Professional Documents
Culture Documents
Sigmund Freud - Dinin Kökenleri
Sigmund Freud - Dinin Kökenleri
Sigmund Freud - Dinin Kökenleri
FREUD
DNN KKENLER
TEK YAYINEV
teki
PSKOLOJ
Yapm
TEK AJANS
Bask ve Cilt
TEK MATBAASI
Birinci Basm
1995
kinci Basm
1997
nc Basm
Temmuz 1998
Drdnc Basm
Austos 1999
Yaptn zgn Ad
The Origins of Religion
YNETM YER
Medha Eldem Sokak 52/1
06420 Kzlay/ANKARA
Tel: 312 435 38 33
Fax: 312 433 96 09
ISBN
975-8012-16-9
Sigmund Freud
DNIN KKENLER
TOTEM VE TABU
MUSA VE TEKTANRICILIK
VE DER ALIMALAR
Trkesi
SELUK BUDAK
NDEKLER
CLT 14
DNN KKENLER
Kaynaka................................................................................ 393
Ksaltmalar............................................................................. 407
FREUD DZS
SIGMUND FREUD:
YAAMI VE GRLER
S igmund freud , 6 Mays 1856da o dnemde AvusturyaMacaristan mparatorluu iinde yer alan Moraviann kk
bir kasabas olan Freibergde doar. Dardan bakldnda
seksen yllk yaam bir btn olarak uzun uzadya anlatl
may gerektirmeyecek kadar olayszdr.
Orta snftan Yahudi bir aileden gelen Freud, babasnn ikin
ci karsnn en byk oludur. Aile iindeki konumu allmn
biraz dndadr, nk babasnn zaten ilk karsndan iki yeti
kin olu daha vardr. Bunlar ondan yirmi yatan daha byktr,
birisi evli ve bir ocuk babasdr; yani o aslnda bir amca olarak
dnyaya gelir. Bu yeen, ocukluk yllarnda en az kendi kar
deleri (ki yedisi ondan kktr) kadar nemli bir rol oynar.
Yn tccar olan babas, Freudun doumundan hemen son
ra giderek artan ekonomik skntlara girer. Bu nedenle Freud
henz yandayken Freiberden ayrlmaya karar verir ve
Manchestere yerleen iki byk vey kardein ve ocuklarnn
dnda ailenin tamam bir yl sonra Viyanaya yerleir. Freud
yaamnn eitli dnemlerinde ngilterede onlara katlmay
dnr, ama bunu yaklak seksen yl boyunca gerekletire
mez.
Viyanada, Freudun ocukluu boyunca aile darlk iinde
yaar; ama babas, zeki ve alkan olduu anlalan olunun
[Freudun] eitimine deimez bir ncelik verir ve masraftan
kanmaz. Bunun sonucunda henz dokuz yandayken
Gymnasium\ (ortaokul) kazanr ve bu okulda geirdii sekiz
yln son alt ylnda srekli snf birincisi olur. On yedi yanda
mezun olduunda ne olacana henz karar verilmemitir; o
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
KRONOLOJK TABLO
Bu tabloda, Freudun entelektel geliimindeki ve dncele
rindeki balca dnm noktalarndan bazlar kabaca belirlen
mitir. zel yaamndaki balca olaylardan bazlarna da yer
verilmitir.
1856.6 Mays. Moravia, Freibergde doar.
1860. Ailesi Viyanaya yerleir.
1865. Orta okula balar.
1873. Viyana niversitesinde tp okumaya balar.
1876-82 Viyanada Fizyoloji Enstitsnde Brcke ile alr.
1877. lk yaymlar: anatomi ve fizyoloji zerine makaleler.
1881. Tp dalmda doktora derecesi alr.
1882. Martha Bemays ile nianlanr.
1882-5. Viyana Genel Hastanesinde alr; beyin anatomisi
zerinde odaklar; birok makale yaymlar.
1884-7. Kokainin klinikte kullanm konusunda aratrmalar
yapar.
1885. Nropatoloji dalmda Privatdozent (niversite Hocas)
olarak atanr.
1885 (Ekim)-1886 (ubat). Pariste Salpetrierede (Sinir Hasta
lklar Hastanesi) Charcotun yannda aratrmalar yapar.
lgisi histeri ve hipnoza ynelir.
1886. Martha Bemays ile evlenir. Viyanada sinir hastalklar
zerine zel bir muayenehane aar.
1886-93. Viyanadaki Kassowitz Enstitsnde nroloji, zel
likle de ocuklarda grlen beyin felci zerine aratrma
larna devam eder, birok makale yaymlar. lgisi yava
yava nrolojiden psikopatolojiye kayar.
KRONOLOJK TABLO
23
24
KRONOLOJK TABLO
KRONOLOJK TABLO
25
26
KRONOLOJK TABLO
SAPLANTILI EYLEMLER VE
DN UYGULAMALAR
(1907)
EDTRLK NOTU
(A) ALMANCA BASIMLAR:
ZANGSHANDLUNGEN UND RELIGIONSBUNGEN
1907 Zeitschriftfr Religionspsychologie, I (I) [Nisan], 4-12.
1909 S.K.S.N., 2, 122-31. (1912, 2. Bas.; 1921, 3. Bas.)
1941 Gesammelte Werke., 7, 129-39
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Obsessive Acts and Religious Practices
1924 Collected Papers, 2, 25-35. (ev. R. C. McWatters.)
1959 Standard Edition, 9, 115-27.
Elinizdeki basm, baz deiikliklerle birlikte Standard Edition
versiyonundan alnmtr.
Freudun din psikolojisine girii niteliinde olan bu makale,
Breler ve Vorbrodtun ynetimindeki bir derginin ilk says iin ubat 1907de yazlmtr ve be yl sonra kaleme alaca
Totem ve Tabu'da (1912-13, bu ciltte) konuyu ok daha kap
saml olarak ele almasna ynelik kesin bir adm oluturmakta
dr. Ama bunun da tesinde bu makale, on yl kadar ncesine
dayanan Breuer dneminden sonraki ilk saplantl nevroz tar
tmas olmas asndan da byk bir neme sahiptir. Burada,
bu makaleyi yazd dnemde tedavisine henz balamad
Fare Adam (1909d) durum tarihesinde (FD., 10) ayrntla-
30
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILI EYLEMLER VE
DN UYGULAMALAR
duygulardan ikayeti insanlardaki saplantl eylem
lerle dindar insanlarn inanlarn dile getirme konusunda uy
duklar kurarlar arasndaki benzerlii gren ilk kii elbette ben
deilim. Bu saplantl eylemlerden bazlar iin kullanlan
tren terimi bunun kantdr. Ama aradaki benzerlik, bu y
zeysel benzerlikten ok daha derin gibi gzkyor; bu nedenle
nevrotik trenin kkeni konusundaki bir i gzlem, dini yaam
daki ruhsal sreler konusunda benzetme yoluyla baz karsa
malar yapmamz mmkn klabilir.
Saplantl eylemler veya trenler yapan insanlar, saplantl
dnmeden, saplantl fikirlerden, drtlerden, vb. ikayeti
olan insanlarla ayn snfa girer. Birlikte ele alndnda bunlar,
saplant nevrozu [Zwangsneurose] denen zgn bir kliniksel btnlk oluturur.1 Ama hastaln yapsn adndan kar
maya kalkmamak gerekir; nk kesin anlamda konuacak
olursak, dier hastalkl ruhsal olgu trleri de saplantl denen
zelliklere sahiptir. Saplant nevrozlar iin, varln hastaln
davurumlarnda sezmemize karn belki de daha derinlerde
olan ve henz belirleyemediimiz bir lt bulunmad iin,
tanm vermek yerine imdilik bu durumlara ilikin ayrntl bir
bilgi kazanmyla yetinmemiz gerekir.
N e v r o t k
32
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILAR VE DN
33
34
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILAR VE DN
35
36
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILAR VE DN
37
38
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILAR VE DN
39
40
SAPLANTILAR VE DN
SAPLANTILAR VE DN
41
TOTEM VE TABU
Vahilerle Nevrotiklerin Ruhsal Yaamlar
Arasndaki Baz Ortak Noktalar
(1913 [1912-13])
EDTRLK NOTU
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1912 I-II. Ksmlar, Imago, 1 (1), 17-33; (3), 213-27; (4), 30133. (ber einige berinstmmungen im Seelenleben der
Wilden und der Neurotiker [Vahilerle Nevrotiklerin
Ruhsal Yaamlan Arasndaki Baz Ortak Noktalar] ba
lyla.)
1913 III-IV. Ksmlar, Imago, 2 (1), 1-21; (4), 357-408. (Ayn
balk.)
1913 Totem und Tabu balyla, Leipzig ve Viyana: Heller.
(1920 2. basm, Leipzig, Viyana ve Zrih: Intemationaler
Psychoanalytischer Verlag; 1922,3. bas.; 1934, 5. bas.)
1924 Gesammelte Schriften, 10,3-194.
1940 Gesammelte Werke, 9, 1-205.
Vorrede zur hebrischen Ausgabe von
Totem und Tabu
1934 Gesammelte Schriften, 12,385.
1940 Gesammelte Werke, 14, 569.
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Totem and Taboo
1918 New York: Moffat, Yard. (1919, Londra: Routledge.)
(ev. A. A. Brill.)
1938 Londra ve New York: Penguin Books. (Ayn evirmen.)
46
TOTEM VE TABU
EDTRLK NOTU
47
48
TOTEM VE TABU
NSZ
drt deneme ilk nce benim ynetimim altnda ya
ynlanan Imago dergisinin ilk iki saysnda (elinizdeki kitabn
balyla) yaymlanmtr. Bu denemeler, psikanalitik bak asm ve bulgularn sosyal psikolojinin baz zlmemi so
runlarna uygulamaya ynelik ilk giriimlerime karlk gelir.
Bunlar, bir yandan analitik olmayan psikolojinin hipotezlerini
ve alma yntemlerini ayn amala kullanan Wilhelm
Wundtun kapsaml almasna, te yandan da tersine bireysel
psikolojinin sorunlarn sosyal psikolojiden elde edilen malze
menin yardmyla zmeye alan Zrih psikanaliz ekolnn
yazlarna yntembilimsel [metodolojik] bir kartlk oluturur.
(Bkz. Jung, 1912 ve 1913.) Kendi denemelerimi yazma konu
sunda ilk tevik unsurunu bu iki kaynaktan aldm rahatlkla
itiraf edebilirim.
Bu almalarn eksikliklerinin tam anlamyla bilincindeyim.
nc almann tipik zellii olan eksiklikleri belirtmeme ge
rek yok; ancak dierleri bir aklamaya ihtiya duyuyor. Eliniz
deki drt deneme, olduka geni bir eitimli okur kitlesinin il
gisini kamlamay hedefliyor, ama aslnda psikanalizin temel
yapsna yabanc olmayan birka kii dnda anlalp takdir
edilmesi ok zordur. Bu denemeler, bir yandan sosyal antropo
loji, filoloji ve folklor gibi konularda aratrma yapan insanlar
la, te yandan psikanalistler arasndaki bolua kpr olmay
amalamaktadr. Ama her bir tarafa, eksik olduu eyi (birinin,
yeni psikolojik teknik konusunda yeterli bilgiler almasn, ya da
dierinin ele alnmay bekleyen malzemeyi yeterince kavrama
sn) salayamaz. Bu nedenle her iki tarafn da ilgisini ek
A a id a k I
50
NSZ
TOTEM VE TABU
I
ENSEST KORKUSU
T arih ncesi insan, geliiminin eitli evrelerinde, geride b
54
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
55
56
TOTEM VE TABU
Bylece totemik sistemin, psikanalizin ilgisini eken bir zelliine geldik. Totem bulunan hemen her yerde ayrca ayn
totemden insanlarnn birbirleriyle cinsel iliki kurmasn ve
dolaysyla evlenmesini yasaklayan bir yasa buluruz. Dolay
syla bu [yasa], totemizmle ilgili bir kurum olan d evliliktir.
Kat bir ekilde uygulanan bu yasak dikkate deer. Totem
kavramnda ya da u ana kadar deindiim zelliklerinde bunu
beklememize yol aacak hi bir ey yoktur; bu nedenle totemik
sistemde nasl yer aldn anlamak zordur. Dolaysyla baz aratrmaclarn, d evliliin balangta en eski zamanlarda
ve gerek anlamyla totemizmle hi bir ilgisi olmadn, ev
lilik kstlamalarm gerektiren bir dnemde (altta yatan bir
balant olmakszn) buna balandm varsaymas bizi pek a
rtmaz. Ne olursa olsun, totemizmle d evlilik arasnda bir ba
vardr ve olduka gl olduu aktr.
Baz varsaymlar bu yasan nemine aklk kazandracak
tr:
(a)
Yasan inenmesi halinde sulu taraflar, totem hayva
nn ldrmek trnden dier totem yasaklan durumunda oldu
u gibi otomatik cezalandrma denebilecek bir eye brakl
maz. Toplumun tamamn tehdit eden bir tehlikeyi bertaraf etme
ya da bir suu engelleme sorunuymu gibi, sz konusu kiiler
klann tamam tarafmdan iddetle cezalandrlr. Frazerden
(1910, I, 54) alacam birka cmle, baka trl bizim stan
dartlarmza gre ahlaktan uzak olan vahilerin bu tr sular
nasl iddetle cezalandrdklarm gsterecektir:
[aa ait] olduu ve zgn [ilk] yaam koullarnda birok gelime ve arptmaya yol
aan uzun bir tarihi geride braktklar unutulmamaldr. Dolaysyla bugn totemizm,
yaad rklarda eitli bozulma ve zlme evrelerinde, baka toplumsal ve dini kurumlara gei srecinde, ya da ilk [balangtaki] durumdan byk lde farkl ol abilen sabit bir durumda gzlenebilir. Bu son durumdaki zorluk, mevcut durumu, ge miin nemli zelliklerinin gerek bir tablosu olarak m yoksa bunlarn ikincil bir ar
ptmas olarak m deerlendireceimize karar vermekte yatmaktadr.
I. ENSEST KORKUSU
57
58
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
59
60
TOTEM VE TABU
dil hem de geleneklerde belli izler brakan bir grup evlilii vard.
