Professional Documents
Culture Documents
Uluslararası İlişkiler Teorileri
Uluslararası İlişkiler Teorileri
Uluslararası İlişkiler Teorileri
ULUSLARARASI LfiKLER
KURAMLARI-I
Yazar
Prof.Dr. Tayyar ARI (nite 1-8)
Editrler
Prof.Dr. Tayyar ARI
Yrd.Do.Dr. Elif TOPRAK
ANADOLU NVERSTES
ISBN
978-975-06-1313-5
2. Bask
Bu kitap ANADOLU NVERSTES Web-Ofset Tesislerinde 9.000 adet baslmfltr.
ESKfiEHR, Nisan 2013
iii
indekiler
indekiler
nsz ............................................................................................................
vi
3
3
6
9
13
19
21
22
22
23
3. NTE
45
45
47
48
52
52
53
57
59
60
60
61
Jeopolitik Teoriler.................................................................... 62
GRfi ..............................................................................................................
CORAFYA VE JEOPOLTK TEOR ...........................................................
G VE JEOPOLTK TEOR .......................................................................
JEOPOLTK DETERMNZM VE DIfi POLTKA .........................................
2. NTE
25
25
28
29
32
34
38
40
41
41
42
1. NTE
63
63
64
67
4. NTE
iv
5. NTE
Oyun Teorisi............................................................................. 82
GRfi ..............................................................................................................
OYUN TEORSNN TEMEL VARSAYIMLARI ..............................................
flbirlii, Ortak kar, Gven ve letiflim Faktrleri.....................................
letiflim ve Gven Durumu...........................................................................
Rekabet ve Gvensizlik Durumu .................................................................
Ortak karlar Durumu .................................................................................
Zt karlar Durumu......................................................................................
OYUN TEORS MODELLER........................................................................
Sfr Toplaml Oyunlar ..................................................................................
Sfr Toplaml Olmayan Oyunlar ..................................................................
Tavuk Oyunu Modeli..............................................................................
Geyik Av Modeli ....................................................................................
Mahkumun kilemi Modeli .....................................................................
OYUN MODELLERNN DEERLENDRLMES ..........................................
OYUN TEORSNE YNELK ELEfiTRLER.................................................
zet ...............................................................................................................
Kendimizi Snayalm .....................................................................................
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar ............................................................
Sra Sizde Yant Anahtar ..............................................................................
Yararlanlan Kaynaklar..................................................................................
6. NTE
72
73
74
76
78
79
79
80
83
83
84
85
85
86
86
86
87
90
90
92
92
95
96
98
100
101
101
102
105
105
108
109
109
111
113
113
113
114
117
118
120
123
124
124
126
indekiler
7. NTE
129
129
131
133
134
135
135
136
136
137
138
139
139
140
141
145
146
147
147
149
151
151
153
154
155
156
157
159
165
168
170
171
171
172
8. NTE
vi
nsz
nanlmaz bir hzla deiflen ve olduka dinamik ve interdisipliner bir bilim dal olan Uluslararas liflkilerin nemi ve cazibesi her geen gn artmaktadr. Yer
kremizde insanl ilgilendiren hemen btn konular, ayn zamanda uluslararas
iliflkileri de ilgilendirmektedir. nk kreselleflmenin artmasna paralel olarak,
sorunlar da lke iiyle snrl kalmamakta, tm uluslararas toplumu ve halklar ilgilendirmektedir. Bu durum, ortak zmler aramay da zorunlu klmaktadr. Byle karmaflklaflan bir yapda, giderek artan gndemi ile uluslararas iliflkilerin rastgele bir bilim dal olmadn ve olaylarn, olgularn belli bir dzenlilik iinde cereyan ettiini ifade etmek tek baflna yeterli deildir. Doa bilimlerinde ve dier
sosyal bilim alanlarnda olduu gibi Uluslararas liflkilerin de bamsz bir bilim
dal olarak dikkate alnabilmesi ancak bu alandaki geliflmelerin ve olgular arasndaki etkileflimlerin belli bir dzenlilik iinde ve genelleme yapmaya uygun olduunu gstermekle mmkndr. Uluslararas liflkiler ayr bir disiplin ve bilim dal
olduunu 1960l yllarda teori alanndaki youn alflmalarla kantlamfl ve bu konudaki tartflmalar sonlandrmfltr.
Uluslararas iliflkiler alannda teori konusundaki alflmalarn zellikle kinci
Dnya Savafl sonras dneme rastladn ve bu tr alflmalarn Anglo-Sakson
dnyada baflladn gryoruz. Buna ramen, alann daha ziyade Amerika merkezli olarak yrtldn sylemek mmkndr. Hatta bu durum Uluslararas
liflkilere Amerikan merkezli bir sosyal bilim denmesine de yol amfltr. Teorik tartflmalarla ilgili olarak, bu alflmalarn ABDnin politikalarn meflrulafltrmay amalad yolunda elefltiriler ska dile getirilmifltir. Btn bu elefltirilerin ne anlama
geldii, kitap okunduunda daha rahat anlafllacaktr. Benzeri tartflmalara kitap
iinde de yer verilmektedir. Bu akademik tartflmalar, disiplinin gelifliminin yeni olduu gereini deifltirmemektedir. Uluslararas iliflkilerin tarihi, devletlerin ortaya
kt zamana kadar geri gitmekle beraber; yani bir anlamda insanlk tarihi kadar
eski olmakla beraber, bir bilim dal ve ayr bir disiplin olarak dikkate alnmas ok
daha yenidir. Bu durum esas olarak kinci Dnya Savafl sonras dnemde dnyann giderek kreselleflmesi ve ortaya kan Souk Savafl ortamnda ABDnin artan
karlar ve ilgisi erevesinde, diplomasi ve dfl politika konularna daha profesyonel yaklaflmasyla beraber sz konusu olmufltur. Ancak gnmzde ABDye zg
bir bilim dal olmaktan karak, Amerikan politikalarnn da ok sk tartfllmasna
vesile olan, daha ziyade uluslararas alanda barfln korunmas ve gvenliin salanmasna odaklanan, genifl bir gndeme sahip bir bilim dal haline gelmifltir.
Uluslararas liflkiler Kuramlar-I kitab sekiz niteden oluflmaktadr.
Birinci nitede, Realizm ve Neorealizm (Gerekilik ve Yeni Gerekilik)
ele alnmaktadr. Bu erevede realizmin, uluslararas iliflkilerde, politikay g ve
kar mcadelesi olarak gren bir yaklaflmn ad olduu ifade edilmektedir. Bu
teoriye gre, uluslararas politika, znde g ve kar mcadelesi olarak tanmlanabilecek bir siyasal sretir. Bu ayn zamanda realizmin ya da dier adyla siyasal gerekiliin ilk ve temel varsaymdr. Bu teori esas olarak I. Dnya Savafl
sonras srete idealizmin temel dflncesinin ve uluslararas barfl ve gvenlii
nsz
salamaya dnk varsaymlarnn iflas etmesi zerine, idealizme bir meydan okuma fleklinde gndeme gelmifltir. Bu nitede realizmin (siyasal gerekiliin) temel
kavramlar, siyasal gerekiliin ana varsaymlar, siyasal gerekiliin (realizmin)
felsefe ve bilim dnyasndaki temsilcileri, klasik realizm ile neorealizm (yeni gerekilik) arasndaki temel farklar ve benzerlikler ve realizmin gvenlik meselesine yaklaflmlar tartfllmaktadr.
kinci nitede, Liberalizm ve Yeni Liberalizm konusu ifllenmektedir. Esas
olarak birey zgrl zerinde duran ve bireyin doufltan gelen haklarnn hibir
gerekeye feda edilemeyecek kadar nemli olduunu dflnen bir aydnlanma dnemi felsefesi olan liberalizm, mutlakiyeti ve otoriter rejimlere karfl olup, demokrasiyi ne karmaktadr. Liberalizm, zgr bireylerden meydana gelen devletlerin
(demokrasilerin) oluflturduu bir dnyann daha barfll olduunu varsaymaktadr.
Karfllkl bamllk, artan demokratikleflme ve kurumsal iflbirlii neoliberalizmin
barfl ve gvenlik sorununa yaklaflmnda temel unsurlar ve aralar oluflturmaktadr. Bu nitede, liberalizmin amalar ve hedefleri incelenmektedir. Birey zgrlnn ve temel haklarnn liberalizmin temelini oluflturduu ifade edilmekte; demokrasinin, birey zgrlnn garanti altna alnd siyasal sistemler olduu vurgulanmakta; otoriter rejimlerin olmad bir dnyann daha barfll bir dnya olacana iliflkin liberal dflnceler tartfllmaktadr. Ayrca, karfllkl bamlln savafllarn azalmasndaki nemi zerinde durulmakta; liberal devletler arasnda uluslararas iflbirliini gereklefltirmenin daha kolay olduu gsterilmekte ve liberal teorilerin kurumsal iflbirliinin ve barfln tesisine iliflkin yaklaflm aklanmaktadr.
Konu, liberal dflncenin felsefi temelleri, klasik liberalizm ve temel varsaymlar,
uluslararas liberal teori, liberalizm ve uluslararas iflbirlii ve son olarak liberalizm
ve barfln korunmas ana bafllklar altnda ele alnmaktadr.
nc nitede, Marksizm ve Merkez evre Teorileri incelenmektedir. Daha ziyade Marksist yazarlar veya Marksist felsefeden esinlenen bilim adamlar tarafndan gndeme getirilen fikirlerin ve bu balamda Merkez evre teorilerinin
ele alnd bu nitede, ncelikle Marksizm ve temel varsaymlar zerinde durulmaktadr. Marksizm ve merkez evre teorilerinin ortak zellii, uluslararas iliflkileri ve dfl politikay maddi unsurlarla ve daha ziyade siyasal ve askeri g yerine
ekonomik verilerle aklamalardr. zellikle Marksn (Marx) snf atflmas ve smr yaklaflm, yeni Marksistler tarafndan dnya politikasn ve emperyalizm olgusunu aklarken temel referans olarak alnmfltr. Marksn kendisi emperyalizme iliflkin bir kuram gelifltirmemifl olmakla beraber, ondan sonra gelen baflta Lenin olmak zere yeni Marksistlerin bu konuya younlafltklar dikkati ekmektedir. Marks ve izleyicilerinin bir baflka temel zellii ise toplumsal iliflkileri ve dnya politikasn tarihselci bir bakfl asyla ele almalardr. Bu balamda Marksist
teori ve onun temel varsaymlarn kabul eden bamllk ve merkez-evre teorileri, uluslararas iliflkileri, retim aralar ve onlarn belirledii retim iliflkilerine
bal olarak ortaya kan snfsal iliflki temelinde ele almaktadr. lke iindeki
zengin/yoksul, ezen/ezilen veya daha somut ifadeyle burjuvazi/proleterya ayrmnn kresel anlamda karfll geliflmifl/azgeliflmifl ayrmdr. Bu nitede Marksist
felsefenin temel kavramlar tartfllmakta; Karl Marksn snf mcadelesi ve diyalektik tarihselciliine yer verilmektedir. Ayrca, Marksist felsefeden yola karak
vii
viii
atflma ve emperyalizm kavramlar tanmlanmakta; Marksist ve yeni (neo) Marksistlerin bakfl alarndaki farkllklar aklanmakta; bamllk ve emperyalizm
arasndaki iliflkiye dikkat ekilerek merkez evre teorilerinin; emperyalizm, bamllk ve atflma sorunlarna yaklaflmlar deerlendirilmektedir. nite, ana bafllklar halinde Marksist teori, emperyalizm teorileri, bamllk ve merkez evre teorileri ve modern Marksist yaklaflmlar altnda incelenmektedir.
Drdnc nitede, Jeopolitik Teoriler konusu incelenmektedir. Jeopolitik
teori, devletlerin corafi zellikleri ve dnya zerindeki konumlaryla, izledikleri
dfl politika arasnda dorudan deterministik bir iliflki kurmaktadr. Dier faktrler
sabit kalmak zere, lkenin corafyasnn dfl politikay belirledii savunulmaktadr. Buna gre, lkenin kara lkesi olmas ya da okyanuslarla evrili olmas veya
nemli nehirlere ve deniz ticaret yollarna sahip olmas, o lkenin dfl politikasnda belirleyici bir etki yapmaktadr. Dolaysyla devletler arasndaki rekabette, bu
tr corafyalara sahip olmann salayaca avantaj, nemli rol oynamaktadr. Ayrca devletlerin dnya zerindeki konumu, devletin dfl politika gndemini ve nceliklerini belirlemektedir. Bu erevede, jeopolitik ve corafya kavramlar arasndaki iliflki, jeopolitik teorinin temel varsaymlar, jeopolitik teori ile realist (gereki) teori arasndaki benzerlikler, jeopolitik teori ve emperyalizm arasndaki iliflki,
jeopolitik teorinin kendi iindeki farkllklar ve bakfl alar zerinde durulmaktadr. nitenin ana bafllklar, corafya ve jeopolitik teori, g ve jeopolitik teori, jeopolitik determinizm ve dfl politika, jeopolitik teori ve emperyalizm, jeopolitik
(evresel) olaslk ve jeopolitik dflnce okuludur.
Beflinci nitede, Oyun Teorisi ele alnmaktadr. Oyun teorisi, farkl amalar ve karlar olan iki veya daha fazla oyuncu (aktr) arasndaki iliflkileri inceler.
Hibir oyuncu, oyunu tamamen kontrol edebilme imknna sahip deildir ve sonular taraflarn izleyecekleri stratejiler belirler. Her bir oyuncu ya da taraf, dier
tarafn izleyecei olas politikalar dikkate alarak politikasn ve stratejisini belirler.
Her oyunda oyuncular iin tehdit, hile, blf ve karfl blf gibi olas politikalar ve
davranfllar bulunabilir. Bununla beraber, aktrler arasndaki iliflkilerde her zaman
atflma sz konusu olmamakta, iflbirliinin mmkn olduu durumlar da gndeme gelebilmektedir. Bu nitede oyun teorisinin temel varsaymlar ve realizmle
iliflkisi, oyun teorisinin devletler arasndaki iflbirliine, ortak kar ve atflma durumlarna nasl uyguland ve oyun teorisinin modelleri tartfllmaktadr. nite,
oyun teorisinin temel varsaymlar, oyun teorisi modelleri, oyun modellerinin deerlendirilmesi ve oyun teorisinin elefltirisi ana bafllklarndan oluflmaktadr.
Altnc nitede, Uluslararas Sistem Teorisi, anlatlmaktadr. Siyaset biliminde ve Uluslararas liflkilerde yaygn olarak kullanlan sistem teorisi, ayn zamanda sistem yaklaflm veya sistem analizi olarak da anlmaktadr. Sistem teorisi veya uluslararas sistem teorisi, devletler arasndaki g dalmnn ve iliflkilerin belirledii ve aralarnda bamllk iliflkisi olan egemen ulus devletlerin oluflturduu
yapy inceler. Teorinin bafllca varsaym, uluslararas sistem denilen bu yapnn,
devletlerin dfl politikalarn belirlemesidir. Bu anlamda, sistem ve yap ile onun
unsurlar olan devletlerin dfl politikalar arasnda tek tarafl, tayin edici ve belirleyici bir iliflkinin olduu kabul edilmektedir. Dolaysyla, yap ile devletlerin dfl
politikalar arasnda deterministik bir iliflki kurulmaktadr. Bu nitede, sistem kav-
nsz
ram tanmlanmakta, sistem teorisinin temel varsaymlar aklanmakta, uluslararas siyasal sistemler ortaya konmakta ve uluslararas sistem teorisinin modelleri
analiz edilmektedir. nite, sistem kavram, uluslararas siyasal sistemler, uluslararas sistem modelleri, sistem teorisinin deerlendirilmesi ve sistem teorisinin elefltirisi ana bafllklarndan oluflmaktadr.
Yedinci nitede, Karar Verme Teorisi incelenmektedir. Uluslararas iliflkilerde karar verme teorisi, uluslararas politika alannda arafltrma yrtrken, bireylerin ekonomik ve siyasal tercihlerinin nasl olufltuunu da inceleyen bir yaklaflmdr. kinci Dnya Savaflndan sonra, siyasal sreci analiz eden siyaset bilimciler tarafndan bu yaklaflma duyulan ilgide belirgin bir artfl olmufltur. Bu balamda yaplan alflmalarla, Uluslararas liflkilerde dfl politika zmlemelerinin alan genifllemifltir. Uluslararas politikann anlafllmasnda karar verme yaklaflmnn
kullanlmas yeni bir olgu deildir. Modern zamanlar dikkate alndnda karar
verme sreci, sistematik bir arafltrma konusu olarak ilk defa siyaset biliminin dflnda dier alanlarda sz konusu olmufltur. nitede karar verme teorisi ve temel
varsaymlar, karar verme srecinde rasyonelliin nemi, karar vermede kiflisel
zelliklerin etkisi, karar verme srecinde alglamann rol ve karar verme teorisinin modelleri ele alnmaktadr. Bu nite, karar verme teorisinin temel varsaymlar, karar verme srecinde rasyonellik, karar vermede kiflisel zelliklerin etkisi, karar verme srecinde alglamann rol ve karar verme teorisinin modelleri ana bafllklarndan oluflmaktadr.
Sekizinci nitede, Pozitivizm ve Epistemolojik Tartflmalar konusu ele alnmfltr. Bilim tarihine bakldnda, temel epistemolojik ve metodolojik pozisyonlarn esas olarak empirizm ve rasyonalizm olarak iki ana gruba ya da ekole ayrld grlmektedir. Bunlara epistemoloji olarak pragmatizm de dahil edilmektedir.
Bunlardan empirizmin, sosyal bilim alanna yansmas pozitivizm fleklinde olmufltur. Pozitivizm, sosyal bilimlerin de doa bilimleri gibi empirist yntemlerle arafltrlabilecei ve bilginin deney ve gzleme dayand lde bilimsel olabilecei iddiasna dayanmaktadr. Bu anlamda deerden arnmfl olma, olgusallk ve nesnellik, pozitivizmin temel zellikleridir. Buna karfllk, rasyonalizm, bilimsel bilginin
deney ve gzlemden ziyade akla dayanmas gerektiini savunmaktadr. Deerden
arnmfl olma ve olgusallk gibi temel iddialara karfl kan rasyonalistler, bilimsel
arafltrmaya rehberlik eden bir n bilgiye sahip olunduunu iddia ettiinden tmdengelimcidir. Bu nitede, empirizm ve rasyonalizm kavramlar, pragmatizmin bilimsel bilgi, teori ve deney gibi temel konulara yaklaflm, pozitivizmin temel varsaymlar ve neopozitivizm yaklaflm ele alnmaktadr. nite, epistemolojik tartflmalar, empirizm, rasyonalizm, pragmatizm, pozitivizm, mantk pozitizm, neopozitivizm ve post modernizm/post pozitivizm tartflmalarndan oluflmaktadr.
Editrler
Prof.Dr. Tayyar ARI
Yrd.Do.Dr. Elif TOPRAK
ix
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
G
kar
Ulusal kapasite
Ulusal kar
G dengesi
Anarfli
Uluslararas sistem
Doa Durumu
Alak Politika
Yksek Politika
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Realizm ve
Neorealizm
(Gerekilik ve Yeni
Gerekilik)
GRfi
REALZMN VARSAYIMLARI VE
TEMEL ZELLKLER
REALZMN FELSEF KKENLER
KLASK REALZM
NEOREALZM VE KENNETH
WALTZ
Realizm ve Neorealizm
(Gerekilik ve Yeni
Gerekilik)
GRfi
Realizm, esas olarak I. Dnya Savafl sonras srete idealizmin temel dflncesinin ve uluslararas barfl ve gvenlii salamaya dnk varsaymlarnn iflas etmesi zerine ona bir meydan okuma olarak geliflmifltir. lk ortaya kmas da aslnda
idealizmin elefltirisiyle bafllamfl ve zellikle II. Dnya Savafl sonras srete gvenlik meselesinin, uluslararas sistemin ana gndemini oluflturmasyla olduka
ekici hale gelmifltir. Dolaysyla Souk Savafl boyunca devam eden atflma eksenli dnyadaki siyasal sreci ve dfl politika yaklaflmlarn aklamada baflvurulan temel teorik ereve realizm olmufltur.
G: Uluslararas sistemde
aktrlerin siyasi, askeri,
ekonomik kapasitelerine
dayal olarak, birbirlerinin
davranfllarna etki edebilme
potansiyellerdir.
4SIRA SZDE
SIRA SZDE
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
uluslararasD rgtler
fi N E L M de yesi olan devletlerden ayr varlklar ve egemenlikleri olmad gerekesiyle aktr olarak kabul edilmezler. Tek uluslararas politika aktr
olarak, otonom, egemen ve bamsz hareket edebilme yeteneine sahip siyasal
S O R U
varlklar olarak
grdkleri devleti kabul ederler.
D fi N E L M
S O R U
Avrupada egemen
devletlerin douflu, Otuz Yl Savafllarn sona erdiren 1648 WestD K K Aulus
T
falya Anlaflmasyla bafllamfltr.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
Siyasi ve askeri konular en
nemli konular olarak gren
realistlere
N T E R Ngre
E T devletler,
ulusal kar maksimum
klmak iin aba gsterirler.
SIRA SZDE
Klasik realizme
SIRA gre,
SZDEuluslararas sistemde merkezi bir otoritenin bulunmamas (anarflik
yap) istikrar iin hangi nlemleri gerektirmektedir?
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
Birka nemli noktaya tekrar dikkat ekmek gerekirse realizme gre, eer devlet hayati karlarn gzetmede baflarsz olursa iinde bulunduu uluslararas ortam tarafndan acmaszca cezalandrlr. nk; realistlere gre, rasyonel bir aktr
olan devlet dfl politikada maliyet unsurunu dikkate almak durumundadr. zellikle neorealistlere gre; uluslararas anarfli devletlerin davranfllarn belirleyen nemli bir ge olduundan, ortak karlar sz konusu olsa bile net kazan yoksa anarfli durumu devletlerin iflbirlii yapmasn engellemektedir. Bununla beraber, tm
realistler iin uluslararas kurumlaflmann iflbirliinin geliflmesine etkisi olduka
marjinal dzeydedir (Grieco, 1995: 153).
Oysa liberallere gre, devletler mahkmun ikilemi tr bir iliflkide dahi iflbirlii yapabilirler. Bu durumda taraflarn, karfllkl istenmeyen bir durumdan kanmalar iin iflbirlii yapmalar gerekmekte, ancak aralarnda iletiflim olmad iin,
dier tarafa gvenmeleri hatta dierinin iflbirliinden kanabilecei riskini gze almalar gerekecektir. Byle bir durumda, iflbirliinin getirisi artrlarak ya da iflbirliinden kanma cezalandrlarak, taraflara, iflbirliinin kendileri iin rasyonel bir
seim olduu anlatlabilir. Realistler, bu tr zmlerin ifle yaramayacan, bunlarn hem maliyetli hem de etkisi zayf olan faktrler olduunu dflnmektedirler.
Uluslararas anarflik yapda istikrar salayan ve devletleri iflbirliine, kurumsallaflmaya ynelten en nemli faktr, birbirlerini dengelemeye dnk davranfllardr
(Stone, 1994: 452-53).
Tm realistler, i politika ile uluslararas politikay birbirinden ayrarak ele almaktadrlar. Fakat klasik realistler, uluslararas politikay da g mcadelesi ve
bundan kaynaklanan g dengesiyle aklarken neorealistler, bu noktada anarfli
kavramna baflvurarak, anarflinin devletlerin davranfllarn belirlediini varsaymaktadr. Baflka bir deyiflle anarfli, gvensizlii ve belirsizlii dourmakta, bu ise taraflar arasndaki iliflkiyi, mahkmun ikilemi tr bir iliflkiye dnfltrd iin, olas
iflbirlii giriflimlerine engel olmaktadr.
Sonu olarak drt noktada zetlenebilecek realizmin temel varsaymlarna iliflkin yazarlarn yaklaflmlar arasnda az ok farkllklar bulunmaktadr. Vasquez,
realizmin varsaymlarn bafllk altnda toplamaktadr. 1) Devlet, uluslararas politikann temel aktrdr. 2) politika ve uluslararas politika ayrdr. 3) Uluslararas iliflkiler g mcadelesidir (Vasquez, 1998: 37). Bu erevede realizm mcadeleyi douran sebepler ve onlarn ortadan kaldrlma yollar zerinde durmaktadr.
Keohane da realizmin varsaymlarn arafltrma programnn etin z (hard core)
olarak niteledii noktada zetlemektedir. Bunlar: 1) devlet merkezcilik varsaym, 2) rasyonellik varsaym, 3) g varsaymdr (Shimko, 1992: 286-87).
Son olarak realist teorinin zn oluflturan g kavramna yklenen anlamlar
olduka farkldr. G kavramn en sk kullanan ve uluslararas politika analizinin
merkezine yerlefltiren Morgenthau, politikay g mcadelesi olarak tanmlamaktadr. Morgenthauya gre g, politikann temel amacn ve herhangi bir siyasal
davranfln temel gdsn oluflturmaktadr. Bir baflka yerde de g kavramnn
bir iliflki biimi ya da amac gereklefltirmek iin bir ara olduunu ifade edebilmektedir. Kenneth Waltz ise (1992: 36) gc, bir ama olmaktan ziyade bir ara
olarak, devletin varln srdrmesinin ve gvenliinin salamasnn arac olarak
grmektedir. Waltza gre devletin nihai amac g deil gvenliktir ve bu noktada Morgenthaudan farkl dflnmektedir. Waltza gre g, devletin daha fazla gvenlie sahip olmasnn bir aracdr.
Bunun dflnda gcn ne olduu konusuna realistler aklk getirmifllerdir.
Morgenthauya gre g, bir ulusu dier uluslar karflsnda gl klan faktrler
Klasik realistler gc
uluslararas politika ve dfl
politikann bafllbaflna bir
amac olarak grmekteyken
neorealistler gc devletin
temel amac olan hayatta
kalma ve varln srdrme
amacn gereklefltirmeye
ynelik bir ara olarak
deerlendirmektedir.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
ve dorudan ulusal g olarak kabul edilen nicel ve nitel unsurlardan oluflmaktadr. Bunlar arasnda corafya, doal kaynaklar, endstriyel kapasite, askeri hazrlk derecesi ve nfus nicel unsurlar; ulusal moral, ulusal karakter, diplomasinin nitelii ve hkmetin nitelii ise niteliksel unsurlar oluflturmaktadr (Morgenthau, 1970: 130-94).
Yukarda da ifade edildii gibi, geleneksel ya da klasik realistler gc bir devletin sahip olduu fiziksel unsurlar olarak ifade etmekte, buradan yola karak daha ok ulusal g ve bunu meydana getiren eler zerinde durmaktadr. Dolaysyla genelde realistlerin gcn tanm konusunda belli bir noktada birleflemedikleri gzlense de Morgenthau ve Niebuhr gibi klasik realistler, gc, bir devletin sahip olduu baflta askeri ve ekonomik g olmak zere, bu kapasitelerin toplam
olarak grrler. Ancak realistlerin gc, sadece fiziksel kapasite toplam olarak
grmedikleri, gcn maddi olmayan unsurlar da ierdiine dikkat ektikleri grlmektedir. Ekonomik ve askeri gcn dier unsurlardan ayrlamayacan kabul
eden Waltz gibi neorealistler, gcn srekli deiflen ve dinamik bir yapya sahip
olduuna da dikkat ekmektedir. Dolaysyla devletleri bir g skalasna (leine) yerlefltirmek kolay bir ifl deildir (Senarclens, 1991: 9-10).
Klasik realizm insan doasndan hareket ederek devletin g peflinde koflmasndan kaynaklanan g mcadelesi zerinde younlaflrken, neorealizm, uluslararas yapdaki anarfli olgusu zerinde durmaktadr. Bu arada realist dflnce uluslararas politikay devletleraras bir etkileflim sreci olarak tanr ve devletlerin bu
dorultuda kendi askeri, siyasal ve ekonomik kaynaklarn kullandklarn belirtir.
Bir ortak otorite ya da merkezi hkmetin olmad uluslararas sistemin yaps bu
haliyle anarfliktir. Bu nedenle bir taraftan uluslararas yapda srekli bir dzenin
bulunmamas, dier taraftan devletlerin farkl karlara sahip olmalar savafllara yol
amaktadr. Uluslararas sistemin anarflik yapsnn yol at korku ve gvensizlik,
uluslararas iliflkilerin temelini oluflturmaktadr. G unsuru hem klasik realizmde
hem de neorealizmde ana unsur olmaya devam etmektedir.
Neorealistlerin,
SIRA klasik
SZDE realistlerin alak politika olarak nitelendirdikleri iktisadi konular gndeme taflmalarnn nedenlerini dflnnz.
D fi N E L FELSEF
M
REALZMN
KKENLER
XX. yzyl realizminin ortaya kflndaki felsefi geri plan dikkate alndnda bunun eski Yunana
S O R Ukadar gtrlebilecei grlmektedir. M. 5. yzylda (M 471400), yaklaflk Platonla ayn dnemde yaflayan Thucydides, Helen dnyasna hakimiyet konusunda aralarnda rekabet bulunan Atina ve Sparta kent devletleri araDKKAT
snda 424te patlak veren Peloponezya Savafllar srasnda bir Atina generali olarak
Trakyada grevliydi. Fakat flehrin Sparta tarafndan alnmasna engel olamad
SIRA
SZDE mahkm edilmiflti. Thucydides bundan sonraki zamann saiin yirmi yl
srgne
vafl izleyerek, gzlemlerde bulunarak, ve taraflarla grflerek geirmifltir. Savafln
btn nedenlerini, taraflarn motivasyonlarn, liderlerin politikalarn inceleyerek
AMALARIMIZ
gemiflten gelecee aktarlabilecek dersler karmay amalamflt (Viotti ve Kauppi, 1993: 37-38).
Thucydidese
K T Agre
P savafln nedeni Atinann glenmesinin Spartada yaratt
kuflku ve gvenlik kaygsyd. Dolaysyla g dengesindeki bozulma kuflkuyla birleflince, savafl iin yeterli sebep de oluflmufltu. Sparta, Helen dnyasndaki egemen
konumunuT Ekaybetmek
endiflesine kaplmfl ve gcn artrmaya, bunun iin ittiLEVZYON
faklar oluflturmaya dnk karfl nlemlere baflvurmufl, Atina da buna ayn flekilde
NTERNET
Niccolo Machiavelli
(1469-1527)
yerine getirmesi, bunlarn tersini yapmasndan daha zordur. Bir prensin esas grevi, devlet erkini elinde tutmak olduuna gre bu meziyetleri (insanlar vgye deer klan tm bu fleyleri) yerine getiremez. nk; devleti elinde tutmak iin sk
sk verdii sze karfl, iyilikseverlie karfl, insanla karfl, dine karfl davranmak
zorunda kalr (Machiavelli, 1994: 110).
Demek ki prens, merhametli, dindar, namuslu, insancl grnmelidir; fakat mutlaka byle olmas gerekmez. Prenslerin eylemlerini yarglamak sz konusu olduunda
aralara deil amaca baklr. O halde, bir prens, ama olarak devletin ele geirilmesi ve elde tutulmasn seerse o zaman, aralar hep vgye deer bulunacak ve herkese vlecektir. Prensin dilinde barfl ve sadakat gibi szckler eksik olmamaldr;
bu szcklerin dflman bile olsa; nk halk grdne inanr; gerei ise pek az
kifli fark eder (Machiavelli, 1994: 111).
Thomas Hobbes
(1588-1679)
KLASK REALZM
D fi N E L M
Yukarda ortaya konmaya alfllan temel varsaymlar ve felsefi
geri plan aslnda
hem realizm (klasik realizm) iin hem de neorealizm (yeni gerekilik) iin geerO R U klasik reali olan ana varsaymlar ve dflncelerdir. Ancak bunlarn dflndaS sadece
lizme ya da neo realizme zg varsaymlar da bulunmaktadr.
G ve kar politikann odana yerlefltiren ve ona merkezi bir nem atfeden
DKKAT
realizmde gcn bafll baflna bir ama gibi grndn sylemekte yarar vardr.
Zira devletler g ve kar peflinde koflan siyasi yaplar olarak grlrken uluslaSIRA SZDE Oysa g,
raras politikada da g ve kar mcadelesi olarak tanmlanmaktadr.
neorealizm (yeni gerekilik) iin ama olmaktan ziyade gvenlie ulaflmak iin
bir ara olarak grlecektir.
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
10
Klasik realizmde devletlerin doasyla insan doas arasnda dorudan iliflki kurulmaktadr. Buna gre, devletlerin doas, insanlarn doasndan ayr tutulamaz
ve dolaysyla devletlerin bencil ve karc olmalar, onlar oluflturan insanlarn doasndan kaynaklanmaktadr. Devletin doasn ve dolaysyla politikann doasn
anlamak iin insan doasna bakmak gerekir.
Dolaysyla realizme gre, insan unsurunun uluslararas politikaya ynelik nemli sonular bulunmaktadr. Dier bir deyiflle insan unsuru, liberal ya da idealist yaklaflm ve teorilerden farkl bir boyutta ele alnmaktadr. Realistler insann kt, gnahkr, karc, saldrgan ve iliflkilerinde gc n plana karan olumsuz bir doaya sahip olduunu dflnmektedirler. zellikle klasik realizm, uluslararas politikay insan doasyla aklamaktadr. nsana ynelik deerlendirmesi olduka negatif
olan realizme gre, insan doufltan kt, agzl ve hrsldr. Uluslararas politikay insan doasna bakfllaryla uyumlu flekilde aklayan savafl sonras realistler Morgenthau ve Niebuhr, tpk bireyler gibi devletlerin de dfl politikada g ve kar peflinde olduklarn belirtmifllerdir. Srekli kapasitelerini artrma gdsyle hareket
eden devletler, imknlar lsnde dierlerini egemenlikleri altna almaya alflrlar. Dolaysyla byle bir yapda savafl ve atflma olaan hale gelmektedir.
Realizme gre devlet adamn ynlendiren faktrler korku, kuflku, gvensizlik,
gvenlik ikilemi, ne kavuflma, saygnlk ve kar gibi unsurlardr. zellikle bunlar arasnda korku ve bunun yol at gvenlik ikilemi devletleri savafla zorlayan
nedenlerin baflnda gelmektedir. Kald ki realistler dier bir devletin (eer ki bu ayn zamanda potansiyel bir dflmansa) glenmesine seyirci kalmaktansa onu nlemek iin savafla baflvurmay meflru saymaktadr. Bunun en nemli rnei Thucydidesin alflmasnda grlmektedir. Thucydides Atinann glenerek g dengesini bozma olaslna karfl, Sparta ve mttefiklerinin savafla baflvurmasn bir zorunluluk olarak grmektedir. nk; bu anlayfla gre vcudun herhangi bir yerinde varl anlafllan bir tmrn henz kkken ortadan kaldrlmas ne kadar gerekliyse bu da o kadar gereklidir. Bu yaklaflma Machiavellide de rastlanmaktadr.
Machiavelli de hakl ve haksz savafl gibi kavramlar zerinde durmamaktadr. Bu
kavramlar ayn zamanda saldr ve saldrgan kavramlarn da tanmlamay gerektirir ki realizm bunun zerinde durmay gerekli grmez. Eer bir savafl, ulusal karn korunmas iin gerekliyse yaplmaldr. Kendini savunma kavram olduka genifl bir erevede ele alndndan realizmde emperyalizme meflruluk tannmaktadr. Zira tehdit aka alglanabiliyorsa karfl tarafn saldrsn beklemeye gerek
yoktur, byle bir savafl gereklidir ve meflru kabul edilmelidir (Forde, 1992: 375-76).
Realizme gre, politikaclar ahlaki ltlerden ziyade temelinde kar ve gcn
maksimum klnmasn ngren siyasal kriterlere gre davranrlar. dealist yaklaflm politikann ahlaki standartlara uymas gerektii zerinde dururken realistler,
soyut nitelikli ahlaki standartlarn siyasal eylemlere uygulanamayacan ileri srerler. nk; karar verici durumundaki devlet adam, ulusal evreden farkl olarak,
gerek bir merkezi otoritenin, gerek tam anlamyla devletleri balayc hukuki yaptrmlarn, gerekse btn devletlerce kabul edilmifl ilkelerin bulunmad bir uluslararas evrede faaliyet gstermektedir. Ayrca uluslararas alanda geerli olan
standartlar, ulusal dzeyde bir bireyin davranfllarn ynlendiren standartlardan da
olduka farkldr. Realistlere gre, devlet adam, devletin karn gzetmek zorunda olduundan, bireysel iliflkilerinde uyduu ahlaki standartlara ou zaman uymayabilir. Zira devlet adam, ncelikle ulusal kar gzetmek ve devleti dfl tehditlerden ne pahasna olursa olsun korumak zorundadr. nk; merkezi bir otoritenin bulunmad bir uluslararas ortamda, sonucu belirleyen her zaman devletin
11
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
12
Hans J. Morgenthau
Edward H. Carr, Uluslararas liflkiler alannda temel klasikler arasna girmifl bulunan Yirmi Yln Krizi: 1919-1939 (The Twenty Years Crisis) adl alflmasnda
II. Dnya Savaflna giden sreci analiz ederken savafln nedenleri zerinde durmak
yerine, genel bir kritiini yaparak daha belirgin nedenler zerinde durmay tercih
etmifltir. Carr, 1919 tarihli Versay Antlaflmasnn zerinden henz yirmi yl gemeden savafln kfln hayretle karflladn belirterek geleneksel idealist yaklaflm
fliddetle elefltirmektedir. I. Dnya Savaflnn korku, endifle ve gvensizlikten kaynaklandn belirterek dier realist yazarlar gibi o da g unsurunun nemi zerinde durmaktadr (Viotti ve Kauppi, 1993: 43-44). Carr, ilk baflta gvenlik endifleleriyle ve meflru savunma amacyla bafllayan I. Dnya Savaflnn bir sre sonra saldr savaflna dnfltne dikkat ekerek, nce savunma amacyla savafla girmifl
olan Avrupa devletlerinin de bir sre sonra baz topraklar ele geirmek amacyla
hareket etmeye baflladklarn ifade etmektedir. Zaten, Thucydidesin Atina-Sparta
savaflnda da tpk byle olmufltur. Carr, kendisinin topyaclk olarak adlandrd
idealist teorilerin acmasz bir elefltirisini yapt alflmasnda, deer ve g unsurlarnn, topya ve gereklik gibi birbirinden farkl kavramlar ve olgular olduunu
ifade etmektedir.
Carra gre, politika etiin deil, etik politikann bir fonksiyonudur. Etii daha
ncelikli gren idealistlere (liberallere) gre, bireyin grevi toplumun genel yararna tabi olmak ve kendi karn toplumun kar iin feda etmektir. Bunlara gre,
bireyin kendisi iin iyi olan, her zaman toplum iin iyi olana tabidir. Sadakat ve fedakrlk bu bakfl asna gre vazgeilmez kavramlardr ve birey iin kendi karnn nnde gelmelidir. (Carr, 1972: 33).
topyaclarn (liberallerin veya idealistlerin) karlarn uyumu doktrinini elefltiren Carra gre, idealistlerin bylece kendi karlarn, dnyann geri kalanna kabul ettirmek amacyla bilinli ya da bilinsiz bir flekilde evrensel kar ad altnda
gizlediini ileri srmektedir. nsan doas gerei kendi iin yararl olduuna inand bir fleyin dierleri iin de yararl olduuna inanr. Hatta baz zel karlarn
gizlemek iin flk maskeler bulur. lke iinde sk sk kullanlan kamusal yarar teorilerinin benzerlerine uluslararas iliflkilerde de sk sk rastlanr. Carra gre idealist mutlak bir standart gelifltirmeye heveslidir. Fakat bunu yaparken kendi karnn dnyann kar olduunu aka sylemez. nce Dnya iin iyi olann kendi
lkesi iin de iyi olacan savunur; arkasndan da bu argman tersine evirerek
kendi lkesi iin iyi olann dnya iin de iyi olduunu syler. Bunun tarihte ynla rneinin bulunduuna iflaret eden Carr, ABD Baflkan Woodrow Wilsonun
Amerikan politikasyla evrensel adaletin ayn olduuna inandn ve Amerikan karlarn insanlarn genel karlar gibi sunduunu belirtmektedir. Carr, ngilizce
konuflan milletlerin kendi karlarn, insanolunun iyilii kisvesi altnda gizlemekte usta olduklarn ve bu tip bir ikiyzlln Anglo Sakson aklna has bir zellik
olduunu belirtmektedir (Williams, Wright, Evans, 1996: 259-263).
dealizmi topya olarak niteleyerek ar flekilde elefltiren Carrn at yoldan
giderek kendini bir realist teori gelifltirmeye adamfl olmasndan dolay XX. yzyl
realizminin asl babas saylan yazar Hans J. Morgenthaudur. Hans J. Morgenthauya gre, dnya rasyonel bir bakfl asyla kusurlu ve noksandr. Bunun nedeni
ise insann doasnda aranmaldr. nsan kt, gnahkar ve iliflkilerinde kar ve
gc n plana alan bir doaya sahiptir. Dnya, insann doasnda var olan bu glerin bir yansmasndan ibaret olduundan, dnyay dzeltmek ve gelifltirmek iin
bu glere karfl kmak yerine bu glerle birlikte hareket etmek gerekir. Byle
bir dnya, ister istemez atflan karlar dnyas olacak, moral ilkeler hibir zaman
13
tam olarak gereklefltirilemeyecek, olsa olsa, geici kar dengelerinin ve her an yklp bozulabilecek zmlerle giderilmifl atflmalarn glgesinde oluflan bir dnya elde edilebilecektir. Morgenthau, realist yaklaflmn ve siyasal gerekiliin alt
ilkesi zerinde durmaktadr (Morgenthau, 1970: 2-14).
Bu ilkelerden birincisi, genel olarak toplum gibi, politikann da kkleri insan
doasnda bulunan objektif yasalarca ynetildiine inanlmasdr. kincisi, siyasal gerekiliin hareket noktasn g olarak tanmlanan kar kavramnn oluflturduudur. nc olarak, siyasal gerekilie gre, kar kavram gerekten de
politikann zdr ve zaman ve mekana bal deildir. Drdncs, Morgenthau,
evrensel moral prensiplerin devletlerin dfl politikadaki eylemlerine aynen uygulanmasnn mmkn olmadn belirtmektedir ve bu prensiplerin zaman ve mekana
bal olarak ortaya kan somut flartlara gre ayklanmas gerektiini belirtmektedir. Siyasal gerekiliin beflinci ilkesine gelince, Morgenthauya gre, siyasal gerekilik bir devletin siyasal eylemlerini, yani ahlki hareket edip etmediini evrensel ahlki prensiplerle lmeye kalkmaz. Altnc ve son olarak Morgenthau, siyasal
eylemlerin siyasal kriterlerle deerlendirilmesi gerektii zerinde durmaktadr.
Dier gereki yazarlar gibi Morgenthau da devletin sahip olduu kapasitenin,
devletin dfl politikasnn belirlenmesinde nemli bir faktr olduu zerinde durmaktadr. Morgenthau, ulusal gcn gelerini, niceliksel ve niteliksel geler olmak
zere iki grupta toplamaktadr. Bunlardan corafya, doal kaynaklar, endstriyel
kapasite, askeri hazrlk derecesi ve nfus niceliksel geler olarak dikkate alnrken
ulusal karakter, ulusal moral, diplomasinin nitelii ve hkmetin nitelii, niteliksel
eler olarak dikkate alnmaktadr.
Morgenthau da tm dier gerekiler gibi, g dengesinin uluslararas sistemde barfln korunmas bakmndan etkin bir teknik olduu zerinde durmaktadr.
Ancak Morgenthauya gre, uluslararas barfl koruyan g dengesinin kendisi olmayp, esas nemli olan bu konuda devletler arasnda bir konsenssn (fikir birliinin) bulunmasdr. nk; g dengesinin kurallarna uyulmas iin, ncelikle
devletler arasnda g dengesinin korunmas konusunda ortak bir anlayfln bulunmas gereklidir.
te yandan, realizmin geliflmesine nemli katklarda bulunan Reinhold Niebuhr da Morgenthau gibi uluslararas politikaya insan doasndan yola karak ktmser yaklaflmakta; devleti, niter yaplar ve uluslararas politikann temel aktr
olarak, uluslararas politikay ise g ve kar mcadelesi olarak grmektedir. Niebuhr da Morgenthau gibi uluslararas yapda istikrar g dengesinin saladna
inanmaktadr. Ancak g dengesi, devletlerin dierlerini alglamalarna bal olarak benimsedikleri politikalarn sonucu olarak ortaya kmaktadr. Dzeni salayc bir unsur olarak grlen g dengesi, Adam Smithin grnmez eli gibi bu mekanizmann doal sonucu olarak ve sanki devletler arasnda bunu salamak iin
gizli bir kontrat yaplmfl gibi ifllemektedir. Niebuhr da gc, askeri ve ekonomik
g baflta olmak zere kapasite toplam olarak grmektedir.
Realizme gre, uluslararas sistemin anarflik yapsnda g dengesi,
istikrar
SIRA
SZDE nasl salamaktadr?
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
14
Kenneth Waltz
Waltz, ilgin fleyler zerinde durmakta ve o gne kadar bir sonu olarak baklan
ve anarflik bir ortam olarak grlen uluslararas yapnn devletlerin davranfllarn
snrladn sylemekte; ayrca g kavramna yeni anlamlar yklemektedir.
Waltz, farkl siyasal sistemlere ve farkl ideolojilere sahip olan devletlerin benzer
davranfllar ve politikalar benimsemesinin nedenini aklamaya alflmfltr. Waltza
gre bunun yant yap kavramnda sakldr. Uluslararas yap, devletlerin benzer
koflullarda kendi zsel farkllklarna ramen, benzer politikalar izlemesinin kaynan ve nedenini oluflturmaktadr. Aslnda Waltza gre indirgemeci olan yalnz dfl
politikay insan doasna ve devletin kapasitesine dayandran klasik realistler deildir; dfl politikay bireye indirgeyen klasik liberallerle snf atflmas ve retim biimini temel alan Marksistler de benzer flekilde indirgemecidir. Waltza gre tm bunlarn temel hatas dfl politikayla devletlerin oluflturduu sistemi birbirinden ayrmamalardr. Waltz bu nedenle sistemin dfl politika zerindeki snrlandrc ve koflullandrc etkisine dikkat ekmektedir (Waltz, 1982: 19-32; 1992: 33).
Waltza gre, uluslararas sistem; sistemin temel kurallar, sistemi oluflturan birimlerin nitelii ve birimler arasndaki kapasite dalm gibi geler asndan ulusal sistemden farkllk gstermektedir. siyasal sistemde, sistemin temel kural hiyerarfli olmasna karfllk uluslararas sistemin ana ilkesi anarflidir. Hiyerarflik bir yapya sahip olan ulusal sistemde emir ve itaat iliflkisi hakimdir. Sistemdeki birimleri
oluflturan bireyler karmaflk toplumsal yap iindeki iflblm erevesinde hangi
alanda uzmanlaflacaklarna kendileri karar vermekte ve bu nedenle farkl alanlarda uzmanlaflabilmektedirler. Oysa uluslararas anarflik yapda ast st iliflkisi ya da
itaat eden-edilen iliflkisi sz konusu deildir. Birimlerin fonksiyonlarnda benzerlik bulunmaktadr. Hiyerarflik bir nitelikteki ulusal yapda farkl kapasitelere sahip
olan birimlerin fonsiyonlar farklyken anarflik bir nitelie sahip olan uluslararas
yapda farkl yetenekteki devletlerin fonksiyonlar byk lde benzerlik gstermektedir (Linklater, 1995, 244).
Waltza gre g dengesi sreklilik gstermekte, denge bozulsa bile baflka bir
flekilde yeniden kurularak devam etmektedir. ki kutuplu ya da ok kutuplu, her iki
modelde de g dengesi sistemin ana zelliidir. Bununla beraber, iki kutupluluk
ok kutuplulua gre daha istikrarldr. Byk glerin ihtiyatl bir dfl politika izlemelerinden, yaflamsal karlarn kesin bir flekilde tanmlanmfl ve etki alanlarnn belirgin olmasndan ve nkleer silahlarn varlndan dolay iki kutuplu yapda merkezi gler arasnda savafl kma olasl daha azdr. Bu nedenle de daha istikrarl
bir grnme sahiptir. ok kutuplu yaplardaysa srekli deiflen askeri ittifaklar ve
kapasite deiflimlerinde meydana gelen farkllaflmalar, yapnn istikrarn tehdit
eden unsurlardr ve bundan dolay daha istikrarsz bir nitelik gstermektedir. ok
kutuplu sistemlerde sz konusu olan karfllkl bamlln artmas da istikrar azaltan bir dier unsur olarak deerlendirilmektedir (Linklater, 1995, 246-47).
Bu balamda yap ve sistem kavramlar zerinde duran Waltza gre devletler,
uluslararas yapnn gereklerine gre hareket etmektedirler. ki kutuplu ya da ok
kutuplu olarak da nitelenebilecek uluslararas sistem, znde merkezi bir otoritenin bulunmamas ve doa durumunun devam etmesi nedeniyle anarfliktir. Waltza
gre bu anarflik yapdaki uluslararas sistemde her bir devletin ncelikli amac egemenliini ve gvenliini korumaktr (Vayrynen, 1995: 361-62; Forde, 1995: 142).
Akas Kenneth Waltzn nclndeki neorealist okul, dnyay daha nceki realist dflnrlerden pek ok ynyle farkl tanmlyor ya da farkl gryor.
Realistler uluslararas politikay kabaca devletler aras bir etkileflim sreci olarak
grmekteydi. Oysa, neo realistler devletler aras etkileflime bakarken sistem dze-
15
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
16
idealizmden ayran en nemli unsur olan moral unsurun dikkate alnmamas, neo
realizmde gzard edilmifltir. Bu nedenle bir taraftan bilimsellik kaygsyla hareket
ederken dier taraftan pozitivizmin nemli ilkelerinden biri olan deerden arndrlmfl bilim ilkesini yadsmas neorealizme yneltilen nemli bir elefltiridir (Forde,
1995: 143).
Devletin davranfllarn anarfli ile aklayan neorealizme gre, bir devletin dierleri tarafndan egemenlik altna alnma korkusu devletlerin davranfllarn belirlemektedir. nsan doasna dayanan klasik realizme greyse devletlerin dfl politikalarn belirleyen ana unsur dierlerine egemen olma arzusudur. Uluslararas
g mcadelesi, anarfli modeline gre sistemin eksikliklerinden kaynaklanrken
insan doas modelinde, insann doasndaki eksikliklerden kaynaklanmaktadr.
Neorealist teoride anarfliden kaynaklanan baflkalar tarafndan egemenlik altna
alnma korkusu, yani her devletin korktuu ya da her devletin dierlerini egemenlik altna alma isteinde olduu varsaym genellefltirilmektedir. En kt durum varsaymna dayanan ve mahkmun ikilemi, gvenlik ikilemi gibi oyun teorisinin kavramlarn kullanan neorealizmde; korkunun yanlfl anlamadan, n yargdan ya da eksik bilgilenmeden kaynaklanabilecei dikkate alnmamaktadr (Shimko, 1992: 294).
