Professional Documents
Culture Documents
Kurtuluş Cephesi, Sayı: 87, Eylül-Ekim 2005
Kurtuluş Cephesi, Sayı: 87, Eylül-Ekim 2005
KURTULUÞ CEPHESÝ
Zafer Bizim Olacaktýr !
Devrim
Nasýl Yapýlýr?
Mevcut Durumda
Globalistler ve Sollar
TÜPRAÞtan
Özelleþtirme Dersleri:
Ofer, Doðan Holding ve Legal Sol
Yasallýðýn
Oportünizmi
Che Guevara
!
aydýnlarý ve legal solun tutumu GLOBALÝSTLER
üzerine bir deðerlendirme. VE SOLLAR
$
ortaya koyduðu gerçekler üzerine. OFER, DOÐAN HOLDÝNG
VE LEGAL SOL
Che Guevaranýn
ölümünün 38. yýlý anýsýna. $ CHE GUEVARA
Onlar,
halkýn THKP-C SAVAÞÇILARI
devrimci
LEVENT ERTÜMER, FARUK AÇÝL
öncüleriydiler,
savaþarak, savaþta öldüler. % ZÝYA ERDÖNMEZ, SERDAR SOYERGÝN
Devrim
Nasýl Yapýlýr?
Bir ülkede devrimin nesnel koþullarý cut düzenin deðiþmesi gerektiðini kitlelere
mevcutsa, devrim yapmanýn temel koþulu, göstermeyi ve buna baðlý olarak kitlelerin
devrimci sýnýflarýn, devrimin gerekliliðinin devrimin gerekliliði ve zorunluluðunun bi-
ve zorunluluðunun bilincine sahip olmala- lincine ulaþmalarýný saðlamayý hedefler.
rýdýr. Bu bilince sahip olan devrimci sýnýf- Devrimin gerçekleþtirilmesi sorunu bu
larýn örgütlenmesi ve devrimin gerçekleþti- þekilde ortaya konulduðunda, devrimci
rilmesi için harekete geçirilmesi ise, dev- mücadelenin hedefleri ve amaçlarý açýk ve
rimci bir partinin varlýðýný gerektirir. Bu ne- net hale gelir. Ancak devrimin gerçekleþti-
denle, bir ülkede devrimin gerçekleþtirilme- rilmesi bu kadar açýk ve net hedeflere yö-
si için, devrimci bir partinin varlýðý ve kitle- nelik bir mücadele yürütülmesine baðlý ol-
lerin bilinçli ve örgütlü olmasý þarttýr. (Dev- masýna karþýn, nesnel koþullar da ne denli
rimin öznel koþullarý.) uygun olursa olsun, devrim gerçekleþme-
Bu temel bir kez saptandýktan sonra, yebilir. Yýllar, on yýllar kitlelerin bilinçlendi-
devrimci mücadelenin kýsa, orta ve uzun rilip örgütlendirilmesi için yürütülen çalýþ-
vadeli hedefleri ve devrimci öncünün gö- malarla geçer. Ama devrim bir türlü ger-
revleri saptanabilir. çekleþmez.
Eðer bir ülkede devrimin bu öznel ko- Kitlelerin bilinçlendirilmesi ve örgütlen-
þullarý mevcut ise, yapýlacak tek iþ, nesnel mesi yönünde sürdürülen çalýþmalar belli
koþullarýn en olgun olduðu bir aþamada bir ilerleme saðladýðýnda, hiç beklenmedik
politik iktidarýn ele geçirilmesi için kitlele- geliþmelerle bu ilerleme duraksar, geriler
rin harekete geçirilmesidir. 1917 Ekim Dev- ve ilk baþlangýç noktasýna geri döner. Bu
riminde olduðu gibi, nesnel koþullarýn en geri dönüþler devrimci mücadelenin ye-
olgun olduðu anda (milli kriz), partinin ön- nilgisi olarak tanýmlandýðý ölçüde, devrim
derliðinde baþlatýlacak bir silahlý ayaklan- neden yenildi üzerine tartýþmalar da baþ-
mayla iktidar ele geçirilir. lar. Bu tartýþmalarda, kimi durumda emper-
Buraya kadar devrim sorunu, devrimci yalizm ve oligarþinin çok güçlü olduðu
öncünün varlýðý ve kitlelerin bilinçli ve sonucuna ulaþýlýr, kimi durumlarda karþý
örgütlü olmasý sorunu olarak somutlaþýr. tarafýn elindeki propaganda ve pasifikas-
Devrimci öncü mevcut ise, görev, kitlele- yon araçlarýnýn (özel olarak medya) çok
rin bilinçlendirilmesi ve örgütlendirilmesi- yaygýn ve geliþmiþ olduðuna karar verilir.
dir. Bunun için mevcut düzenin niteliðini Buna paralel olarak da, devrimin gerçek-
ortaya koyan geniþ bir siyasi gerçekleri leþtirilmesi için, ya çok güçlü olunmasý
açýklama kampanyasý yürütülerek, devri- gerektiðine, ya da emperyalizmin ve oligar-
min gerekliliði ve zorunluluðu kitlelere gös- þinin propaganda ve pasifikasyon araçlarý-
terilir. Devrimci öncünün yürüteceði tüm nýn etkisizleþtirilmesi gerektiðine hükmedi-
propaganda ve ajitasyon çalýþmalarý, mev- lir. !
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
Birinci durumdan çýkartýlan sonuç, ala- lýr, silahlý ayaklanmanýn koþullarýnýn ne ka-
bildiðine örgütlenmek ve örgütlenerek güç dar olgunlaþýp olgunlaþmadýðýna bakýlýr ve
biriktirmek olurken; ikinci durumda dev- devrimci öncünün kurmayý, buna baðlý ola-
rimci propaganda çalýþmalarýnýn ve araçla- rak silahlý ayaklanma kararý alýr.
rýnýn alabildiðine geliþtirilmesi ve güçlendi- Silahlý ayaklama kararý alýndýðý ana ka-
rilmesi gerektiði sonucuna ulaþýlýr. Ve böy- dar devrimci öncü, bilinçli ve örgütlü kitle-
lece bir kez daha devrim mücadelesi kal- nin içinde silahlý ayaklanmanýn hazýrlýklarýný
dýðý yerden baþlar. baþlatýr. Bunun için silahlý devrimci komi-
Yýllar ve on yýllar geçer. Bir yandan yeni te oluþturulur, iþçi ve köylü milisleri silah-
insanlar örgütlenir, diðer yandan tüm mad- landýrýlýr, yurtsever askerler arasýnda ajitas-
di olanaklar seferber edilerek propaganda yon ve propaganda çalýþmalarý yürütülür,
çalýþmalarý için her türlü araç devreye so- baþarýlý bir silahlý ayaklanma için gerekli di-
kulur. Günlük, haftalýk ve aylýk yayýnlara ðer önlemler alýnýr. Olasý bir silahlý ayak-
baþlanýlýr, daha fazla maddi olanak bulu- lanma durumu hesaba katýlarak daha ön-
nursa televizyon ve radyo alanýna geçi- ceki süreçlerde askeri eðitim verilmiþ ve
lir. Amaç karþý tarafýn propaganda ve pa- belli ölçüde silahlý mücadele deneyimi ka-
sifikasyon araçlarýný etkisiz kýlmaktýr. Yeni zandýrýlmýþ kadrolar aracýlýðýyla iþçi ve köy-
unsurlar örgütlenir, kadrolaþtýrýlýr. Bunlar lü milisleri eðitilir. Ve herþeyin olgunlaþtýðý-
kitlelerin bilinçlendirilmesi ve örgütlenme- na karar verildiðinde, yani 24 Ekim 1917 ak-
si çalýþmalarýnda etkin biçimde görevlen- þamý Kýþlýk Saraya saldýrý baþlatýlýr, Kýþlýk
dirilir. Ýþler yeniden baþlamýþtýr. Saray ele geçirilir. Devrim gerçekleþmiþtir.