Ama bireysel evliliin yerine grup evliliini koyduumuz
zaman ayn insanlarda karlatmz ensestten grnrdeki an kanma anlam kazanr. Totemik d evlilik, yani ayn kla
nn yeleri arasndaki cinsel iliki yasa, grup ensestini nle
mek iin uygun bir nlem gibi gzkr; varolu nedeni ortadan
kalktktan uzun sre bile varln korumasnn nedeni budur.
AvustralyalI yerlilerin evlilie kstlama getirmelerine yol aan gdleri bylece kefetmiiz gibi gzkebilir; ama gerek
durumun ok daha byk, ilk bakta artc bir karmaklk
sergilediini reneceiz. nk Avustralyada, totem engeli
nin tek yasak olduu rk says azdr. ou, evlilik snf ve
paratri olarak bilinen iki blme ayrlacak ekilde rgtlen
mitir. Bu paratrilerden her birisi d evlilik ierir ve bir dizi
totem klanndan oluur. Kural olarak her paratri ayrca iki alt
paratriye blnr; bylece kabilenin tm drde blnr, bu
rada paratrilerle totem klanlar arasnda alt paratriler vardr.
Aadaki ema, bir Avustralya kabilesindeki tipik rgt
lenmeyi temsil eder ve ok sayda kabiledeki gerek duruma
karlk gelir:
Paratriler
Alt
Paratriler
Totem
Klanlar
I. ENSEST KORKUSU
61
Buradaki on iki totem klan, drt alt paratri ve iki paratri olarak
gruplanr. Btn blmler d evliliktir.1c ve e alt paratrileri d
evlilikli bir birim oluturur; d ve f alt paratrileri de yle. Bu d
zenlemelerin sonucuna (dolaysyla amacna) kuku yok: evlilik
seimi ve cinsel zgrl daha da kstlar. Her klanda eit sa
yda ye olduunu varsayalm. Bu durumda sadece on iki totem
klannn varolmas halinde bir klann her bir yesi, kabiledeki
btn kadnlar arasndan 11/12sini seme ansna sahiptir. ki
paratrinin varl seimini 6/12ye, yani 1/2ye indirir, nk a
toteminden bir erkek sadece l den 6ya kadar olan totemlerden
bir kadnla evlenebilir. Drt alt paratrinin varlyla seimi
3/12ye, yani 1/4e iner, nk bu durumda a toteminden bir
erkein e seimi 4, 5 veya 6 nolu kabilelerden bir kadnla s
nrlanr.
Evlilik snflaryla (ki baz kabilelerde bu sekize kadar k
maktadr) totem klanlar arasndaki tarihsel iliki tamamen bu
lanktr. Ak olan tek ey, bu dzenlemelerin totemik devlilikle ayn amaca daha ileri dzeyde yneldiidir. Ne var ki
totemik devliliin, kkeni bilinmeyen kutsal bir emir ksaca
bir gelenek izlenimi brakmasna karlk, alt blmleriyle ve
bunlara bah dzenlemeleriyle evlilik smflannn karmak ya
ps, totemin etkisinin azalmaya balamas nedeniyle ensesti ko
ruma iini stlenmi olabilecek amal bir yasann sonucu gibi
gzkyor. Ve bildiimiz kadaryla totemik sistemin kabilenin
dier btn toplumsal grevlerinin ve ahlak kstlamalarnn
temeli olmasna karlk, genelde paratrilerin nemi, evlilik se
iminin dzenlenmesinin tesine gemez.
En gelimi durumuyla evlilik snflan sistemi, doal ve
grup ensestini nlemenin ve daha uzak akraba gruplan arasnda
evlilii yasaklamann tesine geen bir abaya tanklk eder. Bu
adan bu, kardeler aras evlilik konusunda getirilen eski yasa
1Totem says rasgele alnmtr.
62
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
63
64
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
65
66
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
67
68
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
69
70
TOTEM VE TABU
I. ENSEST KORKUSU
71
II
O)
T abu , Polenezce bir kelimedir. Bunu tercme etmek bizim
73
74
TOTEM VE TABU
75
76
TOTEM VE TABU
77
78
TOTEM VE TABU
79
80
TOTEM VE TABU
(2)
Tabu sorununa psikanaliz asmdan, yani bireyin ruhsal yaps
nn bilind ksmnn incelenmesi asmdan yaklaan birisi,
bir an dnnce, bu olgularn kendisine yabanc olmadn
anlayacaktr. Kendileri iin bu trden kiisel tabu yasaklar ya
ratan ve tpk ilkel insann kabile veya topluluunun ortak ta
bularna harfiyen uymas gibi kendi yaratt tabulara harfiyen
uyan insanlarla karlamtr. Bu tip insanlar saplantl hasta
olarak tanmlamay alkanlk haline getirmi olmasayd, du
rumlar iin tabu hastalnn ok uygun bir ad olduunu g
recekti. Ne var ki psikanalitik incelemeden bu saplant hastal
81
82
TOTEM VE TABU
83
84
TOTEM VE TABU
85
86
TOTEM VE TABU
87
1Bu sayfalarda birden ok gnderme yaptm totemizm konulu denemeye (bu almadaki drdnc denemeye) bakn [sf. 159.]
88
TOTEM VE TABU
89
90
TOTEM VE TABU
(3)
imdi bulmak istediimiz ey, tabu ile saplant nevrozu arasn
da izdiimiz paralellie ve buna dayandrdmz tabu gr
ne ne gibi bir deer bieceimizdir. Bu deerin, ortaya koydu
umuz grn dierleri karsnda daha avantajl olup olmad
na ve tabu konusunda baka trl ulaabileceimizden daha
net bir kavray salayp salamadna bal olaca aktr.
Sylenenlerden, grmzn geerlilii konusunda yeterli ka
nt gsterdiimize inanma eilimi duyabiliriz; yine de tabu ya
saklarna ve uygulamalarna ilikin aklamamz daha ayrntl
ortaya koyarak kantlar glendirmeye almamz gerekiyor.
nmzde baka bir yol daha var. Nevrozlardan tabuya ak
tardmz hipotezlerden veya bu ilemin verdii sonulardan
bazlarnn, tabu olgularnda dolaysz olarak dorulanp doru-
91
92
TOTEM V E TABU
93
94
TOTEM VE TABU
95
'
96
TOTEM VE TABU
97
98
TOTEM V E TABU
99
100
TOTEM VE TABU
101
102
TOTEM VE TABU
103
104
TOTEM VE TABU
105
bir eliki de, hkmdarn, Doa gleri zerinde byk bir otorite sahibi olduuna inanlmas, ama te yandan da tehlikeye
kar byk bir dikkatle sanki onca ey yapabilen gc bunu
baaramazm gibi korunmas gereinde yatmaktadr. Y
neticinin, byk glerini doru, yani halknn yarar ve kendi
korunmas iin kullanlacana gvenilmemesi durumu daha da
zorlatrr. Dolaysyla insanlar ona gvenmez ve onu gzaltn
da tutmakta kendini hakl grr. Kraln yaamnn tamamnn
tabi olduu tabular dab, btn bu koruma amalarna ayn an
da hizmet eder: tehlikeler karsnda hem kendini hem de halk
n korumas.
lkel insanlarn yneticilerine ynelik karmak ve elikili
tutumunu aadaki gibi aklamak inandrc gzkmektedir.
Batl inanlar ve dier nedenlerle eitli drtler krallarla ili
kilerde dile gelir; ve bu drtlerden her birisi dierlerini dikkate
almakszn ar bir noktaya kadar geliir. Bu da elikilere yol
aar; din veya sadakat gibi konular son derece uygar birisini
ne kadar az rahatsz ediyorsa, bu elikiler de ilkel insan o ka
dar az rahatsz eder.
Buraya kadar tamam; ama psikanaliz teknii, sorunu daha
derinlemesine incelememizi ve bu farkl drtlerin ayrntlarna
inmemizi mmkn klar. Bu olgular, bir nevrozdaki
semptomlarn bir parasn oluturuyormu gibi analize tabi
tuttuumuz taktirde, tabu trenlerinin nedeni olarak gsterilen
an tedirginlii ve zeni balang noktac olarak almamz ge
rekir. Bu tr an zen [dikkat], nevrozlarda, zellikle de kar
latrmamza temel olan saplant nevrozlarnda olduka yay
gndr. Bunun kkenini olduka net bir ekilde anlamaya ba
lamtk. Bu, ar basan bir sevgi duygusunun yan sra, tersi,
ama bilinsiz bir dmanlk akm bulunduu durumlarda orta
ya kar; bu, ikircikli bir duygusal tutumun tipik rneine kar
lk gelen bir durumdur. Dmanlk daha sonra efkatteki
[sevecenlikteki] an bir younlamayla susturulur ve bu da
106
TOTEM VE TABU
107
108
TOTEM VE TABU
109
110
TOTEM VE TABU
111
112
TOTEM VE TABU
113
114
TOTEM VE TABU
115
116
TOTEM VE TABU
117
118
TOTEM VE TABU
119
120
TOTEM VE TABU
121
(4)
Son derece aydnlatc olan l tabusunun temelini bu ekilde
akladktan sonra, genelde tabulara ilikin kavraymz artr
maya yardmc olabilecek birka eye deinmeden geemeyiz.
l tabusu durumunda bilinsiz dmanln kt ruhlara
yanstlmas, ilkel kafann ekillenmesinde etkili olduu d
nlebilecek bir dizi sreten sadece birisidir. Ele aldmz olayda yanstma, bir duygusal atmayla baa kma amacna
hizmet ediyordu; bu, nevroza yol aan ok sayda ruhsal du
122
TOTEM VE TABU
123
124
TOTEM VE TABU
125
126
TOTEM VE TABU
127
128
TOTEM VE TABU
129
130
TOTEM VE TABU
131
132
TOTEM VE TABU
133
III
ANMZM, BY VE
DNCELERN HER EYE KADRL
( 1)
bulgular ruh bilimleri alanndaki konulara uygu
lamaya alan yazlarn, her iki alandaki okura da ok az ey
sunmak gibi kanlmaz bir kusuru vardr. Bu tr yazlar ancak
bir zendirici olabilmekte, yani uzmann nne, kendi alma
snda dikkate almas iin baz varsaymlar koymaktadr.
Animizm olarak bilinen geni alan ele almaya alan bir ma
kalede bu kusur mutlaka ok belirgin olacaktr.1
Animizm, dar anlamyla ruhlar doktrini, geni anlamylaysa
genelde ruhu olan varlklar doktrinidir. Bize cansz nesneler gi
bi gzken eylerin canl olduu teorisi iin animatizm terimi
de kullanlmaktadr; bu balamda animalizm ve manizm
terimlerine de rastlanmaktadr. Balangta belli bir felsefi sis
temi tanmlamak iin kullanlan animizm terimi, bugnk
anlamn Tylordan alm gibidir.2
Bu terimlerin kullanlmasna yol aan ey, tarihi veya bu
gnk durumu hakknda bilgi sahibi olduumuz ilkel rklarn,
doa ve evren konusunda benimsedii son derece dikkate deer
P s k a n a lItk
1 Malzemeyi zetle ele alma gerei, ayrntl bir kaynakaya yer verilmesini zorlatrmaktadr. Bunun yerine, Herbert Spencer, J. G. Frazer, Andrew Lang, E. B. Tylor ve
Wilhelm Wundtun, animizm ve by konusunda syleyeceklerimin tamamna kay
naklk eden almalarna deinmekle yetineceim. Kendi katkm sadece, malzeme ve
grlerin seimiyle snrldr.
2Bkz. Tylor (1891, 1,425), Wundt (1906 [142 ve] 173) [ve Marett (1900,171)].
136
TOTEM VE TABU
(2)
Ancak konuya psikanalitik yaklammz baka bir adan ola
caktr. nsann ilk evren sistemini salt speklatif ,merakn esin
lemesiyle kurduu dnlemez. evresindeki dnyay kontrol
etmek gibi pratik bir ihtiyacn da rol olmal. rnein insanlar,
vahi hayvanlar ve nesneler daha dorusu bunlarn ruhlar
zerinde nasl egemenlik kurulacam gsteren bir talimatlar
[bilgi] sisteminin animistik sistemle el ele gelitiini grmek
bizi artmaz. Bu talimatlar kara by ve by olarak bi
linmektedir. Reinach (1905-12, 2, xv) bunlar animizm strate
jisi olarak tanmlyor; bense Hubert ve Maussu (1904 [142])
izleyerek bunlar animizm teknii olarak deerlendirmeyi tercih
ediyorum.
Kara by [ZaubereP'] ve by [Magie] kavramlar bir
birinden ayrdedilebilir mi? Belki, ama dil kullanmndaki dei
iklikleri gz ard edebilirsek. Kara by temelde ruhlara, nor
mal koullarda insanlara olduu gibi davranarak ruhlar etkile
me, yani, yaayan insanlarda etkili olduu bilinen ayn yn
temleri kullanarak onlar yattrma, ynlendirme, gnln ka
zanma, korkutma, glerinden yoksun brakma, kendi iradesi
altna alma sanatdr. te yandan by farkl bir eydir: temelde
ruhlar dikkate almaz ve gndelik ruhsal [psikolojik] yntem
138
TOTEM VE TABU
140
TOTEM VE TABU
142
TOTEM VE TABU
144
TOTEM VE TABU
146
TOTEM VE TABU
(3)
Dncelerin her eye kadirlii terimini, saplantl dnce
lerden ikayeti olan ve psikanaliz yoluyla tedavi edildikten
sonra becerikli, iyi niyetli olduunu kantlayan son derece zeki
bir adamdan aldm. (Bkz. Freud, 1909d.1) Bu terimi, kendisi
gibi ayn hastalktan etkilenen bakalarnn da peini brakmyor
gibi gzken tuhaf, esrarengiz olaylarn tamam iin bir akla
ma olarak kullanmt. Birini dnd zaman, sanki by
yapm gibi, annda o kiiyle karlaacakt. Anszn, uzun s
redir grmedii bir tandnn durumu sorulduu taktirde, ya
kn zamanda ldn duyacakt, dolaysyla sanki ondan tele
patik bir mesaj alm gibi gzkecekti. Ciddi bir kast olmaks
zn da olsa bir yabancya kfrettii zaman adam annda lecek
ti. Tedavinin ak iinde bu olaylarn ounda ne kadar aldatc
bir grnm aldn ve kendi batl inanlarn glendirmek
iin ne tr hilelere bavurduunu anlatabilecek duruma gelmi
ti. Btn saplantl nevrotikler, genellikle kendi yarglarna ters
dse de, bu ekilde batl inanldr.2
Dncenin her eye kadir olduu inancnn varlnn en
net gzlendii, ilkel dnce tarznn sonularnn bilince en
yakn olduu olaylar, saplant nevrozlardr. Ama bunun, bu
nevroza zg bir zellik olduu yanlgsna dmemeliyiz, n
k analitik inceleme, ayn eyi dier nevrozlarda da ortaya ka
1[Bu, Fare Adamd. FD., 10.]