Her ne kadar anarfli kavram Morgenthauda ve klasik realizmde de yer almaktaysa da anarfli kavramna dfl politikay aklamada bir ifllev yklenmemekte; neden sonu iliflkisi asndan ele alnmamaktadr. Klasik realizmde anarfli, uluslararas alanda insanlarn ve dolaysyla devletlerin dierleri zerinde hkimiyet kurma
abalarna engel olacak bir st otoritenin bulunmamas anlamna gelmekte; g
mcadelesinin nedeniyse baflka faktrlere dayandrlmaktadr. Dolaysyla klasik
realizmde anarfli varsaym sz konusu olmakla beraber, dfl politikay belirleyen
bir etken olarak, yani nedensel adan ele alnmamaktadr. Morgenthauya gre
devletlerin g mcadelesi ya da stnlk peflinde koflmalar anarflinin sonucu deildir. Bunun nedeni, insann doasnda mevcut olan hrs, g elde etme tutkusu
ve stn gelme arzusunun kollektif yansmasdr. Morgenthauya gre insann gl olma isteinin ve bencilliinin etkisi devlet politikas ve davranflnda belirgin
flekilde grlmektedir. Anarfli ise, insann doasnda var olan bu zelliklerin ve objektif yasalarn devletin dfl politikasna egemen olmasna frsat salamas bakmndan nemlidir. Morgenthauya gre g dengesi mekanizmasnn dflnda devletleri snrlayan baflka bir merkezi otorite sz konusu deildir. Anarflinin nemiyse bu
duruma snrlama getirmemesinden kaynaklanmakta; yoksa belli dfl politikalarn
uygulanmasn dayatmamaktadr (Shimko, 1992: 293; Forde, 1995: 144-45).
Dolaysyla klasik realistler de neorealistler gibi, yapsal anarfli ya da sorunlarn zmn salayacak merkezi bir otoritenin yokluu zerinde durmakla beraber, bunu bir sonu olarak deerlendirerek, devletlerin dfl politikas zerinde
belirleyici bir etkisi olduu zerinde durmuyor. Oysa neorealistler anarfli olgusuna
bir neden olarak bakarak, devletlerin dfl politikasn aklamada nemli bir kfl
noktas olarak kabul etmektedirler. Buradan yola karak gvenlik ikilemi (security
dilemma) ve kendine gvenme (self help: kendine yardm) kavramlar zerinde
duran neorealistlere gre, herhangi bir devletin gvenliini salamaya dnk faaliyetleri, mevcut ya da potansiyel dflmanlarnn gvenliini tehlikeye sokmaktadr. Bir devletin mutlak gvenlik iinde olmas, dier devletlerin mutlak gvensizlii anlamna gelmekte ve bu durum, dier devletleri silahlanmaya ya da baflka trl dflmanca davranfllara itmektedir. Dolaysyla nisbi kapasite (relative capabilities) sorununun realist yaklaflmda merkezi bir neme sahip olduunu vurgulamak
17
18
Realist kuramlara
gre (klasik ve neorealist), uluslararas sistemde devletler arasnda kuSIRA SZDE
rulan iflbirlikleri aklanabilir mi?
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
19
zet
A M A
A M A
venlik sorunu devletleri daha fazla g elde ederek gvenlik salamak zorunda brakmaktadr.
Bu teorinin en nemli varsaymlarndan biri de
uluslararas politikann iflbirliinden ziyade bir
atflma sreci olarak grlmesidir. Realizmde,
dier devletlere ya dflman ya da potansiyel dflman olarak baklr. Devletler her durumda dierine gre kendisini stn klacak politikalar peflindedir ve bu durum ister istemez gvensiz bir
ortamn domasna yol aar. Ayrca realizmde
g dendiinde ilk olarak askeri g akla gelmektedir. Realizm gcun unsurlar arasnda takip ettii hiyerarfliyi uluslararas gndemle ilgili
de yapmakta ve askeri ve gvenlik konularn en
bafla yerlefltirmektedir.
A M A
20
A M A
A M A
21
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi realizmin temel kavramlarndan deildir?
a. Ulus devlet
b. G
c. Karfllkl bamllk
d. Anarfli
e. kar
7. Thomas Hobbesun Leviathan isimli eserinde inceledii, herkesin herkesle savaflt doa durumu, bireylerin egemenliklerini devlete devretmeleriyle son bulur.
Uluslararas politikayla kurulan analojide, doa durumuna benzetilen kavram afladakilerden hangisidir?
a. Ulus devlet
b. Uluslararas politika
c. Ulusal g
d. Uluslararas sistem
e. Ulusal kar
22
2. b
3. d
4. e
5. e
6. b
7. d
8. c
9. e
10. b
23
Yararlanlan Kaynaklar
Buzan, Barry. (1996), The Timeless Wisdom of Realism, Steve Smith, Ken Booth and Marysia Zalevski, International Theory: Pozitivism and Beyond. Cambridge: Cambridge University Press, iinde ss. ss. 47-65.
Carr, Edward H. (1972), Utopian Background Robert
L. Pfaltzgraff, Jr., (ed.) Politics and the International System, 2nd ed. New York: J.B.Lippincott Company, iinde ss. 23-40.
Forde, Steven. (1995), International Realism and the
Science of Politics: Thucydides, Machiavelli, and
Neorealism, International Studies Quarterly.
Vol. 39, No. 2 (June), ss. 141-159.
Gkberk, Macit. (1974), Felsefe Tarihi. Ankara: Bilgi
Yaynevi.
Grieco, Joseph M. (1995), Anarchy and the Limits of
Cooperation: A Realist Critique of the Newest Liberal Institutionalism, An Introduction, Charles W
Kegley, Jr. (ed.) Contraversies in International
Relations Theory, Realism and the Neoliberal
Challenge. New York: St. Martins Press, iinde ss.
151-171.
Holsti, Ole R. (1995), Theories of International Relations and Foreign Policy: Realism and Its Challenge,
Charles W Kegley, Jr. (ed.) Contraversies in International Relations Theory, Realism and the Neoliberal Challenge. New York: St. Martins Press,
iinde ss. 35-65.
Kegley Jr., Charles W. (1995), Neoliberal Challenge to
Realist Theories of World Politics: An Introduction,
Charles W Kegley, Jr. (ed.) Contraversies in International Relations Theory, Realism and the Neoliberal Challenge. New York: St. Martins Press,
iinde ss. 1-24.
Linklater, Andrew. (1995), Neo-realism in Theory and
Practice, Ken Booth and Steve Smith (eds.) International Relations Theory Today. Cambridge:
Polity Press, iinde ss. 341-61.
Lopez, George A. ve Michael S. Stohl. (1989), International Relations: Contemporary Theory and
Practice. Washington D.C.: Congressional Quarterly Inc.
Knutsen, Torbjrn L. (1992), A History of International Relations Theory, An Introduction. Manchester: Manchester University Press.
Machiavelli, Niccolo. (1994), Prens. ev. Nazm Gven. stanbul: Anahtar Kitaplar Yaynevi.
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
zgrlk
nsan haklar
Eflitlik
Nispi kazan
Mutlak kazan
Liberal pasifizm
Liberal uluslararasclk
Ortak otorite
Kurumsalclk
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Liberalizm ve Yeni
Liberalizm
GRfi
LBERAL DfiNCENN FELSEF
TEMELLER
KLASK LBERALZM VE TEMEL
VARSAYIMLARI
ULUSLARARASI LBERAL
TEOR/NEOLBERALZM
LBERALZM VE ULUSLARARASI
fiBRL
LBERALZM VE BARIfiIN
KORUNMASI
Liberalizm ve Yeni
Liberalizm
GRfi
Liberalizm, belli ama ve idealleri olan bir siyasal dflnce geleneini temsil etmektedir. Liberalizm, bir ideoloji oarak zellikle ngiltere ve Amerika Birleflik Devletlerinde XVIII. ve XIX. yzyl siyasal ve ekonomik dflnce tarihinde etkili olmufltur. Klasik liberal dflnce, eflitlik, rasyonellik, zgrlk, ve mlkiyet kavramlar zerine infla edilmifltir. Aslnda liberalizm aydnlanma ann filozoflarnn temel felsefelerini oluflturmufltur. Aydnlanma adendinde 1688 ile 1789 yllar
arasn kapsayan dnem akla gelmektedir. ngiltereden J. Locke, skoyadan David Hume ve Adam Smith, Fransadan Montesguieu, Voltaire ve Almanyadan Immanuel Kant bu dneme damgasn vuran bilim adamlar arasnda yer almaktadr.
Liberalizme gre, tm insanlar eflit yaratlmfllardr ve yaflama hakk, zgr olma ve
mutluluunu srdrme hakk gibi birtakm dokunulmaz haklarla donatlmfllardr.
Kaynaklarn ve zenginliin eflit datld anlamna gelmeyen frsat eflitlii kavram, XIX. yzyl liberalizminin birinci temel kuraln oluflturmufltur. Liberalizmin
ikinci kural bireyin doal gereksinimlerini rasyonel yollarla karfllama ve isteme
kapasitesine sahip olduu ilkesidir. Doru ve ahlaksal eylemin akla dayanacan
ngren yaklaflma rasyonalizm denmifltir. Liberalizme gre kifli evresinde olup
biten fiziksel ve toplumsal gerekleri kavrayacak kapasiteye sahiptir. Dolaysyla
birey kendini gelifltirme yetisine sahiptir ve kendine gvenen ve bu kapasiteye sahip olan insana, kendi mutluluunu arama hak ve zgrl tannmaldr. nc ilke bireyin temel alnmas ve zgrlefltirilmesidir. Toplumsal politikann amac
bireyin zgrln ve zerkliini geniflletmektir. En iyi toplum, bireye daha fazla zgrlk tanyan toplumdur. Liberalizmin drdnc ilkesi zel mlkiyetin nemidir. zel mlkiyet sayesinde birey zel amalarna ulaflabilir. Bu durum bireyi
alflmaya teflvik eder ve alflmas sayesinde birey sadece kendisinin deil, ayn
zamanda toplumun zenginleflmesini de salar.
26
sanlar doa durumunda bulunurlar. Haksz bir zorlama sz konusu olduunda savafl yaflanabilir; fakat bu durum doa durumu ile zdefllefltirilmemelidir. Locke,
doa durumunu bafl buyrukluktan ziyade zgrlk durumu olarak grmektedir.
Doa durumunu, yneten akln yasalar olup, bunlar herkesin eflit ve bamsz olduklarn, hi kimsenin yaflamna, salna, zgrlk ya da mlkiyetine zarar vermemeyi ngrmektedir. nk; tm insanlar Tanrnn yaratklardrlar. Doal yasa bu nedenle Locke iin olduka farkl bir anlama gelmektedir.
Fakat Lockeun Toplumsal Szleflme kuramna ya da dier adyla kontrat yasasna gre, insanlar bir doa durumunda zgr olsalar da bu herkesin birbirlerinin
haklarna sayg gsterecei anlamna gelmediinden, hak ve zgrlklerinin daha
etkili ve iyi korunmas iin rgtl bir toplum oluflturulur. nk; bireyin kendini
doal zgrlnden syrp yurttafl toplumunun balarn stlenmesinin biricik
yolu, baflka insanlarla anlaflarak rahat, gven ve barfl iinde yaflamak iin uygun
ortam hazrlamaktr. Fakat bireyler doal zgrlnden kle durumuna dflmek
iin deil, doal haklarndan gven iinde ve daha zgr olarak yararlanmak amacyla vazgeerler (Copleston, 1998: 139). Dikkat edilecei gibi, Hobbes iin st
otoriteye ya da devlete duyulan gereksinim gvenlik kaygsyken Locke iin zgrln korunmas ve gelifltirilmesi kaygsdr. Dolaysyla liberal devlette birey
devletle yapt szleflme karfllnda zgrlnn korunmasn garanti altna
alrken realist teoride, st otoriteyi (devlet) gvenlii salamas iin oluflturmufl ve
devlet adna zgrlnden vazgemifltir.
Pozitif hukukun kurucusu saylan Hugo Grotius dflncelerini Savafl ve Barfl
Hukuku zerine adl alflmasnda ortaya koymufltur. Locke gibi, devleti bir szleflmeden treten Grotiusun doal hukuk retisine gre, insann birtakm haklarnn temeli insan doasna dayanr. Grotiusa gre de insann doasnda toplum
iinde yaflama istei vardr. Bu istek, aklnn verdii lde dzenli ve barfl iinde
yaflama isteidir. Ayrntl olarak bu konuya girmese de Grotiusun insan doasna
olumlu yaklaflt sylenebilir (Aaoullar ve Kker, 2000: 88-89). Hukukun doal
olabilmesi iin insan doasna dayanmas gerektiini savunan Grotiusa gre, doal haklar da insan doas gibi her yerde ve her dnemde deiflmez haklardr. Bu
haklar hibir zaman tamamen ortadan kaldrlamamfllardr. Ancak doal hukukun
kendisini gereklefltirebilmesi iin devlete gereksinimi vardr. Dolaysyla devlet,
kendisinden nce ve var oluflunun nedeni olan hukuku korumakla ykmldr.
Devlet hukukun koruyucusu ve garantisidir. Grotiusa gre Machiavellinin tersi bir
argman olarak hukuk, devletten deil devlet hukuktan domufltur. Grotiusun retisinde kfl noktas ve temel varlk bireydir. Bireyin doal haklarna insan eliyle meydana gelmifl olan her trl dzenin stnde olan haklara, dokunulamaz ve
bunlar hibir kaygya feda edilemez. Grotiusa gre bir devlet dzeni olufltururken
de doal haklar snrlanamaz ve ksntya uratlamaz. Grotiusun bu dflnceleri liberalizmin ana dayanan oluflturmufltur (Gkberk, 1972: 218).
Liberal dflncenin savunucular arasnda yer alan nl Fransz filozofu Baron
Charles L. Montesquieu Yasalarn Ruhu (Spirit of Laws) adl alflmasnda dile getirdii dflnceleriyle uluslararas iliflkiler teorisine nemli katklarda bulundu. Montesquieu, bu alanda savafl ile ynetim biimleri arasnda dorudan iliflki kuran ilk kifli saylabilir. Montesquieu, savaflla monarfliler arasnda kanlmaz bir iliflki olduunu gstermeye alflmfl ve otoriter rejimlerin savafla daha yatkn olduunu ileri srmfltr. Dolaysyla demokratik rejimlerin artmas barfl salayc nemli bir unsur
haline gelmektedir. Bulunduu dnem itibariyle devrimci dflncelere sahip olan
Montesquieu gler ayrm ilkesi zerinde de durmufltur (Knutsen, 1992: 106-107).
27
Jean Jacques Rousseau, kendi toplumsal reform ilkelerine demokratik bir hkmet biimi iin salam bir ussal aklama getiren klasik alflmasn, Toplumsal
Szleflmede (1762) ortaya koydu. Her insan zgr doar. Aileyi toplumsal rgtlenmenin temeli olarak alan Rousseauya gre devlet aileyi rnek almaldr. nk; bir ailede ne eflitsizlik ne de klelik vardr. Vazgeilmez iradeleriyle zgr ve
eflit insanlarn karfllkl olarak anlaflarak bir devlet kurma haklar vardr. nk;
egemenlik yalnzca halkndr. Kararlar oylama yoluyla demokratik yolla alnmaldr. Kifli bencil karlar (selfish interest) iin deil, ortak yarar iin oy verir. Zira
halk iyidir ve iyi olan iin oy kullanacaktr. Halk devlete ve kendini ynetenlere,
ynetme gc ve yetkisi verse de egemenlik, genel iradeyi temsil eden halkn
kendisine aittir ve terk edilmez (Sahakian, 1997: 156; Knutsen, 1992: 114-15;
Rousseau, 1994:15-90).
Immanuel Kantn Sonsuz Barfl (1795) adl eseri, onun toplumsal ve politik
felsefesini aka ortaya koymaktadr. Kant, bir dnya devletinin; pek ok bakmdan Birleflmifl Milletlere benzeyen, federatif bir rgtlenmeyi benimseyen zgr
devletler cumhuriyetinin kurulmasn savundu. Bu flekilde, ulusal politik rgtlere
yeliklerine baklmakszn, tm bireyler kozmopolitan hak ve ayrcalklar olan
yurttafllar olarak Dnya Devletine katlacaklard. Kant da Montesquieu gibi savafllar nlemek iin mutlakiyeti ynetimlere son verilmesi ve tm dnyada demokratik ideallerin ve halk egemenliinin geerli hale gelmesi gerektiini savundu.
Uluslararas iliflkiler egemen devletler aras iliflkiler gibi grlse bile, devletin soyut, bireyinse somut varlklar olduuna iflaret ederek, bireyi esas alan, uluslararas
toplum anlayfln gelifltirdi. Bylece Kant, uluslararas politikay sadece egemen
devletler aras iliflkiler olarak grmeyen modern uluslararas iliflkiler yaklaflmnn
felsefi temellerini ortaya koymufltur (Knutsen, 1992: 112).
Adam Smithi dierlerinden ayran zellii, ekonomik zgrlkle piyasa zgrlnn temellerini atmfl olmasdr. Buraya kadar sz edilen liberal felsefeciler daha ziyade bireysel ve siyasal zgrlk ve demokrasi dflncesi zerinde younlaflrken Adam Smith, piyasa zgrl ya da kapitalizm olarak ifade edilen
zel mlkiyetin snrlanamaz zelliine ve bireyin ekonomik kararlarn kendisinin
verecei bir sisteme iflaret etmektedir. Smithin laissez faire anlayflna gre, bireyin davranfllarnda kamu yararn dflnerek hareket etmesi nemli deildir. Sonuta bu ama grnmez el tarafndan gereklefltirilmektedir. Dolaysyla toplum
ve bireyin karlar birbirine balanmaktadr. Kendi iin alflan birey, toplum iin
de alflmfl olmaktadr. karlarn uyumu ilkesi, laissez faire liberalizminin temel
unsurlarndan birini oluflturmaktadr. Bu ilkeye gre, birey iin doru olan toplum
iin de dorudur. Bireyin kendi iyilii iin alflmas toplumun iyilii iin alflmas anlamna gelmektedir. Buradan yola karak kendi halkna hizmet eden bir devletin, insanla hizmet ettii kabul edilmektedir. Kendi karlar iin alflan bir devlet bunu yaparken uluslararas toplumun karlar iin de alflmfl olmaktadr. Dier bir ifadeyle toplum iinde bireyin karlar, toplumun dier elerinin karlarna ve mutluluuna balanmakta ve bir btn olarak ele alnmaktadr. Bu ilkeye
realizm tarafndan karfl klmakta ve zellikle Carrn eserlerinde ciddi flekilde
elefltirilmektedir. Carr, hatrlanaca gibi, bu yaklaflmn geliflmifl lkelerin kendi karlarn tm insanln (evrensel) karlarymfl gibi gstermek amacyla kullanldn ve byk bir aldatmacadan ibaret olduunu ileri srmektedir.
Liberalizmin en nemli temsilcilerinden olan Herbert Spencer (1820-1903) ise
devlet ve toplumun iki temel flekli; askeri devlet ve endstriyel devlet zerinde
durmufltur. Askeri devlet, toplumsal rgtlenmenin ilkel flekli olup acmasz, bar-
28
bar ve savafl iin her zaman hazrlkldr. Sk ve disiplinli bir toplumsal anlayfln
egemen olduu bu yapda, bireyin konumu, tamamen otoriter ve militarist devlet
tarafndan ve onun gereksinimlerine gre belirlenir. Spencera gre, askeri devlet,
kendi topraklarn genifllettike ve belli bir sre sonra istikrar salaynca yavafl yavafl endstriyel devlet ve toplum biimine evrilir (dnflr). Endstriyel toplum
her ynyle askeri devletin karflt olup, bireyin devlet ve toplumdaki konumu gnll iflbirliiyle belirlenir. Bu toplumun amac yelerine en fazla zgrl ve en
yksek mutluluu salamaktr (Cevizci, 2000, 882).
SIRA SZDE
D fi N E L M
Liberalizme gre bireyin
zgrln garanti eden en
iyi ynetim biimi
S O R U Ancak
demokrasidir.
demokratik bir toplumda
bireyin zgrl ve temel
haklar
D Kgaranti
K A T altna
alnabilir ve srdrlebilir.
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
UluslararasSIRA
toplum
anlayfln, uluslararas sistem kavramyla karfllafltrnz.
SZDE
D fi N E L M
Klasik liberalizm
esas olarak bireyin zgrln temel alan bir yaklaflmdr. Bireyin doufltan zgr olduunu ve bir takm temel haklara sahip olduunu varsayan
S O R Uhangi koflullarda olursa olsun bireyin zgrl esastr, haklarliberalizme gre,
na dokunulamaz, hibir koflulda snrlanamaz ve ortadan kaldrlamaz. Bireyin
kendi iradesiyle geleceine karar verebileceini varsayan liberalizme gre, insan
DKKAT
zgr braklrsa kendi iin en iyi olana karar verebilir. Liberalizmin temel varsaymlarndan biri de mlkiyet hakknn kutsalldr. Yaflam hakk ve mutlu olma
SZDE
hakk gibi, SIRA
bireyin
mlkiyet hakk da dokunulmaz haklardandr.
Liberallere gre, savafllar nlemenin nemli bir yolu kamuoyuna kendisini ifade etme olanan
vermektir, bu da ancak demokratik cumhuriyetlerin yaygnlafltAMALARIMIZ
rlmasyla gereklefltirilebilir. Bu anlayfl XIX. yzylda Bat Avrupada doru ve ahlaksal eylemin akla dayanacan ngren rasyonalizm ad altnda yaylmaya bafllad. Akln bu
K flekilde
T A P ne karlmasna entellektel devrim dendi ve tm toplumsal olaylar akla dayandrld. Bir devletin sk sk savafla baflvurmas entellektel bir
topluma sahip olmamasna baland. Dolaysyla toplumlardaki eitim seviyelerinin ykseltilmesi
barfl salamada nemli bir unsur olarak grld.
T E L E V Z Yuluslararas
ON
Liberal devlet anlayflna gre, devlet ve birey arasnda benzerlikler bulunmaktadr. Liberal bir devlet teorisinde tm bireyler eflit yaratlr ve Tanr tarafndan verilmifl yaflama, zgrlk ve mutlu olma gibi doufltan dokunulmaz haklara sahip N Thaklarn
ERNET
tir. Birey bu
gvence altna almas iin devleti oluflturmufltur ve devlet
gcn ynettii bireylerden alr. Ayn flekilde tm devletler de eflittir, var olma,
bamszlk ve ulusal karlarn koruma gibi birtakm dokunulmaz haklara sahiptir. Baflka bir deyiflle liberal anlayfla gre devletler de tpk birey gibi, uluslararas
sistemde statleri, haklar ve sorumluluklar bakmndan eflittir.
Liberal devlet, kendi iyilii iin deil, halkn iyiliini dflnerek ve onun iin alflmak zorunda olduundan, gndeminde kendi iin fayda salamak bulunmadndan halk iin iyi olan gereklefltirmeye alflr. Uluslararas sistemin de
kendine zg bir gndemi olamaz. Esas gndem, onu oluflturan devletlerin kendi
halklar iin iyi olan ve kendi deer sistemini gelifltirmesini, gereklefltirmesini salayacak uygun bir ortam oluflturmaktr. Liberal bir devlette hukuk, bireylerin temsilcilerinin ortak rzasyla oluflmaktadr. Uluslararas hukukun da devletlerin ortak
rzasyla oluflmas gerekir. Liberal devlet bireylerin laissez faire anlayflna gre zgr davranmalarn salar. En iyi devlet en az ynetme iddiasnda olan devlettir
anlayfl egemen klnmaya alfllmaktadr (Henkin, 1991: 166-67).
Liberalizme gre, bir devletin egemenliinden dn vererek iflbirliini tercih etmesi, karlarndan dn verdii anlamna gelmemektedir. Uluslaraflr konularda
devletlerin iflbirlii yapmas onlarn karlarna aykr deildir. Bir devletin kar
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
29
dier devletlerin karna bal olup, iflbirlii yapmama, bir devletin ksa grfll
davranmas anlamna gelmektedir (Kegley, 1993: 142). Liberalizmin temelini oluflturan zgrln gelifltirilmesi de uluslararas iflbirliini gerektirmektedir. flbirlii,
uluslararas etkileflimin ve karfllkl bamlln douraca olas zararlar azaltmak
ve kazanlar artrmak iin gerekli olduu gibi barfl, refah ve adaletin salanmas
iin de zorunludur (Zacher ve Matthew, 1995: 110, 117-18).
Liberal dflnrlere gre, devletin kltlmesi mmkndr. nk; bireylerin
ortak karlarnn uyumlafltrlmas bunu gerektirmektedir. Laissez faire liberalizmine gre, devlet ya da hkmet, zel sektrn hareket alann geniflletmek iin
mmkn olduunca snrlanmas gereken bir edir (Zacher ve Matthew, 1995:
111). Rekabetin olduu bir piyasada herkesin en iyi mal retmeye alflt gibi,
daha iyi siyasal dflncelerin ortaya kmas da rekabet ortamnn sz konusu olduu bir dflnce piyasasn gerektirir. Kamuoyunun katlm, liberal dflnceye
gre, devletin daha iyi ynetilmesini, i ve dfl politikada daha baflarl olunmasn
salayc bir etki yapmaktadr. Liberal anlayfla gre devlet, kamuoyundan bamsz, kendi baflna hareket eden niter bir yap deildir. Aksine devlet, ok farkl karlarn temsil edildii bir topluluktur. Dolaysyla devletin bireyler adna ald kararlardan onlar bilgilendirmesi ve onlarn katlmn salamas gerekir (Viotti ve
Kauppi,1993:231).
Liberal teoriye gre, devlet tarafsz bir hakem rol oynamakta, kar gruplarnn ve bireylerin karlarnn doal olarak uyumlafltrlmas sz konusu olduundan, kamuoyu siyaset yapm srecine katlmaktadr. Bireyler tarafndan oluflturulan ve saylar giderek artan kar gruplar arasndaki rekabet ve atflma, liberallere gre politika iin olumlu ve vazgeilmez niteliktedir.
Ancak Carra gre, XIX. yzylda dflnce dzeyindeki liberalizm devletler baznda fazla yaygnlaflamad. XX. yzyln baflna gelindiinde bu anlayfllar, yerlerini Wilsoncu idealizme terk ederek sahneden ekildi. ki dnya savafl arasndaki
tm uluslararas politika teorileri gibi liberal teorinin de Amerikan merkezli hale
geldii grld. Dolaysyla faydaclk ve laissez faire anlayfl etkisini sadece ticari ve endstriyel geliflme alannda gsterdi. Carra baklrsa liberalizm, sadece bir
topya olarak var oldu ve asla gerek yaflamda ifadesini bulamad. Dolaysyla
1919 dzenlemesiyle liberal demokrasinin tm dnyaya yaylaca beklentisi de
ayn flekilde bir topyadan ibaretti. Milletler Cemiyeti de bu anlamda Locke liberalizminin ilkelerinin pratie geirilmesi abasndan ibaretti ve baflarl olmad. Baflarl olmayan sadece bu deildi; Carra gre, Uluslararas Polis Gc oluflturulmas
ve Briand-Kellog Pakt gibi giriflimlerden de bir sonu alnamad ve dnyann II.
Dnya Savaflna doru ilerlemesi durdurulamad (Carr, 1972: 27).
Liberalizm ve realizmin, uluslararas sistemin anarflik yaps erevesinde,
uluslararas iflSIRA SZDE
birliine yaklaflmlarn karfllafltrnz.
D fi N E L M
ULUSLARARASI LBERAL TEOR/NEOLBERALZM
Liberalizmin, uluslararas politika ve dfl politikay aklamaya ynelik bir uluslararas iliflkiler teorisi olarak grlmesi, I. Dnya Savafl sonrasnda,
barfl
S Ouluslararas
R U
ve gvenliin egemen klnmas ve atflmalarn nlenmesine iliflkin abalarn bir
sonucu olarak gndeme geldi. Uluslararas liberal teori olarak da ifade edilecek
DKKAT
olan XX. yzyl liberalizminin temel zellii, klasik liberal teorinin insan unsuru ve
bireye yaklaflmn esas alarak, uluslararas iliflkilerde barfl ve iflbirliinin analiz
SIRA birimi
SZDE olarak aledilmesidir. Bu balamda klasik liberal teoride birey temel analiz
AMALARIMIZ
K T A P
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
30
Neoliberalizmde uluslararas
atflmalar ve savafllar,
sistem dzeyinde,
devletlerin kapasiteleri
arasndaki farkllklarla ve
g dalmyla analiz
edilmek yerine, birim
dzeyindeki (aktr dzeyi)
deiflkenlerle analiz
edilmektedir. (Stone, 1994:
460)
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
nrken liberal uluslararas iliflkiler teorisinde, analiz birimi sadece birey deildir.
Analiz dzeyi olarak pluralist bir yaklaflm benimsenerek, uluslararas iliflkiler ve
devletin dfl politikas; birey, ulusal bask gruplar, devlet, uluslararas rgtler ve
uluslaraflr rgtlenmeler dzeyinde (yani aktr dzeyinde) analiz edilmektedir.
Andrew Moravcsik, liberalizmin temel varsaym zerinde durmaktadr. Birincisi; liberalizmde uluslararas iliflkilerin temel aktrleri yalnz devletler deildir.
Ayn zamanda bireyler ve sivil toplum kurulufllardr. kincisi; tm hkmetler toplumun belli bir kesiminin temsilcisidirler. Hangi kesimin karlarnn yanstld
veya temsil edildii nemlidir. ncs; uluslararas atflma ve iflbirliiyle uluslaraflr ekonomik etkileflimler, devletlerin davranfllarnn yansmalar ve tercihlerinin sonulardr. Liberal teori, uluslararas atflma ve iflbirliini ve uluslararas politikay birim dzeyinde analiz etmektedir. Dolaysyla liberal uluslararas iliflkiler
teorisi (neoliberalizm), birim (aktr) dzeyindeki nedenlerden yola karak, sistem
dzeyindeki sonulara ulaflmaktadr. Uluslararas atflmalar analiz edilirken ve nedenleri arafltrlrken bunun lke iindeki toplumsal gruplar arasndaki atflmalardan da kaynaklanabilecei zerinde durulmaktadr.
Liberalizmin temel ilkesi olan demokrasi, neoliberalizmin de en temel ilkesi olmaya devam etmektedir. Demokrasinin, barfl teflvik etmesi, tm liberal grfl savunanlarn zerinde durduu en nemli noktadr. Buna gre, demokrasiler birbirSIRA SZDE
leriyle savaflmazlar.
Temelleri Kantiyen liberalizme ve Wilson idealizmine dayanan
neoliberal teoriye gre, i politikadaki deifliklikler, dfl politikay ve ulusal gvenlii etkilemektedir.
D fi N E L MAyrca self determinasyon ilkesi Wilsonn da zerinde durduu temel ilkelerden birisi olarak neoliberalizmin esaslarndan biri olmaya devam
etmektedir. Neoliberallere gre, snrlarn anlamn yitirmeye bafllad bir dnyaS O R U
da artk i politika dfl politika ayrm yaplmas anlamszdr.
KKAT
Birinci DnyaD Savaflndan
sonra Milletler Cemiyetinin ve kinci Dnya Savaflnn ardndan
Birleflmifl Milletlerin kurulmasnda liberal felsefe etkili olmufltur.
SIRA SZDE
atflma ve barfl konusuna ynelik farkl yaklaflmn dflnda, liberalleri realistlerden ayran nemli bir fark, realistlerin, devleti uluslararas politikann temel aktr olarak gren yaklaflmna karfllk liberallerin, devletten baflka aktrlerin de
varln kabul etmeleridir. Dnya politikasnn yeni aktrleri liberal kurumsalclardan rnein fonksiyonalistler iin, uluslararas rgtler, onlarn teknik uzmanlar,
neofonksiyonalistler iin ifli sendikalar, siyasal partiler, ticari rgtlenmeler ve
supranasyonal brokrasiler, karfllkl bamllk okulu iin ok uluslu flirketler ve
uluslaraflr koalisyonlardr. Bununla beraber uluslararas rejim teorisi ve oktarafllk teorisini ya da Grotiyen yaklaflm olarak da bilinen uluslararas toplum yaklaflmn benimseyen neoliberaller, uluslararas sistemi egemen ulus devletlerden
oluflan bir yap olarak grmektedirler. Neoliberaller devleti rasyonel ve yekpare
(niter) bir yap olarak grmezler. Bunlara gre otorite merkezi bir nitelik gstermez. Modern devlette karar alma sreci adem-i merkeziyeti bir zellie sahiptir.
Fonksiyonalistlere gre, uluslararas iliflkilerde de benzer bir durum sz konusudur. Modern devletlerde, rnein karfllkl bamllk teorilerine gre, kanallarn
okluu nedeniyle kararlarn tek bir merkez tarafndan alndna iliflkin anlayfl
tartflmal hale gelmifltir (Grieco, 1995:153-54; Keohane ve Nye, 1977: 25-26).
Demokratikleflme, ticaret ve savafln maliyeti zerinde duran uluslararas liberal
teoriyi realizmden farkl klan gelerden birisi de uluslararas rgtlerin barfl ve gvenlii salayc unsurlar olarak grlmesidir. John Locke ve J. J. Rousseaudan Woodrow Wilson, John Atkinson Hobson, David Mitranyye kadar birok liberal dflnr uluslararas rgtlerle barfln korunmas, gelifltirilmesi ve garanti edilmesi arasnda dorudan iliflki kurma gerei duymufllardr (Zacher ve Matthew, 1995: 115).
Neoliberaller silahszlanma konusuna ok nem vermektedir ve silahszlanmann ortak gvenlii salayacana inanmaktadrlar. Realistlerden farkl olarak neoliberallere gre, askeri harcamalarla ekonomik geliflme ve ulusal gvenlik arasnda
ters bir korelasyon bulunmaktadr. Realistlerin tersine neoliberallere gre ekonomik g askeri gten daha nemlidir.
Uluslararas hukukun gelifltirilmesi barfl garanti eden nemli bir faktr olarak
grlmektedir. Bunlarn yannda neoliberaller, ikili ve ok tarafl diplomasinin insan haklarn gelifltireceini dflnyorlar. Realistlerin tersine, ahlak ve moral (etik)
unsurlarn nemini kavryor ve uluslararas barfl gelifltireceine inanyorlar.
Neoliberalizmle neorealizm karfllafltrldnda baz benzerlikler yakalamak
mmkndr. Her ikisi de uluslararas sistemi anarfli olarak tanmlyorlar. Nasl ulafllaca konusunda farkllklar olmakla beraber, her ikisi de uluslararas iflbirliini
mmkn gryorlar. Neoliberaller mutlak kazan ve ortak kar (ya da karlarn
uyumu) zerinde dururken neorealistler, nisbi kazan (relative gains) kavram
zerinde durmaktadr. Devletlerin gvenlik kaygsnn egemen olduu bir ortamda, devletlerin nisbi kar peflinde koflmalarndan dolay, neorealizm iin anarfli, yine de uluslararas iflbirliinin nnde nemli bir engeldir. Ayrca neorealizm ve
neoliberalizmin her ikisi de ekonomik ve askeri gcn nemini kabul etmekle birlikte, ncelik sralarn farkl grrler (liberalizme gre ekonomik g, realizme gre askeri g daha nemlidir). Her iki yaklaflm da, 1945den beri hzla artan uluslararas rejimlerin nemine inanrlar. Fakat atfedilen nem derecesi her ikisinde de
farkldr (Kegley, 1995: 32; Grieco, 1995:152).
Neoliberallerin uluslararas iliflkilere bakflnda baflka baz alardan da neorealistlere benzedikleri grlmektedir. Neoliberaller de savafln (olaan grmeseler de)
uluslararas iliflkilerin temel zelliklerinden biri olduuna ve uluslararas sistemde
anarfli durumunun devam ettiine iliflkin neorealist grflleri paylaflmaktadrlar.
31
Neoliberallere gre,
uluslararas rgtlenmeler
uluslararas barfln
salanmasnda nemli bir
unsurdur.
32
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Neoliberal anlayfla
gre uluslararas sistemin anarflik yapsnda savafllarn maliyetini arSIRA SZDE
tran unsurlar nelerdir?
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
33
cei ynndeki liberal savlar yanlfltr. nk; devletler, kendi kazanlar kadar dierlerinin kazanlarn da nemserler. Daha ak bir ifadeyle bir devlet, dierinden
daha fazla kazanacaksa yani net bir kazan salayacaksa iflbirliine girer. Tersinden ifade etmek gerekirse bir iflbirliine girmeye karar veren bir devlet, dier tarafn bundan greceli olarak daha kazanl kacan anlarsa bu iflbirliinden vazgeer. Devletlerin byle hareket etmesinde, uluslararas anarflik yap rol oynamakta ve bunun neden olduu gvensizlik ve varln srdrme kaygs, devletlerin iflbirliine gitmelerini zorlafltrmaktadr. Devletler birbirlerine bugn iin dost ama
yarn iin potansiyel dflman olarak baktklarndan, bir devlet iin dost lkenin
salayaca kazan, flimdilik bir tehlike oluflturmasa bile, ileride dflman olmas
halinde olduka tehlikeli olabilir. Griecoya gre, (1995: 152-53) liberaller iflbirliini zorlafltran bu nemli olguyu grmedikleri iin, uluslararas kurumsallaflmann
nndeki engeli de grememifl oluyorlar. Neoliberaller uluslararas anarfliyi, savafl douracak bir tehlike olarak grmediklerinden, rakibin kazanc zerinde durmaktan ziyade kendilerinin saladklar kazanc nemsiyorlar.
Realistlerin uluslararas iliflkilere ynelik ktmser bakfl alarn kabul etmeyen liberal kurumsalclardan, rnein fonksiyonalistler, Uluslararas alflma rgt (ILO) gibi uzmanlk kurulufllarnn iflbirliini gelifltirici etkisi zerinde durmaktadr. Neofonksiyonalist teori de Avrupa Birlii (AB) gibi supranasyonal rgtlenmeleri, ulusal devletlerin ulusal refah artrma amalarn blgesel iflbirliiyle gereklefltirebilmelerine olanak salayan yaplar olarak grmektedir (Grieco,
1995:154). Bu anlamda karfllkl bamllk teorisine gre, uluslararas alanda ok
sayda konunun birbiriyle balantl hale gelmifl olmas, uluslaraflr ve hkmetsel
olmayan koalisyonlarn ve rgtlenmelerin kurulmasna yol at gibi, uluslararas kurumlaflmalarn politik pazarlk srecine ynelik roln de artrmfltr.
Yukarda da ifade edildii gibi neoliberaller, uluslararas iflbirlii konusunda
geleneksel liberallerle ayn dflnyor, ancak realistlerin uluslararas anarflinin ve
mahkmun ikileminin iflbirliini zorlafltrdna ynelik argmanlarn kabul etmiyorlar. Neoliberallere gre, mahkmun ikilemi sz konusu olsa bile, devletleri iflbirliine zorlayan etkenler, iflbirlii yapmamalarn gerektiren etkenlere gre ok
daha ar basyor. Ayrca, oyunun tekrarlanmas halinde karfllkl iflbirliine daha
yatkn hale gelecekleri varsaylarak, mahkmun ikileminin koflullu iflbirlii olarak
ifade edilen duruma yol aaca belirtilmektedir. Koflullu iflbirlii yapmann getirisi, iflbirliinden kanmaktan dolay uranacak zarardan ya da rakibin iflbirliinden
vazgeme olaslndan kaynaklanacak kayptan daha fazla olunca, mahkmun
ikilemi tr bir iliflkide dahi taraflar arasnda iflbirlii anarfli ortamna ramen gerekleflebilir (Grieco, 1995: 156-58).
Neoliberallere gre, mahkmun ikilemi durumu, realistlerin iddia ettikleri gibi
SIRA
SZDE zerinde
taraflarn iflbirliini engelleyen bir model deildir. Tam tersine
yukarda
durulan tekrarlanma ve iliflkilerin ak yrmesi ve koflullu iflbirlii gibi olgularn
yannda, dier tarafn kazancndan ziyade devletlerin rasyonel
kendi
D fibir
N Eflekilde
LM
kazancyla ilgilenmesini ve kendi faydasn (kazancn) maksimum klmasn salayan bir oyun trdr. Oysa realistler, mahkmun ikileminde, rasyonel dflnmeS O R U
nin dier tarafn kazancn da hesap etmeyi gerektirdiini iddia etmektedirler.
Oyun teorisine gre, taraflardan her biri, kendine en avantajl pozisyonu
straD K Ksalayacak
AT
tejiyle ilgilenir. Rakibin durumuyla ilgilenmesi ise onun da kendisi iin en avantajl stratejiyi semek isteyeceini ve iflbirliinden kanabileceini varsaymasndan
kaynaklanr.
SIRA SZDE
Toplam stratejilerde nispi kazan zerinden hareket etseler de ayr ayr izleyecekleri her
AMALARIMIZ
K T A P
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
34
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Ayrca realistlere gre, uluslararas alandaki belirsizlik ortam, devletlerin birbirlerinin gelecekteki davranfllarn tahmin etmesini engellemektedir. nk; devletlerin karar alma yaplar, siyasal liderleri ya da politik deerleri zaman iinde deiflim gsterebilmektedir. Oysa neoliberallere gre ortak siyasal, ekonomik ve askeri karlara ynelik olarak, zellikle liberal demokratik devletler arasnda iflbirlii
mmkndr. Ayrca devletleri karfllkl olarak iflbirliine raz edecek ok sayda
faktr bulunmaktadr. zellikle karflk karlarn sz konusu olduu iflbirlii srelerinde vazgeme ya da rakibe karfl avantajl hale gelmeye alflma gibi davranfllarda bulunmann oran daha az olduundan, oyunun tekrar etmesi taraflar iflbirliine daha fazla ynlendirmektedir.
Ayrca neorealistlerden farkl olarak, neoliberallere gre, uluslararas iliflkileri
tek bir oyun modeline indirgemek doru deildir. nk; iliflkiler bazen mahkmun ikilemi gibi grnse de ou zaman dier oyun modellerine benzemektedir.
Ayrca savafllarn olaan bir durum olmad, liberal devletler arasnda olaan olann iflbirlii olduu vurgulanmaktadr. Liberal teoriler realist teorilerden farkl olarak devletleri liberal olup olmamalarna gre ayrfltrmaktadr. Liberal devletlerde
kurumlar halk temsil eder; toplum, medeni ve siyasal haklara sahiptir. Bu haklarn geliflmifl olmas, o lkede mlkiyet zgrlnn de ayn oranda geliflmifl olduu anlamna gelmektedir (Stone, 1994: 459).
Neoliberallere
gre,
kurumsal iflbirlii nispi kazan hesaplamalarna nasl engel olmaktadr?
SIRA
SZDE
D fi gre,
N E L M liberal ve demokratik lkelerde savafln maliyeti, getirisinden
Liberal teoriye
daha fazla olduundan ve toplumun tmn etkileyeceinden, savafl arzu edilen
bir durum deildir.
S O R U Ayrca devletler arasnda ekonomik iliflkilerin artmas, devletleri byme, tam istihdam ve fiyat istikrar gibi amalarn gereklefltirirken birbirlerine baml hale getirmifltir. Dolaysyla karfllkl ekonomik bamllk, savafln
DKKAT
maliyetini arttrd iin savafl olaslnn azalmasnda etkili olan nemli bir dier
faktrdr. Uluslararas karfllkl bamllk devlet ve uluslararas sistem dzeyinde
SIRA SZDE
etkisini gstermektedir.
Bu erevede devletler birbirlerine bamllklar artt lde aralarnda savafl kma olasl azalmaktadr. Zira karfllkl bamllkta devletler arasnda dinamik ekonomik glerin etkisi sz konusu olup, etkin ekonomik
AMALARIMIZ
glerin desteini kaybetme endiflesi taflyan bir devletin savafla baflvurma olasl da dflktr. Bir devletin ekonomik olarak kendi partneri durumundaki bir devlete savafl amas,
lkedeki toplumsal gruplarn hemen hepsinin zarar gK T A bundan
P
recei ve etkilenecei anlamna geleceinden devlet toplumsal destei kaybetme
riskini gze alamaz. Yksek ekonomik karfllkl bamlla sahip olan liberal devletler bir liberal
T E L E V blge
Z Y O N (Batl sanayileflmifl lkeler gibi) oluflturmaktadrlar (Stone,
1994: 461). Ayrca liberallere gre, nkleer silahlarn varl ve kitlelerin savafl karflt oluflu, devletler iin savafln maliyetini artrdndan savafl olasl azalmfltr.
Liberal teoriyi savunanlarn zerinde durduklar en nemli gelerden birisi de
TERNET
zgrln Ngeliflmesinin,
barfln geliflmesini salayacadr. Buradan yola karak
otoriter liderlerin, totaliter partilerin daha saldrgan olduklar ve savafla daha fazla
baflvurduklar iddia edilmektedir. Liberal devletlerde ise bireysel haklarn daha fazla geliflmifl olduu, hukuk nnde bireyler eflit olduu, ifade zgrlkleri ve zel
mlkiyet hakk gibi dier haklardan yararlandklar iin, toplumlar tarafndan seilen temsilciler savafla karfl kmaktadr. nk; savafln ykn eken bireyler, genellikle savafl istemediinden savafla karfl olan hkmetleri tercih etmektedirler.
Ticari faaliyetler ve bunun salad imknlardan yararlanmaksa ancak barfln srmesine baldr. Bu nedenle liberal parlamenter sisteme sahip Batl devletlerin barfl korumaya alflmas doaldr (Doyle, 1993: 262-63).
Liberal teoriye gre, zellikle liberal devletler arasnda savafl olasl olduka
dflk olmakla beraber, liberal devletlerle liberal olmayan devletler arasnda ya da
liberal olmayan devletlerin kendi aralarnda savafl olasl her zaman yksektir. Liberal devletlerin arasnda savafl kma olaslysa karfllkl bamlln derecesine
bal olarak deiflmektedir. fiphesiz bunlardan en sk grleni, liberal olmayan
devletler arasndaki savafllardr. Bu iki u arasnda kalmakla beraber liberal devletlerle liberal olmayan devletler arasnda da savafllar yaflanabilir. (Stone, 1994: 461).
Stonea gre (1994: 461) liberal devletlerin oluflturduu blgede (zone of liberalism) savafl kma olasl neredeyse yok denecek kadar azdr. nk; bu blgede yer alan lkeler birbirleriyle iliflkilerini realistlerin ngrdkleri gibi nispi kazan temeline gre yrtmezler. Bunun en nemli nedeni gvenlik kaygsn ortadan kaldrmfl olmalardr. Bu bakfl asna gre, bu blgede g artk gndemden
kalkmfl, dfl politikada fliddet ve fliddet aralar geerliliini yitirmifltir. Uluslararas
karfllkl bamllk, toplumsal gleri de birbirine baml hale getirdii iin, liberal olmayan politikalar takip eden hkmet ve siyasal partilere ilk seimde oy verilmeyerek cezalandrlmakta ya da ekonomik aktivitelerini daha liberal devletlere
kaydrmaktadrlar. retim faktrlerinin ve yatrm aralarnn aflr hareketli hale
gelmifl olmas, devletlerin ekonomi zerindeki denetimlerini zayflatmfl, devletler
makroekonomik politikalarn ve ekonomik hedeflerini, uluslararas iflbirlii olmakszn gereklefltiremez hale gelmifllerdir (Stone, 1994: 462). Bu nedenler, devletin dfl politika davranfllarnda ulusal glerle uzlaflmasn ve uluslararas glerle iflbirlii yapmasn gerektirmektedir.
Schumpetern liberal pasifizmine gre, liberal kurumlarn geliflmesiyle ve kapitalist bir yapya sahip olan liberal ilkelere dayal demokratik lkelerin artmasyla
savafllarn azalmas sz konusu olacaktr. Schumpeter, 1919da kaleme ald Emperyalizmin Sosyolojisi (Sociology of Imperialism) adl alflmasnda liberal kurumlarn ve ilkelerin, savafl ve saldrganl engellediini savunmaktadr. Schumpeter, kapitalizm ve demokrasi arasndaki iliflkinin liberal pasifizmin temellerini oluflturduuna dikkat ekmekte; emperyalizmin, snrsz geniflleme arzusunun bir dfla
vurumu olduunu ve temelinde atavizmin bulunduunu ifade etmektedir. Modern
emperyalizmin nedeni zerinde duran Schumpetera gre bunlar, savafl makinas, saldrganlk i gds ve tekelciliin ihracdr.
Schumpeter, savafl makinasnn bir kere gelifltikten sonra devletlerin dfl politikalarn denetim altna aldn iddia etmektedir. Savafllarn ortaya kard silahlarn varln srdrebilmek iin yine savafllar gerektirdiini, bu ksr dng iinde
silahlarn, bir anlamda kendi yaflamlarn srdrmek iin devletlerin dfl politikalarn denetim altna aldn ifade etmektedir. Dier taraftan saldrganlk igds
aslnda ilkel bir karakter olarak nitelenmektedir. Ayrca, modern tekelci kapitalizmin ihracnda yeni pazarlar ele geirmek iin emperyalist genifllemecilie baflvurulmaktadr. Ancak savafln ve emperyalizmin irrasyonel bir davranfl olduunu ifade eden Schumpetera gre, tmnn temelinde atavist toplumsal kltrn kalntlar bulunmaktadr.
35
36
Schumpeter, kapitalizm ve demokrasiyi barfl teflvik eden unsurlar olarak grmekte; hatta daha da ileriye giderek, bunlar emperyalizmin panzehiri gibi sunmaktadr. Yani demokrasi ve kapitalizmin geliflmesiyle emperyalizmin kaybolaca iddias sz konusudur. Toplumun demokratikleflmesiyle bireylerin daha rasyonel dflneceklerini ifade eden Schumpeter, demokrasinin geliflmesiyle savafl eilimlerinin de azalacan ileri srmektedir. Bu flekilde insanlarn enerjilerinin retime aktarlaca, endstriyel yaflamn insanlar daha fazla hesap yapmak zorunda
brakaca ve bireyciliin artaca ileri srlerek, kapitalizmin geliflmesinin emperyalizme ve savafla engel olaca tezi temellendirilmeye alfllmaktadr. Daha rasyonel dflnen bireylerinse demokratik hkmetleri iflbaflna getirecei ve tm bu
nedenlerden tr demokratik kapitalizmin barfl teflvik edecei savunulmaktadr
(Kegley, 1993: 135).
Temelleri Kanta dayanan liberal uluslararasclk anlayflna greyse liberal devletler, genelde barfl ve iflbirliine daha yatkndrlar. Bunlarn da hem kendi aralarnda
hem de liberal olmayan devletlerle aralarnda zaman zaman atflmalar yaflanmfltr.
Ancak bunlar nihai aflamada anlaflmayla sonulanmfl ve liberal olmayan devletlere
karfl iflbirlii yapabilmifllerdir. ngiltere ve Amerika Birleflik Devletleri (ABD) arasndaki 1776daki savafltan sonra 1783de ngilterenin ABDyi tanmas; ngiltere ve Fransann aralarndaki smrge mcadelesine ramen Almanya karflsnda I. Dnya Savafl srasnda iflbirliine gidebilmeleri; Almanya karflsnda ABDnin I. Dnya Savaflnda ngiltere ve Fransa yannda yer almas, talyann nce Almanya ile anlaflmasna ramen 1915te ngiltere ve Fransa ile anlaflarak liberal devletler yannda savaflmaya bafllamas; ABDnin II. Dnya Savafl sonras dnemde dier liberal devletlerle baflta NATOnun kurulmas olmak zere barfl ve gvenliini korumak iin anlaflmalar
imzalamas gibi rnekler bu argman desteklemek iin kullanlmaktadr.
Liberal devletler arasnda savafln pek sk rastlanan bir durum olmad, bu devletlerin birbirleriyle ancak yaklaflk 200 yllk aralarla savafltklar, feodal, faflist, komnist, totaliter ve otoriter lkeler iinse byle bir fleyin sz konusu olmad ifade edilmektedir. Liberal devletlerin zaman zaman liberal olmayan devletlerle savaflmak zorunda kalmalarnn da bir zorunluluktan kaynakland ve ou zaman
bir saldrya uradklar iin gndeme geldii iddia edilmektedir. Kantn anlayfl
erevesinde, liberal devletlerin kendi aralarnda barfl ve iflbirliini kolaylkla gelifltirebileceklerine, kendi aralarnda yaptklar anlaflmalarla bir barfl ve iflbirlii federasyonunu oluflturabileceklerine dikkat ekilmifl ve ebedi barfln gerekleflebilecei zerinde durulmufltur. Demokratik lkelerin artmas durumunda, uluslararas ortamn daha barfl olaca savunulmufltur.
