Professional Documents
Culture Documents
Saçaklizâde Ve Đlđmlerđ Siniflandirmasi Tez
Saçaklizâde Ve Đlđmlerđ Siniflandirmasi Tez
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE VE DN BLMLER (SLM FELSEFES)
ANABLM DALI
Doktora Tezi
BRAHM ETNTA
ANKARA-2006
T.C.
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS
FELSEFE VE DN BLMLER (SLM FELSEFES)
ANABLM DALI
Doktora Tezi
BRAHM ETNTA
Tez Danman
Prof. Dr. Mehmet BAYRAKTAR
ANKARA-2006
NDEKLER
KISALTMALAR.1
NSZ........................................................................................................................2
GR:
SLM
DNCESNDE
LM
ANLAYII
VE
LM
SINIFLANDIRMALARININ AMACI.....4
A-SLM DNCESNDE LM ANLAYII.......4
1-Nakli limler.11
2-Akli limler...14
B-SLM DNCESNDE LM SINIFLANDIRMALARININ AMACI16
I.BLM: SAAKLIZDENN HAYTI VE ESERLER..............................25
A-Hayat.....................................................................................................................25
B-Eserleri...................................................................................................................29
C-YAADII DNEMN LM ANLAYII BALAMINDA LM KL58
4-Mnzara lmi............................................................................................106
5-Cedel lmi.110
6-Kelm lmi.................................................................................................111
c-Din (er) limler..............................................................................................117
1-Kurn limler...........................................................................................120
a-Tefsir lmi.......................................................................................120
b-Tecvd lmi.....................................................................................123
c-Mushaflarn Yazm lmi................................................................127
d-Kraat lmi......................................................................................128
2-Hadis lmi..................................................................................................131
3-Fkh lmi...................................................................................................135
a-Fkh Usl.....................................................................................137
b-Feriz lmi......................................................................................139
4-Ahlk lmi..................................................................................................140
5-Tasavvuf lmi.............................................................................................141
6-Lednn lim..144
7-Meviza (t) lmi.146
8-Ferset lmi147
9-Ry Tbiri150
10-Fars Dili lmi151
2-Zararl limler......152
a-Felsefe153
b-Sihir lmi....163
c-Yldzlarn Ahkm lmi.165
d-Gz Boyama ve Cifr (harf) lmi.167
B-Din Hkm Bakmndan limlerin Snflar168
1-Farz Hkmnde Olan limler.173
a-Farz Ayn..........173
b-Farz Kifye..........176
2-Vcib Hkmnde Olan limler...178
3-Mendb Hkmnde Olan limler...180
4-Mekrh Hkmnde Olan limler....180
KISALTMALAR
a. g. e.
: Ad Geen Eser.
A. . . F.
Bkz.
: Baknz.
C.
: Cilt.
ev:
: eviren.
D. . A.
Haz.
: Hazrlayan
H./h.
: Hicr.
SAM
st.
: stanbul .
Ktp.
: Ktphane.
Nr.
: Numara
s.
: Sayfa/say.
Sad.
: Sadeletiren
Thk.
: Tahkik Eden.
Terc.
: Tercme Eden.
Vr.
: Varak
v.
: Vefat tarihi.
vb.
: ve benzeri.
vd.
: ve devam.
Yay.
: Yaynevi/yaynlar.
NSZ
limler, hemen her dnemde kayna, yaps, faydas ve zarar balamnda,
ilimler aras ilikiyi gstermek ve eitimde belirli bir plan ve metodolojiyi ortaya
koymak gibi muhtelif nedenlerle snflandrmaya tbi tutulmutur. Bu snflandrma
ekillerini pek ok adan deerlendirmek mmkndr. nk bu snflandrmalar
bir yandan ilm, fikr ve kltrel bir birikimin varln ortaya koyarken dier yandan
da belirli bir ontolojiye, metafizie ve dnya grne iret etmektedir. Bu nedenle
ilim snflandrmalarn, birtakm ilim dallarn yan yana veya alt alta getirerek
sralamak eklinde sathi bir gzle deil, belirli bir birikime paralel olarak, ilgili
snflandrmann ait olduu dnemin siyasal, kltrel ve zihinsel bir tasnifi biiminde
ok ynl deerlendirmek gerekmektedir. te biz de bu perspektife dayal olarak,
XVII. yzyln ikinci yars ile XVIII. yzyln ilk yarsnda yaam olan Osmanl
limlerinden Saaklzde namyla mruf, Muhammed b. Eb Bekir el-Maranin
ilimleri snflandrma ekillerini ele aldk.
Saaklzdenin tefsir, fkh, tasavvuf, tecvd, ahlk, mnzara, kelm ve hatta
edebiyat gibi pek ok ilim dalnda ihtisas sahibi olduu dnlrse bu
almamzn, onun fikriyatnn sadece belirli bir ksmn oluturduu anlalacaktr.
nk kaynaklarda kendisine, yz akn eser atfedilmekle birlikte bunlar zerinde
derli toplu bir alma yaplmad iin, onunla ilgili deerlendirmeler snrl
kalmaktadr. Bu nedenle, onun ilm kiilii tam olarak bu almalar neticesinde
ortaya kacaktr. Bizim bu almamz da, Saaklzdenin ilm kiiliini her
ynyle izah etmeye kifayet etmemekle beraber, yine de onun yaad dnemin
ilm, kltrel ve zihinsel yapsn anlamamz iin nemli bir katk salayaca
inancndayz.
Aratrmamz, bir giri ve iki blmden olumaktadr. Giri ksmnda,
slmda ilim anlay ve ilim snflandrmalarnn amalar zerinde durduk.
Saaklzdenin hayatnn aratrld birinci blmde, mellifin doduu, yaad
ve ilim tahsil ettii evre ele aldk. Bu blmde ayrca mellifin telif etmi olduu
eserler, temel kaynaklara dayal olarak verilmektedir. Bu blmn sonunda ise,
Vakfnn
deerli
yneticileri
ve
Kahramanmara
Belediyesi
brahim ETNTA
ANKARA 2006
GR:
SLM
DNCESNDE
LM
ANLAYII
VE
LM
SINIFLANDIRMALARININ AMACI
A-SLM DNCESNDE LM ANLAYII
lim kelimesi, Arapada bilmek anlamndaki ilm mastarndan tretilmi
olup bilgi demektir. oulu ise ulmdur. Ayn kkten treyen ve dni
terminolojimizde youn biimde kullanlan alm (ok bilgili), lim (bilgin; oulu,
ulem, limn, ndiren ullm), allm ve allme (ok bilgili, ilimde otorite), malum
(bilinen, biline gelen), malumt (bilmenin konusu olan eyler, bilgiler), muallim
(retmen), mteallim (renci) ve muallem (renim grm) gibi kelimeler de
ilim
kelimesinin
muhtelif
versiyonlar
olup,
bunlar
da
bilgi
anlamnda
kullanlmaktadr. Ayn ekilde allm Allah iin, allme ise insanlar iin
kullanlmaktadr.1 Dier yandan hangi trden olursa olsun btn zihinsel faaliyetleri
ifade etmede kullanlan terimlerin insan bilincinde, kademeli ve yava yava bir
tekml gsterdiini ifade ederek, ilm fiili zerinde mukyeseli ve ayrntl bir tetkk
yapan Rosanthel da benzer ekilde, bilmek anlamna gelen ilm fiilinin, Arapa a-lm kknden tretilmi olduunu ifade etmektedir.2
Bununla birlikte, sra kk harfleri ayn olmakla birlikte ilm mastarndan
tremedii halde bilgi anlamyla dolayl olarak balantl olan kelimeler de vardr.
Alem (nian, sembol, ayrc snr; oulu, alm olup genellikle bir toplumun nde
gelenleri ve yksek sradalar iin kullanlr), almet (belirti, gsterge), malem
(iret, zellikle yoldakiler, delil, zellikle dni olanlanlar; oulu, melem) ve
lhan Kutluer, lim ve Hikmetin Aydnlnda, z Yaynclk, stanbul 2001, s. 69. Ayrca bkz. mam
Gazl, hyu Ulmid-Dn, ev. Ahmed Serdarolu, Bedir Yaynevi, stanbul 1989, I, s.13, 14 vd.;
bn Haldun, Mukaddime, haz. Sleyman Uluda, Dergah Yaynlar, stanbul 1991, II, s. 997, 998 vd.;
Takprlzde, Mevzuatul-Ulm, sad. Mmin evik, dal Neriyat, stanbul 1975, s. 25, 26,vd.;
Hasan Hanef, slm limlere Giri, ev. Muharrem Tan, nsan Yaynlar, stanbul 2000, s. 7, 8 vd.;
M. Rza Hakm, ev. Hseyin Aslan, nsan Yaynlar, stanbul 1999, s. 21, 22 vd.; C. A. Kadir,
slm Bilgi Teorisi slamda Bilgi ve Felsefe, haz. Mustafa Armaan, z Yaynclk, stanbul 1997,
s. 19, 20 vd.; Alparslan Akgen, Bilgi Felsefesi, nsan Yaynlar, stanbul 1992, s. 41, 42 vd.
2
Mevlt Uyank, slmi lim Kavramsallatrmas, slmiyt,VI, (2003), say:4, s. 25. Ayrca bkz.
Franz Rosenthal, Knowledge Triumphant: The Koncep of Knowledge in Medieval Islm, Leiden 1970,
s. 8-9.
nihayet lem (tm yaratklar, yaratk kmeleri, kozmos; oulu, lemn, avlim)
kelimesi gibi kelimeler de bunlardandr.3
Bahsettiimiz bu bilgi ve belirti kavramlar arasndaki iliki, ilim ve alem
kelimelerini de ayn anlam dairesine sokmutur. Nitekim Kurnda Hz. s iin
kullanlan le lmun lis-Sa (Kymetin Bilgisi)4 ifadesi, baz kraat bilginlerince
le alemun (Kyametin Belirtisi) eklinde okunsa da nemli bir anlam kaymasna
yol amamaktadr. Lgat bilginleri lem kelimesiyle, ilim ve alem kelimeleri
arasnda da irtibat kurmular; lemin, tpk htem (mhr) kelimesi gibi, alem
(belirti, nian koymak), mastarndan veya almet kelimesinden tremi bir isim
olduunu belirtmilerdir. Baz bilginler isealem kelimesinin ilim kknden
trediini ne srmlerdir. Dolaysyla alem kelimesini, Allhn ilminin
yaratlmlar planndaki toplu belirti ve gstergeleri anlamnda kullanmlardr.5
Bilmek (ilm) fiili zaman zaman eanlaml kelimelerle karlanmtr. Lgat
bilginlerinin tespitlerine gre, ilim kelimesinin karl olarak kullanlan eanlaml
kelimelerden bazlar; irfn/marifet (tanmak), fkh/tefakkuh (derinden kavramak),
hbra (tecrb bilgi edinmek), uur (anlatmak, farkna varmak) ve itkn (salam ve
kesin bilgi sahibi olmak) eklindedir. Daha sonra kazand teknik anlamlar
itibariyle gerek bilgi alanlar, gerekse bilgide kesinlik dereceleri bakmndan farkl
balamlarda kullanlan bu kelimeler, szlk anlamlar itibariyle ilim kelimesi gibi
bilmek anlamna gelmektedir. Kelimelerin teknik anlamlarna daha ok yer veren
nisbeten ge dnem szlkleri mesel ilim, marifet ve uur kelimeleri arasndaki
eanlamll vurgulamakla birlikte stlh farklara da iret etmektedir. Buna gre
marifet daha hussi bir anlama sahiptir. nk marifette, bilme fiilinin yneldii
obje tektir; ancak ilimde, bilme fiilinin konusu ummidir. Marifet eklinde bilmenin
anlam, bir objenin sadece kendine ynelik iken; ilm faaliyet, aratrma nesnesini
halleri ve varolu artlar iinde ele alr. Ayrca marifet, daha nce idrk edilip sonra
Kutluer, a.g.e., s. 69-70 ; Uyank, ayn yer. Ayrca bkz. bn Manzr, Lisnl-Arab, Bulak, Beyrut
trz., XII, 421, Ebul-Feyz ez-Zebd, Tcl-Ars Min Cevhirul-Kmus, Khire 1306-1307, VIII,
407.
4
43/Zuhruf, 61.
Kutluer, ayn yer.; Uyank, ayn yer.
10
gib olan varlk ve nesnelerin hatrlanp tannmas demektir. lim ise tanmaktan ok
bilmektir. Bu sebeple marifetin ztt inkr, ilmin ztt cehl, yani bilgisizliktir.6
Genelde slm dncesinde, zellikle de stlhi bakmdan ilm kelimesinin
ihtiv ettii anlam ve yine ilim/bilme kavramnn, belirli bir illiyet ba ierisinde
olduu baz kavramlarla ilikisini ksaca bu ekilde zah ve analiz ettikten sonra, yine
bu ifdenin, slm dncesinin temel referans olan Kurandaki kullanm zerinde
durmak istiyoruz. Buna gre Kurandaki ilm kelimesiyle, daha ziyade, kayna
ilh olan bilgi (vahiy) kastedilmektedir. Bununla birlikte, insann zihn yetileri
sayesinde gerekletirdii bilme, anlama, farkna varma ve hatrlama gibi
etkinliklerde de bu terimler kullanlmaktadr.7 Kuranda, ilim kknden treyen
kelimelerin hem Mekk, hem de Meden ayetlerde isim, fiil ve mastar olarak yaklak
750 defa kullanld grlmektedir. Bu durum tesdf deildir ve hem bilginin hem
de bilme faaliyetinin, Kurn mesaj bakmndan merkezliini ortaya koymaktadr.8
Kuranda ilim kelimesi, daha ziyade ilhi bilgi veya vahiy anlamnda
kullanlmakta, ancak gerek insann vahyedilmi ilh hakikat hakkndaki ilmi,
gerekse dorudan doruya insann bilme melekesiyle ilgili olarak dnyev ilim
kavram da eitli yetlerde yer almaktadr. Buna gre ilim, ancak Allahn
katndandr, yani kayna Allahtr. Bu anlamda Kurana gre, ilim sahipleri (ullilm) ya da kendilerine ilim verilenler (ellezne tl-ilm), ilh bilgiye muhatap olan
ve doruluuna inananlardr.9 Buna mukbil yine Kuran, kendisinin yksek
hakikatnn ne olduu konusunda bilgisizce (bi ayri ilm) tartanlarn, Allaha kar
dmanca tutum taknanlarn ve lsz tutku ve kaprislerine kaplp sapkla
denlerin iine dt durumu zikreder.10 Ayrca ilim sahibi olmadklar iin bu
duruma denler sadece zanna uymaktadrlar.11 Oysa ac azab tatma vakti geldiinde
onlar, hakikat kesin bir ilimle (ilmel-yakn) bilecekler, bu kesinliin mhede
(aynel-yakn)
ve
yaayarak
bilme
(hakkal-yakn)
derecelerini
de
idrak
Kutluer, a.g.e., s. 70. Bkz., bn Manzr, a.g.e., XII, s. 417-418; ez-Zebd, a.g.e., s. 1306-1307, VIII,
405.
2/Bakara, 145; 3/li mrn, 19; 17/sr, 107; 27/Neml , 40; 34/Sebe, 6; 67/Mlk, 26.
10
11
53/Necm, 28.
11
13
14
15
2/Bakara, 231.
16
17
2/Bakara, 60.
18
17/sr, 12.
19
39/Zmer , 9.
20
20/Taha , 114.
21
12
yksek deer olarak yerini almtr. Btn bunlarn tesinde Kurana gre, slm
dininin Allah, ilim sfatna sahiptir ve el-Alm ismini tamaktadr. Dolaysyla bu
ilh sfat ve ismin, tm gerekleriyle Onun yaratt leme yansdn, Allahn,
lemdeki insan iin gerekli ilmi ulalabilir kldn ve bu yzden insan, gerekli
ilimleri edinme kbiliyetiyle yarattn kabul etmek, slmn temel retisi
asndan mantk bir zorunluluktur.22
Son olarak burada, slm ilmi ve dncesinin temelini oluturan Kurnn,
dier din kitaplarnda olmayan farkl bir zellii zerinde durmak istiyoruz. Buna
gre Kuran, akl ve metafizik balamnda dnmeye her ilhi kitaptan daha ok yer
vermitir. Kuran, bu dorultuda yaplan dnme ve mzakere faaliyetini, akl ve
tecrb delillere dayandrr. Bunda en ok dayand ve gvendii boyut ise okuma
ve ilimdir. Kuran pek ok yette muhatabna ilm, akl ve mantk sorular sorarak
det meydan okumaktadr. Bu dorultuda; Nasl hkmedersiniz? Dnmyor
musunuz? Yoksa ortaya konacak bir ilminiz mi var? Varsa kitabnz getirin
(grelim)23, Onu brakp tanrlar m edindiler? Deki: Kesin delilinizi getirin. te
benim ve mmetimin Kitab ve benden ncekilerin kitaplar. Hayr; onlarn ou
gerei bilmez de yz evirirler24, Ellerinde, okuduklar kitaplar yoktur25,
Okuma yazma bilmeyen onlar, kitab bilmezler26, Kitapta olan gizlerler27,
Kitab yanl okuyup kitapta olmayan kitapta imi gibi gsterenler vardr28,
Kendinizi unutup bakalarna m emrediyorsunuz? Gya kitab okuyorsunuz,
dnmyor musunuz?29, Kitab okuyanlar da okumayanlar gibi konuuyor30,
Kitab gerei gibi okuyanlar ona inanr31, Allahtan size kolay anlalan, ak
22
Kutluer, a.g.e., s. 74
23
37/Safft, 154-157.
24
21/Enbiy, 24.
25
34/Sebe, 44.
26
2/Bakara, 78.
27
28
29
2/Bakara, 44.
30
2/Bakara, 113.
31
2/Bakara, 121.
13
seik bir kitap gelmitir32, Allah hakknda bilgisiz, delilsiz ve aklayc kitap
olmadan cedelleenler var33, Sana vahy olunan kitab oku34, Bize kar kacak
bir ilminiz var m?35 Bu balamda zikredilen daha pek ok yet vardr; ancak biz
meseleyi uzatmamak iin bu kadaryla iktifa ediyoruz.
lm kavramnn, slm dini iin ifade ettii anlam, tad deer ve grd
ilev, slmn ikinci temel kayna olan hadislerde de youn biimde
vurgulanmtr. Her eyden nce, Mslman mmetin baland btn bir deer
sisteminin devamll ilme bal olduu iin Hz. Muhammed, limlerin yetimesine
duyulan ihtiyac grerek ilmi yceltmi ve tevik etmitir; mesel ilmin, fazla
ibadetten de stn deer (fazl) olduu kendisi tarafndan arpc ifadelerle
belirtilmitir.36
Baka
hadislerde,
ilim
renme
yolunda
olanlara
daima,
mevcdiyetlerine
sreklilik
kazandrlmasdr.
Nitekim
ilim,
soyut
gerekliiyle ortadan kalkmaz ve zeval bulmaz bir mevcudiyettir; ancak ulem zeval
bulabilir. nk bilginlerin azalmas veya yok olmas, slm mmetinin istikmet ve
kbeti iin son derece kt sonular dourabilecektir. Mesel bir limin lmnn,
slmn yer yzndeki durumu ve gelecei bakmndan kapanmaz bir gedik
aacan belirten hadis,38 sz konusu vehmete yeterince iaret etmektedir. Sonucun
bu kadar, bilginlerin varlyla ilgili olmas, onlarn peygamberlerin mirass
olmas nedeniyledir.39 slm dininin, son din ve peygamberinin son peygamber
olduu dnldnde, bilginlerin bu tr hadislerde belirtilen ilevi kendiliinden
ortaya kmaktadr. lim sahipleri, peygamberin artk cismen var olmad
zamanlarda, dnin deimeyen ilkelerini hikmete uygun ekilde yaymak, savunmak
ve retmek yahut durmadan deien artlarn gerektirdii yarglara varmak
32
5/Mide, 15.
33
34
29Ankebt, 45.
35
6/Enm, 148.
36
37
38
Drim, Mukadime32.
39
14
ve sorumluluk
Mslim, Zikr 73; bn Mce, Du2-3, kme 32, Edep28; Gazli, a.g.e., s.77.
41
42
43
Ner Ali Sami, slamda Felsef Dncenin Douu, ev. Osman Tun, nsan Yaynlar, stanbul
1999, I, s. 139, 140 vd.
15
1- Nakl limler
Nakl ilimler, ncelikle belli bir metafizie (tevhid, nbvvet ve med), belli
bal dni metinlere (Kuran ve hadisler) ve belli bir gelenee (Snnet) bal ve
baml olarak hicr 3. asra kadar tedvn edilmi bulunan bilgi birikimini ifade
etmektedir. Mslmanlar, yzyllarca, yalnzca dni ve itikad meselerini deil, ayn
zamanda ahlki, hukki, toplumsal, kltrel, iktisdi ve siyas btn sorunlarn bu
birikimden hareketle zmeye almlardr. Bu giriimlerin rn olan uygulama
ve yorumlamaya ynelik etkinlikler de slm veya nakl ilimler nitelemesinin
kapsamnda yer almaktadr.45
slm dncesinde, Kurnn tertb edilmesini mtekib ilk nce zerinde
durulan ilim, tefsir ilmidir. Peygamberin salnda yetlerle ilgili olarak anlam
bakmndan ortaya kan mklatlar, Hz. Peygamber tarafndan zme
kavuturuluyordu. Daha sonra slmiyet, devlet ekline girerek nizam ve knunlara
ihtiya hasl olunca, Kurn, bu knun ve nizamlara kaynak saylarak, tefsir ilmine
bir kat daha nem verilmi ve hfzlar ile tefsirciler, deta daha sonraki dnemlerin
fakihleri (knun adamlar) gibi saylmtr. Tefsri ilk tedvn eden zt Mchit b.
Cbeyr (104/722) dir. Ondan sonra biroklar tefsir yazm ve nihayet Vkid
(210/825) ve Taber (310/922) gibi mehur mfessirler yetimitir.46
44
45
Hilmi Ziya lken, slm Dncesi, lken Yaynlar, stanbul 2000, s. 20.
slm limler Sorunu, slmiyt, VI (2003), say: 4, s. 5.
46
W. Barthold, slm Medeniyeti Tarihi, ev. Fuad Kprl, Diyanet leri Bakanl Yaynlar,
Ankara 1977, s. 144.
16
te genel olarak, slm tarihi srecinde ortaya kan bu gibi pekok mfessir,
Kurnda geen ilim kavramndan hareketle, bu ifadeyi doal olarak kendi ilm
bak alaryla veya kendilerine kadar ulaan birikime dayanarak tanmladklar
grlmektedir.47 Tefsir literatr tarihinde ilim kavramnn kullanm ise, yalnzca
tek bir ilmin adna inhisar edilmez. Bu literatrn geliimi, birok ilm disiplinin
tarih iindeki birikimlerine dayal olarak gereklemitir. Bu ilm disiplinlere topluca
Kuran limleri denmektedir. Sz konusu ilimler, Kurnn anlalmas ve tefsir
edilmesi iin gerekli olan ve sonraki dnemlerde Tefsr Uslnn temel meselelerini
tekil edecek olan Resml-Mushaf, Kratl-Kurn, Esbbn-Nzl, Nsih ve
Mensh, Garbul-Kurn, czl-Kurn, Aksml-Kurn gibi, Kurn ok
eitli alardan inceleyen disiplinlerdir. Kurn ilimleri terimi, ilk dnemlerde belli
konulara ilikin bir terim iken, zamanla tm Kurn meseleleri kapsayan mstakil
tefsr usl almalarnn ad olmutur. Tefsr usl ilk asrlarda fazla
kullanlmamakla birlikte sonradan, Kurn ilimleri yerine kullanlmaya balanmtr.
Gnmzde ise Tefsr usl, anlan Kurn ilimlerini iermekle kalmaz, onlarn
kapsamn genileterek temel meseleleri esasl bir tefsir metodolojisi ierisinde
inceler.48
slm dncesinde ilim kavram hadislerde de byk nem tar.
Peygamberden nakil ve rivyet edilen szlerin toplanmas, rivyet edenlerin tenkdi
ve kontrol, mahiyetlerine ve mevzlarna gre tasnfi ii, bal bana mhim bir
bahis tekil eder. Bu sretle hadis ilmi vcda gelmitir. lk hadisiler bn Abbas ve
Hz. Aye idi. Fakat sonradan rivyetlerin tenkdi ve mnakaas hususunda son
derece muvaffakiyet gsteren, mam- Mlik (179/795), Buhr (256/869) ve Mslim
(261/874) gibi byk muhaddisler yetiti. Zamanla hadisiler o kadar oald ve
rivyet, tenkid ve itihat ekilleri o kadar artt ki, bunlarn aralarndaki ihtilaf
halletmek ve hakki hadisleri sahtelerinden ayrdetmek, bal bana bir mesele haline
geldi. Bu sretle bir de usl- hadis ilmi dodu. Usl- hadisin mevzu, deta hadis
47
Elmall M. Hamdi Yazr, Hak Dni Kuran Dili, cilt II, s. 915, 916 vd.; Muhyiddin Eb Abdillh b.
Sleyman el-Kfiyeci el-Hanef, Kitbt-Tafsr f Kavidi Ilmit-Tefsr, nr. smail Cerraholu, A..
lhiyat Fak. Yaynlar, Ankara 1989, s. 46-66; Abdullah Aydemir, Ebussud Efendi ve Tefsirdeki
Metodu, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara 1993, s. 53-88; smail Cerraholu, Tefsir Usl,
Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 1991, s. 209,210 vd.
48
17
lken, a.g.e., s. 22; Hasan Hanef, a.g.e., s. 33, 34 vd.; Kprl, a.g.e., s. 145-146.
lken, ayn yer; M. Rza Hakm, a.g.e., s. 263, 26 4 vd.
18
19
53
Ayn yer.
20
slm dnce tarihinde ilim snflandrmalar ile ilgili olarak yaplan baz almalar unlardr:
Farb, hsul-Ulm; Harizmi, Meftihul-Ulm; bn Sin, Fi Aksmil-Ulmil-Akliyye;
Takprlzde, Mevzuatul-Ulm; Cabir b. Hayan, Kitbul-Hudd; bn Ferign, Cevmiul-Ulm;
mir, el-lm bi Menkibil-slm; bn Hazm, Mertibul-Ulm; Nasreddn el-Beydv, Risle f
Mevzatil-Ulm ve Trfih; Eb Hayyan et-Tevhd, Risle fil-Ulm, Molla Ltfi, Risle filUlmi-eriyye vel-Arabiyye, Nev Efendi, Netyicl-Fnn; shak b. Hasan el-Tokd, Nazm elUlm; Erzurumlu brahim Hakk, Tertbul-Ulm; Neb Efendizde olarak da tannan Ali b. Abdullah
el-Uk, Kasde fil-Kutb el-Mehre fil-Ulm.
55
Hseyin Sarolu, bn Rd Felsefesi, Klasik, stanbul 2003, s. 29; Kutluer, a.g.e., s. 91; Bayrakdar,
slam Felsefesine Giri, Ankara 1988, s. 135.
21
56
22
siyas felsefe veya siyaset ilmi olmak zere iki ilimden meydana geldiini ifade
etmektedir.57
Grlecei gibi Farab, birinci eserindeki snflandrmada amacnn,
zamannda car olan ilimleri teker teker saymak, onlarn konular, karlatrmal
deerleri hakknda bilgi vermek, bylece bu ilmi renmek isteyenlere neyi
incelemeye giritikleri, bu incelemenin kendilerine ne faydas olaca, onunla ne
kazanacaklar, hangi stnlkleri elde edecekleri hakknda bilgilendirmek olduunu
ifade ederek, buna uygun bir ilim snflandrmas yaparken; dier eserinde ise daha
ziyade Aristotelyen bir izgi takibederek, ilimleri karakteri ve gayeleri bakmndan
bir snflandrmaya tb tutmaktadr.
Farabnin beyanlarndan anlald gibi buradaki snflandrmalar, bilgi
verici ve gyeci bir ama tamaktadr. lim snflandrmalarnn bir dier ekli de,
ontolojik karakterli ilim snflandrmalardr. Buna gre ilimlerin snflandrlmas,
ilmin maluma bal olduu ilkesinden hareketle yaplmakta ve esas itibariyle
mevzu (malum, bilinecek olan, bilginin konusu ) ifade edilmektedir. lim tasnifi,
dier bir ifadeyle, tam anlamyla bir ontolojidir veya biraz daha hafif bir ekilde
ifade edecek olursak, bir ontolojiye dayanr. Ontoloji olduu iin, varla baldr.
Ontik bir esas olmayan, yani bir varlk tasnifine dayanmayan ve ilimleri varlk
dnda baka bir esasa dayal olarak yan yana veya alt alta sralayan veya bunlar
hangi noktai nazardan yaparsa yapsn, ontik taraf esas almayan herhangi bir tasnif
denemesi, herhangi bir bir arada olmadan veya yan yana dmeden te fazla bir
anlam ifade etmez.58
Esas temellerini Aritotelesin metafizik dnce sisteminde bulduumuz59 bu
ontolojik perspektif, Farbden Takprlzde (1495-1561)ye kadar ilimler
tasnifine ynelmi birok dnr ve bilginin abasna egemen olmutur. Farb,
varlk dzenini; Tanr, gksel akllar, nefs, sret ve maddenin mertebelendii cismni
olmayan varlk alan eklinde snflandrrken, bunlar ayrca drt unsur, madenler,
bitkiler, hayvanlar, insanlar ve gk cisimlerinden oluan cismni varlk alan
57
Farab, Tenbh ala Sebilis-Saade (Mutluluk Yoluna Yneltme), ev. Hanifi zcan, zmir 1993, s.
52.
58
Tahsin Grgn, slm limler Sorunu, slmiyt, say:4 (Ankara 2003), s. 200.
59
Macit Gkberk, Felsefe Tarihi, Remzi Kitabevi, stanbul 1996, s. 81, 82 vd.
23
biiminde, belirli iliki ve ayrm yahut hiyerari mant iinde kategorize etmi60 ve
bu, onun ilimler sistemini oluturmutur. Benzer ekilde bn Sn, varlk diresini
ycelerden aa doru; Tanr, akl-melek cevherler, semv-felek cevherler, ilk
madde, basit unsurlar, madenler, bitkiler, hayvanlar ve nihayet insan eklinde
gstermitir.61 Dolaysyla nmze metafizik ve fizik varlk alanlar kmakta, bu
varlk alanlarndaki mertebeler farkl ilimlerin mevzularn oluturmaktadr.
Ycelerdeki varlk mertebeleriyle, eitli disiplinleri asndan metafizik ilgilenecek,
fizik varlk alanndaki mertebeler de mineraloji, botanik, zooloji, psikoloji, gibi ilim
dallarnn mevzularn oluturacaktr. Kanni devrinin nl Osmanl bilgini
Takprlzde de, esaslarn muhtemelen bn Sndan ald snflandrmasn; d
dnyadaki (fil-ayan), zihindeki (fil-ezhn), szdeki (fil-ibre) ve yazdaki (fiikitbe) varlk eklinde bir tasnife dayandrmaktadr.62
slm dnce tarihinde ortaya konan ilim tasniflerindeki bir dier ama ise,
eitim ve retimde; kolaydan zor olana veya basitten daha karmak olana doru
pedagojik bir metodoloji takip etmeye ynelik yaplan tasniflerdir. Her ikisi de
Osmanl dnce hayatnn nemli birer smas olan Takprlzde ve Saaklzde
gibi pek ok lim, verimli bir eitim ve retim sreci ortaya koymak iin bu
konunun nemi zerinde srarla durarlar. rnein Takprlzde; lim renmekte
olan, her ilimden bir eyler renmeli, hibirini terketmemeli, her ilmin gaye, maksat
ve yolunu bilmelidir. Ondan sonra mrde msaade, sebeplerde uygunluk olursa,
ayr ayr renmeye koyulup, her birinde derinlemeye ve mahret edinmeye gayret
etmelidir. nk btn ilimler birbirine yardmcdr. Hatta bazs bazsna bal ve
ok yakndr.63 Mellif burada ilim tahslinde, ehemden mhimme doru belirli bir
metodolojiye iret etmektedir. Mderrisin fa etmesi gereken vazifeleri arasnda
grd, onun u szleri, bu mevzyu daha da aklar niteliktedir: retmeye,
talebe iin nemli olan ilim ile balamaldr. Bu nem ister dnya iin, ister hiret
60
Farb, es-Siyasetl-Medeniyye, nr. Fevzi M. Neccr, Beyrut 1993. s. 31; ru Ehlil-MedinetilFzla, nr. Albert N. Nader, Beyrut 1985. Her iki eser de, lk Mevcutla balayp, madde-sret,
semv cisimler, nefs ve kuvvetleri ile devam eden ontolojik bir seyir izler.
61
bn Sn, Kitbu-if-Metafizik, I, ev. Ekrem Demirli- mer Trker, Litera Yaynclk, stanbul
2004, s. 2,3 vd.
62
63
Takprlzade, a.g.e., s. 47
24
iin olsun. Her ey ne iin yaratlmsa, ona kolay denmitir. lim retme srasnda,
en gzel bir sra tayin edip, her ilmin derecesinin gereine gre nem vermelidir. Bir
defada, ak olan ilimden ince olana, gizli olandan ak olana getirmek uygun olmaz.
Burada salam yol, herhangi bir ilmi yava yava, encinin istidadna uygun olarak
retmektir.64
zerinde altmz Saaklzade de, ilim snflandrmalaryla ilgili olarak,
buna benzer pedagojik bir tertbin zarretine iret eder. Ona gre, ilimlerin elde
edilmesi srecinde; retime yeni balayan kiinin, anlayabildii oranda man
konusu zerinde durmas, yet bu kii bir ocuksa imandan sonra, gvenilir bir
muallimden tamam edene kadar Kuran renmesi, sonra man ve ehl-i snnet
akidinin ayrntlarn ve farz miktar ahlk ve namaz ile ilgili bilgi elde etmesi ve
bylece rencinin, kolay olan ksmlardan daha zor ve karmak olan ksmlara
doru ilm bakmdan pedagojik bir metodolojinin takib edilmesi gerektiini
belirtmektedir.65 Eitim ve retim bakmndan ilimlerin snflar ile ilgili blmde
daha ayrntl olarak inceleyeceimiz gibi, Saaklzde de, bu eitim ve retim
metodolojisine uygun muhtelif eserler tavsiye etmektedir.66
Bu arada Farbnin, hsul-Ulmunda ilimleri snflandrmaya, birer let
ilmi hviyetinde olan lisan ilmi ile balayp, arkasndan mantk ilmi ile devam eden
ve matematik, fizik, metafizik ve pratik ilimlerle sona eren snflandrmas da,
ilimlerin tahsili srecinde, benzer bir metodolojinin varln ortaya koymaktadr.
slm dncesinde bir de ilimleri, fayda-zarar asndan snflandrma ekli
vardr ki, bunun en tipik rnekleri Gazl, bn Haldun (1132-1406) ve Saaklzde
gibi limler olup bunlar, felsefe ve din ilimleri balamnda kendi dnsel
pozisyonlarn daha ziyade dni kanatta gren limlerdir. Bilindii gibi, amac
yaad dnemin bunalml slm dnyasnda din ilimlerini canlandrmak olan ve
hyu Ulmid-Dn adl eserini bu projenin nih ifadesi olarak kaleme alan Gazl,
64
A.g.e.,s. 61.
65
66
25
temel perspektifi gerei din ilimlerini merkeze alm ve felsef ilimlerin deerini,
dnin ifade ettii anlam ve yarar asndan belirlemitir.
Gazli, ilimleri nce genel anlamda er olan - er olmayan eklinde
ikiye ayrr. Ona gre er ilimler; hesab ilminde olduu gibi akl ile, tb ilminde
olduu gibi tecrbe ile ve lgat ilminde olduu gibi iitmekle bilinmeyip, ancak
peygamberlerden renilen ilimlerdir.67 Bunlar; kitap, snnet, icm, sahabenin yolu,
fkh, tefsir, hadis vb. ilimlerdir. er olmayan ilimler ise, tp ve hesab ilmi gibi
vlen, iir ve tarih ilmi gibi mbah olan ve byclk ve sihir ilmi gibi
yerilen ilimlerdir. Gazl, felsefeyi mstakil bir ilim saymamakta ve onun
hendese-hesap, mantk, ilhiyat ve tabiyyt68 olmak zere drt blmden meydana
geldiini sylemektedir. Gazl hyda, er olmayan ilimler snflamasndaki ilim
dallarndan sadece tabiyyt (fizik) ilminde, cri olan kevn kanunlarn zorunlu
nedenlere bal olduu fikrine kar ar eletiriler yneltir ve bu ksma ilim bile
denilemeyeceini syler. O ayrca, tabiyytla ilgili olarak hyda reddettii
ksmlarn neler olduuna el-Munkzu mined-Dallda aklk getirerek unlar
syler: Tabiat ilmini inkr etmek de dinin artlarndan deildir. Ancak TehftlFelsife adl kitabmda beyan ettiim tabiat ilminin belli bir ka meselesi69 vardr ki,
onlar inkar etmek dinin artlarndandr. Hepsi hakknda bilinmesi gereken asl udur:
Tabiat, Allah Telnn emrindedir; kendi kendine hareket edemez. Ancak Yaratc
tarafndan hareket ettirilir. Gne de, ay da, yldzlar da Allahn emirlerine tbidir.