2 Kendi yargmzda bu tr inanlar terk ettiimiz bir evreye ulatktan sonra, dncele
rin her eye kadirliini ve genelde animistik dnce tarzn dorulamaya alan izle
nimlere esrarengiz nitelii atfederiz. [Bkz. Freud, Esrarengiz (1919h), FD., 15.]
148
TOTEM VE TABU
150
TOTEM VE TABU
152
TOTEM VE TABU
(4)
Dolaysyla insann dnya konusunda oluturduu ilk tablo
animizm ruhsal bir tablodur. Henz bilimsel bir temeli yok
tur, nk bilim ancak dnyann bilinmedii, dolaysyla bil
mek iin aratrlmas gerektii anlaldktan sonra balamtr.
Animizm ilkel insana doallkla ve bir gerek gibi gelmitir.
Dnyadaki eylerin neye benzediini yani tpk hissettii gibi
olduunu biliyordu. Bu nedenle ilkel insann, kendi aklnn1
yapsal koullarn d dnyaya aktardn grr; ve durumu
tersine evirerek, animizmin eylerin doas olarak gsterdii
eyi tekrar insann kafasna koymaya alabiliriz.
Animizm teknii, yani by, ruhsal yaamda geerli olan
yasalar gerek eylere uygulama niyetini en ak, en amaz
ekliyle su yzne karr; bu adan by uygulamasnn nes
neleri olarak alnabilseler de, ruhlarn bir rol oynamas gerek
mez. Dolaysyla by varsaymlar, animizmin ekirdeini oluturan ruhlar doktrininden ok daha temel ve eskidir. Bu
noktada psikanalitik bak amz, animatizm terimiyle, yani
yaamn evrensellii doktriniyle tanmlanan bir animizm ncesi
evre neren R. R. Marettin (1900) teorisiyle akr. Deneyim,
animizm ncesine pek k tutamaz, nk ruh kavram bulun
mayan bir rk henz kefedilmi deil. (Bkz. Wundt, 1906,
171.)
Bynn, her eye kadirlii sadece dncelere atfetmesine
karlk, animizm bu gcn bir ksmn ruhlara devrederek, di
nin oluumuna giden yolu hazrlar. lkel insan, bu ilk vazgeie
neyin zorladn sorabiliriz. Bu, nermelerinin yanlln kav
1 Endopsiik [i-ruhsal] alg olarak bilinen eyin yardmyla farknda olduu. [Yani,
makula yerine retinann d ksmlarnn yardmyla. Bkz. Fare Adam (1909d) du
rum tarihesi, F D 10.]
154
TOTEM VE TABU
156
TOTEM VE TABU
158
TOTEM VE TABU
160
TOTEM VE TABU
(Devam var...)
IV
OCUKLUKTA TOTEMZMN DN
eylemlerin ve yaplarn kanlmaz olarak birden ok
belirleyeni olduunu ilk kefeden psikanalizin, din gibi karma
k bir eyin kkenini, tek bir kaynaa balama kkrtmas
duymasndan korkmak iin hi bir neden yok. Eer psikanaliz
sadece belli bir kayna vurgulamaya zorlanyorsa ve ger
ekte bunu bir grev sayyorsa bu, sz konusu kaynan tek
veya katkda bulunan birok etken iinde en nemli kaynak ol
duunu iddia ettii anlamna gelmez. Ancak farkl aratrma alanlanndaki bulgular birletirebildiimiz zaman dinin kkenin
de burada tartlan mekanizmann oynad nisbi rol anlamak
mmkn olacaktr. Bu ise bir psikanalistin donanmn da, ama
cn da aan bir itir.
R u h sal
( 1)
Bu denemelerin ilkinde totemizm kavramyla tantk. Tote
mizmin, AvustralyalI, Afrikal ve Amerikal baz ilkel insanlar
da dinin yerini alan ve toplumsal rgtlenme temeli salayan
bir sistem olduunu grdk. Sylendii gibi, eski ve ada e
itli toplumlarda geerli olan ok sayda gelenek ve uygulama
nn, totemik bir an kalntlar olarak aklanabilecei gr
n dile getirerek, o gne kadar salt merak konusu olarak de
erlendirilen totemizm konusuna genel dikkati ilk eken
skoyal McLennan olmutur (1869da). O tarihten sonra bilim
onun totemizm deerlendirmesini tamamen benimsemitir. Ko
nuya ilikin son ifadelerden birisi olarak, Wundtun Elemente
163
164
TOTEM VE TABU
165
166
TOTEM VE TABU
167
168
TOTEM VE TABU
169
170
TOTEM VE TABU
(2)
Totemizmin btn kltrlerde dzenli bir evre olduu gr
arlk [kesinlik] kazandka, bunu anlama ve temel yapsndaki
bilmeceye k tutma ihtiyac da o kadar ivedilik kazanr. Tote
mizmle ilgili her ey artc [bilmece gibi] gelir: belirleyici so
runlar, totemden gelme1fikrinin kkeniyle ve devliliin (daha
dorusu devlilikle dile gelen ensest tabusunun) nedenleriyle
olduu kadar, bu iki kurum, yani totemik rgtlenmeyle ensest
yasa arasndaki ilikiyle de ilgilidir. Doyurucu bir aklama
nn ayn anda hem tarihsel hem de psikolojik olmas ve bu z
gn kurumun hangi koullar altnda gelitiini ve insandaki
hangi ruhsal ihtiyalar dile getirdiini sylemesi gerekir.
Bu sorulara cevap verme konusunda getirilen yaklamlar
daki eitliliin ve uzmanlarn ortaya koyduu grlerdeki b
yk ayrlklarn okuru artacandan eminim. Totemizm ve
devlilik konusunda yaplacak hemen her genelletirme tart
maya ak gibi gzkmektedir. Frazerin 1887de yaymlanan
kitabna dayanarak yukanda verdiim aklama bile, yazann
[Frazer, 1910, 1, 101.] Frazer daha sonra (bizi totemizm tartmalarnn ortasna atarak)
yle devam ediyor: Bu iki yann dini ve toplumsal her zaman birlikte mi varo 1duu, yoksa temelde bamsz m olduu, farkl grlere sahne olan bir sorundur.*
1[yani, totem hayvann soyundan gelme.]
171
172
TOTEM VE TABU
173
tarafndan bir kez daha dile getirilir:1 Totem bir klan iareti,
derken bir klan ad, klann atasnn ad, sonunda da klann tap
t bir eyin addr. Daha sonra yazan Julius Pikler yle di
yor: nsanlk, hem topluluklarn hem de insanlarn yazda kul
lanlabilecek kalc bir adlan olmasn gerektirmitir... Dolay
syla totemizm insann dini ihtiyalarndan deil, pratik, gnde
lik ihtiyalanndan kaynaklanmtr, totemizmin ekirdei olan
iaretleme [iaretler], ilkel yazm tekniinin bir sonucudur. Bir
totem, kolayca izilen bir piktograf [resimli yaz] gibidir. Ama
ilkel insanlar bir hayvann adn tamaya baladktan sonra, onunla akrabalk grn de gelitirmitir.2
Ayn ekilde Herbert Spencer (1870 ve 1893, 331-46), isim
vermeyi totemizmin kkenindeki belirleyici etken olarak de
erlendiriyor. Belli bireylerin kiisel zelliklerinin, onlara hay
van adlan verilmesi fikrini ortaya kardn, bu yolla bu v
c adlan veya lakaptan kazandklarn ve kendi ocuklarna
aktardklarm savunuyor. lkel konumann belirsizliinin ve
anlalamazlnm bir sonucu olarak sonraki kuaklar bu adlan
gerek hayvanlardan geldiklerinin bir kant olarak yorumlad
lar. Bu da totemizmin, atalara tapnma eklinde bir yanl anla
ma olduunu gsterir.
Lord Avebury (daha ok eski adyla, Sir John Lubbock ola
rak tannmaktadr), yanl anlama esinde srar etmese de, to
temizmin kkeni iin ok benzer bir aklama veriyor. Hayvana
tapnmay anlamak istediimiz takdirde, insan isimlerinin hay
van isimlerinden ne kadar ok alndn unutmamamz gerekti
ini sylyor. Ay veya Aslan diye anlan birisinin o
cuktan doal olarak onun adm bir klan adna dntrecektir.
Bylece hayvann kendisi de ilk nce ilgiyle, sonra saygyla ve
1 Lang tarafndan alnt [1905,118],
2 Pikler ve Soml [1900]. Bu yazarlar hakl olarak, totemizmin kkenine ilikin kendi
aklama giriimlerini mateyalist tarih teorisine bir katk olarak tanmlyor.
174
TOTEM VE TABU
175
176
TOTEM VE TABU
177
178
TOTEM VE TABU
179
180
TOTEM VE TABU
181
182
TOTEM VE TABU
183
184
TOTEM VE TABU
185
186
TOTEM VE TABU
187
188
TOTEM VE TABU
189
190
TOTEM VE TABU
191
(3)
Psikanalitik gzlem bu karanla az da olsa bir k tutar.
ocuklarla ilkel insanlarn hayvanlara ynelik tutumlarnda
byk bir benzerlik vardr. ocuklar, uygar insan kendi doa
syla dier btn hayvanlarn doas arasnda kesin bir izgi
ekmeye zorlayan bir tiksinti belirtisi sergilemez. ocuklar,
hayvanlara kendi eitleri gibi davranma konusunda hi bir ahla
ki tereddt gstermez. Kendi bedensel ihtiyalarn aka dile
getirme konusunda ketlenmedikleri iin, kendilerini anlayama
dklar byklerden daha ok hayvanlara yakn hissederler.
Ne var ki ocuklarla hayvanlar arasndaki mkemmel iliki
de sk sk tuhaf bir atlak oluur. ocuk birdenbire belli bir
hayvan trnden korkmaya balayacak, hayvana dokunmaktan
veya bakmaktan kanacaktr. Bylece bir hayvan fobisinin kli
nik tablosu ortaya kacaktr; bu, ocuklukta grlen en yaygn,
belki de ilk psikonevrotik hastalk trdr. Kural olarak fobi,
ocuun o gne kadar zellikle canl bir ilgi duyduu hayvanla
ra baldr ve belli bir hayvanla ilgisi bulunmaz. Kasabalarda
yaayan ocuklar durumunda fobi nesnesi olabilecek hayvan
says ok deildir: atlar, kpekler, kediler, bazen kular ve ar
pc bir sklkla, kelebek ve bcek gibi kk hayvanlar. Bu fo
bilerdeki anlamsz ve ar korku bazen ocuun sadece resimli
kitaplardan veya masallardan bildii hayvanlara balanr. Baz
durumlarda bu tr bir olaand seime yol aan eyi kefet
gnplann horozlar, deve kulan, ulluklar, vb. gibi isimler almas halinde bu kural
yle dile gelecektir: Ayn hayvan adn tayan yerel gruplar iinde evlilik yasaktr;
bir ulluk baka bir ullukla evlenemez. Ama ilkel gruplar d evli olmasa bile, hay
van, bitki ve sair yerel isimlerden totemik mitler ve tabular gelitii anda d evli ola
caktr. (Lang, 1905, 143.) (talikler bana aittir.) Ama konuya ilikin son tartmasn
da, devliliin genel totemik tabunun bir sonucu olduu grn terk ettiini
sylyor Lang (1911 [404]).
192
TOTEM VE TABU
193
194
TOTEM VE TABU
195
3 [Argoda penis.]
196
TOTEM VE TABU
197
(4)
1894 ylnda len William Robertson Smith fiziki, filolog,
ncil eletirmeni ve arkeolog ok ynl ilgileri bulunan, net
grl, zgr dnceli bir insand. Religion o f the Semites
adl kitabnda (ilk basm 1889da yaplmtr)2 totem yemei
olarak bilinen ilgin bir trenin, ta balangta totemik sistemin
btnsel bir parasn oluturduu hipotezini ortaya atmt. O
tarihte teorisini destekleyen sadece bir kant vard: M.S. beinci
yzyla dayanan bir ileme ilikin bir aklama. Ama eski
1 [Yani totem hayvannn yerine babay koymamzn, S.B.]
2 [Buada alnt yaplan ikinci ve gzden geirilmi basm 1894te lmnden soma
yaplmtr.]
198
TOTEM VE TABU
199
200
TOTEM VE TABU
201
202
TOTEM VE TABU
203
204
TOTEM VE TABU
205
(5)
Gelin, henz ele alamadmz baz zellikleri abartlm olan
tarttmz trden bir totem yemei gsterisini gzmzn
1 eitli yazarlarn (Marillier [1898, 204], Hubet ve Mauss [1899, 30], vd. gibi) bu
kurban teorisine kar ortaya koyduklar itirazlarn farkndaym; ama bunlar,
Robertson Smith hipotezinin brakt izlenimi pek zayflatmamtr.
206
TOTEM VE TABU
207
208
TOTEM VE TABU
209
210
TOTEM V E TABU
211
212
TOTEM VE TABU
(6)
ok sayda gl gd beni, dinlerin totemizmdeki kkenlerin
den bugnk durumlanna kadarki geliimini izlemekten alko
yuyor. Burada zel bir netlikle izlenebilen iki ipucunu ele al
213
214
TOTEM V E TABU
215
1 nsanla tanry birbirinden ayran eyin almaz bir uurum olduu biz ada insanlar
iin bu benzetme kfiir gibi gelir, ama eskilerde yle deildir. Onlara gre tanrlarla
insanlar akrabadr [benzerdir], nk birok aile soylarnn bir tanndan geldiine ina
nr ve ada bir Katolik iin birisinin azizler snfna konmas ne kadar doalsa, onlar
iin de bir insann tanrlamas o kadar doaldr. (Frazer, 191 la, 2,177.)
216
TOTEM V E TABU
217
218
TOTEM VE TABU
iin bir ikmedir; bylece baba ikmesi tekrar insan eklini alnca, hayvan kurban da tekrar insan kurbanna dnebilir.
