Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 280

N O E T K BLM, A N T K G Z E M L E R ,

MASONK FRELER VE
SAKLI KALAN G E R E K L E R . . .
Dan Brown, Da Vinci ifresi, Melekler oe eytanlar* dan sonra
Kayp Sembolde insanln yzyllardr bekledii bir ger
ein peinde...
Harvard Simgebilim Profesr Robert Langdon, Kongre
Binas'nda konferans vermesi iin yakn bir arkadandan
davet alr. Ancak, Washington'a varr varmaz olduka
garip bir durumla kar karya kalan profesr, kendini
korkun br oyunun ortasnda bulur.
Kongre Binas'na braklm olan bir semboln -yakn
arkada Peter Solomon'm kesik eli- varln haber veren
bir telefon, Langdon' hi de yabancs olmad bir dn
yaya davet etmektedir.
Antikalarda kullanlan bu sembolik ar, daveti
alan kiiyi ezoterik bilgeliin hkm srd, ok eskiler
de kalm kayp bir dnyaya srkleyecektir.
Sonu belli olmayan bu mistik daveti arkadan kurtar
mak iin kabul eden Langdon, bir anda masonik srlarn,
sakl kalm tarihin ve o gne dek grmedii yerlerin
gizli dnyasnda inanlmaz bir gerekle yzlemek zorun
da kalr.
Artk cevaplanmas gereken sorular vardr:
nsanln Altn a, almamas gereken bir kapnn
aralndan srlaryla birlikte yok mu olacak, yoksa hik
metin nda tm sorularn cevaplar m bulunacaktr?...

Teekkr
B i r l i k t e a l m a frsatn bulduum sevgili d o s t u m a en derin te
ekkrlerimi sunarm: editrm J a s o n Kaufman, temsilcim H c i d e Lange
ve danmanm M i c h a c l Rudell. Ayrca Doubleday'e, dnyann drtbir ya
nndaki yaynclarma ve elbette okuyucularma mteekkir olduumu be
lirtmek isterim.
Bilgisini ve tecrbelerini paylaan kimselerin c m e r t yardrman ol
masayd bu kitap asla yazlamazd. Hepinize minnettarm.

Dnyann
dnyada
dan

anlamnn
yaamak,

byk

bir

farkna

varmadan

kitaplara

dokunma

ktphanede

dolamaya

benzer.

Tm alarn Gizli retileri

GEREKLER
1991 ylnda C I A bakannn kasasna bir belge sak
lanmt. O belge bugn de hl orada durmaktadr.
ifreli metinde eski bir kapya ve yeraltndaki bilin
meyen bir blgeye atfta bulunulmaktadr. Bu belgede
aym

zamanda

"orada

bir

yerde

gml"

ifadesi

yer

almaktadr.
Farmasonlar,
SMS

3)

zere

bu

Invisible

College"',

Gvenlik

Ofisi' 2 ',

ve Noetik Bilimler Enstits' ' de dahil olmak


romanda

ismi

geen

tm

organizasyonlar

gerekte mevcuttur.
Bu romandaki tm trenler, sanat eserleri ve antlar
gerektir.

( 1 ) G r n m e z Okul
( 2 ) T h e Office o f Security
( 3 ) S M S C (Smitlsonian Museun Support C c n t c r : Smithsnian Mzesi D e s t e k M e r k e z i )
( 4 ) 1 9 7 3 ylnda eski a s t r o n o t E d g a r Mitchell ve sanayici Paul N. T c m p l c tarafndan insan
potansiyelinin snrlarn a r a t r m a k iin kurulmutur. Enstitnn p r o g r a m "insan kapasite
sinin geniletilmesi", " e n t e g r e salk ve t e d a v i " ve " Y e m d n y a grlerinin o r t a y a kmas
n iermektedir. Ayrca a r a t r m a l a r , s p o n t a n e meditasyon, bilinlilik, alternatif tedavi ve
hastalk belirtilerinin azalmas konularn da i e r m e k t e d i r . Mistisizm, insan potansiyeli, parapsikolojik b e c e r i l e r ve b e d e n l m n d e n sonra bilincin h a y a t t a kalmas gibi konulan da
iermektedir.
Enstitnn ad Y u n a n c a nots, yani akl kelimesinden alnmtr.
Enstit

ayda

bir Shift: At the

F r o n t i e r s of C o n s c i o u s n e s s

(Deiim: Bilincin

uurlarnda)

adl bir dergi y a y m l a m a k t a d r . W e b sayfasndaki bilgiye g r e 3 5 . 0 0 abonesi vardr. M e r


kezi Kaliforniya P e t a l u m ' d a o l a n o r g a n i z a s y o n 8 0 d n m l k bir a r a z i zerinde kurulmu
tur. K a m p u s t a ofisler, a r a t r m a laboratuvarlar ve dinlenme m e r k e z l e r i vardr. Enstit ei
lim d e r e c e l e r i iin burs v e r m e m e k t e d i r .

OIMSOZ

M a b e t

Et/i

2 0 . 3 3

iin

srr

lmn nasl olduu...

Zamann balangcndan bu yana sr. lmn nasl olacayd.


Otuz drt yandaki ye, baklarn avcunda tuttuu insan kafatasna in
dirdi. Bir kse gibi ukur olan kafatas, kan krmzs arapla doldurulmutu.
Kendi kendine i, dedi. Korkacak bir ey yok.
G e l e n e k olduu gibi yolculuuna; zerinde plak gsn gsteren
ve sa kolu dirsee kadar kvrlm bol bir gmlek ve sol baca dize ka
dar svanm bir pantolonla daraacma gtrlen bir ortaa kfirini tasvir
eden rituel kyafetiyle balamt. Boynuna geirilmi kaln bir ip yere ka
dar sarkyordu, yani kardelerin deyimiyle "cable-tow"'". A m a bu akam
ahitlik eden dier kardeler gibi o da usta kyafetleri iindeydi.
Etrafn evreleyen kardeler topluluu koyun derisi nlkleri, kor
donlar ve beyaz eldivenleriyle loca kyafetlerini giyinmilerdi. Boyunla
rnda, lo kta hayalet gzleri gibi parlayan tren madalyonlar aslyd.
Bu adamlarn pek ou gerek yaamlarnda nemli mevkilere sahiptiler,
ama ye, onlarn dnyevi mevkilerinin bu duvarlarn arasnda hibir ey
ifade etmediini biliyordu. Burada herkes eitti, hepsi de gizemli bir ba
paylaan yeminli kardelerdi.
ye, rktc toplulua gz gezdirirken, bu adamlarn bir yerde,
hem de byle bir yerde toplanacana dardaki dnyadan kimlerin inana
can merak etti. Bu oda, antik dnyann mabetlerini andryordu.
( I ) Masonik t r e n l e r d e adaylarn boyunlarna geirdikleri kaln ip. Kimi m a s o n l a r a g r e bu
i|> sembolik o l a r a k dier m a s o n l a r l a gbekban temsil ederken, kimilerine g r e de adayn
l dnyayla o l a n m e v c u t ilikilerini temsil e d e r .

11

Kayp

Sembol

siyah kadife bir bala gzlerini kapatm ve plak gsne tren hane

A m a gerek daha da garipti.


Beyaz

Saray'dan

birka

blok

tedeyim.

rini dayayarak, " H i b i r kar gzetmeden veya baka hibir yakksz

Washington D.C., 1733 16. S o k a k Kuzeybat adresindeki devasa ya

a m a gtmeden, bu kardeliin gizemlerine ve ayrcalklarna kendi z

p, Hristiyanlk ncesi tapmaklarn bir kopyasryd; Kral Mausollus'un ta

gr iraden ve isteinle aday olduuna erefin zerine yemin eder m i s i n ? "

pna, orijinal mozole... lmden sonra gtrlen yer. Ana giriin dnda,

diye sormutu.
ye, " E v e t , " diye yalan sylemiti.

on yedi tonluk iki sfenks, bronz kaplara bekilik ediyordu. erisi ise t

stat, "O halde sana aklanan srlara ihanet edecek olursan, bu han

ren odalar, koridorlar, mhrl mahzenler, ktphaneler ve hatta duvara


yaplm ni benzeri bir blmede yatan iki cesedin bulunduu gsterili bir

e r vicdanna saplanp sana lm getirsin," diye onu uyarmt.


O srada ye hi korku

labirentten oluuyordu. yeye bu binadaki her odann bir srr saklad


sylenmiti, ama o hibir odann, u anda avcundaki kafatasyla diz kt

renemeyecekler.
Bu akam ise Mabet Odas'nda esen ciddi hava, yolculuunda kendi

bu dev salondan daha derin bir srr saklamadn biliyordu.


Mabet

duymamt. Buradaki asl amacm asla

sine yaplan dehet verici uyarlar hatrlatyordu. r e n e c e i srlar ba

Odas,

Buras kusursuz llerde yaplm kare eklinde bir odayd ve ma

kasyla paylaacak olursa bana gelebilecek felaket tehditlerini: kulaktan

aray andryordu. Yeil granitten yekpare kolonlarn tad tavan, yer

kulaa

kesilen

den otuz m e t r e yksekteydi. D o m u z derisiyle koyu ceviz aacndan el ya

saklar...

ve

pm sralar oday evrelemiti. On metre uzunluundaki bir taht bat du

s...

kknden

kllerinin
sklp

koparlan

drtbir yandan
vahi hayvanlara

dil...

esen

karlp

rzgrla

verilen

yaklan

gkkubbeye

bar

savrulma

kalp...

Sol elini yenin omzuna koyan gri gzl stat, " K a r d e i m , " dedi.

varna hkimdi, karsndaysa gizlenmi bir kilise orgu duruyordu. Duvar


lar; Msr'la, brani kltryle, astronomiyle, simyayla ve bilinmeyen pek

yerinden

boaz...

" S o n yemini e t . "


Yolculuunun son admna kendini hazrlayan ye, kasl bedenini k

ok eyle ilgili antik sembollerden oluan bir kaleydoskoptu...


Bu akam M a b e t Odas zenle yerletirilmi mumlarla aydnlanyor

prdatt ve dikkatini avularnda tuttuu kafatasna verdi. Koyu krmz a

du. Onlarn lo ltsna sadece tavandaki yuvarlak aklktan szlen so

rap, lo kta neredeyse siyah gibi grnyordu. Odada lm sessizlii h

luk ay elik ediyordu. Odann tam ortasna yerletirilmi en artc

kimdi. Son yeminini edip, sekinler mertebesinde aralarna katlmasn

unsur olan siyah Belika mermerinden yontulmu devasa sunaa ay

bekleyen ahitlerin baklarn hissedebiliyordu.


Bu

vuruyordu.

akam,

y e kendi kendine, iin srr lmn nasl olduu, diye hatrlatt.

lik

tarihinde

Bir ses, " V a k i t geldi," diye fsldad.

kez bile vuku

hi

diye

dnd.

olmam

bir

ey

Bu

duvarlarn

meydana

arasnda

gelecek.

daha

Yzyllar

nce

karde

boyunca

bir

bulmam bir ey.

Bunun kvlcm gibi akp, ona akl ermez bir g vereceini biliyor

ye, nnde duran beyaz cppeli ahs tepeden trnaa szd. stad
Muhterem. Ellili yalarnn sonlarndaki adam; ok sevilen, gl ve byk

du. Enerjiyle dolup, derin bir nefes ald ve kendisinden nce dnyann

servet sahibi olan bir Amerikan ikonuydu. B i r zamanlar koyu olan salar

drtbir yanndan saysz adamn yzyllar boyunca syledii szleri yk

artk griye dnyordu, nl simas gcn ve din zeksn yanstyordu.

sek sesle dile getirdi.


"Bilerek

stad Muhterem den bir kar tanesi kadar yumuak sesiyle, " Y e m i
nini et," dedi. "Yolculuunu t a m a m l a . "
yenin yolculuu, bu trden tm yolculuklar gibi birinci dereceden
balamt. O akam, imdikine benzeyen bir trende stad M u h t e r e m

Dan

Brown

12

arap

lmcl

veya

kendi

bir zehir

irademle

yeminimi

bozacak

olursam...

itiim

bu

olsun."

Szleri odann derinliinde yankland.


Sonra e t r a f sessizleti.

13

Kayp

Sembol

Ellerini titretmeden kafatasm azna gtrd ve dudaklarnn kuru ke


mie dokunduunu hissetti. Gzlerini kapatp, kafatasn hafife kaldrarak
uzun ve derin yudumlarla arab iti. Son damla bittiinde kafatasm indirdi.
Bir an cierlerinin sktn ve kalbinin deli gibi attn sand. Tan

1. BLM

rm, biliyorlar! A m a sonra bu dnce geldii gibi gitti.


Vcuduna keyif verici bir scaklk yaylmaya balad. Nefesini veren
ye ban kaldrp, kendisini hi phelenmeden kardeliin en nemli

Eiffel Kulesi'nin gney direinden kan asansr turistle doluydu.

srlarn barndran snfna aptalca kabul eden gri gzl adama bakt.
Yaknda

deer

verdiin

her eyi

kaybedeceksin.

Tklm tk asansrdeki takm elbiseli arbal iadam, baklarn yann


daki erkek ocuuna indirdi. " B e n z i n soldu olum. Aada kalmalydn."
Endiesini kontrol etmeye abalayan ocuk, "yiyim..." dedi. " B i r
sonraki katta inerim." Nefes alamyorum.
Adam yaklaarak eildi. "imdiye kadar bunun stesinden geldiini
sanyordum." ocuun yanan sevgiyle okad.
ocuk, babasn hayal krklna uratt iin utanyor, ama kulaklarndaki nlama yznden onu glkle duyabiliyordu. Nefes alamyo
rum.

Bu

kutudan

kmalym!

Kabin grevlisi asansrn eklemli pistonlar ve dvme demirleriyle


ilgili bir eyler sylyordu. o k aalarda Paris sokaklar tm ynlere
doru uzanyordu.
Ban geriye atp, yukarda boalan platforma bakan ocuk, geldik
saylr, diye dnd. Biraz sabret.
Asansr dik bir ayla yukardaki seyir gvertesine ykselirken sIunlar daralmaya, heybetli payandalar uzunlamasna dar bir tnele dn
meye balad.
" B a b a , galiba..."
Birden balarnn stnde gl bir atrt duyuldu. Sarslan kabin,
yan tarafa doru biimsiz bir ekilde salland. Y l a n gibi kvrlan eskimi
kablolar, kabinin etrafn kamlamaya balad. ocuk, babasna uzand.
"Baba!"
Dehet dolu bir an gzleri birbirine kenetlendi.
Ardndan kabinin alt ksm kt.
Yumuak deri koltuunda srayan R o b e r t Langdon, grd ryad.n rkerek uyand. Girdii trblansta sallanan Falcon 2 0 0 0 E X irket j e -

Dan

Broun

II

15

Kayp

Sembol

tinin geni kabininde tek bana oturuyordu. Arkadan Pratt & Whitney ift

"Washington'a ho geldiniz!"

motorlarnn homurdanan sesi duyuluyordu.

Langdon glmsedi. " T e e k k r ederim."

" B a y L a n g d o n ? " Bann stndeki dahili konuma sistemi vzldad.


"Yaklayoruz."

cu bir cokuyla konuuyordu. " B e n i takip edin baym, arabanz sizi bekliyor."

Langdon yerinde dorulup, konuma notlarn deri antasna geri


koydu. Uykuya daldnda masonik sembolleri yarsna kadar gzden ge
irmiti. Mteveffa babasyla ilgili grd ryay, akl hocas Peter Solomon'dan bu sabah ald beklenmedik davetin tetiklediini dnd.
Asla

hayal

"Yolcu hizmetlerinde grevliyim, ismim Pam." Kadn adeta huzur bozu

krklna

uratmak

istemediim

dier

adam.

Langdon pistin zerinden, parltl zel uaklarla evrili Signature


Terminali'nc doru onu takip etti. Zenginler ve nller iin bir taksi dura.
Kadn utanga bir sesle, "Sizi skmak istemem profesr ama," dedi. "Siz
sembollerle ve dinle ilgili kitaplar yazan R o b e r t Langdon'smz, deil m i ? "
Langdon ksa sreli bir tereddtten sonra ban onaylar gibi sallad.

Elli sekiz yandaki hayrsever, tarihi ve bilim adam, yaklak otuz

Glmseyerek, " B i l i y o r d u m ! " dedi kadn. " K i t a p kulbnde sizin

yl n c e Langdon' kanatlar altna alarak, babasnn brakt boluu pek

kutsal dii ve kiliseyle ilgili yazdnz kitab okuduk! Nasl da inanlmaz

ok adan doldurmutu. Adamn nfuzlu hanedanlna ve ykl serveti'

bir skandala yol at! Ortal kartrmak hounuza gidiyor deil m i ? "

ne karn, Langdon, onun yumuak gri gzlerinde bir tevazu ve scaklk


gryordu.

Kadn, Langdon'n eserlerini konuacak havada olmadn anlam

Pencerenin dnda gne batmt, ama Langdon yine de ufukta an


tik bir saatin kulesi gibi ykselen, dnyann en byk dikilitann ince si
luetini hayal meyal grebiliyordu. Yz yetmi metrelik m e r m e r dikilita,
ulusun kalbinin att yeri iaret ediyordu. G e o m e t r i k bir planla dzenle
nen sokaklar ve antlar bu kuleden da doru uzanyordu.
Havadayken bile Washington D.C.'nin gizemli bir gc olduu his
sediliyordu.

t. "zr dilerim. Gevezelik ediyorum. Tannm biri olmann sizi rahatsz


ettiinin farkndaym... ama bu sizin suunuz." akac bir edayla kyafet
lerini iaret etti. " n i f o r m a n z sizi ele veriyor."
niformam m? Langdon baklarn kendi giysilerine indirdi. H e r
zamanki siyah balk yaka kazam, Harris Tweed ceketini, haki pantolo
nunu ve kolej tarz deri mokasenlerini giymiti. Snfta, seminerlerde, ki
tap iin ektirdii fotoraflarda ve sosyal etkinliklerde stnde hep bu k

Langdon bu ehri seviyordu. Uan tekerlekleri yere deerken, ken


disini bekleyenleri dnmek iinde bir heyecan yaratt. Dulles Uluslarara
s Havaalan'nda zel bir terminale doru ilerleyen uak, sonunda durdu.
Langdon eyalarn toplayp, pilotlara teekkr ettikten sonra, kon
forlu uaktan dardaki merdivenlere admn att. Yzne arpan o c a k
aynn souk havas iinde zgrlk hissi uyandryordu.

yafet olurdu.
Kadn kahkaha att. "Giydiiniz o balk yaka kazan modas ge
ti. Kravatla o k daha yakkl grnrdnz!"
Langdon, imkn yok, diye dnd. Kk ilmekler.
Langdon, Phillips Exeter Akademisi'ne giderken haftann all gn
kravat takma zorunluluu vard. Mdrn kravatn ses tellerini stmak iin

G e n i mekna minnetle bakarken, nefes al Robert, diye dnd.

Romal hatiplerin balad fascalia 'dan geldiine dair romantik iddialarna

Beyaz sisten bir battaniye pistin stne kmt. Puslu asfalta iner

ramen Langdon, kravat kelimesinin etimolojik olarak paral Hrvat asker

ken, Langdon bir batakla girdii hissine kapld.


Pistin kar tarafndan tekdze bir ses, " M e r h a b a , merhaba!" diye ses
lendi. " P r o f e s r L a n g d o n ? "

zet takm orta yal bir kadnn, el sallayarak yanna yaklatn grd. El
rgs bir yn apkann altndan kvrck sar salar grnyordu.

Brown

lerinin savaa kmadan nce balad puantiyeli boyun balarndan gel


diini biliyordu. Bugn hl bu eski sava kyafeti, toplant salonu sava
larnda dmanlarna gzda vermek isteyen modern ofis savalar tara

Sesin geldii yne bakan Langdon, klipsli yaz tahtas tayan ve ro

Dan

Langdon glmsedi. "Asl niyetim skandal yaratmak deildi."

16

lndan taklyordu.
Kendi kendine glmseyen Langdon, "Tavsiye iin teekkrler," de
di. " B u n d a n sonra kravat konusunu dneceim."

17

Kayp

Sembol

Neyse ki, terminalin yanma park etmi gsterili bir Lincoln limuzinden inen koyu renk takm elbiseli, profesyonel grnl bir adam parma
n kaldrd. " B a y Langdon? B e n , Beltway Limousine'den Charles." Y o l
cu kapsn at. "yi akamlar efendim. Washington'a ho geldiniz."

2. BLM

P a m ' e misafirperverliine karlk bahiini veren Langdon, limuzinin lks koltuuna geti. ofr, ona s kontrollerini, ie sularn ve scak
kek sepetini gsterdi. Birka saniye sonra Langdon asfalt yolda hzla iler
liyordu. Demek,

insan ne olduunu byle unutuyor.

Mal'akh adndaki adam inenin ucunu tral bana batrd. Sivri u

ofr Windsock Yolu'nda srat yaparken yolcu raporunu vermek


zere hzl bir arama yapt. A d a m profesyonelce, "Beltway Limousine'den
aryorum," dedi. " Y o l c u m ini yaptktan sonra teyit e t m e m gerektii sy

lu alet derisine girip ktka zevkle inliyordu. Elektrikli aygtn yumuak


iniltisi adeta bamllk yapyordu, tpk cildine batp boyasn brakan i
nenin sr gibi.

lenmiti." Durdu. " E v e t efendim. Konuunuz Bay Langdon geldiler, ken

Ben

disini saat yedide Kongre Binas'na brakacam. R i c a ederim efendim."


T e l e f o n u kapatt.

deiimdi. M 2 0 0 0 ' d e derisini kazm Nbyeli rahiplerden, antik R o -

Langdon glmsemekten kendini alamad. Altna bakmadk ta b


rakmaz. P e t e r Solomon'n ayrntlara verdii nem, gcn kontrol etme
sini salayan en byk zelliklerinden biriydi.
dolarn

da

kimseye zarar

dokunmaz

Bankadaki birka milyar

tabii.

ma'nn Kibele kltnn dvmeli rahip yardmclarna ve hatta gnmz


Maori'lerinin ( l ) moko boyamalarna kadar insanlar, bir anlamda bedenleri
ni bu aclara sunarak dvmeler yaptrmlar ve gsterdikleri fedakrlklar
sonucunda deimi varlklar haline gelmilerdi.

Havaalannn grlts gerilerde kalrken, Langdon lks deri koltu


a gmlp, gzlerini kapatt. A B D Kongre Binas yarm saatlik mesafe
deydi, dncelerini toparlamak iin bu zamana ihtiyac vard. Bugn her
ey ylesine ani gelimiti ki, kendisini bekleyen inanlmaz geceyi ancak

Kiinin cildine dvme yapmasn yasaklayan Levililer 19:28'deki ( 2 )


korkutucu ihtarlara ramen dvmeler, modem ada milyonlarn -ergenlik
andaki temiz ocuklardan, uyuturucu bamllarna ve banliylerde yaa
yan ev hanmlarna kadar herkesin- katld bir gei ayini haline gelmiti.

imdi dnmeye balamt.

B i r kiinin derisine dvme yaptrmas; gcn ilan etmesi ve tm

O l a b i l e c e k l e r aklna geldike keyiflenen Langdon, bir sr, perdesiyle


geliyo;

bir aheserim.

D v m e yapmann amac hibir zaman gzellik olmamt. Asl ama

diye dnd.

dnyaya, kendi bedenimin hkimi benim,

diye duyurmasyd.

Fiziksel de

iimden kaynaklanan kontrol hissinin verdii sarholuk, milyonlarca in


san bedenini dntrme uygulamalarna mptela etmiti: plastik cerrahi,

Kongre Binas'ndan on be kilometre uzakta bir adam, R o b e r t Langdon'n geliini sabrszlkla bekliyordu.

piercing, vcut gelitirme, steroitler... hatta bulimi ve cinsiyet deitirme.


nsan

ruhu

kendi fani

kabuunun

zerinde

hkimiyet

kuruyor.

Mal'akh sarkal saatin am alnca ban kaldrp bakt. Saat alt bu


uk olmutu. Aletlerini brakp, bir doksanlk plak vcuduna Kiryu

(3)

ipe-

( 1 ) Y e n i Z e l a n d a yerlisi.
(1) Levililer kitab

1 9 : 2 8 ayet: l l e r iin bedeninizi y a r a l a m a y a c a k d v m e y a p t r m a y a -

I ilksiniz. R A B benim.
.1) cjtli kalnlklarda ve renklerde, boyal ipliklerden d o k u n a n ipekli kuma.

Dan

Brown

18

19

Ka\ p Sembol

inden olan sabahl geirerek koridora kt. Bu byk maliknenin ha

Koarken bo midesi itiraz edercesine guruldad. M a l ' a k h iki gndr

vas, cilt boyasnn ve ineleri sterilize etmekte kulland balmumu kan

sadece su tketerek oru tutuyor, eski yntemlere uyarak vcudunu hazr

dillerin keskin kokusuyla arlamt. Uzun boylu adam, koridorda paha


biilmez talyan antikalarn yanndan yrd; bir Piranesi gravr, bir Sa-

Yerden tavana kadar uzanan pencerenin nnden geerken, uzaklar


daki ehir siluetine hayranlkla bakt. Kongre Binas'nn parlak kubbesi,
kn karanlk gkyznde grkemli gcyle k sayordu.

haberi vard.

birlikte bastrlacak,

diye

hatrlat

birlikte.

kapy kilitledi. Giysi dolabna doru yrrken, yaldzl devasa ayna tara
fndan adeta ekildiini hissetti. Kar koyamad ve dnp kendi yansma
sna bakt. P a h a biilemez bir hediyeyi ayormuasna, yavaa sabahl

Ben

o k az kiinin varlndan, bundan daha da azmin dehet verici


inceliinden

K e n d i kendine, aln afakla

n zerek plak vcudunu ortaya kard. Grnt onu byledi.

diye dnd. Orada bir yerde gml.

gcnden veya saklanma eklinin

t. Acnla

Bir huu ile yatak odasnn mahremiyetine giren Mal'akh, arkasndan

vonarola iskemlesi, gm bir Bugarini ya lambas.

Sakland yer buras,

lyordu.

Bugne

kadar lkenin en byk aklanmam srr olarak kalmt. Gerei bi


len birka kii, onu sembollerin, efsanelerin ve simgesel anlatmlarn
ardna saklamt.

bir

aheserim.

Heybetli bedeni tral ve przszd. Baklarn n c e ahin pene


si dvmeli ayaklarna indirdi. Bunun zerindeki kasl bacaklar oymal s
tunlar andryordu; sol bacanda sarmal, sa bacanda uzunlamasna
izgiler vard. Boaz ve Jakiri'. Ssl bir k e m e r oluturan kasklaryla kar
nnn stndeki gl gsnde ift bal Zmrdanka kuu vard... Pro

Mal'akh, artk kaplarn bana atlar,

diye dnd.

B i r sre n c e Amerika'nn en nfuzlu erkeklerinin ahit olduu ka


ranlk bir trende Mal'akh, dnyadaki en eski kardeliin en st kademe

filden grnen balardan her birinin gzleri M a l ' a k h ' n gs ularn


oluturuyordu. Omuzlar, boynu, yz ve tralanm ba tamamyla eski
semboller ve mhrlerden oluan karmak desenlerle kaplanmt.

si olan otuz nc dereceye ykselmiti. Y e n i rtbesine ramen, karde

Ben

ler o n a hibir ey sylememilerdi. Aslnda sylemeyeceklerini iyi biliyor

On sekiz saat n c e Mal'akh' plak gren bir adam korkuyla, " T a n

du. ler byle yrmezdi. emberlerin iinde emberler... Kardelerin


iinde kardeler vard. Mal'akh yllarca beklese de gerek gvenlerini as

evrim geiren

bir heykelim.

rm, T a n r m , sen bir eytansn!" diye barmt.


" S e n , beni yle alglyorsan yledir," diye cevap veren Mal'akh, m e
leklerle eytanlarn ayn olduunu, birbirinin yerine geebildiini dnen

la kazanamayabilirdi.
Neyse ki en derin srlarna ulamak iin onlarn gvenine ihtiyac

eskilerin anlayyla konuuyordu. Savata dmann alt eden koruyucu


melek, dman tarafndan yok edici bir eytan olarak alglanrd.

yoktu.
yeliim

bir sanat eseriyim...

amacma

hizmet

Mal'akh kafasn hafife n e eip, bann tepesini eimli bir adan

etti.

Kendisini bekleyenlerin verdii enerjiyle yatak odasna doru yrd.


Hoparlrlerden tm evde -nceki hayatn hatrlatan- Verdi'nin Requiem'mden'" Lux Aetema yf] syleyen bir kastratonun rktc nameleri ykseli
yordu. Mal'akh grltl Dies Irae'yP almak iin uzaktan kumandaya do
kundu. Ardndan, timpaniler ve dz beliler eliinde sabahl dalgalanrken,
kasl bacaklarnn zerinde ykselerek mermer basamaklar kt.

grmeye alt. T a c andran halenin iinde dvme yaplmam kk bir


daire parlyordu. Dikkatle korunmu bu tuval, Mal'akh'n teninde bakir
kalm tek yerdi. Bu kutsal yer sabrla beklemiti... ve bu gece doldurula
cakt. Bu aheseri tamamlamak iin ihtiya duyduu eye henz sahip ol
masa da o ann hzla yaklatn biliyordu.
Yansmasyla keyiflenen Mal'akh, gcnn imdiden arttn hisse
debiliyordu. Sabahln kapatp, pencereye doru yrd ve bir kez daha
(nnde duran gizemli ehre bakt. Orada bir yerde gml.

(l)A,t
( 2 ) S o n s u z Ik

( I ) Kuds'teki ilk t a p n a k olan S l e y m a n T a p n a ' n m v e r a n d a s m d a k i iki b r o n z stun.

(3) Gazap Gn

Dan Brovvn

20

21

Kayp

Sembol

Y e n i d e n dikkatini iine verip, tuvalet masasna doru gitti ve dvme


leri kapanncaya kadar yzne, bana, boynuna fondten srd. Ardndan
bu akam iin itinayla hazrlad giysileri giydi. i bittiinde aynada ken
disini inceledi. Tatmin olunca yumuak avcunu. bann przsz tepesin
de gezdirip glmsedi.
Orada bir yerde,
yardmc

diye dnd.

Ve bu akam,

3 . BLM

bir adam onu bulmama

olacak.

M a l ' a k h evden karken, yaknda Kongre Binas'n sarsacak olan


olaya kendini hazrlad. Bu gece gerek duyaca paralar bir araya getir
mek iin ok byk aamalar kaydetmiti.

Limuzinin tekerleklerinden gelen vzlt ses perdesini deitirdiinde


R o b e r t Langdon not kartlarn incelemekle meguld. Ban kaldrp ba
kan Langdon, bulunduklar yeri grnce ard.

Ve imdi, nihayet, son piyonu da oyuna katlmt.

Memorial

Kprs

'ne

geldik

mi?

Notlarn kenara koyup, aadan geen Potomac'n serin sularn sey


retti. Suyun yzeyine youn bir sis kmt. Durumuna uygun bir ismi olan
Foggy B o t t o m ' n " ' bir ulusun bakentini kurmak iin tuhaf bir yer olduunu
dnrd. Ycnidnya'daki onca yer arasndan atalar, topik toplumlarnn
temci tan koymak iin bataklk gibi bir nehir kenar semilerdi.
Langdon sol tarafa, Tidal Basin'in 1 2 ' stnden, Jefferson Ant'nn pek oklarnn deyiiyle A m e r i k a ' n n P a n t c o n ' u - zarafetle yumuatlm
siluetine bakt. Arabann nndeki Lincoln Ant tam bir sadelikle ykse
liyor, dikey izgileri Atina'nn eski Partenon'unu andryordu. A m a Lang
don ehrin en nemli esinin daha uzakta olduunu grd; havadan gr
d ayn kuleydi. Bu yapnn mimari ilham kayna Romallardan ve Yu
nanlardan o k daha eskiydi.
Amerika

mn

Msr dikilita.

Washington Ant'nn muazzam kulesi uzakta hayal gibi gzkyor,


dev bir gemi direi gibi gkyznde aydnlanyordu. Langdon'n bulunduu
eri adan dikilita bu akam temelsiz gibi grnyordu, sanki alkantl bir
denizdeymi gibi karartc gkyznde salnyordu. Langdon kendisinin de
benzer ekilde sallandn hissetti. Washington ziyareti beklenmedik bir an
da

kmt.

le

uyanmtm...

Bu

sabah

ama

evde

imdi

huzurlu

Kongre

bir pazar gn

Bina'hdan

birka

geireceim
dakika

beklentisiy

uzaktaym.

Langdon bu sabah saat bee eyrek kala durgun suya dalarak gnne
her zamanki gibi balam, Harvard havuzunda elli kula atmt. Fizii ni-

( 1 ) Sisli Vadi
(2) Gelgit Havzas

Dan

Bronn

22

23

Kayp

Sembol

versitede Amerikan su topu oynad gnlerdeki gibi olmasa da krkl yala

gibi, Amerikan asalet ve baarsnn havasn tayordu. Peter, babasnn l

rndaki bir adama gre hl ince ve zindeydi. Aradaki tek fark, imdi vcu

mnn ardndan gen yata miras devralmt. imdi elli sekiz yanda olan

dunun bu halini korumak iin daha fazla aba sarf etmesi gerektiiydi.

adam, pek ok gl mevkinin sahibiydi. Smithsonian Enstits'nn baka

Saat alt gibi eve vardnda, Sumatra kahve ekirdeklerini elde


tp, mutfana dolan egzotik kokuyu iine ekerek sabah riteline balar
d. A m a bu sabah, sesli mesaj gstergesinin krmz nn yanp snd
n grmek onu artmt. Pazar sabah altda kim arar? Dmeye ba

nyd. Langdon bazen, soylu eceresini lekeleyen tek eyin, ikinci snf bir
niversiteden -Yale- ald diploma olduunu syleyerek ona taklrd.
alma odasndan ieri giren Langdon, Petcr'dan bir de faks geldi
ini grnce ard.

sp mesaj dinledi.
Peter Solomon

"Gnaydn Profesr Langdon, sabahn bu kadar erken saatinde arad

SMTHSONAN ENSTTS

m iin o k zgnm." Hafif Gneyli aksam tayan nazik ses tereddtle

S E K R E T E R L K OFS

konuuyordu. "smim Anthony Jelbart, Peter S o l o m o n ' m asistanym. B a y


Solomon, bana sabahlar erken kalktnz syledi... Bu sabah size hemen

Gnaydn R o b e r t ,

ulamak istedi. Bu mesaj alr almaz Peter' arar msnz? Sizde yeni zel

Seninle h e m e n konumam gerek.

hatt m u h t e m e l e n vardr ama eer yoksa 2 0 2 - 3 2 9 - 5 7 4 6 . "


Langdon birden eski dostu iin endielendi. P e t e r Solomon son dere

Ltfen beni bu sabah 2 0 2 - 3 2 9 - 5 7 4 6 ' d a n ara.

ce iyi bir ailede yetimi, kibar bir adamd ve ters giden bir ey olmasa pa

Pctcr

zar gn aramazd.
Langdon kahvesini hazrlamay yarda brakarak, arsna cevap
vermek zere alma odasna gitti.
Umarm

Derhal numaray arayan Langdon, telefon alarken el oymas mee


masasna oturup bekledi.

iyidir.

Asistann tamdk sesi, " P e t e r S o l o m o n ' n ofisi," diye cevap verdi.

Peter Solomon bir dost, akl hocas ve Langdon'dan sadece on iki ya


byk olmasna karn Princeton niversitesi'ndeki ilk karlamalarndan

" Ben Anthony. Size nasl yardmc o l a b i l i r i m ? "


" M e r h a b a ben R o b e r t Langdon. B a n a bir mesaj brakmsnz..."

bu yana onun iin hep bir baba gibi olmutu. kinci snf rencisi olan

"Evet Profesr Langdon!" G e n adamn sesinden rahatlad anla

Langdon'n bu nl tarihi ve hayrseverin akam konferansn izlemesi ge

lyordu. " B u kadar abuk geri dndnz iin teekkr ederim. Bay S o -

rekiyordu. Bulac bir tutkuyla konuan Solomon, gstergebilim ve arketi-

lOmon sizinle konumak iin sabrszlanyor. Hatta u an telefonda olduu

pik tarihi byleyici bir ekilde sunarak. Langdon'n sembollere kar mr

nuzu kendisine bildireyim. Sizi beklemeye alabilir m i y i m ? "

boyu duyaca tutkunun ilk kvlcmn yakmt. A m a Langdon'n ona bir

"Elbette."

teekkr mektubu yazmasna cesaret veren ey Peter Solomon'n parlak ze

Solomon'n hatt geri almasn beklerken, Smithsonian'dan gelen

ks deil, nazik gri gzlerindeki alakgnlllkt. Amerika'nn en zengin

mektup kdnn stndeki yazya bakt ve glmsemekten kendini ala

ve en ilgi ekici gen aydnlarndan biri olan P e t e r S o l o m o n ' n kendisine

mad. Solomon soyundan aylak kmaz. Peter'n soyaac zengin patronlar,

cevap verecei, gen rencinin hi aklna gelmezdi, ama Solomon bunu

nfuzlu siyasetiler, sekin bilim insanlar ve hatta Londra Kraliyet Aka

yapmt. Ve bu, memnuniyet verici bir dostluun balangc olmutu.

demisi retim yelerinin isimleriyle doluydu. S o l o m o n ' n ailesinin yaa-

Sakin tavrlaryla sahip olduu miras geride brakan nl akademisyen

\.n lek mensubu olan kz kardei Katherine, grne baklrsa ailenin

Peter Solomon, isimleri ulustaki tm bina ve niversitelerde grlen, ar

.Lulemisyen genlerini tayordu, nk u anda Noetik Bilim denen yep

zengin Solomon ailesinden geliyordu. Solomon ismi Avrupa'daki Rothschild

yeni bir fen dalnn en nde gelen ismiydi.

Dan

Brown

24

25

Kayp

Sembol

G e e n sene aabeyinin verdii partide Katherine'in kendisine Noetik

lerdir. Bay Solomon birka yl nce Bookspan T V ' d e yaptnz konuma

Bilim'i aklamak iin verdii baarsz ura hatrlayan Langdon, ben

nn aynsn yapabileceinizi dnyor.

bunlara Fransz kalyorum,

kalmazsnz.

diye

dnd.

Langdon

dikkatle dinledikten

sonra, " B i l i m d e n ok kulaa sihir gibi geliyor." demiti.

Konumanzda

bakentimiz

Bylece hazrlanmak zorunda


mimarisindeki

sembollerden

bahsettiinizi syledi, duruma son d e r e c e uyuyor."

Katherine akac bir tavrla gz krpmt. "Sandndan daha yalan

Langdon pek emin deildi. "Hatrladm kadaryla o konumann bi


nann masonik tarihiyle daha ok ilgisi..."

lar R o b e r t . "

" K e s i n l i k l e ! Bildiiniz gibi Bay S o l o m o n gibi katlmda bulunacak

Telefona yeniden Solomon'n asistan kt. "zgnm, Bay Solomon


bir konferans grmesini bitirmeye alyor. Bu sabah iler biraz kark."
" S o r u n deil. T e k r a r arayabilirim."

profesyonel dostlarnn pek ou Mason. Bu konudan bahsetmeniz emi


nim holarna gidecektir."
tiraf etmeliyim ki bu kolay olacak.

"Aslnda eer sizin iin sakncas yoksa, balant kurma sebebini si

Langdon yapt her konumann

notlarn saklard. "Sanrm bunu dnebilirim. Toplantnn tarihi n e d i r ? "

ze bildirmemi istedi."

Birden sesinden huzursuzland anlalan asistan, boazn temizle

" T a b i i ki yok."
Asistan derin bir nefes ald. "Bildiiniz gibi profesr, Smithsonian

di. " e y efendim, dorusu bu akam."

ynetim kurulu her yl burada, Washington'da, cmert destekilerine te

Langdon yksek sesli bir kahkaha att. " B u akam m ? "

ekkr e t m e k iin zel bir galaya ev sahiplii yapar. lkenin kltrel se

"Sabahki kouturmann sebebi bu. Smithsonian ok zor bir durum


da kald... " A s i s t a n imdi daha telal konuuyordu. " B a y S o l o m o n , Bos

kinlerinin byk bir ksm katlr."


Langdon kendi banka hesabnn kltrel sekin saylmasna sebebi

ton'a sizin iin zel bir uak gndermeye hazr. U u bir saat iinde ola

yet v e r e c e k kadar sfr iermediini biliyordu a m a S o l o m o n yine de onu

cak ve gece yarsndan n c e eve geri dnebileceksiniz. B o s t o n Logan Ha

katlmas iin davet ediyor olabilirdi.

vaalanndaki zel terminali biliyorsunuz, deil m i ? "


Langdon

Asistan, " G e l e n e k olduu zere bu yl da..." diye devam etti. "...ak


am yemeinin ardndan temel dncelerin yer ald bir konuma yap

hallediine

amamak

"Biliyorum," dedi. Peter'n

ilerini her zaman

gerek.

" H a r i k a ! U a a acaba... saat bete gidebilir misiniz?"

lacak. Bu konuma iin Ulusal Heykel Salonu'nu ayrtabilmeyi baardk."

" B a n a baka s e e n e k brakmadnz, yle deil m i ? " diyen Langdon

Y a r m daire eklindeki arpc salonda katld siyasi bir konferans


hatrlayan Langdon, D.C deki en iyi salon, diye dnd. M k e m m e l bir

hevessizce,

kendi kendine gld.

kavis izen be yz katlanr sandalyeyle, gerek boyutta otuz sekiz heyke

" B e n sadece Bay S o l o m o n ' memnun etmeye alyorum, efendim."

lin evreledii bu salonun bir zamanlar ulusun ilk Temsilciler Meclisi sa

Peter'n insanlar stnde byle bir etkisi var.

lonu olarak hizmet verdiini unutmak mmkn deildi.


Adam, "Sorun u ki," dedi. "Konumacmz rahatszland ve dinleyicile

nen Langdon, baka bir kar yol bulamad. " P e k l . Bunu yapabileceimi
syleyin."
Heyecanla, " M u h t e e m ! " diyen asistann sesi

re hitap edemeyeceini ok ksa bir sre nce bildirdi." Skntl bir ekilde sus
tu. " B u da onun yerine geecek bir konumacya ihtiyacmz olduu anlamna

Langdon sonunda telefonu kapatrken, Peter Solomon'n hayatnda


hayr cevabn alp almadn merak ediyordu.
Kahvesini haza lamaya geri dndnde el deirmeninin iine birka

yerime daha iyi birini bulabileceine eminim."


" S i z Bay Solomon'n ilk tercihisiniz profesr ve fazla mtevaz dav
ranyorsunuz. Enstitnn konuklan, isminizi duyduunda ok etkilenecek-

Dan Bro\vn

26

rahatlam gibiydi.

Langdon'a uan kuyruk numarasn ve dier bilgilen verdi.

geliyor. Ve Bay Solomon sizin konuma yapmay dneceinizi umut ediyor."


Langdon afallad. " B e n m i ? " Bekledii bu deildi. " P e t e r ' n benim

Uzunca bir sre d

ekirdek daha att. Bu sabah kafeini biraz daha bol olsun,


Uzun

bir gn

diye dnd.

olacak.

27

p Sembol

Ziyareti, cebindeki bozukluklar, anahtarlar ve birka telefondan olu


an allm karm karrken Nunez bekledi. Adamn kaim bandajlara
sarlm yaral eline bakarken, "Burkuldu m u ? " diye sordu.
Kel adam ban onaylarcasma sallad. " B u z d a kaydm. B i r hafta n

4 . BLM

ce. H l feci acyor."


" B u n u duyduuma zldm. uradan gein ltfen."
Ziyareti, dedektrn altndan topallayarak geerken aygt itiraz ede

A B D K o n g r e Binas, ehir planlamacs Pierre L ' E n f a n t ' m "antn

rek vnlad.

kaidesi" diye tasvir ettii yksek bir plato zerindeki Ulusal Park'n dou

Ziyareti kalarn att. " B e n de bundan korkuyordum. Bu bandajla

ucunda ahane bir biimde durur. Devasa Kongre B i n a s n n uzunluu iki

rn altnda yzm var. Parmam ok imiti karamadk, bu yzden

yz otuz metre, derinlii yz yedi metredir. On alt dnmden fazla yer

doktorlar zerinden sardlar."


Nuez, " S o r u n deil," dedi. " E l dedektryle b a k a r m . "

kaplayan binann be yz krk bir odas bulunmaktadr. Neoklasik mimari


si zenli bir ekilde, A m e r i k a n n kurucularna yeni cumhuriyetin kanun

Nunez metal dedektrn ziyaretinin sargl elinin stnden geirdi.

larn ve kltrn yaratmakta ilham kayna olan antik R o m a ihtiamm

Beklendii gibi, bulduu tek metal adamn yaral yzkparmann zerin

yanstmaktadr.

deki byk ktleydi. Nunez acele, etmeden metal dedektryle adamn kol

K o n g r e Binas'na giren turistlerin yeni gvenlik kontrol noktas,

asks ve parmaklarnn her bir kesini tarad. Mdrnn binann gven

K o n g r e Binas Kubbesi'ni evreleyen muhteem p e n c e r e n i n alanda, ksa

lik merkezindeki kapal devre sisteminden, byk ihtimalle kendisini izle

sre nce tamamlanan yeralt ziyareti merkezindeydi. Y e n i ie alman g

diini biliyordu ve bu ie ihtiyac vard. Dikkatli olmakla fayda var. D e -

venlik grevlisi Alfonso Nunez, kontrol noktasna yaklaan erkek ziyaret

dektr dikkatlice adamn asksndan ieri kaydrd.


Ziyareti acyla geri ekildi.

iyi dikkatle inceledi. Kafas tral olan adam, binaya girmeden n c e te


lefon grmesini tamamlarken lobide oyalanyordu. Sa kolu askdayd

"zgnm."

ve yrrken hafif topallyordu. zerindeki ordu-donanma mensuplarna

Adam, " n e m l i deil," dedi. "Bugnlerde fazla dikkatli olunmuyor."

mahsus eskimi paltoyla, tral ba birleince Nunez, onun asker olduu

" G e r e k t e n de yle." Nunez, adamdan halanmt. Tuhaftr ki bu,

nu tahmin etti. A B D Ordusu'nda hizmet verenler YVashington'a en sk ge

yapt ite o k ey ifade ediyordu. nsani igdler, A m e r i k a ' n n ter

len ziyaretilerdi.

rizme kar ilk srada gelen savunmasyd. nsani igdlerin, dnyadaki

T e k bana gelen tm erkek ziyaretilere uygulanan gvenlik proto


koln tatbik eden Nunez, "yi akamlar baym," dedi.
" M e r h a b a , " diyen ziyareti neredeyse bombo olan girie gz gezdir

film elektronik cihazlardan ok daha gl dedektr olduu ispat edilmi


bir gerekti. Gvenlik kitaplarndan biri buna, korku duygusunun hediye
si diyordu.
Bu vakada Nunez'in igdleri korku duymasna sebep olacak hi

di. "Sessiz bir akam."


Nunez, " N F C ampiyonluk malar," diye cevap verdi. " B u akam

bir ey sylemiyordu. imdi ok yakn durduklarndan, fark ettii tek tu

herkes Redskins'i izliyor." Nunez de bunu yapmay dilerdi ama iteki ilk

haflk, sert grnl bu adamn yzne bir tr bronzlatrc veya kapa-

ayyd ve ksa p o ekmiti. " M e t a l nesneleri kutuya brakn ltfen."


Ziyareti uzun paltosunun ceplerini i gren tek eliyle kartrrken

le
senin

makyaj

uygulam olmasyd.

Her neyse.

Kn soluk grnmek kim

houna gitmez.

Nunez, onu dikkatle izledi. nsani igdler yarallarla ktrmlere zel ay

Taramasn bitirip, dedektr kapatan Nunez, "Geebilirsiniz," dedi.

rcalklar tanrd, ama Nunez bu igdleri bastrmann eitimini almt.

"Teekkrler." Adam kutudan eyalarn toplamaya balad.

Dan

Brenin

28

29

Kayp

Sembol

O bunu yaparken Nunez, adamn sarglarn altndan kan iki parma


nda da dvme olduunu fark etti; iaretparmann ucunda bir ta, baparmamdaysa yldz iareti vard. Parmak ular dvme yapmak iin ac
verici bir yer gibi grnse de Nunez, galiba bugnlerde herkes dvme yap-

5 . BLM

tnyor, diye dnd. "u dvmeler cann actyor m u ? "


Baklarn parmak ularna indiren adam kendi kendine gld. "San
dnzdan daha az."
Nunez, "anslymsnz," dedi. "Benimki ok actt. Acemi birliin-

Dnyann en byk ve teknolojik adan en gelimi mzesi ayn za


manda dnyann en iyi saklanan srrdr. Ermitaj Mzesi; Vatikan Mzesi

deyken srtma bir denizkz yaptrmtm."


"Denizkz m ? " Kel adam kendi kendine gld.

ve New Y o r k Metropolitan Mzesi'nin toplamndan daha fazla paraya ev

Utanarak, "Evet," dedi. "Genlikte yaplan hatalar."

sahiplii yapar. A m a bu muazzam koleksiyona karn, sk korunan duvar

Kel adam, "Seni anlyorum," diye cevap verdi. " B e n de genliimde

larnn iine halktan ok az kii davet edilir.

byk bir hata yaptm. imdi her sabah onunla birlikte uyanyorum."

Washington D.C.'nin h e m e n dnda, 4 2 1 0 Silver Hill Y o l u ' n d a k i


mze, her biri futbol sahasndan daha geni bir alam kaplayan ve birbirine

Adam uzaklarken ikisi de kahkaha atyordu.

bal be blmeden oluan zikzak eklinde dev bir yapdr. Binann ma


Nunez'in yarandan geip. Kongre Binasna kan yryen merdi
vene binen Mal'akh, ocuk oyunu,

diye dnd. eri girmek bekledi

inden daha kolay olmutu. Yzndeki ve ellerindeki makyaj vcudun


daki dvmeleri saklarken, hantal yry ve iirilmi gbei de gerek
fiziini gizlemiti. Ama asl deha, binaya soktuu etkili nesneyi gizleyen

lama kabinlerini ieren, elli be kilometrekarelik yabanc bir dnya.


Bilim insan Katilerine Solomon bu akam beyaz Volvo'sunu binann
ana gvenlik kapsna srerken huzursuzdu.
B e k i glmsedi. " G a l i b a futbol taraftan deilsiniz Bayan S o l o

kol asksndayd.
Aradm bulmama yardm

vimsi metal d cephesi, iindeki acayipliklere dair belli belirsiz bir ipucu
verir. B i r "l b l g e " bir "slak b l m e " ve yirmi kilometreden uzun depo

edebilecek tek adama

benden

bir hediye.

mon." Redskins ampiyonluk ma ncesi gsterisinin sesini kst.


K a t i l e r i n e zoraki glmsedi. " P a z a r akammdayz."
"Ah, evet doru. Toplantnz var."
Endieyle, " G e l d i m i ? " diye sordu.
Grevli nndeki ktlara bakt. "Giri kayd yaptrdn grmyorum."
" E r k e n geldim." Katilerine, adama dosta el salladktan sonra dolam
bal giri yolundan devam edip, iki sral kk otoparkn sonunda bulu:m her zamanki yerine park etti. Eyalarn toplarken, dikiz, aynasnda
kendine bir gz att; bu davran kendini beenmilikten ok, alkanlk
sn kaynaklanyordu.
Katherine Solomon, atalarnn gergin Akdenizli tenine sahipti ve elli
sasnda olmasna ramen, przsz bir cildi vard. Neredeyse hi makyaj
yapmyor, gr siyah salarna biim vermeden ak brakyordu. Aabeyi
I ' i l e r gibi onun da gri gzleri, ince ve asil bir zarafeti vard.

Dan

Bronn

30

31

Kayp

Sembol

insanlar onlara, ikiz gibisiniz derlerdi.

M a l ' a k h derin bir nefes ald. "Aabeyinizin D . C . ' d e saklandna

K a t h e r i n e yedi yandayken babalar kansere yenik dmt, bu

inand ey..."

yzden babasyla ilgili ok az hatras vard. K a t h e r i n e ' d e n sekiz ya b

"Evet?"

yk olan aabeyi babalar ldnde on be yandayd. B i r Solomon pat

"Bulunabilir."

ronu olma yolculuuna dnlenden ok daha erken balamt. Ama tah

K a t h e r i n e S o l o m o n ' n sesinden ard anlalyordu. " B a n a gerek

min edilecei zere Peter, aile isimlerine yakan bir asalet ve gle rol
ne uyum salamt. Bugn hl K a t h e r i n e ' i ocukmu gibi kolluyordu.
Aabeyinin ara sra sktrmasna ve mnasip aday bulmakta hi

olduunu mu sylyorsunuz?"
Mal'akh kendi kendine glmsedi. " B a z e n bir efsanenin asrlarca
srmesinin... bir sebebi vardr.""

glk e k m e m e s i n e ramen Katherine hi evlenmemiti. Bilim onun ha


yat orta haline gelmi, yapt i herhangi bir erkein mit edemeyecei
kadar doyurucu ve heyecan verici olmutu. K a t h e r i n e bu yzden hi pi
manlk duymuyordu.
lk duyduunda pek bilinmeyen bir alma sahas olan Noetik Bilim,
geen yllarla birlikte insan beyninin gcn anlamakta yeni kaplar arala
maya balamt.
letilmeyen

potansiyelimiz

sahiden

de

ok

edici.

Katherine'in Noetik dalnda yazd iki kitap onu bu anlalmaz saha


da nder konumuna getirmiti ama son kefi yaynlandnda, tm dnya
da Noetik Bilim'i sohbetlerin ba konusu haline getirmeyi vaat ediyordu.
A m a bu akam, bilim aklndaki son eydi. Gnn erken saatlerinde
aabeyiyle ilgili zc bir bilgi almt. Doru okluuna hl inanamyo
rum. T m akamst baka bir ey dnememiti.
n c a m n a yamur iselemeye balaynca, ieri girmek iin aceleyle
eyalarn eline ald. C e p telefonu aldnda arabadan kmak zereydi.
Arayann numarasna bakp derin bir nefes ald.
Ardndan salarn kulann arkasna alp cevap vermeye hazrland.

On kilometre tede Mal'akh, Kongre Binas'nn koridorlarn kula


na dayad c e p telefonuyla dolayordu. Hat alarken sabrla bekledi.
S o n u n d a bir kadn sesi, " E f e n d i m ? " dedi.
M a l ' a k h . " B i r daha bulumamz gerek," dedi.
Uzun bir sessizlik oldu. " H e r ey yolunda m ? "
M a l ' a k h , " Y e n i bilgiler edindim," dedi.
"Dinliyorum."

Dan

Brown

32

kayp

Sembol

Kongre Binas Ziyareti Merkezi bekledii gibi deildi. Yeraltnda


olduundan Langdon ieri girerken endieye kaplmt. ocukluunda
geirdii bir kaza yznden btn gece derin bir kuyunun dibinde bekle
mek zorunda kalmt ve Langdon imdi kapal yerleri fel geirtecek ka

6 . BLM

dar sevimsiz buluyordu. A m a yeraltndaki bu alan, bir ekilde havadard.


Ikl

ve ferah.
Geni cam tavanda, ierideki inci rengi boyaya parlt veren etkileyi

" B u kadar m yaklaabiliyorsun?" ofr, K o n g r e Binas'ndan drt

ci bir dizi k dzenei vard.

yz m e t r e uzaktaki 1. Sokak'ta park ettiinde Langdon iini bir endie


kapladn hissetti.

in bir saatini harcard ama gsteriye be dakika kaldndan, ban n

ofr, " K o r k a r m ki yle," dedi. " Gvenlik. Artk ant binalarn


yanma aralar giremiyor. zgnm efendim."

Park'n etrafndaki bir inaat alam onlar yavalatmt ve konumas on


dakika iinde balayacakt.

liyor.

Bu

etkinlik

sensiz

dedi. Peter yolda olduunu bi

balamayacak.

Gvenlik noktasnda Latin Amerikal bir grevli, Langdon ceplerini


boaltp eski saatini karrken onunla e n e ald.

A r a b a d a n frlayp Langdon'n kapsn aan ofr, "Hava bozuyor,"


dedi. " A c e l e etseniz iyi olur." Langdon bahi vermek iin czdanna yel
tendi, a m a adam yapmamasn iaret etti. " E v sahibiniz crete cmert bir
bahi ekledi."
toplayan

ne eip ana koridordan gvenlik kontrol noktasna ve yryen merdiven


lere doru ilerledi. Kendi kendine, rahatla,

S a a t i n e bakan Langdon, 18.50 olduunu grnce ard. Ulusal

Eyalarn

Langdon normal artlarda burann mimarisini hayranlkla incelemek

Langdon, tam Peter'n yapaca cinsten

bir i,

diye dnd. " P e k i , yolculuk iin teekkrler."


L a n g d o n yeni "yeralt" ziyareti giriine inen kavisli yolun bana
geldiinde ilk yamur damlalar dmeye balamt.
K o n g r e Binas Ziyareti M e r k e z i yksek maliyetli ve tartmal bir
proje olmutu. Disney Dnyas'na rakip bir yeralt ehri olarak tasvir edi
len bu yer; sergiler, restoranlar ve toplant salonlar ile elli kilometrekare

" M i c k e y M o u s e m u ? " diyen kibar grevli olduka neeliydi.


Y o r u m l a r a alkn olan Langdon ban sallad. Koleksiyon rn
olan Mickey M o u s e saati, dokuzuncu doum gnnde annesiyle babas
hediye etmiti. " B a n a yavalayp, hayal fazla ciddiye almamay hatrlat
mas iin takyorum."
Grevli glmseyerek, " e yaramyor galiba," dedi. " A c e l e n i z var
m gibi grnyorsunuz."
Langdon da glmseyerek antasn X-ray cihazna koydu. " U l u s a l
I leykel S a l o n u ' n a nereden gidiliyor?"
Grevli yryen merdiveni gsterdi. "aretleri greceksiniz."
"Teekkrler." Langdon antasn banttan alp acele etti.

lik bir alam kaplyordu.


Bu kadar uzun bir yry yapmay planlamam olmasna ramen Lang

Yryen merdiven yukar karken derin bir nefes alp, dnceleri

don grmek iin can atyordu. Gkyz her an boalacak gibiydi, hemen ko

ni toplamaya alt. Bann stndeki yamurdan slanm cam tavandan,

maya balad, ama mokasenleri slak zemine pek tutunamyordu. Konferans

aydnlatlm kubbenin heybetli biimine bakt. nsan aknla dren

iin giyindim, yamurda yoku aa

bil binayd. atnn tepesinde doksan metre ykseklikteki zgrlk Ant,

yz yetmi metre komak iin

deil!

S o n u n d a aa indiinde nefes nefese kalmt. D n e r kapy iten

puslu karanln iinden kutsal bir koruyucu gibi ykseliyordu. Langdon,

Langdon, soluk almak ve slanan giysilerini dzeltmek iin girite biraz

bil alt metrelik bronz heykelin her bir parasn yerletiren iilerin kle

durdu. B u n u yaparken, nndeki yeni tamamlanan yere bir gz gezdirdi.

Olmalarn her zaman anlaml bulmutu, pek az lisenin mfredatna giren

Pekl,

Dan

Brown

etkilendim.

bil Kongre Binas srr.


35

Kayp

Sembol

Bu Washington D.C.'yi tasarlayan masonlarn bir tr karanlk ve gizemli


Aslnda tm bina; Bakan Yardmcs Henry Wilson'n zatrreeden
lmesine sebep olan "katil banyonun", saysz ziyaretinin ayann takl
d kan lekeli bir merdivenin, 1930'da bodrumda iilerin G e n e r a l J o h n
Aleksander Logan'n ii doldurulmu atn bulduklar mhrl bir odann
yer ald garip gizemlerden oluan bir hazineydi.
A m a hibir efsane, binada on farkl hayalet yaad iddialarndan
daha etkili olmamt. ehir planlamacs Picrre L'Enfant'n hayaletinin
gecikmi alacaklarn tahsil e t m e k iin iki yz yl koridorlarda dolat
sylenirdi. naat srasnda Kongre Binas K u b b e s i n d e n den bir iinin
ruhunun, elinde aletlerle koridorlarda dolat grlmt. Ve elbette g

dzenin iinde olduklarnn kantyd.


Langdon, " H o , " demiti. " A m a inandrc deil. B i r harita zerinde
kesien izgiler bulmay kafana koyarsan her trden ekil oluturabilirsin."
ocuk, " A m a bunlar tesadf o l a m a z ! " diye barmt.
Langdon, renciye sabrla ayn ekillerin D e t r o i t sokak haritasnda
da oluturulabileceini gstermiti.
o c u k ok kt hayal krklna uramt.
Langdon, "evkin krlmasn," demiti. "Washington'n baz inanl
maz srlar var... ama bu harita zerinde deiller."

rlen hayaletlerin en nls saysz kez bodrum katnda belirmiti; binann

G e n adam birden canlanmt. " S r l a r m? N e g i b i ? "

yeraltndaki dar geitler ve blmelerden oluan tekinsiz labirentinde sinsi

" H e r b a h a r dneminde oklt semboller dersi veriyorum. D.C.'den


hayli sk bahsederim. O dersi almalsn."

ce dolaan siyah bir kedi...


Yryen merdivenden admn atan Langdon bir kez daha saatine
bakt. dakika. Koridorda koturarak Ulusal Heykel Salonu'na doru ia

"Oklt

semboller!"

Birinci

snf rencisi

yine

heyecanlanmt.

" D e m e k D.C.'de eytani semboller var!"

retleri takip ederken al cmlelerini zihninde tekrarlyordu. Peter'n asis

Langdon glmscmiti. "zgnm ama oklt kelimesi, eytana tap

tannn doruyu sylediini itiraf etmek zorundayd; bu konuma, nde ge

makla ilgili grntler artrsa da aslnda 'gizli' ya da 'anlalmaz' de

len bir masonun Washington D.C.'deki etkinlii iin mkemmel seimdi.

mektir. Dini basknn yaand dnemlerde retilere aykr bilgilerin sakl

D.C.'nin masonik bir tarihi olduu sr deildi. Bu binann ke ta,

ya da 'oklt' kalmas gerekiyordu ve kilise bunu bir tehdit olarak algladn

G e o r g e Washington tarafndan masonik bir trenle yerletirilmiti. Bu e

dan 'oklt' olan her eyi eytani olarak tanmlad ve bu yarg bylece kald."

hir, yeni bakentlerini masonik semboller, mimari ve sanatla donatan g


l beyinlere sahip usta masonlar -George Washington. Benjamin Franklin
ve Pierre L ' E n f a n t - tarafndan yaratlp tasarlanmt.
Elbette

insanlar bu

sembollerde

her trden

lgnca fikri grebiliyor.

Komplo teorisyenlerinin pek ou, masonik kurucularn ehrin sokak


larnda sakladklar sembolik mesajlarla gl bir srr koruduklarn iddia
ediyordu. Langdon bunlara hi kulak asmamt. Masonlar hakknda o kadar
ok yanl bilgi vard ki, eitimli Harvard rencileri bile kardelik hakkn
da artc derecede arpk kavramlara kendilerini kaptrabiliyorlard.
G e e n sene, birinci snf rencilerinden biri elinde internetten ald
ktlarla Langdon'n snfna dehet dolu gzlerle dalmt. Washington
D.C. sokaklarnn eitli ekiller alacak biimde iaretlendii bir haritayd:
satanik be keli yldzlar, masonik pergel ve cetvel, B a p h o m e t ' i n 1 " ba.

"Ah..." o c u k yklmt.
Y i n e de o bahar be yz renci, atrdayan tahta sralaryla eski bir
derslik olan Harvard Sanders Tiyatrosu'na dolutuunda, Langdon bu
rencinin n srada oturduunu fark etmiti.
Langdon geni sahneden, " H e r k e s e gnaydn," diye seslenmiti. Pro
jeksiyon makinesini anca, arkasnda bir resim belirmiti. " Y e r l e r i n i z e
otururken, iinizden ka bu resimdeki binay tanyabildi?"
O n l a r c a ses hep bir azdan, " A B D Kongre B i n a s ! " diye barmt.
"Washington D . C . "
" E v e t . Bu kubbede drt bin ton demir kullanld. 1850'ler iin mima
ri yaratclkta benzersiz bir ustalk."
Birisi, " D e h e t ! " diye barmt.
G z l e r i n i deviren Langdon, iten ie bu kelimenin yasaklanmasn

( 1 ) Hristiyan folklorunun rettii hayali bir p a g a n tanrs. 19. yzylda satanizmiri sembol

dilemiti. " P e k i , aramzdan ka kii Washington'a g i t t i ? "

olmutur.

37

Dan Brovvn

36

Kayp

Sembol

Slaytta G e o r g e Washington'n masonik loca kyafetiyle tuhaf bir ter-

Tek tk eller havaya kalkmt.


"Bu kadar az m?" Langdon arm gibi yapmt. "Peki ka kii
R o m a ' y a , Paris'e, Madrid'e veya Londra'ya gitti?"
Salondaki ellerin neredeyse tm havadayd.
Her zamanki gibi.

Amerikal niversite rencilerinin rimellerinden

biri de; hayatn gerekleri zerlerine kmeden bir Eurorail biletiyle yaz
geirmekti. "Grne baklrsa kendi bakentinize gidenlerden ok daha
fazlas Avrupa'y ziyaret etmi. Peki sizce bunun sebebi n e ? "
Arkalardan biri, "Avrupa'da iki ime ya y o k ! " diye seslenmiti.
Langdon glmsemiti. " S a n k i iki ime ya burada sizi engelliyormu gibi..."
Herkes glmt.

rencilerin dikkatini toplamas daha uzun sryordu. Langdon bu salon


da ders vermeyi seviyordu, nk rencilerin sralarndaki kprtlarndan
kendilerini derse ne kadar verdiklerini arlayabiliyordu.
" G e r e k t e n de," demiti. "Washington D.C.'de dnyann en iyi mi
marisi, sanat ve sembolizmi mevcut. Kendi bakentinizi grmeden neden
dnyann b r ucuna gidesiniz k i ? "
Birisi, " E s k i eyler daha ilgin," demiti.
Langdon, " E s k i eyler derken," diyerek durumu akla kavutur
mutu. "Sanrm atolardan, mahzenlerden, tapnaklardan ve bu tr eyler
den bahsediyorsunuz?"

"Peki. imdi ya size Washington D.C.'de bunlarn hepsinin bulundu


unu sylesem? atolar, mahzenler, piramitler, tapmaklar... hepsi orada."
Gcrt sesleri kesilmiti.
Sesini alaltp, sahnenin nne doru ilerleyen Langdon, "Arkada
lar," demiti. "nmzdeki bir saat iinde, ulusumuzun srlar ve gizli ta
rihle dolup tatn greceksiniz. Ve tpk Avrupa'da olduu gibi, en iyi

Birisi, " u byk ta m kaldryor?" diye fikir yrtt.


Hibir ey sylemeyen Langdon, baka bir rencinin bunu dzelt

mesini beklemiti.
Baka bir renci araya girmiti. "Aslna baklrsa b e n c e Washington
I MU ada ta indiriyor. stnde mason kyafeti var. D a h a nce de ke ta
yerletiren mason resimleri grmtm. T r e n l e r d e ilk ta indirmek iin
hep u tripodu kullanrlar."

mcusu, 18 Eyll 1793 tarihinde saat on biri eyrek gee ile yarm arasn
da, tripod ve makara yardmyla K o n g r e Binas'nm ilk ke tan yerle
tiriyor." Langdon susup gzleriyle snf incelemiti. " B a n a bu gnn ve
tarihin nemini syleyebilecek olan var m ? "
Sessizlik.
"Peki ya size bu zel ann nl mason -George Washington, B e n jnin Franklin ve D.C.'nin ba miman Pierre L'Enfant- tarafndan seildi
ini syleseydim?"
D a h a fazla sessizlik.
"Aslnda basit; ke ta o gn ve o saatte yerletirilmiti, nk di

Herkes birbirine aknlkla bakmt.


Birisi, " B i r saniye..." demiti. "Yani... bu astroloji gibi bir eyle
mi ilgili?"
"Kesinlikle. A m a bugn bildiimizden farkl bir astroloji."
Bir el havaya kalkmt. " Y a n i lkemizin kurucular astrolojiye mi
inanyorlard?"
Langdon srtmt. "Byk lde. Washington D.C.'de, dnyann

srlarn tm apak ortadadr."


Artk tahta sralarda lm sessizlii hkimdi.

herhangi baka bir ehrinden daha fazla astrolojik iaret olduunu syle leydim ne derdiniz? Zodyaklar, yldz haritalar, zel baz astrolojik tarih

kadar.

Langdon klar karartp ikinci slayta gemiti. " G e o r g e Washington'm burada ne yaptn bana kim syleyebilir?"

Brown

yimli bir grup izleyici de etrafn sarmt.

er etkenlerle birlikte, uurlu Caput D r a c o n i s " ' baak burcundayd."

Hepsi birden ban sallamt.

Dan

yen dev bir tahta tripod- nnde durduu duvar resmi grnyordu. yi gi

Langdon, " M k e m m e l , " demiti. " B u duvar resminde lkemizin ku

Okulun ilk gnyd ve tahta sralarnda kprdanp, gcrtlar karan

te bu

lbaln -ucundan byk bir tan sarkt ip ve makara sistemini destekle

38

w /aman dilimlerinde yerletirilen ke talan? Anayasamz oluturanla11) Ejderhann B a , K u z e y Ay D m

39

Kayp

Sembol

nn yansndan ou, yldzlarla kaderin i ie getiine inanan, Ycnidnya'y ekillendirirken gkyznn girdii dzeni dikkate alan masonlard."

. "yle m i ? " Langdon, o n a meydan okuyordu. " S i z c e C o c a C o l a gizli


bir topluluk m u ? "

" A m a Kongre Binas ke tann Caput Draeonis baak burcuday-

renci, " E l b e t t e deil," demiti.

ken yerletirilmesi kimin umrunda? T e s a d f olamaz m ? "


" F e d e r a l gen'i -Kongre Binas, Beyaz Saray, Washington Ant-

" P e k i ya irket merkezinin kapsn alp klasik Cola'nn tarifini isteleydiniz?"

meydana getiren her yapnn ke talarnn farkl senelerde ama tam

"Asla sylemezler."

olarak ayn astrolojik koullarda yerletirildiini dnecek olursak, ilgin

"Kesinlikle. C o c a C o l a ' n n en byk srrn r e n m e k iin irkete

bir tesadf."

i ' i t m e n , yllarca alman, gvenilir biri olduunu kantlaman ve irkette

Langdon'n baklar, salonda k o c a m a n alm gzlerle karlam


t. Baz renciler not alrken balarn n e emilerdi.

bu srr seninle paylaabilecekleri st kademelere ykselmen gerekir. Ar


dndan da gizlilik yemini edersin."
" Y a n i farmasonluk irket gibidir diyorsunuz."

Arka sralardan bir el kalkmt. " B u n u neden yaptlar?"

' " B i r de u var; masonlukta da kat bir hiyerari sz konusudur ve giz

L a n g d o n glmt. " B u n u n cevab bir smestri kadar alma ge


rektiriyor. M e r a k ediyorsanz, gizemcilik dersimi almalsnz. Samimi ol

lilii fazlasyla ciddiye alrlar."


G e n bir kz, " A m c a m bir m a s o n . " diye seslenmiti. " V e yengem

mak gerekirse, sizin cevab duymaya duygusal adan hazr olduunuzu

bundan nefret ediyor, nk ona bu konudan hi bahsetmiyormu. Mason-

sanmyorum."
renci, " N e ? " diye barmt. " B i r deneyin!"

M " i m tuhaf bir tr din olduunu sylyor."


" O r t a k bir yanl alglama."

L a n g d o n bunu dnyormu gibi yapp, onlarla oynayarak bam


iki yana sallamt. "zgnm, bunu yapamam. Bazlarnz henz birinci

" D i n deil m i ? "

snf rencisi. Beyinlerinizi havaya uurmaktan k o r k a r m . "

Langdon, "Turnusol testi yapalm," demiti. " P r o f e s r Witherspo un karlatrmal din dersini alanlarnz var m ? "

H e p bir azdan, " B i r d e n e y i n ! " diye barmlard.

Tek ok el havaya kalkmt.

Langdon omuzlarn silkiniti. " B e l k i de masonlara veya E a s t e r n

" G z e l . Peki syleyin bakalm, bir ideolojinin din kabul edilebilme

S t a r ' a ' " katlp, bunu kaynandan renmelisiniz."


G e n bir erkek renci, "Atalarna katlamayz," diye kar kmt.

li i i n gerekli olan nkoul n e d i r ? "


Bir kz, " T e m i n etmek, inanmak ve dntrmek," demiti.

" M a s o n l a r o k gizli bir topluluktur."

"Doru. D i n l e r kurtuluu temin eder,

" o k mu gizli? G e r e k t e n m i ? " Dostu P e t e r S o l o m o n ' n sa elinin


parmanda gururla tad mason yzn hatrlamt. " P e k i o zaman

nanmayanlar

dntrrler."

Sonra

belli bir teolojiye inanr ve

durmutu.

"Ama

masonlukta

bu

neden masonlar belirgin yzkler, kravat ineleri veya rozetler takyor

iden hibiri bulunmaz. Masonlar herhangi bir kurtulu sz vermezler.

lar? M a s o n binalar neden ak bir ekilde iaretlenmi? Toplant tarihle

b nli bir teolojileri yoktur ve sizi dntrmeye almazlar. Dorusunu


i' .eniz, masonluk localarnda dinden bahsetmek yasaktr."

ri neden gazetelerde duyuruluyor?" Langdon akn yzleri grnce g-

"O halde... masonluk din kartldr."

lmsemiti. "Arkadalar, m a s o n l a r gizli bir topluluk deil... srlar olan

l a m tersine. M a s o n olmann nkoullarndan biri de yce bir gce

bir topluluktur."

uktr. Masonluktaki dinsellikle herhangi bir din arasndaki fark, ma

Birisi, "Ayn ey," diye mrldanmt.

unlarn bu yce gce zel bir isim veya tanmlama yklememeleridir.

( 1 ) D o u Yldz: Kadn m a s o n topluluu.

Dan

Brown

40

, Allah, Buda veya sa gibi teolojik kavramlarn yerine Y c e Varlk ya


41

Kayp

Sembol

da Kainatn Y c e Miman gibi terimler kullanrlar. Farkl inanlara sahip

Langdon gzleriyle snf incelemiti. " U c u b e l i k olduunu dnen

masonlar bu sayede bir araya gelirler."

baka biri var m ? "

Birisi, " B i r a z acayip," demiti.

Hepsi bir azdan, " E v e t ! " demiti.

Langdon, " V e y a belki de ak fikirli, olabilir m i ? " diye sormutu.

Langdon zgn bir tavrla iini ekmiti. " o k kt. E e r bunun ucu

" K i m i n T a n r kavramnn daha iyi olduu gerekesiyle kltrlerin birbiri

belik olduunu dnyorsanz o halde benim tarikatma katlmak iste

ni ldrd bir ada, masonlarn hogr ve ak fikirlilik gelenei v

mezsiniz."

gye deer kabul edilebilir." Langdon sahneyi admlyordu. " B u n d a n ba

Salona sessizlik hkim olmutu. niversitenin Kadn Aratrmalar

ka; masonluk tm rklardan, renklerden ve inanlardan insanlara aktr ve

Merkezi'nden gelen renci rahatsz olmu gibiydi. " S i z bir tarikat yesi

hibir ekilde ayrmclk yapmayan bir kardelik sunar."

misiniz?"

"Ayrmclk yapmaz m ? " niversitenin Kadn Aratrmalar M e r k e -

Ban sallayan Langdon, sesini iyice alaltmt. "Kimseye syleme

zi'nden biri ayaa kalkmt. " K a kadnn mason olmasna izin verildi

yin ama G n e Tanrs R a ' n n ayaklar dibindeki kan ve beden ritelini

Profesr L a n g d o n ? "

lembolize eden eski bir ikence aletinin nnde diz kyorum."

Langdon teslim olur gibi ellerini havaya kaldrmt. "Hakl bir yak

Snftakiler dehete dm gibiydiler.

lam. Farmasonluun kkleri, geleneksel olarak Avrupa'daki ta ustalar

Langdon omuzlarn silkiniti. " V e eer aranzdan bana elik etmek

birliklerinden gelir ve bu yzden bir erkek cemiyetidir. Birka yz yl n

llteyen olursa, pazar gn Harvard apeline gidip, armhn nnde diz -

c e , kimilerine gre 173'te, E a s t e r n S t a r ismiyle bir kadn locas kurul

I erim ve Aai R a b b a n i Ayini'ne katlalm."

mutu. B i r milyondan fazla yesi var."

Snf sessizliini bozmuyordu.

Kadn, " Y i n e de masonluk, kadnlarn dland gl bir rgt,"

Langdon gz krpmt. "Arkadalar, zihninizi an. Anlamadmz

demiti.

evlerden korkarz."

Langdon, masonlarn artk ne derece gl olduklarndan pek emin


deildi ve bu konuya girmeyecekti. Gnmz masonlarna dair alglar, on

Bir saatin gong sesi K o n g r e Binas koridorlarnda yankland.

larn giyinip sslenmeyi seven bir grup zararsz yal adam olmalarndan,

Saat

dnyay yneten glerin yeralt lobisi olduklarna kadar deiiyordu. A m a


phe gtrmeyen ey, ikisinin arasnda bir yerde bulunduklaryd.
Arka sralardan kvrck sal gen bir adam, "Profesr Langdon," di

R o b e r t Langdon artk kouyordu. arpc bir giri byle olur. B i n a


nn birletirici koridorlarndan geerken, Ulusal Heykel S a l o n u n u n girii
|Ine arpt ve h e m e n o yne dnd.

ye seslenmiti. " M a s o n l u k gizli bir cemiyet deilse, rgt deilse, din de


ilse, peki o zaman n e d i r ? "

Kapya yaklanca admlarn yavalatt ve birka derin nefes ald.


1

"ey... eer bunu bir masona sorsaydnz, size yle bir tanmlama
yapard: Masonluk simgesel anlatmlarla gizlenip, sembollerle aydnlatlan
bir erdem sistemidir."
" B a n a 'ucube bir tarikatn' rtlmesi gibi geliyor."
"Ucube mi d e d i n ? "
o c u k ayaa kalkarak, " T a b i i y l e ! " demiti. "O gizli binalarn iin
de neler yaptklarn duydum! M u m nda tabutlarla acayip trenler, bo

yedi.

ketini ilikleyip, enesini hafife yukar kaldrd ve son gong alarken


\ i dnd.
Gsteri

zaman.

Profesr Langdon, Ulusal Heykel Salonu'ndan ieri admn atarken


K i k slarn kaldrp scak bir tebessm taknd. H e m e n sonra tebessm
\boldu. Olduu yerde kalmt.
Bir eyler ok, a m a ok ters gidiyordu.

yuna geirilen ipler ve kafatasmdan arap imeler. Ucubelik burada."

Dan

Brown

42

43

Kayp

Sembol

Ama Smithsonian Sekreteri P e t e r Solomon'n yl nce kz karde


ini S M S C ile tantrmasnn sebebi bunlardan hibiri deildi. Onu bura
ya bilimsel mucizeleri grmesi iin deil, yaratmas iin getirmiti. Ve

7 . BLM

Katherine de tam olarak bunu yapyordu.


Bu binann derinliklerinde, en ssz boluklarnn karanlnda, dn
yada benzeri olmayan kk bir bilim laboratuvar vard. Katherinc'in

Katherine Solomon souk yamurun altnda otoparkta aeeleyle y


rrken, zerine yalnzca kamir kazakla kot pantolon giydii iin hayfla
nyordu. Binann ana giriine yaklatnda, dev hava temizleyicilerin ho
murtusu artt. Az nce ald telefon hl kulaklarnda nladndan, g
rlty belli belirsiz duyabiliyordu.
Aabeyinizin

D.C.

'ele

saklandna

inand

ey...

bulunabilir.

K a t h e r i n e bu imaya inanamyordu. Arayan kiiyle konumas gere


ken ok ey vard ve akama bir grme yapmay kararlatrmlard.
A n a kapya ulap dev binaya girerken, hep yaad o ayn heyeca
na kapld. Burann varln hi kimse bilmiyor.

burada Noetik Bilim alannda r aan bulular h e m e n her dala, fizik


ten tarihe, felsefeden dine kadar uzanyordu. Yaknda her ey deiecek,
diye dnd.
Katherine lobiye girince n masa grevlisi hemen radyosunu sakla
yp kulaklklarn kard. " B a y a n S o l o m o n ! " Yzne geni bir glmse
me yayld.
"Redskins m i ? "
Adam m a h c u p olmu gibiydi, yz kzard. " M a ncesi."
Katherine glmsedi. "Kimseye sylemem." Metal dedektrne yiyp, ceplerini boaltt. Altn Cartier saatini kolundan karrken ayn
znty duydu. Bu zaman leri, on sekizinci doum gnnde annesi he

Kapdaki tabela yle yazyordu:

diye etmiti. Annesi ok kt bir ekilde lm, Katherinc'in kollar arasn


da son nefesini vermiti: bu olayn zerinden neredeyse on yl gemiti.

SMITHSONIAN MZES
DESTEK MERKEZ

Grevli akac bir tavrla, "Sylcsenize Bayan S o l o m o n , " dedi. " O r a


da neler yaptnz anlattnz biri olacak m ? "

(SMSC)

Ban kaldrp bakt. " B i r gn Kyle, ama bu akam deil."

Ulusal Park'ta dzinelerce byk mze bulunmasna ramen, Smith


sonian Enstits koleksiyonunun bir defada sadece yzde ikisi sergilene
biliyordu. G e r i kalan yzde doksan sekizinin baka bir yerde depolanmas

"Yapmayn," diye steledi. "Gizli bir mzede... gizli bir laboratuvar.


ok acayip bir eyler yapyor olmalsnz."
Eyalarn toplarken Katherine, acayipten ok le, diye dnd. in
vei, Katherine o kadar ileri bir bilimle urayordu ki artk bilime bile

gerekiyordu. Ve ite o yer... brasyd.


Bu binann ok farkl sanat eserlerine -dev Budalar. elyazmas kitap

benzemiyordu.

lar, Y e n i G i n e ' d e n zehirli oklar, mcevher kaplamal baklar, balinadan


yaplm bir kano- ev sahiplii yapmas artc deildi. Binann doal ha
0)

zineleri eit derecede akl kartrcyd; plesiosar

iskeletleri, paha biil

mez bir meteorit koleksiyonu, dev bir kalamar ve hatta Teddy Roosevelt'i
Afrika safarisinden getirdii fil kafataslar koleksiyonu...
( 1 ) D e n i z srngeni

Dan

Broun

44
45

Kayp

Sembol

Telefonunun devasa binada sinyal yakalamas biraz zaman ald. S o


nunda almaya balad.
T a m d k gneyli aksam cevap verdi. " P e t e r S o l o m o n ' n ofisi, ben

8 . BLM

Anlhony. Y a r d m c olabilir iniyim?"


" A n t h o n y ! " Langdon rahatlayarak nefes verdi. " H l orada olmana
levindim. B e n R o b e r t Langdon. Konferans konusunda bir karklk oldu
s i n i r i m . u anda Ulusal Heykel Salonu'ndaym, ama burada kimse yok.

Ulusal Heykel Salonu'nun kapsnda donakalan R o b e r t Langdon,

Konferans baka bir salona m a l n d ? "


"Sanmyorum efendim. B i r kontrol edeyim." Asistan bir sre sustu.

karsnda duran artc manzaray inceledi. Salon tam olarak hatrlad

Bay S o l o m o n ' l a teyit ettiniz m i ? "

gibiydi; Yunan amfiteatr tarznda yaplm bir yarm daire. Ebruli bre s

Langdon'n akl karmt. "Hayr, ben seninle teyit ettim Anthony.

tunlarla salamlatrlarak, kumta ve talyan svasyla rlen kavisli du


varlarn aralarna, Ulusal Heykel Koleksiyonu'ndan seilen heykeller ser

Mu sabah!"
"Evet, hatrlyorum." Hatta bir sessizlik oldu. " B i r a z dikkatsiz dav-

pitirilmiti. Siyah beyaz karolardan oluan yarm daire eklindeki geni


zeminin zerinde ykselen heykeller, otuz sekiz byk Amerikelnn ger

.indiniz, yle deil mi p r o f e s r ? "


Langdon imdi dikkat kesilmiti. " A n l a y a m a d m ? "

ek boyutlu kopyalaryd.

Adam, "yle dnn..." dedi. " B i r numaray aramanz isteyen bir

Buras tpk bir zamanlar katld konferanstan hatrlad gibiydi.


T e k bir ey dnda.

i ll s aldnz ve yle de yaptnz. P e t e r S o l o m o n ' n asistan olduunu sy-

Bu akam salon botu.

l yen yabanc biriyle konutunuz. Ardndan kendi rzanzla Washington'a


len zel bir uaa ve sizi bekleyen arabaya bindiniz. Bunlar doru m u ? "

Sandalyeler yoktu. Dinleyiciler yoktu. Langdon'n vakur giriine ald

Langdon tm vcudunda bir rperti hissetti. " S e n de kimsin? P e t e r

r etmeyen, amaszca gezinen bir avu turistten baka kimse yoktu. Acaba
Peter, Rotunda'dan m bahsediyordu? Rotunda'ya doru gney koridoru bo
yunca gz gezdirdi, ama orada da yalnzca etraf dolaan turistler gryordu.
Saatin gong sesleri artk durmutu. Langdon resmen gecikmiti.
H e m e n koridora kp bir mze rehberi buldu. "Affedersiniz, bu ge
ceki Smithsonian etkinlii iin verilen konferanstan haberiniz var m? Ne

l rede?"
" K o r k a r m P e t e r S o l o m o n ' n bugn Washington'da bulunduunuz

d a n haberi yok." Adamn gneyli aksam yok olmu, sesi derinden gelen
ikici bir fsltya dnmt. "Ben burada olmanz istediim iin geldi" i 1 tay Langdon."

rede yaplyor?"
M z e rehberi tereddt etti. "Bilmiyorum baym. Ne zaman bal
yormu?"
"imdi!"
Adam ban iki yana sallad. " B e n i m bu akam bir Smithsonian et
kinlii yaplacandan haberim yok, en azndan burada yaplmayacak."
akna dnen Langdon salona dnerek, gzleriyle etraf tarad. So
lomon bir tr aka m yapyor? Langdon buna ihtimal veremiyordu. Cep
telefonunu ve sabah gelen faks karp, Peter'n numarasn arad.

Dan

Brcnvn

46

47

Kayp

Sembol

" B u imknsz. Bay S o l o m o n talihsiz bir yerde kapana ksld." A d a m


durdu. "Arafta."
"Nerede?" Langdon telefonu yle sk tutuyordu ki, parmaklarnn
uyutuunu hissetti.

9 . BLM

"Araf?

Hamistagan?

D a n t e ' n i n efsanevi Cehennem'inin

hemen ar

dndan gelen kantoyu adad yer."


Adamn dini ve edebi alntlar Langdon'n bir deliyle uratna da
R o b e r t Langdon, Ulusal Heykel Salonu'nda cep telefonunu kulana

l phelerini doruluyordu. kinci kanto. Langdon bunu ok iyi biliyordu;


Phillips Exeter Akademisi'nden Dante'yi okumadan kimse paay kurtara

bastrm, olduu yerde daire iziyordu. " S e n de k i m s i n ? "


A d a m inanlmaz bir sknetle fsldyordu. "Panie kaplmayn pro
fesr. Buraya arlmanzn bir sebebi var."

mazd. " Y a n i P e t e r Solomon'n... arafta olduunu mu sylyorsun?"


"Siz Hristiyanlarn kulland acmasz bir kelime ama evet, Bay S o -

"arlmak m ? " Langdon kendini kafese kapatlm gibi hissediyor


du. ".Karldm d e s e k ? "

lomon u an arada bir yerde."


Adamn szleri Langdon'n kulaklarnda yanklanyordu. "Peter'n...

" S a n m a m . " Adamn sesi rktc derecede sakindi. "Size zarar ver

ldn m sylyorsun?"

mek isteseydim, imdi limuzinin iinde l olurdunuz." Szlerinin anlal

" T a m olarak deil, hayr."

mas iin bir sre durdu. " S i z i temin ederim, tamamyla asil bir niyetim

" T a m olarak deil m i ? " Langdon barrken sesi koridorda yanklan

var. S a d e c e sizi davet e t m e k istedim."

d Bir turist grubu ona bakt. Arkasn dnp sesini alaltt. "lm ya var-

Kalsn teekkrler. Son birka yldr, Avrupa'daki tecrbeleri yzn


den yakasna yapan hret, onu lgnlar eken bir mknats haline getir
miti ve bu seferki haddini cidden amt. " B a k , orada neler dndn
bilmiyorum ama imdi telefonu kapatyorum..."
Adam. "Akllca olmaz," dedi. " P e t e r Solomon'n ruhunu kurtarmak
istiyorsan seeneklerin olduka kstl."

" B e n i artyorsunuz profesr. Yaamla lmn gizemlerini daha iyi


anladnz sanyordum. kisinin arasnda bir dnya var, yani u anda Peter Solomon'n asl kald dnya. Ya sizin dnyanza dnecek ya da di
rine geecek... bu, u andaki davranlarnza bal."
Langdon olanlar anlamaya alt. " B e n d e n ne istiyorsun?"

Langdon ani ve kesik bir nefes ald. " N e d e d i n ? "

"Basit... ok eski bir eye erimenin anahtar sizde. Ve bu akam onu

"Sylediklerimi duyduunuzdan eminim, profesr."


Bu adamn Peter'dan bahsetme ekli Langdon'n kann dondurmu
tu. " P e t e r hakknda ne biliyorsun?"
" u anki noktada onun en byk srlarn biliyorum. Bay Solomon

benimle paylaacaksnz."
"Neden bahsettiin hakknda hibir fikrim yok."
" Y o k mu? Size emanet edilen antik srlar anlamyormu gibi mi ya
pyorsunuz?"

benim misafirim ve ikna edici bir ev sahibi olabilirim."

O anda bunun neyle ilgisi olabileceini tahmin eden Langdon, birden

Bu gerek olamaz. " P e t e r yannda deil."


" C e p telefonuna ben cevap verdim. Bu sizi dndrmeli."

durumu kavramaya balamt. Antik srlar. Yllar n c e Paris'te yaad


Hibelerden kimseye bahsetmemiti, ama Kse fanatikleri medyay ya-

"Polisi aryorum."
Adam, " G e r e k yok," dedi. "Yetkililer biraz sonra yannza gelecekler."
Bu kak neden bahsediyor? Langdon'n ses tonu sertleti.

" P e t e r yan

kndan takip etmiler ve boluklar arasnda balant kuran bazlar, Langdon'n imdi Kutsal Kse'yle ilgili baz gizli bilgilere -hatta belki de yerine- olduuna inanmlard.

nndaysa telefonu ona ver!"

Dan Bro\vn

dr ya da yoktur!"

48

49

Kay p Sembol

Langdon, "Bak,"

dedi. " E e r bu Kutsal Kse'yle ilgili bir eyse, se

zdeyiti.

Aadaki

yukardakine,

yukardaki

aadakine

benzer.

Geni

lllona gz gezdiren Langdon, bu akam her eyin nasl bu kadar ani kont

ni temin ederim bildiklerim..."


Adam, " Z e k m kmsemeyin B a y Langdon," diye lafn kesti.
"Kutsal K a s e y l e veya kimin tarih bilgileri doru gibi bo ekimelerle il

rolden ktm merak etti. " B a k , ben eski bir kapnn nasl bulunacam
bilmiyorum. Polisi aryorum."

gilenmiyorum. Dini anlamlar zerine tartmalar ilgi alanma girmiyor.

"Gerekten de henz kavrayamadnz deil mi'? Neden seildiinizi?..."

Bunlar sadece lmden sonra cevaplanacak sorular."

Langdon. "Hayr," dedi.

Bu yaln szler Langdon'n akln kartrmt. " P e k i o zaman tm


bunlar hangi haltla ilgili?"

Sonra hat kapand.

A d a m birka saniye konumad. "Bildiiniz gibi bu ehirde antik bir


kap var."
Antik bir kap

Adam kendi kendine glerek, "Anlarsnz," dedi. " E l i kulanda."

Birka dehet dolu saniye boyunca yerinden kmldayamayan Lang


d o n , olanlar zmsemeye alt.

m?

Birden, uzaklardan beklenmedik bir ses duydu.

" V e bu akam profesr, onu benim iin aacaksnz. Sizinle temasa ge


tiim iin onur duymalsnz, bu hayatnzn daveti. Sadece siz seildiniz."

Rotunda'dan geliyordu.
Birisi lk atyordu.

Ve sen de akln kardn. Langdon, "zgnm ama kt bir seim


yapmsn," dedi. " B e n i m herhangi bir antik kapyla ilgili bilgim yok."
"Anlamyorsunuz profesr. Sizi seen ben deilim... Peter Solomon."
" N e ? " diye cevap veren Langdon'n sesi neredeyse fsltya dnmt.
" B a y S o l o m o n , bana kapnn nasl bulunacan anlatt ve dnyada
tek bir adamn aabileceini syledi. Ve bu kii de sizsiniz."
" P e t e r bu konuda yanlyor olmal... veya yalan sylyor."
"Sanmyorum. Gerei itiraf ettiinde ok hassas bir durumdayd ve
ben de o n a inanmay tercih ediyorum."
Langdon birden fkelendiini hissetti. " S e n i uyaryorum, eer Peter'a zarar v e r e c e k olursan..."
A d a m neeli bir ses tonuyla, " B u n u n iin ok ge," dedi. " P e t e r S o lomon'dan istediimi oktan aldm. A m a onun iyilii iin size tavsiyem,
ihtiyacm olan eyi bana vermeniz. Z a m a n her ikiniz iin de ok nemli.
Kapy bulup amanz neriyorum. Y o l u P e t e r gsterecek."
Peter m? " P e t e r ' n arafta olduunu sylediini sanmtm."
Adam, "Aadaki yukardakine, yukardaki aadakine benzer," dedi.
Langdon iliklerine kadar donduunu hissetti. Bu tuhaf cevap, cennet
1

le dnya arasndaki fiziksel balant inancn bildiren eski bir H e r m e t i k "

( 1 ) Simya veya byyle ilgili simyasal.

Dan Brovvn

50

51

Kayp

Sembol

makta glk eken profesr, biraz daha yaklanca, iaretparma ile


baparmann ularnda minik dvmeler bulunduunu grd. Ama ilgisi
ni eken ey dvmeler deildi. Baklar hemen drdnc parman zerindeki altn yze kaymt.

1 0 . BLM

Hayr.
Langdon geri ekildi. Peter Solomon'n kesik sa eline baktn anlad anda dnyas dnmeye balamt.

R o b e r t Langdon, K o n g r e Binas'ndaki Rotunda'ya daha nce defa


larca girmi, ama hibirinde byle komamt. Kuzey giriinden koarak
geerken, salonun ortasnda kmelenmi bir grup turist grd. Kk bir
olan ocuu lk atyor, ailesi onu yattrmaya alyordu. Kalabal
sakinletirmeye alan gvenlik grevlileriyse dzeni salamak iin elle
rinden geleni yapyorlard.
Birisi ldrm bir halde, " K o l asksnn iinden kard," dedi. " V e
oraya

brakt!"
Langdon kalabala yaknlanca, tm bu kargaaya neyin sebep ol

duunu grd. tiraf etmek gerekirse Kongre Binas'nn zemininde duran


nesne lk atlmasn gerektirecek kadar tuhaf bir eydi.
Yerdeki dzenei Langdon daha nceleri de grmt. Harvard'n
sanat blmnde bunlardan dzinelerce vard; ressamlar ve heykeltrala
rn, insan bedeninin en karmak ksmlarn yapabilmeleri iin kullanlan
gerek boyutlu, plastik modeller. A m a yz deil el modelleri. Bilisi Rotun
da 'ya manken

eli mi brakm?

M a n k e n elleri, sanatnn parmaklara istedii pozisyonu vermesini


salyordu ki. ikinci snf rencileri genellikle bunu ortaparma yukar
kaldrarak yapyorlard. A m a bu el modeli, ba ve iaret parmaklar tavan
gsterecek ekilde yerletirilmiti.
Langdon biraz daha yaknlanca modelin farkl olduunu grd.
Plastik yzeyi dierleri gibi przsz deildi. zeri benekli ve krkt,
ayrca adeta...
Gerek

deri

gibiydi.

Langdon aniden durdu.


imdi kan grebiliyordu. Tanrm!
Kesik bilek, dik durmas iin ucu sivri tahta bir kaidenin zerine otur
tulmu gibi grnyordu. L a n g d o n midesinin bulandn hissetti. Nefes

Dan

Brovn

53

Kay ip Sembol

B i r ara, kk pencereli bir kapnn yanndan gemilerdi. Kapnn


ardndakileri belli belirsiz seen K a t h e r i n e ' i n soluu kesilmiti. "Bu da
ne b y l e ? "
Kendi kendine glen aabeyi yrmeye devam ederek, " 3 . B l m e . Bu

11.

BLM

na Islak Blme de deniliyor. Pek allmadk, yle deil m i ? " diye sormutu.
Daha ok dehet verici.

K a t h e r i n e peinden koturmutu. Bu bina

adeta baka bir gezegeni andryordu.


Aabeyi sonsuz gibi grnen bir koridora onu ynlendirerek, " S a n a
Katherine S o l o m o n telefonu kapatrken, Peter neden cevap vermiyor
diye dnd. Nerede?

Ulusal Doal Tarih Mzesi'nin bodrumundaki sanat eserlerine ev sahipli

Pazar akamlar saat yedide yaptklar haftalk toplantya yldr ilk


gelen P e t e r Solomon olurdu. Bu, yeni haftaya balamadan nce balant
halinde kalmalar ve Katherinc'in laboratuvarndaki son gelimelerden Pe
ter'n haberdar olmas iin yaptklar zel bir aile treniydi.
Hi

ge

kalmaz,

ayrca

gelen

telefonlara

her

zaman

bilememesiydi.

Bugn

rendiklerimi ona

verir,

di

nasl soracam?

ritmik sesler karyordu. " S o k a k " olarak adlandrlan koridorlar, bina


daki be byk depo blmesini birbirine balyordu. On iki metre yuka
rda, turuncu kanallardan oluan dolam sistemi, binann kalp atyla binlerce

metrekplk temizlenmi havann

Katherine ksa bir bak frlatmt. " B o mu? Peki neden bakyoruz?"

yle geldi ki, buray kimse kullanmadna gre, belki sen kullanabilirsin."
"Ben mi?"
"Tabii. Burada bir laboratuvar kurabileceini dndm; yllardr te

S M S C ' n i n iinde ok gibi uzanan beton koridorlarda ayak sesleri

dnp duran

i yapmas iin ina edildi. O koleksiyonun buraya gelmesi yaklak be


yl srecek, bu sebeple 5. B l m e u anda b o . "

Aabeyinin gri gzlerinde alk olduu muzip bir prlt vard, " B a n a

cevap

ye dnd. A m a daha da kts, aabeyi geldiinde ona ne syleyecei


ni

asl gstermek istediim ey, 5. B l m e ' d e , " demiti. " E n son bunu yaptk.

titreimleri-

zonklad.
Katherine normal koullarda, laboratuvarna giden drt yz metrelik

orik olarak gelitirdiin deneyleri hayata geirebilecein bir tesis."


Katherine aknlk iinde aabeyine bakmt. " A m a Peter o deney
ler t a m a m e n teorik!... Bunlar hayata geirmek neredeyse imknsz."
"Hibir ey imknsz deildir Katherine, ayrca b bina senin iin m
kemmel bir yer. S M S C , hazine deposundan ibaret bir yer deil; dnyann
en gelimi bilim aratrmalar tesislerinden biri. Koleksiyondan hi durma
dan paralar seip, parann satn alabilecei en ileri teknolojilerle inceliyo

yolda binann kalp atlaryla sakinleirdi. A m a bu akam zonklamalar si

ruz. htiya duyabilecein tm ekipman burada emrinde olacak."

nirini bozuyordu. Bugn aabeyi hakknda rendiklerini her kim duysa

" P e t e r , bu deneyleri yapmak iin gerekli olan teknoloji..."

endieye kaplrd, ama dnyada P c t e r ' d a n baka kimsesi olmadndan,


onun kendisinden sr saklad dncesi daha da fazla rahatszlk duyma
sna sebep oluyordu.
Bildii kadaryla ondan sadece bir kez sr saklamt... bu koridorun
sonunda gizlenen harika bir sr. Aabeyi yl nce Katherine'le birlikte
bu koridorda yryerek, binann bilinmeyen elerini -ALH-84001 Mars
meteoriti, Oturan Boa'nn elyazmas gnl, Charles Danvin tarafndan
toplanm orijinal rnekleri ieren balmumu mhrl Ball kavanozlargururla gsterip S M S C ' y i tantmt.

Dan

Broun

" o k t a n alnp yerletirildi." Yzne geni bir glmseme yaylmt. " L a b o r a t u v a r kuruldu."
Katherine olduu yerde kalakalmt.
Aabeyi koridorun ucunu iaret ederek, "imdi grmeye gidiyoruz,"
demiti.
K a t h e r i n e glkle konumutu. "Sen... sen bana laboratuvar m
yaptn?"
" B u benim iim. Smithsonian, fen bilimlerini gelitirmek iin kuruldu. Sekreteri olarak bu grevi ciddiye almalym. Aklndaki deneyle55

Kayp

Sembol

rin, bilim snrlarn henz kefedilmemi snrlarn tesine tayacana


inanyorum." P e t e r durup, onun gzlerinin iine bakmt. " K z kardeim

"Olduka uzak... buraya bir futbol sahas rahatlkla sard. A m a se


ni uyarmalym, zellikle karanlkta yrmek biraz sinir bozucu."

olmasaydn da kendimi bu aratrmay desteklemek zorunda hisseder

K a t h e r i n e keden ieri gz gezdirmiti. "Ik dmesi yok m u ? "

dim. Fikirlerin dhice. Bunlar nereye kadar gtreceini dnyann gr

" 5 . B l m e ' y e henz elektrik tesisat denmedi."

mesi gerekiyor."

"Ama... o zaman laboratuvar nasl a l a c a k ? "

" P e t e r , ben inanamyorum..."

P e t e r gz krpmt. " H i d r o j e n yakt hcresi."

" T a m a m , sakin ol... bu benim param ve ayrca u anda.5. Blme'yi

K a t h e r i n c ' i n az ak kalmt. " a k a yapyorsun, deil m i ? "

kimse kullanmyor. Deneylerin bitince tanrsn. Ayrca 5. Blme'nin yap


tn ie m k e m m e l biimde uyum salayacak baz zellikleri var."

" K k bir kasabaya yetecek kadar temiz enerji salyor. Senin laboratuvarn binann radyo frekanslarndan tamamyla ayrlm durumda. Ay-

Katherine, dev boyutlardaki bo bir blmenin aratrmalarna ne gibi

rca, ierideki sanat eserlerini radyasyondan korumak iin tm blmenin

bir faydas dokunacan tahmin edemiyordu, ama yalanda reneceini

d duvarlar fotorezistant perdeyle kapland. Esas itibaryla bu blme, ntr

hissediyordu. Byk harfli yazlarn basl olduu bir levhann asld e

bu enerji ortam salyor."

lik kapya varmlard.

Katherine, 5. Blme'nin albenisini kavramaya balamt. Yapt iin


byk ksm, nceden bilinmeyen enerji alanlarn lmek zerine younla

5. BLME

tndan, deneylerinin d radyasyondan veya "beyaz grlt"den izole edil


mi bir yerde yaplmas gerekiyordu. Yaknlardaki insanlar tarafndan retilen

Aabeyi anahtar kartn yuvadan geirince, elektronik bir klavye be

"beyin radyasyonu" veya "dnce emisyonu" gibi kk karklklar da bu-

lirmiti. Giri kodunu girmek zere parman havaya kaldrdnda, o

na dahildi. Bu sebeple niversite veya hastanedeki bir laboratuvar iine yara

cukken yapt gibi muzip bir ekilde kalarn havaya kaldrmt. " H a z r

mazd, ama S M S C ' d e k i ssz bir blme bundan daha mkemmel olamazd.

olduundan emin m i s i n ? "

"Haydi gidip bir bakalm." Aabeyi karanla adm atarken srtyor

K a t h e r i n e ban sallamt. Aabeyim,

daima gsterisini yapar.

" G e r i ekil." P e t e r ifreyi girince elik kap tslayarak almt.


Eiin ardnda zifiri karanlktan baka bir ey yoktu... dipsiz bir
boluk. Derinliklerinde bir inilti yanklanyor gibiydi. K a t h e r i n e ieriden
souk hava estiini hissetmiti. B u , Byk Kanyon'a geceleyin bakmak

du. "Peimden gel."


Katherine eikte tkezlemiti. Kr karanlkta yz metre. B i r fener al
may nerecekti, ama aabeyi bolukta oktan gzden kaybolmutu.
" P e t e r ? " diye seslenmiti.
Peter, " n a n sramas," derken sesi gitgide uzaklayordu. " Y o l u n u
bulacaksn. B a n a gven."

gibi bir eydi.


Aabeyi, "Airbus filosu bekleyen bir uak hangar gibi dn," de

aka yapyor, deil mi? Karanlkta grmeye abalayarak eikten bir-

miti. " V e temelinde yatan fikri bylece anlamaya al."

ka adm atan K a t h e r i n c ' i n kalbi hzla arpyordu. Hibir ey gremiyo-

Katherine farknda olmadan geri adm atmt.

rum! elik kap birden arkasndan tslayarak kapanm ve onu zifiri karan-

" B u blme nlamayacak kadar byk, ama senin laboratuvarm s

lkta brakmt. T e k bir k belirtisi bile yoktu. " P e t e r ? ! "

yaltm yaplm cruflu betondan bir oda, kabaca kp eklinde. H e r ey

Sessizlik.

den olabildiince ayr tutmak iin en sondaki keye yapld."

Yolunu

bulacaksn.

Bana gven.

K a t h e r i n e gznde canlandrmaya almt. Kutunun iinde kutu.

Krlemesine, ilerlemeyi denemiti. nan sramas m? Katherine, ile-

Karanln iinden bir eyler grmeyi denese de etraf simsiyaht. " N e ka

ri doru uzatt ellerini bile gremiyordu. lerlemeye devam etmi ama bir-

dar u z a k t a ? "

ka saniye iinde yn duygusunu tamamyla kaybetmiti. Nereyegidiyonm?

Dan

Broun

56

57

Kayp

Sembol

Bu yl nceydi.
Katherine ayn metal kapya geldiinde, o ilk akamdan bu yana ne
kadar ilerleme kaydettiini fark etti. Takma ad Kp olan laboratuvar
onun evi, 5. Blme'nin derinliklerindeki ibadethanesi haline gelmiti.

12.

Aabeyinin tahmin ettii gibi -Katherine'in kefetmesi iin brakt basit

BLM

ama dhice bir klavuz sistemi sayesinde- o akam ve sonrasndaki her gn


karanlkta yolunu bulmutu.
Bundan daha da nemlisi, aabeyinin dier tahmini de doru km
t: Katherine'in deneyleri, zellikle son alt ay iinde artc sonular
dourarak, tm dnce yaklamlarn deitirecek yeni rlar amt.
Kathcrine le aabeyi, olas etkilen net bir biimde anlalncaya kadar de
neyleri gizli tutma konusunda anlamlard. Ama Kathcrine yalanda in
sanlk tarihinin en byk dnmlerine sebep olacak bilimsel aklama
larndan birini yaynlayacana emindi.
Anahtar karom 5. Blme'nin kapsna sokarken, gizli bir mzedeki giz
li bir laboratuvar, diye dnd. Klavyenin yannca PIN kodunu girdi.
elik kap tslayarak ald.
Aina olduu iniltiye souk hava dalgas elik etti. Kathcrine her za
manki gibi nabznn hzlandn hissetti.
Dnyada denen en tuhaf bedel.

Kongre Binas gvenlik efi Trent Anderson, on yl akn bir sredir


burada gvenlikten sorumluydu. riyar, geni omuzlu, keskin yz hatlar
na sahip adam kzl salarn sfra vurdurmutu. Bu da ona asker havas
veriyordu. Yetkisinin snrlarn sorgulamak gibi bir aptallk yapanlara
gzda veren bir silah tayordu.
Anderson zamannn ounu, Kongre Binas'nn bodrum katndaki
yksek teknoloji ile donatlm denetim merkezinde, kk polis ekibini
ynetmekle geirirdi. Burada; monitrleri, bilgisayar ktlarn ve emrin
deki gvenlik personeliyle temas halinde kalmasn salayan telefon santralindcki teknisyenleri denetlerdi.
Bu akam ortalk allmadk bir ekilde sessizdi ve Anderson bu du
rumdan memnundu. Ofisindeki plazma televizyondan Redskins mann
bir blmn seyredebilecekti. Dahili telefonu aldnda ma daha yeni
balamt.

Kendini yolculua hazrlayan Kathcrine, karanlktan ieri admn at


madan (ince saatine gz atl. Bu akam nedense iinde bir huzursuzluk var

"ef?"
Anderson gzlerini televizyondan ayrmadan dmeye basarken, ho
murdand. "Evet."

d. Peter nerede?

"Rotunda'da karklk kt. Ben imdi bir grevli gnderiyorum,


ama sizin de grmek isteyeceinizi d n d m . "
" ' l a m a n . " Anderson gvenlik merkezine doru yrd. Buras bilgi
sayar monitrleriyle dolu, sk tk yepyeni bir tesisti. "Elimizde ne var?"
Teknisyen ekranda bir video grntsn takip ediyordu. " R o t u n d a
dou balkonu. Yirmi saniye n c e . " Grnty izlettirdi.
Anderson teknisyenin omzunun stnden videoyu seyretti.
Birka turist dnda Rotunda bugn neredeyse bombotu. Anderson'n deneyimli gzleri hemen tek bana dolaan, ama dierlerinden hz
l hareket eden kiiye kayd. Ba tralyd. Yeil asker kaputu. Askda du
ran yaral kol. Hafif topallama. Kambur duru. Cep telefonunda konuuyor.

Dan

Brcnvn

58

59

Kayp

Sembol

Dazlak adamn ayak sesleri Rotunda'nn tam ortasnda duruncaya ka


dar ses dzeneinde trtlarla yankland. Aniden durup cep telefonunu
kapatt ve sanki ayakkabsn balayacakm gibi meldi. Ama ayakkab
sn balamak yerine, kol asksndan kard eyi yere koydu. Sonra aya
a kalkp, dou kna doru topallayarak ilerledi.
Anderson, adamn ardnda brakt tuhaf biimli nesneye bakt. Bu
ne byle? Yaklak yirmi santim yksekliindeydi ve dikine duruyordu.
Dazlak adam aceleyle doudaki revaktan geip gzden kaybolurken,
yalandaki bir ocuun, " A n n e , adam bir ey drd." dedii duyuldu.
Nesneye doru giden ocuk birden durdu. Uzun bir sre hi kprdamadan
bekledikten sonra, eliyle iaret edip, kulaklar trmalayan bir lk att.
Polis efi hemen arkasn dnp kapya kotu ve etrafa emirler ya
drmaya balad. "Tm birimlere haber verin! Kolu askl dazlak adam bu

Otuz saniye sonra, mavi spor ceket giyen, iri yapl sarn bir adam,
Kongre Binas'nn dou tarafndaki ktan rutubetli geceye admn att.
Akam serinliinin tadn kararak glmsedi.

Deiim.
ok kolay olmutu.
Daha bir dakika nce, bir asker kaputuyla Rotunda'da topallayarak
koturuyordu. Duvarlarn arasndaki karanlk bir girintinin iine dalarak
asker kaputundan kurtulunca, altndaki mavi spor ceket ortaya kmt.
Kaputunu brakmadan nce, cebinden sar bir peruk karp zenle bana
oturtmutu. Sonra dorulup, ceketinin cebinden Washington rehberini al
m ve zarif admlarla niten dar kmt.
Deiim.

Benim yeteneim de bu.

Mal'akh'n lml bacaklar onu, kendisini bekleyen limuzine doru

lup gzaltna alsnlar! H E M E N ! "


Gvenlik merkezinden frlayarak, anm merdivenin basamaklarn

gtrrken srtn dikletirip, omuzlarn geriye atarak yeniden bir doksan

er er kt. Gvenlik kaytlarnda, kolu askl dazlak adamn dou reva-

lk bir a d a m olmutu. Derin bir nefes alp cierlerini havayla doldurdu.

n kullanarak Rotunda'dan kt grlyordu. Bu yzden binadan kmak

Gsndeki Z m r d a n k a kuu dvmesinin kanatlarnn aldn hisse

iin en kestirme yol onu dou-bat koridoruna gtrecekti, ki tam nndeydi.

debiliyordu.

nne

ehre gz gezdirirken, gcm bir bilselerdi, diye dnd. Bu gece

geebilirim.

Merdivenin bana gelip keden dndnde Anderson karsnda


duran sessiz koridoru inceledi. En uta yal bir ift el ele yryordu. Ya-

dnmm

tamamlanacak.

Mal'akh tm antik ritellere sayg gstererek, Kongre Binas'nda

nndaysa, elindeki rehberi okuyup mozaik tavam inceleyen mavi. spor ce

kartlarn kurnazca oynamt. Antik davet gnderildi.

ketli bir turist vard.

hangi rol oynayacan henz anlamadysa, yaknda anlayacakt.

Langdon bu akam

Ona doru koan Anderson, "Affedersiniz baym," diye seslendi.


"Kolu askda dazlak bir adam grdnz m ? "
Adam ban kitabndan kaldrp akn bir ifadeyle bakt.
Anderson daha sert bir tonla, "Kolu askda dazlak bir a d a m ! " diye yi
neledi. " G r d n z m ? "
Turist tereddt ettikten sonra koridorun dou kna doru rkek bir
ifadeyle bakt. "Ee... evet," dedi. "Galiba az nce yanmdan geti... ura
daki merdivenlere doru." Koridorun sonunu gsteriyordu.
Anderson telsizini karp, yksek sesle emir verdi. " T m birimler!
pheli gneydou kna ilerliyor. Toplann!" ka doru koarken,
telsizini yerine yerletirip tabancasn klfndan kard.

Dan

Broun

61

61

Kayp

Sembol

Baparmakta ta, iaretparmanda yldz.


Olamaz.

Langdon'n aniden durumu anlamasna sebep olan sem

boller, zaten dehet verici bu manzaray adeta bir hayal lemine tayor

13.

BLM

du. Bu semboller tarih boyunca pek ok kereler yan yana ve ayn yerde bir elin parmak ularnda- grlmt. Atik dnyann en imrenilen, en
gizli ikonlaryd.
Gizemler Eli.

Kongre Binas'ndaki Rotunda -tpk St. Peter Bazilikas gibi- Robert

Bu ikona arak pek rastlanmyordu, ama tarihte gl bir ary sem

Langdon' artmann bir yolunu daima bulurdu. Aslnda bu salonun, z

bolize etmiti. Langdon karsnda duran acayip esere anlam vermeye a

grlk Ant'nn rahata sabilecei byklkte olduunu biliyordu, ama

lt. Birisi Peter'n

nedense Rotunda, sanki ieride ruhlar varm gibi ona daima daha geni ve

di. Geleneksel olarak bu ikon taa ya da tahtaya oyulur veya izilirdi.

daha kutsal gelirdi. Ne var ki bu akam sadece kargaa vard.

Langdon, Gizemler Eli'nin gerek insan etinden yapldn daha nce hi

Kongre Binas'nn polisleri, lgna dnm turistleri ayakaltmdan

elinden

Gizemler Eli'ni yaratm.

Akl

alr gibi

deil

duymamt. Temeline t a m a m e n aykryd.

uzaklatrmaya abalarken, bir yandan da Rotunda'y kapatyorlard. K

Langdon'n arkasndan bir grevli, "Baym," dedi. "Ltfen geri ekilin."

k ocuk hl alyordu. Parlak bir k patlaynca -bir turist, elin foto

Langdon, onu hayal meyal duyabiliyordu. Kvrlm parman u

rafn ekiyordu- grevliler hemen adam gzaltna alp kamerasna el koy

larn gremese de bunlarn kendilerine mahsus iaretleri tadklarndan

dular ve onu oradan uzaklatrdlar. Bu karmaa srasnda Langdon ken

emindi. Gelenek byleydi. Toplamda be sembol. Bin yl boyunca. Gizem

dinden gemi bir halde kalabaln arasndan syrlarak, ileri doru hare

ler Eli'nin parmak ularndaki semboller hi deimemiti... elin tasvir et

ket ettiini ve ele doru yaklatn hissetti.

tii ama da yle.

Peter Solomon'n kesilmi sa elinin bilei, kk bir tahta ayakln

Bu el... bir daveti temsil ediyor.

sivri ucuna geirilmiti. Parmaklarn kvrlarak kapanm, ba ve ia


ret parmaklar ise ak bir pozisyonda yukardaki kubbeyi gsteriyordu.
Bir yetkili, " H e r k e s geri ekilsin!" diye bard.

hissetti.

Profesr,

bu

akam

hayatnzn

hatrlaynca rper

davetini alyorsunuz.

Es

ki zamanlarda Gizemler Eli, dnyadaki en gizli davet olarak anlamlan-

Langdon imdi, bilekten aa akp, tahta tabanlkta biriken kurumu


kam grebilecek kadar yalandayd. lm sonras yaralar kanamaz...

Langdon onu buraya getiren adamn szlerini


diini

ele

mek ki Peter yayor. Langdon rahatlamakla kusmak arasnda bocalad. Peter'in eli hayattayken mi kesildi? Safra suyu boazna kadar ykseldi. Sev
gili dostunun bu eli nice kereler Langdon'la tokalamak veya onunla ku
caklamak iin uzattn hatrlad.
Langdon birka saniye boyunca zihninin, ekran karl ayarsz bir tele
vizyon gibi bo kaldn hissetti. lk gelen grnt hi beklenmedik bir eydi.
Bir ta... ve bir yldz.
Langdon melerek Peter'n ba ve iaret parmaklarnn ularna
bakt. Dvme mi? nanlmazd ama, bunu Petcr'a yapan canavar, grn

drlrd. Bu ikonu almak, sekin bir gruba, yani tm alarn gizli bil
geliini

muhafaza

etliklerini

syleyenlere

katlmak

iin

arlmak

de

mekti. Davet byk bir eref olmakla birlikte, stadn bu gizli bilgelii
renmeye

layk

olduunuzu

dnd

anlamna

da

gelirdi.

yeye

uzatlan stat eli.


Elini sert bir ekilde Langdon'n omzuna koyan grevli, "Baym,"
dedi. " H e m e n geri ekilmeniz gerekiyor."
Langdon, "Bunun ne anlama geldiini biliyorum," diyebildi. "Size
yardmc olabilirim."
Grevli, " H e m e n ! " dedi.
"Arkadamn ba dertte. Bizim..."

e baklrsa p a r m a k ularna minik dvmeler yapmt.


Dan

Brown

63

Kayp

Sembol

Langdon gl kollarn kendisini yukar doru ekip, elden uzak


latrdn hissetti. Kar koyamayacak kadar bitkin hissettiinden, ken
dini brakt. Resmi bir davet gnderilmiti. Birisi Langdon', Antik Gi
zemleri ve gizli bilgiyi aa karacak eski bir kapnn kilidini amas

14.

iin aryordu.

BLM

Ama tm bunlar samalkt.


Bir delinin hayalleri.
MaPakh'n uzun limuzini Kongre Binas'ndan uzaklaarak, Independence Bulvar'ndan douya doru ilerledi. Kaldrmdaki bir ift, nl biri
lerine rastlamak midiyle siyah camlarn arkasn grmeye abalad.
Kendi kendine glmseyen Mal'akh, ne getim, diye dnd.
Mal'akh bu koca arabay tek bana kullanmann verdii g hissini
seviyordu. Dier be arabas bu akam ihtiya duyduu eyi ona sunamaz
d; mahremiyet garantisini. T a m mahremiyet. Bu ehirdeki limuzinlerin
aa vurulmayan bir ayrcal vard. Onlara tekerlekli bykelilikler de
denebilirdi aslnda. Capilol IIili' 1 ' civarnda grev yapan polisler, kenara
ektikleri limuzinin iinde hangi nfuzlu kiinin oturduunu asla bilemez
lerdi, bu yzden riske girmezlerdi.
Mal'akh, Maryland'e doru. Anacoslia Nehri'nin stnden geerken,
kaderin kendisini Katherine'c doru yaklatrdn hissediyordu. Bu ak
am ikinci greve arlyorum...

daha nce hayal bile edemeyeceim bir

greve. D n gece Peter Solomon son srrn aklarken, Kathcrine Solom o n ' m mucizeler yaratt gizli bir laboraUvnrn varln renmiti. Du
yurulduu anda, dnyay deitirecek olan aknlk verici bulular ger
ekletiriliyordu.
almalar her eyin zn aa karacak.
"Parlak zeklar" yzyllar boyunca antik bilimleri gz ard etmiler,
batl inanlar diye kmseyerek, kendilerini kibirli bir phecilik ve ye
ni teknolojilerle donatmlard. Ama bu yeni aralar onlar gereklerden
daha da uzaklatrmaktan leye gitmemiti. Her bir neslin bulularnn
yanl

olduu,

bir

sonraki

neslin

teknolojisiyle

ispatland.

Ve

asrlarca

byle devam etmiti. nsan rendike, bilmediini anlamt.


(1) K o n g r e Binas'n bulunduu tepelik blge.

Dan

Brmvn

64

65

Kayp

Sembol

insanolu bin yl boyunca karanlkta dolamt... ama imdi, nce


den kehanet edildii gibi, bir deiiklik yaanacakt. Tarih boyunca kr
gibi oradan oraya savrulduktan sonra, insanolu bir yol ayrmna gelmi
ti. Bu ann gelecei ok nceden, antik metinlerde, ilkel takvimlerde ve

15.

hatta yldzlarda kehanet edilmiti. zel bir tarihti ve ok yaknd. Bu an

BLM

gz a h a bir bilgi patlamas takip edecekti... karanl aydnlatacak, in


sanla boluktan kurtulup, irfan yoluna girmek iin son bir ans verecek
olan parlama.

Katherine Solomon zifiri karanlkta laboratuvarnn d kapsna

Mal'akh, karartmak iin geldim, diye dnd. Benim rolm bu.

uzand. Bulduunda, kurun kapl kapy iterek at ve h e m e n kk giri

Kader onu, Peter ve Kathcrine Solomon'a balamt. Katherine So-

e geti. Karanlktaki yolculuu sadece doksan saniye srd halde, kal

lomon'n SMSC'de yapt bulular, yeni dncelerin kaplarn aarak,

bi hzla arpyordu. nsan yldan sonra buna alr. 5. Blme'nin karan

yeni bir Rnesans balatacakt. Katherine'in bulular halka duyurulduu

lndan kurtulup, bu temiz ve aydnlk yere ulatnda her zaman kendi

takdirde, insanln kaybettii bilgiyi yeniden kefetmesini salayarak, on

ni rahatlam hissederdi.

lara hayal edilemeyecek bir g sunacakt.


Katherine'in

kaderi bu

Benimkiyse

onu

mealeyi yakmak.

sndrmek.

" K p " penceresiz, byk bir kutu gibiydi. duvarlar ve tavann her
bir santimi, titanyum kapl kurun tellerle rlmt ve bu da ona, beton
duvarlarn iindeki dev bir kafes havasn veriyordu. Buzlu pleksiglas bl
meler, mekn farkl ksmlara -laboratuvar, kontrol odas, mekanik odas,
banyo ve kk bir aratrma ktphanesi- ayryordu.
Katherine hzl admlarla ana laboratuvara girdi. Aydnlk ve steril a
lma mekn, nitelikli cihazlarla ldyordu: bir ift elektroansefalograf, bir
femtosaniye lazer ykselticisi, bir manyeoptik tuzak ve Rassal Olay reti
cisi ( R E G ) " 1 diye bilinen kuantum kararsz elektronik ses dengeleyicileri.
Noetik Bilim en son teknolojiyi kullansa da yaplan bulular onlar
meydana getiren souk ve yksek teknoloji makinelerinden ok daha gi
zemliydi. Yeni veriler aktka, sihir ve efsaneler hzla geree dnerek,
Noetik Bilim'in temel felsefesini destekliyordu, yani insan zihninin kulla
nlmayan potansiyelini.
Genel tema ok basitti: Zihinsel ve ruhsal yetilerimizin henz sadece
yzeysel

olarak

farkndayz.

Kaliforniya'daki Noetik Bilimler Enstits ( I O N S ) ( ? ) ve Princeton


Normaltesini Aratrma Mhendislii Laboratuvar (PEAR) < ; , ) gibi tesis
t i ) R E G ( R a n d o m Event Generator)
(2) I O N S (Institute of Noetic Sciences)
(3) P E A R (Princeton Engineering Anomalies Rescarl Laboratory)

Dan

Brovvn

Kayp

Sembol

lerde yrtlen deneylerde insan dncesinin doru bir ekilde odaklad

ya sevgi dolu dnceler gndererek, gzel bir simetriye sahip buz kris

nda, fiziksel ktleyi etkileyebilme imknna sahip olduu kantlanmt.

talleri oluturmutu. nanlmaz bir ekilde, bunun tam tersi de doruydu:

Yaplan deneyler "kak b k m e " gibi gsteri hileleri deil, hep ayn sonu

Suya olumsuz, kt dnceler gnderdiinde buz kristalleri karmak

cu veren yksek denetimli aratrmalard. Dncelerimiz fizik dnyayla

yaplar oluturarak donmulard.

etkileimde bulunduunda, bilerek ya da bilmeyerek, atom alt lemde de


iiklikler meydana getiriyordu.

nsan

dncesi fiziki

dnyay gerekten

deitirebilir.

Katherine'in deneyleri ilerledike, elde ettii sonular daha da a

rade gc.

knlk verici boyutlara ulamt. Bu laboratuvardaki almalar pheye

2001 ylnda, 11 Eyll'deki korkun olaylar takip eden saatlerde,

yer brakmayacak biimde, " r a d e gcnn" yeni a kiisel geliim anla

Noetik Bilim alannda ileri doru bir kuantum sramas yaanmt. Drt

yndan ibaret bir ey olmadn ispatlamt. Zihin, maddenin halini de

bilim insan, tm dnyadaki insanlar derinden etkileyen bu trajedinin ne

itirebilme yetisine sahipti ve bundan da nemlisi fiziki dnyann belirli

den olduu korku ve zntnn, dnyann drtbir yanndaki otuz yedi

bir ynde hareket etmesini salayacak gce sahipti.

farkl Rassal Olay reticisi'nin birden, belirgin ekilde daha az rassal ol

Kendi

duunu kefetmiti. Bu ortak tecrbenin teklii, milyonlarca zihnin birlik

Katherine, atom alt seviyede, sadece gzlemle niyetine bal olarak

oluu, bir ekilde bu makinelerin ileyiini etkilemi, ktlarn dzene so

paracklarn belirip yok olduklarn gstermiti. Baka bir deyile, para

karak, kaostan dzen yaratmt.

c grme arzusu o parac aa karmt. Heisenberg'in yllar nce

evrenimizin

efendileriyiz.

Bu ok edici keif, eski "kozmik bilin" inancyla rtyordu; in

ima ettii bu gereklik, imdi Noetik Bilim'in temel prensibi haline gel

sanlarn niyetlerinin birlik oluturmas, fiziki maddeyle etkileimde bulun

miti. Lynne McTaggart'n szleriyle: "Yaayan bilin bir ekilde, bir e

masn salayabilirdi. Yakn zamanda toplu meditasyon ve dua almala

yin olasln geree dntrme etkenidir. Evrenimizin yaratlndaki

r, Rassal Olay reticilerinde ayn sonular vermi, Noetik yazar Lynne

en nemli unsur, onu gzlemleyen bilintir."

McTaggart'n deyiiyle insan bilincinin beden d bir madde olduu iddi

Katherine'in almasnn en aknlk verici ksm, zihnin fiziki dn

asn krklemiti... fiziki dnyay deitirebilme yetisine sahip yksek bir

yay etkileme yeteneinin, altrma yaparak arttrlabileceiydi. Niyet

enerji. McTaggart'n The Intenlion ExperimentU isimli kitab ve insan ni

renilen bir beceriydi. Tpk meditasyon gibi, gerek " d n c e " gc al

yetinin dnyay nasl deitirebileceini kefetmeye ynelik internet ta

trma yapmay gerektiriyordu. Bundan daha da nemlisi... bazlar bu ite

banl almas

dierlerinden daha yetenekli douyorlard. Ve tarih boyunca, ok az say

-theintentionexperiment.com-

Katherine'i bylemiti.

Bundan baka ilerici birka metin de Katherine'in dikkatini ekmiti.


Katherine Solomon'm bu temelden yola kan aratrmalar, "odak

da insan bu ite ustalk mertebesine ulamlard.


Antik gizemcilikle modern bilim

arasndaki eksik halka ite bu.

lanm dncenin" gerek anlamda herhangi bir eyi -bitkilerin byme

Katherine bunu aabeyi Peter'dan renmiti ve imdi aklna gelin

hzn, akvaryumda yzen baln ynn, petri kabnda blnen hcre

ce, onun iin derin bir kayg hissetti. Laboratuvarn aratrma ktphane

lerin davrann, farkl otomasyon sistemlerinin senkronizasyonunu, ki

sine girip ieri gz gezdirdi. Botu.

inin vcudundaki kimyasal reaksiyonlar- deitirebileceini kantlaya

Ktphane, kk bir okuma odasndan ibaretti; iki Morris sandalye,

rak ilerlemiti. Yeni oluan bir kat maddenin kristal yaps bile, kiinin

tahta bir masa, iki ayakl abajur ve be yz kadar kitab tayan m a u n ki

zihin gcyle deitirilebilirdi; Katherine donmakta olan bir bardak su-

tap raflar. Katherine ile Peter en sevdikleri metinleri, parack fiziinden


antik gizemcilie kadar her konudaki yazy burada toplamlard. Kolek

(1) Niyet Deneyi

Dan

Brown

siyonlar, eskiyle yeniyi, son teknolojiyle tarihi olan bir araya getiren bir

68

69

Kayp

Sembol

derleme halini almt. Katherine'in kitaplarnn ounun Quantum Cons-

den bahsetmitin, ama bunda ne var? Bugnk fizik, eskilerin hayal bile

ciousness,

edemeyecei kavramlarla ilgileniyor."

The New Physics and Principles of Neural Science^ gibi

isim

leri vard. Aabeyininkiler ise; Kybalion, Zoha; The Dancing W Li Masa)

tes

British Museum'daki Smer tabletlerinin evirisi gibi daha eski ve

daha ezoterik isimler tayorlard.

" N e gibi?"
"ey... mesela dolaklk teorisi!" Atom alt aratrmalar maddelerin
birbiriyle balantl olduunu... evrensel bir btn gibi... birlemi tek bir

Aabeyi sklkla, "Bilimsel geleceimizin anahtar, gemiimizde


sakl," derdi. Tarih, fen ve mistisizmin yaam boyu rencisi olan Peter,

a ile dolak halde bulunduunu artk kantlamt. "Yani eskiler oturup


dolaklk teorisini mi tarttlar?"

niversitede ald fen eitimini eski Hermetik felsefesiyle gelitirmesi

"Kesinlikle!" diyen Peter koyu, uzun peremlerini gzlerinin nn

iin Kathcrine'i tevik etmiti. Peter modern bilimle antik gizemcilik ara

den ekmiti. "Dolaklk, ilkel inanlarn merkezinde yer alyordu. sim

sndaki baa ilgisini ynelttiinde Katherine henz on dokuz yandayd.

leri tarih kadar eskidir... Dharmakaya, Tap, Brahman. Dorusunu istersen,

Yale'deki ikinci senesinde tatil iin eve geldiinde aabeyi, "Syle


sene Katherine," elemiti. "Eli'ler

(3)

bugnlerde kuramsal fizik hakknda

neler o k u y o r ? "
Ailesinin kitaplarla dolu ktphanesinde duran Katherine, okudukla
r kitaplar ezberden saymt.
Aabeyi, "Etkileyici," diye cevap vermiti. "Einstein, Bohr ve Hawking m o d e r n dehalar. Peki ama daha eski eyler okuyor m u s u n u z ? "
Katherine ban kamt. "Newton gibi m i ? "
Peter glmsemiti. " D e v a m et." Yirmi yedi yandaki Peter imdi
den akademik dnyada bir isim edinmi ve Katherine'le bu trden entelek
tel atmalar yaparak bymlerdi.
Ncwton'dan daha m eski? Katherine'in aklnda imdi Batlamyus,

insann en eski ruhsal aray, baka eylerle olan ilikisini hissedebilmek


iin kendi dolakln kavrayabilmesiydi. Yek vcut haline erimek iin...
daima evrenle 'bir' olabilmeyi arzu etmiti." Aabeyi kalarn kaldrm
t. " B u g n hl Musevilerle Hristiyanlar 'kefaret' vermeyi istiyorlar...
ama asl aradmz eyin 'yek vcut olmak' olduunu unuttuk."
Tarih bilgisi olduka iyi bir adamla tartmann ne kadar zor olduu
nu unutan Katherine iini ekmiti. "yi ama sen genellemelerden bahse
diyorsun. Ben zgn fizikten bahsediyorum."
"Peki o zaman zgn ol." Derin gzleri imdi ona meydan okuyordu.
"Peki, kutupluluk kadar basit bir eye ne dersin... atom alt lemin po
zitif/negatif dengesi? Eskiler kesinlikle bunu anla..."
" D u r biraz!" Aabeyi tozlu, kaln bir metni karp, grltyle ktp
hane masasnn stne brakmt. "ki bin yl ncesinin Bhagavad-Gi-

Pisagor ve H e r m e s Trismegistus gibi isimler geliyordu. Artk bunlar kim

ta'snda Krina tarafndan tasvir edilen 'ikili dnya' ile kyaslandnda

se

modern kutupluluk hi kalr. Kybalion da dahil olmak zere buradaki d

okumuyor.
Aabeyi atlam deri kitap srtlar ve tozlu ciltlerin bulunduu uzun

rafta parman gezdirmiti. "Eskilerin ilmi bilgelii artc dzeydeydi...


m o d e r n fizik bunlar kavramaya henz balad."
"Peter, bana Msrllarn Nevvton'dan ok daha nce levyelerle maka
ralar bildiinden ve'ilk simyaclarn modern kimya ile deer ltklerin-

zinelerce kitap iftli sistemlerden ve doadaki zt glerden bahseder."


Katherine pheyle yaklayordu. "Peki ama atom altndaki modem
keifleri dnecek olursak; mesela Heisenberg'in belirsizlik prensibi..."
U z u n kitap raf boyunca yryp, baka bir metin karan Peter, "O
zaman buna bakacaz," elemiti. "Upaniad diye bilinen Hindu Vcdanta
yazlarna." Cildi bir ncekinin stne grltyle brakt. "Heisenberg ile

( 1 ) K u a n t u m Bilinci, Yeni Fizik ve Nral Bilim Prensipleri

Schrdinger bu metni incelemi ve teorilerini gelitirmelerine yardmc ol

(2) D a n s E d e n Wu Li Ustalar

duunu belirtmilerdi."

( 3 ) 1718 ylnda ngiliz D o u Hindistan irketi yneticisi Elil Yale'in yapt byk ba
nedeniyle niversiteye Yale ad verilmitir. Bu niversiteye devam e d e n rencilerde Eli'ler
adyla anlmaktadrlar.

Dan Brown

G gsterisi birka dakika srm, bu srada masadaki tozlu kitap y


n gitgide ykselmiti. Sonunda Katherine ellerini havaya kaldrmt. "Ta71

Kayp

Sembol

mam. ne demek istediini anladm ama ben en son kuramsal fizii almak
istiyorum. Bilimin geleceini! Krina veya Vyasa'nn sper sicim teorisi ya

"Kesinlikle." Sayfada Sefirot denilen, i ie gemi on daireye ait i


zimi iaret etmiti. "Elbette adlandrmalar ezoterik ama fizik olduka ileri."

da ok boyutlu kozmolojik modellerden bahsettiini pek sanmyorum."


"Haklsn. Bahsetmediler." Dudaklarnda bir tebessm beliren aabe

Katherine nasl cevap vereceini bilemiyordu. "Ama... o zaman ne


den daha fazla insan b u n u n zerine almyor?"

yi durmutu. "Sper sicim teorisi diyorsan..." Bir kez daha kitap raf bo

Aabeyi glmsemiti. "alacaklar."

yunca dolamt. "O halde bu kitaptan bahsediyorsun." Kocaman, deri

"Anlamyorum."

ciltli bir kitab ekip alarak masann stne grltyle brakt. "Ortaa

"Katherine, biz harika bir zamanda dnyaya geldik. Bir deiim yak

Aramilerinin on nc yzyl evirisi."


" O n nc yzylda sper sicim teorisi m i ? " Katherine buna kanmamt. " Y a p m a ! "

layor. nsanlarn gzlerini yeniden doaya ve eski yntemlere evirecei


yeni bir an eiindeyiz... Zohar ve dnyann dier antik metinleri gibi
kitaplardaki fikirlere geri dn yaanacak. Gl gerein kendine zg

Sper sicim teorisi ok yeni bir kozmolojik modeldi. En yeni bilim

bir ekim gc vardr ve sonunda insanlar tekrar kendine eker. M o d e r n

sel gzlemlere dayanarak, ok boyutlu evrenin deil... on boyuttan

bilimin antik bilgileri aratrmaya balayaca bir zaman gelecek... ite o

meydana geldiini ileri sryordu. Ve hepsi de keman tellerine benzer bi

gn insanolu hl akln kurcalayan byk sorulara cevaplar bulmaya

imde titreen teller gibi birbirini etkiliyordu.

balayacak."

Katherine, aabeyinin kitab ap, ssl baslm iindekiler blm

Katherine o akam aabeyinin antik metinlerini okumaya balam

ne gz gezdirdikten sonra kitabn balarna yakn bir sayfasn amasn

ve ksa srede onun hakl olduunu anlamt. Eskiler derin bir ilme sahip

bekledi. "unu oku." Metin ve emalarn bulunduu solmu bir sayfay

tiler.

gsteriyordu.

yordu. Anlalan insanolu nce evrenin gerek doasn anlam... ama

Katherine grev duygusuyla sayfay incelemiti. eviri eski dildeydi

G n m z bilimi aslnda "keifler" yapmyor, "yeniden kefedi

sonra peini brakm ve unutmutu.


Modern fizik

ve okumas ok zordu, ama metin ve izimler ak bir biimde, modern s

hatrlamamza

yardmc

olabilir.

Bu

aray

-eskilerin

per sicim teorisinin ortaya koyduu ayn evreni gsteriyordu; titreen si

kayp bilgeliini yeniden kefetmek iin m o d e r n bilimi kullanmak- Kathe

cimlerden oluan on boyutlu evren. Okumaya devam edince soluunu tu

rine'in hayattaki amac haline gelmiti. Ona g veren ey, akademik he

tup birden geri ekilmiti. "Tanrm, alt boyutun dolak halde olup, tek gi

yecandan ok d a h a fazlasyd. H e r eyin stnde, dnyann imdi her za

bi hareket ettiinden bile bahsediyor!" r k p geriye doru bir adm atm

mankinden daha ok, bu anlaya ihtiya duyduu inancn tayordu.


Kathcrine laboratuvarn arka tarafnda, aabeyinin beyaz nlnn

t. "Bu kitap n e ? "


Aabeyi glmt. "Bir gn okuyacan mit ettiim bir ey." Bir

kendisininkinin yannda asl durduunu grd. gdsel olarak mesajla

levhann stnde ssl harflerle kelimenin vazh olduu kitap kapan

rn kontrol etmek iin telefonunu kard. Hibir ey yoktu. Zihninde bir


ses

evirmiti.
Eksiksiz

yankland. Aabeyinin

D.C.'de saklandna

inand

ey...

bulunabi

lir. Bazen bir efsanenin asrlarca srmesinin bir sebebi vardr.

Zohar.

Katherine, Zohar hi okumam olmasna ramen, erken dnem


Musevi gizemciliinin temel metni olduunu biliyordu. Bir zamanlar o ka

Katherine yksek sesle, " H a y r ! " dedi. "Bu gerek olamaz."


Bazen bir efsane, sadece bir efsanedir.

dar gl olduuna inanlrd ki, sadece lim olmu hahamlar okuyabilirdi.


Katherine kitaba bakt. "Eski gizemcilerin, evrenin on boyutlu oldu
unu bildiklerini mi sylyorsun?"

