Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 112

CHARLES BUK0WSK1

EKMEK
ARASI

ngilizce'den eviren:
AV PARDO

METS EDEBYAT

Charles Bukowski
EKMEK ARASI
Charles Bukowski 1920 ylnda Almanya'da do
du. ki yandayken ailesiyle birlikte ABD'ye, Los
Angeles'a g etti. lk yksn yirmi drt yan
dayken yaymlayan Bukowski, otuz be yanda
iir yazmaya balad. 1994 ylnda len Bukowski'nin iir ve yklerini toplayan krk be kitap ya
ymlanm, yaptlar eitli dillere evrilmi, yk
ve iirleri dnyann pek ok lkesinde dergilerde
yer almtr. lkemizde ilk kez Sokak dergisinde
kan ykleriyle tandmz Bukowski'nin ya
ptlar arasnda unlar sayabiliriz: The Roominghouse Madrigals: Early Selected Poems 19461966 (1988), Hollywood (roman, 1989; Yap Kre
di Yaynlan, 1992, ev. Avi Pardo), Factotum (ro
man, 1975; Metis Yaynlan, 1994, ev. Avi Par
do), Post Office (roman, 1971; Postane, mge Kitabevi, 1993, ev. Kbra Ataman).
Metis Yaymlan'nda daha nce, yazann yk
lerinden yine Avi Pardo'nun dilimize evirdii iki
derlemeye de yer vermitik: Kasabann En Gzel
Kz (1992) ve Byk Zen Dn (1993).

Metis Yaynlan
pek Sokak No. 9, Beyolu/stanbul

Charles Bukowski

Metis Edebiyat Dizisi: 78


Ekmek Aras, Charles Bukowski
zgn Ad: Ham on Rye
Charles Bukowski, 1982

EKMEK
ARASI

Birinci Basm: Nisan 1995


Bu evirinin btn yaym haklan
Metis Yaynlan'na aittir
Yayn Ynetmeni: Mge Grsoy Skmen

ngilizceden eviren:
AV PARDO
ISBN 975-342-072-2

Dizgi: Metis Yaynclk Ltd.


Bask: Yaylack Matbaas, Cilt: rnek Mcellithanesi

&
M ETS YAY INLARI

1
ilk anmsadm, bir eyin altnda olduum. Bir masann altndaydm,
bir masa aya grdm, insanlarn bacaklarn ve masa rtsnn sar
kan bir parasn. Karanlkt oras, orda olmaktan honuttum. Alman
ya olmalyd. Bir veya iki yandaydm. 1922 senesi. yi hissediyor
dum kendimi masann altnda. Halya ve insan bacaklarna gne
vurmutu. Gne n seviyordum. nsan bacaklar ilgin deildi,
sarkan masa rts, masa aya, gne daha ilginti.
Sonra h i ... sonra bir Noel aac. Mumlar. Ku sslemeleri: gaga
larndan kk brtlen dallar sarkan kular. Bir yldz. Kavga eden
iki iri insan. Yemek yiyen insanlar, srekli yiyen insanlar. Ben de yi
yordum. Kam yle bklmt ki, yemek yemek istediimde sa
elimle tutmak zorundaydm. Sol elimle tutarsam kan d ksm a
zma bakyordu. Ka sol elimle tutmak istiyordum.
ki insan: biri daha iri ve kvrck sal, iri bir burnu var, byk bir
az, gr kalar; iri olan srekli fkeli, baryor bazen; daha ufak
olan sessiz, yuvarlak yzl, solgun, gzleri iri. kisinden de korkuyor
dum. Bazen bir nc kii olurdu, boyun ksm dantelli elbiseler gi
yen iman biri. ri bir bro takyor, yz stnden kllar kan siil
lerle kapl. "Emily" diyorlar ona. Mutlu deildiler bu insanlar bir ara
da. Emily babaannemdi. Babamn ad "Henry idi. Annemin ad "Kat
ilerine". Adlaryla hitap etmiyordum onlara. Ben "Henry Junior" idim.
Genellikle Almanca konuuyordu bu insanlar, balarda ben de Alman
ca konuuyordum.
Babaannemin ilk anmsadm sz udur: "Hepinizi gmece
im!" lk sylediinde yemee balamak zereydik, daha sonralar da
bu cmleyi tam yemek ncesi sylemeyi srdrd. Yemek yemek ok
nemliydi. Patates presi ve et suyu, zellikle pazarlar. Rosto, Alman
sosisi, ravent, tuzlama lahana, bezelye, havu, spanak, al fasulye,
tavuk, kfte, spagetti ve ravioli. Soan yahnisi, kukonmaz ve her pa
zar vanilya dondurmal ilek pastas. Kahvaltda yumurta, kzarm
5

ekmek ve sosis. Bazen rek ve pastrmal yumurta. Kahve srekli


vard. Ama en iyi patates presini, et suyunu ve babaannemin "hepini
zi gmeceim!" deyiini anmsyorum. Amerika'ya geldikten sonra,
Los Angeles Pasadena'dan krmz tramvaya binip sk sk ziyaretimize
gelirdi. Biz T-Model Ford'umuzla seyrek giderdik onu grmeye.
Babaannemin evini severdim. Biber aalarnn altnda kk bir
evdi. Emily'nin kanaryalarnn her biri ayr bir kafesteydi. Bir ziyareti
mizi zellikle anmsyorum. Babaannem kularn uyuyabilmesi iin
ku kafeslerine beyaz klflar geiriyordu. nsanlar iskemlelerine otur
mu laflyorlard. Odada bir piyano vard, piyanoya oturup tulara
vurdum, insanlar konuurken piyanodan kan sesleri dinledim. Nere
deyse ses vermeyen son tulara bastmda kan sesleri seviyordum
en ok. Birbirlerine arpan buz paracklarnn kardklar sesleri
artryorlard.
"Keser misin unu!" dedi babam yksek sesle.
"Brak alsn ocuk," dedi babaannem.
Annem glmsedi.
"Bu ocuk," dedi babaannem, "onu beiinden alp pmek istedi
imde burnuma bir yumruk att."
Onlar konumay, ben de piyanonun tularna basmay srdrm
tm.
"Neden akort ettirmiyorsun unu?" diye sordu babam.
Sonra, bykbabam grmeye gideceimiz sylendi bana. Baba
annemle bykbabam ayr yayorlard. Bykbabamn kt biri oldu
u, nefesinin kt koktuu syleniyordu.
"Nefesi neden kokuyor?"
Cevap vermediler.
"Nefesi neden kokuyor?"
"er."
T-Model arabamza binip Leonard bykbabay ziyarete gittik.
Eve geldiimizde terastayd bykbaba. Yal ama dimdik. Alman
ya'da subayken Amerika sokaklarnn altn olduunu duymu, g et
miti. Altn deildi sokaklar, o da bir inaat irketine mdr olmutu.
Dierleri arabadan inmediler. Bykbaba parmak sallad bana.
Biri kapy at, inip ona doru yrdm. Salar tamamen beyaz ve
uzundu, sakal da yle. Yaknlanca gzlerinin parladn grdm,
bana bakan iki mavi ktlar. Bir mesafe brakp durdum.
"Henry," dedi bykbaba, "sen ve ben, birbirimizi tanyoruz. eri

gel."
Elini uzatt. Yanna gidince nefesindeki kokuyu aldm. ok kesifti
koku, grdm en gzel adamd ama, ve beni korkutmuyordu.
Evine girdim. Bir iskemleye doru gtrd beni.
"Otur, ltfen. Sevindim seni grdme."
Baka bir odaya gitti. Sonra bir teneke kutuyla dnd.
"Bu sana. A."
Kutunun kapan kurcalamaya baladm, aamyordum.
"Dur," dedi, "bana ver."
Kapan gevetip kutuyu bana geri verdi. Kapa ektim ve kutu
nun iinde bir ha duruyordu. Kurdeleli bir Alman ha.
"stemem," dedim, "sende kalsn."
"Senin," dedi, "yapkanl bir rozet."
"Teekkr ederim."
"Gitsen iyi olacak. Seni merak ederler."
"Peki, alasmarladk."
"Gle gle, Henry. Dur, bekle..."
Durdum. ki parman pantolonunun kk cebine sokup br
eliyle uzun bir altn zinciri ekmeye balad. Sonra da altn cep saatini
hediye etti bana, zinciriyle.
"Teekkrler, bykbaba."
Darda bekliyorlard, T-Model'e bindim ve uzaklatk. Yol bo
yunca birok eyden sz ettiler. Srekli konuurlard. Babaannemin
evine dnerken de durmadan konumular, ama bykbabamdan bir
kez bile sz etmemilerdi.

2
T-Model arabamz anmsyorum. Yksek bir arabayd, yan taraflarda
ki ahap kaplamalarn dosta bir grnmleri vard. Souk gnlerde,
sabahlar ve genellikle baka zamanlarda da mar basmaz, babam mo
toru manivela ile nden altrmak zorunda kalrd, defalarca evirir
di kolu motor alana dek.
"Bunu yaparken kolunu krabilir insan. At gibi tepiyor."
Anneannemin bizi ziyaret etmedii pazarlar arabamzla gezintiye
kardk. Bizimkiler portakal bahelerini severlerdi, kilometrelerce
portakal aalar, iek amak zere ya da portakal dolu. Bir piknik

Emily bykannenin gelmedii bir pazar sabahyd.


"Gidip Ben'i grmeliyiz," dedi annem, "lyor."
"Emilyden dnyann parasn dn ald. Kumar, kadn ve ikiye
gitti paralar."
"Biliyorum," dedi annem.
"Emily ldnde hi para brakmayacak."
"Yine de gidip Ben'i grmeliyiz. Sadece iki haftas kalm diyor
lar."
"Peki, peki, gideriz."
T-Model'e binip yola ktk. Yol uzundu, annem yolda inip iek
ald. Dalara doru gidiyorduk. Dan eteine vardk ve trmanmaya
baladk. Yol kavisliydi. Ben Amca tepedeki sanatoryumda kalyordu,
veremdi.
"Ben'i burda tutmak Emily'ye pahalya patlyordur," dedi babam.
"Leonard yardm ediyordur belki."
"Metelik yok onda. Sarho olup datt hepsini."
"Leonard bykbabay seviyorum ben."
"ocuklar grnmeli, ama sesleri kmamal," dedi babam. Sonra,
"Ah, o Leonard, ocuklarna sadece sarho olduu zaman iyi davranr

d. Bizimle akalap para verirdi. Ama ertesi gn ayldnda dnya


nn en kt adamyd tekrar," diye devam etti.
Gzel trmanyordu T-Model da yolunu. Hava ak ve gneliy
di.
"te geldik," dedi babam. Arabay sanatoryumun park yerine
doru yneltti ve arabadan indik. Annemle babamn peinden binaya
girdim. Odasna girdiimizde Ben Amca yatanda oturmu pencere
den dar bakyordu. Biz ieri girerken ban evirip bize bakt. ok
yakkl bir adamd. nceydi, siyah salar, parldayan koyu renk gz
leri vard. Parlak bir k sayordu gzleri.
"Merhaba Ben," dedi annem.
"Merhaba Katy." Sonra bana bakt. "Henry mi bu?
"Evet."
"Oturun."
Babam ve ben oturduk.
Annem ayakta duruyordu. "Bu iekler iin bir vazo yok mu,
Ben?"
"ok gzel iekler, teekkr ederim, Katy. Hayr, odada vazo
yok."
"Ben bir vazo bulaym," dedi annem.
Elinde ieklerle odadan kt.
"Sevgililerin nerde imdi, Ben?"
"Arada srada uruyorlar."
"Eminim."
"Uruyorlar.
"Katherine seni grmek istedii iin hurdayz."
"Biliyorum."
"Ben de istedim seni grmeyi Ben Amca. ok gzel adamsn ben
ce."
"Km gibi gzel," dedi babam.
Annem dnd, iekleri bir vazoya koymutu.
"Pencerenin yanndaki u masaya koyaym."
"ok gzel iekler, Katy."
Annem oturdu.
"Fazla kalamayacaz," dedi babam.
Ben Amca elini iltenin altna sokup bir paket sigara kard,- bir
tane ekti ve bir kibrit akp yakt. Derin bir nefes ekip duman sald.
"Sigara imenin yasak olduunu biliyorsun," dedi babam. "O i

10

fi

3
Hahamn iki erkek kardei vard. Knn ad Ben, bynn
John'du. Alkolik ve baarszdlar ikisi de. Annemle babam sk sk sz
ederlerdi onlardan.
"kisi de bir baltaya sap olamad," dedi babam.
"Kt bir aileden geliyorsun," dedi annem.
"Senin kardein de bir bok deil!"
Daym Almanya'dayd. Babam hep kt konuurdu onun hakkn
da.
Bir de enitem vard. Jack, halam Elinore'un kocas. Jack enite ile
Elinore halam hi grmemitim, nk babamn onlarla aras yoktu.
"Elimdeki u yara izini gryor musun?" diye sordu babam. "Eli
nore ben ok kkken elindeki sivri kalemi batrdnda oldu bu. Hi
kaybolmad bu iz."
Babam insanlardan holanmazd. Benden de holanmyordu. "o
cuklar grnmeli, ama sesleri kmamal," derdi bana.

garalar nerden bulduunu da biliyorum. Orospular getiriyorlar. Dok


tora syleyeceim, o orospularn buraya girmesine izin vermesin."
"Bi bok yiyemezsin," dedi amcam.
"u sigaray azndan ekip almak geliyor iimden!"
"iinden doru drst bir ey gelmez senin zaten," dedi amcam.
"Ben," dedi annem, "sigara imemelisin, ldrecek seni."
"iyi bir hayatm oldu," dedi amcam.
"Hibir zaman iyi bir hayatn olmad, dedi babam. "Yalan, iki,
bor, orospular. mrnde bir gn bile almadn! imdi de lyor
sun, 24 yanda!"
"yiydi," dedi amcam. Camel sigarasndan derin bir nefes daha e
kip duman fledi.
"kalm burdan," dedi babam, "bu adam delirmi."
Babam ayaa kalkt. Sonra annem kalkt. Sonra ben.
"Gle gle, Katy," dedi amcam, "ve gle gle Henry." Hangi
Henry'yi kastettiini belirtmek iin bana bakmt.
Babamn peinden sanatoryumdan kp park yerindeki arabamza
doru yrdk. Bindik, alt ve kavisli da yolundan aa inmeye
baladk.
"Daha uzun kalmalydk," dedi annem.
"Tberklozun bulac olduunu bilmiyor musun?" diye sordu
babam.
"Gzel adam bence," dedim.
"Hastalktan," dedi babam, "yle bir grnm verir onlara. Tber
kloz dnda ok ey daha kapmtr."
"Ne gibi eyler?" diye sordum"Sana syleyemem," diye yantlad babam. Ben ne olabilecekleri
ni merak ederken, babam kavisli yolda direksiyon sallyordu.

4
Baka bir pazar yine T-M odel'e binip John amcam aramaya km
tk.
"Azmi yok," dedi babam. "Hangi cesaretle allahn cezas yzn
kaldrp insanlarn gzlerine bakyor anlamyorum."
"Ttn inemese keke," dedi annem, "her yere tkryor."
"Bu lkenin tm insanlar onun gibi olsayd in istilasna ura
72

mtk, amarlar biz ykyor olurduk."


"John'un hi ans olmad," dedi annem. "Kk yata evi terk et
ti. Sen lise bitirdin hi olmazsa."
"Kolej," dedi babam.
"Nerde?" diye sordu annem.
"Indiana niversitesi."
"Jack sadece lise okuduunu sylemiti."
"Sadece lise okuyan Jack. Bu yzden zenginlerin bahvanln
yapyor."
"Jack enitemi hi grebilecek miyim?" diye sordum.
"Bakalm John amcan bulabilecek miyiz nce," dedi babam.
"inliler gerekten bu lkeyi istila etmek istiyorlar m?" diye sor
dum.
"Asrlardr pusudalar o sar eytanlar. Japonlarla savamak zorun
da kalmalar engelledi onlar."
"Kim daha iyi savar, inliler mi yoksa Japonlar m?"
"Japonlar. Sorun inlilerin ok fazla olmalarnda. Bir inli'yi l
drdn zaman ortadan ikiye blnp iki inli olur."
"Tenleri neden sar?"
"Su ieceklerine kendi ilerini ierler de ondan."
"Baba, byle konuma ocukla!"
"yleyse soru sormay kesmesini syle."
Bir baka scak Los Angeles gnnde yol alyorduk. Annemin s
tnde gzel bir elbise, banda k bir apka vard. Annem byle gi
yindiinde dimdik oturur, boynu kaslrd.
"Keke yeterli paramz olsa da John ve ailesine yardmc d a h il
sek," dedi annem.
"ine ieyebilecekleri bir taslarnn bile olmamas benim suum
deil," diye cevap verdi babam.
"Baba, John da senin gibi savaa katld. Bir eyleri hak ettiine
inanmyor musun?"
"Hi ykselemedi. Ben baavu oldum."
"Kardelerinin hepsi senin gibi olamazlar ki Henry."
"Allahn cezas bir drtleri yok! Topraktan geinebileceklerini
sanyorlar!"
Bir sre daha yol aldk. John Amca ile ailesi kk bir binada ya
yorlard. atlak kaldrmda yryp eri br bir terasa ktk ve
13

babam zile bast. Zil almad. Kapy vurdu, sert.


Uzun gibi gelen bir sreden sonra kap araland. Sonra biraz daha
ald. Anna yengem grnd. ok inceydi, avurtlar kmt ve gz
altlarnda halkalar vard, mor halkalar. Sesi de inceydi.
"Oh, H enry... K atherine... ieri girin, ltfen..."
Peinden ieri girdik. ok az eya vard. Bir kahvalt masas, drt
iskemle ve iki yatak. Annemle babam iskemlelere oturdular. ki kz,
Katherine ve Betsy (isimlerini sonradan rendim) lavabonun banda
durmu neredeyse bo bir fstk ezmesi kavanozundan fstk ezmesi
kazmakla meguldler.
"le yemei yiyorduk," dedi Anna yenge.
Kzlar kuru ekmek paralarna azck fstk ezmesi smlerdi.
Kavanozun iine bakp bakla kazyorlard.
"John nerde?" diye sordu babam.
Ylgn bir ekilde oturdu yengem. ok gsz grnyordu, ok
solgun. Elbisesi kirliydi, salar taranmam, yorgun, hznl.
"Onu bekliyoruz. Bir sredir grmedik."
"Nereye gitti?"
"Bilmiyorum. M otosiklete atlayp gitti?"
"Tek dnd motosikleti," dedi babam.
"Kk Henry mi bu?"
"Evet."
"Sadece bakyor. ok sessiz."
"Byle istiyoruz onu."
"Durgun sular derin olur."
"Bu yle deil. Tek derin yan kulaklarndaki delikler."
Kzlar ekmek paralarn alp dar ktlar, eie oturup yemeye
baladlar. Bizimle konumamlard. ok ho bulmutum onlar. An
neleri gibi inceydiler ama yine de ok hotular.
"Naslsn Anna?" diye sordu annem.
"yiyim."
"yi grnmyorsun Anna. Gdaya ihtiyacn var sanyorum."
"Senin olan niye oturmuyor? Otur Henry."
"Ayakta durmay sever," dedi babam. "Glenmesini salar, inliler'le dvmeye hazrlanyor."
"inliler'i sevmiyor musun? diye sordu yengem.
"Hayr," dedim.
"Durumunuz nasl Anna?" diye sordu babam.

"ok kt aslnda... Evsahibi kira iin sktrp duruyor. ok da


irkinleebiliyor. Korkutuyor beni. Ne yapacam bilmiyorum."
"Polislerin John'un peinde olduklarm duydum," dedi babam.
"Fazla bir ey yapmad."
"Ne yapt?"
"Sahte on sentlik bast."
"On sentlik mi? Tanrm, nasl bir gaye bu?"
"Aslnda kt olmak istemiyor John."
"Hibir ey olmak istemiyor bana sorarsan."
"Eline bir frsat gese bir eyler olur."
"Kurbaann kanatlar olsayd hoplaya hoplaya kn eskitmezdi!"
Sessizlik oldu, ylece oturdular. Dnp dar baktm. Kzlar te
rastan ayrlmlar, bir yerlere gitmilerdi.
"Gel otur Henry," dedi Anna yenge.
Kmldamadm. "Teekkr ederim. yiyim byle."
"Anna," diye sordu annem, "John'un geleceinden emin misin?"
"Pililerden bknca dner," dedi babam.
"John ocuklarn ok sever..." dedi Anna.
"Polisler baka bir i yznden peindelermi diye duydum."
"Ne?"
"Tecavz."
"Tecavz m?"
"Evet Anna. yle duydum. Motosikleti ile gidiyormu bir gn,
gen bir kz otostop yapm. Motorunun arkasna binmi ve John yol
da bo bir garaj grm. Garaja girip kapy kapam ve kza tecavz
etmi."
"Nasl rendin bunu?"
"renmek mi? Polisler gelip bana sylediler, nerde olduunu
sordular."
"Syledin mi?"
"Niin syleyeyim? Hapse girip sorumluluklarndan kasn diye
mi? stedii bu zaten."
"Hi byle dnmemitim."
"Tecavz ho grdmden deil..
"Bir erkek ne yaptnn farknda olmaz bazen."
"Ne?"
"ocuklar bir yandan, yaam sknts ve znt bir yandan... Pek
ekici deilim artk. Gen bir kz grd, houna gitti... Kz motosikle

14

15

tine bindi, kollarn beline dolamtr filan..."


"Ne?" diye sordu babam, "Sana tecavz etseler houna gider miy
di?"
"Gitmezdi sanrm."
"O kzn da houna gitmemitir eminim."
Bir sinek belirdi ve masann etrafnda daireler izmeye balad.
zledik.
"Yiyecek hibir ey yok burda," dedi babam. "Bu sinek yanl ye
re gelmi."
Sinek daha cretkr umaya, giderek bize daha yakn daireler i
zip vzldamaya balad. Daireler kldke vzlts artyordu.
"Polislere John'un eve gelebileceini sylemezsin deil mi?" diye
sordu yengem babama.
"Bu kadar kolay kurtulmasna izin veremem," dedi babam.
Annem eli ile abuk bir hareket yapt. Elini kapatt ve masann s
tne koydu.
"Yakaladm," dedi.
"Neyi yakaladn?" diye sordu babam.
"Sinei," dedi annem tebessm ederek.
"Sana inanm yorum ..."
"Sinei grebiliyor musun? Sinek yok oldu."
"Uup gitti."
"Hayr, avucumda."
"Kimse bu kadar hzl olamaz."
"Ama avucumda."
"Palavra."
"Bana inanmyor musun?"
"Hayr."
"A azn yleyse."
"Peki."
Babam azn at ve annem elini, azna dayad. Babam birden
srayp boazn tuttu.

veremediimiz iin kusura bakma ama Henry para verirsek John'un


ikiye veya motosikleti iin benzine yatracan dnyor. Fazla bir
ey deil, biraz orba, biraz et, bezelye..."
"Oh, Katherine, teekkr ederim, ikinize de..."
Annem kalkt ve onu izledim. Arabada iki koli konserve vard.
Babamn dimdik oturduunu grdm, kzgnd hl.
Annem kolilerden kk olan bana verip byn kendi ald ve
peinden eve yrdm. Kolileri masann stne koyduk. Anna yenge
gelip konservelerden birini eline ald. Bezelye konservesiydi, kutunun
stndeki etikette kk ve yuvarlak yeil bezelyeler vard.
"Bu harika," dedi yengem.
"Anna, gitmemiz gerekiyor. Henry'nin gururu krld."
Yengem kollarn anneme dolad. "Her ey o kadar kt gitti ki.
Ama bu bir rya gibi. Hele kzlar eve bir gelsinler. Konserveleri g
rnce delirecekler!"
Annem yengeme bir kez daha sarld ve ayrldlar.
"John kt biri deil," dedi yengem.
"Biliyorum," dedi annem. "Allahasmarladk Anna."
"Gle gle Katherine. Gle gle Henry."
Annem dnp kapya doru yrd. Onu takip ettim. Arabaya y
ryp bindik. Babam arabay altrd.
Uzaklarken yengemin kapnn nnde durup el salladn gr
dm. Babam karlk vermedi. Ben de vermedim.

Sinek azndan kp tekrar daireler izmeye balad.


"Bu kadar yeter," dedi babam, "eve gidiyoruz!"
Ayaa kalkp dar kt, yryp arabaya bindi ve kaskat otur
du, tehlikeli grnyordu.
"Birka kutu konserve getirdik size," dedi annem yengeme. "Para

Babam sevmemeye balamtm. Srekli bir eylere kzyor, gittii


miz her yerde insanlarla tartyordu. Ama pek korkutamyordu onlar;
genellikle sakin bir ekilde ona bakyorlard ve bu onu daha da fke
lendiriyordu. Ender olarak darda yediimizde yemekleri beenmi
yor, demeyi reddediyordu. "Bu kremada sinek boku var! Ne biim
yer buras?"
"Kusura bakmayn efendim, demeyebilirsiniz. Yeter ki gidin."
"Gideceim tabii ki! Ama geri geleceim! Atee vereceim bu allahm cezas yeri!"
Bir keresinde eczaneye girmitik, annemle ben baka bir taraftay
ken babam tezghtar adama barmaya balamt. Baka bir tezghtar

16

17

"AMAN TANRIM!"

anneme, "Kim bu korkun adam? Buraya her geldiinde mesele kar


tyor," diye sormutu.
"O benim kocam," diye cevap vermiti annem.
Baka bir olay anmsyorum. Babam st datcs olarak alyor,
sabahn erken saatlerinde st datmaya kyordu. Bir sabah beni
uyandrmt. "Gel, sana bir ey gstermek istiyorum." Onunla dar
ktm. stmde pijamalarm, ayamda terliklerim vard. Bir atn ek
tii st arabasna doru yrdk. At hareketsiz duruyordu. "zle," dedi
babam. Bir kesme eker karp avucuna koydu ve atn azna doru
tuttu. At elinden ekeri yedi. "imdi sen dene..." Elime bir kesme e
ker koydu. ok iri bir att. "Biraz daha yakla! Elini uzat!" Atn elimi
sracandan korkuyordum. At ban edi; burun deliklerini grdm,
dudaklar geri ekilmiti, sonra dilini ve dilerini grdm, eker gitmi
ti. "te. Bir daha den e..." Tekrar denedim. At ekeri alp ban sallad.
"imdi," dedi babam, "at stne smadan seni ieri gtreyim."
Baka ocuklarla oynamama izin yoktu. "Kt ocuklar onlar,"
derdi babam, "fakir ailelerin ocuklar." "Evet," diye katlrd arnem .
Annemle babam zengin olmay arzuladklarndan kendilerini yle g
ryorlard.
Yatlarmla arkadalk kurmaya yuvada balamtm. Tuhaftlar,
glyor, konuuyor, mutlu grnyorlard. Onlardan holanmamtm.
Srekli hastalanacak, kusacakm gibi hissediyordum kendimi, hava da
durgun ve beyazd hep. Suluboya resim yapyorduk. Bahedeki turpla
rn resmini yapm, bir hafta sonra da turplar tuzlayp yemitik. Yuva
daki retmenimi seviyordum, annemden babamdan ok seviyordum
onu. Problemlerden biri tuvalete gitmekti. Srekli tuvalete gitme ihti
yac duyuyordum, ama dierlerinin bunu bilmesini istemediim iin tu
tuyordum. ok zordu tutmak. Ve hava beyazd, midem bulanrd, ie
mek ve smak isterdim ama tek kelime etmezdim. Baka biri tuvalet
ten dndnde "pissin sen, orda bir ey yaptn," diye dnrdm ...
Kk kzlar, ksa elbiseleri, uzun salar ve gzel gzleri ile ok
hotular ama, belli etmemelerine ramen onlar da orda bir eyler yap
yorlar diye dnrdm.
Yuvadan en ok aklmda kalan havann beyazl olm utu...

lete gitmeye balamtm ama sadece iemek iin: Bir keresinde tuva
letten karken kk ocuklardan birinin su fskiyesinden su itiini
grdm. Ondan daha iri bir ocuk arkadan gelip ocuun ban fski
yenin musluuna arpmt. Kk ocuk yzn kaldrdnda birka
dii krlmt, azndan kan geliyordu. Fskiyeye kan bulamt.
"Bundan kimseye sz edersen gerekten okurum canna," dedi iri olan
ona. ocuk mendilini karp azna gtrd. Ben snfa dndm,
retmenimiz George Washington ve Forge Vadisi'ni anlatyordu bize.

Her akamst, okul knda, st snflardan iki ocuk arasnda


dv olurdu mutlaka. retmenlerin hi uramad arka taraftaki tel
rglerin orda. Ve dv hibir zaman adil deildi; iri ocuklardan bi
ri kendinden daha ufak ocuklardan birini yumruklaya yumruklaya tel
rglere dayard. Daha ufak olan karlk vermeye alrd ama fay
daszd. Ksa bir sre sonra yz ve gmlei kana bulanrd. Daha
ufak olan sesini karmadan, merhamet dilenmeden yerdi daya. N i
hayet iri olan geri ekilir ve dv biterdi. Dier ocuklar kazananla
beraber eve yrrlerdi. Ben dersler ve dv boyunca bokumu tuttuk
tan sonra tek bama eve dnerdim. Genellikle eve vardmda rahat
lama ihtiyacm gemi olurdu. Canm skard bu.

lkokul farklyd, birinci snftan altnc snfa. ocuklarn bazlar


on iki yandaydlar ve hepimiz yoksul semtlerden geliyorduk. Tuva

Okulda hi arkadam yoktu, arkada istemiyordum. Yalnz, daha iyi


hissediyordum kendimi. Bir sraya oturup dierlerinin oyun oynayla
rn izlerdim, ok aptal buluyordum onlar. Bir gn le tatilinde yeni
ocuklardan biri geldi yanma. Diz altlar bzgl bir pantolon giy
miti, ayd ve ayak parmaklan arpkt. Holanmamtm ondan, iyi
grnmyordu. Yanma oturdu.
"Merhaba, benim adm David."
Cevap vermedim.
inde le yemei bulunan torbasn at. "Fstk ezmeli sandviim var," dedi. "Senin neyin var?"
"Fstk ezmeli sandvi."
"Bir de muzum var. Biraz da cips. Cips ister misin?"
Aldm biraz. Bol cipsi vard. nce, nar gibi kzarm ve tuzlu. G

18

19

ne nlar ilerinden geip gidiyordu. Gzeldiler.


"Biraz daha alabilir miyim?"
"Olur."
Biraz daha aldm. Fstk ezmeli sandviine reel de srlmt.
Parmaklarna bulamt reel. Farknda deildi.
"Nerde oturuyorsun?" diye sordu.
"Virginia Caddesi."
"Ben Pickford'da oturuyorum. Okul k eve beraber yryebili
riz. Biraz daha cips al. Senin retmenin kim?"
"Bayan Colombine."
"Benimki Bayan Reed. kta grrz. Eve birlikte yrye
lim."
Neden giyiyordu o bzgl pantolonu? Neydi istedii? Holanmamtm ondan. Biraz daha cips aldm.
O akamst okul knda buldu beni ve benle yrmeye bala
d. "Sen bana adn sylemedin," dedi.
"Henry," dedim.
Yrrken beinci snftan bir grup ocuun bizi izlediklerini fark
ettim. nce yarm blok geriden izliyorlard, sonra birka metre arkamzdaydlar.
"Ne istiyorlar? diye sordum David'e.
Cevap vermedi, yrmeyi srdrd.
"Hey, g.t boklu!" diye seslendi biri, "annen bokunu pantolonuna
m yaptryor?"
"Gvercin parmakl, ho-ho, gvercin parmakl!"
"lmeye hazrlan, a!"
Sonra bir daire oluturdular etrafmzda.
"Arkadan kim? Senin kn m yalar?"
Biri David'i yakasndan kavramt. Yere frlatt. David ayaa
kalkt. ocuklardan biri arkasna geip mlee yatt. br ocuk Davidi itti ve David arkasnda melmi ocuun stnden yuvarlanp
srt st yere dt. Bir baka ocuk onu evirip yzn imlere srt
t. Sonra ekildiler. David ayaa kalkt tekrar. Sesi kmamt ama
yznden yalar akyordu. lerinden en iri olan yanma gitti. "Seni
okulda istemiyoruz, dlek. Okulumuzdan defol!" David'in midesine
bir yumruk indirdi. David ne doru eilirken ocuk dizini kaldrp
yzne indirdi. David dt. Burnu kanyordu.
Sonra benim etrafm sardlar. "imdi sra sende!" Etrafmda dn
20

meye baladlar. Onlarla beraber ben de dnmeye baladm. Birileri


srekli arkamda kalyordu. Bok doluydum ve dvmek zorunday
dm. Korkuyordum ama sakindim de ayn zamanda. Onlar dndke
ben de dnmeyi srdrdm. Bu ekilde dnp duruyorduk. Bana bir
eyler baryorlard ama ne dediklerini duymuyordum. Sonunda geri
ekilip uzaklatlar. David beni bekliyordu. Kaldrmdan Pickford Soka'ndaki evine doru yrmeye baladk.
Evlerinin nne gelmitik.
"eri girmem gerek. Allahasmarladk."
"Gle gle David."
ieri girdi ve annesinin sesini duydum. "David\ u pantolonunun,
gmleinin haline bak! Yrtk ve im lekesi dolu! Her gn yapyorsun
bunu! Syle bana, neden yapyorsun bunu?"
David cevap vermedi.
"Sana bir soru sordum. Elbiselerini neden bu hale sokuyorsun?"
"Elimde deil anne..."
"Elinde mi deil? Seni aptal ocuk!"
Annesinin David'i dvdn duydum. David alamaya balad
ve annesi daha ok dvd onu. n bahede durmu dinliyordum. Bir
sre sonra dayak kesildi. David'in hkrklarn duyabiliyordum. Son
ra o da kesildi.
"imdi, kemann alman istiyorum," dedi annesi.
n baheye oturup bekledim. Sonra kemann sesi geldi. ok h
znl bir kemand. David'in al houma gitmemiti. Bir sre oturup
dinledim ama dzelmedi al. Bokum sertlemiti. Smak istemi
yordum artk. Akamst gnei gzlerimi rahatsz ediyordu. Kusmak
istiyordum. Kalkp eve yrdm.

7
Srekli dv vard. retmenlerin hibir eyden haberleri olmuyor
du. Ve yamur yadnda birilerinin ba belaya giriyordu mutlaka.
Okula emsiye getiren veya herhangi bir yerde emsiye ile grlen o
cuk hemen hedef seiliyordu. oumuzun ailesi bize emsiye, hatta
yamurluk bile alamayacak kadar yoksuldu. Aldklarnda da onlar a
llara saklyorduk. emsiye tayan veya yamurluk giyen birine he
men muhallebi ocuu damgas vuruluyordu. Okul knda dayak yi
21

yorlard. Hava biraz bulutlu olsa David'in annesi emsiyeyi eline veri
yordu.
iki teneffsmz vard. Birinci snf rencileri kendi beyzbol sa
halarnda toplanr ve takmlar kurulurdu. David ile ben beraber durur
duk. Hep ayn ey olurdu. Ben sondan bir nce seilirdim, David ise
sonuncu. Bu yzden farkl takmlarda oynardk hep. David benden da
ha kt oyuncuydu. a gzleri ile topu bile gremezdi. Benim ok
almaya ihtiyacm vard. Mahallemdeki ocuklarla hi oynamazdm.
Topu yakalamay ve topa vurmay bilmiyordum. Ama istiyordum, ho
uma gidiyordu. David toptan korkuyordu, ben korkmuyordum. Kolu
mu iyi sallyordum, herkesten daha gl sallyordum kolumu ama to
pu skalyordum her seferinde. hakkmda da uvallayp oyun d
kalyordum. Bir keresinde vuru yapmay baardm ama top dar k
mt. iyi bir duyguydu topa vurmak. Bir baka sefer ksa bir vuru ya
pp bir kale ilerlemeyi baardm. lk kaleye geldiimde ordaki kar
takm oyuncusu, "Buraya ancak byle gelebilirsin," dedi. Durup bak
tm ona. iklet iniyordu ve burun deliklerinden uzun siyah kllar
kmt. Sanda kaln bir vazelin tabakas vard. Yznde de hi ek
silmeyen bir srt.
"Ne bakyorsun?" dedi bana.
Ne diyeceimi bilemedim. Konumaya alk deildim.
"ocuklar senin kak olduunu sylyorlar," dedi, "ama beni
korkutmuyorsun. Okul knda bekleyeceim seni bir gn."
Ona bakp duruyordum. Korkun bir yz vard. Sonra kar tak
mn atcs bir an gevedi ve ben ikinci kaleye bir depar attm. Deli gi
bi koup kayarak ikinci kaleye varmaya altm. Top ge kalmt,
beni karamamlard.
"Dardasn!" diye bard hakemlik yapan ocuk. Ayaa kalktm,
kulaklarma inanamyordum.
" 'DIARDASIN!' d e d im sana," d iy e b ard h ak em .

O anda beni kabul etmediklerini anladm. David ve beni kabul et


miyorlard. Dierleri beni "darda" istiyorlard nk "darda" ol
mam gerekiyordu. David'in arkada olduumu biliyorlard. David y
znden istemiyorlard beni. Sahadan uzaklarken, David'in, ayanda
bzgl pantolonu ile nc kalede durduunu grdm. Mavi-sar
oraplar bileklerine dmt. Neden beni semiti. Lanetlenmitim.
O gn okul knda sratle uzaklap tek bama yrdm eve, Davidsiz. ocuklardan veya annesinden gene dayak yediini grmek is
22

temiyordum. Hznl kemann da dinlemek istemiyordum. Ama er


tesi gn le tatilinde gelip yanma oturduunda cipsinden aldm.

Beklediim gn geldi. Uzun boyluydum ve vuru yerinde kendimi


gl hissediyordum. Onlarn olmam arzuladklar kadar kt oldu
uma inanamyordum. Sopay deli gibi ama gl sallyordum. Belki
de dedikleri gibi "kak"tm biraz. Ama iimde gerek bir eyler oldu
una dair bir duygu besliyordum. Sertlemi boktu iimdeki belki,
ama onlarda o da yoktu. Vurua hazrlanyordum. "Hey, ISKACILAR
KRALI vuracak! BAY YELDERMEN!" Top geldi. Sopay salladm ve
topu yakaladm hissettim, uzun zamandr yakalamak istediim gibi.
Top ykselmeye balad, iyice YKSELD, sol tarafa doru. Sol taraf
taki kalecinin bann OK stndeydi. Kaleci Don Brubaker durup
bann stnden uan topu izledi. Hi aa inmeyecekmi gibi gr
nyordu. Sonra Brubaker topun arkasndan komaya balad. Beni
karmak istiyordu. Asla yapamazd. Top yere dt ve beinci snfla
rn oynad beyzbol sahasnn iine yuvarland. Yava hareketlerle
birinci kaleye kotum, ayam bastm, birinci kaledeki ocua bir ba
k atp yavaa ikinci kaleye kotum, dokundum, David'in bulunduu
nc kaleye kotum, onu grmezlie gelip nc kaleye de bastm
ve vuru yerine dndm. Say tamamlanmt. Bylesi grlmemiti.
Bir birinci snf rencisinin btn kaleleri dolaacak denli gl bir
vuru yapt grlmemiti! Vuru yerine vardmda Irving Bone'un,
takm kaptan Stanley Greenbeg'e, "onu snf takmna alalm," dedi
ini duydum. (Snf takm baka okullarla malar yapyordu.)
"Hayr," dedi Stanley Greenberg.
Stanley haklyd. Bir kez daha yle bir vuru yapamadm. Genel
likle darda buluyordum kendimi. Ama o vuruu hi unutmadlar ve
benden nefret etmeyi srdrmelerine ramen nefretin daha iyi bir t
ryd bu, benden neden nefret ettiklerinden emin deildiler sanki.

Amerikan futbolu mevsimi daha da ktyd. Dokunmann yeterli


olduu, birbirimizi yere indirmemiz gerekmeyen bir futbol oynatyor
lard bize. Topu yakalayamyor veya atamyordum ama bir defasnda
oyuna kapldm. Koucu yanmdan geerken yakasndan yakalayp ye
re frlattm. Kalkmaya yeltendiinde tekmeledim. Ondan holanm
23

yordum. Salar vazelinli, burun delikleri kll birinci kaleciydi o.


Stanley Greenberg yanma geldi. Hepimizden daha iriydi. stese ld
rebilirdi beni. Liderimizdi. Onun dedii olurdu. "Kurallar bilmiyor
sun, sana futbol yok artk," dedi.
Voleybola transfer edildim. David ve dierleri ile voleybol oyna
dm. ok tatszd. Barp, arp, heyecanlanyorlard. Oysa dierle
ri futbol oynuyorlard. Ben futbol oynamak istiyordum. Biraz pratik
yapmalydm sadece. Voleybol utan vericiydi. Kzlar voleybol oynar
d. Bir sre sonra oyunu braktm. Sahann ortasnda, kimsenin oyna
mad bir yerde tek bama durdum. Hibir ey oynamayan tek ocuk
bendim. Her gn orda durup iki teneffsn gemesini bekliyordum.
Bir gn orda dururken bela beni buldu yine. Arkamdan uarak ge
len bir futbol topu bama isabet edip beni yere sermiti. Bam dn
yordu. Etrafma toplanmlar, glerek alay ediyorlard. "Hey, bakn,
Henry bayld! Bir kadn gibi dp bayld! Henryye bakn!"
Ayaa kalkarken gne dnp duruyordu. Sonra kmldamad.
Gkyz iyice yaknlap dmdz oldu. Bir kafeste olmak gibi bir
eydi. Etrafmda duruyorlard, yzler, burunlar, azlar ve gzler. Be
nimle alay ettikleri iin ilerinden birinin topu bilerek attn dn
dm. Adil deildi.
"Kim att o topu?" diye sordum.
"Topu kimin attn m bilmek istiyorsun?"
"Evet."
"renince ne yapacaksn?"
Cevap vermedim.
"Billy Sherril att," dedi biri.
Billy toparlak, iman bir ocuktu. oundan daha iyiydi aslnda
ama yine de onlardan biriydi. Billy'ye doru yrmeye baladm. Or
da ylece duruyordu. yice yaklatmda bir yumruk att bana. Hibir
ey hissetmedim neredeyse. Sol kulann arkasna bir tane aktm.
Kulan tutarken bir tane de midesine indirdim. Yere dt. Yerde
kald. "Kalk ve dv onunla Billy," dedi Stanley Greenberg. Stanley,
Billy'yi yerden kaldrp bana doru itti. Billy'nin azna bir yumruk at
tm ve iki eliyle azn tuttu.
"Peki," dedi Stanley, "onun yerini ben alyorum!"
ocuklar sevin naralar attlar. Komaya karar verdim. Ama o
anda bir retmen yanat. "Neler oluyor burda?" Bay Halldu gelen.
"Henry, Billy'ye satat," dedi Stanley Greenberg.

"Doru mu bu ocuklar?" diye sordu Bay Hail.


"Evet," dedi hepsi.
Bay Hail kulamdan tuttuu gibi mdrn odasna gtrd beni.
Bo bir alma masasnn karsndaki iskemleye iterek oturttu ve
mdrn kapsn ald. Bir sre ierde kald. Sonra dar kt ve ba
na bakmadan gitti. On dakika kadar bekledim, mdr odasndan kp
masaya oturdu. ok saygn grnml biriydi mdrmz. Tam bir
beyefendi. Salar beyazd ve mavi papyon takmt. Bay Knox'du ad.
Bay Knox ellerini kavuturdu ve bir sre konumadan bana bakt.
Byle yaptnda beyefendiliinden pek emin olamadm. Beni km
semek, dierleri gibi davranmak istiyordu.
"Evet," dedi nihayet, "ne oldu, anlat."
"Hibir ey olmad."
"O ocuun, Billy Sherrilin cann yaktn. Ailesi bunun nedenini
bilmek isteyecektir."
Cevap vermedim.
"Houna gitmeyen durumlarda kendi bildiin gibi davranabilece
ini mi dnyorsun?"
"Hayr."
"Neden bu ekilde davrandn yleyse?"
Cevap vermedim.
"Dierlerinden stn olduunu mu dnyorsun?"
"Hayr."
Bay Knox oturmay srdryordu. Uzun bir mektup aaca vard
elinde ve onu masann yeil uha rtsnde bir ileri bir geri oynatyor
du. Ayrca bir ie mrekkep ve iine drt kalem konmu bir kalemlik
duruyordu masann stnde. Beni dvp dvmeyeceini merak edi
yordum.
"Neden bu ekilde davrandn yleyse?"
Cevap vermedim. Bay Knox mektup aacan ileri geri oynatp
duruyordu. Telefon ald. Ahizeyi kaldrd.
"Alo? Bayan Kirby? Ne yapt? Ne? Bakn, megulm u an, disip
lini salayamyor musunuz? Peki. Bu i bitince ararm o n u ..."
Telefonu kapatt. Yumuak beyaz salarn eliyle geriye tarayp
bana bakt.
"Neden bela oluyorsun bama?"
Cevap vermedim.
"Sert biri olduunu dnyorsun, deil mi?"

24

25

Cevap yok.
"Sert ocuk, demek?"
Bay Knox'un masasnn etrafnda bir sinek dnyordu. Yeil m
rekkep iesinin stnde utu bir sre. Sonra ienin siyah kapann
stne konup kanatlarn birbirine srtt.
"Peki, evlat, sen sertsin, ben de yle. El skalm m buna?"
Kendimi o kadar sert bulmuyordum, elimi uzatmadm.
"Hadi, uzat elini."
Elimi uzattm. Elimi kavrayp sallamaya balad. Sonra sallamay
kesip bana bakt. Papyonunun mavisinden daha ak bir maviydi gz
leri. Gzleri neredeyse harikuladeydiler. Bana bakp elimi tutmay
srdrd. Giderek skyordu elimi.
"Sert biri olduun iin seni kutlamak isterim."
Giderek skyordu elimi.
"Ben sert biri miyim sence?"
Cevap vermedim.
Elimin kemiklerini atrdatmaya balad. Her parmak kemiimin
yanndaki parmaa bak gibi battn hissediyordum. Gzlerimin
nnde krmz flalar patlyordu.
"Ben sert biri miyim sence?" diye sordu.
"ldreceim seni," dedim.
"Ne yapacaksn?"
Bay Knox biraz daha skt elimi. Mengene gibiydi eli. Yzndeki
her gzenei grebiliyordum.
"Sert erkekler barmaz deil mi?"
Yzne bakamyordum artk. Yzm masaya yasladm.
"Ben sert biri miyim sence?" diye sordu Bay Knox.
Biraz daha skt elimi. Barmak zorunda kaldm, ama snftakilerin beni duymamalar iin mmkn olduunca sessiz barmtm.
"imdi syle, ben sert biri miyim?"
Bekledim. Sylemek istemiyordum. Sonra, "evet," dedim.
Bay Knox elimi brakt. Elime bakmaya korkuyordum. Yan tara
fmda sallandrdm. Sinein gitmi olduu dikkatimi ekti, sinek ol
mak o kadar da kt olmasa gerek diye dndm. Bay Knox bir k
t parasna bir eyler yazyordu.
"Evet Henry. Ailene kk bir not yazyorum ve bunu onlara ver
meni istiyorum. Vereceksin bunu onlara deil mi?"
"Evet."
26

Notu katlayp bir zarfa koydu ve bana verdi. Zarf yaptrlmt,


amak iin en ufak bir istek duymadm.

8
Zarf eve gtrp annemin eline tututurdum ve yatak odasna gittim.
Yatak odama. Yatak odamn en iyi yan yatamd. Saatlerce yatakta
yatmaya baylr, bazen gndzleri de yorgan eneme kadar ekip ya
tardm. Gzeldi yatan ii, hibir ey olmazd orda, insan yok, hibir
ey yok. Annem birka kez gndz yatarken yakalamt beni.
"Henry, kalk! Bir ocuun btn gn yatakta geirmesi doru
deil! Hadi kalk! Bir eyler yap!"
Ama yoktu yapacak bir ey.
O gn yataa girmedim. Annem mdrn notunu okuyordu. Bir
sre sonra hkrklarn duydum, alyordu. Sonra inlemeler geldi.
"Ah, tanrm! Utandrdn bizi! Kk drdn! Ya komular duyarsa?
Ne dnecekler?"
Komularla bir kez bile konumamlard.
Kap ald, annem hmla girdi odaya: "Byle bir eyi nasl ya
pabildin annene?"
Gzlerinden yalar szlyordu. Sululuk duydum.
"Baban eve gelince grrsn gnn!"
Odann kapsn arparak kt ve ben oturup bekledim. Kendimi
sulu hissediyordum bir ekilde...
Babamn geldiini duydum. Kapy mutlaka arpar, grlt yapar,
yksek sesle konuurdu. Gelmiti. Birka dakika sonra yatak odamn
kaps ald. Yaklak bir dpksan boyunda, iri bir adamd babam. Her
ey yok oldu, oturduum iskemle, duvar kd, duvarlar, tm dn
celerim. Gnei rten karanlkt o, iindeki hiddet her eyin tamamen
yok olmasna neden oluyordu. Kulak, burun ve azdan ibaretti, yz
ne bakamyordum, hiddetten kzarmt yz.
"Peki, Henry. Banyoya."
Banyoya girdim ve arkamdan kapy kapatt. Duvarlar beyazd.
Bir banyo aynas ve erevesi kararm bir pencere vard banyoda.
Babam uzanp bir engele asl duran ustura kayn ald. lerde bir
ok kez tekrarlanacak dayaklarmn ilkini yemek zereydim. Ve her
seferinde daya nedensiz yediimi dnecektim.
27

"Peki, indir pantolonunu."


Pantolonumu indirdim.
"ortunu indir."
ndirdim.
Ve vurdu, kayla. lk darbede fazla ac hissetmedim ama sarslm
tm. kincisi daha ok yakmt canm. Her darbeyle biraz daha fazla
yanyordu canm. nceleri duvarlarn, tuvaletin ve kvetin bilincindeydim. Daha sonra hibir ey gremez oldum. Kay indirirken bir yan
dan da azarlyordu beni, ama szlerini anlayanyordum. Gllerini d
ndm, bahede nasl gl yetitirdiini. Garajda duran arabasn d
ndm. Barmamaya altm. Barrsam dururdu belki, ama bunu
ve barmam istediini bilmek engelliyordu barmam. Sessiz kalr
ken yalar akyordu gzlerimden. Bir sre sonra bir girdaba dnt her
ey, karmakark oldu. Orda sonsuza dek kalma olaslnn dnda
hibir ey kalmamt. Nihayet, aniden harekete geen bir ey gibi h
krmaya baladm, yzmden akan tuzlu svy yutarak. Babam durdu.
Orda deildi artk. Kk pencerenin ve aynann bilincine vardm
tekrar. engelden uzun, kahverengi ve kvrlm ustura kay sark
yordu. Eilip pantolonumu ve ortumu yukar ekemediim iin, elbi
selerim ayaklarma dolanarak tuhaf bir ekilde kapya yrdm. Ban
yonun kapsn atm, annem holde duruyordu.
"Doru deildi yapt," dedim anneme, "neden bana yardm et
medin?"
"Baba her zaman hakldr," dedi.
Sonra uzaklat. Pantolonumu ayaklarmda sryerek yatak oda
ma yryp, yatan kenarna oturdum. ilte canm yakyordu. Tel
kapdan dar baknca babamn gllerinin bymekte olduklarn fark
ettim. Sar, krmz, beyaz gller, iri ve dolgun. Gne alalm ama
henz batmamt, gnn son pencereden ieri szyordu. Gne
in bile babama ait olduunu, onun evinin stne parlad iin benim
gnee hakkm olmadn hissediyordum. Gllerinden farkszdm,
ona ait olan bir eydim.

ne oturdum ama km hl yanyordu. Babam her yemekte yapt gi


bi iinden sz ediyordu.
"Sullivan'a datm gzerghn ikiye indirirse her vardiyadan
bir ii tasarruf edeceini syledim. Kimsenin doru drst alt
yok allahn cezas yerde..."
"Seni dinlerlerse iyi ederler Baba," dedi annem.
"Ltfen, dedim, "ltfen balayn beni, canm yemek istemi
yor..."
"Yiyeceksin YEMEN!" dedi babam. "Annen piirdi bu yemei."
"Evet," dedi annem, "havu, bezelye, rosto."
"Ve pre," dedi babam.
"A deilim."
"Tabandaki her havu ve bezelye tanesini yiyeceksin!" dedi ba
bam.
Yemeye baladm. Korkuntu. Onlar yiyordum sanki, inandklar
eyi, olduklar eyi. inemiyordum, yutuyordum kurtulmak iin. Bu
arada babam yemein ne kadar lezzetli olduunu syleyip duruyordu.
Dnyann birok yerinde, hatta Amerikada bile a insanlar varken
byle bir yemek yiyebildiimiz iin ne kadar anslydk.
"Tatl ne var Anne?" diye sordu babam.
Yz korkuntu, yalyd, zevkten slak dudaklar ne doru k
mt. Hibir ey olmam gibi davranyordu, beni hi dvmemi gibi.
Yatak odama dndmde bu insanlarn benim gerek ailem olmadk
larn, beni evlat edindiklerini ve artk benden memnun olmadklarn
dndm.

10

Beni akam yemeine ardklarnda pantolonumu ekip, pazarlar


hari yemek yediimiz kk kahvalt masasna yryebilecek du
rumdaydm. skemlenin stne iki yastk konmutu. Yastklarn st

Lila Jane komu evde yaayan, benle yat bir kzd. Mahallenin o
cuklar ile oynamama hl izin yoktu ama yatak odamda oturmak sk
c oluyordu genellikle. Dar kp arka bahede dolanr, etraftaki
eylere bakardm. Bceklere daha ok. Veya imlere oturup hayal ku
rardm. Kurduum hayallerden biri istediinde her vuruunu sayya
eviren nl bir beyzbolcu olduumdu. Ama arada srada kar tak
mn oyuncularn artmak iin skalardm topu. Canm isteyince say
yapyordum. Bir mevsim, temmuza girerken sadece 0,139luk bir orta
lamam vard ve bir tek say vuruu yapmtm. HENRY CHINASKI BT
T diye yazyordu gazeteler. Sonra vurmaya balamtm. Hem de ne

28

29

vurular! Bir keresinde arka arkaya 16 say vuruu yaptrdm kendi


me. Bir baka sefer tek bir oyunda 24 say vuruu yaptm. Mevsim so
nunda 0,523 olmutu ortalamam.
Lila Jane okulda grdm en gzel kzlardan biriydi. Okulun en
ho kzlarndan biriydi ve kap komumdu. Bir gn arka bahedeyken
gelip tel rglere yasland ve bana bakt.
"Baka ocuklarla oynamyorsun sen, deil mi?"
Baktm ona. Kzl-kahverengi uzun salar, koyu kahverengi gz
leri vard.
"Hayr, dedim. "Oynamyorum."
"Neden?"
"Okulda yeterince gryorum onlar."
"Benim adm Lila Jane," dedi.
"Benimki Henry."
Bana bakmay srdryordu. Ben de imlere oturmu ona bak
yordum. Sonra "Klotumu grmek ister misin?" diye sordu.
"Tabii," dedim.
Elbisesini kaldrd. Klotu pembe ve temizdi. Gzel grnyordu.
Elbisesini indirmedi, kn grebilmem iin arkasn dnd. Gzeldi
k. Sonra indirdi elbisesini. "Allahasmarladk," dedi ve uzaklat.
"Gle gle," dedim.

Elbisesini kaldrd. Mavi klot.


"uraya uzanalm," dedim.
Otlara uzandk. Onu salarndan kavrayp ptm. Sonra elbisesini
kaldrp klotuna baktm. Elimi kna koyup tekrar ptm onu. Kn
mncklayp srekli pyordum. Uzun bir sre devam etti bu. "Hadi
yapalm," dedim sonra. Ne yaplmas gerektiinden pek emin deil
dim ama yaplacak bir eyler daha olmalyd.
"Hayr, yapamam," dedi.
"Neden?"
"O adamlar grr."
"Hangi adamlar?"
"Orda!" diye iaret etti.
Otlarn arasndan baktm. Yarm blok kadar tede birka kii yol
onarm yapyordu.
"Onlar bizi gremez!"
"Grrler!"
Ayaa kalktm. "Allah kahretsin!" dedim ve arsadan kp eve
dndm.

Her akamst tekrarlanyordu bu. "Klotumu grmek ister m i


sin?"
"Tabii."
Klotu hemen hemen her gn bir baka renkti ve her seferinde bi
raz daha gzel grnyordu.
Bir akamst Lila bana klotunu gsterdikten sonra, "Gel yr
ye kalm," dedim.
"Olur," dedi.
n tarafta bulutuktan sonra yrmeye baladk. Gerekten ok
gzel bir kzd. Bo bir arsann nne gelene dek konumadan yr
dk. Otlar uzun ve yeildi.
"Arsaya girelim, dedim.
"Olur," dedi Lila Jane.
Uzun otlarn arasnda yrmeye baladk.
"Klotunu bir daha gster bana."

Lila Jane'i bir sre akamstleri grmedim. nemi yoktu. Ameri


kan futbolu mevsimiydi ve ben -hayallerim de- byk bir oyun kuru
cuydum. Topu kolumla 80 metre ileri frlatyor, 70 metre utluyordum. Ama ender ut atyorduk, topu ben tadmda gerek kalmyor
du. ri oyunculara kar koarken mthitim. Datyordum onlar.
Be-alt kii zor indiriyordu beni yere. Bazen, beyzbolda olduu gibi,
onlara acyp 10 metre kadar kotuktan sonra beni indirmelerine izin
veriyordum. Bazen kt sakatlanyor, saha dna tanyordum. Be
nim yokluumda takmm yenik duruma dyordu, 40-17 gibi. M a
n bitimine 3-4 dakika kala sakatlanmama bozulmu bir ekilde oyu
na giriyordum tekrar. Topu ne zaman elime geirsem sayya kouyor
dum. O ne tezahratt! Mdafaada da btn indirici hareketleri ben
yapyor, kar takmn toplarn kesiyordum. Her yerdeydim. Chinaski, Canavar! Man biti dd almak zereyken kendi ceza saha
mzda topu kaptm. leri koup saa sola aldatc deparlar atyor, beni
durdurmaya alrken yere den mdafaa oyuncularnn stlerinden
atlyordum. Kendi takmmda bana yardm eden yoktu. Benim tak
mm hanm evlatlarndan olumutu. Nihayet beni indirmek iin st

30

31

me ullanan be adam da beraberimde srkleyerek say izgisini


getim ve ma kazanmamz salayan sayy yaptm.

Bir akamst, arka kapdan arka baheye giren iri biri ile kar
karya buldum kendimi. Karma dikilmi bana bakyordu. Benden
bir ya kadar daha bykt ve benim ilkokulumdan deildi. "Ben
Marmount lkokulu'ndanm," dedi.
"Burdan gitsen iyi edersin," dedim ona. "Babam birazdan burda
olur."
"yle mi?" diye sordu.
Ayaa kalktm. "Ne iin var burda?"
"Siz, Delsey lkokulu rencilerinin kabaday geindiklerini duy
dum."
"Okullar aras malar kazanyoruz hep."
"Hile yapyorsunuz da ondan. Sahtekrlardan holanmayz biz
Marmount'lular."
Eski bir mavi gmlek vard stnde, st dmeleri iliklenmemiti.
Sol bileine deri bir bileklik takmt.
"Kabaday msn?" diye sordu.
"Hayr."
"Garajnzda neler var? Garajnzdan bir ey almay dnyo
rum."
"Ordan uzak dur."
Garajn kaplar akt, ieri girdi. Fazla bir ey yoktu orda. Hava
s inmi bir deniz topu grd, eilip ald.
"Galiba bunu alacam."
"Brak onu."
"Yutturacam bunu sana!" deyip topu kafama frlatt. Eildim ve
top stmden geti. Garajdan kp stme yrd. Geri ekildim.
Peimden geldi. "Sahtekrlar asla baarl olamazlar!" dedi. Yum
ruunu sallad. Eildim. Kolunun rzgrn hissettim. Gzlerimi kapa
tp saldrdm ve yumruklamaya baladm. Arada srada isabet ettiri
yordum. Yumruk yediimi de hissediyordum ama canm acmyordu.
Korku hissediyordum daha ok. Yumruklamaya devam etmekten ba
ka yapabileceim bir ey yoktu. Sonra bir ses duydum. "Kesin!" Lila
Jane barmt. Benim arka bahemdeydi. kimiz de dvmeyi kes
tik. Eski bir konserve kutusunu alp stmze frlatt. Marmount'lu o
32

cuun alnna isabet edip yere dt. ocuk bir an ylece durdu sonra
koarak uzaklat, alayp baryordu. Koarak arka kapdan kt ve
kayboldu. Kk bir konserve kutusu. armtm, onun gibi iri biri
bu ekilde alyordu. Delsey'de bir ilkemiz vard. Asla sesimizi kar
mazdk. Muhallebi ocuklar bile ses etmeden yerlerdi dayaklarn. Bu
Marmount'lularda i yoktu.
"Bana yardm etmen gerekmezdi," dedim Lila Jane'e.
"Sana vuruyordu!"
"Canm yanmad."
Lila Jane koarak arka kapdan kt, kendi bahesine girip eve
kat. Lila Jane hl benden holanyor, diye dndm.