Dolaysyla ilk byk kurban eyleminin ans, olanca unut
ma abalarna ramen, yok edilemez olduunu gstermi; ve
insann, buna yol aan gdlerden olabildiince uzaklamaya
alt noktada, tanrya kurban klnda yeniden ve bozulma
dan ortaya kmtr. Ussallatrmalar yoluyla bu yeniden ortaya
k salayan dini dncedeki gelimelerin ayrntlarna gir
me ihtiyac duymuyorum. Kurban trenini insann tarih nce
sindeki byk olaya dayandrmamzdan habersiz olan
Robertson Smith, eski branilerin bir tanrnn lmn kutla
dklar festival trenlerinin, bugn mitolojik bir trajedinin an
ma treni olarak yorumlandn sylyor [Age., 413]. Yas
tutma, diyor, ilahi trajediye duyulan sempatinin kendiliinden
bir davurumu deil, doast bir fke korkusuyla zorunluluk
kazanan ve uygulanan bir trendir. Ve yas tutanlarn balca amac tanrnn lmnn sorumluluundan kurtulmaktr, bu,
Atinadaki kz kurban gibi insan-tanr kurbanlar balamn
da rastladmz bir noktadr.1 (Age., 412.) Bu bugnk yo
rumlar pefcl doru ve altta yatan durum, trene katlanlarn
duygularn tam olarak dile getiriyor olabilir.
Gelin, dindeki sonraki gelime seyri iinde iki blen etke
nin, yani olan ocuun sululuk duygusuyla isyankarlnn
hibir zaman ortadan kalkmadn bir gerek olarak kabul ede
lim. Dini sorunu zmek iin ne tr abalar harcanrsa harcan
sn, ya da bu iki kart ruhsal g arasnda ne tr bir uzlama
aranrsa aransn, tarihsel olaylarn, kltrel ve i ruhsal dei
melerin birleik etkisiyle atmann er veya ge ortaya kaca
na kuku yok.
Olan ocuun kendini baba-tann yerine koyma abalar
ok daha aktr. Tarmn gelimesi olan ocuun ataerkil ai
1[italikler Freuda aittir.]
219
220
TOTEM VE TABU
221
(7)
lk babann oullan tarafndan ortadan kaldrlmas gibi bir ola
yn insanlk tarihinde kanlmaz olarak silinmez izler brakma
s; ve bu olay ne kadar az hatrlanrsa, yaratt ikmelerin say
1 [Hristiyanlkta sann etini ve kann temsil eden ekmek ve arap yeme ayini. ar
mhtan nceki Son Yemekte tsa, evresindekilere ekmek verir ve Bu benim etim,
der. Sonra arap sunar ve Bu da benim kanm/* der. S.B.]
2 Frazer (1912,2,52). Konuya ilikin literatr bilmeyen birisi, Hristiyan ayininin totem
yemeinden kaynakland grnn, bu makalenin yazarna ait olduunu dne
mez.
222
TOTEM VE T A B U .
223
224
TOTEM VE TABU
225
226
TOTEM VE TABU
227
228
TOTEM VE TABU
229
1/m Anfag war die Tat (Goethe, Faus, Ksm I, Sahne 3). Freudun bu dnce izgi
sini Grup Psikolojisi'nin (1921c) X. Blmnde (FD., 13), Bir Yanlsamann Gele
cei' nde (1927c), zellikle de IV. Blmde (FD., 13) ve son olarak Musa ve Tektanrclk'ta. (1939a) (elinizdeki ciltte sf. 379) daha derinlemesine iliyor.]
ATEN KONTROL
( 1932[ 1931])
EDTRLK NOTU
ZUR GEWINNUNG DES FEUERS
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1932 Imago, 18 (1), 8-13.
1950 Gesammelte Werke, 16, 3-9.
(B) NGLZCE BASIMLAR:
The Acquisition of Fire
1932 Psychoanalytic Quarterly, I (2), 210-15. (ev. E. B.
Jackson.)
The Acqusition of Power ver Fire
1932 International Journal o f Psycho-Analysis, 13 (4), 495-10
(ev. Joan Riviere.)
1950 Collected Papers, 5, 288-94. (Gzden geirilmi yeni ba
sm.)
1964 Standard Edition, 22, 183-93. (1950 evirisinin farkl bir
balkla deiik versiyonu.)
Bu basm, Standard Edition versiyonundan alnmtr.
Bu makale 1931in son aynda kaleme alnm gibi gzk
yor (Jones, 1957, 177).
234
ATEN KONTROL
Freud, Prommetheus mitine ilikin bu tartmann temel zellii olan atele ieme arasndaki balantnn uzun zamandr
farkndadr. Bu, Dora (1905e) durum tarihesindeki ilk rya
nn {FD., 9) analizi iin anahtar rol oynar ve ok daha sonra
Kurt Adam (1918b) analizinde (FD., 10) tekrar gndeme
gelir. Her ikisinde de altn slatma temas sz konusudur, bu da
elinizdeki makaledeki bir baka konuyla penisin iki ilevi arasndaki yakn fizyolojik ve psikolojik ilikiyle balant ku
rar. Bunun da Freudun nceki yazlarnda uzun bir tarihesi
vardr, rnein Dora analizinde aka belirtilir. ok daha
nce, Fliesse yazd 27 Eyll 1898 tarihli mektubunda Freud,
yedi yama kadar yatan srekli slatan bir ocuk... bebek
likte cinsel uyarm yaam olmal diyor (Freud, 1950a, 97
nolu mektup). Altn slatmayla mastrbasyonun edeer oldu
unu srekli olarak vurgular: rnein Dora analizinde,
Deneme'de (1905d), histerik nbetler konulu bir makalede
(1909a) ve ok daha sonra Odipus Kompleksinin zlme
sinde (1924d) ve cinsler aras anatomik farklar konulu makale
sinde (1925j).
Kiilik oluumu alannda sidik yollan erotizminin bir baka
ilikisi, Uygarlk ve Honutsuzluklar'nn (1930a) III. Bl
mnde ortaya kyor. Sidik yollar erotizmiyle hrs arasndaki
ilikiye ilk kez Kiilik ve Anal Erotizmde (1908b) dikkati e
kiyor, ancak buna ok benzer bir ey, yani grkemlilik ve
megolomani duygularyla olan ilikisi Ryalarn Yorumu'nda
iki yerde tartlyor. Hrsla olan iliki daha sonra bir iki kez
yle bir deiniliyor, ancak bu makaleden hemen sonra kaleme
alman Yeni Giri Dersleri'nin (1933a) 32. Dersinde daha ay
rntl ele alnyor (FD., 2, 135.)
ATEN KONTROL
U yg a ru k ve Honutsuzluklar na1 dtm bir dipnotta ilkel
insann atei kefi ve kontrol konusunda psikanalitik malzeme
temelinde dnlebilecek bir varsaymdan geerken de ol
sa sz etmitim. Albert Schaeferin itiraz (1930) ve ErlenMeyerin bir nceki makalesinde2 Moollardaki kle ieme3
yasana ilikin arpc gndermesi bu konuya tekrar dnmemi
gerektirdi.
nk, olgulardan mit ieriine geite arptma beklenmesi
gerektiini gz nnde bulundurmamz kouluyla Yunanl
Prometheus mitinin bir yorumunun, hipotezimi atei kontrol
etmek iin insamn, atei ieyerek sndrmeye ynelik ecinsel
renkli arzusundan vazgemesi gerektii hipotezini dorulayabileceine inanyorum. Bu arptmalar, hastalarn ryalarna
dayanarak ocukluklarna ait bastrlan, ancak son derece nemli olan yaantlar yeniden canlandrarak her gn grdkle
rimizle ayn cinstendir. Dndm arptmalarda kullanlan
mekanizmalar sembolik temsil ve kartna dntrmedir. Bu
adan mitin btn zelliklerini aklamaya kalkmayacam;
' [(1930a), FD., 12.]
2 [Erlenmeyer'in (1932) makalesi elinizdeki almann ilk kez yaymland Imago'nun
ilgili saysnda ve International Journal o f Psycho-Analysis'm 13. saysnda (ngilizce
versiyonu) Freudun makalesinden hemen nce yer alyordu.]
3 Bunun da snm klle deil, hl ate yaklabilecek kzlemi klle ilgili olduuna
kuku yok. Lorensin (1931) itiraz, insann atei kontrolnn ancak u veya bu yn
temle ate yakabileceini kefettii zaman balad varsaymna dayanmaktadr. Buna
kar Dr. J. Hmik, Dr. Richard Laschm (Georg Buschann derledii lllustrierte
Vlkerkunde, 1922, 1, 24te) u szlerini aktard: yle gzkyor ki atein korunma
s ate yakmann kefinden uzun zaman nce kavranmtr; Andamansl bugnk c
cemsi [zenci cce] yerlilerinin atee sahip olmasna ve atei korumasna ramen, do
al bir ate yakma yntemi gelitirmemi olmalar buna bir kanttr.
236
ATEN KONTROL
ATEN KONTROL
237
238
ATEN KONTROL
ATEN KONTROL
239
240
ATEN KONTROL
1 [Kelimesi kelimesine nsan iemek iin kulland eyle kendi benzerini yaratr.
Zur Teleologie, Nachlese, Aus der Matratzengruft, No. XVII.]
ATEtN KONTROL
241
MUSA VE TEKTANRICILIK:
DENEME
(1939 [1934-38])
EDTRLK NOTU
DER MANN MOSES UND DE MONOTHEISTISCHE
RELIGION: DREI ABHANDLUNGEN
(A) ALMANCA BASIMLAR:
1939 Amsterdam: Verlag Allert de Lange
1950 Gesammelte Werke, 16, 101-246
(B) NGLZCE BASIMLAR:
Moses and Monotheism
1939 Londra: Hogarth Press and Institute of Psycho-Analysis.
New York: Knopf. (ev. Katherine Jones.)
1964 Standard Edition, 23, 1-137. (ev. James Strachey.)
Mevcut basm, baz dzeltme ve dzenlemelerle Standard
Edition'dan alnmtr.
Bu almay oluturan Denemeden ilk ikisi 1937de
Imago da, 23 (1), 5-13 ve (4), 387-419; ngilizceleri ise
International Journal o f Psycho-Analysis'te (19 (3) (1938),
291-8 ve 20 (1) (1939), 1-32) yaymlanmtr. nc deneme
nin II (C) Blm yazar adna kz Anna Freud tarafndan 2 Austos 1938 tarihli Paris Uluslararas Psikanaliz Kongresinde
okunmu ve daha sonra Internationale Zeitschrifi Jur
Psychoanalyse und Imago'da (24 (1/2) (1939), 6-9) Der
Fortschritt in der Geistigkeit (Entelektel lerleme) bal
246
MUSA VE TEKTANRICILIK
EDTRLK NOTU
247
248
MUSA VE TEKTANRICILIK
1rnein bkz. Lindon Smith, Tombs, Temples and Ancient Art, University of Oklahoma
Press, 1956 ve The Times, 2 Nisan 1963, sf. 14, stun 5.
2 [Ancak ben Trkedeki adyla evireceim: Yehova. S.B.]
I
MUSA BR MISIRLIDIR
BR halk, en byk oullan olarak gurur duyduklar bir insan
dan yoksun brakmak, hele hele kendisi de bu halktan olan biri
si iin memnun olunacak, ya da dikkatsizce ele alnacak bir i
deildir. Ama bu dncenin, ulusal kar denen ey iin gere
i bir yana brakmamza yol amasma gz yumamayz; aynca,
baz olgularn netletirilmesinin, bilgimizi derinletirmesi de
beklenebilir.
Yahudi halkn zgrle kavuturan, yasalarn koyan,
dinlerini kuran ve Musa denen adam1 ylesine eski alara da
yanyor ki tarihsel bir ahsiyet mi yoksa bir masal kahraman m
olduu konusunda bir n aratrma yapmaktan kamamayz. Eer yaadysa, sadan nce (M.) on nc, belki de on dr
dnc yzylda yaamtr. Yahudilerin kutsal kitaplan ve yaz
ya geen folklorlan (gelenekleri) dmda bu konuda bir bilgi
kaynamz yok. Soruna ilikin karar kesinlikten uzak olsa da,
tarihilerin byk ounluu Musa'nn gerek bir ahsiyet ol
duunu ve onun nderliinde Msrdan Hicretin gerekten ya
andn kabul ediyor. Hakl olarak, bu nkoul kabul edilme
dii taktirde srail halknn sonraki tarihinin anlalmaz olaca
syleniyor. Gerekten de bugn bilim daha dolambal bir hal
almtr ve folkloru tarihsel eletirinin ilk gnlerindekinden da
ha rahat ele almaktadr.
1 [Eski Ahitte (Tevrat) Musadan byle sz ediliyor (bkz. Numbers, xii, 3) ve bu ifilde
bu almada sk sk tekrarlanyor. Almanca orijinalinin balnn da kelimesi kelime
sine Musa Denen Adam ve Tektannl Din anlamna geldii hatrlanacaktr.]
250
[Exodus, ii, 10. Bu kaynakta kutsal kitaptan yaplan btn alntlar Yetkili
Versiyondaki eviriye dayanmaktadr.]
2 Herlitz ve Kirschner (1930), 4(1), 303. [anlan yazar M. Soloweitschiktir.]
MUSA BR MISIRLIDIR
251
252
MUSA BR MISIRLIDIR
253
254
MUSA BR MISIRLIDIR
255
256
MUSA BR MISIRLIDIR
257
258
1 rnein Eduard Meyer (1905, 651) yle yazyor: Musa ad muhtemelen Msrl
addr ve rahip Shiloh ailesindeki Pinchas kesinlikle Msrl addr. Bu da bu ailelerin
Msr kkenli olduunu elbette kantlamaz, ancak Msrla ilikileri olduuna kuku
yok. Bundan ne tr bir iliki anlamamz gerektiim sorabiliriz. [Meyerin (1905) bu
makalesi, bu Msr adlan sorununun ayrmtlanyla tartld daha uzun bir makalenin
(1906, 450-1) zetidir. Burdan, Pinchas adl iki insan olduu anlalr: birisi
Aaronun torunu (Exodus, vi, 25 ve Numbers, xxv,7), dieri ise Shilohtaki bir rahip (1
Samuel, i, 3) ve her ikisi de Levite kabilesindendir. Shiloh, Ahit Sandnn Kudse
tanmadan nce bulunduu yerdir. (Bkz. Josuha, xviii, 1.)]