Dan

Brown

72

73

Kayp

Sembol

nd. Metal dedektrlcr tarafndan saptanamaz.

Metal olan tek ey, p

helinin sanki kendisine aitmi gibi parmana taktn veya lnn parma

16.

BLM

ndan kardn tahmin etlii altn yzkt.


Anderson eli incelemek iin meldi. Yaklak altm yalarnda bir
adama aitmi gibi grnyordu. Yzn zerindeki ssl m h r d e iki
bal bir kula 33 rakam yer alyordu. Anderson ne olduunu anlayamad.

Kongre Binas'ndaki Rotunda'dan ieri sert admlarla giren gvenlik

G z n e asl arpan, ba ve iaretparmak ularndaki minik dvmelerdi.

efi Trent Anderson, ekibinin baarszlna ate pskryordu. Adamla

Lanet olas ucube gsterisi.

rndan biri, dou revann yanndaki duvar girintisinde bir kol asksyla,

"ef?" Grevlilerden biri elinde telefonla koturarak yanna geldi.

asker kaputu bulmutu.


Lanet olas adam buradan yrd gitti!
Anderson ekibine d cephe grntlerini taramalarn sylemiti,
ama herhangi bir ey bulduklarnda oktan i iten gemi olacakt.
Hasar tespiti yapmak iin Rotunda'ya girdiinde, d u r u m u n olabildi
ince kontrol altna alndn grd. Rotunda'nm drt girii birden, g
venliin kalabal kontrol etmek iin yannda bulundurduu basit bir yn
temle kapatlmt; kadife bir kordon, mahcup bir gvenlik grevlisi ve BU
SALON T E M Z L K N GEC OLARAK KAPATILMITIR yazan bir
ta
bela. Yaklak bir dzine kadar grg tan, grevlilerin cep telefonlary
la fotoraf makinelerine el koyduu dou tarafnda toplanmt. Anderson'n u anda en son isteyebilecei ey, bu insanlardan birinin CNN'e cep
telefonundan fotoraf gndermesiydi.
Alkoyulan tanklardan uzun boylu, koyu renk sal ve spor tvit ce

"Sizi aryorlar. Gvenlik santrali h e m e n balam."


Anderson ona sanki akln karm gibi bakt. "Burada bir iin tam
ortasndaym," diye sylendi.
Grevlinin beti benzi solmutu. Telefonun ahizesini kapatarak fsl
dad. " C I A ' d e n aryorlar."
Anderson afallamt. CIA bunu imdiden duydu mu?!
"Gvenlik Ofisi."
Anderson kaslmt. Lanet olsun. Grevlinin elindeki telefona hu
zursuzca bakt.
Washington'daki istihbarat tekilatlar denizinde, CIA'in Gvenlik
Ofisi, adeta Bermuda eytan geni gibiydi, bilen duyan herkesin uygun
bir zamanda ortadan kaybolduu gizemli ve tehlikeli bir blge. Gvenlik
Ofisi, kendi kendini yok edici bir fermanla, tek bir ama iin kurulmutu;
CIA'in kendi casusluunu yapmas. Gvenlik Ofisi, tpk gl bir iileri

ket giymi olan biri, efle konumak iin gruptan ayrlmaya alyordu.

bakanl gibi CIA alanlarnn yasad davranlarn takip ediyordu:

A d a m grevlilerle hararetli bir tartmaya girmiti.

zimmetine fon geirmek, sr satmak, snflandrlm teknolojileri almak

Anderson grevlilere, " O n u n l a biraz sonra konuacam," diye ses


lendi. "imdilik, bu ii zene kadar ltfen herkesi lobide t u t u n . "

ve yasad ikence yntemleri uygulamak gibi.


Amerikan

casuslarnn

casusluunu yapyorlar.

Anderson gzlerini odann ortasnda duran ele evirdi. Tanr akna.

Ulusal gvenlii ilgilendiren tm konularda snrsz soruturma yet

Kongre Binas gvenliinde alt on be yl boyunca, birtakm tuhaf

kisine sahip olan Gvenlik Ofisi'nin kollan her yere uzanyordu. Ander

eyler grmt, a m a hibiri bunun gibi deildi.

son, onlarn Kongre Binas'ndaki bu olayla neden ilgilendiklerini veya

Adli tptakiler bir an nce gelip, bunu binamdan dar karsalar iyi
olacak.

nasl bu kadar abuk rendiklerini tahmin edemiyordu. Ama Gvenlik


Ofisi'nin her yerde gzleri olduu sylenirdi. Bildii kadaryla, Kongre

Anderson olay yerine yaklat ve elin dik durmas iin kanl bilein

Binas gvenlik kameralar grntlerini gerek zamanl izleyebiliyor

tahta tabana dikilmi bir sopaya geirildiini grd. Tahta ve et, diye d-

lard. G e l e n arnn zamanlamas, kesik elden baka bir eyle ilgili 6la-

Dan

Brown

75

Kayp

Sembol

mayacan gsterse de. Anderson bu olayn Gvenlik Ofisi ynergeleri

anda Rotunda'daym," dedi. "Ama burada baz turistler var... bekleyin."

ne uymadn dnyordu.

Telefonu aa indirip gruptaki insanlara seslendi. "Millet, orada Langdon

"ef?" Grevli, telefonu eli yanyormu gibi uzatmt. "Bu arya


h e m e n cevap vermelisiniz. Arayan...'' Durup, ksk bir sesle iki hece fsl

isimli biri var m ? "


Ksa bir sessizlikten sonra, turist kalabalnn arasndan bir ses ce
vap verdi. "Evet, ben Robert Langdon'm."

dad. " S A - T O . "


Anderson gzlerini ksarak adama bakt. aka yapyor olmalsn. Avu
larnn terlediini hissetmeye balamt. Bu ise bizzat Sato mu bakyor?
Gvenlik Ofisi'nin efendisi -Bakan Inoue Sato- istihbarat dnyasn
da bir efsaneydi. Pearl Harbor'dan sonra Kaliforniya, Manzanar'daki bir

Sato her .eyi biliyor. Kimin konutuunu grmek iin Anderson boy
nunu uzatt.
D a h a nce kendisiyle konumak isteyen adam, dierlerinin yanndan
ayrld. arm gibiydi... ama yz tandkt.

Japon cezaevinin parmaklklar arkasnda dnyaya gelen Sato, savan

Anderson telefonu dudaklarna gtrd. "Evet, Bay Langdon burada."

dehetini ve yetersiz askeri istihbaratn yaratt tehlikeleri hi unutmam

Sato kabaca, "Telefonu ona ver," dedi.

sert mizal biliydi. imdi A B D istihbarat dnyasndaki en gizli ve en yet


kili mevkilerden birine gelen Sato, sznden dnmeyen bir vatansever ol
duu kadar, dmanlarna kar amansz biri olduunu da ispatlamt. Or
talkta pek grlmeyen ama kalplere korku salan Gvenlik Ofisi bakan,
CIA'in derin sularnda sadece avn yutmak iin yzeye kan bir canavar
gibi dolayordu.

Anderson nefes verdi. Benimle uraacana onunla urasn.

"Bek

leyin." Langdon'a eliyle yanna gelmesini iaret etti.


Langdon yaklarken, Anderson isminin neden tandk geldiini anla
d. Bu adam hakknda daha yeni bir makale okudum. Burada ne ii var?
Langdon'n bir seksen ikilik boyuna ve atletik yapsna ramen Ander
son, Vatikan'daki patlama ve Paris'teki insan avndan sa karak mehur

Anderson onunla sadece bir kez yz yze gelmi olsa da aklnda ka

olan bir adamdan bekledii o soukluu ve kibiri onda gremedi. Bu adam

lan o souk, siyah gzler, bu telefon konumasna balamadan nce bildi

Fransz polisini mokasen/erle mi adatt? Oysa daha ok, Ivy L e a g u e ' " k

i dualar sralamasna yetmiti.

tphanelerinde Dostoycvski okurken grlecek birine benziyordu.

Telefonu eline alan Anderson, ahizeyi dudaklarna gtrd. Elinden


geldiince dost canls bir sesle, "Bakanm," dedi. " B e n ef Anderson. Si

"Binanda bulunan bir adamla hemen konumam.gerek." Gvenlik


Ofisi bakannn sesi pheye yer brakmyordu, tpk kara tahtada gcrda
yan tebeir gibiydi. Geirdii grtlak kanseri ameliyat Sato'da sinir bozu
cu bir ses tonu ve boynunda belirgin bir yara izi brakmt. " O n u h e m e n

birini getirmemi mi istiyorsun? Anderson gelen

telefonun zamanlamasnn tesadften ibaret olabilecei midine kapld.

"smi Robert Langdon. u anda binann iinde olduunu sanyorum."


Langdon m? sim tandk geliyordu ama Anderson karamamt.
imdi S a t o ' n u n kesik elden haberi olup olmadn merak ediyordu. "u

Brown

" H i duymadm."
Anderson anlaml bir ekilde gld. "ey... baym, onlar sizi duy
mular."

"Robert Langdon m?" Bakan Sato'nun sert sesi minik mikrofonda,


Anderson'n duyabilecei kadar yksek kmt.
Langdon, " E v e t ? " diye cevap verdi.

"Kimi aryorsunuz?"

Dan

Anderson telefonu uzatt. "CIA, Gvenlik Ofisi'nde aryorlar."

Langdon telefonu kulana gtrd. " E f e n d i m ? "

bulman istiyorum."
kadar m? Sana

Anderson. Buradaki gvenliin bandaym. Size bir telefon var."


"Bana m ? " Langdon'n mavi gzleri endie ve pheyle bakyordu.

ze nasl..."

Bu

Anderson yanma doru yryp, "Bay L a n g d o n ? " dedi. "Ben ef

76

Anderson. Sato'nun sylediklerini duyabilmek iin yaklat.


(1) A B D ' d e k i cn iyi niversitelere verilen isim.

77

Kayp

Sembol

"Bay Langdon, ben Bakan Inoue Sato. u anda bir krizi ynetiyo
rum ve bana yardmc olacak bir bilgiye sahip olduunuza inanyorum."
Langdon umutlanmt. " P e t e r Solonon'la m ilgili? Yerini biliyor
musunuz?"
Peter Solomon

"Sizden ne mi istiyorum?" Bakann, streptokok boaz arsyla len


bir adammkine benzeyen pasl sesi Langdon'n telefonunda czrdad.
Telefondaki ses konuurken Langdon birisinin omzuna dokunduunu
hissetti. Arkasn dndnde gzlerini aa indirerek ufak tefek bir Japon

m?

Anderson

konumadan

tamamyla

koptuunu

hissetti.

kadnn yzne odakland. Sert bir ifadesi, lekeli bir cildi, ince salar, si
garadan sararm dileri ve boynundan enlemesine geen beyaz bir yara izi

Sato, "Profesr," dedi. "u anda sorulan ben soruyorum."

vard. Kadnn boumlu eli kulandaki telefonu tutuyordu ve dudaklarn

Langdon heyecanla, " P e t e r Solomon'n ba ciddi bir ekilde d e r t t e ! "

hareket ettirdiinde Langdon telefonundaki o tandk pasl sesi duydu.

diye bard. "lgn bir adam az nce..."

"Sizden ne mi istiyorum profesr?" Telefonu sakince kapatp bak

Konumay kesen Sato, "Affedersiniz," dedi.

larn o n a dikti. "Balang olarak bana 'baym' demekten vazgein."

Anderson yerinde sindi. Yanl hareket. st dzey bir CIA yetkilisi

Adeta yerin dibine geen Langdon, kadna bakakalmt. "Bayan,

nin sorgulamasn kesmek, sadece sivillerin yapabilecei trden bir hatay

ben... zr dilerim. Balant iyi deildi..."

d.

"Balantmzda sorun yoktu profesr," dedi. "Ve samalklara hi ta


viz vermem."

Langclon'in zeki olduunu sanrdm.


Sato, "Dikkatle dinleyin," dedi. "Biz konuurken ulusumuz bir krize

doru gidiyor. Durumu deitirebilecek olan bilgiye bir tek sizin sahip ol
duunuz bana bildirildi. imdi size bir kez daha soruyorum. Ne gibi bir
bilgiye sahipsiniz?"
Langdon arm grnyordu. "Bakn, neden bahsettiiniz hakkn
da hibir fikrim yok. Beni kayglandran tek ey Peter..."
Sato, "Hibir fikriniz yok m u ? " diyerek meydan okudu.
Anderson, Langdon'n fkeyle yerinde dikildiini grd. Profesr im
di daha kavgac bir tonla konuuyordu. "Hayr baym. Hibir fikrim yok."
Anderson geri ekildi. Yanl. Yanl. Yanl. Robert Langdon, az n
ce Bakan Sato'yla konuurken ok byk bir hata yapmt.
O anda Anderson ok ge olduunu fark etti. Bakan Sato, Rotunda'nm dier ucundan km, Langdon'a arkadan yaklayordu.'Sato bina
nn iinde! Nefesini tutan Anderson, arpmaya kendini hazrlad.
Bakann kulanda telefonla, siyah gzlerini Langdon'n ensesine
kilitlemi karanlk grnts gittike yaklayordu.
Polis efinin telefonunu skca tutan Langdon, Gvenlik Ofisi baka
n kendisini sktrrken bouna uratn hissediyordu. Laf uzatmadan,
" z g n m baym," dedi. " A m a zihninizi okuyamyorum. Benden ne isti
yorsunuz?"

Dan

Bro\vn

79

Kayp

Sembol

Adamn burnunun dibine kadar girip, kk siyah gzlerini ona dikerek,


"ef Anderson," dedi. "Burada ne halt olduunu anlatacak msn? Dou kap
sndaki grevli bana, yerde bir insan eli bulunduunu syledi. Doru m u ? "
Anderson kenara ekilerek, tam ortada duran nesneyi grmesini sa

17.

BLM

lad. "Evet efendim, birka dakika nce."


Sato yerdeki ele, adeta bir kuma parasym gibi bakt. " A m a ara
dmda bana bundan bahsetmedin, yle m i ? "

Bakan Inoue Sato korkutucu bir tipti; en fazla bir elli boyunda, bur
nundan alevler pskren bir kadnd. Sivri hatl ince bir kemik yaps ve vitiligo diye bilinen bir cilt bozukluu vard. Bu hastalk, benekli tenine liken
lekeli yontulmam granit grnm veriyordu. Buruuk pantolon takm bir
deri bir kemik bedeninden uval gibi sarkyor, yakas ak bluzu ise boynun
daki yara izini saklayamyordu. arkadalar Sato'nun fiziksel grnm gi
bi bo ilere sadece byklarn yolmak iin vakit ayrdn sylyorlard.
Inoue Sato, on yl akn bir zamandr CIA'in Gvenlik Ofisi'nin ba
ndayd. stn zek seviyesi ve insann kann donduracak kadar doru
kan igdleri ona, imknsz baaramayanlar dehete dren bir ken
dine gven salyordu. Konulan grtlak kanseri tehisi bile onu oturduu
koltuktan indirememiti. Verdii mcadele iten ayr geen bir aya, ses tel
lerinin yarsna ve arlnn te birine mal olsa da ofise, hibir ey ol
mam gibi geri dnmt. Inoue Sato adeta tahrip edilemez bir yaratkt.
Robert Langdon, telefonda onun erkek olduu kansna kaplan ilk
kii olmadn dnyordu, ama bakan, ona fkeli, siyah gzlerle bak
maya devam etti.
Langdon, "Tekrar zr dilerim hanmefendi," dedi. "Hl kendime
gelmeye alyorum. Peter Solomon' elinde tuttuunu iddia eden kii bu
akam beni kandrarak D.C.'ye kadar getirtti." Faks kdn cebinden
kard. "Bana bunu gndermiti. Gnderdii uan kuyruk numarasn
yazdm, FAA'"'i ararsanz belki..."
Sato ufak elini uzatp kd Langdon'n elinden kapt. Bakmadan
cebine tktrd. "Profesr, bir soruturma yrtyorum ve bana bilmek is
tediim eyi syleyinceye kadar size tavsiyem, sizinle konuulmadka
konumayn."
Sato imdi gvenlik efine dnmt.
(1) FAA (Federal Avition Administration: Federal Uu Dairesi)

Dan

Broun

80

"Ben... bildiinizi sanmtm."


"Banayalan

syleme."

Anderson, onun baklar altnda ezildi ama kendinden emin bir ses
le yant verdi. "Efendim, durum kontrol altna alnd."
Sato onunkine denk bir zgvenle, " B u n d a n phem var," dedi.
"Adli tptan bir ekip yola kt. Bunu yapan kii parmak izi brakm
olabilir."
Sato kukulu gzlerle bakyordu. "Gvenlik kontrolnden yannda bir
insan eliyle geen kii, herhalde parmak izi brakmayacak kadar aklldr."
"Bu doru olabilir ama benim grevini aratrmak."
"Dorusunu istersen u andan itibaren seni bu sorumluluktan kurta
ryorum. Soruturmay ben aldm."
Anderson sertleti. "Buras Gvenlik Ofisi'nin sahasna girmiyor,
yle deil m i ? "
"Kesinlikle. Bu ulusal gvenlik meselesi."
Peter'n eli mi, diye dnen Langdon, atmalarn aknlkla izli
yordu. Ulusal gvenlik mi? Langdon, Sato'nun asl amacnn Peter' bul
mak olmadn seziyordu. Gvenlik Ofisi bakan konuya t a m a m e n fark
l bir adan bakyordu.
Anderson da arm gibiydi. "Ulusal gvenlik mi? Sayg duyuyo
rum efendim ama..."
Sato, "Rtbem seninkinin stnde," diyerek adamn szn kesti. "Sy
lediklerimi harfiyen ve hi sorgulamadan yerine getirmeni tavsiye ederim."
Ban "evet" anlamnda sallayan Anderson, glkle yutkundu. "Ama
en azndan elin Peter Solomon'a ait olduunu teyit etmek iin parmak izi al
mamz gerekmez m i ? "
Emin olmaktan tr rahatszlk duyan Langdon, "Ben teyit ederim,"
dedi. "Yzn tanyorum... ve elini." D u r d u . " A m a dvmeler yeni. Bi
risi bunu ona ksa bir sre nce yapm."

81

Kayp

Sembol

" A n l a m a d m ? " Sato geldiinden beri ilk defa cesareti krlm gibi

18.

grnyordu. "Eline dvme mi yaplm?"

BLM

Langdon ban sallad. "Baparmakta bir ta var. aretparmandaysa yldz."


Gzln karan Sato, ele doru yryp etrafnda kpekbal gi
bi dolat.
Langdon, "Ayrca," dedi. "Dier parmak grnmedii halde, on
larn da ularnda dvmeler bulunduuna eminim."
Duyduu yorum karsnda etkilenmi gibi grnen Sato, Anderson'a
iaret etti. "ef, bizim iin dier parmak ularna bakabilir misin, ltfen?"
Elin yannda yere melen Anderson, dokunmamak iin zen gste
riyordu. Yanan yere dayayp, kvrlm parmak ularnn altn grmeye
alt. "Doru sylyor efendim. T m parmak ularnda dvmeler var

na -aabeyinin deyiiyle "devriyeye"- balad.


Katherine uyuyan bebeini kontrol eden evhaml bir ebeveyn gibi ba
n mekanik odasndan ieri soktu. Yedek tanklar raflarnda duran hidro
jen yakt hcresi, sorunsuz bir ekilde alyordu.
Koridordan veri depolama odasna doru ilerledi. H e r zamanki gibi,
iki holografik yedckleme nitesi, s kontroll yuvalarnn iinde gvenle
vnlyorlard. Yedi buuk santimlik krlmaz camn ardna gz gezdirirken,

ama tam olarak ne olduklarn..."


Langdon sakin bir tonla, " G n e , fener ve anahtar," dedi.
Sato takdir dolu baklarn Langdon'a evirmiti. "Peki bunu nasl

tm aratrmam, diye dnd. Holografik veri depolama cihazlar, buz


dolab boyutlarndaki nclerine kyasla, stun kaidelerinin zerine yer
letirilmi daha zarif aygtlard.

biliyorsunuz?"
Langdon, kadnn baklarna karlk verdi. " P a r m a k ular bu e
kilde iaretlenmi insan eli figr, ok eski bir ikondur. 'Gizemler Eli'
adyla bilinir."
Anderson aniden ayaa kalkt. "Bu eyin bir de ad m var?"
Langdon ban sallad. "Antik dnyann en ok sr barndran ikonlarndan biridir."
Sato ban dikti. "Peki o zaman Kongre Binas'nn ortasnda ne halt
ettiini sorabilir miyim?"
Langdon bu kbustan uyanmay diliyordu. "Geleneksel olarak han
mefendi, bu el davet yerine geerdi."

Laboratvarnn her iki holografik srcs de senkronize ve birbiri


nin aynyd; almasnn kopyalarn saklamak iin yedekleme yapyorlar
d. Yedekleme protokollerinin byk ounluu deprem, yangn ve hrsz
lk gibi durumlara kar darda ikinci bir yedekleme sistemi kurulmasn
tavsiye ederdi, ama Katherine ile aabeyi, gizliliin fazlasyla nemli ol
duu konusunda hemfikirdilerdi; bu veriler binadan kp dardaki bir su
nucuya gittii andan itibaren, gizli kalacandan emin olamazlard.
Burada her eyin yolunda gittiinden emin olunca koridora geri
dnd. Keyi dnerken, laboratuvarn kar tarafnda beklenmedik bir

"Davet mi... n e r e y e ? " diye sordu.

ey gzne arpt. Bu da ne? Zayf bir k cihazlar aydnlatyordu. Bak

Langdon ban eip, arkadann kesik elindeki sembollere bakt.

mak iin ieri girince n, kontrol odasnn pleksiglas duvarndan gel

"Gizemler Eli asrlar boyunca mistik bir ar grevini stlendi. Temelde,


gizli bilgiyi almaya davet eder; sadece sekin birka kiinin bildii, korun
nce kollarn kavuturan Sato, simsiyah gzlerini ona dikti. "Ee, pro
fesr, neden burada olduunu bilmediini iddia eden birine gre... imdi
ye dek fena gitmediniz."

Broun

diini grd.

Burada. Laboratuvara koan Katherine, kontrol odasnn kapsn ite

mu bilgelii."

Dan

Beyaz laboratuvar nln giyen Katherine Solomon. gnlk turu

rek at. eri girerken, " P e t e r ! " dedi.


Kontrol odasndaki ana bilgisayarn banda oturan tombul kadn ye
rinde srad. "Ah Tanrm! Katherine! Beni k o r k u t t u n ! "

82

83

Kayp

Sembol

Trish D u n n e -dnyada buraya girme yetkisi olan dier kii- Katheri


ne'in metasistem uzmanyd ve hafta sonlar nadiren alrd. Yirmi alt
yandaki kzl sal kadn, veri modelleme dhisiydi ve K G B 'ye layk bir
gizlilik anlamas imzalamt. Grne baklrsa bu akam kontrol oda
snn plazma duvarnda -NASA grev kontrol merkezinden frlam gibi
grnen dev bir ekran- data analizi yapyordu.
Trish, "Affedersin," dedi. "Geldiinden haberim yoktu. Aabeyinle
sen gelmeden nce bitirmeye alyordum."
" O n u n l a konutun m u ? Gecikti ve telefonuna cevap vermiyor."
Trish ban iki yana sallad. "Bahse girerim hl ona verdiin iPhone'u nasl kullanacan zmeye alyordun"
Trish'in nktedanl Katherine'in houna gidiyordu. Ayrca bu ak
am burada olmas aklna yeni bir fikir getirmiti. "Dorusunu istersen bu
akam gelmene sevindim. Bana bir konuda yardmc olabilirsin, tabii sa
kncas yoksa."

" T m tarihte m i ? "


Katherine bam sallad. "Dnyann herhangi bir yerinde, herhangi
bir dilde ve herhangi bir z a m a n d a . "
Trish, tuhaf bir istek ama yaplabilir, diye dnd. On yl ncesine
kadar bunu yapmak imknszd. Ama bugn internet ve byk ktphane
lerle mzelerin sanal ortama aktarlmas sayesinde Katherine'in istei, e
viri birimleriyle donatlm basit bir arama motoru ve iyi seilmi anahtar
kelimelerle gerekletirilebilirdi.
Trish, "Sorun deil," dedi. Laboratuvarn aratrma kitaplarnn pek
ounda eski dillerde yazlm pasajlar vard ve anlalmayan dilleri ngi
lizce metinlere dntrmesi iin Trish'len sklkla Optik Karakter Tanma
( O C R ) ' " eviri modlleri yazmas istenirdi. Trish, eski Frizye (2) , Maek ( , ) ve
Akad dilleri iin O C R eviri modlleri oluturan dnyadaki tek metasis
tem uzman olmalyd.
Modllerin yardm olsa da etkin bir arama rmcei oluturmann sr

" H e r ne ise, eminim futboldan iyidir."


Katherine derin bir nefes alarak, sakinlemeye alt. "Bunu nasl
aklayacam bilmiyorum, ama bugn olaand bir hikye duydum..."

r, doru anahtar kelimeyi semekti. Benzersiz ama fazla snrlayc deil.


Bir kt parasna olas anahtar kelimeleri karalamaya balayan Kat
herine, grne baklrsa ondan bir adm ndeydi. Kathcrine bir sr ke
lime yazdktan sonra biraz durup yeniden yazmaya balad. Sonunda

Trish Dunne, Katherine Solomon'n nasl bir hikye duyduunu bil

Trish'e kd uzatrken, " T a m a m , " dedi.

miyordu ama onu huzursuz ettii belliydi. Patronunun genellikle sakin ba

Trish listedeki szckleri okurken, gzleri fal ta gibi ald. Kathe

kan gri gzleri u anda tedirgin grnyordu, ayrca ieri girdiinden beri

rine hangi lgn efsaneyi aratryor? "Bu anahtar kelimelerin hepsini mi

defa salarn kulak arkasna atmt ki, Trish buna "gerginlik" belirtisi

aramam istiyorsun?" Kelimelerden birinin hangi dilde olduunu bile bil

diyordu. Zeki bir bilim insan.

miyordu. Bu ngilizce mi? "Sence bunlarn hepsini ayn yerde bulabilir mi

Kt bir poker oyuncusu.

Katherine, "Bana gre bu hikye biraz hayal rn..." dedi. "Eski bir
efsane. Ama yine de..." Bir tutam sa yeniden kulak arkasna atarak sustu.
" A m a yine d e ? "

yiz? Kelimesi kelimesine?"


" D e n e m e k istiyorum."
Trish imknsz demek isterdi ama " " ile balayan o kelime burada

Katherine iini ekti. " A m a yine de bugn gvenilir bir kaynak bana
efsanenin gerek olduunu syledi."

yasakt. Kathcrine, geree aykr kabul edilen pek ok yargnn dorulu


unun teyit edildii bir sahada, bu kelimenin tehlikeli bir artlandrma ola-

" T a m a m . . . " Buradan nereye varacak acaba?


" B u konuyu aabeyimle konuacam, ama bana yle geliyor ki
bunu y a p m a d a n nce sen konuyu aydnlatmama yardmc olabilirsin. Bu
efsanenin tarihte baka bir ekilde dorulanp dorulanmadn bilmek
istiyorum."

(1) O C R (Optical C h a r a c t c r Recognition)


(2) Birbirleriyle balantl g r u p Almanca, Bat Frizye dili Hollanda'da konuulur. Dou
Frizye dili Almanya'da Aa Saksonya Blgesi'ndc, Kuzey Frizye dili ise Almanya'da
Schlesvvig-Holstein Blgesi'ndc konuulur.
(3) Bir z a m a n l a r K o r e ' d e , G n e y ve Kuzey in K o r e ' s i n d e kullanlan dildir. imdilerde
kaybolmutur. Hangi dil k k e n i n d e n geldii bilinmemektedir.

Dan

Brown

84

85

Kayp

Sembol

cana inanyordu. Trish Dunne, nnde duran anahtar kelimelerle yapaca


aramann bu snfa gireceinden cidden phe duyuyordu.
Katherine, "Sonularn kmas ne kadar srer?" diye sordu.
"rmcei yazp, aramay balatmak birka dakika alr. Bundan son
ra rmcein bulup karmas yaklak on be dakika srer."
"O kadar abuk m u ? " Katherine'in cesareti artmt.
Trish ban sallad. Geleneksel arama motorlarnn interneti tarama
s, yeni belgeler bulmas, ieriklerini snflandrmas ve kendi taranabilir
veritabanna aktarmas normalde bir tam gn alrd. Ama Trish'in yazd

Trish o an neredeyse baylacakt. Katherine Solomon m? "Kitabn


z yeni okudum. Noetik Bilim: Antik Bilime Alan Modern Kap ve blo
umda bununla ilgili yazdm!"
Kadn kibarca, "Evet, biliyorum," diye cevap vermiti. "Bu yzden
aryorum."
Elbette yle, diye dnen Trish, kendini aptal gibi hissetmiti. Zeki
bilim insanlar da kendilerini Google'da ararlar.
Katherine, ona, "Blounuz ilgimi ekti," demiti. "Metasistem modellemesinin bu kadar ilerlediinden haberim yoktu."
Sersemlemi olan Trish ancak, "Evet efendim, yle," diyebilmiti. "Ve

rmcek byle deildi.


Trish, "Delegator denilen bir program yazacam," dedi. "Tamamy
la uygun saylmaz ama hzldr. Dier insanlarn arama motorlarna bizim
iimizi yapmasn syleyen bir programdr. Pek ok veritabannn -ktp
hanelerin, mzelerin, niversitelerin, hkmetlerin- iinde bir arama fonk
siyonu bulunur. Ben de onlarn arama motorlarn bulan, anahtar kelime
leri giren ve arama yapmalarn syleyen bir rmcek program yazacam.
Bu ekilde ahenk iinde alan binlerce motorun gcn kullanacaz."
Katherine etkilenmi gibiydi. "Paralel komut ileme."
Bir tr metasistem. "Bir ey bulursam seni ararm."
"ok iime yarayacak Trish." Katherine elini onun srtna koyduktan
sonra kapya yneldi. " K t p h a n e d e olacam."
Trish, program yazmaya hazrland. Arama rmceini kodlamak
onun seviyesinin ok altnda bir i olsa da umrunda deildi. Katherine Solomon iin her eyi yapard. Bazen, ansnn kendisini buraya getirecek ka
dar iyi gittiine inanamyordu.

ri modellemeleri, geni kapsaml uygulamalar olabilecek yeni bir teknoloji."


ki kadn dakikalarca Trish'in geni data alanlarn tahlil etme, modelleme ve tahmin etme deneyimlerini tartarak, metasistem almalar
hakknda konumulard.
Trish, "Yazdnz kitap benim ok stmde, ama metasistem al
malarmla arasndaki ilikiyi anlayabildim," demiti.
"Blounuzda metasistem modellemesinin Noetik almalarn de
itirebileceini sylemisiniz."
"Kesinlikle. Metasistemin Noetik'i gerek bilime dntrebilecei
ne inanyorum."
"Gerek bilim m i ? " Katherine'in sesi ciddilemiti. "Neyle kyaslan
dnda?"
Ah,

kahretsin, yanl anlald.

" E c , sylemek istediim, Noetik'in

daha ok... ezoterik olduu."


Katherine kahkaha atmt. "Sakin ol, aka yapyordum. Bununla hep
karlarm."

ok byk mesafe kat ettin gzelim.

Trish, armadm, diye dnmt. Kaliforniya'daki Noetik Bilim

Trish bir yl nce, yksek teknoloji endstrisindeki irketlerden birin

ler Enstits bile bu alan gizemli ve mulak bir dille tasvir etmi, sz ko

deki metasistem uzmanl grevinden istifa etmiti. dndaki saatlerin

nusu almay " n o r m a l duyularmzla ve mantmzla alglayabilecei

de serbest programc olarak alm ve bir blog -Biliimsel Metasistem

mizin tesindeki bilgiye dorudan gei" diye aklamt.

Analizinin Gelecekte Uygulanmas- balatmt, ama herhangi birinin bu


nu okuduundan emin deildi. Sonra bir gn telefonu almt.
Bir kadn sesi nazike, "Trish D u n n e ? " diye sormutu.

Dun

Trish, noetik kelimesinin Yunancadaki nos -kabaca evirisi "sel


bilgi" veya "sezgisel bilin"- kelimesinden tretildiini renmiti.
Katherine, "Metasistem almalarnz ve u an megul olduum pro

"Evet, kiminle gryorum?"

jeyle bunun nasl ilikilendirilebilecei konusu ilgimi ekiyor," demiti.

"smim Katherine Solomon."

"Bulumak ister misiniz? Zeknzdan faydalanmak isterim."

Brown

86

87

Kayp

Sembol

Katherine

Solomon

benim zekmdan

m faydalanmak istiyor?

Bu,

te

nis laktikleri almak iin Maria arapova'nn aramas gibi bir eydi.
Ertesi gn beyaz bir Volvo, Trish'in garaj yoluna girmi ve iinden
mavi kot pantolon giymi, zarif ve ekici bir kadn kmt. Trish bir an
da boyunun altm santime indiini hissetmiti. Harika, diye homurdanmt. Akll, zeki ve zayf... ve ben de Tanr'nn iyi olduuna inanacam,
yle mi? Ama Katherine'in mtevaz havas Trish'i h e m e n rahatlatmt.
kisi birlikte Trish'in arka taraftaki verandasnda oturup, evinin etki
leyici manzarasn seyretmilerdi.

"Aynen yle. Bir metasistem. Paralarn toplamyla tanmlanan bir


btn. Szgelimi insan bedeni, her biri farkl nitelik ve grevlere sahip
milyonlarca hcreden olumutur, ama bir btn olarak ilev grrler."
Katherine cokuyla ban sallamt. "Tekmi gibi hareket eden bir
ku ya da balk srs gibi. Biz buna yaknsaklk veya dolaklk diyoruz."
Trish nl konuunun metasistem programlamasnn Noetik alann
daki potansiyelini anlamaya baladn hissediyordu. Trish, "Benim yaz
lmm, hkmet organlarna geni lekli krizleri -bulac hastalklar,
afetler, terrizm ve buna benzer eyler- uygun biimde deerlendirip, kar

Katherine. "Evin ok gzel," demiti.

lk vermelerine yardmc olmak iin tasarland," diye aklad. Durdu.

"Teekkrler. niversitedeyken ansm yaver gitti ve kendi hazrla

"Elbette, baka sahalarda da kullanlabilir... Ulusal bilincin fotorafn e


kip, seim sonularn veya al gongunun ardndan borsann hangi yn

dm bir yazlmn lisansn aldm."

de hareket edeceini tahmin etmek gibi."

"Metasistemle mi ilgili?"
"Metasistemlerin ncs. 11 Eyll'den sonra terristlerin haberlemeleriyle ilgili anahtar kelimelerin peine den hkmet, dev veri alanla
ryla -sivillerin e-postalar, cep telefonlar, faks, metin, web siteleri- kar
lamaya balamt. Ben de veri alanlarn baka bir yoldan iletebilecek

"Olduka etkileyici grnyor."


Trish eliyle byk evini iaret etti. "Hkmet de yle dnd."
imdi Katherine'in gri gzleri ona odaklanmt. "Trish, yaptn iin
ahlaki kmazndan bahsedebilir miyiz?"

leri bir yazlm hazrladm... bylece yeni bir istihbarat rn ortaya k

" N e demek istiyorsun?"

t." Glmsedi. "Sonu olarak, benim yazlmm Amerika'nn havasn

"Kolaylkla

yoklamalarna olanak salad."

ktye

kullanlabilecek bir yazlm

yarattn

syle

mek istiyorum. Bunu elinde bulunduran kiiler, baka kimselerin sahip

"Anlamadm?"

olmad gl bir bilgiye sahip oluyorlar. Bunu olutururken hi tered

Trish glmt. "Evet, kulaa lgnca geliyor. Yani demek istedi

dt etmedin m i ? "

im, ulusun duygusal halini lyordu. Baka bir deyile, kozmik bilin

Trish gzn bile krpmad. "Kesinlikle hissetmedim. Benim yazl

barometresi grevi gryordu." Trish haberlemedeki veri alanlar kulla

mmn... mesela bir uu simulatr programndan hibir fark yok. Bazla

nlarak baz anahtar kelimelerin "belirme sklna" ve veri alanndaki

r bunu az gelimi lkelere ilkyardm uuu pratii yapmak iin kullanr

duygusal gstergelerine dayanarak insanlarn ruh halinin llebildiini

lar. Bazlarysa yolcu uaklarn gkdelenlere arpma pratii yapmak iin.

aklad. Daha mutlu zamanlarda daha mutlu bir dil kullanlyordu, skn

Bilgi bir aratr ve tm aralar gibi, etkisi onu kullanan kiinin elindedir."

tl zamanlarda bunun tam tersi geerliydi. Mesela bir terrist saldrs


gerekletiinde, hkmet Amerika'nn psikolojisirideki deiimi lebi

Etkilenmi gibi grnen Kathcrine arkasna yaslanmt. "Peki o za


man sana varsaymsal bir soru soraym."

lir ve bakana olayn duygusal etkileri konusunda daha iyi tavsiyelerde

Trish sohbetlerinin aniden bir i grmesine dntn fark etmiti.

bulunabilirdi.

Katherine uzanp, yerden ald bir kum tanesini Trish'in grebilece

Kathcrine eliyle enesini ovutururken, "Byleyici," demiti. " D e

i ekilde tuttu. "Anladm kadaryla," dedi. "Yaptn metasistem al

mek ki, bireylerden oluan bir toplumu... adeta tek bir organizmaym gi

malar, tek bir kum tanesinin arln lerek, tm kumsaln arln he

bi inceleyebiliyorsun."

saplayabiliyor."

Dun

Broun

88

Kayip Sembol

"Evet, temel olarak byle."


"Bildiin gibi bu kum tanesinin bir ktlesi vardr. ok ufak bir ktle
dir ama yine de ktledir."
Trish ban sallad.

19.

"Ve bu kum tanesinin bir ktlesi olduu iin, bir ekim kuvvetine de

BLM

sahiptir. Evet, belki hissedilmeyecek kadar kk ama yine de vardr."


"Doru."
Katherine, "imdi," demiti. "Bu kum tanelerinden trilyonlarcasn

Bakan Inoue Sato. az nce duyduklarn zmsemeye alrken

alp... szgelimi ay oluturacak ekilde birbirlerine kenetlenmelerine izin

kollarn kavuturmu, pheyle bakan gzlerini Langdon'a dikmiti. "Es

verirsek, bunlarn birlemi ekim kuvveti okyanuslar hareket ettirip, ge

ki bir kapy amanz istediini mi syledi? Bununla ne yapayn profe

zegenimizde gelgitlere sebep olabilir."

sr?"

Trish tm bunlarn nereye varacan kestiremese de dinlemek hou

Langdri hafife omuzlarn silkti. Yine midesi bulanmaya balam


t, arkadann kesik eline bakmamaya alt. " B a n a aynen bunlar syle

na gitmiti.
Kum tanesini brakan Katherine, "O halde bir varsaymda bulunur
sak," demiti. "Sana dncenin ya da zihninde oluan minik bir fikrin...

di. Eski bir kap... bu binada bir yerde gizliymi. Ona herhangi bir kapdan
haberim olmadn syledim."

gerekte llebilir bir ktleye sahip, llebilir bir varlk olduunu sy

"Peki neden sizin bulabileceinizi d n y o r ? "

lesem? Elbette minimal bir ktle, ama yine de ktle. O zaman etkileri ne

"Bel

ki

kan

biri."

Yolu

Petev'n gstereceini sylemiti.

Pe-

ter'in dik duran eline baklarn indiren Langdon, onu elinde tutan kimse

olurdu?"
"Varsaymda bulunuyoruz, deil mi? ey, en belirgin etkisi... dn

nin kelimelerle oynad sadist oyunu dnnce fenalat. Yolu Pcter gs

ce bir ktle olduuna gre, bir ekim kuvveti de olurdu ve nesneleri ken

terecek, Parman iaret ettii yukardaki kubbeye daha nce bakmt. Bir
kap m? Yukarda m? Bu delilik.

dine ekebilirdi."
Katherine glmsedi. "ok iyisin. imdi bir adm ilerleyelim. Bir s
r insan ayn dnceye odaklanrsa ne olur? Bu ayn dncenin kaynak
lar birbiriyle kaynamaya ve bu dncenin toplam ktlesi artmaya ba
lar. Tabii bu sebeple ekim kuvveti de artar."

Sato'ya, "Beni arayan adam, bu akam Kongre Binas'na geleceimi


bilen tek kii oydu," dedi. "Bu yzden, bu akam burada olduumu size
kim haber verdiyse, adamnz o. Bence..."
Sato, "Haberleri nereden aldm sizi hi ilgilendirmez," diyerek sz
n kesti. "u anda benim iin ncelikli olan ey, bu adamla ibirlii yapmak.

"Peki."
"Yani unu d e m e k istiyorum: Yeterli sayda insan ayn eyi dn
meye balarsa, o dncenin ekim kuvveti somutlar.. ve gerek bir
g ortaya koyar." Katherine gz krpt. "Ve fiziki dnyamzda llebi
lir bir etkisi olur."

Ve elimdeki bilgilere gre, ona istediini verebilecek tek kii sizsiniz."


Hayal krkl yaayan Langdon, "Benim nceliimse, arkadam
bulmak," diye cevap verdi.
Sabrnn snrlarn zorlad aka anlalan Sato, derin bir nefes al
d. "Bay Solomon' bulmak istiyorsan, yaplacak tek bir ey var profesr...
Onun nerede olduunu bilen kiiyle ibirlii yapmak." Sato saatine gz at
t. "Zamanmz kstl. Sizi temin ederim ki bu adamn isteklerini yerine
getirmeye mecburuz."

Dan

Brcnvn

90

91

Kayp

Sembol

Langdon kukuyla, "Nasl?" diye sordu. "Eski bir kapnn yerini bu


lup aarak m? yle bir kap yok Bakan Sato. Bu adam deli."
Sato, ona yaklanca aralarnda otuz santimden az bir mesafe kalm
t. "Bilmem anlatabiliyor muyum ama... sizin deli dediiniz o adam, bu sa
bah iki akll insan ustalkla kandrd." Langdon'n gzlerinin iine bak
tktan sonra, Anderson'a dnd. "Benim iimde insan, delilikle dhilik
arasndaki ince izgiyi ayrt etmeyi reniyor. Bu adama biraz sayg duya
cak kadar akll olmalyz."

"Evet, ama sylemesine gerek yoktu." Langdon, eli iaret etti. " G i
zemler Eli, mistik bir kapdan geip eski bir gizli bilgiyi almak iin gn
derilen resmi bir davetiyedir. Bu bilgi, yani Antik Gizemler... tm alarn
kayp bilgelii adyla bilinen gl bir ilimdir."
"O halde burada sakl olduuna inand srr daha nce duymutu
nuz, yle m i ? "
" P e k ok tarihi bunu bilir."
"O zaman kapnn var olmadn nasl sylyorsunuz?"
"Saygszlk etmek istemem ama hanmefendi, hepimiz Genlik P-

"Bir adamn elini kesti!"

nan'n veya Shangri-la'y duyduk ama bu, gerekten var olduklar anlam

"te ben de bundan bahsediyorum. Bu, ne yaptn bilmeyen, karar


sz birinin ii deil. D a h a da nemlisi profesr, bu adam belli ki ona yar
dm edebileceinize inanyor. Sizi Washington'a kadar getirdi, bunu bir se
beple yapm olmal."
Langdon, "Sadece Peter yle syledii iin, bu kapy aabileceimi
dndn syledi," diye karlk verdi.
"Peki doru deilse Peter Solomon bunu neden sylesin?"
"Pcter'n byle bir ey sylemediine eminim. Sylediyse bile, bas
k altnda olduu iin bunu yapmtr. Akl karkt... belki de korkmutu."
"Evet. Buna sorgu ikencesi deniyor ve olduka etkilidir. A m a bu.
Bay Solomon'n gerei syledii dncesini daha da pekitiriyor." Sato
sanki bu teknii bizzat tecrbe etmi gibi konuuyordu. " N e d e n Peter'm
bu kapy sadece sizin aabileceinizi dndn aklad m ? "
Langdon ban iki yana sallad.
"Profesr, eer nnz doruysa, bu trden eyler Peter Solomon'la
sizin ortak ilgi alannza giriyor; srlar, tarihi carteri, gizemcilik ve bunun
gibi eyler. Pcter'la yaptnz konumalarda size hi Washington D . C ' d e ki gizli bir kapdan sz etmi miydi?"

na gelmiyor."
A n d e r s o n ' m telsizinin czrts konumalarn bld.
Telsizdeki ses, "ef?" dedi.
Anderson telsizi kemerinden ekti. "Ben Anderson."
"Efendim, aramay bitirdik. Burada tanma uyan biri yok. Baka em
riniz var m e f e n d i m ? "
Gzlerini h e m e n Sato'ya eviren Anderson'n paylanmay bekledii
belliydi, ama Sato onunla ilgilenmiyor gibiydi. Langdon ile Sato'dan
uzaklaan Anderson, telsize alak sesle konulu.
Sato kararl baklarn Langdon'dan ayrmamt. "Yani Washington'da

saklandna

inand

srrn... fantezi

olduunu

sylyorsunuz,

yle m i ? "
Langdon ban sallad. "ok eski bir efsanedir. Antik Gizemlerin sr
r, aslnda Hristiyanlk ncesinden kalmadr. Binlerce yllk bir hikye."
" A m a hl devam ediyor?"
"Pek ok inanlmayacak inanla birlikte." Langdon rencilerine sk
lkla, m o d e r n dinlerin pek ounda bilimsellikle badamayan hikyeler
bulunduunu hatrlatrd: Musa'nn Kzl Deniz'i yarmasndan, Joseph

Langdon bu soruyu kendisine st dzey bir CIA yetkilisinin sordu

Smith'in Ncw York tarasnda gml bulduu altn plakalar, sihirli gz

una inanamyordu. "Peter'la srlar hakknda fazlasyla konuuruz, ama

lkler takp M o r m o n Kitab'na evirmesine kadar. Bir fikrin geni kitleler

inann eer bana herhangi bir yerde gizli bir eski kap olduunu anlatsay-

tarafndan kabul edilmesi, onun gerekliinin ispat deildir.

d, ona gidip doktora grnmesini sylerdim. zellikle de Antik Gizemle


re alan bir kap olduunu syleseydi."
Sato ban kaldrp bakt. "Anlamadm? Adam size bu kapnn nere

"Anlyorum. Peki bu... Antik Gizemler tam olarak n e d i r ? "


Langdon iini ekti. Birka haftanz var m? "Antik Gizemler ksaca,
uzun zaman nce toplanan gizli bilgilerden bahseder. Bu bilginin ilgi e-

ye aldn syledi m i ? "


'93
Dan Bronn

92

Kayp

Sembol

kici taraf, uygulayclarnn insan zihninin henz kefedilmemi gl ye


teneklerini kullanmalarn salamasdr. Bu bilgiye sahip olan statlar onu
halk kitlelerinden gizli tutmaya yemin etmilerdi, nk konudan haberdar
olmayanlar iin fazlasyla etkili ve tehlikeydi."

Yerdeki ele bir gz atan Sato, "Peter Solomon onlardan biri miydi?"
diye sordu.
Langdon ele bakmaya cesaret edemiyordu. "Peter, tm antik ve gi
zemli eylere tutku duyan bir aileden geliyor."
Sato, "Bu 'evet' anlamna m geliyor?" diye sordu.

" N e adan tehlikeliydi?"


"Kibritleri ocuklardan uzak tutmamzla ayn sebepten. Doru el
lerde ate aydnlanma salayabilir... ama yanl ellere getiinde ate y
kc olabilir."
Sato gzlklerini karp. Langdon' inceledi. "Sylesenize profesr,
byle gl bir bilginin gerekten var olabileceine inanyor m u s u n u z ? "
Langdon nasl cevap vereceini bilemiyordu. Antik Gizemler, daima
akademik kariyerindeki en byk elikiyi oluturmutu. Gerekte, dnya
daki tm mistik gelenekler, insanlar mistik ve adeta tanrsal glerle do
natabildi esrarl bir bilginin var olduu fikri etrafnda dnerdi: tarot ve Yi
ing insana gelecei grme yetenei verirdi; simya Felsefe Ta aracly
la insana lmszlk bahederdi; Wicca'" uzmanlam uygulayclarna

"Sizi temin ederim, Peter Solomon Antik Gizemlerin gerek olduu


na inansa bile, Washington D.C.'de sakl bir tr kapdan geilerek ulala
bileceine inanmaz. Mecazi sembolizmden anlar, ama anlalan onu alko
yan kiinin bundan haberi yok."
Sato ban sallad. "Yani siz bu kapnn bir mecaz olduunu syl
yorsunuz, yle m i ? "
Langdon, "Elbette," dedi. "Yani teoride. Olduka sk kullanlan bir
mecazdr; kiinin aydnlanmas iin gemesi gereken mistik bir kapdr.
Kaplar ve eikler, dntrc gei ayinlerini temsil eden ve ska kul
lanlan sembolik yaplardr. Gerek bir kap aramak, cennetin kaplarnn
yerini aramaya benzer."
Sato bunu kafasnda ksa bir sre lp bitikten sonra, "Ama gr

gl byler yapma imkn sunard.


Langdon bir akademisyen olarak bu geleneklerin tarihi sicilini inkr
edemezdi. Eskiler, sahip olduklar gl bilgileri, yalnzca bu bilgileri al
glayabilecek kiilerle alegori, efsaneler ve semboller araclyla paylar
lard. A m a yine de bir realist ve pheci olarak Langdon ikna olmamt.

ne baklrsa, Bay Solomon' alkoyan kii, gerek bir kapy aabilecei


nize inanyor," dedi.
Langdon iini ekti. "Pek ok fanatikle ayn yanlgya dt, mecaz
la gerei birbirine kartryor." Benzer ekilde, bo yere kurunu altna

Sato'ya, "pheci yaklatm syleyebiliriz," dedi. " G e r e k dnya

dntrmeye alan eski simyaclar da bunun, insann gerek potansiye

da Antik Gizemlerin efsanenin tesine getiini gsteren herhangi bir e

lini ortaya karmak anlamna gelen bir mecaz olduunu anlamamlard.

ye rastlamadm, kendini tekrar eden mitolojik bir rnek. Bana gre, eer

Kurunun altna dnmesi aslnda, bo ve cahil bir zihni alan ve aydn

insanlar mucizevi glere sahip oldularsa bunlarn delillerinin bulunmas

lanm bir akla dntrmek demekti.

gerekirdi. Oysa tarihe bakacak olursak, insanst glerle donatlm tek


bir kiiden bahsedildiini grmeyiz."

Sato eli gsterdi. "Bu adam onun iin bir tr kap bulmanz istiyor
sa, nasl bulacanz neden sylemiyor? T m bu drama ne gerek var? Si

Sato kalarn kaldrd. "Bu doru deil."

ze neden dvme yaplm bir el braksn?"

Tereddt eden Langdon, pek ok dindar kimse iin gerekten de bir

Langdon da bu soruyu kendi kendine sormutu ve cevab sinir bozu-

insan tanr olduunu fark etti, sa bunlardan en bilineniydi. "tiraf etmek

uydu. "ey... anlalan o ki, uratmz adam, akli dengesi bozuk ol

gerekirse, g veren bu bilgeliin gerekten var olduuna inanan pek ok

makla birlikte, olduka eitimli. Bu el, onun gizemler ve gizlilik ifrele

eitimli kimse var, ama ben henz ikna olmadm."

meleri konusunda bilgili olduunu kantlyor. Bu odann tarihesini bir ya

(1) Eski paganizme dayanan bir dnya dinidir. Wicca tek basna eski dinlerin ve buyucln yeniden inasdr.Kklerinin nereye dayand kaynaklarn zulm sebebiyle gizlenme
si veya yok edilmesi y z n d e n tam olarak bilinmemektedir.

Dan

Broun

94

na braktm."
"Anlamadm."
95

Kayp

Sembol

"Bu akam yapt her ey eski kurallarla uyum iindeydi. Gelenek


sel olarak Gizemler Eli kutsal bir davettir, bu yzden kutsal bir yerde ve
rilmelidir."
Sato gzlerini ksmt. " A B D Kongre Binas'nn Rotunda'sndayz

20.

profesr, Antik Gizemlerin kutsal tapmanda deiliz."

BLM

Langdon, "Dorusunu isterseniz hanmefendi," dedi. "Size kar


kacak pek ok tarihi tanyorum."
O srada ehrin br ucunda bulunan Trish Dunnc, Kp'n iindeki
plazma duvarn nda oturuyordu. Arama rmceini tamamlaynca
Katherine'in vermi olduu be anahtar kelimeyi girdi.
Hibir ey olmayacak.
Kk bir mitle, internette Go Fish oyununu balatan rmcei a
ltrd. imdi bu szckler hzla, tm dnyadaki metinlerle karlatrl
yor, mkemmel eletirmeler aranyordu.
Trish tm bunlarn neyle ilgili olduunu dnmekten kendini alam
yordu, ama Solomon'larla almann, hikyenin tmn bilmemek anla
mna geldiini artk kabul etmiti.

Robert Langdon kol saatine endieyle bir gz att. 19.58. Mickey


Mouse'un glmseyen yz neesini yerine getiremedi. Peter' bulmalym.

Vakit kaybediyoruz.
Sato telefon amak iin bir sreliine yanndan uzaklam olsa da

tekrar Langdon'a dnmt. "Profesr, sizi bir eyden al m koyuyorum?"


Gmleinin kolunu saatinin zerine eken Langdon, "Hayr hanme
fendi," dedi. "Sadece Peter iin fazlasyla endieleniyorum."
"Anlyorum ama emin olun ki, Peter'a yardm etmek iin yapabile
ceiniz en iyi ey. onu alkoyan kiinin ne dndn anlamama yar' I m n olmanz."

Langdon bundan pek emin deildi ama Gvenlik Ofisi bakannn kend i s i n d e n istedii bilgiyi almadan nce bir yere gidemeyeceini anlamt.
Sato, "Az nce, Rotunda'nn Antik Gizemler dncesine gre kutsal bir mekn olduunu sylediniz," dedi.
"Evet hanmefendi."
"Bunu bana aklayn."
Langdon kelimelerini zenle semesi gerektiini biliyordu. niversitede bir smestr boyunca Washington D.C.'deki mistik sembolleri retmiti ve tek bana bu binada bile saylamayacak kadar ok mistik e vard.
Amerika 'nn gizli bir gemii var.
Amerika'daki sembolizmi her anlattnda rencileri, bu ulusun ku
rucularnn gerek niyetlerinin, imdi pek ok siyasetinin iddia ettii gibi
olmadn rendiklerinde hsrana urarlard.
Amerika iin tasarlanan kader, tarih iinde kayboldu.
Bu bakenti meydana getiren kurucular ona ilk bata " R o m a " demi-,
lerdi. inden akan nehre Tiber ismini vermiler, tarihteki byk tanr ve
tanralarn -Apollon, Minerva, Vens, Helios, Vulcanus, Jpiter- resimle-

Dun

Brovvn

96

97

Kayp

Sembol

Kripta'na"

riyle donatlm panteonlarla tapmaklarn bulunduu klasik bir bakent in


a etmilerdi. Pek ok byk antik ehirde olduu gibi, tam merkezine es

-Rotunda'nn altndaki bodrum kat- inildiini bilmeyen

binlerce insan hayal etti.

kilere duyulan saygy gsteren bir ant dikmilerdi; bir Msr obeliski. Ka

Langdon onlara, "Yerdeki delik sonradan kapatlmt," diye anlat

hire ve skenderiye'dekinden daha byk olan dikilita, gkyzne doru

maya balad. "Ama Rotunda'y ziyaret edenler uzunca bir sre, aada

yz yetmi metre ykselerek, bu bakentin yeni ismini ald yar tanr ku

yanan atei grdler."


Sato dnd. "Ate mi? ABD Kongre Binas'nda m?"

rucusuna kran ve sayglarn sunuyordu.

"Aslnda daha ok, byk bir meale saylr. Tam altmzdaki mah

Washington.
imdi, yzyllar sonra Amerika, kilise ile devlet ilerini birbirinden

zende yanan sonsuz bir ateti. Yerdeki delikten grlmesi bu salonu mo

ayrm olmasna ramen, devlet himayesindeki bu Rotunda antik dini

dern bir Vesta Tapma haline getiriyordu. Siyaset, din ve dumann ver

sembollerle parldyordu. Rotunda'da bir dzineyi akn farkl tanr vard,

dii hasar bu fikri bitirinceye kadar, atei elli yl boyunca canl tutan, bi

hem de Roma'daki Panteon'dan bile daha fazla. Elbette Roma'daki Pante

naya mahsus bir Vesta Bakiresi -Kripta Bekisi denilen bir federal grev

on, 609 ylnda Hristiyanla gemiti... ama bu panteon dinini hi dei

li- bile vard."

tirmemiti; gerek tarihinin izleri hl aka grlebiliyordu.


Langdon, "Bildiiniz gibi bu Rotunda, Roma'nn en ok itibar gren

H e m Andcrson, hem de Sato aknlk iinde

Langdon'a bak

yorlard.

tapnaklarndan birine ithafen yaplmt: Vesta Tapna," dedi.

Artk bir zamanlar burada ate yandn hatrlatan tek ey, bir kat

"Vesta Bakireleri gibi m i ? " Sato, Roma'nn bakire ate koruyucular

aadaki kriptann zemininde bulunan drt keli yldz pusulasyd. Bu

nn, A B D Kongre Binas'yla ne gibi bir ilgisi olabileceini anlamam g

pusula, bir zamanlar Yenidnya'nn drt kesine birden aydnlk veren

rnyordu.

sonsuz Amerikan ateinin sembolyd.

Langdon, " R o m a ' d a k i Vesta Tapma yuvarlakt ve yerde, kutsal ay


dnlanma ateinin yand geni bir delik vard. Bakire kzlar bu atein hi

Sato, "Peki profesr," dedi. "Sylediklerinize baklacak olursa, Pe


ter'n elini buraya brakan kii tm bunlar biliyordu, yle mi?"

snmemesini salamakla grevliydiler," dedi.


Sato omuzlarn silkti. "Bu Rotunda yuvarlak ama, yerde geni bir

"yle anlalyor. Ve ok daha fazlasn. Bu salonun her yannda, An


tik Gizemlere duyulan inanc yanslan semboller var."

delik grmyorum."

"Gizli bilgelik," diyen Sato'nn sesi alayc olmaktan ok uzakt. "n

"Artk yok ama yllar boyunca bu odann ortasnda, u an Peter'n

sanlara tanrsal gler veren bir bilgi m i ? "

elinin bulunduu yerde byk bir delik vard." Langdon yeri gsterdi.

"Evet hanmefendi."

"Dorusunu isterseniz, insanlarn dmesini engellemek iin yaplm kor

"Bu lkenin Hristiyan temellerine pek yakmyor, yle deil mi?"

kuluklarn yerdeki izini grebilirsiniz."

"yle grlebilir ama dorusu bu. nsann Tanr'ya dnmesine

Dikkatle yere bakan Sato, " N e ? " diye sordu. "Bunu daha nce hi
duymamtm."

ki

"Galiba hakl." Andcrson, bir zamanlar parmaklklarn durduu, da


ire eklindeki demir emberi gsterdi. "Bunlar daha nce de grmtm
ama neden orada bulunduklar hakknda hi fikrim yoktu."
Yalnz deilsin,

sembollerin

temel

esini

bu

anlay

-insann

Rotunda'da-

Tanrya

dnmesi-

oluturuyor."
"Apothcosis mi?" Anderson, farkna varmann verdii aknlkla ba
n evirdi.

diye dnen Langdon, meclis yeleri de dahil

R o t u n d a ' n n ortasndan geip de bir zamanlar b u r a d a n Kongre Binas


Dan Brovvn

tpot/eosis denilir. Farkna varsanz da varmasanz da bu

98

(1)Capitol Crypt

99

Kayp

Sembol

" E v e t . " Anderson burada alyor.

Biliyordur.

"Apotheosis kelime

sinin gerek anlam 'kutsal dnmdr. Yani insann Tanr olmas. Eski
Yunancadan gelir: apo 'olmak', rfeos 'tanr.'"
Anderson aknlk iindeydi. "Apotheosis 'Tanrlamak' m demek'.'

21.

Hi fikrim yoktu."
Sato, " B e n neyi bilmiyorum?" diye sordu.

BLM

Langdon, "Hanmefendi," dedi. "Bu binadaki en byk resmin ismi


Washington'm Ge Yiikselii'dir<[) Ve ak bir biimde George Washington'n Tanr'ya dnmesini gsterir."
Sato pheyle bakyordu. "Ben byle bir ey grmedim."
"Dorusunu isterseniz, grdnze eminim." aretparmam kal
dran Langdon, yukary gsterdi. " T a m banzn stnde."

Washington'n Ge Ykselii -Kongre Binas

Rotundas'nn kubbe

sini kaplayan drt yz otuz metrekarelik fresk-1865 ylnda Constantino Brumidi tarafndan tamamlanmt.
"Kongre Bias'nn Michelangclo'su" diye bilinen Brumidi, tpk Miclclangelo'nun istine apeli'ne sahip kt gibi, salonun en yksek tuva
line -tavana- bir fresk yaparak, Kongre Binas Rotundas'na sahip kmt.
Michelangelo gibi Brumidi'nin de en gzel eserlerinden bazlar Vati
kan'dayd. Fakat Brumidi, yeni bir tapnak uruna Tann'nn en byk tap
nan terk ederek 1852 ylnda Amerika'ya g etmiti. Bu yeni tapmak, ya
ni A B D Kongre Binas imdi -Brumidi Koridorlarnda gz yanlgsna sebep
olan perspektif resimlerden, Bakan Yardmcs Odas'nn friz tavanna ka
dar- onun ustalnn rnekleriyle parldyordu. Fakat pek ok tarihiye g
re Brumidi'nin aheseri, Rotunda'nn tepesinden bakan dev resimdi.
Robert Langdon ban kaldrp, tavam kaplayan byk freske bakt.
rencilerinin bu freskteki tuhaf betimlemeler karsnda gsterdikleri
tepkiler genellikle houna giderdi, ama u anda kendini henz anlayama
d bir kbusun iinde kapana kslm gibi hissediyordu.
Ellerini kalasna koyan Bakan Sato yannda durmu, tepedeki tava
na kalarn atarak bakyordu. Langdon onun, ulusun merkezindeki bu res
mi incelemek iin ilk defa bakanlarla ayn tepkileri verdiim fark etti.
Mutlak bir akl karkl.
Langdon, yalnz deilsin,

diye dnd.

Washington 'm Ge Ykse

ldi pek ok insan iin baktka daha da tuhaflaan bir resimdi. Elli be
metre ykseklikteki kubbenin ortasn gsteren Langdon, 'Tablonun mer
kezinde grlen kii George Washington," dedi. "Grdnz gibi cppeHnin iinde, bir bulutun zerinden, etrafnda on gen kzla lmllere
tepeden bakyor. Bu apotheosis andr... yani Tanr'ya dnt a n . "
(1) T h e Apotheosis of Washington

Dan

Bro\vn

Ne Sato, ne de Anderson bir ey sylediler.


100

101

Kayp

Sembol

Langdon, " O n u n yannda," diye devam etti. "Yanl bir krolonojik s


ralamayla oturan figrler grrz. Bunlar kurucularmza ileri dzeyde bil
gi baheden antik tanrlardr. Minerva, ulusumuzun byk mucitlerine -Ben

yandaki fresk insann Tanr'ya dnmesini sembolize ediyor ve yerdeki


el doruca tavan iaret ediyor. Grne baklrsa, her ey bizi yukarya
Ynlendiriyor."

Franklin, Robert Fulton ve Samuel Morse'a- teknolojik ilham yeriyor."

Yukar bakan Anderson, "Aslnda," diyerek sze girdi. "Bunu pek

Langdon her birini tek tek gsterdi. "Ve ite urada Vulcanus, buharl ma

kimse bilmez ama kubbede tpk bir kap gibi alan, girintili, altgen bir

kine yapmamza yardm ediyor. Onun yanndaki Neptn, transatlantik kab

pano vardr. O r a d a n bakp..."

loyu nasl deyeceimizi gsteriyor. Yannda Ceres; tarm tanras, zahi

Langdon, "Bir saniye. Asl meseleyi gz ard ediyorsunuz," dedi.

re kelimesi onun isminden tretildi. Bu lkenin gda retiminde dnya li

" A d a m sembolik bir kap -var olmayan bir geit- aryor. 'Yolu Peter gste

deri haline gelmesini salayan McCormick bierdverinin stnde oturu

recek' derken mecaz yapyordu. aret ve baparmaklar yukar ynelmi,

yor. Bu resim ak biimde, kurucularmzn tanrlardan byk bir ilim al

vn gsteren el figr Antik Gizemlerin iyi bilinen bir semboldr ve tm

dklarn tasvir ediyor." Ban indirip Sato'ya bakt. "Bilgi gtr ve do

dnyadaki antik sanatta ska grlr. Ayn el hareketi, Leonardo da Vin-

ru bilgi insann, adeta tanrsal mucizeler gerekletirmesini salar."

ci'nin nl bayaptlarnda da -.Son Akam Yemei, Mneccimlerin Tcpm-

Baklarn yeniden Langdon'a indiren Sato, ensesini svazlad. "Te


lefon kablosu demek iin Tanr olmaya gerek yok."
Langdon, " G n m z insan iin belki," diye yant verdi. " A m a eer

ve Vaftizci Yahya- vardr. nsann Tanr'yla olan mistik balantsnn


semboldr." Yukardaki aadakine,

aadaki ytkardakine benzer.

Ka

k adamn kelime seimi imdi daha anlaml geliyordu.

George Washington, okyanusun dier ucundaki insanlarla konuabilen, ses

Sato, " B e n daha nce hi grmedim," dedi.

hznda uabilen ve Ay'a ayak basan bir rk haline geldiimizi bilseydi,

O halde daha fazla ESPN{>) seyret, diye dnen Langdon, ipi gs-

mucizeler yaratabilen tanrlara dntmz dnrd." Durdu. "Bu

ledikten sonra Tanr'ya duyduklar kranla, gkyzn iaret eden atlet

durumu, gelecek bilimci Arthur C. Clarke'n szleriyle tanmlayabilirim:

leri seyretmekten her zaman keyif alrd. Onlar ksa bir anlk da olsa mu

'Yeterince ileri olan herhangi bir teknoloji, sihirden ayrt edilemez.'"

cizeler gerekletiren bir Tanr'ya dntren ve yukardaki varln tas

Dudaklarn bken Sato'nun derin dncelere dald belli oluyor


du-. Baklarn yerdeki ele evirip, uzatlm iaretparmamn gsterdii
yn kubbeye kadar takip etti. "Profesr, size 'yolu Peter'n gsterecei'
sylenmiti, yle deil m i ? "

dik eden bu hareketin, acaba aralarndan ka Hristiyanlk ncesi bir ge


lenee ait olduunu biliyordu.
Langdon, " E e r yardm dokunacaksa, Rotunda'da bu ekilde ilk g
rlen el Peter'nki deil," dedi.

"Evet, hanmefendi, ama..."

Sato, ona sanki akln karm gibi bakt. " A n l a y a m a d m ? "

Ban Langdon'dan gvenlik efine eviren Sato, "ef," diye seslen

Langdon, onun BlackBerry'sini iaret etti. "George Washington Zeus

di. "u resme daha yakndan bakabilir miyiz?"


Anderson ban sallad. "Kubbenin i tarafnda yrmek iin bir
kpr var."

yazp, Google'da arar msnz?"


Sato kukuyla bakt ama yine de yazmaya balad. Ona yaklaan An
derson, omzunun stnden merakla bakyordu.

Langdon ban kaldrp, resmin hemen altnda belli belirsiz grnen

Langdon, "Bir zamanlar Rotunda'da, Tanr olarak tasvir edilmi, p

ince parmaklklara baknca, vcudunun kaskat kesildiini hissetti. "Oraya

lak gsl bir George Washington heykeli vard," dedi. "Panteon'daki

kmamza gerek yok." Bir zamanlar A B D senatr ve einin davetlisi ola

Zeus'la ayn pozisyonda oturuyordu. st ksm plakt, sol eliyle bir kl

rak o kprye kmt ve ba dndrc ykseklikteki korkun geit y

tutuyordu, iaret ve baparmaklarn uzatt sa elini yukar kaldrmt."

z n d e n baylacak gibi olmutu.


Sato, " G e r e k yok m u ? " diye sordu. "Profesr, bu salonda kendisini
Tanr'ya dntrebilecek bir kap bulunduuna inanan bir adam var; taDan

Brown

102

(1) E S P N ( E n t e r t a i n m e n t and Sports Programming Nctvvok): 1979 ylnda yayna balayan


ve otuz yedi lkede yayn y a p a n dnyaca nl spor kanal.

103

Kayp

Sembo/

Anderson'm BlackBerry'ye aknlk dolu baklarndan, Sato'nun in


ternette resmi bulduu anlalyordu. "Dur biraz. Bu George Washington m?"

Az kalsn bu akam Kongre Binas'nda olduunu Sato'nun nasl bildi


ini soracakt ama daha nce de bunu konumulard. Sato bilgi vermiyor.

Langdon, "Evet," dedi. " Z e u s gibi gsterilmi."

Langdon, "Bundan sonraki adm bilseydim, size sylerdim," dedi. " A m a

Hl Sato'nun omzunun zerinden bakan Anderson, "Eline bakn,"

bilmiyorum. Geleneksel olarak Gizemler Eli retmen tarafndan renciye

dedi. "Sa eli Bay Solomon'nkiyle ayn pozisyonda duruyor."


Langdon, dediim gibi. Burada bu ekilde grlen ilk el Peter iHki
deil, diye dnd. H o r a t i o Greenough'n plak George Washington'
R o t u n d a ' d a ilk sergilendiinde, Washington'n kyafet bulmak iin are
sizce gkyzne uzand akalar yaplmt. Ama Amerika'nn dini he
defleri deiince akac eletiriler tartmalara dnm ve heykel kald
rlarak, dou bahesindeki bir kulbeye gnderilmiti. imdiyse Smithsonian Ulusal Amerikan Tarihi Mzesi'ndeki yerinde duruyordu. Heykeli
orada grenler, kurucusunun Kongre Binas'ndan bir Tanr gibi lkesine
bakp gzettii bir zamann izlerini tadna hi phe duymuyorlard...
tpk P a n t e o n ' d a n bakp gzeten Zeus gibi.
Ekibindekilerle konumak iin uygun bir zaman olduunu dnen
Sato, BlackBerry'sinde bir numara tulamaya balamt. " N e rendik?"
Sabrla dinledi. "Anlyorum..." nce Langdon'a sonra Peter'n eline bak
t. " E m i n misin?" Biraz daha dinledi. "Tamam, teekkrler." Telefonu ka

uzatlr. Bunun hemen ardndan bir dizi talimatlar verilir... bir tapmaa nasl
gidilecei, eitimi verecek ustann ismi gibi eyler. Ama bu adamn bize b
rakt tek ey be tane dvme! Buradan..." Langdon aniden sustu.
Sato, ona bakt. " N e o l d u ? "
Langdon gzlerini yeniden ele evirdi. Be dvme. imdi syledikle
rinin doru olmayabileceini anlamaya balamt.
Sato, "Profesr?" diyerek steledi.
Langdon tyler rpertici

nesneye yaklat.

Yolu Peter gsterecek.

" D a h a nce bu adamn Peter'n avcmda bir nesne brakm olabileceini


dnmtm. Harita, mektup veya talimatlar dizisi gibi bir ey."
Anderson, "Brakmam," dedi. "Grdnz gibi parma yete
rince sk kapatlmam."
Langdon, "Haklsnz," dedi. "Ama bana yle geliyor ki..." Eilip,
Peter'n avcunda, parmaklarn altnda kalan ksm grmeye alt. "Belki
de kda yazlmamtr."
Anderson, "Dvme m i ? " diye sordu.

patp, yzn yeniden Langdon'a dnd. "Destek ekibim biraz aratrma

Langdon ban sallad.

yapt, u Gizemler Eli'nin var olduunu teyit ediyorlar. Sylediiniz her

Sato, "Avcunda herhangi bir ey gryor m u s u n u z ? " diye sordu.

eyi; parmak ularndaki be iareti -yldz, gne, anahtar, ta ve fener- ve


bu elin eski zamanlarda gizli bilgelii renmek iin bir davet olarak kul
lanldn onaylyorlar."

Daha aa eilen Langdon, geveke bklm parmaklarn altn


grmeye alt. "Bu adan imknsz. Ben..."
Ona doru yryen Sato, "Ah, Tanr akna," dedi. "An u lanet eyi!"

Langdon, "Sevindim,"dedi.

Anderson onun nne geti. "Efendim! Dokunmadan nce gerekten

Sato, onu tersleyerek, "Sevinmeyin," dedi. "Anlalan, benden sakla


dnz eyi anlatncaya kadar bir kmazn iindeyiz."
"Anlamadm?"

de adli tbb beklemeliyiz..."


Sato, onu iterek elin yanna geldi. "Ben cevap istiyorum," diyerek ye
re melip Langdon' elin yanndan uzaklatrd.

Sato, ona doru bir adm att. " D n p dolap ayn noktaya geliyoruz

Ayaa kalkan Langdon, Sato'nun cebinden bir kalem karp, kapal

profesr. Kendi ekibimden renebileceklerimden baka hibir ey syle-

duran parman altna dikkatlice yerletirmesini rpertiyle izledi. Son

mediniz. Bu yzden bir kez daha soruyorum: Bu akam neden buraya getirildiniz? Sizi bu kadar zel klan ey ne? Sadece sizin bildiiniz ey n e ? "
Langdon, " B u n u daha nce konumutuk!" diye kt. "Bu adamn
neden benim bir eyler bildiimi dndn bilmiyorum!"
Dan

Brovvn

104

ra, avcunun ii grnp, el tamamen alncaya kadar parmaklar teker te


ker yukar kaldrd.
Ban Langdon'a doru kaldrdnda yznde hafif bir tebessm
vard. "Yine hakl ktnz profesr."

105

Kayp

Sembol

"Hayr hayr, nemli deil. Aradnz iin teekkr ederim." Kame


rine hl doktorun ismini karmaya alyordu. "Aabeyimle en son dn
sabah grtm. Byk ihtimalle cep telefonunu amay unutmutur."

22.

BLM

Katherinc ksa bir sre nce ona bir iPhone vermiti, ama Peter hl nasl
kullanldn renmeye zahmet etmemiti.
" D o k t o r u olduunuzu sylediniz deil m i ? " diye sordu. Peter'n ben
den saklad bir hastal m var?

Laboratuvan arnlayan Katherinc Solomon nlnn kolunu yuka

Hatta uzun bir sessizlik oldu. " o k zgnm, sanrm sizi aramakla

r ekerken saatine gz att. Beklemeye alkn bir kadn deildi, ama u

byk bir mesleki hata yaptm. Aabeyiniz bana geldiinden haberiniz ol

anda tm dnyann beklemede olduunu hissediyordu. Trish'in arama

duunu sylemiti ama imdi yle olmadn anlyorum."

rmceinin sonularn, aabeyinden haber almay ve bu skntl durum


dan sorumlu olan adamn telefon etmesini bekliyordu.
Keke bana bundan bahsetmeseydi, diye dnd. Katilerine normal

Aabeyim

doktoruna yalan m syledi?

Katherine'in

kaygs giderek

byyordu. " H a s t a m ? "


"zgnm Bayan Solomon, doktor-hasta mahremiyeti, aabeyinizin

de yeni insanlarla tanma konusunda son derece dikkatli davranrd, ama

durumunu size anlatmam engelliyor, zaten hastam olduunu syleyerek

bu adamla henz bu akamst tanm olmasna karn, birka dakika

yeterince bilgi verdim. imdi kapatmam gerekiyor, eer bugn kendisin

iinde gvenini kazanmt. H e m de tamamen.


Telefon, Katilerine evde haftann bilim dergilerini okuyarak pazar

den bir haber alrsanz beni aramasn syler misiniz? yi olduunu bilmek

keyfi yapt srada gelmiti.

istiyorum."
Katherinc, "Bekleyin!" demiti. "Ltfen bana Peter'n neyi okluunu

Allmadk derecede haval bir ses, "Bayan Solomon?" demiti. "s


mim Dr. Christopher Abaddon. Sizinle aabeyiniz hakknda birka dakika
konuabilir miyiz?"

syleyin!"
Yapt hatadan tr keyfinin kat anlalan Dr. Abaddon iini
ekmiti. "Bayan Solomon, zntnz anlayabiliyorum ve sizi sulam

"Affedersiniz, kim aryor dediniz?" diye sormutu. Ve benim zel nu


maram nasl rendiniz?
" D r . Christopher Abaddon."
Katilerine bu ismi daha nce duymamt.
Adam durumun biraz tuhaflaacan ima edercesine boazn temiz
lemiti. "zr dilerim Bayan Solomon. Aabeyinizin benden bahsettiini
sanyordum. Ben doktoruyum. C e p telefonunuz acil durumda aranacaklar
listesinde yazyor."

yorum. Aabeyinizin iyi olduuna eminim. Daha dn ofisimdeydi."


" D n m? Ve bugn iin de bir randevu mu ald? Acil bir durum gi
bi grnyor."
A d a m nefesini brakt. "Bence ona biraz daha zaman tanyalm..."
"imdi ofisinize geliyorum," diyen Katherinc kapya yneldi. "Yeri
niz n e r e d e ? "
Sessizlik.
Katherinc, " D r . Christopher Abaddon?" demiti. "Adresinizi kendim

Katherine'in kalbi adeta yerinden frlamt. Acil durumda aranacak


lar m? "Bir ey mi o l d u ? "

de bulabilirim. sterseniz siz verin. H e r iki ekilde de oraya geliyorum."


Doktor durmutu. "Bayan Solomon eer sizinle grrsem, yapt

Adam, "Hayr... sanmyorum," dedi. "Bu sabah aabeyiniz randevu


suna gelmedi ve ben brakt numaralardan kendisine ulaamyorum.
Randevularna gelmeyecei zaman mutlaka arard, bu yzden biraz endi

m hatay kendim aklayncaya kadar aabeyinize bir ey sylememe ne


zaketini gsterir misiniz?"
"Olur."

elendim. Size telefon amakta tereddt ettim ama..."


Dan

Broun

106

107

Kayp

Sembol

"Teekkrler. Ofisim Kalorama Heights'ta."' Adresi verdi.


Katilerine yirmi dakika sonra Kolarama Heights'n grkemli cadde
lerinde arabasyla ilerliyordu. Aabeyinin btn telefonlarn aram ama
cevap alamamt. Aslnda aabeyinin nerede olduu konusunda kayglan
myordu. Ama onun gizlice bir doktora grnmesi... can skcyd.
Katherinc sonunda adresi bulduunda, ban kaldrp binaya akn
lkla bakt. Buras doktor muayenehanesi mi?
Karsndaki zengin maliknenin demir parmaklklar, gvenlik ka
meralar ve byk bir bahesi vard. Adresi yeniden kontrol etmek iin ya
valaynca, gvenlik kameralarndan biri ona doru evrildi ve kapnn ka
nad geriye doru ald. Arabasn garaj yolunda ar ar sren Katileri
ne alt arabayla bir limuzinin durduu garajn yanna park etti.
Bu adcm nasl bir doktor?

konu alan resimlerle doluydu. plak vcutlar canl renklerle fevkalade


resmedilmi Gzeller' i

(l)

betimleyen byk bir tablonun nnde durdu.

"Bu orijinal Michael Parkcs tablosu." Dr. Abaddon elinde buhan t


ten bir ay tepsisiyle usulca yanna gelmiti. "Atein yanna otururuz diye
dnmtm. Ne dersiniz?" O n u salona gtrp, koltuunu gsterdi.
"Evhamlanmanza gerek yok."
Katherine fazla hzl bir ekilde, "Evhamlanmyorum," dedi.
Doktor, ona glmsedi. "nsanlarn ne zaman evhamlandklarn bil
mek benim iim."
"Anlayamadm?"
"Ben pratisyen psikiyatrm Bayan Solomon. Mesleim bu. Aabeyi
niz bir yldr bana geliyor. Terapistiyim."
Katherinc bakakalml. Aabeyim terapiye mi geliyor?
Adam, " H a s t a l a r terapiye devam ettiklerini genellikle kendilerine

Arabasndan inerken maliknenin n kaps ald ve ho biri dar


kt. Yakkl, hayli uzun boylu ve tahmin ettiinden daha genti. Buna
ramen, daha yal bir adamn grgs ve nezaketini tayordu. Koyu renk
bir takmla kravat takmt ve gr sar salar kusursuz biimde taranmt.
Fslt gibi bir sesle, "Bayan Solomon, ben Dr. Christopher Abad

saklamak isterler," dedi. "Sizi aramakla hata ettim, ama aabeyiniz beni
yanl ynlendirdi."
"Benim... hi bilgim yoktu."
Mahcup bir sesle, "Sizi cndielendirdiysem zr dilerim," dedi. "Ta
ntmzda yzm incelediinizi fark ettim ve evet, makyaj yapyo

don," dedi. Katherinc tokalarlarken cildinin przsz ve bakml oldu

rum." Sklgan bir ifadeyle yanana dokundu. "Saklamak istediim bir

unu hissetti.

cilt sorunum var. Makyajm genellikle eim yapyor, ama o buralarda ol

"Katherinc Solomon," derken, adamn allmadk derecede przsz


ve bronz grnen cildine bakmamaya gayret etti. Makyaj m yapm?
Katherine evin gzel denmi antresine admn atarken iinde bir
huzursuzluk hissetti. Arkada hafif tonda klasik mzik alyordu ve ierisi
tts kokuyordu. "Buras harika," dedi. " A m a tabii ben... ofise daha ok

madnda kendim beceriksizce bir eyler yapmaya alyorum."


Utantan bir ey syleyemeyen Katherine ban sallad. "Ve bu
muhteem

salar..."

Gr,

sar

salarna

dokundu.

"Peruk.

Cil-

dimdeki sorun sa kklerimi de etkiledi ve dkldler." Omuzlarn silkti.


"Sanrm d grnme biraz dknm."
Katherinc, "Ben de biraz kabaym," dedi.

benzeyen bir yer hayal etmitim."


" E v i m d e n alabildiim iin anslym." Adam. onu minesinde
atein trdamakta olduu bir salona gtrd. "Ltfen rahatnza bakn.
ay demliyorum. Getireyim de konualm." Mutfaa doru gidip, gz
d e n kayboldu.

"Deilsiniz." Dr. Abaddon'n tebessm onu yumuatmt. "Bala


yalm m? Yannda belki biraz ay alrsnz?"
Atein n n d e otururlarken, Abaddon aylar doldurdu. "Aabeyiniz
seanslanmzda beni ay servisi yapmaya altrd. Bana Solomon'larn ok
ay ien bir aile olduunu sylemiti."

Katherine Solomon oturmad. Kadnlk igdleri, gvenmeyi

Katherine, "Aile gelenei," dedi. "ekersiz ltfen."

rendii gl sezgilerdi ve burasyla ilgili bir ey onu rahatsz ediyordu.


Doktor muayenehanelerinden tand hibir ayrnt gzne arpmyordu.

( 1 ) T h r e e Graccs

Antikalarla donatlm salonun duvarlar klasik sanatla, tuhaf efsaneleri


Dan Bronn

108

109

Kayp

Sembol

"Eminim farkmdasnzdr Bayan Solomon, aabeyiniz almalarnz

aylarn yudumlarken bir sre havadan sudan konutular, ama Kathe

halka duyurulduunda olacaklar konusunda olduka kaygl. Dnyada

rine aabeyiyle ilgili bilgi almak iin sabrszlanyordu. "Aabeyim neden

nemli lde bir felsefi deiim yaanacan dnyor... ve olaslkla

sizi grmeye geliyordu?" diye sordu. Ve neden bana sylemedi? Dorusunu

r... psikolojik adan tartmak iin bana geldi."

sylemek gerekirse, Peter hayatnda pek ok trajedi yaam; gen yatay

"Anlyorum," diyen Katherine'in elindeki ay fincan hafife titre

ken babasn kaybetmi, ardndan be yl arayla olunu ve annesini topraa

meye balamt.

vermiti. Buna ramen hayatla mcadele etmenin hep bir yolunu bulmutu.
Dr. Abaddon ayndan bir yudum ald. "Aabeyiniz gvendii iin ba

"lgin sorulan tarttk: Yaamn byk gizemleri ortaya ktn

na geldi. Aramzda normal bir doktor hasta ilikisinden daha gl bir ba

da insanlarn durumu ne olacak? tikat diye tanmladmz inanlarn...

var." minenin yannda duran ereveli bir belgeyi gsterdi. Diplomaya

birden gerek olduklar kantlanrsa ne olacak? Veya efsane olmadklar

benziyordu ama sonra Katherinc ift bal Zmrdanka kuunu fark etti.

ortaya karsa? Baz sorularn cevapsz braklmas gerektiini syleyen


ler kabilir."

" M a s o n m u s u n u z ? " Hem de en st derece.

Katherine duyduklarna inanamyordu ama duygularn belli etmedi.

" P e t e r ' l a ben bir tr karde saylrz."


" O t u z nc dereceye davet edildiinize gre, ok nemli bir ey

"Umarm alnmazsnz Dr. Abaddon ama iimin ayrntlarndan bahsetmemeyi tercih ederim. H e m e n halka ilan etmeyi dndm herhangi bir ey

yapm olmalsnz."
" P e k yle saylmaz," dedi. "Ailemden gelen bir servetim var. Maso-

"ilgin." Abaddon sandalyesinde geriye yaslanp, bir sre dncele

nik hayr kurulularna ykl miktarda ba yaptm."


Katherine imdi aabeyinin bu gen doktora neden gvendiini anl
yordu. Aileden zengin bir mason, hayr ileriyle ve antik mitolojiyle ilgile
tiyor, dalc ne olsun? Dr. Abaddon ile aabeyinin ilk bata tahmin ettiin
Katherine, "Aabeyimin neden size geldiini sorarken, neden sizi
Dr. Abaddon glmsedi. "Evet, biliyorum. Soruyu nazik biimde at
latmaya alyordum. Bu gerekten bahsetmemem gereken bir konu."
D u r d u . " A m a yine de sohbetlerimizi aabeyinizin sizden saklyor olmas
Tmyle hazrlksz yakalanan Katherine, "Benim aratrmalarm
"Aabeyiniz yakn bir zaman nce, laboratuvarnzda yaptnz bulu
Katherine neredeyse itii ayla bouluyordu. "Gerekten mi? Ben...

hissettiinizi anlyorum."
Katherine, " M e c b u r hissedip hissetmemem nemli deil," dedi. "Ai
Bu yzden bana olanlar anlatrsanz, size yardm edebilirim. Hepimiz ay

Uzun sre sessiz kalan Dr. Abaddon, Katherine'ne hak verir gibi
lomon. Bu bilgiyi sizinle paylamaya karar verirsem, bunu sadece sezgi

doktoruna

benim

lerinizin aabeyinize yardm e t m e m e faydas dokunacan dndm

protokolne

gre,

iin yaparm."

diyebildi. Peter'n aklnda ne var? Ruh


gvenlik

ok zgnm. Bu tuhaf koullar altnda, kendinizi cevap almaya mecbur

ban sallad. Sonunda konutu. "unu akla kavuturalm Bayan So

larn psikolojik etkileri konusunda mesleki fikrimi almak iin bana geldi."

Yaptklar

ni hayal edemiyordu.

n eyi istiyoruz, Peter'n iyiliini."

m ? " diye sordu. Aabeyim aratrmalarmdan m bahsediyor?

bahsediyor?!

"Kriz m i ? " Katherine'in kalbi hzla atmaya balamt. "Sinir krizi

lemden geriye kalan tek kii Peter. Onu benden daha iyi kimse tanyamaz.

na ardm, nk dorudan sizin aratrmalarnzla ilgililer."

k bir krizin eiinde gibiydi. Bu gibi zamanlarda, hastalarmn..."

Abaddon nazike elini uzatt. "Ltfen. Sizi zdm gryorum.

setiini sormadm. r e n m e k istediim, neden bir psikiyatra geldii?"

almalarmdan

re dald. " H e r halkrda aabeyinizden bugn de gelmesini istedim, n

gibi m i ? " Aabeyinin herhangi bir ey yznden sinir krizi geirebilecei

den daha fazla ortak noktalar vard.

ok ardm,"

yok. imdilik yaptm keifler, laboratuvarmda bir sr olarak kalacak."

Katherine'in almalarndan kimseye bahsetmeyeceklerdi.

Bundan

da

"Elbette."

nemlisi, gizlilik aabeyinin fikriydi.


111

Ka} ip

Sembol

One doru eilen Abaddon, dirseklerini dizlerine dayad. "Bayan So

ektiini dndm. tiraf etmeliyim ki, byle olmasndan korktum. Bugn

lomon, aabeyinizin bana geldii sre boyunca, derin bir sululuk duygu

yeniden gelmesini bu yzden istedim. Travma yaratan hatralar sz konusu

su tadm hissettim. Bu k o n u d a ona hi bask yapmadm, nk bana

olduunda, bylesi hayallere kaplmak ender rastlanan bir ey deil."

gelmesinin sebebi bu deil. A m a dn, baz sebeplerden tr sonunda ona


sormak zorunda kaldm." Abaddon gzlerini kadnnkilere dikti. "Aabe

Katherine yeniden ban iki yana sallad. "Peter hayallere kaplacak


biri deildir, Dr. A b a d d o n . "

yiniz beklenmedik bir ekilde ald. Annenizin ld akam yaananlar

"Evet, size katlyorum ama..."

da dahil olmak zere... duymay beklemediim eyler anlatt."

"Ama ne?"

Noel arifesi... yaklak on yl nce. Kollarmda ld.


"Bana, annenizin bir soygun giriimi srasnda evde ldrldn

"Ama bahsettii bu saldr... bana anlatt uzun ve kapsaml bir hi


kyenin sadece balangcyd."

syledi. Aabeyinizin sakladn sand bir eyi almak iin bir adam evi

Katherine oturduu yerde ne doru eildi. " P e t e r size ne anlatt?"

nize girmi, yle m i ? "

Abaddon zgn bir ifadeyle glmsedi. "Bayan Solomon, size bir

"Bu doru."

ey soraym. Aabeyiniz YVashington'da sakl olduuna inand bir ey

Abaddon gzleriyle onu inceliyordu. "Aabeyiniz adam vurup l


drdn syledi, doru m u ? "

den... veya byk bir hazineyi saklama konusunda stlendiine inand


bir grevden... ya da eskilerin kayp bilgeliinden size hi bahsetti m i ? "

"Evet."

Katherine'in az ak kalmt. "Siz neler sylyorsunuz?"

Doktor, enesini svazlad. "Evinize girdiinde bu adamn ne arad

Dr. Abaddon elerin bir soluk ald. "imdi anlatacaklarm sizi ok a

n hatrlyor m u s u n u z ? "

rtacak Katherine." Gzlerini onunkilcre dikti. " A m a bununla ilgili bildi

Katherine on yl boyunca bu an hafzasndan silmek iin uramt.


"Evet, ne istedii ok akt, ama hibirimiz neden bahsettiini bilmiyor

iniz herhangi bir ey varsa bana anlatmanzn byk faydas olacak." a


ya uzand. "Biraz daha ay?"

duk. stei hibirimiz iin bir anlam ifade etmiyordu."


"Sanrm, aabeyinize bir ey ifade etmi."
" N e ? " Katherine yerinde doruldu.
" E n azndan dn bana anlatt hikyeye gre, Peter evinize giren ki
inin ne aradn biliyormu. Ama bunu vermek istememi ve o yzden de
bilmiyormu gibi davranm."
"Bu ok sama. Peter o adamn ne istediini bilmiyordu. steklerinin
hibir mant yoktu!"
"lgin." Dr. Abaddon durup baz notlar ald. "Yine de nce belirtti
im gibi, Peter, bana bildiini syledi. Aabeyiniz bu adamla ibirlii yap
m olsayd, annenizin bugn hl hayatta olabileceine inanyor. Sululuk
hissinin sebebi, verdii bu karar."
Katherine ban iki yana sallad. "Bu ok sama..."
Abaddon tedirgin bir ifadeyle kamburunu kard. "Bayan Solomon bu
konuma ok faydal oldu. Aabeyinizin gereklerle yzlemekte glk
Dan

Brovv.n

112

113

Kayp

Sembol

Sato. "Peki o zaman n e l e r ? " diye sordu.


" E m i n deilim. Bu dvme nedense... Runik grnyor."
Sato, " Y a n i ? " dedi.

23.

BLM

"Runik alfabe genellikle ta zerine yazlr ve sadece dz izgilerden


oluurdu, nk yuvarlak harfleri yontmak ok zordu. Harflerine Run denir."
Sato, "Peki eer bunlar Run ise, anlam n e d i r ? " diye sordu.
Langdon ban iki yana sallad. Uzmanl sadece nc yzylda
ki Toton sistemi -Futhark- olan en temel Run alfabesine yetiyordu ama bu

Baka bir dvme.


Peter'n ak avcunun yannda melen Langdon, bkl duran can
sz parmaklarn altnda sakl yedi kk sembol inceledi.

Futhark deildi. "Drst olmak gerekirse bunlarn Run olduklarndan da


emin deilim. Bir uzmana sormak gerekir. Dzinelerce farkl biimi var
dr; rnein Halsinge, Manx, noktal Stungnar..."
" P e t e r Solomon bir mason, yle deil m i ? "
Langdon afallad. "Evet, ama bununla ne ilgisi v a r ? " imdi ayaa
kalkm, ufak tefek kadnn tepesinden bakyordu.
"Siz syleyin. Runik alfabenin taa yontulduunu sylediniz. Bildi

aran Langdon, " R a k a m a benziyorlar," dedi. "Ama ben ne olduk


larm karamadm."
Anderson, "Bataki R o m e n rakam," dedi.
Langdon, "Aslnda ben yle olduunu sanmyorum," diye dzeltti.
"I-I-I-X diye bir R o m e n rakam yok. Dorusunun V-I-I olmas gerekirdi."

im kadaryla ilk farmasonlar ta ustalaryd. Bunu sylyorum, nk ofi


simden Gizemler Eli'ylc Peter Solomon arasnda bir balant bulmalarn
istediimde karlarna tek bir sonu kt." rendii eyin nemini vur
gulamak istercesine durdu. "Masonlar."
ini eken Langdon, rencilerine srekli yineledii eyi Sato'ya
sylememek iin kendini zor tuttu:

"Arama" kelimesinin e anlam

"Go

Sato, "Peki dierleri?" diye sordu.

ogle" deildir. Dnya apnda anahtar kelime aramalarnn yapld u

" E m i n deilim. A r a p rakamlaryla sekiz-sekiz-be yazlm gibi g

gnlerde, her eyin her eyle balants var gibiydi. Dnya her geen gn

rnyor."

biraz daha younlaan, dolak bir bilgi ana dnmt.

Anderson, " A r a p m ? " diye sordu. "Normal rakamlara benziyorlar."


"Bizim normal rakamlarmz Arap rakamlardr." Langdon rencile
rine bu konuyu aklamaya ylesine almt ki, eski Ortadou kltrleri

Langdon sabrl bir sesle konutu. "Ekibinizin aratrmalarnda ma


sonlarn kmasna armadm. Masonluk, Peter Solomon'la herhangi bir
ezoterik konu arasndaki en belirgin ba."

nin bilimsel bulularyla ilgili bir ders hazrlamt. Bunlardan biri de 'ko

Sato, "Evet," dedi. "te bu yzden ben de bu akam masonlardan

numsal gsterim' ve sfr saysnn icadyla A r a p rakamlarnn R o m e n ra

bahsetmemenize ardm. H e r eyden nemlisi, aydnlanm birka kii

kamlarnn nne gemesi ve gnmzde kullanlan numaralandrma sis

tarafndan korunan gizli bilgelikten sz ediyorsunuz. Bu kulaa olduka

temini oluturmasyd. Tabii Langdon bu dersi her zaman, Arap kltrnn

masonik geliyor, yle deil m i ? "

insanla alkol diye bilinen "al-kuhl" -Harvard'l birinci snflarn en sev


dii iecek- kelimesini armaan ettiini hatrlatarak bitirirdi.

"yle... ama ayn zamanda Gl Hallara, Kabalistlere, Alumbrado'lara ve dier ezoterik gruplara da uyuyor."

Langdon ne yapacan bilemez halde dvmeyi dikkatle inceledi.

"Ama Peter Solomon bir mason, hem de ok gl bir mason. Srlar

"Sekiz-sekiz-be konusunda bile emin olamyorum. Bu dz hatl yaz ek

dan bahsedeceksek, akla ilk gelmesi gereken ey masonlar. Masonlarn sr

li allmadk geliyor. Bunlar rakam olmayabilirler."

lan ne kadar ok sevdiini herkes bilir."

Dan

Brown

114

115

\
Kayp

Sembol

Langdon, onun sesindeki gvensizlii sezmi ve bundan holanma


mt. "Masonlar hakknda bir ey renmek istiyorsanz, bunu bir maso

alet olduunu kantlayan Peter Solomon'n iPhone'u alyordu. ary ya


pan orta yal, uzun siyah sal, ekici kadnn fotoraf ekranda belirdi.

na sormalsnz."

G E L E N ARAMA- K A T H E R N E S O L O M O N

Sato, "Aslnda," dedi. "Gvenebileceim birine sormay tercih ederim."


Langdon bu yorumu hem cahilce, hem de saldrgan bulmutu. "Ha

ary duymazdan gelen Mal'akh glmsedi. Kader beni yaklatryor.

nmefendi, masonlarn tm felsefesi drstlk ve gvenilirlik zerine ku


rulmutur. Masonlar tanabileceiniz en gvenilir insanlardr."

Bu akamst Katherine Solomon' evine tek bir ama iin getirtmi


ti; kendisine yardm dokunacak bir bilgiye veya arad eyin yerini bul

"Bence deliller tam aksini dndryor."

masna yarayacak bir aile srrna sahip olup olmadn anlamak. Ama ak

Langdon'n Sato'ya kar hissettii honutsuzluk her geen saniye bi

bir biimde anlalmt ki, aabeyi yllardr koruduu eyden Katherine'e

raz daha artyordu. Masonlarn mecazi ikonografi ve sembollerden oluan

hi bahsetmemiti.
Buna ramen Mal'akh ondan baka bir ey renmiti. Bugn ona

zengin gelenekleri hakknda yllarca yaz yazdndan, onlarn dnyada en


yersiz iftiralara urayan ve en yanl anlalan rgt olduklarn biliyordu.

birka saat daha yaama ans kazandran bir ey.

eytana tapmaktan, tek dnya devleti kurma planlarna kadar pek ok ey

malarnn tek bir yerde, laboratuvarnda saklandn teyit etmiti.

le sulanan masonlarn eletirilere asla cevap vermeme gibi bir tutumlar


vard ve bu da onlar kolay bir hedef haline getiriyordu.
Sato ineleyici bir tonla, "Yine de kmazdayz Bay Langdon," dedi.

Onu yok

Katherine'in aratrmalar yeni bir anlayn kaplarn aacak ve o


meselesiydi.

P e t e r Solomon'n sizi zellikle setiini syledi." Buz gibi baklarla

mal...

zaman geldi. Belki orada ansmz yaver gider."


Sato'nun st kapal tehditlerini Langdon pek alglayamad. Syledi

etmeliyim.

kap biraz aralama bile ardndan gelenler olacakt. H e r eyin deimesi an

"Ya atladnz ya da b e n d e n sakladnz bir ey var. Uratmz adam


Langdon' szd. "Sanrm bu sohbete CIA merkezinde devam etmemizin

Katherine tm aratr

Bunun gereklemesine izin

cehaletin

veremem.

Dnya

olduu gibi kal

karanlnda braklmal.

Katherine'in sesli mesaj braktn bildiren iPhonc bipledi. Mal'akh


mesaj dinledi.
"Peter, yine benim." Katherine'in sesinden kaygland anlalyordu.

i bir ey aklna taklmt. Peter Solomon sizi seti. Masonlar iin iine gi

"Neredesin? Hl Dr. Abaddon'la yaptm konumay dnyorum... ve

rince syledikleri Langdon'da tuhaf bir etki uyandrmt. Peter'n parma-

ok endieliyim. H e r ey yolunda m? Ltfen beni ara. Laboratuvardaym."

ndaki mason yzne bakt. ift bal Zmrdanka kuu sembol bu


lunan aile yadigr bu yzk, Peter'n en deer verdii eyalarndan biriy

Sesli mesaj sona ermiti.


Mal'akh

glmsedi.

Katherine.

aabeyi yerine

kendisi

iin

endie

di. Mason bilgeliinin en gizemli ikonuydu. Ikta prldayan altn, beklen

lenmez. Suitland Yolu'ndan, Silver Hill Yolu'na sapt. Bir kilometre kadar

medik bir any canlandrmt.

sonra, otoyolun sa tarafndaki aalarn arasnda, SMSC'nin karanlktaki

Peter' alkoyan kiinin esrarengiz fsltsn hatrlayan Langdon, so


luunu yuttu. Henz kavrayamadmz deil mi? Neden seildiinizi?
H e m e n ardndan, Langdon'n dnceleri anlam, kazanmaya ve sis

iluetini grd. T m tesis, jiletli tellerle evrelenmiti.


Gvenlikli bir bina, yle mi? Mal'akh kendi kendine gld. Bana ka
lay aacak birini tanyorum.

bulutu dalmaya balad.


imdi Langdon'n burada bulunmasndaki maksat apakt.
On be kilometre tede, Suitland Yolu'ndan gneye arabayla ilerleyen
MaPakh, yan taraftaki koltuktan gelen titreimleri duydu. Bugn etkili bir
Dan

Brovvn

116

117

Kayp

Sembol

Bo snfa gz gezdiren adam, "Ksa bir i seyahati," demiti. "By


le karna ktm iin zgnm Robert, ama sadece birka dakikam var.
Sana bir ey soracam... zel bir istek. Bir iyilik."

24.

BLM

Bu bir ilk. Langdon, her eye sahip olan bir adam iin, basit bir ni
versite hocasnn ne yapabileceini merak etmiti. " N e istersen," diye ce
vap vermiti. Yaad bunca trajediden sonra zenginliinden tat almayan
Peter kendisine bunca iyilii dokunan bu adam iin bir ey yapabilme fr

Farkndalk Langdon'a dalga gibi arpmt.


Neden

burada

olduumu

biliyorum.

Rotunda'nn ortasnda dikilen Langdon. arkasn dnp, Peter'n elin


den, parldayan altn yzkten, Sato ile Anderson'n kuku dolu baklarn
dan kamak iin mthi bir istek duydu. Ama bunun yerine, kprdamadan
durup, omzundaki deri antaya daha sk sarld. Buradan kmalym.
Yllar nce, Cambridge, Massachusetts'teki souk bir sabah sahnesi
ni hatrlaynca, dilerini skt. Saat sabahn altsyd ve Langdon her za
manki gibi Harvard'n havuzundaki kula atma rimelinin ardndan snf
na giriyordu. Kapnn eiinden geerken tebeir tozu ve buhar kokulan
onu karlamt. Masasna doru iki adm attktan sonra durmutu.
Kartal andran yz hatlarna ve muhteem gri gzlere sahip, zarif bi
ri onu orada bekliyordu.
" P e t e r ? " Langdon aknlk iindeydi.
Peter Solomon'n tebessm lo kl odada, prl prl parldyordu.
"Gnaydn Robert. Beni grdne aldn m ? " Sesi yumuak olmasna
ramen, gcn belli ediyordu.
Langdon hemen yanma gidip, samimi bir ekilde dostunun elini sk
mt. "Mavi kanl bir Yale mensubu, afaktan nce Crimson" 1 kampusun
da ne aryor olabilir?"
Solomon glerek, " D m a n hattnda gizli grev," demiti. Lang
don'n d m d z karnn iaret etmiti. "Kulalar ie yaryor. Fiziin iyi
grnyor."
Onunla akalaan Langdon, "Sadece sana kendini yal hissettirmeye
alyorum," demiti. "Seni grmek ok gzel Peter. Neler yapyorsun?"

satn yakaladna sevinmiti.


Solomon sesini alaltmt. "Benim iin bir eye gz kulak olabilece
ini umut ediyorum."
Langdon gzlerini devirmiti. " U m a r m Hercules deildir." Langdon
bir zamanlar, Solomon seyahatteyken onun yetmi be kiloluk buldou
Hercules'e bakmay kabul etmiti. Anlalan kpek, Langdon'n evindey
ken en sevdii deri ineme oyuncan zlemi ve alma odasnda onun
yerine geecek baka bir ey kefetmiti; 1600'lcrden kalma, orijinal par
men stne elyazmas bir Kitab Mukaddes. "Kt kpek" nedense bu
nunla da yetinmemiti.
Solomon utanga bir tebessmle, "Biliyorsun, hl onu telafi edecek
bir ey aryorum," demiti.
" U n u t gitsin. Hercules'in dinden anlamas houma gitti."
Glmseyen Solomon'n akl baka yerde gibiydi. " R o b e r t , sana
nemli bir sebeple geldim: benim iin fazlasyla kymetli olan bir eye gz
kulak olman istiyorum. Bir sre (ince bana miras kald ama artk evde ya
da ofiste braktmda iim rahat etmiyor,"
Langdon bir anda tedirgin oldu. Peter Solomon'n dnyasndaki "faz
lasyla kymetli" ey, bir servet deerinde olmalyd. "Banka kasasna neden
koymuyorsun?" Hem, Amerika 'daki bankalarn yarsnda kasanz yok mu?
"Bir sr evrakla ve banka personeliyle muhatap olmak gerekir; oy
sa ben gveneceim bir dostumu tercih ederim. Ayrca sr saklayabildiim
biliyorum." Solomon elini cebine sokup, kard kk paketi Lang
don'a uzatmt.
Bu arpc giriin ardndan Langdon ok daha etkileyici bir ey bek
lemiti. Yaklak yirmi santimetre karelik kp eklindeki kk kutu, kah
verengi ambalaj kdna sarlm ve bir iple balanmt. Boyutlarna g-

(1) Kzl

Dan

Brown

119

Kayp

Sembol

re ar olan kutunun iinde ta ya da metal olmalyd. Bu kadar m? Kutu

Gizemli kk kutuya ve onun masonik mhrne bakan Langdon,

yu elinde eviren Langdon, ipin bir kenarnn balmumuyla dikkatlice m

aklna gelen soruyu sormadan edememiti. "Bunu neden mason kardele

hrlenmi olduunu grd. Mhrn stnde gsnde 33 rakam bulunan

rinden birine e m a n e t etmiyorsun?"

ift bal bir Zmriidanka kuu vard. Bu farmasonlarn en yksek dere


cesinin sembolyd.

"Kardeliin dndaki birinde daha gvende olacana inanyorum di


yelim. Ve ltfen paketin boyutlar seni yanltmasn. Eer babamn anlattkla

Langdon yznde arpk bir glmsemeyle, "Peter," dedi. "Sen bir


mason locasnn stad Muhteremisin, papa deil. Paketleri yznle mi
mhrlyorsun?"

r doruysa, muazzam bir gce sahip demektir." Durdu. "Bir tr tlsm."


Tlsm m dedi? Tlsmn kelime anlam, sihirli gleri olan nesne de
mekti. Geleneksel olarak tlsmlar iyi ans getirmeleri, kt ruhlar kovma

Baklarn elindeki altn yze indiren Solomon glmt. "Paketi


ben mhrlemcdim Robert. Byk-bykbabam mhrledi. Yaklak yz
yl n c e . "

lar veya ayinlere yardmc olmalar amacyla kullanlrlard. "Peter, tl


smlarn modas ortaada geti, bunun farkndasn deil m i ? "
Peter elini anlayla Langdon'n omzuna koydu. "Kulaa nasl geldi

Langdon hzla ban kaldrmt. " N e ? ! "

ini biliyorum Robert. Seni uzun zamandr tanyorum, phecilik bir aka

Solomon yzkparmam havaya kaldrmt. "Bu mason yz

demisyen olarak en gl zelliklerinden biri. Ama ayn zamanda en b

ona aitti. Sonra bykbabamn, sonra babamn... ve en sonunda da benim."


Langdon paketi yukar kaldrmt. "Yani bunu byk-bykbaban
yaklak yz yl nce mhrledi ve hi kimse de amad, yle m i ? "

yk zaafn. nanman

deil... sadece gvenmeni

isteyebileceimi bilecek

kadar seni tanyorum. Bu yzden, tlsmn gl olduunu sylerken sen


den bana gvenmeni istiyorum. Ona sahip olan kiiye, karmaann iinden
dzen karaca sylendi."

"Bu doru."

Langdon bakmakla yetindi. "Karmaann iinden dzen kmas"

"Ama... n e d e n ? "
Solomon glmsemiti. " n k zaman gelmemiti."

masonlukta kabul edilmi gereklerden biriydi. Ordo ab chao. Yine de bir

Langdon bakakalmt. "Neyin z a m a n ? "

llsmn, karmaadan dzen yaratmak bir yana dursun, herhangi bir g ve-

"Robert, bu kulaa tuhaf geliyor biliyorum, ama ne kadar az bilirsen

ccek olmas bile samayd.

o kadar iyi. Ltfen bu paketi gvenli bir yere kaldr ve sana verdiimden

Solomon, "Bu tlsm yanl ellerde tehlikeli hale gelir," diye devam et
miti. "Ve ne yazk ki, gl kiilerin onu benden almak istediklerine inan

kimseye sz e t m e . "
Langdon akl hocasnn gzlerinde bunun oyun olduunu ima edecek
bir belirti arad. Solomon tiyatroya dkn bir adamd, bu yzden Lang

mak iin sebeplerim var." Gzleri hi olmad kadar ciddi bakyordu. " O bir sreliine benim iin saklaman istiyorum. Bunu yapabilir misin?"

don onun kendisiyle oynadndan pheleniyordu. "Peter bunun, eski bir

O akam Langdon mutfak masasnda oturup paketin iinde ne olabi

mason srrna erdiime inanp, srf meraktan katlmaya karar vermem iin

leceini hayal etmeye almt. Sonunda tm bunlar Peter'n tuhaflkla-

dzenlenmi kurnazca bir tuzak olmadna emin misin?"

na balam ve ktphanesindeki kasaya kilitleyerek o andan itibaren

"Masonlar adam toplamazlar Robert, bunu sen de biliyorsun. Ayrca


katlmamay tercih ettiini bana zaten syledin."
Bu doruydu. Langdon mason felsefesine ve sembolizmine byk

unutmutu.
Ta ki... bu sabaha kadar.
Gneyli aksan olan adamdan telefon gelinceye kadar.

sayg duyuyordu, ama asla ye olmay istememiti. Cemiyetin gizlilik ye

Langdon'a, D.C. seyahatinin ayrntlaryla ilgili bilgi verdikten son-

mini, farmasonluu rencileriyle tartmasn engelleyecekti. Sokrates de

.. "Ah, profesr, neredeyse u n u t u y o r d u m ! " demiti. "Bay Solomon bir

ayn sebepten tr Elcusis Gizemlerine katlmamt.


Dan

Bronn

120

< \ daha rica etti."


121

Kayp

Sembol

" E v e t ? " diyen Langdon daha imdiden yapmay kabul ettii konu
may dnmeye balamt.
"Bay Solomon size bir not brakt." A d a m sanki Peter'n elyazsn

25.

zmeye alyormu gibi tuhaf bir biimde okumaya balamt. "Ltfen


Robert'tan... yllar nce ona verdiim... kk, mhrl paketi yannda ge

BLM

tirmesini iste." A d a m durmutu. "Bu sizin iin bir ey ifade ediyor m u ? "
O srada duvardaki kasasnda duran kk kutuyu hatrlayan Lang
don armt. "Dorusu, evet. Peter'n neden bahsettiini biliyorum."
"Getirebilir misiniz?"
" E l b e t t e . Peter'a getireceimi syleyin."
"Harika." Asistann sesi rahatlam gibiydi. "Bu akamki konuma
nzda baarlar. yi yolculuklar."
Langdon evden ayrlmadan nce, paketi kasadan alp antasna
koymutu.
imdi A B D Kongre Binas'nda dururken, tek bir eyden emindi. Peter
Solomon, Langdon'n onu yanlttn bilseydi, kendini ok kt hissederdi.

Tanrm. Katherine haklyd.

Her zamanki gibi.

Trish Dunne, karsndaki plazma duvarda beliren arama rmcei


sonularna aknlk iinde bakyordu. Aramann herhangi bir sonu ka
racan bile sanmamt ama imdi karsnda dzinelerce vard. Ve so
nular akmaya devam ediyordu.
lerinden biri zellikle gze arpyordu.
Trish dnp ktphaneye doru seslendi. "Katherinc! Sanrm bunu
grmek istersin."
Bylesi bir arama rmceini altrmayal birka yl olmutu. Bu
akam elde ettii sonulansa onu hayrete drmt. Birka yl nce bu
arama sonu vermezdi. Ama artk dnyadaki taranabilir dijital materyaller,
gerek anlamda her eyin bulunabilecei bir noktaya gelmiti. Anahtar ke
limelerden bir tanesini Trish daha nce hi duymamt... ama arama sonu
cunda o bile vard.
Katherine kontrol odas kapsndan koarak geldi. " N e buldun?"
"Bir sr aday." Trish, plazma duvar gsterdi. "Bu dokmanlarn her
birinde, kelimesi kelimesine senin anahtar szcklerin var."
Salarn kulak arkasna atan Katherine, listeye gz gezdirdi.
Trish, "Fazla heyecanlanmadan nce, bu dokmanlardan birounun
aradn ey olmadn syleyeyim," dedi. "Bunlara kara delik diyoruz.
Dosya boyutlarna bak. nanlmaz bykler. Milyonlarca e-postadan olu
an sktrlm arivler, dev ansiklopedi setleri, yllardr sregelen forum
lar ve benzerleri. Boyutlarna ve ieriklerinin eitliliine bakarak, bu dos
yalarn herhangi bir arama motorunda, herhangi bir anahtar kelimeyi de
iereceini anlyoruz."
Katherine listenin balarndaki sonulardan birini iaret etti. "Peki
va b u ? "

Dan

Broun

122

123

Kayp

Sembol

Trish glmsedi. Listedeki tek kk boyutlu dosyay bulan Katheri


ne bir adm ndeydi. "yi gzlerin var. Evet, bu gerekten de imdiye ka
dar karmza kan tek aday. Dorusu bu dosya o kadar kk ki, bir iki
sayfadan fazlasn iermiyordur."
"A." Katherine'in sesi istekliydi.
Trish, tek sayfalk bir dokmann Katherine'in verdii tm arama
kriterlerini ierdiine inanamyordu. Ama yine de dokman tklayp at
nda... tm anahtar szckler belirgin bir ekilde ve apak ortadayd.
Katherine gzlerim plazma duvara sabitleyerek yanna yaklat. "Bu
dokman... redakte mi edilmi?"
Trish ban sallad. "Dijital metin dnyasna ho geldin."
Dijital ortama aktarlm metinlerde, otomatik redaksiyon standart ha
le gelmiti. Redaksiyon ileminde sunucu, kullancnn tm metni aramas
na izin veriyor, fakat sadece kk bir ksmn gsteriyordu, yani bir tr i
tah acyd. Aranan anahtar kelimelerin sadece sa ve sol yanlarndaki sz
ckler okunabiliyordu. Metnin byk bir ksmn atlayan sunucu telif hak
larnn ihlalinden kendini koruyor, kullancya ilgin bir de mesaj gnderi
yordu: Aradn bilgi bende ama geri kalann istiyorsan satn alman gerek.
yice ksaltlm olan sayfay aa doru indiren Trish, " G r d n
gibi dokmanda anahtar szcklerin hepsi mevcut," dedi.
Katherine sessizce nndeki dokmana bakt.
Trish, ona bir dakika tandktan sonra yeniden sayfann bana dn
d. Katherine'in byk harf kan anahtar szcklerinin alt izilmi ve her
iki yanna itah ac szckler eklenmiti.

Trish bu dokmann neden bahsettiini anlayamamt. Ve "bireim"


de ne halt demek?
Katherine heyecanla ekrana doru yaklat. "Bu dokman nereden?
Kim yazm?"
Trish zaten bunun stnde alyordu. "Bana bir saniye ver. Kayna
n bulmaya alyorum."
Katherine sabrszca, "Kimin yazdn renmek istiyorum," dedi.
"Geri kalann da g r m e m gerek."
Katherine'in sesindeki keskinlie aran Trish, " D e n i y o r u m , " dedi.
Dosyann bulunduu yer nedense allm bir web adresi deil, say
sal bir nternet Protokol adresi olarak gzkyordu. Trish, "IP'yi bulama'm," dedi. "Alan ad kmyor. Bekle." Ubirim penceresini at. "Traceroute ( l ) ileteceim."
Trish kontrol odasndaki makineyle bu belgeyi saklayan makine ara
sndaki tm "atlamalar" kontrol etmek iin bir dizi komut girdi.
Komutu altrrken, "imdi izlemeye balad," dedi.
Traceroute'lar son derece hzlyd. Uzun bir bilgisayar a aygttan
Islesi plazma duvarda hemen belirdi. Trish kendi makinesiyle dieri arasn
daki ynlendirici ve anahtarlarn izledii yolu aa doru tarad... tarad...
) Hedef olarak belirtilen adresle kullanc bilgisayar arasndaki eriimin hangi adresler
TI inden ne kadar s r e d e gerekletiini gsteren bir a arac.

Dan

Brown

124

125

Kayp

Sembol

Bu da ne? Takibi, dokmann bulunduu sunucuya eriemeden sona


ermiti. Yardmc takip program bir sebepten tr, ping'i geri dndre
ceine yutan bir a aygtna rastlamt. Trish, "Galiba traceroute'um en
gellendi," dedi. Bu mmkn m?

"Kimi tanyorsun?"
"Korsan m ? " Trish rkek bir kahkaha att. "Eski iimde alanlarn
yansn."
"Gvenebilecein biri var m ? "
Katherine ciddi mi? Trish, o n u n son derece ciddi olduunu anlam

"Bir daha altr."


Trish yeni bir traceroute altrd, ama ayn sonucu ald. "Yok. k

t. H e m e n , "ey, evet," dedi. "Arayabileceimiz birini tanyorum. Sistem

myor. Galiba bu dokman takip edilemeyen bir sunucuda." Sonuncudan

gvenlii uzmanmzd, bir bilgisayar dhisidir. Benimle kmak istemiti

nceki birka atlamaya gz gezdirdi. " A m a yine de D.C. blgesinde bir

ama o i olmad, iyi biridir. O n a gvenirim. Ayrca serbest alr."


"Sr saklayabilir m i ? "

yerde olduunu syleyebilirim."

"O bir korsan. Elbette sr saklayabilir. Bu ii yapyor. Ama eminim

"aka yapyorsun."
Trish, " B u n u n alacak taraf yok," dedi. "Bu rmcek programlan

srf bakmak iin bile birka bin dolar ister..."

corafi olarak yaylrlar, yani ilk kan sonular her zaman yereldir. Ayr

" O n u ara. Hzl sonu alrsa iki katn vereceimizi syle."

ca a r a m a kriterlerinden biri 'Washington D . C idi."

Trish hangisinden daha fazla rahatszlk duyduuna karar veremiyor

Katherine, "Peki 'who is"" aramas yapsak?" diye sordu. "Alan ad

bir metasistem uzman tarafndan romantik talebinin geri evrildiine

sahibini gstermez m i ? "


Biraz basit ama fena fikir deil.

du: Katherine Solomon'n korsan tutmasndan m, yoksa kzl sal, tknaz

" W h o is" veritabanna giren Trish,

ifrelendirilmi numaralar gerek bir alan adyla eletirebilmek umuduy


la IP'yi arad. Bouna urat dncesine imdi bir de merak eklenmi
ti. Bu dokman kimde? H e m e n ekrana gelen "who is" sonulan hibir e
letirme yaplmadn gsteriyordu. Trish yenilgiye uram gibi ellerini
havaya kaldrd. "Sanki byle bir IP adresi yok. Bununla ilgili hibir bilgi

inanmakta glk eken bir adam aramaktan m? " E m i n misin?"


Katherine, "Ktphanemdeki telefonu kullan," dedi. "Numaras giz
li. Ve tabii ismimi verme."
" T a m a m . " Trish tam kapya ynelmiti ki, Katherine'in iPhone'unun
aldn duydu. Eer ans varsa, gelen mesaj Trish'i bu naho ii yap
maktan kurtarabilirdi. Katherine'in laboratuvar nlnn cebinden iPhoe'u karp, ekrana bakmasn bekledi.

alamyorum."
"Ama bu IP'nin var olduu belli. Orada saklanan bir belgeye ulatk!"
Don. Ama bu dokman her kimdeyse, kimliini aklamak isteme
dii anlalyordu. "Sana ne syleyeceimi bilemiyorum. Aslnda sistem
takibi benim iim deil. Korsanlktan anlayan birini bulmazsan benim ya
pacak bir eyim kalmad."
"Tandn biri var m ? "
Trish d n p p a t r o n u n a bakt. "Katherine, aka yapyordum. Bu iyi
bir fikir deil."
" A m a yaplyor, yle deil m i ? " Saatine bakt.
" E e , evet... her zaman. Teknik olarak ok kolaydr."

Katherinc Solomon, telefonun ekranndaki ismi grnce rahatlad


n hissetti.
Sonunda.
PETER SOLOMON
Trisl'e yan gzle bakp, "Aabeyimden mesaj gelmi," dedi.
Trish mitlenmiti. "Acaba bilgisayar korsann aramadan nce... ona
Iunlardan bahsetsek daha m iyi o l u r ? "
Plazma duvardaki redakte edilmi dokmana bakan Katherine, Dr.
Abaddon'n sesini duydu. Aabeyinizin D.C.'de saklandna inand .ey...
bulunabilir. Katherine artk neye inanacan bilmiyordu. Ama bu dokman,
I Vler'n tutkusu haline gelen uuk fikirlerle ilgili bilgiler ieriyordu.

(1) Kim.

Dan

Brown

Kayp

Sembol

Katherine ban iki yana sallad. " B u n u kimin yazdn ve nerede


olduunu bilmek istiyorum. Ara."

Yerel bir ar, diye dnen Mal'akh, Silver Hill Yolu'nun karsnda,
yf ay nn aydnlatt zikzak atlara bakt. Telefonun kapan at.

Trish kalarn atp kapya yneldi.

Sesini bouklatrarak, "Ben Dr. Abaddon," dedi.

Bu dokman, aabeyinin Dr. Abaddon'a anlattklarnn gizemini ak

Kadn sesi, "Ben Katherine," dedi. "Sonunda aabeyimden haber aldm."

lasa da, aklamasa da bugn en azndan bir gizem zlmt. Aabeyi so

"Ah, rahatladm. Naslm?"

nunda iPhone'un ksa mesaj gnderme zelliini kullanmay renmiti.

"u anda laboratuvarma geliyor. Sizin de bize katlmanz istemi."

Trish'in ardndan, "Ve medyaya haber ver." diye seslendi. "Byk


Peter Solomon ilk ksa mesajn gnderdi."

"Anlayamadm?" Mal'akh yalandan tereddt ediyormu gibi yapt.


Laboratlivarnza m?..."
"Size ok gveniyor olmal. Buraya hi kimseyi davet etmez."

SMSC'nin kar tarafndaki yeillikli bir otoparkta, Mal'akh limuzininin yannda durmu telefonunun almasn beklerken kollarn ve bacak

"Herhalde bu ziyaretin tartmalarmza yardmc olacan dnd


a kendimi zorla davet ettirmi gibi hissedeceim."

larn esnetiyordu. Yamur durmu, bulutlarn arasndan Ay grnmeye

"Aabeyim gelmenizden memnuniyet duyacaksa ben dc duyarm,

balamt. Bir sre nceki ikaf breni srasnda Mabet Evi'nin kubbeli ta-

yrca ikimize de anlatacak ok eyi olduunu sylemi. Ben dc neler ol

vanmdaki yuvarlak delikten aa klar szlen yine ayn Ay'd.


Dnya bu akam bir baka grnyor.
Beklerken karn yeniden guruldad. ki gndr tuttuu oru rahatsz
lk verici olsa da hazrland ey iin gerekliydi. Antik kurallar byle ge
rektiriyordu. Yaknda tm fiziksel rahatszlklar nemsiz kalacakt.
Mal'akh souk akam havasnda dururken, kaderin onu manal bir
ekilde, kk bir kilisenin karsna getirdiini grnce kendi kendine
gld. Burada, Stcrling Diilik ile kk bir marketin arasnda ufak bir
kilise vard.

uunu en ince ayrntsna kadar renmek istiyorum."


"Peki o zaman. Laboratuvarnz tam olarak n e r e d e ? "
"Smithsonian Mzesi Destek Mcrkezi'nde. Yerini biliyor musunuz?"
Otoparkn karsndaki tesise bakan Mal'akh, "Hayr," dedi. "u anarabamdaym ve navigasyon sistemim var. Adres n e d i r ? "
"Krk-iki-on, Silver Hill Yolu."
"Tamam, bekleyin. Yazaym." On saniye bekledikten sonra, "Ah, haerler iyi, sandmdan daha yaknmm. G P S on dakika mesafede oldumu sylyor."
"Harika. Gvenlii arayp geleceinizi haber vereyim."

SA'NIN N U R EV
Mal'akh kilisenin dsturunun yazl olduu pencereye bakt: SA'NIN
KUTSAL R U H T A N V C U D A GELDNE, BAKRE MERYEM'DEN DO
D U U N A V E H E M NSAN, H E M D E T A N R I O L D U U N A N A N I Y O R U Z .

Mal'akh glmsedi. Evet. tsa gerekten her ikisi birden -insan ve Tan
r- ama ilahi olmak iin bakireden domak gerekmez. Bu iler byle olmuyor.

"Teekkrler."
" G r m e k zere."
Kullanlp atlan telefonunu cebine koyan Mal'akh, SMSC'ye doru
kt. Kendimi davet ettirmekle kabalk m ettim? Glmserken, Peter Soomon'n iPhone'unu kard ve dakikalar nce Kathcrinc'e gndermi ol
duu ksa mesaja hayranlkla bakt:

alan cep telefonu akam sessizliini blerek nabzn hzlandrd.


imdi alan, Mal'akh'n kendi telefonuydu; dn satn ald, kullandktan
sonra atlan ucuz bir telefon. Aramay yapann kimlii, bekledii arnn
geldiini gsteriyordu.

Mesajlarn

aldm.

Her

ey

yolunda.

Dr.

Abaddon'la

rande

vuyu unutmuum. O n a daha nce bildiremediim iin zgnm.


U z u n hikye. Msaitse Dr. A b a d d o n ieride bize katlsn. O n a
gvenim t a m ve h e r ikinize de a n l a t a c a k ok eyim var. - P e t e r

( 1 ) D e r e c e ykseltme treni.

Dan

Brovvn

128

129

Kayp

Sembol

Bekledii

gibi

imdi

Peter'n

Phone'una

da

Katherine'den

cevap

mesaj gelmiti.
Peter,

mesaj

gndermeyi

rendiin

iin

tebrikler!

yi

ol

26.

man beni rahatlatt. Dr. A. ile konutum, laboratuvara geliyor. G

BLM

rrz! -K.
Solomon'n iPhone'unu kavrayan Mal'akh, limuzinin yannda melerek, telefonu n tekerlekle kaldrm arasna sktrd. Bu telefon, iine
fazlasyla yaramt... ama artk takip edilemez olmasnn vakti gelmiti.
Direksiyonun bana geip, vitesi takt ve iPhonc'un atrdadn duyuncaya kadar arac srd.
Arabay yeniden park yerine eken Mal'akh, SMSC'nin uzaklardaki
siluetine bakt. On dakika. Peter Solomon'n geni deposunda otuz mil
yondan fazla hazine vard, ama Mal'akh bu akam sadece en deerli iki e
yi yok etmeye gelmiti.
Katherine Solomon'n tm aratrmalar.
Ve Katherine Solomon'n kendisi.

Sato, "Profesr L a n g d o n ? " diye sordu. "Hayalet grm gibisiniz.


yi misiniz?"
Langdon tad kp eklindeki paketi sanki daha iyi saklayacakm gibi, omzundaki antay iyice yukar ekti ve elini stne koydu. Y
znn kl rengine dndn hissedebiliyordu. "Ben.. Peter iin endie
leniyorum."
Ban uzatan Sato, o n a y a n gzle bakt.
Langdon birden, Sato'nun bu akam belirmesinin sebebinin, Solo
mon'n kendisine emanet ettii kk paketle ilgisi olabilecei izlenimine
kapld. Peter, Langdon' uyarmt: Bunu almak isteyen gl kiiler var.
Yanl ellerde tehlikeli olur. Langdon tlsm ieren kk bir kutuyu CTA'in
neden isteyebileceini... veya bu tlsmn ne olduunu tahmin edemiyordu.
Ordo ab chao?
Siyah gzleriyle onu inceleyen Sato, yaklaarak bir adm alt. "Galiba aklnza bir ey geldi?"
Langdon artk terlediini hissediyordu. "Hayr, pek saylmaz."
"Aklnzdan ne geiyor?"
"Ben sadece..." Ne diyeceini bilemeyen Langdon tereddt etti. antasndaki paketin varln aklamaya niyeti yoktu ama Sato onu C'IA'e
gtrrse, ieri girerken antas mutlaka aranacakt. "Aslnda," diye yalan
syledi. "Peter'n elindeki saylarla ilgili baka bir fikrim var."
Sato'nun ifadesinden hibir ey anlalmyordu. " E v e t ? " Sonunda
varm olan adli tp ekibini karlamaktan dnen Andcrson'a bir gz att.
Glkle yutkunan Langdon, onlara ne syleyebileceini dnrken elin yannda meldi. Sen

bir retmensin Robert,

uyduruver! lham

gelmesi umuduyla, yedi kk sembole son bir kez daha bakt.

Dan

Broun

130

131

Kayp

Sembol

Romen

alfabesi

kullanlarak yorumlanabiliyor, yani

SBB."

Langdon

yapt tahlilin bo baklara sebep olacan sanmt ama Anderson'n


ifadesi h e m e n deiti.
Hibir ey.

Anlamsz.

ef, "SBB m i ? " diye sordu.

Langdon'n fotografik bellei zihnindeki semboller ansiklopedisini


aratrrken, aklna tek bir aklama geldi. Aslnda bunu daha ilk bata d
nm ama imkn vermemiti. Ama u anda dnmek iin zaman kazan
mas gerekiyordu.
"ey..." diye balad. "Bir simgebilim uzmannn sembollerle ifrele
ri zerken yanl yolda olduunun ilk gstergesi, farkl sembolik dilleri bir
arada kullanmasdr. Mesela ben size bunun Romen ve Arap rakamlarndan
olutuunu syler ve farkl sembolik dilleri bir arada kullanrsam yanl bir

Sato, Anderson'a dnd. "Yanl hatrlamyorsam burada, Kongre


Binas'ndaki bir n u m a r a l a n d r m a sistemi olmal."
Anderson'n rengi solmutu. "yle."
Sato tatszca glmseyip. Anderson'a ban sallad. "ef, beni takip
edin ltfen. Sizinle zel olarak konumak istiyorum."
Bakan Sato, Anderson' duyulmayacaktan bir noktaya gtrrken,
Langdon hayretler iinde bekledi. Burada ne halt oluyor? SBBXUI de ne?

tahlil yapm olurum. Ayn ey R o m e n ve Runik iin de geerli."


Sato "devam e t " der gibi kollarn kavuturup, kalarn yukarya
kaldrd.
" G e n e l d e iletiim oklu deil tek bir dilde kurulur, bu yzden bir
simgebilim uzmannn ilk ii, tm metne uygulanacak tek bir sembolik sis
tem bulmaktr."
"Peki imdi tek bir sembolik sistem gryor musunuz?"
"ey, evet... ve hayr." Ambigramlarn dnl simetrileriylc ilgili
tecrbeleri, ona sembollerin bazen farkl alardan anlam ifade ettiklerini
retmiti. imdiki durumdaysa, yedi semboln hepsini birden tek bir dil
de grmenin bir yolu olduunu fark etmiti. "Eer eli biraz hareket ettirir
sek, lisan birbiriyle uyumlu olacaktr." Langdon'n aklna gelen dndrme
hareketi, rktc bir ekilde Peter' alkoyan kiinin syledii Hermetik
vecizede de vard. Aadaki yukardakine, yukardaki aadakine benzer.
Langdon uzanp, Peter'n elinin takl durduu tahta taban kavrar
ken, iinin rperdiini hissetti. Peter'n dik duran parmaklan aaya ba
kacak ekilde, kaideyi nazike ba aa evirdi. Avu iindeki semboller

ef Anderson bu akamn bundan daha ilgin olamayacan dn


yordu. El, SBB 13 m diyor? Dardan birinin SBB 13 bir yana, SBB'yi
duymu olmasna bile armt. Anlalan Peter Solomon'n eli grld
gibi yukary deil... tam tersindeki bir yeri iaret ediyordu.
Bakan Sato, Anderson', Thomas Jcfferson'n bronz heykelinin ya
nndaki tenha bir blgeye gtrd. "ef," dedi. " S B B D ' n yerini bildiin
den eminim."
"Elbette."
"eride ne olduunu biliyor m u s u n ? "
"Hayr, bakmadan bilemem. Yllardr kullanldn bile sanmyorum."
"yi, imdi aacaksn."
Anderson kendi binasnda ne yapacann sylenmesinden holan
mamt. "Efendim, bu sorun yaratabilir. lk nce grev listesini kontrol et
meliyim. Bildiiniz gibi aa katlar zel ofis veya d e p o olarak kullanllar ve bu odalarla ilgili zel gvenlik protokol..."
Sato, "SBB13' bana aacaksn," dedi. "Yoksa Gvenlik Ofisi'ni
arar, kobayla bir ekip gndermelerini sylerim."

o anda deitiler.

Anderson uzunca bir sre ona baktktan sonra telsizini karp, dl


daklarna gtrd. "Anderson konuuyor. SBB'yi aacak birini gnderin,
Be dakika sonra benimle orada bulusun."
Langdon, " B u adan bakldnda X-I-I-I geerli bir R o m e n raka
mdr, yani on ," dedi. " B u n u n l a birlikte, geri kalan karakterler de
Dan

Brorn

132

Cevap veren sesin akl karm gibiydi. "ef, SBB dediinizi teyit
eder misiniz?"
133

Kayp

Sembol

"Doru. H e m e n birini gnderin. Bir de fener gerekecek." Telsizini


yerine yerletirdi. Anderson'n kalbi yerinden kacakm gibi arparken,
Sato yaklat ve iyice fsldayarak konutu.
"ef, vakit kstl," dedi. "Bizi aadaki S B B D ' e mmkn olduun

"Gidiyoruz profesr. Toparlann."


Langdon, " N e r e y e gidiyoruz?" diye yantlad.
"Bay Anderson' takip edin."
Anderson. evet, diye dnd. Ve beni yakndan takip et. SBB, Kong
re Binas'nda ok az kiinin ziyaret ettii bir yerdi. Oraya ulamak iin mi

ca abuk indirmeni istiyorum."


"Peki efendim."

nik odalardan meydana gelen uzun bir labirentten ve bodrum katnn altn

"Senden baka bir ey daha isteyeceim."

daki dar geitlerden geeceklerdi. Bir zamanlar burada kaybolan Abraham

Haneye tecavzden baka m? Anderson kar kacak konumda de

Lincoln'n en kk olu Tad, lmle burun buruna gelmiti. Anderson.

ildi ama Peter'n eli R o t u n d a ' d a ortaya ktktan dakikalar sonra Sa-

Sato byle bana buyruk davranmaya devam ederse, Robcrt Langdon' da

to'nun geldiini de gz ard etmiyordu. imdiyse mdr, pozisyonunu

benzer bir kaderin beklediini dnyordu.

Kongre Binas'nn zel blmlerine gemek iin kullanyordu. Bu akam


imdiye kadar sergilcdikleriyle hep bir adm nde gitmiti.
Sato salonun kar tarafnda duran profesr gsterdi. "Langdon'n
omzundaki spor anta."
Anderson bir gz att. " N e o l m u ? "
"Sanrm Langdon binaya girerken grevliler kontrolden geirmilerdir."
"Tabii ki. T m antalar taramadan geirilirler."
"Filmini grmek istiyorum. O antann iinde ne olduunu bilmek is
tiyorum."
Anderson, Langdon'n akam boyunca yannda tad antaya bak
t. "Ama... sorsak daha kolay olmaz m ? "
"steimin neresi anlalmad?"
Anderson yeniden telsizini kararak, Sato'nun isteini yerine getir
di. Sato, ona BlackBerry adresini verip, ekibindekiler filmi bulur bulmaz
dijital kopyasn e-postayla gndermelerini syledi. Anderson istemeden
de olsa boyun edi.
Adli tptakiler imdi kesilmi eli Kongre Binas polisine teslim ede
ceklerdi ama Sato onlara dorudan Langley'deki ekibine gndermelerini
emretti. Anderson artk itiraz etmekten yorulmutu. Minik bir Japon buhar
l silindiri tarafndan yenilgiye uratlmt.
Sato adli tptakilerc, "Ve o yz de istiyorum," diye seslendi.
ef teknisyen bu istei sorgulayacak olduysa da sonradan bunu yap
mamann daha iyi olacana karar verdi. Altn yz Peter'n parman
dan karp, effaf bir delil torbasna koydu ve Sato'ya verdi. Sato yz
cebine attktan sonra Langdon'a dnd.
Dan

Brovvn

134

135

Kayp

Sembol

"Evet. ki kez. H e p ayn atlama oldu."


"Benimki de yle." Bir tan sorgulamas balatt. "Peki bu IP'yi il
gin klan n e d i r ? "

27.

BLM

"Bu adresteki arama motoruyla balant kuran bir delegator altr


dm ve redakte edilmi bir dokman buldum. O dokmann tamamn gr
mek istiyorum. Aslnda onlara bedelini demeye hazrm ama IP'nin kime
ait olduunu ve nasl ulaacam bulamyorum."

Sistem gvenlik uzman Mark Zoubianis, pek ok ii ayn anda yapa

Zoubianis kalarn atarak ekrana bakt. " B u n d a n emin misin?

bilmekle vnrd. imdiyse televizyonun uzaktan kumandas, telsiz tele

nk u anda bir tamlayc altryorum ve bu kalkann kodlamas...

fon, dizst bilgisayar, P D A " 1 ve byk bir kse patlam msrla Japon

olduka ciddi."

minderinde oturuyordu. Bir gz sessiz oynayan Rcdskins manda, bir


gz de dizst bilgisayarndayd ve bir yl akn zamandr hi haber al
mad kadnla Bluetooth kulaklndan konuuyordu.
ampiyonluk ma akamnda ancak

Trisi

Dtnne arar zaten.

Sosyal davran becerisinden yoksun olduunu bir kez daha kantla

"te bu yzden byk paralar alyorsun."


Zoubianis bunu bir dnd. Bu kadar kolay bir i iin ona servet
dyorlard. "Bir sorum var Trish. Bu konuda neden bylesine isteklisin?"
Irish durdu. "Bir arkadama iyilik yapyorum."
"zel biri olmal."

yan eski i arkada, onunla sohbet edip iyilik istemek iin Redskins ma

"Evet zel bir kadn."

n semiti. Eski gnlerden ve akalarn ne kadar zlediinden bahsettik

Kendi kendine kkrdayan Zoubianis sustu. Biliyordum.

ten sonra Trish asl meseleye gemiti: Byk ihtimalle D.C.'de bulunan

Sabrsz bir tonla konuan Trish, "Dinle," dedi. "Bu IP'yi bulabilecek

gvenli bir sunucunun, gizli IP adresini bulmaya alyordu. Sunucuda k


sa bir metin vard ve Trish tamamna... veya en azndan bu dokmann sa
hibinin kim olduu bilgisine erimek istiyordu.
Mark ona, doru adam, yanl zamanlama, demiti. O zaman Trish
onun dehasn pohpohlayacak szler sylemi -ki ou doruydu- ve Zo
ubianis ne olduunu anlamadan, kendini dizst bilgisayarna garip gr
nen bir IP adresini yazarken bulmutu.
Saylara bakan Zoubianis o an bir huzursuzluk hissetti. "Trish, bu
IP'nin acayip bir format var. Alenen aklanmayan bir protokolle yazl
m. Byk ihtimalle hkmet istihbaratna veya orduya ait."
"Ordu m u ? " Trish kahkaha att. "nan bana bu sunucudan redakte
edilmi bir dokman aldm ve kesinlikle orduya ait deildi." Ubirim pen
ceresini aan Zoubianis bir traceroute denedi. "Senin traceroute almad
m demitin?"

kadar iyi misin? Evet mi hayr m ? "


"Evet, o kadar iyiyim. Ve evet, benimle kedi fareyle oynar gibi oyna
dn biliyorum."
" N e kadar s r e r ? "
Konuurken bir yandan yazan Zoubianis, " U z u n srmez," dedi. " O n
larn bilgisayar andaki bir makineye girmem on dakikam alr. Girdikten
ve aradm bulduktan sonra seni ararn."
" o k makbule geecek. Sylesene, iyi misin?"
imdi mi soruyor? "Trish Tanr akna, beni ampiyonluk ma aka
mnda aradn, imdi de sohbet etmek mi istiyorsun? Bu IP'yi kurcalamam
istiyor musun, istemiyor m u s u n ? "
"Teekkrler Mark. Telefonunu bekleyeceim."
" O n be dakika," diyen Zoubianis, patlam msr ksesini ald ve
man sesini at.
Kadnlar.