Ama, bir yanda devrimci propaganda Ancak burada gerçekleþen devrim, teo-
araçlarýnýn maddi olanaklarý artan oranda rik planda gerçekleþmiþtir. Gerçek yaþam-
tüketmesi, öte yanda örgütlenen ve hatta da iþler Ekim 1917de olduðu gibi böyle git-
kadrolaþtýrýlan yeni unsurlarýn giderek dü- mez.
zen içinde eriyip gitmeleri sonucunda, Sondan baþlarsak, önce Kýþlýk Saray
maddi olanak bulma ve kadro sorunu te- mevcut olmayabilir. Sonra silahlý ayaklan-
mel sorun haline dönüþür. ma için koþullarýn olgun olup olmadýðýna
Maddi olanak gereksinmesinin kitleler iliþkin tartýþmalarda Zinovyev ve Kamenev
örgütlendikçe, onlarýn devrime ve örgüte gibi kurmaylar ortaya çýkar. Ýþçi ve köylü
baðlýlýðý ve fedakarlýklarý ile çözüleceði dü- milisleri silahlandýrýlacaktýr, ama silah depo-
þünülür. Kadro sorunu ise, ayný biçimde larý mevcut deðildir. Daha da geriye gidil-
onlarýn devrime ve örgüte baðlýlýklarý, feda- diðinde Þubat 1917 Devrimi gerçekleþme-
karlýklarý ölçüsünde çözülecektir ve kadro- miþtir.
lar kalýcýlaþacaktýr. Bu olasýlýklar göz önüne alýndýðýnda ya-
Ancak bir yandan devrimin sýnýflarýnýn pýlacak iþ, güç biriktirmek, propaganda
yoksulluðu, diðer taraftan kadrolarýn yaþa- ve ajitasyon çalýþmalarýna devam etmek,
mak zorunda olduklarý için düzenin eko- kitlelerin politize olduðu, Þubat 1917de ol-
nomik iliþkileri içinde çalýþmaya baþlama- duðu gibi silahla ayaklandýðý koþullarý bek-
larý (eðer üniversite öðrencileri iseler okul- lemekten ibarettir. Bir diðer ifadeyle, devri-
larýný bitirip iþe girmeleri), yeniden bir adým min nesnel koþullarýnýn olgunlaþmasý,
ileri, iki adým geriyi yaþatýr. yani milli krizin derinleþmesi beklenecek-
Yine de ilerleme saðlanabilir, devrimci tir. Artýk tüm devrimci mücadele, nesnel
mücadelenin geliþmesi için bir çýkýþ yolu koþullar olgunlaþana kadar, kitlelerin mev-
bulunabilir ya da nesnel koþullarýn ortaya cut düzene karþý tepkileri açýða çýkana ka-
çýkardýðý kendiliðinden tepkilerin açýða çýk- dar, yani kitleler tepkilerini kendiliðinden
masýyla daha geniþ kitlelerin devrim müca- ayaklanmalarla ortaya koyana kadar iþleri
delesine katýlmasýnýn koþullarý oluþabilir. idare etmekten ibaret olacaktýr. Kadrolar-
Bu durumda, bir kez daha politik ikti- dan beklenen, bu koþullara kadar diri dur-
darýn ele geçirilmesi için planlar yapýlýr. Uy- mak, umudu büyütmek ve devrimci
gun bir anda baþlatýlacak bir silahlý ayak- kararlýlýðý yitirmemektir. O gün, bir gün
lanma için hazýrlýklara giriþilir. Leninin mutlaka gelecektir inancýný korumaktýr.
Ekim Devrimi öncesinde yaptýðý gibi, mev- Eðer ülke içinde pazarýn geniþlemesine
" cut durum ve güçler dengesi tahlilleri yapý- paralel olarak þehirleþme, haberleþme ve
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
Mevcut
Durum
Üzerine
2001 Þubat krizi, Türkiye tarihinin en türlü ithal malýna yönelik talep alabildiði-
aðýr ekonomik bunalýmýnýn doruk noktasý ne artarken, hiç kimse bu deðirmenin su-
olmuþtur. Globalizm propagandalarýyla yunun nereden geldiðine aldýrýþ bile etme-
körüklenen tüketim ekonomisinin bu aðýr miþtir. Tüm topluma dalga dalga yayýlan tü-
krizi, herþeyden önce, Sovyetler Birliðinin ketim hastalýðý, giderek tüketmekten baþka
daðýtýlmýþlýðýyla birlikte emperyalizmin dün- birþeyle ilgilenmeyen bir toplumsal iliþki or-
yaya tam olarak egemen olduðu, bu ege- taya çýkarmýþtýr. Öyle bir toplumsal iliþki or-
menliðinin kapitalizmin zaferi olarak ilan taya çýkmýþtýr ki, ülke tarihinin en aðýr dep-
edildiði bir dönemin sonunda ortaya çýk- remlerinden birisi olan Marmara depremin-
mýþtýr. Küçük-burjuva ekonomistlerinin te- de ölen on binlerce insaný bile birkaç gün-
levoleci türlerinin ertelenmiþ talep diye- de unutabilmiþtir. Marmara depreminde
rek göklere çýkardýklarý tüketim, bir yandan annesi, babasý, eþi, çocuklarý, kardeþleri
borsa maceralarýyla, diðer yandan ithal ölenler, birkaç milyon uðruna tüm ölüleri-
mallara yönelik tüketimle, ülke tarihinde ni bir kenara itip, daðýtýlacaðý söylenen pa-
görülmedik bir düzeye yükselmiþtir. Kapi- ranýn kuyruðuna girmeye koþmuþlardýr.
talizmin zaferi çýðlýklarý eþliðinde ithalata Böylesine duyarsýzlaþtýrýlmýþ, tüketmek-
baðýmlý bu tüketim patlamasý, toplumun ten baþka birþey düþünemez hale gelmiþ
her kesimini içine almýþ, kentlerden köy- toplum, AB üyeliði uðruna kendi ülkesin-
lere, tüm toplumsal kesimleri sonu hiç gel- den, memleketinden, topraklarýndan kolay-
meyecekmiþcesine tüketmeye yöneltmiþtir. ca vazgeçebilecek bir hale de gelmiþtir. Ce-
Borsayla, yüksek faizle, rüþvet ve yolsuz- bine AB pasaportu koyduðunda kapaðý
luklarla, banka hortumlamalarýyla, turizm Avrupaya atma hayalleri gören bu toplum,
hizmetçiliðiyle ve nihayetinde kredi kartla- ülke kaynaklarýnýn alabildiðine ve pervasýz-
rýyla beslenen bu tüketim patlamasý, üret- ca talan edilmesine aldýrýþ bile etmemiþtir.