11
kinci ve nc snfta da beyzbol oynama olana bulamamtm,
ama bir ekilde oyuncu olarak gelimekte olduumu hissediyordum.
Elime tekrar bir beyzbol sopas aldmda topu binann stnden a
racam biliyordum. Bir gn ortalkta dolanrken retmenlerden biri
geldi yanma.
"Ne yapyorsun sen?"
"Hibir ,ey."
"Beden eitimindeyiz. Katlmak zorundasn. zrl msn?"
"Ne?"
"Herhangi bir rahatszln var m?"
"Bilmem."
"Gel benimle."
Bir grubun yanna gitti. Ayaktopu oynuyorlard. Ayaktopu beyzbo! gibiydi ama futbol topuyla oynanyordu. Atc topu vurucuya do
ru yuvarlyor ve vurucu topu utluyodu. Kar takmn oyuncularn
dan biri topu yere dmeden tutarsa dardaydn. Orta sahaya doru
yuvarlanr veya havaya dikilirse alabildiince kale alyordun.
"Adn ne senin?" diye sordu retmen.
"Henry."
Gruba yanat. "Dinleyin," dedi, "Henry 1. kalede oynayacak."
Benim snfmdandlar. Hepsi beni tanyordu. 1. kale en zor mev
kilerden biriydi. Birinci kaleye getim. Bana kar cepheleneceklerini
biliyordum. Atc topu son derece yava yuvarlad vurucuya ve vurucu
33

topa akt. Sert bir ut atmt, gsme geliyordu, sorun deildi ama.
Top ok bykt, ellerimi ap tuttum. Topu atcya yuvarladm. Bir
sonraki ayn eyi yapt. Biraz daha yksekti bu kez. Ve biraz daha
sert. Sorun yok, tuttum. Sonra Stanley Greenberg geti vurma noktas
na. Sonum gelmiti. ansm sona ermiti. Atc topu yuvarlad ve
Stanley akt. Mermi gibi geliyordu, yzme doru. Eilmek istedim
ama eilmedim. Top ellerime arpt ve tutmutum. Topu alp atc
noktasna doru yuvarladm. kez yanmlard, hcum sras bizdeydi. Saha kenarna doru ilerledim. Yrrken yanmdan biri geti
ve, "Chinaski, bokumun byk kalecisi!" dedi.
Salar vazelinli, burun deliklerinden uzun siyah kllar fkran o
cuktu. Dndm ve "Hey!" dedim. Durdu. Baktm ona. "Bundan sonra
tek sz bile etmeyeceksin bana." Korku grdm gzlerinde. O yerini
alrken ben tel rgye yaslandm, hcum sras bizdeydi. Takm arka
dalarmdan hibiri bana yakn durmuyordu, ama umursamyordum.
Aray kapyordum.

Anlalr gibi deildi. En yoksul okullardan birine gidiyorduk, en


yoksul ve cahil aileler bizimkilerdi, kt besleniyorduk, ama dier il
kokullardaki ocuklardan daha iriydik. Korkarlard bizden.
6.
snf takmmz dier 6. snf takmlarn eziyordu. 14-1, 24-3,
19-2 gibi skorlarla. Toplara vurabiliyorduk, glydk.
Bir gn kentin ortaokullar aras beyzbol ampiyonu Miranda Bell
ortaokulu takm bize meydan okudu. Bir ekilde para topland ve bi
zimkilere nnde beyaz "D" harfi olan mavi kepler alnd. Kepler yakmt bizimkilere. Miranda Bell'in ampiyon 7. snf takm sahaya
ktnda bizim 6. snf takm oyuncular yzlerine gldler. Daha
iriydik, daha dayydk, farkl yryorduk ve onlarn bilmedii bir ey
biliyorduk. Biz, daha kk snf rencileri de gldk yzlerine. On
lar istediimiz yerde, sahada yakalamtk ve bunun farkndaydk.
ok kibar ocuklard Miranda'llar. ok sessiz. En iri oyuncular
atclaryd. lk atcmz oyun d etti, en iyi vurucularmzdan bir
kan da. Bizim atcmz da Lowball Johnson'du ama. Lawball ondan
aa kalmad. Srd bu ekilde, her iki tarafn da vurucular ya oyun
d kalyor, ya da tek kalelik kk vurular yapyordu, fazlasn yapan
kmamt. 7. blmn sonunda hcum sras bizdeydi. Biftek Cappalletti iviledi bir tane. Tanrm, vuruun sesi duyulmutu sahada. Binann
34

pencerelerinden birinin cam aa inecek gibi grnd. Byle vuru


grmemitim daha nce! Top bayrak direinin tepesine arpp sahaya
dnd tekrar. Basit say. Cappalletti kaleleri dolanrken bizimkiler ok
havalydlar nlerinde beyaz "D" harfi olan yeni mavi kepleriyle.
Miranda'l ocuklar pes ettiler ondan sonra. Bizi nasl yakalaya
caklarn bilmiyorlard, mcadele etmenin ne olduunu. Bir sonraki
vurucumuz iki kale ald. Korkun tezahrat! Bitmiti. Yapabilecekle
ri bir ey yoktu. Sonraki vurucu kale ald. Atc deitirdiler. Sra
daki bir kale ald. 7. Blm bitmeden 9 say ekmitik.
Miranda'llar 8. blmde hcum haklarn kullanamadlar. 5. snf
rencilerinin saldrsna uradlar. Aralarnda bir de 4. snf rencisi
vard. Mirandal ocuklar malzemelerini toparlayp katlar. Kovala
dk onlar, sokaa kadar.
Yapacak bir ey yoktu, ok gemeden bizden iki kii dvmeye
balamt. yi kapmlard. Ma izlemek iin kalan retmenlerden
biri aralarna, girdiinde ikisinin de burnu kanyordu ve yumruk sall
yorlard. retmen dayak yemeye ne kadar yaklatnn farknda de
ildi.

12
Bir gece babam st datmaya karken beni de yanma ald. St araba
larn atlar ekmiyordu artk, motorluydular. St irketinde ykleme
yaptktan sonra gzergha koyulduk. Sabahn en erken saatlerinde darda olmak houma gidiyordu. Ay henz kaybolmamt, yldzlar
grebiliyordum. Souktu ama heyecan vericiydi. Babamn beni hafta
da birka kez kayla dvmek gibi bir alkanlk edindiini, aramzn
kt olduunu dnnce beni neden yanma aldn merak ettim.
Her durakta arabadan frlayp bir veya iki ie st brakyordu.
Bazen krem peynir, tereya veya portakal suyu da olabiliyordu. M
terilerin ou bo ielere ne istediklerine dair notlar brakmlard.
Babam sk sk datm iin durarak yola devam etti.
"Peki evlat, imdi hangi yne gidiyoruz?"
"Kuzeye."
"Doru. Kuzeye gidiyoruz."
Sokaklarda bir aa bir yukar gidiyor, sk sk durarak ieleri da
tyorduk.
35

"Peki, imdi hangi yne gidiyoruz?"


"Batya."
"Hayr, gneye gidiyoruz."
Bir sre sessiz kaldk.
"Seni kamyondan indirip kaldrmda braksam, ne yaparsn?"
"Bilmiyorum."
"Yani, nasl hayatta kalrsn?"
"Biraz nce balkona braktn st ve portakal suyunu ierdim
herhalde."
"Sonra ne yaparsn?"
"Bir polis bulup ona ne yaptn anlatrdm."
"Anlatrdn demek. Peki, ne derdin?"
"Kaybolmam istediin iin bana 'bat'nn 'gney' olduunu syle
diini."
Ortalk aydnlanmaya balamt. Bir sre sonra datm bitmiti.
Kahvalt iin bir kafeye girdik. Garson kadn yanmza geldi. "Merhabe Henry," dedi babama. "Merhaba Betty." "ocuk kim?" "Kk
Henry bu." "Ayn sana benziyor." "Benim zekma sahip deil ama."
"Umarm."
Siparilerimizi verdik. Pastrmal yumurta. Yerken babam, "imdi
iin zor ksmna geldik," dedi.
"Nedir?"
"Alacaklarm tahsil etmeliyim. Bazlar demek istemez."
"demek zorundalar."
"Ben de yle diyorum onlara."
Yemeimizi bitirip yola ktk tekrar. Babam kamyondan inip ka
plar alyordu. Yksek sesle ikyet ettiini duyabiliyordum. "PEK

Kadn bir duman halkas fledi, sonra parman uzatp bozdu hal
kay.
"Dinle, demen gerek. aresizim."
"eri gir. Konualm."
Babam ieri girdi ve kap kapand. Uzun kald ierde babam. G
ne iyice ykselmiti. Babam dar ktnda salar yzne dm
t ve gmleini pantolonuna sokuyordu. Kamyona trmand.
"O kadn paray verdi mi?" diye sordum.
"Bu son durakt, dedi babam, "devam edemeyeceim. Kamyonu
teslim edip eve gidelim ..

Her seferinde deiik bir cmle kullanyordu. Bazen paray al


yordu, bazen de alamyordu.
Sonra bungalovlarn bulunduu bir avluya girdiini grdm. Bir
kap ald ve kapnn nnde, stnde bol, ipek bir kimono olan bir
kadn belirdi. Sigara iiyordu. "Dinle tatlm, paray almak zorunda
ym. Herkesten ok borlandn bana!"
Kadn yzne gld babamn.
"Bak gzelim, yarsn de, elimde gsterebileceim bir eyler ol
sun."

O kadn tekrar grecektim. Bir gn okuldan eve dndmde sa


londaki koltuklardan birinde oturuyordu. Annemle babam da orda
oturmulard ve annem alyordu. Annem beni grnce yerinden frla
yp koarak bana doru geldi, kolumdan yakalad. Beni yatak odama
gtrp yataa oturttu. "Henry, anneni seviyor musun?" Sevmiyor
dum aslnda ama o kadar zgn grnyordu ki, "Evet," dedim. Beni
salona geri gtrd.
"Baban bu kadn sevdiini sylyor," dedi bana.
"lcinizi de seviyorum. imdi kar ocuu burdan!"
Babamn annemi ok mutsuz kldn hissettim.
"ldreceim seni, dedim babama.
"kar ocuu dar!"
"Bu kadn nasl seversin?" diye sordum babama. "Burnuna bak.
Burnu fil hortumunu andryor!"
"Tanrm," dedi kadn, "buna katlanmak zorunda deilim!" Baba
ma bakt: "Se Henry! Seimini yap! Hemen!"
"Yapamyorum! ikinizi de seviyorum!"
"ldreceim seni!" dedim babama.
Yanma gelip kulama bir amar akt, yere yldm. Kadn aya
a kalkp koarak evden kt. Babam arkasndan kotu. Kadn baba
mn arabasna atlayp altrd ve yola kt. Her ey ok abuk geli
miti. Babam kadnn ve arabann arkasndan komaya balad. "EDNA! EDNA! GER DN!" Babam sonunda arabay yakalad, uzanp n
koltuktan Edna'nn antasn kapt. Sonra araba hzland ve babam
anta ile kalakald.
"Bir eyler dndn biliyordum," dedi annem bana. "Arabann

36

37

BEN NASIL DOYURACAIM KARNIMI? ST MDEYE NDRDN, SI BA


KALIM PARALARI MD!"

bagajna gizlenip yakaladm onlar. Baban o korkun kadnla beraber


getirdi beni buraya. imdi de arabasn ald o kadn."
Babam Edna'nn antas ile geri geldi. "Herkes eve girsin!" eri
girdik ve babam beni yatak odama kilitledikten sonra tartmaya ba
ladlar. Yksek sesle tartyorlard ve ok irkindi. Sonra babam an
neme vurmaya balad. Annem haykryor, babam vurmay srdr
yordu. Pencereden dar kp n kapdan ieri girmeye altm. Ki
litliydi. Arka kapy denedim, pencereleri. Her yer kilitliydi. Arka
bahede durup barmalar ve dayak seslerini dinledim.
Sonra dayak sesleri ve barmalar kesildi, tek duyabildiim an
nemin hkrklaryd. Uzun sre hkrd. Sonra giderek azald ve so
nunda kesildi.

dum. Yataktan kalkp parmak ularmda kaplarnn nne gidip din


ledim. Yatak gcrdayp duruyordu. Sonra kesildi. Telala odama gidip
yataa girdim. Annemin banyoya gittiini duydum. Sifon ekildi ve
dar kt.
Ne korkun ey! Neden gizli yaptklar anlalyordu. Bir de her
kesin yaptn dnmek! retmenler, mdr, herkes! ok aptalcayd. Sonra Lila Jane ile yaptm dndm, o kadar da aptalca gel
medi bana.

O gece klar sndkten sonra uyank kalp sesleri dinledim. Ger


ekten de sesler duydum. Yataklar gcrdyordu. Yaylar duyabiliyor

Ertesi gn snfta btn gn bunu dndm. Kzlara bakp onlar


la yaptm hayal ettim. Hepsi ile yapp bebeklerim olacakt. Dnyay
benim gibi adamlarla dolduracaktm, byk beyzbolcularla. O gn
son derste retmenimiz Bayan Westphal, "Henry, dersten sonra kalr
msn?" dedi bana.
Zil ald ve dier ocuklar ktlar. Sramda oturup bekledim. Ba
yan Westphal snav ktlarna bakyordu. Belki benimle yapmak isti
yor, diye dndm. Elbisesini kaldrp deliine baktm hayal et
tim. "Tamam Bayan Westphal, ben hazrm."
Ktlardan ban kaldrp bana bakt. "Peki Henry, nce karatah
talar sil. Sonra silgileri dar karp tozlarn al."
stediini yaptm ve tekrar srama oturdum. Bayan Westphal snav
ktlarna bakmay srdryordu. Dar, mavi bir elbise vard stnde,
iri altn kpeler takmt. Burnu kkt ve erevesiz gzlk takyor
du. Bekledim, bekledim. Sonra, "Bayan Westphal, kalmam neden is
tediniz?" diye sordum.
Bam kaldrp bakt bir sre. Gzleri yeil ve derindiler. "Seni s
nfta tutuyorum nk bazen ktsn."
"yle mi?" diye glmsedim.
Bayan Westphal bakt bana. Gzlklerini karp bakmay srdr
d. Bacaklar masann arkasndaydlar. Elbisesinden ieri bakamyordum.
"ok ilgisizdin bugn Henry."
"yle mi?"
"Konuma tarzna dikkat et. Bir bayanla konuuyorsun!"
"Biliyorum..."
"Kstahlama!"
"Ne derseniz haklsnz."
Bayan Westphal ayaa kalkp masann arkasndan kt. Sra aral-

38

39

13
lk rendiimde 4. snftaydm. En son renenlerden biri olmaly
dm nk hl kimse ile konumuyordum. Teneffste bir kenarda du
rurken bir ocuk yaklat yanma.
"Nasl olduunu biliyor musun?" diye sordu.
"Neyin?"
"Dzmenin."
"Nedir o?"
"Annenin bir delii var..." -iaret parma ile ba parman bir
letirip bir halka y ap t- "babann da bir kam ..." sol iaret parman
halkann iinden geirip ileri geri oynatt. "Sonra babann kam bir
sv pskrtr ve bazen annenin bebei olur, bazen olmaz."
"Tanr yapar bebekleri."
"Palavra," dedi ocuk ve uzaklat.
nanamyordum. Teneffs bittikten sonra snfta oturup bunu d
ndm. Annemin bir delii, babamn ise sv pskrten bir kam
vard. Nasl oluyor da byle eylere sahip olup her ey normalmi gibi
davranabiliyorlard, havadan sudan konuurken arada bu ii yapp
kimseye anlatmyorlard? Babamn svsndan olduumu dndke
kusacak gibi oluyordum.


mda yryerek karmdaki srann stne oturdu. Uzun ve hotu ba
caklar, ipek oraplar giymiti. Glmsedi ve elini uzatp bileime do
kundu.
"Ailen fazla sevgi vermiyor sana deil mi?"
"yle eylere ihtiyacm yok benim," dedim.
"Henry, herkesin sevgiye ihtiyac vardr."
"Benim hibir eye ihtiyacm yok."
"Zavall ocuk."
Ayaa kalkp bana doru yrd, bam yavaa ellerinin arasna
ald. Eilip gsne bastrd bam. Kollarm uzatp bacaklarna sa
rldm.
"Henry, herkesle dvmekten vazgemelisin! Sana yardm et
mek istiyoruz."
Bayan Westphal'un bacaklarna daha sk sarldm. "Peki," dedim,
"dzelim!"
Bayan W estphal beni itti ve geri ekildi.
"Ne dedin?"
" 'Dzelim!' dedim."
Uzun sre bakt bana. Sonra, "Ne dediini kimseye sylemeyece
im, ne mdre, ne babana, ne de annene. Ama asla, asla bir daha
syleme bunu bana, anladn m?"
"Anladm."
"Peki, eve gidebilirsin artk."
Kalkp kapya doru yrdm. Kapy atmda Bayan Westphal,
"iyi akamlar Henry," dedi.
"yi akamlar Bayan Westphal."
Olanlar dndm sokakta yrrken. Aslnda dzmek istedii,
ama yam kk olduu iin mdrn veya ailemin renmesinden
ekindii hissine kapldm. Onunla o odada yalnz olmak heyecanlan
drmt beni. Bu dzme meselesi hotu. nsann akln megul ede
cek fazladan bir eydi.
Eve giderken kardan karya gemek zorunda olduum geni bir
bulvar vard. Yaya geidinde yrmeye baladm. stme gelen bir
araba belirdi birden. Yavalamyordu. Saa sola yalpalyordu. Geli
yolundan kamak istedim ama beni izliyordu sanki. Farlar ve teker
lekleri grdm. Araba bana arpt ve her ey karard...

40

14
Daha sonra hastanede dizlerimi bir eye batrlm pamukla siliyorlar
d. Yanyordu dizlerim. Dirseklerim de.
Doktor ve bir hemire stme eilmilerdi. Yataktaydm, gne
giriyordu pencereden. Honuttum orda olmaktan. Doktor glm
sedi. Hemire de dorulup glmsedi. Gzeldi oras.
"Adn var m senin?" diye sordu doktor.
"Henry."
"Henry ne?"
"Chinaski."
"PolonyalI ha?"
"Alman."
"Neden kimse Polonyal olmak istemez?"
"Almanya'da dodum ben."
"Nerde oturuyorsun?" diye sordu hemire.
"Annem babamla."
"yle mi?" diye sordu doktor, "peki, neresi oras?"
"Dizlerime ve dirseklerime ne oldu?"
"Bir araba arpt sana. Tekerleklerin altnda kalmadn allahtan.
Grg tanklar adamn sarho olduunu sylyorlar. Vurup kam.
Plaka numarasn almlar ama. Yakalarlar."
"Gzel bir hemiren v ar..." dedim.
"Teekkr ederim," dedi hemire.
"Onunla kmak ister misin?" diye sordu doktor.
"Ne demek o?"
"Onunla gezmek ister misin?"
"Onunla yapabilir miyim bilmiyorum. Yam kk."
"Neyi yapabilir misin?"
"Anla ite."
"Peki," diye glmsedi hemire, "dizlerin iyiletikten sonra gel
beni gr, elimizden geleni yaparz."
"Msaadenle," dedi doktor, "gidip bir baka kaza olay ile ilgilen
meliyim. Odadan kt.
"Evet," diye glmsedi hemire, "hangi sokakta oturuyorsun?"
"Virginia Caddesi."
"Numaray da syle tatlm."
41

Evin numarasn syledim. Telefon olup olmadn sordu. Numa


ray bilmediimi syledim.
"Ziyan yok," dedi, "buluruz. Tasalanma. ansn varm. Banda
bir i var, biraz da derin syrlm."
Gzel kadnd, ama dizlerim iyiletikten sonra beni grmek iste
meyeceini biliyordum.
"Burda kalmak istiyorum," dedim ona.
"Ne? Evine, ailenin yanna gitmek istemiyor musun yani?"
"Hayr. zin ver burda kalaym."
"Bunu yapamam tatlm. Bu yataklar gerekten hasta ve yaral olan
insanlara lazm."
Glmseyip odadan kt.
Babam geldiinde doru odaya girip yataktan ekti beni. Kuca
na alp odadan kard ve koridorda ilerledik.
"Seni kk hergele! Ben sana kardan karya geerken K tara
fa da bakmay retmedim mi?"
Hzla yryordu koridorda. Hemirenin yanndan getik.
"Gle gle, Henry," dedi.
"Allahasmarladk."
Tekerlekli iskemlede ve yal biri ile asansre bindik. Arkasnda
bir hemire duruyordu. Asansr inmeye balad.
"lyorum galiba," dedi yal adam. "lmek istemiyorum. Kor
kuyorum lm den..."
"Yeterince yaamsn yal osuruk!" diye sylendi babam.
Yal adam afallamt. Asansr durdu. Kap almad. Asansrcy fark ettim. Kk bir tabureye oturmutu. Parlak krmz niforma
l, krmz kepli bir cce.
Cce babama bakp, "baym, siz iren bir ahmaksnz!" dedi.
"Bdk," diye yant verdi babam, "ya kapy aarsn, ya da kn
tekmelerim."
Kap ald. Binadan ktk. Hastanenin bahesinden geerken ku
canda tad babam beni. stmde hastane entarim vard hl. Bir
elinde iinde elbiselerimin olduu byke bir torba tayordu babam.
Rzgr entarimi uurunca bandajlanmam dizlerimi grdm, syrl
m ve tentrdiyotlu. Koarcasna yryordu babam bahede.
"Yakalandnda dava edeceim o orospu ocuunu!" dedi ba
bam. "Son kuruuna kadar alacam! Hayatmn sonuna dek bakacak
42

bana! O allahn cezas st kamyonundan bktm! Altn Eyalet St M a


mulleri'. Altn Eyaletmi, kmn kllar! Gney Denizlerine tanaca
z. Hindistan cevizi ve ananasla besleneceiz!"
Arabaya varnca babam beni n koltua yerletirdi, direksiyona
geti ve arabay altrd.
"Nefret ederim ayyalardan! Babam ayyat. Kardelerim ayya.
Ayyalar zayf olurlar. Korkaktrlar. Vurup kaan ayyalara mebbet
hapis cezas verilmeli!"
Arabay eve doru srerken benimle konuuyordu.
"Gney Denizlerinde yerlilerin ottan yaplm kulbelerde yaa
dklarn biliyor muydun? Sabah kalktklarnda meyveler aalardan
yere dklr. Yerden alp yerler, hindistan cevizi ve ananas. Yerliler
beyazlar tanr gibi grrler! Balk tutarlar, domuz kzartrlar. Yerli
kzlar dans eder, ottan yaplm etekler giyer ve erkeklerinin kulak ar
kalarn okarlar. Altn Eyalet St Mamulleri, benim kll km!"
Ama gereklemeyecekti babamn d. Bana arpan adam bu
lup hapse attlar. Bir kars, de ocuu vard ve isizdi. Meteliksiz
bir ayyat. Adam bir sre hapis yatt, ama babam davac olmaynca
kt. "algamdan kan karamazsn," demiti babam.

15
Babam mahallenin ocuklarn evimizin nnden kovard srekli. O n
larla oynamamam sylenmiti ama sokan br yanna gidip onlarn
oyunlarn izlerdim.
"Hey, Heinie!" diye barrlard, "neden Almanya'ya geri dnm
yorsun?"
Almanya doumlu olduumu renmilerdi bir ekilde. En kt
s, benimle yat olmalar, srekli beraber taklmalar yetmiyormu gi
bi ayn Katolik okuluna gitmeleriydi. Sert tiplerdi hepsi, her gn saat
lerce Amerikan futbolu oynar, mutlaka yumruklarlard. Grubun nde
gelen drt eleman Chuck, Eddie, Gene ve Frank't.
"Hey, Heinie, Krautland'e dn!"
Onlarla anlamak olanakszd...
Sonra kzl sal bir ocuk tand Chuck'n yanndaki eve. zel
bir okula gidiyordu. Bir gn kaldrmda otururken evinden dar kt.
43

Gelip yanma oturdu. "Merhaba, benim adm Kzl."


"Benimki Henry."
Orda oturup ocuklarn futbol oynamalarn izledik. Kzl'a bak
tm.
"Neden sol elinde eldiven var?"
"Tek kolum var da ondan," dedi.
"Elin gerek gibi duruyor."
"Takma. Kolum takma. Dokun bak."
"Ne?"
"Dokun. Takmadr."
Dokundum. Sertti, ta gibi.
"Nasl oldu?"
"Byle domuum. Dirseime kadar takmadr kolum. Dirseimin
ucunda kk parmaklar var, trnakl filan, ama ie yaramyor par
maklarm."
"Arkadalarn var m?"
"Hayr."
"Benim de yok."
"O ocuklar seni oynatmyorlar m?"
"Hayr."
"Benim topum var."
"Topu tutabiliyor musun?"
"Hem de nasl!"
"Getir."
"Tamam."
Kzl babasnn garajna gidip topla dnd. Topu bana atp benden
uzaklat.
"Hadi, a t..."
Attm. Salam kolu kalkt nce, sonra takma kolu ve tuttu topu.
Takma kolu gcrdamt topu tuttuunda.
"yi bir tutu," dedim. "imdi sen yolla bir tane!"
Kolunu gerdi ve uurdu topu; mermi gibi geliyordu, karnma g
mlmek zereyken tutmay baardm.
"ok yakn duruyorsun," dedim ona, "uzakla biraz."
Nihayet top atp tutuyorum biraz, diye geirdim iimden. ok iyi
gelmiti.
Oyun kurucu oldum sonra. Geriye doru kaydm, grnmez bir
savunma oyuncusunu ekarte edip spiral bir at yaptm. Ksa dm
44

t. Kzl ileri doru komaya balad, utu ve topu yakalad. Birka


kez yerde yuvarland ama top ellerindeydi hl.
"ok iyisin, Kzl. Nasl bu kadar iyi olabildin?"
"Babam retti bana. Sk sk alrz."
Kzl benden iyice uzaklap yollad bir tane. Geriye doru koar
ken top bamn stnden geecek gibi grnyordu. Kzl'n evi ile
Chuck'n evinin arasnda bir it vard, geri geri koarken ite taklp
dtm. Top ite arpp yan baheye dt. Topu almak iin Chuck'n
bahesine girdim. Chuck topu bana att. "Oynamak iin bu yarat m
buldun Heinie?"
Birka gn sonra Kzl'n n bahesinde topu atp tutuyorduk.
Chuck ve arkadalar ortalkta yoktular. K zlla giderek ilerletiyorduk
oyunu. almakt nemli olan. nsana bir frsat tannmas yeterliydi.
Birileri frsatlarn kime tannacan denetliyordu srekli.
Omuzumun stnden bir top tuttum, eksenim etrafnda dnp Kzl'a yolladm. Kzl yksek srayp tuttu topu. Califomia niversitesi
iin oynardk belki bir gn. Kaldrmda bize doru yryen be ocuk
grdm. Benim ilkokulumdan deildiler. Bizle yattlar ve bela ara
dklar belli oluyordu. Kzl'la topu atp tutmay srdrdk. Durup bizi
izlediler.
Sonra ocuklardan biri baheye girdi. En irileri.
"Topu bana at," dedi Kzl'a.
"Neden?"
"Tutabilecek miyim merak ediyorum."
"Ben etmiyorum."
"At topu bana!"
"Tek kolu var onun," dedim. "Rahat brak onu."
"Sen karma maymun suratl!" Sonra Kzl'a bakt. "Topu at."
"Cehenneme kadar yolun var! dedi Kzl.
"Kapn topu," dedi iri olan dierlerine. Bize doru kotular. Kzl
dnp topu evinin damna frlatt. Dam eimliydi, top aa doru yu
varlanmaya balad ama bir su borusuna taklp kald. stmze ul
landlar. Bee iki, diye dndm, hi ansmz yok. akama bir
yumruk indi, bir tane salladm ama skaladm. Biri kma bir tekme
att. Sk bir tekmeydi, kuyruk sokumum yand. Sonra bir ey takrda
d, tfek sesini andran bir sesti ve ocuklardan biri yerdeydi, alnn
tutuyordu.
45

"Allahm," dedi, "kafatasm atlad!


Bahenin ortasnda duran Kzl' grdm. Salam kolu ile takma
kolunu tutuyordu. Sopa gibi. Tekrar sallad takma kolu. Korkun bir
ses kt gene ve biri daha yld baheye. Kendimi daha cesur hisset
meye balamtm, birinin azna bir yumruk aktm. Dudann yarldn grdm, enesinden kan damlamaya balad. Dier ikisi kat
lar. Sonra ilk yere ylan iri ocuk ayaa kalkt, peinden de kincisi.
Balarn tutuyorlard. Az kanayan ylece duruyordu. Sonra hep be
raber geri ekilip uzaklamaya baladlar. yice uzaklatktan sonra iri
olan geri dnp, "Tekrar geleceiz!" diye bard.
Kzl pelerinden komaya balad, ben de Kzl'n peinden. On
lar da komaya balaynca Kzl'la ben kovalamaktan vazgetik. Geri
yrdk, garajda bir merdiven bulup topumuzu damdan aldk, atp tut
maya baladk tekrar.
Bir pazar Kzl'la Bimini Soka'ndaki belediye havuzuna gitmeye
karar verdik. Tuhaf biriydi Kzl, fazla konumazd. Ama ben de pek
sevmiyordum konumay, iyi anlayorduk. Konuacak bir ey yoktu
zaten. Gerekten renmek istediim tek ey okulu olmutu, ama zel
bir okul olduunu ve babasna pahalya patladn sylemekle yetin
miti.
Havuza leden sonra vardk, dolaplarmza gidip elbiselerimizi
kardk. M ayolarmz altmzdayd. Sonra Kzl'n takma kolunu ka
rp dolaba koyduunu grdm. Kavgadan sonra ilk kez karmt tak
ma kolunu benim yanmda. Dirseinde son bulan koluna bakmamaya
altm. Ayaklarn klorlu suda ykamak zorunda olduun yere doru
yrdk. Berbat kokuyordu ama mantar gemesine engel oluyordu.
Sonra havuza yryp suya girdik. Su da kt kokuyordu, girdikten
sonra iedim. Her yatan insan vard havuzda, kadn, erkek, ocuk.
Kzl suyu ok seviyordu. Suyun iinde srayp duruyordu. Sonra su
ya dalp kt.
Azndan su pskrtt. Yzmeye altm. Kzl'n yarm koluna
bakmadan edemiyordum, elimde deildi. Baka bir eyle megul oldu
unu grdm anda mutlaka bakyordum koluna. Dirseinde bir yu
varlaklkla son buluyordu, kk parmaklar da grdm. ok dikkatli
bakmak istemiyordum, ama veya drt taneydiler, minicik, kvrl
m. ok krmzydlar, her birinin ucunda kk bir trnak vard. Hi
bir ey bymeyecekti orda artk; yaam kesilmiti orda. Bunu daha
46

fazla dnmek istemedim. Suya daldm. Kzl' korkutacaktm. Arka


dan bacaklarn yakalayacaktm. Yumuak bir eye temas ettim. Y
zm gmlmt o yumuakla. iman bir kadnn kyd. Beni sa
mdan kavradn hissettim, ekip kard beni sudan. Mavi bir bone
giymiti, ene lastii grtlan skyordu, tenine gmlmt. n di
leri gm kaplamayd, nefesi sarmsak kokuyordu.
"Seni kk sapk! Benden yararlanmaya alyorsun ha?"
Onu itip geri ekildim. Geriye doru giderken peimden geldi,
sarkk gsleri nnde bir dalga oluturuyordu.
"Seni kk pi! Memelerimi emmek ister misin? Kafann ii pis
lik dolu demek! Bokumu yemek ister misin? Bokuma ne dersin kk
P?"
Havuzun derin ksmna doru geriledim. Parmak ularmda dur
mu geri geri gidiyordum. Biraz su yuttum. stme geliyordu, buharl
gemiden farkszd kadn. Daha geriye gitmem mmkn deildi. Doru
stme geldi. Gzleri solgun ve ifadesizdiler, renk yoktu gzlerinde.
Vcudunun temasn hissettim.
"Yarm elle," dedi. "Ellemek istediini biliyorum, elle hadi, ya
rm elle! Elle, elle!"
Bekledi.
"Ellemezsen cankurtarana bana sarkntlk ettiini syleyeceim,
hapse girersin o zaman! Elle!"
Yapamadm. Birden elini suya daldrp taaklarm kavrad ve
ekti. km koparacakt neredeyse. Geriye, derin sulara doru dev
rildim. Battm, bocaladm ve tekrar su yzne ktm. ki metre kadar
uzaklamtm kadndan, havuzun s ucuna doru yzmeye baladm.
"Cankurtarana bana sarkntlk ettiini syleyeceimi" diye bar
d.
Derken bir adam yzerek aramza girdi. "Bu orospu ocuu," dedi
kadn adama beni gstererek. "Yarm elledi!"
"Havuzun boaltma delii sanmtr ocuk," dedi adam.
Kzl'n yanna yzdm.
"Dinle," dedim Kzl'a, "burdan kmak zorundayz! O iman ka
dn cankurtarana yarn ellediimi syleyecek!"
"Neden byle bir ey yaptn?" diye sordu Kzl.
"Nasl bir ey olduunu merak ettim."
"Naslm?"
Havuzdan kp dua girdik. Kzl kolunu takt ve giyindik. "Ger
47

ekten elledin mi?"


"Zamam gelmiti."

Bir ay kadar sonra Kzl'n ailesi tand. Bir gn gitmilerdi. Ani


den. Kzl daha nceden szn etmemiti bana. O gitmiti, top git
miti, trnakl kk krmz parmaklar gitmiti. yi ocuktu.

16
Nedenini tam olarak bilemiyorum ama Chuck, Eddie, Gene ve Frank
bazen oyunlarna katlmama izin veriyorlard. lk seferinde bir arka
dalar gelmiti ve erlik iki takm yapabilmek iin birine ihtiyalar
olmutu sanyorum. yi olabilmek iin daha ok almam gerekiyor
du ama dzeliyordum. Cumartesileri en iyi gnd. Byk malar o
gn yaplrd. Bakalar da katlrd, sokakta oynardk. Bahede devir
mece oynuyorduk ama sokakta oynadmz zaman dokunmak yeti
yordu. Daha ok pas atyorduk o zaman nk rakibinin dokunma me
safesinin dna kmak zordu.
Evde tatszlk vard, annemle babam srekli tartyorlar, bu yz
den de beni unutuyorlard. Her cumartesi Amerikan futbolu oynuyor
dum. Bir keresinde kar takmn son savunma oyuncusunun arkasnda
buldum kendimi ve Chuck'n topu frlattn grdm. Uzun ve spiral
bir toptu, komaya baladm. Omuzumun stnden baktm ve topun
geldiini grdm, tam ellerime dt, yakaladm ve kale izgisini ge
tim. Say.
Sonra babamn sesini duydum, "HENRY!" Evinin nnde duruyor
du. Ayak vuruunu yapmas iin topu kendi takmmdan bir ocua
atp babama doru yrdm. Kzgn grnyordu. fkesini hissedebi
liyordum. Bir aya biraz nde durur, yz kzarrd. Nefes alp verir
ken gbeinin bir aa bir yukar gidip geldiini grebilirdiniz. Bir
doksan be boyundayd ve daha nce dediim gibi fkelendii zaman
kulak, az ve burundan ibaretti. Gzlerine bakamyordum.
"Tamam," dedi, "bahe imlerini kesebilecek kadar bydn. Bi
ip, kenarlarn dzeltecek, imleri ve iekleri sulayacak kadar by
dn. Bir eyler yapmann zaman geldi. Kn kmldat artk!"
"Ama ocuklarla futbol oynuyorum. Tek frsat bulduum gn cu

martesi."
"Bana kar m geliyorsun?"
"Hayr."
Annemin perdenin arkasndan izlediini grebiliyordum. Her cu
martesi gn btn evi temizlerlerdi. Elektrik sprgesiyle hallar te
mizler, mobilyay parlatrlard. Hallar kaldrp tahtalar cilalarlar,
sonra hallar tekrar sererlerdi. Cilalanm tahtalar gremezdiniz bile.
im-bier ve kenar dzeltme makinesi evin nndeki park yerindeydiler. Onlar bana gsterdi. "imdi, im-bieri alyorsun ve bahe
de bir aa bir yukar gidiyorsun, hibir yeri atlama sakn. imlerin
biriktii sepet dolduu zaman buraya boaltyorsun. Baheyi bir yn
de biip bitirdikten sonra dier ynde de biiyorsun, anladn m? nce
kuzey-gney ynnde, sonra bat-dou. Anlyor musun?"
"Evet."
"Ve bu kadar mutsuz grnme yoksa gerekten mutsuz ederim se
ni! Bimeyi bitirdikten sonra kenar dzeltme makinesini alyorsun.
nce makinenin kenarndaki kk bierle kenarlar biiyorsun. itin
altn da bi, her im tanesi biilmi olacak! Sonra... makinenin yuvar
lak bieri ile kenarlar biiyorsun. Dmdz olmal! Anlyor musun?"
"Evet."
"O ii de bitirdikten sonra bunu alyorsun.
Babam bir makas gsterdi bana.
"Dizlerinin stne kp uzun kalm imleri bu makasla kesiyor
sun. Sonra hortumu alp itleri ve iekleri suluyorsun. Sonra fskiye
yi altrp bahenin her blmn on be dakika suluyorsun. Btn
bu anlattklarm n bahede yaptktan sonra arka bahe iin tekrar
ediyorsun. Sormak istediin bir ey var m?"
"Hayr."
"Peki, unu bilmeni istiyorum. in bitince gelip her eyi kontrol
edeceim ve bittiinde NE N BAHEDE NE DE ARKA BAHEDE BR
TEK UZUN M GRMEK STEMYORUM! BR TEK M TANES BLE!
EER GRRSEM...!"

Dnp park yerine yrd, balkonunu geti, kapy at ve arpt.


Evine girmiti. im-bieri alp srdm ve n bahede ilk sefere ba
ladm, kuzey-gney. Sokakta top oynayan ocuklarn seslerini duyabi
liyordum ...
n baheyi bitim, kenarlar dzeltip gzden kaan uzun imleri
49

makasla dzelttim. iekleri sulayp fskiyeyi altrdm ve arka bah


eye doru yola koyuldum. Park yerinin ortasnda arka baheye doru
giden bir erit vard, onu da bitim. Mutsuz olup olmadmdan emin
deildim. Mutsuz olamayacak kadar bedbaht hissediyordum kendimi.
Dnya bir baheye dnmt sanki ve ben iinde bir im-bieri itip
abalyordum. Makineyi itip alrken maa yetimeye almaktan
vazgetim birden. Saatler srecekti, btn gn ve ma bitmi olacakt.
ocuklar akam yemei iin evlerine dneceklerdi. Cumartesi bitecek
ve ben hl baheyi biiyor olacaktm.
Arka baheyi bierken annemle babamn arka balkonda durmu
beni izlediklerini fark ettim. Sessiz duruyorlard, kmldamadan. Ma
kineyi iterken annemin babama, "Bak, sen bitiinde terlediin gibi
terlemiyor. Ne kadar sakin grnyor," dediini duydum.
"SAKN M? SAKN DEL, L!"

Yanlarndan geerken bard.


"DAHA HIZLI T UNU! SMKLBCEKTEN FARKIN YOK!"

Daha hzl ittim. Zordu hzl itmek ama iyi gelmiti. Giderek artr
dm hzm. Makine ile kouyordum neredeyse. Biilen imler o kadar
hzl uuyorlard ki sepetin dna dyorlard. Buna fkeleneceini
biliyordum.
"SEN OROSPU OCUU!" diye bard.
Arka balkondan inip garaja doru kotuunu grdm. Elinde bir
metre uzunluunda bir ingilizanahtar ile kt garajdan. Gz ucuyla
bana frlattn grdm. Anahtarn geldiini grdm ama kanmak
iin hamle yapmadm. Bacamn arkasna isabet etti. Korkun bir ac
duydum. Bacam dmlenmiti, yrmeye zorladm kendimi. Topallamamaya alarak im bime makinesini itiyordum. Bahenin
baka bir yann bimek iin dndmde ingilizanahtar yolumdayd.
Kaldrp kenara koydum ve bimeyi srdrdm. Derken babam ar
kamda duruyordu.
"DUR!"

Durdum.
"Geri dnp imlerin sepete dmedii ksm tekrar bimeni isti
yorum. Beni anlyor musun?"
"Evet."
Babam eve yrd. Annemle arka balkondan beni izlediklerini
grdm.

50

in son ksm kaldrma salan imleri sprp, kaldrm sula


makt. Arka bahenin her blmn on be dakika sulamak dnda ii
bitirmitim nihayet. Fskiyenin yerini deitirmek iin hortumu eker
ken babam evden dar kt.
"Bu baheyi sulamadan nce uzun imler kalp kalmadn kont
rol etmek istiyorum.
Babam bahenin ortasna yryp dizlerinin ve ellerinin stne
kt, ban yere paralel bir konuma getirdikten sonra uzun kalm
im olup olmadna bakt. Boynunu oynatp dikkatle taryordu im le
ri. Bekledim.
"TE!"

Ayaa srayp eve doru kotu.


"ANNE! ANNE!"

Koarak eve girdi.


"Ne oldu?"
"Uzun bir im buldum."
"yle mi?"
"Gel, gstereyim!"
Hzla evden dar kt, annem de peinden.
"Gel! Gel! Gstereyim."
Dizlerinin ve ellerinin stne meldi tekrar.
"Grebiliyorum! Hem de iki tane!"
Annem yanna meldi. Belki de delirdiler, diye dndm.
"Grdn m?" diye sordu babam. "ki tane. Grdn m?"
"Evet Baba, gryorum ..."
kisi de kalktlar. Annem eve girdi. Babam bana bakt.
"eri..."
Balkona yryp eve girdim. Babam arkamdan geldi.
"Banyoya."
Babam kapy kapatt.
"Pantolonunu indir."
Ustura kayn aldn duydum. Sa bacam hl aryordu. Ya
rar yoktu, defalarca tatmtm kayn acsn. Dnya dardayd ve
her eye kaytszd ama nemi yoktu. Milyonlarca insan vard darda,
kpekler, kediler, sincaplar, binalar, sokaklar, ama nemsizdi. Sadece
bir baba, ustura kay, banyo ve ben vardm. O kay usturasn bile
mek iin kullanrd ve sabahn erken saatlerinde aynann karsnda
sabunlu yz ile tra olurken ondan nefret ederdim. Ve ilk kay dar
51

besini hissettim. Kayn kard ses yksek ve donuktu. Kayn se


si verdii ac kadar ktyd neredeyse. Kay tekrar indi. O kay sal
layan bir makineydi sanki babam. Bir mezarn iinde olma duygusunu
anmsyorum. Kay bir daha indi ve bu sonuncusudur mutlaka diye
dndm. Ama deildi. Tekrar indi. Ondan nefret etmiyordum. na
nlmazd sadece, tek isteim ondan uzak olmakt. Alayamyordum.
Alayamayacak kadar hastaydm, akndm. Kay bir kez daha indi.
Sonra durdu. Dorulup bekledim. Kay astn duydum.
"Bir dahaki sefere, uzun im grmek istemiyorum," dedi.
Banyodan ktn duydum. Banyonun kapsn kapatt. Duvarlar
harikuladeydi, kvet harikuladeydi, lavabo ve du perdeleri, hatta tu
valet bile harikuladeydi. Babam gitmiti.

"Bilmiyorum."
"Burda oturup bekleyelim en iyisi. Kmldama. Hareket etmeden
otur."
Basamaklara oturup bekledik. Uzun sre bekledik.
"Bu ii uzatacak galiba," dedi Frank.
Bir saat daha bekledikten sonra Frank'in evine yrdk. Maket bir
uak yapyordu, gz atmak istiyordum ...

Mahallede kalan ocuklarn iinde en iyisi Frankti. Arkada olduk,


beraber taklmaya baladk, dierlerine pek ihtiya duymuyorduk.
Frank'i gruptan sepetlemi saylrlard zaten, o da benle dost olmutu.
Okul knda benimle eve yryen David gibi deildi. David'de ol
mayan pek ok zellii vard Frank'in. Srf o gidiyor diye ben de Ka
tolik kilisesine gitmeye balamtm. Annemle babam memnundular
kiliseye gitmemden. Pazar ayinleri ok skcyd. Din derslerine katl
mak zorundaydk bir de. almak zorunda olduumuz bir kitap vard.
Son derece skc sorular ve cevaplar.
Bir akamst bizim n balkonda oturmutuk, Frank'e kitaptan bir
eyler okuyordum. "Tanr'nn cismani gzleri vardr ve her eyi g
rr."
"Cismani mi?"
"Evet."
"Bunlar gibi mi?" Yumruklarm skp gzlerinin stne bastrd.
"St ielerini andran gzleri var," dedi Frank yumruklarn gz
lerine bastrp bana dnerken. Glmeye balad sonra. Ben de glme
ye baladm. Uzun sre gldk. Frank durdu birden.
"Bizi duymu mudur?"
"Herhalde. Her eyi grebildiine gre her eyi duyuyordur da."
"Korkuyorum," dedi Frank. "ldrebilir bizi. ldrr m bizi
dersin?"

lk kez gnah karmaya karar verdiimiz gn geldi. Kiliseye y


rdk. Rahiplerden birini tanyorduk, barahibi. Bir keresinde dondur
macda rastlamtk ona, bizimle konumutu. Daha sonra evine bile
gitmitik. Kilisenin yanndaki evde yayordu, yal bir kadnla. Orda
uzun kalm, Tanr ile ilgili sorular sormutuk. Boyu kat? Btn gn
iskemlesinde mi otururdu? Herkes gibi tuvalete gider miydi? Rahip
so ularmz dorudan yantlamamt, ama iyi birine benziyordu, ho
bir glmsemesi vard.
Gnah karmann nasl bir ey olacam dnerek kiliseye yr
yorduk. Kiliseye epey yaklamtk ki bir sokak kpei takld peimi
ze. ok zayf ve a bir grnm vard. Durup okadk onu, srtn ka
dk.
"Kpeklerin cennete gidememesi ne kt," dedi Frank.
"Neden gidemiyorlar?"
"Cennete gidebilmen iin vaftiz olman gerekiyor."
"Vaftiz edelim yleyse."
"Yapsak m?"
"Cennete gitme frsatn hak ediyor bence."
Kucama aldm ve kiliseye girdik. Kutsal su anann yanma
gtrdk, ben kpei tutarken Frank alnna kutsal sudan srd.
"Seni vaftiz ediyorum," dedi Frank.
Kpei dar karp kaldrma braktk tekrar.
"Grnm bile deiti," dedim.
Kpek ilgisini yitirip kaldrmda uzaklat. Biz kiliseye dnp n
ce kutsal suya parmaklarmz batrdk, sonra ha kardk. kimiz de
gnah karma kulbesine yakn bir srann nnde diz kp bekle
dik. Perdelerin arkasndan iman bir kadn kt. Teni kokuyordu. Ya
nmzdan geerken ok kuvvetli bir koku aldm. Kokusu kilisenin ko
kusuna karmt, kilisenin sidik kokusunu andran kokusuna. nsan
lar her pazar ayine gidiyor, bu sidik kokusunu andran kokuyu koklu

52

53

17

yor ama ikyet etmiyorlard. Bunu rahibe sylemek istiyor ama cesa
ret edemiyordum. Mumlardan kyordu bu koku belki de.
"Ben giriyorum," dedi Frank.
Ayaa kalkt, perdeyi aralad ve kayboldu. Uzun sre kald orda.
Dar ktnda az kulaklarndayd.
"Mthiti, mthi! Hemen gir!"
Kalkp perdeyi ektim ve ieri girdim. Karanlkt. Diz ktm.
nmde grdm tek ey tel rgyd. Frank Tanr'nn tel rgnn
arkasnda olduunu sylemiti. Diz kp yapm olduum kt bir
eyi dnmeye altm, ama bulamadm. Orda diz km beynimi
patlatyor ama bulamyordum. Ne yapacam bilmiyordum.
"Hadi," dedi bir ses, "bir eyler syle.
fkeli bir sesti. Orda bir ses olacan dnmemitim. Tanr'nn
bol vakti olduunu sanyordum. Korkmutum. Yalan sylemeye karar
verdim.
"Peki," dedim, "ben... babam tekm eledim ... anneme kfrettim ...
annemin antasndan para aldm ... ekerlemeye harcadm ...
Chuck'n topunun havasn indirdim ... kk bir kzn eteinin iine
baktm ... smm yedim. Hepsi bu kadfir. Bir de kpek vaftiz et
tim bugn."
"Bir kpei vaftiz mi ettin?"
Mahvolmutum. Korkun bir gnah. Devam etmenin bir yarar
yoktu. Gitmek iin ayaa kalktm. Sesin bana birka Azize Meryem
duas okumam syleyip sylemediinin farknda deildim. Kiliseden
ktk, sokaktaydk tekrar.
"Arndm hissediyorum," dedi Frank. "Ya sen?"
"Hayr."
Bir daha gnah karmaya gitmedim. Sabah on ayinlerinden daha
berbatt.

18
Frank uaklara meraklyd. I. Dnya Sava ile ilgili dergilerini bana
dn verirdi. Flying Aces en iyisiydi. Sava uaklarnn hava arp
malar nefisti, Spad ve Fokker tipi uaklar arasnda geerdi. Btn y
kleri okurdum. Almanlar'n srekli kaybetmelerinden honut deil
dim, ama onun dnda her ey harikuladeydi.
54

Dergileri dn almak veya iade etmek iin Frank'in evine gitme


yi seviyordum. Annesi yksek keli ayakkablar giyerdi ve bacaklar
mthiti. Bir iskemlede oturmu olurdu, bacak bacak stne atm,
etei yukar syrlm. Frank'in babas bir baka iskemlede oturmu
olurdu. Frank'in annesi ile babas srekli ierlerdi. Babas I. Dnya
Sava'na pilot olarak katlm, ua dmt. Bir kolunda kemik
yerine tel vard. Maa balamlard Frank'in babasna. Ama iyi biriy
di. eri girdiimizde mutlaka konuurdu bizimle.
"Naslsnz ocuklar? Ne var ne yok?"
Bir gn bir hava gsterisi tertipleneceini rendik. Byk bir
gsteri olacakt. Frank bir harita buldu, oraya otostop yaparak gitmeye
karar verdik. Ben oraya gsteriden nce varabileceimizi sanmyor
dum, ama Frank varacamz sylemiti. Babas bize para verdi.
Haritamz alp bulvara ktk, biri ald bizi hemen. Yal biriydi,
dudaklar pslak. Diliyle srekli yalyordu dudaklarn, ekose gmle
inin yakasn iliklemiti. Kravat takmaml. Gzlerine doru kvrlan
tuhaf kalar vard.
"Benim adm Daniel," dedi.
"Bu Henry. Benim adm Frank."
Daniel arabay srd. Sonra bir Lucky Strike karp yakt.
"Siz ailelerinizle mi yayorsunuz?"
"Evet," dedi Frank.
"Evet," dedim.
Daniel'in sigaras aznda slanmt bile. Krmz kta durdu.
"Kumsala gittim dn, rhtm da iki erkei tutuklad polisler. Tutuk
layp hapse attlar. Tutuklananlardan biri brn emiyordu. Polisleri
neden ilgilendirir ki bu? Kafam bozuldu."
Yeil yand ve Daniel gaza bast.
"Aptalca deil mi sizce? Polisler byle bir durumda mdahale et
meli mi?"
Cevap vermedik.
"ki erkein birbirlerini diledikleri gibi emmeye haklar yok mu?"
diye sordu Daniel.
"Var herhalde," dedi Frank.
"Evet," dedim.
"Nereye gidiyorsunuz ocuklar?"
"Hava gsterisine," dedi Frank.
"Hava gsterisi! Severim hava gsterilerini! Sizinle bir anlama
55

yapalm. Sizinle gelmeme izin verirseniz sizi oraya kadar gtrrm."


Cevap vermedik.
"Evet, ne dersiniz?"
"Olur," dedi Frank.
Frank'in babas bize giri ve yol paras vermiti ama yol parasnn
cebimizde kalmas iin otostop yapmaya karar vermitik.
"Belki de yzmeye gitmeyi yelersiniz," dedi Daniel.
"Hayr," dedi Frank, "hava gsterisini izlemek istiyoruz."
"Yzmek daha elenceli. Yarabiliriz. Yalnz kalabileceimiz bir
yer biliyorum. Rhtma asla gitmem."
"Hava gsterisine gitmek istiyoruz," dedi Frank.
"Peki," dedi Daniel, "hava gsterisine gideriz."
, Park yerine girdiimizde arabadan ktk, Daniel arabay kilitler
ken "KO!" diye bard Frank.
Giri kapsna doru koarken Daniel katmz fark etti.
"HEY, SZ KK SAPIKLAR! BURAYA GELN! GER DNN!"

Komay srdrdk.
"Tanrm," dedi Frank, "bu orospu ocuu kak!"
Giri kapsna varmak zereydik.
"YAKALAYACAIM SZ!"

Bilet alp koarak ieri girdik. Gsteri henz balamamt ama


kalabalkt.
"Tribnn altna saklanrsak bizi bulamaz," dedi Frank.
nsanlarn oturabilmeleri iin tahtalardan geici olarak ina edil
mi bir tribnd. Altna girdik. Tribnn orta yerinin altnda duran iki
ocuk grdk. 13-14 yalarndaydlar, bizden iki- ya daha byk.
"Neye bakyorlar?" diye sordum.
"Gidip anlayalm," dedi Frank.
Yanlarna gittik. ocuklardan biri geldiimizi grmt.
"Defolun burdan kk serseriler!"
"Neye bakyorsunuz siz?" diye sordu Frank.
"Size toz olmanz syledim!"
"Bo ver Marty, onlar da baksnlar!"
Durduklar yere yrdk. Yukar baktk.
"Nedir?" diye sordum.
"Gremiyor musun?" diye sordu ocuklardan biri.
"Neyi?"
56

"Yar."
"Yark m? Nerde?"
"Bak, urda. Grdn m?"
aret elti.
Eteini altna toplam bir kadn oturuyordu orda. Altna don giy
memiti. Tahtalarn arasndan baknca yarn grebiliyordunuz.
"Grdn m?"
"Evet, gryorum. Bir yark," dedi Frank.
"Peki, burdan gidin ve kimseye bir ey sylemeyin."
"Ama biraz daha bakmak istiyoruz," dedi Frank. "Biraz daha bak
mamza izin verin."
"Peki. ok srmesin ama."
Yukar bakarak ylece duruyorduk.
"Grebiliyorum," dedim.
"Bir yark!" dedi Frank.
"yle gerekten," dedim.
"Evet," dedi ocuklardan biri, "yle."
"Hep hatrlayacam bunu," dedim.
"Tamam, gitmelisiniz."
"Neden?" diye sordu Frank, "biz neden bakamyoruz?"
"nk," dedi ocuklardan biri, "yapmak istediim bir ey var.
Toz olun imdi."
Uzaklatk.
"Ne yapacan merak ettim , dedim.
"Bilmiyorum," dedi Frank, "belki de ta atacak."

Tribnn altndan kp Daniel'e bakndk. Grnrde yoktu.


"Gitmitir belki," dedim.
"Onun gibi biri uaklardan haz etmez," dedi Frank.
Tribne kp gsterinin balamasn bekledik. Etraftaki kadnlara
baktm.
"Hangisiydi acaba?" dedim.
"stten baknca anlalmyor herhalde," dedi Frank.
Sonra hava gsterisi balad. Fokker tipi bir uakla numaralar ya
pan biri vard. yiydi, bir daire izip pikeye geti ve son anda yeri ya
layp bir Immelman numaras ekti. En iyi numaras her bir kanada
monte edilmi birer kanca ieriyordu. Yerden iki metre ykseklikte iki
57

diree iki krmz mendil balanmt. Fokker inie geti, kanadnn


birini edi ve kanadndaki kancayla mendillerden birini ald. Sonra
dnp dier kanadn edi ve br mendili ald.
Skc bir ge yaz yazma gsterisi ve aptalca bir balon yarma
sndan sonra iyi bir eye geldi sra - ok yksek olmayan drt direk
etrafnda yar. Uaklar direklerin etrafnda on iki tur atmak zorunday
dlar, bunu ilk baaran dl alyordu. Direklerin stnde uan uak
annda eleniyordu. Yara katlacak uaklar yerde snyorlard. Dei
ik tip uaklard hepsi. Birinin gvdesi ince ve uzundu, kanatlar yok
denecek kadar kkt. Biri iman ve yuvarlakt, futbol topunu and
ryordu. Bir dieri srf kanattan ibaretti sanki, gvde ok kkt. Her
biri farklyd ve gz alc bir ekilde boyanmt. Birinciye verilecek
dl yz dolard. Uaklar snrken gerekten heyecanl bir ey izleye
ceini hissedebiliyordun. M otorlar uaktan frlayp gitmek istercesine
kkryorlard. Yar balatan bayrak indi ve uaklar frlad. Alt
uaktlar, direklerin etrafnda dnebilmeleri iin yeterince yer yoktu.
Kimi yukarda, kimi ortada, kimi de altta uuyordu. Hzl uanlar d
nemelerde mesafe kaybederken, yava uanlar daha keskin dnebili
yorlard. Harikulade ve korkuntu. Derken biri kanadn yitirdi. Uak
yerde zplayp ilerlerken motordan alev ve duman kyordu. Ters d
np durduunda ambulans ve itfaiye yoldayd. Dier uaklar umay
srdryorlard. Birden baka bir uan motoru patlad, uaktan ay
rld ve uaktan arda kalan kaybolmu bir ey gibi yere dt. Yere
arptnda her ey dald. Tuhaf bir ey oldu ama. Pilot st kapa
kaldrp dar trmand ve ambulans beklemeye koyuldu. Seyircilere
el salladnda deli gibi tezahrat yapmlard. Mucizevi bir ey ger
eklemiti.
Olabilecek en kt ey oldu birden. Direklerden birini dnerken
iki uak birbirine takld. kisi de yere dp akld, yanyorlard.
Ambulansla itfaiye oraya doru gazlad yine. Pilotlar uaklardan
karp sedyelere koyduklarn grdk. zcyd, iki iyi ve cesur adam
yaamlarnn sonuna kadar sakat kalacak, belki de leceklerdi.
iki uak kalmt, 5 numara ile 2 numara, birincilik iin yaryor
lard. 5 numara kk kanatl, ince ve uzun uakt, 2 numaradan ok
daha hzl uuyordu. 2 numara futbol topunu andran uakt, hz yok
tu ama dnemelerde aray kapatyordu. Pek yarar olmuyordu ama. 5
numara 2 numaraya tur bindirmeye balad.
"5 numaral uak iki tur kala iki tur nde," dedi sunucu.
58

5 numara dl alacak gibi grnyordu. Derken direin birine


arpt. Dnerken diree bindirmi, direi devirmiti. Dosdoru uma
y srdrd, giderek alalyordu, sonunda yere arpt. Tekerlekler yere
arpnca uak iyice srayp ters dnm, yerde srklenmeye bala
mt. Ambulansla itfaiyenin yolu uzundu bu kez.
2 numara geriye kalan 3 direkle yerdeki devrik direi turlamay
srdrd, sonra yere indi. dl kazanmt. Dar kt. iman bi
riydi, uan andryordu. Gl ve yakkl birini beklemitim oysa.
ans yaver gitmit. Alklayanlar yok denecek kadar azd.
Kapan iin paratle atlama yarmas tertiplemilerdi. Yerde ii
boyanm bir daire vard, kocaman bir hedef noktas. Noktaya en yakn
inen kazanyordu. Skc gelmiti bana. Yeterince ses ve hareket yoktu.
Paratler uaktan atlayp noktaya yakn inmeye alyorlard.
"Bunda pek i yok," dedim Frank'e.
"Evet, dedi.
Daireye yakn iniyorlard. Tepemizde uan uaktan atlaylar s
ryordu. Sonra birden kalabalk ahlayp vahlamaya balad.
"Bak!" dedi Frank.
Paratlerden biri ksmen almt. Fazla hava yoktu iinde. Di
erlerinden daha hzl iniyordu. Adamn bacaklarn sallayp kollarn
kmldatarak parat zmeye altn grebiliyordunuz.
"Tanrm!" dedi Frank.
Giderek daha iyi seiliyordu adam. Parat amak iin ipleri e
kip duruyordu ama yaran olmuyordu. Yere arpt, biraz srad, tekrar
yere dt ve kmldamad. Yar ak parat rtt onu.
Kalan atlaylar iptal ettiler.
Kalabalkla birlikte dar karken gzlerimiz Daniel'i aryordu
hl.
"Dnte otostop yapmayalm," dedim Frank'e.
"Olur," dedi.
Dar karken hangisinden daha ok heyecan duyduuma karar
veremiyordum, hava yarndan m, baarsz parat atlayndan m,
yoksa yarktan m?

19
5. snf biraz daha iyiydi. Dier rencilerin bana kar dmanl bi
raz azalmt ve fiziksel olarak geliiyordum. Snf takmlarna seil
59

miyordum ama daha az tehdit ediliyordum. David ve keman yoktu ar


tk. Ailece tanmlard, eve yalnz yryordum. Arada srada birka
kii peime taklyordu ama satamyorlard. lerinde en kts Juan'd. Juan sigara iiyordu. Elinde sigaras beni izlerdi ve yannda
mutlaka arkadalarndan biri olurdu. Asla yalnz izlemezdi beni. Kor
kuyordum. Beni rahat brakmalarn istiyordum. Ama bir yandan da
umursamyordum. Juan'dan holanmyordum. Okulumdaki kimseden
holanmyordum. Bunun farkndaydlar sanyorum. Beni istememele
rinin nedeni buydu galiba. Konuma ve yrme tarzlarn sevmiyor
dum, ama annemi ve babam da sevmiyordum. Hl etrafmda bo ve
beyaz bir hava olduu duygusuna kaplyordum. Midem srekli bula
nyordu. Juan esmer tenliydi, kemer yerine bir zincir takyordu beline.
Kzlar ondan korkarlard, erkekler de yle. O ve arkadalarndan biri
hemen hemen her gn beni izlerlerdi. Eve girerdim ve darda bekler
lerdi. Juan sigarasn iip kabaday gibi grnrken arkada ylece
dururdu. Perdenin arkasndan onlan izlerdim. Sonunda giderlerdi.
Bayan Fretag ngilizce retmenimizdi. Snfta ilk gnmzde
isimlerimizi sordu.
"Hepinizi tanmak istiyorum," dedi.
Glmsedi.
"imdi, herkesin babas vardr eminim. Herkesin babasnn ne i
yaptn renmek ilgin olur sanrm. Bir numaradan balayp sray
la gidelim. Evet, Marie, baban ne i yapar?"
"Bahvandr."
"Ne gzel! ki num ara... Andrew, senin baban ne i yapar?"
Korkuntu. Benim semtimdeki btn ocuklarn babalan ilerini
kaybetmilerdi. Babam iini kaybetmiti. Gene'in babas btn gn n
balkonda oturuyordu. Et fabrikasnda alan Chuck'n babas dnda
btn babalar isizdi. Et irketinin amblemini tayan krmz bir araba
kullanyordu Chuck'n babas.
"Benim babam itfaiyeci," dedi Andrew.
"ok ilgin," dedi Bayan Fretag. " numara."
"Benim babam avukat."
"Drt numara."
"Benim babam ... polis.
Ben ne diyecektim? Sadece benim semtimdeki babalar isizdi bel
ki de. Borsann ktn duymutum. Kt bir anlama geliyordu bu.
Ya borsa sadece benim semtimde kmse!

