Wilbur Smith Onbirinci Yazit PDF

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 313

11.

Yazt
Yksek dalardan iki yalnz adam iniyordu. Souktan korunmak iin, yolda
eskittikleri krkler ve enelerinin altndan bal, kulaklkl deri apkalar
giymilerdi. Sakallar karmakarkt, hava koullan yzlerinde izler
brakmt. be para eyalarn srtlarna vurmulard. Bu noktaya gelene
dek etin ve yldrc bir yolculuk olmutu. nden gitmesine ramen, nerede
olduklan hakknda Meren'in hibir fikri yoktu, niye bu kadar uzaklara
geldiklerinden bile emin deildi. Bunu sadece hemen arkasndan yrmekte olan
yal adam biliyordu ve o da henz bir aklama yapmamt.
Msr'dan ayrldklanndan beri pek ok denizi, gl ve gl nehri amlar;
muazzam ovalardan ve ormanlardan gemilerdi. Garip, tehlikeli hayvanlarla ve
onlardan bile garip, tehlikeli adamlarla karlamlard. Sonra dalara
vurmular; havasn solumakta glk ektikleri karl zirveler ve dik yamal
vadilerden oluan kaosu yaamlard. Souktan atlar lm ve Meren de bir
parmann ucunu yitirmiti, kararan parmak ucu donmu, kavrulup kalmt. Neyse
ki kl kulland elinin parmaklarndan biri veya koca yayndan oku brakrken
kulland parma deildi.
Meren son dik yamacn kysnda durdu. Yal adam da yanna geliti. Krk
paltosu, tam Meren'in zerine atlrken tek bir okla haklad 31 kaplannn
postundan yaplmt. Omuz omuza durup aadaki yaban-1 nehirler ve sk
aalarla kapl orman dnyasn seyrettiler.
7
Wilbur Smith
"Be yl," dedi Meren. "Be yldr yoldayz. Seyahatin sonuna geldik mi
Byc?"
Taita, "Sahiden o kadar oldu mu itaatkr Meren?" diye sordu ve buz tutmu
kalarnn altndaki gzleri akac bir ifadeyle parlad.
Meren cevap olarak srtndaki knndan klcn ekti ve deriye yaplm
entikleri gsterdi. "Her gn kaydettim, istersen sayabilirsin," dedi.
Hayatnn yarsndan uzun bir sredir Taita'nn peinden gidiyor ve onu
koruyordu ama hl, onun ciddi olup olmadn, kendisiyle akalap akalamadn asla anlayamyordu. "Ama soruma cevap vermedin saygdeer Byc.
Seyahatin sonuna geldik mi?"
"Yok, gelmedik." Taita ban sallad. "Ama rahat ol, en azndan iyi bir
balang yaptk." Sonra kendisi ne geti ve yamatan kvrlarak inen dar bir
geitte ilerlemeye balad.
Meren birka saniye onun ardndan bakt; birden keskin, yakkl hatlarnda
pimanlk dolu bir tebessm belirdi. Dalara doru, "Bu ihtiyar eytan hi
durmayacak m?" diye sorup klcm knna soktu ve Taita'nn peinden gitti.
Yamacn dibinde beyaz kuvars tandan bir kayann etrafn dolanrken,
gkyznden bir ses duyuldu. "Ho geldiniz yolcular! Uzun sredir gelmenizi
bekliyordum."
aknlkla durup yukardaki kntya baktlar. kntda on bir yandan
byk grnmeyen, ocuksu biri oturuyordu. Daha nce onu fark etmemi olmalar
garipti: parlak gne zerinde oturduu tatan yansyor ve onu, insann
gzlerini actan bir n bulutuyla kuatyordu.
ocuk, "Size Saraswati Tapna'na, yani bilgelik ve yenilenme tanrasnn
tapnana kadar rehberlik etmek iin gnderildim," dedi, ok tatl ve akc bir
sesle.
Meren aknlk ierisinde, "Msr dilini konuuyorsun!" dedi.
8
11. Yazt
ocuk bu safa tepkiye bir tebessmle karlk verdi. Yaramaz bir maymuna
benzeyen esmer bir yz vard ama tebessm ylesine sevimliydi ki, Meren de
elinde olmadan ayn ekilde karlk verdi.
"Benim adm Ganga. Ben bir haberciyim. Gelin! Hl biraz daha yolumuz var."
Ayaa kalkt ve kaln, siyah sa rgs plak omuzlarndan birine dt. Soua
ramen sadece bir petamala sannmt. Przsz plak gs koyu kestane

rengiydi ve srtnda insan ok eden bir kambur vard. Onlarn tepkilerini fark
edince yeniden glmsedi. "Benim gibi siz de alrsnz," dedi. stnde
bulunduu kntdan atlayp Taita'nn elini tuttu. "Bu taraftan."
Sonraki iki gn boyunca Ganga onlara sk bambu ormannda yol gsterdi.
Gittikleri yol ok dolambalyd ve o olmasa yz kere kaybolurlard. Aalara
doru indike hava snyordu. En azndan krklerini ve balklarn
atabilmilerdi. Taita'nn sa lleleri clz, dz ve gmiydi. Meren'inkiler
ise gr, kara ve dalgalyd. kinci gn bambu ormannn sonuna ulatlar ve
gne girmeyen, sk aalarla kapl yabani bir ormana daldlar. Hava scakt ve
nemli topran, ryen bitkilerin kokusuyla arlamt. Parlak tyl kular
balarnn stnde uuuyor, yksek dallarda kk maymunlar gevezelik
ediyorlard, rengrenk kelebekler iekli dallara konup kalkyordu.
Yabanl orman aniden bitti ve ok byk bir dzle ktlar, bir fersah
kadar uzakta orman yeniden balyordu. Dzln ortasnda grkemli bir yap
vard. Krem rengi ta bloklardan ina edilmi binann kkl bykl kuleleri,
teraslan vard ve tm yap, yine ayn tatan yaplm yksek bir duvarla
evriliydi. D cepheyi kaplayan dekoratif heykellerde ve panolarda kzm
plak erkekler ve ehvetli kadnlar tasvir edilmekteydi.
Meren eletirel bir ses tonuyla, "Bu heykellerin yaptklar atlan rktr,"
dedi ama bir yandan da gzleri parlamt.
9
Wilbur Smith
Taita, "Bence heykellere pekl sen modellik etmi olabilirdin," dedi. Krem
rengi talara akla gelebilecek her tr insan birlemesi oyulmu, tu. "Herhalde
bu duvarlarda senin iin yeni bir ey yoktur?"
"Aksine, pek ok ey renebilirim," diye itiraf etti Meren. "Grdklerimin
yarsn hayal dahi etmi deilim."
"Bilgi ve Yenilenme Tapna," diye hatrlatt Ganga. "Burada, dllenme ile
ilgili hareketler hem kutsal hem de gzel kabul edilir."
Taita kuru bir sesle, "Meren de uzun sre ayn bak asna sahipti," diye
belirtti.
Artk ayaklarnn altnda ta kapl bir yol vard ve tapnan d
duvarndaki kapya doru ilerlediler. Masif tik kapnn kanatlan ak duruyordu.
Ganga, "Hadi girin!" diye tevik etti. "Apsara'lar sizi bekliyor."
Meren, "Apsara'lar m?" diye sordu.
"Tapnak bakireleri," diye aklad Ganga.
Kapdan getiler ve daha o anda Taita aknlkla gzlerini krptrd,
kendilerini muhteem bir bahede bulmulard. Dzgn yeil imenlikler iek
am bitki bekleri ve meyve aalaryla kaplyd; aalarn pek ounda meyve
vard ve olgun meyveler insann azn sulandryordu. Bitkiler konusunda uzman
ve bahvan olan Taita bile bu egzotik trlerin bazlarn tanmyordu. iek
tarhlar enfes birer renk cmb oluturuyordu. gen kadn kaprun yaknnda
imenlere oturmulard. Yolcular grnce ayaa frladlar.ve sevin ierisinde
karlamak iin kotular. Heyecan iinde glp ddns ederek hem Taita'y hem
Meren'i sarlp ptler. lk apsara zayf, altn sal ve ok tatlyd. O da
ocuksu grnyordu, krem rengi teni lekesizdi ve plak gsleri bir kz
ocuununkiler gibiydi. "Selamlar ve ho geldiniz! Ben Astrata'ym," dedi.
kinci apsara'nn koyu renk salar ve alayc gzleri vard. Teni, sanki
usta bir sanatkr tarafndan fildiinden oyulmu gibi effaf ve parlak
10
11. Yazt
grnyordu. Gelimi kadnlk organlaryla byleyici bir havas vard. "Ben de
Wu Lu'yum." Meren'in kasl kolunu hayranlkla skp, "Ve sen gzelsin," diye
ekledi.
nc apsara uzun boylu ve heykel gibiydi. "Ben Tansid," dedi o da. Gzleri
insan irkilten bir turkuvaz yeiliydi, salar kzl kestane, dileri bembeyaz
ve kusursuzdu. Taita'y perken, soluu bahedeki iekler kadar gzel
kokuyordu. "Ho geldiniz," dedi Tansid. "Sizi bekliyorduk. Kashyap ve Samana

geleceinizi sylediler. Sizi karlamak zere gnderdiler bizi. Bize nee


getirdiniz."
Tek koluyla Wu Lu*ya sarlm olan Meren dnp kapya bakt. "Ganga nereye
gitti?" diye sordu.
"Ganga hi yoktu ki," dedi Taita. "O bir orman ruhu ve artik grevi
tamamland iin tekrar br dnyaya dnd." Meren bunu kabullendi. Byc'yle
o kadar uzun sredir birlikteydi ki, artk en garip ve sihirli olaylara bile
almyordu.
Apsara'lar onlar tapnaa gtrd. Bahedeki parlak ve scak gneten
sonra, yksek koridorlar serin ve lotu. Tanra Saraswati'nin altn
heykellerinin nnde yakflan ttslerin kokusu havay sarmt. Uuan, portakal
rengi giysilere brnm rahip ve rahibeler heykellerin nnde tapmyor, etrafta
kelebek gibi baka apsara'larn glgeleri dolanyordu. Bazlar gelip
yabanclara sarlp pt. Meren'in kollarn ve gsn ok-adlar, Taita'nn
gm rengi sakaln sevdiler.
Sonunda Wu Lu, Tansid ve Astrata iki adam ellerinden tutup uzun bir
galeriden geirerek tapnan yaam blmne gtrdler. Yemekhanedeki kadnlar,
kseler iinde buharda piirilmi sebzeler ve kupalarla tatl kr-"iz arap
getirdi. O kadar uzun sredir kt yiyecekle idare ediyorlard ki, Taita bile
sunulanlan itahla yedi. Doyduklar zaman Tansid, Taita'y alp ona ayrlan
odaya gtrd. Soyunmasna yardm etti ve lk su dolu bakr Wr kvete sokup
yorgun bedenini sngerle ovalad. Tpk ocuu ile ilgile11
Wilbur Smith
nen bir anne gibiydi, o kadar doal ve yumuak hareket ediyordu ki, sngeri
Taita'nn hadm edildii yerdeki irkin yarada gezdirirken bile Taita utanmad.
Sonra Taita'yi kurulad, uyku minderine gtrd ve o derin, r-yasz bir uykuya
dalana dek yumuak bir sesle ark syledi.
Wu Lu ile Astrata da Meren'i baka bir odaya gtrmlerdi. Tan-sid'in
Taita'ya yapt gibi onlar da onu ykadlar ve minderinde uyuttular. Meren
onlar da yannda alkoymaya alt, ama yorgundu ve abalan yetersiz kald.
Onlar da kkrdayarak gittiler. Birka saniye iinde Meren de uyuyakalmt.
Gnn klar odaya szlene kadar uyudu, dinlenmi ve yenilenmi olarak
uyand. Yrtlm, kirlenmi giysileri gitmi, onlarn yerine yeni, bol bir
tunik gelmiti. Giyinmeyi bitirmiti ki, galeriden odasna doru yaklaan
kadns gller ve sesler duydu. Kzlar ellerinde porselen tabaklar ve meyve
suyu srahileriyle ieri daldlar. Apsara'lar oturup onunla birlikte yiyip
ierken Meren'le Msr dilinde konutular ama kendi aralarnda eitli dillerden
oluan bir potpuri kullanyorlard ve btn o dilleri gayet doalm gibi
konuuyorlard. Ancak belli ki her biri kendi anadilini seviyordu. Astrata'nn
dili Truva diliydi ve bu da altn sars salarn aklyordu. Wu Lu ise
incenin o ngrakl melodik diliyle konumaktayd.
Yemek fasl bitince Meren'i alp darya, gn na kardlar,
bulunduklar yerde bir fskiyeden derin bir havuza sular fkrmaktayd.
Kzlarn ikisi de stlerindeki hafif giysileri karp plak olarak havuza
daldlar. Meren'in orada kaldn gren Astrata, onu almak zere havuzdan
kt, salarndan ve bedeninden buhar kyordu. Glerek Meren'i yakalad,
tuniini kard ve havuza srkledi. Wu Lu da ona yardm etmek iin geldi ve
Meren'i havuza sokmay baarnca suda zplayp oynamaya, etrafa su sratmaya
baladlar. Meren de ksa srede utangaln att ve onlar kadar rahat hareket
etmeye balad. Astrata, Meren'in salarn ykad ve kaslarnn arasndaki
sava yaralarn aknlkla inceledi.
12
m
11. Yazt
Meren iki apsara'nn kendininkine srtnen bedenlerinin kusursuzluu
karsnda armt. Elleri hep suyun altnda meguld. Sonunda aralarna alp
onu uyandrnca zevkten lklar attlar ve Meren'i havuzdan karp aalarn

altndaki kk bir pavyona srklediler. Ta zeminde kat kat hal ile ipek
minderler vard ve hl slak olarak Meren'i minderlerin zerine yatrdlar.
"imdi tanraya tapnacaz," dedi Wu Lu, Meren'e.
"Bunu nasl yapacaz?"
Astrata, "Korkma. Biz sana gstereceiz," diye teminat verdi. pek-si
bedenini Meren'in arkasna yaptrp arkadan kulaklarn, ensesini pmeye
balamt. Ilk gbei Meren'in kalasna deiyordu. Ellerini uzatp ayn anda
Meren'i dudaklanndan pmekte olan ve kollaryla bacaklarn ona dolayan Wu Lu'yu
okamaya balad. ki kz ak sanatnda kusursuz bir beceriye sahiptiler. Bir
sre sonra birbirine kant ve alt kollu, alt bacakl ve azl tek bir
yaratk gibi ortak bir orgazma ulatlar.
Meren gibi Taita da erken kalkmt. Her ne kadar o uzun yolculukta
sarslm olsa da, birka saatlik uyku, bedenini ve ruhunu toparlamasna
yetmiti. Uyku minderinde dorulup oturdu ve afan ilk klar odaya
dolduunda yalnz olmadn fark etti.
Tansid yanma diz kp ona glmsedi. "Gzel sabahlar Byc. Sana yiyecek
ve iecek getirdim. Gcn toplaynca Kashyap ve Samana seninle tanmak
istiyor."
"Onlar kim?"
"Kashyap saygdeer barahibimiz, Samana da saygdeer anamz, 'ipk senin
gibi onlar da sekin byclerdir."
13
Wilbur Smith
Samana tapmak bahelerindeki bir ardakta Taita'y bekliyordu. Ya belli
olmayan, ho bir kadnd ve portakal rengi bir cppe giymiti. Gr salarnn
kulak arkasna gelen ksmlarnda gmi kanatlar vard ve gzlerinde sonsuz bir
bilgelik okunuyordu. Taita'ya sarldktan sonra onu mermer bankta yanna
oturmaya davet etti. Yolculuklarnn nasl getiini sordu ve bir sre sohbet
ettikten sonra, "Barahip Kashyap'la tanmak iin geldiinize ok sevindik,"
dedi. "Bizimle fazla kalmayacak artk. Sizi buraya aran oydu."
"Buraya davet edildiimi biliyordum ama kimin ettiini bilmiyordum." Taita
ban sallad. "Beni niye buraya getirtti?"
Samana, "Size kendisi anlatacak," dedi. "Artk onun yanma gidelim." Ayaa
kalkp Taita'nn elini tuttu. Tansid'i orada braktlar. Samana, Taita'y birok
geitten ve dehlizden geirdikten sonra hi bitmeyecekmi gibi grnen bir dner
merdivenden kmaya baladlar. Sonunda en yksek kulenin tepesindeki kk,
yuvarlak odaya ulatlar. Odadan epeevre kuzeydeki karl dalarn yamacna
kadar uzanan ormanlar grnyordu. Tam ortada yastklarla desteklenmi yumuak
bir ilte vard ve zerinde bir adam oturmaktayd.
"Onun nne gein," diye fsldad Samana. "Neredeyse tamamen sardr ve
konuurken dudaklarnz grmesi gerekir." Taita, onun dediini yapt ve bir
sre Kashyap'la sessizce birbirlerine baktlar.
Kashyap ok yalyd. Gzleri donmu, ferleri kamt ve aznda di
kalmamt. Derisi eski bir parmen gibi kuru ve kr krt. Sa, sakal ve
kalar da donuk, cam gibi saydamd. Elleri ve ba kontrol edemedii
sarsntlarla sallanyordu.
Taita, "Neden beni grmek istediniz Byc?" diye sordu.
"nk sen akllsn." Kashyap'n sesi fsltdan farkszd.
"Beni nereden tanyordunuz?"
"zel gcn ve varlnla havada uzaktan bile alglanan bir hareket
yaratyorsun," diye aklad Kashyap.
14
11. Yazt
"Benden ne istiyorsunuz?"
"Hibir ey ve her ey, hatta belki de hayatn."
"Aklayn."
"Heyhat! ok ge kaldm. lmn kara kaplan yaklayor bana. Gne batmadan
gitmi olacam."

"Benim iin dndnz grev nemli mi?"


"Hem de ok nemli."
"Ne yapmalym?" diye sordu Taita.
"Seni karna kacak mcadele konusunda donatmak niyetindeydim, ama
apsara'lardan hadm olduunu rendim. Bunu, buraya gelmeden nce bilmiyordum.
Bilgilerimi sana dndm ekilde aktaramam."
"Yani hangi ekilde?" diye sordu Taita.
"Cinsel yolla."
"Yine anlamadm."
"Aramzda cinsel bir iletiimi de ieriyordu. Ama hadm olduun iin bu
mmkn deil." Taita bir ey demedi. Kashyap peneye benzer kurumu elini
uzatt. Konutuunda sesi nazikti. "Aurana bakarak yaralarndan sz etmemi
hakaret kabul ettiini gryorum. Bunun iin zr dilerim ama ok az vaktim
kald ve ak konumak zorundaym."
Taita yine ses karmaynca Kashyap devam etti. "Dei tokuu Samana ile
yapmaya karar verdim. O da aklldr. Ben gittikten sonra benden aldklarn
sana aktaracak. Seni kzdrdm iin zgnm."
"Gerek ac verebilir ama siz vermediniz. Benden istediiniz neyse
yapacam."
"O zaman sahip olduum her eyi, uzun hayatm boyunca tm rendiklerimi
Samana'ya aktarrken bizimle kal. Daha sonra o bunlar seninle paylaacak ve
kaderinde olan kutsal abalar iin gerekli donanma kavumu olacaksn."
Taita kabullendiini gsterir ekilde ban edi.
15
Wilbur Smith
Samana ellerini gl bir ekilde rpt ve merdiven banda iki tane gen,
gzel apsara belirdi, biri esmer, dieri bal rengi sarnd. Samana'nm ardndan
odann br ucundaki mangaln yanna gittiler ve keskin kokulu bitkilerle dolu
bir kseyi korlarn stne yerletirmesine yardm ettiler. ksir hazr olunca
alp Kashyap'a getirdiler. Birisi onun titreyen ellerini tutarken br de
kseyi dudaklarna gtrd. Kashyap iksiri aprdatarak iti, bir ksm da
enesinden gsne akt, sonra bitkin bir halde iltesine uzand.
ki apsara, onu mfik hareketlerle ve saygl bir biimde soyduktan sonra,
su mermerinden yaplm bir ieden aldklar kokulu merhemi kasna srdler.
Bzlm cinsel organna hafife ama hi ara vermeden masaj yapmaya baladlar.
Kashyap inledi, kafasn iki yana sallayarak bir eyler mrldand ama
apsara'larn hnerli ellerinin ve iksirlerin etkisiyle cinsel organ iip
irileiyordu.
Kashyap'n organ tam olarak sertleince Samana iltesine yaklat. Portakal
rengi cppesinin eteklerini beline kadar kaldrp gzel bacaklarn ve yuvarlak,
gl kalalarn ortaya kard. Bacaklarn ayrp Kashyap'n stne oturdu ve
erkeklik organn eliyle tutup iine ald. kisi yek vcut olunca cppesinin
eteklerini brakp erkein zerinde sallanmaya balad, bir yandan da yumuak
bir sesle, "Efendim, bana vereceklerinizi almaya hazrm," diye fsldyordu.
"Onlar byk bir istekle sana emanet ediyorum." Kashyap'n sesi ince ve
tizdi. "Akllca ve iyi kullan." Yine ban iki yana savurdu, yal hatlar
korkun bir kua benzeyecek ekilde knmt. Sonra kasld ve inledi, bedeni
bklm olarak kalakald. Bir saat kadar ikisi de kprdamadlar. Sonra
Kashyap'n grtlandan hrltl bir ses kt ve adam ilteye yld.
Samana bouk bir lk att. "ld." Sesinde byk bir ac ve efkat vard.
Yavaa Kashyap'n bedeninden ayrld.' Adamn yanna diz kp gzkapaklann
indirerek matlaan baklarn rtt. Sonra dnp Taita'ya bakt.
16
11. Yazt
"Bu akam gne batarken bedenini yakacaz. Kashyap btn hayatm boyunca
benim yol gstericim ve koruyucum olmutu. Benim iin herhangi bir babadan
ileriydi. Artk z benim iimde yayor. Ruhum onunkiyle birleti. Beni affedin
Byc, ama onun hrpalayc deneyimlerini tam olarak hazmedip sizin
kullanmnza sunmam biraz zaman alabilir. yileince yannza geleceim."

O akam Taita. yannda Tansid ile odasnn nndeki kk karanlk balkonda


durup aadaki bahede hazrlanan ynn zerinde Barahip Kashyap'n
yakln izledi. Adam daha nce tanmam olduu iin byk bir kayp duygusu
hissediyordu. O ksa tanma srecinde bile aralarndaki etkileimi alglamt.
Karanln iinden gelen yumuak bir ses, Taita'nn dald dncelerden
silkinerek kmasna yol at. Arkasna dnd ve Samana'nn sessizce onlara
katlm olduunu grd.
"Kashyap da aranzdaki ban farkndayd." Taita'nn dier tarafna geti.
"Siz de Doru'nun hizmetkrsnz. O yzden sizi byle alelacele armt.
Bedeni onu uzaklara tayabilse o size gelecekti. Tank olduunuz cinsel aktarm
srasnda, Doru iin yapt son fedakrlkta, Kashyap, bana size iletmem iin
bir mesaj verdi. Bunu yapmadan nce inancnz snamam istedi. Syleyin bana
Gallala'h Taita, inancnz nedir?"
Taita bir sre dndkten sonra cevap verdi: "Ben evrenin, iki gl ev
sahibi arasndaki sava yeri olduuna inanrm. Bunlardan birincisi Doru'nun
tanrlardr. kincisi ise Yalan'n eytanlardr."
Samana, "Bu afet ortamnda biz gsz lmllerin rol ne olabilir," djye
sordu.
"Kendimizi Doru'ya adayabilir veya Yalan tarafndan yutulabiliriz."
17
F:2
Wilbur Smith
"Eer Doru'nun sandaki yolu seersek, Yalan'n karanlk gcne kar
nasl direnebiliriz?"
"Doru'nun yzn net bir ekilde grene kadar Ebedi Da'a trmanarak. Bunu
baarnca yiliki Olmller'in, yani Doru iin savaanlarn saflarna katlm
oluruz."
"Btn insanlarn kaderi bu mudur?"
"Hayr! Sadece pek az, en deerli olanlar o saflara katlr."
"Zamann sonunda Doru, Yalan'a kar zafer kazanacak mdr?"
"Hayr! Yalan direnecektir ama ayn ekilde Doru da direnecek. Savan
galibi bir o bir br olacak ama sava ebediyen srecek."
"Doru Tanr deil midir?"
"Ona ister Ra ya da Ahura Maasda deyin, ister Vishnu veya Zeus ya da Woden
deyin veya kulanza en kutsal gelen ad verin, Tanr Tanr'dr ve tektir."
Taita inan snavn vermiti.
Samana alak sesle, "Auranzda sylediklerinizin arasnda Yalan'n izi
olmadn gryorum," dedi ve Taita'nn nnde diz kt. "Benimle birlikte
olan Kashyap'n ruhu da, gerekten Doru'nun adam olduunuza ikna oldu. Bize
katlmanz iin baka bir kontrol veya engel bulunmu-3 yor. Artk
balayabiliriz."
"Bana 'Biz' derken neyi kastettiinizi aklayn Samana."
"Bu meum zamanlarda, Yalan yine stnlk kazanm durumda. Btn insanl,
ama zellikle de sizin Msr'nz tehdit eden yeni ve kt bir g douyor.
Buraya arlm olmanzn nedeni, bu korkun eyle mca-dele edebilmek iin
silahlanmanz salamak. Takip etmeniz gereken yolu net bir ekilde
grebilesiniz diye Gz'nz aacam." Samana aylaa kalkp Taita'ya
sarld. Sonra szlerine devam etti. "ok az zamanmz var. Sabahleyin
balayacaz. Fakat ondan nce bir yardmc semem lazm."
Taita, "Kimlerin arasndan seeceksiniz?" diycsordu.
"Apsara'nz Tansid daha nce de bana yardmc olmutu. Ne gerektiini
biliyor."
18

11. Yazt
"yleyse onu sein," deti Taita. Samana ban sallad ve Tansid'e elini
uzatt. ki kadn birbirlerine sarldlar ve sonra dnp Taita'ya baktlar.
"Siz de kendi yardmcnz semelisiniz," dedi Samana.
"Ne yapmas gerektiini syleyin."
"Gl ve dayankl bir adam olmal, size kar efkat duymal. Ona
gvenmeniz gerekir."
(
Taita hi duraksamad. J'Meren!"
Samana, "Elbette/' diye ona katld, "i
afakta, drd birlikte yabanl ormandan geen yolu takip ederek dalarn
yamalarna trmandlar ve bambu ormanna kadar ilerlediler. Samana sallanan bir
sr sar renkli dal inceledikten sonra olgun bir tanesini seti ve Meren
daldan esnek bir para kesti. Kestii dal tapmaa kadar tad.
Samana ve Tansid getirdikleri bambu dalndan zenle uzun kymklar
topladlar. Onlar insan sandan ince ama en iyi bronzdan bile keskin ve salam
bir hale getirene kadar cilaladlar.
Tapman huzurlu havasna bir gerilim ve beklenti hkim olmutu. Kahkahalar
ve apsara'lann en ruhlan yatmt. Tansid ne zaman Taita'ya baksa, gzlerinde
huu ile kark acmaya benzer bir ifade oluyordu. Samana ise bekleme
gnlerinin ounu onunla birlikte, onu nlerindeki etin snava hazrlayarak
geirmekteydi. Pek ok konuyu tarttlar ve Samana hep Kashyap'n sesime
bilgelii ile konutu.
Bir ara Taita, kendisini uzun sre megul eden bir konuyu at: "Senin de
bir Uzun Yaayan olduunun farkndaym Samana."
"Tpk senin gibi Taita."
"Peki nasl oluyor da birkamz insanln geri kalanna gre ok daha uzun
yayoruz. Bu tabiata aykr."
19
Wilbur Smith
"Beni ve Barahip Kashyap gibileri dnrsen, belki yaam eklimize,
yediklerimize, itiklerimize, dncelerimize ve inanlarmza baldr bu. Ya
da belki bir amacmz, devam etmek iin bizleri yneten bir hedefimiz, bir
nedenimiz olduu iindir."
"Ya ben? Seninle ve barahiple kyaslandmda delikanl saylsam bile, ou
insandan uzun yaam durumdaym," dedi Taita.
Samana glmsedi. "Sen de iyicil bir akla sahipsin. Bu zamana kadar akln
bedeninin gszlne galip gelmi, ama sonunda hepimiz lmek zorundayz, tpk
Kashyap gibi."
"lk soruma cevap verdin, ama bir tane daha var. Beni kim semi?" diye
sordu Taita, ama sorusunun cevapsz kalmaya mahkm olduunu biliyordu.
Samana tatl, esrarengiz bir tebessmle ona bakt ve uzanp bir parman
Taita'nn dudaklarna dedirdi. "Seildin," diye fsldad. "Bu kadaryla
yetin." Taita, onun bilgisinin snrlarna geldiini biliyordu: Samana ancak
buraya kadar gidebilirdi.
Gnn geri kalannda ve gecenin yans boyunca, o zamana kadar aralarnda
yaananlar zerine birlikte dnmeye baladlar. Sonra Samana, Taita'yi kendi
yatak odasna gtrd ve afak skene dek, bir annenin ocuuna sarlp uyumas
gibi birbirlerine sarlarak uyudular. Kalkp birlikte ykandlar ve sonra
Samana, Taita'y bahelerin bir kesinde gizlenmi antik bir ta binaya
gtrd, Taita bu ksm daha nce grmemiti. Tansid onlardan nce gelmiti.
Yapnn merkezindeki byk odada, tam ortada duran mermer masann banda bir
eylerle urayordu. Taita ile Samana ieri girince ban kaldrp onlara
bakt. "Son ineleri hazrlyordum," diye aklama yapt, "Ama ba baa kalmak
isterseniz kabilirim."
Samana, "Kal sevgili Tansid," dedi. "Senin varln bizi rahatsz etmez."
Sonra Taita'nn elinden tutup odada gezdirdi. "Bu bina balang dnemlerindeki
ilk barahipler tarafndan tasarlanmt. lerini yapabil20

11. Yazt
mek iin bol a ihtiyalar vard." Duvarlann st ksmlarndaki byk, ak
pencereleri gsterdi. "Bu mermer masada en az elli kuak boyunca barahipler
Gz' ama eylemini gerekletirdi. Hepsi birer limdi, yani bizim tanmmza
gre baka insanlarn ve hayvanlarn auralann grebilme yetisine sahipti."
Duvarlara oyulmu yazlan iaret etti. "Yzyllar ve bin yl ncesine kadar
uzananlarn kaytlan. Aramzda hibir ey gizli kalmamal. Sana hibir aslsz
gvence vermeyeceim... seni aldatmaya kalksam daha ilk kelimemi edemeden bunu
anlarsn. O yzden unu da sylemeliyim, Kashyap'n vesayeti altnda, baarl
olana kadar drt kez Gz ama giriimim olmutu."
En son kaytlar gsterdi. "Burada kayd tutulmu giriimlerimi
grebilirsin. Belki balangta beceri ve ustalm yoktu. Belki hastalarm
kendi yollarnda yeterince ilerlememilerdi. Bir tanesinde sonu hi iyi olmad.
Seni uyaryorum Taita, riskler ok byk." Samana bir sre derin dncelere
dalp sessiz kald. Sonra devam etti. "Benden nce de baan-sz olanlar olmutu.
Bak burada!" Taita'y duvarn sonunda, anm, yosun kapl yazlann bulunduu
yere gtrd. "Bunlar o kadar eski ki, zmek neredeyse imknsz, ama sana ne
yazdn syleyebilirim. Yaklak iki bin yl nce bu tapnaa bir kadn
gelmiti. Bir zamanlar Ege Denizi kylannda Truva denen byk bir kentte
yaayan halktan geride kalanlardan biriydi. Orada, Apollo'nun Yksek
Rahibeleri'ndendi. O da senin gibi Uzun Yaayanlardand. Yamalarla, ykmlarla
geen yzyllar boyunca yeryzn gezmi, bilgelik kazanm, pek ok ey
renmiti. O srada tapnamzn barahibi, Kurma adnda biriydi. Yabanc
kadn, onu kendisinin de Doru'nun rneklerinden olduuna ikna etmiti. Bylece
Gz'n amas iin kandrmt. Bu, Kurma'y artan ve gururlandran bir
baaryd. Ancak kadn tapnaktan ayrldktan ok sonra, Kurma phelere ve
korkulara kapld. Onun bir sahtekr, bir hrsz, soldaki yolu semi bir stat,
Yalan'n gzdelerinden biri olduunu anlamasn salayan
21
Wilbur Smith
korkun eyler olmutu. Kadn bysn gerekten seilmi birini ldrmek iin
kullanmt. ldrlen kadnn kimliine brnm ve onu kandrmak iin kendi
asl doasn bu ekilde maskelemiti."
"Sonra bu yarata ne oldu?"
"Tanra Saraswati'nin barahipleri kuaklar boyunca onun izini srmeye
altlar. Fakat kadn kendini gizledi ve ortadan kayboldu. Belki artk
lmtr. Umabileceimiz en iyi sonu bu."
"Ad neydi?" diye sordu Taita.
"Burada! Kaytl." Samana parmak ularyla yazlara dokundu. "O kendine Eos
diyordu, gne tanrsnn kz kardeine atfen. Artk bunun gerek ad olmadn
biliyorum. Ama ruhani iareti kedi penesi eklindeydi. te burada."
"Baka ka kii baarsz oldu?" Taita karanlk nsezilerinden "kurtulmaya
alyordu.
"Epeyce."
"Bana kendi deneyimlerinden sz etsene."
Samana bir an dndkten sonra, "Halen raklk ettiim dnemden
hatrladm biri var," dedi. "Ad Wotad'di. Teni kutsal mavi dvmelerle
kaplyd. Buraya, Souk Deniz'in karsndaki kuzey lkelerinden getirilmiti.
Fiziki bakmdan gl bir adamd, ama bambu inelerin altnda ld. O byk gc
bile, al srasnda oluan baskya dayanamad. Beyni patlayp paralara
ayrld ve burnundan, kulaklarndan kan fkrd." Samana iini ekti. "Korkun
ama hzl bir lmd. Belki de Wotad ondan ncekilerden anslyd. Gz,
kuyruundan yakalanm zehirli bir ylan gibi kendi sahibine de saldrabilir.
Yaratt baz korkun eyler fazlasyla gl ve dayanlmaz olur."
Gnn geri kalann onlar sessiz geirirken, Tansid ta masann banda son
bambu ineleri cilalamakla ve ameliyat aletlerini hazrlamakla megul oldu.
22
11. Yazt

Nihayet Samana, Taita'ya bakp yumuak bir ifadeyle konutu: "Artk


karlaacan riskleri biliyorsun. Bunu yapmak zorunda deilsin. Seim sadece
sana ait."
Taita bam sallad. "Seme ansm yok. Doduum gn bu seimin benim adma
yaplm olduunu biliyorum."
O gece Tansid ve Meren, Taita'nn odasnda uyudular. Tansid lambay
sndrmeden nce Taita'ya lk bitki zleriyle dolu bir kse uzatt. Taita
ksedeki svy ier imez minderine ylp derin bir uykuya dald. Meren gece
iki kez kalkp onun soluklarn dinledi ve afan serin havas odaya szdnda
stn rtt.
Taita uyandnda, nn, yani Samana, Tansid ve Meren'in uyku deinin
etrafna diz km olduklarn grd.
Samana esrarl bir tavrla, "Byc, hazr msn?" diye sordu.
Taita ban sallad ama Meren dayanamad. "Bunu yapma Byc. Sana bunu
yapmalarna izin verme. Bu uursuzluk."
Taita, onun kasl kolunu tutup sert bir ekilde sarst. "Seni bu grev iin
setim. Sana ihtiyacm var. Beni yar yolda brakma Meren. Eer bunu tek bama
yapmak zorunda kalrsam sonularnn ne olacan kim bilebilir? kimiz
birlikte, daha nce de pek ok kez yaptmz gibi bunun stesinden
gelebiliriz." Meren fkeyle derin soluklar ald; "Hazr msn Meren? Her zaman
olduun gibi yine yanmda msn?"
Meren, "Bala beni, zaaf gsterdim, ama artk hazr olduumu biliyorum
Byc," diye fsldad.
Samana nde, nce gneli baheye ktlar, oradan da antik binaya getiler.
Mermer masann bir ucunda cerrah aletleri diziliydi, teki ucun23
Wilbur Smith
da ise bir kmr mangal duruyordu, mangaln zerindeki hava snd iin
titremekteydi. Masann altna bir koyun postu seriliydi. Taita'ya bir ey
sylenmesi gerekmedi: postun stne, yz masaya dnk olarak diz kt. Samana,
Meren'e ban sallad; belli ki, grevlerini yerine getirmesini istiyordu.
Meren de Taita'nn yanna diz kt ve kprdamasn diye kollarn smsk
tuttu.
"Gzlerini kapat Meren," dedi Samana. "Seyretme." Balarnda durup diinin
arasnda sksn diye Taita'ya bir deri paras uzatt. Taita bir ba hareketiyle
reddetti. Samana sa elinde gm bir kakla Taita'nn nne diz kt; teki
eliyle Taita'nn sa gzn iyice at. "Her zaman sa gzden," diye fsldad.
"Doru'nun tarafndan." Gzkapaklann daha da ayrd. "Sk tut Meren!"
Meren tamam dercesine homurdand ve efendisini bronz bir embere alr gibi
kollarn kenetledi. Samana kan ucunu Taita'nn sa st gzka-pana
yaklatrd ve tek bir kararl hareketle gzyuvannn arkasna uzatt. Sonra gz
yavaa kaa alp yuvasndan kard. Optik sinirlerin ucundaki gozyuvan
Taita'nn enesinde bir yumurta gibi salland. Bo gz ukuru ise derin pembe
bir boluk yaratmt, gzyalanndan dolay ise parlyordu. Samana ka
Tansid'e uzatt, o da alp bir kenara koydu ve bambu inelerden birini seti.
Ucunu mangaln stne tutup iyice kavrulup sertleene kadar bekledi. Samana'ya
uzattnda ineden hl duman kyordu. Samana ineyi sa elinde tutarak
ban Taita'nn bo gz ukuruna doru edi. Kafatasna giren optik yolun
konumunu ve asn tartt.
Samana'nn parmaklarnn arasnda Taita'nn gzkapaklar istem d olarak
titriyordu. Samana buna aldrmad. Yavaa ineyi gz ukuruna yaklatrd ve
ucunu optik yolun bana dedirdi. Sonra aniden bastrarak inenin zan delip,
bir zarar vermeden sinir iinde ilerlemesini salad. Hemen hemen hibir direni
olmamt. ne gittike daha derine batyordu. Bambu ine beynin n lobunda
neredeyse bir parmak boyu ilerleyince,
24
11. Yazt
ucunun, iki gzn optik kiyazmada kesitii noktada bulunan sinir demetine
ulatn hissetti. Bambu u tam giri yerindeydi. Bundan sonraki hareketin tam

bir kesinlikle uygulanmas gerekti. Her ne kadar dtan sakin grnse de,
Samana'nn lekesiz teninde hafif bir ter tabakas olumu ve gzleri kslmt.
Gerildi ve son atlm gerekletirdi. Taita'dan bir tepki gelmedi. Samana
hedefi kl pay ile kardn biliyordu. neyi bir para geri ekti, duruunu
dzeltti sonra ayn derinlie kadar tekrar itti, ama bu sefer birazck daha
yukarya nian almt.
Taita rperdi ve hafife iini ekti. Sonra sanki kaytsz kalm gibi
gevedi. Meren bunu beklemesi iin uyarlmt ve o sevdii gm ban ileri
doru frlamamas iin bir eliyle Taita'mn enesini skca tuttu. Samana ineyi
yine ayn itina ile geri ekti. Gzn arkasndaki astarda oluan delii
incelemek iin ne eildi. Hi kan grnmyordu. Minik yara, gznn nnde
annda kapan vermiti.
Samana onaylarcasna mrldand. Sonra ka kullanarak sallanan gzyuvann
yerine brakt. Taita'mn gzkapaklar hzla krparak gzyu-vannn iyice
yerlemesini salad. Samana, Tansid'in iyiletirici karma batrp masaya
serdii keten bandaj alp Taita'mn her iki gzn kapatacak ekilde sard ve
skca dmledi.
"Meren, duyulan yerine gelmeden, btn hznla onu odasna gtr."
Meren, Taita'y uyuyan bir ocukmu gibi kucaklad ve ban gl gsne
yaslad. Koarak tapnaa dnd ve onu odasna tad. Samana ve Tansid de
arkalarndan geliyorlard. ki kadn tapnaa varnca, Tansid snsn, diye bir
aydanlk brakt ocaa gitti. Bitki zlerini bir tasa doldurup Samana'ya
getirdi.
"Bunu bana dik!" diye emreden Samana, kseyi Taita'mn dudaklarna gtrp
svy azndan dkmeye balad, yutmasna yardm etmek in de boynuna masaj
yapyordu. Btn kseyi bitirmesini salad.
Fazla beklemeleri gerekmedi. Taita kasld ve elini gzndeki baa uzatt.
Eli felliymi gibi titriyordu. enesi takrdad ve dilerini kenetle25
Wilbur Smith
di. enesindeki kas kabarnca, Meren, onun dilini srm olabileceini
dnerek dehete dt. Baparmaklaryla Byc'nn azn ayrmaya alrken,
aniden Taita'nn az kendiliinden ardna kadar ald ve bir feryat koptu,
bedenindeki tm kaslar tahta gibi sertlemiti. Arka arkaya gelen spazmlarla
sarslyordu. Dehetle haykryor, aresizce inliyor, sonra manik kahkahalara
bouluyordu. Yine aniden, sanki kalbi krlm gibi alamaya balyordu. Sonra
yine baryor ve srt, kafas topuklanna dee-cekmiesine bklyordu.
eytani bir gle kvranan bu yal bedeni Meren bile zapt edemez olmutu.
"Onu kim ele geirdi?" diye yalvard Samana'ya. "Kendini ldrmeden buna bir
son verin."
" Gz' sonuna kadar ald. Henz onu kontrol etmeyi bilmiyor. O kadar
kt grntlere tank oluyor ki, normal bir insan ldrp akln yitirebilir.
u an btn insanln aclarna dayanyor." Taita'ya biraz daha ac iksir
iirmeye alan Samana da nefes nefese kalmt. Taita azndaki svy tavana
doru pskrtt.
"Kuzeyli Wotad'i ldren bu cinnetti," dedi Samana, Tansid'e. "Grntler
beynini iirdi ve sonunda beyni dayanamayp paraland." Gzlerindeki bandaj
paralamasn diye Taita'nn ellerini tutuyordu. "Byc, her bir dulun ve ilk
doan ocuunun lmne tanklk eden her cesur annenin duyduu acy tadyor.
Sakatlanan, ikence gren veya hastalktan kvranan her kadn ve erkein
aclann paylayor. Her tirann zalimlii ile, Yalan'n her ktl ile ruhu
azap ekiyor. Yama alevlerinde yanyor ve maluplarla birlikte binlerce sava
alannda lyor. Gelip gemi tm kayp ruhlarn aresizliini hissediyor.
Cehennemin derinliklerine bakyor."
"Bu onu ldrecek!" Meren de neredeyse Taita kadar youn aclar iindeydi.
" Gz'n kontrol etmeyi renemezse evet, bu yzden lebilir. Tut onu,
kendine zarar vermesine izin verme." Taita'nn ba iki yana yle iddetli
savruluyordu ki, kafasn baucundaki ta duvara arpmaktayd.
26

//. Yazt
Samana yksek, tiz bir sesle ilahi sylemeye balad, bu kendi sesi deildi
ve syledii dili Meren daha nce hi duymamt. Ama ilahi sylemenin de fazla
bir etkisi olmad.
Meren, Taita'nn ban kollarna ald. Samana ve Tansid de iki yanna geip
bedenleriyle destek yaparak onun vahi rpnlarla kendine zarar vermesini
nlemeye altlar. Tansid parfm kokulu soluunu azna doru fledi. "Taita!"
diye seslendi. "Geri gel! Bize dn!"
Samana ona, "Seni duyamaz," dedi. Sonra Taita'ya iyice sokulup avularyla
Taita'nn sa kulan, Doru'nun kulan kapad. Farkl bir dilden mrl mrl
bir eyler sylemeye balad. Meren anlamn karama-sa da o sesleri tanmt;
Taita baka byclerle grrken kullanrd bu dili. Bu onlarn gizli diliydi
ve Tenmass derlerdi. Taita biraz yatm ve Sa-mana'y dinliyormu gibi ban
yana emiti. Samana'nn sesi biraz daha ksld ama daha telal da bir hal
ald. Taita bir cevap mrldand. Meren, Samana'nn ona talimatlar verdiini,
Gz'n kapamasna, ykc ses ve grntleri szp yaadklarn anlamasna ve
onu hrpalayan duygulardan uzaklamasna yardm ettiini fark etti.
Btn gn ve uzun sren gece boyunca hibiri Taita'nn yanndan ayrlmad.
afakta Meren bitap dt ve uyuyakald. ki kadn, onu uyandrmaya almadlar
ve uyusun diye braktlar. Bedeni, mcadeleden ve zorlu fiziksel deneyim
yznden harap olmutu; onlann ruhsal direncine sahip deildi. Onlann yannda
henz ocuk saylrd.
Samana ve Tansid, Taita'nn yanndan ayrlmadlar. Taita da ara sra uykuya
dalar gibi oluyordu. O anlarn dnda huzursuzdu, cinnetin snrnda gidip
geliyordu. Gzbann ardnda gerekle fanteziyi ayrt edemiyor gibiydi. Bir
keresinde doruldu ve korkun bir gle Tansid'e sarld. "Lostris!" diye
haykrd. "Sz verdiin gibi dndn. Ah, Isis ve Horus, sizi bekliyordum. Bu
uzun yllar boyunca hasretinizi ektim. Beni bir daha brakmayn."
27
Wilbur Smith
Tansid, onun bu hezeyanndan korkmad. Uzun gm rengi salarn okad.
"Taita, kendini zmemelisin. Bana ihtiyacn olduu srece seni brakmayacam."
Taita bir kez daha yatana dek onu, gsne bastrd bir ocuk gibi efkatle
tuttu. Sonra merakla Samana'ya bakt. "Lostris?"
"Bir zamanlar Msr kraliesiydi," diye aklad Samana. Kendi Gz'n ve
Kashyap'n bilgilerini kullanarak Taita'nn zihnindeki anlarn derinliklerine
ulaabiliyordu. Onun Lostris'e duyduu ebedi ak, Samana'ya kendi akym gibi
net bir ekilde grnyordu.
"Onu ocukken Taita yetitirmiti. ok gzeldi. Ruhlar bir btnd ama asla
bir araya gelemediler. Sakat braklan bedeni yznden erkeklik gc yoktu, bir
dost ve koruyucu olmaktan teye geemedi. Yine de onu hayat boyunca sevdi,
ldkten sonra da sevmeye devam etti. Lostris de onu seviyordu. Kollarnda
lrken son sz, 'Bu dnyada sadece iki erkei sevdim,' oldu. 'Ve sen onlardan
biriydin. Belki sonraki hayatta tanrlar akmza daha iyi davranrlar.'"
Samana'nn sesi giderek ksld ve iki kadnn gzlerinde yalar belirdi.
Bunun ardndan gelen sessizlii Tansid bozdu. "Bana hepsini anlat-sana
Samana. Bu dnyada gerek aktan daha gzel bir ey yok."
"Lostris ldkten sonra," dedi Samana, Byc'nn ban okayarak, 'Taita,
onu mumyalatt. Sonra lahdine yatrd ve sandan bir bukle kesip altn bir
madalyona kapatt." Eilip Taita'nn boynundaki altn zincirin ucuna asl
muskaya dokundu. "Grdn m? Bunu bugne dek hi karmad. Hl onun kendisine
dnmesini bekliyor."
Tansid alamaya balad. Samana da onun kederini paylayordu ama bunu
gzyalaryla ykayp atmak onun elinde deildi. Ustalk Yolla-n'nda o kadar
uzun sredir geziniyordu ki, baz insani zayflklarla rahatlama yeteneini
yitirmiti. Keder de neenin dier yzyd. Ac ekmek insan olmak demekti.
Tansid hl alayabiliyordu.
28
11. Yazt

Byk muson yamurlar getikten sonra Taita da byk snavn at latm ve


Gz'n kontrol etmeyi renmiti. Hepsi onun iindeki i yeni gcn
farkndayd: Taita'dan ruhsal bir huzur yaylyordu. Meren ve Tansid, onun
yannda hi konumadan durup sadece varln hissederek mutlu oluyorlard.
Bununla birlikte, Taita uyank olduu saatlerin ounu Samana ile
geiriyordu. Tapnak kaplarnda gnler boyu oturdular. Gz'leriyle gelip
geenleri izlediler. Her insan bedenini kendi aurasna gmlm olarak
gryorlard, bu, sahibinin karakterine, dncelerine, duygularna gre deien
bir k bulutuydu. Samana, Taita'ya bu iaretleri yorumlamay retiyordu.
Gece olup da herkes odasna ekilince, Samana ile Taita tapnan
karanlklarnda, tanra Saraswati'nin heykelleriyle kuatlm olarak oturmaya
devam ediyorlard. Gece boyunca ne Meren'in, ne apsara'larn, hatta ne de
bilgili Tansid'in anlayamad, yksek ustalara has Tenmass diliyle
konuuyorlard. Yaknda ayrlma zamann geleceini biliyor, onlara kalan tm
vakti sonuna kadar kullanmak zorunda olduklarn kavryorlard.
Son konumalarn yaparken, Taita, "Senin bir auran yok," dedi.
"Senin de," diye cevap verdi Samana. "limlerin olmaz. Birbirimizi
tanyabilmenin en kesin yolu da budur."
"Sen, benden ok daha bilgesin."
"Sende de beni fazlasyla geecek kadar merak ve kapasite var. Artk i
grn de ak olduu iin ustaln sondan bir nceki aamasna giriyorsun. u
an durduun yerin stnde sadece bir basamak daha var, o da yiliki lmszler
basama."
29
Wilbur Smith
"Her gn biraz daha glendiimi hissediyorum. Her gn ary biraz daha
net duyuyorum. Bu inkr edilemez. Seni brakp yoluma devam etmek zorundaym."
"Evet, burada-izimle geirecein vaktin sonuna geldik," diye hak verdi
Samana. "Bir daha hi karlamayacaz Taita. Cesaret yoldan olsun. Gz'n
sana yolunu gstersin."
Meren, havuzun yanndaki pavyonda^Astrata ve Wu Lu ile birlikteydi. Taita
yannda Tansid'le kararl bir ekilde onlara doru gelirken giysilerini alp
abucak giyindiler. Taita'daki deiiklii ancak imdi fark ediyorlard. Artk
yan getirdii ykn altnda iki bklm durmuyordu, daha dik, daha uzun boylu
grnmekteydi. Sa ve sakal hl gm rengiydi, ama onlarda daha gr, daha
parlakt. Artk gzleri de hastalkl ve miyop deildi, berrak ve parlakt.
Alglama gc daha zayf olan Meren bile bu deiiklikleri grebiliyordu.
Taita'nm yanma kotu ve hi konumadan dizlerine kapand. Taita, onu kaldrp
kucaklad. Sonra bir kol boyu uzanda tutup dikkatle inceledi. Meren'in auras
l afa gibi salkl bir turuncu kla parlyordu. Bu drs: bir savann
yrekli ve gerek yd. "Silahlarn al da gel iyi Meren, artk gitmemiz
gerek." Meren bir an yklm gibi yerinden kprdamad, ama sonra Astrata'ya
bir gz att.
Taita, Astrata'nn aurasma bakt. Tpk bir gaz lambasnn srekli alevi
gibi net ve sadeydi. Ama aniden alevin dalgalandn grd, sanki gl bir
rzgr esmiti. O zaman ayrl acsn fark etti. Meren, kzn yanndan ayrlp
tapmakta odalarn bulunduu blme gitti. Birka dakika sonra kl' : kemerini
beline dolam, yayn ve sadan omzuna asm olarak geri ge<" di. Taita'nm
kaplan postundan pelerinini de drp srtna vurmutu.
30
11. Yazt
Taita, kadnlarn n de pt. Apsara'lartn dans eden auralan houna
gitmiti. Wu Lu gmi bir bulutla kuatlmt, arada bir altn rengi
yansmalar da oluyordu ve Astrata'nn aurasmdan ok daha karmak ve derindi.
Ustalk yolunda o daha ilerideydi.
Tansid'in auras ise sedef gibiydi, bir arap ksesinin yzeyindeki deerli
bir ya tabakas gibi yanardner renklere sahipti ve etrafna klar sayordu.

Asil bir ruha ve yi Akl'a sahipti. Taita bir gn onun da Sama-na'nm bambu
inelerine maruz kalp kalmayacan merak etti. Kz pt ve Tansid'in auras
heyecan yznden biraz daha parlad. Birbirlerini tandklar o ksack sre
iinde pek ok ruhani deneyi paylamlard. Tan-sid onu seviyordu.
Dudaklar ayrlnca, Taita, "Bahtn ak olsun," diye fsldad.
"Yreim seninkinin de ak olacan sylyor Byc," diye yumuak bir
sesl cevap verdi Tansid. "Ama baz eyler mmkn deildir."
Taita, Meren'e dnd. "Hazr msn?"
"Hazrm Byc," dedi Meren. "Yolu gster arkandan geleyim."
Yeniden admlarn ap yola koyuldular. Zirvelerinde ebedi rzgrlar
oynaan dalara trmandlar, sonra dalk anayola ulatlar ve batya doru o
yolu izlediler. Meren her bir kvrm, her yksek geidi, her tehlikeli s
geidi hatrlad iin, yol aramakla vakit kaybetmediler ve hzla ilerlediler.
Vahi atlarn byk srler halinde doland, esintili Ecbatana Dzlkleri'ne
vardlar.
galci Hiksos'larla birlikte Msr'a ilk gelilerinden beri Taita bu sylu
hayvanlara kar bir yaknlk hissediyordu. Onlar dmann elinden al,P Firavun
Mamose'nin ordusu iin tasarlad iki tekerlekli sava aralarna komutu. Bu
hizmetinden tr, Firavun, ona, "On Bin Araba31
Wilbur Smith
nn Efendisi," unvann bahsetmiti. Taita'nn at ak ok uzun zaman ncesine
dayanyordu.
Yksek dalarda geirdikleri yolculuun zorluklarndan sonra, yei) dzlkte
atlarn arasnda biraz dinlenmek iin mola verdiler. Sry takip ederek ssz
bir yere vardlar, gz alabildiine uzanan vadide su kaynaklar ve tatl su
gletleri bulunuyordu. Hi durmadan esen sert rzgrlar bu snaa ulamyordu
ve Taita gzel bir pnarn banda kamp kurdu. Me-ren bitki saplanndan bir
kulbe yapt ve kurumu hayvan gbrelerini yakt olarak kullandlar. Gletlerde
balklar ve birok su faresi vard. Taita nemli topraktan yenebilecek mantar ve
kkler bulurken, Meren de suya tuzaklar kurdu. Taita, kulbelerinin evresinde,
atlann sokulmaya cesaret edemeyecei kadar yakn yerlere Saraswati Tapna'ndan
getirmi olduu tohumlan ekti ve gayet iyi mahsul ald. Gzelce yiyip itiler,
dinlendiler ve yolculuklannn geri kalan zorlu ksm iin g topladlar.
Atlar onlann su kaynaklanndaki varlna alt ve ksa bir sre sonra
yelelerini savurup hzla uzaklamadan, Taita'nn birka adm telerine kadar
gelmesine izin verdiler. Taita her hayvann aurasn yeni edindii Gz ile
inceliyordu.
Her ne kadar hayvanlar evreleyen auralar insanlarnki kadar youn olmasa
da, gl ve salkl olanlar, cesur ve enerjik olanlan ayrt edebiliyordu.
Ayrca, mizalarn ve tavrlann da belirleyebilmekteydi. Dik bal ve ele
avuca smaz olanlarla, iyi huylu ve sz dinler olanlar seebiliyordu.
Bahesindeki ekinlerin olgunlat haftalarda be hayvanla geici bir iliki
kurdu, hepsi de zeki, gl ve sz dinlemeye eilimliydi. tanesi ayaklannn
dibinde taylaryla dolaan ksraklard, dier ikisi ise aygrlarla flrt eden,
ama tekmeleriyle, dileriyle onlarn daha ileri gitmelerini engelleyen gen
diilerdi.
Bu kk sr de Taita'ya dknd. Geceleri, Meren'in baheyi onlardan
korumak iin yapt itin yaknnda uyuyorlard ve bu durum Meren'i
endielendiriyordu: "Kadnlar tanrm ve bu fesat diilere hi g32
11. Yazt
yenmiyorum. Cesaret topluyorlar. Bir sabah uyandmzda bir de bakacaz ki
bahe filan kalmam." Zamannn ounu iti salamlatrmakla ve nnde nbet
tutmakla geiriyordu.
Taita ilk mahsul olan bir uval tatl fasulyeyi topladnda dehete dt:
fasulyeleri tencereye koyacana alp itin dier tarafna, srnn merakla onu
seyrettii bir noktaya gtrmt. Kendisine setii gen dii, duman grisi

benekleri olan krem rengi bir hayvand. At, onun eskisine gre biraz daha fazla
yaklamasna izin verdi, kulaklarn dikmi syledii tatl szleri dinliyordu.
Sonunda dayanma snrna geldi: hayvan kafasn kaldrp drtnala uzaklat.
Taita durup arkasndan seslendi: "Sana hediye getirdim sevgilim. Tatl bir kza
tatl yiyecekler." Hayvan bunlar duyunca durdu. Taita, ona bir avu fasulye
uzatt. At ban evirip omzunun stnden ona bakt. Gzleri, gzkapaklannm
pembe kenarlan meydana kacak kadar yana evrilmiti, sonra fasulyelerin
kokusunu ald ve burun delikleri ald.
"Evet gzel yaratk, kokla onlan. Beni nasl reddedebilirsin?" Hayvan burun
deliklerinden hava verdi ve kararsz bir ekilde ban sallad.
"Pekl. Sen istemiyorsan Meren onlar tenceresine atabilir." Taita ite
doru dnd ama elini hl uzatyordu. Birbirlerini dikkatle szdler. Gen
ksrak, ona doru bir adm att ve tekrar durdu. Taita elini kaldrp azna bir
fasulye koydu ve azn kapatmadan inedi. "Ne kadar tatl olduunu sana
anlatamam," dedi ve hayvan sonunda inadndan vazgeti. Ta-ita'nn yanna geldi
ve avucundaki fasulyeleri zarif bir hareketle ald. Burnu kadife gibiydi ve
nefesi taze imen kokuyordu. Taita, "Sana ne ad vereceiz?" diye sordu.
"Gzelliine uygun bir isim olmal. Ah! Gayet uygun bir ey geldi aklma. Duman
Yeli."
Sonraki haftalarda Taita ve Meren ekinleri bitiler. Sonra olgunlam
fasulyeleri ayrdlar ve su san derisinden yaptklar torbalara doldurdular.
Bitki ksmlann gne ve rzgrla kurutup demetler halinde baladlar. Atlar da
balarn itten uzatp Taita'nn verdii fasulye saplarn yiyorlard. O akam
Taita, Duman Yeli'ne bir avu dolusu fasulye ver33
F:3
Wilbur Smith
di ve bir eliyle boynunu okayp, parmaklaryla yelesini tararken, kulana da
yattrc szler fsldad. Sonra, hi acele etmeden tuniinin eteklerini
kaldrp sska bacan atn srtna att ve hayvann stne oturdu. At hayretle
donup kalmt, ban evirmi kocaman, parlak gzleriyle ona bakyordu. Taita
brn topuklaynca ksrak yrmeye balad, Meren de hem eliyle gelgel
yapyor, hem de keyifle alk tutuyordu.
Tatl su kaynaklarnn arasndaki kamp terk ederken Taita, Duman Yeli'ne
binmi, Meren de daha yal ksraklardan birini almt. Eyalarn da
yedekledikleri atlara yklemilerdi.
Bu ekilde yurtlarna ok daha abuk vardlar. Ama Gallala'ya geldiklerinde,
ilk yola klarndan bu yana tam yedi yl gemiti. Geri dndkleri anlalr
anlalmaz kentte byk bir sevin yaand. Kentliler onlarn uzun zaman nce
ldn sanyordu. Kentteki btn erkekler, ailelerini alp eski ykk
tapnaktaki evlerine ziyarete geldi, sayglarn sunmak zere kk armaanlar
getirdi. Onlar uzaktayken ocuklarn ou bymt ve kimisinin kendi bebekleri
olmutu. Taita btn minikleri sevdi ve hepsini kutsad.
1
Dnleriyle ilgili havadisler, kervanclar sayesinde btn Msr'a yayld.
Ksa bir sre sonra Firavun Nefer Seti ve Kralie Mintaka, Teb'de-ki saraydan
ulaklar yolladlar. Gnderilen haberde fazla i ac bir ey yoktu; Taita
krall kuatan tehlikeleri ilk kez duyuyordu. Firavun, "Bilge kii, mmkn
olan en ksa zamanda buraya gel, sana ihtiyacmz var," diye buyurmutu.
Taita'nn yant. "sis'in yeni ay knca geleceim," oldu. Keyfi bir
itaatsizlik yapmyordu: sadece, firavununa danmanlk yapacak ruhi olgunlua
henz ulamadn biliyordu. Kralln bandaki ktlklerin, saygdeer
Samana'nn onu uyard daha byk ktlklerin habercisi olduunu hissediyordu.
Gz'n gcne sahip olmasna karn, henz Yalan'n gleriyle karlaacak
durumda deildi. alp, alametleri dnmesi ve ruhani kaynaklarn elde
etmesi gerekiyordu. Ayrca, Galla34

11. Yazt
la'da geleceini igdsel olarak bildii rehberliin gelmesini de beklemek
zorundayd.
Ama pek ok kargaa ve sapma oluyordu. ok ksa bir sre sonra kapsna
yabanclar gelmeye balad, iyilik dileyen haclar, ricaclar, salk peinde
koan hastalar ve sakatlar yakasn brakmaz oldu. Krallarn temsilcileri zengin
armaanlar getirip kehanet ve ilahi klavuzluk istedi. Taita hepsinin aurasn
hevesle inceliyor, ilerinden birinin bekledii haberci olmasn umuyordu.
Tekrar tekrar hayal krklklar yaad ve adamlar hediyeleri ile birlikte geri
evirdi.
Meren, "Kk bir ondal ahkoysak ya, Byc," diye yalvard. "Her ne
kadar kutsal bir kii haline gelmi olsan da yemek yemen lazm, stelik tuniin
de paavraya dnd. Benim de yeni bir yaya ihtiyacm var."
Msr' geip Sagafa'nn yaln kayalklarn aarak Kzldeniz'e ulaan
kervanlar, onlara Msr Ana'dan dzenli olarak haber ulatryordu.
35
Arada srada, bir ziyaretinin aurasndaki btnl grnce
heyecanlanyordu. Bunlar, bycler arasndaki nn duyarak gelen, bilgelik ve
bilgi peinde olan kimselerdi. Fakat, ondan almaya geliyorlard; hibiri onun
sahip olduu glere sahip deildi ve karlk olarak verecekleri bir eyleri
yoktu. Yine de, Taita onlarn sylediklerini dikkatle dinledi, szlerini tartt
ve deerlendirdi. Hibirinin bir nemi yoktu, ama bazen tesadfen sylenen bir
ey veya hatal bir gr, zihninde yeni bir yol ayordu. Onlarn hatalar
sayesinde, doru ve geerli bir sonuca ulayordu. Samana ile Kashyap'n
uyanlarm aklndan hi karmyordu: karlaaca bir atmadan kurtulabilmek
iin btn gcn, akln ve hnerini kullanmak zorunda kalacakt.
Wilbur Smith
Yine bir kervan geldiinde, Taita, Meren'i kervan bayla konumaya yollad;
onun saygdeer Byc Taita'nm gvenilir adam olduunu bilen btn kervanclar
Meren'e hrmet ediyordu. Meren o akam kentten dnd ve, "Tccar Obed Tindali,
yce Tanr Horus'a ettiiniz dualarda kendisini de hatrlaman diliyor," dedi.
"Etiyopya'nn uzak kelerinden gelen en deerli kahve ekirdeklerini gnderdi
armaan olarak, ama, maalesef iyi haberleri yoktu Byc."
Yal adam gzlerinde beliren korkuyu gizlemek iin yere bakt. imdiye
kadar aldklarndan daha kt haber ne olabilirdi? Ban kaldrd ve kesin bir
ifadeyle, "Beni korumaya alma sakn Meren," dedi. "Hibir eyi gzleme. Nil
takn m balam?"
"Henz deil," diye cevap verdi Meren, yumuak ve zntl bir sesle. "Yedi
yldr tufan yaanmam."
Taita'nm sert tavr yumuad. Sular ykselmez ve gneyden getirdikleri
zengin, verimli alvyon topraklar olmazsa, Msr ktlk, salgn ve lme mahkm
olurdu.
Meren, "Byc, bu bana derin bir ac veriyor ama yine de daha kts var,"
diye mrldand. "Nil'de kalan bir avu su da kana dnm."
Taita baklarm ona dikti. "Kana m?" dedi. "Anlamyorum."
"Byc, nehrin en kk gletleri bile koyu krmz olmu ve kadavralarn
phtlam kanlan gibi kokumu," dedi Meren. "Ne insanlar ne de hayvanlar
iemiyormu o sulardan. Atlar, koyun ve kei srleri bile susuzluktan
knlyormu. Nehir kylan onlarn sska cesetleriyle dolmu."
Taita, "Veba ve ac! Dnya var olduundan beri byle bir ey hi grlmedi,"
diye fsldad.
"Sadece veba da deil Byc," diye devam etti Meren kararl bir ekilde.
"Nil'in kanl birikintilerinden kocaman, kpek kadar hzl koan, dikenli
kurbaalar tremi. ren bedenlerini kaplayan siillerden zehir szyormu.
l hayvanlarn lelerini yiyorlarm. Ama bu kadar da deil36
11. Yazt

Yce Horus affetsin, insanlar diyor ki, bu canavarlar ocuklara veya kendini
savunamayacak durumda olan herkese saldracakm. Onlar daha kvranp
haykrrken, canl canl yutacaklarm." Meren duraksad ve defin bir nefes
ald. "Dnyamza ne oluyor? stmze ken bu lmcl lanet nedir Byc?"
Birlikte geirdikleri onlarca ylda, gasplara, sahte firavunlara kar
yaplan byk savalarda, Nefer Seti'nin hem Yukan hem Aa Msr'n tacn
elde etmesi srasnda Meren hep Taita'nn yannda olmutu. O, Taita'nn doamayacak evlat edinilmi oluydu. Hayr, Meren bir ouldan da teydi: yal
adama duyduu sevgi kan bandan stnd. imdi Taita, kendi zntsnden ok
onun zntsn hissediyordu.
"Sevdiimiz lkenin, sevdiimiz insanlarn, sevdiimiz kraln bana neden
geliyor bunlar?" diye Meren zntyle sordu.
Taita ban sallad ve uzunca bir sre sessiz kald. Sonra uzanp Me-ren'in
koluna dokundu. "Tanrlar kzgn," dedi.
"Niin?" diye srar etti Meren. Bu gl sava ve sadk dost, adeta
ocuka batl korkulara kaplmt. "Suumuz ne?"
"Msr'a dndmzden beri bu sorunun cevabn bulmaya alyorum.
Kurbanlar kestim ve bir iaret grebilmek iin gkyzn enine boyuna iskandil
ettim. Sanki eytani bir varlk her eyi rtyor."
"Byc, Firavun ve Msr iin bizim hepimiz iin cevab bulman gerek," dedi
Meren. "Ama baka nereye bakabilirsin ki?"
"Yaknda bunu bulacam Meren. Khinler byle kehanet etti. Beklenmedik bir
ulak... belki bir insan, belki bir cin, bir hayvan veya bir tan-n getirecek bu
cevab. Ama cevap mutlaka burada, Gallala'da gelecek."
"Ne zaman Byc? Zaten ok ge olmad m?"
"Belki de tam da bu gece."
37
Wilbur Smith
Taita tek bir kvrak hareketle ayaa kalkt. ok ileri yana ramen gen
bir erkek gibi hareket ediyordu. Onun yannda geirdii onca yldan sonra bile,
Taita'nn bu eviklii ve esneklii Meren'i hayrete drmekteydi. Taita terasn
kesindeki asasn ald ve yksek kuleye kan merdivenin dibinde ona dayanarak
yukar bakt. Kuleyi onun iin kyller ina etmiti. Gallala'daki her aile
inaatta almt. Kenti besleyen tatl su kaynan aan, onlar bylerinin
gzle grnmez sihriyle koruyan yal bycye duyduklan sevgi ve saygnn elle
tutulur bir iaretiydi bu.
Taita kulenin dndan spiral eklindeki merdiveni trmanmaya balad;
basamaklar dard ve trabzan olmad iin her an dlebilirdi. Taita ise
ayaklarna bile bakmadan da keisi gibi trmanyordu, asasnn ucu ta
basamaklarda hafife fkrdyordu o karken. Tepedeki sahanla ulanca,
yzn douya dnp ipekli seccadesine kt. Meren onun yanna gm bir ie
brakt ve kendisi de Taita'nn ona ihtiyac olduu takdirde, abucak gerekeni
yapabilecei kadar yakn, ama bycnn konsantrasyonunu bozmayacak kadar uzak
bir noktaya yerleti.
Taita ienin boynuzdan yaplm kapan ap zehir gibi ac svdan koca
bir yudum ald. Karnndan bedeninin tm kaslarna ve sinirlerine yaylan
scakl ve zihninin kristal gibi berraklatn hissederek svy yuttu.
Yavaa i geirdi ve ruhundaki Gz'n almasna izin verdi.
ki gece nce eski ay gece canavar tarafndan yutulmutu ve imdi gkyz
sadece yldzlara aitti. Taita onlarn kendi sralarna gre ortaya klarn
izledi, en parlak ve en gl olan ba ekiyordu. Ksa bir sre sonra,
gkyzn cennetlerin bereketiyle doldurup l gmi bir a bodular. Taita
btn hayat boyunca yldzlar incelemiti. Onlar hakknda bilinecek ne varsa
bildiini sanyordu, ama imdi, Gz' sayesinde, her birinin sonsuz dzen
iindeki nitelii ve pozisyonu ile insanlarla tan38
L Yazt

rlarn ilikileri zerindeki rol hakknda yeni bir anlay gelitiriyordu.


Hevesle arad parlak, belirli bir yldz vard. Oturduu yere en yakn olann
o olduunu biliyordu. Onu grd anda tm duyulan gleniyor, ykseliyordu: O
yldz bu gece tam kulenin stne aslm gibiydi.
Yldz, ilk olarak Kralie Lostns'in mumyalanmasndan tam doksan gn sonra,
Taita'nn onun mezarn mhrledii gece ortaya kmt. Ortaya k bir
mucizeydi. Kralie Lostris lmeden nce ona geri dneceine sz vermiti ve
Taita bu yldzn onun yeminine bal olarak ortaya ktna inanyordu.
Lostris, onu hi terk etmemiti. Bunca yldr yldz Taita'nn mknats ta
olmutu. Ban kaldnp o yldza baknca, Lostris'in lmyle ruhunu saran
boluun dolduunu hissediyordu.
imdi o yldza Gz' ile baknca, Lostris'in aurasyla kuatlm
olduunu gryordu. Dev yldzlarla kyaslandnda kk kalsa bile, cennette
onun muhteemliine eriebilecek baka bir beden olamazd. Taita, Lostris'e
duyduu akn, hi azalmadan, ruhunu starak yanmaya devam ettiini hissetti.
Aniden tm bedeni bir tehlike duygusuyla kasld ve kalbine giden damarlara bir
soukluk yayld.
"Byc!" Meren ondaki deiimi alglamt. "Seni rahatsz eden ne?"
Taita'nn omzunu kavrad, teki elini de klcna atmt. Hissettii sknt
yznden konuamayan Taita omuz silkip onu uzaklatrd ve yukar bakmaya devam
etti.
Gzlemledii sre iinde Lostris'in yldz normal byklnn birka katma
kmt. Bir zamanlar parlak ve srekli olan auras imdi aralkl olarak
grnyordu, yayd klar, malup bir ordunun yrtk sanca gibi kederle
titreiyordu. ekli de bozulmutu, ulan uzam, merkezi klmt.
Deiimi Meren bile fark etti. "Yldzn! Bir ey oldu ona. Bu ne anlama
geliyor?" Bunun Taita iin ne kadar nemli olduunu biliyordu.
"Henz bir ey syleyemem," diye fsldad Taita. "Beni burada brak Meren.
Sen uyku minderine git. Dikkatimin dalmamas gerek. afakta gel yanma."
39
Wilbur Smith
Taita yldz gnein yaklamasyla solana kadar izlemeye devam etti, ama
Meren, onu kuleden indirmek iin dndnde Lostris'in yldznn can ekimekte
olduunu biliyordu.
Uzun gece nbetinin yorgunluuna ramen uyuyamad. len yldzn hayali
gznn nnden gitmiyordu ve karanlk, ekilsiz nseziler rahat vermiyordu. Bu,
ktln son ve en korkun grntsyd. nce insanlar ve hayvanlar ldren
veba ortaya kmt ve imdi de yldzlar mahveden bu korkun melanetle kar
karyayd. Ertesi gece Taita kuleye dnmedi ama bir avuntu arayarak tek bana
le gitti. Meren'e efendisinin peinden gitmemesi talimat verilmi olsa da, o
uzaktan takip etti. Elbette Taita, onun varln hissetmi ve kendisini
gzlerden gizleyen bir by yaparak Meren'in kafasn kartrmt. Meren
kzgn ve onun iin endielenmi bir halde btn gece Taita'y arad. Gne
doup da, bir arama ekibi kurmak zere telala Gallala'ya dndnde, Taita'y
eski tapnan terasnda tek bana otururken buldu.
"Beni hayal krklna urattn Meren. Sen byle uzaklara gidip grevlerini
ihmal etmezdin," diye elendi onunla Taita. "imdi de beni alktan ldrmeye mi
niyet ettin? e aldn u yeni hizmetiyi ar bakalm, umalm ki, yemekleri
de yz kadar gzel olsun."
Taita o gn de uyumayp terasn uzak kesindeki glgeliin altnda tek
bana oturdu. Akam yemeklerini yer yemez bir kez daha kuleye trmand. Gne
ufkun ancak bir parmak altna inmiti, ama Taita yldzn ortaya kndan
sonraki karanlk gecenin bir saniyesini bile boa geirmemeye kararlyd. Gece,
bir hrsz gibi hzla ve sinsice geldi. Taita gzlerini douya dikti. Yldzlar
gecenin iinde belirmeye ve giderek daha parlak bir hal almaya baladlar.
Sonra, aniden, Lostris Yldz, Taita'nm bann stnde belirdi. Onun dier
yldzlar arasndaki yerini terk etmi olmas Taita'y artmt. Lostris'in
yldz artk Gallala kulesinin stndeki fenerin gibi grnyordu.
40

11. Yazt
Artk bir yldz deildi. Taita'nn onu gremedii birka saat iinde
ateten bir bulut eklinde dalmt ve yava yava yok oluyordu. Etrafn
karanlk, meum dumanlar sarm, Taita'nn bann stndeki cennetlerden gelen
alevlere brnmt.
Taita uzun gece boyunca bekledi ve izledi. Sakatlanm yldz bann
zerindeki pozisyonundan ayrlmad. Gne doarken hl oradayd ve ertesi gece
olduunda yine ayn ilahi yerinde durmaktayd. Geceler boyu, yol gsteren
tannsal gklerin sonlarna kadar uzanmas gereken gl bir fener gibi orada
asl kald. Etrafn kuatan tahrip bulutlan dnyor ve girdap oluturuyordu.
Merkezindeki alevler nce artm, sonra da snmt, sadece farkl bir yerde
titrek bir alev vard.
afakla birlikte kent halk eski tapnaa gelip stunlu salonda By-c'y
beklemeye balad. Taita kulesinden inince etrafna toplandlar, kentlerinin
zerine asl alevler iin bir aklama yapsn diye yalvardlar. "Oh yce
Byc, bu da baka bir felaketin habercisi mi? Msr zaten yeterince ac
ekmedi mi? Ltfen bu kt kehanetleri akla bize." Ama Taita'nn onlar
rahatlatacak bir aklamas yoktu. Yapt almalarn hibiri Lostris
Yldz'nn durumu gibi doa d bir eye hazrlamamt onu.
Yeni ay dolunay oldu ve , yanmakta olan yldzn rktc grntsn
yumuatt. Ay solunca, Lostris Yldz bir kez daha gklere hkim oldu, o kadar
parlak bir ekilde yanyordu ki, onun yannda tm dier yldzlar snk
kalmt. Sanki bu k tarafndan amlm gibi, gneyden kara bir ekirge
bulutu geldi ve Gallala'nn stne kt. ki gn orada kaldlar, tarlala-n
harap ettiler, geride ne bir buday tanesi ne de bir zeytin yapra
brakmadlar. Srlerin arlyla bel veren nar dallan sonunda knld. nc
gnn sabahnda bcekler muazzam, uultulu bir kme halinde havaland ve bat
ynnde Nil'e doru umaya balad, Nil'in tamamas yznden zaten alktan
knlan topraklarda biraz daha zarar ziyan yaratacaklard.
Msr lkesi sinmi ve halk midini kaybetmiti.
41
Wilbur Smith
Sonra Gallala'ya baka bir ziyareti geldi. Aslnda adam gece gelmiti ama
Lostris Yldz'nn alevleri o kadar parlakt ki, kervan daha epeyce uzakken
Meren onu Taita'ya gsterebilmiti.
"Bu yk hayvanlan uzak lkelerden," diye belirtti. Deve Msr kkenli
deildi ve hl ilgisini ekmeyecek kadar nadir bulunuyordu. "Kervan yolunu
izlemiyorlar ama lden geliyorlar. Btn bunlar ok garip. Onlara kar
temkinli olmalyz." Yabanc seyyahlar, sanki yolu gsteren biri varm gibi,
saa sola sapmadan doruca tapnaa geldiler. Deve srcleri hayvanlarn
ktrdler ve kamp kurmaya hazrlanan bir kervanda yaanan normal tela
balad.
Taita, "Yanlarna git," diye emretti. "Haklarnda ne renebiliyorsan
ren."
Meren gne ufuktan iyice kaybolana dek dnmedi. "Yirmi adam," dedi. "Hepsi
hizmetli ve uak. Bize ulamak iin aylardr yollarda olduklarn sylyorlar."
"Liderleri kim? Onun hakknda ne rendin?"
"Onu gzmle grmedim. Dinlenmeye ekilmiti. adr kampn tam ortasnda.
En gzel ynden yaplm. Adamlar ondan byk bir korku ve saygyla sz
ediyor."
"Ad neymi?"
"Bilmiyorum. Ondan sz ederken sadece Hitama diyorlar, bu da onlarn dilinde
'renmekte yce bir yere ulam' anlamna geliyor."
"Burada ne aryormu?"
"Seni, Byc. Senin iin gelmi. Kervanc ba seni adnla sordu."
Taita sadece biraz armt. "Ne yiyeceimiz var? Bu Hitama'y arlamamz
gerekir."
42

11. Yazt
"ekirgeler ve ktlk pek bir ey brakmad. Biraz ttslenmi balm ve
birka tane tuzlu rek yapacak kadar msrm var."
"Dn topladmz mantarlara ne oldu?"
"rm ve kokumular. Belki kyde bir eyJer bulabilirim."
"Yok, dostlarmz skntya sokma. Zaten hayatlar yeterince g. Elimizde
ne varsa onunla idare ederiz." Sonunda ziyaretilerinin cmertlii kurtard
onlar. Hitama akam yemeini paylamak zere gelmeyi kabul etti ama hediye
olarak Meren'le gzel, yal bir deve yollad. Belli ki insanlann ktlk
yznden neler ektiini biliyordu. Meren hayvan kesti ve bir budunu kzartt.
Etin kalan Hitama'nn hizmetkrlanna ve kyn byk bir ksmna yeterdi.
Taita, konuunu tapnan atsnda bekledi. Onun kim olduunu merak
etmiti. Unvanna baklacak olursa ya bir byc ya da belki bir bara-hipti.
Kendisine aklayacaklarnn byk bir nem tayacana inanyordu.
Acaba kehanetlerde sz edilen haberci o muydu? Taita bunca zaman beklemi
olduum kii o mu, diye merak etti ve Meren'in konuu geni ta merdivenden
buyur ettiini duyunca o tarafa dnd.
Meren tayclara, "Efendinize dikkat edin," dedi. "Merdiven basamaklar
ufalanyor, tehlikeli olabilir." Sonunda atdaki terasa ulamlard. Perdeli
tahtrevann Taita'nn minderinin yanna yerletirilmesine yardm etti ve
aralarndaki alak masaya gm anaktaki nar kokulu erbetle iki tane marapa
brakt. Sonra soran gzlerle kendi efendisine bakt. "Baka ne arzu edersiniz
Byc?"
"Bizi imdilik ba baa brakabilirsin Meren. Yemek iin hazr olunca ben,
seni arrm." Taita marapalardan birine erbet koyup perde kanatlarnn
birletii yere yakn bir noktaya brakt, perde hl skca rtlyd. Grnmez
konuuna, "Selamlar ve ho geldiniz. Meskenime onur verdiniz," diye mrldand.
Cevap gelmedi ve Taita Gz'nn btn gcyle perdenin arkasna konsantre
oldu. Canl bir insana ait bir aura alglamaynca ard. Bir kez daha inceledi
ve yine bir yaam belirtisi gre43
Wilbur Smith
medi. Tamamen bo ve temiz grnyordu. "Orada kimse var m?" abucak ayaa
kalkp tahtrevann yanna gitti. "Konu!" diye buyurdu. "Bu ne biim bir
eytanlktr?"
Perdeyi ekti ve hayretle geri srad. eride yastklara bada kurup
oturmu bir adam vard ve ona bakyordu. Adamn zerinde sadece safran rengi bir
petamal vard. Bedeni iskelet gibiydi, kel kafas adeta kurukafaya dnmt,
derisi, deri deitiren bir ylan gibi kuru ve kn krt. Yz, akta kalm
eski bir fosilinki gibiydi, ama ifadesi dingin, hatta gzeldi.
Taita kelimelerin dudaklarna ulamasn engelleyemeden, "Auran yok!" diye
bard.
Hitama ban hafife yana edi. "Senin de yok Taita. Saraswati,
Tapna'ndan dnenlerin hibirinde fark edilebilir bir aura olmaz.
nsanlmzn bir ksmn Kashyap'la brakrz. Bu farkllk da birbirimizi
tanmamz salar."
Taita bu szleri bir sre dnd. Hitama daha imdiden, kendisinden nce
Gallala'ya gelen ziyaretilerden fazlasn sylemi oluyordu.
"Kashyap ld ve tanralarn karsndaki yerini bir kadn ald. Ad
Samana. Bana bakalarnn da olduunu sylemiti. Sen, ilk karma kansn."
"Pek azmza Gz yetenei balanr. Ve daha da azmz geride kalr.
Saymz giderek azald. Bunun uursuz bir nedeni var ve zaman gelince sana
aklayacam." Oturduu minderde yer at. "Gel, yanma otur Taita. Artk iyi
duyamyorum ve konuacak ok eyimiz, ama ok az zamanmz var." Ziyareti,
gnlk Msr dilinden, kusursuz bir ekilde konutuu Tenmass diline dnmt.
"Tedbiri elden brakmamalyz."
Hitama'nn yanna yerleirken, Taita da ayn dili kullanarak, "Beni nasl
buldun?" diye sordu.

"Yldz yol gsterdi." Yal khin yzn dou semalarna evirdi. Onlar
konuurken gece olmu ve ilahi yldzlar parlamaya balamt. Lost44
11. Yazt
ris Yldz hl tam tepelerinde duruyordu, ama ekli biraz daha bozulmutu.
Artk belli bir merkezi yoktu. Parlak bir gaz bulutuna dnmt.
"O yldzla aramda zel bir ba olduunu hep bilirdim," diye mrldand
Taita.
"yi bir nedenle," dedi ihtiyar adam gizemli bir tavrla. "Kaderin onunla
bal."
"Ama gzlerimizin nnde lyor."
htiyar adam, Taita'nn parmak ularnn karncalanmasna yol aacak ekilde
ona bakt. "Hibir ey lmyor. Bizim lm dediimiz ey aslnda bir durum
deiiklii. O daima seninle kalacak."
Taita, onun adn sylemek, yani, "Lostris," demek zere azn at ama
ihtiyar adam bir hareketle onu susturdu.
"Onun adn yksek sesle syleme. Sylersen, sana ktlk yapmak isteyenlere
kar ona ihanet etmi olursun."
"Yani bir isim bu kadar gl olabiliyor mu?"
"smi olmayan biri var olamaz. Tanrlarn bile isme ihtiyac vardr. Sadece
Doru isimsizdir."
"Ve bir de Yalan," dedi Taita, ama ihtiyar adam kafasn sallad.
"Yalan'n ad Ahriman'dr."
"Sen, benim adm biliyorsun," dedi Taita. "Ama ben seninkini duymadm."
"Benim adm Demeler."
"Demeter yar tanrlardandr." Taita bu ismi hemen hatrlamt. "Sen o
musun?"
"Grdn gibi, ben lmlym." Demeter ellerini uzatp nasl titrediklerini
gsterdi. "Ben de senin gibi bir Uzun Yaayan'm Taita. Ar uzun bir hayat
yaadm. Ama yaknda leceim. lmeye baladm bile. Zaman gelince sen de
leceksin. kimiz de yar tanr deiliz. Biz yiliki Olmszler'den deiliz."
45
Wilbur Smith
"Demeter, beni o kadar abuk brakamazsn. Daha yeni bulutuk," diye itiraz
etti Taita. "Seni bulmak iin ok uratm. Senden renmem gereken ok fazla
ey var. Mutlaka sen de bu nedenle geldin bana. Buraya kadar lmek iin gelmedin
herhalde?"
Demeter kabullenircesine ban edi. "Elimden geldiince ok kalacam, ama
yllar beni ypratt ve Yalan'n gleri hasta etti."
Taita alakgnlllkle konutu: "Zamanmzn bir saatini bile boa
harcamamalyz. Emret. Senin yannda ben kk bir ocuk saylrm."
"Zaten baladk bile," dedi Demeter.
"Zaman, stmzdeki u nehir gibidir." Demeter ban kaldrd ve enesiyle
Oceanus'u, yani gkyzn bir utan bir uca kaplayan sonsuz yldz nehrini
gsterdi. "Ne ba vardr ne sonu. Benden nce de biri vard, tpk ondan nceki
saysz dierleri gibi. Bu grevi bana devretti. Bu, bir koucudan tekine
devredilen ilahi bir bayraktr. Bazlar dierlerinden daha uzaa tar. Benim
yarm artk bitmek zere, gcmn ounu tkettim. Artk bayra sana
devretmeliyim."
"Neden bana?"
"yle takdir edilmi. Bu karan sorgulamak ya da deitirmek bize dmez.
Sana vereceklerimi almak iin zihnini bana amalsn Taita. Bunun zehirli bir
yetenek olduu konusunda seni uyarmalym. Bunu aldktan sonra bir daha huzur
bulamayabilirsin, nk btn dnyann aclarn ve kederlerini omuzlayacaksn."
Taita bu rktc teklifi dnrken sessiz kaldlar. Sonunda Taita iini
ekti. "Elimden gelse reddederdim. Devam et Demeter kanlmaz olana kar
gelemem ki."
46

11. Yazt
Demeter ban sallad. "Benim byk bir zntyle baarsz olduum yerde
senin baarl olacana inanyorum. Yalan'n yandalanna kar Doru'nun
kalesinin bekisi olmak zeresin."
Demeter'in fsltlar bouklat ve yeni bir telala konumaya balad.
"Tanrlardan, yar tanrlardan, ustalardan ve yiliki lmszler'den sz ettik.
Bu konularda derin bir anlaya sahip olduunu grdm. Fakat sana daha fazlasn
anlatabilirim. Byk Kaos'un balang zamanndan beri, tanrlar srayla
ykselip alaldlar. Hem birbirleriyle hem de Yalan'n yan-dalanyla mcadele
ettiler. Daha nceki tanrlar olan Titan'lar, Olympus tanrlar tarafndan
tahtlarndan indirildiler. Zaman gelince onlar da zayf dt. Kimse onlara
gvenmez, kimse onlara tapmaz oldu. imdi ya onlarn yerini daha gen ilahi
varlklar alacak ya da biz baarsz olursak, yerlerine Yalan'n kt gleri
geecek." Demeter bir sre konumad, ama tekrar konumaya baladnda sesi
daha sertti. "lahi hanedanlarn bu ykseli ve dleri, Byk Kaos'u dzene
sokmak iin ortaya kan yasalarn doal ve deimez yapsnn bir parasdr.
Bu yasalar kozmosu ynetir. Gelgitleri dzenler. Gece ve gndze hkmeder.
Rzgr ve frtnay dzenler, kontrol eder, volkanlar, gelgit dalgalarn,
imparatorluklarn ykseliini ve dn, gece ile gndzn ilerleyiini
denetler. Tanrlar sadece Doru'nun hizmetkrlardr. Sonunda geriye sadece
Doru ve Yalan kalr." Demeter aniden dnp arkasna bakt, hznl ama boyun
een bir duruu vard. "Hissediyor musun Taita? itiyor musun?"
Taita btn glerini bir araya toplad ve sonunda etraflarn kuatan
havada belli belirsiz bir hrt duyabildi, sanki bir le iin bayram yapan
akbabalar kanat rpar gibiydi. Ban sallad. Konuamayacak kadar bitkindi.
Byk ktl hissetmek onu neredeyse tketmiti. Bunu bastrmak iin btn
gcn toparlamas gerekti.
47
Wilbur Smith
"O burada bizimle." Demeter'in sesi alald, sanki cierleri kt bir
varln arl ile eziliyormu gibi iyice bouklat. "Onun kokusunu
duyabiliyor musun?" diye sordu.
Taita burun deliklerini at, hafif bir dalma ve rme kokusu ald,
hastalkl bir tenin kokusu, vebann ve imi barsaklardaki maddelerin pis
kokularn duydu. "Hissediyorum ve kokusunu alyorum," diye cevap verdi.
"Tehlikedeyiz!" dedi Demeter. Taita'ya doru uzand. "Ellerini uzat!" diye
emretti. "Ona direnmek iin glerimizi birletirmeliyiz."
Parmaklan birbirine deince gl mavi bir kvlcm akt aralarnda. Taita
elini ekip balanty koparma arzusuna direndi. Aksine, Demeter'in ellerini
skca tuttu. Aralarnda bir g akm gidip geldi. Nihayet, kt varlk geri
ekildi ve tekrar rahata nefes alabilmeye baladlar.
Demeter kadere boyun eerek, "Bu kanlmazd," dedi. "Onun by ve cazibe
andan katmdan beri yzyllardr peimdeydi. Fakat imdi senle ben bir
araya gelince yle byk bir fiziksel enerji aa kardk ki, o da ok uzakta
da olsa yerini tespit edebildi, tpk byk bir kpekbal-nm onlar grmeden
ok nce sardalye srlerini kefedebilmesi gibi." Ellerini brakmadan zntyle
Taita'ya bakt. "Artk seni de biliyor Taita, benim yzmden, ama ben olmasam da
bir ekilde bulacakt seni zaten. Kozmosun rzgrlarna saldn koku ok gl
ve o da en byk avc."
"Neden ondan diiymi gibi sz ediyorsun?"
"nk kendine Eos diyor."
"Bu ad duymutum. Elli kuaktan bile nce, Eos adnda bir kadn Saraswati
Tapna'n ziyaret etmi."
"Ayn kadn."
"Eos eski bir afak tannasyd, Heljus'un, yani gnein kardeiydi," dedi
Taita. "Doymak bilmez bir nemfomanyakt, ama Titan'larla Olimpi-allar
arasndaki savata yok edilmiti." Ban sallad. "Bu ayn Eos olamaz."
48

11. Yazt
"Haklsn Taita. Bu o deil. Bu Eos, Yalan'n gzdelerinden biri. O, tam bir
gasp, hilekr, hrsz, ocuk katili. Eski tanrann kimliini de alm. Ayn
zamanda, onun ahlak bozukluklarn da alm ama erdemlerini almam."
"Szlerinden, Eos'un elli kuaktr yaad anlamn m karmalym? Bu,
onun en az iki bin yanda olduunu gsterir," diye bard Taita aknlkla.
"Ne o? lml m lmsz m, insan m yoksa tanra m?"
"Balangta insand. alar ncesinde Truva'daki Apollo Tapna-'nda
rahibeydi. Kent Spartallar tarafndan yamalannca, o kurtulmay baard ve Eos
adn ald, hl insand, ama dnt eyi ifade edecek bir kelime
bulamyorum."
"Samana, Truva'dan gelen kadnn ziyareti ile ilgili olarak duvara kaznm
elyazmas kaytlan gsterdi bana," dedi Taita.
"Ayn kadnd. Kurma, ona Gz' armaan etti. Kadnn seilmi biri
olduuna inanmt. Kadnn hile ve aldatma becerisi o kadar fazlayd ki,
Kurma'y, o byk bilgeyi ve limi bile kandrmay baarmt."
"Eer o ktln cismani haliyse, mutlaka onu bulmamz ve yok etmemiz
gerekir."
Demeter pimanlkla glmsedi. "Ben uzun hayatm bu amaca adamtm, fakat
o gnah kadar kt. Rzgr kadar ele gemez. O da bir aura yaymyor etrafna.
Benim byclk bilgilerimin tesindeki baz bylerle ve oyunlarla kendini
saklayabiliyor. Onu arayanlar saptamak iin tuzaklar kuruyor. Rahata bir
ktadan dierine geebiliyor. Kurma onun glerini iyice artrm oldu. Yine de,
bir keresinde onu bulmay baardm." Szlerini dzeltti. "Bu tam olarak doru
deil, ben, onu bulmadm. 0 beni aryordu aslnda."
Taita hevesle ne eildi. "Bu yarat tanyor musun? Onunla yz yze geldin
mi hi? Anlat bana, Demeter, neye benziyordu?"
49
F:4
Wilbur Smith
"Gerekirse bukalemun gibi ekil deitirebilir. Yine de kt zellikleri
arasnda kibir de var. Ne kadar gzel grnebileceini hayal dahi edemezsin.
nsann duyulan uyuur, yapaca eyi unutur. Bu grnme sahip olduunda hibir
erkek, ona kar koyamaz. Onun grnm, en asil ruhu bile hayvani bir seviyeye
indirgeyebilir." Bir sre sustu, gzleri keder doluydu. "Bir usta olarak aldm
tm eitime ramen, ben de temel igdlerime kar koyamadm. Sonulan tahmin
etme becerimi ve isteimi kaybettim. Benim iin o anda, ondan baka hibir ey
yoktu. ehvetin esiri olmutum. Benimle, sonbahar rzgrlannm solmu bir
yaprakla oynad gibi oynad. Oysa bana, sanki her eyi, bu dnyada var olan
her tr zevki veriyormu gibi geliyordu. Bana bedenini vermiti." Yavaa
inledi. "imdi bile, o anlar beni delirtiyor. Her kabarp ime, insann akln
bandan alan o az ve byleyici o koku... ona direnmeye bile almadm,
zaten hibir lml erkek bunu yapamaz." Zayf hatlanndan hafif bir ehvet
kzll geer gibi oldu.
"Taita, asl Eos'un doyumsuz bir nemfomanyak olduunu sylemitin, gerekten
de yleydi, ama bu dier Eos itahta onu geiyor. pt zaman, tpk senin ya
da benim soyulmu bir portakaln suyunu emiimiz gibi, nn tm yaam
svlarn emiyor. Bir erkei o zarif ama iren uyluklarnn arasna aldnda,
o erkei sonuna kadar tketiyor. Ruhunu ekip alyor. Erkein z, onu besleyen
yaam iksiri oluyor. nsan kanyla beslenen vampirlere benziyor. Kurban olarak
sadece Gzel Akl'a sahip kadn ve erkekleri, stn kiileri, Doru'nun
hizmetkrlarn, belirli bir n olan bir bycy veya yetenekli bir khini
seiyor. Kurbann belirledikten sonra, onu geyik kovalayan bir kurt gibi
amanszca takip ediyor. O bir hepil. Ya, grnm, fiziksel zayflk veya
kusurlu olmak ona bir ey ifade etmiyor. nk onun itahn kabartan insanlar
eti deil, ruhlar. Genleri de yallar da, kadnlan da erkekleri de
mahvediyor. Onlan bir kez ipeksi ana drdkten sonra, birikmi tm
bilgilerini, bilgelik-

50
;;. Yaz,t
lerini ve deneyimlerini sayor. O lanetli pckleriyle azlarndan ekip
alyor. O iren sanhyla kasklarndan skyor. Geriye sadece kuru bir kabuk
brakyor."
"Bu cinsel bilgi alveriine tank olmutum," dedi Taita. "Kashyap
hayatnn sonuna gelince, tm bilgisini ve bilgeliini, selefi olarak setii
Samana'ya bu ekilde aktard."
"Senin tank olduun, istee bal bir aktanm. Eos'un gerekletirdii
iren uygulamalarda ise, bu bir cinsel saldr ve fethe dnyor. O ruhlar
mahveden, ykan bir yaratk."
Bir sre Taita sersemlemi gibi kald. Sonra, "Yal ve gszler? Salam ve
sakatlar? Kadnlar ve erkekler? Peki btn bunlarla birlemeyi nasl
salayabiliyor?"
"Onun, birer usta olduumuz halde ne senin ne de benim asla
beceremeyeceimiz, hayal dahi edemeyeceimiz gleri var. Kurbanlarnn etini
bir gnlne yeniden diriltme sanatnda ustalam, bylece onlarn akllarn
ve zlerini yok edebiliyor."
"Yine de, soruma cevap, vermedin Demeter. O aslnda ne? lml m, lmsz
m, insan m, tanra m? Sahip olduu bu nadir gzellii ifade edecek bir deyim
yok mu? Geen yllar yznden senin gibi, benim gibi o da gsz kalmam m?"
"Taita soruna cevabm yok. O dnyann en yal kadn olabilir." Demeter
aresizlik iinde ellerini at. "Ama, daha nce sadece tanrlar tarafndan
bilinen baz gleri kefetmi gibi grnyor. Bu onu bir tanra yapar m?
Bilmiyorum. lmsz olmayabilir, ama kesinlikle yalanmayan biri."
"Peki ne neriyorsun Demeter? Onun inini nasl bulacaz?"
"O seni buldu zaten. Canavarca itahn kabartm durumdasn. Onu aramana
gerek yok. O senin peindedir artk. Seni kendine ekecektir."
"Demeter, ben btn cazibe noktalarm yitireli ok oldu, bu yaratk bile
beni eski halime dndremez."
51
Wilbur Smith
"O seni istiyor, sana sahip olmas art. Yine de, ikimiz bir aradayken onun
iin tehlikeliyiz." Bir sre kendi cmlesini dnd, sonra devam etti. "Benden
neredeyse alabilecei her eyi ald. Kendini benden uzak tutmak ve seni yalnz
yakalamak isteyecektir, fakat ayn zamanda sana bir zarar gelmesini de istemez.
Tek basnayken, ona direnmenin hemen hemen imknsz olduunu grrsn. Ama
glerimizi birletirince onu def edebiliriz, hatta belki lml olup olmadn
snana imkn bile buluruz."
Taita, "Benden yana olmana seviniyorum," dedi.
Demeter buna hemen cevap vermedi. Taita'ya garip yeni bir ifadeyle
bakyordu. Sonunda alak sesle, "Hibir korku hissetmiyor musun, kt bir
nsezin yok mu?" diye sordu.
"Hayr. kimizin bu ii baarabileceine inanyorum," dedi Taita.
"Btn ciddi uyarlarm dndn. Karlaacamz gleri kavradn. Yine
de ekinmiyorsun. Hi kuku belirtisi gstermedin... sen insanlarn en
bilgesisin. Bu durumu nasl aklayabiliyorsun?"
"Bunun kanlmaz olduunu biliyorum. Onunla cesaretle ve ak yreklilikle
yzlemem gerek."
"Taita ruhunun en derin kelerine de bak. inde bir sevin duyuyor musun?
En son ne zaman kendini bu kadar gl, bu kadar canl hissetmitin?"
Taita dnceli bir tavrla bakt, ama cevap vermedi.
"Taita, kendine kar tamamen drst olmalsn. Kendini, kurtulmay
baaramayabilecei bir savaa giden bir asker gibi mi gryorsun? Yoksa gsnde
baka bir yersiz duygu mu barnyor? Bir randevu yerine koarak giden gen kyl
klar gibi, sonu ne olursa olsun diye, gzn karartm durumda msn?"
Taita yine sessiz kald ama tavr deimiti, yanaklarndaki kzarklk
gemi ve gzlerinde ciddi bir ifade belirmiti. Sonunda, "Korkmuyorum," dedi.
52