MUSA BR MISIRLIDIR
259
II
MUSA MISIRLI OLSAYDI...
Bu dergide yaym lanan nceki denemede1 Yahudi halknn
kurtarcs ve kanun koyucusu olan Musann bir Yahudi deil,
Msrl olduu hipotezini destekleyen yeni bir sav ortaya koy
maya almtm. Adnn Msr dilinden tretildii uzun za
mandr biliniyordu, ancak buna gereken nem verilmiyordu.
Benim katkm, Musayla ilgili akta braklma mitinin yoru
munun, onun bir Msrl olduu ve bir halkn ihtiyalar teme
linde Yahudiye dntrld sonucuna yol amasyd. Ya
znn sonunda, Musann bir Msrl olmas hipotezinin nemli
ve geni kapsaml karsamalara yol atn, ancak sadece psi
kolojik ihtimallere dayanmalar ve nesnel kanttan yoksun ol
malar nedeniyle bu karsamalar kamuoyu nnde tartmaya
hazr olm adm sylemitim. Bu yolla ulalan grlerin arl ne kadar fazlaysa, kii de evresindeki dnyann eletirel
saldrlarna kar salam bir temel bulmadan toprak ayakl
bronz bir heykel gibi bunlar aklama konusunda o kadar
ok dikkatli olma ihtiyac duyacaktr. En batan karc ihtimal
bile hataya kar bir koruma deildir; paral bir bulmacann
paralan gibi, bir problemin btn paralar birbirine tam bir
uygunluk gsterse bile, muhtemel olann her zaman gerek ol
mad, gerek olann ise her zaman muhtemel olmad d
nlmelidir. Son olarak, tezlerinin gereklikten ne kadar uzak
olabileceini dikkate almakszn dehalarn sergilemekten haz
1Imago, 23 (1937). [Bir nceki deneme.]
261
( 1)
Musa bir Msrl olsayd: bu hipotezden elde ettiimiz ilk ey,
zm zor yeni bir bilmecedir. Bir kabile1 byk bir ie kal
kt zaman, yelerinden birisinin liderlik konumuna yksel
mesi veya lider seilmesi doaldr. Ama aristokratik bir Msr
ly belki de bir prensi, ya da yksek rtbeli bir rahibi geri
bir uygarlk dzeyine sahip gmen yabanclarn bama geip
onlarla birlikte lkesini terk etmeye zorlayan eyi tahmin etmek
kolay deil. Msrllarn yabanc uluslara ynelik bilinen aa
lamas, byle bir giriimi zellikle zorlatryor. Gerekten de
Musa adnn Msr dilinden tretildiini gren ve ona Msrlla
rn olanca bilgeliini atfeden tarihilerin bile Musanm bir M
srl olabilecei yolundaki ak ihtimali kabul etmeye gnlsz
olmalarnn nedeninin de ite bu olduuna inanabilirim.
lk zorluu bir dieri izler. Musanm sadece Msra yerle
en Yahudilerin politik lideri olmakla kalmadn, kanm ko
yucusu ve eitimcisi olduunu, onlar bugn Musa dini olarak
bilinen yeni bir dinin hizmetine zorladn unutmamak gerek.
Ama bir adamn tek bana yeni bir din yaratmas bu kadar ko
lay mdr? Birisi bir baka insann dinini deitirmek istedii
zaman en doal onu kendi dinine dndrmesi deil midir? M
srdaki Yahudi halkn elbette u veya bu tr bir dini vard; ve
1Msrdan Hicrette ka kii bulunduu konusunda hibir fikrimiz yok.
262
eer onlara yeni bir din veren Musa bir Msrlydysa, bu yeni
dinin de Msr dini olduu karsamas bir yana atlamaz.
Bu olasln yolunda duran bir ey vardr: Musaya atfedi
len Yahudi dini ile, Msr dini arasnda ok keskin bir tezat sz
konusudur. lki genel anlamda kat bir tektanrclktr: tek bir
Tann vardr, tek, her eye kadir, eriilemez tann odur; grn
insan gznn dayanabileceinden te bir eydir, tasviri ya
plamaz, ad bile anlamaz. Msr dininde ise saygnl ve k
keni deien saylamayacak kadar ok tanr vardr: gkyz ve
dnya, gne, ay gibi byk doa glerinin birka cisimlemi
hali, Maat (doruluk veya adalet) gibi bir soyutlama, ya da c
cemsi Bes gibi bir karikatr; ama bunlarn ou, lkenin eitli
eyaletlere blnd dnemden kaynaklanan ve sanki eski to
tem hayvanlarndan evrim tamamlanmam gibi hayvan eklin
de olan, aralannda keskin bir aynm bulunmayan ve ilevleri
hemen hemen ayn olan yerel tannlardr. Bu tannlar iin syle
nen ilahiler hepsi iin hemen hemen ayn eyi syler ve kafam
z kantracak bir tarzda birini dieriyle zdeletirir. Tann isimleri birbiriyle birletirilir, bylece birisi dierinin sfatma
indirgenebilir. rnein Yeni Kralln altn anda Teb ken
tinin ba tannsna Amen-Re deniyordu; bu birleik ismin ilk
ksm kentin ko bah tannsna karlk gelirken, Re kelimesi,
On [Heliopolis] kentinin ahin bah tannsnn addr. By ve
trenler, tlsmlar ve muskalar, Msrhlann gndelik yaamna
olduu kadar bu tannlara hizmette de ar basar.
Bu farklardan bazlan, kat bir tektannclk ile kstlamasz
oktannclk arasndaki temel tezattan kolayca kaynaklanabilir.
Dierlerinin, ruhsal ve entelektel dzlemdeki bir farkn sonucu
olduu aktr, nk bu dinlerden birisinin ilkel [geliim] evre
sine ok yakn olmasna karlk dieri yceltilmi soyutlama
dzeyine kmtr. Bazen, Musa dini ile Msr dinleri arasnda
ki tezatn, amal ve kastl olduu izlenimi bu iki etkenden
kaynaklanabilir: rnein birisinde bycln en ar cezalara
263
(2)
Msr dini tarihinde, ancak son zamanlarda anlalp takdir edi
lebilen nemli bir olay baka bir olasl gndeme getirir. Mu
sann Yahudi halkna kazandrd din, kendi dini de olabilir,
yani o andaki geerli Msr dini olmasa da, Msr dinlerinden
birisi olabilir.
264
265
266
267
268
(3)
Vardm sonucu imdi ortaya koymak isterim: eer Musa bir
Msrlydysa ve kendi dinini Yahudilere kabul ettirdiyse bu,
Akhenatenin Aten dini olmaldr.
Az nce Yahudi diniyle popler Msr dinini karlatrm
ve aralarndaki kartl gstermitim. imdi de balangtaki
zdeliklerini kantlama beklentisiyle Yahudi ve Aten dinlerini
karlatrmam gerekiyor. Bunun kolay olmadnn farknda
ym. Amn rahiplerinin kincilii yznden, Aten dini konusun
da ok az ey renebilecek durumdayz. Biz sadece sekiz yz
yl sonraki hicret sonras alarda Yahudi rahipleri tarafmdan
belirlendii haliyle Musa dinini nihai ekliyle biliyoruz. Bu el
verisiz duruma ramen hipotezimizi destekleyen az sayda
bulgu elde edebilirsek, bunlara byk bir deer bieceiz.
Elimizde bir iman ikrar, bir bildiri olsayd, Musa dininin
Aten dininden baka bir ey olmad tezimizi kantlamann
kestirme bir yolunu bulmu olurduk. Ama korkarm bu yol t
kal. yi bilindii zere Yahudi iman ikrar u ekildedir:
1 Akhnaton Atonun putunun yaplmasna izin vermemitir. Kral, Gerek Tannnn
ekli olmadn sylemi ve bu fikrini yaamnn sonuna kadar savunmutur.
(Weigall, 1922,103.)
2 Osiristen ve krallndan hi sz edilmiyordu. (Erman, 1905, 70.) Osiris tamamen
gz ard edilmitir. Ikhanton yaztlarnda veya Amamadaki mezarlarn hi birisinde
hi sz edilmemitir. (Breasted, 1934,291.)
269
270
271
272
273
274
(4)
1 [.Exodusyxix, 6.]
2 M. 450 dolaylannda Msr ziyaret eden Herodotus, seyahat aklamasnda, Msr
halknn, sonraki Yahudilikte gzlediimiz zelliklere artc bir benzerlik gsteren
zelliklerini sayar: Her adan dier halklardan daha dindarlar, eitli gelenekleri d ierlerinden farkldr. rnein temizlik gerekesiyle snneti ilk uygulayan onlardr.
Ayrca domuzdan tiksinirler; bu kukusuz Sethin Horusu kara bir domuz klnda
yaralamasndan kaynaklanmaktadr. Son ve en ilginci de, ineklere byk bir sayg du
yarlar, kesinlikle inek kurban etmez, etini yemezler, nk bunun inek boynuzlu Isisi
kzdracana inanrlar. Bu nedenle hibir Msrl erkek veya kadn bir Yunanly p
mez, ban, iini, kazann kullanmaz, ya da bir Yunanlnn bayla kesilmi o l
mas halinde baka trl temiz olacak bir kzn etini yemez... Temiz olmayan ve
onlar kadar tanrlara yakn olmayan dier insanlara kar dar kafal bir kibirle tepeden
bakarlar. (Erman, 1905, 181.) [Bu, Ermann Herodotusun II. Kitabnn 36 ve 47.
Blmlerinden kard bir zettir.] Hindistan halknn yaamnda buna paralellik
gsteren noktalar elbette gz ard edemeyiz. Aklma gelmiken, MS. on dokuzuncu
yzylda yaayan Yahudi air Heinea kendi dininden Nil vadisinden yaylan bir ve
ba, Eski Msrn salksz inanlar olarak yaknmasn kim nermi olabilir ki?
[Hamburgdaki Yeni Yahudi Hastanesi zerine yazlan bir iirden, Zeigedichte,
XI.]
275
276
277
278
279
280
(5)
Burada da beklenmedik bir k yolu kendini gsterir. Musa
da, Kadeli rahibi aan bir ahsiyet grme ve gelenein onu y
celttii grkemi dorulama abalan Eduard Meyerden sonra
bile ortadan kalkmamtr. (Kar. Gressmann [1913] ve dierle
ri.) 1922 ylnda Emst Sellin, ele aldmz sorunu belirleyici
lde etkileyen bir keif yapmtr. Hosea Peygamberde (M.
1Meyer, 1906,47.
281
282
283
1[Freud nceki denemede byle bir ey sylememiti. Kitapta deiiklik yaparken atm
olmal.] Hipotezim, Yahudann eski Yahudi edebiyatndaki Msr etkisine ilikin g
rlerine ok iyi uyar. Bkz. Yahuda, 1929.
284
285
286
(6)
Burada da srail halknn eski tarihini ok byk ve temelsiz bir
kesinlikle ortaya koyduum sulamasyla karlamak beni a
rtmaz. Kendi yargmda da bir yansmas olmas nedeniyle bu
eletiri beni ok fazla etkilemez. Kurduum yapnn zayf nok
talar olduu gibi gl noktalar da olduunu biliyorum. Bir
btn olarak ar basan izlenimim, almay girdii dorultuda
ilerletmeye deer olduu yolundadr.
Mevcut Eski Ahit metni deerli, hatta paha biilmez tarihsel
veriler iermektedir; ama bu veriler gl, tek yanl amalarn
etkisiyle arptlm, iirsel elerle sslenmitir. u ana
kadarki abalarmzda bu arptma amalarndan birisini ke
fetmitik. Bu keif nmz aydnlatr. Dier benzeri tek yanl
amalan kefetmemiz gerekir. Bu amalarn yaratt arpt1[rnein bkz. Exodus, xxxii, 19 ve Numbers, xii, 3.]
287
malan grmenin bir yolunu bulabilirsek, arkalarnda yatan olaylann gerek yzne ilikin yeni paralar aa karabilece
iz.
Burada da eletirel Eski Ahit aratrmalarnn Hexateuchun,
yani bizi burada ilgilendiren Musann be kitabnn ve Josuha
kitabnn tarihi kkeni konusunda syledikleriyle ie koyulaca
z.1 Kabul edilen en eski yazl kaynak, son zamanlarda Kral
Davutun ada rahip Ebyatar olarak tanmlanan Jdir
(Yehovaya inanan yazar).2 Bunu daha sonra ne kadar sonra
olduu bilinmiyor Kuzey Krallna ait Elohistik denen yazar
[E] izliyor.3 Kuzey Krallnn M. 722de knden sonra
bir Yahudi rahip J ve Enin baz ksmlarn birletirmi ve ken
dinden baz eyler eklemitir. Onun derlemesine de JE denir.
Yedinci yzylda buna beinci kitap olan Deuteronomy eklenir.
Tapmakta tamamlanm olarak bulunduu varsaylr. Tapnan
yklndan sonraki (M. 586) dnemde, Srgn srasnda ve
sonrasnda Rahiplik Yasas olarak bilinen bir revizyon derle
nir; beinci yzylda eserin son revizyonu yaplr o gnden son
ra da zn korur.4
Kral Davut ve dneminin tarihi byk bir olaslkla bir a
dann kaleminden kmtr. Bu, Herodotustan, yani Tarihin
babasndan be yz yl nce yazlm gerek bir tarih yazsdr.
1Encyclopaedia Britannica, onbirinci basm, Vol. III, 1910. ncil maddesi.
2 Bkz. Auerbach (1912).
3 Yahwistik [Yehovaya inanan] ve Elohistik [Eloime inanan] yazlar ilk kez Astruc
tarafndan 1753te ayrdedilmitir. [Jean Astruc (1684-1766), XV. Louis Sarayna
bal bir Fransz doktordur.]
4 Yahudi yazsnn, Milattan nce beinci yzylda yani Srgnden sonra, Yahudilere
kar dosta davranan Pers egemenlii altnda Ezra ve Nehemiah reformlannn so
nucu olarak kesinletii tarihsel bir gerektir. Bizim hesabmzla Musann ortaya
kndan beri dokuz yz yl gemitir. Bu reformlar, halkn tamamn kutsallatrmay
hedefleyen dzenlemeleri ciddiye almtr; karma evlilikler yasaklanarak komulara
karmalar nlenmitir; Pentateuch, yani kanun kitab son eklini alm ve Rahiplik
Yasas denen revizyon tamamlanmtr. Ancak bu reformlarn yeni tek yanl amalar
benimsemedii, eskileri glendirdii kesin gibidir.