(1) P D A (Pcrsonal Digital Assistant): Avu ii bilgisayarlara verilen ad.

Dan

Brovvn

136

137

Kay ip

Sembol

Bu kaplarn ardnda ne olduuna dair hibir fikri yoktu ama artk cn


azndan bir ey akla kavumutu; Peter Solomon'n avcunun iindeki
dvmenin anlam. SBB13, ABD Kongre Binas'nn bir yerlerindeki, nu

28.

BLM

maralandrlm bir kap olmalyd.


antasn kaburgalarna iyice yaslayp, Solomon'n verdii kk
paketin SBB13 diye iaretlendirilmi bir kapyla ne ilgisi olabileceini me
rak eden Langdon, "Bu kaplar n e ? " diye sordu.
Anderson, "Ofisler ve depolar," dedi. Sato'ya bir gz atp, "zel

Beni nereye gtryorlar?


Langdon telala Anderson ve Sato ile birlikte Kongre Binas'nn de

ofisler ve depolar." diye ekledi.

rinliklerine doru ilerlerken, aa doru att her admda kalbinin biraz

Sato ban BlackBerry'sinden kaldrp bakmad bile.

daha hzl arptn hissediyordu. Yolculua Rotunda'nm bat revandan

Langdon. "Kk grnyorlar," dedi.

balamlar, mermer basamaklardan indikten sonra, Rotunda'nm tam altn

"Pek ou byk bir dolap kadardr ama hl D.C.'nin en gzde gay

daki nl mahzene alan geni kapya varmlard.


Kongre Binas Kriptas.

ri menkulleri olduklarn syleyebilirim. Buras ilk Kongre Binas'nn kal


bi, eski Senato ise iki kat stmzde."

Burada hava daha ard ve Langdon imdiden kapal yerde kalma


korkusunun depretiini hissediyordu. Kriptann alak tavan ve ierideki
hafif k, balarnn stndeki geni ta zemini destekleyen krk adet Dorik stunu vurguluyordu. Sakinlcs Robert.
Dairesel alann sol tarafna doru hzla dnen Anderson, "Bu taraf
tan," dedi.

Langdon, "Peki ya S B B ? " diye sordu. "Oras kimin ofisi?"


"Kimsenin. SBB zel bir depodur ve belirtmeliyim ki duyduumda
ok ardm..."
Kafasn BlackBerry'sinden kaldrmayan Sato, "ef Anderson," di
yerek lafn kesti. "Siz bizi oraya gtrn yeter."
Dilerini skan Anderson, arlk karma bir depolama tesisiyle destan

Neyse ki bu kriptada ceset yoktu. Bunun yerine heykeller. Kongre

s bir labirente benzemeye balayan bu yerde onlara sessizce rehberlik el

Binas'nn bir maketi ve resmi cenaze trenlerinde tabutlarn yerletirildi

ti. H e m e n her duvarda, bu koridorlar andaki ofislerin yerini gstermeye

i katafalklar iin kullanlan alak bir depo vard. Grup, zeminin tam orta

alan, ileri ve geri iaretleriyle ynlendirme tabelalar vard.

snda bir zamanlar Sonsuz Ate'in yand yerdeki drt keli mermer pu
sulaya hi bakmadan geip gitti.
Anderson acelesi varm gibi davranyordu, Sato ise yine ban
BlackBerry'sine gmmt. Langdon, buradan her gn hkmetle yaplan
telefon grmelerini desteklemek iin Kongre Binas'nn her kesine
gezgin hizmet salaycs dendiini duymutu.

5742-5752...
577- 5770...
H1-H166&HT1-HT67...
Langdon buradan tek bana kabileceini hi sanmyordu. Buras
bir labirent. Tek fark edebildii, Senato veya Temsilciler Meclisi tarafnda

Kriptadan verevine getikten sonra lo kl bir girie geldiler ve sar

bulunmalarna bal olarak ofis numaralarnn 5 ya da // harfleriyle bala

mal koridorlarn arasnda dolamaya baladlar. Geitlerde, zerlerinde nu

dklaryd. ST ve HT diye adlandrlan yerler, Anderson'n Teras Kat de

maralar bulunan kaplar dizilmiti. Langdon kvrlarak ilerlerken kaplarn

dii yerde olmalyd.

stndeki saylar okudu.

Hki

S154... S153... S52...


Dan

Broun

SBB'nin

esamesi yok.

Sonunda, anahtar kartla alan ar bir elik kapnn nne vardlar.


138

139

Kayp

Sembol

SB Kat
Langdon yaklatklarn hissetti.
Anahtarna uzanan Anderson tereddt etti. Sato'nun taleplerinden ra

29.

hatszlk duyuyormu gibiydi.

BLM

Sato, "ef," diyerek onu harekete geirdi. "Btn gece bekleyemeyiz."


Anderson isteksizce anahtar kartn yerletirdi. elik kap araland.
terek anca, ardndaki antreye admlarn attlar. Ar kap arkalarndan

SMSC'nin aalkl giri yolundaki araba farlar, bekinin son bir sa


at iinde grd ilk araca aitti. Grev bilinciyle, tanabilir televizyonu

fkrdayarak kapand.
Langdon'n bu girite ne grebilecei konusunda en ufak bir fikri

nun sesini kst ve attrmalklarn tezghn altna sokuturdu. Kt za

yoktu ama karsnda duran manzaray beklemedii kesindi. Aa doru

manlama. Redskins'in altaki tantmlar bitmek zereydi ve karmak

inen bir merdivene bakyordu. Olduu yerde durup, "Yine mi aa iniyo

istemiyordu.

ruz?" dedi. "Kriptann altnda bir kat daha m v a r ? "


Anderson, "Evet," dedi. "SB Senato B o d r u m u ' n u n ksaltlmdr."
Langdon kendi kendine homurdand. Tanrm, ne harika!

Araba yaklarken, nndeki defterde yazan ismi kontrol etti.


Dr.

Christopher Abaddon.

Katilerine Solomon az nce arayarak, gvenlie bu konuun gelece


ini haber vermiti. Bu doktorun kim olduu konusunda bekinin hibir
fikri yoktu ama iyi para kazand belliydi; siyah bir limuzinle geliyordu.
Uzun ve gsterili ara, nbeti kulbesinin yannda durunca, ofrn si
yah cam sessizce aa indi.
apkasn hafife kaldran ofr, "yi akamlar," dedi. Ba tral ve
iri yapl bir adamd. Radyodan futbol man dinliyordu. " D r . Christopher
Abaddon', Bayan Katherine Solomon'a getirdim."
Beki ban sallad. "Kimlik ltfen."
ofr arm grnyordu. "Affedersiniz, Bayan Solomon (inceden
haber vermedi m i ? "
Televizyona kaamak bir bak atan beki, ban sallad. "Yine de
kimlik sorup, ziyareti listesine ilemem gerekiyor. zgnm, kurallar
byle. Doktorun kimliini de grmem gerek."
"Sorun deil." Koltuunda geriye dnen ofr, yolcu koltuklar ve o
fr arasndaki blmeden ksk sesle konutu. O bunu yaparken, beki maa
bir kez daha bakt. Redskins oyuncular imdi ba baa vermi konuuyor
lard ve beki, oyun balamadan nce bu limuzini ieri sokmay diliyordu.
ofr yeniden nne dnp, arka taraftan ald anlalan kimlii uzatt.
Kart alan beki h e m e n sisteme girdi. D.C. ehliyeti, Kalorama Height'ta bir tane Christopher Abaddon olduunu gsteriyordu. Fotorafta

Dan

Broun

140

141

Kayp

Sembol

mavi spor ceketli, kravat ve mendil takm, yakkl, sarn bir adam var
(l)

d. DMV'ye

giderken kim yakasna mendil takar?

Televizyondan bouk bir sevin nidas ykselince beki dnp bakt


ve Redskins oyuncusunun parman yukar kaldrp, saha kenarnda dans
ettiini grd. Pencereye dnerken, "Kardm," diye mrldand.

sndan kurtulup sar peruunu takmt. Ceketiyle kravatn dzelttikten


sonra, makyajn bulatrmadndan emin olmak iin aynada kendine bak
mt. Mal'akh hibir eyi ansa brakamazd. Hele bu akam.
Bunun

iin

ok bekledim.

Mal'akh saniyeler sonra zel asansre binmiti. st kata k sessiz

Ehliyeti ofre geri verirken, " T a m a m , " dedi. "Girebilirsiniz."

ve sarsntsz olmutu. Kap aldnda kendini zarif ve zel bir girite

Limuzin ilerlerken beki, saynn tekrar gsterilmesi umuduyla tele

bulmutu. Ev sahibi zaten onu bekliyordu.

vizyonuna dnd.

" D r . Abaddon ho geldiniz."

Makakla limuzini giri yolunda srerken, glmsemekten kendini


alamad. Peter Solomon'n gizli mzesine girmek ok kolay olmutu. Ama
bundan daha da gzeli, Mal'akh'n yirmi drt saat iinde Solomon'a ait
zel bir yere ikinci kez giriyor olmasyd. Dn akam benzer bir ziyareti
Solomon'n evine yapmt.
Peter Solomon, Potomac'ta muhteem bir kr evi bulunmasna karn,
vaktinin ounu Dorchester Arms'taki at dubleksinde geirirdi. Pek ok
sper zengin gibi onun oturduu bina da gerek bir kaleydi. Yksek duvar
lar. Bekili kaplar. Ziyareti listeleri. Gvenlikli yeralt otopark.
Mal'akh ayn limuzini binann beki kulbesine doru srm, ofr
apkasn tral bandan hafife yukar kaldrm ve, "Dr. Christopher
Abaddon' getirdim. Peter Solomon'n davetlisi olarak geldi," demiti.
Mal'akh bunlar sanki York D k ' n anons eder gibi sylemiti.
Beki, listeyi ve Abaddon'n kimliini inceledikten sonra, "Evet, Bay

Adamn nl gri gzlerine bakan Mal'akh'n nabz hzlanmt. "Bay


Solomon, beni kabul ettiiniz iin teekkr ederim."
"Ltfen bana Peter de." El skmlard. Mal'akh yal adamla tokalarken Solomon'n elindeki mason yzn grmt... Bir zamanlar
Mal'akh'a silah dorultan el de buydu. Mal'akh'n gemiinden bir ses f
sldamt. Eer o tetii ekersen, sonsuza kadar yakan brakmam.
"Ltfen ieri gel," diyen Solomon onu, pencerelerinden muhteem
bir Washington ehir manzaras grnen salona geirmiti.
Mal'akh ieri girerken, " D e m l e n e n ay kokusu mu alyorum?" diye
sormutu.
Solomon etkilenmi grnyordu. "Ailem misafirlerini hep ayla
arlard. Ben de bu gelenei srdryorum." Mal'akh' minenin nn
deki ay servisinin bekledii salona ynlendirmiti. " K r e m a ya da eker?"
"Sade olsun, teekkrler."

Solomon'n Dr. Abaddon' beklediini grdm," demiti. Bir dmeye

Solomon yine etkilenmi gibi bakyordu. "Sadelikten yanan." ki

basm ve kap almt. "Bay Solomon at dubleksinde. Ziyaretiniz sa

fincan sade ay doldurdu. "zel olarak grlmesi gereken, hassas bir

taraftaki son asansr kullansn. Yukar kadar kyor."

konuda benimle konumak istediini sylemitin."

"Teekkrler." Mal'akh apkasnn ucuna dokunduktan sonra, araba

"Teekkrler. Vakit ayrmana ok m e m n u n oldum."


"Biz artk seninle mason kardeiyiz. Aramzda bir ba var. Sylese

y srmt.
Garajdan aa dnerek inerken gvenlik kameralarn aramt, ama
hibir ey yoktu. Belli ki burada oturanlar ne araba hrszl yapyor, ne

ne, sana nasl yardmc olabilirim?"


"ncelikle otuz nc dereye ykseldiim iin teekkr etmek isti
yorum. Bunun benim iin ok derin bir anlam var."

de izlenilmekten holanyordu.
Mal'akh asansrlerin yanndaki karanlk bir alana park etmi, ofr
blmesiyle yolcu blmesi arasndaki paravan indirerek aradaki aklktan
limuzinin arka tarafna gemiti. Arka koltua getikten sonra ofr apka-

" M e m n u n oldum ama unu bil ki, bunlar sadece benim kararlarm de
il. Yksek Konsey'in oylaryla kabul edildi."
"Elbette." Mal'akh, Peter Solomon'n kendisine kar oy kullandn
dan pheleniyordu ama her yerde olduu gibi masonlarda da para, g de

(1) D M V ( D c p a r t m a n t of M o t o r Vehiclcs: Motorlu Aralar Dairesi)

Dan

Brovn

142

mekti. Kendi locasnda otuz ikinci dereceye ykselen Mal'akh. Byk


143

Ka\ p

Sembo/

Mason Locas adna milyon dolarlk ba yapmak iin bir ay kadar bek

Solomon aknlkla bakmt. " P a r a m... istiyorsun?"

lemiti. Kendisinden beklenilmeyen bu zveride bulanan Mal'akh, tahmin

Para m? Kahkaha atan Mal'akh biraz daha ay imiti. "Masonlara

ettii gibi ksa srede otuz nc dereceye davet edilmiti. Ama hl hi

milyonlarca dolar verdim, paraya ihtiyacm yok." Ben bilgelik iin geldim,

bir srr renemedim.

o bana para teklif ediyor.

"Her ey otuz nc

derecede ortaya

kar" trnden

asrlk sy

"O zaman... ne istiyorsun?"

lentilere ramen, Mal'akh'a yeni, arad eyle ilgili hibir bilgi verilme

" S e n d e olan bir sr var. Bu gece onu benimle paylaacaksn."

miti. Ama zaten verilmesini de beklemiyordu. Farmasonluun i embe

Solomon onun gzlerine bakabilmek iin enesini yukar kaldrmaya

rinde daha kk emberler vard... yllarca beklese de Mal'akh'n rene


meyecei emberler. U m r u n d a deildi. yelii iini grmt. O Mabet
Odas'nda benzersiz bir ey olmu ve Mal'akh'a hepsinin stnde bir g
vermiti. Artk sizin

kurallarnzla

almt. "Ben... anlamyorum."


"Artk yalan yok!" diye baran Mal'akh, fel olmu adama iyice
yaklamt. "Burada, Washington'da ne saklandn biliyorum."
Solomon'n gri gzleri ona meydan okuyordu. " N e d e n bahsettiin

oynamyorum.

ayn yudumlayan Mal'akh, "Sizinle yllar nce karlatmzn

hakknda hi fikrim yok!"


ayndan bir yudum daha alan Mal'akh, fincan tabaa yerletirmi

farknda msnz?" demiti.


Solomon akn bir ifadeyle bakyordu. "Gerekten mi? Hatrla

ti. " O n yl nce, annenin ld akam da bana ayn szleri syledin."


Solomon'n gzleri adeta yuvalarndan frlayacakt. "Sen?..."

myorum."
" U z u n bir zaman nceydi."

Ve gerek ismim

Christopher Abaddon

"lmesine gerek yoktu. stediim eyi bana verseydin..."


Yal adam karsndakini tanynca yz dehet dolu bir ifade almt.

deil.
" z r dilerim. Sanrm hafzam yalanyor. Seni nereden tandm
bana hatrlatr msn?"
Mal'akh, yeryzndeki herkesten daha fazla nefret ettii adama son
Mal'akh seri bir hareketle cebinden kk bir aygt karp ileri do
ru uzatm ve adamn gsne yaslamt. Bir milyon voltluk elektrik Peter
Solomon'n vcudunda gezinirken, mavi bir k patlamas olmu ve sersemletiei silahn czrts duyulmutu. Gzleri kocaman alan Peter, koltu
una ylmt. Ayaa kalkp adamn tepesinden bakan Mal'akh'n, yaral
avn mideye indirmek isteyen bir aslan gibi azndan salyalar akyordu.
Kurbannn gzlerindeki korkuyu gren Mal'akh, byk Peter Solo
mon'n dizlerinin bann zldn dnyada ka kiinin grdn
merak ediyordu. Uzun bir sre bu manzarann tadn karm, adamn ne
fesinin dzelmesini beklerken, ayndan bir yudum almt.
" N e . . . n e d e n ? " diyebilmiti.
Mal'akh, "Sence n e d e n ? " diye sormutu.

gsne yaslamt. Mavi k tekrar parladnda, Solomon tamamyla


fel olmutu.
Taser'i cebine sokan Mal'akh, sakince ayn bitirmiti. Sonra da
dudaklarn nakl keten bir peeteyle silmi ve kurbanna bakmt.
"Gidelim m i ? "
Solomon'n vcudu hareketsizdi ama gzleri fal ta gibi almt.
Mal'akh ona iyice sokulup kulana fsldamt. "Seni sadece gere

Nefes almaya alan Solomon hrltlar karyordu.

Solomon'n sesi titrek kyordu.

" A m a sen..."
n e doru hamle yapan Mal'akh, Tascr tabancay yeniden adamn

bir kez glmsemiti. "Hatrlamamanz ne kt."

Konumaya alan

Mal'akh. "Seni uyarmtm," demiti. "Eer o tetii ekersen, sonsu


za kadar yakan brakmayacaktm."

Sonunda,

in hayatta kald bir yere gtryorum."


Mal'akh baka tek kelime etmeden nakl keten peeteyi tka yapp,
Solomon'n azna ulatrmt. Ardndan, uyuuk haldeki adam geni
omuzlarnn stne kaldrp zel asansre ynelmi, dar karken kori
dordaki konsoldan Solomon'n iPhonc'uyla anahtarlarn almt.
Mal'akh, bu akam bana btn srlarn anlatacaksn,

diye dn

mt. Yllar nce beni neden lme terk ettiini de.


I

Dan

Brovvn

144

145

Kayp

Sembol

taya karak, pek oklarna gre, Avrupa'nn nde gelen bir bilimsel d
nce topluluunun duvarlar iindeki bilim adamlarndan oluan sekin
bir gruba emanet edilmiti. Buras, anlalmaz bir biimde Invisible Colle-

30.

BLM

ge adn alan L o n d r a Kraliyet Akademisi'ydi.


Bu gizli "kolej" hzla, dnyann en aydn kiilerinden oluan bir da
nman kurulu haline gelmiti; Isaac Newton, Francis Bacon, Robert By
le ve hatta Benjamin Franklin. Modern adaki meslektalarn

SB Kat.
Senato

listesi de

daha az etkileyici deildi; Einstein, Hawking, Bohr ve Celsius. Bu byk


dehalarn hepsi, insanln dnce yapsnda kuantum sramalar yarat

Bodrumu.

Robert Langdon'n kapal yer korkusu, aa doru indikleri her

mlard. Yaptklar bulular kimilerine gre, Invisible College'da saklanan

admda kendini daha fazla hissettiriyordu. Binann temelinin derinlikleri

eski bilgelikle tanmalarnn bir sonucuydu. Bu duvarlarn arasnda all

ne doru ilerlerken hava iyiden iyiye arlamt. Havalandrma sistemi

madk younlukta "mistik almalar" yaplm olsa da Langdon bunun

sanki almyordu. Buradaki duvarlar tala sar tulann dengesiz bir ka

doruluundan phe duyuyordu.


t936'da Isaac Newton'm gizli belgelerinin bulunmas, simyaya ve

rmyd.
M d r Sato, yrrken BlackBerry'sine bir eyler hlad. Langdon

antik bilgelie olan tutkusunu ortaya kararak tm dnyada aknlk ya

onun tedbirli davranlarnda bir phecilik sezinliyordu, ama bu durum

ratmt. Ncwton'in (izci belgelerinde bulunan Robert Boyle'a gnderdii

hzla karlkl bir tavr halini almaktayd. Sato, ona hl,'bu akam bura

clyazs bir mektupta, rendikleri gizli bilgi konusunda ondan azn sk

da olduunu nereden bildiini sylememiti. Ulusal gvenlik meselesi mi?

tutmasn istiyordu. Nevvton, "Dnyaya byk bir zarar vermeden nakledi-

Antik Gizemlerle ulusal gvenlik arasndaki ilikiyi anlamakta glk e

lenez," diye yazmt.

kiyordu. Ama zaten yaad bu durumu anlamakta da glk ekiyordu.


*Peter Solomon bana bir tlsm emanet etti...
ni kandrarak

Kongre

Binas'na getirdi

ve imdi

Hayalperest bir kak be


bunu

kullanarak...

muh

temelen SBB 13 denilen bir odadaki gizemli bir kapy amam istiyor.

Bu tuhaf uyarnn anlam bugn hl tartlyordu.


Ban BlackBcrry'den kaldran Sato aniden, "Profesr," dedi. "Bu
akam neden burada olduunuzu srarla bilmediinizi sylemenize ramen,
belki Peter Solomon'n yznn anlamn akla kavutur abilirsiniz."

Pek anlalr bir tablo deildi.

Dikkatini toplayan Langdon, "Deneyebilirim," dedi.

Bunlar akln kurcalarken, Peter'n Gizemler Eli'ne dntrlm

Delil torbasn karp, Langdon'a uzatt. "Bu yzn stndeki

dvmeli elinin korkun grntsn zihninden uzaklatrmaya alt. r


ktc grntye, Peter'n sesi elik ediyordu: Antik Gizemler Robert, pek
ok efsane dourdu... ama bu onlarn hayal rn olduu anlamna gelmez.

sembolleri anlatr msnz?"


Bo koridordan geerlerken, Langdon yz inceledi. O R D O AB
C H A O ( " yazl bir levha tayan ift bal Zmrdanka kuu vard ve s

Langdon mistik semboller ve tarihle ilgili bir meslekle urayor ol

tne 33 says ilenmiti. "33 saysyla birlikte ift bal Z m r d a n k a ku

sa da Antik Gizemler ve Tanrlama vaadi fikrini hibir zaman inandrc

u, masonluun en st derecesinin amblemidir." Teknik olarak bu prestijli

bulmamt.

derece sadece sko Riti'nde yer alyordu. Ama ritler ve masonluk derece

Hi kukusuz, antik Msr'daki Gizem Okullarndan kan gizli bil

leri, bu akam Sato'ya anlatmay hi istemedii karmak bir yapyd.

geliin, asrlar boyunca nesilden nesile aktarldn gsteren tarihi kayt


lar vard. Bu bilgi yeraltna tanm ve Rnesans Avrupas'nda tekrar orDan

Brovvn

146

( I ) Balangcn sonu. Kaostan kan dzen

147

Kayp

Sembol

"Esasen, otuz nc derece, fazlasyla ustalam kk bir mason grubu


iin ayrlm sekin bir payedir. Dier tm derecelere bir nceki dereceyi
baaryla tamamlayarak ykselebilinir, ama otuz nc dereceye yksel
mek denetim altndadr. Sadece davetle olur."
"O zaman Peter Solomon'n bu sekin i emberin bir yesi olduu
nu biliyordunuz?"
"Elbette. yelik gizli deildir."
"Ve ayn zamanda yksek rtbeli bir yetkili, yle m i ? "
"u anda evet. Peter, Amerika'daki sko Riti'nin idare birimi olan
Otuz nc Derece Yksek Konseyi'nin bakandr." Langdon, sembo
lik sslemeleri skoya'daki Rosslyn apeli'yle yaran mason merkez
lerine -Mabet Evi- gitmekten her zaman zevk duyard.
"Profesr, yzn etrafna kaznm szleri fark ettiniz mi? Her ey
otuz nc derecede aa kar diyor."
Langdon ban sallad. "Masonik inanta sk kullanlan bir szdr."
"Galiba bu, bir mason en tepedeki otuz nc dereceye yksekliin
de, kendisine zel bir ey akland anlamna geliyor, yle deil m i ? "

Langdon, " B u n d a alacak bir ey yok," dedi. "Msr'daki piramit


leri yapanlar, modern ta ustalarnn ncleriydiler ve piramit, baka Msr
temalaryla birlikte, masonik sembolizmde ska kullanlr."
"Neyi simgeler?"
"Piramit esasen aydnlanmay temsil eder. Antik insann dnyevi bo
yuttan kurtulabildiini, cennete, altn gnee ve nihai olarak aydnlanma
nn yce kaynana doru ykseldiini gsteren mimari bir semboldr."
Sato biraz bekledi. "Baka bir ey yok m u ? "
Baka bir ey mi?! Langdon az nce tarihin en sekin sembollerinden
birini aklamt, insan tanrlarn krallna ykselten vap.
Sato, "Ekibimdekilerin sylediine gre, bu akam daha belirgin
balantlar da var. Waslington'daki zel bir piramitle ilgili popler bir ef
sanenin var olduunu sylyorlar, masonlarla ve Antik Gizemlerle doru
dan ilintili bir piramit."
Langdon imdi onun neden bahsettiini anlamt. Daha fazla vakit
kaybetmeden bu bo inanc rtmeye alt. "Efsaneyi biliyorum bakan

"Evet, inan byle ama sanrm gerek bu deil. Masonluun bu en

ama bu sadece bir hayal. Mason Piramidi, D.C.'dc anlatlagelen bir efsa

yksek kademesindeki seilmi birka kiiye, gizemli bir srrn akland

nedir. Birleik Devletler Devlet Mhr'nn stndeki piramitten kaynak

zann hep vard. A m a bence gerek bu kadar heyecan verici deil."

lanyor olmal."

Peter Solomon genellikle kymetli bir masonik srrn varlyla ilgili


kinayeler yapard, ama Langdon, kardelie katlmas iin onun, kendisini

" N e d e n daha nce bahsetmediniz?"


Langdon omuzlarn silkti. "nk gereklere dayanan bir temeli yok.

kandrmaya altn dnrd. Ne yazk ki, bu akam olanlar oyun de

Dediim gibi, bir efsane. Masonlarla ilikilendirilen sylencelerden biri."

ildi. antasndaki mhrl paketi korumas konusundaki ciddiyetinin de

" A m a bu efsane dorudan Antik Gizemlerle ilgili, yle deil m i ? "

aka olmad ortaya kmt.

"Evet, pek oklar gibi. Antik Gizemler tarih boyunca sregelen pek

Langdon, Peter'n altn yznn durduu torbaya mitsizce bakt.


" B u n u n bende kalmasnn bir sakncas var m ? " diye sordu.
Sato, ona bakt. " N e d e n ? "

ndan bahsedilir. Ve liste byle uzayp gider. Hepsinin de temeli Antik Gi

"Yzk Peter iin ok deerli. Bu akam ona ben geri vermek is

zemlere dayanr... Mason Piramidi ise bunlardan sadece biridir."

tiyorum."

Sato, "Anlyorum," dedi. "Peki bu efsane tam olarak ne diyor?"

Sato, ona kukuyla bakt. "Dilerim yle bir ansnz olur."


"Teekkrler." Langdon yz cebine koydu.
Labirentin derinliklerine doru telala ilerlerken Sato, "Bir soru daha,"
dedi. "Ekibimdekiler 'otuz nc derece' ile masonluktaki 'kap'y birlik
te tararlarken, yzlerce yerde 'piramit' ifadesinin getiini grmler."
Dun

ok efsanenin kayna olmutur. Tapnaklar, Gl Hallar, lluminati ve


Alumbrado'lar gibi gizli muhafzlarn koruduu gl bir bilginin varl

Brovvn

148

Langdon bir sre dndkten sonra cevap verdi. "ey... ben komp
lo teorilerinde uzman deilim ama mitoloji konusunda eitimim var ve pek
ok yerde bu yle anlatlr: Antik Gizemler, yani tm alarn kayp bil
gelii, uzun bir sre insanolunun en kutsal hazinesi olarak kabul edilmi
tir ve tm byk hazineler gibi zenle korunmutur. Bu bilginin gerek gKayp

Sembol

cn anlayan aydnlanm bilgeler, onun yol aabilecei sonulardan kork

"Evet. Masonlar her trden lgn efsanenin kurban olmulardr."

may renmilerdi. Bu gizli bilgi ehil olmayanlarn eline getiinde, yk

"Anlalan siz byle bir piramidin varlna inanmyorsunuz."

c sonular dourabileceini biliyorlard. D a h a nce de belirttiim gibi

Langdon, "Elbette inanmyorum," diye yantlad. " D . C . bir yana dur

gl aralar hem iyilik hem de ktlk iin kullanlabilirler. Bu yzden

sun, mason kurucularn Amerika'da herhangi bir piramit ina ettiklerine

Antik Gizemleri ve bu srete rol alanlar korumak amacyla, eski uygula

dair hibir kant yok. Bir piramidi saklamak olduka gtr, zellikle de

yclar gizli kardelikler kurdular. Bu kardeliklerde bilgelii sadece uy

tm alarn kayp bilgeliini barndracak kadar byk olan bir piramidi."

gun eitimi alanlarla paylaarak, bilgeden bilgeye aktardlar. Pek oklar

Hatrlad kadaryla efsane Mason Piramidi'nin iinde ne olduunu

geriye dnp baktmzda... byc, sihirbaz ve ifac hikyelerinde bu

aklamyordu. Antik metinler mi, oklt yazlar m, bilimsel bulular m,

gizemi kullanlara dair tarihi ipular bulacamza inanr."

yoksa ok daha gizemli bir ey mi belli deildi. A m a efsane, iindeki bu

Sato, "Peki ya Mason Piramidi?" diye sordu. "Bu hikyenin neresin


de v a r ? "

kymetli bilginin zekice ifrelendiini... ve sadece aydnlanm ruhlarn


zebileceini sylyordu.

Sato'ya yetimek iin admlarn hzlandran Langdon, "ey..." dedi.

Langdon, " H e r neyse," dedi. "Bu hikye biz simgebilimcilerin 'kib

"Tarih ve efsane bu noktada birbirine karyor. Bazlarna gre Avrupa'da

rit arketip' dedii snfa giriyor, yani popler mitolojiden oka e dn

on altnc yzylda bu kardeliklerin hemen hepsi yok olmu, dini zulmn

alm, antik efsanelerin bir karm... Bu yzden tarihi bir gerek deil,

artan basksyla silinip gitmiti. Sylendiine gre, farmasonlar Antik Gi

ancak uydurma bir yap olabilir."

zemlerin ayakta kalan son muhafzlarydlar. Anlalr bir sebeple, eer,

Langdon rencilerine hibrit arketipi anlatrken, nesilden nesile ak

kendi kardelikleri de ncekiler gibi bir gn yok olursa, Antik Gizemlerin

tarlan, zaman iinde abartlan ve birbirlerinden dn aldklar ayn e

sonsuza kadar kaybolacandan korktular."

lerle, trde ahlak hikyelerine dnen peri masallar rneini verirdi; ba

"Peki ya piramit?" Sato bastryordu.

kire kzlar, yakkl prensler, alamayan kaleler ve gl bycler...

Langdon tam da bu konuya gelecekti. " M a s o n Piramidi efsanesi ol

Masallar sayesinde "yiyle k t " arasndaki eski sava bize ocukluktan

duka basittir. Gelecek nesiller iin bu byk bilgelii koruma sorumlu

itibaren hikyelerle alanr: Malin ve Morgan le Fay, St. (ieorge ve Ej

luklarn yerine getirmek isteyen masonlar, onu byk bir kalede sakla

derha,

maya karar vermilerdi." Langdon hikyeden hatrladklarn toparlama

ve Darl Vader.

David ve

Goliath,

Pamuk Prenses ve

Cad,

hatta

Luke Skywalkcr

ya alt. "Yine de bunun bir efsaneden ibaret olduunu belirtmek isti

Sato, bir keden dnp, Andcrson'n peinden basamaklar inerken

yorum. A m a anlatlanlara gre masonlar bu gizli bilgelii Eskidnya'dan

ban kad. "Bana unu syler misiniz; yanlmyorsam bir zamanlar pi

Yenidnya'ya tadlar, yani buraya, Amerika'ya. Dini zorbalklarn ya

ramitlerin, firavunlarn tanrlarn katna ulaabilecekleri mistik kaplar ol

anmayacan umduklar bir ktaya getirdiler. Ve burada, bu bilgeliin

duklarna inanlrd, yle deil m i ? "

nakledecei muazzam gc tm insanln kaldrabilecei gne kadar.

"Doru."

Antik Gizemleri koruyabilecekleri alamaz bir kale -bir piramit- ina et

Aniden duran Sato, Langdon' kolundan tuttu ve aknlkla gven

tiler. Efsaneye gre masonlar byk piramitlerini, iindeki kymetli ha

sizlik arasnda bir ifadeyle yzne bakt. " P e t e r Solomon' elinde tutan ki

zinenin sembol olarak som altndan, parlak bir kapak tayla talandr

inin sizden bir kap bulmanz istediini sylyorsunuz. Bu efsanedeki

dlar. Bu hazine, insanla gizli glerinin t m n verecek olan eski bil

M a s o n Piramidi hi mi aklnza gelmedi?"

gelikti, yani Tanrlama."

"smi baka bir ey de olsa, Mason Piramidi bir peri masal. Tmy

Sato, "yi hikyeymi," dedi.


Dan

Brown

le bir hayal rn."


150

151

K&} p

Sembol

Sato, ona biraz daha yaklanca Langdon, kadnn nefesindeki sigara


kokusunu ald. "Bu konudaki tutumunuzu anlyorum profesr ama soru
turmamn yrmesi asndan, bu benzerlik gz ard edilemez. Gizli bilgi
ye alan bir kap. Bence Peter Solomon' alkoyan kiinin, sadece sizin

31.

aabileceinizi syledii eye ok benziyor."

BLM

"ey, ben pek inanmyorum..."


"Sizin neye inandnzn nemi yok. Siz neye inanrsanz inann, bu
adamn Mason Piramidi'nin gerek olduuna inanabileceim kabul etmek
zorundasnz."

Trish Dunne, Kp'iin parlak klarndan kp, boluun zifiri karan


lna girerken, her zamanki gibi yine adrenalin salgladn hissetti. Az

" A d a m bir kak! Eskilerin tm kayp bilgeliini ieren yeraltndaki


dev bir piramide S B B O ' t c n girildiine de inanyor olabilir!"

nce SMSC'nin n kapsndan arayp, Kathcrine Solomon'n misafiri Dr.


Abaddon'n geldiini ve 5. Blme'ye girmek iin yanna bir refakati gn

Sato gzlerinden ate saarak hi kprdamadan durdu. "Bu akam

derilmesi gerektiini sylemilerdi. Trish ise byk bir merakla kendisi

iinde bulunduum kriz bir peri masal deil, profesr. Sizi temin ederim,

gitmek istemiti. Katilerine, ziyarete gelen adam hakknda fazla bir ey an

fazlasyla gerek."

latmamt ve bu durum Trish'iri ilgisini ekmiti. Peter Solomon'n bu

Aralarnda souk bir sessizlik oldu.

adama hayli gvendii anlalyordu; Solomon'lar, Kp'e kimseyi davet

Sonunda, "Efendim?" diyen Anderson, metre tedeki baka bir g

etmezlerdi. Bu bir ilk olacakt.

venlik kapsn gsteriyordu. " D e v a m etmek istiyorsanz, geldik saylr."


Gzlerini Langdon'dan ayran Sato, Anderson'a devam etmesini
iaret etti.

Karanlkla ilerlerken, umarm buradan gemeyi bnyesi kaldrr,

di

ye dnd. stedii son ey, Katherine'in ok nemli misafirinin laboratuvara girmek iin ne yapmas gerektiini anladnda panie kaplmasy-

Kilitli kapy aan polis efinin peinden gidip, dar bir geide girdi
ler. Langdon sana ve soluna bakt. Bu aka olmal.
Hayatnda grd en uzun koridorun banda duruyordu.

d. lk seferi daima en kiiisdr.


Trish'in ilk seferi bundan bir yl nceydi. Katherine'in i teklifini ka
bul etmi, gizlilik anlamas imzalam ve sonra laboratuvar grmek iin
Katherine'le birlikte SMSC'ye gelmiti. ki kadn birlikte "Sokak"tan y
rdkten sonra, 5. B L M E yazan metal bir kapya gelmilerdi. Kathcrine
laboratuvarn ssz bir yerde olduunu syleyerek onu hazrlamaya al
m olsa da blmenin kaps aldnda Trish grdklerine hazr olmad
n hissetmiti.
Boluk.
Kathcrine eikten geerek karanla doru birka adm atm ve
Trish'e takip etmesini iaret etmiti. "Gven bana. Kaybolmazsn."
Kendini stadyum boyutlarnda simsiyah bir yerde hayal eden Trish
terlemeye balamt.
"Yolu takip etmen iin bir klavuz sistemimiz var," diyen Katherine
yeri gstermiti. " o k ilkel bir teknoloji."

Dan

Brovvn

152

153

Kayp

Sembol

Trish karanlkta gzlerini ksarak beton zemine bakmt. Grmesi


biraz zaman alsa da yere dz izgi halinde serilmi bir yolluk olduunu
fark etmiti. Yol gibi uzanan hal, karanlkta gzden kayboluyordu.
Arkasn dnp yryen Katherine, "Ayaklarnla greceksin," demi

Yine

baardm.

Bo koridorlarda ilerlerken, gvenli bir ada bulduklar redakte edil


mi, tuhaf dosyay dnd. Eski bir kap m? Yeraltnda gizli bir ver mi?
Mark Zoubianis'in bu gizemli dokmann nereden geldiini bulup bula
madn merak etti.

ti. " T a m arkamdan gel."


Katherine karanln iinde kaybolurken, Trish korkusunu bastrp
onu takip etmiti. Bu delilik! 5. Blme'nin kaps, kalan da sndre

Kontrol odasndaki Katherine, plazma duvarn yumuak nda dur

rek arkasndan kapandnda halda sadece birka adm atabilmiti. Nabz

mu, bulduklar esrarengiz metne bakyordu. imdi anahtar szcklerin

hzlanan Trish, tm dikkatini ayaklarnn altndaki hal hissine vermiti.

hepsini bir arada gryor ve bu metnin, aabeyinin Dr. Abaddon'la payla

Sa ayann kenarnn sert betonla temas ettiini hissettiinde birka

t uuk efsaneden bahsettiinden giderek daha fazla emin oluyordu.

adm ilerlemiti. gdleriyle hareket edip sola kayarak, her iki ayayla
yeniden yumuak halya basmt.

...bulunduu Y E R A L T I N D A K gizli...

Karanln tesinden sesi duyulan Katherine'in szleri, bu cansz


boluun akustii tarafndan yutuluyordu. "nsan vcudu mthitir," de

...bir yerde, W A S H N G T O N P.C.'deki koordinatlar...


...gtren A N T K KAPl'YI buldu...

miti. "Duyularndan birinden mahrum kalrsan, dier duyular hemen dev

...uyararak P R A M D N tehlikeli...

reye girer. u anda ayaklarndaki sinirler kelimenin tam anlamyla kendi

...ortaya karacak KAZINMI B R E M deifre...

lerini yeniden yaplandryorlar."


Y n n yeniden bulan Trish, aman ne iyi, diye dnmt.
Fazlasyla uzun gelen bir sre boyunca yrmlerdi. Trish sonunda,
" D a h a ne kadar v a r ? " diye sormutu.
"Yolu yarladk." Katherine'in sesi artk daha da uzaktan geliyordu.
Trish sknetini korumak iin elinden geleni yaparak hzlanmt ama
karanln enginlii onu yutacak gibiydi. Yzmn bir milimetre tesini bi
le gremiyorum! "Katherine? Ne zaman duracan nasl anlyorsun?"
Katherine, "Birazdan anlarsn," demiti.

Dosyann geri kalann grmeliyim, diye dnd.


Bir sre daha baktktan sonra plazma duvarn g dmesini kapatt.
Yakt hcresinin sv hidrojen rezervlerini boa harcamamak iin bu ener
ji tketici ekran daima kapatrd.
Anahtar kelimelerin yavaa solup, duvarn ortasnda minik beyaz
noktacklara dnmelerini ve en sonunda titreek kaybolmalarn izledi.
Arkasn dnp ofisine yrd. Dr. Abaddon biraz sonra burada ola
cakt ve ona ho karlandn hissettirmek istiyordu.

T m bunlar bir yl nceydi ve imdi, bu akam, Trish yine bolukta, bu


sefer aksi yne, lobiye doru patronunun misafirini almaya gidiyordu. Aya
nn altndaki halnn dokusundaki ani deiiklik, kn metre ileride
olduunu haber verdi. Tutkulu bir beyzbol hayran olan Peter Solomon'n
deyiiyle bu, uyar parkuruydu. Aniden duran Trish anahtar kartn karp,
yuvay buluncaya kadar karanlkta duvar yoklad ve kart yerletirdi.
Kap tslayarak ald.
Trish, S M S C koridorunun scak klarnda gzlerini ksarak ileri
ye bakt.

Dan Hrotv

154

155

Kayp

Sembol

Anderson ban iki yana sallad. "SBB'deki S harfi Senato anlamna


gelmiyor. O..."
"ef?" Bir memur uzaktan sesleniyordu. Elinde anahtarla koridorda
onlara doru komaktayd. "zgnm efendim, biraz zaman ald. SBB'nin

32.

BLM

anahtarn bulamadk. Bu yedek kutusundaki anahtar."


Anderson aknlkla, "Asl kayp m ? " diye sordu.
Yanlarna geldiinde nefes nefese kalan memur, "Galiba kayp," di
ye yantlad. "Yllardr buraya kimse inmek istemedi."

Langdon ile Sato'ya, Kongre Binas'nn doudaki temel duvar bo


yunca uzanan sonsuz koridorda rehberlik eden Anderson, "Neredeyse gel
dik," dedi. "Lincoln'n zamannda bu geidin pis bir zemini vard ve fare
kaynyordu."

"zgnm, SBB'deki odalardan hibirinin anahtarn bulamadk.


MacDonald u anda bunun zerinde alyor." Grevli, telsizini karp
konutu. "Bob? efin yanndaym. SBBLTn anahlaryla ilgili yeni bir

Langdon zeminin karo kaplanmasna minnet duydu; farelere hayran


lk duyduu sylenemezdi. Ayak sesleri uzun geitte rktc ve ahenksiz
bir ekilde yanklanan grup yrmeye devam etti. Uzun koridorda bazla
r kapal ama ou aralk duran kaplar sralanmt. Bu kattaki odalarn o
unluu terk edilmi gibi grnyordu. Langdon kaplardaki saylarn gi
derek kldn fark etti.

bilgi var m ? "


Grevlinin telsizi czrdad ve bir ses cevap verdi. "Aslnda, evet. Bu
biraz tuhaf. Bilgisayara getiimizden bu yana hi kimsenin oraya girme
diini gryorum, ama defterdeki kaytlarda SBB'deki odalarn yirmi yl
nce temizlenip boaltld yazyor. u anda kullanlmayan alan olarak
listeleniyorlar." D u r d u . "SBB13 hari hepsi."

SB4... SB3... SB2...SB1...


Numaralandrlmam bir kapnn yanndan getiler, ama saylar ye
niden klmeye baladnda Anderson aniden durdu.
HB1... HB2...
Anderson, "zgnm," dedi. "Kardm. Bu kadar aaya hemen
h e m e n hi inmiyorum."
Grup eski bir metal kapya doru birka metre geri gitti. Langdon, bu
kapnn koridorun tam ortasnda bulunduunu fark etti. Senato Bodrumu'yla
Temsilciler Meclisi Bodrumu'nu ikiye ayryordu. Sonradan anlald ki ka
p aslnda numaralandrlmt, ama o kadar silikti ki okunmuyordu.
SBB
Anderson, "te geldik," dedi. "Anahtarlar birazdan gelir."

Anderson telsizi ald. "Ben ef. SBB 13 hari hepsi derken ne demek
istedin?"
"ey, efendim," diye cevap verdi grevli. " B u r a d a SBB13'n 'zel'
olduunu gsteren clyazs bir not var. Uzun zaman ncesine ait ama Mi
m a r tarafndan paraflanm."
Langdon, Mimar kelimesinin, Kongre Binas'n ina eden kiiye de
il, onu yneten kiiye atfedildiini biliyordu. Kongre Binas'nn Mimar
olarak atanan kii, tpk bir binann mdr gibi onun bakmndan, resto
rasyonundan, gvenliinden, personel almndan ve ofislerin belirlenme
sinden sorumluydu.
Telsizdeki ses, "Tuhaf olan u ki..." dedi. "Mimar'm notu bu zel ye
rin Peter Solomon'a tahsis edildiini sylyor."
Langdon, Sato ve Anderson birbirlerine aknlkla baktlar.
Ses, "Efendim, sanrm Bay Solomon, SBB'nin asl analtaryla bir

Sato kalarn atp saatine bakt.


SBB yazsna bakan Langdon, Anderson'a, "Buras ortada okluu
halde neden Senato tarafnda kabul edilmi?" diye sordu.
Anderson armt. " N e d e m e k istiyorsunuz?"
"SBB yazyor, S ile balyor H ile deil."

Dan Brovvn

Anderson anahtar eline ald. "SBB13'n baka anahtar yok m u ? "

156

likte SBB13'n anahtarn da elinde bulunduruyor," diye devam etti.


Langdon

kulaklarna

inanamyordu.

Peter'n Kongre Binas bodru

munda zel bir odas m var? Peter Solomon'n srlarla dolu olduunu bi
liyordu ama bu kadar Langdon iin bile aknlk vericiydi.
157

kayp

Sembol

Bundan pek holanmad anlalan Anderson, " T a m a m , " dedi.


"zellikle S B B D ' e girmeyi umut ediyoruz, bu yzden yedek anahtar ara
maya devam edin."
"Arayacaz efendim. Bununla birlikte istemi olduunuz dijital re
sim zerinde de alyoruz..."
Konuma dmesine basp, sesini kesen Anderson, "Teekkrler,"
dedi. "Bu kadar. Elinize geer gemez o dosyay Bakan Sato nun BlackBerry'sine gnderin."
"Anlald efendim." Telsizin sesi kesildi.
Anderson telsizi karlarnda duran memura verdi.
Grevli bir plann fotokopisini karp efe uzatt. "Efendim, SBB gri
gsterilen yer, SBB.13' X ile iaretledik. Bu ekilde bulmak kolay olacak.
Olduka kk bir yer."
Anderson memura teekkr ettikten sonra, gen adam uzaklarken dik
katini elindeki plana verdi. Olaylar izlemekte olan Langdon, Kongre Bina
s'nn altndaki tuhaf labirenti meydana getiren odacklarn saysna armt.
Bir sre plan inceleyen Anderson, ban sallayp kd cebine sok
tu. SBB yazan kapya dnp anahtar yukar kaldrd, ama amaktan rahat
szlk duyduu anlalyordu. Langdon da benzer kukular iindeydi; bu
kapnn ardnda ne olduunu bilmiyordu ama Solomon orada her ne sakl
yorsa, gizli kalmasn istediinden emindi. Hem de ok gizli.
Sato Jjoazn temizleyince Anderson ne demek istediini anlad. ef
derin bir nefes alp anahtar delie soktu ve evirmeye alt. Anahtar kpr
damad. Langdon bir an iin yanl anahtar olduu midine kapld, ama ikin
ci denemede anahtar dnd ve kilit ald. Anderson kapy iterek aralad.
Ar kap dar doru gcrdayarak alrken, koridora rutubetli bir
hava doldu.
Eliyle k dmesini ararken Langdon'a bakan Anderson, "Profe
sr," dedi. "Sorunuzun cevabna gelince, SBB'deki S harfi Senato demek
deil. Alt'" d e m e k . "
"Alt m ? " diye soran Langdon'n akl karmt.
Ban sallayan Anderson, kapnn i tarafndaki k dmesini bul
mutu. Tek bir lamba, zifiri karanla doru inen dimdik merdivenleri ay
dnlatt. "SBB, Kongre Binas'nn alt bodrumu demektir."
(1) ngilizccde " S u b " olarak kullanlr.

Dun

Brown

158

rda yal bir Afro-Amerikalnn avu iiyle cama vurup, birtakm iaret
lerle ieri girmek istediini sylemeye altn grd.
Nunez ban iki yana sallayp saatini gsterdi.

33.

BLM

A d a m kapy yeniden yumruklayp n altna geti. Kusursuz bir


mavi takm elbisesi ve ksa gri salar vard. Nunez'in nabz hzland.
Aman Tanrm. Nunez bu mesafeden bile adam tanmt. H e m e n girie d

Sistem gvenlii uzman Mark Zoubianis dizst bilgisayarnn ek


rannda yazan bilgilere kalarn atarak bakyor ve oturduu mindere git
tike daha fazla gmlyordu.
Bildii en iyi korsan programlar bu metni krmakta ve Trish'in ver
dii gizemli IP adresini bulmakta yetersiz kalmt. Aradan on dakika ge
tii halde Zoubianis'in program hl, kar bilgisayarn gvenlik kalkan
n yumruklayp geri dnyordu. eri szabileceine dair umutlar tken
Bana neden fazla para

verdiklerine amamal.

Telefonu

aldnda, yeni bir programla farkl bir yntem uygulamak zereydi.


Tanr akna,

seni arayacam sylemitim.

Futbol

mann sesini

ksp cevap verdi. " E v e t ? "


Bir adam, " M a r k Zoubianis ile mi gryorum?" diye sordu. "Ad
Zoubianis arkadan gelen dier bouk sesleri duyabiliyordu. ampi
ma srasnda pazarlama

ban nazike eerek Nnez'e teekkr etti. Bellamy, evresinde olup

m yapyorlar? Bunlar deli mi?

ince yapl bir adamd. Son yirmi be yldr A B D Kongre Binas'nn y


neticisiydi.
Nunez, "Size yardmc olabilir miyim efendim?" diye sordu.
"Teekkrler. Evet." Bellamy bu szleri gl bir kararllkla telaffuz
etmiti. Kuzeydoulu bir Ivy Leaguc mezunu olan Bellamy'nin diksiyonu
ylesine kusursuzdu ki, kulaa ngiliz gibi geliyordu. "Bu akam burada
bir olay olduunu haber aldm." Hayli endieli grnyordu.
"Evet efendim. Olanlar..."
"ef Anderson n e r e d e ? "
" C I A Gvenlik Oi'isi'nden Bakan Sato ile birlikte aada."

resiniz 357 Kingston Drive, Washington m ? "


yonluk

Warren Bellamy -Kongre Binas'nn Mimar- eikten admn atp,


bitenlere hkim olduunu anlatan keskin gzlere sahip, dik durulu ve

Bu ne biim bir adres byle?

mek zereydi.

np kapnn kilidini at. " z g n m efendim. Ltfen ieri girin."

"Durun

tahmin edeyim. Anguilla'da bir hafta tatil kazandm?"


"Hayr," diyen kiinin sesi gayet ciddiydi. "Merkezi Haberalma Te-

Bellamy'nin gzleri kaygyla byd. " C I A burada m?"


"Evet efendim. Bakan Sato olaydan h e m e n sonra geldi."
Bellamy, " N e d e n ? " diye sordu.
Nunez omuzlarn silkti. Sanki sorabilir/niini de!

kilat'nn sistem gvenliinden aryorum. Snflandrlm veritabanlar-

Bellamy doruca yryen merdivenlere yneldi. " N e r e d e l e r ? "

mzdan birini neden krmaya altnz renmek istiyoruz."

"Aa kala indiler." Nunez, onu takip etti.


Bellamy arkasn d n p evhamla bakt. "Aaya m? N e d e n ? "

Kongre Binas alt bodrumunun kat stndeki geni ziyareti mer


kezinde, gvenlik grevlisi Nuhez her akam bu saatlerde yapt gibi, ana
giri kaplarn kilitledi. Mermer zemine doru adm atarken, asker kaputu
giyen dvmeli adam dnd.
Yryen merdivene vard srada d kapdan gelen yumruklama se
sini duyunca arkasn dnd. Gzlerini ksarak ana girie baktnda, daBrown

Bellamy imdi daha hzl hareket ediyordu. Beni hemen onlarn ya


nma gtr."
"Peki efendim."

Onu ben ieri aldm. Yarn bir ii olacandan pheliydi.

Dan

" T a m olarak bilmiyorum, telsizimden duydum."

160

ki adam geni lobide yrrken Nunez, Bellamy'nin parmandaki


byk altn yz fark etti.
Nunez telsizini kard. "efe aa indiinizi haber vereyim."
161

Kayp

Sembol

"Hayr." Bellamy'nin gzleri tehlikeli bir ekilde parldad. " H a b e r


vermemen daha iyi olur."
Nunez bu akam baz hatalar yapmt ama ef Anderson'a Mimar'n
binada olduunu haber vermemek onun sonu demekti. Huzursuzca, "Efen

34.

dim," dedi. "Sanrm ef Anderson..."

BLM

Bellamy, "Bay Anderson'n ivereni olduumun farknda msn?" di


ye kt.
Trish D u n n c . SMSC lobisinden ieri girince, aknlk iinde kald.

Nunez ban sallad.


"O halde sanrm o da benim emirlerime uyman tercih eder."

Burada beklemekte olan konuk, binaya daha nce gelen klksz, kitap kur
du doktorlara -antropoloji, okyanus bilimi, jeoloji ve dier bilim alanlarn
daki doktorlara- hi benzemiyordu. Tam aksine Dr. Abaddon'n, zenle di
kilmi takm elbisesinin iinde adeta aristokrat bir havas vard. Uzun bo
yu, geni gs, yank teni ve kusursuzca taranm sar salar Trish'e onun
laboratuvarlardan daha ok, lkse dkn olduu izlenimini vermiti.
Elini uzatan Trish, "Sanrm siz Dr. Abaddon'snz?" dedi.
Adam tereddt ederek bakt ama yine de Trish'in tombul elini geni
avu iiyle skt. "Affedersiniz. Peki ya siz?"
"Trish D u n n e , " diye cevap verdi. "Katherine'in asistanym. Size laboratuvara kadar elik etmemi istedi."
"Ah, anlyorum." A d a m imdi glmsyordu. "Sizinle tantma
m e m n u n oldum, Trish. arm grndysem beni affedin. Katherine'in
bu akam yalnz olacan sanyordum." Koridoru iaret etti. "Ama kendi
mi size teslim ediyorum. Yolu siz gsterin."
Adam abucak toparlamasna ramen Trish, onun gzlerindeki hayal
krkln grmt. imdi Katherine'in bu adam hakknda neden fazla bir
ey

anlatmadn

anlamaya

alyordu. Aralarnda

romantik

bir eyler

balam olabilir mi? Katherine zel hayatndan asla bahsetmezdi ama ko


nuu ekici ve iyi eitim alm biriydi. Kathcrine'dcn gen olmasna ra
men, onunla ayn zenginlikler ve ayrcalklar dnyasndan geliyordu. Dr.
Abaddon bu akamki ziyaretiyle ilgili her ne hayal ettiyse, Trish'in bu pla
nn bir paras olmad akt.
Lobideki gvenlik kontrolnde tek bana duran grevli kulaklklar
n kardnda Trish, Redskins mann bartsn duydu. Grevli, Dr.
Abaddon' ziyaretilere her zaman yapld gibi metal dedektrnden ge
irip kimlik kontrol yapt.
Dun

Broun

162

163

Kayp

Sembol

Dr. Abaddon cebinden telefonunu, anahtarlarn ve akman ka


rrken, nazike, "Kim kazanyor?" diye sordu.
Yeniden ma dinlemek iin can atan grevli, "Skins say n d e , "
dedi. " M t h i bir m a . "
Trish grevliye, "Birazdan Bay Solomon gelecek," dedi. "Geldiin
de kendisini laboratuvara ynlendirir misin?"
" T a m a m . " Onlar geerken, grevli minnet duyduunu gsterir ekil
de gz krpt. "Uyar iin teekkrler. alyormu gibi yaparm."
Trish aslnda bunu sadece grevliyi ikaz etmek iin deil, ayn za
manda Dr. Abaddon'n Katherine'le ba baa geirecei akam blen tek
kii olmayacan belirtmek iin de sylemiti.
Ban kaldrp gizemli konua bakan Trish, "Katherine'i nereden ta
nyorsunuz?" diye sordu.

kenmi iekler, Eskimo kanolar ve dev mrekkepbah cesetleri iin he


nz karaborsa almad."
Dr. Abaddon gld. "Galiba haklsnz."
" E n byk gvenlik tehdidi kemirgenler ve bcekler." Trish ona
SMSC'nin dkntlerini dondurup, "l kuak" denen -tm binay rt gi
bi saran ift duvarlar arasndaki souk bir blge- mimari bir zellik kulla
narak bcek istilasndan nasl korunduklarn anlatt.
Abaddon, "nanlr gibi deil," dedi. "Peki Katherine'le Peter'n laboratuvan n e r e d e ? "
Trish, "5. Blme'de," dedi. "Bu koridorun sonunda."
Birden duran Abaddon, sa tarafndaki kk pencereye dnd.
" T a n r m ! una bakar msn!"
Trish kahkaha att. "Evet, buras 3. Blme. Buraya Islak Blme di

Dr. Abaddon kendi kendine gld. "Ah, uzun hikye. Bir ey zerin
de alyoruz."

yorlar."
Yzn cama yaptran Abaddon, "Islak m ? " diye sordu.

Trish, anlald, diye dnd. zerime vazife deil.


Devasa koridorda ilerlerken etrafna gz gezdiren Dr. Abaddon, "Bu
ras mthi bir yer," dedi. " D a h a nce buraya hi gelmemitim."
Sesinin haval tonu, attklar her admda Trish'in kulana daha se

"Burada on bin litreden fazla sv etanol var. D a h a evvel bahsettiim


dev mrekkepbah cesedini hatrladnz m ? "
"Mrekkepbah bu m u ? ! " Dr. Abaddon ksa bir an gzleri kocaman
alm bir halde yzn pencereden evirdi. " D e v gibi!"

vimli gelmeye balamt. Gen kadn onun ortama almaya altn fark

Trish, "Dii bir Architeuthis," dedi. "Boyu on iki metreden fazla."

etmiti. Koridorun parlak klar altnda adamn bronz teninin sahte oldu

Mrekkepbaln grnce kendinden geen Dr. Abaddon, gzlerini

unu anlad. Tuhaf Yine de bo koridorlarda dolarken Trish, ona blme

camdan ayramad. Bu yetikin adam bir an iin Trish'e, evcil hayvan ma

ler ve iindekilerle birlikte, SMSC'nin amacn ve alma eklini anlatt.

azasnn vitrininden bakarken ieri girip bir kpek yavrusu grmek iin

Konuk arma benziyordu. "Galiba burada paha biilmez sanat


eserlerinden oluan bir hazine var. Her yerde gvenlik grevlilerinin dur
masn beklerdim."

can atan kk bir olan ocuunu anmsatt. Be saniye gemiti ama h


l tutkuyla pencereden bakyordu.
Sonunda, "Tamam tamam," diyen Trish, kahkaha atarak anahtar kartm

Tepedeki tavana dizilmi balk gz kameralar gsteren Trish, "Bu

yerletirip PIN numarasn girdi. "Gelin. Size mrekkepbaln gstereyim."

na gerek yok," dedi. "Burada gvenlik otomatiktir. Tesisin belkemii olan


bu koridorun her santimi yirmi drt saat boyunca kayda alnr. Anallar kart

Mal'akh, 3. Blme'nin lo dnyasna admn atarken, duvarlarda g

ve PIN numaras olmadan bu koridordan herhangi bir odaya girmek mm

venlik kameras aryordu. Bu arada Katherine'in tombul asistan bu odada

kn deildir."

ki rnekleri anlatmaya balamt. Mal'akh artk onun sesini duymuyordu.

" K a m e r a l a r ie yaryor d e m e k ki."

Dev mrekkepbahklaryla da ilgilendii falan yoktu. Tek ilgilendii ey,

"Neyse ki, imdiye dek hibir hrszlk vakasyla karlamadk. A m a

beklenmedik bir sorunu zmek iin bu karanlk ve bo yeri kullanmakt.

zaten buras kimsenin soymak isteyecei trden bir mze deil. Nesli tDun

Brovvn

164

165

Kayp

Sembol

S B B B ' n yerini gstermek amacyla X ile iaretlenmiti. Langdon bu pla


nn on drt lahitli bir mozole -karlkl yedier mezar- ile ayn olduunu fark
etti. Az nce indikleri merdivenin olduu yer karlmt. Toplamda on .

35.

BLM

Kongre Binas'nn alt bodrumuna inen ahap merdivenler, Lang


don'n imdiye dek kulland dier merdivenler kadar dik ve basitti. Da
ha sk nefes alyor, gsnn sktn hissediyordu. Hava burada souk
ve nemliydi. Langdon birka yl nce Vatikan'daki Nekropolis'e inen mer
divenleri hatrlamadan edemedi. ller ehri.
Anderson onun nnde fenerle yol gsteriyordu. Langdon' hemen
arkasndan takip eden Sato, ara sra minik elleriyle srtna dokunuyordu.
Elimden geldii kadar hzl gidiyorum.

Derin

nefesler alan

Langdon,

iki

yanndan sktran duvarlar dnmemeye alt. Bu dar, merdivenli yo


la omuzlar glkle syor, antas duvara srtnyordu.
Sato arkasndan, "Belki de antanz yukarda braksanz iyi olurdu,"
dedi.
"Ben iyiyim," diye cevap veren Langdon'n, antasn gznn
nnden ayrmaya hi niyeti yoktu. Peter'n verdii kk paketi hayalin

Amerika'daki " o n " teorisyen, A B D Kongre Binas 'nn altnda on


deponun bulunduunu bilseydi bayram ederdi, diye dnd Langdon.
Bazlar, Birleik Devletler Devlet M h r ' n d e on yldz, on ok, on
piramit basama, kalkann zerinde on erit, on zeytin yapra,
on zeytin, avuit eoepti{[) ve e phibus unum{2) kelimelerinde on harf
bulunmasndan kuku duyuyordu.
Feneri tam karlarndaki odaya tutan Anderson, "Bo grnyor,"
dedi. Ar ahap kap ardna kadar akt. Ik, hibir yere kmayan bir ko
ridoru andran, dar - metre geniliinde, dokuz metre derinliinde- ve
ta bir oday aydnlatyordu. Odada birka krk sandkla, buruturulmu
ambalaj kdndan baka bir ey yoktu.
Anderson fenerin n kapnn stndeki levhaya tuttu. Levha pa
slanm olmasna ramen yine de okunabiliyordu:

de canlandrd ama Kongre Binas'nn bodrumundaki herhangi bir eyle

SBB IV

nasl bir ilgisi olabileceine akl ermedi.


Anderson, "Birka adm daha kald," dedi. "Neredeyse geldik/"

Anderson. "SBB4," dedi.

Merdivenlerdeki tek lambann aydnlndan uzaklaan grup, karan

Sato, "SBB 13 hangisi?" diye sorarken, bodrumun souk havasnda

la inmiti. Son basamaktan aa admn atan Langdon, ayaklarnn altndakinin toprak olduunu

hissetti. Dnyann merkezine seyahat.

Sato

onun arkasndan geldi.


rum, bodrum katndan ok merdivenleri diklemesine kesen, fazlasyla dar
bir koridora benziyordu. Anderson saa sola hareket ettirince, Lang
don geidin yaklak on be metre uzunluunda bir yer olduunu grd.
ki yana da kk, ahap kaplar sralanmt. Kaplar birbirine o denli ya
knd ki, odalar metreden geni olamazd.
Anderson plana bakarken Langdon, ACME Deposu, Domatilla Yeralt

Dan

buluuyor,

Brown

Anderson feneri koridorun gney ucuna evirdi. "urada."


D a r koridora gz atan Langdon tylerinin diken diken olduunu ve

imdi fenerini kaldran Anderson, etraf kolaan ediyordu. Alt bod

Mezarh'yla

azndan az da olsa buhar kt.

diye

dnd.
166

Alt

bodrumdaki

minik

blme,

soua ramen terlediini hissetti.


Kaplar topluluunun arasndan geerken, uzun zaman nce terk
edilmi, kaplar yar ak duran odalarn hepsi birbirinin ayn grn
yordu. Yolun sonuna geldiklerinde Anderson saa dnp, S B B B ' n

(1) T a n r bizim sorumluluklarmz gzetiyor.


(2) Biroklarndan biri (Eyaletlerden oluan ABD'nin tek bir devlet okluu anlamnda kul
lanlyor.)

167

Kayp

Sembol

iini grmek iin fenerini yukar kaldrd. Ama fenerin , ar bir ah


ap kap tarafndan kesilmiti.

"O halde onu elinde tutan adamn isteklerini yerine getirmeni tavsi
ye ederim."

Dierlerinin aksine, SBB13 kapalyd.

"Eski bir kapy aarak m? Sizce kap bu m u ? "

Bu kap dierleriyle tpatp ayn grnyordu; ar menteeler, demir

Sato Langdon'n yzne evirdi. "Profesr, bunun ne halt oldu

kap kolu ve yeermi bir bakr levha. Kapnn levhasndaki yedi karakter,

u konusunda hi fikrim yok. ster bir depo, ister eski bir piramide giri

Peter'n avu iinde yazanla aynyd.

yolu olsun, niyetim onu amak. Acaba yeterince anlaldm m ? "


Iktan gzleri kamaan Langdon. sonunda ban sallad.
Sato aa indirip, kapnn antika kilidine yneltti. "ef? Devam
edin."

Langdon, ltfen kap kilitli de, diye dnd.


Sato tereddtle, "Amay d e n e , " dedi.

Plana hl kar olan Anderson, silahm ok yava bir ekilde karp,


kilide pheyle bakt.

Polis efi tedirgin grnse de uzanp ar kolu kavrad vc aa do

"Ah, Tanr akna!" Sato'nun minik elleri uzanp silah ondan ald.

ru itti. Kapnn kolu yerinden kmldamad. I bu kez kapnn kilidiyle

Feneri Anderson'n imdi bo duran avcuna sktrd. "Lanet kilide


at." Silah eitimi alm birinin rahatlyla tabancay tutup, hi vakit kay

anahtar deliine tuttu.

betmeden emniyeti at ve kilide nian ald.

Sato, "Anahtar d e n e , " dedi.


Anderson yukardaki giri kapsnn anahtarn kard ama delie uy
muyordu bile.
Sato alayc bir tonla, "Acaba yanlyor m u y u m ? " dedi. "Gvenliin
acil bir durumda bu binann her yerine girebilmesi gerekmez mi?"'
eken Anderson, Sato'ya bakt. "Efendim, adamlarn yedek anah
tar aryorlar, ama..."
O an Langdon'n kalbi tekledi.
Sesi tedirgin kan Anderson boazn temizledi. "Efendim, yedek
anahtarla ilgili haber bekliyorum. Bu kapya ate ederek ieri girmek ko
nusunda huzursuzum..."

d? Bu kk yerde silah sesi sar ediciydi.


Kurunun parampara ettii kapya k tutan Anderson da sarslm
gibiydi.
olmutu. Kilit alnca kap araland.
Silah ne doru uzatan Sato, namlunun ucuyla kapy ittirdi. Kap
karanla doru ardna kadar ald.
eri bakan Langdon karanlktan baka bir ey gremedi. Bu koku da
ne byle? Karanln iinden allmadk, pis bir koku geliyordu.

"Belki CIA soruturmasna engel olduu iin hapisle yatarken daha

Anderson eikten ieri admn alp, yere tutarak toprak zemini


dikkatle inceledi. Bu oda da dierleri gibi dar ve uzundu. Tatan yaplm

rahat edersin."
Anderson, kadna kukuyla bakt. Uzun bir aradan sonra isteksizce
Sato'ya verip, tabanca klfn at.
Daha fazla sessiz kalamayan Langdon, "Bekle!" dedi. "Bunu bir d
nn. Peter bu kapnn arkasnda ne olduunu sylemek yerine sa elini
feda etti. Bunu yapmak istediinize emin misiniz? Bu kapnn kilidini a
mak, bir terristin taleplerine itaat etmek olacak."
Sato, " P e t e r Solomon' geri istiyor m u s u n ? " diye sordu.
" E l b e t t e , ama..."
Brovvn

Langdon bir an iin kulak zarnn patladn sand. Akln m kar

Kilit mekanizmas imdi darmadan, etrafndaki tahtalar ise unfak

Bayla kap kolunun altndaki kilit aynasn gstererek, "Ate et," dedi.

Dan

Langdon, "Dur!" diye barsa da ok ge kalmt.


Silah kez grledi.

168

duvarlar, buraya hapishane hcresi havas vermiti. Ama bu koku...


I odann ilerine kadar tutan Anderson, "Burada bir ey yok," de
di. Sonunda zeminin bittii yerde, fcneriyle odann kar tarafndaki duva
r aydnlatt.
Anderson, " A m a n Tanrm!..." diye bard.
Hepsi ayn eyi grp, geriye doru sradlar.
Langdon odann en ucundaki yere inanamayan gzlerle bakt.
A m a dehet verici bir ey de ona bakyordu.

169

Kayp

Sembol

ridorda elik ediyordu. Nunez aadan gelen bouk el silah sesi duy
duuna yemin edebilirdi. Baka hibir ey olamaz.
Koridorun ilerisinde aralk duran kapya gzlerini ksarak bakan Bel

36.

BLM

lamy, "Alt b o d r u m u n kaps ak," dedi.


Nunez, gerekten ele tuhaf bir akam, diye dnd. Oraya kimse in
mez. Telsizine uzanrken, "Neler dndn renirsem ok sevinece
im," dedi.

"Bu da ne byle?..." SBB13'n eiinde duran Anderson elindeki fe


neri drecek gibi oldu ve geriye doru bir adm att.
Langdon da akam boyunca ilk kez ardn grd Sato gibi ge
ri ekildi.
Sato silah arka duvara dorultup, Anderson'a feneri tutmasn iaret
etti. Anderson feneri kaldrd. Ik demeti duvara ulancaya kadar zayfl

Bellamy, "Sen grevinin bana dn," dedi. "Buradan sonrasn ben


hallederim."
Nunez skntyla yerini deitirdi. " E m i n misiniz?"
Warren Bellamy durup, elini Nunez'i omzuna koydu. "Evlat, ben
yirmi be yldr b u r a d a alyorum. H e r h a l d e yolumu bulurum."

yordu ama cansz deliklerinden onlara bakan hayaletimsi yz aydnlatma


ya yetmiti.
Bir insan kafatas.
Kafatas, odann arka duvarna yaslanm ahap bir masann stnde
duruyordu. Kafatasnn yanna insan bacak kemikleriylc birtakm nesneler
-antika bir kum saati, kristal ie, bir mum, iki pudriyer ve bir kt sayfa
s- mabedi andran bir tarzda, titizlikle dizilmiti. Masann yanndaysa, Az
rail kadar tandk kavisli bayla uzun bir trpan duruyordu.
Sato odadan ieri admn att. "Evet, bakalm... grne gre Peter
Solomon tahmin ettiimden daha fazla sr saklyormu."
H e m e n arkasndan gelen Anderson ban sallad. "Biraz da dolapta
ki iskeletlerden bahsedelim." I kaldrp odann geri kalann inceledi.
Burnunu krtrarak, "Peki ya bu koku?" diye ekledi. "Bu n e ? "
Langdon onlarn arkasndan, "Kkrt," dedi. "Masann stnde iki
pudriyer olmas gerekir. Sa taraftakinde tuz, dierinde kkrt olur."
Duyduklarna inanamayan Sato olduu yerde dnd. "Siz bunu nere
den biliyorsunuz?"
"Biliyorum hanmefendi, nk dnyann drtbir yannda tpk buna
benzeyen baka odalar var."
Alt bodrumun bir kat stnde, Kongre Binas gvenlik grevlisi Nu
nez, binann mimar Warren Bellamy'ye dou bodrumuna giden uzun koDnn

Bnnvn

170

171

Kayp

Sembol

Trish, onu pencereden grd dev tankn yanna gtrrken, "Ve itebu da grmek istediiniz ey..." dedi. " E n uzun rneimiz." Yeni bir arabay
sunan gsteri hostesi gibi kolunu iren yarata doru uzatt. "Architeuthis."

37.

BLM

Mrekkepbalnn bulunduu tank, sanki bir dizi cam telefon kul


besi yan yatrlp, u uca eklenmi gibi grnyordu. Uzun ve effaf plek
siglas tabutun, korkun, soluk ve biimsiz bir grnts vard. Mal'akh
baklarn soan eklindeki kesemsi kafaya ve basketbol topu bykl
ndeki gzlere indirdi. "Kolekantnz yakkl grnyor," dedi.

Mal'akh daha nce de rktc yerler grmt ama ok az 3. Bl-

"Bir de klar yannca grn."

me'nin olaanst dnyasyla kyaslanabilirdi. Bu byk oda, sanki lgn

Trish tankn uzun kapan iterek at. Tankn iine uzanp, sv yze

bir bilim adam, Walmart'taki tm mallar satn alp btn raflarn her tr

yinin hemen stndeki bir dmeyi yukar kaldrrken, etanol dumanlar

l ekil ve ebatta kavanozlarla doldurmu gibi grnyordu. Karanlk oda

dar kt. Tankn altndaki floresan klar titreerek yand. imdi archi

gibi klandrlm bu yer, raflarn altndan yukar yaylp, etanol dolu

teuthis tm ihtiamyla parldyordu; rmeye yz tutmu kaygan doku

kontcynerleri aydnlatan "emniyet lambalarnn" krmzms buusuyla

nalar ve keskin vantuzlara bal duran devasa bir kafa.

boyanmt. Koruyucu kimyasallarn hastane kokusu mide bulandrcyd.


Trish, "Bu blme yirmi binden fazla tre ev sahiplii yapyor," diyor
du. "Balklar, kemirgenler, memeliler, srngenler..."
Sesinden sinirlerinin gerildii anlalan Mal'akh, " U m a r m hibiri
yaamyordur," dedi.
Kz kahkaha att. "Evet evet. Hibiri yaamyor. tiraf etmeliyim ki,
ie baladktan sonra buraya girmeye alt ay cesaret edemedim."
Mal'akh sebebini anlayabiliyordu. Bakt her yerde l yaam bi

Trish, architeuthis'in bir ispermeet balinasn kavgada nasl yendii


ni anlatmaya balad.
Mal'akh'n tek duyduu bo laflard.
Vakti gelmiti.
Trish Dunnc, 3. Blme'de her zaman biraz tedirginlik duyard ama u
an hissettii rperti daha farklyd.
gdseldi. lkeldi.
Bu hissi gz ard etmeye alt ama daha da glenerek hemen geri

imlerini -semender, denizanas, fareler, bcekler, kular ve tanmlayama-

dnd. Endiesinin kaynan beliieyemese de igdleri ona gitme vak

d dier trler- ieren n u m u n e kavanozlar vard. Bu koleksiyon kendi

tinin geldiini sylyordu.

bana yetmezmi gibi, hassas numuneleri uzun sre a maruz kalmak


tan koruyan krmz k ziyaretiye, cansz yaratklarn karanlkta toplan
d, dev bir akvaryumun iindeymi hissini veriyordu.
Mal'akh'n hayatnda grd en irkin baln durduu pleksiglas
konteyneri iaret eden kz, "Bu kolekant," dedi. "Dinozorlarla birlikte ne
sillerinin tkendii sanlyordu, ama birka yl nce Afrika aklarnda ya
kaland ve Smithsonian'a baland."

Tanka uzanp n kapatrken, " H e r neyse, ite bu da miirekkepbalyd," dedi. "Katherine'in yanma gitsek iyi..."
Aznn stne kapanan iri el, ban geriye ekti. Bedenini bir anda
kavrayan gl kol. onu sert bir gse bastryordu. Trish bir anlna gir
dii ok nedeniyle uyumutu.
Ardndan korkuya kapld.
A d a m onun gsn yoklayarak, anahtar kartn kavrad ve hzla

Kzn sylediklerini pek dinlemeyen Mal'akh, aman ne anslsnz,

aa ekti. Kordon koparken ensesini yakt. A n a h t a r kart yere, ayakla

diye dnd. Duvarlarda gvenlik kameras aryordu. Giri kapsnn s

rnn dibine dt. Trish kurtulabilmek iin mcadele etse de adamn

tne yerletirilmi sadece bir kamera grd, ki buras ieri girmenin tek

lleri ve gcyle ba edecek yapda deildi.

yolu olduundan hi de artc deildi.

a m a adamn eli skca azna bastryordu. Mal'akh eilip, azn kzn

Dan

Broun

172

173

lk atmaya alt

Kayp

Sembol

kulana bastrarak fsldad. "Elimi azndan ektiimde lk atma


Trish ban hzla sallarken, cierleri hava almak iin can atyordu.
Nefes

Tm gcn toplayarak, ban tanktan karmak iin geriye doru


sramaya alt. A m a gl eller hi kprdamad.

yacaksn, anlald m ? "

Nefes

almalym!

Svnn altnda, gzlerini veya azn amamak iin mcadele etti.

alamyorum.
A d a m elini azndan ekince, Trish soluyarak derin nefesler almaya

Nefes alma gdsn bastrrken cierleri yanyordu. Hayr! Yapma! Ama


sonunda nefes alma refleksi onu yendi.

balad.
Nefes nefese, "Brak b e n i ! " dedi. "Sen ne halt ettiini sanyorsun?"

Az birden ald ve cierleri vcudunun ihtiya duyduu oksijeni

Adam, "Bana PIN numaran syle," dedi.

almak iin geniledi. Yakc bir dalgayla etanol azndan ieri akt. Kim

Trish

yasallar boazndan aa inerken, hi hayal etmedii bir ac duydu. Ney

hibir

ey

adamyordu.

Katherine! mdat! Kim

bu

adam?!

"Gvenlik seni grecek!" derken, kameralarn gr alannn dnda ol

se ki bu ac, dnyas kararana kadar sadece birka saniye srd.

duklarn ve zaten hi kimsenin seyretmediini biliyordu.


Adam, " P I N numaran," diye yineledi. "Anahtar kartnla uyumlu olan
numara."
ini buz gibi bir korku kaplayan Trish aniden dnp, kvranarak tek
kolunu kurtard ve adamn gzlerini trmalamaya alt. Parmaklar adamn
tenine deip yanandan aa kayd. Trish'in trnaklad yerde drt koyu
erit ald. te o zaman adamn cildindeki koyu renkli eritlerin kan olma
dn fark etti. Adam siyah dvmelerini kapatmak iin makyaj yapmt.
Kim bu canavar?!
A d a m insanst bir gle Trish'i dndrp yukar kaldrd ve yzn
etanole doru evirip, ak mrekkepbah tankndan ieri itti. Dumanlar
Trish'in burun deliklerini yakt.
Adam, " P I N numaran n e ? " diye tekrar sordu.
Gzleri yanan Trish, yznn hemen altndaki mrekkepbalnn
soluk renkli etini grebiliyordu.
Yzn svya biraz daha yaklatrarak, "Syle," dedi. "Numaran n e ? "
imdi boaz yanyordu. Nefes almakta zorlanrken, "Sfr-sekiz-sfr-drt!" dedi. "Brak beni! Sfr-sekiz-sfr-drt!"
Kz biraz daha itince salar etanole girdi. "Yalan sylyorsam.."
Trish ksrrken, "Yalan sylemiyorum!" dedi. "4 Austos! Doum
gnm!"
"Teekkrler Trish."
Gl elleri Trish'in ban daha sk kavrad ve ezici bir kuvvetle

Tankn yannda duran Mal'akh, soluklanrken verdii zarara bakt.


Kadnn cansz bedeni, yz hl etanolun iinde, tankn kenarndan
sarkyordu. Onu orada grnce, hayat boyunca ldrd dier tek kad
n hatrlad.
Isabel Solomon.
Uzun zaman nceydi.

Baka bir hayatta.

Mal'akh, kadnn cesedine bakt. Onu iri kalalarndan kavrayp, m


rekkepbah tanknn kenarndan aa kayncaya kadar itti. Trish Dunne eta
nolun iine ba aa kayd. Vcudunun geri kalan da svnn iine dald.
Dalgacklar sonunda durulduunda bedeni, dev deniz yaratnn stnde
canszca yzyordu. Giysileri arlanca, karanln iine kayarak batmaya
balad. Trish Dunne'n cesedi yava yava dev hayvann zerine yerleti.
Ellerini kurulayan Mal'akh, pleksiglas kapa yerine koyup tank
kapatt.
slak Blme 'nin artk yeni bir numunesi var.
Trish'in anahtar kartn yerden alp cebine att: 0804
Mal'akh, Trish'i lobide ilk grdnde iine yarayacan anlamt.
Daha sonra onun anahtar kartyla ifresinin kendi garantisi olacan fark
etmiti. Eer Katherine'in veri deposu Peter'n syledii kadar gvenli bir
yerse, amas iin Katherine')' ikna etmekte glk ekecekti. imdi kendi
anahtarm var. Artk Katherine'i kendi isteklerine boyun edirmek iin u
ramayacana seviniyordu.
Mal'akh dorulup ayaa kalkarken camda kendi yansmasn grd.

aa bastrarak, yzn tankn iine daldrd. Keskin bir ac kzn gzleri

Makyaj bozulmutu. Ama artk bunun nemi yoktu. Katherine farkna

ni yakt. Daha gl bastran adam, Trish'in ban tamamen suya gmd.

vardnda ok ge olacakt.

Trish bann mrekkepbalnn kafasna dediini hissediyordu.


Dan

Broun

175

Ka\p

Sembol

l, bu dar yerde biraz daha ilerleyince, kkrtn keskin kokusu


Langdon'm burun deliklerine doldu. Alt bodrum rutubetli bir yerdi ve ha
vadaki nem, anan iindeki kkrt etkinletiriyordu. Masann bana

38.

BLM

varan Sato, ban eip kafatasyla dier nesnelere bakt. Yanna giden An
derson, zayf fener yla masay aydnlatmak iin elinden geleni yapt.
Masadaki her eyi inceleyen Sato, sonunda ellerini kalalarna koya
rak iini ekti. "Nedir tm b u n l a r ? "
Langdon bu odadaki nesnelerin zenle seilip, yerletirildiklerini bi

Baklarn kafatasndan evirip, karanlkta Langdon'a dnen Sato,


"Buras mason odas m ? " diye sordu.

liyordu. Masaya doru yanlarna ilerlerken kendini hapsolmu hissediyor

Langdon sakince ban sallad. "Buraya Tefekkr Odas denir. Bu

du. "Bunlar dnm sembolleri," dedi. "Kafatas veya capt mortuum,

odalar, masonun kendi lmll zerine dnd sevimsiz ve sade

ldkten sonra insann geirecei son deiimi temsil eder; bir gn hepi

yerler olarak tasarlanrlar. lmn kanlmazln dnerek meditasyon

mizin fani bedenlerimizden ayrlacan hatrlatr. Kkrt ve tuz, dn

yapan mason, yaamn fanilii hakknda deerli bir bak asna sahip

m kolaylatran simyasal hzlandrclardr. Kum saati, zamann dnm

olur."

gcn temsil eder." Yanmayan mumu gsterdi. "Ve bu mum, ilkel ate ile

rktc yere gz gezdiren Sato'nun ikna olmad akt. "Buras

insann cehalet uykusundan uyann temsil eder, yani aydnlanma yoluy


la d n m . "

meditasyon odas m ? "

Keyi iaret eden Sato, "Peki ya... bu?" diye sordu.

"Aslnda evet. Bu odalarda hep ayn semboller bulunur; kafatas ve


arpraz kemikler, trpan, kum saati, kkrt, tuz, bo sayfa, mum ve dier

Anderson, zayf fener m, duvara yaslanm dev trpana evirdi.

leri. lm artran semboller masona bu dnyadaki hayatn nasl da

Langdon, "nsanlarn sand gibi bir lm simgesi deildir," dedi.

ha iyi yaayabileceini dndrr."


Anderson, " l m mabedi gibi," dedi.

"Trpan aslnda doann dntrc zelliinin simgesidir, doann sun


duu hediyeleri bier."
Sessizleen Sato ile Anderson belli ki etraflarndaki bu tuhafl an

Zaten konu da bu. "Simgebilim rencilerimin ou ilk bata ayn


tepkileri verirler." Langdon onlara genellikle Tefekkr Odas'nn gzel fo

lamaya alyordu.

toraflarn ieren, Beresniak'n Farmasonluk Sembolleri"ni dev verirdi.


Sato, "Peki rencileriniz, masonlarn kafataslar ve trpanlarla me
ditasyon yapmalarn sinir bozucu bulmuyorlar m ? " diye sordu.
"Hristiyanlarn armha ivilenmi bir adamn nnde veya Hindu-

Langdon ise buradan kmak iin can atyordu. Onlara, "Bu odann
allmadk bir grnts olduunun farkndaym," dedi. "Ama burada g
recek bir ey yok; gerekten de her ey normal. Pek ok mason locasnda
buna benzer odalar bulunur."

larn Ganea isimli drt kollu bir filin huzurunda dua etmelerinden daha

Anderson, " A m a buras bir mason locas deil!" dedi. " A B D Kong

sinir bozucu deil. nyarglarn sebebi, bir kltrn sembollerini yanl

re Binas'ndayz ve bu odann binamda ne ii olduunu renmek istiyo

anlamaktr."

rum."

Arkasn dnen Sato'nun ders dinleyecek havada olmad anlal

"Masonlar bazen, meditasyon yapmak iin buna benzer odalar ofis

yordu. Nesnelerin durduu masaya yneldi. Anderson feneriyle yolunu ay

lerine ya da evlerine kurarlar. Bilinmedik bir ey deil." Langdon, ameli

dnlatmaya alt ama k zayflamaya balamt. D a h a parlak kmas

yata girmeden nce lmll dnmek iin ofisindeki dolab Tefekkr

iin fenerin dibine eliyle vurdu.

Odas'na dntren Boston'u bir kalp cerrah tanyordu.

Dun

Brown

176

177

Kayp

Sembol

Sato tedirgin grnyordu. "Peter Solomon'n lm zerine dn


mek iin buraya geldiini mi sylyorsunuz?"
Langdon samimiyetle, " G e r e k t e n de bilmiyorum," dedi. "Belki de

Langdon, "Aslnda bu bir ksaltma," dedi. " B u n u n gibi odalarda yan


duvara yazlan masonik bir meditasyon dsturudur: Visita interiora terme,
reetificando invenies oecultum lapidem.

"

binada alan mason kardeleri iin bir mabet olarak tasarlamtr. Onlara

Sato, ona sanki etkilenmi gibi bakt. " Y a n i ? "

maddi dnyann kargaasndan uzakta ruhani bir yer salamak... veya n

"Dnyann derinliklerini ziyaret et, aratrarak gizli ta bulacaksn."

fuzlu bir meclis yesinin insanlar etkileyecek kararlar vermeden nce d

Sato gzlerini kst. "Bu gizli tan, gizli piramitle bir ilgisi var m ? "

nmesine frsat tanmak iin yapmtr."

Bu karlatrmay cesaretlendirmek istemeyen Langdon omuzlarn

Sato alayc bir tonla, "Harika bir duyarllk," dedi. "Ama iimden bir

silkti. "Washington'daki gizli piramitlerin hayalini kurmak isteyenler oecul

ses, Amerikallarn dolapta trpanlarla ve kafataslaryla dua eden liderlerle

tum lapidem'm ta piramit olduunu syleyeceklerdir, evet. Kimileri ise

ilgili bir sorunu olduunu sylyor."

Felsefe Ta'ndan -sonsuz hayat getireceine veya kurunu altna dnt

Ama olmamal diye iinden geiren Langdon, liderler sava ilan et


m e d e n nce lm herkesin tadacan hatrlasalard, dnya ok daha
farkl bir yer olabilirdi, diye dnd.
Sato dudaklarn bkp, lo odann drtbir kesini dikkatle inceledi.
"Burada insan kemikleriyle kimyasal kselerinden baka bir eyler olmal
profesr. Birisi sizi Cambridge'deki evinizden kaldrp bu odaya getirtti."
Langdon antasna skca sarlrken, yarmda tad paketin bu
odayla ne ilgisi olabileceini hl tahmin edemiyordu. "Hanmefendi, z
gnm ama ben burada allmn dnda bir ey gremiyorum." Lang
don artk Peter' aramaya balayacaklarn umuyordu.
Anderson'n yeniden titreince, ona doru dnen Sato'nun sinir
lenmeye balad anlalyordu. "Tanr akna, ok mu zor bir ey iste
dim?" Elini cebine daldrp bir akmak kard ve hemen masadaki tek mu
mu yakt. Fitili czrdadktan sonra yanan mum, bu dar yere hayaletimsi bir
aydnlk yayd. Ta duvarlara uzun glgeler dmt. Alev kuvvetlenince
beklenmedik bir manzarayla karlatlar.
Anderson eliyle iaret etti. " B a k n ! "
imdi m u m nda soluk bir duvar yazs -yan duvara izilmi yedi
harf- gryorlard.

receine inanlan bir madde- bahsettiini syler. Kimileri Kudsu.lak.das, ya


ni Sleyman Mabcdi'nin merkezindeki gizli bir ta oda olduunu iddia eder.
Bazlarysa Aziz Petrus'un -Kaya- gizli retilerine gnderme yaptndan
bahseder. Her ezoterik gelenek, 'ta' kendi yoluyla aklar ama oecultum
lapidem deimez biimde g ve aydnlanma kayna olarak kabul edilir."
Anderson boazn temizledi. "Solomon'n bu adama yalan sylemi
olmas mmkn m? Belki de ona aada bir ey olduunu syledi... ama
aslnda yok."
Langdon da ayn eyleri dnyordu.
M u m alevi, anszn sanki bir hava akm varm gibi titreti. Ksa bir
sre karard ama sonra canlanp yeniden parlad.
Anderson, "Bu tuhaf." dedi. " U m a r m yukardaki kapy kimse ka
patmamtr." Odadan dar, koridorun karanlna yrd. " M e r h a b a ? "
Langdon onun gittiinin farknda deildi. Baklar birden yan duva
ra evrilmiti. Az nce ne oldu?
" B u n u grdn m ? " diye soran Sato da dehetle duvara bakyordu.
Ban sallayan Langdon'n nabz hzlanmt. Az nce ne grdm ?
Yan duvar saniyeler nce, sanki nnden bir enerji dalgas gemi gi
bi parldamt.
Anderson odadan ieri girdi. "Darda kimse yok." O ieri girerken du
var yeniden parldad. Geriye doru srayarak, "Vay canna!" diye bard.

VITRIOL

birlikte duvara bakarken bir sre hi konumadan durdular.


Langdon grdkleri eyin ne olduunu fark ettiinde ii yeniden rperdi.

M u m harflerin zerine kafatas eklinde bir glge drrken


Sato, "Tuhaf bir kelime seimi," dedi.
Dan

Brown

178

Parmaklar odann yan yzeyine dokununcaya kadar yavaa uzand. "Bu


t

bir duvar deil."


179

Kayp

Sembol

Dikkatle bakan Sato ile Anderson yaklatlar.


Langdon, "Bu bir tuval," dedi.
Sato hemen, " A m a dalgaland," dedi.
Evet, hem de ok tuhaf bir biimde.

Langdon yzeyi daha yakndan

39.

inceledi. Tuvalin parlts mum n korkutucu bir biimde yanstmt,

BLM

nk tuval odadan uzaklaarak dalgalanm... yan duvar dzleminden ge


riye doru hareket etmiti.
Langdon uzatt parmaklarn nazike tuvale bastrd. ararak eli
ni geri ekti. Bir boluk var!

valin arkasndaki duvarda kusursuz bir kare delik almt. Yaklak bir

Sato, "Yana ek!" diye emretti.

metre geniliindeki aklk, birka tulann yerinden sklmesiyle mey

Langdon'n kalbi imdi hzla arpyordu. Uzanp tuvali kenarndan

dana gelmi gibiydi. Langdon karanlkta, bir an iin deliin arka taraftaki

tuttu ve kuma yavaa yana doru ekti. Ardnda yatan eye hayretle
bakt.

Robert Langdon odann yan duvarndaki akla gzlerini dikti. Tu

Tamm.

bir odann penceresi olduunu dnmt.


imdi yle olmadn gryordu.

Sato ile Anderson yan duvardaki akla azlar ak bir halde bakakaldlar.

Duvarn iindeki delik birka metreyle snrlyd. Kabaca yontulmu bir


odac andran oyuk, Langdon'a mzelerde heykelciklerin konulduu girin

Sonunda Sato konutu. " G r n e baklrsa piramidimizi bulduk."

tileri anmsatt. Benzer ekilde bu niin iinde de kk bir nesne vard.


Yaklak yirmi santimetre uzunluunda, tek para granitten yontul
mutu. Drt cilal kenar olan zarif ve przsz yzeyi, mum nda parldyordu.
Langdon onun b u r a d a ne ii olduunu anlayamyord. Ta bir pi
ramit mi?
Sesinden tatmin olduu anlalan Sato, "akn baklarnzdan, bu
piramidin Tefekkr Odas'ndaki varlnn tipik bir ey olmadn anlyo
r u m , " dedi.
Langdon ban iki yana sallad.
"O zaman belki Washington'da gizlenen efsanevi Mason Piramidi'yle ilgili iddialarnz gzden geirmek istersiniz." Artk kendini been
mi bir ses tonuyla konuuyordu.
Langdon aniden, "Bakn, Bayan Sato," diye cevap verdi. "Bu kk
piramit Mason Piramidi deil."
"Yani A B D Kongre Binas'mn gbeinde, bir masona ait gizli bir
odada bulduumuz bu piramit tamamyla tesadf, yle m i ? "
Langdon gzlerini ovuturarak, mantkl dnmeye alt. " H a n
mefendi, bu piramit hibir ekilde efsaneyi yanstmyor. Mason Piramidi,
tepesi som altndan yaplm devasa bir yap olarak tasvir edilir."

Dan

Brown

180

181

Kayp

Sembol

Langdon ayrca bu -tepesi dz- kk piramidin gerek bir pira

lanmaya manen hazr olan A r t h u r ' d a n baka herkesi geri evirir. Mason

mit bile olmadn biliyordu. Tepesi yokken, bambaka bir sembol

Piramidi de ayn fikri temel alr. A m a bu kez hazine bilgidir ve sadece

ifade ediyordu. Bilinen ismiyle "Bitmemi Piramit" insann tam kapa

layk olanlarn zebilecei ifrelenmi bir dille

sitesine ulamasnn devam eden srekli bir aba olduunu hatrlatan

oluan mistik bir dil- yazld sylenir."

bir sembold. Pek az insan farknda olduu halde, dnyada en fazla ba


slan

sembold.

Yirmi milyardan fazla

baslmt.

Tedavldeki

her bir

-kayp kelimelerden

Sato'nun dudaklarnda belli belirsiz bir tebessm vard. "Bu akam


n e d e n buraya arldnz anlald."

dolarn stnde bulunan Bitmemi Piramit, sabrla parlak kapak tan

"Anlayamadm?"

bekleyerek, lkeye ve Amerikan halkna bir anlamda kendilerini bekle

Sato, piramidi sakince 180 derece dndrd. imdi piramidin dr

yen istikballerini hatrlatyordu.

dnc yzeyi m u m nda parlyordu.

Piramidi gsteren Sato, Anderson'a, "Aa indir," dedi. " D a h a ya


kndan bakmak istiyorum." Sayg namna hibir gayret gstermeden kafa-

Robert Langdon aknlkla bakt.


Sato, "Anlalan birisi sizin layk olduunuzu dnyor," dedi.

tasyla kemikleri bir kenara iterek masada yer at.


Langdon ise kendilerini, zel bir tapnan kutsalln bozan adi me
zar hrszlar gibi hissediyordu.
Langdon'n yanndan nie uzanan Anderson, iri elleriyle piramidi her
iki yanndan kavrad. Sonra, bulunduu o acayip adan piramidi glkle
kaldrarak kendine doru ekti ve ahap masann stne kt diye brakt.
Sato'ya yer vermek iin geri ekildi.
Bakan m u m u piramide yaklatrp, cilal yzeyini inceledi. Minik
parmaklarn yavaa, nce tepesinde sonra yanlarnda gezdirdi. Arka tara
fn hissetmek iin ellerinin arasna alarak kavrad ama hayal krklyla
kalarn att. "Profesr, daha nce Mason Piramidi'nin gizli bir bilgiyi
korumak iin ina edildiini sylemitiniz."
"Efsane byle, evet."
"O halde, varsaymsal olarak konuursak, Peter' alkoyan kii bu
nun Mason Piramidi olduuna inanyorsa, o gl bilgiyi ierdiine de
inanyordun"
ileden kan Langdon ban sallad. "Evet, bu bilgiyi bulsa bile, onu
byk ihtimalle okuyamayacaktr. Efsaneye gre, piramidin ierii ifre lenmitir ve sadece... buna layk olan kii tarafndan deifre edilebilir."
"Anlayamadm?"
Langdon sabr tkendii halde, sakin bir tonla cevap verdi. " M i t o
lojik hazineler daima liyakat snavyla korunur. Hatrlayacanz gibi,
tan iindeki kl efsanesinde kl, barndrd muazzam gc kulDan

Broun

182

183

Kayp

Sembol

40.

41.

BLM

Trisl niye bu kadar gecikti?


Katherine Solomon saatine bir kez daha bakt. Dr. Abaddon' laboratuvarnn tuhaf girii hakknda uyarmay unutmutu ama karanln on
lar bu kadar geciktirmesine de ihtimal vermiyordu. imdiye dek gelmi
olmalar gerekirdi.
Katherine ka yryp, kurun kapl kapy ekerek at ve bolu

BLM

Robert Langdon ta piramidi inceledi. Bu mmkn deil.


Sato ban kaldrmadan, "ifrelenmi antik bir dil," dedi. "Syler
misiniz bu tanmlamaya uyuyor m u ? "
Piramidin yeni grnen kenarnda, przsz tan stne on alt ka
rakterden oluan bir dizi kaznmt.

a bakt. Bir sre dinledi ama hibir ey duymad.


" T r i s h ? " diye seslendiinde, karanlk sesini yuttu.
Sessizlik.
aknlkla kapy kapatt ve cep telefonunu karp lobiyi arad.
"Ben Katherine. Trish orada m ? "
Lobi grevlisi, "Hayr efendim," dedi. "Misafirinizle birlikte on da
kika nce arka tarafa getiler."
"Sahi mi? 5. Blme'ye bile geldiklerini sanmyorum."
"Bekleyin. Kontrol edeyim." Katherine grevlinin parmaklarn bil
gisayar klavyesinin stnde dolatrdn duyabiliyordu. "Haklsnz. Ba

Langdon'n yannda az ak bir halde duran Anderson, Langdon'm

yan Dunne'n anahtar kart kaytlarna gre 5. Blme kapsn henz ama

iine dt aknl paylayordu. Gvenlik efi bir tr uzayl klavye

m. En son yaklak sekiz dakika nce... 3. Blme'ye giri yapm. San

si grm gibi bakyordu.

rm misafirinize yolda ufak bir tur yaptryor."


Katherine kalarn att. Belli oluyor. Bu durum biraz tuhafna gitse
de en azndan Trish'in 3. Blme'de fazla uzun kalmayacan biliyordu.
Oradaki koku berbattr. "Teekkrler. Aabeyim geldi m i ? "
"Hayr efendim, henz gelmedi."

Sato, " P r o f e s r ? " dedi. " H e r h a l d e siz bunu okuyabilirsiniz?"


Langdon dnd. " N e d e n byle dnyorsunuz?"
"nk siz buraya getirildiniz profesr. Siz seildiniz. Bu yaz bir tr
ifreye benziyor ve nnz gz nnde bulundurursak, buraya bunu de
ifre etmek iin getirildiiniz bence ok ak."
tiraf etmeliydi ki, R o m a ve Paris'teki deneyimlerinden sonra, tarih

"Teekkrler."
Katherine telefonu kapatrken, iini beklenmedik bir korku sard. Bu hu

teki zlmemi kodlamalar -Phaistos Diski, Dorabella ifresi ve gizem

zursuzluk ksa sre onu olduu yere mhlad, ama bu durum fazla uzun srme

li Voynich Elyazmas- deifre etmesi iin srekli ondan yardm talebinde

di. Dr. Abaddon'n evine girdiinde de ayn endieye kaplmt. Ama utan

bulunulmutu.

verici ekilde kadnlk igdleri onu orada yanltmt. H e m de ok kt.


Katherine kendi kendine, yok bir ey, dedi.
Dan

Bro.wn

184

Sato parmaklarn yaznn zerinde gezdirdi. "Bana bu ikonlarn an


lamn syleyebilir misiniz?"

Kayp

Sembol

Langdon, onlar ikon deil, diye dnd. Sembol. Dili hemen tan

Koridordaki bir hrt sesi Anderson'n dikkatini ekti. ararak fe

mt, on yedinci yzyldan kalma ifreli bir kriptoydu. Langdon nasl k

nerini karanlk koridora tuttu. Snmek zere olan k, kaplarn dizildii

rlacan gayet iyi biliyordu. Tereddtle, "Hanmefendi, bu piramit Pc-

bo bir koridoru aydnlatt.

ter'n zel mlk," dedi.

Anderson, " M e r h a b a ? " dedi. " O r a d a kimse var m ? "

"zel olsa da olmasa da Washington'a getirilme sebebiniz bu ifrey-

Sessizlik.

se, size baka ans tanmyorum. Ne dediini bilmek istiyorum."

Hibir ey duymad anlalan Sato ona tuhaf biimde bakt.

Sato'nun BlackBerry'si hararetle vzldaynca, aleti cebinden hzla


kard ve uzunca bir sre gelen mesaj inceledi. Langdon, Kongre Binas dahi

Anderson bir sre daha dinledikten sonra peini brakt. Buradan k


malym.

li kablosuz bilgisayar ann bu kadar aada hizmet vermesine armt.


Sato homurdanp kalarn kaldrd ve Langdon'a tuhaf bir bak frlatt.

Mum ndaki odada tek bana duran Langdon, parmaklarn pi

Dnerek, "ef Anderson?" dedi. "zel olarak konuabilir miyiz?"

ramitteki oymalarn keskin kenarlar zerinde gezdirdi. Mesajn ne dedi

Anderson'a yanna gelmesini iaret etti ve Langdon' Peter'n Tefekkr

ini merak ediyordu a m a Peter Solomon'n zel hayatna daha fazla gir

Odas'ndaki titrek mum nda tek bana brakarak kapkaranlk koridor

mek

da gzden kayboldular.

kafasna

istemiyordu. Ayrca

bu

kak,

kk piramidi

neden

bylesine

takmt?

Sato'nun grleyen sesi arkasndan, "Bir sorunumuz var profesr!"


ef Anderson bu akamn ne zaman sona ereceini merak ediyordu.
Benim Rotunda mda kesik bir el mi? Benim

bodrumumda bir lm

mabe

di mi? Ta bir piramidin stnde tuhaf oymalar m/?'Nedensc Redskins ma


artk nemini yitirmiti.

Langdon

arkasn

dndnde, bakann elinde

BlackBerry'siyle

gzlerinden alevler saarak ieri girdiini grd. Hazrlksz yakalanan


Langdon, yardm istemek iin Anderson'a bakt ama ef imdi hi de sem

Koridorun karanlnda Sato'nun peinden giderken fenerini yakt.


I zayf olsa da hi yoktan iyiydi. Sato, onu koridorda Langdon'n g
r alannn dna kadar yrtt.

patik olmayan bir ifadeyle kapnn yannda nbette duruyordu. Langdon'n


karsna geen Sato. BlackBerry'sini yzne tuttu.
Sersemleyen Langdon hayaletli bir film negatifini andran, siyah be

Anderson'a BlackBerry'sini uzatrken, "una bir bak," diye fsldad.

yaz fotorafa bakt. Fotoraftaki karmakark nesnelerden bir tanesi prl

Anderson aleti alp, kl ekrana gzlerini ksarak bakt. Siyah beyaz

prl parlyordu. Eik durmasna karn en parlak nesne, belirgin biimde

bir resmi gsteriyordu, Anderson'n Sato'ya gnderilmesini istedii Lang


don'n antasna ait rntgen filmiydi. T m rntgenlerde olduu gibi, youn
luu en fazla olan nesneler parlak beyaz grnrd. Langdon'n antasndaki tek bir para, parlaklyla dierlerini geride brakyordu. Younluunun
son derece yksek olduu belli olan nesne, dier eyalarn puslu karmaa
snda mcevher gibi gz kamatryordu. ekliyse hataya pay brakmyordu.
Btn akam bunu yannda m tam? Anderson, Sato'ya aknlk
la bakt. "Langdon neden b u n d a n b a h s e t m e d i ? "
Sato, " o k iyi soru," diye fsldad.

Dan

dedi. "Az nce yeni bir bilgi edindim ve artk yalanlarnzdan bktm."

sivri ulu, kk bir piramitti.


Kk bir piramit mi? Langdon, Sato'ya bakt. "Bu n e d i r ? "
Soru, Sato'nun tepesini iyiden iyiye artrmt. "Bilmiyormu gibi mi
yapyorsunuz?"
Langdon fkesine hkim olamad. "Bir ey yaptm yok! Bunu ha
yatmda daha nce hi g r m e d i m ! "
Anszn, "Yalan!" diyen Sato'nun sesi rutubetli havay adeta varm
t. " B u n u btn akam a n t a n d a tadn!"
"Ben..." Langdon cmlenin ortasnda kald. Gzleri yavaa om-

"ekli... tesadf olamaz."

zundaki antaya kayd. Sonra baklarn yeniden BlackBerry'ye evirdi.

Sato imdi fkeli bir sesle, "Hayr," dedi. " B e n c e de olamaz."

Tanrm... paket. R e s m e d a h a yakndan bakt. Piramit puslu bir kpn

Broun

186

187

Kayp

Sembol

iindeydi. Afallayan Langdon antasnn... ve Peter'n gizemli kp ek

"izin verirseniz aklayabilirim."

lindeki paketinin rntgenine baktn fark etti. Kp aslnda... piramidin

" C I A merkezinde aklarsnz. u a n d a n itibaren sizi gzaltna

durduu, ii bo bir kutuydu.

alyorum."

Langdon konumak iin azn at ama doru kelimeleri bulamad.


Yeni bir eyin farkna varrken, nefesinin cierlerinden ktn hissetti.

Langdon'n vcudu kaskat kesildi. "Ciddi olamazsnz."


"ok ciddiyim. Size bu akam tehlikelerin ok byk olduunu syle

Basit. Saf. Tahrip edici.

dim ama siz ibirlii yapmamay tercih ettiniz. Bu piramidin stndeki yaz

Tanrm. Masann stndeki tepesi kesik piramide yeniden bakt. Te

lan nasl aklayacanz dnmeye balamanz tavsiye ederim, nk

pesindeki dz aklk -kk, kare eklinde bir alan- son parasn bekli

CIA'ye vardmzda..." BlackBerry'sini kaldrp ta piramidin stndeki oy

yordu. Bu para onu Bitmemi Piramit'ten Tam Piramil'e dntrecekti.

malarn yalan bir fotorafn ekti. "Uzmanlarm sizden nde olacaklar."

Langdon imdi yannda tad piramidin aslnda piramit olmadn

Langdon itiraz e t m e k iin azn at a m a Sato kapda dikilmekte

fark ediyordu. Bu bir kapak tayd. O anda neden bu piramidin gizemini

olan Anderson'a d n d . "ef," dedi. "Ta piramidi Langdon'n antasna

zebilecek tek kii olduunu anlad.

koyun ve siz tayn. Bay Langdon' gzaltna alma ilemiyle ben ilgileni
rim. Silahnz ltfen?"

Son para bende.

O d a d a n ieri yryp, tabancasnn omuz asksn karan Ander-

Ve bu gerekten de... bir tlsm.


Peter ona pakette bir tlsm olduunu sylediinde Langdon glm
t. A m a imdi arkadann hakl olduunu anlyordu. Bu kk kapak ta
bir tlsmd ama sihirli olanlardan deil... ok daha eskiydi. Tlsmlara si

son'in yz ifadesizdi. Silahn Sato'ya verince, o da h e m e n Langdon'a


dorulttu.
Langdon olan biteni ryadaym gibi izliyordu. Bunlar gerek olamaz.

hirli anlamlar yklenmeden ok nce baka bir anlam vard; "tamamlama"

Anderson yanna gidip antasn omzundan ald ve masaya gtrerek

anlamna geliyordu. Yunancadaki " b t n " anlamna gelen telesma szc

sandalyenin stne brakt. antann fermuarn atktan sonra ar ta pi

nden tretilen tlsm, baka bir eyi tamamlayan ve onu btn haline ge

ramidi masadan kaldrp, Langdon'n notlarnn ve kk paketin bulun

tiren, herhangi bir nesne ya da fikir demekti. Tamamlayc unsur. Simgesel

duu antann iine yerletirdi.

adan baklacak olursa, kapak ta Bitmemi Piramit'i tamamlanm kusur

Aniden koridorda bir hareket hrts duyuldu. Kapnn eiinde bir


erkein silueti belirdi. Adam aniden odadan ieri girip, arkadan hzla An

suzluun sembol haline getiren, en yksek seviyedeki tlsmd.


Langdon kendisini ok garip bir gerei kabul etmeye zorlayan rk

derson'a yaklat. ef, o n u n geldiini fark etmemiti. Yabanc, bir anda

tc bir benzerlik hissetti: Boyutlarna baklmazsa, Peter'n Tefekkr Oda-

Anderson'n omzuna sert bir darbe indirdi. n e doru frlayan efin ba,

s'ndaki ta piramit kendini yava yava, efsanedeki Mason Piramidi'ni

duvardaki ta girintinin kenarna arpt. Masann stne ylarak der

artran bir eye dntryordu.

ken kemiklerle dier nesneleri de havaya savurdu. Kum saati yere derek

Kapak tann filmdeki parlaklna bakarak metalden yaplm oldu

krld. Yere devrilen m u m hl yanyordu.

unu tahmin etti... ok youn bir metalden. Som altn olup olmadn bil

Kargaada ba dnen Sato silahn kaldrd ama yabanc yerdeki kal

mesine imkn yoktu ve zihninin kendine oyunlar oynamasna izin verme

a kemiini kaparak omzuna indirdi. Silah tekmeleyerek uzaklatran

yecekti. Bu piramit ok kk. ifreyi okumak ok kolay.

adam, Langdon'a d n d . Bu uzun, ince ve zarif Afro-Anerikaly Lang

Ve...

Tanr a

don hayatnda daha nce hi grmemiti.

kna bu bir efsane!


Sato, ona bakyordu. "Profesr bu akam akll bir adama gre hayli

Adam, "Piramidi a l ! " diye buyurdu. "Peimden gel!"

aptalca seimler yaptnz. stihbarat mdrne yalan sylemek? Bir C I A


soruturmasna kastl olarak engel olmak."
Dan

Bronn

188

189

Kayp

Sembol

Afro-Amerikal adam, " M e m u r Nufiez," dedi. "Tek kelime etme. Be


ni takip et."
Grevli tedirgin grnyordu ama sorgulamadan itaat etti.

42.

BLM

Kim bu adam?
birlikte ziyareti merkezinin gneydou ucuna koturdular. Tu
runcu trafik konisiyle engellenmi ar kaplarn dizildii kk bir bekle
me odasna geldiler. Grld kadaryla kaplar, ziyareti merkezinin d

Langdon'a Kongre Binas'nm yeraltndaki labirentinde yol gsteren


Afro-Amerikalnn nfuzlu biri olduu anlalyordu. Bu k yabanc, koridorlardaki tm yollar bilmenin yan sra, nlerine kan her kapy aan
bir de anahtarlk tayordu.
Adamn peinden giden Langdon, daha nce grmedii bir merdi
venden hzla kt. Trmanrken antasnn deri sap omzunu actyordu.
Ta piramit o kadar ard ki, Langdon antann sapnn kopmasndan
korkuyordu.
Geen son birka dakika mantk snrlarn zorladndan, artk sade
ce igdleriyle hareket ediyordu. gdleri ona bu yabancya gvenme
sini sylyordu. Langdon' tutuklanmaktan kurtarmakla birlikte, Peter So
lomon'n gizemli piramidini korumak iin de tehlikeli bir giriimde bulun
mutu. Artk o piramit her ne ise. Davranlarnn altnda yatan sebep gi
zemini korurken, Langdon, adamn elinde srrn aa vuran bir altn p
rlts fark etti. ift bal Zmrdanka kuu ile 33 saysnn yer ald ma
son yzn takmt. Bu adam ve Peter Solomon dost olmaktan ok
teydiler. En st dereceden mason kardeleriydiler.

nda her ne oluyorsa, tozlar uzak tutmak iin kauuk bantla yaltlmt.
Adam uzanp kapnn stndeki band skt. Sonra grevliyle konuurken
anahtarln kartrd. "Dostumuz ef Anderson alt bodrumda. Yaralan
m olabilir. Onu kontrol et."
"Peki efendim." Nufiez hem telalanm, hem de arm grnyordu.
"Ama daha nemlisi, bizi grmedin." Adam bulduu anahtar, anah
tarlktan karp, ar kilidi evirmek iin kulland. elik kapy atktan
sonra anahtar grevliye frlatt. "Kapy arkamzdan kilitle. Band elinden
geldiince en iyi ekilde yerine yaptr. Anahtar cebine at ve hibir ey
syleme. Kimseye. Buna ef de dahil. Anlald m M e m u r Nufiez?"
Grevli, anahtara sanki kendisine kymetli bir mcevher emanet edil
mi gibi bakt. "Anlald efendim."
Langdon kapdan aceleyle geen adam takip etti. Grevli, kapy ar
kalarndan kilitledi. Koli bandn yerine yaptrrken, Langdon, onu duya
biliyordu.
naat halindeki modern grnl koridordan hzl admlarla ilerler
ken adam, "Profesr Langdon," dedi. "smim Warrcn Bellamy. Peter Solo
m o n yakn bir d o s t u m d u r . "

Langdon, onu merdivenin bana kadar takip etti. Bir koridordan ve

Langdon heybetli adama akn bir bak frlatt. Sen Warrcn Bel

ardndan, kullanlmakta olan baka bir koridora alan iaretlenmemi bir

lamy misin? Langdon, Kongre Binas'nn Mimar'yla daha nce hi kar

kapdan getiler. Alet kutularnn ve p torbalarnn yanndan yryp,

lamam olsa da ismini biliyordu.

onlar umulmadk bir dnyaya karan servis kapsndan getiler. Bir tr


lks sinema salonuna gelmilerdi. D a h a yal olan adam, yan koridordan
kl geni bir avluya alan ana kapya doru yol gsterdi. Langdon bu
akam ieri giri yapt ziyareti merkezine geldiklerini fark etti.
Ne yazk ki Kongre Binas polis m e m u r u da oradayd.
Memurla yz yze geldiklerinde de durup birbirlerine baktlar.
Langdon bu gen Hispanik'i gvenlik kontrolnden hatrlad.
Dan

lirom

190

Bellamy, " P e t e r sizden ok iyi bahseder," dedi. "Ve bu naho artlar


da tantmz iin gerekten zgnm."
"Peter'n ba dertte. Eli..."
"Biliyorum." Bellamy'nin sesi zgnd. " A m a korkarm, bu kadarla
da snrl deil."
Koridorun aydnlk ksmnn sonuna geldiklerinde, geit aniden sola
kvrld. Koridorun geri kalan, her nereye gidiyorsa zifiri karanlkt.
191

Ka\ip

Sembol

"Bekle," diyen Bellamy, koridorun karanlna uzanan birbirine do


lanm turuncu uzatma kablolarnn ylan gibi dar kt elektrik odasn
da gzden kayboldu. Bellamy ierinin altn stne getirirken Langdon bir
sre bekledi. Mimar, uzatma kablolarna elektrik veren dmeyi bulmu

43.

olmalyd, nk nlerindeki yol birden aydnland.

BLM

Langdon bakakalmt.
Tpk Roma gibi Washington D.C. de gizli geitler ve yeralt tiinelleriyle rlmt. imdi karsnda duran geit Langdon'a, Vatikan' Castel
Sant'Angelo'ya

balayan

passetto

tnelini

hatrlatmt.

Uzun.

Langdon uzun tnelde tek kelime etmeden yrrken, Warren Bcl

Karanlk.

lamy'nin hzl admlarna yetimeye alyordu. Kongre Binas'nm Mima

Dar. Ama eski passetto'nun aksine bu geit yeniydi ve henz tamamlan

r imdiye kadar Langdon'a neler olup bittiini aklamaktan ok, bu ta pi

mamt. Sonsuza kadar uzuyormu gibi grnen dar bir inaat alanyd.

ramidi Sato'dan uzaklatrmakla megul olmutu. Langdon, hayal edebile

Aydnlatmay ise, tnelin inanlmaz uzunluunu az da olsa vurgulayan ara

ceklerinin tesinde bir eylerin dndn gitgide daha iyi kavryordu.

lkl ampuller salyordu.

CIA ? Kongre Binas'nm Mimar? Otuz nc dereceden iki mason ?

Bellamy geitte yrmeye balamt bile. "Beni takip edin. Admla

Langdon'n cep telefonunun tiz sesi ortam gerdi. Telefonunu ceke


tinden kard. T e r e d d t l e cevap verdi. " A l o ? "

rnza dikkat edin."


Langdon, Bcllamy'nin arkasndan admlarna ayak uydururken, bu

rktc ve tamdk bir fslt konuuyordu. "Profesr, yarmzda


beklenmedik birinin olduunu duydum."

tnelin nereye ktn merak etti.

Langdon iinin rperdiini hissetti. "Peter n e r e d e ? " derken kelimele


Bu srada Mal'akh 3. Blme'den dar kp, SMSC'nin ssz kori
dorunda hzl admlarla 5. Blme'ye doru yryordu. Trish'in anahtar
kartn avcunda skp sessizce, "Sfr-sekiz-sfr-drt," diye fsldad.
Aklndan baka bir ey daha geiyordu. Mal'akl az nce Kongre Binas'ndan acil bir mesaj

almt. Kontam hesapta olmayan engellere ta

kld. Buna ramen haber cesaret vericiydi: Artk hem piramit, hem de ka
pak ta Robert Langdon'dayd. Beklenmedik bir ekilde ortaya kmasna
ramen, en nemli paralar artk yerine oturmaya balamt. Adeta kader
Mal'akh'in zaferini hazrlayarak, bu akamki gelimelere yn veriyordu.

ri kapal tnelde yankland. Endieli grnen Warren Bellamy ona bir ba


k att ve yrmeye devam etmesini iaret etti.
Ses, " M e r a k e t m e , " dedi. "Size sylediim gibi Peter gvende."
" T a n r akna, sen onun elini kestin! Doktora ihtiyac var!"
Adam, "Bir rahibe ihtiyac var," diye yantlad. " A m a siz onu kurta
rabilirsiniz. Dediklerimi yaparsanz Peter yaar. Size sz veriyorum."
"Bir delinin verdii szlerin benim iin anlam yok."
"Deli mi? Profesr, eminim bu akam eski usullere bal kalarak gs
terdiim saygy takdir etmisinizdir. Gizemler Eli sizi bir kapya, eski bil
geliin rtsn kaldrmay vaat eden piramide gtrd. Bunun sizde ol
duunu biliyorum."
Langdon, "Bunun Mason Piramidi olduunu mu sanyorsun?" diye
sordu. "Bir ta paras."
Hattn dier ucunda bir sessizlik oldu. "Bay Langdon. aptal oynaya
mayacak kadar akllsnz. Bu akam neyi ortaya kardnz gayet iyi bi
liyorsunuz. Nfuzlu bir masonun... Washington D.C.'nin gbeinde sakla
d... ta bir piramit."

Dan

Brovvn

192

193

Kayp

Sembol

'Bir efsanenin peinden kouyorsun! Peter sana her ne anlattysa,


korkudan yle sylemitir. Mason Piramidi efsanesi bir hayal rndr.
Masonlar gizli bilgelii korumak iin asla bir piramit ina etmediler. Bunu
yapm olsalar bile bu piramit, sandn ey olamayacak kadar kk."
A d a m kendi kendine gld. " G r y o r u m ki Peter size ok az ey
anlatm. Yine de Bay Langdon, u an elinizde bulunan eyin ne olduu
na ister inann ister inanmayn, dediklerimi yapacaksnz. Yannzdaki pi

" O n alt s e m b o l d e n oluan bir dizgi, pek de haritaya benzemiyor."


" G r n t yanltc olabilir profesr. A m a yine de o yazy okuma g
c sadece sizin elinizde."
Basit ifreyi gznn nnde canlandran Langdon, "Yanlyorsun," di
ye kt. "Bu yazy herhangi biri deifre edebilir. O kadar karmak deil."
"Sanrm piramitte gzn grdnden daha fazlas var. Yine de ka
pak ta yalnzca sizde."

ramidin zerinde ifrelenmi bir yaz olduunu ok iyi biliyorum. O ya

Langdon antasndaki kk kapak tan hayal etti. Kaostan kan

zy benim iin deifre edeceksiniz. te, ancak o zaman Peter Solomon'

dzen? Artk neye inanacan bilmiyordu, ama antasndaki ta piramit

size geri veririm."

her geen dakika biraz daha arlayordu.

Langdon, "Bu yaznn her neyi meydana kardna inanyorsan, u


nu bil ki, yazan ey Antik Gizemler olmayacak," dedi.
Adam, "Elbette," diye cevap verdi. "Gizemler, kk bir ta pirami
din stne yazlamayacak kadar engin."
Cevab Langdon' hazrlksz yakalamt. " A m a eer bu yaz Antik Gi
zemleri anlatmyorsa b piramit de Mason Piramidi deil. Efsane, Mason Piramidi'nin Antik Gizemleri korumak iin ina edildiini aka belirtiyor."

Langdon'n endieyle nefes alp veriim dinlemekten zevk alan Mal'akh


telefonu kulana dayad. "imdi yapmam gereken iler var profesr. Sizin de
yle. Haritay zer zmez beni arayn. Sakland yere birlikte gidip de
i toku yaparz. T m alarn bilgeliine karlk... Peter'n hayat."
Langdon, " H i b i r ey yapmayacam," diye steledi. "zellikle de
Peter'n hl hayatta olduunu kantlamazsan."

imdi adamn sesi kmseyiciydi. "Bay Langdon, Mason Pirami

"Beni snamamanz neririm. Byk bir plann kk bir parass-

di Antik Gizemleri saklamak iin ina edildi ama henz kavrayamad

nz. Bana itaat etmezseniz veya beni bulmaya kalkrsanz, Peter lr. Bu

nz bir zellii var. Peter size hi bahsetmedi mi? Mason Piramidi'nin

na yemin e d e r i m . "

gc gizemlerinde deil... gizemlerin gml olduu gizli yeri meydana

"Benim anladm kadaryla Peter oktan ld."

karmasmdadr."

"Olduka canl, profesr, ama aresizce yardmnz bekliyor."

Langdon durumu sonradan anlamt.


Ses, "Yazy deifre edin," diye devam etti. "Size insanln en byk
hazinesinin n e r e d e saklandn syleyecektir." Kahkaha att. " P e t e r size
hazinenin kendisini e m a n e t etmedi profesr."
Langdon tnelde yrrken aniden durdu. "Bekle. Piramidin... bir ha

"Senin aradn n e ? " Langdon telefona barmt.


Mal'akh cevap vermeden nce sustu. "Pek ok insan Antik Gizemle
rin peine dp, gc zerine tartmalar yapt. Bu akam gizemlerin ger
ek olduunu kantlayacam."
Langdon konumuyordu.
Mal'akh, "Haritay hemen zmeye balamanz neriyorum," dedi.

rita olduunu mu sylyorsun?"


Yerinden srayarak duran Bellamy'nin yznde hem aknlk, hem
de dehet ifadesi vard. Arayan kiinin, bamteline bast belli oluyordu.

"O bilgiye bugn ihtiyacm var."


"Bugn m ? ! Saat dokuzu geti!"
"Kesinlikle.

Piramit bir harita.

Tempus fgit." "

Ses, "Bu harita," diye fsldad. "Veya piramit veya kap veya her ne
demeyi seersen... ok uzun zaman nce Antik Gizemlerin sakland yeri
emniyete almak iin... tarihte kaybolmamas iin yaplmt."
Dan

Brovn

194

(1) Zaman uup gidiyor.

195

A"a\ ip Sembol

Faukman, "Aryorum," dedi. "Ve belki nemli deil ama Harvard


Havuzu'ndan aramasan iyi edersin. Sesin tmarhaneden geliyor gibi."
"Havuzda deilim. A B D Kongre Binas'nm altndaki bir tneldeyim."

44.

BLM

Faukman onun sesinden, aka yapmadm anlad. Bu adamn nesi


var? "Robert neden evde oturup yazamyorsun?" Bilgisayar bipledi. "Ta
mam, bekle... numaray buldum." Eski e-postay sonuna kadar inceledi.
"Galiba sadece cep telefonu var."

New York'lu editr Jonas F a u k m a n telefonu aldnda, Manhat

" O n u ver."

tan' daki ofisinin klarn kapatmak zereydi. Bu saatte kimseye cevap

Faukman ona numaray verdi.

vermeye niyeti yoktu ama sonra ekranda arayann kim olduunu grd.

Langdon mteekkir bir sesle, "Teekkrler Jonas," dedi. "Sana bir

Ahizeye uzanrken, iyi bir ey olmal, diye dnd.


F a u k m a n akayla kark bir tonla, "Kitaplarnz hal biz mi basyo
ruz?" diye sordu.

iyilik borluyum."
"Bana bir kitap tasla borlusun Robert. Ne kadar srecek..."
Hat kapanmt.

" J o n a s ! " R o b e r t Langdon'n sesi endieliydi. "Tanr'ya krler ol


sun. Yardmna ihtiyacm var."

Ahizeye bakan Faukman ban iki yana sallad. Yazarlar olmasa, ki


tap yaynlamak ok kolay olacakt.

Faukman'n neesi yerine gelmiti. "Bana dzeltmem iin yzlerce


sayfa m gnderiyorsun R o b e r t ? " Nihayet.
"Hayr, bilgiye ihtiyacm var. Geen yl Katherine Solomon isminde
bir bilim insanyla grmeni salamtm. Peter Solomon'n kz kardei,
hatrladn m ? "
F a u k m a n kalarn att. Sayfa gndermiyor.
"Noetik Bilim dalndaki bir alma iin yaync aryordu. Onu hatr
ladn m ? "
Faukman gzlerini devirdi. "Tabii hatrlyorum. Ve o tantrma iin
milyonlarca teekkrler. Aratrmasnn sonularn okumam reddetmekle
kalmad, gelecekteki sihirli bir tarihe kadar da herhangi bir ey yaynlamak
istemedi."
"Jonas, beni dinle. Vaktim yok. Katherine'in telefon numarasna ihti
yacm var. H e m e n . Sende var m ? "
"Seni uyarmam gerek... fazlasyla aresiz davranyorsun. ok gzel
bir kadn ama onu bu halinle etkilemen..."
"aka yapmyorum Jonas. Telefonuna imdi ihtiyacm var."
"Tamam... bekle." Langdon'n ne zaman ciddi olduunu anlayacak
kadar uzun sredir arkadatlar. Jonas bir arama penceresine Katherine So
lomon ismini yazd ve irketin e-posta sunucusunu taramaya balad.

Dan

Broun

196

197

Kayp

Sembol

"Mesaj gnderdi..." Langdon sesli dnmt. "Ama sesini duyma


dn, deil m i ? "
"Hayr ama..."

45.

BLM

"Beni dinle. Aldn ksa mesaj aabeyinden gelmiyordu. Peter'n te


lefonu birisinin elinde. Tehlikeli biri. H e r kimse, bu akam beni kandrp
Washington'a getirtti."
"Kandrd m? Sylediklerin hi mantkl gelmiyor!"

Katilerine Solomon telefonunu arayann ismini grdnde kim oldu


unu sonradan anlad. nce, Dr. Abaddon'la birlikte neden geciktiklerini
haber vermek iin Trish'in aradn sanmt. Ama arayan Trish deildi.
lgisi yoktu.
Katherine'in dudaklarnda utanga bir tebessm belirdi. Bu akam
daha garip olabilir miydi acaba? Telefonun kapan at.
Neeyle, " D u r syleme," dedi. "Kitap kurdu gen erkek, bekr Noetik Bilim nam aryor?"
" K a t h e r i n e ! " D e r i n d e n gelen ses Robert Langdon'a aitti. " T a n n ' y a
krler olsun iyisin."
ararak, "Elbette iyiyim," diye cevap verdi. " G e e n yaz Peter'n
evindeki partiden sonra beni bir daha hi a r a m a m a m saymazsak."
"Bu akam bir ey oldu. Ltfen dinle." Normalde akc olan ses tonu

"Biliyorum, ok zgnm." Langdon'n kafasnn karmas ondan


beklenmedik bir eydi. "Katherine, tehlikede olabilirsin."
Katherine Solomon, Langdon'n byle bir konuda aka yapmayaca
n biliyordu, ama adam, akln karm gibi konuuyordu. " B e n iyiyim,"
dedi. "Gvenli bir binann iindeyim."
"Bana Peter'n telefonundan gelen mesaj okusana. Ltfen. "
Katherine aknlkla ksa mesaj at. Langdon'a okurken, Dr. Abaddon'dan bahsettii ksma geldiinde iinin rperdiini hissetti. "Msaitse
Dr. Abaddon ieride bize katlsn. O n a gvenim tam..."
" A m a n Tanrm..." Langdon'n sesi korku doluydu. "Bu adam ieri
mi davet e t t i n ? "
"Evet! Asistanm onu almaya lobiye gitti. H e r an gelebilirler..."
Langdon, " K a t h e r i n e , dar k!" diye bard. " i m d i ! "

atlak geliyordu. "Sana bunu sylediim iin ok zgnm ama... Peter'n


SMSC'nin dier ucunda, gvenlik odasnda alan telefon Reds-

ba ciddi bir ekilde d e r t t e . "


Katherine'in tebessm kayboldu. "Sen neden bahsediyorsun?"
"Peter..." Langdon doru kelimeyi arar gibi duraksad. "Nasl syle
yeceimi bilmiyorum ama o... karld. Nasl ve kimin yaptndan emin
deilim ama..."
Katherine, "Karld m ? " diye sordu. "Robert, beni korkutuyorsun.
Karld m... n e r e y e ? "
"Bir yerde tutuluyor." Langdon'n sesi mahcup olmu gibi atlak k
mt. "Bugn erken saatlerde veya dn karlm olmal."
Katherine fkeyle, "Bu hi komik deil," diye kt. "Aabeyimin
bir eyi yok. O n u n l a on be dakika nce konutum."
" K o n u t u n m u ? ! " Langdon'n sesinden ard anlalyordu.
"Evet! Laboratuvara geldiini syleyen bir ksa mesaj g n d e r d i . "
Dan

Brown

198

kins mann sesini bastrd. Grevli kulaklklarn bir kez daha istek
sizce kard.
"Lobi," diye cevap verdi. "Ben Kyle."
"Kyle, ben Katherine S o l o m o n ! " Kadnn sesi olduka endieliydi.
"Efendim, aabeyiniz henz..."
"Trish n e r e d e ? " diye sordu. " O n u monitrden grebiliyor m u s u n ? "
Grevli, ekranlara bakmak iin sandalyesini dndrd. " H l Kp'c
gelmedi m i ? "
" H a y r ! " diye baran Katherine, dehete kaplmt.
Grevli, Katherine Solomon'n kouyormu gibi nefes nefese kald
n fark etti. Orada neler oluyor?
Grevli h e m e n grnt kumandasyla dijital kaytlar hzla tarad.
" T a m a m , bekleyin, geri saryorum... Trish'i misafirinizle birlikte lobiden
199

Kayp

Sembol

karken gryorum... Sokak'ta yryorlar... ileri saryorum... tamam, Is


lak Blme'ye giriyorlar... ileri saryorum... tamam, bir dakika nce Islak
Blme'den kmlar...

aa iniyorlar..." Grnty yavalatp ban

uzatt. "Bir dakika. Bu tuhaf."

Grevli ldrm bir halde klavyesini tuluyordu. "Evet, yaklak...


doksan saniye nce girmi."
Katherine'in vcudu kaskat kesildi. Nefes almyordu. Etrafndaki
karanlk imdi ona canhym gibi geliyordu.

"Ne?"

Burada, beninde birlikte.

"Beyefendi Islak Blme'den yalnz kyor."


"Trish ieride mi kalm?"

Katherine bir anda, ierideki tek n, yanan aydnlatan telefo


nundan geldiini fark etti. Grevliye, "Yardm gnder," diye fsldad. "Ve

"Evet, yle grnyor. imdi konuunuzu izliyorum... koridorda tek


bana yryor."

Trish'e yardm etmek iin Islak Blme'ye git." Ardndan telefonunu usul
ca kapatarak sndrd.

Katherine ldrm bir halde, "Trish n e r e d e ? " diye sordu.


" G r n t kaytlarnda onu grmyorum," diye cevap verirken sesin
de endieli bir hava vard. Ekrana yeniden baktnda adamn ceket kolla
rnn slanm olduunu grd... dirseklerine kadar. Islak Blme 'de ne halt
etti bu? Grevli, kararl admlarla koridordan 5. Blme'ye doru yryen
adam seyretti. Elinde... anahtar karta benzeyen bir ey tutuyordu.
Grevli ensesindeki tylerin diken diken olduunu hissetti. "Bayan
Solomon, ciddi bir sorunumuz var."
Bu akam Katherine Solomon iin ilklerin akamyd.
ki yldr cep telefonunu bolukta hi kullanmamt. Bu bolukta son
srat kotuu da olmamt. Ama u an Katherine cep telefonunu kulama
bastrm, halnn sonsuz uzunluunda gz kapal kouyordu. Aya hal
dan her ktnda, ynn dzeltip kr karanlkta komaya devam etti.
Katherine grevliye, "imdi n e r e d e ? " diye sordu.
Grevli, "Kontrol ediyorum," diye cevap verdi. "leri saryorum... ta
mam, koridordan... 5 . Blme'ye doru yryor."
D a h a hzl koan Katherine, ieride kapana kslmadan nce ka
ulamay umut etti. " 5 . Blme'nin giriine varmas ne kadar s r m e ? "

Etrafna mutlak bir karanlk kt.


Hi kprdamadan durdu ve elinden geldiince sessiz nefes almaya
alt. Birka saniye sonra nnden keskin bir etanol kokusu ykseldi.
Koku artt. Halda, bir metre kadar tesindeki bir varl hissediyordu. Bu
sessizlikte Katherine'in gmbrdeyerek atan kalbi sanki onu ele verecek
ti. Sessizce ayakkablarn kard ve haldan sol yana doru adm att. Aya
nn altndaki beton zemin souktu. Haldan iyice uzaklamak iin bir
adm daha att.
Ayak parmaklarndan biri tlad.
Bu skneti bozan silah sesi gibiydi.
Birka metre tesinden bir kyafet hrts, karanlkta zerine doru
atld. H e m e n kamaya hazrlanan Katherine ge kalmt. Gl bir kol
onu yakalayp, zapt etmek iin gl elleriyle yoklamaya balad. Kame
rine, dnerek kamaya alrken, adam eliyle laboratuvar nlnden ya
kalad ve geriye doru ekerek kendine yaklatrd.
Kollarn geriye eken Katherine, laboratuvar nlnden ve adam
dan kurtuldu. k yolunun hangi ynde olduunu bilmeden, karanlk
bolukta kr gibi komaya balad.

Grevli duraksad. "Efendim, anlamadnz. Hl ileri saryorum.


Bunlar kaydedilmi grntler. Yani zaten oldular." Durdu. "Bekleyin, gi
ri monitrnden kontrol edeyim." Biraz durduktan sonra, "Efendim, Ba
yan Dunne'n anahtar kart yaklak bir dakika nce 5. Blme'ye giri yap
tn gsteriyor."
Aniden frenlere aslan Katherine, bolukta durana kadar kayd. Tele
fona, " 5 . Blme'nin kapsn am m ? " diye fsldad.
Dan

Brown

200

201

Kayp

Sembol

Alarm sistemimiz bu mu? Bu akam gvenliklerini salamak iin Bellamy'nin daha kapsaml bir plan olmasn umut eden Langdon, merdivenin
tepesine tnemi kovaya bakt. Her ey o kadar hzl gelimiti ki, Bellamy ile
kann sonularn ancak imdi dnmeye balamt. Bir CIA kaaym.

46.

BLM

Bellamy'nin nderliinde bir keden dnerek, turuncu kordonlarla


kapatlm, yukar kan bir merdivenin bana geldiler. Langdon'n srt
antas basamaklar karken sanki gitgide daha da arlayordu. "u ta

Pek oklarnn dnyann en gzeli olduunu syledii oday barndrma


sna ramen, Kongre Ktphanesi'nin nefes kesen ihtiam, zengin koleksiyo
nundan daha az bilinir. Sekiz yz kilometreden uzun -Washington D.C.'den

piramit," dedi. " H l anlamyorum..."


Bellamy, " B u r a d a olmaz," diyerek szn kesti. "Ikta inceleyece
iz. Gvenli bir yer biliyorum."
Langdon, CIA Gvenlik Ofisi bakanna saldran biri iin byle bir

Boston'a uzanacak kadar- raflaryla dnyann en byk ktphanesi unvanna


sahiptir. Ve gnde on binden fazla katlmla genilemeye devam etmektedir.

yerin var olduundan phe duyuyordu.

Eskiden Thomas Jefferson'n bilim ve felsefe kitaplarn saklad bir

ki adam merdivenin bana gelince, talyan mermeriyle kapl ve al

depo olan ktphane, Amerika'nn bilimi aktarmaya olan balln sim

tn varakl bir koridordan ieri girdiler. Koridora sekiz ift heykel dizilmi

geler. Washington'da elektrik balanan ilk binalardan biri olan ktphane,

ti ve hepsi de Tanra Minerva'y betimliyordu. Douya doru ilerlemeye

Yenidnya'nn karanlnda fener gibi parlar.


sminden de anlalaca gibi Kongre Ktphanesi, saygn yelerinin

devam eden Bellamy, Langdon' kemerli bir geitten geirerek ok daha


byk bir alana gtrd.

sokan hemen karsndaki binada alt Kongre'ye hizmet vermek iin

Ktphanenin byk salonu, mesai bitiminin lo klarnda bile zen

kurulmutu. Ktphane ile Kongre Binas arasndaki bu asrlk ba, yakm

gin bir Avrupa saraynn ihtiamyla parlyordu. Balarndan yirmi met

zaman nce fiziki bir bala pekitirilmiti. Independence Bulvar'nn altn

re yukardaki tavan pencereleri, ender bulunan -bir zamanlar altndan da

dan geen uzun bir tnel iki binay birbirine balyordu.

ha deerli kabul edilen- "alminyum yapraklarla" sslenmi panellerin

Bu akam, lo kl bu tnelde Warren Bellamy'yi takip eden Robert

arasndan parlyordu. Bunun altndaki ift stunlarn dizildii ikinci kat

Langdon, Katherine iin duyduu endieyi yattrmaya alyordu. O de

balkonuna, trabzan babalarnda aydnlanma mealesi tayan kadn hey

li, laboratuvannda m? Langdon sebebini hayal bile etmek istemiyordu.

kellerinin bulunduu, iki muhteem merdivenle klyordu.

Onu uyarmak iin aradnda, Katherine'e tam olarak nerede buluacakla

Bu modern aydnlanmay yanstrken, bir yandan da Rnesans mima

rn sylemiti. Bu lanet tnel daha ne kadar devam ediyor? Ba aryor

risine sadk kalmak amacyla, merdiven trabzanlarna modern bilim insa

du. Birbiriyle balantl dnceler zihnine hcum etmiti: Katherine, Pe

n gibi tasvir edilmi kk ak tanrlar oyulmutu. Telefon tutan mele-

ter, masonlar, Bellamy, piramitler ve eski kehanet... ve bir harita.

imsi

Langdon bu dnceleri zihninden uzaklatrp, yoluna devam etti.


Bellamy sorular yantlayacana sz verdi.

bir

elektriki?

Elinde

numune

kutusuyla

melei

andran

bir

bcek

bilimci? Langdon, Bernini'nin ne dnebileceini merak etti.


