu nedenle, kii, bu mantkta, toplumda ancak dierlerinden yaralanmak iin varolur. Dolaysyla szleme hep teki iin geerli olmaldr zne asndan. kar peindeki her zne, szlemeyle elitii nokta da, hala karnn peinde olmak durumundadr. Romantiklere gre, bu toplumsallk anlaynn temeli rktr.

54

5. Blm e-Ders Kitap Blm

55

ZET

Beinci dersimizde ncelikle romantizmin zaman ve tarih anlay zerinde durulacaktr. Ardndan da modern hermeneutiin kurucu olarak kabul edilen Friedrich Schleiermacherin yaklamlar ele alnacaktr. Romantik dnemin bir dnr olan Schleiermacher, daha nceleri filoloji, hukuk ve teoloji gibi alanlarda yardmc bir disiplin olarak kullanlagelen hermenutii bir genel hermeneutik dzeyine ykselten ilk kiidir.

5. YORUMBLGS I: ROMANTK YORUMBLGS

5.1. Romantizm ve Tarih

Friedrich Schlegele gre, mekan ve zaman elbette insan bilincindeki bir fenomen ya da temeli znede olan bir ey olarak yorumlanamaz. Fakat her ikisi de, insann hafza, sezgi ve nsezisiyle balantldr ve imgelemde somut biim kazanrlar. Novalise gre, zaman her trl temsili mmkn klan eydir. Novalis yle der: Zaman her trl sentezin kouludur.1 Romantiklere gre, zamann gizemi ne felsefe ne de bilim tarafndan zlemez. Bu nedenle de, onlarn zamanla ilikisi, dorudan zamann kendisine ynelik bir ilgi deil, zamann zne ya da genel olarak insanlkla ilikisine ynelik bir ilgidir. Onlar daha ok, insanlarn zaman nasl alglad ve bu alglamann, onlarn tarih iindeki durularn nasl etkilediiyle ilgilenirler. Schiller, zamann zne ile ilikisini u ekilde belirler:

Mekn iin bir yer tayin etmeden nce, bizim iin mekn yoktur; fakat mutlak bir mekn olmadan da biz asla bir yer tayin edemeyiz. Zaman iin de yledir. Biz bir ana malik olmadan, bizim iin zaman yoktur; fakat sonsuz bir zaman kavramna sahip olmadan da asla ann tasavvurunu elde edemeyiz.2

Romantiklerin tarih anlay kendi iinde ciddi gerilimler tar. Bunun bir boyutu, romantiklerin Fransz Devrimi ile olan ilikisidir. Daha nce de vurguland gibi, romantikler Fransz Devrimine ncelikle hayranlk duymulardr. Bu devrim, ayn zamanda, romantiklerin tarih anlayn da, bir lde belirlemitir. Fransz Devrimi, romantikler iin, insann tarih sahnesine bir zne olarak knn zirvesidir. Tarihin romantik yorumu, tarihin insann alnna yazlm bir kader olmaddr. nsan tarihin znesidir. Tarih insan tarafndan yaplr. Romantiklerin Fransz Devrimine olan hayranlnn nedeni de zaten onun, tarihin insan tarafndan yaplabilir bir ey olduunu gstermesidir. Fransz Devriminin romantiklere rettii tek ey, tarihin insan tarafndan deitirilebilirlii deildir. Fransz Devrimi, ayn zamanda bu deiimin radikal bir biimde, bir altst olu eklinde olabileceini gstermitir. Aslnda modern sosyal bilimlerin, Fransz Devrimi sonrasnda ortaya kmalar bir tesadf deildir. nk bu devrim, tarihin, toplumun insan tarafndan nceden kurgulanabilecei konusunda bir gven oluturmutur. Bu anlamda, romantiklerin tarihle insan arasndaki ilikiyi bu ekilde kurmalar neredeyse bir tr toplumsal mhendislie bile kap aabilir.

1 2

Novalis, Philosophical Writings, SUNY, 1997, s. 130 Schiller, nsann Estetik Eitimi zerine Bir Dizi Mektup, s. 70.

56

Ancak hemen bu noktada vurgulanmas gereken, romantiklerin zne kavraynn, bu tr bir tarih anlayna izin vermemesidir. Romantizmin znesi btnsel bir zne deildir. Bu nedenle de, romantiklerin tarih anlaynn, belki daha nce vurgulanan boyut ile elien bir baka boyutunu da ortaya koymak gerekir. Friedrich Schlegel, Novalis, Hlderlin gibi romantikler, zamana znenin gzyle bakarlar. Onlara gre, znel zaman, mutlak zamann temsilidir. Mutlak zaman, bir anlat olarak insanileir. Ya da mutlak zaman insaniletii noktada sadece bir anlatdr. Bu, zamann znelletirilmesi olduu kadar, kendilik bilincinin zamann iine sokulmas ve bir anlamda faniletirilmesidir. Friedrich Schlegel bir Athenaeum paracnda yle der: Tarihin znesi, pratik olarak gerekli olanlarn gereklemesidir.3 Romantikler de, tpk Heidegger gibi, zaman ne zneye ne de nesneye ikin deil, onlarn koulu olarak grrler. Zaman temsili olarak mevcuttur. Novalis, zamann en gvenilir tarihi olduunu dnr. Friedrich Schlegele gre ise tarih, olagelme iindeki felsefedir. Yani, bir anlamda tarih tpk romantik poetika gibi hep olu halindedir ve hi tamamlanmayacaktr.

Novalis ve Friedrich Schlegel, imdiki zaman, gemile gelecek arasnda bir kavak olarak grrler. Hatta imdiki zaman, gemi zaman ile gelecek zamann bir temsilidir. Romantikler zaman alegorikletirirler. Romantiklere gre tarih bir alegoridir. Tarih, ideal, imgesel ve dolaysyla imdi de varolmayan bir tekiyle iliki kurma zeminidir. Tarihsel deneyim tam tamna budur. Romantik tarih, alegorik bir zaman anlaydr.

Romantik yorumbilgisine gre, kendini anlama, tekini anlamay ierir. Friedrich Schlegele gre, kendini bilmek ile tarihi bilmek ayn eydir. Novalise gre de, tekini anlamak kendini anlamak iin bir kouldur.

5.2 Yorumbilgisinin Kkeni

Yorumbilgisi (hermeneutik) szc Yunan mitolojisinde tanrlarn habercisi saylan ve onlarn trl yorumlara ak olan szlerini insanlara tayan Hermesten tretilmitir. Hermes ayn zamanda dil ve konumay da yaratan tanrdr. Buna ilikin olarak Platonun diyaloglarnda Socrates szcklerin ikilemine dikkat ekmitir. Szckler hem bir anlam aa vurduklar hem de onu gizledikleri iin ok gl bir gsterge (sign) saylm ve Hermesn olu Pana benzetilmitir. Pan, st ksm tanrsal ve mkemmel, alt ksm ise keiye benzeyen bir varlktr. Pan gibi, dil de hem dorular, hem de yanllar ierir. Hermes dil iindeki bu ikilemi ve belirsizlik durumunu zmlemi bir tanr deildir. Bu yzden de onun tad tanr szlerinin anlam her zaman deiebilen yorumlara aktr.<fn> Bir anlamda Hermesin yapt bir tr eviridir. Buradaki evirme ediminin Yunanllar iin kukusuz kimileyin aklama, ak klma, amlama, yorumlama gibi anlamlar tad da oluyordu. Bununla birlikte yorumbilgisi(hermeneutik) szc, Tanr(lar) Sznn daha iyi ve tanr(lar) tarafndan sylenildii biimiyle anlalmasn salama gibi nihai bir amac imlediinden, szcn farkl anlamlarda kullanlmas gerekte evirme ediminin farkl kiplerinden baka birey olmayan bir yanyanalk ve biraradalk iinde duruyordu.<fn>

amzda yorumbilgisinin en nemli temsilcisi olan Gadamer de yorumbilgisini benzer bir ekilde anlamaktadr. Ona gre, yorumbilgisi, hermeneunien sanat, yani bildirme, haber verme, eviri yapma, aklama ve amlama sanatdr. Tanrlarn habercisi/mesajcs/elisi Hermes, tanrlarn mesajlarn lmllere iletir. Ne var ki onun bildikleri hi de tanrlarn mesajlarnn dmdz bir aktarm deildir; tanrsal buyruklarn birer aklamasdr. yle ki Hermes bunlar lmllerin diline, onlarn anlayabilecekleri ekilde evirir. Yorumbilgisi etkinlii daima bir baka dnyaya ait bir anlam balamn o an iinde yaanlan dnyaya aktarma/evirme etkinlii olmutur. Bu, dncenin ifade edilmesi/bildirilme olarak hermeneuniann esas anlam iin de geerlidir.<fn>
3 Friedrich Schlegel, Philosophical Fragments, ev: Melahat zg, MEB, Ankara, 1990, s. 50.

57

Habermasa gre ise yorumbilgisi, hem bir deneyim biimi, hem de dilbilgisel zmlemedir. Genel ve tikel ilikisi sorunu, tekil deneyimlerin, genel soyut kategorilerle uyum iinde ele alnmasdr. Yorumbilgisel anlama iin sorun tam tersidir. Kiisel yaam deneyimini tm genilii iinde anlar, fakat bireysel ego etrafnda merkezlemi bir takm niyetleri, dilin genel kategorileriyle uyumlu hale getirir.<fn>

En genel olarak bakldnda yorumbilgisel kuram veya yntemsel yorumbilgisi, pozitivist yntem gibi nesnel olgularla uramaz. O, aratrmacnn ulat anlamlarn kanlmaz biimde iinde yaamakta olduu tarihsel-toplumsal yapyla sk balantlar olduuna inanr. Olgu ile deerin, ayrnt ile balamn, gzlem ile kuramn birbirinden ayrlamazln vurgular. Nicelikselletirmeyi, kontroll deneyi nemli grmez. inceledii grnglerin ayrdedici niteliklerini gstermek iin szmona tarafsz, nesnel bir sz daarc araynda deildir. Bunun yerine niteliksel betimlemeyi, analojik anlay ve yksel aklama biimlerini kullanr.<fn>

Pozitivist sosyal bilim ile Geistwissenschaften arasndaki tartma on dokuzuncu yzyln son eyreinden beri sregelmektedir. Bugn artk yeni bir bin yln eiindeyiz ve artk pozitivist sosyal bilimin kuramsal olarak ypranmlndan sz edebiliriz. Ancak yaplan almalara bir gz atldnda, aslnda fazla bir eyin deimedii grlebilir. Sanrm, bunu ardndaki temel neden, pozitivizm ile onu eletirenler arasndaki mcadelenin eit bir ortamda gereklememi olmasdr. Bu tartma her zaman bir yntem tartmas, epistemoloji arlkl bir tartma olagelmitir. Hatta Alman dncesi iinde bu tartmann ad Methodenstreitdr; yani yntem tartmas. Aslnda pozitivizmi eletirenlerin yaptklar en byk hata da budur. Bu bir bakma ma srekli rakip sahada oynamak gibi bir eydir. nk yntem, tanmsal olarak evrensellik iddiasn artrr. Tekil yntem yoktur. Eer varsa bile o artk yntem deildir. Benim iddiam udur: pozitivizmi eletirenlerin nemli bir blm de, evrensel bilgi ya da yntemin gz kamatran ndan pozitivistler kadar etkilenmilerdir.

Bu tartmaya en radikal mdahaleyi yapan dnr Gadamerdir. Hocas Heideggerin izinden giderek rakiplerini epistemolojiden ontolojiye davet etmitir. Hakikat ve Yntem adl yaptnda, olduka ikna edici bir biimde, hakikat ve yntem arasnda zorunlu bir ba olmadn gstermitir. Yntem hakikat iin zorunlu koul deildir. Gadamerden sonra pozitivistlerin ii ok daha zordur. Ancak bence Gadamerden ok daha nce Schleiermacher romantik bir ekilde de olsa yntemi ve epistemolojinin tiranln reddetmitir.

Bugn, yorumbilgisi denince ilk akla gelen dnrler olan Dilthey ve Gadamer, her ne kadar ona kar eletirel bir konuma sahip olsalar da, modern yorumbilgisini romantizm ile balatrlar. Romantizm ile yorumbilgisinin akt noktay da zellikle Schleiermacher temsil eder. O, anlamay bir felsefi sorun haline getiren belki de ilk dnrdr. Elbette, Schleiermacherden nce de yorumbilgisi vardr. Ancak bunlar onun deyimiyle zel yorumbilgileridir. rnein kutsal metinlerin yorumlanmas olarak yorumbilgisi teoloji iinde varln hep korumutur. Ayn ekilde, yorumbilgisi hukuk alannda da kullanlmtr. Yorumbilgisi ancak Schleiermacher ile birlikte kendi zerkliini kazanm ve bal bana bir alan haline gelmitir.

Kurt Mueller-Vollmerin de daha nce belirttii gibi, Schleiermacher, yorumbilgisini bir vakum iinde ortaya koymamtr.4 Onu kolaylkla romantik dncenin bir paras olarak deerlendirebiliriz. Fichte ve Schelling gibi filozoflarn, Friedrich ve August Wilhelm Schlegel gibi eletirmenlerin, Novalis gibi airlerin genelde yorumbilgisi zerinde ve zelde de Schleiermacher zerindeki etkisi gz ard edilemez. Aslnda onu bir romantik dnr olarak adlandrmak iin, yorumbilgisel yaklam zerinde ayrntl bir incelemeye bile gerek yoktur. Schleiermacher felsefeyi romantik bir ekilde anlamaktadr. Onun iin diyalektik felsefe yapma
4 Kurt Mueller-Vollmer, Introduction, The Hermeneutics Reader, Continuum, New York, 1997, s. 9.

58

sanatdr.5 Dialectic adl yaptnda felsefeyi yle tanmlar:

Felsefe yapmak, yapt iin farknda olarak bilgi retmektir. Bu da sanatn alanna girer ve ortaya kan rn de bir sanat yaptdr. Bu yapt, kendinde genel olan temsil eden ve sonsuz olan barndran bir tekildir.6

Schleiermacherin slubu da romantiktir. Onun metinleri olduka yaratc bir okuma talep eder. Metinleri genellikle bir btnlk deil, aksine ok parallk gsterir. Bu adan onlar Novalis ya da Schlegel kardelerin paracklarna benzerler. Bilindii gibi parack romantik yaznn en nemli biemidir.

5.3. Schleiermacherin Yorumbilgisi

Schleiermacher yorumbilgisini yntem olarak deil, sanat olarak nerir. Yntem evrensellii, sanat ise tekillii artrr. Onun konumunun en belirleyici yn de burasdr. Hibir epistemolojik ilgisi yoktur. Bu nokta bir adan Schleiermacher ile Dilthey arasndaki fark da gsterir. Diltheyn yorumbilgisi geleneine Schleiermacherden ok daha nemli katklar yapt bir gerektir. Ancak Dilthey, pozitivizm ile olan mcadelesinde Geistwissenshaftena epistemolojik bir temel arayndan hi vazgememitir. Yani bir bakma yorumbilgisini, pozitivizme alternatif bir yntem olarak nermitir. Fakat Schleiermacher, yorumbilgisini anlama sanat olarak tanmlar. Ona gre, genel yorumbilgisine bilimler arasnda bir yer bulmak olduka zordur.7 Anlama sanat ya da yorumlama sonsuz bir devdir. Ona gre anlama peinde olan bir sanatdr, yntemci deildir. Dolaysyla Gadamer, Schleiermacher, yorumbilgisini bir teknik, ama sistematik bir teknik olarak anlar8 derken ona biraz hakszlk etmektedir. Schleiermacher, sanat (Kunst) kavramn olduka geni bir anlamda kullanr. Szcn anlam Antik anlamda techneden bugn kullandmz anlamda sanata kadar geniler. Andrew Bowienin vurgulad gibi, Schleiermacher iin sanat kurallara indirgenemeyendir.9

Schleiermacherin yorumbilgisinin tek genelletirilmi yn dilbilgisel yorum ile psikolojik yorum arasnda yapt ayrmdr. Son kertede, birincisi dile, ikincisi de yaratc zneye indirgenebilir. Bir anlamda, bu iki farkl yorum, her sylem ya da metnin hem dile hem de zneye ait olmasndan kaynaklanr. Ona gre, her iki yorumbilgisel dev de eit konumdadr. Herhangi birini dierine gre ne karmak yanltr. Schleiermacherin yorumbilgisine katks bu iki yorumu birbirinden ayrt etmesinden ok anlamay bu ikisini birlikte kullanabilme sanat olarak tanmlamasdr. Yani dilbilgisel yorum ile psikolojik yorum arasnda anlama ulalmas yolunda bir iblm sz konusudur.

Bu noktada anlayan zne ile anlama nesnesini tanmlamak gerekli olabilir. Yorumlayc kimdir? Metin ya da sylem nedir? Schleiermachere gre, yorumun dilbilgisel boyutunu tamamlamak iin dilin btnsel bilgisine sahip olmak gerekir. Yorumun psikolojik boyutunu tamamlamak iin ise kiinin bilgisine sahip olmak gerekir. Her iki durumda da mutlak bilgi mmkn olmad iin, her iki yorum arasnda srekli olarak gidip gelmek gerekir. Ancak bunu nasl olaca konusunda kesin kurallar yoktur. Zaten yorum sanatnn baars da yorumcunun bu konudaki yeteneine baldr.10
5 Friedrich Schleiermacher, Dialectic, Scholar Press, 1996, s. 3. 6 Friedrich Schleiermacher, age, s. 4. 7 Friedrich Schleiermacher, Foundations: General Theory and Art of Interpretation, The Hermeneutics Reader, Continuum, New York, 1997, s. 73. 8 Hans-Georg Gadamer, Truth and Method, Stagbooks, 1993, s. 178. 9 Andrew Bowie, Aesthetic and Subjectivity, Routledge, 1997, s. 149. 10 Friedrich Schleiermacher, Foundations: General Theory and Art of Interpretation, The Hermeneutics Reader, s. 76.

59

Schleiermacher, yorumlanacak metnin nesnellii lsnde psikolojik yorumlamaya gereksinim kalmayacan dnr. Bu tr metinleri anlamada arlkl olarak dilbilgisel yorum kullanlr. Ancak metin znelletike psikolojik yorumun arl artar ve dilbilgisel yorumun arl azalr.11

Dolaysyla yorumlama srecini tanmlayacak genel kurallar sz konusu deildir. Bu biraz da yorumcunun kimliine ve metnin ya da sylemin neliine baldr. Yorumcu her tekil metin ya da sylem iin kavramsal ara parkn kendisi belirlemek durumundadr. Bir metni ya da sylemi anlamak iin ok yararl olan bir reete baka bir metni ya da sylemi anlamak iin geerli olmayabilir. Her bir anlama nesnesi iin mevcut aralar yeniden dzenlenmelidir. Baz durumlarda psikolojik anlama daha geerli iken, baz durumlarda tam tersidir. Yorumcuyu sanat klan da, kavramsal ereveyi her tekil rnek iin yeniden retmek zorunda olmasdr.

Schleiermacher anlamay ancak dngsel bir ekilde mmkn grr. Onun, yorumbilgisel dng dedii ey, her parann iinde bulunduu btnle, btnn de kendisini oluturan paralarla ilikili bir ekilde anlalabileceini ifade eder. Schleiermacherin yorumbilgisel dngs, ayn zamanda, dilbilgisel yorum ile psikolojik yorum arasndaki dengeyi de kurar. Anlama bu iki uran bir fzyonudur.

Schleiermachere gre, dilbilgisel yorumun iki boyutu vardr. Birinci boyut, dili ezamanl olarak paylalm bir kurallar a, bir yap olarak ele alr. kinci boyut ise, tekil szcn zerine odaklanr ve onun olas anlamlarnn balamla ilikisini aratrr. Psikolojik yorum ise, metnin znellii zerinde durur. Bu noktada kanlmaz olarak slup ne kar. Bir anlamda, dilbilgisel yorum dili vurgular ve zneyi geri plana iterken, psikolojik yorum zneyi ne karr ve dili arka plana iter. Dolaysyla Schleiermacher yap ile zne arasnda kararsz kalr. Ya da her ikisini de ayn nemle vurgular. Bu nedenle onun yorumbilgisi hem yapsalcl hemde post-yapsalcl artrr. Dilbilgisel yorumda, zne neredeyse kaybolur ve boluu dil (yap) doldurur. Psikolojik anlama ise sanki, tpk postyapsalcln yapt gibi, Saussuren gstergesini zer ve ortalk znellikle dolar.

Schleiermacherin yaptlarnda, birbirinden ayrt ettii yorumlama biimlerinden birini dierinden daha fazla nemsediine dair ikna edici bir kant yoktur. Tam tersine o her ikisini olduka dengeli bir ekilde ortaya koyar. Onun yorumbilgisi ne psikolojik anlama ile desteklenmi bir dilbilgisel anlamadr, ne de dilbilgisel anlama ile desteklenmi bir psikolojik anlamadr. Tersine anlama, ona gre, bu ikisi arasnda srekli bir gidip gelme srecidir. Her ikisi de bir sanattr. nk her ikisi de sonsuz ve tanmsz olandan sonlu ve tanmly karrlar.12 Burada nemli olan hangi durumda hangisinin hangisine yol vermesi gerektiini hissetmektir. Bunun kurallar da mevcut deildir. Dolaysyla yorumcu tpk bir sanat gibi kararlarn hissederek de vermek zorundadr. Schleiermacherin yorumbilgisinin romantiklii psikolojik anlamay daha fazla nemsemesinden kaynaklanmaz. Yorumcunun arlkl olarak dilbilgisel anlamay kulland durumlarda bile Schleiermacherin yorumbilgisi romantiktir, nk son sz her zaman zneye braklmtr. Friedrich Schlegelin yle bir sz vardr: Bir insann dierini anlamas felsefi olarak imknsz deilse, mucizevdir.13 Schleiermacherin romantik yorumbilgisi mucizenin peindedir. Onun yorumbilgisi estetik kurama ok yakndr. Onun yorumbilgisi bilim ya da yntem deildir. Onu romantik klan zaten bunlar reddetmesidir.

Schleiermacherin yorumbilgisinin bir dier boyutu da yazar, onun kendisini anladndan daha iyi anlama yaklamdr. Aslnda bu dnce Alman felsefesinde ondan nce Kant ve Fichtede grlr. Schleiermacher iin bu yaklam, belki yle grnse de, bir nesnellik aray olarak ortaya kmaz. Yani,
11 12 13 Friedrich Schleiermacher, age, s. 78. Friedrich Schleiermacher, age, s. 76. Friedrich Schlegelden aktaran Andrew Bowie, From Romanticism to Critical Theory, s. 107.

60

yazar, onu kendisini anladndan daha iyi anlama abas, znellii ntralize etmek iin ne srlmemitir. Schleiermacherin bu tavrn, bugn ok gncel olan bir tartmayla ilikili olarak dnmek gerekir. ada yorumbilgisinin en nemli sorunlarndan biri anlamn mekn sorunudur. Anlam nerede oluur? Bir metnin anlam kendi iinde mi bulunur? Yoksa anlam toplumdan m dolaymlanr? Anlamn yaratccs yazar mdr? Okuyucunun anlamn olumasndaki rol nedir? Btn bu sorular gnmz yorumbilgisinin temel sorulardr. Schleiermacherin bu yaklam sanki metnin anlam ile yazarn ona yklemek istedii anlam arasnda bir ayrm ima eder ve bu adan Gadameri nceler.

Schleiermachere gre, yorumbilgisel adan nemli olan sadece verili bir sylemin ya da metnin anlamnn anlalmas deildir. Buna ek olarak, ayn zamanda, sylemin ya da metnin oluunun, douunun, hatta onlarn ilikide olduklar her eyle ilikileri iinde anlalmas gerekir. Bu nokta ise, Schleiermacherin romantik yorumbilgisinin Heideggerin ontolojik yorumbilgisine ve onun zerinden de Gadamerin yorumbilgisine ald noktadr. Bir anlamda Gadamerin yorumbilgisinin evrensellii iddias Schleiermacherin romantik yorumbilgisinde bile ikindir. nk bu adan bakldnda yorumbilgisi, teoloji, dilbilim ve hukuk alanlarnda kullanlan bir yntem olmann tesine geer; kendi zgrln ilan eder ve bu disiplinlerin zerinde bir konum kazanr.

ada Schleiermacher yorumlarnn deerlendirilmesi asndan gzden karlmamas gereken nemli bir nokta vardr. Dilthey, hatta bir lde Gadamerin Schleiermacher hakkndaki yorumlar, onun yorumbilgisi ve dil zerine yazdklarnn sadece bir blmne dayanmaktadr. Schleiermacherin zellikle erken dnem yazlar, ge dnem yazlarndan ok daha sonra gn na kmtr. Burada vurgulanmaya allan, felsefi yaznda ok moda olan, bir gen ve olgun Schleiermacher ayrm deildir. Ancak gzden uzak tutulmamas gereken nokta, Schleiermacherin 1809-1810larda yazdklar ile 1829dan sonra yazdklar arasnda, psikolojik ve dilbilgisel yorumun deerlendirilmesi asndan bir vurgu farknn olduudur. Schleiermacher erken dnem yaptlarnda dilbilgisel anlama zerinde daha fazla durmu, 1829dan sonra ise daha ok psikolojik anlama ile ilgilenmitir. Dilthey ile Gadamerin Schleiermacher yorumlar byk lde onun ge dnemde yazdklarna dayand iin, onlar Schleiermacherin psikolojik yorumu ne kardn dnmler ve onu zellikle bu noktadan eletirmilerdir. Oysaki Schleiermacher daha nce vurguland gibi, hibir zaman bu iki anlama boyutundan birini dierine tercih etmemitir. Onun asndan geerli olan sadece ilk nce dilbilgisel yorum ve daha sonra psikolojik yorum zerine younlam olmasdr.

Schleiermacher dili, organik bir ilev olarak grr. Organik varln, kendi dndaki dnya ile ilikisini ve dolaysyla onun hayatta kalmasn salayan erevenin bir parasdr dil. Ancak bu, tamamen arasal ve ilevsel bir biimde, simgesel olan her eyden arndrlm olarak anlalmas gerektiini gstermez. Dil, gerekten de, genel olann bir parasdr. Ancak o, ayn zamanda her tekil znenin yaantlad bir eydir. Schleiermacher yle der:

Dil bireysellemek zorundadr. Aksi halde o yalnzca yeti olarak dnlebilir, fakat gerekten varolamaz... Bireysellemede dil, ilkin organizasyonun en yksek rn olarak, genelde, organizasyonun byk evrensel koullarna baldr.14

Dil, sadece bir ifade arac da deildir. Duygu ve dncelerin ifadesi olmak, dili tam anlamyla niteleyemez. Bu dolaymn gereklemesi biimsel bir ereveye sahip olmak zorundadr. Ve her trl biimselletirme ierii deforme eder. nsann dndkleri ve hissettikleri ile bunlarn ifadesi arasndaki
14 Friedrich Schleiermacherden aktaran mer Naci Soykan, Dilbilgisi Szcklere Ne Yapar? Schleiermacher ile Wittgensteinn Dilbilgisi Anlaylarnn Karlatrlmas, Bedia Akarsu Armaan (hazrlayanlar Betl otuksken ve Doan zlem), nklap, stanbul, 2000, s. 372.

61

zdesizlik aslnda iin doasdr. Baka trl olmas beklenemez. Ancak, ayn zamanda, biimselletirme bir eilim olarak ematizm ierir. Dili herkesin mlk klan ey de zaten bu ematik boyuttur. Dolaysyla dil zel ile genelin birlikte olduu bir mekndr. Schleiermacher, hi kimse szckler olmadan dnemez15 der. Szckler hem sahipsizdir hem de herkese aittir. Szck, znenin dil zerinden tekilerle ilikisini salar. Bu, her znenin, dil ve dier znelerle ilikisi asndan geerlidir. Dil hem zneleri aan bir eydir hem de znelerce var edilir. Schleiermacherin dil anlay sanki tarihselcilik ile yapsalcl birlikte ierir.

Dier romantiklerin sanat, iir ya da tarih iin syledikleri bir zellik, Schleiermacher iin dil sanki dile uygulanmtr. Dil, olmu, tamamlanm bir ey deildir. O, tamamlanmam ve hibir zaman tamamlanmayacak bir eydir. Srekli olu halinde olma zellii romantiklerin vazgeemedii bir zelliktir. Bu, bir bakma, mevcut olanla yetinmeme ve daha iyisine ynelik bir umudu srekli korumay ierir. Yarnn daha iyi olaca umudunun temel koulu, bugnn kt oluudur. Bugn gerekten iyi olsayd, yarnn daha iyi olacana ynelik bir umut gereksiz olurdu. Dolaysyla, umut, sanldnn aksine, iyimserliin deil, ktmserliin bir trevidir.

Schleiermachere gre, dil ile dnce arasnda kolayca bir hiyerari kurulamaz. Dil, dnceye gre dorudan bir trev alan deildir. Duygu ve dnceler, dilsel geleri etkiledii gibi, dilsel geler de duygu ve dnceleri etkiler. Dilin gelimesi dncenin gelimesinin bir trevi olduu kadar, dncenin gelimesi de dilin gelimesinin bir trevidir. Dnce dnyasnn gelimesi, bir anlamda, szckler arasnda daha zengin balantlar kurabilmenin bir sonucudur. Dil ile dnce arasndaki bu yaknlk, hatta birlik, ortak dilbilgisini de mmkn klar. Dilin eleri ieriksel ve biimseldir. erik iin szle, biim iin dilbilgisine ynelmek gerekir. Biimsel eler, hem cmleyi mmkn klar hem de cmleleri birbirine balar. Dolaysyla, dilbilgisi sadece cmleyi anlamak iin deil, metin btnn anlamak iin gereklidir. Schleiermacher iin, szn anlamna ulamak iin hem biimsel hem de ieriksel elere gereksinim vardr. Bu elerden biri dierinden daha nemli deildir.16

Dolaysyla Schleiermacherden toplumsal bilimcilerin renecei ok ey vardr, zellikle de toplumsal bilimlerde yntemin iktidarna kar mcadele ederken. Yntem her ey deildir; o sadece ie yarar. Toplumsaln bilgisi onu eyletirmemelidir. Belki de, toplumsal ile olan ilikimizi yeniden gzden geirmek durumundayz. Bu ilikiyi biraz estetize ve romantize etmeye ne dersiniz? Doa bilimleri kadar sanat da toplumsal bilimlere model olamaz m? Majrler peindeki toplumsaln bilimi yannda, minrleri anlama abasndaki toplumsaln yorumbilgisi de ihtiyacmz vardr belki de. Novalis, Geceye vglerde yle sorar: Sabah, hep gelmek zorunda m? Hi sonu yok mudur yeryz yasalarnn?17. Toplumun yasas olmaz. Toplumun ne olduu, onu oluturanlarn iradesinin dnda nesnel bir varla sahip deildir. Dolaysyla toplumun ne olduu sorusu, toplumun ne olmas gerektii sorusundan bamsz bir biimde tartlamaz. Bu da bizi belki hep kamaya altmz znelliklere doru srkler. Toplumsal bilimlerin malzemesi budur. Yaplmas gereken bu gerekle yaamay renmektir.

15 16 17

Friedrich Schleiermacherden aktaran mer Naci Soykan, age, s. 373. mer Naci Soykan, age, s. 375. Novalis, Geceye vgler, ev: Ahmet Cemal, Kitaplk, say: 42, Temmuz-Austos 2000, s. 53.

62

SONU

Beinci blmde Romantik Alman dnr Friedrich Schleiermacherin hrmeneutik anlay zerine odaklandk. Schleiermacher Bat dncesinde modern hermeneutiin kurucusu olarak kabul edilir. Onun hermeneutik anlaynn bugnk deeri, pozitivizmin sosyal bilimleri doa bilimlerine yknerek temellendirmelerine kar, hermeneutii bir yntem olmaktan ok bir sanat olarak ele almas anlama srecinin biricikliini teslim etmesinde yatar.

KAYNAKA BOWIE, Andrew, Aesthetic and Subjectivity: From Kant to Nietzsche, Manchaster University Press, Manchester and New York, 1993. BOWIE, Andrew, From Romanticism to Critical Theory, Routledge, 1997. GADAMER, Hans-Georg, Truth and Method, Stagbooks, 1993. MUELLER-VOLLMER, Kurt (ed.), Introduction, The Hermeneutics Reader, Continuum, New York, 1997. NOVALIS, Philosophical Writings, SUNY, 1997. NOVALIS, Geceye vgler, ev: Ahmet Cemal, Kitaplk, say: 42, Temmuz-Austos 2000. SCHILLER, Friedrich, nsann Estetik Eitimi zerine Bir Dizi Mektup, ev: Melahat zg, MEB, Ankara, 1990. SCHLEGEL, Friedrich, Philosophical Fragments, University of Minnesota Press, 1995. SCHLEIERMACHER, Friedrich, Dialectic, Scholar Press, 1996. SCHLEIERMACHER, Friedrich, Foundations: General Theory and Art of Interpretation, The Hermeneutics Reader, Continuum, New York, 1997. SOYKAN, mer Naci, Dilbilgisi Szcklere Ne Yapar? Schleiermacher ile Wittgensteinn Dilbilgisi Anlaylarnn Karlatrlmas, Bedia Akarsu Armaan (hazrlayanlar Betl otuksken ve Doan zlem), nklap, stanbul, 2000

63

SORULAR

1.Schleiermacherin yntem kavramna kar olarak ne kard kavram hangisidir? 2. Schleiermacherin yorumbilgisinde genelletirilmi tek ayrm hangisidir? 3. Schleiermacherde yorumbilgisel dng ne anlama gelir? 4. Schleiermachere gre dil ile ifade arasnda nasl bir iliki vardr? 5. Schleiermacher e gre, dil ve dnce arasnda nasl bir iliki vardr?

64

CEVAPLAR

Cevap-1: Sanat.

Cevap-2: Dilbilgisel yorum ile Psikolojik yorum arasndaki ayrm.

Cevap-3: Schleiermacher anlamay ancak dngsel bir ekilde mmkn grr. Onun, yorumbilgisel dng dedii ey, her parann iinde bulunduu btnle, btnn de kendisini oluturan paralarla ilikili bir ekilde anlalabileceini ifade eder. Schleiermacherin yorumbilgisel dngs, ayn zamanda, dilbilgisel yorum ile psikolojik yorum arasndaki dengeyi de kurar. Anlama bu iki uran bir fzyonudur.

Cevap-4: Dil, sadece bir ifade arac da deildir. Duygu ve dncelerin ifadesi olmak, dili tam anlamyla niteleyemez. Bu dolaymn gereklemesi biimsel bir ereveye sahip olmak zorundadr. Ve her trl biimselletirme ierii deforme eder. nsann dndkleri ve hissettikleri ile bunlarn ifadesi arasndaki zdesizlik aslnda iin doasdr. Baka trl olmas beklenemez. Ancak, ayn zamanda, biimselletirme bir eilim olarak ematizm ierir. Dili herkesin mlk klan ey de zaten bu ematik boyuttur. Dolaysyla dil zel ile genelin birlikte olduu bir mekndr. Schleiermacher, hi kimse szckler olmadan dnemez der. Szckler hem sahipsizdir hem de herkese aittir. Szck, znenin dil zerinden tekilerle ilikisini salar. Bu, her znenin, dil ve dier znelerle ilikisi asndan geerlidir. Dil hem zneleri aan bir eydir hem de znelerce var edilir.

Cevap-5: Schleiermachere gre, dil ile dnce arasnda kolayca bir hiyerari kurulamaz. Dil, dnceye gre dorudan bir trev alan deildir. Duygu ve dnceler, dilsel geleri etkiledii gibi, dilsel geler de duygu ve dnceleri etkiler. Dilin gelimesi dncenin gelimesinin bir trevi olduu kadar, dncenin gelimesi de dilin gelimesinin bir trevidir. Dnce dnyasnn gelimesi, bir anlamda, szckler arasnda daha zengin balantlar kurabilmenin bir sonucudur. Dil ile dnce arasndaki bu yaknlk, hatta birlik, ortak dilbilgisini de mmkn klar. Dilin eleri ieriksel ve biimseldir. erik iin szle, biim iin dilbilgisine ynelmek gerekir. Biimsel eler, hem cmleyi mmkn klar hem de cmleleri birbirine balar. Dolaysyla, dilbilgisi sadece cmleyi anlamak iin deil, metin btnn anlamak iin gereklidir. Schleiermacher iin, szn anlamna ulamak iin hem biimsel hem de ieriksel elere gereksinim vardr.

65

6. Blm e-Ders Kitap Blm

66

ZET

Altnc dersimizde Alman dnr Diltheyn Tinbilimlerini temellendirmesi zerinde duracaz. Dilthey on dokuzuncu yzylda, yani modern sosyal bilimlerin pozitivist inasna kar km ve bu balamda tinbilimleri kavramsallatrmasn ortaya koymutur. Diltheyn tinbilimleri anlay gnmzde hala, sosyal bilimlerde pozitivist tutumun eletirilmesinde temel dayanaklardan biridir.

6. YORUMBLGS II: DLTHEY VE TNBLMLER

6.1. Dilthey ve Tinbilimleri

Diltheya gre anlama edimi insan bilimlerinin bir zellii olmaldr. Dilthey anlama edimini kendi alan olan tarih disiplini iinde deerlendirmi ve yorumbilgisini tarih bilinci anlamndaki almalarnda kullanarak kiinin tarih deneyimini genel anlama edimine uyarlamaya almtr. Bylece insan doas evrensel ve tarihsel bir bilince yerletirilmitir. Ayrca, Diltheya gre bir yapt anlamak iin onun anlamyla ilgili n bilgiye gereksinim vardr. Bu da tarih bilincinin kazanlmasyla ilgilidir. Dilthey iin, geerli bir yorumun tarihsel temelleri olmaldr. Tarihteki btn kesinlik bu yoruma dayanr. insan bilimlerinin bilgikuram, mant ve yntembilim balamna yedirilen yorumlama kuram felsefe ve tarih bilimleri arasnda zorunlu bir badr. Bu tr bir zorunluluk tarihsel bir temelden ok ussal bir dayanak gerektirmektedir.1

Diltheyn dncesinde yorumbilgisi en genel anlamda tinbilimlerine felsefece bir temel salama amacn gder. Dilthey doa bilimlerinin aklamay, tinbilimlerinin ise anlamay erek edinmesi gerektiini syleyerek, yani bir anlamda yorumbilgisini tinbilimlerinin gerek yntemi olarak dnerek, gnmzn felsefi yorumbilgisi zerine dnenlerin halen amaya altklar nemli bir sorunsaln altna imzasn atmtr. yle ki gnmzde Gadamer, Apel ve Rorty gibi kimi felsefi yorumbilgisiyle ilgilenenlerin birleik bir bilim tasarlarn temellendirirken Diltheyn yaratt ikilemin srekli hesabn vermek durumunda kalmlardr. Kukusuz bu ikilemin domasn Diltheyn eninde sonunda Aydnlanmaya bal bir dnr olmasyla ve Descartesin brakt Kartezyen Felsefe mirasn, yorumbilgisinde bilgikuramsal bir yntembilim olarak yeniden yaplandrmaya almasyla aklamak olanakldr.

Diltheyn yorumbilgisine Schleiermacherin ortaya att yorumbilgisel dng dncesi asndan bakldnda, Diltheyn bu kavram bir adm daha gelitirdii grlebilir. Btnn paralar dorultusunda, paralarn ise btn dorultusunda anlalabilir olmas dncesine Dilthey bu ilikinin srekli deiken bir yapda olduu vurgusuyla katlr ve metnin btnne odaklanmann metnin paralarna odaklanmay, metnin paralarna odaklanmann ise metnin btnne odaklanmay kuatt belirlemesinde bulunur.

6.2. Yaant ve Yaam-ifadesi

Ancak Diltheyn belki de yorumbilgisine yapt en byk katk onun yaant (Erlebnis) ve yaam-ifadesi (Lebensausserung) kavramlarnda yatmaktadr. Bu iki kavram dorultusunda Dilthey yorumbilgisinin temel
1 Bkz. Serpil Oppermann, Hermeneutics: Yorumbilim, Edebiyat ve Eletiri, 3/4, s. 88.

67

ilevini, metinde yazarn yaad deneyimi bir yaam-ifadesi olarak sunmasn yeniden yaratmak olarak tanmlar ve bu anlamda Schleiermacherin rettii dili anlama kategorisini fazladan bir kategori olarak grr. Dilthey, Schleiermacherin dier kategorisi olan yazarn psikolojik kimliini anlama kategorisine ise yazara gereinden fazla bir deer yklediini dnerek, szkonusu yazar-zne kategorisi yerine yaanty n plana karr. Nitekim sonu olarak btn felsefelerin yaam felsefesi olduuna inanan Dilthey, Kantn usun kategorileri yerine kendi yaam kategorilerini nerir; ierisinde imdiyi deneyimlediimiz deer, ierisinde gelecei grdmz ama ve ierisinde gemii anmsadmz anlam. Dilthey Kant gibi bilgi nasl olanakldr? diye sormak yerine anlama nasl olanakldr? diye sorarak, tinbilimlerini bilgikuramnn, yaam da usun egemenliinden kurtarmaya abalar. Bylelikle Dilthey, yaam stne vurguda bulunmak ve yaanlan yalnzca yazarn eline terketmek yerine yaam deneyimini btn bireyler ya da okurlar iin selamlar. stelik bunu yaparken de anlamn metafizik zamansallndan ayr olarak yorumbilgisel zamansalla ynelik ilk dizgesel almay da sunar.2

Habermasa gre de, yaant kategorisi, Dilthey iin balangtan beri kendi tinbilimleri kuram iin anahtardr. Dizgeci gzlemin ve nedensel-zmleyici bilmenin konusu olarak insanlk, bir blmyle doabilimsel nesne/konu alan iinde kalr. Tinbilimlerinin nesnesi/konusu olarak insanlk ise, plak bir fiziksel gereklik olmaktan kar; insani durumlar olarak yaanan bir nesneye/konuya dnr. Dolaysyla aslnda burada nesne/konu dorudan doruya insanlk da deildir. insanln kendini dlatrd dnya olarak tarihseltoplumsal yaamdr. Dilthey henz bilim mantnn sorunlarnn betimleyici ve ayrtrc bir psikoloji iinde aklanabileceine inand sralarda, yaam dlatrmalarn anlama edimini, znenin yabanc psiik hallerini (dierinin psiik hali) kendinde-hissetmesi modeline gre dnr. ifadeyi-anlama ve yaant, karlkl iliki iindedirler: Kendimize ait zgl yaantlar okluundan, bir dolaymla, dmzdaki yaant yeniden yaplandrlr ve anlalr. Ve tinbilimlerinin en soyut nermelerine kadar, dnceler iinde yanstlan olgu, yaama ve anlama ilikisidir. Kendimi bile, gemite kalm bir yaantm veya bir yabanc yaanty (dierinin yaants) tekrar bugne tayarak dsal bir ey halinde nme koymak suretiyle anlayabilirim. Bu anlama psikolojisinden; Diltheyn asla aamad, yaant temeli zerinde kurulmu monadolojik bir tinbilimsel yorumbilgisi anlay kar.3

Yaama filozoflarnn hepsi (Nietzsche, Schopenhauer, Bergson), yaamann usdln Yenia biliminin karsna koyan, yaamann bilinebilirliinden phe eden, bilimsel nesnelliin deerine pheyle bakan filozoflar olarak, olumsuz bir tavra sahiptirler. Diltheya gre bu filozoflarn hemen hepsi u dnce yolunu izlemilerdir: Bilimlerin bu yaygnl, hegemonyas ve ste kmalarnn dnda, insan yaamnn ne olduunu bulup ortaya karmak. Dilthey da tm yaptlarnda, bilime bu cokulu balan karsnda hep bir temkinlilikle hareket eder ve bu bakmdan bu filozoflar grubuna yakn durur. Oysa Dilthey, usd bir yaama felsefesi peinde deildir. Tam tersine o bir yaama bilgikuram veya daha iyi bir ifadeyle yaama kavramlaryla alacak bir bilgikuram gelitirmek ister. Bunun yolu da felsefe ile tarihi birbirine balamaktan geer. Bu modern denemenin amac udur; yaamay yine yaamadan hareketle anlamak.4

Yaant, herhangi bir psiik veya estetik kavram deil, bilgiye giden yolun bandaki salam nokta olarak, akn, deneyimi tm geniliiyle kucaklayan kavramdr. Dilthey iin bu kavram, Brentanonun niyetsellik/ ynelimsellik (intentionalit) kavramyla aa yukar ayn yapdadr. Yaant tm bilin ieriklerinin kaplamna iaret eder ve daima bir ey hakkndadr, bir eye ilikindir ve bilincin temel durumuna gre, bu eyin hem tasarm (bilme), hem duygu/heyecan ve hem de isten ieriini kapsar. Dilthey iin ne bilincin niyetsellii/ynelimsellii ve ne de onun zdelii tek balarna nesne bilinci iin kouldurlar; nesne bilinci
2 Bkz. Baki Gl, Hermesten Gnmze Felsefece Hermeneutik ya da Anlamay Anlamak, Edebiyat&Eletiri 9, Gz 1995, s. 129. 3 Bkz. Jrgen Habermas, Diltheyn Anlama Kuram, Metinlerle Hermeneutik Dersleri II, Doan zlem (derleyen ve eviren), Prospero, zmir, Aralk 1994, s. 12-13. 4 Bkz. Georg Misch, Tin Bilimleri Kuram inde Yaama Felsefesi Dncesi, Hermeneutik zerine Yazlar, Ark, Ankara, Ekim 1995, s. 34-35.

68

iin zgl koul, yaantdr.5

Bir anlamda Diltheyn yapt, gereklii yaanabilir olan ile snrlandrmaktr. Bu snrlandrma, aslnda bilgikuramnda bir genilemeyi gsterir. Dilthey d dnya sorunsalna bu snrlandrma almas altnda yeniden eilir. Descartesten beri Yenia felsefesinin yapt ey u olmutur: Bir kuramsal bilinten ve bu kuramsal bilinte ierilmi duyum-alg-tasarm bantsndan yola kmak ve bunlarn eylemle bantsn paranteze alarak, nedensellik ilkesine gre, bilinte verili grngleri anlalr klmak. Oysa Diltheya gre bilincin d dnyayla ilikisi, nelii gerei kuramsal deil pratik bir ilikidir. Gerekliin kar konulmaz arlyla d dnya, zaten yaantmzda, yani oradadr. Felsefe bu nedenle, d dnyay kantlamak istedii srece, daima ge kalm olacaktr. Buna karlk felsefe, d dnyann gerekliini garantileyen yaantnn endeksini aa karabilir. Ve Diltheyn d dnyann varoluuna ilikin bilgikuramsal sorunsala verdii yorumbilgisel yn burada belirir. Dilthey bilin felsefesinin soyutlamalarndan hi de tamamen kurtulamamasna ve hatta d dnyann gerekliinin kantn, eylemi harekete geiren eye d dnyann kar koymas ilikisinin deneyimine dayanarak yaantnn nihai elemanna indirgemesine ramen; yine de burada tezini gelitirmek bakmndan ok yksek lde ileriye gtrc bir serbestlik elde eder: Bilgi znesi dogmatizminden kurtulmak. zbilincin balang noktas ile son noktas, elbette ki dnyayla kkensel bir ba kurma iinde yer alr. Bununla birlikte, olgunlam bir z-bilin iin koullar, ancak yaama deneyimi iinde sonradan ortaya karlar. Yani z-bilin yaama deneyimini ncelemez ve ona kendi kalbn basmaz. z-bilincin yaama deneyimi iinde ne zaman olgunlam halde verili olduu, Diltheya gre saptanamaz. Akn felsefenin ben szcnn kullanlmasyla birlikte z-bilincin olutuunu gsterme niyetini, Dilthey dayanaksz bulur. Diltheya gre ben-deme (Ich-Sagen) z-bilincin olumuluunun/tamamlanmlnn ifadesi deil, dil iinde mevcut olan ve konuan ile kendisine seslenilen arasndaki bir ilikinin aydnlatlmasdr.6

Habermasa gre, eer kltrel yaama balam bir zneleraraslk zemininde oluuyorsa ve bu zemin zerinde ortaya kp yerini alan bir deneysel bilim tarafndan zmlenemiyorsa, tinbilimlerinin, kendilerini pragmatist tarzda kavrayan doa bilimlerinin yntemsel erevesi dnda baka bir erevede hareket etmelerinin ve bir baka bilgi ilgisinden yola kmalarnn gerekli olup olmad sorusu ortaya kar. Dilthey iki bilim grubunun aratrma/inceleme alanlarn varlkbilimsel deil, bilgikuramsal ynden ayrr: Tinbilimlerinin ele aldklar olgular, varlkbilimsel anlamda var deildirler; tersine bunlar teekkl ettirilmi, yapay olgulardr. Bu nedenle doa ve tinbilimleri arasndaki ayrm, bilen znenin nesnesiyle/konusuyla iliki kurma tarzna, nesne/konu karsnda taknd tutuma geri gtrlmelidir. Tinbilimlerinde znenin tavr, snrlandrlmam, kayt altna alnmam bir deneyim trne gre belirlenir: Tinbilimcinin deneyim alan, dizgesel gzlemin deneysel koullar sayesinde el altnda tutulan bir alanla snrl deildir. Yaayan zne iin gereklie giden yol snrlandrlm deildir; ak ve serbesttir.7

Dilthey, kurmaya alt tinsel bilimlerin bilgikuramnn temelini, anlalmaya allan tarihsel veya toplumsal olayda ierilen yaamn tmyle yakalanmas iin alabildiine eduyumsal yaama olanana dayandrmaktadr. Bu temele anlayc bir psikoloji ad da verilmektedir. Dilthey, tarihselci yorumbilgicileri byle bir psikoloji gelitirmedikleri iin eletirmitir. Eduyumsal yeniden yaama ya da anlayc psikoloji ile tarihsel ve toplumsal olaylara bakma, yorumbilgisel dng ile de balantldr. Tarih iin bunu yle rnekleyebiliriz: Dilthey iin tarih ancak belirli bir zamana zg dilsel rnleri ve yazl yaptlarn dilini yorumlamaya, anlamaya alrsa yani btn anlamak iin merkeze ynelii gerekletiren tarzda yorumbilgisi yaparsa doru bir yol izlemi olur. Grld gibi Schleiermacherin yaznsal metin iin ortaya koyduu yorumbilgisel dng anlay, Diltheyn merkeze yneli tezini etkilemi ve tarihin
5 6 7 Bkz. Manfred Riedel, Wilhelm Diltheyda Teorik Bilme ve Pratik Yaama Kesinlii Balants, Hermeneutik zerine Yazlar, s. 68. Bkz. Manfred Riedel, age, s. 76. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 10.

69

anlalmasna doru geniletilmitir.8

Gadamer gre ise, tarihsel dnyay tayacak olan ey, sonradan bir deer ilikisi altna sokulan, deneyim yoluyla elde edilmi olgular deil; tersine, bu dnyann dayanaca temel, bizzat deneyimi mmkn klan isel/insani tarihselliktir. Tarihsellik, her tr deneyimin gerekleme ortam olarak, yaama srecidir ve kendi modeline, olgularn saptanmas iinde deil, tersine bir btne ait anmsama ve beklentilerin zgl bir ekilde iie gemiliinde sahip olur. Bizim deneyim diye adlandrdmz eyler, salt zne ile plak bir alglama nesnesinin yaltk bir biimde karlamalar olamaz. Gerek deneyim, yaama deneyimidir. Dolaysyla tarih bilimlerine zg bir bilme tarznn dayanaca temel, Yeni Kantlarn ve ngiliz deneycilerinin anlad anlamdaki deil, yaama deneyimidir. Tarih bilimlerinin nesnesi yaama deneyimidir. Bu bilimler yaanm olana ynelir ve yaama deneyimi iinde nceden dnlm olan eyi yeniden dnrler.9

Hegelci speklatif idealizme gre, tarihsel dnyann bilgisi iin nihai koul, bu dnyann, bilin ile nesne(si) nin zdeliinin srekli kendini gsterdii bir gereklik olmasdr. Oysa Diltheyda nihai koul, yaantdr. Tarihsel dnyann bilgisi iin aranlan nihai kesinliktir yaant. nk yaant, speklatif idealizmin yapt gibi, farkna varma ve farkna varlann kendisini bir zihinsel edimle birbirinden ayrabileceimiz, blebileceimiz bir ey deildir. Yaant, kendi iinde daha fazla ayrtrlamayan bir ikinliktir. Yaantya ynelme ise, yaantnn kendisinden farkldr. Yaant, dolaysz bir kesinlie sahiptir. Dilthey, dolaysz kesinlie sahip bu tinsel dnya esinden, yaantdan hareketle, yaamann bilgisinin nasl mmkn olacana ynelir.10 Hegel, tinin kendisine dnmesini felsefi kavram zemininde tamamlanan bir eye indirgerken (ki, Diltheyn idealist speklasyonu dogmatik bulduu yer burasdr); Dilthey iin felsefi kavram (ve giderek felsefenin kendisi), bir bilgi deil, tersine bir ifade olarak anlalr ve nem tar.

Gadamere gre, tinin kendisi hakkndaki bilgisi, speklatif kavram bilgisinde deil, tarihsel bilin iinde gerekleir. Herey, tarihsel tin iinde yerini alr. Felsefe bile, sadece, yaamann bir ifadesi, bir nesneleme tarz olarak geerlidir. Bunun bilincinde olduu srece, felsefe, eski iddiasndan, bilginin kavramlar araclyla olutuu iddiasndan vazgeer. Artk felsefenin felsefesi haline gelir. Yaamann iinde varolan bir ey olarak felsefenin felsefi bir temellendirmesine dnr. Dilthey son almalarnda, byle bir felsefenin felsefesi tasarmyla ilgilenmitir.11

Diltheyn sonlu-tarihsel bilinci de kendini ama olanana sahipse, onun kendini amasnn ve bylece nesnel tarihsel bilgiye ulamasnn gstergesi nedir? Gadamere gre, Diltheyda bu soruya ak bir yant bulunamaz. Fakat onun tm almalar, bu soruya dolaysz bir yant olutururlar. Bu yant yle ifade edilebilir: Tarihsel bilin, tinin dier tm ekillenmelerinden stnl olan, bunlarn karsnda yksek bir mevkide kendine yeterliliin keyfini karan bir bilin deildir. Tarihsel yaamann zerinde ykseldii temel bu yaamadan ylesine zlemez / ayrlamaz bir eydir ki; tarihsel yaamann kendisi, kendini tarihsel olarak anlama olanan, yine kendisi salar. Bu nedenle tarihsel bilincin nnde yeralan, yaama gerekliini dorudan ifade eden bir bilin yoktur. Hegelin yapt gibi, hibir felsefi bilincin, kendi zgl yaama kavrayna ait ltleri, kendinin bir gelenek iinde yer aldn unutarak, tarihsel yaamaya sokma hakk yoktur. Aslnda Hegelin yapt, yine tarihsel yaamann iinde kalan bir ey olarak, gelenee ve nesnel tine bir katkdr. Tarihsel bilin lt koyan bir bilin deildir. Tersine o, kendisini ve iinde yer ald gelenei, ancak dnml bir iliki iinde bilir. insan kendini ancak kendi tarihinden hareketle anlar. Tarihsel bilin bir kendini bilme tarzdr.12
8 s. 39. 9 10 11 12 Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, nce Sz Vard: Yorumsamaclk zerine Bir Deneme, Vadi, Ankara, ubat 1996, Bkz. Hans-Georg Gadamer, Diltheyn Tarihselciliin Glklerinde Dolan, Metinlerle Hermeneutik Dersleri II, s. 148. Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 150. Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 157. Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 163.

70

Dilthey, Tarih Okulunu uraya kadar hakl bulur: Genellikle zne diye bir ey, bir genel zne yoktur; sadece tarihsel bireyler vardr. Dolaysyla bir kavramn anlam, bir idealite halinde bir akn zneye bantlandrlamaz. Tersine anlam denilen ey, yaamann tarihsel gerekliinden yeerip ortaya kar. Kendini, kendinden yeeren anlam birlikleri zerine bklerek kuran ve ekillendiren, yine bizzat yaamadr. Ve bu birliklerin anlalmasn salayan, kendinden hareket eden tekil bireydir. ite bu, Diltheyn zmlemesi iin apak k noktasdr. Onun tekil bireye ynelmesinde olduu gibi, genellikle yaamayla ba, belirli yaantlarn anlalabilirlii araclyla kurulur. Bir yaama srecinin birlii, tekil bireylerden, onlarn oluturduu ortamdan hareketle kurulmu olur.13

Diltheya gre, yaama ve bilme bantsnn kendisi, ilksel olarak verili haldedir. Bu, Diltheyn konumunu, felsefeden ve zellikle idealist dnm felsefesinin tarihsel grelilikiliki hedef alarak gelitirdii argmanlardan hareketle yneltilebilecek tm eletirilere kar itiraz edilemez bir konum klar. Onun felsefenin kendisini bir yaama olgusu olarak temellendirmesi, o ana kadarki felsefenin retilip durduu dnce dizgelerinin yerine koymak istedii, elikilerden arnm bir yeni felsefe arad anlamna asla gelmez. Tam tersine Dilthey iin nemli olan, felsefi z-dnm de dahil, her tr dnmn yaama iindeki roln, bu roln kendisini, bir yaama olgusu olarak anlamaktr. Felsefe ancak, iinde bir rol stlendii yaamann bir felsefesi olabilir. Bir baka ifadeyle, felsefe, en nihayet, yaama stne, felsefeyi de yaamann nesnelemelerinden biri olarak anlamak suretiyle gelitirilen bir dnm olur. O bylece felsefenin felsefesine dnr; fakat hi de speklatif idealizmin anlad ve ykselttii ekilde deil. Felsefenin felsefesi, Hegelde olduu gibi, bir speklatif ilkenin birliinden hareketle tek bir mmkn felsefeyi temellendirmek istemez, tersine o, tarihsel z-dnm yolu zerinde ilerler. O artk grelilikilik engeline arpmaz; grelilikilikle sulanamaz.