Hibirisinin fiil ve hareketi kendiliinden olmaz.70 Gazlnin tabiyyat ilmi ile ilgili
reddettii meselelerden biri, filozoflarn illiyet (sebeplilik) nazariyesidir.71 Ancak
67
68
A.g.e., s. 62.
69
Gazl, Tehftl-Felsife, nr. Sleyman Dnya, Khire 1987, s. 235, 236 vd.
70
Gazl, el-Munkzu mined-Dall (Delletten Hidayete), ev. Yahya Paki, Umran Yaynlar,
stanbul 1988, s. 33.
71
Gazl, sebeplilik nazariyesini u ekilde deerlendirir: Bizim kanaatimize gre, sebep ve sonu
olduklarna inandmz eyler arasndabi rbta zorunlu deildir. Birinin olumlanmas (tasdki)
dierinin olumlanmasn, birinin olumsuzlanmas (reddi) dierinin olumsuzlanmasn gerektirmez.
Hatta birisinin varl ve yokluu, zorunlu olarak dierinin varl veya yokluununu nceden icp
ettirmez. Susuzluu gidermek ile su imek, tokluk ile yemek yemek, yanma olay ile ate, yahut k ile
gnein douu vb. arasndaki mnasebet, zorunlu bir mnasebet deildir; nk hibir durumda bir
terim mantki olarak dierini gerektirmez. Atein yakmayabileceini ve su imenin susuzluu
gidermeyebileceini vs. farzetmekte mantki adan hibir saknca yoktur. lliyet rbtasnn szde
zorunluluu, mantki adan garanti altna alnm deildir; nk biz hibir mantki muhakeme ile
26
Haldun
ve
Saaklzde
ise
bu
konuda,
Gazl
izgisinde
73
27
Knd, Kitb fil-Felsefetil-l (lk Felsefe zerine), ev. Mahmut Kaya, Klasik, stanbul 2003,
13-14.
75
A.g.e., s. 15.
28
kolaylar;
bunlara
aykr
hareket
edecek
olursak
amacmz
76
76
A.g.e., s. 16.
29
Saaklzde ile ilgili bu tr rivyetler iin bkz., Besim Atalay, Mara Tarihi ve Corafyas, stanbul
1973, s. 131; Tahsin zcan, Maral Bir Osmanl Alimi: Saaklzde Mehmed Efendi ve Eserleri, I.
Kamramanmara Sempozyumu, Kahramanmara 2004, s. 53; Yaln zalp, Evliy Menkbeleri ve
Saakl Merhum, Saaklzde Vakf Arivi; Necmettin Gevri, Saaklzde Muhammed bn Eb Bekr
El Mara Ve Bir Kadiri czetnamesi, Madalyal Tek ehir Kahramanmara, Kahramanmara 2001,
s. 58, 59 vd.
2
Bursal Mehmed Tahir, Osmanl Mellifleri, Ankara 2000, I, s. 325; smil Paa el-Badd,
Hediyyetl-rifn Esmul-Mellifn ve srul-Musannifn, stanbul 1955, II, s. 322; Mehmed
Sreyy, Sicill-i Osmn, stanbul 1308, IV, 233.
3
Saaklzde, a.g.e., s. s. 51, 52; Cemal Arman, Maral aaklzdenin lme Verdii Deer Ve
Eitimde Verimlilii Artrmak in ngrd Pedagojik Kurallar, I. Kahramanmara Sempozyumu,
Kahramanmara 2004, s. 943.
30
XVII.
yzyln
sonu
ile
XVIII.
yzyln
balarnda
yaad
Mehmet Gnaydn, Saaklzde eyh Osman Efendi, Drt Mevsim Marader, stanbul 2004, say:2,
s. 62-63.
Mara bu dnemde olduka canl bir ilim ve kltr merkezi konumundadr. Beldede pek ok
medrese vardr ve buralarda nl limler ders vermektedir. Daha fazla bilgi iin bkz., Chdil-Mukl,
s. 12,13 vd.
10
31
iin stanbula ve hatta Kayseriye gittii rivyet edilmektedir. Ancak bu her iki bilgi
de dorulanamamtr.11 Onun, Darendev Hamza Efendiden ders almak iin
Malatyaya gitmi olduu ise kesindir.12
Malatyadan dndkten sonra, memleketi Marata bir mddet kalan
aaklzde, daha sonra ama gider ve ilim tahslini burada srdrr. Burada
bulunan, zamann byk limi Abdlgn Nabls (1640-1731)den tefsr, hadis ve
tasavvuf alannda dersler almtr.13 Yine kaynaklarda Abdulgn Nablsden iczet
ve hilfet ald, Tark- Kadiriyye ve Nakbendiyye erkn zere yetitii, zahir ve
batn ilimleri ikmal ettikten sonra Maraa dnd kaydedilir.14
Maraa dndkten sonra Saaklzdenin ilk giriimi ders vermek olur.
Ancak o, burada, bir yandan ders verirken dier yandan dni ilimlerin pek ok
alanyla ilgili eserler telif etmitir. Kendisine yzn zerinde eser atfedilmektedir.
Bunlarn ummi bir listesini aada vereceiz.
Baz kaynaklardaki elikili ifadelere ramen Saaklzdenin lm tarihi ile
ilgili olarak 1150/1732 yl, daha kesin bir tarih izlenimi vermektedir.15 Az nce
ifade ettiimiz gibi, bu tarihe uymayanlar da vardr. rnein Corci Zeydan,
Saaklzdenin lm tarihi olarak 1154/1741 yln iret ederken16, Sicill-i
Osmande bu tarih 1155/1742 olarak verilmekte17 ve hatta kaytlarda, 1256/1809
tarihinden sonrasna bile iret edilmektedir.18 Kaynaklarda mezarnn Mara
11
12
13
A.g.e., s. 325.
14
15
16
17
18
Necmettin Gevri, Saaklzde ile ilgili olarak bir kadiri iczetnamesi yaynlamtr. Bu
icazetnamede mellifin tarkat ve tasavvuf ynyle ilgili olarak birtakm bilgiler verilmekte ve
Saaklzdenin lm tarihi ksmna gelindii zaman, tarkat iczetnmesinin verili tarihi ise
1256/1809 yln gstermektedir. Buna gre Saaklzdenin bu tarihten sonra vefat etmi olmas
gerekir diyerek ilgin bir tarih ortaya atlmaktadr. Bu tarih, Saaklzdenin vefat tarihi ile ilgili
olarak verilen kaytlarn en ularnda bir tanesidir. Biz burada verilen tarih ve bu arada ilgili
iczetnmenin, bizim zerinde altmz Saaklzde ile bir ilgisinin olmadn dnmekteyiz.
nk bu tarih, bizim zikrettiimiz temel bavuru kaynaklarnn verdii tarihlere hayli uzaktr. Ayrca
Gevher, Saaklzdenin lm tarihini verirken, sadece ilgili iczetnameye atfta bulunmaktadr. (Bu
32
ehrinin kble tarafnda olduu ifade edilmektedir ki, bu mezarln ad eyh dil
Mezarl olarak bilinir. Sicill-i Osmnde mezarnn skdarda olduu
kaydedilmektedir; ancak Mara iret eden rivyet gibi, bu rivyette doru deildir.
Yaplan aratrmalar, Saaklzdenin mezarnn Gaziantepte bulunduu fikrinin
daha doru olduu anlalmaktadr.19
Saaklzdenin ders ald hocalar olarak Hasan el-Mara, Darendev
Hamza Efendi, Abdlgan en-Nabls ve Tefsr Mehmed Efendi el-Ayntb gibi
limlerin isimlerini sayabiliriz.20 Mellif, bu limlerin her birinden tefsirden hadise,
fkhtan tasavvufa ve kelmdan mantk ilmine kadar ok geni ve muhtelif alanlarda
ilim tahsili grm ve bu ilim dallarnn ounda eserler telif etmitir.
Saaklzde zahir ilimlerde olduu kadar, btn ilimlerde ve zellikle de
tasavvuf ilminde olduka maharet kazand rivyet edilmektedir. Onun tasavvuf
konusundaki ba hocas Abdulgn en-Nablsdir. Ondan bu konuda iczet ve
halfelik ald ve tasavvuf erbb arasnda yksek mertebelere ykseldii ifade
edilir. Tasavvuf konusunda eletirel yaklaanlara kar, ksa akl sahipleri, ekbire
dil uzatmaktan saknsnlar21 diyerek kar duruunu ortaya koymaktadr. Osmanl
ulems arasnda nemli bir tartma konusu olan, zikr esnasnda raks ile ilgili
kaleme ald eserde konuyla ilgili olarak yle demektedir: Zikr esnasnda raks
haram deildir; nk bunun haramlna medhal yoktur, ancak zikirde edep
seknedir.22
Saaklzde, medreselerin dar zihniyetinden ikyet ederek lzumsuz hiye
ve talikler yerine, renci iin faydal olan klasik kitaplarn vcda getirilmesi
konuda daha fazla bilgi in bkz. Necmettin Gevri, a.g.e., s. 58-63.) Bu konu bile, Saaklzde ile ilgili
ifh olarak zikredilen grlerin shhati konusunda yeterli bilgi verir niteliktedir.
19
Gaziantepte, Saakl Mahallesinde trbesi bulunduu belirtilmektedir. Oftaki trbenin ise, Osman
Efendiye ait olduu anlalmaktadr. Kahramanmarata Saaklzde Mehmet ve Osman Efendilerin
isimlerini yaatmak amacyla 1993te Saaklzde Kltr, Eitim ve Dayanma Vakf adyla bir
vakf kurulmutur. Bu vakfn WEB sitesinde Saaklzdenin Kilise yapt bir gezi srasnda Antep
civarnda vefat ettii ve mezarnn Antepte bulunduu belirtilmektedir. Ayrca bkz. zcan, a.g.e., s.
54-55.
20
21
22
33
Hilmi Ziya lken, Uyan Devirlerinde Tercmenin Rol, lken Yaynlar stanbul, 1997, s. 309.
zcan a.g.e., s. 56.
34
26
27
Chdil-Mukl, s. 26.
28
29
Chdil-Mukl, s. 36.
35
Ayn yer.
31
32
Saaklzdenin beyanlarnn aksine, Gazlinin kelam ilminden rc etmediini kelm ilmiyle ilgili
blmde deindiimiz iin burada tekrar etmek istemiyoruz.
33
Tertbul-Ulm, s. 214.
34
el-Alm, s. 60
36
yazma olarak bir baka nshas, Koca Ragp Paa Ktp., nr: 818de, vr. 2+62-159
eklinde mevcut olup, bu nshay da Muhammed b. Ali b. Ahmed, h.1132de istinsah
etmitir. Ayrca bu eserle ilgili Mstakimzde Sadeddn Sleyman Efendi, Makle
f Nerit-Tevli li-Saaklzde adnda bir makle yazmtr (h.1191). Bu makle
ise, .. Merkez Ktp., nr: 9329da mevcuttur. Nerut-Tevlnin daha pek ok
yazmas bulunmaktadr. Bunlar Sleymaniye Ktp., H. Hsn Paa, nr: 1138de, 127
vr.;Yozgat, nr: 697de, vr. 223-253; Pertevniyal, nr: 508de, 99 vr.; Kl Ali Paa,
nr: 1039da, vr. 61-116 olarak kaytldr. Bu son nshay Hafs Osman el-Uk
istinsah etmitir. Bunlardan baka Nuruosmaniye Ktp., nr: 2226da, 149 vr.; Beyazt
Devlet Ktp., nr: 3052de, 127 vr; Isparta arkikaraaa le Halk Ktp., nr: 36da, 237
vr.; Ktahya Vahid Paa Ktp., nr: 283de, 135 vr.; Kayseri Raid Efendi Ktp., nr:
467de, vr. 1b-81a eklinde yazma olarak bulunmaktadr. Burada geen son nshay
da, Seyyid Osman b.Seyyid Abdurrahman istinsah etmitir.
2-Tahkkul-mn (mann Hakkati)
Chdil-Muklde, Risletl-mann sonunda bu esere atfta bulunulduu,
ancak esere ulalamad ifade edilmektedir.35 Ancak bunun aksine eserin yazma bir
nshas, Sleymaniye Ktp., Giresun Yazmalar, nr: 3577de, vr. 87a-89a olarak
kaytldr. Eserde man ve kfr kavramlarnn analizi yapldktan sonra, kfr
halinin hangi durumlarda vaki olaca, bunun sonunda tvbenin nasl yaplaca ve
tasdik konusu gibi meseleler tartlmaktadr.
3-Risletl-man (man Rislesi)
Eserde, man ve kfr kavramlarnn analizi yaplmaktadr. Bu erevede
mellif, tahkki man, takldi man, kfr, tasdk, dil ile ikrr kalb ile tasdk gibi
ifadelerin anlam ve bunlar arasndaki farklarn neler olduu zerinde durduktan
sonra btn bunlarn hiret iin ne anlam ifade ettiine dikkat eker.36 Eserin yazma
bir nshas; Sleymaniye Ktp., Yazma Balar, nr: 314/1de, vr. 1b-5b olarak
kaytldr. Ayrca ayn eser olduunu dndmz Risle f Hakkl-man velKfr adyla bir baka nsha; Sleymaniye Ktp., Fatih, nr: 1266da, 8 vr. olarak
kaytldr.
4-Reddl-Cell (Celle Reddiye)
35
Chdil-Mukl, s. 25.
36
Saaklzde, Risletl-man, Sleymaniye Ktp. (Yazma Balar), nr: 314/1, vr. 1b-2b.
37
37
38
39
38
aler-Risletil-Gaybiyye
(Risletl-Gaybiyye
zerine
Hiye)
Eserde, slma gre gayb konusu ele alnmaktadr. Bu erevede mellif,
gayb yalnz Allhn bilebileceini, ancak sihir yapanlar da, bu konuda bazen isabet
ettirseler bile, onlarn tamamen yalan sylediklerini ifade eder. Ayrca ilham kavram
zerinde de duran mellif, ilhmn mmin ile birlikte kfire de gelebileceini, ancak
onun ilhmnn din d ilham olduu iin hakkati ifade etmeye yetmeyeceini
syler. Eserin yazma bir nshas; Sleymaniye Ktp., Laleli, nr: 3659da, vr. 113-137
olarak kaytl olup, bu nsha mellif nshasdr. Ayrca Gaybiyye adyla
Sleymaniye Ktp., Hamidiye, nr: 1442de, vr. 99-117 olarak bir baka nsha
kaytldr.
10-Hiyetn al erhs-Sad lil-Akidin-Nesefiyye (Nesef Akidi le
lgili Sadddn Taftaznnin erhi zerine Hiye)
Konusu genel olarak ehli snnet akidi olan bu eser, et-Taftaznin erhulAkidin-Nesefiyye adl eserine Saaklzdenin yazm olduu hiye olup, Hiyet
40
Saaklzde, Rislet-rdei Cziye, Sleymaniye Ktp. (Hac Mahmud Efendi), nr: 5819/2, v. 5.
39
42
43
Chdil-Mukl, s. 31.
40
44
41
Bu rislenin yazma bir nshas; Risle fil-Akid adyla, zmir Milli Ktp.,
Yazmalar Katalou, nr: 1754de, vr. 59a-b; Rislets-Simr f lmil-Akid adyla
da, Adana l Halk Ktp., nr: 40da, vr. 182b-225a olarak kaytldr.
20-Risletn f Ilmil-Kelm (Kelm lmine Dir Risle)
Kelm ilmine dir olan bu rislenin Risle fil-Kelm adyla Kayseri Raid
Efendi Ktp., nr: 26907/18de, vr. 89b-98b eklinde yazma bir nshas vardr. Bu
nsha mer b. Abdullah tarafndan h.1200de istinsah edilmitir.
21-Risletl-mkn (mkn Rislesi)
Bu rislenin yazma bir nshas; Sleymaniye Ktp., Hac Mahmud Efendi, nr:
6326, 8 vr. olarak kaytldr.
22-Hiye al Risletit-Tenzhat (Rislett-Tenzhat zerine Hiye)
Mellif, esere Allhn varl konusunu ele alarak balar. Bu erevede
Saaklzde, S. erf Crcnnin erhul-Mevkfna atfta bulunarak, Allhn
sfatlarn zt ve fil olarak ikiye ayrr; Onun zat sfatlarnn, yani zatnn
tamamen zaman d olduunu, ancak fil sfatlarnn ise zamanla olduunu ifade
eder. Hatta mellif bu son ifadeye dayanak olarak, Rahmn Sresinde, Gklerde ve
yerde olan kimseler her eyi ondan isterler; O, her an kint tasarruf etmektedir.45
eklinde geen yeti zikrederek, kinat zerindeki bu tasarrufun, Allhn fil
sfatlarnn neticesinde cereyan ettiini ifade etmektedir. Eserin yazma nshalar,
Sleymaniye Ktp., Atf Efendi, nr: 1268de, vr. 43-90; Nuru Osmaniye Ktp., nr:
2139/1de, varak 1b-59b; Sleymaniye Ktp., Laleli, nr: 3659/2de, vr. 37-75 olarak
kaytldr.
23-Byetl-Mrted li Tashh-il-Ezdd (Ztlklar Giderme Konusunda
Mrtedin Tavr)
Chdil-Muklde, eserin Sleymaniye Ktp., nr: 3/53de bir nshasnn
bulunduundan bahsedilmekte, ancak ne eserin ierii ne de kaytla ilgili herhangi
bir ayrnt verilmemektedir.46
c-Mnzara lmine Dir Eserleri
1-Takrrul-Kavnnil-Mtedvile
Ilmil-Mnzara
(Mnazara
55/Rahmn, 29.
46
Chdil-Mukl, s. 25.
42
fil
Mnzara
(Mnazara
lminde
Konuma
Hrriyeti)
Eser, Takrrul-Kavnne Saaklzde tarafndan yazlm olan hiye olup,
bunun gerek matbu, gerekse yazma nshalar mevcuttur. Eserin yazma nshalar,
Hiyet Tahrrul-Kavnn adyla, M.. lahiyat Fak. Ktp., Yazmalar, nr: 773, vr.
64-74; Tahrrut-Takrr adyla, Sleymaniye Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 488, 1b46b; eserin matbu nshalar, Tahrrut-Takrr adyla A.. lahiyat Fak. Ktp., nr:
3471; M.. lahiyat Fak. Ktp., nr: 1412 ve 3595 eklinde mevcuttur.
3-Hiyetn
al
erh-i
Risletil-dab
li-Takprzde
43
Kayseri Raid Efendi Ktp., nr: 11224, vr. 54a-60b; Amasya Beyazd l Halk Ktp., nr:
971, vr. 115b-126a; ayn ktphanede olmak zere, nr: 1613, vr. 123b-137b eklinde
mevcuttur. Bahsi geen son nsha smail b. Hikmet tarafndan m. 1718 ylnda
istinsah edilmi olup, yaz tr nesihtir.
4-Risle f dbil-Mnzara (Mnazara Adbna Dir Risle)
Mnazara ilmine ynelik bu eserin pek ok yazma nshas vardr. Bunlar,
Risle f dbd-Ders ved-Deris adyla M.. lahiyat Fak. Ktp., skdarl, nr:
59da, vr. 196-200; Risle f dbl-Mnzara adyla ayn ktphanede, nr: 297de,
11 vr.; Risle f dabl-Mnzara adyla, Sleymaniye Ktp., Denizli, nr: 252, vr. 2555 olarak mevcuttur. Risle f Fennil-Mnazara adyla, Konya Blge Yazma Eserler
Katalou, nr: 112de, vr. 188b-194b; M.. lahiyat Fak. Ktp., Yazmalar, nr: 332de,
9 vr. olarak kaytldr. Son nsha, Muhammed b. Hasan tarafndan istinsah edilmitir.
Ayrca yine ayn adla Sleymaniye Ktp., Yazma Balar, nr: 3625/2de, vr. 116b130a; Antalya Tekeliolu, nr: 923de, vr. 70-81; Fatih, nr: 4743de, vr. 90-103;
Laleli, nr: 385de, 17 vr. olarak kaytldr ki bu nsha Hasan b. Ali tarafndan istinsah
edilmitir. Son olarak yine ayn ktphane olmak zere, Yazma Balar, nr: 255; vr.
21b-32a olup, bu nsha da mer b. Ali Filorinev tarafndan istinsah edilmitir.
5-Risletl-Velediye (Velediye Rislesi)
Mnazara ilmiyle ilgili bu eser iin mellif, Tertbul-Ulmda, TakrrulKavnnil-Mnzara isimli eserine atfta bulunarak, bunu Velediye adyla zet
haline getirdiini ifade etmektedir.47 Eserin pek ok matbu ve yazma nshas
bulunmaktadr. Bunlarn matbu olanlar, Matba-i mire (stanbul-h.1288 ve 1261),
rif Efendi Matbaas (stanbul-1318), Esad Efendi Matbaas (stanbl-h.1303),
Drut-Tbtl-mire (stanbul-h.1268) ve Bosnal Hac Muharrem Matbbaas
(stanbul-h.1288) gibi fakl zamanlarda pek ok defa baslmtr. Bu eser Ahmed
Hamdi el-skilib tarafndan, Mirat- Mnazara: Fenn-i dap ve Mnazaradan
Velediyye Tercmesi eklinde tercme edilerek Kitab Kasbar tarafndan h.1310da
baslp, yaynlanmtr. Bunun bir nshas M.. lahiyat Fak. Ktp., Genel, nr:
8997de bulunmaktadr. Eserin yazma nshalar ise; Sleymaniye Ktp., Erzincan, nr:
148de, vr. 109a-111a; Darl-Mesnev, nr: 97de, vr. 29-40 (Mstensih,
Sukufuzde Salih, 1173/1759); Badatl Vehbi, nr: 2082de, vr. 45-54 (Mstensih,
47
Tertbul-Ulm, s. 141.
44
Hseyin b. Ali); Kasidecizde, nr: 751de, vr. 38-46 (Mstensih, Ali b. mer Krd);
Yazma Balar, nr: 972de, vr. 52-64 (Mstensih, Mustafa b. brahim); Millet Ktp.,
nr: 1758de, 22 vr. (Mstensih, Hseyin Dastni, h.1250); Amasya Bayezid l Halk
Ktp., nr: 927de, vr. 77b-91a (Mstensih, Muhammed b. Muhammed ez-Zili,
m.1786) eklindedir.
Velediye zerine birok erh yazlmtr ki, bunlar;
a-Saaklzdenin kendi yapm olduu erh: Eserin yazma nshalar, zmir
Milli Ktp. Yazmalar Katalou, nr: 789, vr. 37b-44b; Sleymaniye Ktp., Badatl
Vehbi, nr: 2144, vr. 109-113; Antalya Tekeliolu, nr: 843, vr. 155b-159a; M..
lahiyat Fak. Ktp. Yazmalar, nr: 408, 6 vr. olarak kaytldr.
b-Halil b. Mehmed
el-Konev
nshas, Manisa l Halk Ktp., nr: 1000/3, vr. 223-234 olarak bulunmaktadr. Ayrca
Sicill-i Osmande, Velediyeyi, mellifin ada Konev erhetmiti denilmekte
ve bu erhin, Musuldaki Mektebetl-Evkfta bir nshasnn bulunduu ifade
edilmektedir.48
c-Abdlvehhb b. Hseyin b. Veliyyddn el-midnin erhi: Bu eser pek
ok defa baslmtr. Bunlardan, Arif Efendi Matbas (stanbul-h.1318)de baslan
eser M.. lahiyat Fak. Ktp., 11629 numarada; Matbai mire (stanbul-h.1288)de
baslan M.. lahiyat Fak., Oktrk, 219 numarada; Darut-Tbaatl-mire
(h.1268)de baslan ise, Genel, 543 numarada bulunmaktadr.
d-erhu Allme Hseyin b. Haydar et-Tebrz el-Mara: Eser Sleymaniye
Ktp., Yazma Balar, 1780 numarada bulunmakta olup, yazs tliktir.
e-Molla merzde Muhammed b. Hseyin el-Behnis el-Hicbnin erhi.49
6-Zbdetl-Mnzara (Mnazarann z)
Saaklzenin, yine mnazara ilmine ynelik yazm olduu bir eserdir.
Chdil-Muklde, bu eserin Khirede bir nshasnn olduu ifade edilmektedir.50
Ayrca bu eserin yazma olarak nshalar; zmir Mill Ktp., nr: 959/14de, vr. 109a109b ve nr: 856da, vr. 98b-99b; Koca Ragp Paa Ktp., nr: 1290da, 2 vr. olarak
bulunmaktadr.
48
49
Chdil-Mukl, s. 34.
50
45
Tddil-Funn
kaydedilmitir.
54
ve
Hakikul-Ulm
ve
Tertbul-Ulm
adyla
Chdil-Mukl, s. 36.
Osmanl Mellifleri, I, s. 326; Hediyyetl-rifn, II, 322.
53
Chdil-Mukl, s. 37.
54
A.g.e., s. 25.
46
Suavi, Hulsat-ul-Haber fil-Ilmi vel-Eser der Karn- Sni Ar, Ulm, S. 8, s. 440.
56
57
58
59
Saaklzde, Risle f m Yftetahu bihid-Ders ve Yahtetim, Sleymaniye Ktp. (H. Hsn Paa), nr:
260/22de, vr. 275a.
47
60
61
Tertbul-Ulm, s. 130.
48
yazma bir baka nsha bulunmaktadr. Bu son nsha Halil b. Ahmed tarafndan 1712
tarihinde istinsah edilmitir.
3-Tehzbul-Krat (Kraat lminin zeti)
Kraat ilmine dir olan bu eserle ilgili olarak Osmanl Melliflerinde, otuz
cz miktarnda olduu yazldr.62 Eserin yazma nshalar; Atf Efendi Ktp., nr:
16da, 213 vr.; Koca Ragp Paa, nr: 7de, 199 vr.; Antalya Elmal le Halk Ktp., nr:
2568de, 84b-85a olarak kaytldr.
4-Risle f Mehricil-Hurf (Harflerin Mahreclerine Dir Risle)
Tecvd ilmine dir bu eserin yazma bir nshas, Amasya Beyazid l Halk
Ktp., nr: 1207de, vr. 81b-83b olarak kaytldr.63
5-Rislett-Tecvd (Tecvd Rislesi)
Eser tecvd ilmine dir olup, Amasya Beyazid l Halk Ktp., nr: 1138de, vr.
167b-168b; 169b-171a ve 168b-169b eklinde kaytldr. Bu risleyi, Hasan b. Yusuf
el-Amas kopya etmitir.64
6-Rislet
Tavzhl-Hurfil-Mucemt
(Mucem
Harflerin
63
64
65
Chdil-Mukl, s. 32.
66
Ayn yer.
49
Salih ed-Dmin tarafndan tahkk edilen bir metni makale olarak yaynlanmtr.67
Eserin yazma nshalar; Sleymaniye Ktp., Sleymaniye, nr: 53de, vr. 29-31; Atf
Efendi, nr: 19da, vr. 127-132; Badatl, nr: 10da, vr. 13-17; Badatl Vehbi, nr:
2149da, vr. 78-80 eklinde kaytl olup, bu son nsha Muhammed b. Salih
tarafndan istinsah edilmitir. Ayrca yine yazma olarak; Beyazid Devlet Ktp., nr:
124de, 27b-33b; Hac Selim Aa Ktp., Hdi Efendi, nr: 56da, vr. 23-40; M..
lahiyat Fak. Ktp., skdarl, nr: 68de, 9 vr. olarak bulunmaktadr. Son nsha
Numan b. Muhammed tarafndan h.1299da istinsah edilmitir.
9-Selsebll-Men (Men lminin Kayna)
Bu eserin baz kaynaklarda ad geer.68 Biz ise kaytlarda, zmir Milli Ktp.,
Yazmalar Katalou, nr: 959da, vr. 60b-68b ve vr. 47b-53b eklinde yazma iki
nshasn tesbit ettik.
bu
rislenin
giriinde,
Beydvnin
tefsrinde
felsefeyi
destekleyen baz ifadeleri grnce bu eseri yazma gerei duyduunu ifade ederek, bu
eserde var olan felsef unsurlar fark ettiini syler ve imni ve ilm bakmdan
67
68
69
50
70
8/Enfl, 23.
72
71/Nuh, 25.
51
52
Sleyman Hayri Bolay, Osmanllarda Dnce Hayat ve Felsefe, Aka Yaynlar, Ankara 2005, s.
187, 188 vd.
76
77
78
79
Saaklzde, Risle f bhati Katlil-Kilb, Sleymaniye Ktp. (Antalya Tekeliolu), nr: 870/31de,
vr. 29b.
53
(stanbul-h.1304) baslmtr. Eserin bir nshas, Millet Ktp., Ali Emir Mtf., nr:
196da, 22 sayfa olarak bulunmaktadr. Osmanl Mellifleri bu eseri Risle f tlfi
Kilbil-Muzrra eklinde zikreder.80 Ayrca eserin yazma olarak, Sleymaniye
Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 870, vr. 29b-31b; Risletl-Kelbiye adyla, ehzde
Mehmed, nr: 110da, vr. 58-61; Risletl-Kilbiye adyla, Adana l Halk Ktp., nr:
894da, vr. 116b-117b gibi muhtelif nshalar bulunmaktadr.
2-Risle f Tafsli Mesili Zevil-Erhm (Akrabala Dayal Mras
Meselelerinin Tafsltna Dir Risle)
Saaklzde risleye balarken, bunu kaleme al gerekesini yle aklar:
Teshll-Feriz kitabm; akrabalkla ilgili miras meselelerinin ayrntlar byk
kitablardadr ve nshalar yaynlanmtr, ifadesiyle bitirince, baz talebeler benimle
irtibat kurup, miras meselelerinin detaylarn tamamlamam istedi. Ben de buna
cevap verdim.81 Mellifin de ifade ettii gibi eserde verset meseleleri, mam- Eb
Yusuf ve mam- Eb Muhammed arasndaki ihtilaflar da zikredilerek ayrntl olarak
anlatlmaktadr. Eserin muhtelif yazma nshalar vardr.82 Bunlar; Sleymaniye Ktp.,
r Efendi, nr: 141de, vr. 21-27 ve yine ayn blmde, erhu Risletin f TafslilMesili Zevil-Erhm adyla bu eserin erhi, nr: 141de, vr. 64-74 olarak kaytldr.
3-Teshlul-Feriz (Feriz Hesbnn Kolaylatrlmas)
Bu eser, feriz ilmine ait bir risledir. Saaklzde, Tertbul-Ulmda, feriz
ilmi iin bir risle yazdn ve buna Teshll-Feriz dediini ve bunu da erhedip,
el-Eshel ismini verdiini ifade eder.83 te Saaklzdenin orada szn ettii eser
budur.84 Eserin muhtelif yazma nshalar mevcut olup, Teshll-Feriz adyla;
Sleymaniye Ktp., Air Efendi, nr: 141de, 20 vr.; Hac Mahmud Efendi, nr:
1182de, vr. 1-78; Denizli, nr: 164de, vr. 120-136; zmir Mill Ktp., Yazmalar
Katalou, nr: 347de, vr. 246b-262b; nr: 347de, vr. 22b-39b; Antalya Elmal le
Halk Ktp., nr: 2636da, vr. 161b-184a ve Kitabul-Feriz adyla M.. lahiyat Fak.,
Ktp., Yazmalar, nr: 602de, vr. 32-43 olarak kaytldr.
80
81
Saaklzde, erhu Rislei f Tafsli Mesil-i Zevil-Erhm, Sleymaniye Ktp. (ir Efendi), nr:
141/2de, vr. 21.
82
Chdil-Mukl, s. 31.
83
Tertbul-Ulm, s. 162.
84
54
85
Tertbul-Ulm, s. 118.
86
Chdil-Mukl, s. 29.
55
Vehbi, nr: 2165de, 215 vr. olarak kaytldr. Ayrca bu eserin Berlin ve Kahirede
baz nshalarnn olduu ifade edilmektedir.87
10-Risle fil-Fetv (Fetvlara Dir Risle)
Bu risle isim olarak Osmanl Melliflerinde zikredilir88; ancak kaytlarda
herhangi bir nshasna rastlayamadk.
11-Rislett-Tasarruf fil- Arzilil-Harciyye vel-Emriyye (Emriye ve
Harciye Arzilerinin Ynetimine Dir Risle)
Bu rislede, emiriye ve harciye arazilerinde yetien meyve ve tarmn zekat
konusu ele alnmaktadr. Bu rislenin yazma bir nshas; Sleymaniye Ktp., Antalya
Tekeliolu, nr: 870/34de, vr. 33a-35a eklinde kaytldr.
12-Risletl-Adeliyye (Adlet Rislesi)
Eser fkh ilmine dir olup muhtelif yazma nshalar vardr.89 Bunlar, zmir
Milli Ktp., Yazmalar Katalou, nr: 790, vr. 26b-30a ve nr: 1402de, vr. 105b-112a
olarak kaytldr. Eserin ayrca, Risletl-Adl vez-Zulm adyla, Sleymaniye
Ktp., ir Efendi, nr: 141de, vr. 64-74; Koca Ragp Paa Ktp., nr: 818de, vr. 45-49
eklinde nshalar olup, bu son nsha brahim b. Vali tarafndan h.1141de istinsah
edilmitir.
13-Risletz-Zmmiyye (Zmmlerle lgili Risle)
lke iindeki gayri mslimlerin durumlarnn ele alnd bu rislenin yazma
bir nshas; Antalya Elmal le Halk Ktp., nr: 2568de, vr. 91b-93a eklinde kaytl
olup, bu eseri ermikli mer 1748 tarihinde istinsah etmitir.
14-Risletn-Niyye (Niyet Rislesi)
Eserde niyet kavram zerinde durulmaktadr. Bu erevede, amel-niyet
ilikisi rneklerle tartlmakta olup, insan iin niyetin daha nemli ve ncelikli
olduu vurgulanmaktadr. Bu rislenin yazma nshalar; Kayseri Raid Efendi Ktp.,
nr: 26907/13de, vr. 64b-65a; Sleymaniye Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 870, vr.
31b-32b olarak kaytldr.
15-erhu-fiye (fiye erhi)
87
88
89
56
Bu erhin yazma bir nshas; Manisa l Halk Ktp., nr: 1215/5de, vr. 91-124
eklinde kaytldr.
16-Hiyetl-Ayniye (Ayniye Hiyesi)
Eser fkh ilmine dir olup, yazma bir nshas Adana l Halk Ktp., nr: 894, vr.
94b-111b eklinde mevcuttur. Bu eseri Nadir Efendi, m. 1732de istinsah etmitir.
Chdil-Mukl, s. 32.
91
Halil brahim Bulut, 6-8 Mays 2004 tarihleri arasnda yaplan I.Kahramanmara Sempozyumunda,
Osmanl Melliflerinden Maral Saaklzde ve Ebeveyn-i Resl Konusundaki Grleri adnda
bir tebli sunmu ve burada ilgili risle erevesinde Saaklzdenin, ebveyn-i rasul konusundaki
grlerini ele almtr. Daha fazla bilgi iin bkz., Halil brahim Bulut, Osmanl Melliflerinden
Maral Saaklzde ve Ebeveyn-i Resl Konusundaki Grleri, I. Kahramanmara Sempozyumu,
Kahramanmara 2004, s. 69, 70 vd.
57
92
Chdil-Mukl, s. 33.
93
A.g.e., s. 37.
58
95
96
Chdil-Mukl, s. 24-25.
59
Bu erhin yazma bir nshas; Adana l Halk Ktp., nr: 1114de, vr. 69b-80b
olarak kaytldr.
6-Mecmuatul-Ear (iirlerin Toplam )
Saaklzdenin yazm olduu iirlerin toplamn ieren bu eserin yazma bir
nshas; Trkiye Yazmalar Toplu Katalou, Elmal, nr: 271, vr. 1b-8a olarak
kaytldr.
7-Kasde
Bu eserin yazma olarak nshalar; Sleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr: 798,
vr. 122-127; zmir, nr: 757, vr. 12-13; zmir, nr: 757, 13a vr. eklinde kaytldr.
8-Mektbt (Mektuplar)
Bu eserin yazma bir nshas Mektb adyla; Kayseri Raid Efendi Ktp., nr:
62, vr. 56a-56a eklin mevcut olup, bu nsha Yusuf el-Mara tarafndan istinsah
edilmitir. Ayrca eserin yazma bir baka nshas, Adana l Halk Ktp., nr: 141, 11b16b eklinde kaytldr.