Langdon' ktphanenin en deerli iki kitabn -1450'lcrde elle yazlm

ki adam nihayet geidin sonuna vardklarnda Bellamy, Langdon'a

Byk Mainz ncili ile dnyadaki parmen kopyadan biri olan Gutenberg

inaat halinde olan ift kanatl kaplarn arasndan yol gsterdi. Bitmemi

ncili- muhafaza eden kurun geirmez vitrinin yanndan geiren Bellamy,

kaplar arkalarndan kilitleyemeyince Bellamy yaratcln kulland, in

"Burada konuacaz," dedi. Tonozlu tavanda buna uyum salayacak ekilde,

aat malzemelerinin arasndan alminyum bir merdiven bulup kapya dik

John White Alexander'n alt panelli Kitabn Geliim0' isimli resmi vard.

katle yaslad. Sonra stne metal bir kova yerletirdi. Birisi kapy aacak
olursa, kova grltyle yere decekti. .
Dan

Brown

202

(1) The Evolution of the Book

203

Kayp

Sembol

Bellamy doruca dou koridoru duvarnn arka ortasndaki ift kanat

Cilal ahap yzeyi sert granitle izmekten ekinen Langdon, anta

l kapya yrd. Langdon bu kaplarn ardnda hangi odann yattn bili

sn olduu gibi masann stne koyup, fermuarn at ve iindeki pirami

yordu ama konumak iin garip bir yer seimiydi. "Ltfen Sessiz Olun" ia

di kard. Warren Bellamy okuma lambasn ayarlayp, piramidi dikkatle

retleriyle dolu bir yerde konumann yarataca tezat bir yana, bu odann

inceledi. Parmaklarn tuhaf oymalarn stnde gezdirdi.

"gvenli bir yer" oluu da phe gtrrd. Ktphanenin ha eklindeki

Bellamy, "Sanrm bu dili tanyorsun?" dedi.

zemin plannn tam ortasnda yer alan bu oda, binann kalbi saylrd. Bura

On alt sembole bakan Langdon, "Elbette," diye cevap verdi.

da saklanmak, katedrale kap, sunan stnde saklanmakla ayn eydi.


Ama Bellamy kapnn kilidini at, ardndaki karanla admn atp
k dmesine uzand. Dmeyi atnda, adeta Amerika'nn mimari a
heserleri vcuda geldi.
Bu nl okuma odas insan duyulan iin bir ziyafet saylrd. Merke
zinden elli metre ykselen sekizgenin her bir kenar, ak kahverengi Tennessee mermeri, krem rengi Siena mermeri ve elma krmzs Cezayir mer
merinden yaplmt. Sekiz adan birden klandrld iin hibir yerine
glge dmyor, oda aydnlk sayormu etkisi yaratyordu.
Langdon' ieri alan Bellamy, "Bazlar Washingtor'daki en gz al

Farmason ifresi diye bilinen kodlanm bu dili, ilk mason kardeler


zel iletiimlerinde kullanmlard. ifreleme yntemi uzun zaman nce
basit bir sebepten tr terk edilmiti, nk zmesi ok kolayd. Lang

c oda olduunu syler," dedi.


Langdon eikten admn atarken, belki de dnyadaki en gz alc oda,

don'n seminerine katlan ikinci snf rencilerinden ou bu kodu yakla

diye dnd. Her zamanki gibi baklar ilk nce, arabesk tavan panolarnn

k be dakikada zebiliyorlard. Langdon ise bir kalem ve ktla bunu

kubbeden aa balkona indii merkez embere yneldi. Oday evreleyen

gz ap kapayana dek zebilirdi.

on alt bronz insan heykeli yukardaki parmaklklardan aaya bakyordu.

Yz yllk olan bu ifreleme ynteminin kolay zlmesi baz eli

Bunun altndaki balkon, sra kemerlerden meydana gelmiti. Zemin seviye

kiler douruyordu. ncelikle, yeryznde bunu zebilecek tek kiinin

sinde, ortadaki heybetli yuvarlak masadan dar doru, ortak merkezli s

Langdon olmas samayd. kincisi, Sato'nun masonik ifrenin ulusal g

ra cilal ahap okuma masas, daire biimini alacak dzende yerletirilmiti.

venlik meselesi olduunu sylemesi, nkleer frlatma kodlarnn Cracker

Langdon dikkatini, odann ift kanatl kaplarn ardna kadar aan Bellamy'ye verdi. Akl kark bir halde, "Saklandmz sanyordum," dedi.
Bellamy, "Binadan ieri giren olursa sesini duymak istiyorum," dedi.
"Ama bizi burada h e m e n bulmazlar m ? "
" N e r e d e saklanrsak saklanalm, bizi bulurlar. Ama bu binada bizi
keye sktrlarsa, bu oday setiime m e m n u n olursun."
Langdon sebebini tahmin edemiyordu ama Bellamy'nin bunu tart
maya niyetli olmad belliydi. Odann ortasna doru yrmeye balam
t bile. Okuma masalarndan birini seip, iki sandalye ekti ve masann
n yakt. Sonra Langdon'n antasn iaret etti.
"Peki profesr, bir de yalandan bakalm."
Dan

Brmn

204

Jack isimli ifre zc programla yazlmas gibi bir eydi. Langdon tm


bunlara inanmakta hl glk ekiyordu. Bu piramit bir harita m? Eski
alarn kayp bilgeliine giden yolu mu gsteriyor?
Bellamy ciddi bir sesle, " R o b e r t , " dedi. " M d r Sato, sana piramitle
neden bu kadar ilgilendiini syledi m i ? "
Langdon ban iki yana sallad. " T a m olarak deil. Ulusal gvenlik
meselesi deyip durdu. Yalan sylediini dnyorum."
Ensesini ovuturan Bellamy, "Olabilir," dedi. Akln kurcalayan bir
ey var gibiydi. " A m a daha endie verici bir ihtimal var." D n p Lang
don'n gzlerinin iine bakt. " M d r Sato, piramidin gerek potansiyeli
ni kefetmi olabilir."

205

Kayp

Sembol

Telefonu yere brak... ve ondan uzakla.


Ne yazk ki ok ge kalmt. Ona sa tarafndan yaklaan etanol ko
kusu gitgide artmaktayd. Katherine kama drtsn bastrarak, sakin

47.

BLM

kalmaya alt. Temkinle ve yavaa sol tarafa bir adm tt. Kyafetinin
hrts saldrgann ihtiyac olan tek eydi. leri doru atldn duydu ve
gl bir el onu omzundan kavrarken etanol kokusu stne kt. Dehet
le olduu yerde dnd. Matematiksel olaslklar pencereden uup gitti ve

Katherine Solomon' yutan karanlk ona sonsuz gibi geliyordu.


Halnn o alt gvenliinden km kr gibi nn yoklarken,

nne uzatt kollar sadece bu ssz bolua dokunuyordu. orapl ayak


larnn altndaki souk beton buzlu bir gl gibiydi... ve bu dman ortam
dan h e m e n kurtulmas gerekiyordu.
Atk etanol kokusu almaynca, karanlkta durdu. Hi kprdamadan
etraf dinlerken, kalbinin byle grltl atmamasn diledi. Arkasndan
gelen ayak sesleri kesilmi gibiydi. Onu adattm m? Katherine gzlerini
kapatp, nerede olduunu tahmin etmeye alt. Hangi yne kotum? Ka
p nerede? e yaramyordu. O kadar ok dnmt ki, k herhangi bir
yerde olabilirdi.

olanca hzyla bolua dald.


Birden karsna duvar kt.
Duvara serte toslayan Katherine'in cierlerindeki hava boald. Ko
lu ve omzu acd ama ayakta kalmay baard. Duvara ters bir ayla arp
mas onu daha kt bir arpmadan korumutu, ama bu iini rahatlatma
ya yetmedi. kan ses her yerde yanklanmt. Nerede olduumu biliyor.
Acyla ban evirip nnde uzanan karanlna bakarken, saldrgann da
kendisine baktn hissetti.
Yerini deitir.

Hemen.

Nefesi henz dzelmeden, her bir kabaraya sol eliyle sessizce doku
narak duvar boyunca yrmeye balad. Duvarn yanndan ayrlma. Seni

Katilerine bir zamanlar korkunun, insann dnme yeteneini kam


layan bir unsur olduunu okumutu. Ama u anda iinde bulunduu du
rum yznden, zihni korku ve aknlkla kaynayan bir kazana dnmt.
k bulsam bile dar kamam.

Katherine var gcyle kamaya balad. Sola d n p ynn deitirerek

keye sktrmadan yanndan ge git.

G e r e k duyarsa cann actmak iin

frlatmak zere, cep telefonunu hl sa elinde tutuyordu.


Bundan sonra duyduu sese hi hazrlkl deildi. Kyafet hrts

Laboratuvar nlnden kurtulurken

t a m nnden gelmiti. Olduu yerde d u r u p nefes almay kesti. Bu kadar

anahtar kartn da kaybetmiti. imdi tek midi, samanlktaki bir toplui-

ksa srede duvara nasl ulam olabilir? Etanol kokusuyla karm hafif

ne gibi olmakt. ki bin sekiz yz metrekarelik bir alanda adeta bir nokta

bir esinti hissetti. Duvardan bana doru geliyor!

ya dnmt. Kamak iin dayanlmaz bir arzu duysa da analitik zihni


ona tek bir mantkl harekette bulunmasn sylyordu; hi kprdamamay. Kprdama. Ses karma. Gvenlik grevlisi yoldayd ve bilinmeyen bir
sebepten tr saldrgann stnde keskin bir etanol kokusu vard. Yakla
rsa anlarm.

Katherine geriye doru birka adm att. Sonra sessizce 180 derece
d n p , duvarda ters yne doru hzla ilerlemeye balad. O imknsz ey
olduunda yaklak be metre gitmiti. Bir kez daha duvarda, tam nnde,
kyafet hrts duydu. Ve ardndan ayn etanol kokan esinti geldi. Kathe
rine Solomon donakald.

Katherine karanlkta dururken, aklna Langdon'n syledikleri geldi.

Tanrm, bu adam her yerde!

Aabeyin... karld. Souk bir ter damlasnn kolundan aa, sa elinde


tuttuu cep telefonuna kaydn hissetti. Bu unuttuu bir tehlikeydi. Tele
fon alarsa bulunduu yeri belli edecekti ama ekran aydnlanmadan kapat
masnn da imkn yoktu.
Dan

Broun

plak gsl Mal'akh karanla bakt.


Kyafetinin koluna bulaan etanol kokusu fark edilir olduunu kant
lamt. Bu yzden o da gmleinin ve ceketinin kollarm yrtp, avn ks-

206

207

Kayp

Sembol

trmak iin ie yarar bir malzeme olarak kullanmt. Ceketini sa tarafa

lere aldrmyordu. Ko! Blmenin etrafndaki duvar takip ederse, nnde

doru atnca, Katherine'in durup, ynn deitirdiini duymutu. Sonra

sonunda k kapsn bulabileceini biliyordu.

gmleini sola doru frlatnca, yine durduunu duymutu. Katherine'i


gemeye cesaret edemeyecei duvardaki iki nokta arasnda kstrmt.

Gvenlik hangi cehennemde kald

Sol eli duvarda, sa eli kendini korumak iin ne uzatlm bir halde

imdi kulaklarm dikmi bekliyordu. Hareket edebilecei tek yn kal

koarken, aralkl yerletirilmi kabaralar hl takip edebiliyordu. Keye

d, bana don gelecek. Buna ramen, hibir ey duymad. Katherine ya kor

ne zaman ulaacam? Duvar sonsuza kadar devam ediyormu gibiydi,

kudan donakalmt ya da 5. Blme'ye yardm gelene kadar hareket etme

ama kabaralardan gelen ritmik ses birden kesildi. Sol eli uzun sre kaba-

meye karar vermiti. Her iki ekilde de kaybedecek. 5. Blme'ye bu sralar

rasz yzeyi takip etti, sonra kabaralar yeniden balad. Katherine glk

kimse giremeyecekti; Mal'akh anahtar kart giriini kaba ama ok etkili bir

le durup, przsz melal yzeyden yararlanarak geri dnd. Burada neden

yntemle kullanlmaz hale getirmiti. Trish'in anahtar kartn kullandktan

kabara yok?

sonra, yuvaya on sentlik bozuk para atp, tm mekanizmay devre d brak


madan kapnn baka herhangi bir anahtar kartla almasn engellemiti.
Sen ve ben yalnzz Katherine... ne kadar srerse srsn.
Usulca ileri giden Mal'akh herhangi bir hareket sesi duymay bekle
di. Katherine Solomon bu gece aabeyinin mzesinin karanlnda lecek
ti. iirsel bir son. Mal'akh, Katherine'in lm haberim aabeyiyle payla
mak iin sabrszlanyordu. Yal adamn strab, uzun sredir gerekle
mesini bekledii intikam olacakt.
Hi beklemedii bir anda, karanlkta minik bir parlt grd ve Kathe
rine'in karar verirken lmcl bir hata yaptn fark etti. Yardm istemek
iin telefon mu ayor?! Az nce yanan elektronik ekran, bel hizasnda yak
lak yirmi metre tesinde siyah bir okyanustaki fener gibi parlyordu.
Mal'akh, Katherine'i beklemeye hazrlanmt ama artk buna gerek yoktu.
Ia doru hzla koan Mal'akh, yardm arsn bitiremeden onu
yakalayacan biliyordu. Saniyeler iinde oraya vard ve adeta onu yut
maya hazrlanr gibi parlayan cep telefonunun her iki yanna doru kolla
rm aarak atld.

Saldrgann, arkasndan grltyle yryp, kendisine doru yaklat


n duyabiliyordu. Ama Katherine'i rkten baka bir sesti; fenerini 5. Bl
me kapsna vuran gvenlik grevlisinin kard ritmik yumruklama sesi.
Grevli ieri giremiyor mu?
Bu dnce korkutucu olmakla beraber, yumruklamann geldii yer
-sa apraz- Katherine'in yn duygusunu yeniden kazanmasna yardmc
oldu. Artk 5. Blme'nin neresinde olduunu hayalinde canlandrabiliyordu. Bu ani grnt baka bir eyi daha fark etmesine yarad. imdi duvar
daki bu dz panelin ne olduunu biliyordu.
Her blmenin bir numune iskelesi vard. Hareketli bu dev duvar, b
yk numuneleri blmelere alp karrken, geri ekilerek kullanlabiliyor
du. Bu kap da bir uak hangarnnki kadar bykt ama, Katherine en kor
kun ryalarnda bile onu amak zorunda kalacan hayal etmemiti. Fa
kat u anda, tek aresi buymu gibi grnyordu.
Acaba alyor mu?
Katherine byk metal kolu buluncaya kadar karanlkta kapy eliyle
yoklad. Kavrayp, arln geriye vererek kapy amaya alt. Hibir
ey olmad. Bir daha denedi. Yerinden kprdamad.

Sert duvara arpan parmaklar geriye doru bklrken neredeyse k

O n u n kard seslerle ynn tayin eden saldrgann imdi daha

nlyordu. Ardndan ba elik stuna arpt. Duvarn yannda yere ker

hzl yaklatn duyabiliyordu. skele kaps kilitli! Dehete kaplp, her

ken acyla feryat etti. Lanet okuyup, Katherine'in cep telefonunu ak b

hangi bir levye ya da kap mandal bulmak iin ellerini telala kapnn her

rakt bel hizasndaki payandaya tutunarak doruldu.

yerinde gezdirdi. Birden eli diree benzer bir eye arpt. Yere kadar takip
edip melince, betonun iindeki bir delie yerletirildiini anlad. Gven

Katherine yemden komaya balamt. Bu kez elinin, 5. Blme'nin


aralkl yerletirilmi metal kabaralarnn stnden geerken kard sesDn

Broun

208

lik ubuu! Ayaa kalkp ubuu kavrad ve bacaklarndan g alarak de


liin iinde aa yukar kaydrd.
209

Kayp

Sembol

Neredeyse geldi!

ren bir ekil stne doru geliyordu.

Katherine kapnn kolunu yoklayp buldu ve tm gcyle asld. De


vasa panel biraz kmldar gibi oldu ve 5. Blme'den ieri bir para ay
girdi. Katherine yeniden kolu ekti. Binann dndan gelen k by
d. Biraz daha! Son bir kez daha aslrken, saldrgann birka metre uza
nda olduunu hissediyordu.

Katherine o an donakald.
Farlarna yakalanan yaratk, bedeni semboller ve yazlarla dvmelenmi, plak gsl ve dazlak kafal bir hayvand. Parlak a doru ko
arken brp, gn na ilk kez kan bir maara canls gibi ellerini
gzlerinin nne kaldrd. Katherine vitese uzand ama adam bir anda ya

Ia doru atlp, ince vcudunu aklktan yanlamasna kaydrd. Ka


ranlkta beliren pene gibi bir el onu ieri ekmeye alt. Katherine kendi
ni aklktan dar karrken, dvmelerle kapl iri bir kol peinden geldi.
rktc kol, onu yakalamaya alan kzgn bir ylan gibi kvrand.
Katherine dnp, 5. Blme'nin uzun ve soluk renkli d duvar bo
yunca komaya balad. SMSC'yi evreleyen gevek talar orapl ayakla
rna batsa da o, ana girie doru ilerlemeye devam etti. Gecenin karanl
na ramen, 5. Blme'nin mutlak karanlnda genilemi gzbebekleri sa
yesinde, sanki gn ndaym gibi iyi grebiliyordu. Ar iskele kaps
arkasndan alnca, binann yan duvarn takip eden ayak seslerinin hz
landn duydu. Ayak sesleri inanlmaz derecede hzlyd.
Asla ondan kurtulup ana girie varamam, Volvo'sunun yalanlarda oldu
unu biliyordu ama o bile u anda ok uzak grnyordu. Baaramayacam.
Ardndan Katherine, son bir kozunun kaldn fark etti.

nnda bitivermiti. Yan cama dirseiyle vurup, krk cam paralarn kadimn kucana dkt.
Dvmelerle kapl dev bir kol camdan ieri girerek, el yordamyla
boynunu buldu. Katherine vitesi geriye takp hareket ettirdi ama saldrga
n boazma sarlm, inanlmaz bir kuvvetle skyordu. Kurtulma abasy
la ban evirdiinde birden adamn yzn karsnda grd. Trnak izi
ne benzeyen erit, makyajn syrm ve altndaki dvmeleri ortaya
karmt. Gzleri vahi ve acmaszd.
"Seni on yl nce ldrmeliydim," diye grledi. " A n n e n i ldrd
m akam."
Duyduu bu szler, Katherine'in korkun bir annn etkisine girme
sine sebep oldu. Bu vahi bak daha nce de grmt. Boazn byle
kuvvetli skmasa lk atacakt.

5. Blme'nin kesine yaklatnda, ayak seslerinin aray iyice kapat

Gaz pedaln kkleyince, araba geriye doru frlad. A d a m arabann

tn duyabiliyordu. Ya imdi ya hi. Keden dnmek yerine aniden sola

yannda srklenirken, Katherine'in boynu kopacak gibi oldu. Araba hz

sapp, binadan uzaa, imlere yneldi. Bunu yaparken gzlerini skca yu

la bankete kp yan yatt. Katherine boynunun, adamn arlyla ezildi

mup, ellerini yzne kapatt ve imlerin stnde kr gibi komaya balad.

ini hissedebiliyordu. Birden aa dallar arabann yan tarafn syrmaya,

5. Blme'nin bulunduu ksmda yanan hareket sensrl gvenlik k


lar, geceyi gndze evirmiti. Saldrgann ar bym gzbebeklerine

c a m l a n kamlamaya balad ve arlk kayboldu.


Araba yeillikten, yukardaki otoparka doru ilerlerken, Katherine ga

yirmi be milyon mumluk k nfuz ederken, gerilerden ac dolu bir feryat

za asld. Aada kalan yar plak adam ayaa kalkp farlara bakt. Dehet

ykseldi. Katherine, adamn talarn stnde sendelediini duyabiliyordu.

verici bir sakinlikle dvmeli kolunu kaldrd vc Katherinc'e dorulttu.

Ak imlerin stnde igdlerine gvenen Katherine, gzlerini kapa


l tutmaya devam etti. Binadan ve klardan yeterince uzaklatn hissedin

Korku ve nefretle kan donan Katherine, direksiyonu evirip gaza


bast. Birka saniye sonra yalpalayarak Silvcr Hill Yolu'na kmt.

ce gzlerini at, ynn belirledi ve karanlkta deli gibi komaya balad.


Volvo'sunun anahtarlar her zaman brakt yerde, orta panelde du
ruyordu. Nefesi kesilmi bir halde, titreyen elleriyle anahtar ald ve kon
taa soktu. Motor grltyle alp farlar yanmca, korkutucu bir manza
rayla kar karya kald.
Dan

Brown

210

211

Kayp

Sembol

"Benim iin alyorsun, lanet olas!" Anderson'n sesi koridorda


yankland. " T a n r akna, Bellamy kafam duvara v u r d u ! "
Nufiez, ona Mimar'n verdii anahtar uzatt.

48.

BLM

Anderson, "Bu n e ? " diye sordu.


" I n d e p e n d e n c e Bulvar'nn altndaki yeni tnelin anahtar. Mimar
Bellamy'dcydi. Bu sayede katlar."
Anderson konuacak kelime bulamadan anahtara bakt.

Kongre Binas polis memuru Nunez, bu karmak durumda, Robert


Langdon ile Mimar'n kamasna yardm etmekten baka seenek greme
miti. Ama imdi zemin kattaki polis merkezinde, frtna bulutlarnn top
lanmaya baladn anlyordu.

Sato ban koridora uzatp dikkatle onlar inceledi. " O r a d a neler


oluyor?"
Nunez, benzinin altn hissetti. Sato, Anderson'n elinde tuttuu
anahtar grd. Korkun kk kadn yaklarken, Nunez, efini korumak

ef Trent Anderson bana bir buz torbas tutarken, baka bir memur
Sato'nun yaralarna mdahale ediyordu. kisi de grnt takip ekibiyle

amacyla elinden geldiince doalama yapt. "Alt bodrumda yerde bir


anahtar buldum. ef Anderson'a nereye ait olabileceini soruyordum."

birlikte oturmu, Langdon ile Bellamy'nin yerini tespit etmek iin dijital

Sato yanlarna gelip anahtara bir gz att. "Peki efin biliyor muymu?"

grnt dosyalarn inceliyorlard.

Nunez baklarn Anderson'a dikti. efinin, konumadan nce tm

Sato, " T m koridor ve klardaki video kaytlarn kontrol edin,"


diye emretti. "Nereye gittiklerini renmek istiyorum!"
Nunez tm bunlar izlerken midesinin bulandn hissetti. Aradkla
r kayd bulup, gerei renmelerinin an meselesi olduunu biliyordu.
Kamalarna ben yardm ettim. CIA'den drt kiilik bir ekibin Langdon ile

seenekleri dnp tartt anlalyordu. ef sonunda konutu. " H e m e n


bir ey syleyemem. Kontrol e t m e m lazm..."
Sato, " Z a h m e t etme," dedi. "Bu anahtar ziyareti merkezinden bala
yan tnelin kapsn ayor."
Anderson, "yle m i ? " diye sordu. " N e r e d e n biliyorsunuz?"

Bellamy'nin pelerine dme hazrl yapmalar durumu daha da ktle-

" K a m e r a kaydn bulduk. M e m u r Nunez, Langdon ile Bellamy'nin

tiriyordu. Bu adamlar Kongre Binas polislerine hi benzemiyorlard. Bun

kamalarna yardm ettikten sonra kapy arkalarndan kilitledi. O anahta-

lar... siyah kamuflajlar, gece grleri ve gelimi silahlaryla fazlasyla

n Nunez'e Bellamy verdi."

ciddi askerlerdi.

Anderson fkeden parlayan gzlerle Nunez'e dnd. "Bu doru m u ? "

Nufiez kusacak gibi oldu. Kararn verip. ef Anderson'a usulca ia


ret etti. "Konuabilir miyiz ef?"

Roln srdrmek iin elinden geleni yapan Nunez, hzla ban salla
d. "zgnm efendim. Mimar, bana kimseye bahsetmememi sylemiti!"

" N e v a r ? " Anderson, Nunez'in peinden koridora kt.


Nunez ter dkerken, "ef, byk bir hata yaptm." dedi. " z r dile
rim ve istifa ediyorum." Zafen birka dakika iinde beni kovacaksn.

Anderson, "Mimar'n sana ne syledii umrumda deil!" diye bar


d. "Beklerdim ki..."
Sato, "Kes sesini Treni," diyerek onun lafn kesti. "kiniz de ok be

"Anlayamadm?"

ceriksiz yalanclarsnz. Bunlar CIA sorgulamasna saklayn." Mimar'n

Nunez glkle yutkundu. "Langdon ile Mimar Bellamy'yi ziyareti

anahtarn Anderson'n elinden kapt. "Buradaki iin bitti."

merkezinden binann dna karlarken g r d m . "


" N e ? ! " Anderson adeta kkremiti. " N e d e n bir ey sylemedin?"
" M i m a r , bana tek kelime etmememi sylemiti."
Dan

Broun

212

213

Kay ip Sembol

kyorsun. Efsane gibi alglayacan baz mason gerekleri var, nk bun


lar anlaman salayacak uygun eitimi almadn."
Langdon imdi kendisine patronluk taslandn dnyordu. Odise-

49.

BLM

ts'un tayfasnda da yoktum ama Kiklop'un efsane olduuna eminim.

"Bay

Bellamy, efsane doru olsa bile... bu piramit, Mason Piramidi olamaz."


" O l a m a z m ? " Bellamy, tek parman tan stndeki mason ifre

Cep telefonunu kapatan Langdon'n endiesi giderek artyordu. Kat


ilerine telefonuna cevap vermiyor! Katherine laboratuvardan gvenle ayr

sinde gezdirdi. "Bana, tasvire mkemmel biimde uyuyormu gibi geliyor.


Parlak metal kapak tayla, ta bir piramit. Sato'nun rntgen filmine bak

lp, burada kendisiyle bulumak zere yola ktnda aramaya sz vermi

lacak olursa, Peter'n sana emanet ettii ey bu." Kp biimindeki ufak pa

ti, ama hl aramamt.

keti eline alp, arln tartt.

Bellamy o k u m a odasndaki srada Langdon'n yannda oturuyordu.

Langdon, "Bu piramit otuz santimden daha kk," diye kar kt.

Bu arada gvenli bir yerde saklanp, snmalarna yardmc olabileceini

"Hikyenin duyduum her uyarlamasnda, Mason Piramidi'nin devasa bo

dnd birine telefon amt. Ne yazk ki bu kii de cevap vermedi

yutlarda olduu anlatlr."

inden, Bellamy h e m e n Langdon'n cep telefonunu aramasn syleyen

Bellamy'nin buna hazrlkl olduu anlalyordu. "Bildiin gibi efsa

acil bir mesaj brakmt.

ne, piramidin Tanr'nn ulap dokunabilecei kadar yksek olduundan

Langdon'a, " D e n e m e y e devam edeceim," dedi. " A m a imdilik


kendi bamzm aresine bakacaz. Ve bu piramit iin bir plan yapmak
zorundayz."

bahseder."
"Kesinlikle."
"ine dtn kmaz anlyorum profesr. Fakat, hem Antik Gi

Piramit. Artk sadece nndekileri -bir ta piramit, kapak tann bu

zemler hem de mason felsefesi, her birimizin iindeki Tanrsall ver.

lunduu mhrl bir paket, karanln iinden kp onu CIA sorgusundan

Sembolik adan konuursak, aydnlanm bir insann ulaabilecei her

kurtaran, k bir Afro-Amerikal adam- dnebilen Langdon iin okuma

hangi bir ey... Tanr'nn ulaabilecei yerdedir."

odasnn grkemi birden kaybolmutu.


Langdon, Kongre Binas Miman'ndan bir nebze olsun mantkl dav
ranmasn beklerdi a m a Warrcn Bellamy'nin szlerinin de Peter'n arafta
olduunu iddia eden deliden bir fark yoktu. Bellamy, bu ta piramidin ger
ekten de efsanedeki Mason Piramidi olduu konusunda srar ediyordu.
Bizi gl bilgelie gtrecek olan eski bir harita m?
Langdon kibarca, "Bay Bellamy," dedi. "nsanlara mthi g sala
yacak olan bir tr eski bilginin bulunduu fikrini... gerekten ciddiye ala
myorum."
Bellamy'nin gzlerinden hem hayal krkl, hem de heves okunu
yordu. Bu durum, Langdon'n pheciliini daha da kamlamt. Bel
lamy her eye ramen, "Evet profesr," dedi. "Byle hissedebileceini za

Langdon kelime oyunundan etkilenmemiti.


Bellamy, "Kitab Mukaddes bile ayn grtedir," dedi. "Eer Yara
dltaki 'Tanr insan kendi suretinden yaratmtr,' szn kabul ediyor
sak, onun neyi ima ettiini de kabul etmek zorundayz; insanolu Tann'dan daha aa yaratlmamtr. Luka 17:20'de (1) bize 'Tanr'nn egemen
lii temizdedir,' denir."
" z g n m ama kendini Tanr'nn dengi kabul eden bir Hristiyan ta
nmyorum."
Bellamy daha sert bir sesle, "Elbette yok," dedi. "nk Hristiyanla
rn ou ikisini birden ister. Gururla ncil'e inandklarn ilan etmek isterler
ama inanmas ok zor veya zahmet verici ksmlar grmezden gelirler."

ten tahmin etmitim, sanrm armamam gerek. Sen dardan ieriye ba(1) Luka ncili 17 blm 20 ayet.

Dnn

Broun

214

215

Kayp

Sembol

Langdon cevap vermedi.

kalmazlarsa kendilerinden alnacandan korkan ressam ve heykeltra

Bellamy, " H e r neyse," dedi. "Mason Piramidinin Tanr'nn dokuna

lar, Musa'y boynuzlaryla betimlemeye balamlard.

bilecei kadar yksek olduu tanmlamas... boyutlar konusunda yanl


yorumlamalara sebep oldu. Bu yzden senin gibi akademisyenler de pira
midin efsane olduunda srar ettiler ve kimse ne olduunu aratrmad."
Langdon ta piramide bakt. "Seni hayal krklna urattm iin
zgnm," dedi. " M a s o n Pirmadi'nin her zaman bir efsane olduuna
inandm."

Langdon, "Basit bir hatayd," diye yantlad. " M S yaklak 400 ylla
rnda St. Jerome'nin yanl tercmesi."
Bellamy etkilenmi gibi bakyordu. "Kesinlikle. Yanl tercme; Ve
bunun sonucunda... zavall Musa tarih boyunca deforme edildi."
"Deforme edildi" cmlesi durumu gzel ifade ediyordu. Langdon o
cukluunda Michelangelo'nun eytani Boynuzlu Musa'sn grdnde

"Peki, ta ustalarnn meydana getirdii bir haritann taa oyulmas


sana da son derece uygun gelmiyor mu? Tarih boyunca en nemli iaretler
hep taa kaznd, davranlarmza yn vermemiz iin Tanr'nn Musa'ya
verdii On Emir de buna dahil."

dehete dmt. Bu heykel San Pietro in Vincoli'nin en nem esiydi.


Bellamy, "Boynuzlu Musa rneini, yanl anlalan tek bir kelime
nin tarihi nasl deitirebileceini gstermek iin verdim," dedi.
Bu dersi birka yl emce Paris'te ilk elden renen Langdon, tereciye

"Evet, anlyorum ama ismi hep Mason Piramidi efsanesi diye geer.
Efsane ifadesi, hayal rn olduunu gsterir."
"Evet, efsane. "Bellamy kendi kendine gld. "Korkarm sen de Mu
sa'yla ayn dertten muzdaripsin."

tere satyorsun, diye dnd. anGreal: Kutsal Kse. SangReal: Soylu Kan.
Bellamy, "Mason Piramidi konusunda insanlar bir 'efsane' hakknda
sylentiler duydular," diye devam etti. "Ve bu fikir yapp kald. Mason
Piramidi efsanesi sylence gibi geliyordu. Ama efsane kelimesi aslnda

"Anlamadm?"

baka bir eyden bahsediyordu. Yaps deitirilmiti. Tpk tlsm kelime

Bellamy sandalyesinde dnp, on alt bronz heykelin aay izledi

si gibi." Glmsedi. "Dil, gerei saklamakta olduka usta."

i ikinci kat balkonuna bakarken adeta eleniyormu gibiydi. "Musa'y

"Size katlyorum ama bu noktadan sonrasn anlamyorum."

gryor m u s u n ? "

"Robert, Mason Piramidi bir harita. Ve tm haritalar gibi onun da bir

Langdon baklarn ktphanenin nl Musa heykeline kaldrd.


"Evet."

efsanesi var. Yani nasl okuman gerektiini gsteren bir anahtar." Bellamy
kp eklindeki paketi eline alp, yukar kaldrd. "Grmyor musun? Bu ka

"Boynuzlar var."

pak ta, piramidin efsanesi. Yeryzndeki en gl sanat eserinin nasl

"Farkndaym."

okunacan gsteren bir anahtar... insanolunun en byk hazinesinin -tm

" A m a neden boynuzlar olduunu biliyor m u s u n ? "

alarn kayp bilgeliinin- sakland yeri ortaya karan bir harita."

retmenlerin ou gibi, Langdon da kendisine ders verilmesinden

Langdon susmutu.

holanmazd. Yukardaki Musa heykelinin banda boynuzlar bulunmas

Bellamy, "Sylemek zorundaym k," dedi. "Senin u ulu Mason Pi-

nn sebebi, binlerce Hristiyan heykelinde Musa'nn boynuzlarnn olma

ramidi'n, sadece hu... Alln kapak ta Tanr'nn dokunabilecei kadar yu

syla ayn sebeptendi. Msr'dan k kitabnn hatal tercmesi. Asl b-

kar ykselen, mtevaz bir ta. Aydnlanm birinin uzanp dokunabilece

ranice metinde Musa'nn

i ykseklikte."

"karar

'olr panav'" olduu yazyordu, yani

"yznn teni k demetiyle parlyordu". Ama R o m a Katolik Kilisesi, Ki


tab Mukaddes'in resmi Latince tercmesini yaptrrken, evirmen Mu

kisinin arasnda birka saniye sren bir sessizlik oldu.


Yeni bir adan deerlendirebileceini grd

piramide bakan

sa'nn tasvirini yanl anlayp "comuta esset fades sua" diye tercme et

Langdon, iinde beklenmedik bir heyecan hissetti. Gzleri tekrar masonik

miti. Yani "yznde boynuzlar vard". O andan itibaren, ayetlere sadk

ifreye kayd. " A m a bu ifre... o kadar..."

Dan

Broun

216

217

Kayp

Sembol

"Basit m i ? "
Langdon ban sallad. " B u n u herhangi biri zebilir."
Bellamy glmseyip, Langdon'a bir ktla kalem uzatt. "Belki o
z a m a n sen bizi aydnlatabilirsin?"
Langdon ifreyi okuyup okumamak konusunda kararszd, ama iin
de bulunduklar artlar gz nne alnca bu, Petcr'a kar ufak bir ihanet
gibi kalyordu. Bunun dnda yaz ne derse desin, herhangi bir eyin sak
land yeri ortaya karacan sanmyordu... kald ki bu, tarihin en byk
hazinelerinden biri olsun.

Piramidin stndeki ilk karakter, aaya bakan oka veya bir kadehe

Langdon, Bellamy'nin uzatt kalemi alp, enesine vurarak ifreyi


incelemeye balad. ifre o kadar basitti ki, kalem kda ihtiyac yoktu bi
le. Buna karn hataya pay brakmamak iin kalemle kd kullanp, ma
son ifresini zmekte en sk kullanlan deifre anahtarn yazd. Alfabenin
srasna uygun olarak dizilen anahtar, ikisi dz, ikisi noktal toplam drt
sistemden oluuyordu. Alfabenin her bir harfi, benzersiz biimdeki bir
" d u v a r " ya cia "kafese" yerletirilmiti. H e r bir harfin duvarnn ekli, o
harfin sembolyd.

benziyordu. Langdon kadeh eklindeki ksm deifre anahtarnda hemen


buldu. inde S harfi yer alyordu.
Langdon S yazd.
Piramitteki ikinci sembol, sa kenar eksik bir noktal kareydi. Deif
re anahtarnda bu O harfine karlk geliyordu.
O yazd.
nc sembol basit bir kareydi ve iinde E harfi vard.
Langdon E yazd.

Plan o kadar basitti ki, neredeyse ocuk iiydi.

S O E...
Tmn tamamlayana kadar hzlanarak devam etti. Langdon bitmi
evirisine bakarken, aknlk dolu bir i ekti. Byk bir bulu yaptm
sylenemez.
Bellamy'nin yznde bir tebessm belirir gibi oldu. "Bildiin gibi
profesr, Antik Gizemler sadece gerekten aydnlananlar iin korunmutur."
Kalarn atan Langdon, "Doru," dedi. Anlalan ben hak etmiyorum.

Langdon kard ii iki kere kontrol etti. Deifre anahtarnn doru


luundan emin olduktan sonra, dikkatini piramidin stndeki ifreye ver
di. Kodlamay zmesi iin tek yapmas gereken deifre anahtarnda ele
en ekli bulmak ve iindeki harfi yazmakt.
Dan

Brovvn

218

219

Kayp

Sembol

"Elinden geleni yap. Ve elini abuk tut. Rntgen filminden haber


var m ? "
Nola sandalyesini, birisinin antasnn gvenlik kontrol filmim gs

50.

BLM

teren ikinci sisteme evirdi. Sato, iinde kk bir piramit varm gibi g
zken kp eklindeki kutu hakknda bilgi istemiti. Normalde, zenginle
tirilmi pltonyumdan yaplmad srece sekiz santimlik bir nesne ulusal
gvenlik meselesi saylmazd. Bu pltonyum deildi. Ama eit derecede

Langlcy, Virginia'daki CIA merkezinin derinliklerindeki bodrum kat


ofisinde, on alt karakterden oluan ayn mason ifresi, yksek znrlk
l bir bilgisayar ekrannda parlyordu. Gvenlik Ofisi uzman Nola Kaye

artc bir m a d d e d e n yaplmt.


Nola, " G r n t younluu analizi kesin. Beker santimetre kp on
dokuz nokta gram. Saf altndan oluuyor. ok ok deerli."

tek bana oturmu, patronu Inoue Sato tarafndan on dakika nee e-pos-

"Baka bir ey?"

tayla gnderilen resmi inceliyordu.

"Aslnda evet. Younluk taramas, altn piramidin yzeyinde ufak

Bu bir tr aka m? Elbette aka olmadn biliyordu; Bakan Sato

dzensizliklere rastlad. Anlalan, altnn zerine bir metin kaznm."

espri anlayndan yoksun biriydi ve ayrca bu akamki olaylarn akayla

"yle m i ? " Sato'nun sesi mitliydi. " N e yazyor?"

uzaktan yakndan ilgisi yoktu. CIA'in her eyi gren Gvenlik Ofisi'ne

" H e n z syleyemiyorum. Yaz son derece belirsiz. Filtrelerle byt

terfi etmesi, gcn karanlk dnyasn grmesini salamt. Ama son yir

meye alyorum ama rntgen filminin znrl pek iyi saylmaz."

mi drt saat iinde tank olduklar, gl insanlarn saklad srlar konu

" T a m a m , denemeye devam et. Bir ey bulunca beni ara."

sundaki izlenimlerini t a m a m e n deitirmiti.

"Peki efendim."

Sato'yla konuurken, telefonu omzuna sktrp, "Evet efendim," de


di. "Oymalar gerekten de mason ifresi. Buna karn, ortaya kan metin
manasz. Rasgele harflerden oluan bir sisteme benziyor." Baklarn de
ifre ettii yazya indirdi.

"Ve N o l a ? " Sato'nun sesi rktcyd. "Son yirmi drt saat iin
de rendiin her ey, ta piramidin ve altn kapak tann grntleri
en st gvenlik seviyesinde snflandrldlar. Hi kimseye danmaya
caksn. Dorudan bana rapor vereceksin. Bunun anlaldndan emin

olmak istiyorum."
"Elbette efendim."

Sato. "Bir anlam olmal," diye srar etti.

"Gzel. Beni haberdar et." Sato telefonu kapatt.


Nola kzarp sulanm gzlerini ovutururken bilgisayar ekranlarna
bakt. Otuz alt saattir uyumuyordu ve bu kriz sona erene kadar uyuyamayacan gayet iyi biliyordu.

Niyeyse...

"u anda bilmediim ikinci bir ifre katmam yoksa, bir anlam ifade
Kongre Binas'nn ziyareti merkezinde, siyah zrhl C I A operasyon

etmiyor."
Sato, "Bir ey tahmin edebiliyor m u s u n ? " diye sordu.
"Izgara sistemi zerine oturtulmu bir matris, bu yzden Vigenere
tablosu, kafes, zgara gibi bir eyler denerim ama sz veremem, zellikle
de bir kereye mahsus kullanlmsa."
Dan

Bnnvn

220

ekibi tnelin giriinde durmu, ava kmay bekleyen kpekler gibi a gz


lerle lo koridora bakyorlard.
Telefonunu az nce kapatan Sato, yanlarna geldi. "Beyler," derken
Mimar'n anahtar hl elindeydi. "Grev parametreleriniz anlald m ? "
221

Kayp

Sembol

Lider ajan, "Anlald," diye cevap verdi. "ki hedefimiz var. Birinci
si, yaklak otuz santim boyunda, zerinde yazlar olan ta bir piramit.
kincisi daha kk, yaklak be santim boyunda kp eklinde bir paket.
H e r ikisi de en son Robert Langdon'm antasnda grldler."

51.

Sato, "Doru," dedi. "Bu iki nesne en ksa zamanda ve zarar verilme

BLM

d e n ele geirilmeli. Sorunuz var m ? "


"G kullanma parametreleri?"
Sato, Bellamy'nin kemikle vurduu yerin hl zonkladn hissedi
yordu. "Sylediim gibi bu nesnelerin ele geirilmesi azami nem tayor."

Katherine Solomon her zaman ihtiyatl bir src olmutu ama imdi,
Suitland Yolu'nda Volvo'suyla saatte yaklak yz elli kilometre hzla son

"Anlald." Drt adam d n p tnelin karanlna girdiler.

srat ilerliyordu. Girdii panik etkisini yitirmeye balayana kadar, yaklak

Sato bir sigara yakp, gzden kaybolmalarn izledi.

iki kilometre boyunca aya gaz pedalna kilitli kalmt. imdiyse kontrol
edemedii titremesinin sadece korkudan kaynaklanmadn anlyordu.
Donuyomm.
Krk camdan ieri dolan dondurucu hava, vcudunu kutup rzgr
gibi tokatlyordu. orapl ayaklarn hissetmiyordu. Yolcu koltuunun al
tnda bulundurduu yedek ayakkablara uzand. Bunu yaparken, boynuna
aslan gl elin rtt yerde korkun bir ac hissetti.
Arabann camn krp ieri elini sokan adamn, Katherine'in Dr. Abaddon olarak tand sarn beyefendiyle hi ilgisi yoktu. G r salar ve p
rzsz, bronz teni kaybolmutu. Tral ba, plak gs ve makyaj syrl
m yz, dvmelerden oluan rktc bir deseni ortaya karmt.
Camnn dnda uuldayan rzgrla birlikte o sesin bir kez daha ku
lana
neni

fsldadn duydu.

ldrdm

Katherine,

seni yllar nce ldrmeliydim...

an

akam.

Hi kukusu kalmayan Katherine tekrar rperdi. Oydu. Gzlerindeki


eytani bak hi unutmamt. Aabeyinin onu ldrdn haber veren
tek el silah sesini ve adamn, kntl kayalarn stnden aadaki don
mu nehre dmesini unutmamt. Adam buzun iine dm ve bir daha
yzeye kmamt. Mfettilerin haftalarca aramalarna ramen ceset bu
lunamam, sonunda akntyla Chesapeake Krfezi'ne srklendiine ka
rar verilmiti.
Artkyanldklarn

biliyordu. Hl yayor.

Ve geri dnd.
Katherine, anlan canlanrken bir ac duydu. Neredeyse on yl ncey
di. Noel gn. Katherine, P e t e r ve anneleri -tm ailesi- Potomac'taki bDan

Brown

222

223

Kayp

Sembol

yk ta maliknelerinde toplanmlard. Malikne, iinden kendi nehri ge

di. Aabeyi, "Solomon miras, bozulmamas gereken bir aile geleneidir.

en sekiz yz bin metrekarelik aalkl bir araziye kurulmutu.

Bu para Zachay'yi daha sorumlu davranmaya mecbur edebilir," demiti.

Gelenek haline getirdikleri gibi anneleri mutfakta gayretle alm,


iki ocuuna yemek piirmekten keyif almt. Yetmi be yandaki Isabel

Ne yazk ki aabeyi yanlyordu.


Zachary paray alr almaz aileden kopmu ve yanna hibir eyasn

Solomon eli bol bir ayd ve bu akam frnda geyik etinin, bayr turbu

almadan ortadan kaybolmutu. Birka ay sonra magazin manetlerinde

sosunun ve sarmsakl patates presinin az sulandran kokulan btn eve

boy gstermiti: M R A S Y E D PLAYBOY A V R U P A SOSYETESYLE.

yaylmt. Anneleri ziyafeti hazrlarken, Katherine ve Peter, Katherine'in

Magazin gazeteleri Zachary'nin mark uarlklarn yaynlamaktan

son tutkusunu -Noetik Bilim adl yeni bir alan- tartarak serada oturuyor

zevk alyordu. Yatlarda yaplan lgn partilerin ve disko sarholarnn foto

lard. M o d e r n parack fizii ile antik gizemciliin benzersiz bir karm

raflar Solomon'larn kolay hazmedebilecei bir ey deildi. Ama gazeteler

olan Noetik, Katherine'in hayal gcn ele geirmiti.

Zachary'nin Dou Avrupa'da uurdan geerken stnde kokainle yakalan


d haberini verdiklerinde, mark ocuun fotoraflar ackldan korkutu

Felsefeyle tanan fizik.


Katherine, Peter'a hayal ettii baz deneylerden bahsetmi ve aabe
yinin baklarndan, konunun ilgisini ektiini anlamt. Katherine zel
likle bu Noel, aabeyine dnecek olumlu bir ey vermekten honuttu,
nk bu tatil, korkun bir trajedinin acsn hatrlatyordu.
Peter'n olu, Zaclay.
Katherine'in yeeninin yirmi birinci doum gn sonuncusu olmutu.
Aile bir kbus yaamt. Aabeyi glmeyi yeni yeni renmeye balyordu.
Zachary ge olgunlaan, zayf ahlakl, uyumsuz, asi ve lkeli bir ergen
olmutu. Ailesi onu sevgi ve ayrcalklarla bytt halde o, Solomon "m
essesesinden" ayrlmaya kararl gibi grnyordu. Hazrlk okulundan atl
m, eit "nllerle" partiden partiye komu ve ailesinin tm imknlarn
sunarak ona sevgi dolu bir koruma salama gayretlerinden uzak durmutu.
Peter'n

kalbini knl.

cuya dnmt: M L Y O N E R SOLOMON T R K HAPSHANESNDE.


Hapishanenin Soanlk'ta olduunu renmilerdi. Buras, stanbul'un
Kartal ilesinde, acmasz bir F-tipi cezaeviydi. Olunun gvenliinden endi
e eden Peter Solomon, onu almak iin Trkiye'ye gitmiti. Katherine'in pe
rian haldeki aabeyi, Zachay'yi ziyaret etmesine msade edilmeden, elleri
bo dnmt. Tek sevindirici haber, ABD Dileri Bakanlndaki nfuzlu
tandklarnn, Zachary'nin en ksa srede iade edilmesi iin altklaryd.
Fakat iki gn sonra Peter'a dehet verici bir uluslararas telefon gel
miti. Ertesi sabah manetlerde yle yazyordu: S O L O M O N VRS HA
PSHANEDE LDRLD.
Hapishane fotoraflar korkuntu ve medya, Solomon'larn zel de
fin treninden sonra bile bunlar umursamazca yaynlamt. Peter'n ei,
Zachary'yi kurtaramad iin kocasn asla affetmcni ve evlilikleri alt
ay sonra bitmiti. Peter o z a m a n d a n beri yalnzd.

Zachary'nin on sekizinci doum gnnden ksa bir sre nce Kathe

Katherine, Peter ve anneleri Isabel, ancak yllar sonra Noel iin yeni

rine, annesi ve aabeyiyle oturup, Zachary'ye miras hakkn vermek iin

den bir araya gelmilerdi. Aile znty hl hissediyor olsa da acs ge

olgunlamasn bekleyip beklememek zerine yaptklar tartmay dinle

en yllarla birlikte gitgide hafifliyordu. imdi anneleri geleneksel ziyafet

miti. Ailede asrlardr sregelen gelenee gre, her Solomon ocuuna on

lerini hazrlarken, tencerelerle tavalarn kard tatl tngrtlar mutfaktan

sekizinci yama bastnda Solomon zenginliinden cmert bir pay verilir

yanklanyordu. Dardaki serada oturan Katherine ve Peter, frnlanm

di. Solomon'lar, mirasn bir kiinin hayatnn sonunda deil, balangcn

Brie peyniri yerken, huzurlu bir tatil sohbeti yapyorlard.

da daha faydal olacana inanrd. Bundan baka, hrsl gen nesle Solo

Sonra hi beklenmedik bir ses duyuldu.

mon servetinden byk paylar vermek, ailenin hanedan zenginliinin art

Neeli bir ses arkalarndan, "Selam Solomon'lar," dedi.

trmasnda anahtar rol oynard.

aran Katherine ile aabeyi, balarn evirdiklerinde iriyan birinin

A m a bu kez Peter'n annesi, sorunlu bir ocua bu kadar byk pa


ralar verilmesinin tehlikeli olduunu sylyordu. Peter ayn kamda deilDnn

Hrnvn

224

seradan ieri girdiini grdler. Adam, eytani bir vahetle parldayan gz


leri hari, tm yzn rten bir kar maskesi takmt.
225

Kayp

Sembol

Peter bir anda ayaa frlad. "Kimsin sen?! Buraya nasl girdin?!"

edici bir patlamayla samalar ateledi. Geriye doru sendeleyen saldrgan,

"Hapisteki kk olun Zachay'yi tanyordum. Bana bu anahtarn

silahyla tm ynlere ate ederek camlar paralad. Yere derken cam ka

nerede saklandn o syledi." Yabanc, eski bir anahtar kaldrp canavar


gibi srtmt. " O n u sopayla ldrmeden h e m e n nce."

py krd ve silah elinden drd.


H e m e n harekete geen Peter, yerdeki silaha atld. Katherine yere

Peter'n az ak kalmt.

dmt, Bayan Solomon onun yanma koup meldi. " T a n r m , yara

D o r u d a n Peter'n gsne nian alan bir silah belirdi. " O t u r ! "

landn m ? ! "

Peter sandalyesine geri kt.

Girdii okun etkisiyle sessizleen Katherine ban iki yana sallad.

A d a m odada gezinirken Katherine olduu yerde kalmt. Adamn


maskesinin altndaki gzleri, kuduz bir hayvannki kadar vahiydi.
" H e y ! " diye baran Peter, adeta mutfaktaki annelerini uyarmaya a
lyordu. " H e r kimsen, istediin eyi al ve git b u r a d a n ! "
A d a m silah Peter'n gsne dorulttu. "Peki sence ne istiyorum?"
Solomon, " S e n ne kadar istediini syle," dedi. "Evde para bulun
durmuyoruz ama..."

Maskeli adam, krk cam kapnn dnda ayaa kalkt ve yan tarafn tuta
rak aalara doru komaya balad. Peter Solomon, annesiyle kz karde
inin durumunu anlamak iin arkasna bakt ve iyi olduklarn grnce, si
lahla birlikte kapdan kp, saldrgann peinden komaya balad.
Katherine'in annesi elini tutarken titriyordu. " T a n r y a krler olsun
iyisin." Sonra birden geri ekildi. "Katherine? Kanaman var! Kan var! Ya
ralanmsn!"

Canavar kahkaha att. "Bana hakaret etme. Para iin gelmedim. Bu


akam Zachary'nin dier doum hakkn almaya geldim." Srtt. "Bana pi
ramitten bahsetti."
Katherine dehetle kark bir aknlk iinde, piramit mi, diye d
nd. Ne piramidi?
Aabeyi kar kt. " N e d e n bahsettiini bilmiyorum."
"Bana aptal oynama! Zachary bana alma odandaki kasada neyi
sakladn syledi. O n u istiyorum. imdi."
Peter, "Zachary bunlar kafas karkken sylemitir," dedi. "Senin

Katherine kan grd. ok kan vard. H e r taraf kan iindeydi. A m a


ac hissetmiyordu.
Annesi kendinden gemiesine Katherine'in vcudunda yarann ye
rini arad. "Neresi acyor?"
" A n n e , bilmiyorum, hibir ey hissetmiyorum!"
Ardndan, kann kaynan grnce Katherine buz kesti. " A n n e , ben
deilim..." Annesinin beyaz saten bluzunun yan tarafn iaret etti. Kann
akt yerde kk bir delik olduu grnyordu. Annesi baklarn aa
indirirken son derece aknd. rkp geriye doru ekildiinde adeta ac

neden bahsettiini bilmiyorum!"


"Bilmiyor m u s u n ? " Saldrgan dnp, silahn Katherine'in yzne

y yeni hissetmeye balamt.


" K a t h e r i n e ? " Sesi sakindi ama birden yetmi be yln ykn yan

dorulttu. "Peki ya imdi?"


Peter'n gzleri dehetle ald. "Bana inanmalsn! Ne istediini bil
miyorum!"

stmaya balamt. " A m b u l a n s arman gerekiyor."


Katherine telefona koup yardm ard. Seraya geri dndnde

Silahyla hl Katherine'e nian almakta olan adam, " B a n a bir daha


yalan syleme," dedi. "Yemin ederim onu senden alrm." Glmsedi. "Ve
Zachary'nin anlattna gre, kk kz kardein senin iin her eyden da
ha deerliymi..."

annesini bir kan glnn iinde hareketsiz yatarken buldu. Yanma koup
yere meldi ve annesini kollarna ald.
Aalklardan gelen silah sesini duyduunda, aradan ne kadar zaman
getiini bilmiyordu. Sonunda serann kaps ald ve aabeyi Peter, l

eriye Peter'n Brovvning Citori tfeiyle giren anneleri, "Neler olu

gna dnm gzlerle, elindeki silahla hzla ieri girdi. Annesinin cansz

y o r ? ! " diye bard. A d a m n gsne nian almt. Saldrgan ona doru

bedenine sarlan Katherine'in hkrdm grnce, yz kederle burutu.

dnnce, yetmi be yandaki giriken kadn hi vakit kaybetmedi. Sar

Serada yanklanan lk, mr boyunca unutamayaca bir sesti.


i

Dan

Brown

226

227

Kayp

Sembol

52.

BLM

Katherine'in laboratuvar ve artc bulular gibi baz srlarysa hi tah


min etmemiti. Mal'akh, bilimin artk ok yaklatn fark etmiti. Ve hak
etmeyenlerin

yolunu

aydnlatmasna

msade

edemem.

Katherine'in burada yapt i, eski felsefe sorularna cevap bulmak


Mal'akh 5. Blme'nin ak iskele kapsna doru hzla koarken, sr
tndaki dvmeli kaslarn dalgalandn hissediyordu.
Laboratuvanna

girmek

zorundaym.

iin m o d e r n bilimi kullanmak suretiyle balamt. Dualarmz duyan var


i

m? lmden sonra hayat var m? nsanlarn ruhu var m? nanlmaz bir


ekilde Katherine tm bu sorularla birlikte bakalarn da cevaplamt. Bi
limsel olarak. Kesin bir biimde. Kulland yntemler reddedilemezdi.

Katherine'in kamas beklenmedik bir olayd... ayn zamanda sorun


da karacakt. Mal'akh'n yaad yerle birlikte artk gerek kimliini, on
yl nce evlerine giren kii olduunu da biliyordu.
O akam Mal'akh da unutmamt. Piramidi ele geirmesine ramak

Deneylerinin sonular en pheci insanlar bile ikna edecek cinstendi. Bu


bilgi yaynlanp cluyurulursa, insan bilincinde kkl bir deiim olacakt.
Yollarn bulmaya balayacaklar.

Mal'akh'n bu akamki d n m n d e n

nce son grevi, bunun olmamasn salamakt.

kalmt ama kader ona engel olmutu. Henz hazr deildim. Ama artk

Laboratuvarda dolarken, Peter'n bahsettii veri odasn buldu. Ka

hazrd. Daha glyd. Daha nfuzluydu. Dn iin akl almaz glk

im camlarn arkasndaki iki holografik veri depolama nitesine bakt. Tp

lere katlanan Mal'akh sonunda bu akam kaderini yerine getirmeye karar

k syledii gibi. Mal'akh bu kk kutularn ieriinin insani geliimin

lyd. Bu gece sona ermeden Katherine Solomon'm can veren gzlerine

ynn deitireceine inanmakta glk ekiyordu, ama Gerek her za

bakacana emindi.

man en gl hzlandrclardan biri olmutu.

skele kapsna vardnda kendine Katherine'in gerekten kamad


n telkin etti; kanlmaz sonunu ertelemiti o kadar. Aklktan syrla
rak ieri geti ve ayaklaryla haly buluncaya dek emin admlarla ilerledi.
Soma saa dnp, Kp'e yneldi. 5. Blme kapsndaki yumruklama sesi
kesilmiti, bu yzden, ie yaramaz hale getirmek iin anahtar kart yuvas
na att bozuk paray grevlinin karmaya altndan phe etti.
Kp'e alan kapya geldiinde, dardaki tu takmn buldu ve
Trish'in anahtar kartn soktu. Panelin klar yand. Trish'in PIN kodunu
girip ieri geti. T m klar yanyordu. Bu steril yerde gezinirken, cihaz
larn ihtiamna gzlerini ksarak bakt. Mal'akh teknolojinin gcne ya
banc deildi; kendi bilim trn evinin bodrum katnda uyguluyordu. Ve
dn akam bu bilimin bir ksm meyvesini vermiti.

Peter Solomon'n benzersiz tutsakl -arada bir yerde kapana ksl


m olmas- a d a m n srlarn tm plaklyla ortaya karmt. Ruhunu
grebiliyorum. rendii srlarn bazlarn zaten tahmin ediyordu. A m a
Brovvn

masna ard. Trish Dunne'a bu odaya girecek kadar gvenmedikleri an


lalyordu. Bunun zerine Katherine'in laboratuvar nlnn cebindeki
anahtar karta uzand. Bunu sokunca panelin yand.
Mal'akh'n bir sorunu vard. Katherine'in PIN'i bende yok. Trish'in
PIN kodunu denedi ama ie yaramad. enesine hafife vururken, geriye
doru adm atp, sekiz santim kalnlndaki pleksiglas kapya bakt. eri
girmenin bir baltayla bile m m k n olmadn biliyordu.
Ama Mal'akh bu ihtimali de dnmt.
G salama odasnda, tam da Peter'n tasvir ettii ekilde, byk
dal tplerini andran metal silindirler tayan bir raf buldu. Silindirlerin
zerinde LH harfleri, 2 says ve yanc m a d d e sembol vard. Bunlardan
biri laboratuvarn hidrojen yakt hcresine balyd.

Gerek.

Dan

Holografik depolama birimlerine bakan Mal'akh, Trish'in anahtar


kartn kard ve kapnn gvenlik paneline soktu. Panelin nn yanna-

228

Mal'akh silindirlerden birini takl brakt. Yedek silindirlerden birini


dikkatle kaldrp, rafn yanndaki ekein stne koydu. Sonra silindiri
g salama odasndan iterek karp veri d e p o l a m a odasnn pleksiglas
kapsnn n n e gtrd. Bulunduu konum yeterince yakn olsa da* ar
229

Kayp

Sembol

pleksiglas kapnn zayf bir noktas olduunu fark etti. Kapnn altyla per
vaz arasndaki kk boluk.
Silindiri eikte dikkatlice yan yatrd ve esnek plastik borusunu kap
nn altndan kaydrd. Emniyet mhrn ap, silindirin supabna ulamas

53.

bir saniyesini ald. Daha sonra yavaa supab kaldrd. Baloncuklu, berrak

BLM

svnn borudan boalarak, depolama odasnn zeminine dkldn ca


mn ardndan grebiliyordu. Mal'akh glcn buharlar ve baloncuklar
kararak bymesini, tm odaya yaylmasn izledi. Hidrojen sadece souk
ta sv halde kalyordu, stldnda kaynamaya balyordu. Ortaya kan
gaz, doal olarak sv halinden daha yanc oluyordu.
Hindenburg'u

hatrla.

Bellamy, Langdon'a, "Sana sylemeye altm gibi, bu piramitte


gzn grdklerinden ok daha fazlas var," diyordu.
yle olduu belli. Langdon, u an fermuar ak duran antasnn iin
deki ta piramidin ok daha gizemli grndn itiraf etmek zorundayd.

H e m e n laboratuvara koup, payreks kavanozun iindeki Bunsen oca


yaktn ald; yapkan, alev alc fakat yanc olmayan bir yad. Bunu

zd mason ifresi, anlamsz bir dizi harften baka bir ey kmamt.


Karmaa.

pleksiglas kapya tadnda, sv hidrojenin hl damlamakta olduunu


grnce sevindi. Veri depolama odasndaki kaynayan sv glc artk ze
minin, tamamn kaplam, holografik depolama birimlerini tayan kaide
leri evrelemiti. Sv hidrojen gaza dnp... kk oday doldururken,
kaynayan glckten beyazms bir buu ykseliyordu.
Mal'akh, Bunsen oca yaktn kaldrp, hidrojen tanknn stne, boru

ya ve kapnn altndaki kk bolua hatr saylr bir miktar dkt. Sonra


dikkatlice laboratuvardan geri geri karken, yerde uzun bir ya eridi brakt.

Langdon uzunca bir sre harf dizinine bakp, anlam karmaya -gizli
kelimeler, anagramlar, herhangi bir ipucu- alt ama hibir ey bulamad.

Washington D.C .'nin 911 arlarna cevap veren operatr, bu akam

Bellamy, " M a s o n Piramidi'nin, srlarn pek ok rtnn altnda sak

allmadk derecede youndu. Ekrannda yeni bir acil arama belirirken,

lad sylenir," diye aklad. " H e r bir perdeyi kaldrdnda, altndan bir

futbol, bira ve dolunay, diye dnd. Bu telefon, Anacostia'daki Suitland

bakas kar. Bu harfleri ortaya karm olsan da baka bir katman daha

Yolu'nda bulunan bir benzin istasyonunun ankesrl telefonundan geli

amadan sana hibir ey sylemeyecektir. Elbette bunu ancak kapak ta

yordu. Herhalde bir araba kazasdr.

n elinde bulunduran kii yapabilir. Sanrm kapak tanda, piramidin nasl

"Dokuz-yz-on-bir," diye cevap verdi. "Acil d u r u m u n u z n e d i r ? "


Bir kadn sesi panik iinde, "Smithsonian Mzesi Destek Merkezi'nde az nce saldrya uradm," dedi. "Ltfen polis gnderin! Krk-ikion Silver Hill Yolu!"
"Yapmanz gereken Kalorama Heights'taki malikneye de bir ekip
gndermek, aabeyim orada esir alnd!"
O p e r a t r iini ekti. Dolunay.

Brown

Langdon masada duran kp eklindeki pakete bakt. Bellamy'nin


sylediklerinden, kapak ta ile piramidin "paral ifre" olduunu anlyor
du, yani ksmlara ayrlm bir kodlama biimi. Gvenlik plan Antik Yu-

Operatr, "Pekl, sakin olun," dedi. "imdi yapmanz gereken..."

Dan

deifre edildiini gsteren bir tarif var."

n a n ' d a icat edilmi olsa da m o d e m kriptologlar paral ifreyi hep kulla


nrlard. Yunanllar gizli bir bilgiyi saklamak istediklerinde bunu bir kil
tabletin zerine yazarlar, sonra onu krp her bir parasn baka bir yerde
saklarlard. Sadece tm paralar bir araya getirildiinde bu sr okunabilir-

230

Kayp

Sembol

di. Symbolon

(1>

denilen bu trden yazl kil tabletler, aslnda gnmzde

kullanlan symbol kelimesinin kkn oluturuyordu.


Bellamy, " R o b e r t , " dedi. "Bu piramit ve kapak ta, srrn gvenlii
ni salamak iin nesillerdir birbirlerinden ayr duruyorlard." Ses tonun

54.

dan, kederlendii anlalyordu. " A m a bu akam, paralar tehlikeli olacak

BLM

derecede birbirine yaklat. Bunu sylememe gerek yok, biliyorum... ama


bu piramidin birletirilmemesini salamak bizim grevimiz."
Langdon, Bellamy'nin ackl hikyesini biraz abartl buldu. Kapak

SMSC'nin evresinde devriye gezen grevli, binann dndaki akl

nkleer bombadan

l patikada lgn bir halde kotu. erideki grevliden 5. Blmc'nin sald

m? Bellamy'nin iddialarn kabul etmekte hl zorlanyordu ama bunun

rya uradn ve n u m u n e ykleme kapsnn aldn gsteren gvenlik

pek de nemi yoktu. " E e r bu Mason Piramidi'yse ve yazlarda bir ekil

nn yandn syleyen bir mesaj almt.

tayla piramitten

mi

bahsediyor...

yoksa

ateleyiciyle

de eski bilginin yerini tarif ediyorsa bile, bu bilgi bahsedilen trden bir g

Neler oluyor?!

c nasl nakledebilir?"

Kapya vardnda, bir metre kadar aralk olduunu grd. Garip, di

"Peter bana ikna edilmesi g bir adam olduunu sylerdi; ispatlan


sylentilere tercih eden bir akademisyen."
Artk sabr taan Langdon, "imdi sen buna inandn m sylyor
sun?" diye sordu. "ada ve eitimli bir adam oluuna sayg duyuyorum,
ama byle bir eye nasl inanrsn?"
Bellamy hogryle tebessm etti. "Farmasonluk bana, insann anla
ma kapasitesinin stndeki eylere derin bir sayg duymay retti. Srf
kulaa mucizevi geliyor diye, bir fikri hemen reddetmemeyi rendim."

ye dnd. Kilidi sadece ieriden alabilir. Fenerini kemerinden karp,


blmenin karanlna tuttu. Hibir ey yoktu. Bilinmeyenin iine admn
atmak istemediinden, sadece eie kadar yrd ve aklktan ieri
ye tutarak saa sola sallad ve sonra...
Bileini kavrayan gl eller onu karanln iine ekti. Beki kendi
ni grnmeyen bir kuvvet tarafndan dndrlyormu gibi hissetti. Burnu
na etanol kokusu geliyordu. Fener elinden frlad ve daha neler olduunu
anlayamadan kaya kadar sert bir yumruk gskafesine indi. Beki beton
zemine ylp iri csseli siyah biri yanndan ayrlrken acyla inledi.
Yan yatan beki, nefes almaya alrken hrltlar kard. Yannda du
ran fenerinin , zemin boyunca uzayarak, bir tr metal kutuyu aydnlat
yordu. Kutunun stndeki etikette Bunsen oca yakt olduu yazyordu.
Bir akman parlts ve turuncu alev, insana benzemeyen birini ay
dnlatt. Aman Tanrm! plak gsl yaratk yere melip, akman
alevini zemine dedirirken, beki grdklerinin ne anlama geldiini ancak
o an fark edebildi.
Tutuan ate eridi yanlarndan geerek, hzla bolua ilerledi. a
knlk iindeki beki arkasna bakt, ama yaratk ak iskele kapsndan d
arya kyordu.
Yerinde dorulan beki, ince ate eridini gzleriyle takip ederken,

(1) Bireim

acyla geri ekildi. Bu da ne byle?! Alev gerekten tehlikeli olamayacak

(2) Simge

kadar kkt ama o an ok daha dehet verici baka bir ey grd. Ate

Dan Brovm

232

233

Kayp

Sembol

imdi sadece karanlk boluu deil, cruf betonundan dev bir yapy ay

deli? Ne istiyor? Aklna gelen tek cevap hi mantkl deildi. Bir piramit

dnlatyordu. Bekinin 5. Blme'den ieri girmesine asla izin verilmemi

mi? Adamn bu akam laboratuvarna gelmesi de bir o kadar akl kartr

ti ama bu yapnn ne olduunu gayet iyi biliyordu.

cyd. Katherine'e zarar vermek istediyse, bunu neden daha nce kendi

Kp.

evindeyken yapmamt? N e d e n ksa mesaj gnderme zahmetine katlan

Katilerine Solomon

m, neden laboratuvarna gizlice girme tehlikesini gze almt?

'm laboratuvar.

Alevler dz bir izgi halinde laboratuvarm d kapsna ilerledi. Ya

Dikiz aynasndaki havai fiekler beklenmedik bir anda daha da par

eridinin kapnn altndan geerek ilerlediini anlayan beki, sendeleyerek

lad. lk klarn ardndan ani bir manzara belirmiti, imdi turuncu bir

ayaa kalkt... Birazdan ieride yangn kacakt. Ama yardm armak

ate t o p u n u n atlarn stnde ykseldiini grebiliyordu. Daha neler?

iin dnd srada, yarmdan beklenmedik bir esintinin getiini hissetti.

Ate topuna simsiyah bir duman elik etti... ve Redskins'in FedEx sahas

Bir an iin 5. Blme'nin tamam kla aydnland.

nn yaknlarndan gelmiyordu. Serseme dnen Katherine, aalarn dier

Beki, hidrojen ate topunun yukarya doru pskrdn. 5. Bl

tarafnda hangi iletmenin bulunduunu hatrlamaya alt... yolun hemen

me'nin atn yardn ve gkyzne doru yzlerce metre ykseldiini


hi grmedi. Gkyznden titanyum paralarnn, elektronik cihazlarn ve

gneydousunda.
Gerei anladnda adeta kamyon arpma dnd.

laboratuvarm holografik depolama birimindeki erimi silikon damlalarnn


yadn da...
Katherine Solomon dikiz aynasndaki ani k patlamalarn grd
nde arabay gneye doru sryordu. Gecenin sessizliinde grleyen
bouk bir gmbrt onu artt.
Havai fiek mi,

diye

dnd. Redskins ma bitmeden

kutlama m

yapyor?
Yeniden dikkatini yola verdi. Bo benzin istasyonunun ankesrl te
lefonundan 911'e yapt ary dnyordu.
Katherine 911 operatrn, dvmeli bir saldrgan aramalar ve asista
n Trish'i bulmalar iin SMSC'ye polis gndermeye ikna etmiti. Bundan
baka, memura, aabeyi Peter'n tutsak alndn tahmin ettii, Dr. Abaddon'a ait Kalorama Heights'taki adresi kontrol ettirmesini de sylemiti.
Ne yazk ki Katherine, Robert Langdon'n gizli numarasna ulaamyordu. Artk, baka aresi kalmadndan, u anda Langdon'n gideceim
syledii Kongre Ktphanesi'ne doru hzla ilerliyordu.
Dr. Abaddon'm gerek kimliinin rktc biimde ortaya kmas
her eyi deitirmiti. Katherine artk neye inanacan bilmiyordu. Tek
bildii, yllar nce annesiyle yeenini ldren adamn u anda aabeyini
de ele geirdii ve kendisini de ldrmek iin peine dtyd. Kim bu
Dan

Brovvn

234

235

Kayp

Sembol

Bundan sonra ne syleyeceini bilmeyen Langdon, adm atmaya de


vam etti.
" R o b e r t , bu piramitle ilgili bana ok zor bir grev yklyorsun."

55.

BLM

Warren Bellamy'nin baklar, okuma lambasnn yumuak nda sert


leti. "nsan inanmak istemedii bir eye inandrmaya zorlamann yolunu
bilmiyorum. Ama Peter Solomon'a kar olan sorumluluunu umarm anlyorsundur."

Warren Bellamy, kendilerine yardm edebilecek herhangi biriyle ba


lant kurmaya alrken, cep telefonunu telala tuluyordu.
Langdon, Bellamy'yi izlerken akl Peter'dayd. O n u en ksa zaman
da nasl bulabileceklerini dnyordu. Peter' tutsak alan kii, yazy de
ifre et,

demiti, insanln en byk hazinesinin sakland yeri syleye

Langdon, "Anlamadn ey u," dedi. "Gizli bilgeliin varln...


ve bu piramidin onun yeraltndaki konumunu gsterdiini bir ekilde ka

sorumluluk

ona

yardm

etmek,

diye

dnd.
"Bu piramidin ortaya karaca gce inanp inanmamakta serbest
sin, hatta ona gtrd sylenen merdivene de yle... Ama bu srr koru
mak iin ahlaki bir mecburiyet duyduunu bilmek istiyorum, her ne olur

inanyordu. Ve imdi, Peter'n hayatn feda etmek pahasna da olsa, bunu


yapmalsn."
Langdon olduu yerde durup, kendi etrafnda dnd. " N e ? ! "

bul etsem bile... ben neyi aryorum? Bir mahzen mi? smak m ? "
Bellamy uzun sre sesini karmadan oturdu. Ardndan, isteksizce i
ekerek savunmac bir tonla konutu. "Robert, yllardr duyduklarma ba
klacak olursa, piramit bizi sarmal bir merdiven giriine gtryor."

Bellamy kederli ama metin bir ifadeyle Langdon'a bakt. "O da bu


nu isterdi. Peter' unutmalsn. O gitti. Peter piramidi korumak iin elinden
geleni en iyi ekilde yaparak, kendi stne den grevi yerine getirdi.
imdi onun emeklerini boa karmamak bizim grevimiz."

"Merdiven m i ? "

Tepesi atan Langdon, "Bunu sylediine inanamyorum!" diye bar

"Evet. Yerin... yzlerce metre altna inen bir merdiven."

d. "Bu piramit hakknda sylediin her ey gerek olsa bile, Peter senin

Langdon duyduklarna inanamyordu. Yaklat.

mason kardein. Onu her eyden nce koruyacana yemin ettin, lkenden

"Antik bilgeliin en aada gml olduunu duydum."


Langdon ayaa kalkp, adm

atmaya balad.

Washington

'de... yerin yzlerce metre altna inen sarmal bir merdiven.

"Ve bu

merdiveni imdiye dek gren olmam?"

bile n c e ! "
"Hayr Robert. Bir mason, dostu olan bir masonu tek bir ey -karde
liimizin tm insanlk iin koruduu byk sr- hari, her eyden nce ko

"Sylendiine gre, girii devasa bir tala kapatlm."

rur. Kayp bilgeliin, ne srlen gce sahip olduuna inansam da inanma

Langdon iini ekti. Devasa bir tala kapatlan mezar, Kitab Mukad-

sam da onu layk olmayan ellerden uzak tutacama yemin ettim. Ve bunu

des'te geen sa'nn mezan tanmna uyuyordu. Bu karmak arketip hep


sinin atasryd. "Warren, sen yeraltna inen bu gizli merdivenin varlna
"ahsen ben hi grmedim, ama daha yal baz masonlar var oldu
una yemin ediyorlar. Az nce onlardan birini aramaya alyordum."
Brown

hibir eye deimem... sz konusu Peter'n hayat olsa bile."


Langdon fkeyle, " E n st dzeydekiler de dahil, pek ok mason ta
nyorum ve hibirinin ta bir piramit uruna hayatn feda etmeye ant i

inanyor m u s u n ? "

Dan

stlendiim

n sana emanet etti, nk onun isteine sayg duyup, srr koruyacana

Bellamy kalarn atarak telefonu kapatt. Hl cevap yoktu.

D.C.

evet,

sa olsun." Bellamy kp eklindeki kk paketi iaret etti. "Peter kapak ta

cek... Birlikte gideceiz... ve dei toku yapacaz.

Robert

Langdon,

236

mediine eminim," dedi. "Ayrca hibirinin, topran derinliklerinde g


ml olan hazineye inen gizli bir merdivene inandn sanmyorum."
237

Kayp

Sembol

"emberlerin iinde emberler var Robert. Herkes her eyi bilmez."

Gzleri korkuyla dolan Bellamy yerinde dnd. "ok abuk oldu."

Duygularn kontrol etmeye alan Langdon derin bir soluk ald. O

Langdon kapya doru dnd. Sesin, Bellamy'nin tnel kapsna da

da herkes gibi, masonlarn iinde sekin emberler bulunduu sylentile

yad merdivenin tepesindeki metal kovadan geldii anlalyordu. Pei

rini duymutu. Ama doru olup olmamas mevcut durumla balantl g

mizden geliyorlar.

rnmyordu. "Warren, eer bu piramit ve kapak ta gerekten de mason

Sonra beklenmedik bir ekilde, arpma sesi yeniden duyuldu.

larn en byk srrn ortaya karyorsa, o zaman Peter neden beni iin ii

Ve yeniden.

ne kartrsn? emberleri ge... ben kardelerden biri bile deilim."

Ve yeniden.

"Biliyorum ve sanrm Peter muhafz olarak seni ite bu nedenle se


ti. D a h a nceleri kardelie deersiz emellerle szan kiiler bu piramidi he
def almlard. Peter'n onu kardeliin dnda saklamas, akllca bir se

Kongre Ktphanesi'nin nndeki bankta yatan evsiz adam, kar


snda gelien tuhaf manzaraya gzlerini ovuturarak bakt.
Beyaz bir Volvo kaldrma km, bo yaya kaldrmnda ilerledikten

im olmu."
Langdon, "Kapak tann bende olduunu biliyor muydun?" diye sordu.

sonra, ktphanenin ana giriinin nnde frenlerini bartarak durmutu.

"Hayr. Eer Peter bundan baka birine bahsctmise, bu tek bir kii

Koyu renk sal, ekici bir kadn arabadan dar frlayp, telala evreyi ko

olabilir." Bellamy cep telefonunu karp, yeniden arama tuuna bast. " N e
yazk ki henz ona ulaamadm." Sesli mesaj karlamasn duyunca tele
fonu kapatt. "Evet Robert, imdilik sen ve ben kendi bamzm aresine
bakacakmz gibi grnyor. Ve bir karar vermemiz gerek."
Langdon, Mickey Mouse saatine bakt. 21.42. "Peter' esir alan kii
nin piramidi bu gece deifre etmemi ve zerinde ne yazdn sylememi

laan etmi ve evsiz adam grnce, "Telefonun var m ? " diye seslenmiti.
Bayan,

benim ayakkabmn teki bile yok.

Ayn eyi dnd anlalan kadn, ktphanenin ana kapsna


doru basamaklar hzla trmanmt. Merdivenin bana gelince kolu kav
rayp, devasa kapdan her birini mitsizce amaya almt.
Ktphane

kapal

bayan.

Ama kadn aldr etmiyor gibiydi. Halka eklindeki tokmaklardan

beklediinin farkndasndr."
Bellamy kalarn att. "Tarih boyunca byk adamlar Antik Gi
zemleri korumak iin ok byk zverilerde bulundular. Biz de aynn
yapmalyz." Ayaa kalkt. "Yola koyulmalyz. Er ya da ge Sato yeri

birini kavrayp, hzla geri ekmi ve kapya grltyle arpmasn sala


mt. Sonra bir daha yapmt. Sonra bir daha. Sonra bir daha.
Evsiz

adam,

vay canna,

kitaba gerekten

de ihtiyac

olmal,

diye

dnd.

mizi bulacaktr."
Gitmek istemeyen Langdon, "Peki ya K a t h e r i n e ? " diye sordu. " O n a
ulaamyorum ve o da aramad."
"Bir ey olduu belli."
" A m a onu terk edemeyiz!"
Bellamy buyurgan bir sesle, "Katherine'i u n u t ! " dedi. "Peter' unut!
Herkesi unut! Anlamyor musun Robert? Hepimizden -senden, Peter'dan,
Katherine'den, benden- daha nemli bir ey sana emanet edildi." Gzleri
ni Langdon'mkilere kilitledi. "Bu kapak tayla piramidi saklayacak g
venli bir yer bulmalyz..."
Byk salon tarafndan metalik bir arpma sesi duyuldu.
Dan

Brown

238

239

Kayp

Sembol

sinden gitti. Bellamy iki kapdan, nce dardakini, ardndan ieridekini arkalarndan kilitledi.
Bellamy onlar odann ortasna doru kotururken, Katherine akn

56.

BLM

lk iindeydi. l, n altnda deri bir antann durduu okuma masa


snn bana geldiler. antann yannda, kp eklinde minik bir paket var
d. Bellamy bunu alp, antann iindeki...
Katherine bir anda durdu. Piramit mi?

Sonunda ktphanenin heybetli bronz kaplar aldnda, Katherine

zeri kaznm bu ta piramidi daha nce hi grmemi olmasna

Solomon bir duygu seline kapldn hissetti. Bu gece iinde biriken tm

ramen, neye baktn anlaynca rperdi. gdleri bir ekilde gerei bi

korkular ve akl karmaas akp gitmiti.

liyordu. Katherine Solomon, hayatna byk zarar veren bu nesneyle kar

Ktphanenin kapsnda duran kii, bir dost ve aabeyinin srda


olan YVarren Bellamy'di. Ama Katherine'in grdne en ok sevindii ki
i, onun arkasnda, karanlkta duran adamd. Bu hissin karlkl olduu
anlalyordu. Katherine kapdan ieri girip doruca kollarna atlrken,
Langdon'n gzleri doldu.

karya gelmiti. Piramit.


Bellamy antann fermuarn kapatp, Langdon'a uzatt. "Bunu gz
nn n n d e n ayrma."
Ani bir patlama odann d kapsn sarst. Ardndan, yere dklen
cam krklarnn angrts duyuldu.

Katherine eski bir dostun kucanda huzur bulurken, Bellamy n ka

"Bu taraftan!" diyen Bellamy, ortadaki byk sekizgen bir kabinin

py kapatt. Ar kilidin yerine oturduunu duyunca, sonunda kendini g

etrafna sralanm sekiz tezghtan oluan masaya doru koarken kork

vende hissetti. Gzlerine istem d dolan yalar bastrd.

mu grnyordu. Onlar tezghlarn arasndan geirdikten sonra kabinde

Langdon, ona sarlrken, " G e t i , " diye fsldad. "Bir eyin yok."
Katherine ona, nk sen beni kurtardn, demek isterdi. Laboratuvam...

ve almalarmn hepsini yok etti.

Yllarn

aratrmalar...

havaya

ki akl gsterdi. 'eri girin!"


Langdon, "Oraya m ? " diye sordu. "Bizi h e m e n bulurlar!"
Bellamy, " G v e n bana," dedi. "Sandn gibi deil."

ulu. Ona her eyi anlatmak istiyordu ama nefes almakta glk ekiyordu.
" P e t e r ' bulacaz." Gsnde yanklanan Langdon'n bouk sesi,
bir ekilde rahatlatcyd. "Sz veriyorum."
Katherine, bunu kimin yaptn biliyorum,

diye

haykrmak

istedi.

Annemi ve yeenimi ldren ayn adcm! D a h a kendini aklamaya frsat


bulamadan, ani bir ses ktphanenin sknetini bozdu.
Aadaki merdiven boluundan, grltl bir arpma sesi yank
land, sanki byk, metal bir nesne yer karolarnn zerine dmt. Kat
herine, o anda Langdon'n kaslarnn gerildiini hissetti.
Bellamy acele etmelerini syleyen bir ifadeyle, ne doru adm att.
"Gidiyoruz. Hemen. "
aknlk iindeki Katherine,' hzl admlarla byk salondan k
tphanenin bol kl o k u m a odasna geen Langdon ile Mimar'n peDan

Bronn

240

241

Kayp

Sembol

"O bir uyuturucu bamls."


" O n a iyi davranlyor m u ? "
Mdr, "Yeterince iyi davranlyor," demiti. "Buras otel deil."

57.

BLM

Ac dolu bir duraksama olmutu. " A B D Dileri Bakanl'nm su


lunun iadesini isteyeceini biliyorsunuzdur."
"Evet, hep isterler. Gereken yaplacak ama evrak ileri birka hafta
srebilir... veya belki bir ay... duruma bal olarak."

Mal'akh limuzinini gneye doru, Kalorama Heights'a srd. Kathe


rine'in laboratuvarndaki patlama tahmin ettiinden byk olmutu, bu yz

"Neye bal o l a r a k ? "


Hapishane mdr, "ey," demiti. "Yeterli personelimiz yok." Dur

den yaralanmadan kurtulduu iin anslyd. Ama kan kargaa sayesinde

mutu. "Elbette bazen sizin gibi kaygl kiiler, hapishane personelinin i

herhangi bir direnle karlamadan paay syrp, telefona barmakla

lemleri hzlandrmasn salayan balar yaparlar."

megul olan bir bekinin yanndaki kapdan limuzinini hzla karmt.


Yoldan kmalym, diye dnd. Katherine henz polise telefon amamsa bile patlamann dikkatlerini ekecei kesindi. Ayrca limuzin
kullanan

gmleksiz

bir adam fark

etmemek

imknsz.

Mal'akh yllarca sren hazrlktan sonra, o akamn geldiine inan


makta glk ekiyordu. Bu ana kadar uzun ve zorlu bir yolculuk yaam
t. Yllar nce strapla balayan ey... bu akam zaferle sonlanacak.
H e r eyin balad o akam ismi Mal'akh deildi. Dorusu, her e
yin balad akam, bir ismi bile yoktu. Mahkm 37. stanbul'daki Kar
tal Soanlk Cezaevi'ndeki ou tutuklu gibi, Mahkm 37, uyuturucu
yznden buradayd.
Beton bir hcredeki ranzada, a ve m bir halde, daha ne kadar
hapis yatacan dnerek karanlkta yatyordu. Sadece yirmi drt saat
nce tant hcre arkada, stndeki ranzada yatyordu. Obez bir alko
lik olan ve iinden nefret eden hapishane mdr hrsn mahkmlardan
karyordu. Az nce hapishanenin tm klarn sndrmt.
Mahkm 37, havalandrmadan gelen konuma seslerini duyduunda
saat neredeyse ondu. lk duyduu ses, pheye yer brakmayacak kadar be
lirgindi. Bu gece ge vakitte gelen bir ziyareti tarafndan uyandrlmaktan
holanmad aka belli olan hapishane m d r n n kavgac sesiydi.
"Evet evet, uzun bir yoldan geldiniz," diyordu. " A m a ilk ay ziyarel
i kabul edilmiyor. Devlet ynetmelii. Ayrcalk yok."
Cevap veren yumuak ve kibar ses keder doluydu. " O l u m gven

Mdr sesini alaltarak, "Bay Solomon," diye devam etmiti. "Sizin


gibi para sorunu olmayan biri iin her zaman seenekler vardr. Hkmet
te tandklarm var. Birlikte alrsak, olunuzu buradan yarn, hakknda
ki tm sulamalar dm olarak karabiliriz. lkesine dndnde yar
glanmaz bile."
Ziyaretinin cevab hi gecikmemiti. "Yaptnz teklifin douraca
yasal sonular bir yana, oluma parann btn sorunlar zeceini ve
ya insann hayatta sorumluluklar olmadn retmeyi reddediyorum,
zellikle de bylesi nemli bir k o n u d a . "
" O n u burada brakmay m tercih ediyorsunuz?"
" O n u n l a konumak istiyorum. imdi."
"Sylediim gibi kurallarmz var. Olunuzu gremezsiniz... tabii
eer h e m e n serbest braklmas iin pazarlk yapmazsanz."
Birka saniye aralarnda souk bir sessizlik olmutu. "Dileri Ba
tll sizinle temasa geecek. Zachary'nin gvenliini salayn. Bir haf
taya kadar eve dnen bir uakta olacan tahmin ediyorum. yi akamlar."
Kap arpmt.
Mahkm 37 kulaklarna inanamyordu. Nasl bir baba, ders olsun div olunu byle bir cehennemde brakr?? ster Solomon, Zachary'nin su
lamasnn kaldrlmasn bile reddetmiti.
O gece ilerleyen saatlerde M a h k m 37, ranzasnda yatarken nasl
l mi alacan bulmutu. Bir mahkmu zgrlkten alkoyan tek ey paray-

de m i ? "
Dan Brovvn

Ziyareti cevap vermemiti.

242

243

Kayp

Sembol

sa, o halde Mahkm 37 zgr kalm demekti. Peter Solomon parasndan

ce hayal bile etmedii fiziksel zevkleri kefederek, yepyeni bir hayata ba

ayrlmak istemiyor olabilirdi ama magazin sayfalarn okuyan herkes, o

lamt. Ege Denizi'nin ivit mavi sularna yelken amak o n u n iin yeni

lu Zachary'nin de ok paras olduunu bilirdi. Ertesi gn Mahkm 37, m

eroin transyd; zgaradan ald sulu arni souvlakia'yw inemek yeni

drle zel olarak grm ve ona bir teklifte bulunmutu; her ikisine de

ekstasisiydi; kayalarn tepesinden Mikanos'un kpkl sularna yapt

istediklerini sunacak cesur ve dhice bir plan.

uurum atlay yeni kokainiydi.

M a h k m 37, " B u n u n ie yaramas iin Zachary Solomon'n lmesi


gerek," diye aklamt. "Ama her ikimiz de hemen ortadan kaybolmalyz.
Yunan adalarnda emekliliini kutlarsn. Bu yeri bir daha asla grmezsin."
Konuyu biraz tarttktan sonra iki adam el skmt.
Ne kadar kolay olacan hayal ederken glmseyen Mahkum 37, ya
knda Zachay Solomon lm olacak,

diye dnmt.

Yeniden

dodum.

Andros, Siros Adas'nda byk bir villa satn alm ve sekin Possidonia kasabasndaki gzel insanlarla birlikte yaamaya balamt. Bu Yenidnya, zenginlikle birlikte kltr ve fiziksel kusursuzluu da iinde ba
rndran bir topluluktan oluuyordu. Komular vcutlar ve zihinicriyle
gurur duyuyorlard ve bu his bulacyd. Yeni taman Andros kumsalda

ki gn sonra Dileri Bakanl, Solomon ailesini korkun haberi ver

kou yapmaya, soluk tenini bronzlatrmaya ve kitap okumaya balamt.

mek iin aramt. Hapishanede ekilen fotoraflar, sopayla dvlerek vahi

Horneros'un Odysseid's'mi okurken, bu adalarda savaan gl bronz er

ce ldrlen oullarnn kendi hcresinde yerde kvrlm cansz bedenim

keklerin hayallerine kendini kaptrmt. Ertesi gn arlk almaya ba

gsteriyordu. Bana elik ubukla vurulmu, vcudunun geri kalan kemik

lam ve gsyle, kollarnn ne denli abuk gelitiine inanamamt. So

leri ise akl almayacak sert darbelerle krlmt. kence yapldktan sonra l

nunda kadnlarn kendisine baktn fark etmeye balamt ve bu hayran

drlm gibi grnyordu. Ba pheli, maktuln parasyla birlikte ortadan

lk sarho ediciydi. A m a daha da glenmek istiyordu. yle de yapt. Ka

kaybolduu sanlan hapishane mdryd. Zachary byk servetini zel bir


hesaba aktardn bildiren ktlar imzalam, o hesap ise cinayetin hemen
ardndan boaltlmt. Parann u anda nerede olduu bilinmiyordu.
P e t e r Solomon zel uayla Trkiye'ye umu ve dnerken bera
berinde getirdii olunun tabutunu Solomon aile mezarlna defnetmilerdi. H a p i s h a n e m d r hi bulunamamt. M a h k m 37, asla buluna

raborsada satlan byme hormonlaryla kartrlm steroitlcrin destei


ve saatlerce arlk kaldrmann yardmyla Andros, kendini hi hayal et
medii bir eye dntrmt; mkemmel bir erkek modele. H e m boyu
nu, hem de kas yapsn artrm, kusursuz bir gsle, srekli bronz gr
nen adaleli bacaklara sahip olmutu.
Artk herkes ona bakyordu.

mayacam ok iyi biliyordu. Adamn iman cesedi, M a r m a r a Deni-

Daha nceden de uyarld gibi, bu ar steroitler ve hormonlar v

zi'nin dibinde yatarken, g iin stanbul Boaz'ndan geen mavi yen

cudunu deitirmekle kalmam, sesini de etkileyerek, kendisini daha da

geleri besliyordu. Zachary Solomon'a ait servet, numaras takip edile

gizemli hissetmesini salayan rktc bir fsltya dntrmt. Bu yu

meyen bir hesaba aktarlmt. M a h k m 37 yeniden zgr bir adamd...

muak ve esrarengiz ses; yeni vcudu, serveti ve gizemli gemiiyle birle

byk servet sahibi, zgr bir adam.

ince, onunla tanan kadnlar mknats gibi ekmeye balamt. Kadnlar

Yunan adalar cennet gibiydi. Gne. Deniz. Kadnlar.


P a r a r a n satn alamayaca hibir ey yoktu; yeni kimlikler, yeni pa

kendi istekleriyle ona geliyor, o ise hepsini birden tatmin ediyordu. Foto
raf ekimi iin adaya gelen mankenlerden, tatile km Amerikal seksi

saportlar, yeni umutlar. Kendine bir Yunan ad seti: Andros Dareios. And

niversite rencilerine, komularn yalnz elerinden gen erkeklere ka

ros "sava" demekti, Dareios ise "zengin". Hapishanedeki korku dolu

dar herkesi ekiyordu.

karanlk gecelerden soma Andros geri dnmemeye yemin etti. Kabark


salarn tra etti ve uyuturucu dnyasndan tamamyla ekildi. Daha nDan

Brovvn

244

11) Kuzu i

245

kayp

Sembol

Ben bir aheserim.

hafta sonra, mkemmel bir zamanlamayla Andros, Solomon'lann

Ama geen yllarla birlikte Andros'un cinsel maceralar heyecanm

Potomac'taki maliknelerinin serasnn dnda soukta duruyordu. Camn

yitirmeye balamt. Her ey gibi. Adann zengin mutfa lezzetini kay

ardndan, Peter Solomon'n kz kardei Katherine ile konuup gltn

betmi, okuduu kitaplara kar ilgisizlemi, hatta villasndan grlen g

grebiliyordu. Zachay'yi unutmakta hi glk ekmemiler,

diye dnd.

nein bat bile skc gelmeye balamt. Bu nasl olurdu? Henz yirmi

Kar maskesini yzne geirmeden nce, uzun yllardr ilk defa bur

li yalarnn ortalarnda olmasna ramen, kendini ok yal hissediyordu.

nuna kokain ekti. O tamdk cesaretin damarlarna hcum ettiini hissetti.

Hayatta yaayacak baka ne kald? Vcudunu bir sanat eserine dntr

Silahn karp, kapy eski bir anahtarla a ve ieriye admn att. "Se

m, kendini eitmi, zihnini kltrle gelitirmi, evini cennete evirmi

lam Solomon'lar."
Ne yazk ki, akam Andros'un planlad gibi gitmedi. Almaya geldi

ve istedii herkesin akn kazanmt.


Ama inanlmaz bir ekilde, kendini Trkiye'deki o hapishanede oldu

i piramidi ele geiremedii gibi, samayla vurulmu ve karla kapl imle

u kadar yalnz hissediyordu.

rin stnden sk aalklara doru komaya balamt. Peter Solomon elin

Neyin eksiklii bu?

de parldayan tabancasyla onu kovalyordu. Andros aalklarn arasna

Cevabn aylar sonra buldu. Andros villasnda tek bana oturmu,


gecenin bir yars televizyon kanallarn zaplarken, farmasonluun srlary
la ilgili bir programa rastlad. Cevaplardan ok, sorular reten program k
t hazrlanmt ama yine dc kardelikle ilgili komplo teorilerinin bolluu

dalp, derin bir kaya geidinin arasndan aa inmeye balad. Dondurucu


k havasnda, ok aalardan gelen bir alayann sesi yanklanyordu.
Mee aacndan yaplm bir bankn yanndan geip, sola dnd. Saniyeler
sonra, buzlu patikann stnde kayarak durdu ve lmn eiinden dnd.
Aman

ilgisini ekti. Programn sunucusu efsane stne efsane anlatyordu.

Tanrm!

Bir metre kadar ilerisinde patika sona eriyordu. Gerisi ise buzlu neh

Farmasonlar ve Yenidnya Dzeni...

re bakan bir boluktu. Patikann yanndaki byk kaya paras, bir ocu

Masonik Birleik Devletler Devlet Mhr...

un beceriksiz elyazsyla kaznmt:

P2 Mason Locas...
Farmasonluun Kayp Sim...
Mason Piramidi...
Andros

aknlkla

yerinde

doruldu.

Piramit.

Sunucu,

zerindeki

ifreli yazyla kayp bilgeliin ve akl almaz bir gcn kaplarn aan, gi
zemli bir ta piramidin hikyesinden bahsetmeye balamt. Hikye ina
nlmaz olsa da, onun bir ansn canlandrmt... ok daha karanlk bir za
mandan kalma zayf bir hatra. Andros, Zachary Solomon'n babasndan
gizemli bir piramitle ilgili duyduklarn hatrlyordu.
Olabilir mi? Andros ayrntlar hatrlamak iin kendini zorlad.

Kaya geidinin dier tarafnda patika devam ediyordu. Peki kpr


nerede?! Kokain artk ie yaramyordu. Kapana ksldm.

Panie kaplan

Andros patikadan yukar kamak iin arkasn dnd ama karsnda, elin
de silahyla, nefes nefese Peter Solomon duruyordu.
Andros silaha bakp, geriye doru bir adm att. Arkasndaki buzla
kapl nehre bakan uurum, en az on be metre ykseklikteydi. alayan
dan ykselip etraflarn saran buu, onu kemiklerine kadar donduruyordu.

Program bittiinde balkona kp, serin havayla zihnini temizledi.

Solomon, "Zach'in kprs uzun zaman nce rd," dedi. "Bu ka

Her eyi hatrlamaya balaynca, bu efsanenin doruluk pay olabileceini

dar aaya yalnzca o inerdi." Solomon silahn tehditkr bir biimde sa

fark etti. Ve eer tm bunlar gerekse, leli ok olduu halde Zachary So

bit tutuyordu. "Olumu n e d e n l d r d n ? "

lomon'n verecei bir eyler hl var demekti.


Kaybedecek neyim var?

Dan Brovvn

Andros, "O bir hiti," diye yantlad. "Bir uyuturucu bamlsyd.


O n a iyilik yaptm."

246

247

Kayp

Sembol

Solomon, Andros'un gsne nian ald silahyla yaklat. "Belki


ayn iyilii ben de sana yapmalym." Ses tonu artc biimde korkutucuy
du. "Sen olumu dverek ldrdn. Bir insan byle bir eyi nasl yapar?"
"nsan felaketin eiine geldiinde akl almaz eyler yapar."
"Olumu

58.

ldrdn!"

BLM

Andros hararetle, "Hayr," dedi. "Olunu sen ldrdn. Nasl bir ba


ba, olunu karma ans varken onu hapishanede brakr? Olunu sen l
d r d n ! Ben deil."

Key4 takma adl patlayc zel Harekt Birlii tarafndan, kilitli ka

"Hibir ey bilmiyorsun!" diye baran Solomon'n sesi ac doluydu.

plan etrafa asgari zarar vererek amak iin gelitirilmiti. Siklo trimetilen

Andros, yanlyorsun, diye dnd. Her eyi biliyorum.

trinitramin ile birlikte dietil heksil bir plastikletirici ieren bu patlayc,

Peter Solomon silahn dorultarak iyice yaklatnda artk aralarn

aslnda kap dikmelerine yerletirilmek iin kt kadar ince yapraklara sa

da be metreden az kalmt. Andros'un gs yanyor, ok kan kaybetti

rlm C-4 paralaryd. Ktphanenin okuma odasna girerken, patlayc

ini hissediyordu. Scaklk aaya akp, karnna inmiti. O m z u n u n s

son derece iyi i grd.

tnden arkadaki uuruma bakt. mknszd. Solomon'a dnd. "Hakkn

Operasyon lideri Ajan Turner Simkins kap enkaznn zerinden ad

da, sandndan daha fazla ey biliyorum," diye fsldad. "Soukkanllk

mn atp, hareket belirtisi olup olmadn aratran gzlerle etraf tarad.

la cinayet ileycmcceyck bir adam olduunu biliyorum."

Hibir ey yoktu.

T a m hedefi nian alan Solomon daha da yaklat.


Anderson, "Seni uyaryorum, eer o tetii ekersen, sonsuza kadar
yakam brakmam," dedi.

Simkins, "Iklar sndrn," dedi.


Duvar panelini bulan ikinci bir ajan dmeyi evirdi ve ieriyi karan
la bodu. Drt adam birden gece gr balklarn geirip, gzlkleri

Zaten brakmamalsn! Ve bunun ardndan Solomon ate etti.

ni ayarladlar. Gzlklerinin iinde parlak yeil tonlarda beliren oday in


celerken kprdamadan durdular.

Siyah limuzinini hzla Kalorama Heights'a srerken, imdi kendine

Manzara deimemiti.

Mal'akh diyen kii, buzlu kayalklarda onu lmn eiinden dndren

Karanlkta kimse kprdamyordu.

mucizevi olaylar dnd. Sonsuza kadar deimiti. Silah sesi bir anl

Kaaklar muhtemelen silahszd ama yine de operasyon ekibi ieriye

na yanklama da etkileri on yllar srmt. Bir zamanlar bronz ve m

silahlarn kaldrarak girdiler. Silahlar, drt rktc lazer nyla karan

kemmel olan vcudunda artk o akamdan kalma yara izleri vard... Bu ya

l deliyordu. Adamlar klarn zemine, duvarlara ve balkonlara tutarak

ralan yeni kimliinin dvmeli sembolleri altnda saklyordu.

lm ynleri aradlar. Genellikle karanlk bir odada, lazer grl silahn

Ben Mal'akh 'im.

hafif belirtisi bile h e m e n teslim olmaya yeterdi.

Bu en bandan beri benim kaderimdi.

Bu gece yle olmayaca anlalyor.

Atete yrm, kle dnm ve sonra yeniden domutu... bir kez

Hl hareket yoktu.

daha deiimden gemiti. Bu gece, uzun ve muhteem yolculuunun son


adm olacakt.

Elini kaldran Ajan Simkins, ekibine ieriye yaylmalarn iaret etti.


Adamlar sessizce birbirlerinden ayrldlar. Ortadaki koridorda dikkatle ha
reket eden Simkins, C I A cephaneliine yeni eklenen sistemi devreye soka
rak, gzlnn bir dmesine bast. Is grntleme yllardr vard ama

Dan

Brown

248

249

Kayp

Sembol

minyatrletirme,

diferansiyel

hassasiyet ve ift kaynakl entegrasyon

bu sesi neyin karabileceini tahmin etmeye alrken d u r d u . yice yak

alanlarndaki ilerlemeler, ajanlarn grlerini insanst uurlara karan

lanca, makine sesinden baka sesler de duydu. Ve tam akln nne

yeni nesil bir grntleme cihaz gelitirmiti.

geldii anda klar karard.

Karanlkta gryoruz.
gemi

Duvarlarn arkasn gryoruz.

Ve imdi de...

zaman giyonz.

Gece grn ayarlarken, teekkrler, diye dnd. Avantaj bizde.


Eikte durup, aklktan ieriye gz att. Kapnn ardndaki, hi bek

Is grntleme cihaz, s deikenlerine o kadar hassaslatrlmt

lenmedik bir manzarayd. Bu konsol bir dolaptan ok, aadaki odaya

ki, bir kimsenin yerini belirlemekle kalmyor... daha nce bulunduu yeri

inen dik merdivenlerin stndeki yksek bir tavana benziyordu. Ajan sila

de tespit edebiliyordu. Gemii grebilme yetenei en kymetli nitelikti.

hn merdivenlerin aasna dorultup, basamaklardan inmeye balad.

Ve bu gece, bir kez daha deerini ispat ediyordu. Ajan Simkins okuma ma

Att her adunia birlikte makinenin grlts de artyordu.

salarndan birinde termal bir iarete rastlamt. Gzlklerinde krmzms

Buras da ne byle?

mor renkte parlayan iki ahap sandalye, bu ikisinin salondaki dierlerin

Okuma odasnn altndaki yer, sanayi tipi kk bir mekn andr

den daha scak olduunu gsteriyordu. Masa lambasnn ampul turuncu

yordu. Duyduu grlt gerekten de bir makineden geliyordu ama Bel

parlyordu. ki adamn bu masada oturduklar belliydi ama imdi asl soru,

lamy ile Langdon m altrmt, yoksa zaten gn boyunca alyor muy

hangi yne gittikleriydi.

du, bundan emin olamad. Ama her iki ekilde de bir ey fark etmiyordu.

Cevabm, odann ortasndaki byk tahta konsolu evreleyen merkez


masada buldu. Hayalet gibi bir el izi kpkrmz parlyordu.
Simkins silahn kaldrarak sekizgen kabine doru ilerlerken, lazer
grn yzeyi inceleyecek ekilde ayarlad. Konsolun yan ksmnda bir
aklk grnceye kadar etrafnda dolat. Kendilerini gerekten de bir do
labn iinde keye mi sktrdlar? Akln d kenarn tarayan ajan,
burada baka bir el izi daha grd. Birisinin dolaptan ieri girerken, kap

tu takmndaki saylarn stnde drt parmak izi belirgin biimde parl


yordu. Kapnn etrafnda ince izgi halinde parlayan turuncu k, dier ta
rafta klarn ak olduunu gsteriyordu.
Simkins, "Kapy u u r u n ! " dedi. " B u r a d a n katlar."
Bir yaprak Key4 yerletirip patlatmak sekiz saniyelerini ald. D u m a n
hafiflediinde ajanlar kendilerini "sergen" diye bilinen garip bir yeralt
dnyasna bakarken buldular.

dikmesini tuttuu belli oluyordu.

Kongre Ktphanesi nin, ou yeraltnda bulunan kilometrelerce ki

Sessizlik sona ermiti.


Akl iaret eden Simkins, "Termal iaret!" diye bard. "Etrafn
evirin!"
Ekibi iki zt kanattan yaklaarak, sekizgen konsolu kuatt.
Simkins akla doru ilerledi. Aralarnda metre kalmken, ie
riden k geldiini grd. "Konsolun iinde k var!" diye barnca, se
si duyan Bay Bellamy ile Bay Langdon'n ellerini kaldrarak dolaptan d
ar kacaklarn umdu.

tap raf vard. Sonsuzlua uzanan kitap raflar, aynalarla yaratlan bir tr
optik "sonsuzluk" yanlsamas gibiydi.
Bir tabelada yle yazyordu:
ISI K O N T R O L L O R T A M
Bu Kapy Srekli Kapal Tutun
Paralanm kapy iterek geen Simkins, ardndaki souk havay

Hibir ey olmad.

hissetti. Glmsemekten kendini alamad. Daha kolay olamazd. Kontrol

Pekl,

l ortamlardaki s iaretleri gne patlamalar gibi kendilerini belli eder

baka yoldan yaparz.

Simkins konsola biraz daha yaklarken, iinden beklenmedik bir


grlt geldiini duydu. Makine sesi gibiydi. kadar kk bir yerde,
Dun

Kaaklar s iaretlerini odann tek knda brakmlard. Ar kapnn

Brown

250

lerdi. D a h a imdiden, Bellamy veya Langdon'n geerken tutunduklar


parmakln zerinde krmz bir leke vard.
251

,
Kayp

Sembol

Kendi kendine, "Kaabilirsiniz ama kurtulamazsnz," diye fsldad.

letin tekerleine omak sokmakla aynyd. Bellamy tam admn atarken

Simkins ile ekibi, raflardan oluan labirentin iinde ilerlemeye ba

poliretan ipler bacaklarna sarld ve tkezleyerek yere dt. Bellamy

lad. Oyun sahasnda kendi lehine o kadar ok ipucu vard ki, Simkins'in

karanlk koridorda metre daha srnerek ilerledikten sonra, klar ba

avn takip etmek iin gzlklerine bile ihtiyac yoktu. Normal artlarda

nn stnde titreerek yannca durdu.

raflarla dolu bu labirent, saklanmak iin uygun bir ortam salard, a m a

Simkins, "Bellamy'yle ben ilgilenirim!" diye bard. "Siz Lang

Kongre Ktphanesi enerji tasarrufu salamak iin harekete duyarl k

don'n peinden gidin! leride bir yerde olmal..." Bellamy'nin nndeki

landrma kullanyordu ve imdi kaaklarn getii yol uak pisti gibi ay

ktphane raflarnn simsiyah durduunu fark eden takm lideri birden

dnlanmt. Uzaklardaki ince bir k izgisi, ileride dolambal yollara

durdu. Bellamy'nin n n d e baka birinin komad belliydi. Yalnz m?


Hl yzst yatan Bellamy, sk nefesler alyordu. Bacaklar ve bi

sapp kvrlyordu.
Adamlar gzlklerini kardlar. Operasyon ekibi, sonsuz kitap labi

lekleri sertlemi plastikle kaplyd.

rentinde klar takip ederken, idmanl bacaklarnn stnde zikzaklar iz

Ajan, "O n e r e d e ? " diye sordu.

di. Simkins az sonra ilerideki karanln iinde yanp snen klar grd.

Bellamy'nin duda dmenin etkisiyle kanyordu. "Kim n e r e d e ? "

Kazanyoruz. ndekilerin ayak seslerini ve kesik kesik solumalarn duyuncaya kadar, o da yoluna hzla devam etti. Sonra hedefi grd.
"Onlar g r d m ! " diye bard.

Ajan Simkins ayan kaldrp, botuyla Bellamy'nin ipek kravatna


bast. Sonra biraz basn uygulayarak asld. "nann bana Bay Bellamy,
benimle bu oyunu oynamak istemezsiniz."

Warren Bellamy'nin ince uzun vcudu, anlalan yolun sonuna gel


miti. Yal adam, soluu kesilince raflarn arasnda sendeledi. Bouna u
rama ihtiyar.
Simkins, "Olduunuz yerde d u r u n Bay Bellamy!" diye bard.
Bellamy kelerden ani dnler yapp, kitap sralarnn arasnda zik
zaklar izerek komaya devam etti. Her dnnde, bann stndeki k
lar yanyordu.
Ekip ona yirmi metre kadar yaklatnda, durmas iin yeniden ses
lendiler ama Bellamy devam etti.
Simkins, " V u r u n ! " diye emir verdi.
Ekibin ldrc olmayan silahn tayan ajan, tfei dorultup ate
etti. Koridorda hzla frlayp, Bellamy'nin bacaklarnn etrafna dolanan
Makarna Spreyi'" takma isimli silah, aslnda parti oyunca deildi. ld
rc olmayan bu "etkisizletirici", Sandia Ulusal Laboratuvar'nda icat
edilen bir askeri teknoloji rnyd. Temas halinde ta gibi sertleen tut
kall poliretan ipler, kaan dizlerinin etrafnda plastikten sert bir a
oluturuyordu. Koan bir hedef zerindeki etkisi, hareket halindeki bisik(l)SillySlring

Dan

Brown

252

253

Kayp

Sembol

Bellamy ban iki yana sallayarak, "Ayrlmazsak asla baaramazs


nz," demiti. "O piramidin ve kapak tann gvenli ellerde olmas yapma
mz gereken en nemli ey."

59.

BLM

Langdon, yukardaki okuma odasna kan merdivenden baka k


yolu gremiyordu. "Peki sen nereye gidiyorsun?"
Bellamy, "Onlar sizden uzaklatrp, raflarn arasna ekeceim,"
demiti. "Kamanza ancak bu kadar yardmc olabilirim."
Langdon nereye gideceklerini sormaya frsat bulamadan, Bellamy ta

Robert Langdon kendini ceset gibi hissediyordu.


Hayatta olabilecei en dar yerde, zifiri karanlkta srtst yatm, el
lerini gsnde kavuturmutu. Katherine benzer pozisyonda, bana ya
lan bir yerde yatt halde onu gremiyordu. inde bulunduu korkutucu

yc bantlarn birinden byk bir kitap sandn kaldrp, "Bantn stne


yatn," demiti. "Ellerinizi ieride t u t u n . "
Langdon ba'kakalmt. Ciddi olamazsn. Tayc bant ksa bir mesa
fe devam ettikten soma, duvardaki karanlk bir deliin iinde kayboluyor

yeri bir anlna bile grmemek iin gzlerini kapatmt.


ok kk bir yerdeydi.

du. Aklk, geni kitap sandklarnn geebilecei kadard, daha fazla de

Kck.

il. Langdon, istekle arkadaki kitap raflarna bakyordu.

Altm saniye nce okuma odasnn kaplar yerle bir olurken, o ve


Katherine, Bellamy'nin peinden sekizgen konsola girip, dar merdivenden

saklanmak imknsz."
Yukardan bir ses, "Termal iaret," diye barmt. "Etrafn evirin!"

inmi ve aadaki beklenmedik yere gelmilerdi.


Langdon hemen nerede olduklarn anlamt. Ktphanenin devrida
im sisteminin kalbi.

Bellamy, " U n u t bunu," demiti. " H a r e k e t e duyarl klar yznden

Devridaim odasnn, havaalan bagaj datm bl-

mndekine benzer, farkl ynlere giden saysz tayc band vard. Kong

Katherine duymas gerektii kadarn duymutu. Ba ile duvardaki


delik arasnda yalnzca otuz santim brakarak, tayc bandn zerine k
m, ellerini de mumya gibi gsnn stne apraz yapmt.

re Ktphanesi farkl binada yerleik olduundan, okuma odalarndan

Langdon donakalmt.

talep edilen kitaplar yeralt tnellerinden oluan bir ada, tayc bant sis

Bellamy, " L a n g d o n , " diyerek onu kendine getirmiti. "Benim iin

temi zerinde uzun mesafelerden getiriliyordu.

deilse bile bunu P e t e r iin yap."

Bellamy hemen odann kar tarafndaki elik kapya gidip, anahtar


kartn girmi, bir dizi tua basm ve kapy iterek amt. Arka taraf ka
ranlkt ama kap alrken harekete duyarl klar titreerek yanmt.

Langdon adeta ryadaym gibi bantn yanna gitmi, antasn ban


tn stne braktktan sonra, ba Katherine'in ayaklarnn dibine gelecek

Langdon kapnn ardndakileri grnce, hayatta ok az insann gr


d bir eye baktn fark etmiti. Kongre Ktphanesi'nin raflar.

Yukardaki sesler imdi iyiden iyiye yaklamt.

Bel

lamy'nin plan ona cesaret vermeye balamt. Dev bir labirentten daha iyi
bir saklanma yeri olabilir mi?

ekilde uzanmt. Sert kauuk banttan srtna souk geliyordu. Tavana


baktnda kendini, hastanede M R I cihazna girmeye hazrlanan bir hasta
gibi hissediyordu.
Bellamy, "Telefonunu ak tut," demiti. "Yalanda biri arayp... yar

Ama Bellamy onlar kitap raflarnn arasna gtrmek yerine, kapy

dm teklif edecek. O n a gven."

bir kitap yardmyla ak tutup, yzn onlara dnmt. "Size daha fazla

Birisini arayacak? Bellamy'nin birisine ulamaya altn biliyor

aklama yapabilmek isterdim ama vaktimiz yok." Anahtar kartn Lang-

du ama ancak mesaj brakabilmiti. Saniyeler nce, sarmal merdivenden

don'a vererek, " B u n a ihtiyacn olacak," demiti.

aa inerlerken Bellamy son bir kez daha aramay denemi, ok alak ses

Langdon, "Sen bizimle gelmiyor m u s u n ? " diye sormutu.


Dan

Brown

254

le ksa bir konuma yapm ve sonra da kapatmt.


255

,
Kayp

Sembol

Bellamy, "Sonuna kadar taycyla birlikte gidin. Bant geri dnme


den nce hemen atlayn. Dar kmak iin anahtar kartm kullarm,"
demiti.
Langdon da, "Nerede atlayacaz?!" diye sormutu.

60.

A m a Bellamy manivelay indirmiti bile. Odadaki tm bantlar ho-

BLM

murdayarak almaya balamt. Langdon itildiini hissederken, yukar


daki tavann hareket etmeye baladn grmt.
Tanrm beni kurtar.

Preferred Gvenlik irketi'nin dk maal kadn grevlisi, grev

Langdon duvardaki akla yaklarken geriye bakt ve Warren Bel

listesindeki Kalorama Heights adresini iki kez kontrol etti. Buras m?

lamy'nin raflarn arasna dalarken, kapy arkasndan kapattn grd.

Karsndaki garaj yolu, mahallenin en byk ve en sessiz maliknelerin

H e m e n ardndan Langdon, karanln iine kayp, ktphane tarafndan

den birine aitti ve 911'e burasyla ilgili bir acil ar gelmesi tuhaft.

yutuldu... Bu srada parlayan krmz bir lazer noktas, dans ederek merdi
venden aa iniyordu.

911 polisi, teyit edilemeyen arlara her zaman yapld gibi, yerel
gvenlik irketiyle temas kurmutu. Grevli, gvenlik irketinin "lk Sa
vunma Hattnz" eklindeki slogannn, "yanl ihbarlar, eek akalar, ka
yp evcil hayvanlar ve kak komularn ikyetleri" eklinde deitirilebi
leceini dnrd.
Bu akam da her zamanki gibi, sorunla ilgili ayrntl bilgi almadan
gnderilmiti. Maam aan bir grev. Grevi; sar n dndrerek olay
yerine gitmek, mekn kolaan etmek ve allmadk bir durum varsa rapor
etmekti. Normalde zararsz bir ey evin alarm sistemini devreye sokar, o
a kumanda anahtarn kullanarak sistemi yeniden balatrd. A m a neden
se bu ev sessizdi. Alarm almyordu. Yoldan bakldnda her ey karanlk
e sakin grnyordu.
Grevli, kapdaki dahili konuma dmesine bast ama cevap alamad. Kapy amak iin kumanda kodunu girdi ve garaj yolunda ilerledi.
Arabann motorunu ve sar klarn alr halde brakarak n kapya yrp, kapy ald. Cevap yoktu. Ne bir k, ne de hareket gryordu.
Ynetmelie uyarak isteksizce fenerini yakt ve zorla ieri girilip gi
rilmediini anlamak iin evin etrafnda dolamaya balad. Keyi drid srada, evin yanndan yavalayarak geen siyah bir limuzin grd. Merakl komular.
Evin etrafn adm adm arnlad ama olaand hibir eye rastla
mad. Ev tahmin ettiinden daha bykt. Arka baheye vardnda, so
uktan donuyordu. Evde kimse olmad belliydi.

Dan

Bro\vn

256

257

Kayp

Sembol

Telsize, " M e r k e z ? " diye seslendi. "Kalorama Heights'taym. Sahip


leri evde yok. Herhangi bir soruna dair iaret yok. Evin etrafn kontrol et
tim. Zorla ieri girilmemi. Yanl ihbar."

61.

Servis memuru, "Anlald," diye cevap verdi, "yi akamlar."


Telsizini kemerine yerletiren grevli, aracnn scaklna yeniden

BLM

kavuma hevesiyle geri d n p yrmeye balad. Ne var ki, bunu yapar


ken daha nce gznden kard bir ey fark etti, evin arkasnda mavim
Warren Bellamy'nin gzleri ilk defa bu akam balanmyordu. Tm

si kk bir k vard.
aknlkla o tarafa yrnce, n kaynan grd. Bu, evin bodrum
katndaki alak bir pencereydi. Pencerenin cam, ierden k geirmez si
yah boyayla karartlmt. Bir tr karanlk oda olabilir mi? Grd ma
vimsi prlt, siyah boyann dklmeye balad minik noktadan szyordu.
eriye bakabilmek iin meldi ama minik aklktan fazla bir
ey

gremiyordu.

Aada

birisinin

alabilecei

dncesiyle

cam

hafife tklatt.

mason kardeleri gibi, masonluun st kademelerine getii tm kaf T


renlerinde de "gzban" takmt. Ama o zamanlar, gvendii dostlar
arasndayd. Bu akam durum farklyd. Kt muamele grd bu adam
lar onu balam vc kafasna bir torba geirmilerdi. imdiyse ktphane
nin raflar arasnda yrtyorlard.
Ajanlar Bellamy'yc fiziksel anlamda gzda vermiler ve Robert
Langdon'n yerini sormulard. Yal bedeninin fazla hrpalanmay kald
ramayacan bilen Bellamy, yalann abucak syleyivcrmili.

" M e r h a b a ? " diye bard.


Cevap yoktu ama cama vururken, kurumu olan boya birden dkl
d ve ona daha ak bir gr imkn sundu. Eilip, yzn neredeyse ca
ma yaslayarak bodrumu inceledi. O anda bunu yaptna piman oldu.
Tanr akna bu ne byle?!

Nefes almaya alrken, "Langdovbenimle buraya hi inmedi!" de


miti. " O n a balkona kp, Musa heykelinin arkasna saklanmasn syle
dim ama imdi nerede olduunu bilmiyorum!" Grne baklrsa anlatt
hikyeye inanmlard, nk iki ajan h e m e n peinden gitmiti. imdi
geride kalan iki ajan onu raflarndan arasnda sessizce yrtyorlard.

Karsndaki manzaraya dehetle bakarken aknlktan, bir sre -

Bellamy'nin tek avuntusu, Langdon ile Katherine'in piramidi gven

meldii yerde kald. Sonunda titreyerek, kemerindeki telsizini el yorda

li bir yere kardklarn bilmesiydi. Yalanda onlara snak salayacak bir

myla bulmaya alt.

adam, Langdon'la temasa geecekti. Ona gven. Bellamy'nin arad ada

Ama asla ulaamad.

mn Mason Piramidi ve onun srr hakknda hayli bilgisi vard. Bu sr, uzun

Czrdayan bir ift Tascr inesi ensesinden vurulunca, vcuduna ya

zaman nce gmlm hikmetin toprak altnda sakland yere inen sarmal

kc bir ac yayld. Kaslar tutuldu vc ne doru sendeledi. Yz souk ze

bir merdivenin gizli yeriydi. Okuma odasndan kaarlarken Bellamy so

mine arparken gzlerini bile kapatmaya frsat bulamad.

nunda adama ulaabilmi ve gnderdii ksa mesaj kusursuz biimde an


ladna emin olmutu.
imdi zifiri karanlkta yryen Bellamy, Langdon'n antasndaki ta
piramitle altn kapak tan hayalinde canlandrd. Bu iki para ayn odada
bulunmayal

uzun yllar oluyor.

Bellamy o ac dolu geceyi hi unutmamt. Peter'n bana gelecek


Maketlerin ilkiydi. Zachary Solomon'n on sekizinci ya gn iin Potomac'taki Solomon maliknesine davet edilmiti. Asi bir gen olmasna

Dan

Bronn

258

Kayp

Sembol

ramen Zachary bir Solomon'd ve bu da aile geleneine uyularak bu ak


am miras hakknn ona verilecei anlamna geliyordu. Bellamy, Peter'n
yakn dostlarndan ve gvendii mason kardelerinden biriydi, o yzden
geceye ahit olarak katlmasn istemiti. Fakat Bellamy'den ahitlik yap
mas istenen tek ey miras hakknn verilmesi deildi. Bu akam ortada pa
radan ok daha nemli eyler vard.
Bellamy erken gitmi ve kendisinden istendii gibi Peter'n alma
odasnda beklemiti. Bu harika eski oda; deri, odun atei ve demleme ay
kokuyordu. Peter, olu Zachay'yi odaya getirdiinde Warren yerinde
oturmaktayd. On sekiz yandaki sska delikanl, Bellamy'yi grnce ka
larn atmt. " B u r a d a ne iin v a r ? "
Bellamy, "ahitlik yapyorum," demiti. " D o u m gnn kutlu olsun
Zachary."
Olan mrldanp ban evirmiti.
Peter, " O t u r Zad," demiti.
Zachary, babasnn byk ahap masasnn karsndaki tek koltua
oturmutu. Solomon alma odasnn kapsn kilitlemi, Bellamy dier
taraftaki koltua gemiti.
Solomon, Zachary'yle ciddi bir ses tonuyla konumaya balamt.
" N e d e n burada olduunu biliyor m u s u n ? "
Zachary, "Galiba biliyorum," demiti.
Solomon derin bir i ekmiti. " U z u n zamandr seninle hibir konu
da anlaamadmz biliyorum Zach. yi bir baba olmak ve seni bu ana ha
zrlamak iin elimden geleni yaptm."
Zachary hibir ey sylememiti.
"Bildiin gibi, her Solomon ocuuna yetikinlie getiinde doum
hakk verilir ki, bu Solomon servetinden bir pay demektir. Burada ama bu
paym bir tohum grevi stlenmesidir... terbiye olman, olgunlaman ve in
sanln gelimesine katkda bulunman iin."
Solomon duvardaki bir kasann yanna gidip kilidini am ve byk,
siyah bir klasr karmt. "Olum, bu portfyde maddi mirasn kendi is
mine aktarman iin gerekli olan her ey var." Klasr masann stne b
rakmt. "steim, bu paray retken, refah ve hayrsever bir hayat kurmak
iin h a r c a m a n . "
Zachary klasre uzanmt. "Teekkrler."
Dan

Brown

260

Elini klasrn stne koyan babas, "Bekle," demiti. "Aklamam


gereken baka bir ey d a h a var."
Babasna kmseyici bir bak frlatan Zachary, koltua geri kmt.
"Solomon mirasnn henz bilmediin baka boyutlar da vardr."
Babas imdi olunun gzlerinin iine bakyordu. "Sen benim ilk evladmsn Zachary, bu da bir seim yapabilecein anlamna geliyor."
Delikanl aknlkla yerinde dorulmutu.
"Bu senin geleceinin ynn tayin edebilecek bir seim, bu yzden
iyice dnmeni istiyorum."
" N e seimi?"
Babas derin bir nefes almt. "Zenginlikle... bilgelik arasnda bir seim."
Zachary, ona bo gzlerle bakmt. "Zenginlik veya bilgelik mi? An
lamyorum."
Solomon ayaa kalkp, yeniden kasann yanma yrm ve zerine
masonik semboller kaznm ar, ta bir piramit karmt. Ta masada
duran klasrn yanna brakp, "Bu piramit uzun zaman nce yapld ve
nesiller boyu ailemize e m a n e t edildi," demiti.
"Bir piramit m i ? " Zachary pek heyecanlanm gibi durmuyordu.
"Olum, bu piramit bir haritadr... Bize, insanln en byk kayp ha
zinelerinden birinin yerini aklyor. Bu harita, hazinenin bir gn yeniden
kefedilmesi iin yapld." Peter'n sesinde imdi gururlu bir ton vard. "Ve
bu akam, gelenek olduu zere, baz zel artlarla... bunu sana veriyorum.."
Zachary piramide pheyle bakmt. " H a z i n e neymi?"
Bellamy, Peter'n byle dncesiz bir soruyu duymay beklemedii
ni biliyordu. A d a m yine de tavrlarn deitirmemiti.
"Zachary, bunun altnda yatan gizemleri renmeden sana bunu akla
mak ok g. Ama bu hazinenin z... Antik Gizemler dediimiz bir eydir."
Babasnn aka yaptn dnen Zachary kahkahay basmt.
Bellamy, Peter'n gzlerinde byyen hzn grebiliyordu.
"Bunu tasvir etmek benim iin ok g Zach. Geleneksel olarak bir
Solomon on sekiz yama geldiinde, yksek retimi iin yatrm..."
Zachary, "Sana syledim!" diye bararak babasnn lafn kesmiti.
"niversiteye gitmek istemiyorum!"
Hl sakin bir ifadeyle konuan Peter, "niversiteden bahsetmiyo
rum," demiti. " F a r m a s o n kardeliinden bahsediyorum. nsanlk bilimin261

Kayp

Sembol

de sregelen gizemler zerine bir eitimi kastediyorum. Eer aralarna ka


tlmay isteseydin, bu akam verecein kararn nemini anlamana yardm
c olacak eitimi de almaya balam olurdun."
Zachary gzlerini devirmiti. "Yine bana mason nutuu atma. Katlmak
istemeyen ilk Solomon olduumu biliyorum. Ne var yani? Anlamyor musun?
Bir avu yal adamla kyafet deitirme oyunu oynamak istemiyorum!"
Peter uzun sre sessizliini korumutu. Bellamy, arkadann hl
gen grnen gzlerinin etrafnda ince izgilerin olumaya baladm

ise az bulunur." nce klasr, sonra piramidi gsterdi. " H i k m e t olmadan


zenginliin felaketle sonulanacan u n u t m a m a n iin yalvaryorum."
Zachary, babas sanki bir deliymi gibi ona bakyordu. " N e dersen de
baba, bunun iin mirasmdan vazgemeyeceim." Piramidi iaret ediyordu.
Peter ellerini nnde kavuturmutu. "Eer sorumluluk almay seer
sen, masonlar arasndaki eitimini tamamlayana kadar hem param, hem de pi
ramidi senin iin saklarm. Bu, yllar srer ama bylece paraya da, piramide
de sahip olacak olgunlua eriirsin. Zenginlik ve hikmet. Gl bir birleim."
Zachary ayaa frlamt. "Tanrm, baba! Hi vazgemeyeceksin, de

fark edebiliyordu.
Sonunda Peter, "Peki anladm," demiti. "Artk devir deiti. Mason
luun sana garip, hatta skc geldiini anlyorum. Ama unu bilmem iste
rim ki, fikrini deitirecek olursan, kap sana daima ak olacaktr."
Zach, "Nefesini boa harcama," diye homurdanmt.
Ayaa frlayan Peter, "Bu kadar yeter!" diye olunun szn kes
miti. "Hayat sana zor geliyor, bunu anlyorum Zachary, ama seni ynlen
direcek tek kii ben deilim. Seni mason cemaatinin arasna alp, gerek
potansiyelini gstermeyi bekleyen iyi adamlar var."
Zachary alayc bir tebessmle Bellamy'ye bir gz atmt. "Bu yz
den mi buradasnz Bay Bellamy? Siz masonlar toplanp benim stme
saldrn diye m i ? "
Hibir ey sylemeyen Bellamy, Zachary'ye odada gcn kimde oldu
unu hatrlatmak iin dnp Peter Solomon'a sayg dolu gzlerle bakmt.
Zachary yeniden babasna dnmt.
Peter, "Zach," demiti. "Bu ekilde hibir yere varamyoruz... Ancak u
nu bilmem istiyorum: Bu akam sana teklif edilen sorumluluu anlasan da anlamasan da bunu sunmak benim ailevi sorumluluumdu." Piramidi iaret ede
rek, "Bu piramidi muhafaza etmek ender bir ayrcalktr," demiti. "Kararm
vermeden nce bu frsat birka gn deerlendirmeni tavsiye ederim."
Zachary, "Frsat m ? " demiti. "Bir taa bakclk yapmak m ? "
Peter iini ekerek, "Bu dnyann byk gizemleri var Zach," demi
ti. " E n akla gelmedik hayalleri aan srlar var. Piramit, ite bu srlar koru
yor. Ve bundan da nemlisi, muhtemelen henz sen yaarken bir gn gele
cek, piramit deifre edilecek ve srlar ortaya kacak. Bu, insanlk adna b
yk bir deiim an olacak... ve sen o anda byk bir rol oynama ansna sa
hipsin. Bunu dikkatlice dnmem istiyorum. Zenginlik sradandr, hikmel

il mi? Masonlar veya ta piramitler ya da Antik Gizemler umrumda de


il!" Uzanp siyah klasr kapm ve babasnn yzne doru sallamt.
"Benim doum hakkm bu! Benden nceki Solomon'larla ayn! Eski hazi
ne haritalaryla ilgili uyduruk hikyelerle beni mirasmdan vazgeirmeye
altna i n a n a m y o r u m ! " Klasr koltuunun altna sktrp, Bel
lamy'nin yanndan odann terasa alan kapsna ynelmiti.
"Zachary, bekle!" Zachary karanla doru yrrken, babas arkasn
dan komutu. " N e yaparsan yap, grdn piramitten asla bahsetmemclisin!" Peter Solomon'n sesi atallamt. " H i kimseye! Asla!"
Ama Zachary, ona aldr e t m e d e n karanln iinde gzden kay
bolmutu.
Masasna geri dnp, deri koltuuna kendini brakan Peter Solo
mon'n gzleri keder doluydu. Uzun sren bir sessizliin ardndan, ban
kaldrp Bellamy'ye bakt ve glmsemeye alt. "yi gitti."
Solomon'n kederini paylaan Bellamy iini ekmiti. "Nezaketsizlik
yapmak istemem Peter ama... ona gveniyor m u s u n ? "
Solomon anlamszca bolua bakyordu.
" D e m e k istediim... piramitle ilgili bir ey sylemeyeceine gveni
yor m u s u n ? " diye srar etmiti.
Solomon'n yz ifadesizdi. " N e diyeceimi gerekten bimiyorum
Warren. Artk onu tandma bile emin deilim."
Bellamy ayaa kalkp, byk masann nnde aa yukar yrm
t. "Peter, sen ailevi grevini yerine getirdin. Ama az nce yaananlar gz
nnde bulundurarak, sanrm tedbir almamz gerekecek. O n a yeni bir ev
bulman iin kapak tan sana geri vermem gerekecek. Artk ona baka bi
ri gz kulak olmal."
I

Dan

Brown

262

263

Kayp

Sembol

Solomon, " N e d e n ? " diye sormutu.


"Zachary birisine piramitten bahsedecek olursa... ve bu akam benim
de b u r a d a olduumu sylerse..."
" K a p a k ta hakknda hibir ey bilmiyor ve piramidin nemim kav-

62.

rayamayacak kadar ocuk. Kapak ta iin yeni bir eve ihtiyacmz yok.

BLM

Ben piramidi kasamda saklayacam. Ve sen de kapak tan nerede sakl


yorsan o r a d a tutacaksn. imdiye dek yaptmz gibi."
Alt yl sonra, Noel Gn, aile hl Zachary'nin lm acsn atlata-

kinci

Sokak'n

altndaym.

mamken, onu hapiste ldrdn iddia eden bir adam, Solomon mali

Tayc bant karanlkta Adams Binas'na doru ilerlerken, Langdon

knesine girmiti. Saldrgan, piramit iin gelmi ama Isabel Solomon'n

gzlerini kapatmt. Bann stndeki tonlarca topra vc iinde seyahat


ettii dar tp dnmemeye alyordu. H e m e n yalannda Katherine'in

hayatn alp gitmiti.


G n l e r sonra Peter, Bellamy'yi ofisine armt. Kapy kilitleyip
piramidi kasadan karm ve aralarndaki masann stne koymutu. "Se
ni dinlemem gerekirdi."
Bellamy, Peter'n bu konuda sululuk hissettiim biliyordu. "Bir ey
fark etmezdi."
Solomon esefle iini ekmiti. "Kapak tan getirdin m i ? "
Bellamy cebinden kp eklinde kk bir paket karmt. Rengi
solmu ambalaj kdna dm atlm ve Solomon'n yzndeki amb
lemi tayan balmumuyla mhrlenmiti. Paketi masann stne brakan

nefes aldn duyabiliyordu ama u ana dek tek kelime etmemiti.


ok geiriyor. Langdon ona aabeyinin kesilmi elinden bahsetmek
istemiyordu. Bahsetmelisin Robert.

Bilmeye hakk var.

Sonunda Langdon gzlerini amadan, "Katherine?" dedi. "yi misin?"


Yakn bir yerden ve kimden kt grlmeyen titrek bir ses yksel
di. " R o b e r t , tadn u piramit. Peter'n deil m i ? "
Langdon, " E v e t , " diye cevap verdi.
Ardndan uzun bir sessizlik oldu. "Bence... annem o piramit yzn
den ldrld."

Bellamy, bu akam Mason Piramidi'nin iki yarsnn olmamas gerektii

Langdon, Isabel Solomon'n on yl nce ldrldn biliyordu

kadar birbirine yaknlatnn farkndayd. "Buna muhafzlk edecek ba

ama ayrntlarndan haberi yoktu. Ayrca Peter, piramitle ilgili herhangi bir

ka birini bul. Kim olduunu bana syleme."

ey sylememiti. " N e d e n bahsediyorsun?"

Solomon ban sallamt.

O akam yaanan korkun olaylar, dvmeli adamn evlerine nasl

Bellamy, "Piramidi nerede saklayabilecein hakknda bir fikrim var,"

girdiini hatrlarken Katherine'in sesi duygu doluydu. " U z u n zaman n

demiti. Solomon'a Kongre Binas'nn alt bodrumundan bahsetmiti.

ceydi, ama piramidi istediini hi unutmadm. Hapisteyken, yeenim Zac-

"Washington'da o r a d a n daha gvenli bir yer yok."

hary'de... onu ldrmeden hemen nce piramidi rendiini sylemiti."

Solomon'n bu fikri h e m e n benimsediini hatrlyordu, nk pira

Langdon byk bir aknlkla Katherinc'i dinliyordu. Solomon ai

midi ulusun sembolik kalbinde saklamak kadar uygun baka bir ey ola

lesinin yaad trajediler inanlacak gibi deildi. Katherine, saldrgann

mazd. Bellamy, tipik Solomon, diye dnmt. Bir krizin ortasnda bi

o akam ldne inandn anlatarak devam etti... ama ayn adam bu

le idealist davranr.

gn yeniden ortaya km, Peter'n psikiyatr numaras yaparak Kathc-

imdi, on yl sonra, Bellamy gzleri balanm bir halde Kongre K-

rine'i evine ekmiti. Endieli bir sesle, "Aabeyim hakknda, annemin

lphanesi'nde yrtlrken, bu gece krizin sona ermekten ok uzak olduu

lm hakknda ve hatta iim hakknda zel eyler biliyordu," dedi.

nu biliyordu. Ayrca Solomon'n kapak tama muhafzlk e t m e k iin kimi

"Bunlar ancak aabeyimden renmi olabilirdi. Bu yzden ona gven

setiini de... Robert Langdon'n bu ii baarabilmesi iin Tanr'ya dua etti.

dim... Smithsonian Mzesi Destek Merkezi'ne de byle girdi." Kathcri-

Dan

Brown

264

Kayp

Sembol

ne derin bir nefes alp, Langdon'a adamn bu akam laboratuvarn hava


ya u u r d u u n d a n emin olduunu syledi.

Langdon kendini bir tr yeralt doum kanalndan km gibi hisse


diyordu. Yemden dodum. H e m e n Katherine'e dnd. "Sen iyi misin?"

Langdon olanlara inanamyordu. kisi de birka dakika boyunca ha

Katherine'in gzleri kzarmt ve alad belli oluyordu ama meta

reket eden bantn zerinde hi konumadlar. Langdon bu akamn dehet

netle ban sallad. Langdon'n antasn alp, tek kelime konumadan

verici

odann kar tarafna gtrd ve dank bir masann zerine brakt. Ma

dier

haberlerini

Katherine'le

paylamas

gerektiini

biliyordu.

Elinden geldiince sakin ve nazik bir biimde, aabeyinin ona yllar nce

sann halojen lambasn yakt, antann fermuarn ap, kenarlarn aa

kk bir paket emanet ettiini, bu akam oyuna gelerek Washington'a bu

syrd ve iine bakt.

paketi getirdiini ve sonunda Kongre Binas'nm Rotunda'snda aabeyi

herine parmaklarn yzeye kaznm mason ifresinin zerinde gezdirir

nin elinin bulunduunu anlatt.


Katherine'in tepkisi sar edici bir sessizlikti.

ken, Langdon onun derin bir duygu seline kapldn hissediyordu. Ya

Langdon, onun sersemlediini hissedebiliyor vc uzanp teselli etmek

vaa antaya uzanp, kp eklindeki paketi kard. In altna tutup

istiyordu ama, karanlk ve dar bir yerde u uca yatmak bunu imknszlatryordu. " P e t e r iyi," diye fsldad. "Yayor ve onu geri alacaz." Lang
don, ona umut vermeye alt. "Katherine, onu elinde tutan kii, piramidi
onun iin deifre edersem... bana aabeyini canl iade etmeye sz verdi."
Katherine hl bir ey sylemiyordu.
Langdon konumaya devam etti. Ona ta piramidi, masonik ifreyi,
mhrl kapak tan anlatt. Ve Bellamy'nin bunun gerekten de efsane
deki Mason Piramidi olduuna, yeryznn derinliklerine inen sarmal bir
merdivenin sakland yeri ortaya karan bir harita olduuna ve Washington'da uzun yllar nce yerin yzlerce metre altna gmlen gizemli bir ha
zine bulunduuna inandn syledi.
Katherine sonunda konutuunda sesi yavan ve duygusuzdu. " R o
bert, gzlerini a."
Gzlerimi mi aaym? Langdon bulunduklar yerin ne kadar dar ol
duunu grmek bile istemiyordu.
Katherine bu kez telala, " R o b e r t ! " dedi. "Gzlerini a! Geldik!"
lk girdii delie benzer bir delikten geerken Langdon gzlerini a
t. Katherine tayc banttan iniyordu bile. Tayc bant keden kvrlp,
ayn yoldan geri dnmeden hemen nce, Langdon bacaklarn kenardan
aa sarktarak karo zemine tam zamannda atlad. Katherine hemen onun
antasn ald. inde bulunduklar bu yer geldikleri dier binadakine ben
zer bir devridaim odasyd. Kk bir levhada A D A M S BNASI: DEVRDA
M O D A S I 3 yazyordu.
Dan

Granit piramit, halojen nda adeta przsz grnyordu. Kat

Brovvn

dikkatle inceledi.
Langdon, "Grdn gibi, balmumu mhr Peter'n mason yzyle damgalanm," dedi. "Paket, bu yzkle yz yl nce mhrlenmiti."
Katherine hibir ey sylemedi.
Langdon, ona, "Aabeyin bu paketi bana emanet ettiinde, karmaa
nn iinde dzen yaratacan sylemiti," dedi. " B u n u n ne anlama geldi
inden pek emin deilim ama, kapak tann ok nemli bir eyi ortaya
kardn sanyorum, nk Peter onun yanl ellere gememesi gerektii
konusunda ok srar etmiti. Bay Bellamy de bana ayn eyi, piramidi sak
lamam ve kimsenin paketi amasna izin vermememi syledi."
Katherine bunun zerine fkeli bir ifadeyle ona dnd. "Bellamy sa
na paketi amamam m syledi?"
"Evet. Bu konuda ok ciddiydi."
Katherine pheli grnyordu. " A m a piramidi deifre etmemizin
tek yolunun bu kapak ta olduunu syledin, yle deil m i ? "
" H e r h a l d e yle."
Katherine'in ses tonu gitgide ykseliyordu. "Ve sana o adam tarafn
dan, piramidi deifre e t m e n gerektii sylendi. Peter' ancak bu ekilde
geri alabiliriz, yle deil m i ? "
Langdon ban sallad.
"O halde Robert, neden paketi ap bunu hemen deifre etmiyoruz?!"
Langdon nasl cevap vereceini bilmiyordu. "Katherine, ben de ayn
tepkiyi verdim ama Bellamy, piramidin srrnn zlmemesinin her ey
den... aabeyinin hayatndan bile daha nemli olduunu syledi."