"On sekiz."
"Babam aktr..."
"On dokuz..."
"Babam konser kemancs..."
"Yirmi..."
"Babam sirkte alyor..."
"Yirmi b ir..."
"Babam otobs ofr..."
"Yirmi iki..."
"Babam operada ark syler.
"Yirmi ..."
Yirmi . Bendim yirmi .
"Babam dii..." dedim.
Bayan Fretag bu ekilde devam ederek otuz e geldi.
"Babam isiz," dedi otuz .
Keke ben akl etseydim bunu diye dndm.
Bir gn Bayan Fretag bize bir dev verdi.
"Saygdeer Bakanmz Herbert Hoover bu cumartesi Los Angeles ziyaret edip bir konuma yapacak. Herkesin gidip bakan dinle
mesini istiyorum. Sonra bu deneyimi ve Bakan Hoover hakkndaki
dncenizi anlatan bir yaz yazacaksnz."
Cumartesi mi? Gitmem olanakszd. Bahenin imlerini bimeliy
dim. Uzun kllar kesmeliydim. (Mutlaka brakyordum birka tane.)
Babam tek bir uzun kl buldu diye her cumartesi kayla dvyordu
beni. (Bir-iki kez yapmadm veya yanl yaptm eylerden tr
hafta aras da dayak yemitim.) Babama Bakan Hoover' dinlemeye
gideceimi syleyemezdim.
Gitmedim. O pazar kt kalem alp Bakan gidip grm yaz
maya baladm. st ak arabas peinde bir konvoyla birlikte gir
miti stadyuma. inde gizli servis ajanlarnn bulunduu bir araba
Bakann arabasnn nnde gidiyor, iki araba da hemen arkasndan
geliyordu. Ajanlar Bakanmz korumakla grevli cesur ve silahl
adamlard. Bakann arabas stadyuma girdiinde ahali ayaa kalkm
t. Bylesi grlmemiti. Bakan bizzat gelmiti. Oydu. El sallamt.
Tezahratta bulunmutuk. Bir bando takm alyordu. Bakann ba
nn stnde martlar uumutu, onun Bakan olduunu biliyorlard
sanki. Sonra ge yazlar yazan uaklar umutu. Ge, "Refah ok
yakn," gibi szler yazmlard. Bakan arabasnda ayaa kalktnda

60

61

bulutlar aralanm, gne yzn aydnlatmt. Tanr da biliyordu


sanki onun kim olduunu. Sonra arabalar durmu, ajanlarn korumas
altnda konuma krssne yrmt byk Bakanmz. M ikrofo
nun nnde dururken gkten bir ku uarak krsye konmutu. Ba
kan kua el sallayp glm, biz de onunla beraber glmtk. Sonra
Bakan konumu, halk dinlemiti. Msr patlatrken ok ses karan
bir msr patlatma makinesinin ok yaknnda oturduum iin konu
masn iyi takip edememitim ama Manurya'daki sorunlarn ciddi ol
madn, ierde her eyin yola gireceini, endie etmememizi, Ameri
ka'ya inanmamzn yeterli olacan sylediini sanyordum. Herkese
i bulunacakt. Yeterince di ekebilecek yeterince dii, yeterince it
faiyecinin sndrecei yeterince yangn olacakt. Fabrika ve atlyeler
tekrar alacakt. Gney Amerika'daki dostlarmz borlarn deye
cekti. Yaknda hepimiz kalplerimiz ve midelerimiz doymu olarak hu
zur iinde uyuyacaktk. Tanr ve yce lkemiz bizi sevgi ile sarp, k
tlkten ve sosyalistlerden koruyacak, bizi bu ulusal kbustan uyand
racakt, sonsuza d e k ...
Bakan alk dinleyip el sallam, sonra arabasna binmiti. Pein
de gizli servis ajanlar ile stadyumu terk ederken gne batmaya bala
m, leden sonra krmz, altn rengi, harikulade bir akamiistne
dnmt. Bakan Hoover' grm ve dinlemitik.

tim szlerimi. Ben bile onlara inanmaya balamtm. Juan yzne


yumruk yemi gibi oturuyordu. Bacaklarna uzatp arkama yaslandm.
ok srmedi maalesef.
"Bu nemli yaz ile dersi bitiriyorum ..," dedi Bayan Fretag.
Ayaa kalkp kmaya baladlar.
"Sen kal Henry," dedi Bayan Fretag.
skemlemde oturdum, Bayan Fretag orda durmu bana bakyordu.
Sonra, "Orda deildin deil mi Henry?" dedi.
Nasl bir ey uydursam diye dndm ama hibir ey bulama
dm. "Hayr, orda deildim."
Glmsedi. "Bu, yazn daha da olaanst klyor."
"Evet efendim ..."
"Gidebilirsin Henry."
Kalkp dar ktm. Eve yrmeye baladm. stedikleri buydu
demek: yalanlar. Harikulade yalanlar. Buna ihtiyalar vard. nsanlar
ahmaktlar. Kolay olacakt benim iin. Etrafma bakndm. Juan ve ar
kada beni izlemiyorlard. ler yoluna girmeye balamt.

20

Pazartesi gn devimi teslim ettim. Sal gn Bayan Fretag sn


fa konutu.
"Saygdeer Bakanmzn Los Angeles ziyaretini anlatan yazla
rnzn tmn okudum. Ben de Oldaydm. Bazlarnzn deiik ne
denlerden tr gidemediini grdm. Gidemeyenler iin Henry Chinaski'nin yazsn okumak istiyorum."
Snfta korkun bir sessizlik oldu. Byk farkla snfn en sevil
meyen kiisiydim. Kalplerine bak saplanm gibiydiler.
"Yaratclk asndan ok gl bir yaz," dedi Bayan Fretag ve
yazm okumaya balad. Kelimeler ok ho geliyordu kulama. Her
kes dinliyordu. Benim szlerim snf doldurmutu, karatahtadan kara
tahtaya srayp tavana arpyor, ordan yere yansyp Bayan Fretag'n
ayakkablarn rtyor, yerde kmeleniyorlard. Snfn en gzel kzla
r kaamak baklarla bana bakyorlard. Snfn daylar suratlarn as
mlard. Onlarn yazlar bir boka yaramamt. Susam biri gibi i

Frank ve ben zaman zaman Chuck, Eddie ve Gene'le arkada oluyor


duk. Ama mutlaka bir eyler oluyor, aramz alyordu. Ben sebep
oluyordum genellikle, ama Frank'i de sepetliyorlard. Benim arkada
m olduu iin o da kendini darda buluyordu. Frank'le beraber ol
maktan holanyordum. Her yere otostop yapyorduk. En sevdiimiz
yerlerden biri bir film stdyosuydu. Uzun otlarla evrili bir tel rg
nn altndan giriyorduk. King Kong filminde kullandklar devasa du
var ve basamaklar grdk orda. Yapma sokak ve evleri. Evlerin n
cepheleri vard sadece, arkalar botu. Pek ok kez btn stdyoyu do
lamtk, beki bizi grp kovalayana dek. O tostopla kumsaldaki E
lence Merkezi'ne gidiyorduk. -drt saat kalrdk orda. Ezberlemi
tik oray. yi bir yer deildi aslnda. nsanlar orda ieyip, syorlard,
bo ielerden geilmiyordu. Tuvaletlerde sertlemi ve burumu pre
zervatifler olurdu. Kapan saatinden sonra berdular uyurdu orda.
Pek elenceli bir yer de saylmazd Elence Merkezi. Aynalar Evi
matrakt nceleri. Bir sre sonra aynalar labirentinde nerelerden gee
ceimizi renince esprisi kalmamt. Frank ve ben hi kavga etmez

62

63

dik. Her eyi merak ediyorduk. Rhtmda bir kadnn sezaryen dou
munu gsteren bir film gsteriliyordu, oraya gitmitik bir keresinde.
ok kanlyd. Kadn her kestiklerinde oluk oluk kan fkryordu.
Sonra bebei karmlard. Rhtmda balk tutmaya da giderdik, tuttu
umuz balklar banklarda oturan yal Yahudi kadnlarna satardk.
Frank'le uzaklara gittiim iin babamdan dayak yiyordum, ama o da
ya naslsa yiyeceimi bildiim iin elenmeye bakyordum.
M ahallede dier ocuklarla bam belaya girmeye devam ediyor
du. Babamn yaran olduu da sylenemezdi. Btn ocuklarn kov
boy kyafetleri varken tutup bir kzlderili kyafeti ve bir okla yay al
mt bana rnein. Okul bahesindeki durum tekrarlanyordu - etey
le kar karyaydm. Kovboy kyafetleri ve tabancalaryla etrafm sa
ryorlard, durum iyice tehlikeli olmaya balaynca yayma bir ok ko
yup geriyor ve bekliyordum. Bu onlar uzaklatryordu. O kzlderili
kyafetini sadece babam srar ettiinde giyiyordum.
Chuck, Eddie ve Gene'le aram bozuluyor, sonra dzeliyor, sonra
tekrar bozuluyordu.
Bir akamst ylece dolanyordum. eteyle aram ne iyi, ne de
ktyd. Onlan kzdran son davranm unutmalarn bekliyordum.
Yapabileceim baka bir ey yoktu. Beyaz hava ve bekleyi. Hibir
ey yapmadan dolanmak canm skmt, tepeyi kp W ashington
Bulvar'na, sonra doudaki sinemaya, ordan da tekrar Bat Adams
Bulvar'na yrmeye karar verdim. Kilisenin nnden de geerdim
belki. Yrmeye baladm. Derken Eddie'nin sesini duydum:
"Hey, Henry, buraya gel!"
ocuklar iki evin arasndaki park yerinde duruyorlard. Eddie,
Frank, Chuck ve Gene. Bir eye bakyorlard. Yksek bir alnn s
tnden eilmi bir eye bakyorlard.
"Buraya gel, H enry!"
"Ne var?"
Yanlarna gittim.
"Bir sinei yemeye hazrlanan bir rmcek!" dedi Eddie.
Baktm. rmcek alnn dallarna an rm, bir sinek de aa
yakalanmt. rmcek ok heyecanlyd. Kurtulmaya abalayan si
nek btn a titretiyordu. rmcek, sinein kanatlarn ve bedenini
ayla giderek sararken sink lgnca ve aresiz bir ekilde vzldyor
du. rmcek vzldayan sinein etrafnda dolanarak an ryor, si
nei tamamen balyordu. rmcek ok iri ve irkindi.
64

"Hamlesini yapmak zere!" diye bard Chuck. "Geirecek dile


rini!"
ocuklarn arasna dalp bir tekmeyle a bozdum.
"Neden yaptn bunu?" diye sordu Chuck.
"Orospu ocuu!" diye bard Eddie. "Her eyi berbat ettin!"
Geri ekildim. Frank bile tuhaf bakyordu bana.
"Yakalayn unu!" diye bard Gene.
Sokakla benim aramdaydlar. Park yerinden koup yabanc bir
evin bahesine katm. Peimdeydiler. Baheden koarak garajn arka
sna getim. ki metre yksekliinde amal bir it vard. Trmanp
br yana atladm. Yan evin bahesinden koup park yerine geldiim
de arkama baktm, Chuck itin tepesine trmanyordu. Sonra kayd ve
srtst baheye dt. "Allah kahretsin!" dedi. Saa dnp komay
srdrdm. Yedi-sekiz blok koup bir evin n bahesinde nefeslendim. Grnrde kimse yoktu. Frank beni balayacak myd? Dier
leri beni balayacaklar myd? Bir hafta gzden uzak olmaya karar
verdim.
Ve unuttular. Hibir ey olmad bir sre. Bo gnler. Sonra
Frank'in babas intihar etti. Kimse bilmiyordu nedenini. Frank anne
siyle baka bir mahalleye, daha kk bir yere tanacaklarn syledi.
Mektup yazacakt. Yazd da. Ama yazmyorduk, yamyamlarla ilgili
karikatrler iziyorduk birbirimize. Onun karikatrlerde yamyamlarla
ba belaya giriyor, ben de ykye onun brakt yerden devam edi
yordum. Annem Frank'in karikatrlerinden birini bulup babama gste
rince yamyam yazmalarmz sona erdi.
5. snftan 6. snfa getim ve evden kamay dnmeye bala
dm, ama babalarn ou isizken bir buuk metre boyumla ben nasl
i bulacaktm? John Dilinger halk kahramanyd o sralar, byk k
k herkes hayranlk duyuyordu ona. Bankalarn parasm alyordu.
Pretty Boy Floyd ite Ma Barker ve Machine Gun Kelly de yapyorlar
d ayn eyi.
nsanlar otlarn byd bo arsalara gider olmulard. Baz otla
rn piirilip yenebildiini renmilerdi. Bo arsalarda veya sokak k
elerinde yumruklayorlard. Herkes fkeliydi. Erkekler Bull Durham
iiyor, burunlarndan kl aldrmyorlard. Gmleklerinin n cebinden
Bull Durham eksik olmuyordu, tek elle saryorlard sigaralarn. Ce
binde Bull Durham paketi tayan birini grnce uzak duruyordum. 2.
65

ve 3. ipotekler konuuluyordu. Bir gn babam krk bir kol ve morar


m iki gzle gelmiti eve. Annem ok dk maal bir i bulmutu.
Mahalledeki her ocuun bir pazarlk, bir de gndelik pantolonu var
d. Ayakkablar eskidiinde yenileri alnmyordu. 15-20 sente yapt
rcsyla birlikte satlan ke ve tabanlardan alnyor, ayakkabnn alt
na yaptrlyordu. Gene'lerin arka bahesinde bir horozla birka ta
vuk vard. Tavuun biri yeterince yumurtlamazsa kesip yiyorlard.
Bana gelince, pek bir ey deimemiti - ne okulda, ne de Gene,
Chuck ve Eddie ile. Yalnz yetikinler deil, ocuklar da tehlikeli ol
maya balamlard, hatta hayvanlar da. nsanlar taklit ediyorlard
sanki.
Bir gn her zamanki gibi dolanyordum, beklenti vaziyetlerinde.
eteyle aram akt, artk onlara katlmay arzulamyordum zaten. Bir
den Gene geldi koarak, "Hey, Henry, gel!"
"Ne var?"
"GEL!"

Komaya balad Gene, ben de peinden. Park yerinden geip


Gibson'lann arka bahesine girdik. Gibson'larn bahesi tula duvarla
evriliydi.
"BAK! KEDY KEYE KISTIRMI! LDRECEK ONU!"

Kk, beyaz bir kedi vard duvarn kesinde. Duvara trmana


myor, hibir yere gidemiyordu, kstrlmt. Kamburunu karmt,
tslyordu, peneleri hazr. Ama ok kkt ve Chuck'n buldog k
pei Barney hrlayarak kediye yaklayor, mesafeyi daraltyordu. Ke
diyi oraya ocuklarn koyduu, sonra da Barney'i getirdikleri duygu
suna kapldm. Chuck, Eddie ve Genein izleyileri bu duyguyu g
lendirmiti. Sulu bir ifade vard yzlerinde.
"Sizin iiniz bu," dedim.
"Hayr," dedi Chuck, "kedinin suu. Buraya girmeseydi. Baksn
imdi bann aresine."
"Nefret ediyorum sizden, orospu ocuklar," dedim.
"Barney kediyi ldrecek," dedi Gene.
"Paralayacak onu Barney," dedi Eddie. "Penelerinden ekiniyor
ama hamlesini yaptnda her ey bitmi olacak."
Azndan salyalar akan iri bir buldog kpeiydi Barney. Aptal ve
iman, anlamsz kahverengi gzl. Boyun ve srt tyleri dikilmiler
di. Aptal kna tekmeyi basmak geliyordu iimden ama bacam par
alard. ldrmeye kararl grnyordu. Beyaz kedi yavru saylrd
66

hl. Tslayp bekliyordu. Duvara yapm, son derece temiz ve hari


kulade bir yaratk.
Kpek yavaa ilerledi. ocuklar byle bir eye neden gerek duy
mulard? Yetkililer nerdeydiler? Yetikinler nerdeydiler? Beni sula
makla meguldler srekli. imdi nerdeydiler?
Kediyi kapp kamay dndm ama cesaret edemedim. Kpein
bana saldracandan korkuyordum. Yapmam gerekeni yapma cesare
tinden yoksun olduumu bilmek ok kt bir duyguydu. M idem bu
lanmaya balamt. Zayftm. Engellemek istiyor ama nasl yapaca
m bilemiyordum.
"Chuck," dedim, "kediyi brak gitsin,1ltfen. Kpeini geri ek."
Chuck cevap vermedi. zliyordu.
Barney ileri atld ve kedi aniden srad. fkeli ve bulank bir be
yazlk, tslama, pene ve di karmasyd ortalk. Barney geri ekildi,
kedi tekrar duvara sindi.
"Hakla onu Barney," dedi Chuck tekrar.
"Allah belan versin, kes sesini!" dedim ona.
"Byle konuma benimle," dedi Chuck.
Barney tekrar ilerledi.
Hafif bir ses duydum arkamda ve etrafma bakndm. Yal Bay
Gibsonn, yatak odasnn penceresinden bizi izlediini fark ettim. O
da kedinin ldrlmesinden yanayd, ocuklardan fark yoktu. Neden?
Yal Bay Gibson takma dili postacmzd. Kars evden dar
kmazd. p boaltmak iin kard sadece. Banda sa filesi, s
tnde gecelik ve bornoz, ayanda da terlikler olurdu hep.
Ben pencereye bakarken Bayan Gibson her zamanki kyafetiyle
kocasnn yannda belirdi, kedinin ldrlmesini bekliyordu. Yal
Bay Gibson mahallenin ii olan ender adamlarndan biriydi ama yine
de kedinin ldrldn grmek istiyordu. Chuck, Eddie ve Gene'den farkszd Gibson. Sayca ok fazlaydlar.
Buldog biraz daha yaklat. zleyemeyecektim. Kediyi o durumda
terk etmekten byk utan duyuyordum. Kedinin kama teebbsnde
bulunma olasl vard, ama engelleyeceklerini biliyordum. Kedi sa
dece kpekle deil, insanlkla da kar karyayd.
Dnp ktm baheden. Park yerini geip eve yrdm. Babam
n bahede bekliyordu.
"Nerdeydin?" diye sordu.
Cevap vermedim.
67

"eri gir," dedi, "ve bu kadar mutsuz grnme sonra gerekten


mutsuz ederim seni!"

21
Sonra Justin Ortaokulu'na girdim. Delsey lkokulu'ndaki tiplerin yars
ordayd, en iri ve kt yars. Baka okullardan baka iriler de gelmi
ti. Bizim 7. snf 9. snftan daha yaplyd. Beden dersinde sraya gir
mitik, tuhaf bir grnt sergiliyorduk, oumuz beden retmenin
den daha iriydi. Yoklama srasnda ylece dururduk, omuzlar dk,
hafif kambur, gbekler sarkm, balar nde.
"Tanrm," dedi beden retmenimiz Bay Wagner, "omuzlarnz
geri atn, dik durun!"
Kimse kmldamad. Biz byleydik, baka trl olmak istemiyor
duk. oumuz yoksul ailelerden geliyordu, kt besleniyorduk, ama
bir ekilde devler gibi gelimitik. Ailelerimizden ok az sevgi alm
tk, kimseden sevgi ve efkat beklemiyorduk. Glntk ama kimse
yzmze glmeye cesaret edemiyordu. ocuk olmaktan sklm,
ok abuk bymtk sanki. Byklerimize sayg duymuyorduk.
Uyuz kaplanlardan farkmz yoktu. Yahudi ocuklardan birinin, Sam
Feldman'n, kara bir sakal vard, her sabah tra olmak zorundayd.
leye doru enesi kararmaya balard. Gs kllyd ve koltuk alt
lar korkun kokard. Bir de 25 santimlik uzun ve yumuak kaml
Peter M angalore vard. Ve dua girdiimizde taaklarmn herkesinkinden daha iri olduunu kefetmitim.
"Hey, unun taaklarna bakar msnz?"
"Aman tanrm.1 Kam ufak ama taaklara bak!"
"Vay canna!"
Neydi bizi byle yapan bilmiyorum ama farklydk, hissediyorduk
bunu. Konumamzda ve yrymzde belli oluyordu farkl olduu
muz. Pek konumuyorduk, gsteriyorduk sadece. Buydu insanlar bu
kadar kzdran: kymet bilmezliimiz.
7.
snf rencileri dersler bittikten sonra 8. ve 9. snf rencile
riyle Amerikan futbolu oynarlard. Denge yoktu. ok kolayd bizim
iin, yere seriyorduk onlar, yorulmadan. Kar takmn oyuncusunu
durdurmak iin dokunmann yeterli olduu tr Amerikan futbolunda,
hcum eden takm, genellikle adam karp uzun pasla say bulmaya
alr. Biz yle oynamazdk ama, adammz kar takmn savunma
da

sn yararak karrdk. Saldrgan olmak iin bir bahaneydi bizim iin


futbol, kardmz adamn say yapp yapmad umurumuzda bile
deildi. Arada srada pas oyununa dayal bir hcum planladmzda
kar takmn oyuncular sevinirlerdi.
Kzlar okuldan sonra kalp bizi izlerlerdi. Kzlarn bazlar lise
rencileriyle kyorlard, ortaokul rencileriyle ileri yoktu, ama yine
de okuldan sonra kalp bizim malarmz izlerlerdi. nlydk. Kzlar
bizi izler ve hayran olurlard. Ben takmda deildim ama saha kena
rnda dolanp gizliden sigara ier, kendimi takmn kou gibi hisseder
dim. Kzlara bakp onlarla dzeceimizi dnrdk. Ama otuz bir
ekiyorduk oumuz.
Otuz bir. Nasl kefettiimi anmsyorum. Bir sabah Eddie yatak
odamn penceresini tklatt.
"Ne var Eddie?"
Elindeki laboratuvar tpn kaldrd, dibinde bir sv vard.
"Bel," dedi Eddie, "benim belim."
"Yok ya?"
"Evet, btn yapman gereken eline tkrp kamn svazlamak,
gzel oluyor ve ok gemeden kamnn ucundan bir sv fkryor.
O svya 'bel' deniyor."
"Yok ya?"
"Ya."
Eddie test tpyle kayboldu. Bir sre dndkten sonra deneme
ye karar verdim. Kamm sertlemiti, houma gitti. Srdrdke da
ha ok zevk almaya baladm ve daha nce tanmadm bir duyguya
dnt. Sonra bir sv fkrd kammn ucundan. O gnden sonra
arada bir yapar olmutum. Bir kzla sevitiini dnnce daha da iyi
oluyordu.
Bir gn saha kenarnda durmu, takmmzn baka bir snf tak
mnn canna okuyuunu izliyor, gizliden sigara frtlyordum. Her iki
yanmda da birer kz vard. ocuklar hcuma kalkarken beden ret
meni Curly Wagner'in bana doru geldiini fark ettim. Sigaray frla
tp alklamaya baladm.
"Hadi ocuklar! K st oturtalm unlar!"
W agner yanma geldi. Orda durup bakt bana bir sre. Pis bir te
bessm edinmitim artk.
"Hepinizin hakkndan geleceim!" dedi, "zellikle senin!"
Bam evirip kaytsz bir bak attm, sonra evirdim yzm.
69

W agner ylece durup bakt bana. Sonra ekip gitti.


Baya haz duymutum. Ktlerden biri addedilmek houma git
miti, kt olduumu hissetmek. Herkes iyi olabilirdi, iyi biri olmak
cesaret gerektirmiyordu. Dilinger cesurdu. Ma Barker o adamlara ma
kineli tfein nasl kullanlacan reten mthi bir kadnd. Babam
gibi olmak istemiyordum. O kt geiniyordu sadece. Ktysen kt
rol yapman gerekmez, ktsndr. Kt biri olmak houma gidiyor
du. yi olmaya almak hasta ediyordu beni.
Yanmdaki kz, "Wagner'in seninle bu ekilde konumasna izin
vermemelisin, ondan korkuyor musun?" diye sordu.
Dnp baktm kza. Uzun sre, hareketsiz.
"Neyin var senin?" dedi.
Bam evirip yere tkrdm ve uzaklatm. Ar admlarla saha
kenarndan k kapsna, ordan da eve yrdm.
W agner srekli gri svetrtle gri pantolon giyerdi. Kk bir g
bei vard. Onu endielendiren bir eyler olurdu daima. Tek avantaj
yayd. Bize blf yapp duruyordu, ama zayflyordu blfleri giderek.
Beni iteklemeye hakk olmayan birileri beni itekliyordu srekli. Wag
ner ve babam. Babam ve Wagner. Neydi istedikleri? Neden yollarna
kp duruyordum?

22
Bir gn ocuun teki yapt bana, ilkokulda David'in yapt gibi. Za
yf, ufak tefek biriydi ve tepesinde hi sa yoktu neredeyse. ocuklar
Dazlak diye aryorlard onu. Asl ad Eli LaCrosse'tu. Asl adn se
viyordum ama onu sevmiyordum. Bana yapmt. O kadar acnas bir
hali vard ki defolup gitmesini syleyemiyordum. A kalm ve tekme
lenmi bir sokak kpeinden farkszd. Onunla beraber olmak houma
gitmiyordu. Ama o sokak kpei duygusunu bildiim iin bana takl
masna izin veriyordum. Her cmlesinde bir kfr vard mutlaka, en
az bir kfr. Ama yapayd, sert biri deildi, korkuyordu. Ben korkmu
yordum ama kafam karkt. yi bir ikili oluturuyorduk belki de.
Her gn okul knda onu eve brakyordum. Annesi, babas ve
bykbabas ile yayordu. Kk bir parkn karsnda kk bir ev
de. O semti seviyordum, glge veren byk aalar vard. Biri bana
irkin olduumu syledikten sonra glgeyi gnee, karanl a
70

yeler olmutum.
Yrylerimiz esnasnda Dazlak bana babasndan sz etmiti.
Bir zamanlar doktorluk yapmt, baarl bir cerraht ama iki yzn
den doktorluk yetkisi elinden alnmt. Bir gn Dazlak'n babasyla
karlatm. Bir aacn altndaki iskemleye oturmutu, ylece oturu
yordu.
"Baba," dedi Dazlak, "bu Henry."
"Merhaba Henry."
Evinin basamaklarnda duran bykbabam ilk kez grm
anmsatmt bana. Dazlakn babasnn sa ve sakal siyaht geri
ama gzler aynyd - parlak ve tuhaf. Ve ite Dazlak orda duruyordu,
olu, hi parldamadan.
"Hadi," dedi Dazlak, "izle beni."
Evin altndaki mahzene indik. Karanlk ve rutubetliydi oras, gz
lerimiz karanla alana dek bekledik. Sonra flar seebilmeye ba
ladm.
"Bu flar deiik cins arapla dolu," dedi Dazlak, "her fnn bir
musluu var. Denemek ister misin?"
"Hayr."
"Hadi, bir yudum al."
"Neden?"
"Sen kendini erkekten mi sayyorsun?"
"Sert biriyim ben."
"Bir yudum al yleyse."
Dazlak bana meydan okuyordu. Olacak i deildi. Flardan b rinin yanna gidip eildim.
"A u allahn cezas musluu! Allahn cezas azn da a!"
"rmcek var mdr burda?"
"Hadi! Hadi, allahn cezas!"
Azm musluun altna sokup musluu evirdim. Kokulu bir sv
damlad azma. Tkrdm.
"dlek olma! Yut unu!"
Musluu ap azm dayadm. Kokulu sv azma girdi ve yut
tum. Musluu kapatp ayaa kalktm. Kusacak gibi olmutum.
"imdi sen i," dedim Dazlaka.
"Tabii," dedi, "ben korkmuyorum!"
Bir fnn altna girip sk bir yudum ald. Onun gibi bir psrk be
nimle ba edememeliydi. Baka bir fnn altna girip sk bir yudum
71

da ben aldm. Ayaa kalktm..Kendimi iyi hissetmeye balyordum.


"Hey Dazlak, dedim, "sevdim ben bunu."
"Biraz daha i."
Biraz daha itim. Tad giderek dzeliyordu. Daha iyi hissediyor
dum kendimi.
"Babann arabndan fazla imesek iyi olur Dazlak," dedim.
"Umursamaz, ikiyi brakt."
Hi bu kadar iyi hissetmemitim kendimi. Otuz bir ekmekten bi
le iyiydi.
Fdan fya gidiyordum. Sihirli bir eydi iki. Neden kimse
sylememiti bunu bana? ki ile hayat harikulade, insan mkemmel
di, kimse rahatsz edemezdi onu.
Dik durup Dazlak'a baktm.
"Annen nerde? Anneni dzeceim!"
"ldrrm seni, orospu ocuu, annemden uzak dur!"
"Seni pataklayabileceimi biliyorsun Dazlak."
"Evet."
"Peki. Anneni rahat brakacam."
"Gidelim yleyse."
"Bir yudum daha..."
Bir fya gidip koca bir yudum daha aldm. Sonra mahzenin mer
divenlerinden yukar ktk.
"Demek mahzene indiniz ha?" dedi babas.
"Evet," dedi Dazlak.
"Biraz erken balamyor musunuz?"
Cevap vermedik. Bulvara yrdk, sakz satan bir dkkna girdik.
Bir sr alp hepsini azmza attk. Annesinin reneceinden endie
ediyordu. Ben hibir eyden endie etmiyordum. Bir park bankna
oturup sakz inedik ve ben yeni bir ey kefettiimi dndm. B a
na ok uzun bir sre yardmc olacak yeni bir ey. Parktaki imler da
ha yeil, banklar daha gzel grnyordu. Bu iki denen ey cerrahla
ra yaramyordu belki, ama cerrah olmak isteyen biri kafadan biraz
noksand zaten.

yorduk. Lilly Fischman bizim snftayd, gerekten gelimi bir kzd


Lilly. Gsleri inanlmaz irilikte, yksek keli ayakkablar ile y
rrken sallad k harikuladeydi. Mthiti, btn ocuklarla konu
ur, konuurken onlara srtnrd.
Her gn ayn ey yaanyordu biyoloji dersinde. Biyoloji filan
rendiimiz yoktu. Bay Stanhope on dakika kadar konutuktan sonra
Lilly, "Ama biraz elenelim Bay Stanhope!" derdi.
"Olmaz!"
"Ama Bay Stanhope!"
Krsye gidip Bay Stanhope'un stne efkatle eilir, kulana
bir eyler fsldard.
"Aman, peki..." derdi Bay Stanhope.
Sonra ark syleyip kvrmaya balard Lilly. Al hep "The
Lullaby of Broadway" ile yapar, sonra dier numaralarna geerdi.
Nefisti, ateliydi, yanyor, bizi de yakyordu. Gelimi bir kadndan
fark yoktu. Stanhope'u ldrtyordu, bizi ldrtyordu. Olaansty
d. Yal Stanhope aznn sular akarak izlerdi. Stanhope'a glerken
Lilly'ye tezahratta bulunurduk. Bir gn mdr Bay Lacefield koarak
snfa girene dek srmt bu.
"Neler oluyor burda?"
Stanhope ylece oturuyordu, dili tutulmutu.
"Bu ders sona ermitir!" diye bard Lacefield.
Dar kmak iin sraya girerken, "Ve siz, Bayan Fischman, b
roma gelin," diye ilave etti.

Justin Lisesi'nde biyoloji dersleri ilginti. Bay Stanhope geliyordu


biyolojiye. 55 yalarnda, yal biriydi, ve ona her istediimizi yaptr

O olaydan sonra biyoloji devlerimizi yapmadk tabii ki. Bu da


Bay Stanhope bize ilk snav yapana dek nemli olmamt.
"Hass..tir," dedi Peter Mangalore yksek sesle, "ne yapacaz?"
Peter 25 santimlik yumuak kaml ocuktu,
"Sen mrnde bir gn bile almak zorunda kalmayacaksn," de
di Jack Dempsey'i andran, "bu bizim sorunumuz."
"Allah kahretsin," dedi snfn arka sralarndan biri, "her krk al
dmda babam trnaklarmdan birini skyor."
Snav ktlarmza bakyorduk hepimiz. Ben kendi babam d
ndm. Sonra Lilly Fischman' dndm. Orospunun tekiydi Lilly
Fischman, kt bir kadnd, bizim nmzde ark syleyip kvrd
iin cehennemi boylayacaktk hepimiz.
Stanhope bizi izliyordu.

72

73

23

"Neden kimse yazmyor? Sorular neden yantlamyorsunuz? Her


kesin kalemi var m?"
"Evet, evet, herkesin kalemi var," dedi biri.
Lilly en nde, Bay Stanhope'un krssnn hemen yannda oturu
yordu. Biyoloji kitabn ap ilk sorunun yantna baktn grdk.
areti almtk. Hepimiz kitaplarmz atk. Stanhope ylece durmu
bizi izliyordu. Ne yapacan bilemiyordu. Azndan tkrk sayor
du. Be dakika kadar oturdu. Sonra birden ayaa frlayp sralarn ara
snda bir aa bir yukar yrmeye balad.
"Ne yapyorsunuz? Kapatn kitaplar! Kapatn kitaplar!"
Hzla yrrken yanndan getii renciler kitaplarn kapyor, o
getikten sonra tekrar ayorlard.
Dazlak yanmdaki sradayd, glyordu. "Salan teki! yal bir
salak!"
Biraz acmtm Stanhope'a ama ya kendimi seecektim ya da
onu. Stanhope krssnn arkasna geip bard, "Kitaplar kapatl
mal yoksa btn snf aktrrm!"
Sonra Lilly Fischman ayaa kalkt. Eteini kaldrp ipek orapla
rndan birini yukar ekti. Jartiyerini dzeltti ve beyaz tenini grdk.
Sonra br orabn ekip dzeltti. Bylesini grmemitik daha nce,
Bay Stanhope da grmemiti bylesini. Lilly yerine oturdu ve snav
btn kitaplar ak bitti. Stanhope krssnn arkasnda tamamen ye
nik bir ekilde oturmutu.

motorun stndeki ya tabakasn kazyarak altm cm uzunluunda


siyah bir ya eridi oluturmutu.
"Hadi Pop, u filme ne dersin? Beden dersinden yeni ktk, ayak
ta duracak halimiz yok! Wagner kurbaalar gibi sratp durdu bizi!"
"Sizden istenen ekilde ie balayn!"
Baladk. Anlamszd. Mzik dersinden bile daha ktyd. Baz
alet sesleri ve derin nefesler duyuluyordu.
"ALLAH KAHRETSN! diye bard Harry Henderson, "ELM PAR
ALADIM! BEYAZ ESARETTEN BAKA BR EY DEL BU!"

Kafaya aldmz bir dieri Pop Farnsworth idi. Motor kursunun


birinci gn balamtk. "Burda yaparak renilir. Hemen imdi ba
lyoruz. nnzdeki motorlar skp dnem sonuna kadar alr bir
vaziyette monte etmi olacaksnz. Duvarda emalar var ve ben sorula
rnz yantlayacam. Bir motorun nasl altna dair filmler de iz
leyeceksiniz. Ama imdi motorlar skerek balyoruz. Aletler kar
nzdaki raflarda."
"Hey, Pop, nce u filmi izlesek?" diye sordu biri.
" 'Projenize balayn!' dedim."
Bu kadar motoru nerden bulmulard bilemiyorum. Yal, siyah
ve paslydlar. e yaramaz grnyordu hepsi.
"S..tir," dedi ocuklardan biri, "tkal heladan fark yok bunun."
M otorlarmzn banda duruyorduk. ocuklarn ou ingilizanahtar almlard. Kzl Kirkpatrick bir tornavida alp dikkatli bir ekilde

Sa eline dikkatle bir mendil sard ve mendilden szan kan grn


ce "lanet olsun!" dedi.
Biz deniyorduk. "Bam bir filin yarna sokmay yelerim," de
di Kzl Kirkpatrick.
Jack Dempsey ingilizanahtarn yere frlatt. "Brakyorum," dedi,
"istediinizi yapn bana, brakyorum. ldrn beni. Taaklarm ke
sin. Brakyorum."
Gidip duvara dayand. Kollarn kavuturup ayakkablarna bakt.
Durum gerekten kt grnyordu. Kursta hi kz yoktu. Atlye
nin arka kapsndan okulun bahesi grnyordu, gne ve aylak
a dolanlacak bo bir alan. Ve ite biz, be para etmeyen motorlarn
stne eilmitik. Aptal elik paralar. Merhamet istiyorduk. Yaam
larmz yeterince aptald zaten. Bir eylerin bizi kurtarmas gerekiyor
du. Pop'un yumuak biri olduunu duymutuk ama doru deildi gali
ba. Dev yapl, bira gbekli orospu ocuunun tekiydi. Yal bir tulum
giymiti, salar gzlerine dyordu, enesine ya bulamt.
Amie Whitechapel ingilizanahtarn yere frlatp Bay Farnsworth
n yanna gitti. Geni bir glmseme vard Arnie'nin yznde. "Hey
Pop, yeter artk ha?"
"Motorunun bana dn Whitechapel!"
"Hadi, Pop!"
Amie bizden birka ya daha bykt. Birka yl ocuk slahevin
de kalmt. Ama yaa bizden byk olmasna ramen yap olarak
bizden daha ufakt. Vazelinle arkaya taranm ok siyah salar vard.
Erkekler tuvaletinin aynasnn karsna geip sivilcelerini skard.
Kzlarla pis konuur, cebinde Sheik marka prezervatif tard.
"yi bir fkram var sana Pop!"
"yle mi? Motorunun bana Whitechapel."
"ok iyi bir fkra Pop."

74

75

Arnie'nin eilip Pop'un kulana belden aa bir fkra anlatn


izledik. Balar birbirine yaknd. Sonra fkra bitti ve Pop glmeye
balad. O koca bedeni ikiye katlanmt, gbeini tutuyordu. "Ha ha
ha! Aman allahm! Ha ha ha!" diye gld. Sonra durdu. "Tamam Arnie, motorunun bana!"
"Dur, Pop, bir tane daha var!"
"Yok ya?"
Motorlar brakp yanlarna gittik. Arnie bir sonraki fkray anla
trken evrelerinde bir ember oluturmutuk. Fkra bittiinde Pop iki
bklmd yine. "Tanrm, ha ha ha!"
"Bir tane daha var, Pop. Adamn teki lde arabasn sryormu.
Birden yola frlayan birini fark etmi. Adam plakm ve elleriyle
ayaklar iple balym. Adam arabay durdurup sormu, 'ne oldu, ne
yin var?' plak olan anlatm, 'arabamla giderken otostop yapan bir
orospu ocuu grdm, keriz gibi durdum ve orospu ocuu silah
ekti bana. Elbiselerimi alp beni balad, sonra da dzd.' 'yle mi?'
demi adam arabasndan inip fermuarn aarken, 'bu senin ansl g
nn deil g alib a!'"
Pop ik i bklmd. "Ha ha ha ha... TAN RIM ... Ha ha...!" Durdu
sonunda.
"Allah kahretsin," dedi sessizce, "aman allahm ..."
"u filme ne dersin Pop?"
"Peki, tamam."
Biri arka kapy kapatt ve Pop kirli bir beyaz ekran kard. Film
makinesini altrd. Berbat bir filmdi ama motorlarda almaya be
ekerdi. Benzin bujileri ateliyor, patlama silindir balarna ulayor,
silindir hareket edince krank mili dnyor, supaplar alp kapanyor
ve silindir balar bir aa bir yukar hareket ettike krank mili dn
meyi srdryordu. Pek ilgin deildi ama serindi ierisi, arkana yas
lanp dilediini dnebiliyordun hi olmazsa. Aptal elikte ellerini
paralamyordun.
Brakn motorlar alr vaziyette monte etmeyi, onlar skmedik
bile. O ayn filmi ka kez izledik bilmiyorum. Whitechapel fkralarn
sralamay srdrd, Pop da iki bklm glmeyi. Fkralar ok kty
d ama deliler gibi glyorduk hepimiz.
"Aman tanrm ! Ha ha h a ...!"
yi biriydi Pop. Hepimiz holanrdk ondan.

76

24
ngilizce retmenimiz Bayan Gredis kesin en iyisiydi. Uzun, sivri
burunlu bir sarnd. Burnu pek baklacak cinsten deildi ama burnu
na bakmyorduk zaten. Dar elbiseler, V yaka kazaklar, ipek oraplar
ve yksek keli siyah ayakkab giyerdi. Uzun, harikulade bacaklar,
ylanms bir vcudu vard. Sadece yoklama yaparken krssnde otu
rurdu. Sralardan birini bo tutar, yoklamadan sonra gelip yz bize
dnk bir ekilde sraya otururdu. Bacak bacak stne atm, etei yu
karda. Byle dizler grmemitik daha nce, byle bacaklar, byle bal
drlar. Tamam, Lilly Fischman sayabiliriz ama Lilly bir ocukkadnken Bayan Gredis olgun bir kadnd. Her gn bir saat onu seyret
me ansna sahiptik. ngilizce dersinin biti zili aldnda zlmeyen
tek erkek renci yoktu snfta. Onun hakknda konuurduk.
"Dzlmek mi istiyor sence?"
"Hayr. Bizi tahrik ediyor sadece. Bizi ldrttn biliyor, tek is
tedii bu, buna gereksinimi var."
"Nerde oturduunu biliyorum. Bir gece ziyaretine gideceim."
"Ne gezer sende o taak!"
"yle mi? yle mi? Kn dzeceim onun! Aranyor!"
"8. snfta tandm bir ocuk onu grmeye gittiini syledi."
"Ne olmu?"
"Gecelikle am kapy, memeleri dardaym neredeyse. ocuk
ertesi gnk devini unuttuunu, devi almak iin geldiini sylemi.
eri alm ocuu."
"Atmyorsun deil mi?"
"Hayr. Hibir ey olmam ama. Ona ay ikram etmi, devini
anlatm, sonra da ocuk gitmi."
"Ben ieri girmi olsaydm iini bitirmitim."
"Yok ya? Ne yapardn?"
"nce parmaklar, sonra yalardm. Sonra da memelerini dzp
zorla azna verirdim."
"yi hayal kuruyorsun. Sen hi dztn m?"
"S..tir, tabii. Ka kere."
"Nasld?"
"Berbat."
"Boalamadn herhalde."
77

"Her yere boaldm, hi kesilmeyecek sandm."


"Avucunda her yere boaldn demek istiyorsun, deil mi?"
"Ha, ha, ha!"
"Ah, ha, ha, ha, ha!"
"Ha, ha!"
"Avucuna deil mi?"
"S..tirin gidin!"
"imizden birinin dztn sanmyorum," dedi biri.
Sessizlik oldu.
"O da i mi? Yedi yamda dztm ben."
"O da bir ey mi? Ben drt yamda dztm."
"Tabii Kzl. At atabildiin kadar!"
"Kk bir kz evin bodrumuna atmtm."
"Sertlemi miydin?"
"Tabii."
"Boaldn m?"
"Galiba. Bir eyler fkrmt."
"emi olmalsn Kzl."
"S..tir!"
"Ad neydi?"
"Betty Ann.
"Ne? Benimkinin de ad Betty Anndi," dedi yedi yanda dzt
n iddia eden.
"Vay orospu," dedi Kzl.
Gzel bir bahar gn ngilizce dersindeydik ve Bayan Gredis n
srada yz bize dnk oturuyordu. Etei her zamankinden daha yukardayd. rktc, harikulade, sihirli ve aalk bir grntyd.
Byle bacaklar, byle baldrlar grlmemiti, sihirli bir ey izliyor
duk. nanlmazd. Dazlak yanmdaki srada oturuyordu, elini uzatp
parma ile drtt beni:
"Btn rekorlar kryor!" diye fsldad. "Bak! Bak!"
"Tanrm," dedim. "Sus, yoksa eteini indirecek!"
Dazlak elini ekti ve bekledim. Bayan Gredis'i tedirgin etmemi
tik. Etei yukarda kald. Gerekten anmsanacak bir gn yayorduk.
Snfta sertlememi tek erkek renci yoktu ve Bayan Gredis konu
may srdryordu. Sylediklerinin tek kelimesini bile duymad
mzdan eminim. Ama kzlar arada srada birbirlerine, bu orospu fazla
78

ileri gitti bu kez, anlamna gelen baklar atyorlard. Bayan Gredis


fazla ileri gidemezdi. Orda, yukarda, bir yark deil de, ok daha g
zel bir ey vard sanki. O bacaklar. Pencereden szlen k o bacakla
ra, o baldrlara dklyor, bacaklarn saran ipek oraplarn stnde
k oyunlar oluturuyordu. Etei o kadar yukarda ve dard ki hepimiz
klotunu grme midi iindeydik, kck bir parasna razydk.
Tanrm, dnya bitiyor, balyor, sonra yine bitiyordu sanki, gerek ve
gerek olmayan her ey ordayd, gne, baldrlar, ipein o scak ve
yumuak cazibesi. Oda bir kalp gibi atyordu. Gzler bulanyor, sonra
tekrar odaklanyor, Bayan Gredis orda oturmu srad bir ey yok
mu, her ey normalmi gibi konumay srdryordu. Her eyi bu ka
dar iyi ve korkun yapan da buydu; hibir ey olmuyormu gibi dav
ranmas. Bir an sramn stndeki tahtann yapsna baktm, her ey
bymt, izgiler iinden su akan nehirler gibiydiler. Sonra gzm
ayrdmda bir eyler karm olabileceim dncesi ile kendime
kzgn, sratle bacaklara ve baldrlara dndm.
Sonra sesi duyduk: "Tak, tak, tak, tak...
Richard W aite. Arka srada otururdu. Kocaman kulaklar, kaln
dudaklar vard, imi korkun dudaklar ve kocaman bir kafa. Gzleri
neredeyse renksizdi, ilgi ve zekdan yoksun. Ayaklan iri, az srekli
akt. Konutuunda kelimeler tek tek kard azndan, arada uzun
boluklarla. dlek biri bile deildi. Kimse konumazd onunla. Kimse
onun okulda ne aradn bilmiyordu. Kiiliinde nemli bir eyin ek
sik olduu izlenimini uyandrrd. Temiz giyinirdi ama gmlei mutla
ka arkadan km, gmleinin veya pantolonunun birka dmesi
kopmu olurdu. Richard Waite. Bir yerlerde yayor, her gn okula
geliyordu.
"Tak, tak, tak.
Richard W aite otuz bir ekiyordu, Bayan Gredis'in bacaklarnn
erefine. Zayf dmt sonunda. Toplumun kurallarn anlamyordu
belki de. Hepimiz duyuyorduk onu. Bayan Gredis duyuyordu. Kzlar
duyuyordu. Hepimiz biliyorduk ne yaptn. yle aptald ki, iini ses
sizce grmeyi bile beceremiyordu. Ve giderek artyordu heyecan.
Sesler ykselmiti. Yumruu srann st kapana arpyordu.
79

Zil ald. ngilizce dersi bitmiti.

"TAK, TAK, TAK..."

Bayan Gredis'e baktk. Ne yapacakt? Duraksad. Snfa bakt. G


lmsedi. Her zamanki gibi sakin grnyordu. Ve konumasn sr
drd.
"ngilizce'nin zengin ve bulac bir dil olduuna inanyorum. Her
eyden nce byle esiz bir dilimiz olduu iin mteekkir olmalyz.
Bu dili bozarsak kendimizi bozmu oluruz. yleyse, dinleyelim,
nemseyelim ve sahip kalm, ama bu dili kefedip yeni risklere gir
mekten de ekinm eyelim ..."
"TAK, TAK, TAK..."

"ngiltere'yi ve onlarn ortak dilimizi konuma biimini unutmalyz. ngilizce'nin o ekilde konuulmas incelikli olmakla beraber bi
zim konutuumuz Amerikanca'nn henz kefedilmemi derin kay
naklar var. Bu kaynaklardan henz yararlanlmad ama zaman gelin
ce uygun yazarlar sayesinde edebiyat alannda bir patlama gerekleeb ilir..."
"TAK, TAK, TAK..."

Evet, Richard Waite kimsenin konumad ender rencilerden


biriydi. Aslnda ondan korkuyorduk. Pataklayabilecein biri deildi,
kimseyi memnun etmezdi bu. Ondan olabildiince uzak olmak, o ko
caman dudaklara, yaral bir kurbaann azm andran azna bakma
mak istiyorduk. Ondan kayorduk nk Richard W aitei yenmek
mmkn deildi.
Bayan Gredis ngiliz kltr ile Amerikan kltrn kyaslarken
bekliyorduk. Richard iini srdrrken biz bekliyorduk. Richard'n
yumruu srann st kapana vururken kzlar bakyor, erkekler bu
g.tn bizimle ayn snfta ii ne diye dnyorlard. Her eyi berbat
edecekti. Bu g.t yznden Bayan Gredis eteini aa ekecekti.
"TAK, TAK, TAK..."

Ve birden kesildi. Richard ylece oturuyordu. Bitirmiti. aktr


madan ona bakyorduk. Ayn grnyordu. Beli kucanda myd,
yoksa avucunda m?

80

Ayn ey daha sonra tekrarlanacakt. Bayan Gredis n srada ba


cak bacak stne atm konuurken Richard Waite sk sk eline patla
tyordu. Durumu kabullenmitik. Bir sre sonra elenceli olmaya bile
balamt. Kzlar da durumu kabullenmilerdi ama onlara pek elen
celi gelmiyordu, zellikle neredeyse tamamen unutulmu Lilly Fischman'a.

Richard Waite'in yan sra canm skan biri daha vard snfta:
Harry Walden. Kzlar onu gzel buluyorlard. Uzun, altn sars bukle
leri vard ve tuhaf kyafetler giyerdi. 18. yzyl zppelerini andryor
du, garip renkler, koyu yeiller, koyu maviler, ailesi bu elbiseleri han
gi cehennemde bulurdu bilemiyorum. Ve hep ok sessiz ve dikkatli
oturur, her eyi dikkatle dinlerdi. Her eyi anlyormu gibi. Kzlar, "O
bir dhi," diyorlard. Ben hibir eye benzetemiyordum. Anlamad
m, snf daylarnn ona neden bulamadyd. Rahatsz ediyordu bu
beni. Nasl oluyor da bu kadar kolay syrlabiliyordu?
Bir gn koridorda buldum onu. Durdurdum.
"Bir boka benzetemiyorum seni," dedim. "Nasl oluyor da herkes
seni bu kadar mthi buluyor?"
Walden ban evirip sa omuzunun stnden bakt ve ben ba
m o yne evirince kanalizasyondan km biriymiim gibi yanm
dan syrld, snfa girip srasna oturdu.
Neredeyse her gn Bayan Gredis mal ortaya dkyor, Richard
Waite tek krek gidiyor ve bu Walden tek kelime etmeden orda oturup
bir dhi olduuna inanm biri gibi davranyordu. Uyuz oluyordum.
br ocuklara sormutum, "Baksanza, bu Harry Walden'in bir
dhi olduunu dnyor musunuz gerekten? O gzel elbiseleri ile
tek kelime bile etmeden oturmaktan baka bir ey yapt yok. Bu ne
yi kantlar? Biz de yapabiliriz bunu."
Cevap vermediler. ocuklarn bu orospu ocuu ile ilgili duygu
larn anlayamyordum. Durum giderek daha da can skc olmaya ba
lamt. Harry Walden'in her gece Bayan Gredis'i grmeye gittii,
onun en gzde talebesi olduu ve sevitikleri sylentisi yayld. Hasta
olmutum duyduumda. O tuhaf yeil-mavi elbisesini karp katlad
n, bir iskemleye yerletirdikten sonra portakal rengi saten ortunu

karp araflarn arasna girdiini, Bayan Gredis'in onun bukleli al


tn ban gsne bastrp okadn ve birok baka eyi daha kuru
yordum kafamda.
Her eyi biliyormu gibi grnen kzlarn da azndayd bu. Kz
lar Bayan Gredis'ten pek holanmazlard ama bu durumu onaylyorlar,
Harry Walden efkate ihtiyac olan hassas bir dhi olduu iin bu ili
kiyi mantkl buluyorlard.
Harry Walden'i bir kez daha kstrdm koridorda.
"Sopalayacam seni, orospu ocuu, beni aldatamazsn!"
Harry Walden bana bakt. Sonra omuzumun stnden bakp, "ne
dir ordaki?" diye sordu eliyle iaret ederken.
Bam evirdim. Geri baktmda gitmiti. Onu bir dhi olarak
gren, ona baylan kzlarn arasnda gvenle oturuyordu.

Harry'nin geceleri Bayan Gredis'i ziyaret ettiine dair fsltlar ar


tyor, baz gnler Harry okula bile gelmiyordu. En iyi gnlcrimdi on
lar nk sadece Richard'n otuz birine katlanmak zorundaydm, altn
bukleler ve etekli, kazakl, kolal elbiseli kk kzlarn o tr eylere
olan hayranl yoktu hi olmazsa. Harry'nin gelmedii gnler, "O ok
hassas biri..." derdi kk kzlar.
"Bayan Gredis lmne dzyor onu," diye ilave ederdi Kzl
Kirkpatrick.
Bir gn snfa girdim ve Harry W aldenin sras botu. Yine kayta
ryor diye dndm. Sonra haber sradan sraya yayld. Bana en son
gelirdi daima. Nihayet bana da ulat. Harry W alden intihar etmiti.
Bir gece nce. Bayan Gredis henz bilmiyordu. Harry'nin srasna
baktm. Btn o gz alc renkler bir anda yok olup gitmiti. Bayan
Gredis yoklamay bitirdi. n sraya oturup bacak bacak stne att.
pek oraplar imdiye kadar giydiklerinden daha ak renkti. Etei
kalalarndayd.
"Amerikan kltrnn ykselmesi kanlmazdr," dedi, "Bugn
k ekli ile ok snrl ve yaplanm olan ngiliz dili, tekrar kefedilip
gelitirilecek. Yazarlarmz, benim kendi kafamda Americanese diye
adlandrdm bir dilde yazacaklar..."
Bayan Gredis'in oraplar ten rengiydi. orap giymiyordu sanki,
nmzde plak duruyor gibiydi, plak deildi ama yle grnmesi
82

daha da tahrik ediciydi.


"Giderek kendi gereklerimizi renecek, kendi konuma tarzm
z gelitireceiz. Eski tarih, eski gelenekler, l ve yararsz dler bu
yeni sesi engelleyemeyecek.
"TAK, TAK, TAK..."

25
Curly Wagner, Morris Moscowitz'i seti sonunda. Okul knda ka
pacaklard. Sekiz-on kii haberi alp izlemek iin beden salonunun
arkasna gittik. Kurallar W agner koydu, "Birimiz brakyorum diyene
kadar dvyoruz," dedi.
"Uygun," dedi Morris. Uzun ince bir ocuktu Morris. Aptald bi
raz, fazla konumaz, kimseye bulamazd.
W agner bana bakt. "Ve onunla iim bitince sra sana gelecek!"
"Bana m ko?"
"Evet Chinaski, sana."
Kmseyerek baktm ona.
"Bana sayg duymanz iin gerekirse hepinizi tek tek marizleyeceim."
Horozlanmay seviyordu Wagner. Srekli ya paralel barda alr,
ya minderde perende atar, ya da sahann etrafnda koard. Yrrken
kaslrd ama gbekliydi. Kafanza dikilip sanki bir bok parasna ba
kyormu gibi size uzun uzun bakmaktan holanrd. Neydi sorunu bil
miyorum. Endielendiriyorduk onu. Btn kzlar deli gibi dzd
mz sanyordu herhalde, bu dnce cann skyor olmalyd.
Dv balad. W agner ii biliyordu. Ba ve vcut almlar eki
yor, ayak oyunlar yapyordu. Aniden dalp geri ekilirken tslyordu.
Etkileyiciydi. Moscowitz'e sol direk akt. Moscowitz kollar aa
da ylece duruyordu. Boks hakknda hibir ey bilmiyordu. W agner
enesine bir sa yerletirdi sonra. "Ass..tir!" dedi Morris ve W agnerin
eilip altndan getii bir yumruk sallad. Wagner yzne bir sa-sol
kombine ile karlk verdi. Morris'in burnu kanyordu. "Allah kahret
sin!" dedi ve yumruklarn sallamaya balad. Yerletiriyordu da.
Yumruklarn seslerini duyuyorduk, Wagner'in yzne iniyorlard.
Wagner karlk vermeye alt ama Moscovvitz'in yumruklarndaki

A
fke ve g yoktu onda.
"Vay canna! Hakla onu Morrie!"
Sk vuruyordu Moscowitz. Wagner'in gbeine bir sol gmd.
Wagner'in nefesi kesildi ve dt. ki dizinin stne kmt. Yz
kesilmiti, kanyordu. enesi gsndeydi, kt grnyordu.
"Brakyorum," dedi.
Onu orda, binann arkasnda brakp Morris Moscowitz'i izledik.
Yeni kahramanmzd o bizim.
"Hey, Morrie, profesyonel olsana!"
"On mdeyim henz."
Atlyenin arkasna gidip basamaklara oturduk. Birka kii sigara0
yakmt, dolatrdk.
"Nedir bu herifin bizle alp veremedii?" diye sordu Morrie.
"Hadi Morrie, bilmiyor musun? Kskanyor. Kzlar dzdmz
sanyor!"
"Ben henz pmedim bile."
"Ciddi misin Morrie?"
"Ciddiyim."
"Kuru dzmeyi neririm Morrie, harikadr!"
Sonra W agner geti nmzden. Mendili ile yzn siliyordu.
"Hey ko," diye bard biri, "rvana ne dersin?"
Durup bize bakt. "Sndrn u sigaralar!"
"Olmaz ko, seviyoruz sigara imeyi!"
"Buraya gelip sigaralar sndrt bize ko!"
"Evet ko, gel!"
Wagner durmu bize bakyordu. "Sizinle iim bitmedi henz! Her
birinizle tek tek hesaplaacam!"
"Nasl yapacaksn bunu ko? Yeteneklerin snrl gibi."
"Evet ko, nasl?"
Sahay geip arabasna yrd. Acdm ona biraz. Bu kadar belal
grnen biri gerisini de getirebilmeli.
"Biz mezun olduumuzda okulda bakire kalmayacandan endie
ediyor herhalde," dedi ocuklardan biri.
"Biri kulana patlatm bunun, beyni bellenmi."
Bu szn stne daldk. Olduka iyi bir gn geirmitik.

84

26
Annem her sabah dk maal iine gidiyor, isiz olan babam da her
sabah evden kyordu. Komularn ou isiz olmasna ramen, onun
isiz olduunu bilmelerini istemiyordu. Her sabah ayn saatte arabas
na binip ie gider gibi yapyor, akamlar da hep ayn saatte dnyor
du. Ev bana kald iin benim iime geliyordu bu. Evi kilitliyorlard
ama ieri girmenin yolunu biliyordum. Bir karton paras ile tel kapy
yerinden skyordum. Balkon kapsn ierden kilitliyorlard. Kapnn
aralndan bir gazete sokup anahtar dryordum. Sonra gazeteyi
ektiimde anahtar da geliyordu. Kapy anahtarla ap giriyordum.
karken tel kapy yerine takyor, balkon kapsn ierden kilitleyip
n kapdan kyordum.
Yalnz olmay seviyordum. Bir gn oyunlarmdan birini oynuyor
dum. Masann stnde saniye kolu olan bir saat vard, nefes tutma ya
rmas yapyordum. Her seferinde kendi rekorumu egale ediyordum.
Olduka strapl oluyordu ama rekorumu birka saniye ile her kr
mda gururlanyordum. O gn be saniye ilerletmi, nefeslenmek iin
pencereye gitmitim. Krmz perdeli byk bir pencereydi. Perdeler
biraz aralkt, dar baktm. Aman Tanrm! Penceremiz Anderson'larn n balkonunun tam karsndayd. Bayan Anderson basamak
lara oturmutu, elbisesinin iini grebiliyordum. Yirmi yalarnda,
ok biimli bacaklar olan bir kadnd. Neredeyse klotuna kadar g
rebiliyordum. Babamn drbn geldi aklma. Dolabnn st rafnda
duruyordu. Koarak alp, koarak dndm ve melip drbn Bayan
Anderson'un bacaklarna ayarladm. Ordaydm! Bayan Gredis'in ba
caklarna bakmaktan farklyd, bakmyormu gibi yapman gerekmi
yordu. Younlaabiliyordum. yle yaptm. Ordaydm. Mthi tahrik
olmutum. Ne bacaklard onlar, ne butlar! Ve her kmlday dayanl
maz ve inanlmazd.
Dizlerimin stne kp bir elimle drbn tutarken br elimle
kamm kardm. Avucuma tkrp svazladm. Bir an klotunun
bir parasn grr gibi oldum. Boalmak zereydim. Durdum. Bir s
re drbnle baktktan sonra tekrar baladm. Bu kez duramayacam
biliyordum. Hemen nmdeydi. Eteinden ieri bakyordum! Boal
dm. Pencerenin nndeki sert tahtalarn stne. Beyaz ve kalnd.
Kalkp banyoya gittim, biraz tuvalet kd alp tahtalar sildim. Sonra
85

tekrar banyoya gidip tuvalet kdn attm ve sifonu ektim.