Demokrasinin geliflmesinin devletlerin saldrganlklarn azaltt liberalizmin
temel savlarndan biridir. ok sayda rnekle bu kantlanmaya alfllmaktadr. Bu
erevede, Latin Amerika lkelerinden Kosta Rika ile Panama, Bolivya ile Paraguay, Peru ile Ekvator ve Honduras ile El Salvadorun XX. yzyln ikinci yarsnda
srekli savafl halinde olduuna dikkat ekilmektedir. Bunlardan birisi de Arjantindeki askeri ynetimin ngiltere karflsnda 1982deki Falkland maceras olmufltur. Fakat btn bu savafllar yaflanrken bu lkelerin diktatrlklerle ynetildiine
dikkat ekilmekte, ayn dnemde geliflmifl demokrasiler arasnda savafllarn yaflanmad ileri srlmektedir.
Nitekim Bat Yarkresinde 1980lerde demokrasinin geliflmesiyle beraber atflmalar azalmaya bafllamfl ve bu blgede neredeyse kanksanmfl olan savafllar
artk yaflanmaz olmufltur. Bu noktadan hareketle ABD Dfliflleri (eski) Bakan Warren Christophern da belirttii gibi, artk byk devletlerden hibiri, dierini bir
askeri tehdit olarak grmyor. Gnmzde de ABD ile Rusya ve in arasnda hat-
ta ngiltere, Fransa, Almanya ya da Japonya arasnda baz sorunlar bulunmaktaysa da bu sorunlar dnya politikasn polarize edecek nitelikte grlmemektedir
(Talbott, 1995:7-10).
Serbest piyasa ekonomisinin yaylmas, ticaretin serbestleflmesi ve demokrasinin geliflmesi uluslararas istikrar asndan bir gvence olarak deerlendirilmeye
bafllanmfltr. Bugn dnyada bafllca byk ekonomik ve askeri glere bakldnda, bunlarn ok partili sistemi ve serbest piyasa ekonomisini benimsemifl lkeler olduklar grlyor. flte bu adan, belki de hakl olarak, acaba Souk Savafln
sona ermesi mi demokrasi ve piyasa zgrlne neden oldu, yoksa bunlar m Souk Savafl sona erdirdi sorusu sorulmaktadr. kincisi doru kabul edildiinde
zellikle byk devletler arasnda bir atflmann yaflanmas ancak bu lkelerden
birinin geri dnerek, yani serbest ticaret, ak toplum ve serbest piyasa mantndan uzaklaflarak, totaliter bir yapya ve emir komuta ekonomisine geri dnmesi
durumunda m sz konusu olacaktr?
Ancak bir noktay gzden karmamakta yarar var. zellikle geliflmifl demokrasiler arasnda savafln yaflanmayabilecei ileri srlebilir. Fakat lkelerin bu noktaya bir gecede gelemeyeceklerini de gz ard etmemek ve bu srecin lkeler asndan sancl olabileceini unutmamak gerekir. flte Mansfield ve Snyder (1995: 538) Demokratikleflme ve Savafl Tehlikesi (Democratization and the Danger of
War) adl makalelerinde bu noktaya dikkat ekiyorlar ve demokratikleflme srecini yaflayan lkelerin bu geifl dneminde dfl politikada saldrgan bir tavr iinde
olabileceini sylyorlar. Hatta bu balamda geifl demokrasilerinde savafla baflvurma eiliminin fazla olmasna rnek olarak da Srbistan ile Hrvatistan, Azerbaycan ile Ermenistan arasnda yaflanan atflmalar ve Rusyann eenistana mdahalesi gsterilmektedir.
Bu erevede, daha da nemlisi demokratikleflen lkelerin geifl srecinde sadece geliflmifl demokrasilere gre deil, ayn zamanda geliflmifl otokrasilere gre
de daha fazla savafl eilimi iinde olduu ileri srlmektedir. rnein; Rusya gibi
otokrasiden demokrasiye geen lkelerde sre bir kere baflladktan sonra bu sreci geri dndrmeye alflmak bile savafla girme olasln azaltmamaktadr. yle
ki demokrasiden yeniden otokrasiye kaymfl rejimlerde savafla baflvurma olasl,
rejiminde herhangi bir deifliklik olmamfl olan lkelerden daha yksek olduu kabul edilmektedir. Bunun, tarihte byle olduu ve bugn iin de geerli olduu dflnlmektedir. Gerekesi ortaya konurken de demokrasiye geiflin bafllamasyla
beraber, konumlarn kaybetme korkusunu yaflayan eski rejimin sekin snfnn,
otokrasiyi yeniden geri getirecei beklentisiyle savafltan byk yarar umduu belirtilmektedir. Hatta bu sekin snfn, kendi pozisyonlarn korumak yolunda kitleleri harekete geirmek amacyla ou zaman ulusuluk sylemlerini kullandklar ifade edilmektedir. Ancak bu flekilde bir kere harekete geirilen kitleleri durdurmak mmkn olmamakta ve savafl kanlmaz hale gelmektedir.
Doyle ise uluslararas iliflkiler tarihinin liberal devletlerin de bir saldr savaflna
girifltikleri ynla rnekle dolu olduunu dflnmektedir. ngiltere ve Fransann
XIX. yzylda Afrikada girifltikleri smrge savafllar, ABD ile Meksika arasnda
1846-1848 arasnda sz konusu olan savafllar ve Amerikallarn yerlilere karfl yrtt savafllar ve yine Amerikann II. Dnya Savafl sonras dnemde birok lkeye askeri mdahalede bulunmas ilk akla gelen rneklerdir (Doyle, 1993: 268).
Doyleun alflmasndan sonra ABDnin 2003te Irak iflgalinde her ne kadar, bir tarafta otoriter bir ynetimin sz konusu olduu bir devlet olsa da uluslararas toplumun meflru saymad tek tarafl bir mdahale olmufltur.
37
38
zet
A M A
A M A
A M A
A M A
Demokrasinin, birey zgrlnn garanti altna alnd siyasal sistemlerde var olduunu
ayrt etmek;
Liberalizme gre, bireye ve temel zgrlklerinin korunmasna dayal ynetimlerde, vazgeilmez iradeleriyle zgr ve eflit insanlarn, karfllkl olarak anlaflarak, bir devlet kurma haklar vardr. Egemenlik halkndr. Kararlar oylanarak demokratik yolla alnmaldr. Kifli bencil karlar
iin deil, ortak yarar iin oy verir. Zira halk iyidir ve iyi olan iin oy kullanacaktr. Halk devlete ve kendini ynetenlere, ynetme gc ve yetkisi verse de egemenlik, genel iradeyi temsil eden
halkn kendisine aittir ve terk edilmez. Liberal
devlet anlayflna gre, devlet ve birey arasnda
benzerlikler bulunmaktadr. Liberal bir devlet teorisinde tm bireyler eflit yaratlr ve Tanr tarafndan verilmifl yaflama, zgrlk ve mutlu olma
gibi doufltan dokunulmaz haklara sahiptir. Birey bu haklarn gvence altna almas iin devleti oluflturmufltur ve devlet, gcn ynettii bireylerden alr. Ayn flekilde tm devletler de eflittir ve var olma, bamszlk ve ulusal karlarn
koruma gibi birtakm dokunulmaz haklara sahiptir.
Liberal devletler arasnda uluslararas iflbirliini
gereklefltirmenin daha kolay olduunu deerlendirmek;
Liberallere gre, uluslararas iliflkilerde kurumsallaflma hem belirsizlik ve korkuyu azalttndan, hem de uluslararas eitim ve etkileflim, yanlfl bilgilenme ve yanlfl alglamadan kaynaklanan korku ve dflmanl en aza indirdiinden
iflbirlii olanaklar artmfltr. Bilgi ve teknolojinin
yaylmas, iletiflimin kreselleflmesi, insanlarn
beklentilerini artrmfltr. Liberaller anarfliyi, devletleri iflbirliine zorlayacak, iflbirliinden kanmay nleyecek ya da vaatlere yneltecek bir ortak otorite yokluu ve bir st kurumlaflma eksiklii olarak alglamaktadrlar. Uluslararas ortamda merkezi otoriteye atfedilen rol, devletleri iflbirliine yneltecek ve devletlerin ortak kar
peflinde koflmalarn salayacak ortam oluflturmaktr. Neoliberallere gre, ortak siyasal, ekonomik ve askeri karlara ynelik olarak zellikle liberal demokratik devletler arasnda iflbirlii
mmkndr. Ayrca devletleri karfllkl olarak
iflbirliine raz edecek ok sayda faktr bulun-
39
A M A
40
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi, liberal dflncenin argmanlarndan biridir?
a. Devlet kamuoyundan bamsz ve kendi baflna
hareket eden bir st otoritedir.
b. Uluslararas iliflkiler sistem dzeyinde incelenmelidir.
c. Rasyonel dflnen insan, zgrlklerini korumak ve gelifltirmek iin st otoriteye (devlete)
ihtiya duyar.
d. Uluslararas sistemin anarflik yaps iflbirliinin
kurumsallaflmasn zorlafltrr.
e. Uluslararas iliflkilerin temel konusu gvenlik ve
atflmadr.
2. Afladaki dflnrlerden hangisi, liberal kuramn
temsilcilerinden deildir?
a. Adam Smith
b. Hugo Grotius
c. Jean Jacques Rousseau
d. Thomas Hobbes
e. Immanuel Kant
3. Afladaki ifadelerden hangisi klasik liberalizmin,
bireyin zgrlne dayal temel yaklaflmyla eliflir?
a. Yaflam hakk, mlkiyet hakk gibi temel haklar
dokunulmazdr.
b. st otoritenin olmad doa durumu zorlama
ve eflitsizlik ortamdr.
c. Demokratik cumhuriyetler savafla baflvurmazlar.
d. Hukuk, ortak rzayla ve bireylerin haklarn korumak iin oluflturulur.
e. Kamuoyunun siyasete katlm, ortak karlarn
uyumlafltrlmas iin gereklidir.
4. Afladakilerden hangisi, uluslararas liberal teorinin
varsaymlarndan biri deildir?
a. Ulusal bask gruplar ve uluslararas rgtlerin de
aktr olarak dikkate alnmas gerektii
b. politika ve dfl politika konularnn bir arada
incelenmesi gerektii
c. Uluslararas iliflkilerde kurumsallaflmann iflbirlii
olanaklarn gelifltirdii
d. Devletlerin uluslararas iflbirliklerde her zaman
nispi (greceli) kazan hesab yapt
e. Uluslararas iliflkilerde ekonomik konularn en az
siyasi ve gvenlik konular kadar nemli olduu
5. Afladaki teorilerden hangisi liberal kurumsalc yaklaflmlar arasnda saylamaz?
a. Fonksiyonalizm
b. Karfllkl bamllk
c. Uluslararas rejim teorisi
d. ok tarafllk teorisi
e. Hegemonik istikrar teorisi
6. Kendisi iin alflan bireyin toplum iin de fayda retecei anlayfl, liberal teoride afladaki kavramlardan
hangisiyle ifade edilmektedir?
a. karlarn uyumu
b. Mutlak kazan
c. Nispi kazan
d. Greceli kazan
e. Gler ayrm
7. Uluslararas iliflkilerin simule edildii oyun modellerinden mahkumun ikilemi iin liberal bakfl asyla,
afladakilerden hangisi sylenemez?
a. Koflullu iflbirlii, iflbirlii yapmamaktan kaynaklanacak zarar engeller
b. Rakibin iflbirliinden vazgeme olasl taraflar
iflbirliine ynlendirir
c. Rasyonel hesaplarla taraflar kendi kazanlarn
n plana karabilir
d. flbirliinde her zaman greceli kazanlar dikkate alnr
e. Maksimum kazan anlayflyla taraflar kendi zararlarn en aza indirmeye alflrlar
8. Liberalizme gre, demokratik lkeler iin savafln maliyetini artran temel faktr afladakilerden hangisidir?
a. Nkleer silahszlanma
b. Karfllkl bamllk
c. Pasifizm
d. Uluslararas rgtler
e. Vergiler
9. Afladakilerden hangisi liberal pasifizmin temel kavramlar arasnda yer almaz?
a. Demokrasi
b. Kapitalizm
c. Serbest piyasa ekonomisi
d. Emperyalizm
e. Bireycilik
10. Afladaki ifadelerden hangisi liberal uluslararasclk anlayfln tanmlamaktadr?
a. Uluslararas rgtler istikrar salar
b. Geliflmekte olan demokrasilerde savafl eilimi
fazladr
c. Serbest piyasa ekonomisi rekabeti ve atflmay
dourur
d. Karfllkl bamlln artmas savafl riskini arttrr.
e. Liberal devletler barfl ve iflbirliine daha yatkndr
41
2. d
3. b
4. d
5. e
6. a
7. e
8. b
9. d
10. e
Yantnz yanlfl ise, Klasik Liberalizm ve Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Liberal Dflncenin Felsefi
Temelleri konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Klasik Liberalizm ve Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Uluslararas Liberal Teori/Neoliberalizm konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Uluslararas Liberal Teori/Neoliberalizm ve Liberalizm ve Uluslararas
flbirlii konularn yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Uluslararas Liberal Teori/Neoliberalizm ve Liberal Dflncenin Felsefi
Temelleri konularn yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Liberalizm ve Uluslararas
flbirlii konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Liberalizm ve Barfln Korunmas konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Liberalizm ve Barfln Korunmas konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Liberalizm ve Barfln Korunmas konusunu yeniden gzden geiriniz.
Sra Sizde 2
Realizme gre uluslararas sistemde ortak ve merkezi
bir otorite olmamas devletleri kendi gvenlikleri konusunda kendi bafllarna hareket etme durumunda brakmaktadr. Uluslararas iflbirlii ancak devletlerin karlar dorultusunda ve ou zaman greceli kazan durumlar da dikkate alnarak yaplr. Liberaller ise sistemin anarflik yapsnn devletleri daha fazla iflbirliine
ynlendirdiini ve farkl alanlarda gerekleflen iflbirliklerinin kurumsallaflmasyla, devletlerin birbirlerine baml hale geldiklerini aklarlar. Bu karfllkl bamllk, savafl olasln da azaltarak devletlerin gvenlik
paradoksunu krmaktadr. Realistler, anarflinin iflbirliini engellediini savunurken, liberaller anarflinin devletlerin iflbirliine yol aan temel faktr olduunu savunurlar.
Sra Sizde 3
Neoliberaller, demokratik devletlerin hem halkn egemenliine dayal ynetim anlayfl hem de devletler aras karfllkl bamllk nedeniyle barfll zm yollarn tercih ederek, savafla baflvurmayacaklarn savunurlar. Farkl alanlarda kurumsallaflan devletler aras iflbirlii ve, uluslararas rejimlerin getirdii ortak kazanlar,
devletleri savafl tercihinden uzaklafltrr. Neoliberalizme
gre demokratik devletler ve halklar savafln tahribat
derecesi konusunda bilinli olup, savafl karfltdr.
Sra Sizde 4
Devletler aras iliflkileri mahkmun ikilemiyle aklayan
realistler, nispi kazan zerinde durarak, taraflardan
her birinin dierinin daha fazla kazanacan dflnmesinin iflbirliini engellediini ve dolaysyla nispi kazan faktrnn iflbirliinin gerekleflmesinin nnde
nemli bir engel olduunu tartflrlar. Liberal teorilere
gre ise, kurumsal iflbirlii taraflarn birbirlerine ynelik endiflelerini ortadan kaldrmaktadr zira devletlerin
iflbirlii yapmamalarndan doan kaybn iflbirlii yapmann getirisinden daha byk olduu iletiflim sayesinde fark edilmektedir.
42
Yararlanlan Kaynaklar
Aaoullar M. Ali ve Levent Kker. (2000). Kral Devlet ya da lml Tanr. Ankara: mge Kitabevi.
Cevizci, Ahmet. (2000), Felsefe Szl. Paradigma
Yaynlar
Copleston, Frederick. (1998), Hobbes-Locke. ev. Aziz
Yardml. stanbul: dea.
Doyle, Michael W. (1993), Liberalism and World Politics
Revisited, Paul R. Viotti ve Mark V. Kauppi (eds.)
International Relations Theory: Realism,
Pluralism, Globalism 2nd ed. New York:
Macmillan Publishing Co., iinde ss. 262-285.
Grieco, Joseph M. (1995), Anarchy and the Limits of
Cooperation: A Realist Critique of the Newest Liberal
Institutionalism, An Introduction, Charles W
Kegley, Jr. (ed.) Contraversies in International
Relations Theory, Realism and the Neoliberal
Challenge. New York: St. Martins Press, iinde ss.
151-171.
Gkberk, Macit. (1974), Felsefe Tarihi. Ankara: Bilgi
Yaynevi.
Henkin, Louis. (1992), Law and Politics in International
Relations: State and Human Values Robert L.
Rothstein (ed.) The Evolution of Theory in
International Relations. South Carolina: University
of South Carolina Press, iinde ss. 163-188.
Mansfield, Edward D. and Jack Snyder. (1995),
Democratization and the Danger of War,
International Security, Vol. 20, No. 1 (Summer),
ss. 5-38.
Talbott, Strobe. (1995), The new geopolitics: defending
democracy in the post Cold War era, The World
Today. Vol. 51, No. 1 (January), ss. 7-10.
Kegley, Jr. Charles W. (1993), Neoidealist Moment in
International Studies? Realist Myths and the New
International Realities International Studies
Quarterly. Vol. 37, No.2 ( June), ss. 131-146.
Keohane, Robert O. (1984), After Hegemony.
Princeton: Princeton University Press.
Keohane, Robert O. ve Lisa Martin. (1995), The Promise
of Institutionalist Theory, International Security.
Vol. 20, No. 1 (Summer), ss. 39-51.
3
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Snf Mcadelesi
Proleterya
Burjuvazi
Emperyalizm
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Marksizm ve
Merkez evre
Teorileri
GRfi
MARKSST TEOR
EMPERYALZM TEORLER
BAIMLILIK VE MERKEZ EVRE
TEORLER
MODERN MARKSST
YAKLAfiIMLAR
Marksizm ve
Merkez evre Teorileri
GRfi
Marksizm ve merkez evre teorilerinin ortak zellii; uluslararas iliflkileri ve dfl
politikay maddi unsurlardan daha ziyade siyasal, askeri g yerine ekonomik verilerle aklamalardr. zellikle Marksn snf atflmas ve smr yaklaflmn yeni Marksistler, dnya politikasn ve emperyalizm olgusunu aklarken temel referans olarak almfllardr. Marksn kendisi emperyalizme iliflkin bir kuram gelifltirmemifl olmakla beraber, ondan sonra gelen, baflta Lenin olmak zere, yeni Marksistlerin bu konuya younlafltklar dikkat ekmektedir. Marks ve izleyicilerinin bir
baflka temel zelliiyse toplumsal iliflkileri ve dnya politikasn tarihsel bir bakfl
asyla ele almalardr.
Bu balamda Marksist teori ve onun temel varsaymlarn kabul eden bamllk ve merkez evre teorileri, uluslararas iliflkileri, retim aralar ve onun belirledii retim iliflkilerine bal olarak ortaya kan snfsal iliflki temelinde ele almaktadr. lke iindeki zengin yoksul, ezen ezilen ya da daha somut ifadeyle burjuvazi proleterya ayrmnn kresel anlamda karfll geliflmifl azgeliflmifl ayrmdr. Bu
balamda, lke iindeki emekten art deer karma, yani smr, uluslararas
alanda azgeliflmifllerden geliflmifl lkelere doru gerekleflmektedir. Bu metropol
uydu iliflkisi, yeni Marksistler tarafndan bamllk ve emperyalizm olarak nitelenmektedir. Wallerstein ve Galtung gibi merkez evre teorilerini gelifltiren bilim
adamlar kendilerini Marksist olarak nitelemeseler de kullandklar kavramlar ve dil
asndan Karl Marks ve Friedrich Engelsin felsefesini yanstmaktadr.
MARKSST TEOR
Diyalektik materyalizmi benimseyen Marks, Tanr inancn yadsyarak, her fleyin
temelinde doann kendisinin ve maddenin var olduunu iddia etmektedir. Hegelin felsefesindeki tz (varl bir baflka fleye bal olmayan, bizatihi var olan)
kavramn benimsemeyerek doay temel kabul etmektedir. Marks, toplumun kurumsal ve ideolojik yapsnn tamamen ekonomik retim iliflkileri tarafndan belirlendiini varsayar. Bu ekonomik determinizm temelinde, ekonomik sistemi denetleyebilen siyasal sistemi de denetler. Marks ve Engels retisine gre, siyasal kurulufllar ekonomik alt yapya gre flekillenen st yaplardr. Bu nedenle devletler
ekonomide var olan yapy srdrmeye ve glendirmeye yaramaktadr. Sosyalizm
bu balamda burjuvazinin ortadan kalkmasna yol aarak devletin de ortadan
kalkmasn salayacaktr.
46
Marks ve Engelse gre tarih boyunca ekonomik karlar ve ihtiyalar g iliflkilerini etkilemifl, bask altnda tutulan ezilen snflarla egemen gler arasndaki
atflma devam etmifltir. Tm savafllar zgr insan ile kle, bey ile serf, lonca ustas ile kalfa, tek kelimeyle ezen ile ezilen arasnda sregelmifltir. Bu mcadele kimi zaman rtl, kimi zaman aktan, ama daima varolmufl ve son aflamada burjuvazi ile proleteryann savaflna dnflmfltr (Marks-Engels, 1997: 9-10). Dolaysyla tarihi, bir snf mcadelesi tarihi olarak alan Marksa gre, ezen snf ile ezilen
snf arasndaki mcadele daima yeni bir ekonomik, siyasal ve toplumsal sistemin
domasyla sonulanmfltr. Marksist grfle gre snf atflmas toplumsal deiflimin ana nedenini oluflturmaktadr.
Marksa gre, Sanayi Devrimi ve kapitalizmin yaratt burjuvazi snf, farkllaflan rnler iin srekli geniflleyen bir pazar gereksinmesiyle yeryznn drt bir
yanna yaylr. Her yerde tutunmak, her yerde yerleflmek, her yerde balantlar
kurmak zorundadr. Ancak burjuvazinin ve sermayenin gelifltii oranda, kendi karflt olan proleterya ve modern ifli snf da geliflmektedir. Marks, kapitalist retim
iliflkileri iinde orta snfn da proletaryaya dnfleceini, nk yeni geliflen retim aralarnn yeterli sermayeye sahip olmayan bu snf dierleriyle rekabet edemez hale getireceini belirtmektedir. fli snfnn geliflmesi ve bymesiyle burjuvazi ile proletarya arasndaki atflmalarn artacan ve son aflamada ifli snfnn
bir devrimle burjuvazinin egemenliine son vereceini ileri srmektedir. Marksa
gre sosyalist devrim nce ulusal dzeyde olacaktr. Her lkenin proletaryas kendi burjuvasn alt edecektir. (Marx-Engels, 1997: 14-26).
SIRA SZDE
Marksn temel yapt olan Kapitalde ayrntl olarak ele ald art deer tezine
D fi N E L Msermaye birikimine yol aan ve kapitalist yeniden retimin ana
gre ifli, kapitalist
unsurunu oluflturan art deeri retir. Art deer, dolaflma konan parann ilk deerindeki artfl
S O olup,
R U bunun kayna cretli emektir. fli, gnn belli bir ksmnda
kendisinin ve ailesinin gereksinimi iin alflr ve gnn geri kalan ksmndaysa
karfllksz olarak kapitalist iin (art deer iin) alflr. Kapitalistler, ifliye mmDKKAT
kn olduu kadar az cret vererek, retimden ortaya kan deerin geri kalanna
kendileri el koymaktadr. Dolaysyla Marksizme gre, kapitalist sistemde topluSZDE klelefltirilmektedir. Kapitalist retim biiminde, retim aramun bykSIRA
bir ksm
larn kontrol eden burjuvazi, ifli snfn srekli smrdnden iki snf arasndaki uurum ve art deer hzla bymektedir. flte bu eliflki ifli snf ile kapitaAMALARIMIZ
list burjuvazi arasnda atflmaya ve yeni bir toplumsal dzenin ortaya kmasna
yol aacaktr. Kapitalizmin ortadan kaldrlmasna kadar geen srede tm hkmet denetimi
edilerek, mevcut kapitalist retim iliflkisi srdrlmeye aK seferber
T A P
lfllr. Ancak teorinin temel varsaym bu abalarn yeni bir ekonomik, politik ve
toplumsal dzenin ortaya kmasn engelleyemeyecei ynndedir. Marks, argmanlarylaT Eproletaryaya,
srekli klelik durumundan kurtulmann yolunu gsterLEVZYON
mektedir. Proleterya, ortak ama iin, her yerde bir snf savafl vererek eitilmekte ve bilinlenmektedir.
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
N T E RSZDE
NET
SIRA
Marksist teorideki
ekonomik determinizm, klasik realizmin hangi varsaymyla eliflmektedir?
SIRA SZDE
SIRA
N T Ediyalektik
RSZDE
NET
Marksizmdeki
tarihselcilie gre yeni bir toplumsal dzenin oluflmasnn n
flart nedir?
DMAfi K AN LE EL M
D MfiAKNAE L EM
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
47
EMPERYALZM TEORLER
Liberal dflnr, ngiliz iktisat John A. Hobsona gre, emperyalizm kapitalizm
iindeki yanlfl uygulamalardan kaynaklanan yapsal bir sorundur. Kapitalist toplumlar aflr retim ve yetersiz tketim ikilemini yaflamaktadr. Hobson, kapitalist
devletlerin ortaya kan zenginlik fazlasn bir takm refah artrc nlemlerle yeniden blfltrecek bir sistem gelifltirmeleriyle bu yapsal sorunu zebileceklerini
savunmufltur. Pratikte kapitalist devletler bunu yapmak yerine, ortaya kan sermaye fazlasn lke dflnda kr elde etmek amacyla yeniden yatrma dnfltrmeyi
tercih etmektedir. Dier bir deyiflle lke iinde kullanlmayan sermaye ve tketilmeyen mal iin, yeni yatrm ve pazar olanaklarnn arafltrlmas emperyalizme yol
amaktadr. Hobson, emperyalizmin kanlmazln kabul etmeyerek halkn tketim gcn ykseltmek gerektiini ileri srmektedir.
XIX. yzyln sonlarnda Avrupann geniflleme abalarnda askeri, politik, psikolojik ve dini faktrler de etkili olmufltur. Ancak emperyalizme yol aan tm unsurlarn arkasnda finans kapital vardr ve bu dier faktrler iin itici rol oynamaktadr. Finans kapital, vatansever gleri, politikaclar ve askerleri kendi amalar
iin etkileyebilmektedir. Zaten bu kesimlerde var olan geniflleme arzusu finansal
karlar sayesinde harekete gemektedir. Bu flekilde; hangi dorultuda nereye kadar geniflleneceini tayin eden, yani emperyalizmin gerekleflmesini salayan temel unsur finansal karlar olmaktadr. Hobsona gre, emperyalizm ve savafl, finans evrelerinin arayp da bulamadklar fleyler olan savunma btesinin ve kamu borlarnn artmasna ve menkul deerlerde dalgalanmalara yol amaktadr.
Kazanlarn artrmalarna yol aacak yeni kamu harcamalarna neden olacandan, savafl ve devrim gibi olaylar finans evreleri iin frsattr. Hobsondan sonra
Lenin, emperyalizm ve savafllarn olmamas iin, kapitalizmden kurtulmak gerektiini ortaya koymufltur (Dougherty ve Pfaltzgraff, 1990: 228-29).
Vladimir Lenin, emperyalizm olgusuna ayn adla yaynlanan alflmasnda yer
vermifl ve daha sonra ayn okula mensup yazarlar tarafndan kavram gelifltirilmeye
alfllmfltr. Lenine gre kapitalist tekel gruplar (karteller, trstler) nce kendi lkelerinin i pazarn paylaflrlar. Ama kapitalist dzende i pazar zorunlu olarak dfl
pazara baldr. Bu yapnn ifllemesi, doal olarak sermaye ihracnn artmasna ve
byk tekel gruplarnn yabanc lkeler ve smrgelerle iliflkilerine ve nfuz (etki) blgelerini geniflletmesine baldr. Bu gruplar arasnda genel bir anlaflmayla
uluslararas karteller oluflturulmaktadr (Lenin, 1992: 72).
Leninin emperyalizm teorisine gre, sermayenin ihracndaki artfl, koloniyal ve
dfl iliflkilerin geliflmesi, byk tekelcilerin etki alan oluflturma endiflesiyle birleflince, uluslararas alanda da i piyasada yapld gibi iflbirlii yaplmakta ve oluflturulan uluslararas karteller araclyla dnya pazar, tekelci kapitalistler arasnda
paylafllmaktadr. eflitli kapitalist gruplar arasndaki mcadele, deiflik grnmlerde ortaya ksa da mcadelenin nedeni hep ayn kalacaktr. Bu ise snf kavramnn var olduu srece hi deiflmeyecek olan snf mcadelesidir (Lenin, 1972: 203).
Bu anlayfla gre, modern kapitalizmin temel zellii byk kapitalistlerin bir
araya gelerek oluflturduklar kartellerdir. Tm hammadde kaynaklar tek bir grup
tarafndan kontrol edilebildiinde, bu tekelcilik daha acmasz bir flekilde gndeme gelmektedir. Rakiplerinin kendileriyle rekabet etmesini olanaksz hale getirmek iin petrol alanlarnn ve maden yataklarnn satn alnmas ya da ortak iflletilmesi gibi yollarla kendi aralarnda iflbirliini gelifltirmeye alflrlar. Dorudan atflma riskini ierse de smrge elde etmek, kapitalistler iin rakipleri karflsnda
48
SIRA SZDE
D fi N E L M
baflarl olmann en kolay yolu olarak grlmfltr. Kapitalizm gelifltike daha fazla hammadde kaynana ihtiya duyulduundan, bu durum, rekabetin daha da
keskinleflmesine, hammadde elde etmek iin dnya genelinde bir smrge arayfl ve mcadelesinin yaflanmasna yol amaktadr (Lenin, 1972: 204).
Lenine gre emperyalizm, kapitalizmin geliflmesinin zorunlu bir sonucu olarak
ortaya kmfltr. Emperyalizm kapitalizmin en ileri geliflme aflamasn simgelemektedir. Baflka bir deyiflle emperyalizm, kapitalizmin tekelci aflamasdr. Artk bu aflamada, serbest rekabeti kapitalizm, yerini tekelci kapitalizme brakmaktadr. Bir taraftan, byk bankalarn ve retici firmalarn birleflmesiyle finans kapital oluflurken dier taraftan, dorudan smrgecilik politikasndan doan rekabet, yerini
byk tekeller araclyla dnyann paylafllmasna brakmaktadr.
Lenin, emperyalizm ve savafllar arasndaki iliflkiyi aklarken I. Dnya Savaflna
kadar olan dnemdeki savafllarn, emperyalist glerin smrge mcadelesinden
kaynaklandn ileri srmektedir. Ancak, emperyalist devletler arasndaki iflbirliinin, zellikle Asya ve Afrikadaki azgeliflmifl blgelerin smrlmesi amacn tafldna da iflaret etmektedir. Emperyalist glerin ayr ayr etki alan oluflturma abalar iin yaplan ittifaklar, savafla, geici olarak ara verilmesine neden olmufltur.
Kapitalist devletlerin bu pazarlara ve hammadde kaynaklarna her zaman ihtiyalar olduu iin, kapitalist devletlerin var olduu bir dnyada atflma eksik olmayacaktr. Dolaysyla Lenine gre, uluslararas atflmalar ortadan kaldrmann nkoflulu kapitalizmi ortadan kaldrmaktr. Zira bir kapitalist lkenin genifllemesi
mutlaka dier bir lkenin zararna olacandan, kapitalist emperyalizm uluslararas savafllar kanlmaz hale getirmektedir (Dougherty ve Pfaltzgraff, 1990: 230-31).
Paul Sweezy de emperyalizmi dnya ekonomisinin gelifliminde bir aflama olarak tanmlamaktadr. Sweezyye gre bu aflamada (a) endstri mallar iin dnya
pazarnda ileri kapitalist lkeler rekabet halindedir; (b) tekelci sermaye hakim sermaye fleklidir; (c) sermaye ihrac dnya ekonomik iliflkilerinin belirgin zelliidir.
Bu temel ekonomik iliflkilerin sonucu olarak iki zellik daha bulunmaktadr: (d)
dnya pazarnda kar atflmalar ve uluslararas tekelci birleflmelere yol aan ciddi rekabet ve (e) dnyann iflgal edilmemifl yerlerinin nde gelen kapitalist gler
(ve onlarn uydular) tarafndan paylafllmas (Sweezy, 1975: 79).
Sweezynin argmanna
SIRA SZDE gre dnya bir kere paylaflldktan sonra smrgeci gler, status
quo (statko) dier bir ifadeyle var olan durum ve dengeyle yetinmezler. Bu durumun nedenlerini aklaynz.
D fi N E L M
DKKAT
Bamllk ve smr
iliflkisinin
oluflmasnn
SIRA SZDE
nedeni geliflmifl lkelerden
azgeliflmifl lkelere doru
olan ve onlarn geliflmelerini
salayaca beklenen
AMALARIMIZ
sermaye transferinin aslnda
son aflamada az
geliflmifllerden geliflmifllere
doru
K olmasndandr.
T A P
Neo Marksist
emperyalizmi, bir smr iliflkisi olarak tanmlamaktadr.
S Oteoriler,
R U
Azgeliflmifl yaplarn geliflip kapitalistleflerek, snfsal dnflmnn salanaca
varsaylan srecin sonucunda ortaya kan durumdur. Sermayenin uluslararaslaflDKKAT
mas srecinde ok uluslu flirketler de nemli rol oynamaktadr. Geliflmifl lkelerin
aflr kr ve fazla sermayesinin azgeliflmifl lkeleri sanayilefltirerek, proleter bir sSIRA SZDE
nfn domasn
hazrlayaca ve kominist enternasyonelin gerekleflmesine giden
srecin hazrlaycs olaca varsaymna karfl klmaktadr. Neo Marksistler bunun
doru olmadn, az geliflmifl lkelerin ok uluslu sermaye eliyle baml hale geAMALARIMIZ
tirilerek srekli bir smr iliflkisinin kurulduu modern emperyalizmin ortaya
ktn ileri srerler.
Bamllk,
ve smr iliflkisine yol aan srete retici sermayeK emperyalizm
T A P
nin uluslararaslaflmas ve ok uluslu flirketlerin domas, aflamadan oluflmakta-
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
dr. Birinci aflamada; ticari iliflkiler azgeliflmifl lkelerle kapitalistleflen lkeler arasnda geliflir, kapitalistleflen blgelerin gereksinimlerini karfllamay amalar. kinci
aflama; kapitalizmin yerlefltii lkelerden azgeliflmifl lkelere yaplan yatrmlarla ticaret sermayesinin gelifltii ve dnya ekonomisinin srkleyici gc olduu dnemdir. Bu dnemde azgeliflmifl blgelerdeki ticaret sermayesi kapitalist lkelerdeki retici sermayesinin gereksinimlerine uygun olarak hareket eder ve uluslararaslaflr. nc aflamada; 1930lardan itibaren zellikle II. Dnya Savafl sonrasnda hzlanarak artan retici sermaye uluslararaslaflr. Uluslararas dzeyde iflblmn belirleyen unsur, sermayenin btn dnya dzeyinde retim kararlar alabilmesidir. Btn dnya ekonomisinde gerek kapitalist iliflkiler ve retici sermayenin hkim olduu bu aflamada dnya dzeyinde ekonomik art deer, cretli
emekten art deer karlarak elde edilir (Keyder, 1979: 31-34). Kapitalist deerlenme sreci (emekten art deer elde edilmesi) bundan byle dnya ekonomisi
dzeyinde gerekleflmeye bafllamfltr. Artk retim kararlar alnrken dnya ekonomisi iinde herhangi bir lke ya da blge, olas bir retim yeri olarak kabul edilmeye bafllanmfltr.
Gnmzde bamllk teorileri kapsamnda bakldnda, retici sermayenin
azgeliflmifl lkelerdeki egemenlii ve sermayenin retimi dnya pazar temelinde
planlad grlyor. ok uluslu flirketler, retim kararlarn dnya dzeyinde alan
sermayenin rgtsel dzeyini oluflturmaktadr. Doal olarak en yksek kr orann arayan sermaye, retimi dnya dzeyinde planlayarak endstriyel retimin azgeliflmifl lkelere doru kaymasn salamaktadr (Palloix, 1979: 63-86; Barren,
1979: 135).
Yeni Marksistler iin bu sre, emekten salanan art deerin lke iiyle snrl
kalmayp, dnya leinde gereklefltirildii ve azgeliflmifllerden geliflmifllere doru aktarld emperyalizmdir. Lenine greyse sermaye transferlerinin arkasnda
yatan neden, kapitalist lkelerin deniz aflr lkelerde pazar kapatma ve doal kaynaklar kontrol etme yarflnn bir sonucudur. Tam rekabetin btn kurallaryla geerli olduu eski kapitalizmde, uluslararas mal ihrac sistemin temel niteliini
olufltururken tekelcilerin egemen olduu tekelci kapitalizmde, mal ihracnn yerini, uluslararas lekte sermaye ihrac alr (Alpar, 1978: 17).
Harry Magdoff tarafndan yeni emperyalizm olarak nitelenen bu dnemin temel zellii, ekonomik gcn dev anonim flirketler ve finans kurumlarnn ellerinde younlaflmasdr. Sermaye uluslararaslaflrken btn endstrilerdeki yaflam savafl bir fethetme, hkimiyetini kurma savafl olmufl ve bu savafltan kendi evresine en iyi uyabilen dev anonim flirketler sa kabilmifllerdir. Acma duygusu olmayan rakiplerin bulunduu bir dnyada, emniyeti ve kontrol devam ettirebilmenin
birinci flart, mmkn olduunca fazla hammadde kayna zerinde kontroln kazanlmasdr. Hammadde kaynaklarnn kontrol bir taraftan rakiplerin basklarna
karfl koruyucu bir ara olup, dier taraftan btnleflmelerini tamamlamamfl rakiplerin geliflimini nlemek iin de bir saldr aracdr. Azgeliflmifl lkelerdeki emek
maliyetinin dflk olmas ayr bir ekicilie sahiptir. Dflk maliyetlerin yansra
hammadde kaynaklarnn gelifltirilmesi, ihracat iin talep yaratma ve tekel durumlarndan yararlanma frsatlar ok daha nemlidir. Tekel kurma asndansa byk
iflletmelerin maliyet avantajlar, kendilerine ait patentler, stn teknoloji ya da satfllarn artrlmas yoluyla istenilen markalarn retilmesi ve tercihli pazar talebinin
harekete geirilmesi gerekmektedir. Yabanc yatrmlarn geliflmesi de gmrk duvarlar ya da ticaret tercihleriyle korunmufl pazarlarda ticareti gelifltirmek iin oluflan baskdan kaynaklanmaktadr (Magdoff, 1975: 141-153).
49
50
51
52
SIRA SZDE
D fi NMARKSST
ELM
MODERN
YAKLAfiIMLAR VE MERKEZ
EVRE TEORLER
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Klasik ve yeni
SIRAMarksist
SZDE dflnrlerin, azgeliflmifllik sarmalndan kurtulunmas iin ne
srdkleri zmleri karfllafltrnz.
K T A P
TGramsciye
E L E V Z Ygre
O N hegemonya
53
Btn olarak bakldndaysa aslnda merkez lke ile periferi lke arasnda bir kar atflmas sz konusudur. Merkez ve periferi lkelerin kendi merkezi ile evresi arasnda ciddi bir kar farkll sz konusu olmamas halinde szkonusu ittifak
kurulamayaca iin, emperyalistik bir iliflki de oluflmayacaktr. Emperyalist iliflki
dikey ve asimetrik bir iliflkidir. Emperyalist iliflkide taraflardan biri dierine gre
ok daha fazla kazanl kmaktadr.
Galtung, bir devletin dieri zerinde hkimiyet kurduu feodal bir iliflki olarak
grd emperyalizmi, yine merkez ve periferi lkeler arasndaki iliflkiden hareketle ekonomik, siyasal, askeri, iletiflimsel ve kltrel olmak zere befl gruba ayrmaktadr. Bunlarn herhangi birisinin dierine gre ncelii bulunmamaktadr.
Azgeliflmifl lkeler kendi aralarnda iflbirlii yaparak, ortak karlarSIRA
iinSZDE
politikalar gelifltirebilirler mi?
fi N Egeliflmifl
LM
Souk Savafl dneminde ABD ve SSCB arasnda olduu Dgibi,
lkeler dnyay etki alanlarna ayrabilmektedir. Merkez lkeler, birbirlerinin etki
alanlarna sayg gsterdikleri gibi, birbirlerinin etki alanlarna
buS Omdahalede
R U
lunduklar durumlar da yaflanmfltr. Bu erevede ABDnin, SSCBnin Macaristan, ekoslovakya ve Polonyaya mdahalelerine fazla bir tepki gstermemesi,
DKKAT
SSCBnin de ABDnin Latin Amerika lkelerine mdahalelerinde tarafsz kalmas rnek olarak gsterilebilir. Kba Krizinde (1962) olduu gibi atflma ise bu
SIRA SZDEKba Krizi,
gizli anlaflmann ihlal edildii durumlarda sz konusu olmaktayd.
bir merkez lkenin, dier bir merkez lkenin etki alanna girmeye alflmasndan kaynaklanmflt. Dolaysyla merkez lkeler arasndaki atflma, ya etki
AMALARIMIZ
alanlarnn snrlarndaki belirsizlikten ya da bu etki alanlarna sayg duyulmamasndan ileri gelmektedir. Bu tr gri blgeler I. Dnya Savafl ncesinde Almanya ve ngiltere arasndaki atflmalarda, II. Dnya Savafl
K T sonrasndaysa
A P
ABD ile SSCB arasndaki zellikle Orta Dou, Almanya, Kore, Vietnam, Tayvan
ve Afganistan gibi lkeler zerindeki atflmalarda belirleyici rol oynamfltr
(Chan, 1984: 45).
TELEVZYON
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
54
dnya ekonomisi sistemi gnmzde evrensel bir boyut kazanmfltr. Temel mant, dflarya doru ve mevcut snrlarn tesine doru srekli genifllemedir. Kapitalist
dnya ekonomisi, belli bir siyasal birimin snrlaryla bal olmayan ve herhangi bir
devletin kendi lkesindeki faaliyetlere btnyle hakim olamad bir yapdr. Bu
sistem, egemen devletlerden oluflur. Buradaki egemenlik, kararlar zerinde mutlak
otorite (otonomi) sahibi olmak anlamna gelmemektedir. Ancak yine de baz devletler dierlerine gre daha otonomdur. Wallersteina gre kapitalist dnya ekonomisi tarihsel bir olgu olup, bir zaman sonra ortadan kalkacaktr. Kapitalist dnya
ekonomisi emek ile sermaye arasndaki uluslararas toplumsal iliflkiyi ifade eder.
Marksist anlayflta olduu gibi, art deer, bu iliflki sonucu, proleteryadan kapitaliste aktarlmaktadr. Bu aktarm ve emek sermaye iflblm sadece lke iiyle snrl
kalmamakta; dnya leinde gndeme gelmektedir. Bu lekte sermaye birikimi
iin, ok sayda lkede, retim yapmaya ynelik bir mal zinciri oluflturulmas gerekmektedir. Bu retim halkalarnn baz blmlerinde, kr ve retim, daha fazla younlaflma gstermektedir. Az sayda lkeyi iine alan bu tr blgelere merkez ad
verilmektedir. Daha az krl olan retim halkalarna periferi (evre) denmektedir.
Bu ayrm corafik bir tanmlama gibi gzkse de aslnda bu blnme esas olarak
iliflkisel bir ayrmdr. Merkez periferi iliflkisi; bu anlamda, retimin daha tekelci sektrleriyle daha rekabeti sektrleri arasndaki, ayn zamanda yksek kr (yksek
cret) getiren retim faaliyetleriyle daha dflk kr (dflk cret) getiren retim faaliyetleri arasndaki iliflkidir. Dolaysyla, dnya apnda sermaye ile emek arasndaki, yani gl kapitalistler ile zayf kapitalistler arasndaki iliflkidir. Bu iliflkinin sonucunda periferi blgeden (evreden) merkeze art deer transferi sz konusu olmaktadr. Bu akfl, sadece emekilerden retim aralarnn sahiplerine (kapitalistlere)
doru deil ayn zamanda, periferi blgelerin kapitalistlerinden merkez blgelerin
kapitalistlerine doru da bir gelir transferi fleklindedir. Kapitalist sermaye birikiminin srekli hale gelmesini salayan bu mekanizma iliflkileri ynlendirir.
Merkez ve periferi lkeler corafi ayrmla belirlenmezler. Ancak merkez lkelerin ve periferi lkelerin belli corafi blgelerde younlaflmfl olduklar grlr.
Merkez ve Periferi blgelerin retim biimleri ve ekonomik faaliyetleri de farkllaflmaktadr. Ayn rn srekli olarak merkez ya da periferi lkede retilmemekte;
retim dnemleri (product cycles) teorisinde akland gibi, merkez lkede
retilen bir rn, daha sonra, maliyet hesaplamalar sonucunda periferiye kayabilmektedir (Wallerstein, 1996: 88).
Wallersteinn modelindeki bir dier varsaym, kapitalist piyasann ne tam serbest, ne de kapal bir piyasa olduudur. Zira piyasa, her ikisinin karmas olduu
iin, kapitalist yksek kr elde edebilmektedir. Bu durum eksik rekabet ortamna
da baldr. Bu koflullarda baz gl kapitalistler, retim faaliyetlerini birlefltirerek
oluflturduklar tekellerle krlarn maksimuma karabilmektedirler (Wallerstein,
1996: 89).
Wallerstein, modern devlet sisteminin kapitalizm ile i ie gemifl bir btn olduunu savunur. Bu yap iinde proleterya ya da emekiler, sermaye sahipleri iin
alflmak zorundadr. Proleteryann, iyilikle ya da zorla ama sonuta sermaye sahibi kapitalistlerin istedikleri dorultuda, onlar adna retim faaliyetini srdrmeleri
salanmaktadr. Periferi (evre) lkelerde iflilerin rgtlenerek taleplerini dile getirmelerine izin verilmemektedir. cretli iflilerin yannda bir de evinde yapt retimle bir ksm kazancn temin eden aileler (ev halk) bulunmaktadr. Serbest alflma sonucu elde edilen bu gelirlerin sahipleri yar proleterya (semi proleterya)
kesimini oluflturur. Bu durum daha ok periferi lkelerde grlmektedir. Merkez
55
SIRA SZDE
SIRA SZDE
Wallersteina gre, dnya sistemi tarihsel ve dnflmseldir. 50-60 yllk aralarT E Lhakim
E V Z Y O olmaktadr.
N
la baz dnemlerde durgunluk, baz dnemlerdeyse retkenlik
Durgunluk dnemleri, kapitalistlerin (sermaye ve retim aralar sahiplerinin) krlarn maksimum klmaya alflmalarndan doan aflr retime karfllk, dnyadaki
talep artflnn ayn oranda geliflmemesinden kaynaklanmaktadr. Her durgunluk
NTERNET
dnemi, retim sreleri ann yeniden yaplanmasna yol amakta ve sermaye
birikimine yol aan toplumsal iliflkilerin yeniden gzden geirilmesine ynelik
basklar gndeme getirmektedir. Bu durumda baz rnlerin retiminin, cretin
MAKALE
daha dflk olduu blgelere kaydrlmas, merkez lkelerde retilen rnlerin bir
st aflamaya geerek yeni rnlerin piyasaya srlmesi, periferi ve semi-periferi
blgelerdeki semi-proleteryann proleteryalafltrlmas gibi nlemlerle talep artflnn canlandrlmas ve dnya ekonomik sisteminin fiziksel snrlarn yeniden gzden geirerek geniflletilmesine alfllmaktadr. Bu nlemler retimin yeniden canlanmas ve durgunluun afllmasn amalar. Bu durgunluk ve retkenlik dnemleri, hegemonik dnemler olarak da adlandrlr. Belli dnemlerde hegemonik
gler deiflmektedir. nk; hegemonik gcn retim avantaj srekli devam etmez. Eksik rekabet sistemi, bir dnya imparatorunun ortaya kmasna yol amad gibi, sistemde tam bir anarflinin hkim olmasna da izin vermez. Hegemonik
g, greli stnln korumak iin farkl yollara baflvurur. Bilim ve eitim alanndaki ve kitle iletiflimi alanndaki stnlnden yararlanarak, kltrel hegemonyay, mevcut konumunu meflrulafltrc bir ara olarak kullanmaktadr.
Siyasal ve ekonomik nedenlerden dolay g dengesi mekanizmalar, tek bir
gcn, sistemi tek baflna kontrol etmesini engellemektedir. Sistem rekabete dayaldr. Sermaye birikiminin maksimum dzeye karlmas olanan salayan bu sistem, birbirlerine karfl kesin bir stnlk salayamayan ok sayda byk glerden olufltuu iin, greceli bir anarflinin hakim olduu bir sistemdir. deal grleni, oyunun kurallarn belirleyebilecek ve uyulmasn salayabilecek bir hegemonik gcn merkezde bulunmasdr. Ancak, sistemdeki mcadelenin yerini hegemonyaya brakmas da bu gcn, her istediini yapabilecei anlamna gelmemektedir. Hegemonik gcn istenmesinin asl nedeni, dierlerinin oyunun kurallarn
deifltirmelerini engellemek ve daha istikrarl bir ortamda rekabet edebilmektir
(Wallerstein, 1993: 505; Wallerstein, 1996: 98).
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
56
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TGramscinin
E L E V Z Y Ohegemonya
N
yaklaflmn uluslararas
iliflkilere taflyan Robert
Coxa gre dnya
hegemonyas, hakim retim
biiminin
N T E R Nsrmesini
ET
salayan ve snrlar aflan
sivil toplum glerinin ve
devletlerin davranfllarn
etkileyen
M A K A Lgenel
E kurallar
anlamna gelen evrensel
normlar, kurumlar ve
mekanizmalar temsil eder
(Cox, 1983).
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
T E Ldevlet
E V Z Y Osistemi
N
Modern
(kapitalist dnya ekonomisi) tarihinde hegemonik
gten sz edilmektedir. Bunlar XVIII. yzyldaki Hollanda, XIX. yzyldaki ngiltere ve XX. yzyln ortalarndan itibaren ABDdir. Bunlarn hegemonik pozisyonlar askeri glerinden ziyade ekonomik glerinden kaynaklanmaktayd. Bu lkeNTERNET
ler pazar stnln ele geirerek byk lde sermaye birikimini salayacak
mekanizmalardan faydalandlar (Wallerstein, 1996: 99).
Kapitalist dnya sistemi modelinde gvenlik ikilemi, ulusuluk ve devlet gibi
MAKALE
kavramlar alann marjinal konulardr. ncelik kazanan konu ve kavramlar, kapitalizm ve azgeliflmifllik sorunudur. Kapitalizmin yeniden retilmesi sreci ve bu balamda periferi lkelerden (evre) merkeze art deer aktarlarak azgeliflmifl lkelerin geri kalmfllnn srekli hale getirilmesidir. Kapitalist dnya sistemi teorisine
yneltilen elefltirilerde, teorinin snrllklar zerinde durulmaktadr. Dnya sistemini kapitalist olarak kabul eden teorinin, eski SSCB Blou ve sosyalist lkelerin
durumunu gzard ettii belirtilmifltir. Bu lkelerin bir ksmnn ayn zamanda sanayi lkeleri olduu da dflnldnde, bunlarn periferi lkeler olarak m yoksa
merkez lkeler olarak m dflnlecei de ak deildir. Kapitalist retim srecine
katlan Gney Kore, Tayvan ve Singapur gibi lkeler sanayileflirken komflular olan
Bangladefl, Kuzey Kore ve Filipinlerin nasl olup da geliflemedikleri ortaya konamamaktadr. O. L. Holstiye (1995: 46) gre, semi periferi kavram bu geliflme farkSIRAyant
SZDEverememektedir. Ayrca Holstiye gre kapitalist dnya sistemi
lar sorununa
modeliyle Souk Savafl dnemi boyunca sz konusu olan Dou Bat atflmas aklanamad gibi SSCB ile Dou Avrupa lkeleri ve in Halk Cumhuriyeti arasndaD fi N E L M
ki iliflkiler ve atflmalar da yeterince aklanamamfltr. O. L. Holsti kapitalist dnya sistemi modelinin sadece Bat Gney iliflkilerini analiz etmeye alfltn, Dou
O R U Gney iliflkilerine uygulanmadn iddia etmektedir.