9-Mersiyyetl-Cebel (Dan Ad)
Ayn ekilde beyitler halinde manzm bir tarzda kaleme alnan bu eserde de mellif,
Sakarakya Dana97 gittiini, oralar gezerek evreyi mhede ettiini zikreder ve
da, lisn halince konuturur. Bu eserin yazma bir nshas, Sleymaniye Ktp.,
Antalya Tekeliolu, nr: 877, vr. 216a-217a olarak bulunmaktadr.
10-Mersiyyetl-Ebhel (Kara Ardcn Ad)
Mellif burada da kara ard aacn, kendi lisnyla konuturmaktadr. Buna
gre ard aac kendi lisn halince, gvdesinin uzunluundan, dallarnn ve
yapraklarnn Allh tesbh ettiinden ve ayrca kendisinin byk bir tazimle
Allaha secde ettii gibi muhtelif konulardan bahseder. Eserin yazma bir nshas;
Sleymaniye Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 877/218de kaytldr.
11-Hitbul-Haart (Haartn Konumas)
Manzm olarak kaleme alnan bu eserin giriinde; suyu ekildii iin
hayvanlar lm bir glete uradm. Gletin kysna, bu haartn lisn hallerince
bu iri sylediklerini dnerek oturdum. Bu nedenle bu ire, haartn hitb
97
Burada ifade ettiimiz dan isminin telaffuzu yanl olabilir. nk aratrmalarmzda o yreye
ait bu isimle bir da ismine rastlayamadk.
60
ismini verdim.98 der. Bu haart ise, biz binlerce yaratk glette idik; su tat,
hepimizi helk ettigibi bir slupla konumaktadr.
12-Meviztl-Meyyit (lden Alnacak Dersler)
Saaklzde burada biraz daha mistik bir havaya brnerek, lmn ders ve
ibret veren ynne dikkat eker. Buna gre mellif dnyann fniliine iret ederek,
gaflet uykusundan uyanlmas ve dnyadan yz evrilerek hirete dnlmesi
gerektii gibi hususlar beyitler halinde manzm bir ekilde ifade etmektedir. Eser
yazma olarak; Sleymaniye Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 877/16da, vr. 213 eklinde
kaytldr.
13-Hikyetl-Kaleati (Kalenin Hikyesi)
Bu iirde de mellif, gezip grm olduu harabeye dnm bir kaleyi
konuturmaktadr. Burada kale, bir zamanlar kendini birilerinin in ettii, zamanla
ypranarak eskidii gibi ackl hayat hikyesini anlatr. Ayn yerin devamnda, Tan
Hikyesi eklinde bir iir daha vardr ki, bunun slbu da ayndr. Eserin yazma bir
nshas; Sleymaniye Ktp., Antalya Tekeliolu, nr: 877/17de, vr. 215 olarak
kaytldr.
14-Mevizun-Nahl (Ardan Alnacak Dersler)
Ayn ekilde beyitler halinde manzm olarak kaleme alnan bu iirde mellif
bu defa karncay konuturur. Bunun yazma bir nshas; Sleymaniye Ktp., Antalya
Tekeliolu, nr: 877, vr. 216a-216b olarak kaytldr.
Saaklzde, Hitbul-Haart, Sleymaniye Ktp. (Antalya Tekl.), nr: 877/216da, vr. 213b.
61
99
100
101
102
Chdil-Mukl, s. 26
103
62
smail Hakk Uzunarl, Osmanl Devletinin lmiye Tekilt, Trk Tarih Kurumu Basmevi,
Ankara 1988, s. 1-3; Cahid Baltac, Osmanl Medeniyet Tarihi, stanbul 1983, s. 11, 12 vd.; Ziya
Kazc, Osmanlda Eitim retim, Bilge Yaynclk, stanbul 2004, s. 63, 64 vd.; Yahya Akyz,
Trk Eitim Tarihi, Kltr Koleji Yaynlar, stanbul 1993, s. 54-61.
63
105
Adil en, brahim Mtererrika ve Usll-Hikem f Nizmil-lem, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara
1995, s. 1-2.
106
Bekir Karla, On Sekizinci Yzyl Osmanl Dnce Hayat ve Kahramanmaral Baz Bilim
Adamlar, I. Kahramanmara Sempozyumu, Kahramanmara 2004, s. 1.
107
64
Kazm Sarkavak, Yanyal Esad Efendi, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara 1997, s. 8-10.
109
65
Hamit Er, Osmanl Devletinde adalama ve Eitim, Rabet Yaynlar, stanbul 1999, s. 162.
111
en, a.g.e., s. 3.
66
olursak; bu dnemi, var olan elence ve sefhat hayatnn arkasnda zellikle ilm ve
kltrel anlamda cidd admlarn atld bir dnem olarak deerlendirmek mmkn.
Lle Devrinde yaplan yeniliklerin banda matbaann almas gelmektedir.
Aslnda matbaa, Osmanl Devletine aznlklar marifetiyle yaklak 250 yl nce
girmitir.112 Osmanl Devletinde ise bu mesele, resmen, belirli bir zihniyet
deiiminin olgunlamasn mteakip, eyhlislam Yeniehirli Abdullah Efendi
(.1743)nin fetvs ve Sadrazam Damat brahim Paann izni ile gereklemi ve
1727de brahim Mteferrikann evinde kurulan ilk matbaada ilk olarak, Vankulu
Lgat adyla bilinen Vanl Mehmet b. Mustafann telifi Shh- Cevher adl
kitabndan ilk defa bin nsha baslmtr. eyhlislam Abdullah Efendinin fetvasna
gre, bu matbaada baz din kitaplar hari, lgat, mantk, heyet, tarih, corafya,
edebiyat, tp ve felsefeye dair eserler baslabilecektir.113 Ve bu eserin ardndan,
Cihnnma, Takvmt-Tevrh, Tarih-i Nama, Tarih-i Rid ve Asm Tarihi gibi
daha ziyade tarih ierikli pek ok eser baslm ve bu anlamda devrim niteliinde bir
sre balatlmtr. Buna gre, alan bu ilk matbaada baslacak olan eserlerin her ne
kadar tr ile ilgili bir snrlama getirilmi olsa bile, daha nce bu meselenin
geciktirilmi olmas ister politik, ister ekonomik veya isterse din nedenlere dayal
olsun, belirli bir zihniyet deiiminin somut bir gstergesi olmas bakmndan son
derece nemlidir. Artk matbaada daha ok eser, daha ksa zamanda ve daha ucuz
maliyetle baslacak ve okumak isteyen insanlara daha kolay bilgi ve kltr ak
salanacaktr.
Lle Devrinde yaplan ilm almalarla ilgili olarak dikkat eken bir dier
hamle, ok youn olarak bir eviri srecinin balatlm olmasdr. Damat brahim
Paa, matbaa konusunda olduu gibi, burada da Padiah III. Ahmed ve eyhlislam
Yeniehirli Abdullah Efendinin desteini yanna alarak, ok hzl bir telif ve
tercme dnemini balatr. Bu dnemde, telif faaliyetlerinin yannda farkl bir
ekilde yrtlen tercme almalar daha byk bir nem tamaktadr. Tercme
faaliyetlerinin daha hzl yrtlebilmesi iin brahim Paa tercme heyetleri
oluturmutur. brahim Paa on senelik sadrazaml sresince deiik dillerden
on ksur eseri tercme ettirmitir. Paa bir taraftan baka dillerde yazlm kymetli
112
113
67
115
116
68
Karla, a.g.e., s. 4.
69
zere
iki
kategoride deerlendirmemizin
uygun
olacan
A.g.e., s. 4.
119
stiks, ktisd ve ktisr seviyeleri konusunda daha geni bilgi iin bkz. s. 211-214.
120
70
nakl let ilimlerin tahslinde kmildir. l ilimlerden maksat, fkh usl, hads
usl, tecvd ilmi, cevher ve raz gibi ilk kelm bilgileri, nahivde bn Himn
Munl-Lebb inin iine ald eyler, sarfta ise bn Hacbin e-fiyesidir.
Ancak gnmzde, let ilimlerinin ounu tahsl etmedii halde pek ok rencinin
tekmlul-mevdd diye adlandrldklarn grmekteyiz. Bilgisizlere gre, madde
baz mantk ve felsefe nshalarna verilen bir addr sadece. Oysa gnmzde,
Kurn yznden dahi okuyamayan nice kiiler tekml olarak grlmektedir. Bu
renciler fkh uslnden birey renemedikleri iin fkh stlhlarn dahi
bilmezler. Uratklar ilimlerin de ounu anlayp anlatamazlar. Byle rencilerin
tekml diye adlandrlmalar, hocalarnn, rendiklerini tedrste kendilerine verdii
iczet, giydikleri ulem kisvesi ve balarna geirdikleri koca kavuktan ileri
gelmektedir. Bu gibi renciler, renimi savsaklar ve anlamadklar konular
bakalarna anlatmaya kalkrlar. Tasdfen bilip renmedii bir ilimde mahret
kazanrsa, renme mertebesinden retme mertebesine getiini zanneder. Bunlar
keml seviyesine deil, olsa olsa noksana ulamlardr. Bunlar, Allme Kutbuddn
er-Rznin kitabn121 okumadklar halde kendilerini onun gibi bir allme olmu
zannederler. Bakalarn, ilim konusunda, kendilerinden aa grrler. Ben bu
tekml seviyesini, oluk ocuk sahibi bir yoksula benzetiyorum ki, onun rnei
yledir; geim derdi bu yoksulu yorar. Bir zengin ise, bu fakiri geim derdinden
alkoyacak kadar yedirip, iirmek istemektedir. Ancak zengin kii, bu fakri zengin
diye adlandrp, zengin elbiselerinden bir eyler giydirir ve ona dinlenme, gzel
yemekler yeme, ile ve dostlarn geniletme izni verir. Bu yoksul kii, dinlenme ve
gzel yaamadan yana dncelere dalm olarak, sevin iinde geri dner. ilesi de,
sevin iinde onu beklemektedir. Oysa ilesi iin bu olay, bakalarna gln
olmaktan baka bir ie yaramamtr. Hey akl banda olanlar, bu olaydan ders
alnz!122
Saaklzdenin, ilmiye tekiltnn iinde bulunduu problemleri bir yandan
tespit ve analiz eden, dier yandan usul d baz uygulamalara kar esasl eletiriler
121
Mellif burada Rznin herhangi bir eserinin ismini vermemi, fakat o, ilimleri, zellikle de tefsr
ilmini aratrrken sk sk Rznin Tefsrul-Kebr (Meftihul-Gayb) adl eserine atfta bulunmu
olmasn hesaba katacak olursak, Saaklzdenin, Rznin kitab ifadesiyle kastettii eserin bu
olduunu syleyebiliriz.
122
Tertbul-Ulm, s. 217-218.
71
Saaklzde,
bnul-Kayym
el-Cevziyyenin;
Tevratn
A.g.e., s. 233-234.
72
snf ierisinde mtla etmesi de, yine onun felsefeye scak bakmadn
gstermektedir.
Saaklzdeyle ilgili ortaya koyduumuz bu rneklere baktmz zaman,
onun ilm zihniyeti; genel hatlaryla selef gre yakn, nakl ilimler ve zellikle
fkh ve fkh usl izgisinde seyreden, buna mukabil felsefeye kar olduka
mesafeli ve hatta meydana gelen menf yndeki baz siyas gelimelere yol at iin
olduka fkeli olduu gzlenen tutucu denilebilecek bir portre ortaya koymaktadr.
Bu grnm mellifi, yaad dnemde yeralan, yukarda bahsettiimiz ikinci grup
ulem zmresinin ilm zihniyetine yaklatrmaktadr.
Ancak mellifi, kategorik olarak sadece bu gruba hapsetmek de yanl ve
hakszlk olur. nk onun, eitimle ilgili ortaya koyduu grlerine bir btn
olarak baktmz124 zaman onun ifadelerinden; ilmiye tekiltnn bozulduundan
ikayeti olduu, yeni ilm ve idri esaslarn tatbk edilmesinin gerekliliini
dnd de mhede edilmektedir. Bu manada, Ali Suvnin, Tertbul-Ulm
iin sarfettii; Bu kitabn ruhu, medrese derslerinde erhler ve hiyeler tedrs
olunmasn ve bil-cmle mufassalt retilmesini ho karlamaz ve ders kitaplarn
tertb ile tavsiye eder125 eklindeki ifadesi de, Saaklzdenin yaad dnemde
medreselerde okutulan ders kitaplarna kar eletirel tavrna iret eden bir
deerlendirmedir. Bu deerlendirmelerden Saaklzdenin, eitim sisteminin
yeniden gzden geirilmesine ynelik bir tavr ierisinde olduu kanaatine ulamak
mmkndr. Bu bakmdan onun, eitim sisteminin iinde bulunduu bunalmdan
kurtulmak iin medreselerin slh edilmesi gerektiini syleyen nc grup limler
zmresiyle yakn fikirler tad grlmektedir. Ancak Saaklzde ile bu grubun,
medreseleri slah etmek iin ortaya koyduklar zm yollar da birbirinden tamamen
farkldr. Saaklzdenin, medreselerin slahndan kastnn, yukarda da ksmen
deindiimiz gibi, medreselerin gerek eitim programlar ve okutulan kitaplar,
gerekse ilmiyye snfnn ilm liykat bakmndan gzden geirilmesi gerektii fikri
olduu anlalmakdr. Ancak nc grub limler snf ise medreselerin, klasik
dnemlerinde olduu gibi reforma tab tutularak, buralarda Gazl ve bn Sn
felsefesi ile dni ilimlerin birlikte okutulmas gerektiini ifade etmeleridir ki,
124
Saaklzenin eitimle ilgili grleri hakknda daha fazla bilgi iin bkz. s. 172-188.
125
73
74
75
76
Tertbul-Ulm, s. 85-86.
A.g.e. s. 143.
A.g.e. s. 85.
77
1-Faydal limler
a-Arab limler5
Saaklzdenin faydal ilimlerle ilgili burada yapt snflandrma ierisinde
yer alan Arab ilimler, lgat, tasrf, itikk, nahiv, arz, kfiye, belgat, muhdart
ve Arapa yaz yazma ilmi6 gibi ilimlerdir. Zikredilen ilimlerin ummi zelliklerine
bakarak, bu ilimler iin Arab ilimler, Arap dili ilmi veya lsan ilmi7 demek de
mmkndr. nk bu ilimler iin, Arab ilimler ifdesi yannda, dier
tanmlamalar da kullanlmaktadr. Ayrca bu ilimler, ilimler tasnfi ierisinde, bal
bana birer ama ilim hviyetinde olmayp nakl/er/dni ilimler iin birer let
veya vasta ilim olarak telakk edilmektedir.8
1-Lgat, Sarf ve Hahiv lmi
Burada konuya girmeden nce bir hussa aklk getirmek gerekmektedir. O
da u: Saaklzde, bu konuya balk olarak lgat ilmi (ilml-lgat) ibresini
koymu olsa da, konunun iine girildii zaman grlecektir ki, buradaki lgat
ifdesiyle, bizim gnlk hayatta kullandz, sadece o dille ilgili szcklerin lafz
anlamn ifade eden szlk anlamyla snrl tutmayp, daha geni bir perspektiften
hareketle bu anlam da iine alan, sz konusu dille ilgili btn kide ve kurallar
ihtiva eden Arapa dil (lsan) ilmini
slm dncesinde genel olarak Arab ilimler denilince,lgat, nahiv, sarf, beyn, belat, bedi,
itikk, men, kfiye, hat, iir okuma, nesir yazma, vaz (sz vaz etme), aruz, tarih gibi, olduka
geni bir yelpazeyi iine alan ilimler akla gelmektedir. (bkz., Gazl, hy, I, s. 50; bn Haldun, a.g.e.,
II, s. 1318, 1319 vd.; lken, slm Dncesi, s. 20.) Takprlzdede, Arab ilimlerin iinde yer
alan ilimlerle ilgili bu kadro daha da genitir. Onun Arab ilimler kategorisinde sayd tasnfe gre,
burada bahsettiimiz kadroya ilave olarak, yaz sanat, yaz letleri, yaz yazma kurallar, harfleri
gzel yazma, izgilerin douu, alfbe harflerinin sras, tek tek harflerin yazlmas, harflerin basit
ekillerini birletirme, Kurnn yazl, iir ilkeleri ve iir syleme, tahrr (kompozisyon) yazma,
ataszleri, milletler ve tifeler corafyas, szlerin kullanl ekli, yazma (mursele), sicil,
muammlar ve lgz, cinas ilmi ve Hz. Muhammedin hayat bata olmak zere, peygamberler,
halfeler, hfzlar, mfessirler, muhaddisler, sahbe ve tbin, hanef, f, mlik , hanbel ulems,
gramerciler, filozoflar ve doktorlar trihi ilmi gibi ilmleri de katmamz gerekmektedir. Bkz.
Takprlzde, a.g.e., I, s. 101, 102 vd.
6
Tertbul-Ulm, s. 84.
78
ifde eden sesler olduunu bil! Derim ki, bu tanm, szlk anlamn da iine alr ki o,
ahs konularla ilgili ifdedir. Ayrca dil ilminin, Arab ilimlerin hepsine isim olarak
verildiini bil!9 Buradan da anlalaca zere, lgat ilmiyle kastedilen mna, genel
olarak Arapa ve bununla ilgili kurallar veya bu kurallar ihtiv eden blmlerdir.
Daha ak bir ifdeyle sylemek gerekirse, szlk anlamndaki lgat (szlk)
ilminin, genel anlamdaki dil (lsan) ilminin bir blmn oluturturduu
anlalmaktadr.
Saaklzdeye gre lgat (dil) ilmi, mfred (tekil) ler iin ahs konularn
ilmidir. ahs konu, bizzat lafz telaffuz etmek ve ona mn vermektir. Ona gre,
ahs konunun mukbili ise, tre it konu olup burada ise, lafzlar kll bir ekilde
telaffuz etmek ve bu erevede mn vermektir10. Mellifin ahslik ifdesiyle,
lgat ilmini; trsellik ifdesiyle de, genel anlamda Arapa dil ilmini kastetmi
olduu anlalmaktadr. Yani bu iki ifde biimi arasnda, umum-husus fark
vardr. Buna gre lgat ilmi, genel anlamda dil ilminin zel bir blmn
oluturmaktadr.
Saaklzde konunun ahs ve trsel olma ynn daha da vuzha
kavuturmak iin, Arapadaki vurmak/dvmek fiilini, ism-i fil kalbna
dkerek, rnek olarak zikreder. Buna gre vurmak/dvmek ifdesi, bu adan iki
mna iermektedir. Birinci mnada vurmak ifdesi, szcn asl veya kk
itibariyle ele alnmaktadr. Bylece bu ifadenin mnas, bir eyin bir ey zerinde
gereklemesi demek olup, ona vurmak denir ki bu mna, meselenin ahslik
yn ile ilgili olup, lgat (szlk) ilmi anlamnda deerlendirilmektedir. kinci
mnada ise, vurmak ifdesi, ekl (vezin) bakmndan ele alnm olup, buna da
dvd/vurdu denmektedir. Onun mnas ise, bir ahsn onunla dvme ilemini
gerekletirmesi demektir ki buras, meselenin tre it ksm ile ilgili ynn ifde
etmektedir. Bu da genel anlamda dil (lsan) ilminin konusudur. nk meselenin bu
yn nahiv ilminin iine girmektedir.11 Demek ki mellif, lgat ilmiyle mfred
kelimelerin anlamn, genel anlamda dil ilmiyle de Arapa dil ilmini kastetmektedir.
9
Tertbul-Ulm, s. 121.
10
A.g.e. s. 119.
11
A.g.e. s. 119-120.
79
Yani, onun dil ilminden maksad sarf, nahiv, belat, beyn, bedi, men, itikk,
arz ilmi gibi ilimlerin tamamn iine alan Arapa dil ilmidir.
Mellif, genel anlamda dil ilmi ierisinde yer alan lgat ilmini ve bunun dil
ilmi ile mnasebetini zah ettikten sonra, yine ayn blmde, sarf ve nahiv ilmi
zerinde durmaktadr. Biz de ilgili blmleri irdeleyerek onun bu ilimler hakkndaki
grlerine daha yakndan bakmak istiyoruz. Saakzdeye gre, tasrf ilmi de
denilen sarf ilmi, rabla ilgili olmayan, kelimelerin ekil (heyet) lerinden bahseden
bir ilimdir. Buradaki rabla ilgili olmayan ifadesinden, bu ilmin, nahiv ilminin
dnda bir ilim olduu anlalmaktadr.12 Essen sarf ilminin, bir ekil bilgisi ihtiva
eden bir ilim veya daha ak bir ifdeyle, Arapada istenilen mnay elde etmek iin
kelimelerin ald ekillerden bahseden bir ilim olduu biimindeki tanmlama
genel kabul gren13 bir tanmlamadr. Saaklzdenin yapm olduu tanmlamann
da, bu ilimle ilgili yaplan tanmlamalar dorultusunda olduu anlalmaktadr.
Mellif burada sarf ilmi ile ilgili ksa bir deerlendirme yaptktan sonra nahiv ilmi ile
ilgili grlerine gemektedir.
Saaklzdeye gre nahiv ilmi, rab ilmi olarak ta adlandrlr ve kelimelerin
rablk ve mebnlik hallerini inceler ki bu tanm, nahiv ilminin konusu bakmndan
yaplm bir tanmdr. Bir de nahiv ilminin, gayesi bakmndan yaplm bir tanm
vardr; bu tanma gre de nahiv ilmi, konuma hussunda, dili hatadan koruyan
kanunlardr.14 Mellifin, burada konusu ve gayesi bakmndan ele ald nahiv ilmini
ayrca, sarf ilmi ile ilgili olarak yukarda yapm olduu tanmda, bu ilmi (sarf ilmi)
kastederek,bu ilim, nahiv ilminin dnda bir ilimdir eklindeki beyanndan da,
zmn de olsa, onun nahiv ilmi ile ilgili fikirlerini renmemiz mmkndr. nk,
bilindii gibi Arapa dilbilgisi grameri, en genel anlamda, sarf ve nahiv ilmi olarak
iki ksma ayrlmaktadr.Yukarda ifde ettiimiz gibi, istenilen mnay elde etmek
iin kelimelerin yaplarn inceleyen sarf ilmi, Arapa dilbilgisi gramerinin bir
12
A.g.e., s. 122.
13
Takprlzde, a.g.e., s. 131; Mustafa alyn, Cmiud-Dursil-Arabiyyeti, MektebetulAsriyye, Beyrut 1994, s. 8; Meral rt, Arapa Dil Bilgisi Sarf, M.. lahiyat Fak. Vakf Yayl.,
stanbul 1995, s. 41; Hasan Akda, Arap Dili Dilbilgisi, Tekin Kitabevi, Konya 1989, s. 31; Bekir
Topalolu-Hayreddin Karaman, Sarf-Nahiv Kitab, Nesil Yaynlar, stanbul 1994, s. 1.
14
Tertbul-Ulm, s. 126.
80
15
16
Tertbul-Ulm, s. 121-122.
81
Munl-
A.g.e., s. 127-128.
18
A.g.e., s. 123.
19
A.g.e., s. 123.
82
A.g.e., s. 124.
21
A.g.e., s. 124.
22
83
23
A.g.e., s. 130.
24
Belat szlkte, szn fasih ve ak seik olmas mnasnda mastar olarak kullanlmaktadr.
Terim olarak ise, biri meleke, dieri ilim anlamnda olmak zere iki mnada kullanlmtr. (Bkz.
Hikmet Akdemir, Belat Terimleri Ansiklopedisi, Nil Yaynlar, zmir 1999, s. 9-10; Hulli Kl,
Belat, DA, V, stanbul 1992, s. 380.) Meleke olarak belat, szn fasih olmakla beraber yer ve
zamana da uygun olmasdr. Dier bir deyile bir fikrin, szl veya yazl olarak yerinde, yeterince ve
zamannda ifde edilmesidir. Belat, insanda doutan var olan bir melekedir. Nitekim Kurn-
Kerimde, O insan yaratt ve ona beyn (dndn aklamay) retti.8 (55/Rahman, 3-4.)
buyurulmaktadr. Dolaysyla belat henz ilim haline gelmeden nce meleke olarak ir, yazar ve
hatiplerde, hatta halkn dilinde vardr. Bu sebeple sonralar birer belat terimi kabul edilecek olan
tebh, mecz, istire, takdim, thir, cins, mutbakat gibi edeb sanatlar her dilde ve kltrde
kullanlmtr. lim terimi olarak ise, dzgn ve yerinde sz syleme usl ve kidelerini inceleyen
belat, men, beyn ve bedi olmak zere fenne ayrlr. Belat Arap dili ve edebiyatyla ilgili
ilimler iinde bamszlna en ge kavuan ilimdir. Zra Kurn-Kermin czn anlayabilmek iin
mslman milletlerin ve eitli uluslarn uzunca bir sre bu konu zerinde alp belatn ilkelerini,
metot ve terminolojisini ortaya koymalarn beklemek gerekiyordu. Ancak bu tarihi sreten sonra
belat bamsz bir ilim olmutur. (Bkz., Kl, a.g.e., s. 381.) Belat ilminin Arap dili ve
edebiyatnn yan sra, Fars ve Trk dili ve edebiyatnda da varln srdrd ve bu ilimle ilgili
olarak Fars ve Trk ilim, kltr havzalarnda muhtelif telifler vcda getirildii vkidir.
25
Kelmn feshati, kelimelerin fash olmasnn yan sra, nahiv kurallarna aykrlk, kelimelerin bir
araya gelmesinden doan telaffuz uyumsuzluu ve dml szlerden arnmas anlamn da ierir.
Bkz. el-Kazvn, Telhsul- Mifth (Telhs ve Tercmesi), haz. Nevzat H. Yank-Mustafa Kll-M.
Sadi genli, Huzur Yaynevi, stanbul, s. 3.
84
Feshat26; lgat, sarf, nahiv ve beyn ilmine muttal olmakla renilir. Zikredilen
uygunluk, meni ilmini elde etmekle mmkn olur.27 Grlecei zere mellif,
belat ilminde feshat (aklk)in nemine iret etmekte, bunun da Arapa dil
ilminin dier baz temel blmlerini oluturan lgat, sarf, nahiv ve beyn ilmini
tahsil etmekle mmkn olabileceini ifade etmektedir. Ayrca feshat (aklk)taki
uygunluun ise, yine bu ilmin bir blmn oluturan men ilmine vkf olmakla
mmkn olabileceine dikkat ekmektedir.
Mellifin, belat ilmi ile ilgili olarak yukarda vermi olduu tarifi,
Kazvnnin
Feshat terimi ile kelime, kelm (cmle) ve mtekellim (konuan) nitelendirilir. Bkz. el-Kazvn,
a.g.e., s.2.
27
Tertbul-Ulm, s. 153-154.
28
Hatb el-Kazvn, el-zh fil-Ulmil-Bela, erh ve Tlik: Abdlmmin Hafac, 1988, I, s. 8083.
29
Men: Arapa lafzlarn muktezy hale (ortama) uygunluunu bildiren hallere dir usl ve
kideleri aklayan bir ilimdir. Daha fazla bilgi iin bkz. Sekk, Mifthul-Ulm, Tlik: Naim
Zerzur, I. Bask, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1983, s. 161; Ahmed Him, Cevhirul-Bela
fil-Men vel-Beyn vel-Bedi, Kahraman Yaynlar, stanbul 1984, s. 46; Hatb el-Kazvn, a.g.e., s.
6; Sadreddin Gm, Seyyid erif Crcn, Fatih Yaynevi Matbaas, stanbul 1984, s. 52;
Takprlzde, a.g.e., I, s. 413. Beyn: Mnay ifde de, lafz akla kavuturmak iin gerekli olan
melekeyi kazandran ve bununla ilgili kidelerin btnn iine alan bir ilimdir. Bu ilim kiiye,
maksadn farkl sz ve usllerle ifde edebilme imkn kazandrr. fdelerdeki vuzh (aklk)
derecesi hakkat, tebh, mecz, istire ve kinye ile deiir. Dolaysyla beyn ilminin konusunu, bu
85
sarf, nahiv, men ve beyn ilminden mteekkil bir ilim olarak deerlendirir ve
konunun sonunda, belat ilmini oluturan ilim kadrosunu daha da daraltarak,
ancak der; sadece men ve beyn ilmine, belat denilmesiyle de stlh vki
olur.30
Bu son cmleden hareketle Saaklzdenin, belat ilmine yaklamnda
dikkat eken bir baka husus ise onun, bedi ilmini de tmyle belat ilminin
ierisinde grmeyerek, bu ilmi sadece, ak sz iin gzellii artran eylerden
bahsetmesi mnasyla31 belat ilmine dahil etmesidir. Oysa belgat ilminin, men,
beyn ve bedi ilminden olutuu fikri zerinde aa yukar bir gr birlii vardr.32
Saaklzdenin
burada
ilm
kayglardan
ziyde,
estetik
kayglar
tad
anlalmaktadr.
Mellifin meni, beyn ve bed ilmi iin tavsiye ettii eserler ise unlardr:
Hatib el-Kazvnnin Telhsul-Mifth, yine Kazvnnin kendi eseri zerine
yazm olduu, el-zh fil-Men vel-Beynadl erhi ve Telhsul-Miftha
Taftaznnin yazm olduu el- Mutavvel isimli erhidir.33
4-Arz lmi
Saaklzdenin faydal ilimler snflandrmas ierisinde Arab ilimler
ksmnda deerlendirdii bir dier ilim dal ise, arz ilmidir. Mellif, nce bu ilmin
tanmn verir. Buna gre arz ilmi, belirli bir l ile terkbedilmi vezinleri ifade
edeb sanatlar tekil etmektedir. Bkz. Akdemir, a.g.e., s. 15; el-Kfiyeci el-Hanef, a.g.e., s.52; Ahmed
Him, a.g.e., s. 244; Gm, a.g.e., s. 52; Hatb el- Kazvn, a.g.e.,s. 93; Takprlzde, a.g.e., I, s.
413. Bed: Edeb sanatlarla rl ifdenin lafz bakmndan kusursuz, mna bakmndan mkul ve
ayn zamanda bir henge sahip olmasnn usl ve kidelerini inceleyen bir ilim daldr. Bkz. Nasrullah
Hacmftolu, Bed., DA, V, s. 320; Hatb el-Kazvn, a.g.e., s. 129-173; Akdemir, a.g.e., s. 8; elKfiyeci el-Hanef, a.g.e., 52; Gm, a.g.e., s. 52; Takprlzde, a.g.e., I, s. 413.
30
Tertbul-Ulm, s. 154.
31
A.g.e., s. 154.
32
bn Haldun, a.g.e., II, s. 1329; Takprlzde, a.g.e., s. 171-173; Akdemir, a.g.e., s. 10; rt,
a.g.e., s. 41.
33
86
eden bir ilim trdr. Bu ilim, ksa ve tahsli kolay olmasna ramen, bilmeyen
mderrise leke getirecek pek ok stlh iinde barndrmaktadr.34
Konunun akla kavumas iin arz ilmi ile ilgili birka hatrlatma yapmak
gerekirse bu ilim, slm kltr geleneinde, temelde bir iir ilmi olarak kabul edilir;35
nazmda uzun veya ksa, kapal veya ak, hecelerin henkli dizelerine dayanan bir
vezin sistemi olup, Arap edebiyatndan domu, dil yapsna, edeb anneye ve zevke
gre deiikliklere urayarak, bata Fars ve Trk edebiyatlar olmak zere, slm
medeniyeti evresine giren dier milletlerin kendi dillerindeki edebiyatlarna da
gemitir.36 Grld gibi arz ilmi, kendinden ziyade, iri daha gzel, daha edeb
ve ahenkli bir hale getirmek iin vasta hkmnde olduu anlalmaktadr.
Arapa dil ilminin bir blmn oluturan bu ilmi, yapsal terkbi ve
syleniindeki etkisi sebebiyle belat ilminden bir para veya bir cz gibi grenler
de vardr. Buna gre, belaat ilmi ve onun bir blmn oluturan bedi ilmi gibi,
arz ilmi de, dinleyenlere zevk ve nee vermekte, insann iini aarak zevkini
artrmaktadr. nk bunlar ihtiva eden kelimeler ve szler, nefiste, insann iinde
yerlemi olup, insana fazla etki etmektedir. Bylece bu tr szleri insann ii tam bir
istekle kabul etmektedir. nsann iindeki bu kabln sebebi ise, insann mnev
yapsnda tam bir henk ve dzgnlk olmas sebebiyledir. Bunun iin insann z,
ona meyillidir; nerede henk ve dzgnlk bulursa, oradan zevk alr. Bu henk ve
tensub, haram cinsinden olursa, zevk alan nefis; hell cinsinden olursa, insann
tabiat ve rhu, ilhi emir ve yasaklara boyun emeye meyilli ve ruhlar lemine ak
olmaktadr. Bu uyum ve henk, imn takviye ve yakni artrma bakmndan olursa,
yalnz ruh zevk almaktadr.37 Bylece arz ls kullanlarak in edilen irin,
yalnzca zevke ve safhata hitbeden bir snrlama ierisinde olmayp, ayn zamanda,
rhun ilh ve metafizik boyutuyla ilgili konular da ierdii anlalmaktadr. Bu
itibarla, Saaklzde ve onun gibi, ilim tasnfi yapan pek ok limin, arz ilmini,
34
A.g.e., s. 128.
35
36
37
87
38
Tertbul-Ulm, s. 187.
39
A.g.e., s. 187.
88
daha
ziyde
bu
ilmin
muhtevs
zerinde
durmaktadr.
41
Bilindii gibi, Aristoteles ve ona ilim anlay konusunda bal olan filozoflar, tarih ve sosyal
olaylar ilim saymyorlar ve bunun neticesi olarak da ilim snflandrmalarnn iine almyorlard.
nk onlara gre ilim, zaman ve mekna bal olarak deimeyen varl konu almaktadr. Gerek
ilim ise, bu varlk hakknda elde edilen deimeyen genel kurallardr. Bu bakmdan en gerek ilim,
metafizik veya teolojidir; nk konusu Deimeyen Varlktr. kinci derecede ilim vardr, bu da
fiziktir ki, konusu kevn ve fesadn konusu olan Ay-alt lemdir. Fakat insan olaylar, dolaysyla tarih,
sosyoloji ve ekonomi sk sk deiken olduundan ilim saylmamtr. (Bayraktar, a.g.e., s. 115-116.)
Bu tr bir tarih anlayna kar kan bn Halduna gre gerek tarih, dnmek, aratrmak, ve olan
eylerin (vekyiin) sebeplerini bulup ortaya koymaktr. Ona gre, olan eylerin ilkeleri incedir;
hadiselerin keyfiyeti ve sebepleri hakkndaki bilgi derindir. Esas ve asl hikmet (ve gerek felsefe) ite
budur. Bundan dolay hikmet (felsefe) grubunu tekil eden ilimlerden saylmaya layk ve mstahaktr.
(bn Haldun, a.g.e. I., s. 200; Arslan, bn Haldunun lim Ve Fikir Dnyas, s. 68-69.) Buna gre tarih
ilmi ilk olarak bn Haldun ile birlikte metafizik, matematik, fizik, astronomi ve tb ilmi gibi akl ve
tecrb ilimlerden saylm ve bylece ilim tasnifleri ierisinde yerini almtr.
42
Tertbul-Ulm, s. 189.
89
43
Ayn yer.
44
Takprlzde, tarih ilmini, Milletlerin hallerini, lkelerini, yani yurtlarn, yaay ve detlerini,
zel sanatlarn, soylarn, lmlerini, yani ykseli ve ykl devrelerini, bunlarn sebep ve
neticelerini, dier milletlerle olan asker, siyas ve iktisad mnasebetlerini ve buna benzer bilgileri
bildiren ve anlatan bir ilimdir. eklinde tanmladktan sonra, bu ilmi, Peygamberler tarihi, Hz.
Muhammedin savalar ve yaay (siyer ve megzi), halifeler, hafzlar, mfessirler, muhaddisler,
sahabe ve tabin tarihi, fi, hanef, mlik ve hanbel ulems tarihi, gramerciler, doktorlar ve
filozoflar tarihi olarak muhtelif ksmlara ayrr. Bkz. Takplzde, a.g.e., I, s. 208-228.
45
Tertbul-Ulm, s. 189.
90
ve
46
A.g.e., s. 189.
47
slm kltrnde ilim tasnfleri yaplrken felsef ilimlerle, genelde akl veya yabanc ilimler
kastedilmektedir. Ancak Saaklzde, felsef ilimleri, faydal ilimler ierisinde saymad iin, bu
ilimlerle ilgili deerlendirmeyi, onun tasnfine uygun olarak, zararl ilimler bahsinde ele almay
dnyoruz.
48
91
Tertbul-Ulm, s. 84.
50
Riyziyyt ya da riyz ilim denilince, akla Aristotelesin bilimler tasnfindeki aritmetik, geometri,
astronomi ve mzik ilimleri gelir. Bu drtl ayrm Ortaada quadrivium adyla bilinmektedir. Bkz.
Cevat zgi, Osmanl Medreselerinde lim, I, z Yaynclk, stanbul 1997, s. 187; Uysal, a.g.e., s. 29.