Bayan Anderson her gn o basamaklara oturuyor, ben de her sefe
rinde drbn alp elime patlatyordum.
Bay Anderson renirse beni ldrr diye dnyordum...'
Annemle babam her aramba akam sinemaya giderlerdi. Sine
ma aramba akamlan piyango tertipliyordu, ordan biraz para kaza
nabileceklerini umuyorlard. Bir aramba akam bir ey kefettim.
Tam gneyimizdeki evde Pirozziler oturuyordu. Bizim park giriimiz
onlarn evinin kuzeyinden, oturma odalarna bakan pencerenin nn
den geiyordu. Bizim park giriimizin bir yan duvar, duvarla pencere
arasnda da allar vard. Pencere tl perde ile rtlyd. Duvarla pen
cere arasndaki allara gizlendiimde yoldan geen kimse beni gre
mezdi, zellikle geceleyin.
Oraya gizlendim. Umduumdan da iyiydi, mthiti. Bayan Pirozzi koltukta oturmu gazete okuyordu. Bacak bacak stne atmt,
odann br tarafnda bir koltukta Bay Pirozzi oturuyordu. Bay Pirozzi de gazete okuyordu. Bayan Pirozzi, Bayan Gredis veya Bayan A n
derson kadar gen deildi ama bacaklar gzeldi ve yksek keli
ayakkablar giymiti. Gazetenin sayfasn her evirdiinde bacak de
itiriyor, etei biraz daha yukar ktka daha fazlasn gryordum.
Bizimkiler sinemadan dnp beni burda yakalasalar hayatm s
ner diye dnyordum. Deerdi ama. Riske deerdi.
Pencerenin arkasnda t karmadan durmu Bayan Pirozzi'nin
bacaklarna bakyordum. Collie cins iri kpekleri Jeff kapnn nnde
uyuyordu. O gn ngilizce dersinde Bayan Gredis'in bacaklarn sey
retmitim, sonra Bayan Anderson'a otuz bir ekmitim ve imdi daha
s vard. Bay Pirozzi neden bakmyordu Bayan Pirozzi'nin bacaklar
na? Gazetesini okuyordu sadece. Bayan Pirozzi'nin onu tahrik etmeye
alt apakt, nk etei giderek yukar kyordu. Sonra bir say
fa evirip ok hzl bir hareketle bacak deitirdi ve etei ters dnd,
beyaz butlar ortaya kmt. St gibiydiler. nanlmazd! Aralarnda
en iyisi oydu!
Sonra gzmn ucuyla Bay Pirozzi'nin bacann kmldadn
grdm. Hzla ayaa kalkp n kapya doru gitti. Komaya baladm,
allara arpa arpa. n kapy atn duydum. Park yerinden kp
arka bahemize, garajn arkasna kotum. Bir an durup dinledim. Son
ra tel rgden atlayp yandaki evin arka bahesine getim. Arka bah
86

eden sokaa kp, kouya hazrlanan bir atlet gibi gneye doru ko
tum. Arkamda kimse yoktu ama ben kouyordum.
Ben olduumu anlamsa ve babama sylerse ldm, diye dn
dm.
Kpei smaya gtrmek iin kmt belki de.
West Adams Bulvar'na doru komay srdrdm ve sonunda bir
trtUTivay durandaki bir sraya oturdum. Orda be dakika kadar oturu p e v e yrdm. Eve vardmda annemle babam henz gelmemi
lerdi. eri girip soyundum, klar sndrdm ve sabah bekledim...
Baka bir aramba akam Dazlak ile iki evin arasndan geen
kestirme yolumuzda yryorduk. Babasnn arap mahzenine gidiyor
duk. Dazlak bir pencerenin nnde durdu birden. Perdeleri tam rtlmemiti, ierisi grnyordu. Dazlak durdu, eildi ve ieri bakt. Eliy
le yanma ard beni.
"Ne var?" diye fsldadm.
"Bak!"
Bir adamla bir kadn yatakta yatyorlard, plaktlar. stlerinde
onlar ksmen rten bir araf vard. Adam kadn pmeye alyor,
kadn adam itiyordu.
"Allah kahretsin, ver artk Marie!"
"Hayr!"
"ok istekliyim ama, ltfen!"
"Allahn cezas ellerini ek stmden!"
"Ama Marie, seviyorum seni!"
"Sen ve s..tirici sevgin..."
"Marie, ltfen."
"Susar msn?"
Adam duvara doru dnd. Kadn bir dergi ald, bann altna bir
yastk yerletirdi ve okumaya balad.
Dazlak ile uzaklatk.
"Tanrm," dedi Dazlak, "iren bir sahneydi!"
"Ben de bir eyler greceimizi sanmtm," dedim.
Mahzene indiimizde Dazlakm babasnn kapya bir asma kilit
taktn grdk.
O pencereyi tekrar tekrar denedik ama hibir ey gremedik. Her
seferinde ayn ey oluyordu.
87

"Marie, ok uzun zaman oldu. Beraber yayoruz biz, biliyorsun.


Evliyiz!"
"Ne olmu yani!"
t
Bir kerelik Marie, tekrar rahatsz etmeyeceim seni. Sz veriyo
rum!"
"Sus! rendiriyorsun beni!"
Dazlak ile uzaklatk.
"Allah kahretsin!" dedim.
"Allah kahretsin," dedi.
"Bu herifin bir kam olduunu sanmyorum," dedim.
"Olsa da fark etmez," dedi Dazlak.
Oraya gitmekten vazgetik sonunda.

27
Wagner'in bizimle ii bitmemiti. Beden dersinde bahede gezinirken
yanma geldi.
"Ne yapyorsun Chinaski?"
"Hi."
"Hi mi?"
Cevap vermedim.
"Neden oyunlardan birine katlmyorsun?"
"Bo ver. Oyunlar ocuklar iindir."
"Sana p toplama cezas veriyorum."
"Neden? Gereke ne?"
"Etraf kirletmek. 50 ceza puan."
Ceza puanlarn p toplayarak indirmek gerekiyordu. 10 ceza pu
anndan fazlasyla mezun olamyordun. Mezun olup olmamak umu
rumda deildi. Bu onlarn sorunuydu. Okulda yalanp geliebilirdim.
Kzlar benim olurdu.
"50 ceza puan m?" dedim, "Bu mu hepsi? 100 ceza puanna ne
dersin?"
"Tamam, 100 ceza puan. Verdim."
Wagner kaslarak uzaklat. Peter M angalorenin 500 ceza puan
vard. kinci sraya yerlemitim ve aray kapatyordum ...

88

lk p toplama grevi le tatilinin son yarm saatiydi. Ertesi


gn Peter Mangalore ile p kutusunu tayordum. Basitti. kimizin de
ucu ivili birer sopas vard. Sopa ile ktlar toplayp p kutusuna
koyuyorduk. Yanlarndan geerken kzlar bize bakyorlard. Bizim k
t olduumuzu biliyorlard. Peter sklm, bense umursamaz grn
yordum. Kzlar biliyorlard kt olduumuzu.
"Lilly Fischman' tanyor musun?" diye sordu Pete.
"Evet, tabii."
"Bakire deil."
"Nerden biliyorsun?"
"Kendi syledi."
"Kim haklam onu?"
"Babas."
"Hm m m m ... Gel de sula adam."
"Lilly kammn byk olduunu duymu."
"Evet, okulda bilmeyen yok."
"Neyse, illy istiyormu. Alabileceini iddia ediyor."
"Paralarsn onu."
"Evet, paralayacam. Neyse, istiyormu ite."
p kutusunu yere brakp banklardan birine oturmu kzlara bak
tk. Pete yanlarna gitti. Ben duruyordum. Kzlarn birinin kulana
eilip bir eyler fsldad. Kz kkrdad. Pete p kutusuna dnd. Ku
tuyu kaldrp yrmeye baladk.
"Tamam," dedi Pete, "bugn drtte. Lilly'yi paralayacam."
"Yok ya?"
"Okulun arkasndaki eski arabay biliyor musun? Hani Pop Farnsworth motorunu skmt."
"Evet."
"Ordan ekilmeden nce benim yatak odam olacak o orospu ocu
u. Arka koltuunda becereceim Lilly'yi."
"Bazlar gerekten yaar."
"Dnrken bile sertleiyorum," dedi Pete.
"Onu dzecek olan ben deilim ama dnnce ben de sertleiyo
rum."
"Bir sorun var ama," dedi Pete.

"Boalamyor musun?"
"Hayr, o deil. Erketeye yatacak birine ihtiyacm var. Gelen olur
sa beni uyaracak birine."
89

"yle mi? Bak, ben yapabilirim bunu."


"Yapar msn?" diye sordu Pete.
"Ama iki ynde de gzetleyebilmemiz iin birini daha bulmal
yz."
"Peki. Kim mesela?"
"Dazlak."
"Dazlak m? Bir boka yaramaz o."
"Evet ama, gvenilir biridir."
"Peki, saat drtte grrz yleyse."
"Orda olacaz."
Saat drtte Pete ve Lilly ile arabann yannda bulutuk.
"Merhaba," dedi Lilly. ok seksiydi. Pete sigara iiyor, sklm
grnyordu.
"Merhaba Lilly," dedim.
"Lilly yavrum, selam , dedi Dazlak.
br sahada futbol oynayan birka ocuk vard, iimize gelirdi
bu, bir tr kamuflaj. Lilly yerinde duramyordu, derin nefesler alyor,
gsleri bir aa bir yukar inip kalkyordu.
"Hadi Lilly," dedi Pete sigarasn atarak, "samimi olalm seninle."
Arka kapy at, Lilly'yi eilerek selamlad ve Lilly arabaya bin
di. Lilly'nin peinden Pete de arabaya bindi, nce ayakkablarn, son
ra da pantolonuyla ortunu kard. Lilly aa bakt ve Pete'in yere
doru sarkan kamn grd.
"Aman allahm," dedi, "bilemiyorum..."
"Hadi gzelim, kimse sonsuza dek yaamaz," dedi Pete.
"ey, haklsn galiba..."
Pete pencereden dar bakt. "Hey, gzetliyorsunuz deil mi?"
"Evet Pete," dedim, "gzetliyoruz."
"Gzetliyoruz," dedi Dazlak.
Pete, Lilly'nin eteini kaldrd. oraplarnn bittii yerde beyaz te
ni ortaya kmt, klotu grnyordu. Muhteem.
Pete Lilly'yi kavrayp pt. Sonra geri ekildi.
"Orospu!" dedi.
"Gzel konu benimle Pete!"
"Seni kanck-orospu!" dedi Pete ve sert bir tokat att yzne.
Lilly alamaya balad. "Yapma Pete, l tfe n ...
"Sus, kanck!"
90

Pete Lilly'nin klotunu karmaya balad. Zorlanyordu. Klotu


iri kna dar geliyordu. Pete deli gibi ekti ve klot yrtld. Klotunu
karp demeye frlatt. Yarn okamaya balad. Yarn okad,
okad ve tekrar tekrar pt Lilly'yi. Sonra geriye yasland. Tam sertlememiti.
Lilly kamna bakt.
"bne misin nesin?"
"Hayr L i^ . Bu ikisinin etraf kolladn sanmyorum. Bizi izli
yorlar. Burda kstrlmak istemiyorum."
"Etrafta kimse yok Pete," dedim. "Bakyoruz!
"Bakyoruz!" dedi Dazlak.
"Onlara inanmyorum," dedi Pete. "Tek baktklar ey senin yar
n Lilly."
"Korkuyorsun, dleksin!" dedi Lilly, "kaldramyorsun."
"Enselenmekten korkuyorum Lilly."
"Ben biliyorum ne yapacam," dedi Lilly.
Lilly eilip dilini Pete'in kamnda gezdirdi. Dilini Pete'in kam
nn korkun bana dolad. Sonra azna ald.
"L illy... Tanrm," dedi Pete, "seni seviyorum..."
"Lilly, Lilly, Lilly... oh, oh, oooh, ooooh..."
"Henry'" diye bard Dazlak, "BAK!"
Baktm. W agner sahann br tarafndan bize doru kouyordu,
peinde futbol oynayan birka ocuk ve oyunu izleyenlerin oluturdu
u bir grup vard, kzl erkekli.
"Pete!" diye bardm, "Wagner elli kiiyle geliyor!"
"Hass..tir!" dedi Pete.
"Allah kahretsin!" dedi Lilly.
Dazlak'la ben topukladk. k kapsndan ktktan sonra yarm
blok kadar komay srdrdk. Sonra durup tel rglerden geriye bak
tk. Pete ve Lilly'nin hi ans yoktu. W agner iyi bir grnt yakala
mann beklentisi ile koarak kapy at. Sonra arabann etrafn sard
lar, ne olup bittiini gremedik...
O hadiseden sonra Pete ve Lilly'yi bir daha grmedik. Onlara ne
olduu konusunda tek ey renemedik. Dazlak ve ben 1000er ceza
puan aldk. Mangalore'ye 1100 puan fark atp liderlii ele geirmi
tim. 1100 ceza puann eritmeme imkn yoktu. mr boyu Justin Lisesi'nde kalacaktm. Ailelerimize haber verdiler tabii ki.

91

"Yr," dedi babam ve banyoya girdim.


Kay askdan ald.
"Pantolonunu ve ortunu kar," dedi.
karmadm. Uzanp kemerimi zd, pantolonumun dmelerini
at ve indirdi. ortumu da indirdi. Kay patlatt. Deien bir ey
yoktu, ayn ses, ayn ac.
"Anneni ldreceksin sen!" diye bard.
Tekrar vurdu. Gzya yoktu ama bu kez. Gzlerim tuhaf bir e
kilde kuruydu. Onu ldrmeyi dndm. Onu ldrmenin bir yolu
olmalyd. Birka yl sonra yumruklarmla yapabilecektim bunu. Ama
o anda istiyordum onu ldrmeyi. Bir hiti. Beni evlat edinmi olma
lydlar. Tekrar vurdu. Acy yine duyuyordum ama korkum gitmiti.
Tekrar indirdi kay. Oda bulanmyordu artk. Her eyi ok net gre
biliyordum. Babam bendeki deiiklii hissetmi olmalyd, daha kuv
vetli vurmaya balad. Ama o vurduka daha az hissediyordum. Za
vall bir konumda olan oydu sanki. Bir ey olmutu, bir ey deimi
ti. Babam durdu, soluk soluayd. Kay astn duydum. Kapya y
rd. Dndm.
"Hey," dedim.
Babam dnp bana bakt.
"Kendini daha iyi hissedeceksen birka tane daha vur," dedim
ona.
"Benimle sakn byle konuma!" dedi.
Ona baktm. ene alt ve boynu etlenmiti. Hznl izgiler gr
dm yznde. Yorgun, pembe bir macundu yz. stnde fanilas
vard, gbei fanilasn buruturuyordu. Gzlerinde hiddet yoktu artk.
Yzn benden karyor, gzlerime bakamyordu. Bir ey olmutu.
ki havlu da biliyordu bunu, du perdesi biliyordu, ayna biliyordu, k
vet biliyordu, tuvalet biliyordu. Babam dnp banyodan kt. O da
biliyordu. Son dayam yemitim ondan.

biri olarak tannmaya baladmda olmutu. Serttim hl ama eskisi


gibi deildi. ekilmek zorunda kaldm. nsanlar uzaktan izliyordum,
bir sahne oyunu izler gibi. Onlar oynuyordu ve ben tek seyirciydim.
Kzlarla hep problemim olmutu zaten, ama sivilceler yznden hi
mit kalmamt. Kzlar iyice uzaklamlard. Bazlar gerekten hari
kuladeydiler - elbiseleri, salar, gzleri, durular. Bir tanesi ile soh
bet ederek sokakta yrmek, her eyden ve hibir eyden konumak
ok iyi gelebilirdi bana sanyorum.
Babm srekli belaya sokan bir ey daha vard. retmenlerin o
unun bana gveni yoktu, zellikle kadn retmenlerin. Rahatsz edi
ci eyler sylemiyordum ama benim "tavrmda" rahatsz edici bir ey
olduunu iddia ediyorlard. Sramda oturuum ve "ses tonumla" ilgili
bir ey. Genellikle srtmakla sulanrdm ama farknda deildim srt
tmn. Sk sk snftan atlr, bazen mdre yollanrdm. Mdr hep
ayn eyi yapard. Brosunda bir telefon kulbesi vard. Kapsn ka
patarak orda ayakta tutard beni. Saatler geirdim o telefon kulbesin
de. Okunacak tek ey kadnlar iin bir ev dergisiydi. kence iin kon
mu olmalydlar oraya. Yine de okurdum o dergileri. Tek say bile
karmadm. Kadnlar hakknda bir eyler renmeyi umuyordum.
Mezuniyet gnnde 5000 ceza puanm vard ama nemi yoktu.
Benden kurtulmak istiyorlard. Mezuniyet treninin yaplaca salona
girmek iin sraya giren kalabaln dnda duruyordum. Bamzda
ucuz kepler, stmzde mezunlarn yllardr giydikleri cppeler. Sah
neye yryen her talebenin ismi okunuyordu. yice bytyorlard or
taokul mezuniyetini. Orkestra okul arksn alyordu.
Oh, Mount Justin, Oh, Mount Justin
Sana sadk kalacaz,
Yreklerimizde cokulu bir ark
Gklerimiz mavi...

Ortaokul yeterince abuk gemiti. 8. snfta ergenlik sivilcesi hastal


na yakalandm. Yatlarmn ounda vard ama benimki grlme
miti. ehrin en kt vakasydm. Yzmde, boynumda, srtmda,
gsmde sivilce ve ban kyordu. Tam da sert ve lider olabilecek

Sraya girmi, sahneye yrmeyi bekliyorduk. Seyirciler arasnda


ailelerimiz ve arkadalarmz bulunuyordu.
"Her an kusabilirim," dedi ocuklardan biri.
"Bir boktan kp baka bir boka giriyoruz srekli," dedi bir dieri.
Kzlar treni daha ciddiye alr gibi grnyorlard. te bu yzden
gvenemiyordum onlara. Yanl eylerin bir paras olmay seiyor
lard. Onlar ve okul ayn arky sylyorlard sanki.

92

93

28

"Bu i moralimi bozmaya balad," dedi biri, "sigaram olsayd


keke."
"A l..."
Biri ona sigara uzatt. Sigaray aramzda geirmeye baladk. Bir
frt ekip duman burnumdan fledim. O anda Curly Wagner'in ieri
girdiini grdm.
"Sndrn unu!" dedim, "kusmuk-kafa geliyor."
Doru bana geldi. Gri eofmann giymiti, onu ilk ve her grd
mde olduu gibi. nmde durdu.
"Dinle," dedi, "buradan ktn iin benden kurtulduunu san
yorsun ama yanlyorsun! lnceye dek peinde olacam. Dnyann
ucuna bile giderim seni haklamak iin!"
Tek kelime etmeden yle bir baktm ve uzaklat. W agner'in bu
kk mezuniyet konumas ocuklar etkilemiti. Onu bu kadar ra
hatsz ettiime gre baya mthi bir eyler yapm olmalydm.
Doru deildi ama. W agner sradan bir deliydi sadece.
Giderek kapya yaklayorduk. Her arlann adn ve alklar
duyabildiimiz gibi, seyircileri de grebiliyorduk.
Sonra sra bana geldi.
"Henry Chinaski," dedi mdr mikrofona. Yrdm. Alk yoktu.
Sonra mfik biri iki veya kez alklad.
Mezunlarn oturmas iin birka sra iskemle konmutu sahneye.
Oturup bekledik. Mdr, Amerika'da frsat ve baar stne bir konu
ma yapt. Ve bitmiti. Orkestra okul arksna balad. renciler ve
aileleri ayaa kalkp kaynatlar. Dolanp baktm. Benimkiler gelme
miti. i salama aldm. Btn salonu dolap dikkatle baktm.
Bylesi daha iyiydi. Sert tipler ailelerine ihtiya duymazlar. Yl
lanm kepimi ve cppemi karp kapdaki adama verdim - kapcya.
Verdiklerimi gelecek yl iin katlad.
Dar ktm. lk kan. Ama nereye gidecektim? Cebimde on bir
sent vard. Eve yrdm.

29

de birasna kavumutu. Ama en kts Dilinger' haklamalar olmu


tu. ok insan hayrand ona, zlmlerdi. Roosvelt Bakand. Radyo
da mine Sohbetleri yapyor, herkes dinliyordu. Gzel konuuyordu.
nsanlara i yaratmaya ynelik programlar yrrle soktu. Ama her
ey ok ktyd yine de. Ve banlarm artyordu, inanlmaz byk
lkteydiler.
O eyll Woodshaven Lisesi'ne gitmeye hazrlanyordum ama ba
bam Chelsey Lisesi'ne gitmemde srar ediyordu.
"Bak," dedim ona, "Chelsey bu blgenin dnda kalyor. ok
uzak."
"Ben ne dersem onu yapacaksn. Chelsey Lisesi'ne yazlacaksn."
Babamn neden Chelsey'ye gitmemi istediini biliyordum. Zengin
ocuklar giderdi o okula. Babam deliydi. Zengin olmay dlyordu
hl. Benim Chelsey'ye gideceimi renince Dazlak da oraya yazl
maya karar verdi. Ondan ve banlarmdan kurtulamyordum.
lk gn bisikletlerimizle gidip onlar park ettik. Korkun bir duy
guydu. ocuklarn ou, en azndan st snftakiler, kendi arabalar ile
gelmilerdi. st ak, parlak sar, yeil, portakal renkte arabalar. Si
yah veya lacivert deildiler. ocuklar arabalarn kap nne eker,
kzlar etraflarna toplanr, sonra kk turlara karlard. Herkes iyi
giyimliydi. Kazaklar, kol saatleri, son moda ayakkablar vard. Yeti
kinler gibi davranyor, stn tavrlar taknyorlard. Ve ben annemin
diktii gmleim, eski pantolon ve ayakkablarmla aralarndaydm.
Ayrca her yanm banlarla kaplyd. Arabal ocuklarn sivilceleri
yoktu. Uzun boylu, temiz giyimli, beyaz dili ve yakklydlar. Sa
larn da el sabunu ile ykamyorlard. Benim bilmediim bir ey bili
yorlard sanki. Dipte bulmutum kendimi tekrar.
ocuklarn hepsi arabal olduu iin Dazlak ve ben bisikletleri
mizden utanyor, onlar evde brakp, okula yryerek gidip geliyor
duk. Drt kilometre gidi, drt kilometre dn. le yemeimizi kesekdnda tayorduk. Oysa ocuklarn ou okul kafeteryasnda bi
le yemiyorlard. Arabalarna atlayp kzlarla restoranlara gidiyor, m
zik dolabndan mzik dinliyorlard. California niversitesi onlar bek
liyordu.

O yaz, Temmuz 1934'te John Dilinger vurdular. Chicago'da, bir sine


mann nnde. Faka basmt. Krmzl Kadn yakmt onu. Bankalar
keli bir yldan fazla olmutu. ki yasa kaldrlm, babam Eastsi-

banlarmdan utan duyuyordum. Chelsey'de beden eitimi ile


askeri eitim arasnda seim yapabiliyordun. Askeri eitimi semitim

94

95

nk askeri niforma giydiimde vcudumdaki banlar grnmeyecekti hi olmazsa. Am a nefret ediyordum o niformadan. Gmlek
ynden yaplmt ve banlarm rahatsz ediyordu. niforma pazarte
sinden perembeye kadar giyilirdi, hafta sonu kendi giysilerimizi gi
yebiliyorduk.
Silah Kullanma Klavuzunu okuyorduk. Sava ve silahlarla ilgili
boktan bir kitapt. Snavlardan gemek zorundaydk. Yrylere
kyor, kitab inceliyorduk. Eitim srasnda tfek bama bela oluyor
du. Bazen tfei omuzuma yasladmda banlamdan biri patlyor,
gmleimden kan szyordu. Ama gmlek kaln ve ynl olduundan
leke gze batmyor, kan lekesi olduu belli olmuyordu.
Anneme durumu anlattm. Gmleimin omuz ksmna kuma par
alar dikti ama pek yarar olmad.
Bir keresinde subaylardan biri bizi denetliyordu. Tfeimi elim
den alp havaya kaldrd, namludan ieri bakp tozlu olup olmadn
kontrol etti. Sonra sert bir hareketle tfei bana iade etti ve sa omu
zumdaki kan lekesini grd.
"Chinaski!" diye bard, "tfein ya szdryor!"
"Evet komutanm."
O dnemi tamamlamay baardm ama banlarm giderek daha
kt bir durum alyordu. Ceviz byklndeydiler, yzm kapla
mlard. ok utanyordum. Bazen banyoda aynann karsna geip
birini patlatrdm. Sar irin fkrp aynaya yaprd. Kk, beyaz ve
sert, ekirdek gibi bir eyler de. Bu kadar ok eyin ordan kmas
korkun bir ekilde hayret vericiydi ayn zamanda. Ama bakalar iin
bana bakmann ne kadar zor olduunu biliyordum.
Okul babam uyarm olmalyd. O dnem sonunda okula ara ver
dim. Yataa yattm ve annem bir merhem srd bana. Berbat kokan
kahverengi bir sv da sryorlard. Babam onu yeliyordu benim iin.
Yakyordu nk. Prospektste tavsiye edilenden daha uzun sre s
tmde kalmas iin srar ederdi. Bir gece saatlerce kalmasnda srar et
ti. Barmaya baladm. Kvete koup su doldurdum ve glkle y
kadm o svy. Yanmtm. Yzm, srtm, gsm yanmt. O gece
yatan ucunda oturdum. Uzanamyordum.
Babam odaya girdi.
"Sana o svy ykama dediimi sanyorum!
"Halime bak," dedim ona.
Annem girdi ieri.
96

"Bu orospu ocuu iyilemek istemiyor," dedi babam ona. "Neden


byle bir olum var benim?"
Annem iini kaybetti. Babam her sabah arabasna binip ie gidi
yormu gibi yapmay srdryordu. "Ben bir mhendisim, diyordu
insanlara. Mhendis olmay istemiti hep.
Los Angeles Belediye Hastanesi'ne gitmem kararlatrlmt.
Uzun beyaz bir kart verdiler bana. Beyaz kart alp 7 numaral tramva
ya bindim. Biletimi alp arkaya getim. Randevum sekiz buuktayd.
Birka durak sonra kk bir ocukla bir kadn bindi tramvaya.
Arkamdaki koltua oturdular. Bir sre gittik. 7 numaral tramvay se
viyordum. Baya hzl gidiyor, darda gne parldarken ne arkaya
sallanyordu.
"Anne," dediini duydum olann, "bu adamn yzne ne olmu?"
Kadn cevap vermedi.
Olan sorusunu tekrarlad.
Kadn cevap vermedi.
ocuk avaz kt kadar bard bu kez, "Anne! Bu adamn yz
ne ne olmu?"
"Kes sesini! Yzne ne olduunu bilmiyorum!"
Hastanede kayt masasna gittim ve drdnc kata yolladlar beni.
Orda bir masann arkasnda oturan hemire adm kaydedip oturmam
syledi. Karlkl iki sra halinde dizilmi yeil metal iskemlelere
oturmutuk. MeksikalIlar, beyazlar ve siyahlar. Hi Uzakdoulu yok
tu. Okuyacak bir ey de. Baz hastalarn elinde bir gn ncesinin gaze
teleri vard. Her yatan insan, zayf ve iman, ksa ve uzun, gen ve
yal. Kimse konumuyordu. ok yorgun grnyordu herkes. n
mzden hademeler geip gidiyorlard, arada srada bir hemire, doktor
yoktu ama grnrde. Bir saat geti, iki saat. Kimsenin ad okunmad.
Bir su fskiyesi aranmak iin ayaa kalktm. nsanlarn muayene edil
mesi gereken kk odalara baktm. Kimse yoktu odalarda, ne bir
doktor ne de bir hasta.
M asaya gittim. Hemire iinde isimlerin yazl olduu kaln bir
deftere bakyordu. Telefon ald. Kadn telefonu at.
"Doktor Menen henz gelmediler." Kapatt.
"Afedersiniz," dedim.
"Evet?" dedi hemire.
97

"Doktorlar henz gelmemi. Daha sonra gelebilir miyim?"


"Hayr."
"Ama kimse yok burda."
"Doktorlar baka hastalara bakyorlar."
"Sekiz buuk iin randevum var ama."
"Burdaki herkesin sekiz buua randevusu var."
45-50 kii kadar vardk bekleyen.
"Bekleme listesinde olduuma gre birka saat sonra gelebilirim
herhalde. O zamana kadar doktorlarn birka da gelmi olur."
"imdi gidersen randevun otomatikman iptal olur. Tedavi olmak
istiyorsan yarn tekrar gelmen gerekir.
Geri dnp iskemleme oturdum. Dierleri seslerini karmyorlar
d. ok az hareket vard. Arada srada iki- hemire geiyordu n
mzden, glerek. Bir keresinde tekerlekli iskemlede birini iterek g
trdler. Adamn iki baca da bandajlyd ve yznn bana bakan ta
rafndaki kula kesilmiti. Kk blmelere ayrlm kara bir delik
vard orda, ieri bir rmcek girip a rmt sanki. Saatler geti.
len geldi geti. B ir saat daha. ki saat. Oturmu bekliyorduk. Sonra bi
ri, "te bir doktor!" dedi.
Doktor muayene odalarndan birine girip kapy kapatt. Hepimiz
izlemitik. Hareket yok. Bir hemire girdi muayene odasna. Kadnn
gldn duyduk. Sonra dar kt. On dakika. Doktor elinde bir
yaz tahtas ile kt.
"Martinez?" diye sordu doktor. "Jose Martinez."
Zayf ve yal bir MeksikalI ayaa kalkp doktora doru yrmeye
balad.
"Martinez? M artinez, eski tfek naslsn?"
"Hasta, doktor... lmekteyim galiba..."
"Dur, dur... eri g ir..."
Uzun sre ierde kald Martinez. Braklm gazetelerden birini
alp okumaya altm. Ama Martinez'i dnyorduk hepimiz. M arti
nez odadan kabilirse birimiz ieri girecektik.
Sonra bard Martinez. "AHHHHH! AHHHHH! DUR! DUR! MERHA
MET! TANRIM! LTFEN DUR!"

"Hadi, hadi, cann yanm ad..." dedi doktor.


Martinez tekrar bard. Hemirelerden biri koarak muayene oda
sna girdi. Sessizlik oldu. Grebildiimiz tek ey yar ak kapnn
glgesiydi. Sonra hademelerden biri girdi odaya koarak. Martinez

gargara yapyormu gibi bir ses kard. Tekerlekli bir yatakta kard
lar onu dar. Hemire ile hademe koridorda yata itip kaplarn ar
dnda kayboldular. Martinez bir arafn altndayd ama lmemiti,
nk yz arafla rtlmemiti.
^ D o k to r on dakika kadar kald muayene odasnda. Sonra yaz tah
tas ile kt dar.
"Jefferson Williams?" diye sordu.
Cevap alamad.
"Jefferson Williams burda m?"
Cevap yok.
"Mary Blackthorne?"
Cevap yok.
"Harry Lewis?"
"Evet doktor?"
"eri girin ltfen..."
ok ar ilerliyordu. Doktor be hasta daha muayene etti. Sonra
muayene odasndan kt, masaya gitti, bir sigara yakp on be dakika
hemire ile konutu. ok zeki birine benziyordu. Yznn sa tarafn
da bir tiki vard, yznn sa taraf srayp duruyordu. Kzl salar
ksmen krlamt. Gzlklerini karp takyordu sk sk. Baka bir
hemire gelip ona bir fincan kahve getirdi. Bir yudum ald, bir elinde
kahveyi tutarak dier eli ile kapy itti ve ieri girdi.
Muayene odasnn sekreterliini yapan hemire uzun beyaz kart
larla gelip isimlerimizi okudu. Yantlayann eline kartn iade ediyor
du. "Bu blm bugnlk kapanmtr. Arzu ediyorsanz yarn gelin
ltfen. Randevu saatiniz kartnza damgalanmtr."
Kartma baktm. 8.30 olarak damgalanmt.

30
Ertesi sabah ansm yaver gitti. Adm okudular. Doktor deimiti.
Soyundum. Scak, beyaz bir lambay stme tutup muayene etti beni.
Muayene masasnn ucuna oturmutum.
"Hnmmm, hmmmm," dedi, "uh, huh..."
ylece oturdum.
"Ne kadar zamandr var bunlar?"
99

"ki yl. Giderek daha kt oluyor."


"H u."
Bakyordu.
"Karn st uzan imdi. Hemen dnerim."
Birka dakika sonra bir sr insan doldu odaya. Hepsi doktor.
Doktormular gibi konuup doktor gibi davranyorlard en azndan.
Nerden kmlard? Los Angeles Belediye Hastanesi'nde fazla doktor
olmadn sanyordum.
"Acne vulgaris. imdiye dek grdm en ar vaka."
"Olaanst!"
"inanlmaz!"
"Yzne bak!"
"Boynuna!"
"Biraz nce acne vulgaris hastas bir kz muayene ettim. Srt
ban kaplyd. Alyordu. 'Nasl erkek bulacam?' diye sordu bana.
'Srtm hayatta dzelmez artk. Kendimi ldrmek istiyorum, dedi.
imdi u ocua bak'. Bunu grseydi ikyet etmesi iin bir neden ol
madn anlard!"
Seni aptal g.t, diye dndm, sylediklerini dinlediimin farkn
da deil misin?
nsan nasl doktor oluyordu? Herkesi alyorlar myd?
"Uyuyor mu?"
"Neden?"
"ok sakin grnyor."
"Hayr, uyuduunu sanmyorum. Uyuyor musun evlat?"
"Evet."
Scak vcudumun deiik yerlerinde gezdirmeyi srdrdler.
"Dn."
Dndm.
"Bak, az iinde yara var!"
"Peki, nasl tedavi edeceiz?"
"Elektrik inesi ile sanyorum.
"Evet, tabii, elektrik inesi."
"Evet, elektrik inesi."
Karar alnmt.

100

31
Ertesi gn koridorda, yeil iskemlede oturmu, bekliyordum. Karm
da burnuyla sorunlu biri oturuyordu. Burnu ok krmz ve i et grnjjmndeydi, ok tombul ve uzun, ve kendi kendine byyordu. st
ste gelimi tabakalar halindeydi. Adamn burnunu bir ey rahatsz
etmi, burnu bymeye balamt. Burnuna baktm ve bakmamaya
altm. Adamn baktm fark etmesini istemiyordum, nk neler
hissettiini biliyordum. Ama ok rahat bir grnm vard adamn.
imand, her an uykuya dalacakm gibi oturuyordu.
nce onu ardlar: "Bay Sleeth?"
skemlesinde ne doru kmldad.
"Sleeth? Richard Sleeth?"
"Ha? Evet, burdaym ..."
Ayaa kalkp doktora doru yrd.
"Bugn naslsnz Bay Sleeth?"
"yiyim ... yok bir eyim ..."
Doktorun peinden muayene odasna girdi.
Bir saat sonra beni ardlar. Doktorun peinden bu kez baka bir
odaya girdim. Muayene odasndan daha byk bir odayd. Soyunup
masaya oturmam sylendi. Doktor bana bakt.
"Gerek bir vaka bu deil mi?"
"Evet."
Srtmdaki banlardan birini bastrd.
"Acd m?"
"Evet."
"Peki," dedi, "cerahati aktmay deneyelim."
Makineyi altrdn duydum. Sinek vzlts gibi bir ses k
yordu, snan ya kokusu geldi burnuma.
"Hazr msn?" dedi.
"Evet."
Elektrik inesini srtma dayad. Oyuluyordum. Ac korkuntu
Btn oday kaplad. Srtmdan kan szldn hissettim. Sonra ek
ti ineyi.
"imdi baka bir tane patlatacaz," dedi doktor.
neyi batrd. Sonra ekti ve baka bir tane patlatt. ki adam gir101

di ieri, orda durup izlemeye baladlar. Doktordular herhalde. ne


srtma girdi tekrar.
"neye bu kadar dayankl birini grmedim," dedi adamlardan
biri.
"Hi tepki gstermiyor," dedi dieri.
j
"Neden dar kp hemirelerden birinin kn imdiklemiyorsu
nuz? dedim onlara.
"Bak evlat, bizimle byle konuamazsn!"
ne srtma girdi tekrar. Cevap vermedim.
"Olan ok mutsuz anlalan..."
"Evet, tabii, bu yzden."
Adamlar ktlar.
"Bunlar profesyonel insanlar," dedi doktorum. "Onlara saygszlk
etmen doru deil."
"neyi batrmaya devam et," dedim ona.
Batrd. ne ok snmt ama o ara vermiyordu. Srtmn tama
mn deldi, sonra da gsm. Sonra uzandm, boynumla yzm del
di.
Bir hemire girdi ieri ve talimatn ald. "Bayan Ackerman, bu...
pstllerin... iindeki cerahatin tamamen boaltlmasn istiyorum.
Kan kmaya balaynca skmay srdrn. Tamamen boalsnlar."
"Peki, Doktor Grundy."
"Sonra ultra-viyole makinesine sokun. Balang iin her yan iki
dakika..."
"Evet Doktor Grundy."
Bayan Ackerman'n peinden baka bir odaya girdim. Masaya yat
mam syledi. Kt mendil alp ilk ban skmaya balad.
"Acyor mu?"
"Mhim deil."
"Vah, vah..."
"zlme. Byle bir ey yapmak zorunda kaldn iin ben zl
dm."
"Zavall ocuk..."
Bayan Ackerman bana efkat gsteren ilk insand. Tuhaf bir duy
guydu. Otuz yalarnda topluca bir hemireydi.
"Okula gidiyor musun?" diye sordu.
"Hayr, uzaklatrldm."
Bayan Ackerman konuurken banlarm skmay srdryordu.

"Btn gn ne yapyorsun?"
"Yatakta kalyorum."
"ok kt bu."
"Yok, deil. Houma gidiyor."
"Bu acyor mu?"
"Devam et. Mhim deil."
"Btn gn yatakta kalmann nesi ho?"
"Kimseyi grmek zorunda kalmyorsun."
"yi bir ey mi bu sence?"
"Evet, tabii."
"Ne yaparsn yatakta?"
"Bazen radyo dinlerim."
"Ne dinlersin?"
"Mzik. Konumalar."
"Kzlar dnr msn?"
"Tabii. Ama onlar bitti benim iin."
"Byle dnmemelisin."
"Evimizin stnden geen uaklarn zaman izelgesini yaparm.
Her gn ayn saatte geerler. Zamanlarn bilirim. Birinin 11:15'te ge
eceini biliyorsam 11:10da motorun sesine kulak kabartrm, ilk sesi
duymaya alrm. Bazen duyduumu sanrm, bazen emin deilimdir
ama sonra duymaya balarm, uzaktan gelir. Sonra glenir. 11:15'te
stmden geer ve ses doruktadr."
"Her gn yapar msn bunu?"
"Burda deilsem."
"Dn," dedi Bayan Ackerman.
Dndm. Sonra yanmzdaki kouta biri barmaya balad. Sinir
hastalarnn bulunduu koutu. ok yksek sesle baryordu adam.
"Ne yapyorlar ona?" diye sordum Bayan Ackerman'a.
"Duta."
"Bu yzden mi byle baryor?
"Evet."
"Ben ondan kt durumdaym."
"Havr, deilsin."
Bayan Ackerman'dan holanmtm. aktrmadan baktm ona.
Yuvarlak bir yz vard, pek gzel saylmazd ama hemire kepi ona
yakyordu ve kahverengi gzleri iriydi. Gzlerini sevmitim. Kt
mendilleri p kutusuna atmaya giderken yryn izledim. Bayan

102

103

banlarn patlatlp sklmas haftalarca srm, ama pe|c yarar olma


mt. banlarn biri kaybolurken dieri kyordu. Sjc sk aynann
karsna geip bir insann ne kadar irkinleebileceine bakyordum.
nanamayarak yzme bakar, sonra arkam dnp srtm incelerdim.
Dehet iindeydim. Tevekkeli deil insanlar bana bakyor, nazik olma
yan szler sarfediyorlard. Ergenlikte sk grlen basit bir sivilce soru
nu deildi benimki. nat, iri, cerahat dolu banlard bunlar. Biri beni
iaret etmiti sanki, byle olmak zere seilmi gibi hissediyordum
kendimi. Annemle babam durumla ilgili tek kelime etmiyorlard. kisi
de isizdi hl. Annem her sabah i aramaya kyor, babam da arabas

na binip ie gidiyormu gibi yapmay srdryordu. Marketler cumar


tesi gnleri isizlere bedava yiyecek veriyorlard. Konserve ve yiyecek,
daha ok konserve. ok yedik o konservelerden. Ve salaml sandvi.
Bir de patates. Annem patates gzlemesi yapmay renmiti. Bizimki
ler her cumartesi bedava yiyecekleri almak iin oturduumuz semtin en
yakn marketine gitmezlerdi, nk biri onlar grp isizlik yardm
aldklarn renebilirdi. Drt kilometre yryp Washington Bulvan'na, Crenshaw'dan birka blok tedeki markete giderlerdi. Uzun bir
yryt. Konserve, salam, havu ve patates dolu kesektlar ile ge
ri yrrlerdi ayn yolu, terleyerek. Babam benzinden tasarruf etmek
iin arabay almazd. Hayali iine gidip gelebilmek iin benzine ihtiya
c vard. Dier babalar onun gibi deildiler. Sessizce n balkonlarnda
oturur, ya da arsada at nal frlatarak vakit ldrrlerdi.
Doktor yzme srmem iin beyaz bir merhem vermiti. Merhem
bir sre sonra katlap yaralarm bir kabuk gibi sarar, plastik bir g
rnm verirdi yzme. Merhem pek etkili olmuyordu ama. Bir gn
evde yalnzdm, yzme ve srtma merhem sryordum. ortumla
durmu, elimle srtmdaki iltihapl blgelere ulamaya alyordum ki
sesler duydum. Dazlak ve arkada Jimmy Hatcher gelmilerdi.
Jimmy Hatcher yakkl ve ukala bir tipti.
"Henry," diye bardn duydum Dazlak'n. Jimmy'ye bir eyler
syledi. Sonra balkona kp kapy ald. "Hey, Hank. Benim Dazlak!
A kapy!"
Aptal herif, diye dndm, kimseyi grmek istemediimi anla
yamyor musun?
"Hank! Hank! Biziz, Dazlak ve Jim!"
n kapy yumrukluyordu.
Jim le konutuunu duydum. "Dinle, onu grdm! erde yrr
ken grdm onu!"
"Cevap vermiyor."
"eri girmeliyiz. Ba belada olabilir."
Seni ahmak, diye dndm, seninle dost oldum. Kimse sana ta
hamml edemezken dostun oldum senin. imdi yaptna bak!
nanamyordum. Koup koridordaki dolaba gizlendim, kapy ha
fif aralk brakmtm. Eve girmeyeceklerinden emindim. Ama girdi
ler. Arka kapy ak brakmtm. Evin iinde dolatklarn duyabili
yordum.
"Burda olmal," dedi Dazlak. "Burda hareket eden bir ey gr

104

105

Gredis filan deildi, baka harikulade kadnlar grmtm, ama scak


bir ey vard onda. Kadnln dnmyordu srekli.
"Yzn bitirir bitirmez ultra-viyole makinesine sokacam seni,"
dedi. "Yarnki randevun sabah sekiz buukta."
Ondan sonra konumadk.
S |
ini bitirdi. Koruyucu gzlkleri taktm ve Bayan Ackerman ma-/
kineyi altrd.
Bir saat sesi geliyordu. Huzurlu bir ortamd. Otomatik zamanlay
c veya snan metal yanstcdan geliyor olmalyd ses. Huzurlu ve ra
hattm ama biraz dnnce benim iin yaptklarnn yararsz olduu
na kanaat getirdim. En iyi durumda bile mr boyu inenin izlerim ta
yacaktm srtmda. Bu yeterince ktyd geri ama asl canm skan
ey bakayd. Bana nasl davranmalar gerektiini bilememeleri beni
endielendiriyordu. Tavr ve konumalarnda belli ediyordu bu kendi
ni. Kararsz, rahatsz, ama bir yandan da ilgisiz ve sklm bir halleri
vard. Yaptklar ey umurlarnda deildi. Bir ey yapmalar gereki
yordu -herhangi bir ey - nk bir ey yapmamak meslee aykryd.
Y oksullan kobay olarak kullanp, yntem baarl olursa zenginle
re uyguluyorlard. Yntem baarl olmamsa baka yntemlerin denenebilecei baka yoksullar vard.
Makine iki dakikalk srenin bittii iaretini verdi. Bayan Acker
man ieri girdi, bana dnmemi syledikten sonra makineyi tekrar ku
rup kt. Sekiz ylda tandm en mfik insand.

32

dm ..."
Tanrm, diye dndm, evimde hareket edemez miyim? Burda
yayorum ben.
Karanlk dolabn iinde diz kmtm. Beni orda bulmalarma
izin veremezdim.
Dolabn kapsn ani bir hareketle ap dar frladm. Koarak
gittim yanlarna.
"DIARI IKIN! OROSPU OCUKLARI!"

Bakakalmlard.
"DIARI IKIN! BURDA OLMAYA HAKKINIZ YOK! SZ LDRME
DEN IKIN!"

Arka balkona doru komaya baladlar.


"HAD! HAD! YOKSA LDRRM SZ!"

Park yerini koarak geip kaldrma ktklarn duydum. Onlar


izlemek istemiyordum. Odama gidip yatama uzandm. Neden gr
mek istemilerdi beni? Ne yapabilirlerdi ki? Yaplacak bir ey yoktu.
Konuulacak bir ey de.

ki gn sonra annem i aramaya gitmedi, benim de hastaneye git


mediim bir gnd. Evde ikimizdik. Houma gitmiyordu bu. Evde
yalnz olmay seviyordum. Evin iinde dolandn duyabiliyordum,
ben yatak odamdaydm. banlar daha da ktyd. Uaklar iin yapt
m zaman izelgesine baktm. Bir yirmi ua birazdan geecekti.
Dinlemeye baladm. Ge kalmt. Saat biri yirmi geiyordu ve hl
uzaktayd. stmde utuunda dakika gecikmi olduunu sapta
dm. Kap zilini duydum sonra. Annem kapy at.
"Emily, naslsn?"
"Merhaba Katy, sen naslsn?"
Babaannem gelmiti, ok yalyd artk. Konutuklarn duyuyor
ama ne sylediklerini karamyordum. Mteekkirdim bu yzden.
Be-on dakika kadar konutular, sonra koridorda yatak odama doru
yrdklerini duydum.
"Hepinizi gmeceim," dedi babaannem. "Olan nede?"
Kap ald, annemle babaannem grnd.
"Merhaba Henry," dedi babaannem.
"Babaannen sana yardmc olmak iin burda," dedi annem.
Babaannemin byk bir antas vard. antay komodinin stne
106

koyup iinden kocaman bir ha kard.


"Babaannen sana yardmc olmaya geldi Henry..
Babaannemin siilleri oalmt ve daha imand. Ylmaz bir
grnm vard, hi lmeyecekmi gibi. O kadar yalanmt ki lme
sinin bir anlam kalmamt.
"Henry," dedi annem, "karnst yat.
Karnst yattm ve babaannem stme eildi. Gz ucu ile stm
de ha gezdirdiini grebiliyordum. Birka yl nce dinle ilikimi
kesmitim. Gerek olduunu varsayarsak insanlar aptallatryor veya
aptallan ekiyordu. Gerek deilse, aptallar daha da aptaldlar.
Ama babaannemle annem sz konusuydu. stediklerini yapmalar
na gz yumdum. Ha srtmda bir aa bir yukar dolanyordu, ban
larmn stnde, benim stmde.
"Tanrm," diye yakard babaannem, "kov eytan bu zavall ocu
un bedeninden! u banlara bak! Midemi bulandryorlar, Tannm!
Bak unlara! eytann ii bu, Tanrm, bu ocuun bedenine girmi.
Kov eytan Tanrm!"
"Kov eytan bedeninden Tanrm!" dedi annem.
yi bir doktora ihtiyacm var benim, diye dndm. Nedir bu ka
dnlarn hali? Neden yalnz brakmyorlar beni?
"Tanrm," dedi babaannem, "eytann bu ocuun bedenine yer
lemesine neden izin veriyorsun? eytann bu iten ne kadar memnun
olduunu grmyor musun? u banlara bak Tanrm, onlara bakar
ken kusacak gibi oluyorum! Krmz, iri ve dolu!"
"Kov eytan bedeninden!" diye bard annem.
"Tanr bizi bu ktlkten korusun!" diye bard babaannem.
Elindeki ha alp srtmn ortasna bastrd, gmd. Kan fkrd,
hissedebiliyordum, nce scak, sonra birden souk. Dnp yatamda
oturdum.
"Ne s..im i bu?"
"Tanr'nn eytan kovabilmesi iin bir delik ayorum!" dedi ba
baannem.
"Tamam," dedim, "ikinizin de dar kmasn istiyorum, hemen!
Anlyor musunuz?"
"eytan iinde hl!" dedi babaannem!
"S..TR OLUN BURDAN!" diye bardm.
arp kalmlar, hayal krklna uramlard. karken kapy
rttler.
107

Banyoya girdim, biraz tuvalet kd alp kanamay durdurmaya


altm. Tuvalet kdn ekip baktm. Batmt. Yeni bir tutam ko
parp bir sre bastrdm tekrar. Tentrdiyot aldm sonra. Srtmdaki
yaraya tentrdiyot srmeye altm. Kolay deildi. Vazgetim sonun
da. Duyulmu ey miydi srt iltihab? Ya yaarsn, ya lrsn. Srt ke
sip atmann bir yolunu bulamamlard g.tler.
Odama geri dnp yataa girdim, yorgan eneme kadar ektim.
Tavana bakarak kendi kendime konumaya baladm.
Peki, Tanr, diyelim ki varsn. Bu kmaza sen soktun beni. Beni
snamak istiyorsun. Bir de ben seni snayaym, ne dersin? Senin orda
olmadn iddia ediyorum. Ailem ve banlarla gerekten zorlu bir s
nava soktun beni. Ben senin snavndan getim sanyorum. Ben Sen
den daha zorluyum. Hemen, imdi aa inersen yzne tkreceim
Senin, bir yzn varsa eer. Ve Sen sar msn? Rahip bu soruyu ya
ntlamad. phe etmememizi syledi bize. Neden phe etmemek?
Benimle fazla uratn dnyor ve bu yzden Seni snamam iin
aa inmeni istiyorum!
Bekledim. Hibir ey olmad. Tanr'y bekliyordum. Uzun sre
bekledim, uyumu olmalydm.
Hibir zaman srtst uyumam. Uyandmda srtst yatyordum
ama, armtm. Dizlerimi krp karnma ektiim bacaklarm batta
niyeye bir da grnm vermiti. Ve nmdeki battaniye dana ba
karken bana bakan iki gz grdm. Koyu karanlk ve bo bakan ik.
gz... Bir kukuletann altndan bakyorlard bana, Ku-Klux-Klann
yelerinden biri gibi. Bana bakp duruyorlard, iki karanlk ve bo
gz, yapabileceim bir ey yoktu. dm bokuma karmt. Tanr bu,
diye dndm, ama byle olmamalyd Tanr nn grnm.
Bak benimkinden glyd. Kmldayamyordum. Dizlerimin
stndeki battaniyeden bana bakmay srdryordu. Uzaklamak isti
yordum. Gitmesini istiyordum. Gl, karanlk ve tehditkrd.
Saatlerce orda kald sanki, bana bakarak.
Sonra birden kayboldu...
Yatakta kalp olanlar dndm.
Tanr olabileceine inanamyordum. stelik bu kyafetle. ok

bana yllar nce verdii kk kahverengi Ikutuyu almaya gittim. n


cil den szlerin yazl olduu rulo haline getrilmi kk ktlar var
d o kutuda. Her rulo kendi zel blmesinde duruyordu. inden bir
soru soruyor, sonra bir kt ekip cevabn okuyordun. Daha nce de
nemi ve yararsz bulmutum. imdi bir kez daha deneyecektim. K
k kahverengi kutuya, Ne anlama geliyor'? O gzler ne anlama geli
yor?" diye sordum.
Bir kt ektim, yuvarlayp atm. Sert, beyaz, minik bir kt
paras. Yuvarlayp okudum.
TANRI SEN TERK ETT.

Kd rulo haline getirip kutuya koyum. nanamamtm. Yata


ma girip dndm. Fazla basitti olanlar, jfazla sarih. nanmamtm.
Gereklie dnebilmek iin otuz bir ekmeyi dndm. Hl inanm
yordum. Tekrar kalkp kutunun iindeki ktlar tek tek amaya ba
ladm. Hibirinde TANRI SEN TERK ETT yazmyordu. Ktlar tekrar
yuvarlayp kutuya koydum.
banlarm giderek ktlyordu bu arada. 7 numaral tramvaya
binip Los Angeles Belediye Hastanesine gitm eyi srdryordum. Ba
yan Ackerman a k olmaya balamtm, banlarm skan hemire
ye. Canm her yaktnda iimdeki cesareti kamladn asla bilme
yecek. Kan ve cerahat dehetine ramen hep insani ve mfikti bana
kar. Tensel bir sevgi deildi ona duyduum. Beni o kolal beyazl
nn iine aldktan sonra bu dnyadan yok olmamz arzuluyordum.
Ama hi yapmad bunu. Sadece gerekeni yaptktan sonra bir sonraki
randevumu hatrlatrd.

33

ucuz bir numara olurdu bu.


Bir yanlsamayd tabii ki.
On-on be dakika kadar dndkten sonra kalkp babaannemin

Ultra-viyole makinesi tk etti ve kapand. Her iki yanma da n teda


visi uygulanmt. Koruyucu gzl karp giyinmeye baladm. Ba
yan Ackerman girdi ieri.
"Henz deil," dedi, "giyme elbiselerini."
Ne yapacakt bana?
"Masann kenarna otur."
Oturdum, yzme merhem srmeye balad. Kaln, tereya kva
mnda bir sv.

108

109

"Doktorlar yeni bir yaklam denemeye karar verdiler. Aknty


daha etkili klabilmek iin yzn sarglayacaz.
"O koca burunlu adam ne oldu, Bayan Ackerman? Burnu byyor
mu hl?"
"Bay Sleeth mi?"
/
"Koca burunlu adam."
"Bay Sleeth'di o."
"Artk grmyorum onu, yileti mi?"
"ld. '
"Burun bymesinden mi?"
"ntihar." Bayan Ackerman merhem srmeyi srdrd.
Yan kouta biri bard sonra. "Joe, nerdesin? Dneceini syle
mitin! Nerdesin Joe?"
Avaz kt kadar baryordu, ok hznl, ok strapl bir bart.
"Bu hafta her akam yapt buni," dedi Bayan Ackerman, "ve gel
meyecek Joe onu almaya."
"Ona yardmc olamyorlar m?"
"Bilmiyorum. Sonunda susarlar. imdi parman uzat ve ben seni
sarglarken u yuma tut. Evet, oldu. Brak imdi. Gzel."
"Joe! Joe, dneceini sylemitin! Nerdesin Joe!"
"imdi bu yuma tut. Evet. Brakma. Gzel. Sarglayacam se
ni! Gzel! imdi de sarglar salamlatralm."
Bitirmiti.
"Tamam, giyinebilirsin. ki gn sonra grrz. Gle gle
Henry."
"Allahasmarladk Bayan Ackerman."
Giyindim, dar kp hole yrdm. Lobide aynal bir sigara ma
kinesi duruyordu. Aynaya baktm. Mthiti. Yzmn tamam sarg
lyd. Beyaz bir yz. Gzlerim, azm, kulaklarm ve tepemde dikil
mi bir tutam sa dnda hibir ey grnmyordu. Gizlenmitim. Ha
rikuladeydi. Bir sigara yakp lobide etrafma bakndm. Baz hastalar
oturmu gazete ve dergi okuyorlard. ok olaanst ve biraz da kt
biri gibi hissettim kendimi. Bana ne olduunu asla bilemezlerdi. A ra
ba kazas. lmne bir kavga. Cinayet. Yangn. Kimse bilmiyordu.
Lobiden ve binadan kp kaldrmda durdum. Adamn sesi kulaklarmdayd. "Joe! Joe! nerdesin Joe!"
Gelmeyecekti Joe. Baka birine gvenmekte hesap yoktu. yok
110

tu insanlarda.
Dnte tramvayn arka koltuklarndan birine oturup sarglarn
arasndan sigara itim. Yolcular bana bakyor ama ben umursamyor
dum. renmeden ok korku ifadesi vard gzlerinde imdi. Hep byle
kalmay mit ettim.
Son duraa kadar gidip tramvaydan indim. Hava kararmaya bala
mt', W ashington Bulvar ile Westview Caddesi kavanda durup in
sanlar izledim. bulacak kadar ansl olanlar evlerine dnyorlard.
Babam sahte iinden eve dnecekti birazdan. Ben isizdim, okula git
miyordum. Hibir ey yapmyordum. Sarglydm, bir sokak kesin
de durmu sigara iiyordum. Kabadaynn tekiydim, tehlikeliydim.
Bildiim eyler vard. Sleeth intihar etmiti. Ben intihar etmeyecek
tim. Birkan temizlemeyi yelerdim. Drt-be kii harcamadan git
meyecektim. Gsterecektim onlara bana dalamann ne olduunu.
Bir kadn bana doru yryordu. Bacaklar gzeldi. nce gzleri
nin iine, sonra bacaklarna baktm, yanmdan geerken de kna.
tim kn. Kn ve ipek oraplarnn dikiini ezberledim.
Sargl olmasaydm asla byle bir ey yapamazdm.

34
Ertesi gn yatakta uaklar beklemekten skldm, kalkp okul iin
alnm sar bir defter buldum. Bir kalem alp defterle yataa girdim
tekrar. izmeye baladm. Bacak bacak stne atm, etei kna k
m, yksek keli kadnlar izdim.
Sonra yazmaya baladm. I. Dnya Savanda yaam bir Alman
pilot hakknda yazyordum. Baron Von Himmlen hakknda. Krmz
bir Fokker'le uuyordu. Dier pilotlar sevmezlerdi onu. Onlarla ko
numazd. Yalnz ier, yalnz uard. Kadnlarla ilgilenmez, ama ka
dnlar ona baylrlard. Amt kadnlar. Zaman yoktu. Mttefik
uaklarn drmekle meguld. O gne dek 110 uak drmt ve
sava henz sona ermemiti. "lmn Ekim Kuu" diye adlandrd
krmz Fokker'i her yerde tannyordu. Dman piyadeleri bile, stle
rinden alak uarak kk paratlere bal ampanya ieleri brakp,
uaksavar ateini glerek karlarken onun kim olduunu biliyorlard.
Mttefikler en az be uakla saldrrlard ona. Yaral yzl, irkin bir
adamd, ama uzun bir sre baknca harikuladeydi - gzlerinde, tarzn
111

da, cesaretinde, koyu yalnzlnda gizliydi gzellii.


Baron'un hava muharebelerini yazdm sayfalarca, -drt uak
drdkten sonra paralanm Fokker'i ile geri dnmt. Yerde bir
kez zplayan ua hareket halinde iken iinden atlam ve doru bara
gitmiti. Bir bira kapp tek bana bir masaya oturmu, ielerce imi
ti. Kimse onun gibi iemezdi. Dierleri barda oturup onu zlerlerdi^
Bir keresinde pilotlardan biri, "Sorun nedir Himmlen? Bize tenezzl
m etmiyorsun?" diye sormutu. Pilotun ad Willie Schmidt'ti, ekibin
en iri ve gl pilotuydu. Baron ikisini dipleyip bardan masaya
koymu, sonra kalkp ar admlarla barda duran Willie'ye doru yr
mt. Dier pilotlar geri ekilmilerdi.
"Tanrm, ne yapyorsun?" demiti W illie, Baron yanma yrrken.
Baron ar admlarla W illie'ye doru yrmeyi srdrm, cevap
vermemiti.
"Allahakna Baron, aka ettim sadece! Annemin erefi stne!
D inle... B aron... Baron... her yer dman dolu! Baron!"
Baron bir sa karmt. Gremezdiniz. Yumruk W illienin y
znde patlamt. W illie barn stnde bir takla atp barn arkasndaki
aynaya bir top mermisi gibi arpm, ieleri devirmiti. Baron bir pu
ro karp yaktktan sonra masasna dnm, kendine bir iki koymu
tu. Bir daha rahatsz etmemilerdi Baron'u. W illie'yi barn arkasndan
toplamlard. Yz kan iindeydi.
Uak stne uak dryordu Baron. Kimse onu anlayamyor,
krmz Fokker'i ve kendine has tuhaflklar ile nasl bylesine baarl
olduunu zemiyordu. Dvmesi mesela. Veya yryndeki asa
let. Mmkn deildi bu adam durdurmak. Bazen ans yaver gitmez
di. Bir keresinde, mttefik ua drdkten sonra, isabet alm
ua ile dman stnden alak uarken bir arapnel sa elinden gi
rip bileinden kmt. Krmz Fokkeri ile dnmeyi baarmt. O
gnde sonra elik bir elle umutu. Uuu etkilenmemiti. Bardaki pi
lotlar onunla konuurken daha dikkatliydiler artk.
O olaydan sonra ok ey gelmiti Baron'un bana. ki kez ssz yer
lere mecburi ini yapm, her seferinde srnerek, tel rglerden ve
dman ateinden geerek, yar l vaziyette blne dnmeyi baar
mt. Dierleri birka kez ondan midi kesmilerdi. Bir keresinde kay
bolal sekiz gn olmutu ve dier pilotlar barda oturmu onun ne kadar
olaanst biri olduundan sz ederken Baron sekiz gnlk sakal, yr
tk amurlu niformas ve barn nda parldayan elik penesi ile ka
112

pda belirmiti. ylece durup, "Viski yoksa dattm buray!" demiti.


Baron sihirli eylemlerde bulunmay srdrd. Defterin yars Ba
ron Von Himmlen'in maceralar ile dolmutu. Baron hakknda yazar
ken kendimi iyi hissediyordum. Birine ihtiya duyuyordu insan. Etra
fnda yle biri yoksa onu sen yaratmak zorundaydm, olmas gerektii
gibi birini yaratrdn. nsann kendini aldatmas, hile yapmas gibi bir
ey deildi bu. Aksini yapmak, etrafnda Baron gibi biri olmadan ya
amak kendini aldatmak olurdu.