266

267

Kayp

Sembol

Katherine'in gzel yz hatlar sertleti ve bir tutam sa kulann arkasna sktrd. Konuurken sesi kararlyd. "Bu ta piramit her neyse, benim tm ailemin hayatna mal oldu. nce yeenim Zachary, sonra annem
ve imdi de aabeyim. Ve gerei kabul edelim Robert, bu akam beni
uyarmak iin aramasaydm..."
Langdon kendini Katherine'in mantyla Bellamy'nin srarc basks arasna skm hissediyordu.
Katherine, "Ben bir bilim insan olabilirim," dedi. "Ama aynzamanda ailemde tannm masonlar da var. nan bana Mason Piramidi ve onun insanl aydnlatacak olan byk hazineleri hakkndaki tm hikyeleri duydum. Drst olmak gerekirse, byle bir eyin var olabileceine inanmakta
glk ekiyorum. Ama eer varsa... belki de ortaya karma zaman gelmitir." Katherine paketin stndeki eski dmn altna parman soktu.
Langdon yerinde srad. "Katherine, hayr! Bekle!"
Katherine durdu ama parman dmn altndan ekmedi. "Robert,
aabeyimin bunun iin lmesine izin vermeyeceim. Kapak ta her ne
sylyorsa... o yazlar hangi kayp hazineyi ortaya karyorsa... tm bu
srlar bu gece sona erecek."
Byle syledikten sonra dme asld ve krlgan balmumu mhr
ald.

Dan

Brown

268

73. B L M
Washington'daki Bykelilikler Blgesi'nin1" hemen batsndaki
sakin mahallede, glleri on ikinci yzyldaki bitkilerden filizlendirildii
sylenen ortaa tarz, ta duvarl bir bahe bulunur. Bahedeki Glge Evi
diye bilinen Carderock kameriye, George Washingtonin kendi taocandan karlan talardan yaplm dolambal patikalarn ortasnda durur.
Bu akam bahenin sessizliini, ahap kapdan girerken baran gen
bir adam bozuyordu.
Ay nda nn grmeye gayret ederken, "Merhaba!" diye seslendi. "Burada msnz?"
Krlgan ve g duyulur bir ses cevap verdi. "Kameriyedeyim... biraz
hava alyordum."
Gen adam, yal amirini, ta bankta bir battaniyenin altnda otururken buldu. Kamburu km ufak tefek yal adamn cinleri andran yz
hatlar vard. Yllar bedenini bkm ve grme yeteneim almt ama ruhu hl dimdik ayaktayd.
Soluklanmaya alan gen adam ona, "Ben., az nce... arkadanz...
Warren Bellamy'den bir telefon aldm," dedi.
"Ya?" Yal adam ban dikletirdi. "Neyle ilgili?"
"Sylemedi ama sanki acelesi var gibiydi. Telesekreterinize mesaj braktn syledi, hemen dinlemeniz gerekiyormu."
"Sadece bunlar m syledi?"
"Pek deil." Gen adam duraksad. "Size bir soru sormam istedi."
ok garip bir soru. "Cevabnza hemen ihtiyac olduunu syledi."
Yal adam hemen yaklat. "Ne sorusu?"
Gen adam, Bay Bellamy'nin sorusunu dile getirirken, yal adamn
yznn ald ifade ay nda bile grlebiliyordu. Hemen battaniyesini frlatp ayaa kalkmaya alt.
"Ltfen ieri girmeme yardm et. Hemen."
(1) Embassy R o w

269

Kayp

Sembol

64.

BLM

Katherine Solomon, baka sr olmayacak, diye dnd.


Nesillerdir bozulmadan duran balmumu mhr, imdi nndeki masada parampara duruyordu. Aabeyinin kymetli paketinin rengi solmu
sar ambalaj kd at. Yannda duran Langdon son derece huzursuzdu.
Katherine kdn altndan, gri tatan yaplm kk bir kutu karmt. Cilal bir granit kpe benzeyen kutunun, hibir yerinde menteesi,
kilidi veya grnrde alr bir yeri yoktu. Bu, Katherine'e in bulmaca
kutularn hatrlatt.
Parmaklarn kenarlarnda gezdirirken, "Dz bir blok gibi grnyor," dedi. "Filmde i tarafnn ukur grndne emin misin? Kapak ta iinde mi?"
Katherine'in yanna gelip, gizemli kutuyu dikkatle inceleyen Langdon, "yleydi," dedi. Kathcrine'le birlikte, amann bir yolunu bulmak
iin kutuya farkl alardan baktlar.
Kutunun st kenarndaki gizli atla trnayla hisseden Katherine,
"Buldum," dedi. Kutuyu masann stne yerletirdi ve kapa zenle kaldrd. Kapak, kymetli bir mcevher kutusu gibi kolayca ald.
Kapak geriye dtnde hem Katherine hem de Langdon, nefeslerini
tuttular. Kutunun ii adeta k sayordu. Neredeyse doast bir ihtiamla
parlyordu. Katherine hayatnda hi bu kadar byk bir altn paras grmemiti. Kymetli metalin, masadaki lambann n yansttn fark etti.
"Gz alc," diye fsldad. Yz yl akn bir sredir karanlk bir kulunun iinde mhrl kalm olmasna ramen, kapak ta e solmu ne de
lekelenmiti. Altn, bozulma yasasna direnlidir; eskilerin, ontn sihirli olduunu dnmelerinin sebebi budur. Katherine eilerek, kk altn tepeciin stnden bakarken nabznn hzlandn hissetti. "Bir yaz var."
Langdon yaklanca, omuzlar birbirine dedi. Mavi gzleri merakla
parlyordu. Profesr, Katherine'e Antik Yunan'daki bireim -paralara ayDiin

Brown

270

rlm ifre- oluturma yntemini ve uzun yllar nce piramitten ayrlan bu


kapak tann, piramidin ifresini zmekte nasl bir anahtar rol oynayacan anlatmt. Bu yaz her ne diyorsa, karmaadan dzen yaratacakt.
Katherine kk kutuyu a tutup, kapak tama bakt.
Kk olmakla birlikte yaz mkemmel biimde grnyordu. Yzeyinin bir kenarna, gzel bir elyazsyla bir metin kaznmt. Katilerine
drt basit kelimeyi okudu.
Sonra bir daha okudu.
"Hayr!" dedi. "Syledii ey olamaz!"
Sokan karsnda bulunan Bakan Sato, Kongre Binas'mn dndaki yaya yolundan, 1. Sokak'taki randevu yerine telal admlarla ilerliyordu. Operasyon ekibinden gelen son haberler kabul edilemezdi. Langdon
yoktu. Piramit yoktu. Kapak ta yoktu. Bcllamy'yi gzaltna almlard
ama onlara doruyu sylemiyordu. En azndan imdilik.
Ben, onu konutururum.
Omzunun stnden arkaya, Washington'n en yeni manzarasna -ycni ziyareti merkezinin stndeki Kongre Binas Kubbesi- bakt. Iklandrlm kubbe, bu gece gerekten tehlikede olan eyin nemini vurguluyordu. Zaman.
Sato'nun cep telefonu ald ve arayann kendi Gvenlik Ofisi uzman olduunu grnce rahatlad.
Sato, "Nola," diye cevap verdi. "Ne buldun?"
Nola Kaye, ona kt haberi verdi. Kapak tann rntgen filmindeki
yaz okunamayacak kadar belirsizdi ve grnt gelitirici filtreler de ie
yaramamt.
Kahretsin. Sato dudan srd. "Peki, on alt harfli sistem ne oldu?"
Nola, "zerinde alyorum," dedi. "Ama u ana kadar uygulanabilir ikinci bir ifreleme dzeni bulamadm. Bilgisayarda sistemdeki harfleri kartrp, tanmlanabilir bir ey bulmaya alyorum ama yirmi trilyondan fazla olaslk var."
"almaya devam et. Bir ey bulursan bana haber ver." Sato ask bir
yzle telefonu kapatt. Sadece fotoraf ve rntgen filmini kullanarak piramidi deifre etme umutlarn hzla yitiriyordu. O piramitle kapak tama ihtiyacm var... ve vaktim daralyor.

271

Kn\ p Sembol

Sato, 1. Sokak'a vardnda, siyah bir Escalade SUV, yolu ikiye ayran ift sar eridi geip, tam nndeki randevu noktalarnda durdu. Bir
ajan tek bana aratan indi.
Sato, "Langdon'dan haber var m?" diye sordu.
Adam donuk bir sesle, "Gvenlik st seviyede," dedi. "Destek birimleri geldi. Ktphanenin tm klar kuatld. Hatta bir de hava desteimiz geliyor. Ona gz yaartc gaz skacaz, kaacak yeri kalmayacak."
"Peki Bellamy?"
"Arka koltukta bal."
Gzel. Omzu hl aryordu.
Ajan, Sato'ya, iinde cep telefonu, anahtarlar ve czdann bulunduu plastik torbay verdi. "Bellamy'nin zerindekiler."
"Baka bir ey var m?"
"Hayr efendim. Piramit ve paket hl Langdon'da olmal."
Sato, "Tamam," dedi. "Bellamy sylemedii pek ok ey biliyor. Onu
bizzat sorgulamak istiyorum."
"Peki efendim. O halde Langley'ye mi gidiyoruz?"
Sato derin bir nefes alp, SUV'un yannda birka adm att. ABD vatandalarn sorgulamann kat kurallar vard ve Bellamy'yi Langley'de
tanklar huzurunda videoya kaydetmeden, avukatlar, vesaire vesaire olmadan sorgulamas kesinlikle yasadyd. "Langley'ye deil," derken daha
yakn bir yer dnmeye alyordu. Ve daha sakin.
SUV'un yannda hazr olda emir bekleyen ajan, hibir ey sylemedi.
Sato sigara yakp derin nefes ekti ve Bellamy'nin eyalarnn bulunduu plastik torbaya bakt. Anahtar halkasna USBG yazan drt harfli bir elektronik anahtarlk taklyd. Elbette Sato bu anahtarln hangi hkmet binasna ait olduunu biliyordu. Bina ok yaknd ve bu saatte fazlasyla sakindi.
Glmseyip, anahtarl cebine att. Mkemmel.
Ajana Bellamy'yi gtrmek istedii yeri sylediinde adamn aracan sanmt, ama souk baklarndan bir ey anlalmayan ajan bam
salkyp, Sato'nun binmesi iin SUV'un kapsn at.
Sato profesyonellere baylyordu.
Adams Binas'nn bodrum katndaki Langdon, altn kapak tann yzeyine zarif bir biimde yazlm kelimelere pheyle bakyordu.
Dan

Brown

272

Bu kadar m?
Yanndaki Katherine kapak tan a tuttu ve ban iki yana sallad. "Daha fazlas olmal," derken kandrlm gibi konuuyordu. "Aabeyim yllardr bunu mu koruyordu?"
Langdon da ardn itiraf etmeliydi. Peter'la Bellamy'nin sylediklerine gre bu kapak ta, piramidi deifre etmelerine yardmc olacakt. Langdon bu iddialarn nda, daha aydnlatc bir ey bekliyordu. Bu ok ak ve ie yaramaz. Kapak tann stndeki drt kelimeyi
bir kez daha okudu.
Sr
Dzen'in iinde gizli
Sr Dzen 'in iinde mi gizli?
Uk bakta bu yaz anlalr bir ey sylyor gibiydi. Piramidin stndeki harfler "dzensizdi" ve iin srr uygun sralamay bulmakt. Ama bu
yaznn aikr olmann yan sra, allmadk bir taraf daha vard. Langdon, "Dzen kelimesi byk harfle balyor," dedi.
Katherine anlamszca ban sallad. "Grdm."
Sr Dzen'in iinde gizli. Langdon'n aklna tek bir mantkl aklama
geliyordu. "Dzen kelimesi burada Masonik Dzen'i ifade ediyor olmal."
Katherine,. "Katlyorum," dedi. "Ama yine de faydas dokunmuyor.
Bize hibir ey sylemiyor."
Langdon onunla ayn fikirdeydi. Zaten tm Mason Piramidi hikyesi Masonik Dzen'in iinde gizlenen bir snn etrafnda dnyordu.
"Robert, aabeyim sana bu kapak tann, bakalarnn sadece karmaa
grd yerde senin dzen grmene yardmc olacan sylememi miydi?"
Langdon bouna uratn dnerek ban sallad. Bu akam ikinci kez kendini yetersiz hissediyordu.

273

Kayp

Sembol

64.

BLM

Mal'akh, beklenmedik misafiiyle -Preferred Gvenlik irketi'nin


kadn gvenlik grevlisi- iini bitirdiinde, kutsal alma alannn darya alan penceresinin boyasn tazeledi.
Bodrumun yumuak mavi buusundan uzaklaarak gizli bir kapdan
oturma odasna geti. eri girdiinde durup, olaanst Gzellertablosuna bakt ve evinin o tandk kokularyla seslerinin keyfini kard.
Yaknda sonsuza kadar gitmi olacam. Mal'akh bu geceden sonra
bir daha geri dnemeyeceini biliyordu. Glmseyerek, bu geceden sonra,
bu yere artk ihtiyacm kalmayacak, diye dnd.
Robert Langdon'n piramidin gerek gcn veya kaderin ona bitii
roln nemini kefedip kefetmediini merak ediyordu. Kullanlp atlan
telefonundaki mesajlar bir kez daha kontrol ettikten sonra, Langdon beni
arayacak, diye dnd. Saat u anda 22.02'ydi. ki saatten az vakti kald.
Mal'akh merdivenlerden yukar, talyan mermeri kapl banyosuna
kt ve snmas iin buharl duunu ak brakt. Temizlenme riteline
balamann hevesiyle, kyafetlerini sistemli bir ekilde kard.
Alktan kazman midesini yattrmak iin iki bardak su iti. Sonra
boy aynasna yryp, plak vcudunu inceledi. ki gndr tuttuu oru,
kaslarn ortaya karmt. Kendine bakmaya doyamyordu. afak skerken, bundan ok daha fazlas olacam.

Diin

Brown

274

66.

BLM

Langdon, Katherine'e, "Buradan kmalyz," dedi. "Yerimizi bulmalar an meselesi." Bcllamy'nin kaabilmi olmasn mit ediyordu.
Yaznn hibir ey aklamyor olmasna hl inanamayan Katherine, altn kapak tama kilitlenmi gibi grnyordu. Kapak tan kutudan
karm ve tm kenarlarn incelemiti. imdiyse dikkatle kutuya geri
koyuyordu.
Langdon, sr Dzen 'in iinde gizli, diye dnd. okyardmc oldu.
Langdon imdi, Peter'n da kutunun iindekiler hakknda yanl bilgilendirilmi olabileceini dnyordu. Bu piramit ve kapak ta, Peter
domadan ok nce yaplmt. Peter ise Langdon ve Katherine kadar kendisi iin de gizemini koruyan bir srr saklayarak, bykbabalarnn oa
sylediini yapmt.
Langdon, ne bekliyordum ki, diye dnd. Mason Piramidi efsanesi hakknda rendii bilgiler arttka her ey aklna daha ok yatmaya
balyordu. Byk bir tala kapanm gizli bir sarmal merdiven mi anyonun? inden bir ses Langdon'a boa krek ektiini sylyordu. Yine de
bu piramidi deifre etmek, Peter' kurtarmak iin yapabilecei en iyi ey
gibi grnyordu.
"Robert, 1514 yl senin iin bir ey ifade ediyor mu?"
1514? Bu som hibir ey artrmamt. Langdon omuzlarn silkti. "Hayr. Neden?"
Katherine, ona ta kutuyu uzatt. "Bak. Kutuya tarih atlm. In altoda bak."
Langdon bir sandalye ekip, kp eklindeki kutuyu n altoda inceledi. Katherine elini omzuna koyup, kutunun d tarafnda alt keye kaznm minik yazy gstermek iin eildi.
Kutuyu iaret ederken, "1514, A.D.,"dedi.

275

Kayp

Sembol

Yazda 1514 says aka grlyordu, fakat takip edendi ve D harfleri allmadk bir karakterle yazlmlard.

Katherine mit dolu bir sesle, "Belki de aradmz balant bu tarihtir?" dedi. "Bu eski kp, masonik ke talarn fazlasyla andryor. Bu
yzden belki d a gereklik ke tan iaret ediyordur. Belki de 1514'te ina edilmi bir bina vardr?"
Langdon, Katherine'in sylediklerinin bir ksmn duymutu.
1514, A. D., tarih deil.
sembol ortaa sanatyla ilgilenen pek ok akademisyenin de
tanyabilecei gibi, ok iyi bilinen bir sanat imzas, daha dorusu imza
yerine kullanlan bir sembold. Eski filozoflar, ressamlar ve yazarlar, eserlerine isimlerini yazmak yerine kendilerine zel, benzersiz bir sembol ya
da isimlerinin baharfleriyle imzalarlard. Bu uygulama, eserlerine gizemli bir hava katmakla birlikte, yazlar veya eserleri kiliseye aykn grlrse onlar ikenceden de korurdu.
Bu sanat imzasndaki A.D. harfleri Anno Domini'11 anlamna gelmiyordu... Alman dilinde bambaka bir ey sylyordu.
Langdon bir anda tm paralarn yerine oturmaya baladn fark etti. Birka saniye sonra ifreyi nasl zeceinden emindi. Toplanrken,
"Katherine, baardn," dedi. "htiyacmz olan tek ey buydu. Haydi gidelim. Sana yolda aklarm."
Katherine aknlk iindeydi. "1514 A.D. tarihi sana gerekten de
bir ey ifade ediyor mu?"
Langdon, ona gz krpp kapya yneldi. "A.D. tarih deil, Katherine. Bir kii. "

(1) Milattan Sonra

Dan

Brown

276

73. B L M

Bykelilikler Blgesi'nin batsnda bulunan Glge Evi kameriyesinin iinde bulunduu bahe sessizlik iindeydi. Giri yolunun dier
ucundaki gen adam, kamburu km amirini imlerde yrtyordu.
Ona yol gstermeme izin mi veriyor?
Normalde bu kr adam, mabedinin topraklarnda yolunu tek bana
bulmay tercih ederek, yardm almay reddederdi. Ama bu akam, ieri girip, Warren Bellamy'nin arsna cevap vermek iin sabrszlanyormu
gibi grnyordu.
zel alma odasnn bulunduu binadan ieri girerlerken yal
adam, "Teekkr ederim," dedi. "Buradan sonra yolumu bulabilirim."
"Efendim, kalp yardmc olmay isterim..."
"Bu akamlk bu kadar yeter," dedikten sonra yardmcsnn kolundan kt ve telala karanla yneldi. "yi akamlar."
Gen adam binadan kp, imlerin zerinden ayn topraklardaki mtevaz meskenine geri dnd. Evinden ieri girdiinde iini kemiren merak
duygusuna engel olamyordu. Yal adam, Bay Bellamy'nin sorusunu duyunca belirgin biimde keyfi kamt... ama soru garip, hatta anlamszd.
Dul kadnn oluna yardm edecek yok mu?
Hayal gcn ne kadar zorlasa da bunun ne anlama gelebileceini kestiremiyordu. aknlk iinde bilgisayarnn bana gidip, ayn cmleyi yazd.
Ayn soruyu ieren sayfalar st ste belirmeye baladnda hayrete
dt. Merakla yazlardan okudu. Grne baklrsa bu garip soruyu tarihte ilk soran Warren Bellamy deildi. Ayn kelimeler yzyllar nce... ldrlen bir arkadann ardndan yas tutan Kral Sleyman tarafndan da
seslendirilmiti. ddialara gre ayn soru bugn masonlar tarafndan da bir
tr ifreli yardm ars olarak hl kullanlyordu. Anlalan Wanen Bellamy, bir mason dostuna imdat ars gndermiti.
i

277

Kayp

Sembol

68.

BLM

Albrecht Durer mi?


Katherine, Adams Binas'nn bodrumunda Langdon ile birlikte kotururken, paralan birletirmeye alyordu. A.D. demek Albrecht Dilrer mi
demek? On altnc yzyln nl Alman oymabask ve resim sanats, aabeyinin en sevdii ressamlardan biriydi. Katherine onun eserlerinden bazlarn biliyordu. Buna ramen, Der'in kendilerine nasl yardmc olabileceini tahmin edemiyordu. Her eyden nemlisi, drt yz yl nce ld.
. Ikl IKI tabelalarn takip ederlerken Langdon, "Diirer, simgesel
adan mkemmel," diyordu. "Rnesans zihniyetinin en byk isimlerinden biri; sanat, filozof, simyac ve ylmaz bir Antik Gizemler rencisi.
Bugne kadar Drer'in eserlerindeki gizli mesajlar kimse tam manasyla
anlayamad."
Katherine, "Bunlar doru olabilir," dedi. "Ama '1514 Albrecht
Drer' ifadesi piramidin nasl deifre edileceini ne ekilde aklyor?"
Kilitli bir kapya geldiklerinde Langdon amak iin Bellamy'nin
anahtar kartn kulland.
Merdivenlerden yukar hzla karlarken Langdon, "1514 says,
Drer'in ok zel bir eserini iaret ediyor," dedi. Byiik bir koridora gelmilerdi. Langdon etrafa gz attktan sonra sol taraf gsterdi. "Albrect
Drer 1514 saysn, 1514 ylnda tamamlad en gizemli eserlerinden
birinde -Melankoli 7-(1) saklamt. Bu, Kuzey Avrupa Rnesans'nn yeni ufuklar aan eserlerinden biri olarak kabul edilir."
Peter bir zamanlar Katheine'e antik gizemcilikle ilgili bir kitapta
Melankoli II gstermiti ama gizlenmi 1514 saysn hatrlamyordu.
Langdon heyecanl bir sesle, "Bildiin gibi MckTrkolf, insanolunun Antik Gizemleri anlamakta ektii sknty tasvir eder," dedi. "Melan(1) Melencolia I

Dan

Brown

278

koli /'deki sembolizm o denli karmaktr ki, Leonardo da Vinci'yi anlamak, onun yannda ocuk oyunca gibi kalr."
Katherine birden durup Langdon'a bakt. "Robert, Melankoli /burada, Washington'da. Ulusal Sanat Galeisi'nde sergileniyor."
Glmseyerek, "Evet," dedi. "Ve iimden bir ses bunun tesadf olmadn sylyor. Galeri bu saatte kapaldr ama mze mdrn tanyorum..."
"Unut bunu Robert, mzeye gidince neler olduunu biliyorum." Katherine, zerinde bilgisayar duran bir masann yanna yrd.
Pek mutlu grnmeyen Langdon, onu takip etti.
"Bunu kolay yoldan yapalm." Grne baklrsa, sanat uzman Profesr Langdon, orijinal bir sanat eseri bu kadar yaknndayken interneti
kullanmak konusunda etik adan ikilem yayordu. Katherine masann yanna gidip bilgisayar at. Makine, sonunda aldnda, Katherine bir sorun olduunu fark etti. "Tarayc simgesi yok."
"Ktphanenin dahili bilgisayar ana bal." Langdon masastnde
duran bir simgeyi iaret etti. "Bunu dene."
Katherine, DJTAL KOLEKSYON yazl bir simgeyi tklad. Bilgisayarda yeni bir pencere ald ve Langdon tekrar iaret etti. Katherine onun
setii simgeyi tklad: AYRINTILI BLG KOLEKSYONU.
'"Albrecht Drer' yaz."
Katherine ismi yazdktan sonra, arama dmesine tklad. Birka saniye iinde ekranda kk resimler belirmeye balamt. Resimlerin hepsi
ayn tarzda yaplmt; karmak siyah beyaz oymabasklar grnyordu.
Diirer'in birbirine benzeyen dzinelerce oymabask yapt anlalyordu.
Katherine alfabetik sraya dizilmi eserlerin listesine bakt:
Adem ile Hawa0)
isa'nn ilesii2)
Maherin Drt Atls^
rum*
Son Akam Yenei{:,)
(1) A d a m and Eve
(2) Betrayal of Christ
(3) Four Horsemen of the Apocalypse
(4) Great Passion
(5) Last Supper

279

Kayp

Sembol

incil'den balklar gren Katherine, Drer'in erken dnem Hristiyanlk, simya, astroloji ve bilimin bir karm olan Mistik Hristiyanlk ismindeki bir retiye inandn hatrlad.
Bilim...
Laboratuvarmm alevler iindeki grnts Katherine'in zihninde
canlanmt. Uzun vadede douraca sonular pek dnemiyordu, u
anda aklnda sadece asistan Trish vard. Umarm kurtulmay baarmtr.
Langdon, Drer'in Son Akam Yemei hakknda bir eyler sylyordu
ama Katherine onu pek duymuyordu. Melankoli I iin bir balant grmt.
Fareyi tklatnca, sayfa resim hakkndaki genel bilgilerle yenilendi.
Melankoli 1, 1514
Albrect Diirer
(bakr oymabask)
Rosenwald Koleksiyonu
Ulusal Sanat Galerisi
Washington, D.C.
Sayfay aa indirdiinde, Drer'in eserinin yksek znrlkl
dijital bir resmi tm ihtiamyla karsna kt.
Ne kadar garip olduunu unutan Katherine, resmi aknlk iinde
inceledi.
Langdon, onu anladn ifade eder ekilde gld. "Esrarengiz olduunu sylemitim."
Melankoli'de, dev kanatlara sahip biri, akla hayale gelebilecek en
aylar ve biimsiz nesnelerle -terazi, kemikleri saylan bir kpek, marangoz gereleri, kum saati, eitli geometrik cisimler, asl duran bir an, bir
putto,(v> bak ve merdiven, evrili ta bir binann nnde, derin dncelere dalm oturuyordu.
Katherine aabeyinin, bu kanatl figrn "nsan dehasn" temsil ettiini sylediini belli belirsiz hatrlyordu. Hl aydnlanmaya ulaamayan byk dnr, kederli bir ifadeyle enesini eline dayamt. Bu byk
deha, insan zeksnn sembolleriyle -fen, matematik, felsefe, doa, ge(1) Avrupa Rnesans sanatnda kullanlan, genellikle plak ve kanatl kk ocuk figr.

Dan

Brown

280

ometri, hatta marangozluk nesneleri- evrelenmiti ama hl gerek aydnlanmaya gtren merdivenden yukar trmanamyordu. Dhi biri bile Antik Gizemleri anlamakta glk ekiyor.
Langdon, "Simgesel adan bu resim, insanolunun insani zeky
tamisai gce dntrmekteki baarsz giriimini temsil eder," dedi.
"Simyasal adan ise, kurunu altna dntremediimizi gsterir."
Katherine, "Pek de cesaret verici bir mesaj deil," dedi. "Peki bu bize nasl yardmc olacak?" Langdon'n bahsettii gizli 1514 saysn gremiyordu.
Langdon arpk bir tebessmle, "Karmaann iindeki dzen," dedi.
"Tpk aabeyinin syledii gibi." Elini cebine sokup, daha nce masonik
ifreden alp yazd harfleri kard. "u anda bu harflerin bir anlam
yok." Kd masann stne yayd.

S A

Katherine tabloya bakt. Kesinlikle anlamsz.


"Ama Drer bunu deitirecek."
"Peki bunu nasl yapacak?"
"Dilbilim simyas." Langdon bilgisayar ekrann iaret etti. "Dikkatli bak. Bu sanat eserinde gizli bir ey, on alt harfli tablodan bir anlam kartacak." Bekledi. "Grebildin mi? 1514 saysn ara."
Katherine rencilik oynayacak havada deildi. "Robert, hibir ey
grmyorum; bir kre, bir merdiven, bir bak, okyzl bir cisim, bir terazi? Pes ettim."
"Bak! Arka planda. Melein arkasndaki binann stne kaznm.
ann altnda. Drer saylarla dolu bir kare yapm."
Katherine imdi 1514' de ieren saylarn bulunduu kareyi grmt.
"Katherine, piramidi deifre edecek anahtar bu kare!"
Katilerine, ona akn gzlerle bakt.
Glmseyen Langdon, "Bu herhangi bir kare deil," dedi. "Bayan
Solomon, bu sihirli bir kare."

281

KI ip Sembol

64.

BLM

Beni hangi cehenneme gtryorlar?


SUV'un arkasnda koltukta oturan Bcllamy'ni gzleri hl balyd. Kongre Ktphanesi'ne yakn bir yerde ksa sreli bir mola verdikten
sonra, ara yoluna devam etmiti. imdi yaklak bir blok ilerledikten sonra yeniden duruyorlard.
Bellamy bouk konuma seslerini duyuyordu.
Otoriter bir ses, "zgnm... imknsz..." diyordu, "...bu saatte kapal..."
SUV'u sren adam ayn otoriter tonda cevap veriyordu. "CIA soruturmas... ulusal gvenlik..." Karlkl konumalar ve gsterilen kimliklerin ikna edici olduu anlalyordu, nk ses tonu hemen deimiti.
"Evet, elbette... servis girii..." Garaj kaps gibi bir eyin gcrdad
duyuldu. Kap alrken ses, "Size elik edeyim mi? eri girdikten sonra,
geemeyeceiniz bir yer..." diye ekledi.
"Hayr. Biz girebiliriz."
Grevli ardysa bile, artk ok geti. SUV yeniden hareket etmeye
balamt. Yaklak elli metre ilerledikten sonra durdu. Ar kap bir kez
daha arkalarndan grltyle kapand.
Sessizlik.
Bellamy titrediini hissetti.
SUV'un arka kaps grltyle ald. Birisi onu kollarndan ekip
ayaa kaldrrken, Bellamy omuzlarnda iddetli bir ar hissetti. Bir g
onu hi konumadan, geni bir kaldrmda yrtt. Burada adn koyamad keskin bir koku vard. Yanlarnda yryen birisinin ayak seslerini duyuyordu ama o her kimse, henz konumamt.
Bir kapnn nnde durduklarnda Bellamy elektronik bir bip sesi
duydu. Kap tk diye ald. Bir sr koridordan geirilirken, Bellamy scakln ve nemin gitgide arttn hissetti. Kapal havuz olabilir mi? Hayr.
Duyduu klor kokusu deildi... daha ok topraks ve ilkel bir kokuydu.
Hangi cehennemdeyiz?! Bellamy, Kongre Binas'nn en fazla bir ya
da iki blok tesinde olduunun farkndayd. Bir kez daha durdular ve yine
Diin

Brown

282

bir gvenlik kapsnn elektronik sesi duyuldu. Bu kap tslayp, kayarak


ald. Onu ieri iterlerken, burnuna gelen kokudan emindi.
Bellamy imdi nerede olduklarn anlamt. Tanrm/ Servis kapsndan girmese de buraya sk sk gelirdi. Bu muhteem cam bina, Kongre Binas'ndan yalnzca elli metre tedeydi ve teknik adan Kongre Sitesi'nin
bir parasyd. Buray ben ynetiyorum! Bellamy imdi ieriye kendi
anahtarlyla girdiklerini anlyordu.
Gl kollar onu kapdan geirip, aina olduu dolambal bir yoldan
yrtt. Bu yerin ar, rutubetli scakl genellikle onu rahatlatrd. Ama
bu akam terletiyordu.
Burada ne iimiz var?!
Birden Bellamy'yi durdurup, bir banka oturttular. Kasl adam kelepelerini atktan sonra hi vakit kaybetmeden, onu arkasndan banka balad.
Kalbi hzla arpan Bellamy, "Benden ne istiyorsunuz?" diye sordu.
Tek duyduu cevap, uzaklaan botlarn ve kayarak kapanan cam kapnn sesiydi.
Sonra sessizlik oldu.
lm sessizlii.
Beni burada m brakacaklar? Ellerini iplerden kurtarmaya alan
Bellamy daha fazla terlemeye balamt. Gzbam bile karamyorum!
"Yardm edin!" diye bard. "Kimse yok mu?"
Panikle seslense de, kimsenin duyamayacan biliyordu. Orman diye
bilinen bu dev cam oda, kaplar kapandnda kesinlikle hava geirmiyordu.
Beni omanda braktlar, diye dnd. Sabaha kadar beni kimse
bulamayacak.
Sonra sesi duydu.
Glkle duyulmasna karn, daha ncekilere hi benzemeyen bu
ses, Bellamy'yi dehete drd. Bir ey nefes alyor. ok yaknmda.
Bankta yalnz deildi.
Kibrit o kadar yaknnda ate ald ki, scakln yznde hissetti.
Bellamy geri ekilirken igdsel olarak kelepelerine asld.
Sonra aniden bir el yzne yaklap, gzban zmeye balad.
Karsndaki alev, Bellamy'nin yznn birka santim tesinde, dudandan sarktt sigaray yakan Inoue Sato'nun siyah gzlerinde yansyordu.
Cam tavandan ieri szlen ay nda Sato, ona fkeyle bakt. Onun
korktuunu grmek houna gitmiti.
Kibriti sallayarak sndren Sato, "Evet, Bay Bellamy," dedi. "Nereden balasak?"

283

Kayp

Sembol

64.BLM
Sihirli bir kare. Drer'in oymabasksnda saylarn bulunduu kareye bakan Katherine ban sallad. ou kii Langdon'n akln kardn
dnrd ama Katherine onun hakl olduunu hemen anlamt.
Sihirli kare ismi gizemli bir eyle deil, matematiksel bir eyle ilgiliydi. Karenin iindeki ardk saylar her satrda, her stunda ve arprazlamasna toplandnda ayn sonucu verecek ekilde dizilmiti. Yaklak
drt bin yl nce Msr ve Hindistan'daki matematikilerin oluturduu
sihirli karelerin hl birtakm sihirli glere sahip olduuna inanlrd.
Katherine u gnlerde bile, inanl baz Hintlilerin puja(1) sunaklarnda
Kubera Kolam denilen e-liik sihirli kareler izdiklerini okumutu.
amzn insan sihirli kareleri "elendirici matematik" kategorisine
soksa da bazlar hl yeni "sihirli" oluumlar kefetmekten zevk alyordu. Dhiler iin sudoku.
Satr "Ve stunlardaki saylar toplayan Katherine, Drer'in karesini
abucak inceledi.
16

13

10

11

12

15

14

"Otuz drt," dedi. "Tm ynlerden toplandnda otuz drt ediyor."


Langdon, "Kesinlikle," dedi. "Ama Drer imknsz gibi grnen bireyi baard iin bu sihirli karenin nl olduunu biliyor muydun?" Drer'in saylan; satrlar, stunlar ve diyagonallerin dnda, her eyrein
(1) H e m bir tapnma yntemi, hem de dini objelerin stne yerletirildii sunaktr.

Diin

Brown

284

iindeki drt karenin, merkezdeki drt karenin ve drt kedeki saylarn


toplamnn da ayn sonucu verecek ekilde yerletirdiini anlatt. "Aslnda
en artc olan, Drer'in 15 ve 14 saylarm, bu inanlmaz baary gerekletirdii yl gsterecck ekilde, en alt satrda yan yana getirmesi!"
Saylara gz gezdiren Katilerine, kombinasyonlar hayranlkla inceliyordu.
imdi Langdon'n sesi daha heyecanlyd. "Melankoli /, Avrupa sanatnda sihirli karelerin tarihte ilk grld eserdir. Baz tarihiler, Drer'in
ifreli bir ekilde Antik Gizemlerin Msr'daki Gizem Okullarndan kp
Avrupa'ya geldiini ve artk Avrupa'daki gizli cemaatlerde saklandn
gsterdiine inanrlar." Langdon durdu. "Bu da bizi... uraya getiriyor."
Ta piramiteki harflerin yazl olduu kd gsterdi.
S

S A

Langdon, "Sanrm artk bu tablo tamdk geliyordur?" diye sordu.


"Drde drtlk bir kare."
Langdon kalemi eline alp, Drer'in sihirli say karesini dikkatle, kttaki harflerin yanna aktard. Katherine artk ne kadar kolay olacan
gryordu. Ama Langdon kalem elinde ylece kalmt... onca heyecandan
sonra imdi tereddtl grnyordu.
"Robert?"
Dehet dolu bir ifadeyle Katherine'e dnd. "Bunu yapmak istediimizden emin misin? Peter..."
"Robert, yazy sen deifre etmek istemiyorsan, ben yaparm." Kalemi almak iin elini uzatt.
Langdon, onu karalndan hibir eyin dndremeyeceini anlyordu,
bu yzden raz olup, dikkatini yeniden piramide verdi. Sihirli kareyi dikkatle piramitteki harf tablosuyla st ste getirdi ve her harfe bir say verdi.
Ardndan, Drer'in sihirli karesindeki sraya uygun olarak, masonik ifredeki harfleri yeniden dizdi.
Langdon bitirdiinde, kan sonucu birlikte incelediler.

285

Kayp

Sembol

Katherine'in kafas karmt. "Hl anlamsz."


Langdon bir sre sessiz kald. "Dorusunu istersen Katherine, anlamsz deil." Kefettii eyin heyecanyla gzleri bir kez daha parlad. "Bu...
Latince."
Uzun ve karanlk bir koridorda, yal bir adam alma odasna doru olanca hzyla ayaklarn sryordu. Sonunda odasna varp da kendim
masasndaki sandalyeye braktnda, yal kemikleri huzur buldu. Telesekreteri bipliyordu. Dmeye basp dinledi.
Arkadann ve mason kardeinin fslts, "Ben Warren Bellamy," diyordu. "Korkarm kt haberlerim var..."
Katherine Solomon harflerin oluturduu tabloya yeniden bakp,
metni inceledi. imdi karsnda Latince bir kelime belirmiti. Jeova.
J

A S A N
C

Katherine, Latince dersi almamt ama bu kelimeyi okuduu eski branice metinlerden tanyordu. Jeova. Yehova. Gzlerini tabloda aa doru kaydrrken, metnin tmn okuyabildiine ard.
Jeova Sanctus Unus.
Anlamn hemen hatrlad. Bu deyie, braniceden yaplan yeni evirilerde hemen her yerde rastlanrd. Tevrat'ta branilerin Tanrs'nn pek
ok ismi vard -Yehova, Yahve, Rab, Elohim- ama Latince evirilerde akl
kartrc isimlerin tm tek bir deyie indirgenmiti: Jeova Sanctus Unus.
Katherine kendi kendine, "Tek bir Tanr m?" diye fsldad. Bu deyi
aabeyini kurtarmalarna yarayacak bir eye benzemiyordu. "Piramidin gizli
mesaj bu mu? Tek bir Tanr m? Ben bunun bir harita olduunu sanyordum."
Ayn derecede arm grnen Langdon'n gzlerindeki heyecan
kayboluyordu. "ifreyi doru zdk ama..."
Dan

Brown

286

'Aabeyimi tutan kii bir yer renmek istiyor." San kulann arkasna att. "Bu onu pek mutlu etmeyecek."
Nefes alp veren Langdon, "Katherine," dedi. "Ben de bundan korkuyordum. Btn akam boyunca, gerek olduunu dnerek efsaneler ve
simgesel anlatmlarn peinden kotuk. Belki de bu yaz, mecazi bir yeri
gsteriyordur, insann gerek potansiyeline ulamasnn ancak tek bir Tanr'yla mmkn olabileceini sylyordur."
"Ama bu hi mantkl deil!" diye cevap veren Katherine, hayal krklyla dilerini skt. "Ailem nesiller boyu bu piramidi korudu! Tek bir Tanr
m? Sr bu mu? Ve CIA de bunun ulusal gvenlik meselesi olduunu sylyor, yle mi? Ya onlar yalan sylyor ya da biz bir eyi gzden karyoruz."
Ayn eyleri dnen Langdon omuzlarn silkti.
Bu urada telefonu almaya balad.
Eski kitaplarla dolu dank bir odadaki yal adam, masasnn stne kamburunu kararak eildi ve telefon ahizesini romatizmal eline ald.
Hat alp durdu.
Sonunda tereddtl bir ses cevap verdi. "Alo?" Ses tok ama pheliydi.
Yal adam, "Snacak bir yere ihtiyacnz olduu sylendi," dedi.
Hattaki adam arm gibiydi. "Kimsiniz? Warren Bellamy mi..."
Yal adam, "sim kullanmayn ltfen," dedi. "Size emanet edilen haritay koruyabildiniz mi?"
aknlk dolu bir duraksama oldu. "Evet... ama sanrm bunun bir
nemi yok. Fazla bir ey sylemiyor. Bu bir haritaysa bile, daha ok mecazi bir anlam..."
"Hayr, sizi temin ederim o gerek bir harita. Ve olduka gerek bir
yeri iaret ediyor. Onu saklamaksnz. Ne kadar nemli olduunu size anlatamam. Takip ediliyorsunuz ama bulunduum yere kadar grnmeden
gelebilirseniz burada snak... ve cevaplar bulacaksnz."
phede olduu anlalan adam duraksad.
Kelimeleri dikkatle seen yal adam, "Dostum," dedi. "Roma'da, Tiber'in kuzeyinde, Sina Da'ndan on ta, gkyznden bir ta, Luka'nn
karanlk babasnn suretinden bir ta barndran bir smak var. Yerimi biliyor musun?"
Uzun sessizliin ardndan hattaki adam cevap verdi. "Evet, biliyorum."
Yal adam glmsedi. Ben de bileceinizi tahmin ediyordum profesr. "Hemen gelin. Takip edilmediinizden emin olun."

287

Kayp

Sembol

64.BLM
Mal'akh buhar banyosunun dalgalanan scaklnda rlplak duruyordu. Son kalan etanol kokusunu da ykayp temizlenmiti. imdi kendini yine temiz hissediyordu. Okaliptsl buhar derisine ilerken, gzeneklerinin syla aldn hissetti. Ardndan, rimeline balad.
nce, dvmeli vcudunu ve kafa derisini ty dkc kremle ovarak,
tm tylerinden kurtuldu. Helios Oullarnn yedi adasnn tanrlar tyszd. Sonra yumuam ve emici kvama gelmi derisine Abramelin ya(l) srd. Abramelin, Magularn kutsal yayd. Ardndan, du ayarn tamamen
sola evirdi ve su buz gibi soudu. Gzeneklerini sktrp, s ve enerjiyi
iine hapsetmek iin tam bir dakika boyunca souk suyun altnda durdu.
Dutan karken titriyordu ama saniyeler sonra, iindeki scaklk derisinin katmanlarna yaylp, onu stt. Mal'akh'n ii frn gibi olmutu.
Aynann karsnda rlplak durup, kendine hayranlkla bakt... Kendini
lml biri olarak belki de son gryd.
Ayaklar ahin penesiydi. Bacaklar -Boaz ve Jakin- eski bilgelik stunlaryd. Kalalar ve karn, mistik gcn kemerli geidiydi. Bu kemerli
geidin altndaki byk cinsellik organ, kaderinin dvme yaplm sembollerini tayordu. Eski hayatnda bu ar et paras bedeni zevklerinin
kaynayd. Ama artk deil.
Arndm.
Mal'akh, Katharoi'nin'2' gizemli hadm keileri gibi testislerini kesmiti. Fiziksel potansiyelim daha deerli bir ey iin feda etmiti. Tanrlarn cinsiyeti yoktur. Cinsiyet belirleyen insani kusuruyla birlikte dnyevi
cinsel

kurtulduktan

sonra,

Ouranos, Attis,

Spous

ve

Arthur

(1) Kokulu bitkilerden oluan ve sihirli olduuna inanlan bir ya. T r e n l e r d e srlr. Adn Y a h u d i brahim tarafndan yazlan Abramelin Kitab'ndan almtr.
(2) Arnm insanlar, arnmak anlamna gelir.

Diin

Brown

288

efsanesindeki hadm byclcr gibi olmutu. Her ruhani deiimden nce


fiziksel bir deiim olur. Osiris'ten Tammuz'a, sa'dan iva'ya ve hatta
Buda'ya kadar... btn byk tanrlarn verdii ders buydu.
Giysi olan bedenimden kurtulmalym.
Mal'akh gzlerini, gsndeki iki bal Zmrdanka kuundan, yzn ssleyen eski mhr simgelerinden yukar, bann tepesine dikti. Ban aynaya doru ediinde, orada bekleyen plak daireyi belli belirsiz
grebiliyordu. Vcudun bu ksm kutsald. Bngldak diye bilinen insan
kafatasndaki bu yer, doumda ak kalrd. Beyne alan pencere. Bu psikolojik kap birka ay iinde kapansa da i ve d dnyalar arasndaki kayp ban simgesi olarak kalrd.
Mal'akh, ta andran bir ouroboros -kendi kuyruunu yutan mistik
bir ylan- emberinin iindeki bu el dememi deriyi inceledi. plak deri, bir vaatte bulunurcasma sanki ona bakyordu.
Robert Langdon yalanda Mal'akh'n istedii byk hazineyi bulacakt. Bunu ele geirdikten sonra, bann tepesindeki boluu dolduracak
ve son dnm iin nihayet hazr olacakt.
Mal'akh yatak odasnn kar tarafna yryp, en alt ekmeceden
uzun, beyaz bir ipek kuma ald. Daha nce defalarca yapt gibi, kasklaryd kalasnn etrafna sard. Sonra aa indi.
Bilgisayarna bir e-posta gelmiti.
Mesaj irtibatta olduu kiiden geliyordu:
STEDN EYE AZ KALD
SEN BR SAATE KADAR ARAYACAIM. SABRET.
Mal'akh glmsedi. Son hazrlklar yapmann zaman gelmiti.

289

Kayp

Sembol

64.BLM
Okuma odasnn balkonundan inen CIA operasyon ajan kendini kandrlm hissediyordu. Bellamy bize yalan syledi. Ajan, yukardaki Musa
heykelinin yaknnda veya merdivenlerin baka herhangi bir yerinde s
iaretine rastlamamt.
Peki Langdon hangi cehenneme gitti?
Ajan, s iaretlerini saptadklar tek yere, ktphanenin danma masasna geri dnd. Sekizgen konsolun altna girerek, bir kez daha merdivenlerden
inmeye balad. Hareket halindeki tayc bant gcrtlar karyordu. eri girdiinde termal gzlklerini takt ve oday tarad. Hibir ey yoktu. Patlamayla yerle bir olan scak kapdan raflara doru bakt. Bunun dnda hibir...
Vay canna!
Gr alannda hi beklenmedik bir aydnlanma olunca ajan geriye
doru srad. Duvardan kan tayc bantn stnde, belli belirsiz iki insan figr hayalet gibi parlyordu. Is iareti.
Sersemleyen ajan, iki grntnn odada yarm daire izip, duvardaki dar
delikten dar kmasn izledi. Tayc bantla m dar ktlar? Bu delilik.
Robert Langdon' duvardaki delikten ellerinden kardklarn anlayan
ajan, imdi bir sorunun daha farkna varyordu. Langdon yalnz deil miydi?
Tam telsizi elini alp takm liderine haber vermek zereyken, lideri
ondan nce davrand.
"Tm birimler! Ktphanenin nndeki meydanda terk edilmi bir
Volvo bulduk. Katilerine Solomon'n stne kaytl. Grg tan ktphaneye gireli ok olmadn sylyor. Robert Langdon'la birlikte olduundan
pheleniyoruz. Bakan Sato her ikisini birden hemen bulmamz emretti."
Datm odasndaki ajan, "kisine ait s iaretlerine rastladm!" diye
bararak, durumu aklad.
Takm lideri, "Lanet olsun!" dedi. "Tayc bant nereye gidiyor?"
Operasyon ajan, duvar panosundaki personel referans emasna bakyordu. "Adams Binas'na," diye cevap verdi. "Bir blok tede."
"Tm birimler. Adams Binas'na ynelin! HEMEN!"
Diin

Brown

290

73.

BLM

Snak. Cevaplar.
Katherine'le birlikte Adams Binas'n yan kapsndan souk k gecesine karlarken bu kelimeler Langdon'n zihninde yanklanyordu. Onu
arayan gizemli kii, bulunduu yeri ifreli yoldan sylemi olsa da Langdon anlamt. Katheine'in gidecekleri yere gsterdii tepki umut doluydu: Tek bir Tanr baka nerede bulunur?
imdi asl soru, oraya nasl gidecekleriydi.
Kendi etrafnda dnen Langdon, akln toplamaya alt. Karanlk olsa
da neyse ki bulutlar dalmt. Kk bir avluda duruyorlard. Kongre Binas Kubbesi alacak kadar uzak bir mesafedeydi. Langdon saatler nce
Kongre Binas'na ayak bastndan bu yana ilk defa dar ktn fark etti.
B kadar seminer vermek yeter.
"Robert, bak." Katherine, Jefferson Binas'n iaret etti.
Langdon'n ilk tepkisi, yerin altndaki tayc bantta bu kadar uzun
bir yol kat ettiklerine armak oldu. Ama ikinci tepkisi dehete dmekti.
Jefferson Binas u an olduka hareketliydi, kamyonlarla arabalar girip kyor, adamlar baryordu. Bu bir projektr m?
Langdon, Katherine'in elini tuttu. "Gel."
Avludan kuzeydouya doru koup, Langdon'n Folger Shakespeare
Ktphanesi olduunu fark ettii U eklindeki binann arkasnda gzden
kayboldular. Francis Bacon'n elyazmas Yeni Allantis'im ev sahiplii yapan
bu bina, onlar iin bu akam gizlenecek uygun bir yer olabilirdi. Amerika'nn
kurucu atalar topik bir bak asyla, Ycnidiinya'y szde bu kitaptaki eski bilgiler zerine ina etmilerdi. Buna ramen Langdon durmad.
Bize bir taksi gerek.
nc Sokak ile Dou Capitol Caddesi'nin kesine geldiler. Fazla
aaba gemediinden, Langdon taksi ararken mitsizlie kapld. Katheri(1) New Atlantis

"t

291

Kayp

Sembol

ne'le birlikte nc Sokak'tan kuzeye doru koarlarken, Kongre Ktphanesinle aralarn iyice amlard. Tam bir blok ilerledikten sonra Langdon keyi dnen taksiyi fark etti. aret edince, taksi kenara ekip durdu.
Radyosunda Ortadou'ya zg mzik alan gen Arap ofr, onlara
dosta glmsedi. Arabaya binerlerken ofr, "Nereye?" diye sordu.
"Bizim..."
"Kuzeybat!" diye sze giren Katherine, Jefferson Binas'ndan uza,
nc Sokak'n ilerisini iaret etti. "Union stasyonu'na doru srn, Massachusetts Bulvar'ndan sola sapn. Biz size duracanz yeri syleriz."
ofr omzunu silkti, pleksiglas ara blmeyi kapatt ve yeniden mziinin sesini at.
Katilerine, Langdon'a, "arkanda iz brakma" der gibi uyaran bir bak frlatt. Pencereden darsn gsterip, Langdon'n dikkatini alak uu
yaparak, blgeye yaklaan siyah helikoptere ekti. Kahretsin. Anlalan
Sato, Solomon'n piramidini ele geirmek konusunda fazlasyla kararlyd.
Helikopterin Jefferson ile Adams binalar arasna inmesini izlerlerken, Katherine'in endiesi gittike artyordu. "Bir saniyeliine cep telefonuna bakabilir miyim?"
Langdon, ona telefonunu uzatt.
Telefonun kapan aarken, "Peter bana iyi bir hafzan olduunu
sylemiti," dedi. "evirdiin her telefon numarasn hatrlamsn?"
"Bu doru ama..."
Katherine telefonunu camdan dar frlatt. Koltuunda dnen Langdon, arkalarnda kalan asfaltn zerinde cep telefonunun paralann izledi. "Bunu neden yaptn!"
Katilerine kararl gzlerle, "Sistemin dna k," dedi. "Bu piramit
aabeyimi bulmak iin tek umudum ve onu CIA'in bizden almasna izin
vermeye hi niyetim yok."
n koltuktaki mer Amirana, mziini mrldanrken kafasn sallyordu. Bu akam iler kesat gitmiti, ama sonunda siftah yapacak bir mii.teri bulduu iin kendini ansl hissediyordu. Taksisi Stanton Park'tan geerken, telsizi merkezdeki arkadann tamdk sesiyle czrdad.
"Buras Merkez. Ulusal Park evresipdeki tm aralar. Hkmet yetkililerinden az nce Adams Binas evresindeki iki kaakla ilgili bildiri aldk..."
Dan

Brown

292

Merkez, arabasndaki ifti tpatp tarif ederken mer olanlar aknlkla dinledi. Dikiz aynasna tedirgin bir bak att. Uzun boylu adam bir
yerlerden tamdk geliyordu. Amerika'nn En ok Arananlar arasnda m
grmtm'!
mer heyecanla telsizine atld. Alak bir sesle, "Merkez?" dedi.
"Buras taksi bir--drt. Bahsettiin iki kii u anda... benim arabamda."
Merkez ona hemen ne yapmas gerektiini aklad. Merkezin verdii telefon numarasn ararken mer'in elleri titriyordu. Cevap veren ses,
askeri bir otorite ve sertlikle konuuyordu.
"Ben CIA'den Ajan Tuner Simkins. Kiminle gryorum?"
mer, "ey... ben taksi ofrym," dedi. "ki kaakla ilgili sizi aramam..."
"Kaaklar u an aracndalar m? Sadece evet ya da hayr diye cevap ver."
"Evet."
"Konumamz duyuyorlar m? Evet ya da hayr."
"Hayr. Blme..."
"Onlar nereye gtryorsun?"
"Kuzaybatdan Massachusetts'e doru."
"Tam olarak?"
"Sylemediler."
Ajan duraksad. "Erkek yolcunun yannda deri bir anta var m?"
Dikiz aynasna bakan mer'in gzleri byd. "Evet! O antada patlayc falan..."
Ajan, "Beni iyi dinle," dedi. "Sylediklerimi aynen uyguladn
mddete tehlikede olmayacaksn. Anlyor musun?"
"Evet efendim."
"smin ne?"
"mer," derken terliyordu.
Adam sakin bir sesle, "Dinle mer," dedi. "ok iyi gidiyorsun. Ekibimi senin yolunun nne karana kadar elinden geldiince yava git. Anlyor musun?"
"Evet efendim."
"Aracnda onlarla konuabilmeni salayan bir dahili sistem var m?"
"Evet efendim."
"Gzel. imdi unu yapman istiyorum."

293

Kayp

Sembol

64. B L M
Bilinen ismiyle Orman, Kongre Binas'na komu olan ABD Botanik
Bahesi'nin -Amerika'nn yaayan mzesi- en nemli unsuruydu. Teknik
adan bir yamur ormanna dntrlm olan bu yer; yksek kauuk
aalar, asrlk gibi duran incir aalar ve cesaretli turistler iin hazrlanm asma kprsyle dev bir serann iindeydi.
Normal zamanlarda Warren Bellamy, Orman'n toprak kokusu ve
cam tavandaki buhar deliklerinden szlen nemli gne yla beslendiini hissederdi. Ama bu gece, sadece ay yla aydnlanan Orman ona
dehet veriyordu. Hl arkadan bal kollarna giren kramplar yznden
kvranrken, srekli terliyordu.
Sakince sigarasn tttren Bakan Sato, onun karsnda bir yukar
bir aa yryordu. zenle biimlendirilmi bu ortamda, yapt evre terryd. Balarnn stndeki cam tavandan aa szlen, ay nda, sigara.duman ile evrili yz eytan gibi grnyordu.
Sato, "Peki," diye devam etti. "Bu akam Kongre Binas'na gelip de,
benim orada olduumu anladnda... bir karar verdin. Geldiini bana bildirmek yerine sessizce SBB'ye indin, kendini byk bir tehlikeye atarak
bana ve ef Anderson'a saldrdn. Langdon'n piramit ve kapak tayla birlikte kamasna yardm ettin." Omzunu ovdu. "lgin bir tercih."
Bellamy, yine olsa ayn tercihte bulunurdum, diye dnd. fkeyle,
"Peter nerede?" diye sordu.
Sato, "Ben nereden bileyim?" diye sordu.
"Bundan baka her eyi biliyor gibisin!" diye kan Bellamy, tm
olanlarn arkasnda bir ekilde Sato'nun olduundan phelendiini saklamaya gerek duymad. "Kongre Binas'na gitmeyi bildin. Robert Langdon' bulman gerektiini bildin. Hatta kapak tan bulmak iin Langdon'n antasnn filmini istemeyi bile biledin. Belli ki, birileri sana ierden bilgi veriyor."
Diin

Brown

294

Souk bir kahkaha atan Sato ona yaklat. "Bay Bellamy, bana bu
yzden mi saldrdnz? Sence dman ben miyim? O kk piramidinizi
almaya m altm sanyorsun?" Sato sigarasndan bir nefes alp, dumann burnundan verdi. "Beni iyi dinle. Sr saklamann nemini benden
daha iyi kimse bilemez. Tpk senin gibi ben de kitlelerin ulamamas gereken baz bilgiler olduuna inanyorum. Ama bu akam, korkarm henz
kavrayamadn baz gler devrede. Peter Solomon' karan adamn muazzam bir gc var... onun gcn henz anlayamadm nan bana o, yryen bir saatli bomba... Bildiin dnyay kkten deitirecek bir dizi olay
balatma yeteneine sahip."
"Anlamyorum." Bal kollar aryan Bellamy oturduu bankta kprdand.
"Anlamana gerek yok. taat etmen gerek. u anda byk bir felaketi
engellememin tek yolu bu adamla ibirlii yapmak... ve ona istedii eyi
tam olarak vermek. Bu da demek oluyor ki, Bay Langdon' arayp, ona piramit ve kapak tayla birlikte teslim olmasn syleyeceksin. Langdon gzaltna alndktan sonra piramitteki yazy deifre edecek, bu adamn istedii bilgiye ulaacak ve ona istedii eyi verecek."
Antik Gizemlere gtren sarmal merdivenin yerini mi? "Bunu yapamam. Sr saklamaya yemin ettim."
Sato birden patlad. "Neye yemin ettiin umrumda deil, seni yle
abuk hapse atarm ki..."
Bellamy kstaha, "stediin kadar tehdit et," dedi. "Sana yardm etmeyeceim."
Sato derin bir nefes alp, bu kez korkutucu bir fsltyla konutu. "Bay
Bellamy, bu akam gerekten de neler olduu hakknda hi fikrin yok, yle deil mi?"
Birka saniye sren gergin sessizlik, Sato'nun telefonunun almasyla bozuldu. Elini cebine daldrp, hrsla telefonu at. "Konu," dedikten
sonra dikkatle dinledi. "Taksi imdi nerede? Ne zamandr? Tamam, iyi.
Onlar ABD Botanik Bahesi'ne getirin. Servis girii. Ve o lanet piramitle
kapak tan da getirdiinizden emin olun."
Telefonu kapatp, kibirli bir glmsemeyle Bellamy'ye dnd. "Haydi bakalm... grnen o ki, artk iimize yaramayacaksn."

295

Kayp

Sembol

64.BLM
Dalgn gzlerle bolua bakan Robert Langdon, ardan alan taksi
ofrne hzlanmasn syleyemeyecek kadar kendini yorgun hissediyordu. Piramidi neyin bu kadar zel kldn anlayamadklar iin hayal krkl yaayan Katherine de yannda sessizlie gmlmt. Piramit ve
kapak tayla ilgili bildikleri her eyi denemiler ama hl bu piramidin nasl bir harita olabileceini zememilerdi.
Jeova Sanctus Unus? Sr Dzen'in iinde gizli?
Telefondaki gizemli kii, verdii zel adrese gidebilirlerse onlara cevaplan sunmaya sz vermiti. Roma'da, Tibet'in kuzeyinde bir snak.
Langdon, kurucu atalarn "Yeni Roma"ya sonradan Washington ismini verdiklerini biliyordu ama ilk kurduklar hayalin belirtileri hl devam ediyordu. Tiber'in sular hl Potomac'a akyordu; senatrler hl St. Peter's kubbesinin bir benzerinin altnda toplanyorlard; Volcanus ve Minerva, Rotunda'nn uzun zaman nce yok olan ateinin stnden hl onlar koruyordu.
Langdon ile Katherine'in arad cevaplar birka kilometre uzakta
bekliyordu. Massachusetts Bulvar'nn kuzeybatsnda. Gittikleri yer gerekten de Washington'in Tiber Nehri'nin kuzeyinde bir snakt. Langdon
ofrn daha hzl gitmesini istiyordu.
Katherine aniden bir eyin farkna varm gibi koltuunda doruldu.
"Aman Tanrm! Robert!" Bembeyaz bir yzle ona dnd. nce tereddt
ettiyse de sonra zerine basa basa konutu. "Yanl yne gidiyoruz!"
Langdon, "Hayr, buras doru!" diye kar kt. "Massachusetts Bulvan'nn..."
"Hayr! Yanlye/'e gidiyoruz demek istiyorum!"
Langdon'n kafas bulanmt. Arayan gizemli kiinin tarif ettii yeri nasl anladn Kalherinc'e zaten anlatmt. Sina Da'ndan on ta, gkyznden bir ta, Luka'nm karanlk babasnn suretinden bir ta. Dnyada bu iddialara karlk veren yalnzca bir bina vard. Ve taksi tam olarak oraya gidiyordu.
"Katherine, yerin doru olduuna eminim."
Diin

Brown

296

"Hayr!" diye bard. "Artk oraya gitmemize gerek yok. Ben piramitle kapak tan anladm! Artk tm bunlarn neyle ilgisi olduunu biliyorum!"
Langdon armt. "Anladn m?"
"Evet! Freedom Plaza'ya(l) gitmemiz gerek!"
Langdon artk hibir ey anlamyordu. Yakn olsa da Freedom Plaza'nn konuyla hi ilgisi yoktu.
Katherine, "Jeova Sanctus Unus!"dedi. "Ibranilerin tek Tanrs, tbranilelin kutsal sembol Yahudi yldzdr -Sleyman'n Mhr- ve bu masonlar iin
de nemli bir semboldr." Cebinden bir dolar kard. "Bana kalemini ver."
Langdon sersemlemi bir halde ceketinden kalemini kard.
"Bak." Bir dolar bacann stne yayd ve kalemi alp, banknotun
arka tarafndaki Devlet Mhr'n gsterdi. "Sleyman'n Mhr'n, Birleik Devletler'in Devlet Mhr zerine yerletirirsen..." Piramidin tam
stnden bir Yahudi yldz sembol izdi. "Bak ne elde ediyorsun!"
Langdon banknota gz attktan sonra, Katherine'e sanki deliymi
gibi bakt.
"Robert, daha yakndan bak! Neyi iaret ettiimi grmyor musun?"
Langdon yeniden izime bakt.

Nereye varmaya alyor byle? Langdon bu resmi daha nce de


grmt. Komplo teorisyenlerinin hayli tuttuu bu "kant", Amerika'nn
kurulurken masonlarn gizli etkisi altnda olduunu gsteriyordu. Alt keli yldz, Birleik Devletler Mhr'nn stne kusursuz biimde yerletirildiinde, yldzn tepe noktas, masonik her eyi gren gzn stne
(1) zgrlk Meydan

297

Kayp

Sembol

oturuyordu... ve biraz rktc olsa da yldzn dier keleri ak biimde M-A-S-O-N harflerine denk dyordu.
"Katherine, bu sadece bir tesadf. Freedom Meydanfyla ne ilgisi olduunu hl anlamyorum."
Bu kez sesi fkeli kan Katherine, "Bir daha bak!" dedi. "aret ettiim yere bakmyorsun! Tam uras. Grmyor musun?"
Langdon o anda grd.
CIA operasyon lideri Tuner Simkins, Adams Binas'nn dnda durup, taksinin arka koltuunda geen konumay duymaya alrken cep telefonunu kulana iyice dayad. Bir ey oldu. Ekibi, deitirilmi Sikorsky
UH-60 helikopterine binip kuzeybatya ynelmek ve yollarn kesmek zereydi ama imdi durum deimi gibi grnyordu.
Katherine Solomon saniyeler nce yanl yere gittiklerini iddia etmeye balamt. Aklamas -bir dolarlk banknot ve Yahudi yldz- takm lideri kadar, anlald kadaryla Robert Langdon'a da bir ey ifade
etmemiti. En azndan ilk bata. Ama imdi Langdon onun ne dediini
anlam gibiydi.
Langdon, "Tanrm, haklsn!" diye bard. "Daha nce grmemitim!"
Simkins birinin arataki blmeye vurduunu ve aradaki paravann
aldn duydu. Katherine ofre, "Planda deiiklik yaptk," dedi. "Bizi
Freedom Plaza'ya gtr!"
Taksi
ofr huzursuz bir sesle, "Freedom Plaza m?" dedi. "Massacf
husetts'ten kuzeybatya gitmiyor muyuz?"
Katherine, "Unut onu!" diye bard. "Freedom Plaza! Buradan sola
dn! Buradan! BURADAN!"
Ajan Simkins taksinin, lastiklerini ttrerek keyi dndn duydu. Katherine, Devlet Mhr'nn meydana gml bronz kalb hakknda
Langdon'a heyecanla bir eyler anlatyordu.
Taksi ofr gergin bir sesle araya girdi. "Hanmefendi, teyit etmek
iin soruyorum. Freedom Plaza'ya gidiyoruz, Pennsylvania Bulvar ile On
nc Sokak'n kesi, deil mi?"
Katherine, "Evet!" dedi. "Acele et!"
"ok yakn. ki dakika."
Simkins glmsedi. Aferin mer. Hazrda bekleyen helikoptere
doru koarken, ekibine seslendi. "Onlar yakaladk! Freedom Plaza!
Kmldayn!"
Dan

Brown

298

73.

BLM

Freedom Plaza bir haritadr.


Pennsylvania Bulvar ile On nc Sokak'n kesinde yer alan
meydann desenli ta demesi, Pierre L'Enfant'n ilk tasarlad ekliyle
Washington sokaklarn yanstr. zerinde yrmesi elenceli bir harita olmasnn yan sra, meydann ismi buraya gelen turistlerin de ilgisini ekmektedir. nkii Martin Luther King Jr. "Bir Hayalim Var" konumasn
yaknlardaki Willard Otel'de hazrlamtr.
D.C. taksi ofr, turistleri Freedom Plaza'ya hep getirirdi ama bu
geceki iki yolcusunun sradan turistler olmadklar belliydi. CIA pelerinde. mer daha kaldrmn yannda durmadan adamla kadn taksiden dar
frladlar.
Tvit ceketli adam, mer'e, "Burada bekle!" dedi. "Hemen geri
dneceiz!"
mer ikisinin dev haritaya koup, kesien caddelerin geometrisini inceleyerek birbirlerine iaretlerle barmalarn izledi. mer torpido gznden cep telefonunu ald. "Efendim, hl orada msnz?"
Hattn dier ucunda, grltnn bastrd ses, "Evet mer!" diye
bard. "imdi nerdesin?"
"Haritadaym. Bir ey aryor gibiler."
Ajan, "Onlar gznn nnden ayrma," diye bard. "Geldim saylr."
mer, iki kaan meydandaki nl Devlet Mhr'n -imdiye dek
dklm en byk bronz madalyonlardan biriydi- bulmalarn seyretti.
Bir sre yarmda durduktan sonra, birbirlerine gneybaty iaret ettiler.
Ardndan, tvit ceketli adam taksiye doru kotu. Adam soluk solua yanma gelirken, mer cep telefonunu hemen torpido gzne brakt.
"Alexandria, Virginia hangi ynde?" diye sordu.
"Alexandria m?" mer, adamla kadnn iaret ettii ayn yn, gneybaty gsterdi.

299

Kayp

Sembol

Adam ksk bir sesle, "Biliyordum!" dedi. Yerinde dnp kadna seslendi. "Haklymsn! Alexandria!"
Kadn imdi meydann kar tarafndaki kl METRO tabelasn
gsteriyordu. "Mavi Hat dorudan oraya gidiyor. Biz King Soka stasyonu'na gitmek istiyoruz!"
mer birden panie kapldn hissetti. Hayr, olamaz.
Adam, mer'e dnp tarifede yazandan fazla para uzatt. "Teekkrler. Burada iniyoruz." Deri antasn kapp komaya balad.
"Durun! Sizi gtrebilirim! Oraya hep giderim!"
Ama ok ge kalmt. Adamla kadn meydann br tarafna doru
koup metro istasyonuna inen merdivenlerde gzden kayboldular.
mer telefonuna sarld. "Efendim! Metroya girdiler! Onlar durduramadm! Mavi Hat'la Alexandria'ya gidiyorlar!"
Ajan, "Sen orada bekle!" diye bard. "On be saniye sonra oradaym!"
mer adamn kendisine verdii kt paralara bakt. En sttekinin,
stne izim yaptklar banknot olduu anlalyordu. Birleik Devletler
Mhr'nii stne bir Yahudi yldz izilmiti. Ve elbette yldzn keleri MASON harflerine denk dyordu.
mer aniden sanki bir tr romrkii taksisinin stne dyormu gibi, sar edici bir gmbrt duydu. Karsna bakt ama sokak botu. Ses
ykseldiinde, siyah bir helikopter siyah gkyznden aa inip, meydandaki haritann stne kondu.
inden siyah zrhl bir grup adam indi. ou metro istasyonuna doru kotu ama ilerinden biri mer'in taksisinin yanna geldi. Yolcu kapsn hzla ekip at. "mer? Sen misin?"
Dili tutulan mer, ban sallad.
Ajan, "Nereye gittiklerini sylediler mi?" diye sordu.
"Alexandria! King Soka stasyonu," dedi. "Onlar gtrmeyi teklif
ettim ama..."
"Alexandria'da nereye gittiklerini sylediler mi?"
"Hayr! Meydandaki Devlet Mhr madalyonuna baktlar, sonra da
Alexandria'yi sordular ve bana bununla deme yaptlar." Ajana, stnde
acayip izimin bulunduu banknotu uzatt. Ajan banknotu incelerken mer
paralar bir araya getirmiti. Masonlar! Alexandria! Amerika'daki en nl
Dan

Brown

300

masonik binalardan biri Alexandria'dayd. "Tabii ya!" dedi. "George Washington Masonik Ant! King Soka stasyonu'ndan kar kmaz orada!"
Dier ajanlar istasyondan koarak gelirlerken, ofrle ayn kanya
varan ajan, "Tabii ya," dedi.
Adamlardan biri, "Onlar kardk!" diye seslendi. "Mavi Hat hemen
soldayd! Orada deillerdi!"
Saatine bakan ajan Simkins, mer'e dnd. "Metro ka dakikada
Alexandria'ya gider?"
"En az on dakika. Belki de daha fazla."
"mer, harika bir i kardn. Teekkrler."
"nemli deil. Tm bunlar neyle ilgili?"
Ajan Simkins, bir yandan bararak, helikoptere doru komaya balamt bile. "King Caddesi stasyonu! Oraya onlardan nce varacaz!"
mer sersemlemi bir halde siyah kuun havalanmasn izledi.
Pennsylvania Bulvar'nn stnden gneye kvrlarak, karanlk gkyznde grltyle kayboldu.
Taksi ofrnn ayaklarnn altndaki bir metro treni, Freedom Plaza'dan hzla uzaklayord

erideki yolculardan Robert Langdon ile

Katherine Solomon, tren onlar varacaklar yere gtrrken tek kelime


konumadlar.

301

Kayp

Sembol

tii yznden delindii iin zaten zayflamt. Gl bacaklarn aacn


gvdesine yaslayp, ba ve omuzlaryla buzu krarak k akamna kt.
Cierlerine hava doldu. Vcudunun byk ksm hl suyun altnda olduundan, bacaklar ve kollaryla, yukar kmak iin mcadele etti. Sonun-

80.BOLM

da sudan ktnda, buzun stnde nefes nefese yatyordu.


Islak kar maskesini karp, cebine koyan Andros, nehrin yukarsndaki Peter Solomon'a bakt. Nehirdeki dneme grn engelliyordu. Gs yeniden yanmaya balamt. Nehirde at kr kapatmak iin bir dal

Hatra hep ayn ekilde balyordu.


Derin bir da geidinin dibindeki buz kapl nehre doru srtst dyordu. Peter Solomon'm merhametsiz gri gzleri Andros'un silahnn namlusunun stnden ona bakyordu. O derken, yukardaki dnya hzla uzaklayor, alayandan ykselen puslu bulutun iinde her ey kayboluyordu.
Bir an iin her ey, cennet gibi bembeyazd.
Sonra buza arpt.
Souk. Karanlk. Ac.
Dyordu... Kuvvetli bir g tarafndan kayalara arparak, souk
bolua doru amanszca ekiliyordu. Cierleri havaszlktan aryor, gs kaslar souktan kasld iin soluk alamyordu.
Buzun altndaym.
alayann yaknndaki buz, suyun alkants yznden incelmi,
Andros da krlan bu yerden iine dmt. Suyun akntsna kaplrken,
effaf bir tavann kapanma kslmt. Buzu altndan trmalayp krmaya
alt ama gc yoktu. Samann acsnn yannda, omzundaki kurun yarasnn ars da artk uyumaya balayan bedeninin felce uratan zonklamasyla yava yava kayboluyordu.
Hzlanan aknt onu nehirdeki bir dnemete savurdu. Vcudu oksijen ihtiyacyla kvranyordu. Birden, suya dm bir aacn dallarna ta-

ekerek, yavaa stn rtt. Krk sabaha kadar yeniden donmu olacakt.
Andros sendeleyerek aalarn arasnda yrrken, kar yamaya balad. Aalarn arasndan kp, kk bir otoyolun kenarndaki bankete
ulatnda, ne kadar kotuunu bilmiyordu. lgna dnmt ve hipotcmi geiriyordu. Kar hzn artrmt. Uzaktan bir arabann farlarnn yaklat grlyordu. Andros lgnca el sallaynca, kamyonet hemen kenara ekip durdu. Vermont plakalyd. inden krmz ekose gmlekli, yal
bir adam indi.
Ona dou sendeleyerek ilerleyen Andros, kanayan gsn tutuyordu. "Bir avc... beni vurdu! Hastaneye... gitmem gerek!"
Yal adam hi tereddt etmeden onu kamyonetin yolcu koltuuna
oturttu ve kaloriferi at. "En yakn hastane nerede?"
Andros'un hibir fikri yoktu ama gneyi iaret etli. "Bir sonraki k." Hastaneye gitmiyoruz.
Ertesi gn Vermont'lu yal bir adamn kaybolduu bildirildi ama
Vemont'taki yolculuu srasnda tam olarak nerede ortadan kaybolduunu bilen yoktu. Ertesi gnk gazete manetlerini kaplayan byk haberle
bu kayp vakas arasnda bir ilgi olduunu da kimse bilmiyordu; Isabcl Solomon'n artc cinayeti.

kld. Diin! Dala var gcyle aslarak yzeye kmaya alt ve daim bu-

Andros uyandnda kendini, sezonu kapatm ucuz bir motelin bo

zu delerek suyun altna girdii yeri buldu. Parmak ular, dal evreleyen

odasnda buldu. eri girip, yrtk araflarla yaralarn sardm ve kf ko-

suyun minik akln yakalad ve delii bytmek iin kenarlarndan

kulu battaniyelerin altndaki ince yataa sndn hatrlyordu. Alktan

asld. Bir iki denemeden sonra aklk birka santim bymt.


Daldan g alarak ban geriye att ve azn akla dayad. Cierlerine dolan k havas ona scak gelmiti. Aniden vcuduna hcum eden
oksijenle mitlendi. Ayaklarn aacn gvdesine dayayp, srtyla omuzlarn var gcyle yukar itti. Den aacn etrafndaki buz. dallar ve kn-

lmek zereydi.

Dan

Brown

302

Topallayarak banyoya gittiinde, lavabonun iindeki kanl samalan


grd. Onlar gsnden kardm belli belirsiz hatrlyordu. Gzlerim
kirli aynaya dikip, ald hasan grmek iin yavaa kanl bandajlarn aKayp

Sembol

t. Gsnn ve karnnn sert kaslar, samalarn ok derine girmesini engellemiti, ama bir zamanlar kusursuz olan vcudu artk yaralar yznden
bozulmutu. Peter Solomon'n ateledii tek mermi, grne baklrsa
omzundan girip karak, ardnda kanl bir ukur brakmt.
Hepsinden kts, Andros uruna bunca yolu kat ettii eyi elde edememiti. Piramidi. Karn gu uldaynca, yemek bulma umuduyla yal adamn kamyonetine topallayarak yrd. Kamyonet artk karla kaplyd. Andros bu eski motelde ne zamandr uyuduunu merak etti. Tanr 'ya krler
otsun ki uyandm. n tarafta yiyecek hibir ey bulamad ama torpido gznde arkesici vard. Bir avu dolusu alp, bolca karla birlikte yuttu.
Bir eyler yemem lazm.
Birka saat sonra, eski motelin arkasndan yola kan kamyonetin iki
gn ncekiyle hibir ilgisi yoktu. Aracn st ksm, jantlar, tampondaki kartmalar ve tm akscsuvarlar sklmt. Vermont plakasn, motelin
p bidonunun yannda bulduu bir servis kamyonununkiyle deitirmi,
kanl araflar, samalan ve motelde bulunduuna dair dier tm delilleri o p bidonuna atmt.
Andros piramitten vazgememiti ama imdilik beklemek zorundayd.
Saklanmas, iyilemesi ve her eyden nce yemesi gerekiyordu. Yol kenarnda rastlad bir bfede yumurta, domuz pastrmas, patates kftesi ve
bardak portakal suyuyla karnn doyurdu. Sonra da yannda gtrmek zere
biraz daha yemek siparii verdi. Tekrar yola ktnda, kamyonetin eski
radyosunu dinlemeye balad. Yataa dtnden beri ne bir televizyon, ne
de gazete grmt. Yerel istasyonun haberlerini duyunca hayrete dt.
Haber spikeri, "FBI detektifleri, iki gn nce Potomac'taki evinde
Isabel Solomon' ldren silahl saldrgan aramaya devam ediyor," diyordu. "Katilin buzlu nehre dp, denize srklendiine inanlyor."
Andros donakalmt. Isabel Solomon ' m ldrdm ? Sersemlemi bir
sessizlik iinde haberin devamn dinleyerek arac kullanmaya devam etti.
Artk buradan ok ok uzaklara gitmesi gerekiyordu.
Upper West Side Binas'ndan, Central Park'n nefes kesici bir manzaras grlyordu. Andros buray semiti, nk penceresinin dnda
uzanan yeillik denizi ona, yitirdii Adriyatik manzarasn hatrlatyordu.
Yaad iin mutlu olmas gerektiini bilse de mutlu deildi. indeki
Dan

Brown

304

boluk kaybolmamt ve Peter Solomon'n piramidini almaktaki baarszln aklndan karamyordu.


Andros, Mason Piramidi Efsanesi'ni aratrarak uzun saatler geirmiti. Piramidin gerek olup olmadyla ilgili kimse anlaamam gibi grnse de engin bir bilgelik ve g vaat ettii konusunda hepsi birleiyordu. Andros kendi kendine, ptamit gerek dedi. eriden aldm bilgiler
reddedilemez.
Kader, piramidi Andos'u ulaabilecei kadar yaknma getirmiti ve
bunu gz ard etmenin, piyangoyu kazanan bileti nakde evirmemek gibi
bir ey olduunu biliyordu. Piramidin gerek olduunu... ve onu koruyun
kiinin kimliini bilen tek mason olmayan insan benim.
Aylar gemiti. Vcudu iyiletii halde Andros artk Yunanistan'daki
kendini beenmi adam deildi. dman yapmay ve aynada plak vcuduna hayranlkla bakmay brakmt. Vcudunun yallk belirtileri gsterdiini hissediyordu. Bir zamanlar kusursuz olan cildi artk yara izleriyle doluydu ve bu, kederini daha da artryordu. yilemesine yardmc olan ankesicileri almaya devam ediyor, onu Kartal Soanlk Cezacvi'ne gnderen hayatna geri dnmeye baladn hissediyordu. Umrunda deildi. Can ne isterse onu yapacakt.
Bir akam Greenwich Village'da, kolunda zikzak eklinde bir yldrm dvmesi olan adamdan uyuturucu satn alyordu. Andros ne olduunu sorduunda adam, dvmenin bir araba kazasndan kalma yara izini kapattn syledi. Esrar satcs, "Yara izini her gn grmek bana kazay hatrlatyordu," dedi. "Bu yzden stn g simgesi bir dvmeyle kapattm.
Kontrol geri aldm."
O gece, yeni ald uyuturucunun etkisiyle Andros bir dvme salonuna gitti ve gmleini kard. "Bu izleri saklamak istiyorum," dedi. Yeniden kontrol ele almak istiyorum.
"Saklamak m?" Dvme sanats onun gsne bakt. "Neyle?"
"Dvmeyle."
"Evet de... ne dvmesiyle?"
Gemiini hatrlatan o irkinliklerden kurtulmaktan baka bir ey istemeyen Andros omzunu silkti. "Bilmiyorum. Sen se."
Dvme sanats ban iki yana sallayp, Andros'a eski ve kutsal
dvme geleneiyle ilgili bir kitapk verdi. "Hazr olduunda geri gel."
nr

Andros, New York Halk Ktphanesi'ne gidip dvmelerle ilgili elli


kitap buldu ve birka hafta iinde hepsini okudu. Okumaya olan tutkusu yeniden alevlenmiti. Ktphaneyle evi arasnda kucak dolusu kitap getirip gtryor, Central Park' seyrederken oburcasna bir itahla kitaplarn tadna varyordu.
Dvmeler hakkndaki bu kitaplar, Andros'un daha nce hi bilmedii garip bir dnyann kaplarn aralamt. Bu; simgelerle, gizemlerle, mitolojiyle ve sihirli sanatlarla ilgili bir dnyayd. Okuduka ne kadar kr olduunu fark ediyordu. Aklna gelen fikirleri, eskizleri ve garip ryalarn
defterlere yazmaya balad. Artk ktphanede aradn bulamadnda,
nadir kitaplar satan zel kitaplara dnyadaki en ezoterik kitaplar ona
bulup getirmeleri iin para demeye balad.
De Praestigiis Daemonum... Lemegeton... Ars Almadel... Grimorium
Verum... Ars Notoia... ve benzerleri. Hepsini okudu. Okuduka dnyada
hl kendisini bekleyen daha pek ok hazine bulunduundan iyice emin
oldu. Orda bir yerde, insann anlayn deitiren sular var.
Sonra, kilisenin "yaam en kt adam" ilan ettii Aleister Crowley'nin -1900'lerin balarnda yaam olan gizemci- yazlarn kefetti.
Kk beyinler byk zeklardan daima korkar. Andros, riteller ve byl szlerin glerini renmiti. Doru seslendirildiinde kutsal kelimelerin baka dnyalarn kaplarn aan anahtar grevi grdn de. Bu evrenin tesinde glge bir evren var... o dnyadan g alabilirim. Andros bu
gce sahip olmak istese de nce tamamlanmas gereken baz kurallar ve
grevler olduunu biliyordu.
Crowley, kutsal bi eye dnmek, diye yazmt. Kendinizi kutsal kln.
Eski "kutsallama" ayini bir zlmanlar dnyada geerli bir kanundu.
Tapmaa yaklm kurbanlar sunan ilk branilerden, Chichen Itz piramitlerinin tepesinde insanlarn kafasn kesen Mayalara ve armhta kendi bedenini sunan Mesih sa'ya kadar eskilerin tm Tanr'nn kurban istediini anlamlard. nsanlar kurban yoluyla tanrlardan iyilik isteyip, kendile.

rini kutsallatryorlard.
Sacra- kutsal

vam ettirip zaman iinde mkemmelletirmi ve kendilerini daha byk


bir eye dntrmlerdi. Andros da onlar gibi kendini dntrmek
iin can atyordu. Ama bunu yapmak iin o tehlikeli kprden gemesi
gerektiini biliyordu.
I karanlktan ayran tek ey kan.
Bir gece, bir karga Andros'un ak penceresinden banyoya girip, ieride kapal kalmt. Andros kuun bir sre rpndktan sonra kaamayacan kabullenerek durmasn seyretmiti. Andros iaretleri grecek kadar
bu ii renmiti. Devam etmem iin uyarlyonm.
Kuu tek eliyle tutup, mutfanda kendi hazrlad sunakta durmu
ve ezberledii sihirli szleri sylerken keskin ban havaya kaldrmt.
"Camiacl, Eomiahe, Emial, Macbal, Emoii, Zazean... Assamaia Kitab'ndaki en kutsal meleklerin isimleriyle sizi bu iimde tek bir Tan'nn
gcyle, yardmma aryorum. "
Andros ban indirip, panik halindeki kuun sa kanadndaki byk bir damar dikkatle kesmiti. Kutan akmaya balayan krmz svnn,
nceden yerletirdii metal kabn iine akmasn seyrederken, havann birden souduunu hissetmi, buna ramen devam etmiti.
"Her eye gc yeten Adoai, Aratlron, Aslai, Elohim, Eloli, Elion,
Asler Eheieh, Shaddai... yardmcm olun ki, bu kan tm dileklerimi ve isteklerimi gerekletirecek giicc sahip olsun. "
O gece ryasnda kular grmt... Dev bir Zmrdiianka kuu
alevlerin arasndan ykseliyordu. Ertesi sabah, ocukluundan beri hissetmedii bir enerjiyle uyanmt. Parkta tahmin ettiinden ok daha hzl vc
uzun komutu. Artk koamayacak kadar yorulduunda durup nav vc
mekik ekmiti. Saysz kez tekrar etmiti. Ama hl enerjisi vard.
O gcce bir kez daha ryasnda anka kuunu grmt.
Central Park'a yine sonbahar gelmi, yaban hayat klk yiyecek arayna girmiti. Soua aldr etmeyen Andros'un zenle yerletirdii kapanlar canl fare ve sincaplarla doluydu. Bunlar srt antasnda eve gtrp, daha karmak riteller dzenliyordu.

Face- yapmak

Emanual, Mcssiach, Yocl, He, Vaud... ltfen beni layk bulun.

Kurban ayinleri uzun sre nce terk edilmi olsa da gc baki kal

Kanl riteller canlln artryordu. Andros her geen gn kendini

initi. Aleister Crowley de dahil olmak zere birka gizemci bu sanat de-

biraz daha gen hissediyordu. Gece gndz -gizemli eski metinleri, des-

306

307

Dan

Brown

Ka vo Semhnl

tans ortaa iirlerini, eski filozoflar- okumaya devam etti. lerin gerk
doasn rendike, insanlk iin tm midin kaybolduunu anlad. Hi
anlayamayacaklar bir dnyada amaszca dolaan krler.
Andros hl bir insand ama artk baka bir eye dntn hissediyordu. Daha byk bir eye. Kutsal bir eye. ri vcudu uyuukluktan
kurtulmutu ve eskisinden ok daha glyd. Nihayet, vcudunun asl
nemini anlamt. Vcudum en deerli hazineme... zihnime giden bir
aratan baka bir ey deil.
Andros henz gerek kapasitesine ulamadn biliyor, bu yzden
daha fazla aratryordu. Kaderim ne? Tm eski metinler iyiyle ktden...
ve insann ikisi arasnda seim yapmas gerektiinden bahsediyordu. Ben
seimimi uzun zaman nce yaptm, diye dnyor ve bundan pimanlk
duymuyordu. Ktlk doal bir yasadan baka nedir? Aydnl karanlk
takip ederdi. Dzeniyse karmaa... Esas olan, her eyin yitirildiiydi. Her
ey bozulurdu. Mkemmel biimde sralanm kristal sonunda toz paracklar haline gelirdi.
Bazlar yaratr... bazlar yok eder.
John Milton'n Kayp Cennet'im{]) okuyunca, kaderinin ne olduunu
fark etti. Moloch diye bilenen melein... dm olann... a kar savaan eytann... cesur olann hikyesini okudu.
Moloch dnyada Tanr gibi dolat. Andros, bu melein isminin eski
dile evrildiinde Mal'akh diye okunduunu rendi.
Ben de yle olacam.
Tm byk dnmler gibi bunun da bir kurbanla balamas gerekiyordu... ama fareler ya da kular olmazd. Hayr, bu dnm gerek bir
kurban gerektiriyordu.
Birden daha nce hayatnda hi olmad bir ekilde zihni ald.
Tm kaderi nnde belirmiti. gn boyunca devasa bir kda izimler
yapt. Sonunda bitirdiinde, dnecei eyin kopyasn kard.
Gerek boyutlardaki eskizi duvarna asp, aynaya bakar gibi ona bakt.
Ben bir aheserim.
Ertesi gn izimlerini dvme salonuna gtrd.
Hazrd.
(1) Paradise Lost

Dan

Brown

18.

George Washington Masonik Ant, Alexandria, Virginia'daki Shuter's Tepesi'nin stnde yer alr. Aadan yukarya doru, farkl mimari sluptaki -Dorik, yonik, Korint- katmandan oluan yap, insann zihinsel ykseliinin fiziki semboldr. skenderiye, Msr'daki Faros Feneri
gibi, bu yksek kulenin de kzlms at sslemeleri bulunan piramit eklinde bir tepesi vardr.
Gz alc mermer giri salonunda, yannda Kongre Binas'mn ketam yerletirdii malayla birlikte, Masonik tren kyafetleri iinde
George Washington'm byk, bronz bir heykeli bulunur. Giri salonunun stndeki dokuz kat, Maara, Kripta Salonu ve Tapmak valyeleri apeli gibi isimler tar. Burada barman hazineler arasnda yirmi
binden fazla masonik yaz, Ahit Sand'nn gz kamatrc bir kopyas ve Kral Sleyman'n Tapna'ndaki taht odasnn bire bir ldeki
rnei mevcuttur.
UH-60 helikopteri alaktan uarak Potomac'm stnden geerken,
CIA ajan Simkins saatine gz att. Trenlerinin gelmesine alt dakika var.
Derin bir soluk alp, ufukta parlayan Masonik Ant'a pencereden bakt.
Grkemle parlayan kulenin, Ulusal Park'taki dier binalar kadar etkileyici olduunu dnd. Simkins, antn iine hi girmemiti ve bu gece de
farkl olmayacakt. Her ey planladklar gibi giderse, Robert Langdon ile
Katherine Solomon metro istasyonundan asla kamayacaklard.
Antn karsndaki King Soka stasyonu'nu. gsteren Simkins pilota, "uraya!" diye bard. Helikopteri yan yatran pilot, Shuter Tepesi'nin
eteklerindeki imenlik bir alana ini yapt.
Simkins ile ekibi hep birlikte inip, sokan kar tarafna geerek, King
Soka stasyonu'na doru ilerlerken yayalar aknlkla onlara baktlar.
Merdivenlerdeki yolcular, siyahlar iindeki silahl adamlar yanlarndan koarak geerlerken, kendilerini duvara yaptrarak onlara yol verdiler.
309

308

BOLM

Kayp

Sembol

Pek ok farkl hattn -Sar, Mavi ve Amtrak- getii anlalan King Soka stasyonu, Simkins'in beklediinden daha bykt. Duvardaki metro haritasnn yanna koup, Freedom Plaza'yla, buradan gelen direkt hatt buldu.

Fakat Katherine, CIA'in baarszlkla sonulanan programlaryla.


Noetik Bilim alanndaki kendi bulular arasnda belirgin balar gryordu.
Katherine polise telefon edip, Kalorama Heights'ta bir ey bulup bul-

Simkins, "Mavi Hat, gneye giden peron!" diye bard. "Hemen


oraya gidip, herkesi dar karn!" Ekibi oraya doru frlad.

madklarn sormak iin sabrszlanyordu, ama u anda ikisinin de telefo-

Bilet giesine koan Simkins, kimliini gsterip ierideki kadna bard. "Metro Merkez'den bir sonraki tren ne zaman gelecek?!"

kollarnn nereye kadar uzandn bilmeye imkn yoktu.

erideki kadn korkmu grnyordu. "Emin deilim. Mavi Hat on


bir dakikada bir gelir. Dakik bir program yok."
"Son tren gideli ne kadar oldu?"

garantisini veren bir adamn konuu olarak, gvenli bir yerde saklanacak-

"Be... veya alt dakika. Fazla deil."


Simkins kafasndan hesaplad. Mkemmel. Langdon bir sonraki trende olmalyd.
Hzla ilerleyen metro vagonunun iindeki Katherine Solomon, sert
plastik koltukta rahatsz bir ekilde kprdand. Tepedeki parlak floresan
klar gzlerini yakyordu. Kapanmak isteyen gzkapaklarna bir saniye
bile izin vermedi. Bo vagonda onun yannda oturan Langdon, ayaklarmn
dibindeki deri antaya bo gzlerle bakyordu. Vagonun ritmik sallants
yznden maym gibi grnen profesrn gzkapaklar arlamt.
Katherine, Langdon'n antasndaki garip eyleri zihninde canlandrd. CIA bu piramidi neden istiyor? Bellamy, gerek potansiyelini bildii
iin Sato'nun bu piramidin peinde olabileceini sylemiti. Ama bu piramit antik srlarn sakland yeri bir ekilde ortaya karyor olsa bile, Katherine ortaan esrarl bilgeliinin CIA'i ilgilendirebileceine inanmakta
glk ekiyordu.
Ama sonra CIA'in pek ok kereler eski sihir ve gizemcilikle ilgili parapsikolojik ve psiik programlar yrttnn ortaya ktn hatrlad.
1995'teki "Stargate/Scannate" skandalnda, uzaktan grntleme adndaki
gizli bir CIA teknolojisi bulunduu ortaya kmt. Bu, "zleyicinin" fiziken bulunmad herhangi bir yere zihin gzn gnderip casusluk yapabildii, bir tr telepatik zihin yolculuuydu. Gizemciler buna astral yolculuk, yogiler ise beden d deneyim diyorlard. Ne yazk ki, vergilerini deyen dehete dm Amerikan vatandalar buna samalk diyordu ve bu
yzden program sona erdirilmiti. En azndan kamunun bildii kadaryla.
Dan Brown

310

nu yoktu ve yetkililerle temasa gemek byk bir hata olacakt. Sato'nun


Sabr Katherine. Birka dakika sonra, onlara cevaplar sunacann
lard. Katherine bu cevaplar her ne ise, aabeyini kurtarmasna yardmc
olmasn umut etti.
Metro haritasna bakarken, "Robert?" diye fsldad. "Bir sonraki durakta iniyoruz."
Langdon kurduu hayallerden syrld. "Tamam, teekkrler." Tren
gmbrdeyerek istasyona doru ilerlerken, antasn yerden alp Katherine'e
tereddtle bakt. "Umarm herhangi bir sorun yaamadan oraya varrz."
Turner Simkins, adamlarnn yanna gitmek iin aa inerken, metrodaki peron tamamyla temizlenmi, adamlar platform boyunca uzanan
tayc stunlarn arkasndaki yerlerini almlard. Platformun dier ucundaki tnelin derinliklerinden bir grlt duyuldu. Grlt artarken Simkins, etrafnda bir scak hava dalgas hissetti.
Kaamayacaksn Bay Langdon.
Simkins, kendisine platformda elik etmesini istedii dier iki ajana
dnd. "Kimliklerle silahlar karn. Bu trenler otomatik ama kaplan
aan bir kondktr var. Onu bulun."
Trenin farlar tnelin aasnda belirdi ve frenlerin tiz sesleri duyuldu. Tren istasyona girip yavalamaya balaynca, Simkins ile ajanlar raylara doru eildiler, kaplar amadan nce kondktrle gz temas kurmaya alarak CIA kimliklerini salladlar.
Tren hzla yaklayordu. Simkins siyahlar iindeki adamlarn kimliklerini sallamasna anlam veremeyen kondktrn akn yzn nc
vagonda grd. Artk tamamen durmak zere olan trene doru kotu.
Kimliim yukar kaldrrken, "CIA!" diye bard. "Kaplar AMA!" Tren yanndan yavaa kayarken, kondktrn vagonuna gidip ona
seslendi. "Kaplar ama! Anladn m?! Kaplar AMA!"
311

Kayp

Sembol

Tren tamamen durduunda, aknlktan gzleri kocaman olmu kondktr yan taraftaki pencereden, "Ne oldu?!" diye sordu.
Simkins, "Bu tren yerinden ayrlmasn," dedi. "Ve kaplar ama."
"Tamam."

79.

"Bizi ilk vagona sokabilir misin?"

BLM

Kondktr ban sallad. Korkulu bir ifadeyle trenden aa indi ve


kapy arkasndan kapatt. Simkins ve iki adamyla birlikte ilk vagona gidip kapy at.
Silahn karan Simkins, "Arkamzdan kilitle," dedi. Simkins ile
adamlar hemen ilk vagonun parlak aydnlna daldlar. Kondktr kapy arkalarndan kilitledi.
lk vagonda, silahl adamn ieri girmesine aknlkla bakan sadece drt yolcu - yeniyetme delikanl ve yal bir kadn- vard. Simkins
kimliini kaldrd. "Her ey yolunda. Yerlerinizde kaln."
Simkins ile adamlar, kaplar kilitli trenin arka tarafna doru vagonlar tek tek arayarak ilerlediler. iftlikteki eitimde buna "di macunu skmak" denirdi. Bu trende ok az yolcu vard ve vagonlarn yansn aradklar halde, Robert Lagdon ile Katherine Solomon'm tarifine uyan kimseye rastlamamlard. Simkins yine de kendinden emindi. Bir metro treninde saklanacak hibir yer yoktu. Tuvalet, depo ya da alternatif klar yoktu. Kaaklar onlar trene binerken grm ve arka tarafa kam olsalar bile dar kamazlard. Bir kapy aralamak neredeyse imknszd ve ayrca Simkins'in adamlar trenin her iki tarafndan platformu izliyorlard.
Sabr.
Simkins sondan ikinci vagona geldiinde kendini biraz huzursuz hissetmeye balamt. Bu vagonda tek bir yolcu vard ve o da bir inliydi.
Simkins ile adamlar saklanacak bir yer var m, diye ieriyi aradlar ama
hi kimse yoktu.
l, trenin son blmesine doru yaklarken silahn kaldran Simkins, "Son vagon," dedi. Son vagona girdiklerinde birden durup, etrafa bakakald.
Ne bu?... Bo vagonun arka tarafna koan Simkins, tm koltuklarn
arkalarna bakt. fkeden kudurmu bir halde adamlarna dnd. "Ne cehenneme kayboldu bunlar?!"
Dan

Brown

312

Alexandria, Virginia'nn on iki kilometre kuzeyindeki Robert Langdon


ile Katherine Solomon, kra dm ayrlarn zerinde ilerliyorlard.
Kathcrine'in hzl dnme ve doalama yeteneinden etkilenen
Langdon, "Aktris olmalydn," dedi.
"Sen de fena deildin." Katherine ona glmsedi.
Langdon ilk bata Katherine'in takside anlatt samalklara bir anlam verememiti. Bir anda Yahudi yldz ve Devlet Mhr'yle ilgili aklna gelen bir ey yznden Freedom Plaza'ya gitmek istemiti. Bir dolarlk
banknotun stne ok iyi bilinen bir komplo teorisinin resmini izmi ve
Langdon'dan iaret ettii yere iyi bakmasn istemiti.
Langdon sonunda onun banknotu deil, ofr koltuunun arkasndaki minik bir gstergeyi iaret ettiini anlamt. Gsterge lambas ylesine
kirlenmiti ki fark edilmiyordu. Ama biraz eilip yaklanca lambann yandn ve krmz bir k yaydn grmt. Ayrca yanan lambann altnda yazan iki silik kelimeyi de okuyabilmiti.
-DAHL AIKaran Langdon, korku dolu gzlerle ona n koltua bakmasn iaret eden Katherine'e dnmt. Langdon, paravann arkasndan gizlice bakarak dediini yapmt. n konsolun stnde, yanar halde ak duran cep telefonu, dahili hoparlre evrilmiti. Langdon o anda Katherine'in ne demek istediini anlamt.
Bu takside olduumuzu biliyorlar... bizi dinliyorlar.
Langdon bir yerde nlerinin kesilip etraflarnn evrilmesine ne kadar kaldn bilmiyordu, ama abuk davranmalar gerektiinden emindi.
Katherine'in Freedom Plaza'ya gitmek istemesinin nedeninin piramitle
deil. Krmz, Mavi ya da Turuncu hatlardan birine binerek, alt farkl yne gidebilecekleri byk bir metro istasyonuyla ilgisi olduunu anlamt.
Sonra da onunla birlikte rol yapmaya balamt.
313

Kayp

Sembol

Freedom Plaza'da taksiden atladklarnda Langdon durumu ele alp


hemen bir doalama yapm ve Katheine'le birlikte metro istasyonuna'
inerlerken arkasnda Alexandria'daki Masonik Ant'a gidiyorlarm gibi
bir izlenim brakmt. Birlikte Mavi Hat't geip, tam tersi istikamete giden Krmz Hat'a binmilerdi.
Gneydeki Tenleytown'a doru alt durak getikten sonra, sakin ve
lks bir semtte inmilerdi. Gidecekleri bina, Massachusetts Bulvar'nn
hemen bitiiindeki bakml imlerin ortasnda ykselen evredeki en
byk yapyd.
imdi, Katherine'in deyimiyle "sistemin dndaki" ikili, nemli imlerin stnden yryorlard. Sa taraflarnda, eski gl aalar ve Glge
Ev kameriyesiyle nl, ortaa tarznda bir bahe vard. Baheden geip
doruca arldklar muhteem binaya doru yrdler. Sina Daindan
on ta, gkyznden bir ta ve Luka nn karanlk babasnn suretinden bir
ta ieren snak.
Parlak klarla aydnlatlm kulelere bakan Katherine, "Buraya daha nce hi gelmemitim," dedi. "Gz kamatrc."
Bu yerin gerekten ne kadar etkileyici olduunu unutan Langdon
onunla ayn fikirdeydi. Bu Neo-Gotik aheser, Bykelilikler Blgesi'nin
kuzey ucunda yer alyordu. Gen Amerikallarn bu hayranlk uyandrc
yeri tanmalar iin bir ocuk dergisine yazd yazdan beri yllardr buraya gelmemiti. "Musa, Ay Talar ve Yldz Savalar" isimli makalesi, yllarca Langdon
turistlerinyllar
rehberlerinde
almt. verdii ani sezgiyle, Washington
sonra geriyer
dnmenin

Langdon kendi kendine gld. "Luke Skywalker'in karanlk babas


m? Kesinlikle. Vader, Ulusal Katedral'in en popler grotesk figrlerinden
biri." Bat kulesinin tepesini iaret etti. "Gece grmek zor ama orada."
"Da th Vader'n Washington Ulusal Katedrali'nde ne ii var?"
"ocuklar arasnda, ktln yzn temsil eden yontu yarmas
dzenlendi ve Darth kazand."
Yirmi be metrelik kemerli ana giriin nefes kesici gl penceresinin
altndaki geni merdivenlere vardlar. Basamaklar kmaya baladklarnda Langdon, kendisini arayan gizemli yabancy dnd. sim vermeyin
ltfen... Size emanet edilen haritay koruyabildiniz mi? Ar piramidi tamaktan yorulan Langdon'n omzu armt, bu yzden de bir an nce bir
yere brakmak istiyordu. Snak ve cevaplar.
Merdivenin bana geldiklerinde, karlarna grkemli bir ift ahap
kap kt. Katherine, "alacak myz?" diye sordu.
Langdon da ayn eyi dnyordu ama o srada kaplardan biri gcrdayarak araland.
Zayf bir ses, "Kim o?" dedi. Kap eiinde benzi solmu yal bir
adamn yz belirdi. zerinde papaz cppesi vard ve bo bakyordu. Katarktla perdelenmi gzleri mat ve beyazd.
"smim Robert Langdon," diye cevap verdi. "Katherine Solomon ve
ben snak aryoruz."
Yal adam rahatlayarak, derin bir soluk akl. "Tan'ya krler olsun. Ben de sizi bekliyordum."

Ulusal Katedrali, diye dnd. Tek bir Tanr baka nerede olabilir?
Ban kaldrp ikiz an kulelerine bakan Katherine, "Bu katedralde
gerekten de Sina Da'ndan on ta var m?" diye sordu.
Langdon ban sallad. "Ana sunan yannda. Musa'ya Sina Da'nda verilen On Emri temsil ediyorlar."
"Peki ya ay ta?"
Gkyznden bir ta. "Evet. Vitrayl pencerelerden birinin ismi Uzay
Penceresi ve iinde bir para ay ta var."
"Tamam ama, son ey hakknda ciddi olamazsn." Gzel gzleri ku
kuyla bakan Katherine, baklarn profesre evirmiti. "Darth Vader...
heykeli mi?"
Dan

Brown

314

315

l
Kayp

Sembol

Bellamy, bu bilgileri nereden alyor, diye merak etti. O ksa mesaj


gnderdiimi Langdon bile bilmiyor. Kongre Ktphanesi'ne giden tnele

80.

BOLM

girer girmez, Bellamy inaat klarn yakmak iin elektrik odasna gitmiti. Yalnz kald srada Solomon' alkoyan adama, Sato'nun devreye girdiini, ama Langdon'la birlikte Mason Piramidi'ni ele geirdiklerini ve istek-

Warren Bellamy birden mitlendi.


Operasyon ajanndan telefon alan Bakan Sato hemen sylenmeye balamt. "yi, o zaman onlar hemen bulsan iyi olur!" diye bard. "Vaktimiz
daralyor!" Telefonu kapattktan sonra, sanki bundan sonra ne yapacana
karar vermeye alyormu gibi Bcllamy'nin nnde aa yukar yrd.

lerini yerine getireceklerini syleyen bir mesaj gndermeye karar vermiti.


Elbette bu bir yaland ama Bellamy gven vererek, hem Peter Solomon iin,
hem de piramidi saklamak iin vakit kazanacaklarn mit etmiti.
Bellamy, "Mesaj gnderdiimi sana kim syledi?" diye sordu.
Sato, Bellamy'nin cep telefonunu onun yanna frlatt. "Uzay teknolojisine gerek yok."

Sonunda tam karsnda durup dnd. "Bay Bellamy, size bunu sadece bir kez soracam." Gzlerinin iine bakt. "Evet veya hayr... Robert
Langdon'm nerede olabileceine dair bir fikrin var m?"

Bellamy, cep telefonuyla anahtarlarn onu yakalayan ajanlarn aldn hatrlad.

Bellamy fikir sahibi olmaktan ok daha fazlasn biliyordu, ama ban iki yana sallad. "Hayr."

le Mcadele Yasas ulusal gvenlik iin tehlikeli grdm herkesin tele-

Sato hl delici gzlerle bakyordu. "Ne yazk ki, iimin bir paras

fonunu dinleme hakkn bana tanyor. Peter Solomon'n bylesi bir tehdit

da insanlarn ne zaman yalan sylediini anlamaktr."


Bellamy gzlerini baka yne evirdi. "zgnm, size yardmc
olamam."
Sato, "Mimar Bellamy," dedi. "Bu akam saat yediyi biraz gee, ehir dndaki bir restoranda yemek yerken, Peter Solomon' kardn
syleyen bir adam seni telefonla arad."
Birden iinin rperdiini hisseden Bellamy, gzlerini yeniden Sato'ya evirdi. Sen bmt nereden biliyorsun?
Sato, "Bu adam Robert Langdon'a bir grev vererek onu Kongre Binas'na gnderdiini syledi," diye devam etti. "Senin yardmna ihtiya duyaca bir grevdi. Langdon bu ii baaramazsa dostun Peter Solomon'n lecei konusunda seni uyard. Panie kaplp Peter'm tm numaralarn aradn
ama ona ulaamadn. Sonra da panik halinde Kongre Binasna kotun."
Bellamy, Sato'nun bu telefonu nereden bildiini tahmin edemiyordu.
Sato bir yandan sigarasn ierken bir yandan da konuuyordu.
"Kongre Binas'ndan kaarken, Solomon' karan kiiye, Langdon'la birlikte Mason Piramidi'ni ele geirdiini bildiren bir mesaj attn."
Dan

Brown

316

Sato, "Geri kalan bilgiyi nereden rendiime gelince," dedi. "Terr-

oluturduuna inanyorum ve dn gece eyleme getim."


Bellamy, onun sylediklerini anlamakta glk ekiyordu. "Peter Solomon'n telefonunu mu dinliyorsun?"
"Evet. Onu karan adamn seni restorandayken aradn bu sayede
rendim. Peter'm cep telefonunu aradm ve olanlar anlatan endieli bir
mesaj braktn."
Bellamy, onun doruyu sylediini biliyordu.
"Ayrca, buraya neden kandrlarak getirildiini renmeye alan
Robert Langdon'm Kongre Binas'ndan at telefonu da tespit ettik. Ben
de hemen Kongre Bias'na doru yola ktm ve daha yalan olduum iin
senden nce vardm. Langdon'm antasnn rntgen filmine bakmam gerektiini nereden bildiime gelince... Langdon'm bu ie kartn rendiim iin, ekibimden Langdon ile Peter Solomon'n sabahn erken saatlerinde cep telefonundan yaptklar grmeyi yeniden incelemelerini istedim. Bu grmede Solomon' karan kii kendini onun asistan gibi tantyor ve Peter'm Langdon'a emanet ettii kk paketi seminere gelirken yarmda getirmesini rica ediyordu. Langdon yannda tad paket
hakknda bilgi vermeyince, antasnn filmim istedim."
317

Kayp

Sembol

Bcllamy artk doru dzgn dnemiyordu. Sato'nun syledii her


ey akla yatknd ama bir ey yerine oturmuyordu. "Ama... Peter Solomon'n ulusal gvenlik iin tehdit oluturduunu nereden kardn?"
Sato, "nan bana Peter Solomon ulusal gvenlik iin ciddi bir tehdit,"
diye homurdand. "Ve samimi olmak gerekirse Bay Bellamy, sen de ylesin."
Yerinde dorulan Bellamy'nin bileklerindeki kelepeler cann actyordu. "Anlayamadm?!"
Sato yznde zoraki bir glmsemeyle, "Siz masonlar, tehlikeli bir
oyun oynuyorsunuz. ok ok tehlikeli bir srr saklyorsunuz," dedi.
Antik Gizemlerden mi bahsediyor?
"Neyse ki, srlarnz gizli tutmak konusunda her zaman iyi i baardnz. Ancak, son zamanlarda dikkatsiz davranyorsunuz ve bu akam, en
tehlikeli snnz dnyaya aklanmak zere. Ve eer biz bunu durduamazsak, seni temin ederim sonular felaket olacak."
Bellamy aknlk iindeydi.
Sato, "Bana saldrmasaydn, ikimizin ayn takmda olduunu anlayacaktn," dedi.

"yi ama gvenmiyorum!"


Sato'nun gzleri buz gibiydi. Aniden dnp, Orman'a doru barmaya balad. "Ajan Hartmann! Evrak antas ltfen."
Bellamy elektronik kapnn tslamasn ve bir ajann Orman'dan ieri girdiini duydu. Elinde tuttuu ince titanyum antay, bakann yannda
yere brakt.
Sato, "Bizi yalnz brak," dedi.
Ajan karken kap bir kez daha tslad ve etraf sessizlie gmld.
Sato metal antay yerden alp kucana yatrd ve mandallarn at.
Ardndan gzlerini yavaa Bellamy'ye evirdi. "Bunu yapmak istemiyordum ama vaktimiz tkeniyor ve bana baka seenek brakmadn."
Garip antaya bakan Bellamy, iini bir korku kapladn hissetti. Bana ikence mi edecek? Yeniden kelepelerini zorlad. "O antada ne var?!"
Sato gaddarca glmsedi. "Olaylar benim gzmden grmeni salayacak bir ey. Garanti veririm."

Ayn takm. Bu kelimeler Bellamy'nin aklna imknsz gibi grnen


bir fikir getirdi. Sato, Eastern Star yesi mi? Easte n Star Cemiyeti masonlarn kz karde rgtyd. Benzer bir yardmseverlik, gizli bilgelik ve ruhani bir ak fikirlilik felsefesini benimserdi. Ayn takm m? Ellerim kelepeli! Veler' telefonunu dinliyor!
Sato, "O adam durdurmama yardm edeceksin," dedi. "Bu lkenin
telafi edemeyecei bir felakete yol ama kapasitesine sahip." Yz duvar
gibiydi.
"Peki o zaman neden onu takip etmiyorsun?"
Sato pheyle bakt. "Bunu denemediimi mi sanyorsun? Yer tespiti
yapamadan Solomon'n telefonu kesildi. Dier numaras kullanlp atlan trden, ki onu takip etmek imknsz. zel jet irketi, Langdon'n uuunu Solomon'n asistannn, Solomon'n cep telefonundan ve Solomon'n Marquis
Jet kartyla yapldn syledi. Hi iz yok. Zaten fark etmez. Tam olarak bulunduu yeri tespit etsek bile, ieri girip onu yakalamay gze alamam."
"Neden?"
Sabrnn sonuna geldii anlalan Sato, "Bu gizli bir bilgi olduundan paylaamam," dedi. "Bana bu konuda gvenmeni istiyorum."
Dan

Brown

318

314

318 Kayp Sembol

Sonradan oday kutsamak iin yakaca ttsleri kartrd. Ardndan,


bu petamal yerine kuanaca saf ipek rty katlad. Ve son olarak, adana srecei kutsal yaa bir ie arnm su katt. i bittiinde, hazrlad tm malzemeleri servis masasnn stne koydu.

81.

BOLM

Bundan sonra bir rafn yanna gidip, oradan fildii kk bir kutu ald,
masadaki dier eyalarn yanna yerletirdi. Henz kullanmaya hazr olmasa da kapa ap, iindeki hazineye hayranlkla bakmaktan kendini alamad.
Bak.

Mal'akh'n sanatn gerekletirdii yeraltndaki mekan zekice saklanmt. Evinin bodrum kat, ieri girenlere normal grnrd. Bir kazan,
sigorta kutusu, odun yn ve vr zvrla dolu tipik bir kilerdi. Ama kilerin grnen bu ksm, Mal'akh'n yeraltndaki meknnn sadece bir blmyd. almalar iin geni bir alam duvarla ayrmt.
Mal'akh'n zel alma alam, her biri zel bir ama iin ayrlm kk odalardan meydana geliyordu. Sadece yatak odasndan gizli ve dik bir
rampayla girilen bu yeri grmek imknszd.
Bu akam Mal'akh rampadan inerken, derisine ilenmi mhr ve
iaretler, bodrum katnn zel gkyz mavisi nda adeta canlandlar.
Mavimsi pusun iinde pek ok kapal kapnn nnden geti ve doruca
koridorun sonundaki en byk odaya yneldi.
Mal'akh'n "sanetum sanetorum" 1 " dedii bu yer tam on iki ayaklk
mkemmel bir kareydi. Burlar kuann on iki yldz vardr. Gn on ikier saatlik dilimlere ayrlr. Cennetin on iki kaps vardr. Odann ortasnda, yediye yedi ayak llerinde ta bir masa vard. Vahyin Yedi Miihrii
vardr. Tapnan yedi basama vardr. Masann stnde, dikkatle ayarlanm bir k kayna aslyd. nceden tasarlanm renklerden oluan bir
tayfn etrafnda dnerek, kutsal Gezegen Saatleri Tablosu'yla{2) uyum iinde her alt saatte bir dngsn tamamlyordu. Yanor sacti mavidir. Nasnic saati krmzdr. Salam saati beyazdr.
imdiyse Caerra saatiydi ve odann rengi morun yumuak tonundayd.
zerinde, kalalarnn ve hadm edilmi cinsellik organnn stne sard
ipekli petamalden baka bir ey olmayan Mal'akh, hazrlklarna balad.
(1) Latince kutsallarn kutsal anlamnda kullanlr. Ayrca dini anlamda bir tapnan en kut-

Fildii kutunun iindeki siyah kadifenin kucanda parldayan adak


ban Mal'akh bu gece iin saklyordu. Geen yl Ortadou antika karaborsasndan 1,6 milyon dolara satn almt.
Tarihin en nl ba.
Kaybolduuna inanlan kadim zamanlardan kalma bu bak, kemik
bir sapa tutturulmu demirden yaplmt. alar boyunca saysz nfuzlu
kiinin eline gemiti. Ama son yzyllarda gizli bir koleksiyona girerek
ortadan kaybolmutu. Mal'akh onu elde etmek iin her yolu denemiti. Ban on yllardr, hatta belki de yzyllardr kan aktmadn tahmin ediyordu. Yeniden bileylenmi olan bu bak, bu gece bir kez daha kurban
vermenin gcn tadacakt.
Mal'akh ba nazike yastkt blmesinden kaldrp, arnm suya
batrd ipek bezle cilalad. New York'taki ilk basit denemelerinden bu
yana yetenekleri gelimiti. Mal'akh'n uygulad karanlk sanat pek ok
dilde farkl isimlerle anlyordu, ama hangi dilde olursa olsun, kesinlikle
bir bilimdi. Bu ortaa teknolojisi bir zamanlar g kaplarnn anahtarn
elinde tutmu, ama uzun zaman nce okltizm10 ve sihrin karanlk dnyasyla ilikilendirilerek yasaklanmt. Bu sanat hl uygulayan birka kii olduu sylense de, Mal'akh gerei biliyordu. Bu i skc fakltelerde
okuyanlara gre deil. Eski karanlk sanat, tpk modern bilim gibi kesin
formller, zel malzemeler ve zamanlama ile ilgili bir disiplindi.
Bu sanat, gnmz merakllarnn genellikle isteksizce uygulad etkisiz kara bylerden deildi. Bu sanatn, tpk nkleer fizik gibi muazzam
bir g ortaya karma potansiyeli vard. Uyanlar korkuntu: Bu sanat beceriksizce uygulayanlar, geri akntyla arplp, yok olma tehlikesini tarlar.

sal yeridir.
(2) Sihirli saatler vc onlar yneten meleklerin isimleri bu saatler lcr gn gece yansndan

( t ) Doast gizli glere inanma.

sonra balar ve ertesi gn gece yansnda sona erer.

321
Dan

Brown

320

Kayp

Sembol

Mal'akh dikkatini, hayranlkla bakt kutsal baktan, nndeki fnasada duran kaln parmen kda evirdi. Bu parmeni kuzu derisinden
kendisi yapmt. Kurallarn belirttii zere cinsel olgunlua erimemi kuzu henz saft. Parmenin yannda, karga tynden yapt bir kalem, gm bir ay taba ve pirin bir ksenin etrafna dizilmi mum vard. Ksenin iinde iki parmak yksekliinde kat kvaml, krmz sv duruyordu.
Bu sv Peter Solomon'n kanyd.
Kan sonsuzluun boyasdr.
Mal'akh ty kalemi ald, sol elini parmenin zerine yerletirdi, kalemi kana batrd ve ak avcunun d hatlarn dikkatle izdi. i bitince
Antik Gizemlerin be sembolnn her birini izimdeki parmak ularnn
her birine ekledi.
Ta... dneceim kral temsil etmesi iin.
Yldz... kaderime yazlm olan cenneti temsil etmesi iin.
Gne... ruhumun aydnlanmasn temsil etmesi iin.
Fener... insan anlaynn clz n temsil etmesini iin.
Ve anahtar... bu gece sonunda elde edeceim eksik paray temsil
etmesi iin.
Kanla elinin kopyasn karma iini bitiren Mal'akh, parmeni kaldrp mumun nda eserine hayranlkla bakt. Kann kurumasn bekledikten sonra, parmeni e katlad. Eski sihir szlerinden oluan bir ark mrldanrken parmeni nc muma dedirip yakt. Yanan parmeni gm ay tabana brakt. Bu srada hayvan derisindeki karbon, pudrams siyah kmre dnt. Alevler snnce klleri, kanl pirin ksenin
iine att. Sonra karm karga tyyle kartrd.

82.

BOLM

Washington Ulusal Katedrali dnyadaki altnc byk katedraldir ve


otuz katl bir gkdelenden daha yksektir. ki yz vitray pencere, elli
an ve 10,647 tane borusu olan bir kilise orgu bulunan bu Gotik aheser,
ayn anda binden fazla inanan barndrabilir.
Ama bu akam byk katedral botu.
Peder Colin Galloway -katedralin barahibi- ezelden beri yayormu
gibi grnyordu. Solgun teniylc tezat oluturan bir ciippe giymi olan peder, iki bklm bedenine ramen, tek kelime etmeden ayaklarn yerde sryerek ilerledi. Langdon ile Katherine, optik yanlsama yaratmak iin hafife sola kvrlan yz yirmi metre uzunluundaki ana koridorun karanlnda onu takip ettiler. Byk armh'a geldiklerinde barahip onlar ara
perdeden -halkn oturduu ksmla arkadaki mabedi birbirinden ayran
sembolik blme- geirdi.
Kilisenin mihrab buhur kokuyordu. Sadece tepedeki yapraks tonozlardan kvrlarak inen n aydnlatt bu kutsal yer lotu. ncil'de geen
olaylar tasvir eden sslemelerin bulunduu yan kemerlerin tepesinde elli
eyaletin bayraklar aslyd. Bu yolu kalbine kazd anlalan barahip
Galloway, yrmeye devam etti. Langdon bir an iin, Sina Da'ndan on

Sv daha koyu, neredeyse siyah bir renk ald.

tan gml olduu sunaa gittiklerini sand, ama yal peder sola dnp,

Kseyi iki avcuyla tutan Mal'akh bann zerine kaldrd. Eskilerin

yan bloka alan gizli bir kapy el yordamyla buldu.

kan eukharistos{V} arksn mrldanarak teekkrlerini sundu. Ardndan siyahlam svy dikkatle cam bir ienin iine dkt ve azn tpayla ka-

Ksa bir koridordan yrdkten sonra zerinde pirin isim levhas


bulunan bir ofis kapsnn nne geldiler.

patt. Mal'akh bann tepesindeki dvmesiz alan bu mrekkeple dolduPEDER DR. COLIN GALLOWAY
KATEDRAL BARAHB

rup, aheserini tamamlayacakt.

Kapy ap, klar yakan Galloway'in misafirleri iin byle bir neza(1) Y u n a n c a minnet, kran duymak anlamna gelen bir kelime.

Dan Brown

322

kette bulunmay unutmad anlalyordu. Onlar ieri alarak kapy kapatt.


321

Kayp

Sembol

Barahibin ofisi; yksek kitap raflar, bir masas, oymal bir j^aidrobu ve zel bir banyosu olan kk ama k bir odayd. Duvarda on altnc
yzyl goblenleriyle pek ok dini resim vard. Yal barahip, masasnn
karsndaki iki deri sandalyeyi gsterdi. Katherine'le birlikte oturan
Langdon, sonunda ar antasn yere brakt iin minnet duyuyordu.
Rahat sandalyeye yerleen Langdon, snak ve cevaplar, diye dnd.
Masasnn arkasnda ayaklarn sryen yal adam, arkas yksek
sandalyesine kendini brakt. Ardndan, yorgun bir i ekile ban kaldrd ve perdeli gzlerini bo baklarla onlara evirdi. Ama konutuunda sesi beklenmedik derecede berrak ve glyd.
Yal adam, "Daha nce karlamadmzn farkndaym," dedi.
"Ama her ikinizi de tanyor gibiyim." Bir mendil karp aznn kenarlarn sildi. "Profesr Langdon, bu katedralin sembolizmiyle ilgili yazdnz
o usta makale de dahil olmak zere yazlarnz biliyorum. Ve Bayan Solomon, aabeyiniz Peter ile ben yllardr mason kardeiyiz."
Katherine, "Peter'n ba dertte," dedi.
"Bana da byle sylendi." Yal adam iini ekti. "Ve size yardm
edebilmek iin elimden gelen her eyi yapacam."
Langdon barahibin parmanda mason yz grmemiti, ama pek
ok masonun, zellikle de din adam olanlarn, yeliklerini ifa etmemeyi
setiklerini biliyordu.
Konumaya baladktan sonra Barahip Galloway'in, Warren Bellamy'den bu akamki olaylarn bir ksmn rendii anlald. Langdon
ile Katherine ona hikyenin geri kalann anlattktan sonra, barahip daha
da endieli grnmeye balad.
Barahip, "Peki, sevgili Peter' kardn iddia eden bu adam, piramidin ifresini Peter'n hayat karlnda deifre etmenizi mi istiyor?" diye sordu.
Langdon, "Evet," dedi. "Bunun onu Antik Gizemlerin sakland yere gtrecek olan bir harita olduuna inanyor."
Barahip, rktc mat gzlerini Langdon'a evirdi. "fadenizden sizin byle eylere inanmadnz hissettim."
Langdon bu konuda vakit kaybetmek istemiyordu. "Benim neye
inandm nemli deil. Peter'a yardm etmemiz gerekiyor. Piramidi deifre ettik ama hibir yeri iaret etmiyor."
Dan

Brown

324

Yal adam oturduu yerde doruldu. "Piramidi deifre mi ettiniz?"


Sze giren Katherine, Bellamy'nin uyarlarna ve aabeyinin Langdon'dan paketi amamasn istemesine ramen, nceliinin aabeyine yardm etmek olduu dncesiyle, bunu kendisinin yaptn aklad. Barahibe altn kapak tan, Albrecht Drer'in sihirli karesini ve on alt harfli
mason ifresinden Jeova Sanctus Unus szn nasl elde ettiklerini anlatt.
Barahip, "Sadece bunu mu sylyor?" diye sordu. "Tek bir Tanr?"
Langdon, "Evet efendim," diye cevap verdi. "Grne baklrsa piramit, corafi deil mecazi bir harita."
Barahip ellerini uzatt. "Bir dokunaym."
Langdon antasnn fermuarn ap piramidi kard ve dikkatle masann stnde pederin tam karsna koydu.
Yal adamn zayf elleri piramidin her noktasn -yazlarn olduu yz, przsz taban ve kesilmi tepesini- incelerken Katherine ile Langdon
onu seyrettiler. Bitirdiinde ellerini yeniden uzatt. "Peki ya kapak ta?"
Langdon kk ta kutuyu kartp masann stne koydu ve kapan at. Sonra kapak tan yal adamn bekleyen ellerine verdi. Ayn ekilde incelemeye koyulan barahibin, kapak tann her bir noktasn hissederken, kk harfli yazy okumakta zorland anlalyordu.
Langdon, "Sr Dzen'in iinde gizli," dedi. "Ve dzen kelimesinin
baharfi byk."
Kapak tan piramidin stne el yordamyla yerletiren yal adamn
yz ifadesizdi. Sanki dua ediyormu gibi bir sre durdu ve avularn defalarca piramidin yzeyinde gezdirdi. Sonra uzanp, kp eklindeki kutuyu eline ald ve parmaklaryla iini dn yoklayarak dikkatle inceledi.
Bitirdiinde kutuyu elinden brakp, sandalyesinde geriye yasland.
Sesi birden ciddileeek, "Peki," dedi. "Neden bana geldiniz?"
Soru Langdon' hazrlksz yakalamt. "Efendim, buraya geldik,
nk siz gelmemizi sylediniz. Ayrca Bay Bellamy size gvenmemiz gerektiini syledi."
"Peki siz ona gvenmediniz mi?"
"Anlayamadm?"
Barahibin beyaz gzleri dorudan Langdon'a bakyordu. "Kapak
tann iinde bulunduu paket mhrlyd. Bay Bellamy size ama314 325

Kayp

Sembol

manz syledi ama siz atnz. Size paketi amamanz Peter Solomon
da sylemiti. Ama atnz."

Langdon, "Yerekiminin varlyla, nesnelerin elinizin dokunuuyla


bakalam geirmesi arasnda fark var," dedi.

Katherine, "Baym," diye konumaya balad. "Aabeyime yardm


etmeye alyorduk. Onu elinde tutan adam bize piramidi deifre..."

"Var m? Gremediimiz ya da anlayamadmz 'gizemli' glerin


hl ciddiye alnmad karanlk alarda yayor olamaz myz? Tarih bi-

Barahip, "Bunu anlayabiliyorum," diye itiraz etti. "Peki ama paketi

ze bir ey rettiyse o da bugn alaya aldmz garip dncelerin bir gn

amakla elinize ne geti? Hibir ey. Peter' karan adam belirli bir yer

kabul edilen gereklere dntdr. Bu piramidi parmamn dokunu-

aryor ve Jeova Sanctus Unus onu tatmin etmeyecek."

uyla deitirebileceimi sylyorum ve siz benim aklmdan phe edi-

Langdon, "Size katlyorum," dedi. "Ama ne yazk ki piramidin tm


syledii bu. Daha nce de belirttiim gibi, harita daha ok simgesel..."
Barahip, "Yanlyorsunuz profesr," dedi. "Tpk Antik Gizemler gibi bu haritann da katmanlar var. Gerek srrn hl zemediniz."
Langdon, "Barahip Galloway," dedi. "Piramitle kapak tamn her
bir karesini inceledik, grecek baka bir ey kalmad."

yorsunuz. Bir tarihiden daha fazlasn beklerdim. Tarih, hep ayn eyi
syleyen byk dehalarla doludur... Bu byk dehalar, insann, farknda
olmad gizemli yeteneklere sahip olduu konusunda srar ederler."
Langdon barahibin hakl olduunu biliyordu. nl Hermetik zdeyi unu sylyordu: Sizler Tanr olduunuzu bilmez misiniz? Bu ifade Antik Gizemlerin temel direklerinden biriydi. Yukardaki aadakine, aa-

"u anki haliyle kalmad, doru. Ama nesneler deiirler."

daki yukardakine benzer... nsan, Tanr'nr suretinden yaratlmtr... Tan-

"Anlayamadm?"

rlama. nsann ilahi olduu -gizli potansiyeli- mesaj saysz inancn es-

"Profesr, bildiiniz gibi bu piramit mucizevi bir dnm gc vaat ediyor. Efsaneye gre bu piramit eklini deitirebilir... srlarn aklamak iin fiziki eklini baka bir hale sokabilir. Excalibur' (l) Kral Arthur'un ellerine teslim eden nl kaya gibi, Mason Piramidi de eer kendisi uygun grrse... eklini deitirip, layk olana srlarn aklayabilir."
Langdon, yal adamn geen seneler yznden mantn kaybettiini dnd. "Efendim, yanl anlamadysam siz, bu piramidin gerek anlamda bir deiim geireceini mi sylyorsunuz?"
"Profesr, elimi uzatp bu piramidi gzlerinizin nnde deitirebilseydim, grdnz eye inanr mydnz?"
Langdon nasl cevap vereceini bilemiyordu. "Sanrm baka seeneim kalmazd."
"Tamam yleyse. imdi bunu yapacam." Azn yeniden kurulad.
"Bir zamanlar en akll insanlarn bile dnyay dz kabul ettiini size hatrlatmama izin verin. nk eer dnya yuvarlak olsayd, okyanuslar dklrd. 'Hayr, dnya kre eklindedir, yalnz grnmeyen, esrarengiz bir
g her eyin yzeye tutunmasn salar,' deseydiniz, bir dnn sizinle
nasl alay ederlerdi."

ki metinlerinde tekrar edilirdi. Kitab Mukaddes bile Zebur 86:2'de sizler


ilahsnz, diyordu.
Yal adam, "Profesr," dedi. "Pek ok eitimli insan gibi, sizin de
dnyalar arasnda sktnz gryorum; bir ayanz ruhani, bir ayanz ise fiziki dnyada. Kalbiniz inanmak istiyor... ama zeknz buna izin
vermeyi reddediyor. Bir akademisyen olarak, tarihin byk dehalarndan
ders alacak irfana sahipsiniz." Durup, boazn temizledi. "Yanl hatrlamyorsam, tarihteki byk dehalardan biri: 'Bize akl ermez gelen, gerekte var. Doann srlarnn ardnda, anlalmaz, soyut ve aklanamaz bir ey
duruyor. Anlayabileceimiz her eyin tesindeki bu gce hrmet etmek
benim dinimdir,' demiti."
Langdon, "Bunu kim sylemi?" diye sordu. "Gandli mi?"
Katherine, "Hayr," dedi. "Albcrt Einstein."
Katherine Solomon, Einstein'n yazd her bir kelimeyi okumu ve
bir gn topluluklarn da ayn eyleri hissedeceini dnmekle birlikte,
onun esrarengiz olana gsterdii sayg karsnda bylenmiti. Einstein,
gelecein dini, kozmik bir din olacak. Bu din, teoloji ve dogmalardan uzak
durup, kiisel Tanr'ya stn gelecek, diye tahminde bulunmutu.

( ! ) Kral A r t h u r ' u n efsanevi klc.

Dan

Brown

314

327

Kayp

Sembol

Robert Langdon bu fikri kabullenmekte glk ekiyor gibiydi. Katherine onun, yal peder yznden urad hayal krklnn arttn hissediyor ve ona hak veriyordu. Ne de olsa buraya kadar cevaplan bulmak
iin gelmiler, ama elinin dokunuuyla nesneleri deitirebileceini iddia
eden kr bir adam bulmulard. Buna ramen yal adamn gizemli gle-

79.BLM

re kar duyduu gl tutku, Katheine'e aabeyini hatrlatyordu.


Katherine, "Peder Galioway," dedi. "Peter'n ba dertte. CIA peimizde. Ve Warren Bellamy yardm etmeniz iin bizi size gnderdi. Bu piramidin ne dediini veya nereyi iaret ettiini bilrhiyorum, ama onu deifre etmek Peter' kurtaracamz anlamna geliyorsa bunu yapmalyz. Bay
Bellamy de aabeyimin hayatn bu piramit iin feda etmi olabilir ama benim ailem bu yzden acdan baka bir ey yaamad. Saklad sr her ne
ise bu gece sona erecek."
Yal adam korkutucu bir ses tonuyla, "Haklsnz," dedi. "Her ey bu
gece sona erecek. Bunu garantilediniz." ini ekti. "Bayan Solomon, o kutunun mhrn krdnzda, geri dn olmayan bir dizi olay balattnz.
Bu gece henz farknda olmadnz baz gler devrede. Geri dn yok."
Katherine sersemlemi bir halde pedere bakyordu. Sanki Vahyin Yedi Mlihr'nden veya Pandora'nn Kutusu'ndan bahsedermi gibi kederle
konuuyordu.
Langdon araya girip, "Saygszlk etmek istemem efendim," dedi. "Ta
bir piramidin herhangi bir eyi nasl balatacan hayal edemiyorum."
"Elbette edemezsiniz profesr." Yal adam kr gzlerle ona bakyordu. "Henz bunu grecek gzlere sahip deilsiniz."

Orman'n rutubetli havasnda oturan Kongre Binas'nn Mimar, srtndan aa buz gibi terler dkldn hissediyordu. Kelepeli bilekleri
aryordu ama tm dikkatini, Sato'nun bankn stnde, ikisinin arasna at korkutucu titanyum antaya vermiti.
Sato, ona, bu antann iindekiler, her eyi benim gzlerimle grmeni salayacak. Buna garanti veririm, demiti.
Asyal kk kadn, metal antann mandallarn Bellamy'nin gremeyecei ekilde at. Bellamy henz iindekileri grmemiti ama hayal
gc hzla alyordu. Sato'nun ellerinin antann iinde bir eyler yaptn duyan Bellamy, parldayan, keskin aletler karacan dnd.
antann iinde anszn yanan bir k, daha ok parlayarak Sato'nun
yzn aydnlatt. Elleri antann iinde hzl bir ekilde hareket etmeye
devam ederken, n rengi deiti. Birka saniye sonra ellerini geri ekti, antay kavrayp Bellamy'nin rahatlkla grebilecei ekilde evirdi.
Bellamy, telefon ahizesi, iki anteni ve ift klavyesi bulunan bir tr
ileri teknoloji dizst bilgisayarna bakyordu. Bata duyduu rahatlama
hissi, yerini hemen akl karlklna brakt.
Ekranda CIA logosu ve bir metin vard:
GVENL OTURUM AILDI
KULLANICI: INOUE SATO
GVENLK YETKS: 5. SEVYE
Dizst bilgisayarn oturum ama penceresinin altnda bir ilem simgesi dnyordu:
LTFEN BEKLEYN...
DOSYA FRES ZLYOR...

Dan

Brown

312

83

Kayp

Sembol

Bellamy, Sato'ya baknca, gzlerinin kendisininklere kilitlediini


grd. "Sana bunu gstermek istemiyordum," dedi. "Ama bana baka seenek brakmadn."
Ekran yeniden yanp snd. Dosya alp, iindekiler LCD ekran
doldururken Bellamy baklarn aa indirdi.
Bellamy birka saniye boyunca, ne olduunu anlamak iin ekrana
bakt. Sonunda anlam vermeye baladnda, kann damarlarndan ekildiini hissetti. Dehet dolu gzlerini baka tarafa eviremiyordu. "Ama bu...
imknsz!" diye bard. "Bu... nasl olabilir?"
Sato'nun yznde zalim bir ifade vard. "Siz syleyin Bay Bellamy.
Siz syleyin."
Kongre Binas'nn Miman, grdklerinin ne anlama geldiini kavradnda tm dnyann bir felaketin eiine geldiini hissetti.
Aman Tanrm... Korkun bir hata yaptm!

79.BLM
Barahip Galloway yaadn hissetti.
Tm lmller gibi zaman geldiinde kendisinin de fani bedeninden
ayrlacan biliyordu, ama o gn, bu gn deildi. Bedenindeki kalbi gl ve hzl atyordu... zihni akt. Yaplacak iler var.
Zayf ellerini piramidin przsz yzeyinde gezdirirken, hissettiklerine inanmakta glk ekmiti. Bu ana tank olacak kadar yaayacam
hi sanmyordum. Bireim haritasnn paralar nesiller boyunca birbirinden ayr tutulmutu. imdi sonunda birlemilerdi. Galloway bunun kehanet edilen zaman olduundan pheleniyordu.
Kader tuhaf biimde piramidi birletirmek iin mason olmayan iki
kiiyi semiti. Bir ekilde bu uygun grnyordu. Gizemler i emberin
dna hareket ederek... karanlktan... aydnla kyor.
Ban Langdon'n nefes ald yne evirerek, "Profesr," dedi. "Peter size bu kk pakete neden gz kulak olmanz istediini syledi mi?"
Langdon, "Baz gl kiilerin onu almak istediklerini sylemiti,"
diye cevap verdi.
Baahip ban sallad. "Evet, Peter bana da ayn eyi sylemiti."
Sol tarafndaki Katherinc aniden, "Syledi mi?" dedi. "Siz ve aabeyim bu piramit hakknda konutunuz mu?"
Galloway, "Elbette," dedi. "Aabeyinizle pek ok eyden sz ederdik. Bir zamanlar Tapnak Mabedi'nde stad Muhterem bendim. Rehberliime bavurmak iin ara sra bana gelirdi. Yaklak bir yl kadar nce derin bir endie iinde bana geldi. u anda sizin oturduunuz yerde oturuyordu. Bana doast nsezilere inanp inanmadm sordu."
"nseziler mi?" Katherine'in sesi kayglyd. "Yani... hayal gibi mi?"
"Tam olarak deil. Daha isel bir ey. Peter, hayatnda karanlk bir
gcn bydn hissediyordu. Bir eyin onu izlediini... beklediini...
ona byk bir zarar verme niyetinde olduunu hissediyordu."

Dan

Brown

312

84 Kayp Sembol

Kathcrine, "Hakl olduu ortaya kt," dedi. "Annemizi ve Peter'n


olunu ldren adam Washington'a geldi ve Peter'n mason kardelerinden biri oldu."
Langdon, "Doru," dedi. "Ama, bu CIA'in ie neden kartn ak-

dnya grn benimsedikleri iin alay edilen ilk kiflerle karlatrmt. Bu kifler neredeyse bir gecede aptaldan kahramana dnm,
haritalandrlmam dnyalar kefederek, gezegendeki herkesin ufkunu
amlard. Peter bunu sizin de baaracanz dnyor. Yaptnz ile
ilgili ok byk mitleri var. Ne de olsa tarihteki her felsefi deiim, ce-

lamyor."
Galloway pek emin deildi. "G sahibi insanlar her zaman daha byk glerle ilgilenirler."
Langdon, "Ama... CIA?" diye meydan okudu. "Ve esrarengiz srlar?
Arada bir kopukluk var."
Katilerine, "Hayr yok," dedi. "CIA teknolojideki gelimelerle byr
ve gizemli bilimlerle ilgili deneyleri hep yapmtr; ESP,(1) uzaktan grntleme, duyusal yoksunluk, farmakolojik etkenli yksek zihinsel durumlar.
Hepsi ayn, insan zihninin grnmeyen potansiyelini aa karmakla ilgili. Peter'dan bir ey rendiysem o da u: Bilimle gizemcilik birbiriyle
ok yakndan ilikilidirler, sadece yntemleri birbirinden farkldr. Amalar ayndr... ama usulleri farkldr."

byk bir manevi hazine var... nesiller boyu sabrla karanlkta bekleyen bir

Galloway, "Peter, bana, alma alannzn bir tr modern gizem bili-

hazine. Bunun dnyay deitirecek bir etmen olduuna inanyorum." Ka-

mi olduunu sylemiti," dedi.