L Yazt
"Bana doruyu syle. Zihninde cinsel grntler ve zlemler oynayor, yle
deil mi?" Taita gzlerini kapatp dilerini skt. Demeter acmaszca devam
etti. "Daha imdiden ktln sana da bulatrd. Cazibesiyle, oyunlaryla
seni balad. Yargn bozdu. Yaknda onun kt olduundan bile kuku duymaya
balayacaksn. Sana gzel, soylu ve yaam btn kadnlar kadar erdemli
grnecek. Bir sre sonra kt olann ben olduumu, seni ona kar doldurduumu
sanacaksn. Bu olunca, bizi ayracak ve beni mahvedecek. Sen de isteyerek ona
teslim olacaksn. Her ikimize kar da zafer kazanm olacak."
Taita zehirli bir bcek srsnden kurtulmaya ahrmasma silkelendi.
"Beni affet Demeter!" diye bard. "Sen, onun yaptklar hakknda beni
uyarnca, iime ken ykc gszln farkna vardm. Neredeyse saduyumu ve
mantm yitiriyordum. Sylediklerin doru. Kendimi garip arzularn eline
dm olarak buldum. Yce Horus, koru beni." Taita inledi. "Tekrar byle bir
istee kaplacam hi dnmemitim. Arzularn ikencesinden kurtulal ok
oldu sanyordum."
"Sana hcum eden bu duygular aklndan ve mantndan kaynaklanmyor. Bunlar
o ruhun bulatrd, o byk cadnn yayndan frlayan zehirli okun yaratt
duygular. Bir zamanlar ben de onun tarafndan ayn hiimde tacize uramtm.
Geldiim durumu gryorsun. Yine de nasl kurtulabileceimi rendim."
"Bana da ret. Onunla baa kabilmem iin bana yardm et Demeter."
"stemeden Eos'un seni kefetmesine sebep oldum. Onu atlattma
inanyordum, ama sana, yani bir sonraki kurbanna ulamak iin beni kullanm.
Fakat imdi tek bir kii gibi el ele buna kar dayanmamz gerek. Onun
ktlkleriyle ancak bu ekilde baa kmay umabiliriz. Fakat her eyden nce
Gallala'y terk etmemiz gerekir. Ayn yerde uzun sre kalamayz. Tam yerimizi
kestiremezse glerini zerimize odaklamas zorla53
Wilbur Smith
sir. Hareketlerimizi gizlemek iin aramzda srekli bir gizlilik perdesi
oluturmalyz."
Taita telala, "Meren!" diye bard. Meren annda efendisinin yanna
gelmiti. "Gallala'dan ayrlmak iin ne kadar zamana ihtiyacmz var?"
"Atlan hemen getiririm. Ama nereye gidiyoruz Efendi?"
Taita, "Teb'e ve Karnak'a," diye cevap verip Demeter'e bakt.
O da kabul ettiini gsterircesine ban sallad. "Ruhani olduu kadar
dnyevi anlamda da btn kaynaklar kullanmamz gerek."
"Firavun tanrlar tarafndan seilmi kiidir ve insanlarn en gl-sdr,"
diye Taita da ona katld.
"Ve sen de onun sevdii kiilerin banda geliyorsun," dedi Demeter. "Ona
gitmek zere hemen bu gece yola koyulmalyz."
Taita, Duman Yeli'ne bindi ve Meren de Ecbatana Dzlklerinden getirdikleri
dier atlardan birinin stnde onu takip etti. Demeter devesinin stnde iki
yana sallanan tahtrevanna uzanmt, Taita da onun yannda gidiyordu.
Tahtrevann perdeleri akt ve kervandan gelen hafif seslere ramen aralarnda
rahata konuabiliyorlard. Rzgrn yaratt trtlar ve an sesleri,
atlarla develerin sar kumlarda kard ayak sesleri, hizmetkrlarla
muhafzlarn kendi aralarnda alak sesle konumalar duyulmaktayd. Gece
boyunca, dinlenmek ve hayvanlar sulamak iin iki kez mola verdiler. Her duruta
Taita ile Demeter gizlenme bylerini uyguladlar. Birletirdikleri glerini
amak mmkn deildi ve yarattklar perde onlar grnmez klyordu. Her ne
kadar hayvanlara binip tekrar yola kmadan nce gecenin sessizliini
taradlarsa da, ikisi de Eos'un uursuz varln gsteren baka bir iaret
sezemedi.
"u an iin izimizi yitirdi, ama her zaman tehlikede olacaz, zellikle de
uyurken. Asla ikimiz ayn anda uyumamalyz," diye neride bulundu Demeter.
"Bir daha hibir zaman gevemeyeceiz," dedi Taita. "Dikkatsizce hatalar
yapmamak iin tetikte bekleyeceim. Dmanmz hafife aldm
54

11. Yazt
ve Eos'un beni gafil avlamasna izin verdim. Gsterdiim zaaftan ve yaptm
aptallktan utanyorum."
"Ben senden yz kere daha suluyum," diye itiraf etti Demeter. "Glerimin
hzla tkenmesinden korkuyorum Taita. Sana rehberlik etmem gerekirdi ama acemi
bir aylak gibi davrandm. Baka bir hatay daha kaldramayz. Dmanmzn
zayflklarn kollamah ve ona oradan sal-drmalyz, tabii ki kendimizi aa
karmadan."
"Bana anlattklarna ramen, Eos hakkndaki bilgim ve kavraym acnacak
kadar yetersiz. Bana gelen felaket srasnda onun hakknda kefettiin her
ayrnty hatrlamak zorundasn, ne kadar sama veya nemsiz olursa olsun," dedi
Taita. "Aksi halde, onun elinde her trl avantaj varken ben kr durumda
kalrm."
"imizde gl olan sensin," dedi Demeter. "Fakat, haklsn. kimiz
buluunca ne kadar hzl hareket ettiini unutma, o arada birleik gcmz de
kefetti. lk bulumamzdan birka saat sonra yerimizi bulmutu. u andan
itibaren bana kar giriecei saldrlar daha acmasz ve iddetli olacaktr.
Onun hakknda rendiim her eyi sana aktarana dek hi din-lenmemeliyiz. Onun
beni ldrmesine veya aramza bir engel koymasna kadar ne kadar zamanmz
olduunu bilemiyoruz."
Taita ban sallad. "O zaman en nemli konularla balayalm. Onun kim
olduunu ve nereden geldiini biliyorum. Bundan sonra, onun nerelerde olduunu
renmem lazm. Nerede o Demeter? Nerede bulabilirim onu?"
"ok zaman nce, Agamemnon ile kardei Menelaus, Apollo Tap-na'n talan
ettiklerinden beri sakland birok ini var."
"Peki senin uursuz karlaman nerede olmutu?"
"Orta Deniz'deki bir adada, sonradan bu ada deniz insanlarnn, korsan
uluslarn barna oldu. O zamanlarda, Eos, Etna adn verdii bir dan
eteklerinde yayordu. Bu da, iinden ate ve slfr pskrten ve kutsal
semalara zehirli dumanlar gnderen bir volkand."
55
Wilbur Smith
"Bu ok mu eskidendi?"
"kimiz de domadan yzyllar nceydi."
Taita kuru bir sesle kkrdad. "Evet, sahiden de ok eskidenmi." Sonra
ifadesi yeniden sertleti. "Bu Eos hl Etna'da olabilir mi?"
"Artk orada deil," diye cevap verdi Demeter hi duraksamadan.
"Nasl bu kadar emin olabiliyorsun?"
"Ondan kurtulduumda bedenim salk ynnden berbatt, zihnim darmadankt
ve bana yaattklar yznden fiziksel glerin neredeyse yok olmutu. On yldan
biraz uzun bir sre boyunca onun esiri olarak kaldm, ama her bir ylda bir
mrlk yalandm. Yine de, kam gizlemek iin o yanardan byk
patlamalarndan birini kullanmay baardm ve tapma Etna'nn dou eteklerinde
bulunan nemsiz bir tanrnn rahip ve rahibelerinden yardm aldm. Beni kk
bir kaykla anakaraya giden dar boazdan kardlar ve dalarda gizlenmi baka
bir tapnaklarnda kardelerinin bakmna braktlar. Bu iyi rahipler kalan
gcm toparlamama yardm ettiler, bylece Eos'un arkamdan gnderdii lmcl
byy durduracak hale gelebildim."
Taita, "Ona dnebildin mi?" diye sordu. "Onu kendi bysyle yaralayabildin
mi?"
"Gevemi olabilirdi, nk benim kalan gcm hafife almt ve kendini
doru drst korumuyordu. Gz'mle hl grebildiim zn vurmay
hedefledim. Neredeyse ele geiriyordum onu. Aramzda sadece o dar boaz vard.
Misillemem yerine ulat ve onu vurdum. Gkyznde yansyan strap ln
duydum. Sonra ortadan kayboldu ve bir sre onu yok ettiime inandm. Ev
sahiplerim, Etna Da'nn eteklerindeki manastrda yaayan kardelerinden
temkinli bir ekilde bilgi almaya alt. Onlardan duyduumuza gre, Eos
ortadan kaybolmutu ve eski ini de bombotu. Zaferimden yararlanmak iin hi

vakit kaybetmedim. Yeterince kuvvet toplar toplamaz tapnaktan ayrldm ve


Eos'tan olabildiince uzak56
11. Yazt
lamak iin yeryznn en u noktalarna, buzlu ktaya gittim. Sonunda sakin bir
ekilde, bir tan altndaki rkm kurbaa kadar hareketsiz yatabileceim bir
yer buldum. Ve yle de yaptm. Elli yl gibi ok ksa bir sre sonra, dmanm
Eos'un yeniden dirildiini hissettim. Btn gleri eskisinden de iyi duruma
gelmi gibiydi. Etrafmdaki hava, onun arkamdan rasgele frlatt tehlikeli
oklarn vzltsyla doldu. Yerimi tam olarak saptayamamt ve kancalarn pek
ou yattm yerin baya yaknlarna isabet ettiyse de, hibiri yerini
bulmad. Ondan sonraki her gn, benden sonra gelecek kiiyi bulmak iin verdiim
bir kurtulu mcadelesi oldu. Eos'un saldrlarna cevap vermek gibi bir hata
yapmadm. Ne zaman yaklatn hissetsem, sessizce baka bir saklanma yerine
getim. Sonunda, bu dnyada beni aramak iin tekrar bakmayaca tek bir yer
olduunu fark ettim. Gizlice Etna'ya dndm ve bir zamanlar onun ini benim de
zindanm olan maaralara saklandm. Onun ktlk dolu varlnn yanklan o
kadar glyd ki, benim zayf varlm da maskeliyordu. Dada saklanmaya devam
ettim ve zamanla bana duyduu ilginin kaybolduunu hissettim. Aratrmalar
geliigzel bir durum ald ve sonunda kesildi. Belki de ldme veya glerimi
yok ettii iin artk bir tehlike oluturmayacama inanmt. Senin varln
hissettiim o mutlu gne kadar saklanarak bekledim. Saraswati rahibeleri senin
Gz'n atklar zaman, onun havada yaratt karmaay algladm. Sonra
senin Lostris dediin o yldz grnd bana. Dalm gcm toparladm ve senin
peine dtm."
Demeter szlerini bitirdikten sonra Taita bir sre konumad. Duman Yeli'nin
stnde kamburunu kararak oturdu, at da kendi haline brakmt. Bana
sard pelerinden izgi haline gelmi gzleri grnyordu sadece. "Peki,
Etna'da deilse," dedi sonunda. "Nerede Demeter?"
"Bilmediimi syledim ya."
"Bilmediini dnsen bile biliyor olman lazm," diye kar kt Ta-p. "Ona
ka yl dayanmtn? On yl m demitin?"
57
Wilbur Smith
"On yl," dedi Demeter. "Her biri sonsuzluk kadar uzun gelmiti."
"O zaman onu dier btn canllardan daha iyi tanyorsun demektir. Onun bir
ksmn iine almsn: senin zerinde ve iinde kendisinden izler brakm."
"O benden ald. Bana hibir ey vermedi," diye cevap verdi Demeter.
"Sen de ondan almsndr, belki ayn lde olmamtr ama hibir kadn
erkek birlemesi tmyle meyvesiz olmaz. Hl onun hakknda bil-gilerin vardr.
Belki ok ac eyler olduu iin kendinden bile saklyorsun-dur. Onlar aa
karman iin sana yardm etmeme izin ver."
Taita soruturmaclk grevini stlendi. nsafszd, kurbannn ileri
yana, ruhani ve maddi zaaflarna, zayflklarna hi acmyordu. Deme-ter'in o
byk cad hakknda hatrlad ne varsa, ne kadar soluk veya derine gml
olursa olsun ekip karmaya alyordu. Gnbegn ihtiyar adamn zihninin
altn stne getirdi ve bir yandan da yola devam ettiler. Kavurucu l
gneinden kanmak iin geceleri yol alyorlar ve afak skmeden nce kamp
kuruyorlard. Demeter'in adr kurulur kurulmaz, gneten kap oraya
snyorlard ve Taita'nn sorgulamas devam ediyordu. Eos'un uygulad bin
bir eit zulme dayanmak iin gereken cesaret ve metaneti kavradka, ihtiyar
adamn aclarn tm ynleriyle anladka ona duyduu sevgi ve hayranlk
artyordu. Ama yine de grevini aksatacak bir zaaf gstermiyordu.
Sonunda Taita'nn renecei bir ey kalmam gibi grnmeye balad ama o
henz tatmin olmamt. Demeter'in aa vurduklar yzeysel ve sradan
geliyordu Taita'ya.
Nihayet, Demeter'e, "Babil'deki Ahura Maasda rahiplerinin uygulad bir
by var," dedi. "nsan lme benzer derin bir transa sokabiliyorlar. Sonra da,
zihninde doduu gnden itibaren biriken her eyi renecek kadar geriye

gidebiliyorlar. Hayatnn btn ayrntlarn, syledii ya da duyduu her bir


sz, her sesi ve tand her yz bulabiliyorlar."
58
L Yazt
"Evet," diyerek ona hak verdi Demeter. "Bunlardan sz edildiini duymutum.
Sen bu sanatta usta msn Taita?"
"Bana gveniyor musun? Kendini bana teslim edecek misin?"
Demeter bezgin bir kabullenile gzlerini kapad. "Benim iimde hibir ey
kalmad. Senin de tpk o cad gibi oburca iini boalttn bir kabuktan
ibaretim sadece." Peneye benzer ellerinden birini yzne gtrd ve kapal
gzlerini ovuturdu. Sonra gzlerini at. "Kendimi sana brakyorum. Eer
yapabiliyorsan o byy uygula bana."
Taita altn tlsm gzlerinin nne tuttu ve zincirin ucunda yavaa
dndrd. "Bu altn yldza odaklan. Aklndan tm dnceleri uzaklatr.
Yldzdan baka hibir ey grme, benim sesimden baka hibir ey duyma. Ruhunun
derinliklerinde yorgunsun Demeter. Uyuman gerek. Hadi seni uyutalm. Hadi uyku
yumuak bir krk gibi kaplasn seni. Uyu Demeter, uyu..."
htiyar adam ar ar gevedi. Gzkapaklan titreti ve hareketsiz kald.
Sedyede yatan bir ceset gibi hareketsiz yatyor, hafife horluyordu.
Gzkapaklanndan biri kayp almt ve gz arkaya doru dnd iin sadece
kr ve mat bir ekilde ak grnyordu. Derin bir transa gmlm gibiydi, ama
Taita soru sorduu zaman cevap veriyordu. Sesi titrek ve zayft, ses tonu
hrtlyd.
"Gerilere git Demeter, zaman nehrinde iyice geriye git."
"Evet," diye cevap verdi Demeter. "Yllar iinde geri gidiyorum... geri,
geri, geri..." Sesi imdi daha gl, daha canl kyordu.
"u an neredesin?"
"E-temen-an-ki'de, Cennet ile Yeryz Kuruluu'ndaym." Deme-ter'in sesi
artk iyice genlemiti.
Taita da binay gayet iyi bilirdi: Babil'in merkezinde muazzam bir yapyd.
Duvarlar cilal tulalardan yaplmt, yeryznn ve gkyznn tm renklerini
yanstan devasa bir piramit eklindeydi. "Ne gryorsun Demeter?"
59
Wilbur Smith
"Byk bo bir alan gryorum, dnyann tam ortasnda, yeryz ile
gkyznn ekseninde."
"Duvarlar ve yksek teraslar gryor musun?"
"Duvar yok, ama iileri ve kleleri gryorum. Yerdeki karncalar kadar,
gkteki ekirgeler kadar oklar. Seslerini duyuyorum." Sonra De-meter insanln
kulland tm dillerde konumaya balad. Taita ilerinden bazlann tand ama
dierleri anlamsz geldi. Demeler aniden Antik Smer dilinde haykrd: "Hadi,
ykseklii ilahi gklere uzanacak bir kule yapalm."
Taita hayretler iinde, onun Babil Kulesi'nin temellerinin atlna tank
olduunu anlad. Balang zamanna kadar geriye gitmiti.
"imdi yzyllar iinde ilerliyorsun. E-temen-an-ki'nin asl yksekliine
eritiini ve krallarn kulenin tepesinde Tanr Bel ve Marduk'a tapndklarn
gryorsun. Zamanda ilerlemeye devam et!" Taita, onu ynetti ve Demeter'in
gznden byk imparatorluklarn ykseliine ve gl krallarn kne
tanklk etti. Demeter tarihin iinde kaybolup unutulmu olaylar anlatyordu.
Yzyllar nce toprak olmu kadn ve erkeklerin seslerini duyuyordu.
Sonunda Demeter hzn kaybetti ve sesi zayflad. Taita elini onun
kalarndan birine koydu, mezar ta kadar souktu. "Rahatla Demeter," diye
fsldad. "Uyu artk. Anlarn gemite brak. Bugne dn."
Demeter rperdi ve gevedi. Gne batana dek uyudu ve sanki anormal bir ey
olmam gibi gayet doal ve sakin bir ekilde uyand. Tazelenmi ve kuvvetlenmi
grnyordu. Taita'nn getirdii meyveleri byk bir itahla yedi; eki kei
st iti, o arada hizmetkrlar kamp topluyor, adrlar ve eyalar develere
yklyordu. Kervan yola ktnda Demeter de Taita'nn yannda ksa bir sre
yryecek kadar glenmiti.

"Uyurken neler bulabildin hafzamda?" diye glmseyerek sordu. "Ben hibir


ey hatrlamadma gre, sen de bir ey bulamam olmalsn."
60
11. Yazt
"E-temen-an-ki'nin temelleri atlrken oradaydn," diye anlatt Taita.
Demeter durup hayretle ona bakt. "Sana bunlar m anlattm?"
Taita cevap olarak, Demeter'in trans halindeyken kard baz seslerin,
konutuu baz dillerin taklidini yapt. Demeter hepsini bir anda tanyordu. Az
sonra bacaklar yoruldu, ama hevesi gemedi. Tahtrevan t trmanp iltesine
uzand. Taita da atna binip onun yannda gitmeye balad, bylece btn gece
sohbet ettiler. Nihayet Demeter asl akln megul eden soruyu sordu. "Eos'la
konutum mu? Birtakm gizli anlar ortaya karmay baarabildin mi?"
Taita ban sallad. "Sana zarar gelmesin diye dikkatli davrandm. Konuyu
dorudan amadm, anlarnn serbeste ortaya dklmesini tercih ettim."
"Tpk iz sren bir avc gibi." Sonra Demeter artc bir kahkaha atp,
"Dikkat et Taita," dedi. "Bir erkek geyii kovalarken, adam yiyen dii aslan
rktme sakn."
"Anlarn o kadar uzaklara gidiyor ki, Eos'un izini bulmaya almak, koca
bir srnn iinde tek bir kpekbaln aramak iin koca bir okyanusta
dolanmaya benziyor. Tesadfen onunla ilgili anlarna rastlayana dek bir mr
geirebiliriz."
"Beni ona doru ynlendirmelisin," dedi Demeter hi duraksamadan.
"Senin gvenliinden, hatta hayatn tehlikeye atmaktan korkuyorum," diye
itiraz etti Taita.
"Yarn sabah yine salacak myz kpekleri? Bu sefer onlara dii aslann
kokusunu vermelisin."
Gecenin geri kalannda kendi dncelerine ve anlarna dalm olarak sessiz
kaldlar. afan ilk klarnda kk bir vahaya ulatlar ve Ta-'& hurma
aalarnn altnda durmalar iin iaret etti. Hayvanlar yemle-nP sularn
ierken bir taraftan da adrlar kuruldu. Ana adrda ba baa a"r kalmaz Taita,
"Yeniden denemeden nce biraz dinlenmek ister misin erneter?" diye sordu. "Yoksa
bir an evvel balamaya hazr msn?"
61
Wilbur Smith
"Btn gece dinlendim. Artk hazrm."
Taita karsndaki yz inceledi. Sakin grnyordu ve donuk gzleri
durgundu. Taita, Lostris'in tlsmn kaldrd. "Gzkapaklarn arlayor.
Brak kapansnlar. Kendini sakin ve gvende hissediyorsun. Kollarn bacaklann
arlat. ok rahatsn. Sesimi dinle, uykunun geldiini hissedeceksin... kutsal
uyku... derin, iyiletirici uyku..."
Demeter bu kez ilk seferinden daha hzl uykuya dald. Taita'nn sessiz
uygulamasndan giderek daha fazla etkileniyordu.
"Duman ve alev pskrten bir da var. Onu gryor musun?"
Bir an iin Demeter l gibi sessiz kald. Dudaklar soldu ve bkld. Sonra
inkr edercesine ban sallad. "Da filan yok! Ben da grmyorum1." Sesi
yksek ve atlak kyordu.
"Dada bir kadn var," diye srar etti Taita. "Gzel bir kadn. Dnyann en
gzel kadn. Onu gryor musun Demeter?"
Demeter kpek gibi solumaya balad, gs demirci kr gibi inip
kalkyordu. Taita, onu kaybetmekte olduunu hissetti. Demeter trans-la mcadele
ediyor, onu krmaya alyordu. Taita bunun son denemeleri olmas gerektiini
anlad, nk ihtiyar adam daha fazlasna dayanabilecek gibi grnmyordu.
"Onun sesini duyabiliyor musun Demeter? Kelimelerindeki o tatl melodiyi
dinle. Sana ne diyor?"
imdi Demeter grnmez biriyle bouuyor, iltesinde yuvarlanyordu.
Dizleriyle dirseklerini gsne doru toplad ve top gibi kvrld. Sonra kol ve
bacaklar kazk kesildi, srt yay gibi bkld. Deli bir adam gibi sesler
karyor, sayklyor ve kkrdayarak glyordu. Arkadan bir tanesi paralanana
dek dilerini gcrdatt; sonunda paralar kan ve salyayla birlikte tkrd.

"Sakin ol Demeter!" Taita'nn iinde, kaynamak zere olan bir aydanlk


gibi bir panik duygusu ykseliyordu. "Kprdama! Tekrar gvendesin."
11. Yazt
Demeter'in soluklar rahatlad ve beklenmedik bir ekilde, byclerin
kulland Tenmass diliyle konumaya balad. Kelimeleri garip ses tonu ondan da
garipti. Artk yal bir adamn deil, gen bir kadnn tatl, melodik sesiyle
konuuyordu. Taita hi bu kadar mzikal bir ses duymam
"Ate, hava, su ve toprak, ama bunlarn efendisi atetir." Sesin her nazl
ini k Taita'nm beynine kaznyordu. O sesi asla sikmeyeceini biliyordu.
Demeter arka st ilteye yld. Bedenindeki kaslma gemiti. Gzleri
gzkapaklannn altnda oynuyordu. Nefes alverii dzelmi ve gs kabarmt.
Taita, onun yreinin patlam olduundan korktu ama kulan kaburgalanna
dayaynca hafif, ama dzenli bir ritimle atmakta olduunu hissetti. Demeter'in
bunu da atlattn anlayp rahat bir nefes ald.
Taita gnn geri kalannda Demeter'i uyumaya brakt. Demeter uyandnda,
yaad krizden etkilenmemi gibi grnyordu. Aslnda, geirdiklerinden hi
sz etmemiti ve hatrlamyormu gibiydi.
kisi ar atete pimi yavru keiyi paylarken kervandaki gnlk ilerden
sz ettiler. Gallala'dan ne kadar uzaklatklarn ve Firavun Nefer Seti'nin
muhteem sarayna ne zaman varacaklarn tahmin etmeye altlar. Taita, krala
geleceklerini haber versin diye nden bir ulak yollamt ve kendilerini nasl
karlayacan merak ediyorlard.
Demeter, "Ahura Maasda'ya, tek gerek a dua et ki zavall lkeye daha
fazla bela gndermesin," dedikten sonra sessizlie brnd.
Taita ise, sohbet edermi gibi, "Ate, hava, su ve toprak..." dedi.
Demeter, "...ama hepsinin efendisi atetir," diye cevap verdi, ezberini okuyan
bir okul ocuuna benziyordu. Sonra elini azna kapad ve ih-Hyar gzlerinde
akn bir ifadeyle Taita'ya bakt. Sonunda titreyerek, Ate, hava, su ve
toprak, yaratln drt temel elementi," dedi. "Neden nlar andn imdi
Taita?"
63
Wilbur Smith
"nce sen syle Demeter, neden atein hepsinin efendisi olduunu syledin?"
Demeter, "Dua," diye fsldad. "Byl szler."
"Kimin duas? Hangi byl szler?"
Hatrlamaya alrken Demeter'in rengi soldu. "Bilmiyorum." Ac veren
anlann yzeye karmaya alrken sesi titriyordu. "Daha nce hi
duymamtm."
"Duymutun." imdi Taita sorgucu sesiyle konuuyordu. "Dn Demeter! Nerede
duydun? Kimden duydun?" Sonra aniden ses tonunu tekrar deitirdi. Bakalarnn
sesini kolayca taklit edebilirdi. Bu sefer de Demeter'in trans halindeyken
kulland o yrek burkan, melodik kadn sesiyle konuuyordu. "Ama hepsinin
efendisi atetir."
Demeter yutkundu ve elleriyle kulaklarn kapad. "Hayr!" diye haykrd.
"Bu sesi kullanmak kfr demektir. Kutsal eylere kar iren bir
saygszlktr. Bu, Yalan'n sesi, Eos'un, o cadnn sesi!" Arkasna yaslanp
kalbi krlm bir ekilde hkrarak alamaya balad.
Taita sessizce onun kendine gelmesini bekledi.
Sonunda Demeter ban kaldrp, "Ahura Maasda, beni affetsin, zayflm
balasn," dedi. "Bu korkun sesi nasl unutabildim ki?"
"Demeter unutmu deilsin. Hafzan sana ihanet ediyor," dedi Taita yavaa.
"imdi bunu hatrlamak zorundasn... hem de hemen, Eos bir daha araya girip
engel olmadan nce."
'"Ama hepsinin efendisi atetir.' En iren trenlerini hep bu byl szle
balatrd," diye fsldad Demeter.
"Bu Etna'dayken miydi?"
"Onu baka bir yerde grmedim."

"Ate diyarnda atei yceltiyormu." Taita dnceliydi. "Glerini


volkann kalbinde topluyormu. Ate onun gcnn bir paras, ama g
kaynandan uzaklam. Yine de onun hayata dndn biliyoruz. So64
11. Yazt
rumuza cevap verdin ite, gryor musun? Onu nerede aramamz gerektiini
biliyoruz."
Demeter'in ard belliydi.
"Onu atein iinde, volkanda aramalyz," diye aklad Taita.
Demeter, kendi dncelerine dalm gibiydi, "Evet gryorum," dedi.
"Hadi u at biraz daha ileriye srelim," diye bard Taita. "Volkanda
element bulunur: ate, toprak ve hava. Sadece su eksiktir. Etna deniz
kenarndaym. Eer kendine in olarak baka bir volkan bulduysa, onun da
yaknnda ok miktarda su olmas gerekir."
"Deniz mi?" diye sordu Demeter.
"Ya da byk bir nehir," dedi Taita. "Deniz kysnda bir volkan, belki bir
adada ya da byk bir gln yaknnda. Onu aramamz gereken byle bir yer." Bir
kolunu Demeter'in omzuna att ve efkatle glmsedi. "Yani Demeter tm
inkrlarna ramen onca zamandr onun nerede saklandn biliyormusun."
"Kendime fazla pay bimiyorum. Senin zekn sayesinde bunu zayf hafzamdan
skp aldk," dedi Demeter. "Ama sylesene Taita aratrma alanmz nasl
daraltacaz? Bu tanma uyan ka tane volkan vardr?" Du-raksad, sonra kendi
sorusuna kendisi cevap verdi. "Epeyce olmal ve hepsi de kesinlikle de muazzam
arazilerle karadan ve denizden ayrlm olmal. Hepsine gitmek yllarca yolculuk
yapmak anlamna gelir ve korkarm ki, bende byle bir abay gze alacak g
kalmad."
"Teb'teki Hathor Tapma'nn rahipleri, yzyllardr yeryz hakknda zel
aratrmalar yapyor. Ellerinde karalar, denizleri, dalar ve nehirleri
gsteren ayrntl haritalar var. Yolculuklarmda hep onlara urayp bilgi
aldm iin birbirimize ainayz. Bize suya yakn yerlerdeki tm volkanlarn
listesini verebilirler. Her birine yolculuk yapmamz gerekeceini sanmyorum.
Seninle glerimizi birletirir ve btn dalardaki ktlk izlerini uzaktan
aratrabiliriz."
65
F:5
Wilbur Smith
"O zaman, Hathor'a varana dek sabrl olmal ve kaynaklarmz idareli
kullanmalyz. Eos'la yaanan bu atma insann gcn ve dayanklln son
zerresine kadar tketiyor. Sen de dinlenmelisin Taita," dedi Demeter. "ki
gndr uyumuyorsun ve onu avlama yolculuumuzun daha ancak ilk admlarn
attk."
Bu noktada Meren elinde bir demet kokulu l bitkisiyle adra girdi ve
onlar bir yatak eklinde yerletirdi. zerine de kaplan postunu serdi.
Efendisinin sandaletlerini karmak ve tuniinin kemerini gevetmek zere
meldi ama Taita, onu itti. "Ben kundaktaki bebek deilim Meren. Kendi bama
soyunabilirim."
Meren, onu yataa doru gtrrken hogryle glmsedi. "yle olmadn
biliyoruz Byc. Tabii ne kadar sk o ekilde davrandn dnecek olursak
biraz garip geliyor." Taita itiraz etmek zere azn at ama onun yerine
yumuak bir homurtu kard ve annda derin bir uykuya dald.
"Ben uyurken o beni izledi. imdi de ona gz kulak olma sras bende iyi
Meren," dedi Demeter.
"O benim grevim," diyen Meren, gzn Taita'dan ayrmamt.
"Onu insan ve hayvanlardan koruyabilirsin... bunu kimse senden daha iyi
yapamaz," dedi Demeter. "Ama eer by gcyle saldrrlarsa senin elinden bir
ey gelmez. yi Meren yayn al ve bize akam yemei iin tombul bir ceylan
getir."

Taita dalgalarn yalad parlak bir kumsalda yryordu. Yasemin ve leylak


kokulu meltem yzn okuyor, sakaln dalgalandryordu. Tam
66
Meren, Taita'nn yannda biraz daha oyalandktan sonra iini ekti ve
sonunda dar kt. Demeter, Taita'nn yatann yanna yerleti.
11. Yazt
Icyda durdu ve minik dalgalar ayaklarn slatt. Taita denize bakt ve
tedeki karanlk boluu grd. Yeryznn en sonunda olduunu, ebediyetin
kaosuna bakmakta olduunu biliyordu. Gne nda duruyordu, ama szleri
karanl ve karanlkta atebcekleri gibi uuan yldzlar gryordu.
Lostris Yldz'n arad ama bulamad. Ondan kk bir iz bile yoktu.
Boluktan gelmi ve bolua dnmt. zerine mthi bir keder kt ve kendi
yalnzlnda boulduu hissine kapld. Tam dnmek zereyken belli belirsiz bir
ark sylendiini duydu. Bu, son duyuundan beri ok uzun bir zaman gemi olsa
da, hemen tand gen bir sesti. Kalbi gsnden frlayacak gibi oldu, sanki
zgr kalmaya alan lgn bir yaratkt ve o srada ses yaklat.
"Kalbim yaral bir bldrcn gibi rpnr Sevdiceimin yzn grdm zaman Ve
yanaklarm afakta aan gkyz gibi kzarr Onun gneli tebessmne..."
Bu ona rettii ilk arkyd ve her zaman da onun en sevdii ark olmutu.
Onu bulmak iin sevinle dnd, bu arky syleyenin Lost-ris'ten bakas
olamayacan biliyordu. Lostris, onun gzetimine emanet edilmiti ve annesi
ksa bir sre sonra nehir atei yznden lnce, bakm ve eitimi de Taita'ya
kalmt. Taita da onu, hibir erkein sevemeyecei ekilde sevmiti.
Gneten parlayan denize kar eliyle gzne siper yapt ve deniz
yzeyindeki bir oluumu fark etti. ekil ona yaklat ve hatlar netleti. Taita
bunun devasa bir altn yunus olduunu grd, yunus o kadar hzl ve zarif bir
biimde yzyordu ki, sular burnunun ucunda krema gibi ayrlp yol veriyordu.
Yunusun srtnda bir kz oturmaktayd. Kz usta bir araba
67
"I Wilbur Smith
srcs gibi dengesini bulmu, gzelim hayvan ynettii dizginleri tutarak
geriye kayklmt ve bir yandan arksn sylerken bir yandan da Taita'ya
glmsyordu.
Taita dizst kuma kt. "Hanmm!" diye haykrd. "Tatl Lostris!"
Kz yine on iki yandayd, yani Taita'nn onu ilk tand yata. zerinde
sadece aartlm ketenden bir etek vard, etei bir akbalkln kanatlar
kadar beyaz, gevrek ve parlakt. Lostris'in ince bedeni de Bib-los'un tesindeki
dalarda bulunan yal erz aac kadar parlakt. Gsleri, ularnda pembe ll
talan olan taze yumurtalar gibiydi.
Taita, "Lostris, bana dndn. Ah, sevgili Horus! Ah, merhametli sis! Onu
bana geri verdiniz," diye hkrd.
"Seni hi terk etmedim ki, sevgili Taita." Lostris arksn kesmiti.
ocuka bir haylazlk ve keyifle ldyordu. Gzelim dudaklar bir kahkahayla
kvnhrken gzlerinde yumuak, efkatli bir ifade vard. zerine kadnca bir
bilgelik ve anlay havas gelmiti. "Sana verdiim sz hi unutmadm "
Altn yunus kyya szld ve Lostris tek bir zarif hareketle hayvann
stnden kuma indi. ki kolunu Taita'ya uzatarak durdu. Gr sa bukleleri bir
omzundan iniyor ve ocuksu gslerinin arasnda duruyordu. Onun o tatl yznn
her bir ipeksi izgisi Taita'nn zihnine kazlyd. Lostris, "Bana gel Taita,
bana dn, benim gerek akm," derken, dileri sedef bir kolye gibi ldad.
Taita, ona doru ilerledi. lk birka admda sendeledi, bacaklar yandan
dolay kat ve hantald. Sonra bacaklarna yeni bir g geldi. Taita parmak
ularnda ykseldi ve yumuak beyaz kumun zerinde hi aba harcamadan kayar
gibi gitmeye balad. Kas kirilerinin yay gibi gerildiini, adalelerinin kvrak
ve esnek olduunu hissedebiliyordu.
"Ah, Taita, ne kadar gzelsin!" dedi Lostris. "Ne kadar evik ve glsn,
ne kadar gensin sevgilim." Taita'nn kalbi ve ruhu gururla doldu,
68

11. Yazt
nk onun szlerinin doru olduunu biliyordu. Yeniden gen olmutu ve kt.
ki elini kza uzatt ve Lostris ellerini l bir kavrayla tuttu. Kzn
parmaklar souk ve kemikliydi, romatizma yznden arplmt, teni de kuru ve
sertti.
"Bana yardm et Taita," diye haykrd ama artk ses onun sesi deildi. Bu
strap iindeki yal bir adamn sesiydi. "Beni ele geirdi!"
Lostris lmcl bir dehet iinde ellerini sallyordu. Doast bir gce
sahipti.,. Taita'nn parmaklarn eziyordu ve Taita kemiklerinin atr-dadn,
kaslarnn koptuunu hissedebiliyordu. Ellerini kurtarmaya alt. "Brak
beni!" diye bard. "Sen Lostris deilsin." Artk gen deildi Taita bir an
nce iini dolduran g buhar olup umutu. Ryasnda ortaya kan mucizevi
resim, ya ve ylgnlkla baa kamam, korkun gerein rpertici frtnasna
dayanamamt.
Taita kendini, muazzam bir arln altnda adrn zeminine yapm
buldu. Arlk gs boluunu kertmiti. Nefes alamyordu. Elleri hl
ezilmekteydi. Kulann dibinde tiz lklar duyuyordu, lklar o kadar
yakndan geliyordu ki, kulak zarlar patlayabilirdi.
Gzlerini amaya alt ve ryasnn son grntleri de kayboldu.
Demeter'in yz, kendi yznden sadece birka santim tedeydi. htiyar adamn
strapla arplm, imi ve morarm yz, neredeyse tannmayacak haldeydi.
Disiz az ardna dek alm ve sar dili dar sarkmt. lklar
hrltl soluklarla ve mitsiz iniltilerle kesiliyordu.
Taita ok iinde tamamen uyanmt. adrda ar bir srngen kokusu vard
ve kocaman, pullu kollar Demeter'e sarlmt. Sadece ba ve bir kolu
aktayd. Boulmakta olan biri gibi, aktaki tek eliyle hl Ta-ita'ya
tutunmaya alyordu. Pullu kollar, tam simetrik halkalar halinde etrafna
dolanmt ve muntazam kas spazrojaryla onu bouyordu. Kollar s,ktka,
pullar birbirine srtnyor ve Demeter'in krlgan bedenini iyi69
Wilbur Smith
ce kstryordu. Ylans deride altn rengi, ikolata rengi ve kzl kahverengi
enfes desenler vard, ama Taita bunu ancak kendilerine saldran yaratn ne
olduunu anlad zaman fark etmiti.
"Piton," diye bard. Ylann kafas, Taita'nn iki yumruundan daha
bykt. enesi iyice alm ve zehirli dileri Demeter'in kemikli omzuna
gmlmt. Srtan azn kenarlarndan kaln parlak salyalar akyordu, avn
btn olarak yutmadan nce kaplad yad bunlar. Taita'ya dikili kk,
yuvarlak gzleri kara ve acmaszd. Demeter'e dolanm halkalar yeniden
kasld. Taita, ylann ve adamn arl altnda kendini aresiz hissediyordu.
Son l sessizce boulan Demeter'in yzne bakt. Demeter artk nefes
alamyordu ve donuk gzleri yuvalarndan frlamt. Taita, o amansz baskyla
kaburgalarndan birinin atrdadn duydu.
Sonunda Taita, "Meren!" diye baracak soluu buldu. Demeter'in hemen hemen
lm olduunun farkndayd. Elini tutan kska gevemiti ve kendini
kurtarabilirdi, ama hl kapana kslm gibiydi. Demeter'i kurtarmak iin bir
silaha ihtiyac vard. Zihninde hl Lostris'in grntleri duruyordu ve eli
boynuna gitti. Zincirin ucundaki altn yldz, Lostris'in tlsmn tutuyordu.
"Yardm et bana sevgilim," diye mrldand. Ar metal yldz avucu-na
oturmutu. Yldzla pitonun kafasna vurdu. Onun boncuk gibi gzlerinden birine
nian almt ve yldzn keskin metal ucu, gz kaplayan saydam perdeye isabet
etti. Ylan, feci bir ekilde tslad. Halka halka olan bedeni sarslp bkld,
ama dileri hl Demeter'in omzundaki ete gmlyd. Diler, doa tarafndan,
avn yutarken kolay kolay brakmamasn salayacak bir ayla yaplmt. Piton
enesini kurtarmak iin bir dizi rme hareketi yapt.
Taita bir daha vurdu. Metal yldzn keskin ucunu ylann gznn kenarna
saplad ve dndrerek itti. Ylann devasa kvrmlar gevedi ve keskin
dilerini kurtarana dek kafasn iki yana sallad. Gz paralanm/

11. Yazt
n ve geri ekilirken her iki adamn zerine yal kanlar sramt. Gsnden
kalkan arlk sayesinde Taita bir para nefes alabildi ve sonra, ileden km
olan ylan yzne saldrrken Demeter'in gevek bedenini kenara itti. Taita
kolunu kaldrnca piton dilerini bileine geirdi ama yldz tutan eli hl
serbestti. Keskin dilerin bilek kemiine batn hissetti ama bu ac ona
yepyeni, lgnca bir g verdi. Yldzyla yaral gze bir daha saldrd ve
daha da derine batrd. Ylan strapla kvranrken Taita gz kafatasna kadar
yard. Ylan yeniden srmak zere enesini at, ar burun darbeleri art arda
gelen yumruklar gibiydi. Taita onlardan kanmak iin kendini yerde oradan oraya
atyor, bir yandan da haykrarak Meren'i aryordu. Ylann, Taita'nn
gsnden daha kaln olan kvrmlar btn adr kaplam gibiydi.
Sonra Taita uyluunun derinlerine batan bir ey hissetti ve acyla yeniden
bard. Kendisine neyin battn biliyordu. Pitonun jenital deliinin iki
tarafnda, gdk kuyruunun altnda kalan, kanca gibi bir ift pene vard. Bu
peneleri iftleme srasnda diisini tutup burgu eklindeki penisinden onun
jenital deliine spermlerini aktarmak iin kullanrd. Yine bu kancalarla avn
da tutard. Onlar oluturduu kvrmlara dayanak olarak kullanr, gcn
artrrd. Taita mitsizce bacan kurtarmaya alt. Fakat peneler etine
gmlm ve ilk kaygan sarmal bedenine dolanmt.
Taita bir kez daha, "Meren!" diye haykrd. Ama sesi zayflamt ve ikinci
sarmal da gsn sktrarak etrafna doland. Yeniden seslenmeye alt ama
azndan ancak hava kt ve kaburgalar bkld.
O srada adrn giriinde Meren grnd. nce ylann alacal gvdesinin
canavarca kabarn tam anlamyla kavramak zere bir an durdu. Sonra, bir
eliyle srtnda asl knndan klcm ekerken ileri atld. Ta-ita'ya zarar
verme korkusuyla, dorudan ylann kafasn bimeye cesaret edemedi ve onun
dikkatini datmak zere iki ayaklarnn stnde sekti. Pitonun ok gibi kafas
hl kurbanlarnn bedenlerini dvmekteydi, ama
71
Wilbur Smith
penelerini Taita'ya iyice gmebilmek iin gdk kuyruunu havaya kaldrmt.
Meren bir elik ltsyla, hayvann kuyruunu hemen penelerinin stnden
biti, bu neredeyse Taita'nn baca uzunluunda ve uyluu kadar kaln bir
parayd. .
Pitonun bedeninin st ksm adrn tepesine kadar ykseldi. Az iyice
ald ve kurdunkine benzer dileri Meren'in zerinde parlad. Tek gzyle
Meren'e bakarken kafasn iki yana oynatyordu. Fakat darbe omurgasn
paralamt. Meren klcn yukar kaldrarak hayvann atan bekledi. Ylan
ileri atlp yzne saldrdnda buna hazrlklyd. Klc havay yard ve
parlak kenar net bir ekilde pitonun boynuna indi. Kopan kafa yere dt ve
kafasz kalan ba kvranmaya devam ederken, bataki ene spazmlarla alp
kapand. Meren nnde dalgalanan kvrmlar tekmeleyerek ilerledi ve Tatia'nn
kolunu tuttu, bileinde dilerin sapland yerlerden kan fkrmaktayd. Meren,
Taita'y bann stne kaldrarak adrdan kard.
Taita, "Demeter! Demeter'i de kurtarmalsn!" diye baryordu. Meren
koarak ieri dnd ve basz hayvan paralayarak Demeter'in yatt yeri
bulmaya alt. teki hizmetkrlar da grlty duymu, koarak geliyordu. En
cesur olan Meren'in peinden adra dald ve ikisi birlikte ylan kenara
srkleyip Demeter'i kurtardlar. Demeter baygnd ve om-zundaki yaralardan ok
kan kaybediyordu.
Taita kendi yaralarna aldrmadan hemen Demeter'le uramaya balad.
htiyar adamn gs rkler iindeydi ve morarmt. Taita elleriyle
yoklayarak muayene edince en azndan iki kaburgasnn krlm olduunu anlad,
ama ilk dncesi omzundaki kanamay durdurmak oldu. Demeter ac yznden
kendine geldi ve Taita adrn kesindeki mangaln alevlerinde kzdrdklar
hanerin ucuyla ylan srklarn dalarken onun dikkatini baka yne ekmeye
alt.

"Ylann srklar zehirli deilmi. En azndan bu bir ans," dedi Demeter'e.


72
11. Yazt
"Belki de tek ansmz." Demeter'in sesi acdan sertlemiti. "Bu doal bir
yaratk deildi Taita. Boluklardan gnderilmiti."
Taita'nn aksini iddia edebilecek hali yoktu, ama ihtiyar adamn korkusunu
azdrmak da istemiyordu. "Hadi ama dostum," dedi. "Arpac kumrusu gibi
dnmenin daha da beter hale getirmeyecei hibir ey yoktur. kimiz de
hayattayz. Ylan da, Eos'un bir aleti deil, doal bir canl olmal."
"Sen daha nce Msr'da bu tr bir yaratktan sz edildiini duydun mu hi?"
diye sordu Demeter.
Taita, "Gneyde grmtm onlardan," diyerek yan izdi.
"Ne kadar gneyde?"
Taita, "Evet," diye itiraf etti. "Asya'daki ndus Nehri'nin tesinde ve
Nil'in ikiye blnd yerde."
"Daima sk ormanlarda tabii?" diye israf etti Demeter. "Asla byle kurak
llerde deil. Ve asla bu byklkte de deil."
Taita, "yle olsun," diyerek teslim oldu.
"Beni ldrmek zere gnderilmiti, seni deil. Senin lmeni istemez... yani
imdilik," dedi Demeter konuyu kapatrken.
Taita sessizce muayene etmeye devam etti. Demeter'in vcudundaki nemli
kemiklerden hibirinin krlmadn anlaynca rahatlamt. Dostunun omzunu bir
tr sirkeyle ykad, srklara iyiletirici bir merhem srd ve keten
eritlerle sard. Ancak ondan sonra kendi yaralanyla ilgilenmeye balad.
Bileini temizleyip sardktan sonra, Demeter'in ayaa kalkp Me-ren'in
devasa pitonu gtrd yere kadar aksayarak yrmesine yardm etti. Hayvann
boyunu on be ak adm olarak hesapladlar, buna kafa ve kuyruk ksmlar dahil
deildi; Meren'in kasl kollar bile en geni olduu ksm tam saramyordu.
Ylan uzun sre nce ld halde, nefis desenleri olan derinin altnda hl
seirmeler ve titremeler oluyordu.
73
Wilbur Smith
Taita asasnn ucuyla kesik kafay drtt, sonra da az at. "ene
menteelerini yerinden oynatabiliyor, o sayede iri bir adam rahata olduu gibi
yutabilir."
Meren'in yakkl hatlar tiksintiyle burutu. "ren ve lanetli bir
yaratk. Demeter doru sylyor. Bu, boluklardan gelen bir canavar. Cesedini
kl olana kadar yakacam."
"Byle bir ey yapmayacaksn," dedi Taita sert bir sesle. "Byle doast
bir yaratn yanda sihirli maddeler vardr. Eer, ki yle grnyor, cad
tarafndan yaratlp bize gnderildiyse, biz de ona geri gnderebiliriz."
"Onu nerede bulacan bilmiyorsan, nasl yollayacaksn," diye sordu Meren.
"Bu onun yaratt bir ey, onun bir paras. Evine dnen bir gvercin gibi
gidip onu bulmasn salayabiliriz," diye aklad Demeter.
Meren huzursuzca kprdand. Bunca yldr bycye yandalk yapyor
olmasna ramen, sihirler onu artyor ve rktyordu.
Taita, ona acd ve kolunu dosta tuttu. "Bir kez daha sana borlandm. Sen
olmasaydn Demeter ve ben u anda bu yaratn midesinde olacaktk."
Meren'in endieli duruu yerini honutlua brakt. "Syle o zaman, bunu ne
yapmam istiyorsun?" Kendi kendine koca bir top gibi kvrlmakta olan lei
tekmeledi.
"imdi yaralyz. Sihri yapabilmek iin g kazanmamz birka gn srebilir.
Bu sprnty akbabalarn ve akallarn bulamayacaklar bir yere kaldr," dedi
Taita. "Daha sonra derisini yzp yan karmak iin kaynatrz."
Uramasna ramen Meren pitonu develerin srtna ykleyemedi. Hayvanlar
le kokusundan rkyor, srayp bararak kayordu. Sonunda Meren ve be gl
adam lei atlarn yanna srdler ve srtlanlarla teki leil hayvanlardan
korumak iin stn talarla kapattlar.

74
11. Yazt
Meren geri dndnde bycleri adrda karlkl yere oturmu olarak
buldu. Glerini birletirmek ve kampn etrafnda koruyucu ve giz-leyici bir
perde oluturmak iin el ele tutumulard. Garip trenlerini bitirince Taita,
Demeter'e bir yudum krmz iksir iirdi ve ihtiyar adam ksa bir sre sonra
uykuya dald.
"imdi bizi brak, iyi Meren. Sen de dinlen, ama sesimi duyacan bir
mesafede ol," dedi Taita ve Demeter'e bakmak iin yanna oturdu. Fakat kendi
bedeni de ona ihanet etti ve o da derin, deliksiz bir uykuya dald. Meren'in
yaral kolunu srarla ekitirmesi zerine uyand. Sersemlemi bir ekilde
dorulup oturdu ve homurdand. "Ne oldu sana? Akln ve mantn m yitirdin?"
"Gel Byc! abuk ol!"
Telal sesi ve eli aya tutmaz hali Taita'y alarma geirdi ve endieyle
dnp Demeter'e bakt. htiyar adamn hl uyuduunu grnce rahatlad. Hemen
ayaa frlad. "Ne oldu?" diye sordu, ama Meren gitmiti bile. Taita, onun
peinden serin afak havasna kt ve Meren'in atlarn yanna doru kotuunu
grd. Ona yetiince, Meren tek kelime etmeden ylann stne ylan talar
gsterdi. Bir an Taita ard, ama sonra talarn kenara atlm olduunu fark
etti.
"Ylan gitmi," diye bard Meren. "Geceleyin ortadan kaybolmu." Pitonun
ar gvdesiyle kumda oluan kmeyi gsterdi. Birka damla kurumu kan vard,
ama geride baka bir ey kalmamt. Taita sanki souk bir rzgr esmi gibi
ensesindeki tylerin diken diken olduunu hissetti. "yice baktn m?"
Meren ban sallad. "Kampn etrafn bir fersah boyunca aratrdk. Hibir
ize rastlamadk."
"Kpekler veya vahi hayvanlar paralamtr," dedi Taita ama Meren yine
kafasn sallad.
"Hibir hayvan onun yanna yaklamyordu. Kokusunu alnca bararak
kayorlard."
75
Wilbur Smith
"Srtlanlar, akbabalar da m?"
"Bu talar hibir ku tayamaz ve bu byklkte bir lei bitirmek iin
yzlerce srtlan olmas lazm. Onlar da barp uluyarak bir sr ses karrd.
Ne bir ses oldu ne de bir iz var, ayak izi yok, srkleme izi yok." Parmaklarn
gr kvrck salarndan geirdi ve sesini alakt. "Deme-ter'in hakl olduuna
hi kuku yok. Kafasn da alp gitmi, yere dokunmam bile. Kesinlikle
boluklardan gelen bir yaratkt o."
"Bu gr hizmetkrlarla ve deve srcleriyle paylamamak lazm," diye
uyard Taita. "Eer bundan kukulanrlarsa bizi brakp kaarlar. Onlara
Demeter'le benim cesedi bir byyle yok ettiimizi syle."
Birka gn nce Taita, Demeter'in yola devam edebileceine karar vermiti,
ama tahtrevann tayan devenin sallants krlan kaburgalarnn arsn
artrd iin srekli olarak krmz iksirden iirip uyutuyordu. Ayn zamanda,
kervan da yavalatm ve yolda geen sreyi azaltmt.
Taita'nn kendisi ylan saldrsndan sonra hzla iyilemiti. Ksa bir sre
sonra Duman Yeli'ne rahata biner duruma geldi. Geceleri yol alrken, bazen
Demeter'in banda Meren'i brakp kervann nne geiyordu. Gkleri incelemek
iin yalnz olmas gerekiyordu. Balarna gelen nemli psiik olaylarn ilahi
varlklar arasnda yeni kehanetlere ve iaretlere yol aacandan emindi. ok
gemeden, her yerde bunun kantlar olduunu kefetti. Gkyznde, nceki be
yl boyunca grdnden ok fazla yldz ve kuyrukluyldz patlamasn bir
gecede grmt. Bu kehanet bolluu kafa kartrc ve tutarszd; ayrt
edebilecei net bir mesaj vermiyorlard. Aksine, korkun uyarlar, umut
vaatleri, lm tehditleri ve gven iaretleri hep bir arada grlyordu.
76

11. Yazt
Ylann kaybolmasndan sonraki onuncu gecede, dolunay vard. ylesine
parlakt ki, yeni oluan yldzlarn clz n kreltiyor, hatta byk
gezegenleri bile nemsiz k ubuklarna eviriyordu. Gece yansn oetikten
epey sonra, Taita atn nceden bildii plak bir araziye srd. Mil
Deltas'nn bereketli topraklarna ulaan kayalk yamalardan elli fersah kadar
uzaktaydlar. Az sonra geri dnmesi gerekecekti, o yzden Duman Yeli'nin
dizginlerini brakt. Hayvann srtndan indi ve yolun kenarndaki dz tan
zerine oturdu. Ksrak burnuyla onu yoklaynca kalasndan sarkan keseyi ap
bir yandan btn dikkatiyle gkleri incelerken bir yandan da hayvan yemledi.
Lostris Yldz'ndan geriye kalan soluk bulutu zar zor seebiliyordu ve
yaknda onun tamamen kaybolacan anlaynca bir matem szs hissetti. Kederle
tekrar dnp aya bakt. Ekim mevsiminin balangcn, yeniden dirilme ve byme
zamann mjdeliyordu, ama nehir tamazsa deltada hibir ekin yetimeyecekti.
Taita aniden doruldu. Mthi bir kehanet ncesinde hep hissettii o
rpertiyi hissetmiti. Kollarndaki tyler diken diken olmu ve ensesinde-ki
tyler havalanmt. Ayn d hatlar gznn nnde deimekteydi. nce bunun
bir yanlsama, bir k oyunu olduunu zannetti, ama birka dakika iinde aydan
kaln bir dilim adeta karanlk bir canavar tarafndan yutuluverdi. artc bir
hzla koca gk cisminin geri kalan da ayn akbete urad ve geride sadece
karanlk bir delik kald. Yldzlar yeniden ortaya ktlar, ama kaybolan kla
kyaslannca soluk ve clz kalmlard.
Btn tabiatn kafas karm gibiydi. Hibir gece kuu tmyordu. Rzgr
kesilmiti. Etraf evreleyen tepelerin kenarlar karanla karmt. Gri
ksrak bile gergindi, yelesini savurup korkuyla kinedi. Sonra dizginlerini
Taita'nn elinden ekip geri geri gitti ve geldikleri yne doru komaya
balad. Taita'da onu uzaklamasna aldrmad.
77
Wilbur Smith
Her ne kadar Taita, balam kozmik olaylara hibir duann veya yakarnn
bir ey yapamayacan bilse de, yksek sesle Ahura Maasda'ya ve Msr'n tm
tanrlarna seslenip ay yok olmaktan kurtarmalarn diledi. Sonra Lostris
Yldz'nn kalntlarnn daha net grndn fark etti. Aslnda sadece donuk
bir izdi, ama zincirinin ucundaki tlsm kaldrd ve yldza doru tuttu.
Zihnini younlatrd, duyularna hkim oldu ve Gz'nn gcn toparlad.
aresizlik iinde, "Lostris!" diye haykrd. "Sen daima kalbimdeki k
oldun! Dengin olan tanrlarla konumak iin glerini kullan. Ay yeniden yakn
ve gkyzn aydnlatn."
Hemen hemen bir anda ayn kaybolduu yerde ince bir k huzmesi ortaya
kt. Giderek byd, kvrml bir hal ald, kl gibi parlad, sonra da bir
mzrak baltaya benzedi. Taita, Lostris'e seslenip tlsmn ona doru tutarken,
ay btn ihtiam ve parltsyla geri dnd. Taita'nn iini bir sevin ve
rahatlk kaplad. Yine de, ay yerine dnm olsa bile kayboluunun tad
uyar yerinde duruyordu, bu kehanet btn hayrl kehanetleri yok etmiti.
Geri kalan karanlk saatlerin yarsn, solmakta olan ayn yrek paralayc
halini izleyerek geirdi, ama sonunda ayaa kalkt ve asasn alp ksra
aramak zere yola koyuldu. Bir fersah sonra onu buldu. Yolun kenarndaki bir
alnn yapraklarn yiyordu. Taita'y grnce selam anlamnda kinedi ve az
nceki dncesiz hareketini balatmak iin ona doru trsa kalkt. Taita
ksran srtna bindi ve kervana katlmak zere geri dndler.
Adamlarda ayn yutuluuna ahit olmutu. Meren bile onlar kontrol etmekte
glk ekiyordu. Onun dndn grnce hemen Taita'ya kotu. "Aya ne olduunu
grdn m Byc? Korkun bir kehanet! Senin iin ok korktum," diye bard.
"Sana bir ey olmad iin Horus'a krler olsun. Demeter de uyand seni
bekliyor, ama nce u kervanc kpeklerle konuur musun? Kulbelerine dnmek
istiyorlar."
78
11. Yazt

Taita, adamlar ikna etmek iin urat. Ayn yenilenmesinin bir felaket
habercisi olmadn, aksine Nil taknlarnn dnn mjdelediini syledi.
Byk n sayesinde adamlar yatt ve en sonunda, olduka neeli bir halde
yolculuu srdrmeye ikna oldular. Taita, onlar kendi hallerine brakp
Demeter'in adrna gitti. Geen on gnde ihtiyar adam ylann verdii hasarlar
sevindirici lde atlatm ve ok daha glenmiti. Ancak, Taita'y ciddi bir
tavrla selamlad. Gecenin kalan ksmnda sakin bir ekilde oturup ayn
kararmasnn nemini tarttlar.
Demeter yumuak bir sesle, "Buna benzer pek ok olaya tank olacak kadar
uzun yaadm," dedi. "Ama byle tam bir yok oluu nadiren grdm."
Taita ban sallad. "Aslnda, ben bu tr bir kayboluu daha nce sadece
iki kez grmtm. Her ikisi de byk bir^felaketin habercisiydi... byk
krallarn lm, gzelim gnenli kentlerin d, ktlk ve salgnlar."
"Bu da Yalan'n karanlk glerinin baka bir alameti," diye mrldand
Demeter. "Ben, Eos'un yenilmezlii ile gsteri yaptna inanyorum. Bizi
sindirmeye, mitsizlie drmeye alyor."
"Yolda daha fazla oyalanmadan hzla Teb'e gitmeliyiz," dedi Taita.
"Hepsinin tesinde, tedbiri asla elden brakmamalyz. Gece gndz her an
yeni bir felaket yollayabilir stmze." Demeter ciddi bir ekilde Taita'nn
yzn inceledi. "Eer ayn eyleri tekrar ediyorsam beni bala, ama bu
cadnn hile ve kurnazlklarn sen de benim gibi renene kadar, onun ne
hilekr bir mahluk olduunu anlaman g. lk bebeklik anlarn bile sana kar
kullanabilir, baban ve anneni yle canl bir ekilde karna karr ki, hi
kuku duymazsn."
"Benim durumumda ii biraz zor." Taita kederle glmsedi. "nk ben her
ikisini de hi tanmadm."
79
Wilbur Smith
Deve srcleri admlarn amt, ama Taita hl sabrszlkla kendini
yiyip bitiriyordu. Ertesi gece yine kervandan ayrld ve deltann yamalarna
ulap onca yllk yokluunun ardndan sevgili Msr'n grmeyi umarak atn
srd. Onun hevesi Duman Yeli'ne de gemi gibiydi, Taita yamalarn kysnda
dizginlerini ekene kadar adeta toynaklar yere demeden kotu. Aada, ay
ekili topraklan gm rengine boyuyor ve Nil'in snrlarn belirleyen
hurma aalarn belirginletiriyordu. Gm sularn parltsn da grmeye
alt, ama bu mesafeden nehir karanlk ve kasvetli grnyordu.
Taita atndan indi ve hayvann yannda durup boynunu okayarak, mest olmu
vaziyette gzlerini aaya, Karnak saraylarnn ve tapnaklarnn gm rengi
duvarianna dikti. Kar kyda Memnon'un saraynn kule gibi ykselen duvarlann
da seebiliyordu, ama aa inip alvyon dzln geerek Teb'in yz kapsna
doru gitmemek iin kendini tuttu.
Onun grevi Demeter'in yannda kalmakt, nden frlamak deil. Srtn
ksraa dayad ve kendini yuvaya dnmenin ve sevdiklerine kavumann hayallerine
kaptrd.
Firavun ve kraliesi Mintaka, Taita'ya genelde sadece yakn aile yelerine
gsterilen derin bir ballk gsterirlerdi. Buna karlk Taita da her ikisini
de ocukluklarndan beri hi eksilmeyen, aziz bir sevgiyle severdi. Nefer'in
babas olan Firavun Tamose, Nefer daha ocukken ldrlmt. Nefer Yukar ve
Aa Msr tacn tayamayacak kadar kk olduundan, yerine bir kral naibi
atanmt. Taita, Tamose'nin retmeniydi, o lnce de olu erkeklie eriene
kadar Taita'nn gzetimine braklmt. Taita, ona geleneksel eitimi vermi,
savamay, at binmeyi retmi ve sonra da sava ynetmeyi ve ordulara komuta
etmeyi gster80
11. Yazt

misti. Ona kraliyet ailesinin grevlerini, devlet idaresini ve diplomasiyi


anlatmt. Onu bir erkek yapmt. O yllar boyunca aralarnda bir ba olumu
ve hi bozulmadan kalmt.
Yamatan esen rzgr Taita'nn rpermesine neden oldu. Bu scak aylarda
byle bir rzgr olmazd. Taita annda savunmaya geti. Ani scaklk dmeleri
genellikle kehanetlerin habercisi olurdu. Demeter'in uyarlar hl Taita'nn
kulaklarnda nlamaktayd.
Kprdamadan oturdu ve havay inceledi. Herhangi bir tehlike hissetmiyordu.
Sonra dikkatini Duman Yeli'ne evirdi, doast olaylara kar o da neredeyse
kendisi kadar hassast, ama ksrak da sakin ve sessiz grnyordu. Tatmin olan
Taita ayaa kalkt ve atna binip kervana dnmek zere dizginleri ald.
Muhtemelen u sralarda gece yryn durdurup kamp hazrlklarn balatmak
zereydi. Taita uykusu gelmeden nce De-meter'le biraz konumak istiyordu.
htiyar adamn bilgi ve deneyim hazinesinden yeterince yararlanamamt henz.
Tam o anda Duman Yeli hafife kinedi ve kulaklarn dikti ama tam olarak
telaa kaplm saylmazd. Taita, onun yamacn eteklerine baktn grd ve o
da dnp bakt. nce hibir ey grmedi fakat ksraa gveniyordu ve gecenin
sessizliini dinledi. Sonunda, yamacn dibinde hareket eden bir glge yakalad.
Glge kayboldu ve Taita yanlm olabileceini dnd, ama ksrak hl
tetikteydi. Bekleyip gzledi. Sonra yine bir hareket fark etti, bu sefer daha
yakn ve daha belirgindi.
Karanln iinde baka bir atla binicisinin glgeleri belirdi, yamataki
yoldan Taita'nn bulunduu yere doru geliyorlard. teki at da griydi, ama
Duman Yeli'nden daha akt rengi. Taita'nn hafzas harekete geti: iyi bir
at asla unutmazd. Yldzlarn nda bile bu at tanr gibi olmutu. Onu en
son nerede ve ne zaman grdn hatrlamaya alt, ama o kadar uzak bir
anyd ki ok uzun zaman nce olmas gerektiine karar verdi, fakat gri at ancak
drt yanda olabilirdi. Taita dikkatini atn zerindeki biniciye younlatrd
- ince bir figrd, belki bir adam deil
81
F:6
Wilbur Smith
de erkek ocuk olabilirdi. Ama her kimse, krata gayet iyi biniyordu. Onda da
tandk gelen bir ey vard, ama tpk hayvan gibi, ocuk da Ta-ita'nn onunla
ilgili solmu anlarna gre ok gen grnmekteydi. Acaba iyi tand birinin
ocuu olabilir miydi?
Mesela Msr prenslerinden biri? Kralie Mintaka, Firavun Nefer Se-ti'ye pek
ok gzel olan dourmutu. Hepsi de annelerine ya da babalar-na.i>enziyordu.
Bu ocukta sradan bir hal yoktu ve Taita, onun kraliyet kan tadndan
emindi. At ve binicisi daha yakna geldiler. Taita baka ayrntlar da grd.
Binici bacaklarn plak brakan ksa bir tunik giymiti ve o ince bacaklar
mutlaka bir diiye ait olmalyd. Bu bir kzd. Ba kapalyd, ama yaklatka
Taita alnn altndan hatlarn grebiliyordu.
"Onu tanyorum. Onu gayet iyi tanyorum!" diye fsldad kendi kendine.
Kulaklan daha hzl zonklamaya balad. Kz, onu selamlamak iin elini kaldrd
ve atn kalalanyla skp hzlandrd. Hayvan tnsa kalkt, ama toynaklar
tal yolda hi ses karmyordu. Yamatan garip bir sessizlikle Taita'ya doru
komaktayd.
Taita tandk bir grntyle kandrldn fark ettiinde ok geti.
Gz'n amak iin telala gzlerini krptrd.
"Onlarn auras olmaz!" diye soludu ve dengesini kaybetmemek iin atn
boynuna tutunmak zorunda kald. Ne krat ne de binicisi doal yaratklard:
baka bir boyuttan gelmilerdi. Demeter'in uyarlarna ramen, yine savunmasz
yakalanmt. Hzla boynunda asl tlsma uzand ve alp yznn nnde tuttu.
Binici atndan indi ve yzn kapatan aln glgeleri arasndan Taita'ya bakt.
Artk o kadar yakna gelmiti ki, Taita, onun gzlerindeki prlty, gen
yanaklarnn tatl kvrmlarn grebiliyordu. Anlar canland.

O krat bu kadar iyi hatrlamas kk bir mucizeydi. Bunu ona kendisi


armaan etmi, zenle ve sevgiyle semiti. At iin elli gm talent demi ve
iyi pazarlk ettiini dnmt. Lostris, ona Mart adn vermi
82
11. Yazt
ve en sevdii at o olmutu. Taita'nn onca yl ncesinden hatrlad bir
zarafet ve tarzla ata binerdi. Taita'nn yaad ok o kadar bykt ki doru
drst dnemiyordu. Tlsm nnde bir kalkan eklinde tutarak oranit bir
stun gibi duruyordu.
Atl kadn yavaa biimli beyaz elini kaldrd ve alnn pskllerini geri
itti. Taita her ayrnts zenle yaplm o gzelim yze bakarken ruhunun
paralandn hissetti.
Bu o deil: Kendisini sertletirmeye alt. Bu da boluklardan gelen baka
bir grnt, tpk o ylan gibi ve muhtemelen onun kadar lmcl.
Demeter'e ryasnda altn yunusa binmi olan o kzdan sz ettiinde, o hi
tereddt etmemiti. "Ryan da cadnn oyunlarndan biri," diye uyarmt.
"Umutlarn ve zlemlerini besleyen hibir grntye gven-memelisin. Aklndan
mutlu bir any geirdiinde, mesela eski bir akn dndnde Eos'a kapy
am olursun. Bu ekilde sana ulamann yolunu bulur."
Taita ban sallamt. "Hayr Demeter, onca zaman ncesinden kalan bu
kadar zel bir anya Eos bile ulaamaz. Lostris'in sesi, gzlerindeki ifade,
glmsedii zaman bkl. Eos bunlar nasl kopya edebilir? Son yetmi yldr
Lostris lahdinde yatyor. Eos'un kullanabilecei bir iz kalmad ki ondan
geriye."
"Eos sendeki Lostris anlarm alar ve onlar en ikna edici, en ilgin
haliyle sana geri satar."
"Ama ben bile ayrntlarn ounu unuttum."
"Hibir eyi unutmadmz syleyen sendin. Her ayrnt kalr. Sadece
Eos'un sahip olduklar gibi zel yetenekler gerekir onlar zihnindeki
kovuklarndan karmak iin. Sen de benim zihnimdeki Eos anlarn y-le ortaya
kardn, ate bys yaparken kulland sesi yaptn."
"Onun, Lostris olmadn kabul edemem," diye inledi Taita hafife.
"nk kabul etmek istemiyorsun. Eos bu yzden senin zihnine gir-meye
alyor. Onun, yunusun stndeki kz motifini nasl ustalkla sana
83
Wilbur Smith
ulatrdn dn bir kez. Seni kayp aknn sahte grntleriyle oyalayp
dikkatini datrken, beni yok etmek iin de o ylan gnderdi. Ryan seni
gafil avlamak iin kulland."
imdi, delta yamacnn stnde Taita ayn grntyle bir daha
karlayordu: Lostris'in grnts, bir zamanlar Msr kraliesi olan ve ans
hl kalbini yneten kadnn hayali. Bu kez daha da mkemmeldi. Taita
zldn ve mantnn zayfladn hissedip mitsizce kendini kontrol
altna almaya alt. Ama Lostris'in gzlerine bakmaktan alamyordu kendini.
Gen kadnn gzleri binlerce kla doluydu, hayatnn tm gzyalar ve
tebessmleri o gzlerde saklyd.
Elinden geldii kadar sert bir sesle, "Seni reddediyorum!" dedi. "Sen
Lostris deilsin. Benim k olduum kadn deilsin. Sen Byk Yalan'sn. Ait
olduun karanlklara dn."
O konutuka Lostris'in gzelim gzlerindeki ifade muazzam bir kedere
dnt. "Sevgili Taita," dedi yumuak bir sesle. "Ayr kaldmz onca yalnz
ve ksr yl boyunca sensiz varoldum. imdi, sen byle hayati ve ruhani bir
tehlikedesin diye ok uzaklardan sana geldim. Birlikte zerinde dolaan ktle
kar koyabiliriz."
Taita, "Sen lanetsin," dedi. "Sen Eos'sun, Yalan'sn ve seni reddediyorum.
Ben Doru tarafndan korunuyorum. Bana ulaamazsn. Bana zarar veremezsin."
"Ah Taita." Lostris'in sesi fsltya dnmt. "kimizi de
mahvedeceksin. Ben de tehlikedeyim." Zamann bandan beri insanla eziyet eden
tm aclar yklenmi gibiydi. "Gven bana sevgilim. kimizin de kurtuluu iin

bana gvenmen gerek. Seni seven ve senin sevdiin Lost-ris'ten baka biri
deilim. Beni, sen ardn gklerden. arna kulak verdim ve sana geldim."
Taita ayaklarnn altndaki topran temelinden sarsldn hissetti fakat
kendini brakmad. "Def ol lanetli cad!" diye bard. "Defol Ya84
11. Yazt
lan'n yardaks. Seni ve yaptn her eyi reddediyorum. Artk bama bela
olma."
"Hayr Taita! Bunu yapamazsn," diye yalvard. "Bize bu ans verildi, tek
bir ans. Bunu geri evirmemelisin."
"Sen ktsn," dedi Taita hrsla. "Boluklardan kopup gelen bir yaratksn.
O iren inine geri dn."
Lostris inledi ve grnts geri ekildi. Gn aarrken defalarca solan
yldz gibi soluklat. Son fslts gecenin iinden ulat Taita'nn
kulana: "lm bir kez tattm ve imdi en ac iksirleri imeliyim. Elveda
Taita akm. Keke beni daha ok sevebilseydin."
Sonra tamamen ortadan kayboldu ve Taita dizlerinin stne kp kendini
pimanlk dalgalarna brakt. Tekrar ban kaldracak gc bulduunda gne
domu, ufuktan bir kan ykselmiti. Duman Yeli yannda sessizce bekliyordu.
Kestiriyor gibiydi, ama Taita ayaa kalkar kalkmaz ban dikti ve gzlerini ona
evirdi. Taita o kadar bitkin dmt ki, ata binebilmek iin oturduu taa
kmak zorunda kald. Hayvan kampa doru yola koyulunca o da gevek bir ekilde
iki yana sallanarak kendini brakt.
Kafasna dolan duygu karmaasn bir dzene sokmaya alt. O karklkta
belirgin bir gerek ortaya kt: Lostris'in hayaleti ile karlatnda Duman
Yeli sakin bir ekilde durmu, en ufak bir endie belirtisi gstermemiti. Oysa
baka her tr ktlk habercisi karsnda Taita'dan nce o gerilirdi. Ay
kaybolduunda frlayp kam, ama Lostris'le atnn hayaletine pek az ilgi
gstermiti.

Wilbur Smith
"Lostris!" diye bard gkyzne doru. "Affet beni! Yanlmm! Artk
doru sylediini biliyorum. Sen gerekten de Lostns'sin. Bana dn akm! Geri
gel!" Ama o gitmiti ve kendi sesinin yanklarn duyuyordu. "Geri gel... gel...
gel..."
Kutsal Teb kentine o kadar yakndlar ki, Taita, Meren'e kervann gne
ykseldikten sonra da yola devam etmesini emretti. Gnein ilk klaryla kk
kervan yamatan indi ve kentin duvarlarna doru alvyon ovasn gemeye
balad. Ova sszd. Yeeren hibir bitki yoktu. Kara toprak tula gibi pimi
ve gnein ssyla yzeyinde byk atlaklar olumutu. Tarmla uraan
kyller felakete uram topraklarn terk etmiler ve kulbelerini sahipsiz
brakmlard. at kirilerindeki hurma yapraklar aa km, boyasz
duvarlar ufalanmaya balamt. Kuraklk yznden len ineklerin kemikleri yer
yer beyaz papatyalar gibi duruyordu. Dnerek esen bir rzgr bo tarlalarda
garip bir dans yapyor ve havalandrd toz ve kuru ekin saplarn
dndryordu. Gne, kavrulmu topraklan pirinten bir kalkana vuran topuz gibi
dvyordu.
Kervandaki insanlar ve hayvanlar, bu kasvetli arazide bir ocuun
oyuncaklar gibi nemsiz grnyordu. Nehre ulatlar ve kyda istemeden
durdular, dehetli bir meraka kaplmlard. Demeter bile tahtrevanndan inmi,
aksaya aksaya Taita ile Meren'in yanna gelmiti. Bu noktada nehir yata drt
yz yarda geniliindeydi. Nil'in normal bir alalma mevsimde gl aknt gri
ve kumlu suyuyla yata tamamen doldururdu ve o kadar derin ve gl olurdu ki,
yzeyinde parlak anaforlar oluurdu. Sularn ykseldii mevsimde ise Nil
yatana smazd. Kylardan taar ve tarlalara eriirdi. Brakt amur ve

kelti o kadar zengin olurdu ki, tek bir hasat mevsiminde defa rn
alnrd.
86
11. Yazt
Fakat yedi yldr tanyordu ve nehir eski gl halinin yannda gln bir
karikatr gibi kalyordu. Sular iyice azald iin sadece nehir yatanda
kalan su birikintileri grlyordu. Bunlarn yzeyinde de lmekte olan
balklarn rpn ve hayatta kalan birka timsahn isteksiz hareketleri
dikkat ekiyordu. Suyun stn, phtlam kan gibi kzl bir kpk kaplamt.
"Nehrin kan alamasnn sebebi ne?" diye sordu Meren. "Bu bir lanet mi?"
Taita, "Bunun nedeni zehirli yosunlarn olumas gibi geldi bana," dedi,
Demeter de ona hak verdi.
"Evet bu aslnda yosun, ama hi kukum yok ki, doal bir yosun deil, suyun
akmasn nleyen uursuz etki sarm bunu da Msr'n bana."
Kan rengi havuzlar birbirlerinden aa km kara amur eritleriy-le
ayrlyordu. amurda karaya vurmu pler, lam atklar, kkler, sularn
srkledii odunlar, terk edilmi nehir teknelerinin enkazlar, imi ku ve
hayvan leleri vard. Canl olarak sadece ortalkta hoplayp zplayarak dolaan,
gln perde ayaklaryla amurlara batp kan garip gdk yaratklar vard.
Leleri kapmak iin birbirleriyle bouuyor, yakaladklarn kapp bir kenara
kayor ve sonra rm etleri oburca tkmyorlard. Meren byk bir
tiksintiyle, "Bunlar tam kervanc bann tarif ettii gibi, dev
karakurbaalar!" diyene kadar, Taita onlarn ne olduunu karamamt.
Oksrd, boazn yakan pis kokuyu ve tad atmak iin tkrd. 'Msr'n bana
ken anormalliklerin sonu gelmeyecek mi hi?"
Taita, kendisini artann suda ve karada yaayabilen bu hayvanlarn
bykl olduunu fark etti. Kocamandlar. Srt genilikleri neredey-se
yabandomuzlarnnki kadard ve btn arlklaryla o uzun arka bacaklarnn
stnde ayaa kalktklarnda boylar da onlar kadar oluyordu.
"amurda insan kadavralar da var," diye bard Meren. nlerinde >atan
minik bir cesedi gsteriyordu. "l bir bebek bu."
87
Wilbur Smith
"Teb halknn artk llerini gmmeyecek kadar tembelletii anlalyor,
cesetleri getirip nehre atyorlar." Demeter kederle ban sallyordu.
Onlar bakarken karakurbaalarndan biri ocuun kolunu kapt ve kafasn
onlarca kez sallayarak kolu omuz ekleminden kopard. Sonra minik kolu havaya
att. Derken azn at, kolu yakalad ve yuttu.
Hepsi bu manzaradan tiksinmiti. Hayvanlarna bindiler ve kentin d
duvarlarna ulaana dek ky boyunca ilerlediler. Duvarlarn nndeki alan,
evlerinden kanlan kyllerin, dul ve yetimlerin, hasta ve lmek zere
olanlarn, felaketlerin btn dier kurbanlarnn kurduu geici barnaklarla
doluydu. Bir taraf ak, tavan kabaca rtlm derme atma allara yan yana
dolumulard. Hepsi bir deri bir kemik kalmt ve bir kaytszla kaplmt.
Taita, gen bir annenin bebeini bo memelerine tuttuunu grd, ama ocuk
ememeyecek kadar gszd ve gzlerinde, burun deliklerinde sinekler
dolayordu. Anne arkalarndan mitsizce bakt.
"Ona bebei iin yiyecek bir eyler vereyim." Meren atndan inmeye davrand
ama Demeter, onu durdurdu.
"Eer bu zavall insanlara yiyecek bir ey gsterirsen ayaklanma kar."
Yola devam ederken Meren kederli ve sulu bir ifadeyle arkasna bakt.
"Demeter hakl," dedi Taita yumuak bir sesle. "Bu kalabalkta birka kiiyi
kurtaramayz. Bizim Msr kralln kurtarmamz gerekiyor, bir avu insan
deil."
Taita ve Meren kt durumda olan o insanlardan yeterince uzakta bir kamp
yeri setiler. Taita, Demeter'in ba adamn bir kenara ekip, "Efendini rahat
ettir ve onu iyi koru," dedi. Sonra kurumu allardan kamp koruyacak bir it
yap ve hrszlarla leileri uzak tut. Hayvanlar iin su ve yem bul. Ben daha
iyi bir yer ayarlayana kadar da buradan bir yere ayrlma."

88
11. Yazt
Sonra Meren'e dnd. "Ben kente Firavun'un sarayna gidiyorum. Demeter'in
yannda kal." Ksra mahmuzlad ve ana kaplara yneldi. O gelirken muhafzlar
yukardan baktlar, ama durdurmaya almadlar. Sokaklar neredeyse bombotu.
Grd birka kii de, duvarlarn dndaki dilenciler gibi solgun ve at. O
yaklarken kayorlard. Kenti pis, hastalkl bir koku sarmt; lmn ve
ekilen aclarn kokusu.
Saray muhafzlarnn komutan Taita'y tand ve koarak gelip kapy at,
Taita ieri girerken de saygyla selam durdu. "Adamlarmdan biri atn ahra
gtrr Byc. Kraliyet seyisleri bakar ona."
"Firavun sarayda m?" diye sordu Taita atndan inerken.
"Burada."
"Beni ona gtr," diye emretti Taita. Komutan telala emre uydu ve ne dp
Taita'y labirent gibi geitlerden, koridorlardan geirmeye balad. nce
eskiden imenlerle, iek tarhlaryla ve k fskiyelerle ssl olan avluyu,
sonra da yine eski zamanlarda neeli kahkahalarla, soylu kadn ve erkeklerin
arklanyla nlayan, cambazlann, mzisyenlerin ve dans eden kle kzlann
doldurduu salonlan ve kapal geitleri getiler. imdi salonlar bombotu,
baheler kahverengi ve l, emeler susuzdu. Derin sessizlik ancak talarda
yanklanan kendi ayak sesleriyle blnyordu.
Sonunda kraliyet divannn antresine ulatlar. Kar duvarda kapal bir
kap vard. Komutan kapya mzrann arkasyla vurdu ve kap neredeyse ayn
anda bir kle tarafndan ald. Taita klenin arkasndan ieri bakt. Pembe
mermer plakalardan oluan zeminde ksa keten etek giymi iman bir hadm
oturuyordu, nndeki alak masada papirs rulolar ve yaz tabletleri vard.
Taita, onu hemen tand. Firavun'un baterifatsy-d. Bu nemli pozisyona
Taita'nn nerisiyle getirilmiti.
"Ramram, eski dostum," diye selamlad onu. Ramram iriliinden beklenmeyecek
bir eviklikle ayaa frlad ve Taita'ya sanlmak zere kotu. Firavun'un
hizmetindeki tm hadmlar birbirlerine karde gibi ballard.
89
Wilbur Smith
"Taita, Teb'den fazla uzak kaldn." Taita'y zel brosuna gtrd.
"Firavun generalleriyle konsey toplantsnda, o yzden imdi rahatsz edemem,
ama serbest kalr kalmaz seni yanna gtreceim. O da byle yapmam ister. Bu
durumda bize de konumak iin frsat domu oldu. Sen gideli ne kadar olmutu?
Yllar gemi olmal."
"Yedi yl oldu. Son karlatmzda ben yabanc diyarlara gitmek
zereydim."
"O zaman sen yokken bamza gelenlerle ilgili anlatacak ok eyim var. Ne
yazk ki bunlarn pek az iyi haber."
Karlkl minderlere yerletiler ve baterifatmn emriyle bir kle
toprak srahilerde soutulmu erbet ikram etti.
Taita endieyle, "nce bana majestelerinin nasl olduunu syle," dedi.
"Maalesef onu grnce zleceksin. stnde ok ar ykler var. Gnlerinin
ounu bakanlaryla, ordusunun komutanlaryla ve blge valileriyle toplantlar
yaparak geiriyor. Alktan krlan halk besleyecek tahl ve yiyecek alsnlar
diye btn yabanc lkelere elilerini yolluyor. Nehirdeki kzl atn yerini
alacak tatl su bulunsun diye her tarafta yeni kuyular atryor." Ramram i
geirdi ve erbet marapasndan koca bir yudum iti.
"Medler ve Smerler, deniz insanlar Libyallar ve btn dier
dmanlarmz dtmz bu kt durumun farknda," diye devam etti.
"Talihimizin dndne ve artk kendimizi savunacak halimiz kalmadna
inanyorlar ve hepsi ordu topluyor. Bildiin gibi, bize bal eyaletler Firavun
tarafndan zorla alman vergileri demeye gnll deildir. Pek ou bizim
durumumuzu kurtulmak iin bir frsat olarak gryor ve ihanet etmek zere
ittifaklar kuruyor. Smrlanmzda ok miktarda dman toplanyor. Kaynaklarmz
korkun bir ekilde tkendii halde Firavun yine de adam bulmak, donatmak ve

birliklerini desteklemek zorunda. Kendisini ve imparatorluunu kmekten


kurtarmaya alyor."
90
11. Yazt
"Daha gsz bir hkmdar bu musibetlere dayanamazd," dedi Taita.
"Nefer Seti byk bir hkmdar. Ama o da bizim gibi tanrlarn ar-tjk
Msr'a glmsemediine yrekten inanyor. Onlarn ilahi iyiliklerini yeniden
elde edemezse hibir abas baarya ulamaz. lkedeki tm tapnaklarda
kesintisiz dua edilmesini emretti. Kendisi de gnde kez tanrlara kurban
sunuyor. Her ne kadar gcnn sonuna gelmi olsa da, her gece, dinlenmesi
gereken zamanda dua ediyor ve ona yakn tanrlara yalvaryor."
Baterifatnn gznde yalar birikmiti. Kare eklinde bir bezle yalan
sildi. "Son yedi yldr hayat byle, yani nehir ana kuruduundan ve stmze
felaketler yamaya baladndan beri. Daha gsz bir hkmdar oisa bunlarn
hibirine dayanamazd. Nefer Seti bir tanr ama onda bir insann kalbi ve
merhameti var. Bu durum onu deitirdi ve ihtiyarlatt."
"Gerekten ok zldm. Peki sylesene, kralie ve ocuklan nasl?"
"Bu konudaki haberler de zc. Veba onlara amanszca saldrd. Kralie
Mintaka yataa dt ve haftalarca lm deinde yatt. Artk iyileti ama hl
olduka zayf. Btn kraliyet ocuklar o kadar ansl olamad. Prens Khaba ve
kk kz kardei Unas, kraliyet mezarlnda yan yana yatyorlar. Veba onlan
gtrd. teki ocuklar kurtuldu ama..."
eri giren bir kle saygyla ban eip ba terifatnn kulana bir
eyler fsldamaya balaynca Ramram lafn yarm brakt. Sonunda ban
sallayp kleyi gnderdi ve Taita'ya dnd. "Meclis toplants bitmi.
Firavun'un yanna gidip geldiini haber vereceim." Ayaa kalkt ve badi badi
yryerek odann arka tarafna gitti. Orada bir panele oyulmu figre dokundu ve
panel kendi etrafnda dnd. Sonra duvann bir ksm kayarak yana doru ald ve
Ramram alan bolukta gzden kayboldu. ok gemeden gizli kapnn arkasndan
bir aknlk ve sevin nidas ykseldi.
91
Wilbur Smith
Hemen arkasndan da hzl ayak sesleri ve, "Tata neredesin?" diye baran bir
ses duyuldu. Bu Firavun'un Taita'ya takt add.
"Buradaym majeste."
"Beni ok uzun sre ihmal ettin," diye sulad Firavun, o arada koridora
gelmi ve Taita'ya bakmak zere durmutu. "Evet, sahiden de sensin. arlarma
cevap vermemeye devam edeceini sanmtm."
Nefer Seti'nin stnde dizlerini rten bir etekle ak sandaletlerden baka
bir ey yoktu. Vcudunun st ksm plakt. Gs geni ve yapl, karn dz ve
kaslyd. Ok ve kl almalar sayesinde kollar heykel gibiydi. Mkemmel
ekilde eitilmi bir savann vcuduna sahipti.
"Firavun. Sizi selamlyorum. Her zamanki gibi aciz klenizim."
Nefer Seti ilerledi ve Taita'y skca kucaklad. "retmenle renci
arasnda kleliin laf olmaz," dedi. "Seni tekrar grdm iin yreim
sevinten uuyor." Onu brakmayp yzn inceledi. "Yce Horus'un sayesinde bir
gn bile yalanmamsn."
"Siz de yle majeste." Sesi itendi ve Nefer Seti gld.
"Yalan olsa da, komplimann eski bir dostun nezaketi olarak kabul
ediyorum." Nefer Seti at klndan yaplma resmi peruunu kard ve Taka onun
hatlarn inceleme frsat buldu. Nefer'in ksa krplm salar krlam ve
tepesi almt. Yznde zamann izleri okunuyordu; aznn kenarlarnda derin
izgiler olumu, siyah gzlerinin etraf rmcek a gibi krklarla
dolmutu, gzleri yorgun grnyordu. Yanaklar ie kmt ve teninde
salksz bir sarlk gze arpmaktayd. Taita bir kez gz krpt ve Gz'n
at; Firavun'un gl aurasn grnce rahatlad, bu cesur bir yrei ve
bozulmam bir ruhu gsteren bir aurayd.

Firavun ka yana gelmiti? Taita hatrlamaya alt. Babas


ldrldnde on iki yandayd, demek ki imdi krk dokuz yanda olmalyd.
Bunu fark etmek Taita'y sarst. Normal bir insan krk be yanda yal kabul
edilir ve genellikle elli olmadan lrd. Ramram, ona doru sylemiti: Firavun
ok deimiti.
92
11. Yazt
"Ramram, sana kalacak yer ayarlad m?" diye soran Nefer Seti, Ta-ita'nn
omzunun stnden terifatsna bakt.
"Ona yabanc elilere tahsis edilen dairelerden birini dndm," diye
nerdi Ramram.
Nefer Seti, "Katiyen olmaz. Taita yabanc biri deil," diye fke^ le itiraz
etti ve Taita, onun eski fkesinin daha abuk patlar olduunu fark etti. "Benim
yatak odama alan muhafz odasnda kalmal. Gecenin her saatinde danmak ve
tartmak iin ona ulaabilmeliyim." Sonra ask bir suratla Taita'ya dnd.
"imdi senden aynlmak zorundaym. Babil elisiyle greceim. Vatandalar bize
sattklar tahln fiyatn misline kard. Ramram nemli devlet
meselelerini anlatr sana. Gece yars serbest kalmay umuyorum, o zaman sana
haber yollarm. Yemeimi de paylamalsn ama pek houna gideceini sanmyorum.
Emrim zerine sarayda da halkn yedikleri yeniyor." Nefer gizli kapya gitti.
"Majeste." Taita'nn sesi telalyd. Nefer ban evirip geni omzunun
stnden bakt ve Taita abucak devam etti. "ok byk ve bilgili bir bycyle
birlikteyim."
"Senin kadar gl deildir." Nefer Seti sevgiyle glmsyordu.
"Aslnda ben, onun yannda ocuk saylrm. Karnak'a size ve krallnza
yardm sunmak zere geldi."
"Nerede imdi bu mkemmel adam?"
"Kent kaplarnn dnda kamp kurdu. Tm bilgisine ramen ok yal ve
bedenen zayf. Onun yannda olmam lazm."
"Ramram, bu yabanc bycye sarayn bu kanadnda rahat bir b-lm ayarla."
"Cambeseli Meren de hl yanmda ve koruyuculuumu yapyor. O a elimin
altnda olabilirse minnettar kalrm."
'Tatl Horus, anlalan seni dnyann yarsyla paylamam gereke-kNefer
Seti gld. "Fakat Meren'in iyi olduunu duyduuma sevin93
Wilbur Smith
dim, onun varlndan da keyif alrm. Ramram ona da bir yer bulur. imdi gitmem
lazm."
"Firavun yce varlnzn bir saniyesini daha alabilir miyim?" diye araya
girdi.
"Buraya geleli bir saniye oldu ve imdiden elli iyilik kopardn beriden.
kna gcn hi azalmam. Baka neye ihtiyacn var?"
"Nehri geip Kralie Mintaka'ya sayglarm sunmak iin izninize."
"Eer izin vermezsem haksz duruma dm olurum. Kraliem ateini
yitirmedi. Bana hi acmaz bu durumda." Karsna duyduu gerek sevgiyle gld.
"stediin gibi gidebilirsin ama gece yans olmadan buraya dn mutlaka."
Demeter gvenle saraya yerleir yerlemez, Taita kraliyet doktorlarndan
ikisini onunla ilgilenmekle grevlendirdi ve Meren'i yanma ard. "Gece
yarsndan nce dnmeyi umuyorum," dedi. "Onu iyi koru."
"Seninle gelmem gerekir Byc. Bu alk ve ktlk dneminde en drst adam
bile ailesini doyurabilmek iin haydut olmutur."
"Ramram, bana bir muhafz birlii tahsis ediyor."
Nil gibi bir nehri gemek iin tekne yerine ata binmek insana garip
geliyordu. Taita, Duman Yeli'nin srtndan bat kysnda bulunan Mem-non'un
sarayna bakt ve bulank birikintilerin etrafnda ok inenmi bir sr yol
olduunu grd. Onlar da bu yollardan birinde ilerlemeye baladlar. Taita'nm
ksrann nnden canavar gibi bir karakurbaas zplad.

Muhafz birliinin komutan, "ldrn onu!" diye emretti. Bir asker


mzran kaldrp kurbaann stne yrd. Kurbaa, vahi bir yabando-muzu
gibi iddetle kendini savunmaya hazrland. Asker ne uzand ve miZ'
94
11. Yazt
raen kurbaann nabz gibi atan sanbboynuna saplad. Garip yaratk rpnrken enesini mzran sapna geirdii iin asker, onu bir sre atnn
yannda srklemek zorunda kald, sonunda hayvann enesi gevedi ve asker
mzran kurtarabildi. Asker, Taita'nn yanna yaklat ve mzrann sapn
gsterdi: karakurbaasnn sivri dileri baya derin izler amt.
"Kurt gibi yrtclar," dedi birliin avuu Habari, yara izleri olan,
yaz, eski bir savayd. "lk ortaya ktklarnda Firavun iki alay nehir
yatan tarayp onlar temizlemekle grevlendirdi. nce yzlercesini, sonra da
binlercesini ldrdk. Lelerini st ste koyup yaktk. Ama ldrdmz her
kurbaaya kar amurdan iki tane daha kyordu sanki. Yce Firavun bile bu
umutsuz iten vazgeti ve artk onlar nehir yatandan karmamamz buyurdu.
Ara sra toplu halde oradan kmaya alyorlar ve tekrar saldrmamz
gerekiyor," diye devam etti Habari. "O iren halleriyle bir ie de yaryorlar
aslnda. Nehre atlan tm pislikleri ve leleri yiyorlar. nsanlarda salgndan
lenleri doru drst mezarlara gmecek ne istek ne de g kald, neyse ki
karakurbaalan l kaldrclarn iini stlendi."
Atlar s birikintilerden birindeki kzl kpkleri ve amurlar ap bat
kysna ktlar. Sarayn gr alanna girer girmez kaplar ardna kadar
ald ve kap bekisi karlamaya geldi.
"Selam gl Byc!".diye Taita'y selamlad. "Majesteleri Teb'e
geldiinizi duydu ve size sevgilerini gnderdi. imdi de sevinle sizi
bekliyor." Sarayn kaplarn gsterdi. Taita ban kaldrp bakt ve duvarn
tepesinde minik figrler grd. Bunlar kadn ve ocuklard; Taita, o kendisine
el sallayana dek hangisinin kralie olduundan emin olamad. Ksran
mahmuzlad ve hayvan ileri atlp Taita'y ieri soktu.
Taita avluda atndan inerken, Mintaka da bir gen kz zarafetiyle
basamaklardan iniyordu. Her zaman bir sporcu gibi evikti, ayrca sava
arabalarn da ok iyi kullanr ve byk bir cesaretle avlanrd. Taita, onu bu
95
Wilbur Smith
kadar kvrak bulduuna ok sevinmiti, ama yanna gelip de sarlnca ne kadar
zayflam olduunu anlad. Kollar sopa gibiydi, yz szgn ve soluktu.
Glmsemesine ramen gzlerinde derin bir keder vard.
"Ah Taita, sensiz ne yapardk bilmiyorum," dedi ve yzn onun sakalna
gmd. Taita da onun ban okad ve bu dokunula kralienin neeli hali aniden
yok oldu. Btn bedeni hkrklarla sarslyordu. "Asla dnmeyeceksin sandm ve
Khaba ile kk Unas gibi seni de kaybettiimizi dndm."
"Kayplarn duydum. Kederini paylayorum," diye mrldand Taita.
"Cesur olmaya altm. Benim gibi bir sr anne ac ekti. Ama bebeklerimin
benden byle abuk koparlmas ok ac." Geri ekildi ve yeniden glmsemeye
alt, ama gzyalar durmad ve dudaklar yine bkld. "Gel, teki
ocuklarla tanman istiyorum. Seni bekliyorlar."
ki sra halinde dizilmilerdi. Olanlar nde, prensesler arkadayd. Hepsi
de saygl bir ekilde dimdik duruyordu. En kk kz, kardelerinin bu byk
byc hakknda anlatt hikyelerden o kadar etkilenmiti ki, Taita, ona bakar
bakmaz gzyalarna bouldu. Taita, onu kucana ald ve gsne yaslayp
kulana bir eyler fsldamaya balad. Kk kz bir anda rahatlayp
gzyalarn silmi ve iki kolunu Taita'nn boynuna dolamt.
"ocuklar ve hayvanlar kazanmak iin pek ok yntemin olduunu
hatrlamasam buna asla inanmazdm." Mintaka, Taita'ya glmsedi ve sonra birer
birer tekileri armaya balad.
"mrmde byle gzel ocuklar grmedim," dedi Taita. "Ama buna armadm.
Ne de olsa anneleri sensin."

