Professional Documents
Culture Documents
Charles Bukowski - Ekmek Arası
Charles Bukowski - Ekmek Arası
EKMEK
ARASI
ngilizce'den eviren:
AV PARDO
METS EDEBYAT
Charles Bukowski
EKMEK ARASI
Charles Bukowski 1920 ylnda Almanya'da do
du. ki yandayken ailesiyle birlikte ABD'ye, Los
Angeles'a g etti. lk yksn yirmi drt yan
dayken yaymlayan Bukowski, otuz be yanda
iir yazmaya balad. 1994 ylnda len Bukowski'nin iir ve yklerini toplayan krk be kitap ya
ymlanm, yaptlar eitli dillere evrilmi, yk
ve iirleri dnyann pek ok lkesinde dergilerde
yer almtr. lkemizde ilk kez Sokak dergisinde
kan ykleriyle tandmz Bukowski'nin ya
ptlar arasnda unlar sayabiliriz: The Roominghouse Madrigals: Early Selected Poems 19461966 (1988), Hollywood (roman, 1989; Yap Kre
di Yaynlan, 1992, ev. Avi Pardo), Factotum (ro
man, 1975; Metis Yaynlan, 1994, ev. Avi Par
do), Post Office (roman, 1971; Postane, mge Kitabevi, 1993, ev. Kbra Ataman).
Metis Yaymlan'nda daha nce, yazann yk
lerinden yine Avi Pardo'nun dilimize evirdii iki
derlemeye de yer vermitik: Kasabann En Gzel
Kz (1992) ve Byk Zen Dn (1993).
Metis Yaynlan
pek Sokak No. 9, Beyolu/stanbul
Charles Bukowski
EKMEK
ARASI
ngilizceden eviren:
AV PARDO
ISBN 975-342-072-2
&
M ETS YAY INLARI
1
ilk anmsadm, bir eyin altnda olduum. Bir masann altndaydm,
bir masa aya grdm, insanlarn bacaklarn ve masa rtsnn sar
kan bir parasn. Karanlkt oras, orda olmaktan honuttum. Alman
ya olmalyd. Bir veya iki yandaydm. 1922 senesi. yi hissediyor
dum kendimi masann altnda. Halya ve insan bacaklarna gne
vurmutu. Gne n seviyordum. nsan bacaklar ilgin deildi,
sarkan masa rts, masa aya, gne daha ilginti.
Sonra h i ... sonra bir Noel aac. Mumlar. Ku sslemeleri: gaga
larndan kk brtlen dallar sarkan kular. Bir yldz. Kavga eden
iki iri insan. Yemek yiyen insanlar, srekli yiyen insanlar. Ben de yi
yordum. Kam yle bklmt ki, yemek yemek istediimde sa
elimle tutmak zorundaydm. Sol elimle tutarsam kan d ksm a
zma bakyordu. Ka sol elimle tutmak istiyordum.
ki insan: biri daha iri ve kvrck sal, iri bir burnu var, byk bir
az, gr kalar; iri olan srekli fkeli, baryor bazen; daha ufak
olan sessiz, yuvarlak yzl, solgun, gzleri iri. kisinden de korkuyor
dum. Bazen bir nc kii olurdu, boyun ksm dantelli elbiseler gi
yen iman biri. ri bir bro takyor, yz stnden kllar kan siil
lerle kapl. "Emily" diyorlar ona. Mutlu deildiler bu insanlar bir ara
da. Emily babaannemdi. Babamn ad "Henry idi. Annemin ad "Kat
ilerine". Adlaryla hitap etmiyordum onlara. Ben "Henry Junior" idim.
Genellikle Almanca konuuyordu bu insanlar, balarda ben de Alman
ca konuuyordum.
Babaannemin ilk anmsadm sz udur: "Hepinizi gmece
im!" lk sylediinde yemee balamak zereydik, daha sonralar da
bu cmleyi tam yemek ncesi sylemeyi srdrd. Yemek yemek ok
nemliydi. Patates presi ve et suyu, zellikle pazarlar. Rosto, Alman
sosisi, ravent, tuzlama lahana, bezelye, havu, spanak, al fasulye,
tavuk, kfte, spagetti ve ravioli. Soan yahnisi, kukonmaz ve her pa
zar vanilya dondurmal ilek pastas. Kahvaltda yumurta, kzarm
5
gel."
Elini uzatt. Yanna gidince nefesindeki kokuyu aldm. ok kesifti
koku, grdm en gzel adamd ama, ve beni korkutmuyordu.
Evine girdim. Bir iskemleye doru gtrd beni.
"Otur, ltfen. Sevindim seni grdme."
Baka bir odaya gitti. Sonra bir teneke kutuyla dnd.
"Bu sana. A."
Kutunun kapan kurcalamaya baladm, aamyordum.
"Dur," dedi, "bana ver."
Kapan gevetip kutuyu bana geri verdi. Kapa ektim ve kutu
nun iinde bir ha duruyordu. Kurdeleli bir Alman ha.
"stemem," dedim, "sende kalsn."
"Senin," dedi, "yapkanl bir rozet."
"Teekkr ederim."
"Gitsen iyi olacak. Seni merak ederler."
"Peki, alasmarladk."
"Gle gle, Henry. Dur, bekle..."
Durdum. ki parman pantolonunun kk cebine sokup br
eliyle uzun bir altn zinciri ekmeye balad. Sonra da altn cep saatini
hediye etti bana, zinciriyle.
"Teekkrler, bykbaba."
Darda bekliyorlard, T-Model'e bindim ve uzaklatk. Yol bo
yunca birok eyden sz ettiler. Srekli konuurlard. Babaannemin
evine dnerken de durmadan konumular, ama bykbabamdan bir
kez bile sz etmemilerdi.
2
T-Model arabamz anmsyorum. Yksek bir arabayd, yan taraflarda
ki ahap kaplamalarn dosta bir grnmleri vard. Souk gnlerde,
sabahlar ve genellikle baka zamanlarda da mar basmaz, babam mo
toru manivela ile nden altrmak zorunda kalrd, defalarca evirir
di kolu motor alana dek.
"Bunu yaparken kolunu krabilir insan. At gibi tepiyor."
Anneannemin bizi ziyaret etmedii pazarlar arabamzla gezintiye
kardk. Bizimkiler portakal bahelerini severlerdi, kilometrelerce
portakal aalar, iek amak zere ya da portakal dolu. Bir piknik
10
fi
3
Hahamn iki erkek kardei vard. Knn ad Ben, bynn
John'du. Alkolik ve baarszdlar ikisi de. Annemle babam sk sk sz
ederlerdi onlardan.
"kisi de bir baltaya sap olamad," dedi babam.
"Kt bir aileden geliyorsun," dedi annem.
"Senin kardein de bir bok deil!"
Daym Almanya'dayd. Babam hep kt konuurdu onun hakkn
da.
Bir de enitem vard. Jack, halam Elinore'un kocas. Jack enite ile
Elinore halam hi grmemitim, nk babamn onlarla aras yoktu.
"Elimdeki u yara izini gryor musun?" diye sordu babam. "Eli
nore ben ok kkken elindeki sivri kalemi batrdnda oldu bu. Hi
kaybolmad bu iz."
Babam insanlardan holanmazd. Benden de holanmyordu. "o
cuklar grnmeli, ama sesleri kmamal," derdi bana.
4
Baka bir pazar yine T-M odel'e binip John amcam aramaya km
tk.
"Azmi yok," dedi babam. "Hangi cesaretle allahn cezas yzn
kaldrp insanlarn gzlerine bakyor anlamyorum."
"Ttn inemese keke," dedi annem, "her yere tkryor."
"Bu lkenin tm insanlar onun gibi olsayd in istilasna ura
72
14
15
16
17
"AMAN TANRIM!"
lete gitmeye balamtm ama sadece iemek iin: Bir keresinde tuva
letten karken kk ocuklardan birinin su fskiyesinden su itiini
grdm. Ondan daha iri bir ocuk arkadan gelip ocuun ban fski
yenin musluuna arpmt. Kk ocuk yzn kaldrdnda birka
dii krlmt, azndan kan geliyordu. Fskiyeye kan bulamt.
"Bundan kimseye sz edersen gerekten okurum canna," dedi iri olan
ona. ocuk mendilini karp azna gtrd. Ben snfa dndm,
retmenimiz George Washington ve Forge Vadisi'ni anlatyordu bize.
18
19
7
Srekli dv vard. retmenlerin hibir eyden haberleri olmuyor
du. Ve yamur yadnda birilerinin ba belaya giriyordu mutlaka.
Okula emsiye getiren veya herhangi bir yerde emsiye ile grlen o
cuk hemen hedef seiliyordu. oumuzun ailesi bize emsiye, hatta
yamurluk bile alamayacak kadar yoksuldu. Aldklarnda da onlar a
llara saklyorduk. emsiye tayan veya yamurluk giyen birine he
men muhallebi ocuu damgas vuruluyordu. Okul knda dayak yi
21
yorlard. Hava biraz bulutlu olsa David'in annesi emsiyeyi eline veri
yordu.
iki teneffsmz vard. Birinci snf rencileri kendi beyzbol sa
halarnda toplanr ve takmlar kurulurdu. David ile ben beraber durur
duk. Hep ayn ey olurdu. Ben sondan bir nce seilirdim, David ise
sonuncu. Bu yzden farkl takmlarda oynardk hep. David benden da
ha kt oyuncuydu. a gzleri ile topu bile gremezdi. Benim ok
almaya ihtiyacm vard. Mahallemdeki ocuklarla hi oynamazdm.
Topu yakalamay ve topa vurmay bilmiyordum. Ama istiyordum, ho
uma gidiyordu. David toptan korkuyordu, ben korkmuyordum. Kolu
mu iyi sallyordum, herkesten daha gl sallyordum kolumu ama to
pu skalyordum her seferinde. hakkmda da uvallayp oyun d
kalyordum. Bir keresinde vuru yapmay baardm ama top dar k
mt. iyi bir duyguydu topa vurmak. Bir baka sefer ksa bir vuru ya
pp bir kale ilerlemeyi baardm. lk kaleye geldiimde ordaki kar
takm oyuncusu, "Buraya ancak byle gelebilirsin," dedi. Durup bak
tm ona. iklet iniyordu ve burun deliklerinden uzun siyah kllar
kmt. Sanda kaln bir vazelin tabakas vard. Yznde de hi ek
silmeyen bir srt.
"Ne bakyorsun?" dedi bana.
Ne diyeceimi bilemedim. Konumaya alk deildim.
"ocuklar senin kak olduunu sylyorlar," dedi, "ama beni
korkutmuyorsun. Okul knda bekleyeceim seni bir gn."
Ona bakp duruyordum. Korkun bir yz vard. Sonra kar tak
mn atcs bir an gevedi ve ben ikinci kaleye bir depar attm. Deli gi
bi koup kayarak ikinci kaleye varmaya altm. Top ge kalmt,
beni karamamlard.
"Dardasn!" diye bard hakemlik yapan ocuk. Ayaa kalktm,
kulaklarma inanamyordum.
" 'DIARDASIN!' d e d im sana," d iy e b ard h ak em .
24
25
Cevap yok.
"Sert ocuk, demek?"
Bay Knox'un masasnn etrafnda bir sinek dnyordu. Yeil m
rekkep iesinin stnde utu bir sre. Sonra ienin siyah kapann
stne konup kanatlarn birbirine srtt.
"Peki, evlat, sen sertsin, ben de yle. El skalm m buna?"
Kendimi o kadar sert bulmuyordum, elimi uzatmadm.
"Hadi, uzat elini."
Elimi uzattm. Elimi kavrayp sallamaya balad. Sonra sallamay
kesip bana bakt. Papyonunun mavisinden daha ak bir maviydi gz
leri. Gzleri neredeyse harikuladeydiler. Bana bakp elimi tutmay
srdrd. Giderek skyordu elimi.
"Sert biri olduun iin seni kutlamak isterim."
Giderek skyordu elimi.
"Ben sert biri miyim sence?"
Cevap vermedim.
Elimin kemiklerini atrdatmaya balad. Her parmak kemiimin
yanndaki parmaa bak gibi battn hissediyordum. Gzlerimin
nnde krmz flalar patlyordu.
"Ben sert biri miyim sence?" diye sordu.
"ldreceim seni," dedim.
"Ne yapacaksn?"
Bay Knox biraz daha skt elimi. Mengene gibiydi eli. Yzndeki
her gzenei grebiliyordum.
"Sert erkekler barmaz deil mi?"
Yzne bakamyordum artk. Yzm masaya yasladm.
"Ben sert biri miyim sence?" diye sordu Bay Knox.
Biraz daha skt elimi. Barmak zorunda kaldm, ama snftakilerin beni duymamalar iin mmkn olduunca sessiz barmtm.
"imdi syle, ben sert biri miyim?"
Bekledim. Sylemek istemiyordum. Sonra, "evet," dedim.
Bay Knox elimi brakt. Elime bakmaya korkuyordum. Yan tara
fmda sallandrdm. Sinein gitmi olduu dikkatimi ekti, sinek ol
mak o kadar da kt olmasa gerek diye dndm. Bay Knox bir k
t parasna bir eyler yazyordu.
"Evet Henry. Ailene kk bir not yazyorum ve bunu onlara ver
meni istiyorum. Vereceksin bunu onlara deil mi?"
"Evet."
26
8
Zarf eve gtrp annemin eline tututurdum ve yatak odasna gittim.
Yatak odama. Yatak odamn en iyi yan yatamd. Saatlerce yatakta
yatmaya baylr, bazen gndzleri de yorgan eneme kadar ekip ya
tardm. Gzeldi yatan ii, hibir ey olmazd orda, insan yok, hibir
ey yok. Annem birka kez gndz yatarken yakalamt beni.
"Henry, kalk! Bir ocuun btn gn yatakta geirmesi doru
deil! Hadi kalk! Bir eyler yap!"
Ama yoktu yapacak bir ey.
O gn yataa girmedim. Annem mdrn notunu okuyordu. Bir
sre sonra hkrklarn duydum, alyordu. Sonra inlemeler geldi.
"Ah, tanrm! Utandrdn bizi! Kk drdn! Ya komular duyarsa?
Ne dnecekler?"
Komularla bir kez bile konumamlard.
Kap ald, annem hmla girdi odaya: "Byle bir eyi nasl ya
pabildin annene?"
Gzlerinden yalar szlyordu. Sululuk duydum.
"Baban eve gelince grrsn gnn!"
Odann kapsn arparak kt ve ben oturup bekledim. Kendimi
sulu hissediyordum bir ekilde...
Babamn geldiini duydum. Kapy mutlaka arpar, grlt yapar,
yksek sesle konuurdu. Gelmiti. Birka dakika sonra yatak odamn
kaps ald. Yaklak bir dpksan boyunda, iri bir adamd babam. Her
ey yok oldu, oturduum iskemle, duvar kd, duvarlar, tm dn
celerim. Gnei rten karanlkt o, iindeki hiddet her eyin tamamen
yok olmasna neden oluyordu. Kulak, burun ve azdan ibaretti, yz
ne bakamyordum, hiddetten kzarmt yz.
"Peki, Henry. Banyoya."
Banyoya girdim ve arkamdan kapy kapatt. Duvarlar beyazd.
Bir banyo aynas ve erevesi kararm bir pencere vard banyoda.
Babam uzanp bir engele asl duran ustura kayn ald. lerde bir
ok kez tekrarlanacak dayaklarmn ilkini yemek zereydim. Ve her
seferinde daya nedensiz yediimi dnecektim.
27
10
Lila Jane komu evde yaayan, benle yat bir kzd. Mahallenin o
cuklar ile oynamama hl izin yoktu ama yatak odamda oturmak sk
c oluyordu genellikle. Dar kp arka bahede dolanr, etraftaki
eylere bakardm. Bceklere daha ok. Veya imlere oturup hayal ku
rardm. Kurduum hayallerden biri istediinde her vuruunu sayya
eviren nl bir beyzbolcu olduumdu. Ama arada srada kar tak
mn oyuncularn artmak iin skalardm topu. Canm isteyince say
yapyordum. Bir mevsim, temmuza girerken sadece 0,139luk bir orta
lamam vard ve bir tek say vuruu yapmtm. HENRY CHINASKI BT
T diye yazyordu gazeteler. Sonra vurmaya balamtm. Hem de ne
28
29
30
31
Bir akamst, arka kapdan arka baheye giren iri biri ile kar
karya buldum kendimi. Karma dikilmi bana bakyordu. Benden
bir ya kadar daha bykt ve benim ilkokulumdan deildi. "Ben
Marmount lkokulu'ndanm," dedi.
"Burdan gitsen iyi edersin," dedim ona. "Babam birazdan burda
olur."
"yle mi?" diye sordu.
Ayaa kalktm. "Ne iin var burda?"
"Siz, Delsey lkokulu rencilerinin kabaday geindiklerini duy
dum."
"Okullar aras malar kazanyoruz hep."
"Hile yapyorsunuz da ondan. Sahtekrlardan holanmayz biz
Marmount'lular."
Eski bir mavi gmlek vard stnde, st dmeleri iliklenmemiti.
Sol bileine deri bir bileklik takmt.
"Kabaday msn?" diye sordu.
"Hayr."
"Garajnzda neler var? Garajnzdan bir ey almay dnyo
rum."
"Ordan uzak dur."
Garajn kaplar akt, ieri girdi. Fazla bir ey yoktu orda. Hava
s inmi bir deniz topu grd, eilip ald.
"Galiba bunu alacam."
"Brak onu."
"Yutturacam bunu sana!" deyip topu kafama frlatt. Eildim ve
top stmden geti. Garajdan kp stme yrd. Geri ekildim.
Peimden geldi. "Sahtekrlar asla baarl olamazlar!" dedi. Yum
ruunu sallad. Eildim. Kolunun rzgrn hissettim. Gzlerimi kapa
tp saldrdm ve yumruklamaya baladm. Arada srada isabet ettiri
yordum. Yumruk yediimi de hissediyordum ama canm acmyordu.