Dou, ya daS Dou
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
57
zet
A M A
A M A
A M A
A M A
58
A M A
A M A
59
Kendimizi Snayalm
1. Marksist teorinin uluslararas iliflkileri aklarken dayand temel parametre afladakilerden hangisidir?
a. Siyasi g
b. Ekonomik g
c. Sosyo-kltrel g
d. Askeri g
e. Jeopolitik g
2. Marksa gre, tarihteki toplumsal dnflmler afladaki kavramlardan hangisine bal olarak gerekleflmifltir?
a. Siyasi g dengesi
b. Sanayi devrimi
c. Snf mcadelesi
d. Savafllar
e. Corafi keflifler
8. Yapsal aklamasnda, Galtungun tanmlad merkez ve periferi lkeler arasndaki iliflki, afladaki kavramlardan hangisiyle ifade edilmektedir?
a. Kapitalizm
b. Emperyalizm
c. Hegemonya
d. Hiyerarfli
e. Feodalizm
60
Sra Sizde 3
Sweezynin argmanna gre dnya bir kere paylaflldktan sonra smrgeci gler, status quo (statko) dier bir ifadeyle var olan durum ve denge ile yetinmezler. Bu durumun nedenlerini aklaynz.
Kapitalizmin doas gerei yeniden paylaflm kanlmazdr. Bunun nedeni kapitalizmin nitelii gerei rahat
duramamas, aksine genifllemek zorunda olmasdr.
Sweezy, dnya kapitalist ekonomisinin eflitli kesimleri
ok farkl hzlarla geniflledii iin bir veya daha fazla lkenin blgesel snrlarla ilgili olarak status quoya (statkoya) karfl kmalarnn olas olduunu, ayrca kendi
karlarna uygun bulacaklar bir durumda var olan
dengenin de bozulmasnn kanlmaz olduunu savunmaktadr. rnein I. Dnya Savafl ve II. Dnya Savaflna varan sreler, bu yeniden blflmn neden olduu savafllardr.
Sra Sizde 4
Klasik ve yeni Marksist dflnrlerin, azgeliflmifllik sarmalndan kurtulunmas iin ne srdkleri zmleri
karfllafltrnz.
Neo-Marksistler, metropol ile balar gevfletilmedii srece geliflmenin gerekleflemeyeceini ileri srmektedir. Fakat bu balar kapitalist dnya sistemi iinde yer
ald srece, uydu tarafndan gevfletilemez. Metropol
bu balar gevfletmeye zorlayan bir neden olmaldr.
Frank ve Baran, tarihte balarn gevfletilmesine neden
olan fleyin yaflanan byk ekonomik bunalm ve ardndan gelen dnya savafl olduunu belirtmektedir. rnein iki savafl aras dnemde azgeliflmifl lkeler yerli sermaye birikimi ile geliflme srecine girebilmifltir. Klasik
Marksistler metropol-uydu iliflkilerinin uydu lkeye katks olabileceini ve geliflmifllik farknn azalmasn salayacan belirtmifltir. Ancak yine de atflmann sona
ermesinin ancak kapitalist sistemin sona ermesiyle salanacan da ileri srmfllerdir.
Sra Sizde 5
Azgeliflmifl lkeler kendi aralarnda iflbirlii yaparak,
ortak karlar iin politikalar gelifltirebilirler mi?
Galtunga gre azgeliflmifl lkelerin baml olduklar
geliflmifl lkeler, azgeliflmifl lkeler arasndaki iliflkilerde de belirleyici konumdadr. Uluslararas arenada daha genifl kaynaklara sahip olan geliflmifl lkeler, azgeliflmifl lkelere ynelik bilgi akfln da kontrol edebilmektedirler. Geliflmifl lkeler, kendi aralarndaki iliflki-
leri ok daha kolay koordine etmekte ve bu iflbirlii sayesinde, azgeliflmifl lkeler zerinde hegemonyalarn
srdrme olanana kavuflmaktadrlar. Merkez lkeler,
Souk Savafl dneminde olduu gibi, dnyay etki alanlarna blebilmektedir. Oluflan ittifaklar, tm lkelerin
birbirleriyle iliflkilerinde belirleyici rol oynar. Azgeliflmifl lkeler uluslararas rgtlerde ve farkl platformlarda biraraya gelerek ortak kararlar alsalar da nisbi g
asndan deerlendirildiinde etkileri ve kararlarn balaycl tartfllmaktadr.
Yararlanlan Kaynaklar
Alpar, Cem. (1978), ok Uluslu fiirketler ve Ekonomik Kalknma. Ankara: ATA yaynlar.
Barren, B. (1979), How International is Capital, Hugo
Radice (ed.) International Firms and Modern
Imperialism, England: Penguen Books, iinde ss.
107-132.
Chan, Steve. (1984), International Relations in Perspective. New York: Macmillan Publishing Company.
Cirhinliolu, Zafer. (1999), Azgeliflmiflliin Toplumsal Boyutu. Ankara: mge Yaynevi.
Cox, R. (1983), Gramsci, Hegemony and International
Relations: An Essay in Method, Millenium, Vol.
12, No. 2 (49-66).
Dougherty James E. ve Robert L. Pfaltzgraff. (1990),
Contending Theories of International Relations, 3rd ed. New York: Harper Collins Publishers,
Inc.
Galtung, Johan. (1991), The Center-Periphery Theory
of Imperialism, William Clinton Olson (ed.) The
Theory and Practice of International Relations
8 th ed. New Jersey: Prentice Hall International, iinde ss. 319-31.
Glalp, Haldun. (1979), Yeni Emperyalizm Teorilerinin Elefltirisi. stanbul: Birikim Yaynlar.
Holsti, Ole R. (1995), Theories of International Relations and Foreign Policy: Realism and Its Challenge,
Charles W Kegley, Jr. (ed.) Contraversies in International RelationsTheory, Realism and the Neoliberal Challenge. New York: St. Martins Press,
iinde ss. 35-65.
Keyder, alar. (1979), Emperyalizm, Azgeliflmifllik
ve Trkiye. stanbul: Birikim Yaynlar
Lenin, V. . (1992-a), Emperyalizm, Kapitalizmin En
Yksek Aflamas. ev. Cemal Sreya 9. Bask. Ankara: Sol yaynlar.
61
Lenin, V. . (1992-b), Sosyalizm ve Savafl. ev. N. Soluku 6. Bask. Ankara: Sol Yaynlar.
Lenin, V. . (1997), Marx-Engels-Marksizm. ev. Vahap Erdodu 3. Bask. Ankara: Sol Yaynlar.
Marx-Engels. (1997), Komnist Parti Manifestosu.
Ankara: Sol Yaynlar.
Palloix, C. (1979), The Internationalization of Capital
and the Circuit of Social Capital, Hugo Radice (ed.)
International Firms and Modern Imperialism.
England: Penguen Books iinde ss. 63-86.
Sweezy, Paul. (1975) Emperyalizm, adafl Kapitalizmin Bunalm, Ankara: Bilgi Yaynevi.
Wallerstein, Immanuel. (1993) Patterns and Perspectives of the Capitalist World-Economy, Paul R. Viotti ve Mark V. Kauppi, (eds.) International Relations Theory: Realism, Pluralism, Globalism 2nd
ed. New York: Macmillan Puplishin Co., iinde ss.
501-512.
Wallerstein, Immanuel. (1996), The Inter-State Structure of the Modern World-System, Steve Smith, Ken
Booth and Marysia Zalevski (eds.) International
Theory: Pozitivism and Beyond Cambridge: Cambridge University Press, iinde ss. 87-107.
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Jeopolitik
Dnya adas
Heartland
Kenar Kuflak
Dfl Hilal
Hilal
Hayat sahas
Dinamik snrlar
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Jeopolitik Teoriler
GRfi
CORAFYA VE JEOPOLTK TEOR
G VE JEOPOLTK TEOR
JEOPOLTK DETERMNZM VE DIfi
POLTKA
JEOPOLTK TEOR VE EMPERYALZM
JEOPOLTK (EVRESEL) OLASILIK
JEOPOLTK DfiNCE OKULU
Jeopolitik Teoriler
GRfi
Jeopolitik teori; devletlerin corafi zellikleri ve dnya zerindeki konumlaryla izledikleri dfl politika arasnda, dorudan deterministik bir iliflki kuran bir teoridir.
Dier faktrler sabit kalmak zere, lke cografyasnn dfl politikay belirledii savunulmaktadr. Buna gre, lkenin kara lkesi ya da okyanuslarla evrili olmas,
nemli nehirlere ve deniz ticaret yollarna sahip olmas, o lkenin dfl politikasnda belirleyici bir etki yapmaktadr. Dolaysyla devletler arasndaki rekabette, bu
tr corafi zellikleri olan blgelere sahip olmann salayaca avantaj, nemli rol
oynamaktadr. Ayrca, devletlerin dnya zerindeki konumu, devletin dfl politika
gndemini ve nceliklerini belirlemektedir.
Jeopolitik kuram, aslnda realist kuramn temel varsaymlarn benimsemesi dolaysyla, realist okul ya da realist paradigma iinde dflnlebilecek bir yaklaflmdr. Zira devletin, uluslararas iliflkilerin temel aktr olarak kabul edilmesi, devlete yekpare ve btncl bir yap olarak baklmas, devletlerin rasyonel davranan birimler olduunun varsaylmas bakmndan realist (gereki) kuramla aralarnda
byk benzerlikler bulunmaktadr. Ayrca, devletlerin kar mcadelesine odaklanan ve yaylmac politikalar peflinde koflan birimler olarak ele alnmas da, ortak
varsaymlardr. En nemli fark ise realist teoride g dendiinde ncelikle askeri
g akla gelirken, jeopolitik teoride corafi gcn akla gelmesidir.
Dier taraftan, uluslararas politika zmlemelerinde corafyann kullanlmas
yeni bir olgu deildir. Ancak gnmzde, zellikle XX. yzyldan itibaren, gerek
teknolojide (askeri, silah, ulaflm ve iletiflim teknolojisi olmak zere) meydana gelen bafl dndrc geliflmeler, gerekse uluslararas politikada yaflanan deiflimlerin
etkisiyle bu alanda yrtlen arafltrmalarda corafya geri planda kalmfl ve yeterince vurgulanmamfltr. zellikle Sovyetler Birliinin dalmasn izleyen sre, Avrasya ad verilen corafyann Dnya tarafndan fark edilmesini salaynca, jeopolitik kavram Rus ve Amerikan karar vericilerinin dfl politikadaki davranfllarna
yn vermeye ve tekrar XIX. yzyldaki ekiciliine kavuflmaya bafllamfltr.
64
Jeopolitikiler corafyann
bafll baflna bir ge olarak
dfl politikay belirledii
varsaymndan hareket
etmektedirler.
Mackinderden Spykmana
uzanan izgide, corafyann
dfl politikay belirledii
kabul edilmektedir.
SIRA SZDE
D fi N E L M
SIRA SZDE
S O R U
D fi N E L M
DKKAT
S O R U
SIRA SZDE
DKKAT
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
K T A P
AMALARIMIZ
TELEVZYON
G VE JEOPOLTK TEOR
D fi N Ebir
L M fley yaptrmay ya da bir davranfltan vazgeirmeyi salayan bir
G, bir devlete
SIRA
SZDE
aratr. Karfl tarafta, davranfl deiflikliinin salanabilmesi iin devletin kapasitesi
nemlidir. Ulusal
S O R Ug dendiinde, en baflta askeri g akla gelmekle beraber siyasal altyap, Dekonomik
durum, corafi konum, dolaysyla byklk, nfus ve tekno fi N E L M
lojik dzey de ayn derecede nemlidir. Realist yazarlar iin ulusal g, uluslararaDKKAT
s politika ve dfl politikann oluflumunda ana e olup, hem bir ara, hem de doS O R U
rudan doruya
bir ama olarak uluslararas politikann temelini oluflturmaktadr.
SIRA SZDE
Devletler, gc
getiren eler dikkate alnarak sper devlet(ler), byk devD Kmeydana
KAT
let(ler), ortaboy devlet(ler) ve kk devlet(ler) olarak sralanmaktadr.
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
K T A P
AMALARIMIZ
TELEVZYON
Bu balamda, realist yazarlarla jeopolitik yaklaflm benimseyen yazarlar arasnda nemli bir benzerlik, g ve ulusal g kavramlarna yer vermeleri ve ulusal gcn unsurlarn ele alfl biimleridir. Realist bir kuramc olarak tandmz Morgenthau gibi A.T. Mahan da ulusal gcn gelerini sralarken corafik konum, topografik zellik, lke bykl, nfus, askeri g, ulusal karakter ve hkmetin karakterini belirtmektedir. Deniz Gcnn Tarihe Etkisi (The Influence of Sea Power upon History: 1660-1783) baflln taflyan ve uluslararas iliflkilerin temel klasiklerinden olan alflmasnda, deniz gcnn unsurlar adn verdii bu elerin
ilk , dorudan corafya ile ilgilidir (Mahan, 1904: 29-89). Realist Morgenthauya
greyse ulusal gcn eleri; corafya, doal kaynaklar, endstriyel kapasite, askeri g, nfus, ulusal karakter, ulusal moral, diplomasinin nitelii ve hkmetin
niteliidir. Mahann tanmndaki ulusal karakter, Morgenthauda ulusal karakter ve
ulusal moral olarak hkmetin karakteriyse hkmetin nitelii ve diplomasinin nitelii olarak alt gruplara ayrlarak incelenmifltir. Mahan tarafndan deniz gcnn
unsurlar ad verilen eler, Morgenthaunun alflmalarnda ulusal gcn eleri
olarak ifade edilmektedir.
Dier kuramclarn yaptklar tanmlar incelendiinde; Frederick H. Hartmanna
gre ulusal gcn eleri; askeri durum, altyap (infrastructure), demografik yap,
corafya, ekonomik durum, bilimsel teknolojik dzey ve psikolojik durumdur. George M. Hall ise ulusal gcn gelerini askeri g, termonkleer g ve konvensiyonel g olarak alt gruba ayrmfltr. Psikolojik durum ise kltrel zellikler,
inan sistemleri ve moral unsurlar olarak (ethos) ifade edilmifltir. Bu eler, Mahan
ve Morgenthauda ulusal karakter ve ulusal moral kavramlar altnda ele alnmaktadr (Hall, 1990: 20-21).
Realizm ile jeopolitik teoriler arasndaki benzerlikler nedeniyle jeopolitie realist anlayfln egemen olduu sylenebilir. Her iki yaklaflmda da ulusal gcn temel alnmas ve bunun devletlerin yaylmac ve emperyalist politikalarnn bir arac olarak grlmesi nemli bir benzerliktir. Savafl, realizm gibi, jeopolitiin de bir
uzants, bazen bir arac bazen de doal sonucudur (OLoughlin ve Heske, 1991:
37; Hall, 1990: 45-46). Dier bir deyiflle, jeopolitik teorilere gre de realizmde olduu gibi, uluslararas iliflkiler bir mcadele srecidir. Jeopolitik teoriler de realist
teoriler gibi devlet merkezli paradigmay benimseyen teoriler grubuna girmekte ve
bu erevede devlet, uluslararas iliflkilerin temel ve tek aktr olarak grlmektedir. Bunun sonucu olarak her iki teoride de devlet, nemli bir analiz birimidir. Realistler de corafyann, dfl politikann oluflmasnda etkili olan eler arasnda yer
aldn belirtirler (Hopkins ve Mansbach, 1973: 148; Deutsch, 1988: 33). rnein;
realist okul mensuplarndan Morgenthau ve Frankel, ulusal gcn elerini ele
alrken corafyann, bir lkenin dfl politikasnn belirlenmesinde nemli bir faktr
olduuna deinmektedir. Morgenthau, ABDnin kta geniflliindeki topraklarnn
douda bin, batda alt bin milden fazla denizle ayrlmfl olmasn bu devletin
dnyadaki konumunu belirleyen srekli ve deiflmez bir faktr olarak deerlendirmektedir (Morgenthau, 1970: 130). Her ne kadar corafyann, ulaflm, haberleflme
ve savafl teknolojisindeki geliflmelerden sonra, eski stratejik nemini kaybettii
ne srlse de Avrupa ve Asya ktalarndan okyanuslarla ayrlmfl bir ABD ile rnein; Fransa, in ve Rusya ile kara snrlarna sahip bir ABD arasnda byk farklar olacan kabul etmek gerekir. Ayn flekilde ngilterenin Manfl Deniziyle Avrupadan ayrlmas, yaklaflk yz yl Avrupa g dengesi sisteminde dengeleyici
devlet roln baflaryla srdrmesini kolaylafltrmfltr.
65
66
Frankel (1979: 108) ise corafyann devletin sahip olduu kapasiteler arasnda
nemli bir yeri olmakla beraber, jeopolitikilerin ileri srd anlamda lkesel
genifllikle dfl politika arasnda dorudan bir nedensellik iliflkisi kurulamayacan
belirtir. Dfl politikann belirlenmesinde nemli olmakla birlikte, lkenin genifl bir
corafyaya sahip olmasnn yeterli ekonomik gce ve teknolojik geliflmeye sahip
olmad takdirde sorun haline gelebilecei gereine de iflaret etmektedir. Ayrca
Frankele gre, iletiflim, ulaflm ve askeri teknolojideki geliflmeler, lkenin corafi
ve topografik zelliklerinin gemifl dnemlerdeki nemini azaltmfltr.
Realist okulun nde gelen yazarlarndan Strausz-Hupe, dier realist dflnrlerden biraz farkl olarak, corafya ve evresel faktrlere daha fazla nem vermekte
ve bunun siyasal davranfl snrlayc bir etkiye sahip olduunu belirtmektedir. Bu
erevede, teknolojik geliflmelere ramen, corafyann ulusal gce etki eden nemli bir faktr olmaya devam ettiini de vurgulamaktadr. Corafyay ele alrken Mackinderin heartland kavramn kullanmasyla dikkat eken Strausz-Hupe; Orta
Avrupa, Baltk, Adriyatik ve Egeyi iine alan blgeyi ele geiren devletin Avrupaya hkim olacan ifade etmektedir. Strausz-Hupe, Avrupa ktasnn tek bir gcn hakimiyeti altna girmesinin ekonomik ve teknolojik dengeyi bozmasnn yansra, Amerika Birleflik Devletlerinin gvenlii asndan da tehlikeli olacana
iflaret etmektedir.
fiekil 4.1
Halford MacKinder,
1904 ylnda
Geographical
Journal dergisinde
yaynlad The
Geographical Pivot
of History (Tarihin
Corafi Merkezi)
bafllkl makalesinde
pivot area (merkez
s) tanmn yapmfl
ve haritada
yukardaki gibi
tanmlamfltr.
Burada pivot area
merkez s; inner or
marginal crescent i
(kenar) hilal; outer
or insular crescent
ise dfl hilal (ada)
anlamndadr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
Kaynak: Colin S. Gray ve Geoffrey Sloan (ed.) Geopolitics, Geography and Strategy,
Frank Cass Publications: 1999.
Jeopolitik teorinin
temel varsaymlarn dikkate alarak heartland-anakara (okunuflu:
SIRA SZDE
hartlend) kavramn aklaynz.
D fideinilen
N E L M kuramclarn yaklaflmlar incelendiinde, evresel faktrleYukarda
rin siyasal davranfl ve uluslararas politikay etkilediinin genelde paylafllan bir
grfl halineS geldii
O R U grlmektedir. Ekolojik ve evresel faktrlerin, insanlarn hemen her trl davranfl (deerleri, alflkanlklar, zevkleri, tercihleri, kararlar, retim ve tketimleri) zerindeki etkilerine deinen Harold ve Margaret Sprout (1965:
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
67
Sproutlara gre; g
SIRAittifak,
SZDE
dengesi, koalisyon,
uydu, blok, iki kutupluluk,
Atlantik ttifak ve Yakn
Dou gibi kavramlar
D fi N E L M
corafyann uluslararas
politikadaki yerine ve
tafld deere iflaret eden
rneklerdir.
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
K T A P
evresel determinizme gre, dfl politika davranfllarn belirlemeye ynelik empirik arafltrmalarda evresel koflullar ve corafya temel veri olarak
JeT E L E Valnmaktadr.
ZYON
opolitii merkez alarak uluslararas politika ve dfl politikay aklayanlar, aslnda
determinist ve indirgemeci bir yaklaflm benimsemektedirler. Bu deerlendirmenin nedeni, dier belirleyici faktrleri gz ard etmeleridir. Jeopolitik teorisyenler,
NTERNET
genelde dfl politikayla dnyadaki fiziki ve insani kaynaklarn eflit olmayan dalm arasnda dorudan bir iliflki kurmalar nedeniyle zellikle gc meydana getiren dier faktrlere nem veren, zmlemelerinde bunlar dikkate alan dflnrlerden ayrlmaktadrlar. Birinci grup, bu erevede, lkesel ve corafi faktrlerin
lkenin dfl politikasyla uluslararas alandaki davranfllar arasnda dorudan iliflki
kurmaktadr. evre ve zellikle corafyann, insan ve onun siyasal davranfln etkiledii ve koflullandrd zerinde duran jeopolitik okulun nde gelen yazarlarndan Alfred Thayer Mahan (1840-1914) ve Sir Halford Mackinder (1861-1947); jeopolitik evrenin siyasal davranfl zerindeki etkisini determinist bir yaklaflmla
ele almaktadr.
Jeopolitik okulun ilk temsilcileri olan ve bu alandaki alflmalara nclk eden
Mahan ve Mackinder, corafya ile dfl politika arasnda dorudan bir nedensellik
iliflkisi kurmaktadrlar. Jeopolitik kuramc Mahan, Anglo-Amerikan okuluna mensup bir bilim adamdr. Analizini, ngilterenin global politika izleyen byk bir deniz gc olduu dnemden hareket ederek, denizler zerindeki hakimiyete younlafltrmaktadr. Mahan, denizlerin ve zellikle stratejik su yollarnn denetimini
elinde bulundurmay, byk devlet olmann n flart olarak kabul etmektedir. Yukarda da belirtildii gibi, ngiliz mparatorluunun ykselme dnemiyle ngiliz
deniz gcnn geliflmesi arasndaki paralellie dikkat ekerek, dnyann bafllca
deniz yollarnn imparatorluun denetiminde bulunmasnn, bu ykseliflte en byk rol oynadn ifade etmektedir. alflmalarn yapt dnemde Panama Kanal dflnda, Cebelitark, Sveyfl Kanal, mit Burnu ve Singapurdaki Malakka Boaz (Malezya ile Endonezyann Sumatra adas arasndaki boaz) imparatorluun
elinde bulunmaktayd. Ayrca o dnemlerde okyanusa kfln salad kolayln
da etkisiyle ngiltere ve Amerika Birleflik Devletleri deniz ticaretinin avantajlarn-
AMALARIMIZ
K T A P
evresel determinizm de
denilen jeopolitik
E Lklasik
EVZYON
determinizmTile
realizm arasndaki nemli
bir benzerlik, klasik
realizmin uluslararas
politikay g kavramna
N Tpolitikayla
ERNET
indirgeyen ve dfl
g arasnda dorudan bir
nedensellik iliflkisi kuran
ortak yaklaflmdr.
68
dan Almanya ve Rusyaya gre ok daha fazla yararlanarak, mutlak bir stnle
sahip olmufllard (Dougherty ve Pfaltzgraff, 1990: 51-52).
Mahana gre, bir devletin byk g statsne sahip olmas, bu imknlara sahip olmasna baldr. Bir devletin okyanuslarla evrili olmas onun savunma imknlarn kolaylafltrr ve dier devletlerle iliflkilerinde daha genifl bir hareket serbestisi salar. Dier taraftan, karalara hapsolmufl ya da yar kara, yar denizlerle
evrili olan devletler, ister istemez hem savunma yeteneklerini blmek, hem de
daha fazla bir harcama yapmak durumunda kalacaklardr. Mahann aklamasna
gre, dier devletler gibi snrlarn korumak iin genifl kara ordular bulundurmak
zorunda olmayan ngiltere, Amerika Birleflik Devletleri ve Japonyann dier devletlerle yapacaklar ittifaklar, ticari amalara yneliktir. Bu nedenle dier devletlerle daha ok dfl tehditleri nlemeye ynelik ittifaklar yapmas gereken Fransa ve
talya gibi devletlere gre, daha avantajl konumda bulunmaktadrlar. Mahan, analizlerinde, bir devletin kylarnn uzunluuna ve nemli limanlara sahip olup olmamasna da byk nem vermektedir.
Mackinder de Mahan gibi, teknolojiyle corafya arasndaki iliflkiye dikkat ekerek, XIX. yzyla kadar devam eden deniz gcnn kara gcne gre stnlnn, bu yzyln sonundan itibaren ve zellikle XX. yzylda teknolojinin geliflmesiyle birlikte yerini tekrar kara gcne braktn belirtmektedir. Mackinder, demiryollarnn geliflmesinin ulaflm kolaylafltrmasyla Avrasyann i blgelerinin,
hatta kuzeydeki buzullarla kapl olan Sibirya blgesinin bile ulafllr hale geldiini
belirterek, artk Orta Douya deniz yoluyla ngiltereden ulafllabildii gibi, kara
yoluyla Almanyadan da ulafllabildiini vurgulamfltr. Dolaysyla Hindistan ve
Uzak Dounun, ngiltere iin olduu kadar, Rusya iin de ulafllabilir alanlar haline geldiine dikkat ekmifltir.
Mackindere gre tarih, deniz gleriyle kara gleri arasndaki mcadelenin
tarihi biiminde geliflmifltir. Bu noktada tarihi, birtakm evrelere ayran Mackindere gre, birinci evrede Makedonyallar Akdenize hkim olarak kara stnln salamfltr. kinci evrede Romallarn Kartacallar yenerek Akdenize hkim olmas bir kere daha kara gcnn stnlyle olmufltur (Mackinder, 1962: 35-39).
Mackinder, modern dnemdeyse ngilterenin ilk nemli deniz gc olarak ne
kmfl olmasna ramen, XX. yzylda Avrupann byk devletlerinin basksyla
zor anlar yafladna ve bu konumunda nemli bir gerileme yaflandna iflaret etmifltir. adafl dnyadaysa deniz glerinin nisp stnlnn geici bir durum
olduunu belirterek, teknolojik geliflmeyle stnln zaman ierisinde tekrar kara gcne geeceini ileri srmfltr.
Mackinder analizinde, Dou Avrupa ve Sibiryay (yani arlk Rusyasnn egemenliinde olan blgeyi) merkezi stratejik blge olarak adlandrarak, buray uluslararas politikann merkez ss (pivot area yani mihver blge) olarak adlandrmaktadr. Pivot Area olarak tanmlad bu blgeyi daha sonra heartland olarak ifade etmektedir. Bu blge i hilal (inner crescent) adn verdii ve Almanya, Trkiye, Hindistan ve in ile snrl olup, dfl hilal (outer crescent) dedii ngiltere, Gney Afrika ve Japonyann yer ald ikinci bir blgeyle evrilidir.
69
fiekil 4.2
Mac Kinderin
Anakara Teorisi
(1904). Burada
pivot/heartland
area merkez s
blgesi/anakara;
inner crescent i
hilal ve outer
crescent dfl hilal
blgeleri
anlamndadr.
Kaynak: Mark
Polelle, Raising
Cartographic
Consciousness, NY:
Lexington Books,
1999.
70
ki Dnyann da bir anlamda Yeni Dnya ile evrelenmifl durumda olduunu belirten Spykman; corafya, nfus, doal kaynaklar ve kendi kendine yeterlilik bakmdan Eski Dnyann greceli stnlnn sz konusu olduunu, bu nedenle
de burada ortaya kacak hegemonik bir gcn Yeni Dnya asndan byk bir
tehdit oluflturacan ve byle bir durumda, Amerika Birleflik Devletlerinin de siyasal ve stratejik olarak kuflatlmfl olacan belirtmektedir (Spykman, 1972: 372-73).
fiekil 4.3
Anakara ve
Spykmanin
Rimland Blgesi.
Burada heartland
anakara;
Spykmans
rimland
Spykmann kenar
olarak
tanmlad blge
ve New World Yeni
Dnya
anlamndadr.
Kaynak: Mark
Polelle, Raising
Cartographic
SIRA SZDE
Consciousness,
NY: Lexington
Books, 1999.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
Spykmana gre,
D KEski
K A T Dnya, Yeni Dnyadan toprak bakmndan 2,5 ve nfus bakmndan
7 kat daha byktr. Bunun yannda endstriyel kapasite bakmndan dengede bulunsalar
da, kendi kendine yeterlilik bakmndan Avrasya, Afrika ve Avustralyann da iinde bulunSIRA SZDE
duu Eski Dnya daha iyi durumdadr.
DKKAT
SIRA SZDE
Stratejik
hammadde
AMALARIMIZ
kaynaklarnn bulunduu bir
blge olan Asya ve Uzak
Douda g dengesinin
korunmasnn nemi
K T A P
zerinde duran Spykman,
herhangi bir gcn, g
dengesini bozarak blgeyi
egemenlii altna almasnn,
T E L EAmerikan
V Z Y O Nkarlarn
yalnz
tehdit etmekle
kalmayacan, btn dnya
asndan bir tehdit haline
gelebileceini
savunmaktadr.
NTERNET
Getiimiz
yzyla kadar dnya politikasnda Avrupann stnlnn sz koAMALARIMIZ
nusu olduunu belirten, ancak gerek Bat Yarkresinde gerekse Uzak Douda
yeni g merkezlerinin ortaya kmasyla bu durumun deifltiine dikkat eken
Spykman, g
birbirlerini etkilediini ve hatta birbirini dengelediiK merkezlerinin
T A P
ni belirtmektedir. Avrupa ve Asyada uzun bir sre g dengesinin srmesi nedeniyle Transatlantik ve Transpasifikte herhangi bir gcn tek baflna egemenlii sz
konusu olmamfl
T E L E V Zve
Y Obu
N durum ABDnin bugnk hegemonik pozisyonuna eriflmesinde olduka nemli rol oynamfltr. Spykman, Avrupa devletlerinin g dengesini korumaya ynelik politikalarnn sonucu olarak kendi kendileriyle uraflmak
zorunda kalmalarnn ve bu nedenle Amerika Birleflik Devletleri aleyhine birlefleNTERNET
memelerinin, ABDnin Bat Yarkresinde hegemonyasn kurmasna imkn tandn da belirtmektedir.
ABDnin politikasnn Asya ve Avrupada g dengesinin bozulmasn nleyici
ve bu nedenle de mdahaleci olmas gerektiini ileri sren Spykman, II. Dnya Savaflnda mdahaleci politika sayesinde Almanya Japonya ittifaknn dnyay egemenlii altna almasnn nlendiini belirtmifltir. Savafl sonras dnemde de ABDnin
71
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
Ratzel ile yakn grflleri paylaflan ve devletlerin de snrlara, sermayeye, iletiflim kanallarna ve bir kltre sahip olduunu belirten Kjellen, canl organizmalardan farkl olarak, devletlerin yaflamnn, bireylerin ellerinde olduunu
ileri srmekAMALARIMIZ
tedir. Dolaysyla byk devletlerin ortaya kfl, bu yndeki gl iradelerin bir
sonucudur. Ratzel, Kjellen ve Hitlerin siyasal danflmanln yapmfl olan Hausho T A P
fer gibi yazarlarn flekillendirdii jeopolitik teori, iki savafl arasK dnemdeki
Alman
yaylmac politikasnn dflnsel temelini oluflturmufltur.
Siyaset ile corafya arasndaki yakn iliflki ve balantya dikkat eken Karl Haushofer (1869-1946), jeopolitiin, Alman liderlerin belli siyasalT Ekararlar
L E V Z Y O Nalmalarna
ve ulusal amalar gereklefltirmelerine yardm ettiine inanmfltr. Corafya ile ulusal gcn zdefllefltirildii Alman jeopolitik dflncesi, uluslarn yeterli hammadde,
sanayi ve pazarlara ulaflabilmek, byk bir nfusa ve zellikle lebensrauma (haNTERNET
yat sahas: yeterli toprak parasna) sahip olmak amacyla snrlarn geniflletmelerini normal karfllamaktadr. Byk devletler arasndaki atflmalar kanlmaz
gren Alman jeopolitik kuramclar, bu atflmann Japonya nderliindeki Pasifik
grubu ve Almanya nderliindeki Kta Avrupas grubundan oluflan ittifakla ngiltere ve Amerika Birleflik Devletlerinin nderliindeki Atlantik grubu arasnda yaflanacan ileri srmfllerdir. Alman jeopolitikilerinin bu ngrleri II. Dnya Savaflnda gerekleflmifl ve baflarsz olmufltur.
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
Adolf Hitler (1889-1945)
Alman Fhreri Hitler, Alman
yaflam alanngeniflletmek
NTERNET
amacyla Polonyaya savafl
at.
72
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
D fi Nve
E L realist
M
Jeopolitik teori
teori, savafl ve atflmay, devletler arasndaki mcadelenin
bazen bir arac, bazen de doal bir sonucu olarak grmektedir. nk; jeopolitik
teori, realizmin,
esas alan yaklaflmndan etkilenen bir teoridir. Emperyalist geS O Rgc
U
nifllemeyi ve yaylmac politikalar devletler iin doal kabul eden klasik realizm gibi jeopolitik teori de emperyalizm ve yaylmac politikalara klavuzluk eden bir
DKKAT
uluslararas politika teorisidir. XVII. yzyldan XX. yzyla kadar devam eden ngiliz emperyalizmi; Napolyon ve Hitlerin yaylmac politikalarn aklayan jeopolitik
SIRA SZDE
teori, II. Dnya
Savafl sonras dnemde, Amerikan stnln devam ettirmeye
ynelik bir siyasal teori nitelii de kazanmfltr. Bu ynyle uluslararas barfl ve iflbirliini aklamaya alflan teorilerden byk lde farkllk gstermektedir.
AMALARIMIZ
Corafyann, ayr bir disiplin olarak ortaya kmasnda, emperyalizmin etkili olduu ileri srlmektedir. Bu balamda 1870-1871 Fransa Prusya savafl, corafyann bir akademik
alan olmasnda nemli bir siyasal geliflmedir. Fransa bu
K T A alflma
P
yenilginin ardndan corafya enstitleri ve rgtlerinin kurulmasn ve askeri akademide corafya konusunda daha fazla bilimsel alflma yaplmasn teflvik etmeye
bafllamfltr.
ngiltere ve talyada da corafyaclarn says artmfl ve corafya bu taTELEVZYON
rihten sonra smrgeci genifllemeye flk tutan bir alflma alan olarak popler hale gelmifltir. Hatta corafyaclar, bu yllardan itibaren, Afrikann smrgelefltirilmesi zerinde durmaya bafllamfllardr. Bu ynyle corafya, smrgeci politikalarn
T E R N E T hazrlad iin, giderek emperyalizmin arac haline gelmifltir.
bilimsel alt Nyapsn
Bu geliflmeler corafyaclara, politikaclarla birlikte alflmann yollarn amfl ve
bazlar nemli brokratik grevlere getirilmifllerdir.
Friedrich Ratzelin doal geniflleme yasasna gre, savafllar devletlerin corafi anlamda genifllemesinin gerekli bir aracdr. Devletlerin genifllemesini doal bir
durum olarak gren Ratzele gre, savafl bu ihtiyacn olaan bir sonucudur. Ratzelin doal geniflleme yasas, toplumsal Darwinist yaklaflma dayanmaktadr. Ratzele gre, genifllemeci politikalarn baflars corafya ile doru orantldr.
Biyo corafi bir anlayfla dayanan ve hayat sahas anlamna gelen lebensrauma gre devletler canl bir varla benzetilmekte ve hayatta kalmas iin genifllemesi doal karfllanmaktadr. Ratzelin doal geniflleme paradigmas Alman politikaclarnn ve zellikle Hitlerin politikalarnda belirgin flekilde etkili olmufltur.
Ayn flekilde, Halford Mackinderin global g dengesi teorisi de emperyalist politikalara kaynak oluflturan bir yaklaflmdr. Dnya devletlerinin Orta Asyadaki
mcadelesini aklayan Halford Mackindere gre, dnya gc olmann koflulu,
blgeye egemen olmaktan gemektedir. II. Dnya Savaflna kadarki atflmalar
aklayan teori, Amerikan karar vericilerinin savafl sonrasnda bafllayan evreleme
politikasnn (containment) da temelini oluflturmufltur.
Mnih niversitesinde profesrlk ve Alman ordusunda generallik grevlerinde bulunan Karl Haushofer ve dier Alman jeopolitikiler; Mackinder gibi AngloSakson jeopolitikilere karfl bir tepki olarak Avrupadaki tm Almanlarn birleflmesini savunmufllardr. Bu Pangernemik yaklaflmlar aslnda lebensraum politikalarna nemli lde destek salamfltr. Dnyay drt blgeye ayran Haushofera
gre, bu blgeler: (1) Japonya ve inin merkez lkeleri Avusturyann ise periferi
lkeyi oluflturduu Panasya, (2) ABDnin nderliindeki Panamerika, (3) Almanyann Afrika ve yakn douyu kontrol etmesini ngren Panafro Avrupa ve (4)
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Ratzel, lebensraum
kavramn ilk kullanan kifli
olarak Alman
politikaclarnn yaylmac
politikalarna zemin
hazrlamfltr.
73
SSCBnin nderliindeki Panavrasya blgeleridir. Haushofera gre byk devletler arasndaki iliflkilere bal olarak pan blgelerinde ksmi deifliklikler sz konusu olabilir. Amerikal jeopolitikilerden Spykman ise ABDnin gvenlii iin, kara lkesinden ok uzakta olan geliflmelerle ilgilenmesinin ve daha aktif bir politika izlemesinin gerektiini savunmufltur. ABDnin bir ada lkesi olarak kalamayacan ileri sren Spykman, bu anlamda iki kutuplu yapda ABDnin eski dnyadaki geliflmelere karfl mdahaleci bir politikay benimsemesine nemli bir alt yap
oluflturmufltur.
Ratzelin doal geniflleme yasas, hangi ynyle toplumsal Darwinist
dayanSIRA yaklaflma
SZDE
maktadr?
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
NTERNET
74
D fi N E L M
lke bykl ve mesafe
kavramnn dflnda devletler
arasndaki atflmalar
S O R U snr kavram da
aklamada
nemli bir unsurdur.
Snrlar, devletler iin bazen
yeniDimknlar
K K A T anlamna
gelmekte, bazen de dfl
politikasna snrlamalar
getirmektedir. Devletler
SIRA SZDE
arasndaki
iliflkilere
kstlama getirmesi ve bu
iliflkilerin erevesinin
belirlenmesi anlamnda
AMALARIMIZ
snrlar olduka nemlidir.
Snrlarn oynayaca rol de
dier corafya faktrleri gibi
duraan olmayp dinamiktir
K zamana
T A gre
P deifliklik
ve
gsterir.
Teknolojik geliflmelerin
SIRA SZDE jeopolitik ngrleri nasl etkileyebileceini tartflnz.
Siyasal corafyann uluslararas iliflkilere en nemli katks, aktrlerin eylemleD fi Nalanlarn
ELM
rini ve hareket
doru bir flekilde belirlemede anlaml ereveler sunmasdr. Uluslararas iliflkiler bofllukta cereyan etmediine gre, mekan (yer) unsuru,
analizin erevesini
S O R U meydana getirmektedir. Uluslararas iliflkilere ynelik ikinci bir
katksysa model kurmaya iliflkindir. Corafya, dfl politika analizlerinde bir perspektif salayarak, arafltrmalar kolaylafltrmaktadr. zellikle ittifak (bloklar) ve
DKKAT
komfluluk iliflkilerine ynelik olarak devletlerin davranfllarn analiz etmeyi amalayan arafltrmalarda, jeopolitik modeller ska kullanlmaya bafllamfltr. JeopolitikSIRA SZDE
ilerin zerinde
durduu bir dier nokta da mekansal heterojenlik ve mekansal bamllktr. rnein; mekansal heterojenlie gre, her bir blgenin ve corafyann,
tamamen olmasa
da kendine zg belirgin zellikleri bulunmaktadr. Ancak tamaAMALARIMIZ
myla heterojenlik hakim olsayd, corafya ve jeopolitik konusunda bir genellemede bulunmak ve dolaysyla model kurmak da mmkn olmazd. Geleneksel jeopolitikiler,
bir biimde uluslararas atflmalar (belli bir toprak parK determinist
T A P
as zerindeki atflmalar ya da snr atflmalarn) ve yaylmac politikalar dier
tm faktrleri dfllayarak sadece corafya gesiyle aklamaktayd. Bu yaklaflm,
halen zellikle
T E L E Vstratejik
Z Y O N ve askeri yaklaflmlarda geerli olmakla beraber, corafyaclar artk bunu bir lde terk etmifltir. nk; bu tr yaklaflmlarda corafya dflndaki siyasal, toplumsal ve ekonomik faktrler gzard edilmektedir. Bu erevede siyasal corafyaclar, corafyann belirleyici bir etken olmadn, fakat posiT E Radm
N E T daha ileri giderek en fazla koflullandrc bir etkiye sahip
bilistlerden Nbir
olabileceini savunmaktadrlar (OLoughlin ve Anselin, 1992: 14).
TELEVZYON
NTERNET
tek baflna dnyann merkezi olarak dikkate alnmas doru deildir. Uzun vadede, her iki blgede yer alan lkeler, kenar kuflaktaki glerle iliflkilerinde evre
(periferi: ikincil) konumunda olacaklardr. Dolaysyla global anlamda esas mcadele ve atflma; nfusu, sahip olduu kaynaklar ve jeostratejik konumu bakmndan ok nemli olan kenar kuflan denetimini ele geirmeye ynelik olacaktr.
l dflnceye (trinary thinking) greyse dnya jeopolitii, bafllca g
merkezine ayrlmfltr. Bunlar; okyanuslar ya da deniz alanlar (maritimes), ktalar
ya da kara paralar (continentals) ve kenar kuflak (rimland) olup, dnya politikas hep bu arasndaki dengeye oturmufltur. kili dflncede sz edilen mcadelede glerden birinin tam hkimiyeti, hep bu nc g tarafndan engellenmifltir ve engellenmektedir. Dolaysyla bu grfl, bu merkez arasnda srekli
bir dengenin varln kabul etmektedir.
Blgeciler (zonalistler) ise dnyann merkezi olarak, daha ok iklimsel zelliklerden hareket ederek kuzey yar krenin lman ve alt tropikal kuflan almaktadr. Bu blgede Kuzey Amerika ve Avrupa baflta olmak zere Rusya ve Japonya
bulunmaktadr. Bu dflnce daha ok Alman dflnce okuluna mensup yazarlardan Karl Haushofern grfllerine yakndr. Gnmzde zellikle Kuzey Gney
iliflkileri biiminde ifade edilen yoksul ve zengin lkeler ayrm, bu corafik ayrmla akflmaktadr.
Merkezci okulun (centralist school) dflncesinin temelinde merkez evre iliflkisi yatmaktadr. zellikle Wallerstein ve Modelski gibi dflnrlere gnderme yaplabilecek olan bu grfle gre, Batl kapitalist lkeler nc Dnya olarak bilinen
yoksul lkeleri smrmektedirler. Azgeliflmifl ya da geliflmekte olan Dou Avrupa,
Dou Akdeniz ve Orta Dou lkeleriyse yar perifer (semi periferi) durumundadr.
Bat, teknolojik stnl ve uluslararas sermayenin denetimini elinde bulundurmas sayesinde, baflat konumunu srdrmektedir. Bat, Avrupa ve Kuzey Amerika
menfleli ok uluslu flirketleri araclyla bu konumunu devam ettirmektedir.
Son olarak oulcu okula (pluralist school) gelince, bu dflnrler herhangi bir
blgenin doal stnl iddiasna dayanan dflncelere karfl kmaktadr. Tarihsel olarak corafi g merkezi, bir yerden bir baflka yere srekli kaymfl ve kaymaktadr. Dier bir deyiflle g merkezi srekli deiflmekte, bazen bir blge ya da
lke merkez olup, dieri evre konumunda kalrken baflka bir zaman tam tersi olabilmekte ve sre bu flekilde devam etmektedir.
75
76
zet
A M A
A M A
olmas, o lkeye dierleri karflsnda avantaj salamaktadr. Jeopolitik teori, devletleri canl organizmalar gibi kabul etmekte ve hayatta kalmak
iin yeni kaynaklar kontrol etmek iin genifllemeye ihtiya duyan yaplar olarak tanmlamaktadr. Bu ynyle snrlar da geici olgular olarak
grmektedir. Jeopolitik teorisyenler lkesel corafi faktrlerle lkenin dfl politikas ve uluslararas alandaki davranfllar arasnda dorudan iliflki kurmaktadr. evre ve zellikle corafyann
insan ve onun siyasal davranfln etkiledii ve
koflullandrd zerinde duran jeopolitik okulun
nde gelen yazarlarndan Mahan ve Mackinder,
jeopolitik evrenin siyasal davranfl zerindeki
etkisini determinist bir yaklaflmla ele alarak,
corafya ile dfl politika arasnda dorudan bir
nedensellik iliflkisi kurmaktadrlar.
A M A
Jeopolitik teori ile realist (gereki) teori arasndaki benzerlikleri ortaya koymak;
Jeopolitik teori pek ok bakmdan realist (gereki) teoriye benzemektedir. zellikle gce verdikleri nem bakmndan aralarnda byk benzerlikler bulunmaktadr. Burada temel fark, gereki teorinin daha ok askeri gc ne karmas, jeopolitik teorinin ise corafi gc ve corafya unsurunu temel almasdr. Bununla beraber ulusal gcn unsurlarn ele alrken aralarnda byk benzerliklerin bulunduu, her iki teoride de ulusal gcn maddi ve maddi olmayan
unsurlarna deinildii grlmektedir. Corafya,
askeri g, ekonomik g, insan unsuru gibi
maddi unsurlarn yannda diplomasi, hkmetin
nitelii ve ulusal karakter gibi unsurlar da dikkate aldklar grlmektedir. Ayrca her iki teorinin ortak ynleri ve benzerlikleri arasnda devletleri rasyonel karar veren birimler olarak, yekpare ve egemen yaplar olarak grmeleri ve uluslararas iliflkilerin tek aktr olarak devleti kabul
etmeleri de yer almaktadr. Her iki teori de g
ve kar unsuruna nem vermekte ve devletlerin
yaylmac politikalarn olaan karfllamakta ve
meflrulafltrmaktadr.
A M A
A M A
77
78
Kendimizi Snayalm
1. Afladaki ifadelerden hangisi realist (gereki) teori
ile jeopolitik teori arasndaki benzerlikleri yanstan bir
ifade deildir?
a. Corafyann da askeri ve ekonomik g gibi ulusal gcn unsurlar arasnda saylmas
b. Devletin rasyonel karar veren birimler olarak
grlmesi
c. Devletin yekpare (btncl) yaplar olarak kabul edilmesi
d. Corafyann dfl politikay belirleyen temel faktr olmas
e. Devletin uluslararas iliflkilerin temel aktr olarak grlmesi
2. Dinamik snrlar kavram ile afladaki ifadelerin
hangisi arasnda iliflki kurulamaz?
a. Snrlarn sabit ve deiflmez olmad
b. Ekonomik ve askeri g ile dfl politika arasnda
dorudan iliflki kurulmas
c. Emperyalizm ve yaylmacla ilham kayna olmas
d. Devletlerin canl bir organizmaya benzetilmesi
e. Devletlerin hayatta kalmak iin genifllemek zorunda olduu
3. Heartland (anakara) kavram ilk defa afladaki jeopolitiki yazarlarn hangisi tarafndan kullanlmfltr?
a. Mahan
b. Lucien Febre
c. Ratzel
d. Mackinder
e. Houshofer
4. Afladaki yazarlardan hangisi denizlere hkim olma
ile dfl politika arasnda dorudan bir iliflki kurmufltur?
a. Spykman
b. Mackinder
c. Modelski
d. Wallerstein
e. Mahan
5. Hayat sahas (lebensraum) afladaki politikaclarn
hangisine ilham kayna olmufltur?
a. Wilson
b. Bush
c. Churchill
d. Hitler
e. Stalin
6. Kenar Kuflak (rimland) yaklaflm afladaki jeopolitiki yazarlardan hangisi tarafndan ortaya atlmfltr?
a. Morgenthau
b. Frankel
c. Mahan
d. Spykman
e. Wallerstein
7. Dfl politika ile corafya arasnda determinist bir iliflki yerine olaslk dzeyinde bir iliflki kurulmas ne anlama gelmektedir?
a. Cografyann dfl politikay belirlemekten ziyade
etkileyen faktrlerden biri olabilecei
b. Kara lkesi olmann dfl politika iin avantaj oluflturaca
c. Dnya adasna hakim olmann dnyaya hakim
olmay salayaca
d. Denizlere hakim olma ile dfl politika arasnda
dorudan bir iliflki kurulamayaca
e. Devletlerin canl bir organizmaya benzeyebilecei
8. Olaslk yazarlar determinist yaklaflm benimseyen yazarlardan farkl klan afladakilerden hangisidir?
a. Corafya ile dfl politika arasnda determinist bir
iliflki kurulmamas
b. Karalarn hakimiyeti ile dfl politika arasnda iliflki kurmalar
c. Devletlerin srekli geniflleyen siyasi yaplar olarak grlmesi
d. Devletlerin hayatta kalmak iin hammadde kaynaklarna ve yeni topraklara sahip olmas gerektiini dflnmeleri
e. Eski dnya ile yeni dnyann birbirini evrelediini ileri srmeleri
9. Devletlerin genifllemesine doal bir gereklilik olarak
bakan dflnce hangisidir?
a. Fransz okulu
b. Alman okulu
c. ngiliz okulu
d. Amerikan okulu
e. Rus okulu
10. Hangisi Alman Jeopolitik Okulunun zelliklerinden
deildir?
a. Determinist olmalar
b. Denizlere daha fazla nem vermeleri
c. Dinamik snrlar kavramn benimsemeleri
d. Dfl politikay aklarken corafya zerinde durmalar
e. Savafl ve genifllemeyi olaan grmeleri
79
3. d
4. e
5. d
6. d
7. a
8. a
9. b
10. b
Sra Sizde 2
Heartland (anakara) kavram, Mackinder tarafndan corafyann ulusal gce etkisi dikkate alnarak tanmlanan
ve Dou Avrupa ile Sibiryay kapsayacak flekilde Avrasya diyebileceimiz blgedir. Bu blgeyi uluslararas
politikada merkezi ve stratejik bulan Mackinder, bu topraklar elinde bulunduran devletin corafi konumu,
komflular ve kaynaklarndan dolay politikada avantaj
ve g kazanacan belirtmifltir.
Sra Sizde 3
Mackinder, dfl hilal kavramyla heartlandi evreleyen
ikinci blgeyi tanmlamfltr. Zira i hilal, anakarann
komflusudur ve Balkanlardan ine kadar uzanr. Trkiye de i hilal blgesindedir. Dfl hilal ise anakarann bu
birinci komflusunu evreleyen ABDden bafllayp, ngiltere, Afrika, Avustralya ve Japonyaya kadar uzanan
blgedir. Spykmann rimland (kenar) kavram ise i hilal tanmyla rtflmektedir ve anakaray evreleyen ilk
blgedir. Spykman, teknolojik geliflmeler ile birlikte
rimlandn anakaradan ok daha hzl gelifltiine dikkat
ekmektedir.