Katherine ban sallayarak, "Noetik," dedi. "Ve insann hayal edemeyeceimiz glere sahip olduunu kantlyor." Bandan ve ellerinden
sat kla, "Nurlu sa'y" tasvir eden vitray pencereyi gsterdi. "Dorusunu isterseniz, ar soutulmu ift arjl cihazla, bir ifacnn ellerinin
fotorafn ektim. Fotoraflar sizin vitray pencerenizdeki sa resmine ok
benziyordu... ifacnn parmak ularndan enerji akm kyordu."

pak tann altn tepesine dokundu. "Ve imdi bu piramit birletiine g-

inden glmseyen Galloway, iyi eitilmi zihin, diye dnd. sa


hastalar nasl iyiletirdi sanyorsunuz?
Katherine, "Biliyorum ki modern bilim, ifaclarla amallar hafife
alyor ama ben bunu kendi gzlerimle grdm," dedi. "CCD1'' kameralarm bu adam parmak ularndan youn bir enerji alan yayarken fotoraflad... ve hastann hcre yapsn gerek anlamda deitirdi. Eer bu Tannsal bir g deilse, ben ne olduunu bilmiyorum."
Barahip Galloway bu kez glmsedi. Katherine'de aabeyiyle ayn tutkuya sahipti. "Peter bir zamanlar Noetik Bilimi, kre eklindeki

sur bir fikirle balamtr."


Galloway bu yeni cesur fikrin, insann kullanlmayan bir potansiyeli
olduu savnn ispatn grmek iin laboratuvara gitmek gerekmediini elbette biliyordu. Bu katedralin hastalan iyiletirici dua emberleri vard ve
st ste defalarca, fiziki deiimi tbben raporlanm mucizelere tank olmulard. Asl soru Tanr'nn insana byk gler bahedip bahetmedii
deil, bu glerin nasl aa karlacayd.
Yal barahip ellerini huu ile Mason Piramidi'nin yanlarna yerletirdi ve alak sesle konutu. "Dostlarm, bu piramidin tam olarak nereyi
iaret ettiini bilmiyorum... ama unu biliyorum: Orada bir yerde gml

re... vakti hzla yaklayor. Hem neden olmasn ki? Dnmsel byk aydnlanmann yaanaca, ok eski zamanlardan beri kehanet ediliyor."
Langdon sorgulayan bir ses tonuyla, "Peder," dedi. "Aziz Yahya'nn
Vahyi'ni ve kyametin gerek anlamn hepimiz biliyoruz, ama Kitab Mukaddes'ten bir kehanet..."
Barahip, "Ah, yapmayn, Vahiy Kitab samalktan baka bir ey deil!" dedi. "Onu nasl okuyacan kimse bilmiyor. Ben, ak zihinlerin anlalr yazlarndan bahsediyorum; Aziz Augustinus, Sir Francis Bacon,
Newton, Einstein, liste byle devam eder. Hepsi de dntrc aydnlanma ann bekliyorlard. Hatta sa bile, 'Bilinmeyen hibir ey kalmayacak,
a kmayan hibir sr kalmayacak,' demiti."
Langdon, "Tahmin edilebilir bir varsaym," dedi. "Bilgi katlanarak
oalr. rendike renme yeteneimiz artar ve bilgi daarcmz hzla gelitiririz."
Katherine, "Evet," dedi. "Bunu bilimde rahatlkla gryoruz. cat et-

(1) Altnc his.


(2) G r n t belirlemekte kullanlan ift arjl yksek hzl yan iletkenli bir alet.

Dan

Brown

314 332

tiimiz her yeni teknoloji, baka yeni teknolojileri icat etmemize yarayan
333

Kayp

Sembol

bir ara haline geliyor ve bylece byyerek devam ediyor. Bilinrin-son be


yl iinde, geen be bin yldan daha fazla ilerlemesinin sebebi bu. Katsal
byme. Metametiksel olarak, zaman getike katsal byme erisi neredeyse dikey hale gelir ve yeni gelimeler inanlmaz bir hzla gerekleir."
Barahibin ofisine sessizlik kmt. Galloway, iki misafirinin, bu
piramidin onlara nasl baka bir ey aklayacan hl anlayamadklarn
fark etti. Kader bu yzden sizi bana getirdi, diye dnd. Bu ite bir rolm var.
Peder Colin Galloway, yllar boyunca mason kardeleriyle birlikte
beki roln oynamt. Ama imdi iler deiiyordu.
Artk beki deilim... imdi bir rehberim.
Masasnda kollarm uzatan Galloway, "Profesr Langdon?" dedi.
"Elimi tutar msnz?"

Barahip, "Parmanz bir sre orada tutun," dedi. "Bask uygulayn."


Langdon, bir tutam san kulann arkasna atarken aknlkla kendisini seyreden Katherine'e bir gz att.
Birka saniye sonra yal barahip ban sallad. "Tamam, elinizi ekin. Simya tamamland."
Simya m? Elini ta kutudan eken Robert Langdon, olduu yerde kalakald. Deien hibir ey olmamt. Kutu masann stnde duruyordu.
Langdon, "Hibir ey yok," dedi.
Barahip, "Parmanzn ucuna bakn," diye yant verdi. "Bir deiim
greceksiniz."
Langdon parmana bakt, ama grebildii tek deiim, dairesel
yumrunun -ortasnda nokta bulunan minik yuvarlan- cildinde meydana
getirdii girintiydi.

Robert Langdon, Barahip Galloway'in uzatt avcuna bakarken tereddt etti.


Dua m edeceiz?
Langdon nazike uzanp, sa eliyle barahibin zayf elini tuttu. Yal
adam, Langdon'm elini skca kavrad ama dua etmek iin deil. Bunun
yerine Langdon'n iaretparman bulup, daha nce kapak tann iinde
durduu ta kutunun iine soktu.
Barahip, "Gzleriniz sizi kr etti," dedi. "Siz de benim gibi parmak
ularnzla grseydiniz, bu kutunun size retecek bir eyleri kaldn
fark ederdiniz."
Langdon itaatle parmak ucunu kutunun i yzeyinde gezdirdi ama
hibir ey hissetmedi. Kutunun ii przszd.
Galloway, "Aramaya devam edin," diye tevik etti.
Sonunda Langdon'n parmak ucu, kutunun i tabannn tam ortasnda ufack bir nokta -kntl minik bir yuvarlak- hissetti. Elini ekip iine
bakt. Minik daire plak gzle grlebiliyordu. Bu da ne?
Galloway, "Bu sembol tanyabildiniz mi?" diye sordu.
Langdon, "Sembol m?" diye cevap verdi. "Pek iyi gremiyorum."
"yice bastrn."
Langdon, onun, sylediini yaparak, parmak ucunu noktann zerine
bastrd. Ne olacan zannediyor?
Dan

Brown

314 334

Barahip, "Peki sembol imdi tanyabildiniz mi?" diye sordu.


Langdon sembol tanmt, ama barahibin bu semboln ayrntlarn hisSedebilmesine daha ok armt. nsann parmak ularyla grmesi, kesinlikle sonradan renilen bir yetenekti.
Sandalyesini yaklatrp, Langdon'n parman yalandan inceleyen
Katherine, "Bu simya," dedi. "Altnn eski sembol."
"Gerekten de yle." Barahip glmseyerek kutuya hafife vurdu.
"Profesr, tebrik ederim. Az nce tarihteki tm simyaclarn ulamaya alt eyi baardnz. Deersiz bir maddeden altn yarattnz."
Olanlardan etkilenmeyen Langdon kalarn att. Bu kk salon lilesinin pek faydas dokunmayacakt. "lgin bir fikir efendim, ama korkarm ki -ortasnda nokta bulunan ember- bu semboln dzinelerce farkl
anlam var. Tarihte en sk kullanlan sembollerden biri."
"Neden bahsediyorsunuz?" diye soran barahibin sesinden, phelendii belli oluyordu.
Langdon, bir masonun bu semboln manevi anlamlarn bilmiyor olmasna armt. "Efendim, bu semboln saysz anlam vardr. Antik Msr'da Ra'nn -gne tanrs- sembolyd, gnmzde astronomide hl
335

Kayp

Sembol

gne sembol olarak kullanlr. Dou felsefesinde nc Gz% igriin, kutsal gl ve aydnlanma iaretini temsil eder. Kabalaclar Kether'i -en yksek Sefrot'u, 'sakllarn en saklsn'- simgelemek iin kullanmlardr. Eski gizemciler buna Tanr 'nn Gz derlerdi. Devlet Mhr'ndeki Her eyi Gren Gz buradan kmtr. Pisagorcular bunu Monad'n sembol olarak kullanmlardr, lahi Gerek, Prisca Sapientia, zihnin ve ruhun bir olmas..."
"Yeter!" Barahip Galloway kendi kendine glyordu. "Profesr, teekkr ederim. Elbette haklsnz."
Langdon, barahibin kendisiyle dalga getiini anlad. Hepsini biliyordu.

Galloway, "Buldunuz mu?" dedi.


Langdon, "Sanrm yle, evet!" dedi.
Katherine sandalyesini yaklatrd. "Ne?"
Langdon, ona gsterirken, "Yzn bandndaki derece iareti," dedi. "O kadar kk ki, gzle grlmyor ama dokununca, oyulduunu anlyorsun. Sanki daire eklinde kk bir entik gibi." Derece iareti yzn ortasndayd... ve kpn i ksmndaki minik kntyla ayn boyutlarda grnyordu.
"Ayn boyutlarda m?" Daha da yaklaan Katherine'in sesi imdi heyecanlyd.

Hl glmsemekte olan Galloway, "Bu sembol aslnda Antik Gi-

"renmenin tek bir yolu var." Yz alp, kutunun iine koyarak,

zemlerin semboldr," dedi. "Bu sebeple, kutunun iinde yer almasnn te-

iki minik daireyi st ste getirdi. Bastrnca, kutudaki kntl daire, yz-

sadf olmadn belirtmek isterim. Efsaneye gre, bu haritann srlar en

n girintisine uydu ve zayf ama kararl bir tk sesi duyuldu.

kk ayrntlarda sakldr."

Hepsi yerinde srad.

Katherine, "Peki," dedi. "Ama bu sembol oraya bilerek ilenmi olsa


bile, haritay zmemize yardmc olmuyor, yle deil mi?"
"Daha nce, balmumu mhrn Pete'n yzndeki armay tadn sylemitiniz, yle deil mi?"
"Evet, doru."
"Ve yzn yannzda olduunu sylemitiniz."
"Yanmda." Langdon elini cebine sokup yz buldu, plastik torbadan kard ve masada barahibin nne koydu.
Yz alan Galloway, yzeyini incelemeye koyuldu. "Bu benzersiz
yzk, Mason Piramidi'yle ayn zamanda yaplmt ve gelenee uygun
biimde, piramidi korumakla grevli mason tarafndan taklrd. Bu gece
ta kutunun altndaki minik sembol hissettiimde, yzn de bu bireimin bir paras olduunu fark ettim."
"yle mi?"
"Bundan eminim. Peter ok yakn bir dostumdur ve bu yz yllarca takt. ok iyi tanyorum." Yz Langdon'a uzatt. "Kendiniz bakn."
Langdon yz alp, parmaklarn ift bal Zmrdanka kuunun,
33 saysnn, ORDO AB CHAO kelimelerinin ve her ey otuz nc derecede ortaya kacak sznn zerinde gezdirerek, inceledi. e yarar hibir
ey hissetmemiti. Sonra parmaklar yzn d evresini takip ederken
birden durdu. ararak yz evirdi ve evresinin alt ksmna bakt.
Dan

Brown

314 336

Langdon bekledi ama hibir ey olmad.


Peder, "Bu neydi?" diye sordu.
Katherine, "Hibir ey olmad," diye cevap verdi. "Yzk yerine
oturdu... ama baka bir ey olmad."
"Byk bir deiim olmad m?" Galloway arma benziyordu.
Yzn kabartmasndaki armaya -ift bal bir Zmrdanka kuu
ve 33 says- bakan Langdon, iimiz bitmedi, diye dnd. Her ey otuz
nc derecede aa kacak. Aklna Pisagor, kutsal geometri ve alarla
ilgili dnceler geldi. Belki de derecelenil matematiksel bir anlam vard.
Kalbi gitgide hzla atmaya devam ederken, uzanp, kpn tabannda
takl duran yz tuttu. Ardndan, yavaa yz sa tarafa doru evirmeye balad. Her ey otuz nc derecede aa kacak.
Yz on derece... yirmi derece... otuz derece evirdi.
Bunun ardndan yle ani bir ey oldu ki, Langdon grmeye frsat
bulamad.

337

Kayp

Sembol

79.BLM

Deiim.

Langdon, kutu ha eklini ald, diye dnd. Sembolik simya.

Ne olduunu duyan Barahip Galloway'in olanlar grmesine gerek yoktu.


Masann karsndaki Langdon ile Katherine lm sessizliine brnmler, gzlerinin nnde grltyle bakalam geiren ta kpe hi
phesiz aknlkla bakyorlard.
Galloway glmsemekten kendini alamad. Bu sonucu zaten bekliyordu ama piramidin bulmacasn zmelerine nasl yardmc olaca konusunda hl bir fikri yoktu. Buna ramen bir Harvard simgebilim profesrne sembollerle ilgili bir ey retme frsatn yakalamann keyfini
karyordu.
Barahip, "Profesr," dedi. "Masonlarn kp ekline -veya bizim
deyiimizle kesmetaa- hrmet gsterdiini ok az kii bilir, nk ok
daha eski iki boyutlu bir semboln... boyutlu halini temsil eder."
Galloway'in profesre, imdi masann stnde yatan eski sembol tanyp tanmadn sormasna gerek yoktu. Dnyadaki en nl sembollerden biriydi.
Karsndaki masann stnde duran deiim geirmi kutuya bakan
Robert Langdon'n aklnda binlerce dnce dolayordu.
Saniyeler nce ta kpn iine uzanm, mason yzn tutmu
ve nazike evirmiti. Yz otuz derece evirdiinde, kp gzlerinin nnde ekil deitirmiti. Kutunun gizli menteeleri serbest kalnca, yan kenarlarn meydana getiren yzeyler birbirinden ayrlarak
almt. Kutu bir anda dalm, kenarlar ve kapa masann stne
grltyle dmt.
Dan

Brown

312 338

Katherine, dalan kpe hayretle bakyordu. "Mason Piramidi... Hristiyanlkla m ilgili?"


Bir an iin Langdon da ayn eyi dnmt. Ne de olsa Hristiyan
ha, masonlar arasnda sayg duyulan bir sembold ve pek ok Hristiyan
mason bulunduu muhakkakt. Ama masonlar arasnda Yahudiler, Mslmanlar, Budistler, Hindular ve tanrlarna isim vermeyenler de vard. Hristiyanla zg bir sembol fazlasyla kstlayc olurdu. Sonra, bu semboln gerek anlam aklna geldi.
Ayaa kalkan Langdon, "Bu bir ha deil," dedi. "Ortasnda noktal
daire sembolylc ha, birleik bir semboldr, st ste binen iki sembol tek
bir sembol meydana getirir."
"Ne demek istiyorsun?" Langdon aa yukar yrrken Katherine
gzleriyle onu takip ediyordu.
Langdon, "Ha, drdnc yzyla kadar bir Hristiyanlk sembol
deildi," dedi. "Bundan ok nce Msrllar tarafndan, iki boyutun kesiimini -insanla ilahlarn- temsil etmesi iin kullanlyordu. Aadaki yukartdakine, yukardaki aadakine benzer. nsanla Tanr'nn bir okluunun
grsel bir temsiliydi."
"Peki."
Langdon, "Ortasnda nokta bulunan dairenin pek ok anlam olduunu zaten biliyoruz," dedi. "En czoterik anlamlarndan biri, simyada mkemmellii temsil eden gldr. Ama bir han tam ortasna gl yerletirdiimiz zaman bambaka bir sembol elde ederiz; Gl Ha olur."
Galloway glmseyerek sandalyesine yasland. "u ie bakn. te
imdi anlamaya baladnz."
339

Kayp

Sembol

Katherine de ayaa kalkmt. "Ben neyi anlamyorum?"

Langdon, "Gl Ha, farmasonlukta sk kullanlan bir semboldr,"


diye aklad. "Dorusu sko Riti'ndeki derecelerden biri de masonluun
gizemli felsefesine katkda bulunan ilk Gl Hallarn onuruna isimlendirilen 'G Ha valyesi'dir. Peter sana Giil Hallar anlatm olabilir.
Byk bilim adamlarndan dzinelercesi yeleri arasndayd; John Dee,
Elias Ashmole, Robert Fludd..."
Katherine, "Kesinlikle," dedi. "Aratrmalarmda Gl Hallarn tm
bildirilerini okudum."
Langdon, tm bilim adamlar okumal, diye dnd. Gl Ha Tarikat'nn -veya daha resmi adyla Eski ve Gizemli Rosae Crucis Tarikat- bilimi
nemli lde etkileyen ve Antik Gizemler efsanesiy le ten esrarengiz bir
tarihi vard... Eski bilgelerin sahip olduu gizli hikmet asrlar boyunca, sadece en parlak zeklar tarafndan renilmiti. Dorusu Rnesans Avupa'sndaki tm aydnlarn isimleri tarihteki nl Gl Hallar listesinde vard: Paracelsus, Bacon, Fludd, Descartes, Pascal, Spinoza, Newton, Leibniz.
G Hallar retisine gre, tarikat "eskilerin ezoterik gerekleri
zerine kurulmutu". Manevi dnyaya k tutan bu gereklerin "sradan
insanlardan sakl tutulmas" gerekiyordu. Yllar iinde kardeliin sembol ssl bir han stndeki gonca gle dnm olsa da ilk bata sade bir
han stndeki noktal bir emberdi, yani en basit ha betimlemesinin stndeki en basit gl betimlemesiydi.
Galloway, Katherine'e, "Petcr'la ben Gl Hallarn felsefesini sk
sk tartrdk," dedi.
Barahip, masonlarla Gl Hallar arasndaki yakn ilikiyi anlatmaya baladnda, Langdon dikkatinin, btn gece akln kurcalayan dnceye evrildiini hissetti. Jeova Sanctus Unus. Bu sz bir ekilde simyayla ilgili. Hl Peter'n ona bu szle ilgili anlattklarn hatrlayamyordu
ama bir sebepten tr, Gl Hallarn isminin gemesi bu dncenin
canlanmasna yol amt. Dn Robert!
Galloway, "Gl Hallarn kurucusunun. Christian Rosenkreuz ismiyle bilinen Alman bir gizemci olduu sylenir," diyordu. "Elbette bir
takma isim olduu belli, hatta bir kant olmad halde baz tarihiler bu
kiinin Francis Bacon olduuna inanrlar..."
Dan

Brown

314

Aniden, "Bir takma isim!" diye baran Langdon'n kendi de armt. "te bu! Jeova Sanctus Unus! Bu bir takma isim!"
Katherine, "Neden bahsediyorsun?" diye sordu.
Langdon'n nabz hzlanmt. "Btn akam Peter'n bana Jeova
Sanctus Unus ve bunun simyayla ilikisi hakknda anlattklarn hatrlamaya altm. Sonunda hatrladm! Aslnda simyayla deil, daha ok bir simyacyla ilgili! ok nl bir simyac!"
Galloway kendi kendine gld. "Vakti gelmiti profesr. smini iki
kere zikrettim, hatta takma isini de dedim."
Langdon, yal barahibe bakt. "Biliyor muydunuz?"
"Ee, bana Jeovc Sanctus Unus dediinizde ve Drer'in simyayla ilgili sihirli karesini kullanarak bu sz deifre ettiinizi anlattnzda phelenmitim ama Gl Ha bulduunuzda artk emin oldum. Sizin de bildiiniz gibi, bahsi geen bilim adamnn zel ktlar arasnda, Gl Hallarn bildirilerinin bolca dipnot dlm bir kopyas bulunuyordu."
Katherine, "Kim?" diye sordu.
Langdon, "Dnyann en byk bilim adamlarndan biri!" diye yantlad. "Bir simyac, Londra Kraliyet Akademisi'nin iiyesi ve bir Gl Halyd. Ayrca en gizli bilimsel almalarn 'Jeova Sanctus Unus' talana ismiyle imzalard."
Katherine, "Tek bir Tanr m?" dedi. "Mtevaz bir adam."
Galloway, "Aslnda bir dhi," diyerek dzeltti. "smini bu ekilde yazyordu, nk tpk eski bilgeler gibi o da ilahi bir varlk olduunu biliyordu. Ayrca Jeova Sanctus Uns'taki on alt harfin yerleri deitirildiinde isminin Latince karl okunuyor ve onun iin mkemmel bir takma
isim oluturuyordu."
Katherine arm grnyordu. "Jeova Sanctus Unus nl bir simyacnn Latince ismi mi?"
Langdon, barahibin masasndan bir kalem kt alp, konuurken buyandan da yazmaya balad. "Latincedeki./ harfi / ile, V harfi ise U ile yer
deitirebilir. Jeova Sanctus Uns'taki harflerin yerleri bu ekilde deitirildiinde, bu adamn ismini elde ediyoruz."
Langdon on alt harfi yazd: Isaacus Neutonuus.
Kd Katherine'e uzatp, "Adn duyduunu dnyorum," dedi.
341

Kayp

Sembol

Kda hakan Katherine, "Isaac Newton m?" diyesordu. "Piramidin


stndeki yaz bize bunu mu anlatmaya alyordu?"
Langdon bir an iin yeniden Westminster Abbey'de durduu an yaad deneyimi yaadn hissetti. Newton'in piramidi andran mezarnn
banda. Ve bu gece byk bilim adam yeniden ortaya kyor. Elbette bu
bir tesadf deildi... Piramitler, gizemler, bilim, gizli bilgi... bunlarn hepsi i ie gemiti. Newton'in ismi, gizli bilgiyi arayanlarn hep karsna
kan bir iaret direiydi.
Galloway, "Isac Newton'm, piramidin anlamnn nasl zleceiyle
bir ilgisi olmal," dedi. "Ne olduunu tahmin edemiyorum ama..."
Gzleri byyen Katherine, "Dhice!" diye bard. "Piramidi bu ekilde deitireceiz!"
Langdon, "Anlyor musun?" dedi.

79.BLM
Bodrumun gk mavisi ndaki Mal'akh, ta masann banda durup hazrlklarna devam etti. alrken, bo karn guruldad. Hi aldr
etmedi. Bedeninin arzularna klelik ettii gnler geride kalmt.
Deiim fedakrlk ister.
Tarihte deiim geirmi pek ok erkek gibi, Mal'akh da kendi yolunda en soylu fedakrlklardan birini yapmt. Kendi kendini hadm et-

Katherine, "Evet!" dedi. "Bunu daha nce grmediimize inanam-

mek sandndan daha az acl olmutu. Ayrca bunun ok sk uyguland-

yorum. ok basit bir simya ilemi. En basit bilimi kullanarak bu piramidi


deitirebilirim! Newton bilimi!"

n renmiti. Her yl binlerce erkein cinsiyet deitirmekten cinsel ba-

Langdon, Katherine'in sylediklerini anlamaya alyordu.


Katherine, "Barahip Galloway," dedi. "Yz okuduysanz, diyor ki..."
"Durun!" Yal barahip aniden parman yukar kaldrp, sessiz olmalarn iaret etti. Sanki bir ey dinliyormu gibi ban nazike yan tarafa evirdi. Bir sre sonra ayaa kalkt. "Dostlarm, bu piramidin henz aa kmam srlar olduu belli. Bayan Solomon'n nereye varacan bilmiyorum ama bir sonraki admnz biliyorsa, ben kendi payma den rol oynadm demektir. Eyalarnz toplayn ve bana baka bir ey sylemeyin. imdilik beni karanlkta brakn. Ziyaretilerimiz beni zorlarsa, hibir
bilgim olmamasn tercih ederim."
Kulak kesilen Katherine, "Ziyaretiler mi?" diye sordu. "Ben kimseyi duyamyorum."
Kapya ynelen Galloway, "Duyacaksnz," dedi. "Acele edin."

mllklardan kurtulmaya ve kuvvetli manevi inanlara kadar pek ok sebepten tr ameliyatla hadm -ilemin bilinen ismi oriektomi idi- edildiini biliyordu. Mal'akh'n sebepleri en yksek seviyedendi. Mitolojideki,
kendini hadm eden Attis gibi, lmszle ancak kadn ve erkekliin
maddi dnyasndan tamamyla kopunca ulaabileceini biliyordu.
Androjen birdir.
Eskiler dnmle ilgili bu fedakrln doasnda var olan gc anlad halde, gnmzde hadmlardan ekinilirdi. lk Hristiyanlar, sa'nn
bile Matta ncili 19:12'de kendi erdemleriyle vndn bilirdi: "Doutan, ana rahminden ktklarnda hadm olanlar bulunduu gibi, insanlar
tarafndan hadm edilmi olanlar ve kendilerini Gklerin Egemenlii uruna hadm saym olanlarda vardr. Bunu kabul edebilen, kabul etsin."
Byk plann iinde tek bir el kk bir bedel olsa da Peter Solomon
bedeninden bir fedakrlk yapmt. Ama gecenin sonuna doru Solomon

ehrin br ucundaki baz istasyonu, Massachusetts Bulvar'nda parampara yatan bir cep telefonuyla balant kurmaya alyordu. Sinyal
bulamaynca ary telesekretere ynlendirdi.
Warren Bellamy'nin panik iindeki sesi, "Robert!" diyordu. "Neredesin?! Beni ara! Korkun bir ey oluyor!"
Dan

Brown

312 342

ok daha byk bir eyi feda edecekti.


Yaratmak iin yok etmek zorundaym.
Peter Solomon, kendisini bu gece bekleyen kaderi elbette hak etmiti. Uzun zaman nce, Mal'akh'n fani yaam yolunda en nemli rol oynamt. Bu yzden Peter, Mal'akh'n byk dnmnde de en nemli
Kayp

Sembol

rol oynamak zere seilmiti. Bu adam, yaayaca deheti> acy kendisi davet etmiti. Peter Solomon, dnyann zannettii kii deildi.
Kendi olunu feda etti.
Peter Solomon bir zamanlar olu Zachary'yi ok zor bir seimle ba

79. B L M

baa brakmt; servet ya da bilgelik. Zachary kt bir seim yapt. Delikanlnn seimi, onu cehennemin derinliklerine eken bir dizi olayn balangc olmutu. Kartal Soanlk Cezaevi. Zachary Solomon o hapishanede lmt. Hikyeyi tm dnya biliyordu... ama bilmedikleri ey, Peter
Solomon'n olunu kurtarabileceiydi.
Mal'akh, oradaydm, diye dnd. Her eyi duydum.
Mal'akh o geceyi hi unutmamt. Solomon'n acmasz tercihi, olu Zach'in sonunu getirmiti ama Mal'akh da bu sayede domutu.
Bazlar lecek ki, dierleri yaasn.
Mal'akh'm tepesindeki k bir kez daha deiirken, saatin ge olduunun farkna vard. Hazrlklarn tamamlayp, rampadan yukar kt. Fani dnyann ileriyle uramann zaman gelmiti.

Katherine koarken, her ey otuz nc derecede aa kacak, diye dnd. Piramidin nasl deieceini biliyorum! Cevap gece boyunca
nlerinde durmutu.
Katherine ile Langdon, "Avlu" iaretlerini takip ederek, katedralin
yan kanadnda kouyorlard. Tpk barahibin syledii gibi, katedralden
duvarlarla evrili byk bir avluya ktlar.
Katedralin avlusu, bronzdan postmodern bir eme ile kapal, begen bir baheden oluuyordu. Katherine, emeden akan suyun avluda
yksek sesle yanklanmasna ard. Ama sonra, duyduu sesin su olmadn anlad.
Balarnn stndeki karanlk gkyzn delen grnce, "Helikopter!" diye bard. "Rcvan altna gir!"
Projektrn gz alc avluya dolduu srada, Langdon ile Katherine dier tarafa ulap, kendilerini dardaki imenlere gtren bir tnelin bandaki Gotik kemerin altna girdiler. Helikopter balarnn stnden
geip, byk kavisler izerek katedralin stnde dnerken, tnelin iinde
beklediler.
Katherine, "Galiba Galloway sesini duyduu ziyaretiler konusunda
haklym," dedi. Kt gzler iyi kulaklar dourur. Kendi kulaklar imdi,
hzlanan nabzyla birlikte ritmik bir ekilde zonkluyordu.
antasn kapp, geitte yrmeye balayan Langdon, "Bu taraftan," dedi.
Barahip Galloway onlara tek bir anahtar ve ak bir tarif vermiti. Ne
yazk ki ksa tnelin sonuna vardklarnda, gitmek istedikleri yerle aralarnda, yukardaki helikopterin yla aydnlanm geni bir ayrlk alan vard.
Katherine, "Geemeyiz," dedi.
"Bekle... bak." Langdon, imenlik alann sol tarafnda beliren siyah
glgeyi iaret etti. Biimsiz bir leke gibi balayan glge, hzla byyerek

Dan

Brown

312 344

345

Kayp

Sembol

onlara doru ilerledi, daha da beliginleti, gittike uzayarak bulunduklar tarafa ilerledi ve sonunda iki uzun kuleyle talandrlm, byk siyah
bir drtgene dnt.

Yedinci Blm: Dnyann sonu gelmeden nce Tanr, insanln skntlarm hafifletmek iin byk bir k seli yaratacak.
Sekizinci Blm: Bu vahiy gereklemeden nce dnya, insanlarn

Langdon, "Katedralin n cephesi, projektr engelliyor," dedi.

yaamn zehirleyip beyinlerini efsnlayan ilahiyat arabnn uyuturucu

"n tarafa iniyorlar!"

etkisinden uyanmal.

Langdon, Katherine'i elinden tuttu. "Ko! imdi!"

Galloway kilisenin uzun zaman nce yoldan ktn biliyordu.


Hayatn bu yolu dzeltmeye adamt. imdi bu ann hzla yaklatn

Katedralin iindeki Barahip Galloway, att her admda yllardr


hissetmedii bir hafiflik duyuyordu. Byk armh'n nnden geip, orta ahndan nartekse ve oradan da n kapya yrd.
Helikopterin katedralin nnde alaldn duyabiliyordu. Iklarnn
karsndaki gl penceresinden girdiini ve mabedin her bir yanna harikulade renkler satn hayal etti. Renkleri grebildii gnleri hatrlad. Ne
tuhaf ki, imdi dnyas haline gelen ksz boluk pek ok eyi aydnlatyordu. Artk eskisinden ok daha net gryorum.
Galloway, Tanr'nn hizmetine ok gen yalarda girmi ve yaam
boyunca kiliseyi her eyden ok sevmiti. Yaamlarn samimiyetle Tann'ya adayan pek ok meslekta gibi Galloway de yorgundu. Hayat boyunca cehaletin sesini bastrmaya uramt.
Ne bekliyordum ?
Hallardan engizisyona, hatta Amerikan politikasna kadar sa'nn
ismi, her trl g savanda kendi taraflarndaym gibi kullanlmt. Zamann balangcndan bu yana cahiller daima sesini en fazla duyuranlar,
masum kitleleri srkleyerek kendi arzularn zorla yaptranlar olmulard.
Dnyevi arzularn, anlamadklar Kutsal Kitap'a atfta bulunarak hakl
gstermeye almlard. Hogrszlklerini inanlarnn kant olarak
kabul etmilerdi. Bunca yldan sonra insanolu sonunda, bir zamanlar sa
hakkndaki gzel eylerin tmn yok etmeyi baarmt.

hissediyordu.
Karanln en youn olduu an, daima afaktan hemen ncesidir.
CIA ajan Turner Simkins, buz tutmu imenlerin zerine inen Sikorsky helikopterin eiine tnemiti. Arkasndan, adamlaryla birlikte
yere atlad ve hemen helikoptere tm klar gzetlemesi iin yeniden havalanmasn iaret etti.
Bu binadan kimse kamayacak.
Helikopter yeniden gkyzne ykselirken, Simkins ile adamlar katedralin ana kapsna giden merdivenleri ktlar. Alt kapdan hangisini
almas gerektiine henz karar verememiken, kaplardan biri araland.
Karanln iinden bir ses, "Evet?" dedi.
Simkins, rahip kyafetleri iindeki kambur adam glkle seebiliyordu. "Barahip Colin Galloway siz misiniz?"
Yal adam, "Benim," diye cevap verdi.
"Robert Langdon' aryorum. Onu grdnz m?"
ne doru bir adm atan yal adam, korkutucu bo gzlerini Simkins'e dikti. "te bu bir mucize olurdu."

Bu gece Gl Ha sembolyle karlamak iini mitle doldurmutu.


Gemite defalarca okuduu ve hl anmsayabildii, Gl Hallar bildirilerinde yazlanlar hatrlatmt.
Birinci Blm: Yehova, daha nceden sadece seilmiler iin ayrd srlar aa kararak, insanla verdii sz yerine getirecek.
Drdnc Blm: Tiim dnya tek bir kitapta bir araya gelecek ve bilim ve teknolojiye kar kanlar uzlaacaklar.
Dan

Brown

346

347

Kayp

Sembol

Parrish, "ey, belki de nemli bir ey deildir," dedi. "Ama bu akam


bir korsan durdurduk ve CI program srekli olarak bilgiyi seninle paylamam gerektiini sylyor."

88.BLM
Vakit geiyor.
Gvenlik uzman Nola Kaye'in sinirleri hayli gergindi ve imdi itii nc fincan kahve iinde elektrik akm gibi dolamaya balamt.
Sato'dan henz haber yok.
Sonunda telefonu alnca Nola hemen atld. "Gvenlik Ofisi," diye
cevap verdi. "Ben Nola."
"Nola, ben sistem gvenliinden Rick Parrish."
Nola yerine kt. Sato deil. "Selam Rick. Senin iin ne yapabilirim?"
"Seni uyarmak iin aradm, bizim blmde, bu akam zerinde altn konuyla ilgili bilgi olabilir."
Nola fincann elinden brakt. Benim bu akam ne zerinde altm nereden biliyorsun? "Anlayamadm?"
Parrish, "Pardon, beta testini yaptmz yeni CI" 1 program," dedi.
"Srekli senin bilgisayarm iaretliyor," dedi.
Nola, onun neden bahsettiini anlad. Ajans imdilerde, birbiriyle
alakal veri alanlarnda ilem yapan farkl CIA blmlerine gerek zamanl uyar yapan yeni bir tr "meceli birletirme" yazlm altryordu. Zaman asndan kritik terrist tehditleri sz konusu olduunda, felaketi engellemenin yolu genellikle kurumdaki adamn, senin ihtiyacn olan veriyi
analiz ettiini syleyen bir uyar almaktan geiyordu. Nola'nn bildii kadaryla bu CI yazlm fayda getirmekten ok dikkat datmaya yaryordu.
Bu yzden Nola yazlma kesintisiz engelleme diyordu.
Nola, "Doru, unutmuum," dedi. "Sizde ne var?" Binadaki baka
birinin zerinde almak bir yana, bu krizden haberi bile olmadna
emindi. Nola'nn bu akam bilgisayarda yapt tek i, ezoterik mason
konularnda Sato iin tarihi aratrma yapmakt. Ama yine de bu oyunu
oynamaya mecburdu.

Korsan m? Nola kahvesinden bir yudum ald. "Dinliyorum."


Parrish, "Yaklak bir saat nce, Zoubianis isimli birinin, veri tabanmzdaki bir dosyaya ulamaya altn tespit ettik," dedi. "Adam bu ii
yapmas iin tutulduunu ama neden zellikle bu dosyaya ulamas iin para verildiini, hatta CIA sunucusunda olduunu bile bilmediini sylyor."
"Peki."
"Sorgulamasn bitirdik, adam temiz. Ama garip bir ey var, hedef ald ayn dosya bu akam daha nce bir arama motoru tarafndan da iaretlenmiti. Grne baklrsa birisi sistemimize korsan giri yapmaya alm, anahtar kelimelerle bir arama yapm ve sonulan elemi. Sorun u ki,
kullanlan anahtar kelimeler gerekten garip. lerinden birini CI yksek
ncelikli eletirme olarak iaretledi, her iki veri kmemizde de benzeri olmayan bir kelime." Duraksad. "Bireim kelimesini biliyor musun?"
Yerinde srayan Nola, kahvesini masaya dkt.
Parrish, "Dier anahtar kelimeler de allmn dnda," diye devam
etti. "Piramit, kap..."
Masasn kurulayan Nola, "Buraya gel," diye emretti. "Ve elindeki
her eyi getir!"
"Bu kelimeler sana bir ey ifade ediyor mu?"
"HEMEN GEL!"

(1) Bir tr bilgisayar program portail.

Dan Brown 88

399

Kayp

Sembol

"O halde bir yerlerde mutfak olmal, yle deil mi?"


"Acktn m?"

89. BLM

Katedral Koleji, Ulusal Katedral'e komu, zarif ve ato benzeri bir


yapdr. Washington'in ilk piskoposu tarafndan tasarlanan Vaizler Koleji,
papazla atandktan sonra din grevlilerinin eitimlerine devam edebilmeleri iin kurulmutu. Bugn bu kolej ilahiyat, evrensel adalet, ifa ve
maneviyat konularnda geni apl bir eitim program sunmaktadr.
Langdon ile Katheine, projektrleiyle geceyi gndze eviren helikopter yeniden havalanrken imenlerden kar tarafa koup, Galloway'in
anahtarn kullanarak ieri girmeyi baarmlard. Giri salonunda nefes
nefese dururken, etraflarn incelediler. Pencerelerden ieri yeteri kadar
k giriyordu, bu yzden Langdon klar ap, helikoptere bulunduklar
yeri gsterme riskini gze alamad. Ana koridordan yrrken, bir dizi konferans salonunun, snfn ve oturma alannn nnden getiler. erisi
Langdon'a Yale'in -youn yaya trafiine dayanmas iin kendi dnemine
ait incelii glendirilmi, dardan bakldnda nefes kesici, ieridense
kullanl- Neo-Gotik binalarn anmsatmt.
Koridorun bittii yeri gsteren Kathcrine, "Buradan," dedi.
Katherie piramitle ilgili yeni tahminini Langdon'la henz paylamamt ama buna Isaacus Neutonuus isminin gemesinin sebep olduu
belliydi. imenlerin stnden geerken tek syledii, piramidi basit bir
bilim kullanarak deitirebileceiydi. htiyac olan her eyi bu binada
bulabileceine inanyordu. Langdon, Katherine'in neye ihtiyac olduunu veya granit ya da altndan bir nesneyi nasl dntrmeyi planladn bilmiyordu ama kpn Gl Ha'a dntn grdkten sonra, ona
inanmaya hazrd.
Koridorun sonuna geldiklerinde, istedii eyi gremedii anlalan
Katherine somurttu. "Bu binada yurtlarn da olduunu sylemitin, yle
deil mi?"
"Evet, uzun sreli konferanslar iin."
Dan

Brown

89 399

Kalarn atarak ona bakt. "Hayr, bir laboatuvara ihtiyacm var."


Elbette yle. Langdon, umut vaat eden bir semboln bulunduu, aa inen merdiveni fark etti. Amerika'nn en sevdiipiktogram.

Bodrumdaki mutfak, byk gruplara yemek piirmek iin tasarlanm,


sanayi tipi -bol miktarda paslanmaz elik ve byk kseler- bir yerdi. Katherine kapy kapatp klar at. Aspiratrler hemen almaya balad.
Arad her neyse, hemen dolaplarn iini kartrmaya koyuldu. "Robert, piramidi tezghn stne koyar msn?"
Kendini Daniel Boulud'dan' 0 emir alan toy bir a yama gibi hisseden Langdon, piramidi antasndan karp, stne altn kapak tan yerletirerek Katherine'in isteini yerine getirdi. ini bitirdiinde, Katherine
byk bir tencereye scak su dolduruyordu.
"unu ltfen ocan stne koyar msn?"
Katherine oca yakarken Langdon, etrafa su sratan tencereyi ocan stne koydu.
mit dolu bir sesle, "Istakoz mu piireceiz?" diye sordu.
"ok komik. Hayr, simya yapyoruz. Ve aklnda bulunsun, bu bir
makarna tenceresi, stakoz tenceresi deil." Tencerenin iinden kard
delikli szgeci iaret etti ve sonra tezghta duran piramidin yanna koydu.
ok aptalm. "Peki makarna piirmek piramidi deifre etmemize yarayacak m?"
Onun yapt yorumu duymazdan gelen Katherine ciddi bir sesle konutu. "Masonlarn otuz nc dereceyi en st derece olarak semelerinin
hem tarihi, hem de sembolik bir sebebi olduunu eminim biliyorsundur."
Langdon, "Elbette," dedi. sa'dan alt yzyl nce, Pisagor dneminde 33 says numeroloji geleneinde tm saylarn st saylrd. lahi Gerek'i simgeleyen en kutsal figrd. Bu gelenek, masonlarn ve bakalarnn arasnda devam etmiti. Hibir tarihi kant bulunmasa da, Hristiyanla(1) Dnyaca nl Fransz a.

Kayp

Sembol

rn isa'nn otuz yanda armha gerildiini dnmeleri bouna deildi. Benzer ekilde, Yusuf'un Bakire Meryem'le otuz yandayken evlenmesi, sa'nn otuz mucize gerekletirmesi, Yaradl'ta Tanr'nn isminin otuz defa gemesi veya slamiyette cennet sakinlerinin otuz
yanda olmalar da tesadf deildi.
Katherine, "Otuz pek ok gizem geleneinde kutsal bir saydr," dedi.
"Doru." Langdon hl bunun makarna tenceresiyle ne ilgisi olduu"Bu yzden, Newton gibi eski bir simyac, Gl Hal ve gizemcinin
otuz saysnn zel olduunu dnmesi senin iin artc olmaz."
Langdon, "yle olduuna eminim," dedi. "Newton numeroloji, kehanet ve astrolojiyle yakndan ilgiliydi ama ne..."
"Her ey otuz nc derecede aa kacak."
Langdon, Peter'n yzn cebinden karp yazy okudu. Sonra su
dolu tencereye bakt. "zgnm, bir ey anlamyorum."
"Robert, bu akam balangta hepimiz otuz n masonik bir derece olduunu dndk ama yz otuz derece evirdiimizde kp ekil deitirerek bir haa dnt. O anda, derece kelimesinin farkl bir anlamda kullanldn anladk."
"Evet. A derecesi."
"Kesinlikle. Ama derecenin nc bir anlam daha var."
Langdon ocaktaki tencereye bir gz att. "Is."
Katherine, "Kesinlikle!" dedi. "Btn akam gzmzn nndeydi.
'Her ey otuz nc derecede aa kacak.' Bu piramidin ssn otuz
dereceye getirebilirsek... bize bir ey aklayacak."
Langdon, Katherine Solomon'n son derece zeki biri olduunu biliyordu, ama ok belirgin bir noktay atlyor gibiydi. "Yanlmyorsam otuz
fahrenhayt leinde dondurucu souk anlamna gelir. Piramidi buzdolabna koymamz gerekmez miydi?"
Katherine glmsedi. "Eer ktlarn Jeova Sanctus Uns diye imzalayan byk simyac ve Gl Ha gizemcisinin tarifine uyacaksak, hayr."
Isaacus Netonuusyemek tarifi mi yazyordu?
"Robert, s en temel simya esidir ve her zaman Fahrenhayt ya da
Santigrat olarak llmez. ok daha eski s birimleri vardr, bunlardan biri de Isaac..."
Brown

"Evet! Isaac Newton, scakl lmek iin tamamyla doal fenomenler zerine kurulu bir sistem icat etmiti. Newton'in balang noktas
buzun erime ssyd ve buna 'sfrna derece' demiti." Duraksad. "Sanrm suyun kaynama ssna hangi dereceyi uygun grdn tahmin edebilirsin, tm simya ilemlerinin kralna?"
"Otuz ."

nu anlayamyordu.

Dan

Katherine'in hakl olduunu fark eden Langdon, "Newton Scaklk


Birimi!" dedi.

352

"Evet otuz ! Otuz nc derece. Newton Scaklk Birimi'nde


suyun kaynama noktas otuz derecedir. Bir keresinde aabeyime
Newton'in neden bu sayy setiini sorduumu hatrlyorum. Bana ok
sradan gelmiti. Suyn kaynamas en temel simya ilemidir ama o otuz
semiti. Neden yz deil? Neden daha k bir say deil? Peter bana, Newton gibi bir gizemci iin otuz ten daha k bir say olmadn
sylemiti."
Her ey otuz nc derecede aa kacak. Langdon nce su dolu
tencereye, sonra da piramide bakt. "Katherine, piramit saf granit ve saf altndan yaplm. Sence su kaynatmak onu dntrmek iin yeterli sy
salayacak m?"
Katherine'in yzndeki glmseme, Lagdon'n bilmedii bir ey
bildiini ima ediyordu. Kendinden emin bir ekilde tezgha yrd, alim
kapakl granit piramidi kaldrd ve szgecin iine koydu. Ardndan dikkatle kaynayan suyun iine daldrd. "Bir bakalm, ne olacak?"
Ulusal Katedral'in stndeki CIA pilotu, helikopteri otomatik dengelemeye balad vc binann evresini teftie kt. Hi hareket yok. Termal
grntleme sistemi, katedralin ta duvarlarnn iini gremiyordu, bu
yzden ekibin ieride ne yaptn bilemiyordu ama birisi darya kaacak
olursa, termal grntleme onu yakalayacakt.
Altm saniye sonra termal sensrden ses geldi. Ev gvenlii sistemleriyle ayn prensiple alan dedektr, gl bir s fark tespit etmiti. Genellikle bu, souk bir yerde hareket eden insan varlna iaret ederdi, ama
ekranda grlen, daha ok bir s bulutuna, imenlerin stnde yzen bir
scak hava kmesine benziyordu. Pilot, kayna bulmutu. Katedral Koleji'nin yan tarafnda alan bir aspiratrden geliyordu.
353

Kayp

Sembol

Herhalde nemli bir ey deildir, diye dnd. Bu trden deiimleri hep grrd. Birisi yemek piiriyor ya da amar ykyor. Ama tam
dnecei srada, tuhaf bir ey fark etti. Garajda hi araba yoktu ve binada
hi k yanmyordu.
UH-60'm grntleme sistemini uzunca bir sre inceledi. Ardndan takm liderine telsizle haber verdi. "Simkins, nemli bir ey olmayabilir, ama..."
"Akkor s gstergesi!" Langdon bunun zekice olduunu kabul etmek
zorundayd.
Katherine, "Bu ok basit bir bilim," dedi. "Farkl maddeler farkl slarda akkor hale gelir. Buna termal gsterge deriz. Bilimde bu gstergeler
hep kullanlr."
Langdon baklarn suyun iindeki piramitle kapak tana evirdi.
Fokurdayan suyun stnde ince bir buhar bulutu belirmeye balamt, ama
o pek de mitli deildi. Saatine baknca kalbi hzland: 23.45. "Isnnca burada bir eyin parlayacana m inanyorsun?"

Langdon, "Nereye gidiyorsun?" diye bard.


Mutfan k dmesinin yannda durup kapatt. Iklar ve aspiratr
kapanm, ierisi koyu bir karanlk ve sessizlie gmlmt. Langdon yeniden piramide dnp, buharn arasndan suyun iindeki kapak tama bakt. Katherine yanna geldiinde, Langdon'm az hayretten ak kalmt.
Metal kapak tann kk bir blm, tam da Katherine'in tahmin
ettii gibi suyun altnda parlamaya balamt. Belirmeye balayan yazlar,
su sndka daha da parlaklayordu.
Katherine, "Metin!" diye fsldad.
Sersemlemi haldeki Langdon ban sallad. Kapak tandaki yazlarn hemen altnda baz kelimeler grnyordu. Sadece kelime var gibiydi. Langdon henz kelimeleri okuyamamt ama bu gece aradklar eyin
perdesini kaldrp kaldrmayacan merak ediyordu. Galloway onlara, piramit gerek bir harita ve gerek bir yeri iaret ediyor, demiti.
Harfler daha da parlaklatnda, Katherine ocan altn kapatt, suyun fokurdamas artk kesilmiti. imdi kapak ta, suyun dingin yzeyinin altnda grnyordu.
Parlayan kelime net bir ekilde okunuyordu.

"Parlamayacak Robert. Akkor hale gelecek. Arada byk fark var.


Akkor durumuna scaklk sebep olur ve belirli bir sda meydana gelir. Mesela elik reticileri sl ilem srasnda ubuklara, belirli bir scaklkta akkor hale gelen effaf bir tabaka pskrtrler, bylece ubuklarn ne zaman
olutuunu anlarlar. Ruh halini gsteren yzkleri dn. Parmana takarsn ve vcut sna gre renk deitirir."
"Katherine bu piramit 1800'lerde yaplmt! Bir ustann ta kutuya
gizli menteeler yerletirmesini anlayabilirim ama bir tr effaf termal tabaka uygulamak?"
Suyun iindeki piramide umutla bakan Katherine, "Son derece uygun," dedi. "Eski simyaclar termal gsterge olarak organik fosforu hep
kullandlar. inliler renkli havai fiekler yaparlard, hatta Msrllar..."
Kaynayan suya dikkatle bakan Katherine, cmlesini bitirmeden durdu.
Onun
baklarn takip eden Langdon da fokurdayan suya bak
t ama"Ne?"
bir ey
gremedi.
Katherine eilerek suya daha da yakndan bakt. Birden arkasn d
np, mutfan kar tarafndaki kapya doru kotu.
Dan

Brown

354

353

Kayp

Sembol

90.BLM
Katedral Koleji'nin lo ndaki Langdon ile Katherine, su tenceresinin
banda durmu, yzeyin altnda deimi halde duran kapak tama bakyorlard. Altn kapak tann yan yzeyinde, akkor hale gelmi bir mesaj parlyordu.
Gzlerine inanmakta glk eken Langdon. parlayan metni okudu.
Piramidin bir yer aklayacann sylendiini biliyordu... ama bu yerin
bylesine net tarif edileceini hi tahmin etmemiti.
Sekiz Franklin Meydan
aknlk iinde, "Meydan adres gsteriyor," diye fsldad.
Katherine de ayn ekilde aknd. "Orada ne var bilmiyorum ya sen?"
Langdon ban iki yana sallad. Franklin Meydam'nn, Washington'n en eski blgelerinden biri olduunu biliyordu ama bu adresi bilmiyordu. Kapak tann st ksmna bakp, metni yukardan aaya okudu.
Sr
Dzen'in iinde gizli
Sekiz Franklin Meydan
Franklin Meydan 'ndc bir tr Dzen mi var?
Derinliklere inen sarmal bir merdivenin sakl olduu bir binc m var?
Bu adreste bir eyin gml olup olmadna dair Langdon'n hibir fikri
yoktu. u noktada nemli olan Katherine'le birlikte piramidi deifre ettikleri ve Peter'n serbest kalmas iin deitoku yapacaklar bilgiye artk sahip olduklaryd.
Ve kaybedecek bir dakika bile yok.
Langdon'n kolundaki Mickey Mouse saatinin kollar, on dakikadan
az vakitleri kaldn gsteriyordu.
Mutfak duvarndaki telefonu gsteren Katherine, "Telefon et," dedi.
"Hemen!"
Bu ann birden gelmesi Langdon' artmt, bu yzden tereddt etti.
"Bundan emin miyiz?"
"Kesinlikle eminim."
"Peter'n gvende olduunu duymadan ona hibir ey sylemeyeceim."
"Elbette syleme. Numaray hatrlyorsun, yle deil mi?"
Dan

Brown

356

Langdon ban sallad ve mutfak telefonuna doru yrd. Ahizeyi kaldrarak adamn cep telefonunu evirdi. Katherine yanna gelip, konuulanlar duyabilmek iin ban onunkine yaklatrd. Hat almaya baladnda Langdon,
onu daha nce kandran adamn korkutucu fsltsn duymaya kendini hazrlad.
Sonunda balant kuruldu.
Ama kimse cevap vermedi. Ses yoktu. Hattn dier ucunda sadece
nefes sesleri duyuluyordu.
Langdon biraz bekledikten soma konutu. "stediin bilgi bende ama
almak istiyorsan nce bize Peter' vereceksin."
Bir kadn sesi, "Kimsiniz?" diye cevap verdi.
Langdon yerinde srad. gdsel olarak, "Robert Langdon," dedi.
"Siz kimsiniz?" Bir an iin yanl numara evirdiini dnd.
"isminiz Langdon m?" Kadnn sesi aknd. "Burada sizi soran biri var."
Ne? "Affedersiniz, kimsiniz?"
"Preferred Gvenlik iketi'nden memur Paige Montgomery." Sesi
titriyor gibiydi. "Belki bu konuda bize yardmc olabilirsiniz. Bir saat kadar nce ortam, Kalorama Heights'tan gelen bir 911 arsna cevap verdi... muhtemel bir rehine vakasyd. Onunla balantm kesildi, bu yzden
yardm arp kontrol etmek iin malikneye geldim. Ortam arka bahede l bulduk. Ev sahibi yoktu, bu yzden kapy krp ieri girdik. Antredeki masada bir cep telefonu alyordu ve ben..."
Langdon, "eride misiniz?" diye sordu.
Kadn, "Evet ve 911'i aramakla... iyi ettiniz," diye kekeledi. "Gevezelik ettiim iin kusuruma bakmayn ama ortam ld ve burada istei
dnda alkonulan bir adam bulduk. Durumu kt, u an mdahale ediyoruz. ki kiiyi soruyordu; birinin ismi Langdon, dierininki de Katherine."
Ahizeye, "O benim aabeyim!" diye baran Katherine, ban Langdon'nkine iyice yaslad. "91 l'i ben aradm! O iyi mi?"
"Efendim aslna bakarsanz..." Kadnn sesi atrdad. "Durumu kt. Sa eli kesilmi..."
Katherine, "Ltfen," diye zorlad. "Onunla konumak istiyorum."
"u an kendisine mdahale ediliyor. Bilinci gidip geliyor. Yaknla daysanz, buraya gelmelisiniz. Sizi grmek istedii anlalyor."
Katherine, "Yaklak alt dakika mesafedeyiz!" dedi.
"O halde acele edin."Arka taraftan bouk bir ses gelince yeniden hatta dnd. "zgnm, galiba bana ihtiya duyuluyor. Geldiinizde sizinle grrz."
Hat kapand.
399

Kayp

Sembol

Rahatsz edici, tandk bir ses, "Sizi yeniden grmek ne gzel profesr," dedi. Ajanlar kenara ekilince, Bakan Sato'nun minik bedeni aralarndan kolayca geerek, oturma odasndan ieri girdi ve Langdon'n tam
nnde durdu. "Bu gece fazlasyla kt kararlar verdiniz."

91. BLM

Katedral Koleji'nin iindeki Langdon ile Katherine, bodrumun merdivenlerini ikier ikier atlayarak yukar ktlar ve karanlk koridorda koturarak ka yneldiler. Artk yukardan gelen helikopter sesini duymuyorlard. Bu yzden Langdon, grnmeden dar kp Peter'n yanma,
Kalorama Heights'a gidebileceklerinden mitliydi.
Onu buldular. Yayor.
Otuz saniye nce, kadn gvenlik memuruyla yaplan telefon konumas sona ererken, Katherine buharlan tten piramitle kapak tan
sudan karmt. Langdon'n deri antasna yerletirirken piramitten
hl sular damlyordu. Langdon imdi deri antadan yaylan scakl
hissedebiliyordu.
Peter'n bulunmu olmasnn verdii heyecan, kapak tann parldayan mesajn glgede brakmt -Sekiz Franklin Meydan- ama Peter'n
yanna vardktan sonra bunun iin vakitleri olacakt.
Merdivenlerin bandaki keden dnerlerken, Katherine aniden durdu ve koridorun kar tarafndaki oturma odasn gsterdi. Langdon, cumbann penceresinden, ince siyah bir helikopterin imenlerin stnde durduunu grd. Arkas onlara dnk duran bir pilot, telsiziyle konuuyordu.
Ayrca yaknlarna park etmi, siyah caml bir Escalade de vard.
Langdon ile Katherine oturma odasnda karanln iinden, operasyon ekibinin dier yelerini grebilmek iin pencereden dar baktlar.
Neyse ki, Ulusal Katedral'in dndaki geni imenlik alan bombotu.
Langdon, "Katedrale girmi olmallar," dedi.
Kaln bir ses arkalarndan, "Deiller," dedi.
Langdon ile Katherine konuan grebilmek iin arkalarn dndler.
Kap eiinde, siyahlar iinde iki kii lazer grl silahlarn onlara dorultmutu. Langdon parlak krmz bir noktann gsnde dans ettiini g

Langdon etkili bir sesle, "Polis, Peter Solomon' buldu," dedi. "Durumu kt ama yaayacak. Her ey bitti."
Sato, Peter'n bulunduuna ardysa bile hi belli etmedi. Langdon'a doru yryp, birka santim uzanda dururken gzlerini bile kprdatmad. "Profesr, sizi temin ederim, bitmek szcnn iinde bulunduumuz durumda en ufak bir balants yok. Ve eer imdi iin iine polis girdiyse, durum daha da ciddileti demektir. Bu akam size daha nce
de sylediim gibi, ok hassas bir durum sz konusu. O piramidi alp asla
kamamalydnz."
Katherine, "Efendim," diye geveledi. "Aabeyimi grmem gerek. Piramit sizde kalabilir ama mutlaka izin vermelisiniz..."
Katherine'e dnen Sato, "Mutlaka izin mi vermeliyim?" diye sordu. "Sanrm siz Bayan Solomon'snz." Gzlerinden alevler pskrterek
Katherine'e baktktan sonra Langdon'a dnd. "Deri antay masann
zerine koyun!"
Langdon gsndeki lazer klarna bakt. Deri antay sehpann
zerine brakt. Ajanlardan biri temkinli bir ekilde yaklap, antann fermuarn at ve iki yanndan aa kvrd. eride kalm bir miktar buhar
yukar doru dalgaland. In antadan ieri tutup, uzunca bir sre baktktan sonra, Sato'ya doru ban sallad.
Sato yanna gidip, antann iine bakt. Islak piramit ve kapak ta,
fenerin nda parlyordu. Sato melip, daha nce sadece filmini grd altn kapak tana daha da yakndan bakt.
Sato, "Yaz size bir ey ifade ediyor mu?" diye sordu. "Sr Diizen'in
iinde gizli."
"Emin deiliz efendim."
"Piramitten neden buharlar kyor?"
Katherine hi tereddt etmeden, "Suda kaynattk," dedi. "ifreyi zme ileminin bir ksm da buydu. Size her eyi anlatacaz ama ltfen izin
verin, gidip aabeyimi grelim. ok fazla..."
Sato, "Piramidi kaynattnz m?" diye sordu.

rebiliyordu.
Dan

Brown

359 399

359

Kayp

Sembol

Katherine, "Feneri kapatn," dedi. "Kapak tama bakn. Hl grebilirsiniz."


Ajan, fenerin n sndrnce Sato kapak tann nnde diz kt. Ayakta duran Landon, kapak tandaki yaznn hl biraz parladn
grebiliyordu.
Sesinden ard anlalan Sato, "Sekiz Franklin Meydan," dedi.
"Evet efendim. Yaz akkor hale gelen bir vernik veya baka bir eyle
yazlm. Otuz nc derece aslnda..."
Sato, "Peki ya adres?" diye sordu. "Adamn istedii bu mu?"
Langdon, "Evet," dedi. "Piramidin, ona byk hazinenin yerini sy-

"Ve siz Bayan Solomon! Siz bu delinin nerede yaadn bildiiniz


halde bana neden sylemediniz? Adamn evine gvenlik grevlisi gndermediniz mi? Onu orada yakalama frsatn kardmz anlamyor musunuz? Aabeyinizin kurtulduuna sevindim, ama size unu syleyeyim, bu
gece ailenizi aan bir krizle kar karyayz. Etkileri tm dnyada hissedilecek. Aabeyinizi karan adamn muazzam bir gc var ve onu hemen
yakalamamz gerekiyor!"
Sato sylevini tamamlarken, Warren Bellamy'nin uzun, zarif silueti
karanlkta belirdi ve oturma odasndan ieri admn att. Sanki cehennemden km gibi, st ba burumu, hrpalanm ve sarslm grnyordu.

leyecek bir harita olduuna inanyor. Onun Antik Gizemlerin kilidini aa-

"Warren!" Langdon ayaa kalkt. "yi misin?"


"Hayr," diye cevap verdi. "Pek saylmaz."

cak bir anahtar olduunu sanyor."

"Duydun mu? Peter gvende!"

Sato inanmakta glk eken bir ifadeyle yeniden kapak tana bakt. Biraz rkek bir sesle, "Sylesenize, bu adamla temas kurdunuz mu?
Ona adresi verdiniz mi?" dedi.
"Denedik." Langdon, ona adamn cep telefonunu aradklarnda olanlar anlatt.
O konuurken, Sato dilini sar dilerinin zerinde gezdiriyordu. fkeden patlamak zereymi gibi grnmesine karn, ajanlarndan birine
dnp fsltyla konutu. "eri gnderin. SUV'da."
Ban sallayan ajan, telsiziyle konutu.
Langdon, "Kimi ieri gnderecekler?" diye sordu.
"Yarattnz lanet karmaay dzeltebilecek tek kiiyi."
Langdon, "Ne karmaas?" diye fkeyle sordu. "Peter gvende olduuna gre, artk sorun..."
Sato, "Tarn akna!" diye patlad. "Bu iin Peter'la ilgisi yok! Size
Kongre Binas'ndayken de anlatmaya altm profesr, ama benimle birlikte almak yerine bana kar almay tercih ettiniz. Ve berbat bir karmaaya sebep oldunuz! Cep telefonunuzu krdnzda, ki biz onu takip
ediyorduk, bu adamla iletiiminizi de kestiniz. Ve ortaya kardnz u
adres -her ne cehennemse- bu deliyi yakalamak iin tek ansmzd. Bu
oyunu
oynamanz
bizim iin ok nemliydi, siz ona adresi verecektiniz ve
biz de onu
yakalayacaktk!"
Langdon cevap vermeye frsat bulamadan Sato fkesini bu kez Kal
herine'e kustu.
Dan

Brown

360

Bellamy, sanki artk hibir eyin nemi yokmu gibi, yan uursuz bir
halde ban sallad. "Evet sohbetinizi duydum. Memnun oldum."
"Warren neler oluyor?"
Sato araya girdi. "Siz ikiniz daha sonra da konuabilirsiniz. imdi Bay
Bellamy bu deliye ulap, onunla iletiim kuracak. Gece boyunca yapt gibi."
Langdon hibir ey anlamyordu. "Bellamy bu akam o adamla iletiim kurmad! Bu adam iin iinde Bellamy'nin olduunu bile bilmiyor!"
Bellamy'ye dnen Sato, kan havaya kaldrd.
Bellamy iini ekti. "Robert, ne yazk ki bu akam sana her konuda
drst davranmadm."
Langdon bakmakla yetindi.
"Doru olan yaptm sandm..." diyen Bellamy, korkmu grnyordu.
Sato, "Eh, doru olan imdi yapacaksn," dedi. "Ve hepimiz dua edelim ki ie yarasn." Sato'nun uursuz sesini dorularcasma, dolapl saatin
an almaya balad. Eyalarla dolu bir plastik torba karan Sato, Bellamy'ye frlatt. "te eyalarn. Cep telefonun fotoraf ekiyor mu?"
"Evet efendim."
"Gzel. Kapak tan kaldr."
Mal'akh, bu akam Robert Langdon'a yardm etmesi iin Kongre Binas'na gnderdii bir masondan -Warren Bellamy- az nce bir mesaj alm353

Kayp

Sembol

t. Langdon gibi Bellamy de Peter' canl istiyor ve Langdon piramidi ele geirip, ifresini zerken Mal'akh'a yardm etmeyi kabul ediyordu. Mal'akh
gece boyunca cep telefonuna otomatik olarak gnderilen e-postalar almt.
Mesaj aarken, bu ilgin bir ey olmal, diye dnd.
Gnderen: Warren Bellamy
Langdon'dan ayrldm
ama istediin bilgiyi sonunda aldm.
spat ekte. Eksik ksm
iin ara. -wb
-ekli dosya (jpeg)Mal'akh eki aarken, eksik ksm iin ara m, diye dnd.
Ekli dosya bir fotoraft.
Mal'akh fotoraf grdnde, kalbi heyecandan duracak gibi oldu
vc nefesini tuttu. Minik, altn bir piramidin yakn ekim fotorafna bakyordu. Efsanedeki kapak ta! Yzeyindeki ssl yazda umut vaat eden
bir mesaj vard: Sr Dzenin iinde gizli.
Mal'akh bu yaznn altnda onu artan bir eyi fark etti. Kapak ta
parldyor gibiydi. Belli belirsiz parlayan metne aknlkla bakarken, efsanenin gerek olduunu anlad: Srrn layk olana aklamak iin piramit
ekil deitirir.
Bu sihirli deiimin nasl gerekletiine dair hibir fikri yoktu ve
umrunda da deildi. Parldayan metin, tpk kehanet edildii gibi Washington D.C.'deki gerek bir adresi gsteriyordu. Franklin Meydan. Ne yazk
ki, fotorafta grnen Warren Bellamy'nin iaretparma yznden, kapak
tandaki bilginin nemli bir blm kmamt.
Sr
Dzen'in iinde gizli
Franklin Meydan
Eksik ksm iin ara. Bellamy'nin ne demek istediini Mal'akh im-

Kongre Binas'nn Miman gece boyunca onunla ibirlii yapmt


ama imdi ok tehlikeli bir oyun oynamay tercih ediyordu.
Brown

Langdon, Katherine ve Bellamy, silahl CIA ajanlarnn baklar altnda, Sato ile birlikte, Katedral Koleji'ndeki oturma odasnda bekliyorlard. nlerindeki sehpann stnde, iindeki altn kapak ta grnd
Langdon'n deri antas hl ak duruyordu. Sekiz Franklin Karesi kelimeleri, arkalarnda orada bulunduklarna dair hi iz brakmadan, ortadan
kaybolmutu.
Katherine, aabeyini grmesine izin vermesi iin Sato'ya yalvarm
ama o, gzlerini Bellamy'nin cep telefonundan ayrmadan, ban iki yana
sallamakla yetinmiti. Sehpann stnde duran telefon henz almamt.
Langdon, Bellamy, bana neden doruyu sylemedi, diye dnyordu. Grne baklrsa Mimar, gece boyunca Peter' karan adamla temas
halinde olmu, Langdon'n piramidi deifre ederken kat ettii aamalar
hakknda ona bilgi vermiti. Bu, Peter'a zaman kazandrmak iin bavurduu bir blft. Aslnda Bellamy'nin amac, piramidin srrn zmek iin
uraan herkesi durdurmakt. Ama imdi taraf deitirmi gibi grnyordu. O ve Sato, bu adam yakalamak uruna, piramidin srrn tehlikeye atmaya hazrdlar.
Koridordan gelen yal bir ses, "ek ellerini zerimden!" diye bard. "Ben kemim, alil deil! Burada yolumu bulabilirim!" Barahip Galloway, bir CIA ajan, onu oturma odasndan ieri sokup, sandalyelerden birine oturturken hl yksek sesle syleniyordu.
Bo gzleri dimdik ileri bakarken Galloway, "Burada kimler var?"
diye sordu. "Seslerden ok kiinin olduu anlalyor. Kr bir adam alkoymak iin ka kiiye ihtiyacnz var? Cevap verin!"
Sato, "Yedi kiiyiz," dedi. "Aralarnda Robert Langdon, Katherine

di anlamt.

Dan

92.BLM

362

Solomon ve mason kardeiniz Wanen Bellamy de var."


Yerinde ken Galloway, patrty kesti.
399

Kayp

Sembol

Langdon, "Biz iyiyiz," dedi. "Peter'n gvende olduunu rendik.


Durumu kt ama yannda polis var."
Gallovvay, "Tanr'ya krler olsun," dedi. "Peki..."
Grltl bir takrt, odadaki herkesin yerinde sramasna sebep oldu. Bellamy'nin cep telefonu sehpann stnde titreiyordu. Herkes sustu.
Sato, "Pekl Bay Bellamy," dedi. "i berbat etmeyin. Tehlikeyi biliyorsunuz."
Bellamy derin bir nefes aldktan sonra uzanp, arya cevap vermek
iin hoparlre bast.
Sehpann zerindeki telefona doru yksek sesle, "Ben Bellamy," dedi.
Hoparlrden ykselen rktc fslt tandkt. Arabann iinde cep
telefonu kitinden konuuyor gibiydi. "Saat gece yansn geti Bay Bellamy. Peter' ektii ccfadan kurtarmak zereydim."
Odada endieli bir sessizlik oldu. "Onunla konumak istiyorum."
Adam, "mknsz," diye cevap verdi. "Arabadayz. Bagajda bal."
Birbirlerine bakan Langdon ile Katherine, dierlerine doru balarn iki yana salladlar. Blf yapyor! Peter artk onda deil!
Sato, Bcllamy'ye baskya devam etmesini iaret etti.
Bellamy, "Peter'n hayatta olduuna dair kant istiyorum!" dedi.
"Yoksa sana eksik kalan..."
"stad Muhterem'inin doktora ihtiyac var. Pazarlk yapmakla vakit
kaybetme. Franklin Meydan'ndaki numaray bana syle, ben de Peter'
oraya getireyim."
"Sana syledim, ben..."
Adam, "imdi!" diye parlad. "Yoksa kenara ekerim ve Peter Solomon hemen lr!"
Bellamy gl bir sesle, "Sen beni dinle," dedi. "Adresin geri kalann istiyorsan, benim kurallarmla oynayacaksn! Benimle Franklin Meydam'nda bulu. Peter' canl olarak getirdiinde, sana hangi bina olduunu syleyeceim."
"Yetkilileri yannda getirmeyeceini nereden bileyim?"
"nk seni kandrma tehlikesini gze alamam. Elindeki tek kart Peter'n hayat deil. Bu gece baka eylerin de tehlikede olduunu biliyorum."
Telefondaki adam, "unu iyi bil ki, eer Franklin Meydan'nda senden baka birinin bulunduunu fark edersem, gaza basar devam ederim ve
Dan

Brown

364

bir daha Peter Solomon'n izine rastlayamazsn," dedi. "Ve elbette... dertlerin bununla da bitmez."
Bellamy kasvetli bir sesle, "Yalnz geleceim," dedi. "Peter' teslim
ettiinde, sana ihtiyacn olan her eyi vereceim."
Adam. "Meydann ortas," dedi. "Oraya varmam yirmi dakikam alr.
Sana ne kadar srerse srsn, beni beklemeni tavsiye ederim."
Hat kapand.
Oda birden canland. Sato emirler yadrmaya balad. Birka ajan
telsizlerini kapp kapya kotular. "abuk! abuk!"
O kargaa srasnda Langdon, bu gece gerekte nelerin dndn sorarcasna Bellamy'ye bakt ama yal adam aceleyle kapya gtryorlard.
Katilerine, "Aabeyimi grmem gerek!" diye bard. "Bizi brakmanz gerekiyor!"
Sato, Katherine'in yanna yrd. "Hibir ey yapmam gerekmiyor
Bayan Solomon. Anlald m?"
Katherine srarndan vazgemeden, Sato'nun kk gzlerine umutsuzca bakt.
"Bayan Solomon, nceliim Franklin Meydan'ndaki adam tutuklamak ve ben bu grevi tamamlayncaya kadar siz burada, adamlarmla birlikte oturacaksnz. te ancak ondan sonra aabeyinizle ilgilenebiliriz."
Katherine, "Bir konuyu atlyorsunuz," dedi. "Ben bu adamn nerede
yaadn biliyorum! Kalorama Hcights'ta, be dakikalk mesafede ve
orada gerekten iinize yarayacak deliller var! Ayrca bu iin duyulmamasn istediinizi sylediniz. Durumu dzeldikten sonra kim bilir Peter yetkililere neler anlatacak?"
Katherine'in sylemek istediklerini anlayan Sato, dudaklarn bkt.
Darda helikopterin pervane kanatlar dnmeye balamt. Sato kalarn attktan sonra adamlarndan birine dnd. "Hartmann, sen Escalade'i
al. Bayan Solomon ile Bay Langdon' Kalorama Hcights'a gtiir. Peter Solomon hi kimseyle konumayacak. Anlald m?"
Ajan, "Evet efendim," dedi.
"Oraya varnca beni ara. Ne bulduunuzu bildir. Ve bu ikisini gznn nnden ayrma."
Ajan Hartmann hemen ban salladktan sonra Escalade'in anahtarlarn kard ve kapya yneldi.
365

Kayp

Sembol

Katherine tam arkasndayd.


Sato, Langdon'a dnd. "Sizinle birazdan greceiz Bay Langdon.
Beni dman tarafta grdnz biliyorum ama emin olun ki durum yle deil. Hemen Peter'm yanna gidin. Bu i henz bitmedi."

93.BLM

Langdon'n yanndaki Barahip Galloway, sehpann banda sessizce


oturuyordu. nndeki ak deri antann iinde duran piramidi elleriyle
bulmutu. Yal adam ellerini tan scak yzeyinde gezdiriyordu.
Langdon, "Peder, siz de Peter' grmeye geliyor musunuz?" dedi.

K ve On nc Sokaklarla evrili Fraklin Meydan, Washington

"Ben, sizi sadece yavalatrm." Galloway ellerini antadan karp,

ehir merkezinin kuzeybat kesinde yer alr ve pek ok tarihi binaya ev

fermuarn ekip kapatt. "Ben burada oturup, Peter'n iyilemesi iin dua

sahiplii yapar. Bunlardan en nls, Alexander Graham Bell'in 1880 y-

edeceim. Daha sonra konuuruz. Ama Peter'a piramidi gsterdiinizde,

lnda ilk kablosuz telefon mesajn gnderdii Franklin Okulu'dur.

ona benim iin bir ey syler misiniz?"

Meydann stne bat tarafndan hzla yaklaan UH-60 helikopteri,

"Elbette." Langdon antay omzuna ast.

Ulusal Katedral'den yapt yolculuu birka dakika iinde tamamlamt.

"Ona unu syleyin." Galloway boazm temizledi. "Mason Pirami-

Aadaki meydana bakan Sato, bolca vakit var, diye dnd. Hedef gel-

di srrn daima... itenlikle korudu."

meden nce, adamlarnn pozisyon almalarnn ne kadar nemli olduunu


biliyordu. En az yirmi dakikadan nce gelemeyeceini syledi.

"Anlamyorum."
Yal adam gzlerini ap kapatt. "Siz Peter'a bunu syleyin. O an-

Sato'nun emri zerine pilot, tepesindeki iki yaldzl kuleyle civardaki en yksek ve prestijli ofis binasnn -nl Bir Franklin Meydan- ats-

layacaktr."
Bunun ardndan Barahip Galloway,/ban eip dua etmeye balad.

na alald. Elbette bu manevra yasadyd, ama paten demirler neredeyse

Akl karan Langdon, yal adam orada brakp dar kt. Kathe-

atya deecek kadar yaklaan helikopter orada sadece birka saniye dur-

rine oktan SUV'un n koltuuna oturmu, ofre yolu tarif ediyordu.

du. Herkes dar atladktan sonra pilot hemen havalanarak "sessiz irtifa-

Langdon, dev ara kuzeydeki Kalorama Heights'a doru imlerin stn-

ya" yksekli, sonra da grnmeden destek salayaca douya yneldi.

den hzlanarak ilerlerken son anda arka koltua geip kapy kapatt.

Ekibi, Bellamy'yi grevine hazrlarken, Sato bekledi. Mimar, onun


gvenli dizst bilgisayarndaki dosyada grdklerinden tr hl akn
gibiydi. Dediim gibi... ulusal gvenlik meselesi. Bellamy, onun ne demek
istediini hemen anlamt. imdiyse tam bir ibirlii iindeydi.
Ajan Simkins, "Her ey hazr efendim," dedi.
Ajanlar Sato'nun istei zerine Bellamy'yi atdan koturup, poziyonlarn alacaklar kata inen merdivenlerde gzden kayboldular.
Sato binann kenarna yryp aaya bakt. Aadaki aal, drtgen park tm bloku kaplyordu. Saklamlabilecek ok yer var. Sato'nun ekibi, adama fark edilmeden yakalamann nemini anlamt. Hedefleri buradaki varlklarn hissedip de kamaya yeltenecek olursa... bakan bunu dnmek bile istemiyordu.

Dan

Brown

93 399

Kayp

Sembol

Burada rzgr sert ve souktu. Sato kollaryla kendini sard ve kenardan aa dmemek iin ayaklarn yere salam bast. Bu avantajl yksek noktadan baknca, Franklin Meydan az sayda binayla, hatrladndan
daha kk grnyordu.
Bellamy ile ajanlar, aalkl alann karanlna yaylan karncalara

94.BLM

benziyorla d. Simkins, Bellamy'yi bo parkn ortasna yakn, ak bir yere


yerletirdi. Ardndan Simkins ile ekibi doal kamuflajn iine dalarak, grnrden kayboldu. Saniyeler sonra Bellamy tek bana, parkn ortasna yakn bir sokak lambasnn souk nda bir aa bir yukar dolayordu.
Sato hibir acma duygusu hissetmedi.
Sigarasn yakp uzun bir nefes ekerken cierlerine dolan scakln
keyfini kard. Aada her eyin yolunda gittiinden emin olunca, kenardan ekilip iki telefonu beklemeye balad. Biri uzman Nola'dan, dieri
Kalorama Heights'a gnderdii Ajan Ha tmann'dan gelecekti.

Yavala! Langdon, keden uarcasna dnerken, iki tekerlein stnde havaya kalkacakm gibi olan Escalade'in arka koltuunu skca
kavrad. CIA ajan Hartmann ya srclk becerilerini Katherine'e gstermeye alyordu ya da Peter Solomon azn amadan nce yanma varmak iin emir almt.
Bykelilikler Blgesi'ndeki krmz-kta-gemece hz oyunu yeterince korkutucuydu ama imdi Kalorama Heights'taki malikneler mahallesinin virajl yolunda ar hzla ilerliyorlard. Akamst adamn evine gitmi olan Katherine, onlar ilerlerken bararak yolu tarif ediyordu.
Langdon'n ayann altndaki deri anta her dnte ileri geri sallanyor, piramitten ayrlm olan kapak tann antann dibinde zplarken kard madeni ses duyuluyordu. Zarar grmesinden endie ederek, elini
antadan ieri sokup, ta buluncaya kadar arad. Hl scakt ama parldayan kelimeler kaybolmu, stnde sadece ilk bataki yaz kalmt:
Sr Dzen 'in iinde gizli.
Langdon, kapak tan yan ceplerden birine yerletirirken, zarif yzeyinin minik beyaz paracklarla kapl olduunu grd. aknlkla temizlemeye alt, ama yapmlard ve sanki plastik gibi serttiler. Bu da ne?
Sonra ta piramidin yzeyinin de bu beyaz noktalarla kaplanm olduunu
grd. Langdon trnayla birini kazyp parmaklar arasnda yuvarlad.
"Balmumu mu?" diye azndan kard.
Katilerine omzunun stnden bakt. "Ne?"
"Piramitle kapak tann her yannda balmumu paralar var. Anlamyorum. Bu nereden gelmi olabilir?"
"antandaki bir eyden olabilir mi?"
"Sanmyorum."
Keyi dnerlerken Katherine n camdan yolu gsterdi ve Ajan Hartmann'a, "Buras! Geldik," dedi.

Dan

Brown

368

94 399

Kayp

Sembol

Ban kaldrp bakan Langdon. kardaki garaj yolunda dnen klaryla bir gvenlik aracnn park etmi olduunu grd.
Malikne olduka gz alcyd. erideki tm klar yanyordu ve n

95.

kap ardna kadar akt. Aceleyle geldikleri belli olan yarm dzine kadar
ara, garaj yoluyla imlerin sttie geliigzel park etmilerdi. Aralardan

BOLM

bazdan hl alr durumda ve farlar akt. ounun fan eve doru evrilmiti ama ilerinden arpk du'an birinin farlar gzlerini alyordu.
Ajan Hartmann, beyaz bir sedann yannda, imlerin stnde durdu.
Arabann parlak renkli kartmasnda P R E F E R R E D GVENLK RKET
yazyordu. Aralarn dnen klaryla, gzlerine giren farlar ilk bata fark
etmelerine engel olmutu.
Katherine hemen aratan atlayp eve doru kotu. Langdon fermuarn kapatmaya vakit harcamadan, antay omzuna ast. imenlerin stnden
koarak n kapya doru Kathefine'in peinden gitti. Evin iinden sesler
geliyordu. Ajan Hartmann arac kilitleyip, onlar takip ederken Langdon

Katherine Solomon dtn anlyor... ama sebebini karannyodu.


Koridordan yemek odasndaki gvenlik memuruna doru koarken,
aya, grnmeyen bir nesneye taklm ve tkezleyerek ayaklar yerden
kesilmiti.
imdi yere, parke zeminin stne ylmak zereydi.
Katherine karnnn stne dnce, cierlerindeki hava aniden boald. Bann stndeki ayakl portmanto tehlikeli biimde salland ve devrilip tam yanna dt. Soluk solua ban kaldrdnda, sandalyede oturan
kadn gvenlik memurunun hi kprdamadn grnce ard. Bundan

arkasndan SUV'u sesini duyduKatherine verandadaki merdivenleri kp, ana kapdan ieri girdi ve

daha da tuhaf, yere devrilmi portmantonun ayana, koridorun kar tara-

antrede gzden kayboldu. Onun arkasndan eii geen Langdon, Katheri-

fna uzanan ince bir tel balanmt.

ne'in giri salonundan, ana koridorda seslerin geldii yne doru ilerledi-

Kim, neden byle bir ey yapsn?...

ini grebiliyordu. Onun nnde?, gvenlik niformas giymi bir kadnn

"Katherine!" Langdon, ona seslenince, Katherine dnp bakt ve ka-

koridorun sonundaki yemek odasnda arkas dnk oturduu grlyordu.


Katherine koarken, "Memur hanm!" diye bard. "Peter Solomon

nnn donduunu hissetti. Robert! Tam arkanda! lk atmak istedi, ama


hl nefes almaya alyordu. Tek yapabildii; Langdon'n, arkasndaki
Ajan Hartmann'n boazn tutarak kap eiinde sendelediinden haber-

nerede?"

siz, kendisine yardm etmek iin koridorda kouunu izlemek oldu. Uzun

Langdon da onun peinden atld, ama bunu yapt srada gzne beklenmedik bir ey iliti. Sol tarafndaki oturma odasnn penceresinden, garaj

tornaviday sapndan tutup boynundan ekerken, kanlar Hartmann'n ellerine fkrd.

yolu kapsnn kapandn grd. Tuhaf. Gzne baka bir ey daha iliti...

Ajan ileri doru adm atarken, saldrgan belirdi.

dnen klarn ve kr edici farlarn parlaklnda gznden kaan bir ey.

Tanrm... hayr!

Garaj yolunda geliigzel park etmi olan yarm dzine kadar ara hi de

zerinde, petamale benzeyen garip bir i amarndan baka bir

Langdon'n sand polis ya da acil mdahale arabalarna benzemiyordu.


Bir Mercedes?... bir Hummef?- Bir Tesla Roadstar?
Langdon o anda evde duyulan seslerin, yemek odas tarafndaki bir
televizyondan geldiini fark etti.
Yava ekimde dnerek koridora doru seslendi. "Katherine, dur!"
Ama dnd anda, Katherine Solomon'n artk komadn grd.

ey olmayan iri adamn, giri salonunda sakland anlalyordu. Kasl vcudu tepeden trnaa tuhaf dvmelerle kaplanmt. n kap kapanrken,
koridorda Langdon'n peinden komaya balad.
O srada Ajan Hartmann yere kapakland. arm grnen Langdon
arkasn dnd srada dvmeli adam oktan stne ullanm, srtna bir
tr alet saplyordu. Ik parlamasna elik eden bir elektrik czrtsnn ar-

Uuyordu.
Dan

Brown

370

371

Kayp

Sembol

dndan Katherine, Langdon'n kaskat kesildiini grd. Gzleri donarak


byyen Langdon, ne doru sendeleyip, fel olmu bir halde yere yld. Deri antasnn stne serte derken, piramit yerde yuvarland.
Dvmeli adam kurbanna dnp bakmadan, doruca Katheine'e yneldi. Katherine yemek odasna srnerek girerken bir sandalyeye arpt. Bu
sandalyeye yaslanm olan kadn gvenlik memuru, sallanp yanma yld.
Kadnn cansz ifadesinden dehet okunuyordu. Azna bir bez tkanmt.
Devasa adam, Katherine'in hareket etmesine frsat brakmadan yanna vard. Onu omuzlarndan muazzam bir gle yakalad. Artk makyajsz
olan yz son derece korkutucuydu. Adamn kaslar esnerken, Katherine
bez bir bebek gibi karnnn stne evrildiini hissetti. Ar bir diz srtna
yklenince, bir an iin ikiye ayrlacan sand. Adam, onu kollarndan tutup, geriye doru ekti.
Ba yan evrilmi ve yana halya bastrlm Katherine, imdi srt dnk duran Langdon'n sarslarak titrediini grebiliyordu. Onun arkasndaki Ajan Hartmann antrede kprdamadan yatyordu.
Bileklerini souk metal kstrdnda, Katherine bir telle balandn anlad. Dehetle kurtulmaya alt, ama bunu yapmak ellerini fena halde actyordu.
"Hareket edersen bu tel seni keser," diyen adam, inanlmaz bir hzla
el bileklerini balayp, ayak bileklerine gemiti.
Katherine, ona tekme atnca, adam gl yumruunu sa kalasnn
altna indirerek, bacan etkisiz duruma getirdi. Birka saniye iinde ayak
bilekleri de balanmt.
Katherine, "Robert!" diye seslenebildi.
Langdon koridorda, yerde inliyordu. Profesr, bann yannda yere
devrilmi ta piramitle, deri antasnn stnde iki bklm yatyordu.
Katherine, saldrgana, "Piramidin ifresini zdk!" dedi. "Sana her
eyi anlatacam!"
"Evet anlatacaksn." Bunu syledikten sonra bezi l kadnn azn
dan karp sert bir ekilde Katherine'in azna tkad.
Robert Langdon'n bedeni sanki kendisine ait deildi. Yana parkeye yas
lanm, uyuuk ve kprdayamaz bir halde yatyordu. ok silahlarnn, geici s i
Brown

Ayaa kalk!
Yerde, felce uram halde yzkoyun yatan Langdon, nefes almakta glk ekerken, ksa soluklar almaya alyordu. Kendisine saldran
adama henz bakamam olsa da Ajan Hatmann'n bir kan gl iinde
yattn grebiliyordu. Adamla mcadele edip tartan Katherine'in sesi
imdi, sanki adam azna bir ey tkm gibi bouk kyordu.
Ayaa kalk Robert! Ona yanlm etmelisin!
Langdon'n bacaklar karncalanyordu. Duyumsad, yakc ve ac
ykl bir iyileme hissiydi ama yine de bacaklar ibirlii yapmyordu. Kprda! Yzne ve boynuna gelen canla birlikte yeniden bedenini hissetmeye balarken kollar seirdi. Byk bir abayla, yanan parkeye srterek ban hareket ettirmeyi baard. Ban dndrdnde yemek odasn grd.
Langdon'n gr alan, antasndan frlayp, yerde yan devrilen piramit
yznden kapanmt. Piramidin taban yznn birka santim uzandayd.
Langdon bir an iin neye baktn anlayamad. nndeki kare, ta piramidin tabanyd, ama nedense farkl grnyordu. ok farkl. Hl kare ve
hl tat... ama artk dz ve przsz deildi. Piramidin taban kaznm iaretlerle doluydu. Bu nasl olabilir? Birka dakika hayal grdn sanarak
bakakald. Piramidin tabanna defalarca baktm... li iaret yoktu!
Langdon bunun sebebini imdi anlyordu.
Nefes alma gds zorlaynca, aniden hava yuttu. Mason Piramidi'nin hl paylaaca srlar olduunu fark ediyordu. Bir baka deiime
tank oldum.
Langdon o anda Galloway'n ricasnn anlamn zd. Peter'a un
syleyin: Mason Piramidi srrn daima... itenlikle korudu. O srada bu
szler tuhaf gelmiti ama Langdon imdi Barahip Gallovvay'n Peter'a
ifreli bir mesaj gnderdiini anlyordu. Ayn ifre, Langdon'n okuduu
sradan bir gerilim romannda da kullanlmt.
Sin-cereSl)

Tad lm gibiydi.

Dan

reyle sinir sistemine ar yk bindirerek kurban etkisiz hale getirdiini biliyordu. Elektrikli kas/sinir sistemi etkileyici diye bilinen, yldrm arpmas gibi buseydi. Hissettii byk ac, vcudundaki her bir molekle nfuz ediyordu. Zihninin odakland istee karn, kaslar gnderdii emre uymay reddediyordu.

372

(I) tenlik

373

Kayp

Sembol

Michelangelo'dan beri heykeltralar eserlerindeki kusurlar, atlaklarn iine scak balmumu srp, stn ta tozuyla kaplayarak kapatmlard. Bu aslnda bir hileydi, bu yzden "balmumsuz" -kelime karl sine cera- heykellerin itenlikle yapldklar dnlrd. Bu sz o zamandan sonra yerlemiti. Bugn hl mektuplar "tenlikle" diye bitirince,
"balmumsuz" yazdmz ve szlerimizin gerek olduunu sylyoruz.
Piramidin tabanndaki yazlar da ayn yntemle kapatlmt. Katherine kapak tann tarifini uygulamak iin piramidi kaynatnca, balmumu eriyerek altndaki yazlan ortaya karmt. Oturma odasndayken ellerini piramidin zerinde gezindiren Gallovvay'n, piramidin altndaki iaretleri hissettii anlalyordu.
Langdon bir anlna, Katherine'le birlikte iinde bulunduklar tehlikeyi unutmutu. Piramidin tabanndaki inanlmaz semboller dizisine bakt. Ne anlama geldiklerine... veya neyi ortaya kardklarna dair fikri yoktu ama bir ey kesindi. Mason Piramidi'nin hl anlatacak srlar var. Sekiz Franklin Meydan son cevap deil
Yeni bir ifreyi daha zerken salglad adrenalin yznden mi,
yoksa birka saniye daha yatmaktan m bilinmez ama, Langdon birden vcuduna yeniden hkim olduunu hissetti.
Tek kolunu acyla yana uzatp, yemek odasn grebilecei ekilde deri antay nnden ekti.
Katheine'in balanm olduunu ve aznn tkandn grdnde
dehete dt. Dizlerinin stne kalkmak iin kaslarn esnetti, ama hemen
ardndan gzlerine inanamayarak yerinde donakald. Yemek odasnn kap
eiinde rktc bir manzara, Langdon'n daha nce grd hibir eye
benzemeyen bir insan figr duruyordu.
Tanr akna bu da ne?!...
Langdon yuvarlanp, kamak iin bacaklaryla tekmelemeye balad
ama dvmeli adam onu yakalayp srtst evirdi ve gsnn stne bindi. Dizlerini Langdon'n pazularna bastrp, onu yere iviledi. Adamn
gsnde ift bal bir Zmrdanka kuu vard. Boynu, yz ve tral ba allmadk bir dizi karmak sembollerle kaplanmt. Langdon bunlarn
kara by ritellerinde kullanlan mhrler olduklarn biliyordu.
Langdon daha ne olduunu anlayamadan dev adam, onun kulaklarn ellerinin arasna ald, ban yerden kaldrp inanlmaz bir kuvvetle
parkeye
arpt.
O an
her ey karard.

Dan

Brown

375 353

Koridorda duran Mal'akh etrafndaki katliam inceledi. Evi sava


alanna dnmt.
Robert Langdon ayaklarnn altnda uursuzca yatyordu.
Katherine Solomon yemek odasnda yerde bal ve az tkalyd.
Yasland sandalyeden derek yere ylan kadn gvenlik memurunun cesedi yaknndayd. Hayatn kurtarmak isteyen gvenlik memuru,
Mal'akh ne dediyse onu yapmt. Boazna dayanm bir bakla
Mal'akh'n telefonuna cevap vermi ve Langdon ile Katherine'i koturarak buraya getirtecek yalan sylemiti. Orta yoktu ve Peter Solomon hi
iyi deildi. Kadn roln tamamlad anda Mal'akh onu ldrmt.
Mal'akh'n evde olmad izlenimini tamamlamak iin, arabalarndan
birinin ara kitinden Bellamy'yi aramt. Bellamy'ye ve baka her kim
dinliyorsa ona, yoldaym, demiti. Peter bagajda. Aslnda Mal'akh sadece
garajla n bahe arasnda araba kullanyordu. Farlar ak ve motorlar alr durumda olan bir sr arabasn buraya geliigzel park etmiti.
Aldatmaca kusursuz biimde ie yaramt.
Neredeyse.
Tek prz, antrede boynunda tornavidayla yatan, siyahlar iindeki
kanl ynd. Cesedin stn arayan Mal'akh, CIA logosu tayan bir telsiz ve cep telefonu bulduunda kendi kendine gld. Demek ortlar bile gcmn farknda. Pillerini karp, her iki aygt da ar bir bronz havanla
ezdi. Yeniden Langdon'n yanna yrd. Profesr kaslp kalmt ve bir
sre daha yle kalacakt. Gzleri heyecanla, profesrn ak antasnn yannda duran ta piramide kayd. Nefesi kesildi, kalbi arpmaya balad.
Yllarca bekledim...
Aa uzanp, Mason Piramidi'ni kaldrrken elleri hafife titredi.
Parmaklarm yavaa yazlarn stnde gezdirdi, kelimelerin yayd umut
ona huu vermiti. Kendini daha fazla bysne kaptrmadan, piramidi kapak tayla birlikte Langdon'n antasna koydu ve fermuarn kapatt.
375

Kayp

Sembol

Yaknda piramidi bir araya getireceim... ok daha gvenli bir yerde.


antasn omzuna attktan sonra profesr de srtlamaya alt ama
kondsyonlu fizii beklediinden daha ard. Mal'akh onu koltukaltlarndan tutup, yerde srklemeye karar verdi. Mal'akh, gittii yeri beenmeyecek, diye dnd.
Langdon' srklerken, mutfaktaki televizyondan sesler ykseldi.
Televizyondan ses gelmesi, aldatmacann bir parasyd ve imdi Mal'akh
onu kapatacakt. Kanalda, televizyon yoluyla misyonerlik yapan biri Gklerdeki Babamz duasn cemaate okutuyordu. Mal'akh hipnotize olmu izleyicilerden kann bu duann k kaynan bildiini merak etti.
Grup makama uyarak, ",^6kte olduu gibi yeryznde de..." dedi.
Mal'akh, evet, diye dnd. Aadaki yukandakine, yukardaki aadakine benzer.
"... Ayartlmamza izin verme..."
Bedenimizin zayflklarn terbiye etmemize yardm et.
Hepsi birden "... Kt olandan bizi kurtar..." diye yalvard.
Mal'akh glmsedi. Bu zor olabilir. Karanlk byyor. Buna ramen,
denedikleri iin onlar takdir etti. Grnmeyen glerle konuup, yardm
dileyen insanlarn bu modern dnyada soyu tkenmekteydi.
Ayini yapanlar, "Amen!" dedikleri srada, Mal'akh, Langdon' yemek odasna srklyordu.
Mal'akh,Amon, diye dzeltti. Dininizin beii Msr'dr. Tanr Afnon, Zeus'un... Jpiter'in... ve Tanr'nn tm yeni yzlerinin ncsyd. Bugne kadar
dnyadaki her din onun ismini farkl ekillerde seslendirmiti. Amen! Amin!
Aum!
Misyoner, ncil'den alntlar yapp melekleri, eytanlar, cennet ve
cehennemde grevli ruhlarn hiyerarisini anlatmaya balad. Onlar,
"Ruhlarnz kt glerden koruyun!" diye uyard. "Kalplerinizi duayla
yceltin! Tanr ve melekleri sizi duyacaktr!"
Mal'akh doruyu sylediini biliyordu. Ama eytanlarda duyacak.
Mal'akh uzun zaman nce, sanat doru biimde uygulandnda, kiinin ruhani dnyaya giden kapy aabileceini renmiti. Oradaki g
rnmeyen glerin, iyi ve kt, eitli biimleri vard. Ik olanlar ifa veriyor, koruyor ve evrene dzen getiriyordu. Karanlk olanlar tam tersi i
gryor, ykm ve karmaa getiriyorlard.
Doru ekilde arldklarnda grnmeyen gler, kiinin dnyada
ki arzusunu yerine getirmeye ikna edilebilirdi... kiiye doast gler su
Dan

Brown

377 353

narlard. aran kiiye yapacaklar yardmn karlnda bu gler adak


isterlerdi; Ik'tan gelecekler yardmlar iin dua ve vg... Karanlk'tan
gelecek yardmlar iin kan dklmesi.
Adak ne kadar byk olursa, nakledilen g o denli byk olur.
Mal'akh uygulamalara nemsiz hayvanlarn kanyla balamt. Ama geen zamanla birlikte, adak seimleri daha cretkr olmutu. Bu gece son
adm atacam.
Kyametin gelecei uyarsn yapan vaiz, "Dikkatli olun!" diye bard. "nsan ruhunun verecei son sava yaknda yaplacak!"
Mal'akh, sahiden de yle, diye dnd. Ve ben en byk savas
olacam.
Elbette bu sava ok, ok nceleri balamt. Antik Msr'da sanat
mkemmelletirenler, tarihin byk statlar haline gelmiler, halk kitlelerinin tesinde gelierek, Ik'n gerek uygulayclar olmulard. Yeryznde tanrlar gibi dolamlard. Bilgelikten payn almak iin dnyann
br ucundan gelen adaylarn yelie kabul edildii byk tapmaklar ina
etmilerdi. Altn insanlardan bir nesil domutu. Ksa bir sre iin insanlk kendini ykseltip, dnyevi balarndan kurtulacak gibi olmutu.
Antik Gizemlerin altn a.
Ama etten vcuda gelen insan; kibir, nefret, sabrszlk ve hrs gnahlarna kolay aldanan bir varlkt. Zaman iinde sanat yozlatanlar, arptarak, kendi karlar iin kullananlar olmutu. Bu arptlm eklini karanlk gleri armak iin kullanmlard. Bylece yeni bir sanat meydana gelmiti... Daha gl, hzl ve sarho edici etkisi olan bir sanat.
ite benim sanatm bu.
Btyiik eserim bu.
Aydnlanm statlar ile onlarn ezoterik kardelikleri ktln
doduuna tank olmular ve insanln, yeni bulduu bu bilgiyi kendi trnn iyilii iin kullanmadn grmlerdi. Bu yzden layk olmayanlarn ulamasn engellemek amacyla bilgeliklerini saklamlard. Sonunda, her ey tarihin iinde kaybolup gitmiti.
Bunu Cennetten Kovulu takip etmiti.
Ve srekli bir karanlk.
Gnmze kadar statlarn asil torunlar azimle alarak, Ik' aram, gemite kaybettikleri gc yeniden ele geirmeye uram ve karanl uzak tutmaya abalamlard. Onlar, yeryzndeki tm dinlerin
377

Kayp

Sembol

kiliselerinde, tapnaklarnda ve mabetlerindeki kadn ve erkek rahiplerdi.


. Zaman hatralar silmi... onlar gemilerinden ayrmt. Bir zamanlar
hikmetin akt Kaynak'tan artk haberleri yoktu. Onlara, yani imann yeni muhafzlarna atalarnn ilahi gizemleri sorulduunda bunlar kfirlik
olarak nitelendirip, iddetle sahipsiz brakmlard.
Mal'akh, acaba gerekten unuttular m, diye dnd.
Antik sanatn tns, Musevilikteki mistik Kabalaclardan slamiyetteki ezoterik Sufilere kadar, dnyann her kesinde hl yanklanyordu. zlerine Hristiyanln gizli ritellerinde, Aai Rabbanimin Tanr'y yeme
ayinlerinde, azizler, melekler ve eytanlarn hiyerarisinde, ilahi ve sihirli
szlerinde, kutsal takvimin astrolojik temellerinde, kutsama cppelerinde
ve sonsuz hayat vaadinde rastlamak mmknd. imdi bile papazlar dumanl buhurdanlar sallayarak, kutsal canlar alarak ve kutsal su serpitirerek kt ruhlar kovuyorlard. Hristiyanlar hl doast eytan karma hnerlerini kullanyorlard; inanlarndaki bu eski uygulama sadece
eytanlar kovmak iin deil, ayn zamanda armak iin de yaplrd.
Ve hl gemilerini anlayamyorlar m?
Klienin gizemli gemii, en ok merkez ssnde belirgindi. St. Peter's Meydan'ndaki Vatikan ehri'nde byk bir Msr obeliski duruyordu. sa ilk nefesini almadan bin yz yl nce yaplmt. Bu kutsal ve esrarl abidenin ne orayla, ne de modern Hristiyanlkla bir ilgisi vard. Ta
bir kule, duyulmak iin haykryordu. Her eyin nerede baladn hatrlayan birka bilge iin bir antt. Antik Gizemlerin rahminden doan bu kilisede hl onun ayinleri ve sembolleri kullanlyordu.
Hepsinin stnde tek bir sembol.
Sunaklarn, cppelerin, kulelerin ve Kutsal Kitap'n stnde Hristiyanln tek bir simgesi vard, kurban edilen, deerli bir insan. Hristiyanlk, kurban vermenin dntrc gcn dier inanlardan ok daha iyi
anlamt. imdi bile sa'nn yapt fedakrl yceltmek iin mritleri
oru tutarak, byk perhize girerek, gelirlerinden kiliseye vererek, kendi
kk adaklarn sunuyorlard.
Elbette bu adaklarn hepsi nemsiz. Kan yoksa... gerek adak da yoktur.
Karanln gleri uzun zaman boyunca kan adan kabul etmilerdi ve bu sayede ylesine glenmilerdi ki, iyilik gleri artk onlar dengelemekte sknt yayordu. Yaknda Ik tamamyla kararacak ve karanln uygulayclar insanlarn zihinlerinde zgrce hareket edebileceklerdi.

Dan

Brown

378

Sato, "Sekiz Franklin Meydan diye bir yer olmal," diye srar etti.
"Bir daha bak!"
Masasnda oturan Nola Kaye, kulakln bana yerletirdi. "Efendim, her yere baktm... D.C.'de bu adres yok."
Sato, "Ama u anda Bir Franklin Meydan'nm atsmdaym," dedi.
"Sekiz de olmal!"
Bakan Sato bir atda m? "Bekleyin." Nola yeni bir arama balatt.
Bakan Sato'ya bilgisayar korsanndan bahsetmeyi dnd ama Sato imdilik Sekiz Franklin Meydan'na kilitlenmi gibiydi. Zaten Nola tm bilgiye sahip deildi. u lanet olas sistem gvenlii nerede ki?
Ekrana bakan Nola, "Tamam," dedi. "Sorunu anladm. Bir Franklin
Meydan binann ad... adresi deil. Asl adres 1301 K Soka."
Haber bakann kafasn kartrm gibiydi. "Nola aklamaya vaktim
yok... Piramit ak bir ekilde Sekiz Franklin Meydan adresini iaret ediyor."
Nola oturduu yerde aniden doruldu. Piramit belirli bir adresi ni
iaret ediyor?
Sato, "Yazda, 'Sr Dzen'in iinde gizli- Sekiz Franklin Meydan'
diyor," diye devam etti.
Nola pek anlam veremiyordu. "Dzen dedii... mason veya kardelik
tarikatleri gibi bir ey mi?"
Sato, "yle sanyorum," diye yant verdi.
Nola bir sre dndkten sonra yeniden klavyeyi tulamaya balad.
"Efendim, meydandaki sokak numaralar geen yllar iinde deimi olabilir mi? Yani, eer bu piramit efsanede iddia edildii kadar eskiyse, belki
de piramit yapld srada Franklin Meydan'ndaki numaralar farklyd.
Sekiz saysn iermeden 'dzen' ve 'Franklin Meydan' ve 'Washington
D.C yazarak yeni bir arama balatyorum... Bu ekilde bir fikir edinebiliriz tabii eer..." Arama sonular belirirken, cmlesini yanda kesti.
353

Kayp

Sembol

Sato, "Ne buldun?" diye sordu.


Nola listedeki ilk sonuca bakt. Msr'daki Byk Piramit'in hayranlk uyandrc bir resmi, Franklin Meydan'ndaki bir binaya ayrlan web sitesi anasayfasnn arka plann oluturuyordu. Bu bina meydandaki dierlerine hi benzemiyordu.

9 8 .B L M

Veya bu adan ehirdeki baka hibir binaya da benzemedii sylenebilirdi.


Nola'nn donup kalmasna neden olan binann acayip mimarisi deil,
amacnn aklamasyd. Web sitesine gre, bu allmadk yap; eski bir
gizli tarikat tarafndan... ve yine bu tarikat iin... kutsal bir mabet olarak
ina edilmiti.

Robert Langdon korkun bir baarsyla kendine gelmeye balamt.


Neredeyim?
Her neredeyse, etraf karanlkt. Zifiri bir karanlk ve lm sessizlii...
Kollar iki yannda, srtst yatyordu. Akl karm bir halde el ve
ayak parmaklarn hareket ettirmeye alt ve armadan hareket ettiklerini anlamak onu rahatlatt. Neler oldu? Baars ve mutlak karanlk dnda, her ey normale benziyordu.
Neredeyse her ey...
Langdon, fazlasyla dzgn, cam gibi sert bir yzeyin stnde yattn fark etti. Ama bundan daha da garibi, muntazam yzey plak teniylc;
omuzlar, srt, uyluklar, kalas, baldrlaryla dorudan temas halindeydi.
plak mym? aknlkla ellerini vcudunda gezdirdi.
Tanrm! Kyafetlerim nerede?
Sis perdesi karanln iinde dalmaya balaymca hatrladktan Langdon'n gznn nnden geti... korkutucu fotoraf kareleri... l bir CIA
ajan... dvmeli bir canavarn yz... bann yere arpmas. Resimler hzla akmaya balad... imdi Katherine Solomon'n yemek odasnda balanm ve az tkanm grntsn mide bulantsyla hatrlyordu.
Tanrm!
Langdon dikilip oturmaya kalkt, ama bunu yaparken, aln birka
santim stnde duran bir eye arpt. Kafatasna ac dalgas yaylrken, bilincini kaybeder gibi oldu ve geri dtii. Sersemlemi bir halde ellerini
uzatp, karanlkta engelin ne olduunu bulmak iin yoklad. Bulduu ey
ona anlam ifade etmedi. Bu odann tavan otuz santimden daha alak gibiydi. Neresi buras? Dnmek iin kollarn atnda, iki eli birden yan
duvarlara arpt.
imdi gerei kavramaya balyordu. Robert Langdon bir odada deildi.
Bir kutunun iindeyim!

Dan

Brown

380

399

Kayp

Sembol

Tabut benzeri kk kutuya, var gcyle yumruklaryla vurmaya


balad. st ste defalarca, yardm isteyerek bard. Onu saran dehet, her
geen saniye artarak sonunda dayanlmaz seviyeye geldi.
Canlyken gmldm.
lgn bir panik iinde, kollar ve bacaklaryla tm gcn vererek ittii halde tuhaf tabutun kapa yerinden kmldamad. Tek anlayabildii
kutunun fiberglastan yapldyd. Hava geirmiyor, ses geirmiyor, k
geirmiyor, iinden klmyordu.
Bu kutunun iinde boularak leceim.
Kkken dt derin kuyuyu ve dipsiz ukurun karanlnda suy-

Beni nereye gtiiyor?!


Katheine'i oturma odasndan geirirken, akamst hayranlkla bakt Gzeller yalboya tablosunun nnde durdu.
Dudaklar Katherine'in kulaklarna deen adam, "Bu resmi beendiini sylemitin," diye fsldad. "Memnun oldum. Grdn son gzellik
bu olabilir."
Bunu syledikten sonra, uzanp avu iini dev erevenin sa kenarna bastrd. Katherine'in akn baklar altnda, resim adeta dner bir
kap gibi duvarn iine doru evrildi. Gizli bir geit.
Katheine kvranarak kurtulmaya alt ama adam onu skca tuta-

la mcadele ederek geirdii korkun geceyi hatrlad. Yaad bu travma

rak, tablonun arkasndaki akla tad. Gzeller arkalarndan dne-

Langdon'n psikolojisini etkileyerek, kapal yerlerde kalma korkusuyla ya-

rek kapanrken, Katheine tablonun arkasndaki youn yaltm grd. An-

amasna yol amt.

lalan, burada kan seslerin d dnyadan duyulmamas gerekiyordu.

Bu gece canlyken gmlen Robert Langdon, en byk kbusunu


yayordu.

Tablonun arkas, odadan ok bir koridora benziyordu. Adam onu koridorun sonuna kadar tayp, ar bir kapy at ve buradan kk bir sahanla geirdi. Katherine, bodruma inen dar bir rampadan aa bakyor-

Mal'akh'n yemek odasndaki Katheine Solomon, yerde sessizce titredi. Teller el ve ayak bileklerini kesmiti. En ufak bir hareketiyle balar
sanki daha da sklayordu.
Dvmeli adam Langdon'a vahice saldrp onu bayltm, baygn vcudunu deri anta ve ta piramitle birlikte yerde srklemiti. Katheine
nereye gittiklerini bilmiyordu. Kendilerine elik eden ajan lmt. Dakikalardr tek bir ses duymuyor, Langdon ile dvmeli adamn hl evde olduklarndan phe ediyordu. Yardm istemek iin lk atmaya alyor,
ama bunu her denediinde azndaki tka nefes borusuna tehlikeli biimde yaklayordu.

du. lk atmak iin nce nefes ald ama tka onu bouyordu.
ni dik ve dard. ki yandaki beton duvarlar, aadan yaylan mavimsi bir kla renklenmiti. Yukar doru ykselen, kokularn rktc
bir karmyla ykl hava; kimyasallarn sert sr, ttsnn yumuak sakinlii, insan terinin topraks kokusu ve hepsini bastran hayvani bir korku atmosferiyle... scak ve keskindi.
Rampann sonuna geldiklerinde adam, "Uratn bilim beni etkiledi," diye fsldad. "Umarm benimki de seni etkiler."

Yerde yaklaan ayak seslerini duyunca, birisinin yardma geldii


midiyle ban evirdi. Onu yakalayan kiinin dev silueti kap eiinde
belirdi. On yl nce ailesinin evindeki grntsn hatrlaynca Katheine
rkp geri ekildi.
Ailemi ldrd.
Adam imdi ona doru yryordu. Langdon ortalarda yoktu. Adam
melip, onu belinden kavrad ve kaba bir ekilde omzuna att. Tel bileklerini keserken, azndaki tka ac dolu lklarn bastrd. Onu koridordan,
daha bugn birlikte sakince ay itikleri oturma odasna doru gtrd.
Dan

Brown

382

353

Kayp

Sembol

Sato, "Duyduunu dnyorum," dedi. "Daha ok Shriners ismiyle


bilinen, masonlarla balantl bir topluluk."

99.BLM

CIA ajan Turner Simkins, baklarn Warren Bellamy'den ayrmadan Franklin Meydan'nn karanlnda meldi. Henz yemi yutan olmamt ama daha erkendi.

Simkins sslemeli binaya pheyle bakt. Shriners m? ocuklar iin


hastaneler yaptran adamlar m? Krmz fesler giyip, geit trenlerinde
yryen hayrsever bir kardelikten daha zararsz bir 'tarikat' dnemiyordu. Buna karn Sato hl kayglyd.
"Efendim, eer hedefimiz bu binann Franklin Meydan'ndaki tarikat
olduunu fark ederse, adrese gerek duymayacaktr. Randevuyu es geip,
doruca bu yere gidecektir."
"Ben de aynen yle dnyorum. Gzn giriten ayrma."

Simkins'in telsizinden ses gelince, adamlarndan birinin bir ey yakalad midiyle cevap verdi. Ama telsizdeki Sato'ydu. Yeni bilgiler almt.
Onu dinleyen Simkins, endiesine hak verdi. "Bekleyin," dedi. "Ba-

"Peki efendim."
"Ajan Hartmann, Kalorama Heights'tan haber verdi mi?"
"Hayr efendim. Size telefon amasn istemitiniz."

kalm bir ey grecek miyim?" Sakland allarn arasndan srnp,

"Evet, aramad."

meydana girdii yne doru bakt. Biraz kprdadktan sonra sonunda g-

Saatine bakan Simkins, tuhaf, diye dnd. Ge kalm.

rebiliyordu.
Lanet olsun.
Cami benzeri bir binaya bakyordu. Daha byk iki binann arasndaki Maribi cephe, ok renkli desenlerin arasna denmi toprak rengi
parlak karolardan yaplmt. byk kapnn stndeki, iki dizi kavisli dar pencereden, davetsiz yaklaanlara ate aacak Arap okular her an
frlayacak gibiydi.
Simkins, "Gryorum," dedi.
"Hareket var m?"
"Yok."
"Gzel. Pozisyonu deitirip, oray dikkatle gzetlemeni istiyorum.
smi Alma Tapma'" ve mistik bir tarikatn genel merkezi."
Simkins, D.C. blgesinde uzun sredir almasna ramen, daha nce ne bu tapnan ismini, ne de Franklin Meydan'nda genel merkezi bulunan mistik bir tarikat duymutu.
Sato, "Bu bina, Mistik Tapnan Soylularnn Kadim Arabi Tarikat
adl bir gruba ait," dedi.
"Hi duymadm."
(1) Almas Shrine Temple

Dan

Brown

99 399

Kayp

Sembol

nn tepesindeki ufak bir daire hari, vcudunun her bir noktas dvmelerle ilenmiti. Gsndeki ift bal Zmrdanka kuu, gs ularndan oluan
gzleriyle lmn sabrla bekleyen a bir akbaba gibi bakyordu.

100. BLM
Robert Langdon zifiri karanlkta plak ve tek bana, titreyerek yatyordu. Korku, kaslarn felce urattmn, artk ne yumrukluyor, ne de
baryordu. Bunun yerine gzlerini kapatp, gmbrdeyen kalbiyle paniklemi nefesini kontrol etmek iin elinden geleni yapyordu.
Kendini, geceleyin, byk gkyznn altnda yatyorsun, diye telkin
etmeye alt. stnde kilometrelerce ak alandan baka hibir ey yok.
Kapal MRI makinesinde kalmaya ancak bu sakinletirici hayal ve
doz Valium'la dayanabiliyordu. Ama bu gece, kurduu hayalin nedense
hi etkisi olmuyordu.
Katherine Solomon'n azn tkayan bez geri kam, onu bouyordu. Onu esir alan adamn omzunda dar bir rampadan, bodrumdaki karanlk
koridora inmilerdi. Koridorun sonunda, rktc bir krmzms mor n aydnlatt bir oda olduunu grd, ama oraya kadar gitmediler. Adam
yan taraftaki kk bir odada durup onu ieri tad ve ahap bir iskemleye
oturttu. Bal ellerini, hi kprdatamamas iin iskemlenin arkasna ald.
Katherine bileklerindeki tellerin daha da derin kesikler atn hissediyordu. Nefes alamamann yaratt panik yznden acy pek hissetmiyordu. Boaznn iyice gerisine kaan bez yzden igdsel olarak ryordu. Gr daralmaya balad.
Arkasndaki dvmeli adam kapy kapatp at. Artk Katherine'in gzleri iyice sulandndan, hemen yaknndaki nesneleri bile ayrt
edemiyordu. Her ey bulanklamt.
nnde, ekli bozulmu renkli bir vcut belirdi. Katherine baylmann eiindeyken, gzlerinin seirdiini hissetti. Pullarla kapl bir kol uzanp, azndaki bezi ekti.
Derin soluklar alan Katherine'in cierlerine hava dolarken bir ksryor, bir nefesi kesiliyordu. Gr yavaa berraklamaya balaynca kendini
eytann yzne bakarken buldu. Bu grnt insan saylmazd. Boynunu, yzn ve tral ban garip sembollerden oluan dvmelerle rtmt. BaDan

Brown

100 399

Adam, "Azn a," diye fsldad.


Katherine canavara tiksinerek bakt. Ne?
Adam, "Azn a," diye yineledi. "Yoksa bez geri gelir."
Katherine titreyerek azn at. Adam kaln, dvmeli iaetparman dudaklarnn arasna soktu. Diline dokunduunda Katherine kusacan
sand. Adam slak parman karp, tral bann tepesine gtrd. Gzlerini kapatp, tkr derisindeki dvme yaplmam daireye srd.
Grmek istemeyen Katherine ban evirdi.
Oturduu yer bir tr kazan dairesine benziyordu; duvarlarda borular,
guuldayan sesler ve floresan klar vard. Etrafna henz iyice bakamamt, ama gzleri yannda, yerde duran bir eye takld. Bir kyafet yn vard; balk yaka kazak, tvit spor ceket, mokasenler, Mickey Mouse saat.
"Tanrm!" nnde duran dvmeli hayvana dnd. "Robert'a ne yaptn?"
Adam, "," diye fsldad. "Yoksa seni duyar." Yan tarafa adm atp,
arkasn iaret etti.
Langdon orada yoktu. Katherine'in tek grebildii; devasa, siyah bir
fiberglas kutuydu. Rahatsz edici bir ekilde, savatan eve gnderilen cesetlerin konulduu ar sandklara benziyordu. Kocaman iki mandalla,
sandk skca kapatlmt.
Katherine, "Onun iinde mi?" dedi. "Ama... boulacak!"
Adam, "Hayr, boulmayacak," derken, duvardan sandn alt ksmna ilerleyen effaf borular gsterdi. "Ama boulmak iin dua edecek."
Kesif karanlktaki Langdon, d dnyadan gelen seslerin bouk titreimlerini dinledi. Sesler? Sand yumruklayp, var gcyle barmaya
balad. "mdat! Kimse duyuyor mu?!"
Uzaklardan, ksk bir ses duyuldu. "Robert! Tanrm, hayr! HAYIR!"
Bu sesi tanyordu. Katherine'di ve korkmutu. Buna ramen, sesi
duyduuna memnun oldu. Ona seslenmek iin derin bir nefes ald ama
boynunun arkasnda beklenmedik bir ey hissedince aniden durdu. Kutunun altndan hafif bir esinti geliyor gibiydi. Bu olabilir mi? Tam olarak anlamak iin kprdamadan durdu. Evet, kesinlikle. Ensesindeki tylerin havann hareketiyle kprdadn hissedebiliyordu.
Kayp

Sembol

Langdon hemen sandn alt ksmnda havann geldii yeri aramaya


balad ve ksa srede buldu. Minik bir havalandrma var! Kk aklk,
lavabolarn gider delii gibiydi ama buradan yukar doru yumuak ve srekli bir esinti geliyordu.
eri hava pompalyor. Boulmam istemiyor.
Bu rahatlk ksa srd. imdi havalandrmadaki delikten korkun buses geliyordu. Akan svnn pheye yer brakmayan lkrts... ve ona doru geliyordu.
Katilerine, borulardan birinden Langdon'n sandna doru ilerleyen
berrak svya aknlk iinde bakt. Manzara, sapk bir sihirbazn sahne
gsterilerini andryordu.
Sanda su mu pompalyor?
Tellerin, bileklerini derinden kesmesine aldr etmeyen Katheine,
balarna asld. Tek yapabildii panik iinde bakmakt. Langdon'n aresizlikle yumrukladn duyabiliyordu, ama su kutunun alt ksmna ulatnda yumruklama kesildi. rktc bir sessizlik an oldu. Ardndan yumruklama yeni bir aresizlikle tekrar balad.
Katherine, "Onu kar!" diye yalvard. "Ltfen! Bunu yapamazsn!"
"Bilirsin, boulmak korkun bir lmdr." Adam daireler izerken sakin bir sesle konuuyordu. "Asistann Trish, sana nasl olduunu anlatabilir."
Katherine sylediklerini duymutu ama anlamakta glk ekiyordu.
Adam, "Benim de bir zamanlar neredeyse boulduumu hatrlarsn,"
diye fsldad. "Ailenin Potomac'taki maliknesinde olmutu. Aabeyin
beni vurdu ve Zach'in kprsnden buzlarn stne dtm."
Katherine nefret dolu gzlerle ona bakt. Annemi ldrdn gece.
"O akam tanrlar beni korudu," dedi. "Ve ilerinden biri olmam

101.BLM
Katherine alayarak, "Onu dar karmalsn!" diye yalvard. "Ne
istersen yapacaz!" Sular sandn iine dolarken Langdon'n daha da iddetli yumrukladn duyabiliyordu.
Dvmeli adam, glmsedi. "Sen aabeyinden daha kolaysn. Srlarn bana anlatmas iin Peter'a yapmak zorunda kaldklarm..."
Katilerine, "O nerede?" diye sordu. "Peter nerede?! Syle bana! Ne
istiyorsan onu yaptk! Piramidi zdk ve..."
"Hayr, piramidi zmediniz. Oyun oynadnz. Bilgiyi benden saklayp, evime bir hkmet ajan getirdiniz. Bu davran dllendireceimi
sanmyorum."
Hkrklara boulan Katherine, "Baka seeneimiz yoktu," dedi.
"CIA seni aryor. Yanmza bir ajan verdiler. Sana her eyi anlatacam.
Robert' kart!" Katherine, Langdon'n sandn iinde barp, yumrukladn duyabiliyor ve suyun borunun iinden akmaya devam ettiini grebiliyordu. Fazla vakti olmadnn farkndayd.
nnde duran dvmeli adam, enesini okayarak sakin bir tonla konuuyordu. "Herhalde Franklin Meydan'nda beni bekleyen ajanlar vardr,
yle deil mi?"
Katherine hibir ey sylcmeyince adam iri ellerini onun omuzlarna

iin... bana yol gsterdiler."

koyup, yavaa kendine doru ekti. Kollan hl sandalyenin arkasnda


Langdon'n bann altndan kutuya dolan su scakt... vcut ssndayd. Sv imdiden birka santim ykselmi ve plak vcudunun arka
tarafn tamamen iine almt. Gskafesinden yukar trmanrken,
Langdon ac gerein hzla yaklatn hissetti.
leceim.
Yeni bir panikle kollarn kaldrd ve yeniden lgnca yumruklamaya balad.
Dan

Brown

tellerle bal olduundan, kadnn omuzlar gerilirken, kopacakm gibi


acyla yand.
Katherine, "Evet!" dedi. "Franklin Meydan'nda ajanlar var!"
Adam, onu daha kuvvetli ekti. "Kapak tamdaki adres ne?"
Bileklerindeki ve omuzlarndaki ar dayanlmazd ama Katherine
bir ey sylemedi.
"imdi de syleyebilirsin Katherine veya kollarn krar tekrar sorarm."

388

101 399

Kayp

Sembol

Acyla soluk alrken, "Sekiz!" dedi. "Eksik say sekiz! Kapak tanda:
'Sr Dzen'in iinde sakl - Sekiz Franklin Meydan!' yazyor. Yemin ederim. Sana baka ne syleyeceimi bilmiyorum! Sekiz Franklin Meydan!"
Adam omuzlarn brakmyordu.
Katherine, "Tm bildiim bu!" dedi. "Adres bu! Beni brak! Robert'
o hcreden kart!"
Adam, "Yapardm..." dedi. "Ama bir sorun var. Yakalanmadan Sekiz
Franklin Meydan'na gidemem. Baha o adreste ne olduunu syle."

Piramidin tm taban karmakark oymalarla doluydu. Orada daha


nce hibir ey yoktu! Buna eminim! Bu sembollerin ne anlama gelebileceine dair, hibir fikri yoktu. Her trl mistik gelenei kapsyor gibiydiler. Katherine ilerinden pek ounu tanmyordu bile.
Tam bir karmaa.
"Bunun ne anlama geldiini... bilmiyorum."
Adam, "Ben de," dedi. "Neyse ki elimizde bir uzman var." Sanda
bir gz att. "Ona soralm, olmaz m?" Piramidi sandn yanma tad.
Katherine ksa sren bir mitle, kapan kilidini aacan sand.

"Bilmiyorum!"
"Peki piramidin tabanndaki sembol ne? Ait ksmndaki? Anlamn
biliyor musun?"
"Tabanda ne sembol var?" Katherine onun neden bahsettiini bilmiyordu. "Tabanda sembol falan yok. Dmdz, bo ta!"
Tabut benzeri sandktan gelen bouk imdat arlarna alt anlalan dvmeli adam, sakince Langdon'n antasnn yanna gidip, piramidi
kard. Sonra Katherine'in yanna dnp, tabann grebilmesi iin tam
gznn nnde tuttu.
Katherine kaznm sembolleri grnce, hayretle soluunu yuttu.
Ama... bu imknsz!

Ama adam sakince kutunun stne oturup, yan taraftaki kk bir paneli
kaydrd ve sandn stndeki pleksiglas pencereyi ortaya kard.
Ik!
Langdon gzlerini ksarak yukardan gelen k huzmesine bakt.
Gzleri a alnca, midi yerini akl karklna brakt. Sandn st
ksmndaki pencere gibi bir eye bakyordu. Bu pencereden beyaz tavan
ve floresan n grd.
Aliden dvmeli yz stnde belirip, ona yukardan bakt.
Langdon, "Katherine nerede?" diye bard. "kar beni!"
Adam glmsedi. "Arkadan Katherine burada, benimle," dedi.
"Onun hayatn kurtaracak g bende. Seninkini de yle. Ama senin vaktin kstl, bu yzden dikkatle dinlemeni neririm."
Langdon, onu camn arkasndan glkle duyabiliyordu. Gsne
yaklaan su, biraz daha ykselmiti.
Adam, "Piramidin tabannda semboller olduunun farknda msn?"
diye sordu.
Yukardayken yerde yatan piramidin tabanndaki semboller dizisini grm olan Langdon, "Evet!" diye bard. "Ama ne olduklar hakknda fikrim
yok! Sekiz Franklin Meydan'na gitmelisin! Cevap orada! Kapak tanda..."
"Profesr, CIA'in orada beni beklediini ikimiz de biliyoruz. Tuzaa
dmeye hi niyetim yok. Ayrca, zaten sokak numaras da gerekmiyor. O
meydanda uygun olabilecek tek bir bina var, o da Almas Shrine Temple."
Baklarn Langdon'a indirip sustu. "Mistik Tapman Soylularnn Kadim Arabi Tarikat."

Dan

Brown

390

353

Kayp

Sembol

Langdon'n akl karmt. Alma Shrine Temple' biliyordu ama


Franklin Meydan'nda olduunu unutmutu. 'Dzen'den kast 'Shriners' myd? Tapnaklan, gizli bir merdivenin stnde mi duruyor? Tarihi adan hi
anlam ifade etmiyordu ama Langdon u anda tarihi tartabilecek bir durum-

102.

da deildi. "Evet!" diye bard. "Oras olmal! Sr Dzen'in iinde gizli!"

BLM

"O binay biliyor musun?"


"Kesinlikle!" Latfdon kulaklarn ykselen suyun stnde tutmak
iin zonklayan ban kaldrd. "Sana yardm edebilirim! kar beni!"
"Yani piramidin tabanndaki sembollerle bu binann ne ilgisi olduunu bana syleyebilir misin?"
'
"Evet! Brak sembollere bakaym!"
"ok iyi o zaman. Bakalm ne bulacaksn!"
Acele et! Scak sv etrafnda ykselirken, Langdon adamn kilidi
aaca beklentisiyle kapa yukar itti. Ltfen! abuk! Ama kapak almad. Bunun yerine piramidin tabam pleksiglas pencerede belirdi.
Langdon panik iinde bakt.
"Herhalde buradan yeterince yakndr?" Adam piramidi dvmeli elleriyle tutuyordu. "Hzl dn profesr. Tahminimce altm saniyeden az
vaktin var."

Dan

Brown

392

Robert Langdon, keye sktrlan bir hayvann mucizevi bir g


gsterebileceini hep duyard. Ama sand alttan var gcyle ittirdiinde,
hibir ey yerinden kprdamad. Etrafndaki sv ykselmeye devam ediyordu. Nefes almak iin yirmi santimden az bir yer kaldndan, ban kalan hava boluuna kaldrmt. imdi pleksiglas pencereyle yz yzeydi.
Gzleri ile ta piramidin taban arasnda ise birka santimlik mesafe vard.
Bunun ne anlama geldiini bilmiyorum.
Mason Piramidi'nin, sertletirilmi balmumu ve ta tozunun altnda yz
yl akn bir sredir gizlenen son yazs artk ortaya kmt. Akla gelebilecek her trl gelenein -simya, astroloji, hanedanlk, semavi dinler, sihir, saylar, mhr, Yunan, Latin- sembollerinden oluan mkemmel kare bir tabloydu. Sonu olarak, bu bir sembol karraasyd; harfleri dzinelerce farkl
dil, kltr ve zaman diliminden gelen, bir kse alfabe orbasyd.
Tam bir karmaa.

399

Kayp

Sembol

Simgebilim Profesr Robert Langdon, yapt en lgn akademik

ortalarnda, Shriners'dan on yllar nce yaplmt. Aslnda Langdon o za-

yorumlarda bile, sembollerden oluan bu karenin anlam verecek ekilde

manlar buraya Franklin Meydan dendiini de sanmyordu. Kapak ta, var

nasl deifre edileceini bulamazd. Karmaann iinden kan Dzen mi?


imknsz.
Sv imdi ademelmasna gelmiti ve Langdon, kapld dehet seviyesinin svyla birlikte ykseldiini hissedebiliyordu. Sanda vurmaya
devam etti. Piramit alay edercesine ona bakyordu.
Langdon mitsizlik iinde, zihin enerjisinin her bir zerresini sembolerden oluan dama tahtasna younlatrd. Bunlar ne anlama gelebilirler? Maalesef, karm birbiriyle ylesine uyumsuzdu ki, nereden balayacan bilemiyordu. Tarihin ayn dnemlerine bile ait deiller!
Katherine'in, kutunun dndan gelen bouk fakat anlalr sesini duyabiliyordu. Kadn, Langdon' serbest brakmas iin alayarak yalvanyordu. zm yolu bulamamasna karn, yaklaan lm, vcudundaki her
bir hcrenin cevab bulmak iin almasna neden olmu gibiydi. Daha
nce hi dcneyimlcmedii tuhaf bir ekilde, zihninin aldn hissetti.
Dn! Tabloya dikkatle bakp, ipucu arad -bir desen, gizli bir kelime,
zel bir simge, herhangi bir ey- ama grd, birbiriyle ilgisiz sembollerden oluan bir tabloydu. Karmaa.
Langdon her geen saniye, vcuduna rktc bir uyuukluun hkim olduunu hissediyordu. Sanki bedeni, zihnini lm acsndan korumaya hazrlanyordu. Su artk kulaklarna dolmak zereydi. Ban olabildiince yukar kaldrarak, sandn kapana dayad. Gznn nnden korkutucu sahneler gemeye balamt. New England'da bir olan ocuu
karanlk bir kuyunun dibinde suyla cebelleiyordu. Roma'daki bir adam,
ters evrilmi bir tabutun iinde iskeletin altnda kalmt.
Katherine'in haykrlar gittike artyordu. Duyabildii kadaryla,
deli bir adam ikna etmeye alarak, Langdon'n Almas Shine Temple'a
gitmeden piramidi deifre edemeyecei konusunda srar ediyordu. "Belli
ki bulmacann eksik paras o binada! Tm bilgiye sahip olmadan Robert
piramidi nasl deifre edebilir?"

olmayan bir adresteki, ina edilmemi bir binay gsteriyor olamazd. "Sekiz Franklin Meydan" her ne ise... 185()'de var olmak zorundayd.
Ne yazk ki Langdon hibir ey bulamyordu.
Zaman izelgesine uyacak herhangi bir ey bulabilmek iin hafzasn yoklad. Sekiz Franklin Meydan? J850'de var olan bir ey. Hibir sonuca varamad. Su artk kulaklarndan ieri szyordu. Korkusuyla mcadele ederek, camdaki sembol tablosuna bakt. Aradaki balanty anlamyorum! Telatan ldrmak iizere olan zihni, bulabildii uzak yakn tm
benzerlikleri dkmeye balad.
Sekiz Franklin Meydan ...(l) Sekiz Franklin Karesi... kareler... sembol
tablosu bir kare... kare ve pusula mason sembolleridir... Masonik sunaklar
karedir... karelerin doksan derecelik alar vardr. Su ykselmeye devam
ediyordu ama Langdon bu dnceyi aklndan uzaklatrd. Franklin kelimesinde sekiz harf var... 8 yan yatrldnda sonsuzluk semboldr... sekiz
nmerolojideyok etmenin saysdr...
Langdon'n hibir fikri yoktu.
Kutunun dndaki Katherine hl yalvaryordu, ama artk sular bann
etrafnda alkaland iin Langdon konumasn kesik kesik duyuyordu.
"... bilmeden imknsz... kapak tann mesaj aka... sr... iinde
gizli..."
Sonra sesi kesildi.
Langdon'n kulaklarndan ieri akan su, Katherine'in son szlerini
bomutu. Anne karn gibi bir sessizlik etrafn kaplaynca, gerekten leceini anlad.
Sr... iinde gizli...
Katherine'in son szleri mezarnn sessizliinde yankland.
Sr... iinde gizli.
Langdon tuhaf bir ekilde, bu kelimeleri daha nce defalarca duyduunu fark etti.
Sr... iinde gizli.

Langdon, onun abalarn takdir ediyordu ama, "Sekiz Franklin Meydan'nn" Almas Shrine Temple' iaret etmediinden emindi. Zaman izelgesi batan aa yanl. Efsaneye gre Mason Piramidi, 1800'lerin
Dan

Brown

394

(1) ngilizccdc meydan anlamna gelen " s q u a r e " szc, ayn z a m a n d a kare anlamnda da
kullanlmaktadr.

353

Kayp

Sembol

imdi bile Antik Gizemler onunla alay eder gibiydi. "Sr... iinde giz-

Dvmeli adam konuurken, Langdon'n suyun altndaki kulaklar

li." nsanlarn Tanr'y gklerde deil... kendi iinde aramas gerektiini

hibir ey duymad. Ama gzleri, adamn dudaklarnn iki kelimeyi syle-

syleyen gizemlerin temel retiiydi. Sr... iinde gizli. Tm byk mistik retmenlerin verdii mesaj buydu.
Mesih sa, Tanr 'nm krall iinizdcdir, demiti.
Pisagor, kendinizi tanyn, demiti.
Hermes Trismegistus, sizler tanr olduunuzu bilmez misiniz, demiti.
Liste bylece uzayp gidiyordu.
Tm alarn mistik retileri bu fikri iletmeye almlard. Sr...
iinde gizli. Buna ramen insanlar, Tanr'y grebilmek iin yzlerini gkyzne evirmilerdi.

diini grd. "Syle bana."


Su neredeyse gzlerine kadar gelen Langdon, "Syleyeceim!" dedi.
"kar beni! Her eyi aklayacam!" ok basit.
Adamn dudaklar bir kez daha hareket etti. "Ya imdi syle... ya da l."
Su, son kalan hava boluunu da doldururken, Langdon dudaklarn
su seviyesinin stnde tutmak iin ban iyice geriye att. Bunu yaparken
gzlerine kaan scak su, grn bulandrd. Srtn gererek, dudaklarn
pleksiglas cama dayad.
Ardndan, kalan havann son saniyelerinde Robert Langdon, Mason
Piramidi'nin nasl deifre edilecei srrn onunla paylat.

Langdon iin bu farkndalk, byk bir kinaye haline gelmiti. Ken-

Konumasn bitirdiinde, sv dudaklarna kadar ykseldi. Langdon,

dinden nceki btn krler gibi gzn gkyzne dikmi olan Robert
Langdon, birden grd.

igdleriyle son bir nefes alp, azn smsk kapatt. Hemen ardndan su-

Onu adeta yldrm gibi arpmt.


Sr
Dzen'i'n iinde gizli
Sekiz Franklin Karesi

lar her yann tamamyla kaplam, tabutun stne ulaarak, pleksiglas pencerede yaylmaya balamt.
Mal'akh, baard, diye dnd. Langdon piramidin nasl zleceini buldu.
Cevap ok basitti. ok akt.
Pencerenin altndaki Robert Langdon'n su iindeki yz, aresiz ve

Bir anda her eyi anlad.


Kapak tandaki mesaj netleti. Tad anlam, gece boyunca karsnda durmutu. Kapak tandaki metin, tpk piramidin kendisi gibi bir bi-

yalvaran gzlerle ona bakyordu.


Mal'akh ban iki yana sallayp, yavaa unlar syledi: "Teekkrler profesr. lmden sonraki hayatn tadn kar."

reim -paralanm ifre-, paralar halinde yazlm bir mesajd. Anlam o


kadar basit bir tarzda saklanmt ki, Katherine ile bunu fark edemediklerine inanamyordu.
Ama bundan daha da artc olan, kapak tandaki mesajn gerekten de piramidin tabanndaki sembol tablosunun nasl zleceini anlatmasyd. ok basitti. Tpk Peter Solomo'n syledii gibi; altn kapak ta, karmaann iinden dzen karacak gl bir tlsmd.
Langdon kapaa vurup barmaya balad. "Biliyorum! Biliyorum!"
stnde duran ta piramit uzaklarken onun yerinde beliren dvmeli bir yz kk pencereden doruca ona bakt.
Langdon, "zdm!" diye bard. "kar beni!"
Dan

Brown

396

353

Kayp

Sembol

Bu srada Robert Langdon, evrende ne kadar deersiz olduunu fark


etti. Daha nce hi yaamad yalnz ve gurur krc bir histi. Nefes tutma
krlma noktasnn yaklatn hissedince neredeyse mutlu oldu.
O an gelmiti.

103.

BLM

yi bir yzc olan Robert Langdon, hep boulmann nasl bir his ol-

Langdon'in cierleri nefes almaya hazrlanarak kerken, tuttuu havay pskrtmeye zorluyordu. Yine de nefesini bir sre daha tuttu. Son saniyesiydi. Ardndan, elini daha fazla atee tutamayan bir adam gibi, kendini kaderin kucana brakt.

duunu merak etmiti. imdi bunudeneyimleyeceini biliyordu. Nefesini

Refleks, manta galip gelmiti.

pek ok insandan daha uzun sre tutabildii halde, vcudunun havaszla

Dudaklar araland.

imdiden tepki gsterdiini hissedebiliyordu. Kannda dolaan karbondi-

Cierleri geniledi.

oksit, nefes alma igdsn altryordu. Nefes alma! Her geen saniye

Ve sv iine akmaya balad.

nefes alma gds artyordu. Ksa sre sonra, nefes tutmann krlma noktas denilen yere geleceini biliyordu. Bu kritik anda kii artk bilinli olarak nefesini tutamazd.
Kapa a! Langdon'in igdleri ona yumruklayp, rpnmasn
sylyordu ama kymetli oksijeni bu ekilde harcamamas gerektiini
iyi biliyordu. Yapabilecei tek ey, yukardaki bulank suya bakp, mit
etmekti. Dardaki dnya imdi, pleksiglas pencereden grlen puslu

Gsne dolan ac, tahmininden daha kuvvetliydi. Sv cierlerine


akarken yakyordu. Bir anda ac, kafatasna srad ve ba sanki mengeneyle eziliyor gibiydi. Kulaklarndaki grltl uultunun arasndan Katherine'in lklarn duydu.
Kr edici bir k parlamas oldu.
Ve ardndan karanlk geldi.
Robert Langdon gitmiti.

bir ktan ibaretti. Kaslarnn ii yanmaya balaynca, hipoksinin baladn anlad.