35
Sarglarn yarar olmutu. Los Angeles Belediye Hastanesi yararl bir
yntem bulmutu sonunda. banlar kurumutu. Kaybolmamlar am a
dzlemilerdi. Yenileri kp byyorlard yine de. Yeni banlar
patlatp tekrar sarglyorlard beni.
Patlatma ileminin sonu gelmiyordu. Defalarca katlanmtm, otuz
iki, otuz alt, otuz sekiz kez. Korku duymuyordum artk. lk seferinde
de korkmamtm. fke duymutum sadece. Ama fke de gitmiti.
Durumu kabullenme de sz konusu deildi, ireniyordum sadece, ba
ma byle bir ey geldii iin kendimden ve beni tedavi edem eyen
doktorlardan ireniyordum. Onlar da aresizdi, ben de. A ram zdaki
tek fark benim hasta oluumdu. Onlar yaamlarna dnp her eyi
unutabilirlerdi, oysa ben ayn yzle yaamak zorundaydm.
Ama deiiklikler vard yaammda. Babam i bulmutu. Los A n
geles Belediye Mzcsi'nin snavna girip beki olmutu. Snavlarda
baarlyd babam. Matematik ve tarihe baylrd. Snav kazand ve
sabahlar gidebilecei bir yeri oldu nihayet. bekiye ihtiyalar
vard, biri babam oldu.
Los Angeles Belediye Hastanesi bir ekilde babamn i bulduunu
rendi ve bir gn Bayan Ackerman, "Bu son tedavin Henry. zleye
ceim seni," dedi.
"Hadi, aka ediyor olmalsn," dedim, "ben bu elektrikli ineyi ne
kadar zleyeceksem sen de beni o kadar zlersin!"
Ama ok tuhaft o gn. ri gzleri suluydu. Burnunu s m k r d n duydum.
"Neyin var Janice?" diye sordu hemirelerden biri.
113

"Yok bir eyim. yiyim."


Zavall Bayan Ackerman. On be yandaydm, ona ktm, ban
doluydum ve ikimizin de yapabilecei bir ey yoktu.
"Evet," dedi Bayan Ackerman, "son n tedavin olacak bu. Karnst yat."
"Adn biliyorum artk," dedim ona. "Janice. Gzel bir ad, sana
yakyor."
'
J
"Kapa eneni," dedi.
7
Makine ilk sinyalini verdiinde bir kez daha grdm onu. Srtst
dndm, Janice makineyi tekrar altrd ve odadan kt. Onu son
grm oldu bu.

La Cienega Halk Ktiiphanei'ni kefetmitim. ye kart aldm.


Ktphane W est Adams'daki eski kilisenin yaknndayd. Kk bir
ktphaneydi ve tek ktphaneci vard. Klas kadnd. 38 yalarnday

d, imdiden bembeyaz olan salarn ensesinde topuz yapmt. Burnu


sivri, erevesiz gzlklerin arkasndan bakan gzleri derin bir yeil
di. Onun her eyi bildiini dnyordum.
Ktphanede dolanp kitaplar incelerdim. Raflardan ekip bakar
dm, tek tek. Ama aldatmacayd hepsi. Skcydlar. Hibir ey syle
meyen sayfalar dolusu kelime. Veya bir ey sylyorlarsa bile laf o
kadar uzatyorlard ki siz nemsemeyecek kadar yorgun oluyordunuz.
Tek tek deniyordum kitaplar. Bu kadar kitabn iinde hi olmazsa bir
tane kacakt mutlaka.
Her gn ktphaneye yrrdm ve ktphanecim orda olurdu,
ciddi, gvenilir ve sessiz. Kitaplar raflardan alp incelemeyi srdr
yordum. Bulduum ilk gerek kitap Upton Sinclair adnda bir yazarn
d. Cmleleri basit ve fkeliydi. fkeli yazyordu. Chicago'daki do
muz allar hakknda. Meseleye hemen girip, anlatacan basit anla
tyordu. Sonra ikinci bir yazar buldum. Sinclair Lewis. Kitabn ad
Main Soka'yd. nsanlarn stndeki riyakrlk tabakalarn soyuyor
du. Yeterince tutkulu yazmyordu ama.
Araym srdrdm. Her gn bir kitap okuyordum.
Bir gn raflarn arasnda dolanp ktphanecimi gzlerken Tahta
ya ve Taa Boyun E balkl bir kitaba rastladm. yi bir balkt n
k buydu yaptmz. Nihayet, biraz atei Kitab atm. Josephine
Lawrence adnda biri yazmt. Bir kadn. Olsun. Herkes bilgi edinebi
lir. Sayfalar atm. Dier kitaplardan farkszd, stl, belirsiz ve yoru
cu. Kitab yerine koyup elim gitmiken yaknndaki bir kitab aldm.
Baka bir Lawrence. Kitab rasgele ap okumaya baladm. Piyano
alan bir adamdan sz ediyordu. ok yapmack gelmiti nce. Ama
okumay srdrdm. Piyano alan adam skntlyd. Beyni onunla ko
nuuyor, karanlk ve tuhaf eylerden sz ediyordu. Sayfadaki satrlar
baryordu sanki, ama "Joe, nerdesin?" deil de "Joe, herkes nerde?"
gibi daha ok. Kanl canl satrlar ile bu Lawrence'dan neden kimse
sz etmemiti bana? Neydi bu gizlilik? Reklamn niye yapmyorlard?
Gnde bir kitap okuyordum. Ktphanedeki btn Lawrence'lan
okudum. Dar kitap alrken ktphanecimin tuhaf baklar ile kar
karya buluyordum kendimi.
"Naslsn bugn?" diye sorard.
yle byk bir haz alrdm ki bunu duymaktan. Onunla yatm gi
bi olurdum. D. H. Lawrence'in btn kitaplarn okudum. Baka kitap
lara gtrd beni Lawrence. Kadn air H. D.'ye mesela. Ve Huxley'e,

114

115

Babamn vizite creti alan doktorlara gveni yoktu. "Bir tp verip


iemeni syler, sonra da paran alp Beverly Hills'deki evlerine dner
ler," derdi.
Ama birine yollad beni bir kez. Adamn az kokuyordu ve ba
bir basketbol topu kadar yuvarlakt, ama onun iki kk gz vard,
bir basket topundan tek fark buydu. Babamdan holanmyor, doktora
da baylmyordum. Kzartma yeme, bol havu suyu i demiti doktor.
Buydu hepsi.
Gelecek dnem okula gidecektim tekrar, babam yle demiti.
"Hrszlklar engellemek iin km yrtyorum. Dn zencinin biri
vitrin camn krp eski paralar almaya yeltendi. Yakaladm pii. M er
divenlerden aa yuvarlandk. Dierleri yardma gelene kadar tuttum
onu. Hayatm her gn tehlikede. Sen niye knn stne oturup keyif
atasn? Mhendis olman istiyorum. Etekleri kna km kadnlar
izdiin defterler buluyorum, nasl mhendis olacaksn? Baka bir ey
izemez misin? iek iz, da iz, okyanus iz. Okula dnyorsun!"
Havu suyu iip, ikinci dnemin balamasn bekliyordum. Sade
ce bir dnem kaybm olmutu. banlardan tamamen kurtulmamtm
ama eskisi kadar kt deildiler.
"Havu suyunun bana kaa patladn biliyor musun? Sabahlar
ilk i saatim senin allahn cezas havu suyuna gidiyor!"

Huxley'lerin en gencine, Lawrence'in arkada. Yamur gibi geliyor


lard. Her kitap baka bir kitaba ynlendiriyordu beni. Dos Passosa
geldi sra. ok iyi deil, gerekten, ama yeterince iyi. Amerika zeri
ne lemesini okumak bir gnden fazla srmt. Dreiser amad be
ni. Sherwood Anderson at. Ve Hemingway geldi. Ne heyecan! Bir
cmleyi oturtmay biliyordu. Mthi bir coku ile okudum onu. Szler
cansz deildiler, insann beyninde mrldanan eylerdi szler. Onlar
okuyup sihrine varabilirsen ac ekmeden yaayabiliyordun, bana ne
gelirse gelsin midini yitirmeden.
Ama evde...
"IKLAR SNSN!" d iy e b aryord u b a b a m ...

Rus yazarlar okuyordum, Turgenyev ve Gorki'yi. Babamn kural


larna gre akam sekizde snmeliydi klar. Ertesi sabah iinde taze
ve diri olabilmek iin uyumalyd. Evde tek konutuu ey iiydi. eri
girdii andan yatana dek iinden sz ederdi anneme. inde ykselme
ye kararlyd.
"Hadi, yetti artk u allahn cezas k! klar snsn!"
Birden yaantma giren bu adamlar tek kurtulu ansmd. Benle
tek konuan onlard.
"Peki," derdim.
Sonra okuma lambasn alr, yastkla battaniyenin arasna girer,
yeni kitabm yastn stne koyup battaniyenin altnda okurdum.
Lamba giderek snr, nefes almakta glk ekerdim. Hava alabilmek
iin battaniyeyi kaldrrdm.
"Nedir o? Ik m grdm? Henry, klar snd m?"
Battaniyeyi sratle indirir, babamn horultusunu duyana dek bek
lerdim.
Turgenyev ok ciddi bir yazard ama beni gldryordu, nk
bir gerekle ilk karlama glme duygusu uyandryordu insanda.
Baka birinin gerei sizin de gereinizse ve o bunu sizin iin dillendiriyorsa mthitir.
Gece okuyordum kitaplarm, battaniyenin altnda, snm lam
bayla. O gzelim satrlar boularak okumak. Sihirliydi.
Ve babam i bulmutu, bu da onun iin sihirliydi...

116

36
Chelsey Lisesi'nde yeni bir ey yoktu. Son snf rencilerinin bir ks
m mezun olmu ama yerlerini spor arabalar ve pahal elbiseleri olan
baka son snf rencileri doldurmutu. Kar karya gelmiyordum
onlarla. Bana bulamyor, yokmuum gibi davranyorlard. Kzlarla
meguldler. Snf iinde ve dnda yoksul ocuklarla konumazlard.
kinci dnemin ikinci haftasnda, akam yemeinde babamla ko
nutum.
"Bak," dedim, "sknt ekiyorum okulda. Haftada 50 sent harlk
veriyorsun bana. unu bir dolar yapamaz msn?"
"Bir dolar m?"
"Evet."
Azna bir atal dolusu dilimlenmi pancar turusu atp inedi.
Sonra yukar kalkk kalarnn altndan bana bakt.
"Sana haftada bir dolar versem senede 52 dolar eder, yani senin
cep harln iin bir haftadan fazla almam gerekecek."
Cevap vermedim. Dndm ama, bu hesapla hibir ey alamazd
insan: ekmek, kavun, gazete, un, st veya tra kremi. Hibir ey sy
lemedim nk nefret ediyorsan yalvarmazsm..
Zengin ocuklar kapnn nnden ok gibi frlayp, ayn ekilde
dnmeyi pek seviyorlard. Arabalar kayyor, patinaj ekiyor, kzlar et
raflarnda toplanrken gnein altnda parldyorlard. Dersler bir a
kayd, kolejde yerleri salamd, elencelikti dersler, iyi notlar alyor
lard, ellerinde kitapla grldkleri enderdi. Lastik yakarken, lk
atp kkrdayan kzlarla dolu arabalar ile kaldrmdan ok gibi frlarken
grlyorlard daha ok. Cebimde 50 sentle izliyordum onlar. Araba
kullanmay bile bilmiyordum.

Bu arada yoksullar, yitikler ve geri zekllar bana yapmay sr


dryorlard. Futbol sahasnn tribn altnda yemek yemeyi sevdiim
bir yerim vard. Kesekdna konmu iki salaml sandvi. Gelirlerdi,
"Hey, Hank, enle yiyebilir miyim?"
"S..tir git! Bir daha sylemeyeceim!
Bunlardan yeterince yapmt bana. Hibirinden fazla hazzetmi117

yordum: Dazlak, Jimmy Hatcher ve elimsiz Yahudi ocuu, Abe


Mortenson. Mortenson, teekkrlk bir talebeydi ama okulun en geri
zekllarndan biriydi. Kknde bir tuhaflk vard. Aznda srekli t
krk birikir ama yere tkreceine eline tkrrd. Neden byle
yaptn bilmiyorum ve sormadm. Sormay sevmiyordum. Br gn
evine gittim ve o mkemmel notlar nasl aldn kefettim. Kapdan
girer girmez annesi onu kitaplarnn bana oturtuyor ve orda tutuyor
du. Ayn eyleri defalarca okutuyordu, her sayfay birka kez. "Snav
larda baarl olmal," demiti annesi. Kitaplarn yanl olabilecekleri
aklna bile gelmiyordu. Veya aslnda nemli olmadklar. Sormadm
ona.
Tekrar ilkokuldaydm sanki. Gllerin yerine zayflar birikmiti
etrafma, yenenlerin yerine yenilenler. Yaamm onlarn eliinde
srdrmek alnyazm olmalyd. ok skyordu bu canm, beni asl ra
hatsz eden bu geri zekllarn beni dayanlmaz bulmalaryd. Kele
beklerin ve arlarn arzulad bir iek olmak varken, sinekleri cezbe
den bir bok parasydm. Yalnz yaamak istiyordum, yalnz olunca
daha iyi hissediyordum kendimi, daha temiz, ama onlardan kurtulacak
kadar zeki deildim. Onlar benim efendilerimdi belki de: ekil dei
tirmi babalarm. Her neyse, salaml sandvilerimi yerken gelmeleri
can skcyd.

37
Baz iyi anlar da var. Bir sredir arkadalk ettiim, benden bir ya
daha byk Gene'in, Harry Gibson adnda bir kez profesyonel olarak
dvm (kaybetmiti) bir arkada vard. Bir akamst Gene'in ar
ka bahesinde sigara iiyorduk, Harry Gibson elinde iki boks eldiveni
ile kageldi. Gene, ben, Gene'in aabeyleri Larry ve Dan, oturmu si
gara iiyorduk.
Harry Gibson kasntnn tekiydi. "ansn denemek isteyen var
m?" diye sordu. Kimse tek kelime etmedi. Gene'in byk aabeyi
Larry 22 yandayd. En irileriydi ama biraz ekingen ve tuhaft. Koca
bir kafa, tknaz ve yapl, salam, ama rkek. Ondan sonra en yal
olan Dan'e bakyorduk nk Larry, "Hayr, ben dvmek istemiyo
rum," demiti. Dan bir mzik dehasyd, bir burs almak zereydi.
118

Neyse, Larry, Harry'nin meydan okumasna karlk vermeyince Dan


takt eldivenleri.

Harry Gibson eytann ta kendisiydi. Gne bile belli bir ekilde


parldyordu eldivenlerinde. Hareketleri kararl, dengeli ve zarifti.
Dan'in etrafnda zplayp, dans ediyordu. Dan eldivenlerini kaldrm
bekliyordu. Gibson ilk yumruunu kard. Bir tfek patlamt sanki.
Bahedeki kmeste birka tavuk vard, iki tanesi kan sesle havaya
srad. Dan srtst devrilmiti. imin stnde yatyor, ak kollan
ile ucuz bir sa'y andryordu.
Larry ona bakp, "ben eve giriyorum," dedi. Hzla balkon kapsn
at, gitmiti.
Dan'in yanna gittik. Gibson yznde kk bir tebessmle tepesi
ne dikilmiti. Gene melip Dan'in ban biraz kaldrd. "Dan? yi mi
sin?"
Dan ban sallayp yavaa doruldu.
"Aman allahm, ldrc silah tayor bu herif. karn u eldi
venleri!"
Gene eldivenlerden birini zd, ben de dierini. Dan ayaa kal
kp yal bir adam gibi balkon kapsna doru yrd. "Gidip uzanaca
m ..." eri girdi.
Harry Gibson eldivenleri alp Gene'e bakt. "Ne dersin Gene?"
Gene yere tkrd. "Nedir amacn, ailemizi yok etmek mi?"
"inizde en iyi dvenin sen olduunu biliyorum Gene, ama yi
ne de fazla hrpalamayacam seni."
Gene ban sallad ve eldivenlerini baladm. Eldiven zp ba
lamakta stme yoktu.

Hazrdlar. Gibson, Gene'in etrafnda dnerek hazrlanmaya bala


d. nce saa doru dnmeye balad, sonra sola. Ban oynatyor,
vcut almlar ekiyordu. Ve birden hamlesini yapp sert bir sol direk
kard. Gene'in gzlerinin arasna oturtmutu, Gene geriye doru gi
derken Gibson izledi onu. Gene'i tavuk kmesine sktrp alnna tatl
bir sol yerletirdi, sonra da sol akana sert bir sa akt. Gene km e
sin tellerine arpt, iyice kapanmt. Dvecek durumda deildi. Dan
iine buz koyduu bir bezle evden kt. Balkon basamaklarna oturup
119

bezi alnna koydu. Gene kmesin kesine ekilmiti. Harry kmesin


telleri ile garajn kesinde yakalad onu. Gene'in midesine bir sol
gmd, Gene iki bklm olunca sa bir aparktle dorulttu onu. Olan
lardan honut deildim. Gibson sznde durmamt, hrpalyordu Genei. Heyecanlanmtm.
"Sen de vur orospu ocuuna, Gene! dlein teki! Vur!"
Gibson eldivenlerini indirdi, bana bakt ve yanma geldi.
"Ne dedin salak?"
"Adamma tezahrat yapyordum," dedim.
Dan, Gene'in eldivenlerini karyordu.
"Azndan 'dlek' kelimesi mi kt?"
"Onu hrpalamayacan sylemitin. Sznde durmadn. Btn
gcnle vuruyorsun."
"Bana yalanc m diyorsun?"
"Sznde durmadn diyorum."
"Buraya gel ve eldivenleri giy ufaklk!"
Gene ve Dan gelip eldivenlerimi baladlar.
"ok stne gitme Hank. Bizimle dvmekten yorgun dm
zaten biliyorsun.

Gene ve ben bir keresinde plak elle sabah dokuzdan akam altya
dek dvmtk. Gene iyi dvmt. Benim ellerim kkt, elle
rin kkse ya ok sk vurabilmeli ya da ok iyi boks yapabilmelisin.
Her ikisinden de biraz vard bende. Ertesi gn belden yukar yer yer
morarmtm, dudaklarm iti ve iki n diim sallanyordu. imdi de
beni marizleyen Gene'i marizleyen Harry ile dvmek zorundaydm.

Gibson nce sola doru dnd etrafmda, sola sonra saa ve bir
den stme geldi. Sol direini grmedim bile. Nereme geldiini bil
miyordum ama yere sermiti sol direk beni. Canm yanmamt ama
yerdeydim. Kalktm. Solu beni bu hale sokarsa sa ne yapard? Bir
eyler dnmek zorundaydm.
Sola doru dnmeye balad tekrar, benim soluma. Benden umdu
u gibi sama doru dneceime soluma doru dndm. nce ar
d, kar karya geldiimizde geni bir sol salladm, alnna isabet etti,
sert. Mthi bir duyguydu. Birine bir kez vurabilmisen ikinci kez de
120

vurabilirdin.
Sonra yz yzeydik ve stme geldi. Bir sol direk karmt ama
ayn anda bam eip yana ekmitim. San sallad ama skalad.
Sarldm ve alttan bir yumruk kardm. Ayrldk, profesyonel bir bok
sr gibi hissettim kendimi.
"Halledebilirsin onu Hank!" diye bard Gene.
"Hakla u herifi Hank!" diye bard Dan.
Sam nde tutarak stne gittim. Iskalamtm, sol apraz e
nemde patlad. Sar, yeil, krmz klar grdm ve san mideme
gmd. Bel kemiime kadar girmiti sanki. Yakalayp kenetlendim.
Ama korkmuyordum, yeni ve iyi bir duyguydu bu.
"ldreceim seni orospu ocuu!" dedim ona.
Sonra kafa kafayaydk, boks yapmyorduk. Yumruklar sert ve sk
geliyordu. Benden daha isabetliydi, daha gl, ama ben de sk otur
tuyor ve her seferinde kendimi ok iyi hissediyordum. Yedike daha
az hissediyordum yumruklarn. Karnm ieri ekmitim, iyi vakit ge
iriyordum. Sonra Gene ve Dan girdi aramza. Ayrdlar bizi.
"Neyiniz var sizin?" dedim, "Kesmeyin u ii! Onu gtrebili
rim!"
"Zrvalama Hank!" dedi Gene. "u haline bak."
Baktm. Gmleimin n kan ve irin lekeleri ile kaplyd. Yum
ruklar drt veya be ban patlatmt. G enele dvrken bama gel
memiti bu.
"Olmaz Hank, mikrop kapabilirsin," dedi Gene.
"Peki, tamam, karn eldivenleri," dedim.
Gene eldivenleri zd. Eldivenleri kardnda ellerimin titredi
ini fark ettim, kollarm da biraz titriyordu. Ellerimi cebime soktum.
Dan, Harry'nin eldivenlerini kard.
Harry bana bakt, "Baya iyisin."
"Saol, grrz ocuklar..."
Uzaklatm. Yrrken ellerimi cebimden kardm. Kaldrma var
dmda durup bir sigara ektim ve azma yerletirdim. Kibriti ak
mak istediimde ellerim o kadar titriyordu ki yapamadm. Gerek bir
kaytszlkla onlara el sallayp yrdm.
Eve dndmde aynada kendime baktm. Baya iyiydim. lerli
yordum.
Gmleimi karp yatan altna attm. stndeki kan temizle
121

menin bir yolunu bulmalydm. Az sayda gmleim vard, birinin


yokluunu hemen fark ederlerdi. Ama iyi bir gn olmutu benim iin
nihayet, alk deildim iyi gnlere.

38
Abe Mortenson'la taklmak, yeterince can skcyd ama ahman te
kiydi sadece. Bir ahmak balanabilir nk sadece bir ynde gider
ve kimseyi aldatmaz. Aldatanlar zyor insan. Jimmy Hatcher dz si
yah sal, ak tenli biriydi, benim kadar iri deildi ama yrrken
omuzlarn geriye atar, hepimizden iyi giyinir, iyi geinmek istedii
insanlarla iyi geinmeyi bilirdi. Annesi barmaiddi, babas intihar et
miti. Ho bir glmsemesi vard Jimmy'nin, dileri mkemmeldi, pa
ral ocuklardan biri olmamasna ramen kzlar ondan holanrlard.
Kzlarla konuurken grrdm onu. Onlara ne dediini bilmiyordum.
ocuklardan hibirinin kzlara ne dediini bilmiyordum. Eriilmezdi
kzlar benim iin, onlar yok sayyordum.
Ama Hatcherla taklmak ayr bir olayd. Htrf olmadn bili
yordum ama bana yapp duruyordu.
"Dinle Jimmy, neden peimi brakmyorsun? Hibir eyini sevmi
yorum senin."
"Hadi Hank, dostuz biz."
"Yok ya?"
"Evet."
Hatta bir keresinde ngilizce dersinde ayaa kalkp "Dostluun
Deeri" balkl bir deneme okumu, okurken bana bakp durmutu.
Aptal bir denemeydi, yumuak ve sradan, ama bitirdiinde herkes al
klamt ve ben, insanlar byle, sen ne yapabilirsin ki? diye geirmi
tim aklmdan. "Dostsuzluun Deeri" balkl bir kar deneme yaz
mtm ama retmen denememi snfta okutmamt. "D vermiti.

um. Parmamla dzdm onu."


Kz grmtm, Ann Weatherton, gzeldi gerekten, uzun kah
verengi salar, iri kahverengi gzler, sessiz, ve iyi bir vcut. Onunla
hi konumamtm ama Jimmy'nin sevgilisi olduunu biliyordum.
Zengin ocuklar kzn peine dmler ama havalarm almlard. Bi
rinci snf bir kza benziyordu.
"Evinin anahtar bende," dedi Jimmy, "okuldan ge kyor bu
gn, oturup bekleriz onu."
"ok amad beni," dedim.
"Hadi Hank," dedi Dazlak, "yapacan eve gidip otuz bir ekmek
zaten."
"Deerden yoksun bir ey deildir hep," dedim.

Jimmy, Dazlak ve ben her gn okul knda eve birlikte yr


yorduk. (Abe Mortenson ters ynde oturuyordu, onunla yrmekten
kurtuluyorduk.) Bir gn yrrken Jimmy, "Hey," dedi, "kz arkada
mn evine gidelim, onunla tanmanz istiyorum."
"S..tir et," dedim.
"Hayr, hayr," dedi Jimmy, "ho kzdr. Onu tanmanz istiyo-

Jimmy anahtaryla n kapy at ve ieri girdik. Temiz ve ho bir


evdi. Kk, siyah-beyaz bir buldog Jimmyye doru koup kesik
kuyruunu sallad.
"Bu Bones," dedi Jimmy. "Bana baylr. zleyin."
Jimmy sa avucuna tkrp Bonesun penisini tuttu ve svazlama
ya balad.
"Hey, ne s..im ey bu yaptn?" diye sordu Dazlak.
"Bonesu arka baheye balyorlar. Dzemiyor. Rahatlamaya
ihtiyac var!" Jimmy svazlamay srdrd.
ren bir krmz olmutu Bones'un penisi, ince, uzun ve anlam
sz bir ey. Alar gibi sesler karyordu Bones. Jimmy svazlarken bi
ze bakt. "Hey, bizim arkmzn ne olduunu renmek ister misiniz?
Ann'le benim demek istiyorum. 'Uykulu Bahelerin Duvarna Mor
Karanlk nince'."
Bones o anda boalyordu. Spermi halya yaylmt. Jimmy ayaa
kalkp topuu ile beli halya datt.
"Ann'i dzeceim bu gnlerde. Yakndr. Beni sevdiini sylyor.
Ben de onu seviyorum, allahn cezas yarn seviyorum onun."
"Orospu ocuu," dedim Jimmy'ye, "midemi bulandryorsun.
"aka ettiini biliyorum Hank," dedi.
Mutfaa girdi Jimmy. "yi bir ailesi var. Annesi, babas ve erkek
kardei ile yayor. Erkek kardei onu dzeceimi biliyor. Hakl. A m a
yapabilecei bir ey yok, nk onu marizlerim. Mesele bile deil.
Hey, unu izleyin!"
Jimmy buzdolabnn kapsn ap bir ie st kard. Biz evde

122

123

buz kutusu kullanyorduk hl. W eatherton'lar varlkl olmalydlar.


Jimmy kamn kard, st iesinin kapan ap kamn ienin
azna dayad.
"Sadece biraz. Tadn almayacaklar ama sidiimi iiyor olacak
lar..."
Kamn ekip ienin azn kapatt, sallad ve buz dolabna koy
du tekrar.
"Evet," dedi, "ite biraz jle. Bu akam tatl olarak j le yiyecek
ler. Ama ayn zam anda..." Jle ksesini dar karp tuttu ve o anda
n kapya bir anahtar girdiini duyduk. Kap ald. Jimmy jleyi s
ratle buzdolabna koyup kapsn kapatt.
Sonra Ann girdi ieri. Mutfaa.
"Ann," dedi Jimmy, "Arkadalarm tanman istiyorum, Hank ve
Dazlak."
"Merhaba!"
"Merhaba!"
"Merhaba!"
"Dazlak bu. Dieri Hank."
"Merhaba!"
"Merhaba!"
"Merhaba!"
"Kampste grdm sizi daha nce."
"Evet," dedim, "oralardayz. Biz de seni grdk."
"Evet," dedi Dazlak.
Jimmy, Ann'e bakt. "yi misin bebeim?"
"Evet Jimmy, seni dndm bugn."
Kz ona yanat ve sarldlar, pmeye balamlard. nmzde
durmu pyorlard. Jimmy'nin yz bize dnkt. Sa gzn g
rebiliyorduk. Gz krpt bize.
"ey," dedim, "bizim gitmemiz gerek."
"Evet," dedi Dazlak.
Mutfaktan kp n oday getik ve dardaydk. Kaldrmda, Dazlak'n evine doru yryorduk.
"ini biliyor bu herif," dedi Dazlak.
"Evet," dedim.

124

39
Bir pazar gn Jimmy beni kumsala gitmeye ikna etti. Yzmek isti
yordu. Srtm ban ve yara kapl olduu iin mayo ile grnmek iste
mezdim. Onun dnda iyi bir fiziim vard. Ama bunun farkna var
mazd kimse. yi bir gvde ve mthi bacaklar, ama dikkatlerini eken
onlar olmayacakt.
Yapacak bir ey yoktu, paraszdm ve ocuklar pazar gnleri so
kakta top oynamyorlard. Kumsal herkese aitti. Benim de hakkm
vard. Yaralarm ve banlarm yasaya kar deillerdi.
Bisikletlerimize atlayp yola ktk. Yirmi be kilometre yol vard
kumsala. Benim iin mesele deildi. Bacaklarm mthiti.
Culver City'ye kadar Jimmy'nin yannda srmtm. Sonra pedal
lara yklenmeye baladm. Jimmy zorlanmaya balamt. Derin ne
fesler aldn gryordum. Bir sigara ekip yaktm ve paketi ona do
ru tuttum. "ster misin Jimmy?"
"H ayr... saol..."
"Haval tfekle ku vurmaktan daha keyifli bu," dedim ona. "Da
ha sk yapmalyz bunu!"
Daha da bastrdm. Gcmn ounu kullanmamtm henz.
"Harika bir ey bu," dedim, "otuz birden bile iyi."
"Hey, yavala biraz!"
Arkaya dnp ona baktm. "yi bir dostla bisiklet yolculuuna
kmak kadar gzel ey yoktur. Hadi iyi dostum benim!"
Sonra btn gcm kullanp gazladm. Rzgr arpyordu yz
me. yi bir duyguydu.
"Hey, bekle! BEKLE, ALLAHIN CEZASI!" diye bard Jimmy.
Glmeye balamtm, iyice kaptrdm. ok gemeden yarm
blok, bir blok, iki blok gerideydi Jimmy. Kimse bilmiyordu ne mthi
olduumu, neler yapabileceimi, kimse. Mucizevi biriydim. Gne
her yere sarlar serpmiti ve bak gibi kesiyordum sarlar, iki teker
lek stnde bir deli baktm. Babam Hindistan sokaklarnda bir dilen
ciydi ama dnyann tm kadnlar bana baylyorlard...
Trafik klarna yaklatmda tam gaz gidiyordum. Sinyali bek
leyen iki sra arabann arasna daldm. Arabalar bile arkamda kalm
lard imdi. Uzun srmedi ama. Yeil spor bir araba yanat, adamn
yannda sevgilisi vard.
125

Jim'in fazla kalabalk olmayan bir yer semesi iin elimden geleni
yaptm. stmde gmleimle dururken normal hissediyordum kendi
mi, ama soyununca korunmaszdm. Bozulmam bedenlerinden tr
nefret ediyordum ordaki insanlardan. Gnelenen, yzen, yemek yi
yen, konuan, top oynayan tm allahn cezas insanlardan. Klarn
dan, yzlerinden, dirseklerinden, salarndan, gzlerinden, gbek de
liklerinden ve mayolarndan nefret ediyordum.

Kuma uzanp, o iman orospu ocuunu yumruklamadma ha


yflandm. Kendini bir bok sanyordu.
Jim yanma uzand.
"Girip yzelim bari," dedi.
"Henz deil," dedim.
Deniz insan doluydu. Neydi insanlar kumsala eken? Kumsal
neden seviyorlard? Yapacak daha iyi bir eyleri yok muydu? Ne ta
vuk beyinli g.tlerdi hepsi.
"Bi dn," dedi Jim, "kadnlar suya giriyorlar ve iiyorlar."
"Evet, sen de yutuyorsun."
Bakalar ile rahat iliki kurmak asla mmkn olmayacakt benim
iin. Rahip olurdum belki. Tanr'ya inanyormu gibi grnp aralar
na szacaktm. Kimse canm skamayacakt. Hcrelerden birine inip
aylarca meditasyon yapar, kimsenin yzn grmek zorunda kalmaz
dm, arap yollamalar yeterliydi. Tek sorun o siyah cbbelerin saf
ynden yaplm olmalaryd. Askeri Eitim niformalarndan da ber
battlar. Onlar giyemezdim. Rahiplikten vazgeip baka bir ey d
nmeliydim.
"Hey, hey," dedi Jim.
"Ne oldu?"
"urdaki kzlar bize bakyorlar."
"Ne olmu?"
"Konuup glyorlar. Buraya gelirler belki."
"Der misin?"
"Evet. Bu tarafa doru yrmeye balarlarsa uyaracam seni. Sr
tst dnersin."
Gsmdeki ban ve yaralar daha azd.
"Unutma," dedi Jim, "seni uyarnca srtst dnyorsun."
"Duydum."
Bam kollarmn arasna almtm. Jim'in kzlara bakp glmse
diini biliyordum. Onlar tavlamay iyi bilirdi.
"Basit a.cklar," dedi, "gerekten aptal bunlar."
Neden geldim buraya, diye dndm. Neden hep kt ile daha
kt arasndayd seimlerimiz?
"Hank, Hank, geliyorlar!"
Bam kaldrdm. Be kzdlar. Srtst dndm. Kkrdayarak
yanmza gelip, durdular. lerinden biri, "Hey, ok tatl ocuklar bun
lar!" dedi.

126

127

"Hey, evlat!"
"Ne?" Baktm adama. Yirmi be yalarnda, kollar kll ve dv
meli, iri biri.
"Ne yaptn sanyorsun lan sen?" diye sordu bana.
Sevgilisine hava atmaya alyordu. Kz iyi parayd, sar salar
rzgrda uuuyordu.
"S..tir lan!" dedim ona.
"Ne?"
" 'S..tir!' dedim."
Parmak gsterdim ona.
Yan bamda gitmeyi srdrd.
"Bu ocuun enle bu ekilde konumasna gz m yumacaksn
Nick?" diye sordu sevgilisi.
Yanmda sryordu hl.
"Hey, evlat," dedi Nick, "ne dediini iyi duymadm. Tekrarlayabi
lir misin?"
"Evet," dedi fstk, sar salar rzgrda uuurken.
yice tepemi attrd bu. Kz fena halde bozmutu kafam.
Adama baktm. "Peki," dedim, "bela m aryorsun? Park et. Ben
belaym."
Gazlayp nme geti, yarm blok ilerde park edip ani bir hareket
le kapy at. Dar karken geni bir yay izerek ondan uzaklatm,
arkamdan gelen Chevy'nin nn kesmitim, kornaya bast. Yan so
kaklardan birine saparken aynn kahkahasn duyabiliyordum.
Adam gittikten sonra tekrar Washington Bulvar'na kp birka
blok pedalladm, sonra bisikletten indim ve otobs durandaki sra
lardan birine oturup Jim'i bekledim. Grnmt zaten. Yanma ya
natnda uyuyormu gibi yaptm.
"Hadi, Hank! Yeme beni!"
"Selam Jirn? Geldin mi?"

"Buralarda m oturuyorsunuz?" diye sordu Jim.


"Evet," dedi kzlardan biri, "martlarla yayoruz!"
Gltler.
"Biz kartalz," dedi Jim, "be mart ile ne yapabiliriz bilemiyo
rum."
"Kular nasl yaparlar o ii acaba?" diye sordu kzlardan biri.
"Hibir fikrim yok," dedi Jim, "kefedebiliriz belki."
"Bizim hasrmza gelsenize," dedi biri.
"Tabii," dedi Jim.
Kzlarn konumutu sadece. Dier ikisi mayolarn grnme
sini istemedikleri yerlerine ekitirip durmulard.
"Beni saymayn," dedim.
"Nesi var arkadann?" diye sordu kn rtp duran kzlardan
biri.
"Tuhaftr," dedi Jim.
"Nesi var?" diye sordu en arkadaki.
"Sadece tuhaftr," dedi Jim.
Kalkp kzlarla yrmeye balad. Gzlerimi kapayp dalgalar
dinledim. Binlerce balk vard suda, birbirlerini yiyorlard. Yutan, s
an, dzen sonsuz sayda az ve k delii. Yutan, san ve dz
en az ve k deliklerinden ibaretti dnya.
Karniist dnp Jim ve be kz izledim. Jim ayaktayd, gsn
iirip, taaklar ile hava atyordu. Benim geni gsme, iri bacakla
rma sahip deildi. Siyah salar, kk, hnzr az, kk yuvarlak
kulaklar ve uzun boynuyla ince ve dzgn bir tipti. Benim boynum
yoktu. Yok denecek kadar ksayd en azndan. Bam omuzlarmn s
tne oturmutu sanki. Gl ve ktydm ama yeterli olmuyordu bu,
kzlar tkrldm zppelerden holanyorlard. Ama banlarm olma
sayd ben de aralarnda olur, bir iki ey gsterirdim onlara. i l ha
va dolu beyinlerini uyarmak iin taaklarm sergilerdim. Ben, 50 sent
haftalmla.
Kzlarn kalkp Jim'in peinden suya girdiklerini grdm. Beyin
siz insanlar gibi kkrdayarak, lklar atarak... Ne? Hayr, gzeldi
ler. Yetikinler gibi deildiler. Glebiliyorlard. Glnecek eyler var
d. efkat gstermekten korkmuyorlard. Yaamn, yaamdaki eyle
rin bir anlam yoktu, D. H. Lawrence biliyordu bunu. Sevgi gerekiyor
du, ama insanlarn kullandklar ve kullanldklar trden bir sevgi de
il. D. H. biliyordu bunu. Dostu Huxley entelektel gevezenin biriydi,

ama ne harikulade bir gevezeydi. Srekli kazyp duran beyni ile G. B.


Shaw'dan ok daha iyiydi. Shaw'un ilenmi mizah bir ie dnyor
du sonunda, ona yk oluyor, gerekten bir eyler hissetmesini engelli
yordu. Parlak dili bir sre sonra skyor, beyni ve duygular kazyordu.
Hepsini okumakla iyi etmitim yine de. Sonuta bir ie yaramasa da
dnce ve kelimelerin byl olabileceklerini fark ediyordun.
Jim su sratyordu kzlara. Su Tanrsyd o, ve kzlar ona bayl
yorlard. Olaslkt o, vaatti. Mthiti. Nasl yaplacan biliyordu.
Ben birok kitap okumutum ama o benim okumadm bir kitap oku
mu olmalyd. Mayosu, taaklar, gnahkr grnm ve yuvarlak
kulaklar ile bir sanatyd. Yoktu stne. Yannda salar uuan yos
mas ile yeil spor arabal o iman orospu ocuuna yapamadm gi
bi, ona kar da bir ey yapamazdm. kisi de hak ettiklerini elde et
milerdi. Bense yaamn yeil okyanusunda yzen elli sentlik bir bok
parasydm.
Sudan klarn izledim, parldayarak, tenleri przsz ve gen,
yenilmemi. Beni arzulamalarn arzuladm. Asla acyarak deil ama.
Yine de przsz ciltlerine ve beyinlerine ramen eksik bir yanlan
vard nk henz snanmamlard. Yaamlarnda nihayet felaketle
karlatklarnda ok ge olacak veya ok sert gelecekti. Ben hazr
dm. Belki.
Jim'in kurulann izledim, kzlardan birinin havlusu ile. zlerken
drt yalarnda bir olan ocuu geldi yanma, bir avu kum alp y
zme att. ylece durup fkeyle bakt bana, kumlu ve aptal aznda
bir zafer ifadesi ile. Son derece sevimli ve cesur bir frlamayd. Par
mamla yaklamasn iaret ettim, gel, gel. ylece duruyordu.
"Kk ocuk," dedim ona, "buraya gel. Bir kesekd dolusu
bok ekerlemesi var bende, yersin."
Frlama bakt, dnd ve topuklad. Aptal bir k vard. Sallanan
iki armut paras, neredeyse eklemsiz. Bir dman eksilmiti ama.
Sonra kadn katili Jim dnd. Tepemde dikilmiti. O da fkeli ba
kyordu.
"Gittiler," dedi.
Kzlarn oturduu yere baktm, gitmilerdi gerekten.
"Nereye gittiler?" diye sordum.
"Kimin s..inde? En iyi ikisinin telefon numarasn aldm ama."
"Ne iin en iyi?"
"S..i iin, salak!"

128

129

Askeri Eitim Kursu uyumsuzlar iindi. Dediim gibi, askerlikle beden


eitimi arasnda bir seim yapmak zorundaydm Beden eitimini ye
lerdim ama kimsenin srtmdaki banlar grmesini istemiyordum. As
keri eitimi seen herkeste bir tuhaflk vard. Neredeyse tamamen spor
dan holanmayan veya askeri eitimin vatanperverce olduunu d
nen aileleri tarafndan buna zorlananlarn oluturduu bir gruptuk. Zen
gin ocuklarn aileleri daha vatanperverdiler nk lke elden giderse
kaybedecekleri ok ey vard. Yoksul aileler daha az vatanperverdiler,
bazen kendilerinden beklendii iin veya yle yetitirildikleri iin va
tanperverlik gsteriyorlard. Bilinaltndan lkeyi Ruslar'n veya Almanlar'm veya inliler'in ynetmesinin onlar iin daha iyi olacan, ve
ya daha kt olmayacan biliyorlard, zellikle koyu derililer. Durum
lar daha iyi olabilirdi. Neyse, Chelsey Lisesi rencilerinin ou zen
gin ocuklar olduundan ehrin en kalabalk askerlik snf bizdeydi.
Gnein altnda yryp siper kazmay, ylan sokmasn tedavi et
meyi, sarglamay, dman snglemeyi reniyorduk; el bombalar
n, szma taktiklerini, alma taktiklerini, geri ekilmeyi, ilerlemeyi,
zihinsel ve bedensel disiplini; ate alanna gidiyor ve bang, bang, kes
kin nianc madalyalarmz alyorduk. Gerek manevralar yapyor
duk, ormana dalp savayorduk. Tfeklerle birbirimize doru srne

rek. ok ciddiydik. Ben bile ciddiydim. nsann kanna giren bir yan
vard. Aptalcayd, hepimiz biliyorduk aptalca olduunu ama beyni
mizde bir ey klik ediyor, gerekten kaptryorduk kendimizi. Ordu
emeklisi bir adam vard bamzda, Albay Sussex. Bunamaya bala
mt, tkr aa, enesine akard. Konumazd. Madalyadan ge
ilmeyen niformas ile dolanp liseden maa alyordu. Manevralar
mz yaparken elinde skor tuttuu bir yaz tahtas olurdu. Bir tepede
durup elindeki tahtaya bir eyler yazard - herhalde. Ama kimin ka
zandn sylemezdi bize. ki taraf da zafer iddia ederdi. Aramzn
almasna neden oluyordu.
Temen Herman Beechcroft en iyileriydi. Babasnn bir frn, bir
de hazr yemek fabrikas vard, her ne demekse. Neyse, en iyileri oy
du. Her manevra ncesi ayn konumay yapard.
"Unutmayn, dmandan nefret etmelisiniz! Annenizin ve kz kar
deinizin rzna gemek ister dman! Bu canavarlarn annenizin ve
kz kardeinizin rzna gemesini ister misiniz?"
Temen Beechcroftun enesi yoktu neredeyse. Yz birden biti
yordu, enesinin olmas gereken yerde kk bir dme vard. Bir sa
katlk saylp saylamayacandan emin deildik. Gzlerindeki fke
olaanstyd ama. Bir ift mavi, parlak, sava ve zafer simgesi.
"Whitlenger!"
"Evet komutanm!"
"Bu heriflerin annenin rzna gemesini ister miydin?"
"Benim annem ld komutanm."
"Bala... Drakel"
"Evet komutanm!"
"Bu heriflerin annenin rzna gemesini ister miydin?"
"Hayr komutanm!"
"yi! Unutmayn, sava bu! Merhameti kabulleniriz ama merha
met etmeyiz. Dmandan nefret etmelisiniz. ldrn dman! l
bir insan sizi malup edemez. Yenilgi bir hastalktr! Tarih zaferle ya
zlr! MD GDP HAKLAYALIM OROSPU OCUKLARINI!"
Stratejimizi saptayp ncler yolladk ve allarn arasndan sr
nerek, ilerledik. Albay Sussex'i elinde tahtasyla tepede grebiliyor
dum. Maviler Yeillere kar. Her birimizin sa koluna renkli bir kur
dele balyd. Biz Mavilerdik. allarn arasnda srnmek cehennem
den beterdi. Bcekler, talar, dikenler ve toz... Nerde olduumu bil
miyordum. Takm liderimiz Kozak bir yerlere kaybolmutu. letiim

130

131

Ayaa kalktm.
"Sana bir tane akacam galiba, g.t!"
Yz deniz rzgrnda ekiciydi. Yerdeki halini grebiliyordum.
Bir solucan gibi kvrlp, beyaz tabanl ayaklaryla tepinirken.
Jim geri ekildi.
"Sakin ol Hank. Telefon numaralarn sana verebilirim istersen!"
"Senin olsun. O allahn cezas aptal kulaklarn yok bende!"
"Peki, peki, arkadaz biz, unuttun mu?"
Birilerinin yazlk evinin arka bahesine kilitlediimiz bisikletleri
mize doru yrmeye baladk. Yrrken ikimiz de gnn kimin g
n olduunu biliyorduk, birini kst oturtmak bunu deitirmeye
cekti. Daha fazlasna ihtiyacm vard. Uzun salar rzgrda uuan
spor arabadaki sarna belki.

40

kuranyorduk. Babalardaydk. Annelerimizin rzna geilecekti, ileri


ye doru srndm. stm bam iziliyor, yara bere iinde kalyor
dum. Kaybolmutum, korkuyordum, ama bir ahmaklk duygusu iin
deydim daha ok. Bu bo topraklar, gkyz, tepeler, rmaklar, dnmlerce arazi. Kime aitti btn bunlar? Zengin ocuklardan birinin
babasna muhtemelen. Hibir ey elde edemeyecektik. Arazi olduu
gibi okula kiralanmt. SGARA LMEZ. Srnyordum. Hava deste
inden yoksunduk, tanklarmz yoktu, hibir eyimiz yoktu. Uyduruk
manevralar yapan htrflerdik, yemeksiz, kadnsz ve nedensiz ma
nevralar yapyorduk. Ayaa kalkp bir aacn yanna gittim, tfeimi
yere koyup aaca yaslandm ve bekledim.
Herkes kaybolmutu ve nemi yoktu. Kolluumu karp Kzl
Ha Ambulans gibi bir ey bekledim. Sava cehennem olmalyd,
ama aradaki beklemeler skcyd.
Sonra allar trdad ve biri frlad iinden, beni grmt. Kol
luu yeildi. Bir rz dman. Tfeini bana dorulttu. Ben kolluumu
karmtm, yerde duruyordu. Beni esir almak istiyordu. Tanyordum
pnu. Harry Missions. Babasnn kereste fabrikas vard. Aaca yaslan
m oturuyordum.
"Mavi mi, Yeil mi?" diye bard bana.
"Mata Hari benim adm."
"Bir casus! Casuslar esir alrm!"
"Hadi, kes zrvalamay Harry. Bu oyun ocuklar iin. Kokumu
melodramlarla canm skma."
allar tekrar atrdayp araland ve Temen Beechcroft karmz
dayd. Missions ve Beechcroft yz yzeydiler.
"Seni esir alyorum!" diye bard Beechcroft Missions'a.
"Seni esir alyorum!" diye bard Missions Beechcroft'a.
kisi de sinirli ve fkeliydiler, hissedebiliyordum.
Beechcroft svari klcn ekti. "Ya teslim olursun ya da seni de
erim!"
Missions tfeini namlusundan kapt. "Yanma gelirsen kafan
patlatrm!"
Sonra allarn arasndan insanlar kmaya balad. Barmalar
Mavileri ve Yeilleri oraya ekmiti. Aacma yaslanp kapmalarn
izledim. Ortalk toza bulanmt, ayak sesleri ve arada srada birinin
kafatasna inen berbat tfek sesleri geliyordu. "Ah, Tanrm! Tanrm!"
Birka kii yere serilmi, birka tfek yitirilmiti. Yumruklamalar ve

kafa kafaya kenetlenmeler gze arpyordu. Yeil kolluklu iki kiinin


kenetlendiklerini grdm. Derken Albay Sussex belirdi. Ddn
deli gibi ttryor, tkrk sayordu. Elindeki copla askerlere vur
maya balad. yi vuruyordu. Krba gibi yaryor, jilet gibi kesiyordu.
"Allah kahretsin! Ben br.akyorum!"
"Hayr, dur\ Allah! Merhamet!"
"Anne!"
Askerler ayrlp baktlar. Albay Sussex yaz tahtasn yerden al
d. niformas burumamt. Madalyalar yerindeydi. Kepinin as
doruydu. Copunu havada evirdi, tuttu ve uzaklat. Peinden gittik.
Bizi oraya gtren, yan ve st bezleri yrtk eski ordu kamyonlar
na trmandk. Motorlar alt ve yola koyulduk. Uzun tahta sralarda
karlkl oturmutuk. Ayr kamyonlarda gelmitik, Maviler bir kam
yonda, Yeiller bir kamyonda. imdi karmtk, kamyonun lastikleri
ukurlara girdike saa-sola, aa yukar sallanyor, buruuk ve tozlu
ayakkablarmza bakarak oturuyorduk. Yorgunduk, yeniktik ve fke
liydik. Sava bitmiti.

132

133

41
Askerlik spordan uzak tutmutu beni, oysa dier ocuklar her gn top
oynuyorlard. Okul takmlarna girip nleniyor, kzlar gtryorlard.
Benim gnlerim gnein altnda askeri yrylerle geiyordu genel
likle. Yrrken tek grdm nmdekinin kulaklar ve kyd. ok
gemeden askeri kurallar canm skmaya balamt. Dierleri botlar
n parlatp manevralara katlmaktan haz duyuyorlard. Bana anlamsz
geliyordu. lerde parampara olmalar iin eitiyorlard onlar. te
yanda, kendimi bir futbol kask ve omuzlar vatkal mavi beyaz 69 nu
maral forma ile eilmi, blge savcsnn olu soldan 60 metrelik bir
kou ile say yapsn diye, nefesi tacos kokan acmasz bir orospu ocu
unun nn kesmeye hazrlanrken de gremiyordum. Sorun seim
lerini hep iki kt arasnda yapmak zorunda kalnandayd, ve seimin
ne olursa olsun bir param daha kesiyorlard. Kesecek bir ey kalma
yana dek. nsanlarn ou yirmi be yanda mahvolmtur. Araba s
ren, yemek yiyen, ocuk sahibi olan, kendilerine en ok benzeyen ba
kan adayna oy vermek gibi her eyi yaplabilecek en kt ekilde ya
pan g.tlerden olumu bir toplum.

lgi duymuyordum. Hibir eye ilgi duymuyordum. Nasl kaabi


leceime dair hi fikrim yoktu. Dierleri yaamdan tat alyorlard hi
olmazsa. Benim anlamadm bir eyi anlamlard sanki. Bende bir
eksiklik vard belki de. Mmknd. Sk sk aalk duygusuna kap
lrdm. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek yerim yoktu ama.
ntihar? Tanrm, aba gerektiriyordu. Be yl uyumak istiyordum ama
izin vermezlerdi.
Chelsey Lisesi'ndeydim ite, askerlik sryordu, banlarm da
yle. Sorunlu biri olduumu hatrlatrlard banlarm bana.

Ziyam yok, diye dndm, buna ihtiyac var, buna ihtiyalar


var. Byleydi iler. Byle olmas istenmiti.
Bu ekilde srd. Deiik komutlar uyguluyorduk. Gzucumdan
futbol sahasndaki kale direklerini grdm, yeterince denersem byk
bir futbolcu olabilirdim belki.
"SRG A!" diye bard komutan ve srgy tek hareketle a
tm. Sadece bir klik sesi duyulmutu. Solumdan ses gelmemiti. And
rew Post donmutu. Kk bir inilti koptu izleyenlerden.
"SRG KAPA!" diye bitirdi komutan ve srgy kapatp hareketi ta
mamladm. Post da hareketini tamamlamt ama onun srgs akt...

Byk gn gelmiti. Silah Komutlar yarmasnda takm birincisi


olanlar yarmann finali iin uzun bir sra oluturmutuk. Ben takm
birincisi olmutum her naslsa. Bunu nasl becermitim bilmiyorum.
Mthi filan deildim.
Gnlerden cumartesiydi. Birok aile vard tribnde. Biri boru al
d. Bir kl parlad. Komutlar gelmeye balad. Tfek sol omuza! T
fek sa omuza! Kk kzlar, mavi, yeil, sar, portakal, pembe ve be
yaz elbiseleri ile tribndeydiler. Scak, skc ve deli bir gnd.
"Chinaski, takmn onuru iin yaryorsun!"
"Evet, onba Monty."
Tribndeki kk kzlarn her biri sevgililerini bekliyordu, kaza
nan, irket mdrn. Acklyd. Rzgrda uuan bir kt paras
nn rktt bir gvercin srs grltl bir ekilde kanat rparak
uzaklat. Bira sarhou olmak iin dayanlmaz bir istek duydum. Ora
dan uzakta olmak istiyordum, herhangi bir yerde.
Hata yapan yarma d kalp sradan kyordu. ok gemeden
alt kii kalmtk, sonra be, sonra . Aralarndaydm hl. En ufak
bir kazanma istei duymuyordum, biliyordum kazanamayacam. Bi
razdan elenirdim. Ordan kmak istiyordum. Yorgundum, sklmtm.
banlarla kaplydm. Peinde olduklar ey benim s..imde bile deil
di. Bariz bir hata yapamazdm ama. Onba Monty'nin kalbi krlrd.
Ve iki kii kaldk. Ben ve Andrew Post. ok sevilen biriydi Post.
Babas nl bir ar ceza avukatyd. Kars, yani Andrew'nun anne
siyle tribnde oturuyordu. Post terli ama kararl grnyordu. kimiz
de biliyorduk kimin kazanacan. Enerjiyi hissediyordum ve hissetti
im enerjinin tm ondan geliyordu.

Birincilik dl gnler sona verilmiti. Baka dl alanlar da var


d allahtan. Albay Sussex srada ilerlerken dierleri ile durmu bekli
yordum. banlarm her zamankinden daha ktyd ve o yn gmlei
her giydiimde olduu gibi gne scakt ve tepedeydi ve stmdeki o
s..tirici gmlein her yn ipini hissettiriyordu bana. ykbir asker deil
dim, herkes biliyordu bunu. ans eseri kazanmtm, heyecanlanacak
kadar umursamamtm. Albay Sussex iin zlyordum nk ne d
ndn biliyordum, belki o da benim ne dndm biliyordu:
onun gsterdii trden cesaret ve ball sradan bulduumu.
Ve nmdeydi. Esas durutaydm ama ona bir gz atmay baar
dm. Salya durumu dzgnd. Kafas bozulduunda tkr kuruyor
du herhalde. Scaa ramen batdan iyi bir rzgr esiyordu. Albay
Sussex madalyay gmleime ineledi. Uzanp elimi skt sonra.
"Kutlarm," dedi. Sonra glmsedi bana. Ve gitti.
Yal osurua bak hele. Her eye ramen o kadar da kt biri de
ildi belki de...
Eve yrrken madalya cebimdeydi. Albay Sussex de kimdi? Her
kes gibi smak zorunda olan biri. Herkes sisteme uyup iine girebile
cei bir kalp bulmak zorundayd. Doktor, avukat, asker - ne olduu
mhim deildi. Kalbn bulduktan sonra ileri doru gitmeye alyor
dun. Sussex de herhangi biri kadar aresizdi. Ya bir kalp bulurdun
kendine, ya da alktan lrdn.
Yalnzdm, yryordum. Eve giden uzun yoldaki ilk bulvara gel
meden, benim yrdm tarafta kk ve ihmal edilmi bir dkkn
vard. Durup vitrinine baktm. Etiketleri kirlenmi deiik eyalar
konmutu vitrine. Birka amdan vard. Elektrikli bir tost makinesi.

134

135

Bir masa lambas. Vitrin cam iten ve dtan kirliydi. Kahverengi kir
tabakasnn arasndan iki oyuncak kpek setim. Bir minyatr piyano.
Byle eyler satyorlard. Pek ekici deildiler. erde mteri yoktu,
satc da gremiyordum. Daha nce defalarca nnden getiim, ama
durup incelemediim bir dkknd.
eri baktm ve houma gitti. Hibir hareket yoktu ierde. Dinle
necek, uyunacak bir yerdi. lyd ierdeki her ey. eri mteri gir
memesi kaydyla memnuniyetle alrdm orda.
Vitrinden uzaklap yrdm bir sre. Bulvara gelmeden hemen
nce kaldrmdan indim ve ayamn dibinde geni bir yamur gideri
grdm. Dnyann barsaklarna inen koca bir kara az gibiydi. Eli
mi cebime sokup madalyay kardm, bolua braktm. Doru iine
gitti. Karanlkta kayboldu.
Sonra kaldrma kp eve yrdm. Eve girdiimde annemle ba
bam temizlik yapmaktaydlar. Cumartesiydi. imleri biip dzelt
mem, iekleri sulamam gerekiyordu.
elbiselerimi giyip dar ktm, babam siyah ve kt kalarnn
altndan beni izlerken garajn kapsn atm, im-bieri dikkatle geri
geri kardm, bier henz dnmyor, ama bekliyordu.

42
"Abe Mortenson gibi olmaya almalsn," dedi annem, "btn ders
leri 'A'. Sen neden hi 'A' alamyorsun?"
"Henry bitmi," dedi babam. "Olum olduuna inanamyorum ba
zen."
"Mutlu olmak istemiyor musun Henry?" diye sordu annem. "G
lmsemiyorsun hi. Glmse ve mutlu ol."
"Kendine acmaktan vazge. Erkek ol!"
"Glmse Henry!"
"Ne olacak senin halin? Hayatla nasl baedeceksin? Hrs yok sen
de!"
"Neden gidip Abe'i grmyorsun? Konu onunla, onun gibi olma
y ren," dedi annem ...
M ortenson'larn kapsn aldm. Kap ald. Abe'in annesi amt.
"Abe'i gremezsin. Ders alyor."
136

"Biliyorum Bayan Mortenson. Sadece bir dakika kalacam."


"Peki. Odas hemen urda."
Odasna girdim. Kendi alma masas vard. nnde iki kitabn
stne konmu ak bir kitap. Kapann renginden tanmtm kitab.
Yurttalk. Yurttalk, tanr akna, pazar gn.
Abe ban kaldrd ve beni grd. Eline tkrp tekrar kitabna
dnd. "Selam," dedi sayfaya bakarken.
"Bahse girerim her sayfay on kez okuyorsundur, keriz."
"Her eyi ezberlemem gerek."
"Palavra hepsi."
"Snavlar gemek zorundaym."
"Bir kzla dzmeyi dndn oldu mu hi?"
"Ne?" Eline tkrd.
"Bir kzn eteinin iine bakp daha fazlasn grmek istediin ol
du mu? Yarn dndn m?"
"Onun nemi yok."
"Kz iin var."
"almak zorundaym."
"Bir beyzbol ma ayarlyoruz. Okuldan ocuklar var."
"Pazar gn?"
"Profesyoneller pazarlar oynar."
"Para alrlar ama."
"Bir sayfay on kez okuman iin para m veriyorlar sana? Hadi,
biraz temiz hava girer cierlerine, kafan aar belki."
"Peki. Ksa bir sre iin ama."
Ayaa kalkt, holde izledim onu. n odaya doru yrdk.
"Nereye gidiyorsun Abe?" diye sordu annesi.
"Birazdan dneceim."
"Peki. ok kalma. alman gerekiyor."
"Biliyorum..."
"Henry, zamannda dnmesini sala."
"Ben megul olurum onunla Bayan Mortenson."
Dazlak ve Jimmy Hatcher ile okuldan ve civardan baz ocuklar
vard. Yedier kiilik takmlar oluturabilmitik, savunmada iki yer
bo kalyordu bu yzden, ama benim houma gidiyordu bu. Orta saha
da oynuyordum. lerletmitim baya, onlarla ayn seviyeye gelmi
tim. Ak blgelerin byk ksmndan ben sorumluydum. Hzlydm.
137

Vurucuya yakn oynayp ksa toplar yakalamay seviyordum. Ama en


ok geri geri koarak beni aan yksek toplar tutmay seviyordum.
Los Angeles Melekleri'nde Jigger Statz yapard bunu, %28lik bir or
talama ile vuruyordu ama savunmada kar takma verdii zarar
%50'lik bir vurucu kadar deerli klyordu onu.
Pazar gnleri semtin kzlar bizi izlemeye gelirlerdi. Orda deil
miler gibi davranrdm. Heyecan verici bir ey olduunda lk atar
lard. Sert topla oynuyorduk, kendi eldivenlerimiz vard, Mortenson'un bile vard kendi eldiveni. En iyi eldiven onunkiydi. Hi kulla
nlmam gibiydi.
Orta sahaya doru kotum ve oyun balad. kinci kalede Abe du
ruyordu. Yumruumu eldivenime gmp Mortenson'a seslendim,
"Hey Abe, i yumurta ile otuz bir ektin mi hi? Cennete gitmek iin
lmen gerekmiyor!"
Kzlarn gltn duydum.
lk vurucular ska ile oyun d kald. Pek iyi deildi. Ben de
sk sk ska ile oyun d kalrdm ama aralarnda en sert vuran ben
dim. Tahtay topa gerekten oturtabiliyordum. Vuru yerinde iyice
eilmeyi severdim. Kurulu bir yay gibi dururdum orda.
Oyunun her saniyesi heyecan vericiydi benim iin. imleri bier
ken kaybettiim oyunlar telafi etmitim, okulda oyunlara sondan
ikinci seilmek yoktu artk. iek gibi amtm. yiydim, iyi olduu
mu biliyor, bundan memnuniyet duyuyordum.
"Hey, Abe!" diye bardm, "Ellerine tkrp durduuna gre i
yumurtaya ihtiyacn yoktur!"
Bir sonraki vurucu toplardan birine vurdu ama yksek vurmutu,
ok yksek, geri koarak omuz st bir kurtar yapmaya karar ver
dim. Geriye bir depar attm, mthi bir duyguydu, mucizeyi bir kez
daha gerekletirmek zere olduumu biliyordum.
Lanet olsun. Top, sahann arka tarafndaki bir aacn iine dt.
Topun dallarn arasndan aa doru indiini grdm. Kmldamadan
bekledim. Olmad, sola doru gidiyordu. Sola kotum. Sonra tekrar
saa yneldi. Saa kotum. Dallardan birine takld, sonra yapraklarn
arasndan szlp eldivenime dt.
Kzlarn lklar geldi kulama.
Topu atcya yollayp, yavaa yerime kotum. Bir sonraki vurucu
oyun d kalmt. ska. Atcmz Harvey Nixon iyi toplar sallard
bazen.