meden tüketen bir toplumsal davranýþ bi- Tersine, ülke kaynaklarýnýn özelleþtirme
çimi ortaya çýkarmýþtýr. adýyla talan edilmesinin kendilerine getire-
Geniþ halk kitleleri, özel olarak kent kü- ceði üç-beþ kuruþla neler alacaðýnýn plan-
çük-burjuvazisi, bu üretmeden tüketmeyi larýný yapan alelade insan topluluðu haline
globalizmin bir nimeti olarak algýlamýþ ve dönüþmüþlerdir.
kapitalizmin sonsuza kadar varlýðýný sürdü- Özellikle kent küçük-burjuvazisinin tü-
recek bir tüketim toplumu olduðu inan- ketim çýlgýnlýðý, vurdumduymazlýðý dalga
cýyla tüm geçmiþ yýllarýn acýsýný çýkart- dalga ülke sathýna yayýlmýþ, neredeyse Lale
maya baþlamýþtýr. devrinin vur patlasýn, çal oynasýn günleri
Borsa rekordan rekora koþarken, repo, yaþanmaya baþlamýþtýr. Her köþe baþýnda
ters-repo sözcükleri dillerde dolaþýrken, her halk konserleri, simit saraylarý bu yay- %
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
temel o denli öne geçecektir. Bu nedenle le, oligarþik devletin araçlarýna karþý
sorun, faþist milislerin kýþkýrtýcýlýðýna karþý olan tavrýn içindedir. Klâsik faþizmin
cepheler kurma önerileri yapmak yerine, ideolojik savunucusu MHPnin sýnýf
geliþme ve çatýþmalarýn sýnýfsal niteliðini desteði ve kitlelerle olan çeliþkisi
sergileme yönünde mücadele etmektir. Bu dikkate alýnarak, olaylar içinde oli-
ise, öncelikle siyasi gerçeklerin açýklan- garþik devlet-MHP iþbirliði kitlelere
masý demektir ve hangi mücadele biçimi gösterilip, gerek MHPnin ideolojik
temel alýnarak bu siyasi gerçeklerin açýk- etkileri kýrýlmalý, gerekse de oligarþi-
lanacaðýný bilmek meselesidir. nin kitlelerden tecrit edilmesi göre-
Bu devrimci görevler bir yana býrakýla- vi yerine getirilmelidir.*
rak, bir yandan marjinal konularla uðra- Bugün ülkedeki mevcut geliþme ve ça-
þýrken, diðer yandan faþist mafyacý gü- týþmalardan en çok etkilenen kesim, tüm
ruhun kitleleri kýþkýrtmasýndan söz et- tüketim sapkýnlýðýna karþýn kent küçük-bur-
mek, buna karþý birleþik, yurtsever vs. cep- juvazisidir. Özellikle ABden umudunu tü-
he önerileri ve giriþimleri yapmak, henüz müyle kesmiþ olan bu kesim mensuplarý,
maddi bir güç olmamýþ devrimci alternati- giderek ülkenin parçalanmasý ve iþgal
fi daha ruþeym halindeyken yok etmekle edilmesi korkusu içine düþmüþlerdir. Bu
özdeþtir. Yýllar önce faþist MHPye iliþkin kesimlerin bu korkusu, 28 Þubat sürecin-
olarak yapýlmýþ olan þu deðerlendirme bu- deki laikliðin elden gitmesi korkusundan
gün için de yol gösterici olacaktýr: daha derindir. Bu kesimlerin Þu Çýlgýn
Bugün ülkemizdeki siyasal geliþ- Türkler kitabýna karþý gösterdikleri ilgi bu
melerde MHP, kitlelerin gerek ideo- korkunun boyutlarýný göstermeye yetecek
lojik etkiler altýna alýnmasý, gerekse niteliktedir.
pasifleþtirilmesi için önemli bir görev Küçük-burjuvazi, sýnýfsal yapýsý
üstlenmiþtir. Baþka bir ifadeyle, oli- gereði, çabuk pasifize olan ve çabuk
garþi, kitleleri pasifleþtirmede milis tepki gösteren bir sýnýftýr. Bu neden-
güçlerini kullanmaktadýr. Hükümet- le, oligarþiye karþý ilk tepkiyi koyan
ler, bu saldýrý ve sindirme eylemle- sýnýf olmakla birlikte, siyasal zor kar-
rini adi vakalar olarak lanse etmek- þýsýnda ilk pasifize olan sýnýftýr da.
te ve devletin araçlarý ile bazý du- Eðilimini güç dengesine göre somut-
rumlarda fiilen pasifikasyonu yürüt- laþtýrýr. Bu nedenle siyasi mücadele-
mektedir. Bu iþleyiþ, oligarþik yöne- mizde ilk yanýmýza gelecek ve yine
timin normal bir iþleyiþidir ve mut- ilk uzaklaþacak olan sýnýftýr.**
laka tavýr alýnmasý gereklidir. MHP- Bu nedenden dolayý, bu kesimlerin kor-
nin militanlarýna karþý alýnacak tavýr, kularý ne abartýlmalýdýr, ne de yok sayýlma-
tek baþýna ele alýnamaz. MHP, oli- lýdýr. Bugün ülkenin üzerinde oynanan
garþinin yaþattýðý bir güçtür. Bugün- oyunlar karþýsýnda büyük korku duyan bu
kü görevi, kitleleri pasifleþtirmek ve kesimler, ayný zamanda 1980 öncesindeki
þovenist sloganlarla kitleleri ideolo- çatýþmalarýn benzerinin bir kez daha yaþan-
jik etki altýna almak olduðu halde, masýndan da korkmaktadýr. Bu nedenle,
devrimci hareketi saptýrma görevini bir yanýyla anti-emperyalist ve AKP karþýtý
de üstlenmiþtir. Hedef, devrimcileri mücadelenin radikal bir biçimde yükseltil-
sýnýf mücadelelerinden saptýrmak ve mesinden yana tavýr takýnýrken, diðer ya-
kýsa bir vuruþmaya indirgemektir. nýyla bu yükselecek mücadelenin bir iç
Dünya tarihinde bunun örnekleri var- savaþ görünümü almasýndan korkmakta-
dýr. En son örnek, Lübnanda yaþan- dýr. Bu korkusuyla, linç olaylarýnýn Türk-
maktadýr. Kürt çatýþmasý boyutuna karþý çýkarken,
Bu durumda MHPye karþý alýna- ülkenin parçalanmasý endiþesiyle bir
cak tavýr ihmal edilemez. Ancak, þeylerin yapýlmasýný da desteklemektedir.
mücadelenin tek boyutunu da teþkil Bir yandan anti-emperyalist, ulusal baðým-
etmez. MHPye karþý alýnacak tavýr,
oligarþinin siyasal zoruna karþý alýna- * Ýlker Akman, Mevcut Durum ve Devrimci Tak-
cak tavrýn içinde mütalaa edilmeli- tiðimiz, 1976.
dir. MHPye karþý verilecek mücade- ** Ýlker Akman, agy.