Birden kendisine bakan gzel ve hayaletimsi bir yz belirdi. Sv
perdesinin ardnda, yumuak hatlar adeta bir melek gibi grnen Katherine'di. Pleksiglas pencerede gz gze geldiklerinde, Langdon bir an
iin kurtulduunu sand. Katherine! Ama ardndan, onun dehet dolu
bouk lklarn duyunca, onlar esir alan adam tarafndan tutulduunu fark etti. Dvmeli canavar, bana geleceklere Katherine'in tank olmasn istiyordu.
Katherine, zgnm...
Bu garip, karanlk yerde sualtnda kapana kslan Langdon, hayatnn
son dakikalar olduunu anlyordu. Yaknda yaam son bulacakt... u anda... veya gemite olduu... ya da gelecekte olaca her ey sona eriyordu. Beyin lm gerekletiinde, beynindeki tm hatralar, sahip olduu
tm bilgilerle birlikte, kimyasal reaksiyonlara urayarak yok olacakt.
Dan

Brown

398

399

Kayp

Sembol

1 0 4 . BLM
Bitti.
Katherine Solomon lk atmay kesmiti. Az nce tank olduu boulma, onu ok ve umutsuzlukla fel etmiti.
Langdon'n, pleksigfas pencerenin altndaki l gzleri onu geip,
bolua bakyordu. Donuk ifadesinde ac ve pimanlk vard. Cansz aznn etrafndan son hava baloncuklar ykseldi ve sonra ruhunun kmasna
izin verir gibi, Harvard'l profesr tankn dibine doru kmeye balad...
ve karanlkta kayboldu.
Gitti. Katherine uyumutu.
Dvmeli adam uzanp, acmasz bir son hareketle kk pencereyi
ekerek kapatt ve Langdon'n cesedini iine mhrledi.
Sonra Katherine'e bakarak glmsedi. "Balayalm m?"
Katherine cevap vermeye bile frsat bulamadan, zntden kaskat
kesilmi vcudunu omzuna kaldrp, kapatt ve odadan dar tad.
Birka gl admdan sonra onu koridorun sonundaki, krmzms mor
kla ykanm gibi grnen geni alana gtrd. Bu oda tts kokuyordu. Onu odann ortasndaki kare masaya tayp, srtnn stne sert bir
ekilde brakrken, kadnn cierlerindeki havay boaltt. Yzeyi sert ve
souktu. Ta m bu?
Adam el ve ayak bileklerindeki telleri zerken, Katherine kafasn yeni toparlyordu. gdsel olarak onunla mcadele etmeye alt ama tutulmu kollaryla bacaklar glkle cevap veriyordu. Adam onu masaya kaln
deri eritlerle balamaya balad. Bantlardan birini dizlerinin stnden geirdikten sonra, bir dierini kalasnn stnden kopalad. Kollarm iki yanma sabitledi. Sonra, gslerinin hemen stnden, son eridi balad.
Bu ilem sadece birka saniye srm, Katherine yine hareketsiz kalmt. Kollaryla bacaklarnda kan yeniden dolamaya balarken, el ve
ayak bilekleri zonkluyordu.
Kendi dvmeli dudaklarn yalayan adam, "Azn a," diye fsldad.
Dan

Brown

400

Katherine tiksintiyle dilerini birbirine kenetledi.


Adam bir kez daha iaretparmam uzatp, Katherine'in dudaklarnda
gezdirdi. Tyleri diken diken olan Katherine, dilerini daha ok skt. Dvmeli adam kendi kendine glp, dier eliyle kurbannn boynundaki bask
noktasn buldu ve skt. Katherine'in enesi o anda ald. Adamn parmann azna girip, dilinin stnde gezindiini hissedebiliyordu. rp,
srmaya alt ama katil, parman oktan ekmiti. Hl srtrken, slak
parmak ucunu Katherine'in grebilecei ekilde kaldrd. Sonra gzlerini
kapatarak bir kez daha, tkr bandaki plak embere srd.
Adam iini ekip yavaa gzlerini at. Sonra rktc bir sknetle arkasn dnp odadan kt.
Bu ani sessizlikte Katherine kalbinin gmbrtsn duyabiliyordu.
Tam stndeki bir dizi allmadk k, morumsu krmzdan koyu krmzya deierek, odann alak tavann aydnlatyordu. Tavana dikkatle bakldnda, grdkleri karsnda donakald. Her bir santimi izimlerle
kaplyd. Yukardaki akl kartrc kompozisyon, gk haritasn tasvir ediyor gibiydi. Yldzlar, gezegenler ve bur takmlar astrolojik semboller,
haritalar ve formllerle karmt. Eliptik yrngeleri gsteren oklar,
ufuktan ykseli derecelerini gsteren geometrik semboller ve ona yukardan bakan zodyak yaratklar vard. lgn bir bilim adam istine apeli'nde kontrol kaybetmi gibiydi.
Katherine baka tarafa bakmak iin ban evirdi ama sol tarafndaki
duvar, tavandakinden farkl deildir. Ortaaa zg bir amdandaki mumlarn titreen ; yazlar, fotoraflar ve izimlerin altnda kalm bir duvar
aydnlatyordu. Sayfalardan bazlar antik kitaplardan yrtlm papirs veya
tire ktlara benziyordu; dierlerinin daha yeni yazlar olduklar belliydi;
aralarndaysa fotoraflar, izimler, haritalar ve emalar vard; hepsi de duvara belirli bir titizlikle yaptrlm gibi grnyordu. Aralarndan rmcek a gibi geen ipler, bunlar birbirine sonsuz olaslklarla balyordu.
Katherine bu kez ban evirip br tarafa bakt.
Ne yazk ki, bu taraftaki grdklerinin en korkuncuydu.
Bal olduu ta tezghn yannda, ona hastanelerin ameliyathanelerini hatrlatan kk bir servis masas duruyordu. Masann stne birtakm
nesneler dizilmiti; aralarnda rnga, koyu renk sv ihtiva eden bir ie,
kemik sapl ve fazlasyla parlatlm demirden byk bir haner vard.
Tanrm... bana ne yapmay planlyor?
401

Kayp

Sembol

105.

BLM

CIA sistem gvenlii uzman Rick Parish, sonunda Nola Kaye'in


ofisine geldiinde, elinde tek bir sayfa kt vard.
Nola, "Niye bu kadar geciktin?" diye sordu. Sana hemen gelmeni
sylemitim!
Gazoz iesi kalnlndaki gzlklerini uzun burnunun st ksmna
iterken, "zgnm," dedi. "Senin iin daha fazla bilgi toplamaya altm ama..."
"Sende ne var, bana onu gster."
Parrish, ona bilgisayar ktsn uzatt. "Dzenlenmi bir metin ama
ana fikri anlarsn."
Nola sayfaya hayretle bakt.
Parrish, "Bir bilgisayar korsannn sisteme nasl girdiine hl akl
erdiremiyorum," dedi. "Ama sanki bir delegator rmcei bizim arama..."
Ban kttan kaldran Nola, "Unut bunu!" diye kt. "CIA'in
piramitler, antik kaplar ve kaznm bireimlerle ilgili gizli bir dosyayla
ne ii var?"
"Beni de geciktiren bu oldu. Hangi dokmann hedeflendiini grmeye alyordum, bu yzden dosya yolunu takip ettim." Boazn temizleyen Parrish durdu. "Bu dokmann aslnda... CIA bakanna ait bir blmde bulunduu ortaya kt."
pheyle bakan Nola, olduu yerde dnd. Sato'nun Mason Piramidi'yle ilgili bir dosyas m var? CIA'in st dzey pek ok yneticisiyle birlikte, imdiki bakann da yksek dereceli bir mason olduunu biliyordu
ama ilerinden hibirinin CIA bilgisayarnda masonik srlar saklayacana
inanamyordu.
Ama son yirmi drt saat iinde tank olduklarn dnnce, her eyin mmkn olabileceine artk inanmaya balamt.
Dan

Brown

105 449

Ajan Simkins, Franklin Meydan'ndaki allarn arasnda, karn st


yatyordu. Gzlerini Alma Tapna'nn stunlu giriine sabitlemiti. Hibir ey yok. eride hi k yanmam, kapya kimse yaklamamt. Ban evirip Bellamy'yi kontrol etti. Parkn ortasnda tek bana adm atan
adam, m grnyordu. Gerekten ok m gibiydi. Simkins onun
titreyip durduunu grebiliyordu.
Telefonu titreti. Arayan Sato'ydu.
"Hedef ne kadar gecikti?"
Simkins kronografna bakt. "Hedef yirmi dakika demiti. Neredeyse
krk dakika oldu. Bir eyler ters gidiyor."
Sato, "Gelmeyecek," dedi. "Bitti."
Simkins, onun hakl olduunu biliyordu. "Hartmann'dan haber var m?"
"Hayr, Kalorama Heights'tan arayan olmad. Ona ulaamyorum."
Simkins dikleti. Eer bu doruysa, o halde bir eyler kesinlikle ters
gidiyordu.
Sato, "Az nce saha desteini aradm," dedi. "Ama onlar da Hartmann' bulamyorlar."
Lanet olsun. "Escalade'de GPS yer belirleme cihaz var mym?"
Sato, "Evet. Kalorama Heights'ta bir ev adresi," dedi. "Adamlarn
topla. ekiliyoruz."
Telefonunu kapatan Sato, lkesinin bakentinin grkemli ehir manzarasna bakt. Buz gibi bir rzgr ince ceketinden ieri girince, snmak
iin kollarn vcuduna sard. Bakan Inoue Sato, yle sk yen veya
korkan bir kadn deildi. Ama u anda, her ikisini birden hissediyordu.

kayp Sembol

Mal'akh artk bunlardan hibiri olmadn biliyordu. Langdon


gerei buldu.

106.

BLM

On dakika nce, sular yzne doru ykselirken Harvard'l profesr,


piramidi zen anahtar bulmutu. Gzlerinde dehetle, "Sekizinci Dereceden Franklin Karesi!" diye barmt. "Sr, Sekizinci Dereceden Franklin
Karesi'nde gizli!"
Mal'akh ilk bata bunun anlamn kavrayamamt.

Rampadan hzla yukar kp elik kapy aan Mal'akh, tablonun


iinden geerek yeniden oturma odasna girdi. zerinde hl sadece ipek
petamal vard. Hemen hazrlanmam gerek. Antredeki l CIA ajanna bir
gz att. Bu ev artk gvenli deil.
Ta piramidi tek eliyle tayan Mal'akh, doruca birinci kattaki alma odasna gidip, dizst bilgisayarnn bana oturdu. Giri yaparken,
aadaki Langdon' hayal etti. Gizli bodrumda suyun altndaki cesedinin
bulunmasnn ka gn ya da hafta sreceini merak etti. Mal'akh o zamana kadar oktan gitmi olacakt.
Langdon roln oynad... ustalkla.
Langdon, Mason Piramidi'nin paralarn tekrar bir araya getirmekle
kalmam, tabanndaki semboTTerden oluan esrarl tabloyu da zmenin
bir yolunu bulmutu. lk bakta semboller deifre edilemez gibi grnyordu ama cevab basitti... tam karsnda duruyordu.
Mal'akh'n bilgisayar alrken, ekrannda daha nce ald e-posta
yeniden belirdi. Warren Bellamy'nin parma tarafndan ksmen kapatlan
parlak kapak tann fotoraf.
Sr
Dzen 'in iinde gizli
Franklin Meydan
Katherine, Mal'akh'a, Sekiz... Franklin Meydan, demiti. Ayrca

Az pleksiglas pencereye yaslanm olan Langdon, "Bu bir adres deil!" diye barmt. "Sekizinci Dereceden Franklin Karesi! Bu
bir sihirli kare!" Ardndan, Albrecht Diirer'le ilgili bir ey... ve son
ifreyi zmekte piramidin ilk ifresinin nasl ipucu oluturduunu
sylemiti.
Mal'akh sihirli karelere ainayd, ilk gizemciler onlara kameas
diyorlard. De Occdta Philosophian) isimli antik metin, sihirli karelerin esrarengiz gizemlerini ve sihirli say karelerine dayanarak nasl
gl mhrler oluturulacan anlatyordu. Langdon, ona piramidin
tabanndaki ifreyi zmenin anahtarnn sihirli bir kare olduunu mu
sylemiti?
"Sekize sekizlik bir kareyi bulman gerekiyor!" diye baran profesrn, vcudunun suyun stnde kalan tek ksm dudaklaryd. "Sihirli
kareler derecelerle snflandrlr! e lk bir kare 'nc derecedir'!
Drde drtlk bir kare 'drdnc derecedir'! Senin 'sekizinci dereceye'
ihtiyacn var!"
Sular Langdon' tamamen yulmak zereyken, profesr aresizce nefes alp, nl bir mason hakknda bir eyler bard... Amerika'nn kurucularndan... bir bilim adam, gizemci, matematiki, mucit... ve kendi ismini
tayan esrarengiz kamca nn yaratcs.
Franklin.
Mal'akh o anda Langdon'n hakl olduunu anlamt.
Heyecandan nefessiz kalan Mal'akh imdi yukarda, dizst bilgisayarnn banda oturuyordu. nternette hzl bir arama yapnca, karsna kan dzinelerce sonutan birini seip okumaya balad.

ajanlarn onu yakalamak umuduyla Franklin Meydam'nda beklediini itiraf etmi ve kapak tandaki Dzen kelimesiyle neyin kastedildiini aklamt. Masonlar m? Shriners m? Gl Hallar m?
Dan

Brown

404

(1) Kara By Felsefesi

405

Kayp

Sembol

SEKZNC DERECEDEN FRANKLN KARES


Tarihin en iyi bilinen sihirli karelerinden biri de 1769'da,
Amerikal bilim adam Benjamin Franklin tarafndan yaymlanan sekizinci dereceden karedir. Daha nce hi grlmemi
"diyagonal toplamlar" nedeniyle nl olmutur. Franklln'in bu
gizemli sanat biimine olan tutkusu, zamannn nde gelen
simyaclar ve glzemclleriyle kurduu yakn likilerden kaynaklanm olabilir. Ayrca, Fakir Richard'in Almanak7(1) isimli eserindeki kehanetlerin temellerini oluturan, astrolojiye duyduu
inan da etken saylabilir.

52

61

13

20

29

36

45

14

62

51

46

35

30

19

53

60

12

21

28

37

44

11

59

54

43

38

27

22

55

58

10

23

26

39

42

57

56

41

40

25

24

50

63

15

18

31

34

47

16

64

49

48

33

32

17

Mal'akh, Franklin'in her satr, stun ve kelerdeki saylar toplam ayn sihirli sabit sayy veren nl yaptn -l'den 64'e kadar saylarn benzer dizilii- inceledi. Sr Sekizinci Dereceden Franklin Karesi'nde gizli.
Mal'akh glmsedi. Heyecanla titrerken, ta piramidi eline alp, tabann inceledi.

(1) Poor Richard's Almanack

Dan

Brown

426

Altm drt semboln farkl bir dzende yeniden dizilip yerletirilmesi gerekiyordu. Sralarn Franklin'in sihirli karesindeki saylar belirleyecekti. Sembollerden oluan bu karmakark tablonun, farkl bir dzene
girince bir anda nasl anlam kazanacana akl erdiremese de verilmi eski sze gveni vard.
Odo ab clao.
Kalbi hzla arparken, kalem kt karp abucak sekize sekizlik bir
kare izdi. Ardndan, sembolleri yeni tanmlanan pozisyonlarna gre tek
tek yerletirmeye balad. Tablonun hemen o anda anlam kazanmaya baladn grmek onu artt.
Karmaadan km dzen!
Deifre etmeyi tamamen bitirince, nnde duran zme aknlk
iinde bakt. Sade bir resim, ekil alm, kark tablo dnmt... yeniden dzenlenmiti... Mal'akh tm mesajn manasn anlayamasa da, zd kadar ona yetiyordu. Bundan sonra nereye gideceini biliyordu.
Piramit yol gsteriyor.
Kare, dnyann en gizemli yerlerinden birini iaret ediyordu. nanlmaz bir biimde, Mal'akh yolculuunu hep bu noktada tamamlayacan
hayal etmiti.
Kader.

3 417

I
Ka\ p Sembol

107.

BLM

Katherine Solomon'm zerinde yatt ta masa souktu.


Robert'n lm annn korkun grntleriyle birlikte, aabeyle ilgili dnceler de akln kurcalyordu. Peter da m ld? Yanndaki masada
duran garip bak, kendisini bekleyenin ne olabileceine dair grntleri
gznde canlandrd.
Gerekten sona m geldim ?
Ama tuhaf bir ekilde dnceleri aratrmalarna kayd... Noetik Bilim'e... ve yakn gemite yapt bululara. Hepsi... kl olup utu. rendii hibir eyi dnyayla paylaamayacakt. En artc buluunu henz
birka ay nce yapmt ve insanlarn lm hakkndaki dncelerini yeniden belirleyecek bir potansiyele sahipti. imdi bu deneyi dnmek garip
de olsa ona umulmadk bir teselli veriyordu.
Katherine Solomon gen bir kzken lmden sonra hayat olup olmadn merak ederdi. Cennet var m? ldkten sonra ne oluyor? Bydke, bilim alanndaki almalar cennet, cehennem ve lmden sonra hayatla ilgili
hayali dncelerinin hepsine son vermiti. "lmden sonraki hayatn" insani bir yorum olduunu kabul etmek zorunda kalmt... Tm bunlar lml olmann korkutucu gereini yumuatmak iin tasarlanm bir peri masalyd.
Ya da ben yle sanyordum...
Katherine ile aabeyi bir yl nce, felsefenin en eski sorularndan birini tartyorlard; insan ruhunun varln. zellikle de insanlarn, bedenin dnda varln srdrebilecek bir tr bilince sahip olup olmadklar
konusunu tartmlard.
Her ikisi de bylesi bir insan ruhunun var olduu dncesindeydi.
Eski felsefelerin ou onlarla ayn fikri savunuyordu. Budist ve Brahmanist
dnce, metempsikozu lmden sonra ruhun yeni bir bedene g destekliyordu; Platocular bedeni, ruhun kat bir "hapishane" olarak tanmlyorlard; Stoaclar ruha, apospasa tou thcu, yani Tanr'nn bir paras diyorlar ve lmden sonra Tanr'nn yanna arldna inanyorlard.
Dan

Brown

437

Katherine biraz da hsranla, insan ruhunun varlnn bilimsel olarak


belki de asla kantlanamayacak bir kavram olduunu fark etmiti. nsan
bedeninin dnda bir bilincin var olduunu ispatlamak, sigara dumann
fleyip, yllar sonra bulmay mit etmek gibiydi.
Tartmadan sonra Katherine'in aklna garip bir fikir gelmiti. Aabeyi Yaradl Kitab 'dan ve ruhun orada Neshemal -vcuttan ayr, ruhsal bir "zek"- diye tasvir edildiinden bahsetmiti. Zek kelimesi Katherine'e dncenin varlndan bahsediyor gibi gelmiti. Noetik Bilim ak
bir biimde dncelerin bir ktlesi olduunu gstermiti, bu yzden insan ruhunun da bir ktlesi olabilecei fikri mantkl geliyordu.
nsan ruhunu tartabilir miyim?
Elbette bu fikir imknszd... hatta dnmesi bile samalkt.
gn sonra Katherine uykusundan uyanp, aniden yatakta doulmutu. Yerinden frlayp, laboratuvara giderek, hem artacak kadar basit,
hem de korkutacak kadar cesur deneyini tasarlamaya balamt.
e yarayacandan emin olmad iin almasn tamamlayana kadar Pcter'a fikrinden bahsetmemeye karar vermiti. Drt ay srm ama
sonunda aabeyini laboratuvara getirmiti. Arka depoda saklad byk
bir aygt tekerleklerinin zerinde tamt.
Peter'a icadn gsterirken, "Bunu kendim tasarlayp yaptm," demiti. "Bir tahminin var m?"
Aabeyi garip makineye bakmt. "Kuvz m?"
Katherine kahkahalar iinde, mantkl bir tahmin olmasna ramen
ban iki yana sallamt. Makine gerekten de hastanelerde prematre
bebeklerin yatrld effaf kuvzlere benziyordu. Ama bu makine yetikinlere uygun bir boyuttayd; uzay ann uyku kapsln andran uzun,
hava geirmez, effaf ve plastik bir kapsld. Elektronik bir aygtn stnde duruyordu.
Tertibatn fiini elektrik prizine takan Katherine, "Bakalm bu, tahminine yardmc olacak m?" demiti. Dikkatle baz dmeleri ayarlarken,
beliren dijital ekrandan saylar gemeye balamt.
ini bitirdiinde ekranda yle yazyordu:
0.0000000000 kg
arm grnen Peter, "Bir terazi mi?" diye sormutu.
449

437 kayp Sembol

"Herhangi bir terazi deil." Katherine yan taraftaki tezghtan ufak bir
kt paras alp, nazike kapsln stne brakmt. Ekrandaki saylar
yeniden akp. yeni bir sonu gstererek durmulard.
.0008194325 kg
Katherine, "Yksek hassasiyetli mikroterazi," demiti. "Birka mikrograma kadar znrlk verebiliyor."
Peter hl akn grnyordu. "Sen... insan iin mi hassas terazi
yaptn?"
"Kesinlikle." Makinenin effaf kapan amt. "Bu kapsln iine
birini yerletirip, kapa kapatrsam, kii tamamyla mhrl bir sisteme
girer. Ne ieri bir ey girer, ne dar bir ey kar. Gaz, sv ya da toz paracklar eriemez. Hibir ey dar kamaz; ne kiinin alp verdii nefesler, ne buharlaan ter, ne de vcut svs..."
Peter elini gr, gri salarnda gezdirmiti. Ayn gerginlik gstergesi
Katherine'de de vard. "Hmm... herhalde insan orada abucak lr."
Katherine ban sallamt. "Nefes alma hzna bal olarak, yaklak
alt dakika."
Peter, ona dnmt. "Anlamyorum."
Katherine glmsemiti. "Anlayacaksn."
Katherine makineyi ardnda brakarak, Peter' Kiip'n kontrol odasna
getirip, plazma duvarn karsna oturtmutu. Klavyeyi tulaynca, holografik
srclerde saklanan grnt dosyalarna ulamt. Plazma duvar almaya
baladnda, karlarnda beliren grntler amatr kaytlar andryordu.
Kamera; bozulmu bir yatak, ila ieleri, solunum maskesi ve kalp
monitr bulunan mtevaz bir oday ekiyordu. Kamera ekime devam
edip, odann ortasndaki Katheine'in terazisinde durunca Petcr'n akl karm gibiydi.
Peter'n gzleri bymt. "Bu da ne?..."
Kapsln effaf kapa akt ve iinde oksijen maskesi takan ok
yal bir adam yatyordu. Yal kansyla bakmevi alan aygtn yannda
duruyorlard. Adam glkle nefes alyordu. Gzleri kapalyd.
Katherine, "Kapsldeki adam Yale'deki fen retmenlerimden biri,"
demiti. "Onunla yllarca balantmz kesmedik. ok hastayd. Her zaman vcudunu bilime balamak istediini sylerdi. Ona bu deney fikrimden bahsedince hemen bir paras olmak istedi."
Dan

Brown

426 410

Karlarnda gelien manzaray seyreden Pete'n aknlktan adeta


dili tutulmutu.
Bakmevi alan adamn karsna dnmt. "Vakit geldi. O hazr."
Kars, yal gzlerini silip, sakin bir kararllkla ban sallyordu.
"Tamam."
Bakmevi alan ok nazik bir biimde kapsln iine uzanarak adamn oksijen maskesini karyordu. Adam hafife kmldansa da gzleri hl kapalyd. imdi, oksijen iinitesiyle dier cihazlar kenara eken bakmevi alan, yal adam odann ortasndaki kapslde yalnz brakyordu.
Yal adamn kars terazinin yanna yaklap, eiliyor ve kocasn nazike alnndan pyordu. Gzlerini amayan yal adamn dudaklarnda,
belli belirsiz sevgi dolu bir tebessm belirmiti.
Oksijen maskesi knca adamn nefes alp vermekte daha da zorland grlyordu. Sonun geldii anlalyordu. Adamn kars, hayran brakacak bir g ve sakinlikle, kapsln effaf kapan yavaa kapatp, Katherine'in gsterdii gibi kilitliyordu.
Peter dehetle geri ekilmiti. "Katherine, Tanr akna ne yaptn?"
Katherine, "Sorun yok," diye fsldamt. "Kapsln iinde hava
var." Bu videoyu imdiye dek pek ok kereler seyretmi olmasna ramen,
nabz yine de hzlanyordu. len adamn yatt mhrl kutunun altndaki teraziyi gstermiti. Dijital saylar yle yazyordu:
51.4534644 kg
Katherine, "Bu onun vcut arl," demiti.
Ya adamn nefes alp verii daha da hafifleyince, Peter tm dikkatiyle ne eilmiti.
Katherine, "Onun istedii buydu," diye fsldamt. "Olacaklar seyret."
Geriye doru adm atan adamn kars, yatan zerine oturup, bakmevi alanyla birlikte sessizce izlemeye balamt.
Bunu takip eden altm saniye iinde adamn s nefesleri sklam
ve en sonunda sanki bu an kendisi semi gibi son nefesini almt. Her
ey durmutu.
Bitmiti.
Kars ve bakmevi alan sessizce birbirlerini teselli ediyorlard.
Baka bir ey olmamt.
Peter birka saniye sonra akl karm bir halde Katherine'e bakmt.
411

Ka\ p Sembol

Katherine, Peter'n baklarn, hl l adamn arln gsteren


kapsln dijital ekranna ynlendirirken, bekle, diye dnmt.
Ne olduysa, bundan sonra olmutu.
Peter grdkleri karsnda geriye doru srarken, neredeyse sandalyesinden decekti. "Ama... bu..." aknlk iinde, ak kalan azn kapatmt. "Ben inanamyorum..."
Byk Peter Solomon'n nutkunun tutulduu anlar ok azd. Olanlar ilk grdnde Katherine de onunkine benzer tepkiler gstermiti.
Adamn lmnn ardndan saniyeler sonra, terazideki saylar birden
azalmaya balamt. lmnden hemen sonra adam hafiflemiti. Arlndaki deiim ok kk olsa da llebiliyordu... ve olas sebepleri son
derece akl kartrcyd.
Katherine laboratuvar defterine titreyen elleriyle unlar yazdn hatrlyordu: "lm annda insan vcudundan kan, grlmez bir 'maddenin'
var olduu anlalyor. Fiziksel bariyerlerle engellenmemi llebilir bir
ktlesi var. Henz alglayamadm bir boyutta hareket ettiini sanyorum."
Aabeyinin yzndeki ok ifadesinden, onun da bunun ne anlama
geldiini anladn gryordu. Rya grmediinden emin olmak iin gri
gzlerini krptrrken, "Katherine..." demiti. "Sanyorum az nce insan
ruhunun arln ltn."
Aralarnda uzun bir sessizlik olmutu.
Katherine, aabeyinin, tm kesin ve harikulade sonularn akl szgecinden geirdiini hissediyordu. Zaman alacak. Gerekten de dndkleri eye -bir ruh veya bilin ya da yaam gcnn, beden dnda hareket
edebildiinin kantna- tank oldularsa, o zaman pek ok gizemli soruya yeni bir k tutulmu demekti: ruh g, kozmik bilin, lm an deneyimleri, astral yolculuk, uzaktan grme, kontrol edilebilir ryalar ve bunun gibi
eyler. Tp dergileri; ameliyat masasnda lp kendi vcutlarna yukardan
bakan ve sonra yeniden yaama dnen hastalarn hikayeleriyle doluydu.
Peter suskundu. Katherine, onun gzlerinin yaardn grebiliyordu. Kendisi de alamt. Peter ile Katherine ok sevdikleri kiileri kaybetmilerdi ve bu durumdaki birisi iin, insan ruhunun lmden sonra yaadna dair en ufak bir ipucu, mit demekti.
Aabeyinin gzlerindeki hzn fark eden Katherine, onun Zachary'yi dndn anlamt. Peter yllarca olunun lmnden kendisini sorumlu tutmutu. Katherine'c defalarca Zachary'yi hapishanede bDan

Brown

412

rakmann, mr boyunca yapt en byk hata olduunu ve bu yzden


kendisini asla affetmeyeceini sylemiti.
arpan bir kap Katherine'in dikkatini ekince, birden bodrum katndaki souk, ta masann stne geri dnd. Rampann yukarsndaki metal
kap grltyle kapanmt ve dvmeli adam aa iniyordu. Onun koridordaki odalardan birine girip, ieride bir eyler yaptn ve sonra yeniden koridora karak Katherine'in bulunduu odaya doru yrdn duyabiliyordu. eri girdiinde, Katherine onun, nnde bir ey ittirdiini
grd. Tekerleklerin zerinde... ar bir eydi. Adam a ktnda, Katherine gzlerine inanamad. Dvmeli adam, tekerlekli sandalyedeki bir
adam itiyordu.
Katherine'in beyni sandalyedeki adam hemen tanmt. Ama duygular yznden, grdklerini kabul edemiyordu.
Peter?
Aabeyinin yaadna sevinmeli mi... yoksa dehete mi dmeliydi,
karar veremiyordu. Peter'n vcudu tralanmt. Gr gri salaryla kalar gitmiti ve przsz cildi sanki yalanm gibi parlyordu. zerinde siyah, ipek bir sabahlk vard. Sa elinin olmas gereken yerde, temiz bandajlarla sarlm bir kol duruyordu. Aabeyinin ac ykl baklar, onun
pimanlk ve ac dolu gzlerine kilitlendi.
"Peter!" Katherine'in sesi atall kmt.
Konumaya alan aabeyi, grtlandan bouk sesler karabildi. Katherine, onun sandalyeye balandm ve aznn tkal olduunu anlyordu.
Dvmeli adam uzanp, Peter'n tral ban nazike okad. "Aabeyini byk bir erefe erimesi iin hazrladm. Bu akam oynayaca bir
rol iin..."
Katherine'in tm vcudu kaskat kesildi. Hayr...
"Peter ile ben az sonra gideceiz, hoa kal demek isteyeceini dndm."
Katherine zayf bir sesle, "Onu nereye gtryorsun?" tiiye sordu.
Adam glmsedi. "Peter'la benim Kutsal Da'a yolculuk etmemiz
gerekiyor. Hazine orada. Mason Piramidi yerini aklad. Arkadan Robert Langdon ok yardmc oldu."
Katherine, aabeyinin gzlerine bakt. "Robert'... o ldrd."
fadesinden strap okunan aabeyi, daha fazla acya katlanamyormu gibi ban iddetle iki yana sallad.
470 4 71

Kayp

Sembol

Bir kez daha Peter'm ban okayan adam, "Ah, yazk Peter," dedi.
"Bunun, yaayacan an bozmasna izin verme. Kk kz kardeine hoa kal de. Bu ailenizin son kez bir araya gelii."
Katherine zihninin aresizlikle rpndn hissediyordu. Ona, "Bunu neden yapyorsun?" diye bard. "Biz sana ne yaptk?! Neden ailemden bu kadar nefret ediyorsun?"
Dvmeli adam yaklap, dudaklarn onun kulana iyice yaptrd.
"Kendime gre sebeplerim var Katherine." Sonra, servis masasna yryerek garip ba eline ald. Katherine'e yaklap parlak ba yananda
gezdirdi. "Bu, muhtemelen tarihteki cn nl bak."
Katherine'in herhangi bir baktan haberi yoktu ama insana kt eyler hissettiriyor ve olduka eski grnyordu.
Adam, "Endielenme," dedi. "Onun gcn senin stnde harcamaya niyetim yok. Onu, ok daha deerli bir yerde kullanmak zere... ok daha deerli kurban iin saklyorum." Katherine'in aabeyine dndii. "Peter,
sen bu ba tandn, deil mi?"
Aabeyinin gzleri korku ve aknlkla bymt.
"Evet Peter, bu antik sanat eseri hl duruyor. ok byk bedeller
karlnda elde ettim... ve senin iin saklyordum. En sonunda, ac dolu
yolculuumuzu birlikte noktalayacaz."
Bunu syledikten sonra, ba dier nesnelerle -tts, sv ieleri,
beyaz saten giysiler ve dier tren gereleri- birlikte bir beze sard. Ardndan, bu nesneleri. Mason Piramidi ve kapak tayla birlikte Robert Langdon'n deri antasnn iine yerletirdi. Adam, Langdon'n antasnn fermuarn kapatp, Peter'a dnerken, Katherine aresizce bakyordu.
"Bunu sen tar msn Peter?" Ar antay, Peter'n kucana koydu.
Daha sonra bir ekmecenin bana gitti ve iini kartrmaya balad. Katherine metal nesnelerin birbirine arptn duyabiliyordu. Adam geri dndnde, Katherine'in sa kolunu tutup sabitledi. Katherine, onun ne yaptn
gremiyordu, ama grebildii anlalan Peter lgnca sallanmaya balamt.
Katherine sa bileinin iine aniden batan bir eyin acsn ve bu blgede dolaan rktc scakl hissetti. Kederli ve bouk sesler karan Peter,
ar sandalyeden bo yere kurtulmaya alyordu. Katherine koluna ve bileinin altndaki parmak ularna souk bir uyuukluun yayldn hissetti.
Adam yana ekildiinde, aabeyinin neden bunca dehete kapldn anlad. Dvmeli adam, sanki kan alyormu gibi damarna bir ine sokDan

Brown

426

mutu. Ama ine bir tpe bal deildi. Bunun yerine kan ineden dar... kolundan ve bileinden aa, ta masann stne akyordu.
Peter'a dnen adam, "Bir insan saati," dedi. "Biraz sonra sana roln oynaman sylediimde burada, karanlkta tek bana len Katherine'i
hayal etmeni isteyeceim."
Peter byk bir ikence ekiyormu gibi bakyordu.
Adam, "Yaklak bir saat kadar yaayacak," dedi. "Eer benimle hemen ibirlii yaparsan, onu kurtarmak iin yeterli vaktim olur. Ama elbette eer bana kar koyarsan... kz kardein burada karanlkta lr."
Peter azndaki tkacn ardndan manaszca brd.
Elini Peter'n omzuna koyan dvmeli adam, "Biliyorum, biliyorum," dedi. ''Bu senin iin ok zor olsa da aslnda alkn olman gerekir.
Sonuta, ailenden birini ilk kez yzst brakmayacaksn." Eilip Peter'n kulana fsldad. "Elbette, Kartal Soanlk Cezaevi'ndcki olun
Zachary'yi dnyorum."
Balarna aslan Peter, azndaki bezin ardndan bir kez daha bouk
bir lk att..
Katherine, "Kes unu!" diye bard.
Toparlanmay bitiren adam, "O geceyi ok iyi hatrlyorum," derken
durumdan byk zevk ald belliydi. "Her eyi duydum. Hapishane mdr olunu brakmay teklif etti ama sen onu orada brakarak... Zachary'ye ders vermeyi tercih ettin. Olunu dersini ald, yle deil mi?" Glmsedi. "Onun kayb... benim kazancm oldu."
Adam keten bir bez karp, Katherine'in azna tktrd. Sonra da
kulana, "lm sessiz bir ey olmal," diye fsldad.
Peter lgnca debelendi. Dvmeli adam baka tek kelime etmeden
Peter'n tekerlekli sandalyesini odadan geri geri karrken, son bir kez daha kz kardeine bakmasna izin verdi.
Katherine ile Peter'n gzleri son kez birbirine kenetlendi.
Sonra gitti.
Katherine onlarn rampadan yukar kp, metal kapdan getiklerini
duyabiliyordu. Dar karlarken, dvmeli adamn kapy arkasndan kilitlediini ve Gzeller tablosundan geerek yoluna devam ettiini duydu.
Birka dakika sonra da dardan bir arabann motor sesi ykseldi.
Malikne sessizlie gmld.
Katherine karanlkta tek bana kanayarak yatyordu.

415

417 Ka\ p Sembol

108.

BLM

Robert Langdon'n zihni sonsuz bir bolukta asl kalmt.


Ik yoktu. Ses yoktu. His yoktu.
Sadece sonsuz ve sessiz bir boluk vard.
Yumuaklk.
Arlkszlk.
Vcudu onu serbest brakmt. Zincirinden kurtulmutu.
Fiziksel dnya son bulmutu. Zaman son bulmutu.
Artk sadece bilinten ibaretti... Geni bir evrenin boluunda asl
kalan bedensiz bir bilin.

Dan

Brown

426 416

109.

HOLM

Modifiye edilmi UH-60, Kalorama Heights'taki atlarn tepelerinde alak uu yaparken, destek ekibinin verdii koordinatlara doru, grltyle ilerliyordu. Maliknelerden birinin nndeki imenlerde geliigzel park edilmi Escalade'i ilk fark eden Ajan Simkins oldu. Garaj yolunun giri kaps kapal, ev ise karanlk ve sessizdi.
Sato, helikopterin inmesi iin iaret verdi.
Helikopter, dier aralarn arasndaki n baheye sert bir ini yapt...
Ar alardan biri, tepesinde lda hl dnmekte olan bir gvenlik arabasyd.
Dar frlayan Simkins ile ekibi, silahlarn karp verandaya kotular. n kapnn kapal olduunu gren Simkins, ellerini dayayp, pencereden ieri bakt. Antre karanlkt ama Simkins yerde yatan bir cesedin glgesini seebiliyordu.
"Kahretsin," diye fsldad. "Bu Hartmann."
Ajanlardan biri, verandadaki iskemlelerden birini kaldrp, cumba
penceresine indirdi. Krlan camn sesini, arkalarndaki helikopterin grlts bastrmt. Saniyeler sonra hepsi ierdeydiler. Simkins antreye koup,
nabzn kontrol etmek iin Hartman'n yannda diz kt. Nabz yoktu.
Her yer kan iindeydi. Sonra, Hartmann'n boazndaki tornaviday grd.
Tanrm. Ayaa kalkp, adamlarna etraf aramalarn iaret etti.
Birinci kata yaylan ajanlarn lazer grleri, lks maliknenin karanln aratryordu. Oturma ve alma odalarnda hibir ey bulamadlar,
ama yemek odasnda boulmu bir gvenlik grevlisinin cesedine rastladlar. Simkins, Robert Langdon ile Katherine Solomon'n hayatta olduklarna dair midini hemen kaybetti. Bu vahi katil bir CIA ajanyla, silahl
bir gvenlik memurunu ldrmeyi beceriyorsa, bir profesr ile bilim insannn hi ans yoktu.
Birinci katn gvenli olduu anlaldktan sonra, Simkins iki ajann st kat aratrmaya gnderdi. Bu srada mutfakta bulduu bodrum
417

Ka\ p Sembol

merdivenlerinden aa inmeye balad. Merdivenlerin sonuna gelince


klar yakt. Bodrum kat pek kullanlmyormu gibi geni ve botu. Kazanlar, plak beton duvarlar ve birka kutu vard. Burada bir ey yok.
Adamlar ikinci kattan aa inerken, Simkins mutfaa kt. Herkes ban iki yana sallad.
Ev botu.
Kimse yoktu. Baka ceset de yoktu.
Simkins, Sato'ya tatsz manzaray ve etrafn temiz olduunu telsizle
haber verdi.
Antreye gittiinde, Sato'nun verandadaki basamaklar ktn grd. Daha gerisinde. Warren Bellamy, ayaklarnn dibinde Sato'nun titanyum antasyla helikopterin iinde tek bana, yar uursuz bir halde oturuyordu. Mdrn gvenli dizst bilgisayar, ifreli uydu kanallar araclyla, dnyadaki CIA bilgisayar sistemlerine girebiliyordu. Bu gecenin
erken saatlerinde, Bcllamy'yi tam ibirliine ikna eden bir tr bilgiyi paylamak iin bu bilgisayar kullanmt. Bellamy'nin ne grdne dair
Simkins'in hibir fikri yoktu, ama her ne ise, Mimar grdklerinden sonra fark edilir bir oka girmiti.
Antreye giren Sato, Hartmann'n cesedinin yannda ban ne edi.
Hemen sonra baklarn Simkins'e dikti. "Langdon ile Katherine'den hi
iz yok mu? Veya Peter Solomon'dan?"
Simkins ban iki yana sallad. "Eer hl hayattalarsa, yannda gtrm olmal."
"Bu evde bilgisayar grdnz m?"
"Evet efendim. Ofiste."
"Gsterin bana."
Simkins, onu antreden, oturma odasna gtrd. Pel hal, Ionian
cumba penceresinin krk cam paralaryla doluydu. minenin, byk bir
tablonun ve kitap raflarnn yanndan geip, ofis kapsnn nne geldiler.
Lambrili ofiste antika masa ile byk bir bilgisayar ekran vard. Masann
arkasna geip, ekrana gz atan Sato hemen kalarn att.
Alak sesle, "Lanet olsun," dedi.
Etrafnda dolap, yanna gelen Simkins ekrana bakt. "Ne oldu?"
Sato, ekrandaki bo kenetlenme istasyonunu iaret etti. "Dizst bil-

Simkins anlayamyordu. "Grmek istediiniz bir bilgi mi var?"


Sato sert bir tonla, "Hayr," dedi. "Kimsenin grmesini istemediim
bir bilgi var."
Aadaki gizli bodrumda yatan Katherine Solomon, helikopter pervanelerinin grltsnn ardndan, krlan cam ve st kattaki sert ayak seslerini
duymutu. Yardm istemek iin barmaya alt ama azndaki tka buna engel oluyordu. Ne kadar ok abalarsa, kan bileinden o kadar hzl akyordu.
Nefesinin kesildiini ve bann dndn hissetti.
Sakinlemesi gerektiini biliyordu. Akln kullan Katherine. Dikkatini younlatrarak, meditasyon yapt.
Robcrt Langdon'n zihni, bolukta yzyordu. Sonsuz boluktan ieri bakp, bir dayanak noktas bulmaya alt ama hibir ey bulamad.
Mutlak karanlk. Mutlak sessizlik. Mutlak huzur.
Hangi ynn yukar olduunu anlamasna yarayan yerekimi bile yoktu.
Vcudu gitmiti.
liin bu olmal.
Zaman, bu yerde sanki pusulay arm gibi i ie geiyor, uzuyor
ve ksalyordu. Zamann nasl getiini artk arlamyordu.
On saniye mi? On dakika m? On gn m?
Ama hatralar birden, uzak galaksilerdeki patlamalar gibi canlanmaya balad. Engin bir hilikteki ok dalgalar gibi Langdon'n stne
geliyorlard.
Robcrt Langdon aniden hatrlamaya balamt. Canl ve rahatsz edici grntler onu delip geiyordu. Dvmelerle kapl bir yze bakyordu.
Bir ift gl el ban kaldrp, yere arpyordu.
Ac vard... ardndan karanlk.
Gri k.
Zonklama.
Hatra krntlar. Langdon aa... aa... aa doru, yar baygn
yerde srkleniyordu. Onu ele geiren adam bir ark sylyordu.
Verbum significatium... Verbum omnifcum... Verbun perdo...0)
(1) ifrelenmi srlari zmekte kullanlan sihirli parola.

gisayar kullanyor. Yannda gtrm."


Dan

Brown

426 9 417

Ka\ p Sembol

110.

BLM

CIA, uydu-grntleme blmnn isteini yerine getirmesini beklerken, Sato alma odasnda tek bana duruyordu. D.C. blgesinde almann ayrcalklarndan biri de uydu kapsamnda olmakt. Eer ans
varsa ilerinden biri bu gece evin fotorafn ekecek ekilde konumlandrlm ve son yarm saat iinde evden ayrlan bir aracn grntsn
yakalam olabilirdi.
Uydu teknisyeni, "zgnm efendim," dedi. "Sz konusu koordinatlar bu gece kapsamda deilmi. Yeniden konumlandrma talebinde bulunmak ister misiniz?"
"Hayr, teekkrler. ok ge." Telefonu kapatt.
imdi hedefin gittii yeri nasl bulacana dair hibir fikri olmayan
Sato, derin bir nefes ald. Adamlarnn, Ajan Hartmann'n cesedini torbalayp, helikoptere tad girie yrd. Sato, Ajan Simkins'e adamlarn
toplayp, Langley'ye dnmek iin hazrlanmasn emretmiti ama Simkins
oturma odasnda, elleri ve dizlerinin stnde duruyordu. Sanki hastaym
gibi grnyordu.
"yi misin?"
Yznde tuhaf bir ifadeyle ban kaldrp bakt. "Bunu grdnz
m?" Oturma odasnn zeminini iaret etti.
Yanna gelen Sato, pel halya bakt. Hibir ey gremeyince ban
iki yana sallad.
Simkins, "meli," dedi. "Halnn havna bakn."
Sato da yle yapt. Halnn lifleri sanki ezilmi gibi grnyordu... Sanki tekerlekli ar bir ey odadan gemi gibi iki dz izgiyle ezilmilerdi.

Tablonun yanna giden Simkins, duvardan indirmeye alt. Yerinden kprdamad. Ellerini kenarlarnda gezdirirken, "Sabitlenmi," dedi.
"Durun, altnda bir ey var..." Aa kenarn altndaki kk bir kola parmaklaryla dokununca, bir ey tkrdad.
Simkins tabloyu ileri doru itti. Tm resim kendi ekseni etrafnda dner kap gibi evrilirken, Sato ileri doru bir adm att.
Simkins fenerini kaldrp, n arkadaki karanlk yere tuttu.
Sato gzlerini kst. te balyoruz.
Ksa koridorun sonunda, ar, metal bir kap duruyordu.
Langdon'n zihninin karanlnda uuan hatralar, gelip gidiyordu.
Hemen ardndan, ayn rktc ve uzaktan gelen fsltyla, krmz kvlcmlar dnmeye balad.
Verbum signifcatium... Verbum omnificum... Verdum perdo.
ark, ortaa ilahilerinin yanklar gibi devam etti. Verbum significatium... Verbum omnificum. Kelimeler bolukta yuvarlanrken, her yanndan yeni sesler yanklanmaya balad.
Apocalypsis...('1 Franklin... Apocalypsis... Verbum... Apocalypsis...
Bir anda uzaklarda yasl bir an almaya balad. st ste alan ann sesi gittike artt. Langdon'm anlamasn istercesine daha hzl alyor,
sanki zihninin takip etmesi iin onu uyaryordu.

Simkins, "Tuhaf olan, tekerleklerin takip ettii yn," dedi. Sonra


gsterdi.
Sato'nun baklar, oturma odasndaki haldan geen paralel izgileri
takip etti. zler, minenin yanndaki, yerden tavana uzanan geni tablonun
altnda yok oluyordu. Bu da ne byle?
Dan

Brown

426

(1) Kyamet

t
421

Ka\ p Sembol

1 1 1 .

blm

Tam dakika boyunca alan saat kulesinin an, Langdon'n bann stndeki kristal avizeleri sallyordu. Yllar nce Phillips Exeter Akademisi'ndeki pek sevilen bu toplant salonunda baz seminerlere katlmt. Bu gece rencilere seslenecek olan sevgili bir dostunu dinlemeye gelmiti. Iklar kararrken, Langdon okul mdr portrelerinin asl durduu
arka duvardaki koltuklardan birine geti.
Kalabalk sakinleti.
Uzun, glge gibi birisi, karanlkta sahneye kp, podyumdaki yerini
ald. Yz olmayan ses, mikrofona, "Gnaydn," diye fsldad.
Kimin seslendiini grmek iin herkes yerinde kprdand.
almaya balayan bir slayt projektr, sepya bir fotoraf gsterdi;
yksek kuleleri, Gotik sslemeleri ve krmz kumtandan n cephesiyle
etkileyici bir atoydu.
Glge yeniden konutu. "Bunun nerede olduunu bana kim
syleyebilir?"
Karanlktan bir kz, "ngiltere!" dedi. "Eski Gotik ve Romanesk sluplarn karm olan bu n cephe, onu gerek bir Normandiya atosu haline getirip, on ikinci yzyl civarlarndaki ngiltere'ye yerletiriyor."
Yz olmayan ses, "Vay," diye cevap verdi. "Mimarisini bilen biri
varm."
Her taraftan alak sesli homurdanmalar ykseldi.
Glge, "Ne yazk ki," diye devam etti. "Drt bin be yz kilometre
ve yarm bin yl skaladn."
Salondakiler yerlerinde dikildiler.
Projektr imdi ayn atonun farkl adan renkli ve modern bir fotorafn gsteriyordu. atonun kuleleri n plana hkimdi ama arka planda, alacak kadar yakn mesafede, ABD Kongre Binas'nn byk, beyaz
ve kolonlu kubbesi duruyordu.
Kz, "Bir dakika!" diye bard. "D.C.'de Normandiya atosu mu var?"
Ses, "1855'ten beri," diye cevap verdi. "te bundan sonraki fotoraf
o zaman ekilmiti."
Dan

Brown

426

Yeni bir slayt belirdi; hayvan iskeletleri, bilimsel almalarn sergilendii vitrinler, biyolojik rneklerin bulunduu cam kavanozlar, arkeolojik eserler ve tarihncesi srngenlerin aldan modelleriyle, binann iinin siyah-beyaz ekimiydi.
Ses, "Bu harikulade ato, Amerika'nn ilk gerek bilim mzesiydi," dedi.
"Tpk kurucular gibi, gen ve tecrbesiz lkemizin aydnlanmann beii olabileceine inanan zengin bir ngiliz bilim adamnn hediyesiydi. Kurucu atalarmza ykl bir serveti miras brakt ve onlardan ulusumuzun merkezinde 'bilginin artmas ve yaylmas iin bir kurulu' ina etmelerini istedi." Uzunca bir
sre sustu. "Bu cmert bilim adamnn ismini bana kim syleyebilir?"
n sradan ekingen bir ses, "James Smithsor m?" dedi.
smi tanyan kalabalk fsldamaya balad.
Sahnedeki adam, "Gerekten de Smithson," dedi. imdi a kan
Peter Solomon'n gri gzleri neeyle parlad. "Gnaydn. smim Peter Solomon ve Smithsonian Enstits'nn sekreteriyim."
renciler lgnca alklamaya balad.
Karanlkta oturan Langdon, Peter'n gen beyinleri Smithsonian Enstits tarihinin fotoraf turuyla fethetmesini hayranlkla izledi. Gsteri
Smithsonian atosu'nun bodrum laboratuvarlar, sergilerin sraland koridorlar, yumuakalarla dolu salonu, kendilerine "kabuklu deniz canls
kuratrleri" diyen bilim adamlar ve atonun en popler iki sakininin -Yaylma ve Artma isimli, imdi lm iki bayku- eski fotoraflaryla balad. Yarm saatlik slayt gsterisi, devasa Smithsonian mzelerinin sraland Ulusal Park'n etkileyici bir uydu fotorafyla son buluyordu.
Solomon szlerini yle balad: "Konumamn balangcnda da sylediim gibi, James Smithson ile kurucu atalarmz, bu lkenin aydnlanmann
beii olmasn hayal etmilerdi. Bugn ulatmz noktay grselerdi byk
gunr duyacaklarna inanyorum. Onlarn kurduu Smithsonian Entits, Amerika'nn ortasnda bir bilim ve bilgi abidesi olarak ykseliyor. Enstitmzn bugn ulat baar ve almalar bilgi, irfan ve bilim temelleri zerine kurulmu bir lke dleyen atalarmza duyulan saygnn canl bir kantdr."
Solomon coku dolu alklar arasnda slaytlar kapatmt. Iklar
yandnda, dzinelerce sabrsz el soru sormak iin havaya kalkmt.
Solomon ortalarda oturan kzl sal bir gence sz verdi.
Delikanl akn bir sesle, "Bay Solomon?" dedi. "Kurucularmzn,
bilimsel geliim temelleri zerine kurulu bir lke ina etmek iin Avrupa'daki din basksndan katn sylediniz."
11 417

Ka\ p Sembol

"Bu doru."
"Ama... ben kurucularmzn Amerika'y Hristiyan bir ulus olarak
ina eden dindar insanlar olduklarn sanyordum."
Solomon glmsedi. "Dostlarm, beni yanl anlamayn. lkemizin
kurucular ok dindar insanlard, ama onlar Yaradancyd; Tanr'ya evrensel ve ak fikirli bir anlayla inanyorlard. ne srdkleri tek elini ideal,
din zgrlyd." Mikrofonu krsden karp, sahnenin kenarna yrd. "Amerika'nn kurucularnn manevi adan aydnlanm bir topya hayali vard. Dnce zgrl, kitlelerin eitimi ve bilimsel gelimeler,
modas gemi dini batl inanlarn karanlnn yerine geecekti."
Arka taraftan sarn bir kz elini kaldrd.
"Evet?"
Cep telefonunu kaldran gen kz, "Baym," dedi. "Sizi internette
aratrdm. Wikipedia, tannm bir farmason olduunuzu sylyor."
Solomon, mason yzn yukar kaldrd. "Sizi dosya indirme maliyetinden kurtaraym."
renciler gltler.
Kz tereddt ederek, "ey, peki," dedi. "Az nce modas gemi dini
batl inanlardan bahsettiniz. Modas gemi batl inanlardan sorumlu tutulacak birileri varsa... bana yle geliyor ki, bunlar da ancak masonlardr."
Solomon bu yorum karsnda olduka rahatt. "yle mi? Nasl?"
"ey, ben masonluk hakknda ok ey okudum, pek ok eski ituel ve
inanlarnz olduunu biliyorum. nternetteki bu makalede bile, masonlarn bir tr eski sihirli bilgelie inandklar yazyor... insan tanrlarn katna karabilecek bir bilgelikmi."
Herkes dnp kza sanki akln karm gibi bakt.
Solomon, "Aslnda," dedi. "Hakl."
ocuklarn hepsi, hayretle dnp ona baktlar.
Solomon glmemek iin kendini tutup kza, "Bu sihirli bilgi hakknda baka Wiki-bilgelii yazyor mu?" diye sordu.
Kz biraz tedirgin grnyordu, ama web sitesinden okumaya balad. "Bu gl bilgeliin layk olmayanlar tarafndan kullanlmasn engellemek iin, eski statlar bilgilerini ifreli yazarlard... Semboller, mitoloji
-ve alegoriden oluan mecazi bir dil kullanarak gerei gizlerlerdi. Gnmzde de bu ifrelenmi bilgelik her yanmzda bulunmaktadr. Mitolojide, sanatta ve asrlk oklt metinlerde ifrelenmilerdir. Ne yazk ki giinDan

Brown

426

mz insan sembollerden oluan bu karmak a zme yeteneini kaybetmi... ve byk gerek kaybolmutur."
Solomon bekledi. "Hepsi bu mu?"
Kz koltuunda kprdand. "Aslnda, biraz daha var."
"Ben de yle tahmin etmitim. Ltfen... okuyun."
Kz tereddt ediyordu, ama boazn temizleyip, devam etti. "Efsaneye gre, uzun zaman nce Antik Gizemleri deifre eden bilgeler, arkalarnda bir tr anahtar brakmlard... Bu, ifrelenmi srlar zmekte kullanlacak parolayd. Verbun significatium diye bilinen bu sihirli parolann, karanl kaldrma ve tm insanln anlayaca ekilde, Antik Gizemleri
zme gcn elinde tuttuu sylenir."
Solomon dnceli bir ekilde glmsedi. "Ah, evet... verbum significatium. " Bir sre bolua baktktan sonra, gzlerini yeniden sarn kza
evirdi. "Peki bu harika kelime imdi nerede?"
Endieli grlen kzn, misafir konumacya meydan okuduu iin piman olduu anlalyordu. Okumay bitirdi. "Efsaneye gre, verbum significatium yerin derinliklerinde gmldr, orada tarihin en nemli ann bekler... nsanln artk gerek, bilgi ve asrlarn bilgelii olmadan yaayamayaca an bekler. Bu karanlk yol kesiiminde, insanlk sonunda o kelimeyi
yeryzne karacak ve harikulade bir Aydnlanma a'na girecektir."
Kz telefonunu kapatp koltuuna gmld.
Uzun bir sessizliin ardndan, baka bir renci elini kaldrd. "Bay
Solomon, buna gerekten inanmyorsunuz, yle deil mi?"
Solomon glmsedi. "Neden olmasn? Mitolojide igrii ve tanrsal
gler salayan sihirli kelimeler gelenei vardr. ocuklar bugn bile, yok
olan bir eyi var etmek midiyle 'abrakadabra' diye barrlar. Elbette bugn artk bu kelimenin oyun tekerlemesi olmadn unuttuk; kkleri eski
Arami gizemciliine dayanr. Avrah KaDabra, 'konutuum srada yaratyorum' anlamna gelir."
Sessizlik.
renci, "Ama baym," diye steledi. "Tek bir kelimenin... u verbum signifcatiumu her ne ise Antik Gizemleri zme gcne sahip olduuna ve tm dnyaya aydnlanma getireceine inanyor musunuz?"
Peter Solomon'n yznden hibir ey anlalmyordu. "Sizin dnmeniz gereken, benim ahsi inanlarm olmamal. Sizin dnmeniz gereken, bir Aydnlanma a'nn gelecei kehanetinin, dnyadaki tm inan
12 417

Ka\ p Sembol

ve felsefe geleneklerinde nasl yanklanacadr. Hindular buna Krita a'" astrologlar Kova Burcu a derler. Museviler Mesih'in gelecei eklinde tasvir ederler, teosofisfler Yeni a, kozmologlar Uyumlu Birleme
derler ve belirli bir tarih ngrrler."
Birisi, "21 Aralk 2012!" diye bard.
"Evet, Maya matematiine inanyorsanz... sinirleri bozacak kadar yakn."
Solomon'n on yl nce, televizyoncularn 2012 yln Dnyann Sonu ilan
edeceklerini doru tahmin ettiini hatrlayan Langdon, kendi kendine giildii.
Solomon, "Zamanlamay bir yana brakrsak, tarih boyunca insanln
tm farkl felsefelerinin ayn sonuca ktn dnmek bende hayranlk
uyandrr," dedi. "Byk bir aydnlanmann geleceini sylerler. Her kltrde,
her ada ve dnyann her kesinde, insanlarn hayalleri hep ayn kavram
zerinde younlar; insann ycelecei... insan zeksnn gerek potansiyeline kavuaca." Glmsedi. "nanlardaki bu benzerlii sizce ne aklayabilir?"
Kalabaln arasndan alak sesle biri, "Geek!" dedi.
Solomon yerinde dnd. "Bunu kim syledi?"
Yumuak yz hatlarndan Nepalli ya da Tibetli olduu anlalan Asyal ufak tefek bir delikanl el kaldrmt. "Belki de tm ruhlara yerletirilmi evrensel bir gerek vardr. Belki de DNA'larmzdaki ortak bir sabit
kod gibi, hepimizin iinde ayn hikye sakldr. Belki de hikyelerimizin
birbirine benzeyiinin sebebi bu ortaklaa gerektir."
Ellerini birbirine yaslayp, delikanlya eilerek selam veren Solomon'n yz sevinle parlyordu. "Teekkr ederim."
Herkes susmutu.
Salondakilere seslenen Solomon, "Gerek," dedi. "Gerein gc vardr. Eer hepimiz ayn fikirlerin ekimine kaplyorsak, belki de bu fikirler
gerek olduu iin byle yapyoruzdur... belki de iimizde yazldrlar. Ve
gerei duyduumuzda, anlamasak bile, gerein iimizde yanklandm...
bilinaltmzda titretiim hissederiz. Belki de gerei renmiyor... zaten
iimizde olan bu bilgiyi... hatrlyor... anmsyor... farkna varyoruzdur."
A tk salonda tam bir sessizlik hkimdi.
Solomon bir sre, sylediklerinin iyice sindirilmesi iin bekledikten
sonra, "Szlerimi noktalarken, gerei ortaya karmann asla kolay olmad konusunda sizleri uyarmalym," dedi. "Tarih boyunca her Aydnlanma a-

'n, ters yne iten bir karanlk a izlemitir. Doa ve denge yasalar da byledir. Ve bugn dnyamzda byyen karanla bakacak olursak, bunun, eit
oranda bir n da byd anlamna geldiini fark ederiz. Byk bir Aydnlanma a'nn eiindeyiz ve hepimiz -hepiniz- tarihin bu nemli ann
yaayacamz iin kutsanmz. Tarihin tm alar boyunca... yeryznde
yaam olan tm insanlar arasnda... nihai Rnesans'a tanklk edecek o ksa
zaman aralnda yaayanlar bizleriz. Karanlk bin yln ardndan bilimimizin,
zihinlerimizin ve hatta dinlerimizin gerei ortaya kardn greceiz."
Solomon sessiz olmalarn iaret etmek iin elini havaya kaldrdnda, byk bir alk kopmasn bekliyordu. "Gen hanm?" Arka taraftaki
cep telefonlu, kavgac sarn kza ynelmiti. "Sizinle pek ayn dili konumadmz biliyorum, ama size teekkr etmek istiyorum. Gelecek olan
deiikliklerde sizin tutkunuz nemli bir etken olacak. Karanlk, kaytszlkla beslenir... ve en gl panzehiri inantr. nancnz aratrmaya devam edin. ncil'i aratrn." Glmsedi. "zellikle son sayfalarn."
Kz, "Kyamet mi?" dedi.
"Kesinlikle. Vahiy Kitab ortak gereimizin canl bir rneidir. ncil'in son kitab, saysz baka gelenekte anlatlan benzer hikyeden bahseder. Hepsi de byk hikmet perdesinin kalkaca kehanetinde bulunurlar."
Baka biri, "Ama kyamet, dnyann sonuyla ilgili deil mi? Bilirsiniz ite; Deccal, maher, iyiyle kt arasndaki son sava, bunlar deil
mi?" diye sordu.
Solomon kendi kendine gld. "Burada kimler Yunanca dersi alyor?"
Pek ok el havaya kalkt.
"Apocclypse kelimesi gerekte ne anlama geliyor?"
rencilerden biri, "u demek," diye balad ama sonra arm gibi durdu. "Apocclypse 'rtsn amak'... veya 'ortaya karmak' anlamna gelir."
Solomon delikanly ban sallayarak onaylad. "Kesinlikle. Apocalypse, gerekte aa karma demektir. ncil'deki Vahiy Kitab, byk
gerein ve hayal edilemeyecek bilgeliin ortaya kacan ngrr. Apocalypse dnyann sonu deil, bildiimiz ekliyle dnyann sonudur. arptlm Apocalypse kehaneti, ncil'in en gzel mesajlarndan biridir." Solomon sahnenin nne doru adm att. "nann bana Apocalypse geliyor...
ve bize retildii gibi bir ey olmayacak."
Bann ok stndeki an almaya balad.
renciler akn ve grltl bir alk kopardlar.

(1) Gei a

Dan

Brown

426

13 417

Ka\ p Sembol

Bu da e byle?

1 1 2 .

BLM

O yne doru hareket eden Sato, duvardan geen effaf plastik borunun kutuyu beslediini grd. Dikkatle yaklat. stnde hareketli kk
bir para olduunu grebiliyordu. Uzanp bu paray kenara itince, kk
pencere ortaya kt.
Sato geri ekildi.

Sar edici bir patlamann ok dalgasyla yerinde sradnda, Katherine Solomon bilincin kysnda sallanyordu.
Saniyeler sonra burnuna duman kokusu geldi.
Kulaklar nlyordu.
Bouk sesler duyuyordu. Uzaktan. Barmalar. Ayak sesleri. Birden
daha rahat nefes almaya balad. Azndaki bez karlmt.
Bir adam, "Gvendesin," diye fsldad. "Dayan biraz."
Adamn ineyi kolundan ekmesini beklerken, adam bunun yerine
emirler vermeye balad. "Salk setini getirin... ineye serum balayn...
laktatl Ringer solsyonu alayn... kan basncn ln." Adam hayati belirtilerini kontrol ederken, "Bayan Solomon, size bunu yapan kii... nereye
gitti?" diye sordu.
Kathe ine konumaya alt ama baaramad.
Ses, "Bayan Solomon?" diye tekrarlad."Nereye gitti?"
Katherine gzlerini aralamaya alt ama ii geiyordu.
Adam, "Nereye gittiini bilmemiz gerek," diye steledi.
Katherine hi anlam olmadn bildii halde, o iki kelimeyi fsldad. "Kutsal... Da'a."
Dalm elik kapnn stnden admn atan Bakan Sato, gizli

Pleksiglasn altnda... suya batm Profesr Robert Langdon'n ifadesiz yz duruyordu.


Ik!
Langdon'n asl kald sonsuz boluk aniden kr edici gnele dolmutu. Karanlk bolukta uzanan yakc beyaz nlar, zihnini deliyordu.
Her yerde k vard.
Birden, nndeki k yayan bulutun iinde gzel bir siluet belirdi.
Bulank ve belirsiz bir yzd... ki gz, bolukta ona bakyordu. Ik demeti yzn evreleyince Langdon, Tanr'nn yzne baktn sand.
Tanktan ieri bakan Sato, Profesr Langdon'n olanlardan haberi
olup olmadn merak ediyordu. Bundan phesi vard. Ne de olsa bu teknolojinin tm amac, kiinin durumunu deerlendirememesiydi.
Duyusal yoksunluk tanklar, ellilerden beri vard ve zengin yenia
deneycileri iin hl popler bir geit nitelii tayorlard. Bilinen ismiyle
"yzmek", ana rahmine dn deneyimi yaatyordu... Tm duyusal girdileri ortadan kaldrarak -k, ses, dokunma, hatta yerekimi- beyin aktivitesini sakinletiren bir tr meditasyon hali yaratmaya yardm ediyordu.
Geleneksel tanklarda kii, nefes alabilmesi iin yzn suyun zerinde tutan, hiper-batmaz tuzlu bir solsyonda srtst yzerdi.

bodruma inen tahta rampadan aa indi. Ajanlarndan biri onunla aa-

Ama son yllarda, bu tanklarda bir kuantum sramas yaanmt.

da karlat.

Oksijene doyurulmu peflorokarbon.

"Bakan, bunu grmek isteyeceinizi sanyorum."


Sato, ajan dar koridordan, kk bir odaya kadar takip etti. Oda iyi
aydnlanmt ve yerdeki kyafet yn dnda botu. Sato, Robert Langdon'n mokasenleiyle tvit ceketini tand.
Ajan, kar duvardaki byk, tabut benzeri kutuyu iaret etti.
Dan

Brown

428

Total Likit Ventilasyo (TLV) diye bilinen bu yeni teknoloji, ylesine manta aykryd ki, ok az kii varlna inanyordu.
Nefes alnabilen sv.
Svnn iinde nefes almak, Leland C. Clark'n oksijene doyurulmu
perflorokarbona batrd bir fareyi saatlerce hayatta tuttuu 1%6'dan be1
449
kayp
Sembol

ri var olan bir gerekti. TLV teknolojisi 1989'da, izleyicilerin ok az gerek bilimi seyrettiklerinin farknda olsa da The Abyss01 filmiyle etkileyici bir k yapmt.
Total Likit Ventilasyonu; modern tbbn, prematre bebeklerin nefes
almasna yardmc olmak iin bebei rahimdeki sv dolu ortama dndrme abalarndan domutu. Ana rahminde dokuz ay geiren insan cierleri, svyla doldurulmu ortama yabanc deildi. Perflorokarbon bir zamanlar nefes alnmayacak kadar yapkand ama yeni gelimeler sayesinde neredeyse suyun younluuyla ayn, nefes alnabilir svlar yaplabiliyordu.
CIA'in Bilim ve Teknoloji Bakanl -istihbarat dnyasndaki ismiyle "Langley Bycleri"- ABD Ordusu'na teknoloji retmek iin oksijene
doyurulmu perflorokarbon zerinde youn almalar yapmt. Deniz
kuvvetlerinin sekin okyanus dal ekipleri, oksijene doyurulmu svda
nefes almann, trimiks ya da helioks'a oranla, vurgun yeme tehlikesiyle
karlamadan ok daha derinlere dalma imkn sunduunu kefetmilerdi. Benzer ekilde NASA ile hava kuvvetleri de geleneksel oksijen tank
yerine nefes alnabilir sv tehizat ile donatlan pilotlarn, svnn g-kuvvetini i organlara gazdan daha orantl yaymas sebebiyle, daha yksek gkuvvetine dayanabildiklerini renmilerdi.
Sato imdilerde, kiilerin u Total Likit Ventilasyon tanklarn deneyebilecei "ar deneyim laboratuvarlar" -bilinen ismiyle "Meditasyon
Makineleri"- olduunu duymutu. Buradaki tank, sahibinin zel deneyleri
iin yerletirilmi olmalyd ama, kapandaki ar kilitler Sato'ya bu tankn karanlk uygulamalar iin de kullanldn dndryordu... CIA'in
bildii bir sorgulama teknii iin.
Kt n salm olan u suda boma'2' sorgulama teknii, kurban
gerekten de boulduuna inand iin olduka etkiliydi. Sato, bunun
gibi duyusal yoksunluk tanklarnn kullanld pek ok zel operasyonun, bu yanlsamay daha rktc yeni seviyelere tamak iin yapldn biliyordu. Nefes alnabilir svya batrlan biri, gerek anlamda "boulabilirdi". Boulma deneyimi yznden yaanan panik, genellikle kurbann iinde nefes ald svnn, sudan biraz daha youn olduunu fark
(1) Derinlik Sarholuu
(2) Water boarding

Dan

Brown

426

etmesini engellerdi. Sv cierlerine aktnda, genellikle korkudan baylr ve sonra en st dzey "hcre hapsinde" uyanrd.
Tutukluya bedeninden tamamen ayrld hissini vermek iin oksijene
doyurulmu svnn iinde topikal uyuturucu maddeler, paraliz ilalan ve
halsinojenler kartrlrd. Beyni, kollarn ve bacaklarn hareket ettirmesi iin emir gnderdiinde hibir ey olmazd. "l" olma hali bal bana
rktcyd, ama "yeniden doum" srecinin oluturduu durum deerlendirme bozukluu, parlak klar, souk hava ve sau edici grltlerin
yardmyla son derece sarsc ve acl olabiliyordu. Yeniden doum ve takip
eden boulmalarn ardndan tutuklu yle bir gelirdi ki, yayor mu yoksa
l m anlayamazd... ve sorgulaycya hemen her eyi syleyebilirdi.
Sato, Langdon' karmak iin tbbi ekibin gelmesini bekleyip beklememesi gerektiine karar veremedi, ama fazla vakti olmadn biliyordu.
Bildiklerini renmem gerek.
"Iklar sndrn," dedi. "Ve bana battaniye bulun."
Kr edici gne gitmiti.
Yz de yok olmutu.
Karanlk geri dnmt ama, Langdon imdi boluun iinde k yl kadar uzak mesafelerde yanklanan fsltlar duyabiliyordu. Bouk sesler... anlalmaz kelimeler. Sanki dnya byk bir sarsntyla ikiye ayrlacakm gibi... titreimler oluyordu.
Sonra oldu.
Evren bir anda ikiye ayrld. Bolukta devasa bir boaz ald... sanki boluk diki yerlerinden kopmutu. Aklktan ieri grimsi bir pus girdi
ve Langdon korkun bir manzarayla karlat. Bedeni olmayan eller uzanarak, onu bu dnyadan ekip karmak istercesine vcudunu kavryordu.
Hayr! Onlarla mcadele etmeye alt, ama kollar yoktu... yumruklar yoktu. Yoksa var myd? Birden vcudunun zihninde ekillendiini hissetti. Eti geri dnm, onu yukar doru eken gl eller tarafndan kavranmt. Hayr! Ltfen!
Ama ok geti.
Eller onu aklktan yukar kaldrrken, gsne bir ac sapland. Cierleri kumla doldurulmu gibiydi. Nefes alamyorum! imdi, aklna gele15 417

Ka\ p Sembol

bilecek en sert, en souk zeminde srtst yatyordu. Bir ey sert ve ac verici biimde, st ste gsne bastryordu. Scak havay iinden atyordu.
Geri dnmek istiyorum.
Svy ksrken, iddetle sarslyordu. Gsnde ve boynunda ac

107.

BLM

hissetti. Tpk ikence gibiydi. Boaz yanyordu. nsanlar konuuyor, fsldamaya alyorlard ama sesler sar ediciydi. Gr bulanklamt,
tek grebildii bozuk ekillerdi. Cildi, bir lnnk gibiydi ve uyumutu.
Gs artk daha ar geliyordu... basn. Nefes alamyorum!
Daha fazla svy ksrd. rme hissine kaplnca soluk ald. Souk hava cierleine-dolduunda, yeryzndeki ilk nefesini alan bir bebek
gibi hissetti. Bu dnya strap vericiydi. Langdon'n tek istei ana rahmine geri dnmekti.
Robert Langdon ne kadar zaman getiini bilmiyordu. imdi sert bir
zeminde, havlulara ve battaniyelere sarlm, yan yattn hissedebiliyordu. Tandk bir yz ona bakyordu... ama etrafndaki mlar gitmiti. Uzaktan gelen bir ark hl zihninde yanklanyordu.
Verbum significatium... Verbum omnificum...
Birisi, "Profesr Langdon," diye fsldad. "Nerede olduunuzu biliyor musunuz?"
Hl ksren Langdon, hafife ban sallad.
Ama her eyden nemlisi, bu gece olanlar fark etmeye balamt.

Yn battaniyelere sarlm olan Langdon, titreyen bacaklarnn stnde ayaa kalkp, ak duran sv tankndan ieri bakt. stememi olsa
da vcudu ona geri dnmt. Boaz ve cierleri yanyordu. Bu dnya
sert ve acmaszd.
Sato az nce duyusal yoksunluk tankn ona aklam; eer dar karmasa ya alktan ya da daha beter bir eyden leceini eklemiti. Langdon, Pete'n da benzer bir deneyim yaadndan emindi. Dvmeli adam
kendisine bu akam, Peter arada bir yerde, demiti. Arafta... Hamistagan'da. Eer bu doum srecine bir kereden fazla maruz kaldysa, Peter'n adama bilmek istedii her eyi sylemesi Langdon' artmazd.
Sato, Langdon'a kendisini takip etmesini iaret etti. Langdon da yle yapt. Dar bir koridordan ar admlarla yryp, imdi ilk defa grd bu garip barnan derinliklerine ilerlediler. Ta bir masa ve rktc
renklerle aydnlatlm olan kare eklinde bir odaya girdiler. Katherine'in
burada olduunu grnce, Langdon rahat bir soluk ald. Buna ramen,
manzara rktcyd.
Katherine, ta masann stnde srtst yatyordu. Yerde kana bulanm havlular vard. Bir CIA ajan, tp Katherine'in koluna bal bir serum
torbasn tutuyordu.
Katherine sessizce hkyordu.
Glkle konuabilen Langdon, "Katherine?" diye bouk bir ses
kard.
Katherine ban evirdiinde akl karm gibi bakyordu. "Robert?!" Gzleri nce hayret, sonra neeyle byd. "Ama... boulduunu
sanyordum!"
Langdon ta masaya doru ilerledi.
Serum torbasn tutan, ajann itirazlarna aldr etmeyen Katherine,
yerinde doruldu. Battaniyelere sarl olan Langdon'a uzanarak, ona sk-

Dan

Brown

437

449

437 k a y p Sembol

ca sarld. Yanandan perken, "krler olsun," dedi. Sonra onu bir kez
daha pt ve sanki gerek olduuna inanmyormu gibi skt. "Anlamyorum... nasl?..."
Sato duyusal yoksunluk tanklar ve oksijene doyurulmu perflorokabonlar hakknda bir eyler anlatmaya balad ama Katherine onu dinlemiyordu. Langdon'a sarlmakla yetindi.
"Robert," dedi. "Peter yayor." Aabeyiyle dehet verici karlamasn hatrlarken sesi tiredi. Peter'n fiziksel durumunu anlatt; tekerlekli
sandalyeyi, garip ba, "kurban" vermek konusunu ve Peter' hemen ibirlii yapmaya ikna etmek iin onu insandan bir saat haline getirdiini...
Langdon konuamyordu. "Senin... nereye... gittiklerine dair bir
fikrin var m?"
"Pete' Kutsal Da'a gtrdn syledi."
Langdon kollarnn arasndan syrlp Katherine bakt.
Katherine'in gzleri yalarla dolmutu. "Piramidin tabanndaki tabloyu zdn ve piramidin ona Kutsal Da'a gitmesini anlattn syledi."
Sato, "Profesr," diye steledi. "Bu size bir anlam ifade ediyor mu?"
Langdon ban iki yana sallad. "Hibir ey." Yine iinde bir mit
vard. "Ama bilgiyi piramidin tabanndan aldysa, biz de bulabiliriz. Ona
nasl zeceini ben syledim."
Sato ban iki yana sallad. "Piramit yok. Baktk. Yannda gtrm."
Bir sre sessiz kalan Langdon, gzlerini kapatp piramidin tabannda
grdklerini hatrlamaya alt. Sembollerden oluan tablo, boulmadan
nce grd son resimdi ve yaad sarsnt bir ekilde, grntlerin zihnine kaznmasna sebep olmutu. Tablonun, hepsini olmasa da bir ksmn
hatrlyordu ve belki de bu kadar yeterli olurdu.
Sato'ya dnp telala, "Bize yetecek kadarn hatrlayabilirim ama
internette bir eye bakmanz isteyeceim," dedi.
Sato, BlackBerry'sini kard.
'"Sekizinci Dereceden Franklin Karesi' yazp arayn."
Sato, ona akn gzlerle bakt ama soru sormadan yazmaya balad.
Langdon'n gr hl bulankt ve etrafndaki acayiplikleri yeni fark
-etmeye balyordu. Yasland ta masann kurumu kan lekeleriyle, sa taraftaki duvarnsa metinler, fotoraflar, izimler, haritalar ve aralarndan geip onlar birbirine balayan, ipten dev bir ala kapl olduunu grd.
Dan

Brown

426 17 417

Tamm.
Hl battaniyelere sarl olan Langdon, acayip derlemeye doru yrd. Duvara son derece tuhaf bir bilgi koleksiyonu yaptrlmt; kara byden Kutsal Kitap'a kadar antik metinlerden sayfalar, sembol ve mhr
izimleri, komplo teorisi web sitelerinden sayfalar, Washington D.C.'nin
iaretlenmi ve zerine notlar alnm bir uydu fotoraf. Sayfalardan birinde, eitli dillerdeki kelimelerden oluan bir liste vard. Langdon bunlardan
bazlarnn masonik kutsal kelimeler, bazlarnn antik sihir kelimeleri, bazlarnmsa by trenlerine zg kelimeler olduklarn fark etti.
Arad bu mu?
Bir kelime?
Bu kadar basit mi?
Langdon'n Mason Piramidi hakkndaki pheleri, aa karaca
rivayet edilen eye dayanyordu; Antik Gizemlerin yeri. ok uzun zaman
nce kaybolan antik ktphanelerde saklanan kitaplardan, gnmze ulam yz binlerce ciltle dolu devasa bir mahzen olmas gerekirdi. Tm bunlar imknsz grnyordu. O kadar byiik bir mahzen olabilir mi? D.C. 'nin
altnda? Ama Peter'n Phillips Exeter'da yapt konuma, sihirli kelimelerden oluan bu listeyle birleince, baka bir artc olaslk domutu.
Langdon sihirli kelimelerin gcne kesinlikle inanmyordu... ama
dvmeli adamn inand belliydi. Karalanm notlar, haritalar, metinleri,
bilgisayar ktlarn, aralarndan geen ipleri ve yapkanl not ktlarn
bir kez daha incelerken nabz hzland.
Konulardan biri srekli tekrar ediyordu.
Tamm, verbum significatiun'u aryor... Kayp Kelimeyi. Peter'n
konumasndan paralar hatrlayan Langdon, bu dncenin ekil almas
iin biraz bekledi. Arad ey Kayp Kelime! Washington'da gml olduuna inand ey bu.
Sato, onun yanma geldi. "stediiniz ey bu muydu?" BlackBerry'sini ona uzatt.
Langdon ekrandaki sekize sekiz kareye bakt. "Kesinlikle." Bir msvedde kd ald. "Bir kaleme ihtiyacm var."
Sato ona cebinden bir kalem verdi. "Ltfen acele edin."
I
Ka\ p Sembol

Bilim ve Teknoloji Mdiirl'nn bodrum katndaki ofisinde, Nola


Kaye sistem gvenlik uzman Rick Parrish tarafndan kendisine getirilen
redakte edilmi dokman inceliyordu. C1A bakan, antik piramitler ve
yeraltndaki gizli meknlarla ilgili bir dosyayla ne halt eder?
Telefonu eline alp evirdi.
Sato hemen cevap verdi. Sesi ok gergindi. "Nola, ben de imdi seni
arayacaktm."
Nola, "Yeni bilgi edindim," dedi. "Bunun neyle ilgili olduunu bilmiyorum ama redakte edilmi bir..."
Sato, "Her ne diyorsa, unut gitsin," diyerek szn kesti. "Vaktimiz
kalmad. Hedefi yakalamakta baarsz olduk ve onun byk bir tehlike
yaratacan dnmek iin birok nedenim var."
Nola rperdiini hissetti.
"yi haber, tam olarak nereye gittiini biliyoruz." Sato derin bir nefes
ald. "Kt haber, yannda bir dizst bilgisayar tayor."

1 1 4 .

BLM

Yaklak on be kilometre tedeki Mal'akh, battaniyeyi Peter Solomon'n etrafna sard vc tekerlekli sandalyesini ay nn aydnlatt bir
parktan, dev bir binann karanlna gtrd. Yapnn d cephesinde tam
otuz stun vard... her biri tam olarak otuz ayak(l) ykseklikteydi.
Heybetli bina bu saatte botu, yzden onlar kimse grmeyecekti. Hogse de fark etmezdi. Kimse kel kafal, bir ktrmii akam gezintisine karan uzun boylu, nazik grnl, bir adamdan phelenmezdi.
Arka girie vardklarnda Mal'akh, Pcter'n sandalyesini gvenlik tu
takmnn yanna gtrd. Kstaha bakan Pcter'n ifreyi girmeye niyeti
yok gibiydi.
- Mal'akh kahkaha att. "Beni ieri sokacan iin mi buradasn sanyorsun? Kardelerinden biri olduumu ne abuk unuttun?" Uzanp, otuz
nc dereceye ykseldikten sonra kendisine verilen giri kodunu girdi.
Ar kap tklayarak ald.
Peter inleyerek sandalyede kprdanmaya balad.
Mal'akh, "Peter, Peter," diye mrldand. "Kalherinc'i dn. birlii yap ki, yaayabilsin. Onun hayatn kurtarabilirsin. Sana sz verdim."
Esirini sandalyesiyle ieri tayan Mal'akh'n kalbi heyecandan hzla atarken, kapy arkalarndan kilitledi. Peter' birtakm koridorlardan geirerek asansre gtrd vc arma dmesine bast. Kaplar alnca
asansre bindiler. Ardndan, Pcter'n ne yaptn grmesi iin uzanp en
stteki dmeye bast.
Pcter'n strapl yznde derin bir korku ifadesi belirdi.
Asansrn kaps kapanrken, Peter'n tral ban nazike okayan
Mal'akh, "," diye fsldad. "Sen de iyi bilirsin... iin srr lmn nasl
olduunda..."
(1) On metre

Dan

Brown

437 449

437

kayp Sembol

Tm sembolleri hatrlayamyorum!
Langdon, ta piramidin tabanndaki sembollerin yerlerini hatrlayabilmek iin gzlerini kapatp, elinden geleni yapt ama onun ezberci hafzas bile bu kadarn beceremiyordu. Hatrlayabildii birka sembol yazd ve Franklin'in sihirli karesinde gsterilen yerlerine yerletirdi.
Ama imdilik mantkl gelen hibir ey gremiyordu.

Hepedo^l
Kalbi kulaklarnda atan Langdon, BlackBerry'de yeni bir arama balatt. Bu nl Yunanca kelimenin ngilizcedeki karln yazd. lk kan
sonu bir ansiklopedi sayfasyd. Okuyunca, doru olduunu anlad.
Farmasonluun

Hepeon!

"yksek

derecelerin-

de" nemli bir kelime. skoya'daki efsanevi bir daa


atfta

bulunan

Blm'de

Fransz

geen

Rose

efsanevi

Cruix(1)

yer.

ritellerinden.

lk

Yunanca,-Hepeofi! Kut-

sal Ev anlamndaki Hieros-domos kelimesinden gelir.

Langdon biraz pheyle, "te bu!" diye bard. "Gittikleri yer buras!"
Onun omzunun stnden yazy okuyan Sato, hibir ey anlamam
grnyordu. "skoya'daki efsanevi bir daa m gittiler?!"
Langdon ban iki yana sallad. "Hayr, kod ad Heredom olan, Washington'daki bir binaya."

Katherine, "Bak!" diyerek onu cesaretlendirmeye alt. "Doru iz


stnde olmalsn. lk srann hepsi Yunan harflerinden oluuyor; ayn trden semboller yan yana geliyor!"
Langdon da bunu fark etmiti ama bu biimde yerletirilmi harflere
uyan Yunanca bir kelime hatrlayamyordu. lk harfe ihtiyacm var. Sihirli kareye bir kez daha bakarak, ilk harfe denk den sol alt kenin yanndaki sembol hatrlamaya alt. Dn! Gzlerini kapatp, piramidin tabann hayal
etmeye alt. En alt satr... sol kenin yannda... orada hangi harf vard?
Langdon bir an iin yeniden tanka dnm, dehetle pleksiglasm altndan piramidin tabanna bakyordu.
Sonra bir anda grd. Derin nefesler alarak gzlerini at. "lk harf H!"
Langdon kareye geri dnerek ilk harfi yazd. Kelime hl tamamlanmamt ama bu kadar da yeterdi. Birden, kelimenin ne anlama gelebileceini fark etti.
Dan

Brown

426 19 417

( 1) Gl H a

Ka\

p Sembol

115.

BLM

Kardeler arasnda Heredom olarak bilinen Mabet Evi daima, Amerika'daki masonik sko Riti'nin en deerli mcevheri olmutu. Piramidimsi, dik eimli atsyla bu binaya hayali bir sko dann ismi verilmiti. Ama Mal'akh buradaki hazinenin hayali olmadn biliyordu.
Yer buras, diye dnd. Yolu Mason Piramidi gsterdi.
Eski asansr yavaa nc kata karken Mal'akh, Franklin Karesi'ni
kullanarak yeniden dzenledii sembolleri yazd kd kard. imdi tm
Yunan harfleri ilk satra kmt... ve yanlarnda basit bir sembol vard.

Mesaj bundan daha ak olamazd.


Mabet Evi'nin altnda.
Heredom
Kayp Kelime burada bir yerde.
Mal'akh yerini tam olarak nasl bulacan bilmese de cevabn tablodaki dier sembollerde gizli olduundan emindi. ans vard ki, Mason Piramidi ile bu binann srlarn zmekte Peter Solomon'dan daha fazla yardm dokunacak biri olamazd. stad Muhterem in kendisi.
Tekerli sandalyesinde rpnmaya devam eden Peter, azndaki tkacn ardndan bouk sesler karyordu.
Mal'akh, "Katherine iin endielendiini biliyorum," dedi. "Ama
bitti saylr."
Mal'akh iin son, anszn gelmi gibiydi. Ac ektii, plan yapt,
bekledii vc aratrma yapt yllarn ardndan... o an sonunda gelmiti.
Asansr yavalamaya balaynca, iini heyecan kapladn hissetti.
Kabin sarslarak durdu.
Dan

Brown

437 449

Bronz kaplar kayarak ald ve Mal'akh karlarnda duran grkemli salona bakt. Kare eklindeki geni salon, sembollerle donatlm ve tavandaki pencereden ieri giren ay yla ykanmt.
Mal'akh, ayn noktaya geri dndm, diye dnd.
Tapmak Odas. Peter Solomon ile kardelerinin Mal'akh' aptal gibi kendi aralarna aldklar yer burasyd. Artk masonlarn en byk srr -kardelerden bazlarnn var olduuna bile inanmad sr- yeryzne
kmak zereydi.
Bodrumdan yukar kan tahta rampada Sato ile dierlerinin peinden
giderken kendini hl sarho gibi hisseden Langdon, "Hibir ey bulamayacak," dedi. "Gerekten kelime diye bir ey yok. Hepsi mecazi, Antik Gizemlerin bir sembol."
ki ajann koluna girerek destek olduu Katilerine de arkasndan
geliyordu.
Grup, metal kap enkaznn zerinden ve ekseni etrafnda dnen tablo blmnden dikkatle geip, oturma odasna girdi. Langdon, Sato'ya,
Kayp Kclime'nin farmasonluun en eski sembollerinden biri olduunu
anlatt. nsanlarn artk deifre edemedii esrarengiz bir dilde yazlm, tek
bir kelimeydi. Antik Gizemler gibi Kayp Kelime de gizli gcn ancak
onu deifre edecek kadar aydnlanm kiilere aklayacan vaat ediyordu. Langdon, "Kayp Kelime'yi bulup, anlamn zebilirsen... Antik Gizemlerin sana alaca rivayet edilir," dedi.
Sato dnp omzunun stnden bakt. "O halde bu adamn bir kelimenin peinde olduuna inanyorsunuz?"
Langdon sylediklerinin ilk bata sama geleceini kabul ediyordu
ama bu, pek ok soruya cevap veriyordu. "Bakn, ben by trenleri konusunda uzman deilim," dedi. "Ama bodrum duvarlarndaki dokmanlardan... ve Katherine'in anlatt, adamn bann stndeki dvme yaplmam ksmdan anladm kadaryla... bu adam Kayp Kelime'yi bulup, vcuduna yazmay mit ediyor."
Sato, grubu yemek odasna ynlendirdi. Dardaki helikopterin pervaneleri grltyle alyordu.
Langdon yksek sesle dnerek konumaya devam etti. "Eer bu
adam gerekten Antik Gizemlerin gcn zmek zere olduuna inan437

kayp Sembol

Sato, Tanrm, diye dnd. Bu ekilde yapm olmal.


"Yaka iei" havasndaki bu gizli kamera, bakann bu gece yz
yze geldii krizde anahtar rol oynamt. Bir sre daha baktktan sonra
ajana geri verdi.

yorsa, ona gre Kayp Kelime'den daha gl baka hibir sembol olamaz.
Eer bulup, bann tepesine yazabilirse -ona gre kutsal bir yer- kendisinin kusursuz biimde donatldna ve tren iin hazr olduuna..." Peter'
bekleyen kaderi dnen Katherine'in benzinin attn grnce sustu.
Helikopter pervanesinin grltsnden sesi glkle duyulan Katherine, "Ama Robert," dedi. "Bu iyi haber, yle deil mi? Peter' kurban etmeden nce Kayp Kelimc'yi bann tepesine yazmak istiyorsa, daha vaktimiz var demektir. Kelimeyi buluncaya kadar Peter' ldrmeyecektir. Ve
eer kelime yoksa..."
Ajanlar Katherine'i bir sandalyeye oturturlarken Langdon aklamaya alt. "Ne yazk ki Peter hl senin kanamadan leceini sanyor. Seni kurtarmann tek yolunun bu deliyle ibirlii yapmak olduunu dnyor... ve sanyorum onun Kayp Kelime'yi bulmasna yardmc olacaktr."

"Peki efendim." Ajan koturarak gitti.


Gitme vakti geldi. Sato helikopter pervanesinin son gcyle dndn duyabiliyordu. Simkins'in, hedefin gittiine inandklar bina hakknda bilgi almak iin Warren Bellamy'yi getirdii yemek odasna gitti.

Katherine, "Ne olmu yani?" diye steledi. "Eer kelime yoksa..."


Katherine'in gzlerinin iine bakan Langdon, "Katherine," dedi. "Eer
senin ldne inansaydm ve eer birisi bana Kayp Kelime'yi bularak seni kurtarabileceimi syleseydi, o zaman bu adama bir kelime bulurdum herhangi bir kelime- ve verdii sz tutmas iin Tanr'ya dua ederdim."

Mabet Evi.
Frankli Meydan'ndan beri battaniyeye sarl olduu halde gzle grlr derecede titreyen Bellamy, "n kaplar ieriden kilitlidir," dedi. "eri girmenin tek yolu arka giri. Tu takmna sadece kardelerin bildii bir
PIN kodu girilir."

Yan odadan bir ajan, "Bakan Sato!" diye bard. "unu bir grseniz
iyi olacak!"
Yemek odasndan aceleyle kan Sato, ajanlarndan birinin yatak odasndan aa indiini grd. Elinde sar bir peruk tayordu. Bu da ne?
Ajan, peruu uzatrken, "Adamn takma sa," dedi. "Giysi dolabnda bulduk. Yakndan bakn."
Sar peruk Sato'nun beklediinden daha ard. Baa oturan ksm,
kaln bir jelden yaplm gibiydi. Tuhaf bir ekilde, peruun alt ksmndan
bir kablo kyordu.
Ajan, "Kafa derisine oturan jel torbal batarya," dedi. "San iine
gizlenen fiber optik mini kameraya enerji salar."
"Ne?" Sato, sar salarn arasna grnmeyecek ekilde yerletirilmi
minik kamera lensini buluncaya kadar peruu parmaklaryla yoklad. "Bu
. ey, bir gizli kamera m?"
Ajan, "Video kamera," dedi. "Grntleri u kk sert kartta depoluyor." Peruun baa oturan ksmna yerletirilmi pul byklndeki kare bir silikonu gsterdi. "Harekete duyarl olmal."
Dan

Brown

426 21 417

"Evi aramaya devam edin," dedi. "Bu adamla ilgili bulabileceiniz


her trl bilgiyi istiyorum. Dizst bilgisayarnn kayp olduunu biliyoruz, hareket halindeyken onu d dnyaya nasl balamay planlyor renmek istiyorum. alma odasnda bize donanmyla ilgili ipucu salayabilecek her trl kullanma klavuzunu, kabloyu, her eyi arayn."

Notlar alan Simkins, "Bu PIN ne?" diye sordu.


Ayaa kalkamayacak kadar gsz grnen Bellamy, dilerinin arasndan giri kodunu syledikten sonra, "1733 On Altnc Sokak, ama binann
arkasndaki park alanndan girin. Bulmas biraz g olabilir..." diye ekledi.
Langdon, "Yerini biliyorum," dedi. "Gittiimizde size gsteririm."
Simkins ban iki yana sallad. "Siz gelmiyorsunuz profesr. Bu
askeri bir..."
Langdon, "Ne diye gelmiyormuum!" diye kt. "Peter orada! Ve o
bina bir labirenttir! Size yolu gsterecek biri olmazsa, Tapmak Odas'na
girmeniz on dakikanz alr!"
Bellamy, "Doru sylyor," dedi. "Oras bir labirent. Bir asansr var
ama eski ve grltldr, ayrca Tapmak Odas'ndan ct grlr. Sessizce
girmek istiyorsanz, yryerek kmalsnz."
Langdon, "Yolunuzu asla bulamazsnz," diye uyard. "O arka kapdan girip srasyla Tren Salonu, eref Salonu, Orta Sann, Atriyum,
Byk Merdiven..."
Sato, "Yeter," dedi. "Langdon geliyor."
Ka\ p Sembol

"Ben de bunu yapacam. Ama nce sen bana gizli merdivene nasl
gidileceini syleyeceksin."
Peter'n ifadesi aknla dnt. "Ne?!"

116.

BLM

Enerji artyordu.
Peter Solomon' sunaa doru iterken, Mal'akh bu enerjinin, iinde
aa yukar hareket edip zonkladn hissedebiliyordu. eri girdiimden,
sonsuza dek daha gl olarak bu binadan kacam. Geriye kalan tek
ey, son malzemenin yerini bulmakt.
Kendi kendine, "Verbum signifcatium," diye fsldad. "Verbum
omnifcm. "
Mal'akh, Peter'n tekerlekli sandalyesini sunam yannda durdurup,
etrafndan dolat ve Peter'n kucanda duran ar antann fermuarn at. Elini iine sokup, ta piramidi kard ve Peter'n tam nnde ay na tuttu. Ona piramidin tabanna kaznm sembol tablosunu gsterdi. "Geen bunca yla ramen, piramidin, srrn nasl koruduunu hl anlayamamsn," diye alay etti. Piramidi dikkatle sunan kesine yerletirdikten
sonra yeniden antaya dnd. Altn kapak tan karrken, "Ve bu tlsm,
gerekten de karmaann iinden dzen kard, tpk vaat ettii gibi," dedi. Metal kapak tan zenle ta piramidin zerine yerletirdikten sonra
Peter'n grebilmesi iin geri ekildi. "Bak, bireimin tamamland."
Yzn arptan Peter, bo yere konumaya alt.
"Gzel. Gryorum ki bana syleyecek bir eyin var." Mal'akh, kurbannn azndaki tkac serte ekip kard.
Peter Solomon konumaya balamadan nce bir sre ksrp, sk nefesler ald. "Katherine..."
"Katherine lmek zere. Onu kurtarmak istiyorsan, sana sylediklerimi aynen yapman tavsiye ederim." Mal'akh, onun imdiye kadar oktan
ldn veya lmeye yakn olduunu dnyordu. Zaten fark etmezdi.
Aabeyine hoa kal diyecek kadar yaayabildii iin anslyd.
Peter bouk bir sesle, "Ltfen," diye yalvard. "Ona bir ambulans

"Merdiven... Mason efsanesi, Kayp Kelime'nin gml olduu, topran yzlerce metre altndaki gizli yere inen merdivenden bahseder."
Peter imdi telaa kaplm grnyordu.
Mal'akh, "Efsaneyi biliyorsun," diye yem att. "Bir tan altnda sakl olan gizli merdiven." Ortadaki suna gsterdi. Byk granit levhann
stnde yaldzl harflerle branice yle yazyordu: TANRI. 'IIK OLSUN'
DED VE IIK OLDU. "Burann doru yer olduu belli. Merdivenin girii,
aadaki katlardan birinde gizli olmal."
Peter, "Bu binada gizli merdiven falan yok!" diye bard.
Sabrla glmseyen Mal'akh yukary gsterdi. "Bu bina piramit eklinde yaplm." Ortadaki kare eklindeki pencereye belli bir ayla ykselen, drt taraf kemerli tavan iaret etti.
"Evet, Mabet Evi bir piramit ama bunun..."
"Peter, btn gece vaktim var." Mal'akh, zerindeki beyaz ipek sabahl dzeltti. "Ama Katherine'i yok. Onun yaamasn istiyorsan, merdivene nasl gidileceini bana syleyeceksin."
"Sana zaten syledim," dedi. "Bu binada gizli merdiven yok."
"Yok mu?" Mal'akh, piramidin tabanndaki sembolleri yeniden dzenleyip yerletirdii kd kard. "Mason Piramidi'nin son mesaj bu.
Deifre etmeme arkadan Robert Langdon yardm etti."
Mal'akh kd kaldrp, Peter'n yzne yaklatrd. stad Muhterem kd grdnde iini ekti. Altm drt sembol anlam ifade edecek
ekilde gruplandrlm... ve karmaann iinden gerek bir resim kmt.
Piramidin altnda duran bir merdiven resmi.
Peter Solomon karsndaki sembol tablosuna hayretle bakt. Mason
Piramidi srrn nesiller boyunca saklamt. imdi birdenbire rts kalkyordu. Karn boluunda iine souk bir eylerin dolduunu hissetti.
Piramidin son ifresi.
ilk bakta bu sembollerin gerek anlam Peter iin gizemini korusa
da sonradan dvmeli adamn inand eye neden inandn hemen anlad.

gnder."
Dan

Brown

444

449

kayp Sembol

Heredom isimli piramidin altnda gizli bir merdiven olduuna inanyor.


Sembolleri yanl anlyor.

Zihin, fiziksel bedenin stnde altn bir kapak ta gibi durur. Felsefe Ta budur. Enerji, belkemii merdiveninde aa yukar dolap, ilahi
zihni fiziksel vcuda balar.
Peter, belkemiinin tam otuz omurgadan olumasnn bir rastlant
olmadn biliyordu. Masonluun otuz derecesi vardr. Belkemiinin
en alt veya sacrum, "kutsal kemik" anlamna gelirdi. Vcut gerekten de
bir tapmaktr. Masonlarn hrmet ettii insan bilimi, bu tapnan en gl ve soylu ama iin nasl kullanlaca anlayyd.
Ne yazk ki, bu adama gerei aklamann Katherine'e faydas olmayacakt. Baklarn sembol tablosuna indiren Peter, yenilgiye uram gibi iini
ekti. "Haklsn," diye yalan syledi. "Bu binann altnda gerekten de bir
merdiven var. Katherine'e yardm gnderdiin anda seni oraya gtreceim."
Dvmeli adam, ona bakmakla yetindi.
Solomon meydan okuyan gzleriyle ona ate pskrd. "Ya kz kardeimi kurtarp gerei renirsin... ya da ikimizi birden ldrp sonsuza
kadar cahil kalrsn!"

Dvmeli adam, "Nerede?" diye sordu. "Merdiveni nasl bulacam


bana syle, ben de Kathcrine'i kurtaraym."
Peter, keke bunu yapabilseydim, diye dnd. Ama merdiven gerek
deil. Merdiven efsanesi tamamyla sembolikti... Masonluktaki alegorilerin
bir parasyd. Bilinen ismiyle, Sarmal Merdiven, ikinci derece iaret tahtasnda01 yer alrd. nsann lahi Gerek'e ykseliini temsil ederdi. Sarmal
Merdiven, Yakup'un merdiveni gibi, cennete giden yolun sembolyd... insann Tanr'ya yapt yolculuktu... dnyevi ve ruhani dnyalar arasndaki
balantyd. Basamaklar, zihnin eitli erdemlerini temsil ederdi.
Peter, bunu bilmeliydi, diye dnd. Tm ikaf trenlerine katld.
Her mason ye, "nsan biliminin gizemlerinde rol almasn" salayacak, sembolik merdivenden kacan renirdi. Noetik Bilim ve Antik
Gizemler gibi farmasonluk da insan zihninin henz kullanlmayan potansiyeline hrmet ederdi. Ayrca masonik sembollerinin pek ou insan fizyolojisiyle ilgiliydi.
(1) Masonluun ilk derecesinde, yelie yeni kabul edilenlerin farmasonlua dair rendiklerini pekitirmelerine yardmc olan sembol ve amblemlerin resmedildii tahtalar.

Dan

Brown

426 23

Adam kd yavaa aa indirerek ban iki yana sallad. "Senden


memnun deilim Peter. Snav geemedin. Hl beni kandrmaya alyorsun. Aradm eyin ne olduunu bilmediimi mi sanyorsun? Gerek
potansiyeli henz anlayamadm m sanyorsun?"
Adam bunlar syledikten sonra, arkasn dnp sabahln aa
kaydrd. Beyaz ipek dalgalanarak yere derken, Peter ilk defa adamn
belkemiinin stndeki uzun dvmeyi grd.
Yce Tamn...
Beyaz rtnn stnde, zarif bir sarmal merdiven srtnn ortasna
kadar ykseliyordu. Basamaklardan her biri, farkl bir omurun zerine yerletirilmiti. Nutku tutulan Peter, merdiveni adamn kafatasna kadar gzleriyle takip etti.
Peter bakmaktan baka bir ey yapamyordu.
Dvmeli adam tral ban arkaya atp kafatasnn tepesindeki plak deriyi ona gsterdi. Bu el dememi derinin etrafnda, kendi kuyruunu yutan halka eklinde bir ylan vard.
Bir olma.
Adam yavaa ban eip, yzn Peter'a dnd. Gsndeki ift
bal anka kuu, l gzleriyle ona bakyordu.
417

Ka\ p Sembol

Adam, "Kayp Kelime'yi aryorum," dedi. "Bana yardm edecek misin... yoksa sen ve kz kardein lecek misiniz?"
Mal'akh, nasl bulunacan biliyorsun, diye dnd. Bana syle-

117.

mediin bir ey biliyorsun.


Peter Solomon sorgulama srasnda, u anda hatrlamad bir eyler
aklam olmalyd. Duyusal yoksunluk tankna girip kmak, onu kendinden geirmi ve itaatkr klmt. Azndaki baklay karrken, Mal'akh'a
anlatt her ey, Kayp Kelime efsanesiyle uyumluydu.
Kayp Kelime mecazi bir anlatm deil... gerek. Eski bir dilde yazld ve asrlarca sakland. Gerek anlamn kavrayacak kiiye hayal edilemeyecek bir g verme potansiyeline sahip.
Esirinin gzlerine bakan Mal'akh, "Peter," dedi. "Sembol tablosuna
baktnda... bir ey grdn. Aklna bir ey geldi. Bu tablo sana bir ey ifade ediyor. Bana syle."
"Katherine'e yardm gnderene kadar sana hibir ey sylemeyeceim!"
Mal'akh, ona glmsedi. "nan bana, kz kardeini kaybetmek, u anda
en son kayglanman gereken ey." Baka bir ey sylemeden Langdon'n
antasna dnd ve kendi evinin bodrumunda paketledii gereleri karmaya balad. Daha sonra, adak sunann zerine zenle yerletirmeye balad.
Katlanm bir ipek rt. Bembeyaz.
Gm bir buhurdan. Msr'dan mrrsaf."'
Peter'n kannn durduu bir ie. Klle karm.
Siyah karga ty. Kutsal kalemi.
Adak ba. Kenan l'ndeki meteoritin demirinden dvlm.
Sesi keder ykl olan Peter, "lmekten korktuumu mu sanyorsun?" diye bard. "Katilerine lrse, hibir eyim kalmaz! Btn ailemi
ldrdn! Benden her eyimi aldn!"
Mal'akh, "Her eyini almadm," diye cevap verdi. "Henz almadm." antaya uzanarak alma odasndan getirdii dizst bilgisayarm
kard. Bilgisayar ap esirine bakt. "Korkarm, iinde bulunduun mkl durumu henz kavrayamadn."
(1) Aalardan szan ve havayla temas edince d o n a n bir tr reine.

Dan

Brown

448

BLM

CIA helikopteri imenlerden havalanp, bir helikopterden beklendiinden daha hzl uarken, Langdon midesinin azna geldiini hissetti.
CIA ajanlarndan biri malikneyi aratrp bir yandan da destek ekibini
beklerken, Katherine, Bellamy'yi teselli etmek iin arkada kalmt.
Langdon ayrlmadan nce onu yanandan pp, "Dikkatli ol Robert," demiti.
Askeri helikopter Mabet Evi'ne hzla yaklarken, Langdon var gcyle hayata tutunuyordu.
Yannda oturan Sato, sar edici grlty bastrp pilota bard.
"Dupont Meydan'na git! Orada ineceiz!"
aran Langdon, ona dnd. "Dupont mu?! Oras Mabet Evi'nden
ok uzak! Mabet'in park yerine inebiliriz!"
Sato ban iki yana sallad. "Binaya sessizce girmemiz lazm. Hedef
geldiimizi duyarsa..."
Langdon, "Vaktimiz yok!" diye itiraz etti. "Bu kak adam Peter' ldrmek zere! Helikopterin sesi belki onu korkutup durdurur!"
Sato, ona buz gibi souk gzlerle bakt. "Size daha nce de sylediim gibi, Peter Solomon'n gvenlii benim asl amacm deil. Bunun anlaldn sanyordum."
Langdon baka bir ulusal gvenlik nutku dinleyecek havada deildi.
"Bakn, bu helikopterde o binaya nasl girileceini bilen tek kii benim..."
Sato, "Dikkatli olun profesr," diye uyard. "Burada ekibimin bir
yesi olarak bulunuyorsunuz ve tam ibirlii iinde olmamz gerekiyor."
Bir sre durduktan sonra ekledi. "Aslnda, bu geceki krizin ciddiyetini size aklamam iyi olur."
Sato koltuunun altna uzanp, parlak bir titanyum anta kard. antay atnda, allmn dnda, karmak grnen bir bilgisayar ortaya kt.
Bilgisayan altrnca oturum ama istemiyle birlikte bir CIA logosu belirdi.
I
449

kayp

Sembol

Sato sisteme giri yaparken, "Profesr, adamn evinde bulduumuz


sar peruu hatrlyor musunuz?" diye sordu.
"Evet."
"yi, o peruun iine fiber optik bir kamera gizlenmiti... Salarn
arasnda grnmyordu."
"Gizli kamera m? Anlamyorum."
Sato gzlerinden ate saarak bakyordu. "Anlayacaksnz." Dizstii
bilgisayarndaki bir dosyay altrd.
LTFEN BEKLEYN...
DOSYA ZLYOR..
Baka bir pencerede alan video grnts tm ekran kaplad. Sato
antay kaldrp, Langdon'n kucana koyarak, filmi n koltuktan izlemesini salad.
Ekranda allmadk bir grnt belirmiti.
Langdon ararak geri ekildi. Bu da ne?
Puslu ve karanlk kaytta gzleri balanm bir adam vard. Daraacna
gtrlen ortaadaki kfirlerin kyafetini giymiti; boynunda halattan bir ilmek vard, pantolonunun sol paas dize kadar, gmleinin sa kolu dirseine
kadar syrlmt ve dmeleri ak gmleinden plak gs grnyordu.
Langdon hayretle bakt. Mason trenleri hakknda, grdklerinin ne
anlama geldiini anlayacak kadar bilgi sahibiydi.
Bir mason aday... ilk derecesine girmeye hazrlanyor.
Bronz tenli, kasl ve uzun boylu adamn banda tandk bir sar peruk vard. Langdon, onu hemen tanmt. Adamn dvmelerinin bronz
makyajn altnda sakland belli oluyordu. Peruunun iine gizledii kamerayla boy aynasndan kendi yansmasn ekiyordu.
Ama... neden?
Ekran karard.
Yeni bir kayt belirdi. Kiik, lo ve drtgen bir oda. Siyah beyaz karolardan etkileyici bir satran tahtas zemin. stnde titreen mumlarn
yand, stunun evreledii, ahap, alak bir sunak.
Langdon birden olanlar anlad.
Aman Tanrm.
Amatr filmleri hatrlatan bir tarzda ekilmiti. Sonra kamera, odada
dnerek yeyi gzlemleyen kk bir grubu gsterdi. Adamlar mason tDan

Brown

450

ren giysilerini giymilerdi. Langdon karanlkta onlarn yzlerini seemiyordu, ama bu trenin nerede yapldna dair hibir kukusu yoktu.
Bu Loca Salonu'nun geleneksel dzeni, dnyadaki herhangi bir yer
olabilirdi ama stadn sandalyesinin stndeki bebek mavisi gen alnlk,
burann D.C.'deki en eski mason locas olduunu belirtiyordu. Potomac
Locas No. 5; Beyaz Saray ile Kongre Binas'nn ke talarn yerletiren
George Washington ve lkenin mason kurucularnn evi.
Loca bugn hl faaldi.
Peter Solomon, Mabet Evi'ni ynetmenin yan sra, kendi yerel locasnn da stadyd. Ve bir mason yenin yolculuu bunun gibi localarda
balard... Farmasonluun ilk derecesine buralarda ykseltilirdi.
Peter'n tandk sesi, "Kardelerim," dedi. "Evrenin Yce Miman adna, birinci dereceden mason treni iin bu locay ayorum!"
Bir tokman grltl sesi duyuldu.
Langdon, Peter Solomon'n bu ayindeki baz kat detleri uyguladn gsteren videoyu inanamayan gzlerle izledi.
yenin plak gsne parlak haner dayyor... ye, masonluun
gizemlerini "uygunsuz biimde" aklayacak olursa kaza vurmakla
tehdit ediyor... Siyah beyaz yer demesinin "yaayanlarla lleri" temsil ettiini aklyor... "Boazn kesilmesi, dilin kknden koparlmas,
kiinin cesedinin denizin sert kumlarna gmlmesi" eklindeki cezalardan bahsediyor...
Langdon bakakalmt. Tank olduum tm bu grntler gerek mi?
Mason yelik trenleri asrlar boyunca gizliliini korumutu. Dar szan
tasvirler sadece uzaklatrlan bir avu karde tarafndan yazlmt. Elbette Langdon anlatlanlar okumutu, ama yelie kendi gzleriyle tank olmak... bu ok daha farkl bir eydi.
zellikle de bu ekilde ilenmise. Langdon bu ekimin haksz propaganda olduunun farkndayd. yeliin asil ynlerini atlayarak, sadece
en rahatszlk verici ksmlarn gsteriyordu. Bu video yaynlanacak olursa, bir gecede internette sansasyon yaratacandan emindi. Masonluk kart komplo teorisyenlei bu ekime kpekbal gibi saldrrlar. Mason rgt ve zellikle de Peter Solomon, zararsz ve tamamyla sembolik bir tren olmasna karn, kendilerini kartlarn cad kazannda bulur ve hasar
almamak iin bo yere urarlard.
451

Kayp

Sembol

Videoda rktc ekilde, insa kurban vermeye dair incil'den alntlar yaplyordu. "brahim'in, ilk olu shak' Yiice Varlk'a kurban olarak
sunmas." Peter' dnen Langdon, helikopterin daha hzl umasn diledi.
Video kayd imdi deimiti.
Ayn oda. Baka bir akam. Daha byk bir grup mason izleyici. Peter Solomon, stat koltuundan gzlyordu. Bu ikinci dereceydi. imdi
her ey daha etkileyiciydi. Sunakta diz kyor... "Farmasonlukta var olan
esrarlar sonsuza dek saklamaya" yemin ediyor... "Gskafesinin yarlarak almas ve arpan kalbinin yrtc hayvanlara yem olmas iin yeyiizne savrulmas" cezasn kabul ediyor...
Grnt bir kez daha deiirken, Langdon'm kalbi deli gibi arpyordu. Daha kalabalk bir topluluk. Yerde tabut eklinde bir "aret tahtas".
nc derece.
Bu lm treniydi, tm derecelerin en iddetlisi. yenin, "kendi yok
oluunun son aamasyla yzlemeye" zorland an buydu. Birisini nc dereceye ykseltmek^ deyimi aslnda, bu ikenceci sorgulamadan geliyordu. Langdon bu trenle ilgili akademik anlatlara aina olsa da greceklerine asla hazr deildi.
Cinayet.
Hzl ara ekimlerle kaytta, yenin vahice ldrl kurbann bak
asndan yanstlyordu. Bana ald darbelerden birinin de mason ekiciyle
indirildii canlandrlyordu. Bu srada bir diyakoz kederle, "dul kadnn olu"
hikyesini okuyordu. Kral Sleyman Tapna'nm stat Mimar' Hiram Abiff,
sahip olduu gizli bilgelii aklamak yerine lmeyi tercih etmiti.
Elbette saldrlar canlandrmayd ama kameradaki etkisi insann kann donduruyordu. ldrc darbenin ardndan ye -artk "eski hali lmt"- sembolik tabutuna yerletirilip, gzleri kapatlyor ve kollar cesetlere
yapld gibi aprazlamasna kavuturuluyordu. Kilise orgu lm marn
alarken, mason kardeler lnn etrafnda yas tutarak ember iziyorlard.
lm sahnesi gerekten rahatsz ediciydi.
Ve durum daha da ktleiyordu.
Adamlar katledilen kardelerinin etrafnda toplanrken, gizli kamera
yzlerini net bir biimde ekiyordu. Langdon imdi Solomon'm salondaki
(1) A n a s n d a n emdii st b u r n u n d a n getirmek anlamndaki ngilizce deyim.

Dan

Brown

458'

tek nl olmadn fark ediyordu. yenin tabutuna bakan adamlardan biri hemen her gn televizyona kyordu.
nl bir ABD senatryd.
Aman Tanrm...
Sahne yeniden deiti. Dars... gece vakti... Ayn sallantl video
ekimi... Adam ehirdeki bir caddede yryor... Kamerann nnde san
sa telleri var... Bir keden dnyor... Kamera adamn elindeki bir eyi
gsteriyor... bir dolarlk banknot... Devlet Mhr'n yakn ekim alyor...
her eyi gren gz... bitmemi piramit... Ve sonra aniden, uzaklardaki benzer bir ekli gsteriyor... Piramit eklinde heybetli bir bina... eimli cepheleri, kesik tepesinde birleiyor.
Mabet Evi.
Langdon panik iindeydi.
Video hareket etmeye devam etti. Adam imdi aceleyle binaya gidiyor... ok katl merdivenlerden kyor... byk bronz kaplara doru gidiyor... on yedier tonluk iki sfenks gardiyann arasndan geiyor.
yelie kabul piramidine giren bir aday.
imdi karanlk vard.
Uzaklardan gl bir kilise orgunun sesi duyuldu... ve yeni bir grnt belirdi.
Tapnak Odas.
Langdon glkle yutkundu.
Ekrandaki maarams mekn, cokulu bir faaliyet iindeydi. Tavan
penceresinin altndaki siyah mermer sunak, ay nda parlyordu. Bunun
etrafndaki cl yapm domuz derisinden sandalyelerinde oturan adamlar,
otuz nc dereceden sekin masonlarn oluturduu bir konseydi ve tanklk etmek iin buradaydlar. Video imdi yava ve kastl bir ekilde
yzlerini gsteriyordu.
Langdon dehet iinde seyretmeye devam etti.
Daha grmedii halde, bakmas anlamasna yetmiti. Dnyann en
gl ehrindeki en yksek dereceli ve en usta masonlarn toplantsna, doal olarak pek ok nfuzlu ve tannm kii katlacakt. Sunan etrafnda,
uzun ipek eldivenleri, mason nlkleri ve parlayan madalyonlaryla, lkenin en nfuzlu adamlarndan bazlar oturuyordu.
Anayasa Mahkemesi'nden iki yarg...
27

Kayp Sembol

Savunma bakan...
Beyaz Saray szcs...
Kamera dnerek, katlmclarn yzlerini gstermeye devam ederken
Langdon midesinin bulandn hissetti.
tannm senatr... ilerinden biri ounluk lideri...
Milli gvenlik bakan...
Ve...
C1A bakan...
Langdon ban evirmek istedi, ama yapamad. arpc manzara,
onu bile dehete dryordu. Bir anda Sato'nun kayg ve endiesinin sebebini anlad.
imdi ekran, ok edici tek bir grntye odaklanmt.
Bir insan kafatas... koyu krmz svyla doluydu. nl caput mortuum'u yeye, mum nda altn mason yz parlayan Peter Solomon elleriyle sunuyordu. Krmz sv arapt... ama kan gibi parldyordu. Grsel
etkisi korkutucuydu.
John Quincy Adams'n Letters on the Masonie Institutionw isimli
eserinde bu treni ilk azdan okumu olan Langdon, bunun Beinci ret
olduunu fark etti. Buna ramen, gzleriyle grmek... Amerika'nn en
gl adamlarnn buna soukkanllkla tank olduunu seyretmek... Langdon'n daha nce hi grmedii kadar dikkat ekici bir eydi.
ye, kafatasn ellerinin arasna ald... Yz arabn dingin yzeyine
yansmt. "Yeminimi bilerek ve isteyerek bozacak olursam, itiim bu arap bana lmcl bir zehir olsun," dedi.
Bu yenin yeminini bozmaya niyetli olduu artk belliydi.
Kaytlar halka gsterildiinde neler olacan hayal bile edemiyordu.
Kimse anlamaz. Hkmet devrilirdi. Yayn organlar, mason kart gruplarn, kktendincilerin ve komplo teoriyenlerinin nefret ve korku salan
sesleriyle dolar, yeniden bir Prken cad av balatlrd.
Langdon, gerein arptlacam biliyordu. Masonlara her zaman
yapld gibi.
Gerek uydu ki, kardeliin lme odaklanmas, hayat cesurca kucaklamalarndan kaynaklanyordu. Mason trenleri kiinin iinde uyuyan
insan canlandrmak, onu karanlk cehalet tabutundan kaldrmak, a tut(1) Mason Kurumu zerine Mektuplar

Dan

Brown

470 4 71

mak ve grecek gzleri vermek iin tasarlanmt. nsan sadece lm deneyimleyerek hayat deneyimini tam anlamyla kavrayabilirdi. Yeryzndeki gnlerinin sayl olduunu fark ettiinde, bu gnleri eref, drstlk
ve dostlarna hizmet ederek yaamann nemini anlayabilirdi.
Mason yelik trenleri artcyd, nk dntrc olmalar gerekiyordu. Mason yeminleri acmaszd, nk insann erefinin ve verdii "szn" bu dnyadan giderken yannda gtrebilecei yegne eyler olduunu hatrlatyordu. Mason retileri esrarengizdi, nk evrensel olmalar gerekiyordu... Bu retileri; dinlere, kltrlere ve rklara stn gelen semboller ve mecazlarn ortak dili araclyla retiyordu... karde
sevgisiyle ortak bir "dnya bilinci" oluturuyordu.
Langdon bir an iin mide kapld. Bu video dar szarsa halk, yklendikleri anlam bir yana brakldnda tm dini trenlerin korkutucu grlebileceini fark ederek, ak grl ve hogrl olacakt; armha
germe sahnelemeleri, Musevilerin snnet trenleri, Mormon'larn ly
vaftiz etmeleri, Katoliklerin eytan karmalar, slamiyetteki pee, Samanlarn ifa vermesi, Musevilerin Kaparot treni, hatta sa'nn etiyle kann sembolik olarak yemek.
Langdon rya grdn sanyordu. Bu kaytlar yaynlanrsa karmaa yaratr. Rusya'nn veya slam dnyasnn ileri gelen liderlerinin, plak
gslere haner dayad, vahi yeminler ettii, sahte cinayetler iledii,
sembolik tabutlarda yatt ve insan kafatasmdan arap itii bu video
kaytlar grlrse neler olacan tahmin edebiliyordu. Tm dnya bir anda derinden sarslp, ok olacakt.
Tanrm bize yardm et...
imdi grntlerde ye, kafatasn dudaklarna gtryordu. Ban geriye doru edi... kan krmz arab yudumlad... yeminini etti. Ardndan kafatasn indirip, etrafndaki toplulua bakt. Amerika'nn en gl ve gvenilir
erkekleri, kabul ettiklerini belirtir ekilde, memnuniyetle balarn salladlar.
Peter Solomon, "Hogeldin kardeim,"dedi.
Grnt kararrken, Langdon nefes almadn fark etti.
Sato hi konumadan uzanp antay kapatt ve kucandan kaldrd.
Langdon konumaya alarak ona dnd, ama syleyecek sz bulamad.
nemi yoktu. Anlad yznden belli oluyordu. Sato haklyd. Bu gece
ulusal gvenlik meselesiydi... hem de tahmin edilemez boyutlarda.
Kayp

Sembol

Mal'akh, "Sakin ol, Peter," diye fsldad. "Bu byk bir dosya. Gitmesi birka dakika srer." Parmayla ilem ubuunu gsterdi:
MESAJ GNDERLYOR: LEMN %2'S TAMAMLANDI.

118.

BLM

Mal'akh, petamaln tekrar beline balam Peter Solomon'n tekerlekli sandalyesinin nnde ileri geri yryordu. Tutsann korkusunun her
saniyesinden zevk alrken, "Peter," diye fsldad. "kinci bir ailen olduunu... mason kardelerini unuttun. Ve eer bana yardm etmezsen onlar da
yok edeceim."
Solomon kucandaki dizst bilgisayarnn nda neredeyse katatonik grnyordu. Sonunda ban kaldrp, "Ltfen," diye kekeledi.
"Eer bu video dar szarsa..."
Mal'akh glerek, "Eer mi?" dedi. "Eer dar karsa m?" Dizst bilgisayarnn yanna taklm kk hcresel modemi gsterdi. "Bununla tm dnyaya balanabiliyorum."
"Bunu yapamazsn..."
Mal'akh, Solomon'n korkusundan zevk alarak, yaparm, diye dnd. "Beni durduracak ve kz kardeini kurtaracak gcn var," dedi.
"Ama bana bilmek istediim eyi anlatmalsn. Kayp Kelime bir yerde
sakl, Peter ve bu tablo onun tam olarak nerede olduunu gsteriyor."
Peter sembol tablosuna tekrar bakt, yznden hibir ey okunmuyordu.
"Belki bu sana ilham verir." Mal'akh, Peter'n omuzlarnn zerinden
uzanp, dizst bilgisayarn birka tuuna bast. Ekranda bir e-posta program ald ve Peter kaskat kesildi. Ekranda Mal'akh'n o akam yazmaya
balad bir e-posta -byk medya kurulularndan oluan uzun bir listeye gnderilmek zere hazr bekleyen bir video dosyas- vard.
Mal'akh glmsedi. "Bence paylamamzn vakti geldi, sence de
yle deil mi?"
"Yapma!"
Mal'akh uzanp, programn gnder butonuna bast. Peter dizstii bilgisayar yere drmek iin ie yaramayacak bir abayla iplerinden kurtulmaya alt.

"Eer bana bilmek istediim eyi sylersen, e-postay durdururum ve


kimse bunu grmez."
Peter beti benzi atm bir halde ilem ubuunun yava yava hareket ediini izliyordu.
MESAJ GNDERLYOR: LEMN %4' TAMAMLANDI.
Mal'akh, dizst bilgisayar Peter'n kucandan alp, yakndaki domuz derisi sandalyelerden birinin zerine koydu ve dier adamn ilemi izleyebilmesi iin ekran ona doru evirdi. Sonra, Peter'n yanna dnp,
sembollerin bulunduu sayfalar onun kucana yayd. "Efsaneler, Mason
Piramidi'nin Kayp Kelime'yi aa karacan sylyor. Bu, piramidin
son ifresi. Nasl okunacan bildiine eminim."
Mal'akh dizst bilgisayara bakt.
MESAJ GNDERLYOR: LEMN %8' TAMAMLANDI.
Mal'akh baklarn tekrar Peter'a evirdi. Solomon nefretle parlayan
gri gzleriyle ona bakyordu.
Mal'akh, benden nefret et, diye dnd. Duygular ne kadar youn
olursa, ritel tamamlandnda ortaya kacak enerji o kadar etkili olur.
Langley'dc, helikopter sesi yznden Sato'yu glkle duyabilen Nola Kaye telefonu kulana iyice bastrd.
Nola, "Dosya transferini durdurmann imknsz olduunu sylediler!" diye bard. "Yerel ISP'lcri1" kapatmak en az bir saat alrm ve eer
kablosuz bir balantyla giri yapabiliyorsa, kablolu interneti kertmek
dosyay gndermesini engelleyemeyecektir."
Son zamanlarda, dijital bilgilerin akn durdurmak neredeyse imknsz hale gelmiti. nternete birok giri yolu vard. Bilgisayarlar, Wi-Fi
noktalan, hcresel modemler, uydu telefonlar, sper telefonlar ve e-posta
donanml PDA'lar arasnda olas bir veri szntsn engellemenin tek yolu kaynak makineyi yok etmekti.
(1) Internet Service Provider: nternet Servis Salayc

I
Dan

Brown

456

457

Kil} ip Sembol

Nola, "Utuunuz UH-60'm teknik zelliklerini aratrdm," dedi.


"Ve grne baklrsa, helikopterde EMP(1) donanm var."
Elektromanyetik darbe ve elektromanyetik silahlar, artk polis tekilatnda, kaan arabalar gvenli bir uzaklktan durdurmak iin yaygn bir
ekilde kullanlyordu. Bir EMP silah, yksek younlukta bir elektromanyetik radyasyon darbesi ateleyerek, hedef ald herhangi bir aracn -arabalarn, cep telefonlarnn, bilgisayarlarn- elektroniini etkili bir ekilde
bozabiliyordu. Nola'nn elindeki teknik bilgilere gre, UH-60'ta gvdeye
monte edilmi, lazer grl, on gigavatlk darbe etkisi yaratan elli-dB kazan kontrolyle, alt gigahertz manyetron bulunuyordu. Darbe, dorudan
bir dizst bilgisayara gnderildiinde, bilgisayarn ana kartn yakp, sabit srcy annda siliyordu.
Sato bararak, "EMP ie yaramaz," diye karlk verdi. "Hedef, ta
bir binann iinde. Gr hatt yok ve kaln elektromanyetik kalkanlar var.
Videonun gnderildiine dair herhangi bir bulgu var m?"
Nola, masonlar hakknda son dakika haberleri aramas yapan ikinci monitre bakt. "Henz yok, efendim. Ancak halka akland anda
renebileceiz."
"Beni haberdar et." Sato telefonu kapatt.
Helikopter gkyznden Dupont Meydan'na doru alalrken Langdo nefesini tuttu. Hava arac, Lincoln Ant'n yapan iki adamn tasarlad iki katl nl fskiyenin gneyindeki araziye aalarn arasndan serte inerken, bir avu dolusu yaya etrafa kat.
Otuz saniye sonra Langdon, New Hampshire Bulvar'ndan Mabet
Evi'ne doru ilerleyen askeri bir Lexus SUV'un yolcu koltuunda
oturuyordu.
Peter Solomon aresizlik iinde ne yapmas gerektiine karar vermeye alyordu. Gznn nne, kan kaybeden Katherine'in bodrumdaki hali ve biraz nce tank olduu videonun grntleri geliyordu. Ban yava yava birka metre uzaktaki domuz derisi sandalyenin zerinde duran dizst bilgisayara doru evirdi. lem ubuunun neredeyse
'te biri dolmutu.

MESAJ GNDERLYOR: LEMN %29'U TAMAMLANDI.


Dvmeli adam, bir buhurdan sallayarak ve kendi kendine ilahiler syleyerek, ar ar kare eklindeki sunan etrafnda dnyordu. Youn, beyaz dumanlar tavan penceresine doru ykseliyordu. Adamn gzleri iyice
almt ve eytani bir transa girmi gibi grnyordu. Peter gzlerini, sunaa yaylm beyaz ipek kuman zerinde duran antika baa evirdi.
Peter Solomon'm bu gece, bu mabette leceinden hi phesi yoktu. Sadece, nasl leceini bilmiyordu. Kz kardeini ve kardeliini kurtarmann bir yolunu bulabilecek miydi... yoksa, bou bouna m lecekti?
Kucanda duran sembol tablosuna bakt. Tabloya ilk kez baktnda,
bu ann oku gzlerini kr etmi, grnn kaos perdesini delip gemesini, rktc gerei grmesini engellemiti. Ama imdi, bu sembollerin
gerek anlamlar kristal berraklnda gznn nnde duruyordu. Tabloyu bambaka bir adan gryordu.
Peter Solomon tam olarak ne yapmas gerektiini biliyordu.
Derin bir nefes ald ve ban kaldrp, tavan penceresinden Ay'a bakt. Sonra konumaya balad.
Btn byk gerekler basittir.
Mal'akh bunu uzun zaman nce renmiti.
Peter Solomon'm u anda aklad zm o kadar zarif ve saft ki,
Mal'akh bunun doru olduuna emindi. Piramidin son ifresi, onun dndnden ok daha basitti.
Kayp Kelime gzmn nntleymi.
Bir anda parlak bir n, Kayp Kelime'yi evreleyen karanlk tarihi
ve efsaneyi delip geti. Kayp Kelime, vaat edildii gibi, gerekten antik
bir dilde yazlmt ve insanolunun bildii her felsefede, dinde ve bilimde mistik gler ieriyordu. Simya, astroloji, Kabala, Hristiyanlk, Budizm, Gl Ha, farmasonluk, astronomi, fizik, Noetik.
imdi, Byk Hcredom piramidinin tepesindeki bu kabul treni salonunda durmu, bunca yldr arad hazineye bakan Mal'akh, kendini en
mkemmel ekilde hazrlam olduunu dnyordu.
Yaknda tamamlanacam.
Kayp Kelime bulundu.

(1) Electro Magnetic Pulse: Elektro Manyetik Titreim

Dan

Brown

458'

I
459

Kayp

Sembol

Kalorama Heights'ta bir CIA ajan, garajda bulduu p tenekelerinden boaltt p ynnn iinde tek bana ayakta duruyordu.
Telefonda Sato'nun uzmanna, "Bayan Kaye?" dedi. "p aramak
iyi fikirdi. Sanrm, bir ey buldum."

119.

Evin iindeki Katherine Solomon her geen saniye daha da glendiini hissediyordu. Laktozlu Ringer solsyonu inesi, tansiyonunu dzeltmi ve ba arsn geirmiti. imdi, ayaa kalkmamas konusunda verilen kesin talimatlar dorultusunda yemek odasnda bir koltua oturmu,
dinleniyordu. Sinirleri iyice zayflamt ve aabeyinden gelecek haberler
iin giderek endieleniyordu.
Herkes nerede? IA'in adli tp ekibi henz gelmemiti ve evde kalan
ajan hl evreyi kolaan ediyordu. Folyo battaniyeye sarlm Bellamy,
onunla birlikte yemek odasnda oturmutu ama imdi o da CIA'in Pete'
kurtarmasna yardmc olabilecek bir eyler bulabilmek iin dar kmt.
Bo bo oturamayan Katherine sendeleyerek ayaa kalkt, sonra yavaa oturma odasna doru yrd. Bellamy'yi alma odasnda buldu.
Mimar, ak bir ekmecenin nnde ayakta duruyordu, srt ona dnkt.
Grne baklrsa ekmecenin iindekilerle onun ieri girdiini duyamayacak kadar meguld.
Arkasndan yaklat. "Warren?"
Yal adam irkilerek ona doru dnerken kalasyla ekmeceyi kapatt. Yzne ok ve keder ifadesi yerlemiti, yanaklarndan aa gzyalar szlyordu.
"Ne oldu?" Katherine ekmeceye bakt. "Ne var orada?"
Bellamy'nin konumaya gc yok gibiydi. Az nce, hi grmemi
olmay diledii bir eyi grm bir adama benziyordu.
"ekmecede ne var?"
Bellamy, yal ve kederli gzlerle onun gzlerinin iine, uzunca bir
sre bakt. Sonunda konutu. "Sen ve ben hep... bu adamn neden ailenden
nefret ettiini merak ederdik."
Katherine kalarn atarak, "Evet?" dedi.
"ey..." Bellamy'nin sesi atallat. "Biraz nce nedenini rendim."

BLM

Mabet Evi'nin en st katndaki salonda, kendisine Mal'akh diyen kii, byk sunan nnde durmu, bann tepesindeki el dememi deriye
nazike masaj yapyordu. Hazrlanrken, Verbum significatium, diye ark
syledi. Verbum omnificum. Nihayet son malzeme bulunmutu.
En kymetli hazineler genellikle en basit olanlardr.
Sunan stndeki buhurdandan kan kokulu dumanlar dnerek yukar ykseldi. Ay huzmesinden ykselen tts, serbest kalm bir ruhun zgrce seyahat edebilecei gkyzne kan kanal temizliyordu.
Vakit gelmiti.
Mal'akh, Peter'n rengi koyulam kannn durduu ieyi karp,
tpasn at. Tutsa ona bakarken, karga tynn ucunu koyu krmz boyann iine daldrd ve bann tepesindeki kutsal daireye gtrd. Bu geceyi ne kadar uzun zamandr beklediini dnerek... bir sre durdu. Byk dnm sonunda gerekleiyordu. Kayp Kelime insann zihnine yazldnda, akl almaz bir gce sahip olmaya hazrdr. Antik Tanrlama vaadi byleydi. nsanlk imdiye kadar bu vaadi fark edememi ve Mal'akh
da byle kalmas iin elinden geleni yapmt.
Byk bir sknetle, tyn ucunu derisine dokundurdu. Aynaya ya
da yardma ihtiyac yoktu, dokunma hissi ve zihin gz onun iin yeterliydi. Kayp Kelime'yi yavaa ve zenle, kafa derisindeki dairesel ouroboros'un(1> iine yazmaya balad.
Petcr Solomon olanlar dehet iinde izliyordu.
Mal'akh iini bitirdiinde gzlerini kapatt, ty elinden brakt ve
cierlerindeki havay tamamen boaltt. Hayatnda ilk defa, hi tatmad
bir duyguyu hissediyordu.
Tamamlandm.
(1) Daire izerek kendi kuyruunu sran ylan ya da ejderha. ok eski bir sembol olan Ouroboros, genellikle kendini yeniden yaratmay temsil eder.

Dan

Brown

470

4 71

Kayp

Sembol

Bir oldum.
Mal'akh, kendi vcudunu bir sanat eseri haline getirebilmek iin zerinde yllarca almt ve imdi, nihai dnm anna yaklarken, derisine yazlm her bir izgiyi hissedebiliyordu. Gerek bir aheserim. Kusursuz ve tamamlanm.
Peter' sesi, "Sana istediin eyi verdim," diyerek onu kendine getirdi. "Katherine'e yardm gnder. Ve o dosyay durdur."
Mal'akh gzlerini aarak glmsedi. "Seninle iimiz henz bitmedi."
Sunaa dnp, adak ban ald ve parman kaygan demir ban stnde gezdirdi. "Bu antik bak, insan kurban etmek iin Tanr tarafndan
grevlendirilmiti," dedi. "Onu tandn deil mi?"
Solomon'n gri gzleri ta kesildi. "Benzersizdir, ayrca efsaneyi de
duydum."
"Efsane mi? Kutsal Kitap'ta anlatlyor. Gerek olduuna inanmyor
musun?"
Peter bakmakla yetindi.
Mal'akh bu sanat eserini bulmak ve sahip olmak iin bir servet harcamt. bin yldan fazla bir zaman nce, yeryzne den demir bir
meteoritten yaplmt ve Akedah ba olarak biliniyordu. Eski gizemcilerin dedii gibi, cennetten gelen demir. Yaradl'ta anlatlan, ibrahim'in
Moriah Da'nda, neredeyse olu shak' kurban edecei... bak olduuna inanlyordu. Ban artc gemiinde ona papalar, Nazi gizemcileri, Avrupal simyaclar ve zel koleksiyoncular sahip olmutu.
Mal'akh, onu koruyup, hayranlk beslediler ama hibiri onu gerek
amac iin kullanarak asl gcn ortaya karmaya cesaret edemedi, diye dnd. Akedah ba bu gece kaderini yaayacakt.

ye... insan ruhunu vcudundan kurtarmaya dayandn biliyorsun. Balangtan beri bu ekilde oldu."
Sesi ac ve nefret dolu olan Peter, "Kurbann ne olduu hakknda hibir ey bilmiyorsun," dedi.
Mal'akh, mkemmel, diye dnd. Nefretini besle. simi kolaylatrrsn.
Tutsann nnde adm atan Mal'akh'n bo midesi guruldad. "nsan kan aktmann byk gc vardr. Eski Msrllardan Keltik Druid'lere, inlilerden Azteklere kadar herkes bunu anlamt. nsan kurban etmenin bir sihri vardr, ama modern insan gerek adaklar sunamayacak kadar
korkaklat, ruhani dnm iin gerekli olan hayat veremeyecek kadar
narinleti. Yine de antik metinler ok ak. nsan sadece en kutsal olan sunarak byk gce eriebilir."
"Benim kutsal bir adak olduumu mu dnyorsun?"
Mal'akh kahkaha atarak. "Gerekten de hl anlayamadn, deil mi?"
Peter, ona pheyle bakt.
"Evimde neden duyusal yoksunluk tank olduunu biliyor musun?"
Ellerini kalalarna koyan Mal'akh, zerinde hl bir rt bulunan zenle
sslenmi bedenini esnetti. "Altrma yapyordum... hazrlanyordum... bu
lml kabuktan kurtulduumda... bu gzel vcudu tanrlara kurban ettiimde... sadece zihin olacam an bekliyordum. Kymetli olan benim!
Saf, beyaz kuzu benim!"

Akedah, mason rimellerinde hep kutsal saylmt. Masonlar ilk derecede, "Tanr'ya sunulan en aziz hediye... yce varln isteklerine itaat ederek,
ilk doan olu sluk' adak sunmas..." diyerek sayglarn gsterirlerdi.
Yeni bileylenmi ba Peter' tekerlekli sandalyesine balayan ipleri kesmek iin kullanan Mal'akh'n elindeki arlk heyecan vericiydi.
Balar yere dt.
Uyumu kollarn kprdatmaya alan Peter, acyla yzn buruturdu. "Bunu bana neden yapyorsun? Sonunda ne olacan sanyorsun?"
Mal'akh, "Herkesten nce sen bunu anlamalydn," diye cevap verdi.
"Antik yntemler hakknda bilgilisin. Gizemlerin gcnn kurban verme-

Peter'n az ak kalmt ama tek kelime edemedi.