Korku hissediyordum daha ok. Yumruklamaya devam etmekten ba
ka yapabileceim bir ey yoktu. Sonra bir ses duydum. "Kesin!" Lila
Jane barmt. Benim arka bahemdeydi. kimiz de dvmeyi kes
tik. Eski bir konserve kutusunu alp stmze frlatt. Marmount'lu o
32
cuun alnna isabet edip yere dt. ocuk bir an ylece durdu sonra
koarak uzaklat, alayp baryordu. Koarak arka kapdan kt ve
kayboldu. Kk bir konserve kutusu. armtm, onun gibi iri biri
bu ekilde alyordu. Delsey'de bir ilkemiz vard. Asla sesimizi kar
mazdk. Muhallebi ocuklar bile ses etmeden yerlerdi dayaklarn. Bu
Marmount'lularda i yoktu.
"Bana yardm etmen gerekmezdi," dedim Lila Jane'e.
"Sana vuruyordu!"
"Canm yanmad."
Lila Jane koarak arka kapdan kt, kendi bahesine girip eve
kat. Lila Jane hl benden holanyor, diye dndm.
11
kinci ve nc snfta da beyzbol oynama olana bulamamtm,
ama bir ekilde oyuncu olarak gelimekte olduumu hissediyordum.
Elime tekrar bir beyzbol sopas aldmda topu binann stnden a
racam biliyordum. Bir gn ortalkta dolanrken retmenlerden biri
geldi yanma.
"Ne yapyorsun sen?"
"Hibir ,ey."
"Beden eitimindeyiz. Katlmak zorundasn. zrl msn?"
"Ne?"
"Herhangi bir rahatszln var m?"
"Bilmem."
"Gel benimle."
Bir grubun yanna gitti. Ayaktopu oynuyorlard. Ayaktopu beyzbo! gibiydi ama futbol topuyla oynanyordu. Atc topu vurucuya do
ru yuvarlyor ve vurucu topu utluyodu. Kar takmn oyuncularn
dan biri topu yere dmeden tutarsa dardaydn. Orta sahaya doru
yuvarlanr veya havaya dikilirse alabildiince kale alyordun.
"Adn ne senin?" diye sordu retmen.
"Henry."
Gruba yanat. "Dinleyin," dedi, "Henry 1. kalede oynayacak."
Benim snfmdandlar. Hepsi beni tanyordu. 1. kale en zor mev
kilerden biriydi. Birinci kaleye getim. Bana kar cepheleneceklerini
biliyordum. Atc topu son derece yava yuvarlad vurucuya ve vurucu
33
topa akt. Sert bir ut atmt, gsme geliyordu, sorun deildi ama.
Top ok bykt, ellerimi ap tuttum. Topu atcya yuvarladm. Bir
sonraki ayn eyi yapt. Biraz daha yksekti bu kez. Ve biraz daha
sert. Sorun yok, tuttum. Sonra Stanley Greenberg geti vurma noktas
na. Sonum gelmiti. ansm sona ermiti. Atc topu yuvarlad ve
Stanley akt. Mermi gibi geliyordu, yzme doru. Eilmek istedim
ama eilmedim. Top ellerime arpt ve tutmutum. Topu alp atc
noktasna doru yuvarladm. kez yanmlard, hcum sras bizdeydi. Saha kenarna doru ilerledim. Yrrken yanmdan biri geti
ve, "Chinaski, bokumun byk kalecisi!" dedi.
Salar vazelinli, burun deliklerinden uzun siyah kllar fkran o
cuktu. Dndm ve "Hey!" dedim. Durdu. Baktm ona. "Bundan sonra
tek sz bile etmeyeceksin bana." Korku grdm gzlerinde. O yerini
alrken ben tel rgye yaslandm, hcum sras bizdeydi. Takm arka
dalarmdan hibiri bana yakn durmuyordu, ama umursamyordum.
Aray kapyordum.
12
Bir gece babam st datmaya karken beni de yanma ald. St araba
larn atlar ekmiyordu artk, motorluydular. St irketinde ykleme
yaptktan sonra gzergha koyulduk. Sabahn en erken saatlerinde darda olmak houma gidiyordu. Ay henz kaybolmamt, yldzlar
grebiliyordum. Souktu ama heyecan vericiydi. Babamn beni hafta
da birka kez kayla dvmek gibi bir alkanlk edindiini, aramzn
kt olduunu dnnce beni neden yanma aldn merak ettim.
Her durakta arabadan frlayp bir veya iki ie st brakyordu.
Bazen krem peynir, tereya veya portakal suyu da olabiliyordu. M
terilerin ou bo ielere ne istediklerine dair notlar brakmlard.
Babam sk sk datm iin durarak yola devam etti.
"Peki evlat, imdi hangi yne gidiyoruz?"
"Kuzeye."
"Doru. Kuzeye gidiyoruz."
Sokaklarda bir aa bir yukar gidiyor, sk sk durarak ieleri da
tyorduk.
35
Kadn bir duman halkas fledi, sonra parman uzatp bozdu hal
kay.
"Dinle, demen gerek. aresizim."
"eri gir. Konualm."
Babam ieri girdi ve kap kapand. Uzun kald ierde babam. G
ne iyice ykselmiti. Babam dar ktnda salar yzne dm
t ve gmleini pantolonuna sokuyordu. Kamyona trmand.
"O kadn paray verdi mi?" diye sordum.
"Bu son durakt, dedi babam, "devam edemeyeceim. Kamyonu
teslim edip eve gidelim ..
36
37
38
39
13
lk rendiimde 4. snftaydm. En son renenlerden biri olmaly
dm nk hl kimse ile konumuyordum. Teneffste bir kenarda du
rurken bir ocuk yaklat yanma.
"Nasl olduunu biliyor musun?" diye sordu.
"Neyin?"
"Dzmenin."
"Nedir o?"
"Annenin bir delii var..." -iaret parma ile ba parman bir
letirip bir halka y ap t- "babann da bir kam ..." sol iaret parman
halkann iinden geirip ileri geri oynatt. "Sonra babann kam bir
sv pskrtr ve bazen annenin bebei olur, bazen olmaz."
"Tanr yapar bebekleri."
"Palavra," dedi ocuk ve uzaklat.
nanamyordum. Teneffs bittikten sonra snfta oturup bunu d
ndm. Annemin bir delii, babamn ise sv pskrten bir kam
vard. Nasl oluyor da byle eylere sahip olup her ey normalmi gibi
davranabiliyorlard, havadan sudan konuurken arada bu ii yapp
kimseye anlatmyorlard? Babamn svsndan olduumu dndke
kusacak gibi oluyordum.
mda yryerek karmdaki srann stne oturdu. Uzun ve hotu ba
caklar, ipek oraplar giymiti. Glmsedi ve elini uzatp bileime do
kundu.
"Ailen fazla sevgi vermiyor sana deil mi?"
"yle eylere ihtiyacm yok benim," dedim.
"Henry, herkesin sevgiye ihtiyac vardr."
"Benim hibir eye ihtiyacm yok."
"Zavall ocuk."
Ayaa kalkp bana doru yrd, bam yavaa ellerinin arasna
ald. Eilip gsne bastrd bam. Kollarm uzatp bacaklarna sa
rldm.
"Henry, herkesle dvmekten vazgemelisin! Sana yardm et
mek istiyoruz."
Bayan Westphal'un bacaklarna daha sk sarldm. "Peki," dedim,
"dzelim!"
Bayan W estphal beni itti ve geri ekildi.
"Ne dedin?"
" 'Dzelim!' dedim."
Uzun sre bakt bana. Sonra, "Ne dediini kimseye sylemeyece
im, ne mdre, ne babana, ne de annene. Ama asla, asla bir daha
syleme bunu bana, anladn m?"
"Anladm."
"Peki, eve gidebilirsin artk."
Kalkp kapya doru yrdm. Kapy atmda Bayan Westphal,
"iyi akamlar Henry," dedi.
"yi akamlar Bayan Westphal."
Olanlar dndm sokakta yrrken. Aslnda dzmek istedii,
ama yam kk olduu iin mdrn veya ailemin renmesinden
ekindii hissine kapldm. Onunla o odada yalnz olmak heyecanlan
drmt beni. Bu dzme meselesi hotu. nsann akln megul ede
cek fazladan bir eydi.
Eve giderken kardan karya gemek zorunda olduum geni bir
bulvar vard. Yaya geidinde yrmeye baladm. stme gelen bir
araba belirdi birden. Yavalamyordu. Saa sola yalpalyordu. Geli
yolundan kamak istedim ama beni izliyordu sanki. Farlar ve teker
lekleri grdm. Araba bana arpt ve her ey karard...
40
14
Daha sonra hastanede dizlerimi bir eye batrlm pamukla siliyorlar
d. Yanyordu dizlerim. Dirseklerim de.
Doktor ve bir hemire stme eilmilerdi. Yataktaydm, gne
giriyordu pencereden. Honuttum orda olmaktan. Doktor glm
sedi. Hemire de dorulup glmsedi. Gzeldi oras.
"Adn var m senin?" diye sordu doktor.
"Henry."
"Henry ne?"
"Chinaski."
"PolonyalI ha?"
"Alman."
"Neden kimse Polonyal olmak istemez?"
"Almanya'da dodum ben."
"Nerde oturuyorsun?" diye sordu hemire.
"Annem babamla."
"yle mi?" diye sordu doktor, "peki, neresi oras?"
"Dizlerime ve dirseklerime ne oldu?"
"Bir araba arpt sana. Tekerleklerin altnda kalmadn allahtan.
Grg tanklar adamn sarho olduunu sylyorlar. Vurup kam.
Plaka numarasn almlar ama. Yakalarlar."
"Gzel bir hemiren v ar..." dedim.
"Teekkr ederim," dedi hemire.
"Onunla kmak ister misin?" diye sordu doktor.
"Ne demek o?"
"Onunla gezmek ister misin?"
"Onunla yapabilir miyim bilmiyorum. Yam kk."
"Neyi yapabilir misin?"
"Anla ite."
"Peki," diye glmsedi hemire, "dizlerin iyiletikten sonra gel
beni gr, elimizden geleni yaparz."
"Msaadenle," dedi doktor, "gidip bir baka kaza olay ile ilgilen
meliyim. Odadan kt.
"Evet," diye glmsedi hemire, "hangi sokakta oturuyorsun?"
"Virginia Caddesi."
"Numaray da syle tatlm."
41
15
Babam mahallenin ocuklarn evimizin nnden kovard srekli. O n
larla oynamamam sylenmiti ama sokan br yanna gidip onlarn
oyunlarn izlerdim.
"Hey, Heinie!" diye barrlard, "neden Almanya'ya geri dnm
yorsun?"
Almanya doumlu olduumu renmilerdi bir ekilde. En kt
s, benimle yat olmalar, srekli beraber taklmalar yetmiyormu gi
bi ayn Katolik okuluna gitmeleriydi. Sert tiplerdi hepsi, her gn saat
lerce Amerikan futbolu oynar, mutlaka yumruklarlard. Grubun nde
gelen drt eleman Chuck, Eddie, Gene ve Frank't.
"Hey, Heinie, Krautland'e dn!"
Onlarla anlamak olanakszd...
Sonra kzl sal bir ocuk tand Chuck'n yanndaki eve. zel
bir okula gidiyordu. Bir gn kaldrmda otururken evinden dar kt.
43
16
Nedenini tam olarak bilemiyorum ama Chuck, Eddie, Gene ve Frank
bazen oyunlarna katlmama izin veriyorlard. lk seferinde bir arka
dalar gelmiti ve erlik iki takm yapabilmek iin birine ihtiyalar
olmutu sanyorum. yi olabilmek iin daha ok almam gerekiyor
du ama dzeliyordum. Cumartesileri en iyi gnd. Byk malar o
gn yaplrd. Bakalar da katlrd, sokakta oynardk. Bahede devir
mece oynuyorduk ama sokakta oynadmz zaman dokunmak yeti
yordu. Daha ok pas atyorduk o zaman nk rakibinin dokunma me
safesinin dna kmak zordu.
Evde tatszlk vard, annemle babam srekli tartyorlar, bu yz
den de beni unutuyorlard. Her cumartesi Amerikan futbolu oynuyor
dum. Bir keresinde kar takmn son savunma oyuncusunun arkasnda
buldum kendimi ve Chuck'n topu frlattn grdm. Uzun ve spiral
bir toptu, komaya baladm. Omuzumun stnden baktm ve topun
geldiini grdm, tam ellerime dt, yakaladm ve kale izgisini ge
tim. Say.
Sonra babamn sesini duydum, "HENRY!" Evinin nnde duruyor
du. Ayak vuruunu yapmas iin topu kendi takmmdan bir ocua
atp babama doru yrdm. Kzgn grnyordu. fkesini hissedebi
liyordum. Bir aya biraz nde durur, yz kzarrd. Nefes alp verir
ken gbeinin bir aa bir yukar gidip geldiini grebilirdiniz. Bir
doksan be boyundayd ve daha nce dediim gibi fkelendii zaman
kulak, az ve burundan ibaretti. Gzlerine bakamyordum.
"Tamam," dedi, "bahe imlerini kesebilecek kadar bydn. Bi
ip, kenarlarn dzeltecek, imleri ve iekleri sulayacak kadar by
dn. Bir eyler yapmann zaman geldi. Kn kmldat artk!"
"Ama ocuklarla futbol oynuyorum. Tek frsat bulduum gn cu
martesi."
"Bana kar m geliyorsun?"
"Hayr."
Annemin perdenin arkasndan izlediini grebiliyordum. Her cu
martesi gn btn evi temizlerlerdi. Elektrik sprgesiyle hallar te
mizler, mobilyay parlatrlard. Hallar kaldrp tahtalar cilalarlar,
sonra hallar tekrar sererlerdi. Cilalanm tahtalar gremezdiniz bile.
im-bier ve kenar dzeltme makinesi evin nndeki park yerindeydiler. Onlar bana gsterdi. "imdi, im-bieri alyorsun ve bahe
de bir aa bir yukar gidiyorsun, hibir yeri atlama sakn. imlerin
biriktii sepet dolduu zaman buraya boaltyorsun. Baheyi bir yn
de biip bitirdikten sonra dier ynde de biiyorsun, anladn m? nce
kuzey-gney ynnde, sonra bat-dou. Anlyor musun?"
"Evet."
"Ve bu kadar mutsuz grnme yoksa gerekten mutsuz ederim se
ni! Bimeyi bitirdikten sonra kenar dzeltme makinesini alyorsun.
nce makinenin kenarndaki kk bierle kenarlar biiyorsun. itin
altn da bi, her im tanesi biilmi olacak! Sonra... makinenin yuvar
lak bieri ile kenarlar biiyorsun. Dmdz olmal! Anlyor musun?"
"Evet."
"O ii de bitirdikten sonra bunu alyorsun.
Babam bir makas gsterdi bana.
"Dizlerinin stne kp uzun kalm imleri bu makasla kesiyor
sun. Sonra hortumu alp itleri ve iekleri suluyorsun. Sonra fskiye
yi altrp bahenin her blmn on be dakika suluyorsun. Btn
bu anlattklarm n bahede yaptktan sonra arka bahe iin tekrar
ediyorsun. Sormak istediin bir ey var m?"
"Hayr."
"Peki, unu bilmeni istiyorum. in bitince gelip her eyi kontrol
edeceim ve bittiinde NE N BAHEDE NE DE ARKA BAHEDE BR
TEK UZUN M GRMEK STEMYORUM! BR TEK M TANES BLE!
EER GRRSEM...!"
Daha hzl ittim. Zordu hzl itmek ama iyi gelmiti. Giderek artr
dm hzm. Makine ile kouyordum neredeyse. Biilen imler o kadar
hzl uuyorlard ki sepetin dna dyorlard. Buna fkeleneceini
biliyordum.
"SEN OROSPU OCUU!" diye bard.
Arka balkondan inip garaja doru kotuunu grdm. Elinde bir
metre uzunluunda bir ingilizanahtar ile kt garajdan. Gz ucuyla
bana frlattn grdm. Anahtarn geldiini grdm ama kanmak
iin hamle yapmadm. Bacamn arkasna isabet etti. Korkun bir ac
duydum. Bacam dmlenmiti, yrmeye zorladm kendimi. Topallamamaya alarak im bime makinesini itiyordum. Bahenin
baka bir yann bimek iin dndmde ingilizanahtar yolumdayd.
Kaldrp kenara koydum ve bimeyi srdrdm. Derken babam ar
kamda duruyordu.
"DUR!"
Durdum.
"Geri dnp imlerin sepete dmedii ksm tekrar bimeni isti
yorum. Beni anlyor musun?"
"Evet."
Babam eve yrd. Annemle arka balkondan beni izlediklerini
grdm.
50
"Bilmiyorum."
"Burda oturup bekleyelim en iyisi. Kmldama. Hareket etmeden
otur."
Basamaklara oturup bekledik. Uzun sre bekledik.
"Bu ii uzatacak galiba," dedi Frank.
Bir saat daha bekledikten sonra Frank'in evine yrdk. Maket bir
uak yapyordu, gz atmak istiyordum ...
52
53
17
yor ama ikyet etmiyorlard. Bunu rahibe sylemek istiyor ama cesa
ret edemiyordum. Mumlardan kyordu bu koku belki de.
"Ben giriyorum," dedi Frank.
Ayaa kalkt, perdeyi aralad ve kayboldu. Uzun sre kald orda.
Dar ktnda az kulaklarndayd.
"Mthiti, mthi! Hemen gir!"
Kalkp perdeyi ektim ve ieri girdim. Karanlkt. Diz ktm.
nmde grdm tek ey tel rgyd. Frank Tanr'nn tel rgnn
arkasnda olduunu sylemiti. Diz kp yapm olduum kt bir
eyi dnmeye altm, ama bulamadm. Orda diz km beynimi
patlatyor ama bulamyordum. Ne yapacam bilmiyordum.
"Hadi," dedi bir ses, "bir eyler syle.
fkeli bir sesti. Orda bir ses olacan dnmemitim. Tanr'nn
bol vakti olduunu sanyordum. Korkmutum. Yalan sylemeye karar
verdim.
"Peki," dedim, "ben... babam tekm eledim ... anneme kfrettim ...
annemin antasndan para aldm ... ekerlemeye harcadm ...
Chuck'n topunun havasn indirdim ... kk bir kzn eteinin iine
baktm ... smm yedim. Hepsi bu kadfir. Bir de kpek vaftiz et
tim bugn."