Hcum sras bizdeydi, yer deitirdik, ilk ben vuruyordum. Kar


takmn atcsn ilk kez gryordum. Chelsey Lisesi'nden deildi.
Nerdendi acaba? Her yeri iriydi, kafas, az, kulaklar, bedeni. Salar
gzlerine inmiti, bir ahma andryordu. Salar kahverengi, gzleri
yeildi ve yeil gzler salarn arasndan nefretle bana bakyorlard.
Sol kolu, sa kolundan daha uzundu sanki. Solakt. Bir solakla kar
lamamtm daha nce, sert topla oynarken en azndan. Ama hepsi
zlebilirdi. Ba aa evirirsen aynyd hepsi,
"Kedi" Floss diye aryorlard onu. Ne kedi ama. 90 kilo.
"Hadi Kabaday, sahadna ak bir tane!" diye yalvard kzlardan
biri.
Bana "Kabaday" adn takmlard nk iyi oyuncuydum ve on
lara yz vermiyordum.
ri kulaklarnn arasndan bana bakt Kedi. Yere tkrp pozisyon
aldm ve sopam dorulttum.
Kedi, tutucudan iaret alm gibi ban sallad. Hava basyordu.
Sonra dnp kaleleri kontrol etti. Hava basmaya devam. Kzlar iin
yapyordu bunu. Yark dnmeden edemeyen k kafalnn tekiydi.
Nefesini ekip tuttu. Sol elindeki topu izliyordum. in srrn kap
mtm. Topa konsantre olup sana gelene dek gzlerini stnden ayr
myor, sonra da gmyordun tahtay.
Gz kamatran gne nn iinden topun parmaklarndan k
tn grdm. ldrc bir bulanklk geliyordu stme doru, halle
dilemeyecek gibi deildi ama. Dizlerimin altna, vuru dikdrtgeninin
ok altna atlm bir toptu. Tutucu topu tutmak iin umak zorunda
kalmt.
"Darda" diye geveledi hakemliimizi yapan yal osuruk. M a
halledendi. Byk bir sat maazasnn gece bekisiydi ve kzlarla
konumay seviyordu. "Sizin gibi iki kzm var evde. Gzel kzlar ikisi
de. Dar etek giyerler. Sizin gibi." Vuru yerinde iyice eilerek butlar
n gstermeye baylrd. Gsterebilecei tek ey onlard, bir de altn
dii.
Tutucu topu Kedi Flossa att.
"Hey Pisi Pisi!" diye seslendim ona.
"Bana m sylyorsun?"
"Sana sylyorum ksa-kol. Daha yakma atman gerekiyor yoksa
taksi armam gerekecek."
"imdi gelenin tamam senin," dedi.

138

139

"yi," dedim. Hazrlandm.


Numaralarn ekti yine, tutucudan iaret alm gibi ba sallad,
kaleleri kontrol etti. Yeil gzler pis kahverengi salarn arasndan ba
na baktlar. Ata hazrland. Topun parmaklarn terk ettiini grdm,
gneli bir gk altnda kara bir benekti ve birden beynime doru gel
meye balad. Annda eildim, salarm syrd.
"Iska bir," diye geveledi yal osuruk.
"Ne?" diye bardm. Top tutucunun elindeydi hl. O da benim
kadar armt. Topu tutucudan alp hakeme gsterdim.
"Nedir bu?"
"Beyzbol topu."
"yi. Neye benzediini unutma."
Topu alp vuru yerine dndm. Pis salarn altndaki yeil gzler
hareketsizdi. Ama azn biraz amt, iine hava eken bir kurbaa
gibi.
Kedi'nin yanma gittim.
"Bamla vurmuyorum ben. Bir daha byle bir top atarsan sopay
arkana, silmeyi unuttuun delie sokarm."
Topu eline verip yerime yrdm. Hazrlanp bekledim.
"Bir aut, bir ska," dedi yal osuruk.
Floss aya ile topra eeledi. Sol kaleye doru bakt. Kulan
kayan a bir kpekten baka bir ey yoktu orda. Floss iaret almak
iin tutucuya bakt. Kzlara ho grnmek iin elinden geleni yapyor
du. Yal osuruk iyice eilmi, aptal knn yanaklarn ayrmt,
onun da akl kzlardayd. Akl yapt ite olan birka kiiden biriydim
herhalde.
Zaman geldi ve Kedi Floss koluyla at ncesi burgu hareketini
yapt. O sol kol burgusu dikkat etmezsen paniklemene neden olabilir.
Sabrl olup topu beklemek gerek. Atmak zorundalar. te o zaman to
pu ldrmek sana kalmtr ve ne kadar hzl atarlarsa o kadar sert vu
rabilirsin.
Kzlardan biri lk atarken topun parmaklarndan ayrldn
grdm. Temasn yitirmemiti Floss. Top bir sama paras gibi g
rnd ama giderek byyordu, ve beynime doru geliyordu yine. Deli
gibi topraa attm kendimi. Azma toprak dolmutu.
"ISKA K!" diye bardn duydum yal osuruun. Bir ii beda
va yapacak birini bulursan, ortalkta dolanmaktan baka bir ie yara
mayan biri kar karna.
140

Ayaa kalkp stm sprdm. ortuma bile toprak girmiti.


Annem soracakt, "Henry, ortunu nasl bu kadar kirletebildin? Sil o
ifadeyi yznden. Glmse ve mutlu ol!"
Atcnn yanna gittim. Orda durdum. Kimse tek kelime etmemi
ti. Gzlerimi Kedi'ye diktim. Sopa elimdeydi. Ucundan tutup burnuna
dayadm. Tokatlayp uzaklatrd sopay. Dnp vuru yerine yr
dm. Yar yolda dnp tekrar baktm ona. Vuru yerine gittim sonra.
Hazrdm. Benim topum olacakt bu. Kedi, olmayan iareti almak
iin tutucuya bakt. Uzun sre baktktan sonra ban sallad, hayr.
Yeil gzlerini kirli salarnn arasndan bana dikti.
Sopam kaldrdm.
"ak buna Kabaday," diye bard kzlardan biri.
"Kabaday! Kabaday! Kabaday!" diye bard bir dieri.
Kedi bize srtn dnp orta sahaya bakt.
"Mola," dedim ve vuru yerini terk ettim. Turuncu bir elbise giy
mi ok eker bir kz vard. Sar salar dmdz aa iniyordu, san
bir elale, harikulade. Bir an gz gze geldik, "Ltfen Kabaday, ak
una!"
"Kes sesini," dedim ve vuru yerine dndm.
At geldi. Sonuna kadar izledim. Paralayabileceim trden bir
toptu ama beynime doru gelen bir top beklemitim maalesef. yle
bir top arzulamtm nk stne gidip ldrecektim onu, ya da le
cektim. Drtgenin merkezinden gemiti top. Kendimi toparladmda
topu skalayabildim ancak.
Sonuna kadar kerizlemiti beni orospu ocuu.
Vuru sras tekrar bana geldiinde ska ile oyun d brakt
beni. En az yirmi yandayd. Yemin ederim. Yar profesyonel ol
malyd.
Bizimkilerden biri ondan bir kale almay baard sonunda.
Savunmada iyiydim ama. Birka top tuttum. Hareketliydim. Ke
di'nin atlarn izledike onu zebileceimi biliyordum. Beynimi da
tmaya yeltenmiyordu artk. Dikdrtgenin merkezinden geiriyordu
toplar, gerek yoktu. Bir top yakalamann zaman meselesi olduunu
umuyordum.
Durum ktyd ama, ve giderek ktlyordu. Honut deildim.
Kzlar da deildiler. Yeil gzl, mthi bir atc olmakla kalmyor,
141

mthi vurular da yapyordu. lk iki vuruunda bir say ekti, iki de


kale ald. nc vuruunda topun biraz altna girince top ikinci ka
ledeki A beie orta sahadaki benim aramda havaya dikildi. Komaya
baladm, kzlar lk atyorlard, ama Abe omuzunun stnden hava
ya bakyor, aa sarkan tkrkl azyla bir aptal andryordu. "BlRAAAK!" diye bararak ona doru kouyordum. Onu topuydu asln
da, ama onun tutmasna katlanamazdm. Geri zekl bir kitap okuyu
cusuydu ve ondan ok holanmyordum, top szlerek yere inerken
mthi bir hzla stne gitmitim. arptk, Abe yere derken top el
diveninden frlad ve ben tuttum.
Yerde yatarken tepesine dikildim.
"Kalk ayaa, salak herif," dedim ona.
Abe kalkmad. Alyordu. Sol kolunu tutarak.
"Kolum krld galiba," dedi.
"Kalk ayaa, dlek."
Sonunda kalkt ve alayp sol kolunu tutarak sahay terk etti.
Etrafma bakndm. "Hadi," dedim, "top oynayalm!"
Herkes uzaklayordu ama. Kzlar bile. Oyun bitmiti anlalan.
Bir sre dolanp eve koyuldum ...

"Nedir bu 'hava topu'?"


"Tutan tutar."
" 'Hava topu'nu sen tuttun yle mi?"
"Evet."
"Ama bu 'hava topunun yarar ne bize? Krk kol Yahudi avukat
tan yana hl."
Kalkp akam yemeini beklemek zere yatak odama ekildim.
Babam tek kelime etmemiti. Kafas karmt. ki kuruunu kaybet
me olasl onu endielendiriyordu, ama birinin kolunu krabilen o
luyla gururlanyordu ayn zamanda.

43

Akam yemeinden nce telefon ald. Annem at. Sesi heyecan


land birden. Telefonu kapatt, babamla konutuunu duydum.
Yatak odama geldi sonra.
"Salona gel ltfen," dedi.
eri girip kanapeye oturdum. Onlarn kendilerine ait koltuklar
vard. Hep yle olmutu. Koltuklar ait olduun anlamna geliyordu.
Kanape misafirler iindi.
"Bayan Mortenson arad. Rntgen ektirmiler. Olunun kolunu
krmsn."
"Kazayd," dedim.
"Bizi dava edeceini sylyor. Yahudi bir avukat tutacak. Her e
yimizi alacaklar."
"Fazla bir eyimiz yok zaten."
Sessiz alayanlardand annem. Giderek daha hzl akyordu yalar
gznden. Akamst alacasnda yanaklar parlamaya balamt.
Gzlerini sildi. Durgun bir kahverengiydi gzleri.
"Neden krdn ocuun kolunu?"
"Hava topuydu. kimiz de peindeydik topun."

Jimrny Hatcher yarm gn bir markette alyordu. Hibirimiz i bu


lamazken o hep bulurdu. Onun artist yz, annesinin de mthi bir v
cudu vard. Yz ve annesinin vcudu sayesinde isiz kalmyordu.
"Bu gece akam yemeinden sonra bana gelsene," dedi bir gn.
"Neden?"
"stediim kadar bira yrtyorum burdan. Arka kapdan kar
yorum. Bira ieriz."
"Nerde saklyorsun?"
"Buzdolabnda."
"Gster."
Evinden bir blok tedeydik. Evine gittik. Apartmann giriinde,
"bir dakika. Posta kutusuna bakmalym," dedi Jimrny. Anahtarn
karp kilitli kutuyu at. Botu. Tekrar kilitledi.
"Anahtarm bu kadnn kutusunu ayor. Bak."
Jimrny kutuyu ap iinden bir mektup ald ve at. Mektubu bana
okudu. "Sevgili Betty: Bu ekin ne kadar geciktiini ve senin onu
uzun zamandr beklediini biliyorum. imi kaybettim. Yeni bir i bul
dum ama arada skntya girdim. te ek, nihayet. Her ey yolundadr
umarm. Sevgiler, Don."
Jimrny eki alp bakt. Sonra eki ve mektubu ytp paralar ce
ketinin cebine koydu, kutuyu kilitledi.
"Hadi."
Daireye girip mutfaa gittik, buzdolabn at. Kutu bira doluydu.
"Annen biliyor mu?"

142

143

"Tabii. O da iiyor."
Buzdolabn kapatt.
"Jim, babann annen yznden beynini datt doru mu?"
"Evet. Telefon etmiti. Anneme silah olduunu syledi. Bana
dnmezsen kendimi ldreceim. Bana dnecek misin?' diye sordu
ona. Annem 'Hayr' dedi ve bir silah patlad, hepsi bu."
"Annen ne yapt?"
"Telefonu kapatt."
"Tamam. Akam grrz."
Evdekilere Jimmy'ye dev yapmaya gittiimi syledim. Tam bana
gre bir dev, diye dndm kapdan karken.
"yi ocuktur Jimmy," dedi annem.
Babam bir ey demedi.
Jimmy dolaptan birka bira kard ve baladk. ok honuttum
durumdan. Jimmy'nin annesi bir barda alyor, ikiden nce eve dn
myordu. Ev bize aitti.
"Annenin gzel vcudu var Jim. Baz kadnlarn vcutlar nefis
oluyor, oysa dierlerinin ou sakatm gibi duruyorlar, neden acaba?
Neden btn kadnlarn nefis vcutlar yok?"
"Tanrm, bilmiyorum. Btn kadnlar ayn olsalard sklrdk on
lardan belki de."
"Biraz daha i. ok yava iiyorsun."
"Peki.
"Birka bira daha itikten sonra seni marizlerim belki."
"Biz dostuz Hank."
"Dostum yok benim. ."
"Tamam. Acelen ne?"
"Etki etmesi iin abuk imeliyiz."
Birka kutu daha atk.
"Ben kadn olsaydm eteim kmda dolar, erkeklerin s..ini kal
drrdm," dedi Jim.
"Senden ireniyorum."
"Annem iini ien biriyle gryordu."
"Ne?"
"Doru. Btn gece beraber iki itikten sonra adam kvete uza
nr, annem de azna iermi. Sonra da yirmi be dolar verirmi anne
me."
144

"Annen mi anlatt bunu sana?"


"Babam ldkten sonra annemin srda oldum. Babamn yerini
aldm denebilir."
"Nasl yani?"
"Yok canm, bana srlarn aar, o kadar."
"Bir eyler daha anlat bana."
"Hayr."
"Hadi, dik unu. Annenin bokunu yiyen var m?"
"Byle konuma."
Elimdeki bira kutusunu dipleyip kaytszca frlattm.
"Sevdim buray. Yerlemeyi dnyorum."
Buzdolabna gidip birka bira kardm.
"Sert orospu ocuunun biriyim ben," dedim. "Benle taklmana
izin verdiim iin anslsn."
"Biz dostuz Hank."
Burnuna bir kutu bira dayadm.
"Hadi, i unu!"
emek iin banyoya gittim. Tam bir kadn banyosuydu. Parlak
renkli havlular, koyu pembe paspaslar. Oturak bile pembeydi. O iri
beyaz kn oraya yerletiriyordu ve ad Clare'di. Bakir kamma
baktm.
"Bir erkeim ben," dedim. "Herkesi marizleyebilirim."
"Banyoyu kullanmaya ihtiyacm var H ank..." Jim kapdayd.
Banyoya girdi. Kustuunu duydum.
"Hay allah..." dedim ve bir bira daha atm.
Jim birka dakika sonra dar kp bir iskemleye kt. Solgun
du. Bir kutu bira dayadm burnuna.
" be adam! Erkek ol! alma erkekliini gsterdin, imdi de i
me erkekliini gster!"
"Biraz dinleneyim."
"!"
Kanapeye oturdum. Sarho olmak gzeldi. Sarho olmay hep
sevmeye karar verdim. Sradanl alp gtryordu, sradanlktan ye
terince sk uzaklaabilirsen sradan olmazdn belki.
Jimmy'ye baktm.
", sersem."
Bo bira kutusunu frlatp attm.
"Annenden biraz daha sz et bana Jimmy. Kvette iini ien
145

Clare'i beklerken ka bira daha itiimi bilmiyorum ama anahtar


sesini duydum sonunda. Mthi vcudu vfe sar salar ile kamdayd
Clare. Yksek kelerin stnde hafife sallanyordu. Hibir sanat
daha iyisini hayal edemezdi. Duvarlar bile ona bakyordu, abajurlar,
iskemleler, hal. Sihir. Orda duruyordu...
"Sen de kimsin? Nedir bu?"
"Daha nce karlatk Clare. Adm Hank. Jimmy'nin arkada
ym."
"k dar!"
Gldm. "Buraya tanyorum gzelim, bundan sonra sen ve
ben!"
"Jimmy nerde?"
Koarak yatak odasna gidip geri geldi.
"Seni kk sersem! Neler oluyor burda?"
Bir sigara alp yaktm, srtarak.

"Kznca ok gzel oluyorsun..."


"Bira iip sarho olmu allahn cezas bir veletten baka bir ey
deilsin. Evine git."
"Otur, gzelim. Bir bira i."
Clare oturdu. ok armtm oturmasna.
"Chelsey Lisesi'ne gidiyorsun sen deil mi?"
"Evet. Jim ve ben dostuz."
"Hank'sin sen."
"Evet."
"Senden sz etti bana."
Clare'e bir kutu bira uzattm. Elim titriyordu. "Al gzelim, bir bira
i."
Kutuyu ap bir yudum ald.
Clare'e bakp biram kaldrdm ve itim. Dolgun kadnd, Mae
W est tipi, onun gibi vcudunu saran elbiseler giyiyordu - iri kalalar,
iri bacaklar. Ve gsler. artc gsler.
Bacak bacak stne att, oraplarn ten gibi sard sihirli bacakla
r dolgun ve altn sarsyd.
"Anneni tanyorum," dedi.
Biram dipleyip, kutuyu ayamn yanna koydum. Yeni bir kutu
ap bir frt ektikten sonra ona baktm, neresine bakacama karar veremiyordum. Gslerine mi, bacaklarna m, yoksa yorgun yzne
mi?
"Olunu sarho ettiim iin kusura bakma. Ama sana sylemek
zorunda olduum bir ey var."
Ban evirdi, bir sigara yakt ve tekrar bakt bana.
"Evet?"
"Seni seviyorum, Clare."
Glmedi. Aznn kenarlar hafife yukar kvrld ve kk bir te
bessm belirdi yznde.
"Zavall ocuk. Yumurtadan yeni km bir civcivden farkn
yok."
Doruydu ama fkelendirmiti beni. Doru olduu iin belki de.
D ve bira farkl olmasn istiyordu. Bir yudum daha aldm biramdan
ve, "Kes zrvalamay. Eteini kaldr. Bacaklarn a biraz. Butlarn
greyim," dedim.
"Daha ocuksun."
Ve kt azmdan. Kelimeler nerden gelmiti bilmiyorum ama

146

147

adam hakknda ne dedi?"


'Her an bir keriz gelir dnyaya,' dedi."
"Jim."
"Ne?"
". Erkek ol!"
Birasn kaldrd. Sonra banyoya kotu ve tekrar kustuunu duy
dum. Bir sre sonra gelip iskemlesine oturdu. yi grnmyordu. "Gi
dip uzanmalym," dedi.
"Jimmy," dedim, "buda oturup annenin dnmesini bekleyece
im."
Jimmy iskemlesinden kalkp yatak odasna doru yrd.
"Annen geldiinde dzeceim onu, Jimmy."
Duymad beni. Yatak odasna girdi.
M utfaa gidip birka kutu bira daha aldm.
Oturup bira itim ve Clare'i bekledim. Nerde kalmt orospu? Bu
tr eylere izin veremezdim. Gemimde disiplin isterdim.
Kalkp yatak odasna gittim. Jim yzkoyun yatyordu, elbiseleri
ni ve ayakkablarn karmamt. Salona dndm.
Bu ocuun ikiyi kaldramad aikrd. Bir erkee ihtiyac var
d Clare'in. Oturup bir bira daha atm. Sk asldm. Sehpann stnde
bir paket sigara duruyordu, yaktm bir tane.

sylemitim. "Bana bir ans tan seni ikiye bleyim, yavrum."


"yle mi?"
"Evet."
"Peki. Grelim bakalm."
Ve gsterdi. Birden. Bacan indirdi ve eteini yukar ekti.
Klot giymemiti.
O inanlmaz butlar kt ortaya, bir et nehri. Sol bacann iinde
bir siili vard. Bacaklarnn aras bir kl ormanyd, ama salar gibi
parlak sar deildi kllar, iine gri karm kahverengiydi, lmekte
olan hasta bir al gibi, lgn ve ackl.
Ayaa kalktm.
"Gitmem gerek Bayan Hatcher."
"Tanrm, elenmek istediini sanyordum!"
"Olunuz yan odada uyurken olmaz."
"Onu dnme Hank. Szm o."
"Olmaz Bayan Hatcher. Gerekten gitmeliyim."
"Peki. Defol git!"
Kapy arkamdan kapayp apartmann giriine yrdm, sokaa
ktm.
Birinin byle bir ey iin intihar ettiini dnmek.
Gece gzel grnd birden. Eve yrdm.

44
nmde uzanan yolu grebiliyordum. Yoksuldum ve yoksul kalacak
tm. Para deildi zellikle istediim. Bilmiyordum ne istediimi. Ha
yr, biliyordum. Saklanabileceim, saklanp hibir ey yapmak zorun
da kalmayacam bir yer istiyordum. Bir ey olma dncesi beni kor
kutmakla kalmyor, hasta ediyordu. Avukat, danman, mhendis veya
benzer bir ey olmay dnmek bile olanakszd benim iin. Evlen
mek, ocuk sahibi olmak, aile kurumunun kafesine girmek. Her sabah
ayn ie gidip akam dnmek. Olanakszd. Aile pikniklerine katl
mak, Noel, 4 Temmuz, i Bayram, anneler gn... Bu tr eylere
katlanmak iin mi dnyaya geliyorduk? Bulaklk yapmay, akam
lar kk odamda iki iip szmay yelerdim.
Babamn mthi bir plan vard. "Olum, insan yaamnda bir ev
sahibi olmak iin almal. lnce ev oluna kalr. Olu da bir ev sa
148

hibi olup lr ve evleri oluna brakr. Etti iki ev. Sonra onun olu bir
ev sahibi olur, etti e v ..."
Aile yaps. Aile yapsnn dknle kar zaferi. nanyordu bu
na. Aileyi al, iine biraz Tanr ve Vatan kartr, gnde on saat ala
can ii de kat, ite buydu gerekli olan.
Babama, ellerine, yzne, kalarna baknca benimle hibir ilgisi
olmadn gryordum. Bir yabancyd. Annemse yok gibiydi. Lanet
liydim. Babama baknca edepsiz bir skclktan baka bir ey gremiyordum. En kts baarszlktan herkesten daha ok korkmasyd.
Birka asrlk kyl kan ve eitimi. Chinaski'lerin kan kk ve ha
yali kazanlar iin gerek yaamlarn feda eden bir kyl-uak zinciri
ile bozulmutu. Aralarnda, "Ben bir ev istemiyorum, btn evleri isti
yorum, hemen\" diyecek kadar cesur bir tek kii kmamt.
Ben zengin ocuklarn patinaj ekerek parlak renkli elbiseler giy
mi kzlar gtrmelerini izlerken, o beni onlarn elit havas belki bana
da bular dncesiyle yollamt o liseye. Yoksullarn genellikle
yoksul kaldklarn renmitim oysa. Zenginlerin yoksullardan gelen
pis kokuyu aldklarn, bunu biraz da elendirici bulmay rendikleri
ni. Glmek zorundaydlar, ok korkun olurdu yoksa. Bu ekilde dav
ranmay renmilerdi. Asrlarn deneyimine sahiptiler.
Kahkahalar atan ocuklarn parlak arabalarna bindikleri iin asla
affetmeyeceim o kzlar. Ellerinde deildi tabii ki, ama yine de belki
diye dnyor insan... Ama hayr, belkiler filan yoktu. Varlkl ol
mak zafer demekti ve zafer tek gerekti.
Hangi kadn bir bulakyla yaamay seer?
Lise yaantm boyunca ilerde ne olacam dnmemeye al
tm. Bu dnceleri geciktirmek daha cazipti.
Mezuniyet balosu gelip atmt. Kzlarn jimnastik salonunda ya
plyordu, canl mzik, gerek bir orkestra. Neden yapmtm bilmiyo
rum ama yrdm o gece oraya, evden be kilometre. Karanlkta, darda durup demir parmaklkl pencereden ieri baktm ve atm kal
dm. Kzlar bymlerdi sanki, gsterili ve hotular, uzun tuvaletle
rin iinde harikulade grnyorlard. Tanyamamtm onlar neredey
se. Smokin giymi ocuklar da iyi grnyor, kollarnn arasndaki
kzlarla dimdik dans edip yzlerini kzlarn salarna dediriyorlard.
ok gzel dans ediyorlard. Mzik yksek, net, gzel ve glyd.
149

Onlara bakan grntmn camdaki yansmasn yakaladm birden


- yzmde banlar ve yaralar, stmde buruuk bir gmlek. In
cazibesine kaplp ieri bakan vahi bir hayvan andryordum. Neden
gelmitim? Kendimi iyi hissetmiyordum. Ama srdrdm ieri bak
may. Dans sona erdi. Bir boluk olmutu. iftler rahat tavrlarla ko
nuuyorlard. Doal ve medeniydiler. Bu ekilde konuup dans etmeyi
nerde renmilerdi? Ben yapamyordum. Herkes benim bilmediim
bir eyler biliyordu. Kzlar o kadar gzel, erkekler o kadar yakkl
grnyorlard ki. O kzlardan birinin yzne bakmak bile beni kor
kuturdu, yanak yanaa olmay hayal bile edemezdim. O kzlardan bi
riyle gzlerine bakarak dans etmek beni aard.
Ama yine de grdklerimin grnd kadar basit ve ho olmad
n biliyordum. Btn bunlar iin denen bir bedel, kolaylkla inan
labilir bir yapaylk vard. kmaz sokaa atlan ilk adm olabilirdi bu.
Orkestra almaya balad, kzlarla olanlar dans ediyorlard yine. n
ce altn sars, sonra krmz, mavi, yeil ve tekrar altn glgeler saan
klar dnmeye balad. Onlar izlerken, bir gn benim dansm bala
yacak, dedim kendi kendime, o gn geldiinde onlarda olmayan bir
eye sahip olacam.
Sonra tahamml edilmez oldu benim iin. Nefret ettim onlardan.
Gzelliklerinden, sorunsuz genliklerinden nefret ettim. Sihirli kla
rn altnda birbirlerine sarlm dans ederken kendilerini ok iyi hisse
den bu, geici olarak ansl, zedelenmemi kk ocuklar izlerken
onlardan nefret ettim nk henz bende olmayan bir eye sahiptiler
ve kendi kendime srekli, bir gn ben de sizin kadar mutlu olacam,
greceksiniz, diyordum.
Onlar dans ederken ben bu szleri tekrarlyordum.
Sonra bir ses duydum arkamda.
"Hey! Ne yapyorsun?"
Elinde bir el feneri ile yal bir adam duruyordu karmda. Kafas
bir kurbaa kafasn andryordu.
"Dans izliyorum."
El fenerini burnunun altna kaldrd. Gzleri iri ve yuvarlakt, ay
nda bir kedinin gzleri gibi parlyorlard. Ama az burumu,
kmt, ba da yuvarlakt. Bir balkabam andran kendine has bir
yuvarlaklk.
"Defol git burdan!"
El fenerini stmde gezdirdi.
150

"Kimsin sen?" diye sordum.


"Gece bekisiyim. Polis armadan defol burdan!"
"Neden? Mezunlarn balosu bu ve ben mezunlardan biriyim."
El fenerini yzme tuttu. Orkestra, "Koyu Mor" adl paray al
yordu.
"S..tir!" dedi. "En az yirmi iki yandasn sen!"
"Yllkta resmim var, 1939 mezunu, Henry Chinaski."
"Neden dans edenlerin arasnda deilsin?"
"Bo ver. Eve gidiyorum."
"yle yap."
Uzaklatm. Yryordum. El fenerinin yolumu aydnlatt, be
ni izliyordu. Kamps terk ettim. Scak ve ho bir akamd, hatta bi
raz fazla scak. Birka ate bcei grdm sandm ama emin ola
madm.

45
Mezuniyet treni. Bamzda kep, stmzde cppe, salona girip sra
lar doldurduk. ylda bir eyler renmitik sanrm. mlamz d
zelmiti herhalde, bedenen de gelimitik. Ben hl bakirdim. "Hey,
Henry, bekretten yrttn m?" "Hayatta," diye cevap verirdim.
Yanmda Jimmy Hatcher oturuyordu. Mdr konumasn yap
yor, bok fsnn dibini gerekten kazyordu. "Amerika frsatlar lke
sidir ve kadn veya erkek, istekli olan herkes baarabilir..."
"Bulak," dedim.
"Kpek yakalaycs," dedi Jimmy.
"Hrsz," dedim.
"p, dedi Jimmy.
"Tmarhane hademesi," dedim.
"Amerika cesurdur, cesur insanlar tarafndan kurulmutur... Bi
zim toplumumuz adil bir toplumdur."
"Birka kii iin," dedi Jimmy.
"... adil bir toplumdur ve gkkuann bitimindeki d arayan
herkes..."
"Kll bir bok paras bulur," diye nerdim.
"... ve hi tereddtsz, o korkun Bunalm dnemini 10 yl geride
brakm 1939 Yaz Mezunlarnn, imdiye kadar izleme zevkini tatt
151

m dier mezunlardan daha cesur, daha yetenekli ve daha sevgi dolu


olduklarn eklemek isterim!"
Anne, baba ve akrabalar hararetle alkladlar, birka talebe de on
lara katld.
"1939 Yaz Mezunlar, geleceinizle gurur duyuyorum, gelecei
nizden eminim. imdi sizi d dnyaya, byk serveninize yolluyo
rum!"
ou Los Angeles niversitesi'ne gidip en az drt yl daha al
madan yaayacaklard.
"Ve dualarm sizinle olacak!"
ftihara geen rencilerin diplomalar nce verilecekti. arl
dka geliyorlard. Abe Mortenson'un ad okundu. Diplomasn ald.
Alkladm.
"Nasl bir gelecei olacak?" diye sordu Jimmy.
"Bir yedek para fabrikasnda mali mavir. California'da, Garde
na yaknlarnda."
"mr boyu tek i..." dedi Jimmy.
"mr boyu tek kadn," diye ekledim.
"Abe asla mutsuz olmayacak.
"Veya mutlu."
"Sadk bir adam."
"Bir sprge."
"Bir ceset..."
"Psrk."
ftiharlk rencilere diplomalar verildikten sonra sra bize geldi.
Orda oturmaktan rahatszlk duyuyordum. Dar kmak geliyordu
iimden.
"Henry Chinaski!" arlmtm.
"Halk hizmetkr," dedim Jimmyye.
Yryp sahneye ktm, diplomam alp mdrn elini sktm.
Pis bir akvaryumun ii gibi yap yapt eli. (ki yl sonra okulu do
landrmakla sulanp iinden uzaklatrlacak, yarglandktan sonra
sulu bulunup hapse girecekti.)
Yerime dnerken Abe Mortenson ve dier iftiharlklarn nnden
getim. Abe bana bakp parman gsterdi, sadece benim grebilece
im ekilde. Mthi armtm, hi beklemiyordum.
Yerime gidip Jimmynin yanna oturdum.
"Mortenson parmak gsterdi bana!"

"Ne? inanmyorum!"
"Orospu ocuu! Gnm pi etti! Zaten bir eye benzemiyordu
ama iyice iine etti imdi!"
"Sana parmak gsterecek cesareti bulduuna inanamyorum."
"Onun yapaca trden bir davran deil. Birinden yardm m al
yor sence?"
"Ne dneceimi bilmiyorum."
"Onu nefes almadan ikiye blebileceimi biliyor."
"Bl onu ikiye!"
"Ama o kazand, anlamyor musun? Beni artarak."
"Bas kna tekmeyi."
"Okuduu kitaplardan bir eyler renmi olabilir mi orospu o
cuu? O kitaplarda bir ey olmadn biliyorum nk her drt sayfa
dan birini okudum."
"Jimmy Hatcher!" Sra ona gelmiti.
"Rahip," dedi.
"Tavuk hrsz," dedim.
Jimmy gidip diplomasn ald. Deli gibi alkladm. Onunki gibi
bir anne ile yaayabilen herkes alklanmay hak eder. Geri geldi ve
oturup altn kz ve ocuklarn diplomalarn aln izledik.
"Zengin olduklar iin sulayamazsn onlar," dedi Jimmy.
"Hayr, ailelerini suluyorum."
"Ve bykbabalarn."
"Evet, yeni arabalarn ve gzel sevgililerini almaktan mutluluk
duyarm, toplumsal adalet s..imde bile olmaz."
"Evet," dedi Jimmy, "insanlar adaletsizlii sadece kendi balarna
gelince dnyorlar."
Altn kz ve ocuklar sahneye kp inmeyi srdryorlard. Ben
oturmu Abe'i marizleyip marizlemeyeceimi dnyordum. Kepi ve
cppesi ile kaldrma seriliini gzmn nne getirebiliyordum,
lk atan kzlar "tanrm, bu Chinaski yatakta gerek bir boa olmal!"
diye dnrken.
te yandan, Abe mesele deildi. Ha vard ha yoktu. Onu bir yum
rukta devirmek iten bile saylmazd. Yapmamaya karar verdim. Za
ten kolunu krmtm, annesi sonunda bizi dava etmekten vazgemiti.
Bu kez kafasn krarsam kesin dava ederlerdi. htiyar son kuruuna
kadar temizlerlerdi. Umursayacamdan deil. Beni annem dnd
ryordu: aptalcasna ac ekerdi: anlamsz ve nedensiz.

152

153

Ve tren sona erdi. renciler yerlerinden kalkp dar km aya'


baladlar. n bahede aile ve akrabalar ile buluuyorlard. Sarlma
lar, kucaklamalar. Annemle babamn beklediklerini grdm. Yanlar
na gidip bir metre uzakta durdum.
"kalm burdan," dedim.
Annem bana bakyordu.
"Henry, seninle gurur duyuyorum!"
Sonra ban evirdi. "te, Abe ve ailesi! Ne iyi insanlar! Bayan
Mortensot!"
Durdular. Annem koarak yanlarna gitti ve kollarn Bayan Mortenson'un boynuna dolad. Annemle yapt uzun telefon konumala
rndan sonra bizi dava etmekten vazgeen Bayan Mortenson olmutu.
Benim sorunlu olduuma, annemin bu yzden yeterince ac ektiine
karar verilmiti.
Babam Bay M ortenson'un elini skt, ben Abein yanma gittim.
".Peki a.ck azl, parmak gstermek de neyin nesi?"
"Ne?"
"Parmak!
"Neden sz ettiini anlamyorum!"
"Parmak!"
"Henry gerekten anlamyorum ne demek istediini!"
"Hadi, Abraham, eve gidiyoruz!" dedi annesi.
Mortenson ailesi uzaklat. Orda durup izledim onlar. Sonra biz
eski arabamza doru yrmeye baladk. Bat ynndeki keye y
ryp, gneye saptk.
"Mortenson'larn olu nerde nasl davranlacan gerekten bilen
bir ocuk!" dedi babam. "Senin halin ne olacak? Kitap atn bile
grmedim!"
"Baz kitaplar skc," dedim.
"Baz kitaplar skc, yle mi? Okumak istemiyorsun demek. Peki,
ne yapabilirsin? Ne ie yararsn? Seni bytmek, beslemek ve giydir
mek binlerce dolara mal oldu bana! Seni sokakta, hemen burda brak
sam, ne yaparsn?"
"Kelebek yakalarm."
Annem alamaya balad. Babam onu kolundan tutup bir blok
ilerdeki on yllk eski arabamza doru gtrd. Ben orda dururken di
er aileler yeni arabalar ile yanmdan geip bir yerlere gidiyorlard.
Sonra Jimmy Hatcher ile annesinin bana doru geldiklerini gr

dm. Kadn durdu. "Bekle bir dakika," dedi Jimmy'ye, "Henryyi kut
lamak istiyorum."
Jimmy beklerken Clare yanma geldi. Yzn yzme yaklatrd
iyice. Jimmy'nin duyamayaca bir perdeden konuarak, "Dinle tat
lm, gerekten mezun olmak istersen bana gel, diploman vereyim,"
dedi.
"Saol Clare. Grrz belki."
"Taaklarn koparacam Henry!"
"phem yok Clare."
Jimmy'nin yanma gitti ve yrdler.
ok eski bir araba yanat, durdu, ve motoru stop etti. Annemin
aladn grebiliyordum, iri yalar szlyordu yanaklarndan.
"Henry, bin arabaya! Ltfen bin! Baban hakl ama seni seviyo
rum!"
"Bo ver, gidecek yerim var."
"Hayr, Henry, arabaya bin!" diye feryat etti. "Bin yoksa lrm!"
Gidip arka kapy atm, arka koltua oturdum. Motor alt ve
yola koyulduk tekrar. Orda oturmutum, Henry Chinaski, 39 Yaz M e
zunu, parlak geleceine gidiyor. Hayr, gtrlyor. lk krmz kta
motor stop etti. Yeil yandnda babam hl arabay altrmaya a
lyordu. Arkamzda biri kornaya bast. Babam arabay altrd ve
hareket ettik. Annem alamay kesmiti. Bu ekilde yol aldk, konu
madan.

154

155

46
bulmak gt hl. Mears-Starbuckdan telefon edip, gelecek pazar
tesi iba yapmam sylediklerinde kulaklarma inanamamtm. eh
rin birok yerine gidip bavuru formu doldurmutum. Yapabilecek
baka bir ey yoktu. Bir i istemiyordum ama ailemle de yaamak iste
miyordum. Mears-Starbuckn elinde binlerce bavuru formu olmaly
d. Beni setiklerine inanamyordum. ehrin birok yerinde ubeleri
olan bir maazalar zinciriydi Mears-Starbuck.
Ertesi pazartesi elimdeki kesekdmda le yemeimle ie yr
yordum. yeri eski lisemden birka blok tedeydi.
Neden beni setiklerini anlayamyordum hl. Bavuru formunu
doldurduktan sonra sylei sadece birka dakika srmt. Doru ce

vaplar vermi olmalydm.


lk maamla kendime Los Angeles Halk Ktphanesi yaknnda
bir oda tutmaya kararlydm.
Yrrken yalnz deilmiim gibi geldi bana ve deildim. A bir
sokak kpei taklmt peime. Zavall hayvan bir deri bir kemikti.
Kaburgalar saylyordu. Tylerinin ou dklm, kalan tyleri yer
yer kuru ve dml yamalar oluturmutu. Yenik, terk edilmi, r
kek bir kpekti, homo sapienslerin bir kurban.
melip elimi uzattm. Geri ekildi.
"Gel olum, dostunum ben ... Gel, g el..."
Yaklat biraz. Gzleri yle hznlyd ki.
"Ne yaptlar sana, olum?"
Biraz daha yaklat, kaldrm boyunca srnerek, titreyerek, deli
gibi kuyruk sallayarak. Sonra stme srad. Her eye ramen hl iri
bir kpek saylrd. n ayaklar ile beni geri itti, kaldrma srtst
devrilmitim, yzm yalyordu, azm, alnm, her yeri. Onu itip
ayaa kalktm ve yzm sildim.
"Sakin ol! Bir eyler yemen lazm senin! YEMEK!"
Kesekdndan bir sandvi karp bir para kopardm.
"Biraz sana, biraz bana evlat!"
Sandvi parasn kaldrma koydum. Gelip koklad ve rkek bir
ekilde omuzunun stnden bana bakarak uzaklat.
"Hey, dur! Fstk ezmesiydi o! Gel, biraz salam ye! Geri dn! Bu
raya gel!"
Temkinli bir ekilde yaklat tekrar. Salaml sandvii bulup bir
para kopardm, ucuz hardal sildim ve kaldrma koydum.
Kpek sandvi parasna yaklat, burnunu uzatp koklad ve d
np uzaklat. Arkasna bile bakmadan. Sokaktan aa gazlad.
Hayatm boyunca bunalml olmamn nedeni buydu ite. Salkl
beslenmiyordum.
yerine doru yola koyuldum tekrar. Liseye gitmek iin yrd
m sokaktaydm.
Vardm. Personel giriini bulup kapy atm, ieri girdim. Parlak
gn ndan lo bir yere girmitim. Gzlerimi lolua altrrken bir
ka adm nmde duran bir adam setim. Gemite sol kulann yar
s kesilmiti. ne ucunu andran gri gzbebekleri dnda renksiz gz
leri olan uzun ve ok ince bir adamd. ok uzun ve ince bir adamd
ama kemerinin hemen stnde dar sarkan ackl, tuhaf, iren bir
156

gbei vard. Vcudundaki btn ya oraya yerlemi, dier ksmlar


kurumutu.
Personel efiyim, adm Ferris," dedi. "Siz Bay Chinaski olmals
nz."
"Evet, efendim."
"Be dakika geciktin."
Gecikmemin nedeni... ey, a bir kpei beslemek iin dur
dum." Srttm.
imdiye kadar duyduum en berbat mazeret bu ve otuz be sene
dir bu iin bandaym. Daha iyi bir neden bulamadn m?"
"e daha yeni balyorum Bay Ferris."
Ve kovulmak zeresin. imdi," parman dorulttu, "saat urda,
kartlar da burda. Kartn bulup zmbala."
Kartm buldum. Henry Chinaski, 68754 numaral personel. Sonra
saatin yanna gittim ama ne yapmam gerektiini bilmiyordum.
Ferris yanma gelip arkamda durdu, saate bakyordu.
"u anda alt dakika gecikmi durumdasn. 10 dakika gecikince
bir saat mesai yaparsn."
"Bir saat gecikmekte hesap var o zaman."
Komik olma. Bir komedyen dinlemek istersem Jack Benny'yi
dinlerim. Bir saat gecikirsen kendini kapda bulursun."
Afedersiniz, saatin nasl kullanldn bilmiyorum. Yani, kartm
nasl zmbalayacam?"
Ferris kartm elimden kapt. Parma ile kart iaret etti.
"u aral gryor musun?"
"H, h."
"Ne?"
" 'Evet' demek istedim.
Pekl, o aralk haftann ilk gn, yani bugn iin."
"Evet."
"Kart saate yle sokuyorsun..."
Kart saate soktu, sonra kard.
"Kartn ierdeyken u kola basyorsun."
Ferris kola bast ama kart saatin iinde deildi.
"Anladm. Balayalm."
"Henz deil."
Kart elinde tutuyordu.
"le yemeine karken u aral zmbalyorsun.
157

"Anlyorum."
"le yemeinden dndnde altndaki aral zmbalyorsun.
le yemei yarm saattir."
"Yarm saat. Anladm."
"Akam karken son aral zmbalyorsun. Gnde drt zmba et
ti. Sonra evine, odana, nerde uyuyorsan oraya gidersin ve ertesi gn
gelip drt kez daha zmbalarsn, kovulana, ayrlana veya emekli olana
dek."
"Anladm."
"Ve bilmeni isterim ki u anda senin de aralarnda bulunduun ye
ni personele yapacam tantm konumam geciktirdin. Burda ben so
rumluyum. Szm kanundur ve senin isteklerin hibir ey ifade et
mez. enle ilgili houma gitmeyen bir ey olursa -backlarn bala
y, san taray veya osuru biimin g ib i- kendini sokakta bulusun."
"Evet, efendim.
Telal bir gen kz girdi ieri, yksek kelerinin stnde koar
ken kahverengi salar arkasnda uuuyordu. Dar ve krmz bir elbi
se giymiti. Ar rujlu dudaklar arpcyd. Teatral bir ekilde kartn
ald, saate sokup zmbalad ve biraz heyecanl bir ekilde i ekerek
yerine yerletirdi.
Ferris'e bakt.
"Selam, Eddie!"
"Selam, Diana!
Diana tezghtar kzlardan biri olmalyd. Ferris yanna gitti. Durup
konutular. Ne konutuklarn duyamyordum ama gltklerini duy
dum. Sonra ayrldlar. Diana uzaklap, onu alt blme gtrecek
asansr beklemeye balad. Ferris elinde kartmla bana doru geldi.
"Kartm zmbalayacam imdi Bay Ferris," dedim ona.
"Ben senin iin zmbalarm. e doru balaman istiyorum."
Ferris kartm saate koyup bekledi. Saatin tkladn duydum ve
kola bast. Kartm yerine koydu.
"Ka dakika ge kalmm Bay Ferris?"
"On dakika. imdi beni takip et.
Drt erkek ve kadn. Hepsi yal. Salya zrlyd hepsi. Az
larnn kelerinde kk tkrk kmeleri olumutu. Tkrk kuru
yup beyaz bir renk alm, st yeni tkrkle slanmt. Kimi ok in
ce, kimi ise ok imand. Bazlar miyoptu, bazlar titriyordu. Yal
adamlardan biri parlak renkleri olan bir gmlek giymiti ve srtnda
158

kamburu vard. Hepsi glmseyip ksryor, sigara iiyorlard.


Birden kavradm durumu. zdm.
Mears-Starbuck kalc insanlar aryordu. irket, personel deiik
liklerinden holanmyordu. Geri karmda duranlar mezardan baka
bir yere gidemezlerdi ama o zamana kadar sadk iiler olacaklard.
Ve onlarn yan sra beni de semilerdi. e personel almakla sorumlu
kadn benim bu kaybedenlerden olumu gruba ait olduuma karar
vermiti.
Lise arkadalarm beni grseler ne dnrlerdi? Ben, snfn en
sert tiplerinden biri.
Gidip grubuma katldm. Ferris karmzdaki masaya oturmutu.
Bann stndeki vasistastan giren bir k demeti dmt stne.
Sigarasndan bir nefes ekip glmsedi bize.
"Mears-Starbuck'a ho geldiniz..."
Dald bir sre. Otuz be yl nce irkete katld gn dnyor
du belki. Havaya birka duman halkas fleyip ykselilerini izledi.
Yar kesik kula yukardan gelen n altnda etkileyiciydi.
Yanmdaki ufak tefek adam sivri dirseini boluuma saplad.
Gzlkleri srekli decekmi gibi duran adamlardan biriydi. Benden
daha irkindi.
"Merhaba!" diye fsldad. "Adm Mewks. Odell Mewks."
"Merhaba Mevvks."
"Dinle evlat, i knda barlara taklalm enle. Birka kz kald
rrz belki."
"Yapamam Mevvks."
"Kzlardan korkar msn?"
"Hayr, mesele erkek kardeim, ok hasta. Gidip ona bakmal
ym."
"Hasta m?"
"Daha da kt. Kanser. Bacana bal bir tpn iine iemek zo
runda."
Sonra Ferris tekrar balad. "Balang cretiniz saatte krk drt
buuk sent. Hibir sendikaya bal deiliz. irket kendi iin iyi olann
sizin iin de iyi olduunu dnyor. Hizmet ve kr amalayan bir ai
le gibiyiz burda. Mears-Starbuck'dan yapacanz alverilerde yzde
on tenzilatnz var..."
"HARKA!" d iy e h ayk rd Mevvks.
"Evet, Bay Mevvks, istifade edin. Siz bize iyi bakn, biz de size iyi
159

bakalm."
Mears-Starbuckda krk yedi yl alabilirim diye dndm.
Kendime kak bir sevgili bulur, sol kulam kestirir, Ferris emekli
olunca onun yerine geerdim.
Ferris hangi tatilleri sabrszlkla bekleyeceimizi syleyip konu
masn tamamlad. nlklerimizi verip dolaplarmz gsterdiler ve
yeraltndaki depoya indirdiler bizi.
Ferris de orda alyordu. Telefonlara bakyordu. Telefonu her
atnda ahizeyi sol eliyle kesik sol kulana gtryor, sa elini sol
koltuk altna yerletiriyordu.
"Evet? Evet? Hemen yolluyorum!"
"Chinaski!"
"Evet, efendim."
" amar blm ne..."
Sonra sipari irsaliyesini alp gerekli paralar ve her birinden ka
adet istendiini not ederdi. Bir kez bile telefonda konuurken yapmad
bunu, hep kapattktan sonra.
"Bu paralar bul, i amar blmne gtr, imza al ve dn."
Hep ayn cmle.
lk sevkiyatm i amar olmutu. Paralar drt lastik tekerlekli
yeil el arabama koyup asansre gitmitim. Asansr st katlardayd,
arma dmesine basp bekledim. Bir sre sonra asansrn aa
geldiini grdm. ok yavat. Yer hizasna gelince kaplar ald, tek
gzl bir albino duruyordu karmda. Tanrm.
Bana bakt.
"Yenisin deil mi?"
"Evet."
"Ferris'i nasl buldun?"
"Bence harika biri."
Ayn odada yayor, yemei srayla piiriyor olabilirlerdi, neme
lazm.
"Seni yukar karamam."
"Neden?"
"Sacam."
Asansrden kp uzaklat.
stmde nlm, ylece bekliyordum. ler byle yrrd ge
nellikle. Ya valiydin ya da p, ip cambaz veya banka soyguncusu,
160

dii veya meyve toplaycs, ya uydun ya da bu. ini iyi yapmay ar


zulardn. Yapman gerekeni yapar sonra da g.t olannn birini bekle
mek zorunda kalrdn. Aansrc sarken ben stmde nlmle,
yeil arabamn yannda durup bekliyordum.
Birden, zenginlerin, altn kz ve olanlarn neden srekli gldk
lerini anladm. Biliyorlard.
Albino dnd.
"Harikayd. On be kilo zayflam hissediyorum kendimi."
"yi. Yukar kabilir miyiz imdi?"
Kaplar kapatt ve sat blmne ktk. Kaplar at.
"ansn ak olsun," dedi albinp.
Yeil arabam koridorlarda srp i amar blmn aradm,
Bayan Meadows'u.
Bayan Meadows bekliyordu. Zarif ve klas bir grnm vard.
Bir mankeni andryordu. Kollarn kavuturmutu. Ona yaklanca
gzlerini fark ettim. Zmrt yeiliydiler, derinlik vard gzlerinde, bil
gi vard. Onun gibi birini tanma fikri houma gitti. Mthi gzler,
mthi bir klas. Arabam onun tezghnn nnde durdurdum.
"Merhaba Bayan Meadows." Glmsedim.
"Hangi cehennemdesin?" diye sordu.
"Ancak geldim."
"Mterinin beklediini idrak edemiyor musun? Buray dzenli
alan bir blm haline getirmeye alyorum ben, anlyor musun?"
Sat elemanlar bizden saatte on sent fazla, art prim alyorlard.
Bizimle asla samimi olmayacaklarn renecektim. Kadn veya erkek
hepsi aynyd. En ufak samimiyeti hakaret sayyorlard.
"Bay Ferris'i aramam gerekir aslnda."
"Gelecek sefer daha hzl olurum Bayan Meadows."
Siparii tezghn stne koyup imzalamas iin irsaliyeyi verdim.
rsaliyeyi hiddetli bir tavrla imzalayp, bana vereceine yeil arabann
iine frlatt.
"Tanrm, nerden bulurlar senin gibileri bilemiyorum!"
Arabam asansre doru srdm, dmeye basp bekledim. Kap
lar ald ve ieri girdim.
"Nasl gitti?" diye sordu albino.
"Kendimi on be kilo arlam hissediyorum," dedim ona.
Srtt, kaplar kapand ve aa inmeye baladk.

161

O akam yemekte annem, "Henry, i bulduun iin gurur duyuyo


rum seninle!" dedi.
Cevap vermedim.
"Bir iin olduu iin mutlu deil misin?" diye sordu babam.
"Evet."
"Evet mi? Bu kadar m btn syleyecein? Bu lkede ne kadar
isiz insan olduunun farknda msn?"
"ok herhalde."
"Mteekkir olmalsn yleyse."
"Bak, u yemei konumadan yesek olmaz m?"
"nndeki yemek iin de mteekkir olmalsn. Bu yemein kaa
patladn biliyor musun?"
Tabam ittim. "Allah kahretsin! Yiyemem ben bunu!"
Kalkp odama doru yrdm.
"Odana gelip sana neyin ne olduunu retmem gerekir aslnda!"
Durdum. "Beklerim ihtiyar."
Sonra odama girip bekledim. Ama biliyordum gelmeyeceini. Sa
bah Mears-Starbuck'a zamannda gidebilmek iin saati kurdum. Saat
yedi buuktu henz ama soyunup yataa girdim. I sndrdm, ka
ranlktaydm. Yapabileceim baka bir ey, gidebileceim baka bir
yer yoktu. Birazdan yatp btn klar sndreceklerdi.
Babam, "Erken yatp erken kalkmak, insan salkl, zengin ve
bilge klar" sloganna baylrd.
Onun iine yaramamt ama. Bu ilemi tersine evirmeye karar
verdim.
Uyuyamyordum.
Bayan Meadovvs'u dnp otuz bir ekersem yarar olurdu belki.
Hayr, ok ucuz.
Bir eylerin beklentisi ile karanlkta dnp durdum.

47
Mears-Starbuck'da ilk -drt gnm aynyd. Her eyin alld gibi
gitmesi gven verici bir eydi Mears-Starbuck'da. Kast sistemi doal
karlanyordu. Depo elemanlarna batan savma birka kelime dn
da tek sz eden tek bir sat eleman yoktu. Ve bu beni etkiliyordu.
Yeil arabam srerken kafa yoruyordum. Sat elemanlarnn depo
162

elemanlarndan daha zeki olmalar mmkn myd? Daha iyi giyin


dikleri kesindi. Kendi blmlerini bu kadar nemsemeleri rahatsz
ediyordu beni. Ben de sat eleman olsam ayn duyguyu tardm bel
ki. Sat elemanlarndan holanmyordum, depo elemanlarndan da.
Peki, diyordum kendi kendime, bir i buldun. mr boyu byle
bir ite mi alacaksn? Bu yzden banka soyuyordu insanlar. Yap
mak zorunda kaldklar iler kk drcyd. Neden allahn cezas
bir konser piyanisti veya yarg deildim? nk eitim gerekiyordu
ve eitim parayla salanyordu. Ben bir ey olmak istemiyordum za
ten. Ve bunda fevkalade baarl olduum tartlmazd.
Arabam asansre srp dmeye bastm.
Kadnlar para sahibi erkekler istiyorlard, baarl erkekler. Sefil
lerle beraber olan ka klas kadn vard? Neyse, bir kadn da deildi is
tediim. Beraber yaamak iin istemiyordum en azndan. Bir erkek bir
kadnla nasl yaard? Ne anlama geliyordu bu? Coloradoda yllk
yemek ve iki ikmali yaplm bir maarayd istediim. Kumla sile
cektim km. Her eyi, bu basit, korkaka ve skc yaantnn iinde
boulmaya yelerdim.
Asansr geldi. Albino dmelerin bandayd.
"Hey, Mewks ile barlara taklmsnz dn gece!"
"Bana birka bira smarlad. Yolsuzdum."
"Kar dzdnz m?"
"Ben dzmedim."
"Bir dahaki sefere beni de alsanza. Kadn tavlamay retirim si
ze."
"Sen ok mu biliyorsun?"
"Bildiim eyler var. Geen hafta inli bir kzla beraberdim. Ve
dedikleri doruymu."
"Neymi o?"
Bodruma gelmitik, kaplar ald.
"Yarklar dikey deil, yatay."
Ferris beni bekliyordu.
"Hangi cehennemdesin?
"Baheyle ilgileniyordum."
"Kpe ieklerini mi gbreledin?"
"Evet, her saksya biraz stm."
"Bak, Chinaski..."
163

"Evet?"
"Burda esprileri ben yaparm. Anladn m?"
"Anladm."
"A kulaklarn. Erkek Giyimi Reyonu'ndan bir sipariim var."
Sipari irsaliyesini elime tututurdu.
"Bu siparii hazrla, teslim et, imza al ve dn."
Erkek Giyimi Reyonu Bay Justin Phillips Junior tarafndan yne
tiliyordu. yi yetitirilmi, kibar, yirmi iki yalarnda biriydi Justin.
ok dik dururdu, salar ve gzleri koyu renkti, dudaklarnda skntl
bir ifade olurdu. Talihsiz bir elmack kemii eksiklii sz konusuydu
ama pek gze arpmyordu. Solgundu, harikulade kolal gmleklerle
koyu renk takm elbiseler giyerdi. Tezghtar kzlar baylrlard ona.
Hassas, akll ve zekiydi. Atalarndan biri ona bu hakk geirmi gibi
biraz da kabayd ayn zamanda. Sadece bir kez gelenei bozup konu
mutu benimle. "Yzndeki irkin izler ok zc olmal, deil mi?"
Arabam Erkek Giyimi Reyonu'na doru iterken Justin Phillips
dimdik durmu, ba hafife yana eik, sanki bizim grmediimiz ey
ler grr gibi bir yerlere bakyordu. Bir eyler gryordu oralarda. yi
yetitirilmi insanlar byleydiler belki de, ne bileyim. Etrafndakiler
den ok stnm gibi davrand kesindi. Bu ekilde davranp stne
para almak iyi numarayd becerebilirsen. Ynetimin ve tezghtar kz
larn houna giden de buydu belki. Yapt ie gerekten layk olma
yan, ama yine de yapan biriyle kar karyaydk.
Yanna gittim. "te sipariiniz Bay Phillips."
Beni fark etmemi gibiydi, insan krlyordu, ama te yandan daha
iyiydi bylesi. Justin bolua, asansrn tam stne bakarken mallar
tezghn stne koydum.
Altn kahkahalar geldi kulama birden, dnp baktm. Chelsey
Lisesi'nden benle ayn yl mezun olmu bir gruptan geliyordu kahka
halar. Kazak, ort ve benzeri eyler deniyorlard. Drt yllk lise eiti
mim boyunca onlarla bir kez bile konumadm iin sadece sima ola
rak tanyordum. Liderleri Jimmy Nevvhall'du. yldr yenilmezliini
srdren futbol takmmzn sol bekiydi. Salar harikulade bir saryd,
gne sann bir yerlerinde parldard mutlaka, gne veya snfn
klar. Kaln, gl bir boynu vard ve stne usta bir yontucunun
elinden km mkemmel bir erkek ocuu yz oturtulmutu. Her
yeri olmas gerektii gibiydi: burnu, alm, enesi, her yeri. Bedenen de

yleydi, mkemmel. Yanndakiler Nevvhall kadar mkemmel olmasa


lar da ona yakndlar. Orda durmu kazaklar deneyip glyor, California niversitesi veya Stanford'a balayacaklar gn bekliyorlard.
Justin Phillips irsaliyemi imzalad. Asansre doru yryordum
ki bir ses duydum:
"HEY, SK! BU ELBSES OK YAKIMI SANA SK!"

Durup dndm, sol elimi teklifsizce salladm.


"una bak! Tommy Dorsey'den bu yana kasabann en sert erke
i!"
"Gable bunun yannda bir kanalizasyon iisi gibi durur."
Arabam brakp yanlarna gittim. Ne yapacam bilmiyordum.
Holanmyordum onlardan, hibir zaman da holanmamtm. Baka
lar onlar mkemmel bulabilirdi ama ben yle bulmuyordum. Kad
nms bir ey vard bedenlerinde. Yumuaktlar, atele kar karya
kalmamlard hi. Harikulade hilerdi hepsi. Midemi bulandryorlar
d. Nefret ediyordum onlardan. Srekli boazma sarlan karabasann
bir parasydlar.
Jimmy Nevvhall gld bana. "Hey, depocu, takma girmeyi neden
hi denemedin?"
"Hi istek duymadm."
"Yemedi deil mi?"
"En st kattaki otopark biliyor musun?"
"Tabii."
"Orda grrz..."
Ben nlm karp arabaya frlatrken onlar otoparka doru
yollandlar. Justin Phillips Junior bana glmsedi, "yavrucuum, fena
sopa yiyeceksin."
Jimmy Nevvhall bekliyordu, arkadalar yanndayd.
"Hey, bakn, depocu."
"Kadn amar m giyiyordur sence?"
Nevvhall gnee kar durmu, gmleini ve atletini karmt.
Midesini ieri ekmi, gsn iirmiti. yi grnyordu. Nerden
bulamtm bu ie? Alt dudamn titrediini hissettim. Orda, atda,
korku hissettim. Jimmy Nevvhall'a baktm, altn gne altn salarnda
parldyordu. Futbol sahasnda defalarca izlemitim onu. Ben kar ta
kma tezahrat yaparken birok kez 45-50 metrelik deparlarla say
yaptna ahit olmutum.
165

164

imdi durmu bakyorduk. Ben gmleimi karmadm. ylece


duruyorduk. ylece duruyordum.
Sonunda Newhall, "Peki, bitiricem iini imdi," dedi. ne doru
hamle yapmaya balamt ki, elleri paket dolu, ufak tefek, siyahlar
giymi yal bir kadn belirdi. Kk, yeil bir apka vard banda.
"Merhaba ocuklar!" dedi.
"Merhaba bayan!"
"Ne gzel bir gn..."
Ufak tefek yal kadn arabasnn kapsn ap paketleri brakt.
Jimmy Nevvhalla dnd sonra.
"Ah, ne harikulade bir vcut! Bahse girerim ki Maymunlar Kral
Tarzan'sn sen!"
"Hayr bayan," dedim, "balayn ama, maymun olan o, yannda
kiler de kabilesi."
"H," dedi kadn. Arabasna binip altrd ve geri geri kmasn
bekledik.
"Tamam Chinaski," dedi Nevvhall, "okulda pis srtn ve o kah
rolas hazr cevap aznla nlydn, imdi tedavi edicem seni!"
Nevvhall ne kt. Hazrd. Ben pek hazr deildim. Mavi bir gk
yznn geriye doru kayn ve yamur gibi gelen yumruklar gr
dm. Bir maymundan daha hzlyd, ve daha iri. Tek yumruk karma
ya bile frsat bulamamtm. Yumruklar yzme iniyordu, kaya gibi
serttiler. Yumruklanm ksk gzlerim yzme inen yumruklar izli
yordu, tanrm, gerekten glyd, sonu gelmeyecek gibiydi ve gide
bileceim hibir yer yoktu. Belki de dlein birisin diye geirdim ak
lmdan, dlein biri olup pes etmelisin belki de.
Ama o yumruklarn indirirken benim korkum yok oldu. Gcne
ve enerjisine hayret ediyordum sadece. Nerden buluyordu? Onun gibi
bir domuz? Tkenme bilmiyordu. Artk nm gremiyordum - sar,
yeil, mor ve zaman zaman korkun KIRMIZI klar akyordu gzm
de sadece... Devrilmek zere olduumu hissettim.
Byle mi olurdu?
Tek dizimin stne ktm. Bamn stnden bir uak getiini
duydum. inde olmay arzuladm. Azmdan ve enemden bir eyler
akyordu... burnumdan akan scak kan.
"Brak artk Jimmy, bitmi o ..."
Newhall'a baktm. "Annen azna alr," dedim ona.
"LDRECEM SEN!"