Sonunda Mintaka, ocuklan gnderdi ve Taita'nn elini tuttu. Minta-ka'nn


zel dairelerinden birinde ak pencerenin nne oturdular, byle' ce hem biraz
hava alabiliyor hem de batdaki tepeleri seyrediyorlard Mintaka, ona erbet
koyarken, "Eskiden nehre bakmay severdim ama ar96
11. Yazt
tk sevmiyorum," dedi. "Manzara yreimi burkuyor. Ama yaknda sular geri
gelecekmi. yle kehanette bulunuldu."
Taita sakin bir tavrla, "Kim tarafndan?" diye sordu, ama kralie, 0na
bilmi ve esrarl bir tebessmle baknca dikkati artt. Kralie konuyu
deitirip ok da eskilerde kalmayan mutlu gnlerden, kendisinin gen gzel bir
gelin, topran yeil ve bereketli olduu zamanlardan sz etti. Neesi yerine
gelmiti ve el kol hareketleri yaparak canl bir ekilde konuuyordu. Taita onun
bitirmesini bekledi, fazla dayanamayp bu gizemli kehanet konusuna dneceini
biliyordu.
Mintaka aniden anlardan sz etmeyi brakt. "Taita, bizim eski
tanrlarmzn artk zayf olduklarn biliyor musun? Yakmda onlarn yerini ok
gl bir tanra alacak. Nil'i yeniden canlandracak ve bizi o eski, gsz
tanrlarn nleyemedii salgn hastalklardan kurtaracak."
Taita saygyla dinliyordu. "Hayr majeste, bunu bilmiyordum."
"Ah evet, kesin bir bilgi bu." Solgun yz yeni bir renkle ldam ve
sanki birden genlemiti. Yeniden neeli ve umutlu bir gen kz olmutu. "Ama
dahas da var Taita, ok daha fazlas var. Bu tanra kaybettiimiz ya da
zalimce elimizden alnan her eyi bize geri verecek gce de sahip fakat
kendimizi tamamen ona adamamz gerekiyor. Eer ona kalplerimizi ve ruhlarmz
aarsak, bize genliimizi geri verebilecek. Ac ekip yas tutanlara yeniden
mutluluk getirecek. Ama, bunu bir dnsene Taita lleri diriltme gc bile
var." Yine gzyalan akmaya balad ve heyecandan uzun zamandr kouyormu gibi
soluk solua kald. "Bana, bebeklerimi geri verebilecek! Khaba ile Unas'm o
scak, canl bedenlerini kollarma alp minik yzlerini pebileceim."
Wilbur Smith
"Khin kim?"
"Ad Soe."
"Nerede bulunur kendisi Mintaka?" diye sordu Taita.
Kralie heyecanla ellerini rpt. "Ah Taita, iin en iyi ksm bu," diye
bard. "O burada, benim saraymda! Eski tanrlar Osiris, Horus ve sis'in
rahiplerinin mabedini verdim ona. Dorulan syledii iin kendisinden nefret
ediyorlar. Srekli onu ldrmeye alyorlar. Bu khin ise her gn bana ve bu
yeni dine setii dier kiilere eitim veriyor. yle gzel bir din ki Taita,
sen bile dayanamazsn, ama gizlice renilmesi lazm. Msr hl eski deersiz
tanrlara ok bal. Yeni din yaylmadan nce onlarn kknn kaznmas
gerekiyor. Halk henz tanray kabullenmeye hazr deil."
Taita dnceli bir halde ban sallad. Kralieye derin bir merhamet
duyuyordu. Byk aclar iinde olan insanlann derken tutunacak bir ey
aradklarn bilirdi. "Bu harika yeni tanrann ad ne?"
"nanmayanlarn nnde sylenmeyecek kadar kutsal bir ad var. Ancak kalbini
ve ruhunu ona aanlar adn tekrar edebilir. Ben bile daha Soe'den aldm
eitimi tamamlamadm."
"Soe, sana ders vermeye ne zaman gelir? Bu olaanst teorileri ondan duymak
isterdim."
Kralie, "Hayr Taita," diye bard. "Bunlarn teori olmadn anlaman
lazm. Bunlar bilindik gerekler. Soe her sabah ve akam gelir. O tandm en
bilge ve en kutsal adam." Cokulu haline ramen yine gznden yalar akmaya
balamt. Elini kaldrp sildi. "Sz ver, sen de gelip dinleyeceksin onu."
"Bana duyduun gvene minnettarm sevgili kraliem. Ne zaman?"
"Bu gece, akam yemeinden sonra," dedi Mintaka.
Taita bir an dnd. "Sadece kendi setiklerine retiyor dedin. Ya beni
reddederse? O zaman perian olurum."

98
11. Yazt
"Senin gibi bilge ve nl birini asla geri evirmez byk byc."
"Bunu riske etmek istemem sevgili Mintaka. Acaba imdilik kimliimi belli
etmeden dinlesem olmaz m?"
Mintaka kararsz bir ekilde Taita'ya bakt. "Onu kandrmak istemem," dedi
sonunda.
"Kandrmay planlamyorum Mintaka. Onunla nerede gryorsun?"
"Bu dairede. Senin imdi oturduun yere oturuyor. Tam da o minderin stne."
"Sadece ikiniz mi oluyorsunuz?"
"Hayr, en sevdiim yardmcm da bizimle oluyor. Onlar da tanraya benim
kadar balanm durumdalar."
Taita oday dikkatle gzden geiriyordu, ama onun dikkatini datmak iin
soru sormaya da devam etti. "Bu tanra sonunda kendini tm Msr halkna
duyuracak m, yoksa bu din sadece onun setii kiilerle mi snrl kalacak?"
"Nefer ve ben, onu kalbimizin derinliklerine alp sahte tanrlar terk
edince ve onlarn tapnaklarn ykp rahipliklerini datnca, tanra gururla
ne kacak. Hastalklara bir son verecek ve hastalarn hepsini iyiletirecek.
Nil sularna akmalarn emredecek..." Bir an duraksadktan sonra hzla devam
etti. "...ve bebeklerimi bana geri verecek."
"Benim deerli kraliem. Bunlarn olmasn ne kadar yrekten dilediimi sana
anlatamam. Fakat syle bana, Nefer'in bu olup bitenden haberi var m?"
Kralie iini ekti. "Nefer bir bilge ve mkemmel bir hkmdar. Gl bir
sava, iyi bir koca, iyi bir baba ama ruhani bir adam deil. Ona her eyi
uygun bir zamanda anlatmak konusunda Soe de benimle hemfikir ve o zaman henz
gelmedi."
Taita ciddi bir ekilde ban sallad. Firavun bizzat kendi sevgili
einden, bykbabasnn ve bykannesinin, babasyla annesinin ve tabii
99
Wilbur Smith
ki Osiris, sis ve Horus lsnn topluca reddedileceini duymak zorunda
kalacakt. Hatta kendisi bile btn kutsalln yitirecekti. Taita, onun
hayattayken byle bir eyi asla kabul etmeyeceini bilecek kadar iyi tanyordu
Firavun'u.
Taita'nn aklna daha korkun ihtimaller geldi. Eer Nefer Seti ve en yakn
danmanlar onu kontrol etmek zere hayatta olmazsa, kralie, khin Soe'nin her
dediini itirazsz yapacakt. Acaba kendi kraln, kocasn, ocuklarnn
babasn ldrmelerine rza gster miydi? Bu sorunun yant belliydi: evet, eer
yeni tanra tarafndan l bebekleriyle birlikte hemen geri getirileceine
inanrsa yapard. aresiz insanlar ancak byle bir yolu seerlerdi. Yksek
sesle, "Bu stn tanrann tek khini Soe mi?" diye sordu.
"Soe hepsinin ba, fakat dierleri bu dini yaymak ve tanrann geliine
hazrlamak iin iki kralln halk arasnda dolayor."
"Szlerin kalbimde bir k yakt. Bu kiinin anlattklarn ona fark
ettirmeden dinlememe izin verirsen sana daima mteekkir kalacam. Yanmda bir
de benden yal ve bilge bir byc daha olacak." Kralienin itirazn durdurmak
iin parman kaldrd. "Bu doru Mintaka. Onun ad Demeter. Harem penceresinin
arkasnda yanmda oturacak o da." Eski zamanlarda, bir firavunun eleriyle
cariyelerinin yzlerini gstermeden oturup ruhani liderleri dinlemesi yaplm
gizli pencereyi gsterdi.
Mintaka hl kararsz "olduu iin Taita srar etti. "Bylece iki etkili
bycye bu yeni dini kabul ettirmi olacaksn. Hem Soe'yi hem de tanray
memnun edeceksin. Tanra seni dllendirecek. ocuklarnn dn de dahil, her
eyi isteyebileceksin ondan."
"Pekl Tata. Dediini yapacam. Ancak, karlnda sen de sana
anlattklarm yeni tanray kabul edip eski tanrlar silecek zamana gelene
kadar Nefer'e sylemeyeceksin..."
"Emrettiin, gibi olacaktr kraliem."
100

11. Yazt
"Sen ve dostun Demeter yarn sabah erkenden gelmelisiniz. Ana kapdan deil
arka kapdan girin. Hizmetilerimden biri sizi oradan alp nceden gizlenmeniz
iin buraya getirecek."
"Gne doduktan bir saat sonra burada olacaz," diye garanti verdi Taita.
Memnon saraynn kaplarndan karken Taita leden sonra gneinin
yksekliini kontrol etti. Birka saatlik gn kalmt. Ani bir drtyle
muhafz birliinin bandaki avua, direk Teb'e giden yoldan deil, nce
batdaki tepelere oradan da byk kraliyet mezarlna ulaan cenaze yolundan
gitmelerini emretti. Bu mezarlk kayalk vadilerden birinde gizliydi. Taita'nn
sevgili Lostris'inin dnyevi bedeninin mumyalanmasna tanklk ettii tapnan
nnden getiler. Bu olay yetmi yl nce olmutu, ama zaman o yrek paralayc
trenin izlerini silmemiti. Taita tlsmna dokundu, iinde onun o gzelim
bandan kestii sa buklesi vard. Bir bayr trmanp ta teraslardan oluan
piramidin tepesindeki muazzam bir yap olan Hathor Tapma'ndan getiler. Taita
yannda iki rahibe adayyla alt terasta gezinen bir rahibeyi tand ve onunla
konumak zere o tarafa yneldi.
"Kutsal Hathor korusun seni rahibe diyerek atndan indi. Hathor btn
kadnlarn efendisi olduu iin barahip de diiydi.
"Seyahatlerinden dndn duymutum Byc." Kadn koup Ta-lfa'ya sarld.
"Hepimiz bizi ziyaret etmeni ve maceralarn anlatman umuyorduk."
"Sahiden de ilginizi ekeceini umduum eyler var. Mezopotamya ?'e
Hamadan'm ve Babil'in tesindeki Horasan yolunu kesen dalk blgelerin papirs
haritalarn da getirdim."
101
Wilbur Smith
"Bunlarn ou bizim iin yeni." Barahibe hevesle glmsyordh "Yannda m
haritalar?"
"Hayr! u an baka bir ile urayorum ve burada seninle kar|a may
beklemiyordum. Rulolar Teb'de braktm. Ancak, ilk frsatta getire. ceim."
"Ne zaman istersen," dedi barahibe. "Buras sana daima aktr. u ana
kadar saladn bilgilere minnettarz. Eminim ki imdi daha da ilgin eyler
biliyorsundur."
"O zaman nezaketinizi istismar edeceim. Bir iyilik isteyebilir mi-; yim?"
"Elimden gelen her eyi yaparm. Sen sadece adn koy." "Volkanlara kar
dayanlmaz bir ilgi duyuyorum." "Hangilerine? Pek ok var ve bir sr deiik
yerde bulunuyorlar." "Denize yakn olanlar, belki bir adada veya byk bir
nehrin ya da gln kysnda da olabilir. Bir listeye ihtiyacm var rahibe."
"Bu zor bir istek deil," dedi kadn. "En kdemli haritacmz Nubank Birader de
hep volkanlara ve termal sular ve gayzerler gibi dier yeralt s kaynaklarna
ilgi duymutur. Sana istediin listeyi zevkle hazrlar, ama liste fazla
ayrntl ve yorucu olabilir. Nubank yanl yapmama konusunda ok titizdir. Bir
an evvel ie balatrm." "Ne kadar srer?"
"On gn iinde bizi ziyarete gelir misin saygn Byc?" Taita, onunla vedalat
ve mezarlk kaplarna kadar bir fersah daha yol gitti.
Kraliyet mozolelerine ev sahiplii yapan mezarln girii yaygn bir askeri
kale ile korunmaktayd. Tm mozolelerin, kayalarn iine oyulmu
102
11. Yazt
veralt odalarndan oluan blmleri vard. Ortadaki oda defin odasyd ve
firavunun mumyalanm bedeninin bulunduu muhteem lahit bu odada dururdu.
Etrafndaki odalar ise dnyada bilinen en byk hazinenin sakland depolard.
Bu hazine, her iki krallkta ve snr komusu olan lkelerdeki tm hrsz ve
mezar soyguncularnn itahn kabartrd. O kutsal hazineye ulamann bir
yolunu bulmak iin her eyi yaparlard. Bu insanlar buradan uzak tutmak iin
srekli tetikte bekleyen kk bir ordu gerekiyordu.

Taita hayvanlar sulasnlar ve biraz kendilerine gelsinler diye


muhafzlarn orta avludaki kuyunun banda brakt ve kendisi yryerek defin
yerine gitti. Kralie Lostris'in lahdine giden yolu gayet iyi biliyordu, nk
plann kendisi yapm ve kaznn banda bulunmutu. Lostris btn Msr
kralieleri iinde buraya gmlen yegne kralieydi, buras daha ok hkm sren
firavunlara ayrlrd. Taita, Lostris'in en byk olu Ma-mose'yi tahta gemeyi
baardnda annesini buraya gmdrmesi iin ikna etmiti.
Nefer Seti'nin bu dnyadan ayrlp sonraki dnyaya gecei ana hazr olsun
diye kazlmakta olan mozolesini geti. Bir sr ta ustas kayaya ana giri
kapsn oymakla urayordu. Sra sra iiler, balarnda dengeledikleri
sepetlerle molozlar tamaktayd. zerlerini kaln bir toz tabakas kaplamt.
Mimarlardan ve ustabadardan oluan kk bir grup ise tepelerde durmu
aadaki koturmacay izliyordu. Vadide keski, keser ve mh sesleri
yanklanyordu.
Taita merasim yolundan gze arpmadan yolun daralp iki kanala ayrld
noktaya kadar ilerledi. Soldaki yola sapt. Elli adm sonra bir keyi dnd ve
Lostris'in kaya yamacna oyulmu mezar tam karsna k-b. Giri muazzam
granit stunlarla evriliydi ve ta bloklardan oluan bir duvarla mhrlenmiti.
Duvarn st svanm ve ok gzel renklendirilmi bir duvar resmiyle
sslenmiti. Kabartma resimde kralienin yaamn103
Wilbur Smith
dan grntler yer alyordu: Lostris kocas ve ocuklaryla yuvasnda mutlu bir
haldeyken, sava arabasn srerken, Nil'de balk avlarken. Ceylan ve su kuu
avlarken, Hiksos igalcilerine kar ordularn ynetirken, halkn bir gemi
filosuyla Nil elalelerinden geirirken ve Hksoslar son kez yendikten sonra
yurda dnerken. Taita'nn bu resimleri yapmasnn ardndan yetmi yl gemiti
ama renkler hl canlyd.
Mozolenin giriinde yas tutan biri daha vard. Tepeden trnaa tanra sis
rahibelerinin giydii siyah giysiler iindeki bir kadnd bu. Duvar resminin
nnde huu iinde diz kt. Taita, ona engel olmamak iin kenarda beklemeye
karar verdi. Yana dnd ve beklemek zere kayann glgesine yerleti. Resimlerde
Lostris'in yzn grebiliyor, mutlu anlan anmsyordu. Bulunduu yerde vadi
sessizdi: kaya duvarlar aadaki iilerin kard sesleri emiyordu. Bir sre
mozoledeki rahibenin varln unuttu, ama sonra kadn ayaa kalkt ve Taita'nn
dikkati tekrar ona yneldi.
Kadn kolunun yeninden kk bir metal alet, belki bir keski ya da bak
kardnda hl arkas Taita'ya dnkt. Sonra parmaklarnn ucunda ykseldi
ve Taita'nn dehetle bakan gzlerinin nnde aletiyle duvar resmine saldrd.
Taita, "Ne yapyorsun kak kadn?" diye bard. "Bu bir kral mezar. Hemen
dur!"
Sanki bir ey dememiti. Kadn, ona hi aldrmadan hzl darbelerle
Lostris'in yzn paralyordu. Alttan beyaz badana kmaya balamt.
Taita ayaa frlad ve komaya balad. Bir yandan da barmaya devam
ediyordu. "Dur! Duyuyor musun beni? Saygdeer barahibine bunu bildireceim.
Kutsal eylere yaptklarn yznden hak ettiin cezay grmeni salayacam.
Tanrann gazabn stne ekiyorsun..."
Rahibe, ona bakmaya tenezzl etmeden giriten ayrld ve zellikle ardan
alarak vadide uzaklamaya balad. Taita fkesi burnunda arkasndan kouyordu.
Artk barmay kesmi ama sa elinde tuttuu ar asasn havaya kaldrmt.
Kadnn yaptklarnn sonularndan kamasna gz
104
11. Yazt
ymmamaya kararlyd ve sinirinden zihni bulanmt. O anda kadnn kafasna
asay indirip kafatasn paralayabilirdi.
Rahibe vadinin keskin bir dneme yapt yere vard. Durup omzunun stnden
Taita'ya bakt. Krmz salyla yzn ve san neredeyse tamamen rtmt,
sadece gzleri aktayd.

Taita'nn fkesi ve deheti geti, yerini huu ve hayranlk ald. Kadnn


baklar sakin ve durgundu, gzleri mezardaki portredeki gzlerdi. Taita bir an
ne kprdayabildi ne de konuabildi. Konumay baardnda sesi bouk bir
cyaklamayd. "Bu sensin!"
Kadnn baklar Taita'nn yreini yakan bir kla parlad ve az rtl
olduu halde Taita, onun glmsediini anlad. Kadn bu iddiaya cevap vermeyip
ban sallamakla yetindi ve ban evirip salna salna ta duvara doru
ilerledi ve keden dnp kayboldu.
Taita, "Hayr!" diye lgnca haykrd. "Beni byle brakp gidemezsin.
Bekle! Beni bekle!" Kadnn peinden atlp onun gzden kaybolmasndan birka
saniye sonra, eli ona doru uzanm olarak keyi dnd. Sonra durdu ve eli
yanna dt, karsnda vadinin st ucu duruyordu. Bulunduu yerden elli metre
tede, bir da keisinin bile trmanamayaca- diklikteki gri kayalarla vadi
bitiyordu. Kadn yok olmutu.
"Lostris, seni reddettiim iin beni bala. Bana dn sevgilim." stne
dalarn sessizlii kt. Byk bir aba harcayarak kendini toplad ve yararsz
yakarlarla zaman harcamay brakp onun saklanabilecei bir yank veya vadiden
gizli bir k yolu var m, diye aratrmaya balad. Hibir ey bulamad.
Geldii yola bakt ve vadi tabannn kayalardan dklen beyaz bir tozla kapl
olduunu fark etti. Kendi ayak izleri net bir ekilde grnyordu, ama baka iz
yoktu. O hibir iaret brakmamt. Bezgin bir ekilde onun mezanna doru
yneldi. Girite durdu ve onun badanann zerine hiyeroglifle yazd yazy
grd. "Alt parmak yolu gsteriyor," diye yksek sesle okudu. Hibir anlam
veremedi. "Yol" derken neyi kastetmiti? Bu sahiden bir yol muydu, yoksa bir
tutum veya yntem mi?
105
Wilbur Smith
Alt parmak? Acaba farkl ynleri mi gsteriyorlard yoksa tek bir yn m?
Takip edilecek alt ayn iaret mi vard? arp kalmt. Yazy] bir daha
yksek sesle okudu. "Alt parmak yolu gsteriyor." O harfleri tekrarlarken
badanaya kaznan harfler gznn nnde yok oldu. Lost-ris'in portresi zarar
grmemi olarak duruyordu. Her ayrnts aynen yaplmt yeniden. Taita
hayretler iinde uzanp eliyle resmi okad. Resmin yzeyi dzgn ve kusursuzdu.
Geri ekilip biraz daha inceledi. Tebessm tam olarak kendi yapt gibi
miydi yoksa kurnazca deitirilmi miydi? Yumuak myd yoksa alayc m? Samimi
miydi yoksa esrarengiz mi? yicil miydi yoksa artk ktln eli mi demiti?
Emin olamyordu.
"Sen Lostris misin, yoksa bana ikence etmek zere gnderilen ahlaksz bir
hayalet mi?" diye sordu. "Lostris bu kadar zalim olabilir miydi? Bana yardm ve
rehberlik mi neriyorsun yoksa yoluma tuzaklar ve kapanlar m dyorsun?"
Sonunda arkasn dnp muhafzlarn bekledii kaleye gitti. Hayvanlarna
bindiler ve Teb'e dnmek zere yola koyuldular.
Firavun, Nefer Seti'nin sarayna vardklarnda karanlk kmt. Taita nce
Ramram'a gitti.
"Firavun hl mecliste. Bu gece planland gibi seninle bulaama-yacak.
aracak diye beklemene gerek yok. Onunla yarn gece buluman emretti. Sana
btn itenliimle minderine yatp uyuman neriyorum. Yorgun grnyorsun."
Taita, Ramram'n yanndan ayrlp doruca Demeter'in odasnda gitti,
Meren'le yal adam bao tahtasnn stnden birbirlerine bakyorlard. Taita
ieri girince Meren ar bir rahatlama hareketiyle ayaa frlad. Bao
106
11. Yazt
0yununun etrefilli hamleleri ona gre deildi. "Ho geldin Byc. Tam
zamannda gelip beni kk dmekten kurtardn."
Taita, Demeter'in yanna oturdu ve hemen salk durumunu ve bann halini
sordu. "Seyahatin skntlarn geride brakm grnyorsun. Sana iyi baktlar
m?"
"lgine teekkr ederim, gerekten de iyiyim," dedi Demeter.

"Bunu duyduuma sevindim, nk yarn sabah erken kalkmamz gerekiyor. Seni


Memnon sarayna gtreceim, orada yeni bir dinin retilerini dinleyeceiz.
Yeryzndeki tm uluslara hkim olacak yeni bir tanrann geliini kehanet eden
bir adam varm."
Demeter glmsedi. "Zaten haddinden fazla tanrmz yok mu? Bence bu kadar
bizi zamann sonuna kadar idare eder."
"Ah dostum, bana da yle geliyor. Ama bu khine gre, eski tanrlar yok
edilecekmi, tapnaklar yklacak ve rahipleri yeryznn bittii yerlere
gnderilecekmi."
"Acaba tek ve biricik Ahura Maasda'dan m sz ediyor? Eer yleyse bu yeni
bir din deil."
"Ahura Maasda deil, ondan daha korkun ve glym. nsan ekline girip
aramzda yaayacakm. Halk, onun merhametine dorudan nail olacakm. lleri
geri getirme gc de varm ve hak ettiine inand kiilere lmszlk ve
sonsuz mutluluk verebiliyormu."
"Byle sama bir duyuru ile biz niye uramak zorundayz Taita?" Sesinde bir
huzursuzluk vard. "Bizin halletmemiz gereken ok daha nemli meseleler var."
"Bu khin de halkn arasnda gizlice dolaan pek oklarndan biri, belli ki
ok sayda insan bu dine dndryor, bunlarn arasnda Msr kraliesi ve
Firavun Nefer Seti'nin ei Mintaka da Var."
Demeter ne eildi, ciddilemiti. "Kralie Mintaka'da bu samalkla
inanmayacak kadar saduyu vardr mutlaka?"
107
Wilbur Smith
"Yeni tanra gelince ilk yapaca ey Msr' hastalklardan kurtarmak ve
hastalan iyiletirmek olacakm. Mintaka vebadan len ocuklarn da mezardan
karp dirilteceine inanyor."
"Anlyorum," dedi Demeler dnceli bir tavrla. "Bir anne iin bu kar
konulmaz bir yem. Peki baka ne sebep var bizim gitmemiz iin?"
"Khinin ad Soe." Demeter arm grnyordu. Taita, "Harflerin srasn
deitir. Tenmass alfabesini kullan," dedi ve Demeter'in aknl geiverdi.
"Eos," diye fsldad. "Av kpeklerin cadnn kokusunu alm Taita."
"Ve onu inine kadar yakndan takip etmeliyiz." Taita ayaa kalkt. "Uyusan
iyi olur. Gne domadan Meren'i yollayp aldracam seni."
Daha afak douda soluk gri bir hayalken, Habari atlar ve Demeter'in
devesini getirmi avluda bekliyordu. Demeter tahtrevanna uzand, Taita ve
Meren de iki yannda atlaryla geliyorlard. Muhafzlar onlar nehrin s
yerinden geirdiler, karlarna tek bir karakurbaas kt. O da onlar
grnce kat ve bir engelle karlamadan dier kyya getiler. Memnon
saraynn etrafndan dolap arka kapya ulatlar, Taita ile Demeter
hayvanlann Meren'le Habari'ye emanet ettiler. Mintaka'nn sz verdii gibi
hizmetilerinden biri kapda onlar karlamak zere bekliyordu. Bycleri
birtakm geitlerden ve tnellerden geirip msrife para harcanarak denmi
bir odaya soktu, ierisi tts ve parfm kokuyordu. Yerde ipek hallar ve kabank
minderler vard. Duvarlara bol ilemeli goblenler aslmt. Hizmeti kar
duvara gitti ve harem penceresini gizleyen kapan kolunu ekti. Taita da oraya
koup nceki gn Mintaka ile oturduu odaya bakt. Oda botu. Tatmin olan Taita,
Demeter'i kolundan tu108
11. Yazt
pencerenin nne gtrd. Minderlerin zerine yerletiler. Odaya gi-en garip
adam grmek iin fazla beklemeleri gerekmedi.
Adam orta yal, uzun ve inceydi. Omuzlarna dklen gr bukleleri de tpk
ksa ve sivri sakal gibi yol yol aarmt. zerinde rahiplerin giydii trden
uzun siyah bir cppe vard, cppesinin etekleri kehanet sembolleriyim sslyd
ve boynunda da bir by kolyesi aslyd. Adam odada tur-larnaya balad, arada
durup duvara asl rtleri kaldryor, altlarn kontrol ediyordu. Harem
penceresinin nnde de durdu ve yzn pencereyi gizleyen kafese yaklatrd.

Yakkl ve zeki ifadeli bir yz vard, ama en arpc yan gzleriydi: bunlar
delice bir atele parlayan fanatik gzlerdi.
Demek bu Soe, diye dnd Taita. Hi kukusu yoktu. Demeter'in elini alp
skca tuttu ve glerini birletirerek gizlenme ve korunma bys yaptlar,
nk dier adamn ne tr yeteneklere sahip olduunu bilmiyorlard. Kafesten
tekrar adama baktlar, btn glerini etraflarnda onlar gizleyen bir perde
olumas iin ona doru ynlendirdiler. Bir sre sonra Soe homurdand, tatmin
oldu ve dier tarafa dnd. Gzlerini uzak tepelere dikip pencerenin nne
oturup beklemeye balad, tepeler sabah gneinin portakal rengi nda kmr
gibi parlyordu.
O bylesine dalmken, Taita da Gz'n at. Soe bir bilgin deildi,
nk etrafnda onu saran bir aura vard, ama bu Taita'nm daha nce grdklerine
hi benzemiyordu: deikendi, bir an gl bir ekilde parlyor, sonra
snkleiveriyordu. Rengi morla parlak krmz arasnda gidip geliyor, ardndan
mat bir kuruniye dnyordu. Taita kabalk ve zalimlikle yozlam keskin bir
zek alglamt. Soe'nin dnceleri karmak ve elikiliydi, ama hi
kukusuz, nemli psiik gler gelitirmiti.
Bir grup kadn glerek ieri girince, Soe abucak pencereden uzaklatKadnlarn banda, heyecanla Soe'ye koup sevgiyle sanlan Mintaka vard. Taita
irkildi: bir kralie iin bu sra d bir davrant. Taita'ya ancak ikisi
yalnzken sarlrd, hizmetilerinin nnde deil. Soe'nin bu kadar et109
Wilbur Smith
kii altna girdiini daha nce fark etmemiti. Mintaka, Soe'nin bir kolu omzuna
sarl dururken hizmetileri gelip adamn nnde diz ktler.
"Kutsa bizi yce peder," diye yalvardlar. "Bizim iin tek ve biricik
tanraya dua et."
Adam onlara doru bir kutsama iareti yapt ve kadnlar kendilerinden
getiler.
Mintaka, adam arkal kendisininkinden daha yksek bir yastk ynna
oturttu ve kendisi de gen kz gibi bacaklarn altna toplayarak oturdu. Sonra
kasten harem penceresine doru dnd ve Taita'nn oradan izlediini bilerek
glmsedi. Sanki Soe uzak bir lkeden getirilmi egzotik bir ku ya da yabanc
bir hkmdar tarafndan armaan edilen deerli bir mcevher-mi gibi, Taita'nn
onayn almak iin son marifetini sergiliyordu. Taita bu tedbirsizlik yznden
korktu ama Soe kmseyen bir edayla hizmetilerle konuuyordu ve kralienin
bakn grmedi. Sonra Mintaka'ya dnd.
"Yce majeste, son karlamamzda syledikleriniz zerinde ok dndm.
Tanraya itenlikle dua ettim ve o da bana merhametle yant verdi."
Taita yine armt. Bu adam bir yabanc deil, diye dnd. Msrlyd.
Dili mkemmel konuuyordu. Yukar Krallk'taki Asuvan'dan gelenler gibi bir
aksan vard.
Soe, "Bu meselelerin yle bir arl ve nemi var ki, ancak sizin
kulaklarnz duymal. Hizmetilerinizi gnderin," diye devam etti. Mintaka
ellerini rpt. Kzlar ayaa fsldayarak rktlm fareler gibi dan
katlar.
"nce, kocanz Firavun Nefer Seti meselesi," dedi ikisi ba baa kalnca.
"Bana cevab u ekilde iletmemi emretti." Durdu, sonra Mintaka'ya doru eildi
ve kendisine ait olmayan, bal gibi tatl bir kadn sesiyle konumaya balad.
"Ben geleceim zaman Nefer Seti'yi sevgi dolu kollarmla kucaklayacam ve o da
bana neeyle gelecek."
110
11. Yazt
Taita irkildi ama yannda Demeter rpnmaya balamt. Taita, onu
yattrmaya alt, aslnda kendisi de neredeyse onun kadar heyecanlanmtDemeter tir tir titriyordu. Taita'nn elini ekitirdi. Taita dnp baknca onun
dudaklaryla, "Cad! Bu Eos'un sesi!" dediini grd, dediklerini sanki
bararak sylemi gibi gayet net anlamt. Evet bu ses Taita'nn trans
halindeyken Demeter'den ekip ald sesti.

"Ama hepsinin efendisi atetir," dedi o da ayn biimde ve ellerini yukar


kaldrd.
Soe hl konuuyordu ve dnp dinlemeye baladlar. "Onu tm maddi
krallklarmn egemeni yapacam. Yeryzndeki tm uluslann btn krallar onun
sadk bendeleri olacak. Benim admla ebediyen an ve eref iinde yaayacak. Sen
de sevgili Mintaka, onun yannda oturacaksn."
Mintaka sevin ve rahatlama duygularyla alamaya balad. Soe babacan bir
hogryle onu izledi ve kendini toparlamasn bekledi. Sonunda Mintaka
gzlerini silip adama glmsedi. "Ya ocuklarm, len bebeklerim?"
Soe, "Onlar zaten konumutuk," diye hatrlatt kibarca.
"Evet! Ama yeterince duyamadm. Ltfen kutsal khin, sana yalvaryorum..."
"Tanra onlarn sana geri verilmesini buyurdu, doal yaamlarnn tamamn
yaayacaklar."
"Baka ne buyurdu? Ltfen tekrar syle."
"Onun sevgisine layk olduklarn kantlaynca, btn ocuklarna ebedi
genlik verecek. Seni asla terk etmeyecekler."
Mintaka, "Ben haznm her eye gc yeten Tanra'nn gl khini," diye
fsldad. "Bedenimi ve ruhumu tmyle onun arzularna sunuyorum." Dizlerinin
stnde srnerek Soe'ye yaklat. Gzyalarnn ayaklarna akmasna izin verdi
ve sonra da salaryla kurulad.
111
Wilbur Smith
Bu Taita'nn hayatnda grd en tiksindirici manzarayd. Kafesin ardndan
O Yalan in ua! Pisliiyle seni kirletmesine izin verme, diye barmamak iin
bilinli bir aba harcamak zorunda kalmt.
Mintaka, hizmetilerini ard ve sabahn geri kalan ksmnda Soe'nin
nnde oturdular. Kzlardan hibiri onun rettiklerini kavrayacak zekya sahip
olmad iin konumalar ksa zamanda baya bir hal ald. Soe basitletirilmi
bir dille tekrar tekrar ayn eyleri anlatmak zorunda kalyordu. Kzlar ksa
srede bundan da skldlar ve sama sorularyla adam bunalttlar.
"Tanra bana iyi bir koca bulacak m?"
"Bana gzel eyler verecek mi?"
Soe onlara byk bir hogr ve sabrla davrand.
Taita, Demeter'le ikisinin renecekleri kadarn rendikleri halde
sessizce harem penceresinin ardnda oturmaktan baka bir ey yapamayacaklarn
fark etti. Gitmeye kalksalar, hareketleri khini uyarabilirdi. leden az nce,
Soe, tanraya uzun bir dua ederek toplanty bitirdi. Sonra kadnlar bir daha
kutsad ve tekrar Mintaka'ya dnd. "Daha sonra gelmemi ister misiniz
majesteleri?"
"Tanrann akladklarn dnmem gerek. Ltfen yarn sabah gelin, o
zaman biraz daha konuabiliriz bu konularda." Soe ban edi ve ekildi.
O gider gitmez Mintaka hizmetilerini yollad. "Taita, hl orada msn?"
"Evet buradaym majeste."
Mintaka kafesi at ve, "Onun ne kadar akll ve bilgili olduunu sylememi
miydim? Ne kadar harika eyler sylyor deil mi?" dedi.
"Gerekten olaanst eyler," dedi Taita.
"Yakkl da, deil mi? Ona btn-kalbimle gveniyorum. Kehanetlerinin
ilahi gerekler olduuna, tanrann kendisini bize gstereceine
112
11. Yazt
btn dertlerimize deva olacana inanyorum. Ah Taita, sen de inan-vor musun
sylediklerine? Mutlaka inanman lazm!"
Mintaka dini bir hezeyan iindeydi ve Taita u an yapaca herhangi bir
uyarnn ters tepeceini biliyordu. Demeter'i alp burada duyduklarn rahata
tartabilecekleri ve bundan sonra nasl hareket edeceklerine karar verecekleri
bir yere gtrmek istiyordu ama nce Mintaka'nn Soe'ye yapt vgleri
dinlemek zorundayd. Nihayet kralie methiye dzmeyi bitirince, Taita kibarca,
"Demeter de ben de btn bu heyecandan olduka yorgun dtk. stelik, youn
ileri biter bitmez Firavun'la bulumaya da sz vermitim, o yzden hemen Teb'e

dnmek zorundayz. Ama en ksa zamanda tekrar geleceim ve oturup bunlar daha
derinlemesine konuacaz kraliem."
Kralie gnlszce gitmelerine izin verdi.

Tekrar hayvanlarna binip nehir yoluna der dmez Taita ve Meren


tahtrevann iki yanndaki yerlerini aldlar. Sonra da Taita ile Demeter, Msr
dilinden Tenmass diline dndler, bylece muhafz birliindekiler konutuklarn
anlamayacakt.
Taita, "Soe'den ok nemli epeyce bilgi edindik," diyerek konuyu at.
"En nemlisi, cadnn varln biliyor oluu," dedi Demeter. "Onun
konumasn duymu. Sesini mkemmel bir ekilde taklit edebiliyor."
"Sen cadnn ses rengini benden iyi biliyorsun ve hakl olduundan hi
kukum yok," diye ona hak verdi Taita. "nemli saydm bir husus daha var. Soe
Msrl. Yukar Krallk aksanyla konuuyor."
"Ben bunu fark etmemitim. Dilinizi nanslar anlayacak kadar iyi
bilmiyorum."
113
F: 8
Wilbur Smith
Taita, "Cadnn imdiki gizlenme yerini gsteren bir ipucu olabilir bu. Eer
Soe'nin Teb'e ulamak iin uzak bir yoldan gelmediini varsayarsak,
aratrmamza ki Krallk'tan veya en azndan hemen bunlarn s-nrndaki
yerlerden balamamz gerekir."
"O blgede hangi volkanlar bulunuyor?"
"Msr'da ne volkan ne de byk gller var. Nil Orta Deniz'e dklyor. Bu,
kuzeye en yakn su. Etna on gnlk yelken mesafesinde. Eos'un orada olmadndan
emin misin hl?"
"Eminim." Demeter ban sallad.
"Pekl. O ynde baka hangi byk volkan var?" dedi Taita. "Et-na'nn
karsndaki anakarada bulunan Vezv m?"
Demeter kararsz bir tavrla alt dudan kemirdi. "Bu kpek orada da
avlanmayacak," dedi sonunda. "Onun elinden katktan sonra, Vezv'n otuz fersah
kuzeyine kadar uzanan bir manastrda kalmtm. Cad o kadar yaknlarda olsayd
eminim ki, varln hissederdim ya da o benimkini hissederdi. Hayr Taita,
baka yerlere bakmamz lazm."
"imdilik senin igdlerine gre hareket edelim," dedi Taita. "Dou
snrmzda Kzldeniz var. Arabistan'da veya Kzldeniz kylarna yakn bir
yerde bir volkan bilmiyorum. Sen biliyor musun?"
"Hayr, oralara gitmitim ama ne bir volkan grdm ne de olduuna dair bir
ey duydum."
"Zagreb Dalar'nn tesindeki topraklarda iki tane volkan grmtm, ama
onlarn etraf muazzam ovalarla ve sradalarla evriliydi. Aradmz tarife
uymuyorlar."
"Msr'n gneyinde ve batsnda daha byk topraklar var," dedi Demeter.
"Ama baka bir olasl dnelim. Afrika'nn ilerinde byk nehirlerle gller
ve onlardan birine yakn bir volkan olabilir mi?"
"Ben duymadm... ama, dur, kimse Etiyopya'dan gneyi kefetm'5 deil."
114
11. Yazt
"Duyduuma gre, Msr'dan g edilirken sen Kralie Lostris'e Kuzey Rzgr
lkesi Qebui'ye kadar rehberlik etmisin, yani Nil'in iki (TI akntya
ayrld yere kadar."

"Doru. Qebui'den sol kolu takip ederek Etiyopya Dalan'na doru citmitik.
Sa kol, ileri gitmeyi imknsz hale getiren sonsuz bir bataklktan douyor. Hi
kimse onun gney ucuna kadar gidemedi. Bazlar batakln aerekten sonsuz
olduunu, ta dnyann sonuna dek gittiini sylyor.''
'O zaman, Hathor Tapna'ndaki rahiplerin bulaca dier fikirleri duymay
beklememiz lazm. Ne zaman haber verecekler bize?"
"Barahibe on gn iinde gitmemi sylemiti," diye hatrlatt Taita.
Demeter tahtrevannn perdesini kenara ekti ve dnp tepelere doru bakt.
"Tapnaa yaknz u anda. Oraya gidelim, rahibelerin konukseverliine snalm
ve gece uyuyacak birer dek isteyelim. Sabaha ha-ritaclaryla ve
corafyaclanyla oturup alabiliriz."
Taita, "Firavun huzuruna aracak olursa adamlar bulamaz beni," diye
mrldand. "Saraydan tekrar aynlmadan nce onu bir grsem daha iyi olur."
Demeter, Habari'ye. "Birlii durdur," diye seslendi. "Hemen durun, sana
sylyorum." Sonra Taita'ya dnd. "Seni korkutmak istemiyorum Taita, ama artk
benim zamanmn yaklatn hissediyorum. Ryalar gryorum ve karanlk
sezgilerim var. Senin ve Meren'in saladnz korumaya ramen, cad yaknda
beni yok etmeyi baaracak. Sayl gnm kald."

Wilbur Smith
Bir cevap gerekmiyordu. Onun yerine Taita dnp Habari'yi ard. "Birlii
geri dndr. Hathor Tapma'na gidiyoruz." Arada bir fersah mesafe ya var ya
yoktu.
Bir sre sessizce yol aldlar, sonunda Demeter yeniden konumaya balad.
"Benim yal, takatsiz bedenim olmaynca daha hzl yol alrsn."
"Kendine kar ok acmaszsn," diye sylendi Taita. "Senin yardmn ve
fikirlerin olmasa asla bu kadarn yapamazdm."
"Avn sonuna ve ldrme anna dek yannda olmak isterdim. Ama yle
olmayacak." Bir sre daha sustuktan sonra devam etti. "Soe ile nasl baa
klacak? nnde ak bir yol var. Eer Firavun, Soe'nin Mintaka'y
bylediini ve onun kafasna ektii fikirleri duyarsa, onu yakalatmak iin
askerlerini yollar ve sen de onu bask altnda sorgulama ansna sahip olursun.
Duyduuma gre Teb'deki zindanclar ilerinde hayli ustaym. kence fikri sana
kt m geliyor?"
"Eer Soe'nin fiziksel ac ekmekle yetineceini dnsem, umurumda bile
olmazd. Ama onu sen de grdn. Adam cady korumak iin kendi isteiyle lr.
Onunla o kadar yakn balan var ki, strap ektiini ve bunun sebebini hemen
anlar. Firavun ile Mintaka'mn, etraflarna lmlerine yol aacak bir a rdn
anladklarn tahmin eder."
"yle olur," dedi Demeter.
"Dahas, Mintaka, Soe'nin yardmna koar ve Nefer de aslnda onun kendisine
kar komplo kurmaktan sulu olduunu anlar. Bu onlarn akn ve birbirlerine
duyduklar gveni yok eder. Onlara byle bir ey yapamam."
"O zaman cevab tapnakta bulmay mit etmek zorundayz."
Rahipler uzaktan geldiklerini grp onlar karlasn ve ana girie ulaan
yokuu karken yol gstersin diye iki rahibe aday yolladlar, ba-rahibe de
merdivenin banda bekliyordu.
116
11. Yazt
"Seni grdme ok sevindim Byc. Ben de Teb'e bir ulak gnderip Nubank
Birader'in istediin eyi byk bir gayretle hazrladn bildirecektim.
Bulduklarn anlatmaya hazr. Fakat sen benden nce davrandn." Taita'y bir
anne gibi kucaklad. "Binlerce kez ho geldin. Tapnak hizmetlileri erkekler
blmnde bir yer hazrlyor sana. Bizimle dilediin kadar kalmalsn. Bilgi
dolu konumalarn dinlemeyi drtgzle bekliyorum."
"ok nazik ve zarifsin barahibe. ok bilgili ve nl baka bir bycyle
birlikteyiz."

"O da buyursun. Adamlarnza da seyislerin blmnde yer hazrlanyor."


Hayvanlarndan indiler ve tapnaa girdiler, Meren, Demeter'e yardm
ediyordu.
Ana salonda, nee, annelik ve sevgi tanras Hathor'un heykeli nnde
durdular. Tanra, benekli bir inek eklinde tasvir edilmiti ve boynuzlan altn
bir ayla sslyd. Rahibeler dua ettiler ve sonra bir papaz aday arp Taita
ile Demeter'i rahiplerin blmne gtrmesini sylediler. Papaz aday iki adam
ta duvarl bir hcreye gtrd, kar duvarn dibine iki tane dek serilmi,
el yz ykamalar iin birer leen su braklmt.
"Akam yemei vaktinde gelip sizi yemekhaneye gtreceim. Nubank Birader de
orada olacak."
Yemekhaneye girdiklerinde, elli kadar rahip oturmu yemeklerini yiyorlard.
lerinden biri hemen yerinden frlad ve onlar karlamaya ko-tu- "Ben
Nubank. Ho geldiniz." Uzun boylu ince bir adamd, kadidi k-m' gibiydi. Bu
zor zamanlarda Msr'da ancak bir, iki tane iman insan Kalmt zaten. Yemek
de basitti: bir anak orba ve kk bir marapada
117
Wilbur Smith
bira. Nubank dnda herkes sessiz sessiz yemeini yiyordu, o ise hi durmadan
konumaktayd. Crtlak bir sesi, kendini beenmi bir tavr vard.
"Yarn nasl kurtuluruz bilmiyorum," dedi Taita hcrelerine dnp yatmaya
hazrlanrkeSn. "yi kalpli Nubank Birader'i dinlerken uzun bir gn
geireceiz."
"Ama corafya bilgisi olaanst," diye belirtti Demeter.
"Doru sylyorsun Byc," diyen Taita uyumak zere yana dnd.
Bir papaz aday gelip kahvaltya ardnda daha gne domamt. Demeter
o gn daha da gsz grnd iin Taita ile Meren yataktan kalkmasna yardm
ettiler.
"Bala beni Taita. Pek uyuyamadm."
"Ryalar m?" diye Tenmass dilinde sordu Taita.
"Evet. Cad, bana yaklayor. Artk ona direnecek gc bulamyorum."
Taita da skntl ryalarla uramt. Bu sefer, piton geri dnmt. Onun
vahi kokusunu burun deliklerinde ve genzinde hissediyordu hl. Ama kendi
kuruntularn gizledi ve Demeter'e kar gven verici bir tutum taknd. "Daha
seninle ok yollar aacaz."
Kahvaltda sert, kk birer dilim karabuday ekmei ile yine birer marapa
bira vard. Nubank Birader, gece kald yerden monologunu srdrd. Neyse ki,
kahvalt abucak bitti ve bir para rahatlayarak Nubank'in arkasndan dolambal
koridorlardan, geitlerden geerek tapnan ktphanesine gittiler. Buras
byk, souk bir odayd, btn duvarlan yerden tavana kadar tatan kitap raflan
ile doluydu ve baka herhangi bir dekorasyon ya da ssleme bulunmuyordu;
raflarda binlerce papirs rulosu diziliydi.
papaz aday ve iki yeni papaz Nubank Birader'i beklemekteydi-Ellerini
nde kavuturup sraya girmiler, itaatkr bir tavrla duruyorlard118
11. Yazt
Bunlar Nubank'n asistanlaryd. Korkularnn hakl bir nedeni vard: Nubank
onlara kar ezici bir tutum sergiliyor, honutsuzluunu veya aalamalarn en
sert biimde dile getirmekten kanmyordu.
Taita ile Demeter ortadaki alak masann bana oturunca, Nubank dersine
balad. Masann zeri de papirs rulolaryla doluydu. Yaknlarnda byk bir su
kayna olmasna bakmakszn, btn volkanlar ve termal olgular teker teker
saymakla ie balad. Her blgenin adn syledikten sonra, dehet iindeki
asistanlardan birini raflardan gerekli rulolar almaya yolluyordu. ou zaman
bunun iin rk ark bir merdivene klmas gerekiyor, o arada da Nubank
merdivendeki kiiyi bir hakaret sil-silesiyle ynetiyordu. Taita bu can skc

duruma kibarca mdahale edip adam kendi asl istedii cevaplara ekmeye alsa
da, Nubank tatl tatl ban sallayp kendi bildiini okuyordu.
Talihsiz bir papaz aday Nubank'n tercih ettii kurband. Zavall ekilsiz
bir yaratkt: vcudunun kusurlu olmayan, bozulmam yeri yok gibiydi. Tral
kafas uzundu, pul pul olmu kuru bir deriyle kaplyd ve stne stlk bir de
dknts vard. Kalar, kk, birbirine yakn, donuk bakl a gzlerinin
stnden fkryordu. ri dileri, aynk st dudandan dar tayor, nadiren
konutuunda salyas akyordu. enesi o kadar sert bir ekilde geriliyordu ki,
yok gibiydi. Sol yananda kocaman mor bir doum lekesi vard, gs ieri
kkt ve srtnda koca bir kambur bulunuyordu. rp gibi bacaklar ayn
zamanda arpkt ve iki yana sallanarak yrmesine neden oluyordu.
le vakti, yine bir papaz aday gelip yemee ard. Hep yan a olan
Nubank ve asistanlar bu arya evkle yant verdiler. Yemekte, Taita kambur
papaz adaynn onunla gz gze gelmek iin lgnca ataklar yapan fark etti.
Gen adam, Taita'nn dikkatini ektiini anlar anlamaz ayaa kalkp telala
kapya gitti. Orada dnp arkasna bakt ve Taita'nn da kendisini takip
etmesini istediini belirten bir ba hareketi yapt.
119
Wilbur Smith
Taita minik dostunu terasta kendisini bekler buldu. Adam yine bir ba
iareti yapp dar bir geidin giriinde kayboldu. Taita da peinden gitti ve az
sonra kendini tapnan kk avlularndan birinde buldu. Duvarlarda Hathor'un
rlyefleri ve ortada Firavun Mamose'nin bir heykeli vard. Adam heykelin
arkasna saklanmt.
"Yce Byc! Sana anlatmam gereken bir ey var, ilgini ekebilir," diyerek
kendini yere att ve Taita, onun yanna gitti.
"Ayaa kalk," dedi yumuak bir sesle. "Ben kral deilim. Senin adn nedir?"
Nubank Birader, ona sadece, "Hey sen," diye hitap ediyordu.
"Bana Tiptip diyorlar yrme eklim yznden. Bykbabam, Msr'dan
Etiyopya'ya g edildii srada Kralie Lostris'in saraynda doktordu. Sizinle
sk sk konumu. Belki onu hatrlarsnz Byc. Ad Siton'du."
"Siton mu?" Taita bir an dnd. "Evet! ocuk denecek yatayd, kancal ok
ularn kakla karmakta ok baarlyd. Pek ok askerin hayatn
kurtarmt." Tiptip sevinle srtt ve yark duda iyice aynld. "Ne oldu
bykbabana?"
"htiyarlayp huzur iinde ld, ama gitmeden nce o tuhaf gney
diyarlarnda yaadnz maceralarla ilgili pek ok ilgin yk anlatmt.
Oralarn insanlarn, hayvanlarn tarif ederdi. Ormanlar, dalar ve dnyann
ucuna kadar uzanan byk batakl anlatrd."
"Heyecanl dnemlerdi Tiptip." Taita, onu yreklendirmek iin ban
sallad. "Devam et."
"Halkmzn Nil'in sol kolunu takip ederek Etiyopya dalarna ulatn,
Kralie Lostris'in bir birlii de keif yapmak zere sa kol boyunca
gnderdiini sylemiti. General Lord Aquer'in komutasnda o byk batakla
dalan birlii bir daha gren olmam, sadece bir tek kii kurtulmu. Bu doru mu
Byc?"
"Evet Tiptip. Kralienin birlii yollayn hatrlyorum." General Aquer'in
o birliin bana geirilmesini kendisi nermiti. Bela karan
120
11. Yazt
bir adamd, halk ondan honut deildi. Ama bundan sz etmedi. "Sadece bir
kiinin oradan dnd de doru. Ama o kadar hastalanm ve yolculuun zorluklan
yznden o kadar g kaybetmiti ki, aramza dndkten birka gn sonra ateler
iinde yanarak ld."
"Evet, evet!" Tiptip heyecandan Taita'nm koluna yapt. "O zavally
bykbabam tedavi etmi. Sylediine gre adamcaz nbet geirirken, yksek
dalar ve ucu buca grnmeyen glleri olan bir lkeden sz edermi."
Taita'nm ilgisi artt. "Gller! Bunu daha nce hi duymamtm. Ben o
kurtulan adam hi grmedim. O hayatn kaybettii Qebuf ye geldiinde ben iki

yz fersah uzakta, Etiyopya dalarndaydm. Aldm raporda da hastann akln


karm olduu ve makul ve mantkl bir bilgi veremedii syleniyordu." Taita
gzn Tiptip'e dikti ve Gz'n at. Onun aurasndan iten davrandn ve
hatrlad gerekleri sylediini anlad. "Bana anlatacak baka eylerin de var
galiba Tiptip?"
"Evet Byc. Orada bir de volkan varm," dedi Tiptip. "O yzden size
geldim. len asker daha nce hi grlmemi yanan bir dadan sz etmi. Byk
batakln tesine geince sadece uzaktan grebilmiler. Bacasndan kan
dumann gkyznde srekli asl kalan bir bulut gibi olduunu anlatm.
Askerlerden bazlar, bunu daha fazla ilerlemelerini istemeyen karanlk Afrika
tannlarnm uyans olarak alm, fakat Lord Aquer bunun bir karlama feneri
olduunu syleyip oraya ulamaya karar vermi. Yola devam etmelerini emretmi.
Fakat ite tam o noktada, volkann uzaktan grld yerde, asker o ateli
hastala yakalanm. Birlii onu lme terk edip gneye doru ilerlemeye devam
etmi. Fakat asker, dev gibi plak siyah adamlann gl kysndaki kyne
ulamay baarm. Onu kye kabul etmiler. Samanlarndan biri bir ila vermi
ve evine d-necek kadar iyiletirmi." Tiptip heyecandan Taita'nm kolunu iyice
skmaya balad. "Size daha nce anlatmak istedim ama Nubank Birader izin
121
Wilbur Smith
vermedi. Yetmi yl nceki kulaktan dolma eyleri size anlatmam yasaklad.
Nubank Birader'e itaatsizlik ettiimi sylemezsiniz deil mi? yi kalpli ve
kutsal bir adamdr ama kat biri de olabilir."
Taita, "Sen doru olan yaptn," diye garanti verdi ve kolunu kavrayan
parmaklar kibarca gevetti. Sonra, aniden, daha yakndan bakmak iin Tiptip'in
elini kaldrd. "Alt parman var!" diye bard.
Belli ki, Tiptip utanmt: elini yumruk yapp kusurunu gizlemeye alt.
"Tannlar beni btn bedeni yamuk biri olarak yaratm. Kafam, gzlerim, srtm,
kollanm, bacaklarm... neyim varsa arpk ve kusurlu." Gzleri yaard.
"Ama gzel bir kalbin var," diye teselli etti Taita. Yumruk yapt avucunu
yavaa at ve parmaklan ayrd. Gen adamn normal kk parmann yanndan
gdk kalm bir parmak daha kyordu.
"Alt parmak yolu gsterecek," diye mrldand.
"Ben size bir yol gstermek istemedim Byc. Size kar asla byle bir
hakarette bulunamam," diye inledi Tiptip.
"Hayr Tiptip, bana byk bir hizmette bulundun. Dostluumdan ve
minnettarlmdan emin ol."
"Nubank Birader'e sylemeyecek misiniz?"
"Hayr. Sana yemin ediyorum."
"Hathor sizi korusun Byc. imdi gitmem lazm yoksa Nubank Birader, beni
aramaya kar." Tiptip yenge gibi yan yan uzaklat. Taita ona birka dakika
verdikten sonra ktphaneye dnd. Demeter ile Meren ondan nce gelmilerdi,
Nubank ise azarlamakla meguld. "Neredeydin?"
"Tuvaletteydim Birader. Balayn beni. Mideme dokunacak bir ey yemiim."
"Sen de benim mideme dokunuyorsun, pislik paras. Hazr gitmiken kendini
tamamen kubura atsan daha iyi olurdu." Tiptip'in doum le122
11. Yazt
kesine vurdu. "imdi git bana dou okyanusundaki adalarn gsterildii rulolar
getir."
Taita, Demeter'in yanndaki yerini ald ve Tenmass diliyle, "u kk
dostumuzun sa eline bak," dedi.
Demeter heyecanla, "Alt parma var," diye fsldad. "Alt parmak yolu
gsterecek! Ondan bir ey rendin, yle deil mi?"
"Nil Ana'nm sa kolunu takip etmemiz gerekiyor. Orada byk bir gl
kysnda bir volkan bulacaz. Eos'un orada gizlendiinden eminim."
Ertesi sabah gne domadan epey nce HathorTapma'ndan ayrldlar. Nubank
onlara gnlszce esenlikler diledi... daha anlataca elli tane volkan vard.

Teb'in aasndaki sla ulatklarnda hava hl yan karanlkt. Nehir


yatana nden Habari ve Meren indiler, onlar Taita ile Demeter takip ediyordu,
fakat iki grubun aras olduka almt. ndeki-ler iren kzl birikintinin
kenarndan geip kar kyya giden yolu yanladklarnda, Demeter'in devesi
amuru gemeye balamt. Tam o anda Taita zerlerinde ktcl bir g
toplandn hissetti. Sanki hava aniden soumutu, kulaklar zonkluyor, soluu
daralyordu. abucak dnp ksrann sansndan arkaya bakt.
Az nce ayrldklan yakada tek bana biri duruyordu. Koyu renk giysileri
karanlklara kant halde Taita, onu hemen tanmt. Gz'n at ve
adamn etrafnda Soe'nin o farkl aurasm grd, kamp ateinin alevleri gibiydi.
Mor ve yeil alacalan olan saldrgan bir krmz renktey-di. Taita bundan daha
tehditkr bir aura grmemiti.
Tahtrevannda uzanan Demeter'i uyarmak iin, hemen, "Soe burada!" diye
bard ama artk ok geti: Soe bir kolunu uzatt ve devenin gemekte olduu
birikintiyi gsterdi. Sanki onun buyruuna itaat edermi gi123
Wilbur Smith
bi, hemen o anda sudan frlayan canavar gibi bir karakurbaas devenin arka
bacana dizinin tam stnden dilerini geirdi. Hayvan dehet iinde brd ve
dizgininden kurtulup birikintinin dna kat. Kar kyya ynelmek yerine,
geri dnd ve nehir yata boyunca drtnala deli gibi komaya balad,
Demeter'in tahtrevan da stnde iki yana savruluyordu.
Taita, "Meren! Habari!" diye barp atn mahmuzlad ve devenin peine
dt. Meren ve Habari de hemen hayvanlarn dndrp nehir yatandan drtnala
gelmeye balamlard.
Taita, "Sk tutun Demeter!" diye haykrd. "Geliyoruz!" Duman Yeli adeta
altnda uuyordu ama o, Demeter'e yetiemeden, deve baka bir amur
birikintisine ulat ve etrafa amurlar sratarak iine dald. Sonra tam nnde
amurun yzeyi ald ve baka bir kurbaa kt. Panikten ldrm durumdaki
devenin bana kadar srad ve dilerini onun burnuna geirdi. Bir sinire
isabet etmi olmalyd, nk devenin n bacaklan annda kvermiti. Sonra
srtst yuvarland ve hayvann uzun, sivri dilerinden kurtulmak iin kafasn
deli gibi iki yana sallamaya balad. Tahtrevan altnda kalm, arl
yznden hafif bambu erevesi amurun iinde paralanmt.
Taita, "Demeter! Onu kurtarmamz lazm!" diye Meren'e bard ve ksran
hzlandrd. Fakat o daha birikintinin kenarna ulaamadan, Demeter'in kafas
yzeye kt. Bir ekilde tahtrevandan kurtulmutu ama bana yapan amurdan
yar boulmu haldeydi, ksrp kusuyordu, hareketleri gsz ve dengesizdi.
"Geliyorum!" diye bard Taita. "Sakn umudunu kaybetme!" Sonra, aniden,
amurda kurbaa kaynamaya balad. Srler halinde amurdan kp bir ceylana
saldran vahi kpekler gibi Demeter'in bana tler. htiyar adam lk
atmaya alt ve az sonuna dek ald ama i*-ne amur doldu. Kurbaalar onu
yzeyin altna ektiler ve bir an iin tekrar yzeye ktnda rpnmalar
hemen hemen sona ermi gibiydi- Sadece aadan kurbaalar etini didikledike
kprdyordu.
124
11. Yazt
Taita, "Buradaym Demeter!" diye mitsizce haykrd. Ksra kudurmu
karakurbaalarnn arasna sokamyordu, nk onu da paralayacaklarn
biliyordu. Hayvan dizginledi ve srtndan aa kayd, asas da elindeydi.
amurda zorlukla ilerlemeye balad ve bir kurbaa suyun a'-tndan bacan
srnca strapla soludu. Asasyla hayvana vurdu, vur r-jcen btn fiziksel ve
ruhani gcn toplamt. Asann ucundaki darbeyi hissetti ve yaratk bacan
brakt. Sonra da srtst suyun stne kp can ekimeye balad.
"Demeter!" Onu diri diri yemekte olan hayvanlardan ayrt edemiyordu. Adam ve
kurbaalar parlak kara amurdan bir top haline gelmilerdi.
Aniden, o yndan iki tane zayf kol uzand ve Taita, Demeter'in sesini
duydu. "Benim iim bitti. Yalnz devam etmek zorundasn Taita." Sesi zor
duyulmutu, amur ve zehirli kzl sular yutmutu sesi. Sonra, dierlerinden

daha da iri bir karakurbaas enesini Demeter'in bann yan tarafna geirdi
ve yal adam son kez suyun dibine ekti.
Taita yine de ilerlemeye devam ediyordu ama Meren arkadan yetiip gl
koluyla belinden sarld ve onu amurdan ekip terkisine alarak kyya gtrd.
Taita kendini kurtarmak iin rpnarak, "ndir beni!" diye haykrd. "Onu bu
iren canavarlara brakamayz." Ama Meren brakmad.
"Byc yaralsn. Bacann haline bak." Meren, onu yattrmaya alt.
Taita'nn bacandan amurla kark kanlar akyordu. "Deme-ter'in ii bitti.
Seni de kaybedemem." Meren, Taita'y skca tutarken amurlarn altnda son kez
yaanan rpntya baktlar.
Meren sakin bir sesle, "Demeter gitti," dedi ve Taita'y ayaklarnn stne
yere brakt. Sonra gidip gri ksra yakalad ve geri getirdi. Ta-a nm ata
binmesine yardm ederken yumuak bir sesle, "Gitmek zorunuz Byc," dedi.
"Burada yapacak bir ey kalmad artk. Yarana bak-an lazm. Hi kukusuz bu
karakurbaalarnn dileri zehirlidir ve a-Urda da sana bulaacak bir sr
pislik vardr."
125
Wilbur Smith
Yine de Taita bir sre daha oyaland, dostundan son bir iaret gre. bilmek
iin havadan son bir temas kurabilmek iin baknd ama byle bir ey olmad.
Meren kendi atnn zerinden uzanp Taita'nn ksrann da dizginlerini tuttu
ve yola koyuldular, Taita da bu sefer itiraz etmemiti Baca aryordu ve
kendini okta, eksik hissetmekteydi. Yal lim git. misti ve Taita, ona ne
kadar gvendiini anlyordu. Artk cadyla tek ba-na yzleecekti ve bu durum
onu dehete dryordu.
Saraydaki dairelerine ulanca, Ramram, Taita'nn ykanp amurlardan
temizlenmesi iin kle kzlarla semaverler dolusu scak su ve kokulu merhemler
yollad. Taita tepeden trnaa temizlenince iki kraliyet doktoru geldi,
arkalarnda da kucak dolusu ila ve sihirli tlsm tayan bir asistan ordusu
vard. Taita'nn talimatyla Meren onlar kapda karlad ve geri gnderdi.
"Msr'n en yetenekli ve bilgili cerrah olan byc yarasyla kendi
ilgileniyor. Size de ilginizden tr teekkrlerini sunuyor."
Taita yarasn damtlm arapla ykad. Sonra da uyuturucu bir merhem
srd ve Meren kandilin alevinde kzdrd bronz bir kakla derin kesii
dalad. Bu, Taita'nn ona retebildii birka tbbi beceriden biriydi. Meren
iini bitirince, Taita kendini ayltt ve Duman Yeli'nin uzun kuyruk kllarndan
birini iplik olarak kullanp yaralan dikti. Kendi karm olan merhemlerden
srp keten eritlerle sard. i bittiinde acdan bitkin dmt ve Demeter'i
kaybetmenin zntsyle periand. iltesine gmlp gzlerini kapad.
Kapda bir karmaa olunca gzlerini at ve tandk, otoriter bir sesin
"Taita, neredesin?" diye bardn duydu. "Seni hi gzmn nnden
ayramayacak mym ben? Her seferinde bana bir bela saryorsun-Ayp sana!
ocuk deilsin ki artk." Bu szlerin hemen ardndan da yer126
11. Yazt
vzndeki lahi Tanr Firavun Nefer Seti, hastann odasna dald. Arkasndan da
soylular ve refakatileri ieriye dolutu.
Taita moralinin ykseldiini ve gcnn yerine gelmeye baladn hissetti.
Tmyle yalnz deildi. Nefer Seti'ye glmsedi ve dirseinin stnde dorulmaya
alt.
"Taita, kendinden utanmyor musun? Ben, seni lm deinde bulacam
sanmtm. Oysa sen burada srtst devrilmi, suratnda aptalca bir srtmayla
keyif atyorsun."
"Majeste, o tebessm varlnzdan duyduum iten sevincin yansmasdr."
Nefer, onu kibarca yastklarn stne itti ve maiyetine dnd. "Lord-Ianm,
beni burada eski dostum ve retmenim olan byc ile ba baa brakabilirsiniz.
htiyacm olunca sizleri aracam." Adamlar dar ktlar ve Firavun,
Taita'ya sarlmak iin eildi. "sis'in gsnden gelen tatl st adna, seni

sa salim grdme ok sevindim, ama arkadan olan bycnn ldn duydum.


Her eyi renmek istiyorum, ama nce izin ver Cambeseli Meren'i selamlayaym."
Kapda nbet tutan Meren'e dnd. Meren, Firavun'un nnde diz kt ama Nefer
Seti, onu kaldrd. "Kendini benim iin alaltna Kzl Yol Yolda." Sonra onu
itenlikle kucaklad. kisi de gen birer erkekken, savaln en st dzeyde
snand Kzl Yol'a katlmlard. Bu, sava arabas kullanma, ok atma ve
kl kullanma becerilerinin snand bir snavd. kisi, kendini kantlam
eski askerlere kar bir takm oluturmutu. Askerlerin ldrmek dahil her eyi
yapmas serbestti ve yolun sonuna ulamalarn engellemeye alyorlard.
Firavun ve Meren birlikte snav kazanmlard. Kzl Yol Yoldalar sava kan
kardeleri olur ve bu yoldalk mrlerinin sonuna kadar devam ederdi. lmne
kadar, Meren, Nefer Seti'nin kz kardei Prenses Merykara'yla nianlyd, o
yzden Firavun'la ikisi kaynbirader saylrd. u da aralarndaki ba
glendirmiti. Meren, Nefer'in altndaki bu yk127
Wilbur Smith
sek mevkiyi koruyabilirdi ama o kendini rak olarak Taita'ya adamay semiti.
"Taita seni de Gizemler Okulu'nda eitmeyi baarabildi mi? Artk gl bir
sava olmann yan sra byc de oldun mu?" diye sordu Firavun.
"Hayr majeste. Taita'nn stn gayretlerine ramen, bende yetenek yoktu. En
basit byleri bile beceremedim. Hatta birka tanesi geri dnp benim bama
bela oldu." Meren yalandan hznl bir ifade taknd.
"yi bir sava beceriksiz bir bycden her zaman daha iyidir, eski
dostum. Gel, sen de bizimle otur, tpk eski gnlerde Msr' tirandan
kurtarmaya alrken yaptmz gibi."
kisi Taita'nn yatann iki yanna yerleince, Nefer ciddileti. "imdi,
karakurbaalanyla karlamanz anlatn bana."
Taita ve Meren, Demeter'i nasl yitirdiklerini anlattlar. Szleri
bittiinde Nefer sessizdi. Sonra, "Bu yaratklar her gn biraz daha saldrgan,
ve agzl oluyor. Nehirdeki su birikintilerinde kalan suyu kirletip
zehirleyenin de onlar olduuna eminim. Onlardan kurtulmak iin aklma gelen her
yolu denedim ama ldrdmz her kurbaaya kar iki tane birden kt ortaya."
"Majeste." Taita devam etmeden nce bir an duraksad. "Bu yaratklarn
sahibi olan cady bulup onu yok etmeniz lazm. Krallnzn ve sizin banza
sard karakurbaalar ve btn dier belalar da onunla birlikte yok olur,
nk onlarn efendisi o cad. O zaman Nil yeniden akmaya balar ve Msr yine
refaha kavuur."
Nefer Seti korkuyla ona bakt. "Yani bu afetlerin doal olmad111 m
dnmeliyim?" diye sordu. "Btn bunlarn tek bir kadnn bylt ve cadl
ile olduunu mu sylemek istiyorsun?"
"Benim inancm bu," dedi Taita.
128
11. Yazt
Nefer Seti ayaa frlayp dnceli bir ekilde ileri geri dolamaya
balad. Sonunda durup gzlerini Taita'ya dikti. "Kim bu cad? Nerede? Yok
edilebilir mi yoksa lmsz m?"
"Ben onun insan olduuna inanyorum Firavun, ama gleri korkun. Kendini de
ok iyi koruyor."
"Ad ne?"
"Eos."
"afak tanras m?" Kendisi de bir tanr olduu iin, rahipler ona
tanrlar ok iyi retmiler. "Ama insan dememi miydin?"
"Gerek kimliini gizlemek iin tanrann adn alm olan bir insan."
"Eer yleyse yeryznde bir ini olmal. Nerede bu Taita?"
"Demeter ve ben, onu aryorduk, ama niyetimizden haberdar oldu. nce
Demeter'e saldrmak zere dev bir piton yollad ama lmn eiine geldii halde
Meren'le ben onu kurtardk. Bu sefer, ylanla yapamadn karakurbaalaryla
baard."

Nefer Seti, "Yani bu cady nerede bulabileceimi bilmiyorsun?" diye srar


etti.
"Emin deiliz, ama byler onun bir volkanda yaadn gsteriyor."
"Volkan m? Cad bile olsa, byle bir ey mmkn m?" Sonra gld. "Senden
asla kukulanmamay uzun zaman nce renmitim Taita. Ama syle bana, hangi
volkan? Bir sr volkan var."
"Onu bulmak iin Nil'in sa kolunu takip ederek Qebui'nin tesindeki byk
batakl amamz gerektiine inanyorum. ni, byk bir gln kysndaki
volkanda. Dnyann ucuna yakn bir yerde."
"ocukken bana bykannem Kralie Lostris'in, nehrin kaynan bulmak zere
Lord Aquer'i oraya yolladn anlatmtn. Qebui'nin tesindeki o korkun
bataklkta kaybolmu ve asla geri dnmemilerdi. O seferin de Eos'la bir ilgisi
var myd?"
129
F:9
Wilbur Smith
"Aslnda varm majeste," dedi Taita. "Askerlerden birinin Qebui'ye dnmeyi
baardn da anlatm mydm?"
"Ben yknn o ksmn hatrlamyorum."
"O sralar nemsiz grnyordu, ama biri geri dnmt. Akln yitirmiti ve
hastayd. Doktorlar onun ektii skntlar yznden delirdiini dnd. Ben
onunla konuma frsat bulamadan da ld. Fakat yaknlarda, onun lmeden nce o
zaman dinleyen hi kimsenin inanmad ve dolaysyla bana bildirmedii birtakm
eyler anlatm olduunu rendim. Dnyann ucundaki baz muazzam byklkteki
gllerden ve dalardan sz etmi... ve en byk gln kysnda bulunan bir
volkandan. Bu efsaneden, Demeter'le ikimiz cadnn nerelerde olduunu tahmin
ettik." Tiptip'le yaptklar konumay da anlatt.
Nefer aknlk iinde dinliyordu. Taita szn bitirince, bir sre
dndkten sonra, "Neden o volkan bu kadar nemli?" diye sordu.
Taita yant olarak Demeter'in cadnn Etna Da'ndaki ininde nasl esir
kaldn ve sonra nasl katn anlatt.
"Bylerini yapabilmek iin yeraltndan gelen atelere ihtiyacr var. Youn
s g veriyor ve slfr gazlar onun tanrsal yeteneklerini artryor," diye
aklad Taita.
"Peki yzlerce volkan arasndan niye zellikle bunu setiniz?"
"nk Msr'a en yakn olan o ve Nil'in kaynanda yer alyor."
"Sebeplerinin tutarl olduunu gryorum. Her ey birbirine uyuyor," dedi
Nefer. "Yedi yl nce, Nil kuruduunda, aklma bykannemin dzenledii seferle
ilgili anlattklarn geldi ve ben de nehrin kaynan bulup kurumasnn
sebeplerini aratrsn diye oraya bir birlik yolladm. Komutan olarak da Albay
Ah-Acton'u atadm."
"Bunu bilmiyordum," dedi Taita.
"nk burada yoktun ve seninle bu konuyu tartamadm. Meren'le ikiniz
yabanc diyarlarda dolayordunuz." Nefer'in sesi sitemkrd. "Benimle kalman
gerekirdi."
130
11. Yazt
Taita alttan alan bir tavr benimsedi. "Bana ihtiyacnz olduunu
bilmiyordum majeste."
Firavun, "Sana hep ihtiyacm oldu," dedi.
"O ikinci seferden ne haberler geldi?" Taita hemen avantajn kullanmt.
"Geri dndler mi?"
"Hayr, dnmediler. Giden sekiz yz adamdan hi biri geri gelmedi.
Bykannemin ordusundan da daha kt tamamen yok oldular. Onlar da m cad
mahvetti?"

"Bu mmkn majeste." Taita, onun cadnn varln oktan kabullendiini ve


peine dmek iin ikna edilmeye veya yreklendirilmeye ihtiyac olmadn
grebiliyordu.
"Taita sadece tanrlarn bildii bir yerlere yaptn yolculuk dnda beni
hi yzst brakmadn." Nefer Seti, Taita'ya srtt. "imdi dmanmn kim
olduunu biliyorum ve ona kar harekete geebilirim. Daha nce halkm bu
korkun felaketlerden kurtarmak konusunda aresizdim. Kuyu kazmakla,
dmanlarmdan yiyecek dilenmekle ve kurbaalan ldrmekle yetinmek zorundaydm.
imdi sen sorunlarmn zmn net-letirdin. O cady yok etmek zorundaym!"
Ayaa frlad ve kafese kapatlm aslan gibi dolamaya devam etti. O bir
hareket adamyd, klcn ekmeye hazrd. Savama fikri moralini ykseltmiti.
Taita ile Meren aklndan geen dnceleri anlamaya alarak yzne
bakyorlard. kide bir elini belindeki klca atp, "Evet! Horus ve Osiris
adna, ite bu!" diye baryordu. Sonunda, Taita'ya dnd. "Bu Eos'a kar bir
ordu daha gndereceim," dedi.
Taita, "Firavun, zaten iki Msr ordusunu yuttu imdiye kadar," diye
hatrlatt.
Nefer Seti biraz ayld. Bir sre daha dolatktan sonra durdu. "Pekla.
Demeter'in Etna'dayken yapt gibi ona kar bir by yap, kadn dandan
yuvarlansn ve yere arpnca olgun bir meyve gibi dalsn. Ne dersin Taita?"
131
Wilbur Smith
"Majesteleri, Eos'u hafife almayn. Demeter benden daha gl bir bycyd.
Cadya kar btn glerini seferber etmiti, ama sonunda cad onu yok etti,
hem de trnaklarnn arasnda kene ezer gibi zahmetsizce." Taita kederle ban
sallad. "Benim bylerim mzrak gibidir. ok uzaa atarsanz, gleri azalr ve
onun bir kalkan darbesiyle ie yaramaz hale gelir. Ona yeterince yaklasabilirsem
ve yerini tam olarak bilirsem o zaman daha gl byler yapabilirim. O gzmn
nnde olursa attm ok onun kalkann aabilir. Bu kadar uzaktan hibir ey
yapamam."
"Eer Demeter'i yok edecek kadar glyse neden ayn eyi sana da yapmad?"
Kendi sorusunu kendi yantlad. "nk senin ondan daha gl kmandan
korkuyor."
"Keke bu kadar basit olsayd. Hayr Firavun, nk henz bana btn gcyle
saldrmad."
Nefer Seti akn grnyordu. "Ama Demeter'i ldrd ve krallm ktlk
deirmeninin talar arasnda tyor. Seni niye ayr tutuyor ki?"
"Demeter'le ii bitmiti. Eline geirdii zaman, bir vampir gibi tm bilgi
ve yeteneklerini emip aldn anlatmtm. Sonunda Demeter kamay baarnca,
btn vahetiyle peine dmekte bir. saknca grmedi. Artk Demeter, onun iin
bir tehdit deildi ve verecek bir eyi kalmamt. Yani benimle birleene kadar
yleydi. O zaman cadnn yeniden ilgisini ekti. Bir araya gelince nemli bir
g oluturduk ve o zaman beni kefetti. Beni de Demeter gibi kupkuru brakana
dek lmemi istemiyor, ama beni yalnz brakmadka ele geiremeyeceini de
bildii iin mttefikimi ortadan kaldrd."
Nefer, "Eer seni iren emellerini gerekletirmek iin saklyorsa, ordumla
birlikte seni de alrm. Benim Truva atm olursun. Onu haklayacak kadar
yaklanca da sen dikkatini datrken ikimiz birden saldrrz," diye neride
bulundu.
132
11. Yazt
"mitsiz nlemler Firavun. Sizi de Demeter gibi uzaktan ldrebilecekken
yaklamanza niye izin versin?"
"Bana anlattklarna gre, Msr zerinde g sahibi olmak istiyor. Pekl.
Kendimi ve lkemi ona teslim etmek iin gittiimi sylerim. Tevazu iinde
ayaklarn pmeme izin vermesini dilerim."
Bu saf neri karsnda iinden glmek geldii halde Taita ciddi tavrn
korumay baard. "Majesteleri, cad bir bilgin."
"Yani?"

" Gz'yle sizin sava planlan okuduunuz gibi, bir insann ruhundaki
srlar okuyabilir. Auranz bylesine fke saarken ona asla yakamazsnz."
"O zaman sen nasl yaklamay dnyorsun?"
"Onun gibi, ben de bir bilginim. Bende okuyabilecei bir aura yok."
Nefer Seti kzmaya balamt. ine karlmasna veya engel olunmasna
tahamml etmeyi unutacak kadar uzun zamandr tanryd. Sesi ykseldi. "Ben artk
gizemli konumalarnla kandracan bir ocuk deilim. Planlarma kusur bulmakta
pek aceleci davrandn," dedi, "Bilgili Byc, sen de bir alternatif plan
syleme nezaketinde bulun ki, ben de senin bana davrandn gibi davranma
zevkini tadabileyim."
"Siz Firavun'sunuz, Msr'snz. Onun kurduu aa girmemeniz gerekir. Sizin
greviniz burada Mintaka ve ocuklarnzla birlikte halknzn banda kalmak,
ben baaramadm takdirde onlar korumak."
Nefer Seti, "Sen kurnaz bir dzenbazsn Tata. Bu iin nereye varacan
biliyorum. Beni burada kurbaa ldreyim diye brakp Meren'le ikiniz yeni bir
maceraya atlacaksnz. Ben geride kalp kadn gibi kendi haremimde mi
saklanacam?" dedi ac bir sesle.
"Hayr majeste, tahtnda oturan marur bir firavun olarak, ki Kral-h
hayatnz pahasna koruyacaksnz."
133
Wilbur Smith
Nefer Seti yumruk yapt ellerini kalalarna dayayp kt kt bakt.
"Senin byl arkn dinlememeliyim. Sen de cadlar gibi gl bir a
rebiliyorsun." Sonra ellerini kabullenir gibi iki yana at. "ark sv. lemeye
devam et Tata, ister istemez dinleyeceim."
"Belki Meren'in komutasna kk bir birlik vermeyi dnebilirsiniz, en
fazla yz sekin savadan oluacak bir birlik. Hzl ilerlerler, yanlarnda
malzeme vagonlar da gtrmek gerekmez. Bu kadarck insan cadya bir tehdit
olarak grnmeyecei iin uramaya ihtiya duymaz. Me-ren karmak bir psiik
aura yaymad iin ondan phe de etmez, basit bir asker, bir blf olarak
grr. Ben de onunla giderim. Beni uzaktan tanyacaktr, ama bylece avucuna
dtm zanneder. Benden istediklerini alabilmesi iin zaten yaklamama izin
vermesi lazm."
Nefer Seti aa yukar dolanrken homurdanp duruyordu. Nihayet tekrar
Taita'nn karsna dikildi. "Seferi ynetmemeyi kabullenmem ok zor. Yine de,
ileriye srd tezler, asabm bozmakla birlikte, doru." fkeli yz
yumuamaya balamt. "Msr'da herkesten ok sana ve Cam-beseli Meren'e
gvenirim." Meren'e dnd. "Albay rtbesi alacaksn. Kendi yz adamn se. Sana
ahin Mhr'm de vereceim, bylece hkmm altnda bulunan her yerden
ihtiyacn olan her eyi temin edebileceksin." ahin Mhr, tayan kiiye
Firavun'un kraliyet yetkilerini verirdi. "En ge yeni ayla birlikte harekete
hazr olmanz istiyorum. Her konuda Taita'ya dan. Sa salim dnn ve bana o
cadnn kellesini getirin."
Sekin atllardan oluan hzl bir birlik oluturaca duyulunca Meren'in
etraf gnlllerle kuatld. Adlar Hilto-bar-Hilto, Shabako ve Tonka olan
eski askeri yzbalar olarak seti. Hibiri i savata onun134
11. Yazt
birlikte arpmamt -bunun iin ok gentiler- ama babalan arp-st ve
hepsinin bykbabas Kzl Yol Yoldalar'ydi.
Meren, Taita'ya, "Sava kan gerekten ayn ekilde sryor," diye akladDrdnc seimi de beendii ve gvendii Habari oldu. Drt , jfiiinden birinin
bana da onu geirdi.
Drt yzbasn da toplad, seildiklerini bildirdi ve skca sorgula-j,
"Bir karnz ya da kadnnz var m? Hzl ve hafif olmalyz. Peimizde
kadnlarla gidemeyiz." Geleneksel olarak Msr ordulan kadnlaryla birlikte
ilerlerdi.

Habari, "Benim bir karm var," dedi. "Ama onun drdnndan be, on yl, hatta
isterseniz daha uzun sre kamaya hazrm albay." Dier de bu hassas durumu
kabul etti.
"Albay, eer lkeyi terk ediyorsak, kadnlarmz bulduumuz yerden alrz,"
dedi uzun sre nce lm olan ihtiyar Hilto'nun olu Hilto-bar-Hilto. En yi On
Bin'de bulunmutu ve boynunda Altn vg madalyonu vard, smailiye'de sahte
firavunla savatktan sonra Firavun tarafndan verilmiti.
"Gerek bir asker gibi konutun," diyen Meren gld. Drt adamna birlikleri
iin adam seme yetkisi verdi. On gnden ksa bir sre iinde btn Msr
ordusunun en sekin askerlerinden yz kiiyi toplamlard. Adamlarn hepsi
tehizatl ve silahlyd; ikier at ile birer yk katr semek zere yedekleme
merkezine gnderildiler. Firavun'un emrettii gibi yeni ayn kt gece
Teb'den yola kmaya hazrdlar.
Hareketten iki gn nce, Taita, Kralie Mintaka'nn hayr duasn almak iin
nehri geip Memnon sarayna gitti. Onu daha da zayf, bitap ve Perian halde
buldu. Mintaka bulumalarndan iki dakika sonra sebebini aklad.
"Ah, Tata, sevgili Tata. En korktuum ey oldu. Soe ortadan kaybol-u- Hayr
duam bile almadan gitti. Benim odamda grdnzden gn snrayd."
135
^
Wilbur Smith
Taita armad. Bu Demeter'in dehet verici lmnn gerekleti, i gnd.
"Onu bulabilecekleri her yere adamlar yolladm. Taita, senin de benim kadar
zldn biliyorum. Sen de onu tanyp hayran olmutun. kimiz de Msr'n
kurtuluunu onda grmtk. Acaba zel glerini kullanp onu bulamaz msn ve
bana geri getiremez misin? O olmazsa len bebeklerimi bir daha hi gremem.
Msr ve Nefer srekli strap iinde kalr. Nil bir daha asla akmaz."
Taita, onu avutmak iin elinden geleni yapt. Salnn iyice bozulduunu
ve marur ruhunun, aresizlik altnda krlma noktasna geldiini grebiliyordu.
Mintaka'y yattrmak ve mit verebilmek iin tm gcn kullanrken bir yandan
da Eos'a lanetler yadryordu. "Meren'le ben gney snrlarnn tesine sefere
kyoruz. Yol boyunca gittiim her yerde ilk iim Soe'yi arayp sormak olacak.
Bu arada onun sa ve salkl olduunu seziyorum. Beklenmedik koullar ve
olaylar yznden sana veda bile edememi kraliem. Ancak, ilk frsatta Teb'e
dnp yeni adsz tanra adna yrtt grevine devam edecek." Taita iinden,
bunlarn hepsi de makul varsaymlar, diye dnd. "imdi sana veda etmek
zorundaym. Aklm ve sayg dolu sevgim hep seninle olacak."
Nil artk ulam iin kullanlamad iin, lmekte olan nehrin kysndaki
yoldan ilerlediler. lk kilometrede Firavun da atyla Taita'nn yannda yer
ald; komut ve talimatlaryla bunaltt. Teb'e dnmeden nce, askerlere cesaret
verici ve tevik edici bir konuma yapp, "Hepinizden grevinizde baan-l
olmanz bekliyorum," diyerek szlerine son verdi. Sonra onlarn nnde Taita'ya
sarld. Firavun gzden kaybolana dek askerler tezahrat yaptlar.
Taita seferin aamalarn her gece Yukar Krallk'ta Nil kysnda bulunan
pek ok tapnaktan birinde konaklayacak ekilde planlamt. n tapnaklara
kendisinden nce ulayordu. Barahip gelip karlyor, ona ve adamlarna gece
orada konaklamalarn neriyordu. Meren'de kraln a'
136
11. Yazt
hin Mhr olduu iin gittikleri kenti koruyan askeri birliklerden ilave yiyecek
de temin edebiliyordu. Rahipler, bu umulmadk yardmla kendi fa-l^r sofralarna
da bereket gelmesini umuyordu.
Taita her gece, yemekhanede yenen mtevaz yemein ardndan tapnan i
mabedine ekiliyordu. mabetlerde yzlerce, hatta binlerce yl dualar okunup
ibadet edilmiti. nananlarn tutkusu, Eos'un bile szmakta byk glk
ekecei ruhani duvarlar rmt i mabetlerin etrafna. Bylece bir sre
izlenmekten kurtulmu oluyordu. Onu ele geirmek isteyen cadnn yollayaca
hayaletler tarafndan rahatsz edilme korkusu olmadan, kendi inand tanrlara
yalvarabiliyordu. Her tapnan ait olduu tanrya dua ederek cadyla yaayaca

arpmada g vermesini, rehberlik etmesini diliyordu. Bu sakin ve huzur dolu


ortamda meditasyon yapabiliyor, maddi ve manevi glerini toparlayabiliyordu.
Tapnaklar her topluluun merkezi ve eitim kaynayd. Her ne kadar
rahiplerin pek ou silik, durgun yaratklar olsa da, bazlar ilim irfan sahibi
ve bilgiliydi, evrelerinde olup biteni biliyor; srlerinin maneviyatn
ykseltebiliyorlard. Bu gibi rahipler gvenilir bilgi kaynaklaryd. Taita
onlarla saatlerce mzakereler yapyor, hepsini ince ince sorguluyordu. Hepsine
mutlaka sorduu bir soru vard. "Halknzn arasnda, yeni bir dini yaymaya
alarak gizlice dolaan birilerini duydunuz mu?"
Hepsi de duyduklann sylyordu. "Eski tanrlarn gten dtn, artk
Msr' koruyamadklarn dile getiriyorlar. Aramza inecek, nehirdeki ve
lkedeki laneti kaldracak yeni bir tanradan sz ediyorlar. O gelince
hastalklar sona erecek ve Nil Ana yeniden akmaya balayp Msr' refaha
kavuturacakm. nsanlara, Firavun ile ailesinin de bu yeni tanrann gizli
mritleri olduunu ve yaknda Nefer Seti'nin eski tanrlar azledip bu yeni
tanraya olan balln ilan edeceini sylyorlar." Sonra da merakla
soruyorlard. "Syle bize yce Byc, bu doru mu? Firavun bu yabanc tannayla
birlik olduunu ilan edecek mi?"
137
Wilbur Smith
"Byle bir eyin olmas iin gkteki yldzlarn yamur gibi yama, s
lazm. Firavun btn kalbi ve ruhuyla Horus'a bal," diye garanti ve. riyordu
Taita. "Ama, insanlar bu arlatanlara kulak veriyor mu?"
"Onlar sadece insan. ocuklar alktan lyor ve aresizlik iindeler. Bu
sefaletten kurtulacaklarn vaat eden herkesin peine derler."
"Peki siz bu vaizlerden birine rastladnz m?"
Hibiri rastlamamt. "Gizli kapakl dolayorlar," dedi bir rahip.
"Haberciler yollayp inanlarn bana da anlatmalarn istediim halde, hibiri
ortaya kmad."
"Adn renebildiiniz biri var m?"
"Sanki hepsi ayn ad kullanyor."
"Soe mi bu isim?" diye sordu Taita.
"Evet Byc, kullandklar isim bu. Belki de isim deil bir tr unvandr."
"Bunlar Msrl m yoksa yabanc m? Dilimizi anadilleri gibi konuuyorlar
m?"
"Konutuklarn duydum, zaten ayn kandan olduumuzu ileri sr-yorlarm."
Taita'nn bu konumay yapt kii, Yukar Krallk'in nc blgesi olan
lunyt'teki Khum Tapna'nn barahibi olan Sanepi'ydi. Taita bu konuda
duyabilecei her eyi duyup rendikten sonra, daha sradan konulara geti.
"Doa kanunlan hakknda uzman bir kii olarak, nehrin kzl sularn insanlarn
kullanabilecei hale getirmek iin bir are bulmay denedin mi?"
Bu neri, nazik ve dindar adam artmt. "Nehir lanetlendi. meyi
brakn, kimse girmeye bile cesaret edemez. Bunu yapan inekler hastalanp birka
gn iinde lyor. Nehir, dev gibi leil karakurbaalannn yuvas oldu, bunlar
daha nce ne Msr'da ne de baka bir yerde grlmemiti. Nehre yaklaana
lgnca saldnyorlar. O zehri imektense susuzluktan lmeyi
138
11. Yazt
tercih ederim," diye ceyap verdi, yz tiksintiyle arplmt. "Rahip adaylar
bile nehrin kt bir tanr tarafndan kirletildiini biliyor."
Sonuta, bu kzl akntnn doal yapsn ortaya karacak bir dizi deney
yapma ve Nil sularn temizleyecek bir yntem bulma ii Taita'ya kalmt- Meren
birlii acmasz bir hzla gneye indiriyordu ve bunun farkndayd, ancak su
kaynaklarn artrmann bir yolunu bulamazsa atlar yaknda susuzluktan lecekti.
Firavun'un yeni atrd kuyular arasnda uzun mesafeler bulunuyordu ve ar
zorlanm yz kadar hayvann ihtiyacn gidermeye yetmiyordu. Bu,
yolculuklarnn en kolay aamasyd. lk elalenin beyaz sularndan sonra, nehir
yolu hibir kuyunun bulunmad binlerce fersahlk zorlu llerden devam
etmekteydi. Buralar yamurun yz ylda bir yad ve akreplerin, Afrika

antilobu gibi yzeyde su olmadan da yaayabilen vahi hayvanlarn ve acmasz


gnein hkm srd yerlerdi. Meren gvenilir bir su kayna bulamazsa, bu
sefer, deil Nil'in kaynana, ikiye ayrld kavaa kadar bile eriemezdi.
Gecelemek iin her kamp kurduklarnda, Taita, ona yardm etmek iin gnll
olan en gen drt askerle birlikte saatler sren deneyler yapyordu. Bu genler
byle yce bir bycyle yan yana almaktan onur duyuyorlard: bu, torunlarna
anlatabilecekleri bir hikyeydi. Onlar zerinde deney yapan Taita'nn
kendilerini koruyacana kr krne inandklar iin ne kt ruhlardan
korkuyorlard ne de lanetlerden. Geceler boyunca hi ikyet etmeden altlar,
ama bycnn zeks bile bu kirli sulan tatlandrmaya yetmedi.
Karnak'tan ayrlmalarndan on yedi gn sonra Kom Orobo'da nehir kysnda
Tanra Hathor'a adanm byk bir tapnaa ulatlar. Tapnan yksek
rahibeleri nl bycy her yerde olduu gibi scak bir ekilde karlad.
Taita yardmclarnn Nil suyunu bakr kazanlarla atein stne koyduklarn
grr grmez onlar iin banda brakp i mabede geti.
139
Wilbur Smith
Az sonra iyicil bir etki fark etti. nek tanrann heykelinin nne gj, dip
bada kurarak oturdu. Demeter, onu Lostris'in grntlerinin hemen hemen
tmyle gvenilmez olduu, bunun aslnda cad tarafndan yap], d konusunda
uyardndan beri, ona dua edip varln gstermesini js. temeye cesaret
edemiyordu. Ancak, burada Hathor'un, yani panteonun en gl tanrasnn
korumasn hissetmekteydi. Btn kadnlarn patronie, si olarak, mutlaka
Lostris'i de kendi mabedinde himayesine alacakt.
Taita tanrsal varla yaklamak iin kez yksek sesle adn anarak
kendini ruhen hazrlad ve Gz'n de ap glgelerin arasnda sknetle
beklemeye balad. Sonunda, kulaklarnda nlayan kendi nabzy-la sessizlik
bozuldu, bu ruhani bir varln yaklatnn habercisiydi. Mabet sessiz ve
lkt. Gven ve huzur duygusu artt; uykusu gelir gibi oldu. Gzlerini kapatp
berrak bir su hayal etti ve ardndan tatl, ocuksu bir sesin adn sylediini
duydu. "Taita, sana geliyorum!" Suyun derinliklerinde bir ey yanp sner gibi
oldu ve Taita gm bir baln yzeye doru ykseldiini sand. Sonra yanlm
olduunu anlad: bu, ona doru yzmekte olan bir ocuun ince, beyaz bedeniydi.
Suyun stne bir ba kt ve gelenin on iki yalarnda bir kz olduunu grd.
Uzun slak salar yznn etrafnda dalgalanyor ve minik gslerini
rtyordu. "arn duydum." Kahkahas mutluluk doluydu ve Taita da gld.
ocuk, ona doru yzp yzeyin hemen altndaki kumlua ulat ve ayaa kalkt.
Kk kzn kalalarnda henz o dii kvrmlar olumam ve bedenini ssleyen
tek ayrnt hafife kabaran gsleriydi, ama bacaklarnn ortasnda minik bir
hat vard.
Taita, "Sen kimsin?" diye sordu. Kz salarn savurup yzn at.
Taita'nn kalbi yerinden kacakm gibi oldu. Lostris'ti bu.
"ok ayp beni tanmadn iin, ben Fenn'im," dedi kz. Bu ad, Ay Bal
anlamna geliyordu.
140
11. Yazt
"Seni tandm tabii ki," dedi Taita. "Tam seni ilk grdm andaki ?pisin. O
gzleri asla unutamam. O zaman da imdi de btn Msr'n en "eil ve en gzel
gzleri onlar."
"Seni yalanc Taita. Tanmadn ite beni." Pembe minik dilini karm"Bunu yapmay braktn sanyordum."
"Demek ki beni iyi yetitirememisin."
"Fenn, senin bebeklik adnd," diye hatrlatt Taita. "lk ay halini
grdkten sonra rahip, kadnlk adn koymutu sana."
"Sularn Kz." Yzn buruturdu. "Hi holanmadm ondan. Lost-ris, ok
aptalca ve skc bir isim. Ben Fenn'i tercih ederim."
"O zaman Fenn ol," dedi Taita.
"Sana geleceim," diye sz verdi kk kz. "Sana bir armaan olarak geldim
ama imdi gitmem lazm. Beni aryorlar." Zarif bir hareketle tekrar suya

dald, kollar iki yannda bacaklarn rparak aaya doru iniyordu. Salar
altn bir bayrak gibi geriden dalgalanmaktayd.
Taita, "Geri dn!" diye bard arkasndan. "Beni nerede bekleyeceini
sylemen lazm." Ama o gitmiti bile, sadece derinlerden kahkahas geldi Taita'
ran kulana.
Uyandnda aradan epey vakit gemi olduunu anlad, tapnan lambalarnda
ya bitmek zereydi. Kendini yenilenmi ve hafiflemi hissetti. Sa elinde bir
ey tutmakta olduunu fark etti. Avucunu dikkatle at ve bir avu beyaz toz
grd. Acaba Fenn'in armaan m, diye merak etti. Elini burnuna gtrp
temkinli bir ekilde koklad.
"Kire!" diye bard. Nehir boyundaki her kyde ilkel birer kire oca
bulunur, kyller bu tozu elde etmek iin kire topaklarn yakard. Sonra
kulbelerinin ve depolarnn duvarlanm bununla boyarlard: beyaz renk gne
nlann geri yanstr ve binalann ii serin olurdu. Taita kire tozunu atmak
zereydi ama kendini tuttu. "Bir tanrann armaanna say141
Wilbur Smith
gh davranmak lazm." Kendi aptallna glmsedi. O bir avu kire tozunu
eteinin ucuna dmleyip i mabetten ayrld.
Meren, onu tapnan kapsnda bekliyordu. "Adamlarn nehir suyunu
hazrlamlar ama dnn uzun srd. Yolculuktan tr yorgunlar ve uyumalan
gerek." Meren'in sesinde hafif bir sitem vard. Adamlarnn saln korumak
istiyordu. "Umarm o iren sularn banda btn gece oturmay
dnmyorsundur. Gece yarsndan nce seni almaya geleceim, nk buna izin
veremem."
Taita, onun tehdidine kulak asmayp, "Shofar sulara katmak iin istediim
iksiri hazrlam m?" diye sordu.
Meren gld. "Syledii gibi, iksir kzl sudan daha da pis kokuyor."
Taita'y drt kazann fokurdamakta olduu yere gtrd. Yorgunluktan perian
haldeki yardmclar, kazanlar kulplarndan uzun srklara geirerek ateten
aldlar. Taita suyun yeterince lklamasn bekledikten sonra iksirlerini
kartrmak zere sra halinde dizilmi kazanlarn bana gitti. Shofar her
birini tahta bir krekle kartrd. Tam son kazann bana geldiinde Taita
duraksad. "Fenn'in armaan," diye mrldand ve deindeki dm zd. Son
kazana o kire tozlarn ekledi. Uzunca bir sre karma Lostris'in tlsmn
tuttu ve monoton bir sesle byl sz tekrarlad: "Ncube!"
Drt yardmc huu iinde baktlar.
"Brakn kazanlar sabaha kadar iyice souun," dedi Taita. "Ve siz de gidip
dinlenin. ok iyi i kardnz. Teekkr ederim."
Taita yatana uzand anda derin bir uykuya dald, ne ryalardan ne de
Meren'in horultularndan rahatsz olmadan uyudu. afak sktnde, Shofar
suratnda geni bir srtmayla kapdayd. "Hemen gel yce Byc. Sana gzel bir
haberimiz var."
Akamdan kalan souk kllerin arasndan abucak kazanlarn bana gittiler.
Habari ve dier yzbalar birliklerinin banda hazrolda bek142
11. Yazt
yordu. Sanki Taita savata zafer kazanan bir generalmi gibi o geerken
kllarnn knn kalkanlarna vurarak tezahrat yaptlar. Taita, "Sessiz
olun!" diye homurdand. "Kafam patlatacaksnz." Ama askerler daha da yksek
sesle barmaya baladlar.
lk kazan mide bulandrc kara svlarla doluydu ama drdnc kazandaki
su tertemizdi. Taita ondan bir avu alp temkinli bir ekilde tatt. Tatl
deildi, ama ocukluklarndan beri alk olduklar gzel toprak kokusu vard:
Nil amurunun tadna benziyordu.
O andan itibaren, her gece kamp kurulduunda nehir sularn kaynatp
kirelediler ve sabahlar yola kmadan nce su tulumlarn doldurdular.
Susuzluk yznden g kaybetmeyen atlar iyileti ve admlan hzland. Dokuz gn
sonra Asuvan'a ulamlard. nlerinde, alt byk elalenin birincisi

uzanyordu. Onlar tekneyle gemek hemen hemen imknszd ama atlar kervan
yolunu kullanarak etraflarndan dolaabilirdi.
Asuvan kentinde Meren atlar ve adamlarn gn dinlendirdi, kraliyet
ambarlarndan taynlarn tedarik etti. Sonraki uzun yolculuk iin ky boyunca
dizili elence evlerine gidip moral bulmalarna izin verdi. Kendisi ise, yeni
rtbesinin ve sorumluluklarnn bilinciyle, yerli gzellerin tekliflerine ve
iltifatlarna yapmack bir kaytszlk gsterdi.
lk elalenin altndaki gl kuruyup bir amur yata haline gelmiti.
Taita'da kayalk adadaki sis Tapna'na gitmek iin ne kaya ne de krekiye
ihtiya duymutu. Tapnan duvarlarna tanrann, kocas Osi-ris'in ve olu
Horus'un devasa grntleri kaznmt. Duman Yeli toynaklarn kayalk nehir
yatanda tkrdatarak Taita'y tapnaa gtrd. Onu selamlamak iin btn
rahipler toplanmt ve Taita da gn onlarla geirdi.
Gneyde kalan Nbye hakknda ona verebilecekleri pek fazla bilgileri yoktu.
Eski gzel gnlerde, Nil'in sular gvenilir, gl ve dzgn barken Nil'in
ikiye ayrld Qebui'ye kadar gidip gelen byk bir tica143
Wilbur Smith
ret filosu vard. Fildii, vahi hayvanlarn kurutulmu etleri ve postlar,
tonlarca kereste, bakr ubuklar ve Nil'in balca kolu olan Atbara Nehri'nin
kysndaki madenlerden kan altnlarla dnerlerdi. Artk filo ortada yoktu ve
nehirde kalan su kana dnmt, l yaya veya at srtnda gemeye de pek az
kii cesaret edebiliyordu. Rahipler, gneydeki yollarn ve tepelerin haydut
yata olduunu syleyerek Taita'y uyardlar.
Taita yine sahte tanrann vaizlerini soruturdu. Onlar da, Soe
kehanetlerinin boluktan doup kuzeye, Karnak ve deltaya doru yayldn
duyduklarn anlattlar, ama hibiri vaizlerden biriyle karlamamt.
Gece olunca Taita Ana Tanra sis'in i mabedine ekildi ve onun korumas
altnda huzur iinde dnp dua edebileceini hissetti. Ana tanrasna
yalvarp yakard halde, ilk iki geceki nbetlerinde bir yant alamad. Yine
de, Qebui yolunda ve sonrasndaki el dememi topraklarda ve bataklkta
karlaacaklar glklere kar hazr olduunu ve glendiini hissetti.
Eos'la yaayaca kanlmaz yzleme artk daha az rktc geliyordu.
Bedenindeki dirilii ve rahatlamay, gen asker ve subaylarla birlikte zorlu bir
ekilde at koturmaya ve Teb'den ayrldndan beri uygulad manevi
disiplinlere borlu olabilirdi, ama artk ona grnmeye karar veren Tanra
Lostris ya da Fenn'le yaknda buluma ihtimalinin ona kuvvet verdiini dnmek
houna gidiyordu.
Son gnn sabahnda afan ilk klaryla ayakland, sis'ten ve
yaknlarda olabilecek tm tanrlardan bir kez daha kutsanma ve korunma diledi.
Mabetten kmak zereyken sis'in yekpare krmz granitten oyulmu heykeline
son kez bir gz att. Heykel atya doru uzanyor ve ba glgede kalyordu,
tatan gzleri anlalmaz bir ifadeyle ileri bakmaktayd. Geceden kvrp
brakt papirsten yaplma kilimin yanndaki asasn almak zere eildi. Daha
dorulamadan, nabz hafife kulaklarnda atmaya balad, ama st plak olan
bedeninde bir serinlik hissetmedi. Heykelin baklarm kendisine evirip
evirmediini grmek iin kafasn kal144
11. Yazt
drd. Gzler canlanm ve parlak yeil bir renk almt. Bunlar Fenn'in
izleriydi ve gsnde uyuyan bebeini seyreden bir annenin gzleri gi-bi
efkatle bakyordu.
"Fenn," diye fsldad. "Lostris, burada msn?" at kirilerinden Fenn'in
kahkahas yankland, ama Taita'nn tek grebildii tneklerine konmak iin
kanat rpan yarasalar oldu.
Gzlerini tekrar heykele evirdi. Tatan kafa artk canlyd ve bu Fenn'in
bayd. "Unutma, seni bekliyorum," diye fsldad.
"Seni nerede bulacam? Nereye bakmalym, syle bana," diye yalvard.