Sra Sizde 4
Sosyal Darwinizme gre; bireyler, gruplar ve devletler
arasndaki rekabet, evresel flartlara en fazla uyum salayabilenin, dolaysyla stn ve gl olann ayakta
kalmasyla sosyal evrime, deiflime yol amaktadr. Ratzelin doal geniflleme yasas da, gl devletlerin corafi olarak genifllemek durumunda olduunu ve bu flekilde daha da gleneceini belirtmektedir. Bu ynyle, toplumsal Darwinist yaklaflmn evreye uyum salayabilenin ve gl olann ayakta kalabilecei argmanna dayanmaktadr.
Sra Sizde 5
Teknolojik geliflmeler dendiinde zellikle bilgi ve iletiflim teknolojilerinin gnmzde kazand hz, jeopolitikilerin ngrlerini en fazla etkiler durumdadr.
Corafyann dfl politika zerindeki etkileri, salad
olanaklar ve yol at snrlamalar asndan dflnldnde, kreselleflen dnyadaki zaman ve mekan skflmasnn dikkate alnmas gerekir. rnein mesafelerin devletlerin etkisini azaltt yargs, dnyann klmesi ve mekanlara ulaflmann kolaylaflmas, fiziksel olduu kadar sanal eriflimin de kolaylaflmas, internet ve
sosyal medyann kamuoyunu ve karar vericileri ksa srede etkilemesi nedeniyle deiflmifltir.
80
Yararlanlan Kaynaklar
Basiuk, Victor. (1972), The Impact of Technology in the
Next Decades, Robert L. Pfaltzgraff, Jr. (ed.) Politics
and the International System. 2nd ed. New York:
J. B. Lippincott Company, iinde ss. 265-282.
Deutsch, Karl W. (1988), The Analysis of International
Relations. 3rd ed. Englewood Cliffs, N. J.: PrenticeHall International, Inc.
Dougherty James E. ve Robert L. Pfaltzgraff. (1990),
Contending
Theories
of
International
Relations, 3rd ed. New York: Harper Collins
Publishers, Inc.
Frankel, Joseph. (1979), International Relations in a
Changing World. Oxford: Oxford University Press.
Gilpin, Robert. (1972-a), Has Modern Technology
Changed International Politics, James N. Rosenau,
et. al. (eds.) The Analysis of International Politics.
New York: The Free Press, iinde ss. 166-174.
Gray Colin S. & Geoffrey Sloan (eds.). (1999),
Geopolitics, Geography and Strategy, Frank Cass
Publications.
Hall, George M. (1990), Geopolitics and the Decline of
Empire. North Carolina: McFarland & Company, Inc.
Hopkins, Raymond F. ve Richard W. Mansbach. (1973),
Structure and Process in International Politics.
New York: Harper and Row Puplishers.
OLoughlin, John and Luc Anselin. (1992), Geography
of International Conflict and Cooperation: Theory
and Methods, Michael Don Ward (ed.) The New
Geopolitics. Philadephia: Gordon and Breach
Science Puplishers, iinde ss. 11-38.
OLoughlin, John ve Henning Heske. (1991), From
Geopolitik to Geopolique: Converting a Discpline
for War to a Discipline for Peace, Nurit Kliot and
Stanley Waterman (eds.) The Political Geography
of Conflict and Peace. London: Belhaven Press,
iinde ss 37-59
Mackinder, Halford J. (1943), The Round World and
the Winning of the Peace, Foreign Affairs. XXI
(July), s. 601.
Mackinder, Halford J. (1962), Democratic Ideals and
Reality. New York: W. Norton and Company.
Morgenthau, Hans J. (1970), Uluslararas Politika. Cilt
1. ev. Baskn Oran ve nsal Oskay. Ankara: Sevin Matbaas.
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Strateji
Mahkmun kilemi
Sfr Toplamllk
Maksimin/Minimaks Strateji
Sabit Toplamllk
Optimal Denge
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Oyun Teorisi
GRfi
OYUN TEORSNN TEMEL
VARSAYIMLARI
OYUN TEORS MODELLER
OYUN MODELLERNN
DEERLENDRLMES
OYUN TEORSNN ELEfiTRS
Oyun Teorisi
GRfi
1940l yllardan itibaren sosyal bilimlerde kullanlan oyun teorisi, zellikle uluslararas atflmalarn analizine uygulanmaktadr. John Von Neumann ve Oscar Morgensternin 1944te kaleme aldklar Theory of Games and Economic Behavior
adl alflmayla oyun teorisi dikkatleri ekmeye bafllamfltr. atflmay ve rekabeti
ngren karar verme srelerine ve iliflki biimlerine uygulanacak bir teori olarak
elefltiriler de almfltr. zellikle dnya politikasnn bir oyuna indirgenmesi, aflr
basitlefltirme ve soyutlafltrma olarak deerlendirilmektedir.
Oyun teorisi, farkl amalar ve karlar olan iki ya da daha fazla oyuncu (aktr) arasndaki iliflkileri inceler. Hibir oyuncu, oyunu tamamen kontrol edebilme
imknna sahip deildir ve sonular belirleyen, taraflarn izleyecekleri stratejilerdir. Her bir oyuncu ya da taraf, dier tarafn izleyecei olas politikalar dikkate alarak politikasn ve stratejisini belirler. Her oyunda oyuncular iin tehdit, hile, blf
ve karfl blf gibi olas politikalar ve davranfllar bulunabilir. Bununla beraber, her
zaman atflma sz konusu olmamakta, iflbirliinin mmkn olduu durumlar da
gndeme gelebilmektedir
Oyun teorisinin modelleri, genelde iki oyuncu ya da iki grup (ittifak) arasndaki iliflkilere uygulanmaktadr. fians oyunlar gibi, baz oyunlar tek kifliyle oynanabilirken pekok oyun, en az iki ya da daha fazla kifliyi gerektirmektedir. Poker
oyununda olduu gibi, rekabeti ve atflmay ngren baz oyunlarda, bir tarafn
kazanc dier tarafn kayb anlamna gelmektedir. Ortak ekonomik yatrmlar yapan flirketler ya da uluslararas rgtlerin oluflmas gibi ittifak politikalar oluflmakta, dolaysyla baz oyunlar, taraflarn iflbirlii yapabilmesine imkn tanmaktadr.
Ayrca baz oyunlarda, taraflar arasnda dzenli iletiflim salanrken bazlarnda,
hibir iletiflim ve haberleflme kurulmamaktadr. Baz oyunlarda taraflar, birbirlerini
tanmakta ve gvenmekteyken baz oyunlarda taraflar arasnda tam bir gvensizlik ortam bulunmaktadr. Ayrca baz oyunlar bir kere oynand halde, bazlar
birok defa tekrar edilmektedir.
84
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Oyun teorisi, yukarda da belirtildii gibi oyuncularn rasyonel davrandn, rakibin en olumsuz tutumuna gre stratejinin belirlendiini ve karn maksimum klnmas ya da zararn minimuma indirilmesinin temel ama olduunu varsayar. Optimal
denge noktas, her iki oyuncu iin de minimaks (maksimum zararn minimuma indirildii) ya da maksimin (minimum kazancn maksimuma karld) noktasdr.
Oyun teorisi, taraflar (players), stratejiler (strategies), kurallar (rules) ve sonular (payoffs) olmak zere drt temel unsura dayanmaktadr. Oyunlar genellikle iki
ya da daha fazla taraf arasnda geliflmekte ve taraflardan herbiri tek bir kifliden oluSIRA SZDE
flabilecei gibi,
bir grup ya da devlet de olabilmektedir. Oyunda taraflarn izleyecekleri strateji genellikle ikiyle snrlanmakta ya da nihai aflamada ikiye indirilerek
bir basitlefltirmeye
gidilmektedir. Taraflarn izleyecekleri stratejiler, dier tarafn izD fi N E L M
leyecei olas stratejiye baldr. Oyunun bir defa oynanmas durumuyla birden
fazla tekrarlanmas durumunda, izlenen stratejiler ve dolaysyla sonular farkllk
S O R U
gstermektedir.
Oyun teorisinde
kurallar kabul etmek ve nceden belirlenmifl kurallara gre
D K Koyuncular
AT
hareket etmek zorundadrlar.
SIRA SZDE
85
rnein; taraflar arasnda iletiflimin tam ve dzenli olmasyla iletiflimin olmamas halinde, taraflarn izleyecekleri stratejiler farkl olacaktr. Taraflar arasnda iletiflimin olmas ve birbirlerinin stratejilerinden haberdar olmalar, iflbirliini mmkn klacak bir faktrdr. Oysa bri ve poker gibi haberleflmenin sz konusu olmad oyunlar, iflbirliinden ziyade rekabeti ngren oyunlardr. Ayrca dller
ve kayplarn artp azalmas; dier tarafn olas stratejilerinde urayaca zararlar ya
da kendi izleyecei stratejilerde elde edecei kazanlar, taraflar iflbirliine yaklafltrabilir ya da uzaklafltrabilir.
A Oyuncusunun
Stratejisi
II
2 (B)
2 (A)
0 (B)
Tablo 5.1
Matris 1- letiflim ve
Gven Durumu (AII,
BII)
13 (A)
13 (B)
0 (A)
10 (B)
10 (A)
Ortaya kan tablo, tamamen iletiflim ve gvenin varlna dayanmaktadr. Aksi halde sonu AI, BI fleklinde olacak ve sonuta taraflarn kazanlar 10 yerine
2de kalacakt. Her iki taraf iin iletiflim ve gven sz konusu olduunda taraflar
karfllkl kazanl kmaktadr. Oysa tek bir tarafn iletiflim kurmas ve bilgi vermesi durumu doaldr ki gven ortamna uymayan taraf baflta kazanl klacak ancak
bu durum oyunu sona erdirecektir.
A Oyuncusunun
Stratejileri
Taraflar arasnda iletiflim ve gvenin bulunmamas halinde, dier bir ifadeyle taraflar arasnda iflbirlii yerine rekabetin, gven yerine gvensizliin ve iletiflim yerine
iletiflimsizliin sz konusu olduu durumlarda sonu Tablo 5.2deki gibi olacaktr.
Taraflar arasnda gven ve haberleflme olmad iin, taraflar rakibin en olumsuz tutumuna gre stratejilerini belirleyeceklerinden her iki oyuncu iin de II nolu strateji
daha rasyonel bir strateji olacak ve sonu AII, BII (0,0) fleklinde gerekleflecektir.
B Oyuncusunun Stratejileri
I
I
II
II
10 (B)
10 (A)
11 (B)
-10 (A)
-10 (B)
11 (A)
0 (B)
0 (A)
Tablo 5.2
Matris 2- Rekabet ve
Gvensizlik (letiflim
ve Gvenin Yokluu
AII, BII)
86
Oysa taraflar iletiflim ve gveni salayarak iflbirlii yapsalard izleyecekleri strateji I nolu strateji olacandan ortaya kan sonu AI,BI (10,10) olacakt.
Tablo 5.3
Matris 3- Ortak
karlar Matrisi (AI,
BI)
A Oyuncusunun
Stratejileri
II
+20, +20
+10, +10
II
0,0
+5, +5
Zt karlar Durumu
Oyuncu karlarnn tamamen birbirine zt olduu durumlardaysa oyun, iki kiflilik
sfr toplaml oyunlara benzemektedir. Aflada daha ayrntl ele alnacak olmakla
beraber, bu tr durumlarda bir oyuncunun kazanc, dierinin kaybna eflit olduundan, birine X dersek dierininki -X olacandan toplam daima sfr [X+(-X)=0]
kar. Ancak gerek hayatta, taraflarn baz noktalarda ortak karlar sz konusu
olabilecei iin oyun, tam olarak sfr toplaml olmayabilir. rnein; iki kiflilik poker oyunu para ile oynandnda, birinin kazanc dierinin kaybyla karfllanacaktr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Tablolarda matrislerle
SIRA SZDE ifade edilen iliflkiler, uluslararas politika iin, sizce nasl durumlara uygulanabilir?
D fi N E L M
OYUN TEORS
MODELLER
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
87
Sfr toplaml olmayan oyunlar da diyebileceimiz deiflken toplaml oyunlardaysa oyunun sonundaki toplam kazan, taraflarn izleyecekleri ortak stratejilere
bal olarak deiflebilmektedir. Oyuncular arasnda yaplacak iflbirlii ya da izlenecek stratejinin koordinasyonu, oyunun sonunda elde edilecek kazanc artrabilir.
Aslnda bu oyunlarda oyuncular, birbirlerinden bamsz da hareket edebilecekleri iin bunlar, iflbirlii kadar rekabete ak oyunlardr. flbirlii yoluyla kazancn
artrlmasna rnek olarak, ticari anlaflmalar ve ekonomik entegrasyonu verebiliriz. Avrupa Birliine ye her lke, serbest pazar oluflturma srecine katlarak toplam kazancn artrmaya alflrken ye lkelerin toplam ticaret hacmi artmakta ve
sonuta ye lkelerin yapt bu ekonomik iflbirlii, onlarn tek tek elde etmeye
alfltklar toplam kazancn artmasna da yol amaktadr.
AOyuncusu in
Stratejiler
Sfr toplaml (zero-sum) ya da sabit toplaml (fixed-sum) oyunlarn, birinin kazancnn dierinin kayb anlamna gelen oyunlar olduu yukarda belirtildi. fians oyunlar, dama ve iki kiflilik poker, sfr toplaml oyunlara verilebilecek klasik rneklerdir. Gerek hayattan bir rnek vermek gerekirse iki adayn yarflt seimlerde de
ayn durum vardr. Adaylardan birinin ald her oy, dieri asndan kaybedilmifl
oy sayldndan, sonu sfr toplamldr. ki oyuncuyla oynanan sfr toplaml bir
oyunda, taraflardan biri iin iyi olan fley dieri iin ktdr. Bu mantk, gemifl
yzyllarda dinsel kkenli ideolojilerde kullanld gibi, yakn gemiflte Souk Savafl dneminde de kullanld, Dou Blou iin iyi olan Bat Blou iin kt ya da
SSCB iin iyi olan ABD iin kt anlamna geldi. Ayrca dnyann iki bloa ayrld dnemde, iki sper devletten birinin kaybettii bir etki alan, dierinin kazanc
anlamna gelmekteydi. Dolaysyla sfr toplaml oyunlar, uzlaflmas mmkn olmayan atflmalara ve gerilimlere ska uygulanan bir yntemdir. Bloklar arasnda,
Uzak Douda, Orta Douda, Hindi ininde ve Afrikadaki atflmalarda sfr toplaml oyunlara benzeyen atflmalar olmufltur. Ancak 1950lerin ortalarndan itibaren in Halk Cumhuriyeti ve Balantsz lkeler, bu atflma ve paylaflm alan dflna belli llerde kabilmifllerdir. Sfr toplaml oyunlarn bir defa oynand varsaylmaktadr. Ayrca, oyunun her bir aflamas, bir ncekinden bamsz ele alnmaktadr.
B Oyuncusu in Stratejiler
I
II
+4, -4
-3, +3
II
+3, -3
-4, +4
Sfr toplaml oyunu gsteren Tablo 5.4te de grld gibi, iki oyuncu ve her
bir oyuncu iin iki olas strateji bulunmaktadr. Matrise gre, A ve B oyuncusunun
AI, BI stratejisini semesinde birinci oyuncu 4 kazanrken ikinci oyuncu 4 kaybetmekte, dier stratejilerde de grld gibi, drt defa oynanan oyunun sonunda
her bir strateji iin ortaya kan sonu, bir oyuncunun kaybnn dierinin kazancna eflit olmasdr. Tabloda grld gibi, taraflardan biri oyunlarn sonunda kazanl kabilmekte, fakat birinin kazanc dierinin kaybna eflit olmaktadr. Taraflardan birinin daha avantajl ya da daha gl olmas halinde, dier tarafn stratejisi kendi zararn minimumda tutmaya ya da dier tarafn kazancn minimuma dflrmeye ynelik olmaktadr. Tablo 5.4te B oyuncusu oyunun baflnda daha avan-
Tablo 5.4
Matris 4- Sfr
Toplaml Oyunlar
tajl ya da daha gl taraf olduundan, A oyuncusu strateji belirlerken B oyuncusunun maksimum kazancn minimumda tutmaya, kendi maksimum zararn minimuma dflrmeye alflmaktadr.
Gnlk hayatta bunun pekok rneklerine rastlamakla beraber, en basit ifadeyle maksimin ve minimaks strateji, elindeki kartlar iyi olduu srece kazancn
mmkn olduu kadar artrmay, flans aleyhine dnd andaysa oyunu brakarak zarar minimumda tutmay ngrmektedir.
Sfr toplaml oyunlardaki minimaks (maksimin) zmlerde, yukarda da belirtildii gibi, rakibin kazancn maksimum klmaya alflaca varsaymyla hareket
edilirken kaybn minimum dzeyde tutulmas ynnde bir stratejinin benimsenmesi ngrlmektedir. Byle bir durumda oyuncu, ya alternatif kazanmlar arasndan minimum kazanca raz olmakta ya da olas zararlar arasndan minimum zarar (greceli olarak kendisi iin maksimum kazan saylmakta) semektedir. Buna,
ktnn en iyisini seme de denebilir. Ancak, her iki oyuncu iin yle bir nokta
vardr ki burada, bir tarafn minimum kazanc dier tarafn minimum kaybyla akflmaktadr. Bu durum afladaki Tablo 5.5te grlmektedir. Burada her iki oyuncunun da II nolu stratejiyi izlemesi karnadr. A oyuncusu maksimum kaybn minimum, B oyuncusu da minimum kazancn maksimum klmann yolunu II nolu
stratejide grdklerinden bu nokta maksimin minimaks noktasdr. B oyuncusu II
nolu stratejiyi izlerken A oyuncusu I nolu stratejiyi izlerse 4 kayb olacaktr. Her iki
oyuncunun da I nolu stratejiyi izlemesi iin de B oyuncusunun aptal olmas gerekir. nk; bu durumda A, 7 kazanrken B, 7 kaybetmektedir.
Tablo 5.6
Matris 6- Sfr
Toplaml Oyunlar
B Oyuncusunun Stratejileri
I
II
+7, -7
-4, +4
II
+2, -2
+1, -1
Fakat afladaki tabloda grld gibi, sfr toplaml oyunlarda bazen bir optimal denge noktas olmayabilir. rnek matris zerindeki durumda B oyuncusu
II nolu stratejiyi izleyerek kaybn en aza indirmeye alflacaktr (15 yerine 5 ya da
7). Bunu tahmin eden A oyuncusu akll davranarak II nolu stratejiyi izleyerek
Bnin kaybnn 5 yerine 7 olmasn (bylece rakibin minimum kaybn maksimize
edecek) kendisininse 5 yerine 7 kazanmasn salamaya (minimum kazancn
maksimize edecek) alflacaktr. Oysa bu durumda B oyuncusu iin akll strateji I
nolu strateji olacandan, kendinin 4 kazanmasn, Ann ise 4 kaybetmesini salamaya alflacaktr. Bunu dflnen A oyuncuysa daha akll davranarak I nolu
stratejiyi izleyerek kendi kazancnn 15, Bnin kaybnn ise 15 (maksimum) olmasn salayacaktr. Taraflarn birbirlerinin davranfllarn takip ederek karflk bir
strateji izledikleri byle durumlarda, kesin bir optimal denge noktas belirlemek
olduka zordur. Taraflar birbirlerini, kendilerinin daha avantajl olduu stratejiyi
semeye zorlayacaklardr. Byle durumlarda blf olduka ifle yaramaktadr (Kaplan, 157: 174-75).
A Oyuncusunun
Stratejileri
Tablo 5.5
Matris 5- Sfr
Toplaml Oyunlar
(Maksimin/minimaks:
AII,BII=+1,-1)
A Oyuncusunun
Stratejileri
88
B Oyuncusunun Stratejileri
I
II
+15, -15
+5, -5
II
-4, +4
+7, -7
89
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
90
Karfllkl tehdit alglamasnn sz konusu olduu bu modelde, oyuncularn karlar karfllkl atflr. Klasik tavuk oyunu, deiflken toplaml (sfr toplaml olmayan)
oyunlara verilebilecek en iyi rnektir. Tavuk oyunu (chicken game) modeli, ayn
fleritten karfl ynde son hzla seyreden iki gen srcnn cesaretlerini gstermek
amacyla oynadklar ve yllar nceki bir Hollywood filminden esinlenerek gelifltirilen popler bir oyun modelidir. Oyunun kuralna gre, srclerden, dierine
arpmamak iin son anda flerit dflna kan oyunu kaybettiinden tavuk olarak adlandrlp takm arkadafllarnn gznden dflerken flerit deifltirmeyen oyuncu
oyunu kazanmfl saylmakta, takm arkadafllar tarafndan kahraman olarak nitelenmektedir. Srclerin nnde duran opsiyonlardan (seeneklerden) birincisi, iflbirlii yaparak her ikisinin birden flerit dflna karak iflbirliine gitmesi (ancak dier oyuncunun bunu yapmama olasl sz konusu olduundan oyuncu, tavuk
olmay, arkadafllarnn gznde kk dflmeyi, oyunu kaybetme riskini gze almaktadr), ikincisi, flerit deifltirmeyerek birbirlerine arparak lmeleri, ncs
ise lm gze alarak flerit deifltirmeyip dierinin flerit deifltirmesini ve tavuk olmasn salayarak oyunu kazanp kahraman olmaktr (Deutsch, 1988: 148).
Bunu matematiksel olarak ifade etmek gerekirse Tablo 5.7de de grld gibi drt olas sonu sz konusudur: 1- A ve B srcleri son anda iflbirliine giderek flerit deifltirirler ve ikisi de -5,-5 alrlar (AI,BI); 2- A srcs iflbirliine gitmek
isteyerek flerit deifltirir, ancak B bunu yapmadndan oyunu kaybeder ve Ann
puan -10, Bnin puan +10 olur (AI,BII); 3- B srcs iflbirliine gitmek isteyerek
flerit deifltirir, ancak A bunu yapmadndan oyunu kaybeder ve arkadafllarnn
gznde kk dfler ve bu durumda Ann puan +10 olurken Bninki -10 olur
(AII,BI); 4- her iki oyuncu da flerit deifltirmediinden arpflarak lrler ve bu durumda puanlar -50, -50 olur (AII,BII). Dikkat edilirse 2 (AI,BII) ve 3teki (AII,BI)
stratejilerin izlenmesi durumunda oyun sfr toplamlya dnflmektedir. Bu nedenle oyun btn itibariyle deiflken toplaml bir oyun olarak nitelenmektedir.
91
A Oyuncusunun
Stratejisi
Tablo 5.7
Matris 7- Tavuk
Oyunu (Chicken
Game)
B Oyuncusunun Stratejisi
I
II
-5, -5
-10, +10
II
+10, -10
-50, -50
ABDNN STRATEJS
Bu durumda her iki oyuncu iin minimaks (maksimin) durumu birinci durum
olup, -5er puana raz olarak kayb minimize etmektir. Burada dier src iflbirlii yaparsa her ikisi de diskalifiye olmaktan kurtulur; dieri iflbirliine gitmese bile
en azndan sa kalmas sz konusudur. br alternatiflerdeyse dierinin davranflna bal olarak kazan olasl olsa da risk olduka yksektir. Grld gibi,
iflbirlii iin burada birinin karar yeterli olmayp ikisinin de ayn derecede bunu
arzu etmesi, bunun iin de dierinin niyetinden tam olarak emin olmas gerekir.
Ancak bu oyunda son hzla birbirlerine karfl araba kullanan oyuncularn dierinin
ne yapacan grebilmesi mmkn olmadndan, her iki oyuncu da ne yapacaklar konusunda nceden tasarladklar stratejiyi uygularlar. Bu oyunda en rasyonel olan tercih (opsiyon), her iki oyuncunun da iflbirliine ynelik bir strateji izlemesidir. Her iki oyuncu iin de olumsuz sonu yani 4. alternatifteki durumun sz
konusu olabilmesi iin oyuncularn her ikisinin de irrasyonel olmas gerekir; aksi
takdirde birinin rasyonel olmas yetmemekte, fakat daha da kt bir sonutan kurtulma imkn bulunmaktadr. Her iki oyuncunun da rasyonel olmas durumundaysa iflbirlii, yani 1deki strateji tercih edileceinden oyuncular iin mutlak kayp
sz konusu olmamaktadr.
Souk Savafl dneminde ABD ve SSCB arasndaki atflma genel olarak sfr toplaml olmayan bir flekilde geliflmifltir. Taraflarn rasyonel davranmas sonucunda,
Kba ve Berlin Krizi rneklerindeki gibi, bir tarafn kesin stnlnn sz konusu olmad biimde uzlaflmayla zmlenmifltir. Her iki atflmada da taraflar rasyonel davranmamfl olsa, sonu hem bu sper gler hem de btn dnya asndan tam bir felaket olabilirdi. Sz konusu krizlerde taraflar iflbirlii yapmaya zorlayan neden, iflbirliinden kanmann her iki taraf iin de nkleer savafl olasl
dolaysyla topyekn mahvolmayla sonulanacak olmasyd. Dolaysyla taraflarn
pozisyonlar tpk tavuk oyunu modelindeki yarfllarn durumlarna benzemekteydi. nk 1962 Kba Krizi esnasnda ABD ve SSCBnin karfl karflya olduklar
iki strateji bulunmaktayd: Ya geri ekilecekler ya da kararl bir flekilde politikalarnda srar edeceklerdi. Ancak her ikisi de birinci stratejiyi setikleri iin grnflte kaybetmifl olsalar da felaketi nleme sz konusu olduu iin kazanl kmfllardr. Fakat bu durumda birisi farkl bir politika izleseydi, dieri kayba urayan taraf
olacak ve oyun bir anda sfr toplamlya dnflecekti.
Tablo 5.8
Matris 8- Kba Krizi
(ABD ve SSCBnin
stratejileri)
SSCBNN STRATEJS
dn Verme
(I)
dn Verme
(I)
-1
dn Vermeme
(II)
+2
dn Vermeme
(II)
-1
+2
-2
-2
-8
-8
92
Tablo 5.8de de grld gibi, byle bir durumda her iki taraf da iflbirliini
tercih ederek geri ekilmeye ya da taviz vermeye yanafltnda taraflarn kayplar
-1, -1 (I,I durumu) olurken, her iki tarafn da politikasnda srar etmifl olmas halinde bu kayp -8,-8 (II, II durumu) fleklinde gerekleflecek ve dayanlmaz bir boyuta ulaflacaktr. Ancak taraflardan biri iflbirliini tercih ederken yani dne yanaflrken
dieri, politikasnda srar ederse dn veren taraf kaybederken dier taraf kazancn artrmfl olacaktr (I,II ya da II,I durumlar)
Geyik Av Modeli
Deiflken toplaml (sfr toplaml olmayan) ve ikiden fazla (n) oyuncunun sz konusu olduu atflmalarda kullanlan dier bir oyun teorisi modeli ise geyik av
(stag hunt) rneindeki avclarn durumudur. Buna gre tam ackmfl olan avclar
grdkleri geyiin etrafn evirerek iflbirlii yaparlarsa avlayacaklar geyik hepsinin doymasna yetecek ldedir. Burada avclar bir araya getiren ortak kar alktr ve herhangi birinin iflbirliinden vazgemesi geyiin kamasna neden olacandan istenen ortak amaca hi ulafllamayacaktr. Amaca ulafllmas iflbirliinin
tam olarak gerekleflmesine baldr. Ancak her bir avc bir tavflanla da doyabileceinden (karn tek baflna baflka bir yolla gereklefltirebileceinden) pusu esnasnda grd bir tavflann pefline dflerek, pusuyu (iflbirliini) terk etmesi durumunda, tek baflna tavflan belki avlayacak belki de avlayamayacak fakat bu arada
geyik de avlanmamfl olacaktr. Bylece iflbirliinden vazgeilmesiyle ya yalnzca
bireysel kar ok kk lde tatmin edilmifl olacak (nk; geyikten bir kifliye
dflecek pay, bir tavflandan ok daha fazladr) ya da hem bireysel hem de ortak kar gerekleflememifl olacaktr. Oysa iflbirliine gidilseydi ortak karn gereklefltirilmesiyle bireysel kar da gerekleflmifl olacakt. Dolaysyla her avc iin iki alternatif sz konusudur; ya daha tatmin edici bir sonuca ulaflmak iin iflbirliini semek ya da bireysel kar kk lde tatmin etmeye alflarak durumu riske sokmak. ok tarafl uluslararas atflmalarn birouna uygulanabilecek nitelikte olan
bu tr oyunlarda, taraflar iin en rasyonel olan iflbirliini tercih etmektir (Deutsch,
1988:150).
Hapisten kama girifliminde bulunan mahkmlar nlemeye alflan gardiyanlarn
durumu da bu modele rnek olarak verilebilir. Mahkmlar kamay planlarken gardiyanlar da bunu nlemeye alflrlar. Eer az saydaki gardiyan sayca ok olan mahkmlarn kamasn nlemek iin aralarnda iflbirlii yaparlarsa bunu nleyebilirler.
Ayn flekilde mahkmlar da kendi aralarnda iflbirlii yaparlarsa kama girifliminde
baflarl olmalar mmkndr. Ancak bunlardan bazlar kendilerine hapishanede daha ayrcalkl davranlmasn isteyebilir ya da sularnn affedilmesi karfllnda gardiyanlarla iflbirliine gidebilirler. Bu durum gnlk yaflamdaki grevlerde, smrgeci
lkeye karfl yrtlen bamszlk hareketlerinde ve hkmet karflt ayaklanmalarda da grlr. Ayrca, uluslararas iliflkilerdeki kollektif gvenlik sorunlarna, lkelerin yaklaflmlar ve bir byk lkeye karfl uluslararas koalisyon oluflturulmas da deiflken toplaml oyunlardan geyik av oyununa benzemektedir.
93
A Oyuncusunun
Stratejileri
durumdan kanmalar iin iflbirlii yapmalar gerekmektedir. Ancak aralarnda iletiflim olmad iin, dier tarafa gvenmemeleri ve dier tarafn iflbirliinden kanabilecei riskini gze almalar gerekir. Oyuna gre, hapishanede tutulan, birlikte
su iflledikleri iddiasyla yarglanan iki mahkmun hkm giymesi, en azndan birinin konuflarak suu ifllediklerini itiraf etmesine baldr.
Oyunun koflullar flu flekildedir: Ayr hcrelerde bulunan mahkmlarn tek tek
sorgulanmalar srasnda, dierinden bir gn nce itiraf eden kiflinin bir miktar para ile dllendirilecei ayrca serbest braklaca vaadinde bulunulmaktadr. Taraflardan birinin idam edilebilmesi iin gerekli su tutanann oluflturulmasnn
salanmfl olaca belirtilmektedir. Arkadafl erken konuflursa ayn durum kendisi
iin sz konusu olacak olan ve arkadafl dllendirilerek serbest kalrken kendisi
idama mahkm olacan dflnen her iki taraf ayn gn itiraf ederlerse idama
mahkm olmayacaklar fakat onar yl hapis yatacaklardr. Bununla beraber, ikisi de
konuflmamay tercih ederlerse, para dl alamayacak ama ikisi de serbest kalacaktr. Her ikisine de dflnmeleri iin ertesi gne kadar izin verilir.
Mahkmlar hcrelerine ekilerek yz yze kaldklar ikilem zerinde strateji
gelifltirmeye bafllarlar. ki olaslk bulunmaktadr; (1) iflbirlii yaparak konuflmayp
birlikte serbest kalmak, (2) itiraf ederek lm cezasndan kurtulmak.
Matematiksel olarak ifade edilirse, iki oyuncu iin olas drt sonu flu flekilde
sralanabilir:
1. Her iki oyuncunun da konuflmamay tercih etmesi ve bunun karfllnda para dl alamasalar da serbest kalmalar. Tablo 5.9da gstermek gerekirse
bu durumda A ve Bnin puanlar +1,+1 (AI,BI) fleklinde olacaktr.
2. A sessiz kalrken B konuflursa A idama mahkm olurken B para dlyle beraber serbest kalacak ve puan durumlar -20, +20 (AI,BII) fleklinde olacaktr.
3. B sessiz kalrken bu defa A konuflursa B idama mahkm olurken A para
dlyle beraber serbest kalacak, bu defa da A ve Bnin puanlar ncekinin
tersine +20, -20 (AII,BI) olacaktr.
4. kisi de rasyonel davranr, dierinin de ayn fleyi yapacan dflnp ayn
gn konuflurlarsa ikisi de 10 yl hapse mahkm olacak, fakat idamdan kurtulacaklardr. Bu durumda puan durumlar -10, -10 (AII,BII) fleklinde gerekleflecektir. Bu oyuncular iin en rasyonel strateji sonuncusudur. nk;
aralarnda hi bir haberleflme olmadndan, ayrca nceden byle bir durumla karfllaflacaklarn bilmediklerinden, birbirlerine gvenmeleri iin,
karfllkl olarak hakknda herhangi bir n bilgiye sahip olmadklarndan
oyuncular, dierinin ne yapacan bilememektedir (Deutsch, 1988: 151).
B Oyuncusunun Stratejileri
I
II
+1, +1
-20, +20
II
+20, -20
-10, -10
Sfr toplaml olmayan oyunlardan olan mahkmun ikilemi modelinde oyunun olas tm stratejilerinde taraflar, birlikte kazanabilecekleri ya da kaybedebilecekleri gibi, taraflardan biri iin kayp dieri iin kazan anlamna geldiinden sfr toplamlya (AI,BII ve AII,BI) dnflebilmektedir.
Tablo 5.9
Matris 9Mahkmun kilemi
94
Tablo 5.10
Matris 10Silahlanma Yarfl ve
Mahkmun ikilemi
A Devletinin Stratejisi
Mahkmun ikileminde, genellikle oyuncularn nceden birbirlerini tanmadklar, birbirlerinin gemiflleri hakknda hibir fley bilmedikleri, daha sonra da grflmeyecekleri, aralarnda haberleflmenin ve gvenin bulunmad, oyunun bir defa
oynand, tekrar edilmeyecei varsaylmaktadr. Oysa oyuncularn ayn sosyal
evreye ait olmalar, oyunun daha sonra tekrar edileceini bilmeleri halinde taraflarn tutumlar farkl olabilir. Taraflar, ilerde iflbirlii imknnn sz konusu olabileceini gz nnde bulundurarak, iflbirliini tercih edebilirler, rakibin iflbirliine
yatkn biri olduunun bilinmesi halinde de iflbirliinin tercih edilmesi ihtimali yksektir. Ayn flekilde rakibin, iflbirlii yerine ksa vadeli karlarn dflnen biri olarak bilinmesi, iflbirlii olasln ortadan kaldrc bir faktrdr. Ayrca oyuncunun
iinde bulunduu toplumsal ve siyasal evresinin onu iflbirliine zorluyor olmas,
dier tarafn stratejisini belirlemesinde nemli bir unsurdur (Nicholson, 1989: 2930).
Tablo 5.10 bir silahlanma yarfln mahkmun ikilemi modeliyle aklamaktadr.
Buna gre her iki devletin de silahszlanmas halinde elde edilecek kazan 3,3
(AI,BI) iken, her ikisinin de silahlanmas halinde kazan 2,2 (AII,BII) olacaktr. Fakat taraflar arasnda gven eksiklii ve haberleflme olanann yeterli olmamas, bu
devletleri, gvenliklerini tehlikeye atmama dorultusunda hareket etmeye iteceinden, her ikisi de rasyonel davranarak silahlanmaya devam edecei iin sonu
2,2 olacaktr. Kald ki taraflardan biri silahszlanrken ya da silahlanmaktan vazgeerken dieri silahlanmaya devam ederse silahszlanan tarafn (4-1=3) kayb 3 olacaktr. nk; BII,AI ve AII,BIde sonu 4,1dir (Bennett, 1995: 25). Taraflar arasnda haberleflme ve gven olmad srece her bir devlet, izleyecei strateji sonunda elde edecei olas kazanmlar ve kayplar hesap edecektir. Bizim rneimizde
A Devleti silahszlanrken (AI) toplam kazanm 4 (Bnin izleyecei BI ve BII stratejilerinin sonucuna gre olas kazanmlar toplamdr ve 3+1=4tr), net kazancysa
3 (BI ve BII stratejilerine bal olarak elde edecei kazanmlar farkdr ve 7-4= 3tr),
silahlanrken (AII) ise toplam kazanc 6 net kazancysa 3 olmaktadr. Ayn fley B
Devleti iin de geerlidir.
B Devletinin Stratejisi
Silahszlanma
I
Silahszlanma
I
Silahlanma
II
Silahlanma
II
3 (B)
3 (A)
4 (B)
1 (A)
1 (B)
4 (A)
2 (B)
2 (A)
Ayrca, iki devlet arasndaki iliflkide taraflar, ilk baflta iflbirliini tercih etse bile
herhangi bir devletin (A) bir teknolojik yenilii uygulayarak yeni bir silah sistemini gelifltirmesi, dier taraf da (B) benzer flekilde hareket etmeye yneltecektir. Bu
durumda A devleti de tekrar B devletinin bu tutumuna tepki gstererek silahlanmaya devam edecek ve sonu, her ikisi iin de nc aflamada silahlanma fleklini alacandan, bu noktada, taraflarn geriye dnmeleri artk olduka zor olacaktr.
95
96
rinde yaflananlarsa mahkmun ikilemi durumuna benzemektedir. nk; bir devletin tarifeye iliflkin politikas dier devletin tutumuna baldr ve bir suistimal ya
da provokatr davranfl misillemeyle karfllk grebilir.
Resim 5.1
3-4 Haziran 1961;
Viyana Zirvesi
ABD Baflkan
Kennedy ve Sovyet
Lideri Khruschev
Uluslararas atflmalarda taraflarn, her zaman rasyonel davranmalarn bekleyemeyiz. Ayn zamanda, sfr toplaml gibi gzken bir atflma, zamanla taraflardan birinin, dierinin rasyonel davranp davranmayacana bakmakszn, yok olma ile prestij kayb arasnda bir tercih yapmasyla sfr toplaml olmayan (zellikle tavuk oyunundaki rasyonel strateji gibi) bir biime dnflebilmektedir. Ayrca
pekok sorunda, taraflarn durumu alglamalarnn farkllaflmasyla sfr toplaml
oyunlarda deifliklik gndeme gelebilmektedir. rnein; Fransa ile Almanya arasndaki iliflkiler, Fransaya karfl kazanlan savafln ardndan 1871de Alman birliinin salanmasndan sonra hep sfr toplaml olarak devam etmifl olmasna karfllk, kinci Dnya Savaflndan sonra Avrupa Birlii sreciyle ve bu oluflum iinde
birlikte yer almalaryla sfr toplaml olmayan bir modele dnflmfltr. Ayrca
uluslararas atflmalarn birounda (nce iki taraf arasnda bafllasa bile) taraflar
ikiden fazla (-n. sayda) olabildiinden ve taraflardan birinin kayb dier tm taraflarn kazanc anlamna gelmediinden, oyun sfr toplaml oyunlardan ok, geyik av oyununda olduu gibi, sfr toplaml olmayan oyunlara benzemektedir. Bu
durum uluslararas iliflkilerde iflbirliklerinin nitel ve nicel anlamda geliflmesine,
artmasna olanak salamaktadr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
SZDE daha yaygn olarak grlen model, sfr toplaml olmayan oyun
UluslararasSIRA
iliflkilerde
modelidir argmann tartflnz.
D fi N E L M
OYUN TEORSNE
YNELK ELEfiTRLER
AMALARIMIZ
K T A P
97
bir azalma gzlenmifltir. Bunun nedenleri arasnda, toplumsal olaylarn oyun teorisiyle analiz edilmeye alfllrken basitlefltirildii ve arptld elefltirisi, matematikilerin karmaflk oyunlar zmeye ynelik teknikleri gelifltirememeleri ve eflitli
toplum bilimcilerin oyun teorisinin temel mantn sorgulamaya bafllamalar saylabilir (Hopkins ve Mansbach, 1973: 359-60).
Oyun teorisine yneltilen baz elefltiriler de aflr matematiksel olduu, bu ynyle matematikle ilgilenmeyenlere fazla hitap etmediidir. Elefltiri sahiplerine gre, uluslararas iliflkilerin matematiksel olarak ifade edilmesi, gerein arptlmasna yol amaktadr. Oyun teorisi, uluslararas iliflkileri indirgemeci bir yntemle
analiz etttii iin de elefltirilmektedir. Oyun teorisine yneltilen bir dier elefltiri ise
uluslararas iliflkilerin, zellikle sfr toplaml ve mahkmun ikilemi gibi iki ana modele indirgenmifl olmasdr. Her iki model de taraflarn bencil davranmasn ve iflbirliinden kanmasn gerektirmektedir. Oysa uluslararas iliflkilerde atflmann
esas olduu Hobesiyen bir durum her zaman sz konusu deildir. Oyun teorisi, bu
varsaymlaryla realizmin etkisi altnda kalmfl bir grnt sergilemektedir. Realizmin ngrd gibi, oyun teorisinde de taraflar iflbirliine ynelten ana unsur,
toplam fayda deil net faydadr. Oysa gerek hayatta durum byle olsayd iflbirliinin neredeyse hi gerekleflmemesi gerekirdi. nk; devletler genellikle net
faydadan ok kendi toplam faydasn (kazancn) dikkate almaktadr. Son olarak,
oyun teorisi de realist teori gibi, uluslararas iliflkilerde moral unsurlara yer vermemektedir. Dolaysyla realizmde olduu gibi, oyun teorisinin de temel zelliklerinden birisi, devleti uluslararas iliflkilerin temel aktr olarak kabul ederek dier aktrleri gzard etmesi ve ulusal kar n planda tutmasdr.
Oyun teorisinde, taraflarn rasyonel davranaca varsayld halde, taraflarn her
zaman rasyonel davranmad da bilinmektedir. Dier tarafn da rasyonel davranacan varsayan bir karar verici, aksi olduu takdirde byk zararlara urayabilir.
Dolaysyla dier tarafn olas davranfllarn, iletiflimin olmad bir ortamda, nceden tahmin etmek hi mmkn olmad gibi, iletiflim olsa bile dier tarafn her zaman beklenen davranfl gstermesi sz konusu olmayabilir. Ayrca, yanlfl alglama
ve eksik bilgilenme gibi rasyonel davranmay engelleyici dier znel unsurlar, oyun
teorisinde dikkate alnmamaktadr. Oyun teorisinin modellerinde genellikle oyuncularn iki alternatif stratejiye sahip olduklar varsaymndan hareket edilmektedir.
Oysa gerek hayatta taraflar, ikiden fazla stratejiyi takip etme olanana sahip olabilirler. Bu nedenlerden dolay teoriyle gerek arasndaki fark dikkati ekecek boyutlardadr. Rakibin, en olumsuz flekilde davranaca varsaymna gre hareket etmeyi, rasyonel davranfl olarak gren oyun teorisi, taraflarn birlikte daha fazla kazanabilecekleri opsiyonlar rasyonel davranfl kapsamnda deerlendirmemektedir.
Oyun teorisinin modellerinde rasyonel zmler, genellikle iflbirliini ngrmemektedir. Taraflarn iflbirlii yapabilmesi ,yalnzca tavuk oyunu modelinde sz
konusu olabilmektedir. Burada iflbirliine zorlayan faktrse net kazantan ok
kaybn dayanlmaz olmasdr. Oyun teorisinde, dl ve kayplarn azalp oalmasna gre, taraflarn iflbirliine ynelme olasl gz nnde bulundurulmaktaysa
da genelde, karfllkl gvensizlik ve haberleflme eksiklii varsaymlarna dayal
olan oyun modellerinde iflbirliinin salanmas, olduka zor grnmekte ve gnmz koflullarna ok hitap edememektedir.
SZDE aklaynz.
Oyun modellerinin youn olarak Souk Savafl dneminde kullanlmflSIRA
olmasn
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
98
zet
A M A
A M A
vensizlie, iletiflimsizlie dayanr. Mahkmun ikilemi ve tavuk oyununda rekabet, atflma ve gvensizlik vardr. Ama mahkmun ikilemi, iflbirliinden kanmaya teflvik ederken, tavuk oyunu,
iflbirliini zorunlu klan bir nitelie sahiptir. Ama
buradaki iflbirlii, kar uyumundan ok iflbirlii
yapmamaktan doacak kaybn, taraflar asndan, dayanlmaz boyutlarda olmasndan kaynaklanmaktadr. Dolaysyla oyun teorilerinin znde iflbirlii yapmama esas olmakla beraber, kazancn ve maliyetin artmas halinde taraflar, iflbirliine mecbur kalabilmektedir. zellikle oyunlarn tekrarlanmas durumunda taraflarn tutumu
deiflebilmektedir.
A M A
zi esnasnda, muhtemel askeri atflmann nkleer bir savafla dnfleceini ve sonucun her iki taraf iin de yok olmayla sonulanacan bildikleri iin, karfllkl taviz vererek, krizi sona erdirmeyi tercih etmifllerdir.
A M A
99
A M A
100
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi oyun teorisinin varsaymlarndan biri deildir?
a. Oyuncular birbirleriyle haberleflmez
b. Oyuncu says tek, iki ya da daha fazla olabilir
c. Minimaks strateji, maksimum zararn minimize
edilmesidir
d. Oyun nceden belirlenmifl kurallara gre oynanr
e. Oyuncularn birbirine zt karlar olabilir
6. Afladaki oyun modellerinden hangisinde oyuncular prestij kaybn gze alarak ve karfl tarafn iflbirlii
yapmayacan n grerek dn verirler?
a. Sfr toplaml oyun
b. Tavuk oyunu
c. Mahkumun ikilemi
d. Geyik av oyunu
e. Sabit toplaml oyun
101
1. a
Sra Sizde 1
Devletlerin dfl politikalar ve iliflkileri dflnldnde, zellikle iletiflim ve gven ortamnda iflbirliine gidilebildii ve karfllkl kazanlarn yksek olduu grlmektedir. Rekabet ve gvensizlik ortamnn ise haberleflmenin olmad durumlarda daha da taraflar gvensizlie iterek iflbirlii olaslklarnn dflnlmedii
ve atflmalarn yafland durumlara yol amaktadr. karlarn benzemesi ya da ortak olmas durumunda rasyonel olan davranfl iflbirliidir. Uluslararas politikada
atflma kadar hatta kreselleflen dnyada daha fazla iflbirlii (uluslararas rejimler ve rgtler) olduu iin, iflbirliine ak oyun modelleri uluslararas iliflkilere daha
fazla uygulanabilir.
2. e
3. d
4. c
5. d
6. b
7. c
8. b
9. b
10. e
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisinin Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisinin Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisinin Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisi Modelleri
konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisi Modelleri
konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisi Modelleri
konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisi Modelleri
konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Modellerinin Deerlendirilmesi konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisine Ynelik
Elefltiriler konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Oyun Teorisi Modelleri
konusunu yeniden gzden geiriniz.
Sra Sizde 2
Kreselleflmenin siyasi, ekonomik ve sosyokltrel boyutta devletlerin birbirlerine karfllkl bamllklarn
arttrd ve iflbirliklerini gerekli kld gnmz dnyasnda; uluslararas hukuk, rejimler ve rgtlerin varl, sfr toplaml olmayan oyunlarn uluslararas iliflkilere uyarlanmasn daha anlaml klmaktadr. Sfr toplaml oyunlar, taraflardan birinin kazanmas durumunda dier tarafn kaybetmesi nedeniyle atflma durumlarnda,
egemenlik gibi devletlerin vazgeilmez kar ve ncelikleri sz konusu olduunda, iliflkileri incelemek iin
model olarak kullanlabilir.
Sra Sizde 3
Uluslararas iliflkilerde sfr toplaml olmayan oyun modeli, iflbirliiyle kazanlarn arttrmak isteyen devletler
ve dier aktrler; ortak normlar, kurallar ve kurumsal yaplarla (uluslararas rejim ve rgtler) iliflkilerini yrtmek tercihinde olduklar iin daha yaygn uygulanabilecek bir modeldir denilebilir. Analiz erevesi oluflturarak
farkl durum ve olaylarn (case-study) alfllmas ve incelenmesinde kullanlabilir. Baflta siyasi, askeri ve ekonomik olmak zere her alanda artan iflbirlikleri ve bu iliflkilerin kurumsallaflmas bu argman (tezi) destekler.
Sra Sizde 4
Oyun teorisi ve modellerinin Souk Savafl dneminde
(zellikle 1950li ve 60l yllarda) kullanlmfl olmas, szkonusu dnemin iki kutuplu dnyasnda ABD ve SSCBnin
lider olduklar bloklararas iliflkilerin g ve kar hesaplarna odakl olmasndan kaynaklanmaktadr. Daha ok sfr
toplaml iliflkilerin dolaysyla kazan ve kayp hesap ve
pazarlklarnn yapld bir dnem olmufltur.
102
Yararlanlan Kaynaklar
Allan, Pierre ve Cedric Dupont. (1999),International
Relations Theory and Game Theory: Baroque
Modeling Choices and Empirical Robustness,
International Political Science Review Vol. 20,
No.1, ss. 23-47.
Bennett, Peter G. (1995), Modelling Decisions in
International Relations: Game Theory and Beyond,
Mershon International Studies Review, Vol. 39,
No.1 (April), ss. 19-52.
Deutsch, Karl W. (1988), The Analysis of
International Relations. 3rd ed. Englewood Cliffs,
N. J.: Prentice-Hall International, Inc.
Dougherty James E. ve Robert L. Pfaltzgraff. (1990),
Contending
Theories
of
International
Relations, 3rd ed. New York: Harper Collins
Publishers, Inc.
Harsanyi, John C. (1969), Game Theory and the
Analysis of International Conflict, James N. Rosenau
(ed.) International Politics and Foreign Policy.
A Reader in Research and Theory. New York:
The Free Press, 1969, iinde s. 370-79.
Hopkins, Raymond F. ve Richard W. Mansbach. (1973),
Structure and Process in International Politics.
New York: Harper and Row Puplishers.
Kaplan, Morton A. (1957), System and Process in
International Politics. New York: Wiley and Sons.
Nicholson, Michael. (1989), Formal Theories in
International Relations. Cambridge: Cambridge
University Press.
Sever, Ayflegl. Yeni Bulgular Iflnda 1962 Kba Krizi ve Trkiye, Ankara niversitesi SBF Dergisi,
cilt no: 52 (evrimii eriflim: www.politics.ankara.edu.tr/eski/dergi)
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Hiyerarflik sistem
Birim veto sistemi
Anarfli
kinci vurufl kapasitesi
Caydrma
Trmanma
Misilleme
Detant
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Uluslararas Sistem
Teorisi
GRfi
SSTEM KAVRAMI VE SSTEM
TEORSNN TEMEL VARSAYIMLARI
ULUSLARARASI SYASAL
SSTEMLER
ULUSLARARASI SSTEM
MODELLER
SSTEM TEORSNN
DEERLENDRLMES
SSTEM MODELLERNE YNELK
ELEfiTRLER
106
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TSIRA
E L E VSZDE
ZYON
D fi N E L M
NTERNET
S O R U
MAKALE
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
ok yanstan, paralar arasnda ortak zellikler bulunan bir yapdr. rnein; gnefl sistemi, gnefl ve gezegenlerden oluflmakta, belirlenebilen bir yrngede hareket etmekte, sistemi oluflturan gezegenler arasnda bir takm ortak zellikler bulunmaktadr. Ekosistem ise bitki ve hayvanlarn oluflturduu bir baflka sistemdir.
Aralarnda SIRA
baz SZDE
ortak zellikler bulunan bu sistemin birimleri arasnda, nceden
belirlenebilen srekli bir etkileflim bulunmaktadr. Bir baflka rnek olan ekonomik
sistemler, srekli
D fi N E Lve
M baml bir iliflki halinde olan bireyleri, gruplar ve yatrmclar iine alan bir dier sistem biimidir. nsan yine biyolojik bir sistem, aile, toplumsal bir sistem, devletse siyasal bir sistemdir. Uluslararas sistemin zellii tm
S O R U
bunlar iine alan siyasal, toplumsal ve ekonomik bir sistem olufludur.