"Evet Peter, insan tanrlara kendisi iin en kymetli olan sunmal. En
beyaz gvercinini... en kymetli, en deerli adan. Sen benim iin kymetli deilsin." Mal'akh ona fkeyle bakt. "Anlamyor musun? Kurban sen
deilsin Peter... benim. Sunulacak beden benimki. Hediye benim. Bana bak.
Hazrlandm, son yolculuum iin kendimi deerli kldm. Hediye benim!"
Peter konuamyordu.
Mal'akh, "in srr lmn nasl olduu," dedi. "Masonlar bunu anlar." Suna iaret etti. "Antik gereklere sayg gsteriyorsunuz arpa korkaksnz. Kurban vermenin gcn anlyor ama sahte cinayetlerle, kansz
lm ayinleriyle lmden uzak duruyorsunuz. Bu gece sembolik sunanz gerek gcne... ve asl amacna tanklk edecek."
Mal'akh uzanp, Peter Solomon'n sol elini tuttu ve Akedah bann sapn avcuna bastrd. Sol el karanla hizmet eder. Bu da planlanmt. Peter'n baka seenei kalmayacakt. Mal'akh bu sunakta, bu adam ta-

462

463

Dan

Brown

Kayp

Sembol

rafndan, lml bedeni gizemli sembollerle hediye gibi sslenmi bir adan, kalbine saplanan bu bakla kurban verilmesinden daha gl ve sembolik bir lm ekli dnemiyordu.
Mal'akh kendini sunarak, eytanlar katndaki yerini alacakt. Gerek
gcn olduu yer, karanlk ve kand. Eskiler bunu biliyorlard ve bilgeler,
kiiliklerine uygun taraflar semilerdi. Mal'akh ise kendi tarafn akllca
semiti. Evrenin doal yasas karmaayd. Bilgi yitiminin motoru kaytszlkt. nsann duyarszl, karanlk ruhlarn tohum att verimli yerdi.
Ben anlam hizmet ettim, onlar da beni bir Tanr olarak kabul edecekler.
Peter yerinden kmldamad. Sadece Mal'akh'in elindeki antik baa bakt.
Mal'akh, "Sana emrediyorum," diyerek ona satat. "Ben istekli bir
kurbanm. Oynayacan son rol yazld. Beni dntreceksin. Beni bedenimden kurtaracaksn. Bunu yapmazsan, kz kardeini ve kardeliini kaybedeceksin. Gerek anlamda yalnz kalacaksn." Durup, tutsana glmsedi. "Bunu son cezan olarak dn."
Petcr gzlerini yavaa Mal'akh'a evirdi. "Seni ldrmek mi? Bir
ceza m? Tereddt eder miyim sanyorsun? Olumu ldrdn. Annemi.
Tm ailemi."
"Hayr!" Mal'akh kendisini bile artan bir gle patlamt. "Yanlyorsun! Aileni ben ldrmedim! Sen ldrdn! Zachary'yi hapishanede
brakmay tercih eden sendin! Ondan sonra arklar dnmeye balad! Aileni sen ldrdn Peter, ben deil!"
Ba intikam hrsyla skan Peter'n eklemleri bembeyaz kesilmiti. "Zachary'yi neden hapiste braktm bilmiyorsun."
Mal'akh. "Her eyi biliyorum!" diye kt. "Oradaydm. Ona yardm etmek istediini syledin. Servetle bilgelik arasnda seim yapmasn
isterken de ona yardm m ediyordun? Masonlara katlmas ltimatomunu
verirken de yardm etmeye mi alyordun? Nasl bir baba, ocuundan
'servetle bilgelik' arasnda seim yapmasn ister ve sonra bununla baa kabilmesinin yollarn bilmesini bekler? Nasl bir baba, olunu gvenle
eve getirmek yerine hapiste brakr?" Mal'akh, Peter'n nne geip meldiinde, dvmeli yz onunkiin birka santim uzanda duruyordu.
"Ama en nemlisi... nasl bir baba kendi olunun gzlerine bakp... geen
bunca yla ramen... onu tanyamaz?"
Mal'akh'in szleri ta odada birka saniye yankland.
Ardndan sessizlik oldu.
Dan Brovvn

464

Bu beklenmedik sessizlikte Peter Solomon girdii transtan uyanm


gibiydi. imdi yzne tam bir phe glgesi dmt.
Evet baba. Benim. Mal'akh onu terk eden adamdan intikam almak...
o gri gzlere bakp, onca yldr gizlenen gerei sylemek iin... yllardr
bu an bekliyordu. "te o an gelmiti. Szlerinin arlnn Peter Solomon'm ruhunu ezdiini izlemek arzusuyla ar ar konutu. "Sevinmelisin baba. Msrif olun geri dnd."
Peter'n yz l kadar beyazd.
Mal'akh her ann tadn karyordu. "Beni hapiste brakma kararn
kendi babam verdi... Ve o anda, beni son defa reddedeceine yemin ettim.
Artk olun deildim. Zachary Solomon lmt."
Babasnn gzlerinde aniden iki damla ya belirince, Mal'akh onlarn, hayatnda grd en gzel ey olduklarn dnd.
Mal'akh'in yzne, sanki onu ilk defa gryormu gibi bakan Peter,
gzyalarn yuttu.
Mal'akh, "Mdrn tek istedii parayd," dedi. "Ama se reddettin.
Yalnz benim paramn da seninki kadar deerli olduunu unutmutun. Mdr, parasn ald srece demeyi kimin yaptna aldrmyordu. Ona cmert bir miktar demeyi teklif edince, benim llerimde hasta bir tutuklu seip, benim kyafetlerimi giydirdi ve tannmayacak hale gelinceye kadar dvd. Grdn fotoraflar... gmdn mhrl tabut... onlar bana
ait deildi. Bir yabancya aittiler."
Peter'n gzyalaryla ykanan yz, imdi keder ve aknlk iindeydi. "Aman Tanrm... Zachary."
"Artk deilim. Zachary hapisten ktnda, baka biri oldu."
Gen vcuduna deney aamasndaki byme hormonlar ve steroitler ykleyince, genliindeki bedeniyle, ocuksu yz hatlar fazlasyla
bakalamt. Hatta ses telleri bile tahrip olup, delikanllktaki sesini kalc bir fsltya dntrmt.
Zaclay, Andros oldu.
Andros, Mal'akh oldu.
Ve bu gece... Mal'akh en byk enkarnasyorunu yaayacak.
Bu srada Kalorama Hcights'taki Katherine Solomon, masann ak
ekmecesinin nnde durmu, sadece bir fetiiste ait olabilecek eski gazete makaleleri ve fotoraflar koleksiyonuna bakyordu.
1
465
Kayp Sembol

Bellamy'ye dnerek, "Anlamyorum," dedi. "Bu kak benim ailemi


taknt yapm gibiydi ama..."
Bir sandalyeye otururken, derinden sarslm gibi grnen Bellamy,
"Devam et..." diyerek onu yreklendirdi.
Katherine, her biri Solomon ailesiyle -Peter'n ba;arilar, Katherine'in aratrmalar, anneleri Isabel'in korkun lm, Zachary Solomon'n
uyuturucu alkanl, enkarnasyon ve Kartal Soanlk Cezaevi'nde gerekleen vahi cinayet- ilgili gazete makalelerini biraz daha kartrd.
Bu adamn Solomon ailesiyle ilgili saplantlar fanatizmi amt, ama
Katherine sebebini anlayabilecei bir ey grmemiti.
te bundan sonra fotoraflar grd. Birincisinde Zachary beyaz badanal evlerin serpitirildii bir plajda, dizlerine kadar gelen masmavi bir
denizin iinde duruyordu. Yunanistan m? Bu fotorafn, Zach'in Avrupa'da uyuturucu batanda yaad gnlerde ekildiini tahmin etti. Ama
yine de Zach'in paparazzilerin uyuturucu mptelas gruplarla parti yapan
iskelete dnm delikanl fotoraflarndan daha salkl grnmesi tuhaft. Vcudu bir ekilde daha salkl, daha gl, daha olgun grnyordu.
Katherine, onun hi bu kadar salkl grndn hatrlamyordu.
aknlkla fotoraftaki tarihi kontrol etti.
Ama bu... imknsz.
Tarih, Zachary hapiste ldkten bir yl sonrasna aitti.
Katherine birden fotoraf destesini lgnca kartrmaya balad.
Tm fotoraflar Zachary Solomon'a aitti... gittike yalanyordu. Koleksiyon, sanki yava bir dnm tarih srasna koyan resimli bir otobiyografi gibiydi. Zachary'nin vcudunun bakalamasna, kaslarnn imesine
ve yz hatlarnn kulland ar stroitler yznden ekil deitirmesine
dehetle bakt. Bedeni olduunun iki katna km, gzlerindeki ifade rahatsz edici boyutta deimiti. Artk hibir eyden korkmuyor gibiydi.
Bu adam tanmyorum bile!
Katherine'in gen yeenine ait hatralarna hi benzemiyordu.
Bann tral olduu bir resme geldiinde, dizlerinin tutmadn
hissetti. Ardndan, plak vcudunun fotorafn grd... yapt ilk dvmelerle sslenmiti.
Katherine'in kalbi neredeyse duracakt. "Aman Tanrm..."

Langdon, binann kulesini gstererek ban sallad. "Piramidin tepesindeki dz alan aslnda bir tavan penceresi."
Simkins, Langdon'a dnd. "Tapnak Odas'nn tavan penceresi mi var?"
Langdon, ona tuhaf biimde bakt. "Tabii ki. Cennete alan pencere... sunan tam zerinde."

470

4 71

Dan

Brown

120.

blm

Langdon askeri Lexus SUV'un arka koltuundan, "Saa dn!" diye


bard.
Simkins, S Soka'na dnd ve aalkl bir yerleim blgesinde arac tam gaz srmeye balad. On Altnc Sokak'n kesine yaklarlarken,
Mabet Evi sa tarafta bir da gibi ykseldi.
Simkins ban kaldrp, dev yapya bakt. Birisi Roma'daki Panteon'un tepesine bir piramit ina etmi gibi grnyordu. Binann n tarafna doru gitmek iin On Altnc Sokak'tan saa dnmeye hazrland.
Langdon, "Dnme!" diye bard. "Dz git! S'dc kal."
Simkins syleneni yapt ve binann dou tarafndan ilerlemeye
devam etti.
Langdon, "On Beinci Sokak'tan saa dn!" dedi.
Simkins klavuzunun sylediini yapt ve saniyeler sonra Langdon,
Mabet Evi'nin arkasndaki baheleri ikiye ayran asfaltsz giri yolunu
gsterdi. Burann dardan grnmesi ok zordu. Simkins araba yoluna
dnd ve Lexus'i hzla binann arka tarafna doru srd.
Langdon, arka girie park edilmi arac gstererek, "Bak!" dedi. Bu
byk bir minibst. "Buradalar."
Simkins, SUV'u park etti ve motoru kapatt. Sessizce, dar karak
binaya girmek iin hazrlandlar. Simkins muazzam yapya bakt. "Tapnak
Odas yukarda m diyorsun?"

Kayp

Sembol

UH-60, Dupont Meydan'nda rlantide duruyordu.


Yolcu koltuunda oturan Sato, ekibinden gelecek haberleri beklerken
trnaklarn kemiriyordu.
Sonunda telsizde Simkins'in czrtl sesi duyuldu. "Bakan?"
"Ben Sato."
"Binaya giriyoruz ama size iletmem gereken bir ek bilgi var."
"Devam et."
"Bay Langdon az nce bana iinde byk ihtimalle hedefin bulunduu odann ok byk bir tavan penceresi olduunu syledi."
Sato bu bilgiyi birka saniye deerlendirdi. "Anlald. Teekkr
ederim."
Simkins telsizi kapatt.
Sato trnan tkrp, pilota dnd. "Helikopteri havalandr."

Dan

Brown

468

121.

BLM

ocuunu kaybeden her ebeveyn gibi Peter Solomon da len olunun, yaasayd nasl biri olacan hep hayalinde canlandrmt... neye
benzeyecek... ve ne hale gelecekti.
Peter Solomon imdi cevabn almt.
Karsndaki dvmeli iri yaratk, yaama minik ve kymetli bir bebek
olarak gelmiti... Bebek Zach kundaklanp hasr bir sepete konmutu... lk
admlarn Peter'n alma odasnda atmt... lk kelimelerini orada renmiti. Sevgi dolu bir ailede byyen masum bir ocuktan, nasl bir eytan kt, insan ruhunun tutarszlklarndan biri olarak kalmt. Kendi
kan olunun damarlarnda akt, o kan pompalayan kendi olunun kalbi
olduu halde, Peter bu gerei kabullenmeye ok erken balamt. Esiz
ve tek... sanki evrenden rasgele seilmi gibi.
Olum... annemi, dostum Robert Laidon' ve galiba kz kardeimi
ldrd.
Peter'n kalbini buz gibi bir uyuukluk kaplarken, balant kurabilmek iin olunun gzlerinde tandk bir ey arad. Ne var ki bu adamn
gzleri Peter'nkiler gibi gri olmasna karn, bir yabancnn gzleriydi ve
adeta baka bir dnyaya aitmi gibi kin ve nefretle doluydu.
Peter'n elinde tuttuu Akedal bana bakan olu, "Yeterince
gl msiin?" diye onunla alay etti. "Yllar nce balattn eyi bitirebilecek misin?"
"Olum..." Solomon kendi sesini tanyamad. "Ben., ben... seni sevdim."
"Beni iki kez ldrmeye altn. nce hapiste terk ettin, sonra da
Zach'in Kps'nde vurdun. imdi bu ii bilir!"
Solomon bir an iin, kendi bedeninin dna szldn hissetti.
Artk kendisini tanyamyordu. Tek eli yoktu, ba tamamen plakt, siyah bir sabahlk giyiyordu, tekerlekli sandalyede oturuyor ve antik bir
ba tutuyordu.
469

Kay p Sem bol

Adam bir kez daha, "Bitir iini!" diye barrken, plak gsndeki
dvmeler dalgaland. "Katherine'i kurtarabilmenin... kardeliini kurtarabilmenin tek yolu beni ldrmek!"

Langdon dnp, avlunun sonundaki muhteem mermer merdivene


doru kotu. ki adam mmkn olduunca hzl ve sessiz yukar karlarken, "Buras doruca Tapnak Odas'na gidiyor," diye fsldad.

Solomon'n baklar, domuz derisi sandalyedeki dizst bilgisayaryla, hcresel modeme kayd.

yze geldi. Altnda, u nl szler yazyordu: SADECE KENDMZ N

MESAJ GNDERLYOR. LEMN %92'S TAMAMLANDI

YAPTIKLARIMIZ BZMLE BRLKTE LR; BAKALARI VE DNYA

Katherine'in kan kaybndan lecei grntsn... ve mason kardelerini aklndan karamyordu.


Adam, "Hl vakit var," diye fsldad. "Tek seenein olduunu biliyorsun. Beni lml kabuumdan kurtar."
Solomon, "Ltfen," dedi. "Bunu yapma..."
Adam, "Bunu sen yaptn!" diye tslad. "Kendi ocuunu imknsz
bir seim yapmaya zorladn! O geceyi hatrlyor musun? Servet ya da bilgelik? O gece beni sonsuza kadar kendinden uzaklatrdn. Ama geri dndm baba... ve bu gece seim yapma sras sende. Zachary mi, Katilerine
mi? Hangisi? Kz kardeini kurtarmak iin kendi olunu ldrecek misin?
Kardeliini kurtarmak iin kendi olunu ldrecek misin? Veya lkeni?
Yoksa her ey iin ok ge olana kadar bekleyecek misin? Katilerine lene kadar... video yaynlanana kadar... mrnn geri kalann, tm bu trajedileri engelleyebileceini bilerek mi geireceksin? Zaman tkeniyor. Ne
yaplmas gerektiini biliyorsun."
Peter'n kalbi szlad. Kendi kendine, sen Zaehay deilsin, dedi.
Zachay uzun zaman nce ld. Sen her neysen... ve her nereden geliyorsun... benden deilsin. Peter Solomon kendi szlerine inanmasa da bir seim yapmas gerektiini biliyordu.
Vakti tkenmiti.
Byk Merdiven 'i bul!
Karanlk koridorlarda hzla koan Robert Langdon, binann merkezine doru dnerek ilerliyordu. Turner Simkins tam arkasndan onu takip ediyordu. Langdon mit ettii gibi, binann orta avlusundan giri yapmt.
Yeil granitten sekiz Dorik stunun hkim olduu orta avlu, siyah
mermer heykelleri, iinde ate yanan anaklar, Ttonik halar, ift bal
anka kuu madalyonlar ve Hermes'in ban tayan, duvar amdanlaryla,
karma -Greko-Roman-Msr- bir kabristana benziyordu.
Dan

Brown

470

Langdon ilk ahnda, mason bilge Albert Pike'in bronz bstyle yiiz

N YAPTIKLARIMIZSA KALICI VE LMSZDR

Mal'akh, Peter Solomon'n yaad hsran ve ac sanki kaynayarak


yzeye kyormuasa, Tapnak Odas'nm atmosferinde hissedilir bir
deiiklik fark etti... lazer gibi Mal'akh'm stne odaklanyordu.
Evet... vakit geldi.
Tekerlekli sandalyesinden kalkm olan Peter Solomon, imdi yzn sunaa dnm, elinde bakla ayakta duruyordu.
"Katherine'i kurtar," diyerek Peter' ikna etmeye alan Mal'akh,
geri geri giderek onu sunaa ekti ve nceden hazrlad beyaz kefenin
stne uzand. "Yapman gerekeni yap."
Peter sanki bir kbusta hareket ediyormu gibi ileri doru adm att.
imdi srtst yatan Mal'akh, baklarn tavandaki pencereden grnen Ay'a evirdi. in srr lmn nasl olduu. Bundan daha mkemmel
bir an olamazd. Asrlarn Kayp Kelime'siyle donatlm olarak, babamn
sol eliyle kendimi sunuyorum.
Mal'akh derin bir nefes ald.
Beni kabul edin eytanlar, nk bu size sunulan benim bedenimdir.
Mal'akh'm banda duran Peter Solomon titriyordu. Gzyalaryla
slanm gzleri aresizlikle, kararszlkla, kederle parlyordu. Odann dier tarafndaki modemle dizst bilgisayara bir kez daha bakt.
Mal'akh, "Seimini yap," diye fsldad. "Beni bedenimden kurtar.
Tanr bunu istiyor. Sen bunu istiyorsun." Kollarn yanna uzatp, gsn
ileri doru kavis yaparak, ihtiaml ift bal Zmrdanka kuunu ortaya
kard. Ruhumu giydiren vcuttan kurtulmama yardm et.
Peter'n yal gzleri imdi grmeden Mal'akh'a bakyor gibiydi.
Mal'akh, "Anneni ldrdm!" diye fsldad. "Robert' ldrdm!
Kz kardeini ldryorum! Kardeliini yok ediyorum! Yapman gerekeni yap!"
4 71

Kayp

Sembol

Peter Solomon'm ehresine kederli ve pimanlk dolu bir ifade oturmutu. Ban geriye atp, ba kaldrrken ac dolu bir lk att.
Robert Langdon ile Ajan Simkins, ieriden kan donduran bir lk ykseldiinde, nefes nefese Tapinak Odas'nn kapsna varmlard.
Langdon emindi.
Peter'n l strap yklyd.
ok ge kaldm!
Simkins'e aldr etmeden kapnn kolunu kavrad ve sonuna kadar at. Karsndaki dehet verici manzara en byk korkusunu doruluyordu.
Lo odann ortasndaki ba tral adam byk sunan nnde duruyordu.
stnde siyah bir sabahlk vard ve elinde byk bir bak tutuyordu.
Langdon kprdamaya frsat bulamadan, bak sunan stnde uzanan bedene indi.

Vcutlar arptnda Langdon, tavan penceresinden parlak bir n ieri girip, suna aydnlattn grd. Sunakta Peter Solomon'n kanl bedenini grmeyi bekliyordu ama kta parlayan plak gste hi kan
yoktu... sadece karmak dvmeler vard. Et yerine ta sunaa sapland
anlalan krk bak yannda duruyordu.
Siyah sabahlkl adamla birlikte yere derken, adamn sa kolundaki bandajlar grd. Durdurmaya alt kiinin Peter Solomon olduunu
anladnda adeta ok geirir gibi oldu.
Ta zeminde birlikte kayarlarken, helikopterin projektrleri yukarndan k sayordu. Grltyle alalan helikopterin paten demirleri, geni
cam duvarn stne kondu.
Helikopterin n ksmnda tuhaf grnl bir silah, camdan aay
nian almt. Lazer grnn krmz , geceyi blerek Langdon ile
Solomon' nian almt.
Hayr!

Mal'akh gzlerini kapatmt.


ok gzel. ok kusursuz.
Antik Akedah ba zerine inerken ay nda parlamt. Kokulu
dumanlar, yaknda serbest kalacak ruhuna yolu hazrlayarak, yukar doru
ykselmiti. Bak aa inerken, katilinin azap ve aresizlik ykl l
hl bu kutsal yerde yanklanyordu.
nsan kurbann kanma ve ebeveynimin gzyalarna bulandm.
Mal'akh kendini muhteem darbeye hazrlad.
Dnm vakti gelmiti.
nanlmaz bir ekilde hi ac hissetmedi.
Vcudu sar edici ve derin bir sarsnt geirmiti. Oda sallanmaya
balad ve yukardan gelen parlak beyaz k gzlerini kamatrd. Cennet
grlyordu.
Ve Mal'akh o olduunu biliyordu.
Tpk planlad gibi olmutu.

Ama yukardan silah sesi gelmedi... sadece helikopter pervanesinin


grlts duyuluyordu.
Langdon, hcrelerinde ldayan rktc bir enerji dalgasndan baka hibir ey hissetmedi. Bann arkasndaki domuz derisi sandalyenin stnde duran dizst bilgisayar tuhaf biimde tslad. Dnd srada ekrann birden karardn grd. Ne yazk ki grlen son mesaj gayet akt.
MESAJ GNDERLYOR: LEMN %100' TAMAMLAND
Havalan! Lanet olsun! Havalan!
UH-60'n pilotu, helikopterin pervanelerine ar yklenerek, paten
demirlerinin geni cam tavana demesini engellemeye alt. Pervanelerin verdii tonluk basncn cam zaten krlma noktasna getirdiini biliyordu. Ne yazk ki, piramidin eimi, burnunu yukar kaldrmasna engel
olarak, itme kuvvetini yan tarafa veriyordu.
Yukar! indi!

Langdon, helikopter yukarda belirirken, sunaa doru kotuunu hatrlamyordu. Kollarn iki yana ap... ban ikinci kez indirmeden, onu
durdurmak midiyle... siyah sabahlkl adama doru atldn da hatrlamyordu.

Uzaklamaya alrken helikopterin burnunu kaldrd, ama sol payanda, camn ortasna arpt. Ksack bir and ama bu kadar yetmiti.

472

473

Dan

Brown

Tapnak Odas'nn dev tavan penceresi, cam ve rzgr gidabyla patlayarak, aadaki odaya krk cam paralarndan oluan bir sel gibi yad.
Kay ip Sembol

Gkyznden yldzlar yayor.


Gzel, beyaz a bakan Mal'akh, parlak mcevherlerin stne
yadn grd... Adeta onu ihtiamlaryla kefene sarmak iin yararak
hzlanyorlard.
Birden ac hissetti.
Batma. Yanna. Kesilme. Keskin baklar yumuak etini paralyordu. Gs, boynu, uyluklar, yz. Vcudu bir anda gerildi. Ac, onu girdii transtan uyandrrken, kan dolu azndan bir lk ykseldi. Yukardaki beyaz k kendini dntrm ve sanki sihir gibi, bir anda, gmbrdeyen pervaneleriyle aadaki Tapnak Odas'nda souk rzgrlar estiren,
siyah bir helikopter olmutu. Pervanelerin rzgr odadaki ttsleri drt
bir yana datrken, Mal'akh iliklerine kadar donduunu hissediyordu.
Ban eviren Mal'akh, Akedah bann krk bir halde yannda
durduunu grd. imdi krk cam paralaryla kapl sunaa arparak paralanmt. Ona yaptm bunca eye ramen... Peter Solomon ban ynn deitirdi. Kanm dkmeyi reddetti.
Mal'akh artan bir dehetle ban kaldrp, kendi vcuduna bakt. Yaayan sanat eseri onun en byk ada .olacakt. Oysa imdi vcudu kana
bulanmt... etinin her yanndan byk cam paralar fkryodu.
Bitkin bir halde ban granit sunaa tekrar yaslad ve atdaki aklktan yukar bakt. imdi helikopter gitmi, yerinde sessiz ve souk bir
ay kalmt.
Gzleri byyen Mal'akh, byk sunan stnde tek bana... sk
nefesler ald.

1 2 2 . BLM
iin sn, lmn nasl olduu.
Mal'akh her eyin ters gittiini anlamt. Parlak bir k yoktu. Muhteem bir karlama yoktu. Sadece karanlk ve dayanlmaz bir ac vard.
Gzleri bile acyordu. Hibir ey gremiyordu ama etrafnda hareket olduunu hissedebiliyordu. Sesler duyuyordu... insan sesleri... ilerinden biri,
her naslsa Robert Langdon'a aitti. Bu nasl olabilir?
Langdon, "O iyi," diye tekrar edip duruyordu. "Katilerine iyi, Peter.
Kz kardein iyi."
Mal'akh, hayr, diye dnd. Katilerine ld. lm olmal.
Mal'akh artk gremiyordu, gzlerinin ak olup olmadn bile anlayamyordu ama helikopterin uzaklatn duydu. Tapnak Odas'na aniden bir sakinlik kt. Mal'akh, az sonra patlayacak olan bir frtna yznden* kabaran okyanus dalgalar gibi... hareketlenmeye balayan topran
akc ritimlerini hissedebiliyordu.
Chao ab ordo.
imdi yabanc sesler baryor, Langdon'la dizst bilgisayar ve video
dosyas hakknda telal bir eyler konuuyorlard. Mal'akl, artk ok ge olduunu biliyordu. Zarar verildi. Video, oktan kontrolden km bir yangn
gibi, ok iindeki dnyann drtbir kesine yaylmaya ve kardeliin geleceini yok etmeye balamt. Bilgelii yaymaya en muktedir olanlar yok edilmelidirler. insanolunun cahillii karmaann bymesine yardmc olan eydi.
Yeryznde Ik'n eksiklii, Mal'akh' bekleyen Karanlk' besleyen eydi.
Byk iler yaptm ve yaknda bir kral gibi karlanacam.
Mal'akh birinin kendisine doru yaklatn hissetti. Kim olduunu
biliyordu. Babasnn tralanm vcuduna kendi srd kutsal yalarn
kokusunu alabiliyordu.
Peter Solomon kulana, "Beni duyabiliyor musun bilmiyorum," diye fsldad. "Ama bir eyi bilmeni istiyorum." Parmayla Mal'akh'm ka-

Dan

Brown

444

449

kayp Sembol

fasnn tepesindeki kutsal noktaya dokundu. "Buraya yazdn ey..." Durdu. "Kayp Kelime bu deil."
Mal'akh, tabii ki yle. diye dnd. Beni bu olduuna, pheye yer
brakmayacak ekilde ikna ettin.
Efsaneye gre, Kayp Kelime o kadar antik ve sr dolu bir dilde yazlmt ki, insanolu onu nasl okuyacan unutmutu. Peter'n ortaya kard bu gizemli dil, gerekten de yeryzndeki en eski dildi.
Sembollerin dili.
Sembolizm dilinde, hepsinden stn olan bir sembol vard. En eski
ve en evrensel olan bu sembol eski geleneklerin hepsini, Msr gne tanrsnn aydnlann, simya altnnn zaferini, Felsefe Ta'nm bilgeliini,
Gl Ha'nm safln, Yaradl ann, Yaradan', astrolojik gnein egemenliini ve hatta bitmemi piramidin tepesinde duran her eyi gren gz temsil eden tek bir simgeyle birletiriyordu.
Noktal daire. Kaynan sembol. Her eyin balangc.
Peter'n ona dakikalar nce anlatt ey buydu. Mal'akh ilk nce phe etmiti ama sonra tabloya tekrar bakm ve piramit sembolnn dondan
noktal daire -ortasnda bir nokta bulunan daire- semboln iaret ettiini fark
etmiti. Efsaneyi hatrlayarak, Mason Piramidi, Kayp Kelime'yi gsteren bir
harita, diye dnd. Sonunda, babas doruyu sylyor gibi gelmiti.
Btn byk gerekler basittir.
Kayp Kelime bir kelime deil... bir sembol.
Mal'akh noktal daire semboln byk bir evkle kafasna yazmt. Bunu yaparken, iinde ykselen bir g ve tatmin duygusu hissetmiti.
aheserim ve adam tamamland. Karanln gleri artk onu bekliyordu. almas iin dllendirilecekti. Bu onun zafer an olacakt...
Ama, sn anda, her ey ters gitmiti.
Peter hl arkasnda duruyor ve Mal'akh'n zar zor kavrayabildii
eyler sylyordu. "Sana yalan syledim," diyordu. "Bana baka seenek
brakmadn. Eer sana gerek Kayp Kelime'yi syleseydim, bana inanmazdn, anlamazdn da."
Kayp Kelime... noktal daire deil mi?
Peter, "Gerek u ki," dedi. "Kayp Kelime'yi herkes bilir... ama ok
az kii ne olduunu anlar."
Kelimeler, Mal'akh'n kafasnn, iinde yankland.
Dun

Brown

476

Peter avcunu nazike Mal'akh'n kafasnn tepesine koyarak, "Tamamlanmadn," dedi. "in henz bitmedi. Ama her nereye gidiyorsan, ltfen unu bil... sen sevildin."
Nedense, babasnn elinin nazik dokunuu, iinde yanan ve vcudunun iinde kimyasal reaksiyon balatan etkili bir katalizr etkisi yapt.
Aniden, vcudundaki tm hcreler sanki zlyormu gibi fiziksel kabuunun iinde yaylan youn bir enerji hissetti.
Bir anda, tm dnyevi aclar yok oldu.
Dnm. Gerekleiyor.
Kendime, kutsal granit parasnn zerindeki kanl et enkazna yukardan bakyorum. Babam arkamda diz km, geriye kalan tek eliyle cansz kafam tutuyor.
Ykselen bir fke... ve kafa karkl hissediyorum.
Bu bir merhamet an deil... bu intikam, dnm iin... ama yine de
babam boyun emeyi reddediyor, roln oynamay reddediyor, acsn ve
fkesini bak vastasyla benim kalbime ynlendirmeyi reddediyor.
Burada kapana ksldm, asl kaldm... Dnyevi kabuuma bal kaldm.
Babam, feri giden gzlerimi kapatmak iin yumuak avcunu nazike
yzmde gezdiriyor.
Balarmdan kurtulduumu hissediyorum.
Etrafmda dalgalanan bir perde belirerek, koyultup karartyor,
dnyann grntsn yok ediyor. Aniden zaman hzlanyor ve ben hayal ettiimden ok daha karanlk bir bolua dyorum. Burada, anlamsz bolukta, bir fslt duyuyorum... Biriken bir g hissediyorum. Gleniyor, artc
bir hzla ykselip, etrafm saryor. Kt ve kuvvetli. Karanlk ve hkmeclici.
Burada yalnz deilim.
Bu benim zaferim, byk karlanm. Ama nedense, iim mutlulukla deil, engin bir korkuyla doluyor.
Bu beklediim gibi bir ey deil.
G imcli kprilyor, hkmedici bir kudretle etrafmda dnyor, beni parampara etmekle tehdit ediyor. Aniden, hibir uyar olmadan karanlk, tarihncesi byk bir yaratk gibi kendini toparlayp, nme dikiliyor.
Daha nce dnyay terk eden tm karanlk ruhlarla lar karya geliyorum.
Karanlk beni bir btn olarak yutarken... muazzam bir korkuyla lk atyorum...

477

Kayp

Sembol

123.

BLM

Dean Galloway, Ulusal Katedral'in iinde havada tuhaf bir deiim


hissetti. Nedenini bilmiyordu ama uzaklarda olmakla birlikte tam da orada...
hayalet gibi bir glgenin utuunu... bir arln havaya kalktn hissetti.
alma masasnda tek bana otururken derin dncelere dalmt.
Telefonu aldnda ka dakika bu halde kaldn bilmiyordu. Arayan
Warren Bellamy idi.
Mason kardei, "Peter yayor," dedi. "Haberi yeni aldm. Hemen
duymak isteyeceini dndm. O iyileecek."
Galloway rahat bir soluk alarak, "Tanr'ya kr," dedi. "imdi nerede?"
Bellamy, onlar Katedral Kolejinden ayrldktan sonra gelien olaanst hikyeyi srasyla anlatt.
"Peki hepiniz iyi misiniz?"
Bellamy, "Evet, iyileiyoruz," dedi. "Ama bir ey var." Durdu.
"Evet?"
"Mason Piramidi... Sanrm, Langdon srrn zd."
Galloway glmsemesine engel olamad. Nedense, hi armamt.
"Sylesene, Langdon piramidin szn tutup tutmadn kefetti mi? Piramit, efsanenin her zaman ortaya karacan iddia ettii eyi ortaya kard m?"
"Henz bilmiyorum."
Galloway, kacak, diye dnd. "Dinlenmelisin."
"Sen de."
Hayr, dua etmeliyim.

Dan

Brown

470

124.

BLM

Asansr aldnda, Tapnak Odas'nn tm klar prl prl yanyordu.


Katherine Solomon, aabeyini bulmak iin telala ieri koarken, bacaklar hl pelte gibiydi. Olduka souk olan bu muazzam oda, tts kokuyordu. nne kan manzara karsnda olduu yerde kalakald.
Bu ihtiaml odann ortasnda, alak bir ta sunan zerinde, kanl,
dvmeli ve krk cam paralar saplanm bir ceset duruyordu. Yukarda,
tavandaki bir delik gkyzne alyordu.
Tanrm. Katherine hemen ban baka tarafa evirdi ve gzleriyle
Peter' aramaya balad. Aabeyini odann dier tarafnda otururken grd. Langdon ve Bakan Sato'yla konuurken bir salk grevlisi tarafndan
muayene ediliyordu.
Katherine, ona doru koarak, "Peter!" diye seslendi. "Peter!"
Aabeyi dnp kardeine baknca, yzne rahatlam bir ifade yerleti.
Hemen ayaa kalkp, ona doru yrd. zerinde, olaslkla birinin aadaki
ofisinden getirdii basit bir beyaz tirt ve siyah bir pantolon vard. Sa kolu
askya alnmt. Nazik kucaklamalar biraz tuhaf grnse de Katherine bunu
pek fark etmedi. O tandk huzur her zamanki gibi, hatta ocukluunda kendisini kollayan aabeyi sarldnda olduu gibi, bir koza misali onu sard.
Sessizce birbirlerine sarldlar.
Sonunda Katherine, "yi misin? Yani... gerekten?" diye fsldad. Peter' brakp, askya ve eskiden sa elinin olduu yerdeki bandaja bakt.
Gzleri yine yalarla doldu. "Ben ok... ok zgnm."
Peter ok nemli bir ey deilmi gibi omzunu silkti. "lml beden.
nsan vcudu sonsuza dek kalmaz. nemli olan her eye ramen iyi olmak."
Peter'm verdii cevap duygularn harekete geirip, onu neden ok
sevdiini hatrlamasna neden oldu. Ailenin kopmaz balarn... damarlarnda akan ortak kan hissederek, Peter'm ban okad.
Katherine, maalesef bu akam odada nc bir Solomon bulunduunu biliyordu. Baklar sunan zerindeki cesede kayd. Grd fotoraflar zihninden silmeye alarak rperdi.
4 71

Kayp

Sembol

Ban baka tarafa evirince, gzleri Robert Langdon'nkilerle karlat. Orada derin ve anlayl bir merhamet vard. Langdon her naslsa
onun ne dndn anlyor gibiydi. Peter biliyor. Katherine'in iini saf
duygular -rahatlama, efkat, aresizlik- kaplad. Aabeyinin bir ocuk gibi titrediini hissetti. Bu, onun daha nce hi tank olmad bir eydi.
"Kendini rahat brak," diye fsldad. "Sorun deil. Kendini rahat brak."
Peter'm titremesi artt.
Katherine, ona tekrar sarlp ban okad. "Peter, sen her zaman
gl olan taraftn... her zaman benim yanmda oldun. Ama imdi ben senin iin buradaym. Her ey yolunda. Buradaym."
Katherine, aabeyinin ban omzuna yatrd... ve byk Peter Solomon kendini hkrklar iinde kardeinin kollarna brakt.
Bakan Sato, gelen telefonu cevaplamak iin uzaklat.
Arayan Nola Kaye'di. lk defa, iyi haberler veriyordu.
"Hl datldna dair bir iaret yok efendim." Sesi umutlu geliyordu. "Olsayd, imdiye kadar mutlaka grrdk. Durumu kontrol altna alm grnyorsunuz."
Sato, Langdon'n aktarmn tamamlandn grm olduu dizst
bilgisayara bakarak, sayende, Nola, diye dnd. Kl pay kurtardk.
Nola'nn nerisiyle malikneyi arayan ajan, p tenekelerini kontrol
etmi ve yeni alnm bir hcresel modem kutusu bulmutu. Elinde model
numaras bulunan Nola, dizst bilgisayarn tapnaktan blok ilerideki
olas eriim dmn -On Altnc Sokak ile Corcoran Caddesi'nin kesindeki kk bir verici- yaltarak, uyumlu tayclarna, bant geniliine
ve hizmet zgaralarna01 apraz bavuru yapabilmiti.
Nola bilgiyi hemen helikopterdeki Sato'ya aktarmt. Mabet Evi'ne
doru yaklarken, pilot bir alaktan uu gsterisi sergilemi ve elektromanyetik radyasyon darbesiyle aktarc dm vurarak, dizst bilgisayar aktam tamamlamadan saniyeler nce devre d brakmt.
Sato, "Bu gece iyi i kardn," dedi. "imdi, git biraz uyu. Bunu hak
ettin."
"Teekkr ederim, efendim." Nola bir ey sylemek ister gibiydi.
"Baka bir ey var myd?"
f
Uzun sre sessiz kalan Nola'nn, syleyip sylememekte tereddt ettii anlalyordu. "O kadar da acelesi yok efendim. yi geceler."
( 1 ) www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=1524

Dan

Brown

444

125.

BLM

Robert Langdon, Mabet Evi'nin zemin katndaki k banyonun sessizliinde, lavaboya scak su aktrken, aynada kendisine bakyordu. Lo
kta bile, tamamyla tkenmi grnyordu.
antas yine omzunday ama imdi ok daha hafifti... iinde sadece
kiisel eyalar ve burumu konferans notlan vard. Kendi kendine gld.
Bu akam konferans vermek zere bakente yapt ziyaret, tahmin ettiinden yorucu olmutu.
yle olsa da, Langdon'n minnettar olmas gereken ok ey vard.
Peter hayatta.
Ve video grntleri durduruldu.
Langdon yzne lk su arparken, yavaa hayata dndn hissetti. Hl her ey bulankt, ama vcudundaki adrenalin sonunda yok oluyor... ve tekrar kendisi gibi hissetmeye balyordu. Ellerini kuruladktan
sonra Mickey Mouse saatine bakt.
Tanrm, ge olmu.
Langdon banyodan kt ve eref Salonu'nun kavisli duvar -baarl
masonlarn, Amerikan Bakanlarnn, hayrseverlerin, aydnlarn ve dier
nfuzlu Amerikallarn potreleriyle donatlarak zarife kavis verilmi geit- boyunca ilerledi. Harry S. Tuman'n yalboya resminin nnde durdu ve adamn mason olmak iin gerekli olan trenlere, rimellere ve almalara katlann hayal etmeye alt.
Hepimizin grd dnyann arkasnda gizli bir dnya var. Hepimiz iin.
Koridorda bir ses, "Kayboldun," dedi.
Langdon arkasn dnd.
Konuan Katherine'di. Bu akam ok kt eyler yaam olmasna
ramen, yine de k sayordu... her naslsa genlemiti.
Langdon bitkin bir ifadeyle glmsedi. "Peter nasl?"
449

kayp

Sembol

Katherine yanma gidip, onu sevgiyle kucaklad. "Sana nasl teekkr


edebilirim?"
Langdon gld. "Benim hibir ey yapmadm biliyorsun, yle
deil mi?"
Katherine uzun bir sre onu brakmad. "Peter iyi olacak..." Kendini
brakp, Langdon'n gzlerinin derinliklerine bakt. "Ve bana inanlmaz bir
ey anlatt... harika bir ey." Sesi heyecandan titriyordu. "Gidip, kendim
bakmalym. Biraz sonra dnerim."
"Ne? Nereye gidiyorsun?"
"Hemen dnerim. Peter seninle hemen konumak istiyor... ba baa.
Ktphanede."
"Ne hakknda olduunu syledi mi?"
Katherine glerek, ban iki yana sallad. "Peter' ve srlarn bilirsin."
"Ama..."
"Birazdan grrz."
Ve sonra gitti.
Langdon derin derin iini ekti. Bir akam iin yeteri kadar su" rendiini dnyordu. Tabii ki Mason Piramidi ve Kayp Kelime gibi cevaplanmam sorular vard, ama eer cevaplar varsa, bunlarn kendisi iin olmadn hissediyordu. Mason olmadm iin.
Kalan son enerjisini toplayarak, mason ktphanesine doru yrd.
Oraya vardnda, Peter nnde ta piramitle tek bana masada oturuyordu.
"Robert?" Peter glmsedi ve elini sallayarak ieri girmesini iaret
etti. "Bir iki kelime etmek istiyorum."
Langdon glmsemeyi baararak, "Evet, bir tanesini kaybettiini
duydum," dedi.

126.

BLM

Mabet Evi'ndeki ktphane, D.C.'nin en eski kamuya ak ekuma


odasyd. Zarif kitap raflarnda, Aliman Rezon, The Secrets of a Prepared
Brothel isimli nadide eserlerin de bulunduu eyrek milyon cilt dururdu.
Bununla birlikte ktphanede, kymetli mason madalyonlar, tren gereleri ve hatta Benjamin Franklin'in elyazsyla yazlm ok deerli bir kitap sergilenirdi.
Ama Langdon'n ktphanede en sevdii hazine, ok az kiinin fark
ettii bir eydi.
Yanlsama.
Solomon uzun zaman nce ona, uygun noktadan bakldnda, ktphanedeki okuma masasyla altn masa lambasnn belirgin bir grsel yanlsama oluturduunu gstermiti... bir piramit ve onun parlayan altn kapak
ta grnyordu. Solomon bu yanlsamann, uygun bir adan bakan herkesin, farmasonluun gizemlerini grebileceini sessizce hatrlattn dndn sylemiti.
Ama bu gece, farmasonluun gizemleri gzler nne serilmiti.
Langdon, stad Muhterem Peter Solomon ile Mason Piramidi'in karsnda oturuyordu.
Peter glmsyordu. "Robert, bahsettiin 'kelime' efsane deil.
Gerek."
Masann kar tarafna bakan Langdon, sonunda konutu. "Ama... anlamyorum. Bu nasl mmkn olabilir?"
"Kabul edilemeyecek kadar zor olan ne?"
Ortak bir anlaya sahip olduklarn grmek iin baklarn Peter'a
diken Langdon, hepsi! demek istedi. "Kayp Kelime'nin gerek olduuna
inandm sylyorsun... ve gerek bir gc olduuna, yle mi?"
(1) Aliman Rezo, Hazrlkl Bir Kardein Srlar

Dan

Brown

444

449

kayp Sembol

Peter, "Muazzam bir g," dedi. "Antik Gizemleri zerek, insanl


dntrme gene sahip."
Langdon, "Bir kelime mi?" diyerek sorgulad. "Peter ben inanmyorum, bir kelimenin..."
Peter sknetle, "nanacaksn," dedi.
Langdon sessizce bakt.
Ayaa kalkp masann etrafnda gezinmeye balayan Solomon, "Bildiin gibi," diyerek devam etti. "Kayp Kelime'nin yeniden kefedilecei
bir gnn gelecei uzun zamandan beri kehanet edilir... o gn her ey aa kacak... ve insanlk bir kez daha unuttuu gcne kavuacaktr."
Langdon, Peter'n kyametle ilgili yapt konumay anmsad. Pek
ok kii apocalypse'i yanl yorumlayarak dnyann dehet verici sonu
eklinde alglyordu, oysa kelimenin gerek anlam, eskilerin byk bilgelie mal ettikleri bir "aa kmadan" bahsediyordu. Yaklamakta olan
Aydnlanma a. Buna ramen Langdon, bylesi byk bir deiikliin...
bir kelime tarafndan getirileceine akl erdiremiyordu.
Peter, masada altn kapak tann yannda duran piramidi iaret etti.
"Mason Piramidi," dedi. "Efsanevi bireim. Bu gece bir araya getirilmi...
ve tamamlanm halde." Altn kapak tan saygyla kaldrp, piramidin stne yerletirdi. Ar altn para, yerine tklayarak kolayca oturdu.
"Bu gece dostum, daha nce hi yaplmam bir eyi gerekletirdin.
Mason Piramidi'ni bir araya getirdin, tm ifrelerini zdn ve sonunda...
bunu ortaya kardn."
Solomon bir kt karp, masann stne koydu. Langdon, Sekizinci Dereceden Fanklin Karesi kullanlarak, yeniden yerletirilen sembol
tablosunu hemen tand. Bu tabloyu Tapnak Odas'nda incelemiti.
Peter, "Bu sembol dizisini okuyup okuyamayacan merak ediyorum. Ne de olsa, uzman sensin."
Langdon tabloya bir gz att.
Heredom, noktal daire, piramit, merdiven...
Dan

Brown

470 4 71

Langdon iini ekti. "Peki dostum.;. Grebilecein gibi, bu alegorik bir


resimyaz. Dilinin gerek olmaktan te, mecazi ve sembolik olduu belli."
Solomon kendi kendine gld. "Simgebilim uzmanna basit bir soru
sor da gr... Peki, bana ne grdn syle."
Peter bunu gerekten duymak istiyor mu? Langdon kd kendisine
doru ekti. "Aslnda, daha nce de bakmtm, en basit kelimelerle sylemek gerekirse, bu tablo... cennet ile cehennemi tasvir eden bir resim."
arm grnen Peter kalarn havaya kaldrd. "Ya?"
"Elbette. Resmin en stnde, Heredom -Kutsal Ev- kelimesi var, ben
bunu Tanr'nn Evi diye yorumluyorum... veya cennet."
"Peki."
"Heredom kelimesinden sonraki aa ok, resimyazmn geri kalannn cennetin altndaki dnyada yer aldn iaret ediyor... yani... dnyada. " Langdon'n gzleri tablonun alt ksmna kayd. "Piramidin altndaki
iki sra, tm lemler arasnda en aada yer alan dnyay -terra frmatemsil ediyor. Buna uygun olarak, bu alt lemler on iki eski astroloji iaretini ieriyor, ki bunlar, gkyzne bakp, yldzlarla gezegenlerin hareketlerinde Tanr'nn elini gren ilk insanlarn ilkel dinlerini tasvir ediyor."
Sandalyesini kaydrarak yaklaan Solomon tabloyu inceledi. "Peki,
baka?"
Kayp

Sembol

"Bir daha syler misin?" Sandalyesinde huzursuzca kprdanan Langdon, akam yaad travma yznden Peter'n aklnn karm olabileceinden korkuyordu.

Langdon, "Astrolojinin temelinde, byk piramit yeryznden ykselir," diyerek devam etti. "Cennete doru uzanr... kayp bilgeliin ebedi
semboldr. Tarihin byk felsefeleri ve dinleri ile doludur... Msrl, Pisagorcu, Budist, Hindu, Mslman, Musevi, Hristiyan ve dierleri... hepsi
de yukarya akp bir arada kaynaarak, piramidin dntrc geidine
doru huni eklinde daralrlar... orada ise sonunda, birlemi, tek bir felsefeye dnrler." Durdu. "Evrensel tek bir bilin... kapak tann stnde
asl duran antik bir sembolle temsil edilen... Tanr'nn ortak bir imgesi."
Peter, "Noktal daire," dedi. "Tanr'nn evrensel sembol."

"Robert, efsanede Mason Piramidi her zaman bir harita -ok zel bir
harita- olarak tasvir edilmiti, layk olan kimseye Kayp Kelime'nin gizli
yerini gsterecekti." Langdon'n nndeki sembol tablosuna hafife vurdu. "Sana garanti veririm, bu semboller tam olarak efsanenin syledii
ey... yani bir harita. Kayp Kelime'ye inen merdivenleri bulacamz yeri
aklayan zel bir ema."

"Doru. Tarih boyunca noktal daire, tm insanlar iin her ey demekti; Gne Tanrs Ra, simya altn, her eyi gren gz, Byk Patlama'dan nceki tekillik noktas..."

Endieyle glen Langdon, artk daha temkinli olmaya alyordu.


"Mason Piramidi efsanesine inansam bile, bu sembol tablosu bir harita
olamaz. una bir bak. Haritaya benzer yan yok."

"Evrenin Ulu Mimar."


Peter'm, Tapnak Odas'nda noktal daireyi Kayp Kelime olarak yutturmaya alrken, ayn gr ileri srm olabileceini sezinleyen Langdon, ban sallad.
Peter, "Peki son olarak?" diye sordu. "Ya merdiven?"
Langdon baklarn, piramidin altndaki merdiven resmine indirdi.
"Peter, senin de herkes kadar bildiine eminim ki, bu farmasonluktaki Sarmal Merdiveni simgeliyor... Cennete ykselen Yakup'un merdiveni gibi...
veya insann lml bedenini, daimi zihnine balayan sral omurga gibi...
Merdiven, dnyevi karanlktan yukardaki a doru kar." Duraksad.
"Dier semboller ise; hepsi de Antik Gizemleri destekleyen gksel, masonik ve bilimsel bir karm grntsnde."
Solomon enesini svazlad. "Zekice bir yorum profesr. Elbette tablonun alegori gibi okunabileceini kabul ediyorum ama..." Gzleri derinleen bir esrarla parlad. "Bu semboller baka bir hikyeyi daha anlatyorlar. ok daha gerek bir hikyeyi."
Solomon yeniden masann etrafnda gezinmeye balad. "Bu gece Tapnak Odas'ndayken, leceime inandmda bu tabloya baktm ve mecazn tesinde, alegorinin tesinde, bu sembollerin gerekte bize ne anlattn grdm." Durup, birden Langdon'a dnd. "Bu tablo, Kayp Kelime'nin tam olarak gml bulunduu yeri aklyor."
Brown

Langdon bir kez daha bakt ama yeni bir ey gremedi.


Peter, "Sana bir soru soraym," dedi. "Masonlar ke talarn neden
binann kuzeydousuna yerletirirler biliyor musun?"
"Tabii, nk sabah klarn ilk nce kuzeydou kesi alr. Yeryznden a ykselen mimarinin gcn simgeler."
Peter, "Evet," dedi. "O halde, belki de ilk klar grmek iin oraya
bakmalsn." Tabloyu iaret etti. "Kuzeydou kesine."
Gzlerini yeniden sayfaya eviren Langdon, baklarn st sa veya
kuzeydoudaki keye kaydrd. Burada*sembol vard.
Solomon'n varmak istedii noktay anlamaya alarak, "Aa ok
var," dedi. "Yani... Heredom'm altmla demek."
Solomon, "Hayr, Robert, altnda deil," diye cevap verdi. "Dn.
Tablo mecazi bir labirent deil. Bir harita. Ve bir haritada (iay gsteren
yn oku..."
aran Langdon, "Gneyi gsterir!" diye bard.

"Ya?"

Dan

Solomon glmsedi. "Bazen bir eyi bambaka bir kta grmek


iin, bak an biraz deitirmen gerekebilir."

470

imdi heyecanla srtan Solomon, "Kesinlikle," diye cevap verdi. "Gney! Haritada aas gney demektir. Bundan baka, bir haritada Heredom
kelimesi cennetin mecazi anlam deil, corafi bir konumun ismi olmaldr."
"Mabet Evi mi? Yani bu haritann... bu binann gneyini mi iaret ettiini sylyorsun?"
1
4

71

Kayp

Sembol

Kahkaha atan Solomon, "Tanr'ya krler olsun!" dedi. "Sonunda


anlamaya haladn."
Langdon tabloyu inceledi. "Ama Peter... hakl olsan bile, bu binann gneyi, otuz alt bin kilometreden uzun bir boylamn herhangi bir yeri olabilir."
"Hayr Robert. Efsaneyi gz ard ediyorsun. Kayp Kelime'nin D.C.'de
bulunduunu syler. Bu da alan nemli lde daraltr. Bundan baka efsane, merdivenlerin stnde byk bir tan durduunu syler... ve bu taa antik dilde bir mesaj kaznmtr... layk olann bulabilecei bir iarettir."
Langdon onun sylediklerini ciddiye almakta glk ekiyordu. Bulunduktan yerin gneyinde neresi olduunu pek bilmese de yerin altndaki
bir merdivenin stnde, mesaj kaznm dev bir ta bulunmadna emindi.
Peter, "Taa yazl mesaj, gzlerimizin nnde," dedi. Langdon'n nndeki tablonun nc satrn gsterdi. "Yaz bu Robert! Bulmacay zdn!"
Sersemleyen Langdon, yedi sembol inceledi.

zdm m? Langdon'n, bu yedi farkl semboln ne anlama geldiine dair hi fikri yoktu. Ayrca lkenin bakentinin herhangi bir yerine kaznmadklarna da emindi... zellikle de merdivenin stndeki dev bir taa.
"Peter," dedi. "Ben bunun neyi aydnlattn anlamadm. D.C.'de u
mesajn kaznd bir ta bilmiyorum."
Solomon, onun omzuna hafife vurdu. "Yanndan getin ama grmedin. Hepimiz yle yaptk. Tpk gizemler gibi o da aka grlecek bir
yerde. Ve bu gece, bu yedi sembol grdmde, efsanenin gerek olduunu hemen anladm. Kayp Kelime, D.C.'de gml... Ve stne yaz kaznm devasa bir tan altndaki uzun merdivenin dibinde yatyor."
aran Langdon sessizliini korudu.
"Robert, bu gece gerei renmeyi hak ettiine inanyorum."
Az nce duyduklarn sindirmeye alan Langdon, Peter'a bakt.
"Kayp Kelime'nin gml olduu yeri bana m syleyeceksin?"
Solomon glmseyerek ayaa kalkarken, "Hayr," dedi. "Sana
gstereceim."
*

Dan

Brown

470

Be dakika sonra Langdon, Escalade'in arka koltuunda Pi


mon'm yana yerleiyordu. Sato park yerinin kar tarafndan yakl.
Simkins direksiyona geti.
Sigarasn yakan Sato, "Bay Solomon?" dedi. "Az nce istedlgnU
telefonu atm."
Peter ak pencereden, "Ve?" diye sordu.
"Size ieri giri izni vermelerini istedim."
"Teekkr ederim."
pheyle bakan Sato, onu inceledi. "ok srad bir istek olduunu
sylemek zorundaym."
Solomon sanki aldrmyormu gibi omuzlarn silkti.
Aracn etrafndan dolap, Langdon'n oturduu tarafa giden Sato,
Solomon'n zerine varmad.
Langdon camn aa indirdi.
Sato, buz gibi bir sesle, "Profesr," dedi. "Bu gece her ne kadar bize
gnlszce yardm etmi olsanz da baarl olmamzda nemli bir rol oynadnz... Bu nedenle, size teekkr ederim." Sigarasndan uzun bir nefes
ekip, yan tarafa frlatt. "Yine de son bir tavsiyem olacak. Bir dahaki sefere size iist dzey bir CIA yetkilisi ulusal gvenlik meselesi olduunu
sylediinde..." Simsiyah gzlerinden ate saarak, "Samalklarnz
Cambidge'e saklayn," dedi.
Langdon konumak iin azn at ama Bakan Inoue Sato oktan arkasn dnp, park yerinde bekleyen helikoptere doru yrmeye balamt.
Omzunun stnden bakan Simkins'i yz ifadesizdi. "Beyler hazr
msnz?"
Solomon, "Aslnda," dedi. "Bir dakika." Koyu renkli, katlanm bir
bez paras karp Langdon'a uzatt. "Robert, gitmeden nce bn takman istiyorum."
aran Langdon bezi inceledi. Siyah kadifedendi. Atnda masonik bir gzba -birinci derece adaynn takt geleneksel gzba- tuttuunu fark etti. B da ne?
Peter, "Gideceimiz yeri grmemeni tercih ederim," dedi.
Langdon, Peter'a dnd. "Yolculukta gzlerimi balam m istiyorsun?"
Solomon srtt. "Benim srrm. Benim kurallarm."
4 71

Kayp

Sembol

"Bakann tartma panolar, bakann kendi ana bellek ksmnda korunuyor ama, tm seviyelerdeki alanlarn eriebilmelerini salamak
iin, bakann zel gvenlik duvarnn dnda saklanyorlar."

127.

BLM

Langley'deki CIA kararghnn dnda rzgr souk esiyordu. Nola


Kaye, sistem gvenliinden Rick Parrish'i, ay yla aydnlanm merkez
avluda titreyerek takip etti.
Beni nereye gtryor?
Tanr'ya krler olsun ki, masonik video krizini amlard, ama Nola hl huzursuzdu. CIA bakannn ana bellek kesimindeki redakte edilmi
dosyas bir muamma olarak kaldndan, Nola'y rahatsz ediyordu. Sabah
Sato'yla bilgi alveriinde bulunacaklard, bu yzden tm gerekleri renmek istiyordu. Sonunda Rick Parrish'i arayp yardm istemiti.
imdi Rick'in peinden bilmedii bir yere doru giderken, okuduu
tuhaf szleri aklndan karamyordu:
Yeraltndaki gizli bir yere... enlem/boylamlarn Washington D.C deki bir yeri gsterdiini... giden antik bir kapy kard... kimseler iin piramidin tehlikeli sonular... aa karmak iin u kaznm bireimi deifre etseler....
Parrish yrrlerken, "u anahtar kelimelerden rmcek gnderen bilgisayar korsannn, Mason Piramidi hakknda bilgi arad konusunda
hemfikiriz," dedi.
Nola, yle diyelim, diye dnd.
"Ama bilgisayar korsannn, Mason Piramidi'nin beklemedii bir yzyle karlatn dnyorum."
"Ne demek istiyorsun?"
"Nola, CIA bakannn, tekilat alanlarnn her konuda fikirlerini paylaacaklar dahili tartma panosunu nasl desteklediini biliyorsun, deil mi?"
-, "Elbette." Tartma panolar, tekilat personelinin internetteki gvenli bir ortamda eitli konular hakknda sohbet etmesini salyor ve bakann alanlarna ulaabilecei bir tr sanal geit sunuyorlard.
Dan

Brown

444

Tekilatn kafeteryasnn kesinden dnerlerken Nola, "Nereye varmak istiyorsun?" diye sordu.
"Tek kelimeyle..." Parrish karanl iaret etti. "una."
Nola ban kaldrp bakt. nlerindeki meydann kar tarafnda, byk metal bir heykel ay nda parlyordu.
Be yzn zerinde orijinal esere sahip olmakla vnen bir tekilat
iin Kyptos adl bu heykel, en nllerinden biri saylmazd. Yunancada
"gizli" anlamna gelen Kyptos, Amerikal sanat James Sanborn'un eseriydi ve CIA'de bir efsane haline gelmiti.
Heykelin S eklindeki biiyk, bakr levhas, kvrml metal bir duvar
gibi duruyordu. Duvarn geni yzeyine, artc bir ifreleme sistemiyle
yaklak iki bin harf kaznmt. Yeterince anlalmaz deilmi gibi, S eklindeki duvarn etrafndaki alana zenle baka heykel paralar yerletirilmiti. Bunlarn arasnda tuhaf al granit bloklar, bir pusula gl, bir mknats ta, "bilinli hafza" ve "karanlk glerden" bahseden Morse alfabesiyle yazlm bir mesaj bile vard. Pek ok hayran, bu paralarn heykelin nasl deifre edileceini gsteren ipular olduklarna inanyordu.
Kyptos bir sanatt ama... ayn zamanda bir bilmeceydi.
ifrelenmi srrn deifre etmek, CIA'in iindeki ve dndaki kriptologlarn tutkusu haline gelmiti. Birka yl nce, sonunda ifrenin bir ksm zlm ve ulusal bir haber haline gelmiti. Kyptos'un ifresinin
nemli bir ksm hl gizemini korusa da, deifre edilmi ksmlar o kadar
garipti ki, heykeli olduundan daha da gizemli bir hale getiriyordu. Yeraltndaki gizli meknlardan, antik mezarlara alan kaplardan, enlemlerden
ve boylamlardan bahsediyordu.
Nola deifre edilmi ksmlarn baz blmlerini hatrlyordu: Bilgi
bir araya getirilip, yeraltndaki bilinmeyen bir yere tanmt... Tamamyla grnmezdi... Bu nasl mmkn olabilir?... Yeyzniin manyetik
alanm kullandlar...
Nola heykele hibir zaman fazla nem vermemi, tamamyla deifre
edilip edilmediini de umursamant. Ama u anda ccvap istiyordu. "Bana neden Kryptos'u gsteriyorsun?"
449

kayp Sembol

Parrish, ona gizemli bir ekilde glmsedikten sonra, cebinden katlanm bir kt kard. "te hakknda endie ettiin u redakte edilmi gizemli dokman. Tm metne ulatm."
No la aknlk iindeydi. "Bakann bilgisayardaki zel blmne mi
girdin?"
"Hayr. Daha nce de anlatmaya altm buydu. Bir bak." Nola'ya
dosyay verdi.
Nola kd eline alp at. Sayfann stndeki standart CIA tekilat
antetini grnce, aknl daha da artt.
PERSONEL TARTIMA PANOSU KRYPTOS
SIKITIRILMI BELLEK: PARACII #2456282.5
Nola, daha verimli depolama iin tek bir sayfaya sktrlm, bir dizi gnderiye bakyordu.
Rick, "Senin u anahtar kelime dokmann, ifre tutkunlarnn, Kyptos
hakknda yazd ipe sapa gelmez eyler."
Nola, tandk bir dizi anahtar kelime ieren cmleyi grnceye kadar
dokman gzleriyle tarad.
heykel onun, bilginin sakland YERALTINDAK

gizli

bir yere tandn sylyor.


Rick, "Metin, bakann internetteki Kyptos tartma panosundan,"
diye aklad. "Tartma panosu yllardr ak. Binlerce gnderi var. erinden birinin btn anahtar kelimeleri iermesine armadm."
Nola anahtar kelimeleri ieren baka bir gnderiyi bulana kadar kd gzleriyle taramaya devam etti.
Mark
ki

bir

yeri

ifredeki

enlem/boylamlarn

gsterdiini

sylese

de

WASHINGTON
kulland

D.C.'de-

koordinatlar

bir

derece sapyor. Kyptos aslnda kendisini iaret ediyor.


Parrish heykelin yanna yryp, avcnu harflerden oluan ifre denizinin zerinde gezdirdi. "Hl pek ok ifrenin zlmesi gerekiyor ve
mesajn eski mason srlaryla ilgili olabileceini dnen birok kii var."
Dan

Brown

470

Tuhaf.
Nola bir an iin Kyptos'un modern bir Mason Piramidi olduunu
dnd. Hepsi bir greve sahip, farkl malzemelerden yaplm, ok paral bir ifreydi. "Kyptos ile Mason Piramidi'nin ayn sirri saklamas sence mmkn m?"
"Kim bilir?" Parrish, Kyptos'a hayal krklyla bakt. "Tm mesaj renebileceimizi hi sanmyorum. Ama tabii, birisi kasasn ap, bakan zme bir gz gezdirmeye izin vermesi iin ikna edebilirse, o zaman
baka."

Dokman gizli deildi. Hatta gizlilikle alakas yoktu.

Jim,

Nola imdi masonlarla Kyptos'c badatran sylentileri hatrlar gibi olmutu ama bu arlklar umursamad. Sonra meydann etrafna yerletirilmi heykel paralarna bakarken, tpk Mason Piramidi gibi, paralanm bir ifre -bireim- olduunu fark etti.

Nola ban sallad. imdi her eyi hatrlamaya balamt. Kyptos


yerletirilirken, heykelin tm ifrelerinin zmn ieren mhrl bir zarf
gelmiti. Mhrlenmi zm, o zamann CIA Bakan William Webster'a
emanet edilmi, o da kasasna kilitlemiti. Geen yllar boyunca bir bakann dierine devrettii dokmann hl orada olduu syleniyordu.
Nola'nn William Webster'i dnmesi, hafzasn canlandrarak,
Kyptos'un baka bir ksmn hatrlamasn salamt:
ORADABRYERDEGML.
TAM YERN KM BLYOR?
SADECE W.W.
Orada neyin gmiilii olduunu kimse bilmese de ou kii WW'nun
William Webster olduuna inanyordu. Nola, WW'nun duymu, ama zerine fazla kafa yormamt. William Whiston -Kraliyet Akademisi ilahiyats- isimli bir adam olduuna dair sylentiler.
Rick yeniden konumaya balad. "tiraf etmeliyim ki, sanatlar pek
bilmem ama bence bu Sanborn denilen adam gerek bir deha. nternette
onun Kiril Projektr projesini grdm. Zihin kontrol hakkndaki bir
KGB dokmanndaki Rusa harfleri kla yanstyor. Korkutucu."
Nola artk Rick'i dinlemiyordu. Baka bir gnderideki nc anahtar kelimeyi bulduu kd inceliyordu.
I
4

71

Kayp

Sembol

Doru, o blm tamamen nl bir arkeologun gnlndekilerle bire bir ayn. Yapt kazda Tutankamon'un mezarna giden ANTK BR KAPIYI aa kard ansn anlatyor.

Nola, Kyptos'ta bahsi geen arkeologun, nl Msrolog Hovvard

128.

Carter olduunu biliyordu. Dier gnderide ismi geiyordu.


Carter'n dier kaz notlarna internetten bir baktm. Firavunun huzurunu karan kimseler iin PRAMDN tehlikeli sonular douraca uyarsn yapan bir kil tablet bulmua
benziyor. Bir lanet! Acaba endielenmen miyiz?

Nola suratn ast. "Rick, Tanr akna, bu salan piramitten bahsedi


ekli bile doru deil. Tutankamon piramidin iine gmlmemi. Krallar Vadisi'ne gmlmt. Kriptologlar Discovey Channel seyretmiyorlar m?"
Parrish omuzlarn silkti. "Teknik adamlar ite."
Nola imdi son anahtar kelimeyi grmt.
ocuklar, bilirsiniz ben komplo teorisyeni deilim ama
Jim ve Dave, 2012'de dnyann sonu gelmeden nce son
srrn aa karmak iin u KAZINMI BREM deifre

BLM

Bu delilik.
Gzleri bal olan Robert Langdon, Escalade ssz caddelerde gneye doru hzla ilerlerken hibir ey gremiyordu. Yanndaki koltukta oturan Peter Solomon sessizliini korumakta kararlyd.
Beni nereye gtryor?
Langdon ilgi ve endie karm bir merak duyarken, paralar umutsuzca birletirmeye alan hayal gc de hzla alyordu. Peter iddiasnda kararlyd. Kayp Kelime? Merdivenin dibine, stne yaz yontulmu bir
ta paras mgnl?... Tm bunlar ona imknsz geliyordu.
Tan zerine kaznd iddia edilen yazlar Langdon'n hafzasndayd... ama yine de yedi sembol, anlayabildii kadaryla bir arada hibir ey
ifade etmiyorlard.

etseler iyi olacak... Ciao.

Parrish, "Her neyse," dedi. "CIA bakann, eski bir mason efsanesi
hakkndaki gizli dokman saklamakla sulamadan nce, bu Kyptos tartma panosunu grmek isteyeceini dndm. Zaten, CIA bakan kadar nfuz sahibi birinin bu trden eylere ayracak vakti olduunu sanmyordum."
Nola, antik bir trene katlan tm o nfuz sahibi erkeklerin video grntlerini hayalinde canlandrd. Rick bir bilseydi...
Nihayetinde, Kryptos her neyi aa karyorsa, mesajn gizemli imalar olduunu biliyordu. Ban kaldrp parlayan sanat eserine bakt. Devletin
nde gelen istihbarat tekilatlarndan birinin kalbinde duran boyutlu bir
ifreydi. Bir gn, son ifresini aklayp aklamayacan merak etti.
Rick'le birlikte ieri dnerlerken, kendi kendine glmeye balad.
Orada bir yerde gml.

Ta ustas gnyesi: Drstlk ve doruluk sembol.


Au harfleri: Altn elementinin bilimsel ksaltmas
Sigma: Yunan alfabesindeki S harfi, tm paralarn toplamnn matematiksel sembol
Piramit: nsann gkyzne ulamasn anlatan Msr sembol.
Delta: Yunan alfabesindeki D harfi, deiimin matematiksel sembol
Cva: Eri eski simya sembol
Ouoboros: Btnlk ve bir olma sembol
Solomon bu yedi semboln bir "mesaj" olduu konusunda hl srarlyd. Eer doruysa, bu Langdon'n nasl okuyacan hi bilmedii bir mesajd.
Escalade aniden yavalad ve hzla saa, garaj yolu ya da giri yolu
gibi daha farkl bir zemine sapt. Yerinde dorulan Langdon nerede olduk\

Dan

Brown

494

495

Kayp

Sembol

larna dair bir ipucu yakalamak iin dikkatle dinledi. Yaklak on dakikadr yolculuk yapyorlard. Langdon zihniyle takip etmeye alsa da yn
tayin etme yeteneini ok abuk kaybetmiti. Tek bildii, u anda Mabet
Evi'ne doru gittikleriydi.
Escalade durunca, Langdon arabann camnn indirildiini duydu.
ofr, "Ajan Simkins, CIA," diye bildirdi. "Sanrm, bizi bekliyordunuz."
Sert bir asker sesi, "Evet, efendim," diye karlk verdi. "Bakan Sato daha nce telefon etmiti. Gvenlik barikatm aana kadar bekleyin."
Langdon artan bir aknlkla konumalar dinledi, askeri bir sse girmek
zere olduklarn imdi anlyordu. Araba, przsz bir asfalt zerinde yeniden
hareket edince, Langdon ban Solomon'a doru evirdi. "Neredeyiz, Peter?"
"Gzban sakn karma!" Peter'n sesi sertti.
Ara ksa bir mesafe gittikten sonra tekrar yavalayarak durdu. Simkins motoru kapatt. Sesler artmt. ou askeri komutlard. Birisi Simkins'ten kimliini istedi. Ajan arabadan inip, adamlarla alak sesle konutu.
Langdon'n kaps aniden ald ve gl eller onun arabadan inmesine yardm etti. Hava ok souk ve rzgrlyd.
Solomon yannda duruyordu. "Robert, ajan Simkins seni ieri gtrecek."
Langdon kilidin iinde dnen metal anahtar seslerini... sonra da ar
demir bir kapnn gcrtyla aldn duydu. Antik bir bodrum merdiveni
kapsnn Sesine benziyordu. Beni hangi cehenneme gtryorlar?
Simkins, Langdon'n metal kapya doru ilerlemesini salad. Eikten getiler. "Dmdz ilerleyin, profesr."
Ortalk birden sessizlemiti. lm sakinlii. Issz. erideki hava
steril ve ilem grm gibi kokuyordu.
Simkins ve Solomon, Langdon' aralarna alm, onu yank yapan bir
koridorda yrtyorlard. Mokasen ayakkablarnn altndaki zemin, ta
hissi veriyordu.
Metal kap arkalarndan grltyle kapannca, Langdon irkilerek yerinde srad. Kilitler dnd. Gzbann altnda terliyordu. Hemen karp
atmak istedi.
Artk yrmyorlard.
Simkins, Langdon'n kolunu brakt ve bir dizi elektronik bip sesinden sonra nlerinde beklenmedik bir grlt duyuldu. Langdon bunun kayarak alan otomatik bir gvenlik kaps olduunu dnd.
Dan

Brown

404

Simkins, "Bay Solomon, siz ve Bay Langdon buradan sonra yalnz


ilerleyeceksiniz. Ben sizi burada bekliyorum," dedi. "El fenerimi aln."
Solomon, "Teekkr ederim," dedi. "Birazdan dneriz."
El feneri mi? Langdon'n kalbi deli gibi atmaya balamt.
Peter, Langdon'n koluna girip ilerledi. "Benimle yr, Robcrt."
Birlikte, yavaa baka bir eikten getiler ve gvenlik kaps arkalarndan grltyle kapand.
Peter olduu yerde durdu. "Bir sorun mu var?"
Langdon aniden kusacak gibi olmu ve dengesini kaybetmiti. "Sanrm, gzban karmam gerekiyor."
"Henz deil, neredeyse geldik."
"Neredeyse nereye geldik?" Langdon, karn boluunda artan bir
arlk hissediyordu.
"Sana syledim. Seni Kayp Kelime'ye inen merdiveni grmeye gtryorum."
"Peter, bu hi komik deil!"
"Ama, komik olmas deil. Ama, zihnini amak, Robcrt. Sana, bu
dnyada henz fark etmediin gizemler olduunu hatrlatmak. Ve seninle
birlikte bir adm daha atmadan nce, benim iin bir ey yapman istiyorum. Sadece bir anlna... efsaneye inanmam istiyorum. Yzlerce metre
aada, insanolunun en byk kayp hazinelerinden birine inen sarmal
merdivenden aa bakmak zere olduuna inanman istiyorum."
Langdon'n ba dnyordu. Sevgili arkadana inanmak istiyor, ama
inanamyordu. "Daha yolumuz var m?" Kadife gzba terden srlsklam
olmutu.
"Hayr. Sadece birka adm daha. Son bir kapdan geeceiz. imdi,
onu ayorum."
Solomon, onu bir anlna braknca, ba dnen Langdon olduu
yerde salland. Dengesini bulmak iin uzannca Peter hemen yanna geldi.
Ar otomatik kap nlerinde grltyle ald. Peter, Langdon'n koluna
girdi ve yeniden ilerlemeye baladlar.
"Bu taraftan."
Bir eikten daha getiler ve kap arkalarndan kayarak kapand.
Sessizlik. Souk.
405

1
Kayp

Sembol

Langdon, bu yerin -her neresi ise- gvenlik kaplarnn, dier tarafndaki dnyayla bir ilgisi olmadn hissetti. Hava, bir mezar kadar rutubetli
ve souktu. Akustii yoktu. Klostrofobi krizinin eiinde olduunu hissetti.

"Orada ne var?" Langdon bir anda Kongre Binas'nn altndaki Yc t|


sma Odas'n ve iinde dev bir yeralt maarasna alan bir kap olabij^
ceine inann hatrlad.

"Birka adm daha." Solomon onu bir keden dndrp, tam durmas gereken yere getirdi. Sonunda, "Gzban zebilirsin," dedi.
Langdon kadife gzban hemen kard. Nerede olduunu anlamak
iin etrafna baknd, ama hl hibir ey gremiyordu. Gzlerini ovuturdu. Hibir ey gremedi. "Peter, buras zifiri karanlk!"

"Sadece bak, Robert." Solomon, onu hafife ileri doru itti. "Ve ke^,
dine sahip ol, nk grecein ey seni ok edecek."

"Evet, biliyorum. nne doru uzan. Bir parmaklk var. Onu tut."
langdon karanlkta el yordamyla aranarak, demir parmakl buldu.
"imdi izle." Peter'n bir ey arandn duyabiliyordu. Aniden el fenerinin keskin karanl deldi. Ik yere dorultulmutu, bu yzden
Langdon henz etrafnda neler olduunu gremeden Solomon el fenerini
parmakln zerinden, aaya dorulttu.
Langdon dipsiz bir kuyuya... yeryznn derinliklerine inen sonsuz
bir sarmal merdivene bakyordu. Tanrm! Neredeyse dizlerinin ba zlmt, destek almak iin parmakla tutundu. Merdiven geleneksel
kare spiral eklindeydi. El fenerinin dipsiz karanlkta yok olurken,
Langdon yerin altna inen en az otuz basamak grebiliyordu. Dibini gremiyorum bile!
Kekeleyerek, "Peter..." dedi. "Buras neresi!"
"Seni birazdan merdivenin dibine gtreceim, ama bunu yapmadan
nce sana baka bir ey gstermeliyim."
tiraz edemeyecek kadar bitkin olan Langdon, Peter'n kendisini
merdiven boluundan uzaklatrp, tuhaf, kk bir odadan geirmesine
izin verdi. Peter, el fenerini ayaklarnn altndaki anm ta zemine doru tuttuundan, Langdon etraflarndaki mekn hakknda fazla bilgi sahibi
olamyordu... tek bildii kk bir yer olduuydu.
Minik bir ta oda.

Ne grecei hakknda hibir fikri olmayan Langdon cama doru i l ^


ledi. Kapya yaklarken, Peter el fenerini sndrnce, kk oda zifiri .
ranla brnd.
Gzleri karanla alan Langdon nne doru uzanp, elleriyle c (|
var, sonra cam buldu ve yzn effaf kapya yaklatrd.
Arka taraf hl karanlkt.
Yzn cama bastrarak daha da yaklat.
Sonra grd.
Langdon'n vcuduna yaylan ok ve aknlk dalgas, iyice iine ilQ
yerek midesini altst etti. Beyni, karnda duran hi beklenmedik grnt^-,
kabullenmeye alrken neredeyse akast dyordu. Robert Langdon, e^
mn dier tarafnda duran eyi en lgn ryalarnda bile hayal edemezdi.
nanlmaz bir grntyd.
Karanln iinde gz kamatrc, beyaz bir k, prltlar saan hjj,
mcevher gibi parlyordu.
Langdon imdi her eyi anlyordu... Giri yolundaki barikat... ana ^
fiteki muhafzlar... dardaki ar metal kapy... grltyle alp kap t u
nan otomatik kaplar... midesindeki arl... kafasndaki sersemlii... ve
bu minik ta blmeyi.
Peter arkasndan, "Robert," diye fsldad. "Bazen bak asn
itirmek, grmeye yeter."
Dili tutulan Robert pencereden dar bakt. Baklar, gecenin kara lv
lnda gezindi, bir kilometreden uzun bolukta gidip geldi, sonra aa u
ya... daha da aaya... karanla doru indi ve muhteem bir ekilde ay_
dnlatlm Kongre Binas'nn sade, beyaz kubbesi zerinde durdu.

Odann kar duvarna hemen vardlar, iinde dikdrtgen bir cam gmlyd. Langdon bunun dier odaya alan bir pencere olabileceini dnd ama durduu yerden, dier tarafn karanlndan baka bir ey grnmyordu.
Peter, "Haydi," dedi. "Bak,"

Langdon, Kongre Binas'n daha nce hi bu adan -Amerika'n^


muhteem Msr dikilitann zerinde, yerden yz yetmi metre yksekte
dururken- grmemiti. Bu akam, hayatnda ilk kez, kk gzlem odas u
na... Washington Ant'mn tepesine kmt.

498

499

Dan

Brown

Kayp Sembjj

129.

BLM

Aadaki manzarann gcn iine ekerken, cam kapda bylenmi bir halde duruyordu. Bilmeden yzlerce metre yukar ktktan sonra,
imdi hayatnda grd en harikulade manzaralardan birini hayranlkla
seyrediyordu.
Ulusal Park'n dou ucundaki ABD Kongre Binas'nn kubbesi, bir
da gibi ykseliyordu. Binann her iki yanndan, ona doru iki paralel k
izgisi uzanyordu. Bunlar Smithsonian mzelerinin aydnlatlm cepheleriydi; sanat, tarih, bilim ve kltr abideleri.
Langdon imdi byk bir aknlkla Peter'n doru olduunu iddia
ettii eylerin gerekten de doru olduunu gryordu. Gerekten de sarmal bir merdiven var... ve byiik bir tan altnda yzlerce metre aa iniyor. Bu obeliskin kapak ta, tam bann stndeydi. Langdon, rktc
derecede benzerlik tekil eden nemsiz bir bilgiyi hatrlad: Washington
Ant'nn kapak ta, tam olarak bin yz libre'" geliyordu.
Yine 33 says.
Bundan daha da artc olan; bu kapak tann doruu, bu dikilitan zirvesi, minik ve parlak bir alminyum ile talandrlmt, nk zamannda altn kadar deerli olan bir metaldi. Washington Ant'nn parlak
tepesi, Mason Piramidi'yle ayn boyutta, yaklak otuz santim kadard. Bu
kk metal piramidin stnde inanlmaz bir yaz-_a
vard.
Langdon o anda anlad. Ta piramidin tabanndaki asl mesaj bu.

Yedi sembol bir transliterasyon/(1)


ifrelerin en basiti.
Semboller harf.
(1) 1650 kg

Brown

Langdon, "Laus Deo," diye fsldad. "Tanr'ya krler olsun" anlamndaki bu nl Latince deyi, Washington Ant'nn tepesine, santimlik elyazs harflerle yazlmt. Gzler nnde ama... kimsenin gremeyecei bir yerde.
Odann yumuak klarn aan Peter, arkasndan, "Tanr'ya krler
olsun," dedi. "Mason Piramidi'nin son ifresi."
Langdon arkasn dnd. Arkadann yznde geni bir glmseme
vard. Daha nce mason ktphanesinde onun "Tanr'ya krler olsun,"
dediini imdi ok iyi hatrlyordu. Ama ben hl bir ey anlamadm.
Langdon, efsanevi Mason Piramidi'nin onu buraya ynlendirmesinin
ne kadar uygun dtn fark edince pedi... Ulusun kalbinden gkyzne ykselen, Amerika'nn byk dikilitana -gizemli antik bilgeliin
sembol- gelmiti.
Kare eklindeki kk odada saatin ters ynnde hareket eden Langdon, baka bir seyir penceresinin nne geldi.
Kuzey.
Kuzeye bakan bu pencereden, tam karsnda duran Beyaz Saray'n o
tandk siluetine bakt. Ufukta, kuzeydeki Mabet Evi'nc giden On Altnc
Sokak'n dz izgisini grd.
Heredom 'm gneyi/ideyim.
Kenar boyunca giderek dier pencereye geldi. Batya bakan Langdon, Lincoln Antna giden yansma havuzunun uzun drtgenini takip etti. Klasik Yunan mimarisine, Atina'daki Partheon, Athena -kahramanlk giriimlerinin tanras- Tapna ilham vermiti.
Langdon, annuit coeptis, diye dnd. Tanr giriimlerimizi destekler.
Son pencereye giden profesr, karanlkta parlayan Jefferson Ant'nn bulunduu, Tidal Basin(,) zerinden gneye doru bakt. Zarife
(1) Gelgit Havzas.

(2) evri-yazm, harf evirisi.

Dan

Ta ustas gnyesi -L
Altn elementi-AU
Yunanca Sigma-S
Yunanca Delta-D
Simya cvas- E
Ouroboros-O

444

449

kayp Sembol

eimlenen kk kubbeye, mitolojideki byk Roma tanrlarnn evi olan


Panteon'un eklinin verildiini biliyordu.
Drt yne birden bakm olan Langdon, Ulusal Park'a ait, havadan ekilmi fotoraflar dnd. Drt kolunu Washington Ant'ndan pusulann
ana ynlerine doru uzatyordu. Amerika'nn kesien yollarnda duruyorum.
Langdon geriye dnp. Peter'n durduu yere geldi. Akl hocas keyiften k sayordu. "Evet Robert, ite bu. Kayp Kelime. Gml olduu yer buras. Mason Piramidi bizi buraya getirdi."
Langdon sersemlemi, Kayp Kelime'yi tamamyla unutmutu.
"Robert, senden daha gvenilir birini tanmyorum. Ve byle bir geceden sonra, tm bunlarn neyle ilgisi olduunu bilmeyi hak ettiine inanyorum. Efsanede vaat edildii gibi, Kayp Kelime gerekten de sarmal merdivenin altnda gml." Antn uzun merdivenlerinin giriini gsterdi.
Ayaklar yerden kesilmi olan Langdon imdi de aknd.
Peter hemen elini cebine sokup, kk bir nesne kard. "Bunu hatrlyor musun?"
Langdon, Peter'n ona uzun zaman nce emanet ettii kp eklindeki
kutuyu eline ald. "Evet... ama sanrm onu korumay pek beceremedim."
Solomon kendi kendine gld. "Belki de gn na kma zaman
gelmiti."
Ta kpe gz atan Langdon, Peter'n bunu neden kendisine verdiini
merak ediyordu.
Peter. "Bu sana neyi anmsatyor?" diye sordu.
bakan Langdon, Katherine paketi atnda edindii ilk izlenimi hatrlad. "Bir ke ta."
Peter, "Kesinlikle," diye cevap verdi. "imdi, ke talan hakknda
bilmediin birka ey olabilir. Birincisi, ke ta yerletirme kavram, Eski Ahit'ten gelir."
Langdon ban sallad. "Kitab Mukaddes'te Mezmurlar Kitab."
"Doru. Ve gerek bir ke ta daima yere gmlr; binann yeryznden, gkyznn aydnlna kan ilk basaman temsil eder."
Kongre Binas'na doru bakan Langdon, ke ta temelinin ok derinlere gmld iin, bugne kadar yaplan kazlarda bulunamadn
hatrlad.
Solomon, "Son olarak," dedi. "Elinde tuttuun ta kutu gibi, ke talarnn pek ou birer mahzendir... ve ilerinde, gml hazineleri saklaDan

Brown

502

yabilecekleri boluklar vardr... bu hazinelere tlsm da diyebilirsin, ykselecek olan binann gelecee dair mitlerini yanstan bir sembol."
Bu gelenei Langdon da biliyordu. Masonlar bugn bile, anlaml
nesneleri, mhrledikleri ke talarna yerletirirlerdi; zaman kapslleri,
fotoraflar, bildiriler, hatta baz nemli kiilerin klleri.
Merdivene bir gz atan Solomon, "Sana bunu neden anlattm iyi
aklamam gerek," dedi.
"Kayp Kelime'nin, Washington Ant'nn ke tana gmldn
m dnyorsun?"
"yle dnmyorum, Robert. Biliyorum. Kayp Kelime bu ke tama 4 Temmuz 1848'de, bir mason treniyle gmld."
Ona bakan Langdon, "Mason kurucularmz bir kelime mi gmdler?" diye sordu.
Peter ban sallad. "Evet, yle yaptlar. Gmdkleri eyin gerek
gcn biliyorlard."
Langdon gece boyunca soyut kavramlar anlamaya almt... Antik
Gizemler, Kayp Kelime, asrlarn srlar. imdi somut bir ey istiyor ve
Peter'n yz yetmi metre aalarndaki ke tanda, her eye k tutacak anahtarn gml olduu iddiasn kabul etmekte glk ekiyordu.
Hayat boyu gizemlerin stnde altklar halde, hl orada sakl olduu
sylenen gce ulaamam insanlar var. Etrafnda, simyann gizemli srlarn kefetme yolundaki baarsz abalarnda kulland gerelerle oturan
Drer'in Melankoli'deki kederli Bilge'sii hatrlad. Srlar gerekten zlebilse bile, hepsi tek bir yerde bulunamazlar!
Langdon, herhangi bir cevabn yeryzndeki binlerce cilde yayldna inanrd... Pisagor, Hermes, Heraclitus, Paracelsus ve yzlecesinin yazlarnda ifrelenmiti. Cevap; simya, gizemcilik, sihir ve felsefenin unutulmu, tozlu kitaplarnda yazlyd. Cevap; antik skenderiye Ktphanesi'nde, Smerlerin kil tabletlerinde ve Msr'n hiyerogliflerinde saklyd.
Ban iki yana sallayan Langdon, alak bir sesle, "Peter, zgnm,"
dedi. "Antik Gizemleri anlamak, yaam boyu devam eden bir sretir.
Anahtarn tek bir kelimede bulunacana akl sr erdiremiyorum."
Peter elini Langdon'm omzuna koydu. "Robert, Kayp Kelime bir
'kelime' deil." Gururla glmsedi. "Biz ona 'kelime' diyoruz, nk eskiler ilk balarda... yle derlerdi."
470

l
4 71 Kayp Sembol

Metinde unlar yazyordu:


ZAMAN BR NEHRDR... VE KTAPLAR DA SANDALLARDIR. BROK CLT, YOLCULUUNA BU NEHRDEN
BALAR, PARALANIR VE KUMLARA GMLEREK UNUTULUR. SADECE OK AMA OK AZI ZAMANIN SINAVLARINI GEER VE GELECEK DEVRLER KUTSAMAK ZERE

130.

BLM

Balangta kelime vard.


Dean Galloway, Ulusal Katedral'deki Byk armh'n nnde
diz kt ve Amerika iin dua etti. Sevgili lkesinin kelimenin gerek
gcn -tm eski ustalarn yazl bilgeliklerinin kaytl koleksiyonunubyk bilgeler tarafndan retilen ruhani gerekleri anlayabilmesi iin
dua etti.
Tarih, insanolunu retmenlerin en bilgeleriyle, ruhani ve zihinsel
gizemleri kavraylar her trl anlaytan stn olan aydnlanm ruhlarla
kutsamt. Bu statlarn -Buda, sa, Muhammet, Zerdt ve dierleri- deerli szleri, en eski ve en deerli aralarla tarih boyunca iletilmiti.
Kitaplarla.
Yeryzndeki her kltrn, birbirinden farkl olmasna ramen yine
de ayn saylan, kendi kutsal kitab -kendi kelimesi- vard. Hristiyanlar
iin kelime ncil, Mslmanlar iin Kuran, Museviler iin Tevrat, Hindular iin Veda idi.
Kelime, yolu aydnlatacak.
Amerika'nn mason atalar iin kelime, ncil olmutu. Ama tarih boyunca sadece birka kii onun gerek mesajn anlayabilmiti.

HAYATTA KALIR.

Bu ciltlerin hayatta kalmasnn, dierlerinin de yok olmasnn bir


nedeni var. Dea Galloway, bir din adam olarak, eski spirituel metinlerin
-yeryznde zerinde en ok allm kitaplarn- aslnda, en az anlalanlar olmasn her zaman aknlk verici bulmutu.
Bu sayfalarn arasna gizlenmi, olaanst bir sr var.
Yaknda bir gn afak skecek ve insanolu sonunda eski retilerin
basit, dntrc gereini kavramaya balayacak... ve kendi ihtiaml
doasn anlamakta ileri doru bir kuantum sramas yaayacakt.

Bu gece, Galloway byk katedralin iinde tek bana diz kerken,


ellerini kelimenin -kendi Mason ncili'nin eski bir kopyasyd- zerine
koydu. Bu deerli kitap, btn Mason ncilleri gibi, Eski Ahit'i, Yeni
Ahit'i ve felsefik mason yazlarnn sahipsiz hazinesini ieriyordu.
, ' Galloway'm gzleri artk metni okuyamyor olsa da, nsz ezbere
biliyordu. Yce mesaj, dnyadaki milyonlarca kardei tarafndan birok
dilde okunmutu.
Dan

Brown

504

470

4 71 Kayp Sembol

lyor,' der. zdeyiler, bilginlerin szlerinin 'bilmece' olduklarna dikkat


ekerken, Korintliler 'gizli bilgelikten' bahseder. Yuhanna ncili: 'Sizinle
mesellerle konuacam... ve karanlk szler kullanacam,' diye uyarr."

1 3 1 . BLM
Washington Ant'nm belkcmiinden, ak bir asansr boluunun
etrafnda aa inen sarmal merdivenin 896 ta basama vard. Solomon'la birlikte basamaklar inerlerken, Langdon, arkadann az nce syledii artc gerekle baa kmaya alyordu: Robert, bu antn ii
oyuk ke tann iine atalarmz, kelimenin -incil- bir kopyasn gmdler. O kelime, bu basamaklarn sonundaki karanlkta bekliyor.
Aa inerlerken, Peter sahnlardan birinde aniden durup, duvara gmlm byk bir madalyonu aydnlatmak iin el fenerini yakt.
Bu da ne byle?! Langdon, zerindeki oymay grnce yerinde srad.
Madalyonda, elinde trpan tutan pelerinli korkun bir figrn, bir
kum saatinin yannda diz k betimlenmiti. Kolunu yukar kaldran figr, iaretparman uzatarak, "Cevap orada!" der gibi, ak duran byk
bir ncil'i gsteriyordu.
Oymaya bakan Langdon, sonra ban Peter'a evirdi.
Akl hocasnn gzleri gizemle parlyordu. "Bir eyi dnmeni istiyorum Robert." Sesi bo merdivenlerde yankland. "Sence, insanln btn o hengmeli tarihi boyunca ncil neden binlerce yl ayakta kalabildi?
Neden hl var? Okumas ok ilgin hikyeleri olduu iin mi? Elbette deil... ama bir nedeni var. Hristiyan keilerin hayatlarn ncil'i deifre etmeye adamalarnn bir sebebi var. Musevi gizemcilerle Kabalaclarn, gzlerini Eski Ahit'e dikmelerinin, Mslman din bilginlerinin Kura' teftir
etmelerinin bir sebebi var. te tm bunlar Robert, bu antik kitaplarn sayfalarnda gl srlarn sakl olduunu sylyor... Aa kmay bekleyen,
geni bir bilgelik koleksiyonu."
Langdon, tm kutsal kitaplarn gizli bir anlam, alegori, sembolizm
ve mesellerle sl rtlm bir mesaj olduu teorisine yabanc deildi.
Peter, "Peygamberler bizi, gizemlerini paylamak iin kullandklar
dilin ifreli olduu konusunda uyardlar," diye devam etti. "Markos ncili
bize, 'Size gizemi bilmenizi salayacak bilgi verildi... ama meselle anlat470
Dan

Brown

Karanlk szler, diye dnen Langdon, bu tuhaf deyiin hem zdeyiler'de, hem de Zebur 78'de defalarca tekrarlandn hatrlad. Azm
meselle ap, eskilerin karanlk szlerini dile getireceim. Langdon, "karanlk szler" kavramnn "eytani" deil, gerek manasnn gizlendii veya stnn rtld anlamna geldiini renmiti.
Peter, "Ve eer phen varsa, Korintliler alenen mesellerin iki anlam
olduunu syler," diye ekledi. '"Bebekler iin st ve erkekler iin et'; burada st olgunlamam zihinler iin sadeletirilmi okuma paralan, et ise
sadece olgunlam zihinlerin eriebilecei gerek mesaj anlamna gelir."
El fenerini yukar kaldran Peter, bir kez daha, maksatl bir ekilde,
ncil'i iaret eden pelerinli figr aydnlatt. "pheci olduunu biliyorum
Robert, ama yle dn. ncil'in gizli bir anlam yoksa, o halde neden tarihteki en parlak zeklar -Kraliyet Akademisi'ndeki dhi bilim adamlar da
buna dahil- onu incelemeyi taknt haline getirdiler? Sir Isaac Newton,
Kutsal Kitap'n anlamn deifre etmeye alrken, ncil'deki gizli bir bilimsel bilgiyi elde ettiini savunduu 1704 elyazmas da dahil olmak zere, bir milyondan fazla kelime yazd."
Langdon bunun doru olduunu biliyordu.
Peter, "Ve Sir Francis Bacon," diye devam etti. "Kral James'in onayl Kral James ncili'ni yazmas iin tuttuu aydn, ncil'in ifreli bir anlam
olduuna ylesine kanaat getirmiti ki bugn hl zerinde allan kendi
ifrelerini yazd! Tabii bildiin gibi Bacon bir Gl Halyd ve The Wisdom
of the Aucieuts'{V) kaleme almt." Peter glmsedi. "Hatta ikonoklast<2) air William Blake bile, satr aralarn okumamz gerektii ipucunu vermiti."
Langdon o dizeleri biliyordu:
NCL' OKURUZ AKAM SABAH
AMASZN BEYAZ OKUDUUNUZU BEN OKURUMSYAH
Gitgide hzlanmakta olan Peter, "Ayrca tm bunlar Avrupal aydnlarla da snrl deildi," diye devam etti. "En zeki atalarmzn -John Adams,
(1) Eskilerin Bilgelii
(2) Yerlemi geleneklere kar kan.

4 71

Kayp

Sembol

Ben Franklin, Thomas Paine, ncil'i gerek anlamnda yorumlayabilmenin


tehlikeleri hakknda uyanda bulunduklar yer burasyd Robert, gen Amerikan ulusunun tam kalbi. Aslnda Thomas Jefferson, ncil'in gerek mesajnn sakl olduuna ylesine inanmt ki sayfalar yrtp; kendi deyiiyle,
'sahte yap iskelesinden kurtarp gerek retileri eski durumuna getirmek'
iin, kitab yeniden dzenlemiti."
Langdon bu tuhaf gerein farkndayd. Jefforson ncili bugn hl
baslyordu ve tartmal dzeltileri arasnda, sa'nn bakire Meryem'den
domas ile yeniden diriliinin ncil'den karlmas da vard. nanlmaz
bir ekilde, on dokuzuncu yzyln ilk yansnda, her yeni kongre yesine
Jefferson ncili hediye edilmiti.
"Peter, bu konuyu ilgi ekici bulduumu biliyorsun. Zeki insanlarn
kutsal kitaplarn gizli anlamlar olduu fikrini cazip bulduklarn anlayabilirim, ama bana mantkl gelmiyor. Herhangi bir akademisyen sana retimin ifreli yaplmadn syleyebilir."
"Anlamadm?"
"retmenler retir, Peter. Peygamberler -tarihin en byk retmenleri- neden dillerini anlalmaz klsnlar? Dnyay deitirmeyi mit
ettiyseler, neden ifreli konutular? Neden dnyann anlayabilecei ekilde ak anlatmadlar?"
Aa inerken, dnp omzunun stnden bakan Peter, bu soru karsnda arm gibiydi. "Robert, Antik Gizemler Okulu neden gizli tutulduysa, ncil de o yzden ak konumad... yeni atanan papazlar asrlarn
gizli retilerini renmeden nce neden eitildilerse o yzden!.. Ivisible College'deki bilim adamlar neden bilgiyi bakalaryla paylamak istemcdilerse o yzden. Bu bilgi ok gl Robert. Antik Gizemleri atya kp haykramazsm. Gizemler, ustann elinde yolu aydnlatacak, ama delinin elinde dnyay dalayacak, yanan bir mealedir."

falar mitsizce bize srr anlatmaya alrlar. Anlamyor musun? ncil'de geen 'karanlk szler', bizimle gizli bilgeliklerini sessizce paylaan eskilerin fsltsdr."
Langdon hibir ey sylemedi. Anlad kadaryla Antik Gizemler,
insan zihninin gizli kalm gcnden yararlanmak iin bir kullanma klavuzuydu... kiinin Tanrlamas iin bir tarifti. Langdon gizemlerin gcn hibir zaman kabul edememiti ve elbette, ncil'in bir ekilde bu gizemlerin anahtarn saklad dncesi ona imknsz gibi geliyordu.
"Peter, ncil ve Antik Gizemler birbirlerinin tam ztt. Gizemler kiinin iindeki tanryla ilgilidir... insann tanr olmas halidir. ncil ise kiinin
stndeki Tanr ile ilgilidir... insansa gsz bir gnahkrdr."
"Evet! Kesinlikle! Doru noktaya parmak
r'dan ayrd an, kelimenin anlam kayboldu.
limeyi sadece kendilerinin anladn haykran
de duyulmaz oldu... Onlar kelimenin sadece ve
zldn iddia ederler."

bastn! nsan kendini TanEski statlarn sesleri, keuygulayclarn grltsnsadece kendi dillerinde ya-

Peter merdivenlerden inmeye devam etti.


"Robert, eskiler retilerinin nasl arpltldn... dinin cennete bilet kesen bir gie haline geldiini... askerlerin, Tanr'nm kendi davalarn
desteklediine inanarak savaa kotuklarn grselerdi dehete derlerdi,
bunu ikimiz de biliyoruz. Kelimeyi kaybettik ama gerek anlam hl eriebileceimiz bir yerde, gzlerimizin nnde. Gnmze kadar gelen tm
metinlerde, ncil'den Bhagavad Gita'ya ve Kuran'a kadar her yerde yazyor. Tm bu metinlere farmasonluun sunaklar zerinde yer ayrlmtr,
nk masonlar kelimenin unutulmaya yz tuttuunu bilirler... ama bu metinlerin her biri, kendi diliyle, ayn mesaj sessizce fsldamaktadr." Peter'n sesi duygu yklyd. "Sizler tanr olduunuzu bilmez misiniz?"

Langdon aniden durdu. Neden bahsediyor? "Peter, ben ncil'den


bahsediyorum. Sen neden Antik Gizemlerden bahsediyorsun?"

Langdon b eski deyiin, bu gece srekli karsna kmasna hayret


etti. Hem Galloway ile konuurken, hem de Kongre Binas'nda Washington'in Ge Yiikselii'ni aklamaya alrken bu konuyu derinlemesine
dnmt.

Peter, ona dnd. "Robert, anlamyor musun? Antik Gizemlerle ncil


ayn ey."
Langdon donup kald.
Sylediklerini iyice anlamasn bekleyen Peter bir sre sessiz kald.
"ncil, gizemlerin tarih boyunca aktarld kutsal kitaplardan biri. Say-

Peter'm sesi fsltya dnt. "Buda, 'Sen tanrsn,' dedi. sa, 'Tann'nn Krall iinizdedir,' diye retti ve hatta bize 'Benim yaptklarm
siz de yapabilirsiniz... hem de daha byn,' diye vaatte bulundu. Sufizm, tanry insann iinde aramak gerektiini ve insann birok ynyle tanrnn yansmas olduunu belirtir. Papala kar kan ilk papa -Ro-

508

509

Da

Brown

Kayp

Sembol

mal Hippolytus- bile, gnostik retmen Monoimus'un: 'Tanr'y aramay brakn... bunun yerine kendinizden balayn,' sznden alnt yaparak,
ayn mesaj vermiti."
Langdon, Mabet Evi'nde, Mason Tyler'n sandalyesinin arkasna kaznm iki rehber kelimeyi hatrlad: KENDNZ BLNZ.
Peter zayf bir sesle, "Bir zamanlar bilge bir adam bana, Tanr'yla senin arandaki fark, senin ilahi olduunu unutman demiti." dedi.
"Peter, seni duyuyorum ve sylemek istediklerini anlyorum. Evet, tanr olduumuza inanmak isterdim ama aramzda dolaan tanrya hi rastlamadm. Hi insanst bir varlk grmedim. ncil'in veya dier kutsal kitaplarn
mucizelerini rnek gsterebilirsin, ama onlar insanlar tarafndan uydurulmu
ve zaman iinde abartlm eski hikyelerden baka eyler deiller."
Peter, "Belki," dedi. "Veya belki de bizim bilimimizin, eskilerin bilgeliine erimesini beklememiz gerek." Durdu. "Komik olan u ki... Katherine'in aratrmalarnn bunu baarabileceine inanyorum."
Langdon birden Katherine'in Mabet Evi'nden aceleyle ktn hatrlad. '"Hey, sahi, o nerede?"
Srtan Peter, "Yaknda gelir," dedi. "Ne kadar ansl olduunu gzleriyle grmeye gitti."
Darda, antm kaidesinde souk akam havasn iine eken Peter Solomon, canlandn hissetti. Langdon'n dikkatle yere bakp, ban kamasn ve sonra da dikilitan kaidesinin etrafna baknmasn keyifle izledi.
Peter, "Profesr," diye aka yapt. "ncil'in iinde bulunduu ke ta
yerin altnda. Kitaba eriemezsiniz ama, orada olduuna sizi temin ederim."
Dncelere dalm gibi grnen Langdon, "Sana inanyorum," dedi. "Ben sadece... bir ey fark ettim."
Langdon geriye doru adm atp, Washington Ant'nn durduu dev
meydana gz gezdirdi. Dairesel alan, antn etrafnda ortak merkezli iki daire
oluturan, iki sra koyu renk ta hari... tamamyla beyaz tatan yaplmt.
Langdon, "emberin iinde ember," dedi. "Washington Ant'nn,
emberin iindeki bir emberin merkezinde ykseldiim daha nce fark
etmemitim."
Peter glmsemesine engel olamad. Hibir eyi de kalmyor. "Evet,
byk noktal daire... Amerika'nn kesime noktasnda... Tanr'nn evrensel
sembol." Muzip bir tavrla omuzlarn silkti. "Eminim sadece bir tesadftr."
Dan

Brown

470

Baklarn ge doru eviren Langdon, gzlerini karanlk gkyznde bembeyaz parlayan kuleye evirdiinde dalgn grnyordu.
Peter, onun, bu yaptn gerekte ne olduunu... antik bilgeliin sessiz
bir hatrlatcs... bir ulusun kalbindeki aydnlanm insann ikonu olduunu anlamaya baladn hissediyordu. Peter tepedeki minik alminyum
ucu gremese de gkyzne uzanan aydnlanm insan zihninin orada olduunu biliyordu.
Las Deo.
"Peter?" Langdon, gizemli bir yeliin kabul treninden geen bir
adam gibi yanna yaklat. "Az kalsn unutuyordum," diyerek elini cebine
soktu ve Peter'n mason yzn kard. "Btn gece boyunca bunu sana geri vermek istedim."
"Teekkr ederim Robet." Sol elini uzatp yz alan Peter, ona
hayranlkla bakt. "Etrafndaki tm gizlilik ve esrarla birlikte bu yzn
ve Mason Piramidi'nin... hayatmda byk bir etkisi olduunu biliyorsun.
Piramit, gizemli srlar olduu vaadiyle bana genken verilmiti. Sadece
varl bile, dnyada byk gizemler olduuna inanmama yetti. Merakm
uyandrd ve zihnimi Antik Gizemlere amamda bana ilham verdi." Sessizce glmseyip yz cebine att. "imdi anlyorum ki. Mason Piramidi' in asl amac cevaplar aklamak deil, onlar araclyla bir sihre ilham vermekmi."
ki adam uzunca bir sre antn dibinde sessizce durdu.
Langdon sonunda ciddi bir sesle konumaya balad. "Senden bir iyilik istemek zorundaym Peter... dostun olarak."
"Elbette. Ne istersen."
Langdon bunun zerine isteini belirtti.
Onun hakl olduunu bilen Solomon ban sallad. "Yapacam."
Bekleyen Escalade'i gsteren Langdon, "Hemen," diye ekledi.
"Tamam... ama bir artla."
Langdon kendi kendine glerek, gzlerini devirdi. "Bir ekilde son
sz syleyen hep sen oluyorsun."
"Evet, Katheine ile senin grmeni istediim son bir ey var."
"Bu saatte mi?" Langdon saatine bakt.
Solomon eski dostuna scack glmsedi. "Washington'n en gz alc hazinesidir... ve ok ama ok az sayda insan grmtr."
4 71

Kayp

Sembol

Katherine rahat bir soluk ald. "Teekkr ederim."


"Seni burada beklememi syledi."

132.

BLM

Katherine Solomon, Washington Amt'nm kaidesine doru hzla tepeyi trmanrken, kendini iyi hissediyordu. Bu akam byk ok ve znt yaamt, ama dnceleri imdi, geici de olsa Peter'n ona verdii harika habere -kendi gzleriyle grp, onaylad habere- odaklanmt.
Aratrmam gvende. Hepsi.
Laboratuvarnn holografik veri srcleri bu akam imha edilmiti,
ama Peter, Mabet Evi'nde ona bu olaydan nce, tm Noetik aratrmalarnn yedeklenerek gizlice SMSC ynetim ofislerinde sakladn sylemiti. Biliyorsan ki, almalarna hayranm ve seni rahatsz etmeden ilerleyiini takip etmek istemitim, diye aklamt.
Bouk bir ses, "Katherine?" dedi.
Ban kaldrp bakt.
Aydnlatlm antn kaidesinde tek bana duran bir siluet vard.
"Robert!" Katherine koarak yanna gidip ona sarld.
Langdon, "yi haberi aldm," diye fsldad. "Rahatlamsndr."
Duygulanmt ve sesi atlak kyordu. "Hem de ok." Peter'n kurtard aratrma, bilimsel bir g gsterisiydi; insan dncesinin, dnyada gerek ve llebilir bir g olduunu kantlayan byk bir deney koleksiyonuydu. Katherine'in deneyleri insan dncesinin; buz kristallerinden, Rassal Olay reticilerine ve atom alt paracklarnn hareketlerine
kadar her eyin zerinde etkili olduunu gsteriyordu. phecileri inananlara dntrebilen ve ortak bilinci byk lde etkileme potansiyeli bulunan, kesin ve aksi iddia edilemez sonulara ulamt. "Her ey deiecek, Robert. Her ey. "
"Peter kesinlikle byle dnyor."
Katherine etrafta aabeyini arad.
Langdon, "Hastanede," dedi. "Benim hatrm iin gitmesi konusunda
srar ettim."
Dan

Brown

444

Katherine, gzlerini parlak, beyaz dikilitaa doru kaldrarak, bam


sallad. "Seni buraya getirdiini syledi. 'Las Deo'yla ilgili bir eymi.
Ayrntlara girmedi."
Langdon bezgin bir ifadeyle gld. "Ben de ne olduunu tam olarak
anlam deilim." Ban kaldrp antm tepesine bakt. "Aabeyin bu akam pek anlamadm birok ey syledi."
Katherine, "Dur, tahmin edeyim," dedi. "Antik Gizemler, bilim ve
kutsal kitaplar."
"Bingo."
"Benim dnyama ho geldin." Gz krpt. "Peter beni buna uzun zaman nce bulatrd. Aratrmamn ouna bunlar yn verdi."
"Sezgilerim, anlatt baz eylerin mantkl olduunu sylyor."
Langdon ban iki yana sallad. "Ama aklm..."
Katherine glmseyerek ona sarld. "Biliyorsun, Robert, sana bu konuda yardmc olabilirim."
Kongre Binas'nn iinde, Mimar Warren Bellamy tenha bir koridorda yryordu.
Bu akam yapacak tek bir ey kald, diye dnd.
Ofisine varnca, alma masasnn ekmecesinden ok eski bir anahtar
kard. Siyah, ince uzun bir demirden yaplmt ve zerinde solmu iaretler
vard. Anahtar cebine attktan sonra misafirlerini karlamaya hazrland.
Robert Langdon ve Katherine Solomon, Kongre Binas'na gelmek
zereydiler. Bellamy, Peter'n ricas zerine onlara ok nadir elde edilen
bir frsat tanyacakt; bu binann en olaanst ve sadece Mimar tarafndan
gsterilebilecek srrn grme frsatn.

449

kayp Sembol

Langdon srtn Katherine'e, yzn d duvara dnp, sessizce fsldad. "Katherine, bu konuan senin vicdann. Robert' neden terk ettin?"

133.

BLM

Kongre Binas'ndaki Rotunda'nm ok yukarlarnda duran Robert


Langdon, kubbenin tavannn hemen altnda uzanan daire eklindeki platforma rkeke yaklat. Ykseklikten ba dnen profesr, kendini denemek
iin trabzanlardan aa bakarken, aadaki zeminin ortasnda Peter'n eli
bulunduundan bu yana sadece on saat getiine hl inanamyordu.
Ayn zeminde bulunan Kongre Binas Miman imdi, elli be metre
aadaki Rotunda'da belirip, yok olan minik bir benek gibiydi. Bu balkona kadar Katherine ile Langdon'a elik eden Bellamy, onlara baz kesin talimatlar verdikten sonra yalnz brakmt.
Peter'n talimatlar.
Langdon, Bellamy'nin kendisine vermi olduu demir anahtara bir
gz att. Ardndan, bu kattan ykselip, daha da yukar kan dar merdivene bakt. Tam yardmcm olsun. Mimarn anlattna gre bu dar merdiven, Langdon'n elindeki demir anahtarla alan kk bir metal kapya
kyordu.
Kapnn ardnda Peter'n, Langdon ile Katherine'in grmesi iin srar ettii bir ey vard. Peter ayrntlara girmemiti, ama kaplarn almas gereken kesin saati skca tembihlemiti. Kapy amak iin bekleyecek
miyiz? Neden?
Saatine yeniden bakan Langdon, hafife inledi.
Anahtar cebine atp, balkonun bittii yerde balayan karsndaki
byk bolua gz gezdirdi. Ykseklikten korkmad anlalan Katherine, nnden hzla yrmt. Balarnn hemen stndeki, Brumidi'nin
Washington'in Ge Ykselii'nin her bir santimini hayranlkla inceleyerek, emberin yarsna kadar ilerlemiti. Bu noktadan bakldnda, yaklak drt yz altm be metrekarelik kubbeyi ssleyen, drt buuk metrelik figrler tm ayrntlaryla grlebiliyordu.
Dan

Brown

444

Katherine'in kubbenin artc akustik zelliklerine aina olduu anlalyordu... nk duvar fsltyla cevap vermiti. "nk Robert korkaklk ediyor. Buraya kadar benimle birlikte gelmesi gerekirdi. O kapy amak iin daha ok vaktimiz var."
Hakl olduunu bilen Langdon, duvara tutunarak isteksizce balkonda
yrmeye balad.
Yukardaki devasa resme bakan Katherine, "Bu tavan inanlmaz,"
diye mrldand. "Bilim mucitleri ve onlarn icatlayla bir araya getirilmi mitolojik tanrlar... Ve bu resmin kongremizin merkezinde olduunu
dnmek."
Langdon baklarm, teknolojik icatlaryla birlikte betimlenen yukardaki Franklin, Fulton ve Morse figrlerine evirdi. Bu figrlerin stnde
kavis izen bir gkkua, Langdon'n baklarn bir bulutun stnde ge ykselen George Washington'a yneltti. nsann Tanrlamas vaadi.
Katherine, "Sanki Antik Gizemlerin z Rotunda'nm tepesinden bakyor," dedi.
Langdon dnyada bundan baka, bilimsel icatlar mitolojideki tanrlar ve tanrlaan insanlarla bir araya getiren pek fazla fresk olmadn itiraf etmek zorundayd. Bu tavann gz alc resim koleksiyonu gerekten de
Antik Gizemlerin bir mesajyd ve bir sebepten tr buradayd. Kurucu
atalar Amerika'y bo bir tuval, gizem tohumlarnn ekilebilecei verimli
bir toprak gibi dnmlerdi. Bugn ykselen bu ikon -lkemizin kurucusunun ge ykselii- kanun koyucularn, liderlerin ve bakanlarn stnde... ak bir hatrlatc, gelecee ynelik bir harita, insann ruhani olgunlua eriecei bir zamann geleceinin vaadi olarak duruyordu.
Minerva'nn eliindeki Amerikal byk mucitlerin kocaman figrlerine gzlerini dikmi olan Katherine, "Robert," diye fsldad. "Gerekten de gelecekten haber veriyor gibi. Bugn en ileri bilimsel bulular, insanln en eski fikirlerini incelemekte kullanlyor. Noetik Bilimi yeni
olabilir ama aslnda yeryzndeki en eski bilim, yani insan dncesi bilimi." Merak dolu gzlerle ona dnd. "Ve eskilerin dnceyi bizlerden daha esasl anladklarn reniyoruz."
449

kayp Sembol

Langdon, "Mantkl," dedi. "Eskilerin kullanabilecekleri yegne teknoloji insan aklyd. Eski filozoflar bkp usanmadan bunun stnde altlar."
"Evet! Antik metinler insan zihninin gcn saplant haline getirmiler. Veda, zihin enerjisinin akn tasvir eder. Pistis Sophia"' evrensel bilinci aklar. Zohar akl ruhunun doasn kefeder. aman metinleri Einstein'n 'uzaktan etkisini', uzaktan ifa vermekle kehanet etmiler. Hepsi
orada! Bir de ncil'i anlatmaya balamayaym."

Katherine srtt. "ncil'den kukulanan biri iin olduka iyi hatrladn.


Bu arada sen hi gerek insan beyni grdn m? ki blmden oluur, dura
mater0' denen bir d ksm,/?/ mate/2)denen bir de i ksm vardr. Bu iki
blm birbirinden araknoit -ams bir dokudan oluan perde- ile ayrlr."
Langdon aknlkla ban uzatt.
Katherine nazike uzanp, Langdon'm akana dokundu. "Buraya
akak ' denilmesinin bir sebebi var Robert."
13

Kendi kendine glen Langdon, "Sen de mi?" dedi. "Aabeyin beni


ncil'in bilimsel bilgilerle dolu olduuna ikna etmeye alt."

Langdon, Katherine'in sylediklerini sindirmeye alrken birden


aklna gnostik Meryem ncili geldi: Akl neredeyse, hazine oradadr.

Katherine, "Kesinlikle yle," dedi. "Ve eer Peter'a inanmyorsan,


Nevvton'in ncil hakknda yazd ezoterik metinlerden bazlarn oku. ncil'deki ifreli meselleri anlamaya baladnda Robert, insan zihni zerine bir alma olduunu anlayacaksn."

Katherine imdi yumuak bir sesle, "Belki de meditasyon srasnda


beyin taramalar yaplan yogileri duymusundur?" dedi. "leri seviyede
odaklanm insan beyni, pineal bezde balmumu benzeri fiziki bir madde
retir. Muazzam bir iyiletirici etkisi vardr, gerek anlamda hcre retebilir ve yogilerin bu kadar uzun yaamalarnn sebebi olabilir. Bu gerek
bilim, Robert. Bu madde akl almaz zelliklere sahip ve ancak, youn
odaklanm haldeki beyin tarafndan retilebiliyor."

Langdon omuz silkti. "Sanrm gidip bir daha okusam iyi olacak."
Onun pheciliinden memnun kalmad anlalan Katherine, "Sana
bir soru soraym," dedi. "ncil bize 'hibir gere kullanmadan ve hi ses
karmadan'... 'gidip tapnamz ina etmemizi' sylerken, sence hangi
tapnaktan bahsediyor?"
"ey, kitapta sizin bedeniniz bir tapmaktr diyor."
"Evet, Korintliler 3:16. Tanr'nn tapna sensin." Glmsedi. "Ve
Yuhanna ncili de ayn eyi syler. Robert, tm kutsal kitaplar iimizdeki
gizli kalm gcn farkndalar ve bu gc kullanmamz istiyorlar... zihinlerimizin tapnan oluturmamz iin bizi tevik ediyorlar."
"Ne yazk ki ben dindar dnyann gerek bir tapnak ina edilmesini
beklediini dnyorum. Mesih Kehanetleri'nin bir ksm byle."
"Evet ama, byle yaparsak nemli bir noktay atlam oluruz. kinci
Kez Dnyaya Geli, insann geliidir; insanln sonunda kendi zihin tapnan ina ettii andr."
enesini svazlayan Langdon, "Bilmiyorum," dedi. "Ben ncil limi
deilim ama, Kutsal Kitap'ta ayrntl bir ekilde ina edilmesi gereken
gerek bir tapnaktan bahsettiine eminim. Yapnn iki blmden olutuu
tasvir edilir; Kutsal Yer denen bir d tapmak, Kuds-l Akdes denen bir
de i mabet. ki blm birbirlerinden ince bir perdeyle ayrlr."

"Birka yl nce byle bir ey okuduumu hatrlyorum."


"Peki, bu konuda, ncil'de anlatlan 'cennetten gelen kudret helvas'
hikyesini biliyor musun?"
Langdon arada balant grememiti. "Alar doyurmak iin cennetten den sihirli maddeden mi bahsediyorsun?"
"Kesinlikle. Bu maddenin hastalar iyiletirecei, sonsuz hayat sunaca ve tuhaf biimde, tketenlerde hi ata sebep olmayaca syleniyordu." Katilerine onun anlamasn ister gibi bekledi. "Robert?" diye steledi. "Cennetten den bir tr besin?" Kendi akana hafife vurdu. "Bedeni sihirli bir ekilde iyiletiriyor? Hi ata sebep olmuyor? Anlamyor
musun? Bunlar ifreli kelimeler Robert! Tapnak 'bedenin' kodu. Cennet
'zihnin' kodu. Yakup'un merdiveni omuriliin. Ve kudret helvas beynin
nadide salgs. Kutsal Kitap'ta bu ifreli kelimeleri grdnde dikkat et.
Yzeyin altndaki ok daha derin bir anlam iaret ederler."
( t ) Sert zar.
(2) nce zar.
(3) ngilizcede " t a p n a k " anlamna gelen " t e m p l e " kelimesi ayn z a m a n d a " a k a k " anlamna da gelir.

(1) m a n Bilgelii

Dan

Brown

470

4 71

Kayp

Sembol

Ayn sihirli maddenin Antik Gizemlerde pek ok kereler getiini


aklayan Katherine'in szleri yaylm atei gibi pe pee geliyordu. Tanrlarn Nektar, Yaam ksiri, Genlik Pnar, Felsefe Ta, tanr yiyecei,
i, soma. Bundan sonra Katherine, beyindeki pineal zarn, her eyi gren
Tanr'y temsil ettiini aklamaya giriti. Heyecanla, "Matta 6:22'de, 'gznz tekse, bedeniniz kla dolar' der," dedi. "Bu kavram ayn zamanda
Ajna akra(l) ve Hindularn almlarmdaki noktayla temsil edilir ki..."
Utanm gibi grnen Katherine sustu. "zgnm... gevezelik ediyorum. Tm bunlar bana evk veriyor. Yllarca eskilerin, insann dehet verici zihin gc iddialar zerine almalar yaptm ve imdi bilim bize bu
gce ulamann gerekten fiziki bir ilem olduunu gsteriyor. Beyinlerimiz doru kullanldnda, gerek anlamda insanst gler oluturulabilir. Pek ok antik metin gibi, ncil de yaratlm en karmak makinenin ayrntl bir aklamasdr... yani insan zihninin." iini ekti. "imdi bilim,
inanlmaz gelebilir, ama zihnin yapabileceklerini aa karacak."
"yle grnyor ki, Noetik alanndaki almalarn ileri doru bir
srama yaratacak."
Katherine, "Veya geriye doru," dedi. "Eskiler bizim imdi yeniden
kefettiimiz pek ok eyi zaten biliyorlard. Birka yl iinde modern insan, u anda inanlmaz olan kabul etmek zorunda kalacak: zihinlerimiz fiziki maddeyi deitirebilen bir enerji yaratma gcne sahip." Durdu. "Paracklar dncelerimize tepki veriyorlar... bu da demek oluyor ki, dncelerimizin dnyay deitirme gc var."
Langdon hafife glmsedi.
Katherine, "Aratrmalarm beni una inandrd," dedi. "Tan'nn somut anlamda da bir gereklii var, her tarafa yaylan zihinsel bir enerji. Ve
bizler, onun suretinden yaratldk..."
Langdon, "Anlayamadm?" diyerek Katherine'in lafn kesti. "Zihinsel enerjinin suretinden mi yaratldk?"
"Kesinlikle. Fizik bedenlerimiz asrlar iinde evrim geirdi ama Tanr'nn suretinden yaratlan zihinlerimizdi. ncil'i szlk anlamnda okuyor u z . Tanr'mn bizi kendi suretinden yarattn rendik, ama Tanr'ya
benzeyen fizik bedenlerimiz deil, zihinlerimiz. "
(1 ) n c gz akras.

Dan

Brown

470 4 71

Katherine'i can kulayla dinleyen Langdon yant vermedi.


"Byk hediye bu Robert ve Tanr onu anlamamz istiyor. Tm dnyada gkyzne bakp, Tanr'y bekliyoruz... ama Tanr'mn kendi iimizde
olduunu hi fark etmiyoruz." Kelimelerinin iyice anlalmas iin Kamerine durdu. "Bizler yaratclarz ama safiyanc bir ekilde yaratlan roln oynuyoruz. Kendimizi, bizi yaratan Tanr'mn etrafnda hrpalanan zavall koyunlar gibi gryoruz. Korkmu ocuklar gibi yardm, ba ve iyi ans dilenerek diz kyoruz. Ama Yaradan'n suretinden yaratldmz fark ettiimiz anda, bizlerin de birer Yaradan olduunu anlamaya balayacaz. Bu
gerei anladmzda, insan potansiyelinin kaplan ardna kadar alacak."
Langdon, filozof Manly P. Hall'un eserinde, kendisini hep derinden
etkileyen bir pasaj hatrlad: Eer ba sonu olmayan, insann akll olmasn istemeseydi ona bilme becerisini bahetmezdi. Langdon bir kez daha
Washington'in Ge Ykselii'ne, insann ilahlar katna sembolik ykseliine bakt. Yaratlann... Yaradan olusu.
Katherine, "En artc ksm, biz insanlar gerek gcmz kullanmaya baladmz andan itibaren, dnyamz zerinde byk bir hkimiyete sahip olacamzdr," dedi. "Gereklie sadece uyum salamak yerine, onu tasarlayabileceiz. "
Langdon baklarn indirdi. "Bu kulaa... tehlikeli geliyor."
Katherine arm ve etkilenmi grnyordu. "Evet, kesinlikle!
Eer dnceler dnyay etkileyebiliyorsa, nasl dneceimize ok dikkat etmeliyiz. Ykc dncelerin de etkileri vardr ve hepimiz ykmann,
yapmaktan daha kolay olduunu biliriz."
Langdon, antik bilgelii layk olmayanlardan korumak ve sadece aydnlanm olanlarla paylamak iin verilen ura dnd. Invisible College'i, byk bilim adam Isaac Newton'in Robert Boyle'dan, gizli aratrmalar konusunda "azn amamasn" istediini dnd. Newton
1676'da, "Bu, dnyaya mazzzam bir tahribat vermeden bakalarna anlatlamaz, " diye yazmt.
Katherine, "Burada ilgin bir tezat var," dedi. "Dnyadaki tm dinler, asrlardr inananlarna inan ve iman kavramlarn kucaklamalarn
sylyor. imdiyse asrlardr dini, batl inan olarak alaya alan bilim, bundan sonraki keif sahasnn inan ve iman ilmi olduunu itiraf etmek zoKayp

Sembol

runda... odaklanm inan ve niyetin gc. nancmz silen ayn bilim,


imdi kendi yaratt bolukla arada kpr kuruyor."
Langdon, onun szlerini uzunca bir sre dnd. Baklarn yavaa yeniden Ge Yiikseli'e evirdi. Tekrar Katherine'e bakp, "Bir sorum
var," dedi. "Fiziki maddeyi zihnimle deitirebileceimi ve tm isteklerimi
elde edebileceimi bir anlna kabul etmi olsam bile... ne yazk ki benim
hayatmda, bylesi bir gce sahip olduuma inandracak hibir ey yok."

grlerek, alay edilmiti. Gne'in evrenin merkezi olduu dncesi kfirlik olarak adlandrlmt. Kk zihinler daima anlayamadklarna saldrmlardr. Yaratanlar da var... tahrip edenler de. Bu dinamik her zaman
vard. Ama sonunda yaratanlar inananlar bulur ve inananlarn miktar
nemli bir sayya ular ve Dnya bir anda yuvarlaklar veya Gne evrenin merkezi haline gelir. Alg deiir ve yeni bir gereklik doar."

Katherine omzunu silkti. "O zaman iyi bakmyorsun demektir."

Katherine, "Yznde komik bir ifade var," dedi.


"Ah, bilmiyorum. Bir sebepten, eskiden geceleri gln ortasnda kano ile dolatn,, yldzlarn altnda yattn ve bunun gibi eyler dndm hatrladm."

"Yapma, gerek bir cevap istiyorum. Bu bir papazn verecei cevap.


Ben bilim insannn cevabn istiyorum."
"Gerek bir cevap m istiyorsun? Peki o zaman. Sana bir keman verip, onu kullanarak harika bir mzik yapabileceini sylesem, yalan sylemi olmam. Sende o potansiyel var, ama bunu yapabilmek iin uzun sre altrma yapmalsn. Bunun da zihnini kullanmay renmekten fark
yok Robert. yi ynlendirilmi dnce, renilen bir beceridir. Bir niyeti
elde etmek, ok youn odaklanma, duyusal canlandrma ve gl bir inan
gerektirir. Ve tpk keman almakta olduu gibi, dierlerinden daha stn
bir doal yetenee sahip olan insanlar vardr. Tarihe bak. Mucizevi baarlar elde eden aydnlanm zihinlerin hikyelerini dn."
"Katherine, ltfen bana muzicelee inandn syleme. Gerekten, ciddiyim... suyu araba dntrmek, elin dokunuuyla hastalar iyiletirmek?"
Katherine derin bir nefes ald. "nsanlarn sadece dnerek kanser
hcrelerini salkl hcrelere dntrdne tank oldum. nsan zihninin
fiziki dnyay ok farkl ekillerde etkilediini grdm. Ve bunun gerekletiini grdkten sonra Robert, bu senin gerekliinin bir paras olduktan sonra, okuduun mucizeler greceli bir durum haline geliyor."
Langdon dalgnd. "Dnyaya bakmann ilham verici bir yolu bu Katherine, ama benim iin inan alanndaki imknsz bir srama gibi. Ve bildiin gibi, inan benim iin hibir zaman kolay olmad."
"O halde bunu inan olarak dnme. Bak an deitirmek olarak
dn, dnyann tam da hayal ettiin gibi olmadn kabul etmek eklinde dn. Tarih boyunca tm bilimsel keifler, tm inanlanmz altst
eden basit fikirlerle balad. 'Dnyann yuvarlak olduu' kadar basit bir
ifade bile, ou insan okyanuslarn dkleceine inand iin imknsz
Dan

Brown

470

Dnceleri amaszca dolaan Langdon ban sallad.

Katherine anlayl bir tavrla ban sallad. "Sanrm hepimizin benzer bir ans var. Srtst yatp gkyzne bakmak... zihni aar." Tavana
bakp, "Bana ceketini ver," dedi.
"Ne?" Robert ceketini karp Katherine'e verdi.
Katherine ceketi katlayp, platformun stne uzun bir yastk gibi yerletirdi. "Yat."
Langdon srtst yattnda, Katherine onun ban katlanm ceketin
bir yarsna yaslad. Sonra yanna uzand, dar platformun stnde iki ocuk omuz omza, Brumidi'nin devasa freskine bakyorlard.
Katherine, "Tamam," diye fsldad. "imdi ayn zihin durumuna gelmeni istiyorum... kanoda yatan bir ocuksun... yukardaki yldzlara bakyorsun, zihnin ak ve merak dolu."
itaat etmeye alan Langdon, o srada rahat bir ekilde uzanyor olsa da birden yorulduunu hissetti. Gr bulanklamaya balad ve yukarda, onu aniden uyandran belirsiz bir ekil fark etti. Bu mmkn m?
Daha nce fark etmediine inanamyordu ama Washington 'm Ge Ykselii' ndeki figrler ortak merkezli iki daire eklinde yerletirilmilerdi;
emberin iinde ember. Ge Ykseli de bir noktal daire mi? Langdon
bu gece daha baka neleri gremediini merak ediyordu.
"Sana sylemek istediim nemli bir ey var Robert. Tm bunlardan
baka bir para daha var... aratrmalarmn en artc ksm olduuna
inanyorum."
Dahas da m var?
4 71

Kayp

Sembol

Katherine dirseine yasland. "Ve sz veriyorum... eer biz insanlar


bu tek gerei drste kavrayabilirsek... dnyada bir gecede deiir."
imdi Langdon'n tm dikkatini ekmiti.
"Masonlarn 'datlm olan toplamak'... 'karmaadan dzen yaratmak'... 'bir oluu bulmak' gibi szleriyle giri yapmam gerekir."
"Devam et." Langdon meraklanmt.
Katherine, ona glmsedi. "nsann dnce gcnn, dnceleri paylaan zihin saysyla birlikte katlanarak arttn bilimsel olarak kantladk."
Bu fikirle daha baka nerelere varacan merak eden Langdon, hi
konumad.
"unu sylyorum... iki kafa, birden iyidir... ama iki kafa iki kat daha iyi deil, ok ok kereler daha fazla iyidir. Birlik iinde alan zihinler
bir dncenin etkisini... katlayarak bytrler. Dua gruplarnn, ifa emberlerinin, birlik iinde ark sylemenin ve topluluk halinde ibadet etmenin zndeki g budur. Evrensel bilin fikri uuk bir yenia kavram deil. Etkin bir bilimsel gerek... ve bunu kullanarak, dnyamz deitirebiliriz. Noetik Bilim'in temelindeki keif bu. Ayrca, u anda hl olmaya
devam ediyor. evrende hissedebilirsin. Teknoloji daha nce aklmza gelmeyecek ekilde bizi birbirimize balyor: Twitter, Google, Wikipedia ve
dierleri... hepsi de birbirine bal zihinlerden bir a oluturuyor." Kahkaha att. "Ve sana garanti veririm, almam yaynladm anda, Twitter'cilarn hepsi 'Noetik hakknda bilmedikleriniz' diye birbirlerine sataacak ve
bu bilime duyulan ilgi katlanarak artacak."
Langdon'n gzkapaklar dayanlmaz derecede arlamt. "Biliyor
musun, ben hl Twitter gndermeyi renemedim."
Katherine kahkaha atarak, "Tweet,,,(1) diye dzeltti.

ya getirmekle" ilgili yazklarm... Jung'un "kollektif bilincini" dnrken


buldu. Fikir basit olduu kadar artcyd da.
Tanr, Bir'in iinden ok... oklk'n toplamnda bulunur.
Birden, "Elohim," diyen Langdon, gzlerini aarken beklenmedik bir
balant kurmutu.
"Anlamadm?" Katherine hl ona bakyordu.
"Elohim," diye tekrarlad. "Eski Ahit'te Tanr iin kullanlan branice kelime! Hep bunu dnmtm."
Katherine kurnazca glmsedi. "Evet. oul bir kelime."
Kesinlikle! Langdon, Kitab Mukaddes'in ilk pasajlarnda Tanr'dan
neden oul bir varlk olarak bahsettiini hi anlamamt. Elolin. Yaradltaki Kadiri Mutlak Tanr, Bir olarak deil... ok olarak tasvir edilmiti.
Katherine, "Tanr ouldur," diye fsldad. "nk insanlarn zihinleri ouldur."
Langdon'n dnceleri imdi zihninde dnyordu... ryalar, hatralar, mitler, korkular, ilhamlar... Hepsi, stndeki Rotumla kubbesinde dnyorlard. Gzleri yeniden kapanrken, Ge Ykselie, yazlm Latince
kelimeye bakt.
E PLURIBIS UNUM.
Uykuya dalarken, oktan ktn Bir, diye dnd.

"Anlamadm?"
"Bo ver. Gzlerini kapat. Vakti geldiinde seni uyandrrm."
Langdon, Mimar'n onlara verdii anahtar... ve buraya neden geldiklerini tamamyla unuttuunu fark etti. Yeni bir yorgunluk dalgas vcuduna hkim olurken, Langdon gzlerini kapatt. Zihninin karanlnda
kendini, evrensel bilinci... Plato'nun "dnyann zihni" ve "Tanr'y bir ara(1) ngilizcede ku cvlts, akmak anlamna gelir.

Dan

Brown

470

4 71

Kayp

Sembol

grlk Ant bulunuyordu. Antn yz, afan ilk kzllklarnn ufku boyamaya balad dou ynne dnkt.

SON SOZ
Robert Langdon yavaa uyand.
Birtakm yzler kendisine bakyordu. Neredeyim ben?
Bir saniye sonra nerede olduunu hatrlad. Ge Ykselimin altnda
yavaa doruldu. Sert platformun stnde yattndan srt tutulmutu.
Katherine nerede?
Langdon, Mickey Mouse saatine bakt. Neredeyse vakti gelmiti. Korkuluktan dikkatli bir ekilde aadaki bo alana bakarak, ayaa kalkt.
"Katherine?" diye seslendi.
Bu isim, ssz Rotunda'nn sessizliinde yankland.
Tiivit ceketini yerden alp silkeledi ve zerine giydi. Ceplerini kontrol etti. Mimar'n ona verdii demir anahtar yoktu.
Geitin etrafndan yryerek, Mimar'n onlara gsterdii akla,
dar karanla kan dik metal basamaklara doru ilerledi. Trmanmaya
balad. Gittike daha yksee kt. Merdiven giderek daralp meyilli bir
hal ald. Langdon yine de kendini zorluyordu.
Biraz daha ileri.
Basamaklar artk neredeyse portatif merdiven haline gelmi, geit rktc derecede daralmt. Basamaklar sona erdiinde Langdon, kk
bir merdiven sahanlna kt. nnde ar bir metal kap duruyordu. Demir anahtar, kilitteydi ve kap hafif aralkt. Langdon itince kap gcrdayarak ald. Kapnn arkasndaki hava souktu. Langdon eikten kasvetli karanla girerken, artk darda olduunu fark etti.

Katilerine, Langdon' balkondan geirip. Ulusal l'ark'la ayn hizaya


gelen bat tarafna gtrd. Uzakta, sabahn ilk klarnda Washington
Ant'mn silueti dikiliyordu. Bu bak asndan, yksek dikilita hi olmad kadar etkileyici grnyordu.
Katherine, "na edildiinde," diye fsldad. "Dnyann en yksek
yapsyd."
Langdon, yerden yz elli metreden daha yksekte, yap iskelesinin
zerinde, her bir bloku elleriyle tek tek yerletiren ta ustalarnn eski sepya fotoraflarn gznn nne getirdi.
Bizler yapcyz, diye dnd. Yaratclarz.
Dnya var olduundan beri, insanolu kendisinin zel bir taraf... bilinenden daha fazlas olduunu hissetmiti. Sahip olmad gleri istemiti. Umay, ifa vermeyi ve dnyasn hayal edilebilir her ekilde deitirmeyi hayal etmiti.
Ve bunu yapmt da.
Bugn, insanolunun baarlarnn gstergesi olan mabetler, Ulusal
Park' donatyordu. Smithsonian mzeleri icatlarmzla, sanatmzla, bilimimizle ve byk dnrlerimizin fikirleriyle filiz veriyordu. nsanolunun yaratclk tarihini -Ulusal Tarih Mzesi'ndeki ta aletlerden. Ulusal
Havaclk ve Uzay Mzesi'ndeki jetlere ve roketlere kadar- anlatyorlard.
Eer atalarmz bizi bugn grebilseydi, kesinlikle Tanr olduumuzu dnrlerdi.
Langdon afaktan ncesinin pusunda, nnde duran mze ve antlarn genileyen geometrisine bakarken, gzleri Washington Ant'na evrildi. Gml ke tann iindeki ncil'i gzlerinin nne getirdi ve Tanr'nn Kelimesi'nin gerekten de insanln kelimesi olduunu dnd.

Katherine, ona glmseyerek, "Ben de seni almaya geliyordum," dedi. "Neredeyse vakti geldi."
Langdon nerede olduunun farkna varnca, irkilerek derin bir nefes
ald. Kongre Binas Kubbesi'nin tepesini evreleyen kk bir cam tavann zerinde duruyordu. Tam zerinde, uyuyan bakenti izleyen bronz z-

Noktal daireyi ve onun Amerika'nn drtyol azndaki antnn altnda bulunan dairesel meydann iine nasl gmldn dnd. Langdon'ri aklna aniden Peter'n kendisine emanet ettii kk ta kutu geldi.
Kpn menteelerinin skldn ve alp ayn geometrik ekli -ortasnda noktal daire bulunan bir ha- oluturduunu imdi fark ediyordu.
Langdon glmemek iin kendini zor tuttu. Bu kk kutu bile bu drtyol
azm iaret ediyordu.

524

525

Dan

Brown

K;i) ip Sembol

"Robert, bak!" Katherine antn tepesini gsterdi.


Langdon ban kaldrp, bakt ama hibir ey grmedi.
Sonra, daha dikkatli baknca fark etti.
Parkn karsnda, altn renkli bir gne huzmesi yksek dikilitan en yukardaki ucunu parlatyordu. Parlayan ufak nokta hzla daha da
parlaklap, nlar yayd ve kapak tann alminyum tepesini aydnlatt.
Langdon bu n, karanlk ehrin zerinde asl duran bir uyar na dnmesini aknlk iinde izledi. Alminyum tepenin douya bakan tarafndaki minik oyma yazy gznn nne getirdi ve bakente vuran gnein ilk nlarnn, her gn iki kelimeyi aydnlatarak ayn eyi yaptn byk bir hayranlkla fark etti.
LausDeo
Katherine, "Robert," diye fsldad. "Kimse buraya gn doarken
kmaz. Peter'n tank olmamz istedii ey buydu."
Antn tepesindeki parlt younlarken, Langdon nabznn hzlandn hissetti.
"Atalarmzn ant bu kadar yksek ina etmesinin nedeninin bu olduuna inandn sylemiti. Bunun doru olup olmadn bilmiyorum
ama unu biliyorum: Bakentimize daha yksek bir bina ina edilmesini
sonsuza kadar yasaklayan ok eski bir kanun var."
Gne arkalarndaki ufkun zerinden ykselirken, k kapak tann
aalarna doru indi. Langdon olanlar izlerken, uzay boluunda sonsuz
yrngelerini izleyen gkkrelerini adeta evresinde hissedebiliyordu. Kainatn Ulu Miman'n ve Peter'n Langdon'a gstermek istedii hazinenin
sadece Mimar tarafndan gsterilebileceini zellikle vurgulayn dnd. Langdon bunun Wanen Bellamy olduunu sanmt. Yanl Mimar.

nd: Katherine'in her eyin deimek zere olduuna dair inancn ve


Peter'n Aydnlanma a'nn yaklamakta olduuna dair inancn dnd. Ve bir peygamberin cesaretle syledii szleri hatrlad: Aa karlmayacak gizli hibir ey yoktur; bilinmeyecek, aydnla kmayacak sakl hibir ey yoktur.
Gne, Washington'n zerinde ykselirken, Langdon yldzlar yava yava kaybolmaya balad gkyzne bakt. Bilimi, dini, insanl
dnd. Farkl lkelerin farkl kltrlerinin her zaman bir tek ortak noktas olduunu dnd. Hepimizin Yaadan' vard. Farkl isimler, farkl
yzler ve farkl dualar kullanyorduk ama Tanr insanolunun evrensel deimeziydi. Tanr hepimizin paylat sembold... hayatn anlayamadmz tm gizemlerinin sembolyd. Eski insanlar, Tanr'ya snrsz insan
potansiyelimizin bir sembol olarak hamdetmilerdi, ama bu eski sembol
zamanla yok olmutu. u ana kadar.
Robert Langdon, Kongre Binas'nn tepesinde durmu, gnein scakl tm vcuduna yaylrken, iinde ykselen gl bir duygu hissetti.
Bu, tm hayat boyunca hi bu kadar iten hissetmedii bir duyguydu.
Umut.
SON

Gne nlar glenirken, altn rengi parlt bin drt yz doksan alt kilo arlndaki kapak tan tmyle kaplad. Aydnlanma yaayan insan akl. Ik daha sonra antn aa taraflarna doru inmeye, her sabah
gerekletirdii ayn d yapmaya balad. Yeyzne doru ilerleyen
cennet... nsanoluyla birleen Tanr. Langdon bu srecin akam olunca
tersine dneceini fark etti. Gne batda batacak ve k, yeryznden
tekrar cennete doru ykselecek, yeni bir gne hazrlanacakt.
Yannda duran Katherine titreyerek, ona yaklat. Langdon, ona sarld. Sessizce yan yana dururlarken, Langdon bu gece rendiklerini dDan

Brown

527

Kayp

Sembol

You might also like