Fenn, "Ay baln bulmak iin nereye baklr?" diye dalga geti. "Beni
teki balklarn arasnda gizlenirken bulacaksn."
"Ama o balklar nerede?" dedi Taita. O arada Fenn'in yz tekrar taa
dnmeye balamt bile, parlak gzler donuklayordu.
"Nerede?" diye haykrd Taita. "Ne zaman?"
Fenn, "Karanlklar khininden sakn. Bir ba var. O da seni bekliyor,"
diye kederle fsldad. "Artk gitmeliyim. Daha fazla kalmama izin vermiyor."
"Kim vermiyor? sis mi yoksa baka biri mi?" Cadnn adn yksek sesle bu
kutsal mabette anmak kfr olurdu. Fakat heykelin dudaklar donmutu.
Kolundan biri tuttu. Taita irkildi ve baka bir hayal grmek zere etrafna
baknd ama tek grd barahibin endieyle bakan gzleri oldu. "Byc, ne
oldu sana? Neden haykryordun?"
"Rya grdm, aptalca bir rya."
"Ryalar asla aptalca deildir. Bunu herkesten ok senin bilmen gerekir.
Onlar tanrlarn mesajlar ve uyanlardr."
Taita kutsal adamn yanndan ayrlp ahrlara gitti. Duman Yeli, onu
alamaya kotu, neeyle ifteler atyor, aznn kenarndan bir tutam sa-man
sarkyordu.
145
F: 10
Wilbur Smith
"Seni martyorlar deil mi iko fahie. u haline bir bak, tay gibi
hoplayp zplyorsun o koca gbeinle." Taita'nn sesi sevgi doluydu. Kar-nak'ta
kalrlarken dikkatsiz bir seyis, Firavun'un gzdesi olan aygrlardan birinin ona
yaklamasna izin vermiti. Duman Yeli imdi Taita binsin diye uslu uslu
bekliyordu. Sonra birlikte Meren'in birliinin kamp toplamakta olduu alana
gittiler. Birlik hazr olup da, adamlar atlarnn bann yannda, yedek atlar
ve yk katrlar ile birlikte beklemeye balaynca, Meren silahlar ve tehizat
kontrol ederek aralannda dolat, her askerin bakr su matarasnn ve katrnn
srtna vurulmu olarak birer uval kirecinin olup olmadna bakt.
Sonra birliin bana geip, "At bin!" diye kkredi. "leri! Trs!" Meren
birlii hzlandrnca vazgemek zorunda kalan bir grup kadn alayarak
pelerinden geliyordu.
"Ayrlmak ac ama anlar tatl," dedi Hilto-bar-Hilto ve birliindeki
askerler glt.
"Hayr Hilto," diye seslendi Meren birliin bandan. "Et ne kadar
tatlysa, anlar da o kadar tatl olur!"
Kahkahalara bouldular ve kllarnn knyla kalkanlarna vurdular.
Taita kuru bir sesle, "imdi glyorlar," dedi. "Ama bakalm lde
kavrulurken de glebilecekler mi?"
elalenin olduu boazdan aa baktlar. fkeyle aldayan sular yoktu.
Genelde gemiler iin tehlike oluturan sivri kayalklar imdi ortaya kmt ve
kuruydu, vahi bir bufalo srs gibi kapkara duruyorlard. En yksek noktada,
boaza bakan bir kayann stnde uzun bir dikilita vard. Adamlar atlarm ve
katrlarn sularken, Taita ile Meren antn bulunduu kayaya trmanp dibinde
durdular. Taita elyazmalarn yksek sesle okudu:
"Ben, Kralie Lostris, Msr'n kral naibi ve Firavun Mamose'nin dulu, bu adn
sekizincisi, iki krall benden sonra ynetecek olan veliaht Prens Memnon un
annesi, bu antn dikilmesini byrdm.
146
11. Yazt
Bu benim Msr halkna, barbarlar tarafndan srldm bu vahi yerlerden geri
dneceime dair ettiim yeminin iareti ve akdidir. Bu ta buraya ynetimimin
ilk ylnda, Firavun Keops'un byk piramidinin yaplnn dokuz yzncsnde
dikilmitir. Ben vaadimi tutup geri dnene kadar bu ta da piramit gibi
sarslmaz bir ekilde dursun."

O gnleri dnnce Taita'mn gzleri yaard. Bu ta diktikleri gn


hatrlyordu: Lostris yirmi yanda, kralieliiyle marur, kadnlyla
gururluydu.
"Kralie Lostris tam bu noktada kran Altn'n omzuna koymutu," diye
Meren'e anlatt. "Ard ama benim iin onun bu davran kadar deerli
deildi." Atlarnn yanna dndler ve tekrar yola koyuldular.
l, gl bir enlik ateinin alevleri gibi sard onlan. Gndz yol
alamyorlard, o yzden nehir suyunu kaynatp kirelediler ve yorgun tazlar
gibi soluyarak bulabildikleri glgelerin altna serildiler. Gne bat ufkuna
deince kalkp gece boyunca yol aldlar. Baz yerlerde ancak tek sra halinde
geebildikleri dar geitlerle karlatlar. Onlardan nceki seyyahlara barnak
olan, ama artk terk edilmi derme atma kulbeler grdler. Asuvan'dan
ayrldktan on gn sonra, bir zamanlar derin bir gletin yanndaki terk edilmi
kulbelere gelene dek de bir daha insan izine rastlamadlar. Kulbelerden biri
yaknda terk edilmiti: ocan stndeki kller hl taze ve gevrekti. Taita
kulbeye girer girmez cadnn hafif, ama baka bir eyle kartrlmasna imkn
olmayan pis kokusunu ald. Gzleri glgelere alnca, bir para kmrle duvara
kaznm el yazsn grd.
"Eos byktr. Eos kuyrukluyldzdr." Ksa bir sre nce cadnn
yandalarndan biri buradan gemiti. Bu yazlan yazarken durduu yerdeki tozda
hl ayak izleri vard. Neredeyse gne domak zereydi ve gnn sca hzla
yaklayordu. Meren birlie kamp kurulmasn emretti.
147
Wilbur Smith
En harap kulbeler bile acmasz gnee kar snak olacakt. Bunlar olurken
ve daha scaklk dayanlmaz hale gelmeden, Taita, Eos mritleri-nin baka
izlerini bulmak iin etraf kolaan etti. Gneye giden tal yolun topra bol
bir yerinde toynak izleri buldu. zlerin derinliine bakarak bunun bir adamla
birlikte ar bir yk tayan bir at olduunu syleyebilirdi. Gneye, Qebui'ye
doru gidiyorlard. Taita, Meren'i ard ve, "Bu izler ne zamandan kalma?"
diye sordu. Meren iz srmekte ustayd.
"Kesin olarak sylememe imkn yok Byc. On gnden az, gnden ok
olmu."
"O zaman Eos'un mridi bizden epeyce ileride demektir."
Onlar kulbelere doru giderken bir ift karanlk gz kampn stndeki
tepeden her admlarn izliyordu. Bu gzler, Eos'un khini Soe'nin dnceli
gzleriydi. Kulbenin duvarna yazy yazan da oydu. imdi varln ilan
ettiine pimand.
stndeki kayalarn salad glgeye uzand. gn nce at yolda bir
ukura girmi ve n bacan krmt. Bir saat gemeden bir grup srtlan ortaya
kp sakat hayvana saldrmt. Hayvan acyla kineyip ifteler atarken
srtlanlar vcudundan et paralar koparp oburca yutmaya balamlard. Soe son
suyunu da nceki gece imiti. Bu korkun yerde skp kalm kendini lmeye
hazrlamt, fazla beklemesi de gerekmeyecekti.
Sonra hi ummad bir anda byk bir sevinle vadiye doru gelen atlarn
toynak seslerini duydu. Hemen gelenlerin yanna koup onlara katlmak iin
yalvarmak yerine, sakland yerden ihtiyatla gzetlemeyi tercih etmiti.
Gelenler grntye girer girmez, kraliyet svarilerinden bir birlik olduunu
anlamt. Gayet iyi donanml ve iyi atlara binmi bir birlikti. Belli ki, zel
bir grevle, muhtemelen de bizzat Firavun'un emriyle gn148
11. Yazt
gerilmilerdi. Hatta onu bulup Kamak'a geri gtrmek zere bile gelmi
olabilirlerdi. Teb kysnda Byc Taita tarafndan grldnn farkndayd ve
o byc, Kralie Mintaka'nn srdalanndand. Kralienin ona srlarn atn
ve bycnn Soe'nin kralieyle yaknlndan haberdar olduunu tahmin etmek
iin fazla hayal gc gerekmezdi. Soe ak bir ekilde isyana tevik ve ihanet
sulan ilemiti; Firavun'un nnde mahkemeye karlmas kanlmazd.

Karnak'tan o yzden kamt. imdi de Taita'nn askerlerle birlikte aadaki


kampta olduunu gryordu.
Soe nehir kysndaki kulbelerin arasna balanm olan atlara bakt.
Kurtulmak iin hangisinin daha nemli olduunu bilmek zordu; bir at m, yoksa
bir askerin katrndan indirdii ikin su tulumu mu? hayvan semeye gelince,
Taita'nn kulbesinin nne balad ksrak hi kukusuz en gl ve gzel olan
hayvand. Gebe olmasna ramen eer ona ula-abilirse Soe'nin ilk tercihi
olurdu.
Kampta byk bir hareketlilik vard. Atlar beslenip sulanyor, nehir
gletinden bakr kazanlarla su tanyor ve yemek hazrlamakla megul olan
alarn nndeki atelere konuyordu. Yemek hazr olunca askerler drt birlie
blnd ve ortak kazanlarnn bana kt. Gne epeyce ykselmiti ve oturacak
glge bir yer bulmak zordu. Kampn stne uykulu bir sessizlik kmt. Soe
nbetilerin yerlerini dikkatle saptad. Aralkl olarak kamp eviren drt
nbeti vard. En iyi yaklama yolunun kuru nehir yatandan gitmek olduunu
gryordu, o yzden tm dikkatini o taraftaki nbetiye verdi. Asker yeterince
uzun zaman hareket etmeyince Soe, onun kestirdiine karar verdi. Tepeden aa
szld, daha uyank grnen dier nbetilerden saklanmaya alt. Kampn
yarm fersah altnda kalan nehir yatana geldi ve sessizce yukar doru yrd.
Kampn hizasna gelince hafife kafasn uzatp kampa bakt.
Yirmi adm tede bada kurup oturan bir nbeti vard. Ba gs-ne
dmt ve gzleri kapalyd. Soe tekrar eildi, siyah cppesini ka149
Wilbur Smith
rip drd ve kolunun altna sktrd. Hanerini knyla birlikte petamalnn
beline soktu ve nehir kysndan yukar trmand. Doruca gri ksran bal
olduu kulbeye yneldi. Petamal ve sandaletleriyle onun asker olduunu
dnebilirlerdi. Gerekirse akc bir ekilde gnlk konuma diliyle Msr
dilinde konuabilir ve nehre iini yapmaya gittiini syleyebilirdi. Ama kimse
onu durdurmaya almad. Kulbenin kesine ulat ve etrafndan dolat.
Ksrak hemen ak giriin nne balanmt ve duvara dayal dolu bir su
tulumu vard. Onu ksran srtna atp gitmek birka saniyelik iti. Soe ata
hep eersiz binerdi, ne semere ne de zengiye ihtiyac yoktu. Srnerek ksraa
yaklat ve hayvann boynunu okad. At ban evirip elini koklad ve
huzursuzca kinedi, ama Soe, ona sakinletirici bir eyler fsldayp omzunu
okaynca yeniden sakinleti. Soe bu kez su tulumunun yanna gitti. Ar
olmasna ramen kaldrd ve hayvann srtna att. At balayan ipin dmn
zd ve tam stne kmak zereyken kulbenin ak giriinden gelen bir ses
duydu. "Sahte khine dikkat et. Seni Soe konusunda uyarmtm."
rkilip omzunun stnden geriye bakt. Kapda byc duruyordu. plakt.
Bedeni yazd ve ok daha gen bir erkek gibi kaslyd, ancak kasndaki
korkun yara izi gm gibi parlyordu. Sa sakal karmt ama gzleri
parlakt. Sesini ykseltip askerleri alarma geirdi. "Muhafzlar! Hilto, Habari!
Meren! Buraya gelin, Shabako!" Sesi bir anda btn kampa yayld.
Soe daha fazla beklemedi. Duman Yeli'nin srtna atlad ve hayvan
mahmuziad. Taita, kendini atn nne atp yularn tuttu. Ksrak aniden durdu
ve Soe boynuna savruldu. "Kenara ekil, seni ihtiyar budala!" diye fkeyle
haykrd.
Ba var. Fenn'in uyars Taita'nn zihninde yankland ve Soe'nin sa
elindeki hanerin parltsn grd, adam haneri savurmak zere Du150
11. Yazt
man Yeli'nin srtndan eilmiti. Eer nceden uyarlm olmasayd Taita haneri
doruca boazna yiyebilirdi, ama kendini yana atacak zaman buldu. Hanerin ucu
omzuna isabet etti. Geriye doru sendeledi, omzundan ve brnden kan
fknyordu. Soe kamak iin ksra mahmuzlad. Taita yarasn tutarak keskin
bir slk ald. Duman Yeli bir daha durdu ve fkeyle aha kalkp Soe'yi tepe
st atee frlatt. O arada su kazan devrildi ve ate tslayarak snd;
buharlar kmaya balad. Soe scak kmrlerin zerinde emekleyerek kamaya

alt, ama o daha dorulamadan iri-yar iki asker zerine kp yere


yatrdlar.
"Bu da ksraa rettiim kk bir numara," dedi Taita, Soe'ye ve haneri
dt yerden ald. Hanerin ucunu Soe'nin akana dayad. "Doru dur yoksa
kafan olgun bir nar gibi ikiye blerim."
Meren de plak olarak elinde klc koup gelmiti. Duruma annda hkim
oldu ve klcn Soe'nin ensesine dayayp Taita'ya bakt. "Bu domuz seni
yaralam. ldreyim mi Byc?"
"Hayr!" dedi Taita. "Bu Soe, sahte tanrann sahte khini."
"Seth'in terli hayalar, imdi tandm onu. Bu kyda durup kurbaalar
Demeter'e saldrmasn salayan adam."
"Ta kendisi," dedi Taita. "Onu iyice balayn. Bu kesiin icabna bakar
bakmaz kendisiyle konumay dnyorum."
Ksa bir sre sonra Taita kulbenin kapsnda belirdiinde, Soe bir domuz
gibi balanp gnein altna yatrlmt. Baka bir silah olup olmadn
grmek iin tamamen soymulard ve teni imdiden epeyce kzarmt. Hilto ve
Shabako kl elde banda nbet tutuyorlard. Meren kulbenin dibindeki glgeye
oturdu ve deri eritlerden oluan bir tabureye de Taita yerleti. Soe'yi
Gz'yle incelemeye balad: adamn auras son grdnden bu yana deimemiti,
hl fkeli ve karmakt.
Sonunda Taita cevabn bildii basit sorular sormaya balad, bylece
Soe'nin aurasnn doru veya yalan sylerken ne tr deiimler gsterdiini
izleyebilecekti.
151
Wilbur Smith
"Adm Soe mi?"
Soe sessiz bir meydan okumayla ona bakt. Taita, Shabako'ya, "Kes onu," diye
emretti. "Bacandan, fazla derin olmasn." Shabako gayet ll bir darbe
indirdi. Soe zplad, acyla haykrd ve kvrand. Uyluu kanyordu.
"Tekrar balayacam," dedi Taita. "Adn Soe mi?"
"Evet," diye skl dilerinin arasndan homurdand. Auras muntazam bir
ekilde yanyordu. Taita iinden doru, diye dnd.
"Msrl msn?"
Soe azn kapatt ve fkeyle ona bakt.
Taita, Shabako'ya ban sallad. "teki bacak."
Soe hemen, "Evet," diye atld. Auras deimemiti. Doru.
"Kralie Mintaka'ya vaaz verdin mi?"
"Evet." Yine doru.
"lm ocuklarn hayata dndreceine dair sz verdin mi ona?"
"Hayr." Soe'nin auras aniden yeilimsi bir kla parlad.
Taita, yalann iareti, diye dnd. Soe'nin sonraki yantlarm
deerlendirecek lei bulmutu.
"Konuksever olmadm iin bala beni Soe, susadn m?"
Soe kurumu, atlak dudaklarn yalad. "Evet!" diye fsldad. Belli ki
doruydu.
"Nezaketin nerede kald Albay Meren? Deerli konuumuza biraz su versene."
Meren srtt ve su tulumuna gitti. Tahta bir anaa su koyduktan sonra
gelip Soe'nin yannda meldi. ana Soe'nin kavrulmu dudaklarna uzatt ve
adam kana kana imeye balad. ksrp tksrarak soluk solua anaktaki suyu
bitirdi. Taita nefesi dzelsin diye birka saniye bekledi.
"Peki u anda efendine mi gidiyordun?"
152
11. Yazt
Soe, "Hayr," diye mrldand. Aurasndaki yeil parlt yalan sylediini
gsteriyordu.
"Onun ad Eos mu?"
"Evet." Doru.
"Onun bir tanra olduuna inanyor musun?"
"Tek tanra. Tek stn ilahi varlk." Tabii ki bu da doruydu.

"Onunla yz yze geldin mi hi?"


"Hayr." Yalan.
"Ona cima yapmana izin verdi mi?" Taita, adam kzdrmak iin askerler
arasnda kullanlan bu kaba tabiri zellikle sylemiti. Aslnda, zafer kazanm
bir ordunun askerlerinin malup dmann kadnlann yakalayp rzlarna gemek
anlamna geliyordu.
"Hayr!" Bu yant fkeyle haykrld. Doruydu.
"Btn emirlerine itaat edip Msr' onun iin gvenli hale getirdiinde
sana cima yapmak iin sz verdi mi?"
"Hayr." Bu, sakin bir ekilde sylenmiti. Yaland. Eos, ona sadakati
karlnda bir dl vaat etmiti.
"ninin nerede olduunu biliyor musun?"
"Hayr," Yalan.
"Bir volkann yaknnda m yayor?"
"Hayr." Yalan.
"Bataklklarn gneyindeki byk bir gln kysnda m yayor?"
"Hayr," Yalan.
"O bir yamyam m?"
"Bilmiyorum." Yalan.
"nsan yavrularn yiyor mu?"
"Bilmiyorum." Yine yalan.
"Akll ve gl adamlar ininde esir edip btn bilgilerini ve glerini
aldktan sonra yok ediyor mu?"
153
Wilbur Smith
"Bu konuda bir ey bilmiyorum." Kocaman, gerek bir yalan.
"Ka erkekle iftlemi bu btn dnyann orospusu? Bin mi? On bin mi?"
"Sorularn kfr. Bu yzden cezan ekeceksin."
"Bir byc ve lim olan Demeter gibi mi? Onun adna o karakur-baalarn
sen mi gnderdin?"
"Evet! O bir dnekti, haindi. O cezay fazlasyla hak etmiti. Artk senin
pisliklerini dinlemeyeceim. stersen ldr beni ama artk bir ey
sylemeyeceim." Soe iplerinden kurtulmak iin bir daha rpnd. Soluklan
sklam gzleri yerinden frlamt. Bir fanatiin baklar vard gzlerinde.
"Meren, konuumuz fazla heyecanland. Brakalm biraz dinlensin. Sonra da
sabah gneinin tadn karabilecei bir yere ivileyin. Kampn dna kann,
ama fazla uzakta olmasn ki, bir daha konumak istediinde ya da srtlanlar onu
bulduunda sesini duyabilelim."
Meren, adamn omuzlanndaki ipten tutup sryerek gtrmeye balad. Sonra
durup Taita'ya bakt. "Artk iine yaramayacandan emin misin Byc? Daha bir
ey sylemedi."
"Aslnda her eyi syledi," dedi Taita. "Ruhunu soyundu."
Meren, Shabako ile Tonka'ya, "Bacaklarndan tutun," diye emretti ve ikisi
Soe'yi aralanna alp gtrdler. Taita onlarn Soe'yi kavrulmu topraa
mhlayacak olan ivileri aktklann duydu. leden sonrann ortalannda Meren
konumak iin yanna gitti. Gne yznden, karnnda ve kasklarnda koca koca
kabarcklar olumu, yz imi ve iltihaplanmt.
"Yce Byc sohbetinize devam etmek zere seni davet ediyor," dedi. Soe,
ona tkrmeye alt ama yeterince tkrk kmad. Morarm dili azn
doldurmu, ucu n dilerinin arasndan kmt. Meren onu olduu yerde brakt.
154
11. Yazt
Srtlan srs gne batmadan az nce buldu onu. Onca yllk asker olan
Meren bile, uluyarak yaklaan srtlanlardan tedirgin oldu.
"Onu getireyim mi Byc?" diye sordu.
Taita ban sallad. "Brak kalsn. Cady bulmak iin gerekenleri syledi
zaten."
"Srtlanlar vahi bir lm yaratacak Byc."

Taita iini ekti ve sakin bir sesle, "Karakurbaalan da Demeter'i vahice


ldrd," dedi. "O cadnn mridi. Krallkta isyan yayyordu. lm hak ediyor
ama bu ekilde deil. Byle bir zalimlik vicdanlarmzda arlk yapar. Bizi de
onun dzeyine indirir. Oraya gitip grtlan kes."
Meren ayaa kalkp klcn ekti, sonra duraklad ve ban kaldrd.
"Garip br ey var. Srtlanlar sustu."
"abuk ol Meren. Git ne olduunu ren hemen," diye emretti Taita.
Meren karanla doru kotu. Birka dakika sonra tepeden vahi bir ekilde
haykrd duyuldu. Taita da ayaa kalkp arkasndan kotu. "Meren, neredesin?"
"Buradaym Byc."
Taita, onu Soe'yi iviledii yerin banda buldu ama adam yoktu. "Ne oldu
Meren? Ne grdn?"
"Byclk!" diye kekeledi Meren. "Ben... "Grd eyi tarif edecek sz
bulamayp sustu.
"Neydi o?" diye sktrd Taita. "Hemen anlat bana."
"At kadar iri korkun bir srtlan, Soe de srtndayd. Dostu olmal. Tepeye
doru drtnala gitti. Onlar takip edeyim mi?"
"Yakalayamazsn ki," dedi Taita. "Aksine kendini lmcl bir tehlikeye atm
olursun. Eos'ta benim tahminimden daha byk gler olmal ^e'yi bu kadar
uzaktan kurtarabildiine gre. Brakalm gitsin imdilik. aka bir zamanda ve
yerde hesaplarz."
155
Wilbur Smith
Boucu geceler geceleri, bezdirici haftalar haftalar ve yorucu aylar aylan
kovalad. Taita'nn omzundaki bak yaras scak ve kuru havada tamamen iyileti
ama, daha ikinci elaleye varmalanndan epey nce, atlar hastalanp sendelemeye
ve adamlar gevemeye balad. Bulunduklar yer, Taita ile Kralie Lostris'in
Nil'in kadrgalann rahata ilerleyebilecei kadar ykselmesini beklemek zere
bir mevsim bekledikleri yerdi. Taita tepeden, daha nce yapm olduklar
yaplara bakt: ta duvarlar hl duruyordu... bunlar, Lostris'in bannmas iin
yapt ilkel kraliyet saraynn kalntlaryd. uralar karabuday ektikleri
tarlalard, tahta sabanlann izleri hl duruyordu. unlar, sava arabalan yapmak
ve kadrgalarn onarmak iin kestikleri uzun aalann kkleriydi. Uzun
kkleriyle yeralt sulanna eriebilen aalar hl canlyd. leride de
demircinin yapt demir oca duruyordu.
"Byc, elalenin altndaki glete bak!" Meren yannda bannca Taita'nn
dnceleri blnd. Meren'in gsterdii yne doru bakt. Acaba bir k oyunu
mu, diye merak etti.
"Suyun rengine bak! Kan krmzs deil. Glet yeil... tatl bir kavun gibi
yeil."
"Cadnn baka bir oyunu olabilir." Taita grdnden kukuluydu, ama Meren
oktan zengilerinin stnde kalkm, bararak atn bayr aa srmeye
balamt, adamlar da peinden gidiyordu. Taita ve Duman Yeli daha sakin ve
vakur bir edayla aa indiler, kyda adamlar, atlar, katrlar dizilmiti.
Hayvanlann ba aadayd ve yeil suyu kyllerin su ark gibi iiyorlard,
adamlar da avularna doldurup yzlerine arpyor, grtlaklarndan aa
yolluyordu.
Duman Yeli suyu pheyle kokladktan sonra imeye balad. Taita rahata
eilsin diye dizginlerini gevetti. Ksrak gznn nnde domuz mesanesi gibi
imeye balad. Taita, onu kendi haline brakt ve suda y156
11. Yazt
riiyerek iine oturdu. Ilk su enesine kadar geliyordu. Taita gzlerini kapad,
yznde sevinli bir tebessm vard.
Meren kydan, "Byc!" diye bard. "Eminim ki bunu sen yaptn. Nehrin o
iren hastaln tedavi ettin. yle deil mi?"

Meren'in ona inanc sonsuzdu ve bu ok dokunaklyd. Onu hi al krklna


uratmak istemiyordu. Gzlerini anca yz adamn heyecanla yantn beklediini
grd. Adamlarnn da Meren'e inanc sarslmamaly-d. Meren'e glmsedi, sonra
gizemli bir ekilde sa gzn krpt. Meren halinden memnun grnyordu,
adamlar da tezahrat yapyorlard. Onlar da sandaletleri ve kyafetleriyle
glete girdiler, birbirlerine su attlar, gre yapp birbirlerini batrmaya
altlar. Taita, onlar oyunlaryla ba baa brakp kyya kt. Artk Duman
Yeli'nin zaten yavrusunu tayan kam suyla o kadar imiti ki, badi badi
yryordu. Taita, onu beyaz nehir kumunda devrilip yatsn, diye brakt ve
kendisi de oturdu. Duman Yeli'ni seyrederken anslarnn dnn ve Meren'in
kendisine yorduu temiz su mucizesini dnd.
Demek ki, kirlilik buraya kadarm, diye karar verdi. Buradan gneye kadar
rmak temiz olacakt. Klm ve ekilmi ama temiz.
O sabah aalann glgesinde kamp kurdular.
"Byc, atlar iyileene dek burada kalmay planlyorum. Eer hemen yola
karsak onlar kaybetmeye balayacaz," dedi Meren.
Taita ban sallad. "Akllsn," dedi. "Buray gayet iyi bilirim. Byk
g srasnda tam bir mevsim geirdim. Ormanda, atlarn yapraklanl yiyebilecei
bitkiler var. ok besleyici olduklar iin hayvanlar birka gnde semirip
iyileecektir." Ve Duman Yeli de yaknda tayn douracakt- Burada kurtulma
ans ldekinden ok daha yksekti. Taita bunlar da dnd ama dile
getirmedi.
Meren elini kolunu sallayarak konuuyordu. "Gletin etrafnda Africa
antiloplarnn izlerini grdm. Onlar avlamak adamlarn houna gide157
Wilbur Smith
cek ve taze et yiyecekler. Kalan da kurutup ttsleyebiliriz yanmza almak
iin."
Taita ayaa kalkt. "Ben gidip hayvanlar iin yem arayacam."
"Ben de seninle geleyim. Bu kk cenneti daha iyi tanmak istiyorum." kisi
birlikte aalarn arasnda gezindiler; Taita yenebilir aaklar ve asmalar
gsterdi. Bunlar l koullarna uyum salam ve kurak-la dayamkl
bitkilerdi. Uzun aalar sayesinde direk gne almyorlard ve geliiyorlard.
Kucak dolusu toplayp kampa gtrdler.
Taita hasatlarnn rneklerini Duman Yeli'ne uzatt. Hayvan biraz tereddt
ettikten sonra avucundakileri yedi ve biraz daha versin diye burnuyla drtt.
Taita byk bir grup oluturup ormana gtrd ve yenebilir
! bitkileri onlara
da gsterdi. Meren de baka bir grubu gtrd ve keyif oli sun diye ormann
sonuna kadar gittiler. Balta seslerinden rkp kaan iki antilop avclarn ok
menziline girmiti.
Scak cesetler paralanmak zere kampa getirilince Taita onlar dikkatle
inceledi. Erkein siyah kvrk boynuzlan ve muhteem desenlerle ssl siyah bir
postu vard. Dii boynuzsuzdu ve daha gzel bir derisi vard, kzl kahverengi
ve yumuakt. "Bu hayvanlar tanyorum," dedi. "Erkekleri yaralannca saldrgan
olur. G srasnda avclarmzdan biri iri bir erkek tarafndan boynuzlanmt.
Boynuz darbesi kasndaki ana damarlardan birine gelmi ve arkadalar beni
armaya frsat bulamadan lm. Yine de eti nefis olur, zellikle de
bbrekleri ve cieri."
Gletlerin banda kamp yaparken Meren, adamlarnn gnlk ilerine
bakmalarna izin verdi. Atlarn besledikten sonra, ormandan kestikleri
ktklerle hem kendilerinin hem de atlarnn barnaca salam, savunmas kolay
barnaklar yaptrd. Akam antilop etinin yan sra vahi s- ' panak, Taita'nn
setii eitli baharatlar ve karabuday ekmei ile len yaptlar. Taita
yatana ekilmeden nce gece semalarn incelemek zere gletin etrafnda
gezindi. Lostris Yldz'nm son kalntlar da kaybolmutu, ama baka nemli bir
ilahi deiim yoktu. Bir sre meditasyon yapt
158

11. Yazt
fakat herhangi bir psiik varlk alglamad. Soe'nin kayla birlikte cad
onunla balantsn kaybetmi gibiydi.
Kampa dnd ve sadece nbetilerin ayakta kalm olduunu grd. Uyuyanlar
uyandrmamak iin nbetilere fsldayarak iyi nbetler diledi ve o da yatana
gitti.
Duman Yeli burnunu srterek uyandrd. Taita uykulu bir halde hayvann
ban itti ama o srarla burnunu srtmeye devam etti. Sonunda dorulup oturdu.
"Ne var tatlm? Ne oldu sana?" Ksrak arka bacaklarndan biriyle kamna vurdu ve
Taita'y harekete geirecek biimde hafife inledi. Taita ayaa frlayp onun
ban ve boynunu okadktan sonra brn yoklad. i kamndan rahmindeki
iddetli kaslmalan hissetti. Hayvan bir daha inleyip arka bacaklarn at,
kuyruunu kaldrd ve iedi. Sonra ban kamna edi. Taita bir kolunu boynuna
dolayp onu barnan ucuna gtrd. Onu sakin bir yerde tutmann ne kadar
nemli olduunu biliyordu. Eer rahatsz edilir ya da heyecanlandnlrsa
kaslmalar kesilebilir ve doum gecikirdi. Ay nda ksra izlemek zere
meldi. Duman Yeli huzursuz bir ekilde debelendikten sonra yere yatp srtst
yuvarland.
"Ne akll kzsn sen," diye yreklendirdi Taita. Ksrak igdsel olarak
tayn dzgn kaca pozisyonu almt. Sonra ayaa kalkt ve ban eip
beklemeye balad. Daha sonra kam ykseldi ve sulan boald. Dnp sulannn
akt otlar yalad. imdi kuyruu Taita'ya doru kalkmt ve Taita altndan
mat doum kesesinin kabardn grd. Hayvan gl ve dzgn bir ekilde
knyordu. Taita ince zann arkasndan bir ift minik toynak grd ve sonra, her
kaslmayla birlikte bir ayak ortaya kmaya balad. Sonunda, minik bir burun da
ortaya kt ve Taita rahatlad. Douma mdahale etmesine gerek kalmamt.
"Aferin," diyerek Duman Yeli'ni alklad. "Harikaydn hayatm." Yardmna
komamak iin kendini zor tutuyordu. Oysa hayvan kendi ii-m gayet gzel
hallediyordu, kaslmalar dzenli ve glyd.
159
Wilbur Smith
Yavrunun ba dan kt. "Annesi gibi gri," diye fsldad keyifle. Sonra
aniden kese ve tay dan atld. Yere arpnca plasenta paraland ve kese
serbest kald. Taita hayretler iindeydi. Grd binlerce at doumu iinde bu
en hzl olanyd. Tay imdiden zan yrtmak iin rpnmaya balamt.
"Kasrga kadar hzl," diyerek glmsedi. "Ad da bu olacak." Du. man Yeli
yavrusunun mcadelesini ilgiyle izliyordu. Nihayet zar yrtld ve tay iinden
kp sarho gibi yalpalayarak ayaa kalkt. Yorulduu ijn nefes nefeseydi ve
gmi br inip kalkyordu.
"Gzel!" dedi Taita yumuak bir sesle. "Kk gzel bir olan." Duman Yeli
yavrusunu yreinden gelen bir annelik drtsyle yalarken neredeyse yeniden
yere ykyordu. Tay salland, ama dengesini salamay baard. Sonra iinden
gelen drtyle doal sreci balatt: uzun dil darbeleriyle amniyotik svy
yalyordu. Sonra en yakn memeye uzand. Daha imdiden st szmaya balamt
bile. Tay nce memeyi koklad ve sonra deniz salyangozu gibi yapt. Hrsla
emiyordu. Taita kalkp oradan uzaklat. Artk varlna ne ihtiya duyuluyordu
ne de arzu.
afak skerken askerler anneyi ve bebeini sevmeye geldi. Hepsi atlan iyi
tand iin fazla kalabalk etmemeleri gerektiini biliyorlard. Uygun bir
mesafeden seyredip birbirlerine yeni yavrunun ne dzgn bir ba ve gzel bir
gvdesi olduunu gsterdiler.
Shabako, "Geni, gzel bir gs," dedi. "Azimli bir hayvan olacak. Btn
gn koacak."
"n bacaklan da doru veya gvercin parmakl deil, hzl olacak, I diye
ekledi Hilto.
"Kalalar da gayet dengeli, fazla aralk veya kaladan kma deil' | evet,
rzgr gibi hzl koacak," dedi Tonka.
Meren ise, "Ona ne ad vereceksin Byc?" diye sordu.
"Kasrga."

"Evet," diye hepsi onaylad. "Bu isim ona yakr."


160
11. Yazt
On gn iinde Kasrga yaptklar blmede neeyle koup oynuyor, stne bir
an nce kavumak iin annesinin memelerine kafa atyordu.
"Agzl minik dostumuz," dedi Taita. "Daha imdiden peimize ta-lalacak
kadar gl."

Meren bir kez daha gneye doru yola koyulmadan nce ay dolunay olsun diye
birka gn daha bekledi. Taita'nn birliin nnden geerken su kazanlarna ve
yk katrlarnn srtna vurulmu kire uvallarna baktn grnce de hemen,
"Artk onlara ihtiyacmz olmayacana eminim ama..." diye aklamaya balad.
Taita, onun syleyeceklerini tamamlad. "Bunlar atlmayacak kadar deerli
eyler. Qebui'de satabiliriz."
"Ben de aynen yle dnmtm." Meren rahatlam grnyordu. "Senin
bynn gcnden bir an bile kuku duymadm. Artk bundan sonra sadece temiz
sularla karlaacamzdan eminim."
Gerekten de yle oldu. Ulatklar bir sonraki glet de yeildi ve
azlarnn etrafndan sakallan sarkan iri yayn balklaryla doluydu. Sularn
ekilmesinden dolay yan yana skm byk srler halinde yayorlard ve
zpknla avlamak ok kolayd. Etleri parlak turuncu renkli ve yalyd. Tatlan
da nefis oluyordu. Askerler arasnda Taita'nn n artk mermere kaznm ve
altnla bezenmiti. Drt yzbayla erleri onu dnyann sonuna dek takip etmeye
hazrd ve aslnda Firavun'un emri de buydu.
Atlar iin yem bulmak her zaman zor oluyordu, ama Taita bu yoldan daha nce
de getii iin evreyi ok iyi tanyordu. Onlar nehir kysndan alp alak
kuru gibi grnen bitkilerle dolu gizli vadilere gtryordu, bitkilerin dibi
kazlnca tka basa su ve besin dolu devasa kk kesele161
F: II
Wilbur Smith
ri ortaya kmaktayd. Bunlar zor zamanlarda antilop srlerinin besin deposuydu... onlar da toynaklaryla kazp karyorlard. Askerler onlan kesip
paralara ayryordu. Balangta atlar bu yemlere dokunmay reddediyor, ama
alk ar basnca durum deiiyordu. Adamlar artk kazanlara ve kire
uvallarna bu keseleri koyuyorlard.
lerleyen aylarda da ayn hzla yola devam ettiler, ama gten den atlar
tkezlemeye balamt. Yere ykldklar zaman askerler kulaklarnn arasndan
kafatasna dek inen bir kl darbesiyle ldryordu onlar. Kemiklerini gnein
altnda aarmaya brakyorlard. Son engele gelmelerinden nce toplam yirmi bir
at lmt. Son engel ise, Nil'in akmak iin zorland dar Shabluka Boaz'yd.
Boazn yukarsnda Nil'in genilii neredeyse bir buuk kilometreydi. Ancak
boazda, nehir yata iki kayalk yama arasnda yz metreye kadar daralyordu.
Orada kamp kurduklarnda, ilk kez suyun aktn grdler. Geni bir akarsu
kayalk boazdan geip aadaki glete dklyordu. Fakat bir buuk kilometre
kadar aktktan sonra kumlara gmlp kayboluyordu.
Dar ve dik bir kei yolundan Shabluka Tepesi'ne trmandlar. Zirveden,
gneye doru baknca ovalar ve uzaktan alak mavi tepeler grnyordu. Taita,
"Kerreri Tepeleri," dedi. "Her iki Nil'e hkimdirler. Qebui de sadece elli
fersah kadar ileride."
Nehir yata, her iki kydaki hurma korulanyla ayrt ediliyordu, korular
bat kysndan tepelere doru devam ediyordu. Qebui'ye yaklatka rmak daha
gl akmaya balad ve hepsinin morali ykseldi. Yolculuun son ayan bir
gnde kat ettiler ve nihayet Nil'in ikiye ayrld kavaa geldiler.

Qebui, Msr lkesinin en son ileri karakoluydu. Kk kale, blge valisine


ve snr muhafzlar birliine ev sahiplii yapmaktayd. Kent nehrin gney
kys boyunca yaylmt. Buras bir ticaret merkeziydi, bulun162
11. Yazt
kuklan mesafeden bile pek ok binann ykldn ve terk edildiini
grebiliyorlard. Nil'in kurumas yznden kuzeydeki Ana Msr'la yaplan tm
ticaret lmt. Taita, Meren ve adamlarnn konutuu insanlardan pek az bir
kervan o tehlikeli yola gtrmeye hazrd.
"Bu su aknts Etiyopya dalarndan geliyor." Taita doudaki geni nehir
yatan gsterdi. Sular akyordu ve sulama kanallarna dkmek iin kar kyda
dnen su dolaplann grebiliyorlard. Kentin etrafn geni yeil karabuday
tarlalar evrelemekteydi.
"Burada atlar semirtecek gzel tahl bulmay umuyorum," diyen Meren keyifle
glmsedi.
Taita, "Evet," dedi. "Onlar tamamen iyileene kadar dinlenmemiz lazm."
Duman Yeli'nin boynunu okad. Ne yazk ki o da iyi deildi: kaburgalar
saylyordu ve derisi matlamt. Taita karabuday taynn onunla paylat
halde hem tayn beslemek, hem de yolun glklerine katlanmak hayvan gsz
brakmt.
Taita dikkatini nehrin dou atalna evirdi. "Kralie Lostris'in keif
birliini gnderdii yol bu," dedi. "Biz kadrgalarla gidebildiimiz kadar
gittik, sarp bir boaza gelince onlar oraya demirledik; sava arabalar ve at
arabalaryla yola devam ettik. Dalarda kralie ve ben Firavun Mamo-se'nin
mezar iin bir yer setik. Tasarmn yaptm ve dikkatle gizledim. Kimsenin
bulamadndan ve talan edemediinden eminim. Bulamayacaklar da." Ksa bir sre
bu becerisini anmsad ve devam etti. "Etiyopyallarn gzel atlar var, ama iyi
savayorlar ve dalarn ok iyi savunuyorlar. Onlar yenip boyunduruk altna
alarak imparatorlua getirmek zere gnderilen iki ordumuzu pskrttler.
Korkarm nc bir deneme hi yaplmayacak." Dnp doruca nehrin gney kolunu
gsterdi. Dou atalndan daha geniti, ama kuruydu, yatanda en kk bir
kprt bile yok-tu- "Takip etmemiz gereken yn bu. Birka fersah sonra nehir,
iki ordumuzu iz brakmadan yutan batakla giriyor. Yine de, eer ansmz yaver
163
Wilbur Smith
giderse batakl biraz kurumu buluruz. Belki dierlerinden daha iyi bir yoldan
gidebiliriz. Firavun'un ahin Mhr sayesinde vali bize yerli rehberler
verebilir. Gel, Qebui'ye gidelim."
Vali bu ileri karakolun yedi yldr kurakla dayanmasn salamt. Ad
Nara'yd ve srekli tekrarlayan bataklk atei nbetleri yznden beli bklm,
rengi sararmt, ama garnizonu ondan ok daha iyi durumdayd. Karabuday
sayesinde askerler iyi beslenmiti atlar da semizdi. Meren krallk mhrn
gsterip Taita'nn kimliini aklaynca, Nara'nm konukseverlii gklere kt.
Taita'yla Meren'i kaledeki konukevine buyur etti ve en iyi odalar onlara verdi.
Hizmet etmeleri iin klelerini, yemeklerini hazrlasn diye kendi alarn
yollad. Sonra da adamlarn yeniden donatmalar iin silah depolarn at.
"Yedeklerin arasndan dilediiniz atlar da sein. Depo grevlisine ne kadar
karabuday ve yem ihtiyacnz olduunu bildirin. Hasislik etmeye gerek yok.
Bizim erzamz bol."
Meren, adamlarn yeni blklerinde tefti ettiinde herkesi keyfi yerinde
buldu, Hilto, "Taynlar mkemmel. Kentte fazla kadn yok, ama olanlar cana
yakn. Atlar ve katrlar karnlarn karabuday ve yeil otla dolduruyor.
Kimsenin en ufak bir ikayeti yok," diye rapor verdi.
Uzun srgnden sonra Vali Nara medeni dnyadan haber almaya ve yeni
insanlarla arkadalk etmeye ok hevesliydi. zellikle de Taita'nn bilimsel
konumalarndan ok etkilenmiti. ou akamlar onu ve Meren'i yemee davet
ediyordu. Taita sonunda niyetlerinin gneydeki bataklklara gitmek olduunu
aklaynca Nara ciddileti.

"Kimse bataklklarn tesindeki topraklardan geri dnmedi. Ben, orann


dnyann sonu olduuna ve gidenlerin kenardan bolua srklendiine
inanyorum." Sonra alelacele daha iyimser bir sesle konumaya balad: bu
adamlarda ahin Mhr vard ve grevleri iin onlar yreklendirmesi gerekirdi.
"Tabii, pekl da siz dnyann ucuna kadar gidip sa
164
11. Yazt
alim dnen ilk insanlar olabilirsiniz. Adamlarnz gl ve yannzda, b-vc
var." Taita'ya ban edi. "Sizin iin baka ne yapabilirim? Sadece istemeniz
yeter, biliyorsunuz."
"Bize yol gsterecek yerli rehberler var m elinizde?" diye sordu Taita.
"Ah evet," dedi Nara. "Oralardan bir yerden gelmi adamlarm var."
"Hangi kabileden olduklarn biliyor musunuz?"
"Hayr, ama hepsi uzun, ok kara ve garip dvmeleri olan adamlar."
"O zaman Shilluk olabilirler," dedi Taita, memnun olmutu. "G srasnda
General Lord Tanus Shilluklardan asker almt. Akll ve sz dinleyen
adamlardr. Ne kadar neeli grnseler de korkusuz savalardr hepsi."
"Onlar ok iyi tarif ettiniz," dedi Vali Nara. "Kabileleri her ne ise,
buralar gayet iyi bilirmi gibi grnyorlar. Aklmdaki iki adam orduya
yllarca hizmet vermi ve az da olsa dilimizi renmi. Sabah olunca size
yollarm onlar."
afakta Taita ile Meren odalarndan knca iki siyah adamn avlu duvarnn
dibine melmi olduunu grdler. Ayaa kalktklarnda Me-ren'den uzun
olduklarn grdler. Srm gibi gl bedenlerinde rengrenk dvmeler vard ve
zerlerine srdkleri ya nedeniyle parlyorlar-d. Hayvan postundan ksa
etekler giymilerdi. Ellerindeki uzun mzraklarn ucunda kemikten oyulmu
baklar vard.
Taita akc bir Shilluk diliyle, "Sizi gryorum! Adamlar!" diye selamlad
onlar. Adamlar, sadece savalar arasnda kullanlan bir onurlandrma
szcyd ve bunu duyunca ikisinin de yakkl yzlerinde parlak birer
tebessm belirmiti.
"Seni gryorum yal ve bilge adam," diye daha uzun olan cevap Verdi.
Bunlar da sayg belirten szcklerdi. Taita'nn gm sakal adamada derin bir
etki uyandrmt. "Ama nasl oluyor da dilimizi bu kadar ?yi konuuyorsun?"
165
Wilbur Smith
Taita bu kez, "Aslan Cierli'yi duydunuz mu hi?" dedi. Shilluklar cierin
bir erkein cesaretinin bulunduu yer olduuna inanyordu.
"Haul Haul" Heyecanlanmlard. Bu, Lord Tanus'a hizmet ederken ona takm
olduklar isimdi. "Bykbabamz Aslan Cierli'yle konumu biz de kuzeniz.
Doudaki souk dalarda onun iin arpm. Aslan Q. erli'nin tm savalarn
babas olduunu sylemiti bize."
"Aslan Cierli, benim kardeim ve dostumdu," dedi Taita.
"O zaman sen sahiden yalsn, bykbabamzdan bile yalsn." Daha da
etkilenmilerdi.
"Gelin, glgede oturup konualm." Taita, adamlar avlunun ortasndaki byk
incir aacnn altna gtrd.
Birbirlerine yzleri dnk olarak epeevre oturdular ve Taita onlar soru
yamuruna tuttu. Konuan byk kuzendi. Ad Nakonto'ydu ve Shilluk dilinde hzl
mzrak demekti. "nk savata ok adam ldrdm." vnmyor sadece bir gerei
dile getiriyordu. "Kuzenimin ad boyu ksa olduu iin Nontu'dur."
"Her ey greceli," diye kendi kendine glmsedi Taita. Nontu, Me-ren'den
bir ba daha uzundu.
"Nereden geliyorsunuz Nakonto?"
"Bataklklarn tesinden." enesiyle gneyi iaret etti.
"O zaman gneydeki topraklar iyi bilirsiniz."
"Oralar bizim yurdumuz." Bir an hznlenir gibi olmutu.
"Beni yurdunuza gtrr msnz?"

"Her gece ryamda babamn ve bykbabamn mezarna gidiyorum," dedi Nakonto


yumuak bir sesle.
"Ruhlar seni aryor," dedi Taita.
"Sen anlyorsun yal adam." Nakonto byk bir saygyla Taita'y3 bakyordu.
"Qebui'den ayrlacanz zaman, Nontu ile ben yolu gstermek iin sizinle
geleceiz."
166
11. Yazt
Atlarn ve binicilerinin yeniden yola kacak hale gelmesi iin iki dolunay
geti. Yola klarndan nceki gece, Taita ryasnda her renk, biim ve boyda
muazzam balk srleri grd.
Beni dier balklarn arasnda saklanrken bulacaksn. Fenn'in tatl,
ocuksu sesi ryasnda yanklanyordu. Seni bekliyor olacam.
afakla birlikte mutlu duygular ve yksek beklentilerle uyand.
Vedalamak zere uradklarnda, Vali Nara, Taita'ya, "Gittiinizi grmekten
dolay zgnm Byc," dedi. "Arkadalnz Qebui'deki grev gnlerimin
monotonluunu aydnlatt. Umarm ok uzun srmeden sizi yeniden karlama
zevkini tadarm. ok yararl bulacanz umduum bir ayrlk armaan sunmak
istiyorum." Taita'y kolundan tutup avludaki parlak gnee kard. Sonra da be
yk katr sundu. Her birinde ikier uval dolusu cam boncuk vard. "Bunlar i
ksmlardaki ilkel kabileler tarafndan ok kymetli kabul ediliyor. Bir avu
boncua en gzde karlarn satabilirler." Glmsedi. "Ho, bu gzel boncuklar
o kadnlar gibi ekici olmayan mallara harcamanz iin bir sebep gremiyorum."
Birlik Qebui'den ayrlnca iki Shilluk ne atld, hzlarn rahata atlarn
trsna uydurabiliyorlard. Yorulmak bilmeden saatlerce ayn hzda
kouyorlard. lk iki gece boyunca, geni, kuru nehir yatann dou kysndaki
kavrulmu arazilerde at koturdular. nc gnn sabah kamp kurmak zere
durduklarnda, Meren zengilerinin stnde ykseldi ve ile-nye bakt. Gr
alannn sonunda, ufka doru uzanan alak, yeil bir du-var vard.
167
Wilbur Smith
Taita, Nakonto'yu arnca yerli koarak gelip Duman Yeli'nin bann
yannda durdu.
"Grdn ey ilk papirs yataklar ihtiyar adam."
"Renkleri yeil," dedi Taita.
"Byk Gney Bataklklar asla kurumaz. Gller ok derindir ve kamlar
gneten korur."
"Yolumuzu kesecekler mi?"
Nakonto omuz silkti. "Bir gece daha gittikten sonra sazlara ulaacaz.
Sonra sular yeterince ekilmise atlar geer veya dou tepelerine doru geni
bir yay izeriz." Ban sallad. "Bu, gneye giden yolu epeyce uzatr."
Nakonto'nun tahmin ettii gibi, ertesi gece papirslere ulatlar. Adamlar
kurumu sazlar kesip gneten korunmak zere alak atl barnaklar yaptlar.
Nakonto ve Nontu papirslerin arasnda gzden kayboldu ve iki gn ortaya
kmad.
Meren, "Onlar bir daha grecek miyiz, yoksa vahi hayvanlar gibi koup
kylerine mi saklandlar?" diye huysuzland.
Taita, "Dnecekler," diye yattrd onu. "Bu insanlar iyi tanrm. Sadk
ve gvenilirdirler."
kinci gecenin ortasnda Taita nbetilerin sesleriyle uyand ve Nakonto'nun
papirslerin arasndan cevap verdiini duydu. Sonra iki Shilluk karanln
iinden gittikleri gibi ortaya kverdiler.
Nakonto, "Bataklk yolu ak," diye rapor verdi.
afakta iki rehber, birlii papirslerin arasna soktu. Buradan tesini
Nakonto bile karanlkta bulamayaca iin artk gndz yol almak zorundaydlar.
Bataklk tamamen yabanc, yasak bir dnyayd. Papirslerin tepelerini at
stndeyken bile gremiyorlard. nlerinde sonsuza doru uzanan bu yeil

okyanusu grebilmek iin zengilerinin stnde ayaa kalkmalar gerekiyordu.


zerlerinde su kular srler halinde uuyor ve havay kanat sesleriyle ackl
tleri dolduruyordu. Ara sra gremedikleri iri
168
11. Yazt
hayvanlar, papirsleri hrdatarak nlerinden geiyordu. Trlerini tahmin (jahi
edemiyorlard. Shilluk yerlileri amurda braktklar izlerine bakyorlar ve
Taita da onlarn tariflerini tercme ediyordu. "Bir bufalo srs, byk siyah
hayvanlar," veya, "ri bir su keisi. Kvrml boynuzlar olan garip kahverengi
bir yaratk, suda yayor. Su san gibi, yzmesine yardm eden uzun toynaklar
var."
Papirslerin altndaki toprak genelde slakt, bazen sadece hafif nemli
oluyordu, ama ou zaman atlarn ayaklar suya batyordu. Yine de, minik tay
Kasrga, annesinin yannda gayet iyi gidiyordu. Sazlarn arasnda gletler
gizliydi: bazlar kkt ama kimileri ok byk lagn glleriydi. Sazlardan
ileriyi gremeseler de, Shilluklar, onlar nceden seziyor ve ya etrafndan
dolanyor ya da aradan geiyorlard. Birlik asla geri dnp baka bir yol aramak
zorunda kalmyordu. Her gece kamp kurma vakti geldiinde Nakonto papirslerin
arasnda zemini kuru bir dzlk bulmay baaryordu. Kurumu sazlarla atelerini
yakp alevlerin etrafa yaylmamas iin zen gsteriyorlard. Atlar ve katrlar
durgun gllerin etrafnda dolanp bulduklar otlar ve bitkileri yiyordu.
Nakonto ise her gece mzran alp gllerden birinin iine dalyor ve
avlanan bir balkl gibi kprdamadan duruyordu. Byk yayn balklarndan biri
yaklanca mzran saplayp rpnp kuyruk sallayan hayvan sudan
karyordu. O arada Nontu da sazlardan gevek bir sepet rp bana
geiriyordu; bylece aradan nn grebiliyordu. Sonra kydan ay-nlp btn
vcudunu suya batryor, sadece sepet geirdii ba darda kalyordu. Sonsuz
bir sabr ve dikkatle hareket ederek sudaki yabanrde-i srsne yaklayordu.
Sonra da ani bir hareketle hayvanlardan birini ocaklarndan yakalayp suyun
altna ekiveriyordu. Hayvann tmesine frsat vermeden de boynunu koparyordu.
Bu yntemle, srdeki dier rdekleri rktmeden be, alt tanesini
yakalayabiliyordu. Birok yere taze "alkla ve kzarm rdekle ziyafet
yapmaktaydlar.
169
Wilbur Smith
nsanlar ve hayvanlar sokan bcekler hastalk yayyordu. Gne batar
batmaz gllerin yzeyinden vzldayan bir bulut halinde ykseliyor. lard ve
askerler onlarn hcumundan kanmak iin kamp atelerinin bana snmak
zorunda kalyordu. Sabahlar suratlar i ve srk iinde kalkyorlard.
lk bataklk hastal grldnde on iki gndr yoldaydlar. ok gemeden
birka kii daha ayn akbete urad. Kr edici arlarla, kontrolsz titreme
nbetleriyle kvranyorlard, nemli havada bile ateten vcutlarna el
deiniyordu. Fakat Meren onlarn iyilemesini bekleyerek yry durdurmad.
Her sabah gl olanlar hastalarn hayvanlarna binmesine yardm ediyor, sonra
da dizginlerini tutarak yanlarndan gidiyordu. Geceleri lgnca
sayklamaktaydlar. Sabaha da atein etrafnda cansz bedenler yatyordu.
Yirminci gnde Yzba Tonka ld. amurun iinde s bir mezar kazp yola devam
ettiler.
Hastalananlarn bazdan iyileti, ama yzlerinin sarl gememiti, hl
gsz ve zayftlar. Taita ve Meren dahil birka kii ise hastala hi
yakalanmad.
Meren ateli adamlan zorlamaya devam ediyordu. "Bu korkun bataklktan ve
zehirli pustan ne kadar erken kurtulursak o kadar abuk salnza
kavuursunuz." Sonra da Taita'ya dert yanyordu. "Acaba bu Shil-luklan da
hastalktan kaybeder miyiz diye srekli azap ekiyorum. O zaman aresiz kalrz.
Bu yabani ortamda asla yolumuzu bulamayz ve hepimiz burada lp gideriz."
Taita, "Bataklk onlarn yurdu. Buradaki hastalklara kar baklklar
var," diyerek sakinlerdi onu. "Sonuna kadar yanmzdan ayrlmayacaklar."

Gneye doru yola devam ettike, eskisi arkalarndan kapanrken nlerine


yeni bir papirs denizi alyordu. Bala yapan sinekler gibi kapan3
kslmlard sanki, deli gibi mcadele etseler bile buradan asla kurtulana'
yacaklard. Papirsler onlar esir alm, yutmu ve bomutu. Renksiz mo170
11. Yazt
ntonluu zihinlerini bulandrmt. Derken, yolculuklarnn otuz altnc
gnnde, gr noktalarnn sonunda bir tutam karanlk nokta belirdi.
Taita, Shilluklara, "Onlar aa m?" diye sordu. Nakonto, Nontu'nun ornzuna
kp ayaa kalkt, rahata dengesini bulmutu. Sazlklarn tesini armek
istediklerinde hep yaptklar bir eydi bu.
"Hayr, yal adam," diye cevap verdi. "Onlar Luo kulbeleri."
"Luo kimdir?"
"nsan saylrlar. Bataklkta yaayan, balk, ylan ve timsah yiyen
hayvanlardr. Yuvalann o grdklerin gibi srklarn stne yaparlar. Bcekleri
uzak tutmak iin de amur, kl ve baka pisliklerle svarlar. Vahi ve
yrtcdrlar. Bykba hayvanlarmz alarken yakaladklarmz ldrrz.
Bizden aldklar hayvanlar buraya getirip yerler. Aslnda tam insan deil
akal ve srtlandrlar." Tiksintiyle tkrd.
Taita, Shilluklarn gebe obanlar olduunu biliyordu. Hayvanlarna byk
bir sevgi duyar ve asla ldrmezlerdi. Onun yerine hayvann boynunda dikkatle
bir daman delip akan kan sukabandan oyulmu bir kapta toplar ve yeteri kadar
olunca da minik yaray bir avu kille kapatrlard. Bu kan inek style
kantrp iiyorlard. "O yzden byle uzun boylu ve glyz, byle iyi
savaabiliyoruz. Bataklk hastal da bizi asla etkilemiyor," diyorlard.
Luo yerleim yerine geldiklerinde snklann stndeki kulbeleri bombo
buldular. Ama yaknda birilerinin olduunu gsteren iaretler vard. Balklarn
ttsledikleri zgaralarn yannda henz rmemi ve tatl Su yengeleri ya da
atlarda bekleyen atmacalar tarafndan yenmemi ba-l'k kafalar ve klklan
duruyordu, hl tten odunlar vard. Kampn ileninde Luolann tuvalet olarak
kulland blgede taze dklar vard. Na-Onto onlan inceledi. "Bu sabah
buradaymlar. Hl da yaknlardalar. Muhtemelen sazlarn arasndan
gzetliyorlar."
Kyden ayrldlar ve yine sonsuz gibi grnen baka bir yola dald-rAkamzerine doru Nakonto evredeki amurlu dzlklere gre da171
Wilbur Smith
ha yksek bir yere kard onlar, sszlklarn ortasnda kuru bir ada gibiydi
buras. Atlar, topraa sapladklar sopalara baladlar ve deri yem torbalarndaki ezilmi karabudayla beslediler. O arada Taita hasta askerlerle
ilgileniyor, alar da adamlarn yemeini hazrlyordu. Gece olunca yaktklar
atelerin banda uyudular. Sadece nbetiler ayakta kald.
ok iinde uyandklarnda, ateler oktan snm ve askerler derin uykuya
dalmt. Kampta bir pantomim hkm srmekteydi. Barlar, lklar, drtnala
koan toynaklarn gmbrts ve adann etrafndaki birikintilerden srayan sus
sesleri duyulmaktayd. Taita deinden frlad ve Duman Yeli'ne kotu. Hayvan
geri geri gidip aha kalkarak dier atlarn ou gibi, kendisini topraa
balayan ipten kurtulmaya alyordu, Taita ipini yakalayp ksra yattrd.
Tayn da dehet iinde titreyerek annesinin yannda durduunu grp
rahatlamt.
Etraflarnda karanlk garip glgeler dolanyor, hoplayp zplyor, atlar
mzraklarla drterek uzaklatrmaya alyorlard. lgna dnen hayvanlar aha
kalkyor, iplerinden kurtulmaya alyordu. Garip ekillerden biri Taita'ya
satat ve mzrayla drtt. Taita mzra asasyla ittikten sonra, asann
ucunu saldrgann boazna dayad. Adam dt yerde hareketsiz kald.
Meren ve yzbalar askerlerini kaldrp yaln kl giritiler.
Saldrganlardan bazlar gecenin karanlna karp kasa da, bir ksmn
devirmeyi baarmlard.

Meren, "Pelerine dn! Atlarla uzaklamalarna izin vermeyin!" diye


haykrd.
Nakonto, telala Taita'ya koup, "Karanlkta yollamayn adamlarnz," dedi.
"Luolar haindir. Onlar gllere ekip pusuya drrler. Pelerine dmek iin
havann aarmasn beklemek zorundayz."
Taita, Meren'i durdurmak zere kotu, sava kan kzt iin Meren
uyary gnlszce kabul etmiti. Adamlarn da geri ard.
172
11. Yazt
Kayplarn tespit etmeye baladlar. Drt nbetinin de grtla kesilmi
ve baka bir askerin bacana mzrak saplanmt. Luo ldrlm, biri de ok
kt yaralanmt. Barsaklar dar frlam kendi kannn iinde inleyerek
yatyordu.
Meren, "ini bitirin!" diye emretti ve adamlarndan biri bir balta
darbesiyle onu ldrd. On sekiz atlar kaypt.
"Bu kadarn kaybetmeyi kaldramayz," dedi Taita.
Meren hrsla, "Kaybetmeyeceiz," diye sz verdi. "Atlan geri alacaz, sis
zerine yemin ederim."
Taita atein nda Luo cesetlerinden birini inceledi. lkel, maymun
suratl bir erkekti, ksa ve tknaz bir vcudu vard. Aln kkt, dudaklar
kaln, gzleri kk ve birbirine ok yaknd. plakt, sadece beline dolad
bir kemer vard ve kemerden bir kese sarkyordu. Kesede eitli by gereleri,
kemik paralar, diler vard, bazlar insana aitti. Boynundaki rg ipin
ucunda akmaktandan yaplm bir bak aslyd ve bakta nbetilerden
birinin kan vard. Bak kabaca oyulmutu ama Taita kenarn denemek iin
lnn omzuna srtnce eti kolayca kesti. Luo'nun vcudu kaln bir kl ve nehir
kili tabakasyla kaplyd. Gsnde ve yznde beyaz kil ve krmz aboyasyla
yaplm ilkel motifler vard. Adamdan is, rm balk ve kendine has yabani
bir koku geliyordu.
"Tiksindirici bir yaratk," diyen Meren yere tkrd.
Taita ise dikkatini yaral askere yneltti. Mzrak yaras derin ve
lmcld. Adam birka gn iinde lecekti ama Taita, ona bunu belli etmedi.
O arada Meren de, hrszlarn peine dmek iin en salam ve en acmasz
askerlerinden bir birlik oluturmakla meguld. Geri kalan askerler, eyalan,
geriye kalan atlar ve hastalar korumak zere kampta bekleyecekti. Hava tam
aarmadan, iki Shilluk basknclarn izlerini bulmak zere sazlklara daldlar.
Gne domadan kapma dnmlerdi.
173
Wilbur Smith
Nakonto, "Luo kpekleri kardklar atlar birbirlerine balayp sr
halinde gneye doru gtrmler," diye rapor verdi Taita'ya. "ki l daha
bulduk, bir de yaralanm ama lmemi biri vard. O da ld artk." Nakonto
kemerinden sarkan ar bronz ban kabzasn okad. "Adamlarn hazrsa, yal
ve saygdeer adam, hemen pelerine delim."
Taita gri ksrayla gitmeyecekti: Kasrga henz bu i iin ok kkt ve
Duman Yeli de bir Luo mzrayla arka ayaklarndan yaralanmt, neyse ki yaras
lmcl deildi. Taita yedek atna bindi. Onlar giderken Duman Yeli arkalarndan
inledi, braklmaya isyan ediyormu gibiydi.
On sekiz atn toynaklar, sazlk yatanda geni bir yol oluturmutu. At
izlerinin stnde de arkalarndan giden Luolann plak ayak izleri vard.
Shilluklar rahata izlerin peinden kouyor, dierleri de atlann trsa
kaldrm onlar izliyordu. zlerin ardndan btn gn gneye doru yol aldlar.
Gne batnca atlan dinlendirmek iin biraz mola verdiler, ama ay ykseldiinde
yola devam edecek kadar ortal aydnlatt. Btn gece sadece ksa molalar
vererek yola devam ettiler. afakta epeyce uzakta baka bir karalt fark
ettiler. Onca zaman monoton papirs denizinde yolculuk yaptktan sonra, gzleri
en kk bir farkll bile seer olmutu.

Nakonto yine kuzeninin srtna kp ileriye bakt. Sonra Taita'ya dnp


sntt, dileri sabahn ilk klannda inci gibi parlyordu. "htiyar adam,
grdn yer batakln sonu. Onlar aa ve kuru toprakta duruyorlar."
Taita bu haberi Meren'e ve askerlere de iletti, hepsi sevinle barmaya,
glmeye, birbirlerinin srtna yumruklar indinneye balamt. ok hzl yol
aldklarn iin Meren biraz daha dinlenmelerine izin verdi.
zleri deerlendiren Nakonto, Luolann ok nde olmadklarna hkmetmiti.
Giderek byyen ve koyulaan aalara doru gidiyorlard ama henz insan
yerleimine iaret eden bir ey grmemilerdi. Sonunda atlarndan indiler onlar
yedee alarak yrmeye baladlar, bylece balan papirslerin stnden
grnmeyecekti. Tekrar durduklarnda vakit oktan le174
11. Yazt
yi gemiti. Artk onlar sadece ince bir papirs dizisi gizliyordu, sonra
aniden o da bitti ve karlarna alak bir toprak set kt. Setin ykseklii
iki yarm kol boyu ya var ya yoktu, tesinde ksa yeil otlar ve yksek
aalarn meydana getirdii korular uzanyordu. Taita, koca fasulyelere benzer
tohumlan sarkan Kigelia sosisi aalarn ve doruca gvdesinden kan san
meyveleriyle firavunincirlerini tanmt. Dier trlerin ounu bilmiyordu.
Otlarn arasnda, alnan atlarn yumuak toprak seti trmanrken braktklan toynak izleri gayet rahat grlebiliyordu. Ancak nlerindeki ak
alanda hayvanlardan eser yoktu. Aalk blgeleri dikkatle incelediler.
"unlar nedir?" Meren, uzakta, aalarn arasnda hareket eden ve bir toz
bulutu karan eyleri gsteriyordu.
Nakonto kafasn sallad. "Bufalolar, kk bir sr. Atlar deil. Non-tu ve
ben gidip izleri aratracaz. Siz burada saklanmalsnz." ki Shil-luk
papirslerin arasndan kp gzden kayboldu. Taita ve Meren dikkatle baktklar
halde onlar bir daha gremediler, ak alan getiklerine dair en kk bir
belirti bile yoktu.
Onlar da papirslerin kenarndan geri dndler, zemini nispeten kuru olan
kk bir aklk buldular, atlarn yem torbalarn balayp kendileri de biraz
dinlenmek zere uzandlar. Taita aln bana dolayp asasn brakm ve
srtst yatmt. ok yorgundu ve amurun iinde boumaktan bacaklar
aryordu. Az sonra uykuya dalar gibi oldu.
"in rahat olsun Taita, ben yaknndaym." Hafif bir fslt halindeki ses
o kadar netti ve o kadar Fenn'in sesine benziyordu ki, Taita srayarak uyand
ve dorulup oturdu. abucak umutla etrafna baknd ama sadece atlan, katrlar,
dinlenmekte olan adamlar ve sonsuz papirs ormann grd. Tekrar yerine
bzld.
Uykuya dalmas biraz zaman ald ama bitkindi ve sonunda balklarn sudan
zplad ve gnein altnda parlad ryalara dald. ok fazla balk olmasna
ramen, hibiri orada olduunu bildii o balk deildi. Son175
Wilbur Smith
ra balk srs ald ve onu grd. Pullar deerli mcevherler gibiydi,
kelebee benzeyen kuyruu uzun ve kvrakt, etrafn kuatan aura ise ruhani ve
yceydi. Taita izlerken, balk insan ekline girip gen bir kzn bedenine
dnt. Uzun bacaklar bitiik, bir yunus zarafetiyle kalalarn oynatarak
suda kayar gibi ilerledi. Yukardan vuran gne nda vcudu ldyor, uzun
parlak salar arkasndan dalgalanyordu. Kz srtst dnp suyun iinden
glmsedi. Burun deliklerinden minik gm rengi baloncuklar kyordu.
"Buralardaym sevgili Taita. Yaknda birlikte olacaz. ok yaknda."
Taita sesli olarak cevap vermeye frsat bulamadan kaba bir dokunu ryasn
bozdu. Ryasn tekrar grmeye alt ama olmad. Gzlerini ap doruldu.
Nakonto yanna melmiti. "Atlar ve Luo akallarn bulduk," dedi. "imdi
ldrme zaman geldi."
Papirslerin arasndan kmak iin havann kararmasn beklediler ve alak
bayr trmanp dzle ktlar. Yumuak kumda atlarn toynaklar hemen hemen

hi ses karmyordu. Karanlkta Nakonto ne dp, grubu yldzlarn nda


gmi pmltlar veren aalara doru gtrd. Aalk blgeye ulanca, dnp
batakln kenarna paralel olarak gitmeye balad. Ksa bir sre sessizce yol
aldktan sonra, ormana daldlar, dallara arpmamak iin atlarnn stnde
eilmeleri gerekiyordu. Fazla ilerlemeden aalarn stndeki gkyzne pembemsi
bir k yayld. Nakonto onlar a doru gtryordu. Artk, hrsl bir
ritimle alan davullar duyabiliyorlard. O yne doru gittike davul sesleri
ykselip topran kalbinden gelen bir nabz sesine dnt. Biraz daha
yaklanca, davullarn gmbrtsne ahenksiz bir koro da katlmt.
176
11. Yazt
Nakonto ormann kysnda grubu durdurdu. Taita atn Meren'in yanna srd
ve bo bir alana kurulmu olan ilkel kye bakt, kyde saz dam-j, amur sval
kulbeler vard, drt tane muazzam kamp atei yaklmt ve bunlardan gkyzne
kvlcmlar yamaktayd. Sondaki kulbelerin yannda dizi dizi zgaralar
bulunuyordu, bunlarn zerlerine yerletirilmi olan koca koca balklarn derisi
alevlerin nda gm gibi parlyordu. Atelerin etrafnda dzinelerce insan
kvranp bklerek dans etmekteydi. Tepeden trnaa beyaza boyal bedenlerinde
siyah, sar ve kzl renklerde garip desenler vard. Taita beyaz kil ve klle
kapl plak bedenlerinin altnda her iki cinsten de insan olduunu fark
etmiti. Dans ederken vahi bir ritimle ark sylyorlard, arklar yabani
hayvanlarn ulumasn andrmaktayd.
Aniden, dans edip tepinen baka bir Luo grubu alnan atlardan birini
srkleyerek ortaya getirdi. At btn biniciler tanmt, bu Srck adndaki
ksrakt. Luolar hayvann boynuna siyah bir kement doladlar ve be kii kemende
aslrken bir dzine kadar da atn brne, bacaklarna saldrd, bir yandan da
sivri ubuklarla hayvan drtyorlard ve atklar yaralardan kanlar akyordu.
Luolardan biri iki eliyle kavrad kaln tok-makl sopay havaya kaldrp
hayvana hcum etti. Ve tokma olanca gcyle hayvann bana indirdi. Ksrak
yere devrilmi, spazmlarla sarslyordu; barsaklar yeil bir svnn iinden
dar akyordu. Boyal Luolar cesedin bana p akmaktandan baklaryla
giritiler. Hl titreyen etinden paralar koparp azlarna atyorlard.
enelerinden szan kanlar boyal gslerinden aa iniyordu. Bir cesedin
banda bouup uluyan vahi kpekler gibiydiler. Bu grntleri askerler dehet
iinde izliyorlard.
Meren, Taita'ya bir bak frlatt ve o da ban sallad. Bunun zerice
Meren alak ama net bir sesle, "Sol ve sa kanatlar yaylarak ilerlesin," "'ye
komut verdi. Kanatlar ald. Pozisyonlarn alr almaz Meren tekrar islendi.
"ldrmek iin saldracaksnz! Hazr ol!" Kllarn ektiler, "ileri mar!
Trs! Drtnal! Hcum!"
177
F: 12
Wilbur Smith
Yakn dzende ileri atldlar, atlar omuz omuza kouyordu. Luolar o kadar
kendilerinden gemilerdi ki askerler kye dalana kadar hibir eyi fark
etmediler. O zaman kamaya altlar ama ok ge kalmlard. Atlar aralanna
dalm, nne geleni ezip geiyordu. Kllar inip kalkyor, keskin kenarlar
etlere, kemiklere isabet ediyordu. ki Shilluk da ne atlmlar, bararak
saldryor, baklyor, zplyor ve yeniden baklyorlard.
Taita, Nakonto'nun mzran savurduunu grd, mzrak bir Luo'nun omuz
kemiine saplanp kalmt. Nakonto mzran geri ekince Luo'nun neredeyse
btn kan yere akt, alevlerin nda kan siyah bir elale gibiydi.
Gsleri gbeine kadar sarkm boyal bir kadn ban korumak iin
kollarn kaldrmt. Meren zengilerinin stnde ykseldi ve klcyla kadnn
kollarndan birini dirseinden budad, sonra klcn bir daha savurup kadnn
savunmasz kalan ban olgun bir kavun gibi kopard. Kadnn azndaki i et
paras, lm feryadyla birlikte yere dt. Askerler bitiik nizam alp Luolan

devirmeye devam ettiler, kl tutan elleri lmcl bir ritimle inip kalkyordu.
Shilluklar da kamaya kalkanlar yakalad. Kigelia aacnn uzun, ii oyulmu
gvdesinin banda oturan davulcular o kadar kendilerini kaptrmlard ki,
balarn kaldrp olanlara bakmyorlard bile. Atllar gidip oturduklar yerde
onlar da kltan geirene kadar, tahta sopalaryla o delice ritmi almaya
devam ettiler. Sonra debelenerek kanlar iinde davullarnn stne yldlar.
Meren kyn dier ucuna gidip durumu kontrol etti. Geride kimse kalmamt.
Srck'n leinin bulunduu yer boyal plak cesetlerle kaplyd-Yaral
birka Luo srnerek kamaya alyordu. Tozlarn iinde debelenen ve inleyen
baka Luolar da vard. ki Shilluk onlarn arasnda kouuyor, ka- t na susam
bir halde uluyarak nlerine geleni baklyorlard.
Meren, "lerini bitirmek iin Shilluklara yardm edin!" diye emretti.
Adamlar atlarndan indiler ve koarak cesetlerin yanna gidip sa ka' i lanlan
aramaya baladlar.
178
11. Yazt
Taita atn Meren'in yanna srd. Hcumda ilk srada yer almam a!la
yakndan izlemiti. "Kulbelere kaanlar olduunu grdm," dedi. "Onlar dar
karn ama hepsini ldrmeyin. Nakonto onlardan ilerideki blgeler hakknda
bilgi alabilir."
Meren, yzbalarna emir verdi ve adamlar kulbe kulbe dolap kimse var
m diye bakmaya balad. Kulbelerden dar iki, Luo kad-nl frlad,
yanlarnda alayan kk ocuklar vard. Onlar kyn ortasna doru srdler ve
orada iki Shilluk, kadnlara kendi dillerinde emirler verdi. Ellerini balarnn
arkasnda iki birletirip yere melttiler. ocuklar annelerine yapmt,
dehet iindeki yzlerinden yalar szlyordu.
Meren, "imdi de kurtulan atlar bulmamz lazm," diye bard. "Hepsini
kesip yemi olamazlar. nce uray arayn!" Kasaplarn Srck' srkleyerek
getirdikleri karanlk koruyu gsteriyordu. Hilto birliini alp karanla dald.
Aniden bir at kinemesi duyuldu.
Hilto sevinle, "Buradalar!" diye haykrd. "Mealeleri getirin!"
Adamlar kulbelerin atsndaki sazlar skp kaba mealeler oluturdular ve
yakp Hilto'nun peinden koruya daldlar. Yakalanan kadnlarla ocuklarn bana
be nbeti brakan Meren ve Taita da meale tayanlarn peinden gitti. Hilto
ve adamlan ileriden bararak yol gsteriyorlard.
Taita ve Meren de atlarndan inip oraya kotular. Meren telala, "Ka tane
kalm?" diye sordu.
"Sadece on bir tane. Yedi tanesini bu akallara kaptrdk," diye cevap verdi
Hilto. Luolar btn atlar ksa iplerle ayn aaca balamlard. Hayvanlar
boyunlarn yere bile uzatamyorlard.
Hilto hiddetle, "Ne otlanmalarna ne de su imelerine izin vermemi-?er,"
diye bard. "Bunlar ne biim insan?"
Meren, "Atlar zn," diye emretti. Askerler atlarndan inip emre 'taat
etmek zere kotular. Fakat atlar o kadar skk durumdayd ki ara-arr)a
girmekte byk glk ektiler.
179
Wilbur Smith
Aniden askerlerden biri fke ve acyla bard. "Dikkat edin! Buraya bir Luo
saklanm. Mzra var, beni yaralad."
Bir itime sesi ve ardndan tiz, ocuksu bir lk duyuldu.
"Yakalayn unu! Karmayn."
"Burada kk bir barbar var. Beni yaralayan bu."
Tam o anda bir ocuk atlarn arasndan elinde hafif bir mzrakla ok gibi
frlad. Askerlerden biri onu tutmaya alt, ama ocuk onu baklad ve kye
doru karanln iinde gzden kayboldu. Taita, onu ancak yle bir grebilmiti
ama onda farkl bir ey olduunu hissetti. Luolann ocuklar bile tknaz ve
arpk bacaklyd ama bu bir papirs dal gibi inceydi ve bacaklar ok
dzgnd. rkm bir ceylann zarafetiyle kouyordu. Aniden o boyal ocuun
aslnda bir kz olduunu fark etti ve youn bir deja vu duygusuyla sarsld:

"Btn tanrlara yemin ederim ki onu daha nce grmtm," diye kendi kendine
sylendi.
Yaralanan asker atlarn arasndan karken, "O kk domuzu grdm yerde
geberteceim, hem de ar ar," diye baryordu. n kolunda bir mzrak yaras
vard ve parmak ularndan yere kan damlyordu.
"Hayr!" diye bard Taita telala. "O bir kz. Onu canl istiyorum. Kye
doru kat. Etrafn evirin ve kulbeleri bir daha arayn. Mutlaka ilerinden
birine saklanmtr."
Birka adam atlarla ilgilenmek zere brakp hzla kye dndler. Meren
kulbelerin etrafn evirtirken, Taita da kadnlarla ocuklarn banda
bekleyen Nakonto ile Nontu'yu sorguya ekti. "Bu tarafa doru koan bir ocuk
grdnz m? u boylarda ve dierleri gibi beyaz kille kapl?"
Balarn salladlar.
Nakonto, "Bunlardan bakasn grmedik," dedi.
Meren, "Fazla uzaa gitmi olamaz," diye gvence verdi Taita'ya-"Ky
evirdik. Elimizden kaamaz. Onu bulacaz." Habari'nin birli'1" evleri tek tek
aramaya yollad. Tekrar Taita'nm yanna dnnce, "Bu cam velet neden nemli,
Byc?" diye sordu.
180
11. Yaz.t
"Emin deilim ama bence o Luolardan deil. Farkl. Hatta Msrl bile
olabilir."
"Bundan pheliyim Byc. O bir vahi. plak ve boyayla kapl."
Taita, "Yakalayn onu," diyerek kestirip att.
Meren bu ses tonunu iyi bilirdi ve hemen aratrmay daha ciddiletirmek
zere oradan ayrld. Adamlar kulbeleri dikkatle aratryorlard, kimse
karnna bir mzrak yemeyi istemiyordu. Onlar kyn yansn aradklar srada
ormann stnden afan ilk klan grnmeye balad. Taita huzursuz ve
skntlyd. Hatrlamas gereken bir ey vard.
Gneyden esen afak rzgr burnuna zgaralardaki yar pimi balklarn
kokusunu getirdi. Kokudan kanmak iin uzaklat ve dnd eyi hatrlad.
Bir ay balm nerede ararsn? teki balklarn arasnda saklanm olarak
bulacaksn beni. Bu Fenn'in sesiydi, Tanra'nm ta heykelinin azndan
konumutu. Acaba peinde olduklar o ocuk bir yaradl arknn eseri miydi?
Uzun zaman nce yaam birinin yeniden dirilmi hali miydi?
"Dnmeye sz vermiti," dedi yksek sesle. "Pekl da mmkn... yoksa
duyduum hasret mi aldatyor beni?" Sonra kendi sorusuna yant verdi. "Bir
insann asla hayal edemeyecei eyler vardr. Hibir ey imknsz deildir."
Taita kimsenin ona bakmadndan emin olduktan sonra hzla etrafna baknd
ve rahat bir tavrla kyn sonuna, zgaralann durduu yere doru yrmeye
balad. Dierlerinin gr alanndan kar kmaz tavn deiti. Avnn kokusunu
almak iin havay koklayan bir kpek gibi durdu. Sinirleri yerinden oynad. Fenn
ok yaknlardayd, varl adeta elle dokunulabilir gibiydi. Kk kzn
mzrana kar koymak zere asasn hazr tutarak 'lerledi. Birka admda bir
tek dizinin stne kp skk bir ekilde dizil-m' olan balklann arasna
bakyordu. Aralkl olarak dizilmi odunlar ve
181
Wilbur Smith
dumanlar grn kapatyordu. Fenn'in orada saklanmadndan emin olmak iin
her odun ynnn etrafn ayn dolanmak zorundayd ve bu da ilerlemesini
yavalatyordu. Artk gnn ilk klar ky aydnlatmaya balamt. Tam, bir
sonraki odun ynnn etrafndan dolanrken ileride sinsi bir hareket fark
etti. Dikkatle bakt. Kimsecikler yoktu. Ama yere baknca kllerin zerinde
kk ayak izleri grd. Peine dldnn farkndayd ve bir odun beinden
dierine frlayarak saklanyordu.
Taita, hayali birine, "Burada veletten bir iz yok, burada deil," diye
bard ve kye doru ilerlemeye balad. zellikle grlt yaparak yryordu,
sonra arii bir hareketle yrdkten sonra, sessizce geri dnp geni bir daire
izdi. Kzn son ayak izlerini grd noktaya gelip meldi ve onu beklemeye

balad. En kk bir harekete, en ufak bir sese kar tetikteydi. Kz artk onu
gzden kaybettii iin endielenecek ve yeniden pozisyon deitirecekti. Taita
kendini gzlerden saklayacak bir by de yapt. Sonra da etrafna baknmaya
balad.
Onu kefedince, "Ah!" diye mrldand. Kz ok yaknndayd ama kmldamadan
duruyordu. Taita ondaki korku ve kukuyu hissedebiliyordu. Odun ynlarndan
birinin altna gizlenmiti. Taita btn gcn kzn stne toplayp onu
kendisine doru gelmeye ikna edecek sinyaller yollamaya balad.
Meren kyn bulunduu taraftan, "Byc, nerdesin?" diye seslendi. Cevap
alamaynca telaland. "Byc, beni duyuyor musun?" Sonra Ta-ita'nn bekledii
yere doru gelmeye balad.
Bu iine geldii iin Taita iinden onu yreklendiriyordu. Gelmeye devam et.
Kz harekete gemek zorunda brakacaksn. Ah! te gidiyor.
Kz yeniden harekete gemiti. Meren'den kamak iin emekleyerek Taita'nn
bulunduu tarafa doru geliyordu.
Hadi biraz daha yakla. Kz evreleyen bynn gcn artrd. Bana gel.
182
L Yazt
Meren ok daha yakndan, "Byc!" diye bard. Kz odun ynnn
kesinde, tam Taita'nn nnde ortaya kmt. Meren'in sesinin geldii tarafa
bakmak iin durunca, Taita, onun dehet iinde titrediini grd. Kz imdi
kendi bulunduu yana bakyordu. Yz beyaz kille kaplyd, sa koca bir yn
halinde tepede toplanmt, sanki kile ve akasya sakzna bulanm gibiydi.
Dumanlar ve boya yznden gzleri yle bir kan anana dnmt ki, Taita
renklerini anlayamyordu. Dileri de zellikle karartlmt. Yakaladklar
btn Luo kadnlarnn dileri ve salar da byleydi. Belli ki, bu da onlarn
ilkel gzellik anlayyd.
Kk kz orada dehete dm bir ekilde ban dikip beklerken Taita,
Gz'n at. Kzn auras onu asil ve muhteem bir k halesi eklinde
sarmt, tpk Taita'nn ryalarnda grd gibiydi. korkun kil ve pislik
tabakasnn altndaki bu zgn, pejmrde yaratk Fenn'di. Sz verdii gibi ona
dnmt. Taita'nn o andaki duygular, uzun hayat boyunca yaad tm
duygularndan daha glyd. nceki yaam bittiinde i organlarn karp
cesedini keten eritlerle sardktan sonra lahdi-ne yatrd andan itibaren
Taita'nn stne ken acy bile bastryordu.
imdi, yine o souk ve yalnz yllardan nce Taita'nn bakmna verildii
yata karsna kmt. Btn o aclar ve zntler, bedenindeki her bir
siniri, kas, lifi sarsan bu tek sevinle silinip gitmiti.
O sarsnt yznden, Taita'nn kendi etrafnda oluturduu gizlenme perdesi
de bozuldu. ocuk bunu hemen hissetti. Dnp Taita'nn bulunduu tarafa bakt,
kananana dnm olan gzleri o komik maskenin ortasnda kocaman olmutu.
Taita'nn varln hissediyor, ama onu henz gremiyordu. Taita, onun g
sahibi olduunu fark etti. Henz psiik yetenei kapal ve denetimsizdi, ama
Taita biliyordu ki, kendisinin sevgi do-'u eitimiyle ksa srede onunkine e
bir duruma gelecekti. Ykselen g-nein nlar kzn gzlerine vurdu ve
gzlerinin koyu yeilini ortaya -kard. Bu, Fenn yeiliydi.
183
Wilbur Smith
Meren onlara doru kouyordu, ayak sesleri topran kalbinden gelir gibiydi.
Fenn iin tek bir ka yolu akt: odun ynlar ile zgaralarn arasndaki
dar boluk. Doruca Taita'nn kollarna kotu. Taita'nn kollan onu sarnca da
ok iinde bir lk kopard ve mzran drd. rpnp Taita'nn gzlerine
pene atmaya alt, ama Taita, onu skca gsne bastrd. Kzn trnaklan
uzun ve sivriydi, ilerinde siyah kirler birikmiti ve Taita'nn alnnda ve
yanaklarnda iz brakmlard. Bir kolunu onun beline sarl tutan Taita, teki
eliyle iki kolunu birden yakalayp ikisinin arasna sktrd. Kz hareketsiz
kalnca eilip yzne yakndan bakt, onun kontroln ele geirmek iin
gzlerini gzlerine dikti. Kz, onun ne yaptn igdsel olarak anlayp
stne saldrmaya alt, fakat Taita tam zamannda onun dikkatini datp

ban geri ekmiti. Kzn keskin kara dileri burnunun bir santim ucundan
geti.
"Gzmn nuru, o eski burnum daha lazm bana. Eer asan sana daha leziz bir
eyler bulalm." Glmsedi.
Tam o anda Meren ortaya kt, merak ve endie iinde grnyordu. "Byc!"
diye bard. "O kirli cady yanna yaklatrma. Birini ldrmeye alt, ayn
eyi sende de deneyecek." Komaya balad. "Brak ben tutaym. Onu batakla
gtrr ilk karma kan glde boarm."
"Geri dur Meren!" Taita sesini ykseltmemiti. "Ona dokunma."
Meren ard. "Ama Byc, o..."
"yle bir ey yapmayacak. Git Meren. Bizi yalnz brak. Biz birbirimizi
seviyoruz. Sadece onu buna ikna etmem gerekiyor."
Meren hl kararszd.
"Git dedim. Hemen."
Meren gitti.
Taita, Fenn'in gzlerine bakarak gven verici bir ekilde glmsedi. "Fenn,
seni yle ok bekledim ki." Gcn ortaya koyan bir ses tonuyla konumutu ama
kz iddetle direniyordu. Tkrd ve salyalar Taita'nn yznden enesine doru
akt.
184
11. Yazt
"lk karlatmzda byle gl deildin. Somurtkan ve isyankrdn, evet,
gerekten yleydin ama imdiki gibi gl deildin." Taita kkrdad ve kz gz
krpt. Hibir Luo byle bir ses karmamt. Bir an iin kzn koyu yeil
gzlerinde bir ilgi ifadesi akt ve gzlerini Taita'ya dikti.
"O zamanlar ok gzeldin, bir de imdiki haline bak." Taita'nn sesinde hl
hipnotize edici bir etki vard. "Boluktan gelen bir grnt gibisin." Bunu
sanki okar gibi sylemiti. "Salarn kirli." Kzn ban okad ama o bundan
kanmaya alt. Kaln kil ve akasya sakz karm yznden sann rengini
tam olarak kestirmek mmkn deildi, ama bir kzl bit ordusu o karmak
ktlenin iinden kp koluna trmanrken bile Taita sesinin sakinliini ve
yzndeki gven verici tebessm korudu.
"Ahura Maasda ve Doru ahittir ki, kokarcadan daha beter kokuyorsun," dedi
kza. "Derini temizlemek iin bir ay uramam gerekecek." Kz kurtulmak iin
debelenip lklar att. "imdi de stndeki pislii bana bulatryorsun. Seni
sakinletirene kadar ben de sana benzeyeceim. Merenie askerlerinden uzakta kamp
kurmamz gerek. En kat askerler bile ikimizin ortak kokusuna dayanamaz."
Konumaya devam etti. Kelimelerin anlam nemli deildi, ama ses tonu kz
giderek yattrd. Taita, onun gevediini hissediyordu, gzlerindeki o
dmanca k da snmt. Uykusu gelmi gibi gzlerini krptrnca Taita
kollarn gevetti. Kz o anda ald ve gzlerinde yine o ktcl k parlad.
Tekrar rpnmaya balad iin Taita da onu yeniden smsk tutmak zorunda
kald.
"natsn." Sesindeki hayranlk ve onay ifadesini gizlemeye almad.
"Sende bir savann yrei ve bir zamanlar olduun tanrann kararll
var." Kz bu kez yatmaya daha yatknd. Taita'ya gen bitler tuniinin altna
girmilerdi, ama hi aldrmad ve konumaya devam etti.
"Sana seni anlataym Fenn. Bir zamanlar yine benim vesayetim altndaydn.
Sana pek aldrmayan kt bir adamn kzydn. Nasl olup da senin S'bi harika
bir eyin babas olduunu bugne dek anlayabilmi deilim.
185
Wilbur Smith
Anlatlamayacak kadar gzeldin Fenn. Bu sineklerin, bitlerin ve pisliin altnda
yine yle olduunu biliyorum." Kza ocukluunu sevgiyle anlatp yapm olduu
veya syledii komik eyleri tekarlarken onun direnii de yava yava
knlyordu. Artk Taita gldnde kzgnlkla deil ilgiyle bakmaktayd. Yine
gz krpmaya balamt. Taita kollarn bir daha gevettiinde kamaya
almayp kucanda oturdu. Sonunda Taita ayaa kalktnda gne zirveye

ulamt. Kz ban kaldrp ciddi bir tavrla ona bakt ve Taita da uzanp
onun elini tuttu. Kz elini ekmeye almad.
"Gel hadi. Sen deilsen bile ben kesinlikle am." kisi yan yana kye doru
yrmeye baladlar.
Meren kampn yeterince uzana geici bir kamp kurdurmutu: Lou cesetleri
yaknda gnein altnda rmeye balayacak ve o blge oturulmaz hale gelecekti.
Onlar kampa yaklarken Meren de karlamak iin kotu. "Seni grdme sevindim
Byc. O cad sana bir ey yapt sandm," diye bard. Fenn, Taita'nn
arkasna sakland ve Taita'nn bacana yapt. "Horus'un yaral gz akna,
bu ok kt kokuyor. Ta buradan duyabiliyorum."
Taita, "Sesini alalt," diye emretti. "Onu grmezden gel. Gzn dikip
bakma, yoksa btn abam bir anda boa karrsn. Kampa sen nden git ve
adamlanna ona bakmamalarn ve korkutmamalarn syle. Yemek de hazrlasnlar
onun iin."
Meren kederle ban sallad. "Yani imdi bir de dii taymz m oldu
bakacak?"
Taita ve Fenn kampn ortasndaki koca sosis aacnn altna oturdular ve
alardan biri yemeklerini getirdi. Fenn karabuday kekini nce
186
"Ah, hayr! Bizi bekleyen ileri azmsyorsun," dedi Taita.
11. Yazt
dikkatle tatt, ama sonra oburca attrmaya balad. Sonra dikkatini souk
yabanrdei dilimlerine evirdi. O kadar hzl yiyordu ki az kalsn boulacakt.
"Firavun'la yemee oturmadan nce yemek adabnla epey uramam gerekecek,"
dedi Taita, o srada Fenn rdek kemiklerini kara dileriyle inemekle meguld.
Sska karnn patlayacak hale getirene kadar yedikten sonra, Taita, Nakonto'yu
artt. Erkeklerin ou gibi o da uzak bir yerden onlar izliyordu ama gelip
nlerine meldi. Fenn, Taita'ya sokuldu ve yenilenen kukularla bu koca siyah
adama bakmaya balad.
"ocua adn sor. Luo dilini anlayp konutuundan eminim." Na-konto kza
birka kelime syledi. Kzn onu anlad belliydi, ama yz kasld ve az
inat bir izgi halinde kapand. Shilluk, onu cevap vermeye ikna etmek iin
biraz daha dil dkt ama Fenn gevemedi.
"Gidip Luo kadnlarndan birini getir," dedi Taita, Nakonto'ya. Na-konto
ksa bir sre iin kayboldu ve dndnde alayan yal bir kadn da yannda
srklyordu.
"Sor bakalm bu kz tanyor muymu?" dedi Taita.
Kadnn alayp szlamay kesmesi iin Nakonto'nun baya sert konumas
gerekti ama nihayet azndan uzun bir cmle dkld. Nakonto, "Onu tanyormu,"
diye evirdi. "Onun bir eytan olduunu sylyor. Kyn dna atmlar ama
yakndaki ormanda yayormu ve kabilenin bana felaketler getirmi.
Erkeklerini ldrmek zere seni yollayann o olduuna inanyorlarm."
"Yani kz onlarn kabilesinden deilmi?" dedi Taita.
Kadnn cevab iddetli bir itiraz eklinde oldu. "Hayr, yabancym.
Kadnlardan biri onu bataklkta sazdan yaplma bir kaykta yzerken bulmu."
Nakonto'nun anlatt ey Msrl kyl kadnlarn bebekleri iin yaptklar saz
beie benziyordu. "Kadn eytan kye getirmi ve Khona Manzi adn vermi, bu,
'Sulardan gelen' anlamna geliyor. Kadnn ocu187
Wilbur Smith
u yokmu ve bu yzden kocas tarafndan reddedilmi. O da bu yabanc yarat
kendi yavrusu gibi benimsemi. irkin salarn dzgn bir hale sokmu ve balk
beyaz tenini det olduu ekilde gneten ve bceklerden korumak iin kil ve
klle kaplam. Onu beslemi ve bakm." Yal kadn, Fenn'e ak bir
tiksintiyle bakyordu.
"Peki o kadn neredeymi?" diye sordu Taita.
"Bu kt ocuun by ile yapt bir hastalk yznden lm."
"O yzden mi kyden kovmular kz?"