Uluslararas sistem,
D K K A T temel geleri belirli snrlarla birbirinden ayrlan ve aralarnda dzenli ve baml iliflkiler bulunan devletlerin oluflturduu bir yapdr (Young, 1995: 197)
SIRA SZDE
Sistem kavram, hemen hepsi de sistem yaklaflmnn temel varsaymlarn ierecek flekilde, deiflik yazarlar tarafndan farkl flekillerde tanmlanmfltr. rnein;
Morton A.AMALARIMIZ
Kaplana gre (1957: 4) sistem, kendilerine zg, tanmlanabilen davranflsal dzenliliklerle dfl evreden ayrlan ve aralarnda iliflkiler bulunan deiflkenler dizisidir. Kaplana gre, deiflkenleri arasnda iliflki bulunmayan yaplar
K dikkate
T A P alnamaz. Uluslararas iliflkiler alannda sistem yaklaflmn
sistem olarak
temel alarak empirik alflmalar yapan McClellanda gre (1966: 20) sistem, kendilerini dfl evreden ayran ve belirlenebilen snrlar iinde etkileflmekte olan bir
SZDE
EBu
L E Vtanmlar
ZYON
btndr.T SIRA
artrmak mmkndr. rnein; K. J. Holsti (1974: 29)
uluslararas sistemi, kabileler, flehir devletleri, imparatorluklar ya da ulusal devletler gibi bamsz
siyasal varlklarn herhangi bir flekilde toplam olarak tanmlaD fi N E L M
maktadr. Richard N. Rosecrancea (1963: 220) gre uluslararas sistem, bozucu
NTERNET
girdilerden, dzenleyici mekanizmalardan ve evresel kstlayclardan meydana
S O R U
gelen bir yapdr.
MAKALE
Sistem birbiriyle
halinde olan ve aralarnda bamllk bulunan paralar anlamD K Ketkileflim
AT
na geldii iin sistem yaklaflm, devletler arasndaki bu zellikten yola karak, uluslararas politikay aklama amac taflmaktadr.
SIRA SZDE
107
btnn olumlu ya da olumsuz etkiler. Alt sistemde meydana gelen bir deifliklik de ayn flekilde st sistemde deifliklie yol aabilir. Bir sosyal rgtlenme olan
aileyi oluflturan bireylerin birini etkileyen olumlu ya da olumsuz bir geliflme, aile
bireylerinin geri kalann da etkiler. Bazen bu deifliklikler, sistemin deiflimine ya
da yklmasna dahi yol aabilir. Sistem, sz konusu deifliklikleri ve olumlu/olumsuz geliflmeleri, kendi iinde bir dengeye oturtup, varln srdrebilir veya deiflimin, sistemin genel niteliini ve karakterini bozmayacak flekilde olmasn salayabilir. fiayet bu sz konusu olamazsa sistemin yklmas da gndeme gelebilir. nsan hayatn tehdit eden hastalklar sonucunda, insan yaflamnn sona ermesi ya da
ailenin dalmas gibi, devletlerin de kendi ilerinde meydana gelen geliflmelerin
boyutuna gre varlklar sona erebilir, bir baflka karakterde devam edebilir. rnein; Yugoslavya ve SSCBnin 1989-1990da meydan gelen geliflmelerle dalmalar,
2011de Arap dnyasnda meydana gelen geliflmelerle Msr, Tunus ve Libya gibi
SIRA SZDE bir yapdevletlerin varlklarn srdrrken otoriter bir yapdan daha demokratik
ya dnflmeleri sz konusu olmufltur. Ayn fley uluslararas sistem iin de geerlidir. 1945den 1991e kadar iki kutuplu bir zellie sahip olanD uluslararas
sistem,
fi N E L M
1989-1990da meydana gelen geliflmelerle daha farkl bir yapya dnflmfltr. Bununla beraber, ayn yllarda gerekleflen geliflmelerden dolay Dou Blounun
S O R U
(ayr bir sistem olarak) varl tamamen sona ermifltir.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
Bu rneklerden yola karak, sistemin temel varsaymlarnn, karfllkl bamllk, srekli iliflki, karfllkl etkileflim, btncl bir yap ve ayrt edici (karakteristik)
zellik olduu sylenebilir. Bu varsaymlardan yola karak, devletler arasndaki
NTERNET
iliflkileri analiz etmek, anlamak, aklamak ve daha sonraki geliflmeleri ngrmek
mmkndr. Burada zellikle dikkat edilmesi gereken nokta, her sistemin karakterinin, o sistem iindeki birimler ve eler arasndaki iliflkinin nitelii, davranfl kurallar hakknda bir fikir vermesidir. Bunlar, her insan bir dierinden farkl klan,
her aileyi dierinden farkl klan, her toplumsal ve siyasal rgtlenmeyi, her devleti dierinden farkl klan karakteristik zellikler ve buna bal davranfl kurallardr.
Dolaysyla gelifltirilen uluslararas sistem modelleri, o sistem iindeki davranfl kurallar hakknda bir fikir vermekte, buradan hareketle iliflkilerin aklanmas, anlafllmas ve ileriye dnk ngrlerde bulunulmas mmkn olabilmektedir.
Sistem kavramn tanmlayarak gnlk hayattan rnekler veriniz veSIRA
alt sistem
SZDE st sistem
iliflkisinin nasl kurulduunu aklaynz.
AMALARIMIZ
NTERNET
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
108
Resim 6.1
Berlin Duvarnn yklmas (1989) ve iki Almanyann birleflmesi Souk Savafln sona ermesinin sembol
olmufltur.
Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/08/110813_berlin_update.shtml
109
SIRA SZDE
SIRA SZDE
sistem zerinde daha ayrntl durmaktadr. Yazara gre, zaten tarihsel olarak gnmze kadar gerekleflen sistemler de bu son iki modeli yanstmaktadr.
D fi N E L M
Farkl yazarlarn farkl sistem modelleri gelifltirirken dikkate aldklar
SIRAhususlar
SZDE nelerdir,
S O R U
bunlar arasnda benzerlikler var mdr?
D fi N E L M
fi N E L M
Kaplan daha sonraki alflmalarnda, bir anlamda gevflek iki kutupluD sistemin
D K K A T ve birim veto sisteminin trevleri olarak dikkate alnabilecek drt uluslararas sistem modeli daha
S blok
O R Usistemi, 3) yugelifltirmifltir. Bunlar, 1) ok gevflek iki kutuplu sistem, 2) istikrarsz
SIRA
SZDE
muflama sistemi ve 4) tamamlanmamfl nkleer yaylma sistemidir.
DKKAT
D fi N E L M
DKKAT
S O R U
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Kaplann ortaya koyduu varsaymsal nitelikteki uluslararas
sistem modelleri,
hipotezler kurabilmeyi ve bunlar snamay salayacak bir kuramsal ereveyi saSIRA SZDEyarayan befl
lamaktadr. Kaplan, her sistemin durumunu incelemeye ve aklamaya
K T A P
deiflken dizisi ngrmektedir. Bunlar:
1) Sistemde dengenin korunmas iin gerekli davranfllarAMALARIMIZ
ifade eden temel kurallar,
LEVZYON
2) Sistemin deiflimine neden olan girdilerle ilgili deiflimT Ekurallar,
3) Aktrlerin yapsal zelliklerine iliflkin, aktrleri snflandrc
K T deiflkenler,
A P
4) Silahlanma dzeyi, teknolojik geliflme, ekonomik durum gibi aktrlerin sahip olduklar g gelerine iliflkin kapasite deiflkenleri,
NTERNET
5) Aktrler arasndaki iletiflim dzeyiyle ilgili enformasyon
T E Ldeiflkenleridir.
EVZYON
Kaplan bu deiflkenlerden, en fazla temel kurallar zerinde durmaktadr. Temel kurallar, sistemdeki devletlerin karakteristik davranfllarn ifade etmektedir.
Bunlar sistemi karakterize eden rasyonel devlet davranfllardr. stikrarn korunma N Kurallarn
TERNET
sna ynelik bu temel kurallar, her sisteme gre deiflmektedir.
herhangi birindeki aksama, sistemin istikrarszlyla sonulanabilmektedir. Bu kurallar,
ayn zamanda, sistemde dengenin korunmas iin gerekli davranfllar gsterdiinden, sistemin denge kurallardr.
D fi N E L M
Uluslararas sistem teorisini gelifltirerek, devletlerin ayn koflullarda
neden benzer
politikalar izlediini gstermeyi amalayan Morton A. Kaplan, bunu yaparken
R Uetkilere bal
devletlerin isel yaplarn gz ard etmifl, daha ok devletleriS Odfl
olarak hareket eden kapal yaplar olarak grmfltr. Bununla beraber, gelifltirdii snanabilir nitelikteki varsaymlarla sistem teorisini bilimsel elefltirilere karfl daDKKAT
yankl klmfl, soyut genellemelerden ziyade, her bir model iin ngrd varsaymlarla devletlerin belli durumlarda nasl davrandklarn, gelecekte nasl davSIRA
SZDE
ranacaklarn aklama ve ngrme imkn salayan bir analiz
erevesi
oluflturmufltur. Aflada Morton Kaplann gelifltirmifl olduu sistem modellerinin genel
karakteristii zerinden, uluslararas sistem teorisinin bafllca
modelleri ayrntl
AMALARIMIZ
bir flekilde anlatlmaktadr.
K T A P
Kaplann sistem modellerinden ilki olan g dengesi sistemi, esas olarak XVIII. ve
XIX. yzylda Avrupada yaflanan klasik g dengesi sisteminden yola klarak gelifltirilmifltir. G dengesi sistemi, saylar en az befl olmas gereken
T E L E V Z Yve
O N glerinin
NTERNET
DKKAT
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
K T A P
AMALARIMIZ
TELEVZYON
K T A P
NTERNET
TELEVZYON
NTERNET
SIRA SZDE
S O R U
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
110
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
yaklaflk olarak eflit olduu varsaylan ulusal devletlerden oluflmaktadr. Sistem iindeki hi bir koalisyonun ya da devletin, sistemin yklmasna yol aacak flekilde stnlk kurmasna izin verilmemektedir. Her bir devlet, kapasitesini artrma, sistemde baflat duruma geme gdsyle hareket ettii iin, dierlerinin bu dorultudaki
amalarna engel olmaktadr. Dolaysyla hi bir devlet, dierlerinin zerinde srekli bir hkimiyet kuramaz. Bunda en nemli etken glerin yaklaflk olarak birbirine
yakn olmasdr. Bazen bir devletin ne kt grlse de bu durum geicidir. te
yandan, ittifaklar geici amalar iin yapldndan ksa srelidir ve amalarn gerSIRAbirlikte
SZDE sona ermektedir. G dengesi sisteminde, devletler bu neekleflmesiyle
denle istikrarl bloklar oluflturamazlar. nk; bunlarn temelini oluflturan karlarn
her an deiflmesi
sz konusudur. Ayrca bu tr sistemlerde, devletler arasnda yalD fi N E L M
nzca ideolojiye dayanan ittifaklar grlmez. Baflka bir deyiflle g dengesi sisteminde farkl ideolojilere sahip devletler ittifaklar oluflturabilecekleri gibi, benzer
S O R U
ideolojiyi benimsemifl
devletler ittifak oluflturmak gereini duymayabilirler.
Kaplan, g dengesi
D K K A Tsisteminin devam edebilmesi iin, birbirine yakn gte en az befl ulusal devletin bulunmas gerektii zerinde durmaktadr. Bu saynn altna dfllmesi, sistemin yklmasyla
sonulanabilir. rnein; Kaplan, bu saynn e inmesi durumunda, herSIRA SZDE
hangi iki devletin, anlaflarak, dier devleti ortadan kaldrma yoluna gidebileceklerine dikkat ekmektedir.
AMALARIMIZ
111
Kapasiteyi (gc) artrma gdsyle hareket ederken savafl yerine diplomatik grflmeleri tercih etmek,
Kapasiteyi artrma frsatn karmaktansa savafla girmeyi tercih etmek,
Temel aktrlerden birinin ortadan kaldrlmas sz konusuysa savafl durdurmak,
Sistem iinde baflat (hegemon) duruma gemeye alflan devlet veya koalisyonlara karfl kmak,
Uluslarst ilkelere balanma dorultusunda hareket eden devletleri snrlama ynnde aba gstermek,
Yenilmifl ya da yklmfl bir temel aktrn sisteme tekrar dnerek temel aktr konumunu kazanmasna, daha nce temel aktr durumunda olmayan
bir devletin temel aktr snflandrmasna katlmasna alflmak,
Btn aktrlere karfl kabul edilebilir ortaklar olarak davranmak.
Kaplan, g dengesi sistemi modelini XVIII. ve XIX. yzyl Avrupa sisteminden
yola karak gelifltirdiinden, rnekleri de bu dnemden semektedir. Avrupa
Uyumu (1815-1871) birinci kurala, XVIII. ve XIX. yzyl genel olarak ikinci kurala,
Bismarkn 1866da Sadovada Avusturyaya karfl takip ettii diplomasiyi nc
kurala, Fransz devrimi karflsnda dier devletlerin tutumlarn beflinci kurala ve
Napolyon sonras Fransann sisteme yeniden kabuln altnc kurala rnek olarak
gstermektedir.
G dengesi sisteminin temel zellikleri nelerdir, aklaynz.
SIRA SZDE
SIRA SZDE
D fi N E L M
Kaplana gre, temel
aktrlerin saylarnn belli
bir snrn altna dflmesi,
S Oherhangi
R U
temel kurallardan
birinin aksamas, dier bir
deyiflle oyunun kurallar
dflna kan devletlerin
DKKAT
davranfl, iletiflim eksiklii,
aktrlerin kapasiteleri
arasndaki farklln
SIRA SZDE
bymesi, rollerin
tanmlanmasnda
anlaflmazlk olmas ve
dengeleme mekanizmasnn
AMALARIMIZ
iflleyemez hale gelmesi
sistemin istikrarn tehdit
eden durumlardr. Kural dfl
hareket eden devletlerin
K T A P
artmas, uluslarst
rgtlenmelerin geliflmesi ve
uluslararas ideolojilerin
ortaya kmas da g
TELEVZYON
dengesi sisteminin
yklmasna yol aabilecek
geliflmelerdir.
NTERNET
112
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Gevflek iki kutuplu sistem, bloklarn rgtlenme durumlarna gre baz sonular gsterir. Eer bloklar hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip deilse sistem, bir
lde g dengesi sistemine benzer ve devletlerin belli lde hareket serbestlikleri vardr. Fakat ittifak deifltirmeler de ancak iki blok etrafnda olabileceinden,
bu noktada, g dengesi sisteminden farkllk gstermektedir. Bloklardan biri hiyerarflik rgtlenme yapsna sahipken dieri deilse bu durumda baz sonular
ortaya kacaktr. Hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olan blok, btnleflme fazla olduundan yelerini bir arada tutar. Hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olmayan blokta, balar gevflek olduundan, devletlerin hareket serbestlikleri vardr.
Bu durumda bloksuz devletlerle iliflki kurabilirler, hatta onlarla ekonomi ve gvenlikle ilgili alanlarda iflbirliini ngren paktlar oluflturabilirler. Bununla beraber, hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olan bloun varl dier blou da etkilemekte, gerek blok ii, gerekse blok dfl hareket serbestisini snrlamaktadr. Fakat her
iki blok da hiyerarflik rgtlenme yapsna sahipse yelik ok kat olacak, hareket
serbestisi sadece bloksuz devletler iin sz konusu olabilecektir.
Gevflek iki kutuplu sistemin davranfl kurallar afladaki gibi zetlenebilir:
Hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olan blok, karfl blou ortadan kaldrmaya alflr. Savafl yerine grflmeleri, byk savafllar yerine kk savafllar tercih eder. Karfl blou yok etmede baflarsz olma durumu sz konusuysa byk savafllar da tercih edilebilir.
Hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olmayan bloun yeleri, kapasitelerini artrma gdsyle hareket ederken savafl yerine grflmeleri, kapasiteyi
artrmada baflarsz olmak sz konusuysa kk savafllar tercih ederler. Fakat bunun iin byk savafllardan kanrlar.
Hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip olsun olmasn, tm blok yesi devletler, dier bloun yelerine gre kapasitelerini artrmaya alflrlar. Karfl blok
sistem de stnlk peflindeyse bunu kabul etmek yerine savafla girmeyi tercih ederler.
Tm blok yesi devletler, kendi blounun amalarn evrensel aktrn
amalarna, evrensel aktrn amalarn da karfl bloun amalarna stn
tutarlar.
Bloksuz devletlerse kendi amalaryla evrensel aktrn amalarn uzlafltrmaya alflrlar. Fakat evrensel aktrn amalarn, blok devletlerin amalarna stn tutarlar.
Tm blok yesi devletler, kendi bloklarnn ye saysn artrmaya alflrlar.
Fakat bu aba, herhangi bir devleti karfl bloa yanaflmaya ya da onun amaSZDE
larnSIRA
desteklemeye
itecekse bloksuz kalmasn tercih ederler.
Bloksuz devletler, blok devletleri arasndaki savafl tehlikesini azaltmaya alflrlar.
Blok devletlerinden birini, dier bloun yeleri karflsnda, ancak evD fi N E L M
rensel aktrn amac dorultusunda hareket ettii zamanlarda desteklerler.
Evrensel aktrler, bloklar arasndaki uyuflmazlklar azaltmaya alflrlar ve sisO R U
teminSistikrarn
tehdit eden durumlarda bloksuz devletleri harekete geirirler.
Gevflek iki kutuplu
g dengesi sisteminden farkl olarak, blok devletleri, blokD K K A sistemde,
T
suz devletler ve evrensel aktrler iin farkl davranfl kurallar ortaya konmaktadr.
SIRA SZDE
Gevflek iki kutuplu sistemde, nkleer savafl tehlikesi ve nkleer trmanma (silahlanma) korkusundan dolay, bir g dengesi sisteminde olduundan daha fazla savafltanAMALARIMIZ
kanma vardr. Ayrca evrensel rgtn devletler arasnda uzlafltrc ve
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
113
savafl nleyici bir ifllevi de bulunmaktadr. Bunun yannda gevflek iki kutuplu sistemde ittifaklar, g dengesi sisteminde olduu gibi, ksa sreli amalara gre deiflebilir nitelikte olmayp, daha uzun srelidir. deoloji, ittifaklarn oluflmasnda
bafllca etkendir.
Gevflek iki kutuplu sistemde, bloklardan birinin dierini ortadan kaldrmas durumunda, sistem, hiyerarflik sisteme dnflebilir. Eer evrensel rgt ifllevini aflr
ve mkemmel bir flekilde yerine getirirse sistemin evrensel sisteme dnflme olasl da byktr. Bunun dflnda, her iki blok da hiyerarflik rgtlenme yapsna
sahip olursa sk iki kutuplu sisteme, hiyerarflik yaplar bozulursa gevflek iki kutuplu sistem, g dengesi sistemine dnflebilir.
Gevflek iki kutuplu sistemi g dengesi sisteminden ayran belirgin SIRA
zellikler
SZDE nelerdir?
Sk ki Kutuplu Sistem
D fi N E L M
Morton A. Kaplann tanmlad uluslararas sistem modellerinden
ncs olan,
sk iki kutuplu sistem, pekok ynyle gevflek iki kutuplu sisteme benzemekteO Rkutuplu
U
dir. Ancak iki model arasnda nemli farkllklar da vardr. Sk Siki
sistemde, aktr says daha azdr, btn aktrler bloklardan birine yedir ya da taraftardr. Bu tr sistemlerde bloksuz aktrler ve evrensel aktrler ya yoktur ya da nemDKKAT
li bir etkileri grlmedii iin yok saylmaktadr. Sk iki kutuplu sistemde, eer her
iki blok da hiyerarflik rgtlenme yapsna sahip deilse sistem, gevflek iki kutupSIRA SZDEiin geerli
lu sisteme dnflebilir. Gevflek iki kutuplu sistemde blok devletleri
olan kurallar, sk iki kutuplu sistemdeki blok devletleri iin de aynen geerlidir.
Bu tr sistemlerde, btnlefltirici ve arabulucu rol ya hi grlmez
ya da etkileri
AMALARIMIZ
ok zayftr. Bu nedenlerden dolay sk iki kutuplu sistemleri, ok istikrarl ve btnleflme derecesi yksek sistemler olarak dflnmek mmkn deildir.
Evrensel Sistem
K T A P
Kaplann drdnc modeli olan evrensel sistem, gevflek iki kutuplu sistemdeki
evrensel aktrn ifllevinin genifllemesiyle ortaya kacak bir sistem
T E L E V olarak
Z Y O N dflnlmektedir. Sistem konfederal bir siyasal sistem grnmndedir. Evrensel sistem,
siyasal, ekonomik, idari ve yargsal ifllevleri grecek btnlefltirici bir yapya sahiptir. Dolaysyla sistem, btnleflmifl ve istikrarl bir sistem zellii taflmaktadr. FaT E R N E T geirebilir.
kat sistem, bu duruma gelinceye kadar, uzun bir istikrarszlk Ndnemi
Bu tr sistemlerde devletler, amalarna barfll yollardan varmaya alflrlar ve atflmalar sistemin kurallarna gre zmlenir. Uluslararas rgtlerde grev alanlar, ncelikle uluslararas sistemin gereklerine gre davranrlar ve kararlarn, ulusal gereklerin basks altnda kalmadan verirler. Bununla beraber, ulusal devletler,
kendi toplumsal ve siyasal yaplarnda, sistemin iflleyifli iin gerekli deifliklikleri
yapmak istemediklerinde ya da gerektii lde zveride bulunmadklar takdirde
evrensel sistem, hiyerarflik, iki kutuplu ya da g dengesi sistemine dnflebilir.
Hiyerarflik Sistem
Kaplann beflinci olarak ele ald hiyerarflik sistem, demokratik ya da otoriter nitelikte olabilir. Eer hiyerarflik sistem, evrensel sistemdeki baflarl uygulamalardan
doan memnuniyetin, daha btnleflmifl bir sisteme olan talebi gndeme getirmesiyle ortaya kmflsa demokratik, fakat sistemde herhangi bir devletin ya da bloklardan birinin dierlerine baflat duruma gemesiyle ortaya kmflsa otoriter niteliktedir. Hiyerarflik sistemler, bir dnya devleti ya da imparatorluk sistemi grn-
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
114
mndedir. Bu tr sistemlerde, fonksiyonel rgtlenmeler corafik rgtlenmelerden daha gldr. Ayrca hiyerarflik sistem, olduka btnleflmifl bir yapya sahip
olduundan, istikrarl bir sistem olarak kabul edilmektedir. Sistemde geerli olan
kurallar merkezi yapdan ayrlmaya izin verdii halde, entegrasyonun (btnleflmenin) faydalar fazla olduundan, sistemden kopma belirli bir maliyeti gze almay gerektirmektedir. Dolaysyla ayrlma pek sz konusu olmamaktadr.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Hiyerarflik sistemlere
SIRA SZDEtarihten ve gnmzden rnekler veriniz.
Evrensel rgt (BM) iinde, rk ayrm ve smrgecilikle ilgili konularda bloksuz devletleri desteklemede iki blok rekabet halindedir. Her iki blok da uluslararas statkonun savunuculuunu yapmaktadr. Silahszlanma abalar, bloklar arasnda iflbirliinin artmas ve blok iindeki baz devletlerin blok politikalarna karfl
kabilmesi de bu tr sistemlerin zellikleridir. Ancak bu tr sistemlerde, uluslararas hukuktaki mdahale etmeme ilkesi, gevflek iki kutuplu sisteme gre daha ok
ihlal edilmektedir. Evrensel rgtn (BM) arabuluculuk fonksiyonundan siyasal
deifliklikleri denetleme fonksiyonu n plana kmaktadr. Bu durumda rgt, kapasitesini aflan durumlara mdahale etmeye zorlanmakta, blok liderleri arasndaki
kar atflmalarna karflmakta ve bu durumda evrensel rgt iin blok devletlerini desteklemek bafll baflna bir soruna dnflmektedir. Eer sistemin istikrarl olmas arzu ediliyorsa blok devletlerinin, kendilerini snrlama ynnde daha fazla
aba gstermeleri ve rgtn de arabuluculuk fonksiyonuna daha fazla arlk vermesi gerekir.
Resim 6.2
Kaplann sonradan gelifltirdii
Helsinki Nihai Senedi (Helsinki Final Act) grflmeleri alt yl
sistem modellerinden ikincisi olan
srmfltr. 1975 ylnda 35 lke tarafndan imzalanan belge,
detant sistemi (yumuflama sistemi),
Souk Savaflta yumuflama dneminin bafllangc olarak kabul
ABD ve SSCBde, birtakm olumlu
edilmektedir. AGT Daimi Konseyi Toplants, Viyana, 2005.
deiflikliklerin olduu varsaymna
dayanmaktadr. Sovyetler artk daha
ak bir toplum ve daha az mdahaleci hale gelirken ABD de uluslararas statkonun savunulmasna ynelik eski tutuculuunu terk etmektedir. Genelde uluslararas sistemin
bu modele yakn grld dnemler; Sovyet sisteminde bir iyileflme
olduu, inin kendi i sorunlarna
yneldii ya da en azndan tehlike
olmaktan kt, nc Dnyann
byk bir ksmnda istikrarn hkm
srd dnemlerdir. ABD ve SSCB
arasnda rekabet devam etmekle birlikte, iliflkiler atflmaya dnflecek
boyutlarda gerilmemektedir. Silahlarn kontrolne iliflkin nemli antlaflmalar kaydedilmekte ve gerginlik
nemli lde azalmaktadr. Helsinki Nihai Senedinin imzaland dKaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/File:OSCEnem ve 1970li yllarda iki blok araPermanent_Council.JPG
sndaki iliflkiler, bu modelin zelliklerini yanstmaktadr.
Detant sisteminin bir sonucu olarak, her iki bloun rgtlenmelerinde zayflamalar grlmektedir. Sovyetlerin uydusu durumundaki baz devletler, birtakm dfl
politika konularnda Batl devletlerle birlikte hareket ederken Bat Blou iinde de
atlaklar artmaktadr. ABD anti komnist oligarflileri desteklemekten vazgeerken
SSCB de komnist blok dflndaki devletlerle birlikte yaflamay renmeye alflmakta ve ulusal kurtulufl hareketlerini destekleme konusunda eski tutumunu terk
etmektedir. Hukuk alanndaysa, dier devletlerin iifllerine karflmama, detant sis-
115
116
teminin belirgin bir zellii haline gelmektedir. Ayrca, uluslararas hukuk kurallar hem glendirilmeye alfllmakta, hem de uygulama alan genifllemektedir. Evrensel rgt (BM), uzay, gk cisimleri ve kutup blgeleriyle ilgili konularda, smrgeciliin son bulmasnda, silah kontrolne iliflkin dzenlemelerde ve uluslararas barfln korunmasnda nemli ifllevler yklenmektedir. Sistemde, barfln bozulmas hatta savafl kma olasl az da olsa vardr. Fakat bu atflmalar, ABD ile
SSCB arasnda dorudan bir atflma olmaktan ok, dolayl, yani blgesel, snrl
amalara ynelik ve konvansiyonel savafllar olacaktr. ABD ve SSCB, savafllarn trmanmasn nlemek iin iflbirlii yapacak ya da en azndan dierinin bu dorultudaki amacna engel olmayacaktr. Bu tr amalara ynelik olarak, daha ok evrensel rgt devreye sokmaya alflacaklardr.
stikrarsz blok sistemindeyse uluslararas iliflkiler, detant sisteminin tersine bir
geliflme iindedir. Dnyada gerilim artarken ABD ve SSCB arasndaki iliflkilerde
kuflku hkim olmaktadr. Silahszlanmayla ilgili antlaflmalar yok denecek kadar azdr. Blgesel dzeyde atflmalara ve yer yer fliddet hareketlerine rastlamak mmkndr. Teknolojik geliflmeler, nkleer silahlar gelifltirmeyi ve daha ucuza elde etmeyi kolaylafltrmaktadr. ABD ve SSCBnin nkleer sistemleri, dayanlmaz ilk vurufl gcne sahip olmasa da caydrclklar yksektir. Bunlarn yannda, sistemde
minimum caydrclk dzeyinde drt befl devlet daha vardr. Tm devletler birtakm snrl misilleme stratejileri gelifltirme abas iindedirler. Fakat ABD ve SSCB
iin bu stratejileri kullanmak daha kolaydr. Sistem iindeki ittifak iliflkileri, askeri
kapasitelerle ve politikalarla ok yakndan ilgilidir. Eer ABD, kendi lkesi dflndaki mttefiklere ynelik olas nkleer saldrlar caydracak kapasiteye sahip deilse ittifak iindeki krizlerin afllmas zorlaflacaktr. Bu durumda ABD ile dier
mttefiklerin toplam kapasitelerinin bu caydrma iin yeterli olmas gereklidir.
Benzer sorunlar SSCB ve blou iin de geerlidir.
Bu modelde tanmlanan iliflkilerde, ABD ve SSCBnin dfl politikalar, mdahaleci zellik taflmaktadr. Bu devletler, detant sisteminden farkl olarak, karlarn
uyumlafltrlmas yerine atflmay tercih etmektedirler. ABD, dfl politikada, tutucu
devletlerin statkolarnn korunmasn savunurken SSCBnin dfl politikas, ulusal
kurtulufl hareketlerinin desteklenmesine yneliktir. Ancak bu tr mdahaleci sistemlerde, Macaristan olaynn (1956) benzeri her zaman yaflanabilir. Sovyet politikalarna karfl halkn ayakland Macar devrimi, SSCB tarafndan bastrlmfltr. Ayrca Sovyet dfl politikas in Sovyet iliflkilerinden etkilenmifltir. Bu iki devlet arasndaki iliflkilerin dzelmesi, bloklar aras atflma ve gerginlii artrmaktadr. ABD
ve SSCB arasndaki iliflkiler, barfl tehdit eden boyutlara varmamakla beraber, sistemde atflmalar olaan bir duruma gelmektedir. Hatta nkleer silahlarn snrl
dzeyde de olsa kullanlmas mmkndr. Evrensel rgt (BM) arabuluculuk
fonksiyonunu yerine getirmekle birlikte otoritesi zayflamaktadr. stikrarsz blok
sisteminde, iifllere mdahale etmeme ilkesi sk sk ihlal edilmektedir. Sistem, uluslararas hukukun geliflmesi iin uygun bir ortam oluflturmayacak, mevcut standartlar aflnrken yerine yenileri konamayacaktr.
Son olarak, zerinde durulan tamamlanmamfl nkleer yaylma sistemi, daha
ziyade istikrarsz blok sisteminin deiflimiyle ortaya kmfl bir sistem olarak tanmlanmfltr. Dolaysyla birok ynyle bu sisteme benzeyen tamamlanmamfl nkleer yaylma sisteminin fark, ABD ve SSCBnin yansra, nkleer gce sahip onbefl,
yirmi devletin daha sistemde bulunmasdr. ABD ve SSCBnin sahip olduklar nkleer sistemler, dayanlmaz ilk vuruflu yapacak kapasitede olmamakla beraber, ilk
kullanana baz avantajlar salar. Kk devletlerin ellerinde bulunan nkleer sis-
temlerse minimum caydrclk dzeyindedir. Byk nkleer glerle kk nkleer gler arasnda ve kk nkleer glerin kendi aralarnda ittifaklar mmkndr. Savafllar snrl kalmakla birlikte, hem gerginlik hem de trmanma olasl, istikrarsz blok sisteminden daha fazladr. ABD ve SSCB arasnda, Avrupa dflndaki
blgelerde snrl atflma olabilir. Avrupada dorudan bir atflmann trmanma
olasl yksek olduundan, ABD ve SSCB byle bir atflmann kmamasna
zen gsterirler.
Evrensel rgtn (BM) arabuluculuk fonksiyonu, istikrarsz blok sisteminden
daha fazladr. Ancak bunun dflndaki fonksiyonlar istikrarsz blok sistemiyle karfllafltrldnda daha az baflarldr. Uluslararas hukukun uygulamada ok etkisiz kald, tamamlanmamfl nkleer yaylma sisteminde, iifllere mdahale ok youndur.
Dfl politika genelde detant sistemine benzemekle birlikte, Amerikan politikasnn
muhafazakr nitelii n plana karken Sovyetler de daha devrimci bir tutum iindedir. Kaplan tarafndan tanmlanan uluslararas sistem modelleri, zellikle Souk
Savafln farkl dnemlerini aklayc ynyle dikkat ekmektedir.
117
118
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
Kaplan, Waltz
ve Wallersteinn
sistem yaklaflmlar arasndaki temel benzerlikler nelerdir?
SIRA
SZDE
D fi N Emodellerine
LM
Kaplann sistem
ynelik elefltirilerde, sz konusu sistemlerden, zellikle g dengesi ve gevflek iki kutuplu sistemin dflnda kalan sistemlerin, byk
lde, varsaymsal
S O R U nitelikte sistem modelleri olduuna dikkat ekilmektedir. Bu
anlamda, snama olana olmayan modeller olduklar iin, bilimsel niteliklerinin
olduka tartflmal olduu ifade edilmektedir. zellikle bunlardan, birim veto sisDKKAT
temi ve sk iki kutuplu sistemin, dier sistem modellerinin bozulmas ya da geliflmesi sonucu ortaya kabilecei ileri srlrken, hiyerarflik ve evrensel sistem moSZDE ve uluslararas politika arasndaki ayrm izgisinde yer aldellerininseSIRA
i politika
dklar, nk bu sistemlerin yapsal ve isel (kurumsal ve hkmetsel) unsurlara
birlikte iflaret ettii belirtilmektedir. Kaplann sistem modellerine yneltilen bir
AMALARIMIZ
baflka elefltiriyse sz konusu modellerin statik soyutlamalar olduklar fleklindedir
(Reynolds, 1979: 39).
Ayrca modeller
K T A P ve varsaymlar, sistemin kurallar olarak belirtilen kurallarn
devletlerin karlar gerei gsterdii davranfllar m, yoksa uymalar gereken kurallar m olduu yeterince ak olmad iin de elefltirilmektedir. rnein; tarihte,
gemifl dnemlere
devletlerin g dengesini korumak iin mi bu kuT E L E V Z Y Obakldnda,
N
rallara uyduklar, yoksa bu kurallara uyduklar iin mi g dengesinin korunduu
belli deildir. Dolaysyla bu kurallar, tarihsel genellemelerden teye bir anlam taflmakta mdr? Kaplan bunlar gerekli kurallar olarak nitelemektedir. Devletlerin
N T E sistemin
RNET
davranfllaryla
gerekli kurallar arasnda paralellik kurulmasnn, devletle-
119
120
zet
A M A
A M A
A M A
121
A M A
122
A M A
123
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi, sistem teorisinin temel varsaymdr?
a. Uluslararas sistemin uluslararas aktrlerden
oluflmas
b. Sistemde temel aktr olan devletlerin yapy belirlemesi
c. Sistemin devletlerin dfl politikalarn belirlemesi
d. Sistemde devletlerin farkllklarnn nemli olmas
e. Sistemin devletlerin i politikalarn belirlemesi
2. Afladakilerden hangisi, uluslararas sistemin zelliklerinden biri deildir?
a. Hiyerarflik olmas
b. Siyasal olmas
c. Toplumsal olmas
d. Ekonomik olmas
e. Anarflik olmas
3. Afladakilerden hangisi Morton A. Kaplann sistem
tanmna gre temel bir varsaymdr?
a. Sistemin bamsz siyasal varlklarn toplam olmas
b. Sistemi oluflturan deiflkenlerin etkileflim iinde
olmalar
c. Sistemin bozucu girdiler ve dzenleyici mekanizmalardan oluflmas
d. Sistemin uluslararas toplumu oluflturmas
e. Sistemin uluslararas hukuku gelifltirmesi
4. Afladaki kavramlardan hangisi, sistem teorisinin
temel varsaymlar arasnda yer almaz?
a. Karfllkl bamllk
b. Karfllkl etkileflim
c. Srekli iliflki
d. Devletlerin ortak zellikleri
e. Btncl yap
5. Afladakilerden hangisi Rosecrancein sistem tanmna gre, bozucu girdilere rnek olamaz?
a. G mcadelesi
b. kar atflmalar
c. Blgesel ihtilaflar
d. Uluslararas mahkemeler
e. Ayrlk hareketler
124
2. e
3. b
4. d
5. d
6. e
7. a
8. c
9. b
10. e
Sra Sizde 2
K. J. Holsti, tarihsel faktrlerin yansra, sistemin snrn, sistemdeki siyasal birimler arasndaki iliflkileri, gcn dalmn, siyasal birimlerin temel karakterlerini ve
bunlar arasndaki iliflkileri dzenleyen kurallarn iflleyifl
biimini dikkate alrken, Kaplan rgtlenme durumlarn, devletlerin saylarn, aralarndaki davranfl kurallarn ve sistemin deiflimine ve dnflmne yol aacak
faktrleri dikkate almaktadr. Dolaysyla, sistemin temel zellikleri, devletlerin saylar, aralarndaki iliflkiler,
rgtlenme biimleri ve devletler aras iliflkilere hkim
olan davranfl kurallarnn dikkate alnd grlmektedir. Bununla beraber, baz yazarlar, rnein Rosecrance bunlarn dflnda sistemleri istikrarl olup olmamalarna gre de gruplandrmaktadr. Bunu yaparken bozucu ve dzenleyici unsurlarn hangisinin daha belirleyici
olduunu dikkate almaktadr.
Sra Sizde 3
Holsti, uluslararas sistemleri befl grupta ele almaktadr. Bunlar, hiyerarflik sistem, g dengesi sistemi, gevflek iki kutuplu sistem, sk iki kutuplu sistem ve ok
kutuplu sistemdir. Morton A. Kaplan ise alt uluslararas sistem zerinde durmufltur. Bunlar, g dengesi sistemi, gevflek iki kutuplu sistem, sk iki kutuplu sistem,
evrensel sistem, hiyerarflik sistem ve birim veto sistemidir. G dengesi, hiyerarflik sistem, gevflek iki kutuplu ve sk iki kutuplu sistemlerin her iki yazar tarafndan benzer varsaymlarla akland grlr. Ancak
Holstinin ok kutuplu sistemi, Kaplann ise evrensel
ve birim veto sistemi iki yazar birbirinden farkl klan
sistem modelleridir. Bununla beraber, Holstinin ok
daha yzeysel bir flekilde ele ald sistem trleri, Kaplan tarafndan ayrntl bir flekilde ele alnmaktadr. Bu
anlamda Kaplan tarafndan g dengesi ve gevflek iki
kutuplu sistemler iin sistemi karakterize eden zellikler, sistemin davranfl kurallar ve sistemin dnflmn etkileyen faktrler balamnda ortaya konan varsaymlar, sistem modellerini daha snanabilir modeller
haline getirmektedir.
Sra Sizde 4
Daha ziyade onsekizinci ve ondokuzuncu yzyl Avrupas temel alnarak gelifltirilen g dengesi sistemi, gleri yaklaflk birbirine eflit olan befl byk devletin sistemin istikrar ve devam iin gerekli olduu ve bunlarn dflnda ok sayda devletin yer ald bir yap olarak
125
Sra Sizde 6
Hiyerarflik sistemler daha ziyade byk ve merkezi bir
devletin ak ve karfl konulamaz stnlnn sz konusu olduu sistemler olduundan, tarihteki imparatorluklarn her biri hiyerarflik sisteme rnek verilebilir. Osmanl mparatorluu, Rus mparatorluu ve AvusturyaMacaristan mparatorluu, ayrca Dou ve Bat Bloklarnn her biri birer hiyerarflik sistem olarak dflnlebilir. Hiyerarflik sistemlere tek kutuplu sistemler de denmektedir. Bu nedenle Sovyetler Birlii ve Dou Blounun dalmasyla Souk Savafln 1991de sona ermesi
sonucu ortaya kan yeni sistemi baz bilim adamlar
ABDnin hkimiyetinde tek kutuplu sistem olarak adlandrmfllardr. Ancak bu tr sistemlerde blok liderinin
karfl konulamaz ve mutlak stnle sahip olmas gerektii iin, zamanla ABDnin byle bir pozisyona sahip
olmad ortaya kmfl ve bu tanmlama terk edilmifltir.
Sra Sizde 7
Her sistem teorisinin (veya yaklaflmnn) temel benzerlii, devletlerin oluflturduu bir yapnn devletlerin
dfl politikalarn belirlediini dflnmeleridir. Ayrca
her de isel faktrleri, devletlerin kendine has farkllklarn ve liderlik zelliklerini gz ard etmektedir.
Ayrca her de devlet merkezli bir anlayfla sahip
olup, uluslararas iliflkilerin temel aktr olarak devleti
kabul etmekte ve dolaysyla devlet ii ve uluslararas
alanda faaliyet gsteren ok sayda siyasi, toplumsal ve
ekonomik rgtlenmeyi dikkate almamaktadr.
126
Yararlanlan Kaynaklar
Deutsch, Karl W. ve J. David Singer. (1969), Multipolar
Power Systems and International Stability, J. N. Rosenau (ed.) International Politics and Foreign
Policy, A Reader in Research and Theory. New
York: The Free Press, iinde, ss. 315-24.
Dougherty James E. ve Robert L. Pfaltzgraff. (1990),
Contending Theories of International Relations, 3rd ed. New York: Harper Collins Publishers,
Inc.
Holsti, K. J. (1974), International Politics, A Framework for Analysis, 2nd ed. London: Prentice/Hall
International.
Kaplan, Morton A. (1957), System and Process in International Politics. New York: Wiley and Sons.
Kaplan, Morton A. (1969), Variants on Six Models of
the International System, James N. Rosenau (ed.)
International Politics and Foreign Policy, A
Reader in Research and Theory. New York: The
Free Press, iinde, ss. 291-303.
McClelland, Charles A. (1966), Theory and the International System. New York: MacMillan.
Morgenthau, Hans J. (1970), Uluslararas Politika. Cilt
1 ev. Baskn Oran ve nsal Oskay. Ankara: Sevin
Matbaas.
Reynold, Charles. (1973), Theory and Explanation in
International Politics. London: Martin Robertson
and Co. Ltd.
Rosecrance, Richard N. (1963), Action and Reaction
in World Politics. Boston: Little, Brown.
Rosenau, James N. (1969), International Politics and
Foreign Policy, A Reader in Research and Theory. New York: The Free Press.
Waltz, Kenneth N. (1969), International Structure, National Force and Balance of World Power, James
N. Rosenau (ed.) International Politics and Foreign Policy, A Reader in Research and Theory.
New York: The Free Press, iinde ss. 304-314.
Young, Oran R. (1995), System and Society in World
Affairs: Implications for International Organizations, International Social Science Journal. Vol.
XLVII, No. 2 (June), ss.197-212.
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Karar Verme
Alglama
Rasyonellik
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Karar Verme
Teorisi
GRfi
KARAR VERME TEORSNN TEMEL
VARSAYIMLARI
KARAR VERME SRECNDE
RASYONELLK
KARAR VERMEDE KfiSEL
ZELLKLERN ETKS
KARAR VERME SRECNDE
ALGILAMANIN ROL
KARAR VERME TEORSNN
MODELLER
130
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
K T teorisinde;
A P
Karar verme
kamuoyu, bask gruplar, ideolojik tercihler, seim sistemleri, siyasal atmosfer ve brokratik sreler de dikkate alnmas gereken elerdir. Karar verme teorisine gre, ulusal kar kavram, yalnzca uluslararas sisT E Lonun
E V Z Yyapsal
ON
temle ya da
zellikleriyle aklanamaz; bunun iin devletin isel zelliklerini de dikkate almak gerekir. Realistlerin ve sistem teorisyenlerinin varsaydklar gibi devlet, dier devletlerin politikalarna gre hareket eden ya da davranfllar uluslararas yap tarafndan belirlenen bir tr bilardo topu (billiard ball) ya da
NTERNET
kara kutu (black box) deildir. nk; bir devletin dfl politikasn anlamak iin,
esas olarak isel geliflmelere, bu erevede karar vericilere ve onlarn durumu nasl tanmladklarna bakmak gerekir. Dier bir deyiflle karar verme teorisine gre,
MAKALE
dfl politika devlet adna hareket eden karar vericilerin ve karar verme srecinin
analiz edilmesiyle anlafllabilir (O. L. Holsti, 1995: 47).
131
D fi N E L M
KARAR VERME SRECNDE RASYONELLK
D fi N E L M
Birey dzeyinde analizi n plana karan karar verme teorisinde, karar vericinin
S O R U biimindeki
farkl olufluna gre kararn farkl olmasnda, flphesiz kararn alglanfl
farkllk nemli rol oynamaktadr. Ayn olay ya da durum, farkl karar vericiler tarafndan farkl alglanabilmekte ve farkl tanmlanabilmektedir. Biri iin tehdit olaDKKAT
rak deerlendirilen bir geliflme ya da sorun, dier karar vericiler tarafndan olduka farkl bir deerlendirmeye tabi tutulabilmektedir. Politika ve kararlardaki farklSIRA SZDE esas faklk, alglama farkndan kaynaklanmakla beraber, alglamay farkllafltran
tr, karar vericilerin kiflisel zellikleridir.
Karar verme, alternatifler arasnda bir tercih yapma davranfl olduuna gre,
AMALARIMIZ
bu tercihin nasl yaplaca ve yaplan tercihin rasyonel bir karar olup olmayaca
nemlidir. Karar verme teorisini savunanlarn bir ksm, karar vericinin rasyonel
davranacandan yola karak, rasyonel bir insann tm alternatiflerden
K T A P haberdar
olarak ve sonularn iyi dflnerek en doru ve faydal tercihi yapacan varsaymaktadr. Burada fayda kavramndan kastedilen, rasyonel insann, beklenen fayday maksimum klmaya alflacadr. Dier bir deyiflle tm mevcut
araflT E L E Valternatifler
ZYON
trlmakta, herbirinin gerek deeri llmeye alfllmakta, olaslklar zerinde dflnlmekte ve karar verici en uygun tercihi yapmaktadr.
Ancak mutlak anlamda rasyonelliin salanmas, neredeyse imknsz bir du N Tbilgiye
E R N E T ulaflmann
rumdur. nk; uluslararas iliflkilerde bilgilerin snrl olmas,
ve bu arada geen zamann maliyeti, bunlar yaparken gizliliin korunmaya alfllmas, karar vericilerin, tm alternatifleri dikkate almalarn nlemektedir. Bu neM A Kgrnen
ALE
denle rasyonellik, mutlak anlamda bir rasyonellik yerine, sadece
alternatifler arasnda, en tatmin edici olan seme durumudur. Bu durumu yeterli bulanlar iin, daha fazla arafltrma yaparak geirilecek zamann maliyeti, potansiyel kazanmlardan daha fazladr. Zira bu yaklaflmda liderler iin zamann, karar vermede nemli bir unsur olduuna da dikkat ekilmektedir.
Karar vericilerin rasyonel davranacan varsayan rasyonel fayda modelinin (ya
da yaklaflmnn) benimsenmesi halinde, kollektif karar vermenin sz konusu olduu devletlerde ya da uluslararas rgtlerde, karar vermenin sanldndan ok
daha zor olacan belirtmekte yarar vardr. nk; farkl alternatiflerin deerini ve
tm olaslklar hesap etmek olduka zordur. Ayrca kararn kollektif alnd durumlarda, farkl karar vericiler, farkl grfllere sahip olacandan, kararlarda bir
atflma ve uyumsuzluun olmas da kanlmazdr. Bunun yannda rasyonel fayda
modelindeki karar verme srecinin eflitli aflamalarnda, karar vericiler zerinde
deiflik bask ve etkilerin sz konusu olaca da grmezlikten gelinmektedir (Hopkins ve Mansbach, 1973: 156).
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
132
133
Karar verme
yaklaflmlarnda, karar
vericinin kiflilii ve dfl
politikayla ilgili geliflmeleri
alglayfl biimi nemli
olduu kadar, bu kararn
olufltuu isel, dflsal
evrenin ve brokrasinin
etkisi de nemlidir. Ancak
karar verme teorisine gre,
isel ve dflsal geliflmeler ve
faktrleri nihai aflamada
karar haline dnfltren ve
dfl politikay belirleyen yine
bireydir. Ayn koflullarda ve
ayn durum karflsnda farkl
karar vericiler farkl karar
verebilmektedir.
134
Bunlarn dflnda, Verba (1969: 222-24), konu detaylandka kiflisel zelliklerin subjektif etkisinin azalacan, konu belirsizlefltike, deerlendirmeye iliflkin
bilgi azaldka subjektif etkilerin artacan, son olarak da grup tarafndan alnan
kararlarda bireylerin tek tek kiflisel zelliklerinin karara etkisinin azalacan varsaymaktadr. Bu son duruma iliflkin olarak, grup beklentilerinin kiflisel beklentilerle ayn olmamasnn kararda nemli rol oynadn belirten yazar, grupta yer
alan bireylerin ayn basklar altnda olmalar, ayn deerleri ve grflleri paylaflmalar ya da sorunu ayn flekilde alglamalar halindeyse durumun farkl olacan da belirtmektedir.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
Karar vericinin
SIRAkiflisel
SZDE zellikleri, kararlarn ne ynde etkilemektedir?
D fi N E Luluslararas
M
Karar vericilerin,
sistem ya da dier devletler hakknda sahip olduklar inanlarn, imajlarn grmezden gelerek, hayati kararlar ve politikalar aklaS O R UBu tr biliflsel (kognitiv) yaplar, devletlerin davranfllarnn baflmak imknszdr.
lca sebebini oluflturabilir ve analiz yapana, baflka dzeylerdeki analizlerle ulaflamayaca bilgiler sunar. Eer ayn koflullarda (ulusal ya da uluslararas), karar veDKKAT
riciler ayn davransalard, karar vericilerin dierleri hakkndaki imajlar, dolaysyla
alglamalar nemli olmayabilirdi. Fakat ou zaman alglamalarla gerekler arasnSIRA SZDEolduu bilinmektedir. Tm insanlarn ayn olay karflsnda ayda ciddi uurumlar
n davranfl gstermemeleri de alglama farkndan kaynaklanmaktadr. Sonu itibariyle insanlar
benzer durumlarda farkl flekilde hareket etmektedirler.
AMALARIMIZ
Jervisin (1969: 240-53) alglama ya da yanlfl alglamaya iliflkin varsaymlarndan
birincisine gre, karar vericilerin yaklaflmlar ve imajlar, edindikleri bilgileri belirlemekte ve Ketkilemektedir.
rnein; Sovyetler Birliinin saldrgan olduu inancn
T A P
taflyan bir karar verici, bu devletin her hareketine kuflkuyla bakacak ve kendi lkesine ynelik hareketlerini bir tehdit olarak deerlendirecektir. kinci varsayma
gre kararTvericiler,
dflncelere bal kalma, kendi tezlerinin deiflmesine
E L E V Z Y O yerleflik
N
yol aacak yeni bilgilere karfl kapal davranma eilimindedir. nc varsayma
gre aktrler, kendilerine ulaflan bilgileri toplu olarak deil de para para geldiinde, bu bilgileri, mevcut bilgi ve imajlaryla atflsa bile zmseyebilmektedirler.
N T E R N E T gre, karar vericinin imaj, iinde bulunduu siyasal sistemin
Drdnc varsayma
kazandrd deneyimlerden, kendi deneyimlerinden ya da dnya tarihiyle ilgili rendiklerinden etkilenmektedir. Beflinci varsayma gre, karar vericilerin baflndan
M A K A L E arfltrmas dolaysyla ayn olay, farkl karar vericiler tarafngeen baz olaylar
dan farkl alglanabilmektedir. Altnc varsayma greyse bir politikay belirleme konumunda olan bir karar verici, bunun karfl tarafa kendi istedii biimiyle alglandn varsayar. Yedinci varsayma gre karar vericiler, kararlarn karfl taraf zerinde ngrlen etkiyi yapamayacaklarnn farknda olmayabilirler. Sekizinci varsayma gre karar vericiler, dier lkelerin kendilerine ynelik dflmanln, her zaman olduundan biraz fazla abartrlar. Dokuzuncu varsayma gre karar vericiler,
dier lkelerin davranfllarn olduundan daha planl, daha disiplinli ve daha koordineli olduunu sanrlar. Onuncu varsayma gre karar vericiler, dier lkenin
bykelisinin tutum ve davranflnn, o lkenin politikasn tamamen yansttn
dflnr. Onbirinci varsayma gre karar vericiler, dier lkelerin davranfllarn ve
tepkilerini tamamen kendi politikalarnn flekillendirdii noktasnda abartl bir deerlendirme iinde olabilirler. Onikinci varsayma gre karar vericiler, kendi lkeleri hakkndaki imajlaryla dierlerinin kendileri hakkndaki imajnn ayn olduu-
K T A P
TELEVZYON
Prof.Dr.