51
Tertbul-Ulm, s. 179.
92
saylardan ya da basit saylardan olur. Bunlar da ikiye ayrlarak drt olur. Birincisi
hendese, ikincisi heyet, ncs adet, drdncs mskdir.52 Grld gibi
riyziyyt
ilmi
ile
ilgili
Saaklzdenin,
grlerini
temellendirdii
Takprlzadenin tanm ile kendi tanm arasnda olduka yakn bir benzerlik
gze arpmaktadr. Yani riyziyyt ilmi, tecrdi zihinde mmkn olan, ancak
madde ile birlikte somutlaan bir ilim olarak tarif edilmektedir.
Riyziyyt ilmi ile ilgili bu aklamalar, bn Snann bir anlamda varlk
tasnfi de yaparak ilimleri snflandrd, Aksmul-Ulmil-Akliyye adl eserinde,
bu ilmi orta ilimeklinde adlandrarak yapm olduu aklamalarn aynsdr.
Buna gre eer konu, madde ve cisimle ilgili olup, ancak onun snrn aarsa, yani
maddesiz ve cisimsiz dnlebilirse buna riyziyyt ilmi denmektedir. Mesel
kre veya direnin anlalmas ve kavranlmas iin, onlarn aatan veya
mdenden yapldklarn dnmeye; insan anlamak iin, onun et, kemik ve
kandan meydana gelen bir ekil olduunu bilmeye ihtiya yoktur.53 nk bu ve
benzeri eyler, bunlarn madd ciheti olmadan da anlalabilir.
Bu
ilimle
ilgili
olarak
Saaklzde,
grlerini
direkt
olarak
53
54
Tertbul-Ulm, s. 180.
93
ki,
55
Platon (Efltun), Devlet, ev. Sabahattin Eyubolu-M. Ali Cimcoz, Trkiye Bankas Kltr
Yaynlar, stanbul 2000, s. 190-195.
56
57
58
Tertbul-Ulm, s. 179.
59
A.g.e., s.180.
60
94
62
63
64
95
zir etmektedir ki bu, yzn drtte biridir. O halde cretli kiiye, drtte bir cret
mstehaktr.65 Saaklzdeye gre, burada yaplan iki hesap arasndaki fark,
hendese ilmini bilip bilmemekten kaynaklanmaktadr. Hendese ilmini bilmeyen
birinci fakih yanl hesap yaparak, neticede yanl bir cret ortaya koyarken; hesap
ilmini bilen ikinci fakih ise, doru hesap yapmakta ve bunun neticesinde yaplan ile
mtensip, adletli bir cret ortaya karmtr. Dolaysyla, burada fkh bir
meseleye isabetli bir zm getirmek iin hendese ilminin ne denli gerekli olduu
grlmektedir.
Saaklzdenin burada zikrettii rnein aynsn, sadece rakamlarda kk
deiiklikler yaparak, yine ayn balam ierisinde, Ktip elebi (1609-1657) de
anlatr. O, Miznul-Hakk isimli eserinin, akl ilimlerin gerekliliini ele alan giri
ksmnda, rencilere bu ilmin gerekliliini belirtmek iin baz tler verir.
Bunlardan birisi, hendese bilen mft ile hendese bilmeyen mftnin fetvsdr.
Buradaki anlatm yledir: Bir kimse boyu, eni ve derinlii drt zir bir kuyu
kazmak iin birisini sekiz akaya kiralad. O da boyu, eni ve derinlii iki zira olan bir
kuyu kazd ve karlnda drt ake istedi. Fetv ettiler; hendese bilmez mft drt
ake hakkdr dedi. Hendese bilen mft ise, hakk bir akedir diye fetv verdi.
Dorusu da budur. nk iki zir kuyu, drt zir kuyunun sekizde biridir; cretin de
sekizde bir olmas gerekir.66 Mellif, ayn yerdeki ikinci dnde de, hendese
bilen kad ile hendese bilmeyen kadnn hkm ile ilgili maddede de yine ayn konu
zerinde durmaktadr; ancak biz meselenin anlaldn dnerek daha fazla
uzatmak istemiyoruz. Bu iki rnek arasndaki benzerlik dikkat ekicidir. Bu
erevede, her iki mellifin yaadklar tarihleri de hesaba katarak ifade edecek
olursak
Saakzdenin,
Katip
elebiden
etkilenmi
olmas
muhtemel
65
Tertbul-Ulm, s. 180.
66
Ktip elebi, Mznul-Hakk f htiyrul-Ehakk, sad. Orhan ik Gkyay, stanbul 1980, s. 21-22.
96
Hesap
ilmini,
aded
ilmi
veya
aritmetik
ilmi
olarak
da
gren
67
limler tasnfinde hesap ilmi ile genel olarak kastedilen ilmin aritmetik ilmi olduu
grlmektedir. Ancak aritmetiin huss alannn saylar aras ilikiler; hesap ilminin alannn ise daha
ziyade saylar aras ilemler olduu anlalmaktadr. Bkz., Farb, hsul-Um, s. 70-71; Harizmi,
a.g.e., s. 108; Takprlzde, a.g.e., s. 303; zgi, a.g.e., s. 209.
68
Tertbul-Ulm, s. 181.
69
97
70
71
72
Tertbul-Ulm, s. 181.
73
74
Tertbul-Ulm, s. 181.
98
75
slm kltrnde heyet (astronomi) ilminin pratik faydalar iine, sadece kble ve namaz
vakitlerinin tayinini deil, ayn zamanda kara ve denizde gidilecek yn tayini, elverili zaman seimi,
ziraat ilerinin zamanlanmas ve bilhassa siys ilerde gelecei nceden tayin etme gibi gnlk pratik
ileri de ilve edebiliriz. Bu konuda daha fazla bilgi iin bkz. Bayraktar, a.g.e., s. 75-113.
76
77
Tertbul-Ulm, s. 181.
99
Saaklzdenin heyet ilmini faydal bulduu bir dier nokta ise, kblenin
tyini ve namaz vakitlerinin tesbti gibi dni, pratik konulardr. Mellif, kbleyi ve
namaz vakitlerini bilmek, heyet ilminin faydalarndandr.78 der ve tam da bu
noktada, Aliyyl-Krnin, erhu Fkh Ekber isimli eserinden konuyla ilgili bir
blm iktibas ederek bu erevede kendi grn temellendirir. Bu eserin giri
ksmnda Kr, felsefe ve kelam ilminin dni hkm bakmndan durumunu
incelerken, sz bir ara astronomi ilmine getirir ve namaz vakitlerini ve kbleyi
renecek kadar astronomi (heyet) ilmini renmekte bir saknca yoktur; fazlas
haramdr.79 eklinde bir gnderme yapar. Saaklzde bunun zerine u yorumda
bulunur: Baz limler, ncm ilmini iki ksma ayrd; usl ksm ki o, heyetle
isimlendirilen ilimdir. Fur ksm ise, yldzlarn ahkmnn ilmidir ve o haramdr.
Derim ki; kble ve vakitlerinin bilindii kadar ifadesiyle kastedilen, heyet ilmidir;
fazlas haramdr ifadesinden maksat ise, yldzlarn ahkmnn ilmidir.80
Dolaysyla mellif, astronomi ilminin, kble ve namaz vakitlerinin bilinmesini
salayan ksmnda herhangi bir saknca grmezken, yldzlarn ahkamyla ilgili
ynnn ise haram olduu grndedir.
Meselenin dier yn ise, yldzlarn hareket ve seyirlerine bakarak, dnya
hayatyla ilgili baz hkmler karmay esas alan ve bu adan mellifin itirazna
sebep olan, yine onun ifadesiyle, bu ilmin sfl yndr. Saaklzde bu noktada,
yldzlarn ahkm ilmini, sfl olaylar zerine, felek oluumlarla delil getirilen bir
ilimdir81 eklinde tanmlar ve bu ilmin btll ile ilgili anlayn glendirmek ve
derinlik kazandrmak iin Gazlnin, yldzlarn ahkm ilmiyle ilgili benzer
grlerini iktibas eder. Buna gre Gazl unlar sylemektedir: Yldzlarn
ahkm, ne yakn ne de zann olarak idrk edilmemi olan, sadece tahmni bir
ilimdir. Bu ilim tabbin nabza bakarak hasta olacak olana delil getirmesine benzer.
Yldzlarn bilgisiyle ilgili hkm, cahillikle ilgili bir hkmdr. Bu ilim drs
peygambere mcize olarak verilmiti; okundu ve bitti. Mneccimin isbeti ok azdr.
78
Ayn yer.
79
A.g.e., s. 182. Ayrca bkz., Aliyyl-Kr, erhu Fkhl-Ekber, ev. Y.Vehbi Yavuz, ar
Yaynlar, stanbul 2003, s. 7.
80
Tertbul-Ulm, s. 182.
81
Ayn yer.
100
zerinde
olduunu,
mneccimlerin
bazen
tesdfen
isabet
83
101
Bazen de bir tarafta gne parlar, dier tarafta yamur yaar. Demek ki, yamurun
yamas iin yalnz bulut kfi deildir; daha birok sebepler vardr. Fakat bunlar biz
anlayamayz. Bunun gibi, gemiciler rzgarlardan edindikleri kanaate gre, selmette
olduklarn zannederler; halbki kendilerinin bilemedii, o rzgrlarn daha nice
sebepleri vardr. Bzen tahminlerinde isbet eder, selmeti bulur ve bzen de hatya
derler. Bu sebepledir ki, bz kere mn kuvvetli olanlar bile nucm ilminden
menedilir.84 Gazl burada, insanlarn elde ettikleri sebeplerin, tl sebepler
olduuna, gerek sebebin ise ancak Allh tarafndan bilinebileceine iret
etmektedir. Dolaysyla o, heyet (astronomi) ilmiyle megl olanlarn, yldzlarn
zahir hareketlerine bakarak, dnyann gidit hakknda hkm verme yetkilerinin
olmadn anlatmaktadr.
Saaklzde heyet ilmini incelerken, bu ilmin ulv ynne slm heyet,
sfl ynne ise filozoflarn heyeti adn vererek, bu ikisini ayrm ve biz de
meselenin her iki ynyle ilgili grlerini ortaya koymutuk. Mellif bu noktada,
astronomi ilminin sfl ynn filozoflara, ulv ynn ise, kendince erevesini
izdii mslmanlara hamlederek, szlerini yle srdrr: Ehli snnet
ulemsnn sem, arz ve bu ikisi arasndaki eylere dellet eden haberlerle ilgili
tedvn ettikleriyle, filozoflarnkini ayrmak iin, bataki tanmda filozoflarn
tedvn ettii ifadesini kullandk. Ulemnn tedvnine, slm heyet denir ki,
bunun rnei, Suytnin, el-Heyet al Tarkati Ehlis-Snnet adl kitabdr.
Bunu tedvnden maksat, kble ve vakitlerini bilmek deildir. nk bununla
bilinmezler. Aksine bundan maksat, yet ve hadislerin mcmel (kapal) brakt
baz eylerin inkif ve yaratln artclna muttal olmaktr.85
Mellif, genel anlamda heyet ilmini, slm heyet ve filozoflarn heyeti
eklinde bir ayrma tabi tuttuktan sonra bunlar arasnda varolan anlay ve zihniyet
farklarnn bilgi dzeyinde de, kendini gsterdiini ifade ederek, szlerini yle
srdrr: slm heyette zikredilen baz eyler, filozoflarn heyetinde zikredilen
baz eylere aykrdr. rnein gkyz filozoflarn ifdelerine gre, yer yzn
kuatan bir kredir. Fakat Suytnin, bn Abbastan naklen zikrettii bir beyna
84
A.g.e., I, s. 79-80.
85
Tertbul-Ulm, s. 183.
102
gre gkyz, Kaf Dann zerinde kubbeli bir adr gibidir. ayet filozoflarn
zikrettii, hiss veya kat delile dayanyor ise, nakil ona tevil edilir. Zannmca
filozoflarn zikrettii gerektir.86 Saaklzde kendini, slm heyet anlayna
sahip olanlara daha yakn hissetmesine karn, bu konuda ilim adamna uygun bir
objektiflik ierisinde filozoflarn isbet ettiklerini, slm heyet anlay
taraftarlarnn ise yanldklarn beyan etmektedir. Ayrca o, akl ile nakil eliir ve
meselenin akllik yn daha ar basarsa, naklin akla tevil edilebileceini ifade
etmektedir. Bu da onun kr krne nakle bal kalmak yerine, ikn edici deliller
karsnda akla ve akl olana da tab olduunu gstermektedir.
Saaklzdenin, bu ilimle ilgili grlerini ortaya koyarken Gazl bata
olmak zere S. erif Crcn ve Aliyyl-Kr gibi limlerin grlerinden
yararlanm olduu grlmektedir.
2- Mantk (mzan) lmi87
Manta, mzn ya da l88 ismini veren Saaklzdeye gre bu ilim,
86
Ayn yer.
87
Genel olarak mantn kurucusu olarak kabul edilen Aristotelesin, mant bir let mi, yoksa bir
ilim olarak m deerlendirdiini aka belirtmemi olmas nedeniyle, kendinden sonra gelen
helenistik filozoflar gibi, slm filozof ve mantklar da mantn tabiat zerinde deiik grler
ileri srmlerdir. Bu meselede, Farb, Harizmi, bnl-Heysem ve hvn- Saf gibi pek ok slm
filozofu elikili fikirler ileri srmlerdir. Mesel Farb, el-Cmi adl eserinde felsefeyi her eyin
ilmi, mant da felsefenin bir dal kabul etmekte ve ilimlerin konularn sralarken manta da yer
vermektedir. Ancak et-Tenbhde mantk, felsefeye giri ve let olarak ifade edilmektedir. hvn-
Safda da, benzer bir anlay vardr. Onlar ilimleri tasnf ederlerken, felsefenin iine dahil olan
ilimleri, matematik, mantk, tabiat ve teoloji olmak zere drde ayrrken, mantn bir ilim olduu
grndedirler. Ancak manta ayrlan risalede mantk, felsefenin ls, filozofun letidir. (Bkz.
Abdlkudds Bingl, hvns-Saf Rislelerinden Mantk Konular, Trkiye I. Felsefe Mantk
Bilim Tarihi Sempozyumu Bildirileri, lke Yaynlar, Temmuz 1991, s. 104-105; Bayraktar, slm
Felsefesine Giri, s. 157-158.) Bu mesele bn Snda, daha belirgin ve net bir zme kavuur. Ona
gre ayet felsefeden, sadece ister aklda, ister gerekte olan varlklarn ilmi anlalrsa mantk,
felsefenin bir kolu deildir. Fakat varlklarn incelenmesinde kullanld iin, mantk bir let olur.
Eer felsefe, ne olursa olsun her eit nazr dnceye teml edilirse mantk, btn ilimlere letlik
etmekle, felsefenin bir paras olur. Ayrca bn Sn, ilimler snflamasnda ve mantkla ilgili dier
eserlerinde mant bir let olarak grmektedir. Bkz. Bayraktar, a.g.e. s. 158-159; Abdlkudds
Bingl, Gelenbevnin Mantk Anlay, Mill Eitim Basmevi, stanbul 1993, s. 11; lken, slm
Felsefesi, stanbul 1993, s. 109.
88
103
dncenin, doru veya yanlln bildiren kanunlar ilmidir.89 Mantk ilmi, dili
hatadan koruyan nahiv ve sarf ilmi gibi90, dnme konusunda kiiyi zihni
yanlmalardan korumaktadr.91 Mellifin, Mantk ilmini; dnceyi, zihn
yanlmalardan koruyan kanunlar biimindeki tanm, pek ok slm filozofu
tarafndan da, ayn veya benzer ekilde dile getirilmitir. Mesel bu adan, Farb bu
ilmi, aklsallar konusunda insan hata yapmaktan, aya kaymaktan ve yanla
dmekten koruyan kanunlar92 olarak, mir, akl gelitirerek, teorik alanlarda
doru ile yanl, pratik alanlarda iyi ile kty ayrdetmeye yarayan zihn bir lettir.
Onu kullananlar asndan mantk ilmi, bilgileri tartp len bir miyr93 eklinde ve
yine bn Haldun, mhiyetleri tantan tarifler ve tasdkt ifde eden hccetler
hussunda sahh olan, fsid olandan ayrdetmeye esas tekil eden bir takm
kidelerden ibaret94 bir ilim olarak tanmlanmtr. Saaklzdenin kendisi de dahil
olmak zere burada atfta bulunduumuz kiiler, mantk ilmini gayesi bakmndan
tanmlamlardr. Mantk ilminin bunlardan baka; bilinmeyene shhatle varabilmek
iin, bilinen birtakm tasavvur ve tasdiklerin ahvlinden bahseden bir ilim95,
peygamberlerimizi belgelerle gnderdik; insanlarn doru hareket etmeleri iin peygamberlere kitap
ve l indirdik(57/Hadd, 25) yette geen l ve tart kavramlarn delil olarak zikreder ve
bu dorultuda mantn kyas eitlerini l-mzan olarak isimlendirir. Muhtemelen
Saaklzdenin, mant bu ekilde ifadelendirmesi de, Gazlnin fikrine dayanmaktadr. Bkz.
Gazl, el-Kstsul-Mstakm, Msr 1900, s. 21-22.
89
Mantklara gre kanun, kendisinden tikellerin (czlerin) hkmlerinin karld tmel (kll)
kidelerdir ki, bu kideler insan zihnini hatadan korur. Bingl, a.g.e., s. 17.
90
Saaklzdenin, mant dili hatadan koruyan nahiv ve sarf ilmine benzetme fikririnin temelleri
Gazlye dayanr ve hatta Farbye kadar uzanr. rnein Farb, mantk ile gramer ve arz ilmini
karlatrr; nasl gramer ilmi, dili ve szleri konu alr ve onlarda yanl yapmamz nleyecek
kurallarn, yasalarn bilgisini verirse, yine nasl arz ilmi, vezinleri konu alr ve onlarda hata
yapmamz nleyecek kurallar ve yasalar salarsa, mantk da, aklsallar, dnceyi, akl yrtmeyi,
karsama yapmay konu alr ve onlarla ilgili olarak hataya dmemizi veya bakalarnn yaptklar
hatalar grmemizi salayacak ltleri, kurallar ve yasalar verir. Hatta nahiv ilmi, sadece herhangi
bir toplulua ait szlerin kanunlarn vermesine karlk, mantk btn topluluklarn zihinlerinde ortak
olan kanunlar verir. nk dnme fiili evrensel, konuma fiili ise yereldir. (Bkz. Farbi, hsulUlm, s. 30.) Yine Gazlye gre de irde vezin, irabda nahiv ne ise, akl delillere gre de mantk
odur. Zira irin ll olup olmad vezinlerle, irabn doru olup olmad nahivle ayrdedilebildii
gibi, akl yrtmelerin doru olann da yanl olanndan ancak mantkla ayrt edilebilebilmektedir.
Bkz. Gazl, Myrul-lm, nr. Sleyman Dnya, Kahire 1961, s. 55-60.
91
Tertbul-Ulm, s. 139.
92
93
94
95
104
fikrinin kkenleri Farbye kadar uzanr. Farb de, mantk ilmi ile nahiv ilmi
arasndaki benzerlii yle ifde eder: Bu sanat, nahiv sanatna benzer; nk
mantk sanatnn akla ve aklsallara olan nisbeti, nahiv sanatnn dile ve szlere
olan nisbeti gibidir. Nahiv ilminin szlerle ilgili olarak bize verdii btn
kanunlarn benzerlerini mantk ilmi de, aklsallarla ilgili olarak bize verir.98
Demek ki, gramerin dil ve lafzlarla ilikisi, mantn akl ve mkulatla ilikisi
gibidir. Gramer, dili, ibrede dmesi mmkn btn hatalardan korurken, mantk,
akl, mkulat konusunda decei hatalardan korumaktadr. Gramer dili, mantk
akl meydana getiriyor. Bylece dncenin shhatli olmasn salyor. u farkla ki,
gramer sadece bir dile has olduu halde, mantk kurallar btn dillerde
mterektir. Gramer, lafzlar lafz olarak inceler. Her dil iin belirli kurallar koyar.
Mantn lafzlarla ilikisi, lafzlarn mna kalplarn tekil etmesinden dolaydr.
O halde gramer husus, mantk umumdir.99 Grld gibi, mantk ilmi ile dil ilmi
96
97
98
Farb, a.g.e., s. 54. Mantk-dil benzerlii konusunda daha fazla bilgi iin bkz., T.J. De Boer, a.g.e.,
s. 56-67.
99
M. Naci Bolay, Farab ve bn Sinda Kavram Anlay, Milli Eitim Basmevi, Ankara 1990, s. 19.
105
eriata
102
hamletmektedirler.
muhlif
felsefe
ile
karm
olan
manta
100
101
S. Hayri Bolay, Aristo Metafizii ile Gazl Metafiziinin Karlatrlmas, Mill Eitim Basmevi,
Ankara 1993, s. 25.
102
Tertbul-Ulm, s. 139.
106
103
Gazl, hesap ilmini, tb ve dokumaclk gibi ilimlerle birlikte farz- kifye hkmnde bir ilim
olarak deerlendirmektedir. Bkz. Gazl, hy, I, s. 48-49.
104
Tertbul-Ulm, s. 139.
105
Be tmel veya be kll, cins, tr, ayrm, hassa ve ilintiden oluur. Bunlar, Aristotelesin
mantna bir Giri (medhal) olarak, Porfirus (Porphyrios)un, sagoji adyla yazm olduu kitapta
gemektedir ve slm dncesine de bu ekilde intikal etmitir. Bkz., ner, a.g.e., s. 24-28; smail
Hakk zmirli, slmda Felsefe Akmlar, Kitabevi, stanbul 1997, s. 45; M. Naci Bolay, a.g.e., s. 26;
Bayraktar, a.g.e., s. 62; Bingl, a.g.e., s. 33-39.
106
Tertbul-Ulm, s. 140.
107
bu
ilmi
tahsl
etmeye
yeni
balayanlar,
erhu-emsiyeyi110
107
sgoji zerine Hsmeddn Hasan Ktnin yazm olduu erhtir. Bu erh zerine de pek ok
hiye yazlmtr.
108
Yine sgoji zerine emseddn Muhammed b. Hamza el-Fenr (.1431) tarafndan yazlm olan
erhtir. Bu eser zerine de hiyeler yazlmtr.
109
110
Seyyid erif Crcnnin, Muhammed b. Muhammed et-Tahtnnin, el-Kazvnnin erhuemsiyyesi zerine kaleme ald erhin zerine yazm olduu hiyenin hiyesidir.
112
Yine Seyyid erif Crcnnin; Muhammed b. Muhammed et-Tahtnnin, el-Kazvnnin erhuemsiyyei zerine kaleme ald erhin zerine yazm olduu hiyedir.
113
Tertbul-Ulm, s. 140-141.
108
beden iin neyin yararl veya neyin zararl olduu meselesi, tb ilminin asl
meseledir.114
Melllif bu noktada tb ilminin nemine dikkat ekmek iin, Zerncnin,
Talmul-Mteallim adl eserinde, mam- fden nakledilen bir gr iktibs
eder ve kendi grn bu ereve zerine oturtur. Buna gre mam- f, tb ilmi
hakknda yle demektedir: lim iki tanedir; biri fkh ilmi olup dinler iindir; dieri
tb ilmi olup, bedenler iindir.115 Mellifin, kendisine atfta bulunduu Zernc de,
zikredilen eserinde, ilmin nemi, ilim renmenin fazleti ve hangi ilimden ne kadar
renilmesi gerektii gibi meselelerden bahsettikten sonra sz tb ilmine getirir ve
unlar syler: Tb ilmini renmeye gelince o, cizdir. nk bu ilim if
bulmak iin, sebeplerden bir sebeptir. Bu sebeple Peygamber de116, tedav
olmutur.117 Zernc bu aklamadan sonra da, afinin ilgili szn naklederek,
tb ilminin nemine vurgu yapar. Burada, gerek mam- f ve Zernc, gerekse
bunlara atfta bulunan Saaklzdenin amac, tb ilminin nemine dikkat ekmek
istemektir. Bu sebeple Saaklzdeye gre, hastaln yaygn olduu beldelerde bu
ilmin renilmesi farz- kifyedir. Mellif, konunun burasnda Gazlnin grlerine
mrcaat eder ve szlerine yle devam eder: Gazlye gre118 bu ilimle mugl
olmak, farz- kifye; cumhra gre ise mstehbtr. Derim ki; halknda, hastalkl
insanlarn ok olduu bir beldede bu ilimle megl olmak farz- kifyedir.119
Mellif burada, Gazlye uyarak bu ilmi renmenin farz- kifye olduunu ifade
ediyor. Ancak Saaklzdenin bu ilmi renmenin zorunluluu iin, bir belde
halkndaki hastalkl insanlarn ok olmas gerektiini ileri srmesi dikkat ekicidir.
nk, dinimize gre olas herhangi bir problemin tedbrini nceden almak esastr.
Tb ilminin tedrsat iin hastalk hali, phesiz ki, daha kuvvetli bir gerekedir.
114
A.g.e., s. 184.
115
Ayn yer.
116
slm tbb, bizzat Peygamberimizin hayatnda, karlat eitli hastalara, madd ve manev
olarak yaplmasn tavsiye buyurduu szleriyle balar ve bu szler daha sonra, Tbbn-Neb veya
et-Tbbn-Nebev eklinde kitaplam veyahut da hadis kitaplar iinde ayr bir blm olarak yer
almtr. Bu konuda mam Buhrnin, Sahihindeki, et-Tbbn-Nebev kitab ok mehurdur ve ok
rabet grmtr. Dolaysyla peygamberimizin tb ilmine gvenmesi ve hatta tedav olmas gayet
normaldir. Bkz., Bayraktar, slmda Bilim ve Teknoloji Tarihi, s. 205
117
118
119
Tertbul-Ulm, s. 185.
109
120
ve Tezkirat-
muhtelif
ksmlarndan
ve
bunlarn
vcttaki
tertip
ve
dzeninden
bahsetmektedir.
Mellif terh ilminin, tb ilmi asndan ksaca zahn yaptktan sonra,
meseleye bir de ilh hikmet ve yaratltaki gzellikler asndan bakar. Meseleyi bu
adan deerlendiren Saaklzde, Kuranda geen Kesin olarak inananlar iin,
kendi iinizde ve yeryznde, Allhn varlna nice deliller vardr; grmyor
musunuz?124 eklindeki yeti delil gstererek, lh yaratcnn hikmetini ve onun
dzenindeki gzellii bilmek terh ilminin faydalarndandr. Canllarn uzuvlar
hussundaki hikmet ve gzelliklerle ilgili eserler be bine ulamtr; bilinenden daha
fazlas bilinmemektedir.125 der. Demek ki, mellife gre terh ilmi, tb ilmi
asndan, insan uzuvlar ve bunlarn dzenini incelerken, dn veya felsef bakmdan
da, ilh hikmet ve yaratln gzelliklerinden bahsetmektedir.
120
121
Davud b. mer el-Antak (1511-1599) tarafndan kaleme alnan bu eser, Tezkretl-Elbb olarak
da bilinir. Bu bilginin nemli bir eseri daha vardr ki, bunun konusu genel patoloji ilmidir. Eserinin
ad ise, en-Nzhetl-Mbhice f Tehzil-Ezhndr. Mellif, bu konuda daha nce kimsenin bu
anlamda bir eser yazmadn ve kendisinin bir ilk olduunu ifade eder. Daha fazla bilgi iin bkz.,
Bayraktar, a.g.e., s. 207.
122
Otopsi anlamna gelen terh ifadesini, Saaklzde zerini basa basa, terc olarak
kullanm; ancak bu kelimeyi gerek Harizmi (Meftihul-Ulm, s. 92-93), gerekse Takprlzde
(Mevztul-Ulm, I, s. 279) terh olarak kullanmlardr. Biz mellifin bu ifadeyi sehven
kullandn dnerek, terc yerine terh ifadesini kullandk
123
Tertbul-Ulm, s. 185.
124
51/Zriyt, 20-21.
125
Tertbul-Ulm, s. 185.
110
Saaklzde, yukarda terh ilminin ilh hikmet ynn ele alan kitaplarn
saysal ounluundan bahsetmiti. O, bu ilmin tbb ynyle ilgili olarak da,
Takrlzdenin eserinde zikretmi olduu eserlere atfta bulunarak unlar syler:
Terh ilmi ile ilgili kitaplar, saylandan daha fazladr; bn Sin ve mam- Rznin
kitaplarndan daha faydals yoktur. Gerekten bu kiilerin her ikisi de, byk birer
filozof olmalarnn yannda, tb ilmi alannda da, hem slm tb ilmi, hem de dnya
ve zellikle de Avrupadaki tb ilmi bakmndan yzyllarca byk birer tabib olarak
anlmlardr. Bu alanda gerek bn Sinnn, Kitbul-Knn fit-Tb, gerekse erRznin, el-Hv fit-Tb adl eserleri zellikle Avrupada eitli dillere evrilerek
tb ilmi konusunda, resm veya zel muhtlerde birer bavuru kayna olmutur. 126
Saaklzdenin, gerek tb ilmli, gerekse terh ilmini aratrrken Zernc,
Gazl, mam fi ve Takprlzade gibi limlerin grlerinden yararland
anlalmaktadr.
4- Mnzara lmi
Saaklzdenin en fazla zerinde durduu ilimlerden bir tanesi de, mnzara
ilmidir. Mellif bu ilmi, Tertbul-Ulmda ele ald gibi, bu ilme mnhasr
Takrr-u Kavnnil-Mnzara isimli bir eser ve bu eser iin, TahrrutTakrradnda bir de erh yazmtr. Ayrca, asl esere dayanarak, bunun zeti
mahiyetinde kendi oluna ithfen, Velediyeadnda bir risle yazmtr. Bu risle
Risle f dbl-Mnzara, Risle f Fennil-Mnazara, el-dbul-Velediyye,
Risle f Fennil-Mnazara gibi isimlerle de bilinmektedir. Bu konuyu ilerken biz de
yeri geldike bu eserlerden yararlanacaz. Bu n aklamadan sonra onun mnzara
ilmi ile ilgili grlerini incelemeye geebiliriz.
Saaklzde bu ilmi incelerken mnazara, menzir, cedel, mcdil, nakz,
nakil, mddei, tenbh, kyas, muallil, mstedil, sil, men, muaraza, ilzam, ifham
ve gasb gibi mnzara ilmini ilgilendiren kavramlar kullanmaktadr.127
126
127
Bu kavramlar iin bkz. Saaklzde, Velediye, s. 141, 142 vd.; Takrrul-Kavnn fil-dab,
stanbul 1274, s. 3; brahim apak, Saaklzdeye Gre Mnzara lmi, I. Kahramanmara
sempozyumu iinde, Kahramanmara 2004, s. 89.
111
Tertbul-Ulm, s. 141.
129
130
131
Tertbul-Ulm, s. 141.
132
erh-i Abdlvahhb b. Hseyin b. Veliyyddn el-mid, Ner. Karmi Yusuf Ziya, Ahmet Kamil
Matbaas, stanbul, 1325(h.), s. 5.
133
Takrrul-Kavnn, s. 3.
112
135
Velediye, s. 140.
138
139
113
beyaz deildir nermesinde olduu gibi birbirinden uzaklatrlr. Yani bir ba ile
bir araya getirilen konu ve yklem ya onaylanr ya da reddedilir. Eer bir kimse bir
iddiada bulunur da bu iddias ak deilse, iddias reddedilir ve iddias iin delil
getirmesi istenir. Aksi takdirde iddia ettii ey ister olumlu, isterse olumsuz
nermeden olusun reddedilir. ddiasn desteklemek iin ak bir delil getirirse,
reddetmeye gerek kalmadan iddias kabul edilir. ddia sahibi iddisn ispatlamak
iin delil getirirse sile; reddetme, kar koyma ve delili rtme gibi eitli
grevler der.140
Son olarak mnazara yapanlarn, mnazara esnasnda dikkat etmeleri gereken
hususlarla ilgili olarak da unlar syleyebiliriz: ncelikle mnazarada, taraflarn
alelde
deil,
bir
disiplin
ierisinde
tartmalar
gerekmektedir.
nk
mnazaradan istenen sonucun elde edilebilmesi iin, mutlaka bir usl ierisinde
yaplmas gerekmektedir. Ayrca mnazarada, manay zorlatran, muhataplar
arasnda phe olumasna sebep olan szlerden, mcmel ve garip ifadelerden
kanlmaldr. Mnazr, muhatabnn meramn anlamad zaman szn tekrar
ettirebilir. Ancak meramn anlamadan szne mdahale etmesi uygun deildir.
Tartlan konuya dahil olmayan ifadelerle, konu datlmamal, baka alanlara
ekilmemelidir. Mnazara esnasnda glmek, rpnmak ve hiddetle karlk
vermek gibi durumlardan kanlmal, kii muhatabn hakir grmemeli, szn
dikkat ve basret ile sylemeli, muhatabnn szn gzel bir ekilde dinlemeli,
meramn iyi bir ekilde anlamal ve daha sonra karlk vermeye almaldr.
Muhatabn szn yarda kesmek uygun olmad gibi, iki kii mnazara ederken
nc kiinin onlarn szn kesip araya girmesi de uygun deidir. Sz ar
derecede uzatmann yararl olmadn dnmeli ve amalanan anlamn
bilinmesine engel olacak ekilde ksaltmalara gidilmemeli, orta bir yol
izlenmelidir. Dmanl besleyen, alay eden ve byklenen kimselerle
mnazaradan kanmal, adap ve mnazarann kurallarn bilmeyenlerle deil,
sadece ehil olanlarla mnazara yaplmaldr.141
140
141
114
5- Cedel lmi
Saaklzde, cedel ilmi iin ayr bir konu tahsis etmemitir. Ancak o, cedel
ile mnzara ilikisi bal altnda bu iki ilmin mukayesesini yaparken, onun cedel
ilmiyle ilgili grleri de ortaya kmaktadr. Mellife gre mnzara ilmi, cedel
ilminden farkldr. nk mnazara ilmi de her ne kadar, bir mnakaa ve mzakere
ilmi olsa da, burada ama tamamen doruya ulamaktr. Ancak cedel ilmi, ne ekilde
olursa olsun bir mnakaada, kiinin durumunu koruyarak, rakibini malb etme
konusunda kiiye g kazandran bir ilimdir.142 Buna gre cedel ilminin amac,
geree ulamaktan ziyade, hangi metodoloji ve delillerle olursa olsun, sadece ve
sadece rakibi susturmay ve onun grlerini geersiz klmay esas alan bir ilim
olarak gzkmektedir. Mellifin, muhtemel bir cedelcinin tavrna ynelelik u
szleri, bu ilmin maksadn daha da belirgin klmaktadr: Derim ki; muhtemelen
cedelci, ya itiraz edenin sorgulamalarna kar cedeliyle cevap veren ve bylece
iddialarn koruyan bir savunmac ya da bir fikri savunan kiinin iddi ve delillerine
kar, cedeliyle itiraz eden ve bylece bu kiinin iddi ve delillerini ykan
sorgulaycdr. Cedel kideleri, inat hasmlardan baka kimsenin ilgi gstermedii
hile ve aldatmacalardr.143 Grld gibi cedelcinin amac, ne ekilde olursa olsun,
ya muhatabn ileri srd itirazlarna cedeliyle cevap veren bir savunmac ya da
muhatabn iddia ve delillerini ykarak geersiz klan bir sorgulayc olarak kendini
gstermektedir. Ortaya kan neticenin doru veya yanl olmas, mnkaann
kendisi kadar nem arzetmemektedir.
Mellif, aslnda sadece mnakaadan ibaret olan cedel ilminin, sadece
cedelciler tarafndan deil, slm dncesinin fkh alan gibi, baka baz alanlarnda
da kullanldn sylemektedir. Bu konuyla ilgili olarak Saaklzde unlar
sylemektedir: Fakihler cedel ilmini kullandlar; bylece fkh meseleler zerine
ummi mcadeleler ortaya koydular. Hatta cedel ilminin fkh ilmine mnhasr
olduu fikri hakim oldu. Tlml-Mteallimde, byk alimlerin nesli tkendikten
sonra ortaya kan cedelle uramaktan sakn! nk o, fkhtan uzaklatrr ve
142
Tertbul-Ulm, s. 142.
143
Ayn yer.
115
145
146
Tertbul-Ulm, s. 84.
147
116
etme gc elde edilen bir ilimdir.148 Mellifimiz, kelm ilmi iin kaleme ald
Nerut-Tevl149 adl eserinde de kelam ilmini; kelm ile isimlendirilen bu
ilim, deliller getirmek sretiyle dni akdeleri ispat etme ve zerideki pheleri
kaldrma gc elde edilen bir ilimdir. Akidle, amellerden ayr olarak bizzat
tikdn kendisi kastedilir150 eklinde tanmlar. Yine kelam ilminin gyesi der
Saaklzde, inatlaanlar yola getirmek, hidyet isteyenlere yol gstermek ve
taklidden yakne terakk ettirmektir.151 Demek ki kelm ilminin amacnn, ehli
snnetin akdelerini, bidat ehlinin kark ve arpk tikatlarna kar korumak,
gerekilik duyana yol gstermek ve man konusunda kiinin, taklidden yakne
ulamasn salamak olduu anlalmaktadr.