"Srf o yzden deil. Kz balarna baka felaketler de getirmi. Onun kye


geldii mevsimde sular akmaz olmu ve yurtlan olan bataklk kuruyup lmeye
balam. Bunlar hep eytan ocuun iiymi." Yal kadn fkeyle hindi gibi
tyordu. "ocuklarn kr eden, birok gen kadn ksr brakp erkekleri
erkekliklerinden eden hastalklar getirmi."
"Bunlarn hepsini tek bir ocuk m yapm?" diye sordu Taita.
Nakonto, kadnn yantn tercme etti. "O sradan bir ocuk deilmi. Kt
bir cadym. Dmanlarna gizli yerlerini gstermi ve zafer kazanmalarn
salam, sonra bugn de bizi getirmi."
O zaman Fenn ilk kez konutu. Sesinde ac bir kzgnlk vard.
Taita, "Ne dedi?" diye sordu.
"Kadnn yalanc olduunu sylyor. Bunlarn hibirini yapmam. Nasl by
yaplacan bilmiyormu. Annesi olan kadn sevmi ve onu o ldrmemi."
htiyar kadn da ayn kzgnlkla cevap verdi ve sonra ikisi birbirlerine
barmaya baladlar.
Taita bir sre onlar hafif bir aknlkla izledikten sonra Nakonto'ya,
"Kadn kye geri gtr," dedi. "ocua uygun deil."
Nakonto gld. "Evcil hayvan olarak vahi bir aslan yavrusu buldun ihtiyar
adam. Hepimiz ondan korkmay reneceiz."
Onlar gider gitmez Fenn sessizleti.
188
11. Yazt
Taita, "Gel," diye ard onu. Kz kelimeyi bilmesede ne anlama aeldieirri
anlad ve hemen ayaa kalkt. Taita yryp gidince kz pein-Hen kotu ve
yeniden elini tuttu. Bu hareket o kadar itendi ki, Taita'nm vrei burkuldu.
Kz doal bir ekilde gevezelik etmeye balad iir szlerinin tek kelimesini
anlamad halde Taita da ona cevap verdi. So -ra eyer torbasndan cerrahi
aletlerini kaldrd deri antay buldu. Me-ren']e konumak iin durdu.
"Nontu'yu yolla da bataklkta braktmz adamlarla atlar da alp getirsin.
Nakonto burada kalsn, nk hem gzmz hem dilimiz."
Sonra, peinde Fenn olduu halde batakln kenarna gitti ve sazlarn
arasnda temiz bir aklk buldu. Suya girip dizine ykselene kadar ilerledi ve
lk suyun iine oturdu. Fenn kydan ilgiyle onu izliyordu. Taita kendi
bandan aa avu avu su atmaya balaynca kk kz ilk kez kahkahalara
bouldu.
Taita, "Gel," diye seslenince o da hi duraksamadan suya girdi. Taita kk
kz srt kendisine dnk olarak bacaklarnn arasna oturttu ve bandan aa
su dkmeye balad. Kzn stn kaplayan kir tabakas zlp boynundan,
omuzlarndan akt. Yer yer bit srklarnn izi olan mat teni para para
ortaya kyordu. Taita, kzn san da temizlemeye alt ama ne yaptysa
sandaki reineyi skemedi. Kafasn ovalarken Fenn kvranp itiraz etmeye
balad. "Pekl. Onu daha sonra hallederiz." Taita ayaa kalkt ve kk kzn
bedenini suyun dibinden ald kumla ovalamaya balad. Karnn gdklaynca
Fenn kkr kkr glp kaacak-m gibi yapt ama Taita, onu geri ektiinde
hl glyordu. Onun ilgisinen honuttu. Nihayet bedenindeki kir tabakalar temizlenince, Taita cerrah
antasndan bronz bir ustura kard ve byk bir dikkatle kzn mattan
salarn kazmaya balad.
"ir ara ustura kayp hafife ban kanatt halde Fenn buna kahraCa dayand. Taita akasya sakzyla kark salar kazyabilmek iin
189
Wilbur Smith
be darbede bir usturasn bilemek zorunda kalyordu. Salar bek bek dkld
ve sonunda Fenn dazlak bir bala kald. Taita usturay kaldrp ^ z inceledi.
"Ne byk kulaklarn varm senin!" diye bard. Fenn'in kel ba ince boynunun
zerinde ok iri grnyordu. Gzleri de daha iriW mi gibiydi ve kulaklar
bebek fillerinki gibi bann iki yanndan dar -kyordu. "Hangi kta,
hangi adan bakarsam bakaym yine de minik jj, kin bir eysin." Kz, onun
sesindeki sevgiyi alglad ve karartlm dile, riyle glmsedi. Taita

gzlerinin dolduunu hissetti ve kendi haline at "En son ne zaman gzn


yaarmt, seni ihtiyar budala?" Kzdan uzaklat ve antasndan zel merhemini
kard, eitli yalarn ve bitki zlerinin karmndan oluan merhem, her tr
ufak kesik, yara, bere iin birebirdi. Merhemi masaj yaparak kzn bana
yedirirken o da ban gsne yaslam ve sevilen bir kedi yavrusu gibi
gzlerini yummutu. Taita onunla yumuak bir ekilde konumay da srdryordu
ve kz arada bir gzlerini ap yzne bakyor, sonra yeniden kapyordu. Taita
iini bitirince sudan kp yan yana oturdular. Gne ve scak rzgr
bedenlerini kuruturken Taita bronz pensini karp kzn bedeninin her santimini
elden geirdi. Bitki zl merhemi bitlerin ve dier haerenin ounu ldrmt,
| ama yine de derisine yapm bir sr daha vard. Taita hepsini temizleyip 1
imha etti. Bitlerin tatmin edici bir sesle patlamas ve bir damla kan kma- [
s Fenn'i elendiriyordu. Taita sonuncu biti de hallettikten sonra Fenn pensi
ondan ald ve kendisinden ona g eden bitleri temizledi. Taita'nn g-1 mi
sakaln ve koltukaltlanm tarayan gzleri daha keskin ve parmaklan daha evikti.
Vahi olduu iin parmaklarn Taita'nn karnnn altnda, hadm edildii
yerdeki gm rengi yara izine dedirmekten de ekinmedi I Taita bu utan verici
alameti Lostris dndaki herkesten gizlemeye al1" di. imdi o yine
hayattayd ve Taita bir utan hissetmiyordu. Yine de K* zn hareketleri doal ve
masum olduu halde elini oradan uzaklatrd"Galiba bir kez daha birbirimizi gayet iyi bildiimizi syleyebiliriz- j
Bunu, kz onu temizlerken sylemiti.
190
11. Yazt
Sonra kendi gsne dokunup, "Taita!" dedi. Kz ciddi bir tavrla ona
vajclyordu. "Taita." Ayn hareketi tekrar yapt.
Kz anlamt. "Taita!" Parmayla onu drtt, sonra bir kahkaha at-.
"Taita!"
Fenn bu oyundan holanmt. Ban hzla sallayp kendi sska gsne
vurdu. "Khona Manzi!" dedi.
Taita itiraz etti. "Hayr! Fenn!"
"Fenn?" Kararsz bir ekilde tekrarlad. "Fenn?" Doutan Msr dilini
konuuyormu gibi mkemmel bir aksan vard. Bir an bunu dnd, sonra
glmseyerek kabul etti. "Fenn!"
"Akll kz, Fenn!"
Fenn yeniden gsne vurdu. "Akll kz Fenn." Ondaki bu hzl geliim
Taita'y bir kez daha mest etti.
Kampa dndklerinde, bunu yapmamalar iin uyarlm olduklar halde Meren
ve btn dier adamlar aknlk iinde Fenn'e baktlar.
Meren, "Tatl sis, o bizden biri olmu," diye bard. "yle davran-sa bile
artk bir vahi deil. Msrl." Koup eyer antasna bakt ve bulduu tunii
Taita'ya getirdi.
"Temiz saylr," dedi. "Bununla daha iyi grnr."
Fenn giysiye zehirli bir ylanm gibi bakyordu. plakla alkt ve
Taita tunii bandan aa geirirken kamaya alt. Baya sabr gerekti ama
sonunda Taita, onu giydirmeyi baard. Tunik ok bykt ve neredeyse ayak
bileklerine kadar iniyordu ama adamlar etrafna toplanp hayranlklarn ve
onaylarn dile getirince kk kz biraz keyiflendi.
"Ne de olsa znde kadn," diyen Taita glmsyordu.
191
Wilbur Smith
Meren, "Sahiden de yle," deyip tekrar eyer antasna gitti. Gze] renkli
bir kurdele bulup getirdi ve Fenn'e verdi. Kadnlar seven Meren her zaman
yannda byle eyler tard. Bunlar, yollarda tant kar cins yeleriyle
abuk yaknlamasn salard. Tuniin yerlere srnmemesi iin kurdeleyi kemer
niyetine Fenn'in beline balad. Fenn bam eip kurdelenin yaratt etkiyi
grmeye alt.

"u haline de bakn." Herkes glmsyordu. "Bu kadar irkin olmas ne


yazk."
Taita, "O deiecek," diye sz verdi ve onun dier yaamnda ne kadar gzel
olduunu dnd.
Ertesi sabah lene kadar l Luolarn cesetleri rm ve imiti. Koku
uzaktan bile o kadar rahatsz ediciydi ki, kamplarnn yerini deitirmek
zorunda kaldlar. Kamp skmeden nce Taita, Nontu'yu orada braktklar atlar
ve adamlar getirmek zere papirslere yollad. Sonra Meren ile ikisi
yakaladklar Luo kadnlarn grmeye gittiler. Kadnlar hl kyn ortasnda
plak ve perian bir ekilde iplerle birbirlerine bal tutuluyordu.
"Onlar yanmza alamayz," diye belirtti Meren. "Artk iimize yaramazlar.
Erkeklere hizmet bile edemez bu hayvanlar. Onlardan kurtulmamz gerek. Yardm
iin gidip adamlarmdan bazlarn alaym m? Fazla uzun srmez." Klcn
ekti.
Taita, "Brakn gitsinler," diye emretti.
Meren hayretle ona bakt. "Bu akllca olmaz Byc. Bataklklarn arasnda
baka adamlann bulup yine atlarmz alabilirler."
Taita, "Brakn gitsinler," diye tekrarlad.
192
11. Yazt
El ve ayak bileklerindeki balar kesilince kadnlar kama giriiminde
bulunmad. Nakonto korkun tehditlerle dolu bir konuma yapmak zorunda kald,
sonra da alayp zrlayan kadnlar mzrayla drtp artlarndan sava
lklar atarak ocuklanyla birlikte ormana doru srd.
Atlan yedeklerine alp batakln iki fersah tesine gittiler ve aalann
glgesinde yeniden kamp kurdular. Karanlk ker kmez uumaya balayan
sinekler de, hi merhamet gstermeden onlara eziyet etmeye balad.
Bir gn sonra, Nontu kurtulan dier adamlar ve geri kalan atlarla
bataklktan kageldi. Nbette olan Shabako, Taita ile Meren'e rapor vermeye
geldi. Haber pek iyi deildi: ayrldklarndan bu yana be asker daha lmt ve
btn dierleri, Shabako da dahil, o kadar hasta ve gszd ki yardm almadan
atlarna bile zor biniyorlard. Atlarn da daha iyi durumda olduu sylenemezdi.
Bataklk otlan ve su bitkileri besin deeri olarak yararszd ve baz adamlar
sulardan barsak paraziti kapmlard. Dklarnda kvranan beyaz kurtuklar
ve asalak larvalar oluyordu.
"Bu berbat yerde kalrsak ok daha fazla adam ve at kaybedeceimizden
korkuyorum," diye dertlendi Taita. "Otlar eki ve keskin, atlar bunlar yemee
devam ederse dzelemezler. Karabuday stoumuz da neredeyse tkenmek zere,
hayvanlar brak insanlara bile zor yeter. Hastalarn iyilemesi iin daha
verimli bir evre bulmalyz." Nakonto'yu yanna arp, "Yaknlarda daha
yksek bir yer var m?" diye sordu.
Nakonto cevap vermeden nce kuzenine de dant. "Douya doru birok gn
gidilirse orada bir dizi tepeler var. Otlar tatldr, akamlar da dalardan
gzel bir meltem eser. Scak mevsimde biz srlarmz burada otlatmayz,"
dedi.
"Bize yolu gsterin," dedi Taita.
Ertesi sabah erkenden yola ktlar. Taita, Duman Yeli'nin srtna bindikten
sonra uzanp Fenn'in kolunu tuttu ve kz da terkisine ald. Duruundan, bu
deneyimin onu dehete drd belliydi, ama iki koluyla Ta193
F: 13
Wilbur Smith
ita'nn beline sarlp yzn de srtna gmd ve kk bir kene gibi yapt.
Taita yattrc bir sesle onunla konumaya balad ve daha bir fersah gitmeden
kk kz kollarn gevetip bulunduu yksek yerden etraf seyreder hale geldi.
Bir fersah daha gittikten sonra nee ve ilgiyle cvldamaya balamt. Eer

Taita hemen cevap vermezse minik yumruuyla srtna vuruyor ve "Taita! Taita!"
diye barmaya balyordu. Sonra da ilgisini eken her neyse onu gsterip, "Ne?"
diye soruyordu.
Taita, "Aa," diye yant veriyordu veya, "At," veya, "Ku. Koca ku."
Kz da, "Koca ku," diye tekrarlyordu. abuk reniyordu ve kula iyiydi.
Ayn sesi ve vurguyu yapmas iin bir, iki tekrar yetiyordu. Bir kez rendiini
de bir daha unutmuyordu. nc gn kelimeleri basit cmleler haline sokmaya
balamt. "Koca ku uar. Koca ku hzl uar."
"Evet, evet. ok zekisin Fenn," dedi Taita. "Sanki eskiden bildiin ama
unuttuun eyleri hatrlyor gibisin." Sonra dnp ksran peinden gelen taya,
yani Kasrga'ya bakt. "Kk at hzl gidiyor!"
Tay, Fenn'i bylyordu. Kasrga ad ona zor geldii iin ona Minik At
diyordu. Kamp kurmak zere hayvanlardan indikleri anda, "Gel Kk At," diye
baryordu. Tay da onun arkadalndan honut gibiydi. Koarak geliyor ve
Fenn'in bir kolunu boynuna dolayp dlyatanda yatan ikizler gibi ona
yapmasna ses karmyordu. Fenn, adamlarn teki atlara karabuday verdiini
grnce biraz arp o da taya uzatm ve yemeyince de sinirlenmiti. "Kt at,"
diye paylad tay. "Kt Kk At."
Ona kurdeleyi veren ve gznde deeri ykselen Meren'den balayarak btn
adamlarn adlarn renmiti. tekiler de onun dikkatini ekmek iin
yaryordu. Mtevaz taynlarnn en iyi yerlerini ona ayryor, yrrken
syledikleri marlarn szlerini retiyorlard. in iine ak sak szler de
girmeye balaynca Taita buna son verdi. Ona kk hediyeler, mesela parlak
tyler, kirpi dikenleri, getikleri nehir yataklarndan topladklar gzel
talar veriyorlard.
194
11. Yazt
Fakat birlik ar ilerliyordu. Ne adamlar ne de atlar btn bir gn
yryerek geiremiyordu. Ge kyor, erken duruyorlar, sk sk mola
veriyorlard. Bataklk hastalndan asker daha lmt ve dierleri
arkadalarnn mezarlarn bile zor kazmlard. Atlar arasnda en iyi durumda
olan Duman Yeli ile tayyd. Ksran arka bacandaki mzrak yaralan tamamen
iyilemiti ve st de kesilmedii iin hl Kasrga'y emzirebiliyordu.
Bir leden sonra, scaktan ve tozdan oluan pustan ufuk grnmez olunca
kamp kurdular, afakta gecenin souu havay temizlemiti ve uzaktaki tepelerin
alak mavi izgisi grlebiliyordu. O tarafa doru gittike tepeler byd ve
ayrntlar ok daha ekici grnmeye balad. Bataklktan ayrllarnn
sekizinci gnnde byk bir da kitlesinin eteklerine ulamlard. Yamalar
seyrek ormanlarla kaplyd ve aralarndaki yarklardan alayanlar dklyordu.
Bir suyun kenanndan glkle trmandlar ve sonunda muazzam bir platoya
eritiler.
Burada hava daha taze ve serindi. Cierlerine zevkle bu havay doldurup
etraflarna bakndlar. Yemyeil savanalarda yer alan gzel korular grdler.
Otlaklarda antilop ve zebra srleri otlanyordu. Ortada insana varlna dair
bir iz yoktu. Byleyici ve davetkr bir doa kesitiydi.
Taita her konuyu titizlikle hesaba katarak bir kamp yeri seti: rzgrn ve
gnein ynn, akarsuyun yaknln, atlarn otlanaca yeri ince ince tartt.
Direkler ve at olarak kullanacaklar otlar kesip rahat kulbeler ina ettiler.
Ucu sivriltilmi iri kazklarla yaam alanlarnn evresine bir it diktiler,
alann ucunda da atlar ve katrlar iin ayr bir blme oluturdular. Gndz
otlattklar hayvanlar, geceleri avlanan aslanlardan ve vahi insanlardan
korumak iin buraya alyorlard.
Akarsuyun kysndaki verimli ve zengin topra bitkilerden temizleyip
kabarttlar. Otlanan hayvanlardan korumak iin etrafn yine allarla ve
direklerle evirdiler. Taita btn uvallar tek tek elden geirip aurala-r"ia
bakarak salkl karabuday tohumlarn ayrd, lm veya bozulmu
195
Wilbur Smith

olanlar att. Sonra kabarttklar topraa bunlar ektiler ve Taita tohum


yataklarn nehir suyuyla sulamak iin bir su dolab imal etti. Birka gn
iinde topraktan ilk yeil fideler kmaya balad, birka aya kadar da ilk
rn alabileceklerdi. Meren ekili alanlarn banda srekli bir nbet dzeni
oluturdu, trampetlerle silahlanan askerler atlar ve vahi maymunlar kovmak
zere nbet tutacaklard. D itin etrafnda gece gndz yanar vaziyette
tuttuklar ateler vard. Her sabah atlarla katrlar bereketli otlaklarda
otlatlyordu. Hayvanlar ksa srede eski glerini kazanmlard.
Platoda elence de boldu. Meren birka gnde bir yanna avclarn alarak
ava kyor ve bol bol antilop ve yabani kula dnyordu. Sazdan rdkleri balk
tuzaklarn da nehir gletlerinin bana yerletirmilerdi. Balk boldu ve
adamlar her gece taze et ve balk ziyafeti yapyorlard. Fenn'in ete kar
itah hepsini artmaktayd.
Taita platoda yetien aalarn, fundalarn ve bitkilerin ouna ainayd.
Bunlarla Etiyopya yaylalarnda geirdii yllarda karlamt. Besleyici
olanlar yiyecek aramaya giden gruplara gsteriyordu ve onun rehberliinde nehir
ky'-nndan spanak topluyorlard. Ayrca bol bol yetien stleen bitkilerinin
kklerini de karyor ve karabuday yerine kaynatyorlard.
Her sabah serin ve gzel bir havada Taita ile Fenn ormana gidip sepetler
dolusu yaprak, brtlen, kk ve ila olarak ie yarayan ya aa kabuklar
topluyorlard. Hava fazla scak olunca kampa dnp topladklarnn bazlarn
kaynatyor, bazlarn gnete kurumaya brakyor, bazlarn da dvp macun ya
da toz haline getiriyorlard. Hazrladklar ilalarla Taita adamlarn ve
atlarn hastalklarn tedavi ediyordu.
zellikle dikenli allardan birini kaynatnca yle ac bir z ortaya
kyordu ki, insann gz yanyor, nefesi kesiliyordu. Taita hl bataklk
hastalndan kvranmakta olanlara bu ilatan bol bol veriyordu. Fenn de
hastalarn banda durup acdan kvranrken cesaret vermeye alyordu. "yi
Shabako. Akll Shabako." Kimse, onun tatl szlerine direnemiyordu.
196
11. Yazt
*c ilac itiraz etmeten yutuyorlard. Tedavi hem abuk hem de kesin sonu
veriyordu.
Taita dvlp toz haline getirilmi aa kabuklaryla ne olduu bilinmeyen
kk bir fundaln tohumlarn kartrp yle gl bir ms-nil yapt ki,
barsaklar ta gibi grnen Nakonto ilac kullandktan sonra byk bir
mutluluk yaad. Her gn gelip ila istemeye balaynca, Taita gnde birle
snrlamak zorunda kald.
tahl olmasna ramen Fenn kilo alamyordu karn i ve gergin duruyordu.
Taita, ona da kaynatlm kklerden bir ila hazrlad, Fenn de hazrlklara
yardm etti. Sonra imesi iin uzatnca kk kz bir yudum alp kamaya
alt. Hzlyd ama Taita da hazrlklyd. Aralarndaki mcadele neredeyse
iki gn srd. Adamlar kimin kazanacana dair iddiaya girmilerdi. Sonunda
Taita kazand ve Fenn, Taita'nn psiik mdahalesine gerek kalmadan ilacn
iti, Taita, ona bunu yapmak istemiyordu zaten. Kk kz ertesi gne kadar
somurtmaya devam etti ama dksnda neredeyse kafas kadar bir barsak kurdu
topa grnce hayretler iinde kald. Bu yaptndan ok gururland ve bata
Taita olmak zere herkese gsterdi. Hepsi uygun bir ekilde etkilenmi gibi
davranp yksek sesle Fenn'in aslnda ne kadar akll ve cesur bir kz olduunu
sylediler. Birka gn iinde karn normal haline dnd ve kollaryla, bacaklar
tombul-lat. Fiziksel geliimi artcyd; birka ay iinde yat olan
kzlarn birka ylda gsterecei gelimeyi gstermiti. Taita, onun gznn
nnde byyp iek atn dnyordu.
"O normal bir ocuk deil," diye kendine aklad. "Bir tanrann ve
kralienin yeniden domu hali." Eer bu konuda en kk bir kukuya kaplm
olsa, Gz'n ap onun aurasna bakmas yeterdi. lahi bir grkemi vard.
Taita, "O gzelim tebessmn atlar irkiltecek artk," dedi ve Fenn letu
bir glmsemeyle bir zamanlar kara olan dilerini gsterdi. Sonun197

Wilbur Smith
da boya solmu ve dileri bembeyaz olmutu. Taita, ona yeil bir dal seip lifli
ucunu ineyerek yeni dilerini fralamay ve nefesini tatllatrmay retti.
Kk kz bu tad sevdi ve gnlk fralama iini asla ihmal etmez oldu.
Dile hkimiyeti berbattan idare edere, sonra iyiye ve sonunda mkemmel
oldu. Kelime bilgisi artt: duygularn ifade etmek veya bir nesneyi tam olarak
tarif etmek iin en uygun kelimeleri seebiliyordu. Ksa sre sonra Taita'yla
kelime oyunlar oynayabilir duruma geldi, yaratt kafiyeler, bilmeceler ve
cinaslar Taita'yi bylyordu.
Fenn renmeye at. Zihnini megul edecek bir ey olmaynca sklp
huysuzlayordu. Taita ona bir grev verdii zaman tatl ve uysal oluyordu.
Neredeyse her gn Taita'nn ona yeni uralar bulmas gerekmekteydi.
Nehir kysndan salad kille yaz tabletleri yapt ve ona hiyeroglif
retmeye balad. Kulbelerinin nndeki sert kile de bir bao tahtas izmi ve
piyon olarak renkli talar bulmutu. Birka gn iinde Fenn oyunun temel
kurallarn rendi ve daha ileri oyunlar olan Yedi Kural ile Kale Yapma
oyunlarna geti. Unutulmaz bir gnde, drt parti dz oyundan nde Meren'i
yenerek onu seyredenler arasnda olay konusu yapt.
Taita dikenli ven otunun klleriyle avclarn getirdii hayvanlarn
yandan bir tr sabun elde etmiti. Dzenli olarak kullandklar bu sabun,
Fenn'in bedenindeki son boya kalntlarn ve onu evlat edinen Luo annesinin
gzellesin diye uygulad dier inat lekeleri de kard.
Taita'nn etkili merhemi ve srarl mcadelesi ile son haaratlarn da kk
kaznmt. Isrklar da zamanla tamamdn iyileti ve yerleri kayboldu. Fenn'in
cildi ipeksi ve lekesiz bir hal ald, gne vurduu zaman amber gibi parlyordu.
Sa uzayp kulaklarm rtt ve parlak bir taca dnt. Hl koyu yeil ve
kocaman olan gzleri artk dier hatlarnn nne kmyor, onlar tamamlayp
zenginletiriyordu. Fenn, Taita'nn gznn nnde teki hayatndaki kadar
gzellemekteydi.
198
11. Yazt
Ona bakarken veya geceleri yanndaki ilteden yumuak nefeslerini Cinlerken
duyduu mutluluu gelecein neler getirecei korkusu glgeliyordu. nlerindeki
birka yl iinde onun bir kadn olacan ve igdlerinin kendisinin
veremeyecei baz eyler isteyeceini biliyordu. Kadns ihtiyalarn
karlayacak bir erkek bulmak iin baka yerlere gidecekti. Taita da hayatnda
ikinci kez onun baka birinin kollarna gidiini izlemek zorunda kalacak ve
kayp aknn acsn yaayacakt.
Kendi kendine, "Gelecek kendi bann aresine bakar. Bugn iin o yanmda.
Bununla yetinmeliyim," diyor ve korkularn bir kenara atyordu.
Etrafndaki herkes onun yeni yeni filizlenen gzelliine hayran olduu halde
Fenn bunun farknda deildi. Onlarn vglerine ince bir zarafet ve dostlukla
karlk veriyor ama bamsz bir ruh olmay srdryordu. Sevgisini Taita'ya
saklyordu.
Duman Yeli de Fenn'in bysne kaplanlardan biriydi. Taita kimyevi
ilemlerle veya meditasyonla urarken Fenn de otlaa onu bulmaya gidiyordu.
Ksrak, Fenn'in yelesine tutunup srtna kmasna ses karmyor, sonra da ona
binicilik dersleri veriyordu. Balangta ancak sakin bir yrye raz
oluyordu. Fenn, onu trsa kaldrmak iin ne kadar zorlarsa zorlasn,
binicisinin doru ve dengeli biimde oturduundan emin olmadka Duman Yeli buna
raz olmuyordu. Birka hafta iinde Fenn'i rahat bir ekinle tantrd. Onun
minik ayaklaryla brne vurmasna, "Haydi! Haydi!" diye barmasna hi
aldrmad. Derken bir le sonrasnda, Taita kulbelerinin kapsnn nndeki
glgede ekerleme yaparken Fenn atlarn durduu blmeye gitti ve gri ksran
srtna atlad. Duman Yeli yrmeye balad. itin kapsna gelince Fenn hayvan
omzundan ayak par199
Wilbur Smith

mann ucuyla drtkledi ve Duman Yeli dzgn, yksek adml bir trsa kalkt.
Savanalarn altn rengi dzlne ulanca, Fenn ksra ekine geirdi.
Arln gayet iyi dengelemi bir ekilde oturuyordu, dizlerini o kadar iyi
skmt ki, hayvann her hareketine uyum salayabiliyordu. Sonra, hayvann
ibirlii yapacan beklemekten ziyade mit ederek yelesinden bir tutam
kavrayp, "Hadi gel sevgilim, koalm," diye bard. Duman Yeli btn gc ve
hzyla komaya balad, Kasrga da pelerinden geliyordu. Ak alanda byk bir
zevkle kotular.
Taita, adamlarn banlaryla uyand. "Ko Duman Yeli, ko!" ve "Sr Fenn,
sr!"
Kapya kotu ve ly tam ufukta gzden kaybolurken grebildi. fkesini
nce kime boaltacandan emin olamad.
Meren de, "Seth'in osuruklarnn grlemesi akna, tam bir asker gibi at
biniyor!" diye barmak iin tam o an semi ve kendini hedef haline
getirmiti.
Duman Yeli srtnda heyecanla haykran Fenn ve arkasnda Kasrga ile ortaya
ktnda, Taita hl nutuk atyordu. Ksrak gelip Taita'nn nnde durdu ve
Fenn hayvann srtndan kayp ona doru kotu. "Ah, Taita, bizi grdn m?
Harikayd deil mi? Benimle gurur duymadn m?"
Taita, kza bakt. "Bir daha asla byle tehlikeli ve aptalca bir ey
yapmayacaksn, asla." Fenn zlmt. Omuzlar dt ve gzne yalar doldu.
Taita hemen geri adm att. "Ama gayet gzel biniyorsun. Seninle gurur
duyuyorum."
Meren, "Byc, senin bir asker gibi at bindiini sylyor, ama hepimiz
senin iin korktuk," diye aklad. "Ama endielenmemize gerek yokmu." Fenn
annda yine parldamaya balad ve elinin tersiyle gzndeki yalan sildi.
"Sahiden yle mi demek istedin Taita?" diye sordu.
Taita aksi aksi, "Sanrm yle," diyerek kabullendi.
200
11. Yazt
O gece Fenn iltesine bada kurup oturdu ve ya kandilinin nda,
srtst uzanp sakaln yana doru yatrm ve ellerini gsnde kavuturup
uyumaya hazrlanm olan Taita'ya ciddi bir tavrla bakt. "Asla uzaklara gidip
beni terk etmeyeceksin, hep yanmda kalacaksn deil mi Taita?" dedi.
Taita, ona glmsedi. "Evet, hep seninle olacam."
"ok sevindim." ne eildi ve yzn Taita'nn gm rengi sakalna gmd.
"Ne kadar yumuak," diye fsldad. "Bulut gibi." Sonra gnn heyecan ar
bast ve Taita'nn gsnde uy uy akaidi.
Taita bir sre onun soluklarn dinleyerek yatt. Byle bir mutluluk daimi
olamaz diye dnd. Fazla youndu.
Ertesi sabah erkenden uyandlar. Karabuday lapasyla ksrak stnden oluan
kahvaltlarn yaptktan sonra ormana bitki toplamaya gittiler. Yiyecek
sepetleri azna kadar dolunca, Taita nehirdeki en sevdikleri g-lete yneldi.
Yksek kyya yan yana oturdular, aadaki suya akisleri yansyordu.
Taita, "Kendine baksana Fenn," dedi. "Ne kadar gzelletiini gr." Kz
ilgisiz bir tavrla bakt ve sudan kendisine bakan yz grnce ylece
kalakald. Diz kp suya doru uzand ve baktka bakt. Nihayet, "Benim
kulaklarm kocaman deil mi?" diye fsldad.
"Kulaklarn bir iein yapraklar gibi," dedi Taita.
"Dilerimden biri arpk."
"ok hafif ve bu da glmsemeni daha gizemli yapyor."
"Ya burnum?"
"Hayatmda grdm en mkemmel minik burun."
"Sahi mi?"
201
Wilbur Smith
"Sahi!"

Fenn dnp Taita'ya glmsedi ve o da, "Tebessmn orman aydnlatyor,"


dedi.
Kk kz, ona sarld ve bedeni lkt, ama Taita aniden yananda bir
soukluk hissetti, oysa dallan zerlerine sarkan aata yaprak bile
kprdamamt. Taita rperdi ve nabz yine hafiften kulaklarnda atmaya
balad. Artk yalnz deildiler.
Fenn'e koruyucu bir tavrla iyice sarld ve onun omzunun stnden suya
bakt.
Sanki dev bir yaymbah suyun dibini kartrm gibi bir dalgalanma
olumutu. Fakat Taita'nn kulaklarnda atan nabz gleniyordu ve bunun bir
balk olmadn anlamt. Baklarn younlatrd ve nehrin
derinliklerindeki girdapta nilfer yapra gibi dalgalanan ince bir glge fark
etti. Glge ar ar insan biimine dnt, pelerinli bir hayaldi ve banda
kat kat dolanm bir rahip bal vard. Taita katmanlarn arasn grmeye
alt, ama glgeden baka bir ey gremedi.
Fenn onun kasldn hissetti ve ban kaldrp yzne bakt, sonra da
onun baklarn takip ederek suya dnd. Glete bakp korkuyla, "Orada bir ey
var," diye fsldad. O konuurken glge kayboldu ve suyun yzeyi yeniden
hareketsiz kald. "Neydi o Taita?" diye sordu.
"Sen ne grdn?"
"Suyun altnda biri vard."
Taita armamt: Onda da bu yetenein olduunu bandan beri biliyordu.
Bunu ilk kez kantlamyordu.
"yice grdn m?" Onun aklna belli bir ey sokmak istemiyordu.
"Suyun altnda tepeden trnaa siyahlar giymi birini grdm... ama yz
yoktu." Sadece paralar deil, hayalin tmn grmt. Ona bahedilen psiik
zek belki de kendisininki kadar glyd. Onunla, Me-ren'le asla alamad
ekilde alabilirdi. Bu yeteneini gelitirmesine ve kendi diledii biimde
kullanmasna yardm edecekti.
202
11. Yazt
"Peki sana ne hissettirdi?"
Fenn, "Souk," diye fsldad.
"Herhangi bir koku aldn m?"
"Kedi... hayr, ylan kokusu. Emin deilim. Ama kt olduunu biliyorum."
Ona sarld. "Neydi o?"
"Aldn koku cadnn kokuuydu." Ondan hibir eyi saklamaya-cakt. Bedeni
ocuk bedeniydi ama iinde akl ve ruhu gl, salam bir kadn barndryordu.
Taita'mn ona siper olmasna gerek yoktu. Yeteneinin yan sra, teki hayatnda
biriktirdii g ve deneyirne de sahipti. Sadece zihninde hazinelerini saklad
deponun anahtarn bulmasna yardm etmesi lazmd.
"Grdn ey cadnn glgesiydi. Kokladn da onun kokusu."
"Cad kimdir?"
"Yaknda bir gn anlatacam sana, ama imdi kampa dnmek zorundayz.
lgilenmemiz gereken konular var."
Cad onlan bulmutu ve Taita bu gzelim yerde fazla oyalandn anlyordu.
Yaam gc bir dalga gibi ykselmi ve cad da bunu hissetmi, sonra da kokusunu
almt. Harekete gemeliydiler, hem de hemen.
Neyse ki, adamlar dinlenmi ve tamamen iyilemiti. Moralleri yksekti.
Atlar glyd. Karabuday uvallar dolmutu. Kllar bilenmi ve tm
ekipmanlar onarlmt. Cad onlar bulmusa, Taita da onu bulmutu, ininin
hangi ynde olduunu biliyordu.
Meren, adamlarnn bana geti. Bataklkta verdikleri kayp ar olmutu.
Yaklak bir buuk yl nce Qebui'deki kaleden doksan subay Ve asker
ayrlmt. imdi ise yoklamaya cevap veren altm kii vard.
203
Wilbur Smith

At ve katrlarn durumu biraz daha iyiydi. lk bataki yz art be hediye


katrdan yz seksen alts kurtulmutu.
Birlik kamp yerinden ayrlp yamatan aa inerek tekrar nehre ynelirken
kimse dnp arkasna bakmad. Fenn artk Duman Yeli'nin srtnda Taita'nn
terkisinde deildi. At idare etmekteki becerilerini ortaya koyduktan sonra o da
kendi hayvan olmasn istemi ve Taita da ona grbz, idi edilmi, iyi huylu
bir doru at semiti.
Fenn bu seime ok sevinmiti. "Ona Kaz diyeceim," dedi.
Taita merakla kza bakt. "Niye Kaz?"
"Kazlar severim. O da bana kaz hatrlatyor," diye gururla aklad. Taita
bu ad hi tartmadan kabul etmenin daha iyi olacana karar verdi.
Yol yamacn dibine eriip yeterince geniler genilemez Fenn atn Taita'nn
yanna srd, neredeyse dizleri birbirine deiyordu ve bylece
konuabileceklerdi. "Sudaki cady anlatacana sz vermitin. te imdi uygun
bir zaman."
"Evet yle. Cad ok yal bir kadn. Zamann balangcndan beri yayor.
ok gl ve kt eyler yapyor."
"Nasl kt eyler?"
"Yeni doan bebekleri yiyor." Fenn rperdi. "Ve akll adamlar ele geirip
ruhlarn alyor. Sonra onlar bo birer kabuk haline getirince brakyor."
"Byle eylerin olabileceini hi dnmemitim."
"ok daha ktleri de var Fenn. Glerini kullanp topran anas olan byk
nehrin, sular btn insanlara hayat, yiyecek ve iecek salayan nehrin akn
durdurdu."
Fenn bunu dnd. "Luolar nehri benim ldrdm sanyordu. Ormanda
alktan leyim ya da vahi hayvanlara yem olaym diye beni kylerinden
atmlard."
"Onlar zalim ve ilkel insanlard," dedi Taita.
Gereki bir ekilde, "Meren'le sen onlar kltan geirdiiniz 1"
204
11. Yazt
seviniyorum," dedi ve bir sre yine konumad. "Peki cad neden nehri ldrmek
istedi?"
"Firavun'umuzun gcn krmak ve krallndaki insanlar kendine kle yapmak
iin."
"Firavun ne, kle yapmak ne demek?" Taita aklad ve Fenn ciddileti. "O
zaman o sahiden ktym. Nerede yayor?"
"Gneyde, byk bir gln yanndaki dada." Taita ileriyi gsterdi.
"Biz oraya m gidiyoruz?"
"Evet. Onu durdurmaya ve nehrin sularnn yeniden akmas iin alacaz."
"Eer o kadar uzakta yayorsa bizim onu grdmz suya nasl girmi?"
"Bizim grdmz o deildi. Onun glgesiydi."
Fenn bu kavram anlamaya alrken kalarn att ve kk kstah burnunu
krtrd. "Anlamyorum."
Taita kuandaki kk keseye uzand ve gstermek iin yannda tad
yabani glayl soann kard. Soan Fenn'e uzatt. "Bu soan tanyorsun."
Fenn yle bir bakt. "Elbette. Bundan bir sr toplamtk."
"Bu soanda birbirinin stne binmi bir sr tabaka ve tam ortada minik
ekirdek var." Fenn ban sallaynca Taita devam etti. "te btn evren de
byle ekillenmi. Bizler ortadaki ekirdeiz. Etrafmzda varln
gremediimiz ya da hissedemediimiz bir sr tabaka var... ancak zel bir
gcmz olursa grr ya da hissederiz onlar. Anlyor musun?"
Fenn yeniden ban sallad, sonra kendiliinden itiraf etti. "Hayr,
anlamyorum Taita."
"Uyuduunda rya gryor musun Fenn?"
"Ah evet!" diye atld. "ok gzel ryalar! Beni gldrp mutlu ediyorlar.
Bazen ryamda ku gibi uabiliyorum. Garip ve gzel yerlere gi205
Wilbur Smith

diyorum." Sonra tebessmnn yerini tekin olmayan bir ifade ald. "Ama bazen de
beni korkutan veya zen ryalar gryorum."
Taita yannda yatarken grd kbuslara tank olmutu. Kza asla
dokunmam, sadece kendi gcn kullanarak onu yattrp yavaa o
karanlklardan kurtarmt. "Evet Fenn, biliyorum. Uykunda, varoluun bu
katmanndan ayrlp bir sonrakine geersin." Kz anladn gsterecek biimde
glmsedi ve Taita szne devam etti. "ou insanlar kontrol edemedikleri
ryalar grr, ama bazlarnda iine kapatldklar o minik ekirdein tesini
grme yetenei vardr. Hatta limler, bycler, uzaktaki eyleri grebilmek
iin ruhlar dnyasnda istediklere yere gidebilirler."
"Sen bunu yapabiliyor musun Taita?" Taita gizemli bir ekilde g-lmseyince
Fenn, "ok garip ve gzel olmal," diye bard. "Ben de yapabilmeyi ok
isterdim."
"Belki bir gn yaparsn. Ne de olsa cadnn glgesini grdn, demek ki,
sende de o g var. Sadece gcn kullanman ve kontrol etmen iin seni eitmemiz
gerekiyor."
"Yani cad bizi gzetlemeye mi gelmiti? Sahiden orada myd?"
"Ruhu oradayd. Bize bakyordu."
"Ben ondan korktum."
"Korkman aklllk olur. Ama ona teslim olmamalyz. Biz, yni sen ve ben,
ona kendi glerimizle kar kmalyz. Kt bylerini bozmalyz. Bunu
yapabilirsek, onu yenebiliriz ve bu dnya daha gzel bir yer olur."
Fenn kahramanca, "Sana yardm edeceim," diye sz verdi. "Ama nce bana
nasl yapacam retmelisin."
"imdiye kadar mucizevi bir ilerleme gsterdin." Ak bir hayranlkla ona
bakt. Kk kz daha imdiden eski yaamnda olduu kralienin zihnine ve
ruhuna ulayordu. "Danasn da renmeye hazrsn. Hemen balayacaz bu ie."
206
11. Yazt
Her gn atlarna binip yan yana ilerlerken almaya baladlar. Bylece
uzun gnler boyunca devam ettiler. Taita'nn ilk dncesi ona, bir bycnn
sorumluluunu alamak, yani kendisine bahedilmi olan oleri dikkatli ve
bilinli olarak kullanmay retmekti. Glerini hafife alp sama sapan bir
ekilde kullanmamal, nemsiz ve bencilce amalar iin harcamamalyd.
Bu kutsal sorumluluu anlayp, Taita'nn tekrarlatt yemini de edince,
by sanatnn en basit ekilleri stnde almaya baladlar. Taita
balangta onun konsantrasyon glerini fazla zorlamamaya ve ii hafif dzeyde
tutmaya zen gsterdi. Ama merak etmesine gerek yoktu; kz yorulmak bilmiyor ve
kararll snr tanmyordu.
nce ona kendini nasl koruyacam ve onu, bakalarnn gzlerinden
saklayacak byler yapmay retti. Her gnn sonunda, geici barnaklarna
ekilip ba baa kaldklarnda Fenn altrma yapyordu. Taita'nn yannda
sessizce oturuyor ve onun yardmyla, bir gizlenme bys yapmaya alyordu.
Bunun iin birok gece uramas gerekti ama sonunda baard. Kendini gizledii
bir srada Taita, Meren'e seslendi. "Fenn'i grdn m? Onunla konumam gerek."
Meren etrafa baknd ve baklar ocuun stnde bir an bile durmad. "Az
nce buradayd. allklara gitmi olmal. Gidip bakaym m?"
"nemli deil. Gelir birazdan." Meren uzaklat ve Fenn zafer kazanm bir
edayla kkrdad.
Meren hzla dnnce hayretler iinde kald. "te orada! Yannda oturuyor!"
Sonra srtt. "Akll kz Fenn! Ne kadar urarsam uraaym "en bunu asla
becerememitim."
Taita ise, "Bak grdn ite," diye azarlad Fenn'i, "Konsantrasyonu-n*
kaybedersen by, cam gibi krlr."
207
Wilbur Smith
Fiziksel varln gizlemeyi renince, Taita bu kez zihnini ve auras-n
maskelemeyi retmeye balad. Bu daha zordu. nce, cadnn onlar

incelemediinden emin olmas gerekiyordu: sihir tekniklerinde tamamen ustalaana


dek, herhangi bir kt gce kar Fenn, en ok sihir yapmaya alrken
savunmasz kalacakt. Taita'nn bu eitime balamadan nce evrelerini saran
ortam iyice kontrol etmesi ve savunmasn en st dzeyde tutmas gerekiyordu.
Fenn'in ilk ii her canly evreleyen yaam aurasn anlamakt. Onu
gremezdi ve Gz' almadka da gremeyecekti. Taita ilk frsatta onu
Saraswati Tapna'na giden etin yolculua karmakta kararlyd. Ama bu arada
auray ona tarif etmek zorundayd. Aura kavramn rettikten sonra Gz' ve
ona sahip olan bilginlerin gcn aklayabilirdi.
"Sende Gz var m Taita?"
"Evet, ama cadda da var," diye cevap verdi.
"Benim auram neye benziyor?" Bunu diilere has saf bir kurumla sormutu.
"Parlayan altn bir k, baka kimsede grmediim ve grmeyi beklemediim
bir aura bu. lahi bir ey." Fenn heyecanla kzard ve Taita anlatmaya devam
etti. "Bizim iin zor olan da bu. Eer bu ekilde parlamasna izin vermeyi
srdrrsen, cad, seni hemen bulur ve onun asndan ne kadar ciddi bir tehlike
oluturduunu anlar."
Fenn bunu dnd. "Cadnn bizi gzetlediini sylemitin. O zaman, auram
zaten kefetmi olmuyor mu? Bunu ondan saklamak iin ok ge kalmadk m?"
"Bir bilgin bile auray o kadar uzaktan kefedemez. Bunu ancak doruca o
canlya bakarken grebilirsin. Suda nasl bir cady glge halinde grdysek, o
da bizi yle grd. Fiziksel varlmz alglayp konumamz duyabilir -hatta
bizim onun kokusunu aldmz gibi, o da kokumuzu alabilir- ama senin auran
gremez."
"Ya seninkini? Sen ondan gizliyor musun auran?"
208
11. Yazt
"Bilginler, bycler ve cadlar aura yaymazlar."
"Ltfen benimkini gizlemeyi ret bana Taita."
Taita bayla onaylad. "reteceim ama tetikte olmalyz. Onun bizi
izlemediinden veya dinlemediinden emin olmak zorundaym."
Bu kolay bir i deildi. Fenn abalarnn ne kadar baarl olduunu
anlatmas konusunda Taita'ya bel balamak zorundayd. Balangta, tm
giriimleri aurasnn sner gibi olmasna yol ayor ama ksa bir sre sonra
eskisi gibi parlamaya devam ediyordu. Azimle devam ettiler ve nihayet, Fenn'in
yrekli abalar ve Taita'nn yardmyla, Fenn'in aurasnda ciddi bir kararma
yaratmay baardlar. Fakat, kzn aurasn Meren'in ya da teki
askerlerinkinden daha arpc olmayan bir dzeye getirip uzun sre yle
tutabilmesini salamas iin haftalar gemesi gerekti.
Platodaki kamplarndan ayrldktan dokuz gn sonra nehre ulamlard. ki
ky arasnda neredeyse bir fersah mesafe olmasna ramen Nil sular, karabuday
ektikleri akarsudan daha gl akmyordu. Clz aknt geni kumlarn ve amur
setlerin arasnda hemen hemen kaybolmu gibiydi. Yine de ihtiyalarn
karlamaya yetiyordu. Gneye doru dndler ve dou kysn takip ederek her
gn fersah fersah ilerlediler. Filler yeralt sularna eriebilmek iin nehir
yatanda koca ukurlar kazmt. Adamlar ve atlar da o sulardan iiyordu.
Her gn, bu tarihi gri renkli hayvanlara byk srler halinde o ukurlardan
su ierken rastlyorlard, koca hortumlarna doldurduklar suyu pembe
grtlaklarndan aa boaltyorlar, ama askerlerin yaklatn duyunca btn
sr kyya kp kulaklarn savura savura koarak ormana dru uzaklayordu.
Yetikinlerin ounda devasa diler vard. Meren avclarn zorlukla
kontrol altnda tutabiliyor ve hayvanlarn sa salim kamasn salyorlar'? Artk Shilluk kabilesinin srlerini kylarda otlatan baka fertlerine de
astlar olmulard. Nontu bir duygu patlamas iindeydi. Taita'ya, "Yal
" saygdeer kii, bu insanlar benim kymden. Ailemle ilgili haberleri
209
F: 14

Wilbur Smith
var," diye anlatt. "ki mevsim nce karlarmdan biri nehirden su alrken bir
timsaha yem olmu, ama teki iyiymi ve bir sr ocuum olmu." Taita,
Nontu'nun son sekiz yldr Qebui'de olduunu biliyordu ve ocuklar merak etti.
Nontu kaygsz bir ekilde, "Karlarm erkek kardelerime emanet etmitim,"
diye aklad.
"Belli ki baya iyi gz kulak olmular," dedi Taita kuru bir sesle.
Nontu ise neeyle anlatmaya devam ediyordu. "En byk kz kardeim ilk ay
halini grm ve ocuk douracak yaa gelmi. Gelikin bir kz olduunu
anlatyorlar ve gen erkekler onun iin balk paras olarak pek ok inek teklif
ediyormu. Akrabam olan bu adamlarla kye dnp kardeimin evlenme iini
halletmeliyim, tabii bir de ineklerle ilgilenmem lazm."
"Ayrlmz beni zer," dedi Tatia. "Ya sen Nakonto? Sen de mi bizi
brakyorsun?"
"Hayr ihtiyar adam. Senin ilalarn barsaklarma iyi geliyor. Dahas,
senin yannda iyi yemek ve iyi dv oluyor. Bunlar bir sr karma ve onlarn
grltc veletlerine tercih ederim. Ben bu tr ykmllklere alk deilim.
Seninle yola devam edeceim."
Nontu'nun kynn yannda gn kamp yaptlar, kyde koni eklinde birka
yz tane kulbe vard, stleri ok gzel rtlm olan evler, daire biiminde
her gece srlerin kapatld itlerin etrafna dizilmiti. Orada obanlar
ineklerin stn sayor, sonra her hayvann boynundaki byk damarlarn
birinden kan alyordu. Ekin ekmedikleri iin bu onlarn balca gdasym gibi
grnyordu. Erkekler ve,hatta kadnlar bile an derecede uzun boyluydular ama
ayn zamanda ince ve zariftiler. Kabile dvmelerine ramen gen kadnlar ekici
ve hotu. Kampn etrafna toplanp kkr kkr glyor, askerleri utanmazca
szyorlard.
nc gn Nontu ile vedalap yola kmaya hazrlanrken be askerden
oluan bir heyet Meren'i grmeye geldi. Her birinin elinden tuttuu p" lak bir
Shilluk bakiresi vard, kzlar erkeklerin tepesinden bakyordu.
210
11. Yazt
"Bu pilileri de yanmza almak istiyoruz," dedi grubun szcs Shofar.
Meren teklifi dnmek iin zaman kazanmak amacyla, "Niyetinizi anlyorlar
m?" diye sordu.
"Nakonto onlara aklad, kendileri de istiyor."
"Ya babalan, aabeyleri? Bir sava balatmaya niyetimiz yok."
"Hepsine birer bronz haner verdik, pazarlktan honutlar."
"Kadnlar ata binebiliyor mu?"
"Hayr ama mecburen yaknda renecekler."
Meren deri miferini kard ve parmaklarn salannn arasndan geirdi,
sonra da Taita'nn ne dndn anlamak iin ona bakt. Taita omuz silkti ama
gzleri parlad. "Belki alk renebilir veya en azndan amarlarmz
ykayabilirler," diye bir neride bulundu.
"Eer en kk bir sorun kanrlarsa veya onlar yznden en ufak bir
mnakaa ya da kavga karsa, ne kadar uzaklatmza bakmam doruca babalarna
geri yollarm," dedi Meren kararl bir tavrla. "Kontrol altnda tutun onlar."
Birlik yola koyuldu. O gece kamp yerine ekildiklerinde Nakonto, Taita'ya
rapor vermeye geldi ve deti olduu zere bir sreliine yanma oturdu. "Bugn
iyi yol aldk," dedi. "u kadar gn daha yol gittikten sonra..." Btn
parmaklarn iki kez gsterip yirmi gn olduunu belirtti, -halkmn
topraklarndan kp Chimalarmkine gireceiz."
"Onlar kim? Shilluklarm kardeleri mi?"
"Onlar bizim dmanmz. Ksa boyludurlar ve bizim gibi gzel olmazlar."
"Gememize izin verirler mi?"
"Pek isteyerek deil ihtiyar adam." Nakonto kurt gibi glmsedi. 0v olacak.
Ben de ne zamandr bir Chima ldrme frsat bulamam-m- Sonra sanki ylece
aklna gelivermi gibi, "Chimalar insan yerler," d'ye ekledi.
211

Wilbur Smith
Taita ile Meren'in platodaki yerleim yerinden ayrldktan sonra
benimsedikleri dzen drt gn arka arkaya yryp beinci gn mola vermekti. O
gn, bozulan aletleri onaryor, adamlar ve atlar dinlendiriyor ve stoklarn
tamamlamak iin avclar ve bitki toplayanlar saa sola gnde-riyorlard.
Nontu'yu kanlarnn yannda brakp ayrldktan sonraki on yedinci gnde son
Shilluk srsn de geride braktlar ve byk antilop srleri dnda kimse
yaamyormu gibi grnen blgeye girdiler. Ayrca Taita ile Fenn'i mutlu eden
yepyeni aa ve bitki trleriyle karlamlard. Fenn de Taita kadar hararetli
bir botaniki olup kmt. Bykba hayvanlarn veya insanlarn varln
gsteren iaretleri aradlar ama byle bir ey bulamadlar.
Nakonto, Taita'ya, "Buras Onmalarn lkesi," dedi.
"Emin misin?"
"Hayr, ama Chimalar gayet iyi tanrm. Sr vermezler ve haindirler. Hayvan
beslemezler ki, bu da onlarn gerekten vahi olduklann gsterir. Av eti yerler
ve insan yemeyi her eye tercih ederler. Tetikte olmazsak kendimizi onlarn
ateinde pierken buluruz."
Nakonto'nun uyarsn aklndan karmayan Meren, her gece etraflarn
korunaklarn iyice salam tutmaya ve otlamaya gnderdikleri atlarla katrlarn
bana fazladan nbetiler koymaya dikkat ediyordu. China blgesinde daha
ierilere girdike onlarn varln gsteren kantlarla karlar oldular.
leri oyulmu ve orada bulunan an yuvalan dumanla datlm aa gvdeleri
buldular. Sonra bir sredir terk edilmi bir grup barnaa rastladlar. Otuz
kadar adamn, nehir yatandaki amurlu sette" tek sra halinde doudan batya
doru getiini gsteren ayak izleri ise da-ha yeniydi. Ancak birka gn
gemiti bu olayn stnden.
Shilluk elerinin aralanna katlmalarndan beri, Fenn, hibiri ken
212
11. Yazt
sinden pek de byk olmayan bu kadnlar bylyordu. Kendi aralannda onun sa
ve gz rengi hakknda konuuyor ve her hareketini takip ediyorlar ama uzak
duruyorlard. Sonunda Fenn dosta yaklamlarda bulundu ve ok gemeden iaret
diliyle keyifli sohbetler yapmaya, Fenn'in salarn okamaya, kadnca akalar
yapp kkr kkr glmeye ve her akam nehrin s gletlerinde hep birlikte
plak ykanmaya baladlar. Fenn, Nakon-to'dan yardm istedi ve Shilluk dilini
de Msr dilini rendii gibi abucak rendi. Baz bakmlardan hl ocuktu ve
Taita, onun yatlaryla neeli zamanlar geirmesine seviniyordu. Ancak, dier
kzlarla birlikte fazla uzaklamamasn da kesin olarak salamt. Havada doal
olmayan bir serinlik veya yabanc bir varlk hissettii anda yardmna koacak
kadar yaknnda olmasn istiyordu. Konumalarn dmanlarnn duyacandan
kukulan varsa kendi aralarnda da Shilluk dilinde konuuyorlard.
"Belki cad bir tek bu dili bilmiyordur ama yine de emin deilim," demiti
Taita. "En azndan sana pratik yapma imkn olur."
Zor bir ilerleme gnnn sonunda, uzun maun aalarnn glgesinde
barnaklarn kurduklarnda Chima blgesinde baya ilerlemilerdi. Etrafta
tyl yumuak tepeleri olan yeil otlar vard. Atiar bunlar yemeyi seviyordu ve
antilop srleri de ortalkta otluyordu. Belli ki bu hayvanlar daha nce hi
avlarla karlamamt, o yzden de okularn yaklamasndan hi telaa
kaplmyorlard.
Meren ertesi gnn dinlenme gn olacan ilan etti ve sabah erkenden
avclar ava yollad. Taita ile Fenn her zamanki gibi bitki toplamaya karken
de Meren, Shofar'la iki askerin daha onlarla gitmesi iin srar etti- "Rzgrda
beni huzursuz eden bir eyler var," diye aklamt durumu.
Taita, Fenn'i kendine saklamay tercih ederdi ama Meren rzgrda b'r
eylerin kokusunu alnca onunla tartmamak gerektiini biliyordu. Psi-'k biri
olmayabilirdi ama o bir savayd ve belann kokusunu alrd. -eden sonra ge
vakit kampa dndklerinde, Meren'in yollad avc grup213

Wilbur Smith
larndan sadece nn dnm olduunu grdler. nce, sonuncu grubun da her an
dnebileceini dnerek telalanmadlar, ama gne battktan bir saat sonra,
kayp avclardan birinin at drtnala kampa dnd. Hayvan terden srlsklamd
ve omzundan yaralanmt. Meren btn askerlere silah banda beklemelerini
emretti, fazladan atl nbetiler koydu ve kayp avclara yardm olur diye ek
ateler yakld.
afan ilk klaryla birlikte yaral atn izi srlecek hale gelince,
Shabako ve Hilto iyice silahlanm bir grupla aramaya ktlar. Taita da Fenn'i
Meren'e emanet etti ve Nakonto ile birlikte arama grubuna katld. Birka fersah
boyunca gm yaprakl aalarla kapl bir yoldan gittiler ve korkun bir
manzarayla karlatlar.
z srme becerisi ve Chimalar hakkndaki bilgisi herkesten fazla olan
Nakonto olup biteni gayet iyi anlamt. Byk bir grup aalarn arkasna
saklanm ve avclar pusuya drmt. Nakonto ilerinden birinin drd
fildii bilezii yerden ald. Taita'ya, "Bu Chima ii. Bak ne kadar kaba, bir
Shilluk ok daha iyisini yapard," dedi. Baz Chimalarn aaca trmandklarn
belli eden izleri gsterdi. "Bu hain akallarn dvme ekli budur, cesaretle
deil byle sinsice hilelerle dvrler."
Drt Msr atls sarkan dallarn altndan atla geerken Chimalar yukardan
stlerine atlamt. Ayn anda arkadalar da saklandklar yerlerden frlam
ve atlar baklam. "Chima akallar, muhtemelen daha kllarn ekemeden
atlarndan srkleyerek indirmitir onlar." Nakonto bouma izlerini gsterdi.
"Burada onlar ldrene kadar mzraklamlar... otlarn stndeki kan gryor
musun?" Sonra rg iplerle cesetleri ayaklarndan alak dallara asm ve antilop
gibi paralamlard.
"Daima nce karacieri ve teki i organlan yerler," diye aklad Nakonto.
"Bak atete piirmeden nce ilerindeki dklar uraya silkelemile1"Sonra cesetleri drt paraya ayrmlar ve kollarla bacaklar rg ip' lerle
tama srklarna balamlard. Bileklerden kesilmi olan ayaklar
214
11. Yazt
hl dallarda aslyd. Kafalar ve elleri atee atmlar; piince avular
yiyip parmak kemiklerinde bulunan etleri kemirmilerdi. Pimi beyinleri
karmak iin kafataslann amlar, sonra yanaklardaki etleri kazmlar ve en
sevdikleri yer olan dilleri koparmlard. Etrafa krk kafatas paralar ve
kk kemikler salmt. l atlarla uramaya tenezzl etmemilerdi, belki de
bu kadar iri et paralaryla baa kmaya alk deillerdi. Sonra, ldrdkleri
askerlerden kalan giysileri, silahlan ve dier eyalar alp hzla batya doru
gitmilerdi.
Shabako fkeyle, "Onlar haklayacak myz?" diye sordu. "Bu katliamn cn
almadan brakamayz."
Nakonto da pelerine dmek iin hevesliydi, gzlerinde kana susam bir
ifade vard. Ama Taita bir an dndkten sonra ban sallad. "Onlar otuz,
krk kii, bir ise alt kiiyiz. Btn gn yol aldlar ve pelerine dmemizi
bekliyorlardr. Bizi bilmediimiz yerlere ekip pusuya drecekler." Ormana
bakt. "Mutlaka bizi gzetleyecek adamlar brakm-lardr. Hatta u anda da bizi
izliyorlardr."
Askerlerden bazlar kllarn ekti ama onlar aalarn arasna dalmadan
nce Taita mdahale etti. "Eer onlar takip etmezsek onlar bizi takip eder. O
zaman kendi setiimiz bir yerde onlar ldrrz." zerinde et kalmam
kemikleri gmdler ve kamp alanna dndler.
Ertesi sabah erkenden toparlandlar ve bitmek tkenmek bilmez yolculuklarna
devam ettiler. le vakti dinlenmek ve atlar sulamak zere durdular. Taita'mn
emriyle Nakonto ormana szld ve aalarn arasnda geni bir ember izdi. Bir
glge gibi sessizce birliin arkasna doland. At izlerinin ardnda ift
plak ayak izi grnyordu. Nakonto yeni-den bir ember izerek birliin yanna
dnd ve Taita'ya rapor verdi. Gzlerin uza gryor ihtiyar adam. akallardan
peimizde. Tah-m'n ettiin gibi, geri kalan da fazla uzak deildir."

O gece ge vakte kadar atein banda oturup ertesi sabah iin plan
yaptlar.
215
Wilbur Smith
Sabah olunca sk bir trsla yola ktlar. Yarm fersah kadar gittikten
sonra Meren ekine geip hzlanmalarn emretti. Bylece muhtemelen pelerinden
gelen Chima keif koluyla aralarn abucak am oldular. Yolda giderken Taita
ve Meren bir yandan da kendi istedikleri gibi bir yer bakyorlard. leride,
ormann stnde uzanan tecrit edilmi gibi bir tepe vard ve o tarafa
yneldiler. Tepenin sa yamacnda filler tarafndan iyice inenmi dzgn bir
yol buldular. O yoldan gidince yukardaki yamacn dik ve youn bir ekilde
dikenli kittar allaryla kapl olduunu grdler. Tehlikeli dikenler ve i ie
gemi dallar almaz bir duvar oluturuyordu. Yolun kar tarafnda zemin
dzgnd ve ilk bakta, ak orman bir pusu iin fazla imkn salamazm gibi
grnyordu. Fakat Taita ile Meren aalann arasnda biraz at srnce, bir vadi
buldular, kurumu bu su yata btn birlii adamlar ve atlarla birlikte
saklayacak kadar derin ve geniti. Su yatann az fil yolundan sadece krk
metre tedeydi, yani ok menzilinde kalyordu. Hemen birlie katldlar. Ksa bir
sre fil yolunda durdular ve Meren en iyi okularndan n yolun kenarna
gizledi.
"Bizi takip eden Chima gzcs var. Her birinize birer tane," dedi.
"Brakn iyice yaklasnlar. Oklarnz hazr tutun. Hata yapmak yok. Hzl,
temiz lmler istiyorum. Peimizdeki Chimalan uyarmak iin kamalarna izin
vermeyin."
okuyu orada brakp fil yolunda ilerlediler. Yarm fersah sonra yoldan
ayrlp geni bir daire izerek tepenin yamacnn altndaki su yoluna geldiler.
Atlar ieri sokup hayvanlardan indiler. Fenn ve Shilluk kzlar, askerler
isteyince gtrmek zere atlar tutuyordu. Taita da Fenn'le birlikte bekledi,
ama zaman gelince bir anda Meren'in yanna kotu.
Adamlar yaylarn gerdiler ve vadinin fil yoluna bakan cephesine dizildiler.
Meren'in kumandasnda grlmeyecek ekilde tek dizlerinin stne kp
bacaklarn ve ok atan kollarn dinlendirerek arpmay beklemeye baladlar.
Sadece Meren'le yzbalar yola bakyordu ama onlar da balan grlmesin diye
allarn ya da otlarn arkasna sinmilerdi.
216
11. Yazt
Chima gzcsn fazla beklemeleri gerekmedi. Atlara yetiebilmek iin
olduka hzl kouyorlard. Vcutlar terden parlyor, gsleri inip kalkyordu
ve bacaklar dizlerine kadar amur iindeydi. Meren uyarda bulunmak zere elini
kaldrd ve adamlar kprdamadan beklediler. Gzcler pusuyu hzl bir trs
haline geip ormana giden yolda gzden kayboldular. Meren hafife gevedi. ok
gemeden, gzcleri ortadan kaldrmak zere brakt oku ormandan szlp
vadiye kaydlar. Meren sorar gibi yzlerine bakt. Liderleri srtt ve
tuniindeki taze kan lekelerini gsterdi: gzcler ldrlmt. Hep birlikte
asl Chima grubunun geliini beklemeye baladlar.
Ksa bir sre sonra, sa cenahtan yeil papaann, "Kee-vii! Kee-vii!" diye
szlanr gibi tt duyuldu. Sonra iri bir maymun tepeden haykrd. Meren,
adamlarna iaret vermek zere yumruunu kaldrd. Herkes yayn gerdi.
Ana Chima grubunun ilk sras koarak fil yoluna doru dnyordu. Adamlar
yaklanca Meren dikkatle inceledi. Ksa boylu, tknaz ve arpk bacaklydlar
ve sadece hayvan postundan petamallara sannmlard. Bitiik nizamda ve ok
hzl kotuklar iin hepsi nlerinden getii halde kelle saym yapmak zordu.
"En azndan yz kiiler. ok eleneceimizi garanti ediyorum size," dedi
Meren. Chimalar sopalar ve akmakta ulu mzraklarla silahlanmt.
Omuzlarnda asl oklar kk ve ilkeldi. Meren onlarla otuz admdan uzaktan
kimseyi ldremeyeceklerini tahmin etti. Sonra gzleri ksld: liderlerden
birinin omzunda bir Msr klc aslyd. Onun arkasndaki adam da deri bir
mifer giymiti, ama zerinde eski bir desen vard. artc bir durumdu fakat
imdi bunu zecek vakit yoktu. Chima grubunun ncleri, Meren'in yolun kenarna

iaret olarak koyduu beyaz tala ayn hizaya gelmiti. imdi btn sol cenah
Msr okularnn nndeydi.
Meren sola ve saa bir gz att. Adamlarnn gz de ondayd. Sa el'ni
hzla indirdi ve okular ayaa frladlar. Tek bir adam gibi hepsi ayn
217
Wilbur Smith
anda yaylann gerip nian ald ve sessiz bir ok bulutu havaland. lk oklar
hedeflerine varmadan ikinci bulut umaya balad. Oklar o kadar sessizce
geliyordu ki, Chimalar balarn kaldrp bakmamlard bile. Sonra, bir havuzun
stne den yamur damlalar gibi bir sesle oklar stlerine yamaya balad.
Chimalar balarna gelenin ne olduunu anlamam gibiydi. Bir tanesi durmu
hayretle yere bakarken okun biri kaburgalarnn arasna sapland. Adamn dizleri
bkld ve yere yuvarland. Baka biri grtlana giren oku tutmu kk
daireler izmekteydi. Dierlerinin ou, hatta lmcl yaralar alanlar bile
neyle vurulduunu anlamam gibiydi.
nc ok dalgas da stlerine yamaya balaynca hl ayakta olanlar
panikledi ve hayknp uluyarak alalmakta olan bir kartaldan kaan Afrika
tavuklar gibi drtbir yana kamaya balad. Kimileri doruca vadiye doru
kotu ve okular onlara nian ald. Yakndan hibiri hedefini armyordu:
oklar tok bir sesle etin derinlerine saplanyordu. Baz oklar hedefi delip
geiyor ve arkasndakini de yaralyordu. Tepeye trmanarak kamaya alanlar
ise dikenli allarla karlayordu. Mecburen, durup oklarn yad alana
dnyorlard.
Meren, "Atlar getirin!" diye bard. Fenn ve dier kzlar iplerinden
ekerek atlar getirdiler. Taita, Duman Yeli'nin stne atlad, Meren ve
adamlar da kendi hayvanlarna bindiler.
Meren, "leri! Mar!" diye haykrd. "Hepsini kltan geirin." Atllar
vadinin dibinde omuz omuza dizildiler ve onlarn geldiini grp dzensiz bir
ekilde kamaya alan Chimalarn stne hcum ettiler. allklarn
oluturduu duvarla kllarn parlts abrasna skmlard. Bazlar
kamaya bile almad. Dizlerinin stne kp kollaryla balarn korumaya
alt. Atl adamlar onlar baklamak iin zengilerinin stnde ayaa
kalkyordu. Bir ksm aa yakalanan balklar gibi dikenli allara takld.
Askerler hepsini odun gibi biti. Korkun ileri bittiinde, yama ve aas
st ste ylm cesetlerle doluydu. Baz Chimalar inleyip kvranyordu ama
ou hareketsiz yatmaktayd.
218
11. Yazt
"At in," diye emretti Meren. "i bitirin."
Askerler hzla ynn arasna dalp kprdadn grdkleri Chi-ma'y
ldrmeye balad. Meren bronz klc hl srtnda sallanan adam tespit etti.
Gsnde ok vard. Meren klc almak zere onun yanna diz kt srada
Taita, "Meren! Arkanda!" diye bard. Sesinin gcn kullanm ve Meren'i
galvanizle kaplamt. Meren ayaa frlayp yana dnd. Arkasnda yatan Chima
l taklidi yapyordu: Meren savunmasz kalana kadar beklemi, sonra ayaa
frlayp ucu akmaktandan olan ar sopasyla saldrmt. Sopann ucu
Meren'in ban syrp geti ve sol omzuna indi. Meren dnerek yaknlat ve
silahn bir sonraki darbesini engelleyip klcn Chima'ya saplad, adamn
gsnden giren silah srtndan kmt. Meren bileini bkerek yaray
geniletti ve klcn tek hamlede geri ekince adamn gsnden kan boald.
Meren yaralanan sol omzunu tutarak, "Hepsini yeniden ldrn! Bu defa emin
olun!" diye brd.
Arkadalarnn ayaklarndan koyun gibi asldn hatrlayan askerler byk
bir hrsla kesip bimeye baladlar. Kittar allarnn arasnda saklanan bir
Chima daha buldular ve domuz gibi cyaklayan adam srkleyerek ortaya karp
kestiler.
Meren iyice emin olduktan sonra adamlarnn cesetleri tarayp oklarn geri
almalarna izin verdi. Tek yaralanan kendisiydi. Taita omzunu muayene ederken
beline kadar plak olarak bir aa gvdesine dayanarak oturdu. Kanamas yoktu,

ama koyu bir morluk yaylmaktayd. Taita tatmin olmu bir ekilde homurdand.
"Krlan kemik yok. Senin gibi ihtiyar bir kpek alt, yedi gnde atlatr bunu."
Meren'in omzuna merhemiyle masaj yapt ve kolu rahat etsin, diye keten
eritlerle sard. Sonra Meren'in yanna oturdu, yzbalar llerden
topladklar eyalar getirip nlerine seriyordu. Oymal aa bit taraklar,
kaba fildii ssler, sukabaklar, hl ke-mkleri duran ve yeil yapraklara
sarlp aa kabuundan iplerle balan219
Wilbur Smith
m ttslenmi et paketleri vard. Tajta etleri inceledi. "nsan eti.
Arkadalarmzn etleri olduundan emin gibiyim. Saygyla gmn."
Sonra dikkatlerini Chima silahlarna evirdiler, bunlarn ou sopalar ve
ular akmaktandan veya obsidiyenden yaplm mzraklard. Baklar
yontulmu akmaktandand, saplarna deri paralar sanlyd. "plk! Bunlar
tamaya demez," dedi Meren.
Taita da onaylarcasna ban sallad. "Hepsini atee atn."
Sonunda, Chima ii olmayan silahlar ve ssleri incelemeye baladlar.
Bazlar kesinlikle pusuya drlen drt avc askerden alnmt... bronz
silahlar ve da eimli yaylar, deri miferler ve katl yelekler, keten
tuniklerle turkuvaz ve lacivert renkli muskalar. Ancak, daha ilgin baka
eyalar da vard: onlarca yldr Msrl askerlerin kullanmad trden, iyice
eskimi miferler ve deri gslkler. Ve neredeyse Meren'in hayatna mal olacak
olan kl. Keskin taraf eskimi, kenarlar trtklanm, granite veya baka
bir kayaya srtlerek bilenmekten neredeyse kullanlmaz hale gelmiti. Ancak,
kabzasnn iilii ok gzeldi ve gm kakmayd. Bir zamanlar deerli talarn
durduu anlalan yuvalar vard. Kabzaya kazl hiyeroglifler neredeyse
silinmiti. Taita kabzay a tutup saa sola evirdi ama karakterleri
seemedi. Fenn'i artt. "Sen u gen, keskin gzlerini kullan bakalm," dedi.
Fenn yanna diz kt ve bir sre sonra dura dura okumaya balad: "Ben
Lotti'yim, Lotti'nin olu, En yi On Bin'den, Kzl Yol Yolda, Kutsal Firavun
Mamose'nin birliklerinin generali ve komutanym. Yaasn Firavun!"
Taita, "Lotti!" diye bard. "Onu gayet iyi tanyorum. Kralie Lost-ris'in
Nil'in kaynan bulmak zere Etiyopya'dan gnderdii keif kolunda Lord
Aquer'den sonra ikinci komutand. yi bir askerdi. yle grnyor ki o ve
adamlar en azndan buraya kadar gelebilmiler."
Meren, "Acaba Lord Aquer ve adamlar burada ldler ve Chimala-ra yem mi
oldular?" diye merak etti.
220
11. Yazt
"Hayr, Tiptip'e, yani HathorTapna'ndaki alt parmakl kk ra-h be gre*
Aquer volkan ve byk gl grm. stelik, Kralie Lostris nun komutasna bin
adam tahsis etmiti. Chimalarn hepsini haklamas-pek imkn yok," dedi Taita.
"Bence Lotti komutasndaki kk bir bir-'Si bizim adamlara yaptklar gibi
gafil avlamlar. Ama Chimalar ko< , jr Msr ordusunu yenebilir mi?
Sanmyorum." Tartma srerken Tana oizlice Fenn'in ifadesini izliyordu. Ne
zaman Kralie Lostris'in ad gese, zihninin derinliklerine gml bir any
hatrlamaya alr gibi kalarn atyordu. Taita, gnn birinde her eyi,
dier hayatnn tm ayrntlarn hatrlayacak diye dnd. Sonra Meren'e,
"Muhtemelen Lotti'nin kaderini asla bilemeyeceiz, ama onun klc, onca zaman
nce Lord Aquer'in izledii yoldan gittiimizi kantlyor bana. Burada fazla
oyalandk," dedi. Ayaa kalkt. "Ne zaman yola kabiliriz?"
"Adamlar hazr," dedi Meren. Dersten km ocuklar gibi neeliydiler,
glgede oturmu, onlara yemek\ve karabuday biras servisi yapmakta olan Shilluk
kzlaryla akalayorlard. "Baksana ne kadar hevesliler. Gzel bir dv
onlarn morali iin Yukar Krallk'ta lkenin en gzel fahieleriyle olmaktan
daha iyidir^VGlmeye balad, ama sonra yaral omzunu ovuturmak iin durdu.
"Adamlar hazr ama gn neredeyse bitti. Atlara da ksa bir istirahat iyi gelir."
"Senin omzuna da," diyen Taita, ona hak verdi.
O kk etkili arpma Chima aknlar tehlikesini ortadan kaldrm

Ibiydi. Sonraki gnlerde de onlarn varlna gsteren izler grdlerse de


ori yeni deildi. Bu izler bile giderek azald ve sonunda tamamen kaydu' Chima topraklarn da getiler ve ssz bir blgeye doru at srd221
Wilbur Smith
ler. Nil hl clz bir rmak eklinde akyordu ama youn ya olduunu
gsteren izler vard. Orman ve savanalar av kulanyia doluydu, otlaklar
bereketliydi. Taita bu sefer de askerlerin yurtlarn zleyip bunalma gire.
ceinden korkuyordu ama byle bir ey olmad, moralleri yksekti.
Fenn'le Shilluk kzlar ocuka oyunlar ve akalaryla onlar
elendiriyordu. Kzlardan ikisi hamileydi ve Fenn bu mutlu duruma nasl ge],
diklerini renmek istiyordu; soruturunca kzlar kahkahadan krldlar. Fenn
hl merak ediyordu ve bu sefer Taita'ya sordu. Taita ksa ve mphem bir
aklama yapt. Fenn bir sre daha srar etti. "Elenceli bir spora benziyor."
Bu laf da Meren'den kapmt.
Taita ciddi bir surat ifadesi taknmaya alt ama glmsemekten alamad
kendini. "Ben de yle duymutum," dedi.
"Byynce ben de oynayabileceim bir bebeim olmasn istiyorum," dedi
Fenn.
"Mutlaka olacaktr."
"kimiz bir tane yapabiliriz. Elenceli bir spor olmaz myd bu Taita?"
"Kesinlikle olurdu," diye ona hak verdi. Asla byle bir ey olmayacan
bildii iin yreine bir ac saplanmt. "Ama o arada yapacak baka bir sr
nemli iimiz daha var."
Taita ok ok uzun zaman nce kendisi genken ve Lostris hayattayken
yaad gnlerden beri kendini bu kadar iyi hissettiini hatrlamyordu.
Eskisinden evik ve canlyd. Neredeyse eskisi gibi kolay kolay yorulmuyordu.
Bunu daha ok Fenn'in arkadalna balyordu.
Kzn almalar o kadar hzl ilerliyordu ki, onun zihnini tam anlamyla
veya ona yakn lde dolduracak baka eyler bulmakta zorlanyordu. Onu ksa
bir sre iin bile babo braksa zihni dalyordu. Artk ; Msr ve Shilluk
dillerini gayet akc bir ekilde konuuyordu.
Eer o da bir usta olacaksa, byclerin gizli dili olan Tenmass\ "a '
renmesi gerekiyordu. Baka hibir dil bu gizli bilgileri tmyle ren'
222
11. Yazt
sesini salayamazd. Fakat Tenmass o kadar aprak, o kadar ok ynlyd ve
bilinen dier insan dillerine o kadar az benziyordu ki, ancak en viiksek zekya
sahip olan ve kendini tamamen adayanlar bu dilde ustala-may umabilirdi.
Bu Fenn'in en ok ilgisini eken bir tr meydan okuma oldu. Bata, cj]al
camdan bir duvara ayak ya da el dayayacak bir yer olmadan trmanmaya almak
gibi geldi ona. Byk bir emekle birazck trmanyor, sonra tutunamaz hale gelip
fkeyle aa kayyordu. Kendini toparlyor ve her seferinde biraz daha hrsl
olarak yeniden atlyordu. Hibir ilerleme gstermiyor gibi olsa dahi asla
umutsuzlua kaplmyordu. Taita bunu baka bir ekilde balatmaya karar verdi:
ancak bu i bittikten sonra daha ileri oitmeye hazr olacakt.
O an geldi, ama Taita gece olup ikisi yataklarnda ba baa kalana kadar
bekledi. Sonra elini kzn alnna koydu ve hipnotize edene dek yava yava
konutu. Tamamen alr duruma gelince Tenmass'm tohumlarn zihnine ekebilecekti.
Eitim dili olarak da Msrca kullanmad ve dorudan Tenmass diliyle konutu.
Ektii tohumlar yerine iyice yerleene kadar byle bir sr gece eitimi
gerekecekti. lk kez/ayakta duran bir bebek gibi Fenn de birka kararsz adm
atyor ve dyordu. Bir dahaki sefere daha salam ve gvenli basyordu. Taita,
ona fazla yklenmemek iin ok dikkat ediyor ama bir yandan da ilerlemesine izin
veriyordu. Bu byk abann onu hrpalayabileceim ve moralini bozabileceini
bildii iin bao tahtasnn banda zevkli saatler geirmeyi veya hafif ama canh
sohbetler yapmay ya da ormanda dolap nadir bitkiler veya baka kk
hazineler damay da ihmal etmiyordu.

Ne zaman nehir yatanda akll bir yere gelseler, hemen katrnn "tndaki
maden arama tavasn indiriyor ve ikisi birlikte talan inceleme-e iliyorlard.
Taita tavaya ald bulank suyu alkalarken Fenn de gz-' ln ve evik
parmaklarn kullanarak o gzelim yar deerli talan ya223
Wilbur Smith
kalyordu. Bunlarn bir srs, suyun andmasyla ok ilgin biimler alm
oluyordu. Fenn talardan bir torba dolusu olunca Meren'e verdi ve o da bir
bilezikle ona uygun bir halhal yapt. Bir gn de, kurumu bir elalenin altnda,
tavada baparmann ilk boumu kadar altn bir kle buldu. Altn gnete
parlam ve gzlerini kamatrmt. "Bana bir mcevher yapsana Taita," dedi.
Taita her ne kadar saklamay basarsa da, Fenn, Meren'in ona yapt taklan
taktnda iinde kskanlk belirtileri hissetmiti. Kendi kendine, hem de bu
yamda? deyip budalalna gld. Ak acs eken bir kyl gibi, dedi. Yine
de, Fenn'in ona verdii grevi yerine getirmek iin btn sanatn ve
yaratcln kulland. nce bir zincir ve altn sse bir yuva yapmak iin
Lotti'nin klcnn kmndaki gmleri kulland. Kolye tamamlannca, onu takan
koruyacak baz byler de yapt ve Fenn'in boynuna ast. Fenn bir nehir
gletinde kendine baknca gzleri yalarla doldu. "O kadar gzel ki," diye
fsldad. "stelik sanki canlym gibi tenimi styor." Kefettii bu
scaklk, Taita'nn kolye zerinde yapt bylerden ileri geliyordu. Sonuta
kolye Fenn'in en deerli eyas oldu ve ona, Taita'nn Tlsm adn verdi.
Daha gneye indike, askerler daha keyifli ve neeli bir hal alyordu. Taita
bunda anormal bir yan olduunu dnd. Gittikleri yol, o byk bataklklar gibi
veya Chima lkesi gibi zor deildi, ama sonuta evlerinden uzaktaydlar, yol hi
bitmiyordu ve koullar etindi. Bu kadar iyimser ve tasasz olmak iin bir neden
yoktu.
Gnn klan solarken, FennTe birlikte bir nehir gletinin kysnda
oturuyorlard. Fenn, Taita'nn kil tablete izmi olduu temel Tenmati |
lsne almaktayd. Her biri, bir g kelimesinin iaretiydi. Birle* olarak
kullanldklarnda ise o kadar olaanst ve ykl oluyorlard $? I ancak onlar
almaya zenle hazrlanm bir zihin tarafndan gvenle sil dirilebilirlerdi.
Taita, Fenn'in yannda oturmu eer birlemenin oku te
224
11. Yazt
bir tepki yaratrsa onu kurtarmak zere hazr bekliyordu. Suyun kar tarafnda,
koyu krmz gsl devasa bir balkl dolayordu. Sonunda suya dald, ama
Fenn sembollere o kadar konsantre olmutu ki kuun sratt sulan ve sonra
uzun siyah gagasnda gm rengi bir balkla kanat rpp ykseldiini fark
etmedi.
Taita da kendi duygulann daha yakndan analiz etmeye alyordu. Kendi
sevinli halinin tek bir nedeni vard: yanndaki ocua duyduu sevgi ve bunun
yaratt mutluluk. Dier yandan, her ikisi adna korkmas iin de zorlayc
nedenler vard. Kendisinin. Firavun'unu ve lkesini korumak iin yapmas gereken
kutsal bir grevi vard. Herhangi bir plan olmadan, gl bir ktlk
kaynayla karlamaya gidiyordu, yamac bir leoparn karsnda yalnz bir
tavand. Btn koullar ona karyd. O karlamann sonulannn kt olaca
hemen hemen kesindi. Peki o zaman neden hi o sonulan dnmez gibiydi?
O zaman fark etti ki, bu basit muhakeme zincirini bile takip etmekte
zorlanyordu. Sanki yoluna kasten engeller konurmu gibiydi. inden gelen gl
bir drt, dnmekten vazgemesini, duyduu mutluluun tadn karmasn ve
karlaaca sorunlarla, nceden yaplm tutarl bir plana bal kalmadan,
hemen o anda baa kma yeteneine gvenmesini sylyordu. Bu tehlikeli ve
pervasz bir dnme ekli, diye dnd ve sanki bu bir akaym gibi yksek
sesle gld.
O arada Fenn'in konsantrasyonunu bozmutu: kz ban kaldrp bakt ve
kalarn att. "Ne oldu Taita?" dedi. "Sembol kat saylarnn rasyonel
birleimine younlamken dikkatimin dalmasnn tehlikeli olacan
sylemitin."

Kzn szleri Taita'y bir anda kendine getirdi ve ne kadar kt bir nata
yapm olduunu fark etti. "Haklsn. Affet beni." Fenn yeniden kucandaki kil
tablete dnd. Taita da soruna odaklanmaya alt, ama sorun yine sisli ve
nemsiz kald. Taita hzla dudan srd ve kan ktn fark
225
F: 15
Wilbur Smith
etti. Duyduu keskin ac kendine gelmesini salamt. Byk bir aba harcayarak
konsantre oldu. Hatrlamak zorunda olduu bir ey vard. Yakalamaya alt ama
o bir glge olarak kalmaya devam etti. Bir daha denedi ama yine yakalayamad.
Yannda Fenn kprdanp iini ekti. Sonra kafasn kaldrp Taita'ya bakt ve
kil tableti kenara koydu. "Konsantre olamyorum. Senin huzursuzluunu
hissedebiliyorum. Bir ey seni engelliyor." O iten yeil gzlerini ona dikti ve
sonra, "Onu imdi grebiliyorum," diye fsldad. "Bu o, sudaki cad." abucak
boynundaki altn kard ve avucuna ald. ki eliyle birden tutuyordu. Taita da
Lostris Tlsm'n karp kendi eline ald. Sonra ellerini birbirlerinin eline
dedirip korunma halkasn oluturdular. Taita hemen hemen ayn anda o yabanc
etkinin geri ekildiini hissetti. Hatrlamakta zorland szler de bir anda
aklma gelmiti. Demeter'in uyarsn hatrlamaya alyordu: Seni imdiden
ktl ile etkilemitir. Byleriyle ve ayartmalaryla seni balamtr. Sonra
saduyunu da arptacak. ok gemeden onun sahiden kt olduundan kukulanmaya
balayacaksn. Sana gzel, soylu ve herkes kadar erdemli grnr olacak. Seni
ona kar doldurdum diye asl benim kt olduumu dneceksin. Bunlar olduu
zaman bizi blm olacak ve ben yok olacam. Sen de kendi rzanla, isteyerek
teslim olacaksn. Bylece her ikimize kar zafer kazanacak.
Taita, Eos'un zayflatc etkisinden kurtulana dek koruyucu halkann iinde
kaldlar. Fenn'in gsterdii destee hayran kalmt. Onun o yumuak, minik
ellerinden kendi arpk ve boum boum ellerine akan gc hissedebiliyordu. Bir
mre smayacak kadar ok ey paylamlar ve birlikte duvarlar mermer ve
granitten ruhani bir kale yaratmlard.
Karanlk hzla kt ve havuzun st, yzeydeki bceklere pike yapan
yarasalarla doldu. Kar kyda bir srtlan acl bir lk att. Taita,
Fenn'in elini brakmadan ayaa kalkp onu da kaldrd ve kamp yerine dndler.
Onlar Meren karlad. Neeli bir tavrla, "Sizi bulmak iin bir ekip
yolluyordum neredeyse," diye seslendi.
226
//. Yazt
Daha sonra Taita, Meren ve subaylaryla birlikte atein bana otur- duOnlar da neeliydiler ve Taita uzaktan teki adamlarn akalarn ve
kahkahalarn duyabiliyordu. Bir an iin onlar ayltacak bir uyar yapmay
dnd, ama sonra vazgeti: Onlar da Eos'un byleyici arksnn etkisinde,
ama brakaym, gitmeye mecbur olduumuz yolu byle mutlu bir ekilde gitsinler.
Ben sk durabildiim srece, onlarn da akln bana getirmek iin zamanm
olacaktr.
Her gn, gneyin biraz daha derinlerine indiler ve Meren'le adamlarnn
kararllnda hibir deiiklik olmad. Bir gece kampn etrafna it denirken
Taita, Meren'i kenara ekip, "Adamlarnn moralini yksek tutmak iin ne
yapyorsun?" diye sordu. "Bence dayanma glerinin sonuna geldiler, Asuvan'a,
evlerine dnmek istiyorlar. Yaknda bir isyanla karlaabiliriz." Bunlan onu
snamak iin sylyordu, ama Meren fkelenmiti.
"Onlar benim adamlarm ve hepsini gayet iyi tanyorum. Belli ki, sen
tanyamamsn Byc. Ne balarnda isyankr bir sa teli var ne de
cierlerindeki havada. Szlerine benim kadar ballar."
Taita, "Bala beni, Meren. Senden nasl kuku duyabildim?" diye
mrldand, ama Meren'in boazndan cadnn sesinin yanklarnn ykseldiini
duymutu. Kendini, bu kadar sorunun stne bir de ask suratlarla ve

huysuzluklarla uramama gerek yok neyse ki, diyerek avuttu, bu Eos iimi
kolaylatryor.
O srada Fenn kamptan koarak frlad, bir yandan da, "Byc! Tarta! abuk
gel!" diye baryordu, "L-To-Liti'nin bebei dar frlad ve ben tekrar
ieri itemiyorum!"
"Bir an nce gelip o zavall yavruyu senin elinden kurtarmalym,"
dyenTaia ayaa frlad ve Fenn'le birlikte kampa kotu. Taita, Shilluk k227
Wilbur Smith
znn yanna kp onu yattrrken doum abucak oluverdi. Fenn bu sreci
dehet iinde izlemiti. Li-To-Liti'nin her haykrnda o da yerinden
zplyordu. Kaslmalar arasnda kz soluk solua, ter iinde yatarken, "Artk
hi de elenceli bir spor gibi grnmyor," dedi. "Seninle ikimizin bu ile
uramasna hi gerek yok bence."
Gece yans olmadan, Li-To-Liti tepesinde bir tutam kara, kvrck sa
olan, amber rengi bir olan dourmutu. Tarta'ya gre, ocuun gelii, bu ac
yolda yitirdikleri dier gen hayatlarn telafisiydi. Hepsi babayla birlikte
sevindiler.
Adamlar birbirlerine, "Bu iyi bir kehanet," diyordu. "Tanrlar bize
glmsedi. Artk seferimiz mutlaka baarl olacak."
Taita danmak iin Nakonto'yu buldu. "Halknn deti nasldr? Kadn yola
devam etmeden nce ne kadar dinlenmeli?"
"lk karm davarlarmz yeni bir otlaa gtrrken dourmutu. Sular
geldiinde leni geiyordu. Yolun kenarnda ilerini grsnler diye anasyla
ikisini orada braktm. Hava kararmadan bana yetitiler, bu da iyi oldu nk
etrafta aslanlar vard."
"Sizin kadnlarnz glym," dedi Taita.
Nakonto hafife arm gibiydi. "E onlar Shilluk," dedi.
Taita, "Bu da durumu aklyor," diyerek ona hak verdi.
Ertesi sabah Li-To-Liti, bebeini, kendisinin eilmesine gerek kalmadan
meme emebilecek ekilde kucana balad ve afakla birlikte erkeinin peinden
yola koyuldu.
Sulak, otlak bir arazide yola devem ettiler. Kumlu toprak hayvanlarn
ayaklarnn altnda esnekti. Taita hafif yaralan ve rahatszlklan merhemiy-le
tedavi ettii iin durumlan iyiydi. Etrafta sonsuz antilop ve bufalo srleri
olduu iin et.sknts hi ekmiyorlard. Gnler birbiri ardna sorunsuz geip
gidiyordu. nlerinde fersah fersah ak arazi uzanmaktayd.
Sonunda, karki puslu mavi ufukta dik yamal tepeler grnd. Sonraki
gnlerde grnt giderek byd ve gkyznn yansm kaplar
228
11. Yazt
hale geldi, Nil'in akt sarp geidi grebiliyorlard. Dalan amak iin en
rahat geidin oras olduunu bildiklerinden, doruca o geide yneldiler.
Yaklatka sk ormanlarla kapl yamalar ve zerlerindeki fil yollarn
grebiliyorlard. Nihayet Meren daha fazla dayanamad. Ar ilerleyen ana
birlikten ayrlp kk bir keif kolu kurdu. Doal olarak, Taita'nn yannda at
sren Fenn de onlarla geldi. Nehrin akt boaza girip fil yolundan yamacn
zirvesine doru trmanmaya baladlar. Nakonto ileri frlayp yeri incelemek
iin diz ktnde yar yola ancak gelmilerdi.
Taita, "Ne oldu?" diye seslendi. Bir cevap gelmeyince atn srd ve
Shilluk'un kafasn kartran eyi anlamak iin yana doru eildi.
"At izleri." Nakonto yeri gsteriyordu. "ok yeni. Sadece bir gnlk."
"Da zebras m?" diyerek ansn denedi Taita.
Nakonto anlaml bir ekilde ban sallad.
Fenn, Meren iin, "stnde binici olan atlar," diye tercme etti.
Meren endielendi. "Yabanc atllar. Medeniyetten bu uzakta kim olabilir?
Dman olabilirler. Kim olduklarn renmeden pelerinden gitmemeliyiz." Dnp
geldikleri yola bakt. Aadaki dzlkte birliin kaldrd san tozu
grebiliyordu, hl iki, fersah uzaktaydlar. "tekileri beklememiz lazm, o

zaman daha gl oluruz." Taita cevap veremeden, tepedeki dzlkten biri


seslendi ve sesi tepelerde yankland. Hepsi irkildi.
Meren, "Bizi kefettiler!" diye bard. "Ama, Seth'in ferahlatc nefesi
adna, bunlar her kimse Msr diliyle konuuyorlar." Avularn boru gibi yapp
aznn yanlanna koydu ve o da yukarya seslendi. "Kimsiniz siz?"
"Kutsal Firavun Nefer Seti'nin askerleri!"
"Ortaya kn da sizi grelim," diye seslendi Meren.
yabanc atl onlara doru gelmeye balaynca rahatlayarak gld-er- Meren
o mesafeden bile birinin mavi Mamose Evi sancan tad-m grebiliyordu,
yaklatka her halleriyle Msrl olduklar iyice belli olmutu. Meren onlar
karlamak zere ileri kt. ki grup bir araya gelin--e hayvanlardan indiler
ve byk bir sevinle kucaklatlar.
229
Wilbur Smith
Grubun lideri, "Ben Yzba Rabat'm," diye kendini tantt. "Firavun Nefer
Seti'nin hizmetindeki Albay Ah-Acton birliinde subaym."
"Ben de Albay Meren Cambese, ayn ilahi, Firavun iin zel bir gg. reve
gidiyorum." Meren daha yksek rtbeli olduu iin, Rabat bir yum. ruunu gsne
gtrerek selam durdu. Meren devam etti. "Ve bu da b-yc, Gallalah Taita."
Rabat'n gznde gerek bir sayg ifadesi belirdi ve tekrar selam durdu. Taita,
onun aurasndan snrl bir zekya sahip olduunu ama ayn zamanda saf ve drst
olduunu anlamt.
"nn senden nde gidiyor Byc. Ltfen izin ver seni kampmza gtreyim
ve onur konuumuz ol."
Rabat, kk olduu iin Fenn'e aldrmamt ama o bu hor grmenin
farkndayd. Taita'ya Shilluk dilinde, "Ben bu Rabat'tan holanmadm," dedi.
"Kibirli biri o."
Taita glmsedi. Fenn batac edilmeye almt. Bu hali, Lostris'in Msr
hkmdar olduu zamanki halini hatrlatyordu. "O sadece kaba bir asker," diye
avuttu kz, "Ve uramana demez." Fenn'in ifadesi yumuad.
"Emrin nedir Byc?" diye sordu Rabat.
"Birliimizin geri kalan epeyce yk tayor." Taita dzlkteki toz bulutunu
gsterdi. "Ltfen adamlarndan birini onlara rehberlik etmesi iin yolla." Rabat
hemen bir adamn grevlendirdi ve sonra sarp, kayalk yolda onlarn nne
dt.
Taita, onunla yan yana giderken, "Albay Ah-Acton nerede komutan?" diye
sordu.
"Nehir boyunca ilerlerken bataklk hastalndan ld."
"Yedi yl nce miydi bu?"
"Hayr, Byc. Tam dokuz yl ve iki ay nceydi," diye dzeltti Rabat.
"Bunca zamandr sevgili yurdumuz Msr'dan uzaz."
230
11. Yazt
Taita, Karnak'tan buraya gelmek iin geen sreyi hesaba katmay unuttuunu
fark etti. "Albay Ah-Acton'un yerine kim kumanda ediyor orduya?" diye sordu.
"Albay Tinat Ankut."
"O nerede?"
"Firavun'un emrine uyarak orduyu nehir boyunca gneye gtrd, geni yirmi
adam ve baz kadnlarla birlikte burada brakt, bunlar ya yolda doum yaptlar
ya da artk gidemeyecek kadar hasta ve gsz dtler."
"Albay Tinat niye burada brakt seni?"
"Bana ekin ekmemi, bir at srsn de dnnde hazr tutmam emretti,
ayrca geri ekilmek zorunda kalrsak burada bir s olmasn istiyordu."
"Gittiklerinden beri bir haber aldn m onlardan?"
"Birka ay sonra kurtulan atlarla birlikte adam gnderdi. Anlalan,
gneyde gittikleri lkede atlar sokunca ldren bir tr sinek varm ve
srsnn neredeyse tamamn kaybetmi. O kii geldikten sonra kendisinden
bir daha haber almadk. Bu yabanc yerle onu ve adamlarn yuttu. Bu ok uzun

yllar nceydi. Bunca zamandr karlatmz ilk medeni insanlar sizsiniz."


Sesi mahzunlat.
Onun cesaretini lmek iin, "Buray terk edip yanndakilerle birlikte
Msr'a dnmeyi hi dnmedin mi?" diye sordu Taita.
Rabat, "Bunu dndm," diye itiraf etti. "Ama bana verilen emir ve grevim
bu mevzii tutmakt." Biraz duraksadktan sonra devam etti. "stelik Msr ile
aramzda insan yiyen Chimalar ve byk bataklklar vard." Taita muhtemelen asl
bu nedenle kprdamadn yerinden, diye dnd. Konuurken geidin bana kadar
gelmilerdi ve nlerinde geni bir plato uzanyordu. Hemen o anda, buradaki
havann aadaki ovalardan ok daha ho olduunu fark ettiler.
Ortalkta otlayan bykba hayvanlar vard ve Taita onlarn gerisin-de
amurdan duvarlar olan salam bir askeri kale grp ard. Bu uzak
231
Wilbur Smith
ve vahi yerde kale bir hayal gibiydi; iki yl nce Qebui'den ayrldklarndan
beri grdkleri ilk medeniyet belirtisiydi. Msr'da hi kimsenin haberdar
olmad kayp bir ileri karakoldu buras.
"Burann ad nedir?" diye sordu Taita.
"Albay Tinat, Adaki Kalesi demiti."
Otlayan hayvanlarn arasndan ilerlediler, bunlar yksek, uzun bacakl,
geni ve kntl omuzlu hayvanlard ve ar, yayvan boynuzlar vard. Hepsinin
postu farkl bir renk ve desendeydi, iki tane birbirinin ayn olan yoktu. Ya
krmz beyaz ya siyah, sarydlar, zt renklerde de lekeleri, benekleri
bulunuyordu.
"Bu hayvanlar nereden buldunuz?" diye sordu Taita. "Hi bylesini
grmemitim."
"Yerli kabilelerden satn aldk. Onlar bu hayvanlara zebu diyor. Sr bize
st ve et salyor. Onlar olmasa imdikinden bile daha fazla sknt ekeriz."
Meren kalarn att ve ruhsuzluundan dolay Rabat' paylamak zere azn
at, ama Taita, onun niyetini anlayarak ban abucak sallayp susturdu. Bu
adam hakknda Taita da dierleriyle ayn dncedeydi ama daha sonra bu adamn
ibirliine ihtiya duyacaklar iin ona saldrmann bir yarar olmayacakt.
Kalenin etrafndaki tarlalarda karabuday, kavun ve Taita'nn bilmedii baz
sebzeler ekiliydi. Rabat onlara yerlilerin verdii isimleri sayd ve iri, parlak
siyah bir sebzeyi koparmak zere atndan indi. Sonra onu, Taita'ya uzatt. "Etle
birlikte piirilince lezzetli ve besleyici oluyor."
Kaleye vardklarnda, garnizondaki kadn ve ocuklar kaplara koup
|
karladlar, yanlarnda eki st ve karabuday ekmekleri vard. Hepsi elli kii kadard ve yeterince yaknlk gsterseler de hallerinde bir pejmrdelik,
bir mahzunluk vard. Kaledeki barnma imknlar snrlyd. Kadnlar Taita ile
Fenn'e kk, penceresiz bir hcre verdiler. Zemin sktrl'
232
11. Yazt
m toprakt, karncalar askeri bir nizamla kabaca yontulmu duvarlarda yryor
ve parlak siyah kakalaklar ktk duvarlardaki atlaklardan girip kyordu.
Odann nceki sakinlerinin ykanmam bedenleri ve eyalar kt bir koku
yaymaktayd. Rabat zr dileyerek Meren ile dier subay ve askerlerin, kendi
askerleriyle birlikte ortak barakalarda yatacaklarn aklad. Taita kran ve
zntyle bu konukseverlik teklifini geri evirdi.
Meren'le ikisi, kaleden yarm fersah uzakta, bir akarsuyun kysnda,
glgeli aalarla dolu uygun bir arazi buldular. Kalede kalmamalarndan tr
rahatlam grnen Rabat, Meren'in ahin Mhr'ne byk sayg gsterdi ve taze
st, karabuday ve dzenli aralklarla kesilmi kz eti verdi.
Hilto, Taita'ya, "Umarm burada fazla kalmayz," dedi ikinci gn. "Bu
insanlarn morali o kadar bozuk ki, bizim adamlarmz da etkileyebilir.
Bizimkilerin morali dzgn ve yle de kalsnlar istiyorum. stelik, btn
kadnlar evli ve bizim adamlarn ou ok uzun sredir bekr. Yaknda onlarla
oynamak isteyecekler ve sorun kacak."