"Bir kpei vaftiz mi ettin?"
Mahvolmutum. Korkun bir gnah. Devam etmenin bir yarar
yoktu. Gitmek iin ayaa kalktm. Sesin bana birka Azize Meryem
duas okumam syleyip sylemediinin farknda deildim. Kiliseden
ktk, sokaktaydk tekrar.
"Arndm hissediyorum," dedi Frank. "Ya sen?"
"Hayr."
Bir daha gnah karmaya gitmedim. Sabah on ayinlerinden daha
berbatt.
18
Frank uaklara meraklyd. I. Dnya Sava ile ilgili dergilerini bana
dn verirdi. Flying Aces en iyisiydi. Sava uaklarnn hava arp
malar nefisti, Spad ve Fokker tipi uaklar arasnda geerdi. Btn y
kleri okurdum. Almanlar'n srekli kaybetmelerinden honut deil
dim, ama onun dnda her ey harikuladeydi.
54
Komay srdrdk.
"Tanrm," dedi Frank, "bu orospu ocuu kak!"
Giri kapsna varmak zereydik.
"YAKALAYACAIM SZ!"
"Yar."
"Yark m? Nerde?"
"Bak, urda. Grdn m?"
aret elti.
Eteini altna toplam bir kadn oturuyordu orda. Altna don giy
memiti. Tahtalarn arasndan baknca yarn grebiliyordunuz.
"Grdn m?"
"Evet, gryorum. Bir yark," dedi Frank.
"Peki, burdan gidin ve kimseye bir ey sylemeyin."
"Ama biraz daha bakmak istiyoruz," dedi Frank. "Biraz daha bak
mamza izin verin."
"Peki. ok srmesin ama."
Yukar bakarak ylece duruyorduk.
"Grebiliyorum," dedim.
"Bir yark!" dedi Frank.
"yle gerekten," dedim.
"Evet," dedi ocuklardan biri, "yle."
"Hep hatrlayacam bunu," dedim.
"Tamam, gitmelisiniz."
"Neden?" diye sordu Frank, "biz neden bakamyoruz?"
"nk," dedi ocuklardan biri, "yapmak istediim bir ey var.
Toz olun imdi."
Uzaklatk.
"Ne yapacan merak ettim , dedim.
"Bilmiyorum," dedi Frank, "belki de ta atacak."
19
5. snf biraz daha iyiydi. Dier rencilerin bana kar dmanl bi
raz azalmt ve fiziksel olarak geliiyordum. Snf takmlarna seil
59
"On sekiz."
"Babam aktr..."
"On dokuz..."
"Babam konser kemancs..."
"Yirmi..."
"Babam sirkte alyor..."
"Yirmi b ir..."
"Babam otobs ofr..."
"Yirmi iki..."
"Babam operada ark syler.
"Yirmi ..."
Yirmi . Bendim yirmi .
"Babam dii..." dedim.
Bayan Fretag bu ekilde devam ederek otuz e geldi.
"Babam isiz," dedi otuz .
Keke ben akl etseydim bunu diye dndm.
Bir gn Bayan Fretag bize bir dev verdi.
"Saygdeer Bakanmz Herbert Hoover bu cumartesi Los Angeles ziyaret edip bir konuma yapacak. Herkesin gidip bakan dinle
mesini istiyorum. Sonra bu deneyimi ve Bakan Hoover hakkndaki
dncenizi anlatan bir yaz yazacaksnz."
Cumartesi mi? Gitmem olanakszd. Bahenin imlerini bimeliy
dim. Uzun kllar kesmeliydim. (Mutlaka brakyordum birka tane.)
Babam tek bir uzun kl buldu diye her cumartesi kayla dvyordu
beni. (Bir-iki kez yapmadm veya yanl yaptm eylerden tr
hafta aras da dayak yemitim.) Babama Bakan Hoover' dinlemeye
gideceimi syleyemezdim.
Gitmedim. O pazar kt kalem alp Bakan gidip grm yaz
maya baladm. st ak arabas peinde bir konvoyla birlikte gir
miti stadyuma. inde gizli servis ajanlarnn bulunduu bir araba
Bakann arabasnn nnde gidiyor, iki araba da hemen arkasndan
geliyordu. Ajanlar Bakanmz korumakla grevli cesur ve silahl
adamlard. Bakann arabas stadyuma girdiinde ahali ayaa kalkm
t. Bylesi grlmemiti. Bakan bizzat gelmiti. Oydu. El sallamt.
Tezahratta bulunmutuk. Bir bando takm alyordu. Bakann ba
nn stnde martlar uumutu, onun Bakan olduunu biliyorlard
sanki. Sonra ge yazlar yazan uaklar umutu. Ge, "Refah ok
yakn," gibi szler yazmlard. Bakan arabasnda ayaa kalktnda
60
61
20
62
63
dik. Her eyi merak ediyorduk. Rhtmda bir kadnn sezaryen dou
munu gsteren bir film gsteriliyordu, oraya gitmitik bir keresinde.
ok kanlyd. Kadn her kestiklerinde oluk oluk kan fkryordu.
Sonra bebei karmlard. Rhtmda balk tutmaya da giderdik, tuttu
umuz balklar banklarda oturan yal Yahudi kadnlarna satardk.
Frank'le uzaklara gittiim iin babamdan dayak yiyordum, ama o da
ya naslsa yiyeceimi bildiim iin elenmeye bakyordum.
M ahallede dier ocuklarla bam belaya girmeye devam ediyor
du. Babamn yaran olduu da sylenemezdi. Btn ocuklarn kov
boy kyafetleri varken tutup bir kzlderili kyafeti ve bir okla yay al
mt bana rnein. Okul bahesindeki durum tekrarlanyordu - etey
le kar karyaydm. Kovboy kyafetleri ve tabancalaryla etrafm sa
ryorlard, durum iyice tehlikeli olmaya balaynca yayma bir ok ko
yup geriyor ve bekliyordum. Bu onlar uzaklatryordu. O kzlderili
kyafetini sadece babam srar ettiinde giyiyordum.
Chuck, Eddie ve Gene'le aram bozuluyor, sonra dzeliyor, sonra
tekrar bozuluyordu.
Bir akamst ylece dolanyordum. eteyle aram ne iyi, ne de
ktyd. Onlan kzdran son davranm unutmalarn bekliyordum.
Yapabileceim baka bir ey yoktu. Beyaz hava ve bekleyi. Hibir
ey yapmadan dolanmak canm skmt, tepeyi kp W ashington
Bulvar'na, sonra doudaki sinemaya, ordan da tekrar Bat Adams
Bulvar'na yrmeye karar verdim. Kilisenin nnden de geerdim
belki. Yrmeye baladm. Derken Eddie'nin sesini duydum:
"Hey, Henry, buraya gel!"
ocuklar iki evin arasndaki park yerinde duruyorlard. Eddie,
Frank, Chuck ve Gene. Bir eye bakyorlard. Yksek bir alnn s
tnden eilmi bir eye bakyorlard.
"Buraya gel, H enry!"
"Ne var?"
Yanlarna gittim.
"Bir sinei yemeye hazrlanan bir rmcek!" dedi Eddie.
Baktm. rmcek alnn dallarna an rm, bir sinek de aa
yakalanmt. rmcek ok heyecanlyd. Kurtulmaya abalayan si
nek btn a titretiyordu. rmcek, sinein kanatlarn ve bedenini
ayla giderek sararken sink lgnca ve aresiz bir ekilde vzldyor
du. rmcek vzldayan sinein etrafnda dolanarak an ryor, si
nei tamamen balyordu. rmcek ok iri ve irkindi.
64
21
Sonra Justin Ortaokulu'na girdim. Delsey lkokulu'ndaki tiplerin yars
ordayd, en iri ve kt yars. Baka okullardan baka iriler de gelmi
ti. Bizim 7. snf 9. snftan daha yaplyd. Beden dersinde sraya gir
mitik, tuhaf bir grnt sergiliyorduk, oumuz beden retmenin
den daha iriydi. Yoklama srasnda ylece dururduk, omuzlar dk,
hafif kambur, gbekler sarkm, balar nde.
"Tanrm," dedi beden retmenimiz Bay Wagner, "omuzlarnz
geri atn, dik durun!"
Kimse kmldamad. Biz byleydik, baka trl olmak istemiyor
duk. oumuz yoksul ailelerden geliyordu, kt besleniyorduk, ama
bir ekilde devler gibi gelimitik. Ailelerimizden ok az sevgi alm
tk, kimseden sevgi ve efkat beklemiyorduk. Glntk ama kimse
yzmze glmeye cesaret edemiyordu. ocuk olmaktan sklm,
ok abuk bymtk sanki. Byklerimize sayg duymuyorduk.
Uyuz kaplanlardan farkmz yoktu. Yahudi ocuklardan birinin, Sam
Feldman'n, kara bir sakal vard, her sabah tra olmak zorundayd.
leye doru enesi kararmaya balard. Gs kllyd ve koltuk alt
lar korkun kokard. Bir de 25 santimlik uzun ve yumuak kaml
Peter M angalore vard. Ve dua girdiimizde taaklarmn herkesinkinden daha iri olduunu kefetmitim.
"Hey, unun taaklarna bakar msnz?"
"Aman tanrm.1 Kam ufak ama taaklara bak!"
"Vay canna!"
Neydi bizi byle yapan bilmiyorum ama farklydk, hissediyorduk
bunu. Konumamzda ve yrymzde belli oluyordu farkl olduu
muz. Pek konumuyorduk, gsteriyorduk sadece. Buydu insanlar bu
kadar kzdran: kymet bilmezliimiz.
7.
snf rencileri dersler bittikten sonra 8. ve 9. snf rencile
riyle Amerikan futbolu oynarlard. Denge yoktu. ok kolayd bizim
iin, yere seriyorduk onlar, yorulmadan. Kar takmn oyuncusunu
durdurmak iin dokunmann yeterli olduu tr Amerikan futbolunda,
hcum eden takm, genellikle adam karp uzun pasla say bulmaya
alr. Biz yle oynamazdk ama, adammz kar takmn savunma
da
22
Bir gn ocuun teki yapt bana, ilkokulda David'in yapt gibi. Za
yf, ufak tefek biriydi ve tepesinde hi sa yoktu neredeyse. ocuklar
Dazlak diye aryorlard onu. Asl ad Eli LaCrosse'tu. Asl adn se
viyordum ama onu sevmiyordum. Bana yapmt. O kadar acnas bir
hali vard ki defolup gitmesini syleyemiyordum. A kalm ve tekme
lenmi bir sokak kpeinden farkszd. Onunla beraber olmak houma
gitmiyordu. Ama o sokak kpei duygusunu bildiim iin bana takl
masna izin veriyordum. Her cmlesinde bir kfr vard mutlaka, en
az bir kfr. Ama yapayd, sert biri deildi, korkuyordu. Ben korkmu
yordum ama kafam karkt. yi bir ikili oluturuyorduk belki de.
Her gn okul knda onu eve brakyordum. Annesi, babas ve
bykbabas ile yayordu. Kk bir parkn karsnda kk bir ev
de. O semti seviyordum, glge veren byk aalar vard. Biri bana
irkin olduumu syledikten sonra glgeyi gnee, karanl a
70
yeler olmutum.
Yrylerimiz esnasnda Dazlak bana babasndan sz etmiti.
Bir zamanlar doktorluk yapmt, baarl bir cerraht ama iki yzn
den doktorluk yetkisi elinden alnmt. Bir gn Dazlak'n babasyla
karlatm. Bir aacn altndaki iskemleye oturmutu, ylece oturu
yordu.
"Baba," dedi Dazlak, "bu Henry."
"Merhaba Henry."
Evinin basamaklarnda duran bykbabam ilk kez grm
anmsatmt bana. Dazlakn babasnn sa ve sakal siyaht geri
ama gzler aynyd - parlak ve tuhaf. Ve ite Dazlak orda duruyordu,
olu, hi parldamadan.
"Hadi," dedi Dazlak, "izle beni."
Evin altndaki mahzene indik. Karanlk ve rutubetliydi oras, gz
lerimiz karanla alana dek bekledik. Sonra flar seebilmeye ba
ladm.
"Bu flar deiik cins arapla dolu," dedi Dazlak, "her fnn bir
musluu var. Denemek ister misin?"
"Hayr."
"Hadi, bir yudum al."
"Neden?"
"Sen kendini erkekten mi sayyorsun?"
"Sert biriyim ben."
"Bir yudum al yleyse."
Dazlak bana meydan okuyordu. Olacak i deildi. Flardan b rinin yanna gidip eildim.
"A u allahn cezas musluu! Allahn cezas azn da a!"
"rmcek var mdr burda?"
"Hadi! Hadi, allahn cezas!"
Azm musluun altna sokup musluu evirdim. Kokulu bir sv
damlad azma. Tkrdm.
"dlek olma! Yut unu!"
Musluu ap azm dayadm. Kokulu sv azma girdi ve yut
tum. Musluu kapatp ayaa kalktm. Kusacak gibi olmutum.
"imdi sen i," dedim Dazlaka.
"Tabii," dedi, "ben korkmuyorum!"
Bir fnn altna girip sk bir yudum ald. Onun gibi bir psrk be
nimle ba edememeliydi. Baka bir fnn altna girip sk bir yudum
71
72
73
23
74
75
76
24
ngilizce retmenimiz Bayan Gredis kesin en iyisiydi. Uzun, sivri
burunlu bir sarnd. Burnu pek baklacak cinsten deildi ama burnu
na bakmyorduk zaten. Dar elbiseler, V yaka kazaklar, ipek oraplar
ve yksek keli siyah ayakkab giyerdi. Uzun, harikulade bacaklar,
ylanms bir vcudu vard. Sadece yoklama yaparken krssnde otu
rurdu. Sralardan birini bo tutar, yoklamadan sonra gelip yz bize
dnk bir ekilde sraya otururdu. Bacak bacak stne atm, etei yu
karda. Byle dizler grmemitik daha nce, byle bacaklar, byle bal
drlar. Tamam, Lilly Fischman sayabiliriz ama Lilly bir ocukkadnken Bayan Gredis olgun bir kadnd. Her gn bir saat onu seyret
me ansna sahiptik. ngilizce dersinin biti zili aldnda zlmeyen
tek erkek renci yoktu snfta. Onun hakknda konuurduk.
"Dzlmek mi istiyor sence?"
"Hayr. Bizi tahrik ediyor sadece. Bizi ldrttn biliyor, tek is
tedii bu, buna gereksinimi var."
"Nerde oturduunu biliyorum. Bir gece ziyaretine gideceim."
"Ne gezer sende o taak!"
"yle mi? yle mi? Kn dzeceim onun! Aranyor!"
"8. snfta tandm bir ocuk onu grmeye gittiini syledi."
"Ne olmu?"
"Gecelikle am kapy, memeleri dardaym neredeyse. ocuk
ertesi gnk devini unuttuunu, devi almak iin geldiini sylemi.
eri alm ocuu."
"Atmyorsun deil mi?"
"Hayr. Hibir ey olmam ama. Ona ay ikram etmi, devini
anlatm, sonra da ocuk gitmi."
"Ben ieri girmi olsaydm iini bitirmitim."
"Yok ya? Ne yapardn?"
"nce parmaklar, sonra yalardm. Sonra da memelerini dzp
zorla azna verirdim."
"yi hayal kuruyorsun. Sen hi dztn m?"
"S..tir, tabii. Ka kere."
"Nasld?"
"Berbat."
"Boalamadn herhalde."
77
"ngiltere'yi ve onlarn ortak dilimizi konuma biimini unutmalyz. ngilizce'nin o ekilde konuulmas incelikli olmakla beraber bi
zim konutuumuz Amerikanca'nn henz kefedilmemi derin kay
naklar var. Bu kaynaklardan henz yararlanlmad ama zaman gelin
ce uygun yazarlar sayesinde edebiyat alannda bir patlama gerekleeb ilir..."
"TAK, TAK, TAK..."
80
Richard Waite'in yan sra canm skan biri daha vard snfta:
Harry Walden. Kzlar onu gzel buluyorlard. Uzun, altn sars bukle
leri vard ve tuhaf kyafetler giyerdi. 18. yzyl zppelerini andryor
du, garip renkler, koyu yeiller, koyu maviler, ailesi bu elbiseleri han
gi cehennemde bulurdu bilemiyorum. Ve hep ok sessiz ve dikkatli
oturur, her eyi dikkatle dinlerdi. Her eyi anlyormu gibi. Kzlar, "O
bir dhi," diyorlard. Ben hibir eye benzetemiyordum. Anlamad
m, snf daylarnn ona neden bulamadyd. Rahatsz ediyordu bu
beni. Nasl oluyor da bu kadar kolay syrlabiliyordu?
Bir gn koridorda buldum onu. Durdurdum.
"Bir boka benzetemiyorum seni," dedim. "Nasl oluyor da herkes
seni bu kadar mthi buluyor?"
Walden ban evirip sa omuzunun stnden bakt ve ben ba
m o yne evirince kanalizasyondan km biriymiim gibi yanm
dan syrld, snfa girip srasna oturdu.
Neredeyse her gn Bayan Gredis mal ortaya dkyor, Richard
Waite tek krek gidiyor ve bu Walden tek kelime etmeden orda oturup
bir dhi olduuna inanm biri gibi davranyordu. Uyuz oluyordum.
br ocuklara sormutum, "Baksanza, bu Harry Walden'in bir
dhi olduunu dnyor musunuz gerekten? O gzel elbiseleri ile
tek kelime bile etmeden oturmaktan baka bir ey yapt yok. Bu ne
yi kantlar? Biz de yapabiliriz bunu."
Cevap vermediler. ocuklarn bu orospu ocuu ile ilgili duygu
larn anlayamyordum. Durum giderek daha da can skc olmaya ba
lamt. Harry Walden'in her gece Bayan Gredis'i grmeye gittii,
onun en gzde talebesi olduu ve sevitikleri sylentisi yayld. Hasta
olmutum duyduumda. O tuhaf yeil-mavi elbisesini karp katlad
n, bir iskemleye yerletirdikten sonra portakal rengi saten ortunu
25
Curly Wagner, Morris Moscowitz'i seti sonunda. Okul knda ka
pacaklard. Sekiz-on kii haberi alp izlemek iin beden salonunun
arkasna gittik. Kurallar W agner koydu, "Birimiz brakyorum diyene
kadar dvyoruz," dedi.