Gadamere gre, Diltheyn tm yaam boyunca yapt almalarn hedefi, u parolayla zetlenebilir: Grelilikten totaliteye. Diltheyn bu konudaki zgl forml udur: Bilincin koulluluunu bilmek. Bu forml, aka, idealist dnm felsefesinin formlne kar ynetilmi bir formldr. Yani tinin kendi mutlakl ve sonsuzluuna doru ykselii iinde z-bilincin tamamlanaca ve mutlan bilgisine sahip olmada sonluluun tm snrlarnn alacan ifade eden Hegelci formle. Ne var ki, Diltheyn grelilik engeli stne yorulmak bilmez dnm, onun yaama felsefesi zemininden hareketle elde ettii sonularn, idealist dnm felsefesinin entellektalizmi karsnda pek salam sonular olmadklarn gsterir. stelik br yandan Dilthey, grelilik engelini amak iin gsterdii abada, bilme ediminin yaamaya aidiyetinden hareket eden kendi k noktasn bile, tam da, doru yerine ekmek istedii entellektalizme teslim etmek zorunda kalr. Bu iki anlamllk ve bu ikiye blnmlk, nihai nedenini, Diltheyn kendisinden hareket ettii Kartezyen dncenin kendi i belirsizliinde bulur. Onun tinbilimlerinin temellendirilmesi dorultusundaki bilgikuramsal dnm, onun yaama felsefesi zeminli k noktasyla hi de gerekten birlemez.14

Dilthey felsefesinin ulat sonu her tarihsel yaama biiminin greliliidir. Bu sonu, Dilthey felsefenin felsefesine gtrmtr. Dilthey bu grelilii felsefenin felsefesinde amak istemitir. insan kendi zgl/ biricik zamanll iinde tutukludur ve yerlemi olduu bu tarihsel noktada, hep tek yanl ve greli bir konumdadr. Fakat Dilthey, bu grelilii, insann kendi zaman ve kendi snrl konumunu, insanlk tarihi iinde imdiye kadar gereklemi olan olanaklara ynelerek ama yolunu da aar. Ne var ki burada da u sorun kar: insanlk tarihi gerekletirilmi olanaklar bakmndan hep ieriksel bir genileme gstermektedir. Tarihsel bilin, Hegelin speklatif bilinci gibi tarih-st olmadndan, tam tersine tarihsel bilincin kendisi, bu ieriksel genileme karsnda greli kalmaktan kurtulamaz. Fakat Diltheya gre, greliliin alaca nokta da tam bu noktadr: Tm zenginlik ve ok eitlilik yine de nihayet gerekletirilmi olanaklarla snrldr.
13 14 Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 150. Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 166-167.

71

Tersinden bakldnda, insann nnde hala snrsz bir gerekletirilebilir olanaklar alan durmaktadr. Kalc, yani greli olmayan yn, insann yaratcl ve dolaysyla zgrldr. Ve insan zgr olduunun bilincine ve deneyimine de, bu nedenle ancak tarihte sahip olabilir. Bu olana geree dntrecek her yeni ufuk oluumu, zgrlmz tarihte tanyabileceimizin gstergesidir. Grelilik bilinci zgrlk bilincidir. Dilthey bu dnceye, yaama ve ifadenin birlii dncesiyle tarihsellik dncesini birletirerek ular ki, bu iki dnce arasnda gerekletirilen birleme anlalmadan Dilthey felsefesi de esasl olarak anlalamaz.15

6.3. Tinbilimlerinin zerklemesi

Habermas iin, doa bilimlerinde verili olgular balang koullarndan karsanm yasa hipotezleri yardmyla aklarz. Buna karlk tinbilimlerinde simgesel balantlar/balamlar kendinde hissedip btnleme araclyla anlarz. Aklama, dizgesel gzlemde kuramdan bamsz olarak saptanm olgular hakknda kuramsal nermeler kullanlmasn gerektirir. Buna karlk anlama, deneyimin ve kuramsal kavrayn birbirine getii bir edimdir.16

Diltheya gre, tinbilimleri doa bilimlerinden yle ayrlr: Biri nesnesine/konusuna bilince dtan, grng olarak tekil halde verilmi olan olgular olarak sahipken; buna karlk bu olgular dierine iten verili bir gereklik, bir yaama balam olarak nesne/konu olurlar. Buradan doa bilimleri adna u kar ki, bu bilimlerde doa, sonulayc karmlarla, hipotezler arasnda ba kurularak verili klnr. Buna karlk tinbilimleri bu olgular iinde psiik yaam balamn her yerde kaynak halinde verili bir balam olarak temele koyarlar. Yani, doay aklarz; tinsel yaam ise anlarz.17

Dilthey, tinbilimlerinde ne gerekliin sade bir betimleniine ne de gerekliin bir para ierii stne soyutlamalara bavurulmaldr der. Birincisi kuru bir deneycilik, ikincisi gereklikten kopuk bir yaplanmadr. Gerek bir tinbilimi, hzla ve gl bir ekilde akan bir rma gemeye yarayan bir kprye, bizi aknt zerinden asl denize gtren bir gemiye benzer. Yaama bu akntdr, bu denizdir. O hibir yerde durmaz. Tinbilimi bu akntnn, bu denizin stnde hareket eder. Tinbiliminin yaamayla bu ilikisini gremeyenler ve bu ilikiden hareket edemeyenler, ya soyutlamalara ve yaplanmalara dalyorlar veya soyutlama ve yaplanmalardan nefret edenler, olgusal olana, teknik olana kayorlar.18

Dilthey tinbilimlerinin nesnesini tin olarak gsterir. Ve ayn anda tini, psike, ruh olarak anlan eyden zenle ayrr. Biz tarihsel dnyann ok eitlilii iinde rnein bir hukuk veya devlet dzeni halinde karlatmz tini, psikeden hareketle nesneletirip anlayamayz. Tam tersine, tin zgl bir alandr. Psiik yaama sreci tekil insan iin kendisine ynelinmesi gereken bir sretir. Oysa buna karlk tin dnyas, insanlar birbirine balayan ortak bir dnyadr. Ve tinsel oluumlar zgl bir yasallk ve zgl bir balam iinde yer alrlar. Bu tinsel dnya, bireylerin ortak dnyas olarak, hi phesiz ayn bireylerin psiik/ yaratc edim ve eylemlerinin bir rndr. Fakat bu tinsel dnya bir kez oluup nesneletikten sonra bireysel ruhlardan ve genelinde psikeden bamszlar.19

Habermasa gre, Dilthey bu i taraf hakkndaki bilgimiz iin psiik yaam srecini, aklayc psikolojiyi temel almay bir yanlg olarak adlandrr. Nesnel tinin anlamayla edilmi bilgisi, psikolojik yoldan elde
15 16 17 18 19 Bkz. Otto Friedrich Bollnow, fade ve Anlama, Hermeneutik zerine Yazlar, s. 116. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 11. Wilhelm Diltheydan aktaran Jrgen Habermas, age, s. 11. Wilhelm Diltheydan aktaran Georg Misch, age, s. 41-42. Bkz. Otto Friedrich Bollnow, age, s. 106.

72

edilmi bir bilgi deildir. Anlamada ama, tine zg yap ve yasallkla belirlenmi olan bir tinsel oluumu kavramaktadr. Bu, artk ak bir psikolojizm eletirisidir ve yaamann kendisinin simgesel balantlar iinde nasl yaplandn kavramak bakmndan, romantik zdeleyim retisi artk bir yana braklmtr. Yaant, bir znel bilincin oluumunda temelde yatan organik, kiilie bal, psiik bir hal deildir. Tersine niyetsel/ynelimsel ierikte bir ey, yani niyetlere/ynelimlere bal ve daima bu niyette/ynelimde ierilmi olan anlam araclyla anlalan eydir.20

Dilthey, bylece yaama-ifade-anlama arasndaki yntembilimsel banty, artk naif zdeleyim kuramnn yerine dnm felsefesinden dn ald bir modeli koyup, bu modele gre aklar: Tin, kendi yaamna, kendini nesneletirmelerde dlatrarak ve ayn zamanda yine bu dlatrmalar stne bir dnm iinde kendine dnerek sahip olur. Tinin bu oluum sreci, insanlk tarihiyle btnleir. Bu nedenle toplumsallam tekilin, yani bireyin her gnk sradan varoluu, hep bu yaam-ifade-anlama bants/balam iinde hareket eder. Bu bant/balam, tinbilimlerinin izleyecei yntemi de kurar. Yorumbilgisel anlama, sadece, yntem haline getirilmi, mat, yar saydam bir dnm biimidir. nk nbilimsel eduyum alan iinde birbirlerini toplumsal planda etkileyen insanlarn oluturduu yaama, hibir zaman tamamlanamamasndan dolay, her zaman bir matlk, bir yar saydamlk gsterir. Diltheyn kendi ifadesiyle, Bir bilim, eer nesnesi/konusu yaama-ifade-anlama bants/balam iinde kendisine ynelinecek bir nesne olarak nmzde bulunuyorsa, tinbilimlerine dahil olur.21

Gadamere gre, Diltheyn tinbilimlerinin bilgikuramsal ynden temellendirilmesinde att nemli adm, tekil bireyin kendi yaama deneyimi ierisinde oluan balam yapsndan, artk hibir tekil bireyin btnyle yaamad ve deneyimlemedii tarihsel balama geii yapm olmasdr. Tarih sorunsal, tarihsel balamn tekil birey tarafndan nasl yaanabilir ve bilinebilir olduu sorunu deildir; tersine kimsenin yaamam olduu balamlarn nasl bilinebilir klnacadr. Diltheyn bu sorunun anlamadan hareketle aydnlatlmas gerektiini dndne hi phe yoktur. Anlama, ifadeye ynelik anlamadr. fade edilmek istenen, bizzat ifade iinde aa kar ve ifade anlaldnda, ifade edilmek istenen de anlalm olur.22

Anlama, tinin kendi nesneletirmeleri stne bklme tarz iinde, zaten tin tarafndan srekli icra edilen bir harekettir. Dolaysyla bilen zne (anlayan), ayn zamanda, kltrel dnyay oluturan/yaratan bir srecin parasdr. Yani zne tinsel nesnelemeleri anlad kadar, bunlarn yaratlmasna n-bilimsel olarak katlr. Bylece tinbilimi kavram, konu kapsamna gre, yani konusunun yaamann d dnyadaki nesnelemeleri olmasyla belirlenir. Tinbilimi sadece tinin yaratm olduu eyi anlar. Buna karlk doa biliminin nesnesi/ konusu olan doa, tinin etkisinden bamsz olan gereklii kapsar. Tinbiliminin olana iin ilk koul, benim bizzat bir tarihsel nelik olmamda, tarihi aratrann bizzat tarihi yapan olmasnda yatar.23

Diltheya gre, ayn zamanda tarihin genelgeer sentetik yarglarn ortaya koymak da mmkndr. Bu argmanla Dilthey, kendini kt bir dng iine atm olur. Tarih zerine sentetik a priori yarglar, tarihsel yaama srecini kavramamzda dayana oluturacak modeli pekitirirler. Fakat buradaki tin modeli bir dng modelidir: Kendini nesneletiren ve kendi nesneletirmelerini (yaam dlatrmalar) anlayan/yanstan bir tin modeli. Bu kavray tarz, Viconun tarihsel dnyay tanyan/anlayan ile onu yapann zde olduklar nermesine dayanr.24 Vico, Kartezyen pheye bir darbe indirmi ve Kartezyenizm tarafndan temellendirilen doann matematiksel bilgisinin kesinliine kar, insan tarafndan yaplm olan tarihsel dnyann bilgisinin, bilgikuramsal ncelie sahip olduunu ileri srmt. Dilthey, Viconun bu argmann tekrarlar ve yle
20 21 22 23 24 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 13. Wilhelm Diltheydan aktaran Jrgen Habermas, age, s. 15. Bkz. Hans-Georg Gadamer, age, s. 151-52. Wilhelm Diltheydan aktaran Jrgen Habermas, age, s. 15. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 15-16.

73

yazar: Tinbilimlerinin olana iin ilk koul, benim bizzat bir tarihsel nelik olmamda, yani tarihi aratranla tarihi yapann ayn nelik olmasndadr. Tarihsel bilgiyi mmkn klan, tarihte zne ve nesnenin trdeliidir.25

Yaam tarihinin birlii, geriye bakl imlemelerin ste karlmasyla teekkl eder. Bu imlemeler, ikin olarak tm yaam akn, daha nceki yorumlamalar da ierecek ekilde kuatr. Dilthey bu birikimsel yaam deneyimini tmevarmla karlatrr. nk en son yorumlama, gelip gemi olanlar hakkndaki genelletirmeleri, olumsuz deneyimleri dikkate alarak dzenler. Tarihsel anlatlarn mantksal biimi, geriye bakl imlemelerin ve yorumlamalarn zglln/kiiye aitliini yanstr. Bunlar anlatc dile getirmelerdir. Bu dile getirmeler, bir perspektiften hareketle, yani bir kalk noktas kabul edilerek tarihsel olaylar hakknda haber verirler. Tarihsel olaylar, ancak bir perspektiften, bir kalk noktasndan hareketle imlenebilirler ve bir protokole balanabilirler.26

Habermasa gre, Dilthey eduyum kavramn zel bir anlamda ele alr. Eduyum, birbirleriyle ayn dil iinde iletiim kuran bir zneler grubu iin ayn simgelerin zneleraras balaycln ifade eder. Eduyum, eitli gelerin ortak iaretler iindeki uyumunu ifade etmedii gibi, ayn snfa ait gelerine bu snfa aidiyetini de ifade etmez. Kendimi bile, ancak dierini anladm tarzda, yani o dierini onun nesneletirmeleri iinde nasl anlyorsam, ite yle, yani bir eduyum alannda anlarm. nk benim ve dierinin yaam dlatrmalar, bizi zneleraras birbirimize balayan ayn ortam, yani dil iinde ifadesini bulur.

Dil zneleraraslk zeminidir. Dil, iinde insann iselliinin kendi tam, yaratc ve nesnel olarak anlalabilir ifadesini bulduu biricik ortamdr. Bu ortam iinde imlemler sadece bilisel deildirler; hatta daha geni anlamda duygusal/heyecansal ve normatif ynlere sahiptirler: Karlkl anlamay, yani anlamay, bize, bireyler arasnda oluan eduyum garanti eder. Bu eduyum, us, duygusal yaam sempatisi, gereklilik (dev) bilinci (haklar ve devler) arasndaki karlkl bant iinde kendini gsterir.27

Dil zemininde yaplanan bu eduyumun zellii, bireylemi tekillerin onun iinde iletiim kurmalardr. Bireylemi tekiller bu zneleraraslk zemininde oluan bir genellik iinde birbirleriyle zdelemek ve trde zneler olarak birbirlerini karlkl tanmak suretiyle anlarlar. Fakat ayn anda ayn tekiller, bu iletiim iinde aralarna mesafe koyarlar ve birbirlerine kar kendi Benlerinin vazgeilmez zdeliini ileri srerler. Dilsel simgelerin zneleraras geerliliine dayal olan eduyum, bylece iki eyi ayn anda mmkn klar: Karlkl zdeleme ve birinin dieri karsnda zde-olmaya sk skya sarlmas. Karlkl konuma ilikisi, bylece genel olan ile bireysel olan arasnda bir diyalektik iliki olarak gerekleir. Ben-zdelii ve gnlk dil iletiimi, birbirini tamamlayan kavramlardr. Ben, kendisiyle ancak bir bakas olarak iletiim kurar. z-bilin, bakasyla zneleraras anlamann yatay zemini ile zneleraras anlamann dikey zemininin kesitii noktada ortaya kan kendilik bilincinden baka birey deildir. Aslnda eduyum kavramnn bu balamda zneleraraslk ve iletiim kavramlaryla birlikte kullanlmas Habermasn Diltheyda arad eyin nelii konusunda ak bir fikir vermektedir. almann ilerleyen blmlerinde de grlecei gibi bu kavramlar, Habermasn yaplandrmaya alt iletiimsel eylem kuramna dayal bir toplumsal bilim projesinin en nemli temellerini oluturmaktadr.

Dilthey kendini, ayn anda hem tarihsel hem de dilsel olarak yaplann eduyum sayesinde, ayn yntembilimsel sorunu, yani genel ve zel/tekil arasndaki bant sorununu zmeye ynelmi bulur. Burada sorun, artk hi de sadece aratrma mantna ait bir sorun gibi grnmez. Hatta daha ok mantksal zemininde ele alnmas gereken bir sorun olur. Yorumbilgisel anlama, kanlmaz olarak genel olan kategoriler iinde, kanlmaz
25 26 27 Hans-Georg Gadamer, age, s. 148. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 18 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 22.

74

olarak zel/tekil kalan bir anlam kavrar. Bir defaln dnyasnn zmlemesi iin daima yeni genel dorular gerekir.28

Habermasn Dilthey ile dnsel ilikisi Comte ile olduu gibi sorunlu bir ilikidir. Grld gibi Habermas zaman zaman Gadamerin Diltheya ynelik eletirilerine katlsa bile, onun kendi kuram iin nemini hibir zaman gzden karmamaktadr. Elbette ki bugn bile Diltheya gnderme yapmadan pozitivist olmayan bir toplumsal bilimden sz etmek ok gtr. Gadamer de bunun farkndadr. Ancak o, ilerde ortaya konaca gibi, yorumbilgisini evrensellie yneltmek istemektedir. Dilthey ise bu konuda hi de istekli deildir. Habermasn Gadamere kar Diltheyla ittifak kurduu nokta zellikle burasdr.

SONU

Altnc blmde Alman dnr Diltheyn tinbilimlerine odaklandk. Diltheyn tinbilimlerini temellendirmesini zellikle pozitivist sosyal bilim anlaylarnn eletirisi balamnda ele aldk. Bu balamda ayn zamanda Gadamer ve Habermas gibi dnrlerin fikirlerinden de yararlandk. Diltheyn grlerinin pozitivist olmayan bir sosyal bilimin inasnda gnmzde bile ne kadar deerli olabileceini gstermeye altk.

KAYNAKA GKA, Erol; TOPUOLU, Abdullah; AKTAY, Yasin, nce Sz Vard: Yorumsamaclk zerine Bir Deneme, Vadi, Ankara, ubat 1996. GL, A. Baki, Hermesten Gnmze Felsefece Hermeneutik ya da Anlamay Anlamak, Edebiyat&Eletiri 9, Gz 1995, s. 124-136. OPPERMANN, Serpil, Hermeneutics: Yorumbilim, Edebiyat ve Eletiri, 3/4, s. 86-92. ZLEM, Doan (derleyen ve eviren), Hermeneutik zerine Yazlar, Ark, Ankara, Ekim 1995. ZLEM, Doan (derleyen ve eviren), Metinlerle Hermeneutik Dersleri II, Prospero, zmir, Aralk 1994.

28

Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 24.

75

SORULAR

1.Diltheyn yaant ve yaama-ifadesi kavramlarna ykledii anlam nedir? 2.Diltheyn Yaama Felsefesi filozoflaryla (Nietzsche, Schopenhauer, Bergson) ilikisi nasldr? 3. Diltheyn Tarih Okulu hakkndaki gr nasldr? 4. Dilthey, yaama, ifade ve anlama arasndaki yntembilimsel balanty nasl aklar? 5. Habermasa gre Dilthey eduyum kavramn hangi balamda ele alr?

76

CEVAPLAR Cevap-1: Diltheyn belki de yorumbilgisine yapt en byk katk onun yaant (Erlebnis) ve yaam-ifadesi (Lebensausserung) kavramlarnda yatmaktadr. Bu iki kavram dorultusunda Dilthey yorumbilgisinin temel ilevini, metinde yazarn yaad deneyimi bir yaam-ifadesi olarak sunmasn yeniden yaratmak olarak tanmlar ve bu anlamda Schleiermacherin rettii dili anlama kategorisini fazladan bir kategori olarak grr. Dilthey, Schleiermacherin dier kategorisi olan yazarn psikolojik kimliini anlama kategorisine ise yazara gereinden fazla bir deer yklediini dnerek, szkonusu yazar-zne kategorisi yerine yaanty n plana karr. Nitekim sonu olarak btn felsefelerin yaam felsefesi olduuna inanan Dilthey, Kantn usun kategorileri yerine kendi yaam kategorilerini nerir; ierisinde imdiyi deneyimlediimiz deer, ierisinde gelecei grdmz ama ve ierisinde gemii anmsadmz anlam. Dilthey Kant gibi bilgi nasl olanakldr? diye sormak yerine anlama nasl olanakldr? diye sorarak, tinbilimlerini bilgikuramnn, yaam da usun egemenliinden kurtarmaya abalar. Bylelikle Dilthey, yaam stne vurguda bulunmak ve yaanlan yalnzca yazarn eline terketmek yerine yaam deneyimini btn bireyler ya da okurlar iin selamlar. stelik bunu yaparken de anlamn metafizik zamansallndan ayr olarak yorumbilgisel zamansalla ynelik ilk dizgesel almay da sunar.

Cevap-2: Yaama filozoflarnn hepsi (Nietzsche, Schopenhauer, Bergson), yaamann usdln Yenia biliminin karsna koyan, yaamann bilinebilirliinden phe eden, bilimsel nesnelliin deerine pheyle bakan filozoflar olarak, olumsuz bir tavra sahiptirler. Diltheya gre bu filozoflarn hemen hepsi u dnce yolunu izlemilerdir: Bilimlerin bu yaygnl, hegemonyas ve ste kmalarnn dnda, insan yaamnn ne olduunu bulup ortaya karmak. Dilthey da tm yaptlarnda, bilime bu cokulu balan karsnda hep bir temkinlilikle hareket eder ve bu bakmdan bu filozoflar grubuna yakn durur. Oysa Dilthey, usd bir yaama felsefesi peinde deildir. Tam tersine o bir yaama bilgikuram veya daha iyi bir ifadeyle yaama kavramlaryla alacak bir bilgikuram gelitirmek ister. Bunun yolu da felsefe ile tarihi birbirine balamaktan geer. Bu modern denemenin amac udur; yaamay yine yaamadan hareketle anlamak.

Cevap-3: Dilthey, Tarih Okulunu uraya kadar hakl bulur: Genellikle zne diye bir ey, bir genel zne yoktur; sadece tarihsel bireyler vardr. Dolaysyla bir kavramn anlam, bir idealite halinde bir akn zneye bantlandrlamaz. Tersine anlam denilen ey, yaamann tarihsel gerekliinden yeerip ortaya kar. Kendini, kendinden yeeren anlam birlikleri zerine bklerek kuran ve ekillendiren, yine bizzat yaamadr. Ve bu birliklerin anlalmasn salayan, kendinden hareket eden tekil bireydir. ite bu, Diltheyn zmlemesi iin apak k noktasdr. Onun tekil bireye ynelmesinde olduu gibi, genellikle yaamayla ba, belirli yaantlarn anlalabilirlii araclyla kurulur. Bir yaama srecinin birlii, tekil bireylerden, onlarn oluturduu ortamdan hareketle kurulmu olur.

Cevap-4: Dilthey, bylece yaama-ifade-anlama arasndaki yntembilimsel banty, artk naif zdeleyim kuramnn yerine dnm felsefesinden dn ald bir modeli koyup, bu modele gre aklar: Tin, kendi yaamna, kendini nesneletirmelerde dlatrarak ve ayn zamanda yine bu dlatrmalar stne bir dnm iinde kendine dnerek sahip olur. Tinin bu oluum sreci, insanlk tarihiyle btnleir. Bu nedenle toplumsallam tekilin, yani bireyin her gnk sradan varoluu, hep bu yaam-ifade-anlama bants/balam iinde hareket eder. Bu bant/balam, tinbilimlerinin izleyecei yntemi de kurar. Yorumbilgisel anlama, sadece, yntem

77

haline getirilmi, mat, yar saydam bir dnm biimidir. nk nbilimsel eduyum alan iinde birbirlerini toplumsal planda etkileyen insanlarn oluturduu yaama, hibir zaman tamamlanamamasndan dolay, her zaman bir matlk, bir yar saydamlk gsterir. Diltheyn kendi ifadesiyle, Bir bilim, eer nesnesi/konusu yaama-ifade-anlama bants/balam iinde kendisine ynelinecek bir nesne olarak nmzde bulunuyorsa, tinbilimlerine dahil olur.

Cevap-5: Habermasa gre, Dilthey eduyum kavramn zel bir anlamda ele alr. Eduyum, birbirleriyle ayn dil iinde iletiim kuran bir zneler grubu iin ayn simgelerin zneleraras balaycln ifade eder. Eduyum, eitli gelerin ortak iaretler iindeki uyumunu ifade etmedii gibi, ayn snfa ait gelerine bu snfa aidiyetini de ifade etmez. Kendimi bile, ancak dierini anladm tarzda, yani o dierini onun nesneletirmeleri iinde nasl anlyorsam, ite yle, yani bir eduyum alannda anlarm. nk benim ve dierinin yaam dlatrmalar, bizi zneleraras birbirimize balayan ayn ortam, yani dil iinde ifadesini bulur.

78

7. Blm e-Ders Kitap Blm

79

ZET

Yedinci dersimizde Alman dnr Gadamerin grlerine odaklanacaz. Gadamer yirminci yzylda yorumbilgisine en ciddi katky yapm dnrdr. Bu nedenle onun yaklamlarn ayrntlaryla ele alacaz. Bunu yaparken hem onun felsefi yorumbilgisi nasl temellendirdiini greceiz hem de ada Alman dnr Habermas ile gerekleen eletirel diyalogunun da izini srmeye alacaz.

7. YORUMBLGS III; GADAMER VE FELSEF YORUMBLGS

Genel hatlaryla yorumbilgisel felsefe veya varlkbilimsel yorumbilgisi, dnyadaki temel varlk biimimizin anlama ve yorumlama olduu, varsaymlardan bamsz bilgi bulunmad nclnden hareket eder. Yorumbilgisel felsefe, bilen zne ile incelenen nesneyi birbirinden ayran kartezyen felsefeyi sorgulamaya ve amaya alr. Kartezyen felsefeye gre nesnel olgularn nyargsz ve tarafsz bir zne tarafndan gzlemlenmesi olanakldr ve bu gr, doal bilimlerin bilgikuramsal temelidir.

Heidegger, varlkbilimsel yorumbilgisini olutururken kendisine grng kavramnn yansra logos kavramn da merkez olarak alr ve bu kavramlarn kkenbilimsel anlamlarn zmlemeye giriir. Grngnn Yunanca karl olan fainomenonun anlam kendisini kendi iinde gsteren veya ak olan demektir. Logosun bir anlam da beliri (deloun) yani kendini grnmeye brakandr. Buna gre logos, kendini gsterenin belirii ya da grngye karlk den tepkidir. Kavramlar byle anlaldnda, Husserlin eylerin kendisine gitmek diye zetledii grngbilim, eylerin kendilerine boyun eme; kendini kendinden gstermeye alann rtsn kaldrarak onu grnrletirme eklinde ele alnabilir. Byle bir grngbilimden artk yorumbilgisine gitmek kolaydr. Grngbilimsel betimlemenin yntembilimsel anlam yorumdur. Dvarln grngbiliminin logosu yorumsal niteliktedir. Daseinn grngbilimi szcn kkensel anlamnda yorumbilgisidir ki bu terim, yorumlama iini belirtmektedir. Heideggerin kazandrd yepyeni boyut sayesinde yorumbilgisi, varoluun varolma biimini ilksel anlamna dnerek metinlerin yorumlanmas eklindeki alldk anlamndan syrlm olmakta veya alldk anlam, Heideggerin katt yeni boyutla birlikte ilksel anlam ile balantlanarak onun bir trevi haline dnmektedir. Heideggere gre, insan bilimleri iin nerilen yntemi yntembilimsel dzeyde merulatrabilmek iin Diltheyn yapt gibi tinsel varoluu doann varoluundan, aklamay anlamadan ayrmaya gerek yoktur. nk anlama, insan Daseinn dnya iindeki varlk olarak gerekletirmi olduu ilksel baardr. Daseinn varolu biimi olarak anlama, daha en bandan itibaren vardr. Doal bilimlerdeki bilgi tr de anlamann bir alt-tr olmaktan te bir ey olmamaktadr. Heideggere gre Dasein, tarihsellik tarafndan kurulmasnn yansra gelenek (dil) tarafndan da kurulmutur. Dil, yalnzca bir iletiim arac deil insan yaamnn devindii boyut, dnyay oluturan gedir. Dilin, insan varlklarnn yalnzca ona katlarak insan olabildikleri kendine ait bir varl vardr. Oysa Husserl dile hi nem vermemektedir, nk ona gre anlam dilden nce vardr. Dil insann nceden akn egosunda sahip olduu anlamalar isimlendiren ikincil bir etkinliktir.1

Heideggere gre anlama bilmenin bir yolundan ok varolmann bir yoludur. Bu adan, yorumbilgisinin alan tek tek yaptlar anlamaktan tm tarihsel varlklara ve oradan varln anlalmasna kadar genilemitir. Tarihi tanmlamak demek, onu yorumlamaktr. Varlk kendiliinden ortaya kmamtr, ortaya kmas gerekmitir. Yorumlamada, anlama deiik bir ey olmaz. Kendisi olur. Byle bir yorumlama varoluu bir anlamda anlamn iindedir, yani anlama yorumdan kaynaklanmaz. Yorumlama ise anlalan ey iin bilgi
1 s. 43. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, nce Sz Vard, Yorumsamaclk zerine Bir Deneme, Vadi, Ankara, ubat 1996,

80

toplamak deil, anlamaya yneltilen olaslklar ortaya kartmaktr. Ksacas yaamn kendisi yorumdur.2

Heidegger ncesi yorumbilgisinin balca zellii metin yorumlarnn karar verilebilir olduunu, yazarn ve metnin niyetinin kavranlmasyla doru yoruma ulalabileceini varsaymasdr. Oysa Heidegger sonras yorumbilgisinde her yorumun ayn zamanda metnin yeni bir okumas olmas nedeniyle her yeni yorumun metne yeni bir anlam katt dnlr. nk metnin anlam ufkuna ister istemez yorumcunun kltr, zaman ve nyarglar katlr. Bu da doal olarak yeni ve farkl anlamalara yol aar. Bu nedenle Heidegger sonras yorumbilgisinde metnin tamamlanm bir anlam olduunu dnmek ve o anlam kefetmeye almak felsefi bir yanlsamadr. Yorumbilgisi bylece metinde bulunan anlam kefetmekten ok anlam metinde yaratmann peinde olan bir etkinliktir. Yani, anlam hakknda karar verilemezdir. Bu, metni kapal bir yap olarak grmek yerine, bir ucu daima ak bitmemi bir sre olarak kavramsallatrmak anlamna gelir.3

Gadamere gre, Heidegger Diltheyn akn bilinin arkasna, yani yaamaya geri dnme talebinden hareket etmi, bu talep kendi felsefesinin en nemli gdmleyicisi olmutur. Heidegger, Diltheyn dncelerini kendi varolu felsefesinin grngbilimsel ynden temellendirilmesinde esas alm, bunu da yorumbilgisi sorununu felsefi bir radikalleme iinde ele almak suretiyle yapmtr. Heidegger bir olagelme yorumbilgisi kurmu ve bununla, Husserlin grngbilimsel z varlkbilimine kar varln ndnsel olmayn amlama gibi paradoksal bir grev formle etmitir. Buna gre varlk kendini anlar ve kendini olanaklar alanna atlml iinde yorumlar. Varolmak anlamak demektir. Burada yorumbilgisinin grnglere ynelik arasal yntem anlay, varlkbilimsel yntem anlayna geri dnmek zorunda olduu noktaya ular. Anlama artk burada insani dnmenin sahip olduu dier dnme tavrlar arasnda bir tavr deildir. Tersine o insan varoluunun temel hareketliliidir. Bylece tarihsellik sona erer, tarihsellik grelilikiliin demir parmaklklar krlr.4

Gadamere gre de, Heidegger, tarihsel bilimlerin yntembilimsel tekliini bilgikuram dzleminde merulatrmak iin, tarihsel varoluu Diltheyn yapt gibi doann varoluundan ayrmaya gerek olmadn savundu. Tersine o, doa bilimlerindeki bilgi trn, anlamann bir alt tr olarak grd. Heideggerin anlamay varolusal bir olay olarak yorumlamas, onun, ne eksik ne fazla, tam da yorumbilgisinin en temel esini yakaladn gsterir. Eer anlama tm varoluun akn bir belirlenii ise, o zaman yorumbilgisel anlama da yeni bir boyut ve evrensel bir nem kazanm olur. Tarihi Okulun bir trl gerekelendiremedii yaknlk olay ve sorunsal artk somut bir anlam tamaya balar ve adna uygun bir ze kavuan yorumbilgisinin grevi, tam da bu kendine ait olan nemi kavramak haline gelir.5

Gadamer, anlamann varolusal bir eylem olarak kavranmas gerektiini dnr. Bu nedenle de anlama, atlm, tasarlanm bir projedir. Nesnellik bir kuruntudur. Tarihiler bile, modern ve yntemsel bir bilimin temsilcileri olarak, gemiin bize sesini duyurduu kesintisiz bir zincirin halkalardr. Ahlak bilinci ayn zamanda pratik ahlak bilgisi ve ahlaki varolutur. Bize tarih bilincinin varlkbilimsel boyutlarn zmleyecek modeli salayan, ite pratik bilginin ahlakn zyle ve eitimin ya da kltrn devler ve ereklerin somut bilgisiyle bu btnlemesidir.6

2 Bkz. Serpil Oppermann, Hermenutics: Yorumbilim, Edebiyat ve Eletiri, 3/4, s. 89. 3 Bkz. Baki Gl, Hermesten Gnmze Felsefece Hermeneutik ya da Anlamay Anlamak, Edebiyat&Eletiri 9, Gz 1995, s. 132. 4 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Hermeneutik, s. 18-19. 5 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, ev: T.Parla, Toplum Bilimlerinde Yorumcu Yaklam, Paul Rabinow&William Sullivan (derleyenler), Hrriyet, stanbul, Ekim 1990, s. 97. 6 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 99.

81

Gadamer iin, felsefi yorumbilgisinin bir bilim olma kaygs yoktur. Tam tersine felsefi yorumbilgisi, anlamann ancak anlayann zgl tasarmlarn devreye sokmasyla mmkn olaca olgusundan hareket eder. Yorumcunun retken katks, nlenemez bir ekilde, bizzat anlama denilen eyin neliine aittir. Bu, znel n-kabullerin, zel ve keyfi deerlendirmelerin merulatrlmas demek deildir. nk sz konusu olan ey, tam bir disiplinletirme deeri tar. alar, kltrler, snflar, rklar ile aradaki kanlmaz, zorunlu mesafe, anlamaya gerilimini ve yaamn veren zneler-st yndr.7

Gadamer iin, felsefi yorumbilgisinin ilevi yntembilimsel olmaktan ok varlkbilimseldir. O, bilimsel olsun ya da olmasn her trl biimiyle anlama grngsnn temelini oluturan ve yorumlayc znenin tam anlamyla ynlendiremedii bir olgu olarak anlamay oluturan koullara dikkatleri ekmeye alr. Felsefi yorumbilgisi iin sorun ne yaptmz ya da ne yapmak zorunda olduumuz deil, bizim isteklerimizin, yaptklarmz tesinde neler olduudur.8

Gadamerin yorumbilgisiyle getirmek istedii insan bilimlerine yardmc olacak yeni bir disiplin deildir. Onun arad etkin-tarihsel bilin dedii yeni bir bilintir.

Gadamer, yorumcunun tarih iindeki imdiki zamandaki katlmna dayal bir anlama kavram gelitirmitir. Anlama bir dolaymlamadr ve tarih iinde bir hareket olarak ele alnmaldr. Bu tarih aknda, ne yorumcu ne de yapt birbirinden ayr ve bamsz paralar olamaz. Anlama grngs iinde gemiin rol ok nemlidir. nsanlar tarihsel olarak varolduklar iin tarihsel gelenei kendi iinden yorumlamak kanlmazdr. Anlama, her zaman anlamann zaten bilinen ufuklar iinde balar ve orada son bulur. Gelenei kendi iinden anlamak demek nyargl olmak demektir. Gadamer nyargy bir n-anlama olarak grmektedir. nyarg yorumlamann bir kouludur. Bilinli bir yorumun ilevi tm nyarglar silmek deildir. Yanl nyarglar dorulardan ayrmaktr. Yorumlama bizim dilimizin ufuklarnn bir bakasnnkiyle birleme sreci olarak da tanmlanr. Gadamer, anlalabilen varlk dildir der. Ona gre nyarglarmz bizi gemiten ayramaz, tersine bize gemii aar. Bizim tarihsel varoluumuz bu nyarglar sayesindedir. Bylece anlamak imdiki durumlarn gemi durumlar tarafndan ekillendirilmi biimidir. Gadamerin nyarg kavram anlama ediminin tarihsel ve sonlu boyutlarn kabul etmeye dayanr. Ona gre bu boyutlar, insanlar arasndaki anlam aknda olumlu bir rol stlenmelidirler. Gemile imdiki zamann birletikleri yer dildir. Gemii anlamak demek, gemi deneyimlerden oluan bir yaptla halihazrdaki yorumcusunun nyarglar arasnda bir ufuk birleimi yaratmak demektir. Ufuklarn birleimi olarak anlama temelde dilbilimsel bir sretir.9

Gadamerin kuram, yorumbilgisinin kendi tarihi iinde zellikle iki adan nem kazanmaktadr. Birincisi, doa ve toplum bilimlerinin birliine ilikin pozitivist deerlendirmeye uzun sredir devam eden muhalefeti kuvvetlendirmesi ve ikincisi de, geleneksel yorumbilgisi tarafndan yaplan pozitivizm eletirilerinin kendi imalarnn, bizzat pozitivist bir yntem kuram iinde kaldn gstermesidir.10 Gadamerin, Heidegger ve kendisinden nceki yorumbilgisinden fark, yntem zerine vurguyu reddetmesidir. En temel yapt olan Hakikat ve Yntemin bal bile bu noktay kesin bir ekilde aklamaktadr. Gadamer iin hakikat ile yntem arasnda bir birlik ilikisi yoktur. Gadamer belki de en temel yaptna setii balkla hocas Heideggerin temel yapt olan Varlk ve Zamana, tersine evirici bir gnderme yapmaktadr.

Gadamere gre, yorumbilgisinde yntemden vazgeilmesi, hakikatten vazgeildii anlamna gelmez.


7 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Hermeneutik, s. 23. 8 Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, University of California Pres, 1977, s. XI. 9 Bkz. Serpil Oppermann, age, s. 90. 10 Bkz. William Outwaite, Hans-Georg Gadamer, ev: A. Demirhan, ada Temel Kuramlar, Quentin Skinner (derleyen), Vadi, Ankara, 1991, s. 29.

82

Hakikat, kendisinden yola klarak anlamann ortaya kt gelenein zgnlyle garanti edilir. Yorumbilgisinin ilevi de tam bu noktada gndeme gelir: Yorumbilgisi felsefenin evrensel ilkesidir. Gadamer iin yntem, bir znenin bir nesneye, daha sonra hakikat olarak adlandrlacak belirli sonular vermek zere bavurmasdr. Gadamerin, Heideggerin yorumbilgisi projesini srdrmesi ayn zamanda yntem ve hakikatin zararl birliine kar olmay ierir. Doal bilimlerin anlamay nemsememe eilimine kar Gadamer yorumbilgisini, tm yntembilim alann ynetebilecek dzeltici ve meta-eletirel bir ynelim olarak nerir. Gadamer, Heideggeri izleyerek, Diltheyn tersine yorumbilgisine evrensel bir stat talep eder. O, anlamay herhangi bir disiplinle iliki iinde deil, dnyada varoluumuzun zn kavramaya ynelik olarak kullanr. Hakikat ve Yntem, yorumbilgisini yeni ve daha iyi bir yntem olarak deil, yntembilimi ve onun hakikatle ilikisini sorgulamak iin nerir.

Gadamer, bilimi bir yntem olarak, yorumbilgisini ise kesintisiz dinlemeye dayal bir diyalog olarak grr. O, doal bilimlerde yrrlkte olan yntembilgisine ise tam bir gvensizlik ierisindedir. Nesnelci bilim anlaynn umduu gibi kesin gereklere ulalamaz. Bilimsel dnme srecinde yer alan, rtlen kan da, onu rten ve yerine geen yeni doru da kesintisiz bir olaylar zincirinin halkalardr. imdi yrrlkte bulunan ve doru diye bilinen eyler, bir sre sonrasnn rtlecek olan nyarglardr. Bu bakmdan bilimsel dnme sreci ile olaan dnme srecimiz arasnda hibir fark bulunmamaktadr. Bilimsel yntemle hakikatin yakalanamayaca inancnda olan Gadamer, hakikate ancak yorumbilgisel almayla varlabilecei grndedir.11 Gadamerin ksaca ifade ettii udur: temel olarak ben bir yntem nermiyorum; varolan durumu betimliyorum.12

Gadamere gre, btn tarihsel bilginin, genel deneysel dzenliklerinin somut sorunlara uygulanmasn bir lde ierdiini elbette teslim edebiliriz; ama tarihsel bilginin gerek amac somut bir olay genel bir kuraln zel bir rnei olarak aklamak deil, bir tarihsel olay zgll ve benzersizlii iinde anlamaktr. Tarih bilincinin kaygusu, insanlarn, halklarn ya da devletlerin genelde nasl gelitiini bilmek deil; tam tersine, bu adamn, bu halkn ve bu devletin nasl bu hale geldiini, bu tekillerin nerelerden geip nasl tam buraya geldiklerini anlamaktr.13

Habermas, pozitivistlere kar olan mcadelesinde Gadameri bir yanda olarak grmesine ramen, onun yntem ve hakikat arasnda yapt kesin ayrm yanl bulur. Yorumbilgisel dnm doal bilimlerden ayrarak Gadamer bir anlamda, kartlarnn yorumbilgisini deersizletirmelerine katkda bulunmaktadr. Buna kar Habermas, yorumbilgisinin meta - eletirel konumda kalma durumunda olmadn ileri srer. Yorumbilgisi, eer insan bilimleri asndan nemini korumak istiyorsa yntembilim sorunundan uzak kalmamaldr. Habermas, Gadamerin kuramnda hibir nesnel ltn yeralmamasndan rahatszlk duyar. Eer anlama ile yanl anlamay birbirinden ayrmak istiyorsak, bu ayrm gerekletirmek iin baz ltlere gereksinimimiz vardr. Yani, sorun yalnzca anlamann yaps ya da olabilirlii deildir; sorun ayn zamanda anlamann geerliliidir. Bu nedenle yntembilimden kolayca vazgeemeyiz. zellikle deneysel-zmleyici bilimler tarafndan temsil edilen yntemin evrensellik iddialarna kar kmalyz. Ancak bu bizi, yntembilimi tamamen reddetmeye gtrmemelidir. Bu noktada Habermas, Gadamere kar Dilthey savunmaktadr.

Habermasa gre, hakikat ve yntem arasndaki yzleme Gadameri yorumbilgisel deneyimle yntembilimsel bilginin btn arasnda soyut bir kartla gtrmemelidir. Deneysel bilimlerin genel yntembiliminin mutlakl, bizi yntembilimden mutlak bir uzaklamaya, bilim ile bilim kartl arasnda bir seime zorlamamaldr.14
11 12 13 14 Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, nce Sz Vard, s. 52. Hans-Georg Gadamer, Truth and Method, Stagbooks, 1993, s. 465. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 86-87. Bkz. Jrgen Habermas, On the Logic of Social Science, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1989, s. 167.

83

Gadamer ise buna u ekilde yant vermektedir: Benim yapmak istediim insan bilimlerinin yntemsel srelerini ynetecek bir kurallar dizgesi ortaya koymak deildir. Ben, bulgularm birtakm pratik hedeflere ynlendirmek iin bu alanlardaki almalarn kuramsal temellerini aratrmak da istemiyorum. Eer almalarmn pratik baz sonular varsa, bu kesinlikle bilimsel olmayan bir balanmayla ilgili deildir. Tersine bu her trl anlamada varolan balanmann kabulnn bilimsel btnlyle ilgilidir. Benim temel ilgim hl ve hep felsefidir. Ne yaptmz ya da ne yapmak zorunda olduumuz deil, fakat isteklerimiz ve yaptklarmzn tesinde bize ne olduudur.15 7.1. Dil

Gadamerin dier deerli katklar bir yana felsefi yorumbilgisine en byk katks Wittgensteinn dile dnn, yorumbilgisi iin uyarlam olmasdr. Bunun anlam udur; anlama her zaman iin dil ile dilde olanakldr. Bu yzden dile, gereklii, yani birincil sreci kopyalayan, yanstan ya da imleyen ikincil bir sre olarak baklamaz. Dil, tam tersine, gereklii kendisi kurar. Gadamer, anlalabilen varlk ancak dildir ve Dil anlamay olanakl klan evrensel aracdr. Bu yzden btn dilsel sorunlar gerekte anlam sorunlardr szlerinde ifade ettii gibi bir anlamda Heideggerin varla dnn, Wittgensteinn dile dnyle birletirmeye abalar. Bir baka biimde sylersek, Gadamer varln unutulmuluu dncesini dilin unutulmuluuna indirgeyerek okur.16

Gadamere gre, eer ussallmz dilin dnda deil de, dille birlikte olutuysa, gerein, sanat yapt ve tarihsel metinlerle iliki iinde olutuu iddia edilebilir. Bu, ayn zamanda, dil ve varl birbirine balayan genel bir kuramn da garantisidir.17 Dil, inceleyici baklarmzn nesnelemeleri olarak tm eylemlilikleri temsil eden tm toplumsal-tarihsel sreler ve eylemlerin anonim znesi deildir. Tersine dil, bizzat gndelik yaamda bizi megul eden hereyin yorumlanmas oyunudur. Bu oyunda hi kimse dierlerine gre stn ya da ncelikli deildir. Herkes merkezdedir ve oyunun iindedir. Dilsel bilin yaam pratiinin her trl maddi varoluunu belirler. Gereklik dilin tesinde olumaz. Gereklik dilin iinde oluur.18

Gadamer, dil ile ilgili deerlendirmelerinin sonucunda, gelenein, bizim ustalamay rendiimiz bir sre olmayp, ierisinde yaadmz, bize aktarlm dil olduu fikrine ulamaktadr. Ona gre imdi ile gelenek arasndaki dilsel iletiim, yrngesinde her trl anlamay ieren bir oluumdur. Gelenek olarak dil, Wittgensteinn ele ald her trl dil oyunlarn iermektedir, dolaysyla yorumbilgisel yaantda, olgudan nce seme ya da reddetme zgrl sz konusu olamaz. Habermasa gre ise, gelenek olarak dilin bu meta-kurumlamas da, normatif ilikilere indirgenemeyecek olan toplumsal srelere bamldr. Dil, ayn zamanda rgtl g ilikilerini merulatrmaya hizmet eden, basknn ve toplumsal gcn bir aracdr. Yani dil, etkili bir ideolojik ara olarak da grlmek durumundadr ve bu anlay Gadamerin tm temel tezlerine taban tabana zttr.19

Habermasa gre ise, dili tm toplumsal kurumlarn kendisine bal olduu bir tr meta-kurum olarak alglamak iin geerli nedenler vardr. Toplumsal eylem sadece gndelik dil iletiimi iinde oluur. Fakat aktr ki, bir gelenek olarak dilin bu meta-kurumu, normatif ilikilere indirgenemeyecek toplumsal srelere baldr. Dil ayn zamanda bir hkmetme ve toplumsal g aracdr. Dil dzenli g ilikilerini merulatrmaya yarar.
15 16 17 s. 154. 18 19 Hans-Georg Gadamerden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 167. Bkz. Baki Gl, age, s. 133. Bkz. Graeme Nicholson, Answers to Critical Theory, Gadamer and Hermeneutics, Hugh J. Silverman (derleyen), Routledge, 1991, Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 35. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 129.

84

Toplumsal eylemlerin anlalabilecei nesnel balam dil, emek ve egemenlikten oluur. Gelenek sreci, hem emek dizgesi, hem de otorite dizgesi tarafndan greceletirilir. O, sadece zerk bir yorumbilgisinde mutlak bir g olarak gzkr. Bu dedenle de, toplumbilim yorumcu toplumbilime indirgenemez.20 Bu noktada Habermasn, Marxa ve Eletirel Kuramn kendisinden nceki kuana ball aktr.

deoloji ve zgrleme asndan Gadamer ve Habermas arasndaki fark, dilin toplumsal eylemdeki rol yoluyla grlebilir. Gadamerde dil, g ve toplumsal srele bozulmam saf bir deiim dizgesi olarak ortaya kar. Habermas ise, Gadamer tarafndan dilin bir meta-kurum olarak idealize edilmesine kar kar. Habermasa gre dil, ayn zamanda bir toplumsal g ve egemenlik aracdr.

7.2. Anlama

Geleneksel yorumbilgisel kuram, bir nesneyi, kendinde olarak anlamay amalayan bir zne varsayar. Bu, znenin nesneye pein hkmler olmakszn yaklaarak, mmkn olduunca ak zihinli ve nyargsz olmas gerektii anlamna gelir. Gadamer iin, bunun tersine, anlamay ilk planda mmkn klan pein hkmler ve nyarglardr. Tarihsel etki ya da metnin etkili oluuna ilikin farkndalmza baldr onlar. ncili ya da Komnist Manifestoyu, tarihimizde oynadklar role ilikin bir bilgi olmadan anlamak mmkn deildir. Geleneksel anlama kuram iki yolla nitelendirilmeye gereksinim duyar ki bu yollarn her ikisi de Gadamerin yaptnda ikindir. Birincisi, anlamay bir yntem olarak grmek yeterli deildir. O, bundan daha fazla bir eydir. Anlama, toplumsal gereklie ulamamzn ilk yoludur. kinci olarak, Gadamern balanma kavram, toplumsal dnyada kklemi olmamz olgusunun sonularn anlamamza yardm eder. nsan olmamz, baka insanlarn neye benzediini, baka insanlarn sahip olduklar inanlarn ne demek olduunu anlamamz olanakl klar. Fakat bu, ayn zamanda, nedensel bir biimde ve deerden bamsz olarak, yalnzca baka insanlarn pratiklerini ve inanlarn kayt edemeyeceimiz anlamna da gelir.21

Gadamere gre, anlam gemii ieren yeni bak alarnn sonucu olarak aralksz birikmi anlamlarn bir toplamdr. Bu yzden, geleneksel anlam ilkesel olarak tamamlanmamtr, yani gelecekteki, gemie gndermelerden treyen gelimelere aktr.22 Anlama snrsz bir ara olarak beeri dil-kullanmann evrenselliini gsterir ki bu ara, her eyi, yalnzca dil araclyla aktarlan kltr deil, fakat nihai olarak her eyi tar; nk herey, iinde etkileimde bulunduumuz anlalabilirlik alannda birleir.23

Bir metnin yorumcuya gzken o anki anlam, yazar ve evresi tarafndan temsil edilen frsatlara bal deildir. En azndan onlar tarafndan tketilmi deildir. Anlam, ayn zamanda, yorumcunun tarihsel konumu, yani bir bakma tarihin nesnel aknn btn tarafndan belirlenir. Metnin anlam yazarn aar. Bu nedenle, anlama yalnzca bir yeniden-retim deil, bizzat retimdir.24

Aktarlm metinlerin anlam, takip eden olay ve yorumlardan bamsz deildir. O, yeni bak alaryla srekli olarak oluum halinde olan kelmi anlamlarn bir toplamdr. Bir metnin anlam ilke olarak tamamlanmamtr ve gelecekteki yeni yorumlara aktr. Tarihin ak ve yorumcunun deien konumu, yeni baklar getirir ve eski geleri yeni deerlendirmelere sokar. Bu, aktarlm metinlerin anlamnn tkenmezliinin temelidir.
20 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 174. 21 Bkz. William Outwaite, age, s. 30. 22 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 155. 23 Hans-Georg Gadamerden aktaran William Outwaite, age, s. 31. 24 Hans-Georg Gadamerden aktaran Thomas Mccarthy, The Critical Theory of Jrgen Habermas, MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1994, s. 175.

85

Bir metni anlamn skebildiimiz lde anlayabiliriz. Bir metnin anlamn skmek, bize de anlaml gelen yeni anlam ifadeleri ierir. Bunun gereklemesi iin metinde ifade edilmi inan ve deerlerin bize ussal gelmesini salayacak ortak bir dil bulunmaldr. Bu, metnin ortaya koyduu geerlilik savlarn kabul etmeyi gerektirmez. Ancak, onlar bizim de paylatmz sorun ve balamlara getirilen olas yantlar olarak grmemiz, yani diyaloa deer bulmamz anlamna gelir.25

Gadamere gre uygulama, yorumbilgisinde nemli bir edir. Hibir zaman anlamann arkasndan gelen ikincil bir ilem deildir. Uygulamann nesnesi, daha batan ve tmyle yorumbilgisel anlamann gerek ve somut ieriini belirler. Uygulama, daha nceden bilinen bir genel dorunun, belli bir durumunu aklamak iin uyarlanmas demek deildir.26 Gadamer, her yorumun ayn zamanda bir uygulama olduu konusunda srarldr. Uygulama metnin gemii ile okuyucunun imdisi arasnda bir dolaymlama, gemiin seni ile bugnn beni arasnda bir konuma olarak betimlenebilir.

Gadamere gre, anlama ile onun pratik dnmleri arasndaki kurucu iliki yalnzca kutsal metinler, pozitif hukukun egemen normlar gibi zaten kurumsal geerlilii olan gelenekleri iermez. Onun istedii yalnzca sanat yaptlarnn yorumu ile felsefi metinlerin aklamas arasndaki ilikiyi gelitirmek deildir. Gadamer, otoriter iddialar tayan belirgin geleneklerin uygulamac anlamasnn, yorumbilgisel anlama iin bir model oluturduu konusunda bizi ikna eder.27

Gadamer iin, yorumbilgisel bilimler arasndaki zgn yakn iliki, uygulamann her trl anlamann tamamlayc bir gesi olarak tannmasna baldr. Hem hukuksal hem de teolojik yorumbilgisinde, ortaya konan metin ile onun yorumunun belirli momentlerine uygulanmasyla elde edilmi anlam arasnda temel bir gerilim vardr. Burada, bir yasa tarihsel olarak anlalmaz, fakat yorumlanma yoluyla somut geerlilik kazanr. Ayn ekilde dinsel bildiri, burada, tarihsel bir metin olarak anlalmaz, fakat koruyucu etkisini uygulayabilecei bir yolla ele alnr. Bu, ister yasa olsun ister incil; metnin, eer gerei gibi yani ne srd iddialara gre anlalrsa, her momentle, her zel durumda yeni ve farkl bir yolla anlalmas gereini ierir. Burada anlama her zaman uygulamadr.28

Heideggerin gemite yazlm metinleri anlamann olanakszl tezini kabul eden Gadamer, kendi tarihsel durumumuz bakmndan anlam yeniden yaplandrma dncesine ynelir. Ancak burada sz edilen anlam yeniden yaplanma sreci tarihten bamsz bir sre deil, okurun imdideki ufkunun gemi ufkuyla kaynamas olarak anlalmaldr. Bu anlamda Gadamerin tarihselcilik sorununa zneleraraslk bakmndan yaklat aktr. Baka bir deyile, gemi dnemlerin ve baka kltrlerin anlalmas, anlalan nesne anlayan zne ayrm ile deil, ancak ve ancak etkileime giren znelerin karlkl olarak anlama ufuklarnn kaynamasyla olanakldr. Burada sz edilen kaynama olgusu, Gadamerin dncesi asndan bakldnda, kukusuz metinden sonraki bir tarihten metne bakmaya duyulan ilginin zyapsyla ilintilidir.