288
289
290
291
292
(7)
Sonraki airlerin, rahiplerin ve tarihilerin zerinde altklar
eski a olaylar arasndan, en dolaysz, en gzel insan gdleri
eliinde bastrlan bir tanesi ne kar: byk nder ve kurtar
c Musann katledilmesi. Bunu, peygamberlerin yazlarndaki
ipularndan kefeden Sellin olmutur. Sellinin hipotezine,
yeterince fantastik olabilse de, fantastik denemez. Akhenaten
ekolyle yetien Musa, kralla ayn yntemi kullanr; inancn
halka emreder, zorla kabul ettirir.1 Musa doktrini, ustasnnkinden ok daha kat olabilir. Gne tanrsn yardma armasna
gerek yoktu: On [Heliopolis] ekolnn yabanc halk zerinde
hi bir etkisi yoktu. Akhenaten gibi Musa da btn aydn des
potlan bekleyen ayn kaderi paylamtr. On Sekizinci Hane
danlk dnemindeki Msrllar gibi, Musann ynetimindeki
Yahudi halk da bylesine ruhanilemi bir dine katlanamyor,
bu din ihtiyalanna cevap vermiyordu. Her iki durumda da ayn
ey olmutu: tahakkm altna alnan ve ihtiyatan karlanma
yan halk, bakaldrarak kendilerine empoze edilen dinin ykn
omuzlarndan atmtr. Ama uysal Msrllarn kader Firavunu
10 ada insanlar etkilemenin baka bir yolu yok gibiydi.
293
294
295
296
297
298
naklarnda iki tann ad. Buna biz de iki yenisini daha ekledik:
iki dinin kuruluu; ki kincisi ilkini bastrm, ama ilki daha
sonra daha gl bir ekilde ortaya kmtr; ve her ikisi de
Musa adyla arlan, kiiliklerini birbirinden ayrdetme ihtiyac
duyduumuz iki din kurucusu. Btn bu ikilikler ilkinin zo
runlu sonulandr: halkn bir ksmnn travmatik olarak deer
lendirilebilen ve dier ksmnn yaamad bir olay yaamas.
Bunun da tesinde tartacak, aklayacak, iddia edecek oka
ey olacaktr. Ancak bu yolla salt tarihsel inceleme ilgimiz ger
ek bir temel bulabilir. Bir gelenein gerek doas nereden
kaynaklanyor ve zgn gc nereye dayanyor, tek tek byk
insanlarn dnya tarihi zerindeki kiisel etkisi ne kadar b
yktr, sadece maddi ihtiyalardan kaynaklanan gdleri dik
kate alan birisi insan yaamnn mkemmel eitliliine ne gibi
bir hakszlk etmi olur, baz fikirler (zellikle de dini fikirler)
insanlar ve halklan boyunduruk altna alma gcn hangi kay
naklardan alyor: btn bunlan Yahudi tarihinin zgn duru
munda incelemek byleyici bir alma olacaktr. Bu izgide
almaya devam etmek, yirmi be yl nce Totem ve Tabu'da
ortaya koyduum grlerle balant kurmak anlamna gele
cektir. Ama artk kendimde bunu yapabilecek gc gremiyo
rum.
III
MUSA, HALKI VE TEKTANRILI DN
KIIMI
GR NOTU I
([Viyana] Mart 1938den nce)
K a y b e d e c e k pek bir eyi olmayan birisinin cesaretiyle, nesnel
bir nedene dayanan bir niyeti ikinci kez bozmay ve Imago'da
Musa zerine yazdm iki denemeye kendime sakladm son
ksmn eklemeyi dndm. Son denemeyi, gcmn buna
yetmeyeceini syleyerek noktalamtm. Bundan kastm el
bette yallk nedeniyle yaratc gcn zayflamasdr;1 ama d
ndm bir baka engel daha vard.
Son derece ilgin bir dnemde yayoruz. lerlemeyle bar
barln el ele verdiini grmek bizi artyor. Sovyet Rus
yada, boyunduruk altnda tutulan yz milyonlarca insann ya
am koullarn dzeltmek iin yola koyuldular. nsanlar din
afyonundan uzaklatrma konusunda ellerini abuk tutup,
onlara makul bir cinsel zgrlk tanma konusunda bilgece
davrandlar; ama ayn zamanda da halk en acmasz zorlamaya
tabi tutup her trl dnce zgrln ellerinden aldlar.
Benzeri bir kaba kuvvetle talyan halk dzen ve grev duygusu
iin eitiliyor. Alman halk balamnda, ilerici fikirler olmaks-
300
GR NOTU I
301
1 [Freud aslnda bunu drt yl nce, 1934te yazm ve 1936da ilk byk deiiklii
yapm olabilir, tkinci denemenin editrlk notuna bakn.]
GR NOTU II
([Londra] Haziran 1938)
M usa zerine almann kaleme alnd sralarda beni rahatsz
GR NOTU II
303
A
TARHSEL NKOUL1
LGtMtzt eken
305
ilikin daha derin bir i gzlemin paha biilmez bir deeri ola
caktr. Ne var ki Aten dini konusunda pek fazla bilgi bulunma
dna dikkat edilmitir. Yaratt eylerin tamam daha zayf
varislerinin ynetim dneminde ker. Bask altma ald ra
hipler, ondan geriye kalanlar fkeyle yok ederek intikam alr;
Aten dini terk edilir, sulu ilan edilen Firavunun bakenti yak
lp yklr. M. 1350 dolaylarnda On Sekizinci H anedanln
sonu gelir; bir anari dneminden sonra M. 1315e kadar ikti
darda kalan general Haremhab dzeni tekrar kurar. Akhenaten
reformu unutulmaya mahkum bir olay gibi gzkr.
Tarihsel olarak belirlenen olaylar bunlardr; varsayma da
yanan olaylar dizisi bu noktadan sonra balar. Akhenatenin
maiyeti arasnda, o dnemdeki dier biroklan gibi' Tuthmosis
adnda birisi vardr; bu ismin, ikinci bileeninin -mose [oul]
olmas dnda byk bir nemi yoktur. Yksek bir mevkidedir
ve Aten dininin inanh bir taraftandr, ancak dnmeye arlk
veren kraln tersine enerjik ve tutkuludur. Onun iin
Akhenatenin lm ve dininin terk edilmesi btn beklentile
rinin sonu anlamna gelir. Msr'da sadece bir kaak veya asi
olarak kalabilir. Belki de u eyaletlerden birisinin valisi olarak,
birka kuak nce g etmi olan bir Sami rkyla iliki kurar.
Yaad hayal krklnn ve yalnzln basksyla bu yaban
clara ynelir ve kaybettiklerini onlarda telafi etmeye alr.
Onlan kendi halk olarak seer ve ideallerini onlarda gerekle
tirmeye alr. Kendi maiyeti eliinde onlarla biriikte M
srdan aynldktan sonra snnet iaretiyle onlan kutsar, Msr
llarn alaa ettii yasalan ve Aten dininin doktrinlerini onlara
empoze eder. Musa denen bu adamn Yahudilere empoze ettii
ahlak kurallan, ustas ve retmeni Akhenateninkilerden ok
306
307
308
lemeli metinler, altmda sonraki kuaklardan saklanan eski olaylann Musa dininin yapsnn ve byk insann katledilii
nin gerek aklamasnn deyi yerindeyse sonsuz huzur bul
duu birer mozole gibiydi. Ve eer olan biteni doru tahmin
edebildiysek, geride anlalmadk bir ey kalmamtr; ancak
bu, Yahudi halknn tarihinde Musa olaynn kesin sonu anla
mna da gelebilirdi.
Ne var ki olaylarn byle gelimemesi, yani yaanan dene
yimin en gl etkilerinin ancak ok daha sonra gn na
kmas ve yzyllarn ak iinde gereklii zorlamas ilgin
tir. Yehovanm, komu halklarn ve kabilelerin tanrlarndan
ok farkl bir yapda olmas pek mmkn deildir. Tpk halkla
rn birbiriyle savamas gibi onun da dier tanrlarla savat
dorudur; ama o gnlerde Yehovaya tapan bir insann, tpk
Canaan veya Moab veya Amalek, vb. tanrlarna inanan halkla
rn varln inkar edemeyii gibi, bu tanrlarn varln inkar
etmek de akima gelmemitir.
Akhenatenle birlikte alevlenen tektanrclk fikri bir kez da
ha karanla gmlm ve uzun bir sre karanlkta kalmtr.
Nilin ilk elalesinin hemen altndaki Fil adasnda ortaya ka
rlan bulgulardan, bir Yahudi askeri kolonisinin orada yzyl
larca yaadn, tapnaklarnda ba tann Yahuya ek olarak bi
rinin ad Anat-Yahu olan iki dii tannya da taptklarn ren
mek bizi artr. Bu Yahudilerin anayurttan ayn dtkleri ve
oradaki dini gelimeden uzak kaldktan dorudur; Kudste be
nimsenen yeni ibadet kurallarn onlara Msrl Pers valisi (M.
beinci yzylda) bildirir.1 Daha eskilere gidecek olursak tanr
Yehovanm Musa tannsma hibir benzerlik gstermediini
syleyebiliriz. Tann Aten, tpk atalarnn fethettii dnya im
paratorluunun paralanm pasif bir tavrla izleyen dnyadaki
temsilcisi daha dorusu prototipi Firavun Akhenaten gibi
1Auerbach, 2,1936.
309
310
311
312
M USA VE TEKTANR1CILIK
(in)
B
GZLLK EVRES VE FOLKLOR
tek tanr fikrinin de, byyle etkili olan trenin
reddedilmesinin ve tanr adna ortaya konan ahlaki beklentilerin
vurgulanmasnn da aslnda balangta dikkat edilmeyen, an
cak uzun bir aradan sonra ilerlik ve sonunda sreklilik kazanan
Musa doktrini olduuna inanyoruz. Bu tr gecikmeli bir etkiyi
nasl aklayabiliriz ve benzer bir olguyla nerede karlarz?
Bu tr eylerin ok eitli alanlarda ska rastlanan olgular
olduunu ve yle veya byle anlalr bir dizi yoldan gerekle
ebildiini grrz. rnein Danvinin evrim teorisi gibi yeni
bir bilimsel teorinin tarihesini ele alalm. Balangta dman
ca bir reddedile karlanm ve yllarca tartlm; ancak ger
ee ynelik byk bir adm olarak kabul edilmesi iin bir kuaklk bir dnem yeterli olmutur. Danvinin kendisi bile
Westminster Abbeyde1 bir antmezarla onurlandrlmtr.
Byle bir olayda zm bekleyen pek bir ey yoktur. Yeni ger
ek duygusal direnmeler yaratm; bunlar popler olmayan teo
rinin kantlarn rtmeye ynelik savlarda dile gelmi; fikir
atmas bir sre devam etmi; ta bandan itibaren taraftar ve
muhalifler bulmu; taraftarlarn says ve arl giderek artm
ve sonunda zaferle noktalanm; bu mcadelenin bandan so
nuna tartma konusu kesinlikle unutulmamtr. Olaylarn t
mel aknn dikkate deer bir zaman almas bizi pek artmaz;
belki de sz konusu olan eyin Grup Psikolojisindeki bir sre
olduunu yeterince takdir etmeyiz.
D o l a y is iy l a
314
315
316
317
318
319
c
BENZETME
Yahudi dininin tarihinde grdmz olaylarn akyla tek do
yurucu benzetme, grnrde uzak, ama tam ve zdelie yakn
bir alanda yatmaktadr. Burada da gizlilik olgusuyla, aklama
gerektiren anlalmaz davurumlarn ortaya kma ve gerekli
belirleyici etken olarak sonradan unutulan eski bir olaya rastla
rz. Aynca mantkl dnceyi ezerek bilinci zorlayan bir
zorlanm zellii grrz; bu, rnein destann kkeninde sz
konusu olmayan bir zelliktir.
Bu benzerlikle psikopatolojide, yani insan nevrozlarnn k
keninde yani dini olgularn Grup Psikolojisinin bir paras
olarak deerlendirilmesine ramen, birey psikolojisine ait bir
alanda karlarz. Bu benzetmenin ilk baktaki kadar ar
tc olmadn gerekten de daha ok bir nermeye benzedi
ini greceiz.
Nevrozlarn kkeninde byk bir nem verdiimiz eskiden
yaanan ve daha sonra unutulan bu izlenimlere travma adm ve
riyoruz. Genelde nevrozlarn kkeninin travmatik olarak de
erlendirilip deerlendirilemeyecei sorusunu bir yana braka
biliriz. Bu varsayma kar ak bir itiraz, her olayda nevrotiin
yaam yksnde ak bir travma kefetmenin mmkn olma
ddr. Herkesi etkileyen, ama dier insanlarn normal denebi
lecek bir ekilde ele alp baa kt yaantlara ve beklentilere
kar olaand, anormal bir tepkiyle kar karya olduumuzu
sylemekle yetinebiliriz. Bir nevrozu aklamak iin elimizde
kaltsal ve yapsal yatknlklardan baka bir ey olmad za
man, doal olarak kazanlmadn, gelitirildiini sylemeye
yneliriz.
I (C) BENZETME
321
322
I (C) BENZETME
323
324
I (C) BENZETME
325
326
I (C) BENZETME
327
328
D
UYGULAMA
E skI travma - savunma - gizlilik - nevrotik hastaln patlak
330
I (D) UYGULAM A
331
332
I (D) UYGULAM A
333
334
I (D) UYGULAM A
335
336
I (D) UYGULAMA
337
338
M USA V E TEKTANRICILIK (n i)
I (D) UYGULAMA
339
340
I (D) UYGULAM A
341
E
ZORLUKLAR
u ana dek anlattklarmla, nevrotik srelerle dini olaylar ara
sndaki benzerlii gstermeyi ve bylece dinin kukuya yer b
rakmayan kkenini gstermeyi baarm olabilirim. Bireysel
psikolojiden Grup Psikolojisine yaptmz bu aktarmda bura
da ele alacamz yap ve nemleri farkl iki zorluk belirir.