"Uygun," dedi Morris. Uzun ince bir ocuktu Morris. Aptald bi
raz, fazla konumaz, kimseye bulamazd.
W agner bana bakt. "Ve onunla iim bitince sra sana gelecek!"
"Bana m ko?"
"Evet Chinaski, sana."
Kmseyerek baktm ona.
"Bana sayg duymanz iin gerekirse hepinizi tek tek marizleyeceim."
Horozlanmay seviyordu Wagner. Srekli ya paralel barda alr,
ya minderde perende atar, ya da sahann etrafnda koard. Yrrken
kaslrd ama gbekliydi. Kafanza dikilip sanki bir bok parasna ba
kyormu gibi size uzun uzun bakmaktan holanrd. Neydi sorunu bil
miyorum. Endielendiriyorduk onu. Btn kzlar deli gibi dzd
mz sanyordu herhalde, bu dnce cann skyor olmalyd.
Dv balad. W agner ii biliyordu. Ba ve vcut almlar eki
yor, ayak oyunlar yapyordu. Aniden dalp geri ekilirken tslyordu.
Etkileyiciydi. Moscowitz'e sol direk akt. Moscowitz kollar aa
da ylece duruyordu. Boks hakknda hibir ey bilmiyordu. W agner
enesine bir sa yerletirdi sonra. "Ass..tir!" dedi Morris ve W agnerin
eilip altndan getii bir yumruk sallad. Wagner yzne bir sa-sol
kombine ile karlk verdi. Morris'in burnu kanyordu. "Allah kahret
sin!" dedi ve yumruklarn sallamaya balad. Yerletiriyordu da.
Yumruklarn seslerini duyuyorduk, Wagner'in yzne iniyorlard.
Wagner karlk vermeye alt ama Moscovvitz'in yumruklarndaki
A
fke ve g yoktu onda.
"Vay canna! Hakla onu Morrie!"
Sk vuruyordu Moscowitz. Wagner'in gbeine bir sol gmd.
Wagner'in nefesi kesildi ve dt. ki dizinin stne kmt. Yz
kesilmiti, kanyordu. enesi gsndeydi, kt grnyordu.
"Brakyorum," dedi.
Onu orda, binann arkasnda brakp Morris Moscowitz'i izledik.
Yeni kahramanmzd o bizim.
"Hey, Morrie, profesyonel olsana!"
"On mdeyim henz."
Atlyenin arkasna gidip basamaklara oturduk. Birka kii sigara0
yakmt, dolatrdk.
"Nedir bu herifin bizle alp veremedii?" diye sordu Morrie.
"Hadi Morrie, bilmiyor musun? Kskanyor. Kzlar dzdmz
sanyor!"
"Ben henz pmedim bile."
"Ciddi misin Morrie?"
"Ciddiyim."
"Kuru dzmeyi neririm Morrie, harikadr!"
Sonra W agner geti nmzden. Mendili ile yzn siliyordu.
"Hey ko," diye bard biri, "rvana ne dersin?"
Durup bize bakt. "Sndrn u sigaralar!"
"Olmaz ko, seviyoruz sigara imeyi!"
"Buraya gelip sigaralar sndrt bize ko!"
"Evet ko, gel!"
Wagner durmu bize bakyordu. "Sizinle iim bitmedi henz! Her
birinizle tek tek hesaplaacam!"
"Nasl yapacaksn bunu ko? Yeteneklerin snrl gibi."
"Evet ko, nasl?"
Sahay geip arabasna yrd. Acdm ona biraz. Bu kadar belal
grnen biri gerisini de getirebilmeli.
"Biz mezun olduumuzda okulda bakire kalmayacandan endie
ediyor herhalde," dedi ocuklardan biri.
"Biri kulana patlatm bunun, beyni bellenmi."
Bu szn stne daldk. Olduka iyi bir gn geirmitik.
84
26
Annem her sabah dk maal iine gidiyor, isiz olan babam da her
sabah evden kyordu. Komularn ou isiz olmasna ramen, onun
isiz olduunu bilmelerini istemiyordu. Her sabah ayn saatte arabas
na binip ie gider gibi yapyor, akamlar da hep ayn saatte dnyor
du. Ev bana kald iin benim iime geliyordu bu. Evi kilitliyorlard
ama ieri girmenin yolunu biliyordum. Bir karton paras ile tel kapy
yerinden skyordum. Balkon kapsn ierden kilitliyorlard. Kapnn
aralndan bir gazete sokup anahtar dryordum. Sonra gazeteyi
ektiimde anahtar da geliyordu. Kapy anahtarla ap giriyordum.
karken tel kapy yerine takyor, balkon kapsn ierden kilitleyip
n kapdan kyordum.
Yalnz olmay seviyordum. Bir gn oyunlarmdan birini oynuyor
dum. Masann stnde saniye kolu olan bir saat vard, nefes tutma ya
rmas yapyordum. Her seferinde kendi rekorumu egale ediyordum.
Olduka strapl oluyordu ama rekorumu birka saniye ile her kr
mda gururlanyordum. O gn be saniye ilerletmi, nefeslenmek iin
pencereye gitmitim. Krmz perdeli byk bir pencereydi. Perdeler
biraz aralkt, dar baktm. Aman Tanrm! Penceremiz Anderson'larn n balkonunun tam karsndayd. Bayan Anderson basamak
lara oturmutu, elbisesinin iini grebiliyordum. Yirmi yalarnda,
ok biimli bacaklar olan bir kadnd. Neredeyse klotuna kadar g
rebiliyordum. Babamn drbn geldi aklma. Dolabnn st rafnda
duruyordu. Koarak alp, koarak dndm ve melip drbn Bayan
Anderson'un bacaklarna ayarladm. Ordaydm! Bayan Gredis'in ba
caklarna bakmaktan farklyd, bakmyormu gibi yapman gerekmi
yordu. Younlaabiliyordum. yle yaptm. Ordaydm. Mthi tahrik
olmutum. Ne bacaklard onlar, ne butlar! Ve her kmlday dayanl
maz ve inanlmazd.
Dizlerimin stne kp bir elimle drbn tutarken br elimle
kamm kardm. Avucuma tkrp svazladm. Bir an klotunun
bir parasn grr gibi oldum. Boalmak zereydim. Durdum. Bir s
re drbnle baktktan sonra tekrar baladm. Bu kez duramayacam
biliyordum. Hemen nmdeydi. Eteinden ieri bakyordum! Boal
dm. Pencerenin nndeki sert tahtalarn stne. Beyaz ve kalnd.
Kalkp banyoya gittim, biraz tuvalet kd alp tahtalar sildim. Sonra
85
eden sokaa kp, kouya hazrlanan bir atlet gibi gneye doru ko
tum. Arkamda kimse yoktu ama ben kouyordum.
Ben olduumu anlamsa ve babama sylerse ldm, diye dn
dm.
Kpei smaya gtrmek iin kmt belki de.
West Adams Bulvar'na doru komay srdrdm ve sonunda bir
trtUTivay durandaki bir sraya oturdum. Orda be dakika kadar oturu p e v e yrdm. Eve vardmda annemle babam henz gelmemi
lerdi. eri girip soyundum, klar sndrdm ve sabah bekledim...
Baka bir aramba akam Dazlak ile iki evin arasndan geen
kestirme yolumuzda yryorduk. Babasnn arap mahzenine gidiyor
duk. Dazlak bir pencerenin nnde durdu birden. Perdeleri tam rtlmemiti, ierisi grnyordu. Dazlak durdu, eildi ve ieri bakt. Eliy
le yanma ard beni.
"Ne var?" diye fsldadm.
"Bak!"
Bir adamla bir kadn yatakta yatyorlard, plaktlar. stlerinde
onlar ksmen rten bir araf vard. Adam kadn pmeye alyor,
kadn adam itiyordu.
"Allah kahretsin, ver artk Marie!"
"Hayr!"
"ok istekliyim ama, ltfen!"
"Allahn cezas ellerini ek stmden!"
"Ama Marie, seviyorum seni!"
"Sen ve s..tirici sevgin..."
"Marie, ltfen."
"Susar msn?"
Adam duvara doru dnd. Kadn bir dergi ald, bann altna bir
yastk yerletirdi ve okumaya balad.
Dazlak ile uzaklatk.
"Tanrm," dedi Dazlak, "iren bir sahneydi!"
"Ben de bir eyler greceimizi sanmtm," dedim.
Mahzene indiimizde Dazlakm babasnn kapya bir asma kilit
taktn grdk.
O pencereyi tekrar tekrar denedik ama hibir ey gremedik. Her
seferinde ayn ey oluyordu.
87
27
Wagner'in bizimle ii bitmemiti. Beden dersinde bahede gezinirken
yanma geldi.
"Ne yapyorsun Chinaski?"
"Hi."
"Hi mi?"
Cevap vermedim.
"Neden oyunlardan birine katlmyorsun?"
"Bo ver. Oyunlar ocuklar iindir."
"Sana p toplama cezas veriyorum."
"Neden? Gereke ne?"
"Etraf kirletmek. 50 ceza puan."
Ceza puanlarn p toplayarak indirmek gerekiyordu. 10 ceza pu
anndan fazlasyla mezun olamyordun. Mezun olup olmamak umu
rumda deildi. Bu onlarn sorunuydu. Okulda yalanp geliebilirdim.
Kzlar benim olurdu.
"50 ceza puan m?" dedim, "Bu mu hepsi? 100 ceza puanna ne
dersin?"
"Tamam, 100 ceza puan. Verdim."
Wagner kaslarak uzaklat. Peter M angalorenin 500 ceza puan
vard. kinci sraya yerlemitim ve aray kapatyordum ...
88
"Boalamyor musun?"
"Hayr, o deil. Erketeye yatacak birine ihtiyacm var. Gelen olur
sa beni uyaracak birine."
89
91
92
93
28
29
94
95
nk askeri niforma giydiimde vcudumdaki banlar grnmeyecekti hi olmazsa. Am a nefret ediyordum o niformadan. Gmlek
ynden yaplmt ve banlarm rahatsz ediyordu. niforma pazarte
sinden perembeye kadar giyilirdi, hafta sonu kendi giysilerimizi gi
yebiliyorduk.
Silah Kullanma Klavuzunu okuyorduk. Sava ve silahlarla ilgili
boktan bir kitapt. Snavlardan gemek zorundaydk. Yrylere
kyor, kitab inceliyorduk. Eitim srasnda tfek bama bela oluyor
du. Bazen tfei omuzuma yasladmda banlamdan biri patlyor,
gmleimden kan szyordu. Ama gmlek kaln ve ynl olduundan
leke gze batmyor, kan lekesi olduu belli olmuyordu.
Anneme durumu anlattm. Gmleimin omuz ksmna kuma par
alar dikti ama pek yarar olmad.
Bir keresinde subaylardan biri bizi denetliyordu. Tfeimi elim
den alp havaya kaldrd, namludan ieri bakp tozlu olup olmadn
kontrol etti. Sonra sert bir hareketle tfei bana iade etti ve sa omu
zumdaki kan lekesini grd.
"Chinaski!" diye bard, "tfein ya szdryor!"
"Evet komutanm."
O dnemi tamamlamay baardm ama banlarm giderek daha
kt bir durum alyordu. Ceviz byklndeydiler, yzm kapla
mlard. ok utanyordum. Bazen banyoda aynann karsna geip
birini patlatrdm. Sar irin fkrp aynaya yaprd. Kk, beyaz ve
sert, ekirdek gibi bir eyler de. Bu kadar ok eyin ordan kmas
korkun bir ekilde hayret vericiydi ayn zamanda. Ama bakalar iin
bana bakmann ne kadar zor olduunu biliyordum.
Okul babam uyarm olmalyd. O dnem sonunda okula ara ver
dim. Yataa yattm ve annem bir merhem srd bana. Berbat kokan
kahverengi bir sv da sryorlard. Babam onu yeliyordu benim iin.
Yakyordu nk. Prospektste tavsiye edilenden daha uzun sre s
tmde kalmas iin srar ederdi. Bir gece saatlerce kalmasnda srar et
ti. Barmaya baladm. Kvete koup su doldurdum ve glkle y
kadm o svy. Yanmtm. Yzm, srtm, gsm yanmt. O gece
yatan ucunda oturdum. Uzanamyordum.
Babam odaya girdi.
"Sana o svy ykama dediimi sanyorum!
"Halime bak," dedim ona.
Annem girdi ieri.
96
gargara yapyormu gibi bir ses kard. Tekerlekli bir yatakta kard
lar onu dar. Hemire ile hademe koridorda yata itip kaplarn ar
dnda kayboldular. Martinez bir arafn altndayd ama lmemiti,
nk yz arafla rtlmemiti.
^ D o k to r on dakika kadar kald muayene odasnda. Sonra yaz tah
tas ile kt dar.
"Jefferson Williams?" diye sordu.
Cevap alamad.
"Jefferson Williams burda m?"
Cevap yok.
"Mary Blackthorne?"
Cevap yok.
"Harry Lewis?"
"Evet doktor?"
"eri girin ltfen..."
ok ar ilerliyordu. Doktor be hasta daha muayene etti. Sonra
muayene odasndan kt, masaya gitti, bir sigara yakp on be dakika
hemire ile konutu. ok zeki birine benziyordu. Yznn sa tarafn
da bir tiki vard, yznn sa taraf srayp duruyordu. Kzl salar
ksmen krlamt. Gzlklerini karp takyordu sk sk. Baka bir
hemire gelip ona bir fincan kahve getirdi. Bir yudum ald, bir elinde
kahveyi tutarak dier eli ile kapy itti ve ieri girdi.
Muayene odasnn sekreterliini yapan hemire uzun beyaz kart
larla gelip isimlerimizi okudu. Yantlayann eline kartn iade ediyor
du. "Bu blm bugnlk kapanmtr. Arzu ediyorsanz yarn gelin
ltfen. Randevu saatiniz kartnza damgalanmtr."
Kartma baktm. 8.30 olarak damgalanmt.
30
Ertesi sabah ansm yaver gitti. Adm okudular. Doktor deimiti.
Soyundum. Scak, beyaz bir lambay stme tutup muayene etti beni.
Muayene masasnn ucuna oturmutum.
"Hnmmm, hmmmm," dedi, "uh, huh..."
ylece oturdum.
"Ne kadar zamandr var bunlar?"
99
100
31
Ertesi gn koridorda, yeil iskemlede oturmu, bekliyordum. Karm
da burnuyla sorunlu biri oturuyordu. Burnu ok krmz ve i et grnjjmndeydi, ok tombul ve uzun, ve kendi kendine byyordu. st
ste gelimi tabakalar halindeydi. Adamn burnunu bir ey rahatsz
etmi, burnu bymeye balamt. Burnuna baktm ve bakmamaya
altm. Adamn baktm fark etmesini istemiyordum, nk neler
hissettiini biliyordum. Ama ok rahat bir grnm vard adamn.
imand, her an uykuya dalacakm gibi oturuyordu.
nce onu ardlar: "Bay Sleeth?"
skemlesinde ne doru kmldad.
"Sleeth? Richard Sleeth?"
"Ha? Evet, burdaym ..."
Ayaa kalkp doktora doru yrd.
"Bugn naslsnz Bay Sleeth?"
"yiyim ... yok bir eyim ..."
Doktorun peinden muayene odasna girdi.
Bir saat sonra beni ardlar. Doktorun peinden bu kez baka bir
odaya girdim. Muayene odasndan daha byk bir odayd. Soyunup
masaya oturmam sylendi. Doktor bana bakt.
"Gerek bir vaka bu deil mi?"
"Evet."
Srtmdaki banlardan birini bastrd.
"Acd m?"
"Evet."
"Peki," dedi, "cerahati aktmay deneyelim."
Makineyi altrdn duydum. Sinek vzlts gibi bir ses k
yordu, snan ya kokusu geldi burnuma.
"Hazr msn?" dedi.
"Evet."
Elektrik inesini srtma dayad. Oyuluyordum. Ac korkuntu
Btn oday kaplad. Srtmdan kan szldn hissettim. Sonra ek
ti ineyi.
"imdi baka bir tane patlatacaz," dedi doktor.
neyi batrd. Sonra ekti ve baka bir tane patlatt. ki adam gir101
"Btn gn ne yapyorsun?"
"Yatakta kalyorum."
"ok kt bu."
"Yok, deil. Houma gidiyor."
"Bu acyor mu?"
"Devam et. Mhim deil."
"Btn gn yatakta kalmann nesi ho?"
"Kimseyi grmek zorunda kalmyorsun."
"yi bir ey mi bu sence?"
"Evet, tabii."
"Ne yaparsn yatakta?"
"Bazen radyo dinlerim."
"Ne dinlersin?"
"Mzik. Konumalar."
"Kzlar dnr msn?"
"Tabii. Ama onlar bitti benim iin."
"Byle dnmemelisin."
"Evimizin stnden geen uaklarn zaman izelgesini yaparm.
Her gn ayn saatte geerler. Zamanlarn bilirim. Birinin 11:15'te ge
eceini biliyorsam 11:10da motorun sesine kulak kabartrm, ilk sesi
duymaya alrm. Bazen duyduumu sanrm, bazen emin deilimdir
ama sonra duymaya balarm, uzaktan gelir. Sonra glenir. 11:15'te
stmden geer ve ses doruktadr."
"Her gn yapar msn bunu?"
"Burda deilsem."
"Dn," dedi Bayan Ackerman.
Dndm. Sonra yanmzdaki kouta biri barmaya balad. Sinir
hastalarnn bulunduu koutu. ok yksek sesle baryordu adam.
"Ne yapyorlar ona?" diye sordum Bayan Ackerman'a.
"Duta."
"Bu yzden mi byle baryor?
"Evet."
"Ben ondan kt durumdaym."
"Havr, deilsin."
Bayan Ackerman'dan holanmtm. aktrmadan baktm ona.
Yuvarlak bir yz vard, pek gzel saylmazd ama hemire kepi ona
yakyordu ve kahverengi gzleri iriydi. Gzlerini sevmitim. Kt
mendilleri p kutusuna atmaya giderken yryn izledim. Bayan
102
103
104
105
32
dm ..."