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
sýzlýkçý bir devrimci mücadelenin geliþmesi- týr. Büyük özel ve kamu kuruluþlarýnda ça-
ni isterken, diðer yanýyla devrimci müca- lýþan iþçiler giderek aristokrat iþçi haline
delenin ortaya çýkartacaðý daha üst ve sert dönüþürken, küçük ve orta sanayi kuru-
mücadelelerden korkmaktadýr. Her durum- luþlarýndaki iþçiler, sendikal örgütlenmeye
da faþist milis örgütlenmelere (adýnýn MHP bile sahip olmayan örgütsüz, kendi ken-
ya da BBP olmasýnýn önemi yoktur) karþý dine bir sýnýf haline dönüþmüþtür. Bu ne-
olan bu kesimler, solun ulusal baðýmsýzlýk denden dolayý, dýþa baðýmlý, dolayýsýyla it-
ve ulusal konularda tutarsýz oluþundan halata dayalý ekonominin ortaya çýkardýðý
yola çýkarak milliyetçi bir yöne kaymýþlar- özelleþtirmeler karþýsýnda sadece kendi
dýr. parçasal-kiþisel çýkarlarýnýn peþine düþerek
Geçmiþ dönemlerle kýyaslanmayacak çýkýþ yollarý aramaya yönelmiþtir. Bu neden-
ölçüde ikircikli hale gelmiþ olan kent kü- le, özelleþtirmelere karþý yürütülen müca-
çük-burjuvazisinin bu sýnýfsal özellikleri, ge- deleler, hükümet ya da özelleþtirilen kuru-
liþen siyasal olaylar karþýsýnda güvenilir bir luþlarýn yeni sahipleriyle daha elveriþli ko-
kitle tabaný oluþturmaktan uzaktýr. DÝSKin þullarda pazarlýk edebilmenin aracý olarak
12 Eylülün 25. yýlý nedeniyle düzenlenen ortaya çýkmýþtýr. SEKA olayý açýktýr.
mitinge katýlmama kararý ve mitingin iptali- Ýþçi sýnýfýnýn kendisi için sýnýf olmak-
ni istemesinin arkasýnda yatan bu sýnýfsal tan kendi kendine sýnýf olmaya doðru ge-
özelliktir. riye döndürülmesinde yýllar boyu sürdürü-
Bugünkü koþullarda köylülük, sahipsiz len karþý-devrimci propagandalar ve oligar-
ve kimsesiz bir topluluk olarak tümüyle þik devletin zor uygulamalarý belirleyici ol-
dýþlanmýþtýr. Soldaki legalizm ve kent mer- muþsa da, soldaki legalizmin egemenliðinin
kezli politikalar nedeniyle kendi kaderine de bu pasifize olmada önemli katkýsý bu-
terk edilmiþ olan köylü kitleleri, geliþen si- lunmaktadýr.
yasal olaylarýn basit ve sýradan bir izleyici- Bugün iþçi sýnýfý, köylülükten sonra, ül-
si durumundadýrlar. Özellikle tarým ürünleri kede geliþen siyasal olaylar karþýsýnda ba-
ithalatýndan ve ucuz dolar politikasýndan en sit bir izleyici konumunda bulunan ken-
fazla etkilenen kesim olan köylülük, pa- di kendine sýnýf durumundadýr.
zar ekonomisindeki geliþmelerle artan Ýþçi ve köylü kitlelerinde görülen bu
oranda sýnýfsal farklýlaþmaya uðradýðýndan, edilgenlik ve izleyicilik, devrimci alter-
eski dönemlerden çok daha daðýnýk, ör- natifin maddi bir güç olmamasýnýn ortaya
gütsüz ve heterojen bir topluluk haline gel- çýkardýðý bir durumdur. Bu nedenle, bu sý-
miþtir. Bu yapýsýyla her türlü siyasal yön- nýflarýn etkin bir siyasal güç haline gelme-
lendirmeye her zamankinden daha fazla sinin yolu, devrimci maddi bir gücün ortaya
açýktýr. Ülkede geliþen olaylarýn ve çatýþma- çýkmasýyla olanaklýdýr.
larýn gerçek niteliðini kavrayamadýklarý sü- Ýþte bu koþular altýnda, bugün izlenme-
rece, bu çatýþmalarýn içine çekilmeleri ola- si gereken siyasal çizgi, anti-emperyalist ve
sýlýðý gittikçe artmaktadýr. En tehlikeli geliþ- anti-oligarþik mücadeleyi, mevcut durumun
me, köylülerin, Türk-Kürt çatýþmasý teme- öne çýkarttýðý politik hedeflere yönelik ola-
line oturtulmuþ milli krizin derinleþmesinin rak, politikleþmiþ askeri savaþ temel, de-
yaratmýþ olduðu çatýþmalarýn içine çekilme- mokratik muhalefet tali olmak üzere, her
sidir. yerde, iþçi-köylü ittifaký temeli üzerinde
Ýthalata dayalý ekonomi-politikanýn bir maddi ve fiili örgütlenmeyi, yani halkýn kur-
sonucu olarak üretmeden tüketmenin ala- tuluþ cephesini inþa ederek yürütmektir.
bildiðine yaygýnlaþmasýndan en fazla etki- Bunun ilk adýmý, legalizmin ekonomik-de-
lenen diðer kesim ise iþçi sýnýfý olmuþtur. mokratik kitle mücadeleleri üzerindeki ide-
1980 öncesindeki mücadelelerle elde edil- olojik ve fiili egemenliðini ortadan kaldýr-
miþ iþçi haklarý ne ölçüde 12 Eylül döne- maktýr. Bu yapýldýðý ölçüde, devrimci alter-
minde ortadan kaldýrýlmýþ ve sendikalar ne natifin maddi bir güç haline gelmesi ve po-
denli güçsüzleþtirilmiþse de, iþçi sýnýfýnýn litikleþmiþ askeri savaþ temelinde mücade-
1991 sonrasýnda tüketim ekonomisine leyi geliþtirmesi için gerekli koþullar yaratý-
eklemlenmesi ve basit tüketici kitle için- labilecektir.
de yer almasý, küçük-burjuva ideolojisinin Mevcut durumun öne çýkardýðý temel
iþçi sýnýfý içinde yaygýnlaþmasýna yol açmýþ- olgular ve görevler bunlardýr.
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
Mevcut Durumda
Globalistler
ve Sollar
12 Eylül askeri darbesi öncesinde yük- man olduðu gibi, ilk sonuçlarýný küçük-
selen silahlý devrimci mücadeleye karþý oli- burjuva globalist aydýnlarý arasýnda ver-
garþinin faþist milis gücü olarak devreye so- meye baþlamýþtýr. Daha düne kadar AB
kulan ülkücüler, bugün Amerikan emper- üyeliði ile ülkeye refah ve demokrasi gele-
yalizminin Irak iþgaliyle birlikte yükselen ceðinden söz eden, AB sayesinde darbe-
anti-emperyalist ve anti-amerikancý tepki- ler döneminin sona erdiði propagandasý
leri denetim altýna almak ve derin devlet- yapan bu globalist aydýnlar, faþist milis-
in, yani oligarþik yönetimin çýkarlarýna tabi lerin eylemleri karþýsýnda giderek can tela-
kýlmak amacýyla devreye sokulmuþtur. þýna düþmüþlerdir. Kýbrýs sorunundan Kürt
Sivil faþistlerin devreye sokulmasý, Ame- sorununa, Fener Patrikhanesi sorunundan
rikan emperyalizminin AKPden umudunu Ermeni sorununa kadar her konuda ahkam
kestiðinin bir göstergesi deðildir. Sivil faþist- kesen, tüm sorunlarýn AB üyeliðiyle, ulu-
lerin devreye sokulmasý, Amerikan emper- sal devletin daðýtýlmasýyla çözüleceðini ilan
yalizminin elindeki tüm güçleri kullanarak eden globalist aydýnlarýn, güçlü olduklarý
geliþen anti-emperyalist ve anti-amerikan- kentlerden baþlayarak metropollere doðru
cý tepkileri pasifize etmeye karar verdiðinin yayýlan faþist güç gösterisi karþýsýnda içine
bir göstergesidir. düþtükleri can telaþý, düþük yoðunluklu
Bugün Amerikan emperyalizminin Irak askeri darbe teorilerinin ortaya atýlmasý-
iþgaliyle birlikte yükselen anti-emperyalist nýn da zeminini oluþturmuþtur.