Bunlardan ilki burada zengin dinler fenomoloj isinden sadece
bir rnek sememiz ve dierlerine k tutmamamzdr. Ne ya
zk ki bunun dnda rnek verecek durumda olmadm, uz
manlk bilgimin bu incelemeyi tamamlamaya yetmediini kabul
etmem gerek. Snrl bilgilerim temelinde, Muhammet dininin
de bana Yahudi dininin zet bir tekrar, bir taklidi gibi geldiini
syleyebilirim.1 yle gzkyor ki Peygamber balangta ger
ekten de Yahudilii kendi halk ve kendisi iin tamamen kabul
etmeye niyetlenmitir. Tekil, byk, ilk babann yeniden ele
geirilii Araplarn zgvenlerini ar lde yceltmelerine
neden olmu, bu da byk dnyalk baarlar kazanmalarna ama bu baarlarda kendini tketmesine yol amtr. Allah, se
ilmi halkna kar Yehovann kendi halkna olandan daha
minnettar olduunu gstermitir. Ama belki de Yahudilik du
rumunda dinin kurucusunun katlediliinin kazandrd derin
likten yoksun olduu iin, bu yeni dinin i geliimi ksa srede
durma noktasna gelmitir. Dounun grnrde ussal olan din
lerinin ekirdeinde atalara tapma vardr ve bu nedenle gemi
in yeniden canlandrlmas evresinin erken bir dneminde du
1 [slam ve Yahudi dinleri arasndaki tipik crtak eleri dnyor olmal. Bunlara ilk
anda akla gelen birka mek her iki dinde de snnet uygulanmas, tasvir ve bycl n yasaklanmas, Cumann her iki dinde de ibadet gn olmasdr. Hz. Muhammet
balangta Yahudilere kar ok scak ve dosta davranr, ibadet ederken Yahudiler
gibi yzn Kudse dner, ama daha sonra Medineli Yahudilerin ihanetine uraynca
bu uygulamadan vazgeerek Kabeyi seer.
I (D) UYGULAMA
343
344
I (D) UYGULAMA
345
346
MUSA VE TEKTANRICILIK ()
I (D) UYGULAMA
347
348
I (D) UYGULAMA
349
350
I (D) UYGULAMA
351
352
cak Kurt Adam (1918b) durum tarihesine sonradan eklenen bir notla aynca geliti
riliyor (FD.y 10, 337). Archaische Erbschaft' terimi ilk kez 1919*da o yl Rya
larn Yorumu'nun (1900a) VII (B) blmne eklenen bir paragrafta ve Dvlen bir
ocukta (1919e) ortaya kyor. O tarihten sonra bu kavram sk sk tekrarlanyor, an
cak sadece Ego ve d'in (1923b) III. Blmnde tartlyor. Freudun kazanlm zelliklerin kaltmna ilikin grleri, Jonesin Freud biyografisinin (1957) 3. Cildinin
X. Blmnde tartlyor.]
KISIM II
ZET TEKRAR
Bu almann aadaki blm, ancak uzun uzadya aklama
ve zrle kamuoyuna sunulabilir. nk eletirel incelemeler
den bazlar ksaltlm, Yahudi halknn zgn yapsnn nasl
ortaya kt sorusuna ilikin eklemelerle geniletilmi olarak,
[nc denemenin] ilk ksmnn sadk (hatta birok durumda
kelimesi kelimesine) bir tekrarmdan baka ir ey deil. Bu tarz
bir sunu ynteminin, aklc ve sanatsal olmadnn farknda
ym. Buna ben de ok zlyorum. Peki bundan neden kan
madm? Cevap bulmam zor deil, ama itiraf etmem zor. al
mann, kurald olan kkeninin tarihsel izlerini ortadan kald
ramadm grdm.
Aslnda alma iki kere yazlmt: ilki birka yl nce ya
ymlanabileceim dnmediim Viyanada. Vazgemeye karar
vermitim; ama topran kabul etmedii bir hortlak gibi yakam
brakmad; bunun zerine iki ksm birbirinden ayrarak
almann balang noktas olan Musa bir Msrldr [I. De
neme] ve bunun zerine kurulu Musa Msrl Olsayd... [II.
Deneme] balkl tarihsel yorum periyodik dergimiz
Imago'da yaymlatmann bir yolunu buldum. Gerekten de iti
raza ve tehlikeye ak olan kalan ksmn [bu bulgularn]
tektannclm kkeni ve genelde din gr zerine uygulan
mas sonsuza kadar alkoymay dndm. Derken 1938
Martnda gerekleen beklenmedik Alman igali beni vata
nmdan ayrlmaya zorlad, ama ayn zamanda da almam ya
ymlatmamn hl hogryle karland bir lkede psikanali
zin yasaklanmasna yol aabilecei korkusundan da kurtard.
354
A
SRAL HALKI
S u n u l a n malzemelerde iimize yarar gibi gzkenleri kabul ederken, uymayanlar reddetmek ve farkl paralan psikolojilik
olabilirlik uyannca birletirmek gibi bir yntemin, geree
varmamz garantilemeyecei konusunda kafamzn net olmas
na ramen byle bir almaya neden kalktmz hakl olarak
sorulabilir. Bunun cevab almann sonucuyla ilgilidir. Tarihsel-psikolojik bir inceleme gereklerinin katln byk lde
azalttmz takdirde, her zaman ilgiyi hakkediyor gibi gzken
ve yeni gelimelerle yeniden gzlem gerektiren sorunlara k
tutmak mmkn olabilir. Bilindii gibi, antik ada Akdeniz
havzasnda yaayan btn halklar iinde Yahudiler, adyla ve
zyle varlm bugn bile srdren tek halktr. Bu halk, talih
sizlikleri ve kt muameleleri esiz bir direnme kapasitesiyle
gslemi; kendine zg kiilik zellikleri gelitirmi ve bu
arada dier btn halklarn nefretini kazanmtr. Yahudilerdeki
bu canlln kaynan ve tipik zelliklerinin tarihleriyle iliki
sini daha iyi anlamak bizi memnun edecektir.
Yahudilerin, bakalaryla ilikilerinde ar basan bir kiilik
zelliiyle balayabiliriz. Kendilerine zellikle ok deer ver
diklerine, kendilerini daha ayncalkl, geleneklerinin birouyla
aynldklar dier halklar karsmda kendilerini stn tuttuklar
na kuku yok.1 Ayn zamanda da, deerli bir maln gizli sahibi
356
357
B
BYK NSAN
bir adam, rasgele bireylerden ve ailelerden bir halk yarata
cak, onlara belirgin zelliklerini kazandracak ve binlerce yllk
kaderlerini belirleyecek bylesine olaand bir etkiyi nasl ka
zanabilir? Bu tr bir hipotez, yaratc mitlerine ve kahramanlara
tapnmaya yol aan dnce tarzna, tarih yazmnn tekil bi
reylerin, hkmranlarn veya fatihlerin kahramanlklarn ve
kaderlerini anlatan yklerden te bir ey olmad alara bir
dn deil midir? ada eilim, insanlk tarihindeki olaylar
daha ok daha gizli, genel, kiisellik d etkenlere, ekonomik
koullarn zorlayc etkisine, beslenme alkanlklarndaki de
imelere, malzeme ve aletlerin kullanmndaki gelimelere,
nfus art ve iklim deiiklii nedeniyle yaplan glere ba
lama ynndedir. Bunda bireylerin oynad rol, mutlaka da
vurum bulacak olan ve sz konusu bireylerde byk lde
rastlant sonucu somutlaan grup eilimlerinin birer szcs,
temsilcisi olmaktan te bir ey deildir.
Bunlar kesinlikle geerli yaklamlardr, ancak bizim dn
ce organmzn tutumuyla dncemiz yoluyla kavradmz d
nlen dnyadaki olaylarn ak arasndaki nemli bir tutar
szla dikkati ekmek iin bir frsat dourur. Her bir olayn
gsterilebilir bir nedeni olmas halinde (kukusuz, zorunlu olan) bu nedenleri kefetmek bizim iin yeterli olacaktr. Ama
dmzda yatan gereklikte durum pek byle deildir; tersine,
her olayn birden ok belirleyeni varm ve birbirine yaknsayan
eitli nedenlerin bir sonucuymu gibi gzkr. Olaylardaki de
rin karmaklklardan rken aratrmalarmz, bir ilikiye kar
bir dierinin tarafn tutar ve varolmayan, sadece daha kapsaml
ilikilerdeki bir yrtlma nedeniyle ortaya kan elikiler ortaya
T ek
359
360
361
362
363
c
ENTELEKTEL GELME1
halkta kalc ruhsal deimeler yaratmak iin, tann tarafn
dan seildiklerini sylemenin yeterli olmad aktr. nanmalan ve bu inantan sonu karmalan iin bunun onlara u veya
bu yolla kantlanmas da gerekir. Musa dininde Msrdan Hic
ret kant olarak i grmtr; Tann, ya da onun adna Musa, bu
seilmi olma kantndan sz etmekten asl usanmamtr. Bu
olayn ansn korumak iin Passover bayram icat edilmi, daha
dorusu eski bir bayrama bu annn ierii eklenmitir. Yine de
bu sadece bir andr: Hicret sisli bir gemie aittir. Tanr tevec
chnn iaretleri artk kesinlikle enderdir; halkn tarihi daha
ok tevecchszln [gzden dml] gsterir. lkel in
sanlar, kendilerine zafer kazandrmay, mutluluk ve konfor
vermeyi baaramayan tannlarn alaa ediyor, hatta cezalandnyordu. Tarihin her dneminde krallara da tannlarla ayn ekil
de davranlmtr; bylece antik bir zdelik, ortak bir kkten
kaynaklan su yzne kar. rnein ada halklar da yenil
gilerle ve buna bal toprak ve para kayplanyla hkmranlklanmn grkemine glge dt zaman krallarn alaa etme
alkanlna sahiptir. Peki srail halk, tanr kendilerine daha
ok kt davrandka ona neden daha ok boyun emitir? Bu,
u an iin bir yana brakmamz gereken bir sorundur.
Musa H in in in , halka seilmi olma bilincinden tr artan
bir zsaygdan te bir ey kazandnp kazandrmadn irdele
mek bizi cesaretlendirebilir. Gerekten de bir baka etken koB tR
' [Editrlk Notunda da belirtildii gibi bu ksm ilk kez Internationale Zeitschri/t j r
Psychoanalyse und Imago'da (1939, 24, 6-9) ayn bir yaz olarak kmtr. Son
versiyonda dipnotlarla belirtilen bir iki deiiklik yaplmtr.]
365
1 [Totem ve Tabu'da (1912-13) bir dipnotta da benzer bir ey sylemiti, bkz. sf. 137, n.]
366
367
368
1 [Sylendiine gre Kudsten bir tabutla kam ve Kudsn batsnda denize yakn
bir kasabada bir Hukuk (Torah) okulu amak iin Romal generalden izin almtr
(MS. 70).]
2 [Orijinal versiyonunda kltrel adan daha anlaml (nemli) olan seenekten/]
D
GDDEN VAZGE
bir gelimenin ve duyusalln ketlenmesinin, hem bireylerin hem de halkn zsaygsn neden artrd
ak ve hemen anlalr deildir. yle gzkyor ki bu, belli bir
deer standardnn ve bunu savunan bir baka insann veya ku
rumun varln ngrr [gerektirir]. Bir aklama iin gelin,
anlamaya baladmz bireysel psikolojiden benzer bir olay
ele alalm.
nsandaki id erotik veya saldrganca yapdaki igdsel bir
istekte bulunduu zaman, en basit ve en doal ey, hem dn
ce hem de kas aygtm kontrol eden egonun bu istei eylemle
yerine getirmesidir. Ego igdnn bu doyumunu haz olarak
hissederken, doyurulmamasn da kukusuz hazszlk
[honutsuzluk, ac] kayna olarak hisseder. Ama egonun, d
engeller karsnda yani, sz konusu eylemin ego iin ciddi
bir tehlike yaratacan alglamas halinde igdy doyur
maktan geri durduu bir durum ortaya kabilir. Doyumdan bu
ekilde geri durma, d engel nedeniyle bir igdden vazgei
ya da bizim deyiimizle gereklik ilkesine boyun ei hi
de haz verici deildir. Eneji yerdeitirmesi yoluyla igdnn
gc azaltlamad takdirde, igdden vazgei hazszlk ne
deniyle kalc bir gerilim yaratacaktr. Ne var ki igdsel vaz
geme, doru bir ifadeyle isel olarak tanmladmz dier ne
denlerle de sz konusu olabilir. Bir bireyin geliiminde d
dnyadaki ketleyici glerin bir ksm iselletirilir ve ego iin
de, egonun geri kalan iin gzleyici, eletirici ve yasaklayc
olan bir kurum oluur. Bu yeni kuruma sperego deriz. Bundan
sonra ego, idin istedii igdsel doyumlar eyleme aktarmadan
E n t e l e k t e l l ik t e k i
370
371
1[nanyorum nk sama.]
372
373
374
375
376
E
DNDEK GEREK
bir varla inanan sorgucular bizim gibi inanc kt in
sanlara ne kadar imrenilesi gelir! Bu byk Ruh iin dnya hi
bir sorun karmaz, nk btn kunmlanyla dnyay yaratan
odur. Zar zor elimizden gelen onca zahmetli, nemsiz, blk
prk aklama abalarna kyasla inananlarn doktrinleri ne
kadar da kapsaml, derin ve kesin! Ahlaki kusursuzluun ideali
olan o ilahi Ruh, insanlarn iine hem bu ideale ilikin bilgiyi,
hem de buna ulama gdsn alamtr. Bu insanlar yce ve
soylu olan da, aa ve aalk olan da annda alglar. Duygu
sal yaamlar belli bir anda bu idealden ne kadar uzak oldukla
rna baldr. Buna yaklatklar deyi yerindeyse en yakn
olduklar noktada byk doyum hissederler; buna karlk en
uzak noktada, yani idealden uzaklatklar zaman ar honut
suzluk gibi bir cezaya arptrlrlar. Btn bunlar ylesine basit,
ylesine sarslmaz bir ekilde belirlenmitir ki! Elimizden, ya
amdaki baz deneyimlerin ve gzlemlerin, bu trden bir stn
st n
377
Varlk nermesini kabul etmemizi imknszlatrd iin znt duymaktan bakas gelmez. Sanki dnyada yeterince bil
mece yokmu gibi, bu insanlann nasl olup da lahi Varlk inancn kazandklarn ve bu inancn mant ve bilimi1 ezip
geen bu byk gc nereden aldn anlamak gibi yeni bir so
run icat ederiz.