Saaklzdenin, byk oranda kendisini takibettii Gazl de bu noktay, u
szleriyle daha belirgin hale getirir: phesiz ki Allh, Rasl vastasyla hak ve
doru olan akdeyi retmitir. Nitekim bu gibi kurallar, Kuran ve snnette
gsterilmitir ve bu kurallar, dnya ve hiret mutluluunu salayacaktr. Daha
sonra eytan, bidat ehline, snnete muhlif baz vesveseler retmi, onlar da bu
vesveseleri dillerine dolayarak, neredeyse ehli snnet tikdn kartracak ve
bozacak kadar ileri gitmilerdir. Allh, kelamclar yaratm ve onlar, bidatlarn
snnete aykr olarak uydurduklar yanltc vesveselere, mantkl ve dzenli
szlerle kar karak, snneti savunan bir grup klmtr. te kelm ilmi bu ekilde
ortaya kmtr.152 Grld gibi burada da ayn dorultuda kelm ilminin
ortaya knn temel amacnn, slmn inan esaslar zerinde muhtemel
pheler uyandran fikirlere kar, akl ve mantk delil ve yntemler kullanarak, bu
zararl gr ve akdeleri bertaraf etme ve slm akdeleri savunma dncesi
olduu anlalmaktadr.
148
Tertbul-Ulm, s. 143.
149
Hayreddin ez-Ziriklinin, bu eser iin, Beydvnin Tevl isimli eserinin erhi olduu eklindeki
grn daha nce ifade etmitik.
150
151
A.g.e., s. 5.
152
Gazl, el-Munkz, s. 23. Daha fazla bilgi iin bkz., Farb, hsul-Ulm, s. 97-98;
Takprlzde, a.g.e., I, s. 472-473; Ali Sami en-Ner, slmda Felsef Dncenin Douu, I,
ev. Osman Tun, nsan Yaynlar, stanbul 1999, s. 60; smil Hakk zmirli, a.g.e., s. 23-24; Hadi
Adanal, Felsefeye Brnen Kelam, slmiyat, VI (2003), say 4, s. 40.
117
153
Nerut-Tevl, s. 5.
154
Tertbul-Ulm, s. 143-144.
118
155
156
Ayn yer.
119
(maksatlar) ksmnda ise, akl ve nakl deliller ile muhalif frkalar arasndaki
mcadeleler, ilhiyat, nbvvet ve meadla ilgili konular ele alnmaktadr.157 lkeler
ksmnda daha ziyade, slm dncesine Yunan felsefesinden gemi cevher, raz,
atomculuk, lemin kdemi veya hudsu gibi felsefenin temelini oluturan konular;
maksatlar ksmnda ise, bu konularn slm dnine olan etkileri, bunlara kar
gelitirilen savunmalar ve slm dininin kendi meneinden mtevellid Allhn
varl ve sfatlar, nbvvet, mead ve lemin yaratl gibi kelm mevzlar yer
almaktadr.te Saaklzdenin zihnine gre, mead ve nbvvet gibi vahy alan
ilgilendiren maksatlar konusu, hangi akl olursa olsun, buras sadece vahye
msteniddir.
Saaklzde, baz kelm konularda da, hakknda kitap ve snnet konusa bile,
akln orada belirli bir otonomluundan sz etmi ve bunun da, dnen uygun
olduunu ma etmiti. te tam da bu noktada, ancak erhul-Mevkfta der
mellifimiz, akl her ne kadar mstakil de olsa, akdelerin eriattan saylmas
iin, kitap ve snnetten alnm olmas gerekmektedir.158 Saaklzde, bu gre
itiraz ederek unlar syler: Derim ki; eriattan saylmas sznden emin
deilim.
Muhtemelen
o,
sevap
olmas
manasyla
zikredildi.
Her
kim
Tertbul-Ulm, s. 149.
158
159
Tertbul-Ulm, s. 144.
160
6/Enam, 74-79.
120
akla
daha
fazla
ilevsellik
atfeden
eilime
daha
uygun
Hayy bn Yakzan: Diri olu Uyank, Tabiat Adam, Kendi Kendine Felsefe, Ruhun
Uyan ve Esrr- Hikmet-i Merikyye anlamlarna gelmektedir. Bu konuda daha fazla bilgi iin
bkz. bn Tufeyl, Hayy bn Yakzan (Ruhun Uyan ya da Hayy ibn Yakzann Olaanst Serveni),
ev. N. Ahmet zalp, nsan Yaynlar, stanbul 1985; Macit Fahri, slm Felsefesi Tarihi, ev. Kasm
Turhan, klim Yaynlar, stanbul 1992, s. 238-243.
121
gibi
bir
izlenim
kendini
gstermektedir.
Bu
nedenle
162
Tertbul-Ulm, s. 214.
122
Din limler, slm limler, Arab limler, Nakl limler veya er limler
denmektedir.
Genel olarak slm dncesinde yer alan, Kuran ve Snnet kaynakl nakl
veya
er
ilimlerlerin
snflandrlmasn
ifade
eden
bu
tanmlamalar,
A.g.e., s. 84.
164
A.g.e., s. 86.
165
Ayn yer.
166
Gazl, hy, I, s. 48; Ayrca bkz. Mehmed Said Hatibolu, slamda lmin Dili, slmiyat, VI,
say 4, s. 9.
167
Tertbul-Ulm, s. 87.
123
daha ummdir. nk burada, dier ilim dalnda olduu gibi bir kayt sz konusu
deildir ve buna, fkh usl ilmi ilve edilerek, say artrlmtr.168 Burada,
rden elde edilen ifadesiyle kastedilen, Kuran ve Snnettir. rye mahss
ilimlerden elde edilen beyanyla da, Kuran ve Snnete dayal olarak elde edilen
ilimler kastedilmektedir ki, bunun rnei olarak da fkh usl ilmi zikredilmektedir.
Esasen buradaki anlamyla er veya dni ilimler, slm dncesinde genel
anlamda, Nakl/er/Din/slm/Arab limler eklinde ifadesini bulan ilimlerdir.
Saaklzde, dni (er) ilimlerle ilgili olarak kastettii nc manay ise,
let ilimleri balamnda ele alr ve burada da, bn Hacerin bu manaya k tutan
bir szne atfta bulunur ve bu erevede kendi grlerini de ortaya koyar. Buna
gre bn Hacer unlar sylemektedir: Mantn er bir ilim olmas gerekir. Zira
er ilim, ya rden sadr olan ey ya da rden sadr olan eyi, kelm ilmindeki
gibi, varl bir varlk veya mantk ve nahiv ilmindeki gibi, mkemmellik olarak
kavramaktr.169 Saaklzde bu beyana aklk getirerek, bu manann iine let
ilimlerinin tamamnn dahil olduunu syler. Buna gre, nahiv ve mantk ilmi ile
birlikte, bu anlamda olmak zere, kelam ilminin de bir let ilmi hviyetinde
grld anlalmaktadr. nk bu ynyle kelam ilmi, varl kavramann bir
vastas olarak deerlendirilmektedir.
Ancak mellifimiz, bn Hacerin bu yaklamn tmyle paylamadn m
ederek, unlar syler: bn Hacerin sz bana, kelm ilminin, rden sadr
olandan baka birey olduunu hissettirdi. Halbuki itikdi meselelerin hepsini r
aklam veya ona iret etmitir. Fakat itikdi meselelerin bazsnda akl
mstakildir ki bunlar, sanatlarna bakarak, sfatlar marifetiyle Snnin varl ve
mcizelere bakarak, Nebnin nbvvetinin ispat edilmesidir. Kelm ilmiyle ilgili
olarak onun kastettii de sadece bu babla ilgilidir. Birinci anlamdaki er ilimlerde
grld gibi, akln iret ettii bir ey, her ne kadar onunla ilgili olarak r
konumu olsa da, bunun rden alnd sylenemez.170 Buna gre mellif
mantk ve nahiv ilminin er ilimlerden saylmas fikrine bir itiraz etmedii, ancak
168
Ayn yer.
169
Ayn yer.
170
A.g.e., s. 88.
124
Kuran ibareleri zerinde dnmek ve Allhn muradna uygun olarak onu okumak,
anlamak ve yorumlamak eklinde deerlendirmek gerekmektedir.
Mellifimiz, tefsir ilmine balamadan nce bu ilim iin elzem olan baz kll
prensiplerden bahsederek, bunun da ancak baz ilimleri elde etmekle
mmkn
A.g.e., s. 84.
172
A.g.e., s. 163.
125
173
Ayn yer.
174
Tertbul-Ulm, s. 164.
126
elde edilir.176 Demek ki tefsir ilmi iin, Arab ilimlerin baz blmlerine ilave
olarak, dni ilimlerin de hemen hepsinin gerekli olduu anlalmaktadr.177
Saaklzde, dier baz ilim dallarnda yapt gibi, tefsir ilmini aklarken de
Zemaher (.1143), Beydav (.1286) ve Suyti (.1505) gibi byk mfessirlerin
grlerinden yararland grlmektedir. Dolaysyla onun tefsir ilmi ile ilgili
grlerinin, bu mfessirlerin grleri dorultusunda olutuu anlalmaktadr.
Mellifin tefsr ilmi iin tasviye ettii eserlerin banda Zemahernin
Kef gelmektedir. O, bu eser ve sahibi iin u szleri sarfetmektedir: Kef,
faydal ve incelikleri olan bir tefsirdir; limler, onu elde etmi ve onun zerine
hiyeler yazmlardr. Ancak baz ulem, Kefn sahibi iin; Kuran yetlerinin
ounluunu; bazlarn ak olarak, bazlarn da karncann yrmesinden daha gizli
olarak fsid gryle tefsr etti. Ehli snnetten bir gruba kfr etti; onlar ahmak ve
chil yapt ve onlar kpek ulumasyla itham etti. Ayrca onlara, evcil eekler gibi
kt szler sarfetti. Bu nedenle onu kullanmak ciz deildir; nk onun zarar,
faydasndan daha byktr, demektedirler. Derim ki: Ondan korunmaya g yetiren
ve onun verdii desseleri bilen kiinin onu kullanmasnda saknca yoktur. Sonra
yine derim ki; Beydvnin hayatnn tefsri, iindeki fazlalklarla birlikte Kefn
zetidir.178 Bu nedenle mteahhirn bunu terch etmitir. Ancak onun yapsnda
felsefe ar bast iin, eriat bozan filozoflarn akdelerinin pek ou onda gizlidir.
Bunun kullanm da, ondan korunmaya g yetiren ve felsifenin gizlediini bilen
iin cizdir.179 Saaklzdenin bu ifadelerinden, onu tefsr ilmi iin tavsiye ettii
ikinci eserin, Beydvnin, Envrut-Tenzl ve Esrrut-Tevl adl tefsr kitab olduu
176
A.g.e., s. 163.
177
slm dncesinde tefsir ilmi iin gerekli olan ilimler konusunda; mesel Gazl, baz limler,
her yetin altm bin manas olduunu, aklanmayan manalarn daha ok olduunu sylerken,
dierleri daha ileri giderek, Kuran yetmi yedi bin iki yz ilmi ihtiv eder; zira her kelimesi bir
ilimdir, sonra bu da drt misline ykselir, nk her kelimenin zhiri, btn, haddi ve matl vardr,
demilerdir. diyerek, ilm alan bakmndan tefsir ilminin ne kadar geni olduunu ifade etmektedir.
(Gazl, hy, I, s. 821-822.) Eserinde Gazlnin bu grlerine atfta bulunan Takprlzde de
yine, byk limler buyurur ki, yirmi drt ilim bilmeyince, tefsir ilmi tamam olmaz. Yine baz
limler, Kurandan karlan ilimler seksendir deyip, bu konuda kitap yazmlardr. beyanyla
yine tefsir ilminin, ne kadar ok ilmi ihtiv ettiine dikkat ekmektedir. Takptlzde, I, s. 94.
178
Mellifin burada kastetmi olduu eser Beydvnin, Envrut-Tenzl ve Esrrut-Tevl adl tefsir
kitabdr.
179
Tertbul-Ulm, s. 165-166.
127
anlalmaktadr. Mellifin tavsiye ettii bir dier tefsir kitab ise, bnul-Irrnnin, elFerd f rbil-Kurnil-Mecd adl eseridir. Son olarak o, Suytnin el-tkn adl
tefsir kitabnn nemine iret eder. Mellif bu eserle ilgili unlar syler: Suyt, bu
eserde Kuran ilimlerini toplad. Her limin onu elde etmesi gerekir.180
b-Tecvd lmi
Saaklzde zellikle tefsir, kraat ve mushaflarn yazm ilmi gibi Kurn
ilimlerde uzman olduu iin ayn ekilde, Kuran gzel okumak iin gerekli olan
tecvd ilmi de, onun hakim olduu ilim dallarndan bir tanesidir. Mellif tecvid ilmi
iin, Chdil-Mukl adnda bir de eser telif etmi ve bunu erhederek, el-Beyn adn
vermitir. zellikle Chdil-Mukle bakld zaman grlecektir ki eserde tecvid
kurallar, Kurandan rneklerle anlatlmakta ve tecvd ilminin renilmesi
konusunda ortaya kmas muhtemel pekok zorluu ortadan kaldrc bir dil ve
anlatm kullanlmaktadr. Ayrca bu eserin, zaman ierisinde gzard edilerek tahsil
ncelii bakmndan geri planda kalm olan tecvid ilminin yeniden canlanmas ve
eski nemine kavumas iin de nemli bir boluu duldurduu ifade edilebir.
Mellif de bu noktaya dikkat ekerek tecvd ilminin, en azndan eitim ve retim
ncelii bakmndan nemininin azald kanaatine varm olacak ki, unlar
sylemektedir: Tecvid ilmi, selef ulemsnn nem verdii ve kiiye eref
kazandran bir ilimdi. Ancak memleketimizdeki pekok zamane ulems, tecvid
kitaplarndan ellerini ekerek, onlar okutmak ve ilm mzakere konusu yapmaktan
vazgetiler ve unuttular; bunlardan ya yz evirdiler ya da zorlatrdlar. Ben de,
msanniflerin msmahasna snarak, kolay ibreli ve meseleleri ummi olarak
ihtiv eden bir risle yazdm.Umarm, ona mracaat edenlerin kalplerini ferahlatr ve
ilim taliplerinin gnlleri ona meyleder. Bu ilimde, birikimim az olmasna ramen,
meseleleri halletmek ve ondaki gizlilikleri amak iin gayret sarfettim. Telif etttiim
bu risleye, Chdil-Mukl adn verdim.181
180
A.g.e., s. 167.
181
Chdil-Mukl, s. 105-108.
128
182
A.g.e., s. 109.
183
184
Mellif, bunun dnda baka baz ilimlerle ilgili olarak da, ayn yaklam ierisinde olduu
grlmektedir. Mesel, nahiv, sarf, fkh, mnazara ilmi gibi dier baz ilim dallarnda da, ilim
lafznn, misvak aac kabilinden sadece bir izafet olduunu, aslolann ilgili ilmin karakteristii
erevesinde hasl olan idrklardan meydana gelen g veya meleke olduunu ifade etmektedir.
Bkz. Tertbul Ulm, s. 88-89.
185
A.g.e., s. 129.
186
129
Tasrif ilminin iindeyken zamanla mstakil bir ilim dal haline gelen tecvd
ilminin mkemmel hale gelmesi iin ilme daha ihtiya vardr. Bunlar, vakf ve
ibtid ilmi, kraat ilmi, mushaflarn yazm ilmidir.187 Saaklzde, tecvd ilmi ile
belirli bir mnasebet ierisinde olsa bile, kraat ilmini ayr bir ilim dal olarak grme
eilimindedir. Ayrca, mushaflarn yazm ilmi ile ilgili ayr bir balk amadan, bu
ilmi de tecvd ilmi ierisinde incelemektedir; ancak gerek konunun ierii
bakmndan, gerekse onun, Tertbul-Ulmun mukaddime ksmnda ilimleri
snflandrrken, bu ilmi ayr bir ilim dal olarak deerlendirmesi188, onun
mushaflarn yazm konusunu ayr bir ilim dal olarak dndn gstermektedir.
Bu bakmdan biz kraat ilmi gibi, bu ilmi de ayr bir balk altnda incelemeyi
dyoruz. Ancak vakf ve ibtid ilmini; gerek konunun ierii, gerekse mellifin,
tecvd ilmi ile ilgili eserinde bu ilmi ele al tarzn gz nnde bulundurduumuz
zaman bu ilimlerin, tecvd ilmi ierisinde deerlendirimesi gerektii anlalacaktr.
Yani, kraat ve mushaflarn yazm ile ilgili ilimleri ayr birer balk altnda, vakf ve
ibtid ilmini ise, tecvd ilminin ierisinde ele almay dnyoruz. Bu
aklamalardan sonra vakf ve ibtid ilmini incelemeye geebiliriz.
Saaklzde, Vakf ve btid ilmi Kurandaki durma ve balama konularn
bildiren bir ilimdir; Kurnn nasl okunaca bununla bilinir.189 Ayrca mellif
Chdil-Muklde, vakf ilmi ile ibtid ilmini ayr ayr ele alr ve buradaki
aklamalar daha ayrntl ve daha belirgindir. Buna gre vakf, Kuran okurken,
okumaya devam etmek artyla, nefes almak iin sesi kesip ksa bir sre ara
vermektir. Bu duraklama, kelimenin ortasnda deil, yetin ortasnda veya banda
olmaldr.190 Grld gibi vakf ilminin, Kurann okunuu esnasnda, tekrar
devam etmek maksadyla nefes alarak ksa bir sre duraklamak olduu
anlalmaktadr. Ancak bu duraklama kelimeyi paralayacak ekilde kelimenin
ortasnda olmayp, cmlenin, yni yetin banda veya ortasnda olmas
gerekmektedir. nk kelimeyi blerek durmak, hem okuyuu irkinletirmekte,
hem de Kurnn anlamn bozmaktadr. Mellif vakf ilmini de, okunu esnasnda
187
Chdil-Mukl, s. 110.
188
Tertbul-Ulm, s. 84.
189
A.g.e., s. 131.
190
Chdil-Mukl, s. 247.
130
yaplan duru biimlerine gre, tam vakf, kf vakf, gzel vakf ve irkin vakf191
olmak zere muhtelif blmlere ayrmaktadr. btid ise, ifade ettiimiz duru
biimlerine gre, okuyuu yeniden balatmay veya durulan yerden devam etmeyi
kendine konu edinen bir ilimdir. Buna gre ibtid ilmi de, balama biimlerine gre,
tam ibtid, kf ibtid, gzel ibtid ve irkin ibtid192 olmak zere drt blme
ayrlmaktadr.
Saaklzde, vakf ilminin baz Arap dili limlerince, sarf ilminin iinde
deerlendirildiini, ancak Enbr ve Syt gibi baz limlerin ise bu ilmi ayr bir
ilim dal olarak telakk ettiklerini ifade ederek sz kendine getirir ve unlar syler:
Bu ilim, tecvd ilminden ayr mstakil bir ilimdir. Ancak, baz ulem bu ilmin kll
kidelerini, tecvd kitaplarndan bir blm yapma alkanlna devam etti.193
Mellif, burada bahsini ettii vakf ilminin, sarf ilmi karsnda zamanla
bamszln kazand fikrini, daha nce tecvd ilmi iin de ifade etmiti. Ancak
Saaklzde vakf ilmini, bir yandan mstakil bir ilim olarak deerlendirdiini ifade
ederken, dier yandan burada da grld gibi bu ilmi, tecvd ilmi iin telif etmi
olduu eserinin iine bir blm olarak yerletirmi olmas, bir eliki gibi
grnmektedir.
Mellifimiz, Kurnn dzgn olarak okumak iin vakf ilmini renmenin
zarreti zerinde durmaktadr. Bu meyanda, Kuranda geen, Kurn tertl zere
oku!194 yetindeki, tertl kelimesinin ne anlama geldii, Hz. Aliye sorulunca der
Saaklzde, Hz. Alinin, tertl, harfleri gzel karmak, yani tecvdle okumak ve
durak yerlerini bilmektir.195 eklinde cevap vermi olduunu ifade etmektedir.
Demek ki vakf ve ibtid ilmi, Kurn okurken nerelerde ve nasl durulmas ve yine
nerelerden ve nasl balanmas veya devam edilmesi gerektiini reten ilim dallar
olup, bu ilimleri bilmeden Kuran okumann, Kurnn kendi ifadesiyle, tertl
zere bir okuyu biimi olmayaca anlalmaktadr.
191
A.g.e., s. 250.
192
A.g.e., s. 265.
193
A.g.e., s. 249.
194
73/Mzemmil, 4.
195
131
Saaklzde, tecvd ilmi iin nemine vurgu yapt baz eserler, bnlCezer (1350-1429)nin, Temhdi, el-Krnin bu eser zerine yazm olduu, elMenhul-Fikriyye al Metnil-Cezeriyye adl eseri, mellifin kendinin kaleme ald
Chdil-Mukl ve bunun zerine yazm olduu el-Beyn gibi eserlerdir.
c- Mushaflarn Yazm ilmi
Saaklzdeye gre, mushaflarn yazm ilmi, asl (eimme) mushaflarn
nasl yazldn bildiren bir ilimdir.196 Mellif burada, yazl itibariyle mushaflarn
ilk nshalarn kastederek, bunlar iin imm kelimesinin oulu olan, eimme
ifadesini kullanmaktadr.197 Bununla ilgili olarak mellif, eimme, mushaflarn bir
sfatdr. Bununla da, Hz. Osmann halifelii zamannda, onun emriyle sahabenin
yazm olduu mushaflar kastediyorum. demektedir. Mellifin eimme ifadesiyle,
Hz. Osmann yazdrm olduu mushaflar kastettii anlalmaktadr. Yani bu
mushaflarn, ilk, asl ve temel mushaflar olduu; bu tarihten sonra yazlan
mushaflarn ise, bu ilk mushaflar esas alnarak yazlm olduu anlatlmak
istenmektedir.
Mellifimiz, bu mushaflarn yazlma ve baka memleketlere gnderilme
sreci hakknda ise, Dnden iktibasla, unlar sylemektedir: Hz. Osman; Zeyd b.
Sbit, Abdullah b. Zbeyr, Sad b. As ve Abdurrahman b. Hrise, mushafn
nshalarn yapmalar iin emir verdi ve onlar da bu ii yerinde getirdiler. Daha sonra
Hz. Osman onlarn yazd mushaflardan her birini lkenin drt bir yanna gnderdi.
Ulemnn ou, Hz. Osmann mushaf yazdrd zaman, drt nsha yaptrd
zerinde ittifak etmitir. Ve o, bunlardan birini Kfeye, dierini Basraya,
ncsn ama gndermitir; bir tanesini de yannda alkoymutur. Hatta Hz.
Osmann bunu yedi nsha yaptrd ve bunlarn bir nshasn Mekkeye, bir
nshasn Yemene, bir nshasn da Bahreyne gnderdii rivayet edilir, ancak ilki
daha dorudur ve asllar onlardr.198 Buna gre slm tarihinde peygamberimiz
zamannda nzil olup, Hz. Eb Bekirin hilfeti dneminde toplanarak, kitaplatrlan
196
Tertbul-Ulm, s. 132.
197
Ayn yer.
198
A.g.e., s. 133.
132
Ayn yer.
200
A.g.e., s. 133-134.
201
A.g.e., s. 134.
202
Ayn yer.
133
Mehr
kraatla ilgili olarak ise, unlar sylemektedir: Mehr kraat, itibar edilen bir
salamala sabiptir. Bu kraatn Peygamberden nakli, tevtr205 yoluyla olmutur.
bnl-Cezer derki: Herbir kraat Arapaya uygundur. Onlardan biri de, Hz.
Osmann mushaflardr. Onun, Peygamberden nakledilii salkldr. Onun shhati,
reddi mmkn olmayan ve ister yedi imamn kraat, isterse dierlerinin krat olsun,
herkesin kabul etmesi gereken bir dzeydedir. Yedi imamn kraatndan da olsa bu
artlar bozulduu zaman, o zayf bir z olur, dedi.206 Mellif buradaki, Hz.
Osmann nakli dorudur eklindeki ifadeye aklk getirmek iin unlar syler:
203
A.g.e., s. 135.
204
Mehr, en az isnadla rivyet edilen, fakat tevtr derecesine erimeyen haber; z ise, makbul
olan bir rvnin, kendinden stn olan kiilere muhalif olarak rivyet ettii haberdir. Bkz., Talat
Koyiit, Hadis Terimleri Szl, Rehber Yaynlar, Ankara 1991, mehr md., s. 270; z md., s.
439.
205
Tertbul-Ulm, s. 135.
134
Burada
da,
derim
ki,
bildiin
gibi
sahih
kraatlar
yedi
ile
Haberi vhid: Bir rv vastasyla rivyet edilip, mtevtir olmayan haberlerdir. Koyiit, a.g.e., s.
145.
208
Tertbul-Ulm, s. 135.
209
210
211
Tertbul-Ulm, s. 138.
135
Ayn yer.
213
Chdil-Mukl, s. 110.
214
Tertbul-Ulm, s. 167.
136
ihtilaflar
asndan,
zayflk
ve
shhat
durumunu
bilmektir.
216
A.g.e., s. 402.
217
137
ilimdir.
Bunun
218
bakmndandr.
konusu
da
hadisin
kendisidir;
ancak
hadsin
subtu
olan delletini konu almakta ve yine hadslerin shhati asndan ravlerin halleri
zerinde durmaktadr.
Saaklzde tam da bu noktada, hadis rivyet etme konusunda ehliyet
meselesini tartmaya aar. Buna gre mellif; hadis rivyet etme konusunda
ehillie yatkn olan kiinin, muhaddis eyhten iczet219 almas mehur olmutu
dedikten sonra, Suytye dayanarak szlerini yle srdrr: Hadis rivyetinin ciz
oluunun art, iczet deil, ehliyettir. Ancak insanlar, iczet zerinde ittifak etti.
nk iczet, ehliyetle ilgili olarak, eyhten alnan diploma gibi grld ve eyhin,
herhangi bir kiinin hadis rivyetine ehliyeti olmadn bildii halde ona diploma
vermesi haram klnd.220
Suytnin, hadis rivyetinde ciziyyet art olarak, iczet yerine, ehliyetli
olmay esas alan grn Saaklzde de savunur ve bu meselede onun ifadeleri
daha da vurguludur: Derim ki, hadis rivyeti iin ehliyetli olmayan kiiden,
dnyann btn eyhleri cizdir dese bile hadis almak ciz deildir. Bunun aksine,
ehliyeti olan kiiden herkes, ciz deildir dese dahi hadis almak cizdir. Evet,
herhangi bir ahs hadis rivyet etmek iin, rivyet olarak mnalarna muttal
bu farkllk iki u noktaya varabilir. Bunlardan en yksek noktada olan isnad ve buna dayanan hadis
kabul edilir, en aada kalan reddedilir. Bu iki ucun arasnda ve ortasnda kalanlar ise, hadis
imamlarndan nakledildii gibi ihtilafl olanlardr. Shhati en yksek derecede olan hadisler kabul, en
zayf olanlar reddedilir; ikisi arasnda kalanlarn ise, bazs kabul, bazs reddedilir. Muhaddislerin,
hadisleri bu ekilde eitli mertebelere ayrmalar neticesi, hadislerin durumunu ifade eden baz
tabirler ortaya kmtr. Bunlar, sahih, hasen, zayf, mrsel, munkat, mudal, z ve garb gibi
muhaddisler arasnda tedvl eden hadis terimleridir. Bkz., bn Haldun, a.g.e., II, s. 1037.
218
Tertbul-Ulm, s. 167.
219
czet: Bugnk tabirle bir medrese talebesinin tedris hayatna atlabileceini gsteren diploma
demektir. Medrese talebesi, medrese derslerine balad tarihten itibaren hangi dersten hangi eseri
veya eserleri okumusa, okuduu eserlerin adlarnn zikredilmesi sretiyle ders okuduu hocasndan
bir belge alr ve bununla daha yksek bir mderrisin dersine devam eder ve bylece derslerini ikmal
edip ders okutmaya msaade ve selahiyeti ieren en son bir vesika ile mderrislik veya kadlk yoluna
girerdi. Shhatli olduklarnda phe olmayan bu iczetnamelerde, ulem silsilesi hangi ulem
kolundan geldiini ve bu ulem kolunda kimlerin bulunduklarn gstermesi bakmndan nemliydi.
czetnmeler ya tefsir, hads ve fkh gibi din ilimlere veya kelm, felsefe (hikemiyat) ve msbet
ilimlere dair olduklarna gre deiir, din olanlar slm dininin balanglarna kadar gidip, mevz
ilimler ise, bunu vzeden mtehassslara, yani imamlara kadar dayanrd. Uzunarl, a.g.e.,s. 75.
220
Tertbul-Ulm, s. 168. Bkz. Suyti, el-tkn f Ulmil-Kuran, irket Mustafa el- Bbl-Haleb,
Kahire 1396 h., I, 135-136.
138
olmadan, hadislerin lafzlarn ezberleme gcyle ehil bir eyh olabilir. Bylece bu
eyh iin, manalarna deinmeksizin ezberlemi olduu rivyetle, iczet cizdir.221
Grld gibi mellife gre, hadis rivyet etmenin tek artnn ehliyet olduu
anlalyor. Bunun yannda hadis ezberlemek ise, ancak iczet almaya hak
kazandryor; ancak bu durum, onun nazarnda ehliyet sahibi olmaya yetmiyor;
dolaysyla bu durum muhadds olmak iin kfi bir art da olmuyor. Onun bu
ifadelerinden, hadislerin manalarn kavramann, ehliyete yetkili olma sebeplerden
bisisi olduu anlam da karllabilir.
Saaklzde, hadis rivyet etmek iin gerekli liykat lsnn olup
olmadn ifade eden bu iczet- ehliyetmeselesiyle ilgili cereyan eden bu arpk
durum ve hakszl ortaya koyan u rnei verir: Tuhaftr ki, ne rivyet ne de
diryet olarak, hadis rivyet etmeye ehil olmayan bir kii, hadis eyhlerinden birine
tesdf etmekte ve hadis rivyetiyle ilgili olarak ondan iczet istemektedir. eyh de,
bu kiinin ehil olduunu gsteren bir belgeyi onaylamaktadr. lgili kii ise, bu sahte
diploma veya haram olan iczeti almaktadr. Bylece kendisine iczet verilen kii, bu
iczet hibir eye tesir etmemesine ramen, ilgili belgenin rivyet iin kendisini ehil
kldn zannederek, hadis rivyetine balamaktadr. Eer bu usl uygunsa,
dnyadan tahsil meakkatini kaldrmak gerekir.222 Saaklzdenin serzenite
bulunduu bu fiil durumu, zel anlamda hads ilmiyle ilgili bir tablo olarak grsek
bile, genel anlamda ilim tahsili konusunun da ne hallere dtn gsteren ilgin
bir rnek olarak okumak da mmkn. Ayn ekilde bu mesele, her ne kadar mellifin
yaad dnemle ilgili olarak ortaya konmu olsa da, Osmanl mparatorluunda
XVI. asrn ikinci yarsndan itibaren balayp, zamanla artarak devam eden siyas,
idr, asker ve ilm alanlardaki yozlama ve bozulmalarn tipik bir rnei olarak da
erlendirmek de mmkn.223
Mellifin hadis ilmi iin tavsiye ettii eserler, Irk (.1273)nin, ElfiyyetlIrksi, Ibn Hacer el-Askaln (.1448)nin, Nuhbetl-Askalnsidir. Ona gre
221
Tertbul-Ulm, s. 168.
222
Ayn yer.
223
139
224
Tertbul-Ulm, s. 168.
225
2/Bakara, 110.
226
Tertbul-Ulm, s. 158.
227
6/Enm, 98.
228
Fkh- Ekber, dilimize birok kez evrildi. Bunlarn en gzellerinden bir tanesi, Hasan Basri
antaya ait olandr: Fkh- Ekber, Diyanet leri Yaynlar, Ankara 1954. Bu eserin ok sayda erhi
140
vermitir. Daha sonra gelenler ise bu ilmi; tafsli delillerden elde edilen amel er
hkmleri bilmek eklinde tahss etti. Bunun neticesinde buna, ummi anlamdaki
fkhtan ayr olarak, zel fkh ismi verildi. Delilsiz olarak, amel er ahkm
bilmeye ahkm ilmi ismini, fkh olarak deil, ancak meczi olarak verebiliriz.229
Demek ki, ummi anlamdaki fkh ilminin, dnin amel ksmna ilve olarak itikd
ve ahlk alann da iine alan ok daha geni bir ilm anlay, kavray ve yaay
alann kapsad grlmektedir.
Saaklzdenin de ifade ettii gibi, slmn ilk dnemlerinde fkh ilmi,
sadece er amel alana mnhasr klnmayp, bununla birlikte itikd, tasvvuf,
felsef ve ahlk alan da kapsayacak biimde daha geni bir ilm anlay ve kavray
dncesi ierisinde deerlendirilmekteydi. Bu yzden Hanef mezhebinin kurucusu
kabul edilen mam- zam Eb Hanfenin, tamamen itikd meseleleri iledii ve bu
nedenle bir fkh kitabndan ziyade, bir tikad kitab hveyetinde olan eserini, Fkh-
Ekber eklinde isimlendirmesi de, yine slmn ilk dnemlerde fkh ilmine daha
geni bir perspektiften bakldn gstermektedir. Fakat sonradan kelm, felsefe ve
tasavvuf ilmi gibi ilimler bamsz birer ilim dal haline gelince fkh mefhumunun
snr darald ve o, yalnz eriat, yani din kanunlara ait deliller ve hkmlerin ilmi
manasna gelmeye balad. Kanun kurucuya r, ere ait yeni deliller ve
hkmler bulan insana da fakih denmeye baland. Ve mellifimizin vurgu yapt
bugnk hussi anlamdaki fkh ilmi, zaman ierisinde dier ilim dallarnn
ayrlmasyla, daha da daralarak zel bir ilim dalnn ismi olmutur. Saaklzdenin
hussi fkh diyerek, er amel alana mnhasr kld fkh da burasdr.
Saaklzde, fkh ilminin tahslinde ders olarak okunmas gereken eserlerle
ilgili olarak unlar syler: ocuklarn tabiatna uygun, uur ve bereket olarak
bilinen, Kudr (.428h.)nin Muhtasarul-Kudr adl eseri, ahkm ilmiyle ilgili
yaplmtr. Bunlardan birisi de Aliyyl-Krinin erhidir. Saaklzde de bu erhe sklkla atf yapt
iin, biz de yeri geldike buna iret etmekteyiz.
229
Tertbul-Ulm, s. 159.
141
Nceymin, Kitbul-Ebh ven-Nezir adl eserleri de, fkh ilmi ile ilgili nemli
eserlerdendir.231
a- Fkh Usl
Bir nceki ksmda Saaklzde fkh ilmini, mam- zam Eb Hanfede
atfta bulunarak, umm manada olmak zere, kiinin, leyhine ve aleyhine olan
meseleleri derin ve keskin bir kavrayla anlamas eklinde; hussi manada ise, tafsli
delillerden, yni Kuran, Snnet ve icm gibi, dnin temel kaynaklarndan amel er
hkmler elde etmek biiminde tanmlamt. te fkh usl ilmi de, bu delillerin
hangi esaslara gre elde edilecei meselesi zerinde durmaktadr. Bu manada
mellif, fkh usln yle tanmlar: Fkh usl, fkh delillere dayanarak, fkh
hkmlere ulamay salayan kanunlar bilmektir. Fkh deliller, kitap, snnet, icm
ve kyas232 olmak zere drt tanedir. Lgat manasyla bu drt delile, fkh ilmi
230
eyhulislm Burhnddn b. Eb Bekr Merginan tarafndan telif edilmitir. Daha fazla bilgi iin
bkz., Uzunarl, a.g.e., s. 29.
231
Tertbul-Ulm, s. 160-161.
232
cm: Hz. Peygamberden sonraki bir dnemde amel bir meselenin er hkm zerinde, slm
mctehidlerinin birlemesidir. slm bilginleri bu icmnn huccet oluunda ittifak etmilerdir. Ancak
icm yapacak mctehidlerin kimler olaca konusunda ihtilfa dmlerdir. iler, kendi mctehid ve
imamlarnn icmn huccet olarak kabul etmi, mslmanlarn byk ounluu da cumhur-u
ulemnn icmn huccet saymtr. Muhammed Eb Zehra, Eb Hanfe, ev. Osman Keskiolu, Elif
Ofset, stanbul 1981, s. 341; slm Hukuku Metodolojisi, s. 169-170; Muhammed b. drs e-fi, erRisle, ev. Abdlkadir ener-brahim alkan, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara 1997, s.