Tanrm, diye dndm, evimde hareket edemez miyim? Burda
yayorum ben.
Karanlk dolabn iinde diz kmtm. Beni orda bulmalarma
izin veremezdim.
Dolabn kapsn ani bir hareketle ap dar frladm. Koarak
gittim yanlarna.
"DIARI IKIN! OROSPU OCUKLARI!"
Bakakalmlard.
"DIARI IKIN! BURDA OLMAYA HAKKINIZ YOK! SZ LDRME
DEN IKIN!"
33
108
109
tu insanlarda.
Dnte tramvayn arka koltuklarndan birine oturup sarglarn
arasndan sigara itim. Yolcular bana bakyor ama ben umursamyor
dum. renmeden ok korku ifadesi vard gzlerinde imdi. Hep byle
kalmay mit ettim.
Son duraa kadar gidip tramvaydan indim. Hava kararmaya bala
mt', W ashington Bulvar ile Westview Caddesi kavanda durup in
sanlar izledim. bulacak kadar ansl olanlar evlerine dnyorlard.
Babam sahte iinden eve dnecekti birazdan. Ben isizdim, okula git
miyordum. Hibir ey yapmyordum. Sarglydm, bir sokak kesin
de durmu sigara iiyordum. Kabadaynn tekiydim, tehlikeliydim.
Bildiim eyler vard. Sleeth intihar etmiti. Ben intihar etmeyecek
tim. Birkan temizlemeyi yelerdim. Drt-be kii harcamadan git
meyecektim. Gsterecektim onlara bana dalamann ne olduunu.
Bir kadn bana doru yryordu. Bacaklar gzeldi. nce gzleri
nin iine, sonra bacaklarna baktm, yanmdan geerken de kna.
tim kn. Kn ve ipek oraplarnn dikiini ezberledim.
Sargl olmasaydm asla byle bir ey yapamazdm.
34
Ertesi gn yatakta uaklar beklemekten skldm, kalkp okul iin
alnm sar bir defter buldum. Bir kalem alp defterle yataa girdim
tekrar. izmeye baladm. Bacak bacak stne atm, etei kna k
m, yksek keli kadnlar izdim.
Sonra yazmaya baladm. I. Dnya Savanda yaam bir Alman
pilot hakknda yazyordum. Baron Von Himmlen hakknda. Krmz
bir Fokker'le uuyordu. Dier pilotlar sevmezlerdi onu. Onlarla ko
numazd. Yalnz ier, yalnz uard. Kadnlarla ilgilenmez, ama ka
dnlar ona baylrlard. Amt kadnlar. Zaman yoktu. Mttefik
uaklarn drmekle meguld. O gne dek 110 uak drmt ve
sava henz sona ermemiti. "lmn Ekim Kuu" diye adlandrd
krmz Fokker'i her yerde tannyordu. Dman piyadeleri bile, stle
rinden alak uarak kk paratlere bal ampanya ieleri brakp,
uaksavar ateini glerek karlarken onun kim olduunu biliyorlard.
Mttefikler en az be uakla saldrrlard ona. Yaral yzl, irkin bir
adamd, ama uzun bir sre baknca harikuladeydi - gzlerinde, tarzn
111
35
Sarglarn yarar olmutu. Los Angeles Belediye Hastanesi yararl bir
yntem bulmutu sonunda. banlar kurumutu. Kaybolmamlar am a
dzlemilerdi. Yenileri kp byyorlard yine de. Yeni banlar
patlatp tekrar sarglyorlard beni.
Patlatma ileminin sonu gelmiyordu. Defalarca katlanmtm, otuz
iki, otuz alt, otuz sekiz kez. Korku duymuyordum artk. lk seferinde
de korkmamtm. fke duymutum sadece. Ama fke de gitmiti.
Durumu kabullenme de sz konusu deildi, ireniyordum sadece, ba
ma byle bir ey geldii iin kendimden ve beni tedavi edem eyen
doktorlardan ireniyordum. Onlar da aresizdi, ben de. A ram zdaki
tek fark benim hasta oluumdu. Onlar yaamlarna dnp her eyi
unutabilirlerdi, oysa ben ayn yzle yaamak zorundaydm.
Ama deiiklikler vard yaammda. Babam i bulmutu. Los A n
geles Belediye Mzcsi'nin snavna girip beki olmutu. Snavlarda
baarlyd babam. Matematik ve tarihe baylrd. Snav kazand ve
sabahlar gidebilecei bir yeri oldu nihayet. bekiye ihtiyalar
vard, biri babam oldu.
Los Angeles Belediye Hastanesi bir ekilde babamn i bulduunu
rendi ve bir gn Bayan Ackerman, "Bu son tedavin Henry. zleye
ceim seni," dedi.
"Hadi, aka ediyor olmalsn," dedim, "ben bu elektrikli ineyi ne
kadar zleyeceksem sen de beni o kadar zlersin!"
Ama ok tuhaft o gn. ri gzleri suluydu. Burnunu s m k r d n duydum.
"Neyin var Janice?" diye sordu hemirelerden biri.
113
114
115
116
36
Chelsey Lisesi'nde yeni bir ey yoktu. Son snf rencilerinin bir ks
m mezun olmu ama yerlerini spor arabalar ve pahal elbiseleri olan
baka son snf rencileri doldurmutu. Kar karya gelmiyordum
onlarla. Bana bulamyor, yokmuum gibi davranyorlard. Kzlarla
meguldler. Snf iinde ve dnda yoksul ocuklarla konumazlard.
kinci dnemin ikinci haftasnda, akam yemeinde babamla ko
nutum.
"Bak," dedim, "sknt ekiyorum okulda. Haftada 50 sent harlk
veriyorsun bana. unu bir dolar yapamaz msn?"
"Bir dolar m?"
"Evet."
Azna bir atal dolusu dilimlenmi pancar turusu atp inedi.
Sonra yukar kalkk kalarnn altndan bana bakt.
"Sana haftada bir dolar versem senede 52 dolar eder, yani senin
cep harln iin bir haftadan fazla almam gerekecek."
Cevap vermedim. Dndm ama, bu hesapla hibir ey alamazd
insan: ekmek, kavun, gazete, un, st veya tra kremi. Hibir ey sy
lemedim nk nefret ediyorsan yalvarmazsm..
Zengin ocuklar kapnn nnden ok gibi frlayp, ayn ekilde
dnmeyi pek seviyorlard. Arabalar kayyor, patinaj ekiyor, kzlar et
raflarnda toplanrken gnein altnda parldyorlard. Dersler bir a
kayd, kolejde yerleri salamd, elencelikti dersler, iyi notlar alyor
lard, ellerinde kitapla grldkleri enderdi. Lastik yakarken, lk
atp kkrdayan kzlarla dolu arabalar ile kaldrmdan ok gibi frlarken
grlyorlard daha ok. Cebimde 50 sentle izliyordum onlar. Araba
kullanmay bile bilmiyordum.
37
Baz iyi anlar da var. Bir sredir arkadalk ettiim, benden bir ya
daha byk Gene'in, Harry Gibson adnda bir kez profesyonel olarak
dvm (kaybetmiti) bir arkada vard. Bir akamst Gene'in ar
ka bahesinde sigara iiyorduk, Harry Gibson elinde iki boks eldiveni
ile kageldi. Gene, ben, Gene'in aabeyleri Larry ve Dan, oturmu si
gara iiyorduk.
Harry Gibson kasntnn tekiydi. "ansn denemek isteyen var
m?" diye sordu. Kimse tek kelime etmedi. Gene'in byk aabeyi
Larry 22 yandayd. En irileriydi ama biraz ekingen ve tuhaft. Koca
bir kafa, tknaz ve yapl, salam, ama rkek. Ondan sonra en yal
olan Dan'e bakyorduk nk Larry, "Hayr, ben dvmek istemiyo
rum," demiti. Dan bir mzik dehasyd, bir burs almak zereydi.
118
Gene ve ben bir keresinde plak elle sabah dokuzdan akam altya
dek dvmtk. Gene iyi dvmt. Benim ellerim kkt, elle
rin kkse ya ok sk vurabilmeli ya da ok iyi boks yapabilmelisin.
Her ikisinden de biraz vard bende. Ertesi gn belden yukar yer yer
morarmtm, dudaklarm iti ve iki n diim sallanyordu. imdi de
beni marizleyen Gene'i marizleyen Harry ile dvmek zorundaydm.
Gibson nce sola doru dnd etrafmda, sola sonra saa ve bir
den stme geldi. Sol direini grmedim bile. Nereme geldiini bil
miyordum ama yere sermiti sol direk beni. Canm yanmamt ama
yerdeydim. Kalktm. Solu beni bu hale sokarsa sa ne yapard? Bir
eyler dnmek zorundaydm.
Sola doru dnmeye balad tekrar, benim soluma. Benden umdu
u gibi sama doru dneceime soluma doru dndm. nce ar
d, kar karya geldiimizde geni bir sol salladm, alnna isabet etti,
sert. Mthi bir duyguydu. Birine bir kez vurabilmisen ikinci kez de
120
vurabilirdin.
Sonra yz yzeydik ve stme geldi. Bir sol direk karmt ama
ayn anda bam eip yana ekmitim. San sallad ama skalad.
Sarldm ve alttan bir yumruk kardm. Ayrldk, profesyonel bir bok
sr gibi hissettim kendimi.
"Halledebilirsin onu Hank!" diye bard Gene.
"Hakla u herifi Hank!" diye bard Dan.
Sam nde tutarak stne gittim. Iskalamtm, sol apraz e
nemde patlad. Sar, yeil, krmz klar grdm ve san mideme
gmd. Bel kemiime kadar girmiti sanki. Yakalayp kenetlendim.
Ama korkmuyordum, yeni ve iyi bir duyguydu bu.
"ldreceim seni orospu ocuu!" dedim ona.
Sonra kafa kafayaydk, boks yapmyorduk. Yumruklar sert ve sk
geliyordu. Benden daha isabetliydi, daha gl, ama ben de sk otur
tuyor ve her seferinde kendimi ok iyi hissediyordum. Yedike daha
az hissediyordum yumruklarn. Karnm ieri ekmitim, iyi vakit ge
iriyordum. Sonra Gene ve Dan girdi aramza. Ayrdlar bizi.
"Neyiniz var sizin?" dedim, "Kesmeyin u ii! Onu gtrebili
rim!"
"Zrvalama Hank!" dedi Gene. "u haline bak."
Baktm. Gmleimin n kan ve irin lekeleri ile kaplyd. Yum
ruklar drt veya be ban patlatmt. G enele dvrken bama gel
memiti bu.
"Olmaz Hank, mikrop kapabilirsin," dedi Gene.
"Peki, tamam, karn eldivenleri," dedim.
Gene eldivenleri zd. Eldivenleri kardnda ellerimin titredi
ini fark ettim, kollarm da biraz titriyordu. Ellerimi cebime soktum.
Dan, Harry'nin eldivenlerini kard.
Harry bana bakt, "Baya iyisin."
"Saol, grrz ocuklar..."
Uzaklatm. Yrrken ellerimi cebimden kardm. Kaldrma var
dmda durup bir sigara ektim ve azma yerletirdim. Kibriti ak
mak istediimde ellerim o kadar titriyordu ki yapamadm. Gerek bir
kaytszlkla onlara el sallayp yrdm.
Eve dndmde aynada kendime baktm. Baya iyiydim. lerli
yordum.
Gmleimi karp yatan altna attm. stndeki kan temizle
121
38
Abe Mortenson'la taklmak, yeterince can skcyd ama ahman te
kiydi sadece. Bir ahmak balanabilir nk sadece bir ynde gider
ve kimseyi aldatmaz. Aldatanlar zyor insan. Jimmy Hatcher dz si
yah sal, ak tenli biriydi, benim kadar iri deildi ama yrrken
omuzlarn geriye atar, hepimizden iyi giyinir, iyi geinmek istedii
insanlarla iyi geinmeyi bilirdi. Annesi barmaiddi, babas intihar et
miti. Ho bir glmsemesi vard Jimmy'nin, dileri mkemmeldi, pa
ral ocuklardan biri olmamasna ramen kzlar ondan holanrlard.
Kzlarla konuurken grrdm onu. Onlara ne dediini bilmiyordum.
ocuklardan hibirinin kzlara ne dediini bilmiyordum. Eriilmezdi
kzlar benim iin, onlar yok sayyordum.
Ama Hatcherla taklmak ayr bir olayd. Htrf olmadn bili
yordum ama bana yapp duruyordu.
"Dinle Jimmy, neden peimi brakmyorsun? Hibir eyini sevmi
yorum senin."
"Hadi Hank, dostuz biz."
"Yok ya?"
"Evet."
Hatta bir keresinde ngilizce dersinde ayaa kalkp "Dostluun
Deeri" balkl bir deneme okumu, okurken bana bakp durmutu.
Aptal bir denemeydi, yumuak ve sradan, ama bitirdiinde herkes al
klamt ve ben, insanlar byle, sen ne yapabilirsin ki? diye geirmi
tim aklmdan. "Dostsuzluun Deeri" balkl bir kar deneme yaz
mtm ama retmen denememi snfta okutmamt. "D vermiti.
122
123
124
39
Bir pazar gn Jimmy beni kumsala gitmeye ikna etti. Yzmek isti
yordu. Srtm ban ve yara kapl olduu iin mayo ile grnmek iste
mezdim. Onun dnda iyi bir fiziim vard. Ama bunun farkna var
mazd kimse. yi bir gvde ve mthi bacaklar, ama dikkatlerini eken
onlar olmayacakt.
Yapacak bir ey yoktu, paraszdm ve ocuklar pazar gnleri so
kakta top oynamyorlard. Kumsal herkese aitti. Benim de hakkm
vard. Yaralarm ve banlarm yasaya kar deillerdi.
Bisikletlerimize atlayp yola ktk. Yirmi be kilometre yol vard
kumsala. Benim iin mesele deildi. Bacaklarm mthiti.
Culver City'ye kadar Jimmy'nin yannda srmtm. Sonra pedal
lara yklenmeye baladm. Jimmy zorlanmaya balamt. Derin ne
fesler aldn gryordum. Bir sigara ekip yaktm ve paketi ona do
ru tuttum. "ster misin Jimmy?"
"H ayr... saol..."
"Haval tfekle ku vurmaktan daha keyifli bu," dedim ona. "Da
ha sk yapmalyz bunu!"
Daha da bastrdm. Gcmn ounu kullanmamtm henz.
"Harika bir ey bu," dedim, "otuz birden bile iyi."
"Hey, yavala biraz!"
Arkaya dnp ona baktm. "yi bir dostla bisiklet yolculuuna
kmak kadar gzel ey yoktur. Hadi iyi dostum benim!"
Sonra btn gcm kullanp gazladm. Rzgr arpyordu yz
me. yi bir duyguydu.
"Hey, bekle! BEKLE, ALLAHIN CEZASI!" diye bard Jimmy.
Glmeye balamtm, iyice kaptrdm. ok gemeden yarm
blok, bir blok, iki blok gerideydi Jimmy. Kimse bilmiyordu ne mthi
olduumu, neler yapabileceimi, kimse. Mucizevi biriydim. Gne
her yere sarlar serpmiti ve bak gibi kesiyordum sarlar, iki teker
lek stnde bir deli baktm. Babam Hindistan sokaklarnda bir dilen
ciydi ama dnyann tm kadnlar bana baylyorlard...
Trafik klarna yaklatmda tam gaz gidiyordum. Sinyali bek
leyen iki sra arabann arasna daldm. Arabalar bile arkamda kalm
lard imdi. Uzun srmedi ama. Yeil spor bir araba yanat, adamn
yannda sevgilisi vard.
125
Jim'in fazla kalabalk olmayan bir yer semesi iin elimden geleni
yaptm. stmde gmleimle dururken normal hissediyordum kendi
mi, ama soyununca korunmaszdm. Bozulmam bedenlerinden tr
nefret ediyordum ordaki insanlardan. Gnelenen, yzen, yemek yi
yen, konuan, top oynayan tm allahn cezas insanlardan. Klarn
dan, yzlerinden, dirseklerinden, salarndan, gzlerinden, gbek de
liklerinden ve mayolarndan nefret ediyordum.
126
127
"Hey, evlat!"
"Ne?" Baktm adama. Yirmi be yalarnda, kollar kll ve dv
meli, iri biri.
"Ne yaptn sanyorsun lan sen?" diye sordu bana.
Sevgilisine hava atmaya alyordu. Kz iyi parayd, sar salar
rzgrda uuuyordu.
"S..tir lan!" dedim ona.
"Ne?"
" 'S..tir!' dedim."
Parmak gsterdim ona.
Yan bamda gitmeyi srdrd.
"Bu ocuun enle bu ekilde konumasna gz m yumacaksn
Nick?" diye sordu sevgilisi.
Yanmda sryordu hl.
"Hey, evlat," dedi Nick, "ne dediini iyi duymadm. Tekrarlayabi
lir misin?"
"Evet," dedi fstk, sar salar rzgrda uuurken.
yice tepemi attrd bu. Kz fena halde bozmutu kafam.
Adama baktm. "Peki," dedim, "bela m aryorsun? Park et. Ben
belaym."
Gazlayp nme geti, yarm blok ilerde park edip ani bir hareket
le kapy at. Dar karken geni bir yay izerek ondan uzaklatm,
arkamdan gelen Chevy'nin nn kesmitim, kornaya bast. Yan so
kaklardan birine saparken aynn kahkahasn duyabiliyordum.
Adam gittikten sonra tekrar Washington Bulvar'na kp birka
blok pedalladm, sonra bisikletten indim ve otobs durandaki sra
lardan birine oturup Jim'i bekledim. Grnmt zaten. Yanma ya
natnda uyuyormu gibi yaptm.
"Hadi, Hank! Yeme beni!"
"Selam Jirn? Geldin mi?"