"Gerekli dzenlemeleri yapar yapmaz yola kacamza sz veriyorum iyi


Hilto." Taita ve Meren sonraki gnleri melankolik Rabat'la grerek geirdiler.
Taita, "Albay Tinat'la gneye ka kii gitti?" diye sordu.
Pek ok cahil insan gibi Rabat'n da hatr saylr bir hafzas vard ve
hi duraksamadan cevap verdi. "Alt yz yirmi kii ve yz krk be tane de
kadn."
"Merhametli sis, Karnak'tan hareket etmi olan o bin kiiye ne oldu?"
"Bataklklar karmak ve derindi," diye cevap verdi Rabat. "ouluz bataklk
hummasna yakalandk. Rehberlerimiz gvenilmez kiilerdi Ve yerli kabilelerin
saldrsna uradk. ok fazla insan ve at zayiat ver-'k- Eminim siz de benzer
eyleri yaamsnzdr Adari'ye gelene kadar."
"Evet yle oldu. Ama bataklklardaki su ekilmiti ve rehberlerimiz iyiydi."
233
Wilbur Smith
"Demek ki siz daha anslymsnz."
"Albay Tinat'm adamlarla atlar buraya yolladn syledin. Ka at
yollamt?" Taita daha lml bir konuya dnmt.
"Elli alt at geri geldi, hepsini de sinekler sokmutu. ou buraya
geldikten sonra ld. Sadece on sekiz tanesi kurtuldu. Atlar teslim ettikten
sonra, Albay Tinat'm adamlar tekrar ona katlmak zere gneye dnd. Onlar iin
bulduum hamallar da gtrdler."
"Yani Tinat'm adamlarndan burada kalan olmad?"
"Biri ok hasta olduu iin onu gndermedim. Bugne kadar yaamay baard."
"Onu sorguya ekmek isterdim," dedi Taita.
"Hemen gnderirim."
Kurtulan yegane kii uzun boylu ama iskelet gibi sskayd. Taita
sskalnn ve clz beyaz salarnn, yalln deil hastaln kalntlar
olduunu bir bakta anlad. Yine de adam salna kavumutu. Rabat'n
kumandasndaki dier adamlarn ounun aksine neeli ve istekliydi.
"Bana gelen felaketi duydum," dedi Taita. "Cesaretini ve gayretlerini
kutluyorum."
"Bunu yapan tek kii sen oldun Byc, teekkr ederim."
"Adn ne?"
"Tolas."
"Rtben?"
"At doktoruyum ve ayn zamanda avuum."
"Albay Tinat kurtulan atlar geri getirmeni emretmeden nce nereye kadar
gitmitiniz?"
"Yaklak yirmi gnlk yoldu Byc, belki iki yz fersah kadar. Albay Tinat
hzl ilerlemeye kararlyd... fazla hzl. Bunun, at kaybmz artrdna
inanyorum."
"Neden o kadar telalyd?"
234
11. Yazt
Tolas hafife glmsedi. "Bana aklamad Byc ya da fikrimi sormad."
Taita bir sre dnd. Tinat cadnn etkisine girmi olabilirdi, o da onu
gneye doru ekmi olmalyd. "Peki iyi Tolas, atlara musallat olan hastal
anlat bana. Yzba Rabat bahsetti ama ayrntlara girmedi. Niin hastaln o
sineklerden kaynaklandn dndn?"
"Sineklerle ilk karlamamzdan on gn sonra ortaya kt. Atlar ar
derecede terlemeye balad, gzleri o kadar kan doldu ki, yan yarya kr
oldular. ou ilk belirtilerin grlmesinden sonraki on, on be gn iinde
ld."
"Sen bir at doktorusun. Hibir tedavi bilmiyor musun?"
Tolas duraksad ve soruya cevap vermedi. Onun yerine, "Bindiin gri ksra
grdm," dedi. "Hayatm boyunca on binlerce at grdm ama bu ksrak en
gzellerinden biri. Asla onun gibisini bulamayabilirsin bir daha."
"Attan iyi anladn belli Tolas, ama bana niye byle bir ey syledin?"

"nk byle bir at sineklere kurban etmek yazk olur. Eer yola devam
etmeye kararhysan, ki yle olduunu sanyorum, ksra ve tayn dnene kadar
benimle brak. Ona kendi ocuummu gibi bakarm."
"Bunu dneceim," dedi Taita. "Ama soruma dnelim: bu sinek hastalna
kar bir ila biliyor musun?"
"Buralardaki yerliler brtlenden damttklar bir iksir kullanyor.
Bykba hayvanlarna ondan veriyorlar."
"Peki Adari Kalesi'nden ayrlmadan nce niye Albay Tinat' bu konuda
uyarmadlar?"
"O zamanlar yerlilerle temasmz yoktu. Ben hasta atlarla birlikte dnnce
ila satmak istediler."
"la etkili mi?"
"Her zaman deil," dedi Tolas. "Bana yle geliyor ki hastalanan on attan
altsn iyi etti. Ama belki de brleri mikrop kapal ok oluyordu."
235
Wilbur Smith
"lac kullanmasan ka tane kaybn olurdu?"
"Kesin olarak syleyemem."
"Tahminde bulun."
"Bence baz hayvanlarda o sineklere kar doutan baklk var. ok az
bir ksm, mesela yz attan bei hastalanmyor. tekiler, belki yz attan otuzu
veya krk hastalanyor, ama iyileiyor. Geri kalan ise lyor. Hastalanp
iyileen hayvanlar sonraki mikroplara kar baklk kazanm oluyor."
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Yerlilerden."
"Senin baktn atlardan ka hastalandktan sonra iyileti?"
"ouna ila vermek iin ok ge kalmtk. Ancak, on sekiz tanesi ayaa
kalkt," dedi Tolas hemen, sonra da ekledi. "Onlar baklk kazand."
"Pekl Tolas bu yerli ilacndan ok miktarda almam lazm. Benim iin temin
edebilir misin?"
"Daha iyisini yapabilirim. Neredeyse dokuz yldr bu konu zerinde
alyorum. Yerliler ketum davranp formln vermiyorlar ama kullandklar
bitkileri buldum. Kadnlar toplarken onlar gzetledim."
"Bana da gsterir misin?"
"Tabii ki Byc," dedi Tolas. "Ama yine hatrlatyorum, tedavi edilen bir
sr at lebilir. Senin gri ksrak byle bir riske atlmayacak kadar deerli bir
hayvan."
Taita glmsedi. Belli ki Tolas, Duman Yeli'ne k olmutu ve yannda
kalsn istiyordu. "Bana anlattn her eyi dikkate alacam. Ama imdi asl
dnmem gereken o ilacn srrn renmek."
"Yzba Rabat'n izniyle yarn ormana gtrrm seni, o brtlenlerden
toplarz. Bulunduklar blgeye gitmek iin birka saat at srmek lazm."
236
11. Yazt
"Harika." Taita memnundu. "imdi de Albay Tinat'la gneye gittiiniz yolu
tarif et." Tolas, ona hatrlayabildii her eyi anlatrken, Fenn de kjl tablete
notlar ald. Tolas'n anlatacaklar bitince, Taita, "Bana anlattklarn paha
biilmez deerde Tolas," dedi. "Ama imdi de sinek blgesine geldiimizi nasl
anlayacamz sylemelisin."
Tolas iaret parman Fenn'in kil tablete izdii haritaya uzatt. "Gneye
doru giderken, yaklak yirminci gnde bir bakirenin memelerine benzeyen bir
ift tepe greceksiniz. Birka fersah teden grnyorlar. te o tepeler snr.
Ne olur gri ksra gtrme. Yoksa o berbat yerde yitirirsin onu."
Ertesi sabah, brtlen aramaya ormana giderken Yzba Rabat da onlara
elik etti. Atlar rahvan gidiyordu ve konumak iin epey frsatlar oldu.
Birka saat sonra Tolas onlar nehrin kysnda, boazn iyice derinlerinde
bulunan devasa yabani incir aalarna gtrd. ou dalda bekler halinde
minik, mor-siyah meyveler vard. Fenn, Tolas ve kaleden getirdii teki adam

aalara trmandlar. Hepsinin boynunda deri torbalar aslyd. Aatan


indiklerinde elleri mora boyanmt ve meyvelerden le gibi bir rk kokusu
geliyordu. Fenn bir avu meyveyi Kasrga'ya vermek istedi ama hayvan yemeyi
reddetti. Duman Yeli de ayn ekilde davrand.
Tolas, "Alk olmadklar bir tat," dedi. "Ama bunlar karabuday
Wilbur Smith
ntrrsanz hayvan ya yemez ya da hemen karr," diye aklad. Talar iyice
kznca kanmdan avu avu alp zerine dizdi ve kavrulsun diye brakt. Sonra
soumalar iin onlar kenara ahp yenilerini dizdi. "Bu rekler en kt
koullarda bile bozulmadan aylarca dayanr. zerleri yeil kfle kaplansa bile
atlar yer."
Fenn birini ald ve parmaklan yand. Souyana kadar bir elinden tekine
geirip fledi ve Duman Yeli'ne uzatt. Ksrak burun deliklerini iyice aarak
rei koklad. Sonra dudaklarnn arasna ald ve gzlerini devirip Taita'ya
bakt.
"Yemene bak seni aptal ey," dedi Taita. "Ye. Sana yararl o."
Duman Yeli rei inemeye balad. Azndan birka para krnt dklse
de kalann tamamen bitirdi. Sonra ban eip otlarn arasndaki knntlan
arad. Kasrga da ilgiyle onu izliyordu. Fenn, ona da bir tane uzatnca annesini
taklit ederek afiyetle yedi. Sonra burnuyla Fenn'i drtp biraz daha istedi.
Taka, Tolas'a, "Ne dozda veriyorsun?" diye sordu.
"Bu deneyim meselesi," dedi Tolas. "Hayvan sinek sr belirtisi gsterir
gstermez, belirtiler kaybolana kadar her gn drt veya be rek veriyorum,
sonra da tamamen iyilemi grnene kadar bir doz vermeye devam ediyorum."
"Bu meyveye ne diyorsunuz?" diye sordu Fenn.
Tolas omuz silkti. "Ootasalar kendi dillerinde bir ey diyor ama ben Msr
dilinde bir ad vermeyi hi dnmedim."
Fenn, "O zaman ben buna Tolas meyvesi adn veriyorum," deyince Tolas
kranla glmsedi.
Ertesi gn Taita ve Fenn, yanlarna Shofar ile drt asker ve ok miktarda
Tolas rei yapmaya yetecek kadar malzeme alp yine ayn yere gittiler. aynn
tam ortasna, Nil'in kurumu yatana bakan akla kamp kurdular. On gn orada
kaldlar ve yirmi deri uval rekle doldur238
11. Yazt
dular. Elleri mosmor boyanm olarak on katr dolusu ykle dndklerinde,
Meren'le adamlarnn yola kmak iin sabrszlandklarn grdler.
Rabat'a veda ederlerken yzba hznle, "Muhtemelen bu hayatta bir daha hi
karlamayacaz Byc," dedi. "Ama sana kk bir hizmette bulunmama izin
vermen benim iin byk bir onurdu."
"Ben de gnll yardmlarna ve keyifli arkadalna minnettarm. Bunu
Firavun'un da duymasn salayacam," diye sz verdi Taita.
Yine gneye doru yola koyuldular, bu sefer Tolas rehberlik ediyordu ve
bakire memeleri eklindeki tepelere, yani sinekler lkesine gidiyorlard. Adari
Kalesi'nde geirdikleri vakit, adamlarn ve hayvanlarn dinlenmesine yaramt
ve moralleri yine dzgnd. Taita avclara, yakaladktan kularn kuyruklarn
muhafaza etmelerini emretti. Derilerini nasl yzeceklerini, tuzlayacaklarn ve
kurumaya brakacaklarn gsterdi. Bu arada, aatan saplar oydular ve kurumu
derilere kemik yerine onlan geirdiler. Nihayet Taita sinekliklerden birini
kaldnp gsterdi. "Yaknda bunlann deeri artacak. Muhtemelen sinekleri kovmak
iin tek silahmz olacaklar."
Adari Kalesi'nden aynldktan sonraki yirminci gnn sabahnda her zamanki
gibi erkenden yola ktlar. leni biraz geerken Tolas'm tahmin ettii gibi,
ikiz tepeler karki ufukta belirdi.
Taita, Meren'e, "Daha ileri gitmeyelim. Dur emri ver," diye seslendi.
Kaleden aynlmadan nce, Tolas'm nerisine kr krne uymamaya karar vermiti.
Duman Yeli ile Kasrga'ya reklerden vermeye balam-ll ve ilacn ilk sinek

srndan nce kanlanna karmasn umut ediyordu. Sinek blgesine gelmeden


nceki son gece de Fenn'i de yanma alp at-'ann olduu blme gitmiti. Onlarn
geldiini gren Duman Yeli kine239
Wilbur Smith
di. Taita onun alnn okayp kulaklarnn arkasn kad ve Tolas rei, ni
verdi. Fenn de aynsn Kasrga'ya yapt. Artk ikisi de rekleri sever olmutu
ve byk bir itahla yediler. Tolas glgelerin arasndan onlar izliyordu.
Sonunda Taita'ya yaklat ve ekingen bir tavrla selamlad. "Demek gri ksrakla
tayn yannza alyorsunuz?"
"Onlar geride brakmaya dayanamam," dedi Taita.
Tolas iini ekti. "Anlyorum Byc. Belki ben de olsam ayn eyi yapardm.
Kurtulmalar iin Horus'a ve sis'e dua edeceim."
"Teekkrler Tolas. Eminim ki, yeniden buluacaz."
Ertesi sabah vedalatlar. Tolas artk onlara rehberlik edemezdi ve Adari
Kalesi'ne dnyordu. Nakonto ne gemi, yolu inceliyordu, Me-ren ve birlik
de onun arkasndayd. Taita ile Fenn, Duman Yeli ile Ka-srga'nn stnde
onlarn arkasndan gidiyorlard. On sekiz attan oluan sr dank bir ekilde
onlar izliyor, Shabako ve drdnc birlik de en geriden geliyordu.
Akam tepelerin eteinde kamp kurdular. Onlar atelerin bana oturup
yemeklerini yerken, ilerideki karanlk ovadan tehditkr aslan kkre-meleri
duyuldu. Taita ile Meren baladklar atlarn iplerini kontrol etmeye gittiler,
ama aslanlar yaklamad ve kkremeleri giderek uzaklat. Sonunda zerlerine
gecenin sessizlii kt.
Ertesi sabah, birlik toparlanrken Taita ile Fenn atlara Tolas rei
dattlar. Sonra at binip ikiz tepelerin arasndan yola devam ettiler. Taita
tam ritme uyarak gevemiti ki, aniden dorulup Duman Yeli'nin boynuna bakt.
Hayvann ipeksi postunda, yelesine yakn bir yerde, kocaman, kara bir sinek
belirmiti. Taita sa avucunu ukurlatrp sinein konmasn ve sivri siyah
hortumunu uzatp ksran derisinin altndaki kan damarna batrmasn bekledi.
Sinek hayvana bal olaca iin bkt avu-cuyla yakalayabilirdi. Hayvan
vzldayp kamaya alt, ama Taita avucunu iyice skp kafasn ve kabuunu
ezdi. Sonra iki parmayla tutup
240
11. Yazt
penn'e gsterdi. "Bu, kabilelerin ee dedii sinek. Bunun arkasndan sryle
gelecekler." O henz szn bitirmeden baka bir tanesi gelip atn boynuna kondu
ve hortumunu kulann arkasndaki yumuak deriye batrd. Taita uzanp sinee
vurdu ama sert bir darbe indirdii halde sinek uarak uzaklat.
Meren, "Sinekliklerinizi karn," diye emretti. Ksa bir sre sonra hepsi
dindar fanatikler gibi kendilerini ve hayvanlarn dvmeye balamt. Sonraki
gnlerde de sineklerin ikencesi devam etti. Gndz scanda daha kt
oluyorlard, ama gece de ayn ve yldzlarn saldrmalarna yetiyor,
adamlan ve atlar uykusuz brakp ldrtyorlard.
Atlarn kuyruklan srekli sarlarn ve arka bacaklarn dvyordu.
Kulaklarna, gzlerine konan sinekleri kovalamak iin durmadan kafalarn
sallyorlard.
Adamlarn surat krmz, grotesk meyvelere dnm, gzleri i etlerin
arasnda birer izgi haline gelmiti. Enseleri yumru yumruydu ve kant
dayanlmazd. Trnaklaryla kulaklarnn arkasn adeta kazyorlard. Gece
olunca kurumu fil tersinden dumanl ateler yakp bana meli-yor, ksrp
soluyarak sineklerden bir sre uzak kalmaya alyorlard. Ama nefes almak iin
atein bandan biraz ayrlnca sinekler hcum ediyor ve konduklar anda
hortumlarn batryorlard. Kabuklar o kadar sertti ki, vurmakla kolay kolay
bir ey olmuyordu. Bulunduklar yerde biraz sersemliyor, sonra baka bir yere
konup kan emmeye devam ediyorlard. Tek etkili silah sinekliklerdi. Onlar
ldrmese de uzun kuyruk tylerine bacaklar ve kanatlar takld iin,
yakalayp parmak arasnda ezmek mmkn oluyordu.

Taita, adamlara, "Bu canavarlarn blgesinin de bir snr var," diye-rek


cesaret veriyordu. "Nakonto onlar ok iyi biliyor. Karlatmz gibi aniden
onlardan kurtulacamz sylyor."
241
F: 16
Wilbur Smith
Meren hzlanmalar iin adamlar zorluyor ve kendisi rnek olsun diye nden
gidiyordu. Uykusuzluktan ve sineklerin kanlarna kartrd zehirden perian
haldeki adamlar eyerlerinde sallanyorlard. Bir asker derse arkadalar
yakalayp yeniden atna bindiriyor ve yola devam ediyorlard.
Bir tek Nakonto sineklere dayanklyd. Teni dzgn ve parlak kalmt,
sinek sr yoktu. Sineklerin kann iyice emmelerine izin veriyor bylece
hayvanlar uamaz hale geliyordu. Sonra da kanatlarn koparp alay ediyordu.
"Beni adamlar baklad, leoparlar srd, aslanlar pene att. Siz kim
oluyorsunuz da beni rahatsz ediyorsunuz? imdi cehenneme kadar yryerek
gidebilirsiniz."
Tepeleri getikten sonraki onuncu gnde sinek blgesini geride braktlar. Gei
o kadar ani olmutu ki gafil avlandlar. Bir an nce sineklere kfredip
kvranrken elli adm sonra ormanda o uursuz vzlt kalma-trm*t. Zulm
blgesinden bir fersah kadar uzaklanca ssz bir nehir guideline ulatlar.
Meren, adamlara acd. "Mola!" diye bard. "Suya son giren aptal aptal srtan
bir bakiredir."
plak vcutlar arasnda bir kouturma yaand; orman sevin ve kktitkma
lklanyla nlad. Gletten ktklarnda Taita ile Fenn herkesin i
yerlerine bycnn merheminden srdler. O gece kamp atelerinin etrafnda
kahkahalar ve akalar hi bitmedi.
Fenn, Taita'nn yanna diz kp sarsarak uyandrdnda hava karanlkt.
"abuk gel Taita! Korkun bir ey oluyor." Taita'y elinden tutup atlarn yanna
doru srkledi. "Duman Yeli ve Kasrga, ikisi de."
Yanlarna geldiklerinde tay yerdeydi, soluk almak iin rpnan bedeni inip
kalkyordu. Duman Yeli ise banda durmu, uzun dil darbeleriyle kafasn
yalarken o da zor ayakta duruyordu. rts zerinden kaymt ve hayvan ter
iindeydi, terler karnndan, bacaklarndan yere damlyordu.
242
11. Yazt
"Shofar'la askerlerini ar. Syle, acele etsinler. Sonra koarak git ve
alardan en byk kazana scak su koyup bana getirmelerini iste." Ta-ita'nm
ilk dncesi Kasrga'y yeniden ayaa kaldrmak ve Duman Ye-li'ni de ayakta
tutmakt. Bir at bir kez yere dnce mcadele isteini yitirir ve hastala
teslim olurdu.
Shofar ve adamlar Kasrga'y ayaa kaldrp yle tuttular ve Taia da lk
sngerle her tarafn sildi. Fenn bann yannda durmu hafife burun
deliklerine flyor, bir yandan art arda Tolas reklerini yedirirken bir yandan
da cesaret verici gzel szler fsldyordu.
Taita tayn banyosunu bitirir bitirmez Duman Yeli'ne dnd. "Cesur ol,
sevgilim," diye mnldand ve slak keten bezle vcudunu ovalamaya balad. Meren
de temiz bezlerle kuruluyordu. Sonra srtna Taita'nn kaplan postunu rttler.
"Sen ve ben bunu bu gece yeneceiz." Taita ksrakla konumaya devam etti ve
adn her syleyiinde gcn sesini kulland. Hayvan kulaklarn dikmi onu
dinliyor, bacaklarn yayarak dengesini ko-rumaya alyordu. "Aferin sana
Duman Yeli. Sakn vazgeme."
Taita bala batrd Tolas reklerini kendi eliyle yediriyordu. Hayvan o
halinde bile bu lezzete dayanamyordu. Sonra, kendisinin atlarn ateini
drmek, boaz iltihaplarn gidermek ve glendirmek iin yapm olduu
ilatan bir anak iirdi. Fenn'le ikisi atlan koruyan tanr Horus'un onu
korumas iin ellerini birletirdiler. Meren ve adamlar da duaya katld ve
gece boyunca ilahi sylediler. Sabah olduunda Duman Yeli ve tay hl ayaktayd

ama balar sarkmt ve artk rek yemiyorlard. Bununla birlikte, Fenn'le


Taita'nn verdii kazanlar dolusu tatl suyu lkr l-KlT itiler. leden hemen
nce, Duman Yeli kafasn kaldrd ve tayna 'nedi, sonra da kafasn uzatp
omzundan drtt. O da ban kaldrp anjine bakt.
Adamlardan biri, "Ban kaldrd," dedi heyecanla.
243
Wilbur Smith
Baka biri, "Daha gl duruyor," diye gzlem yapt. "Mcadele ediyor, hem
kendisi hem de tay iin."
"Terlemesi durdu. Atei dyor."
O akam Duman Yeli be tane daha ball Tolas rei yedi. Ertesi sabah
Taita'nn peinden nehir yatana gitti ve beyaz kumlarda yuvarland. Nil
kysnda yetien tyl, pembe bal belli bir otu her zaman ok sevdii iin
Taita ile Fenn o ottan demetler dolusu biip en gzellerini nne serdiler.
Drdnc gn, hem Duman Yeli hem de Kasrga bo karnlarn o otlarla
doldurdular. Taita, "Tehlikeyi atlattlar," deyince Fenn, Kasr-ga'ya sarld ve
sonra kalbi krlm ve bir daha hi dzelmeyecekmi gibi alamaya balad.
Tolas reklerine ramen bir sr atta daha hastalk belirtileri vard. On
iki tanesi ld, ama Meren onlarn yerine baklk kazanm olanlar geirdi.
Baz adamlar da sinek zehrinden tr hastayd: feci ba ans ekiyorlard ve
btn eklemleri o kadar sertlemiti ki zor yrmekteydiler. Hayvanlarn ve
adamlarn yola devam edecek kadar iyilemesi iin pek ok gn geti. O zaman
bile, Taita ile Fenn, Duman Yeli ile Kasrga'ya kendi arlklarn yklemediler
ve yedek atlara binip onlar da yanlarnda gtrdler. Meren herkesin tam olarak
iyilemesi iin gnlk ilerleme mesafesini ve hzn drmt. Gnler sonra,
bir kez daha hzlarn artrd ve yine canl bir ekilde yola devam ettiler.
Sineklerin blgesinden sonraki iki yz fersah boyunca insan yerleimine
rastlamadlar. Sonra gezgin balklarn yaad bir kye geldiler. Atllar
ortaya kar kmaz ky sakinleri kamt. Bu ak renkli, garip bronz
silahlar olan, boynuzsuz acayip hayvanlara binen insanlarla karlamann oku
onlara fazla gelmiti. Taita balk ttsledikleri zgaralara bakt ve hemen
hemen bombo buldu. Nil artk kye rzkn vermiyordu. Belli ki, balklar
alktan kvranmaktayd.
244
11. Yazt
Nil kys boyunca uzanan takn ovalarnda pala boynuzlu ve gzlerinin
etrafnda beyaz lekeler olan salkl, grbz antilop srleri otlanyordu.
Erkekleri siyah, diileri koyu krmzyd. Meren atl okularndan be tanesini
yollad. Antiloplar atlar merak etmi gibiydi ve yanlarna geldiler. lk ok
dalgas drt tanesini, ikinci dalga da bir o kadarn daha devirdi. ldrdkleri
antiloplar bir ban teklifi olarak kyn dna braktlar ve beklemeye
baladlar. Alktan len kyller fazla dayanamad ve yabanclardan gelecek ilk
saldr iaretinde yeniden kamaya hazr bir ekilde, ihtiyatla yaklamaya
balad. Onlar etleri paralayp on tane ate yakarak piirmeye balaynca
Nakonto ortaya kt. Onlarn szcs de gri sakall saygdeer bir adamd,
gcrtl, tiz bir sesle konuuyordu.
Nakonto geri gelip Taita'ya rapor verdi. "Bu insanlar Ootasalarn
akrabalar. Dilleri o kadar benziyor ki rahata anlaabildik."
Artk kyller yaklap adamlan, silahlarn ve atlarn inceleyecek kadar
cesaretlenmiti. Bekr kzlarn stnde sadece bellerindeki ipe dizili boncuklar
vard ve Shilluk kadn olmayan askerlerle hemen kaynamlard.
Evli kadnlar, Taita'ya," Meren'e ve yzbalara sukabaklar iinde eki
bira getirdiler, Poto adndaki yal adam ise kurumla Taita'nn yanna oturdu ve
Nakonto'nun evirdii sorulan yantlad.
"Gney diyarlarn ok iyi bilirim," diye bbrlendi. "Babam ve daha nce de
onun babas byk gllerde yaamt, o gller balk doluydu, hem de bazlar
yle bykt ki, drt adam ancak kaldrabilirdi. Kalnlklar da bu kadard..."
Sska kollaryla bir daire yapt, "...ve uzunluklar da hu kadar..." ayak

baparmayla yere bir izgi izdi, sonra drt adm att ve ikinci bir izgi
ekti, "...oradan buraya kadar."
Taita, "Balklar her yerde ayn," diye belirtti ama gereken hayran-hk
nidalarn karmay da ihmal etmedi. Poto kendi kabilesi tarafndan '"mal
edilmie benziyordu ve ilk kez btn dikkatleri stne toplamt. u yeni
dostlarnn arkadal houna gidiyordu.
245 '
Wilbur Smith
"Peki kabilen o bereketli gllerden niye ayrld?" diye sordu Taita.
"Doudan, bizden daha gl ve sayca daha stn insanlar geldi ve onlara
kar koyamadk. Bizi nehir boyunca kuzeye, buraya srdler." Bir an iin
mahzunlat sonra yeniden ldad. "Snnet olduum zaman babam, beni bunun,
yani nehrimizin doduu byk elaleye gtrmt." Kysnda oturduklar Nil'i
gsteriyordu. "O elaleye Tungula Madzi, yani Gk Grlts Sular deniyordu."
"Niye byle deiik bir isim koymular?"
"Yksekten dklen sulann aldamas ve arptklar ulu kayalarn sesi iki
gnlk mesafeden duyuluyordu. Sulann dkld yerden adeta gm rengi bir
bulut ykseliyordu."
"Sen byle bir manzaray grdn m?" diye soran Taita Gz'n adama
evirdi.
"Hem de bu iki gzmle!" diye bard Poto. Auras, yakt bitmeden nce
parlayan bir alev gibi parlamt. Adam doruyu sylyordu.
"Orann bu nehrin doduu yer olduuna m inanyorsun?" Heyecandan Taita'nn
nabz hzlanmt.
"Babamn hayaleti stne yemin ederim, elaleler nehrin doduu yerdi."
"stlerinde ve ileride ne vard?"
"Su," dedi Poto dz bir sesle. "Sudan baka bir ey yok. Dnyann sonuna
kadar su var."
"elalenin arkasnda hi toprak grmedin mi?"
"Sadece su."
"Gkyzne dumanlar saan yanarda grmedin mi?"
"Hibir ey," dedi Poto. "Sudan baka hibir ey."
"Bizi elaleye gtrr msn?" diye sordu Taita.
Nakonto bu soruyu tercme edince Poto korkmu grnd. "Asla geri dnemem.
Oradaki insanlar benim dmanm ve beni ldrp yerler. Nehri de takip edemem
nk grdnz gibi, o lanetlendi ve lyor."
246
11. Yazt
"Bizimle gelirsen bir uval boncuk veririm sana," dedi Taita. "Kabilenin en
zengin adam olursun."
Poto duraksamad. Rengi kl gibi oldu ve dehetle titremeye balad. "Hayr!
Asla! Yz uval da versen olmaz. Beni yerlerse ruhum asla alevleri aamaz.
Srtlan olur ve geceleri dolanp durur, rm leleri ve sakatatlar yer."
Zplayp komaya davrand, ama Taita hafif bir dokunula onu durdurdu ve
yattrmak iin kendi etkisini kulland. Tekrar konumadan nce iki koca yudum
bira imesine izin verdi.
"Bize rehberlik yapabilecek baka biri var m?"
Poto korku iinde ban sallad. "Hepsi korkar, benden bile ok korkarlar."
Bir sre sessizce oturdular, sonra Poto huzursuzlanp ayaklarn oynatmaya
balad. Taita sabrla onun zor bir karara varmasn bekledi. Sonunda adam
ksrp topraa koyu sar bir balgam tkrd. "Belki biri vardr," dedi. "Ama
hayr, o da lm olmal. Son grdmde yal bir adamd ve bu da uzun zaman
nceydi. O zaman bile senden yalyd saygdeer ihtiyar." Taita'nn nnde
saygyla ban edi. "Bizim fetihler yaptmz dnemden kalan son kiiydi o."
Taita, "Kimdi? Nerede bulabilirim kendisini?" diye sordu.
"Ad Kalulu. Nerede bulacan gsteririm." Poto yine ayak parmayla yere
bir eyler izmeye balad. "lmekte olan byk nehri takip edersen sonunda bir
sr glle bulutuu yere gelirsin. Orada gl sular vardr. Biz oraya Semliki
Nianzu deriz." Elips eklinde yass bir ember izdi.

"Nehrin doduu elaleyi bulacamz yer mi oras?"


"Hayr. Nehir, baln vcuduna saplanan mzrak gibi gl kesiyor."
Parmayla bir izgi yapt. "Nehrimiz k, giri ise gln gney kys."
"Nasl bulacaz oray?"
"Kalulu gibi biri gtrmezse bulamazsnz. O bataklkta, sazlardan oluan
yzer bir adann stnde yayor. Nehrin kt yere yakn."
247
Wilbur Smith
"Onu nasl bulacaz?"
"Dikkatle arayarak ve ansnz yardmyla." Poto omuz silkti. "Ya da belki o
sizi bulur." Sonradan aklna gelmi gibi, "Kalulu byk mistik gleri olan bir
samandr," dedi. "Ama bacaklar yok."
Kyden ayrlrken Taita, Poto'ya iki avu dolusu boncuk verdi ve ihtiyar
adam alamaya balad. "Beni zengin ettin ve ihtiyar yamda mutlu kldn. imdi
bana bakacak iki e alabilirim."
Kysndan gneye doru gittike Nil birazck daha gl akar oldu ama yine
de eski halinin yannda ok clz kalyordu. Meren, "Yirmi kat kld," diye
hesaplad ve bunu dile getirmese de Taita da ona hak verdi. Bazen Meren'e bir
usta olmadn ve byle konulan onlarla daha iyi baa kacak yetkin kiilere
brakmasn hatrlatmak gerekiyordu.
Bat kysndan yol alrken atlar ve adamlar her geen gn biraz daha
glendi. Poto'nun tarif ettii gle vardklarnda hibirinde sinek
hastalndan eser kalmamt. Muazzam bir gld.
Meren, "Bu bir gl deil deniz olmal," dedi ama Taita, onu bir srahi su
rnei almaya yollad.
"imdi i bakalm benim sevgili Meren'im," diye emretti. Meren dikkatle bir
yudum ald ve yutkundu. Sonra srahinin geri kalann bana dikti.
"Tuzlu deniz suyu mu?" diye glmsedi Taita.
"Hayr Byc, bal gibi tatl. Yanlmm, sen haklydn."
Gl o kadar bykt ki, kendi rzgr sistemini yaratm gibiydi. ' fakta
hava hl durgun ve serindi. Sanki gln yzeyinden dumanlar yk' seliyormu
gibi grnyordu. Adamlar heyecanla bu konuyu tarttlar248
11. Yazt
Biri, "Volkan gl styor," dedi.
Baka biri, "Hayr," dedi. "Su buhar olup ykseliyor. Baka bir yerde yamur
halinde inecek."
Meren ise otoriter bir tavrla, "Hayr, bu sularda yaayan deniz canavarnn
kzgn nefesi," diye belirtti.
Sonunda gerei sylesin diye Taita'ya baktlar.
Taita, "rmcekler," deyince yeniden hararetle tartmaya baladlar.
"rmcekler umaz. Sinekleri kastediyor... ya da yusufuklar."
"Bizimle eleniyor," dedi Meren. "Onu iyi tanrm. Bu kk akalara
baylr."
ki gn sonra rzgr yn deitirdi ve o bulutlardan biri kampn stne
srklendi. Sonra da aa inmeye balad. Fenn zplayp buluttan bir ey ald.
"rmcekler!" diye haykrd. "Taita asla yanlmaz." Bulut, yeni dnyaya
gelmi saysz rmcekten oluuyordu, henz saydam haldeydiler. Hepsi ince birer
a rmt ve o rzgra taklan alarla gln baka bir tarafna uuyorlard.
Gne kar kmaz rzgr artt ve lene kadar sulan lgnca kprtt.
leden sonra ise azald ve gne batnca ortalk tamamen duruldu. Flamingolar
pembe bir izgi halinde ufku kaplad. Hipopotamlar ho-murdanp brerek s
amurlarda granit talar gibi yuvarlandlar, uzun dili rakiplerini korkutmak
iin pembe enelerini sonuna kadar ap kapadlar. Gl timsahlar kumlara
serildi, azlarn atlar ve su kular sivri san dilerinin arasndaki etleri
temizlemeye balad. Geceler sakin geiyor, yldzlar siyah kadifeyi andran su
yzeyine yansyordu.

Batya doru gl o kadar byyordu ki kara grnmyordu, sadece aarn


dalgalandrd suda kayk gibi bata ka yzen adalar vard. G-neyde ise gln
kysn ancak uzaktan grebiliyorlard. Sivri da balan eya volkanlar yoktu,
sadece alak tepelerin mavimsi izi vard.
249
Wilbur Smith
Poto onlar yerlilerin vaheti konusunda uyard iin, gl kysnda
yetien dikenli akasya aalarnn dallarn da kullanarak gvenli bir kamp
kurdular. Gndzleri atlar ve katrlar ya kydaki gzel otlaklarda otluyor, ya
da slk yerlerde bulunan su bitkileriyle kendilerine ziyafet ekiyordu.
Fenn, "Kalulu'yu, hani u aman ne zaman arayacaz?" diye sordu.
"Bu akam, sen yemeini bitirince."
Taita sz verdii gibi Fenn'i alp sahile indi ve kuru odunlar toplayp
kk bir ate yaktlar. Atein bana meldiler ve Taita, Fenn'in ellerini
kendi ellerinin arasna alp bir korunma halkas oluturdu. "Eer Kalulu, Poto'nun iddia ettii gibi bir ustaysa, ona havadan mesaj yollayabiliriz," dedi.
Fenn huu iinde, "Sahiden bunu yapabilir misin Taita?" diye sordu.
"Poto'ya gre, buraya ok yakn bir yerde yayormu, belki iki, fersah
temizde yani. Ona erimek kolay."
"Uzaklk nemli mi?" diye sordu Fenn.
Taita ban sallad. "Adn biliyoruz. Fiziksel grnmn biliyoruz,
bacaklar yok. Tabii ruhani adn da bilsek veya elimizde onunla ilgili bir ey,
mesela bir sa kl, trnak, ter, idrar veya dk olsa daha kolay lrd. Yine
de, elimizde olanla birine ulamay sana reteceim." Taita kesesinden bir
tutam bitki kard ve atee att. Yanan bitkilerden keskin kokulu bir duman
kt, "Bu, etrafta dolanmas muhtemel herhangi bir kt etkiyi uzaklatrr,"
diye aklad. "imdi alevlere bak. Eer Kalulu gelirse onu orada greceksin."
Ellerini brakmadan Taita'nn gsnden gelen mrltlar eliinde hafife
sallanmaya baladlar. Fenn, onun rettii ekilde zihnini boaltnca
sihirli g semboln tekrarlayp ilerinden birletirdiler.
"Mensaar!"
"Kydash!" ,
"Ncube!"
Etraflarndaki hava nlad. Taita o havaya doru konutu.
250
11. Yazt
"Kalulu dinle! Bacaklar olmayan kii, kulaklarn a!" Ay ykselip,
zirvesinin yar yoluna ularken arsn zaman zaman tekrarlad.
Aniden arpmay hissettiler. Fenn heyecanla soludu, sanki parmak ularndan
statik bir yk boalmt. Atee gzlerini dikti ve bir yz grd. ok yal ama
sonsuz bilgelie sahip bir maymuna benziyordu.
"Kim aryor?" Kzgn dudaklar bu soruyu Tenmass dilinde sormutu.
"Kalulu'yu arayan kim?"
"Ben Gallalah Taita'ym."
"Eer Doru'dan yanaysan bana ruhani adn syle." Taita bunun bann
zerinde bir sembol olarak ekillenmesini salad: tek kanad krk bir ahin.
Ayn havay paylaan kt bir g de olabilecei iin, bunu telaffuz etmek
lmcl bir tehlike yaratyordu.
"Seni onaylyorum, Doru'luk kardeim," dedi Kalulu.
"Sen de kendi ruhani adn gster," dedi Taita. Ateteki yzn zerinde ar
ar melmi bir Afrika yaban tavan belirdi. Bu mitolojik bir bilgeydi,
tavan Kalulu'nun ba ve uzun kulaklar dolunayn zerine izilmiti.
"Seni onaylyorum sa elin kardei. Yardm istemek iin ardm seni," dedi
Taita.
"Nerede olduunu biliyorum, ben de yaknndaym. gn iinde sana
geleceim," dedi Kalulu.
Fenn bu arma sanatna hayran olmutu. "Ah Taita," dedi. "Bunun mmkn
olduunu hayal bile edemezdim. Ltfen bana da ret nasl yaptn."
"nce kendi ruhani adn renmelisin."

251
Wilbur Smith
"Galiba biliyorum," dedi Fenn. "Bir kez bana yle seslenmitin, deil mi?
Yoksa rya myd o Taita?"
"Ryalar ve gereklik sk sk birbirine karr ve tek bir ey olur Fenn.
Hatrladn isim ne?"
Fenn, "Sularn ocuu," diye yantlad ekingen bir tavrla. "Lostris."
Taita, ona hayretle bakakald. Daha nce psiik glerini bilinsiz olarak
nadiren ortaya koyard. teki hayatna ulamay baarmt demek ki. Duyduu
heyecan ve gurur yznden soluklar sklat. "Ruhani adnn semboln de
biliyor musun Fenn?"
"Hayr, onu hi grmedim," diye fsldad. "Var mdr ki Taita?"
Taita, "Dn," dedi. "Zihninde n plana kar onu!"
Kz gzlerini kapad ve igdsel olarak boynunda asl olan tlsm tuttu.
Taita yumuak bir sesle, "Zihninde mi?" diye sordu.
Fenn, "Evet," diye fsldad ve Taita, Gz'n at. Fenn'in aura-s gz
kamatnc bir parlaklkla kz tepeden trnaa sarmt ve ruhani adnn
sembol, ayn kutsal atete, bann zerinde duruyordu.
Taita, peri kz iei, yani nilfer, diye dnd. Bir btn halindeydi.
Ruhani sembol gibi, Fenn'in kendisi de tmyle amt. Daha ocukken bile bir
usta haline gelmiti. Taita, ona, "Fenn," dedi. "Zihnin ve ruhun tamamen hazr.
Sana retebileceim her eyi ve belki daha da fazlasn renmeye hazrsn
artk."
"O zaman bana havadan grebilmeyi ve aramza byk mesafeler girse bile
sana ulaabilmeyi ret."
"Hemen balayacaz," dedi Taita. "Bende zaten sana ait bir ey var."
Fenn, "Nedir o? Nerede?" diye atld. Taita cevap olarak boynundaki tlsma
dokundu. Fenn, "Gster bana," dedi ve Taita iinde sa llesi bulunan tlsmn
at.
Fenn, "Sa," dedi. "Ama benim deil ki." aret parman uzatp bukleye
dokundu. "Bu yal bir hanmn sa. Bak, gryor musun? Sarlarn arasna gri
teller karm."
252
L Yazt
"Ben o bukleyi kestiimde yalanmtn," diye kabullendi Taita. "Hatta
lmtn. Mumyalama masasnda souk ve kat olarak yatyordun."
Kz dehetle rperdi. "Bu teki hayatta m oldu?" diye sordu. "Anlat bana.
Kimdim ben?"
"Hepsini anlatmak bir mr srer," dedi Taita. "Ama benim sevdii' bir
kadn olduunu syleyerek balayaym, tpk imdi sevdiim gibi." Fenn yalarla
dolu gzleri grmeden uzanp Taita'nn elini arad.
"Sende benden bir ey var," diye fsldad. "imdi de ben senden bir ey
istiyorum." Taita'nn sakaln tutup kaln bir tutam parmana dolad. "lk
karlatmz gn sakaln beni ok etkilemiti. Saf gm gibi parlyor."
Kesesinden kk bronz hanerini kard ve parmana dolad tutam deriye
yakn bir yerden kesti. Sonra burnuna gtrp gzel kokulu bir iekmi gibi
koklad. "Bu senin kokun Taita," dedi.
"Onu muhafaza etmen iin sana da bir madalyon yaparm."
Kz sevinle gld. "Evet, ok iyi olur. Ama sende de lm bir kadnn
deil yaayan ocuun sa olmal." Sandan bir bukle kesip Ta-ita'ya uzatt.
Taita bukleyi zenle bkt ve yetmi yldan uzun bir sredir madalyonunda duran
dier buklenin zerine yerletirdi.
"Seni her zaman arabilecek miyim?" dedi Fenn.
"Evet ve ben de seni," dedi Taita. "Ama nce sana retmem lazm."
Sonraki gnlerde bu sanat zerine altlar. nce birbirlerini grecek ama
duyamayacak mesafelerde karlkl oturarak baladlar. Saatler sonra, Fenn,
Taita'nn zihninde canlandrd grntleri grebilmeye ve kendi zihnindeki
grntlerle cevap verebilmeye balamt. O gelitike, bu sefer arkalarn
dnerek ve birbirlerini grmeden denediler. Sonunda Taita, onu kampta brakt ve

Meren'le birlikte gl kysnda birka fersah Uzaa gitti. Orada yapt ilk
giriimde Fenn'e ulat.
Her denemesinde Fenn daha abuk karlk veriyor ve yollad gktler daha
net ve daha gl oluyordu. Taita iin kendi semboln al253
Wilbur Smith
nna yerletirdi ve birka denemeden sonra nilferin rengini keyfine gre
pembeden eflatuna, ondan da krmzya evirmeyi becerdi.
Gece korunma iin kendi minderinde ama Taita'ya yakn yatt ve uyumadan
nce, "Artk bir daha hi ayrlmayacaz," diye fsldad. "nk nereye gitsen
seni bulabilirim."
@'\
afakta, henz rzgr balamadan gle ykanmaya gittiler. Suya girmeden nce
Taita timsahlara ve suyun dibinde olabilecek her trl canavara kar koruma
bys yapt. Sonra suya girdiler. Fenn bir susamurunun zarafetiyle yzyordu.
Derinlere dalarken plak bedeni cilalanm fildii gibi parlamaktayd. Taita,
onun suyun altnda ok uzun sre kalmasna hi alamamt ve gzn aadaki
yeil dnyaya dikmi, yzeyde uzanrken endie iindeydi. Sonsuzluk gibi gelen
bir sre sonra, Fenn tpk rya-lanndaki gibi zarif bedeninin dipten kendisine
doru geldiini grd. Sonra tam yannda sudan frlad, kahkahalar atyor,
sandaki sular savuruyordu. Dier seferlerde onun geliini grmedi. Sadece
dipten gelip ayak bileini yakalayarak onu da aa ekmeye alnca anlyordu
geldiini.
"Byle yzmeyi nasl rendin?" diye sordu.
"Ben sularn ocuuyum." Taita'ya gld. "Unuttun mu? Yzmek iin dodum."
Sudan knca kurulanabilecekleri gneli bir yer buldular. Taita, onun arkasna
oturup san rd ve aralarna nilfer iekleri yerletirdi. Bir yandan da
Msr kraliesi olarak yaad hayat, onu seven baka insanlar ve dourduu
ocuklan anlatyordu. Fenn sk sk araya girip "A, evet! Onu imdi hatrladm,"
diyordu. "Bir olum vard ama yzU* ( n hatrlamyorum."
"Zihnini a, ben de sana kendi hafzamdan onu gstereyim."
254
11. Yazt
Fenn gzlerini kapad ve Taita avularn onun bann iki yanna gtrp
kulaklarn rtt. Bir sre sessiz kaldlar. Sonunda Fenn, "Ah, ne g-j bir
ocuk," diye fsldad. "Sa altn sars. Bann stndeki kabartmay
grebiliyorum. Ad Memnon."
"O ocukluk adyd," diye mrldand Taita. "Tahta kp Aa ve Yukar
Krallk talarn alnca ad Firavun Tamose oldu, o ismin ilk kullanlydte! Bak nasl da gl ve hkim." Taita grnty Fenn'in zihnine aktard.
Fenn uzun sre sessiz kald. Sonra, "Ne kadar yakkl ve soylu," dedi.
"Ah, Taita, olumu grebilmek isterdim."
"Grdn Fenn. Onu gsnde emzirdin ve tacn bana kendi ellerinle bana
koydun."
Fenn yine sustu. Bir sre sonra, "Bana teki hayatta ilk karlatmz
zamanki halini gster," dedi. "Bunu yapabilir misin Taita? Benim iin kendi
grntn aktarabilir misin?"
"Denemeye cesaret edemem," dedi Taita hemen.
"Neden?"
"Tehlikeli olur," diye cevap verdi. "Bana inanmalsn. ok tehlikeli olur
hem de."
Ona istedii grnty gsterse, zamanla elde edilmez dlere kaplmasna
yol aacakt. Onun mutsuzluunun tohumlarn atm olacakt. nk teki
hayattaki ilk karlamalarnda Taita bir kleydi ve Msr'n en gzel gen
erkeiydi. Bu onun k olmutu. Efendisi Lord ntef Karnak blgesi bayargc
ve Yukar Msr'n yirmi iki blgesinin vahiydi-Ayrca bir kulamparayd ve
klesini deli gibi kskanyordu. Taita, efendisinin evindeki Alyda adl kle
kza k olmutu. Bu durum Lord ntef'e bildirilince, cellad Rasfer'e Alyda'y
kafasn ar ar ezerek ldrmesi-m emretmiti. Taita da onun lmn izlemeye

zorlanmt. Lord ntef k-Zl" lmnden sonra bile tatmin olmam ve Rasfer'e
Taita'y da hadm etmesini emretmiti.
255
Wilbur Smith
Bu korkun durumun bir uzants daha vard. Lord ntef yllar sonra Kralie
Lostris olan kk kzn babasyd. Kzyla ilgilenmemi ve Ta-ita'y, yani
hadm onun retmeni ve danman yapmt. imdi o ocuk Fenn olarak yeniden
domutu.
O kadar karmak bir durumdu ki, Taita btn bunlar Fenn'e aklayacak
kelimeleri bulmakta glk ekiyordu ve kamp ynnden gelen barmalar duyunca
kurtulduu iin sevindi. "Doudan tekneler geliyor! Silah bana!" Bu Meren'in
sesiydi, bu kadar uzaktan bile kolayca tannyordu. Onlar da hemen ayaa
frladlar, hl nemli olan vcutlarna tuniklerini geirdiler ve kampa doru
komaya baladlar.
"te!" Fenn yeil sularn ilerisini gsterdi. Taita'nn imdiden o tarafa
doru koan beyaz atlarn arasndan ekilleri semesi biraz vakit ald.
"Yerli sava kanolar! Ka kreki var sayabilir misin Fenn?"
Kz gzlerini ksp iyice bakt ve, "Bataki kanoda iki yanda on ikier kii
var," dedi. "tekiler de en az o kadar var gibi. Dur! kinci tekne en bykleri,
bize yakn tarafta yirmi krekisi var."
Meren kamp evreleyen itin kaps nnde adamlarn ikierli olarak
dizmiti. Hepsi tepeden trnaa silahlyd ve ani bir duruma kar tetikteydi.
Aada kanolarn kyya yanamasn izliyorlard. Adamlar teknelerden indiler
ve en byk teknenin etrafnda toplandlar. Mzisyenlerden oluan bir grup da
suya atlad ve plajda dans etmeye balad. Davulcular vahi bir tempoyla davul
alarken borucular da yaban antilobu boynuzlarndan yaplm borularn
ttryordu.
Taita, Fenn'e, "Auran gizle," diye fsldad. "Bu insanlar hakknda hibir
ey bilmiyoruz." Aurann soluunu izledi. "Gzel. Yeterli." Eer Kal ulu bir
bilginse Fenn'in aurasn tamamen maskelemek daha da fazla kuku ekecekti.
Sekiz tayc tekneden bir tahtrevan karp karaya tad. Bunlar gl
kuvvetli gen kadnlard, kollar ve bacaklar kaslyd; cam boncuk256
11. Yazt
larla bezenmi petamallara sannmlard. Gsleri parlak yalarla vlmt ve
gnete parl panl parlyordu. Doruca Taita'nn bulunduu yere geldiler ve
tahtrevan nnde yere indirdiler. Sonra byk bir saygyla yannda diz
ktler.
Tahtrevann ortasnda bir cce oturmaktayd. Fenn, onu alevlerde grd
simasndan tand, bu o kepe kulakl, parlak kel kafal yal maymun simasyd.
Cce Tenmass dilinde, "Ben Kalulu'yum," dedi. "Ve seni grdm Gallalal Taita."
Taita da, "Seni selamlyorum," diye cevap verdi. Kalulu'nun bir bilgin
olmadn ama gl ve youn bir aura yaydn hemen fark etmiti. Buna
bakarak onun bir usta olduunu ve Doru'nun takipisi olduunu syleyebilirdi.
"Ba baa rahata konuabileceimiz bir yere gidelim," dedi.
Kalulu kopuk bacaklarn havaya dikerek ellerinin stne kalkt ve
tahtrevandan atlad. Ayaklarym gibi ellerinin stnde rahata yryor,
Taita'nn yzne bakarak konuabilmek iin ban yana eviriyordu. "Seni
bekliyordum Byc. Yaklatka havada keskin bir dalgalanma yarattn. Nehrin
bana geldiinde varln daha kuvvetli hissetmeye baladm." Kadnlar da bo
tahtrevan tayarak peinden geliyorlard.
Taita, "Bu taraftan Kalulu," diyerek konuunu buyur etti. Onun blmne
gelince kadnlar tahtrevan yere braktlar ve geri geri yryerek konumalar
duyamayacaklan bir noktaya kadar ekildiler. Kalulu tekrar tahtrevana zplad
ve nceki gibi ba yukar gelecek ekilde oturdu. Etrafna baknmaya
balamken, Fenn nnde diz kp bir anak bal likr sununca, dikkatini ona
yneltti.
"Sen kimsin ocuk? Seni de atein nda grdm," dedi Tenmass diliyle.
Fenn anlamam gibi yapt ve dnp Taita'ya bakt.

Taita, "Cevap verebilirsin," dedi. "O da Doru'dan yana."


"Ben Fenn'im, Byc'nn raklarndan biriyim."
Kalulu, Taita'ya bakt. "Ona kefil oluyor musun?"
257
F: 17
Wilbur Smith
Taita, "Oluyorum," diye cevap verdi ve kk adam ban sallad.
"Yanma otur Fenn, nk ok gzelsin." Fenn bir kabullenile yanna oturdu.
Kalulu delici kara gzleriyle Taita'ya bakt. "Beni niye ardn Byc? Benden
nasl bir hizmet istiyorsun?"
"Beni Nil'in doduu yere gtrmene ihtiyacm var."
Kalulu armad. "Sen ryalarmda grdm kiisin. Beklediim kiisin.
Seni Kzl Talar'a gtreceim. Bu gece rzgr dinecek ve sular durulunca
gideceiz. Ka kii var yannda?"
"Otuz sekiz, ben ve Fenn'le birlikte, ama ok eyamz var."
"Be byk kano daha beni takip edecek. Hava kararmadan burada olurlar."
"Benim pek ok atm da var," diye ekledi Taita.
"Evet." Kk cce bam sallad. "Onlar kanolarn arkasndan yzecek.
Destek olsun diye hayvan postundan imi keseler getirdim."
Afrika'nn ksa alacakaranlnda, rzgrn son kalntlar da dinince,
askerlerden bazlar atlan kyya gtrd ve s ksmda imi keselerden iki
yanlarna birer tane balad. Bu i srerken dier askerler eyalar kanolara
yklediler. Kalulu'nun dii korumalar onu tahtrevanyla en byk kanoya
gtrp gverteye kard. Gln sular dmdz olunca, kanolar iterek kydan
uzaklatrdlar ve karanlkta, yldzlarn gney semalarnda oluturduu byk
haa doru yola ktlar. Her kanoya on at balanmt. Fenn kta oturmu,
arkalarndan yzen Duman Yeli'yle Kasrga'y yreklendirecek szler sylyordu.
Krekiler kreklerini suya indirdiler ve uzun, ince tekneler karanlk sularda
sessizce kaymaya devam etti.
Taita, Kalulu'nun uzand tahtrevann yanna oturdu ve bir sre alak
sesle konutular. "Bu gln ad nedir?"
"Semliki Nianzu. Pek ok glden biri."
"Sular nereden geliyor?"
258
11. Yazt
"nceleri iki byk nehir akard bu gle, biri bat ucundaki Semliki, teki
de bizim Nil. kisi de gneyden gelirdi, Semliki dalardan, Nil de byk
sulardan. te seni oraya gtryorum."
"O da baka bir gol m?"
"Onun gerekte bir gl m, yoksa byk boluklarn balangc m olduunu
hi kimse bilmiyor."
"Bizim Nil Ana'mz oradan m douyor?"
"yle olmal," dedi Kalulu.
"Peki o byk suya ne ad veriyorsunuz?"
"Nalubaale diyoruz."
"Bana rotamz anlatr msn Kalulu?"
"Semliki Nianzu'nun kar kysna ulanca Nil'in gney kolunu bulmu
olacaz."
"Benim kafamdaki resme gre Nil'in gneye giden kolu Semliki Ni-anzu'ya
akt yerde. Kuzeye giden kolu ise bu glden kyor ve byk bataklklara
doru kuzeye akyor. Bu, Nil'in bizi buraya kadar getiren kolu."
"Evet Taita. Byk resim byle. Tabii ki, baka kk nehirler, akarsular ve
daha kk gller de var, nk buras ok su diyan, ama hepsi Nil'e dklyor
ve kuzeye doru akyor."
"Ama Nil lyor," dedi Taita yumuak bir sesle.

Kalulu bir sre sessiz kald ve ban sallaynca tek bir damla gzya ay
nda parlayarak porsumu yanandan aa szld. "Evet," de- di. "Onu
besleyen nehirlerin hepsi tkand. Anamz lyor."
"Kalulu syle bana, bu nasl oidu?"
"Bunu aklayacak kelimeler yok. Kzl Talar'a varnca kendi gznle
greceksin. O olaylar sana tarif edemem. Byle bir ite yalnzca kelimeler
yetmez."
"Sabrszlm bastracam."
259
Wilbur Smith
"Sabrszlk gen bir adamn kt alkanldr." Cce glmsedi, dileri
prl prl parlyordu. "Ve uyku da ihtiyar bir adamn tesellisi." Kanonun
altndaki sulardan gelen koku onlar uyuturuyordu ve bir sre sonra uyudular.
Taita ndeki kanodan gelen hafif bir lkla uyand. Hemen yan dnp suya
sarkt ve yzne bir avu su serpti. Sonra gzlerindeki damlacklar krptrp
ileriye bakt. Karlarndaki karanlk kara parasn grd.
Sonunda, kumsaln gvdenin dibine temas ettiini hissettiler ve karaya
oturdular. Krekiler kreklerini suya brakp atladlar ve kanolar biraz daha
ieri ektiler. Atlar da ayaklarn yere basmt. Kadnlar Kalu-lu'yu
tahtrevanyla kaldrdlar ve kyya kardlar.
Kalulu, Taita'ya, "Adamlarn imdi kahvalt etmeli," dedi. "Yani ilk kla
yola kabiliriz. Talar'a varmak iin epeyce yol gitmemiz gerekiyor."
Krekilerin tekrar kanolara binip glde almasn izlediler. Siluetler
karanlkta gzden kaybolurken bir sre kreklerin suda yaratt beyaz kpkleri
grdler. ok gemeden o grnt de kayboldu.
Alevlerin nda ttslenmi gl bal ve karabuday rei yediler ve
afan ilk klaryla birlikte gl kys boyunca ilerlemeye baladlar. Yarm
fersah gittikten sonra, kurumu beyaz nehir yatana geldiler.
Taita, Kalulu'ya, "Bu hangi nehir?" diye sordu, ama cevabn ne olacan
biliyordu.
"Bu Nil'di, hl da yle," dedi Kalulu.
Taita nehir yatana bakarak, "Tamamen kurumu!" diye bard. Kydan
kyya genilii drt yz metreydi, ama hi su akmyordu. Suyun yerine uzun bir
adamn iki kat boyunda, minyatr bambu aalarna ben260
11. Yazt
eyen fil otlaryla dolmutu. "Msr'dan buraya kadar iki bin fersah bo-nca nehri
takip ettik. Yol boyunca en azndan ince akntlar, birikintiler, dereler grdk
ama burada l gibi kupkuru."
"Daha kuzeyde karlatnz sular Semliki Nianzu Gl'nden szan, onun
kollanndan gelen sular," diye aklad Kalulu. "Bu Nil'di, dnyann en gl
nehriydi. imdi ise hibir ey deil."
"Ona ne oldu?" diye sordu Taita. "Bylesine muazzam bir aknty hangi
eytani g durdurabildi?"
"Bu senin bile hayal gcn aan bir ey Byc. Kzl Talar'a va-nnca ne
olduunu gznle greceksin."

Fenn sylenenleri Meren'e tercme ediyordu ve Meren, kendini daha fazla


tutamad. "Eer kupkuru bir nehri takip edeceksek," dedi. "Adamlarma ve atlanma
nereden su bulacam?"
Taita, "Fillerin yapt gibi kazarak karacaksn suyu," dedi.
Meren, "Bu yolculuk ne kadar srecek?" diye sordu.
Bu soru kendisine evrilince Kalulu, Meren'e muzipe glmsedi ve, "Bu daha
ok atlarnn dayanma gcne ve kendi bacaklarnn kuvvetine bal," diye cevap
verdi.
Hzla ilerlediler, bir zamanlar azna kadar su dolu lagnler olan ve kuru,
kayalk geitlerden trmanp elalelerin grlemesine yol aan durgun su

birikintilerini getiler. On alt gn sonra Nil'in yatana paralel uzanan alak


bir tepeye geldiler. Fersahlar boyu devam eden ormann monotonluunu bozan ilk
grntyd bu.
Kalulu, "O yksek yerde Tamafupa kenti, yani halkmn yurdu var," dedi"Oralardan Nalubaale'nin byk sularn grebilirsiniz."
Taita, "Hadi oraya gidelim," dedi. Parlak sar gvdeli aalarn arasndan
yamac trmandlar. Su olmad iin aalar da kurumutu ve yap-z dallan
romatizmal eklemler gibi bklmt. Bayrn tepesine ula-ca Duman Yeli burun
deliklerini ap ban savurdu. Kasrga da onun a ar heyecanlanmt: hoplayp
zplyordu.
261
Wilbur Smith
Fenn, "Seni kt at!" diyerek elindeki papirslerle hafife boynun vurdu.
"Uslu dur!" Sonra Taita'ya seslendi. "Onlar heyecanlandran ne Byc?"
"Kendin de koklayabilirsin," diye cevap verdi Taita. "Kigelia iei gibi
serin ve tatl kokuyor."
"imdi aldm, ama bu neyin kokusu?"
Taita, "Su," diye cevap verdi ve ileriyi gsterdi. Gney ynnde gmi bir
bulut vard ve altnda ufuk boyunca uzanan uuk mavi bir kvnm grnyordu.
"Sonunda, Nalubaale!"
Karlarna salam aalardan yaplm bir it kt. Kaplar akt; ve
doruca terk edilmi Tamafupa kyne girdiler. Belli ki, buras daha nce
gnenli, baarl bir yaam merkeziydi -terk edilmi kulbeler grkemliydi ve
atlan muhteemdi- ama imdi ortala sinen sessizlik rktcyd. Grubun geri
kalann armak iin kaplarn bulunduu yere dndler.
Cevap olarak, kan ter iinde ve soluk solua kalm tayclarla birlikte
Kalulu'nun tahtrevan ortaya kt. Tamafupa'nn kaplarnn nnde
toplandklarnda hepsi vakur ve dncelere dalm durumda gzlerini uzaktaki
mavi suya dikmilerdi.
Sessizlii Taita bozdu. "Nil Ana'mzn kayna," dedi.
Kalulu ise, "Dnyann sonu," diye yant verdi. "O sularn ardnda
boluklardan ve Yalan'dan baka bir ey yok."
Taita arkasna dnp Tamafupa'y evreleyen koruyucu itlere bakt.
"Tehlikeli bir diyarda, dman kabilelerle kuatlm durumdayz. Yola devam
edene dek buray kullanacaz," dedi Meren'e. "Hilto ile Shabako'yu adamlaryla
burada brakacaz ki, duvarlan glendirsinler. Onlar bu ile urarken biz de
Kalulu ile gizemli Kzl Talar' grmeye gideceiz."
Sabah olunca yola devam ettiler: iki yl akn bir sredir devam eden
yolculuklarnn en son aamasyd bu. Nehir yatan takip ettiler, 0'
262
11. Yazt
'U zaman kurumu geni yatan ortasndan gidiyorlard. Tekrar hafif bir k,vrma
ulatlar ve karlarna sularn andrd bir bayr kt. zerinde byk bir
kentin duvarlarna benzer krmz granitten yekpare bir du-var uzanyordu.
Meren, "Oul, kutsal Horus ve baba, ilahi Osiris adna!" diye barda "Bu ne
kalesi? Bir Afrika imparatorunun kalesi mi?"
Kalulu sakin bir tavrla, "Grdnz Kzl Talar'dr," dedi.
Taita dier arkadalar kadar arm bir halde, "Kim yerletirmi onlar
oraya?" diye sordu.
"nsanlar deil," dedi Kalulu. "Bunlar insan elinden kma deil."
"Ne o zaman?"
"Gelin, nce gstereyim size. Sonra konuabiliriz."
htiyatla Kzl Talar'a yaklatlar. Sonunda Nil'in yatan bir kydan
dierine dek kapatan byk kaya duvarn nnde durdular. Taita burada atndan
inerek duvar boyunca ar ar yrmeye balad. Fenn ve Meren de peindeydi.
ncelemek zere aralkl olarak durdular. Kaya blou, mumdan akan balmumu
gibiydi.
Taita, "Bu kaya bir zamanlar erimi," diye gzlem yapt. "Sonra bu ilgin
ekilleri alarak soumu."

Kalulu, "Haklsn," dedi. "Kesinlikle o ekilde biimlenmi."


"mknsz gibi grnyor ama bu ktle tek para. Birbirine eklenmi
paralardan olumuyor, birleme izi yok."
"En azndan bir atlak var Byc." Fenn ileriyi iaret etti. Keskin gzleri
duvarn ortasnda tepeden dibe kadar inen, ince atla fark etmiti- Oraya
gittiklerinde Taita hanerini karp atlaa sokmaya alt ama ok dard.
Hanerin ucu ancak kk parmann ilk boumu kadar girebilmiti iine.
"Halkm o yzden buna Kzl Ta deil de Kzl Talar diyor," dedi Kalulu.
"ki blm halinde olduu iin."
263
Wilbur Smith
Taita duvarn dibini incelemek zere diz kt. "Getirilip buraya dikilmemi," dedi. "Canavar bir mantar gibi topran ortasndan frlam Bu
duvarn ta etraftaki dier talardan da farkl grnyor."
"Yine haklsn," dedi Kalulu. "evredeki dier kayalar gibi yontulmuyor ve
ufalanmyor. Yakndan bakarsan, adn da iindeki kzl kristallerden aldn
anlayacaksn."
Taita iyice yaklap duvar oluturan minicik kristallerin gne . nda
yakut gibi parlayn izledi. "Bunda garip ya da doast bir ey yok," dedi
yumuak bir sesle. Sonra Kalulu'nun tahtrevanna yaklat. "Bu ey nasl gelmi
buraya?"
"Kesin olarak hibir ey syleyemem Byc, stelik de olay olduunda
buradaydm."
"Tank olduysan, nasl geldiini niye bilmiyorsun?"
"Bunu sana sonra aklarm," dedi Kalulu. "imdilik u kadarn syleyeyim,
benimle birlikte olaya tank olan bir sr insan vard ama herkes bununla ilgili
farkl bir efsane anlatyor."
"Btn bu ta duvar hayali," diye belirtti Taita. "Belki de gerein
tohumlar efsanelerde ve fantezilerde gizlidir."
"yle de olabilir." Kalulu hak verircesine ban edi. "Ama nce duvarn
tepesine kalm. Grmen gereken ok ey var daha." Tepeye trmanacak bir yol
bulmak iin geldikleri yoldan epeyce geri gittiler. Sonra tekrar kzl ta
duvarn dibine dndler.
Kalulu, "Ben burada bekleyeceim sizi," dedi. "Yukan trmanmak ok zor." Cam
gibi ve neredeyse dikey ykselen kayay gsterdi. Onu orada braktlar ve
dikkatlice yukan trmanmaya baladlar. Baz yerlerde emekleyerek kmalan
gerekti, ama sonunda Kzl Talar'n yuvarlak zirvesinde ayaa kalktlar.
Bulunduklar yerden gle baktlar. Taita suyun stnde oynaan gne
klarndan kamaan gzlerini kst. Yaknnda birka tane adack vard, ama
onlarn tesinde kara olduuna dair en kk
264
11. Yazt
hir belirti gremedi. Dnp geldikleri yola bakt. Ccenin daha da ksalt
figr ok aalarda kalmt. Kalulu da gzn yukar dikmi ona bakyordu.
Taita aaya, "Hi gln kar kysna gemeyi deneyen oldu mu?" diye
seslendi.
"Kar ky diye bir ey yok," diye bard Kalulu. "Orada sadece boluk
var."
Suyun yzeyi duvar ayaklarnn sadece drt, be yarm kol boyu altndan
kucaklyordu. Taita tekrar nehir yatana bakt ve duvarn iki yanndaki
ykseklik farkn hesaplad.
"Suyun krk, elli yarm kol dibine iniyor." Gln snrszm gibi uzanan
yzeyini ifade eden bir hareket yapt. "Bu duvar olmasa, btn bu sular
elaleden NiFe dklecek ve Msr'a kadar akacakt. Yurdumuzun byle bir kmaza
srklenmesi inanlr gibi deil."
Meren, "Etraftaki lkeleri tarayp klelere el koyalm ve alsnlar diye
buraya getirelim," diye nerdi.
"Ne i yapacaklar?" diye sordu Taita.

"Bu seti ykarz ve Nil sularnn bir kez daha Msr'a kadar akmasn
salarz."
Taita glmsedi ve sandaletli ayayla ta duvara dokundu. "Kalulu bu
duvarn ne kadar sert ve etin olduunu anlatt. una bir baksana Meren. Giza'nn st ste konmu piramidinden bile ne kadar byk. Afrika'daki btn
adamlar esir edip nmzdeki yz yl boyunca altrsan bile, kck bir
parasn dahi yerinden oynatabileceklerinden kukuluyum."
"O tuhaf adamn bu konudaki szlerine inanmamalyz. Ben adamlarm getirip
ate ve bronzla deneyeceim. Hem unutma Byc, o piramitleri yle dikmeyi
baaran bilgi aynen ykmay da salar. Dnyann en elimi kltrne sahip olan
Msrllarn bunu yapamamas iin bir sebep gremiyorum."
265
Wilbur Smith
"leri srdn grlerde biraz haklsn Meren," dedi Taita. Sonra duvarn
kar ucunda bir ey dikkatini ekti. Kalar atld. "O uurum, dan bize bakan
ey bir bina m? Bu soruyu Kalulu'ya soracam."
Kaygan yzeyden aa indiler, cce tahtrevannda oturmu koruma-lanyla
birlikte bekliyordu. Taita harabeyi gsterince canl bir ekilde ban sallad.
"Haklsn Byc. O insanlar tarafndan yaplm bir tapnak."
"Kabilen onu tatan yapmad deil mi?"
"Hayr, oray yabanclar yapt."
"Kimdi o yabanclar, ne zaman yaptlar bunu?"
"lk talan diktiklerinden bu yana hemen hemen tam on be yl geti."
Taita, "Ne tr adamlard bunlar?" dedi.
Kalulu cevap vermeden nce biraz duraksad. "Siyah adamlar deildi. Sana ve
yanndaki adamlara benziyorlard. Senin dilinden konuuyor, senin gibi
giyiniyorlard, silahlan ayn sizinkiler gibiydi."
Taita sersemlemi bir ekilde ona bakt ve bir sre konuamad. Sonunda,
"Yani onlar Msrlyd. Bu mmkn grnmyor," dedi. "Msr'dan geldiklerine
emin misin?"
"Hangi lkeden geldiinizi hi bilmiyorum. Ben byk bataklklara kadar bile
gitmedim. Kesin olarak bir ey diyemem ama bana onlar da senin rkndanm gibi
geliyor."
"Hi konutun mu onlarla?"
"Hayr," dedi Kalulu alngan bir tavrla. "Ketum adamlard ve kimseyle
konumuyorlard."
"Ka kiiydiler ve imdi neredeler?" diye sordu Taita. Dikkatle kk adamn
gznn iine bakyormu gibiydi ama Fenn, onun aurasn okuduunu biliyordu.
"Otuzdan ok elliden azd saylar. Geldikleri gibi esrarengiz bir ekilde
kayboldular."
"Yani nehre Kzl Talar setini yerletirdikten sonra m kayboldular?'
266
11. Yazt
"Ayn zamandayd Byc."
"ok garip," dedi Taita. "Tapnakta imdi kim kalyor?"
"Bombo Byc," dedi Kaluiu. "Zaten yz fersahlk mesafede her yer bombo.
Kabilem ve btn dierleri bu garip olaylar zerine dehet iinde kat. Ben
bile bataklkta bir snaa gittim. Buraya ilk kez dnyorum ve itiraf edeyim
ki senin koruman olmasa bunu asla yapmazdm."
"Tapnaa gitmeliyiz," dedi Taita. "Bize gsterir misin?"
"Ben iine hi girmedim," dedi Kaluiu yumuak bir sesle. "Asla da girmem.
Sizinle gelmemi istememelisin benden."
"Niye olmasn Kaluiu?"
"Oras en byk ktlk yuvas. Hepimize felaket getiren gcn kayna."
"ekinmeni anlyorum. Bunlar derin meseleler ve hafife alnmamas gerekir.
Sen, Meren'le geri dn. Ben yalnz gideceim." Sonra Meren'e dnerek, "Kampn
gvenlii iin hibir eyden kanma. Korumay artr ve muhafzlar koy. Bu
ileri bitirince Kzl Talar'n salamln denemek zere buraya dneriz,"
dedi.

"Karanlk kmeden kampa dnmen iin sana yalvaryorum Byc." Meren


endieden sararm grnyordu. "Gne batnca dnmezsen seni aramaya gelirim."
Korumalar tahtrevan kaldrp Meren'in peine derken Taita, Fenn'e dnd.
"Meren'le git. Acele et de yeti ona."
Fenn kollarn arkasna kavuturup btn heybetiyle dikildi, dudaklar
inat bir tavrla mhrlenmiti. Taita, onun bu halini iyi biliyordu. "Hibir
by seni burada brakp gitmemi salayamaz."
"Byle somurtunca hi gzel olmuyorsun," diye uyard Taita.
"Ne kadar irkinleebileceimi hayal dahi edemezsin," dedi Fenn. Senden
kamaya al da gstereyim."
267
Wilbur Smith
"Tehditlerin ok korkuttu beni." Taita glmsemesini glkle bastrd. "O
zaman yanmdan ayrlma ve karlaacamz ilk ktlk iaretinde korunma
halkasn oluturmaya hazr ol."
Yara kan bir patika buldular. Tapnaa vannca ta iiliinin ok g. zel
olduu dikkatlerini ekti. Btn binaya, dzgn kesilmi kerestelerden at
yaplm, onun zerine de yer yer km nehir sazlar denmiti. Ar ar
duvarlarn etrafn dolandlar. Tapnak, yaklak elli adm apnda, daire
eklinde bir temele oturuyordu. Eit aralklarla seilen be ayn noktada
duvarlarn arasna dikitler yerletirilmiti. Taita, Fenn'e yavaa, "Kara
byclerin be keli pentagram," dedi. Tekrar tapnan giri kapsna
geldiler. ift kanatl kapnn pervazlarna zel iaretler kaznmt.
Fenn, "Onlar okuyabiliyor musun?" diye sordu.
Taita, "Hayr," diye itiraf etti. "Tmyle yabanc." Sonra bir korku
belirtisi var m diye kzn gzlerine bakt. "Benimle ieri gelecek misin?"
Fenn cevap olarak elinden tuttu. "Hadi korunma halkasn oluturalm," dedi.
kisi birlikte daire eklindeki d revaa adm attlar. Yere dz gri talar
denmiti ve atdaki deliklerden gne huzmeleri szlyordu. duvarda
bir giri yoktu. Yan yana kvrlan reva izlediler. Her dikitin hizasna
geldiklerinde, pentagramn ularnn ayaklarnn altndaki beyaz mermerde
olduunu gryorlard. Her ucun iinde baka bir esrarengiz sembol, bir ylan,
bir Msr ha, uan bir akbaba, tnemi bir akbaba ve son olarak da bir akal
vard. Tavandan dm sazlar grnce stnden atladlar ve bir tslama sesi
duydular, sonra ayaklannn altnda iddetli bir hrt oldu. Taita bir kolunu
Fenn'in beline dolayp onu yukar kaldrd. Arkalarndaki sazlarn arasndan
ba kukuletal siyah bir Msr kobras kt. Kk mermer gibi siyah gzlerini
onlara dikmiti, uzun dili kvranyor ve havada onlarn kokusunu aryordu.
Taita, Fenn'i yere brakp asasn kaldrd ve ylann kafasna uzatt.
"Korkma," dedi. "Bu hayalet deil268
11. Yazt
Gerek bir hayvan." Sonra asay iki yana sallamaya balad ve kobra da o
harekete uydu. Sonunda uykusu geldi, kukuletasnn iindeki hava boald ve
tekrar sazlann arasna ekildi. Taita, Fenn'i uzaklatrd. Sonunda ssl bir
geidin nnde durdular.
Taita, "Kart giri," diye aklad. "D giriin tamamen aksi ynnde.
Yabanc etkilerin i mabede giri kn engelliyor."
Karlarndaki giri tayaprakl bir iek biimindeydi. Pervazlar cilal
fildii paralan, malakit ve kaplan gzyle kaplyd. Kapal olan kanatlar
verniklenmi timsah derisiyle kaplanmt. Taita btn gcyle kapya yklenmek
iin asasndan destek ald. Bronz menteeler gcrdad ve kap ardna dek
ald. erisi sadece atdan szlen bir gne huzmesiyle
aydnlanyordu. Huzme, mabedin zemininde bir renk cmb yaratmt.
Yer zenle tasarlanm bir pentagramla sslyd, mermer paralar ve yar
deerli talar kullanlarak yaplmt. Taita pembe kuvars, kaya kristalini,
berilyumu ve turmalini tand. ilik ok iyiydi. Desenin ortasndaki paralar
yle iyi yerletirilmi ve ciialanmt ki, yekpare gibi grnyordu. Iklar
saan tek paralk fildii bir kaplama gibiydi.

"Hadi ieri girelim Byc." Fenn'in ocuksu sesi yuvarlak duvarda gidip
geldi.
Taita, "Bekle!" dedi. "Burada bir varlk var, bu yerin ruhu var. Sanrm
tehlikeli. Kalulu'yu dehete dren de oydu." Yerdeki gne n gsterdi.
"Neredeyse le oldu. Ik huzmesi tam pentagramm kalbine vurmak zere. ok
nemli bir an olacak."
Gne nn yerdeki szln izlediler. Fildii halkaya deip oradan
duvarlara yansd, nm on kat artmt. imdi daha hzl ilerler griydi,
sonunda birdenbire btn fildii diski doldurdu. O anda kutsal bir Msr algs
olan ve dini trenlerde alman sistrum'\&nn mrlts duyuldu. Etraflarnda
yarasalarn ve akbabalarn kanat seslerini iittiler. Beyaz 'k mabedi yle bir
parltyla kaplad ki ellerini gzlerine kalkan yapmak
269
Wilbur Smith
zorunda kaldlar. Kamaan gzleriyle Eos'un ruhani iaretinin diskin ortasnda
belirdiini grdler, alevin iinde bir kedi penesiydi bu.
Cadnn kokusu burun deliklerini yabani hayvan kokular halinde doldurdu.
Girie doru geri ekildiler ama o srada gne fildii diski geti ve
alevden harfler silindi. Cadnn kt kokusundan geriye sadece kfl tahta ve
yarasa pislii kokusu kald. Gne soldu ve mabet yine lolat. Sessizce
galeriye, oradan da dar ktlar.
Fenn, "Oradayd," diye fsldad. Cierlerini temizlemek istercesine serin
gl havasn iine ekti.
"Etkisi sryor." Taita asasyla Kzl Talar' gsterdi. "Hl eytani
ilerini ynetiyor."
"Tapnan ykabilir miyiz?" Fenn dnp binaya bir gz att. "Bylece onu
da mahvetmi olur muyuz?"
Taita sert bir sesle, "Hayr," dedi. "Smann i mabedinde etkisi ok
gl. Ona orada meydan okumak lmcl bir tehlike yaratr. Ona saldrmak iin
baka bir zaman ve yer bulacaz." Elinden tutup Fenn'i uzaklatrd. "Yarn
tan gcn denemek iin dneceiz ve Kzl Talar'n bu boaza nasl geldii
hakknda Kalulu'dan daha fazla bilgi alacaz."
Meren, Kzl Talar' ikiye blen atla gsterdi. "Mutlaka buras duvarn
en zayf yeridir. Kopma noktas olabilir."
"Deneye balamak iin kesinlikle en uygun yer," dedi Taita da. "Odun
sknts ekmiyoruz." Boazn yamalarn kaplayan byk aalarn ou
susuzluktan kurumutu. "Adamlara syle balasnlar."
Adamlarn ormana yayln izlediler. ok gemeden balta sesleri yamalarda
yanklanrken boaz nlatyordu. Aalar devrilince atlan kullanarak kzl
duvarn dibine srklediler. Orada onlan uzunlamasna
270
11. Yazt
kesip st ste yarak alevlerin iyice yaylabilecei bir baca oluturacak
ekilde istiflediler. O devasa yna yanc maddeleri yerletirmeleri gn
srd. O arada Taita da drt ayr su dolab yapmn denetliyordu, bunlarla suyu
glden alp duvann stne ykseltecek ve duvarn kzm olan dier yzne
aktacaklard.
Btn hazrlklar tamamlannca Meren odun ynn ateledi. Alevler tepeye
kadar ykseldi. Ksa bir sre iinde ktk ynnda kkreyen bir yangna
dnt. Kimse derisi kavrulmadan yz metre bile yanna yakla-amazd.
Yangnn hafiflemesini beklerken, Taita ile Fenn, Kalulu ile birlikte
boazn stndeki tepede oturmu, uzaktan Eos'un tapnana bakyorlard.
Gneten korunmak iin kk, harap bir pavyona snmlard. Korumalarn
pavyonun damn onarmas gerekmiti.
"Nehir henz akarken ve kabilem burada yaarken, yln scak mevsiminde,
toprak gnein altnda kavrulurken buraya gelme alkanlm vard," dedi
Kalulu. "Glden nasl serinlik geldiini fark etmisinizdir. Ayrca,

yabanclarn tapnakta yaptklarn da merak ediyordum. Buradan onlar


gzetlerdim." Kar tepeye yaplm tapna gsterdi. "O zamanki manzaray
gznzn nnde canlandrmalsnz. imdi krmz duvann durduu yerde grl
grl akan bir sr elale vard. yle iddetli ve gl akarlard ki,
dtkleri yerden ge bir serpinti bulutu ykselirdi." Kollarn havaya
kaldrp ykselen bulutu anlaml, zarif bir hareketle gsterdi- "Rzgr
deiince serpinti, tpk yamur gibi serin ve tatl bir ekilde curadan bizi de
slatrd." O anlar hatrlayp keyifle glmsedi. "Bylece, "Uradan bir ahin
gibi btn nemli olaylan grebiliyordum."
271
Wilbur Smith
Fenn, "Tapnan ina ediliini izledin mi?" diye sordu. "inde bir sr
fildii ve kymetli talar olduunu biliyor muydun?"
"Evet gzel ocuum. Yabanclann onlar getiriini izledim. Yzlerce kleyi
yk hayvan gibi kullandlar."
Taita, "Hangi ynden geliyorlard?" diye sordu.
"Batdan geldiler." Kalulu uzaktaki puslu mavilikleri gsterdi.
"Orada hangi lke var?" dedi Taita.
Cce hemen cevap vermedi. Bir sre sessiz kald ve sonra ekinerek konutu:
"Gen bir adamken ve bacaklarm hl tamam ve glyken oraya gitmitim. Bilgi
ve bilgelik peindeydim, nk batdaki o uzak lkede muhteem bir bilgenin
yaadn duymutum."
"Peki ne kefettin?"
"Yln ou zamannda bulutlarn arasnda gizlenen yce dalar grdm.
Bulutlar dalnca gkyzne trmanan, plak balan bembeyaz parlayan zirveleri
ortaya kyordu."
"Zirvelere trmandn m?"
"Hayr. Sadece uzaktan grdm."
"O dalann bir ad var m?"
"Onlan gren yerlerde yaayan insanlar, tepeleri dolunay gibi parlak olduu
iin Ay Dalan diyordu."
"Sylesene bilgili ve saygdeer arkadam, bu seyahatlerinde baka
mucizeler de grdn m?"
"Mucizeler ok boldu," diye cevap verdi Kalulu. "Topraktan fkran ve
kazanda kaynayan su gibi fokurdayan nehirler grdm. Tepelerin ho-murdandn
ve ayaklanrm altnda, canavarlar derinlerdeki maaralarndan sarsyormu gibi
sallanan topraklan grdm." Anlar kara gzlerinin parlamasna yol amt. "O
sradalar o kadar glyd ki zirvelerden biri yanyor ve devasa bir ocak gibi
ttyordu."
272
11. Yazt
Taita heyecanla, "Yanan bir da!" diye bard. "Alev ve duman pskrten bir
zirve grmsn! Yani bir volkan m kefettin?"
"Byle bir mucizeye o ad veriyorsan yledir," dedi kk adam. "Oralarda
yaayanlar Ik Kulesi diyordu. O manzaraya hayran kalmtm."
"Peki, aradn bilge kiiyi bulabildin mi?"
"Hayr."
"Bu tapna ina eden adamlar Ay Dalar'ndan m gelmiti? Buna m
inanyorsun?" Taita, onu tekrar asl konuya dndrmt.
"Kim bilir? Ben deil. Ama o ynden geldiler. Yirmi ay altlar. nce
kkleriyle inaat malzemelerini tadlar. Sonra duvarlar diktiler ve
ktklerle, sazlarla kapattlar. Kabilem onlara yiyecek temin etti, karlnda
da boncuk, kuma ve metal aletler aldlar. Binann amacn anlamamtk, ama
zararsz grnyordu ve bizim iin bir tehlike oluturmuyordu." Kalulu
saflklann hatrlaynca ban sallad. "Bense almalara ilgi duyuyordum.
Adamlara kendimi sevdirmeye ve yaptklar eyle ilgili biraz daha bilgi edinmeye
altm, ama beni en dmanca tutumla uzaklatrdlar. Kamplannm etrafna
nbetiler diktiler ve yaklaamadm. Ben de bu gizli yerimden izlemek zorunda
kaldm." Kalulu yine sessizleti.

Taita yeni bir soruyla onu yreklendirdi. "Tapnak tamamlandktan sonra ne


oldu?"
"naatlar ve kleler aynld. Geldikleri gibi batya dndler. TapWilbur Smith
"Her gn le vakti rahiplerden trenle elalenin bana iniyordu.
Srahilere su doldurup garip szler ve danslar eliinde tapmaa
gtryorlard."
"Tenmass dilinde mi?"
"Hayr, Byc. O dili tanyamadm."
"Hepsi bu muydu? Yoksa hatrladn baka bir ey var m? Kurbanlar demitin
demin."
"Bizden kara keiler ve kara tavuklar satn alrlard. Renk konusunda ok
titizdiler. Hayvann kapkara olmas gerekiyordu. Onlar tapmaklarna
gtrrlerdi. nce ilahi sylediklerini duyardm, ardndan da duman grr ve
yank et kokusunu alrdm."
"Baka?" diye srar etti Taita.
Kalulu bir an dnd. "Rahiplerden biri lmt. Sebebini bilmiyorum. ki
rahip cesedi gl kysna tad. plak olarak kumun stne braktlar. Sonra
tekrar yamac trmandlar. Oradan, timsahlann glden kp cesedi suyun altna
ekiini izlediler." Cce elleriyle bir biti hareketi yapt. "Birka hafta
sonra da tapnaa yeni bir rahip geldi."
Taita, "Yine batdan m geldi?" diye tahminde bulundu.
"Bilmiyorum nk geliini grmedim. Bir akam sekiz taneydiler, ertesi
sabah yeniden dokuz olmulard."
"Demek ki rahip says nemliymi. Dokuz. Yalan'n ifresi." Taita bir sre
bunu dndkten sonra, "Ondan sonra ne oldu?" diye sordu.
"Rahipler iki yldan uzun bir sre boyunca ayn eyleri tekrarladlar Sonra
bir sonuca ulamak zere olduklarm tahmin ettim. Tapnan etrafnda be tane
iaret atei yaktlar ve aylar boyunca gece gndz hi sn- I drmediler."
"Be ate," dedi Taita. "Nasl yerletirmilerdi onlar?"
"D duvarda be tane dikit var. Onlar fark etmi miydin?," dedi K-a lulu.
274
11. Yazt
"Evet. Byk bir pentagramn ularn oluturuyorlar, yani tapnan izerinde
bulunduu mistik desenin."
"Ben tapnan iine hi girmedim. Pentagram filan bilmiyorum. Sadece
ateleri d duvarn etrafndaki be noktada yaktklarn biliyorum."
"Baka garip bir ey olmad m?"
"Sonra rahiplere biri daha katld."
"Yeni bir rahip miydi?"
"Sanmyorum. Bu kii krmz deil, tepeden trnaa siyahlar giyiyordu. Yine
simsiyah bir rtyle de rtnd iin kadn m erkek mi ne olduunu
bilemiyorum. Ama, giysilerin altndaki hatlar ve hareketlerindeki zarafet
yznden kadn olabilir, diye dnmtm. Her sabah gne doarken tapnaktan
kyordu. Be atein nnde ayr ayr dua edip tekrar ieri girerdi."
"Yzn hi grdn m?"
"Hep rtlyd. Ruhani, tehlikeli bir zarafeti vard. Dier rahipler ona
byk sayg gsteriyor, nnde yerlere kapanyorlard. Herhalde yksek
rahibeleriydi."
"Kadn tapnaktayken gklerde veya tabiatta nemli bir iaret gzlemlemi
miydin?"
"Aslnda, bir sr garip semavi iaret vard Byc. Onu ilk kez atelerin
banda dua ederken grdm gn, akam yldz kendi yolunda geri geri
gitmiti. Ksa bir sre sonra da nemsiz ve ad olmayan bir yldz dev gibi
iti ve alevlerin iinde yok oldu. Kadnn tapnakta kald ner gece kuzey
semalarnda garip renkler olutu. Btn bu kehanetler doay da etkiledi."
"Sence bunlar o kadnn ii miydi?"

Sadece o geldikten sonra olutuklarn biliyorum. Tamamen tesadf de


olabilir, bilmiyorum."
"Hepsi bu muydu?" dedi Taita.
275
Wilbur Smith .
Kaluiu ban sallad. "Dahas da vard. Doa ldrm gibiydi.
Tarlalardaki rnlerimiz sarard ve kurudu. Srlar buzalarn drd.
Kabilemizin yce efini ylan soktu ve neredeyse annda ld. Birinci kars iki
bal bir olan dourdu."
"Uursuzluk alametleri," diyen Taita ciddilemi grnyordu.
"Daha sonra ok kt eyler de oldu. Hava bozuldu. Kentimizin stne,
ykseklerden gelen gl bir rzgr indi ve atlar uurdu. Bir yangn kabile
totemini yakt ve atalarmzdan kalan her eyi yok etti. Srtlanlar yce efin
cesedini topraktan karp yediler."
Taita, "Halkna, atalarna ve dinine dorudan saldrlm," diye mrldand.
"Sonra da yer sallanmaya balad, sanki canl bir hayvan gibiydi. Gln
sulan gklere ykseldi, kudurmu beyaz kpkler oldu. Balk srleri kayboldu.
Gl kular batya doru uup gitti. Dalgalar sahilde yatan kanolarmz
paralad. Balk alanmz mahvetti. nsanlar kabilemize kzan tannlan
yattrmam iin yalvardlar."
"Bunlara kar ne yapabilirdin ki?" dedi Taita. "Sana ok zor bir g-rev
vermiler."
"imdi oturduumuz yere geldim. Gcmn yettii en kapsaml ko- i ruma
bysn yaptm. Gl tanrlannn fkesini yattrsnlar diye atala-nmn
ruhlarn ardm. Ama yakanlanma kar sar, halkmn ektii aclara kar
kr kaldlar. zerinde oturduumuz bu tepeleri dev bir filin J ngong aacn
sallad gibi salladlar. Toprak yle oynuyordu ki, insanlar ayakta duramaz
olmutu. Toprak, a aslanlarn enesi gibi ald ve erkekleri, srtlarnda
bebekleriyle birlikte kadnlan yuttu." Artk Kalulu ahyr' du. Gzyalan
enesinden plak gsne akmaktayd. Korumalanndan biri keten bir kumala
gsn kurulad.
"Ben izlerken, gln sular korkun seslerle gmbrdeyerek, fkey' le
kylara saldrd. Su, altmzdaki yamacn ortasna kadar ykseldi. Ser276
11. Yazt
pintileri buraya kadar geliyordu. Kr ve sar olmutum. Tapnan oldu-5u
tarafa baktm. Bulutlarn ve serpintilerin arasnda, siyah giysili kiinin tek
bana kapnn nnde durduunu grdm. Savatan dnen sevgili kocasn
karlayan bir kadn gibi, kollarn o karmakark gle doru uzatmt."
Kalulu nefes almak iin durdu ve bedenini kontrol etmeye alt. Kaslar
seyirip bklyor, ba felli bir adamnki gibi titriyordu. ok sallanyordu.
Taita elini onun bana uzatp, "Huzurlu ol!" dedi, kk adam ar ar
geveyip rahatlad ama yznden hl yalar akyordu. "ok ac geliyorsa devam
etme," dedi Tai ta.
"Sana anlatmam lazm. Sadece sen anlayabilirsin." Derin bir nefes alp
anlatmaya devam etti: "Sular yanld ve dalgalarn arasndan karanlk ktleler
kmaya balad. nce, bunlar derinlerde yaayan canavarlar zannettim." En
yakn aday gsterdi. "Burada ada yoktu. Gln st bombotu. Derken yzeye bir
kaya ktlesi fkrd. O grdn ada, gln rahminden kan bir bebek gibi
ortaya kt." Gsterirken eli iddetle titriyordu. "Ama orada da bitmedi. Sular
bir kez daha yanld. Gln dibinden baka bir kaya ktlesi kt. te onlar!
Kzl Talar! Kor gibi parlyorlard. Sular tslad ve dnerek kayay kenara
itti. Talar yan erimi durumdayd, havayla karlatka sertleiyorlard.
Yarattklan buhar bulutlan o kadar youndu ki, neredeyse her eyi rtmlerdi.
Ama bulutlar alnca, tapman el dememi olduunu grdm. Duvarlanndaki her
ta yerli yerindeydi, ats da salamd. Ama kara giysili kii kaybolmutu.
Rahipler de gitmiti. Hibirini bir daha grmedim. Kzl Talar, dev bir gebenin
karn gibi imeye balad ve giderek imdiki halini alp Nil'in azn tkad.

Nehir ekilip kurudu ve sularn altndan, yatandaki kumluklar ve talar ortaya


kt."
Kalulu, korumalanna dnp el iaretleriyle bir eyler syledi. Biri he-men
koup ban tuttu, biri de dudaklanna bir sukaba uzatt. Kalulu grltl bir
ekilde sukabandaki svy iti. Kt kokulu sv onu hemen
277
Wilbur Smith
rahatlatm gibiydi. Sukaban kenara itip Taita'ya anlatmaya devam etti.
"Bu afetlerden o kadar bunalmtm ki bayr aa komaya baladm." Eliyle
kotuu yolu gsterdi. "Yer yanlp da, nmde alan derin ukura
yuvarlandmda u aalarn oraya gelmitim. Trmanp kurtulmaya altm ama
bacaklarm krlmt. Yer, insan yiyen bir canavarn enesi gibi, ald
hzla stme kapandnda, neredeyse tepeye ulamak zereydim. ki bacam
skmt, kemiklerim krlp parampara oldu. Tamafupa'dan kurtulanlar beni
bulduklarnda iki gndr oradaydm. Beni ekip karmaya altlar ama
bacaklarm iki kayann arasndayd. Bir bakla balta getirmelerini istedim.
Onlar beni tutarken bacaklarm kestim ve kesik yerlere aa kabuklar sardm.
Kabilem bu lanetli yerden Kioga bataklklarna kaarken beni de gtrd."
Taita, "Bana anlatrken btn o korkun olaylar yeniden yaadn," dedi.
"Gcnn sonuna geldin artk. Anlattklarn beni derinden etkiledi. Kadnlarn
ar. Seni tekrar Tamafupa'ya gtrsnler, dinlenmen lazm."
"Sen ne yapacaksn Byc?"
"Albay Meren paralanp paralanmayacan grmek iin, kzm kaya yzeyini
sndrmeye hazr. Ben de ona yardm edeceim."
Ta duvarn nne yl odun dandan geriye bir sra parlak kor kalmt.
Kzl ta o kadar snmt ki, etrafndaki hava, ldeki seraplar gibi titreip
dalgalanyordu. Drt grup adam, Kzl Talar'in tepesindeki su dolaplarnn
bana toplanmt. Hibirinin ta krma tecrbesi yoktu. Ama Taita, onlara
aklamalarda bulunmutu.
"Hazr msnz Byc?" Meren'in sesi boazn derinliklerinden yankland.
278
11. Yazt
Taita da, "Hazrz!" diye bard.
"Pompalamaya balayn!"
Adamlar su dolaplarnn kollarna btn gleriyle asld. Habari'nin bir
yerli davuluyla verdii ritme uyarak balan inip kalkyordu. Bo kovalar gl
yzeyine indi, doldu ve duvann tepesine kt. Orada hazrlanan tahta kanallar
sayesinde duvann kzm yzeyine aktarld. Sulann kzgn taa demesiyle
birlikte havada youn buhar bulutlan olutu ve tslayarak ykselen bulutlar,
tan tepesindeki adamlan kuatt. Dolap kollann itenler hi aksatmadan
aslmay srdrd ve sular da akmaya devam etti. Buharlar kyor, ta inleyip
homurdanyordu.
Taita, "Krlyor mu?" diye bard.
Duvann dibindeki Meren buhardan grnmez olmutu. Cevab da, akan suyun ve
fkran buharn sesi yznden zar zor duyuldu. "Hibir ey gremiyorum.
Pompalamaya devam edin Byc!"
Dolaplarn bandaki adamlar yorulmutu ve Taita onlar yenileriyle
deitirdi. Suyu duvardan aktmaya devam ettiler ve sonunda tslayan buhar
bulutlar azalmaya ve kaybolmaya balad.
, Meren yine, "Pompalayn!" diye kkredi. Taita ekipleri bir daha deitirdi
ve ihtiyatla kenara yaklap aa bakt, ama yamacn eimi yznden dip
grnmyordu. Pompalarn bandaki adamlara, "Ben aa iniyorum," diye
seslendi. "Dur diyene kadar devam edin." Boaza inen patikadan hzla inmeye
balad. Aadaki Meren'i ve Fenn'i seebiliyordu artk. Duvarn dibine iyice
sokulmu, deneyin sonulann tartyorlard.
Taita, "Kayaya o kadar yaklamayn," diye seslendi ama onu duymua
benzemiyorlard. Yukandan su akmaya devam ediyor ve kuru nehir yalgndaki
klleri ykyordu.

iniin sonuna yaklaan Taita, "Hey, Meren! Sonu ne?" diye bard.
Meren ban kaldrp bakt, grn yle komikti ki Taita gld. 'Niye yle
suratszsn?"
279
Wilbur Smith
Meren, "Hibir ey olmad!" diye szland. "Onca aba boa gitti." Buhar
girdaplarnn arasndan kp elini kayaya uzatt.
Taita, "Dikkat et!" diye bard. "Hl scaktr." Meren elini geri ekti ve
klcn kard. Klcnn ucuyla duvar yoklad.
Fenn de yanna gelmiti. "Kaya hl salam," diye haykrd. "Hi atlak
yok." Taita arkalanna geldiinde, Meren'le Fenn duvardan bir kol boyu
uzaktaydlar. Fenn'in hakl olduunu grd: kzl kaya alevlerden kararmt ama
hibir zarar grmemiti.
Meren klcnn ucuyla birka kez vurdu. Kat bir ses duyuldu. Meren hncn
almak zere daha sert vurmak iin klcn kaldrd. inde durduklar buhar
bulutlan nemli ve scakt, ama Taita aniden, yznde ve kol-lannda buz gibi bir
rperti hissetmiti. Hemen Gz'n at. Meren'in vurduu yerde minik bir
noktann belirdiini grd. Nokta nce kzard, sonra Eos'un sembol olan kedi
penesine dnt.
Taita, "Geri ekilin!" diye emretti ve komutunu glendirmek iin g sesini
kulland. Ayn anda atlp Fenn'in kolunu tutmu ve kz geri ekmiti. Ama
uyars Meren'e ok ge ulat. Meren istemedii halde klcnn ucu tekrar o
parlak noktaya dokundu. Cam knlmas gibi bir sesle, Eos sembolnn hemen
altndaki kaya da doru patlad ve paralar olduu gibi Meren'in yzne geldi.
ou ok kk olmakla beraber ine gibi keskindi. Meren'in ba arkaya doru
savruldu, klc elinden dt ve elleriyle yzn rtt. Parmaklannn arasndan
akan kan gsne iniyordu.
Taita koup kolundan yakalad. Fenn yere savrulmutu, ama imdi o da kalkm
yardma kouyordu. Meren'i aralanna alp kzgn kayadan uzaklatrdlar, glge
bir yer bulup oturttular.
Taita pelerinden gelen ve oraya biriken adamlara, "Geri durun!" diye
emretti. "Bze alacak yer brakn." Sonra Fenn'e dnp, "Su getir, dedi.
280
//. Yazt
Fenn koup bir sukaba kapt ve Taita'ya getirdi. Taita, Meren'in ellerini
perian durumdaki yznden ekti. Fenn dehet iinde bir lk att ama Taita
kalarn atp susmasn iaret etti.
"Hl gzel miyim?" diyen Meren glmeye alt ama gzleri smsk
kapalyd ve dudaklar imi, kan iinde kalmt.
Taita, "Byk gelime var," diyerek onu yattrd ve yzndeki kanlar
ykamaya balad. Baz kesikler yzeyseldi ama derin olanlar da vard. Biri,
burun kprsndeydi, biri de st dudamdayd ama en kt olan sa gzkapan
paralamt. Taita gzne batm bir ta parasn kartabildi.
Fenn'e, "la antam getir," deyince kz koarak eyalarnn bulunduu yere
gitti ve deri torbay getirdi.
Taita cerrahi aletlerini sard deriyi at ve fildiinden yaplm bir
pens buldu. Yumuak bir sesle Meren'e, "Gzlerini aabiliyor musun?" diye sordu.
Meren sol gzkapan azck aralayabildi ama yaral olan sa taraf titredi
fakat almad.
"Hayr byc." Sesi bouk kmt.
Fenn rkek bir tavrla, "Acyor mu?" diye sordu. "Ah zavall Meren." Uzanp
elini tuttu.
"Acmak m? Hi acmyor. Sen dokununca daha da iyi oldum."
Taita, Meren'in dilerinin arasna bir deri paras koydu. "Bunu sr."
Pensle bir ta parasn kavrad ve tek bir hareketle ekip kard. Meren
inledi ve surat arpld. Taita pensi kenara brakp parmaklarn gzkapaklanna yerletirerek yavaa gzlerini at. Arkasndan Fenn'in nefesini
'uttuunu duymutu.
Meren, "Kt m?" diye sordu.