ve anti-amerikancý tepkiler, milliyetçilik Globalist aydýnlarýn can telaþý,
temelinde sivil faþistler aracýlýðýyla pasifize aman provokasyona gelmeyelimci legal
edilmeye çalýþýlmaktadýr. Bu pasifikasyon solcularýn 12 Eylül öncesindeki korkularýný
giriþiminde sol, Kürt ulusal hareketi karþý- da canlandýrmaya yetmiþtir. Sadece birþey
sýnda gösterdiði kararsýz ve tutarsýz tutumu yapýyormuþ gibi görünmek adýna yapýlma-
nedeniyle kolayca hedef tahtasýna oturtu- ya çalýþýlan 12 Eylülün 25. yýl eylemleri
labilmiþtir. karþýsýnda DÝSK adýna Süleyman Çelebinin
Mart ayýndan itibaren süregiden faþist takýndýðý tavýr, bu korkunun ne kadar bü-
milis eylemler, gerek anti-emperyalist ve yük ve canlý olduðunun kanýtý olmuþtur.
anti-amerikancý tepkilerin pasifize edilme- Ermeni konferansý öncesinde bir zaman-
sinde, gerek bu tepkilerin milliyetçilik larýn faþizme karþý direniþ komiteleri teo-
söylemiyle yönlendirilmesinde önemli iler- risyenlerinden Taner Akçamýn da içinde
lemeler kaydetmiþtir. Medyatik dilde linç yer aldýðý globalist küçük-burjuva neo-li-
giriþimleri olarak sunulan faþist milis ey- beral aydýnlarý adýna devletten can güven-
lemler, giderek faþist milislerin güç gös- liðinin saðlanmasý talebinde bulunulmasý
terisine dönüþmüþtür. korkunun nelere kadir olduðunu da açýkça
Faþist milislerin güç gösterileri, her za- göstermiþtir. !
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
ri korumak için diþe diþ bir direniþ mantý- saldýrýlarýný göðüslemek söylemiyle yapýla-
ðý bir yana býrakýlmalýdýr. Legal sol örgüt- cak olan protesto eylemlerinin, linçlere
lenmelerin saflarýnda yer alan tüm samimi karþý mücadele olmadýðý bilinmelidir. Faþist
ve iyiniyetli devrimcilere düþen görev, mev- milislerin güç gösterisine karþý mücade-
cut durumun ortaya çýkardýðý gerçeklerin le esas olmalýdýr. Bu mücadele, birkaç
ýþýðýnda, silahlý devrimci mücadelenin ya- molotoflama eylemiyle yürütülen bir mü-
nýnda yer almaktýr. Bunun için, bulundukla- cadele deðildir. Daha henüz mevcut düze-
rý her alanda, silahlý devrimci mücadele- ne karþý protestolarýný, 4x4 savaþ araçla-
nin bu alanlarda faaliyeti olup olmama- rý bir yanda dururken, belediye otobüsleri-
sýna bakmaksýzýn, doðru devrimci çizgiyi ni molotoflama ile göstermekten bir adým
savunmalýlar ve bu çizgiyi faaliyetlerinin te- öteye geçirmemiþ cephe çaðrýcýlarýyla bu
meli haline getirmelidirler. mücadele yürütülemez.
Linçlere karþý mücadele ya da linç
#
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
le net 754 milyon dolarlýk kâr elde edilme- kýnda yaptýðý yayýnlarýn arkasýnda baþka he-
sidir. saplarýn olduðu açýktýr.
Ancak Sami Ofer grubunun sekiz ay Doðan medya grubunun, Ofer grubu-
içinde elde ettiði Tüpraþ kârý bununla da na karþý baþlattýðý kampanyanýn en önem-
kalmamýþ, Tüpraþýn daðýtmýþ olduðu te- li yaný, Tüpraþ ihalesine, Aydýn Doðanýn
mettüden kendi paylarýna düþen 58 mil- Petrol Ofisi (POAÞ) ile Ofer grubunun
yon dolarý da almýþlardýr. Böylece Ofer gru- TACýnýn (Tüpraþ Acquisition Consortium)
bunun sekiz aylýk net kârý 812 milyon do- Ortak Giriþim Grubu olarak birlikte ka-
lar olmuþtur. týlmýþ olmalarýdýr. Üstelik TÜPRAÞ Aqusi-
Ýsrailli Sami Ofer olayý bununla bitme- tion Cons.-Petrol Ofisi ortak giriþim grubu
miþtir. Sýrada Galataport, Erdemir ve Uzan- sözcüsü, Doðan Holding CEOsu Tufan
larýn Star medya grubu ihaleleri bulun- Darbazdýr.
maktadýr. Ofer grubu bu ihalelerden Gala- 12 Eylül günü yapýlan Tüpraþ ihalesine,
taport ihalesini almýþ, Star ihalesinde öne Doðan Holdingin CEOsunun sözcülüðün-
geçmiþ ve Erdemir ihalesine hazýrlanmak- de Aydýn Doðan ve Ýsrailli Sami Ofer or-
tadýr. tak olarak katýlmýþken, 13 Eylül günü Do-
Böylece Ofer grubunun Tüpraþ yolsuz- ðan medya grubu, gizli görüþmeler yo-
luðu, giderek yeni özelleþtirme ihalelerine luyla Ofer grubunun Tüpraþýn %14,76lýk
dikkatlerin dönmesine yol açmýþtýr. Artýk hissesini nasýl ucuza kapattýðýna iliþkin ya-
özelleþtirmeden çok, özelleþtirilecek yýnlara baþlamýþlardýr. Tüm Aydýn Doðan
kamu þirketlerinin kimin tarafýndan satýn medyasýnýn yayýnlarýnda Sami Ofer siyah
alýnacaðý konusu öne geçmeye baþlamýþtýr. kalýn gözlüklü fotoðrafýyla çizgi roman hýr-
Özelleþtirmelerle kamu sanayi kuruluþla- sýzlarý imajýyla sunulurken, Tüpraþ ihale-
rýnýn yerli ve yabancý özel kiþi ve þirketlere sine birlikte girdiklerine iliþkin tek bir satýr
yok pahasýna satýldýðý bilinen gerçek olma- yer almamýþtýr.
sýna karþýn, bu kez yerli ve milli sermaye Medya Tüpraþ ihalesinde Ofer ile Ay-
ile yabancý ve gayri-milli sermaye arasýn- dýn Doðan ortaklýðýný görmezlikten gelirken,
da bir rekabet sözkonusudur. Rekabet ala- legal sol yayýnlarda da buna iliþkin her-
ný da stratejik kuruluþlar olarak adlandýrý- hangi bir haber ya da bilgi de yer alma-
lan Tüpraþ, Erdemir gibi büyük sanayi ku- maktadýr.