128
129
rek. ok ciddiydik. Ben bile ciddiydim. nsann kanna giren bir yan
vard. Aptalcayd, hepimiz biliyorduk aptalca olduunu ama beyni
mizde bir ey klik ediyor, gerekten kaptryorduk kendimizi. Ordu
emeklisi bir adam vard bamzda, Albay Sussex. Bunamaya bala
mt, tkr aa, enesine akard. Konumazd. Madalyadan ge
ilmeyen niformas ile dolanp liseden maa alyordu. Manevralar
mz yaparken elinde skor tuttuu bir yaz tahtas olurdu. Bir tepede
durup elindeki tahtaya bir eyler yazard - herhalde. Ama kimin ka
zandn sylemezdi bize. ki taraf da zafer iddia ederdi. Aramzn
almasna neden oluyordu.
Temen Herman Beechcroft en iyileriydi. Babasnn bir frn, bir
de hazr yemek fabrikas vard, her ne demekse. Neyse, en iyileri oy
du. Her manevra ncesi ayn konumay yapard.
"Unutmayn, dmandan nefret etmelisiniz! Annenizin ve kz kar
deinizin rzna gemek ister dman! Bu canavarlarn annenizin ve
kz kardeinizin rzna gemesini ister misiniz?"
Temen Beechcroftun enesi yoktu neredeyse. Yz birden biti
yordu, enesinin olmas gereken yerde kk bir dme vard. Bir sa
katlk saylp saylamayacandan emin deildik. Gzlerindeki fke
olaanstyd ama. Bir ift mavi, parlak, sava ve zafer simgesi.
"Whitlenger!"
"Evet komutanm!"
"Bu heriflerin annenin rzna gemesini ister miydin?"
"Benim annem ld komutanm."
"Bala... Drakel"
"Evet komutanm!"
"Bu heriflerin annenin rzna gemesini ister miydin?"
"Hayr komutanm!"
"yi! Unutmayn, sava bu! Merhameti kabulleniriz ama merha
met etmeyiz. Dmandan nefret etmelisiniz. ldrn dman! l
bir insan sizi malup edemez. Yenilgi bir hastalktr! Tarih zaferle ya
zlr! MD GDP HAKLAYALIM OROSPU OCUKLARINI!"
Stratejimizi saptayp ncler yolladk ve allarn arasndan sr
nerek, ilerledik. Albay Sussex'i elinde tahtasyla tepede grebiliyor
dum. Maviler Yeillere kar. Her birimizin sa koluna renkli bir kur
dele balyd. Biz Mavilerdik. allarn arasnda srnmek cehennem
den beterdi. Bcekler, talar, dikenler ve toz... Nerde olduumu bil
miyordum. Takm liderimiz Kozak bir yerlere kaybolmutu. letiim
130
131
Ayaa kalktm.
"Sana bir tane akacam galiba, g.t!"
Yz deniz rzgrnda ekiciydi. Yerdeki halini grebiliyordum.
Bir solucan gibi kvrlp, beyaz tabanl ayaklaryla tepinirken.
Jim geri ekildi.
"Sakin ol Hank. Telefon numaralarn sana verebilirim istersen!"
"Senin olsun. O allahn cezas aptal kulaklarn yok bende!"
"Peki, peki, arkadaz biz, unuttun mu?"
Birilerinin yazlk evinin arka bahesine kilitlediimiz bisikletleri
mize doru yrmeye baladk. Yrrken ikimiz de gnn kimin g
n olduunu biliyorduk, birini kst oturtmak bunu deitirmeye
cekti. Daha fazlasna ihtiyacm vard. Uzun salar rzgrda uuan
spor arabadaki sarna belki.
40
132
133
41
Askerlik spordan uzak tutmutu beni, oysa dier ocuklar her gn top
oynuyorlard. Okul takmlarna girip nleniyor, kzlar gtryorlard.
Benim gnlerim gnein altnda askeri yrylerle geiyordu genel
likle. Yrrken tek grdm nmdekinin kulaklar ve kyd. ok
gemeden askeri kurallar canm skmaya balamt. Dierleri botlar
n parlatp manevralara katlmaktan haz duyuyorlard. Bana anlamsz
geliyordu. lerde parampara olmalar iin eitiyorlard onlar. te
yanda, kendimi bir futbol kask ve omuzlar vatkal mavi beyaz 69 nu
maral forma ile eilmi, blge savcsnn olu soldan 60 metrelik bir
kou ile say yapsn diye, nefesi tacos kokan acmasz bir orospu ocu
unun nn kesmeye hazrlanrken de gremiyordum. Sorun seim
lerini hep iki kt arasnda yapmak zorunda kalnandayd, ve seimin
ne olursa olsun bir param daha kesiyorlard. Kesecek bir ey kalma
yana dek. nsanlarn ou yirmi be yanda mahvolmtur. Araba s
ren, yemek yiyen, ocuk sahibi olan, kendilerine en ok benzeyen ba
kan adayna oy vermek gibi her eyi yaplabilecek en kt ekilde ya
pan g.tlerden olumu bir toplum.
134
135
Bir masa lambas. Vitrin cam iten ve dtan kirliydi. Kahverengi kir
tabakasnn arasndan iki oyuncak kpek setim. Bir minyatr piyano.
Byle eyler satyorlard. Pek ekici deildiler. erde mteri yoktu,
satc da gremiyordum. Daha nce defalarca nnden getiim, ama
durup incelemediim bir dkknd.
eri baktm ve houma gitti. Hibir hareket yoktu ierde. Dinle
necek, uyunacak bir yerdi. lyd ierdeki her ey. eri mteri gir
memesi kaydyla memnuniyetle alrdm orda.
Vitrinden uzaklap yrdm bir sre. Bulvara gelmeden hemen
nce kaldrmdan indim ve ayamn dibinde geni bir yamur gideri
grdm. Dnyann barsaklarna inen koca bir kara az gibiydi. Eli
mi cebime sokup madalyay kardm, bolua braktm. Doru iine
gitti. Karanlkta kayboldu.
Sonra kaldrma kp eve yrdm. Eve girdiimde annemle ba
bam temizlik yapmaktaydlar. Cumartesiydi. imleri biip dzelt
mem, iekleri sulamam gerekiyordu.
elbiselerimi giyip dar ktm, babam siyah ve kt kalarnn
altndan beni izlerken garajn kapsn atm, im-bieri dikkatle geri
geri kardm, bier henz dnmyor, ama bekliyordu.
42
"Abe Mortenson gibi olmaya almalsn," dedi annem, "btn ders
leri 'A'. Sen neden hi 'A' alamyorsun?"
"Henry bitmi," dedi babam. "Olum olduuna inanamyorum ba
zen."
"Mutlu olmak istemiyor musun Henry?" diye sordu annem. "G
lmsemiyorsun hi. Glmse ve mutlu ol."
"Kendine acmaktan vazge. Erkek ol!"
"Glmse Henry!"
"Ne olacak senin halin? Hayatla nasl baedeceksin? Hrs yok sen
de!"
"Neden gidip Abe'i grmyorsun? Konu onunla, onun gibi olma
y ren," dedi annem ...
M ortenson'larn kapsn aldm. Kap ald. Abe'in annesi amt.
"Abe'i gremezsin. Ders alyor."
136
138
139
43
142
143
"Tabii. O da iiyor."
Buzdolabn kapatt.
"Jim, babann annen yznden beynini datt doru mu?"
"Evet. Telefon etmiti. Anneme silah olduunu syledi. Bana
dnmezsen kendimi ldreceim. Bana dnecek misin?' diye sordu
ona. Annem 'Hayr' dedi ve bir silah patlad, hepsi bu."
"Annen ne yapt?"
"Telefonu kapatt."
"Tamam. Akam grrz."
Evdekilere Jimmy'ye dev yapmaya gittiimi syledim. Tam bana
gre bir dev, diye dndm kapdan karken.
"yi ocuktur Jimmy," dedi annem.
Babam bir ey demedi.
Jimmy dolaptan birka bira kard ve baladk. ok honuttum
durumdan. Jimmy'nin annesi bir barda alyor, ikiden nce eve dn
myordu. Ev bize aitti.
"Annenin gzel vcudu var Jim. Baz kadnlarn vcutlar nefis
oluyor, oysa dierlerinin ou sakatm gibi duruyorlar, neden acaba?
Neden btn kadnlarn nefis vcutlar yok?"
"Tanrm, bilmiyorum. Btn kadnlar ayn olsalard sklrdk on
lardan belki de."
"Biraz daha i. ok yava iiyorsun."
"Peki.
"Birka bira daha itikten sonra seni marizlerim belki."
"Biz dostuz Hank."
"Dostum yok benim. ."
"Tamam. Acelen ne?"
"Etki etmesi iin abuk imeliyiz."
Birka kutu daha atk.
"Ben kadn olsaydm eteim kmda dolar, erkeklerin s..ini kal
drrdm," dedi Jim.
"Senden ireniyorum."
"Annem iini ien biriyle gryordu."
"Ne?"
"Doru. Btn gece beraber iki itikten sonra adam kvete uza
nr, annem de azna iermi. Sonra da yirmi be dolar verirmi anne
me."
144
146
147
44
nmde uzanan yolu grebiliyordum. Yoksuldum ve yoksul kalacak
tm. Para deildi zellikle istediim. Bilmiyordum ne istediimi. Ha
yr, biliyordum. Saklanabileceim, saklanp hibir ey yapmak zorun
da kalmayacam bir yer istiyordum. Bir ey olma dncesi beni kor
kutmakla kalmyor, hasta ediyordu. Avukat, danman, mhendis veya
benzer bir ey olmay dnmek bile olanakszd benim iin. Evlen
mek, ocuk sahibi olmak, aile kurumunun kafesine girmek. Her sabah
ayn ie gidip akam dnmek. Olanakszd. Aile pikniklerine katl
mak, Noel, 4 Temmuz, i Bayram, anneler gn... Bu tr eylere
katlanmak iin mi dnyaya geliyorduk? Bulaklk yapmay, akam
lar kk odamda iki iip szmay yelerdim.
Babamn mthi bir plan vard. "Olum, insan yaamnda bir ev
sahibi olmak iin almal. lnce ev oluna kalr. Olu da bir ev sa
148
hibi olup lr ve evleri oluna brakr. Etti iki ev. Sonra onun olu bir
ev sahibi olur, etti e v ..."
Aile yaps. Aile yapsnn dknle kar zaferi. nanyordu bu
na. Aileyi al, iine biraz Tanr ve Vatan kartr, gnde on saat ala
can ii de kat, ite buydu gerekli olan.
Babama, ellerine, yzne, kalarna baknca benimle hibir ilgisi
olmadn gryordum. Bir yabancyd. Annemse yok gibiydi. Lanet
liydim. Babama baknca edepsiz bir skclktan baka bir ey gremiyordum. En kts baarszlktan herkesten daha ok korkmasyd.
Birka asrlk kyl kan ve eitimi. Chinaski'lerin kan kk ve ha
yali kazanlar iin gerek yaamlarn feda eden bir kyl-uak zinciri
ile bozulmutu. Aralarnda, "Ben bir ev istemiyorum, btn evleri isti
yorum, hemen\" diyecek kadar cesur bir tek kii kmamt.
Ben zengin ocuklarn patinaj ekerek parlak renkli elbiseler giy
mi kzlar gtrmelerini izlerken, o beni onlarn elit havas belki bana
da bular dncesiyle yollamt o liseye. Yoksullarn genellikle
yoksul kaldklarn renmitim oysa. Zenginlerin yoksullardan gelen
pis kokuyu aldklarn, bunu biraz da elendirici bulmay rendikleri
ni. Glmek zorundaydlar, ok korkun olurdu yoksa. Bu ekilde dav
ranmay renmilerdi. Asrlarn deneyimine sahiptiler.
Kahkahalar atan ocuklarn parlak arabalarna bindikleri iin asla
affetmeyeceim o kzlar. Ellerinde deildi tabii ki, ama yine de belki
diye dnyor insan... Ama hayr, belkiler filan yoktu. Varlkl ol
mak zafer demekti ve zafer tek gerekti.
Hangi kadn bir bulakyla yaamay seer?
Lise yaantm boyunca ilerde ne olacam dnmemeye al
tm. Bu dnceleri geciktirmek daha cazipti.
Mezuniyet balosu gelip atmt. Kzlarn jimnastik salonunda ya
plyordu, canl mzik, gerek bir orkestra. Neden yapmtm bilmiyo
rum ama yrdm o gece oraya, evden be kilometre. Karanlkta, darda durup demir parmaklkl pencereden ieri baktm ve atm kal
dm. Kzlar bymlerdi sanki, gsterili ve hotular, uzun tuvaletle
rin iinde harikulade grnyorlard. Tanyamamtm onlar neredey
se. Smokin giymi ocuklar da iyi grnyor, kollarnn arasndaki
kzlarla dimdik dans edip yzlerini kzlarn salarna dediriyorlard.
ok gzel dans ediyorlard. Mzik yksek, net, gzel ve glyd.
149
45
Mezuniyet treni. Bamzda kep, stmzde cppe, salona girip sra
lar doldurduk. ylda bir eyler renmitik sanrm. mlamz d
zelmiti herhalde, bedenen de gelimitik. Ben hl bakirdim. "Hey,
Henry, bekretten yrttn m?" "Hayatta," diye cevap verirdim.
Yanmda Jimmy Hatcher oturuyordu. Mdr konumasn yap
yor, bok fsnn dibini gerekten kazyordu. "Amerika frsatlar lke
sidir ve kadn veya erkek, istekli olan herkes baarabilir..."
"Bulak," dedim.
"Kpek yakalaycs," dedi Jimmy.
"Hrsz," dedim.
"p, dedi Jimmy.
"Tmarhane hademesi," dedim.
"Amerika cesurdur, cesur insanlar tarafndan kurulmutur... Bi
zim toplumumuz adil bir toplumdur."
"Birka kii iin," dedi Jimmy.
"... adil bir toplumdur ve gkkuann bitimindeki d arayan
herkes..."
"Kll bir bok paras bulur," diye nerdim.
"... ve hi tereddtsz, o korkun Bunalm dnemini 10 yl geride
brakm 1939 Yaz Mezunlarnn, imdiye kadar izleme zevkini tatt
151
"Ne? inanmyorum!"
"Orospu ocuu! Gnm pi etti! Zaten bir eye benzemiyordu
ama iyice iine etti imdi!"
"Sana parmak gsterecek cesareti bulduuna inanamyorum."
"Onun yapaca trden bir davran deil. Birinden yardm m al
yor sence?"
"Ne dneceimi bilmiyorum."
"Onu nefes almadan ikiye blebileceimi biliyor."
"Bl onu ikiye!"
"Ama o kazand, anlamyor musun? Beni artarak."
"Bas kna tekmeyi."
"Okuduu kitaplardan bir eyler renmi olabilir mi orospu o
cuu? O kitaplarda bir ey olmadn biliyorum nk her drt sayfa
dan birini okudum."
"Jimmy Hatcher!" Sra ona gelmiti.
"Rahip," dedi.
"Tavuk hrsz," dedim.
Jimmy gidip diplomasn ald. Deli gibi alkladm. Onunki gibi
bir anne ile yaayabilen herkes alklanmay hak eder. Geri geldi ve
oturup altn kz ve ocuklarn diplomalarn aln izledik.
"Zengin olduklar iin sulayamazsn onlar," dedi Jimmy.
"Hayr, ailelerini suluyorum."
"Ve bykbabalarn."
"Evet, yeni arabalarn ve gzel sevgililerini almaktan mutluluk
duyarm, toplumsal adalet s..imde bile olmaz."
"Evet," dedi Jimmy, "insanlar adaletsizlii sadece kendi balarna
gelince dnyorlar."
Altn kz ve ocuklar sahneye kp inmeyi srdryorlard. Ben
oturmu Abe'i marizleyip marizlemeyeceimi dnyordum. Kepi ve
cppesi ile kaldrma seriliini gzmn nne getirebiliyordum,
lk atan kzlar "tanrm, bu Chinaski yatakta gerek bir boa olmal!"
diye dnrken.
te yandan, Abe mesele deildi. Ha vard ha yoktu. Onu bir yum
rukta devirmek iten bile saylmazd. Yapmamaya karar verdim. Za
ten kolunu krmtm, annesi sonunda bizi dava etmekten vazgemiti.
Bu kez kafasn krarsam kesin dava ederlerdi. htiyar son kuruuna
kadar temizlerlerdi. Umursayacamdan deil. Beni annem dnd
ryordu: aptalcasna ac ekerdi: anlamsz ve nedensiz.
152
153
dm. Kadn durdu. "Bekle bir dakika," dedi Jimmy'ye, "Henryyi kut
lamak istiyorum."
Jimmy beklerken Clare yanma geldi. Yzn yzme yaklatrd
iyice. Jimmy'nin duyamayaca bir perdeden konuarak, "Dinle tat
lm, gerekten mezun olmak istersen bana gel, diploman vereyim,"
dedi.
"Saol Clare. Grrz belki."
"Taaklarn koparacam Henry!"
"phem yok Clare."
Jimmy'nin yanma gitti ve yrdler.
ok eski bir araba yanat, durdu, ve motoru stop etti. Annemin
aladn grebiliyordum, iri yalar szlyordu yanaklarndan.
"Henry, bin arabaya! Ltfen bin! Baban hakl ama seni seviyo
rum!"
"Bo ver, gidecek yerim var."
"Hayr, Henry, arabaya bin!" diye feryat etti. "Bin yoksa lrm!"
Gidip arka kapy atm, arka koltua oturdum. Motor alt ve
yola koyulduk tekrar. Orda oturmutum, Henry Chinaski, 39 Yaz M e
zunu, parlak geleceine gidiyor. Hayr, gtrlyor. lk krmz kta
motor stop etti. Yeil yandnda babam hl arabay altrmaya a
lyordu. Arkamzda biri kornaya bast. Babam arabay altrd ve
hareket ettik. Annem alamay kesmiti. Bu ekilde yol aldk, konu
madan.
154
155
46
bulmak gt hl. Mears-Starbuckdan telefon edip, gelecek pazar
tesi iba yapmam sylediklerinde kulaklarma inanamamtm. eh
rin birok yerine gidip bavuru formu doldurmutum. Yapabilecek
baka bir ey yoktu. Bir i istemiyordum ama ailemle de yaamak iste
miyordum. Mears-Starbuckn elinde binlerce bavuru formu olmaly
d. Beni setiklerine inanamyordum. ehrin birok yerinde ubeleri
olan bir maazalar zinciriydi Mears-Starbuck.