Gelin, u ana de kafamz kurcalayan alakgnll sorunu
muza dnelim. Yahudi halknn, belki de bugne kadar ayakta
kalabilmelerini salayan zgn kiiliinin kkenini aklamak
istemitik. Musa denen adamn, onlara zsayglarn kendilerini
dier btn halklardan stn hissetmelerine yol aacak kadar
artran bir din vererek bu kiilik yapsn kazanmalarn salad
n grmtk. Ondan sonra bakalarndan uzak kalarak var
lklarm korumulardr. Kan karmlar buna pek engel olma
mtr, nk onlan bir arada tutan ey ideal bir etkendir, belli
bir entelektel ve duygusal zenginliin ortaklaa paylamdr.
Musa dini bu sonuca yol amtr nk (1) halkm, yeni bir tann fikrinin grkemini paylamasn mmkn klm, (2) bu hal
km, bu byk tanr tarafmdan seildiini ve ltfunun kantlarm
mutlaka greceklerini iddia etmi ve (3) halk, kendi iinde nemli olmasna ek olarak, entelektel almann takdir edilme
sine ve igdden daha ileri dzeyde vazgeilmesine yol aan
bir entelektel ilerlemeye zorlamtr.
Vardmz nokta budur. Ve bundan geri adm atmak iste
mesek de, bunun yle veya byle yetersiz olduu gereini
kendimizden saklayamayz. Deyi yerindeyse nedenle sonu
elemiyor; aklama isteimizin derecesi, aklamakta kullan
dmz her eyden farkl gzkyor. u ana dek yaptmz
tm incelemeler, gdlenimin tamamm deil de sadece yzey
sel bir katmann ortaya karm ve bunun arkasnda kefedil
meyi bekleyen bir dier ok nemli etken yatyor olabilir mi?
' [Mephistophelesin ironik bir szne gnderme, Faust, Ksm I, Sahne 4.]
378
379
F
BASTIRILAN MALZEMENN DN
yaam zerindeki analitik incelemeler sayesinde
bildklerimize benzer ok sayda sre vardr. Bunlardan bazlar
patolojik olarak tanmlanrken, dierleri normal olaylarn eit
lilii arasnda saylr. Ama bu pek nemli deil, nk ikisi ara
sndaki snr ok da keskin deildir, mekanizmalar byk l
de ayndr ve sz konusu deimelerin egonun kendisinde mi
gerekletii yoksa egoya yabanc m geldii ki bu durumda
semptom olarak tanmlanr ok daha nemlidir.
nmzdeki malzeme ynndan ilk nce kiiliin gelime
siyle ilgili baz olaylar seeceim. rnein annesine kararl bir
kartlk durumuna ulaan bir kz ele alalm. Annesinde olma
dn grd btn zellikleri gelitirmi ve annesini hatrla
tan her eyden kanmtr. Buna, her kz ocuu gibi onun da
ocukluunda annesiyle zdeletiini ve imdi buna inatla
bakaldrdn ekleyebiliriz. Ama bu kz evlenip de kendisi bir
e ve anne olunca, o kadar dman olduu annesine giderek da
ha ok benzediini, sonunda at anne zdeiminin amaz bir
ekilde yeniden kurulduunu grmek bizi artmaz. Ayn ey
erkek ocuklarda da olur; dehahk dneminde inat ve bilgi
babasna tepeden bakan byk Goethe bile yallnda babas
nn kiiliinin bir paras olan kiilik zellikleri gelitirmitir.
ki kiilik arasmdaki tezatn daha keskin olduu durumlarda
sonu ok daha arpc olabilir. Deersiz bir babann yannda
yetien gen bir adam, babasna inat becerikli, gvenilir ve onurlu bir kii olma yolunda ie koyulur. Yaamnn en verimli
anda kiilii tersine dner ve ondan sonra sanki ayn babay
model alm gibi davranr. Temamzla balantsn karmamak
iin, bu tr olaylarn balangcnda ilk ocukluk dneminde her
zaman iin babayla zdeimin sz konusu olduunu unutma
mamz gerekir. Bu daha sonra reddedilir, hatta an dengelenir,
ama sonunda tekrar ortaya kar.
R u h sa l
380
1 Burada da bir aire sz verebiliriz. Balln aklamak iin yle diyor: Ach, du
warst in abgelebten Zeiten meine Schwester der meine Frau. [Kelimesi kelimesine:
Ah, bundan nceki hayatmda en benim kz kardeim veya kanmdn. Goethenin
Charlotte von Steine adad bir iirden: Warum gabt du uns die tiefen Blicke.]
3 81
1[Tehlike dunmlan iin bkz. Ketlemeler, Semptomlar ve Kayg (1926d), FD., 11.]
2 [Bu terim ve kavram, Freudun 1890-1900 arasndaki ilk psikanaliz yazlan dnemine
dek uzanmaktadr.]
G
TARHSEL GEREK
bu dolayl psikolojik incelemelere, Musa dininin Yahudi
halk zerindeki etkisini sadece bir gelenek [folklor] olarak ger
ekletirdii savn daha inandrc klmak iin kalktk. Belli
bir ihtimal derecesinden te bir ey baamam olabiliriz. Ama
bunu kesin anlamda kantlamay baardmz varsayalm. Bu
durumda bile sadece istenen eyin nicel deil, nitel etkenini
karladmz izlenimi varln korur. Yahudi dini de dahil
olmak zere her dinin kkeniyle ilgili her eyde bir ihtiam un
suru vardr; u ana dek verdiimiz aklamalar bununla ak
maz. Benzeri ve ayn trden bir ey bulunmayan, esiz, dinin
kendisiyle ayn dereceden baka bir etken sz konusu olmal.
Gelin konuya kar ynden yaklamay deneyelim. lkel in
sann, evrenin yaratcs, klannn efi, kiisel koruyucusu ola
rak bir tanrya nasl ihtiya duyduunu anlyoruz. Bu tanr, ge
lenein syleyecek eyler bulabildii [klann] len babalarnn
arkasnda konum alr. Sonraki alarn, yani gnmzn insan
da ayn ekilde davranr. O da erikin olduu zaman bile ocuk
su kalr, korunma ihtiyac duyar; tanrnn destei olmakszn
yapamayacana inanr. Bi kadar su gtrmez. Ama neden sa
dece bir tanr olmas gerektiini, neden henoteizmden1tektanrcla geiin ezici bir nem kazandn anlamak kolay deil
dir. Daha nce de akladmz gibi, inanann tanrsnn b
ykln paylatna kuku yok; bu tanr ne kadar bykse,
B tn
1 [Bu kelimenin tanm pek net deildir. Kendine ait belli bir tanrs olan bir toplum inanc anlamnda kullanlmasna karlk, belli bir tannnn dier tanrlardan oluan bir
hiyerarideki egemenlii inanc anlamnda da kullanlmaktadr. Hi bir durumda bu
inan, sz konusu tannnn tek tann olduu anlamna gelmez.]
383
384
yoruz. Yani, bugn tekil, byk bir tanr olduuna deil, eski
alarda o dnemde mutlaka devasa gzkecek olan ve daha
sonra insanlarn anlarnda tann katna kanlm olarak geri
dnen tekil bir insann varlna inanyoruz.
Musa dininin balangta reddedilip ksmen unutulduunu
ve daha sonra gelenek [szl gelenek] olarak tekrar ortaya k
tn varsaymtk. imdi ise bu srecin ikinci kez tekrarland
n varsayyoruz. Musa halkna tekil bir tanr fikrini empoze
ederken yapt ey bir yenilik deil, insanlann bilinli belle
inden uzun sre nce kaybolmu olan eski a insan ailesin
deki bir yaantnn yeniden canlandrlmasyd. Ama bu ylesi
ne nemli olmu ve insan yaammda ylesine derin deimeler
yaratm ya da hazrlamtr ki, bunun, insan aklnda szl ge
lenekle kyaslanabilecek kalc izler braktna inanmaktan ka
amayz.
Bireylerin psikanalizinden, henz yeni yeni konumaya
baladklar bir dnemde edindikleri ilk izlenimlerinin, bilin
dzeyinde hatrlanmasalar da u veya bu dnemde zorlanml
yapda sonular yarattklarn biliyoruz. nsanln tam am nn
ilk deneyimleri iin de ayn varsaymda bulunmaya hakkmz
olduuna inanyoruz. Bu sonulardan birisi, tekil bir byk tan
r fikrinin ortaya k olacaktr; bu, arptlm da olsa, tama
men geerli bir bellek [an] olarak kabul edilmesi gereken bir
fikirdir. Bu tr bir fikir de zorlanml bir yapya sahiptir: buna
inanmak gerekir. arptlm olduu lde bir kuruntu olarak
tanmlanabilir; gemiin geri dn anlamna geldii lde
de gerek olarak adlandrlmas gerekir. Psikiyatrik kuruntular
da kk bir doruluk krnts ierir; ve hastann inanc bu
doruluk krntsndan kuruntulu ieriine yaylr.1
1 [Bu son cmledeki dnce Gndelik Yafamn Psikopatolojisi'nde (1901b) (FD., 6,
318 ve n.2) ve Gradiva'da (1907a) benzer terimlerle ifade edilmitir. Konu
Kskanlktaki, Paranoyadaki ve Ecinsellikteki Baz Nevrotik Mekanizmalar
(1922b) balkl makalesinin B Blmnde (FD., 11) ok daha derinlemesine ince(Devam var...)
385
386
bir kez olmak zere erkek topluluun tamam bir araya gelerek
bir tren yemeinde (dier btn zamanlarda taplan) totem
hayvann keserek ortaklaa yemilerdir. Hi kimse bu yemee
gitmezlik edememitir: bu, babay ldrme eyleminin trensel
tekrardr ve toplumsal dzenin, ahlak yasalarnn ve dinin ba
lang noktas olmutur. Robertson Smithin totem yemei ile
Hristiyanlktaki Tanr Yemei [Son Yemek] arasndaki ben
zerlik, benden nce de eitli yazarlarn dikkatini ekmitir.
Bu yoruma bugn de bal kalyorum. Son dnemlerdeki et
nologlarn Robertson Smith hipotezlerini oybirliiyle reddet
melerine ve ksmen tamamen farkl baka teoriler ortaya atma
larna ramen kitabmn sonraki basmlarnda grlerimi de
itirmediim iin youn sulamalarla karlatm. Bu szde
ilerlemelerin ok iyi farknda olduumu syleyerek cevap vere
bilirim. Ama ne bu yeniliklerin doruluu, ne de Robertson
Smithin hatalar bana inandrc gelmedi. Bir inkar bir rtme
demek deildir; bir yeniliin de bir ilerleme olmas gerekmez.
Ama ne olursa olsun, ben bir etnolog deil bir psikanalistim.
Etnolojik literatrden, analiz almas iin ihtiya duyduum
malzemeyi alma hakkna sahibim. Bir deha olarak grdm
Robertson Smithin yazlar, analize konu psikolojik malzeme
lerle deerli temas noktalar ve ipular salamtr. Kendimi
onun muhalifleriyle asla ayn zeminde hissetmedim.
H
TARHSEL GELME
Burada Totem ve Tabu'mm ieriini ayrntlaryla tekrarlayamam. Ama varsaylan eski a dnemiyle sonraki tektannclm zaferi arasnda geen uzun zaman araln doldurmaya a
lmam gerekiyor. Biraderler klan, anaerkil rgtlenme, dev-
387
388
389
390
391
392
KAYNAKA
t a p ve dergi adlar italiktir. Makale isimleri trnak iine aln
mtr. Ksaltmalar, World List o f Scientifc Periodicals (Londra
1963-5) uyarncadr. Bu ciltte kullanlan dier ksaltmalar kay
naka sonunda verilmitir.
Freudun almalarnn sadece ngilizce adlar verilmitir;
metin iinde Trkesi verilen bu almalarn ngilizcesi, tarih
gndermesiyle bulunabilir. lk tarihler orijinal Almanca yayn
tarihleridir. (Farkl olmas halinde yazm tarihi keli parantez
iinde belirtilmitir.) Yayn tarihlerine eklenen harfler (1933a
gibi), Standard Edition m 24. Cildinde yer alan Freudun ya
zlarna ilikin komple kaynakadaki girilere karlk gelmek
tedir. Freud dndaki yazarlarn almalar sadece zgn dil
deki adyla verilmitir.
394
KAYNAKA
395
396
KAYNAKA
397
398
(1911c [1910]) "Psycho-Analytic Notes on an Autobiographical Account of a Case of Paranoia (Dementia Paranoides)," Standard Ed., 12, 3; FD., 10.
(1912g) "A Note on the Unconscious in Psycho-Analysis,"
Standard Ed., 12, 257; FD., 12.
(1912-13) Totem and Taboo, Londra, 1950; New York,
1952; Standard Ed., 13, 1; FD., 14.
(1913i) "The Disposition to Obsessional Neurosis," Standard
Ed., 12, 313; FD., 11.
(1914c) "On Narcissism: an Introduction," Standard Ed., 14,
69; FD., 12.
(1914d) "On the History of Psycho-Analytic Movement,"
Standard Ed., 14, 3, FD., 16.
(1915b) "Thoughts for Times on War and Death," Standard
Ed., 14,275; FD., 13.
(1915e) "The Unconscious," Standard Ed., 14, 161; FD.,
12
(1916-17 [1915-17]) Introductory Lectures on PsychoAnalysis, New York, 1966; London, 1971; Standard Ed.,
15-16; FD., 1.
(1917c) "On Transformations of Instinct as Exemplifed in
Anal Eroticism," Standard Ed., 17, 127; FD., 8.
(1918a [1917]) "The Taboo of Virginity," Standard Ed., 11,
193; FD., 8.
(1918b [1914]) "From the History of an Infantile Neurosis,"
Standard Ed., 17, 3; FD., 10.
(1919e) "A Child is Being Beaten," Standard Ed-, 17, 219;
FD., 11.
(1919h) "The Uncanny," Standard Ed., 17, 219; FD., 15.
(1920g) Beyond the Pleasure Principle, London, 1961; Stan
dard Ed., 18, 7; FD., 11.
KAYNAKA
399
400
KAYNAKA
401
402
KAYNAKA
403
404
KAYNAKA
405
406
KISALTMALAR
Gesammelte Schriften
Gesammelte Werke
S.K.S.N.
Almanach 1933
Collected Papers
Standard Edition
FD.