255-256. Kyas: Hakknda nass bulunmayan bir meselenin hkmn, Kitap ve Snnet nass ile hkm
bilinen meseleye gre aklamaktr. Bylece ictihad yaplarak karlan hkmler, kyas yoluyla Kitap
142
denir. nk fkh, bu drt delil zerine bin edilmitir. Ancak, stlhi anlamda fkh
ilmi, zikredilen kideleri bilmektir ve fkh usl, bu kidelerin kendisi olarak da
isimlendirilir.233 Demek ki fkh usl ilmi kitap, snnet, icm ve kyas olmak zere
drt temel er delilden hareketle, er amel hkmlerin elde edildii bir ilim
olarak deerlendirilmektedir.
Mellif, fkh usl ilmi yoluyla namazn farz olduu hkmne nasl
ulaldn gstermek iin u rnei verir: Herhangi bir mesele ile ilgili, dni herbir
emir, o meselenin yerine getirilmesinin zorunluluunu ifade eder. Bu kideden
hareketle, Allhn namaz klnz!234 beynndan, namaz klmann bir zorunluluk
olduu hkmne ulalr. Bu mesele, u ekilde de ifade edilebilir: Allhn, namaz
klmakla ilgili bu sz bir emirdir ve herhangi bir eyle ilgili her bir emir de, o eyin
zorunluluunu ifade eder. O halde, Allhn bu sz namaz ifa etmenin
zorunluluunu ortaya koymaktadr. Durum byle olduuna gre, o halde namaz
klmak farzdr.235 Saaklzde burada nce, bir mesele hakkndaki her hangi bir
emrin, bu meselenin ifsn zorunlu kld genel ilkesini ortaya koymakta ve bu
ilkeye dayanarak, namaz klnz! emri uyarnca, namaz klmann zorunlu bir
ibdet olduu hkmne nasl ulaldn anlatmak istemektedir.
Mellif ayrca, hem fkh usl ilmine hem de genel olarak fkh ilmine vakf
olmak iin baz ilimleri bilmenin zarri olduunu ifade ederek, szlerini yle
srdrr: Fkh ve onun usl konusunda derinlemek ve bu ikisini incelikleriyle
bilmek, ancak nahiv ve meni ilmine vakf olduktan sonra mmkn olur. Nahiv ve
meni ilminde derinleen kii, tefsir ve hadis ilmi konusunda gr ortaya koyar.
lim den bahsedildii zaman bu aklda tutulsun. Bir kii ilimle iftihar ederse, o
kiinin bununla iftihar etmesi daha uygun olur. nk o kii, gl bir lim ve byk
bir dadr.236 Mellif, gerek fkh ilmi, gerekse fkh usl ilmini bilmek iin nahiv
ve Snnete dayandrlm olur; nk er hkmler, ya dorudan doruya nassa dayanr veya kyas
yoluyla nassa hamledilir. Muhammed Eb Zehra, Eb Hanfe, s. 357; slm Hukku Metodolojisi, s.
186; e-f, a.g.e., s. 257, 258 vd.
233
Tertbul-Ulm, s. 155.
234
73/Mzzemmil, 2.
235
Tertbul-Ulm, s. 156.
236
A.g.e., s. 161.
143
237
Bu eser, Allme Ubeydullh b. Mesud el-Buhrnin Tenkhul-Usl adl eserinin dier addr. Bu
eser, yine kendisi tarafndan Tevzhut-Tenkh ismiyle erhedilmitir. Sdeddn Taftazn, bu eseri
Telvh adyla erhetmi ve bu eser zerine de pekok hiye yazlmtr. Bkz. Uzunarl, a.g.e., s. 28.
238
Tertbul-Ulm, s. 157.
239
A.g.e., s. 181.
240
A.g.e., s. 162.
241
Daha fazla bilgi iin bkz. bn Haldun, a.g.e., II, s. 1061-1062; Takprlzde, a.g.e., II, s. 929.
242
Eser, Sircddn Mehmed-i Secvend tarafndan telif edilmitir. Bkz. Uzunarl, a.g.e., s. 30.
243
Bu eser, Sirciyye zerine Seyyid erif Crcnnin yazm olduu erhtir. Bkz. Uzunarl, a.g.e.,
s. 30
144
Feriz ve bunun iin yazm olduu el-Eshel adl erhini, tavsiye eserler olarak
zikretmektedir.244
4- Ahlk lmi
Saaklzdenin dnce dnyasnda ahlak ilmi, genel anlamda ahlak ilmi ve
tasavvuf ahlk olmak zere iki ksma ayrlmaktadr. Onun, ahlk ilmi ile ilgili
olarak, zellikle zerinde durduu ahlak anlay, kendisinin de mntesibi olduu
tasavvuf ahlkdr. Ancak biz, nce mellifin genel ahlk anlay ile ilgili grlerini
incelemek istiyoruz. Onun, bu ilim hakkndaki grleri yledir: Kalbin halleriyle
ilgili bir ilim olarak isimlendirilen ahlk ilmi, erdemli ahlk ve bunu elde etme
yollar ile erdemsiz ahlk ve ondan kanma yollarn aklayan bir ilimdir. Bu ilmin
konusu, nefsn melekelerdir; maksad ise, rezil ahlk terkedip faziletli ahlkla
sslenmektir.245
Mellifin genel ahlk ilmi konusunda birka hussun altn izmek gerekir.
Bunlarda birisi udur: slm ahlknda ok nemli bir yere sahip olan fazlet ve
rezlet, bir baka deyile erdem ve erdemsizlik kavramlarnn kkeni eski-Yunana
kadar uzanr. Mesel Aristotelese gre mutluluk diye de adlandrlan fazlet,
kiinin, iradesini, iinde yaad duygular leminin ruh ve bedene it gerekliliklerine
gre kullanmasndan ibarettir ve tabiatyla da tam orta derecede kullanmaktan
ibarettir. Bu da, insann arzularna ve ehvetlerine orta bir derecede uymasndan
ibarettir. Rezlet ise, nefis glerinin uyumsuzluu neticesinde ortaya kmaktadr.246
Saaklzdenin genel ahlk ilmini tanmlamasyla ilgili olarak ifade etmemiz
gereken ikinci nokta ise, birinciyle de balantl olarak, insan nefsinde bulunan
melekelerle ilgilidir. Buna gre insan nefsinde, ntk nefs, ehvet kuvveti ve gadap
kuvveti gibi muhtelif kuvvetler vardr. te Aristotelesin de zikretmi olduu, bu
nefis kuvvetlerinin mutedil olarak uyumu neticesinde hikmet, iffet, ecat ve
adlet eklinde drt eit fazilet meydana gelmektedir. Bunun aksine, insann
nefsinde bulunan bu kuvvetlerin uyumsuzluundan ise, chillik, namussuzluk,
244
Tertbul-Ulm, s. 162.
245
A.g.e., s. 169.
246
145
Aristoteles, Nkomakosa Etik, ev. Saffet Babr, Ayra Yaynevi, Ankara 1998, I, 13, 1103 a 5;
Mustafa arc, slm Dncesinde Ahlk, M.. lhiyat Fak. Yaynlar, stanbul 1989, s. 42-43;
Ahmet Hamdi Akseki, Ahlk lmi ve slm Ahlk, sad. Ali Arslan Aydn, Nur Datm, Ankara trz., s.
192,193 vd.; Osman Pazarl, slmda Ahlk, Remzi Kitabevi, stanbul 1993, 177, 178 vd.
248
249
Ayn yer.
146
Ancak bu ilim, gerek kendini ortaya karan tarihsel sre ve koullar bakmndan,
gerekse teekkl ettii menei itibariyle genel anlamdaki ahlk ilminden tamamen
farkldr ve bu nedenle onun bir blm olarak deerlendirmek de doru deildir.250
Bu nedenle biz de, tasavvuf ahlakn genel olarak ahlak ilminden ayr, mstakil bir
blm olarak deerlendirmek istiyoruz. imdi bu aklamalardan sonra mellifin
tasavvuf ilmiyle ilgili grlerini incelemeye devam edebiliriz.
Saaklzde, tasavvuf ilmiyle ilgili yukardaki aklamalarn yaptktan sonra
meseleyi esas mecrasna getirir ve baz limlerden alntlar yaparak konuyu
incelemeyi bu erevede srdrr. Buna gre Saaklzde, Suyt, tasavvuf ilmini,
kalbi Allha soyutlama olarak tanmlad251 dedikten sonra, u yorumu yapar:
Derim ki, tasavvuf ilmi, bu soyutlama ilmidir.252 Mellif tasavvufla ilgili olarak
buradaki yaklamnda da yine, yukardaki tanmn paralelinde tevhd, tevekkl,
zhd, zikir, sabr ve uzlet gibi temel tasavvuf ahlk uygulamalarla, kalbi manev
kirlerden temizleyerek, Allha ulamay esas alan bir yaklam ierisinde olduu
grlmektedir.
Saaklzde, yine Kueyrnin, Rislesinden253 alnt yaparak, tasavvuf
ilminde kullanlan ve bizim de yukarda birkan zikrettiimiz baz kavramlardan
sz eder. Bu kavramlar tasavvuf ilmi veya tasavvuf ahlaknn zn oluturmaktadr.
Mellifimizin, Kueyrden hareketle ifade ettii bu kavramlar unlardr: Cem,
firak, fen, bek, seyr, tecell, urb, rayy, sekr vs.254
Tasavvuf ilminde genel olarak tvbe ile balayp, zhd, tevekkl, kanaat,
uzlet, zikr, seyru sulk, sabr ve murkabe ile devam edip, rz ile neticelenen uzun,
meakkatkli ve yorucu bir yol izlenir.255 Saaklzdeye gre btn bunlarn amac
250
Mehmet Ali Ayn, Tasavvuf Tarihi, sad. Hseyin Rahmi Yananl, Kitabevi, stanbul 1992, s.193221; Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara
1993, s. 15-16; Hayrani Altnta, Erzurumlu brahim Hakk, MEB Yaynlar, stanbul 1997, s. 1.
251
Ayn yer.
252
A.g.e., s. 169.
253
Kueyr, bir kabile ismidir. Abdlkerim Kueyr, hicr 376 senesinde domu, 465 senesinde
Niaburda lmtr. Bkz. Ayn, a.g.e., s. 210.
254
147
mkefe, bunun amac ise, mrifetullh, yni Allah bilmektir. Mellif bu noktada
Gazlnin grne mracaat ederek, bu mevz ile ilgili kendi fikirlerini bu
erevede teekkl ettirir. Buna gre Gazl yle demektedir: Mumelelerin amac
mkefedir; mkefenin amac ise Allh tanmak (mrifetull)tr. Bu tanma ne
takldi tikat, ne de mtekellimnin mcadeleleri neticesinde ortaya kan ey
anlamna gelmektedir. Bilakis Allhn, kulun kalbine att bir belirleme eklidir.256
Saaklzde burada ifade edilen mrifetullh kavramn daha da anlalr klmak
iin Kurnda geen, Bylece biz, yaknen bilenlerden olmas iin brahime, yerin
ve gn hkmranln gsteriyorduk257 beynn rnek gstererek, Allhn bu
sz, ona iret ediyor258 demektedir.
Bilindii gibi Hz. brahim, Nemrutun putlarn reddederek Allah arama
srecinde nce, srasyla yldz, ay ve gnein Rabb olduunu zannederek bunlara
meyletmi, ancak bunlarn battn grnce, batanlar sevmem diyerek, bunlar da
reddetmi ve nihayet, Dorusu ben yzm, gkleri ve yeri yaratana, doruya
ynelerek evirdim; ben putlara tapanlardan deilim diyerek, Allahn varlna
ulamt.259 Saaklzde ite bu srete Allahn, Hz. brahime gstermi olduu,
yerin ve gn hkmranl meselesinde, tasavvuf erbbnn mrifetullah
kavramna iret edildiini ifade etmektedir. Yni yerin ve gn hkmranl
ifadesinin, mrifetullah kavramna iret ettiini sylemek istemektedir.
Mellifin tasavvuf ilmi ile ilgili tavsiye ettii eserler ise, Abdl Kerm elKueyr(.874)nin
er-Risletl-Kueyrsi
ile,
ehbeddn
Shreverd(1144-
256
257
6/Enam, 75.
258
Tertbul-Ulm, s. 178.
259
148
6- Lednn lim
Btn ilmi ierisinde yer alan ve bu adan tasavvuf ilmiyle benzerlik
oluturmasna karn, Saaklzdenin tasavvuf ilminin dnda mtla ettii bir dier
ilim dal ise, Lednn limdir. Mellife gre bu ilme ayn zamanda, mkefe ilmi,
mevhbe ilmi, srlar ilmi, yce ilim, verset ilmi ve hakkat ilmi260 adlar
verilmektedir. Demek ki tasavvuf ehlinin, Allhn retmesi neticesi elde ettiklerini
beyn ederek, zhir limlerine kar iftihar ettikleri btn ilmi, srlar ilmi, mkefe
ilmi, hakkat ilmi ve hatta kalpler ilmi gibi ilimlerin hepsi, lednn ilmin iinde yer
almaktadr.261
Mellif lednn ilmin daha iyi anlalmas iin yine baz limlerden iktibaslar
yaparak, aratmasn srdrr. Mesel bu limlerden birisi olan Rzi unlar
sylemektedir: Sofiler, mkefe yoluyla elde edilen ilme, lednn ilim adn
verdiler.262 Saaklzde, Rznin bu beynn yorumlar ve burada elde edilen ilmin,
Kurnda, Allahhn Hzr (as)a ynelik olarak, biz ona katmzdan bir ilim
rettik263 eklinde ifade edilen ilim olduunu sylemektedir.264
Bu izahlardan hareketle, Saaklzdeye gre lednn ilmin bir kalp veya ruh
ilmi, yni btn bir ilim olduu anlalmaktadr. Ancak yine onun verdii
tanmlamalar veya bu ilimle aynlik oluturduuna iaret ettii beyanlardan hareketle
lednn ilmin, tamamyla ve tek tarafl olarak, ilhi bir ba veya mevhbe ilmi mi,
yoksa bu ilmin ilh bir ilim olmasnn yannda, insan bir ynnn bulunup
bulunmad meselesine de aklk getirmek gerekmektedir. Yani mutasavvf
erbbnn, nefisle mcadele ve mdahede ederek ulatklarn syledikleri
makamlardan mkefe yoluyla elde ettikleri ilimle, Allhn, Hzr (as)a katndan
verdii ilim arasnda bir fark var mdr ve bu ikisi arasnda bir ayrm yapmak gerekir
mi? Mellif, yukarda herhangi bir ayrm yapmakszn anlatt lednn ilmi, tam da
260
Tertbul-Ulm, s. 171.
261
262
18/Kehf, 65.
264
Tertbul-Ulm, s. 171.
149
bu noktada ikiye ayrr. Bunlardan bir tanesi, gayb ilimlerle ilgili olup, Allhn
kalbe att ilimdir. Bu atma ekli; geminin yarlmas ve ocuun ldrlmesinin
sebebi ve duvarn altnda bulunan hazinenin ortaya kmas iin duvar yeniden
ayaa kaldrmann faydasn Hzr (as) n bildii rnekte olduu gibi onun
iretlerine muttal olmak, ya vastaszdr ya da; ry tevilini veya ferset ile baz
eyleri bilme rneinde olduu gibi, delleti gizli olan iretlere muttal olmak bir
vasta iledir.265 Grld gibi bu ksmda ifade edilen lednn ilmin, daha ziyade
Allahn bahetmesiyle elde edilen bir ilim olduu, dolaysyla bu ilmi elde etmenin
insani bir abaya bal olmad anlalmaktadr.
Lednn ilmin dier blm ise, nefis ve eytanla mchede erbbnda
ortaya kan, sfilerin zevk, urb, rayy, sekr, sahv, fen, bek, tecell vs. eklinde
adlandrdklar ve belirli bir itaatten sonra Allahn, insanlara balad baz haller
eklinde zuhr eden insan bir ilimdir. Bu halleri hakkatlaryla tabir etmek mmkn
deildir. Bu, cim lezzetinde olduu gibi, ancak tatmakla anlalabilir266
Bu ksmdan anlaldna gre lednn ilmin, nefis ve eytanla belirli bir
mcdele ve mchede neticesinde hasl olan ve belirli bir ruhsal zevk meydana
getiren, ancak hakkatnn yine de tam olarak bilinemedii bir ilim olduu
anlalmaktadr. te bu nedenledir ki mellif lednn ilmin, aralarnda belirli bir
benzerlik olmasna ramen tasavvuf ilminden ayr bir ilim olduunun altn srarla
izerek, unlar syler: Tasavvuf ilmi, lednn ilmin ne ayns, ne de onun bir
parasdr. Aksine baln tadn almakla, cim lezzetini tbir etmek gibi, tasavvuf ilmi
de, lednn ilmin baz ksmlarn tabir etmektir. Sonra btn ilminin ou,
peygamberler hakkndadr; sonra daha tesi...Ve daha tesini ise Allh bilir.267
Demek ki lednn ilmin, ortaya koyduumuz her iki anlamyla da, hakkatnn ilhi
kaynakl bir ilim olduu anlalmaktadr. Dolaysyla, zellikle de tasavvuf erbbnn
halleriyle ortaya kan ikinci anlamnda olduu gibi, insanlar bu ilim hakknda baz
eyler syleseler bile, hakkatnn tam olarak bilinemeyecei anlalmaktadr. O
265
A.g.e., s. 172.
266
A.g.e., s. 173.
267
A.g.e.,s. 174.
150
halde bu ilmi hakkatine en uygun olarak anlamann yolu, bu zevki tatmakla mmkn
olmaktadr.
7- Meviza (t) lmi
Saaklzdenin ilimleri snflandrma sistemi ierisinde yer alan ve yaps
itibriyle de dni ilimler kategorisinde deerlendirilmesi gereken bir dier ilim ise,
meviza veya t ilmidir. Mellif bu ilim hakknda unlar sylemektedir: Her
insann tabiatna uygun olan hitb emir ve yasaklarla ilgili olarak, emredileni yapma
ve nehyedilenden de kanmann nedenlerini ihtiva eden bir ilimdir. Derim ki,
meviza kavramyla burada, kanlan ve rabet edilen sz kastedilmektedir.
Bununla ilgili olarak Cevher (.1009), Shhda; nasihat ald yni nasihat kabul
etti268 demektedir. Ayrca bakasna nasihat verene sad, bakasndan nasihat
alana ise ak denilmektedir. Hatta emredilenin akbeti u ekilde oldu veya
nehyedilenin kbeti byle oldu eklinde bahsedilen rnekte de grld gibi, bu
ilmin konusunun emirler ve yasaklar olduunu ifade etmek mmkndr. Baz
rislelerde de bizim tanmladmz gibi tanmlanr.269 Demek ki meviza veya
nasihat ilminin, szle ifade edilen dni emir ve yasaklarla ilgili konular ele alan bir
ilim olduu anlalmaktadr. Daha ak bir deyimle bu ilmin, insanlar iyi ve gzel
olan eylere tevk, kt ve irkin olan eylerden de yasaklama ve sakndrma
mevzunda sarfedilen sz veya tleri iine alan ve insanlara yol gsteren bir ilim
tt olduu anlalmaktadr.
Bu arada unu ifade edelim ki, Takprlzdenin bu ilimle ilgili
ifadeleriyle, Saaklzdenin grleri ve ifadeleri arasnda cidd bir benzerlik dikkat
ekmektedir. Bu erevede Takprlzde de, meviza ilmiyle ilgili olarak unlar
sylemektedir: Bu ilimle, yasaklardan men ve emirleri yerine getirmeye tevk eden
hitap ve sz uslleri bilinir. Bu hitap ve szler, her insann tabiatna uygundur.270
Grld gibi burada yaplan tanmla, Saaklzdenin yapm olduu tanm
arasnda, hem genel olarak mana bakmndan, hem de bu manay oluturmak iin
268
A.g.e., s. 186. Ayrca bkz. smil b. Hammd el-Cevher, es-Shh, Beyrt 1984, III, 1181.
269
Tertbul-Ulm, s. 186.
270
151
ok
muhtemeldir.
Bu
nedenle
mellifin,
bu
ilmi
izah
ederken
Tertbul-Ulm, s. 187.
272
152
bir
ilimdir.273
Saaklzdenin
kendisine
atfta
bulunduu
273
Tertbul-Ulm, s. 190.
274
275
Tertbul-Ulm, s. 190.
276
2/Bakara, 273.
277
Bu hadsi Takprlzde de zikreder. Yine bu ilimle ilgili olarak o, u hadsi de ifade eder:
Sizden nceki mmetlerde, ferasetleri sebebiyle sanki haber verilmi gibi doru konuan insanlar
vard; benim mmetim iinde byle biri olsa bu kii mer olurdu. Bkz. Takprlzde, a.g.e., I, s.
268.
278
Tertbul-Ulm, s. 191.
153
Saaklzde, ferset ilminin nemini ortaya koyduktan sonra, AliyylKrnin grlerine atfta bulunarak bu ilmin ksmlarna geer. Bu erevede
Saaklzde, Aliyyl-Kr erhul-Fkhul-Ekberde, ferset ilmini e ayrr.
Birincisi mna taalluk eden fersettir. Bunun sebebi nurdur. Allah bu nuru, imnnn
kuvvetlendii lde kulun kalbine koyar. mn kuvvetli olann bak ve anlay
daha keskindir.
Eb Sleyman ed-Drn rahimehullah yle diyor: Ferset nefsin bir eye
muttal olmas ve gayb grmesidir. Bu ise imnn makamlarndan bir makamdr.
Fersetin ikincisi, riyzet yolu ile elde edilen fersettir. O da alk, uykusuzluk ve
halvetle elde edilir. Zir insann nefsi, dnyaya ait megliyet ve alkalardan bo
olunca, bu boluu lsnde ferset ve keif kuvveti elde eder. Bu tr ferset,
mmin ile kfir arasnda mterektir. Bu trl ferset, ne imna ne de velilie dellet
eder. Faydal bir ekilde hakk kefetmez, doru yolu da gstermez. Belki onlarn
kefi, idrecilerin, ry tabircilerinin, doktorlarn ve benzerlerinin kefi gibidir.
Fersetlerin ncs, yaratltan var olan fersettir. Bu trl fersetler
hakknda tabipler ve dier limler birok kitaplar yazmlardr. Onlar yaratl, huy
ve davranlar hakknda delil kabul etmilerdir. Zira yaratl ile davranlar arasnda
Allahn hikmetinin gerektirdii hikmetler vardr. Bu, ban kklnn akln
kklne, ban byklnn akln fazlalna, gs geniliini huyun
geniliine, gsn darln huyun darlna, gzlerin donukluunu ve bakn
zayfln sahibinin tembelliine ve kalb scaklnn zayflna dellet etmesi
gibidir.279
Saaklzde, ferset ilmini Aliyyl-Krden hareketle mni, riyzi ve
tabi olmak zere ksma ayrdktan sonra, asl ferset ilminin imni ve rayzi
ferset olmayp, tabi veya ftr ferset olduunu ifade eder. nk mellife gre
imni ve riyzi ferset z itibariyle mkefeye dayanmaktadr. Bu sebeple bunlar
zerinde konumak da mmkn deildir. Dolaysyla bu alanlarla ilgili tedvn
edilmi eserlerin de mevcut olmamas sebebiyle ferset ilmi olarak, ftr veya tabi
279
154
ferset, bu ilim iin daha uygun bir nitelemedir. Mellif, herhangi bir tecrbe
olmakszn, vastasz olarak bilmeyi esas alan, Allahn, kulun kalbine brakt
herhangi bir ilham, bilgi vs. ferset deildir.280 diyerek, ferset ilmine, mkefeye
dayal imni ve riyzi ferasetten ziyade, tecrbeyi esas alan tabi fersetin, isim
olarak verilmesinin daha uygun olacan ifade etmektedir. nk tecrbe, baz d
hareketlerin btn ahlkna dellet ettiini gstermektedir. Zaten mellife gre de
ferset, hissedilenden hissedilmeyene, zihnin intikli neticesi ortaya kan durumu
ifade etmek iin yaplan bir isimlendirmedir.281 Mellif bu grlerini, Fahrud-Dn
er-Rzi, Aliyyl-Kri ve Takprlzdeye dayandrmaktadr. Burada zellikle
Aliyyl-Krinin arl kendini gstermektedir.
9- Ry Tbiri
Saaklzde, dni ilimler snflamasnda sondan bir nceki blm ry tbiri
ayrmtr. Ona gre ry tbiri, rynn yorumu veya onun iret ettii eyin beyn
anlamna gelmekte olup bu, mkefe ve ictihad yoluyla mmkn olabilmektedir.
Dellet eden ya grlenin ayndr; ya da ryda grlen olayla, tbir edilen veya
yorumlanan olayn uygun ekilde anlatmdr.282
Mellif, ry tbirini bu ifadelerle tanmladktan sonra bu anlatm daha
belirgin hale getirmek iin Peygamberin bu ilimle ilgili yle dediini ifade eder:
Ryamda, salar dank, siyah bir kadnn Medneden kp Mahyaya vardn
grdm. Bu olay, Medne vebsnn Mahyaya, yni Cahfeye tanm olduu
eklinde tevil ettim.283 Peygamberimiz burada grd ryya konu olan siyah
zenci kadnn Medneden kp Mahyaya varmas olayn, o dnem Mednede
yaygn olan veb hastalnn Mahya denilen beldeye de siryet etmesi olarak tabir
etmektedir.
Yine Saaklzdeye gre Peygamberimizin bandan geen u olay, ry
tbiri ilmiyle ilgili gzel bir rnektir. Buna gre Peygamberimiz, bir gece ryamda,
280
Tertbul-Ulm, s. 192.
281
Ayn yer.
282
A.g.e., s. 193.
283
Ayn yer.
155
uyuyan herhangi bir kiide de olabilecei gibi, kendimi Ukbe b. Rfn evindeyken
grdm. Sonra bize Rutbe b. Tbdan hurma getirildi. Ben bu olay, dnyada stn
olduumuza, hirette kbetimize ve dnimizin iyi olduuna tevil ettim.284 Burada
da yine Peygamberimizin, rysnda grm olduu bir olay, kendince dellet
ettiini dnd uygun olan baka bir olaya tevil ettii grlmektedir.
Saaklzde, bu olaylar zerine, delletin iret ettii eyi bilmek ya vahiyle
olur ki, onu ancak peygamberler bilebilir ve yakn ifade eder. Veya delletin iret
ettii eyi bilmek ilham ve ictihadla olur ki, bu ikisini hem peygamberler, hem de
onun dndakiler bilebilir ve zan ifade eder. diyerek, ryada herhangi bir eye iaret
eden delleti, vahye dayal okumakla, kefe veya ictihada dayal okumak veya
yorumlamak arasndaki farka dikkat ekmekte ve bunun neticesinde elde edilen
bilginin de farkl bir bilgi olacan ifade etmektedir. Ayrca mellif, ictihadla ry
tbiri yapmak olgun bir duyu ve salam bir duyumsamay gerektirir; insann
yanld da olabilir.285 eklindeki beynyla, ry tabir etmek iin anlama, alglama
ve yorumlama yetilerinin de salkl olmas gerektiine iaret etmektedir.
10-Fars Dili lmi
Saaklzdenin dni ilimler bahsinde son olarak ele ald ilim Fars dili
ilmidir. Mellife gre Fars dilini renmek biztihi bir ama olmayp, dni ilimlerle
mnasebeti bakmndan incelenmesi gereken bir ilimdir. Onun bu dille ilgili grleri
yledir: phesiz ki, Fars dilini renmek lzumludur. Zira mrtedlik ve boanma
lafzlaryla ilgili blmler bata olmak zere, fetv kitaplarnn oundaki baz
meseleler Farsa tbir edilmeyi gereksinim duyar. Bununla ilgili olarak pek ok
faydal kitap telif edilmitir. Onu renmenin mstehap olduu hussunda phe
yoktur. Ancak talebeyi ona derinlemesine dalmaktan sakndrmak gerekir. nk bu,
sama iirler yazmaya gtrr ve faydal ilimlerden alkoyar. Bu ise, aklszlar,
zalimler ve dni zayf olanlarla ayn yerde birletirir.286 Grld gibi mellif, Fars
dilini gerektii kadar renmeyi tavsiye etmekte, ancak fazlasndan da, faydal
284
Ayn yer.
285
A.g.e., s. 194.
286
A.g.e., s. 195.
156
Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1993,
s. 21.
288
Tertbul-Ulm, s. 85.
157
telbst gibi ilimlerdir289 diyerek benzer bir yaklam ortaya koymaktadr. Ancak
Gazlnin bu tanmlamas ierisinde felsefe yoktur. Pek ok konuda Gazlyi
izleyen Saaklzde, burada ondan ayrlmakta ve felsefeyi de bu ilimler ierisine
koymaktadr. imdi bu ilim dallarn felsefe ilminden balamak zere daha yakndan
incelemeye geebiliriz.
a-Felsefe
Saaklzde,
Tertbul-Ulmun
biti
blmn
felsefeye
ayrmtr.
Mellifin, felsefeye kar olduka kat bir tutum ierisinde olduu grlmektedir.
nk mellif bu konuda kimi zaman, bnul-Kayym el-Cevz (1293-2350) ve
Ahmet b. Hanbel gibi nerdeyse tamamen felsefe ve felsef ilimlerin karsnda yer
alan limlerin fikirlerini izlerken, kimi zaman da Gazl, Suyt ve Beydv gibi,
felsefenin baz blmlerine olduka mesafeli yaklaan ve bu nedenle de zaman
zaman felsefenin tmyle aleyhindeymi gibi son derece yanl anlalmalara da
neden olan kelmc, filozof ve mfessir limlerin izinden gittii grlmektedir.
Mellif, felsefe ilmini aratrmaya bu ilmin tanmyla balar ve burada sz
bnul-Kayym el-Cevzye getirekerk, unlar syler: Felsefenin manas, hikmet
sevgisidir.290 Asl filasufa olan feylesof, hikmeti seven demektir. O halde, fla
sevgi; sfa291 ise, hikmet anlamna gelmektedir. Hikmet ise, fil ve kavl
289
290
Gerek eski Yunan dncesinde, gerekse slm dnce tarihinde felsefenin konusu, gayesi, etkisi
ve faydas gibi pek ok adan tanm yaplmtr. Bunlardan bazlarn zikredecek olursak; 1. Adndan
tretilmi tarife gre, felsefe, hikmet sevgisidir. nk feylesof, seven anlamndaki fila ile hikmet
anlamna gelen sufa dan olumu bileik bir kelimedir. 2. Felsefeyi pratikteki etkisi asndan tarif
ederek demilerdir ki: Felsefe, insann gc yettii lde yce Allahn fiillerine benzemesidir.
Bununla insann tam anlamyla fazletli olmas kastedilmitir. 3.Yine etkisi asndan tarif ederek
demilerdir ki; felsefe, lm tercih etmektir. Onlara gre iki eit lm vardr; biri ruhun (nefs)
bedeni terketmesidir ki, bu tabi lmdr. kincisi arzular ldrmektir. te onlarn lmden kastlar
budur; nk fazlete giden yol arzular ldrmekten geer. Bundan dolay eskilerin nde gelenleri
lezzetin kt olduunu sylemilerdir. 4. Felsefeyi (dier ilimlerin) sebebi olmas asndan tarif
ederek, felsefe, sanatlarn sanat ve hikmetlerin hikmetidir. demilerdir. 5. Felsefe, insann kendini
(nefsini) bilmesidir. diye de tarif etmilerdir. 6. Ayrca felsefe, konusu itibariyle, felsefe, insann
gc lsnde ebed ve kll olan varlklarn hakikatn, mahiyet ve sebeplerini bilmesidir. diye tarif
etmilerdir. Yani bu lemde, n yce yaratc ile akl lemi hakknda soru sormak felsefenin temel
grevidir. Bkz. Knd, Felsef Risleler, s. 66-67; Bayraktar, slm Felsefesine Giri, s. 24,25 vd. ;
Ahmet Cevizci, Felsefe Terimleri Szl, Paradigma Yaynlar, stanbul 2000, s. 130.
291
Kind, Harizmi ve ehristn gibi filozof ve dnce tarihilerine gre falsafa kelimesi
Yunancadan gelmedir ve Yunanca filosofia kelimesinin Arapa telaffuza brndrlm eklidir.
Bu Yunanca kelimenin, birinci ksm olan filoyu fil veya fl eklinde, ikinci ksm olan
158
olmak zere iki ksma ayrlmaktadr. Kavl hikmet, hakkati ifade etmek; fili hikmet
ise, doruyu yapmaktr. Felsife, hikmeti seven anlamnda olup, cins isimdir.292
Saaklzdenin bu son ifadeleriyle felsefeyi aklarken, kelimenin etimolojik
olarak analizi sadedinde kulland, hikmet, sevgi, hikmet sevgisi veya hikmeti
seven gibi tanmlamalar, mellifin kendine zg bir tutumu veya duruu olarak
grmekten ziyade, ilm olarak sadece bir durum tespiti olarak grmek gerekir. Yani
mellif gerek felsefe, gerekse filozof kavramlarnn insanlarn zihninde nasl
alglandn, bnul-Kayym el-Cevzden hareketle ortaya koymaktadr. nk
zorunlu olarak, bu ifadelerin ilm karl budur. Yoksa felsefe ile ilgili olarak, insan
zihnine scak gelen bu ifadelere bakp da, Saaklzdenin felsefe veya filozoflar
tasvip ettii veya bu grleri paylat gibi bir deerlendirme yapmak yanl olur.
Buna ilaveten onun felsefe ve filozoflara kar genel tavrna bir btnlk ierisinde
baktmz zaman, bizim yaptmz bu deerlendirmenin hakll daha iyi
anlalacaktr ki, bundan sonraki aratmamz da bunu dorular mahiyettedir. Ayrca
bu ifadelerin kendisine dayand bnul-Kayym el-Cevz de, ilmi olarak byle bir
tanm vermi ama, onun da genel anlamda felsefeye yaklamnn ne kadar menf
olduu mlumdur. Yani bir anlamda bnul-Kayym ne kadar felsefeciyse,
Saaklzde de o kadar felsefeci ve felsefe yanlsdr. Bu nedenle Saaklzdenin
yaklamn da bu perspektiften deerlendirmek gerekmektedir.
Mellif, bir nceki pragrafta getii gibi bnul- Kayym el-Cevznin bak
asyla ksaca felsefe ve filozof kelimelerini izah ettikten sonra yine buradan devam
ederek, filozoflarla ilgili baz aklayc beyanlarda bulunur; ancak filozoflar
hakknda burada zikredilen baz ifadeler olduka ardr. Buna gre mellif, szlerini
yle srdrr: nsanlarn ounun nazarnda, ksaca felsife olarak bilinen
kiiler, iddialarnda, aklnn gereine gre gr ortaya koyan ve peygamberlerin
dinlerinden kan kiiler olarak anlalmtr. Mteahhirnin grne gre ise,
Aristotelesin peinden gidenler anlalmtr ki onlar, zellikle melerdir. Ve bn
sofia y da sf veya sfy eklinde okuyarak ve yazarak, iki kelimeden mteekkil olduunu
sylemilerdir. Bkz. Bayraktar, a.g.e., s. 23-24.
292
Tertbul-Ulm, s. 223. Ayrca bkz. bnul-Kayym el-Cevz, setl-Lehfn min Mesyidieytn, Drul-Marife, Beyrt 1358 h., II, 256.
159
bn Sinann bu eseri mantk, tabiat, matematik ve ilhiyat kitaplarn ihtiv etmektedir. Bkz.
Hayrani Altnta, bn Sina Metafizii, Ankara niversitesi Basmevi, Ankara 1992, s. 17.
294
295
Tertbul-Ulm, s. 224.
160
grler u ekildedir: Felsefeye gelince o, bal bana bir ilim olmayp, drt
blmden olumaktadr. Bunlardan ilki, hendese ve hesap ilmi olup, her ikisi de
mbahtr. kincisi mantktr ve bu, kelm ilmine dahildir. ncs ilhiyattr ki bu,
Allhn zt ve sfatlarndan bahseder ve bu da, kelm ilmine dahildir. Felsefeciler bu
konuda, bazs kfr ve bazs da bidat gerektiren grlerinden dolay
kelamclardan ayrlmlardr. Drdncs ise tabiyyattr ki bu da, tabi cisimlerden
bahseder. Tabi cisimler de basit ve mrekkep olmak zere ikiye ayrlr. Basit tabi
cisimler, felekler ve unsurlardr. Bileik tabi cisimler ise, madenler, nebtat ve
hayvanlardr. Tabiyytn baz konularn aratrmak, dnin zne aykrdr.296
Gazl, hyda felsefeyi drt blme ayrrken, el-Munkzda ise; matematik,
mantk, fizik, metafizik, ahlk ve siyset olmak zere alt blme ayrmaktadr.