166

Ayaa kalkamadan stme ullanmt. Grtlama yapt, bir


arabann altna yuvarlandk. Ban bir yere arptn duydum. Nere
ye arptn bilmiyordum ama sesi duymutum. ok hzl olmutu
her ey, dierleri fark etmemilerdi. nce ben ayaa kalktm, sonra da
Nevvhall.
"ldreceim seni," dedi.
Nevvhall saldrd. Farklyd bu kez, kaya gibi sert deildi yumruk
lar. Ayn hiddetle sallyordu onlar ama bir ey eksilmiti. Daha g
szd. Bana vurduunda gzmde renkler akmyordu, gkyzn,
arabalar, arkadalarnn yzlerini ve onu grebiliyordum. Ben hep
ge snmmdr. Nevvhall yumruklarn saknmyordu yine ama ke
sinlikle daha gszd. Ve benim kk ellerim vard, kk ellerle
kutsanmtm, yetersiz silahlarla.
Ne ypratc yllard onlar - yaama istei ve gereksinimi ile dolu
olup yapamamak.
Midesine sert bir sa gmdm, nefesinin kesildiini duyunca sol
elimle boynundan kavrayp bir sa daha gmdm. Sonra hafife itip o
yontulmu yze ikili bir kombinasyon yerletirdim. Gzlerini grdm,
harikayd. O ana dek tatmad bir ey tattryordum ona. Dehete ka
plmt. Dehete kaplmt, nk yenilgiyle nasl baedeceini bil
miyordu. i ardan almaya karar verdim.
Sonra biri bir yumruk indirdi bamn arkasna. Sk yumruktu.
Dnp baktm.
Jimmy'nin kzl sal arkadayd, Cal Evans.
Parmam ona dorultup bardm, "Uzak dur benden! Tek tek
gelin! Bunun ii bitince sra sende!"
ok srmedi Jimmy'nin iini bitirmek. Birka fiyakal ayak oyunu
bile denemitim. Birka direk karp oyalandktan sonra stne gidip
yumruklamaya baladm. yi dayanyordu, hatta iini bitiremeyecei
mi sandm bir ara, ama birden, hey, enle dost olup birka bira isek,
der gibi bakt bana, sonra yld.
Arkadalar bana p kaldrdlar, onunla konutular. "Hey,
Jim, iyi misin?"
"Ne yapt sana bu orospu ocuu Jim? Evet de iini bitirelim Jim.
Yeter ki evet de."
"Eve gtrn beni," dedi Jim.
Merdivenlerden inilerini izledim, hepsi onu tutmaya alyor, bi
ri gmlei ile atletini tayordu...
167

El arabam almak iin aa indim. Justin Phillips bekliyordu.


"Dneceini ummuyordum," dedi kmseyerek.
"Vasfsz personelle ahbaplk etme," dedim ona.
ttim arabam. Yzm ve elbiselerim berbat durumdayd. Asans
re gidip dmeye bastm. Biraz bekledikten sonra geldi albino. Kap
lar ald.
"Haber yayld, dedi, "yeni ar siklet boks ampiyonu olduun
azdan aza dolayor."
Tekdze yerlerde abuk yaylr haberler.
Kesik kulak Ferris bekliyordu.
"Cann sklnca gidip mterileri benzetemezsin."
"Sadece birini benzettim."
"Bir dieri olmayacandan emin olamayz."
"Bu herif kand."
"Umursamayz bunu. Bildiimiz tek ey fazla ileri gittiin."
"Alacam ne olacak?"
"Postalarz."
"Peki, grrz..."
"Dur, dolap anahtann iade et."
stnde sadece iki anahtar olan anahtarlm karp dolap anah
tarn Ferris'e verdim.
\
Sonra personel kapsna gidip kapy atm. Tuhaf alp kapanan,
elik ve ar bir kapyd. Kap alp gn n ieri alrken dnp
Ferris'e el salladm, kk bir el hareketi. Tepki vermedi. Gzlerini
bana dikmiti. Sonra kap Ferris'in stne kapand. Sevmitim bu ada
m nedense.

48
"Demek bir hafta bile srdremedin iini?"
Kfteyle spagetti yiyorduk. Benim sorunlarm yemek masasnda
tartlrd hep. Yemek saati mutsuz geerdi hep.
Babamn sorusunu yantlamadm.
"Ne oldu? Neden bastlar kna tekmeyi?"
Cevap vermedim.

"Henry, baban sana bir ey sorduunda cevap ver!" dedi annem.


"Dayanamamtr, ne olacak baka?"
"Yzne bak," dedi annem," dayak yemi. Patronun mu dvd se
ni Henry?"
"Hayr, anne..."
"Neden yemiyorsun Henry? tahszsn hep."
"Yiyemiyor," dedi babam, "alamyor, hibir ey yapamyor,
hibi s..im olmaz bundan!"
"Yemek masasnda byle konumamalsn Baba," dedi annem
ona.
"Ama doru!" nanlmaz miktarda makarna dolamt babam ata
lna. Azna sokup inemeye balad. inerken ataln kftelerden
birine saplayp azna att, sonra da bir para ekmek sktrd oraya.
Karamazov Kardelerde Ivan'n, "Kim babasn ldrmek iste
mez ki?" dediini anmsadm.
Babam az dolusu yemeini inerken aznn kenarndan uzun
bir makarna sallanyordu. Nihayet farkna vararak grltl bir ekil
de emdi makarnay. Sonra uzanp kahvesine iki kak dolusu eker
koydu, fincann kaldrp inanlmaz bir yudum ald ve annda masann
stne pskrtt.
"Bu bok ok scakV'
"Daha dikkatli olmalsn Baba," dedi annem.
pazarn taradm, eskilerin tabiri ile, ama i karartc ve yararsz
bir rutindi. O kk drc servis elemanl bile ancak torpille
mmknd. Bulakdan geilmiyordu bu yzden, ehir isiz bulak
larla doluydu. Akamstleri Pershing Meydan'na gidip onlarla otu
rurdum. Evangelistler de orda olurlard. Kiminin davulu, kiminin gita
r vard, allar ve helalar homoseksel kaynard.
"Bazlarnn paralar var," demiti gen bir berdu bana. "Bir kere
sinde bir adamn evinde iki hafta kaldm. Yiyip iiyordum, st ba bi
le almt bana, ama iliimi kuruttu. Ayakta duracak gcm yoktu. Bil
gece o uyurken srnerek katm. Korkuntu. Bir keresinde pmt
beni, yere sermitim orospu ocuunu. 'Bir daha denersen seni ldr
rm!' dedim ona."
Clifton Kafeterya ho yerdi. Paran yetmiyorsa olan verirdin. Hi
yoksa hi vermezdin. Berdularn bazlar oraya gidip iyice doyurur
lard karnlarn. ok iyi bir yal adamd sahibi, ender insanlardan bi
169

ri. Ben hi bele karn doyurmadm orda, yapamadm. Bir kahveyle


bir elm a tatls alr, be sent verirdim. Bazen iki de kurabiye alrdm.
Sakin ve serindi ierisi. Byke bir elale vard, yanna oturup her
eyin yolunda gittiini hayal edebilirdin. Phillippe'in Yeri de hotu.
sente bir kahve alp istediin kadar tazeleyebilirdin. Orda btn
gn oturup kahve iebilirdin, berbat bile grnsen kimse gelip oray
terk etmeni istemezdi. Berdulardan tek istedikleri ieri arap sokup
imemeleriydi. Ortalkta fazla mit yokken mit verirdi insana bu tr
yerler.
Pershing M eydan'ndakiler btn gn Tanr'nn varln tartr
lard. yi tartamazd ou, ama arada srada iyi konuan bir dindar
veya ateist kar, gsteriyi ilgin klard.
Biraz param olduunda sinema binasnn altndaki bara giderdim.
On sekiz yandaydm ama bana servis yaparlard. Neredeyse her ya
ta olabilecek bir grnmm vard. Bazen 25 grnr, bazen de 30
hissederdim kendimi. lk biray alabilecek kadar para yeterliydi, ecin
seller smarlamaya balarlard. Viskiye evirirdim. Slk gibi emer
dim viskileri onlardan, sonra yaknlk kurmaya altklarnda kabala
r, onlar itip dar kardm. Bir sre sonra uyanmlard, tad kat
orann. Ktphane gittiim en kasvetli yerdi. Bir sre sonra okuyacak
kitap bulamaz olmutum. Kaln bir kitap ekip gzel bir kz bulana
dek dolanrdm. Bir-iki tane bulunurdu her zaman. -drt iskemle
teye oturup bana aslacan umardm. irkin olduumu biliyordum,
am a yeterince entelektel grnmeyi baarrsam bir ansm olacan
dnrdm. Bir kez bile ie yaramad. Kzlar baz notlar alr, sonra
ben temiz elbiselerinin altndaki vcutlarnn ritmik ve sihirli hareket
lerini izlerken kalkp giderlerdi. Maksim Gorki ne yapard byle bir
durumda acaba?
Evde her gece ayn ey yaanyordu. Kanlmaz soru yemein ilk
lokmalar yenmeden asla sorulmazd. Sonra babam, "bugn i buldun

gul ediyorlard bylece. Birok aresiz insann vaktini alp mitlerini


ykyorlard ayn zamanda.
"Yarn bir i bulacaksn Henry," derdi annem hep...

49
Yaz boyunca i aradm ve bulamadm. Jimmy Hatcher uak fabrika
snda bir i yakalamt. Hitler Avrupa'da ilerleyip isizlere i imkn
yaratyordu. Bavuru formlarmz beraber teslim etmitik Jimmy ile.
Ayn eyleri yazmtk, tek fark Doum Yeri olarak benim Almanya,
onun Reading, Pasadena yazm olmasyd.
"Jimmy i buldu. Ayn okuldan mezunsunuz ve enle yat," dedi
annem. "Sen niye giremedin uak fabrikasna?"
"almay sevmeyen insan fark eder onlar," dedi babam. "Bu
nun tek istedii yatana uzanp senfonik mzik dinlemek!"
"Canm, ocuk mzikten holanyor. O da bi ey."
"Ama YARARI y o k ! e YARAMIYOR."
"Ne yapsn?"
"Bir radyo istasyonuna gidip o tr mzii sevdiini sylesin, i is
tesin."
"Byle yrmyor bu iler. O kadar kolay deil."
"Nerden biliyorsun. Denedin mi?"
"Sylyorum, mmkn deil.
Babam azna bir domuz pirzolas soktu. inerken yal ksm
dudaklarndan sarkyordu. dudaklyd sanki. Sonra o paray ieri
emdi ve anneme bakt. "Gryor musun Anne, olann almaya ni
yeti yok.
Annem bana bakt. "Henry, neden yemiyorsun?"

tim."
"nanmyorum."
A m a doruydu. Baz irketlerin elemana ihtiyalar olmad hal
de gazetelere i ilan verdikleri de doruydu. Personel blmn me

Sonunda Los Angeles ehir niversitesi'ne kaydolmam kararla


trld. cretsizdi ve okul kitaplarn kullanlm olarak ucuza almak
mmknd. Babam isiz olmamdan utan duyuyordu, okula gidersem
bu utan verici durum ortadan kalkacakt. Eli LaCrosse (Dazlak) ayn
niversitede bir dnem okumutu. Ona danyordum.
"En kolay hangisi?" diye sordum.
"Gazetecilik. Gazetecilik okuyanlar bo bo oturuyorlar."
"Peki, gazetecilik okuyacam."

170

171

mu?" diye sorard.


"Hayr."
"Uradn bir yer oldu mu?"
"Birok. Daha nce gittiim yerlere ikinci, hatta nc kez git

Elimdeki rehber kitaba baktm.


"Bu Uyum Gn dedikleri de nedir?"
"Bo ver onu, palavra."
"yi ki syledin dostum. Kampsn karsndaki bara gidip birer
bira ieriz yleyse."
"Tabii ya!"
"Evet."
Uyum Gn'nn ertesi gn derslerini seip programn yapman
gerekiyordu. Herkes ellerinde ktlar ve rehberlerle deli gibi koturu
yordu. Ben tramvayla gelmitim. nce "W" tramvay ile Vermont'a,
sonra da "V" tramvay ile M onroe'ya, kuzeye kmtm. Herkesin ne
relere kouturduundan, ne yapmam gerektiinden bihaberdim. Ken
dimi iyi hissetmiyordum.
"A federsin..." dedim kzn birine.
Ban yle bir evirip yoluna devam etti. ocuun teki koarak
yanmdan geiyordu, kemerinin arkasndan yakalayp durdurdum.
"Hey, ne yaptn sanyorsun sen?"
"Kes sesini. Neler olup bittiini renmek istiyorum! Ne yapmam
gerektiini bilmek istiyorum!"
"Uyum Gn'nde her eyi izah ettiler."
"H aaa..."
Braktm gitsin, koarak uzaklat. Ne yapacam bilmiyordum.
Birine gidip Gazetecilik okumak istediini sylersin, onlar da sana
ders programn verirler diye dnmtm. Hi de yle olmuyordu.
Bu insanlar ne yaplmas gerektiini biliyor ama sr vermiyorlard.
Kendimi ilkokulda hissettim tekrar, benim bilmediim eyler bilen ka
labaln iinde bir sakat gibi. Banklardan birine oturup kouturmala
rn izledim. Kandrabilirdim onlar belki de. Evdekilere okula gittii
mi syleyip her gn kampsn imlerinde yatabilirdim. Koarak gelen
birini grdm sonra. Dazlakt gelen. Yakasna yaptm.
"Hey, hey, Hank! Ne oluyor?"
"Seni bi gzel marizlemeliyim, g.t!"
"Ne oldu? Ne var?"
"Derslerimi nasl seerim? Ne yapmam gerek?"
"Bildiini sanyordum!"
"Nasl? Nerden bileceim? Ben bu bilgiyle mi dodum? Gereksi
nim annda danabileceim bi ekilde kaytl m bu bilgi iimde?"

Banklardan birine gtrdm onu, yakasn brakmamtm. "Anlat


bakalm, ak ve seik olsun, yapmam gerekenler ve nasl yaplacakla
r. Ya bu ii kvrrsn ya da sopa yersin."
Dazlak her eyi anlatt. Uyum Gn ayama gelmiti. Yakasn
hl brakmamtm. "Brakyorum seni imdi. Ama bi gn hesaplaa
can enle. deteceim bunu sana. Zamann kestiremeyeceksin,
ama o gn gelecek."
Saldm onu. Dierlerinin arasna karp, koarak uzaklat. Be
nim kayglanp telalanmam yersizdi. En kt dersleri seecektim, en
kt hocalar, en kt saatleri. Kampsteki tek kaygsz renci ben
dim. Kendimi onlardan stn hissetmeye baladm.
Sabann yedisinde balayan ilk ngilizce dersine girene dek. Saat
yedi buuk olmutu, kapda durmu ierden gelen sesleri dinlerken ak
amdan kalmaydm. Babamn ald okul kitaplarn satp paray iki
ye yatrmtm. Bir gece nce odamn penceresinden kap semt barn
da kapana dek imitim. tiim biralardan mthi bam aryordu.
Sarhotum hl. Kapy ap ieri girdim. ylece durdum orda. ngi
lizce hocamz, Bay Hamilton, snfn nnde durmu ark sylyor
du. Pikapta bir plak alyordu, sesi sonuna kadar akt ve snf Bay
Hamiltona elik ediyordu. Gilbert ve Sullivan'n bir playd alan.
Hkimiyim artk
Kraliyet Donanmasnn...
Btn mektuplar ele geirip
kopyalarn kardm...
Hkimiyim artk
Kraliyet Donanmasnn...
Masanzda kalp
asla almayn denize...
Siz de hkimi olabilirsiniz
Kraliyet Donanmasnn...
Snfn arkasna gidip bo bir yere oturdum. Hamilton pikab ka
patt. Siyah beyaz bir takm, iine de parlak krmz bir gmlek giy

172
173

miti. Nelson Eddy'yi artryordu. Sonra snfa dnp kol saatine


bakt ve bana seslendi:
"Siz Bay Chinaski olmalsnz?"
"Evet."
"Bir dne ya da bir cenazeye yarm saat ge kalr mydnz?"
"Hayr."
"Neden, ltfen nedenini aklayn?"
"Benim cenazem sz konusu ise zamannda orda olmam gerekir.
Dn benim dnmse zaten cenazem demektir." Hazr cevap ol
muumdur hep. Elimde deil.
"Canm efendim," dedi Bay Hamilton, "Doru telaffuz renme
gayesi ile Gilbert ve Suliivan dinliyoruz. Ltfen ayaa kalkn."
Ayaa kalktm.
"imdi bu arky syleyin. Masanzda kalp asla almayn deni
ze, siz de hkimi olabilirsiniz Kraliyet Donanmasnn.''
ylece duruyordum.
"Evet, balayn, ltfen!"
M rldanp yerime oturdum.
"Bay Chinaski, glkle duyabildim sizi. Biraz daha evkle syle
yebilir misiniz?"
Tekrar ayaa kalktm. Mthi derin bir nefes alp koyverdim.
"KRALYET DONANMASININ HKM OLMAK STYORSANIZ MASANIZ
DA KALIP ASLA DENZE AILMAYIN!"

Ters sylemitim.
"Bay Chinaski," dedi Bay Hamilton, "ltfen oturun."
Oturdum. Dazlak'n suuydu.

jamay dolabn stne gizledim. Eofmanm giydim. Dierleri yava


yava gelmeye balamlard.
Dazlak ile mthi pijama yklerimiz vard ama en iyisi Dazlaznkiydi. Bir gece kz arkada ile kp dansa gitmiler. ki dans
arasnda kz Dazlak'a, "bu ne?" diye sormu.
"Ne ne?"
"Pantolonunun paasndan bir ey sarkyor."
"Ne?"
"Aman allahm! Pantolonunun altna pijaman giymisin!"
"Ne? A a... Unutmu olmalym..."
"Hemen gidiyorum burdan!"
Bir daha kmamt kz onunla.
ocuklar soyunup eofmanlarn giyiyorlard. Sonra Dazlak girdi
ieri, gidip dolabn at.
"Naslsn ko?" diye sordum ona.
"Oo, selam H ank..."
"Sabahn yedisinde ngilizce dersim var. Gn ok iyi balatyor.
Yalnz adn deitirip M zik Eitimi I koymallar."
"Ha, evet. Hamilton. Anlattlar. He hee hee..."
Yanna gittim.
Kemerini zmt. Uzanp pantolonunu indirdim. Altna yeil
izgili bir pijama giymiti. Pantolonunu ekmeye abalad ama ondan
daha glydm.
"HEY, ARKADALAR, BAKIN! AMAN ALLAHIM, OKULA PJAMALA
RINI GYEN BR!"

Mcadele ediyordu Dazlak. Kpkrmzyd yz. Birka kii gelip


baktlar. Sonra en -ktsn yaptm. Pijamasn indirdim.
"URAYA BAKIN! ZAVALLI SADECE KEL DEL K DE YOK NE

50

REDEYSE! BR KADININ KARISINDA NE YAPACAK GARBM?"

Yanmzda duran iri bir olan, "Chinaski, bokun tekisin!" dedi ba

Herkes beden eitimine ayn saatte giriyordu. Dazlak'n dolab benim


kiyle ayn srada, drt be dolap ilerdeydi. Dolabma herkesten nce
gittim. Dazlak ile ortak bir problemimiz vard. Bacaklarmza batt
iin yn pantolon giymekten nefret ediyorduk, ama ailelerimiz ok se
viyordu yn pantolon giymemizi. Problemi halletmi, srrm Dazlak'a
aklayp onu da kurtarmtm. Yn pantolonun iine pijama giymek
yeterliydi.
Dolabm ap soyundum. Pantolonumu ve pijamam kardm, pi

"Evet," diye onayladlar etraftakiler, "Evet... evet..." diyen sesler


geldi kulama.
Dazlak pantolonunu ekti. Alyordu. ocuklara bakt, "yley
se," dedi, "Chinaski de pijama giyer! Beni bu ie balatan o! Dolabna
bakn, bakn dolabna!"
Dazlak dolabma koup kapan hmla at. Dolabm boaltt.

174

175

na.

Pijama yoktu.
"Saklad pijamasn! Bir yere saklad!"
Elbiselerimi yerde brakp yoklamann yapld top sahasna git
tim. kinci sradaydm. Birka kez melip kalktm. Arkamda duran
iri biri dikkatimi ekti. Sras geldiinde ismini rendim. Sholom
Stodolsky.
"Chinaski," dedi, "bokun tekisin."
"Benle urama koum, sam solum belli olmaz."
"Urayorum enle ite."
"Sabrm tarma iko."
"Biyoloji Binas ile tenis kortu arasndaki yeri biliyor musun?"
"Grmlm var.
"Bedenden sonra orda bekleyeceim seni."
"Anlatk," dedim.
Gitmedim. Bedenden sonraki dersleri asp bir tramvaya atladm,
Pershing Meydan'na gittim. Banklardan birine oturup birilerinin ka
pmasn bekledim. Uzun sre hibir ey olmad. Sonunda bir dindar
la bir ateist kapt. Pek iyi deillerdi. Ben agnostiktim. Agnostiklerin
tartacak pek bir eyleri yoktur. Parktan kp Yedinci Cadde ile Broadvvay kavana yrdm. ehrin merkeziydi oras. Orda da karya
geebilmek iin klarn deimesini bekleyen insanlarn dnda pek
bir ey yoktu. Bacaklarmn kandn hissettim birden. Pijamam
dolabn stnde brakmtm. Ne boktan bir gn olmutu, bandan so
nuna. "W" tramvayna atlayp en arkaya oturdum, eve dndm.

51
niversitede holandm tek renci tandm, Robert Becker. Yazar
olmak istiyordu. "Yazmakla ilgili her eyi reneceim. Bir arabann
paralarn skp tekrar monte etmek gibi bir ey olacak."
" gibi yani," dedim.
"Yapacam, kafama koydum."
Becker benden birka santim ksa ama daha geniti, gl bir ya
ps vard. ri omuzlar, iri kollar.
"ocukken bir hastalk geirdim," dedi bana. "Bir ylm yatakta
iki tenis topunu skarak geirdim, her elimde bir tane. Kalktmda
176

byle olmutum."
Geceleri kurye olarak alyor, niversite masraflarm kendi kar
lyordu.
"Nasl i buldun?"
"Birini tanyan birini tanyorum."
"Bahse girerim ki seni marizlerim."
"Belki evet, belki hayr. Beni ilgilendiren tek ey yazmak."
Baheye bakan kameriyede oturuyorduk. ki tip beni kesiyordu.
Sonra sordu biri. "Hey," dedi, "sana bir ey sorabilir miyim?"
"Sor bakalm."
"Yahu, ilkokulda psrn tekiydin, seni hatrlyorum. imdi ise
sert birisin. Ne oldu?"
"Bilmiyorum."
"Sinik bir tip misin?"
"Muhtemelen."
"Sinik olmaktan mutlu musun?"
"Evet."
"yleyse sinik deilsin, nk sinikler mutlu deildirler."
Vodvilvari bir ekilde el sallayp uzaklatlar, glerek.
"Bozum ettiler seni," dedi Becker.
"Hayr, fazla istekliydiler."
"Sinik misin gerekten?"
"Mutsuzum. Sinik olsaydm kendimi daha iyi hissederdim herhal
de."
Kameriyeden aa atladk. Dersler bitmiti. Becker kitaplarn
dolabna koymak istedi. Dolabna gidip kitaplarn braktk. Be-alt
sayfa yaz verdi bana.
"Al, oku bunu. Bir yk."
Benim dolabma gittik. Dolabm ap kesekdn verdim ona.
"Al bir yudum ..."
Bir ie porto arab vard kesekdmda.
"Srekli bulundurur musun?" diye sordu.
"Bulundurmaya alrm."
"Baksana, bu gece bo gecem, gelip arkadalarm tanmak ister
misin?"
"nsanlar pek iyi gelmez bana."
"Bunlar farkl."
"yle mi? Nerde? Senin evinde mi?"
177

Bizimkilerin uyumasn bekledim. Babam mthi horlard. Horul


tuyu duyunca yatak odamn penceresinden aa atladm. Komunun
park yerine inmitim, karanlkta ar admlarla yrdm. Longwood
Caddesi'nden 21. Sokak'a, ordan da saa sapp tepeyi trmanarak "W"
tramvaynn son dura olan W estview Soka'na girdim. Jetonumu
kutuya atp tramvayn arkasna oturdum, bir sigara yaktm. Beckerin
arkadalar yklerine biraz olsun benziyorlarsa mthi bir gece ola
cakt.
Beacon Soka'ndaki adrese vardmda Becker ordayd. Arkada
lar kahvalt masasna oturmulard. Tantrldm. Harry vard, Lana
vard, Gobbles vard, Kokarca vard, Bataklk Kuu vard, Ellis vard,
Kpekyz vard, bir de Karndeen. Geni kahvalt masasnn etrafna
oturmulard. Harry bir devlet dairesinde alyordu, o ve Becker d
nda hibirimiz almyorduk. Lana, Harry'nin karsyd. Bebekleri
Gobbles yksek bir iskemlede oturuyordu. Gen ve inceydiler, elde
sarlm sigaralar iiyorlard.
"Becker senden sz etti," dedi Harry. "Yazar olduunu syledi."

"Bir daktilom var."


"Bizim hakkmzda yazacak msn?"
"meyi yelerim."
"yi yleyse. me yarmas yapacaz. Paran var m?" diye sordu
Kokarca.
"ki dolarm var."
"Gzel, giri iki dolar. kn paralar!" dedi Harry.
On sekiz dolar toplanmt. Gzel grnyordu dolarlar masann
stnde. Bir ie viskiyle kk kadehler kmt ortaya.
"Becker kendini sert biri saydn syledi. Sert misin?"
"Evet."
"yi, greceiz."
ok gl bir k vard mutfakta. Sek viski iilecekti. Koyu sar
bir viski. Harry bardaklar doldurdu. O ne gzellik! Azm sulanmt.
Radyo akt. Johnny, Johrny, ne gzel seversin! diye sylyordu biri.
"Dipliyoruz!" dedi Harry.
Kaybetmem olanakszd. Gnlerce iebilirdim. Doymuyordum i
meye.
Gobbles'n nnde kendi minik barda vard. Biz bardaklarmz
kaldrp diplerken o da bardan kaldrp iti. Hepsi ok komik bul
mutu bunu. Ben ok komik bulmamtm bir bebein iki imesini,
ama bir ey demedim.
Harry ikinci tur iin bardaklar doldurmaya balad.
"ykm okudun mu Henry?" diye sordu Becker.
"Evet."
"Nasl buldun?"
"yi buldum. Hazrsn artk. Biraz talihli olman gerek sadece."
"Dipliyoruz," dedi Harry.
kinci tur sorun deildi, herkes dipledi ikisini, Gobbles dahil.
Harry bana bakt. "Dvmek ister misin Hank?"
"Hayr."
"Eer istersen Kpekyz' nerebilirim."
Kpekyz benim iki mislimdi. Ne yldrc bir dnyada yayor
duk. Her etrafna bakndnda seni nefes bile almadan haklamaya ha
zr birileri vard. Kpekyz'e baktm.
"Selam dost!"
"Brak bu ayaklar," dedi Kpekyz, "geleni diple yeter."
Harry bardaklar doldurdu. Gobbles' bu kez es getii iin mte

178

179

"Hayr. Sana adresi yazaym ..." Bir kt parasna adresi yazma


ya koyuldu.
"Bu insanlar ne yapar, Becker?"
"erler."
Kd cebime koydum.
O gece yemekten sonra Becker'in yksn okudum. yiydi, ks
kandm. Bir gece bisikletine atlayp harikulade bir kadna gece telegraf gtrn anlatyordu. Objektif ve ak yazyordu, yumuak bir
nezaketle. Becker, Thomas Wolfe'dan etkilendiini sylemitim ama
W olfe gibi feryat figan edip sslemiyordu yazdn. Duygu vard,
ama neon klaryla yazlmamt. Yazabiliyordu Becker, benden iyi
yazyordu.
Bizimkiler bir daktilo almlard bana. Birka yk denemitim
ama sonu sitemkr ve pejmrde olmutu. ok da kt deildiler ama
dileniyorlard sanki, hayatiyetleri eksikti. Becker'in yklerinden daha
karanlk, daha tuhaftlar ama bir ey eksikti. Birka olmutu aslnda bana gre- ama belli bir yere ynlendirilmi olmaktan ok oraya tesa
dfen dm gibiydiler. Becker'in daha iyi olduu apakt. Resim
yapmay denerdim belki.

ekkirdim. Herkes dipledi ikisini. Sonra Lana yarmadan ekildi.


"Birinin ortal toplayp sabah Harry'yi ie yollamas gerekiyor,"
dedi.
Bir sonraki tur iin bardaklar dolduruldu. Tam o anda kap gm
diye ald ve yakkl, yirmi iki yalarnda biri koarak girdi ieri.
"Allah kahretsin Harry!" dedi, "sakla beni! biraz nce bir benzin
istasyonu soydum!"
"Arabam garajda," dedi Harry, "arka demeye yat, ve orda kal!"
kileri dipledik. Kadehler tekrar dolduruldu. Yeni bir viski iesi
belirmiti. On sekiz dolar masann stndeydi hl. Lana hari hepi
miz yarmay srdryorduk. Bol viski gerekecee benziyordu.
"Hey," dedim Harryye, "ya iki biterse?"
"Gster ona L ana..."
st dolaplardan birini at Lana. Viski ieleri dizilmiti, hepsi
ayn marka. Kardklar bir kamyondan ganimetti sanki, yleydi
muhtemelen. Bunlar da etenin elemanlarydlar. Harry, Lana, Kokar
ca, Bataklkkuu, Ellis, Kpekyz ve Karndeen, belki de Becker,
arabann arka demesinde yatan olann onlardan biri olduu kesin
di. Los Angeles halknn bylesine etkin bir kesimi ile beraber olmak
tan onur duydum. Becker yazmakla kalmyor, insandan da anlyordu,
lk romanm Robert Becker'e ithaf edecektim. Zaman ve Nehre Da
ir' den daha iyi olacakt.
Harry ikileri koymay srdrd, biz de diplemeyi. Mavi bir siga
ra dumanyla kaplyd mutfak.
lk ekilen Bataklkkuu oldu. ok iri bir burnu vard, benden bu
kadar dercesine sallamt ban, mavi sigara dumannn ardnda "ha
yr" anlamnda sallanan koca bir burun grnmt sadece.
kinci ekilen Ellis oldu. Anladma gre gs ok kllyd, ama
taaklarnda pek yoktu.
Kpekyz ekildi sonra. Birden frlayp banyoya gitti ve kustu.
Onun kustuunu duymak Harry'de de ayn istei uyandrmt, yerin
den frlayp lavaboya kustu.
Becker, Kokarca, Karndeen ve ben kalmtk.
Sonra Becker pes etti. Kollarn masann stnde kavuturup ba
na yastk yapt, tkenmiti.
"Gece ne kadar gen," dedim, "genellikle gne doana kadar ie
rim."
"Evet," dedi Karndeen, "ve bir sepete sarsn!"

"Evet, senin ban andran bir sepete."


Karndeen ayaa kalkt. "Kn tekmelerim senin, orospu ocu
u!"
Masann stnden bir yumruk sallad, skalad ve ieyi devirdi.
Lana bir bez alp masay sildi. Harry yeni bir ie at.
"Otur Deen, yoksa diskalifiye olursun," dedi Harry.
Harry bardaklar doldurdu. Dipledik.
Karndeen kalkp arka kapya yrd, kapy aarak geceye bakt.
"Hey Deen, ne s..im yiyorsun orda?"
"Dolunay m diye bakyorum."
"Dolunay m?"
Yant gelmedi. Merdivenlerden aa, allara yuvarlandn duy
duk. Onu orda braktk.
Ben ve Kokarca kalmtk.
"Kokarca ile baedene rastlamadm henz," dedi Harry.
Lana, Gobbles' yatrp mutfaa dnd. "Aman Allahm, cesetten
geilmiyor buras."
"Doldur Harry," dedim.
Harry Kokarca'nn bardan, sonra da benimkini doldurdu. O i
kiyi imemin mmkn olmadn biliyordum. Yapabileceim tek e
yi yaptm. ok kolaym gibi davrandm. Barda alp dipledim. Ko
karca bakakalmt. "Hemen geliyorum, helaya gitmem gerek."
Oturup bekledik.
"yi ocuk Kokarca," dedim, "Kokarca dememelisiniz ona, nerden
geliyor bu lakap?"
"Bilmiyorum," dedi Harry, "biri yaktrm ona."
"Arabann arkasnda yatan o ocuk. kacak m arabadan?"
"Sabahtan nce kmaz."
Oturup bekledik. "Gidip bi gz atsak iyi olacak sanrm," dedi
Harry.
Banyonun kapsn atk. Kokarca grnrde yoktu. Sonra grdk
onu. Kvetin iine ylmt. Kvetin ucundan ayaklar grnyordu.
Gzleri kapalyd, szmt. Masaya dndk. "Para senin," dedi Harry.
"O viski ielerinin birkann parasn dememe izin verir mi
sin?"
"Unut gitsin."
"Samimi misin?"
"Evet, tabii."
181

Paray alp sa n cebime koydum. Kokarca'nn ikisi gzme


iliti.
"Bunu ziyan etmeyelim," dedim.
"Onu da m ieceksin?" diye sordu Lana.
"Neden olmasn? Y o llu k ...
Mideme indirdim.
"Hadi, grrz ocuklar, harikayd!"
"yi geceler H ank..."
Arka kapdan kp Karndeen'in stnden atladm. Arka tarafta
dar bir sokaa girip sola dndm. Bir sre yrdkten sonra yeil bir
Chevy Sedan grdm. Yanna giderken sendeledim. Dengemi sala
mak iin arka kapnn kulpuna yaptm. Allahn cezas kap kilitli de
ildi, alnca devrildim. Kt dmtm, sol dirseim kaldrmda
syrlmt. Dolunayd. Birden arpmt beni viski. Ayaa kalkamaya
cam hissettim. Kalkmak zorundaydm. Sert biriydim ben. Kalktm,
yar ak kapnn stne yldm. Kapya tutunarak doruldum. Kap
nn i kulpunu yakaladm ve kendimi arka koltua braktm. Bir sre
oturdum orda. Sonra kusmaya baladm. Gerekten geliyordu. elale
gibiydi, arka deme dolmutu. ylece oturdum bir sre. Sonra araba
dan kmay becerdim. Mendilimi karp pantolon paalarma ve
ayakkablarma bulaan kusmuu sildim elimden geldiince. Arabann
kapsn kapatp yrmeye baladm. "W" tramvayn bulmak zorun
daydm. Bulacaktm.
Buldum. Son durakta indim. Westview Soka'ndan 21. Sokak'a,
ordan da gneye sapp Longwood Caddesi 2122 numaraya yrdm.
Komunun park yerinden girip stnden atladm aly buldum, tr
mandm, pencereden girip soyunduktan sonra yataa girdim. Bir litre
den fazla viski tketmi olmalydm. Babam ben evden karken hor
lad gibi horluyordu yine, yalnz bu kez daha yksek, daha irkindi
horultusu. Uyudum yine de.

nfa seslendi. "Bay Chinaski geldiinde saatin yedi buuk olduundan


emin olabiliriz. Bay Chinaski daim a zamannda gelir. Tek sorun za
mannn yanl olmasnda."
Duraksad, snftaki yzlere bakt. ok, ama ok saygn grn
yordu. Bana bakt sonra.
"Bay Chinaski, yedi buukta gelmenizin veya hi gelmemenizin
bir nemi yok artk. Size ngilizce /den 'D' veriyorum."
" D mi Bay Hamilton?" dedim , nl srtmla. "Neden F verip
aktrmyorsunuz?"
"nk F' fasulyenin baharfdir ve benim gzmde bir fasulye
kadar bile deerin yok."
Herkes gld, kkrediler, ayaklar yere vuruldu, tepinildi. Dnp
dar ktm, kapy kapattm. Holde yrrken hl gldklerini duya
biliyordum.

52
Avrupa'da sava iyice kzmt,, Hitler'in yararna. rencilerin ou
bu konuda sessiz kalmay yeliiyorlard. Ama hocalar konuuyordu,
neredeyse hepsi sol grl ve A lm an kartydlar. Ekonomiye gelen
Bay Glasglow dnda tek sa gjrl hoca yoktu, o da ok temkinliy
di bu konuda.

Allageldii gibi Bay Hamilton'n ngilizce dersine yarm saat


ge kalmtm. Saat yedi buuktu. Kapda durup snf dinledim. Gilbert ve Sullivan taklyorlard. Kraliyet Donanmas ve denize alma
hakkndayd hl. Hamilton doyamyordu o blme. Lisede de Poe'ya
takm bir ngilizcecim olmutu, Poe, Poe, Edgar Allan Poe, baka sz
kmazd azndan.
Kapy atm. Hamilton gidip pikabn inesini kaldrd. Sonra s

Entelektel olarak Almanya ile savaa girme yanls olmak, faiz


min yaylmasn nlemek ok popler ve uygundu. Bana gelince, sr
dm veya gelecekte sreceimi hayat korumak iin savama istei
duymuyordum. zgrlm yokctu. Hibir eyim yoktu. Hitler ortalk
tayken belki bana da arada sradla bir kadn der, cebime haftada bir
dolar cep harlndan fazlas giirerd. Rasyonalize edebildiim kada
ryla koruyacak tek eyim yoktu. Ayrca, Almanya doumlu biri ola
rak doal bir sadakat duyuyor, A lm an ulusu ve halknn her yerde ca
navar ve geri zekl olarak niteleendirilmesi houma gitmiyordu. Sine
malarda haber filmlerini hzlandlrp Hitler ve Mussolini'yi zvanadan
km iki kak gibi gsteriyorlard. Hocalarn tmnn Almankart olmas kiisel olarak onlara katlmam zaten olanaksz klyor
du. Kendimi tamamen yabanclatrm ak, iimdeki doal muhalefeti
srdrmek isteiyle kar tezi saavunmaya karar vermitim. Kavgam'
okumamtm ve okumak iin een ufak bir istek duymuyordum. Bir

182

183

baka diktatrden farkszd benim iin Hitler, yalnz onu durdurmak


iin savaa katlrsam bana yemek masasnda fra atmak yerine bey
nimi datrd muhtemelen.
Bazen hocalar uzun uzun nazizm (cmle balarnda da "nazi" keli
mesini kk "n" ile yazmamz sylyorlard srekli) ve faizmin k
tlklerinden sz ederken ayaa frlayp bir eyler uyduruyordum:
"nsan rknn kurtuluu sorumlu davranann hayatta kalmasna
baldr."
Bu benim iin, "kimle dp kalktna dikkat e fte n te bir an
lam tamyordu, ama bir tek ben biliyordum bunu. Herkes sinir olu
yordu.
Bu tr eyleri nerden uydurduumu bilmiyorum:
"Demokrasinin zayf noktalarndan biri halk oylamasnn, seil
dikten sonra bizi nceden kestirilebilir ve sradan bir duygusuzlua
gtrecek sradan bir bakan kanlmaz klmasdr!"
Dorudan Yahudiler'le veya Siyahlarda ilgili yorumlarda bulun
maktan kanyordum, bana hi zararlar olmam insanlard onlar.
Yahudi olmayan beyazlard canma okuyanlar. M izacmdan dolay ve
ya setiim iin nazi olmamtm anlayacanz; hocalar bu kadar ben
zer olduklar, benzer dndkleri, Almanlar'a kar bu kadar nyarg
l olduklar iin itilmitim o konuma. A ynca bir yerde, insann gerek
ten inanmad ve anlamad bir tezi savunurken daha inandrc ola
bileceini okumutum, bu da hocalara kar baya avantajl klyordu
beni.
"Bir beygirle bir yar atn iftletirirseniz elde edeceiniz at ne
gl olur, ne de hzl. Amal oalma stn Irk douracaktr!"
"yi savalar veya kt savalar yoktur. Savata kt olan tek ey
kaybetmektir. Btn savalar her iki tarafn da doru bulduu neden
lerden kmtr. Am a sadece muzaffer olann amac tarihin soylu
amac olur. Kimin hakl veya haksz olduu deildir mesele, kimin da
ha iyi generallere, daha stn bir orduya sahip olduudur."
Zevkten baylyordum. Aklma gelen her eyi syleyebilirdim.
Tabii ki kendimi kzlardan giderek uzaklatryordum. Hibir za
man yakn olamamtm zaten. Bu lgn aklamalarmdan tr
kampste yalnz olduumu sanyordum ama deilmiim. Beni dinle
yenler vard. Bir gn Gncel Olaylar dersinden kmtm, arkamda
birinin yrdn hissettim. Birinin hemen arkamda yrmesinden
hi hazzetmem. Yrrken dndm. renci Birlii Bakan Boyd

Baka dinleyenler de vard. Gncel Olaylar dersinden karken


Dazlak'a rastladm, yannda 1.50 boyunda, 90 cm eninde biri vard.
ocuun ba omuzlarnn stnde duruyordu, boynu yoktu, ba ok
yuvarlak, kulaklar kk, gzleri bezelye byklnde, az kk
ve slakt. Salar ksack kesilmiti.
Delinin biri diye dndm, bir katil.
"Hey HANK!" diye bard Dazlak.
Yanma gittim. "enle yollarmzn ayrldn sanyordum LaCrosse."
"Hayr! Bizi byk iler bekliyor!"
Allah kahretsin! Dazlak da onlardan biriydi!
Bu stn Irk teorisi neden sadece zihinsel ve bedensel zrllere
hitap ediyordu?
"Igor Stirnov'la tanman istiyorum."
Uzandm ve el sktk. Btn gcyle skmt elimi. Canm yak
mt gerekten.

184

185

Taylor yryordu arkamda. renciler arasnda ok poplerdi, ni


versite tarihinde iki kez seilmi tek bakand.
"Hey, Chinaski, enle konumak istiyorum."
Pek sevmezdim bu Boyd u, her zaman iyi giyimli, teklifsiz, gele
cei garanti altnda, gen ve yakkl Amerikallardan biriydi ve her
kl zenle kesilmi bir by vard. renci Birlii'nin onda ne bul
duunu bilmiyordum. Yanmda yrmeye balad.
"Benimle yrrken grnmenin sana zarar verebileceini dn
myor musun Boyd?"
"Bu beni ilgilendirir."
"Peki. Mesele nedir?"
"Bu aramzda kalacak Chinaski, anladn m?"
"Tabii."
"Bak, senin gibilerin savunduklar veya yapmak istedii eylere
inanmyorum."
"Eee?"
"Ama, burda ve Avrupa'da kazanrsanz size katlmaya hazr oldu
umu bilmeni isterim."
Ona bakp glmekten baka bir ey yapamadm.
Ben yrrken orda kalmt. Her kl zenle kesilmi by olan
birine asla gvenm e...

"Brak," dedim, "yoksa olmayan boynunu krarm senin!"


Igor brakt. "Yumuak el skan erkeklere gvenim yoktur. El s
kn neden bu kadar yumuak?"
"Bugn biraz gszm. Sabah kahvaltda tostumu yaktlar ve
len kakaolu stm dkld."
Dazlak'a dnd Igor. "Nedir bunun derdi?"
"Takma kafana. Nev'i ahsna mnhasrdr."
Igor tekrar bana bakt.
"Bykbabam Beyaz Rus'tu. Devrimde Kzllar ldrdler onu.
Orospu ocuklarndan intikamm almalym!"
"Anlyorum."
Bir baka renci geliyordu bize doru. "Hey, Fenster!" diye ba
rd Dazlak.
Fenster yanmza geldi. El sktk. Yumuak sktm elini. El sk
may sevmiyordum. Fenster'in n ad Bob'du. Glendale yaknlarnda
bir evde bir toplant tertipleniyordu, Amerika iin Amerikallar Parti
si. Fenster kamps temsilcisiydi. Uzaklat. Dazlak uzanp kulama
fsldad, "Nazi onlar!"

En son gelenlerdik. Byk, gzel bir evdi. mrn minenin


karsnda kestane yiyerek geirmi gibi grnen iman bir olan g
lmseyerek karlad bizi. Ailesi evde deildi anlalan. Larry Kearny
idi ad. Koca evde onu izleyip uzun ve karanlk bir merdivenden aa

indik. Tek grebildiim Kearny'nin omuzlar ve bayd. Gerekten iyi


beslenmi biriydi ve Dazlaktan, Igor'dan veya benden ok daha akl
banda grnyordu. renecek bir ey kard belki burda.
Mahzene inmitik. Birka iskemle bulduk. Fenster bayla bizi se
lamlad. Tanmadm birka kii daha vard orda. Yksek bir platfor
ma bir krs yerletirilmiti. Larry kalkp krsnn arkasna geti. A r
kasndaki duvara byk bir Amerikan bayra aslmt. ok dik duru
yordu Larry. "imdi Amerikan bayrana ballk yemini edeceiz!"
Tanrm, diye geirdim iimden, yanl yerdeyim!
Ayaa kalkp yemin ettik, ama ben ilk birka kelimeden sonra
susmu, neye ballk yemini ettiimi sylememitim.
Oturduk. Larry krsnn arkasndan konumaya balad. Bu ilk
toplant olduu iin bakanl o stlenecekti. Birka toplantdan, bir
birimizi daha iyi tandktan sonra, arzu edersek bir bakan seilecekti.
Ama o zamana kadar...
"Burda, Amerika'da zgrlmz tehdit eden iki eyle kar
karyayz. Komnizm belas ve siyah istilas. Genellikle ibirlii ya
par bunlar. Biz gerek Amerikallar bu iki tehlikeyle mcadele etmek
iin toplanacaz burda. Beyaz bir kzn siyah bir erkek tarafndan ra
hatsz edilmeden sokakta yryemedii bir lke haline geldik!"
Igor ayaa frlad. "ldrelim onlar!"
"Komnistler, bizim, babalarmzn ve onlarn babalarnn ok a
lp elde ettii zenginlii paylatrmak istiyorlar. Paramz sokaktaki
siyahlara, homoseksellere, katillere ve sapklara datmak istiyorlar!"
"ldrelim onlar!"
"Durdurulmalar gerek."
"Silahlanalm!"
"Evet, silahlanacaz! Burda buluup Amerika'y kurtaracak b
yk plan hazrlamalyz!"
ocuklar tezahrat yaptlar. Birka "Heil Hitler!" diye bard.
Sonra birbirimizi daha iyi tanma zaman geldi.
Larry souk bira ikram etti, kk gruplar oluturup ayakta soh
bete koyulduk. Fazla bir ey konuulmamt ama herkes zaman gel
diinde silahlarmz ustaca kullanabilmemiz iin at talimleri yapma
mz gerektiinde hemfikirdi.
Igor'un evine dndmzde onun da ailesi evde deildi. Igor bir
tava karp iine drt kp tereya koydu ve eritmeye balad. Romu
da byk bir tencereye koyup stt.

186

187

Igor'un arabas ve bir galon romu vard. Dazlak'n evinin nnde


bulutuk. Igor ieyi geirdi. Kaliteliydi, insann boazn gerekten
yakyordu. Bir tank srer gibi sryordu arabay Igor, krmz klar
da durmadan. Kornaya basp frenlerine aslanlara gerek olmayan si
yah tabancasn sallyordu,
"Hey Igor," dedi Dazlak, "Hank'e silahn gster."
Igor direksiyondayd. Dazlak ve ben arkada oturuyorduk. Igor si
lahn bana geirdi. nceledim.
"Harikadr," dedi Dazlak. "Tahtadan kendi oyup siyah ayakkab
boyas ile boyad. Gerek gibi deil mi?"
"Evet," dedim. "Namluya bir delik bile am."
Silah Igor'a iade ettim. "ok ho," dedim.
Rom iesini geirdi tekrar. Aslp ieyi Dazlak'a geirdim. Bana
bakp, "Heil Hitler!" dedi.

"Erkek ikisidir bu," dedi. Sonra Dazlak'a bakp, "erkek misin


Dazlak?" diye sordu.
Dazlak sarhotu zaten. Dimdik durmu, kollarm iki yanma sarktmt. "EVET, ERKEM!" Alamaya balad. Yalar akyordu gzlerin
den. "ERKEM BEN!" yice diklenip gznde yalarla "HEIL HITLER!"
diye bard.
Igor bana bakt. "Sen erkek misin?"
"Bilmiyorum. u rom hazr m?"
"Sana gvenebileceimden emin deilim. Bizden biri olduuna
emin deilim. Kar casus musun yoksa? Dman ajan msn?"
"Hayr."
"Bizden biri misin?"
"Bilmiyorum. Bildiim tek ey var."
"Neymi o?"
"Senden holanmadm. Rom hazr m?"
"Grdn m l" dedi Dazlak. "Sert biri olduunu sylemitim sa
na!"
"Gece bitmeden kimin daha sert olduunu greceiz," dedi Igor.
Igor erimi tereyan kaynayan roma boaltt ve alevi sndrp
romu kartrd. Ondan holanmyordum ama kesinlikle farkl biriydi
ve bundan holanyordum. iki barda buldu sonra, byk, mavi,
stnde Rusa yaz olan bardaklar. Tereyal romu bardaklara doldur
du.
"Tamam," dedi, "dikin bakalm!"
"Hele kr," dedim ve svy boazmdan kaydrdm. Biraz fazla
scakt ve berbat kokuyordu.
Igorun iiini izledim. Bardan stndeki kk bezelye gzleri
ni grdm. Bitirmeyi becerdi, o aptal aznn kenarlarndan altn ren
ginde tereyal rom szyordu. Dazlak'a dikmiti gzlerini Igor. Daz
lak ylece durmu bardann iine bakyordu. Eski gnlerden, Dazlak'n ikiye doal bir sevgisi olmadn biliyordum.
Igor gzlerini Dazlak'tan ayrmyordu. "Diple unu!"
"Evet Igor, evet..."
Dazlak mavi barda kaldrd. Zorlanyordu. ki fazla scakt
onun iin ve tadn sevmemiti. Yars azndan enesine ve gmlei
ne akmt. Bo barda yere dt.
Igor Dazlak'n nne dikildi.
"Erkek deilsin sen!"

Elinin tersiyle tokatlad onu Igor, Dazlak'n ba bir yana dnnce


bu kez yznn br yanma bir tokat atp dorulttu ban. Dazlak el
lerini iki yanma sarktmt, esas durutayd.
"Ben... erkeim ..."
Igor Dazlak'n nnde dikilmeyi srdryordu.
"Erkek olmay reteceim sana!"
"Tamam, Igor," dedim, "rahat brak onu."
Igor mutfaktan kt. Kendime bir rom daha koydum. Berbatt,
ama baka bir ey yoktu.
Igor girdi ieri. Elinde bir tabanca vard, gerek bir tabanca, eski
bir alt-patlar.
"imdi Rus Ruleti oynayacaz," dedi.
"Anann g.t," dedim.
"Ben oynarm Igor," dedi Dazlak, "ben oynarm, erkeim ben!"
"Peki," dedi Igor, "silahta tek bir mermi var. Topunu evirip silah
sana vereceim."
Igor topu evirip silah Dazlak'a uzatt. Dazlak silah alp bana
dorulttu. "Erkeim ben... erkeim ... yapacam!"
Alamaya balad tekrar. "Yapacam... erkeim ben..."
Dazlak namluyu akandan kaydrd. Namluyu bandan uzakla
trp tetie bast. Klik.
Igor silah ald, topu dndrd ve bana verdi. ade ettim.
"nce sen."
Igor topu evirdi, silah a tutup topa bakt. Sonra silah aka
na dayayp tetii ekti. Klik.
" mi?" dedim, "merminin nerde olduuna baktn."
Igor topu dndrp silah bana verdi. "Sra sende.
Silah iade ettim. "Kna sok," dedim ona.
Kendime bir rom daha koymaya gittim. Koyarken bir el silah pat
lad. Yere baktm. Ayama yakn bir delik almt mutfak deme
sinde.
Dndm.
"Elindekini bir daha bana dorultursan seni ldrrm Igor!"
"yle mi?"
"yle."
Orda durmu srtyordu. Silah yavaa kaldrmaya balad. Bekle-

188

89

"ERKEM, IGOR! ERKEM!"


"YALAN SYLYORSUN!"

dim. Sonra indirdi. Geceyi bitirmenin zaman gelmiti. Dar ktk ve


Igor arabayla bizi evlerimize brakt. Ama yolda W estlake Park'ta du
rup bir kayk kiralam, romu bitirmek iin gle almtk. Rom bitti
inde Igor silah doldurup kayn demesine skmt mermileri. Ka
radan elli metre uzaktaydk ve yzerek dnmek zorunda kalm tk...
Ge olmutu eve vardmda. alln stndeki pencereye tr
manp yatakodama girdim. Babam yan odada horlarken soyunup yat
tm.

Okuldan eve dnyor, Westview tepesinden aa iniyordum. Kitap


tamazdm. Dersleri dinleyip sorular tahmin ederek geiyordum s
navlar. Oturup almam gerekmiyordu. "C" almak mesele deildi.
Tepeden inerken devasa bir rmcek ama takldm. Srekli gelirdi
bu bama. Yapkan a stmden atmaya alrken rmcei aryor
dum. Grdm onu: iri ve siyaht orospu ocuu. Ezdim onu. rm
ceklerden nefret etmeyi renmitim. Cehenneme gittiimde rm
cekler yiyecekti beni.
Hayatm boyunca rmcek alarna taklmtm o semtte. Karata
vuklarn saldrsna uram, babamla yaamtm. Her ey biteviye
kasvetli, hznl ve lanetliydi. Hava bile kstah ve kanckt. Ya hafta
larca dayanlmaz scak olurdu, ya da yamur yaard, be alt gn, ke
sintisiz. Bahe sular tap evlere girerdi. Kanalizasyon sistemini plan
layan bu konudaki bilgisizlii iin hatr saylr bir para alm olmalyd.
Ve benim durumum doduum gnk kadar kt ve hznlyd.
Tek fark, istediim sklkta olmasa bile arada srada iki iebilmekti.
nsann kendini sonsuza dek sersem ve yararsz hissetmesini engelle
yen tek eydi iki. Onun dndaki her ey insan srekli gagalayp de
liyordu. Ve hibir ey ilgin deildi. nsanlar kstlayc ve tedbirliydi
ler, aynyd hepsi. Ve bu g.tlerle mrmn sonuna dek yaamak zo
rundaydm. Tanrm, hepsinin k delikleri, seks organlar, azlar ve
koltuk altlar vard. Syor ve konuuyorlard ve at boku kadar can s
kcydlar. Kzlar uzaktan iyi grnyor, gne elbiselerinde ve sala
rnda parlyordu. Am a yaknlap azlarndan akan beyinlerini dinle
yince silahlanp yeraltna gizlenmek istiyordum. Mutlu olmay asla
beceremeyecek, asla evlenemeyecek, ocuk sahibi olamayacaktm.
Allah kahretsin, bulak bile olamyordum.

Bir banka soyardm belki. Veya baka bir lanetli eylemde bulu
nurdum. Alevli bir ey. Tek bir frsat geiyordu eline, cam silicisi ol
mann lemi var myd?
Bir sigara yakp tepeden inmeyi srdrdm. Umutsuz geleceinin
dncesiyle ldran bir ben miydim?
O iri siyah rmceklerden bir tane daha grdm. Yzmn hizasndayd, anda, yolumun stnde. Sigaram stne tuttum. Koca a
rmcein sramas ile titreyip sallanmt. Andan atlayp kaldr
ma dt. Korkak katillerdi hepsi. Ayakkabmla ezdim onu. Yaama
ya, deer bir gn olmutu, iki rmcek ldrm, doann dengesini
bozmutum - bcekler ve sinekler yiyecekti bizi imdi.
Tepeden aa koyuldum tekrar, sonuna gelmitim ki allardan
biri sallanmaya balad. Kral rmcek peimdeydi. Kozumu payla
mak iin o tarafa doru yrdm.
Annem frlad allarn arkasndan. "Henry, Henry, eve gitme, eve
gitme, baban ldrecek seni!"
"Nasl yapacak bunu? Onu dvebilirim."
"Hayr, ok fkeli Henry! Eve gitme, ldrr seni! Saatlerdir burda bekliyorum!"
Korkuyla bymt annemin gzleri, ok gzeldiler, iri ve kah
verengi.
"Bu kadar erken ne ii var evde?"
"Ba aryormu, leden sonra izin alm."
"Senin ite olduunu, yeni bir i bulduunu sanyordum."
Bir evde temizlik ii bulmutu.
"Gelip ald beni! Delirmi! ldrecek seni!"
"zlme anne, stme gelirse bi gzel marizlerim onu, sz veri
yorum."
"Henry, ksa yklerini bulup okumu!"
"Okumasn hi istemedim ki ondan."
"ekmecende bulmu! Okumu onlar, hepsini!"
On-on iki kadar ksa yk yazmtm. Birine bir daktilo verirsen
yazar olur. amar ve orap ekmecemin kt kaplamasnn altna
gizlemitim onlar.
"yi," dedim, "moruk ortal kartrrken parmaklarn yakm."
"Seni ldreceini syledi! Bu tr ykler yazp onunla ayn at
altnda yaayan bir olu olamazm!"
Kolundan tuttum onu. "Eve gidelim anne, grelim re yapacak

190

191

53

m ..."
"Btn giysilerini n baheye frlatt, kirli amarlarn, daktilo
nu, bavulunu ve yklerini!"
"yklerimi mi?"
"Evet, onlar da.
"ldreceim onu!"
Ondan uzaklap 21. Sokak'ta, Longvvood Caddesine doru yr
meye baladm. Peimden geliyordu.
"Henry, Henry, gitme oraya."
Gmleimden ekiyordu zavall kadn.
"Henry, dinle, kendine bir oda bul! Henry, on dolarm var! Bu on
dolar al ve bir oda bul kendine!"
Dndm. Onluu bana uzatt.
"Bo ver," dedim. "eker giderim."
"Al paray Henry! Benim iin al! Annen iin!"
"yi, peki..."
Onluu alp cebime koydum.
"Saol, ok para bu."
"Ziyan yok Henry. Seni seviyorum Henry ama gitmek zorunda
sn."
Ben eve doru yrrken o koarak nden gitti. Sonra her eyi gr
dm: n baheye salmlard, kirli amarlar, temiz elbiseler, ak
bavul, oraplar, gmlekler, pijamalar, eski bir sabahlk, frlatlmt
her ey, baheye ve sokaa. Ve rzgrda uuan sayfalar grdm, her
yere yaylmlard.
Annem koarak eve girerken babamn duyabilmesi iin bararak
seslendim arkasndan. "SYLE ONA DIARI IKSIN K ALLAHIN CEZA
SI KAFASINI KOPARABLEYM!"

Sayfalarmn peine dtm nce. Bana yapabilecei en alaka


eyi yapmt. Dokunmaya hakk olmayan tek eydi onlar. Baheden
ve sokaktan sayfalar topladka daha iyi hissetmeye balamtm ken
dimi. Bulabildiim sayfalar toplayp, bavuluma, bir ayakkabnn alt
na yerletirdikten sonra daktilomu kurtardm. Klfndan frlamt
ama salam grnyordu. Ortala salm paavralarma baktm.
Kirli amarlar, ondan bana geen eski pijamalar orda braktm. Al
nacak fazla bir ey yoktu. Bavulu kapayp daktilomu aldm ve uzak
latm ordan. Perdelerin ardndan beni izleyen yzlerini grebiliyor
dum. Onlar abucak aklmdan silip Longwood Caddesi'nden 21. So
192

kak'a, ordan da Westview tepesine yrdm. Her zamankinden pek


farkl hissetmiyordum kendimi. Ne memnundum, ne de mahzun; olan
lar bir eylerin devamyd sadece. "W" tramvayna binip aktarma ya
pacak, ehir merkezine inecektim.

54
Filipin Mahallesinde, Temple Soka'nda bir oda buldum. Haftal
dolar elli sentti ve ikinci kattayd. Evsahibeme -o rta yal bir sar
n - bir haftalk kiray pein verdim. Banyo ve tuvalet holn sonun
dayd ama odada iemek iin bir leen vard.
lk gecemde evin giriinin yanndaki bar kefettim. ok honut
tum. Merdivenleri kmak yeterliydi, odamdaydm. Bar kk esmer
adamlarla doluydu ama bundan rahatszlk duymamtm. Filipinliler
hakknda ok ey duymutum - beyaz kadnlardan, zellikle sarn
lardan holanrlar, stiletto dedikleri kk hanerler tarlar, hepsi ay
n lde olduu iin yedi kii aralarnda para toplayp aksesuarlaryla
birlikte bir takm elbise alr, haftada bir gece srayla giyerlerdi. George Raft'n bir yerde Filipinliler'in moda eilimlerini saptadklarn sy
lediini okumutum. Sokak kelerinde durup boyu penislerinin uzun
luunu gsteren ince altn zincirler evirirlerdi.
Barmen Filipinliydi.
"Yenisin deil mi?"
"Yukarda oturuyorum. renciyim."
"Veresiyemiz yok."
Tezghn stne birka dolar koydum.
"Bir Eastside ver bana."
ieyle dnd.
"Kz durumu nedir buralarda?"
Parann bir ksmn ald.
"Ben hibir ey bilmem," dedi ve kasaya gitti.
Bar kapattm o gece. Kimse bulamad bana. Birka sarn, Fili
pinli adamlarla ktlar ordan. Adamlar sk iiyorlard. Kk gruplar
halinde kafa kafaya verip sessizce glyorlard. Holanmtm onlar193

"Peki," dedi. "Yokum."