N T E RRobert
N E T Jervis,
Uluslararas Politikada
Alglama ve Yanlfl
Alglama (Perception and
Misperception in
M A K A L E Politics)
International
kitabnn yazardr.
135
nu sanrlar. Onnc varsayma gre karar vericiler, kendi alarndan ok nemli olan bir olayn, dier lke karar vericileri iin de ayn derecede nemli olduunu dflnrler. Ondrdnc varsayma gre karar vericiler, kendi yaklaflmlarna
uyan ve destekleyen verilerin ve kantlarn, dier bakfl alar ve yaklaflmlar iin
de uygun kantlar olduunu dflnerek yanlgya dflebilirler.
Karar verme srecinde algnn rol hakknda bilgi veriniz.
SIRA SZDE
D fi N E L M
Karar vericiye bilgi, eflitli flekillerde ulaflmfl olabilecei gibi, karar
vericinin karar
vermesi de deiflik flekillerde olabilmektedir. Buna gre farkl karar verme modelleS O Rbelirtilmektedir.
U
ri gelifltirilmifltir. Bafllca karar verme modellerinden bazlar aflada
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
Roger Hilsmana gre, kk deifliklikler yntemi dfl politika kararlarnn verilmesinde ska grlen bir uygulamadr. Buna gre bir karar verici, bafltan verdii
SZDE
kararlar daha sonraki aflamalarda revize ederek geniflletmekteSIRA
ve gelifltirmektedir.
Zaman ierisinde, verilen kararda, dfl evrede meydana gelen deiflikliklerin etkisiyle daha nceden hesaplanmayan ve dflnlmeyen bir takm
deiflikliklere giAMALARIMIZ
dilmektedir. Normal koflullarda karar vericiler, rutin konular zerinde durmakta,
daha nceden kurulu iliflkilerin korunmasna ynelik kararlar almaktadrlar. Ancak, kimi karar vericiler, nceki kararlarnda deifliklie gitmeK ve
Tdaha
A P ileri admlar atma gerei duyabilmektedir.
Yeterli bilgiye sahip olmamalar, verdikleri kararlarn sonularn grme imknna sahip olmamalar ya da yeterince ileriyi net grememeleri,
T E L E V karar
Z Y O N vericileri
temkinli hareket etmek zorunda brakmaktadr. Ayrca, radikal deifliklikler yapmak istense de karfl etkiler ve snrlamalar dolaysyla bu mmkn olmayabilmektedir. Dolaysyla karar verici, dar bir alanda, ancak karlarnn gerektirdii lN T E R N Ebir
T dfl etkiye
lerde ileri geri hareket etmek zorunda kalabilmektedir. Eer karar,
karfl alnmfl bir kararsa burada rutin politika kararlarndan daha ileri bir durum
sz konusu olabilmektedir. Modern brokratik devletlerde, dfl politikay etkileyen
A K A L E kaynaklarfaktrlerin kayna olduka farkl olabilmektedir. yi politika buM deiflik
dan gelen etkileri, brokratik ve rgtsel sreleri iflleterek, lkedeki tm gruplarn karlarn dikkate alacak flekilde formle edilen politikadr (Hopkins ve Mansbach, 1973: 164).
SIRA SZDE
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
136
davranmakta ve bunun deiflebileceini de kabul etmektedir. Bu tr karar vericiler, gemifl birikimlerden yola karak, gerekleflebilecek politikalar zerinde durmaktadr. Daha dorusu, gerekleflip gerekleflmeyecei dflnlmeden, srf cazibesine kaplarak, hayali kararlar almak, bu tr karar alma modelinde pek grlen
bir durum deildir. Politikayla ilgili atlacak yeni admlar, her aflamada tartfllarak
farkl atflan deerler, uzlafltrlmaya alfllmaktadr (Braybrooke ve Lindblom,
1969: 212).
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Sarhoflun yryfl
modelinin dfl politikada karfll nedir, ne flekilde grlr?
SIRA SZDE
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
137
SIRA SZDE
D fi N E L M
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
138
leri, bu tr gruplarn bir kriz anndaki baflarlarn belirleyen nemli bir faktrdr.
Grup iindeki ok sayda karar vericinin bunu yapabilecek yetenekte olmas, bireyler arasnda atflmaya yol ama ihtimali olsa da bu atflma, alternatif politikalarn bir araya getirilmesinde ve sentezinde nemli bir iflleve sahip olmaktadr.
Farkl grfllerin cezalandrld ve hofl karfllanmad bir gruptaysa deiflik grfllerin ortaya konmas mmkn olmayacaktr. Stalin dneminde Sovyet brokratlarnn ve Senatr McCarthy dneminde Amerikan Dfliflleri Bakanl brokratlarnn durumu bir lde buna benzemekteydi. Byle durumlarda brokratlar, sadece stlerinin duymak istedii grflleri ifade ederken yeni fikirleri ve deiflik grflleri ifade etmekten ekinirler ya da bunu nadiren yaparlar (Hopkins ve Mansbach, 1973: 165).
SIRA SZDE
D fi N E L M
DKKAT
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
D fikarmaflk
NELM
Brokrasinin
yaps iinde gndelik politikalar yrtlrken ok sayda
bireyin davranfl arasnda bir koordinasyon salanmaya alfllmaktadr. Kuflkusuz
bu koordinasyon,
S O R U kimin nasl ve neye gre davranacan gsteren baz standart
davranfl kalplaryla kurallarn olmasn gerektirmektedir. Ayrca belli bir baflar kapasitesine ulaflabilmek iin, belli programlarn yaplmfl olmas gerekir. rnein;
DKKAT
bir futbol takmnda, her bir oyuncu, nceden belirlenmifl kurallarn yerine, kafasna gre ya da dier oyunculardan alaca talimata gre oynamaya kalkamaz. Her
SIRAher
SZDE
bir rgt iin,
bir devlet iin, ayr standart davranfl kurallar ve programlar bulunur. Dolaysyla bu rgtlerin ve hkmetin davranfllar, daha nceden belirlenmifl kurallara ve davranfl kalplarna uygun olmaktadr. rgtler zaman iinde deAMALARIMIZ
iflim gsterse de yeni kurallarn ve davranfl kalplarnn renilmesi sz konusudur. Fakat bazen, zellikle ar kriz durumlarnda, rgtsel deifliklikler yle ciddi
boyutlardadr
durumlarda renme ve deiflime ayak uydurma, rgtn
K ki
T Abyle
P
kapasitesine bal olmaktadr (Allison, 1993: 353).
Rutin sorunlarda genellikle standart kurallar daha fazla uygulanmaktadr. Bu
tr yerleflik
kurallarn olmas srekli tekrarlanan sorunlarn zmlenmesinde bTELEVZYON
yk kolaylk salar. Alfllagelen konular iin brokratlar da ayr ve zel bir zaman
harcamamfl olur. Genellikle rutin sorunlar, stleri tarafndan belirlenmifl kurallar
dorultusunda daha alt tabakadaki brokratlar tarafndan zlmektedir. Aslnda
N T E R N E Teylemi bu yntemle kararlafltrlmaktadr. Sadece gizlilik zelbirok dfl politika
lii olan ya da beklenmeyen olaylarda, liderler devreye girer. Gnlk politikalar
ve rutin geliflmelerde kararlar, daha alt dzey brokratlar tarafndan alnmakta ve
M A K A L Fakat
E
uygulanmaktadr.
alt dzey brokratlarn karar alabilmesi ve eylemde bulunabilmesi iin, genel prosedrlerin bulunmas gerekir (Hopkins ve Mansbach,
1973: 170)
Standart uygulama prosedrlerinin (yani kurallarn) kat olmas (yenilie ve geliflmeye ak olmamas ya da esnek olmamas) halinde, alt dzey brokratlarn olaandfl ya da nemli sorunlar zme olana snrlanmfl olur. Byle durumlarda
liderlerin dorudan soruna eilmesi gerekir.
S O R U
AMALARIMIZ
Kk gruplarla
karar vermenin olumlu ve olumsuz taraflar nelerdir?
SIRA SZDE
Standart uygulama
prosedrleri ne anlama gelmektedir, aklaynz.
SIRA SZDE
D fi N E L M
D fi N E L M
S O R U
S O R U
DKKAT
DKKAT
139
Harvard niversitesi,
Kennedy School of
Governmentn kurucu
Dekan olan Prof. Dr.
Graham T. Allison, Kararn
z: Kba Fze Krizini
Aklamak (Essence of
Decision: Explaining the
Cuban Missile Crisis)
kitabnn yazardr.
K btnsel
T A P
Devletler her zaman tek bafllarna rasyonel karar verecek kadar
bir yap
iinde olmayabilirler. Devlet, birok yar feodal gevflek yapl rgtsel topluluun
bir araya gelmesinden oluflmufl bir grnme sahiptir. Hkmet liderleri, formel
E L E V devletin
ZYON
anlamda bu rgtsel yapnn en stnde yer almaktadr. Bu Tyap,
sorunlar alglamasn etkilemektedir. Devlet, seenekleri tanmlayp olas sonular tahmin etmeye alflrken rgtsel sre araclyla gelen enformasyondan etkilenmektedir. Dolaysyla devlet politikas, her zaman liderlerin temkinli davranflnn
NTERNET
sonucu olmayp, belirli davranfl kalplarna gre hareket eden rgtlerin ktlar
olabilmektedir (Allison, 1993: 353).
Devletler, herbiri belirli bir alanda faaliyet gsteren ok sayda rgtten oluflmufl
MAKALE
bir yaplardr. Her bir rgtn uraflt sorunlar farkl olduu gibi, bu sorunlar zerken genellikle yar bamsz olarak hareket etmektedirler. Fakat baz sorunlar,
bu rgtler ierisinde, sadece hkmet st rgtlenmenin zebilecei sorunlardan oluflabilmektedir. Siyasi liderler, dier rgtlerin karlarn da dikkate alan kararlar vererek, oluflan politikann herhangi tek bir rgtn karna olmamasn salarlar. Dolaysyla hkmetin ya da devletin davranfllar, bu rgtler tarafndan etkilenmekle beraber, bu rgtlerin kontrolnde deildir (Allison, 1993: 353).
Devletin, her ne kadar btncl bir yap olarak dflnlse de yekpare bir yap
olmad bilinmektedir. Devlet iindeki eflitli birimlerin ve rgtlenmelerin (Dflifl-
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
140
leri Bakanl, Savunma Bakanl ya da stihbarat Birimi gibi) her birinin tarihsel
deneyimleri ve haberleflme kanallaryla kendine zg bir karar alma yaps bulunmaktadr. Dolaysyla bir ulusal dfl politika karar, bu birimler arasndaki mcadele ve rekabetin sonucunda alnd gibi, uzun vadeli politik amalar da bu rekabet
ve mcadelenin sonucunda oluflmaktadr. Her bir rgt; kendi tarihi, ulusal ve
uluslararas sistemi deerlendirifli, kendi tercihleri ve karar alma yaps erevesinde dfl politika kararn etkilemeye alflacandan ve ortaya kan karar zerinde
her bir rgtn etkisi olacandan, sonuta tek baflna hi bir rgtn ya da birimin karar olmayacaktr (Deutsch, 1988: 87).
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Uygulamada birok dfl politika karar, hkmet iindeki siyasal rgtlenmelerA P iliflkilerinin sonucunda alnmaktadr. Brokratlar arasndaki
ce rekabet Kve Tittifak
gcn dalm, karar da etkilemektedir. Eer zaman varsa brokratik rgtlenme-
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
141
SIRA SZDE
SIRA SZDE
ler arasnda bir takm koalisyonlar oluflabilmektedir. Bu tr koalisyonlar, parlamentodaki komiteler ya da komisyonlarda yaflanabilecei gibi,
D fieflitli
N E L Mbakanlklar
arasnda da gndeme gelebilir. Bu tr koalisyonlarn ve ittifak iliflkilerinin alnacak
karara gre srekli deiflim gsterdiini belirtmekte yarar vardr (Hopkins ve MansS O R U
bach, 1973: 165-66).
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
fielale Modeli
AMALARIMIZ
10
NTERNET
D model)
fi N E L M gre, lke
Karl Deutscha (1988:124-33) ait olan flelale modeline (cascade
iinde kararlar, karmaflk, karfllkl bamllk ieren ve yukardan aflaya doru
befl ana grup arasnda iflleyen bir iletiflim ayla belirlenmektedir.
S O RBu
U gruplar araMAKALE
snda srekli iletiflim ve etkileflim bulunmaktadr. Her bir grup kendi iinde kara
kutu benzeri bir kapal sistemi andrmaktadr. Ancak her bir grup kendi deer sisDKKAT
teminin (ve kendi bilgisinin) etkisinin yansra, dflardan gelen girdileri de (dier
gruplardan gelen mesajlar, bilgiler ve onlarn deneyimlerini) deerlendirerek dflaSIRA SZDE
rya bir kt (davranfl ya da karar) olarak vermektedirler. Bu ktlar,
geri besleme
(feedback) sreciyle hem kendisine yeniden girdi olarak dnerek daha sonraki karar ve davranfllarnda etkili olmakta, hem de dier grup ya da sistemler iin yeni
AMALARIMIZ
girdiler (dier gruplar iin mesaj bilgi ve deneyim) haline gelmektedir.
Bu gruplarn en stnde, geliflmifl lkelerde bile genel nfusa oranlar yzde 23 gemeyen sosyo ekonomik sekinler bulunmaktadr. Bu grup,
refah
K Ttoplumun
A P
ve gelir seviyesi ve sosyo ekonomik stat bakmndan kk bir aznln oluflturmaktadr. Bu grupta byk fabrikatrler, sermaye sahipleri, borsa yatrmclar, iflverenler ve byk flirketlerin st dzey yneticileri yer alr. TDeutsch,
E L E V Z Y O bu
N gruplar
dikkate alrken sistem iine bunlarn ailelerini, sahip olduklar kurumlar, bankalar ve flirketleri de dhil etmektedir. Ancak bu gruplarn da bir btn olarak bakldnda, monolitik (yekpare/trdefl) bir zellik taflmadklar grlmektedir. Bunlar
N T E R N E T de bir habir takm iletiflim kanallaryla birbirlerine baldrlar ve kendi ilerinde
berleflme ana sahiptirler. Dolaysyla benzer dflncelere, deneyimlere, tercihlere, yntemlere, alflkanlklara, hatta alt grup kltrlerine bakldnda benzer gMAKALE
rfllere, karlara ve davranfl biimlerine sahip olduklar ve birbirleriyle
olduka
sk temas iinde bulunduklar gzlenmektedir.
Yukardan aflaya ikinci grup, yine geliflmifl Bat toplumlarndaki siyasal ve hkmetsel sekinlerdir. Bu tr sekin gruplar ulusal hkmetin merkezinde bulunurlar ve bunlar da bir nceki grup iin sylendii gibi monolitik deildirler. Bu
grup, kendi iinde yrtme brokrasisi personeli, yasama yeleri (parlamenterler),
SIRA SZDE
NTERNET
D fi N E L M
S O R U
MAKALE
DKKAT
SIRA SZDE
Karl W. Deutsch (1912-1992)
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
142
yarg yeleri, seimle gelmifl st dzey yneticiler ve st dzey sivil ve askeri brokratlar gibi alt gruplara ayrlmaktadr. Ayrca bunlar arasnda merkezde ve yerel
dzeyde grevli siyasal sekinler olarak ya da karlara gre, ulusal, eyalet, ya da
belediyelerde grevli olmalarna gre ayrmlar da yaplabilir. te yandan, iktidar
ya da muhalefette olmaya gre ya da halen grev yapyor ya da daha nce grev
yapmfl olmalarna gre de ayrmlara gidilebilir. Son olarak yaplabilecek bir baflka
ayrm da gc ve yetkiyi elinde tutmaya gre (deiflen) gzde politikaclar ve brokratlar gzden dflmfl politikaclar ve brokratlar arasndaki ayrmdr. Ancak
btn bu ayrmlara ramen, bu sekinler sonuta hkmet iinde olan ya da dflardan kararlar etkileyebilecek, hkmete en yakn duran siyasal sekinlerdir.
Aralarnda ortak davranfl kalplar ve kltrleriyle kendi ilerinde bir iletiflim a
ve karar alma kapasiteleri bulunmaktadr.
nc dzeydeki grubu kitle haberleflme sekinleri; zellikle gazeteciler, magazin habercileri, televizyon, radyo alflanlar, reklam flirketleri, ajanslar ve yaynclk sektryle bu sektrdeki kurulufllar oluflturmaktadr. Bu grup da ncekiler gibi kendi iinde girdi kt srecinde oluflan karar ve davranfllar hem kendisine
tekrar, hem de dier kara kutu niteliindeki gruplara ve dfl dnyaya kt olarak
gndermektedir. Sistemin iflleyifl mant byk lde benzerlik gsterir (Deutsch, 1988: 126).
Bu iletiflim a iinde, drdnc dzeyde yerel kanaat nderleri ad verilen ve
lkeden lkeye deiflmekle beraber, toplum iinde kitle iletiflim aralarna ve dfl
politikaya yakn ilgi duyan ve lke nfusunun yaklaflk yzde 5-10unu oluflturan
grup yer almaktadr. Bunlar kadn ya da erkek olsun, kitle iletiflim aralarn takip
eden, dfl politika konularna yakn ilgileri dolaysyla da bu haberleri ve bilgileri
yorumlama yeteneine sahip olan kiflilerdir. Komflularna ve evrelerine kendi yorumladklar bilgileri aktararak, onlarn kendi grflleri erevesinde bir kanya ve
grfle sahip olmalarn salamaktadrlar. Kitle iletiflim aralarnn yaydklar grflleri paylaflmalar halinde onlarn etkilerini daha da artrc bir etkiye sahip olmaktadrlar. Ayn kanaatte olmamalar, karfl olmalar ya da nemsememeleri halindeyse medyann etkisini azaltc ya da etkilerini ortadan kaldrc bir etkiye de sahip
olmaktadrlar.
Beflinci dzeydeki grubuysa siyasal konulara ilgi duyan daha genifl bir halk yn oluflturmaktadr. Bu grup, politik konulara ilgi duyan, evreleri zerinde etkiye sahip, bu zellikleri benimsenmifl olan, genellikle de yetiflkin kiflilerden oluflmaktadr. Geliflmifl Batl lkelerde semen nfusun yaklaflk yzde 50si ile 90n
oluflturan, politik bilin sahibi semen kitlesi olan bu grup, kendi karar verme alflkanlklar yannda dier gruplardan ve dfl evreden gelen mesajlar karara ve davranfla dnfltrerek, yine dier gruplara ve dfl dnyaya mesaj olarak kt fleklinde vermektedir (Deutsch, 1988: 126).
Enformasyon akfl ya da direk etkileflimin yn, ilk drt dzeyden aflaya doru gerekleflmektedir. Sosyo ekonomik sekinler, hkmetsel ve siyasal sekinleri
dorudan etkileme imknna sahip bulunmaktadr. Bu grup yelerinin birou kolayca yasama ve yrtme organn etkileyebilmektedir. Hatta medya dnyasyla da
ok sk iliflki iinde olup, bunlarla da dorudan iletiflim kurma imknna sahip bulunmaktadrlar. Bununla birlikte, yerel kanaat nderleri ve genifl semen gruplaryla ok az iletiflim kurabildikleri iin, onlar dorudan etkileme imknlar daha snrl hatta minimum dzeyde kalmaktadr. Bununla beraber, medya ya da kitle iletiflim sekinleri grubu, yerel kanaat nderlerine daha dorudan ulaflma imknna
sahiptirler. Hatta alnan bilginin genifl semen grubuna aktarclar olmalaryla da o
143
gruba ulafllmasn salamaktadrlar. Bu nedenle, dorudan halka ulaflma ve etkileme kapasitesini ellerinde bulundururlar. Bu noktada, yerel kanaat nderleri de
dorudan halkla iletiflim kuran kesim olarak, kitle iletiflim aralarnn kendi yarglarn ve kanaatlerini glendirdii lde konumlarn gelifltirerek, etkilerini artrmaktadrlar. Ancak bu etkileme bazen kitle iletiflim aralarnn etkisini azaltc ynde de olabilmektedir.
Befl grubun herbiri kendi deer sistemine sahiptir ve karar verme bakmndan
zerk konumdadr. Herbiri dflardan gelen etkileri ve mesajlar nemsiz grebilecei ya da deerlendirebilecei gibi ret de edebilir. Her bir grup yenilik yapma ve
giriflimde bulunma kapasitesine sahiptir. Ayrca her bir grup geri bildirim amal
olarak daha st gruplarla iletiflim halindedir.
fiekil 7.1
fielale modeli: Kesik
izgiler iletiflimin
dolayl yollardan
gereklefltiini veya
dflk dzeyde
olduu
gstermektedir.
I=Girdi (Input),
O=kt (Output)
sosyo-ekonomik
elit
i
hkmetsel
ve siyasal elit
Kaynak: Karl W.
Deutsch. The
Analysis of
International
Relations.
Englewood Cliffs,
New Jersey:
Prentice-Hall, Inc.,
1988, s.132.
medya
i
o
kan
nderleri
i
halk
i
dfl politika
Semen kitlesini oluflturan halk, yerel kanaat nderlerine olan tepkisini onlarn
dflnceleri dorultusunda ya da farkl ynde hareket ederek gsterir. Kitle iletiflim sekinlerineyse onlarn mesajlarna ilgi gstererek ya da ilgisiz kalarak gsterebilir. Bununla beraber, tm demokrasilerde, halkn ve semen kitlesinin hkmete tepki gsterme biimleri vardr ve bunun iin farkl yntemler kullanlmaktadr. Bunlarn sosyo ekonomik elitlerle iletiflimleri ve etkileri ya ok zayf ya da olduka dolayl yollardan gerekleflmektedir.
144
11
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
MAKALE
MAKALE
145
zet
A M A
A M A
A M A
farkl kiflisel zelliklere sahip olmas ayn durumda verecekleri kararn farkl olmasnn nedenini
de aklamaktadr. Bu balamda karar vericinin
kiflisel zellikleri, karar, olumlu ya da olumsuz
ynde etkileyebilir. Bir dier ifadeyle kararn rasyonel bir karar olup olmamasn etkiyebilir. Bu
erevede kiflinin ilgisi yannda, konu hakknda
teknik bilgisinin olmas, sorumluluunun bulunmas, soukkanl olmas, zaman basksnn olmamas gibi faktrler, kararn rasyonel olmasn
olumlu ynde etkilemektedir.
A M A
A M A
146
Kendimizi Snayalm
1. Afladakilerden hangisi, karar verme teorisini realizmden ayran temel zelliktir?
a. Devletleri monolitik yaplar olarak grmesi
b. Devletleri btncl yaplar olarak grmesi
c. Devletleri rasyonel yaplar olarak grmesi
d. Devletleri pluralist/oulcu yaplar olarak grmesi
e. Devletleri hiyerarflik yaplar olarak grmesi
2. Devletlerin dfl politikalarn aklayabilmek iin sadece sistemin yapsna deil, devletler adna hareket
eden bireylerin davranfllarn incelemek gerektiini ne
sren teori afladakilerden hangisidir?
a. Sistem teorisi
b. Realist teori
c. Karar verme teorisi
d. Rasyonel teori
e. Neorealist teori
3. Afladakilerden hangisi, karar verme teorisinin, analiz dzeyi asndan, ayrt edici bir zelliidir?
a. Devletlerin davranfllarnn incelenmesi
b. Uluslararas sistemin anarflik yapsnn incelenmesi
c. Ulusal karlarn incelenmesi
d. Bireylerin karar verme srelerine etkilerinin
incelenmesi
e. G iliflkilerinin incelenmesi
4. Uluslararas politikada, karar vericilerin ayn olay ve
durum karflsnda farkl davranmalar, afladaki kavramlardan hangisiyle aklanabilir?
a. Rasyonellik
b. Kiflisel zellikler
c. Yararllk
d. Hiyerarfli
e. Karfllkl bamllk
5. Afladakilerden hangisi, karar vermede rasyonelliin bal olduu dflnlen koflullardan biri deildir?
a. Sistem kurallar
b. Bilgi dzeyi
c. rgtsel yap
d. Brokrasi
e. Rastgelelik
6. Afladakilerden hangisi, karar vericinin kiflisel zelliklerinin kararlarna etkileri konusunda Verbann ne
srd koflullardan biri deildir?
a. Bireyin konu hakknda bilgi birikimi
b. Bireyin konuya ilgisi
c. Bireyin sorun zme yetenei
d. Bireyin konu zerinde kontrol
e. Bireyin ekip iinde alflma becerisi
7. Bireylerin, benzer durumlarda farkl flekillerde karar almalar, afladaki kavramlardan hangisiyle aklanamaz?
a. Algda farkllk
b. Kiflisel zellikler
c. nceki yaflant ve deneyimler
d. maj
e. Brokrasi
8. Karar vericinin, nceden verdii kararlar, takip eden
aflamalarda deifltirmesini aklayan model afladakilerden hangisidir?
a. Rastgele admlar modeli
b. Standart uygulamalar modeli
c. ki adm ileri, bir adm geri modeli
d. Brokratik politika modeli
e. Rasyonel politika modeli
9. Afladaki karar verme modellerinden hangisi daha
ok kriz ortamlarnda uygulanmaktadr?
a. Kk gruplarla karar verme
b. Kk deifliklikler modeli
c. Standart uygulama prosedrleri
d. Brokratik model
e. rgtsel sre modeli
10. Karar verme srecini, iletiflim ayla aklayan flelale modeli afladaki varsaymlardan hangisiyle iliflkilendirilemez?
a. Gruplar arasnda iletiflim olmas
b. Gruplar arasnda hiyerarfli olmas
c. Gruplar arasnda etkileflim olmas
d. Gruplar arasnda ortak deerler olmas
e. Gruplar arasnda geribildirim olmas
147
2. c
3. d
4. b
5. e
6. e
7. e
8. c
9. a
10. d
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Teorisinin Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Girifl blmn yeniden
gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Teorisinin Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Srecinde Rasyonellik konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Srecinde Rasyonellik konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Srecinde Kiflisel zelliklerin Etkisi konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Srecinde Kiflisel zelliklerin Etkisi konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Teorisinin
Modelleri konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Teorisinin
Modelleri konusunu yeniden gzden geiriniz.
Yantnz yanlfl ise, Karar Verme Teorisinin
Modelleri konusunu yeniden gzden geiriniz.
Sra Sizde 2
Karar verme srecinde rasyonellik, kararn, tm faktrler dikkate alnarak, lke kar iin en doru, en mantkl ve en aklc flekilde alnmas anlamna gelmektedir.
Ancak kararn rasyonel olmasn etkileyen birok faktr
sz konusu olduu iin, verilen kararlar her zaman rasyonel olmayabilir. Karar vericinin her zaman rasyonel
davranaca varsaymna kuflkuyla yaklaflan karar verme teorisinin nde gelen yazarlarndan Snyder ve arkadafllarna gre, karar vericinin rasyonel davranacan
nkabul olarak varsaylmamal, durum olgulardan hareket ederek deerlendirilmelidir. nk karar verici
kararn iinde bulunduu sistemin kurallarnn, rgtsel deneyiminin, kendisine ulaflan bilgilerin ve kiflisel
zelliklerinin etkisi altnda vermektedir. Bu tr kavramlafltrmalarn genellikle gerei yanstmadn dflnen
Braybrook ve Lindblom ise, karar vericinin tm kararlarn, rasyonel veya irrasyonel diye tek bir kavramla
genellefltirmenin sakncalarna iflaret etmektedirler. Bu
nedenle, zaman basks, kiflisel sorun zme yetenei,
karar vericiye ulaflan bilgi dzeyi ve buna benzer birok faktr hesaba katlarak yaplacak bir deerlendirmenin, daha doru olacan savunmaktadrlar.
Sra Sizde 3
Karar vericinin kiflisel zellikleri, karar verme teorisinde merkezi bir neme sahiptir. Kararlar dorudan kifli
ile iliflkilendirildii iin, kiflisel zelliklerin karar olumlu ya da olumsuz ynde etkilemesi doaldr. Bu erevede kiflinin konu hakknda bilgi sahibi olmas, deneyimli olmas, sorun zme yeteneine sahip olmas, konuyu rasyonel bir deerlendirmeye tabi tutabilmesi, soukkanl davranabilmesi ve karar etkileme gcne sahip olmas gibi faktrler karar olumlu ynde etkilerken, bu zelliklerin tersi olmas durumunda rnein
konuya ilgisi olmakla beraber bilgi ve deneyimi yoksa
veya soukkanl deilse ve sorumluluk sahibi deilse,
verecei karar rasyonel bir karar olmayabilir.
Sra Sizde 4
Ayn olay iki farkl karar verici tarafndan farkl alglandndan, verecekleri kararlar da farkl olabilecektir.
Dolaysyla karar verme srecinde alglama ve alglamay etkileyen faktrler olduka nemlidir. Karar vericilerin uluslararas sistem ya da dier devletler hakknda sahip olduklar inanlarn ve imajlarn grmezden
gelerek, hayati kararlar ve politikalar aklamak im-
148
knszdr. Eer ayn koflullarda karar vericiler ayn davransalard, karar vericilerin dierleri hakkndaki imajlar ve dolaysyla alglamalar nemli olmayabilirdi.
Sra Sizde 5
Devletler ve karar vericiler, almfl olduklar kararlarda
zaman iinde deifliklikler yapabilirler. Buna iki adm
ileri bir adm geri modeli de denmektedir. Ancak zellikle demokratik lkelerde karar vericiler, ierden veya
dflardan gelecek tepkilere bal olarak kararlarn gzden geirebilirler; aldklar kararlarn bazlarn deifltirebilirler veya iptal edebilirler. Dolaysyla karar vericiler, kararlarnda her zaman bir esneklik pay brakrlar.
Bu hemen her dfl politika (hatta i politika) kararlarnda grlebilir. ki lke arasndaki sorunlara yaklaflmda
veya blgesel sorunlara yaklaflmda devletler, dier devletlerden veya dnya kamuoyundan gelecek tepkilere
bal olarak kararlarn gzden geirirler.
Sra Sizde 6
Devletlerin ya da onlar adna karar veren karar vericilerin verecei kararlar ou zaman nceden tahmin etmek g olabilir, hatta dflardan bakldnda rastgelelik grnebilir. Baflka bir deyiflle devletlerin ataca bir
sonraki admn kestirilememesi sz konusu olabilir. Bu
durum, sarhofl yryfl modeliyle aklanmaktadr. Bu
durum bazen ikili iliflkilerde, bazen de dnya sorunlarna iliflkin tavrlarda grlebilir.
Sra Sizde 7
Bu model daha ziyade gleri eflit olmayan iki lke arasndaki iliflkileri analiz ederken kullanlmaktadr. Bu
model gl tarafn ya da lkenin her zaman uzun dnemde durumu kendi lehine evirebileceini anlatmak
iin kullanlmaktadr. Zayf ya da kk lkeler, uluslar
aras aktrler oyunun baz aflamalarnda stn grnseler veya oyun onlarn lehine gibi grnse de bu onlarn
oyunun btnnde kazanacaklar anlamna gelmemektedir. rnein El Kaide rgt, ABDnin New Yorktaki
Dnya Ticaret Merkezini vurmasyla nemli bir galibiyet elde etmifl grnse de sonrasnda ABDnin bu kayb kazanca dnfltrd grlmektedir.
Sra Sizde 8
Kk gruplarla verilen kararlar, genellikle kriz durumlarnda ve zaman basksnn sz konusu olduu durumlarda uygulanan bir yntemdir. Zaman basks sz konusu olduunda bireyler arasnda daha abuk uzlaflma
salanmakta ve bu iflbirlii karar alnmasn kolaylafltr-
Yararlanlan Kaynaklar
Allison, Graham T. (1993), Conceptual Models and the
Cuban Missile Crisis, Paul R. Viotti ve Mark V. Kauppi
(eds.) International Relations Theory: Realism,
Pluralism, Globalism 2nd ed. New York:
Macmillan Publishing Co., iinde ss. 342-374.
Braybrooke, David ve Charles E. Lindblom. (1969),
Types of Decision Making, J. N. Rosenau (ed.)
International Politics and Foreign Policy, A
Reader in Research and Theory. New York: The
Free Press, iinde ss. 207-216.
Deutsch, Karl W. ve J. David Singer. (1969), Multipolar
Power Systems and International Stability, J. N.
Rosenau (ed.) International Politics and Foreign
Policy, A Reader in Research and Theory. New
York: The Free Press, iinde, ss. 315-24.
Holsti, Ole R. (1995), Theories of International
Relations and Foreign Policy: Realism and Its
Challenge, Charles W Kegley, Jr. (ed.)
Contraversies in International Relations
Theory, Realism and the Neoliberal Challenge.
New York: St. Martins Press, iinde ss. 35-65.
Hopkins, Raymond F. ve Richard W. Mansbach. (1973),
Structure and Process in International Politics.
New York: Harper and Row Puplishers.
Jervis, Robert. (1969), Hypotheses on Misperception,
J. N. Rosenau ed. International Politics and
Foreign Policy, A Reader in Research and
Theory. New York: The Free Press, iinde s. 240242.
Snyder, Richard C. H., W. Bruck ve Burton Sapin. (1969),
The Decision Making Approach to the Study of
International Politics, J. N. Rosenau (ed.)
International Politics and Foreign Policy, A
Reader in Research and Theory. New York: The
Free Press, iinde ss. 199-206.
Verba, Sidney. (1969)Assumptions of Rationality and
NonRationality in Models of International System,
J. N. Rosenau ed. International Politics and
Foreign Policy, A Reader in Research and
Theory. New York: The Free Press, iinde ss. 217231.
149
Amalarmz
Anahtar Kavramlar
Epistemoloji
Ontoloji
A Priori Bilgi
A Posteriori Bilgi
Metodoloji
indekiler
Uluslararas liflkiler
Kuramlar-I
Pozitivizm ve
Epistemolojik
Tartflmalar
GRfi
EPSTEMOLOJK TARTIfiMALAR
EMPRZM
RASYONALZM
PRAGMATZM
POZTVZM
MANTIKI POZTZM
ELEfiTREL RASYONALZM
NEOPOZTVZM
POST MODERNZM POST
POZTVZM
Pozitivizm ve Epistemolojik
Tartflmalar
GRfi
Gnmzn artan post pozitivist tartflmalar bir yana, sosyal bilimciler bilinli ya da
bilinsiz bir flekilde pozitivizmin etkisinde kalmfllardr. Bu konudaki yaklaflmlarn
aka ifade edenler ve etmeyen toplum bilimciler de aslnda pozitivizmi zmni bir
kabullenme (rtl bir flekilde kabul etme durumu) iindedirler. Bu durum, dier
toplum bilim alanlarnda olduu gibi, uluslararas iliflkilerde de byledir. Birok
uluslararas iliflkiler teorisi pozitivizmin etkisi altnda kalmfl ya da alflma prensibi
yntemleri asndan, metodolojik pozitivizmi benimsemifllerdir. Uluslararas iliflkiler disiplinindeki teorik tartflmalar, daha ok, idealizm realizm, gelenekselcilik davranflsalclk ya da uluslaraflrclk devlet merkezcilik ekseninde geliflmifltir. Aslnda
dorudan epistemolojik (bilgi felsefesine, kuramna ynelik) bir tartflma sz konusu olmamfl olsa da disiplin, byk lde pozitivizmin etkisinde kalmfltr.
1980lerde bafllayan realizm, plralizm ve globalizm biimindeki paradigma tartflmalarnda, pozitivizmin temel varsaymlar rtl bir flekilde (zmnen) kabul
edilmekteydi. Ayn flekilde, son zamanlardaki neorealizm ve neoliberalizm arasndaki tartflmada da pozitivizmin varsaymlarnn temel alnd bilinmektedir. Daha
dorusu her iki teori de pozitivist olduunu iddia etmektedir. Ancak normatif teorilerin, elefltirel teorilerin (Frankfurt okulunda olduu gibi), postmodernistlerin,
feminist teorilerin ve postyapsalc yaklaflmlarn, pozitivist varsaymlar temel alan
yaklaflmlara saldrs, pozitivizmin sorgulanmasna yol amfltr. Bu argmanlara
en nemli elefltiri, varsaymlarnn kullanfll olmadklar ve mevcut sorunlar zmede, bir analiz erevesi sunmak yerine, sadece olan elefltirmeyi tercih ettikleri
ynndedir. Bunlar arasnda popler olanlarn pozitivist epistemolojiyi benimsemifl olmalar da nemlidir. Bu yeni yaklaflmlardan post yapsalclar ve post pozitivistler dflnda feminist teorilerin nemli bir ksm, ngiliz okulu, Kopenhag okulu
ve Alexander Wendt ekolndeki sosyal inflac yaklaflmn da pozitivist rasyonalist
izgiye yaklafltklar dikkati ekmektedir.
EPSTEMOLOJK TARTIfiMALAR
Teoriler (kuramlar) bize sadece var olan aklamakla kalmayp, ayn zamanda gelecee iliflkin ngrlerde bulunmamz da salamaktadr. Bu nedenle epistemolojik tartflmalar, dier bilimlerde olduu gibi, siyasal bilimlerde de son derece nemli ve gereklidir (Smith, 1996: 11-12). Teorik tartflmalarn byk ounluu pozitivizm temelinde yrtld iin, ncelikle pozitivizm ile ilgili epistemolojik tartfl-
152
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
malara ve bu balamda ncelikle pozitivizmin tarihi geliflimini ve toplum bilimindeki yerini ortaya koymakta yarar vardr.
zellikle son elli altmfl yldr, uluslararas iliflkiler alanndaki akademik alflmalara egemen olan pozitivizm, tarihi geliflimi iinde eflitli zellikler kazanmfltr. Bacon, Locke ve Hume empirizmine dayanan pozitivizmin birinci dneminin, Comte
ve Simon ile bafllad kabul edilirken ikinci dnem, Viyana evresi ya da yeni pozitivizm olarak bilinen pozitivist akmn ortaya kt 1920lerde bafllamaktadr.
Saint Simonun kulland anlamda pozitivizm, toplumsal yapy bilimsel alflmalar vastasyla ve bilimsel yntemler kullanarak, yeniden dzenlemeyi ama edinen ve bu ynyle bilimi metafizikten arndrmay amalayan bir tutumun addr.
Pozitivizm bu balamda, bilimin teklii zerinde durmakta, toplumsal olaylarn
doa bilimlerinin metodolojileriyle (yntemleriyle) aklanabileceini ileri srmekte ve olgularla deerlerin kesin olarak ayrlmas gerektiini savunmaktadr. Zaman
SIRA SZDE yerine kullanlan empirizm ise bilimsel bilginin duyu verilerizaman pozitivizmin
mize ynelik nermelerden olufltuunu, doufltan bilginin olmadn, tm bilgilerimizin deneyimin
rnleri olduunu ve bilimsel bilgiye tmevarm yntemiyle
D fi N E L M
ulaflldn kabul eden bilgi teorisidir. Dolaysyla bilimde deney yntemini kullanmay temel alan empirizmin grgclk, olguculuk ya da deneycilik gibi kavramS O R U
larla da ifade
edildii bilinmektedir.
Pozitivist yaklaflmda,
D K K A T bilimsel bilginin geliflmesinde temel alnan iki temel epistemolojiden biri olan empirizmi (dieri rasyonalizm) esas alan metodolojik bakfl ya da felsefi
yaklaflm benimseyenler,
bu yaklaflmlarn empirist epistemolojiye dayandrdklar iin,
SIRA SZDE
bu kuramclara, dorudan doruya empiristler ya da pozitivistler denebilmektedir. Aslnda bu yaklaflm, bilgi kuramna (epistemolojiye) iliflkindir, dieriyse yani pozitivizm toplum bilimlerini
bu temele gre yeniden infla etmeyi amalayan ve dolaysyla toplum bilimAMALARIMIZ
lerinin geliflmesinde empirizmi temel alan bilim adamlarn ifade etmek iin kullanlan bir
kavramdr. Hempel ve Popper gibi bilim adamlarna gre pozitivizm, empirik epistemoloK T A P
jiden ayr dflnlemez.
Pozitivizm ile empirizm kavramlar, toplum bilimin genelinde olduu gibi, ulusT E L E V Z Yde
O N yer yer birbirinin yerine kullanlmaktadr. Yukarda ifade edillararas iliflkilerde
dii gibi, genelde toplum biliminde pozitivizm, doa bilimlerinin metodolojilerinin
kullanlmas biiminde anlafllmaktadr. Pozitivizmin uluslararas iliflkilerdeki anlam da ayn flekilde bilimsel analizler yaplmas ve bilimsel yntemler, metodoloji
NTERNET
kullanmyla ilgilidir. Pozitivizm ile empirizm, hem toplum bilimlerinde, hem de
doa bilimlerinde birbirinin yerine kullanlsa da bu iki kavram arasndaki ok da
belirgin olmayan fark ortaya koymakta yarar var.
MAKALE
Bu erevede yeni bir soruyla uluslararas iliflkilerde pozitivizmin ne anlama
geldiini sorarak ifle bafllamak gerekir. Pozitivizm, natralizmi dzenliliklere olan
inanla birlefltiren metodolojik bir anlayfltr. Dolaysyla uluslararas iliflkilerdeki
dzenlilikleri aramakta ve genellemeler yapmaya alflmaktadr. Bu durum, teori
ve olgu arasndaki iliflkiye nesnel (objektif) yaklafllmasna iliflkin empirist epistemolojiyle ilgilidir. Bu balamda epistemoloji, metodoloji ve ontoloji kavramlar
arasndaki farka deinmek gerekir. nk; ncelikle epistemolojinin, ontoloji ve
metodolojiden farkn belirttikten sonra, pozitivizmi empirizmden ayrmaya alflmak, daha yerinde bir tutum olabilir. Burada, empirizm = pozitivizm = epistemoloji + metodoloji biimindeki denklemden ziyade, pozitivizmin empirist epistemolojiye dayanan bir metodolojik pozisyon olduunu ifade etmek daha dorudur
153
(Smith, 1996: 17-18). nk; empirist epistemoloji, bizim evren hakkndaki bilgilerimizin, deneyimlerimizle dorulanmasn ve bunu yaparken de metodoloji ve
ontolojiden yararlanmay gerektirir. Burada da empirizm ile epistemoloji arasnda
sk bir iliflki bulunmaktadr. Bilindii gibi epistemoloji, bilginin kaynayla ve bilimsel bilginin geliflimiyle ilgilidir ve bu erevede ksaca bilgi teorisi olarak ifade
edilebilir. Bu balamda rasyonalizmi, yani bilimsel bilginin ortaya kfl, geliflimiyle ilgili temel epistemolojilerden biri olan, gerek bilginin akl ve zihin yoluyla
tmdengelim (didaktik) yntemiyle ulafllan bilgi olduunu iddia eden, sonradan
deney yoluyla elde edilen bilgiyi, bilimsel olarak kabul etmeyen aklc yaklaflm
benimsemeyenler ya da reddedenler iin empirizm, epistemoloji ile zdefltir. nk; empiristler iin bilginin gerek kayna duyu verilerimiz olup, a priori (nsel
ya da doufltan) bilgi sz konusu deildir. Bu noktada; epistemoloji, metodoloji ve
ontoloji arasndaki iliflkiyi de yadsmamak gerekir. Varln kendisini, varln temel zelliklerini konu alan, ksaca varln bilimi anlamna gelen ontoloji kavram,
tek tek bilim dallar asndan ele alndnda, ilgili bilim dalnn ortaya kfln,
kaynan ve hangi kavramlara indirgeneceini ifade etmek iin kullanlmaktadr.
Dolaysyla her bir bilim dal iin, ayr bir ontolojiden sz etmek mmkn olduu
gibi, ontoloji, sz konusu bilim dallarndaki kavramlarn hangi anlam iinde var olduklarna iliflkin olarak da kullanlmaktadr. Metodoloji ise bilimsel arafltrmalarda
ve bilimsel bilgiye ulaflmada yntem kullanmyla ilgili bir kavramdr ve pozitivistler bilimin ve metodolojinin teklii zerinde durmaktadrlar.
Pozitivizm ile empirizm arasndaki kavramsal benzerlii ve farkll
aklaynz.
SIRA
SZDE
Epistemoloji ve ontoloji arasndaki iliflkiye ynelik olarak, postmodernist felseD fi N Eancak,
LM
feciler ontolojinin epistemolojiden nce geldiini ileri srmektedir
bunlardan biri dierinden nce gelmemektedir. Bazen epistemoloji, bazen de ontoloji
ncelikli gibi grnebilir. Baflka bir deyiflle epistemoloji, bir bilim
hangi
S O R dalnda
U
bilgilerin ve kavramlarn ontolojik olarak bilimsel kabul edilebileceini belirlemede olduka nemliyken ontoloji de epistemolojik olarak kabul edilebilecek fleyleDKKAT
ri etkilemektedir. Bilim felsefecileri epistemolojiyi ncelikli grrken postmodernistler ontolojiyi ncelikli grmektedir. rnein; Kant, varl olduu gibi inceleSIRA SZDE
me dflncesine karfl karak ontolojiyi epistemolojiye tabi klmfl,
varlk sorununun, bilginin koflullarnn incelenmesine (epistemolojiye) bal olduunu savunmufltur. Postmodernizmin nclerinden Heideggere greyse ontoloji temel olup
AMALARIMIZ
bilimsel bilgi buna dayanr.
Bundan sonraki blmde, ncelikle temel epistemolojiler (bilgi kuramlar) balamnda, empirizm, rasyonalizm ve pragmatizm zerinde durulacaktr.
sonraysa
K T ADaha
P
pozitivizm; yeni pozitivizm ve elefltirel pozitivizm de ele alnarak incelenecektir.
EMPRZM
TELEVZYON
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
154
condan etkilenmifl olan Hobbes da kendisinden sonra gelen ngiliz empiristlerinden Locke ve Hume zerinde olduka etkili olmufltur. Felsefeye iliflkin grfllerini
Felsefenin eleri (Elementa Philosophia) adl yaptnda toplayan Hobbesa gre, her fley -maddi olan da ruhi olan da, ayr ayr insanlarda olanlar da devletlerde
olup bitenler de- doal nedenlere baldr ve doal nedenler tarafndan zorunlu
olarak belirlenmifllerdir. Hobbesa gre btn bilgilerimiz, nesnelerin duyu organlarmz zerindeki etkilerinden meydana gelir. Hobbes sz konusu dflnceleriyle
tutarl bir natralist ve materyalist olduunu ortaya koymufltur (Gkberk, 1974:
290-91).
Doufltan (a pirori) dflncelerin olamayacan, insann tamamyla duyularna
ve igdlerine bal olan bir varlk olduunu, dolaysyla btn tasarmlarn kknn duyularda aranmas gerektiini savunan Hobbes gibi John Locke da (16321704) nsan Anla zerine Bir Deneme adl alflmasnda, btn bilgilerimizin
eninde sonunda deneye dayandn ve deneyden ktn savunmufltur. John
Lockea gre zihin, bafllangta zerine hibir fley yazlmamfl dz beyaz bir kt
(tabula rasa: bofl tablet) gibidir. Dolaysyla empirizm doufltan gelen bilgi (a priori) yerine, sonradan edinilen (a posteriori) bilgiyi nemser. Tm edindiimiz bilgiler, doufltan sonra, deney ve gzlemler yoluyla elde edilmektedir. Devlete ve bireye bakfl asndan, Hobbesdan olduka farkllaflan Locke, daha zgrlk ve
liberal grfllere sahiptir. Lockeun empirist olmas onu Hobbes gibi materyalist ve
tanrtanmaz yapmamfltr (Gkberk, 1974: 340-44).
Nitekim ngilterede Bacon ile bafllamfl olan empirizm David Humeda (17111776) en yksek noktasna varmfltr. Humea gre, gereklerle ilgili olarak yaplan
btn genellemelerin aksini dflnmek daima mmkndr. Dolaysyla bu iliflkilerle ilgili anlayflmz gelifltirmenin tek yolu empirik gzlemler yapmaktr. Bu gzlemlerle ilgili sonularn da hibir zaman gerei yanstmadn, fakat sadece olaslklar gsterdiini unutmamak gerekir. Aklcla (rasyonalizm) yani insan aklyla
evrensel yasalarn bulunabilecei ilkesine karfl kan Hume, empirik yntemlere
inanmakta ve yasalara gzlemler yoluyla ulafllabileceini ileri srmekteydi (Savafl,
1999: 208).
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
Empirizmi tanmlayarak
SIRA SZDE bafllca temsilcilerinden rnekler veriniz.
RASYONALZM
D fi N E L ve
M uluslararas iliflkilerde bir dier temel epistemoloji (bilgi teBilim felsefesinde
orisi) ise rasyonalizmdir. Geree deney ve gzlem yerine akl yoluyla ulafllabileceini savunan
S O R U bu grfln temsilcileri, Kartezyenizm olarak bilinen okulun
mensuplarndan Descartes, Leibniz, Spinozadr. Bu dflnrler Newton, Kepler ve
Galileonun bilimsel devriminden olduka etkilenmifltir. Uluslararas iliflkiler alanDKKAT
na katklar asndan Grotius ve Kantn da rasyonalizme nemli katklarda bulunduunu belirtmekte yarar vardr. Rasyonalizm, Hegel ile doruuna ulaflmfltr. BiSIRA asndan
SZDE
limsel yntem
tmdengelimcilii benimseyen rasyonalistler, deney ve
gzlem verileri yerine, zihin ve akln verilerini temel almfllar, doufltan (a priori)
bilgiye byk nem vermifllerdir. Doann belli kanunlar tarafndan ynetildiini
AMALARIMIZ
savunan bu anlayfla gre, bunlarn kendilerinden ziyade sonularn gzlemlemek
mmkn olabilmektedir. rnein; ekim kanununu gremesek de sonularn
gzlemleyebiliriz.
rasyonalistler, empirizmi, epistemoloji (bilgi kuram)
K T A Dolaysyla
P
iin, yani bilimsel bilgiye ulaflmada ve bilginin elde edilmesinde tamamen yetersiz
bulduklarndan, empirizm yerine akl ya da mant (reason) ikame etmektedirler.
TELEVZYON
TELEVZYON
NTERNET
NTERNET
155
Hugo Grotius (1583-1645) XVII. yzylda hem genel felsefede, hem de siyaset
teorisi alannda nemli etkileri olan, rasyonalist yntemi benimsemifltir. Grotius,
deneyden bamsz a priori, dorular ifade eden genel aksiyomlardan hareketle
somutu anlamaya ynelik olan yntemi uyarnca, ahlak ve siyasetin, matematik gibi evrensel ve tmdengelimsel bir bilim konusu olabileceini savunmufltur. Byle bir yntem anlayflnn gerei olarak Grotius, toplumsal ve siyasal sorunlarn incelenmesinde, evrensel doru niteliinde olan somut, doruluklar kendiliinden
belli ve tartfllmaz bir nermeler kmesinden yola kmaktadr (Aaoullar ve
Kker, 2000: 35).