Gadamerin anlamay, metnin zgn anlamnn yorumcunun imdi ve burada anlamyla kaynamas olarak grmesi, anlama ve aklama arasnda kurulan ikilii de byk lde ortadan kaldrr. Nitekim Gadamer, Alman Romantizminin bize rettii en nemli eylerden birinin anlama ve aklamann bir ve ayn ey olduunu gstermesi olduunu ifade eder. Anlama ve aklamann birbirleriyle zde klnmas yorumbilgisinin nce anla, sonra yorumla ilkesine de son verir. Anlama ile yorumlama arasnda bir ncelik sonralk ilikisi olamaz, nk yorumcu metni yorumlayarak anlar ve anlarken de zaten yorumluyordur.
25 26 27 28 Thomas Mccarthy, age, s. 180. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 98. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 162. Hans-Georg Gadamerden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 163.

86

yleyse btn anlamalar yorumlamalardan ibarettir.29

Bir metni doru anlamak insan bilimlerine, elbette yorumcunun zaman, mekan ve dnya gr iindeki konumuna ilikin girdiler sokacaktr. Ancak artistik yorumun tersine metnin dil araclyla yorumlanmas demek olan anlama ura, zerk bir yarat olarak zgn metinden bamsz deildir. Artistik yorumlamada olduu gibi, zgn olann yalnzca szcn, jestin ve tonun somut znde gerekletirilmesi deildir. Yorumlama anlamnda okuma, bir metni aynen okumaktan farkl olarak, kendi kendini amalayan bir i deildir. Bir dnce rntsnn zerke gerekletirilmesi olmayp okuma sreciyle yeniden canlandrlan metne baml bir itir. Okuma, metnin okunmasnda alp ierilen bir eydir. Gadamere gre, yorumu gerekli klan ilk koul, anlalmay bekleyen eyin yabanc niteliidir. Gerekten de, ilk bakta ak olan, bizi salt varlyla ikna eden ey, herhangi bir yorum gerektirmez.30

Heidegger ncesi kuramlar, kendilerini, btn ile paralar arasndaki tmyle biimsel bir ilikinin erevesi iinde snrlamlard. znel bir bak asndan ifade edecek olursak, yorumbilgisel dngy, btnn anlamnn kestirilmesi ile bu anlamn daha sonra paralarda ifade bulmas arasndaki bir diyalektik olarak gryorlard. Baka bir deyile, romantiklerin kuramna gre dngsel hareket, soruturmann bir sonucu deil, ne denli gerekli olursa olsun, eksikliiydi. Bir metnin iinde gezine gezine, tm ynlerine ve eitli eklemlenmelerine baka baka, sonunda dngsel hareket mkemmel anlaya varp mrn tamamlyordu. Bu yorumbilgisel anlama kuram Schleiermacherde en u noktasna ulayor; tmyle znel bir fonksiyon olan, katksz bir kestirme eylemi dncesine indirgeniyordu. Aktr ki byle bir yorumbilgisel anlama anlay, metinlerde sakl duran, gerekten yabanc ve esrarl eleri ihlal etme eilimindedir. Oysa Heidegger yorum dngsn anlatrken, bir metni anlama srecinin n-anlamann beklentisel gdlerinden mutlaka etkileneceini iddetle vurgular.31

Yorumbilgisinin hareket noktas, anlamann, hem bir gelenekte ifadesini bulan nesnenin kendisine, hem de o nesnenin, bize iinden hitap edebilecei bir gelenee ilikin olduu gereidir. te yandan, yorumbilgisel anlamay baarabilen herkes de unu bilmelidir ki, nesnelerle olan ilikimiz ok da olaan, basit ve sorunsuz deildir. Zaten yorumbilgisini, tam da gelenein bize ilettii mesajn aina ve yabanc karakteri arasndaki gerilim stne bina etmekteyiz. Ama bu gerginlik, Schleiermacherin durumunda olduu gibi, psikolojik bir gerginlik deildir. Tersine, yorumbilgisi tarihselliinin anlam ve yapsdr. Bir ruh hali deil, yorumbilgisel soruturmann nesnesi olan gelenein aktard eyin ta kendisidir. Tarihsel mesajlarn hem aina hem de yabanc karakteriyle olan ilikisi nedeniyledir ki, yorumbilgisi, merkezi bir konumdadr. Yorumcu, bir gelenee aidiyeti ile soruturmasnn temas olan uzakl arasnda paralanm durumdadr. Bu yorumbilgisel konum, imdiye kadar zerinde pek durulmam olan bir olaya dikkatimizi ekmeye yarayabilir. Bu zamansal uzaklk sorunu ve bunun anlama asndan anlamdr. Genellikle dndmzn tersine, zaman, gemii geri getirmek iin zerinde kpr kurabileceimiz bir byk yark deil, aslnda gemiin geliini destekleyen ve bugnn kklerini barndran bir zemindir. Zamansal uzaklk, kpryle balanarak ya da alacak bir uzaklk anlam tayan bir uzaklk deildir. Bu gr, tarihselciliin safdil nyargsyd. nsann, kendini gemiteki bir an bak asna yerletirmeye ve o aa zg kavramlar ve simgelerle dnmeye abalamasyla tarihsel nesnelliin salam toprana ulaabileceine inanlmt. Oysa, zamansal uzaklk, anlama iin olumlu ve retken olanaklar salayan bir kaynaktr. Kapatlacak bir mesafe deil, giderek bir gelenek oluturabilecek elerin yaayan srekliliidir. Bu gelenek ise, gemiimizden tayp getirdiimiz her eyi, bize aktarlan her eyi aydnlatan ktr. Zamansal uzaklk, srekli bir evrenselleme hareketi iindedir. Zamann artt evrensellik, zamansal uzakln ikinci retken boyutudur. Bu hareket, bir dizi yeni nyarg gelitirir. Ama bunlar paracl ve tikel nyarglar deildir. Tersine gerek anlamaya yol
29 30 31 Bkz. Baki Gl, age, s. 133. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 84. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 103.

87

gsteren meru nyarglardr.

Her yorumbilgisel anlama, nesnenin kendisi ile balar ve biter. Ama iki eye kar da tetikte olmak gerekir: Bir yanda balang ile sonu arasndaki zamansal uzakln roln yanl anlamaya kar, br yanda da tarihsel nesnelliin yapt gibi nesnenin kendisinin idealize edilmi nesnelletirimine kar. Buna dikkat edersek, tarihsel nesnede, kendi kan ve grlerimize karn gerekten baka olan bilmenin nasl mmkn olduunu; yani her ikisini birden bilmenin nasl mmkn olduunu anlayabiliriz. O halde, terimin gerek anlamnda tarihsel nesnenin bir nesne olmadn, iki enin birlii olduunu sylemek daha doru olacaktr. Tarihsel nesne, her ikisinin de ifadelerini bulduklar iliki, yani yaknlktr: Bir yanda tarihsel gereklik, br yanda tekini bilen tarihsel anlamann gereklii. Bilginin ve tarihsel nesnenin kendilerini birbirlerine ballklarnda ifade ettikleri bu birliktir en eski tarihsellik. Bize tarihin iinden gelen bir nesne, yalnzca uzaktan setiimiz bir nesne deil, tarihselliini gerekletiren varln ve tarihselliini gerekletiren bilincin ortaya kt bir merkezdir.32

Btn ve paralardan oluan yorumbilgisel dngnn, zellikle nesnel ve znel boyutlar, Schleimacher tarafndan incelenmitir. Bir yandan, her metin yazarn tm yaptnn btnne ve dolaysyla bal olduu edebiyat trne aittir. te yandan, eer bir metni zgl anlamann zgnl iinde kavramak istiyorsak, o zaman bu metni bir yaratma annn belirtisi olarak grmemiz ve onu tekrar yazarn btnsel zihinsel balam iine yerletirmemiz gerekir. Bylece anlama, yalnzca nesnel olgularn deil, hereyden nce yazarn znelliinin oluturduu totaliteye baklarak gerekletirilebilir. Schleiermacherin kuramnda Diltheyn n belirtilerine, onun btnn anlalmasn tanmlamakta kulland merkeze yneli szlerine rastlarz. Dilthey tarihsel aratrmalara, bir metnin o metnin kendisi araclyla anlalmas gerektii yolundaki geleneksel yorumbilgisel ilkeyi uygular.33

Btn ile paralar arasnda dngsel bir iliki vardr. Btnn anlam ancak paralar yoluyla anlalabilir ama btnn olmakszn paralarn aydnlatcl hibir ie yaramaz. Gadamer anlamann merkezine yerletirdii bu yorumbilgisel kural btn ayrntlar, ayrntlar btn balamnda anlamak zorundayz diye ifade eder. Gadamer, anlamay insann hep ierisinde yaad varolusal bir eylem olarak grmesi nedeniyle, metin yorumcusunun konumunu da dngye katarak Schleiermacherden ayrr. Yorumcunun amac, Schleiermacherin sand gibi, kendini yazarn yerine koymak ve yazarn zihinsel faaliyetine nfuz etmeye almak deildir. Yorumcu, bir metni anlamaya alrken kendini metin ile metnin ierikleri arasnda arac klmaya; metnin zgn niyetini, i uyumunu kurmaya ve anlam boluklarn gidermeye yani metnin anlamn, nemini ve deerini anlamaya almaktadr. u halde yorumbilgisel soruturmann amac da, yazarn ve yorumcunun ruhlar arasndaki gizemli iletiimi ortaya sermek deil, nasl olup da metinleri ve szleri anlayabildiimizi aklamaktr.34

Gadamer, yorumbilgisel srecin anlama edimini ufuklarn kaynamas imgesiyle anlatr. Bu, hem tarihsel uzakl anlamayla atmz dikey dzlem iin, hem de corafi ve kltrel, dilsel uzakl dolaymlayan yatay dzlemdeki anlama sreci iin dorudur. Anlama yoluyla gelenein edinimi eviri modeline benzer. Bugnn ufku yokolmaz, tersine gelenein tredii ufukla kaynar.35

Gadamere gre, bir gelenei anlamak phesiz tarihsel bir ufku gerektirir. Ancak bu, kendimizi tarihsel duruma yerletirerek elde ettiimiz ufukla ayn deildir. Tersine, biz zaten kendimizi herhangi bir konuma
32 33 34 35 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 105-106. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 99. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, 51. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 151.

88

yerletirmek iin bir ufka sahip olmak zorundayz. Kendimizi bir konuma yerletirmek ne anlama gelir? Elbetteki kendimizi ihmal etmemiz anlamna gelmez. Ancak bu, dier konumu dnmek zorunda olduumuz koulda gereklidir. Yalnzca bu kendimizi yerletirmenin anlamn karlar. Eer biz kendimizi bir bakasnn konumuna yerletirsek, onu anlayabiliriz, yani bakaln, paralanmaz bireyselliini farkedebiliriz. Bu kendini yerletirme ne bir bireyin dierine eduyumu, ne de bir dier kiiye kendi ltlerimizin uygulanmas deildir. Fakat bu her zaman hem kendimizi hem de dierinin tekilliini aan daha yksek bir evrensellie ulamay ierir. Ufuk kavram kendini anlatr nk o, anlamaya alan kiinin sahip olmas gereken geni ve ileri bir bak ifade eder. Bir ufka sahip olmak, halihazrda kapal olann ardna bakmay renmek demektir. Bunun amac onu, daha geni bir btn ve doru bir oranda grebilmektir. Eer kendimizi yok sayarsak tarihsel bir ufka sahip olamayz. Biz, her zaman, umut ve korku gibi yaknmzda olanlardan etkileniriz ve gemiin tanklna bu etki altnda yaklarz. Bu nedenle, gemiin kendi anlam beklentilerimiz iinde yitip gitmesini srekli olarak engellemek gerekir. Aslnda bugnn ufku, kendi nyarglarmz srekli olarak snadmz bir srete oluur. Bu snamann nemli bir paras gemile ve iinden geldiimiz gelenekle ilikilidir. Bu yzden, bugnn ufku gemiten bamsz bir ekilde olumaz.36

Gadamer, ufuk kavramn Husserl ve grngbilimsel gelenekten devralr. Gadamerdeki kullanmnda ufuk, gr olasln snrlayan bak noktas olarak tanmlanr ve o konum kavramnn bir parasdr. Ufuk, bizim dnyadaki konumlanmlmz tanmlar ve betimler. O, belirli ve kapal bir bak noktas asndan kavranmamaldr. O, iinde bizim hareket ettiimiz ve bizle birlikte kendisi de hareket eden bireydir. Ufuk, ayn zamanda, herhangi bir dnemde beraberimizde getirdiimiz nyarglara bal olarak da tanmlanabilir. Bu nyarglar olmadan ufku gremeyiz. Anlama edimi, Gadamerin nl metaforuyla sylendiinde, birinin ufkunun tarihsel ufukla kaynamas eklinde tanmlanr. Gadamere gre, tamamen bamsz bir ufuk dncesi yanlsamadr. Gemii bugnden ayran belirgin bir izgi yoktur. Gemiin dnyas bize yabanc deildir nk o bugnk ufkumuzun olumasna katkda bulunmutur. Gadamerin terimleriyle sylenirse, baarl bir yorum, ufuklarn kaynamasn gerektirir. Ancak, bu bir metinde ierilmi mutlak bir doru anlam bulunduunu gstermez. Eer yorum, her zaman, farkl yaama dnyalar arasnda yorumbilgisel bir dolaym ise ve eer yorumbilgisinin ilksel durumu tarihin ak iinde yeralyorsa, son bir geerli yorum kavram anlamn yitirir. Tarihin sonu olmad srece, yorum sreci hibir zaman sona ermez.37 Bu noktada Habermasn yanl ve doru anlamalar ayrt etmek konusundaki srar nemini yitirmektedir. nk Gadamer asndan anlamann doru ya da yanllndan deil, baarl ya da baarszlndan sz edilebilir.

7.3. nyarg, Gelenek ve Otorite

Gadamerin yorumbilgisinin belki de en nemli yan nyarg, gelenek ve otoriteye kar olan tavrdr. Gadamer bu kavramlar Aydnlanmann anlad gibi anlamamaktadr. Onun her kavrama da yaklam, Aydnlanmann aksine, olumludur. Habermasn Gadameri en fazla eletirdii noktada burasdr.

Gadamere gre, yorumcunun kendisinde ve bulunduu dnemde tad nyarglar anlama nnde birer engel olarak grlemez. Tam tersine anlamay anlama yapan ya da anlamay olanakl klan yorumcunun sz konusu nyarglardr. Zaten farkl anlamalara yol aan da, Gadamere gre, ite bu nyarglarn yanstt ve bu nyarglarda yansyan anlama ufkudur. Aslnda Gadamerin bu dncesi, Heideggerin n-anlama dncesinden trettii bir dncedir.38
36 37 38 Hans-Georg Gadamerden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 152. Hans-Georg Gadamerden aktaran Thomas Mccarthy, age, 174. Bkz. Baki Gl, age, s. 133.

89

Bize egemen olan nyarglarn ounlukla tarihsel gemii tam anlamamza engel olduu dorudur. Ama daha nce bir n-anlama olmadan, ki bu bir anlamda nyargdr, ve insan zeletiriye hazrlkl olmadan, ki bu da n-anlamamzdan kaynaklanr, tarih bilinci ne olanakldr, ne de anlaml. Ancak bakalar yoluyla kendimiz hakknda doru bilgi elde edebiliriz. Ama bu demek deildir ki tarihsel bilgi ille de iinde yaadmz gelenein zlp gitmesine yol aar. Hayr, gelenei ancak zenginletirebilir, dorulayabilir ya da deitirebilir. Ksaca, kendi kimliimizi kefetmemize katkda bulunur.39

Bir metni okurken, onu anlamak isterken, hep beklediimiz, onun bizi bir ey hakknda bilgilendireceidir. Gerek bir yorumbilgisel tutumla oluan bilin, ona kendi ufkunun dndan gelen eylerin kkenlerine ve tmyle yabanc zelliklerine kar ak olmaldr. Ancak bu aklk, nesnelci bir yanszlkla kazanlamaz. Kendimizi parantez iine almamz ne olanakldr, ne gereklidir, ne de arzu edilir bir eydir. Yorumbilgisel tutumun tek koulu vardr: Kendi grlerimizin ve nyarglarmzn tam bilincinde olmak ve bylece onlarn arlklarn yontmak. Ancak bu yolladr ki, bir metne, bize gerekten deiik, zgn bir varlk olarak grnebilme frsatn tanyabiliriz ve onun kendi gereini, bizim n-dncelerimizin barikatlarn aarak gsterebilmesine olanak verebiliriz.40

Gadamere gre, kanlarmzdan ya da grlerimizden biri yeni bir yorumbilgisel bilginin nda sorunsal haline gelince, hatta bir nyarg olduu ortaya knca, onun yerini mutlaka bir eit kesin doruya brakmas gerekmez. Bu, tarihsel nesnelciliin naif teziydi. Bu tezin unuttuu ey ise uydu: rtlen kan da, onu rten ve yerine geen doruda, her ikisi de, kesintisiz bir olaylar zincirinin halkalardr. Birinci nyarg bir yana atlamaz. nk daha sonra oynayaca nemli bir rol vardr, ama hala geerliyken oynad rolden deiik bir rol. Hatta unu da eklemeliyiz; mahkum edilen nyarg, yeni roln ancak sonuna kadar rtlnce oynayabilir. Bir kany nyarg ilan etmek ve onu yerinden atmak zor bir itir; nk onun yerine her ne konacaksa, bunun geerliliini kantlamas, ancak birinci nyargnn maskesinin tmyle drlmesine baldr. Baka bir konumun yerine geen her yeni konumun, nceki konuma gereksinimi vardr, nk neye ve niin kart olduunu bilinmeden bireyin kendisi de aklanamaz.41

Hatta ve hatta, Gadamere gre, yarglarmz, nyarglarmz kadar varlmz oluturmazlar. nyarglar zorunlu olarak dorulanmam veya yanl deildirler. Bu nedenle de mutlak olarak gerei arptmazlar. Aslnda, varoluumuzun tarihsellii szcn literal anlamnda nyarglar tm deneyim kapasitemizin ilksel yneltilmiliini oluturur. nyarglar dnyaya aklmzn gstergesidir.42

Gadamerin iddiasna gre, Aydnlanma, doal bilimler tarafndan nerilen gerein yntembilimsel iddialarna bal olarak, nyarg kavramnn gzden dmesinden sorumludur. nyarg, bizzat tarihsel gereklie ait olduu iin, anlama iin bir engel deil, tam tersine bir kouldur. Gadamer Aydnlanmay, otorite ile us ve zgrlk arasnda uygunsuz bir kartlk ilikisi kurduu iin sular ve bu gre kar, bireylerde cisimlemi otoritenin bir boyun emenin sonucu olmadn ileri srer. Ona gre, otoriteye itaat, us ve zgrlkte temellenir, g ve keyfiyette deil. Gadamerin dncesinde gelenek bir otorite biimi olarak grlr ve o da us ve zgrlkle ayn saftadr. Gelenek, kuaklarn zamann tahribine kar koruduu eydir. Gadamere gre, koruma edimi, devrim ya da keiften daha az bir zgrlk momenti deildir. Gadamer, gelenei yok saymak ya da gzard etmek yerine onu tarihsel ilikilerin bir paras olarak kabul etmemiz ve onun yorumbilgisel retkenliini teslim etmemiz gereini vurgular.

39 40 41 42

Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 81. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 103. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, s. 105. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 9.

90

Aydnlanma, gelenei insan zgrl zerinde bir zincir olarak gryordu ve usu, gelenei tamamen yok etme gcyle tanmlyordu. Romantisizm nceliklerin yerini deitirdi; logosa kar mitosu ne kard ve yeniye kar eskiyi savundu. Ancak yorumbilgisiyle Eletirel Kuram arasndaki bugnk tartma, nceki tartmann baz ksr noktalarn am gzkmektedir. nk bugnk tartma akn ya da mantksal bir dzeye tanmtr. Gadamer, yalnzca gelenein avantajlarn savunmamaktadr. Kltrel mirasa katlmn, eletirel dnm de dahil olmak zere tm dncelerin bir varlk koulu olduunu ileri srmektedir. Habermasa olan yantnda onu, fazlaca basitletirilmi bir eletiri kavram kullanmakla ve gelenek ile dnm arasnda soyut bir kartlk ina etmekle sulamaktadr. Dnm benim arkamda olabilecek baz eylerin farknda olmam salar. Yalnzca baz eylerin, hereyin deil.43

Habermasa gre ise, gelenekle otorite arasnda kurduu balant nedeniyle Gadamer, anlama sayesinde gelitirilmi olan dnmn, us ve otorite arasndaki dengeyi deitirme gcn hesap edememektedir. Gadamer, nyarglar rehabilite etmi bir anlamaya ulaabilme giriimini yaparken ise Habermasa gre, 18.yzyln ilk neslinin tutuculuu tarafndan gdlenmektedir. Gerek otoritenin otoriteryan olmayacana, itaate deil onaya dayandna inandrlmtr. Gadamerin gelenek tarafndan belgelenmi olan nyarglarn haklar konusundaki nyargs, dnmn gcn yadsmaktadr. Dnm, Gadamerin yorumbilgisinin grevini niteleyen ey olarak grd gerek varl yalnzca dorulamaz ayn zamanda onu zecek, dogmatik gleri paralayacak bir zellie de sahiptir. Dnm srecinde, baskn olan otorite, geveyebilir ve igrnn, ussal kararn daha az zorlayc olan kstlamalar ierisinde eriyebilir.

Gadamer, anlamann n-hkmsel yapsndan nyarglarn rehabilitasyonu gibi bir sonu kartmakta, Aydnlanmann temel kabullerinden birinin tam tersine usla otorite arasnda bir kartlk grmemekte; otorite ile ilgili olarak ortada dogmatik bir zor deil dogmatik bir onay olduunu, yani otoritenin zordan bamsz bir biimde gelitirilebileceini sylemektedir. Habermas, hibir biimde bu grlere katlmaz. Weberin otoriteyi zorun merulatrlm kullanm olarak tanmlamasndan yararlanr. Yani ortada yine zorun olmadna ilikin hatal bir iletiimsel uzlama vardr.44

Gadamer, felsefi yorumbilgisinin gelenei edilgin bir ekilde kabul ettii ve ona kr krne itaati savunduu eklindeki sulamay kesinkes reddetmektedir. Gelenei anlamak istiyorsak kendimizi ona ak tutmak zorunda oluumuz, gelenein tekniklerini ve alkanlklarn kr krne benimsememizi gerektirmez. Byle bir zorunluluk yoktur. Gelenekle balantmz, ona itaat zerinde deil ama onun stnln bilmemiz zerine temellenmektedir. Zaten felsefi yorumbilgisinin grevlerinden biri de, bir kimsenin bakalarnn ve kendinin nyarglarnn neler olduunu eletirel bir biimde ayrabilmektir. Ancak bu grev, gelenekle balantl olarak yerine getirilebilecektir. Bunun iin ne mevcut dzenin ne de onu deitirmeye alan devrimci bilincin yannda saf tutmak gerekmez. Yorumbilgisel kuramn grevi, toplumun snf atmas tarafndan ynetildii varsaymnn doru olup olmadna karar vermek deildir. Gadamer, ayrca kendisini dogmatiklikle sulayan Habermasa, kendi otoritesinin daima otoritaryanizm ile birlikte olaca ve zgrleimin eletirel dnm sayesinde gerekleecei eklindeki iddialarnn da pekala dogmatik grndn syleyerek yant vermektedir.45

Gadamerin tezine gre, yorumbilgisinin bize rettii ey, sregelen, doal gelenek ile onun dnmsel edinimi arasndaki kartl ve ayrm savunmann dogmatikliini grebilmektir. Bu iddiann arkasnda yorumbilgisel dnmn kendisini arptan dogmatik bir nesnellik vardr. Tarihi, bir eletirel bilim olarak gren bir tarihi bile, geliimine katkda bulunduu ulusal devletin sregelen geleneklerinden kendini tamamen ayramaz. O ulusal bir tarihidir; bir ulusa aittir. Anlamann kendisi bir tr olutur. Yorumbilgisinde
43 44 45 Hans-Georg Gadamerden aktaran Thomas Mccarthy, age, s. 187. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 139. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 147-148.

91

yalnzca naif ve dnmsel bir tarihselcilik, tarihsel-yorumbilgisel bilimleri mutlak anlamda yeni ve gelenein iktidarndan kopuk olarak grebilir. Tam tersine, Gadamerin Hakikat ve Yntemde gstermeye alt gibi, tm anlamalarda ileyen dilsellik grnmleri yoluyla, toplumsal olarak aktarlm dolaym srelerinin belirli kantlar yaamaya devam eder. Dil, yalnzca elimizdeki bir nesne deildir. O bir gelenek haznesi ve sayesinde varolduumuz ve dnyay algladmz bir aratr. Bu formlletirmeye Habermas, bilimin aracnn dnm yoluyla deitii ve bu deneyimin bize kesinlikle Alman idealizminin brakt paha biilmez bir miras olduunu ileri srerek kar kar. Habermasn iddiasna gre, Hegelci dnm yntemi, Gadamerin zmlemesinde bir mutlak bilin iinde yerine getirilmi olarak ortaya konmamasna ramen, yine de onun dilsellik idealizmi, kendini yorumbilgisel edinim, geliim ve kltrel ileti iinde tketir ve bu nedenle toplumsal ilikilerin somut btn yznden zavall bir gszlk sergiler. Bu daha geni btn, Habermasa gre, yalnzca dil tarafndan deil, ayn zamanda, emek ve eylem tarafndan da canlandrlr. Bu nedenle de yorumbilgisel dnm ideoloji eletirisine dnmek zorundadr. Bylesine bir konum alarak Habermas, bilgi edinme eklinde ifade edilebilecek temel toplumbilimsel ilgi-kar vurgulamaktadr.46

Gadamere gre, Habermasn yorumbilgisinin umutsuzca gelenein iinde kalarak onun duvarlarna arpt iddias dorudur. Ancak, bu iindeyi, bizim dnyamza katlmayan fakat dsal seeneklerin gzlemi olarak kalan dardann zt anlamls olarak anlamak mmkndr. Gadamer dnyann, insann anlamasnn ya da anlamamasnn arac olduu eklindeki yorumbilgisel olguyu kabul eder. Fakat bu onu kltrel gelenein mutlaklatrlmas noktasna gtrmez. Yorumbilgisinin ilkesi anlalabilecek hereyi anlamak zorunda oluumuzdur. O, anlalabilir varlk dildir derken bunu kasteder.47

Gadamere gre, Habermasn Marksist ideoloji eletirisi u varsayma dayanr; yorumbilgisel bilimlerde kullanlan dnm yaam pratiinin dogmatizmini sarsmaldr. Burada yle bir dogmatizm vardr; dnm her zaman ve kanlmaz olarak ncel kanlar paralar. Otorite her zaman yanl deildir. Habermasa gre otorite tanmsal olarak dogmatik bir gtr. Ancak Gadamer zgrlemeci Aydnlanmann yapt gibi us ve otoriteyi soyut kartlklar olarak grmez.48

Habermasn Gadamer eletirisinin odak noktas, onun yaptnn zgrletirici siyasal pratik asndan konumudur. Bu eletirinin temelinde Gadamerin nyarg, otorite ve gelenek konusundaki Aydnlanma kart polemikleri yeralmaktadr. Habermasa gre, Gadamer eksik ve diyalektik olmayan bir Aydnlanmay eletirmektedir. Habermasa gre, Gadamerin gelenekle devrolunan nyarglar savunmas onlar zerine dnmemizi ve gerektiinde onlar eletirmemizi engellemektedir. Edimciler gelenein sonsuz ak iinde edilgen alclar olarak ortaya konmaktadr. Habermasn istedii yorumbilgisel dnmenin eletirel boyutunu yitirmemesidir.

Habermas, en azndan genel bir erevede, yorumcunun, anlalmas gerekeni kendi yorumbilgisel konumuyla ilikilendirmek durumunda olduu argmann kabul eder. Fakat, Gadamerin bu ilikiyi ele al ve bunun tutucu sonular konusunda ciddi kukular vardr. Tarihin her trl anlamann zerinde etkili olduu sav, gelenein otoritesi ve meruluunu dorulamaya yeterli deildir. Yorumbilgisel bilgiyi basite gelenein srekliliiyle zdeletirmek, uzaklama ve eletiri karsnda katlm ve diyaloa tek ynl bir vurgu yapmaktr. Eletirel dnmde, geleneksel geerlilik savlarn bazen reddederiz bazen de kabul ederiz. Her iki durumda da sadece egemenlik olan otorite gesinin yerini daha az iddet ieren bir sezgi gc ve ussal karara brakr.

46 47 48

Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 28-30. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 31. Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 33.

92

Yorumbilgisi, gelenee kr bir itaati gerektirmez. Gereklii, nyarglarla baktmzda da anlayabiliriz. Ancak bu yalnzca hile ve yanl bilincin maskesini drdmz anlamna gelmez. Gadamer iin sorun verili bir geerlilik savn kabul veya reddetmemiz deildir. Sorun nyarglarn ve n-kavramlarn nasl bilincine vardmz, onlar nasl deerlendirdiimizdir. Bu dnm yksek edimi tarafndan hemen gerekletirilebilecek birey deildir. Bu, ancak bakalarnn bak alarn anlamaya almakla, nyarg yaplarn karlkl olarak anlamaya almakla mmkndr. Dnm anlamaya kar birey deildir; anlama abasnn tamamlayc bir momentidir. Habermasn yapt gibi onlar birbirlerinden ayrmaya almak dogmatik bir tavrdr.49

Habermas iin, Gadamerin gelenek tarafndan geerlilik kazandrlan nyarglarn meruluu konusundaki nyargs, gelenein iddialarn reddetme yeteneinde ifadesini bulan dnmn gcyle eliki halindedir. Gereklik dnmde paralanmtr nk dnm dogmatik gleri yalnzca dorulamaz, ayn zamanda paralar. Otorite ve bilgi bir noktada birlemezler. Elbette bilgi bugnk gelenekte temellenir; olas koullarla snrlanmtr. Ancak dnm geleneksel normlarn olgusallnda hibir iz brakmadan kendini tketmez.50 Habermas iin Otoritenin itaatle hibir ilgisi yoktur. O, bilgi ile ilgilidir51 nermesini kabul etmek mmkn deildir.

Gadamer gelenei, yeni durumlarla srekli olarak gncellemek durumunda olan grler ve deerler olarak grrken, Habermas mirasmzn bir paras olan ve srekli olarak kendilerinden zgrlemek iin uramak durumunda olduumuz egemenlik, bask ve arptma gelerini vurgular. Gadamer, iinde bulunduumuz diyalogdan bahsederken, Habermas halihazrda olan diyalogdan deil, olmas gereken diyalogdan szeder. Gadamer gelenein stnlne sayg gsterirken, Habermas gelecekteki bir zgrlk umudunun peindedir.52

7.4. Retorik ve Phronesis

Habermas, felsefi yorumbilgisinin snrlarn izebilmek amacyla, yorumbilgisini ve retorii tanmlayarak ie koyulur. Ona gre yorumbilgisi, bir doal dilde ustalamay renme konusunda sahip olduumuz yeteneimize gnderme yapar ki, bu yetenek, dilbilimsel olarak iletilebilir bir anlam-anlamak ve arptlm iletiim durumlarnda ona anlalabilir bir biimde karlk verme sanatdr. Anlamn-anlalmas, yazl biimlerin anlam ieriklerine olduu kadar konumann anlam ieriine ve hatta dilsel olmayan simgesel dizgelere yneliktir. Bu sanat, pratik sorunlar hakknda karar verilmek zorunda olunan her koulda ikna olma ve ikna etme sanatyla da simetriktir. Retorik de her dil kullancsnn iletiimsel ustal olan ve zgn bir beceri haline getirilebilen bir yetenek zerine temellenmektedir. Yani hem yorumbilgisi, hem retorik yntembilimsel disiplin ve gelitirilebilir bir doal yetenek olduklarndan, retilebilir sanatlar olarak ortaya kmaktadrlar. Fakat felsefi yorumbilgisine byle baklamaz. O, iletiimsel ustalmz kazanrken elde ettiimiz dilsel yaantlar bilince karan dnmsel balanmasndan dolay, kurallarla yrtlen pratik bir beceri deil, bir eletiridir. Yani yorumbilgisi ve retorik, iletiimsel ustaln yapc ve disiplinli bir ekilde gelimesine hizmet ederken yorumbilgisel dnm, i) anlamay becerme ve kendisini anlalr hale getirme, ii) ikna etme ve ikna edilme sreleri zerine bir dnm olup, retilebilir bir sanatn kurulmasna hizmet etmez. O, gndelik iletiim yaplarnn felsefi deerlendirmesidir.53

49 50 51 52 53

Bkz. Thomas Mccarthy, age, 189. Bkz. Jrgen Habermas, age, 170. Hans-Georg Gadamerden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 169. Bkz. Thomas Mccarthy, age, 192. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 132.

93

Gadamere gre ise retorik bir konuma ve ikna biimleri kuram deildir. Tersine, aralar ve amalar hakknda hibir kuramsal dnm olmadan, doal bir yetenekten pratik bir ustala doru geliebilir. Anlama sanat, yollar ne olursa olsun, kendisini ynlendiren ve yneten kurallarn ak farkndalna bal deildir. O, tpk retorik gibi, herkesin bir dereceye kadar sahip olduu doal bir gtr. ylesine bir yetenektir ki, ona sahip olan dierlerini aar ve kuram bize ancak bunun gerekesini syleyebilir. Hem retorikte, hem de yorumbilgisinde kuram pratikten sonra gelir. Retoriin grevi konuma yeteneini ylesine ikna edici bir ekilde kullanmaktr ki, ileri srlen argmanlar bunlara muhatap olan ruhlarn zgl alclklarna her zaman uygun olsun. Retoriin grevi hakkndaki bu nerme kuramsal olarak aydnlatcdr. Bunun ardnda iki Platoncu varsaym vardr. Birincisi, yalnzca bir gerek kavray olan biri, bir retoriksel argmann olas sahteliini yanlmadan dnp bulabilir. ikincisi, kii ikna etmek istedii ruhlarn derin bir bilgisine sahip olmaldr. Aristotelesi retorik ikinci temann bir devamdr.54

Gadamer, ayrca, Aristotelesin phronesis (akl bandalk, yaam bilgelii/pratik us) kavramna dnerek yorumbilgisinin pratikte yol aabilecei etki ve deiimleri aratrmakla, yorumbilgisinin pratik yaam iin ne derece nemli bir olanak olduunu da gstermitir. Aristotelesin phronesis kavramna ynelik yapt okuma sonucunda Gadamer, felsefi yorumbilgisinin gnmzde iinde bulunduu ve bulunmasn da gerekli grd paradigmay phronesis paradigmas olarak belirler. Bylesi bir paradigma iinde yorumbilgisinin ona gre birtakm toplumsal ve politik sonulara yol amas kanlmazdr. Bunun en yaln kantn, anlama deneyiminin insann kendisinde ve dolaysyla dnyaya baknda yol at deiimlerde grmek olanakldr. Geriye kalansa bu deiimlerin politik, kltrel, toplumsal ve felsefi sonularn aratrmaktr. Bu kukusuz Gadamerin felsefi yorumbilgisine bitii anlamann nasl olmas gerektiinden ok nasl olduunu betimleme misyonu iinde nemli bir balktr.55

Aristotelesin ahlak alanndaki bilgi biimine yaklarken sz konusu ettii phronesis veya pratik bilgelik kavram, yorumbilgisinin insan praxisini incelemesinde daha yardmcdr, nk Aristotelesci phronesis anlay Kantn pratik usu gibi evrensellik iddiasnda deildir. Kant, pratik usu evrenselletirip pratik alanda da kuramsal alandaki gibi bilimsel bilgi retilebileceini varsayarak insan bilimlerinde pozitivizme kap aralamtr. Gadamere gre kendi yorumbilgisel felsefesi gibi, Aristotelesin pratik felsefesi de kuram ve uygulamay asla birbirinden ayr dnmemekte; praxisi teheoriann antitezi, kuram yalnzca dnce, pratii yalnzca bu dncenin uygulamas olarak grmemektedir.

Gadamere gre Aristotelesin phronesis konusunda syledikleri genel olarak tm anlama eylemlerimiz iin geerlidir. Aristotelesin pratik felsefesinin temel ilgisi etik yani moral eylem, Gadamerin felsefi yorumbilgisinin temel ilgisi anlama eylemi olduu halde ikisi arasnda birok benzerlik noktalar bulunmaktadr. Her eyden nce, her ikisinde de dnce ve uygulama iiedir ve ayn eylem ierisinde birarada kapsanmaktadrlar. Anlamadaki uygulama, phronesiste olduu gibi bir bilginin bir baka eye mekanik olarak uygulanmas deil, ayn anlama eyleminin ayrlmaz bir paras durumundadr. Bir baka deyile sylersek, pratik, sanlann tersine hi bir zaman anlamay izlemez; bir eyi nce anlayp sonra uygulamaya koymayz; kuram ve uygulama bir anlama eyleminin iindeki iie durumlardr. rnein, bir metnin yorumcusu, daha nceden karsad, doru bulduu bir lt, o metine uyarlamaya almayp, metnin zgn anlamn sorun edinir.56

Habermasa gre, yorumbilgisel anlamann yolat uygulanabilir bilginin, Aristotelesin bilim ve teknikten ayrtettii pratik-etik bilgiyle ortak noktas vardr. Birincisi, pratik bilginin dnmsel bir biimi vardr; o, ayn zamanda, z-bilgidir. Bu nedenle, pratik bilgi alanlarnda kiisel hatalar yaparz. Yanl grler, yanl bilincin gndelik biimleridir. Gr eksiklii krln nesnel gcdr. Bu da ikinci noktayla balantldr;
54 55 56 Bkz. Hans-Georg Gadamer, Philosophical Hermeneutics, s. 21-22. Bkz. Baki Gl, age, s. 134. Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 49.

94

pratik bilgi iselletirilmitir. Onun gdleri belirleme, tutkular ynlendirme gc vardr. Teknik bilgi ise tersine dsal kalr. Pratik etmeyi braktmzda teknik kurallar unuturuz. Pratik kurallar ise, tam tersine, bir kez renildiinde, kiilik yapsnn bir paras haline gelir. Buna ek olarak, pratik us, kuramsal usda olduu gibi, n-varsaymlar olmadan kazanlamaz. O, nyarglarn yapsyla balantl olmaldr. Yalnzca, ierdii gelenekler ve deneyimledii durumlar temelinde n-bilgi sahibi olmu biri pratik felsefede yapc okumalar bulabilir. Pratik bilgi toplumsallama sreciyle birleir ve srer. Bu da nc noktay anlalr klar; pratik bilgi dngseldir. O, gerekleme aralarndan bamsz olarak belirlenmi baz hedeflere bal deildir. Eylemi ynlendiren hedefler dolaymyla kendisinin gerekletii yaam biimlerinin momentleridir. Bu yaam biimi her zaman iletiimsel eylem yoluyla gelien bir toplumsal yaam biimidir.57

Gadamer retorii yorumbilgisi iin bir model olarak grr. nk o tmdengelimsel kantlar yerine olaslklar ileri sren bir tr ussall temsil eder. Bu tr bir ussallk, sonusallk ve tkenirlilik iddias olmayan bir metin-yorumu pratiinde kendisini gsterir. Gadamere gre Habermasn bu noktadaki hatas ussall dnmn dogmatizminden kurtaramamasdr. Bu, Habermasn yorumbilgisini bilim ve yntemle badatrma abasnda da kendisini gsterir. Sregelen gelenek ile onun dnmsel edinimi arasnda bir kutupsallama yaratmak doru deildir. Ayn kutupsallama ussallk ile otorite ve nyarg arasnda da yanltr. Psikoterapi ve toplumsal reform hibir zaman mutlak bir nevrozdan ya da tamamen paralanm bir toplumdan, aklk ve uyumun mkemmelliine doru gelimez. Ussalln ulat noktada k ve karanlk bir aradadr. Gadamerin temel stratejisi bu ikilemden kurtulmaktr. Habermas ise usu, gelenek, otorite ve nyargnn karsna dikmekten hibir zaman vazgemez.

7.5. Evrensel Yorumbilgisi

Habermas iin Gadamerin kuramnn en son ve en kabul edilemez iddias, yorumbilgisi iin evrensellik talebidir. Yorumbilgisinin evrensellii iin Gadamerin ileri srd gerekelerden birisi, bilimsel-teknolojik srete retilen teknolojik olarak kullanl bilginin yaama dnyasnn pratik bilgisiyle balantsnn kurulmas gerektiidir. Habermas, byle bir gereksinimin olduu kanaatinde olmasna ramen Gadamerin bu gereksinimi, insann dilselliini ve Platonnun varolan her eyin dilin aynasnda yanstld szn hatal bir biimde kendisine destek alarak, yorumbilgisinin evrensellii iddias iin kullanldn dnmektedir. nk ortada gerekten, gndelik doal dilin diyaloa dayal yaps ile bilimin monoloa dayal dil dizgeleri arasnda araclk etmek gibi, yorumbilgisel bir sorun vardr, ama bu yalnzca gelimi sanayi toplumlarnda ortaya km olan ve yorumbilgisinin kendisi iin bile yepyeni bir sorundur. stelik bu yorumbilgisel grev, yalnzca kltrel retimlerle ilgili olan ve gndelik dil tarafndan yaplatrlm bulunan retorik ve yorumbilgisi sanatnn ve bu sanatn dnmsel altrmalar srasnda kurulmu bulunan yorumbilgisel bilincin snrlarn amakta, ancak felsefi bir yorumbilgisinin alanna girmektedir.

Habermasa gre, Gadamerin yorumbilgisinin evrensellii iddias, dilsel gelenein varlkbilimsel nsellii anlayna oturtulmutur. Bu iddiann geerli olabilmesi iin dilsel gelenei biimleyen uzlamann zorlama ve arptma olmakszn baarl olmu olmas gerekmektedir. Oysa derin yorumbilgisel yaant, her uzlamann hatal iletiimin sonucunda pekitirilmi olabilecei phesini ortaya atmakta ve insanlarn olgusal dzeyde uzlama grnts altnda bir sanrya (hezeyan) kaplabileceklerini ileri srmektedir. Psikanalizde olduu kadar toplumda ve tarihte de baz basklayc glerin gndelik iletiimi arptmaya urattn, dolaysyla zneleraras uzlam bozduunu ne sren Habermas, igr ve sanr (hezeyan) arasnda ayrm yapabilen bir eletirel aydnlanmac yorumbilgisinin, dizgesel olarak arptlm iletiim olaslklarnn farknda olan bir meta-yorumbilgisi ile bir arada hareket etmesi gerei zerinde durmutur. Ona gre byle bir eletirel aydnlanmac yorumbilgisi, anlama srecini, gerein yalnzca snrlanmam ve baskdan uzak ideal iletiim
57 Jrgen Habermas, age, s. 163-64.

95

koullarnda baarlm bir uzlama tr tarafndan garanti edilebileceini; gerek fikrinin kendisini ancak gerek bir anlama zerinde tartabileceini syleyen bir ussal sylemle balantlayabilecektir.58

Yntembilimsel adan temel sorun yorumbilgisel anlam - anlalmasnn toplumsal bilginin tek ve yeterli temeli olup olmaddr. Habermasa gre bu sorunun yant olumsuzdur. Bu yzden Gadamere olan yantnda, Habermas yalnzca bir doal dil edimcisinin simgesel olarak yaplanm nesne ve olaylar anlama yeteneine bal olan bir yaklamn snrllklarn vurgular. Yorumbilgisinin mutlaklatrlmas toplumsal zmleme yntemlerinin a priori deersizlemesiyle sonulanr.59

Gadamerin yorumbilgisi iin evrensellik iddias, Habermasa gre, pozitivizmden yaylan benzer evrensellik talebiyle akr. Bu akan yaklamlardan hibiri kendilerinin farkl bilgi kurucu ilgi-karlara bal olduunu kabul etmez. Byle bir kabul, her iki iddiay da tmyle reddetmeden hak ettii izgiye eker.

Habermasa gre yorumbilgisinin snrllna iki rnek gsterilebilir; psikanaliz ve ideoloji eletirisi. Her iki rnekte de, zne kendi ifadelerinin farknda deildir. Bu durum Gadamerin kuram iin bir sorun oluturmaz. nk onun iin anlamn iletilmesi bireysel bilince bal deildir. Habermas iin psikanaliz ve ideoloji eletirisi anlamn bireysel olmaktan ok kolektif iletiminin rnekleridir ve bu nedenle de, her iki rnekte de, ifadenin anlam dizgesel olarak bozulmutur ve Gadamerin ngrd trden bir diyaloa uygun deildir. Habermas iin yorumbilgisel kuramn nemli olan yan, toplumsal bilimlere bir temel oluturmasndan ok, onun diyaloa dayal n-varsaymlar ve dolaysyla iletiimsel modellerle olan ilikisidir. Habermasn eletirisi, Gadamerin yaptndaki diyalog kavramnn tek yanllnda younlar. Habermas, yorumcunun gelenek karsndaki edilgenliine kar kar. Gadamerin ufuklarn kaynamas kavram, okuyucu ve metin karllkln vurgulamasna ramen, Habermasn iddiasna gre, Gadamer metinde cisimlemi anlamn, yorumcunun anlamna gre daha stn olduuna inanmaktadr.

Habermas yorumbilgisel gelenei, zellikle anlama, yorum ve simgesel iletiimin ayrdedici zelliklerini gn na kard iin takdir ederken ayn zamanda onun tarihselciliini, yani gizli pozitivizmini de eletirmekten geri durmaz. Yorumbilgisel yaklamn gizli pozitivizmi kendini yaam biimlerini anlar ve yorumlayabiliriz ve bu yaam biimlerine getirilen eletirileri paranteze alabiliriz iddiasnda gsterir. Habermasa gre, yaam biimlerini oluturanlar tarafndan ortaya konan geerlilik savlarn ussal bir deerlendirmeden geirmezsek, anlam, anlama, yorum gibi kavramlarn hibir nemi kalmaz. Ona gre, katlmclarn kendi eylemlerini ne ekilde gerekelendirdiklerinin ayrmna varabilmek durumundayz. Bu ise, onlarn eylemleri iin ortaya koyduklar gerekeleri bizim ussal ltlerimizle deerlendirebileceimiz performatif bir yaklamla mmkn olabilir.60

Habermas, Gadamerin insan anlamasnn sonluluu ve balam bamll konusundaki yaklamn kabul eder, ancak onun anlamann mantyla ilgili greliliki ve idealist karmlarn reddeder. Yorumbilgisel anlama ideoloji eletirisiyle birlemek zorundadr. Yorumbilgisi de, grngbilimsel ve dilbilimsel yaklamlar gibi toplumsal bilgiyi anlam-anlalmasna indirger. O, anlam, znel niyetli anlamda snrlandrmamasna ramen, kltrel gelenein tamamen kuatc olduunu varsayar. Sonu olarak, yorumbilgisel toplumsal sreci tamamen kltrel gelenee balayan ve toplumbilimi aktarlm anlamlarn yorumuna indirgeyen bir eilim tar. Ancak eer kltr, yaamn toplumsal, siyasal ve ekonomik koullar olarak grlrse, kendi kendine yeterli grnmn yitirir. Aktr ki, geleneksel anlamlar bu koullar aa vurduu ve ifade ettii kadar gizler ve arptr da. Toplumsal bilginin anlam-anlalmasna indirgenmesi yalnzca dilsel olarak
58 59 60 Bkz. Erol Gka, Abdullah Topuolu, Yasin Aktay, age, s. 139. Bkz. Thomas Mccarthy, age, s. 191. Bkz. Richard Bernstein, Introduction, Habermas and Modernity, Richard Bernstein (derleyen), MIT, 1991, s. 10.

96

ynlenmi bilincin yaam koullarn belirledii eklindeki varsaymla dorulanabilir. Fakat toplumsal eylemin nesnel erevesi simgesel olarak aktarlmtr ve zneleraras olarak istenilen anlamla tketilemez. Toplumbilim, anlamac toplumbilime indirgenemez. Toplumsal eylem yalnzca dil, emek ve iktidarla birlikte oluan nesnel bir erevede anlalabilir. Daha nce vurguland gibi, Habermas yorumbilgisinin kendisine at olanaklar sonuna kadar deerlendirmeye hazrdr. Ancak Marxn ortaya koyduu erevenin ana eksenini de terketmemeye kararldr.

Gadamere gre ise, zne hibir zaman bireyi tm boyutlaryla deerlendiremez. Bu nedenle, eletiri zorunlu olarak yanldr ve belirli bir bak asndandr. Eer eletirel bak asnn kendisi dnme tabi tutulursa, bu mutlaka baka bir bak asndan yaplabilir. Bu adan bakldnda Gadamer, Habermasn eletiri kavramnn dogmatik olduu sonucuna varr. Ona gre, dnm de dier dnce trlerinden daha az balam baml ve tarihsel olarak konumlanm deildir. Bir kltrel mirasa muhalefet, onu varsaymak ve onu srdrmektir.61

Gadamerin Habermasn eletirilerine verdii yantlar ksaca u ekilde toparlanabilir:

i. Habermas dnme yanl bir g atfetmektedir. Tarihsel olarak konumlanm olan dnm her zaman snrl, yanl ve verili nyarglara ve n kavramlara baldr. ii. Habermas dilin tesindeki tarihsel olarak gelien gerek koullara ulamaya almaktadr. Fakat dil sadece toplumun farkl boyutlarndan biri deildir; toplumsal yaamn evrensel aracsdr. zellikle emek ve iktidar dilin dnda deildir; tam tersine onunla dolaymlanmtr. iii. Habermasa gre, dizgesel olarak arptlm iletiimin varl, yorumbilgisel anlam-anlalmasnn tesinde ideoloji eletirisini gerektirir. Fakat ideoloji yorumbilgisel anlama iin girilemez deildir. Gerekte anlama, dorulanabilir otoritenin kabul kadar, dorulanamaz nyarglarn reddini de ierir. iv. Habermasn eletirel dnm vurgusu ardr. Eletiri gerein tek sahibi olduunu iddia edemez. Onun doru yaam fikri, bakalaryla diyalog iinde reddedilmekten veya gzden geirilmekten muaf deildir. Bu nedenle, eletirel z-dnme, ideolojik arptmann eletirisinde olduu gibi, bakalaryla bir anlamaya varma abasndan yaltk olarak ulalamaz.62

Yorumbilgisi filozoflar ve Eletirel Kuramclar toplumsal pratiin ussallamasna, toplumsal bilimlerden kaynaklanan ynetimsel tekniklerle veya teknoloji retiminde ve doal bilimlerde kullanlan zmleme ve aklama yntemleriyle ulalamayaca konusunda hemfikirdirler. Hem Gadamer, hem de Habermas, aratrma ve toplumsal pratik arasndaki ilikiye ynelmek ve toplumsal pratikte ykl olan ussallk potansiyelini belirlemek iin bir us kavramna gereksinim olduunu kabul eder. Sz konusu us kavramnn, hayli uzmanlam aratrma sonularnn pratik toplumsal deneyime dahil olduu ve toplumsal gruplarn politik ve kltrel z-anlamasn etkiledii toplumsal yaam alanlarnda da yeri vardr. Her ikisi de, doruluu ve geerlilii garanti eden nesnel aratrma yntemlerine kar karlar. Bunun sonucu olarak da, yine her ikisi de teknokratik egemenlie kesin olarak kardrlar. Yorumbilgisi filozoflar kabul etmelidirler ki, Gadamer, biraz da Habermasla olan polemikleri sayesinde, yorumbilgisini bir pratik felsefeye dntren kuramndaki Aristotelesi geleri tam anlamyla ortaya koyabilmitir. Habermasn iddiasna gre Gadamer, eletirel dnmn gcn ve kolektif yanlsamalar krc zelliini hafife almaktadr. Tartmann bu noktasnda gen Habermas, psikanalizi, yorumlayc ve aklayc modellerin biraraya gelebileceinin bir rnei olarak grmekte ve psikanaliz srecinde eletirel dnmn yanlsamalara kar olan gcn vurgulamaktadr. Gadamer ise ussall toplumsal yaamn verili pratiklerinde bulur. Bu nedenle Gadamere gre, dnme
61 62 Bkz. Thomas Mccarthy, age, s. 188. Bkz. Thomas Mccarthy, age, s. 190.

97

ve tartma pratiklerinin zerine ina edilmi toplumsal usun tesine gitmeye gerek yoktur. Bu noktada Gadamer, Aristotelesi ve onun phronesis kavramn yardma arr. Phronesis pratii, bilimlerce bilinebilir olan hereyin karlkl anlama balamyla btnlemesini isteyen bir mzakere pratiidir.

Gadamer, Habermasn eletirilerine kar olan yantnda, her zaman, retoriin siyasetteki mzakere ve kamusal yaama uygulanabilir bir toplumsal us kavram iin nemini vurgular. Metinsel yorum almasnn ve retoriin siyaset kuram iin nemli izdmleri vardr. Buna gre, toplumda karlkl bir anlama ynelimi mutlak bir toplumsal iyi (doru) kavramyla birarada olamaz. insanlar ve toplumsal gruplar, toplumsal iyi hakknda farkl ve birbirleriyle elien grlere sahiptirler. Bu nedenle, yapabilecekleri tek ey farkllklarn aka kabul etmek ve birbirlerinin ortak noktalarn bulmaya ynelik bir abaya girmektir. Us, diyalog iinde oluur. Bu, Habermasn Gadamer ile olan ilikisindeki en nemli noktadr. nk Habermas bu noktadan hareketle daha sonra iletiimsel eylem kuramn gelitirmitir. Habermas dilin yalnzca bir betimleme dizgesi olmadn, onun sayesinde zneleraras olarak toplumsal yaamn sregeldii, bakalaryla iletiim halinde eylerin yapld bir ara olduu konusunda Gadamerle hemfikirdir. Bir dili doru bir ekilde konumak, o dili gndelik yaamn balamlar iinde, dil cemaatinin normlarna uygun kullanabilmektir. Arasal eylemde anlamalar, doal olmayan yollarla yaratlrken ve yalnzca aralarn ama-ussal kullanmna balanrken, etkileimle karlaan gzlemciler dnyann incelemek istedikleri insanlar tarafndan daha nceden yorumlandn kabul etmek zorundadrlar. Etkileim monoloa dayal olmaktan ok diyaloa dayaldr ve hi kimse diyaloa girmeden, ilke olarak, onunla balantlandrlamaz. Habermas, Gadamerin tarihsel ynelimli dil felsefesine olumlu bakmaktadr ve ondan youn biimde etkilenmektedir. Belki Habermasn ussallka yneldii noktada Gadamer geleneki vurgulamaktadr. Ancak Gadamerin retorii insan bilimlerinde kullanmas, Habermasn, yedinci blmde ele alacamz iletiimsel eylem kuramn gelitirdikten sonra, onun ideal konuma durumu dedii eyi gelitirmesini nemli lde etkilemitir.

KAYNAKA BERNSTEIN Richard, Introduction, Habermas and Modernity, Richard Bernstein (derleyen), MIT, 1991. GADAMER, Hans-Georg, Philosophical Hermeneutics, University of California Pres, 1977, s. XI. GADAMER, Hans-Georg, Truth and Method, Stagbooks, 1993. GKA, Erol; TOPUOLU, Abdullah; AKTAY, Yasin, nce Sz Vard: Yorumsamaclk zerine Bir Deneme, Vadi, Ankara, ubat 1996. GL, A. Baki, Hermesten Gnmze Felsefece Hermeneutik ya da Anlamay Anlamak, Edebiyat&Eletiri 9, Gz 1995, s. 124-136. HABERMAS, Jrgen, On the Logic of Social Science, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1989. MCCARTHY, Thomas, The Critical Theory of Jrgen Habermas, MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1994. OPPERMANN, Serpil, Hermeneutics: Yorumbilim, Edebiyat ve Eletiri, 3/4, s. 86-92. RABINOW, Paul & SULLIVAN, William (derleyenler), Hans-Georg Gadamer, Tarih Bilinci Sorunu, ev: T.Parla, Toplum Bilimlerinde Yorumcu Yaklam, Hrriyet, stanbul, Ekim 1990. SILVERMAN, Hugh J. (derleyen), Graeme Nicholson, Answers to Critical Theory, Gadamer and Hermeneutics, Routledge, 1991. SKINNER, Quentin (derleyen), William Outwaite, Hans-Georg Gadamer, ev: A. Demirhan, ada Temel Kuramlar, Vadi, Ankara, 1991.

98

SORULAR

1.Gadamere gre felsefi yorumbilgisinin yntembilim ve varlkbilimle ilikisi nasldr? 2. Gadamer, Habermasn eletirilerine kar felsefi yorumbilgisini nasl savunmaktadr? 3. Gadamerin felsefi yorumbilgisine dil asndan katks nasldr? 4.Habermasa gre Gadamerin en kabul edilemez iddias hangisidir? 5. Gadamerin Habermasn eletirilerine genel olarak verdii yant nasldr?

99

CEVAPLAR

Cevap-1: Gadamer iin, felsefi yorumbilgisinin ilevi yntembilimsel olmaktan ok varlkbilimseldir. O, bilimsel olsun ya da olmasn her trl biimiyle anlama grngsnn temelini oluturan ve yorumlayc znenin tam anlamyla ynlendiremedii bir olgu olarak anlamay oluturan koullara dikkatleri ekmeye alr. Felsefi yorumbilgisi iin sorun ne yaptmz ya da ne yapmak zorunda olduumuz deil, bizim isteklerimizin, yaptklarmz tesinde neler olduudur. Gadamerin yorumbilgisiyle getirmek istedii insan bilimlerine yardmc olacak yeni bir disiplin deildir. Onun arad etkin-tarihsel bilin dedii yeni bir bilintir.