ruluþlarý ile medya alanýdýr. Tüpraþ özelleþtirmesinin en önemli ol-
Ýsrailli Ofer grubunun Kemal Unaký- gularýndan birisi de, Ofer-Doðan iþbirliðine
tanla Davos vb. yerlerde yaptýðý gizli görüþ- iliþkin legal sol yayýnlarýn sessizliðidir. Dev-
melerle gerçekleþtirilen Tüpraþ hisse satýþ- rimci mücadeleyle ilgili ilgisiz her konuda
larýna iliþkin yolsuzluk haberlerinin en il- birþeyler yazmayý yayýn politikasý bel-
ginç tarafý ise, bu haberlerin Doðan Hol- lemiþ legal solun Aydýn Doðan ve holdingi
dinge baðlý medya grubu tarafýndan sü- hakkýnda böylesine sessiz kalýþý dikkat çe-
rekli gündemde tutulmasýdýr. kicidir. Kendileri açýsýndan mutlaka bunun
Aydýn Doðan, bir yýlý aþkýn süredir pek bir izahý vardýr. Ancak neredeyse tüm le-
çok þirketini ve bankasýný satarak nakite gal sol yayýnlarý daðýtan YAYSATýn Doðan
geçerken, bunu Türk Telekom ve Petkim Holdingin bir þirketi olduðu gerçeðinin bu
özelleþtirmeleri için yaptýðý yazýlýp çizil- sessizliðin bir nedeni olabileceði, düþü-
miþtir. Ama her iki ihalede de açýkça görül- nen her insan için somut bir gerçektir.
düðü gibi, Aydýn Doðanýn þirket ve banka Tüpraþýn özelleþtirilmesinin son der-
satýþlarýndan elde ettiði nakiti buralara si ise, feodal-tacir AKP mehteran takýmýnýn
yatýrmaya hiç niyeti yoktur.* Dolayýsýyla Ay- ticaret anlayýþýdýr. Bir taraflarýyla þeriatçýlý-
dýn Doðanýn medya grubunun Ofer hak- ðýn ümmetçiliðine, diðer taraflarýyla Mil-
li Görüþün Almanyanýn federal yapýsýndan
* Buna itiraz olarak, Aydýn Doðanýn, Ýþ Bankasýnýn elde etmiþ olduðu görgül bilgiye dayanan
elindeki POAÞ hisselerini 616 milyon dolara satýn AKP yöneticileri için ticaret, pazarlýk de-
aldýðý söylenebilir. Aydýn Doðanýn bu hisse devrin-
mektir. Anadolu kasabalarýndaki tefeci-tüc-
de ödediði nakit miktarý 316 milyon dolardýr. Kalan
bölüm 2010 yýlýna kadar taksitle ödenecektir. Oysa car yazýhanelerinde yapýlan pazarlýklarda ilk
Aydýn Doðan, sadece Dýþbank satýþýndan 1,1 milyar tedrisatýný yapmýþ olan AKP mehteran taký-
& dolar almýþtýr. mý, koyunun etinden çok postuyla ilgile-
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
nir. Onlarýn ticaret zekasý, malý satmaktan büyük özelleþtirme ihaleleriyle birlikte
çok, bununla elde edilecek yan gelirlerle milli savaþa dönüþmüþtür. Savaþýn taraf-
ilgilenir. T. Özalýn iþbitiriciliði karþýsýnda larý, yabancý sermayenin kazandýðý ihaleler-
secdeye varan AKP mehteran takýmý, özel- den komisyon alan iþbirlikçiler ile yabancý
leþtirmelere, elde edilecek kamu gelirle- sermayenin yerli ortaðý olarak hisse iste-
rinden çok, kendilerine ve yeþil sermaye- yen iþbirlikçilerdir. Yeni-sömürgeciliðin ti-
ye nasýl bir özel avantaj saðlayacaðýna ba- pik iþbirlikçi burjuvazisi, giderek kendileriy-
kar. le ortaklýk yapmayan yabancý nakit ser-
Ýþte bu feodal-tacir kafa yapýsýyla AKP maye giriþlerinden rahatsýz olmaya baþla-
yöneticileri Ýsrailli Sami Ofer ve oðullarýyla mýþtýr. Bu da, neo-liberal politikalara karþý
iliþkiye geçmiþlerdir. Davos zirvesinde ya- milli sermaye demagojisiyle millici ve
pýlan pazarlýklarýn ardýndan Tüpraþýn %14, milliyetçi akýmlarý desteklemeye yöneltmiþ-
76 hissesinin yurtdýþý yerleþik kurumsal tir. Reinada Mahir Çayan ve yeni-sömür-
yatýrýmcýlara satýldýðý açýklamasýyla Ofer gecilik muhabbeti yapanlarýn baþýný çek-
grubuna devredilmesiyle, sýra özel avan- tiði bu demagoji ve yönelimin çýkýþ nokta-
tajlara gelmiþtir. sý ise, Mahir Çayan yoldaþýn þu saptamasýn-
Tayyip Erdoðanýn Ýstanbul baþbakaný da bulunmaktadýr:
oluþuyla belirlenen özel avantaj, mede- ... özellikle II. yeniden paylaþým
niyetler buluþmasý paravanasý altýnda, savaþýndan sonralarýný kaplayan an-
uluslararasý yahudi sermayesinin yeþil ser- ti-emperyalist ve millici akýmlar,
maye ile iþbirliði içine girmesidir. Gala- zorunlu olarak emperyalizmin sömü-
taport ihalesi bu iþbirliðinin Ýstanbulcasý rü metodunda deðiþiklikler yapmýþ-
olmuþtur. AKPli yeþil sermayenin Alman- týr. Bu deðiþiklikler emperyalizmin
ya-Ýtalya-Türkiye saadet üçgeni içinde yü- çirkin yüzünün saklanmasý ve de sö-
rüttükleri saadet ihracatýnýn týkanmasýyla mürge ülkelerde pazar geniþletilme-
uluslararasý yahudi sermayesine daha faz- sini amaçlayan yeni-sömürgecilik
la yönelmiþlerdir. metodlarýdýr.**
AKPnin yahudi sermayesi ile ilk iþbirliði Eski iþbirlikçilik günlerinin avantajlarýný
ise Kuþadasýnda gerçekleþmiþtir. Ofer-Kut- sürdürmek isteyen iþbirlikçi-tekelci burjuva-
man ikilisinin Kuþadasý limaný iþletmesini zi de, yabancý sermayenin yeni iþbirlikçisi
üstlenmeleri* sýrasýnda ortaya çýkan bü- olmayý bekleyen tekelleþememiþ sanayi ve
rokratik engeller bir gecede Tayyip Erdo- ticaret burjuvazisi de, yükselen milliyetçi-
ðan tarafýndan kaldýrýlmýþtýr. Böylece Ofer lik dalgasý sayesinde yabancý sermayenin
grubu Kuþadasýna yerleþirken, Kuþadasý- kendileriyle ortaklýk yapmak zorunda ka-
nýn eski egemenleri olan ülkücü mafya, lacaklarýný hesaplamaktadýrlar.
derin devlet ve turizmci ÖDPliler için ye- Tüpraþ özelleþtirilmesinin son dersi,
ni bir süreç baþlamýþtýr. Turizmci ÖDPliler iþbirlikçi-tekelci burjuvazi ile tekelleþeme-
hýzla AKP saflarýna geçerken, ülkücü maf- miþ sanayi ve ticaret burjuvazisinin doðru-
ya ve derin devlet eski egemenliklerini dan yabancý sermaye giriþine karþý belli
sürdürebilmek için savaþ kararý almýþlar- bir consensusa doðru yöneldikleridir. Bu
dýr. consensusun neo-milliyetçilik temeline
Kuþadasýnda baþlayan yerel savaþ, oturup oturmayacaðý ise, bugünün sorunu
deðildir.