Rene Descartes ya da Renatus Cartesius (1596-1650) ayn zamanda kendi adyla yani Kartezyenizm olarak bilinen (dier temsilcileri Spinoza ve Leibniz) bir akmn
ncln yapmfltr. Kartezyen yntem, gerei, akln kullanm yoluyla bulma giriflimi olarak rasyonalizmin yntemi olmufltur. Descartese gre, ussal bilgi, anln
kendi z varolufluna iliflkin kuflku duyulamaz ve ak bilgisidir. Oysa duyularmza
dfl dnyadan geliyor grnen szde gereklikler, ak ve seik olmadklar iin bunlara gvenilemez, olgusal nesnelere karfllk dflp dflmedikleri hibir zaman bilinemez. Doufltan dflncelerse ak seiktir, duyular tarafndan bulanklafltrlmamfllardr, zira kendi doamzdan tretilen gerek dflncelerdir. Bu balamda akl
temel alan Descartes iin dflnyorum yleyse varm (Cogito, ergo sum) nermesi, kendi yaklaflmn zetleyen ana vargsdr (Sahakian, 1997: 126-128).
Immanuel Kant (1724-1801) iin de a priori bilgi zorunlu ve tmel geerlii
olan bilgidir. A priori bilgiyi a posteriori bilgiden yani, deneyden tremifl olan bilgiden ayran da bu kriterdir. Dier bir ifadeyle a priori bilgi kesin olmakla beraber,
a posteriori bilgi sallantldr ve deiflme olasl bulunmaktadr. Ancak bir noktada klasik rasyonalizmden ayrlan Kant, salt akl iinde kapanp kalmfl bir mantk
yerine, buradan deneye uzanan bir mantk gelifltirmifltir. Bir fleyi bilmek istersem
kavramlarm grnn salt formlaryla duyu verilerine balamalym diyerek
duyu verilerini dfllamamfltr. Fakat ona gre deney, sadece a posteriori verilerden
ibaretse hibir formu olmayan bofl bir svya benzer, dolaysyla kavranamaz niteliktedir. Bu formsuz svy ancak nceden hazr olan (a priori) bir kap (anln salt
formlar) iine yerlefltirmekle kavrayabiliriz (Gkberk, 1974: 409-413).
George Wilhelm Friedrich Hegel (1770-1831)in felsefesi Kantdan sonraki
rasyonalizmin doruudur. Hegelde asl geree speklatif olarak, yani deneye hi
baflvurmadan, salt dflnmenin snrlar iinde kalnarak varlmaa alfllr. nk;
Hegele gre, felsefe objelerin dflnceyle grlmesidir. Hegel, akl dflndaki herhangi bir yetiyle bilgi edinmeyi reddeder. Dier bir ifadeyle duygu ya da duyum
bizi ze gtremez. (Gkberk, 1974: 449). Hegelin yaklaflm flu nl ifadesinde
zetlenmektedir. Gerek olan her fley ussal, ussal olan her fley gerektir
A priori bilgiyle a posteriori bilgi arasndaki fark aklaynz.
SIRA SZDE
PRAGMATZM
D fikuram)
N E L M ise pragEmpirizm ve rasyonalizm dflnda nc bir epistemoloji (bilgi
matizmdir. Geleneksel pragmatizm daha ok Amerikal felsefecilerden William James (1898-1944), Charles Peirce (1839-1914) ve John Dewey (1859-1952)
tarafnS O R U
dan ortaya atlan grfllerden oluflmaktayd. Pragmatizm, empirizm ile rasyonalizm
arasnda bir anlamda orta yolu temsil etmektedir. Deney ve gzlem yaparken akDKKAT
ln nemini kabul eden pragmatistler, rasyonalistlerden farkl olarak, deney ve
gzlemlerin, insann inan ve deerlerinin deiflmesine yol atn kabul etmekte-
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
156
SIRA SZDE
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
Pragmatizm, Dbir
ya da tezin pratik sonularyla deerlendirilmesi gerektiini ve
K Kdflnce
AT
bir dflnce, teori ya da teze balanmann, pratikte hibir yarar yoksa terk edilmesi gerektiini savunur.
Pragmatizme gre inanlarmz, eylemlerimizi dorudan ve aracsz
SIRA SZDE
olarak etkiler, ona yn verir. nanlarmzn eylemlerimiz zerindeki bu etkisi, eylemi baflarl ve etkili bir eylem haline getiriyorsa dorudur.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
AMALARIMIZ
Pragmatizm SIRA
ve temel
SZDEvarsaymlar hakknda bilgi veriniz.
POZTVZM
D toplum
fi N E L M bilimlerinde nemli bir yere sahip olmas Saint-Simonla bafllaPozitivizmin
mfltr. Saint-Simon (1760-1825), doa bilimlerindeki empirist epistemolojiyi temel
alarak, topluma
yn vermek istemifltir. Dolaysyla pozitivizmin arkasnda
S O Ryeniden
U
yatan temel dflnce, sosyal bilimlerin seklerlefltirilmesi, metafizikten arndrlmas ve toplum bilimlerini doa bilimlerinin esaslarna gre yeniden yaplandrlmaDKKAT
ya alfllmasdr. Simonun grfllerini yayan ve pozitivizmin geliflmesini salayan
dflnrse Auguste Comte olmufltur. Comteun ngilteredeki adafllarndan olan
SIRA SZDE
Jeremy Bentham
(1748-1832) ve James Mille (1773-1836) gre de geerli bilgi, ancak bilimsel yntemlerle elde edilen bilgi trnde olandr (Ural, 1986: 20).
AMALARIMIZ
K T A P
157
Auguste Comteun (1798-1857) amac da sadece gzleme dayanan doa bilimSIRA SZDE
lerinin metodunu (yntemini) kullanarak bir toplum bilimi gelifltirmekti. Comtea
gre teolojik, metafizik ve pozitif bilgi biiminde sralanabilecek tr bilgi bulunmaktadr. Pozitif bilgi, bilimsel geliflmenin evriminin ncD aflamasn
oluflturfi N E L M
maktadr. Comtea gre, pozitif bilgi insanlk tarihine paralel bir geliflme izgisi izlemektedir. Comte, bilimde bir hiyerarfli sz konusu olsa bunun en temelinde maS O R U
tematiin, en stte ise toplum biliminin bulunacan ifade etmektedir.
Comtea gre, btn bilimler yukarda belirlenen aflamadan oluflanD tarihsel
K K A T geliflim evrimini izlemifltir. Buna gre toplum bilimleri de dhil olmak zere, btn bilimler, metodolojik anlamda birlikte ele alnabilirler. Bu yaklaflmn, tm XIX. yzyl
boyunca toplum
SIRA SZDE
bilimlerinin geliflmesine byk katks olmufltur. Hatta bu anlayfl, gnmzde bile uluslararas iliflkilerde egemen bir yaklaflm olarak kabul grmekte ve bilim adamlar doal
dnyay karakterize eden dzenliliklerin ve egemen olan yasalarnAMALARIMIZ
uluslararas yapda da
bulunabileceine iliflkin pozitivizmin varsaymyla alflmalarn yrtmektedirler (Smith,
1996: 14-15).
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
Auguste Comte (1798-1857)
K T A P
Comte pozitivizmi, bilimde metodolojik bir birlikten sz etmekte ve tek geerli bilgi trnn olgulara ve gzleme dayanan nesnel bilgi olduunu kabul etmektedir. Pozitif bilgi, deney ve gzlemlerle dorulanabilen bilgidir.
T E L E V ZBu
Y O Ndurumuyla
Comte byk lde Humeun empirizminden etkilenmifltir.
Comtea gre pozitif bilgi, teoloji ve metafiziin etkisinden uzak, olgu ve deneye dayanan nesnel (objektif) bilgidir. Toplum bilimlerine ayr, doa bilimlerine ay N T E R Ntektir.
ET
r kurallar uygulanamaz diyen Comtea gre, bilimsel metodoloji
Comte,
yukarda ifade edildii gibi, bir bilim ya da bilginin, pozitif ve bilimsel bilgi halini
alncaya kadar bir evrime tabi olduunu belirtmektedir. Dolaysyla bu durum, diA K kadar
ALE
er bilimler iin ne kadar geerliyse toplum bilimleri iin deM o
geerlidir
(Neufeld, 1995: 23-25).
Simon ve Comte pozitivizminin izinden yryen dier bir dflnr John Stuart Milldir (1806-1873). Mill, bireysel geliflmeyi ve zgrl savunmakla Comteun kat grfllerinin dflna kmfl, fakat toplumun yeni esaslara gre yeniden
dzenlenmesi gerektiini savunmakla da Simon ve Comte pozitivizmini srdrmfltr. Mill, Comteun grfllerinde nemli dzeltmeler yapmfltr. Pozitivizmin en
nemli ilkelerinden olan deneycilii, yapt mantk alflmalaryla desteklemifltir
(Ural, 1986: 21). Mill, olgucu olmasyla deneyimden gelen bilgilere inanmasyla tmevarm benimsemesiyle Comte ve Humeun izinden gitmifltir. Bununla beraber
Laissez Faire bireyciliini savunan J. S. Mill, birey karflsnda toplumu ycelten
Comtedan ayrlmaktadr. Zira Comte, insan yerine insanl tercih etmekteydi. Ayrca Mill, tanr inancn yadsyan Comte ve Humedan bu adan da farkl dflnmekteydi ve materyalizme karflyd.
MANTIKI POZTVZM
Yukarda ifade edilen klasik ya da geleneksel pozitivistler denen akmn dflnda,
1920lerde ortaya kan akma yeni pozitivistler ya da yeni empiristler denmektedir. Bu yeni yaklaflm, pozitivist akm iinde ikinci nesil pozitivistleri oluflturmaktadr. Viyana evresi ad verilen grup, 1922 ylndan itibaren Viyana niversitesinde
Schlickin giriflim ve baflkanlnda, hepsi farkl alanlardan gelen bilim adamlarnn
katld toplantlar dzenlemeye bafllamfltr. Toplantlarn Viyanada yaplmasyla
bu yeni akm, bafllangta Viyana evresi adyla anlmfltr. Daha sonraysa mantk pozitivizm ve mantk empirizm gibi kavramlarla da ifade edilmifltir.
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
158
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
AMALARIMIZ
K T A P
159
dzenlilik toplum bilimlerinde de mevcuttur. Aslnda bunlara gre doa ve toplum bilimleri arasnda farkl metodolojilerin uygulanmasn gerektirecek bir fark yoktur. Toplum
bilimindeki davranflsal dzenlilik doa bilimlerindeki obje ve sje arasndaki belirgin
ayrmn, toplum biliminde de yaplmasna imkn salamaktadr. Son olarak Comte pozitivizmi ile mantk pozitivistlerin bir dier ortak ynyse her ikisinin de bilimsel bilgiyi
metafizikten etkilenmeyen, duygu ve deerlerimizden arnmfl (value free) nesnel bilgi
olarak grmeleridir. Ayrca pozitivizmin temel zelliklerinden biri olan dorulamaclk,
mantk pozitivistler tarafndan da benimsenmifltir (Neufeld, 1995: 28-39).
Pozitivizmi karakterize eden temel bir kavram olan ve mantk pozitivistler iin
de temel bir lt olarak kabul edilen dorulamaclk (verification) ilkesine gre,
bir ifadenin, bir grfln ya da bir yargnn geerli olarak kabul edilebilmesi, onun
denetlenebilir ve doruluunun ispatlanabilir olmasna baldr. Esasen pozitivizmde empirizm esas alnd iin, dorulama kavram da temeli oluflturmaktadr.
Bir nermenin doru olup olmad, o nermenin iliflkili olduu duyumlarn gerekleflip gerekleflmediine baldr. Ayrca bir nerme duyumlara iliflkin deilse
zaten o nermenin doru olup olmad belirlenemez. Pozitivistlere gre, metafizii bilimden ayran asl lt budur. Metafizik nermeler duyumlara iliflkin olmayan nermelerdir. Baflka bir deyiflle doru olup olmad belirlenemeyen nermelerdir. Dolaysyla pozitivistlere gre, nermelerin metafizik nitelikte olmas anlamsz olmasyla ayn fleydir.
Dorulanabilirlik ilkesini savunan pozitivistlerden Wittgenstein trl nermeden sz etmektedir. Bunlar; 1) sentetik nermeler (evren zerine nermeler),
2) analitik nermeler (mantksal nermeler) ve 3) metafiziksel nermelerdir. Bunlardan sentetik nermeler, (syntetic propositions) evrene iliflkin bir durumu, varolufl durumunu yanstan, varolufl durumuna iflaret eden nermelerdir. Bu nermeler olgulara (facts), olaylara iliflkin nermelerdir ve doruluk ya da yanlfllklar evrene gidilerek denetlenebilir. Bunun iin de deney, gzlem, saym, lme yapmak
gerekir. Bilim bu trl nermeler peflindedir ve bu trl nermelerle ifl grr. Pozitivistlere gre bunlar bilimsel nermelerdir. Mantksal ya da analitik nermeler,
doruluk (true) ya da yanlfllklar (false) evrene gidilmeden kendi ilerinde anlafllabilen totolojilerdir. rnein; gen kenarl bir flekildir gibi. Metafizik nermelerse ne evren zerine bilgi veren, ne de analitik (mantksal) nermeler gibi
doruluk ya da yanlfllklar kendi ilerinde olan nermelerdir, yani bunlar ne doru ne de yanlfltrlar (zlem,1982: 44-45).
Wittgenstein ve Schlick dorulanabilirlik ilkesini sentetik empirik nermelere
yani evrene iliflkin nermelere uygulanabilir temel bir lt olarak kabul etmektedir. Carnap da dorulanabilir nermelerin yaflant ve deneyimlerimize konu olan
nermeler olduunu belirtmektedir. Bu nermeler, doru ya da yanlfl olduklar
ortaya konabildii iin, empirik bilimlerin konusu olabilir. Metafizik nermelerse
dorulanamaz nitelikte nermelerdir.
Geleneksel pozitivizm ile mantk pozitivizm arasndaki benzerlikleri
SIRAaklaynz.
SZDE
D fi anlmaya
NELM
Aydnlanma ayla birlikte, pozitivizm ve rasyonalizm bir arada
bafllanmfl, metafizik ve dinsel referanslara bir meydan okuma olarak sosyal bilimlerin ana
akm ve felsefi yaklaflm haline gelmifltir. Temelde akla ve deneye
ve doS Odayanan
R U
rulama yntemini kullanan bu akm, artk rasyonalizm ya da aklclk olarak adlan-
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
DKKAT
SIRA SZDE
SIRA SZDE
160
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
T E 1960larda
L E V Z Y O N toplum bilimlerinde popler hale gelen bu tutumun temsil1950 ve
cileri Hempel ve Popper olmufltur. Bunlardan Carl Hempele gre, bir olgu ancak
genel bir yasa varsa aklanabilir. Dolaysyla bilimsel srete ncelikle kfl noktas olacak ve arafltrmaya rehberlik edecek genel bir yasa bulunmaldr. Bu durum,
NTERNET
Imre Lakatos tarafndan arafltrma program, Thomas Kuhnda ise paradigma olarak
tanmlanmfltr. Tm bu bilim adamlarnca didaktik yntem (tmdengelimcilik) tarihe ve toplum bilimlerine uygulanabilecek tek geerli yntem olarak grlmektedir.
MAKALE
161
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SZDE
Karl Popper SIRA
(1902-1994)
AMALARIMIZ
K T A P
K T A P
TELEVZYON
TELEVZYON
162
Bilindii gibi geleneksel pozitivist grfle gre, bilimi dier alanlardan (ideoloji, mit, metafizik vb) ayran kriter, tmevarmn kullanlmasyla ilgilidir. Poppera
(1963: 256) greyse bu ayrm kriteri dorulama olmayp, reddedilebilirlik ve yanlfllanabilirlik ilkesidir. Poppera gre bu durum, bilimde elefltirel yaklaflm olarak
bilinir ve bilim adam teorinin elefltirilebilir olup olmadna ve kendisini elefltiriye
sunup sunmadna bakmaldr. Poppera gre teori, btn snamalardan salam
olarak karsa onun, deneylerce teyit edildiini ve glendiini ileri srebiliriz.
Bilimsel bir teori, olabilecek her fleyi aklayan bir teori deildir. Tam tersine bilimsel bir kuram kendisini srekli tehlike altnda tutmaktadr. Olabilecek btn durumlar bir teoriye uyuyorsa o zaman, olan hi bir durum, hi bir gzlem ve hi bir
deneysel sonu o teoriyi destekleyen kant diye ileri srlemez. Bu gibi kuramlarn doru olmasyla yanlfl olmas arasnda gzlenebilir hi bir fark yoktur. Dolaysyla hi bir bilimsel bilgi taflmamaktadr (Magee, 1982: 40).
Poppera gre, bilimsel teorileri dierlerinden ayran dorulama (verification)
deil yanlfllama (falsification) ilkesidir. Bir teori iin onu dorulayan istenildii kadar saysz kant ileri srlebilir, ancak bilimsel olabilmesi iin snanabilir, yani
yanlfllanabilir olmas gerekir. Bir nermenin yanlfllanabilir olmas, onun mekn
ve zaman bakmndan snrlanabilir ve kesinlik iermesi lsnde mmkndr.
Bu zellikleri taflmayan bir nerme bilimsel deildir. Popper, tm kuular beyazdr gibi bir nermenin dorulanamayacan, ancak bir siyah kuunun gsterilmesiyle yanlfllanabileceini ileri srerek, dorulamann, bir nermeyi bilimsel klmayacan, ancak yanlfllanabilir flekilde formle edilmesinin bilimsel hale getirebileceini ileri srer.
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
Thomas
Samuel Kuhn (19221996)
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
Karl Poppern
yaklaflmn aklaynz.
SIRAyanlfllamaclk
SZDE
Thomas Kuhn ise bilimsel geliflmeyi, normal bilim ve devrimci bilim (olaaD dnemi
fi N E L M olmak zere iki dneme ayrarak incelemektedir. Bir paradignst bilim)
mann varlnda, onun ynlendirmesi dorultusunda yaplan bilim normal bilimdir. Eer bu Snormal
O R U bilim dneminde, eldeki paradigma bulmaca zmede yetersiz kalr ya da baflarszla urar ve bu, btn bilim daln ilgilendiren aykrlklar
haline gelirse bunalm da bafllar. Bunalm, yeni paradigmann, yrrlkteki paraDKKAT
digmann yerini almasyla sona erer. Bu paradigma deiflikliine Kuhn bilimsel
devrim demektedir. ok sk grlmedii iin buna olaanst bilim de denebilir.
SIRAkabul
SZDE grmfl olan bir model ya da rnek ya da bilim topluluunKuhn iin,
ca paylafllan ortak inan ve deerler sistemi ya da ereve olarak tanmlad
bir paradigma nderliinde yaplan alflmalar, normal bilimdir. Kuhnda paradigAMALARIMIZ
ma kavramnn birden ok anlama geldiini grmekteyiz. Bunu 21 deiflik anlamda kullandn kendisi de kabul etmektedir. Kuhn, paradigma iin disipliner matriks denilebileceini
K T A P sylyor. Disipliner matriks adn verdii paradigma, Kuhna
gre bir bilim dalna zg ereve ya da kalp anlamn taflmaktadr ve drt geden oluflmaktadr (Kuhn, 1982: 162-168). Bunlar; 1) simgesel genellemeler, 2) paradigmann
T E metafizik
L E V Z Y O N ksmlar, 3) deerler ve 4) rnekliktir.
Kuhna gre bilimsel alflmalar esas olarak normal bilim dnemlerinde yaplmaktadr. nk; normal bilim dnemi, o alanda yaplan teori gelifltirme faaliyetlerine yn veren, sistematik alflmalarn yaplmasn salayan bir paradigmann
T E R N E T ve bilim adamlarnn ne yaptklarn bildikleri dnemdir. Teosz konusu Nolduu
ri gelifltirme, olgu toplama ve arafltrma yapma gibi faaliyetler, yrrlkteki paradigmadan yararlanlarak yrtlmekte, dolaysyla mevcut paradigmaya zarar ver-
MAKALE
163
memektedir. Mevcut paradigmaya ters dflen geliflmeler ve anomalilerin (aykrlklarn) oalmas yznden paradigmann sorgulanmasyla bunalm dnemi bafllamaktadr. Bunalm dneminde, bilim topluluunda farkl paradigmalar ortaya atlmaktadr. Bunlardan birinin, eski paradigmann yerini almasyla bilimsel devrim
gerekleflmekte ve yeniden normal dneme geilmektedir.
Thomas Kuhnun paradigma kavramn aklaynz.
SIRA SZDE
Kuhna gre bilimsel ilerlemenin olabilmesi ve bilim bilim olmayan ayrm fi N E L M varlynn yaplabilmesi, bir paradigmann ve ona bal olan bilimsel Dtopluluun
la ilgili bir olgudur. Bilimsel topluluksa ayn paradigmaya bal kiflilerin oluflturduklar camia olarak belirtilmektedir. Bu topluluklarn en evrenseli,
S O R U tm doa bilimcileri topluluudur. Daha alt dzeyde fizikiler, kimyaclar, hayvan bilimciler ve
gk bilimciler, birer bilimsel topluluk oluflturur. Bunlar organik kimyaclar, proteDKKAT
in kimyaclar gibi daha alt gruplara da ayrlabilir. Kuhn bu topluluklarn temel
zelliklerinden bir kan flyle belirtir: Bilim adam, doann davranfllar hakSIRAdoaya
SZDE duyduu
kndaki sorunlar zmeye ynelmifl olmaldr. Buna ek olarak,
ilgi ne kadar genifl kapsaml olursa olsun, ele ald sorunlarda ayrntya inmelidir. Daha nemlisi yeterli bulduu zmler, kiflisel olmaktan te birok kifli taraAMALARIMIZ
fndan kabul edilmek zorundadr. Ancak ayn grflleri paylaflacak topluluk, toplumdan rastgele seilen kiflilerden deil, bilim adamnn meslektafllarndan oluflan, kesinlikle tanmlanmfl bir topluluktur (Kuhn, 1982: 157).
K T A P
Kuhn, bilimin ve bilimsel bilginin geliflmesinde tmdengelimcilii benimser, birikimcilie karfl kar ve tmevarmcl fliddetle elefltirir. Bir paradigma olmadan
yaplan gzlem ve olgu toplama ifllemlerinin veri zenginliiyle
snrl kalacan
TELEVZYON
sylemektedir. Hatta bu flekilde ortaya kan eserlere insann ne de olsa bilim demeye dili varmyor demifltir (Kuhn, 1982: 49). Dier bir deyiflle paradigmadan bamsz yaplan veri toplama iflinin bir teori oluflturmada, yani bilimsel bilgi retmeNTERNET
de ifle yaramayacan iddia etmektedir.
Imre Lakatos da Popper ve Kuhn gibi bilimsel bilginin geliflmesinde birikimci
bir yol izleyen tmevarmcl reddetmektedir. Bilindii gibi, tmevarmc ynM A K Aolgularla
LE
temde olgulardan teoriler ve yasalar tretilmektedir. Sonra bunlar,
kantlanmakta ve dorulanmakta; olgularla dorulanmayan teorilerin bilimsel olmad
ileri srlerek bu teoriler terk edilmektedir. Oysa Lakatosa gre bilimsel bilgi olgulardan bamszdr. Lakatos, Poppern yanlfllamaclk ilkesine de karfl karak,
olgularn yanlfllad teorilerin terk edilmesi fleklindeki grfllerini elefltirmektedir.
Lakatos, byk bilimsel baflarlara arafltrma program adn vermektedir. Her
programda negatif heuristik ve pozitif heuristik dedii metodolojik kurallar bulunmaktadr. Bunlardan negatif heuristik, nelerden kanmamzla pozitif heuristik ise
neler yapmamz gerektiiyle ilgilidir. Ayrca her programda etin bir z (hard core) vardr. Newtonun programnn drt yasas ( mekanik biri yer ekimiyle ilgili olan) programn etin zn oluflturmaktayd. Bunun dflnda program gl
bir heuristik yapya da sahipti. Bu anlamda Lakatosa gre rnein Einsteinn grelilik (izafiyet) teorisi, kuantum mekanii, Marksizm ve Freudun teorisi birer arafltrma programdr (Warrall, Currie ve Lakatos, 1978: 5).
Negatif heuristike gre, programn etin z, koruyucu kuflak denen yardmc
varsaymlarla yanlfllanmaktan srekli korunur. Bu baflarld srece program ilerleyicidir. Baflarsz kalndnda program duraanlaflma ve bozulma gsterir. Karfl
rnekler ve aykrlklar kp bunlar baflaryla zldke programn baflars g-
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
164
lenerek srer. Lakatosa gre buna en iyi rnei Newtonun gravitasyon (yer ekimi) teorisidir. Her zorluk, programn zaferiyle sonulanmfltr. Her admda programn ierii biraz daha artmfl ve program biraz daha glenmifltir. Negatif heuristikten kastedilen programn etin znn yanlfllanmaktan korunmasna yneliktir.
Fakat program yeni olgular aklamakta zorlanr ve yeni belirlemelerde bulunamaz hale gelirse etin z de terk edilir (Warrall, Currie ve Lakatos,1978: 49-50).
Arafltrma programnn pozitif heuristii ise programn terk edilmesini nlemek
iin yanlfllanan ynlerin nasl tekrar formle edilecei, nasl deifltirilecei ve nasl yanlfllanabilir yardmc varsaymlar retilebileceiyle ilgilidir. Bilim adam, btn dikkatini programa yneltir, karfl rnekleri dikkate almaz, yanlfllayan nermelerin dzeltilmesiyle ve baz deiflikliklerle programn (teorinin) ilerleyici zelliini srdrr. Dolaysyla arafltrma program, heuristik gcyle deerlendirilir.
Yani ka tane yeni olguyu ortaya koyduuna ve yanlfllamalara karfl aklama getirme kapasitesine baklr (Warrall, Currie ve Lakatos, 1978: 50-52).
Lakatos, arafltrma programlarn bilimsel olup olmamalarna gre ilerlemeci
(progressing) ya da gerilemeci (degenarating) diye ikiye ayrmaktadr. Bunun ayrm kriteriyse arafltrma programnn, daha nce yrrlkte olan bir programla keflfedilmeyen, aklanamayan yeni bir takm olgular belirlemesi ve aklamasdr.
Eer arafltrma program, bu zellii taflyorsa ilerlemeci, yani bilimseldir. Eer
program bu zellii taflmyorsa dier bir deyiflle bilinen ve yrrlkte olan kuramla ya da arafltrma programyla uyumlu flekilde formle edilmiflse yeni hi bir arafltrma ve keflifte bulunmuyorsa program gerilemecidir, yani bilimsel deildir. Lakatos bu anlamda Marksizmin bilimsel olmadn, yani gerilemeci olduunu, nk
bu kriterleri salamadn ileri srmektedir. Bir takm belirlemeleri sz konusu olsa da bunlarn baflarsz belirlemeler olduunu iddia etmektedir. Oysa, onun iin
Newtonun program tam da bu zellikleri taflyan ilerlemeci ve bilimsel bir arafltrma programdr (Warrall, Currie ve Lakatos, 1978: 5-7).
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRAFeyerabend
SZDE (1924-1994)
Paul
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
Imre LakatosSIRA
tarafndan
SZDE kullanlan arafltrma program kavram ile ne anlatlmak istenmektedir, aklaynz.
D fi N E L M
Paul Feyerabende
gelince, bilimsel ilerlemeyi, ancak yrrlkteki bir paradigma rehberliinde alflmalarn yapld normal bilim dnemlerine zg bir durum olarak gren
S O R U Kuhnu elefltirirken tek bir paradigmaya ball bir ideolojiye
ballk gibi grmekte, normal bilim dnemlerinde yaplan alflmay ideoloji (szde bilim) olarak nitelemektedir.
DKKAT
Genel ideoloji kavram gibi, genel teori de olamayacan ifade eden Feyerabende gre, genel ideoloji, bilginin geliflmesini snrlad gibi, Kuhnun ve onu izSIRAyapmak
SZDE istedikleri fley elefltiriyi snrlamak, teorileri teke indirmek,
leyenlerin de
paradigma dedikleri bir tek teorinin yrrlkte olaca normal bilimi oluflturmaktr (Feyerabend, 1970: 197).
AMALARIMIZ
Teorilerden olgulara gitme fleklindeki tmden gelimcilii benimsediini bildirirken tek bir teoriye kr krne balla karfl olduunu ifade eden Feyerabend,
ayn anda Kbirden
teori ve birden fazla ideolojinin bulunmasn oulculuk
T A fazla
P
(proliferation), bilim adamnn, bir dizi teoriden en iyi sonu veren birini seerek,
ok ciddi glklklerle karfllaflmad srece teorisini terk etmemesini, inat (tenacity: vazgememe)
ilkesi olarak niteleyerek, inat ve oulculuun birlikte bulunTELEVZYON
masnn, bilimin gerek geliflmesinin temel zellii olduunu vurgulamaktadr.
Dolaysyla bulmaca zmenin, bilimin geliflmesiyle ilgili olmadn ileri srerek
NTERNET
MAKALE
165
oulculuktan sonra inat dneminin, yani bunalmdan sonra normal dnemin geldii ve bilimin byle gelifltii fleklindeki Kuhnun grflne karfl kar, oulculuun ve vazgememenin, bilimin geliflmesinde birlikte bulunduunu savunur (Feyerabend, 1970: 209-216).
Dflnce tarihine btn olarak bakldnda, bilime uygulanacak genel teorilerin olmadn ileri sren Feyerabend, Popper ve Lakatostan farkl olarak bilimi, irrasyonel bulur ve bilimde genel standartlar olabilecei grflne kesinlikle karfl
kar. Bilim, bilim olmayan ayrmn, keyfi olduu kadar bilimin geliflmesi iin de
tehlikeli bulan Feyerabende gre, doay ve evremizi anlamak istiyorsak, tm
ideolojileri, tm dflnceleri ve tm yntemleri snrlama yapmakszn kullanmak
zorundayz. Bilimsel yntemde zerklii savunan Feyerabend, bilime kstaslar getirmenin, sadece beyin ykama olduunu ileri srer. Bilimin dflnda bilgi olmaz dflncesini sama bulan Feyerabend, ilkel kabile dnemlerinden beri gnmz bilim adamlarn hayrete dflren geliflmelerin olduuna dikkat eker. lkel kabilelerin bitki ve hayvanlar snflandrmalar, gnmzde bile hl anlafllamayan birtakm sorunlar zflleri, geliflmifl bir astronomiye sahip olmalar bunlarn en gzel
rnekleridir. Birok bilimsel geliflme, bunlardan yararlanlarak baflarlmfltr. rnein; astronomi Pythagoreanismden (Pisagorculuk denen metafizik inantan), tp
ise psikolojiden, fizyolojiden ve metafizikten yararlanmfltr. Hemen her yerde bilim, bu bilim olmad iddia edilen yntemlerle desteklenmifltir. Bunlar bilimin temel ve vazgeilemez paralar olmufltur (Feyerabend: 168-173).
Tm bu ynleriyle epistemolojik anarflist olarak nitelenen Feyerabend, bir
program benimsemedii gibi, tm programlara da karfldr. Hi bir metodu kabul
etmez. Feyerabend, evrensel olarak nitelenen hemen her kavrama kuflkuyla bakar
ve bu nedenle evrensel standartlar, evrensel yasalar ve evrensel dflncelere karfl
kar.
Feyerabende metodolojik (yntemsel) anarflist denmesinin nedenini
aklaynz.
SIRA
SZDE
fi N E L M durufllara
Post modernizm, modernist olarak nitelenen, tm bilimsel ve Dtoplumsal
karfl bir meydan okuma olarak da nitelenebilecek bir yaklaflm ifade etmektedir.
Post modernizm, sadece uluslararas iliflkilere zg olmayp, tm
ve doa
S O toplum
R U
bilimlerine karfl alternatif bir bakfl as getirme abasndadr. Modernist olarak nitelenen, bilimin ve toplumun bir takm evrensel kurallara gre ynetilmesi veya
DKKAT
analiz edilmesini ngren, geleneksel yaklaflmlar kabul etmeyen post modernizmin etkisi, rnein dinsel alanda tm inan sistemlerine ve onlarn temel ilke ve
SIRA
SZDE
kurallarna karfl kma, ahlak alanndaysa bir toplum iin ya da
tm
toplumlar iin
geerli ahlak ilkeleri olmas gerektii biimindeki egemen geleneksel anlayfla karfl kma biiminde kendisini gsterir.
AMALARIMIZ
Kiflisel yaflamda, kltrde, sanatta, mimaride, ayn flekilde, belli kalplara gre
davranma, giyinme ve retmeye karfldr. Bilim alanndaki yansmasysa post pozitivizm olarak nitelenmektedir. En genel anlamda, bilimde metodoloji
(yntem)
K T A P
kullanm olarak zetlenebilecek olan pozitivizme karfllk, post pozitivistler, bu tr
yerleflik kurallar kabul etmemektedirler. Yaflamn dier alanlarnda olduu gibi,
bilimde de evrensel ilkeler konulamayacan ileri srerler.
TELEVZYON
Tm elefltirdikleri konulara karfl bir alternatif getirmeyen post modernist, post
pozitivist anlayfln en nemli katks, bilime egemen olan tm teori ve yaklaflmlarn yeni bafltan bir elefltiriye tabi tutulmasn salamak olmufltur. Bununla beraber
10
NTERNET
MAKALE
SIRA SZDE
D fi N E L M
S O R U
DKKAT
SIRA SZDE
AMALARIMIZ
K T A P
TELEVZYON
NTERNET
MAKALE
166
neyin bilimsel olarak kabul edileceine ynelik yeni bir alternatif sunmamas -ki
byle bir fley yapmas kendisiyle de eliflki olurdu- bilimsel alflmalarda bir analiz
erevesi olarak kullanlmasn olanaksz hale getirmektedir. Post modernizm bu
anlamda btnyle abasn modernizmin elefltirisi ve onun dayanaklarn rtme
ve olumsuzlama zerine kurmufltur. Bu balamda, aydnlanmann rn olan ne
varsa reddedilmesini ngren post modernizm, tarihin belli bir perspektiften yorumlanmasn reddeder. Entellektel bir aba olmasnn tesinde, bilimsel bir temele dayanmamasna ramen elefltirel duruflunun cazibesi, moderniteye karfl duruflunun ciddiye alnmasna yol amfltr. Ancak tm sylemini modernitenin elefltirisi zerine kurduundan ve modernite olmadan tamamen anlamszlaflacandan,
modernitenin glenmesine de katk yapmfltr. st anlatlar reddeden, evrensellik
yerine yerellii savunan post modernizmin gzyle bilimsel, tarihsel ve toplumsal
sorunlarn anlafllmas ve bunlara zm getirilmesi imknszlaflmaktadr. Post modernizmin kabul edilmesi halinde, tm toplumsal ve bilimsel birikimi ve teknolojik baflarlar inkr etmek gerekecektir. Meta anlatlar ve tm toplumlara ve tm bilimlere uygulanabilecek standartlar ve genel ilkeleri modernite olarak niteleyerek
reddeden bir anlayfl olarak karflmza kan post modernizm; toplum, bilim, tarih,
ideoloji ve din karfltlar iin cazibesini srdrmektedir.
zgrlefltirici bir yaklaflm olarak sunulan post modernizmin getirdii sonu,
aslnda tek bir kavramla, anarfli kavramyla zetlenebilir. Post modernizmi kendi
iinde post pozitivistler, post yapsalclar ve feministler gibi alt kategorilerde yeniden incelemek mmkndr. Jean-Franois Lyotard, Roland Barthes, Judith Butler,
Gilles Deleuze, Luce Irigaray, Paul Feyerabend, Jacques Derrida, Michel Foucault
ve Richard Rorty post modernizme nemli katklarda bulunmufl yazarlar arasnda
yer almaktadr.
Bunlar arasnda postmodernist teorinin ncs saylan, postmodernizm zerine yaplan tartflmalarda en ok gnderme yaplan isimlerden birisi olan Jean-Franois Lyotard (1924-1998), modernlii, bilim ve devleti meflrulafltrmak amacyla
kullanlan st anlatlarn oynad rolle aklamaktadr. Lyotard, temel eseri olan
Postmodern Durumda, postmodernlii, endstri sonras toplumun iinde bulunduumuz flu anki evresine karfllk gelen bir durum olarak tanmlamfltr. Lyotarda
gre postmodern durum, hem maddi koflullardaki deiflimleri, hem de dflnsel
alandaki kopufllar ieren bir srecin toplam ifadesidir. Buna yol aan, her fleyden
nce, derin bir inanszlk hali ya da baflka bir deiflle derin bir kuflkudur. Burada
szkonusu olan modernitenin ya da modernliin meflruiyetine dair bir kuflkudur
ve tm modern projenin kendisine ve temel nosyonlarna yneliktir.
Dier taraftan, post modernizm veya post yapsalclk olarak da adlandrlan
post pozitivizmin Uluslararas liflkiler alanndaki sorunlarn zmne iliflkin kapsaml bir analiz erevesi sunmaktan ziyade mevcut teorileri elefltiren bir zellie
sahip olduunu belirtmekte yarar vardr. Bu anlamda kendisini gzden geirerek
bu zellikleri salamada baflarl olan konstruktivizmle (sosyal inflaclk) karfllafltrldnda M. Foucault, J. Derrida, J. F. Lyotard, Der Derian ve Shapiro gibi yazarlarn
dflncelerine dayanan postmodernizmin daha zayf kald ve daha dank bir grnt sergiledii ifade edilebilir. Bu alflmalardan zellikle Der Derian ve Shapironun 1989da yaynlanan International/Intertextual Relations; Postmodern Readings of World Politics adl alflmalar olduka ses getirmifl ve temel oluflturmufltur. Yazarlar uluslararas iliflkileri bir tr metinler aras iliflkiler olarak deerlendirmektedir. alflmada devletlerin rol, dier niter yaplar ve anarfli kavram tartfllmakta ve dnya politikas postmodern bir gzlkle yeniden analiz edilmektedir.
Jean-Franois Lyotard
(1924-1998)
Postpozitivistler, neorealizm ve neoliberalizm gibi ana akm (geleneksel) Uluslararas liflkiler teorilerine (kuramlarna) ynelttikleri elefltirilerle bir anlamda kendi durufllarn ortaya koyuyorlar. Geri ayn flekilde karfl elefltiriden nasiplerini alyorlar. Bunlara yneltilen bafllca elefltiriler arasnda nihilistik, greli, gelifligzel ve
irrasyonel zelliklere sahip olmalar saylmaktadr. te yandan, Steve Smithe gre,
pozitivist teorilerin drt temel zellie sahip olduu ifade edilebilir. Bunlar, bilimin
(doa ve sosyal bilimler) teklii, ayn ontolojik ve epistemolojik varsaymlar kullanmalar, ikincisi etik ve moralitenin olgulardan ayr tutulmas (deer-olgu ayrm) ancak olgularn nesnel olarak analiz edilebilecei, ncs sosyal dnyada ancak
doal yasalarn nesnel olarak gzlenebilecei, drdncs ise bu yasa ve olgularn
empirik alflmalarla ve gerek pozitivist arafltrmalarla yanlfllanabileceidir. rnein Ashlyye gre, Waltz, dnyay nesnel olarak gzlemlenebilir yasalara gre hareket eden niter egemen devletlerin arasndaki iliflkilerden ibaret grmektedir. Byle bir analiz, lke snrlarnn bazen gelifligzel ve istikrarsz bir nitelie sahip olduunu veya intersubjektif unsurlar grmezden gelir. Morgenthau, klasik realizminde, etikten arndrlmfl tarafsz, nesnel ve dorulanabilir bir analiz yaplabileceini
gstermeye alflmfltr. Sonu olarak pozitivistler, devletler arasndaki (uluslararas)
etkileflimleri, doa bilimlerindeki gibi belli yasalar ve dzenlilikler erevesinde
tekrarlanan etkileflimler olarak grmektedirler. Dolaysyla sadece empirik olarak
(gzlemlenebilir) olgulara indirgenen arafltrmalar araclyla yrtld iin pozitivist epistemoloji Uluslararas liflkiler alanndaki alflmalar snrlamaktadr. Dolaysyla snrlar aflan ve gzlemlenmeyen toplumsal etkileflimler analiz dfl tutulmaktadr. Ayn flekilde sadece olgular zerinden gidilerek indirgemeci bir yaklaflm
benimsendii iin toplumsal olarak oluflturulan ve neden sonu iliflkisi iinde ele
alnamayacak sosyal faktrler de dikkate alnmamaktadr. Postpozitivistler tarafndan pozitivist teorilere yneltilen elefltirilerin baflnda, toplum bilimlerde teorilerin
deerden arndrlmfl ve nesnel olmas gerektii yaklaflm gelir. Post pozitivistler,
pozitivist gelenein ihmal ettii bu unsurlar analize dhil ederek sz konusu eksiklii doldurmaktadrlar.
167
168
zet
A M A
A M A
A M A
A M A
A M A
169
170
Kendimizi Snayalm
1. Toplumsal olaylarn doa bilimlerinin yntemleriyle
alfllmas gerektiini savunan yaklaflm afladakilerden hangisidir?
a. Epistemoloji
b. Metodoloji
c. Pozitivizm
d. Post pozitivizm
e. Rasyonalizm
2. Bilginin kayna ve bilimsel bilginin geliflimini aklayan kavram afladakilerden hangisidir?
a. Metodoloji
b. Epistemoloji
c. Ontoloji
d. Rasyonalizm
e. Pozitivizm
3. nsanlarn doufltan sahip olduklar varsaylan bilgi
afladaki kavramlardan hangisiyle ifade edilmektedir?
a. Bilimsel bilgi
b. A posteriori bilgi
c. Rasyonel bilgi
d. A priori bilgi
e. Empirik bilgi
4. Afladaki kavramlardan hangisi, temel bilgi kuramlarndan (epistemolojilerden) biri deildir?
a. Empirizm
b. Rasyonalizm
c. Pragmatizm
d. Pozitivizm
e. Modernizm
5. Afladakilerden hangisi, rasyonalizm ve empirizmin
birbirinden farkl yaklaflmlarndan biri deildir?
a. Birinin bilgi kuram, dierinin yntem bilgisi
olmas
b. Birinin geree deney ve gzlemle, dierinin
akl yrtmeyle ulafllacan savunmas
c. Birinin tmevarm, dierinin tmden gelim yntemini kullanmas
d. Birinin a priori, dierinin a posteriori bilgiye
dayanmas
e. Birinin empirik gzlemi, dierinin mant n
plana karmas
6. Hugo Grotiusun, 17. yyda uluslararas iliflkileri incelerken kulland yaklaflm afladakilerden hangisidir?
a. Pozitivizm
b. Rasyonalizm ve a priori bilgi
c. Deney ve gzlemler
d. Empirizm ve a posteriori bilgi
e. Pragmatizm
7. Toplumsal olaylar incelerken, yaplan gzlemlerin
akl yoluyla (mantk ile) irdelenmesi gerektiini savunan bilgi kuram, afladakilerden hangisidir?
a. Empirizm
b. Realizm
c. Rasyonalizm
d. Materyalizm
e. Pragmatizm
8. Afladakilerden hangisi, mantk pozitizmin empirik/bilimsel bilgiye ulaflma sreciyle ilgili varsaymlarndan deildir?
a. Deney yaplamayan durumlarda bilginin mantk
ve dil analizi ile dorulanmas
b. Deneysel olmayan bilimlerde aklk ve ispatlanabilirliin bulunmamas
c. Felsefenin de bilimsel karakterde olmas gerektii
d. Birikimci tmevarm ynteminin kullanlmas
e. nermelerin dorulanma yoluyla anlaml/bilimsel nitelik kazanmas
9. Neopozitivizme gre, afladakilerden hangisi uluslararas iliflkilerin kat bir empirizme dayandrlamamasnn nedenlerinden biri deildir?
a. Bilimsel bilginin her zaman deney ve gzlemle
dorulanamamas
b. Analiz srecinde bilim adamnn deer ve alglarnn etkili olmas
c. Uluslararas iliflkilerde genel geerlilii olan bir
teorinin bulunmamas
d. Toplumsal olaylarn teoriler olmadan anlam kazanmamas
e. Gzlem ve deneyimlerin nceki bilgi ve kazanmlardan etkilenmesi
10. Bilimde temel paradigma deiflimlerini, Thomas
Kuhn hangi kavramla aklamaktadr?
a. Dorulama/yanlfllama
b. Bunalm
c. Reddedilebilirlik
d. Bilimsel devrim
e. Disipliner matriks
171
10. d
Sra Sizde 2
Empirizm, bilimsel bilgiye ancak deney ve gzlem yoluyla ulafllabileceini savunan bilgi kuramdr. Akl yoluyla bilgiye ulaflmay reddeden empirizme gre, tm
bilgilerimiz deneyimin rndr ve sonradan edinilir.
Nesnellik, olgusallk, tmevarmclk ve dorulamaclk
bafllca zellikleridir. Francis Bacona dayanan empirizmin bafllca temsilcileri, John Locke, David Hume ve
Thomas Hobbesdur.
Sra Sizde 3
A priori bilgi, doufltan gelen bilgi olup, insann bilgiye
ulaflmasnda temeli oluflturur. nsan akl doufltan bofl
olmayp sezgi ve benzeri flekillerde birtakm n bilgilere sahiptir. Bilgiye ulaflmada bu nedenle insan akl en
gvenilir aratr. A posteriori bilgi ise doufltan sonra
deney ve gzlem yoluyla edinilen bilgidir ve duyu organlarmz doru bilgiye ulaflmada en gvenilir aralardr. Bu kavramlardan birincisini savunanlara empiristler, ikincisini savunanlara ise rasyonalistler denilir. Empiristlere gre, a priori bilgi yoktur, insan zihni ilk baflta bofl bir levhaya benzetilir.
Sra Sizde 4
Pragmatizm, teorinin doruluunu ve gerekliini pratik
sorunlardaki baflarsna gre deerlendiren bir felsefi bakfltr. Ksaca bir teorinin doruluu, uygulamadaki baflarsyla llr ve buna pratik dorulama denmektedir.
Ayn anda birden fazla teorinin bir arada bulunabileceini de savunan ve bu adan Feyerabendin dflncelerine de yakn olan pragmatizm, insan yaflamnn amacna uygun olan teorilerin doru ve geerli kabul edilebileceini ngrmektedir. Ksacas insan ve dnyay konu
alan teorilerin anlamlar, sadece onlarn problemleri zme kapasitesinde aranmaldr. Bir teori artk problem zemiyorsa, pratik bir yarar yoksa terk edilmelidir.
Sra Sizde 5
Geleneksel pozitivistler ile mantk pozitivistler arasndaki temel benzerlik, olgusal nermelerin bilimsel kabul edilmesidir. Her ikisinde de bilimsel bilgi deney ve
gzleme dayanmakla beraber mantk pozitivistlere gre felsefede deney yapmak mmkn olmad iin deneyin yerine mantksal dorulama almfltr. Bununla beraber deneysel bilimlerde olduu gibi felsefede de aklk, mantksal tutarllk ve ispatlanabilirlik bulunmaldr.
172
Sra Sizde 6
Neopozitivistlerin geleneksel pozitivistlerden bafllca farklar, tmevarmclk yerine tmdengelimcilii benimsemeleri, bilimsel bilgiye ulaflmada sadece kat olgusalcla dayanmamalar ve teoriyi daha genifl tanmlamalardr. Ayrca metafizik nermeleri anlamsz ve bofl nermeler olarak
grmemeleri ve bilimin birikimci bir yolla ilerlediini kabul etmemeleri de iki yaklaflmn farklarndandr. Akmn
temsilcilerinden Popper ve Lakatos, geleneksel pozitivistlerin bir nermenin bilimsel olduunu kantlamann bafllca yntemi olarak kabul ettikleri dorulamay reddederek,
yanlfllama ve snama zerinde durmaktadrlar.
Sra Sizde 7
Karl Poppera gre, bilim tarihi, geleneksel pozitivistlerin savunduklar dorulama fikrini reddeder. Dorulama yoluyla hibir bilginin gerekten doru olduu sonucuna varamayz. Oysa yanlfllama ya da snama, bilimsel bilgiye ulaflmada tek doru yntemdir. Klasik
nerme zerinden gidilecek olursa tm kuular beyazdr nermesinin yzlerce ya da binlerce beyaz kuunun gsterilmesiyle dorulanmfl olmayacan, fakat
tek bir siyah kuunun gsterilmesiyle yanlfllanabileceini ileri srerek, dorulama yntemiyle ulafllan bilginin bilimsel bilgi olamayacan ve gvenilemeyeceini
savunur. Dolaysyla bir bilimsel bilgi ya da teori yanlfllanmaya ak olmaldr ve yanlfllannca terk edilmelidir. Aksi halde yanlfllanmalardan koruyarak ve seili
verilerle dorulayarak ulafllan teori, bilimsel olmaktan
ziyade ideoloji ya da szde bilim olabilir.
Sra Sizde 8
Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yaps adyla yaynlanan
alflmasnda paradigma kavramn ok farkl anlamlarda kullanmaktadr. Paradigma bir bilim topluluu tarafndan ortaklafla kabul edilen bir teori olabilecei gibi, bir byk teori, bir yasa, bir varsaym, n bilgi veya
n kabul de olabilir. Sz konusu paradigma, yani bilimsel topluluk tarafndan kabul edilen teori ya da yasa veya nbilgi, bilimsel alflmalara rehberlik etmekte ve
sorgulanmamaktadr. Paradigma, ancak, bilim topluluunun alflmalarna rehberlik etme konusunda yetersiz
kalrsa yani ok sayda anomali ya da aykrlk grlrse yerine yeni bir paradigmann almasyla terk edilir.
Bu paradigma deiflimine devrim denmektedir. Kuhn,
paradigma iin ayn zamanda disipliner matriks denilebileceini de ifade etmektedir. Disipliner matriks adn
verdii paradigma, Kuhna gre bir bilim dalna zg
ereve ya da kalp anlamn taflmaktadr.
Sra Sizde 9
Imre Lakatos, teori ya da paradigma kavram yerine
arafltrma program kavramn tercih etmektedir. Lakatosa gre, bir arafltrma program birok varsaymdan
oluflur. Bu varsaymlardan bazlar arafltrma programnn (teorinin) etin zn oluflturur ve bunlara hayati
varsaymlar denir. Bu varsaymlardan birinin yanlfllanmas, yani snamalarda baflarz olmas halinde arafltrma
program terk edilir. Oysa koruyucu varsaymlar denen
ikincil varsaymlardan birinin yanlfllanmas halinde
arafltrma program terk edilmez. Sz konusu varsaym
deifltirilebilir veya yeniden formle edilebilir. Ayrca
yeni koruyucu varsaymlar da ilave edilebilir.
Sra Sizde 10
Feyerabend, ayn anda birden fazla teorinin olabileceini kabul etmesi ve bir bilimsel teorinin bir metodolojiye dayanarak reddedilmesine karfl kmas dolaysyla
bilimsel anarflist olarak nitelenmektedir. En nemli alflmas Ynteme Hayrda teorilerin bir ynteme dayanarak reddedilmesine karfl kar. Dolaysyla, geleneksel pozitivistlerin dayandklar empirist metodolojiye
dayanarak yaplan teori tanmlamalarnn yerine teoriyi
ok daha genifl anlamda ele alr.
Yararlanlan Kaynaklar
Cevizci, Ahmet. (2000), Felsefe Szl. Paradigma
Yaynlar
Eichorn, W., G. Klaus et al ed. (1985), adafl Felsefe.
ev. Aziz alfllar. stanbul: Altn Kitaplar Yay.
Feyerabend, Paul. Democracy, Elitism and Scientific
Method, Inquiry, No. 23, ss. 3-18.
Feyerabend, Paul. Science, The Myth and its Role in
Society, Inquiry, No.18, ss. 167-181.
Feyerabend, Paul. (1970), Consolations for the
Specialist, Imre Lakatos and Alan Musgrave (eds.)
Criticism and the Growth of Knowledge.
Cambridge: Cambridge University Press, iinde ss.
197-230.
Feyerabend, Paul. (1975), Imre Lakatos, British Journal
on Philosophy of Science, 26, ss. 1-23.
Gkberk, Macit. (1974), Felsefe Tarihi. Ankara: Bilgi
Yaynevi.
Johansson, Ingvar. (1983), Anglosakson Bilim
Felsefesi, ev. fiahin Alpay, Yazko Felsefe Yazlar
5. Kitap. stanbul: Yazko Yaynlar, ss. 87-111.
173