Ertesi pazartesi elimdeki kesekdmda le yemeimle ie yr
yordum. yeri eski lisemden birka blok tedeydi.
Neden beni setiklerini anlayamyordum hl. Bavuru formunu
doldurduktan sonra sylei sadece birka dakika srmt. Doru ce
"Anlyorum."
"le yemeinden dndnde altndaki aral zmbalyorsun.
le yemei yarm saattir."
"Yarm saat. Anladm."
"Akam karken son aral zmbalyorsun. Gnde drt zmba et
ti. Sonra evine, odana, nerde uyuyorsan oraya gidersin ve ertesi gn
gelip drt kez daha zmbalarsn, kovulana, ayrlana veya emekli olana
dek."
"Anladm."
"Ve bilmeni isterim ki u anda senin de aralarnda bulunduun ye
ni personele yapacam tantm konumam geciktirdin. Burda ben so
rumluyum. Szm kanundur ve senin isteklerin hibir ey ifade et
mez. enle ilgili houma gitmeyen bir ey olursa -backlarn bala
y, san taray veya osuru biimin g ib i- kendini sokakta bulusun."
"Evet, efendim.
Telal bir gen kz girdi ieri, yksek kelerinin stnde koar
ken kahverengi salar arkasnda uuuyordu. Dar ve krmz bir elbi
se giymiti. Ar rujlu dudaklar arpcyd. Teatral bir ekilde kartn
ald, saate sokup zmbalad ve biraz heyecanl bir ekilde i ekerek
yerine yerletirdi.
Ferris'e bakt.
"Selam, Eddie!"
"Selam, Diana!
Diana tezghtar kzlardan biri olmalyd. Ferris yanna gitti. Durup
konutular. Ne konutuklarn duyamyordum ama gltklerini duy
dum. Sonra ayrldlar. Diana uzaklap, onu alt blme gtrecek
asansr beklemeye balad. Ferris elinde kartmla bana doru geldi.
"Kartm zmbalayacam imdi Bay Ferris," dedim ona.
"Ben senin iin zmbalarm. e doru balaman istiyorum."
Ferris kartm saate koyup bekledi. Saatin tkladn duydum ve
kola bast. Kartm yerine koydu.
"Ka dakika ge kalmm Bay Ferris?"
"On dakika. imdi beni takip et.
Drt erkek ve kadn. Hepsi yal. Salya zrlyd hepsi. Az
larnn kelerinde kk tkrk kmeleri olumutu. Tkrk kuru
yup beyaz bir renk alm, st yeni tkrkle slanmt. Kimi ok in
ce, kimi ise ok imand. Bazlar miyoptu, bazlar titriyordu. Yal
adamlardan biri parlak renkleri olan bir gmlek giymiti ve srtnda
158
bakalm."
Mears-Starbuckda krk yedi yl alabilirim diye dndm.
Kendime kak bir sevgili bulur, sol kulam kestirir, Ferris emekli
olunca onun yerine geerdim.
Ferris hangi tatilleri sabrszlkla bekleyeceimizi syleyip konu
masn tamamlad. nlklerimizi verip dolaplarmz gsterdiler ve
yeraltndaki depoya indirdiler bizi.
Ferris de orda alyordu. Telefonlara bakyordu. Telefonu her
atnda ahizeyi sol eliyle kesik sol kulana gtryor, sa elini sol
koltuk altna yerletiriyordu.
"Evet? Evet? Hemen yolluyorum!"
"Chinaski!"
"Evet, efendim."
" amar blm ne..."
Sonra sipari irsaliyesini alp gerekli paralar ve her birinden ka
adet istendiini not ederdi. Bir kez bile telefonda konuurken yapmad
bunu, hep kapattktan sonra.
"Bu paralar bul, i amar blmne gtr, imza al ve dn."
Hep ayn cmle.
lk sevkiyatm i amar olmutu. Paralar drt lastik tekerlekli
yeil el arabama koyup asansre gitmitim. Asansr st katlardayd,
arma dmesine basp bekledim. Bir sre sonra asansrn aa
geldiini grdm. ok yavat. Yer hizasna gelince kaplar ald, tek
gzl bir albino duruyordu karmda. Tanrm.
Bana bakt.
"Yenisin deil mi?"
"Evet."
"Ferris'i nasl buldun?"
"Bence harika biri."
Ayn odada yayor, yemei srayla piiriyor olabilirlerdi, neme
lazm.
"Seni yukar karamam."
"Neden?"
"Sacam."
Asansrden kp uzaklat.
stmde nlm, ylece bekliyordum. ler byle yrrd ge
nellikle. Ya valiydin ya da p, ip cambaz veya banka soyguncusu,
160
161
47
Mears-Starbuck'da ilk -drt gnm aynyd. Her eyin alld gibi
gitmesi gven verici bir eydi Mears-Starbuck'da. Kast sistemi doal
karlanyordu. Depo elemanlarna batan savma birka kelime dn
da tek sz eden tek bir sat eleman yoktu. Ve bu beni etkiliyordu.
Yeil arabam srerken kafa yoruyordum. Sat elemanlarnn depo
162
"Evet?"
"Burda esprileri ben yaparm. Anladn m?"
"Anladm."
"A kulaklarn. Erkek Giyimi Reyonu'ndan bir sipariim var."
Sipari irsaliyesini elime tututurdu.
"Bu siparii hazrla, teslim et, imza al ve dn."
Erkek Giyimi Reyonu Bay Justin Phillips Junior tarafndan yne
tiliyordu. yi yetitirilmi, kibar, yirmi iki yalarnda biriydi Justin.
ok dik dururdu, salar ve gzleri koyu renkti, dudaklarnda skntl
bir ifade olurdu. Talihsiz bir elmack kemii eksiklii sz konusuydu
ama pek gze arpmyordu. Solgundu, harikulade kolal gmleklerle
koyu renk takm elbiseler giyerdi. Tezghtar kzlar baylrlard ona.
Hassas, akll ve zekiydi. Atalarndan biri ona bu hakk geirmi gibi
biraz da kabayd ayn zamanda. Sadece bir kez gelenei bozup konu
mutu benimle. "Yzndeki irkin izler ok zc olmal, deil mi?"
Arabam Erkek Giyimi Reyonu'na doru iterken Justin Phillips
dimdik durmu, ba hafife yana eik, sanki bizim grmediimiz ey
ler grr gibi bir yerlere bakyordu. Bir eyler gryordu oralarda. yi
yetitirilmi insanlar byleydiler belki de, ne bileyim. Etrafndakiler
den ok stnm gibi davrand kesindi. Bu ekilde davranp stne
para almak iyi numarayd becerebilirsen. Ynetimin ve tezghtar kz
larn houna giden de buydu belki. Yapt ie gerekten layk olma
yan, ama yine de yapan biriyle kar karyaydk.
Yanna gittim. "te sipariiniz Bay Phillips."
Beni fark etmemi gibiydi, insan krlyordu, ama te yandan daha
iyiydi bylesi. Justin bolua, asansrn tam stne bakarken mallar
tezghn stne koydum.
Altn kahkahalar geldi kulama birden, dnp baktm. Chelsey
Lisesi'nden benle ayn yl mezun olmu bir gruptan geliyordu kahka
halar. Kazak, ort ve benzeri eyler deniyorlard. Drt yllk lise eiti
mim boyunca onlarla bir kez bile konumadm iin sadece sima ola
rak tanyordum. Liderleri Jimmy Nevvhall'du. yldr yenilmezliini
srdren futbol takmmzn sol bekiydi. Salar harikulade bir saryd,
gne sann bir yerlerinde parldard mutlaka, gne veya snfn
klar. Kaln, gl bir boynu vard ve stne usta bir yontucunun
elinden km mkemmel bir erkek ocuu yz oturtulmutu. Her
yeri olmas gerektii gibiydi: burnu, alm, enesi, her yeri. Bedenen de
164
166
48
"Demek bir hafta bile srdremedin iini?"
Kfteyle spagetti yiyorduk. Benim sorunlarm yemek masasnda
tartlrd hep. Yemek saati mutsuz geerdi hep.
Babamn sorusunu yantlamadm.
"Ne oldu? Neden bastlar kna tekmeyi?"
Cevap vermedim.
49
Yaz boyunca i aradm ve bulamadm. Jimmy Hatcher uak fabrika
snda bir i yakalamt. Hitler Avrupa'da ilerleyip isizlere i imkn
yaratyordu. Bavuru formlarmz beraber teslim etmitik Jimmy ile.
Ayn eyleri yazmtk, tek fark Doum Yeri olarak benim Almanya,
onun Reading, Pasadena yazm olmasyd.
"Jimmy i buldu. Ayn okuldan mezunsunuz ve enle yat," dedi
annem. "Sen niye giremedin uak fabrikasna?"
"almay sevmeyen insan fark eder onlar," dedi babam. "Bu
nun tek istedii yatana uzanp senfonik mzik dinlemek!"
"Canm, ocuk mzikten holanyor. O da bi ey."
"Ama YARARI y o k ! e YARAMIYOR."
"Ne yapsn?"
"Bir radyo istasyonuna gidip o tr mzii sevdiini sylesin, i is
tesin."
"Byle yrmyor bu iler. O kadar kolay deil."
"Nerden biliyorsun. Denedin mi?"
"Sylyorum, mmkn deil.
Babam azna bir domuz pirzolas soktu. inerken yal ksm
dudaklarndan sarkyordu. dudaklyd sanki. Sonra o paray ieri
emdi ve anneme bakt. "Gryor musun Anne, olann almaya ni
yeti yok.
Annem bana bakt. "Henry, neden yemiyorsun?"
tim."
"nanmyorum."
A m a doruydu. Baz irketlerin elemana ihtiyalar olmad hal
de gazetelere i ilan verdikleri de doruydu. Personel blmn me
170
171
172
173
Ters sylemitim.
"Bay Chinaski," dedi Bay Hamilton, "ltfen oturun."
Oturdum. Dazlak'n suuydu.
50
174
175
na.
Pijama yoktu.
"Saklad pijamasn! Bir yere saklad!"
Elbiselerimi yerde brakp yoklamann yapld top sahasna git
tim. kinci sradaydm. Birka kez melip kalktm. Arkamda duran
iri biri dikkatimi ekti. Sras geldiinde ismini rendim. Sholom
Stodolsky.
"Chinaski," dedi, "bokun tekisin."
"Benle urama koum, sam solum belli olmaz."
"Urayorum enle ite."
"Sabrm tarma iko."
"Biyoloji Binas ile tenis kortu arasndaki yeri biliyor musun?"
"Grmlm var.
"Bedenden sonra orda bekleyeceim seni."
"Anlatk," dedim.
Gitmedim. Bedenden sonraki dersleri asp bir tramvaya atladm,
Pershing Meydan'na gittim. Banklardan birine oturup birilerinin ka
pmasn bekledim. Uzun sre hibir ey olmad. Sonunda bir dindar
la bir ateist kapt. Pek iyi deillerdi. Ben agnostiktim. Agnostiklerin
tartacak pek bir eyleri yoktur. Parktan kp Yedinci Cadde ile Broadvvay kavana yrdm. ehrin merkeziydi oras. Orda da karya
geebilmek iin klarn deimesini bekleyen insanlarn dnda pek
bir ey yoktu. Bacaklarmn kandn hissettim birden. Pijamam
dolabn stnde brakmtm. Ne boktan bir gn olmutu, bandan so
nuna. "W" tramvayna atlayp en arkaya oturdum, eve dndm.
51
niversitede holandm tek renci tandm, Robert Becker. Yazar
olmak istiyordu. "Yazmakla ilgili her eyi reneceim. Bir arabann
paralarn skp tekrar monte etmek gibi bir ey olacak."
" gibi yani," dedim.
"Yapacam, kafama koydum."
Becker benden birka santim ksa ama daha geniti, gl bir ya
ps vard. ri omuzlar, iri kollar.
"ocukken bir hastalk geirdim," dedi bana. "Bir ylm yatakta
iki tenis topunu skarak geirdim, her elimde bir tane. Kalktmda
176
byle olmutum."
Geceleri kurye olarak alyor, niversite masraflarm kendi kar
lyordu.
"Nasl i buldun?"
"Birini tanyan birini tanyorum."
"Bahse girerim ki seni marizlerim."
"Belki evet, belki hayr. Beni ilgilendiren tek ey yazmak."
Baheye bakan kameriyede oturuyorduk. ki tip beni kesiyordu.
Sonra sordu biri. "Hey," dedi, "sana bir ey sorabilir miyim?"
"Sor bakalm."
"Yahu, ilkokulda psrn tekiydin, seni hatrlyorum. imdi ise
sert birisin. Ne oldu?"
"Bilmiyorum."
"Sinik bir tip misin?"
"Muhtemelen."
"Sinik olmaktan mutlu musun?"
"Evet."
"yleyse sinik deilsin, nk sinikler mutlu deildirler."
Vodvilvari bir ekilde el sallayp uzaklatlar, glerek.
"Bozum ettiler seni," dedi Becker.
"Hayr, fazla istekliydiler."
"Sinik misin gerekten?"
"Mutsuzum. Sinik olsaydm kendimi daha iyi hissederdim herhal
de."
Kameriyeden aa atladk. Dersler bitmiti. Becker kitaplarn
dolabna koymak istedi. Dolabna gidip kitaplarn braktk. Be-alt
sayfa yaz verdi bana.
"Al, oku bunu. Bir yk."
Benim dolabma gittik. Dolabm ap kesekdn verdim ona.
"Al bir yudum ..."
Bir ie porto arab vard kesekdmda.
"Srekli bulundurur musun?" diye sordu.
"Bulundurmaya alrm."
"Baksana, bu gece bo gecem, gelip arkadalarm tanmak ister
misin?"
"nsanlar pek iyi gelmez bana."
"Bunlar farkl."
"yle mi? Nerde? Senin evinde mi?"
177
178
179
52
Avrupa'da sava iyice kzmt,, Hitler'in yararna. rencilerin ou
bu konuda sessiz kalmay yeliiyorlard. Ama hocalar konuuyordu,
neredeyse hepsi sol grl ve A lm an kartydlar. Ekonomiye gelen
Bay Glasglow dnda tek sa gjrl hoca yoktu, o da ok temkinliy
di bu konuda.
182
183
184
185
186
187
188
89
Bir banka soyardm belki. Veya baka bir lanetli eylemde bulu
nurdum. Alevli bir ey. Tek bir frsat geiyordu eline, cam silicisi ol
mann lemi var myd?
Bir sigara yakp tepeden inmeyi srdrdm. Umutsuz geleceinin
dncesiyle ldran bir ben miydim?
O iri siyah rmceklerden bir tane daha grdm. Yzmn hizasndayd, anda, yolumun stnde. Sigaram stne tuttum. Koca a
rmcein sramas ile titreyip sallanmt. Andan atlayp kaldr
ma dt. Korkak katillerdi hepsi. Ayakkabmla ezdim onu. Yaama
ya, deer bir gn olmutu, iki rmcek ldrm, doann dengesini
bozmutum - bcekler ve sinekler yiyecekti bizi imdi.
Tepeden aa koyuldum tekrar, sonuna gelmitim ki allardan
biri sallanmaya balad. Kral rmcek peimdeydi. Kozumu payla
mak iin o tarafa doru yrdm.
Annem frlad allarn arkasndan. "Henry, Henry, eve gitme, eve
gitme, baban ldrecek seni!"
"Nasl yapacak bunu? Onu dvebilirim."
"Hayr, ok fkeli Henry! Eve gitme, ldrr seni! Saatlerdir burda bekliyorum!"
Korkuyla bymt annemin gzleri, ok gzeldiler, iri ve kah
verengi.
"Bu kadar erken ne ii var evde?"
"Ba aryormu, leden sonra izin alm."
"Senin ite olduunu, yeni bir i bulduunu sanyordum."
Bir evde temizlik ii bulmutu.
"Gelip ald beni! Delirmi! ldrecek seni!"
"zlme anne, stme gelirse bi gzel marizlerim onu, sz veri
yorum."
"Henry, ksa yklerini bulup okumu!"
"Okumasn hi istemedim ki ondan."
"ekmecende bulmu! Okumu onlar, hepsini!"
On-on iki kadar ksa yk yazmtm. Birine bir daktilo verirsen
yazar olur. amar ve orap ekmecemin kt kaplamasnn altna
gizlemitim onlar.
"yi," dedim, "moruk ortal kartrrken parmaklarn yakm."
"Seni ldreceini syledi! Bu tr ykler yazp onunla ayn at
altnda yaayan bir olu olamazm!"
Kolundan tuttum onu. "Eve gidelim anne, grelim re yapacak
190
191
53
m ..."
"Btn giysilerini n baheye frlatt, kirli amarlarn, daktilo
nu, bavulunu ve yklerini!"
"yklerimi mi?"
"Evet, onlar da.
"ldreceim onu!"
Ondan uzaklap 21. Sokak'ta, Longvvood Caddesine doru yr
meye baladm. Peimden geliyordu.
"Henry, Henry, gitme oraya."
Gmleimden ekiyordu zavall kadn.
"Henry, dinle, kendine bir oda bul! Henry, on dolarm var! Bu on
dolar al ve bir oda bul kendine!"
Dndm. Onluu bana uzatt.
"Bo ver," dedim. "eker giderim."
"Al paray Henry! Benim iin al! Annen iin!"
"yi, peki..."
Onluu alp cebime koydum.
"Saol, ok para bu."
"Ziyan yok Henry. Seni seviyorum Henry ama gitmek zorunda
sn."
Ben eve doru yrrken o koarak nden gitti. Sonra her eyi gr
dm: n baheye salmlard, kirli amarlar, temiz elbiseler, ak
bavul, oraplar, gmlekler, pijamalar, eski bir sabahlk, frlatlmt
her ey, baheye ve sokaa. Ve rzgrda uuan sayfalar grdm, her
yere yaylmlard.
Annem koarak eve girerken babamn duyabilmesi iin bararak
seslendim arkasndan. "SYLE ONA DIARI IKSIN K ALLAHIN CEZA
SI KAFASINI KOPARABLEYM!"