Cevap-2: Benim yapmak istediim insan bilimlerinin yntemsel srelerini ynetecek bir kurallar dizgesi ortaya koymak deildir. Ben, bulgularm birtakm pratik hedeflere ynlendirmek iin bu alanlardaki almalarn kuramsal temellerini aratrmak da istemiyorum. Eer almalarmn pratik baz sonular varsa, bu kesinlikle bilimsel olmayan bir balanmayla ilgili deildir. Tersine bu her trl anlamada varolan balanmann kabulnn bilimsel btnlyle ilgilidir. Benim temel ilgim hl ve hep felsefidir. Ne yaptmz ya da ne yapmak zorunda olduumuz deil, fakat isteklerimiz ve yaptklarmzn tesinde bize ne olduudur.

Cevap-3: Gadamerin dier deerli katklar bir yana felsefi yorumbilgisine en byk katks Wittgensteinn dile dnn, yorumbilgisi iin uyarlam olmasdr. Bunun anlam udur; anlama her zaman iin dil ile dilde olanakldr. Bu yzden dile, gereklii, yani birincil sreci kopyalayan, yanstan ya da imleyen ikincil bir sre olarak baklamaz. Dil, tam tersine, gereklii kendisi kurar. Gadamer, anlalabilen varlk ancak dildir ve Dil anlamay olanakl klan evrensel aracdr. Bu yzden btn dilsel sorunlar gerekte anlam sorunlardr szlerinde ifade ettii gibi bir anlamda Heideggerin varla dnn, Wittgensteinn dile dnyle birletirmeye abalar. Bir baka biimde sylersek, Gadamer varln unutulmuluu dncesini dilin unutulmuluuna indirgeyerek okur.

Cevap-4: Habermas iin Gadamerin kuramnn en son ve en kabul edilemez iddias, yorumbilgisi iin evrensellik talebidir. Yorumbilgisinin evrensellii iin Gadamerin ileri srd gerekelerden birisi, bilimsel-teknolojik srete retilen teknolojik olarak kullanl bilginin yaama dnyasnn pratik bilgisiyle balantsnn kurulmas gerektiidir. Habermas, byle bir gereksinimin olduu kanaatinde olmasna ramen Gadamerin bu gereksinimi, insann dilselliini ve Platonnun varolan her eyin dilin aynasnda yanstld szn hatal bir biimde kendisine destek alarak, yorumbilgisinin evrensellii iddias iin kullanldn dnmektedir. nk ortada gerekten, gndelik doal dilin diyaloa dayal yaps ile bilimin monoloa dayal dil dizgeleri arasnda araclk etmek gibi, yorumbilgisel bir sorun vardr, ama bu yalnzca gelimi sanayi toplumlarnda ortaya km olan ve yorumbilgisinin kendisi iin bile yepyeni bir sorundur. stelik bu yorumbilgisel grev, yalnzca kltrel retimlerle ilgili olan ve gndelik dil tarafndan yaplatrlm bulunan retorik ve yorumbilgisi sanatnn ve bu sanatn dnmsel altrmalar srasnda kurulmu bulunan yorumbilgisel bilincin snrlarn amakta, ancak felsefi bir yorumbilgisinin alanna girmektedir.

Cevap-5:

100

i. Habermas dnme yanl bir g atfetmektedir. Tarihsel olarak konumlanm olan dnm her zaman snrl, yanl ve verili nyarglara ve n kavramlara baldr. ii. Habermas dilin tesindeki tarihsel olarak gelien gerek koullara ulamaya almaktadr. Fakat dil sadece toplumun farkl boyutlarndan biri deildir; toplumsal yaamn evrensel aracsdr. zellikle emek ve iktidar dilin dnda deildir; tam tersine onunla dolaymlanmtr. iii. Habermasa gre, dizgesel olarak arptlm iletiimin varl, yorumbilgisel anlam-anlalmasnn tesinde ideoloji eletirisini gerektirir. Fakat ideoloji yorumbilgisel anlama iin girilemez deildir. Gerekte anlama, dorulanabilir otoritenin kabul kadar, dorulanamaz nyarglarn reddini de ierir. iv. Habermasn eletirel dnm vurgusu ardr. Eletiri gerein tek sahibi olduunu iddia edemez. Onun doru yaam fikri, bakalaryla diyalog iinde reddedilmekten veya gzden geirilmekten muaf deildir. Bu nedenle, eletirel z-dnme, ideolojik arptmann eletirisinde olduu gibi, bakalaryla bir anlamaya varma abasndan yaltk olarak ulalamaz.

101

8. Blm e-Ders Kitap Blm

102

ZET

Sekizinci dersimizde yirminci yzyln en nemli dnce okullarndan Frankfurt Okulunun dncesine genel bir giri yapmak hedeflenmektedir. Bu derste ncelikle Frankfurt Okulunda yer alan temel dnrler hakknda ksaca bilgi verilecektir. Ardndan Okulun ksaca tarihesi zerinde durulacaktr. Son olarak da Okulu oluturan temel dnrlerin tavr ve sluplarnn genel hatlar zetlenecektir.

8. FRANKFURT OKULU I: GR

8.1. Giri

Dnce tarihinde Okul sz aslnda birbirinden hi de uzak olmayan iki ayr anlam gsterir. Bunlardan birincisi, iinde eitim ve retimin gerekletii kurumu dile getirirken, ikincisi belli bir i btnl olan bir akm veya gelenei vurgular. Frankfurt Okulu dendiinde, aslnda bu iki anlamn birlikteliinden sz edilmelidir. nk Frankfurt Okulu, bir yandan amzn en nemli dnce akmlarndan, geleneklerinden biriyken, dier yandan eitim ve retim arlkl olmaktan ok aratrma arlkl olsa da, ayn zamanda bir kurumsal yapya da sahiptir. Bilindii gibi, dnce tarihinde, bu iki anlam birlikte ieren Okullar pek de fazla deildir. Antik dnem bir yana, daha ou kurumlam bir yaps olmayan akm ve geleneklere rastlanr. Felsefe ve bilim tarihinde Frankfurt Okulu ya da Eletirel Kuram diye bilinen gelenek, kurumsal olarak, 3 ubat 1923te, Frankfurt niversitesine bal olarak Toplumsal Aratrmalar Enstits adyla kuruldu. Aslnda bu Enstit, Almanyada 1920lerin balarndan beri sol radikal evrelerin ortaya koyduklar akademik kurumlama abalarnn bir sonucuydu. Bunun ilk adm da 1922 yaznda dzenlenen I. Marksist alma Haftas olmutur. Bu toplantlara katlanlar arasnda Georg Lukacs, Karl Korsch, Friedrich Pollock ve Karl August Wittfogel vard ve tartmalarn ou Korschun Marksizm ve Felsefe adl eseri zerinde younlamt. Enstitnn kurucusu olarak kabul edilen kii, solcu bir doktora rencisi olan Felix Weil (d.1898)dr. Toplumsal Aratrmalar Enstitsnn ilk mdr Carl Grnberg (1861-1940)tir. Avusturyal bir marksist aydn olan Grnberg, kurucu kadronun yalar itibariyle aralarnda bir profesr bulunmamas nedeniyle Frankfurta davet edilmi ve Enstitnn kurucu mdr olmutur. Grnberg, bir Alman niversitesinde krs sahibi olan ilk marksisttir. Kurumun yesi olmu kiiler arasnda en nemlileri unlardr:

- Karl August Wittfogel:

1896 doumludur. 1920lerden itibaren Alman Komnist Partisi (AKP) yesidir. Kuramsal almalarn younlatrd alan Asya tipi retim tarzdr. En nemli yapt 1931de Enstitnn yardmlaryla yaymlanm olan inde Ekonomi ve Toplumdur. Bu alandaki almalarn en nemli kavramlar olan Hidrolik Toplum ya da Oryantal Despotizm gibi kavramlar ilk kez o kullanmtr. Okulun ekirdek kadrosundan olmayan Wittfogel, bu kadroyu oluturan yelerce pozitivist olmakla eletirilmitir.

- Franz Borkenau:

(1900-1957). 1921den 1929a kadar AKP yesidir. Enstityle iliki iinde olduu dnemde kapitalizmin geli-

103

ip glenmesiyle birlikte ortaya kan ideoloji alanndaki deiimlerle ilgilenmitir. En nemli yapt Feodal Dnya Grnden Kapitalist Dnya Grne adyla 1934de yaymlanmtr. Okulun d evredeki yelerinden biridir.

- Henryk Grossmann:

(1881-1950). O da d evredeki yelerdendir. Temel ilgi alan ekonomi tarihidir. En nemli yapt, Enstit tarafndan yaymlanan Birikim Yasas ve Kapitalist Sistemde k (1929) tr.

- Friedrich Pollock:

(1895-1970). Enstitnn ekirdek kadrosundaki yelerden biridir. Okulun kurumsal varlnda Horkheimerdan sonra en fazla emei olan yedir. Daha ok ekonomi alannda almtr. En nemli yapt Sovyetler Birliinde Ekonomik Planlama Denemeleri(1929) dir.

- Leo Lwenthal:

(1900-1993). ekirdek kadrodandr. 1930 ylnda Enstitye tam ye olmutur. Temel alma alan, edebiyat sosyolojisi ve popler kltrdr. 1930lardan itibaren okulun ekonomi ve tarihten uzaklap kltr, estetik ve psikanalizde younlamasnda nemli rol olan dnrlerden biridir.

- Max Horkheimer:

(1895-1973). Frankfurt Okulunun dnsel anlamda kurucusu olarak bilinir. 1930da Enstitnn mdr olmutur. Temel alan felsefedir.

- Teodor W. Adorno:

(1903-1969). 1930larn bandan itibaren Enstityle iliki halinde olmasna ramen, 1938de kesin olarak ye olmutur. Frankfurt Okulunun en nemli dnrdr. alma alan ok geni olan Adorno, okulun disiplinlerst tavrnn en belirgin temsilcisidir. Felsefe, sosyoloji, estetik, mzik, edebiyat gibi alanlar kapsayan, ancak yine de bir btnl olan yaptlar vermitir.

- Herbert Marcuse:

(1898-1979). Frankfurt Okulunun en tannm yesidir. 1932den itibaren okulun yesidir. kinci Dnya savandan sonra Almanyaya dnmemi, ABDde kalmtr. Aslnda bir filozof olmasna ramen Adorno gibi ok farkl alanlarda rn vermitir.

104

- Eric Fromm:

(1900-1980). Okulun psikanalizde younlam tek yesidir. Marksizmle psikanalizin birletirilmesi almalarnn ana eksenidir. Ancak 1940larda, Freuddan uzaklaarak sosyal psikolojiye kaym ve Enstit yeliini terk etmitir.

- Walter Benjamin:

(1892-1940). Hibir zaman Frankfurt Okulunun yesi olmamtr. Ancak Adorno ile olan dnsel etkileimi ile ve lmnden sonra tm yaptlarnn okulun yardmlaryla yaymlanmas bakmndan Okulun dncesine nemli katklar yapm bir kiidir. Temel ilgi alan estetik ve edebiyat eletirisidir.

- Otto Kirchheimer:

(d.1905). Frankfurt Okuluna 1930larn ikinci yarsnda, ABDde katlmtr. Temel ilgi alan hukuk sosyolojisidir. Nazizm zerine de nemli almalar vardr.

- Franz Neuman:

(1900-1954). Siyasal bilimci. O da Okula sonradan ABDde katld. Nasyonal Sosyalizmin Yaps ve Pratii adl yapt, bu evrede nem kazanmtr.

Hemen hemen hepsi Yahudi olan bu dnrler arasnda ekirdek kadroyu oluturanlar; Horkheimer, Pollock, Lwenthal, Adorno ve Marcusedir. Daha dar anlamda Frankfurt Okulu dendiinde dnceleri en belirleyici olanlar ise Horkheimer, Adorno ve Marcusedir. Eldeki almada da, bu dnrn yaklamlar temel alnmtr.

8.2. Tarih

Enstitnn kuruluu, Rusyada Bolevik devriminin zaferi ve zellikle Almanyada olmak zere, merkezi Avrupa Devrimlerinin yenilgisiyle ortaya kan zel koullar iinde yer almtr. Bu kurulu, oluan yeni artlarda, zellikle kuram ve pratik arasndaki ilikiyi kuracak ve marksist kuram yeniden canlandracak olan sol kanat entelekteller tarafndan hissedilen gereksinime bir karlk olarak grlebilir. Bir anlamda Enstit, bir yandan ileri kapitalist toplumlarla ilikili olarak, marksist kuramn farkl, nbelirleyici bir biimde felsefi ve Hegelci yeniden yorumlamalaryla, dier yandan Sovyetler Birliindeki devlet ve toplumun gelimesinin artan eletirel bir deerlendirimiyle belirlenen ve Bat Marksizmi olarak bilinen ve 1960lardan itibaren Yeni Sol olarak ortaya kan geni bir dnce hareketinin bir ksmn oluturmaktayd.1
1 bkz. Tom BOTTOMORE, Frankfurt Okulu, ev: Ahmet idem, Ara Yaynlar, stanbul, 1989, s. 8.

105

Frankfurt Okulu dnrleri iin, aralarnda dorudan siyasal balantlar olanlar ( Alman Komnist Partisi veya Sosyal Demokrat Parti yelii) olsa da, kuramsal almalarda yeni bir eyler ortaya koymak amacyla zerk ve bamsz kalabilmek, vazgeilmez bir nkoul saylagelmitir. Bu nokta Okul dnrlerinin zellikle ortodoks marksistler tarafndan en ok eletirilen yndr. Onlara gre, Frankfurtular, sylemlerinin tad politik ierie ramen, her zaman dorudan bir politik tavr almaktan ekinmilerdir. Bunun tek istisnas belki Marcusenin 1960lardaki tavrdr. Bu konumun, Okul dnrlerinin hakikat anlaylaryla dorudan bir ilgisi vardr ve bu nokta zerinde daha ilerde ayrntl bir biimde durulacaktr. Ksacas, Frankfurtular srarla kendilerine bir greli zerklik alan yaratmaya almlardr. Bu greli zerkliin, belirli baz sakncalar olsa bile, Okulun kuramsal alandaki almalarnn baarsnda nemli bir yeri olmutur.2

Grnberg, 1929da salk nedenleriyle emekliye ayrlmtr. 1930dan itibaren Horkheimer, Okulun yeni mdr olmutur. Horkheimern mdr olmasyla birlikte Okulun temel yaklamlarnda nemli deiimler grlmtr. Okulun temel ilgileri, ekonomik ve somut olandan felsefi ve kltrel olana doru bir deiim geirmitir. almalarda Horkheimern dnda Pollock, Lwenthal, Adorno ve Marcusein arlklar artmtr. Almanyada Nazilerin iktidara gelmesiyle Okul iin zor bir dnem balamtr. Okulun yeleri birer birer Almanyay terk etmeye koyulmulardr. 30 Ocak 1933te iktidara gelen Hitler, Mart aynda Enstity devlete kar eilimler tad gerekesiyle kapatmtr ve bylece Horkheimer, Hitlerin niversiteden att ilk profesr olma onuruna erimitir. 1934den itibaren Frankfurt Okulu yeleri, ABDye yerlemenin olanaklarn aramaya balamlardr. 1935 ylnda, Columbia niversitesinden davet almlar ve Toplumsal Aratrmalar Enstits, New Yorkta yeniden kurulmutur. Okul 1950ye kadar ABDde kalmtr. 1950de Horkheimer ile Adorno Bat Alman hkmetinin davetiyle Almanyaya dnmler ve Toplumsal Aratrmalar Enstitsn Frankfurtta yeniden kurmulardr. Horkheimer, ayn zamanda, Frankfurt niversitesine rektr olmutur. Marcuse ve Lwenthal ise ABDde kalmlar ve bir daha Almanyaya dnmemilerdir.

Tom Bottomore, Enstitnn tarihinde drt farkl dnem belirler. Birincisi, 1923 ile 1933 arasndaki dnemdir. Ayn zamanda bir ekonomi ve toplum tarihisi olan ilk mdr Grnberg dneminde Enstit almalarnn byk ksm gl bir deneysel karaktere sahipti. Grnberg, al bildirisinde, toplumsal bir bilim olarak Marksizm dncesini ortaya koymutu. Burada Grnberg, materyalist tarih kavramnn ne bir felsefi sistem olduunu ne de olmay amaladn, nesnesinin soyutlamalar olmayp, gelime ve deime srecindeki verili somut dnya olduunu ileri srmtr. Bu dnemin rnleri olan Wittfogelin inde Ekonomi ve Toplum, Grossmann Birikim Yasas ve Kapitalist Sistemde k, Pollockun Sovyetler Birliinde Ekonomik Planlama Denemeleri gibi yaptlar, bu nitelikte almalardr.3

kinci dnem, Enstitnn etkinliklerini yneten bir ilke olarak Yeni-Hegelci eletirel kuramn ayrt edici dncelerinin aka ortaya konduu 1933 ile 1950 arasndaki srgn dnemidir. Fikir ve aratrma istemlerinin bu yeniden ynlendirimi, gerekte birka yl nceden 1930da Horkheimern Enstitye mdr olarak atanmasndan sonra balamtr. Bu dnemde tarih ve ekonomiden ok felsefe, Enstitnn almalarnda arlkl bir yer kazanmaktayd. Bu eilim, Marcusenin 1932de, Adornonun da 1931den itibaren balayan Frankfurt Okulu ile gevek bir birliktelikten sonra 1938de ye olmalaryla pekiti. Enstit ayn zamanda psikanalize kar gl bir ilgi duymaya balad ve bu ilgi sonraki almalarda baat bir ge olarak kald.4


2 3 4

1950de Enstitnn Frankfurta dnmesiyle birlikte eletirel kuramn esas fikirleri aka birok temel
bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, ev: nsal Oskay, Ara Yaynlar, stanbul, 1989, s. 23. bkz. Tom BOTTOMORE, Frankfurt Okulu, s. 9. bkz. Tom BOTTOMORE, a.g.y., s. 9-10.

106

metinde ortaya kondu ve Frankfurt Okulu Alman toplumsal dncesi zerinde nemli bir etki yapmaya balad. Sonralar, Yeni Solun ortaya kyla Avrupann byk bir ksmnda ve Enstitnn baz yelerinin, zellikle Marcusenin, ABDde kalyla bu lkede Okulun etkisi yaylmaya balad. Bu dnem, Frankfurt Okulunun dnsel ve siyasal en byk etkiye sahip olduu dnemdir ve 1960larn sonlarnda radikal renci hareketinin hzl bymesiyle zirvesine ulamtr. zellikle, Marcuse, Marx ve Maodan sonra solun en nemli ismi haline gelmitir.5

1970lerden itibaren Enstitnn drdnc dnemi balam, Frankfurt Okulunun etkisi yavaa zlmeye yz tutmu ve Horkheimern 1973, Adornonun 1969 ve Marcusenin 1979 tarihlerindeki lmleriyle birlikte artk bir Okul olarak varln yitirmeye balamtr. Son dneminde kken olarak kendisini etkileyen marksizmden geni lde uzaklam grnmesine ramen, okulun baz temel kavramlar marksist olan ve olmayan birok sosyal bilimcinin yaptlarna girmi, Marxn tarih ve modern kapitalizm kuramlarnn yeniden ortaya konan biimlerinde ve toplumsal bilginin olanakllnn artlarnn yeniden eletirisinde zgn bir ekilde Jrgen Habermas tarafndan da gelitirilmitir.6

8.3. Tavr ve slup

Frankfurt Okulunun yntemsel tavr olarak en tipik zellii, srekli ortaya koyduu disiplinlerst yaklamdr. zellikle, Horkheimer, Adorno ve Marcuse gibi yeler, yaamlar boyunca, ok farkl alanlarda dnce retmiler, stelik bunlar arasnda belirgin bir btnl srekli korumulardr. Daha genel anlamda, Frankfurt Okulunun baz yeleri belli alanlarda younlam olsalar bile, Okulun genel dnce izgisinde bu btnlk srekli korunagelmitir. Eletirel kuram denen adlandrma da zaten youn olarak bu btnlk imgesini ifade eder. Eletirel kuram, bir anlamda, yararlanlabilecek tm disiplinlerden yararlanarak genel bir toplumsal felsefe, kuram oluturma abasdr. Aslnda Frankfurt Okulunun bu disiplinlerst tavr ve ok ynll, kendi iinde modern toplumun dayatt toplumsal iblmne ve dar uzmanlamaya da ciddi bir eletiri iermektedir.

Okulun, zellikle en u biimde Adornonun yazlarnda grlen bir dier tipik zellii ise dile kar olan tavrdr. Genel olarak dnce dnyasnda, Frankfurt Okulunun rnlerinin okunmas olduka g ve hatta zaman zaman anlalmaz yaptlar olduu ileri srlr. Bu, aslnda, hi de yanl olmayan bir saptamadr. Bunun nedenini Marcuse, Adorno adna kendisine yneltilen bir soruya yant olarak yle aklar: Bunun nedeni, olaan dilin, olaan dzyaznn, hatta incelmi olannn bile yerleik toplum yaps tarafndan, bireyin toplumdaki iktidar yaps tarafndan denetlenmesini ifade etme durumunda braklacak derecede istila edilmi olmas; bu srece kar kabilmek iin de kullandnz dilde bu uymaclktan kopabilmi olduunuzu kantlamak, bu konuda okuyucunun dikkatini ekmek zorundasnzdr. Bu ise, sentaksta, gramerde, kelimelerinizi hatta tmcelerinizdeki noktalama iaretlerini kullanmanzda da allmtan bir kopma abas ister.7 Zaten, topluma meydan okumak onun diline de meydan okumay ierir.8

Bu tavrn en belirgin olduu Frankfurt Okulu dnr, yukarda ifade edildii gibi Adornodur. Orhan Koakn belirttii gibi, Adorno, doallktan, dolayszlktan hep kanmtr. Kolaylktan da. Bu etrefillik, bizi bir sahte kolaylk iinde tutsak eden o karmak toplumsal mekanizmann izdmdr. Bin trl dolaymdan oluan bu sahte dolayszln bysn bozmak iin onun kadar zor, onun kadar eylemi
5 6 7 8 bkz. Tom BOTTOMORE, a.g.y., s. 10. bkz. Tom BOTTOMORE, a.g.y., s. 9. Bryan MAGEE, Yeni Dn Adamlar, ev: Mete Tunay, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 1985, s. 73. T.W.ADORNO, Prisms, MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1992, s. 225.

107

olmak gerekir. Adornonun paragraflar birer cisim gibidir; sert yzeyleri ve gergin dengeleriyle souk talara benzerler.9

Adornonun yazlarnda ben szc yer almaz. Bana yle geliyor ki ya da dnyorum ki gibi balayan cmleler bulunmaz. nk o, dnceyi yazarn kiisel psikolojisine indirgeyen byle bir anlatma her zaman kar olmutur. Metnin anlam yazarn niyetinin bir trevine indirgenemez.10

Orhan Koakn vurgulad gibi, Adornonun cmlesinde de, dahi gibi balalar kaldrlmtr. Daha nce de belirttiimiz gibi, grdmz gibi, u halde gibi gei cmlelerine hi rastlanmaz. Btn bunlar, znenin nesneye, eldeki konuya dsal bir mdahalesi sayar. Nesne, kendi mantn, kendi biim ilkesini izleyebilmelidir. znenin grevi, bu ileyiin nndeki d engelleri kaldrmak, nesneyi yazarn manyerizmlerinden korumaktr.11

Adorno, rettii metinlerde, serimleme-dm-sonu ya da varsaym-gelitirme-kantlama-sonu gibi ina emalarn kullanmamtr. Onun metinleri merkezi kolaylkla belirlenemeyen metinlerdir. Ancak bu, onun metinlerinin merkezinin olmadn gstermez. Kendisinin de bir yerde dedii gibi, onun yazlar; her noktas merkeze ayn uzaklkta bir yazdr.12 Belki de bu nedenle Adorno, yazd her cmlenin tam olarak anlalmas iin, her cmlenin, metnin btnl dolaymyla ele alnmas gerektiini srekli vurgulamtr.13

Tipik bir Adorno metnini, Orhan Koak u ekilde tanmlamtr:

Tipik bir Adorno fragman, bir yanlla balar, bir kr noktayla. Bu yanl, kendi i hareketiyle, yavaa geceden gne geer gibi, doruya dnr. kin eletiri, yanln kendi yanlln grmesini ve yerini doruya brakmasn salar. Bilgi mitten beslenir, kr inantan. Aydnlk, karanlktan kaarken enerjisini de ondan alr. Aydnlanmann diyalektiidir bu: Mit, aydnlanmann kklerini iinde tar; aydnlanma da hep mite dnme tehlikesini ierir, u noktasnda yeni bir krlk halini alr. Btn bilgi, kt bir dten uyanmaya benzer.14

Gerekten de Adornonun yazdklaryla iletiim kurmak kolay deildir. Aslnda kiminle iletiim kolaydr ki? Her anlama abas, znenin anlama isteini ve katlmn talep eder. Her felsefi metin bir hakikat araydr; hakikatin kendisi deil. Dolaysyla hakikat metnin iinde deil, ufkundadr. Ufuktakini grmek ise kolay deildir, asgari bir dikkat ister.

SONU Sekizinci blmde daha sonraki blmlerde dncelerini ayrntlaryla ele alacamz Frankfurt Okuluna genel bir giri yapabilmeyi amaladk. Bu balamda Okulun kurulu tarihi, en nemli dnrleri ve bu dnrlerin tavr ve sluplarndaki baz ortak noktalar zerinde durduk.
9 10 11 12 13 14 Orhan KOAK, Maelstrm slubu, Defter, say: 5, Haziran-Eyll 1988, s. 9. bkz. Orhan KOAK, agm, s. 9. Orhan KOAK, agm, s. 10. bkz. Orhan KOAK, agm, s. 10. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 255. Orhan KOAK, Maelstrm slubu, s. 9.

108

KAYNAKA ADORNO, T.W., Prisms, MIT Press, Cambridge, Massachusetts, 1992. BOTTOMORE, Tom, Frankfurt Okulu, ev: Ahmet idem, Ara Yaynlar, stanbul, 1989. JAY, Martin, Diyalektik mgelem, ev: nsal Oskay, Ara Yaynlar, stanbul, 1989. KOAK, Orhan, Maelstrm slubu, Defter, say: 5, Haziran-Eyll 1988. MAGEE, Bryan, Yeni Dn Adamlar, ev: Mete Tunay, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 1985.

109

SORULAR 1.Frankfurt Okulunun temek dnrleri hangileridir? 2. Frankfurt Okulunun ekirdek kadrosunu oluturan dnrler hangileridir? 3.Frankfurt Okulunun ilk mdr kimdir? 4. Frankfurt Okulunun ikinci mdr kimdir? 5. Frankfurt Okulunun yntemsel tavr olarak en nemli zellii nedir?

110

CEVAPLAR Cevap-1: Karl August Wittfogel, Franz Borkenau, Henryk Grossmann, Friedrich Pollock, Leo Lwenthal, Max Horkheimer, Theodor Adorno, Herbert Marcuse, Eric Fromm, Walter Benjamin, Otto Kirchheimer, Franz Neuman.

Cevap-2: Horkheimer, Pollock, Lwenthal, Adorno, Marcuse.

Cevap-3: Carl Grnberg

Cevap-4: Max Horkheimer

Cevap-5: Disiplinlerst yaklam.

111

9. Blm e-Ders Kitap Blm

112

ZET

Dokuzuncu dersimizde Frankfurt Okulunun dncesinin felsefi temelleri incelenecektir. Bu erevede Okulun genel olarak Alman felsefesiyle ilikileri, Marksizme ve onun eletiri nesnesi kapitalizme ynelik grleri, Aydnlanma ve onun rn olan modern akl anlayna ynelik eletirileri, psikanalitik kuramla olan balantlar ele alnacaktr. Ayn zamanda Okulun modern bilim anlaylarna ynelik eletirileri de gsterilme allacaktr.

9. FRANKFURT OKULU II: FELSEF TEMELLER

9.1. Diyalektik

Frankfurt Okulunun epistemolojisinin en nemli zellii idealizm-materyalizm ikilemindeki konumlandr. zellikle Horkheimer ve Adorno iin bu temel ikilem almas gereken bir ayrmdr. Ayrca her ikisi de Hegelde ve zellikle Marxta bu ayrmn almas yolunda ok nemli bir potansiyel bulur. dealist Hegel materyalist Marx emas iinde pek akla yatmayan bu yaklam, aslnda Hegel, Marx ve sonrasnda Frankfurt Okulunun diyalektik anlaylarndan kaynaklanmaktadr. ster idealizm, ister materyalizm vurgulu olsun diyalalektik bu ikilemi ama perspektifini iinde tar.

Horkheimer ve Adorno, zne ve nesneyi mutlak olarak ayran kaba materyalizme ve bu ikisinin zdeliine dayanan metafizie kardrlar. Ancak onlar, ne materyalizmi ne de metafizii reddetmezler. Diyalektikte, onlara gre her ikisine de yer vardr. Bunun nvelerini Marxn 1844 Elyazmalarnda bulurlar: Dnce ve varlk gerekten ayrdr birbirinden, ama ayn zamanda birlik iindedirler.1 Orhan Koakn vurgulad gibi, Marx ilkin Hegelin idealizmini eletirmi, bilin denilen eyin insan bilinci olduunu ve toplumsal gereklik iinde, onun bir paras olarak yer aldn sylemiti. kinci admda da Feurbachn felsefi maddeciliini eletirmi, felsefenin nesnesi olan varln insani ve toplumsal gereklik olduunu, soyut doal bir varlk olmadn sylemiti. Baka bir deyile, bilin insanlarn bilinciydi, ama varlk da bilinli toplumsal varlkt.2

Aslnda Horkheimer ve Adornonun temel abas, tikel olana, iinde varolduu genel (btn) olanda bir hareket alan salamak ve genelin tikel zerindeki hegemonyasn krmaya almaktr. inde ar basan yan olarak yanl barndran ve btnnde yanl olan genel iinde tikelin yaam umudu, kendisinin zerkliine baldr. Burada genel ile ifade edilmek istenen toplumsal yap, totalite, dzendir. Tikel ise bu btnn paras veya paralar anlamnda bireyden snfa kadar genileyebilen bir intervali iermektedir. Tikel genelin iinde varolmak durumundadr, onun dnda bir varolu tikel iin olanakl deildir. Ancak, sz konusu zerklii sayesinde tikel, genel iinde, ona teslim olmadan kendi varln koruyabilir ve geneli kendi tercihleri ynnde deiime zorlayabilir. Frankfurt Okulunun bu isel kurgusu, yelerinin dnce rettikleri her alanda olduu gibi epistemolojilerinin de temelidir.

Dnce nesnenin bir kopyas deildir, tersine nesnenin kendisinden kar. Dnmenin aydnlatc

1 Karl MARXtan aktaran Orhan KOAK, Horkheimer ve Frankfurt Okulu, Akl Tutulmas (Max HORKHEIMER, Metis Yaynlar, stanbul,1990) iin nsz, s. 19. 2 Orhan KOAK, a.g.y., s. 19.

113

ynelimi, mitolojiletirmeden uzaklama, bilincin resim zelliini siler.3 Bir dncenin bir gerekliin resmi olduunu syleme, o gereklii elde tutma ve bylece szn gerekle edeer olmas, ncesiz-sonrasz hep burada olu, yani ezeli-ebedi olma biimindeki mitsel zelliklerle bir tutulur. Byle bir tutum, zne ile nesne arasna birincinin dierini grmesini engelleyen bir duvar ektii gibi, dahas zneyi etkenlikten karr, stne resimler yansyan edilgen bir ayna durumuna sokar.4 Adorno iin zne-nesne ilikisi, ne mutlak bir ikilem ne de mutlak bir birliktir. Aslnda nesne ve zne bir anlamda birbirlerinden oluurlar, fakat hibir zaman biri dierine indirgenebilir deildir.

Horkheimer ise Hegel metafiziini, bilgi denen eyin sonsuz znenin bilgisi olduu biimindeki sayltya, dier bir deyile, zne ile nesne, akl ile madde arasnda bir zdelik olduu yolundaki mutlak varln en son stnlne dayanan sayltya sahip olmakla eletirir. Ancak, Horkheimer, Hegelin zdelik kuramna kar olduu kadar, 19. yzylda Hegele bu konuda yneltilen eletirilere (irrasyonalizm) de kardr. Horkheimer, hem zne ile nesnenin zdelii kuramndan uzak kalabilen hem de zneye deneyimleriyle verilenin tesine gitme hakk tanyan bir epistemolojinin mmkn olduunu savunur.5

Bir anlamda, Adorno ve Horkheimer epistemolojisinin temel zellii, onun, bilincin greli zerkliini hep gndemde tutan bir materyalizm oluudur. Tikel-genel diyalektiine geri dnersek, materyalizmin aslnda znenin yanl btn iinde kalmasn salayan, onu, o btn dnda hibir ey olmad konusunda ikna eden ve ayaklarn yere bastran olumlu anlamda bir ayakba olduu sylenebilir. Adorno ve Horkheimer, diyalektii Hegel ve Marxtan farkl bir biimde tanmlarlar. Onlara gre, Hegel ve Marxn diyalektikleri iki ucu kapal, tamamlanm diyalektiklerdir. Hegelin diyalektii burjuva devletinde, Marxn diyalektii ise komnist toplumda son bulur. Oysa Adorno ve Horkheimer iin diyalektiin tamamlanacan dnmek diyalektiin kendisiyle eliir.

Horkheimer, ak ulu diyalektik kavramn kullanr. Ak ulu diyalektik, akla uygun olann tarihin herhangi bir noktasnda tamamlanm olduunu kabul etmez, sadece dnceleri sonuna kadar gelitirmek ve nihai sonularna ulatrmakla elikileri ve gerilimleri giderebileceini, tarihsel dinamii sonuca ulatrabileceini dnmez.6

Adornonun kavram ise negatif diyalektiktir. Ona gre, diyalektik zdesizliin farknda olmay ierir. O, nceden bir hareket noktasna taklp kalmaz. Hareket noktasnn kanlmaz yetersizlii, dnd eydeki kendi kusuru, diyalektie dnceler sunar.7 Diyalektikte sentez adm zdeliki, tez-antitez adm elikiyi ima eder. Adornonun negatif diyalektiinde zdelik, elikinin bir baars deil, tersine gnah, ayb olarak grlr. eliki, Adornoda kendini salama alacak bir payanda istemez. nk o dman olan zdelikle yzlemekten ekinmez. elikiden arnmaya almak bounadr. elikisiz olarak ortaya kan her model, varlk, varolu, ontolojik modeli gibi elikili grnr.8 Negatif Diyalektik, Hegel - Marx diyalektii gibi, ba sonu bal bir diyalektik deildir. O hep vard ve var olacaktr.

Diyalektik, kendisinin dndaki baka sistemlerin gerei bulmu gibi grnme savlarna kar karken gl ve grkemlidir. Ama kendi varsaymlarn ve sayltlarn oluturup ifade ederken, kendine kar
3 43. 4 5 6 7 8 T.W.ADORNOdan aktaran . Naci SOYKAN, Mziksel Dnya topyasnda Adorno ile bir Yolculuk, Ara Yaynlar, stanbul, 1991, s. .Naci SOYKAN, a.g.y., s. 43. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, ev: nsal Oskay, Ara Yaynlar, stanbul, 1989, s. 76-78. Max HORKHEIMERdan aktaran Orhan KOAK, Horkheimer ve Frankfurt Okulu, s. 36. T.W. ADORNOdan aktaran .Naci SOYKAN, Mziksel Dnya topyasnda Bir Yolculuk, s. 24. .N. SOYKAN, a.g.y., s. 40.

114

bu dikkati gstermemektedir.9 Sanki diyalektik, paradoksun evcillemi halidir. Negatif diyalektik bundan utanmaz. Gerekten de negatif diyalektik, bir yandan verili olann almas drtsn srekli iinde tarken, bir yandan da, alternatif bir mutlak kurgu iermez. Ancak diyalektik, Adornonun syledii gibi, mutlak olan dnebilmemizi salar. Aslnda varolmayan, kuramsal olarak varolmas mmkn olmayan bir mutlak ile verili olan arasndaki ilikiyi ancak diyalektik kurabilir. Bu da verili, koullu olandan hareketle bir koulsuz, yani mutlak olan dnme diyalektiidir.

9.2. Eletiri

Diyalektik, verili olanla topya arasndaki ilikiyi eletiri ile salar. Eletiri, Frankfurt Okulunun adn belirleyecek kadar nemli bir kavramdr. lk kez Horkheimer tarafndan kullanlan Eletirel Kuram kavram bu Okulu tanmlamakta kullanlan en nemli adlandrmadr. Ancak, Eletirel Kuram iki farkl eletiriyi diyalektik eletiriye ulamak iin birlikte kullanr. Bunlar ikin (immanent) ve akn (trancendent) eletiridir.

kin eletiri, Horkheimern Akl Tutulmasnda syledii gibi, tarihsel balam iinde, varolann karsna kendi kavramsal ilkelerinin iddialaryla kmak, bylece ikisi arasndaki ilikiyi eletirmek ve onlar amak10 demektir. Bu, bir bakma, bir kuram kendi ilkeleriyle eletirmektir. Dayand varsaym da, olgu ile kavram arasndaki indirgenemez gerilimdir.11 kin eletiri ncelikle kuramn kendi kavramsal ilkelerini ve ltlerini ele alr. Arkasndan, bunlarn uzantlarn ve sonularn ortaya koyar. Sonra da, kuram yeniden bu sonular asndan kurcalar, deerlendirir. Bu anlamda eletiri, kuramn dndaki bir lte dayanmaz; ierden hareket eder. Aratrmacnn karsndaki nesne, zdelik ve farklln birliinden olumaktadr; yani elikilidir. Nesnenin kendisi hakkndaki gr (ideology of identity) nesnenin gerekliiyle olumsuzlanr. Kendi ltleri asndan baarsz kald gsterilir. Ama bu, sz konusu ltlerin kabullenilmesini de gerektirmez; bunlarn elikili gerei gizlemekte oynad rol de pratik asndan eletirilir. Kavramla nesnenin karlkl eletirisi yoluyla, nesnenin tarihi iinde gml kalm boyutlarn kullanlmam seeneklerin, girilmemi yollarn varl duyurulur.12 (rnek: Marxn ekonomi-politik eletirisi)

Adorno, kltrel normlar ele al bakmndan, ikin eletirinin, akln zerkliini iddia etme ve kltrn tarihten bamsz bir i dinamii olduunu savunma hatasna dtn ileri srer. Kltr kendi ltleriyle deerlendirmek, Adornoya gre, tarihin kltr zerinde brakt yara izlerini grmemek ve kltrn ezenler ve ezilenler ayrmna dayandn farketmemek anlamna gelir.13

Akn eletiri, bir btn olarak btnle ilgilenir ve tikeli eitli dolaymlar ve farkll iinde inceleme zahmetine katlanmaz. Yine de, hibir diyalektik eletirinin vazgeemeyecei o btnlk imgesini koruyan da akn eletiridir. Adornoya gre, akn eletiri de, kltrel zerklii reddetmekle, kltrn gerekteki bamszln hazrlayan glerle, piyasa ekonomisiyle ve devlet aygtlaryla bilinsiz (kimi zaman pek bilinli) bir ibirlii iine girmektedir. zellikle 2. Dnya Savandan sonra Frankfurt Okulu dnrleri, btn ideolojik niteliine karn kltrn halis rnlerinin pratikte gereklememi olan bir diren gesi, bir doruluk an ierdiini vurgulamlardr. Adornoya gre hedef, bu iki tr eletirinin gergin birliini korumaktr.14

9 10 11 12 13 14

Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 99. Max HORKHEIMERdan aktaran Orhan KOAK, Horkheimer ve Frankfurt Okulu, s. 42. Orhan KOAK, a.g.y., s. 42. Orhan KOAK, a.g.y., s. 43. bkz. Orhan KOAK, a.g.y., s. 45. bkz. Orhan KOAK, a.g.y., s. 45.

115

kin eletiri, kklerini hermeneutik geleneinde bulurken, akn eletiri ortodoks marksist sosyolojinin genelde kulland yntemdir. Bu iki rnekten de grld gibi, bu noktada da idealizm-materyalizm ikilemi yeniden ortaya kmaktadr. Diyalektik eletiri, her ikisinden de vazgemeden, bir aya ierde, bir aya darda yoluna devam etmek durumundadr. Dolaysyla Frankfurt Okulunun bu konudaki tavr da gerilimlidir. Hem tarihe dardan dayatlan bir akl reddederler hem de gereklii olduu gibi kabul etmezler. Bu ikisi arasndaki ba kuran da diyalektiktir. Gereklik, akl asndan eletirilmeli, ama akl da ebedi ve akn bir ideal olarak alnmamaldr.15

9.3. Akl

Frankfurt Okulu gelenei ayn zamanda bir akl eletirisi olarak da okunabilir. Modern toplumun eletirisinde en fazla kullandklar alan, Aydnlanmadan bu yana akln geliimidir. Horkheimer akln eletirisine girerken ok nemli bir ayrm yapar: Verstand (znel akl ya da anlama yetisi) ve Vernunft (nesnel akl ya da evrensel akl). Aslnda bu, Kanttan beri Alman felsefesinde nemli yeri olan bir ayrmdr.

znel akl, sadece znenin bir niteliidir. Nesne ise dzensiz, kaotik bir yndr. znel akln grevi bu kaotik yn dzenli bir hale getirmektir; onu, ayrtrmak, snflandrmak ve kullanmaktr. znel akl, paralayc, analitik ve biimseldir; eylerin d biimleriyle, grnleriyle ilgilenir ve ayr oluu temel alr.16

znel akl, grngler dnyasn saduyu denebilecek harc- alem akla gre dzenleyip yaplatrr. Onun iin dnya yalnzca kendilerine benzeyen ve birbirlerine tamamen zt olan belli sayda varlklardan olumu bir dnyadr. O, dnyay byle alglayabildii iin de, bu grnn oluturduu yzeyin derinindeki diyalektik ilikileri kavrayabilecek biimde dolaymszl ap, ardna nfuz edememektedir.17

Horkheimera gre, znel akl, dnme aygtnn soyut ileyiidir, snflandrma, karsama ve tmdengelme yeteneidir. O, kabul edilmi amalara ulamak iin seilen aralarn yeterli olup olmad zerinde durur, amalarn kendilerinin de akla uygun olup olmad sorusunu sormaz.18

Nesnel akl ise, z ile grn arasnda, para ile btn arasnda bir balant olduunun farknda olan akldr. Dnyann paralanm, blnm grntsn daha yksek bir birlik ideali adna eletirebilen de bu akldr.19 Nesnel akl, yzeydeki grn ap derindeki ilikileri kavrayabilecek bir zihinsel yetidir.20

Horkheimera gre, nesnel akl kuram, insan ve amalarn da iine almak zere btn varlklar kapsayan bir sistem ya da hiyerari kurmann peindeydi. Bir bakma, insann hayatnn akla uygunluk derecesini belirleyen, bu btnlkle arasndaki uyumdu. Bu akl kavram, znel akl darda brakmyor, ama onu evrensel bir aklsalln ksmi, snrl bir ifadesi olarak gryordu. Dolaysyla bu iki akl birbirlerine kart grnseler de aslnda birbirlerini tamamlayan bir nitelie de sahiptiler.21
15 16 17 18 19 20 21 bkz. Orhan KOAK, a.g.y., s. 39. bkz. Orhan KOAK, a.g.y., s. 40. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 95. bkz. Max HORKHEIMER, Akl Tutulmas, ev: Orhan Koak, Metis Yaynlar, stanbul, 1990, s. 55-56. Orhan KOAK, Horkheimer ve Frankfurt Okulu, s. 40. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 95. Max HORKHEIMER, Akl Tutulmas, s. 56.

116

Horkheimern kartezyen felsefe karsndaki tutumu ciddi biimde eletireldi. zne ile nesnenin kategorik bir biimde birbirlerine zt eyler olduu dncesi Descartesn rnyd ve bu dnce, modern felsefenin en nemli niteliiydi. Kartezyen felsefede rtk biimde, akln yalnzca znel boyuta indirgenmesi yer alyordu. Bu ise, z ile grnn ebedi olarak birbirinden ayr saylmasna; bylece, status quonun eletirisiz bir biimde benimsenmesine yol ayordu. Sonuta ise, aklsallk gitgide daha ok sentetik nitelikteki akl olaca yerde, genel geer nitelikteki anlama yetisine (znel akl) dnm bulunuyordu. Bu yzden de, 19. yzyl sonlarndaki irrasyonalitenin akl karsndaki eletirileri, her eyden ok, akln zmleyici, biimsel, ayrtrc anlama yetisine (znel akl) indirgenmi oluundand. Bu eletiri, zmleyici aklsall tek kalemde bir kenara atmakla birlikte, Horkheimern katlabilecei bir eletiriydi. Horkheimern katlmad, akln ve mantn snrl bir yeti olan anlama yetisiyle zde saylmas oluyordu.22

Ancak Frankfurt Okulu ayn zamanda, zne ile nesne, esas (ya da z) ile grn, tikel ile tmel arasndaki farkllklarn ortadan kaldrlp uyum salanabilecei yolundaki topik dnceye de karyd. Vernunft onlara gre, kiilerin yalnzca znel edimlerinin oluturamayaca nesnel bir akld. Bylece her ne kadar felsefi bir idealden toplumsal nitelikte bir akl anlayna geilmi olunuyorduysa da, anlaylar hala metafizik kkenlerini koruyordu. Sradan Marksizm bu eilimlerin teki (monist) materyalizm iinde yeniden ortaya kmasna izin vermiti. Frankfurt Okulu ise, teki materyalizme kar kmaktan hibir zaman vazgememitir.23

Aydnlanma, znel akl ile nesnel akl arasndaki dengeyi bozdu; znel akl martt ve nesnel akl bastrd. Bir anlamda, Aydnlanma sayesinde, znel akl, nesnel akln alanna tat ve onu igal etti. Akln znellemesinin sonular, modernliin en ok eletirilmesi gereken ynlerini oluturdu. znelci gr geerli olunca, dnce de herhangi bir amacn kendi iinde deerli olup olmadn belirleyemez oldu. lklerin benimsenebilirlii, eylem ve inanlarmzn ltleri, ahlak ve siyasetin temel ilkeleri ve btn nemli kararlarmz, akln dndaki etmenlere bal duruma geldi.24 Gerek bilimsel, gerekse gnlk kullanmda, akl genel olarak zihnin egdm yetisi olarak grlmeye baland. Bu yeti, sistemli olarak kullanlarak ve nndeki engeller, rnein bilinli ya da bilinsiz duygular kaldrlarak gelitirildi ve etkinlii artrld. Aslnda, toplumsal gereklii yneten g hibir zaman tam anlamyla akl olmamt; ama bugn akln her trl zgl eilim ve tercihten arndrlmas artk onun insan eylemleri ve hayat tarzlar hakknda bir yargda bulunma grevine bile srt evirdii bir noktaya ulamtr.25

Horkheimera gre, Aydnlanma filozoflar, dine akl adna saldrdlar. Ancak sonuta, din ile birlikte kaybeden, felsefenin temel g kayna olan metafizik ve nesnel akl kavram oldu. Gerekliin doasn alglama ve hayatmza yn verecek ilkeleri belirleme arac olarak akl kavram bir yana atlmt.26

Frankfurt Okulunun en gl yanlarndan biri de, Aydnlanmay yeni batan yazmalardr. Getirdikleri toplumsal eletiri, bir bakma modern akln eletirisidir. Bunun temelinde de Aydnlanmann ulat sonular yatmaktadr. Frankfurt Okuluna gre Aydnlanmann vard sonu kendi kendini imhadr ve bunun iki ana nedeni vardr.


22 23 24 25 26

Bunlardan ilki, Aydnlanmann akl getirdii noktada bireyin siliniidir. Adornonun deyiiyle, nitelikbkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 96-97. bkz. Martin JAY, a.g.y., s. 101. bkz. Max HORKHEIMER, Akl Tutulmas, s. 58. bkz. Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 59. bkz. Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 65.

117

sel olarak farkl olan ve zde olmayan (non-identical), niceliksel zdelik iinde erimitir.27 Akln yalnzca amalara ulamak iin kullanlan aralarla tanmlanr olmas yeni bir egemenlik biimi yaratmtr; tmelin akl yoluyla tikel zerindeki egemenlii. nk artk tmel akln somuttaki gereklemesi gibi grnmektedir bireye. Bu dayatma bireyce gereklemi evrensel akl olarak alglanmakta ve bireyin toplumsal iblmndeki konumu dolaymyla da srekli yeniden retilmektedir.28 Bu, bir anlamda, tmelin bireyin akln igal etmesidir. Birey kendi varln tmelin kendisine ngrd rollerin dnda tanmlayamaz olmutur. Efsanevi burjuva bireyi yoktur artk.

kinci neden ise, Aydnlanmann zne ile doay birbirinden kesin izgilerle ayrmasnda yatmaktadr. Mit, insan doaya tabi klarken, Aydnlanma doay insana tabi klmtr. Bu mutlak ayrm insann iinde varolduu doay kendisine tamamen dsal bir ge olarak alglamasna yol am, bu da doann insan iin eylemesine neden olmutur.29 Modern dnemde, bilim ve teknoloji insann doa zerindeki egemenliinin aralar haline gelmitir. Doa yalnzca zerinde egemenlik kurmak iin hakknda bilgi edinilecek bir nesneye dnmtr. Ancak insann doa zerindeki bu egemenlii, ayn zamanda insann kendi zerinde de bir egemenlik yaratmtr. nk insan da iinde yaad doann yazgsn paylamak durumundadr.30 Sonuta insan ycelten akn zne konumlandrmas, ki modern dncenin temelidir, insann kn de hazrlamtr. Bylece, insann doa zerindeki egemenlii, hem insann, hem insann i doasnn ve hem de doann egemenlik altna alnmasyla sonulanmtr.31 Bir bakma, her iktidar ilikisinde, iktidarn znesi, nesnesinin kaderini paylamak durumundadr.

Frankfurt Okuluna gre, akl sadece ilerleme, zgrleme deildir. Akl ayn zamanda iktidar, egemenliktir. Onlara gre, artk akln diyalektii iki farkl grnm arasndaki bir gerilimdir; herkese eit uzaklkta evrensel olarak akl ve tikelin egemenlii olarak akl. Bu gerilim, Aydnlanmann, akl, mit ve egemenliin toplam olduu sonucuna varmak iin yeterli bir nedendir. Bir anlamda mit zaten bir aydnlanmayd ve aydnlanma mite dnmtr.32 Modern insan iin zgrln ve kendilik bilincinin bedeli ok ar olmutur

Aydnlanmann nesnelere kar olan tavr da diktatrcedir. Doa yalnzca egemenlik altna alnmak iin hakknda bilgilenilecek bir ey haline geldike, doann bilinmesi onun saylara indirgenebilir oluuyla ayn anlama gelmektedir.33 Bir anlamda saylar Aydnlanmann miti olmutur. Saylara indirgenemeyen her ey bir yanlsamadr.34 Bilinmeyene kar korkuya, mite sava aarak yola kan Aydnlanma, tabular yaratmada onlar kadar baarl olmutur.35

Modernliin tarihi, akln arasallamasnn tarihidir. Akl, tarihin iinde, kendi eletirel soyutlama uraklarndan uzaklaarak arasal ve faydac bir ilevin hizmetine girmitir; toplumsal istikrarn ve verimliliin bir aracna dnerek kendi kullanmn yeniden reten teknik bir giriim haline gelmitir. Akln verili olan olumlayc bu dnmnn ideolojik ifadesi pozitivizmdir. Frankfurt Okulu iin gerek felsefi gerekse de teknik pozitivizm, Aydnlanmann zirvesidir. Bu noktada pozitivizmin toplumsal ilevi akln eletirel gcn yitirii ile noktalanr.36
27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 T.W. ADORNOdan aktaran Martin JAY, Adorno, Harward Univesity Press, Cambridge, 1984, s. 37. bkz. T.W. ADORNO & Max HORKHEIMER; Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989, s. 21-22. bkz. David HELD, Introduction to Critical Theory, University of California Press, Berkeley and Los Angeles, 1984, s. 152. Ahmet DEMRHAN, Modernlik, Aa Yaynlar, stanbul, 1992, s. 78. bkz. Martin JAY, Adorno, s. 37. T.W. ADORNO & Max HORKHEIMER, Dialectic of Enlightenment, s. 16. T.W. ADORNO & Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 9. T.W. ADORNO & Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 7. T.W. ADORNO & Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 16. bkz. Hsamettin ETNKAYA, Pedagojik Kurumsalln Ykl Edebiyat&Eletiri, say:2/3, 1993, s. 138-39.

118

Akl, nesnel bir gereklik olarak toplumsal istikrara dnm olmakla toplumsal retimin basit bir aracna dnm olur. Teknolojik akln egemenlii, eletiri srelerinden insan unsurunu dlam ve akl, ilerleme, toplumsal zenginlik, refah hedeflerine ulamak iin bir ara klmtr. Arasal akln (znel akl) znellii, pozitivist mutlak nesnelliin ve mekanik verimliliin hizmetinde toplumsal sistemin payandas olur. Akl, retim kapasitesi, verimliin ykselii ve toplumsal istikrar adn alr. Modern akl, dzenin yaam iksiridir.37

Frankfurt Okulu iin arasal akl, sadece teknolojinin bir aracna dnmekle kalmam, ayn zamanda brokratik zorbaln ve toplumsal iktidarn da bir aracna dnmtr. te genel olarak akln bu modern tarihi, akln temel eletirel ilevlerinden uzaklamas, aklsallk krizidir; Aydnlanmann sonudur. nk bu arasallamann dntrd dnya, btn aklsal varsaymlarna karn vaatlerinin tam tersine sonular retmitir. Aydnlanma zgrlk iin yola kmt. Ancak modernliin geldii noktada akl, ayn zamanda bir zorbalk aracdr. Teknoloji, savalarda kullanlan atom bombas olarak, kitlesel imha silahlar olarak, gaz odalar olarak kullanlan bir akldlktr artk.38

Dolaysyla, Frankfurt Okulunun en nemli felsefi kartlarndan biri de pozitivizmdir. Anti-pozitivizm, Okulun kimliini belirleyen en nemli niteliklerden biridir. Bottomorea gre, Horkheimern pozitivizm eletirisinin ana noktas vardr:

1. Pozitivizm, etkin insan varlna mekanik bir determinizm emas iinde, plak olgular ve nesneler olarak yaklar, 2. Dnyay yalnzca deneyde dolaysz olarak verilen biimiyle alglayarak z ve grn arasnda bir ayrm yapmaz, 3. Olgu ve deer arasnda mutlak bir ayrm koyarak bilgiyi insan istemlerinden ayrr. 39

Yine Bottomorea gre, Frankfurt Okulunun genel olarak pozitivizm deerlendirmesi ise yledir:

1. Pozitivizm, toplumsal hayatn doru bir ekilde kavramsallatrlmas ve anlalmasn salamayan yetersiz ve yanl ynlendirici bir yaklamdr, 2. Pozitivizm, yalnzca varolana katlmakla verili siyasi dzeni kutsallatrr, radikal herhangi bir deiiklii engeller ve siyasal bir dingincilie (quietism) neden olur, 3. Pozitivizm, isel olarak yeni bir egemenlik biimini, yani teknokratik egemenlii destekleme ve retmeye bamldr.40

Pozitivizm, temel olarak zne ile nesne arasndaki mutlak ayrma dayanr ve bu ikisi arasna bilgilenmenin arac olarak duyumlar yerletirir. Yani, mutlak gerek ve saf bilin, duyumun iki yanna yerletirilir ve iki saf kategori arasndaki iliki bir dsal ge araclyla kurulur. Duyum, ister bu biimiyle ele alnsn, ister d gerekliin bir yansmas olarak deerlendirilsin, duyumsama gereklikle bilin arasna almaz bir engel ola37 38 39 40 bkz. Hsamettin ETNKAYA, a.g.m., s. 139. bkz. Hsamettin ETNKAYA, a.g.m., s. 139. Tom BOTTOMORE, Frankfurt Okulu, ev: Ahmet idem, Ara Yaynlar, stanbul, 1989, s. 13-4. Tom BOTTOMORE, a.g.y., s. 28.