Saaklzde de ayn noktaya dikkat ekerek Gazl, el-Munkzda felsefeyi alt
blme ayrmtr der ve hyda saym olduu ilk drt ilim dalna burada
deinmeden, direkt olarak siyaset ilmine gelir ve unlar syler: Beinci ilim dal
siysettir. Felsefecilerin bu konudaki tm szleri devlet adamlarna hitap eden ve
dnya meseleleri ile ilgili olup, faydal hikmetlerden ibarettir. Altncs ahlk ilmidir.
Felsefecilerin ahlk ilmi alanndaki tm szleri, nefsin sfatlarn saymak, ahlkn
aklamak, nevlerini belirtmek, nefsin terbiyesini ve nefisle mcadele keyfiyetini
ortaya koymaktan ibarettir. Onlar bu husustaki bilgilerini sfilerden almlardr.
Sfiler, Allaha hakkyla kulluk vazifesi yapan, Allahn zikrine devam eden, nefsin
istek ve arzularna muhalefet etmesini bilen ve dnya lezzetlerinden yz evirerek
Allaha sulk eden kimselerdir. Sfiler, nefisleriyle olan mcadelelerinde, nefsin
ahlkna, onun ayp ve kusurlarna, fetlerine dir kefettikleri hususlar, aka
kitaplarnda zikretmilerdir. Felsefeciler, sfilerin bu szleriyle kendi ifadelerini
ssleyip, batl grlerini kabul ettirmek istemilerdir. Yemin ederim ki, o devirde
hatta her asrda, Allaha itaat ve ibadetle megul olan, baka eylerden yz eviren
bir cemaat vardr.297 Grld gibi Saaklzde burada felsefeyi oluturan ilimlerle
ilgili olarak, Gazlden hareketle matematik, mantk, metafizik ve fizik ilmine
ilveten, siyset ve ahlk ilmini de saymaktadr. Burada bir noktaya iret etmek
296
297
161
gerekir ki buna gre, filozoflarn, ahlk ilmi ile ilgili grlerini sfilerden aldklar
iddias isbetli deildir. nk filozoflarn ahlk anlay ile, sfilerin ahlk anlay
baz ortak noktalara sabip olsa bile, gerek aidiyetleri, gerek muhtevlar ve gerekse
ortaya kt koullar itibariyle birbirinden olduka farkldr. Bu nedenle
Saaklzdenin bu yndeki ifadeleri isabetli gzkmemektedir.
Yine Saaklzde felsefeyi oluturan ilimlerle ilgili olarak, el-Munkzdan
hareketle felsifenin, matematik ilmi konusundaki delillerinin burhn, fakat
metafizik ilmi konusunda ise ortaya koyduklar grlerinin sadece tahminden ibaret
olduunu ifade eder. Mellif bu noktada da, dncelerine dayanak yapmak iin
Gazlnin u grlerini iktibs eder: Felsefecilerin en ok yanldklar alan
burasdr. Burada, mantk ilminde burhanlar iin kabul ettikleri artlar yerine
getiremediler. Bu yzden de felsefeciler arasnda, bu alanda birok ayrlk oldu.
Farab ve bn Snnn rivyet ettiklerine gre, ilhiyat konularnda Aristoteles, kendi
mezhebini slm mezhebine yaklatrmtr. Fakat felsefeciler metafizik bahsinde
yirmi yerde hataya dmlerdir. tanesinde onlar kfir kabul etmek, dier on
yedi tanesinde ise, bidat saymak lazmdr. Bu yirmi meseledeki yanl
dncelerini ykmak iin Tehftl-Felsife kitabn yazdm. Bu yirmi
meseleden nde tm mslmanlara tamamen zt grleri kabul etmilerdir. Bu
konular unlardr: 1. nsanlar ldkten sonra tekrar cesetleriyle haredilemez.
Mkfat gren de, azap eken de, cisimden syrlm ruhlardr. Azaplar, rhnidir,
cismni deildir. Onlar, Mkfat ve cezalar ruhlar iindir. derken doru
sylemilerdir. nk mkfat ve cezaya ruhlar da ortaktr. Fakat, mkfat ve
ceznn bedenlere uygulanmayacan sylerken, eriat inkr ederek kfir
olmulardr. 2. Filozoflar derler ki; Allah klliyat bilir, cziyyt bilmez. Bu da
apak bir kfrdr. Bu konuda Allah: Yerde ve gklerde zerre miktar, ufak birey
Allahn ilminden hari kalamaz.298 demektedir. 3. Filozoflara gre bu lem ezel ve
ebeddir. Mslmanlardan hibiri bu meseleyi bu ekilde kabul etmemitir.299
Bu meseleler, slm dnyasnda yzyllardr tartlagelen ve Gazlnin de zaman
298
10/Yunus, 61.
299
Tertbul-Ulm, s. 225. Ayrca bkz. Gazl, el-Munkz, s. 34; Tehftl-Felsife, s. 307, 308 vd.
162
zaman felsefe aleyhtar bir lim olarak alglanmasna sebebiyet vermi olan slm
felsefesinin temel tartma konulardr.
Saaklzdenin, Gazlinin metafizik ilmi ile ilgili olarak filozoflara
ynelttii eletirileri aynen benimsemi olduu grlmektedir. O, matematik ilmi
konusunda da yine Gazlden hareketle, bu ilmin dni ilerle mspet veya menf bir
ilgisinin olmad eklindeki fikri kabul eder; ancak delillerinin burhni olduu
eklindeki gre ise tam olarak katlmaz. Mellif, matematik ilminin hesap,
geometri ve astronomi ilminden mteekkil olduu dncesinden hareketle olsa
gerek, meseleyle ilgili ileri srd ekince yledir: Filozoflarn, matematik ilmi
burhnidir szleri tartmaldr; nk onlarn heyet (astronomi) ilmi konusundaki
baz szleri tahmnidir. Mesel Beyzv, Allahn, ...sonra yedi gk biiminde
onlar dzenlemitir.300 yeti ile ilgili olarak; eer, astronomlar dokuz tane felek
tespit etmediler mi denilirse, ben de, bu yete gre onlarn zikrettikleri eyler
kukuludur derim, eklindeki ifadesi de bu dorultudadr.301 diyerek, matematik
ilminin hesap ve geometri ksmnn olmasa bile, astronomi ilmi ile ilgili blmnn
burhni deil tahmni olduunu ifade etmektedir.
Saaklzdenin, felsefenin bu temel tartma konularnda Gazlnin izinden
gittii grlmektedir. Ancak mellifin, felsefe ve filozoflarla ilgili olarak en az
yukardaki meseleler kadar tartma konusu olmu olan ve slm dncesinde
Sudr Nazariyesi302 olarak ifadelendirilen doktrine kar da cidd itiraz vardr.
300
2/Bakara, 29.
301
Tertbul-Ulm, s. 223. Ayrca bkz., Beydv, Tefsrul-Beydv (Envrut-Tenzl ve EsrrutTevl), Mektebetl-Bbil-Haleb, Kahire 1388 h., I, s. 33
302
Bu doktirin, varlklarn, lk Varlk (Tanr)dan sudr etmesini anlatr ki, z itibariyle yledir: lk
(Tanr), varlk ve kemlinin bolluu sebebiyle lemdeki btn varlk nizmn, irde ve ihtiyrndan
tamamen bamsz olarak tabi zorunlulukla meydana getirir. lem, Yce Varlkn kemline hibir
ey katmaz ve onu herhangi bir gaye bakmndan tayin etmez.; tersine, onun snrsz cmertliinin
kendiliinden faaliyetinin neticesidir. Essen bu tama vetresinde, lk, hibir sretle byk yaratc
niyetlerin icr edilebilecei arac hareket, raz ve lete muhta deildir. Dier yandan, ne dhil ne de
hric bir engel bu ebed prosesin yayln durdurabilir. lk Varlktan ilk sudr (feyezn) eden, ilk
varl ve kendi zn idrk edebilen ilk akldr. lk varl idrk sebebiyle ikinci akl meydana gelir,
kendi zn akletmesi sebebiyle en uzak gk (birinci sem) meydana gelir. Sonra ikinci akl, ilk
varl idrk eder ve bundan nc akl meydana gelir, kendi zn dnmesi sebebiyle de sabit
yldzlar g meydana gelir. Bu sudr vetresi birbiri ardnca drdnc, beinci, altnc, yedinci,
sekizinci, dokuzuncu ve onuncu akllar ve srasyla, onlara tekbl eden Zuhal, Mteri, Merih,
Gne, Zhre, Utarit ve Ay kreleri meydana gelinceye kadar srer. Onuncu aklla kozmik akllar
silsilesi, Ayla, mstedir hareketleri ezelden beri bu kozmik akllarca tayin edilen semv kreler
dizisi tamamlanr. Semv blgenin altnda arz kresi uzanr, burada gelime prosesi, muntazam
163
Hatta bu anlay, slm dni asndan daha da tehlikeli ve tahripkr bulmu olacak
ki, onun filozoflara atfen burada kulland ifadeler de o oranda ardr. Saaklzde,
sudr nazariyesi ve bu gr savunanlarla ilgili olarak unlar sylemektedir:
Filozoflarn kfrle itham edilmesi gereken en iddetli mesele, onlarn On Akl ve
btn yaratklar bu on akla isnd etme dnceleridir. Onlar yle demektedirler:
Allah sadece ilk akl yaratmtr ki, onlarn bu szlerine lnet olsun. Onlarn
zikredilen akllarla ilgili szleri, puta tapanlardan daha byk bir irktir. nk puta
tapanlar, putlara yaratc ve cad edici olarak inanmyorlar. Aksine, Allah katnda
onlara efaati olarak inanarak, onlarn efaatlerini umuyorlar.303 Mellif,
filozoflarn, sudur doktirini ile yaratma konusunda Allah tmyle devre d
braktklarn dnmektedir. Dolaysyla puta tapanlarn son aamada bile olsa,
Allaha atfettikleri yaratma gc ve yetkisini, filozoflarn sudr nazariyesine
dayanarak akllar silsilesine verdiini dnmektedir.
Saaklzde, felsefe ve filozoflarla ilgili olarak buraya kadar, zaman zaman
eletirileri snrlarn zorlasa da, daha ziyade felsefenin anlam, ierii ve blmleri
hakknda, umm bir inceleme ve tanmlama yaparak, genel bir ereve izdii
grlmekteydi. Mellif, ite bu noktadan sonra felsefe ve filozoflara ynelik
eletirilerini daha da artrarak, Gazlnin yapm olduu gibi, eletiri noktalarn
yetlere dayandrma yntemini kullanmakta ve yukarda zikrettiimiz mei felsefe
ve filozoflarn bu bak asndan ele alarak, onlara ar darbeler indirmektedir.
Saaklzde bu noktada, srf felsefe ve filozoflara hcm etme dncesinden
hareketle eserinde, limlerin, felsefe ve filozoflar zemmetme konusundaki
kozmolojik modele uygunluk iinde, tersine dnmtr; noksandan daha mkemmele, basitten daha
karmaa doru klr. En aa seviyede ilk madde yer alr, onu drt unsur; madenler, bitkiler,
hayvanlar ve nihayet arz kresindeki yaratklarn bu ykselen helezonun tepesinde bulunan insan takip
eder. Unsurlar nce, ok karmak olmayan birbirine zt cisimler meydana getirmek zere karrlar ve
bu cisimler sra ile bir dieriyle ve ayn zamanda unsurlarla, aktif ve pasif fakltelere sahip daha
karmak cisimler snf meydana getirmek iin ikinci kez karrlar. Semvi cisimlerin hareketlerine
bal olan bu karma vetresi ay-alt lemde daha yksek ve daha karmak varlklar meydana
getirmek zere, son karmann neticesi olan insan ortaya kncaya kadar devam eder. Madde ve
sretten mrekkep olmalar sebebiyle bu yeryz varlklarndan her biri sreklilik arzederse de, sz
konusu maddenin belli bir ekil almas, onun zddn almasndan daha gerekli deildir. Netice olarak,
bu zt ekillerin, o madde zerinde ebediyyen birbirini takip etmeleri tabiattaki kevn ve fesdn
srmesine sebep olur. Bkz. Macit Fahri, a.g.e., s. 111-112; Altnta, a.g.e., s. 82, 83 vd. ; lken, slm
Felsefesi, s. 73-75.
303
Tertbul-Ulm, s. 226.
164
Trbe
(.1262)nin
baz
arkadalarna
unu
vasiyet
ettiini
Sokatese
getirerek,
onun
sahip
olduu
ilmi
de,
ayn
balamda
304
40/Mmin, 83.
305
165
307
Tertbul-Ulm, s. 229.
166
308
A.g.e., s. 231-232. Ayrca bkz., Tcd-Dn Abdl-Vehhb es-Sbk, Mudn-Niam ve MukdnNikm, Mektebetl-Hnec, Khire 1367 h., s. 77.
309
bn Sn, Risaleler, ev. Alparslan Akgen- M.Hayri Krbaolu, Avrasya Yaynlar, Ankara
2004, s. 11; Altnta, a.g.e., s. 139.
310
bn Rd, Faslul-Makl, ev. Bekir Karla, ret Yaynlar, stanbul 1999, s. 64, 65 vd.
311
167
2/Bakara, 102.
168
gerektii kadar iltifat etmeyen, Tevrat ehli iin nzil olmutur.313 Btn bunlara
ilave olarak Gazlnin de, zemmedilmi ilimler ierisinde grd314 bu ilmi
renmek haramdr.315
bn Haldun, sihir ilmiyle ilgili olarak, bunlar, bir takm istidatlarn
keyfiyetlerine dir ilimler olup, bu sayede beer nefsler, unsurlar leminde tesirler
husle getirmeye muktedir olurlar. eklinde bir deerlendirme yapar ve bu ilmin
gerekliini ifade etmek iin yukarda geen yetin aynsn zikteder.316 Ancak iin
ilgin olan yn udur ki; bn Haldun bu yeti sihir ilmini ho karlamamakla
birlikte, bu ilmin realitesine delil olarak kullanrken, Saaklzde ise, Nesef
zerinden yine ayn yeti sihir ilmiyle birlikte fesefeye de temil ederek, ayn sihir
ilmi gibi, felsefenin de zararl ilimler snfnda yer aldn sylemektedir. Bu durum,
esasen felsefeye kar belirli bir n yargnn ifade biimidir. nk yetin siyk,
sibk ve muhtevs tamamen sihir ilmiyle ilgili iken, byle bir netice ortaya
koymak, olsa olsa felsefe kartlnn tezhr olabilir. Ayrca Saaklzdenin
dima ilham kayna olan Gazl de, felsefeyi sihir ilmiyle birlikte ele almayarak,
ayrca deerlendirir. Bu da Saaklzdenin felsefe aleyhtarlnn olduka ileri
boyutlarda olduunu gstermektedir.
313
Tertbul-Ulm, s. 229-230. Ayrca bkz. Abdullah b. Ahmed b. Mahmud en-Nesef, MedrikutTenzl ve Hakikut-Tevl, Mektebetl-Emeviyye, Beyrt, I, s. 76.
314
Gazlye gre sihir ilminin varl Kuranda vkidir; hatta ok sammi olan kar koca arasn
amak iin ona bavurulur. Peygamberimize bile sihir yaplm ve kendisi hastalanmtr. Cebrilin
haber vermesi zerine kuyu dibindeki sihir vastas karlm ve peygamberimiz kurtulmutur. Sihir;
yldzlarn dou yerlerini hesap ederek, maddelerdeki hassalar bilmekle elde edilen bir ilim trdr.
Buna gre, ilgili maddelerden, sihir yaplacak adamn heykeli yaplr; yldzlarn doumunun
muayyen saati beklenir ve erata uymayan fhi ve kfr szler sylenerek eytandan yardm istenir.
Btn bunlardan, ilhi det gereince sihir yaplan kiide acyip haller grlr. Bunlar, insanlara
zarardan baka bir ey vermez. Fenla yol aan her ey, fen olduu iin bu ilim de mezmmdur.
Bkz., Gazl, hy, I, s. 77.
315
Tertbul-Ulm, s. 111.
316
bn Haldun, sihir ilminin din temellerini ifade etme sadedinde yukardaki yeti zikrettikten sonra,
Hz. Peyganbere de sihir yapldna dikkat ekerek unlar syler: Sahihte rivyet edildiine gre
Reslllha da sihir yaplmt. Hatta hibir ey yapmad halde, bir eyler yaptn hayal ederdi.
Onunla ilgili sihir; taraa, taraktaki kllara ve hurmann kuru tomurcuuna yerletirilerek Zervan
kuyusuna gmlmt. Bunun zerine (kar bir tedbir olmak zere) izzet ve cell sahibi Allh, Hz.
Peygambere muavvizetn (Felk ve Nass Sreleri) indirmi ve Dmlere fleyen cadlarn
errinden de (Allha snrm de!) diye emretmiti. Hz. ie, bu sre zerine, sihir yaplan
szkonusu dmlerden birine okunur okunmaz, derhal dm zld, demitir. bn Haldun, a.g.e.,
II, s. 1179, 1180 vd.
169
317
Tertbul-Ulm, s. 111.
318
319
170
320
Tertbul-Ulm, s. 111.
321
171
herhangi bir dnr veya lim kii, fikrini olutururken kendinden nce var olan
bilgi
birikiminden
tmyle
bamsz
olmas
dnlemez.
Dolaysyla
322
Bu meselenin netice itibariyle bir hokkabazlk veya arlatanlk olduunu ifade eden bn
Haldun, meselenin oluumunu u ekilde anlatr: Gz balama (boyama), muhayyile kuvvetinde olan
bir tesirdir. Bu eitten bir tesire sahip olan ahs (irade ve kast ile tm) muhayyile kuvvetlerine
ynelerek hayaller zerinde bir eit tasarruf ederek faaliyette bulunur. MaksadI ne ise, ona gre
hayal kuvvetleri zerine trl trl hayaletler, karaltlar ve sretler ilk eder. Sonra bunlar (ve
nefsinde meydana getirdii evham ve haylt) his zerinde messir olan kendi nefsi kuvveti sayesinde
seyircilerin duyularna indirir. (Rhi gc ve muhayyile kuvvetiyle nce kendisinde meydana getirdii
tasavvurlar ve tahayylleri sonra muhatabna telkin eder.) Seyirciler bunlar sanki hrite imi gibi
grrler. Halbki ortada (ve d lemde) hibir ey yoktur. Mesel, bazlarnn birtakm baheler,
nehirler ve saraylar grdkleri (veya gsterdikleri) nakledilir. Hakbki ortada byle bir ey yoktur.
Filozoflar buna aveze veya abeze (gz baclk, gz boyamak, em-bend) ismini verirler. El
abukluuna dayanan aldatmalara ve artmalara ise hiffet-i yed ve hokkabazlk derler. Bkz. bn
Haldun, a.g.e., II, s. 1181.
323
Sleyman Uluda, gz boyama (abeze)nin olduka yeni olan illusionla ayn ey olduuna atf
yaparak unlar sylemektedir: lham ve tahyil, yani bir vehim ve hayal meydana getirme, muhataba
olmayan bir eyi varm gibi gsterme, olan gstermeme veya olduundan baka trl gsterme
hadisesine bugn illusion, bu ii yapanlara illizyonist, denilmektedir ki, el abukluu ve gz boyama
denilen ey de budur. (bn Haldun, a.g.e., II, s. 1191.) Ancak kanaatimizce burada her ne kadar ekl
bir benzerlik gzkse bile, yine de bu iki meselenin ayn ey olup olmad, her iki boyutuyla da iyice
aratrlp, bunun neticesinde bir karara varlmas gerekmektedir.
324
Tertbul-Ulm, s. 112.
172
325
A.g.e., s. 113.
173
ayrm sz konusu deildir.326 Ancak byle bir ayrm fikrinin Gazlde varolduu
grlmektedir. Onun, bu manada yapm olduu deerlendirmede esas ald lt
dnin caplar erevesinde toplumun gereksinimleridir. Buna gre toplumun
ihtiyalarn da dikkate alan Gazl, dni ncelik bakmndan elde edilmesi gereken
ilimleri farz, vacip, mstehap, mbah, mekrh veya haram gibi er hkmler ad
altnda deerlendirmektedir.327 imdi ayrntlarna gireceimiz Saaklzdenin,
ilimleri bu balamda ele alma ekli de Gazlnin bir devam niteliindedir.
Buna gre Saaklzde, Tertbul-Ulmda, ilimlerin hkmleri bal
altnda bu meseleyi ele alr ve konuyla ilgili gerekli deerlendirmeyi de burada
yapar. ncelikle o, bn Nceym ve Zerncye atfta bulunarak, snflandrmaya konu
tekil eden er hkmleri farz ayn, farz kifye, vacip, mendp, haram, mekrh ve
mbah olarak ifade eder.328 Yani bu hkmler, herhangi bir mkellefin, gerek ilm,
gerekse davran bakmndan elde etmesi veya terketmesi gereken tutum ve
davrannn er veya dni perspektiften ifade edili biimidir.
Saaklzde, bu hkmlerin neler olduunu zikrettikten sonra, tahsil edilmesi
gereken ilimleri, er hkmleriyle birlikte ele alarak unlar syler: Derim ki,
mkellef zerine hereyden nce ilimlerin en mhimi farz ayn olan ilimlerdir;
bunlar tevhd ve sfatlar ilmidir. Bundan sonra, ahlki farzalar ve haramlarn neler
olduunu bilmek de farz ayndr. Ayrca kii bul ana ulat zaman, baz
vakitler iin farz olan namaz ve oru ibadeti gibi ibadetleri bilmesi de farz ayndr.
Bundan sonra farz kifye gelir; sonra ilimlerin mstehaplar vs. gelir. Allahn
izniyle bunlarn ayrntsn reneceksin. limlerin tahsilinde bu
tertp farz
klnmtr. Her kim bu sralamada hata yaparsa, o kii zulmetmi olur ki, Allah
326
328
174
Tertbul-Ulm, s. 89-90.
330
A.g.e., s. 90.
331
2/Bakara, 102.
332
Tertbul-Ulm, s. 90-91.
175
333
Zernc, a.g.e., s. 4.
334
Tertbul-Ulm, s. 91.
335
A.g.e., s. 92.
176
A.g.e., s. 92-93.
177
ilimler olarak tavsf edilmektedir. Buna mukbil mekrh ve haram hkmnde olan
ilimler ise, dni bakmdan uzak durulmas gereken ilimler olarak ifade edilmektedir.
Ancak, esasnda dnen uzak durulmas gereken, mekrh ve haram hkmnde olan bu
ilimlerin; herhangi bir muhitte veya beldede yaylma ve insanlar fesada uratma
tehlikesi varsa, bunlarn yol aaca muhtemel tehlikelerinden korunmak ve bunlarla
mcadele etmek iin, yine bu ilimleri renmenin de, dni bakmdan farz, vacp veya
mstehap hkmnde olduu anlalmaktadr. nk mellife gre, bu ilimleri ve
meydana getirecei muhtemel zararlar bilmeden bunlarla mcadele etmek mmkn
deildir.
1-Farz Hkmnde Olan ilimler
Saaklzdeye gre farz, kulun, iinde bulunduu hal ile ilgili olarak
Allahn, ona mkellef kld meseleleri bilmesidir ki bunlar, tikat, amel ve terk
(kanmak) olmak zere ksmdr.337 Farz hkmn ifade eden bu
mkellefiyetler, farz ayn ve farz kifye olmak zere ikiye ayrlmaktadr.
a-Farz Ayn
Saaklzdeye gre, hl ilmi de denilen farz ayn ilminin manas; kulun
iinde bulunduu hl ile ilgili olarak, Allahn mkellef kld eylerin bilgisidir.
Buna gre hal ilmi; mani meseleler ile birlikte, ahlk ve fiillere taalluk eden farz ve
haram klnan hususlar bilmektir.338 Buna gre farz ayn ya da hal ilminin, itikdi,
amel ve haram klnan meseleler olmak zere boyutunun var olduu
anlalmaktadr. Kiinin dnen mkellef olduu hususlar da; ya tikdi, ya da amel
alanlarla ilgili meselelerdir. Yine dnen kanlmas gereken meseleler, haram olan
alanlarla ilgilidir. Buna gre, dni bakmdan tikdi, amel ve haram olan meselelerin
bilgisini elde etmek farz ayn hkmnde deerlendirilmektedir. Bu bilgilerden,
itikdi ve amel alanlarla ilgili olanlar, dni ya da er bir yaam iin gerekli olduu
gibi, haram olan bilgilerin elde edilmesi de, bunlardan doacak zararlardan
korunmak iin gereklidir ve bu nedenle bu bilgileri elde etmek farz ayn hkmnde
337
A.g.e., s. 95.
338
Ayn yer.
178
kabul edilmitir. Mellif, hal ilmi olarak da ifade ettii farz ayn, bu ekilde
tanmladktan sonra, bu hkm altnda zikredilen konularn neler olduunu
incelemeye geer. Bu hususta o, Tatarhnye atf yaparak unlar sylemektedir:
Herhangi bir insan kuluk vakti (gnein douu)ne ularsa, nazar ve istidllle,
Allah sfatlaryla birlikte tanmas ve ehdetle ilgili iki cmleyi, manasyla birlikte
renmesi gerekmektedir. Bu kii le vaktine ularsa, nce tahreti, sonra namaz
renmesi gerekir. ayet yine bu kii Ramazan ayna ularsa, orucun keyfiyetini,
onun if edili eklini ve onu bozan eyleri renmesi gerekir. Ayrca bu kii bir mal
elde ederse, zektnn keyfiyetini ve onun nisap miktarn renmesi gerekir. ayet
bu kii hacca gitmeye muktedir olursa, yolculuu, Mekkeyi, hac yaparken haram
olan eyleri, hacc ile ilgili ileri ve bunlar yerli yerinde yapma konusunu renmesi
gerekir. Farz ayn olan dier fiilleri bilmeye geite de durum bu ekildedir. Ancak,
farz ayn hkmn oluturan ksmlardan terk etme (saknma) meselesine gelince,
buradaki terk etmenin gereklilii, kiinin durumunda meydana gelen herhangi bir
deiiklie gre olur. Sal yerinde olan herhangi bir insann, irkin eyler
konumasnn ve kt eylere bakmasnn niin haram klndn anlamyor musun?
Burada sar ve dilsizlerle ilgili herhangi bir ykmllk yoktur.339
Saaklzde, ne tr bilgi ya da amelin farz ayn hkm ierisinde telakk
edilmesi gerektii meselesiyle ilgili, Tatarhnden yapm olduu bu atfla igili
olarak baz ifadeleri tavzh etmek iin unlar syler: Onun, gnein douuna
ularsa ifadesinin anlam, ocuun bul andan nce, Allah tanmasnn bir
zorunluluk olmaddr. Yine onun, nazar ve istidllle ifadesinin anlam; kiinin,
semvt ve arza, kendi nefsini de tatmin edecek ekilde bakp, gzel istidlller
karmas gerektiidir. Burada kelm ehlinin delileri kastedilmiyor; nk kelm,
farz ayn deil, farz kifyedir. Mnlaryla birlikte iki ehdet cmlesini renmesi
gerekir sz zerinde durmak gerekir. nk, bu iki cmleyi renme zorunluluu
yoktur. Bilakis bu iki cmlenin manasn ve ieriini her hangi bir yolla renmek de
mmkndr. Ayrca, Neb (sav)in risletiyle birlikte, onun getirmi olduu btn
hakkate inanmak, tikdn iindedir.340 Yani mellif, her hangi bir kii,
339
Ayn yer.
340
A.g.e., s. 96.
179
Peygamberin risletine inand zaman, tikt ile ilgili olarak zikredilen hususlara da
zaten inanmtr, demek istemektedir. Saaklzde konuyla ilgili aklamalarna yle
devam eder: Onun, kii le vaktine ularsa, u, u vs. hususlar yapmas gerekir.
szyle de, kii le vaktine ulamadka, ilimler hususunda mandan baka bir eyle
mkellef olmad meselesi anlalmaktadr ki, bunun zerinde de durmak gerekir.
nk Talmul-Meallimde; mkellef zerine, kendi halinde vki olan bilmesi
farz klnd gibi, tevekkl, tvbe, hay ve rzdan gelen kalb halleri bilmesi de farz
klnmtr.341 denilmektedir. Ve yine onun, farz ayn olan dier fiilleri bilmeye
geite, bu ekildedir ifadesinin anlam ise, mesel kii, cnp olduu zaman,
gusln keyfiyetini bilmesi gerektii gibi, evlendii zaman da, evlilik hukukunu
bilmesi gerekmektedir. Onun, terketme (saknma)nin gereklilii, kiinin halinde
meydana gelen herhangi bir deiiklikle olur beyannn anlam ise udur; herhangi
birisi, ticarete balarsa riby terketmeyi ya da ondan saknmay renmesi gerekir.
Ticaretle uraan bir kiinin ribdan saknmayla ilgili bu ilmi renme zorunluluu
varken, ticaretle uramayanlarda bu zorunluluk yoktur. Bununla ilgili olarak
Zernc yle demektedir: Herhangi bir eyle uraan herkese, ondaki haramlardan
korunmay bilmesi farz klnmtr.342 Ayrca Snnin varlna, birliine ve
mtevtir olan dier sfatlarna akl deliller getirmek de farz ayn hkmndedir.343
Grld
gre
snflandrmann ilki olan farz ayn hkm dnin, mni, amel ve saknlmas
gereken ksmlaryla ilgili temel meseleleri iine almaktadr. mni ksmla ilgili
olarak, Allahn sfatlaryla birlikte, varlnn da istidll olarak ortaya konmas
gerektii anlalmaktadr. Yine bu hkmn, amel ksmyla ilgili olarak anlatlmak
istenen de namaz, oru, zekt, hacc ve izdivc gibi dnin bilhassa fkh alanyla ilgili
ksmlarnn renilmesi gerektii ifade edilmektedir. Dni bakmdan kanlmas
gereken meselelerle ilgili olarak da kiinin, herhangi bir ile megul olma durumu
sz konusu olduu zaman, burada ortaya kmas muhtemel haram veya
mekrhlardan korunmak iin, yine bununla ilgili bilgileri renmesinin, kendisi
zerine farz klnd anlatlmaktadr.
341
Zernc, a.g.e., s. 3.
342
A.g.e., s. 3-4.
343
Tertbul-Ulm, s. 96-97.
180
b-Farz Kifye
Saaklzdeye gre farz kifye, dnya ve hiret hayat bakmndan, halkn
tamamnn, ihtiya duyduu eyleri mutlak olarak yerine getirmesidir.344 Mellif,
insanlarn, dnya ve hiret hayat bakmndan ihtiya duyduu meseleler olarak ifade
ettii farz kifye hkmnn hangi ilimleri ihtiva ettii meselesini ise, Gazlye
dayanarak ortaya koyar. Bu manada Gazlnin, hyda zikrettiine gre, farz
kifye345 diye sze balayan Saaklzde, yle devam eder: Sahih kraatlarn ilmi,
tefsir ve tecvd ilmi, sahih hadislerin ilmi ki, bunun hepsini ihta etmek zordur,
hadislerin manalarnn ilmi, hadis usl ilmi, tasavvufun dndaki ahlk ilmi, fkh
usl ilmi, kelm ilmi ki, burada kastedilen kelmn maksatlardr; bu da,
kelmclarn muhtasar delillerle in ettii akdelerdir. Bunun iine dni
zorunluluklardan olmayan, ehli snnetin zerinde icm ettii eyler dhildir.346
Ayrca, bidat ehlinin akdelerinin yayld her bir beldede, kelm ilmi ile uramak,
farz kifyedir. Ancak bu ilmi renen kiide meziyet olmas gerekmektedir.
Bunlardan birisi; kiiye herhangi bir phe rz olduu zaman, bunu ortadan
kaldrmann kesintiye uramamas iin gl bir renme hrs. kinci meziyet ise;
yine ilgili kiinin gl bir zekya sahip olmak gerekmektedir. nk, aklsz bir kii
bidatlarn phelerinden kurtulma yollarn bilemeyebilir. Son olarak da; kiinin
tabiatnda dindarlk ve istikmet olmal ve bylece bu kiinin ehvete malup
olmamas gerekmektedir. nk fask bir kii, kk bir pheyle dinden
soyutlanabilir; onu izle etmek iin hrs gstermez. Bilakis, ykmlln yknden
kurtulmak iin bunu frsat bilir.347
Mellif, yine Gazl zerinden farz kifye hkmnde olan ilimleri saymaya
devam ederek, unlar syler: Bu ilimler hesap ilmi, lgat metninin ilmi ve nahiv
ilmidir. Nahivle kastedilen, hyda grecein gibi sarf ilminin kapsad manadr.
nk o ikisi, yani lgat ve nahiv, Allhn kitab ve raslnn snnetini bilmek iin
344
A.g.e., s. 102.
345
Farz kifyeyi, dnya hayatn tanzim iin lzm olan ilimler olarak tanmlayan Gazlye gre bu
ilimlerin kapsamna, hesap, tbb, renberlik, dokumaclk, dikicilik, siyset, lgat, nahiv, kraat ve
mahric, tefsir, nsih ve mensh, usl fkh gibi ilimler girmektedir. Bkz. Gazl, hy, I, s. 48, 49
vd.
346
347
Tertbul-Ulm, s. 153.
181
birer aratr. Diyorum ki; belat ilminin varlna deldet eden bu yorum da, farz
kifyedir. Gazl nazarnda tbb ilmi348 farz kifye iken, cumhur nazarnda ise,
mstehaptr.349 Demek ki buna gre, Kuran ilimlerden kraat, tefsir, tecvd ve
hafzlk ilmi; hadis ilmi ile ilgili olarak ise, hadis metni ve manasnn ilmi ve hadis
usl ilmi; tasavvuf ahlknn dndaki genel ahlk ilmi, fkh usl ilmi, nbvvet,
hiret ve Allahn sfatlar gibi konular iine alan kelm ilmi, hesap, lgat, nahiv,
belat,
tbb
ve
sarf
ilmi
gibi
ilimler
farz
kifye
hkm
ierisinde
deerlendirilmektedir.
Mellif, Gazlnin bak asyla verdii farz kifye hkm ierisinde yer
alan ilimleri sralarken tb ilmiyle ilgili olarak cumhrun aksine, Gazlnin
yaklamn tercih ederek, szlerini yle srddr: Bana gre gerek udur ki,
hastaln galip geldii herbir beldede tb ilmi, farz kifyedir. Yine diyorum ki,
mantk ilmindeki delillerin konularnn da, farz kifye olmas gerekir. nk onlar,
fkh uslnn ilkelerindendir. Bu nedenle baz kitaplarn bir blmnde bu ilim iin
ayr bir blm bile ayrlmtr. Yine, mushaflarn yazm ilminin farz kifye olmas
gerekir.350 Grld gibi tbb ilmine ilve olarak, mushaflarn yazm ve mantk
ilminin baz blmlerinin de farz kifaye hkm ierisinde olduu anlalmaktadr.
Ancak bu noktada, mantk ilmi zerinde biraz durmak gerekir. nk o, felsefe ve
zellikle de metafiziin konularn iine alan felsefenin, kesin olarak haram olduuna
hkmederken, mantk ilmi konusunda olduka msamahal, hatta tevikkr
grnmektedir. Bu dorultuda mellif, mantk renmenin hkm eklinde
mstakil bir ksm ayrr ve orada, bn Nceymin, Ebh da; felsefenin haram
olduunu akladktan sonra, felsefeye mantk ilmini de dahil ettiini, nk mantk
ilminin, felsefenin ilkelerinden olduunu ve dolaysyla, felsefe gibi mantk ilminin
de haram olmas gerektii ynnde bir niyet tadn syleyerek, buna u ekilde
tiraz eder: Onun bu gr salam deildir. nk, felsefe iinde yer alan hesap
348
Gazlnin tbb ilmini, farz kifaye hkmnde grmesi bir zarretten kaynaklanmaktadr. nk
ona gre, bir memleketin tabbi olmazsa, hastalk oalr, insanlar iinden gcnden kalr, tkattan
kesilir ve nihyet lme mahkm olur. Derdi veren Allah, dermann da vermitir. Kullarna, o devy
bulacak kbiliyeti bahettii gibi, faydalanmalar iin sebebini de ortaya koymutur. Bu nedenle kr
krne lme mahkm olmak doru olmaz. Gazl, a.g.e., I, s. 49.
349
Tertbul-Ulm, s. 103.
350
A.g.e., s. 104.
182
ilmi, farz kifye hkmndedir. Ksaca, haram ierisinde yer alan bir ey haram
deildir. Aksine harama gtren ey haramdr. kisi arasnda fark vardr; bu
bilinsin!351 Saaklzdenin de ifade ettii gibi daha nce felsefenin, hesap, mantk,
metafizik ve fizik olmak zere drt blme ayrld beyn edilmiti. Buna gre
hesap ilmi, farz kifye hkm ierisinde yer alyorsa, ayn anlay dorultusunda,
mantk ilminin de, bu hkm ierisinde yer almamas iin bir neden olmad
grlecektir.