Taita ses karmad. Gzyuvan patlamt ve kanl bir jle halinde enesine
akyordu. Taita, Meren'in o gzyle bir daha asla gremeyecei281
Wilbur Smith
ni anlamt. Yavaa dier gzkapam sonuna dek ap ona bakt. Gz mercei
bym ve normal bir ekilde odaklanmt. teki elini kaldrp, "Ka parmak
gryorsun?" diye sordu.
Meren, "," dedi.
"Demek ki tamamen kr olmamsn," dedi Taita. Meren gl bir savayd.
Gerei ondan gizlemeye gerek yoktu ve hi doru olmazd.
"Sadece yars m kald?" diyen Meren glkle glmsedi.
Taita, "O yzden tanrlar bize iki gz vermi," deyip, zarar gren gz
keten eritle sarmaya balad.
"Caddan nefret ediyorum. Bunu o yapt." Fenn alamaya balamt. "Ondan
nefret ediyorum. Nefret ediyorum."
"Albay iin bir tahtrevan yapn." Taita bunu etraflarndaki adamlara
emretmiti.
Meren, "Gerek yok," diye itiraz etti. "Yryebilirim."
Taita, "Svariliin birinci kural," diye hatrlatt. "Bir eye binme imkn
varken asla yrmemektir."
Tahtrevan hazr olur olmaz Meren'in binmesine yardm ettiler ve Tamafupa'ya
doru yola koyuldular. Fenn, Taita'ya, "Yukardan bizi seyreden yabanc
adamlar," diye bardnda yola kal fazla olmamt. Fenn kurumu nehir
yatan gsteriyordu. Bir grup siyah adam onlara bakmaktayd. Fenn abucak
sayd. "Be kii."
Petamallara sarnmlard ama vcutlarnn st ksm plakt. Hepsinde
mzrak ve sopalar vard. kisinde aynca ok ve yay da bulunuyordu. En uzun
boylular nde duruyordu. Krmz flamingo tylerinden yaplm bir balk
takmt. Durular kstah ve dmancayd. efin arkasndaki iki adam yaralanm
gibi grnyordu, arkadalarnn desteiyle ayakta durmaktaydlar.
Tahtrevan tayanlardan biri olan Shofar, "Byc, bunlar dvm," diye
belirtti.
282
11. Yazt
Taita, "Seslenin onlara!" dedi. Shofar barp el sallad. Savalardan
hibiri tepki gstermemiti. Shofar bir daha bard. Flamingo tyl balk
takan ef, emir verir gibi mzran kaldrd ve adamlar hemen tepeden
ayrldlar. Onlar gidince uzaklardan banmalar duyuldu.
"Sesler kentten geliyor." Fenn abucak o tarafa dnd. "Bir sorun var
orada."
Taita'y Kzl Talar'da brakan korumalar, Kalulu'yu nehir vadisinden
Tamafupa'ya doru gtrmeye balamlard. Kk adam perian bir halde olduu
iin ar ve dikkatli gidiyorlard. Birka yz metrede bir durup sukabandaki
ilacn iiriyor, yzn slatyor ve nemli bir bezle sili-yorlard. Gnein
izdii yaya baklacak olursa, Tamafupa'nn kapsna doru vadiden trmanmaya
balayal iki saatten fazla olmutu.
Youn bir dikenli al kmesine girdiklerinde, nlerine uzun bir figr
atlamt. Kalulu ve kadnlar onu da, bandaki flamingo tylerinden yaplm
bal da tanyorlard. Kadnlar tahtrevan yere indirdiler ve yere
kapaklandlar.
"Seni gryoruz byk ef," diye bartlar. Kalulu bir dirseinin zerinde
dorulmu, dehetle adama bakyordu. Basma, Tamafupa ile Ki-Qga arasndaki
topraklarda yaayan btn Basmara kabilelerinin yce efiydi. Tapna ina eden
ve Kzl Talar' gln derinliklerinden karan yabanclarn gelmesinden nce,
gl bir hkmdard. Artk kabileleri dalm ve hkmranl kalmamt.
Kalulu saygyla, "Selam yce Basma," dedi. "Senin kpeinim."
Basma, onun rakibi ve dmanyd. Bu zamana dek Kalulu n ve s ats
sayesinde hayatta kalmt. Basmaralarn efi bile, onun gcne ve

283
Wilbur Smith
etkisine sahip bir amana zarar vermeye cret edemezdi. Ancak, Kalulu, Nil'in
kurumasndan bu yana Basma'nn frsat kolladn da biliyordu.
"Seni izliyordum byc," dedi Basma souk bir tavrla.
Kalulu, "Byle byk bir efin naiz varlm fark etmesi bile onurdur
benim iin," diye mnldand. O arada on Basmara savas gelip eflerinin
arkasna dizilmilerdi.
"Kabilenin dmanlarn Tamafupa'ya soktun. Benim kentimi ele geirdiler."
"Onlar dman deil," diye cevap verdi Kalulu. "Dostumuz ve mttefikimiz.
Liderleri byk bir aman, benden ok daha bilgili ve gl. Buraya Kzl
Talar' yok edip Nil'i tekrar aktsn diye gnderilmi."
"Ne sama yalanlar bunlar, seni zavall bacaksz ey? Bu adamlar nehrin
azna tapna yapanlarla, karanlk ruhlarn gazabn ekenlerle, gl sularnn
kaynayp topran yarlmasna neden olanlarla ayn soydan. Derinlerden kayalar
itip hem anamz hem babamz olan byk nehri tkayan da onlar."
"yle deil." Kalulu tahtrevanndan zplad ve Basma'yla konumak zere
olmayan bacaklarnn stnde dikildi. "Bu insanlar dostlarmz."
Basma ar ar mzran kaldrd ve cceye yneltti. Bu bir sulama ve
mahkm etme hareketiydi. Kalulu korumalanna bakt. Basma'ya boyun emi bir
kabileden geliniyorlard, onlan semesinin pek ok sebebinden birisi de buydu.
Kuzeydeki sava bir kabilenin yeleriydiler. Yine de, kendisiyle Basma
arasnda bir seim yapmalan gerektiinde, sadakatlerinin hangi yne kayacandan
emin olamyordu. Dile getirmedii bu soruya cevap verir gibi, sekiz kadn
etrafnda saflarn sklatrdlar. Bir i' ein adn tayan mbali
liderleriydi. Bedeni antrasitten oyulmu gibiy' di. Yalarla ovulmu kapkara
teni gnein altnda prl pnl parlyordu-Gsleri kalkk ve sertti, karmak
bir kurban treni dvmesiyle sslefl"
284
11. Yazt
niti. Uzun boynu gururla dikiliyordu. Gzleri ateliydi. Belindeki uzun sapl
baltay kavrad. Dierleri de onu taklit ettiler.
Basma kibirli bir tavrla, "Fahielerin artk seni koruyamayacak," diye
dudak bkt. Sonra savalarna, "Bycy ldrn," diye emretti ve mzran
Kalulu'ya frlatt.
Mzra mbali karlad. ne frlayp sa elindeki uzun sapl baltay
savurdu ve mzra havada karlayp doruca yukar frlatt. Den mzra sol
eliyle dzgn bir ekilde yakalad ve savalarn saldrsn karlamak zere
ucunu onlara doru evirdi. lk adam doruca mzran stne komu ve mzran
ucu gs kafesinin altna saplanmt. Adam, arkasndan koan dier adamlara
doru geriledi ve dengesini kaybetti. Sonra srtst devrilip yerde debelenmeye
balad, mzrak hl sapland yerdeydi. mbali zarif bir hareketle cesedin
zerinden atlayp hemen arkasndaki adam savunmasz bir halde yakalad. Uzun
sapl baltasn savurup adamn mzrak tutan kolunu dirsekten budad. Hemen tek
ayann zerinde dnp o hzla nc adamn kellesini uurdu. Basz kalan
ceset oturur pozisyonda yere dt, kesilen damarlarndan fskiye gibi kan
fkn-yordu, sonra yana doru devrildi ve kanlar topraa akmaya balad.
Kalulu'nun nne siper olan mbali ve dier kadnlar hzla geri ekildiler ve
tahtrevan ham deriyle kapl kolaklarndan kavrayp kaldrdlar. Onu bir
koba gibi kullanarak Basmaralara hcum ettiler. Sava naralar tiz bir
ulumayd. O arada baltalar havada vnlayarak iniyor, et ve kemikleri
paralyordu.
Basma'nn adamlar hzla saldrdlar. Kadnlar, yan yana durup kalkanlarn
kenetleyerek karladlar ve uzun mzraklarn kafalarna frlatt-arKadnlardan birinin boazna saplanan mzrak onu yere serdi ve kadn 3ld.
tekiler tahtrevan kaldrp kalkanlara indirdiler. ki taraf birbirine
"ilendi. Basmaralardan biri dizlerinin stne kp tahtrevann altndan
'llei"ek srann ortasndaki kz karnndan baklad. Kz tahtrevan bra285

Wilbur Smith
kp geriye kaykld. Dnmeye alt, ama ona saldran adam mzran re_ kip
bir daha, bu sefer bbreklerini nian alarak saplad. Kz haykrarak kanlar
iinde yere ylmt.
Kalulu'nun muhafzlar birka adm geri ekilip yaralanan kzn brakt
boluu doldurdular ve tahtrevann duruunu dzelttiler. Basma-ralar
mzraklarm kaldrd ve bir kez daha omuz omuza geldiler. Tahtrevana arparken
kalkanlarnn altndan kaklan ve gbekleri hedefleyip mzraklarn saplamaya
altlar. Kalkan dizisi ne arkaya sallanyordu. ki kz daha yere ykld,
biri bacann st ksmndan yaraland iin ana daman paralanmt. Geriye
doru dt ve parmaklaryla yaray kapatp kanamasn durdurmaya alt. O
arada savunmasz kalmt ve Basmaralardan biri mzran omurgasna saplad.
Mzran ucu omurlarnn arasndaki ek- I leme denk geldi ve kzn bacaklarna
inme indi. Adam, kza bir daha saldrd ama o srada mbaii de tahtrevann
altndan dalp kafasn uurdu.
Dengesiz kalan tahtrevan kendi etrafnda dnd. Kk cce korumasz olarak
yan tarafta kalmt. ef Basma bu an deerlendirdi: kalkanlarn arasndan ok
gibi frlayp tahtrevann etrafndan doland ve Kalu- ! lu'ya kotu. Kalulu
onun geldiini grnce kendini ellerinin stnde yana doru frlatt, inanlmaz
bir eviklikle, en yakndaki dikenli allarn arasna atld. Basma, ona
yetiip iki kez mzran sapladnda neredeyse ! allara dalmak zereydi.
ef, "Hain," diye haykrd ve mzrak Kalulu'nun srtnn ortasna sapland.
Byk bir abayla ellerinin stnde dengede kalmay baard. leri doru srad
ama Basma bir kere daha yetiti- "C* i dinin yardaks!" diye barp mzran
btn gcyle kk adamn havada duran kasna ve karnna saplad. Kalulu
uluyarak allarn arasna | devrildi. Basma bir kez daha saldrmaya
niyetlenirken gzucuyla Imba' li'nin baltasyla stne geldiini grd. Ban
edi ve kadnn baltas ku j lam syrp geerken yana doru zplayp kamaya
balad. Adam3 onun gittiini grnce peine takldlar ve bayr aa deli
gibi kotu
286
11. Yazt
Basma, "Byc ld!" diye haykrd.
Savalar da koro halinde, "Kalulu ld! Ktlklerin ve iblislerin dostu
geberdi!" diye bartlar.
"Brakn eniklerini douran fahielerine dnsnler." mbali, adamlarn
arkasndan koan kzlarn durdurdu. "Efendimizi kurtarmamz lazm."
Kalulu'yu allarn arasnda bulduklarnda top gibi kvrlm acyla
inlemekteydi. Onu dikkatle dikenli allarn arasndan kardlar ve
tahtrevanna yerletirdiler. Tam o srada bayrn dibinden bir ses duydular.
"Bu ihtiyar adamn sesi." mbali, Taita'y tanmt ve bararak ona yol
gsterdi.
ok gemeden Taita ve Fenn, arkalarnda Meren'i tayan kafileyle
grnmt.
Taita yumuak bir sesle, "Kalulu, ciddi biimde yaralanmsn," dedi.
"Hayr Byc yaralanmadm." Kalulu acyla ban sallad. "Galiba iim
bitti."
Taita, mbali ve hayatta kalan arkadana, "abuk olun. Kampa gtrn
onu!" dedi. Sonra Meren'in tahtrevann izleyen adamlardan drdn seti.
"Burada yardmnza ihtiya var!"
"Bekle!" Kalulu, Taita'nn elini yakalayp gitmesini engelledi. "Bunu yapan
adam Basma, Basmara'nn yce efi."
"Neden sana saldrd? Sen, onun halkndan deil misin?"
"Basma sizin tapna yapanlarla ayn kabileden olduunuza ve bu-faya daha
fazla bela ve felaket getirdiinize inanyor. lkeyi, nehirleri, glleri yok
etmek ve btn Basmaralar ldrmek iin benim de size kaldm sanyor."
Taita, "Artk gitti. Kadnlarn onu uzaklatrd," diyerek Kalulu'yu atrmaya ve rahatlatmaya alt.

Kalulu bu szlere kanmamt. "Dnecek," dedi. Uzanp Taita'nn bi-S'ni skt.


Kente dnp kendinizi savunmak iin hazrlanmalsnz. Bas-a ktn adamlaryla
dnecektir."
287
Wilbur Smith
"Tamafupa'dan ayrlrken seni de yanma alacam Kalulu. Cad avmz senin
yardmn olmadan baarya ulaamaz."
"Karnmda byk bir kanama olduunu hissediyorum. Sizinle gelemeyeceim."
Gne batmadan Kalulu lmt. Drt muhafz, Tamafupa'nn di-ndaki bir
hyn yanna bir giri kazdlar. Taita cesedi aartlmam keten bir arafa
sard ve nemli kil tnele yatrdlar. Sonra, srtlanlarn kazmasn nlemek iin
girii iri kayalarla rttler.
Taita, "Doru'nun yannda olduun iin atalann olan tanrlar seni
karlayacak aman Kalulu," diyerek onunla vedalat.
Mezardan dnerken drt muhafz nnde durdu ve mbali hepsinin adna Shilluk
diliyle konumaya balad. "Efendimiz gitti. Kendi yurdumuzdan uzaktayz,
yalnzz. Sen gl bir samansn, Kalulu'dan bile byksn. Seni takip edeceiz
artk."
Taita, Nakonto'ya bakt. "Bu kadnlarla ne yapabilirsin? Onlar asker
kaydedersem komutan altna alr msn?"
Nakonto soruyu ciddi bir ekilde dnd. "Onlar dvrken grmtm.
Peimden gelmelerine sevinirim."
mbala kralielere yarar bir ba hareketiyle onun varln ve szlerini
kabullendiini gsterdi. "Bizi de memnun ettii srece bu kurumlu Shilluk
horozuyla omuz omuza gideriz, ama arkasndan gitmeyiz," dedi , Taita'ya.
Gzleri neredeyse Nakonto'nunkilerle ayn seviyedeydi. Muhteem I ikili
birbirlerini kmseyerek karlkl duruyordu. Taita Gz'n at I ve
birbirlerine duyduklar ilginin auralarna nasl yansdn grnce g*1" I
lmsedi. "Nakonto, tamam m?" diye sordu.
"Tamam." Nakonto da soylu bir kabullenme jesti yapt. "imdilik- I
288
11. Yazt

Fenn'le Shilluk kadnlar en byk kulbelerden birini Meren iin


temizlediler. Sonra Fenn, Taita'nn zel bitki karmndan bir avu alp ak
ocakta yakt. Ho kokulu duman, kulbeye yerlemi olan bcekleri ve rmcekleri
kartmt. Taze otlardan bir ilte hazrlayp Meren'in uyku minderini stne
yaydlar. Meren'in yle ok acs vard ki, Fenn'in dudaklarna uzatt
anaktan iebilmek iin ban zor kaldrd. Taita, Meren tamamen iyileip
kumanday yeniden alana kadar Hilto-bar-Hil-to'yu onun yerine vekil tayin etti.
Taita ve Hilto kentte gezip savunma durumunu gzden geirdiler. lk
dnceleri su kaynaklarn gvenceye almak oldu. Kyn ortasnda, yuvarlak, dar
bir kil merdivenle iine inilen ve suyu iyi olan derin bir kuyu vard. Taita,
Shofar komutasnda bir grubun btn su tulumlarn ve suka-baklann doldurup
Basmaralann saldrsna kar hazr tutulmasn emretti. Dvrken, susayan
adamlarn kuyuya inip su karmaya vakti olmazd.
Taita'nn sonraki dncesi d duvarlarn durumu oldu. Genelde iyi
durumdayd, sadece beyaz karncalarn at baz delikler vard. Ancak, bu
kadar uzun bir hatt savunamayacaklan hemen grlyordu. Tamafupa bir zamanlar
pek ok kabileye yuva olmu byk bir kentti. Kazklarla evrili alann evresi
yarm fersah buluyordu. Hilto'ya, "Bunu yirmide bire indirmeliyiz," dedi.
"Kentin geri kalann atee verin ki yaklaanlar grebilelim ve okularmz
ona gre yerletirebilelim."
Hilto, "Bize g bir grev verdin," dedi. "Bir an nce balasak iyi olur."

Taita, kadn ve erkeklerin birlikte olaca yeni ereveyi gsterdi. En yi


durumdaki kazklar skp Taita'nn belirledii yeni hatta yerletirdiler. Doru
drst bir salamlatrmaya vakit olmadndan, boluklar di289
F: 19
Wilbur Smith
kenli allarla rttler. Yeni itlerin drtbir kesine, vadiye ve tm yaklam
yerlerine hkim, yksek gzc kuleleri diktiler.
Taita kazklarn etrafna ate yaklacak dzenekler hazrlanmasn istedi.
Bylece bir gece saldrsnda bile onlar tututurup ortal grebileceklerdi.
Bu i de bitince, kuyunun etrafna bir i set yaptrd, Basmaralar kente girmeyi
baard takdirde buras son snma hatlarn oluturacakt. alana, son
kalan karabuday uvallarn, yedek silahlar ve btn deerli mallan
yerletirtti. Kalan atlar iin ahr blmeleri hazrladlar. Duman Yeli ve tay
hl iyi durumdayd ama dierlerinin ou onca yoldan sonra ya hastayd ya da
lmek zereydi.
Fenn her akam Meren'i doyurup bo gzyuvarnn sarglarn deitirmesi
iin Taita'ya yardm ettikten sonra, Kasrga'y grmeye gidiyor ve ona sevdii
karabuday reklerinden gtryordu.
Taita yeni belirledii savunma hattnn dnda kalan ksmlar yakmak iin
uygun bir rzgr bekledi. atdaki sazlar ve ahap duvarlar kuruydu ve abucak
tututu, rzgr alevleri yeni duvarlarn aksi tarafna doru fryordu. O gece
hava karardnda eski kent, yerdeki bir tutam kle dnmt.
Hilto, "Hadi Basmaralar o aklktan hcum etsinler de gnlerini grsnler,"
dedi tatmin olmu bir edayla.
Taita, "Artk d duvarn nne iaretleri koyabilirsin," dedi. Beyaz nehir
talann yirmi, elli ve yz adm mesafeye yerletirdiler, bylece okular dman
saldrrken uygun mevzilerde yer alabilecekti.
Taita, mbali ve yandalaryla baka kadnlar kurumu nehir yatana ok
yaplacak sazlardan toplamaya yollad. Qebui kalesinden bir sr ok ucu getirmi
ve bir de kazklarn iinde kalan bir tepede akmakta bulunduunu kefetmiti.
Kadnlara akmakta paralarn nasl yontup ok ucu yapacaklarn gsterdi.
Kadnlar ii abuk kaptlar ve yaptklar ular saz gvdelere aa
kabuklarndan rlen iplerle balayp iyice sertle290
11. Yazt
sin ve sklasn diye suya batrdlar. Hazrladklar yedek oklar da kazklar
boyunca belirli yerlere ydlar.
On gn iinde btn hazrlklar tamamlanmt. Adamlar ve mbali'nin
kadnlar silahlarn bileyip belki de son kez her eyi gzden geirdiler.
Bir gece, akam yemei iin herkesin atelerin bana topland srada, ani
bir kargaa oldu ve alevlerin aydnlatt uyumsuz bir ift ortaya kt. Meren
ayakta zor duruyordu ama bir elini Fenn'in omzuna koymu olarak Taita'nn
yzbalarla oturduu yere gelmiti. Herkes ayaa frlad ve etrafna topland,
glyorlar, abucak iyiletii iin tebrik ediyorlard. Bo gzyuvasn keten
bir bant rtyordu ve hem rengi solmu hem de zayflamt, fakat eski cakal
yryyle yrmeye gayret ediyor, bir yandan da subaylarnn mstehcen
akalarna cevap vermeye alyordu. Sonunda Taita'nn nnde durup onu
selamlad.
"Ey Meren, srtst yatp kamptaki btn kadnlardan efkat grmekten
skldn m?" Taita glmseyerek konuuyordu, ama bu gl savann elini
Fenn'in narin omzunda grnce duyduu strab zor bastrmaktayd. Fenn'in
bedeni ve gzellii olgunlatka bu kskanlnn daha da artacan
biliyordu. Bu ykc duyguyu onun dier yaamnda da tatmt.
Ertesi sabah Meren de okularla birlikte talim alanndayd. Bata tek
gzyle dengesini salamakta glk ekti, ama byk bir hrsla younlap

sonunda duyularn denetlemeyi ve yeni koullara uyum salamay baard. Sonraki


zorluk, menzili tahmin etmekte ve hedefi tutturmaktayd. Oklar ya hedefe
varmadan yere dyor ya da stnden geiyordu. Korkun ""azim gsterdi.
Kralie Lostris'in btn ordularnda ok atma ampiyonu lan Taita, ona ilk okunu
iaret ubuu gibi atmay ve hemen arkasndan
291
Wilbur Smith
gnderecei ikinci okun yerini saptamak iin kullanmay retti. ok ge. meden,
Meren daha birinci ok havadayken ikinciyi gndermeye balamt Fenn ve Shilluk
kadnlar ona deriden bir gzba yapmlard. Eski salk l rengine kavumu
ve tek gz yine eskisi gibi parlamaya balamt.
Her sabah Taita atl bir devriye karyordu ama her akam Basma-ralarn
izini bulmadan geri dnyorlard. Taita, mbali'ye ve kadnlarna dant.
"ef Basma'y iyi tanrz. Kindar ve zalim bir adamdr," dedi mba-li. "Bizi
asla unutmaz. Adamlar Byk Uurum Vadisi'ne, nehir boazlarna ve gl
bataklklanna dalm durumda. Toparlamas zaman alacaktr ama sonunda gelecek.
Bundan eminiz."
Artk en nemli hazrlklar tamamland iin Taita daha az hayati konularla
da ilgilenebiliyordu. Kadnlara kil topaklar ve uzun srklann tepesine
yerletirilen otlarla insana benzer kuklalar yapmay retti. Uzaktan tatminkr
bir grnm elde edene kadar kk boyalarla boyuyor-lard. Kadnlar bu ii ok
yapmaktan daha elenceli buldular. Yine de, beklemek siniicini bozmaya
balamt.
Atein etrafnda epeevre oturup akam yemeklerini yerken, "Kio-ga'dan
buraya olan mesafeyi hesaba katsak bile imdiye kadar gelmi olmalar
gerekirdi," dedi Taita, Meren'e. "Yann senle ikimiz kp bir kolaan edelim
ortal."
Fenn, "Ben de sizinle geleceim," diye atld.
Taita aksi bir tavrla, "Zaman gelince dnrz," diye cevap verdi.
"Teekkr ederim sevgili Taita," diyen Fenn'in tebessm tatl ve parlakt.
Taita, "Gelebilirsin demedim," dedi ama yle olacan ikisi de biliyordu.
ocuk insan bylyordu ve Taita onun varlndan zevk alyr(lu' Onu
kendisinin bir uzantsym gibi gryordu.
292
11. Yazt
Devriye yola koyulduunda, Fenn, Taita ile Meren'in ortasndayd. Makonto ve
mbali iz srmek zere nden gidiyorlard. mbali uzun bacaklaryla Nakonto'yla
baa ba koabiliyordu. Habari ve iki asker de geriden gelmekteydi. Taita beline
knnn iinde duran bir kl takmt ama asasn elinde tayordu.
Btn vadiyi grebilecekleri bir yere geldiler. Sol tarafta arazi
kvrlyordu ve sk ormanlarla kaplyd. Yamacn altna yaylm saysz fil
srs grdler. Devasa gri bedenleri her aklkta kolayca seiliyordu ve sk
sk koca bir meyve aacn deviriyorlard. Aa, tek bir filin gcne direnecek
kadar bykse, teki byk filler yardma geliyordu. Birlemi glerine hibir
aa kar koyamazd.
Kabileler bu topraklardan kat iin filler saldrya uramyordu ve
insanlarn yaklamasndan rkmyorlard. Atllar yaknlarndan geerken kamayp
olduklar yerde kalyorlard. Ara sra hrn bir dii tehditkr bir tavr alsa
da, kimseye saldrmyordu. Fenn yavrulara baylyor ve Taita'ya bu gl
hayvanlar ve detleri hakknda bitmek bilmeyen sorular soruyordu.
Karlarna kan yabani hayvanlar fillerden ibaret deildi. Antilop
srleri, aklkta bir eyler attran veya topluca en yksek aalann
tepesine trmanveren sar Habe maymunlar da vard. Bir kme panik iinde
lk la ayakland. Anneler yavrulann kapp karnlarnn altna asarak
daldan dala katlar. ri erkekler kavgac bir tutum taknp yelelerini
kabarttlar ve fke dolu seslerle ortal inlettiler.
Fenn, "Ne oldu onlara?" diye sordu.

"Herhalde bir leopar veya baka bir etil hayvandr." Taita konuurken,
hemen nlerindeki otlann arasndan san, siyah benekli gzelim bir kedi szld.
Leoparn benekleri ortama mkemmel uyum salyordu.
Fenn hayranlkla, "Yine hakl ktn Taita. Bu dnyada bilinecek her eyi
biliyor olmalsn," dedi.
293
Wilbur Smith
Bir sonraki tepeleri amak zere bayr aa kvrldlar, ama onlgr zirveye
ulamadan, ufukta tozu dumana katan bir zebra srs belidi Herhalde atlan kendi
familyalarndan kabul etmilerdi ki, pek aldrmadan yanlarndan geip gittiler.
Meren, "Bir eyden korkmu olmallar," dedi.
Taita da, "Ya yangn ya da insanlar," diye ona hak verdi. "Baka hi. bir
ey bu lde panie yol aamaz."
"Etrafta duman gremiyorum," dedi Meren. "nsanlar olmal." Artk ihtiyatla
ilerlemeye balamlard.
Aniden Fenn yine heyecanla bard ve sol taraf gsterdi. "Bir ocuk!
Kk bir siyah ocuk!"
En fazla , drt yanda, plak bir bebekti bu. arpk admlarla bayr
trmanmaya alyordu, her admda minik poposu iki yana sallanmaktayd.
Fenn, "Onu almaya gidiyorum," dedi. Kasrga'y trsa kaldrd ama Taita
dizginleri tuttu.
"Fenn, bu eski bir hileye benziyor."
Fenn, "Ama onu yle brakamayz," diye itiraz etti, o arada ocuk yukar
trmanp gzden kaybolmutu. "Kaybolmu, yapayalnz."
"Onu takip edelim," dedi Taita. "Ama dikkatli olalm." Yola ktlar ama
Taita, Kasrga'nn dizginlerini brakmad. Tepeye gelmeden yz adm nce grubu
durdurdu.
"Gel Meren!" diye emretti. kisi hayvanlarndan indiler ve dizginleri
Fenn'e emanet ettiler.
Taita, "Burada kal ve atlarmz tut," dedi. "Ama drtnala gitmeye de hazr
ol." Meren'le ikisi yryerek ilerlediler. Bir alln arkasna sinip aaya
baktlar. ocuk tam karlarnda durmu yuvarlak yznde keyifli bir tebessmle
onlara bakyordu. ki eliyle minik pipisini tutmu, kavrulan topraa iini
yapmaktayd. O kadar sevimli bir manzarayd ki, bir an
294
11. Yazt
cin her eyi unuttular. Meren sempatiyle srtmaya balayacakken Taita kolunu
skt. "Karya bak!"
Bir an gzlerini oraya diktiler ve Meren, "Basmara ordusu!" diye haykrd.
"Bu minik iblis tuzakm."
ocuun durduu yerden elli adm tede omuz omuza melmiler-di. Tahta
sopalar, uzun mzraklar, saplamak iin daha ksa mzraklarla silahlanmlard.
Ham deriden kalkanlar srtlarna aslyd ve yzlerine sava boyalarn
srmlerdi. Balarnda krk ve tyler taklyd, burun de-likleriyle kulak
memelerine fildii ubuklar geirmilerdi, el ve ayak bileklerinde istiridye
kabuklanyla fildii boncuklardan yaplm ssler aslyd.
Taita ile Meren seyrederken ar kovanna omak sokulmu gibi kzgn bir
uultu ykseldi. Tek bir uyumlu hareketle kalkanlarn srtlarndan aldlar ve
mzraklaryla dvmeye baladlar. Sonra da sava ilahisi duyuldu. Bouk, melodik
sesler kalkan seslerine kart. Derken, antilop boynuzundan yaplma bir borunun
tiz sesi teki sesleri bastrd. Bu, ayaa kalkmalar ve ktle halinde bayr
trmanmaya balamalar iin iaretti.
Taita, "Atlara," dedi.
Fenn, onlarn geldiini grm ve Duman Yeli ile Meren'in atn da peine
takarak drtnala yaklamaya balamt. Hemen atlanna atladlar ve n saflardaki
Basmaralar tepeyi karken hayvanlarn ban geri dndrdler. Sonra drtnala
Habari ile dier devriyelerin bekledii yere gittiler.

Fenn zengilerinin stnde ykselip orman gstererek, "Yolumuzu kesmek iin


adamlarn yolladlar," diye bard. Etraflarn sarmak zere koan adamlar
grmlerdi.
Taita, Nakonto'ya, "zengi iplerimi al," diye haykrarak sol ayan
bengiden kard. Nakonto yakalad.
"Meren kr tarafn korumak iin mbali'yi al!" Meren de ayan ekti ve
mbali, onun sa zengisini yakalad. Nakonto ile ikisi atlarn yalnda
gidiyorlard, ayaklar yerden kesilmiti.
295
Wilbur Smith
Taita, "Hzl srn!" diye bard. "Onlar etrafmz kuatmadan ya-rp
gememiz lazm." Basmaralarn en hzl koanlar dierlerinin nne gemiti.
"Fenn, Meren'le benim aramda kal. Bizden ayrlma sakn."
ok hzl koan drt Basmara, Taita'nn gemeyi hedefledii bolua
ulamt. Gelen atllara yzlerini dndler, uzun kalkanlar srtlarnda olduu
iin elleriyle silah kullanabilecek durumdaydlar. Onlara yaklarken, Taita ile
Meren srtlarnda asl olan ve at srtnda kullanmak zere tasarlanm ksa,
geriye eik yaylarn aldlar. Dizginleri hayvanlarnn boynunda brakp onlar
ayaklarnn ve dizlerinin basksyla yneterek doruca mzrakllarn stne
srdler. Bir Basmara mzran frlatt. Meren'i hedeflemiti, ama menzili
uygun deildi. Meren'in tepki verecek zaman oldu. Ayak parmayla dokunarak
atn yana kaydrd ve mzrak sol omzunun yanndan geip gitti. Meren de yayn
gerip arka arkaya iki ok frlatt. lki yksekten, adamn bann bir kol boyu
stnden utu ve elli adm uzaa dt -byle ksa menzilde yay ok etkiliydiama ikinci ok Basma-ra'nn gsnn ortasna sapland. Adamn kprck
kemiklerinin arasndan kan fkrd. Daha yere arpmadan lmt.
Onun sandaki Basmara da mzrak tutan kolunu kaldrmt ve o da Meren'e
odaklanm durumdayd, stelik Meren'in kr noktasnda duruyordu. Meren, onu
gremedii iin kendini koruyacak bir hareket yapmad. mbali zenginin stnde
dnp baltasn frlatt, balta havada slk alarak utu. Basmara arln
arkadaki ayana vermi durumdayd... tam mzran frlatmak zere olduu iin
kamaya frsat bulamad. Balta alnnn ortasna indi ve kafatasna gmld.
Adamn yanndan geerken mbali baltasn geri almak zere uzand. Taita da
nc adama bir ok frlatmt, adam savurmak zere olduu silah drp oku
karnndan karmaya alt ama kancal u derine gmlmt.
Drdnc ve sonuncu sava ayaktayd. Atn yapmak zere pozisyon alm,
mzrann sapn sa omzuna yaslamt. Savan verdii
296
11. Yazt
rUh haliyle gzleri kanana gibiydi ve Taita onlarn Fenn'e kilitlenmi
olduunu grd. Kasrga'nn srtnda dimdik oturarak mkemmel bir hedef
oluturuyordu. Basmara ar mzra frlatrken yzn buruturdu.
Taita sadandan baka bir ok ekerken gcn sesiyle. "k Fenn," diye
bard. "Atn srtna yap!" Kz ne yatt ve yzn Kasrga'nn yelesine
gmd. Taita yayn kaldrd, teli burnuna ve dudaklarna dedirene kadar gerdi
ve oku brakt. Mzrakl adam, mzran frlatmak zere dnne balamt,
ama Taita'nn akmakta ulu oku adem elmasna sapland ve annda ldrd. Ama
mzrak elinden frlamt ve Taita aresizlik iinde Fenn'e doru geliini
izliyordu. Fenn yzn edii iin onun geliini grmedi ama Kasrga grd.
Mzrak burnuna doru yaklarken hzla yana kald ve ban savurdu, o arada
Taita bir an iin mzra gremedi. Kz skaladn dnp rahatlar gibi
oldu. Ama sonra onun ac ve hayretle bardn duydu ve tayn srtnda
kvrandn grd.
"Vuruldun mu?" diye bard ama Fenn cevap vermedi. Sonra mzran
Kasrga'nn brnden aa sallandn ve ucunun yere arptn fark etti.
Duman Yeli'ni tayn arkasna doru dndrnce, mzran bann Fenn'in
plak bacana saplanm olduunu grd. Dizginleri brakm ve iki eliyle
tayn boynuna sarlmt. Ona doru dnd ve Taita, renginin kl gibi olduunu,
yeil gzlerinin, yznn yarsn kaplayacak kadar alp kendisine dikildiini

grd. Mzran sap yere arptka Fenn'in bacana yeniden batyordu ve Taita,
onun yaray iyice bytp paraladn biliyordu. Anadamann yaknnda bir yere
saplanmt. Eer tam o damara isabet etmi olsayd Fenn imdiye kadar lm
olurdu.
"Sk tutun sevgilim," diye seslendi ve omzunun stnden arkasna gz att.
Bir grup Basmara son hzla arkalanndan gelmekteydi. "u anda duramayz. Durursak
annda tepemize binerler. Seni almaya geliyorum."
Taita klcn ekip tayn yanna geldi. Yapaca hareketi dikkatle
hesaplad. Kzn grn, yllar nce yitirdiini dnd eviklii ka297
Wilbur Smith
zanm gibiydi. Zihnini sallanan mzraa odaklad. Ar bronz klc savururken,
g kelimesini haykrd: "Kydash!"
Sanki elindeki kl canl bir nesneydi. Keskin kenarnda, btn ar. ln
ve enerjinin topland bir nokta vard. Sert aatan yaplm mzrak sapn,
tam ucuyla balant yerinin bir parmak zerinden ince bir filiz gity budamt.
Sap yere dt ve Taita, Fenn'in o anda rahatladn alglad.
"imdi de seni almaya geliyorum," dedi klc knna sokarken. "Hazr ol."
Duman Yeli'ni tayna iyice yanatrd ve Fenn kollarn gvenle ona uzatt.
Kolunu kzn beline dolayp bir tututa kaldrd. Terkisine ald Fenn hemen
kollarn boynuna dolad.
"Sen gelene kadar ok korkmutum Taita," diye fsldad. "Artk her eyin
yoluna gireceini biliyorum."
"Sk tutun, yoksa hibir ey yolunda gitmez." Dileriyle tuniinden bir
para koparp, mzran ucunu iyice ieri bastrd ve kopard bezle
sktrd. "Pek dzgn veya gzel olmad ama," dedi. "Sen tandm en cesur
kzsn ve Tamafupa'ya gidene kadar bu ekilde fazla sarslmayacaksn."
Pelerindeki Basmaralar geride kaldlar ve az sonra aalarn arasnda
gzden kayboldular. Artk trsa kalkp le olmadan Tamafupa'ya varabilirlerdi.
Tamafupa'ya vannca, Taita, Meren'e, "Herkesi silah bana ar," diye
emretti. "Bu iblisler bir saat gemeden burada olur." Fenn'i Duman Yeli'nin
srtndan alp kulbelerine gtrd ve yavaa yatrd.
Mzran ucunun etrafndaki phtlam kan temizlerken Fenn'i yattracak
biimde konuuyordu. Sonra baca muayene etti. Ameliyi hazr olmadan, yaraya
tampon yapm olduu bezi karmamt.
298
11. Yazt
Sonunda, "Zaten her zaman tanrlarn sevgilisi olmusundur," dedi. "Mzrak,
ana damarn kk parmann trna kadar syrm. Eer ucu-nlln yaray
oymaya devam etmesine izin verseydik, ana damara kadar alabilirdi- imdi sen
gzelce yat, ben de sana bir iecek hazrlayaym." Seramik bir anakta ezdii
krmz toza, ocaktaki kmrlerin stnde bekleyen kaptan scak su katt. "Bunu
i. Acy hissetmeyeceksin."
la etkisini gsterirken Taita da deri tp antasn kartrd. Gm
kaklarn muhafaza ettii ayr bir blm vard. Bildii kadaryla, bu setten
sadece bir cerrahta daha vard ve o da lmt. Hazr olunca, kulbenin nnde
dolanan Meren'i ard. "Ne yapacan biliyorsun," dedi.
"Elbette. Bunu daha nce de ka kez yapmtm."
"Ellerini ykamsndr tabii ki?"
Meren'in ifadesi deiti. "Evet," dedi kukulu bir sesle.
"Ne zaman?"
"Bu sabah, devriyeye kmadan nce."
"Tekrar yka."
Meren her zaman yapt gibi, "Bunun iin bir sebep gremiyorum," diye
mrldand ama ocaktaki scak sudan bir anaa doldurdu.
Taita gm kaklar atee tutarken, "Bir ift ele daha ihtiyacmz
olacak," dedi. "mbali'yi ar."
"mbali'yi mi? O bir vahi. Adamlarmdan birini arsam olmaz m?"

"O gl ve akll," diye kar kt Taita. Daha da nemlisi kadnd. Taita


baka bir erkein Fenn'in plak bedenini tutmasn istemiyordu. Meren'in
grmesi de yeterince ktyd ama kaba saba bir askerin grmesi kadar deildi.
Shilluk kadnlar da o kadar akll deildi. "mbali'yi a-P\" diye tekrarlad.
"Ve ona da ellerini ykat."
Krmz toz Fenn'i uyuturduu halde, Taita mzran ucunu elleyin-ce kz
inledi ve kprdand. Taita, Meren'e bir ba iareti yapt. kisi Fenn'i oturur
pozisyona getirdiler, sonra Meren arkasna melip kzn kollarn Ssnde
apraz yapt ve skca tuttu.
299
Wilbur Smith
"Hazr," dedi.
Taita, Fenn'in ayann dibinde diz km olan mbali'ye bakt.
"Bacaklarn sk tut. Sakn kprdatmasn." mbali de ne eilip Fenn'in ayak
bileklerini kavrad. Taita derin bir nefes alp zihnini younlatrd. Uzun,
kemikli parmaklarn esnetirken, yapmas gereken her hareketi aklndan geirdi.
Hasta ne kadar uzun sre ac ekerse, bedeni ve ruhu o kadar hasar grr ve
iyileme ans o kadar azalrd. abucak mzrak ucunu tutan keten bezi kesti ve
dey olarak kaldrd. Fenn yine inledi. Meren deri parasn hazr tutuyordu ve
dilini srmasn diye Fenn'in dilerinin arasna kstrd.
"Dikkat et, tkrp atmasn," dedi Taita. yice yaklap yaray inceledi.
akmaktann ieride oynamas yaray olduka bytmt ama yine de gm
kaklar sokaca kadar yer yoktu. imi eti eliyle yoklaya-rak ana damarn
yerini saptad. Sonra iki parman sokup yaray geniletti ve parmaklarn
scak etin iine biraz daha daldrp ucun keskin kenarlarna dokundu. Fenn
haykrarak rpnd. Meren ve mbali biraz daha sk tuttular. Taita da yaray
biraz daha geniletti. ok hzl olmakla beraber, son derece kontroll ve kesin
hareketler yapyordu: birka saniyede ucun keskin kenarlarnn yerini tayin
etmiti. Fenn'in eti ve kas lifleri onlara taklm durumdayd. Taita botaki
eliyle kaklan alp bacan stne koydu ve mzrak ucunun iki tarafndan yaraya
soktu. Uca taklmasnlar diye eliyle idare ediyordu.
Fenn, "Beni ldryorsun!" diye haykrd. Meren'Ie mbali btn glerini
kullanyorlard ama rpnan kz zor zap etmekteydiler. Taita iki defa
kaklar mzrak ucunun kenarlarna oturtmay baard ama Fenn'in rpnmas
yznden kaydrd. Sonunda kaklarn tam yerine oturduunu hissetti. Cilal
metalleri ucu kavrayacak ekilde kstrp tek hareketle yukar ekti. Yarann
kanl dudaklar bu harekete direndii iin bir emme se300
11. Yazt
j duyuldu. Fenn'in etine gml parmak ularnda, damarnn dzgn bir se|cilde
attn hissedebiliyordu. Sanki o damar kendi ruhunu yanstyordu. Kaklar
damarn yanndan geirirken iyice dikkat kesildi. akmaktanm metal kaklarn
arasndan azck kaydrsa damar kesebilirdi. Yavaa biraz daha bask uygulad.
Yarann kenarlarnn bel verdiini hissetti ve sonra, aniden, kana bulanm
gm kaklar ve akmaktandan mzrak ucu dar kverdi. abucak kendi
parmaklarn da ekti ve yarann kenarlarn birletirdi. Serbest eliyle
Meren'in uzatt kaln keten tamponu alp kanamay kesmek iin yaraya bastrd.
Fenn'in ba geriye dm, feryatlar hafif inlemelere dnmt,
bacaklarndaki gerilim de azald ve omurgasndaki kat yay gevedi.
Meren, "Bu ustaln beni hep artyor," diye fsldad. "Hep huu iinde
seyrediyorum alman. Sen gelmi gemi en byk cerrahsn."
"Bunu sonra konuuruz," diye cevap verdi Taita. "imdi diki iin yardm et
bana."
Kuzeydeki gzetleme kulesinden gelen barlar duyduklarnda, Taita at
klndan son dikiini atmaktayd. Yaray kapacak dm atarken, ban kaldrp
Meren'e bakmad. "Basmaralar geldi sanrm. Artk grevinin bana gemelisin.
mbali'yi de gtr. Yardmlarn iin teekkr ederim iyi kalpli Meren. Yara
kangren olmazsa ocuun sana da ok teekkr borcu olacak."

Fenn'in bacan sardktan sonra, kulbenin kapsna gidip Shilluk


kadnlarnn en gvenilir ve en hassas olan Lala'y ard. Kadn kalasnda
tad plak bebeiyle birlikte geldi. Fenn'le ikisi yakn arkadatlar.
Sohbet edip bebekle oynayarak ok vakit geiliyorlard. Lala, Fenn'i yle solgun
ve kanlar iinde grnce feryad bast. Taita, onu yattrmak ve yapaklarn
gstermek iin bir sre yanlarnda kald. Sonra, krmz tozun et-KisyJe
uyuyakalan Fenn'e baksn diye onu brakp kendisi dar kt.
301
Wilbur Smith
Taita, Meren'in yanna ulamak iin kalelerinin kuzey duvarna dayanm
merdiveni trmand. Meren, onu ciddi bir yzle karlayp vadiyi gsterdi.
Basmaralar ayr birlik halinde ilerliyordu. Dzgn bir trsla geliyorlard.
Balklar arkalarnda dalgalanyor ve birlikleri uzun kara ylanlar gibi ormana
yaylyordu. nsann kann donduran, tylerini rperten biteviye arklar
duyuluyordu. Taita iyice grebilmek iin eildi. Bas-maralarn btn aktif gc
karlanndayd ve kendileri ne yazk ki bir avu insandan ibarettiler.
Yumuak bir sesle, "Biz otuz iki kiiyiz," dedi. "Oniarsa en az alt yz
kiiler."
Meren, "Demek ki eitiz Byc," dedi ve, "Gzelce eleneceimize bahse
girerim," diye ekledi. Taita da, stlerine kmek zere olan frtnaya dudak
bkermi gibi yapt.
Nakonto, mbali ve kadnlaryla birlikte korkuluun dier uundayd. Taita
onlara doru yrd. Her zamanki gibi, mbali'nin soylu Nil hatlar sakin ve
kontrollyd.
"Bu insanlar tanyorsun mbali. Nasl saldracaklar?"
mbali hi duraksamadan, "nce saymz anlayp cesaretimizi snayacaklar,"
diye cevap verdi.
"Bunu nasl yapacaklar?"
"Kendimizi gsterelim diye dorudan duvara hcum edecekler."
"Buray atee vermeye alrlar m?"
"Hayr aman. Buras onlarn kenti. Atalar burada gml. Mezarlarn asla
yakmazlar."
Taita, Meren'in yanna dnd. "Kuklalar korkuluun kenarna dizmenin zaman
geldi," dedi ve Meren emri Shilluk kadnlarna aktard. Ka302
11. Yazt
dnlar kuklalar korkuluun dibinde hazr tutuyordu. Hemen korkuluk boyunca
komaya baladlar, bylece Basmaralar duvann stnde bir sr kafa gryordu.
Taita, "Tek bir hamlede garnizonumuzdaki asker saysn iki katna karm
olduk," dedi. "imdi Basmaralar bizi biraz daha ciddiye alr."
Mzraklarn daha nce yakm olduklar kulbelerin klleri zerinde mevki
aln izlediler. birlik, her birinin banda kendi lideriyle ayr ayr
duruyordu.
"Dank ve dzensizler." Meren kmser bir ses tonuyla konumutu. "Bu bir
ordu deil apulcu yn."
"Ama byk bir apulcu yn," diye belirtti Taita, "Oysa biz kk bir
orduyuz. Kutlamalan zaferden sonraya brakalm."
Basmaralar ark sylemeyi kestiler ve ortala byk bir sessizlik kt.
Basmara sralanndan tek bir kii ayrld ve duvarla aralarndaki yolun yarsna
kadar ilerledi. Uzun pembe flamingo tylerinden yaplm bir bal vard.
Sava klna hayran olsunlar diye adamlarnn nnde poz verdikten sonra,
crtlak bir sesle, her cmlesinden sonra havaya srayp mzran kalkanna
vurarak bir konuma yapt.
"Ne diyor?" Meren merak etmiti.
"Hakkmzda pek iyi eyler sylemediini tahmin edebiliyorum." Taita
glmsyordu.
"Bir okla hevesini artraym bari."

"En uzun menzilinden yetmi adm tede duruyor. Boa harcayacak okumuz yok."
Basmaralann yce efi Basma'nn alml bir yryle adamlannn arasna
dnn izlediler. Bu sefer de geri saflarn arkasnda bir komuta pozisyonu
almt. Alana yeni bir sessizlik kt. Yaprak kprdamyordu. Rzgr bile
kesilmiti. Gerilim, tropik bir frtna ncesindeki gibi ard. Sonra ef
Basma, "Hau! Hau!" diye uludu ve birlikleri ilerlemeye balad.
303
Wilbur Smith
Meren, "Bekleyin!" diye uyard adamlarn. "Brakn yaklasnlar. Oklarn
hazrlayn!"
Basmara saflar en dtaki iaret talarn gemi ve yine sava arklarn
sylemeye balamlard. Mzraklanyla kalkanlarna vurarak tempo tutmaktaydlar.
Her elli admda bir, hep birlikte plak ayaklarn yere vuruyorlard.
Havalandrdklar kller yznden, suyun iinde yryormu gibi grnyorlard.
Yz-adm iareti olan talara vardlar. Sarklan ve tempolan lgnlk dzeyine
ulamt.
Meren bir kez daha, "Bekleyin!" diye haykrd, sesini ancak byle
duyurabilecekti. "Yaylan kaldnn!" n saflar, elli-adm iaretine yaklayordu.
Artk yzlerindeki sava boyalann ayrntl biimde grebiliyorlard. Liderleri
iaretleri gemi ve o kadar yaklamlard ki, duvardaki okularla
bakyorlard.
Meren, "Ok yerletir ve nian al!" diye kkredi. Yaylar iyice gerildi.
Okular gzlerini ksarak nian aldlar. Meren, kollar titremeye balamadan
nce at emri vermesi gerektiini biliyordu. Bir soluk alma sresinin ardndan
ikinci emir geldi. O anda, omuz omuza ilerleyen saflar da otuz-adm iaretine
ulamt.
"Ok brak!" diye bard ve hepsi ayn anda oklann attlar. O mesafeden tek
bir ok bile hedefi amazd. Sessiz bir bulut halinde hep birlikte utular. ki
okunun ayn Basmara savasna nian almam oluu, us-talklannn bir
gstergesiydi. lk saflardaki savalar, yer yarlm da iine girmiler gibi
hep birlikte ykldlar.
Meren, "Serbest at!" diye brd. Okulan tecrbenin verdii ustalkla
ikinci oklarn hazrlad. Tek bir harekette hem de hibir tela belirtisi
gstermeden, oku yerine yerletirip yay germi ve atmlard. Ikna Basmara
saf da ykld ve saniyeler sonra ncler de onlar izledi- Cesetler st ste
ylyor, arkadan gelenler stlerinden atlyordu.
304
11. Yazt
"Buraya ok getirin!" Ses korkuluk boyunca yankland ve Shilluk kadnlar
frladlar, oklar iki bklm srtlarnda tayorlard. Basmaralar gelmeye devam
etti, okular da, duvarn dibine gelip yukar trmanmak iin hamle etmeye
balayana kadar stlerine ok yadrmay srdrd. Bazlar tepeye ulat ama
Nakonto, mbali ve kadnlar onlar bekliyordu. Uzun sapl baltalar odun
kesermi gibi srekli inip kalkmaya balad. Na-konto'nun att sava
lklar dehet vericiydi.
Nihayet, fildii ddklerden kan tiz sesler, katliama aniden son verdi.
Savalar, klle kapl alandan Basma'mn yeniden toparlamak zere kendilerini
bekledii yere ekildiler.
Meren, adamlarn denetledi. "Yaralanan var m? Yok mu? Gzel. Oklarnz
toplamaya gidince, l taklidi yapanlara dikkat edin. Bu iblislerin en sevdii
numaradr."
Kaplan ap, oklarn geri almak zere kotular. ounun ucu l ete
gmlmt ve kl ya da baltayla kesmek gerekiyordu. Bu tyler rpertici bir
iti ve ok gemeden hepsi kanl kasaplara dnmt. Oklarn topladktan sonra,
l Basmaralarn mzraklarn da aldlar. Sonra kalelerine dnp kaplar
kapattlar.
Kadnlar kurutulmu balk sepetlerini, karabuday reklerini ve su
tulumlarn koturdu. Adamlarn ou daha lokmalarn bitirmeden, sava arks
yeniden balad ve yzbalar onlar korkulua ard. "Silah bana!"

Basmaralar yine omuz omuza geldiler, ama bu sefer ndekilerde ormandan


kestikleri uzun srklar vard. Duvardaki okular birini devirirse, arkadan
gelen sr alp komaya devam ediyordu. Srklar kalenin d duvarna
ulaamadan, elli, elli be adam daha ld. Basmaralar sr kaldrmak zere
bana toplandlar ve duvara dayadlar. Sonra ksa sapl mzrakln dilerinin
arasna sktrp karnca srs gibi sra trmanmaya Sladlar.
305
F: 20
Wilbur Smith
Srn stndeki arlk arttka, duvardakilerin onu itip devirmesi
imknsz hale geliyordu. Tepeye ulaan savalarla teke tek uramak
zorundaydlar. mbali ve kadnlar da erkeklerin yanna dizilmi, uzun sapl
baltalanyla nlerine kan temizliyorlard. Fakat Basmaralar kayplanna
aldrmaz gibiydi. Cesetlerin stnden trmanp byk bir heves ve ataklkla
dve dalyorlard.
Sonunda, kk bir grup korkuluun stne ulamay baard. Sonuncusunu da
geri atana kadar etin ve ac bir mcadele yaand. Ancak, yeni dalgalar onlann
yerini alyordu. Tam, kaleyi savunanlar yorgunluktan bunalm haldeyken ddkler
bir daha tt ve saldrganlar geri ekildi.
Su itiler, yaralann sardlar ve krelen kllarn keskinleriyle
deitirdiler ama paydos ksa srd ve, "Silah bana! Tekrar geliyorlar,"
komutu duyuldu.
Meren'in adamlar, gne batana kadar iki ata daha gsledi, ama
sonuncusu pahalya patlad. Basmaralar geri ekilirken sekiz adam ve m-bali'nin
kadnlarndan ikisi ar mzrak ve sopa yaralan almt.
Askerlerin pek az gn sapasalam bitirmiti. Bazlarnda sadece hafif
yara, bereler vard. ki tanesinde ar Basmara sopalaryla olumu krklar
bulunuyordu. kisi daha o geceyi gremeyecekti: birinin mzrakla barsaklar
deilmi, br de cierinden yaralanmt. ou yemek yiyemeyecek ve kulbesine
kadar gidemeyecek lde yorgundu. Susuzluk-lanm giderir gidermez kendilerini
korkuluktan aa atp terli zrhlar ve kanl sarglanyla uyuyakalmlard.
Meren, Taita'ya, "Buray bir gn daha tutamayz," dedi. "Bu kale bizim iin
lm tuza haline geldi. Basmaralarn bu kadar azimli olacam1 dnmemitim.
Kurtulmak iin hepsini ldrmek zorundayz." Yorgi"1 ve karamsar grnyordu.
Gzyuvas an yapyordu, srekli band kaldrp ovuturmaktayd.
306
11. Yazt
Onu bu halde grmek, Taita'nn ok ender yaad bir durumdu. "Buray
savunacak kadar adammz yok," dedi o da. " hatta ekilmeliyiz." Kuyunun
etrafndaki son savunma hattna baktlar. "Geceye kadar burada dayanabiliriz.
Sonra da sabahki ilk dman saldrsnda ky atee veririz. Bu onlar birka
saat, alevler snene kadar uzak tutar."
"Peki sonra?"
"Atlar hazr tutarz ve kuatmay yarp kamay deneriz."
"Nereye?"
"Bulunca sana da sylerim," diye sz veren Taita eklemleri tutulmu bir
halde ayaa kalkt. "Kaleyi savunan adamlarda mutlaka ate anaklar olsun. Ben,
Fenn'e bakmaya gidiyorum."
Kulbeye girdiinde Fenn uyuyordu. Bacan muayene ederek onu uyandrmak
istemedi ama enesine dokunup atei olmadn anlad. Yara kangren olmamt.
Lala'y yollad ve Fenn'in yanna uzand. nefes alamadan, derin, karanlk bir
uykuya dalmt.
afan belli belirsiz klaryla uyand. Fenn yannda endieyle
oturmaktayd. Gzlerini aar amaz, "ldn sandm," diye bard.
"Ben de yle." Taita dorulup oturdu. "Bacana bakaym." Sargla-r at ve
yarann sadece hafif bir iltihap kapm olduunu grd, kendi binden daha scak
deildi. rin kokusu da yoktu. "Giyinmen lazm. Hzla gitmek zorunda
kalabiliriz." Tuniini ve petamaln giymesine yardm derken, "Sana bir koltuk
denei yapacam," dedi. "Ama onu kullanmay renmek iin fazla zamann yok.

Gne dounca Basmaralar mutlaka a,dracak."


de apraz ba ekledi ve
307

Hemen hafif bir denek yapp bir

Wilbur Smith
apraz ksmn iini caput doldurup yumuatt. Fenn arln denee verip
Taita'nn da yardmyla atlarn bulunduu yere gitti. Aralarnda, Kasr-ga'nn
eyerini ve koum takmn da tayorlard. Kalenin d duvarlarndan bir ikaz
duyuldu.
Taita, Fenn'e, "Kasrga'nn yanndan ayrlma," dedi. "Seni almaya
geleceim." Sonra, koarak duvarlara gitti, Meren orada onu beklemekteydi.
Meren'in ilk szckleri, "Fenn... o nasl?" oldu.
"Ata binebilecek, hayvanlarn yannda bekliyor," dedi Taita. "Burada ne
oluyor?"
Meren kary gsterdi. ki yz fersah tede, Basmaralar ormann kysnda
toplanmaktayd.
Taita, "Pek azlar," diye gzlemde bulundu. "Dn akamkinin yans kadar."
Meren, "Gney duvarna bak," dedi.
Taita hzla dnp byk gln bulunduu yne bakt. "Demek yle! Dn yapm
olmalar gereken eyi yapyorlar," dedi kuru bir sesle. "ki yandan
saldracaklar." Bir an dndkten sonra, "Bu sabah silah tutabilecek ka salam
adam var?" diye sordu.
" gece ld ve askerlerimizden drt tanesi de Shilluk fahielerini alp
karanlkta srra kadem bastlar. Basmaralar onlar bulmadan fazla
uzaklaabileceklerini sanmyorum. Yani, Nakonto, mbali ve arkadalar da dahil
on alt kii kaldk."
Taita, "Bir kiiyle birlikte eyasn tayabilecek on be salam atmz
var," dedi.
"Bir Basmara atan daha bekleyecek miyiz, yoksa d duvar atee verip
dumanlarn arasndan kamay m deneyeceiz?"
308
11. Yazt
Taita'nn karar vermesi uzun srmedi. "Burada kalmak, ancak kanlmaz sonu
geciktirmeye yarar. Atlarla ansmz deneyelim ve yarp gemeye alalm.
Niyetimizi adamlara ilet."
Meren koarak gidip adamlarla konutu ve hemen geri dnd. "Hepsi yapmas
gerekeni biliyor Byc. Ate anaklan da hazr. Zar anaa koyduk, atmay
bekliyoruz." Taita sessizce dman birliklerini izliyordu. 0 bildik sava
arks yine balad, mzraklar kalkanlara vuruldu ve bu sesler, yzlerce plak
ayan toprakta koarken kard sese kart.
Meren yumuak bir sesle, "Geliyorlar," dedi.
Taita, "Duvar yakn," diye emretti. Adamlar kuru ralar, ate anaklarna
yaklatrp ilteleriyle yellediler. Alevler bir anda ykseldi.
Meren, "Geriye!" diye barnca yanan korkuluktan atladlar. Koarak
gelirken, salam olanlar aksayanlara, yarallara yardm ediyordu. Onlar
seyreden Taita, bir anda kendini yorgun, zayf ve yal hissetti. Dnyann bu
uzak, yabani kesinde mi bitecekti her ey? Bu kadar ile, ac ve lm hibir
ie yaramayacak myd? Meren de ona bakyordu. Omuzlarn dikletirip kendini
toparlad. imdi zaaf gsteremezdi: Meren'e, geri kalan dier adamlarna ve her
eyden nce Fenn'e kar grevleri vard.
Meren, sakin bir sesle, "Gitme zaman Byc," dedi ve merdivenden inmesine
yardmc olmak iin kolunu tuttu. Atlarn yanna vardklarnda, btn d duvar
kkreyen alevlerle kuatlm durumdayd. Korkun, yakc scaktan korunmaya
altlar.
Askerler at binmeye hazrd. Meren dzeni kurdu. Tabii ki Fenn, KaSlrga'nn stnde ve yannda zengiye binen mbali ile gidecekti. Taita da
uman Yeli'ni alacak ve ayn ekilde Nakonto'yu zengide tayacakt.
ren kendi atyla, kr tarafnda mbali'nin kadnlarndan biriyle olacakVe btn dier askerler de kendi atlarna bineceklerdi. Artk katrlar
309

Wilbur Smith
kalmad iin, botaki iki ata da yiyeceklerini ve eyalarn yklediler. Hilto
ile Shabako yedekleyecekti onlar.
Alevlerin arkasnda, grnmeden atlarna binip, hayvanlarn ban kapya
doru evirdiler. Taita, Lostris Tlsm'n yukar kaldrd ve zerlerine bir
gizlenme bys yapt, bylece dmanlarnn gzne grnme-yeceklerdi. Byle
byk bir atl grup olarak dman hatlarn yanp gemenin zorluunu biliyordu,
ama ilkel Basmaralar yaratt illzyonlara kolayca kanacakt.
Basmaralar yanan duvar amak iin zahmete girmemilerdi. Belli ki,
kurbanlarnn ieride kapana ksldna ve gidip ilerini bitirmelerini
beklediklerine inanmaktaydlar. Alevlerin dier tarafnda ark syleyip
naralara atyorlard. Taita ise, alevlerin d kaplar yakp kertmesini
bekliyordu.
"imdi!" diye emir verdi. Habari ile Shabako ileri frlayp den kaplara
kement attlar. plerin yanmasna frsat vermeden kap kanatlarn iki yana
srklediler. Artk nleri almt ve iki adam drtnala dierlerinin yanma
dnd.
Taita, "Birbirinize sokulun, ne kadar yakn olursanz o kadar iyi," dedi ve,
"Arkamdan gelin," diye ekledi. Kaplar geip tedeki ak alana ktklarnda
bynn etkisi de gemi olacakt. Kap kanatlarnn ereveleri hl alev alev
yanmakta olduu iin kavrulmadan, abucak gemek zorundaydlar.
Taita hemen, "Drtnala," diye bard, ama bu kez gcn sesini kullanmt.
Alevli geide doru ilerlediler. Scaklk, bir duvar gibi arpt, baz atlar
rkmt, ama binicileri mahmuzlanyla, kamlaryla hayvanlar hizaya soktu.
Atlarn derileri, yeleleri kavruldu. Baz adamlarn yz de ayn ekildeydi ve
ok canlar yanyordu. Ama yine de omuz omuza at srerek ak alana ulatlar.
310
11. Yazt
Basmaralar etraflarnda zplayp uluyorlard. Bazlar onlara bakt halde,
baklar delip geiyor ve yanan duvarlarn stne ykseliyordu. Taita'nn
bys iyi dayanmt.
Taita, "Sessiz ve yava olun," diye uyard. "Birbirinizden ayrlmayn. Ani
hareket yapmayn." Tlsm hl havada tutuyordu. Yannda, Fenn de onu taklit
ediyordu. O da kendi altn tlsmn kaldrmt ve Taita'nn rettii
szckleri tekrarlarken dudaklar kprdyordu. Byy glendirerek Taita'ya
yardm etmekteydi. Neredeyse akln tamamn gemilerdi. Ormann kysna
iki yz admdan az kalmt ve savalar hl onlarn varln fark etmemiti.
Sonra Taita ensesinde souk bir rperti hissetti. Fenn yannda nefesini tuttu ve
tlsmn brakt. "Elimi yakt!" diye barp kzaran parmak ularna bakt.
Sonra kafas karm bir halde Taita'ya dnd. "Bir ey bymz bozuyor."
Haklyd. Taita da bynn, rzgrda yrtlan bir yelken gibi paralandn
hissediyordu. stlerindeki koruyucu pelerin almaktayd. Baka bir gcn etkisi
altna girmilerdi ve Taita, onu yok edemiyordu.
"Drtnala ileri!" diye bard ve atlar ormana doru atld. O arada
Basmaralardan byk bir grlt ykseldi. Btn boyal suratlar onlara doru
dnd, tm gzleri kan brmt. Drtbir yandan kk grubun stne doru
gelmeye baladlar.
Taita, Duman Yeli'ne, "Ko!" diye bard, ama hayvan iki yetikin erkei
tayordu. Her ey ryada gibi ar ar geliti. Arkalarndan kovalayan
Basmaralardan epey ndeydiler, ama sa cepheden de baka bir mzrakl grup
geliyordu.
Taita bir daha bard. "Hadi! Daha abuk!" Basma'nn onlar doramak zere
yaranlarn banda olduunu grmt. Mzran frlatmaya hazr bir ekilde
sa omzuna kaldrm, yollarn kesmeye alyordu, adamlar da aya yanm
itler gibi uluyorlard.
311
Wilbur Smith

Taita, "Haydi!" diye haykrd. Bir yandan alar ve hzlar hesaplyordu.


"Varmak zereyiz."
Atllar aray otuz adm kadar aarken, Basma da ayn hesaplar yapmt.
Mzran frlatmak iin koma yeteneine ve fkesinin gcne gveniyordu. yice
yksee kaldrp savurdu ve mzrak Meren'in ar ykl atna yneldi.
Taita, onu uyarmak iin, "Meren!" diye bard ama, mzrak onun kr
tarafndan geliyordu. Tam eyerin altndan atn bedenine girdi ve omurgasna
arpt. Hayvann arka bacaklan fel olmutu. Meren ve tad kadn, kavrulmu
topraa dtler. Av brakmak zere olan Basmaralar, efleri bata olmak zere
tekrar komaya baladlar. Meren ayaa frlad ve teki atllarn yanndan
geerken kendisine baktklarn grd.
"Devam edin!" diye bard. "Bizim iin bir ey yapamazsnz, kendinizi
kurtarn." Basmaralar hzla yaklayordu.
Fenn, Kasrga'nn boynuna dokundu ve, "Ho! Kasrga, ho!" diye bard.
Gri tay, krlang gibi uarcasna dnd ve daha kimse ne olduunu
anlayamadan, Fenn, Meren'in kadnla birlikte durduu yere doru gitmeye balad.
Meren, Fenn'in dndn grnce bir an aknlktan konuamad. mbali de
zenginin zerinde, uzun baltasn savurarak gelmekteydi. Meren elini
sallayarak, "Geri dn!" diye bard ama Fenn dner dnmez, Taita da ayn
intihar hareketini yapmt. Grubun geri kalan kararszd. Srcler ne yana
gideceklerine karar verene kadar, atlar geri geri gidip birbirlerine arparak
aha kalktlar. Sonra hep birden Meren'in bulunduu yere doru komaya
baladlar.
Artk en yakndaki Basmaralar onlara ulamak zereydi. Bir yandan da
mzraklarn savuruyorlard. nce Hilto'nun, sonra da Shabako'nun atlan
yaralanp binicilerini srtlarndan atarak yere ykldlar.
312
11. Yazt
Taita bir bakta artk onlar uzaklatracak sayda at kalmadn anlad.
"Savunma halkas oluturun!" diye bard. "Durup onlar burada karlamamz
gerek."
Attan denler kalkp ona doru kotular. Salam atlarn stndeki-ler de
inip atlar halkann ortasna ektiler. Okular yaylarn hazrlad, mbali ve
arkadalar uzun baltalarn kaldrd. Yzleri da dnkt. stlerine doru
gelmekte olan onca savay grnce, bunun artk son arpma olduunu
anlamlard.
Meren keyifle, "Bu son dv," diye bard. "Unutamayacaklar bir ders
verelim!" lk Basmara grubuyla arpmaya baladlar. Vahi ve umutsuzca
dvyorlard. Saldrganlar pskrttler. Ama ef Basma, hoplayp zplayarak
balarna geti ve bata o olmak zere bir daha ataa kalktlar. Basma, kendine
Nakonto'yu hedef seti ve gardm ap uyluundan yaralad.
Nakonto'nun yannda bulunan mbali, onun bacandan kan fkrdn grnce
eini koruyan yrtc bir aslan gibi Basma'nn stne saldrd. Adam, kendini
korumak zere dnp balta darbesini karlamak iin mzran kaldrd.
mbali'nin darbesi, mzrak sapn papirs yapra gibi ikiye biti ve Basma'nn
sa omzuna indi. Basma, yandan sarkan yar kopmu koluyla geri ekildi. mbali
baltasn ekip bu kez Basma'nn bana saldrd. Balta flamingo tylerini
muntazam bir ekilde keserek Basma'nn kafatasn dilerine kadar yarmt. Bir
an, ikiye ayrlan suratnda-ki gzleri alap baltaya bakar gibi oldu ve
mbali baltay ekti. Baha kemikten karken, etrafa sarms beyin paralar
sald.
Basmaralar eflerinin ykldn grdler ve mitsizce bararak ge-n
ekildiler. Dv sert gemiti. Ar kayplar vermilerdi. Cesetler, k-k
halkann etrafnda kat kat ylm durumdayd. Taita bu tereddt an-n' kendi
lehlerine kulland. Atlar, btn svarilerin bildii bir hileyle, ye313
Wilbur Smith
re yatrd. Bylece, Basmaralarn mzraklarna kar bir kalkan oluturmulard.
Okular onlann arkasna yerletirdi ve mbali'yi, arkadan, Fenn'i ve kendini

ortaya getirdi, sonra da Fenn'in yannda kendi pozisyonunu ald. Dier hayatnda
yapt gibi, son ana kadar onun yanndan ayrlmayacakt. Ama bu sefer, bu ii
onun iin daha kolay ve abuk halletmeye kararlyd.
Halkadaki dier adamlara bakt. Habari, Shofar ve son iki asker lmt.
Shabako ile Hilto hl ayaktayd, ama yaralanmlard. Yaralaryla fazla
ilgilenmeyip, kanamay durdurmak iin toprak srmekle yetinmilerdi. Onlann
tesinde, mbali melmi, Nakonto'nun uyluunu saryordu. ini bitirince,
Nakonto'ya bir savadan daha ok bir kadnn yz ifadesiyle bakt.
Meren at onu srtndan att zaman yzst dmt. Yana syrlmt ve
yaral gz yine kanyordu. Gzn rten deri ban altndan ince bir kan
sznts burnuna ve oradan da st dudana akmt. Klcn bilerken
dudamdaki kan yalad. Yn yn dmanla kuatlm, yaralar iinde
otururken hibirinde kahramana benzer bir hal yoktu.
Taita iinden, eer bir mucize olur da kurtulursam, bu insanlar adna
dinleyen herkesin gzn yaartacak bir sava iiri yazacam, diye yemin etti.
Tek bir ses, meydan okuyarak sessizlii bld: "Kocakar myz yoksa Basmara
ordusu mu?" Kalabalkta yine uultu balad, sallanarak ayaklarn yere
vuruyorlard.
Baka bir ses soruya cevap verdi: "Biz erkeiz ve ldrmeye geldik!"
"ldrn! Mzrak atn! ldrn!" ark ykseldi ve adamlar saflar halinde,
dans edip tepinerek ilerlemeye baladlar. mbali, Nakonto'nun yannda kald,
dudaklarnda clz, zalim bir tebessm vard. Hilto ve Sha314
11. Yazt
bako salarn arkaya toplayp miferlerini yeniden giydiler. Meren duda-ndaki
kan sildi ve iyice grebilmek iin salam gzn krptrd. Sonra, klcn
knna yerletirip yayn ald ve dman yaklarken yay yzne dayad. Fenn
de, yaral bacan koruyarak hemen ayaa kalkt. Ta-ita'nn elini tuttu.
Taita, "Sakn korkma km," dedi.
"Korkmuyorum, ama keke bana da ok atmay retseydin. imdi daha yararl
olurdum o zaman."
Fildii ddkler tt ve Basmaralar saldrya getiler. Kk grup ilk
oklarn frlatp hemen yenilerini ektiler, ama sayca o kadar az kalmlard
ki, hoplayp zplayan kara beden ynnda ancak kk bir gedik aabildiler.
Basmaralar emberi yard ve yeniden yz yze arpmaya baladlar. Shabako
boynundan yara ald ve lrken zpknlanm bir balina gibi kan fkrtt. Zayf
halka, baskya fazla dayanamad. mbali ile Nakonto srt srta vermi
arpyordu. Meren'le Taita ise, Fenn'i aralarna almlard. Biraz daha
dayanabilirlerdi, ama Taita, yaknda Fenn'e merhamet gstermek zorunda
kalacan biliyordu. Kendisi de hemen peinden gidecek ve bylece ayrlmam
olacaklard.
Meren doruca kalbine saplad klcyla bir adam devirirken Taita da
yanndakini haklad.
Meren, ona bakt. "Zaman geldi Byc, ama eer istersen senin iin ben
yaparm." Boaz toz toprak dolduu iin sesi atallanmt.
Taita, Meren'in Fenn'i ne kadar ok sevdiini ve onu ldrmenin ne kadar zor
olacan biliyordu. "Hayr iyi kalpli Meren, ama yine de teekkr ederim. O
grev benim." Taita eilip efkatle Fenn'e bakt. "Meren'i Pp vedala tatlm,
o senin gerek dostundur." Kz sylediini yapt ve lr boyun eile Taita'ya
dnd. Ban eip gzlerini yumdu. Taita buna
315
Wilbur Smith
sevindi: o yeil gzler stne dikilmiken bu ii asla yapamazd. Klca
kaldrd, ama indirmeden nce vuruunu hesaplad. Basmaralarn sava ar k,
dehet ve mitsizlik dolu bir iniltiye dnt. Saflar, sanki bir sardun, ya
srsnn arasna kurt-dili barakda dalmasna, bozulup dald.
Kk grup, hayretle bakakalmt. Hem kendilerinin hem dman-lannn
kanna, terine batm durumdaydlar. Neden hl hayatta olduklarn anlayamadan
birbirlerinin suratna baktlar. Sava alannda ayak ve toynaklarn kaldrd

tozlar ve hl duman tten yangn yznden gz gz grmez olmutu. Aalar zar


zor seiliyordu.
Meren gcrtl bir sesle, "Atlar!" dedi. "Toynak sesleri duyuyorum."
Taita da ayn bouk sesle, "Hayal gryorsun," dedi. "Mmkn deil."
"Hayr, Meren hakl." Bunu diyen Fenn'di ve aalann bulunduu taraf
gsteriyordu. "Atlar!"
Taita tozdan arlam kirpiklerini krptrd ama net gremiyordu.
Koluyla gzlerini silip bir daha bakt. Hayretler iinde, "Svariler mi?" diye
mrldand.
Meren, "Msr svarileri," diye bayku gibi tt. "Askerler!" Mavi bir
sancak dalgalanyordu. Svariler, mzraklanyla Basmara saflarna dalmlard.
Sonra geri dnp klla ilerini bitirdiler. Basmaralar silahlann atarak,
darmaduman bir durumda kamaya balamlard.
Taita, "Olamaz," diye mrldand. "Msr'dan binlerce fersah uzakta-1 yz.
Bu adamlar buraya nasl geldi? Mmkn deil."
Meren sevin iinde, "Eh, ben gzlerime inannm... ya da salam J gzme mi
demeliydim?" diye bard. "Bunlar bizim insanlarmz!" Bir-1 ka dakika iinde,
sava alannda sadece lm ya da lmek zere ola" Basmaralar kalmt.
Muhafzlar, atlarndan uzanp yattklar yerde onla" mzraklamaya devam ederek
trs halinde geri geliyorlard. st rtbeli s"'I baylardan oluan bir l,
svari birliinden ayrlp ekin gidile k gruba doru ilerledi.
316
11. Yazt
Taita, "Komutan bir mavi albay," dedi.
"Liyakat Madalyas ve Kzl Yol Yoldal Ha takyor," dedi Me-ren de.
"Gerek bir sava!"
Albay gelip Taita'nn nnde durdu ve selamlamak iin sa elini kaldrd.
"ok ge kaldmzdan korkuyordum yce Byc, ama hl yi olduunuzu gryorum
ve bunun iin btn tanrlara kranlarm sunuyorum."
"Beni tanyor musun?" Taita'nn aknl iyice artmt.
"Gallalah Taita'y btn dnya tanr. Ama biz daha nce Kralie Min-taka'nn
saraynda karlamtk, sahte firavunu ldrdkten sonra, tabii bu yllar
nceydi ve ben daha temendim. Unutmu olmanz normal."
"Tinat? Albay Tinat Ankut?" Taita, adamn yzn hatrlamt.
Albay minnetle glmsedi. "Beni tanyarak onur verdiniz."
Tinat Ankut, gl, zeki hatlar ve namuslu yzyle yakkl bir adamd.
Taita, onu Gz'yle incelemi ve aurasnda bir kusur veya leke grmemiti,
sadece derin bir duygusal karmaann iareti olan koyu mavi bir titreim vard.
Bir bakta Tinat'n mutlu bir adam olmadn anlamt. "Adari Kalesi'nde
kalrken haberlerini almtk," dedi. "Ama orada braktn adam yllar nce
yaban ellerde lp gittiini sanyordu."
"Grdn gibi yanlyor Byc." Tinat glmsemiyordu. "Ama buradan
gitmeliyiz. nclerim, daha binlerce vahinin buraya doru geldiini syledi.
Ben grevimi yerine getirdim ki, o da sizi kurtarmakt. Artk vakit kaybetmeden
gidelim."
"Bizi nereye gtreceksin Albay Tinat? Burada olduumuzu, yardm gerektiini
nasl bilebildin? Kim yollad seni?"
"Sorularnz srasyla cevaplandrlacak Byc, ama korkarm belim
tarafmdan deil. Yzba Onka'y yardmc olmas iin burada bra-k'yorum."
Tekrar selam verip atnn ban evirdi.
317
Wilbur Smith
Atlar kaldrdlar. ou yaralanmt, ikisinin yaralan ok ar olduu iin
ldrmek zorunda kaldlar, ama Duman Yeli ile Kasrga'da izik bile yoktu. Artk
pek fazla eyalar kalmamt ama Taita'nn tbbi malzemeleri ar ve byk
grnyordu. Yk tamak iin yeterli hayvanlar olmadndan, Yzba Onka yk
beygirleri getirtti ve Taita da ekibiyle hayvanlarnn yaralanyla ilgilendi.
Onka sabrszlanyordu ama bu i aceleye gelmezdi ve tekrar atlarna binmeleri
biraz zaman almt.

Albay Tinat dnnce svarilerinden bir blk onlara elik etti. Taita'nn
grubunu merkeze almlar ve gayet iyi koruyorlard. Arkadan gelen baka bir
byk birlik de, ou Basmara kadnlanndan oluan esirleri getiriyordu.
Meren, "Kleler," diye tahminde bulundu. "Tinat, kle yakalamakla masum
yolculan kurtarmay birletirmi."
Taita yorum yapmad ama kendi durumlarn dnd. Acaba biz de esir miyiz,
yoksa onurlu konuklar m, diye merak ediyordu. Durumlar biraz belirsizdi.
Yzba Onka'ya bunu sormay dnd ama bouna aba harcam olacan
biliyordu: Onka da tpk komutan gibi ketumdu.
Tamafupa'dan ayrldktan sonra, gle doru giden kuru Nil yatan izleyerek
gneye gittiler. ok gemeden Kzl Talar ve yukardaki yamaca kurulmu olan
bo tapna grdler ama o noktada nehirden ayrlp gln yanndaki bir yoldan
douya yneldiler. Taita tapmak ve talar hakknda Onka ile konumaya alt
ama adamn gayet kat bir yant vard: konuda hibir ey bilmiyorum Byc. Ben
basit bir askerim sadece.'
Birka fersah daha gittikten sonra gln yukarsnda, korunakl W koya bakan
baka bir yamaca trmandlar. Taita ve Meren beyaz kumsal
318
11. Yazt
sadece birka yarm kol boyu andaki durgun suda demirlemi olan al-t, sava
kadrgasyla, birka tane byk mavnadan oluan filoya hayretle baktlar.
Gemiler, Msr sularnda grdklerine hi benzemiyordu: ak giiverteli, iki ucu
sivri gemilerdi. Belli ki, tek uzun direk yerinden kabiliyor ve gverteye
yatnlabiliyordu. Gemilerin sivri ba ve k, iddetli akntlar olan
nehirlerde ve elalelerde gidebilecek ekilde tasarlanmt. Taita bunun
akllca bir zm olduunu dnd. Daha sonra, gvdelerin drt paraya
blndn ve elalelerden ve dier engellerden o ekilde tandn da
rendi.
Gemiler bakml ve dzenli grnyordu. Su o kadar berrak ve temizdi ki,
gvdeleri havada ashym gibi duruyor ve glgeleri net bir ekilde gln dibine
vuruyordu. Taita gemilerin etrafnda dolanp tayfalarn att krntlara
saldran iri balk srlerini bile grebiliyordu.
Meren, "Gemilerin stili deiik," diye belirtti. "Bunlar Msr gemisi deil."
Taita, "ark seyahatlerimizde, ndus Nehri'nin tesindeki lkelerde grmtk
benzerlerini," diye cevap verdi.
"Peki byle gemileri, haritada bile olmayan bu uzak i denize nasl
getirmiler?"
"Bildiim tek ey, bunu yzba Onka'ya sormann bir yaran olmayaca."
"Tabii ya, o basit bir asker ne de olsa." Meren, Tamafupa'dan ayrlklarndan
beri ilk kez gld. Rehberlerinin peinden sahile indiler, ykme neredeyse
hemen balamt. Esir den Basmaralar iki mavnaya, at-r,aTinat'n askerleri de
dierlerine bindi.
Albay Tinat, Duman Yeli ile Kasrga'yi incelerken baya canlan-'1- "'Ne
muhteem bir ikili. Belli ki tayla annesi bunlar," dedi Taita'ya. patmda bunlar
gibisini ya ya da drt kez grmmdr. ok zarif
319
Wilbur Smith
bacaklar ve gl sarlar var, buna ancak safkan Hitit atlarnda rastlanr.
Bu atlar Ecbatana ovalarnda bulduunuzu tahmin ediyorum."
"Tam stne bastn." Taita alklad. "Tebrik ederim. Attan iyi anlyorsun."
Tinat iyice yumuam ve Taita, Meren ve Fenn iin kendi kadrgasnda yer
ayrtmt. Herkes gemilere binince, filo sahilden ayrld ve glde yol almaya
balad. Aa ulanca da ky boyundan batya doru yneldiler. Tinat, n
ak gvertede yemee davet etti. Qebui'den aynlah beri yedikleri basit
yiyeceklerin yannda ann yemekleri unutulmaz bir ziya-fet olmutu. Taze
balk zgarasnn arkasndan, egzotik sebzeler ve amfora-lardaki araplar pekl
Firavun'un sofrasndakiler gibiydi.

Gne ufukta sulara gmlrken, filo Nil'in azndaki Kzl Talarla ayn
hizaya gelmiti ve tepedeki Eos tapnann nnden gemekteydiler. Tinat iki
anak arap imi ve ho, nazik bir ev sahibi olmutu. Taita bu ruh halini
deerlendirmeyi denedi. "O bina nedir yle?" Kary gsterdi. "Bir tapnaa
veya saraya benziyor ama byle bir mimariyi Msr'da hi grmedim. Acaba ne tr
insanlar yapt onu oraya?"
Tinat kalarn att. "Pek dnmedim, zira mimariyle alakam yoktur, ama
hakl olabilirsin Byc. Muhtemelen bir trbe veya tapmak ya da tahl deposu."
Omuz silkti. "Biraz daha arap verebilir miyim?" Belli ki soru onu rahatsz
etmiti ve yine mesafeli ve souk nezaketine brnmt. Dahas, kadrga
personeli de onlarla konumamak ve sorularn yantlamamak iin emir alm
gibiydi.
Gnlerce batya doru yol aldlar. Taita'nn ricas zerine, kaptan onlara
glge ve mahremiyet salayacak bir yelken gerdirdi. Tinat'la personelin
gzlerinden uzakta, Taita, Fenn'in eitimine devam ediyordu. Gne-ye doru
giderken, uzun zaman ba baa kalma frsatlar olmamt. r" di gvertedeki
keleri onlar iin bir mabet ve bir snf olmutu; Tan j onun alg, younlama
ve sezgi yeteneklerini iyice bileyebiliyordu.
320
11. Yazt
Ona, gizemli sanatlarn baka ynlerini retti. Edindii yetenekler zerine
gnlerce pratik yaptrd. zellikle de, telepati yoluyla dnce ve imgelemlerin
aktarlmasnn stnde duruyordu. inde, yakn bir gelecekte ayr deceklerine
dair bir nsezi vard. Byle bir ey olursa, telepatik iletiim can kurtaran
simidi haline gelecekti. Aralarndaki balant hzl ve kesin hale gelince de,
Fenn'e aurasn bastrmay retti. Btn bunlarda mkemmel hale gelene kadar da
tatmin olmad.
Saatlerce, gnlerce sren almalar o kadar yorucuydu ki Fenn'in zihnen ve
ruhen tkenmi olmas gerekirdi: gizli sanatlarda henz rakt, bir kz
ocuunun bedenine ve gcne sahipti. Bununla birlikte, onun baka bir hayat
daha yaam olgun bir ruh olduunu bilmesine ramen, kzn dayankll
Taita'y hayretler iinde brakyordu. Enerjisi onu, tpk yaam sembol olan
nilferin nehir amurlarndan beslendii gibi, besli-yormu gibiydi.
G birletirme bysnn ar sorunlaryla urarken, bann stnden
geen krmz kanatl flamingolara hayran olup artc bir ekilde annda
deiebiliyordu. Geceleri, kendilerine ayrlan blmede, tentenin altnda yan
yana yatarken, Taita'nn iinden onu alp lmde bile ayrlmayacaklar ekilde
gsne bastrmak geliyordu.

Kadrgann kaptan, aniden kp gln yzeyini silip spren iddetli


frtnalar anlatmt. Bu yzden pek ok geminin gln dibinde yattn
sylyordu. Her gece, engin sularn stne karanlk knce, filo demirleyecei
bir koy veya kk krfez buluyordu. Ancak gnn ilk klar tavus kuunun
kuyruu gibi yaylnca, yelkenler alyor, krekler suya indiriliyor ve
pruvalar yeniden batya evriliyordu. Gln bykl Taita'y hayretler iinde
brakmaktayd. Kylar sonsuz uzanp gidiyordu sanki.
321
F: 21
Wilbur Smith
Orta Deniz ya da Hintlilerin koca Okyanus'u kadar byk myd, yoksa hibir
snr yok muydu? kisi yalnz kalnca, Fenn papirs ktlarna haritalar
iziyor veya nnden getikleri adalar ya da kyda grdkleri ekillen not
alyordu.

Taita, "Bunlar Hathor Tapna'ndaki corafya uzman rahiplere gtrrz,"


diyordu. "Bu srlardan, mucizelerden hi haberleri yok."
Kzn yeil gzlerinde hlyal bir bak oluyordu. "Ah Byc, ben de
seninle dier hayatm yaadm lkeye dnmek istiyorum. Benim iin ok nemli
eyler hatrlamam saladn. Bir gn beni de oraya gtreceksin, deil mi?"
Taita, "Mutlaka Fenn," diye sz veriyordu.
Taita gnei, ay ve dier semavi cisimleri gzlemleyerek gl kysnn
gneye doru meylettiini hesaplad. "Bu da, gln bat snrna ulatmza
inanmama yol ayor," dedi. "Yani yaknda gneye yelken aacaz."
"O zaman, dnyann sonuna gelip bolua deceiz." Fenn byle bir felaket
ihtimaline kar gayet cesur bir tutum iindeydi. "Sonsuza kadar m deriz,
yoksa baka bir yerde ve baka bir zamanda yine dnyaya dner miyiz? Ne diyorsun
Byc?"
"Umarm, kaptanmz bolua gittiimizi grr grmez geri dnmeyi akl eder
de zaman ve boluun iinde yuvarlanmak zorunda kalmayz. Bu zamanda ve burada
olmaktan gayet memnunum." Taita, kzn hayal gcne kkrdad.
O gece, Fenn'in bacandaki yaray muayene etti ve tamamen iyiletiini
grp kretti. At klndan iplerin etrafndaki et imi ye kzarm olduuna
gre, onlar karmann zaman gelmiti. Dmleri kesti ve fildii bir pensle
ipleri ald. plerin brakt deliklerden hafif bir iltihap sznts oldu.
Taita, onu koklayp glmsedi. "Tertemiz. Bundan daha iyi bir sonu mit
edemezdim. Bak ne gzel bir yara izi kald sana, o da nilfer yaprana
benziyor."
322
11. Yazt
Kz ban yana eerek, kk parmann trna kadar olan yara izini
inceledi. "ok akllsn Byc. Eminim bu deseni de sen yapmsn-dr. Bana,
mbali'deki dvmelerden daha ok yakt bu. imdi kskanlktan atlayacak!"
Garip adalarn nnden getiler, zerlerinde yetien an kaln gvdeli
aalar, mavi gkyz anan tutan dev stunlara benziyordu. Yksek dallarnda
kartallar yuvalarna tnemilerdi. Parlak beyaz kafalar ve kz-hms
gvdeleriyle muhteem hayvanlard. Havalanrken vahi, melodik bir lk
atyor, sonra gle dalp penelerinde iri bir balkla kyorlard.
Her sahilde, yatp gnelenen canavar gibi timsahlar, slklarda toplanm
hipopotamlar grdler. Yuvarlak gri sarlar granit kayalar gibiydi. Tekrar
ak sulara yelken anca, Taita'nn tahmin ettii gibi ky gneye doru dnd
ve dnyann sonuna doru ilerlediler. Byk siyah bufa-lo, fil ve burunlarnn
stnde keskin boynuzlar olan devasa domuzlara benzeyen hayvan srleriyle
dolu, bitmek bilmez ormanlar geride braktlar. Bu hayvan ilk kez gryorlard
ve Taita resimlerini izmi, Fenn de aynen benzettiini sylemiti.
"Dostum olan rahipler, byle garip bir hayvann varlna inanamayacak,"
dedi Taita. "Meren, acaba u burnu boynuzlu yaratklardan birini ldrebilir
miydin, dnte armaan olarak Firavun'a sunardk?" O kadar kaygsz bir ruh
hali iindeydiler ki, gnn birinde kuzeydeki lkelerine dnebileceklerine
inanmaya balamlard.
Meren her zamanki gibi ava hevesliydi ve teklifin stne atlad.
"EerTinat'la kaptan bir, iki gn demirlemeye ikna edebilirsen, sahile gidip
avlarm bir tane."
Taita, Tinat'a uzun sredir mavnalarda hareketsiz kalan atlarn drtnala
koturulmasnn ok yararl olaca bahanesiyle yaklat ve onu ar-"c bir
uysallk iinde buldu.
323
Wilbur Smith
"Haklsn Byc. Hem taze et temin etmek de fena olmaz. Askerler, kleler,
besleyecek bir sr insan var."
O gece gl kysnda geni bir sel havzasna geldiler. Orman iindeki
aklkta, gri memelilerden, kk, zarif antiloplara kadar envai eit av
hayvan vard. Aklk, doudan doan ve gle dklen kk bir halile ikiye
blnyordu. Gemi giriine elveriliydi ve filo iin gvenli bir liman tekil

ediyordu. Atlar karaya kardlar ve adamlar nehir kysnda bir kamp kurdu.
Hepsi de ayaklarnn altnda salam topra hissetmekten mutluydu ve ertesi
sabah ata binerken bayram havasmdaydlar. Tinat kendi avclarna bufalo
srlerine 'saldrp dii ve buzalar semelerini emretti, onlarn eti daha
leziz oluyordu, yal erkeklerin eti o kadar sert ve kt kokuluydu ki yemek
neredeyse imknszd.
Artk Meren ile Hilto'nun Tamafupa'da aldklar yaralar iyilemiti. O
boynuz burunlu canavarlarn peine debilirlerdi. Nakonto ile mbali de yaya
olarak onlara katldlar, Taita ile Fenn ise izleyici olarak geride
kalacaklard. Son anda Albay Tinat atn Taita'ya doru srp, "Av sizinle
birlikte at stnde izlemek isterim," dedi. "Umarm benim de bulunmama itiraz
etmezsiniz."
Taita armt. Bu suratsz adamdan byle dosta bir yaklam
beklemiyordu. "Varlndan zevk duyarm albay. Biliyorsun, u burnunda boynuzu
olan garip yaratklarn peindeyiz."
O arada svari birlikleri dzle ulam, heyecanl lklarla bufa-lolar
rahatsz edip mzraklarn kullanmak iin yanlarna sokulmaya balamt. Gl
hayvanlar krfeze doru ynelince bu sefer de ok salvola-ryla vuruyorlard. ok
gemeden ortala kara cesetler yayld ve panik iindeki srler aresiz bir
ekilde oradan oraya koturur oldular.
Sersemlemi srlerle atllardan uzak durmak ve rahata gergedan
avlayabilecekleri bir yer bulmak iin Meren kk halici geip ky bo324
11. Yazt
ca at srd. Peindekiler de, gemileri gremedikleri ve kendilerinden
? slca kimsenin bulunmad yerlere kadar onu izlediler. leride, dii ve
vrUlardan oluan kk aile gruplar halinde ayra yaylm gergedan\. vard. Ama Meren, Firavun'a yarar bir ganimet olmas iin boynuzlu
, ? jbile reisi bulmaya kararlyd.
Demir atm gemilerden uzaklatka, Taita, Albay Tinat'n stne nh
halinin deitiini fark etti. Durgunluundan ve kontroll halinden syrlm
hatta Fenn'in baz gevezeliklerine tebessm etmiti. "Vesayetiniz altndaki
ocuk ok zeki bir kz," diye belirtti. "Peki ayn zamanda saduyulu mu?"
"Dediiniz gibi o kk bir kz ve ktlkten, melanetten tamamen uzak."
Tinat biraz daha gevedi ve Taita da Gz'n ap adamn durumunu inceledi.
Bask altnda, diye dnd. Subaylarnn onu benimle rahata sohbet ederken
grmesini istemiyor. Adamlar arasndaki birinden korkuyor. Mutlaka Yzba
Onka'dr, onu muhtemelen amirlerine muhbirlik etsin diye yollamlar. Tinat'n
bana anlataca bir ey var ama korkuyor.
Taita, zihin yoluyla Fenn'e ulat ve onun da almaya hazr olduunu grd.
Kza Tenmass diliyle bir mesaj yollad: "Meren'in yanna git. Beni Tinat'la
yalnz brak."
Fenn hemen ona dnp glmsedi. "Ltfen beni affet Byc," dedi tatl bir
tavrla. "Biraz Meren'in yanna gideceim. Bana da bir yay yapmaya sz vermi,"
diyerek dizleriyle Kasrga'y ekine kaldrd ve Ta-Ita'y Tinat'la ba baa
brakt.
iki adam bir sre sessizce yol aldlar, sonunda Taita, "Firavun Nefer etl ile
yaptm grmeden anladm kadaryla, aldnz emir Nil na run kaynan
bulmak ve sonra da Karnak'a dnp bulduklarnz ra-POr etmekti," dedi.
325
Wilbur Smith
Tinat, ona keskin bir bak frlatt ama cevap vermedi.
Taita zellikle biraz bekledikten sonra devam etti: "Dnp basanla rn ona
bildirmemen ve fazlasyla hak ettiin dl almaman tuhaf. M, sr'n tam aksi
ynnde yol aldmz kefetmek de beni artyor."
Taita ksa bir sre daha sessiz kaldktan sonra, yumuak bir sesle, "Fj.
ravun Nefer Seti artk benim hkmdarm deil," dedi. "Msr da artk vatanm
deil. Adamlarm ve ben daha gzel, daha cmert bir lkeyi yUrt edindik. Msr
lanetlendi."

"Senin dzeyindeki bir subayn vatani grevine srt evirebileceini asla


tahmin edemezdim."
"Bunu yapan ilk Msr subay ben deilim. Doksan yl nce bu yeni lkeyi
kefeden ve Msr'a asla dnmeyen biri daha vard. Benzer bir grevle Kralie
Lostris tarafndan gnderilmiti. Ad da General Lord Aqu-er'di."
Taita, "Onu iyi tanrdm," diye araya girdi. "yi bir askerdi ama ne
yapaca belli olmayan biriydi."
Tinat gzucuyla bakt ama Taita'nn yargs zerine bir yorum yapmad.
Szne devam etti: "Lord Aquer, Jarri'nin, yani Ay Dalan lke-si'nin
kurulmasna nclk etti. Onun neslinden gelenler de oray gl ve ileri bir
devlet haline getirdiler. Onlara hizmet etmekten onur duyuyorum."
Taita, Gz'ye Tinat' inceledi ve bu cmlenin doru olmadm grd: bu
yabanc hkmete hizmet etmekten onur duymak bir yana, Tinat byk bir tela
iindeydi. "imdi bizi de oraya gtryorsun deil mi-u Jarri lkesine?"
"Aldm emir byle Byc," dedi Tinat.
"lkenin kral kim?"
"Kralmz yok. Soylu ve bilge adamlardan oluan bir oligari y"e' ! tiyor
bizi."
326
11. Yazt
"Onlar kim seiyor?"
"Belirli erdemlerinden tr seiliyorlar."
Taita, onun bu szleri de inanarak sylemediini grd. "Sen de o oligarinin
yesi misin?"
"Hayr Byc. Doutan soylu olmadm iin asla bu onura erie-mem. Ben
Jarri'ye sonradan gelmi biriyim, gmenim."
Taita, "Yani Jarri toplumu snflardan m oluuyor?" diye sordu. "Soylular,
avam tabakas ve kleler?"
"D hatlaryla yle. Ama bize avam deil, gmen deniyor."
"Siz Jarrililer de Msr tanrlarna m tapyorsunuz?"
"Hayr Byc, bizim tek bir tanrmz var."
"Kim o?"
"Bilmiyorum. Sadece dine kabul edilenler biliyor adn. Bir gn ben de o
mertebeye ulaaym diye dua ediyorum." Taita bu szlerde pek ok eliki
olduunu grd: Tinat'n, Onka'nm duymayacan bildii halde dile getiremedii
bir ey vard.
"Bana o lkeyi biraz daha anlat, senin deerinde bir adam eken mkemmel
zellikleri olmal." Taita, onu konumaya tevik ediyordu.
"Kelimeler yetmez," diye cevap verdi Taita. "Ama yaknda orada olacaz ve
kendi kararnz vereceksiniz." Ak konuma frsatn kullanmamaya karar vermi
gibiydi.
"Albay Tinat, bizi Basmaralardan kurtarnca, oraya srf bu amala
gnderildiine inanmama yol aan eyler sylemitin. Hakl mym?"
"Haddinden fazla konutum... nk size kar byk bir sayg ve takdir
besliyorum. Ama bana bask yapmamanz istemek zorundaym. stn ve merakl bir
zihne sahip olduunuzu biliyorum ama artk farkl detten ve kanunlar olan bir
lkeye giriyorsunuz. Bu aamada konuksunuz, o yzden konukluun snrlar iinde
kalrsanz hepimiz asndan daha uy-un olur." Artk Tinat tmyle iine
kapanmt.
327
Wilbur Smith
"Yani beni ilgilendirmeyen ilere burnumu sokmayaym m?"
"Kesinlikle," dedi Tinat. Bu ciddi bir uyaryd ve ancak bu kadarn
syleyebilmiti.
"Ben daima bu tavrn, tiranlarn yararna ve kleleri uyutmak ijn geerli
olduunu dnmmdr."
"Tehlikeli bir gr bu Byc, Jarri'deyken kendinize saklamanz gerekir."
Tinat azn bronz miferinin vizrym gibi sk skya kapad ve Taita artk

daha fazla bir ey renemeyeceini anlad, ama hayal krklna uramamt.