Elimi amadan masaya koydum, paralar kepeleyip kartlan top
ladm.
"Neyin vard? diye sordu.
"Ya der grrsn, ya da sonsuza dek alarsn," dedim, kendimi
San Francisco depremi srasnda Tanr tarafndan gc alnmadan n
ceki Gable gibi hissederek kartlarm destenin altna sprp kart
rrken.
Deste birok kez el deitirdi ama genellikle anslydm. Uak
fabrikasnda maalar o gn datlmt. Yoksul bir adamn evine asla
para gtrme. O iki kuruunu kaybedebilir. Am a te yandan yannda
ki parann tmn kazanmas matematiksel bir olaslktr. Para ve
yoksul biri sz konusu olduunda yapman gereken onlar birbirine
fazla yaklatrmamaktr.
O gecenin benim gecem olacan hissedebiliyordum. Delmore
bir sre sonra temizlenip gitti.
"ocuklar," dedim, "bir fikrim var. Kt oyunlar ok yava. Para
atalm, farkl olan kazanr. Her at on dolar.
"Olur," dedi Jimmy.
"Olur," dedi Uanayak.
Viski bitmiti. Benim ucuz arabmdan bir ie amtk.
"Peki," dedim, "paralar havaya frlatn! stn avucunuzla rtn.
Ve 'a' dediimde sonuca bakacaz."
Paralar havaya frlattk. Yakaladk.
"A," dedim.
kisinde yaz, bende tura vard. Hay Allah. Yirmi dolar, bir rp
da. ki onluu cebime soktum.
v
"At!" dedim. Attk.
"A!" dedim.
Yine kazanmtm.
"At," dedim.
"A!" dedim.
Uanayak kazand.
Bir sonraki yine benimdi.
Sonra Jimmy kazand.
ki kez st ste kazandm.
"Bi dakka, dedim, "iemem gerek."
196

Lavaboya gidip iedim. arap iesini bitirmitik. Dolabn kaps


n atm. "Bi ie arabm daha var," dedim onlara.
Cebimdeki parann byk ksmn cebimden karp dolabn iine
frlattm. Geri dnp arab atm ve bardaklar doldurdum.
"Allah kahretsin," dedi Uanayak czdanna bakarak, "temizlen
meme az kalm."
"Benim de," dedi Jimmy.
"Paralar kim gtrd?" diye sordum.
kiye pek dayankl deildiler. Viskiyle arab kartrmalar iyi
olmamt onlar iin. Biraz sallanyorlard.
Uanayak dolabn stne devrilerek kllklerden birini yere d
rd. kiye ayrld kllk.
"Kaldr," dedim.
"Hi bi bok kaldrmam," dedi.
" 'Kaldr' dedim sana!"
"Bi bok kaldrmam."
Jimmy eilip krk kll kaldrd.
"Gidin burdan," dedim.
"Kovamazsn beni," dedi Uanayak.
"Peki," dedim, "Azn bi kez daha aar, bi laf daha edersen kafa
n kndan karamayacaksn!"
"Gidelim Uanayak," dedi Jimmy.
Kapy atm, yalpalayarak getiler yanmdan. Holn sonundaki
merdivenlere kadar pelerinden gittim. Durduk orda.
"Grrz Hank," dedi Jimmy. "Kendine iyi bak."
"Tamam Jim ..."
"Dinle," dedi Uanayak, "sen..."
Bir sa direk aktm azna. Srtst yuvarland merdivenlerden
aa, saa sola arparak. Ayn yapdaydk. 1.80 ve 80 kilo, kard
sesi bir blok teden duyabilirdin. Lobide iki Filipinli ile sarn evsahibeh^duruyorlard. Orda yatan Uanayak'a baktlar ama yanma git
mediler.
"ldrdn onu!" diye bard Jimmy.
Koarak merdivenlerden inip Uanayak' evirdi. Azndan bur
nundan kan geliyordu. Jimmy onun ban tutup bana bakt.
"Doru yapmadn H ank..."
"Evet, ne olacak?"
"Geri gelip iini bitireceiz," dedi Jimmy.
197

arap dolu reel bardam kaldrp dipledim. Sonra onlara frlat


tm barda. Sert sallamtm orospu ocuunu ama tutturamamtm.
Merdiven duvarna arpp lobiye, evsahibemle iki Filipinli'sinin orta
sna dt.
Jimmy Uanayak k kapsna doru dndrp yavaa yrt
meye balad. Yorucu ve strapl bir yolculuktu. Uanayakn sesini
duydum tekrar, yar inleyerek yar alayarak, "onu ldreceim ... l
dreceim o n u ..." diyordu.
Jimmy onu kapdan kard. Gitmilerdi.
Sarn evsahibemle iki Filipinli lobideydiler hl, bana bakyor
lard. Yalnayaktm, be-alt gndr tra olmamtm. Salarm uza
mt. Sadece bir kez taryordum salarm, sabahlar, bir daha ura
myordum. Beden hocalar duruumu eletirirlerdi srekli.
"At omuzlarn geriye! Neden yere bakyorsun? Ne var yerde?"
Benim moda eilimlerini saptamayacam kesindi. Beyaz tir
tm arap lekesi, sigara ve puro yanklaryla doluydu, kan ve kusmuk
lekeleri de vard. Kk geliyordu bana ayrca, gbeim aktayd,

gb.ek deliim grnyordu. Pantolon da kkt. stme iyice ya


pmt, paalar bileklerimin stndeydiler.
orda durmu bana bakyorlard. Ben de onlara baktm yukar
dan. "Hey, arkadalar, gelin bi iki ielim!"
ki kk adam bana bakp glmsediler. Biraz Carol Lombard'
andran evsahibem kaygsz bakyordu bana. Bayan Kansas, yle a
ryorlard onu. Bana k m olmutu yoksa? Yksek keli pembe
ayakkablar vard ayanda, parlak pullarla sslenmi siyah bir elbise
giymiti, kk parltlar geliyordu gzme. Gsleri sradan bir
lmlnn asla gremeyecei trdendi - sadece krallar, diktatrler,
hkmdarlar ve Filipinliler iindi onlar.
"Sigaras olan var m?" diye sordum. "Sigaram bitti."
Bayan Kansasn bir yannda duran kk esmer adam ceketinin
cebine doru bir el hareketi ekti ve bir paket Camel belirdi havada.
Paketi dier eliyle tutuverdi. Paketin altna atlan grnmez bir fiske
bir sigara zplatmt, uzun, gerek, tek ve akta, alnmaya hazr.
"Hey, vay canna, saoL"
Merdivenin basamaklarn inmeye baladm, yanl bir adm at
tm, umama ramak/kalmt, trabzan yakalayp doruldum. Sarho
muydum? Sigara paketini tutana doru gittim. ne eilip selamladm
onu.
Cameli aldm,\ havaya atp tuttuktan sonra azma koydum. Es
mer arkadam ifadesizdi, yzndeki glmseme ben merdivenlerden
inerken kaybolmutu. Kk dostum ne eildi, alevi avularnn ara
sna alarak sigaram yakt.
Duman ektim, fledim. "Baksanza, neden hep beraber bana git
miyoruz, ieriz biraz?"
"Hayr," dedi sigaram yakan ufaklk.
"Radyomda Bee veya Bach buluruz belki! Kltrlym ben.
renciyim ..."
"Hayr," dedi dier bzdk.
Sigaramdan derin bir duman ektim ve Carole Lombard'a baktm
- Bayan Kansas.
ki dostuma baktm sonra.
"O sizin. Onu istemiyorum. Hadi, gelin yukar. Biraz arap ieriz.
Benim 5 numarada."
Yant gelmedi. Viskiyle arap hkimiyet iin arprken topukla
rmn stnde yavaa sallanyordum. Yukar bir duman ty fleyip

198

199

"Bekle bi dakka," dedim.


Odama gidip kendime arap koydum. Jimmy'nin getirdii kt
bardaklardan holanmadm iin eski bir reel kavanozunda iiyor
dum. Kt etiket stndeydi hl, kirli ve arapl.
Uanayak kendine gelmeye balamt. Jimmy kalkmasna yar
dmc oldu. Sonra Uanayak'n kolunu kendi boynuna dolad. Orda
duruyorlard.
"Ne demitin?" diye sordum.
"irkin bir adamsn Hank. Sana bi ders vermeli."
"Gzel olmadm m sylemeye alyorsun?"
"Hayr, irkin davrandn..."
"Aa inip arkadann iini bitirmeden gidin burdan!"
Uanayak karl ban kaldrd. iekli Hawaii bir gmlek giy
mi, renklerin ouna kan bulamt imdi.
Bana bakt. Sonra konutu. Syledikleri glkle duyuluyordu
ama duymutum. "ldreceim seni..." demiti.
"Evet," dedi Jimmy, "haklayacaz seni."
"YLE M G.TOLAR?" d iy e b ard m . "BEN HBR YERE GTM
YORUM! BEN BULMAK STERSENZ 5 NUMARALI ODADA OLACAIM!
BEKLYORUM! 5 NUMARALI ODA. KAPI DA AIK OLACAK! ANLADINIZ
MI?

sigaramn azmn sa yanndan sarkmasna izin verdim. Sigaram o


ekilde sarktmay srdrdm.
Stilettolar biliyordum. Orda kaldm ksa sre zarfnda iki stiletto olayna ahit olmutum. Bir gece siren sesini duyunca pencereden
baktmda penceremin tam altnda, Temple Soka kaldrmnda biri
yatyordu. Ay nda, sokak lambasnn altnda. Baka bir kez bir
bakas. Haner geceleri. Adamlardan biri beyazd, br onlardan.
Her seferinde kaldrmdan kanalizasyona doru akan kan, gerek kan,
ylece akyordu, anlamszca, aptalca... Sadece bir insandan bu kadar
kan kmas.
"Tamam arkadalar," dedim onlara, "gcenmedim. Yalnz ie
rim ..."
Dnp merdivenlere doru yrmeye baladm.
"Bay Chinaski," dedi arkamdan Bayan Kansas.
Dnp baktm ona, iki kk dostumun arasndayd.
"Odanza gidip uyuyun. Huzuru bozmay srdrrseniz Los An
geles Polis Tekilat'n arayacam."
Dnp merdivenleri ktm.
H ayat yoktu hibir yerde, ne bu ehirde, ne bu yerde, ne de bu yl
drc varoluta...
Kapm akt. eri girdim. Ucuz arap iesinin te biri doluydu.
Dolabmda bir ie daha vard belki?
Dolabn kapsn atm. Yoktu. Ama onluk ve yirmilik salmt
her yere. Baparmaklar delik bir ift kirli orabn arasnda kvrlm
bir yirmilik, gmlein yakasndan sarkan bir onluk, eski bir ceketin
yan cebine taklm bir onluk daha. Parann ou yerdeydi ama.
Bir onluk alp pantolonumun yan cebine soktum, kapya gidip ka
pattm, kilitledim, sonra da merdivenleri inip bara girdim.

55

ki gece sonra Becker urad. Adresimi evden alm olmalyd, veya


niversiteden. niversite Bulma Kurumu'nda "Vasfsz iler" lis
tesinde kaytlydm. "Drst veya drst olmayan her ii yaparm," di
ye yazmtm kartma. Kimse aramamt.
Ben araplar koyarken Becker iskemlede oturuyordu. Denizci k
yafeti vard stnde. '
200

"Seni de kerizlemiler anlalan."


"Western Union'daki iimi kaybettim. Yapabileceim baka bir
ey yoktu."
kisini verdim. "Vatanperver deilsin yleyse?"
"Yok canm."
"Neden denizci?"
"Acemi eitimlerinin korkun olduunu duymutum. Altndan
kalkp kalkamayacam merak ettiim iin.
"Ve baardn."
"Baardm. ok kak tipler var Deniz Kuvvetleri'nde. Her gece
kavga. Kimse ayrmaz. lmne dvrler."
"Bu houma gitti."
"Sen neden katlmyorsun?"
"Sabahlar erken kalkmaktan ve emir almaktan nefret ederim."
"Peki, ne yapacaksn?"
"Bilmiyorum. Meteliksiz kalnca sefilhanenin yolunu tutarm her
halde."
"Orda gerekten kak herifler var."
"Her yerde var."
Becker'in arabn tazeledim.
"Mesele u ki," dedi, "yazacak zaman olmuyor."
"Hl yazar olmak m istiyorsun?"
"Tabii. Sen?"
"Evet," dedim, "ama mitsizim."
"Yeterince iyi olmadn m dnyorsun?"
"Hayr, onlarn yeterince iyi olmadn dnyorum."
"Nasl yani?"
"Dergileri okur musun? 'Yln En yi Ksa ykleri' kitaplarn?
En az bir dzine var bunlardan."
"Okurum..."
"1940 senesindeyiz. H l 19. yzyl balarndaki tr geerli, ada
l, allm, sahte bir tarz. Okurken ya ban arr, ya da uyuyakalrsn."
"Peki neden?"
"Aldatmaca, sahtekrlk, sadece ipleri tutanlarn oynadklar bir
kk oyun."
"Reddedildin sen galiba."
"Reddedileceimi biliyorum. Neden bouna pul paras vereyim?

arap istiyorum."
"Ben aacam engelleri," dedi Becker. "Bir gn gelecek kitaplar
m ktphanelerin raflarnda greceksin."
"Yazmaktan sz etmeyelim."
"Senin yklerini okudum," dedi Becker, "ok kzgnsn, her ey
den nefret ediyorsun."
"Yazmaktan sz etmeyelim."
"Thomas W olfe'u al m esela..."
"Allah belasn versin Thomas Wolfe'un! Telefonda konuan yal
bir kadndan farksz!"
"Peki. Senin adamn kim?"
"James Thurber."
"Btn o burjuva sslemelere ramen mi?"
"O herkesin deli olduunu biliyor."
"Thomas Wolfe kkleri toprakta bir yazardr."
"Sadece g.tler yazmaktan sz ederler.
"Sen bana g.t m diyorsun?"
"Evet..."
Bardaklara arap koydum.
"O niformay stne geirdiin iin salan birisin."
"Bana nce g.t dedin, imdi de salak diyorsun, enle dost olduu
muzu sanyordum."
"Dostuz. Kendini korumadn dnyorum, hepsi bu."
"Seni ne zaman grsem elinde iki var. Sen buna kendini koru
mak m diyorsun?"
"Bildiim tek yol bu. ki olmasayd boazm oktan kesmitim."
"Palavra."
"e yarayan hibir ey palavra deildir. Pershing Meydan'ndaki
vaizlerin kendi Tann'lar var. Kendi tanrmn kann iiyorum ben."
Bardam diktim ve boalttm.
"Gereklerden kayorsun sen."
"Neden olmasn?"
"Gereklerden kaarsan asla iyi bir yazar olamazsn."
"Ne zrvalyorsun sen? Yazarlarn yapt bu\"
Becker ayaa kalkt. "Benle konuurken sesini ykseltme."
"stediin ne, s..imi kaldrmak m?"
"S..in yok senin!"
Kulann arkasna bir sa karp gafil avladm onu. Barda elin-

den utu ve geriye doru sendeledi. Gl biriydi Becker, benden ok


daha gl. Komodinin kenarna arpt, dnd ve yznn yan taraf
na bir sa daha aktm. Ak pencereye doru sendeledi, tekrar vur
madm, pencereden aa debilirdi.
Becker kendini toparlayp zihnini amak iin ban sallad.
"Tamam," dedim, "oturup kk bir iki ielim. iddetten ireni
rim."
"Olur," dedi Becker.
Gidip bardan yerden kaldrd. Benim ucuz arabm mantarsz
iede satlyordu. Kapa evirmek yeterliydi. Yeni bir ie atm.
Becker bardan uzatt, doldurdum. Kendime de koyup ieyi yere b
raktm. Becker bardan dipledi. Ben bardam dipledim.
"Darlmak yok," dedim.
"Samalama," dedi Becker bardan masaya koyarken. Sonra bir
sa gmd karnma. ki bklm olmutum, bam ne doru ekerek
yzme bir diz yerletirdi, burnumdan kan boalyordu, gmleim
berbat olmutu.
"Bana bir iki koy dostum," dedim, "u ii bi daha dnelim."
"Kalk," dedi Becker, "bu sadece birinci blmd."
'A yaa kalkp Becker'in stne gittim. Sol direini bloke edip, sa
n sol dirseimle kestim ve tam burnunun stne ksa bir direk ak
tm. Becker geriledi. kimizin de burnu kanyordu.
stne gittim. Kr gibi dvyorduk. Sk birka yumruk oturt
tum. Karnma bir sa daha gmd. ki bklm olmutum ama bir sa
aparktle dorulmay baardm. Yakalamtm onu. Harikulade bir
yumruktu, ansl bir yumruk. Becker geriye uup komodinin stne
yld. Bann arkas aynaya arpmt. Ayna parampara oldu. a
rmt. ini bitirecektim. Gmleinin nnden tutup sol kulann
arkasna sert bir sol aktm. Halya dt, gidip bir iki koydum ken
dime, zangrdyordum.
"Becker," dedim ona, "Haftada iki gn adam dvyorum burda,
sen yanl gnde geldin."
Bardam dipledim. Becker ayaa kalkt. Bir sre durup bana
bakt. Sonra bana doru geldi.
"Becker," dedim, "dinle..."
Sam gsterdi, geri ekti ve solunu azma gmd. Gene dv
meye baladk. Savunma yok gibiydi. Yumruk atmaktan baka bir ey
yapmyorduk. Beni bir iskemleye itti ve iskemle dald. Kalktm, s

2.02

203

tme gelirken bir sa yerletirdim. Geriye gitti, bir sa daha aktm.


Duvara arpt, oda sallanmt. Duvardan geri gelirken alnma bir sa
oturttu, renkler grdm: yeil, sar, krm z... S o n rad a kaburgalarma
bir sol, yzme de bir sa akt. Bir tane salladm ama skaladm.
Allah kahretsin, diye geirdim iimden, kimse duymuyor mu g
rlty? Neden gelip bizi durdurmuyorlar? Neden polisi aramyorlar?
Becker yine stme geldi. Geni bir sa salladm ama boa gitti,
iim bitm iti...
Kendime geldiimde karanlkt, gece olmutu. Yatan altnday
dm, bam dardayd sadece. Yatan altna srnm olmalydm.
dlein tekiydim. stme ksmtm. Srnerek ktm yatan al
tndan.
Paralanm aynayla iskemleye baktm. M asa ters dnmt. G i
dip dorultmaya altm. Devrildi. Ayaklarn ikisi tutmuyordu. Elim
den geldiince onarmaya altm. Tekrar dorulttum. Bir an durup yi
ne devrildi. Hah, arap ve kusmuktan slanmt. Yan devrilmi bir a
rap iesi buldum. Biraz kalmt iinde. ip, baka bir yerde arap
var m diye bakndm. Yoktu. ecek hibir ey yoktu. Kapnn zinciri
ni taktm. Bir sigara bulup yaktm ve pencerede durup Temple Soka'n izledim. Gece gzeldi darda.
Kap vuruldu birden. "Bay Chinaski? Bayan Kansas'n sesiydi.
Yalnz deildi, fsltlar geldi kulama. Kk esmer dostlaryla gel
mi olmalyd.
"Bay Chinaski?"
"Evet?"
"Odanza girmek istiyorum."
"Niin?"
"araflar deitirmek istiyorum."
"Hastaym. Sizi ieri alamam."
"Sadece araflar deitirmek istiyorum. Birka dakkalk i."
"Hayr, sizi ieri alamam. Sabah gelin."
Fsldayorlard. Holde uzaklatklarn duydum sonra. Gidip ya
taa oturdum. Fena halde ikiye ihtiyacm vard. Cumartesi akam,
btn ehir sarhotu mutlaka.
Kaabilirdim b elk i
Kapya gidip, zinciri karmadan hafife araladm. M erdivenin
banda bir Filipinli duruyordu, Bayan Kansas'n dostlarndan biri. e
204

ki vard elinde. Dizlerinin stne melmiti. Bana bakp srtt, son


ra bir ivi akt halya. Haly onaryormu gibi yapyordu. Kapy ka
pattm.
Bir ikiye ihtiyacm vard. Voltalamaya baladm. Can eken her
kes bir iki iebilirdi, ben neden iemiyordum? Daha ne kadar kala
caktm allahn cezas odada? Kapy araladm tekrar. Ayn ey. Bana
bakp srtt, sonra bir ivi daha akt halya. Kapy kapattm.
Bavulumu karp para giysimi iine koymaya baladm.
Kumardan kazandm yklce bir para vard ama odaya verdi
im zarar asla karlayamazdm. Karlamak gibi bir isteim de yoktu
ayrca. Gerekten benim suum deildi. Kavgay durdurmalar gere
kirdi. Ve aynay Becker krm t...
Toplanmtm. Bir elimde bavul, dierinde mahfazasnn iinde,
tanabilir daktilom. Uzun bir sre durdum kapnn nnde. Dar
baktm sonra. Ordayd hl, tek dizinin stnde. Zinciri kardm.
Sonra kapy atm ve frladm. Merdivenlere doru kouyordum.
"HEY! Nereye gitm ekT diye sordu kk adam. Tek dizinin s
tndeydi hl. ekicini kaldrmaya balad. Daktiloyu bann yan ta
rafna salladm. Korkun bir ses kt. Merdivenlerden inip lobiyi ge
tim ve dardaydm.
Belki de ldrmtm onu.
Temple Soka'nda komaya baladm. Bir taksi grdm sonra.
Botu. Atladm iine.
"Bunker Hill," dedim, "abukl"

56
Bir pansiyonun n penceresinde bo oda ilan gzme arpt, taksiye
durmasn syledim. Taksicinin parasn deyip n balkona gittim, ka
py aldm. Bir gece nceki kavgann sonucu tek gzm morarm,
dierinin alt alm, burnum ve dudaklarm imiti. Sol kulam
kpkrmzyd, her dokunuumda vcudumdan elektrik gemi gibi
oluyordum.
Yal biri at kapy. stnde atleti vard, nne kurufasulye dk
m olmalyd. Salar krlam ve bakmszd, sakal trana ihtiyac
vard ve berbat kokan slak bir sigara iiyordu.
205

"Evsahibi misin?" diye sordum.


"Evet."
"Bir oda istiyorum."
"in var m?"
"Yazarm."
"Yazara benzemiyorsun."
"Neye benzer yazarlar?"
Cevap vermedi.
"Haftal iki dolar elli sent," dedi sonra.
"Grebilir miyim?"
Geirdi, sonra da, "izle beni..." dedi.
Uzun bir holde yryorduk. Yerde hal yoktu. Biz yrrken tahta
lar atrdayp gyorlard. Odalardan birinden bir erkek sesi geldi.
"Em beni, bok kar!"
" dolar," dedi kadn.
" dolar m? Kn kanatrm senin!"
Sert bir tokat sesi geldi, kadn bard. Yrmeyi srdrdk.
"Oda arka tarafta, dedi adam, "ama evin banyosunu kullanabilir
sin."
Arka bahede drt kapl bir baraka duruyordu. 3 numaraya gidip
kapsn at. eri girdik. Bir karyola, bir battaniye, kk bir dolap,
bir de kk masa vard odada. Masann stnde bir piknik tp.
"Piknik tpn var urda," dedi.
"ok gzel," dedim.
"ki-elli pein."
Verdim.
"Makbuzunu sabah veririm."
"yi."
x
"Adn ne?"
"Chinaski."
"Benimki Connors."
Anahtarlndan bir anahtar karp bana verdi.
"Temiz, sakin bir yerdir buras. Byle kalmasn istiyorum."
"Tabii."
Arkasndan kapy kapattm. Tek bir ampul sarkyordu tavandan,
plak. Aslnda baya temiz bir yerdi. Hi de fena deildi. Kalktm,
dar kp kapy kilitledim, arka baheden yryerek bir ara sokaa
girdim.
206

Adama gerek adm vermekle hata ettiimi dndm. Temple


Soka'nda kk esmer dostumu ldrm olabilirdim.
Bir kayann yan tarafndan alt sokaa inen uzun tahta bir merdi
ven grdm. Olduka romantikti. ki satan bir yer bulana dek yr
dm. ecektim ikimi. ki ie arap aldktan sonra karnmn ackt
n fark edip bir byk paket de cips aldm.
Odama dnnce soyunup karyolama oturdum, srtm duvara da
yayp bir sigara yaktktan sonra bardama arap doldurdum. Harikay
d. n taraftaki grltden uzaktm odamda. iim gelmiti. ortumu
giyip barakann arkasna getim ve saldm. Bulunduum yerden eh
rin klarn grebiliyordum. yi yerdi Los Angeles, yoksul oktu, g
olmayacakt aralarnda kaybolmak. Odama dnp karyolaya yerletim
tekrar. Yeter ki arap ve sigara olsun, gerisi kolayd. Bardam dipleyip bir tane daha koydum.
Zekm kullanarak yaayabilirdim belki. Sekiz saatlik bir ite a
lmam olanakszd, ama herkes razyd yle bir ie. Ve sava, herkes
Avrupa'daki savatan sz ediyordu. Dnya olaylar ilgilendirmiyordu
beni, kendimle meguldm sadece. Ne boktand her ey. Ailen ergen
lik an denetleyip stne bana iiyordu. Kendi bana hayata atl
maya hazr olduunda da dierleri seni bir niformaya sokup lme
yollamak istiyorlard.
arap nefisti. Tekrar doldurdum bardam.
Sava. Bakirdim henz. Bir kadnn ne olduunu bile reneme
den tarih uruna parampara olmay dnebiliyor musunuz? Veya
bir otomobil sahibi bile olamadan. Kimi savunacaktm? Bakasn.
S..inde bile olmadm baka birini. Savata lmek savalarn kma
sn engellemiyordu.
Bir yolunu bulacaktm. ki yarmalarnda kazanabilir, kumar oy
nayabilirdim. Birka kk soygun belki de. ok ey istemiyordum
hayattan, sadece yalnz braklmak.
lk ieyi bitirip kinciye baladm.
kinci ienin yarsna doru kestim imeyi, uzandm. Yeni yerim
de ilk gecem. dare ederdi. Uyudum.
Kapmda bir anahtar sesiyle uyandm. Sonra kap ald. Dorul
dum. eri biri girmiti.
"S..TR GT BURDAN!" d iy e bardm .

207

Toz oldu. Koarak uzaklatn duydum.


Kalkp arptm kapy.
Yaplan bir eydi bu. Bir oda tutup bir sre sonra kiray vermez
ama anahtar iade etmeyip oda bosa gizlice gelip uyur veya oday tu
tan dardaysa soyarlard. Neyse, bunun dnmeyecei kesindi. Bir da
ha denerse kafasn kracam biliyordu.
Karyolama kp bir iki koydum.
Huzursuzdum biraz. Kendime bir sustal edinmeliydim.
kimi bitirip tekrar doldurdum, onu da iip uyudum.

57
Bir gn ngilizce dersinde Bayan Curtis dersten sonra snfta kalmam
istedi.
M thi bacaklar ve peltek bir konumas vard, ikisi bir arada
mahvediyordu beni. 32 yalarnda, kltrl ve klas hatundu, ama her
kes gibi allahn cezas bir liberaldi ve bu fazla orijinalite veya kavga
gerektirmiyor, Franky Roosevelt hayranlndan teye gidemiyordu.
Franky'den holanyordum, bunalm srasnda yoksullara i yaratan
programlar baarl olmutu. Kendine has bir tarz da vard. Yoksulla
r umursadn sanmyorum, ama byk oyuncuydu, harika bir sesi,
ok iyi yazarlar vard. Ama savaa sokmak istiyordu bizi. Tarih kitap
larna geecekti bylece. Savam bakanlar daha gl oluyor, iler
de tarih kitaplarnda onlara daha ok yer veriliyordu. Bayan Curtis'in
Franky'den pek fark yoktu, bacaklar ok daha gzeldi sadece. Zaval
l Franky'nin bacaklar yoktu ama beyni harikuladeydi. Baka bir lke
de ok gl bir diktatr olabilirdi.
Son renci de snftan ktktan sonra krsye gittim. Bayan Cur
tis glmsedi bana. Saatlerdir bacaklarn izliyordum ve bunu biliyor
du. Ne istediimi ve bana retebilecei hibir ey olmadn biliyordu.- Y alnz bir keresinde belleimde yer eden bir laf etmiti. Kendi d
ncesi deildi tabii ki, ama houma gitmiti yine de:
"Halkn aptalln abartmak mmkn deildir."
"Bay Chinaski," dedi ban kaldrarak, "snfmzda kendini ok
zeki sanan renciler var."
"yle mi?"
"Bay Felton snfmzn en zeki rencisidir."
208

"Tamam."
"Nedir seni rahatsz eden?"
"Ne?"
"Bir ey var... seni rahatsz eden."
"Belki."
"Bu son dnemin, yle deil mi?"
"Nerden bildiniz?"
O bacaklar gzlerimle son kez yemitim. Kampsn bir snak
olduuna karar vermitim. Yaamlarn srekli kampste geiren man
yaklar vard. niversite yaam yumuak ve gereklerden uzakt. Darda, gerek dnyada seni nelerin beklediinden sz etmiyorlard.
Beynini teorilerle dolduruyor, kaldrmlarn ne kadar sert olduunu
sylemiyorlard. niversite tahsili insan sonsuza dek mahvedebilirdi.
Kitaplar yumuatyordu insan. Kitabn brakp sokaa ktnda ki
taplarn sana sz etmedikleri eyler bilmek zorundaydn. O dnemden
sonra niversiteden ayrlmaya karar vermitim, Kokarca ve etesine
dahil olurdum belki, bir market, hatta bir banka soyacak kadar cesur
biri kard karma belki de.
"Brakacan biliyordum," dedi yavaa.
" 'Balayacan' demek daha yerinde olurdu."
"Savaa gireceiz. 'Bremen Denizcileri'ni okudun mu?"
"New Yorker tarz edebiyattan hazzetmem."
"Gnmzde olup bitenleri bilmek istiyorsan o tr dergileri oku
malsn."
"Sanmyorum."
"Her eye isyan ediyorsun. Hayatla nasl baedeceksin?"
"Bilmiyorum. Yoruldum bile."
Uzun sre krssne bakt Bayan Curtis. Sonra ban kaldrd.
"Bu savaa ekiliyoruz, ka yok. Katlacak msn?"
"Bunun nemi yok, belki hayr, belki evet."
"yi bir denizci olurdun."
Glmsedim, denizci olmay dndm, sonra da sildim kafam
dan.
"Bir dnem daha kalrsan, istediin her eye sahip olabilirsin,"
dedi.
Bana bakt, ne kastettiini ok iyi biliyordum ve o da ne kastetti
ini ok iyi bildiimi biliyordu.
"Hayr," dedim, "ayrlyorum."
209

Kapya gidip durdum, dndm, kk ve abuk bir ba hareketiy


le veda ettim ona. Darda, kamps aalarnn altnda tek bama y
ryordum. Her yerde bir kz bir erkekle beraberdi. Ben tek bama y
rrken Bayan Curtis tek bana krssnde oturuyordu. Ne mthi bir
zafer olurdu. Hitler Avrupa'y yutup gzn Londra'ya dikmiken o
peltek az pp, o harikulade bacaklar yavaa aralamak.
Bir sre sonra jimnastik salonuna doru yrmeye baladm. Do
labm boaltacaktm. Beden eitimi yoktu artk benim iin. nsanlar
srekli taze ter kokusunun ne ho, ne temiz olduundan sz ederlerdi.
Mazeret bulmak zorundaydlar. Taze bokun ne kadar temiz ve ho
koktuundan sz etmezlerdi asla. yi bir bira smndan daha mthi
bir koku olamaz - bir gece nce yirmi be ie bira itikten sonra de
mek istiyorum. yle etrafa iyice yaylp bir buuk saat kadar kalm
bira sm kokusu gibi yoktur. Gerekten hissedersin yaadn.
Dolabm bulup atm, eofmanm ve ayakkablarm p teneke
sine attm. ki bo bira iesini de. Bu dolab benden sonra kullanacak
olann ans ak olsun diye dndm. Idaho, Boise valisi olurdu bel
ki bir gn. ifreli kilidi de pe attm. Hi sevememitim o ifreyi.
1,2,1,1,2. Tuhaf. Ev adresimizin numaras da 2122 idi. Her ey mini
maldi. Askeri Eitim 1,2,3,4; 1,2,3,4 diye gemiti. Belki bee ykse
lirdim bir gn.
Jimnastik salonundan kp top sahasndan karya gemeye ba
ladm, kestirmeydi. Dokunmaca Amerikan futbolu oynuyorlard. Topu
tayan oyuncuyu devirmek gerekmiyordu, dokunmak yeterliydi. y
lesine bir mat. Bulamamak iin uzaktan geiyordum.
Dazlak'n sesi geldi sonra: "Hey, Hank!"
Baktm, Monty Ballard'la tribnde oturuyordu. Balk gibi dz he
rifin biriydi bu Monty. Tek iyi yan bir ey sorulmazsa konumamasyd. Ben hibir ey sormazdm ona. Kirli sar salarnn altndan
dnyay izler, biyoloji bilgini olmaya can atard.
Onlara el sallayp yrmeyi srdrdm.
"Buraya gel Hank!" diye bard Dazlak. "nemli."
Yanlarna gittim. "Nedir?"
"Otur ve u tknaz tipi izle, eofmanl olan."
Oturdum. Sadece bir kii eofman giyiyordu. Kramponlu atlet
ayakkablar vard ayanda. Tknaz ama geniti, ok geni. Omuzlar
ve pazdan mthiti, kaln bir boyun, ksa ve kaln bacaklar. Sa si

yah, yznn n ksm dzd neredeyse: kk bir az, kk bir bu


run, ve gzfbri, gzleri oralarda bir yerdeydiler herhalde.
"Hey, bu heriften sz ettiler bana," dedim.
"izle," dedi Dazlak.
Takmlar drder kiilikti. Top oyun kurucuya verilmiti, oyun ku
rucu geriye doru kayp pas atmaya hazrland. King Kong Jr. savun
madayd. Sa bek gibi oynuyordu. Hcum eden takmn oyuncularn
dan biri ksa, dieri uzun depar atmt. Orta sahada oynayan blok ya
pyordu. King Kong Jr. omuzlarn eip ksa depar atan oyuncuya sal
drd. Omuzunu ocuun boluuna gmmt, ocuk yere yld.
King Kong Jr. yavaa koarak yerine dnd. Pas uzun depar atan
oyuncuya geirilmi, say kaydedilmiti.
"Grdn m?" dedi Dazlak.
"King K ong..."
"King Kong futbol filan oynamyor, gzne kestirdii birine b
tn gcyle giriveriyor. Her seferinde yapyor bunu."
"Ama kurallara aykr bu," dedim, "pas alabilecek bir oyuncuya
topla temas etmeden nce dokunamazsn."
"Bunu ona kim syleyecek?" diye sordu Dazlak.
"Sen syler misin?" diye sordum Ballard'a.
"Hayr," dedi Ballard.
King Kong'un takm topu utlamak zereydi. Yasal blok yapabi-.
lirdi imdi. Sahann en ufak tefek oyuncusunu perian etti. Olan ta
mamen uurmutu, ban bacaklarnn arasna sokup uurmutu. O
lan kalkmakta zorlanmt.
"Normal deil bu King Kong," dedim. "Giri snavn nasl ver
mi?"
"Bu niversitenin giri snav yok."
King Kong'un takm dizilmiti. Kar takmn en iyi oyuncusu
Joe Stapen'di. Psikiyatr olmak istiyordu. Uzundu, 1.90, srm gibi, ve
taakl. Joe Stapenle King Kong birbirlerine hcum ettiler. yi dayan
mt Stapen. Devrilmemiti. Bir sonraki oyunda yine saldrdlar bir
birlerine. Bu kez Joe biraz geri ekilmek zorunda kalmt.
"Allah kahretsin," dedi Dazlak, "Joe ylmaya balad."
Bir sonraki oyunda Kong korkun girdi Joeya, onu dndrp
omuzunu srtna yasladktan sonra 4-5 metre srklemiti.
"Bu herif iren! Bu orospu ocuu sadisti" dedim.
"Sadist mi?" diye sordu Dazlak Ballarda.

210

211

"Sadist orospu ocuu," dedi Ballard.


Bir sonraki oyunda Kong ufak tefek olana girdi yine. Silindir gi
bi gemiti stnden. Olan bir sre hi kmldamad. Sonra dorulup
ban tuttu. i bitmiti. Ayaa kalktm.
" baa dt," dedim.
"Hakla u orospu ocuunu," dedi Dazlak.
"Olur," dedim.
Sahaya indim.
"Hey, arkadalar. Bir oyuncuya ihtiyacnz var m?"
Ufak tefek olan ayaa kalkp sahann dna doru yrmeye
balad. Yanmdan geerken durdu.
"Vazge. Bu herifin tek istei birini ldrmek."
"Sadece dokunmaca," dedim.
Top bizdeydi. Joe Stapen ve sa kalmay baarm dier ikisiyle
kafa kafaya verdik.
"Oyun taktii nedir?" diye sordum.
"Hayatta kalmak," dedi Joe Stapen.
"Ka ka?"
"Herdeler sanyorum," dedi Lenny Hill, orta saha oyuncusu.
Ayrlp dizildik. Joe Stapen geriye ekilmiti, topu bekliyordu.
Gzlerimi Kong'a dikmitim. Onu kampste hi grmemitim daha
nce. Jimnastik salonunun helasnda yayor olmalyd. Bok koklayan
birine benziyordu. Cenin yiyen biri de olabilirdi.
"Mola!" diye bardm. Hill topla doruldu. Kong'a baktm.
"Adm Hank," dedim, "Hank Chinaski. Gazetecilik."
Yant gelmedi Kong'dan. Bakyordu sadece. Teni l beyazyd.
Gzlerinde hayat prltsndan eser yoktu.
"Senin adn ne?" diye sordum ona.
Bakyordu.
"Neyin var senin? Dilerinin arasna plasenta m kat?"
Sa kolunu yavaa kaldrd Kong. Parman bana dorulttu.
Sonra da indirdi kolunu.
"S..imi ye," dedim, "ne anlama geliyor bul"
"Hadi, top oynayalm," dedi Kong'un takm arkadalarndan biri.
Lenny topla eilip bacaklarnn arasndan Stapen'e geirdi. Kong
bana doru kouyordu ama odaklayamyordum onu. Bana arptnda
tribnlerin, aalarn ve Kimya Binas'nm bir blmnn sallandn
grdm. Beni srtst yere serip etrafmda dnmeye balamt, kolla-

rm kanat gibi rparak. Ayaa kalktm, bam dnyordu. nce Becker beni nakavt etmiti, imdi de bu sadist maymun. Kokuyordu, i
renti; gerekten ktyd orospu ocuu.
Stapen'in pas baarl olmamt. Kafa kafaya verdik.
"Bir fikrim var," dedim.
"Ne?" diye sordu Joe.
"Topu ben ataym, sen blok yap."
"Yok, byle devam edelim," dedi Joe.
Ayrlp dizildik. Lenny topla eildi, Stapen'e frlatt. Kong stme
geliyordu. Omuzumu indirip ona doru komaya baladm. ok glyd. Ona arpnca geriye srayp dorulmutum ki tekrar geldi s
tme, omuzunu bak gibi gmmt boluuma. Dtm. Hemen
doruldum ama kalkmak gelmiyordu iimden. Nefesimle sorunum
vard.
Stapen'in ksa pas yerini bulmutu. nc deneme. Toplanp ko
numadk bu kez. Top Stapen'e geldiinde Kong ve ben birbirimize
doru komaya baladk. Son anda ayaklarm yerden kesip stne
sradm. Btn arlm boynuna ve bana binmiti, dt. Der
ken sk bir tekme salladm, enesine isabet etmiti. kimiz de yerdey
dik. nce ben kalktm. Kong kalkarken yananda ve aznn kenarn
da kan vard. Yerlerimize dndk.
Stapen'in pas baarl olmamt. Drdnc deneme. Stapen topu
utlamak iin geriledi. Kong kendi takmnn tutucusunu korumak iin
geri ekilmiti. Tutucu topu tuttu ve bize doru komaya baladlar.
Kong topu tayan oyuncunun yolunu ayordu. Onlara doru kotum.
Kong yine stne srayacam sanmt. Bu kez eilip dizlerine sa
rldm. Sert dmt, yznn stne. Gafil avlanmt, kollarn a
m yatyordu. Yanna koup meldim. Ensesinden serte kavrayp
boynunu sktktan sonra dizimi bel kemiine gmdm. "Hey Kong,
iyi misin dostum?"
Dierleri koarak yanmza gelmilerdi. "Sakatland galiba," de
dim. "Hadi, yardm edin de sahadan karalm onu."
Bir koluna Stapen yapt, dierine ben, saha dna srkledik
onu. Yan izgiye yakn bir yerde sendelermi gibi yapp sol ayamla
bileini inedim.
"Ah," dedi Kong, "ltfen yalnz brakn beni..."
"Sana yardm etmeye alyoruz dostum."
Yan izgiye vardmzda onu yere braktk. Kong oturup azn

212

213

daki kan sildi. Sonra uzanp bileini outurdu. Derisi soyulmutu,


birazdan iecekti. Eilip, "Hey Kong, u oyunu bitirelim. 42-7 geri
deyiz, yakalarz belki sizi."
"Olmaz, dersim var birazdan."
"Bu niversitede kpek yakalamay rettiklerini bilmiyordum."
"ngiliz Edebiyat /."
"Anladm. Peki, seni jim nastik salonuna gtrp scak dua soka
ym, ister misin?"
"Uzak dur benden."
Kong ayaa kalkt. Baya hrpalanmt. Geni omuzlar km
t, yz kirli ve kanlyd. Sekerek birka adm attktan sonra, "Hey,
Quinn," diye seslendi arkadalarndan birine, "bir el ver.
Quinn onu kolundan tuttu ve ar admlarla jim nastik salonuna
doru yrmeye baladlar.
"Hey Kong!" diye seslendim, "ngilizce dersine yetiirsin uma
rm, Bili Saroyan'a benden selam syle!"
Dierleri etrafmzda durmu izliyorlard, Dazlak ile Ballard da
tribnden inmilerdi. En mthi numaram ekmitim ve tek kz bile
yoktu grnrde.
"Sigaras olan var m?" diye sordum.
"Chesterfield var bende," dedi Dazlak.
"Kz sigaras m iiyorsun hl?" diye sordum.
"Ben bir tane alrm," dedi Joe Stapen.
"Peki," dedim, "madem baka bir ey yok."
Orda durup sigara itik.
"Oyuna devam edebilecek kadar adam var burda," dedi biri.
"S..tir et," dedim, "spordan nefret ederim."
"yi hakladn Kong'u," dedi Stapen.
"Evet," dedi Dazlak, "Batan sona izledim her eyi. Ama kafam
kartran bir ey var."
"Neymi o?" diye sordu Stapen.
"Sadist olan hangisi?"
"Neyse," dedim, "gitmem gerek. Cagneynin filmi oynuyor bu ak
am, benim a.c sinemaya gtreceim."
Yrmeye baladm.
"Sa elini sinemaya gtreceini mi sylemeye alyorsun?" di
ye bard biri arkamdan.
"ki elimi de," dedim omuzumun stnden.

Sahada yryp Kimya Binas'nn nnden getim, n baheye


ktm. Ordaydlar, ellerinde kitaplaryla aa altlarnda, banklarda,
imlerde oturmu kzlar ve erkekler. Yeil kitaplar, mavi kitaplar, kah
verengi kitaplar. Birbirleriyle konuup glmsyor, arada srada kah
kaha atyorlard. Kamps geip "V" tramvaynn son durana doru
yrdm. Tramvaya binip aktarma biletimi aldm, her zamanki gibi en
son koltua oturdum ve bekledim.

214

215

58
Arada srada sefilhaneye gidip dolanyor, kendimi gelecee hazrlyor
dum. Houma gitmiyordu orda grdklerim. Ordaki erkek ve kadnla
rn zel bir cesaretleri veya parltlar yoktu. Herkesin istedii eyleri
istiyorlard onlar da. Rahatsz edilmeden sokaklarda dolaabilen bir
ka deli de vard. ok yoksul ve ok zengin kesimlerde delilerin ge
nellikle rahat brakldklar dikkatimi ekmiti. Benim de birka tah
tam eksikti. ocukluumdan beri bende bir tuhaflk olduunu biliyor
dum. Yazgmda katil, banka soyguncusu, tecavzc, rahip veya mn
zevi olmak var diye hissediyordum. nsanlardan uzak bir snak bul
malydm kendime. Seflhane irenti. Sradan bireyin yaam skc,
lmden de beterdi. Baka arem yoktu. Eitim bir tuzakt sadece. Al
dm azck eitim beni daha pheci yapmt zaten. Doktorlar, avu
katlar, bilim adamlar, neydi bunlar? Bireysel davran ve dnme
zgrln kaybetmi insanlar. Barakama dnp itim.
Orda oturmu ierken intihar olasln dndm, ama tuhaf bir
ekilde bedenimden ve varlmdan honuttum. Ne kadar korkmu ol
salar da benimdiler. Aynaya bakp srttm: gideceksen beraberinde,
sekiz, veya on, veya yirmi kiiyi de gtr...
Aralk aynn bir cumartesi akamyd. Odamdaydm, her zaman-
kinden daha ok imi, sigaralar birbiri ardndan yakarak kzlar, ken
ti, ileri ve nmdeki yllar dnmtm. Geleceime baktmda
grdklerim hi i ac deildi. nsan dman, veya kadn dman
deildim ama yalnz kalmay seviyordum. Kk bir odada iki ve si
gara ierek yalnz olmak gzeldi. yi elik etmiimdir kendime hep.

Yan odadan gelen radyo sesinden rahatsz oldum birden. ok


akt sesi. Kusturucu ak arklarndan biri alyordu.
"Hey, ahbap!" diye bardm, "unun sesini ks biraz!"
Yant gelmedi.
" 'UNUN SESN BRAZ KIS DEDM!"

Yine yant yok.


Kapsnn nne gittim. ortum vard stmde. Ayam kaldrp
sk bir tekme attm kapya. Ardna kadar ald. Karyolann stnde iki
kii vard, yal ve iman bir adamla, yal ve iman bir kadn. Dz
yorlard. Kk bir mum yanyordu odada. Yal adam stteydi. Du
rup ban evirmi bana bakyordu. Kadn adamn altndan yukar do
ru bakyordu. Oda hotu, perdeler aslm, yere bir hal konmutu.
"Oo, zr dilerim ..."
Kapy kapatp odama dndm. ok kt hissediyordum kendimi.
Yoksullarn da karabasanlarn arasnda dzmeye haklan vard. Seks
ve iki, ve belki sevgi, btn sahip olduklar bunlard.
Karyolama oturup kendime bir iki koydum. Kapm ak brak
mtm. ehrin grltsyle beraber ay szyordu odama: mzik
dolaplar, otomobiller, kfrler, kpek havlamalan, radyolar... Hep
beraberdik. Ayn bok ukurunun iindeydik hepimiz. Ka yoktu. Za
man geldiinde sifonumuz ekilecekti.
Bir kedi yavrusu geiyordu, kapmda durup ieri bakt. Gzleri
parlad ay nda, alev krmzs. Ne harikulade gzleri vard.
"Gel kedicik, g el..." Yiyecek varm gibi yapp elimi uzattm.
"Kedicik, gel..."
Uzaklat ve gitti.
Yan odadaki radyonun kapandn duydum.
kimi bitirip dar ktm. Hl ortlaydm. ortumu ekip ta
kmlar dzelttim. Yan odann kapsnn nnde duruyordum. Kapnn
kilidini krmtm. erden gelen mum n grebiliyordum. Kapy
arkasna dayadklar bir eyle kapatmlard, iskemleyle muhtemelen. .
Kapy yavaa vurdum.
Yant gelmedi.
Tekrar vurdum.
Bir eyler duydum. Sonra kap ald.
Yal ve iman adam karmdayd. Kat kat hznle sarkmt y
z. Kalar, by ve kederli gzlerinden baka bir ey kalmamt y
znde.
216

"Bak," dedim, "yaptmdan tr ok zgnm. Kz arkadanla


bana gelip bir eyler imek ister misiniz?"
"Hayr."
"Veya size iecek bir eyler getirebilirim."
"Hayr," dedi, "ltfen yalnz brakn bizi."
Kapy kapatt.
Uyandmda korkun akamdn kalmaydm. Genellikle lene
kadar uyurdum. O gn uyuyamamtm. Giyinip n binadaki tuvalete
gittim, ihtiyalarm giderdim. Geri dnp arka baheden ara sokaa
girdim ve tahta merdivenlerden bir alt sokaa indim.
Gnlerden pazard, en lanet gn.
Main Soka'na girdim, barlarn nnden geiyordum. Etekleri
yukarda, yksek keli ayakkablar giymi konsomatris kzlar kap
nlerinde durmu bacak sallyorlard.
"Hey, sevgilim, ieri gelsene."
Main Soka, Bat 5. Cadde, Bunker Hill. Amerika'nn en boktan
yerleriydi oralar.
Gidecek bir yer yoktu. Bir oyun salonuna girdim. Dolanp oyunla
ra gz attm ama hibirini oynamak gelmiyordu iimden. Tilt makine
sinin banda bir denizci iliti gzme. Bedeniyle topu ynlendirmeye
alyordu. Yanna gidip kemerinden tuttum.
"Becker, rvan istiyorum!"
Kemerini braktm, bana dnd.
"Hayr, mmkn deil."
" raundun ikisini alan galip, var msn?"
"S..tir," dedi, "sana bir iki smarlayaym."
Oyun salonundan kp Main Soka'nda yrmeye baladk. Bir
barn nnden geerken kzlardan biri ierden bard, "Hey, Denizci,
ieri gel!"
Becker durdu. "eri giriyorum," dedi.
"Girme," dedim, "hamambceklerinden farkszdrlar."
"Bugn maa aldm.
"Kzlar ay ier, senin ikine su katarlar, ifte tarife uygularlar,
kzlar da daha sonra gremezsin."
"Giriyorum."
Becker ieri girdi. Amerikann yaymlanmam en iyi yazarlarn
dan biri, ldrmek ve lmek zere kyafet kuanm. Peinden gittim.
217

Kzlardan birinin yanna gidip konumaya balad. Kz eteini kaldrp


bacaklarn sallad ve gld. Kedeki locaya gittiler. Barmen sipari
almak iin yanlarna gitti. Bardaki br kz bana bakt.
"Sevgilim, sen oynamak istemiyor musun?"
"Evet, ama kendi kurallarmla."
"Korkak msn, yoksa ibne mi?"
"kisi de," dedim, barn br ucuna yerleerek.
Kzla benim aramda bir adam oturuyordu, ban bara yaslamt.
Czdan gitmiti. Uyanp ikyet ettiinde, ya barmen tarafndan da
r atlacak, ya da polise teslim edilecekti.
Becker ve kza servis yaptktan sonra tezghn arkasna dnen
barmen bana yaklat.
"Evet?"
"Bi ey istemiyorum."
"yle mi? Peki burda iin ne?"
"Arkadam bekliyorum," dedim bamla locay iaret ederek.
"Burda oturunca imek zorundasn."
"Peki. Su."
Barmen gitti, geldi ve su bardan nme koydu.
"Yirmi be sent," dedi.
dedim.
Bardaki kz barmene, "ya korkak ya da ibne," dedi.
Barmen cevap vermedi. Sonra Becker onu arnca siparileri al
maya gitti.
Kz bana bakt. "Neden niforma yok stnde?"
"Herkes gibi giyinmekten holanmam."
"Baka nedenler de var m?"
"Baka nedenler beni ilgilendirir."
"S..tir git," dedi kz.
Barmen geri geldi. "Bir ey imen gerek."
"Peki," dedim ona bir eyrek daha uzatarak, "su".

"Ne dedi?"
"Hi. Svazlayp durdu."
"km kendim svazlayp otuz iki dolan cebimde tutmay ye
lerdim."
"Bebek gibi kzd ama."
"Allah kahretsin, gerek bir geri zeklyla uygun adm yryo
rum."
"Bir gn yazacam btn bunlar. Ktphane raflarnda olaca
m: BECKER. 'B'ler biraz zayf, yardma ihtiyalar var."
"ok fazla sz ediyorsun yazmaktan," dedim.

Becker'le dar km Main Soka'nda yryorduk tekrar.


"Nasl gitti?" diye sordum.
"Masada oturduumuz iin ek bir para aldlar, ikilerle beraber 32
dolar tuttu."
"Tanrm, o parayla haftalarca sarho olabilirdim."
"km tuttu masann altndan, svazlad."

Otobs terminaline yakn bir baka bar bulduk. Tuzak barlardan


biri deildi. Barmen ve hepsi erkek be-alt yolcudan baka kimse
yoktu. Oturduk.
"Ben smarlyorum," dedi Becker.
"iede Eastside," dedim.
ki tane syledi Becker. Bana bakt.
"Hadi, erkek ol. Deniz Kuvvetlerine katl."
"Erkek olmaya almak beni heyecanlandrmyor."
"Srekli birini marizlemekle megulsn gibi geliyor bana."
"O elenmek iin."
"Katl. Yazacak bir eylerin olur."
"Becker, yazacak bir eyler hep var."
"Peki, ne yapacaksn?"
ieyi iaret edip kaldrdm.
"Nasl geineceksin?"
"Yaamm boyunca soruldu bu soru bana sanki.
"Seni bilmiyorum ama ben her eyi deneyeceim! Sava, kadn
lar, seyahat, evlilik, ocuk, her eyi. lk sahip olacam arabann btn
paralarn skeceim! Sonra takacam hepsini! Her eyi bilmek isti
yorum, her eyi! W ashingtonda basn muhabiri olmak isterdim. Olay
larn gerekletii yerlerde olmay severim."
"Washington bok Becker."
"Ya kadniar? Evlilik? ocuk?"
"Bok."
"yle mi? Peki, sen ne istiyorsun?"
"Gizlenmek."
"Acyorum sana. Bir biraya daha ihtiyacn var."

218

219

"Tamam."
Biralar geldi.
Sessizce oturuyorduk. Becker'in kendi dncelerine daldn
hissedebiliyordum, denizci olmay, yazar olmay, dzmeyi dn
yordu. yi bir yazar olacakt muhtemelen. ok istekliydi. ok sevdii
bir sr ey vard mutlaka: kartaln uuu, allahn cezas okyanus, do
lunay, Balzac, kprler, sahne oyunlar, Pulitzer dl, piyano, allahn cezas ncil.
Kk bir radyo vard barda. Popler arklardan biri alyordu.
arknn ortasnda kesinti oldu. Spiker girdi araya. "imdi gelen bir
habere gre Japonlar Pearl Harbor' bombaladlar. Tekrar ediyorum:
Japonlar biraz nce Pearl Harbor' bombaladlar. Tm askeri persone
lin birliklerine dnmeleri istenmitir!"
Birbirimize bakyorduk, duyduklarmz kavrayamamtk henz.
"Evet," dedi Becker, yavaa, "gitmem gerek."
"Biran bitir," dedim ona.
Becker bir yudum ald.
"Tanrm, aptal bir orospu ocuunun makineliyi bana dorultup
tetii ektiini dnsene."
"Mmkn bu."
"Hank."
"Ne?"
"Birliime kadar otobste bana elik eder misin?"
"Yapamam bunu."
Barmen 45 yalarnda, karpuz gbekli, kk gzl biriydi, bize
doru geldi. Becker'e bakt, "Birliine dnmen gerekiyor deil mi?"
Tepem att. "Hey, iko, brak da ikisini bitirsin, tamam m?"
"Tabii, tabii... Sana bir iki smarlayaym denizci, ister misin?
Bir viskiye ne dersin?"
"Yok," dedi Becker, "istemiyorum."
"Hadi," dedim ona, "i. Barm korumak iin leceini hesapl
yor."
"Peki," dedi Becker, "ierim."
Barmen Becker'e bakt.
"Arkadan ok hrn..."
"Ver ikisini," dedim.
Dier mteriler Pearl Harbor' tartyorlard heyecanla. Daha n
ce birbirlerine tek sz etmemilerdi. Canlanmlard imdi. Kabilenin

gelecei tehlikedeydi.
Becker ikisini ald. Duble viski. Dipledi.
"Sana daha nce sylemedim," dedi, "kszm ben."
"Allah kahretsin," dedim.
"Hi olmazsa otobs terminaline kadar gel benimle."
"Olur."
Kalkp kapya doru yrdk.
Barmen ellerini nlne silip duruyordu. nln iyice kaldr
m, heyecanla siliyordu ellerim.
"ansn ak olsun Denizci!" diye bard.
Becker dar kt. Kapnn nnde durup arkama, barmene bak
tm.
"I. Dnya Sava'ndaydn deil mi?"
"Evet, evet..." dedi sevinle.
Becker'e yetitim. Koarcasna yrdk terminale. Askerler termi
nali doldurmaya balamlard. Heyecan vard havada. Bir denizci
geti koarak.

220

221

"BR JAPON LDRECEM!" d iy e bard.

Becker bilet kuyruuna girmiti. Askerlerden birinin yannda sev


gilisi vard. Kz konuuyor, alyor, sarlp askeri pyordu. Zavall
Becker, benden baka kimsesi yoktu. Kenara ekilmitim, bekliyor
dum. Daha nce bararak geen denizci yanma geldi. "Hey, arkada,
bize yardm etmeyecek misin? Ne duruyorsun burda? Gidip orduya
katlsana!"
Viski kokuyordu nefesi. Yz illi, burnu iriydi.
"Otobsn karacaksn," dedim ona.
Otobsn kalkt yere doru yrd.
"Canlarna okuyacaz pis Japonlar'n!" diye bard.
Becker biletini ald sonunda. Otobsne doru gittik. Sraya girdi.
"Bana bir dn var m?" diye sordu.
"Hayr."
Sradakiler otobse binmeye balamlard. Kz alyor, askerine
abuk ve alak sesle bir eyler sylyordu.
Becker otobsn kapsmdayd. Omuzuna bir yumruk kondurdum.
"Tandklarmn iinde en iyisi sensin," dedim.
"Saol H ank..."
"Gle gle..."

ktm ordan. Youn trafik balamt birden sokakta. nsanlar


kt araba sryor, krmz kta geip birbirlerine kfr ediyorlard.
Main Soka'na dndm. Amerika savaa girmiti. Czdanma bak
tm. Bir dolarm vard. Bozukluklar saydm: 65 sent.
Main Soka boyunca yryordum. Konsomatris kzlar iin kesat
bir gn olacakt. Yryordum. Penny Oyun Salonu'nun nndeydim
yine. Kimse yoktu ierde. Yksek bir yere konmu koltuunda oturan
patron dnda. erisi lotu, sidik kokuyordu.
Bozuk makinelerin arasndan geerek yryordum. Adn Penny
Oyun Salonu koymulard ama be sentten aa oyun yoktu. Boks
makinesinin nnde durdum, en ok sevdiim oyundu. Cam bir kafe
sin iinde, enelerinde birer dme bulunan iki elik adam karlkl
duruyorlard. ki tetikli, tabanca kabzasn andran bir kulp vard. Te
tikleri ektiinde boksrn mthi aparktler karyordu. Boksrn
ne arkaya saa sola oynatabiliyordun. Rakip boksrn enesindeki
dmeye isabet kaydedersen rakip sert bir ekilde srtst devrilip na
kavt oluyordu. Ben ocukken Max Shmeling Joe Louis'i nakavt etti
inde koarak sokaa km, "Hey, Max Shmeling Joe Louis'i nakavt
etti! diye barmtm arkadalarma. Ve kimse cevap vermemi, tek
kelime bile etmeden balarn ne eip uzaklamlard.
Boks oyunu iki kiinin oynad bir oyundu, orann sahibi olan sa
pkla oynamak gibi bir niyetim yoktu. MeksikalI kk bir olan arp
t gzme, sekiz-dokuz yalarndayd. Bana doru geliyordu. Meksi
kalI, ok gzel ve zeki grnml bir ocuktu.
"Hey, ufaklk."
"Evet abi?"
"Bu boks oyununu oynar msn benle?
"Bele mi?"
"Tabii. Ben deyeceim. Boksrn se."
Camdan bakarak bir tur att makinenin etrafnda. ok ciddi gr
nyordu. Sonra, "tamam, krmz ortluyu seiyorum," dedi, "daha iyi
grnyor."
"Peki."
Olan kendi tarafna geip camdan ieri bakt. Boksrne bak
yordu. Sonra dnp bana bakt.
"Sava ktm bilmiyor musun abi?"
222

"Biliyorum."
ylece duruyorduk.
"Paray atman gerek," dedi olan.
"Senin burda ne iin var?" diye sordum ona. "Neden okulda deil
sin?
"Pazar bugn."
On senti makineye attm. Olan tetiklerini ekmeye balad, ben
de benimkileri. Yanl seim yapmt. Boksrnn sol kolu bozuktu,
yarm kalkyordu. Rakibinin enesine ulamas olanakszd. Sa kolla
almak zorundayd. Ardan almaya karar verdim. Benim boksrm
mavi ortluydu. Ani ataklar yapp geri ekiliyordum. MeksikalI olan
harikuladeydi, vazgemiyordu. Sol kolu brakm sadece sa kolun te
tiine basyordu. Her iki tetie de basarak maviliyi ileri srdm. O
lan krmzlnn sa kolunu sallayp duruyordu. Mavili birden devrildi.
Sert devrilmiti, mekanik bir klank sesi ile.
"Devirdim seni abi," dedi olan.
"Kazandn," dedim.
Heyecanlanmt olan. Knn stne devrilmi maviliye bak
yordu.
"Tekrar oynayalm m?"
Duraksadm. Nedenini bilmiyorum.
"Paran m bitti abi?"
"Yok, hayr."
"Hadi yleyse, tekrar dvelim."
Makineye bir on sentlik daha attm ve mavi ortlu dikildi. Olan
tek tetie basmaya balad, krmz ortlu sa yumruunu durmakszn
sallyordu. Maviliyi bir sre geride tutup hamlemi planladm. Sonra
bam salladm olana. Mavili ataa kalkmt, iki kolunu da sallyor
du. Kazanmam gerektiini hissediyordum. ok nemliydi sanki. Ne
den nemli olduunu bilmiyor, kendime srekli neden nemli olduu
nu soruyordum.
imde bir ses, nk nemli diye yant veriyordu.
Sonra mavili devrildi yine, sert, ayn klank sesi ile. Kk, yeil
kadife uhann stnde srtst yatn izledim.
Sonra dnp dar ktm.

223

"lgi duymuyordum. Hibir eye ilgi duymuyordum.


Nasl kaabileceime dair hi fikrim yoktu.
Dierleri yaamdan tat alyorlard hi olmazsa. Benim
anlamadm bir eyi anlamlard sanki. Bende bir eksiklik
vard belki de. Mmknd. Sk sk aalk duygusuna
kaplrdm. Onlardan uzak olmak istiyordum. Gidecek
yerim yoktu ama. ntihal'? Tanrm, aba gerektiriyordu.
Be yl uyumak istiyordum ama izin vermezlerdi."

Metis Edebiyat
ISBN 975-342-071-4

9789753420723

M etis Yaynlar, pek Sokak No.9, Beyolu/stanbul

You might also like