Saaklzde yine, mantk ilminin dni bakmdan meryyetini glendirmek
iin Gazlye atfta bulunarak, unlar syler: Yine derim ki, akl glendirmesi
mantk ilminin faydalarndandr. Gazl, El-Munkzda, kl, cihdn leti olduu
gibi; akl, dnin letidir. Akln glenmesi, klcn keskin olmas gibidir. Haram
ilimlerde, akl glendirmek ciz deildir. nk onda zarar vardr. er ilimlerde
ise, akln g kazanmasnda bir mahzur yoktur. nk onda korkulacak bir ey
yoktur352 demektedir. Ben, akl glendirmenin mstehap olduunu dnyorum.
Hatta Gazlnin aklad gibi akl, dnin bir leti olduu iin, farz kifye olduunu
dnyorum. Aklsz olan, din ifsd eder.353
Ayrca, Ehli Snnetin zerinde icm ettii, dnin zarretinden olmayan akid
konular da farz kifye hkmndedir. Bunlar, Kurnn yaratlml, Allhn,
hirette grlmesi ve Neb (as)nin, meleklerden daha stn olmas gibi meselelerdir.
Hatta bununla ilgili olarak, Aliyyl-Kr, erhul Fkhl- Ekber de, Sbknin bir
eserinde yle dediini ifade etmektedir: nsan, yaam boyunca peygamberin,
meleklerden stn olduunu aklna getirmese Allah, onu sorumlu tutmaz..354
2- Vcip Hkmnde Olan limler
Saaklzde, er hkmler bakmndan ilimleri snflandrma sisteminde
vcibe pek fazla yer ayrmaz. Mellif, bu hkm hem vcibi ayn hem de vcibi
kifye eklinde isim olarak telaffuz etmi ve bu hkme mnhasr bir blm ayrm
351
A.g.e., s. 114.
352
A.g.e., s. 114.
353
A.g.e., s. 114-115.
354
183
olsa da, bu hkm ierisinde hangi ilimlerin yer aldndan bahsetmez. Mellif,
vcibi ayn ve vcibi kifye hkmn birlikte deerlendirdii blmde unlar
sylemektedir: limlerden bir ksm vcibi ayn ilmidir ki bu, kiinin ahsnda vki
olan vcipler ve tahrmen mekrhlar bilmesidir. Ayn ekilde ilimlerin bir blm
de, vcibi kifye hkmnde olup bu ise, insanlarn genelinin halinde vki olan
meselelerle ilgili olarak, vcip ve tahrmen mekrh olan eyleri bilmeleridir.355
Buna gre vcibi ayn hkm, ahs durumlarla ilgili olarak, kiinin dnen zorunlu
olan eyleri yerine getirmek ve mekrh olan eylerden de kanmak iin, bu bilgileri
elde etmesi gerektiini ortaya koymaktadr. Vcibi kifye hkm ise, yine dnen
gerekli olan eyleri yerine getirmek, zararl olan meselelerden de kanmak iin,
insanlarn genelini ilgilendiren hususlarn bilgisini elde etmek gerektiini ihtiv
etmektedir.
Mellif, yukarda da belirttiimiz gibi, bilginin hkm, mlumun
hkmdr ad altnda zikrettii bir blmde, bilginin hkmnn, mlumun hkm
gibi olduunu bil! nk, mlum olan ey, bir farz, vcip ya da snnet ise, onun
bilgisi de yledir356 diyerek, herhangi er bir bilginin, bununla ilgili er hkm
ifade ettiine dikkat ekmektedir. Buna gre o, dnen vcip saylan bir bilgiyi elde
etmenin de, yine vcip hkmnde olduunu anlatmak istemektedir.
Saaklzde, baka bir blmde de kiinin, dnen haram ya da mekrh saylan
eylere dme riski olduu zaman, bunlardan korunmak iin, bu bilgileri elde
etmesinin kendisi zerine er bir ykmllk olduunu ifade ederek, unlar syler:
ayet kii, kesin olarak haram ya da tahrmen veya tenzhen mekrh olan eylere
dme tehlikesi iindeyse, haramdan kanma yolunu renmesi ona farz; tahrmen
mekrh olan eylerden kanmay renmesi, vcip; tenzhen mekrh olan eylerden
kanmay renmesi ise, mstehaptr. nk birinciden kanmak farz, ikinciden
kanmak vcip, ncden kanmak ise, mstehaptr. Yani kesin olarak haram olan
eyin bilgisini elde etmek farz, tahrmen mekrh olan eyin bilgisini elde etmek
vciptir.357
355
Tertbul-Ulm, s. 109.
356
A.g.e., s. 90.
357
A.g.e., s. 91.
184
358
A.g.e., s. 102.
359
A.g.e., s. 109-110.
360
A.g.e., s. 102.
361
A.g.e., s. 110.
362
A.g.e., s. 117.
185
363
364
Tertbul-Ulm, s. 111.
365
A.g.e., s. 92.
186
366
A.g.e., s. 111.
367
368
369
A.g.e., s. 116.
187
Bu hususlarn neler olduu bir sonraki lim Tahslinde Uyulmas Gereken Eitsel lkeler
ksmnda daha detayl olarak ele alnacaktr.
371
Tertbul-Ulm, s. 209.
188
sonra, bu kiinin ocuk veya yetikin olmasna baklmakszn, srasyla sarf, nahiv,
ilimlerin ahkm, mantk, mnzara, kelm, men, usl- fkh ve fkh ilmini
renmesi emredilir.372 Buna gre akl bli ana gelen bir renciye ise mellif,
namazn ifsna ynelik bir dnce olsa gerek, Ftiha sresiyle birlikte baz ksa
srelerin retilmesini tavsiye etmektedir. Ayrca o, Kurann tamamnn
retilmesine ilave olarak, bahsetmi olduu kitaplarn tahsili
ve mtekiben,
ilkevvela sarf, nahiv ve mantk ilmi gibi let ilimlerini, ardndan da mnzara, kelm
ve fkh ilmi gibi temel ilimlerin retilmesi gerektiini ifade etmektedir.
Saaklzde, talebenin bul anda tahsl etmesi gereken ilimleri de bylece
ifade ettikten sonra, bu ilimlerdeki bilgi seviyesinin ne olduunu ve bu dorultuda
hangi eserlerin takib edilmesi gerektiini u szlerle anlatr: Ben fkh ilmi ile,
Muhtasarul-Kudrde olduu gibi delilsiz olarak, sadece amel hkmlerin bilgisini
kastetmiyorum. Aksine, el-Hidyenin ierdii gibi, onu delilleriyle birlikte
renmeyi kastediyorum. Ahkm ilmi ile ilgili olarak, Muhtasarul-Kudr veya
onun mukbili bir eseri, sarf ve nahiv ilminden sonra renmek mmkn. Usl-
fkh ilminin kidelerini bilmek ancak, el-Hidye gibi eserlerle mmkndr. Kelm
ilmi ile de, sadece tikad meseleleri kastetmiyorum. Aksine Maksdul-Felsifede
olduu gibi cevher, raz ve delilleriyle birlikte, muhlif gruplara cevaplarn verildii
tikad meseleri kastediyorum.373
Mellif, sralamasnn sonuna ise er ilimlerden hadis ve tefsir ilimlerine
ilve olarak hesab, hendese ve heyet ilmi gibi kendi ifadesiyle, dier baz faydal
ilimleri koyar ve fasl u cmlelerle bitirir: Bunlardan sonra renci, srasyla usl
hads ve hem rivyet hem de diryet bakmndan olmak zere hads ve tefsir ilmini
elde etmesi gerekmektedir. Tecvd, kraat ve mushaflarn yazm ilmi gibi ilimlere
gelince, talebe bunlar tefsir ilminden nce gc yettii oranda renmesi gerekir.
Ayrca hesb, hendese, heyet ve arz ilmine gelince talebe, bunlar da, ne zaman
gc yeterse, o zaman
ahkm ilminin ve zellikle de feriz ilminin nne almas gerekir.374 Demek ki,
mellifin bu ifadelerine gre, dni ilimlerden hads ilmi ve tefsir ilminin en son srada
372
A.g.e., s. 210.
373
Ayn yer.
374
Ayn yer.
189
yer ald grlmektedir. Tecvd, kraat ve mushaflarn yazm ilmi gibi ilimlerin ise,
tefsir ilminden nce olmas, bu ilimlerin tefsir ilmi iin birer vsta veya giri ilmi
hviyetinde grld anlalmaktadr. Ayrca hesb ilminin, feriz ilminden nceye
alnmas, feriz ilminde yeralan verset meselelerindeki hesaplamalar iin yine bir
let veya yardmc ilim hviyeti deerlendirildii anlalmaktadr.
Mellif, ilimlerdeki tahsil srecini ve bu srete katedilen mesafe neticesinde
elde edilen ilim seviyelerini belirli kategorilere ayrr. Buna gre herbir ilim dzeyini
ifade eden bir tanmlama vardr ki bunlar, daha alt seviyeden daha yukarya doru,
iktisr, iktisd ve istiks dzeyleridir. Bu seviyeleri gnmze, balang, orta ve
ileri dzey eklinde evirmemiz de mmkn. Hatta bu sralamay, tatbikedilen
eitim, retim anlaylar bakmndan gnmzde, ilkretim, orta retim ve
yksek retim eklinde okumamz da mmkn. imdi, belirli bir tahsl seviyesini
ifade eden bu ksmlarn ieriine daha yakndan bakalm.
1-limlerin ktisr veya lkretim Dzeyi
Saaklzde, ilimlerin tahsilinde belirli bir seviyeyi ifade eden, iktisr,
iktisd ve istiks kavramlarnn hibirisiyle ilgili olarak herhangi bir tanmlama
vermez. Yani, bu seviyelerin lgav olarak ne anlama geldii ile ilgili bir izh
yoktur. Ancak, onun her ilm seviye iin verdii rnekler ve bunlar zerine yapt
aklamalardan, bu kavramlarn genel olarak ne anlama geldiini ve hangi dzeyi
ifade ettiini anlamamz mmkn olmaktadr. O bakmdan, bu ilm seviyelerden ilki
olan iktisr kavramn genel olarak herhangi bir ilim dalnn, balang, ilk
aama veya ilkretim dzeyi olarak ifade etmek mmkn.
Mellifin, Gazlden hareketle tefsr, hads, fkh ve kelm ilmi gibi baz
ilimler erevesinde ortaya koyduu iktisr dzeyinin kapsam hakknda biraz bilgi
verecek olursak; ona gre Tefsr ilminde iktisar, Kurann bir misli byklnde
olan bir eserin tedrs edilmesidir ki bu, Ali el-Vahid en-Neysabrnin el-Vecz adl
tefsiri gibi bir eserdir. Hads ilminde iktisr dzeyi, hads ilmine vkf olan bir
kiinin dzeltmesi ve gerektii zaman bulup, alabilecek miktarda Buhr ve Mslimi
tahsl etmektir. Ne rvlerin isimlerini ne de hads metinlerini ezberlemeye lzum
yoktur. Fkh ilminde iktisr dzeyi ise, shkul-Mzennin Muhtasarul-Mzen
190
adl eserinin ihtiv ettii bilgileri okumaktr. Kelm ilminde iktisr dzeyine gelince,
seleften nakledilen ehli snnet akidini, delillere girmeksizin renmektir ki o da,
hynn Kavidl Akid ksmdr.375
Mellif, Gazlden iktibs ettii bu grleri biraz daha ama kbilinden olsa
gerek, metin zerinde baz yorumlar yaparak unlar syler: Bu beyndan ortaya
kt ki, tefsr ilmiyle ilgili olarak, Kurann bir misliyle kastedilen, iktisr
seviyesinin balang ksmdr. ktisr seviyesinin biti ksm ise, Kurann katna
kadar ular. imdi bu aklamaya gre, iktisd mertebesinin balang ve biti
ksmlarnn ne kadar olduu mukyese edilsin. Ayn ekilde Gazl, Kuran nazmn
bilme konusundaki mertebeler hakknda herhangi bir gr ortaya koymamtr.
Muhtemelen bu ilmin iktisr seviyesi, sm krat ve Hafs rivyeti gibi, mehr iki
imamdan birinin mteber rivyetini bilmektir.376 Fkh ilmi konusunda iktisar
seviyesi ise, Hanef mezhebine it bir eser olan, Muhammed Cfer el-Kudrnin
Muhtasarul-Kudr sini tahsl etmektir.377
Saaklzde, ilimlerin iktisr seviyesini belirleme sadedinde, tefsr, hads,
fkh ve kelm ilmi olmak zere, drt ilim dalnda Gazlyi tkib ederek, bu
seviyenin ilm snrlarn ortaya koymaktadr. Ancak o, ilimlerdeki iktisr seviyesinin
snrlarn aratrrken bu drt ilim kadrosuyla iktif etmez. rnein bir nceki
pararafta, Gazlnin grlerine ilave olarak Kurann kraat konusunda da iktisar
dzeyini beyn etmiti. Mellif bunlara, belgat, mantk ve nahiv ilmini de ilve
ederek, szlerini yle srdrr: Belgat ilminin iktisr seviyesi muhtemelen, elKazvinnin Telhsul-Mifth fil-Men vel-Beyn gibi bir eseri tahsl etmektir.
Mantk ilminde bu seviye, Hsm Ktnin erhiyle birlikte, Ebhernin sgcsi;
nahiv ilminde ise Ebul-Kasm Crullah ez-Zemahernin el-Enmzeci gibi bir eseri
tahsil etmektir. Ksaca, herbir ilmin iktisr seviyesi, zet olarak metinleri ihtiv eden
bir eseri tahsl etmektir.378
375
376
sm kraatn rivyet edenlerden birisi Hafs, dieri ise ubedir. Bkz. Chdil-Mukl, s. 115.
377
Tertbul-Ulm, s. 213.
378
A.g.e., s. 216.
191
379
Gazl byle bir eser iin, el-Bastin, el-Vast Minel-Mezheb adl eserini rnek olarak verir. Bkz.
Gazl, hy, I, s. 104.
380
Bu ilim, mctehidlerin takip ettikleri usl ve gr farkllklarna bal olarak ortaya km bir
ilimdir. Mesel bir mctehid istinbt vch ve ekillerinden bir ey ortaya koysa ve bunu kendi
gr haline getirse, bir baka mctehid, bir baka vech ve sebeple, onu nakzedip onun sz ve
yaklamna uymayan bir baka ictihadda bulunabilmekteydi. Her iki gr benimseyen taraftarlarn
da bunlara elik etmesiyle gr ayrlklar ve bu erevede oluan mnakaalar ortaya kmtr.
Peinden gittii imamn mezhebinin shhatini gstermek iin, btn mezhep mensuplar ve
mukallidler arasnda mnazaralar cereyan etmitir. Mezhep mensuplarnn her biri bu esaslar ve
usulleri taklid ve temessk ettii mezhebin lehinde ve dier mezhebin aleyhinde delil olarak
kullanyor ve bu mnakaalar, er meselelerin tmnde, fkhtaki btn bahislerde uygulanyordu.
Bazen f ile Mlik arasnda ihtilaf vuku geliyor, Eb Hanfe bunlardan birine muvafakat ediyor;
bazen Eb Hanfe ile Mlik arasnda ihtilaf ortaya kyor, f bunlardan birini desdekliyor; bazen de
f ile Eb Hanfe arasnda ihtilaf cereyan ediyor ve Mlik bunlardan birini tutuyordu. Bu
mnzaralarda, daha ziyade drt imamn mezheplerindeki hkmlerin istinad ettii usulleri, delilleri
ve kaynaklar aklanyor, ihtilaflarn meneleri ve ictihadlarn mahalleri ortaya seriliyordu. te bu
ilmin ortaya k sreci genel olarak bu ekildedir. Bkz., Gazli, hy, I, s. 109, 110 vd., bn Haldun,
a.g.e., II, 1069-1070; Takprlzde, a.g.e., I, s. 247.
192
381
Tertbul-Ulm, s. 211-212. Ayrca daha fazla bilgi iin bkz. Gazl, hy, I, s. 104-105.
382
Mehr kraatlar, kraat imamlar ve rvleri hakknda daha fazla bilgi iin bkz. Chdil-Mukl, s.
114, 115 vd.
383
Tertbul-Ulm, s. 213-216.
193
Gazl, Saaklzdenin iktibs ettii blmn devamnda, tefsr ilminin istiks mertebesi iin,
yine Ali el-Vhid en-Neysabrnin telif etmi olduu tefsr kitaplarnn en kapsamls olan el-Bast
adl eseri rnek olarak verir.
385
194
Maksd
adl
eserini
tahsl
etmektir.
Mezhebler
arasndaki
387
Tertbul-Ulm, s. 215.
388
A.g.e., s. 214.
389
Ayn yer.
390
Ayn yer.
391
A.g.e., s. 215-216.
195
yaptktan sonra, bundan sonras, istiks dzeyidir diyerek, bu mertebeyle ilgili bir
fikir vermektedir.
Saaklzdenin, ilimleri, eitim ve retim dzeyi bakmndan yapt
snflandrmada, iktisr, iktisd ve istiks mertebelerinin kapsam genel hatlaryla
bunlardr. Mellifin, her ilm kategoride de deerlendirmesini tefsr, hads, fkh
ve kelmilmi gibi temel dni ilimlerle kraat, belgat, nahiv, mantk ve hilfiyt
ilmi gibi daha ziyade birer let ilmi hviyetinde olan ilimler zerinde yapt
grlmektedir. Mellifin, ilimlerin tahsl mertebelerine dayal olarak yapm olduu
bu snflandrmada, daha nce de ifade ettiimiz gibi her bir mertebeyi, balang,
orta ve ileri dzey olarak anlamak mmkn. Mellif de, ayn noktaya vurgu yaparak
unlar syler: Ksaca, her bir ilim dalnn iktisr dzeyi, o ilimle ilgili zet
metinleri ihtiv eder. ktisd dzeyi, yine her bir ilim dalnn ortalama metinlerini
ihtiv eder. Bundan tesi ise, istiks dzeyidir. Bu mertebelerin her birinin
erevesini, ancak yaklak bir tanmlamayla ortaya koyabiliriz. Bu mertebeleri
belirleme hussunda benim kanaatim ksaca u ekildedir: ktisr dzeyi, herhangi
bir ilim dalnn en bilinenin konularn iine alr. ktisd dzeyi, nem bakmndan
orta dzeyde olan konular iine alr. stiks dzeyi ise, bunlarn dnda kalan ndir
konular iine alr.392 Buna gre, her bir ilm kategorinin kesin snrlarn belirlemek
olduka zor grnmektedir. Bunlarn huddu ancak yaklak bir tarifle ifade
edilmektedir. Bunlarn snrlarn belirleyen en belirgin kriter ise, her bir ilim dal
iin rnek gsterilen eserlerin ilm seviyeleridir.
Bununla birlikte mellif, yapm olduu bu snflandrmada, ilimleri her bir
ilm dzeyde tahsl etmekten maksadn, kitaplar ezberlemekten ziyade meselenin
esasna vkf olmak gerektiine dikkat ekerek unlar syler: Sonra bil ki, bu ilm
mertebeleri tahsl etmekten maksat, bu mertebelerle ilgili kitaplar ezberlemek
deildir. Bilakis asl ama, ilimlerle ilgili olarak, ihtiya duyulduu zaman
yararlanabilecek kadar renmek ya da bir gz atp, mtla etmek sretiyle, bu
ilimlerle ilgili eserlerin ieriine vkf olmak ve bunlarn nshalarn dzeltmektir.
392
A.g.e., s. 216.
196
Gazl burada, hads ilminde iktisr mertebesinin, hads ilmine vkf olan bir kiinin dzeltmesi
ve gerektii zaman oradan bulup, alabilecek miktarda Buhr ve Mslimi tahsl etmek olduunu,
ardndan da ne rvlerin isimlerini ne de hads metinlerini ezberlemeye lzm olmadn ifade etmi
ve biz de bunu ilgili blmde ortaya koymutuk. Bkz. Gazl, a.g.e., I, s.104.
394
Tertbul-Ulm, s. 216.
395
Cemal Arman, Maral aaklzdenin lme Verdii Deer Ve Eitimde Verimlilii Artrmak
in ngrd Pedagojik Kurallar, I. Kahramanmara Sempozyumu, Kahramanmara 2004, s. 945.
396
197
ilkeleri kavratlr; fazla ayrntlara, ince ve derin noktalara yer verilmez; nk yeni
renime balayan rencilerin ilm kapasiteleri daha fazlasna henz msait
deildir. yi ve baarl bir retmen, okutaca dersin nce temel ilkelerini
retmeli, ayrntlara daha sonra aamal bir ekilde yer vermelidir. Okuduu dersin
temel ilkelerini renmeden ayrnt ve incelikleri renmeye kalkan rencilere de
engel olmaldr. Bu aamay, ada eitim ve retim literatryle ilkretim
olarak anlamak da mmkn.
kinci aamada retilenler, birinci aamada retilenlerden biraz daha
kapsaml, fazla ayrntlara girmeden orta dzeyde olmaldr ki bu aamada, orta
retim olarak ifade edilebilir.
nc aamada ise, konulara en ince ayrntlarna kadar yer verilmektedir.
nk bu aama ihtisaslama dzeyidir.397 Son aamay ise yksek retim olarak
nitelemek mmkn.
Armann burada, eitimde verimlilii artrmann ikinci temeli sayd
hususlar, bizim yukardaki tasnifte ortaya koyduumuz, ilimlerin iktisr, iktisat,
istiks dzeylerinin modern eitimin literatryle ifade edili biimidir. Onun ilk,
orta ve yksek retim eklindeki tanmlamalar, bizim snflandrmamzdaki
iktisr, iktisat ve istiks mertebelerine karlk gelmektedir.
198
enerji,
zaman
ve
gayretlerini
tahsli
mmkn
olmayan
konularla,
elde
398
A.g.e., s. 946.
399
400
401
Tertbul-Ulm, s. 198-199.
402
199
hoca
deitirmenin,
belirtilmektedir.
rencinin
baarsn
olumsuz
ynde
etkiledii
404
403
Tertbul-Ulm, s. 200-201.
404
405
Tertbul-Ulm, s. 201.
406
A.g.e., s. 202.
407
A.g.e., s. 204.
200
renci derse baladnda batan sona dersi bir gzden geirmeli, ayrca
metnin kelime manalarn, uslbunu ve ne demek istediini de anlamaya almaldr.
Byle yapt takdirde ilgili dersten kan sonularn tamamna toplu olarak vkf
olur; ayrntlarn da anlamaya balar.
Bir metni anlamaya alrken ibarenin zorluu, verilmek istenen manann
gizlilii, kelimelerin verilmek istenen mana ile ilgisinin uzakl, sonra olmas
gerekenin nceye veya nce olmas gerekenin sonraya alnmas gibi hususlarn da
dikkate alnmas gerekir.
Saaklzde ilim tahslinde daha baarl olmak iin dunn olumlu
fonksiyonundan bahseder. nk du, mitsizlii ortadan kaldrmaktadr.408
k- renci, let ilimlerini renmeden ders okutmaya kalkmamal, ar
dersleri okutma melekesi elde etmek iin ncelikle let ilimlerini tahsl etmeli, zek
renciler bu dersleri tahsil ettikten sonra, bunlar bakalarna okutmaldr. Bunu; bir,
iki veya birka gnde bir olmak zere derste bir satr okutmak eklinde olsa bile
mutlaka yapmaldr. Bunu yaparken okuttuu dersi veya kitab bitireceim diye acele
etmemelidir; nk mtlaa kitabn okumaktan maksat, kideleri kavramak ve
zihinsel geliimi salamaktr.409
l- Baz renciler ders okutma yetenei kazanmak iin derslerin adet ve
hacmini artrr, okuduklar kitaplar da bitirmek isterler. Dolaysyla dersleri ince
elekten geirerek okumazlar. Bu da beklenen sonucu vermez.
Burada unu belirtmek gerekir ki, rencinin iki temel amac olmaldr:
Birincisi, okuduu dersin temel kurallarn renmek; ikincisi de, zihni gelitirmek.
Baz kitaplar, kideler renmek iin okunur. Bu tr kitaplar, okunurken ince
ayrntlara taklmamak gerekir. nk, bu ekilde kitaplar bitmez; sonuta temel
esaslar kavranmam olur. Baz kitaplar da zihni gelitirmek iin okunur. Bu tr
kitaplarn derste bitirilmesi gerekmez. Ancak meselerin derinliklerine inmek
gerekir.410
m- Baz renciler, tahsillerinin ilk balarnda sadece let ilimleri ile
yetinirler. Tahsillerinin sonlarnda da dni ilimleri tahsil etmeye veya kendi
408
409
Tertbul-Ulm, s. 205-206.
410
201
kendilerine renmeye niyet ederler. Ancak bu metot, doru bir metot deildir.
nk sonraya braktklar ilim, farz- ayn ise, srekli gnah ilemi olurlar. Bir
kimse de, bir eyi renmeden retmeye kalkarsa bunda baarl olamayaca gibi,
dersinde de kastl yalanlardan kurtulamaz. leri grl rencinin her zaman iki
dersi olur; er ilimlerden bir ders yrtt gibi, let ilimlerinden de bir ders
yrtr.411
n- Her renci, ders mzkere etme, rendiklerini bir bakasna sunma
melekesi kazanmaldr. Bunu kazanabilmesi iin de, ncelikle rendii kideleri
oka tekrar etmeli; bir dersi bir bakasna sunabilmesi iin de o ilmin temel
kidelerini iyi bilmelidir.412
o- Baz hocalar eitimin ve retimin daha banda olan rencilere ok
cidd, ar soru ve cevaplar yneltir, bu ekilde de, o ilmin temel kidelerini
hatrlatmaya alrlar. Fakat daha iin banda olan renciler bunlarn ounu
anlayamaz, dikkatlerini derse veremez, uykular gelir, derse kar olan ilgi ve arzular
azalr; sonuta zihinleri yorulur; dersten kalkmadan nce anlayp kavradklarnn
ounu da unuturlar.
Sbknin de ifade ettii gibi, hocann revlerinden biri, dersi gzel sunmak,
onu anlalr bir ekilde anlatmaktr. Eer renciler daha iin banda iseler, onlara
uygun olmayan problemli konular amamas gerekir. Bilakis onlara gzlem ve
aratrma derecesine ulancaya kadar kolay altrmalar yaptrmaldr. Eer son
aamada iseler ar ayrntlara bomadan onlar problemlerin iine sokmaldr.
Saaklzdenin belirttiine gre baz limler eitim ve retimin daha ilk
aamasnda, ilmin inceliklerini ve problemlerini vermek, rencilerinn zihinlerini
keskinletirip gelitirmeye daha uygun olduunu sanrlar. Ancak bu, doru bir metot
deildir. nk gl kimselerin yklendii bir yk, ocuklar yklenemez.
Eitim ve retimin ilk aamas ile son aamasnda olanlarn ayn dersi
paylamamas gerekir. Keza zaka seviyesi dk olanlarla yksek olanlara ayn ders
bir anda verilmemelidir.413
411
Tertbul-Ulm, s. 207.
412
Ayn yer.
413
A.g.e., s. 197-198.
202
203
onun dnce yapsnn ekillenmesinde en fazla tesiri olan lim Gazldir. Mellif
her aamada, Gazlnin el-Munkz ve zellikle de hya adl eserlerine sk sk
atflar yaparak, ilim anlay ve ilimlerin snflandrmasyla ilgili fikriyatnn
olumasnda ondan geni lde yararlanmtr. Saaklzde, eitimde uyulmas
gereken eitsel ilkeleri ifade ettii u son ksmda da bu tavrn srdrmektedir.
Saaklzde, bu ksmla ilgili olarak Gazlnin yan sra Sbk, Zernci ve S.
erif
204
SONU
Felsefe tarihinde ilimlerin snflandrlmasyla ilgili almalarn temeli eskiYunan felsef dncesine kadar uzanmaktadr ki, Aristoteles ve Stoaclar burada ilk
akla gelenlerdir. slm dncesinde ise Knd, Farb, Harizmi, hvan- Saf, bn
Sina, Gazl, bn Haldun ve Takprlzde gibi filozof, kelmc ve ilimler tarihisi
pek ok lim, ilimlerin snflandrlmasyla ilgili almalar yapmlardr. Bu limler,
bu yndeki almalarn, ya mstakil eserler yazarak ya da dier eserlerinde bu konu
iin ayr bir blm oluturarak, ortaya koymulardr. Bunlar ilim snflandrmalarn;
ilimlerin yaplar, kaynaklar, yntemleri, amalar, ilimler aras ilikiyi gstermek
veya eitimde kolaylk salamak gibi birok kriteri gz nne alarak yapmlardr.
slm dncesinde ilimleri, yeni bir anlay ve bak asyla snflandrmaya
tbi tutan bir dier ahsiyet ise, Osmanl limlerden Saaklzde lakbyla mruf
Muhammed b. Eb Bekr el-Maradir. Saaklzdenin ihtisas alan daha ziyade
Kuran, tefsr, kraat, tecvd, fkh, tasavvuf, hadis ilmi gibi nakl veya er ilimler
zerinde olup, kaynaklarda kendisine, bu ilimlerle ilgili olarak telif, erh, hiye ve
talik eklinde yzn zerinde eser atfedilmektedir. Ancak, bu eserlerin byk bir
ekseriyetinin bir deerlendirmeye tbi tutulmam olmas, yanl okumalara neden
olmakta, bu durum ise, ilgili eserin muhteves ve ona nisbetini gletirmektedir.
Saaklzdenin Tertbul-Ulm adl eseri, kendisinin yaad dnemde
zellikle medreselerde cri olan eitim uygulamalarnda yaanan problemlerin
zm istikmetinde ortaya konulmu bir eitim, retim proram niteliinde olup,
orada zikredilen pek ok eitsel ilke, ada eitim, retim doktrin ve
uygulamalaryla ok yakn bir benzerlik tamaktadr. Bu manada mellifin eitim ve
retime yaklam, iki temel zerine oturmaktadr: Birincisi, rencinin bireysel
farkllklar dikkate alnarak, eitim ve retim faaliyetlerinin yrtlmesi gerektii
fikridir ki bu gr, ada eitim yaklamlarnda renci merkezli eitim
anlay olarak ifade edilmektedir. Mellifin, eitim ve retim anlaynn ikinci
temel noktasn ise, eitimde uygulanacak proramlar oluturmaktadr ki, bunun
karl da yine gnmz eitim ve retim literatrnde, proram merkezli
eitim anlay olarak formle edilebilir.
Saaklzde, ilimleri, perspektifli bir snflandrmaya tabi tutmakta ve her
nde de onun ilham ald en nemli ahsiyet Gazldir. O, gerek ilimlerle ilgili
205
206
207
208
diyerek,
filozoflarn
grlerine
destek
vermektedir.
Dolaysyla
Saaklzdenin, eline geen bilgileri olduu gibi kabul edip, aktarmaktan ziyade,
belirli bir akl ve birikim szgecinden geirdikten sonra kabul veya reddetme cihetine
gittii grlmektedir.
Saaklzdenin edeb kiilii balamnda ise, daha ziyade manzum eserler
telif etmi olup, bunlarn bir ksmnda bireysel ve toplumsal meselelere deinmekte,
bir ksmnda ise da, aa, kpr, kale, haart ve ar gibi baz yapay ve doal
unsurlar konuturmaktadr. O bu ynyle, genelde kurucusu Fransz edebiyat La
Fontain kabul edilen ve hayvanlarn konuturulmasn esas alan fabl edeb trnn
son derece arpc rneklerini vermektedir. Onun ilm kiiliinin bu ynde iyice
aratrlp, konunun ak bir ekilde ortaya konulmas gerekmektedir.
209
BBLYOGRAFYA
AKSEK, A.Hamdi, Ahlk lmi ve slm Ahlk, sad. Ali Arslan Aydn,
Ankara trz.
AYN, M. Ali, Tasavvuf Tarihi, sad. Hseyin Rahmi Yananl, stanbul 1992.
210
BOER, T.J., slmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, stanbul 2001.
BOLAY,
S.
Hayri,
Aristo
Metafizii
le
Gazl
Metafiziinin
211
ELMALILI, Muhammed Hamdi Yazr, Hak Dni Kuran Dili, I-X, stanbul
tz.
FAHR, Mcit, slm Felsefesi Tarihi, ev. Kasm Turhan, stanbul 1992.
Kadiri
cazetnamesi,
Madalyal
Tek
ehir
Kahramanmara,
Kahramanmara 2001.
212
HAKM, M.Rza, slm Bilim Tarihi, ev. Hseyin Arslan, stanbul 1999.
HANEF, Hasan, slmi limlere Giri, ev. Muharrem Tan, stanbul 2000.
BN RD, Tehaft et-Tehft (Tutarszln Tutarszl), ev. Kemal IkMehmet Da, stanbul 1998.
HVN-I SAFA, Resilu hvnis-Saf ve Hullnl-Vef, nr. Butros elBustn, Beyrut tz.
213
KADR, C.A., slmi Bilgi Teorisi, slmda Bilgi ve Felsefe, haz. Mustafa
Armaan, stanbul 1997.
el-KAZVN,
Hatb,
el-zh
fil-Ulmil-Bela,
erh
ve
talik:
.., Telhsul-Mifth (Telhs ve Tercmesi), haz. Nevzat h. YankMustafa Kll-M. Sadi genli, stanbul trz.
214
NESEF, Abdullah b. Ahmed b. Mahmud, Medrikut-Tenzl ve HakikutTevl (Tefsrul-Kurnil-Cell), Mektebetl-Emeviyye, Beyrut trz.
SAAKLIZDE, Muhammed b. Eb Bekr el-Mara, Beynu ChdilMukl, Vilyet Matbaas, Konya 1286.
215
216
217
ZET
Bu tezde, XVII. yzyln sonlar ile XVIII. yzln ilk yarsnda yaam olan
byk Osmanl limlerinden biri olan Saaklzde namyla maruf, Muhammed b. Eb
Bekir el-Maranin ilimleri snflandrma ekilleri ele alnmaktadr.
Tezimiz, bir giri ve iki blmden olumaktadr.
Giri ksmnda, slmda ilim anlay ve ilim snflandrmalarnn amalar
zerinde durulmaktadr.
Saaklzdenin hayatn aratrdmz birinci blmde, mellifin doduu,
yaad, ilim tahsil ettii evre ve ilm duruu tartlmaktadr. Ayrca bu blmde,
kendisinin tahsil srecine paralel olarak telif etmi olduu eserleri zerinde
durulmaktadr.
kinci blmde ise, Saaklzdenin ilimleri snflandrma sistemleri
aratrlmaktadr. Buna gre mellifin, faydas ve zarar, er hkm ve eitim
ve retim dzeyi bakmndan olmak zere, ilimlerle ilgili farkl trde
snflandrma ekli ortaya koyduu grlmektedir.
Tezimizin sonlarnda doru ise, Saaklzdenin bak asyla, eitimde
uyulmas gereken baz pedagojik ilkeler zerinde durulmaktadr ki bunlar, ada
eitim uygulamalarnda da tatbk edilmektedir. Bu erevede, mellifin eitsel
ilkeleri topluca deerlendirildii zaman, onun eitim anlaynn iki temel boyutu
ortaya kmaktadr. Bunlardan birisi, rencinin ya, zek ve kavrama dzeyi gibi
bireysel farkllklarna vurgu yapan ve ada eitim literatryle renci merkezli
eitim anlay olarak ifade edilebilecek ksmdr. Dier boyutunda ise, daha ziyade
eitimde verimlilii artrmak iin plan ve proramn nemine iaret edilmektedir ki
bunu, gnmze proram merkezli eitim anlay olarak aktarmak mmkn. Bu
adan bakld zaman, onun eitim anlay ile ada eitim doktrin ve
uygulamalar arasnda olduka yakn bir benzerlik grlmektedir.
218
SUMMARY
In this thesis known as Saaklzde, lived in the late 17th and in the early
18th Century one of the Ottoman scientists Muhammed b. Eb Bekir el-Maras
manners of classifying the sciences are discussed.
Our thesis consists of one introductory part and two parts.
In the Introductory Part the objectives of classifications science and its
understanding in slam.
In the First Part where we examined his life, the neighbourhood where he was
born, educated and spent his time and his scientific standpoint was discussed.
Additionly in this part in parallel with his educational period his products over one
hundred composed by him were mentioned.
In the second part of our thesis Saaklzades classification system of sciences
are investigated. According to this it is seen that the writer relating to sciences makes
three distinct ways of classifications in terms of benefit and harm, Moslem
Religious Law Regulations and educational and instructional level.
n addition in the final part of our thesis in Saaklzades perspective some
pedagogical principles that must be obeyed in education are emphasized and those
are applied in contemporary education. Within this perspective, when the writers all
educational principles are evaluated collectively, two basic proportions of his
understanding of education emerge. One is that individual differences such as
students age, level of intellectual capacity and comprehension and student-centered
education used in the literature of contemporary education are emphasized. The
other one is that above all, in order to increase the productivity in education the
importance of plan and program is referred and this is transferred as the term of
program-centered educationfor todays valid understanding. When looked through
this perspective there is rather close a similarity between his understanding of his
education and contemporary educational doctrines and applications.
219