119

rak yerletirilmi olur. kisi arasndaki iliki u tarzda olanakldr: Bilin ve gereklik duyumun/grnn iki kart yannda olduundan, gereklik kendini bilince, olduu gibi deil, ancak aracsnn onu sunduu gibi ulatrr; ya da tam tersi, bilin gereklii olduu gibi deil, aracsnn onu yakalayabildii gibi ortaya koyar.41

Horkheimera gre, pozitivizm, bilme edimini bilimle zdeletirmekle, zekay, onu eletirmek zorunda olduu o ticari kltr tarafndan biimlendirilmi olan malzemenin rgtlendirilmesi iin gerekli olan ilemlerle snrlandrm olur. Bilimin ierii, yntemleri ve kategorileri toplumsal atmalardan bamsz olmad gibi, insanlar da srf bunlarn giderilmesi iin temel deerler zerinde snrszca deney yaplmasna raz olmazlar. Bu atmalarn nitelii buna imkan tanmaz. Bilimin otoritesinin ilerici tarihsel gelimeler salamas ancak ideal olarak uyumlu koullarda mmkn olabilir. Pozitivistler bu gerein pekala farknda olabilirler ama, bunun mantksal uzantsyla, bilimin felsefe tarafndan belirlenen greli bir ilevi olduu gereiyle yzlemekten de kanrlar. Pozitivizm bir anlamda felsefe ile bilimin ilikisini altst eder.42

Horkheimer, bilimin ve doruluun tanmnn, yine bilimsel doruya ulama yntemlerine dayandrlmasn kabul etmez. Bylesi bir durumda, bilimin ve doruluun ne olduunu belirlenemez. Bilimsel yntemin haklln ve varlk nedenini yine bilimin gzlemlenmesi yoluyla elde etme abalarnda hep ayn ksrdng grlr: Gzlem ilkesinin kendisi nasl hakl karlacaktr? Bir hakl karma istendiinde, neden gzlemin doruluun tek gvencesi olduu sorulduunda, pozitivistler yine gzleme bavururlar. Ama onlarn gzleri kapaldr. Pozitivistler, aratrmann makineyi andran ileyiini, olgu toplama, dorulama, snflandrma, vb. arkn durdurup, bunlarn anlam ve dorulukla ilikisi zerinde dnmek yerine, bilimin gzlemlerle hareket ettiini tekrarlar ve ileyiini betimlerler. Kukusuz, ilerinin dorulama ilkesini gerekelendirmek ve kantlamak olmadn, sadece bilimsel terimlerle konumak istediklerini syleyeceklerdir. Baka bir deyile, kendi ilkelerini -dorulanmad srece hibir nermenin anlaml olmad ilkesi- dorulamay reddetmekle, petitio principii (kantlanmam, kantlanmas istenen bir ilkenin kant olarak varsaym) hatasna dmektedirler.43

topyac dnceler yerine olgulara ve saduyuya uyulmas yolundaki pozitivist buyruk, dinsel kurumlar tarafndan yorumland biimiyle gereklii benimsemekten ok farkl deildir; nk sonuta dinsel kurumlar da birer gerektir. ki kamp da bir doruyu dile getirmekte ama onu mutlaklatrarak arptmaktadr. Pozitivizm, dogmatizm eletirisini yle bir noktaya gtrmektedir ki, bu eletirinin kayna olan doruluk ilkesi de iptal edilmektedir. Buna karlk, metafizik de bu ilkeyi o kadar katca savunmaktadr ki, doruluk kendi kartna dnmektedir. Her iki okul da zerk bir nitelik tamamaktadr. Biri zerk akln yerine k metodolojileri, bryse bir dogmann otoritesini geirmektedir. Aydnlanmann kartna dnmesi gibi, bilim de neredeyse modern bir din haline gelmitir.44

Frankfurt Okulunun en nemli kavramlarndan biri de hakl karma (Rechtfertigung) kavramdr. Mutlak doru, evrensel z gibi kategorileri peinen reddeden Okul, kurumlam, yerleik her trl hakikat syleminin aslnda mutlak olmadn, ama yalnzca hakl karlm olduunu ileri srer. Tarihin galipler tarafndan yazlmas gibi, egemen dorular da yalnzca hakl kmlardr. Bu saptama hakl km bir dorunun kmsenmesini gerektirmez, sadece hakl km olmakla mutlakln bir ve ayn ey olmadn ortaya koyar. Tm alanlarda, girilmemi dar sokaklarn, bastrlm seeneklerin, karlanmam gereksinmelerin yanllndan deil; sadece onlarn hakl kamam, kaybetmi olduklarndan szedilebilir. Btn bunlardan, ok gl bir rlativizm kokusu yaylyor olabilir. Bir noktaya kadar evet. Ancak her trl mutlak olan reddeden Frankfurt Okulu, elbette ki onun da snrlarn izer. Einsteinn grelilik kuramna gre,
41 42 43 44 bkz. Ouz ZGL, Pozitivizm ya da Mantk Olarak Felsefe, Us Yaynlar, stanbul, 1991, s. 8. bkz. Max HORKHEIMER, Akl Tutulmas, s. 112. bkz. Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 107. bkz. Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 118.

120

hareket halindeki bir trenin iinde zplayan topun hareketi, biri trenin iinde dieri trenin dnda iki ayr kii tarafndan farkl biimde gzlemlenir. Bunun nedeni ise, bu iki gzleyenin farkl koordinat sistemlerinde bulunmalardr. Einsteinn grelilik kuram iin verdii bu rnek fizik bilimine aittir. Ve o, bu kuram ile Newtonun zaman ile mekann mutlak olduu grn geersiz klmtr. Bu fizik grelilik, toplumsal alanlara da uygulanm ve burada da belli anlamda koordinat sistemlerinden szedilmitir. Ancak burada koordinatlar, znenin sahip olduu zihinsel, ideolojik koordinat anlamndadr. Frankfurt Okulu mutlak doruyu reddeder, ama hem yle hem byleyi de reddeder. Her hakikat sylemi, kendi koordinatlar ierisinde mutlak doruluk iddiasn tar. Yani bir yandan mutlak doru yoktur, bir yandan da her hakikat sylemi, kendi sylemini karsnda bulduu syleme dayatr ve bylece bir atma, bir gerilim oluur. Bu atmada, kendi syleminin baskn kmas, kendi hakikatinin hakl kmas sonucunu verir. Ama o, bu hakl karma mcadelesinde, iinde yanl da barndryor olmasna ramen, kendi hakikatinin mutlaklna, evrenselliine inanmtr. Aksi halde bu bir oyun olurdu ve atmann halislii kalmazd. Bu byk bir gerilimdir. stenirse eliki de denilebilir. Jameson, Adornonun aklnn ktmser, iradesinin ise iyimser olduunu ileri srer. ok dorudur. zne , bu anlamda, eliik olmak durumundadr. nk bir yandan o, kendi dorusunu hakl karmak iin mcadele eder, dier yandan ise onun iin bu dorunun dnebilecei mutlak bir doru yoktur. Yani zavall zne, elinde dier hakikat sylemlerinin fleyip sndrmeye altklar bir kk meale ile olmayan byk n dmesini arar. Esas zor olan, varolmadn bile bile byk aramaktr. Frankfurt Okulunun ve zellikle Adornonun byk gerilimi (elikisi) buradadr. Frankfurt Okulu ve zellikle Adorno kendi dorusuyla bile zdelemez. Bir aya ierde ise bile, bir aya dardadr.

9.4. Kapitalizm

Aralarnda baz nemli farklar olmasna ramen Frankfurt Okulu dnrleri, kapitalizmin tanmlanmasnda belirli bir ortak payday paylayorlard. Bu ortak grleri David Held u ekilde toparlar:

1. ada toplum, kapitalist retim biiminin egemen olduu bir toplumdur. Bu toplum deiim deerleri alveriini temel alan bir meta toplumudur. rnler, insan istek ve gereksinimlerini karlamak iin deil, deer ve kar gerekletirmek iin retilirler, 2. rnlerin meta olma nitelii sadece deiimleriyle deil, soyut dzeyde deiimleriyle belirlenir. Soyut emek, zamana dayanan deiim, retim srecinin znel yann etkiledii gibi nesnel biimini de etkiler, 3. Kapitalist toplumsal srecin birliini salayan toplumsal ilikilerin toplam, onun fetilemesini ve eylemesini de salar. nsan emeinin rnleri, bamsz, kendi ayr yaamlar olan, doal deerler olarak grlr. Deiim, datm ve tketimden kaynaklanan toplumsal ve maddi ilikiler dorudan anlalr deillerdir; ancak bir yanlsama perdesi ardndadrlar, metalarn fetiizmi ile maskelenirler, 4. Kapitalizm uyumlu bir toplumsal btn deildir. O, hem metalarn retimi hem de yanlsama alannda elikilerle temellenir. Egemen retim ilikileri, retimin gelimi glerini engeller ve bir dizi elikiye neden olur. Dahas, ii kitlesinin, retim aralarndan kopmas sermaye snfyla arasnda dorudan bir eliki oluturur. Bu elikiler, ekonomik alann dnda, kltrel alanda da boy gsterir. Toplumsal olarak retilmi yanlsamalar (ideoloji) ve verili olan arasndaki eliki krize neden olur, 5. Sermaye younluklu sanayilere doru varolan genel eilim, sermayenin younlamasna neden olur. Serbest pazar, yava yava yerini standart mallarn oligopollemi ve tekellemi kitlesel retimine brakr, 6. Sermayenin organik bileimindeki ykselme, zaten istikrarsz olan birikim srecini ktletirir. Bu sreci devam ettirebilmek iin, egemenler, emperyalist genileme ve savan da dahil olduu her trl yolu denerler.45
45 David HELD, a.g.y.,, s. 41-2.

121

Frankfurt Okulu, yukardaki genel ereveye bal kalmakla birlikte, bugnn kapitalizminin Marxn malzemesi olan kapitalizmden farkl olduunu ileri srer. Kapitaldeki ekonomi politik eletirinin geerliliini tmden reddetmeden, bugnn kapitalizminin zmlenmesinde sadece ekonomi politiin yeterli olamayacan kabul eder. Bu nedenle, liberal kapitalizmle gnmzn ge-kapitalizmi arasnda bir ayrm yapar. Ancak, zaman zaman, bir dnrden dierine veya ayn dnrde bir balamdan dierine bu kavram farkl biimler alr. En sk rastlananlar, ileri kapitalizm, ileri sanayi toplumu, dzenlenmi kapitalizm gibi kavramlardr. Bu kavramlar, ok ince nanslar bir yana braklrsa eanlamldr. Bu kavramlarla, liberal kapitalizmden farkl olarak ifade edilmek istenen iki temel zellik vardr. Birincisi, ge-kapitalizmde ekonomik alann eskisinden daha az nemli olmas ve bu boluun dier alanlarca (kltr, ideoloji) doldurulmasdr. zellikle kltr endstrisi blmnde bu konu zerinde ayrntlaryla durulacaktr. kincisi ise, ge-kapitalizm dneminde devletle sermayenin ok daha belirgin bir i ieliinin olmasdr.

Snfsal kartlk ve krizin bir ke ve devrimci dnme yolaacan ileri sren ortodoks marksizmden farkl olarak, Adorno, krizin ve snf elikilerinin etkilerinin kontrol altna alnabilir olduunu savunmutur. Bu nokta nemlidir nk kapitalizmin zorunlu olarak yerini baka bir toplumsal yapya terk edecei gr, marksizmin bir bilim olarak anlalmas gerektiini ifade eder. Oysa Adornoya gre, marksizm bir bilim deil, felsefedir. Liberal kapitalizm dneminde, toplumsal snflar gerek, somut bir birlie sahipken, ileri kapitalizmde byle bir birlikten szedilemez. Toplumsal iblmnn srekli gelimesi ve pazarn rolnn azalmasnn bir sonucu olarak snf toplumunun z daha az belirgin hale gelmitir. devlerin ve bilginin paralanmasyla snf deneyimi azalmtr. Egemenlik artk kiisel olmaktan kmtr. nsanlar, olumasnda pek katklarnn olmad amalarn gereklemesinin aralar haline gelmilerdir. Toplumsal ilikiler daha az anlalr hale gelmi, elikiler temel sorunlar zerinde deil, marjinal konularda saflamtr. Sonu olarak, genel tikeli; kapitalist retim biimi bireyi kuatmtr.46

Horkheimera gre, kar ve gelimeye artlanm bugnk retim sreci, insana deil kendine hizmet etmektedir. Marx ve Engelsin retisi toplumu anlamak iin hala gerekli, fakat yeterli deildir. Byk boyutlu teknolojinin gelimesi, ticaretin artmas, iletiim aralarndaki gelime, hzl nfus art, uluslararas politik dzen, vb. bir merkezi rgtlenmenin gelimesine neden olmutur. Genel eilim, aklsallam, otomatiklemi, btnsel olarak ynetilen bir dnyaya dorudur. Dolaysyla, gereklikte ortaya kan etrefillemeler, kuramn da yeniden gzden geirilmesini gerektirmektedir.47 Frankfurt Okulu dnrleri iinde, siyasal dncesi ilk yaptlarndan son dnem almalarna dek kendi iinde en tutarl olan Marcusedir. zellikle 1960lardan sonra kapitalizm eletirisine olan youn ilgisiyle dnemin en nemli dnrlerinden biri haline gelmitir. O dnemin en nemli yaptlarndan biri olan Tek Boyutlu nsann birbirine zt iki temel tezi vardr:

1. leri sanayi toplumu, ngrlebilir bir gelecekteki niteliksel deiimleri kontrol edebilecek bir yapdadr. 2. Ancak bunu tersine evirebilecek g ve eilimler de mevcuttur.

Marcusenin zmlemesine gre, kapitalist ekonominin ynetimi ve kontroln mmkn klan ey, deiik etkenlerin bir kombinasyonudur. Bunlarn ilki, retici glerdeki gz kamatrc gelimedir. Bunun temelinde, sermayenin hzla younlamas ve finansal kontrol, bilim ve teknolojideki radikal deiimler, me46 47 bkz. David HELD, a.g.y., s. 71. bkz. David HELD, a.g.y., s. 72.

122

kanikleme ve otomasyona ynelik eilim, artan verimlilik ve art-deer oran, idari yapdaki nemli dnmler yatmaktadr. kinci nemli etken, serbest rekabetin dzenlenmi bir yap haline gelmesidir. Bunun temelinde de ekonomiyi destekleyici ve canlandrc bir ge olarak devlet mdahalesi (silahlanma), ulus-devletlerin uluslararas dzeyde askeri ve parasal ittifaklarda rgtlenmesi ve kamu brokrasisinin glenmesi vardr. nc etken, toplumsal yapdaki deiikliklerdir. Tketim kalplar ve meslek yaplar asndan, ii ile iveren, mavi-yakallar ile beyaz yakallar arasnda gelien bir btnleme sz konusudur. Drdnc etken ise, souk sava ve kutuplama nedeniyle oluan srekli sava tehlikesiyle ulusal nceliklerdeki gerilemedir.48 Ancak bu koullar toplumsal dnm gereini yok etmemektedir. Emein retkenliinin art, retici glerin otomasyonu, retim kapasitesiyle toplumsal refah arasnda yeni bir kartln olumasna neden olmaktadr. retici glerdeki bu hzl gelime, kitlesel tketimi zorlamakta ancak toplumsal yap henz beklenen tketim ile gerekleen tketim arasndaki uurumu kapatamamaktadr. Bu da, Marcusenin birbirine kart iki tezinin de varolan toplumsal yap iinde geerli olduunu ortaya koymaktadr.

Frankfurt Okulu, reel sosyalizm deneyimlerine, bandan beri hep mesafeli yaklamtr. zellikle Okulun temel dnrlerinde bu deneyimlerle herhangi bir zdelemeden szetmek kesinlikle olanakl deildir. Ancak kurulu dnemini izleyen yllarda, Okulun, belirgin bir eletirel tavr hi terk etmeden, Sovyet deneyimini ilgi ve merakla izledii de bir gerektir. Horkheimer, o yllardaki bir yazsnda yle demektedir:

Emperyalist dnyann anlamsz adaletsizlik ve zalimliini grebilen herkes, Rusyada olup bitenleri, bu adaletsizliin stesinden gelmek iin giriilmi acl ama ilerici bir aba olarak grecek ya da en azndan, yrei arparak, bu abann hala srp srmediini soracaktr. Eer grntler bu soruya olumsuz bir cevap veriyorsa, o zaman da umudunu kesmeyecektir; tpk bir kanser kurbannn kanser tedavisiyle ilgili her trl habere sarlmas gibi.49

Ancak ayn Frankfurt Okulu, Hitler iktidara geldikten sonra Almanyay terk etme aamasnda, g edilecek lkeyi belirlerken SSCByi kesinlikle bir seenek olarak dnmemitir. Stalin dneminin uygulamalar Frankfurt Okulu iin, Horkheimern yukardaki satrlarna sinmi umudu iyice zayflatmtr. Sava ncesi ortaya kan Stalin-Hitler pakt da, bu umudun tamamen yok olmasna neden olmutur. Okulun Sovyet deneyiminden bu uzaklnn kuramsal nedenlerini ise Marcuse yle ortaya koymutur:

Sosyalizm gitgide artan bir biimde, Marxn kendisinin (hi deilse gen Marxn) ngrd gibi, imdiye kadar ki toplumlarn hepsinden nitelike farkl bir topluma geile ilgilenmek yerine, retim glerinin daha aklc ve daha geni llerde gelimesiyle; emein verimliliinin daha yksek dzeylere getirilmesiyle; rnlerin daha aklc bir biimde letirilmesiyle ilgilenmektedir. nemli olan nokta, sosyalist toplumda yaamn varolularn kadn ve erkek olarak insanlarn kendilerinin dayanma iinde belirliyebilmesi, bu varolularn korkudan uzak bir varolu olabilmesidir. Sosyalist toplumda servetin ve deerin lm biriminin emek olmamas, insanlarn yaamlarn hep yaptklar gibi yabanclama iinde yaamamalar gerekirdi. Bu nokta gzard edilmitir; sonu da ilerlemi kapitalizm ile reel sosyalizm denen ey arasnda rknt verecek bir imge sreklilii olmutur.50

9.5. Psikanaliz
48 49 50 s. 61. bkz. David HELD, a.g.y., s. 73-4. Max HORKHEIMERdan aktaran Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 41. Herbert MARCUSEden aktaran Bryan MAGEE, Yeni Dn Adamlar, ev: Mete Tunay, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 1985,

123

Frankfurt Okulunun eletirel kuramnn bir baka boyutu da psikanalizdir. Okul, birey ve toplum arasndaki ilikinin zmlenmesinde, Marksizm ve Freudu psikanalizin birlikte kullanlabileceini dnmtr. nk, Freudun kuram, bireyin sosyo-psikolojik formasyonunu aklama yolunda nemli kavram ve teoremler sunar. Okul, 1930larn bandan itibaren psikanalizle youn olarak ilgilenmitir. Okulun, Grnbergin mdrlndeki ilk dnemiyle, Horkheimern mdr olmasyla balayan ikinci dnemi arasndaki en nemli farklardan biri de psikanalize verilen nemdir. Okul dnrlerinin psikanalize ve Freuda olan ilgilerinin artmasyla, Almanyada radikal deiim taleplerinin gerilemesinden doan ktmserlik arasnda bir paralellik olduu da sylenebilir. Frankfurt Okulunun psikanalize ynelii, ayn zamanda, Okulun ortodoks marksizmden giderek uzaklamasnn ve post-ekonomist marksizm51 in geliebilmesinin anahtar olmutur.

1930larn bandan itibaren, psikanalizle ilgilenme Frankfurt Okulu yeleri arasnda genel bir eilimdi. Ancak, dorudan bu alanda alan ise Eric Frommdu. Fromm, Freudun libido kavramnn, insann ruhsal yapsnn kkeninde cinsel ve kendini koruma igdlerinin bulunduu saptamasnn ve erken ocukluk dneminin kiiliin geliimindeki vurgulanan neminin bireyin olumasndaki vazgeilmezliinden yola karak, Freudun kuramnn Marxn insan kavramn zenginletirebileceini ileri srer. Fromma gre Freudun psikolojisi, Marxn sosyolojisini btnleyebilecek bir karakterdedir. Zaten Freudun kendisi de bireysel psikolojinin ayn zamanda sosyal psikoloji olduunu dnmtr. Freuda gre birey, dierleriyle ilikisi balamnda anlalmak durumundadr. Ancak Freudda eksik olan bireyin bir sosyal varlk olarak yeterince ilenmemesidir. Bu adan da, Marxn sosyal yap anlaynn bu eksiklii giderici bir yan vardr. Bu nedenle Fromm, zmleyici sosyal psikolojinin grevinin igdsel yaplarn sosyo-ekonomik yapya etkin ve edilgin biimlerde uyumlanmas srelerinin anlalmas olduunu ileri srmtr.52

1930larn balarnda Fromm ile okulun dier yeleri arasnda, bu konuda, nemli ayrmlar yoktur. Ancak Fromm, 1930larn ikinci yarsyla birlikte, giderek Freuddan uzaklaan ve sosyal yn ar basmaya balayan bir psikolojiye ynelir. O, Freudun libido kuramn, Oidipus kompleksi gibi baz temel kavramlarn reddeder ve klinik almalara daha fazla zaman ayrmak istediini ileri srerek 1939da Frankfurt Okulunu terkeder. Adorno, Horkheimer ve Marcuse, Frommun bu yeni yaklamna ve onun at izgiye (Neo-Freudu revizyonizm) her zaman eletirel yaklamlardr. Marcuseye gre bu izgi, Freudu yeterince sosyal olmamakla eletirerek yola kmasna ramen sonuta ondan daha mekanik ve daha az tarihsel bir konuma srklenmitir. Oysa Freudun igd kuram, insan ruhunun neredeyse sonsuz sayda rneklenebilme olasln getirmekte ve onu tarih ve kltrle youn bir iliki halinde kavramaktadr. Adorno ise bu izginin, kiiliin niterlii kavramnn konformist bir yaklam getirmesine neden olduunu ileri srmtr. nk, Neo-Freudu revizyonizm, Freudun egonun sentetik fonksiyonunu ve insan ruhundaki kelmi elikileri vurgulayan tavrnn yerine isel uyumu olan btnsel bir egoyu getirmitir.53

Adornoya gre, sosyolojik olan ile psikolojik olan arasnda bir ba vardr. Ancak hibiri dierine indirgenebilir deildir. nk birey, elikileriyle birlikte, bir btnl ve toplumdan farkll temsil eder. Her toplumun bireyde ulat bir nokta vardr. Fakat bu bireyin iinde, gnlk yaamn dilinden tamamen farkl bir dile tercme edilmitir: Bilindnn dili. Toplumun dili ile bilindnn dili birbiriyle balantl olmakla birlikte, tamamen farkl yaplardr. Adornoya gre, bu ikisi arasndaki iliki tek ve her zaman geerli bir koula balanamaz. Bu iliki tarihle birlikte deiir. elikili bir btnlk iinde, sosyolojik alan ve psikolojik alan birbirlerine entegre olamazlar.54
51 52 53 54 bkz. Martin JAY, Adorno, s. 85. bkz. David HELD, Introduction to Critical Theory, s. 112. bkz. David HELD, a.g.y., s. 114. bkz. David HELD, a.g.y., s. 110-1.

124

Frankfurt Okulunun psikanalize ilgi duymas, psikanalitik yntemin sanata uygulanmas olarak asla grlmemelidir. Hatta Adorno byle bir yaklama aka kardr. Adornoya gre, psikanalitik kuram, temel olarak, sanat eserlerini yaratclarnn bilindnn bir projeksiyonu olarak deerlendirir. Malzemenin yorumsamasna (hermeneutik) girierek, biimsel kategorileri unutur. Kurnaz hekimlerin bilgiliini, aslnda buna hi uygun olmayan nesneler zerinde kullanr; sanatlar. Psikanalitik monografilere gre sanat, deneyimin olumsuzlanmasndan muaf olmaldr. nk onlara gre negatif moment, sanat yaptna kaydedilmi bask altna alma (iine atma) srecinin iaretinden baka bir ey deildir. Psikanalitik kuramn, mziin paranoyaya kar bir savunma arac olabileceini belirlemesi klinik olarak ok geerli olabilir. Ancak bu, herhangi bir mzik trnn nitelii ve deeri zerine hibir ey sylemez. Sanat yaptlar, analistin divannda tand sanatnn zelliklerini sanldndan ok daha az yanstr. Sanattaki her eyi sanatnn bilindna indirgeyemeyiz. Sanatsal retim srecinde, bilind hareketleri olas malzemelerden sadece biridir. Onlar, sanat yaptnda biimin yasasyla dolaymlanm bir ekilde ierilirler. Sanat yaptlar yaratclarnn kiilik zmleme testleri deildir.55

Bireyin kimliini belirleyen en nemli g, gereksinimler, istekler ve elikilerden oluan bir yndr. Ve bu da, kiiden kiiye, niteliklerine, younluklarna, haz derecelerine, ilgilerinin nesnelerine gre deiir. Bu gereksinim ve isteklerin rgtlenmesi olarak kiilik, Frankfurt Okulu dnrlerine gre hibir zaman statikletirilmemelidir. Kiilik, deien tarihsel koullar altnda evrimini srdrr ve hibir zaman toplumsal btnden ayr dnlemez. Erken ocukluk, aile, eitim, ekonomik ve politik etkenler kimliin nemli deikenleridir.56

Adorno, iyi dengelenmi kiilik dncesine sahip olan tm yaklamlara her zaman eletirel yaklamtr. Kimilerinin ne srd spermen imaj, zgrl yanl olan, agzl biridir. Toplum, yapsal eitsizliklerden olutuu ve zgrlkszl ngrd srece, negatif olan dnda her insan imaj ideolojik olmak durumundadr. Birey ve toplum arasndaki elikiye olas en iyi zm zglletirilemez. Bu elikilerin stesinden gelebilen zmler negatif olarak ifade edilebilirler. kin eletirinin yntemi, pozitif bir topya imajn dorulayamaz. Bylesine bir kavram bir hayli soyut ve tarih d olur.57

SONU

Dokuzuncu blmde Frankfurt Okulunun dnleri zerine younlatk. Okulun disiplinlerst yaklamnn gerei olarak, felsefe, sosyoloji, psikoloji vb. disiplinlerine ynelik gr ve eletirileri zerinde durduk. Bu balamda Frankfurt Okulunun bilim ile felsefe arasndaki balantlar hakkndaki tutumunda da rnekler vermeye altk.

KAYNAKA
55 56 57 bkz. T.W. ADORNO, Thorie Esthtique, Klincksieck, Paris, 1989, s. 24-5. bkz. David HELD, Introduction to Critical Theory, s. 119. bkz. David HELD, a.g.y., s. 120.

125

ADORNO, T.W., Thorie Esthtique, Klincksieck, Paris, 1989. ADORNO, T.W. & HORKHEIMER, Max; Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989. BOTTOMORE, Tom, Frankfurt Okulu, ev: Ahmet idem, Ara Yaynlar, stanbul, 1989. ETNKAYA, Hsamettin, Pedagojik Kurumsalln Ykl Edebiyat&Eletiri, say:2/3, 1993. DEMRHAN, Ahmet, Modernlik, Aa Yaynlar, stanbul, 1992. HELD, David, Introduction to Critical Theory, University of California Press, Berkeley and Los Angeles, 1984. HORKHEIMER, Max, Orhan KOAK, nsz: Horkheimer ve Frankfurt Okulu, Akl Tutulmas Metis Yaynlar, stanbul, 1990. JAY, Martin, Adorno, Harward Univesity Press, Cambridge, 1984. JAY, Martin, Diyalektik mgelem, ev: nsal Oskay, Ara Yaynlar, stanbul, 1989. KOAK, Orhan, nsz: Horkheimer ve Frankfurt Okulu, Akl Tutulmas Metis Yaynlar, stanbul, 1990. MAGEE, Bryan, Yeni Dn Adamlar, ev: Mete Tunay, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 1985. ZGL, Ouz, Pozitivizm ya da Mantk Olarak Felsefe, Us Yaynlar, stanbul, 1991. SOYKAN, . Naci, Mziksel Dnya topyasnda Adorno ile bir Yolculuk, Ara Yaynlar, stanbul, 1991.

126

SORULAR

1.Frankfurt Okulununepistemolojisinin en nemli zellii hangisidir? 2. Horkheimern ak ulu diyalektik kavramn aklaynz? 3. kin Eletiri nedir? 4.znel akl nedir? 5.Nesnel akl nedir?

127

CEVAPLAR Cevap-1: Frankfurt Okulunun epistemolojisinin en nemli zellii idealizm-materyalizm ikilemindeki konumlandr. zellikle Horkheimer ve Adorno iin bu temel ikilem almas gereken bir ayrmdr. Ayrca her ikisi de Hegelde ve zellikle Marxta bu ayrmn almas yolunda ok nemli bir potansiyel bulur. dealist Hegel materyalist Marx emas iinde pek akla yatmayan bu yaklam, aslnda Hegel, Marx ve sonrasnda Frankfurt Okulunun diyalektik anlaylarndan kaynaklanmaktadr. ster idealizm, ister materyalizm vurgulu olsun diyalektik bu ikilemi ama perspektifini iinde tar.

Cevap-2: Horkheimer, ak ulu diyalektik kavramn kullanr. Ak ulu diyalektik, akla uygun olann tarihin herhangi bir noktasnda tamamlanm olduunu kabul etmez, sadece dnceleri sonuna kadar gelitirmek ve nihai sonularna ulatrmakla elikileri ve gerilimleri giderebileceini, tarihsel dinamii sonuca ulatrabileceini dnmez.

Cevap-3: kin eletiri, Horkheimern Akl Tutulmasnda syledii gibi, tarihsel balam iinde, varolann karsna kendi kavramsal ilkelerinin iddialaryla kmak, bylece ikisi arasndaki ilikiyi eletirmek ve onlar amak demektir. Bu, bir bakma, bir kuram kendi ilkeleriyle eletirmektir.

Cevap-4: znel akl, sadece znenin bir niteliidir. Nesne ise dzensiz, kaotik bir yndr. znel akln grevi bu kaotik yn dzenli bir hale getirmektir; onu, ayrtrmak, snflandrmak ve kullanmaktr. znel akl, paralayc, analitik ve biimseldir; eylerin d biimleriyle, grnleriyle ilgilenir ve ayr oluu temel alr.

Cevap-5: Nesnel akl ise, z ile grn arasnda, para ile btn arasnda bir balant olduunun farknda olan akldr. Dnyann paralanm, blnm grntsn daha yksek bir birlik ideali adna eletirebilen de bu akldr. Nesnel akl, yzeydeki grn ap derindeki ilikileri kavrayabilecek bir zihinsel yetidir.

128

10. Blm e-Ders Kitap Blm

129

ZET

Onuncu dersimizde Frnakfurt Okulunn modern toplum eletirisi genel hatlaryla ele alnacaktr. Bu balamda zellikle Kltr Endstirisi kavram tartlacaktr. Modern toplumda, Kltr Endstrisi kavramnn birey toplum ilikilerinde nasl bir iktidar aracna dnt gsterilmeye allacaktr. Kltrn bizatihi bir egemenlik aracna dnmesiyle, bilim ve felsefenin bu sreten nasl etkilendiin de gsterilmesi hedeflenmektedir.

10. FRANKFURT OKULU III: TOPLUMSAL ELETR

10.1 Kltr Endstrisi Kavram

Kltr Endstrisi kavram iki farkl biimde aklanabilir; birincisi, kltr ve endstri gibi birbirinden tamamen farkl iki alan tanmlar grnen iki terimin birlikte kullanlmas. Bu, bir bakma, iinde bulunulan yapnn btnselliini ne karan, btn oluturan paralarn hibirinin btnden ve dier paralardan soyutlanm bir biimde ele alnamayacan ifade eden bir tercihtir. kincisi ise, bu kavramn kitle kltr yerine kullanlmasdr. Burada ne karlmaya allan nokta, kltr endstrisi kavramnda varolan kltrn olumasnda kitlelerin sanlandan daha az katksnn olmas ve kltrn, btnn paralarn kendi iinde bulunmaya, ama btnn artlaryla bulunmaya ikna arac oluu gereidir.

Btn kltrel grnglerin, snf karlarnn dorudan bir yansmas olarak deil, toplumsal btnln araclyla dolaymlanm olarak ele alnmalar gerekir. Bunun anlam, kltrel grnglerin, status quoyu olumsuzlayp reddeden gler de dahil, btnn iindeki kartlklar ifade etmekte olduudur. Hibir ey, yalnzca verili toplumun egemen ideolojisinin iinde ve ona kart yanlar tamamacasna onun tarafndan biimlendirilmi olacak ekilde ideolojik deildir. Yanl bilin olarak ideoloji bile doruya aktr.1

Ancak kltrel alann bu zerklii, onun toplumsal btnden tamamen bamsz bir alan olarak tanmlanmasna neden olmamaldr. Kltr, hibir zaman kendisiyle aklanamaz. Frankfurt Okulu dnrleri, kltr rnlerinin, ne snf karlarnn basit bir yansmas, ne de btnden tamamen bamsz bir alann rnleri olmad konusunda hemfikirdiler. Zaten en fazla ilgilendikleri konulardan biri de, kltrel grnglerin, btn oluturan dier alanlarla hangi koullarda iliki kurduklar, zaman zaman onlar tarafndan nasl belirlendikleri sorunudur.2

1 2

Adorno, astrolojiyi bile kltr endstrisinin rnlerinden biri olarak grr. Ona gre, geleneksel astroloji kurumsallam batl inantr. Astrologlar, zel durumlar hakknda hibir ey bilmedikleri insanlara otoriter tavsiyelerde bulunurlar. Sihirli otoriteleri, bir takm gnlk strateji ve taktiklerde gizlidir. Yldzlar tarafndan bahedilmi bilgiye dayanrlar. Tavsiyelerin keyfilii, bu kurgusal aklsallk ile gizlenir. Bilginin kkeni hibir zaman kiisellemez. Astroloji, kiinin kaderinin iradesinden bamsz olduu iddiasndadr ve yaamn dzenini doal olarak grr. Mutluluk iin tavsiyeleri, bastrlm istek ve gereksinimleri unutup, mesleki konumun, toplumsal hiyerarinin, aile yaamnn deimezliini kabul etmektir. Astroloji iin aklsallk, zel karlar verili toplumsal yapyla uyumlu hale getirmektir. Astroloji bir yandan bireycibkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 87-8. bkz. David HELD, Introduction to Critical Theory, s. 80.

130

lii desteklerken, dier yandan bamll, status quoya, i ahlakna uyumlu olmay nerir.3

Adornonun kltr endstrisi analizi, tm kuatml ve karamsarlna ramen, yine de alak sesle ifade edilen bir umudu da korumaya alr. Kitleleri maniple etme abasndaki kltr endstrisinin ideolojisi, kontrol etmek istedii toplum gibi kendisiyle eliir hale gelir. Kltr endstrisinin ideolojisinin panzehirini yine kendi iinde tar.

Adorno ve Horkheimern birlikte yazdklar Aydnlanmann Diyalektii yaptnn Kltr Endstrisi: Kitle Aldanm olarak Aydnlanma blmnde kltr endstrisi kavram, bir kltr kuram deil, bir endstri kuram gelitirmek iin kullanlr. Ge-kapitalizm dneminde kltrn eylemesi ve parann klasik tanmyla bir kltr haline gelmesinden yola klarak bu yeni kavramla bir gnlk yaam kuram oluturmaya allr.4 Kltr endstrisi kavramyla kltr, tmel tarafndan zerklii igal edilmi bir ekilde yeniden tanmlanr. Bu zelliiyle kavram, bir kltr eletirisi olmaktan kp, tmeli sorgulayan bir ideoloji eletirisi haline gelmitir. Bu adan kltr endstrisi kavramyla getirilen ge-kapitalizm eletirisi, Marxn Kapital ile getirdii eletiriyle karlatrlabilir. Adornonun kltr endstrisinin en ok eletirdii zellii aldatc olan yandr. Bu eletirinin temelinde Marxn meta fetiizmi analizi yatar. Adornoya gre, kltr endstrisinin rettikleri metalaan sanat yaptlar deil, daha en bandan pazar iin retilmi metalardr.

10.2 Toplum Eletirisi Arac Olarak Kltr Endstrisi

Frankfurt Okulu dnrlerinin, modern toplum eletirilerinde, kltr endstrisi, popler kltr ya da kitle kltr gibi kavramlar bu kadar ne karmalarnn temelinde ge kapitalizmin sadece ekonomi politik ile zmlenemeyecek kadar gelikin bir toplum oluu yatmaktadr. Bu toplumun en temel zelliklerinden biri, hegemonya ve ikna srelerinin kltrel boyutunun, sistemin genel btnsellii iinde, gitgide daha belirgin bir hale gelmesidir. Kltr, bandan beri Okul dnrleri iin her zaman ok nemli bir alan olmutur. Ancak, kltrel boyutun toplumsal eletiride bu kadar ne kmas dnrlerin 2. Dnya Sava ve sonrasndaki yaptlarnda belirginlemitir. Elbette ki bunun temel nedeni ge-kapitalizm srecinin kendisini zellikle sava sonrasnda hissettirmesidir. Ancak, bu genel doruya paralel olarak, Frankfurt Okulu zelinde, iki farkl etkiden de szedilebilir. Bunlardan birincisi, Almanyadaki Nazizmin etkisidir. Hemen hepsi Yahudi olan bu dnrler, yaadklar lkedeki bu gelimeden dorudan etkilenmiler ve Almanyay terk etmek zorunda kalmlardr. Belki bu zel durum nedeniyle faizm her zaman Frankfurt Okulunun temel ilgi alanlarndan biri olmutur. Okul, o dnemdeki ortodoks marksizmden farkl olarak, faizmi hibir zaman kapitalizmin ekonomi politiinin doal bir sonucu olarak tanmlamay yeterli grmemi ve srekli olarak faizmin ideolojik ve kltrel boyutu ile ilgilenmitir. Almanyada Hitlerin iktidara gelii, kapitalizmin tekelci aamasnn zorunlu bir sonucu olarak aklanamaz. Bu yaklam ok kaba ve yukardan bakan bir aklamadr. Oysa ki Frankfurt Okulu dnrleri otoriterliin aadan yukar doru nasl gelitiini anlamakta daha istekliydiler. Faizm sadece ekonomik ya da politik bir sorun deildir, ayn zamanda bireysel ve ruhsal bir sorundur. Zaten Okul dnrlerinin 1930lardan itibaren Freud ile youn olarak ilgilenmelerinin temel nedeni de budur. Toplumsal eletiride bu alan ile youn ilgilenim ncelikle faizm analizlerinde ortaya kmaya balamtr. kinci etki ise, yine Almanyadaki Nazi rejimi yznden ABDye g etmeleridir. Almanyada Hitlerin iktidara gelmesinden ksa bir sre sonra Okul dnrleri Almanyay terketmiler, bir sre Avrupada kaldktan sonra ABDye yerlemiler ve savan sonuna dek orada yaamlardr. Sava sonunda bir ksm tekrar Almanyaya dnerken (Adorno, Horkheimer vd.), bir ksm da ABDde kalmay tercih etmilerdir (Marcuse, Lwenthal vd.). ABDde kaldklar bu sre boyunca Frankfurt Okulu dnrleri Avrupaya gre daha
3 4 bkz. David HELD, a.g.y., s. 98. bkz. Fredric JAMESON, Late Marxism, Verso, New York, 1990, s.144.

131

ileri bir kapitalizmi yaayan Amerikan toplumundaki gelimeleri yakndan grmek frsatn elde etmilerdir. Bylece, faizm analizlerinde balayan ideoloji ve kltr alannda younlama, bu etkiyle de devam etmitir. Hatta bu dnrlerden bazlar (Adorno), Almanyadaki Nazizm ile ABDdeki modern kapitalizm arasnda, rejimin kendini idame ettirmesinde ideoloji ve kltrn kullanm asndan benzerlikler yakalamtr.

Marcuseye gre, ge-kapitalizmin temel zellii btncl bir toplum olmasdr. Yani bu dzen, retmek zorunda olduu eyi de, bu eyi temin etme ve kendi gcn yayma aralarn da kendisinde ncel olarak bulundurur. Byle bir yap iinde teknolojiyi, siyaseti ya da kltr birbirlerinden kopuk bir biimde ifade edebilmek neredeyse olanakszdr. Bir baka deyile, kltr teknolojidir, teknoloji siyasettir, siyaset de kltr. Her biri hem kendisidir, hem de bir dieridir.5

Marcusenin belirttii gibi, ada sanayi toplumu, teknolojik temelini dzenleyi biimiyle btnclle ynelir. Btncllk, sadece yldrmaya dayanan bir siyasi tekbiimletirme deil, ayn zamanda szde genelin kar adna ihtiyalar dzenleyerek ileyen, yldrmaya dayanmayan bir iktisadi-teknik tekbiimletirmedir.6 Kltr endstrisi, bu tek-biimletirmede balca rol stlenir.

10.3. Kltr ve Sanatn Metalamas

Kltr endstrisi srecini harekete geiren dinamik piyasadr. Simgesel biimler, artk, btn iinde, pazara ynelik olarak retilirler. Dolaysyla, kltre damgasn vuran temel gd en geni sat yakalamak, en abuk ve ok kara ulamak haline gelir. Bu durumda verili deerlerin, genel geer anlayn suyuna gitmenin dna klamaz; bylece gerek sanatn varolandan bakay grme, grdrebilme yetisinden oluan olmazsa olmaz yn kltr yaptndan giderek silinir. Benjaminin deyimiyle, yaptn halesi kaybolur. Bir yapt, dierinden ayrt edilemez hale gelir.7 Kant, ereksiz ereklilik ilkesi temelinde, zgr sanat ile cret sanat arasnda bir ayrm yapar. zgr sanat, kendi dnda bir erei olmayan sanattr. cret sanat ise, aslnda baka bir erek iin retilmi olan sanattr. Frankfurt Okulu, Kantn bu ilkesini, sanatn verili olann reel determinasyonlarndan kurtulabilmesini tanmlad iin sahiplenmitir. Ancak Frankfurt Okuluna gre meta toplumu anda Kantn bu ilkesi artk tersinden okunmaldr: erekli ereksizlik . nk meta olarak varolmak dnda neredeyse hibir varolu ans kalmayan sanat artk bir erekli ereksizlik olmak durumundadr. Daha retim srecinde kendisini gsteren sanatn meta olma karakteri, sanat rnnn bir deiim deeri olarak tasarlanmasn nbelirlemektedir.

Kltr endstrisi gerek bir kltr deil, kendiliindenlii olmayan, eylemi bir szde kltr retmektedir. Modern kitle toplumlarnda eski gnlerdeki gibi, birbirinden farkl yksek kltr ve alt kesimlerin kltr diye iki ayr kltr de kalmamtr. Bu farkllk bile kitle kltrnn stilize barbarl iinde erimi, yok olmu gitmitir. Klasik sanatn en olumsuzlayc rnekleri bile, daha sonraki yllarda Marcuse tarafndan tek boyutlu dzmece sanat diye adlandrlacak olan kitle kltr sanatnn iinde zmsenmi bulunmaktadr. Bir zamanlar protesto nitelii tayan trajedi bile modern dnemde teselli anlamna dnmtr. Sanat diye ne varsa, kitle kltrnn ortam iinde bilincine varlamayan mesaj ile, hemen hemen yalnzca, gereklik ile uyumay ve yaama yeniden biim vermekten geri durmay telkin etmektedir. Yani sanat toplumun iinde bir esir haline gelmitir.8
5 6 7 8 bkz. Herbert MARCUSE, Tek Boyutlu nsan, ev: Afar Timuin-Teoman Tundoan, May Yaynlar, stanbul, 1975, s. 10. Herbert MARCUSE, a.g.y., s. 17. bkz. Aydn UUR, Kefedilmemi Kta, letiim Yaynlar, stanbul, 1991, s. 110. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s.312

132

Aa sanat dekadan bir biim deildir. Aa sanatn saf ifade idealine ihanet olduunu dnenler, toplum hakknda bir yanlsama iindedirler. Maddi dnyada olup bitenden farkl olarak kendini bir zgrlk dnyas olarak varsayan burjuva sanatnn safl, bandan beri aa snflarn dlanmas ile satlmtr.9 Bugn geerli olan pritanizm deildir. nk sistem zaten tketiciyi hibir zaman bir takm kukulara ya da muhalefete ynelecek kadar yalnz brakmamaktadr.10 Adorno ve Horkheimern kltr endstrisi kavramyla getirdikleri kitle kltr deneyimi betimlemesi, hibir zaman aa sanat a kar sekinci bir aalamaya indirgenemez. Onlarn yapmaya altklar ey, kitle kltr deneyimini halis estetik deneyimden ayrmaktr. Bu da elence, zevk gibi kavramlar sanatta gerekleenden tamamyla ayrmakla gerekleir.

Kitlesel olarak retilen lks tketim maddelerinin ucuzlamasyla birlikte, sanat metalarn karakterinde nemli deiiklikler olmutur. Burada yeni olan sanatn metalamas deildir, fakat sanatn zerkliinden vazgemesi ve tketim metalar iinde yerini gururla almasdr. Sanat ayr bir alan olarak yalnzca burjuva toplumunda mmkn olabilmitir. Fakat pazar yoluyla gelien, toplumsal amalln olumsuzlanmasyla, sanatn zgrl meta ekonomisi tarafndan snrlandrlmtr.11

Yeniden-retilmi sanat yapt, giderek yeniden-retilebilirlik iin tasarlanm sanat yaptna dnmektedir. rnein bir fotorafn negatifinden ok sayda bask karabilme olana vardr. Gerek basknn hangisi olduu anlamsz bir sorudur. Modern toplum, zgn olan ile taklit olan arasndaki fark anlamszlatran bir toplumdur.12 nceleri fotorafn bir sanat olup olmad sorusuna yant bulabilmek iin epey kafa yorulmu, ama bu abalardan bir sonu alnamamt. Birincil nem tayan soru zerinde, baka bir deyile fotorafn bulunmasnn sanatn yapsn deiime uratp uratmad sorusu zerinde ise hi durulmamt. Ksa bir sre sonra ayn soru sinema iin ortaya atld. Fotorafn geleneksel estetik anlaynn karsna kard glkler, sinemann kardklaryla karlatrldnda ocuk oyuncayd. Teknoloji yoluyla oaltlan ve pazarlanan sanat ve kltr rnleri, yine ayn yolla retilen ve pazarlanan teki ticari metalarla ayn varlk alannda bulutu ve homojenleti.13

10.4. nsann eylemesi

Kltrn endstrilemesi, endstri toplumu iinde yer alan insan tekinin de bir endstri rn gibi grlmesi, dolaysyla insann herhangi bir nesne haline gelmesi, yani eylemesi sonucunu dourur. zellikle olgun dneminde Frankfurt Okulu, kltr endstrisinin, insan gemi dnemlerdeki egemenlik yntemlerine ve pratiklerine oranla ok daha ince ve etkin yntem ve pratiklerle egemenlik altnda tuttuunu dnmeye balamtr. Evrensel olan (toplumsal sistem) ile tikel olan arasndaki aslsz uyum, bu uyumun kurban durumundaki kesimde edilginlemi bir benimsemenin oluturulmasnda etkin bir ara olaca iin, toplumsal elikilerin aka grlebildii duruma oranla ok daha insanlk ddr.14

Kltr endstrisi, sistemin genel btnsellii iinde, bireyin varln idame ettirebilmek iin, onun emeini, akln ve varln sisteme kiralad ilik dnda, onun sisteme yabanclamasn engelleyen, ge9 10 11 12 13 14 bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989, s. 135. bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 141. bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 157. bkz. Walter BENJAMIN, Mekanik Yeniden retim anda Sanat Eseri, Edebiyat&Eletiri, say: 2/3, 1993, s. 82. bkz. Walter BENJAMN, a.g.m., s. 85. bkz. Martin JAY, Diyalektik mgelem, s. 312.

133

nel-tikel uyumunu srekli klan bir ilev grr. lik ile ilik sonras arasnda aslnda ok belirgin bir sreklilik sz konusudur. lik d edimler, iliktekinden farkl yntem ve aralarla dzenlenmi de olsa ilikteki yaamn bir uzantsdr. Elence, ge kapitalizm dneminde iin bir uzantsdr. in daha sonra, daha iyi bir ekilde gerekleebilmesi iin verilen bir aradan ibarettir. inin bo zaman ve o srete kullanlacak elence metalar o kadar n-belirlenmitir ki, elence, i srecinin sonrasna hi geemeyen bir grnm kazanmtr. Modern zne, sadece alrken deil ama daha ok elenirken teslim olmaktadr. Tekelci dnemde tm kitle kltr zdetir. Artk tekelin gizlenmesine de gerek yoktur; nk iddeti aa ktka gc artmaktadr. Sinema ve radyo artk sanat olma iddiasnda deildir. Onlarn i dnyasnn bir paras olduklar gerei, rettikleri samalklar onaylayan bir ideolojiye dnmtr.15

Artk kltr endstrisi teknolojik terimlerle aklanmak durumundadr. Birbirinden ok farkl yerlerde zde gereksinimleri olan milyonlarn varolduu bir dnyada, zde mallarn retimi ve yeniden-retimi gayet doaldr. stelik az saydaki retim merkezleriyle, ok sayda ve dank tketim noktalar arasnda bir rgtlenme ve planlama yoluyla bir btnlk salamak da zorunluluk haline gelmitir. Ayrca, standartlarn tketicinin gereksinimlerine gre belirlendii ve bu yzden de ok kk bir muhalefet dnda kolayca benimsendii ileri srlmektedir. Teknolojinin toplum zerinde uygulad gcn temelinde, toplum zerinde ekonomik denetimi olanlarn bulunduu pek dile getirilmemektedir. Teknolojik aklsallk, ayn zamanda egemenliin aklsalldr. Modern insan kendi rettiklerinin klesi durumundadr.16

Adorno ve Horkheimera gre, deiik tketim kalplarna hitap eden, ayn maln farkl biimlerde ve farkl fiyatlarla pazarlanmas gibi yntemlerle ayrmlar vurgulanmakta ve geniletilmekte, bylece de herkese hitap edilebilmekte, kimse sistemin dnda kalmamaktadr. Artk herkes btnn bir parasdr. Ancak, byle bir ortamda, elbette ki bir sinema seyircisi, filmi izlemeye baladnda, filmin nasl biteceini, kimin dllendirilip kimin cezalandrlacan ok iyi bilmektedir. Bir mziksever, koullandrlm, belki de piyasa tarafndan retilmi kulayla, hit olmu bir arknn ilk notalarn duyduunda arkasndan neyin geleceini tahmin edebilmekte ve bundan da honut olmaktadr. Kltr endstrisinin gelimesi, efektlerin, dorudan etkilerin ve teknik ayrntlarn yapt zerindeki egemenliine neden olmutur.17

Gerek yaam filmlerden ayrlamaz hale gelmektedir. Film, filmin yaps iinde tepki verme yeteneini yitirmi seyirciye, d kurma ve akl yrtme frsat vermemekte, bylece film seyirciyi, kendisini gereklikle dorudan zdeletirmeye zorlamaktadr. Kltr endstrisi, kendi tketicisi olan modern bireyi kendisi retmektedir. Genele kar kan her tikel, ona uyum salamakla hayatta kalabilmektedir. Gereki muhalefet, i dnyasnda yeni bir fikri olan her bireyin ayrc zelliidir. Modern toplumun kamuoyunda sulamalar, nadiren ak bir ekilde ortaya konur. Sulamalar ak bir ekilde ortaya konduunda bile genel bak as, muhalif iradenin sonunda uzlamaya varaca ynndedir. Liderler ve koro arasndaki uurum byk olduu lde, stnln iyi planlanm bir zgnl kantlayan herkesin tepede bir yer edinme olasl artmaktadr. Farkllk, aynla teslim olmann fiyatn ykseltmek iin geerlidir.18

Adorno ve Horkheimera gre, kltr endstrisi anda dzen, bedenleri serbest brakr ve ruhlara saldrr. Artk dzen benim gibi dn ya da yokol demek yerine benim gibi dnmemekte serbestsin. Yaamn ve tm sana ait olanlar da koruyabilirsin. Ancak o andan itibaren aramzda bir yabancsn demektedir. Modern zne, modernliin znesi olduu iin modern deildir; modernliin rettii zne olduu iin moderndir. Gnmzde, kltr ve elencenin birbirine karmas, yalnzca kltrn batan kmasna neden
15 16 17 18 bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, Dialectic of Enlightenment, s. 121. bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 121. bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 125. bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 132.

134

olmaz, ayn zamanda elencenin de entelektellemesine yolaar. ve elencenin benzerliinin temeli her ikisinin de status quonun yannda oluundadr. Zevk almak dzene evet demektir. nsan, bir trn rnei olarak, kltr endstrisiyle gereklik kazanr. Gnmzde her insan bir dierinin yerine geebilme zellikleriyle nem kazanr. nsanlar birbirlerinin yerlerini doldurabilirler, yani birer kopyadrlar. Modern zne bir siber znedir, bir dijital znedir.19 Bu dnce ile Adorno ve Horkheimer, adalar baka bir filozofun, varoluu Heideggerin u szlerinde dile gelen gr paylam olurlar: nsann gnlk yaam olanaklar tekilerin koyduu llerce ynetilir. Bu tekiler belirli tekiler deildir. Her teki btn tekilerin yerine geebilir. (...) tekilerin kimlii, ne bu ne de u kimse, ne insann kendisi ne baz kimseler ne de hepsinin toplamdr. Onlarn kimlii kimsesizlik ya da herkesdir.20

Kltr endstrisi anda birey bir yanlsamadr. Ancak bunun tek nedeni retim aralarnn standartlamas deildir. Bireye yalnz ve yalnzca genel ile mutlak zdelemesini sorgulamad koulunda tahamml edilmektedir. Birey artk sahte-bireydir. Birey, birey gibi grnendir. Modern birey, srekli yeniden retilen bir rndr. Benjaminin sanat yapt iin vurgulad halenin kaybolmas nitelemesi aslnda modern birey iin de geerlidir. nsann da halesi yoktur artk.21

Adorno ve Horkheimera gre, rekabeti bir toplumda, reklamcln toplumsal bir ilevi vardr. Tketiciyi pazar konusunda bilgilendirir. Seimi kolaylatrr ve tannmayan, fakat verimli bir reticinin pazarda yerini alabilmesini salar. Reklam zaman kaybettirmez, aksine kazandrr. Serbest pazar dneminin sonuna yaklatmz gnmzde, sistemi kontrol edenler reklamlarn arkasna saklanr. Reklam yoluyla tketicinin byk gruplarla olan ba glenir. Reklamclk bugn artk negatif bir ilke, engelleyici bir ara haline gelmitir. Onun damgasn tamayan her rn ekonomik olarak phelidir. Reklamclk ve kltr endstrisi, teknik ve ekonomik olarak i ie gemitir. Her ikisinde de ayn rn, pek ok farkl yerde grlebilmekte ve ayn eyin mekanik tekrar, bir propaganda slogan ilevini grmektedir. Her ikisinde de, etkili olmak iin zorlayc talep, teknolojiyi, insanlar maniple etme sreci olarak bir sahte-teknolojiye dntrmektedir.22

Her zaman ve her yerde varolabilme, srekli yineleme zelliine ramen kitle kltrnn yaps ok katmanl, ok boyutludur. Frankfurt Okulunun bir baka yesi Leo Lwenthalin deyimiyle kitle kltr tersine psiko-analizdir. Kltr endstrisi, bireyleri ok katmanl, ok boyutlu kiilikler olarak kavrar. Ancak bu bilgi, zgrleme yolunda deil, tketicileri mmkn olan tm boyutlaryla kuatmak iin kullanlr. Bylesi koullarda psikiyatri ancak anti-psikiyatri olarak mmkndr.23

nsal Oskayn belirttii gibi, gnmzde, gndelik yaamdaki fantazyalar bile kltr endstrisi tarafndan retilmektedir.

Kltr endstrisinin rettii fantazyalar, uzmanlar tarafndan pazar araclyla elde edilen feedbacklere gre biimlendirilmektedir. Bylece, endstrinin rettii fantazyalarn niteliinin belirlenmesinde, tketici kesiminin de belirli bir sz hakk olduu ileri srlebilir. Adorno ve Horkheimer Aydnlanmann Diyalektiinde bu durumun bile genel kuraln gcn gstermek iin dzenlenmi kural-dlklar olduunu ileri srmlerdir. Benjamini de Tarih Felsefesi zerine Tezlerden nceki Mekanik Yeniden retim
19 bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 144. 20 Martin HEIDEGGER, Gnlk nsan ve Onlar Alan, ev: Akn Etan, ada Felsefe (Bedia AKARSU, MEB, stanbul, 1979), s. 232-3. 21 bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, Dialectic of Enlightenment, s. 154. 22 23 bkz. T.W. ADORNO& Max HORKHEIMER, a.g.y., s. 163. bkz. David HELD, a.g.y.,, s. 96.