Yasallýðýn
Oportünizmi
* MLKP, II. Kongre Belgeleri, s. 208. ** MLKP, II. Kongre Belgeleri, s. 94.
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
isteyenleri örgütleyebilmek için akla gel- Buradan anladýklarý, nasýl olursa olsun
medik yollar ve yöntemler geliþtirirler. Ne- herkese yapacak iþ vermekten ibarettir.
rede bir kitlesel eylem olsa, onlar orada Bunun için akla gelmedik eylemler düþü-
hazýr ve nazýrdýrlar. 1970lerdeki gecekon- nürler ve önerirler. Bu çerçevede havai fi-
du direniþlerinden sonra gecekonducu- þek gösterileri düzenlerler, yaz aylarýnda
larýn T. Özalýn verdiði tapularla nasýl açýk hava etkinliklerini iyi deðerlendirirler,
emlak zengini olduklarýný bilmezlikten Halil Ýbrahim sofralarý kurarlar. 1 Mayýs gibi
gelip, yeniden gecekondu yýkýmlarýnýn yýl- devrimci mücadelenin simgesi olan günler
maz savaþçýlarý olurlar. SEKA iþçileri ey- ise, birbirleriyle pankart ve kafa sayýsý yarý-
lem yaptýðýnda onlar ordadýrlar. Tüpraþ þýna girdikleri birlik ve rekabet günleri
özelleþtirmesi gündeme girince, yine le- olarak deðerlendirilir.
gal solun oportünistleri hazýr ve nazýrdýrlar. Kýsacasý, oportünistler için, eylemde
Ýþlerine geldiðinde seçimleri boykot eder- Marksist ilkeler sadece basit birer araçlar-
ler, iþlerine geldiðinde seçimlere katýlma- dýr.
nýn ne kadar önemli olduðuna iliþkin sayfa- Ancak oportünizme karþý mücadele ko-
lar dolusu yazýlar yazarlar. Bu pratiklerin- lay deðildir. Oportünizm bukalemun gibi-
de kendilerine küçük-burjuva yaþam tar- dir. Çeþitli kýlýklara bürünerek sosyalist ha-
zýný kýlavuz olarak alýrlar. Küçük-burjuvalar reket içinde ortaya çýkar. Bu nedenle opor-
mangal partilerine gidiyorsa, onlar da tünizme karþý mücadele, oportünizmin bu-
piknik düzenlerler; küçük-burjuvalar sa- lunduðu her yerde ve ortaya çýktýðý her so-
nat ve kültür iþleriyle uðraþýyorlarsa, onlar mutlukta yürütülmesi gereken bir mücade-
da kültür ve sanat alanýna özel ilgi du- ledir. Marksist ilkeler onlar için basit birer
yan, yetenekleri olduðunu sezdiðimiz kadro araç olduðu için, onlarýn teorik görüþleri-
ve taraftarlarý teþvik etmek, desteklemek nin eleþtirisi fazlaca etkin deðildir. Yapýlan
özel olarak görevlendirip, kendilerini geliþ- her teorik eleþtiri karþýsýnda, kolaylýkla de-
tirmeleri için olanak sunmak, ihmal edile- magojiye baþvururlar. Kimi zaman küçüm-
mez görevlerimiz arasýndadýr* diyerek or- seyici bir havada siz yapýn da görelim di-
talýða çýkarlar. Kendi söylemleriyle varoþ- yerek eleþtirileri etkisizleþtirmeye çalýþýrlar,
larda yaþadýðýmýz semtleri birlikte güzelleþ- kimi zaman biz olmasak eleþtirecek birþey
tirelim vb. tarzda kampanyalar örgütle- bulamayacaklar diyerek böbürlenirler.
mekten söz ederler ve böylece küçük-bur- Bugün oportünizme karþý mücadelenin
juva yaþam tarzýna uygun çevre oluþtur- en zorlu olduðu bölüm, özlemi duyulacak
mayý meþrulaþtýrýrlar. olan mücadele, mümkün olan mücadele-
Bir yerde kitleleri þöyle ya da böyle dir, ve mümkün olan mücadele belli bir
etkileri altýna aldýklarýnda ise, tüm dikkat- anda verilmekte olan mücadeledir man-
lerini bu kitleyi nasýl ellerinde tutacakla- týðýnýn tartýþmasýz biçimde devrimci müca-
rýna yöneltirler. Bunun için Leninin þu söz- delede yer alan ve almak isteyen kiþilere
lerini sýkça yinelerler: kabul ettirilmiþ olmasýdýr. Oysa baþka bir
Gizli bir örgütü yönetmenin bü- mücadele mümkün olmanýn ötesinde bir
tün sanatý, mümkün olan her þey- gerçektir; tarihiyle, pratiðiyle ve teorisiyle
den yararlanmakta, herkese yapa- mevcuttur. Politikleþmiþ Askeri Savaþ Stra-
cak bir iþ vermekte ve ayný zaman- tejisi, bu tarihin, pratiðin ve teorinin gerçek-
da bütün hareketin önderliðini, sýrf liðidir. Tek yapýlmasý gereken, bu stratejik
birtakým yetkilere dayanarak deðil, çizgi etrafýnda toplanmaktýr. Oportünizme
otoriteye, canlýlýða, daha fazla tec- karþý mücadelenin baþarýsýný belirleyecek
rübeye, daha çok yönlülüðe ve daha olan da budur.
fazla yeteneðe sahip olarak elde tut-
makta yatar.**
Ernesto
Che Guevara
%
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
LEVENT ERTÜMER
1959/BERGAMA
14 EYLÜL 1977/BERGAMA
FARUK AÇÝL
1959/BERGAMA
14 EYLÜL 1977/BERGAMA
ZÝYA ERDÖNMEZ
1954 SÝVAS/KANGAL
17 EKÝM 1980 ÝSTANBUL/KADIKÖY
SERDAR SOYERGÝN
1960/ADANA
26 EKÝM 1980/ADANA
Cstwertskst þehrinde Marichelli Borboie adýnda ihtiyar bir kýz vardý. So-
fuluðuyla, kýz oðlan kýz oluþuyla, yaptýðý hayýr iþleriyle ün kazanmýþtý. Kafa-
sýný tek bir þeye takmýþtý. Öbür dünyada Aziz Pierrenin elini sýkarak cen-
nete girmek istiyordu.
Fakat Tanrý, bayan Borboienin sabrýný sýnamak için olsa gerek onun
baþýna bir bela gönderdi. Yetim kalan yeðeni Bobillas, bayan Borboienin
hayatýný zindan eyledi. Bu dinsiz, imansýz haylaz çocuk, sarhoþluðu, kav-
galarý, kötü kadýnlara düþkünlüðü, iyi kadýnlarý iðfal etmesi ile Cstwertskst
þehrinin baþ belasý oldu.