54
Filipin Mahallesinde, Temple Soka'nda bir oda buldum. Haftal
dolar elli sentti ve ikinci kattayd. Evsahibeme -o rta yal bir sar
n - bir haftalk kiray pein verdim. Banyo ve tuvalet holn sonun
dayd ama odada iemek iin bir leen vard.
lk gecemde evin giriinin yanndaki bar kefettim. ok honut
tum. Merdivenleri kmak yeterliydi, odamdaydm. Bar kk esmer
adamlarla doluydu ama bundan rahatszlk duymamtm. Filipinliler
hakknda ok ey duymutum - beyaz kadnlardan, zellikle sarn
lardan holanrlar, stiletto dedikleri kk hanerler tarlar, hepsi ay
n lde olduu iin yedi kii aralarnda para toplayp aksesuarlaryla
birlikte bir takm elbise alr, haftada bir gece srayla giyerlerdi. George Raft'n bir yerde Filipinliler'in moda eilimlerini saptadklarn sy
lediini okumutum. Sokak kelerinde durup boyu penislerinin uzun
luunu gsteren ince altn zincirler evirirlerdi.
Barmen Filipinliydi.
"Yenisin deil mi?"
"Yukarda oturuyorum. renciyim."
"Veresiyemiz yok."
Tezghn stne birka dolar koydum.
"Bir Eastside ver bana."
ieyle dnd.
"Kz durumu nedir buralarda?"
Parann bir ksmn ald.
"Ben hibir ey bilmem," dedi ve kasaya gitti.
Bar kapattm o gece. Kimse bulamad bana. Birka sarn, Fili
pinli adamlarla ktlar ordan. Adamlar sk iiyorlard. Kk gruplar
halinde kafa kafaya verip sessizce glyorlard. Holanmtm onlar193
198
199
55
arap istiyorum."
"Ben aacam engelleri," dedi Becker. "Bir gn gelecek kitaplar
m ktphanelerin raflarnda greceksin."
"Yazmaktan sz etmeyelim."
"Senin yklerini okudum," dedi Becker, "ok kzgnsn, her ey
den nefret ediyorsun."
"Yazmaktan sz etmeyelim."
"Thomas W olfe'u al m esela..."
"Allah belasn versin Thomas Wolfe'un! Telefonda konuan yal
bir kadndan farksz!"
"Peki. Senin adamn kim?"
"James Thurber."
"Btn o burjuva sslemelere ramen mi?"
"O herkesin deli olduunu biliyor."
"Thomas Wolfe kkleri toprakta bir yazardr."
"Sadece g.tler yazmaktan sz ederler.
"Sen bana g.t m diyorsun?"
"Evet..."
Bardaklara arap koydum.
"O niformay stne geirdiin iin salan birisin."
"Bana nce g.t dedin, imdi de salak diyorsun, enle dost olduu
muzu sanyordum."
"Dostuz. Kendini korumadn dnyorum, hepsi bu."
"Seni ne zaman grsem elinde iki var. Sen buna kendini koru
mak m diyorsun?"
"Bildiim tek yol bu. ki olmasayd boazm oktan kesmitim."
"Palavra."
"e yarayan hibir ey palavra deildir. Pershing Meydan'ndaki
vaizlerin kendi Tann'lar var. Kendi tanrmn kann iiyorum ben."
Bardam diktim ve boalttm.
"Gereklerden kayorsun sen."
"Neden olmasn?"
"Gereklerden kaarsan asla iyi bir yazar olamazsn."
"Ne zrvalyorsun sen? Yazarlarn yapt bu\"
Becker ayaa kalkt. "Benle konuurken sesini ykseltme."
"stediin ne, s..imi kaldrmak m?"
"S..in yok senin!"
Kulann arkasna bir sa karp gafil avladm onu. Barda elin-
2.02
203
56
Bir pansiyonun n penceresinde bo oda ilan gzme arpt, taksiye
durmasn syledim. Taksicinin parasn deyip n balkona gittim, ka
py aldm. Bir gece nceki kavgann sonucu tek gzm morarm,
dierinin alt alm, burnum ve dudaklarm imiti. Sol kulam
kpkrmzyd, her dokunuumda vcudumdan elektrik gemi gibi
oluyordum.
Yal biri at kapy. stnde atleti vard, nne kurufasulye dk
m olmalyd. Salar krlam ve bakmszd, sakal trana ihtiyac
vard ve berbat kokan slak bir sigara iiyordu.
205
207
57
Bir gn ngilizce dersinde Bayan Curtis dersten sonra snfta kalmam
istedi.
M thi bacaklar ve peltek bir konumas vard, ikisi bir arada
mahvediyordu beni. 32 yalarnda, kltrl ve klas hatundu, ama her
kes gibi allahn cezas bir liberaldi ve bu fazla orijinalite veya kavga
gerektirmiyor, Franky Roosevelt hayranlndan teye gidemiyordu.
Franky'den holanyordum, bunalm srasnda yoksullara i yaratan
programlar baarl olmutu. Kendine has bir tarz da vard. Yoksulla
r umursadn sanmyorum, ama byk oyuncuydu, harika bir sesi,
ok iyi yazarlar vard. Ama savaa sokmak istiyordu bizi. Tarih kitap
larna geecekti bylece. Savam bakanlar daha gl oluyor, iler
de tarih kitaplarnda onlara daha ok yer veriliyordu. Bayan Curtis'in
Franky'den pek fark yoktu, bacaklar ok daha gzeldi sadece. Zaval
l Franky'nin bacaklar yoktu ama beyni harikuladeydi. Baka bir lke
de ok gl bir diktatr olabilirdi.
Son renci de snftan ktktan sonra krsye gittim. Bayan Cur
tis glmsedi bana. Saatlerdir bacaklarn izliyordum ve bunu biliyor
du. Ne istediimi ve bana retebilecei hibir ey olmadn biliyordu.- Y alnz bir keresinde belleimde yer eden bir laf etmiti. Kendi d
ncesi deildi tabii ki, ama houma gitmiti yine de:
"Halkn aptalln abartmak mmkn deildir."
"Bay Chinaski," dedi ban kaldrarak, "snfmzda kendini ok
zeki sanan renciler var."
"yle mi?"
"Bay Felton snfmzn en zeki rencisidir."
208
"Tamam."
"Nedir seni rahatsz eden?"
"Ne?"
"Bir ey var... seni rahatsz eden."
"Belki."
"Bu son dnemin, yle deil mi?"
"Nerden bildiniz?"
O bacaklar gzlerimle son kez yemitim. Kampsn bir snak
olduuna karar vermitim. Yaamlarn srekli kampste geiren man
yaklar vard. niversite yaam yumuak ve gereklerden uzakt. Darda, gerek dnyada seni nelerin beklediinden sz etmiyorlard.
Beynini teorilerle dolduruyor, kaldrmlarn ne kadar sert olduunu
sylemiyorlard. niversite tahsili insan sonsuza dek mahvedebilirdi.
Kitaplar yumuatyordu insan. Kitabn brakp sokaa ktnda ki
taplarn sana sz etmedikleri eyler bilmek zorundaydn. O dnemden
sonra niversiteden ayrlmaya karar vermitim, Kokarca ve etesine
dahil olurdum belki, bir market, hatta bir banka soyacak kadar cesur
biri kard karma belki de.
"Brakacan biliyordum," dedi yavaa.
" 'Balayacan' demek daha yerinde olurdu."
"Savaa gireceiz. 'Bremen Denizcileri'ni okudun mu?"
"New Yorker tarz edebiyattan hazzetmem."
"Gnmzde olup bitenleri bilmek istiyorsan o tr dergileri oku
malsn."
"Sanmyorum."
"Her eye isyan ediyorsun. Hayatla nasl baedeceksin?"
"Bilmiyorum. Yoruldum bile."
Uzun sre krssne bakt Bayan Curtis. Sonra ban kaldrd.
"Bu savaa ekiliyoruz, ka yok. Katlacak msn?"
"Bunun nemi yok, belki hayr, belki evet."
"yi bir denizci olurdun."
Glmsedim, denizci olmay dndm, sonra da sildim kafam
dan.
"Bir dnem daha kalrsan, istediin her eye sahip olabilirsin,"
dedi.
Bana bakt, ne kastettiini ok iyi biliyordum ve o da ne kastetti
ini ok iyi bildiimi biliyordu.
"Hayr," dedim, "ayrlyorum."
209
210
211
rm kanat gibi rparak. Ayaa kalktm, bam dnyordu. nce Becker beni nakavt etmiti, imdi de bu sadist maymun. Kokuyordu, i
renti; gerekten ktyd orospu ocuu.
Stapen'in pas baarl olmamt. Kafa kafaya verdik.
"Bir fikrim var," dedim.
"Ne?" diye sordu Joe.
"Topu ben ataym, sen blok yap."
"Yok, byle devam edelim," dedi Joe.
Ayrlp dizildik. Lenny topla eildi, Stapen'e frlatt. Kong stme
geliyordu. Omuzumu indirip ona doru komaya baladm. ok glyd. Ona arpnca geriye srayp dorulmutum ki tekrar geldi s
tme, omuzunu bak gibi gmmt boluuma. Dtm. Hemen
doruldum ama kalkmak gelmiyordu iimden. Nefesimle sorunum
vard.
Stapen'in ksa pas yerini bulmutu. nc deneme. Toplanp ko
numadk bu kez. Top Stapen'e geldiinde Kong ve ben birbirimize
doru komaya baladk. Son anda ayaklarm yerden kesip stne
sradm. Btn arlm boynuna ve bana binmiti, dt. Der
ken sk bir tekme salladm, enesine isabet etmiti. kimiz de yerdey
dik. nce ben kalktm. Kong kalkarken yananda ve aznn kenarn
da kan vard. Yerlerimize dndk.
Stapen'in pas baarl olmamt. Drdnc deneme. Stapen topu
utlamak iin geriledi. Kong kendi takmnn tutucusunu korumak iin
geri ekilmiti. Tutucu topu tuttu ve bize doru komaya baladlar.
Kong topu tayan oyuncunun yolunu ayordu. Onlara doru kotum.
Kong yine stne srayacam sanmt. Bu kez eilip dizlerine sa
rldm. Sert dmt, yznn stne. Gafil avlanmt, kollarn a
m yatyordu. Yanna koup meldim. Ensesinden serte kavrayp
boynunu sktktan sonra dizimi bel kemiine gmdm. "Hey Kong,
iyi misin dostum?"
Dierleri koarak yanmza gelmilerdi. "Sakatland galiba," de
dim. "Hadi, yardm edin de sahadan karalm onu."
Bir koluna Stapen yapt, dierine ben, saha dna srkledik
onu. Yan izgiye yakn bir yerde sendelermi gibi yapp sol ayamla
bileini inedim.
"Ah," dedi Kong, "ltfen yalnz brakn beni..."
"Sana yardm etmeye alyoruz dostum."
Yan izgiye vardmzda onu yere braktk. Kong oturup azn
212
213
214
215
58
Arada srada sefilhaneye gidip dolanyor, kendimi gelecee hazrlyor
dum. Houma gitmiyordu orda grdklerim. Ordaki erkek ve kadnla
rn zel bir cesaretleri veya parltlar yoktu. Herkesin istedii eyleri
istiyorlard onlar da. Rahatsz edilmeden sokaklarda dolaabilen bir
ka deli de vard. ok yoksul ve ok zengin kesimlerde delilerin ge
nellikle rahat brakldklar dikkatimi ekmiti. Benim de birka tah
tam eksikti. ocukluumdan beri bende bir tuhaflk olduunu biliyor
dum. Yazgmda katil, banka soyguncusu, tecavzc, rahip veya mn
zevi olmak var diye hissediyordum. nsanlardan uzak bir snak bul
malydm kendime. Seflhane irenti. Sradan bireyin yaam skc,
lmden de beterdi. Baka arem yoktu. Eitim bir tuzakt sadece. Al
dm azck eitim beni daha pheci yapmt zaten. Doktorlar, avu
katlar, bilim adamlar, neydi bunlar? Bireysel davran ve dnme
zgrln kaybetmi insanlar. Barakama dnp itim.
Orda oturmu ierken intihar olasln dndm, ama tuhaf bir
ekilde bedenimden ve varlmdan honuttum. Ne kadar korkmu ol
salar da benimdiler. Aynaya bakp srttm: gideceksen beraberinde,
sekiz, veya on, veya yirmi kiiyi de gtr...
Aralk aynn bir cumartesi akamyd. Odamdaydm, her zaman-
kinden daha ok imi, sigaralar birbiri ardndan yakarak kzlar, ken
ti, ileri ve nmdeki yllar dnmtm. Geleceime baktmda
grdklerim hi i ac deildi. nsan dman, veya kadn dman
deildim ama yalnz kalmay seviyordum. Kk bir odada iki ve si
gara ierek yalnz olmak gzeldi. yi elik etmiimdir kendime hep.
"Ne dedi?"
"Hi. Svazlayp durdu."
"km kendim svazlayp otuz iki dolan cebimde tutmay ye
lerdim."
"Bebek gibi kzd ama."
"Allah kahretsin, gerek bir geri zeklyla uygun adm yryo
rum."
"Bir gn yazacam btn bunlar. Ktphane raflarnda olaca
m: BECKER. 'B'ler biraz zayf, yardma ihtiyalar var."
"ok fazla sz ediyorsun yazmaktan," dedim.
218
219
"Tamam."
Biralar geldi.
Sessizce oturuyorduk. Becker'in kendi dncelerine daldn
hissedebiliyordum, denizci olmay, yazar olmay, dzmeyi dn
yordu. yi bir yazar olacakt muhtemelen. ok istekliydi. ok sevdii
bir sr ey vard mutlaka: kartaln uuu, allahn cezas okyanus, do
lunay, Balzac, kprler, sahne oyunlar, Pulitzer dl, piyano, allahn cezas ncil.
Kk bir radyo vard barda. Popler arklardan biri alyordu.
arknn ortasnda kesinti oldu. Spiker girdi araya. "imdi gelen bir
habere gre Japonlar Pearl Harbor' bombaladlar. Tekrar ediyorum:
Japonlar biraz nce Pearl Harbor' bombaladlar. Tm askeri persone
lin birliklerine dnmeleri istenmitir!"
Birbirimize bakyorduk, duyduklarmz kavrayamamtk henz.
"Evet," dedi Becker, yavaa, "gitmem gerek."
"Biran bitir," dedim ona.
Becker bir yudum ald.
"Tanrm, aptal bir orospu ocuunun makineliyi bana dorultup
tetii ektiini dnsene."
"Mmkn bu."
"Hank."
"Ne?"
"Birliime kadar otobste bana elik eder misin?"
"Yapamam bunu."
Barmen 45 yalarnda, karpuz gbekli, kk gzl biriydi, bize
doru geldi. Becker'e bakt, "Birliine dnmen gerekiyor deil mi?"
Tepem att. "Hey, iko, brak da ikisini bitirsin, tamam m?"
"Tabii, tabii... Sana bir iki smarlayaym denizci, ister misin?
Bir viskiye ne dersin?"
"Yok," dedi Becker, "istemiyorum."
"Hadi," dedim ona, "i. Barm korumak iin leceini hesapl
yor."
"Peki," dedi Becker, "ierim."
Barmen Becker'e bakt.
"Arkadan ok hrn..."
"Ver ikisini," dedim.
Dier mteriler Pearl Harbor' tartyorlard heyecanla. Daha n
ce birbirlerine tek sz etmemilerdi. Canlanmlard imdi. Kabilenin
gelecei tehlikedeydi.
Becker ikisini ald. Duble viski. Dipledi.
"Sana daha nce sylemedim," dedi, "kszm ben."
"Allah kahretsin," dedim.
"Hi olmazsa otobs terminaline kadar gel benimle."
"Olur."
Kalkp kapya doru yrdk.
Barmen ellerini nlne silip duruyordu. nln iyice kaldr
m, heyecanla siliyordu ellerim.
"ansn ak olsun Denizci!" diye bard.
Becker dar kt. Kapnn nnde durup arkama, barmene bak
tm.
"I. Dnya Sava'ndaydn deil mi?"
"Evet, evet..." dedi sevinle.
Becker'e yetitim. Koarcasna yrdk terminale. Askerler termi
nali doldurmaya balamlard. Heyecan vard havada. Bir denizci
geti koarak.
220
221
"Biliyorum."
ylece duruyorduk.
"Paray atman gerek," dedi olan.
"Senin burda ne iin var?" diye sordum ona. "Neden okulda deil
sin?
"Pazar bugn."
On senti makineye attm. Olan tetiklerini ekmeye balad, ben
de benimkileri. Yanl seim yapmt. Boksrnn sol kolu bozuktu,
yarm kalkyordu. Rakibinin enesine ulamas olanakszd. Sa kolla
almak zorundayd. Ardan almaya karar verdim. Benim boksrm
mavi ortluydu. Ani ataklar yapp geri ekiliyordum. MeksikalI olan
harikuladeydi, vazgemiyordu. Sol kolu brakm sadece sa kolun te
tiine basyordu. Her iki tetie de basarak maviliyi ileri srdm. O
lan krmzlnn sa kolunu sallayp duruyordu. Mavili birden devrildi.
Sert devrilmiti, mekanik bir klank sesi ile.
"Devirdim seni abi," dedi olan.
"Kazandn," dedim.
Heyecanlanmt olan. Knn stne devrilmi maviliye bak
yordu.
"Tekrar oynayalm m?"
Duraksadm. Nedenini bilmiyorum.
"Paran m bitti abi?"
"Yok, hayr."
"Hadi yleyse, tekrar dvelim."
Makineye bir on sentlik daha attm ve mavi ortlu dikildi. Olan
tek tetie basmaya balad, krmz ortlu sa yumruunu durmakszn
sallyordu. Maviliyi bir sre geride tutup hamlemi planladm. Sonra
bam salladm olana. Mavili ataa kalkmt, iki kolunu da sallyor
du. Kazanmam gerektiini hissediyordum. ok nemliydi sanki. Ne
den nemli olduunu bilmiyor, kendime srekli neden nemli olduu
nu soruyordum.
imde bir ses, nk nemli diye yant veriyordu.
Sonra mavili devrildi yine, sert, ayn klank sesi ile. Kk, yeil
kadife uhann stnde srtst yatn izledim.
Sonra dnp dar ktm.
223
Metis Edebiyat
ISBN 975-342-071-4
9789753420723