135

anda Sanat Yapt adl yazs yznden, modern toplumlarda bu ilerin ardndaki kltr endstrisi ve onu etkileyen dier sektrleri ve toplumdaki egemenlik yapsn gz nnde tutmad iin sert biimde eletirmilerdir. Tezlerde ve Baudelaire ve a ile ilgili fragmanlarda Benjaminin, sanatn zgrl ve teknolojideki gelimeler arasndaki ilikileri deerlendirirken, belki de Adorno ve Horkheimern bu eletirilerinin etkisiyle, ad geen yazdaki kadar iyimser olmad grlr.24

Modern dnce ie zne ile nesneyi birbirinden kategorik olarak ayrarak ie balamt. Bugn ise modern toplumda zne ile nesneyi birbirinden ayrmak anlamszdr. Her ikisi de birbirinin yerine geebilir haldedir. Bu durumu Benjamin yle anlatr:

Gnmzde kitlelerin nesneleri uzamsal ve insani adan yaknlatrmak yolundaki tutku derecesine varan istei ile, her olgunun biriciklik niteliini yeniden-retim yoluyla ama eilimi atba gitmektedir. Nesneyi, nesnenin benzeri, yeniden-retimi, araclyla ok daha yakn erimde yakalama drts her geen gn daha da glenmektedir. Resimli dergilerin ve haber filmlerinin sunduklar ekliyle yeniden-retim plak gzn grd imgeden farkldr. Biriciklik ve kalclk nitelikleri ikincisinde, ilkindeki gelip geicilik ve yeniden-retilebilirlik kadar sk bir biimde birbirine balanmtr. Nesnenin kendi evresini saran kabuktan karlmas, halesinin yklmas yle bir algnn belirtisidir ki, onun nesnelerin tmel eitlii duyusu, algy yeniden-retim araclyla biricik bir nesneden bile koparacak bir derecede gitgide artmtr. Bylece kuramsal alanda istatistiin artan nemi niteliiyle belirginleen olgu, varln alglama alannda da duyurmaktadr. Gerekliin kitlelere gre, kitlelerin de gereklie gre kendilerine yn vermeleri, alg kadar dnme iin de snrsz bir faaliyet alanna sahip bir sretir.25

Benjamine gre, mekanik yeniden-retim a, sanat tapnma (klt) temelinden, baka bir deyile neredeyse dinsel denebilecek bir dzeyden ayrdnda, sanatn zerklik grnm de srekli olarak ortadan kalkm oldu. Kaynan bu durumda bulan sanatn ilevsel deiimi ise, yzyln bak asnn dnda kald. Yazn alannda yzyllar boyunca az sayda yazarn karsnda, binlerin oluturduu bir okuyucu kitlesi yer almtr. Geen yzyln sonlarna doru ise bu durum deimitir. Okur kitlesinin hizmetine srekli yeni politik, dinsel, bilimsel, mesleki ve yresel organlar sunan basnn gelimesindeki genilemeyle birlikte, okur kitlesinin de giderek daha byk blmleri yaz yazanlar arasna katlmtr.26

Benjamine gre, sinema, evremizde yer alanlarn yakn ekimini yaparak, tandk nesnelerin gizli ayrntlarn vurgulayarak, kamerann dahice yntemiyle sradan ortamlar aratrarak, yaammz yneten zorunluluklar dizisine ilikin bilgileri arttrr. Ancak bununla kalmayarak, bize usuz bucaksz bir devinim alan salar. Sinemann bulunuundan nce meyhaneler, kent yollar, brolar ve dayal deli odalar, istasyon ve fabrikalar yaammz hibir umuda yer brakmayacak biimde kuatp boyunduruk altna alm gibiydi. Sinema ortaya kyla birlikte, bu hapishane dnyasn saniyenin onda biri uzunluundaki zaman paralarnn dinamitiyle parampara etti ve bizlere bu dnyann geni bir alana yaylan ykntlar arasnda rahata gvenilir gezilere kma olana salad. Bugn dnya zne iin daha yaknda, dokunulabilecek bir uzaklktadr. Yakn ekim mekan boyutlarn bytrken, ar ekim devinimi geni zaman paralarna yayd. Gdsel ve bilind olan ruhzmlemenin yardmyla renmemiz gibi, grsel bakmdan bilind olana ilikin bilgileri de kamera araclyla ediniriz.27

24 25 26 27

nsal OSKAY, Estetize Edilmi Yaam, Dost Yaynlar, Ankara, 1982, s. 151. Walter BENJAMIN, , a.g.m.,, s. 81. bkz. Walter BENJAMIN, a.g.m., s. 85. bkz. Walter BENJAMIN, a.g.m., s. 92-3.

136

Adorno ve Horkheimern Aydnlanmann Diyalektii, Marcusenin Tek Boyutlu nsan, Benjaminin Mekanik Yeniden retim anda Sanat Yapt gibi Frankfurt Okulu yelerinin yaptlarnda gzlenen en temel izlek bir teknoloji korkusudur. Bu korkunun yolat tarihsel karamsarlk ise olduka hakl deneysel kantlara dayanmaktadr. Bu nedenle Okulun srarla zerinde durduu ve modern kltr krizinin gstergesi olarak irdeledii eyleme olgusu pek de dsel deildir. Marxta yabanclama ve fetiizm kuramlar balamnda, Lukacsda eyleme ad altnda irdelenen olguyu Benjaminin radikal zmlemeleri, burjuva kltr endstrisinin hi de yabana atlmayacak teknolojik harikalar ve medya oyunlar iine oturtur. Benjamin sanat yaptnn teknolojik biime brnm yaratm srecini, modern kltrn krizi olarak deerlendirir. Bat adl seiin diyalektii Benjamin iin teknolojiden kaynaklanan bir kltr ve sanat krizi ile noktalanr. Mekanik yeniden retim, alg zincirinde bir kopua iaret eder. Btnsel alg paralanr. Sanat yaptnn alglan biimindeki dnm, mekanik yeniden retim araclyla zaman ve mekan anlaynn zeminini kayganlatrr, hatta kaybeder. Halenin kayboluu, tarihsel tankln ve btnsel algnn yokoluuna yol aar. Sanat nesnesinin tarihsel kaybyla yeniden retilen yapaylamadr. Sanat gibi, insan da, mekanik yeniden retim araclyla sahiciliini yitirmitir. Sanat iin mekanik yeniden retim, insan bakmndan onun eylemesi anlamna gelir. Btn dnyas eylerden oluan bir insann kendisinin de bir ey olmas doaldr.28

SONU

Onuncu blmde Frankfurt Okulunu getirdii toplumsal eletiriyi ortaya koymaya altk. Modern toplumun iktidar ilikilerinin modern ncesi toplumlardan nasl farkllatn zerinde durduk. Bu erevede zellikle Adorno ve Horkheimern gelitirdikleri kltr endstrisi kavram zerine younlatk. Modern toplumun bu aamasnda bilim felsefe ilikilerinin de bu ereveden bamsz olamayaca aktr.

KAYNAKA ADORNO, T.W. & HORKHEIMER, Max; Dialectic of Enlightenment, Verso, London, 1989. AKARSU, Bedia, ada Felsefe, Martin HEIDEGGER, Gnlk nsan ve Onlar Alan, ev: Akn Etan, MEB, stanbul, 1979. BENJAMIN, Walter, Mekanik Yeniden retim anda Sanat Eseri, Edebiyat&Eletiri, say: 2/3, 1993. ETNKAYA, Hsamettin, Pedagojik Kurumsalln Ykl Edebiyat&Eletiri, say:2/3, 1993. HELD, David, Introduction to Critical Theory, University of California Press, Berkeley and Los Angeles, 1984. JAMESON, Fredric, Late Marxism, Verso, New York, 1990. JAY, Martin, Diyalektik mgelem, ev: nsal Oskay, Ara Yaynlar, stanbul, 1989. MARCUSE, Herbert, Tek Boyutlu nsan, ev: Afar Timuin-Teoman Tundoan, May Yaynlar, stanbul, 1975. OSKAY, nsal, Estetize Edilmi Yaam, Dost Yaynlar, Ankara, 1982. UUR, Aydn, Kefedilmemi Kta, letiim Yaynlar, stanbul, 1991.

28

bkz. Hsamettin ETNKAYA, Pedagojik Kurumsalln Ykl, Edebiyat&Eletiri, say:2/3, 1993, s. 140.

137

SORULAR

1.Kltr Endstrisi kavramn aklaynz? 2.Adornonun astroloji hakkndaki grleri nelerdir? 3.Kltr endstrisi ve insann eylemesi arasnda nasl bir iliki vardr? 4. Kltr endstrisi anda bireyin konumu nedir? 5.Adorno ve Horkheimern reklamclk hakkndaki grleri nelerdir?

138

CEVAPLAR Cevap-1: Kltr Endstrisi kavram iki farkl biimde aklanabilir; birincisi, kltr ve endstri gibi birbirinden tamamen farkl iki alan tanmlar grnen iki terimin birlikte kullanlmas. Bu, bir bakma, iinde bulunulan yapnn btnselliini ne karan, btn oluturan paralarn hibirinin btnden ve dier paralardan soyutlanm bir biimde ele alnamayacan ifade eden bir tercihtir. kincisi ise, bu kavramn kitle kltr yerine kullanlmasdr. Burada ne karlmaya allan nokta, kltr endstrisi kavramnda varolan kltrn olumasnda kitlelerin sanlandan daha az katksnn olmas ve kltrn, btnn paralarn kendi iinde bulunmaya, ama btnn artlaryla bulunmaya ikna arac oluu gereidir.

Cevap-2: Adorno, astrolojiyi bile kltr endstrisinin rnlerinden biri olarak grr. Ona gre, geleneksel astroloji kurumsallam batl inantr. Astrologlar, zel durumlar hakknda hibir ey bilmedikleri insanlara otoriter tavsiyelerde bulunurlar. Sihirli otoriteleri, bir takm gnlk strateji ve taktiklerde gizlidir. Yldzlar tarafndan bahedilmi bilgiye dayanrlar. Tavsiyelerin keyfilii, bu kurgusal aklsallk ile gizlenir. Bilginin kkeni hibir zaman kiisellemez. Astroloji, kiinin kaderinin iradesinden bamsz olduu iddiasndadr ve yaamn dzenini doal olarak grr. Mutluluk iin tavsiyeleri, bastrlm istek ve gereksinimleri unutup, mesleki konumun, toplumsal hiyerarinin, aile yaamnn deimezliini kabul etmektir. Astroloji iin aklsallk, zel karlar verili toplumsal yapyla uyumlu hale getirmektir. Astroloji bir yandan bireycilii desteklerken, dier yandan bamll, status quoya, i ahlakna uyumlu olmay nerir.

Cevap-3: Kltrn endstrilemesi, endstri toplumu iinde yer alan insan tekinin de bir endstri rn gibi grlmesi, dolaysyla insann herhangi bir nesne haline gelmesi, yani eylemesi sonucunu dourur. zellikle olgun dneminde Frankfurt Okulu, kltr endstrisinin, insan gemi dnemlerdeki egemenlik yntemlerine ve pratiklerine oranla ok daha ince ve etkin yntem ve pratiklerle egemenlik altnda tuttuunu dnmeye balamtr. Evrensel olan (toplumsal sistem) ile tikel olan arasndaki aslsz uyum, bu uyumun kurban durumundaki kesimde edilginlemi bir benimsemenin oluturulmasnda etkin bir ara olaca iin, toplumsal elikilerin aka grlebildii duruma oranla ok daha insanlk ddr.

Cevap-4: Kltr endstrisi anda birey bir yanlsamadr. Ancak bunun tek nedeni retim aralarnn standartlamas deildir. Bireye yalnz ve yalnzca genel ile mutlak zdelemesini sorgulamad koulunda tahamml edilmektedir. Birey artk sahte-bireydir. Birey, birey gibi grnendir. Modern birey, srekli yeniden retilen bir rndr. Benjaminin sanat yapt iin vurgulad halenin kaybolmas nitelemesi aslnda modern birey iin de geerlidir. nsann da halesi yoktur artk.

Cevap-5: Adorno ve Horkheimera gre, rekabeti bir toplumda, reklamcln toplumsal bir ilevi vardr. Tketiciyi pazar konusunda bilgilendirir. Seimi kolaylatrr ve tannmayan, fakat verimli bir reticinin pazarda yerini alabilmesini salar. Reklam zaman kaybettirmez, aksine kazandrr. Serbest pazar dneminin sonuna yaklatmz gnmzde, sistemi kontrol edenler reklamlarn arkasna saklanr. Reklam yoluyla tketicinin byk gruplarla olan ba glenir. Reklamclk bugn artk negatif bir ilke, engelleyici bir ara haline gelmitir. Onun damgasn tamayan her rn ekonomik olarak phelidir. Reklamclk ve kltr endstrisi, teknik

139

ve ekonomik olarak i ie gemitir. Her ikisinde de ayn rn, pek ok farkl yerde grlebilmekte ve ayn eyin mekanik tekrar, bir propaganda slogan ilevini grmektedir. Her ikisinde de, etkili olmak iin zorlayc talep, teknolojiyi, insanlar maniple etme sreci olarak bir sahte-teknolojiye dntrmektedir.

140

11. Blm e-Ders Kitap Blm

141

ZET

On birinci dersimizde Habermasn rehberliinde modern sosyolojinin kurucu babalarndan Weberin dnceleri zerinde duracaz. Bu erevede ncelikle Weberin sosyoloji anlaynn olumasndan neli bir etkisi olan Rickertin anlayn ele alacaz. Ardndan Weberin bilgikuramsal tutumuna ve yntembilimsel nceliklerine younlaacaz. Son olarak da Habermasn Weberin yaklamlarna ynelik eletirilerini tartacaz.

11. ELETREL TEOR I: HABERMAS VE WEBER ELETRS

11.1. Webere Etkisiyle Rickert

Rickert, kesin bir yntembilimsel yolla doal ve kltrel bilimler arasndaki ikilii kavramaya alan ilk kiidir. Habermasa gre Rickert, Diltheyn bilgikuramsal bir stat kazandrd kltrel bilimlere yer amak iin, Kantn us eletirisinin iddialarn nomolojik bilimler alanyla snrlamtr. Rickertin abalar akn (transandantal) felsefenin snrlar iinde kalr. Grng doa olarak anlamann kategorileri yoluyla genel yasalar altnda yaplanrken, kltr bir deerler dizgesine gre olgularn ilikileri yoluyla oluur. Kltrel grng, kendine zg tarihsel anlamn bu bireyselletirici deer-ilikisiyle kazanr.1

Rickerti zm, doa bilimleri ile kltr bilimlerinin mantksal temellerinin aslnda ayn olduu grne dayanmaktadr. Rickerte gre doa bilimleri ile tarih (kltr) bilimleri arasnda kullandklar mantksal kavramlar bakmndan bir fark yoktur. Bu bilimler, olsa olsa farkl hedeflere ynelirler. Ona gre, kendisine genellik asndan baktmzda, gereklik doadr; ama bireysellik ve kendine zglk asndan baktmzda ise, gereklik tarihtir. Yani doa bilimlerinin ilgisi, konularn bir genellik tasarm altnda bilmeye yneliktir; hedefi ise, bu ilgiye bal olarak, ortaya genel yasalar koyabilmektir. Buna karlk, kltr bilimleri, konularn, bir defada olup bitmi, bir daha tekrar etmeyecek olan olgu ve olaylar kmesini kendi bireysel btnlkleri iinde kavramaktadrlar. Bu konuda doa bilimleri iin en iyi rnek fizik, kltr bilimleri iin tarih bilimidir. yleyse bilimleri mantksal temelleri bakmndan deil, ilgi ve hedefleri bakmndan genelletirici ve bireyselletirici olarak ayrmak olanakldr.2

Rickert anlama zerine temellenen bilimlerin elde edilmesini en nemli nokta olarak grr. Bu bilimler, ifade edilen tarihsel olaylarn tek, yani tekrar edemez anlamn kavrar. Bu ifade edilenler ayn zamanda kanlmaz olarak genel ve dolaysyla tekrar edebilir olana yneliktir. Rickert ite bu noktaya yeterince aklk getirememitir. Rickert kltr kavramn akn idealizm temelinde yaplandrarak ie balar. Doa kategorisi gibi, kltr kategorisi de, egemen deerler dizgesi altnda grngnn btnselliini temsil ederek, akn bir anlam kazanr. O, nesnelerin kendisi hakknda hibirey sylemez fakat nesnelerin olas kavranlarnn koullarn belirler. Bu yaplanma bir deerler dizgesinin nsel olarak pratik ustan karsanabilecei eklindeki iyimser varsayma uygun der. Fakat Rickert bu fikri hemen terketmek durumundadr. Bu deerlerin bolluu ancak tarihsel znelerin deer-ynelimli eyleminin nesnelletii kltrn gerek balamnda zlr. Kltrel bilimler nesneleriyle nceden olumu biimde iliki kurar. Deneysel olarak ileyen deer dizgelerinin kltrel anlam deer-ynelimli eylemden trer. Bu nedenle, eylemleri deerlere ynelmi znelerin akn olarak dolaymlanm baarlar, tarihsel olarak birikmi ve aktarlm deerlerin deneysel biimlerine katlm ve
1 2 Bkz. Jrgen Habermas, On the Logic of Social Science, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1989, s. 3. Bkz. Doan zlem, Max Weberde Bilim ve Sosyoloji, Ara, stanbul, 1990, s. 34.

142

orada korunmutur. Tarihle birlikte, tarihsel znelerin eylemi yoluyla akn bilincin bir gesinin nesnelletii bilimin nesne alanna yeni bir boyut katlr. Rickert, bu anlamn tarihsel olarak gerek balamlarnn nesnellii ile akn olmas gereken kavram arasnda bir denge kurmaya alr. Fakat bu kavram sadece bo yere zlmeye allan olgu ve deer, deneysel varlk ve akn geerlilik, doa ve kltr arasndaki kat ayrma bir rnek oluturur.3

Rickerte gre, gereklik aslnda usddr. O, zgl, bireysel bir olgular ve olaylar kaosudur. Ussal olan, gereklik deil, gereklik hakkndaki bilgimizdir. rnein doal gereklikte hibir nesne, olgu, olay veya sre, bir baka nesne, olgu, olay veya srece zde deildir. Ksacas, gereklik bir tekillikler, bireysellikler yndr. Gereklikte homojenite yoktur. Gereklik bir heterojenlikler alandr. Gereklikte her ey, dierine gre bakadr. Rickert buna gerek olan hereyin heterojenlii adn verir. ite gerekliin bu ayr trdenlii, naslsa yle, kavramlar iine tanamaz. Bu nedenle, bilimin yapt gerekliin kavramlar araclyla yeniden kurulmasndan baka bir ey deildir. Ussal olan, ite bu yeniden kurma edimi olmaktadr. Bir baka deyile, bilgi ve bilimsel bilgi, usd gerekliin ussal ilemler altnda kavranmasnn rnleridir.

Gerek olan bireysel, tekil ve zgl olandr. Ama tekil, bireysel ve zgl olana genel kavramlarla ulalamaz. Genel olan ile bireysel olan, kavramlarla yneldikleri gereklik arasnda, bu nedenle asla alamayacak olan bir uurum vardr. Pratikte doa bilimlerinin sonularndan yaralanlr ve yaama evremizi bu sonulara gre dzenleriz. Dnyay genelletirmelere bavurarak kendimiz iin ussal yoldan yalnlatramasaydk, ona egemen olamazdk. Ama kendisine egemen olduumuz dnya, plak bireysellikler okluu olarak dnya deil, bizim ussallatrma yoluyla kavradmz dnyadr.4

Bir doktor hastasna genel hastalk kavram altnda bakar, onun tehis iin bir genelletirmeye gereksinimi vardr. Ama br yandan, usta doktorlar, gerekte genel olarak hastalk deil, hasta bireyler olduunu iyi bilirler. Bu durumda doktorun bireyselletirmeye de gereksinimi doar ki, doa bilimi artk bu durumda o doktora bir ey retemez. Doa bilimlerinde kavram kurmann snrlar, kendi zgllk ve tekillii iindeki gereklik karsnda belirlenebilir. Bu adan bakldnda, Rickertin benzetmesiyle, doa bilimleri, gereklie konfeksiyon giysiler giydirirler. Bu nedenle, oras buras sarkmayan hibir genelletirme yoktur.5 Rickertin bu yaklamyla Habermasn psikanalizi yntembilimsel anlamdaki deerlendirii arasndaki benzerlik ilgi ekicidir.

Rickerte gre, doa bilimlerini fiziksel ve psiik gereklikleri ele almalar bakmndan kendi iinde iki byk gruba ayrmak olanakldr. Yani psiik olgular doal olgular iinde yer alrlar. Dolaysyla psikoloji, tpk fizik gibi genelletirici bir deneysel bilimdir ve psiik yaama doa yasalar altnda eilir. Kltr bilimlerini doa bilimlerinden ayran yn, bu bilimlerin yasalar zerine kurulamayan bilim olmalardr. Kltr bilimlerinde bireysel kavram kurmadan deil, z gerei genel olan kavramlar, bireyselletirici ilgi ve hedefler altnda kullanmaktan szedilebilir. Doa bilimleri de kltr bilimleri de, mantksal temelleri bakmndan ayn konumdadr. Onlar ayran ilgileri ve hedeflerinin ve bu ilgi ve hedeflere bal olarak gelitirdikleri kavram kurma yntemlerinin farklldr. Windelbandn doa bilimlerini nomotetik (yasa ortaya koyucu) ve kltr bilimlerini idiografik (tekil ve bir defalk olan kavrayc) bilimler olarak ayrmas dorudur. Doay konu edinen bilimlerin tmyle genelletirici olmalar da zorunlu deildir. Bunun gibi, kltr bilimlerinin de tmyle bireyselletirici olmalar gerekmez. rnein toplumbilim bir genelletirici bilimdir, ama bir doa bilimi deildir. O halde, ne genelletirme doa bilimlerinin, ne de bireyselletirme kltr bilimlerinin tekelindedir. Burada olsa olsa, doa bilimlerinin baatlkla genelletirici, kltr bilimlerinin baatlkla bireyselletirici
3 4 5 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 5. Bkz. Doan zlem, age, s. 39. Bkz. Doan zlem, age, s. 40.

143

olduklar sylenebilir.6

11.2 Weberin Yntemi

Webere gre, deer ve fikirlerini bilimsel aklamalarna temel yapmak isteyen kii, bilim yapm olmaz. Bu bysn yitirmi, ussal bir imgelem ile tek tek kiisel bilinlerde yer etmi olan dnyada, yksek ilkelere bal gr alarn ussal zmlemelerin karsna koymay savunmak isteyen kii, ansn bilimden baka bir yerde aramaldr. Weberin bilime deer yarglarnn sokulmamas konusundaki bu tavr, olgu ile deer arasndaki kartlkla ilgilidir. nk bilim olan ile ilgilenir; oysa her tr deer ve fikir, her tr ahlaksal, dinsel, politik inan veya yarglar, bir gereklilik nerisi tadklarndan olmas gereken ile ilgilidir. Bilim vaaz veremez. Grmek isteyen a gider; vaaz dinlemek isteyen ise kiliseye.7

Rickert, kendi zmlemeleri sonunda, genelletirici kltr biliminin Comte toplumbilimi rneine gre kurulamayacan, onun ancak bir genelgeer deerler dizgesini temel kabul eden bir kltr felsefesi olabileceini belirtmiti. Weber, bu Rickerti vargnn ilk blmn onaylamakla birlikte, ikinci blmne iddetle itiraz edecektir. Weber, Rickertin bir temel dncesini, kltr alannda olgulara ancak deer ilikisi veya deere-ilikinlik yoluyla nfuz edilebilecei savn tamamen benimser. Weber iin de, bir tarihsel dneme ait deer yarglar, yalnzca o dnem iin geerli olmak zere bir deerler a meydana getirirler. Bu taktirde yaplacak olan ey, o tarihsel dnemin olgularna, yine o tarihsel dneme damgasn basan deerlerin oluturduu bir ereveden bakmak, bunlar bu deer erevesi altnda anlamaktr. Webere gre, bilimsel dzeyde kalnd srece yaplmas gereken ey, bir toplum iinde belirli bir deere yklenen anlamlar, yani deiik deer yarglarn, bireylerin bu deerle ilgili kiisel ve znel tutumlarnn birer sonucu olarak grebilmektir. Bir baka deyile, deer yargs, bilimsel adan, bireylerin deerlere ykledikleri znel anlam olarak ele alnmaldr. Deer erevesine bal bir seim, Webere gre, bilim adamnn kendi deer yarglarn paranteze alarak deneysel kayglarla yapaca bir seimdir. Deer erevesine bal bir seim yaplrken bir dnya grne, Rickertin nerdii trden bir deerler dizgesine bavurulamayacana, tam tersine bilim adam bu konuda kendi deer yarglarn paranteze alacana gre, seimini ynlendirecek bir ilke aslnda yoktur. Weber, gerekten de, kltr bilimcisini, konusunu semekte tamamen zgr brakmaktadr. Zaten Weberin bilim kuramnn varolusal temellerinden biri, onun zellikle kltr bilimleri iin varsayd bu zgrlktr. Webere gre, tm gemiin ve tm toplumun nesnel bir bilimi olamaz. Herhangi bir kltr bilimi, znel bir seimden hareketle, ancak paral ve ksmi bir nesnellie ulaabilir. Aslnda ksmi nesnellik, yalnzca kltr bilimleri iin deil, doa bilimleri iin de sz konusudur. nk Webere gre, tm bilimsel bilgi, grnglerin sonsuzluunun sonlu bir kesitinin tek bana anlaml olduu hakkndaki bir varsayma dayanr.8

Weberin, Comte toplumbilimine ve genellikle pozitivizme ynelttii eletiriler ylece toparlanabilir:

i. Weber, bilgikuramsal adan, pozitivizmin naif bir deneycilik, naif bir bilgikuramsal realizm, bir bilgi realizmi olduu ve bir dogmatik naturalizme dayand hakkndaki Rickerti eletirilere tamamen katlr ve Kant gelenee bal olarak, bilme yetisi ile bilgi ieriini, anlk ile duyumu, us ile deneyi, mantk ile gereklii birbirinden ayrr ve bilgi olayn, Rickertin sk sk vurgulad gibi, deneyin mantksal biimler altnda ekillenmesi olay olarak grr. ii. Bilim kuram asndan Weber, tarihsel/toplumsal/kltrel gerekliin, pozitivizmin yapmak istedii
6 7 8 Bkz. Doan zlem, age, s. 42. Bkz. Doan zlem, age, s. 65. Bkz. Doan zlem, age, s. 77.

144

gibi, gitgide insanln tm geliim tarihi iin konumlanm yasalar altnda tmdengelimsel bir aklamann konusu yaplamayaca grndedir. Doa bilimlerini rnek alan pozitivist teki bilim anlay, kltr gerekliinin zglln kavramaktan uzak, indirgemeci bir anlaytr. Oysa Weber, genelletirici bir bilim olarak toplumbilimi temellendirmek istese bile, onun iin tm kltr bilimlerinin bilgi hedefi, her eyden nce tarihsel teklii yakalamaktr. iii. Tarih felsefesi, genel toplum ve tarih anlay asndan Weber, pozitivizmin tarihsel evrimcilik olarak adlandrlabilecek grne de iddetle kar kar. Comteun hal yasas, kltr bilimlerine zorlama bir yasallk tama abasndan baka bir ey olmad gibi, ncelikle de, insanlk tarihi asndan yanltcdr. ann en geni tarih bilgisine sahip kiisi olarak Weber, tarihte, dnemlerin birbirlerini bir geliim izgisi dorultusunda ilerleyen bir biimde izledii, insanln, teolojik, metafizik ve pozitif evrelerden getii hakknda hibir genelgeer tantn ortaya konulamayacan ifade eder.9

Weber, pozitivizmi eletirmesine ramen, pozitivizmin yorumbilgisi ile badaabileceini ne srmtr. Pozitivist bir nesnellik anlayn benimsemeyen Weber, radikal bir znellie dmemek iin tarihsel bilimler kapsamna ald toplumsal aratrmalarn, znel k noktalarna ramen, nesnelliklerini koruyabileceklerini savunmutur. Baka bir deyile tarihsel bilimlerde aratrma konusunun oluturulabilmesi deer-ilgili bir seime dayanmaktadr, fakat bu znel seime ramen tarihsel bilimler nesnel olabilirler. Webere gre aratrmacnn znel, hatta, rastgele bir seim yapmadan, aratraca konuyu saptamas olanak ddr. nk kltrel dnya sonsuz gerekliklerden olumutur. Aratrmac neyi, nasl aratracan nceden deer-ilgili bir seimle saptamak zorundadr. Webere gre tarihsel bilimlerin konusu, doal olaylardan farkl olarak, kltrel bir temele dayand iin toplumsal aratrmalarn, doa bilimlerinde olduu gibi evrensel yasalar retmeleri beklenemez. Tarihsel olaylar tekil ve biricik olaylardr. Fakat biricik nitelikte olmalar nedensel bir aklamaya engel deildir. Tarihsel olaylar hem yorumlayc hem de nedensel bir biimde aklanabilir. Bir olayn kltrel boyutu kadar nedensel boyutu da nemlidir. Tarihsel bir olayn aklanmas, hem o olay douran nesnel nedenlerin hem de olay oluturan znel anlamn aratrlmasna baldr. Tarihselnedensel aklamalar ayn zamanda anlam dzeyinde de yeterli olmaldrlar. zetle, tarihsel bir olay hem dardan nedensellik ilikileri iinde hem de ierden kltrel balam iinde aklanabilir.10

Grld gibi, Weberi pozitivizme balayan bir yn de vardr. Weber, pozitivizmin bilimde nesnelliin ancak deneysel olgulara dayanlarak ve yine onlara dnlp snanarak salanabilecei hakkndaki grn de itenlikle benimser. Bu, Weberin kltr bilimleri iin daha da zel bir vurguyla sk sk tekrarlad bilimde olgusal denetlenebilirlik ilkesinin de dayanadr. Weber iin, kltr bilimleri de, bilim stats kazanmak istiyorsa, nermelerini deneysel yoldan denetlenebilir ekilde ortaya koymak zorundadr.

Bu noktada Weberin zm ideal tiplerdir. Bu iki yaklam arasndaki gerilimi Weber ideal tipler formlyle zer. Weberci bilgikuramnn z u tmceyle zetlenebilir: Gerek nedensel ilikileri zebilmek iin gerek olmayanlarn kurarz. Bilim gerekliin ne bir kopyasdr, ne de olabilir. nk gereklik sonsuzdur. Oysa bilim yalnzca para para bilgilerle desteklenen kavramlarn bir araya getirilmesidir. Gerekte her kavram, gerekliin sadece bir grnn anlayabilmekle snrldr ve gerekliin sonsuz byklyle karlatrldnda btn bu kavramlarn toplam da snrldr. Bylelikle bilinmeyen ve bilinemeyen de daima kanlmaz olacaktr. Dahas gereklik bilgisi de kavramlarn yapt bir dntrmeyle gerekleir. Dier bir deyile, bilinen gereklik her zaman, kavramlarn soyut olarak yeniden yaplandrd bir gerekliktir. Webere gre ideal tip, toplumsal bilimlerde bu zihinsel yaplandrmalardan biridir ve gereklie olas en kesin yaklama izin verir, ama hep gerekliin bir ya da birka grntsyle snrldr.11
9 Bkz. Doan zlem, age, s. 78. 10 Bkz. lkay Sunar, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart, 1986, s. 22. 11 Bkz. Julien Freund, Max Weber Zamannda Alman Sosyolojisi, ev: K. Tuncer, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Tom Bottomore&Robert Nisbet (derleyenler), Verso, Ankara, 1990, s. 185.

145

Sezar anlamak iin Sezar olmaya gerek yoktur. O halde anlama, kaynan, yaanmla dayal olarak, bireysel deil, bireyler aras bir ortak doada bulmaktadr. Baka bir gezegenden gelen canllarn bizi anlamas olanakszdr. nk onlar bizim gerekletirdiimiz bu ortak doann iinden gelmemektedirler. Webere gre, deneysel kald srece, toplumbilimin ynelebilecei, dorudan ele alabilecei nesne, gzlemlenebilir insan eylemidir. Toplumbilim, toplumsal eylemleri yorumlayarak anlamak ve bu eylemleri kendi sre ve etkileri ierisinde nedensel olarak aklamak isteyen bir bilimdir. Eylem, eyleyen veya eyleyenlerin, bu eyleme znel bir anlamla bal olduklar srece, insani bir durumu ifade eder. yleyse bir eylemin belirleyicisi, ynlendiricisi olan ey, eylemde bulunan insann kendisine balanm olduu bir znel anlamdr. yle ki, bu insann eylemine bir duygu, bir gelenek, ussal bir ama, bir deer yn vermektedir ve deneysel olarak bireyin eyleminden yola kmas gereken toplumbilim iin, bu ynlendiriciler, bu neden ve motifler, yalnzca birey asndan grlmesi gereken bir znel anlam tarlar. ite, deneysel bir temele gereksinimi olan toplumbilim, bireyin eylemini ynlendiren bu znel anlam ortaya karmakla ve onu bireyin eyleminin nedeni olarak aklamakla grevlidir. nk Webere gre, znel bir durum olarak anlalmaya elverili bir eylem, bize, yalnz bir veya daha ok sayda da olsalar, tek tek kiilerin durumu olarak verilir.12

Weber, herhangi bir zelletirilmi bilgi aracnn yardmyla kiiliin psikolojik bir zmlemesini nermez. Tersine o, nesnel olarak varolan durumlarn kendi nomolojik bilmemiz yardmyla zmlenmesini nerir. Nomolojik bilme, Weberde, yaam deneyiminden veya yaanmlktan karlm olan kaynan bireyleraras bir ortak doada bulan bir bilme tarzdr. Bu bakmdan toplumbilimi ilgilendiren, bireyin toplumsal eylemini etkileyen, bu eylemi motive eden kltrel anlam, yine, kaynan bu bireyleraras ortak doada bulan, Weberin sk sk toplumsal anlama adn da verdii byle bir nomolojik bilme yardmyla ortaya karmaktr.13

Doa bilimlerinin bilgi ideali zaman-st bir gereklie sahip yasalar bulmaktr. Oysa kltr bilimlerinin ilgilendii gereklik, tmyle kltrel renk tayan bir gerekliktir. Bu yzden kltr bilimlerinde bilgi ideali, zaman-st bir yasa bilgisi elde etmek olamaz. Tam tersine, kltr bilimlerinde bilgi ilgisi, ancak, zaman iinde oluan, yani tarihsel/bireysel olan, durmadan deien ve devinen eyin, Weberin szleriyle akp giden eyin hakikatine ynelik olabilir.14

Webere gre, anlam iki trl olabilir. Terim, nce belli bir etkinlikte bulunan kiinin somut durumunda znel olarak amalad anlam veya byle bir kiiler topluluunca ortalama ya da yaklak olarak gzetildii dnlebilecek olan anlam anlatr. ikinci olarak da, belli bir etkinlik trn yapan varsaymsal edimciye ya da edimcilere balanabilecek znel anlamn kurumsal olarak alglanan ar rneini anlatr. Hi bir durumda da, ne nesnel olarak ne de metafizik adan doru anlam demek deildir. ite, Weber iin, toplumbilim ve tarih gibi grgl etkinlik bilimlerini, hukuk, mantk, ahlak ve estetik gibi aratrma nesnelerinin doru ve geerli anlamn aratran btn dogma bilimlerinden ayran da budur.15

Webere gre anlamann iki temel kayna ve tr vardr:

Anlamada aklk ve kesinlik ya ussal bir nitelikte olur -ki, bu da mantksal ve matematiksel olmak zere iki biimde belirir-, ya da eduyum yoluyla kendi-yayormu gibi tasarlama, demek ki duygusal ya da estetik ve
12 13 14 15 Doan zlem, age, s. 99. Bkz. Doan zlem, age, s. 101. Bkz. Doan zlem, age, s. 109. Bkz. Max Weber, Toplumsal ve Ekonomik rgtlenme Kuram, ev: . Ozankaya, mge, Ankara, 1995, s. 12.

146

deerlendirici bir nitelikte belirir. Etkinlik alannda, hereyden nce bu etkinliin geleri amalanan anlamlar erevesinde tam bir zihinsel aklkla kavranmsa, ussal aklk ve kesinlik var demektir. Duyumsanm ya da deerlendirici aklk ise, etkinliin iinde yer ald duygusal balam, duyumsal katlm yoluyla (tasarmda yeniden yaayarak, das Nacherlebte) gereince kavrandnda elde edilir.16

Bu noktada Weberin anlamasnn yorumbilgisel anlamadan farkll aktr. Weberci anlama, bir anlamda, pozitivizmle yorumbilgisi arasnda bir birlik noktasn ifade eder. Bir olayn anlamna getirilen yorumun doruluunu kantlayabilme bakmndan insann kendisini tasarmsal olarak bir etkinlii yapann yerine koyabilmesi ve bylece onun deneyimlerine duyumsama yoluyla katlabilmesi ok nemli olmakla birlikte, bu anlaml yorumlama iin zorunlu bir koul deildir.17

Btn bu durumlarda anlama, aadaki balamlardan birinde anlam ya da anlam btnln yorumlama yoluyla kavramak demektir:

i. somut bireysel etkinliin gerekten kastedilen anlam ii. gerekten kastedilen anlamn ortalama ya da yaklak bir biimi iii. belli bir sklkla grlen bir olayn bilimsel olarak ortaya konmu ar rneini (ideal tip) belirten anlam.18

Toplumbilimsel yntem, Weber iin, tm bunlarn nda, nedensel anlamac, yorumlamac, karlatrmac bir yntemdir.

Toplumbilim, rnek (tip) kavramlar gelitirir ve inceledii konunun oluumundaki genel kuralllklar ortaya karmay amalar. Onu, kltrel adan nemli bireysel edimlerin, yaplarn ve kiiliklerin zmlemesini yapp nedenlerini ortaya koymay amalayan tarihten ayrdeden zellik budur. Toplumbilime zg kavramlarn gelitirilmesinde kullanlan gereler, tarihin bak alar iin de nemli olan insan etkinliklerinin gerekleridir. Toplumbilim de, kavramlar gelitirir ve onlarn arkasndaki kuralllklar (dzenlilikleri) ortaya karmaya alrken, her eyden nce kltrel adan nemli olaylarn tarihsel nedenlerini bulmaya katkda bulunabilmek amacndadr. Genellemelere ynelen her bilimde olduu gibi, toplumbilimin soyutlamalar da, kavramlarnn, tarihsel nitelikteki somut gereklie oranla, ister istemez bir lde bo kalmasna yol amaktadr. Bu elverisiz durumu gidermek zere, toplumbilimsel zmleme, kulland kavramlarn duyarllk (anlam belirlilii) dzeyini ykseltebilir. Bu ise, toplumbilimde kavram oluturma ileminin amalad zere, elden gelen en yksek lde anlam-uygunluuna ulamakla salanr.19

Weber, toplumsal eylemi de bu dorultuda u drt biimde belirler:

i. Ama-ussal (Zweckrational) olacak biimde, d dnyadaki nesnelerin ya da baka insanlarn davranlarna ilikin beklentiler, iyice dnlp tanlm zel amalara ussal olarak ulamak iin koul ya da ara gibi kullanarak.
16 17 18 19 Bkz. Max Weber, age, s. 14. Bkz. Max Weber, age, s. 13. Bkz. Max Weber, age, s. 21. Bkz. Max Weber, age, s. 21.

147

ii. Deer-ussal (wertrational) olacak biimde, kendi bana, baka deyile dourduu sonutan bamsz olarak deer tayan belli bir davrann saltk bir isel deer -ahlaksal, estetik, dinsel ya da baka niteliktetadna inanlarak. iii. Somut tutku ve duygularn etkisinde duygusal olarak ve zellikle de heyecanlarla. iv. Geleneksel olarak, baka deyile uzun sreler uygulanp alkanlk durumuna gelerek.20

Weberin bilgikuramsal yaklamna paralel olarak yntembilime katks da ksaca yle toparlanabilir:

i. Weber yorumlayc yntemi getirdi. Hatta baz toplumbilim tarihileri buna yorumlayc toplumbilim adn verirler. Bu terimin pek ok yanl anlamaya neden olmasndan tr Weberin bu sorun konusundaki dncesini aka belirtmek gerekir. Weber, yorumlayc yntemi hatta aklamayla anlama arasndaki ayrm icat etmi deildir. Ondan nce Droysen bunu tarihe uygulamaya alm, Dilthey da kltr bilimlerinin genel yntembiliminde bunu kilometre ta yapmt. Weberin deeri, bu yntemi kavramsal olarak ve daha kesin bir biimde irdeleyerek toplumbilime uygulam olmasndadr. Doa bilimcilerin aksine bir toplumbilimci duraan madde zerinde aratrma yapmaz. Onun yerine toplumsal ilikileri ve bir etkinlii zmler. Bu ilikiler ve etkinlikler ise koullarn srekli gelimesiyle her zaman evrim gren toplumsal davran biimleridir. insan etkinlii hibir zaman bitmeyeceine gre edilgin bir nesne de deildir. O halde, toplumsal ilikileri reten insan etkinlikleri doal olgularda yeri olmayan bir niteliin, anlamn etkisi altndadrlar. Toplumsal davranmak, bir taraftan bir takm amalar dnlerek yaratlm kurumlarn, adetlerin, kurallarn ve yasalarn zerinde uyuma salanm balamnda yer almak; te yandan kendine bu etkinlii hakl karacak bir ama ya da hedef vermek, ve son olarak da etkinliin gds olarak baz deerlere, zlemlere ya da ideallere yaslanmak demektir. Anlam, bu dzeyin hepsinde bir rol stlenir. Gerekten de insanolu bu anlamalar yaratr yaratmaz onlara ortaklaalk adna anlam da verir, bunun nedeni ise, insanlarn birarada varoluunu olas en yksek dzeyde bir uyuma sokabilmektir. Kendine bir hedef semek, etkinlii belli bir yne ekmek demektir; ki eer baka bir hedef seilseydi bu yn de farkl olacakt. Sonu olarak, her toplumsal eylemcinin eitli ve ounlukla atan deer ve ideallere itibar etmesi, kiinin davranna bir anlam yklemesi demektir ki, bu Weberin deyimiyle znel ynelim adn alr. Toplarsak, toplumsal bir iliki ya da etkinlik, deiik bireysel ya da kolektif anlamlarn bir bileimidir.21

Doal devinimsiz olgular nedensel aklamalarla izah edilebilir. Toplumsal olgular anlamak iin fazladan bir aba sarfedilmesi gerekir, nk onlarn nedenini aklayabilmek iin gdlerini de anlamak gerekir. Bu da insann edimde bulunmasna yol aan nedenler ve peinde olduu hedeflerdir. Her etkinliin, aklamayla ortaya konulamayan iyi ya da kt bir amac vardr. Webere gre, bu etkinliin anlamn aydnla kavuturmakta kullanlacak en iyi yntem, anlamaya ynelik yntemdir.22

En byk yanl anlama da, Webere aklama ve anlamann tmyle zerk hatta kart yntemler olduu fikrini yklemekle yaplmtr. Oysa o, bunlarn tamamlayc olduunu, yakn, hatta ayn zamanda kullanlabileceini tekrar tekrar sylemekten hi bkmamtr. Bu yolla, o, onlar sk sk ayn aratrma projesinde bir arada, ya yorumlayc aklama ya da aklayc yorumlama olarak birletirir. Ayn biimde, anlamann, nedensel ilikilerin ayn zamanda anlaml ilikilere dnmesini olanakl kldn da syler. Gerek udur ki, toplumbilimde bilgimiz sadece toplumsal bir iliki iin yalnzca nedensel bir aklamaya sahip olmayp, onun anlamna ilikin bir anlaya da kavutuumuzda tamamlanr. Bu da onun gdleri veya nedenleri ve amacdr. Belki de Weberin Habermas en youn biimde etkiledii nokta burasdr.
20 21 22 Bkz. Doan zlem, age, s. 150. Bkz. Julien Freund, age, s. 180-81. Bkz. Julien Freund, age, s. 182.

148

ii. Weberin yntembilime yapt dier bir katk, Paretoyla birlikte nde gelen kuramclarndan olduu, nedensel oulculuk kavramdr. Bu onun anlamaya ynelik yntemini tamamlar ve mekanik ve tek tarafl nedensellik modelini yetersiz olduu iin reddeder. ilk olarak, insan etkinliinde neden ve sonucun yer deitirebileceini belirtir. Bunun nedeni yalnzca, bir kere ulaldktan sonra bir hedefin yeni bir giriimin nedeni olabilmesi deil, ayn zamanda her snanm yolun, kendini, greli baarsndan tr ngrlmemi yeni bir etkinliin nedenine dntrebilmesidir. Dorusunu sylemek gerekirse, bugn bylesi bir gzlem sradan grnmektedir, ama Weberin zamannda durum olduka farkldr. Belki de bizler bilinsiz olarak, ona, bilgikuramnda btn vurguyu mekanik nedensellie veren ve amalara hi itibar etmeyen bilimcilie kar kt iin sayg duyuyoruz. Zamanndaki egemen dnceler gznne alndnda, Weberin konumunun zellikle stn olduu grlr. Nedensellii yeterli sebep sayan geleneksel dnceye kar kar. Herhangi bir anda, tanmlanabilecek koullar altnda saptanabilecek bir sonu dncesine kar kmakla kalmaz, herhangi bir sonucun kkeninin hesaba gelmez sonsuzlukta yattn da syler.23

11.3. Habermasn Weber Eletirisi

Habermasa gre, Max Weber, Rickert ve Cassirer gibi, doal ve kltrel bilimler arasndaki ilikilere bilgikuramsal bir adan ynelmemitir. O dnemde yeni yeni gelien tinbilimlerinin, saf usun eletirisinin tarihsel usa doru genilemesi zerindeki izdmleriyle ilgilenmemitir. Diltheydan beri sregelen bu felsefi aratrmann, sadece kendi aratrma pratiini aydnlatmak iin gerekli olan ynyle ilgilenmitir. Yeni toplumsal bilimleri, dizgesel ierikli kltrel bilimler olarak kavramsallatrmtr. Aka bunlar, filozoflarn kart trdeki bilimlerde bulduklar yntembilimsel ilkeleri biraraya getirmektedir. Toplumsal bilimlerin, doal ve kltrel bilimlerin heterojen yntem, ama ve nermelerini belirli bir dengeye getirme grevi vardr. Hereyden nce Weber, aklama (Erklaren) ve anlamay (Verstehen) biraraya getirmeye almtr. Ancak, aklama ve anlama arasndaki ilikiler bal olduumuz yntem, ama ve nermelere bal olarak farkl kurallar ierirler. Weberin karmak bilim felsefesi bu ayrmlar netletike anlalr hale gelir.24

Weberin Ekonomi ve Toplumun (Toplumsal ve Ekonomik rgtlenme Kuram) ilk paragrafnda verdii toplumbilim tanm yledir: Toplumbilim toplumsal eylemin yorumcu anlamasyla ve bu yolla da onun kapsamnn ve sonularnn nedensel aklamasyla ilgilenen bir bilimdir. Bu tmceyi genel toplumsal eylem kuramlarnn nasl mmkn olduklar sorusuna bir yant olarak grebiliriz. Genel kuramlar bize deneysel dzenliliklerden aklama amacna hizmet eden hipotezler eklinde varsaymlar tretmede yardmc olur. Ayn zamanda ve doal srece aykr olarak, toplumsal eylemin dzenlilikleri anlalabilir olma zelliini tar. Toplumsal eylem, anlam yeniden yaplandrarak kavradmz ynelimsel eylem snfna dahildir. Toplumsal olgular motivasyonlar asndan anlalabilir. Elbette, verili koullarda toplumsal davrann optimal ussall, yasa-benzeri ilikilerin varlnn bir kant deildir. Bylesine bir hipotez, motivasyon asndan bir yorumun usa uygunluundan bamsz bir ekilde de kantlanmak zorundadr. Yani, aklama ve anlamann mantksal ilikisi, hipotez ve deneysel dorulama arasndaki genel ilikiye indirgenebilir. Anlama yoluyla, ussal olarak kovalanm bir hedefi, gzlemlenmi bir davran iin yeterli motivasyon olarak araya sokabiliriz. Fakat yalnzca verili koullar altnda oluan bir davransal dzenlilik varsaym deneysel olarak doruland zaman motivasyonu anlamamzn toplumsal eylemi aklamaya yolatn syleyebiliriz.

Bu mantksal iliki, Habermasa gre, Weberin yntembilimsel ncelii neden ama-ussal eyleme verdiini de aklar. Kural olarak, yorum biiminde ortaya konmu hedef, varsaylm niyet yalnzca hedef eylem iin olgusal olarak yeterli bir ynelme salyorsa, deneysel olarak ikna edici bir aklamaya yolaabilir. Ekonomi
23 24 Bkz. Julien Freund, age, s. 183. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 10.

149

gibi, yalnzca bu eylemi kabul eden kuramlar normatif-zmleyici bir ekilde ilerler. Bunlar yalnzca toplumsal srelerin ama-ussalln yntembilimsel ilkelere uygun dt olduka snrl deneysel hipotezlere yolaar. Sonu olarak, bu tartma kanlmaz bir biimde hedeflerine ynelik olarak us-d fakat anlalabilir eylemler hakknda dizgesel varsaymlar oluturmann nasl mmkn olduu sorusuna ynelir. Yalnzca bu tr kuramlar anlama ve aklamay deneysel-zmleyici bir erevede bir araya getirebilir.25

Webere gre, yorumcu toplumbilimde, ama-ussal olmayan bir davran yalnzca bir sapma olarak deerlendirilir. Bu sorunlarn nda, toplumsal bilimlerin eylemin ynelimselliini hesaba katp katmamas gerektii sorusu gndeme gelir. Anlama sorunsal, yntembilime bal olarak, eer yasa-benzeri dzenlilikleri kapsayan varsaymlar betimsel davransal deikenler arasndaki ilikilerle snrlandrlrsa zlebilir. Weber de, gelecekte aratrma zgl anlaml eylem olarak ortaya kan vurgulayan yorumlanamaz bir rneklikleri kefedebilir olaslyla hesaplar. Bu toplumsal eylemi, uygun anlamllk gereklerini yerine getirmeden aklar. Fakat Weber ilke olarak bylesi yasalar toplumsal bilimler alannn dnda tutar. Aksi takdirde, toplumsal bilimler ynelimsel eylemle ilgili olduu iin, sadece usun ve kltrn nomolojik bilimi olur.26

Habermasa gre, bilim felsefesi zerine olan denemelerinde Weber her zaman toplumsal eylemi aklamak iin kantlanm yasa-benzeri hipotezleri kullanma ve koullu ngrlerde bulunma deneysel-zmleyici grevini vurgular. Bu adan, toplumsal bilimler, tm nomolojik bilimler gibi, aralarn ussal seimi iin teknik tlere evrilebilecek bilgi verir. Onlar, hesap yoluyla yaam ynetecek tekniin bilgisini retir. Teknik olarak kullanlabilir bilgi, deneysel birrnekliklerin bilgisinde temellenir. Bu bilgi, koullu ngrler yoluyla nesnel sre zerinde teknik denetimi olas klan nedensel aklamalarn temelini oluturur. Bu ilgi-kara bal toplumsal-bilimsel bilgi, toplumsal davrann gvenilir genel kurallarn kefetme amacyla aralarn gelitirmek ve uygulamak zorundadr. Bylesine bir zmleme, eldeki konumunda talep ettii gibi, toplumsal eylemin anlamnn anlalmasyla dolaymlanabilir. En azndan, znel anlam anlama niyeti, yolu toplumsal olgulara amadan daha fazla i grebilir. Bunlar ancak zmleme, hazrlk aamasnn tesine ilerlediinde ve onlarn yasa-benzeri ilikilerini nedensel terimlerle kavradnda bilinebilir. Deer yarglar zerine olan tartmada Weber bylesine bir konumu benimser. Bu ise, yntembilimsel olarak, yorumbilgisinin anlamanlalmas ynelimine ikincil bir stat vermek demektir. Fakat onun baka bir bilimsel hedefi de vardr. Rickertin rencisi olarak Weber iin, bir kltrel bilim ilgi-karn deneysel dzenliliklerin aratrmasyla tketemez. Bu nedenle, Weberin yaptndaki dier balamda, kendisinden teknik tlerin kt yasabenzeri hipotezlerin tretilmesi ve snanmas aradmz bilgiye ulamayan hazrlayc bir aba olarak deerlendirilir. Bu abay ynlendiren ilgi-kar yorumbilgisel olarak tanmlanr; Bu gelerin tikel, tarihsel olarak verili ve bireysel gruplamasnn ve somut ve tek anlaml etkileiminin zmlenmesi ve ynetilmesi ve zellikle bu anlamn temelini ve doasnn anlalabilir klnmas ikinci aamadr. Bu da ancak tamamen yeni ve zerk bir balamda hazrlayc almann kullanmyla salanabilir. Bu emada, toplumsal-bilimsel bilginin gelimesi iin, nedensel-zmleyici ve yorumbilgisel yntemler srayla yer deitirirler. Fakat bu iki aamada da, bilgi yaam iin pratik deeri olan bir anlamn aklanmasyla sonlanr. Bylesine bir hedefle, anlamn anlalmasndan ok aklama sreci ikincil bir yntembilimsel statye indirgenir.27

Weber, bu elikili iki ynelimi ak bir ekilde balantlandrmaz. Bu eliik durum onun yeterince akla kavuturulmam anlam (Sinn) ve gsterim (Bedeutung)28 kategorilerinde de devam eder. Weber, toplumsal eylemin znel olarak ynelinmi anlamn yeniden yaplandran motivasyonun anlalmas ile ilerde ve olaylarda nesneleen gsterime tahsis edilen yorumbilgisel anlam-anlalmasn yeterince birbirinden ayramaz. Motivasyonun anlalmas, yorumbilgisel olarak anlalabilir olmayan yasalarn bilgisine gtren
25 26 27 28 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 11. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 12. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 13. Kavramn ayrntl bir aklamas iin bkz. mer Naci Soykan, Dil ve Felsefe, Kabalc, stanbul, 1995, s. 393.

150

bir yntembilimsel adm olarak, bir deneysel-zmleyici bilim erevesinde ierilmitir. iki eliik bilisel ynelim toplumsal bilimlerde ortaya kar. nk bilen zneler nesne alanlaryla sezgisel olarak baldrlar. Toplumsal yaama dnyas, toplumsal-bilimsel bilginin kendisi kadar ynelimsel bir yapdr. Sonuta, bu iliki kesinlikle akn felsefenin kltrel bilimler yorumu nedeniyle ortaya kmaktadr. Toplumsal srecin nomolojik bilgisi, koullu ngrlere dnebildii ve toplumsal alanlarn denetiminde kullanld gibi, yorumbilgisel olarak, bilen znelerin ve gruplarn z-anlamalarnn aklanmasna da giriebilir. Aratrmann yntembilimsel erevesi ve sonularnn uygulanmasnn pragmatik ilevi arasndaki kart iliki, yalnzca yntembilimsel yaklamlarda ykl olan bilgi-ynelimli ilgi-karlarn bilinli olmasyla akla kavuabilir. Yalnzca bu durumda, toplumsal bilimlerin ne zaman planlama ve ynetim ynelimi, ne zaman z-anlama ve aydnlanma ynelimi peinde olduu sorusuna kesin bir yant verilebilir. Weber bu hedefler arasndaki elikiyi ne akla kavuturur, ne de tamamen yok sayar. Ancak her koulda, pozitivistlerin yapt gibi, toplumsal bilimleri verili toplumsal durumlar anlalabilir klmann temeli olarak toplumsal ilikilerin anlamnn yorumlanmas grevinden koparmaz.29

Habermasa gre, aklama ve anlama arasndaki sorunlu iliki sadece toplumsal bilimlerin hedefleri ve yntemlerini deil fakat ayn zamanda onlarn bilgikuramsal n-varsaymlarn da ierir. Weber, Rickert tarafndan ortaya konmu olan deer-ilikisi kategorisini devralr ve onu mutlak akn-mantksal anlamnda kullanr. Deer-ilikisi ilk olarak bilimsel sorunlarn seiminde deil fakat kltrel bilimler aratrmasna uygun deneyim nesneleri olumasna uygulanr. Kltrel bilimci bu nesnelerle gz kapal bir iliki kurmaz. Tersine, kanlmaz olarak onlar kendi kltrel konumunun ngrd deer-ilikilerine yerletirir. Bu nedenle, yntembilimsel olarak belirleyici olan deer-ilikilerini, nsel olarak olumu nesnelerde halihazrda gereklemi olanlarla dolaymlamak zorundadr. Rickert bu dolaymn yorumbilgisel bir sorun olarak nemini farkedememitir. Weber ise bu sorunu ksmi olarak zmlemi ve ona deer-iermeme postlasyla yant vermitir. Doal bilimlerde, bir aratrmann kuramsal erevesi, aratrmann kendisinin sonucuna baldr. Ya deneysel olarak verimli olduunu kantlar ya da kullanlabilir hipotezler tretmeye katkda bulunmaz. Tersine, yntemi belirleyen deer-ilikileri kltrel bilimlerdeki aratrmadan stndr. Onlar, aratrmann sonularna gre dzeltilebilir deildir. nemli sorunlardaki deer-ilikisinin yayd k kayd zaman, kltrel bilimlerde ayn ekilde k noktalarn ve kavramsal aralarn kaydrmaya hazrlanr ve almalarna anlam ve yn verebilecek bu yldzlar izler. Deer-ilikileri yntembilimsel olarak kanlmazdr, fakat nesnel olarak balayc deildir. Toplumsal bilimler, bu yzden, temel kuramsal varsaymlarn bu tr normatif n-varsaymlara bal olduunu itiraf etmek zorundadr.