Derken efendim, ülkesinin karýþtýðý bir savaþ, bayan Borboieye yeðe-
ninden kurtulmak için bir fýrsat yarattý. Yeðenini askere gönderecekti. Bo-
billasý süvari birliðine yazdýrdý. Atýna bindirip cepheye yolladý.
Bobillas askere gideli altý ay olmuþtu. Poldev ordularý sýnýrda savaþýrken
bir salgýn hastalýk Cstwertskst þehrini kasýp kavurdu.
Bayan Borboie hastalýða ilk yakalananlardan biri oldu. Ölümünü sükun-
la karþýladý. Malýný mülkünü kiliseye baðýþladý. Tanrýnýn adýný anarak öldü.
Haber þehre yayýldýðýnda herkes ihtiyar kýzýn o akþam yemeðini cennet
melekleriyle birlikte yiyeceðinden emindi.
Bayan Borboie, bu dünyada gözünü kapayýp, öbür dünyada açýnca, gök
kapýlarýnda tuhaf bir manzara ile karþýlaþtý. Savaþta þehit olan askerleri
cennete öncelikle aldýklarýndan siviller aylardýr cennet kapýsý önünde bekleþi-
yordu. Kalabalýðý yararak ve de askerlerin arasýna karýþarak birkaç defa
kapýya kadar ulaþýp, kapýdaki meleklere:
Beni tanýmadýnýz mý? Ben Bayan Borboieyim...
Yaþým altmýþsekiz. Hâlâ bakireyim. Elime erkek eli deðmedi. Tanrý ve
kilise ne buyurdu, ne istedi ise yaptým. Benden istenip de yapmadýðým bir
þey kalmadý...
Cennete ben girmeyeceðim de kim girecek, þeklinde yakarmalarý hiçbir
sonuç vermedi.
Kapýnýn önünde sýra beklemeye baþladý. O beklerken sýra sýra cennete
giren askerleri izledi. Kahroldu. Günler, aylar geçti...
Bir gün birden irkildi. Önünden geçen atlýlarýn biri, ciðeri beþ para et-
mez yeðeni Bobillas deðil miydi? Ýsyan edercesine atlýlara doðru atýldý:
Hey, sefil herif... Þerefsiz haydut... Sen de mi cennete giriyorsun?
! Hem de ben burada, kapýnýn önünde günlerdir, aylardýr beklerken...
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
!
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
Ýþte Oligarþi
ve AKP Zenginleri!
100 Milyar Dolarlýk
100 Ýþbirlikçi
söz konusu. Boðaz kýyýsýnda bir yalý sahibi nede geçirdiklerini, iþadamlarýnýn ise sýklýkla
olmak, her zenginin gönlünde yatýyor. Türki- tekneyi býrakarak kýsa sürelerle iþlerinin baþ-
yenin en zengin ailelerinin büyük kýsmýnýn larýna döndüklerini anlatýyor.
Boðazda bir yalýsý mutlaka bulunuyor. Hatta Rahmi Koç, Mustafa Koç, Cem Boyner,
bazý ailelerin birden fazla yalýsý olduðu bili- Ömer Dinçkök gibi isimler her yýl Göcekte
niyor. buluþurlar. Toplu halde 3 gün-1 hafta bura-
Ancak yalý arzý artmadýðý için talep þehir da kalýnýr. Tekne davetleri verilir. Sonra her-
dýþýndaki konutlara yönelmiþ durumda. En te- kes kendi yoluna gider. Tekne ile açýlýrlar.
pedekilerin yalýlardan sonraki ilk seçimi Bey- Verdikleri davetlerden hiç kimsenin haberi ol-
koz Konaklarý gibi çok üst düzey gelir grup- maz. Hiç kimsenin haberi olmadan çok faz-
larýna hitap eden projeler oluyor. la davet verirler. Ve bu davetlere magazin
Bu kiþilerin günlük yaþamlarý ise bir baþ- basýnýnýn sýzmasýna imkan yoktur
ka merak konusu.
Hello Dergisi Eðlence editörü Ersin Sü- FÝYATLARI SONSUZ
zer, Türkiyenin en elit kesiminin Ýstanbuldaki
favori mekanlarýný, Reina, Ulus 29, Þamdan, Dünyanýn belki de en çok taklit edilen
Vogue, Hisarda Ýskele, Bebek Balýkçýsý ve ürünü olan Louis Vuitton, 1854 yýlýndan bu
Anadolu Yakasýnda Serdar Bilgilinin sahip yana þýk seyahat sanatýnýn güçlü sembolü
olduðu Ajia otel ve restoraný olarak sýralýyor. olarak tanýnýyor. Louis Vuitton, Türkiyede ilk
Tek bir farkla, onlar bu mekanlara kame- maðazasýný 1996da Niþantaþýnda açtýðýnda
ralar ve kameralar önünde olmak isteyen in- maðaza önünde kuyruk oluþmuþtu. Türkiye-
sanlar evlerine döndükten sonra genellikle de de sadece hazýr çanta satmayan Louis Vuit-
hafta ortasý gidiyorlar. ton, özel sipariþ de alýyor. Çantalarýn fiyatla-
Ersin Süzer, ailelerin yazý çoðunlukla tek- rý bin 500 dolardan baþlarken özel sipariþlerin !!
KURTULUÞ CEPHESÝ Eylül-Ekim 2005
fiyatlarý tahmin edilemeyecek rakamlara çý- veliahtý Baran Süzerin de dahil olduðu 100
kýyor. Fiyatlarý tanýmlayanlar, 1.500 dolardan Türk satýn almýþ.
sonsuza terimini kullanmayý tercih ediyor. Þaþalý yaþama bir örnek de, Türkiyenin
Üst fiyat limiti sonsuz markalardan birisi de önemli ailelerinden birinin özel jetinde baþ
Tiffany& Co. Þirketin yönetim kurulu üyesi hostes olarak çalýþmýþ Dianadan:
Dilek Erten, yeni ürünlerin yýlda bir ya da iki Yýlýn sadece 6 ayý çalýþýyordum. Ancak
kez yapýlan çok özel bir defileyle tanýtýldýðýný çalýþtýðým aylarda 24 saat her an çalýþmaya
söylüyor. Fiyatlarsa 30 bin dolardan baþlayýp hazýr oluyordum. Cebimde bir çaðrý cihazý
sonsuza doðru gidiyor! vardý. Gece bir anda Milanoda alýþveriþe git-
Türkiyede de satýþa sunulan Nokianýn mek isteyebiliyorlardý. Birkaç kez iþ saatleri
kardeþ þirketi Vertu cep telefonlarý da 30 bin dýþýnda ünlü ayakkabý maðazalarýna ya da
euroluk fiyatýna raðmen gördüðü ilgiden dükkanlara gittiðimiz oluyordu. Dükkanýn sa-
memnun. El yapýmý, safir kristal ekranlý, ya- hibini arayýp dünyanýn en ünlü alýþveriþ mer-
kut taþlardan oluþan telefonu, piyasaya çýktý- kezlerindeki bazý maðazalarý açtýrabiliyor-
ðý mayýs ayýndan bu yana Süzer Holdingin lardý.
!"
ERÝÞ YAYINLARI
Eylül-Ekim 2005 KURTULUÞ CEPHESÝ
Ýnternet Adresi:
www.kurtuluscephesi.com
www.kurtuluscephesi.org
www.kurtuluscephesi.net
E-Posta Adresi:
kurcephe@kurtuluscephesi.org
erisyayinlari@kurtuluscephesi.org