Bu konuma kart olarak, bugnk gr, tm nomolojik bilimlerde kuram oluumunun ayn kurallara bal olduu eklindedir. Deer-iermeme, betimleyici ve normatif nermelerin mantksal ayrm yoluyla salanr. Bu dar formlasyonda, deer-iermeme koulu politik deer stats kazanr ve buna gre de, bilimsel olarak kabul edilebilecek kuramlar, yalnzca temel varsaymlar yorumbilgisel aklk gerektiren her trl tarihsel n-anlamadan bamsz olanlardr. Weberin konuyu formlletirmesi tanmsal olarak reddedilir. Webere gre, yalnzca sorunlarn seimi deil, fakat ayn zamanda bu sorunlarn zmlenecei kuramsal erevenin seimi de tarihsel olarak koullanm deer-ilikilerince belirlenir.30

Sonu olarak, Habermasa gre, Weberin bilim kuramnda, yntembilim ve gnmzn toplumbilimsel bir zmlemesi arasndaki iliki kantlanabilir. Ancak, Weberin kendisi, genel olarak Yeni-Kantlarn olduu gibi, dnmden kendisini saklama anlamnda yeterince pozitivisttir.31 SONU
29 30 31 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 14. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 15. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 16.

151

On birinci dersimizde iki nemli sosyal bilimci olan Weber ile Habermas arasndaki balantlara odaklandk. Bu da bir bakma klasik teori ile ada teori arasndaki diyalogun aslnda ne kadar verimli bir alan olduunu da kantlyor. Klasik bir kuramc olarak Weberin ada bir kuramc olan etkisini, Habermasn Webere ynelik eletirilerinden bile izleyebiliyoruz. Bu da aslnda bir dnce gelenei oluturabilmenin en nemli temellerinden birini oluturuyor.

KAYNAKA

BOTTOMORE Tom & NISBET Robert (derleyenler), Julien Freund, Max Weber Zamannda Alman Sosyolojisi, ev: K. Tuncer, Sosyolojik zmlemenin Tarihi, Verso, Ankara, 1990. HABERMAS, Jrgen, On the Logic of Social Science, MIT, Cambridge, Massachusetts, 1989. SUNAR, lkay, Dn ve Toplum, Birey ve Toplum, Ankara, Mart, 1986 ZLEM, Doan, Max Weberde Bilim ve Sosyoloji, Ara, stanbul, 1990. WEBER, Max, Toplumsal ve Ekonomik rgtlenme Kuram, ev: . Ozankaya, mge, Ankara, 1995.

152

SORULAR 1.Rickerte gre, doa bilimleriyle kltr bilimleri arasnda nasl bir iliki vardr? 2. Weberin toplumbilime ve genellikle pozitivizme ynelttii eletiriler nelerdir? 3. Weber toplumsal eylemi nasl belirler? 4. Webere gre aklama ile anlama arasnda nasl bir iliki vardr? 5. Weberin nedensel oulculuk kavramn aklaynz.

153

CEVAPLAR Cevap-1. Rickerti zm, doa bilimleri ile kltr bilimlerinin mantksal temellerinin aslnda ayn olduu grne dayanmaktadr. Rickerte gre doa bilimleri ile tarih (kltr) bilimleri arasnda kullandklar mantksal kavramlar bakmndan bir fark yoktur. Bu bilimler, olsa olsa farkl hedeflere ynelirler. Ona gre, kendisine genellik asndan baktmzda, gereklik doadr; ama bireysellik ve kendine zglk asndan baktmzda ise, gereklik tarihtir. Yani doa bilimlerinin ilgisi, konularn bir genellik tasarm altnda bilmeye yneliktir; hedefi ise, bu ilgiye bal olarak, ortaya genel yasalar koyabilmektir. Buna karlk, kltr bilimleri, konularn, bir defada olup bitmi, bir daha tekrar etmeyecek olan olgu ve olaylar kmesini kendi bireysel btnlkleri iinde kavramaktadrlar. Bu konuda doa bilimleri iin en iyi rnek fizik, kltr bilimleri iin tarih bilimidir. yleyse bilimleri mantksal temelleri bakmndan deil, ilgi ve hedefleri bakmndan genelletirici ve bireyselletirici olarak ayrmak olanakldr.

Cevap-2. i. Weber, bilgikuramsal adan, pozitivizmin naif bir deneycilik, naif bir bilgikuramsal realizm, bir bilgi realizmi olduu ve bir dogmatik naturalizme dayand hakkndaki Rickerti eletirilere tamamen katlr ve Kant gelenee bal olarak, bilme yetisi ile bilgi ieriini, anlk ile duyumu, us ile deneyi, mantk ile gereklii birbirinden ayrr ve bilgi olayn, Rickertin sk sk vurgulad gibi, deneyin mantksal biimler altnda ekillenmesi olay olarak grr. ii. Bilim kuram asndan Weber, tarihsel/toplumsal/kltrel gerekliin, pozitivizmin yapmak istedii gibi, gitgide insanln tm geliim tarihi iin konumlanm yasalar altnda tmdengelimsel bir aklamann konusu yaplamayaca grndedir. Doa bilimlerini rnek alan pozitivist teki bilim anlay, kltr gerekliinin zglln kavramaktan uzak, indirgemeci bir anlaytr. Oysa Weber, genelletirici bir bilim olarak toplumbilimi temellendirmek istese bile, onun iin tm kltr bilimlerinin bilgi hedefi, her eyden nce tarihsel teklii yakalamaktr. iii. Tarih felsefesi, genel toplum ve tarih anlay asndan Weber, pozitivizmin tarihsel evrimcilik olarak adlandrlabilecek grne de iddetle kar kar. Comteun hal yasas, kltr bilimlerine zorlama bir yasallk tama abasndan baka bir ey olmad gibi, ncelikle de, insanlk tarihi asndan yanltcdr. ann en geni tarih bilgisine sahip kiisi olarak Weber, tarihte, dnemlerin birbirlerini bir geliim izgisi dorultusunda ilerleyen bir biimde izledii, insanln, teolojik, metafizik ve pozitif evrelerden getii hakknda hibir genelgeer tantn ortaya konulamayacan ifade eder.

Cevap-3: i. Ama-ussal (Zweckrational) olacak biimde, d dnyadaki nesnelerin ya da baka insanlarn davranlarna ilikin beklentiler, iyice dnlp tanlm zel amalara ussal olarak ulamak iin koul ya da ara gibi kullanarak. ii. Deer-ussal (wertrational) olacak biimde, kendi bana, baka deyile dourduu sonutan bamsz olarak deer tayan belli bir davrann saltk bir isel deer -ahlaksal, estetik, dinsel ya da baka niteliktetadna inanlarak. iii. Somut tutku ve duygularn etkisinde duygusal olarak ve zellikle de heyecanlarla. iv. Geleneksel olarak, baka deyile uzun sreler uygulanp alkanlk durumuna gelerek.

Cevap-4:

154

En byk yanl anlama da, Webere aklama ve anlamann tmyle zerk hatta kart yntemler olduu fikrini yklemekle yaplmtr. Oysa o, bunlarn tamamlayc olduunu, yakn, hatta ayn zamanda kullanlabileceini tekrar tekrar sylemekten hi bkmamtr. Bu yolla, o, onlar sk sk ayn aratrma projesinde bir arada, ya yorumlayc aklama ya da aklayc yorumlama olarak birletirir. Ayn biimde, anlamann, nedensel ilikilerin ayn zamanda anlaml ilikilere dnmesini olanakl kldn da syler. Gerek udur ki, toplumbilimde bilgimiz sadece toplumsal bir iliki iin yalnzca nedensel bir aklamaya sahip olmayp, onun anlamna ilikin bir anlaya da kavutuumuzda tamamlanr. Bu da onun gdleri veya nedenleri ve amacdr.

Cevap-5: Bu kavram onun anlamaya ynelik yntemini tamamlar ve mekanik ve tek tarafl nedensellik modelini yetersiz olduu iin reddeder. lk olarak, insan etkinliinde neden ve sonucun yer deitirebileceini belirtir. Bunun nedeni yalnzca, bir kere ulaldktan sonra bir hedefin yeni bir giriimin nedeni olabilmesi deil, ayn zamanda her snanm yolun, kendini, greli baarsndan tr ngrlmemi yeni bir etkinliin nedenine dntrebilmesidir. Dorusunu sylemek gerekirse, bugn bylesi bir gzlem sradan grnmektedir, ama Weberin zamannda durum olduka farkldr. Belki de bizler bilinsiz olarak, ona, bilgikuramnda btn vurguyu mekanik nedensellie veren ve amalara hi itibar etmeyen bilimcilie kar kt iin sayg duyuyoruz. Zamanndaki egemen dnceler gznne alndnda, Weberin konumunun zellikle stn olduu grlr. Nedensellii yeterli sebep sayan geleneksel dnceye kar kar. Herhangi bir anda, tanmlanabilecek koullar altnda saptanabilecek bir sonu dncesine kar kmakla kalmaz, herhangi bir sonucun kkeninin hesaba gelmez sonsuzlukta yattn da syler.

155

12. Blm e-Ders Kitap Blm

156

ZET

On ikinci dersimizde Eletirel Teorinin nemli isimlerinden Habermasn modern ussalla ynelttii eletirilere odaklanyoruz. Bu balamda ncelikle Habermasn Aydnlanma hakkndaki tutumunu ele alyoruz. Ardndan da Habermasn modern sosyal bilime en nemli katklarndan biri olan teknolojik ussallk eletirisi zerinde duruyoruz. Son olarak da Habermasn modern teknolojik ussallktan bir k olarak nerdii iletiimsel ussalln temellerini tartyoruz.

12. ELETREL TEOR II: HABERMAS VE MODERN USSALLIK ELETRS

12.1. Habermasn Aydnlanma Anlay

Aydnlanma btn bilgi alanlarndaki gelenek ve otoritenin iktidarna muhalefet ettiinden toplum ve onun kuruluu hakknda deimez ve geerli bilgiyi bulmak zorundayd. Bu aray Aydnlanmann, gerekliin bilgisinin sadece kendisi tarafndan elde edilebilecei inancndaki dinin yanlna dmesiyle sonuland. Bilgi yoluyla iktidar retimi ve iktidar yoluyla bilgi retimi esasnda, bilgi ve iktidar arasnda dolaysz bir iliki vardr. ngrmek iin bilmek, hkmetmek iin ngrmek dncesi, bu ilikinin Aydnlanma felsefesinde kanlmaz olduunu gstermektedir.1

Habermas iki bakmdan Aydnlanma balamna yerletirilebilir. ncelikle Aydnlanmann sonularn bir veri olarak kabul eder, Aydnlanmay usun klavuzluunda zgrleimin rgtlenmesi olarak grr. u anlamda ki, Aydnlanma znelere kendi zerine dnm yetisi vermektedir. Bylece, zne kendisini ben ve tekince kurulan momente yerletirmektedir. kincisi, Habermas Aydnlanmay bir mit olarak almay reddeder. Adorno ve Horkheimerin oka szn ettii gibi, ayn Aydnlanma, balangta dnyann mitselletirilmesine kar olduu halde, sonradan mite ve despotlarn iktidarlarnn aygtna dntrlmesine kar eletirel bir tutum taknr. Aydnlanma giderek denetlemek ve ndeyilemek zere gereklii nesnelletirmek zorunda kaldndan, balangtaki vaadini, zgrleimi ikinci derecede gerekletirilebilir bir dnce olarak almaktayd. Habermas, doay ve toplumu ynlendiren arasal usla olumu Aydnlanmann karanlk yannn da farkndadr, ama Aydnlanmann bir rn olarak ancak usun tekrar bu tarihsel grevin, yani insanl her eit vesayetten kurtarmann, stesinden gelebilecei noktasnda srar eder.2

Habermas sadece Aydnlanmann mirasyla ilgili deildir, onu demokratikletirmeye de alr. Aydnlanmann miras arasal usun kazanmlaryla byk oranda tketildiyse bile, zgrlk ve barbarlk arasndaki seim hala yaamsal bir neme sahiptir. Habermas, bilgikuramnn Aydnlanma geleneinin bir zamanlar yapt bylesi bir projeyle birlemedike anlamsz olacan iddia ettiinden, en azndan bu erevede dier eletirel dnrlerden daha politik bir damar tamaktadr.3

Habermas, Aydnlanmann kendisinin, dnya, toplum ve bilginin mitselletirilmi anlalmalarna kar ustan yana bir ar olduunun farkndadr. ada toplumsal dncede bireyleri, usla zgr toplumsal alanlar yaratmaya davet eden Habermas, kltrel olarak deneyimlenmeyeni nesnelletirecek arasal usun iddialarna kar ayn bireyleri uyarmaktadr. Ona gre, usa verilen btnselletirici ynelimin Aydnlanmann
1 2 3 Bkz. Hsamettin etinkaya, Pedagojik Kurumsalln Ykl, Edebiyat&Eletiri, say 2/3, 1993, s. 139 Bkz. Ahmet idem, Akl ve Toplumun zgrleimi, ev: Y. Aktay, Vadi, Ankara, Austos 1992, s. 20. Bkz. Ahmet idem, age, s. 21.

157

mite dnmesini kanlmaz kldn vurgulayan Horkheimer ve Adornonun Aydnlanma eletirilerinin yolat ve usun eletirel ilevinin ykc bir etkinlie indirgenildii balam savunulamaz. Aydnlanma ve ondan elde edilen felsefi ve toplumsal kazanmlar, arasal usun yabanclatrd bireylerin yaama dnyalarnda tkenmi ve gzkmez hale gelmi olabilir. Ama bu tkenmilik, Habermas iin Aydnlanma ruhunun bittiine inanlmasna bir n-dayanak tekil etmez. Bu ruhun bittiine inanmak ussal yaratklar olarak varkalma mcadelelerinden vazgemelerini gerektirecektir. Oysa, btn makul standartlar korumalyz. Nietszcheden gelen ve Horkheimer ve Adornonun Aydnlanmann Diyalektiinde ikin bir halde bulunan btnsel eletiri Aydnlanmann tkenmilii olgusunu evrenselletirerek, tarih dna itmi ve sonuta Aydnlanmann zgrlemeye ynelik modern boyutunun ilenmesini olanakszlatrmtr.4

Dier taraftan Habermas, Aydnlanmann tad glklerin de farkndadr. Bu glkler Habermas bir balamda siyasetin bilimselletirilmesi, yaama dnyalarnn smrgelemesi gibi temalarda sergilenebilir. Ancak bunlar kar konulmaz bir nitelik tamazlar. Horkheimer ve Adornonun tarih idealarnn aksine Habermas, pratik ynelimli bir tarih felsefesi nermektedir. Bu felsefe deneysel bir ierik tamakta ve Aydnlanmann diyalektiinin bozduu usun diriltilmesinin tarihsel temellerini gstermeyi amalamaktadr. Usun arasal ussalla indirgenerek tahrif edilmesi, usun potansiyelleri hakknda eletiri dncesi olarak keyfi bir nihilizme ve Aydnlanma mirasndan vazgeilmesine yolaabilir. Horkheimer ve Adorno arasal usda, isel ve dsal doann bastrlmasnn potansiyel hakllatrmn grmekteydiler. Ancak Habermas arasal usun bireylere varolan durumu sorgulama ve varolan durumun ilke olarak daha iyi bir yaamn esas olarak belirleme ehliyeti veren renme mekanizmalarnn gelimesinde nemli bir rol oynadn belirtmekte ve bu noktada Horkheimer ve Adornodan ayrlmaktadr.

12.2 Teknolojik Ussallk Eletirisi

Marcuse, Weberin ussallatrma dedii eyde, ussalln deil, tersine ussallk adna, belirli bir zikredilmemi politik iktidar biiminin yattna inanr. Bu tr bir ussallk, stratejiler arasnda doru seime, teknolojilerin uygun kullanmna ve dizgelerin amaca uygun kurulmalarna uzand iin, onu, dnmn ve ussal bir yeniden-yaplanmann, iinde stratejilerin seildii, teknolojilerin kullanld ve dizgelerin kurulduu toplam toplumsal ilgiler balamndan alr. Dahas ussallk salt balantlarda mmkn olan teknik uygulamaya uzanr ve bu yzden doaya ve topluma hkmetmeyi ieren bir eylem tipini gerektirir.

Marcusenin Weber eletirisi u sonuca varr: Belki de teknik us kavram bizzat ideolojidir. Tekniin salt kullanmn deil, bizzat kendisi de iktidardr. Yntemli, bilimsel, hesaplanm ve hesaplayan iktidar. ktidarn belirli amalar ve ilgileri teknie ancak sonradan ve dardan empoze edilmi deillerdir. Onlar bizzat teknik aygtn yapsna dahildirler. Teknik her defasnda tarihsel-toplumsal bir tasarmdr ve onda bir toplumun ve ona hkmeden ilgilerin insanlara ve eylere yaklamlar yanstlmtr. ktidarn byle bir amac maddidir ve bu bakmdan bizzat teknik usun biimine aittir.5

Endstriyel olarak ilerlemi kapitalist toplumda iktidar, politik iktidarn ortadan kalkmasna yolamadan, smrc-baskc karakterini yitirme ve ussal olma eilimi gsteriyordu: iktidar artk, aygt bir btn olarak koruma ve geniletme yetenei ve ilgisi kouluna baldr.6
4 5 6 Bkz. Ahmet idem, age, s. 56-57. Herbert Marcuseden aktaran Jrgen Habermas, deoloji Olarak Teknik ve Bilim, ev: M. Tzel, YKY, stanbul, Aralk 1993, s. 34. Herbert Marcuseden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 34.

158

Marcuse, nesnel adan basky bireylerin younlatrlm bir ekilde byk retim ve datm aygtnn boyunduruu altna girmelerinde, bo vakitlerin zele ait olmaktan karlmasnda, yapc ve ykc toplumsal almann neredeyse birbirlerinden ayrdedilmeyecek kadar i ie gemelerinde grmekten szediyor. Fakat bu bask paradoksal biimde halkn bilincinden yitip gitmitir, nk iktidarn merulatrlmas yeni bir karaktere brnmtr; yani bireylerin yaamn da gittike daha rahatlatran, srekli artan retkenlik ve doaya hakim olmaya iaret eder.

Weberin anlad biimde ussallk burada ifte yzn gsterir. O artk, salt tarihsel olarak zamann doldurmu retim ilikilerinin nesnel adan ar olan basksnn maskesinin drlecei, retici glerin seviyesi iin eletirel bir l deildir, tersine ayn retim ilikilerinin ileve uygun bir kurumsal ereve olarak haklandrabilecekleri kendini savunma durumunda olan bir lttr de.7

Modern bilimin ilkeleri a priori yle yaplanmlardr ki, kavramsal aletler olarak, bir evrene kendiliinden oluan, retken bir kontrol hizmeti grebilirler; kuramsal ilemselcilik sonunda pratik ilemselcilie denk der. Doaya gittike daha etkin bir hkmetmenin yolunu aan bilimsel yntem, daha sonra doaya hkmetme araclyla insanlarn insanlar zerindeki gittike daha etkin bir iktidar iin saf kavram ve aletleri de sunmutur. Bugn iktidar kendini salt teknoloji araclyla deil, tersine teknoloji olarak lmszletirmekte ve geniletmektedir ve bu da btn kltr alanlarn iine alan, geni politik iktidar merulatrmay salamaktadr. Teknoloji bu evrende insanln zgrszlnn byk ussallatrlmasn da salamakta ve zerk olmann, yaamn kendi kendine belirlemenin teknik olanakszln da kantlamaktadr. nk bu zgrszlk ne usd, ne de politik olarak deil tersine daha ok yaamn rahatlklarn arttran ve alma verimliliini ykselten teknik aygtn boyunduruu altna girme olarak grnmektedir. Bylelikle, teknolojik ussallk iktidarn haklln ortadan kaldrmaktan ok onu korumaktadr ve usun arasalc ufku ussal trde btnselci bir topluma almaktadr.8

Marcuse, ada bilimin ussallnn tarihsel bir oluum olduu dncesini, Husserlin Avrupa krizi zerine aratrmasna olduu kadar, Heideggerin Bat metafiziinin ykl dncesine de borludur. Bloch materyalist balamda, bilimin ve de modern tekniin halen kapitalistleerek biimi bozulmu bir ussalln, saf bir retici gcn masumluunu gasp ettii grn gelitirmitir. Ama ancak Marcuse teknik usun politik ieriini bir ge kapitalist toplum kuram iin zmleyici k noktas yapar. Bu bak asn salt felsefi adan gelitirmekle kalmayp, tersine toplumbilimsel zmlemede de korumak istedii iin, dnce zorluklar ortaya kabilir.9

Teknolojik a priori, doann dntrlmesi insann dntrlmesiyle sonuland ve insanlarn ortaya koyduu yaratlar toplumsal bir btnden ktklar ve ona geri dndkleri lde, politik a prioridir.10

Habermas, alma veya ama-ussal eylemden ya arasal eylemi ya ussal seimi ya da bu ikisinin bir kombinasyonunu anlar. Arasal eylem, deneysel bilgiye dayanan teknik kurallara uyar. Bu kurallar her defasnda gzlenebilir fiziksel veya toplumsal olaylar hakknda kesin ngrler ierirler. Bu ngrlerin isabetli veya yanl olduu meydana kabilir. Ussal seim tavr zmleyici bilgiye dayanan stratejilere uyar. letiimsel eylem ise, Habermasa gre, simgelerle salanan bir etkileimdir. Bu eylem, karlkl davran
7 8 9 10 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 35. Herbert Marcuseden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 36. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 36. Herbert Marcuseden aktaran Jrgen Habermas, age, s. 40.

159

beklentilerini tanmlayan ve en azndan iki edimci zne tarafndan anlalm ve kabul edilmi olmalar gereken, zorunlu geerli normlara uyar.11

Kapitalizm dnya tarihinde, kendi dzenledii ekonomik gelimeyi kurumsallatran ilk retim tarzdr; nce bir endstrializm olumutur, sonra bu endstrializm kapitalizmin kurumsal erevesinden karlp sermayenin ahsi kullanm biiminde olanlardan farkl mekanizmalara da balanabilmitir.

Dil oyunlarnn iletiimsel eyleme bal ussall, imdi artk, modern dnemin eiinde, arasal ve stratejik eyleme bal olan bir ama-ara ilikileri ussall ile karlar. Bu karlamaya gelindii an, geleneksel toplumun sonunun balangcdr. ktidarn merulatrlma biimi ie yaramaz hale gelir. Kapitalizm bu sorunu yalnzca ortaya koymayp ayn zamanda zen bir retim tarzyla tanmlamtr. ktidar iin artk kltrel gelenein gklerden indirilebilecek deil, tersine toplumsal alma temelinden kartlabilecek bir merulatrma sunar. zel mlkiyetlerin mallar takas ettikleri pazar kurumu ve buna bal olarak mlksz zel kiilerin biricik mal olarak kendi i glerini takas ettikleri pazar kurumu, takas ilikilerindeki edeerliliin adilliini vaad eder. Bu burjuva ideolojisi de karlkllk kategorisi ile, iletiimsel eylemin bir ilikisini daha merulatrmann temeli yapar. Fakat karlkllk ilkesi imdi toplumsal retim ve yeniden retim srelerinin bizzat rgtlenme ilkesidir. Bu yzden politik iktidar bundan byle yukardan deil aadan (kltrel gelenee dayanlarak) merulatrlabilir.12

Ekonomi srecinin devlet mdahalesi yoluyla srekli dzene sokulmas, kendi bana braklm bir kapitalizmin dizgeyi tehlikeye sokan yanl ilevselliklerinden korunurken ortaya kmtr ki byle bir kapitalizmin gerek gelimesi, kendine zg olan iktidardan kurtulmu ve g karsnda tarafsz kalm bir burjuva toplumu dncesiyle aka elikiye dmektedir. Marxn maskesini drd adil takasa ilikin alt yap ideolojisi pratik olarak iflas etmitir. Sermayenin zel teebbsteki kullanm biimi ancak dolam kararlatran bir toplumsal ve ekonomik politikann devleti dzeltisiyle ayakta durabilmektedir. Toplumun kurumsal erevesi yeniden politikletirilmitir. Artk bu ereve, retim ilikileriyle de kapitalist ekonomi ilikisini gvenceleyen bir zel hukuk dzenini ve burjuva devletinin buna uygun genel dzen gvenceleriyle dolaysz olarak rtmemektedir. Fakat bylelikle ekonomik, dizgenin iktidar dizgesi ile olan ilikisi deimitir; politika artk yalnzca bir st yap olay deildir. Eer toplum artk kendini devletin ncelinde ve temelinde varolan bir alan olarak zerk bir biimde dzenleyerek srdrmyorsa, ki kapitalist retim tarznda asl yeni olan bu zerklikti, toplum ve devlet de oktandr, Marxn kuramnn altyap ve styap olarak belirledii bir iliki iinde bulunmuyorlar demektir. Ama o zaman eletirel bir toplum kuram da kesin bir politik ekonominin eletirisi biiminde dzenlenemez.

Toplumun devinim yasalarn yntemsel olarak yaltan bir inceleme tarz, toplumun yaam balamn balca kategorileri iinde kavrama iddiasn ancak politika, ekonomik altyapsyla baml olduunda ve bu ikincisinin devlet etkinliinin ve politik olarak sonulandrlm atmalarn bir ilevi olarak kavranlmas gerekmediinin de, srdrlebilir. Politik Ekonominin Eletirisi, Marxa gre, yalnzca ideolojisi olarak burjuva toplumunun kuramyd. Fakat adil takas ideolojisi ykldnda, artk iktidar dizgesi retim ilikileri zerinden dolaysz olarak eletirilemez. Sz konusu ideolojinin knden sonra politik iktidara yeni bir merulatrma gerekmektedir. imdi dolayl takas sreci zerinden uygulanan iktidar; devlet ncesi rgtlenmi ve devletle kurumsallatrlm iktidar yoluyla kontrol edilecei iin, merulatrma artk politik olmayan bir dzenden, retim ilikilerinden tretilemez. Bu noktada, kapitalizm ncesi toplumda var olan zor kullanm, kendini dorudan merulatrma olarak yeniler. Dier yandan, dolaysz politik iktidarn (kltrel gelenek temelinde geleneksel bir merulatrma biimi iinde) yeniden kurulmas olanakszlamtr. Hem zaten gelenekler
11 12 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 42. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 47.

160

gsz braklmtr, hem de endstriyel olarak gelimi toplumlarda dolaysz politik iktidardan burjuva zgrleiminin sonular (temel haklar ve genel seimler mekanizmas) ancak kar-devrim dnemlerinde tamamen yadsnabilirler. Devlete dzenlenen kapitalizm dizgelerinde biimsel-demokratik iktidar, artk burjuva ncesi meruluk biimine geri dnlerle zlemeyecek bir meruluk talebinde bulunmaktadr.

Bu yzden, zgr takas ideolojisinin yerine, toplumsal sonularda pazar kurumuna deil, takas ilikisinin yanl ileyilerini gideren devlet etkinliine ynelik olan bir ikame program gemektedir. Burjuva verimlilik ideolojisi (bireysel verimlilik ltyle stat teminini pazardan okul dizgesine kaydran ideoloji) kendisini asgari refah gvencesiyle, i gvencesi ve gelirin kararll gryle badatrmaktadr. Bu ikame program iktidar dizgesini, toplumsal gvenlii ve kiisel ykselme anslarn salayan toplam dizgenin kararllnn koullarn srdrmek ve byme rizikolarndan korumakla ykml klar. Bu, sermayenin kiisel kullanm biimini, zel hukuk kurumlarnn snrlandrlmas pahasna gvenceleyen ve kitlelerin sadakatini bu biime balayan devlet mdahaleleri iin bir gdmleme alan gerektirir. Devlet etkinliini ekonomik dizgenin kararllna ve bymesine ynelik olduka, politika da zgn bir negatif karaktere brnr; yanl ileyilerin ortadan kaldrlmas ve dizgeyi tehlikeye sokan rizikolarn nlenmesi; yani pratik hedeflerin gerekletirilmesine deil teknik sorunlarn zmne yneliktir.13

19. yzyln sonundan itibaren, ge kapitalizmi belirten teki gelime eilimi gittike daha gl bir ekilde yerlemektedir; tekniin bilimselletirilmesi. Emein retkenliini yeni teknikler uygulayarak arttrma yolundaki kurumsal bask, kapitalizmde her zaman varolmutur. Fakat yenilemeler, ekonomik olarak sonulanm olsalar da kendiliinden bir karakter tam olan tek tk bululara balydlar. Bu durum, teknik gelimenin, modern bilimlerin ilerlemesiyle geri beslenmi olmas lsnde deimitir. Byk aptaki endstri aratrmasyla bilim, teknik ve deerlendirme tek bir dizge iinde birlemilerdir. Bu arada dizge, devletin ilk planda askeri alandaki bilimsel ve teknik gelimeyi tevik eden bir aratrma emrine baldr. Bilgiler oradan sivil mallar retimi alanlarna akarlar. Bylece teknik ve bilim, birinci retici g olurlar, bu durumda Marxn emek-deer kuramnn uygulanma koullar ortadan kalkar. Bilimsel-teknik ilerleme bamsz bir art-deer kayna olduunda ve bunun karsnda Marxn gznne ald biricik art-deer kayna; dorudan reticinin igc, gitgide nemsizletiinde, aratrma ve gelitirme yatrmlarndaki sermaye miktarlarn, kalifiye olmayan igc deeri zerinden hesaplamann artk bir anlam yoktur.14

Kapitalist toplum, anlan iki gelime eilimi yznden ylesine deimitir ki, Marksist kuramn iki anahtar kategorisi, yani snf mcadelesi ve ideoloji, artk yle kolaylkla uygulanamazlar. Toplumsal snflarn savam bu haliyle ilkin geriye dnk bir ekilde dorudan politik olarak kavranan geleneksel toplumun snfsal yapsnn farkedebilecei nesnel bir durum yaratmtr. Ak snfsal uzlamaz elikinin yaratt dizgeye ynelik tehlikelere bir tepkiden domu olan, devlete dzenlenen kapitalizm, snf atmasn yattrr. Ge-kapitalizmin dizgesi, crete baml kitlelerin sadakatini gvenceleyen bir tazminat politikasyla, yani bir atmadan kanma politikasyla ylesine belirlenmitir ki, sermayenin zel ekonomide kullanmyla eskisi gibi toplumun yapsna denmi olan atma, grece olarak en byk olaslkla gizli kalan atmadr. Bu atma geri yine retim tarzna bal olan ama artk snf atmalar biimini alamayan teki atmalarn gerisinde kalr.15

retim tarznn srdrlmesinde yatan ilgiler toplum dizgesinde artk snf ilgileri olarak tek bir anlamda snrlandrlamazlar. nk dizgenin tehlikeye dmesinin nlenmesine ynelik iktidar dizgesi tam da bir snf znesinin bir dierinin karsna, tehis edilebilir bir grup olarak kmas biiminde uyguland kadaryla iktidar dlar. Bu, snf elikilerinin ortadan kaldrlmas deil fakat gizlenmesi anlamna
13 14 15 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 52. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 53. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 56.

161

gelmektedir. Snflara zg farkllklar hala alt-kltrel gelenekler biiminde ve yalnzca yaam dzeyinde ve yaama alkanlklarnda deil, politik anlaylarda da bunlara uygun den farkllklar biiminde varlklarn srdrmeye devam etmektedirler. Dahas, cretliler snfnn toplumsal kartlklardan, dier gruplardan daha ar bir ekilde etkilenmesi eklinde sosyo-kltrel olarak belirlenmi olaslk da ortaya kmaktadr. Ve sonunda, dizgenin dorudan yaama anslar dzleminde korunmas iin genelletirilmi ilgi, bugn bile bir ayrcalklar yapsnda kenetlenmitir; canl znelere kar tamamen bamszlam ilgi kavramnn kendisini ortadan kaldrmas gerekmitir. Fakat devlete dzenlenen kapitalizmdeki politik iktidar, dizgeye ynelik tehlikelerden korunma ile, btnleyici paylam cephesinin ayakta tutulabilmesinde gizli snflar snrlar aan bir kar stlenmitir.16

Tekel altna alnm bilimsel ve teknik ilerlemenin kendisi, bir meruluk temeli haline gelmitir. Bu yeni meruluk biimi aka eski ideoloji biimini yitirmitir. Teknokratik bilin bir yandan tm eski ideolojilerden daha az ideolojiktir; nk ilgilerin doyurulmasn yalnzca yanstan bir krln opak gcne sahip deildir. te yandan, bugn baat olan daha ok cams arka plan ideolojisi, bilimi fetiletiren ideoloji; eski tipteki ideolojilerden daha kar konulmazdr ve daha geni etkilidir, nk pratik sorunlarn stn rtmekle, yalnzca belirli bir snfn ksmi iktidar ilgilerini haklandrm ve baka bir snfn cephesindeki ksmi zgrleim gereksinimini bastrm olmaz, tersine insan trnn zgrleimci ilgisine denk gelir.17

Eer ideoloji kavramnn ve snflar kuramnn uygulama alannn grecelilemesi onaylanrsa, Marxn tarihsel materyalizmin temel varsaymlarn gelitirdii kategorik erevenin de yeniden formle edilmesi gerekir. retici glerle retim ilikileri arasndaki ilikinin yerine alma ve etkileim arasndaki daha soyut ilikinin geirilmesi gerekir. retim ilikileri yle bir dzlem gsterirler ki, kurumsal ereve bu dzlemin zerinde ancak liberal kapitalizmin anm evresi srasnda kenetlenebilmitir. Bu daha nce veya daha sonra byle olmamtr. Geri te yandan retici gler ama-ussal eylemin alt dizgelerinde rgtlenmi renim srelerinde birikmekle, balangtan itibaren toplumsal gelimenin motoru olmulardr, fakat Marxn kabul ettii gibi, her koulda bir kurtulu potansiyeli olmu ve zgrletirici hareketlere yol am grnmyorlar. Hele artk, retici glerin srekli artnn iktidar merulatrc ilevleri de stlenen bilimsel-teknik bir ilerlemeye bal oluundan bu yana hi deil. Habermas, kurumsal ereve (etkileim) ile ama-ussal eylemin alt dizgeleri (arasal ve stratejik eylemin geni anlamnda alma) arasndaki benzer fakat daha genel bir iliki olarak gelimi iliki dizgesinin, insan trnn tarihinin sosyo-kltrel eiklerini yeniden ina etmek iin daha uygun olduunu dnr.18

12.3. Teknolojik Ussalla Kar iletiimsel Ussallk

Gerek sorun Habermasa gre teknik us deil, onun evrenselletirilmesi, ok daha kapsayc bir us kavramnn bilimsel ve teknolojik dncenin geerlilii uruna kayboluu, praxisin techneye indirgenmesi ve amaussal eylemin yaamn tm alanlarn kaplamasdr. Buna doru tepki, teknik ustan tamamen kopmak deil, onu kapsayc bir ussallk kuram iinde hak ettii yere koymaktr. Bu yolda ilk adm Habermas, Marxn duyusal insan etkinlii kavramn iki paraya blerek atar; emek ya da ama-ussal eylem ve toplumsal etkileim ya da iletiimsel eylem. Toplumsal dizgeler d-doa zerindeki egemenliklerini retim glerinin yardmyla geniletirler. Bunun iin de, deneysel varsaymlar gereklik iddiasyla birletiren teknik olarak kullanlabilir bilgiye gereksinim duyarlar. i-doa da topluma, gereksinimlerin yorumland ve eylemlerin yasakland, izin verildii, emredildii normatif yaplar yardmyla uyum salar. Yalnzca teknik kurallara gre emek ve geerli normlara gre etkileim ayrm temelinde, teknolojik, kurumsal ve kltrel geliimin tarihsel sreci olarak insan trnn gelimesini yeniden yaplandrabiliriz. Politik zgrleme teknik
16 17 18 Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 57. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 59. Bkz. Jrgen Habermas, age, s. 61.

162

gelimeyle zdeletirilemez. Arasal eylem boyutunda ussallama retici glerin gelimesi ve teknolojik egemenliin artmas iken, toplumsal etkileim boyutunda ussallama egemenlikten bamsz iletiimin oalmas anlamna gelir.

Emek yada ama-ussal eylem, ussal karar gelerinin ve arasal olarak etkili bir ekilde uygulanabilen teknik bilginin egemen olduu eylemleri ya da eylem dizgesini ifade eder. Burada doal ya da toplumsal nesnelemi sreler zerindeki teknik egemenlik ynelimi belirleyicidir. Etkileim ya da iletiimsel eylem, tamamlaycln ve uzlamn egemen olduu eylemleri ya da eylem dizgelerini ifade eder. Karlkl anlama temelinde karlkllk eilimi belirleyicidir. Emek kategorisinde Habermas doal ve toplumsal evre zerindeki teknik egemenlie dair sorunlar ele alr. Etkileim kategorisinde ise iletiim halindeki bireyler arasndaki toplumsal ilikilere dair sorunlar ele alr.

Habermas bu ayrm arasal usun eletirisinde gelitirmitir. Usun sadece denetleyici ve ynlendirici bir g olmasyla, yani usun teknik alana dntrlmesiyle, us kendisinin gerekletirilmesindeki zgrleimci istemini yitirmitir. Arasal usun eletirisi, insan trn sadece emekte(alma) younlam bir varlk olarak grmenin olanakszln belirtmektedir. Habermasa gre toplumun kuruluu pratik etkinlik ve simgesel etkileimin birlemesiyle oluur. Bunlar toplumun kendisini retme ve yeniden retme biimleridir. Etkileimin pratik istemi retilmedike, toplumun bir sre ve vasat olarak srekliliinden sz etmek anlaml olmayacaktr.19

Emek ve arasal eylem, dsal olarak topluma ilikin ne varsa bunlarn kurumsallamasn salarken, etkileim ve iletiimsel eylem bu toplumun znelere grnme ve bu znelerin toplumu alglama biimlerini gelenekselletirmektedir. Ancak bu kurumsallamada geleneksellemeye ya da geleneksellemede kurumsallamaya yer olmad anlamna gelmez; emek ya da etkileim her iki srece yerletirilebilir ve her iki srete de yer alabilir.

Habermasn bilin felsefesinden, dil felsefesine doru ilgilerini deitirmesinin somut bir rn olan iletiimsel eylem kuram, gstergebilim, anlambilim ve dil felsefesindeki eitli eilimleri, etik ve toplumsal kuramn verimleriyle birletirerek bu eylem trn temellendirme giriimi olarak deerlendirilebilir. Buradaki en nemli deiiklik, dilin iktidar ilikilerinin bir vasat olarak deil, evrensel pragmatiin bir arac olarak ele alnmasnda yatmaktadr.20

letiimsel eylem, en az iki zne tarafndan bilinen davran hakkndaki karlkl beklentilerce merulatrlan ortak duyusal normlarca merulatrlmaktadr. Yaptrmlarla kuvvetlendirilen, iletiimsel eyleme klavuzluk eden toplumsal normlar ve bunlarn kulland geerlilik savlar karlkl anlamann zneleraraslnda deerlendirilebilir. letiimsel eylem iin eylem ynlendirici kurallar, toplumsal normlardr; tanmlama dzeyi, zneleraras bir ekilde paylalan sradan dildir; tanmlama tr, davranlar hakkndaki karlkl beklentilerdir. Etkileimin kazanlma mekanizmalar, rol iselletirimleridir. iletiimsel eylemin ilevi, kurumlarn srdrlmesidir. Bu eylem trnn baarl olup olmadn anlamak iin kullanlan lt, niyetlenilen eyin iletilip iletilememesinde yatmaktadr. Etkileimin ussallama boyutu, zgrleim, bireyleme ve baskdan kurtulmu iletiimin yaylmasdr. Toplumsal ilikilerin merulatrlmalar baskn tarihsel ve toplumsal gler tarafndan belirlenen iktidarn dnmsel yann oluturan ideolojileri iermektedir. ktidar ya da g kavram dorudan siyasal iktidar kavramyla zdeletirilmemelidir. Elbette, iktidar ya da g her zaman siyasal bir ierie sahiptir ama
19 20 Bkz. Ahmet idem, age, s. 88. Bkz. Ahmet idem, age, s. 97.

163

iktidarla, iktidarn kurumsallam bir mdahale olarak bititirilebilecei tahrif edilmemi ya da tahrifata ak olmayan bir iletiim vasatn bozan veya bozmaya ynelen ykc ve arptc gleri kasdetme olanamz vardr. Nitekim, Habermas iktidar iletiimsel eylem ierisinde biimlenir demektedir.21

Daha nce de belirtildii gibi sorun arasal usu terketme sorunu deil, onu diyaloa dayal, kktenci ve daha anlalr bir kavram olan iletiimsel usla ifade etmektir. Arasal us iletiimsel usun yalnzca bir blm, ona tabi bir ksmdr. Bu yeni us kavramn tanmlamak iin Habermas ie, Marxn karttn dnd, amalayarak yaplan eylem ile iletiime dayal eylemi birbirinden ayrarak balar. Habermasa gre Marx eylem kavramn emee, yani ama-ussal eyleme indirgemitir, bu nedenle iletiimsel ilikiyi ihmal etmitir.

Weber, Adorno ve Horkheimer, yalnzca arasal usun genilemesi zerinde younlatlar ve iletiimsel usun alannda durumu deerlendirmeyi ihmal ettiler, bu nedenle iletiimsel usun arasal us tarafndan tamamen yok edildii izlenimini verdiler. Habermas ise tersine daha dengeli bir tutum sergiler: usun iletiimsel potansiyeli kapitalist modernleme sresince srekli olarak gelitirilmi ve bozulmutur. Eer iletiimsel eylem asndan geni biimde anlalan ussalln belirli ynleri modernizmin iinde varolsayd, o zaman yalnzca arasal usun ezici genilemesi zerinde younlalmaz, ayn zamanda iletiimsel usun eksiklikleri zerinde de younlalrd: Nietzschenin, Weberin ve Adornonun ktmserliinin tersine, modernizm ussalln fazlal deil eksiklii yani bir iletiimsel ussallk andan dolay ac eker.

Arasal us, toplumun gereksinmelerini karlamas asndan kanlmazdr, ayn zamanda iletiimsel usun egemen olmas gereken dier toplumsal yaam alanlarnda ne yazk ki kendi iddialln sergileme ve onlar taciz etme eilimini tar. Habermas bunu yaama dnyasnn smrgelemesi olarak adlandrmaktadr: Bilgiye dayal arasal ussallk ekonomi ve devletin snrlar tesinde yaam alanlarnn iletiime dayal olarak olutuu yerlere doru dalgalanr ve orada ahlaki-siyasal ve estetik-pratik ussallk pahasna egemenlik elde eder.

Aslnda Habermas kltrel alana, yani bilim ve teknoloji, ahlak ve hukuk, sanat ve erotizme karlk gelen ussallk dzenini birbirinden ayrr: bilisel-arasal, ahlaksal-pratik ve estetik-pratik. Bu boyuttan biri dizgesel olarak gelitirilmediinde veya yeterince kurumsallatrlamadnda veya yaam dzenlerini onlar kendisine yabanclatracak bir ussallk biimine tabi tutacak lde egemen olduunda, sekin bir ussallatrma modeli gndeme gelir. rnekleyecek olursak ussalln Bat modeli byk lde kapitalist retimin arasal usuna dayamakta ve iletiimsel ussallln ahlaki ve estetik boyutunu gaspetmektedir. Modernizmin sorunu bu nedenle Weberin sezinledii gibi bir ussallatrma sorunu deil, iletiimsel ussalln uyumlu gelime eksikliidir.22

Habermas, iyi topluma kanlmaz olarak yolaan bir diyalektik gereklilik olduunu ileri sren bir topyacl reddeder. Ayn zamanda bu yaklamn kart olan, tarihten btnsel bir kopuu ya da topik ynelimleri fantazinin hikimsesiz alanna yerletiren grlere de kar kar. Birincisi Marksizm, ikincisi Eletirel Kuram. Ona gre toplumsal umudun ussal temelleri vardr. Bunun gelecee ynelik projelerin iyimserlii ya da ktmserliiyle ilgisi yoktur. Hala mmkn olann gerekleebilecei konusunda bir garanti sz konusu deildir. Olduka batan kartc gzken her trl btnsel eletiriye kar Habermas usun bekisi roln oynamaktan vazgemez.

21 22

Bkz. Ahmet idem, age, s. 99. Bkz. Jorge Larrain, deoloji ve Kltrel Kimlik, ev: N.N. Domani, Sarmal, stanbul, Ekim 1995, s. 185.

164

SONU

On ikinci blmde Eletirel teorinin srdrclerinden Habermasn modern rasyonaliteye ynelik eletirilerine odaklandk. Habermasn eletirisinin ilginlii aslnda modern toplum eletirisiyle, modern bilim eletirilerinin akmasdr. Bu adan bakldnda toplumsal eletiriyle, o toplumun bilgisinin eletirisi birbirlerinden ayrlamazlar. Bu erevede Habermasn Aydnlanmaya ynelik eletirel sahiplenmesi ve bundan yola karak teknolojik ussalla, bir bakma bilimin bir ideolojiye dnmesine ynelik itirazlar dikkat ekicidir. Bu nedenle de zaten Habermas iletiimsel bir ussall zm olarak nerecektir.

KAYNAKA ETNKAYA, Hsamettin, Pedagojik Kurumsalln Ykl, Edebiyat&Eletiri, say 2/3, 1993. DEM, Ahmet, Akl ve Toplumun zgrleimi, ev: Y. Aktay, Vadi, Ankara, Austos 1992. HABERMAS, Jrgen, deoloji Olarak Teknik ve Bilim, ev: M. Tzel, YKY, stanbul, Aralk 1993. LARRAIN, Jorge, deoloji ve Kltrel Kimlik, ev: N.N. Domani, Sarmal, stanbul, Ekim 1995.

165

SORULAR

1.Habermas hangi bakmlardan Aydnlanma balamna yerletirilebilir? 2. Marcusenin Weber eletirisi nasl bir sonuca varr? 3. Teknokratik bilin nasl bir bilintir? 4. Habermasa gre teknik usun esas sorunu nedir? 5. Habermas kltrel alan nasl ayrtrr?

166

CEVAPLAR Cevap-1: Habermas iki bakmdan Aydnlanma balamna yerletirilebilir. ncelikle Aydnlanmann sonularn bir veri olarak kabul eder, Aydnlanmay usun klavuzluunda zgrleimin rgtlenmesi olarak grr. u anlamda ki, Aydnlanma znelere kendi zerine dnm yetisi vermektedir. Bylece, zne kendisini ben ve tekince kurulan momente yerletirmektedir. ikincisi, Habermas Aydnlanmay bir mit olarak almay reddeder. Adorno ve Horkheimerin oka szn ettii gibi, ayn Aydnlanma, balangta dnyann mitselletirilmesine kar olduu halde, sonradan mite ve despotlarn iktidarlarnn aygtna dntrlmesine kar eletirel bir tutum taknr. Aydnlanma giderek denetlemek ve ndeyilemek zere gereklii nesnelletirmek zorunda kaldndan, balangtaki vaadini, zgrleimi ikinci derecede gerekletirilebilir bir dnce olarak almaktayd. Habermas, doay ve toplumu ynlendiren arasal usla olumu Aydnlanmann karanlk yannn da farkndadr, ama Aydnlanmann bir rn olarak ancak usun tekrar bu tarihsel grevin, yani insanl her eit vesayetten kurtarmann, stesinden gelebilecei noktasnda srar eder.

Cevap-2: Belki de teknik us kavram bizzat ideolojidir. Tekniin salt kullanmn deil, bizzat kendisi de iktidardr. Yntemli, bilimsel, hesaplanm ve hesaplayan iktidar. iktidarn belirli amalar ve ilgileri teknie ancak sonradan ve dardan empoze edilmi deillerdir. Onlar bizzat teknik aygtn yapsna dahildirler. Teknik her defasnda tarihsel-toplumsal bir tasarmdr ve onda bir toplumun ve ona hkmeden ilgilerin insanlara ve eylere yaklamlar yanstlmtr. iktidarn byle bir amac maddidir ve bu bakmdan bizzat teknik usun biimine aittir.

Cevap-3: Tekel altna alnm bilimsel ve teknik ilerlemenin kendisi, bir meruluk temeli haline gelmitir. Bu yeni meruluk biimi aka eski ideoloji biimini yitirmitir. Teknokratik bilin bir yandan tm eski ideolojilerden daha az ideolojiktir; nk ilgilerin doyurulmasn yalnzca yanstan bir krln opak gcne sahip deildir. te yandan, bugn baat olan daha ok cams arka plan ideolojisi, bilimi fetiletiren ideoloji; eski tipteki ideolojilerden daha kar konulmazdr ve daha geni etkilidir, nk pratik sorunlarn stn rtmekle, yalnzca belirli bir snfn ksmi iktidar ilgilerini haklandrm ve baka bir snfn cephesindeki ksmi zgrleim gereksinimini bastrm olmaz, tersine insan trnn zgrleimci ilgisine denk gelir.

Cevap-4: Gerek sorun Habermasa gre teknik us deil, onun evrenselletirilmesi, ok daha kapsayc bir us kavramnn bilimsel ve teknolojik dncenin geerlilii uruna kayboluu, praxisin techneye indirgenmesi ve amaussal eylemin yaamn tm alanlarn kaplamasdr. Buna doru tepki, teknik ustan tamamen kopmak deil, onu kapsayc bir ussallk kuram iinde hak ettii yere koymaktr. Bu yolda ilk adm Habermas, Marxn duyusal insan etkinlii kavramn iki paraya blerek atar; emek ya da ama-ussal eylem ve toplumsal etkileim ya da iletiimsel eylem. Toplumsal dizgeler d-doa zerindeki egemenliklerini retim glerinin yardmyla geniletirler. Bunun iin de, deneysel varsaymlar gereklik iddiasyla birletiren teknik olarak kullanlabilir bilgiye gereksinim duyarlar. i-doa da topluma, gereksinimlerin yorumland ve eylemlerin yasakland, izin verildii, emredildii normatif yaplar yardmyla uyum salar. Yalnzca teknik kurallara gre emek ve geerli normlara gre etkileim ayrm temelinde, teknolojik, kurumsal ve kltrel geliimin tarihsel sreci olarak insan trnn gelimesini yeniden yaplandrabiliriz. Politik zgrleme teknik gelimeyle zdeletirilemez. Arasal eylem boyutunda ussallama retici glerin gelimesi ve teknolojik egemenliin artmas iken, toplumsal etkileim boyutunda ussallama egemenlikten bamsz iletiimin

167

oalmas anlamna gelir.

Cevap-5: Aslnda Habermas kltrel alana, yani bilim ve teknoloji, ahlak ve hukuk, sanat ve erotizme karlk gelen ussallk dzenini birbirinden ayrr: bilisel-arasal, ahlaksal-pratik ve estetik-pratik. Bu boyuttan biri dizgesel olarak gelitirilmediinde veya yeterince kurumsallatrlamadnda veya yaam dzenlerini onlar kendisine yabanclatracak bir ussallk biimine tabi tutacak lde egemen olduunda, sekin bir ussallatrma modeli gndeme gelir. rnekleyecek olursak ussalln Bat modeli byk lde kapitalist retimin arasal usuna dayamakta ve iletiimsel ussallln ahlaki ve estetik boyutunu gaspetmektedir. Modernizmin sorunu bu nedenle Weberin sezinledii gibi bir ussallatrma sorunu deil, iletiimsel ussalln uyumlu gelime eksikliidir.

168

13. Blm e-Ders Kitap Blm

169

ZET

On nc blmde sosyal bilim felsefesini Trkiye balamnda tartacaz. ncelikle Trkiyede sosyal bilimin ve zellikle de sosyolojinin yapl biimlerini ele alacaz. Trkiyede sosyoloji Batda ortaya kmasndan hemen sonra ortaya kt ve on dokuzuncu yzyldaki sosyolojik mirasn dersimizin daha nceki blmlerinde tartlan btn sorunlarn da iselletirdi. Son iki blmde zellikle bu iselletirmeni yaratt sorunlar zerinde duracaz. Bu balamda zihniyet kavramn sorunsallatracaz.

170

13. TRKYEDE SOSYOLOJ, FELSEFE VE EDEBYAT I

Bir eyi anlamak iin onun hviyetine brnmek arttr. (Mevlana)

Bir eyi resmetmek iin evvela o eyin kendisi olmak gerekir. (Dante)

Yazmak istediimiz eyle aramzdaki mesafe az olduka onu yakalarz. (Marcel Proust)

13.1. Trkiyede Sosyoloji

Sosyal bilimci dostlarmla muhabbet ederken ok sk gndeme gelen bir sorun vard. Artk eskisi gibi sanatla, edebiyatla ilgilenememek. Benim de dahil olduum orta yal bir sosyal bilimci kua belli bir okur-yazarlk ve entelektel-toplumsal dertler zerinden sosyal bilimci olmulardr. Bu ii dorudan bir i, meslek, kariyer olarak grdkleri iin deil. Yani yaplacak daha iyi bir i bulamadklar iin. Bu lkede demokratik bir siyasi ortam olmad iin belki de! Ama elbette mesleki deformasyon denen illet bir sre sonra bizleri de sarm, teslim almtr. Edebiyattan uzaklama dediim ey ya da yirmi yl sosyal bilim metni okuduktan sonra artk roman, iir okuyamama sendromu aslnda biraz da dahil olunan akademik, bilimsel, sosyolojik zihniyetten kaynaklanmaktadr. Bu perspektiften bakldnda edebiyat olsa olsa sosyoloji sofrasnn sosu olabilir, asla ana yemei deil! Bu bizlerin sadece maruz kald deil, ayn zamanda bizzat rettii bir zihniyetti. Olguyu her zaman, olgunun yaantlanmasndan daha fazla ciddiye almak. Bence bu bak sosyolojinin Trkiyede ve dnyada en byk zelliidir. stelik deerden bamsz bir olgusallk mmknmcesine! Bu sylediklerimin sadece bir tr post-modern marklk ya da kltrel almalarc bir iktidar istenci olarak grlmesi beni zer. Toplumu, o toplumun edebiyat zerinden okumak post-modern bir maklk deildir. Modern toplum znenin maruz kald bir gerekliktir. Ve bu maruz kalma durumu belki de en iyi ebedilemi halinden okunabilir.

Sosyologlarn toplumu anlamaylarnda bir baka temel neden de dnyalarn neredeyse tmyle sosyolojiye hasretmelerinde/hapsetmelerinde yatmaktadr. Sosyolojik mahiyette alma dnda alma yaplmamakta adet sade ve yalnzca sosyoloji adna konuulmaktadr.1

Bugn ise bambaka bir dnyada yayoruz artk. niversite, akademi, sosyoloji vb. hepsi birer meslek, kariyer. Departmanlama, ar uzmanlama elbette bunun sonular. Bugn bizler belli alanlarda gerekten uzman ama memleket zerine, dnya zerine syleyecek pek fazla sz olmayan yzlerce, binlerce akademisyeniz. Memleketin tarihini, edebiyatn yeterince nemsemeyen. Sosyoloji giderek bir tr teknisyenlie dnyor sanrm. Kaparsn aratrman, yazarsin giriini, sonucunu, yaparsn sahan olur biter. Oysa fikir her yerde
1
Kurtulu Kayal, On Yl Sonraki Tipik Trk Sosyolounun Flu Bir Portresi, Hece, 162/163/164, Haziran, Temmuz, Austos 2010, s. 125.

171

fikirdir. Aratrma ise akademiktir.

Btn bunlara eklenecek elbette ok fazla ey var. Ama ksaca dikkati ekmeye altm bir zihniyet deiimi. stelik bence de olumlu ynde deil. Oysa, bu lkenin Batyla, modernlikle, romanla, sosyolojiyle temas zamansal, mekansal ve insani olarak akmtr. Namk Kemal, Ziya Gkalp, Yahya Kemal, Tanpnar isimleri bile yeterlidir bunu grmek iin. Siyaseti, edebiyat, dnr ve sosyolog kimlii Trkiye modernlemesinin aydnlarnda birlemiti. Ortodoks ya da heterodoks fark etmeden stelik. Bugnn sosyologlar olarak bizler, arkamzda bylesi bir gelenek olduunun farknda olmalyz. Bugn artk byle entelekteller pek kmyor. Neden acaba?

Edebiyat ki, bir bakma, sosyo-kltrel kiiliimizin sz ve yaz halinde kendini da vurmas demek; kah kendisi toplumu belirleyen, kah toplumla biimlenen, fakat hangi suretle olursa olsun sosyal varlmz olduu gibi aksettiren ifade ve sembollerin toplam olarak nmze seriliyor.2

stelik Trkiye benzeri modernleme lkelerinde bilindii gibi toplumsal olan deil, siyasal olan daha gl olmutur. Trkiye bir ulus-devlet olmaktan ok bir devlet-ulustur rnein. Yani bizim gibi lkelerde toplumsal olann iinde topyann, kurgunun pay ok nemlidir. Bu nedenle modernleme lkelerinde olgudeer ayrm yapabilmek Batdan daha zordur. Bu noktadan bakldnda bizim gibi lkelerde, bir toplumsal zmleme ile bir edebi metin arasnda, bir felsefi manifesto ile parti program arasnda sanldndan ok daha az fark vardr. Bizde edebi metnin, yani kugusal olann sosyolojik stats bilimsel olann hi de gerisinde deildir.

Trkiye bir sosyoloji lkesi olmaktan ok siyaset bilimi lkesidir. Modernleme lkelerinde, toplumsal olann siyasal olana etkisi daha snrldr. Sosyal olan siyasal olan kuatamaz. Meseleler sosyolojik olmaktan ok politiktir. Bu da sosyolojinin alann daraltan, siyaset biliminin alann genileten bir olgudur.

Trkiye gibi modernleme lkelerinde toplumsal aktrlerin siyasal olan etkileme dzeyi Batya gre daha dktr. Batl toplumsal aktr kendini siyasal olarak ifade etme konusunda daha deneyimlidir. Dolaysyla aklayc bir paradigmann Bat sosyolojisinde i grme olasl bir biimde anlalabilir. Bizim gibi toplumlarda ise anlamac paradigma daha elverili olabilir. Sosyolog, eylem ve kurum zerinden aklama yapmak yerine, zihniyet zerinden anlayc bir tavra ynelmelidir.

Aslnda Trkiye Bat toplumlarndan ok daha karmak ve ok boyutlu bir toplumdur. Buna paralel olarak bu lkenin sosyologlar ok daha ansldr. nk bizler malzemenin niteliklerine uygun olarak ok daha derin, nansl bir sosyoloji yapabiliriz. Ama Trkiyede sosyolojinin bunu ne kadar baarabildii olduka tartmal bir konudur.

Zihniyet aratrmalar ile sanat ve edebiyat tarihini bir at altnda yan yana getiriyor; aralarnda bir eit kader ortakl kuruyor.3

Aslnda her sosyolojik metin sosyolojinin tanmn, alglanmasn deitirir. Eer bunu yapmyorsa zaten o
2 3 Sabri lgener; ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas, Der, stanbul, 1991, s. 17.
Sabri lgener; ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas, s. 17.

172

metin ok da deerli deildir. Sosyoloji de tarihseldir. Zamansal ve mekansaldr. Bu nedenle onu verili bir ey olarak deil, bir imkan olarak grmek daha doru olur. Sosyoloji bir imkandr. Trkiyede sosyoloji edebiyatla daha sk fk olmak durumundadr.

Kendimizi ifade ederken setiimiz dil, ifade etmek istediimiz ierikten tamamen bamsz deildir. Sosyoloji iin de geerlidir bu. Bugn bu dil ylesine dogmatiklemi, ylesine kurulamtr ki artk hedeflerini gerekletirmesinin nnde en nemli engel haline gelmitir. Artk ortalama bir sosyoloji tezinin, o tezin jrisi dnda birileri tarafndan okunmas giderek imkanszlamaktadr. Akademik olann, toplumsal olanla, hayatla ilikisi neredeyse kopmutur. O zaman ne cretle hl sosyal bilim kavramn kullanyoruz? Kendisi sosyal olmayan bir sosyoloji ne anlama gelir? Ne ie yarar? Birilerimizin daha doent, profesr olmasn salamak dnda! Edebiyatla sk fklk sadece ieriksel deil, biimsel adan da elzemdir o zaman. nemli bir dil problemimiz var. Gemile bugn arasnda kaln bir duvar gibi. Bu belki de manevi bir duvar ya da bir zihniyet duvar. Zihinsel bir duvar. Mesela, Merutiyet ile ilgili bir alma iin Osmanlca bilmek gerekir. O dnemlerde yazlm romanlarn ka tanesi bugnk alfabeyle mevcut?

Bilgiyi sunmann yntemleri, kanallar ve aralar da en az bilginin ierii kadar nemlidir.4

13.2. Zihniyet Kavram

Bundan birka yl nce Galatasaray niversitesinde grev yaparken Trk Modernlemesinin Zihniyet Dnyas balkl bir ders amtm ilk kez. Ders programna koymak iin dersin Franszca bal istendiinde epeyce arm ve zorlanm olduumu hatrlyorum. Mentalit bana yetmemiti. Eninde sonunda bu kavramn tam olarak Bat dillerine evrilemeyeceini bile dnmtm. Zihniyet kavramn Bat dillerine nasl tercme edebiliriz? Zihniyeti nasl aklamak lazm? Zihniyet ile dnce arasnda ne fark var? Zihniyetin sosyolojide nasl bir anlam olabilir? rnein sosyolojinin konusu olabilir mi? Fizik doa ile ilgilenir, sosyoloji ne ile ilgilenir? Toplumla m? yleyse toplum nedir? ncelikle toplum diye bir ey var mdr? Bunlar ok sradan gibi gzken ama ayn zamanda ok zor sorular. Bunlara yant aramadan da sosyoloji yaplabilir mi? Yapan yapyor.

Yaknlk olsun, atf olsun, dikkat edilmelidir ki, tek yanl ve tek girdili bir illiyet (causalit) fikrine kyasla ok daha yumuak deyimlerdir.5

Zihniyet, teorik olanla pratik olan arasnda gidip gelen bir ey. Teorik boyutu var, pratikten hareket eden. Pratik boyutu var teorik olan ile iliki halinde. Zihniyet, belli bir mekn ve zamanda ortaya kan bir ey. Belli bir toplumun zihniyetinin elbette o toplumu oluturan bireylerden kaynaklanan bir yn var. Toplumsal faillerin zihniyetlerinin bir tr ortalamas gibi yani. Ama ayn zamanda bireyin zihniyeti de toplumsal zihniyetin bir yansmas. ine doduumuz toplumun zihniyetinden ina oluyoruz bir ekilde. Her ikisi de tek tarafl sreler deiller. Her toplumda eninde sonunda bir zihniyet vasat oluur. Onun da bir temsil deeri vardr. Bunun iine siyaset, ahlak, gelenek, kltr, din, eitim, bunlarn hepsi girer. Ama buna mutlaka bir causalit demeyelim. Affinit lective. Sadi Irmak evirmi, Goethenin bir kitabnn ad: Gnl Yaknlklar. Bu kavramn kkeni simyaya kadar gider. Metallerin birbiri ile ilikisini tanmlamak iin kullanlan bir kavram. Her eyden altn elde etme lgnl. Kimyann kkeni budur aslnda. O dnemde aralarnda affinit lective olan metaller, birbirlerine daha kolay dnebilen metaller. Bu kavram bizi niye ilgilendirir sosyolog olarak?
4 5
Johannes Fabiandan aktaran Gregory Jusdanis; Gecikmi Modernlik, Metis, stanbul, 1998, s. 16. Sabri lgener; Zihniyet ve Din, Derin, stanbul, 2006, s. 25

173

Weber. Protestan Etii. Bin dokuz yzlerin banda yazlm. Ne anlamda kullanyor bu kavram? Bu kitabn Marxn yaptnda yer alan st yap-alt yap arasndaki nedensellik ilikisine kar yazld sylenir. Toplumsal ilikilerde nedensellik olmaz diyor Weber, doa bilimlerindeki gibi. Bunun tersi de bir tr bilinemezlik deil. Bu bir ara terimdir. Toplumsal ilikilerde doa bilimlerinden farkl bir nedensellik vardr. Toplumsal ilikilerde nedensellik yoktur ama gnl yaknlklar vardr. Bunu mutlaka matematiksel formllerle ifade edemeyebiliriz ama konuabiliriz. Weber ilgili kitapta Protestan etii ile kapitalizmin ruhu arasnda bylesi bir iliki kurar. Birebirci, indirgemeci bir nedensellik ilikisi deildir bu. Soft bir nedenselliktir. Parsons bunu ngilizceye evirirken certain correlations olarak evirir. Weber Almancadan ngilizceye evrilirken bu nans kaybolmutur. Dolaysyla zihniyet de toplumsal katmanlar arasndaki bir tr gnl yaknl iinde oluur. Buradaki ilikiyi mutlaka dzenli ve formle edilebilir yasalara dntrerek syleyemeyiz belki. Evrenselletiremeyiz. Bu ekilde syleyemesek de aralarnda bir tr iliki olduunu, bir ekilde ayn kap iinde pien bir ey olduunu syleyebiliriz. Bazen teori buray daha ok etkiliyor. Bazen pratik. Denge herhangi bir yerde oluabilir. Sosyolojiyi burada biryerlere ina ettiimizde ise, sosyolojinin doa biliminden ok edebiyata gnl yakn bir gelenek olduu grlebilir.

Olup bitene direkt deil dolayl ve o nisbette yorucu bir yaklam: Belli bir yaama biiminin zamanla kristallemi cmle anlatm ve ifade kalplar iinde kendini aklay! Yllarn st ste yp biriktirdii sz ve deyimlerden, kssa ve temsillerden giderek zihniyetin darlamas!6

Btn kavramlar aslnda balamsaldr. Kavramlar arasnda akrabalk ilikileri vardr. Zihniyet diyebiliriz, episteme diyebiliriz, paradigma diyebiliriz. Dnya gr, bak tarz, ideoloji diyebiliriz. Bunlar aslnda ok soft bir balamda birbirinin yerine kullanlabilir. Biri dierinin ayns deildir tabi ki. Ama bu kavramlar kullanmay douran ihtiyalar arasnda bir iliki vardr. Paradigma daha ok bilimsel, zihniyet daha gndelik hayata dair. Zihniyetlerin oluumunda geleneklerin ok nemli katks olur mesela. Zihniyetler vakumda olumaz. Zihniyet kavramnn kataca ey nedir? Tarihsellemesi ve toplumsallamasdr aslnda Aydnlanmann. Kartezyen akl tarih d bir akldr. Bu akl o kadar evrensel ve katogoriktir ki hibir eyden etkilenmez. Zihniyet bu anlamda toplumsallam akldr. Entegral ekmek gibi. Zihniyet organik akldr. Bu anlamda rasyonalite ile zihniyet arasnda nemli bir fark vardr. nk zihniyet dnyas denen ey ayn zamanda irrasyonel olan da ierebilir. Aydnlanma akl her zaman bir seim dayatr. Zihniyet kavramnda byle bir dayatma yoktur. Akla gelen, eyleme de gelir zaten. Akla gelen zaten yaplabilir olandr. Zihniyet sayesinde. Akl kategorik bir ekilde algladmz zaman, insan srekli trajik seimlere zorlayan bir bak alr nmze. Mutlaka bir eylerden vazgemek gerekir modern olmak iin. Toplumsal zihniyetin, iktidar ilikilerinin insanlarn gndelik hayatlarnda nerelere kadar nfuz edebileceini fark etmek bazen korkutucudur. Toplumsal olan ne kadar da derinden kavrayabilir bireyi. Belki bunu fark etmeyiz bile. Toplumlarn da bilin d vardr. Jung. Egosu, hafzas vardr. Bizim kendi seimimiz olarak kabul ettiimiz birok ey, yaptmz ya da yapmadmz ey, birtakm paradigmalar, politik tercihlerle etkileim iinde ortaya kan tercihlerdir.

rnein nereden aldn?clk ne demektir? Beendim demektir. Ben de alaym demektir. Evet baz eyler kiisel de olabilir. Kendinle zdeletirebildiin bir ey iin nereden aldn? dersin. Btn nereden aldn?lar aslnda bir etkileimdir. Ama biz bunu bir tercih olarak yaarz ou zaman. ok beendim, aldm, deriz. Onu ancak o gn grrsek alabiliriz belki de. Baka bir gn grsek almayacazdr yani. Zihniyet dnyasnn kaotiklii dediimiz byle bir ey ite. Toplumsal-bireysel, teorik-pratik ilikisi aslnda ok daha derinlerde vuku bulan bir eydir. Bizim bilin dediimiz, kiilik dediimiz eyler gzel kavramlardr ama bunlarn hibirinin vakumda olumadn, dier bilinlerden tamamen bamsz bir yerlerde olumadnn da farknda olmamz gerekir. Bizim kendilik olarak tasavvur ettiimiz birok ey aslnda kendilik falan deildir. Toplumsal a iinde oluan eylerdir. Dolaysyla, zihniyet bu adan nemli bir kavram. Bireydeki toplumsal
6
Sabri lgener; Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin, stanbul, 2006, s. 27.

174

olan, mikro olanda makro olan (ya da tersi de geerli) iaret eder. Zihniyet meseleleriyle uraan aratrc, imdiden itiraf etmeli ki, pozitif tarih tetkiklerinin tamamyla dnda deilse bile, onlarn daha ziyade sosyolojik bir toplu gre ve geni bir tarih felsefesi planna bititii ortak problem lkelerinde, benzetmek caizse, snr boylarnda fikir ve kalem yrtmek durumunda bulunur. Bu, konumuzun hem zellii ve hem de kanlmaz zorluudur. Dikkatsizlikle atlan kk bir adm aratrcy kolayca bir yandan te yana, msbet ve objektif izah tarzndan sbjektif hislere, ahsi kymet hkmlerine kaydrabilir. 7 Zihniyet, aslnda eylemle dnce arasnda balant kuran bir kavram. Teori ile pratik arasnda olduu gibi. Praxis ile akraba gryorum bu yzden zihniyet kavramn. Bilinli insan eylemi ne kadar nesnelletirilebilir? Bilinli insan eylemi nesnel midir? Dolaysyla byle bir amazn kabuldr Weber`in nermesi. Yani hi de yle nesnel, kolay llr bir malzemeyle almyoruz sosyoloji dnyasnda. Belki de artk sosyoloji yerine zihniyet hermeneutii demeye balamak gerek. Sosyoloji ok iddial bir kavram bence. Ben zihniyet hermeneutiini tercih ederim dorusu. Zihniyet nasl bir alm kazandryor bize? Zihniyet hermeneutii, toplumsal eyleme nfuz edebilmek iin, failin niye yle yaptn anlamak iin sosyolojiden ok daha elverili bir donanm salyor. Hem sosyolojinin konusunun bilinli insan eylemi olduunu syleyip hem de sosyolojinin yasalarndan sz edilebilir mi? Bu anlamda sosyolojinin yasas olmaz, olamaz. En azndan doal bilimlerindeki anlamyla. Eylem de zaten ancak yasann yokluunda anlalabilecek bir eydir. Yoksa aklarz, olur biter.

Zihniyet, idealizm art materyalizmdir bir anlamda. Bir yandan derinlii olan kavramdr, bir yandan da ok somuttur. Zihniyet ideann hayat haline gelmi halidir. Zihniyet tpk praxis gibi teorik olanla pratik olan arasndaki balanty kuran bir kavram. Dncenin, fikrin hayatla ilikisini kuruyor sanki. Fikirler, zihniyet zerinden eyleme dnyorlar. Hayat oluyorlar. Sadece bu deil. Zihniyet ayn zamanda toplumla birey arasndaki ilikiyi de kurabiliyor. nk zihniyetler hep bir zamanda ve meknda oluuyorlar. Zihniyet tam bir mcadele alan. Toplumun bireyi ele geirdii, bireyin topluma isyan ettii bir zemin. Zihniyet bu anlamlaryla tam da sosyolojinin asl nesnesi. Weberin sosyolojinin nesnesi bilinli insan eylemidir sznn Trkesi bu olsa gerek. Zihniyet teori-pratik ile toplum-birey apraz eksenlerinin akma noktas.

Zihniyet bir grubun iselletirilmi olan kltrne atf yapmadan anlalamaz.8

Sadece yaama ilikin alkanlklar paylamakla kalmayz, dnme ve mantk yrtme alkanlklarn da paylarz.9

Zihniyet kavram bize koullarla eylem arasndaki ilikiye, balantya ynelmek iin iyi bir rehberdir. Hani Almanlarn Zeitgeist dedii eyi anlamak iin rnein. Bir kadnn iki binlerde kamusal ortamda sgara imesi, onun duruu, kimlii, ideolojik koordinatlar, zihniyeti hakknda bize ok fazla bir ey sylemez. Oysa on dokuzuncu yzylda kamusal ortamda sigara ien bir kadn dikkat ekicidir. O kadnn radikal, toplumsal normlara ok fazla uyum gstermeyen, bamsz biri olduu ileri srlebilir. Aradaki yz yllk fark ayn eylemi farkl bir anlama tayabilir. Eylem ile zihniyet arasndaki iliki ok derin ve zengindir. Zihniyet dnyas dediimiz ey biraz karmak bir dnyadr. Ama o karmaaya ynelmeden de zihniyet hermeneutii yaplamaz.

Toplum neden yok? nk somut olan insanlardr, aslnda snf da yok. Bunlar birer kurgu aslnda. Btn kavramlar birer kurgu deil mi? Ama bu kavramlar bir ekilde iimize yaryor. Btn kavramlar birer
7 8 9 Sabri lgener; ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas, s. 19. Alex Mucchielli; Zihniyetler, ev: Ahmet Kotil, letiim, stanbul, 1991, s. 8. Alex Mucchielli; age, s. 10.

175

soyutlama. rnein artimetik ortalama hipotetiktir, temsilidir. Aslnda yoktur. Ama ie yarar. Malzemeyle daha samimi bir ilikiyi mmkn klar. Toplum aslnda biz byle bir kavram olduunu ngrdmz iin vardr. Dolaysyla toplum bir zne deildir. zne gibi davranmaz, davranamaz. Toplumu bir zne gibi dnmek aslnda totaliter bir zihniyeti iaret eder. Sahiden tek bir zne gibi davranan bir toplum var mdr? rnein faizm toplumu yekpare bir zne olarak tasavvur etmenin zirvesidir. Evet bu kavramlara ihtiyacmz var ama bunlar birer gereklik olarak da grmemek lazm.

Tek bir sosyoloji de yok aslnda, birok sosyoloji vardr. Sosyolojiler vardr. rnein sosyolojinin malzemesi nedir? gibi ontolojik bir soruya mutlak, tek bir yant verilebileceini dnmek ok da demokratik bir zihne iaret etmez. Her dnrn sosyoloji dedii ey ayn mdr? Deildir. Durkheim, Le Play, Weber sosyolojiden sz ederken ayn eyi mi kastetmektedirler? rnein Weber, sosyolojinin konusunun bilinli insan eylemi olduunu dnr. Belki de amal insan eylemi demek daha doru hatta. Bilinli derken kastedilen eylemin belli bir amaca ynelmi olmasdr. Ama yonelimli eylem. Pilav avulayarak yiyenin de bir kltr var, atalla yiyenin de. Pilav eliyle yiyenin kltrszlnden deil, onun baka bir kltre sahip olduundan sz edilebilir ancak. Burada Claude Levi-Straussu anmamak mmkn m? Kltrlerin karlatrlamazln ondan rendik. Her kltr kendi terimleri, kavramlari, zihniyeti iinde anlamak mmkndr. Katlmc gzlemler, uzun sre o insanlarla yaamalar nereden kaynaklanyor? nk biz hibir zaman ideolojik, kltrel, zihniyetsel kodlarmz, nyarglarmz terk edemiyoruz. Aslnda mutlak tarafsz sosyoloji diye bir ey de yok. Dolaysyla antropolog kendini aabilmek, o zihniyete nfuz edebilmek iin onun hayatn paylamak durumunda. Birazck olsun nyarglardan temizlenmek iin. Tekrar Webere dnersek, kltrsz insan olmad gibi bilinsiz insan da yoktur. Olsa olsa farkl bilinlerden sz edebiliriz. Ancak Trkede bu nans yakalamak o kadar da kolay deil. nk biz genellikle kltr, bilin gibi kavramlar hl sanki bu tartmalar hi yaplmam gibi kullanyoruz.

rnein artk tarihin konusunun mikrolatndan sz edebiliriz. Sandklardan kan gnlkler, hatratlar artk fermanlar kadar aratrma konusu olabiliyor. stelik bu, almalarn epistemolojik deerinin dk olduu anlamna da gelmiyor. Bu tr malzemelerden bir dnemin zihniyeti, toplumsal, ahlaki normlar konusunda fikir sahibi olunabilir. Zihniyet hermeneutiinin konusu, sosyolojiden farkl olarak sadece olgular, kurumlar ya da en soyut haliyle toplum olmad aktr.

SONU On nc blmde Trkiyedeki sosyolojik gelenein bir eletirisini ortaya koymaya altk. Trkiyede sosyolojinin eletirisi yapmak aslnda Bat sosyolojisinin pozitivist niteliklerini eletirmekle e anlamldr. Bu balamda zihniyet kavram ne karmak nem kazanmaktadr.

KAYNAKA JUSDANS, Gregory; Gecikmi Modernlik, Metis, stanbul, 1998. KAYALI, Kurtulu, On Yl Sonraki Tipik Trk Sosyolounun Flu Bir Portresi, Hece, 162/163/164, Haziran, Temmuz, Austos 2010. MUCCHIELLI, Alex; Zihniyetler, ev: Ahmet Kotil, letiim, stanbul, 1991. LGENER, Sabri; ktisadi zlmenin Ahlak ve Zihniyet Dnyas, Der, stanbul, 1991.

176

SORULAR

1.Edebiyattan uzaklama ne anlama gelmektedir? 2. Trkiye gibi lkelerde toplumsal olanla siyasal olan arasndaki iliki nasldr? 3. Gnmzde egemen olan sosyoloji dilinin en nemli sorunu nedir? 4. Zihniyet kavram, dnceyle eylem arasnda nasl bir iliki kurar? 5. Zihniyet kavramnn idealizm ve materyalizmle olan ilikisi nasldr?

177

CEVAPLAR

Cevap-1: Gnmz sosyal bilimcileri artk eskisi gibi sanatla, edebiyatla ilgilenememektedirler. Oysa bir nceki sosyal bilimci kua belli bir okur-yazarlk ve entelektel-toplumsal dertler zerinden sosyal bilimci olmulardr. Bu ii dorudan bir i, meslek, kariyer olarak grdkleri iin deil. Yani yaplacak daha iyi bir i bulamadklar iin. Bu lkede demokratik bir siyasi ortam olmad iin belki de! Ama elbette mesleki deformasyon denen illet bir sre sonra onlar da sarm, teslim almtr. Edebiyattan uzaklama denebilecek ey ya da yirmi yl sosyal bilim metni okuduktan sonra artk roman, iir okuyamama sendromu aslnda biraz da dahil olunan akademik, bilimsel, sosyolojik zihniyetten kaynaklanmaktadr. Bu perspektiften bakldnda edebiyat olsa olsa sosyoloji sofrasnn sosu olabilir, asla ana yemei deil! Bu sosyal bilimcilerin sadece maruz kald deil, ayn zamanda bizzat rettii bir zihniyetti. Olguyu her zaman, olgunun yaantlanmasndan daha fazla ciddiye almak. Bu bak sosyolojinin Trkiyede ve dnyada en byk zelliidir. stelik deerden bamsz bir olgusallk mmknmcesine! Toplumu, o toplumun edebiyat zerinden okumak post-modern bir marklk deildir. Modern toplum znenin maruz kald bir gerekliktir. Ve bu maruz kalma durumu belki de en iyi ebedilemi halinden okunabilir.

Cevap-2: Trkiye benzeri modernleme lkelerinde bilindii gibi toplumsal olan deil, siyasal olan daha gl olmutur. Trkiye bir ulus-devlet olmaktan ok bir devlet-ulustur rnein. Yani bizim gibi lkelerde toplumsal olann iinde topyann, kurgunun pay ok nemlidir. Bu nedenle modernleme lkelerinde olgu-deer ayrm yapabilmek Batdan daha zordur. Bu noktadan bakldnda bizim gibi lkelerde, bir toplumsal zmleme ile bir edebi metin arasnda, bir felsefi manifesto ile parti program arasnda sanldndan ok daha az fark vardr. Bizde edebi metnin, yani kurgusal olann sosyolojik stats bilimsel olann hi de gerisinde deildir.

Cevap-3: Kendimizi ifade ederken setiimiz dil, ifade etmek istediimiz ierikten tamamen bamsz deildir. Sosyoloji iin de geerlidir bu. Bugn bu dil ylesine dogmatiklemi, ylesine kurulamtr ki artk hedeflerini gerekletirmesinin nnde en nemli engel haline gelmitir. Artk ortalama bir sosyoloji tezinin, o tezin jrisi dnda birileri tarafndan okunmas giderek imknszlamaktadr. Akademik olann, toplumsal olanla, hayatla ilikisi neredeyse kopmutur. O zaman ne cretle hl sosyal bilim kavramn kullanyoruz? Kendisi sosyal olmayan bir sosyoloji ne anlama gelir? Ne ie yarar? Birilerimizin daha doent, profesr olmasn salamak dnda! Edebiyatla sk fklk sadece ieriksel deil, biimsel adan da elzemdir o zaman. nemli bir dil problemimiz var. Gemile bugn arasnda kaln bir duvar gibi. Bu belki de manevi bir duvar ya da bir zihniyet duvar. Zihinsel bir duvar. Mesela, Merutiyet ile ilgili bir alma iin Osmanlca bilmek gerekir. O dnemlerde yazlm romanlarn ka tanesi bugnk alfabeyle mevcut?

Cevap-4: Zihniyet, aslnda eylemle dnce arasnda balant kuran bir kavram. Teori ile pratik arasnda olduu gibi. Praxis ile akraba gryorum bu yzden zihniyet kavramn. Bilinli insan eylemi ne kadar nesnelletirilebilir? Bilinli insan eylemi nesnel midir? Dolaysyla byle bir amazn kabuldr Weber`in nermesi. Yani hi de yle nesnel, kolay llr bir malzemeyle almyoruz sosyoloji dnyasnda. Belki de artk sosyoloji yerine zihniyet hermeneutii demeye balamak gerek. Sosyoloji ok iddial bir kavram bence. Zihniyet nasl bir alm kazandryor bize? Zihniyet hermeneutii, toplumsal eyleme nfuz edebilmek iin, failin niye yle yaptn anlamak iin sosyolojiden ok daha elverili bir donanm salyor. Hem sosyolojinin konusunun

178

bilinli insan eylemi olduunu syleyip hem de sosyolojinin yasalarndan sz edilebilir mi? Bu anlamda sosyolojinin yasas olmaz, olamaz. En azndan doal bilimlerindeki anlamyla. Eylem de zaten ancak yasann yokluunda anlalabilecek bir eydir. Yoksa aklarz, olur biter.

Cevap-5: Zihniyet, idealizm art materyalizmdir bir anlamda. Bir yandan derinlii olan kavramdr, bir yandan da ok somuttur. Zihniyet ideann hayat haline gelmi halidir. Zihniyet tpk praxis gibi teorik olanla pratik olan arasndaki balanty kuran bir kavram. Dncenin, fikrin hayatla ilikisini kuruyor sanki. Fikirler, zihniyet zerinden eyleme dnyorlar. Hayat oluyorlar. Sadece bu deil. Zihniyet ayn zamanda toplumla birey arasndaki ilikiyi de kurabiliyor. nk zihniyetler hep bir zamanda ve meknda oluuyorlar. Zihniyet tam bir mcadele alan. Toplumun bireyi ele geirdii, bireyin topluma isyan ettii bir zemin. Zihniyet bu anlamlaryla tam da sosyolojinin asl nesnesi. Weberin sosyolojinin nesnesi bilinli insan eylemidir sznn Trkesi bu olsa gerek. Zihniyet teori-pratik ile toplum-birey apraz eksenlerinin akma noktas.

179

14. Blm e-Ders Kitap Blm

180

ZET

On drdnc dersimizde Trkiye balamnda sosyal bilim felsefesini tartmaya devam edeceiz. Bu erevede Trkiyede sosyolojini gelimesiyle modernleme sreci arasndaki ilikiler ilgi ekicidir. Egemen olan sosyoloji zihniyetiyle, modernlemenin zihniyeti aslnda olduka paraleldir. Son dersimizde zellikle bu ilikiler zerinde duracaz.

14. TRKYEDE SOSYOLOJ, FELSEFE VE EDEBYAT II

14.1. Sosyolojinin Zihniyeti

Baka bir rnek mimari olabilir. Eski bir binann mimarisinden, o evde yaanan hayat hakknda birtakm sonulara varabilir miyiz? avlulu bir ev nasl bir yaama zihniyetine iaret eder? Bat eviyle karlatrldnda bahenin evin iine alndn varsayn. Dardan baktmzda duvar, ieri girdiimizde avlu. Geni aile yaamnn i kamusal alan olarak avlu. Dnemin mahremiyet anlayna uygun bir mimari tasarm. Mimarinin yaama tarznn dolaymnda belirlenmesi. Kk bir feodal kale gibi bir ev ve ieride bir avlu. Toplumsal olana kar duyarsz olmayan bir mimari. Yani mimari zerinden, mekn zerinden bile zihniyet hermeneutii yaplabilir. Tpk Tanpnarn yapt gibi! nk mimari mutlaka o dnemki yaama tarzyla bir ekilde iliki iindedir. Mimari planlar, mektuplar, hatralar, mutfak, el sanatlar bize zihniyetlere nfuz edebilmenin imkanlarn yaratabilir.

Osmanl bir bakma varln kuvvetler hiyerarisini incelemi. Mesela, dalarn biimini ben deitiremem, demi. Dolaysyla ben, ehri ovada tarm topran ziyan ederek kullanmak yerine yamalara yerletirmeyi tercih ediyorsam, ayrca yamalarn serin rzgrlar aldn da biliyorsam, insanlarmn uzak ufuklara bakmasn istiyorsam ve ayn zamanda insanmn ufkunun ksa, dar deil, uzak olduundan haberdarsam; onlara ev yaptmda yalnzca karsndaki apartmann cephesini seyretmek yerine, ta kar dalar seyretmek, hatta o aralklardan ovalar, yer yer baka gzel eyleri seyretmek, yce bir aacn nasl bir ilahi hikmet rn olduunu grme imkn da salamak istiyorsam; o zaman tabii ki ovada olmak yerine, yamata olmak daha iyi.1

Corafyaclarn ou artk sosyoloji yapyor. Corafya yapacak doa kalmad belki de ondandr! Her yer kent oldu zaten. Dolaysyla corafyaclar da kentsel mekanlarda alyorlar artk. Kentsel mekn demek insan youn bir alan demek. Beeri corafya zaten sosyal bilimdi, ama imdi corafyaclar kent sosyolojisi yapyorlar. Bu da yaadmz hayatla ilgili bir zihniyet dnmnn iareti olarak deerlendirilmez mi? Mekann nasl dntn izlemek toplumsal hayatn nasl dnt hakknda bize bir sr ey anlatabilir. Tanpnarn Be ehir kitabn rnein bu gzle okursak artk o baka bir eydir.

Sosyoloji dersinde niye edebiyat metni kullanlr? Buna cret etmek iin, toplumsal olan sadece olgusallk ve nesnellik penceresinden grme endiesinden farkl bir sosyolojik gze ihtiya vardr. Pozitivist sosyolojik
1
Turgut Cansever; Osmanl ehri, Tima, stanbul, 2010, s. 95.

181

gzn bunu kmsemesinin nedeni nedir? Bunun znel bir ey olmasdr. Dolaysyla yeterince olgusal, nesnel degildir. Halbuki Weberin cmlesinden yola karak, sosyolojiyi zihniyetlere ynelen bir bak olarak deerlendirdiiniz zaman, znellik bir engel olmaktan kp, tam tersi bir imkan haline gelir. br tarafta bir engel olarak grlen ey aslnda dier tarafta malzemenin bizzat kendisidir. Bizim byle bak asna ihtiyacmz var ite.

Modernlik transistor, bilgisayar rettii kadar roman, sosyolojiyi, estetii de retmektedir ve birbirleriyle ilikili olarak retmektedir.2

Sosyal bilimlerde de ar bir departmanlama var. Halbuki hibir toplumsal eylem tek bir disiplinin konusu olamaz, hele bylesine karmak zamanlarda. Transdisipliner, disiplinlerar bir gz ve zihin gerekir bu kresel dnyada. Sosyolojiyi merulatran bir bakma Durkheimn ntihardr. nk Durkheima kadar intihar byk lde tbbi bir meseleydi. ntiharn ayn zamanda sosyolojik nedenleri olabilecei fikrini ortaya kard Durkheim. Sosyoloji, psikolojiden, psikiyatriden malzeme ald. Bir disiplin kendisini baka nasl merulatrabilir ki zaten?

Ansiklopedisiz bir Aydnlanma a, resimsiz bir Rnesans, sosyolojisiz bir Sanayi Toplumu, romansz bir Birey, antropolojisiz bir Smrgecilik, medyasz bir letiim Toplumu dnebilir miyiz?3

Trkiyede ilk sosyoloji krss 1914 ylnda Ziya Gkalp tarafndan kuruldu. Bugnk stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm. Dnyadaki ilk krsy de Durkheim 1913te kurdu. Yani sosyoloji kurumsal olarak bir yzyl bir gemie sahip aa yukar. Sosyolojinin nesnesi toplum. Yani, sosyolojiden nce toplum yok muydu? Saatleri Ayarlama Enstitsnde psikanalist Ramiz, psikanaliz ktktan sonra herkes hastadr biraz zaten, der. Freud da zaten herkes nevrotiktir dememi miydi? Dolaysyla sosyoloji ktktan sonra toplum daha fazla telaffuz edilmeye balanmtr en azndan. Ancak hl baz Sosyoloji Tarihi, Psikoloji Tarihi kitaplar Antik Yunandan balar. Aslnda yanltr bu. Antik Yunanda ne sosyoloji ne de psikoloji vardr. Ama yine de toplum ve insan zerine dnme sz konusudur. Daha ok felsefi bir faaliyet olarak. nk sosyoloji toplum hakknda belli bir tr etkinlik anlamna gelir. Toplum hakkndaki her dnsel faaliyet sosyoloji deildir. Bu yzden de Sosyoloji Tarihini Antik Yunandan balatmak disipliner adan anlamszdr. Antik Yunandan modern bilimlerin kurulmasna kadar bu boluu byk lde felsefe doldurmutur. Eer felsefe bilimin yerine geebiliyorsa, edebiyat niye gemesin? Roman uzun zamanlar boyunca Trkiyede sosyolojinin yerini doldurmutur. Hem de ok baarl bir ekilde.

Sosyolojinin birimi nedir? Toplum? Birey? Peki, Ortaada toplum yok muydu? Birey yok muydu? Bir anlamda ama modern bir anlamda yoktu! Geni anlamda ise elbette vard; birey de toplum da vard ama o bireyleri o zamanlar Tanr yaratmt. Sosyolojinin bireylerinin ise varolmak iin Tanrya ihtiyac yoktur. Tanrya inansalar bile Tanrya ihtiyalar yoktur varolmak iin.

Sanat eserinin rol de ite tam bu noktada karmza kyor: Kurulan gvdeye muhta olduunu sesi ve ses tonunu potas iinde piirip kotarp hizmete komak! Bazen kelime ve cmle halinde, bazen renk ve izgi olarak i dnyamzn da yansmalarnn bir araya getirerek kapal ve tutarl bir btne varma ve o yoldan yalanlan zihniyeti tek tek unsurlar ile yeni batan ina edebilme imknna o suretle kavuuyoruz.4
2 3 4
Nilfer Gle; Melez Desenler, Metis, stanbul, 2000, s. 8. Nilfer Gle; age, s. 161.

Sabri lgener; Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin, stanbul, 2006, s. 27.

182

Ne olmazsa roman olmaz? Post-modernizm bunu da kertti aslnda ama birey olmazsa roman olmazd bir zamanlar. Don Kiot. lk birey? Romann birimi de bireydir. Tpk sosyoloji gibi. Roman da zaten modern zamanlarda ncelikle Batda ortaya kmtr. Roman bireyi anlatmaya sosyolojiden ok nce balamtr. Batda bile. Roman uzun sre sosyoloji, psikoloji ve dahi dier btn sosyal bilimlerin ilevini tek bana stlenmitir. Trkiyede uzun yllar memleket hakknda roman yazlmtr sosyoloji yapmak yerine. Biz sosyologlar bunun zellikle farknda olmalyz. Mtevaz olmalyz. Bu memleketi kurtarmak isteyenler roman yazdlar uzun sre. Bu nedenle sosyolojinin en nemli mecras edebiyattr bu memlekette. Her yerde byle olmayabilir ama buralarda byle olmutur. Peki sosyoloji dnyamz bunun ne kadar farknda? rnein Saatleri Ayarlama Enstitsnn Doktor Ramizi bizim memleketin bilinen ilk psikanalistidir. Bu memlekette henz psikanaliz yokken, psikanalist vard! Edebiyat sayesinde. Tanpnar sayesinde.

Trkiyede sosyoloji almalarnn en eksik olduu alan sanat sosyolojisi ya da edebiyat sosyolojisi alandr. Trkiyede uzun yllar sanat-edebiyat sosyolojisi almalar yok denecek kadar azdr. Uzun yllar iinde sosyoloji blmlerinde sanat edebiyat sosyolojisi dersleri konulmamtr.5

rnein, Trkiyede sosyolojinin uzun yllar edebiyatlar tarafndan gerekletirilmesini nasl deerlendirmek gerekir? Kemal Tahiri, Yakup Kadriyi bu memleketin en nemli sosyologlarndan saymak abartl bir deerlendirme midir? Ya Tanpnar? Yoksa Tanpnar cumhuriyet tarihimizin en nemli zihniyet sosyologu mudur? Yoksa zihniyet hermeneutikisi mi?

Edebiyat olaanst nemli bir alandr ve bir toplumu tanmann, toplumdan soyutlanmamann en belirgin bilgilenme noktalarndan biridir. zellikle gemi dnem Trk edebiyat. Yeni dnem Trk edebiyat da hayatmzdan bir anlamda kp gitmitir. Gndelik hayat sosyolojisi denen eyin en belirgin beslenme kayna belki de daha doru ifadesiyle en iyi renme kayna bir lkenin edebiyatdr.6

Trkiyede sosyoloji kurulduktan sonra da roman yazld elbette. Sosyolojinin yerini dolduran roman. nk sosyoloji daha akademik duvarlar aamad. Belki henz yeni yeni bunu deniyor. Toplumbilim, Trkiyede toplumsallaamamtr yeterince. Trkiyede bilim toplumsallaamamtr. Trkiyede toplumsallaan edebiyattr, bu anlamda romandr. Bu memlekette nasl insanlar psikoloa, psikanalistte pek gitmiyorlarsa, sosyoloji de topluma pek gitmemitir. rnein, Kemal Tahir edebiyat olduu iin yazmad belki de o devasa romanlar. O, memleketin meselelerini tartmak, kavramsallatrmak ve zmek iin roman yazd. Bu lkede Kemal Tahir zerine ka tane tez yazlmtr? Dolaysyla burada bir sorun varsa bu Kemal Tahirin deil bizlerin sorunudur. Trkiyenin modernlemesinin yeniden yorumlanmas ayn zamanda yeni, baka bir sosyolojinin imknn da iinde tar. Bural bir modernliin imknlar, bural bir sosyal bilim ile aratrlabilir.

Gndelik hayat problemlerine gml olan zihniyet yapsn ise, bize, resmi ariv belgeleri deil, sadece bata edebi eserler olmak zere, sanat eserleri verebilir.7

Trkiyede roman hibir zaman fiktif bir metin olarak grlmedi. Bu memleketin sosyal bilimcileri bunun pek farknda deiller ama iktidar sahipleri her zaman farkndaydlar.
5 6 7 Kurtulu Kayal, On Yl Sonraki Tipik Trk Sosyolounun Flu Bir Portresi, s. 127. Kurtulu Kayal, age, s. 127.

Hilmi Yavuz; Trkiyenin Zihin Tarihi, Tima, stanbul, 2009, s. 11.

183

Trkiye Cumhuriyeti, aslnda Batdaki rneklerinden ok daha belirgin bir Edebiyat Cumhuriyetidir. Hl ve Hep! Be ehir nedir rnein? Edebiyat m? Anlat m? Deneme mi? Sosyoloji mi? Be ehir bence bu memlekette bu memleket hakknda yazlm en nemli metinlerden biridir ve bu memleketin btn sosyoloji blmlerinde birinci snfta okutulmaldr. Sosyolojiye Giri dersinde rnein. aka gibi deil mi? Eer bu mmkn olsayd, bu memleket baka bir memleket olurdu zaten. Zihniyet kavram zellikle burada anlam kazanr. Zihniyet, felsefe, sosyoloji ve sanatn bir araya geliini mmkn klar. Zihniyet zerinden bakldnda bu arasndaki farklar flular.

Bence Ahmet Hamdi Tanpnarn yaptnn btnnden karlabilecek en nemli kavramlardan biri, kltrel mslmanlk kavramdr. Ne demek kltrel Mslman? Kendinizi Mslman olarak tanmlyor musunuz? O halde namaz klacaksnz. Namaz aslnda rgtl duadr, sistematik bir duadr. Neden namaz klnr? Vahiy, Tanrnn insanla ilgili iliki kurma abas ise, dua da insann Tanryla iliki kurma abasdr. Bu iin teolojik alfabesi. Bir de iin kltrel boyutu var. Bir lkede, bu lkede ateist olup yine kltrel mslman olabiliriz. Hepimizin kltrel mslman olduu anlar vardr gndelik hayatta. Bayramda, cenazede, mezarlkta. Allah iyilii versin demek iin Allaha inanmak gerekmez. Her din bir yaama biimi, bir gndelik hayat, bir kltr, bir zihniyet retir. Aslnda belki de oul sylenmeliydi btn bunlar. Yaama biimleri, gndelik hayatlar, kltrler, zihniyetler. Bunlarn dinle ne alakas var, demeyin. Her eyin her eyle alakas var.

Bilakis, tam bir Mslman gibi dnyorum, fakat mcerret bir Mslman gibi deil de bu ehrin ve etrafnda, hlasa bu memleketin iinde yaayan bir Mslman gibi. kiyz yl bu memleketin hayatna karm yaayan dedelerimizden bana miras kalm bir Mslmanlk. Bu mslmanlkta Tekirda karpuzunun, Manisa kavununun, Amasya kayssnn, Hacbekir lokumunun, Itri bestesinin, Kandili yazmasnn, Bursa dokumasnn hisseleri vardr. (Ahmet Hamdi Tanpnar; Mahur Beste, Dergah, stanbul, 1998, s. 109)

Her insann dinini kiiselletirmesi bir dierinden farkl olabilir. Ne kadar mslman o kadar slam! Ne kadar marksist o kadar marksizm! Baka trl zaten mezhepleri ve tarikatlar aklayamayz. Tek bir Mslman olma ekli yok. Tanpnar bazlarna muhafazakr gstereren de zaten tam burada ortaya kyor. Tanpnar, dinle, gelenekle, onlarn toplumsallama biimleri arasndaki bir alandan, zihniyetin en verimli toprandan besleniyor. Bunun iin dindar olmaya gerek yok. Sosyolog olmaya da gerek yok. Aslnda Tanpnarn kendi hayatna dair hibir mslmanlk belirtisi yok. Olduka bohem bir hayat srmtr. CHP milletvekilidir. Hem de tek parti dneminde. O halde niin gelenekle, dinle bu kadar ilgilidir. nk bu lkede toplumsal zihniyet oradan kaynaklanr arlkl olarak. Bu toplumu anlama gibi bir derdiniz varsa, bir entelektel olarak gerekirse kendinizi ap bu alanlara merakla, ilgiyle ynelmek gerekir. Dert edinmek gerek yani! Aydnlanmac ve pozitivist bir nyargyla toplumu bir anlama konusu olarak deil ama daha ok bir mhendislik malzemesi olarak alglarsanz, o zaman btn bunlara gerek yoktur zaten. Bu memleketin modernlemecileri genelde topluma bu biimde bakmlardr.

Mesnevinin binev (Duy!) emriyle balamas mutlu bir tesadfn neticesi deildir. Biraz dikkat edilirse binev (Duy!) emri ile anlamak, kavramak, idrak etmek arasnda gizli bir ba vardr: Binev, yani duy, iit, dinle, kulak ver; anlamak iin dinle, neyin nelerden ikyet ettiini anlamak, kavramak iin duy, dinle, kulak ver.8

Varlk duyuyor, nk anlyor.9


8 9 Senail zkan; Ak ve Akl Dou ve Bat, tken, stanbul, 2006, s. 17. Heideggerden aktaran Senail zkan; age, s. 55.

184

14.2. Modernleme Zihniyeti

Gelenei, modern olann karsna koyan bir zihniyet retti bu lkenin modernlemecileri. Dolaysyla bu refleks, gemile, gelenekle kiisel bir ba kuran herkesi, gerici ya da muhafazakr olarak nitelendirdi. Oysa Tanpnar, rnein, bu tr kompleksleri olmayan bir yazardr. Mevlana okurken Baudelaire ve Proust da okuyabilen bir dnr. Dede Efendi dinliyor ama Mozart da dinliyor. Hem de krklarda, ellilerde! Oysa genelde Trkiyede Mevlana okuyan Baudelaire okumaz. Dede Efendi dinleyen Mozart dinlemez.

Tanpnar ncelikle kendisi olmak ister. Kendisini gerekletirmek ister sadece. Dou-Bat sentezi peinde falan da deildir. Genelde sanld gibi. Kendini bu toplumun, bu corafyann, bu hayatn kaderine teslim eder. Kendiliin ancak orada mmkn olabileceinin farkndadr. Gerektiinde en batldan daha batl, en douludan daha douludur. Ama her zaman kendisidir. Sahicidir. Bunun peindedir en azndan. Bir ey olmak peinde deildir, kendisi olmak ister sadece. Benjaminin dedii gibi yaamak iz brakmaktr. Tanpnar ite bu izlerin, yaanmlk izlerinin peindedir. Gemiin peinde deildir. imdinin peindedir. Gemi zamann peinde deildir. Srenin, mddetin peindedir. Her hakiki mddet, yaanm zaman olarak, iz brakr. En azndan bir mddet. Tanpnar iin en deerli olan da budur.

Kent, modern zamanlarda mddetlerin yaama alandr, dnyasdr. Be ehir ite tam da bu nedenle her sosyoloji dersinde okutulmaldr. Sre zamana iz brakr, zihniyet olarak. Sre kente iz brakr mekn olarak. Zihniyetler meknlarda oluur. Meknlar zihniyetlerin sonucudur. Tanpnar ne de olsa hafzann, sezginin filozofu Bergsonun etkisindedir. Kentin de bir bellei vardr. Toplumsal bir bellekten de sz edebiliriz. Tanpnar kaliteli bir modernleme eletirisi yapar. Slogan atmaz. Modernlemenin gemile iliki kurma tarzna ynelir eletirileri. Modernlemenin gelenekle arasna koyduu ok kat , deliksiz duvarlar biraz delip, balant kurmaya alr. Estetik bir ekilde gstermeye alr eski olan her eyin deersiz olmayabileceini. Gemi zaten buradadr ona gre. Ama grmek iin bakmak gerekir.

Tarihe de, kurumlara da, yaama tercihlerine de bu kadar kategorik bir biimde bakmamak gerektiini anlatr. Camilerden sz ederken, dar anlamda bir dindarlktan sz etmemektir Tanpnar. Ama Sleymaniyenin ne anlama geldiini bilmeden stanbula nfuz edemezsiniz. Sleymaniyeyi gzel bulmadan stanbullu olamazsnz!

stanbulu tanmadka kendimizi bulamayz. (Ahmet Hamdi Tanpnar; Huzur, Dergah, stanbul, 1999, s. 168)

Aslnda Bat, bunu, bu ekilde kavramay baarmtr. Cami, Osmanl mimarisinde nedir? Cami sadece bir dinsel mekn mdr? badethane midir? Camiye sadece dini bir kavram olarak bakmamamz gerekir. rnein, Ulu Cami diye bir kavram var. Yani merkez camii. Merkez komutanl gibi. Klliye dediimizde ok boyutlu bir yapdan sz ederiz. Gemiin ktsn, daha iyisini reterek beenmeme hakkmz vardr elbette. Trkiye bunu uzun sre baaramamtr. O zaman eski deerler ou zaman geri gelirler. Her bastrlm olan gibi. Ama tekrar geldiklerinde artk onlar birer hayalet gibidir. Bizim modernlememizin yaama kltr, zihniyeti tam da bu nedenle yeterince derin olamamtr ne yazk. rnein barts ya da trban Trkiye modernlemesinin ya da belki de modernleememesinin csdr, hayaletidir. Bu anlamda, bir anlamda her kltrel devrim baarsz olmaya mahkmdur. Trkiyenin kltrel devrimi de baarsz olmutur. Bu an-

185

lamda. Bir anlamda.

nsanlar yeterince gl bir deerler sistemi retemediklerinde bayalarlar. Kalplam deerlere snrlar. Grgszleirler. Batl kendi geleneksel ikisini iiyor mesela, onun terk etmesi gerekmiyor modern olmas iin. Her eyin bu kadar hzl deiebilmesi derin olmayan yaama kltrmzden kaynaklanyor. Batl bireyin oturmu tercihleri bir stanbulludan -drt kat daha kurumsallamtr. Ama o bunlar gerekletirirken kendisini muhafazakr hissetmez. Aslnda burjuva olmak sanld kadar kolay deildir. Btn modernlemeler trajiktir. Srekli kendisi olmak ile bakas olmak arasnda radikal seimler yapma durumunda kalmak. Bizim modern olmamz iin baka tr bir takvim ve baka bir tr apkaya ihtiyacmz olmutur. Batl byle bir trajediyi yaamamtr. Bu lkenin modernlemesi bir tr kendimiz olmaktan utanmann hikayesidir. Bu gerekten trajik bir meseledir. Bu nedenle bizim memleketin modernlemesinin biliminden ok sanat yaplr. Tanpnar da bunun piridir bence. nk bunu edebiyatla anlatmak daha mnasiptir. Tanpnarn edebiyatn bu konuda bir tercih olarak okumamak lazm. Genelde en byk yanl bu. Tanpnar bu trajedinin yazardr. Trajedinin iinde, ondan beslenen biri Tanpnar. Bunu anlatyor. Bunu ok iyi anlatyor. Bunun anlatmann en iyi yolu edebiyattr. Bilim deildir (sosyoloji). Roman temel bir sosyoloji aracdr diye bir tespitim var ya. Bunun da onunla bir ilikisi var. Bu problematik edebiyata daha yatkn. Buna da en uygun roman. Biimsel olarak. Bu trajedinin edebiyat zerinden anlatlmas ok daha zenginletirici bir ey aslnda.

SONU

On drdnc blmde Trkiyedeki sosyolojik gelenein bir eletirisi ortaya koymaya devam ettik. Trkiyede sosyolojinin gelime biimleriyle on dokuzuncu yzylda Batda ortaya k biimleri birbirleriyle balant halindedir. Ayrca sosyoloji Trkiyede geni anlamyla modernlemenin bilimi olarak da ortaya kmtr. Bu nedenle de sosyolojik gelenein deerlendirmesi, modernleme srecinden bamsz bir biimde ele alnamaz.

KAYNAKA CANSEVER, Turgut; Osmanl ehri, Tima, stanbul, 2010 GLE, Nilfer; Melez Desenler, Metis, stanbul, 2000. KAYALI, Kurtulu, On Yl Sonraki Tipik Trk Sosyolounun Flu Bir Portresi, Hece, 162/163/164, Haziran, Temmuz, Austos 2010. ZKAN, Senail, Ak ve Akl Dou ve Bat, tken, stanbul, 2006. TANPINAR, Ahmet Hamdi; Mahur Beste, Dergah, stanbul, 1998. TANPINAR, Ahmet Hamdi; Huzur, Dergah, stanbul, 1999. LGENER, Sabri; Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin, stanbul, 2006. YAVUZ, Hilmi, Trkiyenin Zihin Tarihi, Tima, stanbul, 2009. SORULAR 1.Zihniyet ile mimari arasnda nasl bir iliki sz konusu olabilir? 2. Trkiyede sosyolojiyle roman arasndaki ilikiler nasldr? 3. Ahmet Hamdi Tanpnarn yaptndan yola karak kltrel mslmanlk ne anlama gelebilir? 4. Modernleme zihniyeti asndan gelenekle modernlik arasnda nasl bir iliki vardr?

186

5. Modernleme neden trajiktir?

187

CEVAPLAR Cevap-1: Eski bir binann mimarisinden, o evde yaanan hayat hakknda birtakm sonulara varabilir miyiz? avlulu bir ev nasl bir yaama zihniyetine iaret eder? Bat eviyle karlatrldnda bahenin evin iine alndn varsayn. Dardan baktmzda duvar, ieri girdiimizde avlu. Geni aile yaamnn i kamusal alan olarak avlu. Dnemin mahremiyet anlayna uygun bir mimari tasarm. Mimarinin yaama tarznn dolaymnda belirlenmesi. Kk bir feodal kale gibi bir ev ve ieride bir avlu. Toplumsal olana kar duyarsz olmayan bir mimari. Yani mimari zerinden, mekn zerinden bile zihniyet hermeneutii yaplabilir. Tpk Tanpnarn yapt gibi! nk mimari mutlaka o dnemki yaama tarzyla bir ekilde iliki iindedir. Mimari planlar, mektuplar, hatralar, mutfak, el sanatlar bize zihniyetlere nfuz edebilmenin imkanlarn yaratabilir. Cevap-2: Trkiyede sosyoloji kurulduktan sonra da roman yazld elbette. Sosyolojinin yerini dolduran roman. nk sosyoloji daha akademik duvarlar aamad. Belki henz yeni yeni bunu deniyor. Toplumbilim, Trkiyede toplumsallaamamtr yeterince. Trkiyede bilim toplumsallaamamtr. Trkiyede toplumsallaan edebiyattr, bu anlamda romandr. Bu memlekette nasl insanlar psikoloa, psikanalistte pek gitmiyorlarsa, sosyoloji de topluma pek gitmemitir. rnein, Kemal Tahir edebiyat olduu iin yazmad belki de o devasa romanlar. O, memleketin meselelerini tartmak, kavramsallatrmak ve zmek iin roman yazd. Bu lkede Kemal Tahir zerine ka tane tez yazlmtr? Dolaysyla burada bir sorun varsa bu Kemal Tahirin deil bizlerin sorunudur. Trkiyenin modernlemesinin yeniden yorumlanmas ayn zamanda yeni, baka bir sosyolojinin imknn da iinde tar. Bural bir modernliin imknlar, bural bir sosyal bilim ile aratrlabilir. Cevap-3: Ne demek kltrel Mslman? Kendinizi Mslman olarak tanmlyor musunuz? O halde namaz klacaksnz. Namaz aslnda rgtl duadr, sistematik bir duadr. Neden namaz klnr? Vahiy, Tanrnn insanla ilgili iliki kurma abas ise, dua da insann Tanryla iliki kurma abasdr. Bu iin teolojik alfabesi. Bir de iin kltrel boyutu var. Bir lkede, bu lkede ateist olup yine kltrel mslman olabiliriz. Hepimizin kltrel mslman olduu anlar vardr gndelik hayatta. Bayramda, cenazede, mezarlkta. Allah iyilii versin demek iin Allaha inanmak gerekmez. Her din bir yaama biimi, bir gndelik hayat, bir kltr, bir zihniyet retir. Aslnda belki de oul sylenmeliydi btn bunlar. Yaama biimleri, gndelik hayatlar, kltrler, zihniyetler. Bunlarn dinle ne alakas var, demeyin. Her eyin her eyle alakas var. Cevap-4: Gelenei, modern olann karsna koyan bir zihniyet retti bu lkenin modernlemecileri. Dolaysyla bu refleks, gemile, gelenekle kiisel bir ba kuran herkesi, gerici ya da muhafazakr olarak nitelendirdi. Oysa Tanpnar, rnein, bu tr kompleksleri olmayan bir yazardr. Mevlana okurken Baudelaire ve Proust da okuyabilen bir dnr. Dede Efendi dinliyor ama Mozart da dinliyor. Hem de krklarda, ellilerde! Oysa genelde Trkiyede Mevlana okuyan Baudelaire okumaz. Dede Efendi dinleyen Mozart dinlemez. Cevap-5: Btn modernlemeler trajiktir. Srekli kendisi olmak ile bakas olmak arasnda radikal seimler yapma durumunda kalmak. Bizim modern olmamz iin baka tr bir takvim ve baka bir tr apkaya ihtiyacmz olmutur. Batl byle bir trajediyi yaamamtr. Bu lkenin modernlemesi bir tr kendimiz olmaktan utanmann hikayesidir. Bu gerekten trajik bir meseledir. Bu nedenle bizim memleketin modernlemesinin biliminden ok sanat yaplr. Tanpnar da bunun piridir bence. nk bunu edebiyatla anlatmak daha

188

mnasiptir. Tanpnarn edebiyatn bu konuda bir tercih olarak okumamak lazm. Genelde en byk yanl bu. Tanpnar bu trajedinin yazardr. Trajedinin iinde, ondan beslenen biri Tanpnar. Bunu anlatyor. Bunu ok iyi anlatyor. Bunun anlatmann en iyi yolu edebiyattr. Bilim deildir (sosyoloji). Roman temel bir sosyoloji aracdr diye bir tespitim var ya. Bunun da onunla bir ilikisi var. Bu problematik edebiyata daha yatkn. Buna da en uygun roman. Biimsel olarak. Bu trajedinin edebiyat zerinden anlatlmas ok daha zenginletirici bir ey aslnda.

189

You might also like