Aslnda bu kadar ok ey rendiine armt bile.
Avclarn bouk haykrlarn duydular. Epey ileride, Meren oklarna
deecek bir avn peine dmt.
Nuh tufan ncesinden kalma canavar, ate pskrten bir ejderha gibiydi.
Kendisini sktran avclara kar ksa ama fkeli ataklar yapyor, koca
toynaklaryla ortal tozutuyor, boynuzlu burnunu iki yana sallyordu. Domuza
benzer gzleri parlak, kulaklar dikti. Burnundaki boynuz insan boyundayd ve
aa gvdelerine, beyaz karnca yuvalarna srtle sf-tle kl gibi bilenmi
ve parlamt.
Sonra Taita, Fenn'i grd ve boazndan bir asidin ykseldiini hissetti.
Hayvanla flrt ediyordu. Kendi ustalna ve Kasrga'nn hzna duyduu gvenle,
hayvann burnunun dibinde saa sola dnyor, onu saldrmas iin kkrtyordu.
Taita, Duman Yeli'nin brn mahmuzlad ve onu geri ekmek zere frlad. Ayn
anda, ona acil zihinsel bir mesaj yollamt. Fenn'in bir kl ustas gibi
mesajn bertaraf ettiini ve zihnim ona kapattn hissetti. fke ve endieden
deliye dnmt. "Kk eytan," diye mrldand.
O anda gergedann gz Kasrga'nn parlak tenine takld ve Fenn m meydan
okumasn kabullendi. Homurdanarak ve iri gvdesiyle yeri sarsarak stlerine
doru atld. Fenn tayn boynunu okad ve drtnala gitmeye baladlar. Boynuzun
ucuyla Kasrga'nn uuan kuyruu arasndaKi
328
11. Yazt
esafeyi tartmak iin dnp bakt. Ara fazla alnca, hayvan onlara yetiilsin
diye Kasrga'y dizginledi.
Taita, onun iin endie duyduu halde, hayvan Meren'e yaklatrmaktaki
becerisine ve soukkanllna hayran olmadan edemedi. Meren arka j,aya ok
att ve hepsi de hayvann omzundaki kalp gri posta iyice gmld. Gergedan
sersemledi ve Taita azndan kanl kpkler geldiini gr-(j. En azndan bir ok
akcierine saplanm olmalyd. Fenn, hayvan kkrtmaya devam etti. Byk bir
ustalkla, Meren'in rahat rahat nian alabilecei bir emberde dndrp
duruyordu. Meren de ok stne ok yolluyordu, derine gmlen ular hayvann
kalbine ve her iki cierine isabet etmiti.
Akcierleri kan dolan gergedan yavalad. lm uyuukluu, gl bacaklarn
taa evirmiti. Sonunda ba ne sarkm, azndan burnundan kanlar aktarak
durdu. Nakonto yandan frlad ve mzran kulann arkasna saplayp beynine
kadar soktu. Gergedan muazzam cssesiyle devrilince yer sarsld ve bir toz
bulutu kalkt.
Taita yanlarna geldiinde, hepsi atlarndan inmi ve cesedin bana
toplanmt. Fenn heyecanla dans ederken dierleri de glerek alklyordu.
Taita itaatsizlii yznden onu kadrgaya gndererek cezalandrmaya kararlyd
ama ask suratla atndan inerken, kz, ona koup kollarn boynuna dolad.
"Taita, hepsini grdn m? Muhteem deil miydi? Kasrga ve benimle gurur
duymadn m?" Sonra daha Taita, onu paylamak zere azn aamadan, dudaklarn
kulana yaptrp, "Bana kar ok kibar ve iyi-Sl<, seni ok seviyorum
sevgili Taita," diye fsldad.
Taita fkesinin yattn hissetti ve kendi kendine acaba kim kimi 'tyor
diye sordu. Bunlar, onun dier yaamnda mkemmelletirdii ierilerdi. Taita da
kendini hl onlara kar savunmasz hissediyordu.
329
Wilbur Smith
Avclar krktan fazla byk hayvan ldrmlerdi ve btn cesetlerin
paralanp etlerin ttslenmesi ve mavnalarda istiflenmesi birka gn srd.
Ancak o zaman kadrgalara binip tekrar gneye doru yelken aabildiler. Tinat
subaylarnn yannda yine o souk ve uzak tavrn taknmt. Onu Gz'yle
izleyen Taita sohbetlerine ve aklad eylere piman olduunu gryordu.
Boboazlnn sonularndan korkmaktayd.

Rzgr kuzeyden ve serin esmeye balad. Krekler gemilere ekildi ve gen


yelkenler ald. Pruvalarn altnda beyaz kpkler oluuyor ve ky sancak
tarafnda akyordu. Gergedan avndan sonra on beinci gnde baka bir akarsu
azna geldiler. Batdaki yksek dalardan inen rmak gle muazzam miktarda su
tayordu. Taita personelin kendi aralarnda konutuklarn ve "Kitangule"
adnn getiini duydu. Belli bu karlarndaki nehrin adyd. Kaptan
yelkenlerin indirilmesini ve kreklerin karlmasn emredince armad.
Kadrgalar filoya nclk ederek Kitan-gule'ye girdi ve gl akntda
ilerlemeye balad.
Birka fersah sonra, nehir kysnda kurulmu byk bir yerleim yerine
ulatlar. Kydaki tersanede kzakta duran bitmemi, koca iki gemi vard.
Gemilerin bana iiler mt ve Taita, Meren'e kalfalar gsterdi. "Demek
ki bu deiik gemiler burada ina ediliyor. Onlar ina edenler de kesinlikle
nduslarn tesindeki diyarlardan gelmi."
Meren, "Peki buraya, lkelerinden o kadar uzaa nasl gelmiler? diye merak
etti.
"Burada, arlar iek bahesine eken ey gibi, uzaklardaki kymetli
adamlar eken bir ey var."
"Peki biz de o arlardan myz Byc? Bizi de mi ayn cazibe eK buraya?"
330
11. Yazt
Taita, ona akn akn bakt. Meren'den byle zekice dnceler
e]c kmazd. "Biz buraya Firavun'a ettiimiz kutsal yemini yerine getireye geldik," diye hatrlatt. "Ama artk geldiimize gre kendimizi koornalyz- Asla bu Jarrililer gibi kendimizi hayali bir uyuuklulua kaptrfljamahyz."
Filo nehir boyunca ilerlemeyi srdrd. Birka gn sonra nehri boydan boya
kaplayan ilk elaleyle karlatlar. Bu, Tinat'la kaptanlarn korkutmad nk
elaleye gelmeden hemen nce baka bir kk ky vard ve kyden sonra da etraf
itle evrili geni otlaklar uzanyordu. itlerin iinde hrgl kz srleri
gezinmekteydi.
Yolcular, atlar ve kleler kyya kt. stlerinde sadece personeli kalan
gemiler, bklm sarmaktan yaplm ok kaln halatlarla grup halindeki
kzlere baland ve alayann stne ekildi. Kydaki adamlar ve atlar da
karadan yukar trmandlar. elalenin stnde nehir yine derin ve sakindi,
kadrgalar demirde bekliyordu. Herkes yeniden gemilere bindi ve bir sonraki
elaleye kadar yola devam ettiler, orada yine ayn ilemler tekrarland.
kere, gemileri srkleyecek ok derin ve hzl akntlarla karlatlar.
Msrllarn mhendislik dehas bu engelleri amak iin nemli bulular
gerekletirmiti: elalenin dkld yerin yanna bir dizi zikzak kanal
kazlmt, her birinin sonunda da gemiyi bir sonraki seviyeye ykselten ahap
kapl bir havuz bulunuyordu. Filoyu bu su merdivenlerinden geirmek bir sr
emee ve gnlere mal oldu, ama sonunda, bir kez daha "erin ve sakin akan sulara
kavutular.
Glden ayrldklarndan beri, muhteem bir doann iinden geip
gidiyorlard. Kitangule'ye girdikten yz fersah kadar sonra, nehir sk bir
abanl ormann iinde akmaya balamt. ki kydaki aalarn dallar
rtada birleiyordu ve sanki her biri baka bir cinsti. Aalar, iek aan,
^ayan eitli sarmaklarla bezeliydiler. Aalarn oluturduu emsi331
Wilbur Smith
yenin tepesinde, maymunlar lk la orkideleri ve meyveleri yama lyordu.
Timsahlar, nehre uzanan dallara yatm gnelenmekteydi. Gemj. lerin
yaklatn grnce, byk bir aprtyla suya dalyor ve krekj]e. ri
slatyorlard.
Geceleri, gemileri iri aa gvdelerine baladklar zaman, ormandan,
grmedikleri hayvanlarn homurtular, lklar ve onlar avlamakta olan
etillerin kkremeleri duyuluyordu. Baz tayfalar kara sulara bronz kancalarna

yem olarak sakatat taktklar oltalar salyordu. Yeme gelen ya-ynbalklarn


ancak kii ekebiliyordu.
elaleleri trmandka kydaki bitki rts de deimeye balad. Bunaltc
scak azald ve hava limonata gibi oldu. Son su merdivenini aarken evrelerini
inili kl zmrt gibi ayrlar ve ounlukla akasya trlerinin meydana
getirdii korular sard. Bunlar, muazzam siyah gvdeleri ve siyah dallan olan,
yumuak, tyl yapraklarla bezeli, dikenli akasya trleriydi. En uzunlarnda,
yksek dallardan sarkan, zm salkmna benzer lavanta rengi meyveler vard.
Sulak, verimli, yemyeil aklklardan geiyorlard ve Kitangule'ye karan
bir sr gl akarsu bulunuyordu. Etraflarn evreleyen araziler, antilop
srleriyle doluydu ve her gn mutlaka avlanan veya uzanm dinlenen gururlu
aslanlara rastlyorlard. Geceleri aslanlarn kkremesi dehet sayordu. Bu
sesi ne kadar ok duymu olurlarsa olsunlar, insann sinirleri geriliyor ve
nabz ykseliyordu.
Sonunda, ufukta dik bir kayalk grnd ve yaklatka artan bir uultu
duymaya baladlar. Nehrin kvrmn dnnce, karlarna bir yamatan aa
kkreyerek dklen ve alttaki yeil glette fokurdayan bir elale kt.
Kyda, kzler gemileri sahile ekmeye hazr bekliyordu. Bir kere daha
kyya ktlar, ama bu sondu. Hibir insan yapm alet, o gemileri bu yamacn
tepesine kartamazd. Nehir kysndaki yerleim yerinde subay332
11. Yazt
larla Taita'nn grubunun kalaca konuk evleri bulunuyordu, dierleri, atlar ve
eyalar da kyya indirildi. Basmara kleler barakalara kilitlendi.
Albay Tinat gn sonra yola devam etmeye hazrd. Artk btn eyalar
kzlere yklenmiti. Kleler de barakalardan karld ve uzun sralar halinde
birbirlerine baland. Askerler ve Taita'nn grubu atlara bindiler ve uzun bir
kervan halinde yamacn dibinden yola koyuldular. Bir fersah sonra yol dikleti
ve kvrlp bklerek giden bir patika haline geldi. O kadar dik bir bayr
trmanyorlard ki, hayvanlarndan inip atlar, ar ykl kzleri ve kleleri
de arkalarndan srklediler.
Trmann yansnda, derin bir boazn iki yakasn birletiren, halatlardan
yaplm dar bir asma kprye geldiler. Geii dzenleme iini Yzba Onka
stlendi ve her seferinde kk bir grubun gemesine izin verdi. Snrl bir
arlk dahi olsa, kpr tehlikeli bir ekilde salnmaya balyordu ve kervann
tamam karya getiinde akamzeri olmutu.
Meren, Onka'ya, "Yamacn tepesine trmanmann tek yolu bu mu?" diye sordu.
"Gneyden etrafn dolanarak giden daha kolay bir yol var, ama seyahati
birka gn uzatr."
Yamacn dier tarafna varnca aa baktlar, btn dnya ayaklarnn
altna serilmi gibiydi. Nehirlerin kara ylanlar gibi kvrlarak bld altn
sars savanalar, uzaktaki mavimsi tepeler ve yemyeil yabanl ormanlar sere
serpe uzanmaktayd. Son olarak da, puslu ufukta, yelken ap geldikleri byk
Nalubaale Gl'nn sulan erimi metal gibi parlamaktayd.
Nihayet, girileri kontrol etmek iin kurulmu snr kalesine, Kitan-gule
Geidi'ne ve Jarri.'nin giriine ulatlar. Kentin dnda geici kamplarn
kurduklarnda karanlk bastrmt. Btn gece yamur yad ama sabahleyin gne
iyi niyetle parlyordu. Taita ile Fenn sndklar yerden baknca, o zamana
kadar grdkleri her eyi sradanlatran bir manzaray333
Wilbur Smith
la karlatlar. Aada, uzak bir ufka kadar uzanan geni bir plato yer
alyordu. Etrafnda, tanrlara yarar zirveleri olan da silsileleri vard.
Ortadaki zirve, dolunayn ebedi yla parlyordu. Taita ile Meren, Horasan
yolundaki zirvelerde yolculuk etmilerdi ama Fenn daha nce hi kar grmemiti.
Bu muhteem manzara karsnda arplp sersemlemiti. Sonunda konumay
baard: "Bak! Dalar yanyor," diye haykrd.
Tm parlak zirvelerden gm rengi dumanlar ykselmekteydi.

Meren yumuak bir tavrla, "Byc, sen bir tane volkan aryordun ama bak
tane buldun," dedi. Sonra dnp Nalubaale Gl'n gsterdi. "Ate, hava, su ve
toprak..."
Taita, "...ama hepsinin efendisi atetir," diyerek, Eos'un byl szlerini
tamamlad. "Oras mutlaka cadnn yeri olmal." Bacaklar titriyordu ve
duygularna yenilmiti. Onca yolu gelip onca eziyete katlanmlard buraya
ulamak iin. Bacaklar onu zor tad iin oturacak bir yer bulmas lazmd.
Manzaray da karmayaca bir yer bulup oturdu. Fenn de onun duygularn
paylamak zere yanndaki taa kt.
Sonunda Yzba Onka kervann bandan ayrlp yanlarna geldi. "Burada daha
fazla oyalanmamalsnz. Yola devam etmeliyiz."
Yol hafif bir eimle iniyordu. Atlarna binip platoda ilerlemeye baladlar.
Gnn geri kalannda byleyici manzaralar arasndan dalara doru ilerlediler.
Glden, yabanl ormanlardan ve llerden geerek, bu tatl gzel iklime
ulamlard. Aldklar her nefeste bedenleri zindelei-yor, zihinleri
berraklayordu adeta. Dalardan berrak sular akyordu. atlar altn rengi,
etraf meyve baheleriyle, zeytin aalaryla evrili kulbelerden,
iftliklerden getiler. ok iyi baklm ve zm dolu balar grdler. Tarlalara
karabuday ekiliydi, sebze bahelerinde kavunlar, fasulyeler, mercimekler,
krmz ve yeil biberler, kabaklar ve Taita'nn bilmedii eitli sebzeler
vard. Yemyeil otlaklarda sr, koyun ve kei srleri
334
11. Yazt
otluyordu. Tombul domuzlar korularda geziniyor, rdek ve kazlar gletlerde
yzyor ve her iftlikte bol bol tavuk bulunuyordu.
Meren, "Bu kadar zengin bir lke grmemitik daha nce," dedi.
Onlar geerken iftiler ve aileleri erbetler, krmz araplar sunuyordu.
ki Krallk aksanyla Msr dili konuuluyordu. Hepsi de salklyd ve gzel
deri ve keten giysiler iindeydi. ocuklar grbzd ama garip bir ekilde
durgundu. Kadnlarsa pembe yanakl ve gzel kokuluydu.
Meren, "Ne gzel kzlar," diye belirtti. "Aralarnda tek bir irkin yok."
ok gemeden her tarafn neden o kadar yeil olduunu anladlar. Aniden
karl volkan zirvesi youn bir bulut tabakasyla rtld. Onka yanlarna
geldi ve Taita'ya, "Pelerinlerinizi aln. Bir saat sonra yamur yaacak," dedi.
Taita, "Nereden biliyorsun?" diye sordu.
"nk her gn bu saatte yaar." leride toplanan bulutlar gsterdi.
"Jarri'ye hkim olan o zirvenin pek ok ad var, bunlardan biri de Yamur
Yapan. lkenin bu kadar verimli olmasnn nedeni bu." O lafn bitirdiinde
yamur indirdi ve pelerinlerine ramen iliklerine kadar slandlar. Ama birka
saat sonra bulutlar dald ve gne yeniden parlamaya balad. Her yer prl
prl olmutu. Aalardaki yapraklar ldyor, topraktan nefis bir karabuday
rei kokusu ykseliyordu.
Bir yol ayrmna geldiler. Esirler sola dndrld ve onlar uzaklarken
Taita elik eden avulardan birinin "Indebbi'deki yeni madenlerde bunlara ok
ihtiya var," dediini duydu.
Konvoyun geri kalan saa sapt. Zaman zaman, askerler Albay Ti-nat'a selam
veriyor ve birlikten ayrlp evlerinin olduu ynlere doru gidiyorlard.
Sonunda, Tinat, Onka ve on kiilik bir muhafz birlii kalmt geriye. Hafif
bir bayn trmanp aada aalarn ve ayrlarn arasnda yuvalanm ky
grdklerinde akamzeri olmutu.
335
Wilbur Smith
Tinat, Taita'ya, "Buras Mutangi," dedi. "Yerel pazar kasabas ve sulh
hkiminin nfuz blgesi. imdilik burada yaayacaksnz. Kalacanz blmler
hazrland, eminim ki, rahat edeceksiniz. Bunun sylendiini daha nce de
duymutunuz, sizler Jarri'nin onur konuklarsnz."
Sulh hkimi onlar karlamaya bizzat geldi. Bilto adnda orta yal bir
adamd. Sakalnda gm teller vard, ama gl ve itendi, baklar sakin,
tebessm scakt. Taita, ona Gz'yle bakt ve adamn drst ve iyi niyetli

olduunu anlad, ama tpk Albay Tinkat Ankut gibi, o da mutlu ya da keyifli
deildi. Taita'y byk bir saygyla selamlam fakat sanki ondan bir ey
bekliyormuasna bir garip bakmt. Kendi karlarndan biri, Hilto ile Nakonto
ve mbali de dahil, dierlerini alp kyn sonundaki geni ta eve gtrd,
orada kle kzlar onlar beklemekteydi. Taita, Fenn ve Meren ise Bilto
tarafndan, yolun karsndaki daha byk bir yapya gtrldler. "Sanrm
rahat etmek iin gereken her eyi burada bulacaksnz. Dinlenip tazelenin.
nmzdeki birka gn iinde oligari konseyi size haber gnderecek. Bu arada
ben ev sahibinizim ve emrinizdeyim." Gitmeden nce Taita'ya bir kez daha
skntl, soran gzlerle bakt ama baka bir ey sylemedi.
Eve girince bir vekilharla be klenin onlar karlamak zere dizilmi
olduunu grdler. Odalar ferah ve havadard ama pencereler deri perdelerle
rtlebiliyordu; odalarda yanmakta olan mineler vard. Gne hl ufukta
olduu halde havada bir serinlik olduu iin gne battktan sonra bu atelerin
iyi gelecei belliydi. Onlar iin temiz giysiler ve yeni sandaletler
hazrlanmt, kleler ykanmalar iin mlek mlek scak su tayordu. Akam
yemei ya kandillerinin nda servis edildi. Mnde gl bir krmz
arapta bekletilmi domuz pirzolas vard.
O zamana kadar seyahatten tr ne kadar yorgun olduklarn fark
etmemilerdi. Meren'in gz ac verdii iin Taita gz ukuruna zeytin
336
11. Yazt
gi! !k bir merhemle, yattrc bitkiler koydu ve bir doz krmz toz hazirlad.
Ertesi sabah hepsi ge vakte kadar uyudular. Meren'in gz biraz daha iyiydi
ama hl ars vard.
Kahvaltdan sonra, Bilto onlara ky gezdirdi, belli ki burasyla gurur
duyuyordu. Onlara halkn nasl yaadn anlatt. Liderlerle tantrd ve
Taita genel olarak namuslu ve saf olduklarn grd. Onlarn aurasnda da, Albay
Tinat ve Bilto'da olduu gibi, Eos'un yaknda oluuna ve etkisine
atfedilebilecek bir belirsizlik grmeyi bekliyordu, ama ufak tefek insanlk
zaaflar ve kusurlar dnda nemli bir ey grmedi. Birisi karsyla mutlu
deildi, teki komusundan bir balta armt ve sululuk duygusuyla ii iini
yiyordu, baka biri de vey kzna kar arzu beslemekteydi.
Beinci gn sabah erkenden Yzba Onka, Mutangi'ye dnd ve Yksek
Konsey'in beklediini bildirdi. Hemen gitmeleri gerekiyordu.

Onka, Taita'ya, "Yksek Konsey salonunun bulunduu kale, Ay Dalar ynnde,


krk fersah mesafede," dedi. "Birka saatlik bir yolumuz var." Gneli, gzel
bir gnd, hava berrak ve dirilticiydi. Fenn'in yanaklar parlyor, gzleri
ldyordu. Taita'nn isteiyle, grubun arkasnda onunla birlikte at sryor ve
Taita Tenmass diliyle alak sesle bir eyler anlatyordu. "Bu ok nemli bir
snav olacak. Cadnn barnana gittiimize inanyorum. Auran hemen bastr ve
Mutangi'ye dnene kadar da yle tut."
"Anladm Byc, aynen sylediin gibi yapacam," dedi Fenn. Neredeyse bir
anda renksiz bir ifadeye brnd ve gzleri matlat. Taita, nun aurasnn
solduunu ve yayd renklerin mbali'ninkilerden farksz blrhale geldiini
grd.
337
F : 22
Wilbur Smith
"Nasl bir kkrtmayla veya tevikle karlarsan karla, auran asla
parlatma. Hangi taraftan, kimin gzlediini bilemezsin. Bir an bile gev. emeye
cret etme sakn."

Da srasn ortadan kesen vadiye geldiklerinde vakit leyi bulmutu. Bir


fersah daha gittikten sonra kalenin d duvarlarna ulatlar. Duvarlar byk,
dikdrtgen eklinde volkanik bloklardan yaplm ve bloklar baka bir an
duvar ustalar tarafndan monte edilmiti. Zaman getike talar anmt.
Kaplar ak duruyordu: yllardr bir dmana kar kapatlmam gibiydiler.
Kaleye girince, binalarn Msr'dan ayrldktan sonra grdkleri her eyden daha
muhteem ve salam olduunu grdler. Aslnda, en byk yap Karnak'taki Hathor
Tapna'n olduka andryordu.
Atlar almak zere seyisler bekliyordu, sonra krmz giysili terifatlar
onlar stunlu salonlardan geirip bir avludaki kk kapnn nne gtrdler
ve kk bir bekleme odasna aldlar. endeki uzun masann stnde meyve
anaklar, kekler, krmz arap srahileri bekliyordu, ama nce, bitiikteki
odalara geip yolun kirini pasn attlar. Her ey rahatlarn gz nne alarak
dzenlenmiti.
Hafif bir eyler attrdktan sonra, konsey terifats gelip onlar
dinleyici salonuna gtrd. Salon, pirin mangallarla stlm ve ta zemine
rahat minderler konmutu. Adam, onlar belirli bir dzenle yerletirdi. Taita'y
grubun bana, Meren ile Hilto'yu da onun arkasna geirdi. Fenn' arkaya,
tekilerin yanna yollad ve Taita, onun kza zel bir ilgi gstermemi olmasna
ok sevindi. Gzucuyla mtevaz bir ekilde mbali'nin yanma oturan Fenn'e bakt
ve onun aurasn yanndaki uzun boylu kadnn-kiyle bir tuttuunu fark etti.
Sonra salonun planna ve yerletiriliine bakt. Uygun oranlarda yaplm
byk bir salondu. Kendi oturduu yerin nnde, zerinde tabur ler bulunan
yksek bir ta platform bulunuyordu. Babil saraylarnda g
338
11. Yaxit
H tasarmlara benziyordu, ama onlar fildii ve yar deerli talarla be-eli
deildi. Arkalarndaki duvara boyal deriden bir perde aslyd, tavandan Vere
kadar iniyordu ve toprak renklerinde enfes desenleri vard. Desenleri
inceleyince herhangi bir zel ya da gizli anlamlar olmadn anlad, sadece
ss iin yaplmlard.
Ta zeminde kabaral sandalet sesleri duyuldu. Yandaki bir kapdan silahl
muhafzlar girdi ve mzraklarnn diplerini yere dayayarak platfor-mun etrafna
dizildi. zel giyimli terifat tekrar gelip yksek sesle, "Yksek Konsey'in
soylu yelerine sayglarnz sunmak zere niyaz edin," dedi. Taita'y rnek
alarak herkes eilip alnn taa dedirdi.
Deri perdenin arkasndan adam kt. Bunlarn oligarinin yeleri olduuna
hi phe yoktu. Sar, krmz ve soluk mavi tunikler giymilerdi ve balarnda
sade gm talar bulunuyordu. Tavrlar arbal ve saygnd. Taita auralarn
inceledi; farkl ve karmak buldu. Bunlar gl ve karakter sahibi kiilerdi,
fakat en etkileyici olanlan, ortadaki tabureye yerleen soluk mavi tuniklisiydi.
Karakterinde, bazlar Taita'y artp huzursuz eden derinlikler ve nanslar
bulunuyordu.
Adam rahatlayn anlamna gelen bir iaret yapt ve Taita doruldu.
"Selamlar Gallalal Byc Taita. Ay Dalar lkesi Jarri'ye ho geldin
diyoruz." Bunlar mavi giysili lider sylemiti.
Taita da, "Selamlar Yksek Konsey yesi Oligar Lord Aquer," diye yant
verdi.
Aquer gz krpt ve ban edi. "Beni tanyor musun?"
"Bykbaban ok iyi tanrdm," dedi Taita. "Onu son grdmde senden
genti, ama ok benziyorsun kendisine."
Demek ki hakknda duyduklarm doruymu. Sen Uzun Yaayan-r dan birisin ve
bir bilgesin," dedi Aquer. "Toplumumuza parlak bir kat-a bulunacaksn. Bize,
grubunun.senin kadar iyi tanmadmz yeleri-tanUma nezaketini gsterir
miydin?"
339
Wilbur Smith
Taita isimleriyle teker teker armaya balad. lk nce Meren oP di ve
platformun nnde durdu. "Bu Albay Meren Cambyses, Altn Yi5;t lik Madalyas ve

Kzl Yol Yoldal Madalyas sahibi." Konsey sess70 onu inceledi. Taita
aniden allmadk bir eyler dndn hissetti. Djj, katini, oligartan
arkalarndaki deri perdeye evirdi. Gizlenmi birjn' aratrd ama kimse yoktu.
Sanki perdenin arkas boluktan ibaretmi pj. biydi. Srf bu bile onu uyarmaya
yetti. Baz psiik gler salonun o ksm. n kapatyordu.
Eos burada, diye dnd. Auras yok ve kendini deriden de daha almaz bir
perdenin ardna gizliyor. Bizi seyrediyor. Geirdii ok o kadar youndu ki,
kendini kontrol altnda tutabilmek iin ok fazla uramak zorunda kald: o cad
en stn etildi; kan ya da zayfln kokusunu hemen alrd.
Nihayet Aquer yeniden konutu: "Gzn nasl kaybettin Albay Cambyses?"
"Bir askerin bana byle eyler gelir. Hayatmzda pek ok risk vardr."
"Bunu zaman gelince konuuruz," dedi Aquer.
Taita bu esrarengiz cmleden bir ey anlamad. "Ltfen yerine dn albay."
Grme alelacele bitmiti, ama Taita onlarn Meren'den almak istedikleri tm
bilgiyi ekip aldklarn biliyordu.
Arkadan Hilto'yu ard. Oligarlar onunla fazla vakit harcamadlar.
Taita, Hilto'nun aurasnn drstlk ve sadelikle parladn gryordu, sadece
kenarlarnda, heyecann ele veren mavi k izgileri vard-Konsey yeleri onu
da yerine yollad. mbali ve Nakonto'yu da ayn ekilde irdelemilerdi.
Taita son olarak Fenn'i ard. "Lordlarm, bu da benim acdm ksz. Onu
himayeme aldm ve Fenn adn verdim. Hakknda fazla br bilmiyorum. Kendi
ocuum olmad iin ona dknm."
340
11. Yazt
Yksek Konsey'in nnde duran Fenn terk edilmi, kimsesiz bir ocuka
benziyordu. Ban nne emi, utanga bir ekilde ayak deitirerek
beklemekteydi. Taita endieyle Gz'n ona evirdi. Kzn auras parlamyordu
ve ona verdii rol baaryla yerine getiriyordu. Biraz du-raksadktan sonra
Aquer, "Senin baban kimdi ocuk?" diye sordu.
"Efendim, ben onu hi tanmadm." Aurasnda hibir kprt olmamt.
"Ya annen?"
"Onu da hatrlamyorum efendim."
"Nerede dodun?"
"Efendim, beni balayn ama bilmiyorum."
Taita, onun kendini ne kadar iyi kontrol ettiini grp seviniyordu.
Aquer, "Gel buraya," diye emretti. Fenn rkek bir tavrla platforma kp
adamn yanna gitti. Adam, onu kolundan tutup taburesinin yanna ekti. "Ka
yandasn Fenn?"
"Beni aptal bulacaksnz ama onu da bilmiyorum." Aquer elini Fenn'in
tuniinin gs ksmna koyup mncklad.
"Burada bir eyler km bile." Gld. "Yaknda ok daha fazlas olacak."
Fenn'in auras hafife pembeleti ve Taita, onun kontroln kaybedeceinden
korktu. Sonra, anlamad bir biimde ellenen gen bir kzn tepkilerini
verdiini fark etti. Kendisi, fkesini daha zor bastrabilmi-ti. Yine de, bu
kk oyunun bir snav olduunu hissediyordu: Aquer, Fenn'den veya Taita'dan bir
tepki gelmesini bekliyordu. Taita'nn yz hi deimedi ama iinden, hesaplama
zaman gelince bunu fazlasyla deyeceksin Lord Aquer dedi.
Adam, Fenn'i okamaya devam etti. "Ender gzellikte bir gen kadn
olacandan eminim. Eer anslysan Jarri'de byk bir onur ve ayr-Cahk
kazanabilirsin." Kzn kk yuvarlak kalalarndan birini imdikle-y>P tekrar
gld. "Git imdi km. Bir, iki yl sonra tekrar grrz."
341
Wilbur Smith
Sonra dierlerini gnderdi, ama Taita'dan kalmasn istedi. Dierleri
salondan ayrlnca, kibar bir tavrla, "Konsey olarak gizli bir mzakere
yapmamz lazm Byc," dedi. "Ltfen bizi bala. Uzun sre yalnz
brakmayacaz seni."
Geri dndklerinde de daha rahat ve samimi davranarak saygda kusur
etmediler.

"Bykbabam hakknda bildiklerini anlatsana," dedi Lord Aquer. "Ben domadan


nce lm."
"Kendisi, g ve Hiksos istilas srasnda, Kral Naibi Kralie Lost-ris'in
saraynn sadk ve saygdeer bir yesiydi. Majesteleri ona birok nemli grev
emanet etmiti. Byk Nil krfezini kesen yol onun kefidir. Hl kullanlyor
ve Asuvan ile Qebui arasndaki yolu yzlerce fersah ksaltyor. Kralie bu ve
buna benzer baarlar yznden onu onurlandrmt."
"Ondan miras kalan Altn Onur Nian hl bende."
"Kralie kendisine o kadar gvenirdi ki, iki bin kiilik bir ordu kurup
Nil'in kaynana kadar gitmek ve haritasn karmakla grevlendirmiti.
Sonuta, bana gelenler yznden hummaya tutulan tek bir kii geri dnebildi.
Ordunun geri kalanndan, pelerinden giden kadnlardan, elerden bir daha hi
haber alnamad. Afrika'nn onlar yutup yok ettii varsayld."
"Babamn birliinden hayatta kalp da sonunda Jarri'ye ulaanlar bizim
atalarmzd."
"Bu kk ulusun ncleri onlar myd?" diye sordu Taita.
"Deerli katklar olmutu," dedi Aquer. "Ancak, burada onlardan ok daha
eskiler vard. Jarri'de zamann bandan beri yaayanlar olmutu. Biz onlar
Kurucular diyerek onurlandryoruz." Sonra sanda oturan adama dnd. "Bu Lord
Caithor. Kendi soyunu yirmi be kuak geriye kadar takip edebiliyor."
342
11. Yazt
"yleyse kendisini onurlandrmakta ok haklsnz." Taita da gm sakall
konsey yesini ban eerek selam verdi. "Fakat bykbabandan sonra da
katlanlar olduunu biliyorum."
"Albay Tinat Ankut'la birliini kastediyorsun. Elbette, onunla tanmtn."
"Aslnda o iyi kalpli albay, beni ve grubumu Tamafupa'da Basmara
vahilerinden kurtard," dedi Taita.
"Tinat Ankut'un adamlar ve onlarn kadnlar, toplumumuza katkda
bulundular. Topraklarmz geni ve nfusumuz az. Onlara burada ihtiyacmz var.
Bizim kanmzdan geldikleri iin gayet iyi kaynatlar. Genleri bizimkilerle
evlendi."
"Elbette ayn tanrlara tapyorlar," dedi Taita keyifle, "Bata da kutsal
Osiris, sis ve Horus ls geliyor."
Aquer'in aurasnm fkeyle parlamasn izledi, sonra tepkisini kontrol altna
aldn grd. Ses tonundan biraz yumaad hissediliyordu: "Dinimiz, daha
sonra derinlemesine konuacamz bir konu. Bu aamada, yeni lkelerin yeni
tanrlar tarafndan korunduunu, hatta tek bir tanr tarafndan korunduunu
belirtmek yeterli."
"Tek bir tann m?" Taita arm gibi yapt.
Aquer oltaya gelmedi. Tekrar nceki konuya dnd. "Albay Tinat Ankut'un
birliinden baka, yzyllar boyunca doudan gelen binlerce gmen daha oldu.
Hi istisnasz, hepsi de deerli erkek ve kadnlard. Bilginler, cerrahlar,
simyaclar, mhendisler, jeologlar, madenciler, botanikiler ve iftiler,
mimarlar ve ta ustalar, gemi yapmclar ve zel becerileri olan insanlar
aramza aldk."
"Ulusunuz sk temeller zerine kurulmu gibi grnyor," dedi Taita.
Aquer bir an durdu, sonra konuyu deitirdi. "Arkadan Meren Cambyses,"
dedi. "Ona byk bir sevgi duyduunu dnyoruz."
343
Wilbur Smith
"ocukluundan beri benimle birlikte," diye cevap verdi Taita. "Benim iin
ouldan ileridir."
"Hasar gren gz ona ciddi sknt oluyor, deil mi?" diye devam etti
Aquer.
"Arzu ettiim kadar temiz bir ekilde iyilemedi," diyerek hak verdi Taita.
"Becerilerin sayesinde, himayendeki adamn lmekte olduunu biliyorsundur," dedi Aquer. "Gz ryor. Zaman iinde bu onu ldrecek... tabi,
tedavi edilmezse."

Taita gafil avlanmt. Meren'in aurasmdan bu yakn felaketi sezme-miti,


ama her nedense Aquer'in szlerinden de kuku duymuyordu. Belki kendisi de bunun
farkndayd, ama bu tatsz gerekle yzlemekten kanmt. yi ama, Aquer,
onun bilmedii bir eyi nasl bilebilirdi? Adamn aurasmdan zel yeteneklere
veya sezgilere sahip biri olmadn anlamt. Ne bir bilgin ne khin ne de
samand. Tabii ya salondan kt zaman konsey yeleriyle grmeye gitmemiti.
Kendini toparlad ve, "Hayr lordum," diye cevap verdi. "Cerrah olarak biraz
kabiliyetim var ama yarann o kadar ciddi olduundan kukulanmamtm."
"Biz Yksek Konsey olarak, sana ve himayendeki adama zel bir ayrcalk
tanmaya karar verdik. Bu ltuf kendi soylulanmz arasndaki pek ok deerli ve
mmtaz kiiye dahi nasip olmamtr. Bunu, sana duyduumuz derin sayg ve iyi
niyetin nianesi olarak yapacaz. Ayrca, toplumumuzun ilim ve irfan bakmndan
gelimiliini gsteren bir rnek olacak. Belki bylece seni Jarri'de bizimle
kalmaya ikna edebiliriz. Meren Cambyses Bulut Baheleri'ndeki sanatoryuma
gtrlecek. Bunu ayarlamak biraz vakit alabilir, nk iyilemesi iin gereken
ilalarn hazrlanmas lazm. Hazrlklar bitince, sen de Byc, tedaviyi
izlemek zere ona katlabilirsin. Sanatoryumdan dndnde tekrar bir araya
gelip grlerini dinlemekten zevk duyarz."
344
11. Yazt
Mutangi'ye dner dnmez, Taita, Meren'in gzn ve genel durumunu kontrol
etti. Sonular pek iyi deildi. Yarada derine inmi bir iltihap vard ve srekli
arlara, kanamaya ve yangl irinlenmeye o neden oluyordu. Taita yarann
etrafndaki blgeye bastrnca Meren acya kahramanca dayanyordu, ama aurasnda
rzgrdaki bir mum alevi gibi titreimler meydana geliyordu. Taita, ona
oligarlarn kendisini tedavi ettirmeyi planladklarn anlatt.
"Bana ve yaralarma sen bak. Bu dnek Msrllara, lkemize ve Fi-ravun'a
ihanet edenlere gvenmiyorum. Eer beni tedavi edecek biri varsa o da sensin."
Taita ne kadar sylediysede, Meren kararndan dnmedi.
Bilto ve dier kyller konuksever ve dosta davranyordu ve Ta-ita'nn
grubu kendilerini toplumun gnlk yaamna kaptrmlard. ocuklarn hepsi
Fenn'e hayranlard ve ksa srede onu mutlu edermi gibi grnen yeni arkada
bulmutu. lk nce, ormanda mantar arayarak veya onlarn arklarn,
danslarn, oyunlarn renerek vaktinin ounu onlarla geirdi. Bao oyunu
hakknda ona retebilecekleri hibir ey yoktu ve k gemeden ky ampiyonu
olmutu. ocuklarla olmad zaman, genellikle ahrda Kasrga'y tmarlayp
eiterek zaman geiriyordu. Hilto da 0r>a ok atmay retiyordu, onun iin zel
bir yay yapmt. Bir le sonrasnda, mbali ile sohbet edip gltkten sonra
Taita'nm yanna geldi ve, tobali, btn erkeklerin bacaklarnn arasnda bir ey
sallandn syl345
Wilbur Smith
yor," dedi. "Kpek yavrusu gibi kendi ayr can olan bir eymi. Senden
holanrsa ekli ve boyu deiiyormu. Sende neden yok ondan Taita?"
Taita'nn verecek cevab yoktu. Bunu ondan saklamaya almamt ama henz
hadm edildiini anlatabilecei bir yata da deildi. Bu konuya beklediinden
abuk gelmiti. nce mbali'ye sitem etmeyi dnd ama sonra bunu yapmamaya
karar verdi. Gruplarndaki tek dii olarak, o da herhangi bir kadn retmen
kadar iyiydi. O an suya sabuna dokunmayan bir cevapla geitirdi ama sonradan
kendi yetersizliini daha derinlemesine alglad. Bedenini Fenn'in gznden
saklamak iin trl aclar ekmeye balad. Kyn ilerisindeki nehirde birlikte
yzerken bile tuniini karmaz oldu. Kendini kusurlu fiziksel durumunu
kabullendiine inandrmt ama bu durum her gn deiiyordu.
Onka'nm Meren'i Bulut Baheleri'ndeki gizemli sanatoryuma gtrmek zere
gelmesi uzun srmedi ve Taita, onu tedaviye ikna edebilmek iin btn glerini
ortaya serdi, ama Meren'de de inadnda ayak direme ve tm tatl szlere kaytsz
kalma gc vard.

Derken bir gece, Taita, Meren'in odasndan gelen iniltilerle uyand. Kandili
yakp odasna gitti ve Meren'i, yatakta iki bklm olmu, yzn ellerinin
arama gmm olarak buldu. Ellerini yavaa yznden ekti. Yzn bir taraf
korkun bir ekilde imiti, bo gz ukuru ince bir izgi halindeydi ve teni
ateler iinde yanyordu. Taita scak lapalar ve serinletici merhemler uygulad,
ama sabah olduunda pek az iyileme vard. Onka'nn ayn gn leden nce
gelmesi tesadfe benzemiyordu.
Taita, Meren'le mantkl bir konuma yapt. "Eski dostum, seni iyi'
letirmek iin yapabileceim bir ey kalmam gibi grnyor. Ya bu acya
katlanmay seeceksin, ki seni ldrene kadar epeyce sreceinden eminim ya da
Jarrili cerrahlarn benim baaramadm baarmay denemesine izin vereceksin."
346
11. Yazt
Meren o kadar gsz ve ateliydi ki daha fazla direnemedi. mbali jje Fenn,
giyinmesine yardm ettiler, sonra da kk bir kna baz eyalarn koydular.
Adamlar Meren'i dar karp eyere oturmasna yardm ettiler. Taita, Duman
Yeli'ne binmeden nce, Fenn'le abucak vedalap onu Hilto, Nakonto ve mbali'ye
emanet etti. Mutangi'den batya giden yola ktlar. Fenn yarm fersah kadar
Duman Yeli'nin yannda kotuktan sonra yolun kenarnda durup grup gzden
kaybolana kadar el sallad.
Yine zirveli volkanlara doru gidiyorlard, ama bu kaleye varmadan, daha
kuzeye doru ynelen bir yola saptlar. Nihayet dalarn arasndaki dar bir
geide girdiler ve kaleyi gney ynnde yukardan grebildikleri bir ykseklie
trmandlar. Bu mesafeden, konsey salonunun olduu yap kck grnyordu. Da
yolundan ilerlemeye devam ettiler. Hava soumaya balamt, yamalarn arasnda
rzgrn uultular duyuluyordu. Yksee ktka rzgr azald. Sakallarnda ve
kalannda kra birikiyordu. Pelerinlerine iyice sarnp trmanmaya devam
ettiler. Artk Meren eyerin stnde sarho gibi yalpalyordu. Destek olmak ve
dmesini engellemek iin Taita ve Onka iki yanndan gidiyorlard.
Aniden karlarna ar ahap kaplarn ardnda, kayaya oyulmu bir tnel
kt. Onlar yaklarken kapnn kanatlan ar ar ald. Girite muhafzlar
grnyordu. Taita'nn akl Meren'de olduu iin ilk bata muhafzlara pek
dikkat etmedi. Yaklatka adamlarn norma] bir insann yar boyunda olduklarn
fark etti, buna karlk gsleri geniti ve kollan neredeyse yere kadar
uzanyordu. Kambur duruyorlard ve balar ne eikti- Taita bir anda bunlarn
insan deil iri maymunlar olduunu anlad. Kahverengi niforma ceketi sand
eyler de hayvanlarn postuydu. Alnlar Patlak gzlerinin hemen stnden dmdz
kyordu ve eneleri o kadar lr'ydi ki dudaklar sivri dilerini tamamen
rtemiyordu. Kendilerini inceleyen Taita'ya, onlar da birbirine yakn
gzlerinden amansz baklar fr347
Wilbur Smith
laftlar. Taita hemen Gz'n at ve auralarnm ilkel ve hayvani olduunu,
ldrme igdlerinin bak srtnda durduunu grd.
Onka. "Gzlerinin iine bakma," diye uyard. "Onlar kkrtma. ok gl,
tehlikeli yaratklardr ve sadece muhafzlk yaparlar. nsan bir anda
parampara edebilirler." Onlar tnelden ieri girince kaplar hemen kapanmt.
Duvarlarda yanmakta olan mealeler aslyd ve atlarn toynaklar tal zeminde
tkrdyordu. Tnel, ancak iki atlnn yan yana geebilecei genilikteydi ve
biniciler balarn tavana vurmamak iin eilmek zorundayd. Duvarlardan yeralt
nehirlerinin mrltlar, fokur fokur kaynayan lav bacalarnn sesleri
geliyordu. Gittikleri yolu ve geen zaman lmelerine imkn yoktu, ama sonunda
ileriden doal bir n parltsn grdler. Ik giderek byd ve tnel
giriindekine benzer baka bir kap ortaya kt. Bu kap da onlar varmadan
ald ve karlarna yine ayn maymunlardan kt. Parlak gn ndan kamaan
gzlerini krptrarak onlar da geride braktlar.
Gzlerinin a almas biraz zaman ald, ama sonra etraflarna aknlk
ve huu ile baktlar. Muazzam bir volkanik kraterin iindeydiler, krater o kadar
geniti ki, hzl bir at, dey duvarlarn birinden dierine ancak yarm gnde

ulaabilirdi. evik bir da keisi bile o lav duvarlara tr-manamazd. Kraterin


dibi ibkey yeil bir kalkand. Ortasnda stms, lacivert izgileri olan
kk bir gl vard. Yzeyinden buharlar ykselmekteydi. Taita'nm kandaki
kralarn bir ksm eridi ve yanandan aa szld. Taita gzlerini
krptrd ve kraterdeki havann tropik bir denizdeki gibi yumuak olduunu
fark etti. Deri pelerinlerini kardlar, Meren bile daha iyi grnyordu.
"Buray yeralt sular styor. Hibir zaman k yaanmaz burada." Onka
kollarn ap etraflarn kuatan gzelim ormanlar gsterdi. "Her yerde
yetien u aalar ve bitkileri gryor musunuz? Bunlar dnyann baka hibir
yerinde bulamazsnz."
348
11. Yazt
Onka kraterdeki ilgin eyleri gsterirken muntazam yaplm yol-ilerlediler.
"u yamalarn renklerine bak," dedi ban kaldrm muh-nn duvarlara bakmakta
olan Taita'ya. Yamalar gri ya da siyah deildi, ck mavi, kzl, sar, gk
mavisi renklerinde alacalyd. "Gzel bir kadiri sa gibi gr ve uzun,
rengrenk yosunlar ve talar yaratyor bu etkiyi.'
Taita gzn yamalardan ayrp aadaki ormanlara evirdi. "Bunlar am
aac," diye bard, bambu allarnn arasndan amlarn sivri ular
grnyordu. "Bir de lobelia'hr var." Ate krmzs iekler amt saplarn
stnde. "Bunlarn garip bir tr stleen, u pembe ve gmi ieklerle kapl
allar da protea herhalde. lerdeki uzun aalar sedir amlar ve kkler de
demirhindi ile Khaya maunu." Keke Fenn de burada olsayd, diye dnd.
Gln scak sularndan ykselen pus, yosun dallarnn arasndan duman gibi
salnyordu. Bir dzle gelince, aadaki havuzun mavi sularnda yzp elenen
kadn grdler. Kadnlar susup atllarn geiini izledi. Gen ve esmer
tenliydiler, uzun slak salar kmr karasyd. Taita onlarn dou okyanusunun
karsndaki lkelerden geldiklerini tahmin etti. plaklklarna aldrmaz
gibiydiler. de hamileydi ve i karnlarn dengelemek iin geriye doru
kayklm duruyorlard.
Yola devam ederlerken Taita, "Bu kraterde ka aile yayor?" diye sordu. "Bu
kadnlarn kocalar nerede?"
"Belki sanatoryumda alyorlardr, cerrah bile olabilirler." Onka ko-1,uyla
pek ilgilenmemiti. "uradaki gl kysna ulanca grme ansmz olur."
Puslu safir rengi buharlarn arasndan grlen sanatoryum, fazla ne
<Kmayan alak binalardan oluuyordu. Belli ki duvarlarndaki talar, yaatan tralanmt. stlerine sva yaplmam, doal kuruni renginde
almt. Etraflarnda, yabani kazlarn gezindii ksa kesilmi imler
rd|- En az yirmi cins su kuu gle dalp kyor, slklarda leylekler, ba349
Wilbur Smith
lkllar dolayordu. akll kydan ilerlerken Taita suyun stnde yz^
ktkler gibi grnen birka tane timsah olduunu fark etti.
Kydan ayrlp imleri atlar ve iekli bir ardan altndan ana bi
nann bahesine girdiler. Atlar almak zere seyisler bekliyordu ve drt tane
iriyar grevli de Meren'i eyerden alp bir sedyeye yatrd. Yanlarnda yryen
Taita ile birlikte binaya girdiler. Taita, "Artk emin ellerdesin" diyerek
Meren'i rahatlatmaya alt, ama rzgrda daa trmanmaktan ve souktan bitkin
dm olan Meren bilincini yitirmek zereydi.
Grevliler, Meren'i gle bakan geni bir kaps bulanan bir odaya aldlar.
Odada fazla eya yoktu. Duvarlar ve tavan mat sar mermer kaphy. di. Meren'i
beyaz mermer zeminin ortasnda duran ilteye yatrdlar, giy. silerini
kardlar ve kirlenenleri aldlar. Sonra, bakr bir borudan odann bir
kesindeki eviyeye akan soak su ve sngerle vcudunu sildiler. Suda bir kkrt
kokusu vard ve Taita suyun yeralt kaynaklarndan geldiini tahmin etti.
Ayaklarnn altndaki mermer zeminin de ho bir scakl vard ve ayn suyun
kanallarla yeraltndan geirilmi olduunu dnd. Grevliler keten havlularla
Meren'i kuruladlar ve biri bir anaktan am ko- | kulu bir sv iirdi. Sonra
gittiler ve Taita, Meren'in yatann yanna oturdu. Ksa bir sre sonra da

Meren derin bir uykuya dald, Taita bu uykunun , itii iksirden kaynaklandn
biliyordu.
Yeni ortam incelemek iin bu ilk frsatyd. Odann yanndaki ykanma
odasnn kapsna baknca, arkasnda bir insan auras bulunduunu I kefetti.
Belli etmeden oraya younlat ve duvara gizlenmi bir gzetleme delii olduunu
ve oradan kendilerini gzetlediklerini anlad. Uyanr uyanmaz Meren'i de
uyarmas gerekecekti. Sanki gzetleyenlerden haberi yokmu gibi, gzlerini baka
tarafa evirdi.
Az sonra, dizlerine kadar inen bembeyaz tunikler giymi bir erkekv bir kadn
geldi. Sihirli boncuklardan, tahta heykelciklerden veya ben# by
malzemelerinden yaplm kolye ve bilezikleri olmad halde, Ta> !
350
11. Yaz,t
onlarn cerrah olduunu anlamt. Onu adn syleyerek kibarca selamladlar ve
kendilerini tanttlar.
Kadn, "Ben Hannah," dedi.
Adam ise, "Ben de Gibba'yn," dedi.
Hemen hastay muayene etmeye baladlar. Bata, sargl bana hi bakmayp
avu ilerine ve ayak tabanlarna baktlar. Karnn ve gsn muayene ettiler.
Hannah kard izi incelemek zere, ucu sivri bir sopayla srtn izdi.
Ancak tatmin olduktan sonra bayla ilgilenmeye baladlar. Gibba, Meren'in
ban plak dizlerinin arasna kstrd. Boazna, kulaklarna ve burun
deliklerine baktlar. Sonra Taita'nm gzne balad sargy zdler. Sarg
artk kurumu kan ve iltihapla kirlendii halde, Hannah sarln-daki ustal
takdir etti. Sanatna duyduu hayranl gstermek iin Taita'ya ban sallad.
Gm bir dilatr kullanarak gzkapaklann ak tuttular ve bo gz ukurunu
incelemeye baladlar. Hannah parmann ucunu ukura sokup dikkatlice muayene
etti. Meren inledi ve ban ekmeye alt, ama Gibba dizlerinin arasnda
skca tutuyordu. Sonunda ayaa kalktlar. Hannah, Taita'ya ban edi, parmak
ularn birletirip dudaklarna gtrd ve, "Ltfen ksa bir sre bizi
affedin," dedi. "Hastann durumunu tartmamz lazm."
kisi birlikte baheye kp imlerin stnde yryerek youn bir konumaya
daldlar. Taita da kapdan onlarn auralarm inceledi. Gibba'nn, gnee
tutulmu bir kl gibi parlayan auras vard ve Taita onun yksek
entelektelliinin souk ve tarafsz olduunu grd.
Hannah' inceleyince, hemen onun da bir Uzun Yaayan olduunu
anlad. ok tecrbeliydi ve ok fazla becerisi vard. Belki de tbbi yeterli''i Taita'nnkinden fazlayd ama efkat duygusundan yoksundu. Auras
enl ve acyd. Tek tarafl dnecek kadar uzmanlna adanmt ve
edamet, efkat gibi duygular tamyordu.
351
Wilbur Smith
kili hastann odasna dnnce, her ikisi adna Hannah'm konuma s
normaldi. "Biran evvel ameliyat etmeliyiz," dedi. "Yattrcnn etkisi
gemeden."
Drt iriyar grevli tekrar gelip Meren'in kol ve bacaklarnn bana
meldi. Hannah bir tepsiye yaylm gm cerrahi aletlerini kard.
Gibba, Meren'in gz ukurunu ve etrafn kokulu bir bitkisel solsyonla
temizledi ve sonra iki parmayla gzkapaklarn iyice ap gm dilatr
aralarna yerletirdi. Hannah tepsiden ince, sivri ulu bir neter seti ve gz
ukurunun stnde tuttu. Sol elinin iaretparma ile iltihapl gz astarnda
kesin bir nokta bulmak istermi gibi arkasn yoklad, sonra da parman
bulduu noktada tutarak neterin ucunu ynlendirdi. Dikkatle eti yoklad.
Metalin etrafna kan birikince, Gibba fildii bir ubuun ucundaki maayla
tuttuu temiz bezle sildi. Hannah neteri yarsna kadar batrd. At yaradan
aniden yeil bir iltihap fkrd. Odann tavanna kadar sramt. Meren
haykrd ve btn vcudu yay gibi bkld, adamlar btn glerini kullanarak
zapt edebildiler.

Hannah neteri tepsiye brakt ve gz ukurunun etrafna pamuklu J bir tka


bastrd. Tavandan akan iltihabn kokusu ard. Meren stne abanan adamlarn
arlyla tekrar yataa kmt. Hannah abucak ti-ka gznden ekti ve
kestii yere bronz bir forseps soktu. Taita yaraya g- j ml olan ey
kaznrken kan sesleri duydu. Hannah yakalad eyi iyi-1 ce kavramak zere
forsepsi skt ve sonra yavaa, eli titremeden geri ek" ti. Sulu bir iltihap
akntsyla birlikte yabanc madde de kmt. Hannah I forsepsle tutup
yakndan bakt. "Ben bunun ne olduunu bilmiyorum, sen ? biliyor musun?" Avucunu
uzatm olan Taita'ya bakyordu. Sonra kard-1 nesneyi Taita'nn avucuna
brakt.
Taita ayaa kalkp kta bakmak zere ak kapya gitti. Ebatlar11, gre
ard, am fst kadar bir eydi. Taita ba ve iaretparma e uze
352
11. Yazt
rini kaplayan kanla iltihab temizledi. "Kzl Talar'dan frlayan bir ky-mk,"
diye bard.
Hannah, "Tandn m onu?" dedi.
"Bir ta paras. Nasl gzmden kam anlayamadm. Btn paralar
bulduumu sanyordum."
"Kendini sulama Byc. ok derine gmlmt. Bize yol gsteren enfeksiyon
olmasa biz de bulamayabilirdik." Hannah ve Gibba gz ukurunu temizleyip tampon
yaptlar. Meren tekrar baylmt. riyar adamlar onu kendi haline braktlar.
"Artk daha rahat dinlenir," dedi Hannah. "Ama yarann kurumas ve gz
yerine takmamz birka gn bulacaktr. O zamana kadar sakin bir ekilde
istirahat etmeli."
Bizzat tank olmamt ama Taita, baz Hintli cerrahlarn, mermer veya
camdan, asl gibi boyanm takma gz yapabildiklerini duymutu. Mkemmel bir
zm olmasa bile bo bir gz ukuru grmekten iyiydi.
Cerrahlara ve asistanlarna teekkr etti. Baka grevliler gelip tavandaki
ve yerdeki pislikleri temizleyerek yata deitirdiler. Son olarak, Meren
uyanana kadar banda beklemek zere orta yal bir kadn geldi ve Taita bir
sre hasta odasndan kaabilmek iin onu kadna emanet edip dar kt.
imleri geip sahile yrd ve ta bir bank bulup oturdu.
Uzun, zorlu yolculuktan ve ameliyat izlemenin geriliminden dolay yorgun ve
skntlyd. Kemerindeki keseden kzl ta parasn kard ve tekrar
inceledi. Sradan bir ta gibi grnyordu ama Taita bunun aldatc olduunu
biliyordu. Minik kristaller parldyor ve Taita'y geri pskrten scak bir k
yayyordu. Ayaa kalkp suyun kysna gitti ve ta frlatmak zere kolunu
kaldrd. Ama o bunu yapamadan, suda, sanki dibinden bir canavar kacakm gibi
byk bir hareketlenme oldu. Taita korkuyla geri srad. Ayn anda ensesini
souk bir rzgr yalamt. rpererek etraf353
F:23
Wilbur Smith
na baknd ama korkulacak bir ey grmedi. iddetli rzgr, kt gibi aniden
durmu, hava yine sakin ve scak bir hale gelmiti.
Tekrar suyun yzeyinde oluan halkalara bakt. Sonra daha nce grd
timsahlar hatrlad. Elindeki ta parasna bakt, masum grnyordu ama o
souk rzgr hissetmi ve huzursuz olmutu. Ta yine kesesine koyup imlere
dnd. Yan yolda bir daha durdu. Dikkatini datan onca ey arasnda,
sanatoryumun cephesini incelemeye frsat bulamamt. Meren'in odasn da ieren
blok, ana yapnn uundayd. Be tane byk blok daha gryordu. Her biri,
komularndan, zerindeki pergolaya asma dallan sanlm olan birer terasla
aynlmaktayd. Dallardan zm salkmla-n sarkyordu. Bu kraterde her ey dourgan
ve bereketli grnyordu. Bu binalarda, yzyllardr burada kefedilen ve
gelitirilen bir sr olaanst bilimsel harika olduundan emindi. lk frsatta
hepsini doru drst inceleyecekti.

Aniden kadn sesleri duyuldu. Dnp arkasna baknca, daha nce


karlatklar esmer tenli kzn kydan geldiklerini grd. Tamamen
giyinmiler ve balanna yabani ieklerden talar takmlard. Hl olduka
keyifli gibiydiler. Taita acaba kydaki pikniklerinde o gzel Jarri arabn
fazla m kardlar, diye merak etti. Ona aldrmayp son bina blouna kadar
gittiler. Sonra imenlerin stnden geip binaya girdiler. Rahat davranlar
Taita'nn ilgisini uyandrmt. Onlarla konumak istedi, bu garip kk dnyada
olup bitenleri kavramasna yardm edebilirlerdi.
Ancak, gne batmaya balamt ve bulutlar toplanyordu. Hafiften bir
yamur iselemeye balad. Yzne den damlalar serindi. Kadnlarla konuacaksa
acele etmesi gerekiyordu. Arkalanndan gitti. imenlerin ortasnda admlan
yavalad ve kadnlara duyduu ilgi bulutland. Bir ie yaramaz, diye dnd.
Meren'in yannda kalsam daha iyi olur. Durup gkyzne bakt. Gne, krater
duvarnn ardna gitmiti. Neredeyse karanlk basm gibiydi. Az nce
zorunluymu gibi grnen kadnlarla konuma fikri,
354
11. Yazt
zihninden tamamen silinmi gibiydi. Tekrar dnp telala Meren'in odasna kotu.
Taita ieri girince, Meren dorulup oturdu ve halsiz bir ekilce glmsedi.
Taita, "Kendini nasl hissediyorsun?" diye sordu.
"Belki de sen haklydn Byc. Bu insanlarn yarar dokunmu gibi
grnyor. ok az arm var ve kendimi daha gl hissediyorum. Ne yaptlar
bana, anlatsana."
Taita kesesini ap ta parasn gsterdi. "Bann iinden bunu
kardlar. Orada rme yapm, skntlarnn sebebi buymu."
Meren ta almak iin uzand ama sonra elini geri ekti. "Kck ama ok
belal. Bu iren ey gzm kard. Elimi bile srmek istemiyorum. Horus adna
at onu, ok uzaklara frlat." Ama Taita ta yeniden kesesine att.
Bir hizmeti akam yemeklerini getirdi. Her ey ok lezizdi; itah ve
afiyetle yediler. stne de, horul horul uyumalarna yardm eden scak bir sv
itiler. Ertesi sabah erkenden Hannah ve Gibba geldi. Meren'in gzndeki
sarglar anca, iltihabn ve ikinliin iyi durumda olduunu grp
sevindiler.
" gn iinde halledebiliriz," dedi Hannah. "Ancak o zaman yara bileir,
ama yine de tohumlamay kabul edecek kadar da ak olur."
Taita, "Tohumlama m?" dedi. "Bilgili kardeim, ben sylediklerini
anlamadm. Gznn yerine ta veya camdan bir gz takacanz sanyordum. Bu
bahsettiin tohumlar da nereden kt?"
"Ayrntlar sana anlatamam Byc kardeim. Sadece Bulut Bahe-leri Loncas
ustalar bu zel bilgileri paylaabilir."
355
Wilbur Smith
"Sergilediiniz ustalklardan ylesine etkilendim ki, daha fazlasn
renemeyince doal olarak hayal krklna urattm. Bu yeni keif jSe daha da
heyecan verici. En azndan, bu yeni ilemi izlemeyi drt gzle bekleyeceim."
Hannah cevap verirken hafife kalar atld. "Bu yeni bir yntem deil
Byc kardeim. Buluu bu noktaya getirebilmek iin, Bulut Bahele-ri'nde be
kuak cerrah kendini bu ie adad. Yine de mkemmellie erimedi ama her geen
gn bizi hedefimize biraz daha yaklatryor. Bununla birlikte, eminim ki sen de
ksa srede Lonca'mza girebilir ve bu almada yanmzda yer alabilirsin.
Aynca, katklarnn esiz ve paha biilmez olacandan da eminim. Bu arada,
Halka'nn dnda kalanlara aklamamzda mahzur bulunmayan eyleri seninle
tartmaktan zevk duyarm."
"Gerekten de sormak istediim bir ey vard." Dn, nce ormandaki glde,
sonra da kydan dnerken grd kadnlar sorma fikri zihninin gerilerinde
gizleniyordu. Onlar hakknda biraz daha bilgi almak iin uygun bir ftratt bu.
Ama daha soru dudaklarna ulaamadan, yine solmaya balad. Taita, soruyu orada
tutabilmek iin abalad. "Sana eyi soracaktm..." Soruyu hatrlamak iin

akaklarn ovuturdu. Kadnlar hakknda bir eydi ama... Hatrlamaya urat


ama gne dounca dalan sabah sisi gibi aklndaki dalm gitmiti.
Aptallna sinirlenip iini ekti. "Bala beni, ne olduunu unuttum."
Hannah ayaa kalkarken, "Demek ki ok nemli bir ey deilmi-Muhtemelen
tekrar hatrlarsn," dedi. "Bu arada, senin ok byk bir botaniki ve ifal
bitki uzman olduunu rendim Byc. Biz de bahelerimizle gurur duyarz.
Onlar grmek istersen, sana rehberlik etmek benim iin zevk olur."
Taita, sonraki gnlerin ounu Hannah'la Bulut Baheleri'nde gef' di.
Baheleri ok ilgin bulacan tahmin etmiti ama grdkleri beklen356
11. Yazt
tilerinin yz katyd. Kraterin yarsn igal eden baheler, dnyann her trl
ikliminden gelen, inanlmaz eitlilikte bitkilerle doluydu.
"Bahvanlarmzn bunlar toparlamas yzyllar ald," diye aklad
Hannah. "Btn zamanlarn becerilerini gelitirmek ve her trn
gereksinimlerini anlamakla geirdiler. Pnarlarda kaynayan sularda eitli
ilaveler var ve iklimi ynetebileceimiz kapal alanlar yaptk."
"Daha da fazlas olmal." Taita tam anlamyla tatmin olmamt. "Bunlar,
yksek dalarda yetien dev lobelia'larla, tropik yabanl ormanlarda yetien tik
ve maun aalarnn nasl yan yana olabildiini aklamyor."
"Zeki bir insansn Kardeim ve de haklsn. Ilman iklim, gne ve
besinlerden fazlas da var. Lonca'ya girince, Jarri'deki mucizelerin bykln
anlamaya balayacaksn. Ama imdilik tam bir aydnlanma beklememelisin. Burada
bin yllk bir bilgi ve bilgelik birikiminden sz ediyoruz. Bu kadar deerli
olan hibir ey bir gnde elde edilemez." Dnp Ta-ita'ya bakt. "Bu hayatta ne
kadar kaldm biliyor musun Byc?"
"Uzun Yaayanlar'dan olduunu grebiliyorum," dedi Taita.
"Tpk senin gibi Kardeim," dedi Hannah. "Ama, sen doduunda bile ben
yalydm ve hl Gizemler'e raklk ediyorum. u son birka gnde seninle
arkadalk etmek ok houma gitti. Biz sk sk kendimizi Bulut Baheleri'nin
grkemli entelektel deerlerine kaptrp gittiimiz iin, seninle sohbet etmek
bitkisel bir iksir imiim gibi ho bir etki yapt- Ama artk dnmek zorundayz.
Yarnki ameliyat iin son hazrlklar yapmam gerekiyor."
Bahe kapsnda ayrldlar. Daha akama vard ve Taita ar admlarla gln
etrafndan dolanarak gitmeye karar verdi. Kraterin tm muhteem gzelliklerine
hkim belli bir nokta vard. Oraya gelince, devrilmi bir aa gvdesine oturup
zihnini berraklatrd. Havada leopar kokusu arayan bir antilop gibi, etrafn
kuatan kt bir g olup olmadn aratr357
Wilbur Smith
1
di. Tespit edebildii bir ey yoktu. Ortalk sakindi ama bunun bir yanlsa ma
olabileceini de biliyordu: cadnn inin6 yakn olmalyd, nk her t(j psiik
iaret onun varln gstermekteydi. Bu gizli krater onun iin hari ka bir
barnakt. Taita'nn kefettii eitli mucizeler de onun sihriyle ya. plm
olmalyd. Daha yarm saat nce Hannah, "Ilman iklim, gne i,, I ve
besinlerden fazlas var," derken bunu kastetmiti.
Gznn nnde Eos canland, canavar bir rmcek gibi ann ortasnda
oturmu sabrla avn beklemekteydi. O grnmez alarn kendisi I iin
rldnn farkndayd, zaten oktan aa taklm durumdayd.
u ana kadar, evresindeki havay pasif ve sessiz yntemlerle kont- i rol
etmiti. Birka kere Fenn'e ulamak iin giriimde bulunmak istemiti, ama bunu
yapmak demek, cady onun meknna gtrmek demekti. Fenn'i byle bir tehlikeye
atamazd ve zihnini tekrar kapamak zereydi ki, haykrarak ellerini akaklarna
gtrmesine yol aan psiik bir dalga arpt. Sendeledi, neredeyse ktkten
dyordu.

Yaknda bir yerde bir trajedi oynanmaktayd. Zihninin byle bir keder ve
acy, adeta havadan stne ken byle bir ktl kabullenmesi gt.
Okyanusta boulmak zere olan bir yzc gibi, dalgaya kars mcadele etti.
Artk dibe batmak zere olduunu dnrken, bask azald. Ona dokunan feci
olayn ve mdahale etmek iin elinden bir ey gelmemesinin karanlk hznyle ba
baa kald.
Tekrar ayaa kalkp klinie gidecek hale gelmesi iin aradan epeyce zaman
gemesi gerekti. Kyya varnca gln ortasna yakn bir yerde baka bir
kargaann olduunu grd. Bu kez, tanklk ettii olayn fiziksel bir gereklik
olduundan emin olabilirdi. Bir grup timsah kuyruklar havay dverek yzeye
kyordu. Bir lei paralamak iin hrsla dvyor-mu gibiydiler. Taita
onlar seyretmek zere durdu ve erkek bir timsahn sudan tamamen ktn
grd. Hayvan kafasn sallayp bir kle i etl
358
11. Yazt
havaya savurdu. Sonra eti tekrar yakalayp dnerek suyun altnda gzden
kayboldu.
Taita neredeyse hava kararana kadar gle bakt, ok skntlyd ve sonra
imlerden Meren'in odasna yrd.
O odaya girer girmez Meren uyand. Dinlenmi ve Taita'nn kasvetli halinden
etkilenmemi gibiydi. Akam yemeklerini yerken, Hannah'in ertesi gn yapmay
dnd ameliyat hakknda maraz akalar yapt. Kendisinden, cam gz taklacak
bir kiklops olarak sz ediyordu.
Ertesi sabah erkenden Hannah ve Gibba pelerinde asistanlaryla geldiler.
Meren'in gz yuvasn muayene ettikten sonra, bir sonraki aamaya hazr olmasn
sylediler. Gibba bir doz bitkisel uyuturucu hazrlarken, Hannah da alet
tepsisini yerletirdi ve gelip Meren'in yanna oturdu. Zaman zaman Meren'in
salam gzkapan ayor ve gzbebeinin bymesini inceliyordu. Sonunda,
uyuturucunun etkisini gsterdiine ve Meren'in huzur iinde uyuduuna emin
oldu. Gibba'ya ban sallad.
Gibba kalkp odadan kt ve az sonra su mermerinden yaplm minik bir
anakla geri geldi. ana kutsal bir emanetmi gibi tayordu. Drt grevli
yine Meren'i skca tutsun diye bekledi ve ana ancak ondan sonra Hannah'a
uzatt. O da yine Meren'in ban dizlerinin arasna kstrd, yaral
gzkapan at ve gm dilatr yerletirdi.
Hannah, "Teekkrler Dr. Gibba," dedi ve kalalarnn stnde hafife ve
ritmik olarak sallanmaya balad. O arada Gibba ile bir tr ilahi sylemeye
baladlar. Taita, Tenmass dilindeki baz fiil kklerine benzer bir-to kelimeyi
tand. Bunun daha ileri, daha gelimi bir dil yaps olduu-nu tahmin etti.
359
Wilbur Smith
lahi bitince Hannah tepsiden neteri alp, ucunu ya kandilinin ale vine
tuttu ve hemen gz ukurunun i astarna birbirine paralel, yzeySe, iki kesik
yapt. Taita'ya, duvarn slak kili emmesi iin hazrlk yapan bi boyacy
hatrlatmt bu hareketi. Kesiklerden kan szmaya balad ama Hannah kk bir
ieden birka damla ila dknce kanama derhal durdu. Gibba phtlaan kanlar
temizledi.
Hannah, "Bu ila sadece kanamay durdurmuyor," diye aklama yapt.
"Tohumlama iin yapkan vazifesi de gryor."
O da Gibba gibi byk bir dikkatle su mermeri anan kapan at. Daha
iyi grebilmek iin boynunu uzatan Taita, anakta az miktarda, yar geirgen,
donuk sar renkli jle olduunu anlad, kk trnan ancak kaplard. Hannah,
kk bir gm kakla jleyi syrp ald ve son derece zenli davranarak
Meren'in gz ukurunda yapt kesiklere yerletirdi.
Sonra yumuak bir sesle, "Gz kapatmaya hazrz Dr. Gibba," dedi. Gibba
dilatr geri ekti, sonra da gzkapaklarm iki parmayla iyice birletirdi.
Hannah, koyun barsandan yaplm bir ipin takl olduu gm ineyi ald.
Hnerli parmaklaryla alt ve st gzkapaklarm birletiren diki att. Gibba,

Meren'in ban tutarken, o da, Msr'daki mum-yaclarn yapt gibi keten


eritlerle sard. Burun delikleri ile aznn hizasnda boluklar brakmt.
Sonra, tatmin olmu bir edayla arkasna yasland. "Teekkrler Dr. Gibba. Her
zamanki gibi paha biilmez yardmlarn oldu."
Taita, "Hepsi bu mu?" diye sordu. "Ameliyat bitti mi?"
Hannah, "Eer rme ya da baka bir komplikasyon olumazsa, on iki gn
sonra dikileri alacam," diye cevap verdi. "O zamana kadar, balca iimiz
gz ktan ve hastann ellemesinden korumak olacak. Bu donemde byk bir
sknt ekecek. yle iddetli yanma ve kant hissedecek ki, yattrc
ilalarla bile tam olarak rahatlayamayacak. Uyank^
360
11. Yazt
kendisin' tutsa bile, uyurken gzn ovalamaya alacak. Gece gndz jtjmli
hastabakclar bandan ayrlmayacak ve elleri bal kalacak. Pen-reresiz,
karanlk bir hcreye tanmas lazm, k acsn artrr ve tohumlamann
imlenmesini engeller. Himayendeki adam asndan gerekten zor bir dnem olacak
ve baa kmak iin yardmna ihtiya duyacak." "Biri salam olduu halde neden
iki gz birden kapatmak gerekiyor?" "Salam gzn alglad nesnelere doru
oynatrsa, yeni gz de aynsn yapmaya alr. Oysa mmkn olduunca
hareketsiz durmas lazm."
Hannah'n uyarlarna karn, Meren tohumlama ileminden sonraki ilk gn
hafif skntlarla atlatt. En byk derdi bir ey grememek ve buna bal
olarak da sklmakt. Taita, onu oyalamak iin, birlikte yaadklar maceralar,
gittikleri yerleri, tandklar kadnlar, erkekleri anlatt. Nil'in kurumasnn
lkelerine neler yaptn, halkn nasl ac ektiini, Nefer Seti ile
Kralie'nin felaketlerle nasl baa ktn konutular. Gal-lala'y ve bu uzun
servenden dndklerinde nelerle karlaabileceklerini tarttlar. Bunlar, ok
daha nceden konuup bitirdikleri konulard ama Taita'nn sesi Meren'i
yattryordu.
nc gn, Meren gz ukurunda zonklayan arlarla uyand. Zonklamalar kalp
at gibi muntazamd ve o kadar strap veriyordu ki, her sanc saplannda
igdsel olarak iki eliyle gzn tutmaya alyordu, faita grevliyi Hannah'
bulmaya yollad. Kadn hemen geldi ve sarglan a'P. "Kangren yok," dedi ve yeni
bir bandaj yapmaya balad. "Bu bekle-?g'niz sonu. Tohumlar tuttu ve kk
salmaya balad."
"Bahvan gibi konuuyorsun," dedi Taita.
361
Wilbur Smith
"yleyiz zaten, insan bahvanyz," diye cevap verdi Hannah.
Meren sonraki gn boyunca uyumad. Ar iddetlendiinde inlj. yor,
kafasn yasta vuruyordu. Hibir ey yiyemiyor, sadece her gn birka anak su
iebiliyordu. Nihayet uykuya dalabildiinde, srtst yatm, ti, kollar deri
eritlerle balyd ve sargnn az boluundan horultular geliyordu. Tam bir
gn ve gece boyunca uyudu.
Uyannca kant balad. "Sanki gzmde ate karncalar dolayor."
nleyerek, yzn hcrenin ta duvarlarna srtmeye alyordu. Gl bir adam
olduundan, onu zapt edebilmek iin grevli iki arkadan daha armak zorunda
kald. Ama uykusuzluk ve alk yznden eriyip gitmi gibiydi. Kaburgalar tek
tek saylr hale gelmi, karn iyice ieri kmt.
Yllar iinde birbirlerine ylesine yaknlamlard ki, Taita da onunla
birlikte ac ekiyordu. Ancak Meren ksa ve huzursuz uykulara dald zaman
hcreden kaabiliyordu. yle zamanlarda onu hastabakcya emanet edip botanik
bahelerinde geziniyordu.
Taita, bu bahelerde kendisini eski gnlere gtren garip bir huzur
buluyordu. Bitkiler belli bir dzende yerletirilmemiti: bazlar ar
gelimi cadde ve sokaklardan oluan bir labirent gibiydi. Her keyi dnte
baka bir gzellikle karlalyordu. Ilk ve gzel havada ieklerin birbirine
karan kokular insan mest ediyordu. Bitkiler o kadar skt ki, bu cenneti

oluturan bahvanlardan ancak birka tanesiyle karlaabilmi*! Taita ortaya


kar kmaz, onlar da insan deil hayaletmiler gibi gzden kayboluyorlard.
Taita her ziyaretinde enfes yeni ardaklar ve glgeli yollar buluyordu, ama bir
dahaki gidiinde onlar gitmi, yerlerine en az o kadar gzel ve cezp edici
yenileri gelmi oluyordu. Buras zarif ve arpc srprizlerle dolu bir
baheydi.
Tohumlamann on ikinci gnnde Meren biraz daha sakinlemi &' biydi. Hannah
gzn yeniden sard ve durumdan memnun olduunu be362
11. Yazt
lirtti- "An tamamen geer gemez gzkapandaki dikileri alacam ve
kaydettii ilerlemeyi grebileceim," dedi.
Meren huzurlu bir gece daha geirdi; sabah itahl ve neeli bir hal-je
uyand. Hastadan ok Taita kendini bitkin ve tkenmi hissediyordu. Gzleri hl
kapal olduu halde Meren, Taita'nn durumunu, dinlenme ve yalnz kalma
ihtiyacn kavram gibiydi. Taita, genelde pek ince dnceli olmayan dostunun
arada bir gsterdii hassasiyete hep aard. Meren, "Bana yeterince
hastabakclk ettin Byc. Brak, gerekirse yatama yapaym. Git dinlen.
Eminim ki perian grnyorsundur," dediinde yine ard.
Sonuta asasn ald, tuniinin eteklerini kuana sktrd ve ban
elerin sanatoryuma en uzakta bulunan st ksmna yolland. Buras ona gre en
cazip yerdi. Kraterin en vahi, en el dememi kesimi olmas dnda, neden en
ok buray beendiini bilemiyordu. Duvarlardan iri kayalar kopmu ve
yuvarlandklar yerlerde, eski kralla kahramanlarn harap olmu antlar gibi
kalmt. zerlerini bitkiler kaplayp ieklerle bezemilerdi. yi bildiini
sand bir yol seti, ama yolun iki kayann arasndan keskin bir dn yapt
noktaya gelince, krater duvarna doru ykselen yeni bir yol fark etti. Son
geliinde o yolun orada olmadndan emindi, fakat artk bahenin yaratt bu
yanlsamalara almt ve hi tereddt etmeden o yola sapt. Biraz gittikten
sonra, sa tarafnda bir yerden akan suyun sesini duydu. Sese doru gitti ve
sonunda yeillikler arasnda gizlenmi baka bir cra ke buldu. O kk
akla girip, merakla etrafna baknd. Kk bir maarann azndan akan ince
bir rmak, liken kaph birka seti ap, bir havuza dklmekteydi.
Her ey o kadar gzel ve huzur vericiydi ki, Taita yumuak otlarn ustne
kendini brakp, srtn devrilmi bir aacn gvdesine dayad. Bir SUfe
aadaki karanlk suyu seyretti. Havuzun dibinde iri bir baln gv363
Wilbur Smith
desini grd, hayvann yars bir kayann ve suya sarkan ereltiotlannn altna
gizlenmiti. Kuyruu, rzgrda dalgalanan bir bayrak gibi, hipnotize edici bir
ekilde sallanmaktayd. Onu seyrederken, ne kadar yorgun olduunu anlad ve
gzlerini yumdu. Hafif bir mzik sesiyle uyandnda, aradan ne kadar zaman
getiini bilmiyordu.
Mzisyen, gln br bandaki ta kntsna oturmu, , drt yalarnda
grnen afacan bir oland, kam fltnden kan namelere uygun olarak ban
oynattka, sapsar bukleleri yanaklarna dklyordu. Gneten altn gibi
yanmt; melek gibi bir yz, tombul tombul kol ve bacaklar vard. ok
gzeldi, ama Taita, onu Gz'yle inceleyince evresini saran bir aura
olmadn grd.
Taita, ocua, "Adn ne?" diye sordu.
ocuk flt azndan ekti, aleti boynundaki kordona balyd. "Birok adm
var benim," diye cevap verdi. Billur gibi sesi ocuksuydu ve peltek peltek
konuuyordu, konumas adeta ald mzikten daha hotu.
"Peki adn syleyemiyorsan kim olduunu syle bari," diye srar etti Taita.
"Ben birok kiiyim," dedi afacan. "Kalabalm."
"O zaman kim olduunu anladm. Kedi deilsin ama kedinin pene-sisin." Onun
adn yksek sesle anamazd, ama bu nur yzl ocuun Eos'un bir tezahr
olduunu tahmin ediyordu.
"Ben de senin kim olduunu biliyorum, sen Hadm Taita'sn."

Taita'nn yz ifadesinde bir deiiklik olmad, ama bu alay, ruhunu koruyan


kabuu buzdan bir ok gibi delip geti. ocuk, bir kuu zarafetiyle yerinden
kalkt. Gelip Taita'nn karsnda durdu ve fltn tekrar dudaklarna gtrd.
Pes perdeden neeli bir melodi ald ve flt yine azndan ekti. "Bazlar
sana Byc Taita diyor, ama yarm bir adam ancak yarm bir byc olabilir."
Bir para daha ald. Mziinin gzellig1
364
11. Yazt
izlerinin yol at strab dindirmiyordu. Flt yeniden elinden brakp,
karanlk gl gsterdi. "Orada ne gryorsun Sakat Braklm Taita? O crnty
tandn m, ne erkek ne de kadn olmayan Taita?"
Taita, ocuun nerisi zerine karanlk sulara bakt. Suyun dibinde beliren
gen adam grd, adamn salar gr ve parlakt, kalar geni, zekyla
parlayan gzleri anlay, efkat doluydu. Uzun boylu ve sapasalamd. Bedeni
hafife kaslyd. Duruu dengeli ve zarifti. Kasklarn aartlm ketenden
ksa bir etek rtyordu. Bu bir atletin ve savann vcuduydu.
ocuk, "Bu adam tanyor musun?" diye srar etti. Taita bouk bir sesle "Evet,"
dedi. Sesi zar zor duyulmutu. "O sensin," dedi ocuk. "Yani ok uzun zaman nce
bir sre iin by-leydin."
Taita yine, "Evet," diye mrldand.
Asap bozucu ocuk, "Bir de imdiki halini gr," dedi. Gen Taita'nn beli
bkld, kollar bacaklar kalnlap sopa gibi oldu. Zarif kaslar in-celdi,
gbei sarkt. Salar aanp, uzun, dz ve seyrek bir hale geldi, bembeyaz
dileri sararp arpld. Yanaklannda derin izgiler oluup, enesinin altnda
kat kat bir gerdan ortaya kt. Gzleri parltsn yitirdi. Aslnda grnt
bir karikatrd ama az ok gerei de yanstmaktayd.
Sonra, aniden, rzgrla uuvermi gibi belindeki petamal kayboldu ve kas
ortaya kt. Hadm etme bayla, kzgn dalama ubuunun brakt bzlm,
pembe pembe parlayan yara iziyle, etrafndaki bir tutam aarm kask kl
grnd. Taita hafife inledi.
ocuk, "imdiki halini de tandn m?" diye sordu. in tuhaf bu kez
sesinde sonsuz bir merhamet vard.
Acma, Taita'y alaydan da ok incitti. "Bunlar niye gsteriyorsun bala?"
diye sordu.
365
Wilbur Smith
"Seni uyarmaya geldim. Hayatn bundan nce yalnz ve anlamsz olduysa,
yaknda bin kat beter olacak. Bir kez daha ak ve arzuyu tadacaksn, ama bu
duygularn asla tatmin olmayacak. mknsz bir akn yaratt cehennemde
kavrulacaksn." Taita'nn onu yalanlayacak gc yoktu, nk daha imdiden o
aclar ekmeye balamt. Bundan sonra olacaklar dnerek inledi.
ocuk, "Bu straptan kurtulmak iin lmeyi dileyecein zamanlar da
gelecek," diye acmaszca devam etti. "Ama bir dn Uzun Yaayan Taita. Kim
bilir lm aclarn dindirene kadar, ka zaman geecek?"
Gldeki yal adam grnts solup gitti ve yakkl, din gen adam geri
geldi. Karanlk sularn iinden Taita'ya glmsedi, dileri prl prl, gzleri
akmak akmakt.
ocuk, "Senden alnm olan geri verebilirim sana," dedi yavru kedi gibi
mrldanarak. Gen adamn belindeki ipeksi petamal kayd ve salkl, gl,
grkemli cinsel organlar meydana kt.
"Sana erkekliini iade edebilirim. Tpk bu grntdeki gibi bir btn
olman salayabilirim." Taita baklarn oradan ayramyordu. O bakarken, gen
adamn cinsel organ iip uzamaya balad. Taita, uzun hayat boyunca hi
tatmad eyin hasretiyle doldurmutu onu. ylesine erotik hayallere kaplmt
ki, bunlann kendi zihninde oluamayacan, o iblis ocuk tarafndan oraya
yerletirildiini biliyordu. Hayallerden kurtulmaya alt ama lam ukurundan
szan pislikler gibi her yan sarmlard.
Gzel ocuk minik ellerinden birini kaldrp Taita'nn kasm gsterdi.
"Eer bana inanrsan, her ey mmkn olur Taita."

Taita aniden kasnda gl bir duygu alglad. Bana gelenin ne olduunu


bilmiyordu; sonunda, genlik hayalinin yaad duygularn kendisine yansdn
kavrayabildi. O muhteem penisin arln hissetti. Sertleip, yay gibi
geriliini izlerken, kendi sinirlerinin kopacakm gibi
366
11. Yazt
oluunu duyumsad. Gen Taita'nn penis bann kanla dolup, koyulatn
grdnde, kendi bedenindeki btn sinir ular titreti. Genlik hayali
bereketli bir boalma yaarken, Taita da her fkrmada keskin bir s-1\ ve zevk
hissetti. Elinde olmadan srt bkld ve dileri kenetlendi. Grtlandan bouk
bir feryat ykseldi. Btn bedenini fel geiriyormu-asna bir titreme sard
ve bir fersah yolu koarak gelmi gibi soluyarak imenlere dt, btn gc
tkenmiti.
"Unutmu muydun yoksa? Fiziksel zevkin zirvesini hafzandan silip atm
miydin? Bu yaadklann, sana verebileceim dan yannda bir kum tanesi gibi
kalr." Bunlar syleyen ocuk koarak az nce oturduu taa tumand. Orada
durup Taita'ya son kez bakt. "Dn bunu Taita. Eer bana elini uzatmaya
cesaret edebilirsen, senin olacak." Sonra gle dald.
Taita, onu bir an suyun derinliklerinde grd ve sonra gzden kaybetti.
Gne, gkyzndeki yolunu yarlayana kadar kendinde yerden kalkacak gc
bulamad.
Sanatoryuma geldiinde akamzeri oluyordu. Meren'i karanlk hcresinde
hastabakcsyla oturur buldu. Taita'nn sesini duyduu andaki sevincine tank
olmak hazindi ve Taita, onu bu karanlk hcrede, kukular iinde bunca zaman tek
bana brakt iin kendini sulu hissetti.
Meren, "Sen yokken kadn yine geldi," diye bard. "Yarn sarglar tamamen
karacakm. Kendimi zor tutuyorum."
Wilbur Smith
Az sonra enstrmanla birlikte dnd. Bir zamanlar Taita'nn dinleyen herkesi
mutlu eden bir sesi vard, imdi de fena deildi. Meren'in enesi gsne dp
horlamaya balamasna kadar, alp syledi. O andan sonra bile alak sesle
mrldanmaya devam etti, ama sonunda parmaklarnn, o gn ocuun ald
melodiyi tngrdattn fark etti. almay kesip lavtay kenara brakt.
Meren'in karsndaki yataa uzand ama uykusu yoktu. Karanlkta zihni harl
hani alyordu, giderek de kontrol edemedii vahi bir ata dnt. ocuun
zihnine kazd hayaller ve duygular o kadar canlyd ki, skp atamyordu.
Sonunda kalkp pelerinini ald, hcreden kt ve parlak ay nda ykanan
imlere ulat, gl kenarnda yrmek niyetindeydi. Yanaklarnda bir soukluk
hissetti, ama bu seferkinin sebebi yabanc bir yaratk deil, kendi
gzyalaryd.
"Ne kadn ne erkek olan Taita." ocuun yapt gibi kendisiyle alay ederek,
yn pelerinin ucuyla gzlerini kurulad. "Acaba sonsuza kadar bu yal ve sakat
bedene mi mahkmum?" diye merak etti. "Eos'un ayartmalar da fiziksel ikence
kadar ac verici. Horus, sis ve Osiris, onlara kar koyabilmem iin g verin
bana."
Meren'in yanna diz kp, hcrenin yegne olan kandilin fitilini
dzelten Hannah, "Bugn bakclara ihtiyacmz olmayacak," dedi. "Sana daha
fazla strap vermeyeceiz. Aksine, imdiye kadar ektiklerini telafi
edeceimizi umuyoruz." Kandili kaldrd. Meren'in sanl bana hafif bir k
vurdu. "Hazr msn Dr. Gibba?" Gibba, Meren'in ban destek olurken, kadn
sargnn dmn zd ve tamamn at. Sonra kandili Taita'ya uzatt. "Ltfen
gzne doru tut." 368
11. Yazt
Taita, fitilin arkasndaki gm diski, Meren'in yzne yanstacak
ekilde ayarlad. Hannah gzkapaklanndaki dikileri kontrol etti. "Gzel," dedi

rahatlam bir ekilde. "z brakmadan iyilemi. Artk dikileri alabilirim.


Ltfen titretme."
Koyun barsandan yaplm ipleri forsepsle tutarak temizledi. Gz
kapaklar, kurumu kan ve akntyla yapmt. Onlar da aromal bir suya
batrd bezle sildi.
"imdi ltfen gzn amaya al Albay Cambyses," dedi. Gzkapa titreti
ve ald. Taita, artk bo bir ukurdan ibaret olmayan gze bakarken kalp
atlarnn kuvvetlendiini ve hzlandn hissetti.
"Kutsal l Osiris, sis ve Horus adna," diye fsldad Taita. "Mkemmel
bir gzn olmu yine."
Hannah, "Mkemmel deil," diye itiraz etti. "Daha bymesinin yarsn
tamamlad ve hl teki gzden kk. Bebei de bulank." Gib-ba'dan gm diski
alp doruca henz olgunlamam olan gze tuttu. "te yandan, bak gzbebei
nasl tepki veriyor. Fonksiyonlarn yerine getirmeye balam." Meren'in salam
gzn pamuklu bir bezle kapad. "Bize ne grebildiinizi syleyin albay."
"Parlak bir k."
Hannah parmaklarn aarak elini Meren'in gznn nne getirdi. "imdi ne
gryorsunuz?"
Meren kukulu bir halde, "Glgeler," dedi. Ardndan daha emin bir ekilde,
"Hayr, durun! Be parma seebiliyorum," diye devam etti.
Taita, Hannah'in glmsediini ilk kez gryordu, sar kta kadn daha
gen ve yumuak grnmt gzne. "Hayr iyi kalpli Meren," dedi. "Bugn
parmaklardan fazlasn grdn. Bir mucizeyi grdn."
"Gz tekrar sarmam lazm." Hannah yine souk ve profesyonel tav-rma
brnmt. "Gn na dayanacak hale gelmesi iin daha ok vakit var."
369
F:24
Wilbur Smith
Gl banda grd ocuun hayali Taita'nn peini brakmyordu Yine oraya
gidip ocuu grebilmek iin her gn giderek artan bir istekle mcadele etmesi
gerekiyordu. Zihninin gerilerinde, bu drtnn kendisinden kaynaklanmadn,
doruca Eos'tan geldiini de biliyordu.
O blgeye girdiim anda gcm yitirdim demektir. Btn avantajlar onun
eline geer. O kocaman kara bir kedi, ben de onun faresi olurum, diye
dnyordu.
O zaman da i sesi, "Ne olmu yani Taita?" diye araya giriyordu. "Jarri'ye
onunla mcadele etmek iin gelmedin mi? Ne oldu o byk planlarna? imdi onu
bulmuken bir dlek gibi svacak msn?"
O zaman da korkaklna baka bir mazeret buluyordu: Onun habis oklarna
kar bir kalkan bulabilseydim keke.
Bu korkularndan ve ayartmalardan Meren'e gznn tamamen iyilemesi iin
yardm ederek kurtulmaya alt. Hannah ilk seferinde sarglar sadece birka
saatliine karmt ve o zaman bile gn na kmasna izin vermeyip,
ieride tutmutu.
Gz mercei hl pusluydu ve irisin rengi de soluk ve stmsyd. Salam
gzyle uyum iinde hareket edemiyordu. Taita, Lostris Tlsm 'm Meren'in
gzlerinin nnde iki yana, aa yukar sallayarak, yaklatrp uzaklatrarak
odaklanmasna yardm etti.
lk bata, yeni gz abuk yoruluyordu. Sulanyor ve istemsiz olarak srekli
krpmaya balyordu. Kanlanyor ve kant yapyordu. Meren de grntler
bulank ve bozuk olduundan ikyet ediyordu.
Taita bu konuyu Hannah ile grt. "Gzn rengi orijinalinden farkl.
Devinim olarak da, boy olarak da uyumsuz. Bir keresinde insan
370
L Yazt

bahvanlar olduunuzu sylemitin. Belki de aladn gz baka bir


,rktandr."
"Hayr Byc. Yeni gz, orijinalinin kknden kt. Biz savata kopan kol
ve bacaklar da yeniden karttrmtk. lk bata tyleri tama-men kmam
gibi grnrler. Himayendeki adamn gz gibi, nce fide olarak kar ve giderek
olgun hale gelirler. nsan bedeninde, zamanla aslna uygun ekilde kendini
biimlendirme ve gelitirme yetenei vardr. El ayan yerine gemez. Hepimizin
iinde kendini kopyalama becerisi bulunur. Bir ocuun anne babasna nasl
benzediini hi merak etmedin mi?" Durup Taita'nn gzne bakt. "Ayn ekilde,
kesilmi bir kol da kendini kopya edebilir. Hadm edilen bir penis, ayn ekilde
yeniden byyp eski haline gelebilir." Taita aknlkla donakald. Kadn
konuyu acmaszca ve kinci bir ekilde ona evirmiti.
Benim kusurumdan sz ediyor, diye dnd. Yaadm olay biliyor. Ayaa
frlayp odadan kt. Gz hibir ey grmeden gln kysna kadar gidip diz
kt. Kendini aresiz ve yklm hissediyordu. Gzyalar kesilip, gr
netleince bahelerin zerinde ykselen yamalara bakt. Eos'un yaknlarda
olduunu hissetti. Mcadele edemeyecek kadar zayf ve krgnd.
Sen kazandn, diye dnd. Sava, daha balamadan bitti. Boyun eeceim
sana. Sonra onun etkisinin deitiini hissetti. Artk tamamen kt ve habis
deildi, aksine nazik ve efkatliydi. Sanki onu aclarndan ve duygusal
ekimelerden kurtarmak istermi gibiydi. Bahelere trmanp na teslim olmak,
kendini onun merhametine brakmak istiyordu. Glk-'e ayaa kalkt ve
dnceleriyle hareketlerinin uygunsuzluu bir anda kafasna dank etti. Srtn
dikletirip enesini kaldrd. "Hayr!" diye fsldad. "Bu teslim olmak deil.
Daha sava kazanmadn. Sadece ilk arpmay kazandn." Lostris Tlsm'n
tuttu ve ondan g aldn hissetti. "Me371
Wilbur Smith
ren'in gzn ald. Benim erkeklik organlarm ald. Btn avantajlarn
stmzde kulland. Keke benim de ona kar kullanacak bir silahm olsayd. Ama
bulur bulmaz karsna dikileceim." Eos'un boyal yamalarnn altndaki bol
iekli aalarna bakt ve kendini durduramadan o yne doru bir adm att.
Fakat byk bir abayla geri dnd. "Henz deil. Henz hazr deilim."
Sanatoryuma dnerken yere daha salam basyordu. Hannah'n Me-ren'i o
karanlk hcreden karp, eski geni ve konforlu odalarna gtrdn grd. O
ieri girer girmez Meren ayaa frlad ve tuniinin koluna yapt. "Kadnn
gsterdii btn hiyeroglifleri okudum," diye bard, belli ki son baarsndan
gurur duyuyordu. Ama yine de Hannah'n adn veya unvann syleyemiyordu.
"Yarn sarglar tamamen karp ata-cakm. O zaman, iki gzmn nasl ayn
renk olduunu ve yeni gzmn de nasl hzl hareket ettiini gsterip
artacam seni. sis'in tatl nefesi adna, yaknda her zamanki gibi iyi
nian alacama da eminim." Gevezelii heyecannn gstergesiydi. "Sonra da bu
uursuz yerden kaacaz. Nefret ediyorum buradan. Hem burada hem de
buradakilerde iren bir yan var."
"Ama bak senin iin neler yaptlar," diye belirtti Taita.
Meren hafife utanr gibi oldu. "Bence bu daha ok senin eserin Byc. Beni
buraya getiren ve bu ie ikna eden sendin."
O gece Meren yatana uzanp, tpk bir ocuk gibi uyuyakald. Homurtular
grltl ve tasaszd. Taita onlarca yldr bu horultulara ylesine almt
ki, ona ninni gibi geliyordu.
O da gzlerini kapatt ve o eytani ocuun zihnine yerletirdii dler
geri geldi. Onlar unutup uyumaya alt ama mmkn olmad. Kendini
alkoyamyordu. Burnuna scak dii bir tenin kokulan doluyor, ipek-si
kabarklklar, ukurlar derisinde hissediyor, kulana mstehcen da372
11. Yazt
vetlerde bulunan istekli fsltlar geliyordu. Yaramaz parmaklar bedeninde her
yere dokunuyor, diller hzla yalyor, yumuak azlar emiyor ve scak, gizli
delikler yutuyordu. Eksik ksmlarnda frtna gibi duygular kabaryor, bir

noktaya kadar ykselip yok oluyordu. Onlarn geri gelmesini istiyordu, tm


vcudu rahatlamak iin kvranyordu ama elinden bir ey gelmedii iin ikence
ekiyordu.
"Beni rahat brak!" Mthi bir abayla kendini kurtard ve ter iinde,
kulaklar zonklayarak uyand.
Kar duvardaki yksek pencereden ay giriyordu. Titreyerek kalkp
srahinin yanna gitti ve kana kana su iti. Suyunu ierken, gz, yatarken
yatan yanna brakt kuana ve kesesine takld. Ay doruca keseye
vurmutu. Sanki bir d g dikkatini oraya ekmek istiyordu. Keseyi alp ipini
zd ve canlym gibi gelen scak bir eye eli dedi/Parmaklarnn uunda
oynuyordu. Elini hzla ekti. Artk tamamen uyanmt. Kesenin azn at ve
iini grebilmek iin a tuttu. Dipte bir ey parlyordu. Taita bakarken,
parlt belli belirsiz bir biim ald. Bu, bir kedi penesiydi.
Taita dikkatle bir daha elini sokup, Hannah'n, Meren'in gznden kard
minik kzl ta ald. Hl scak ve parlakt ama kedi penesi kaybolmutu.
Avucunda skca tuttu. Ryalarn verdii huzursuzluk bir anda gemiti.
Odann kesindeki ya kandiline gidip fitilini yakt. Kandilin nda
minik ta parasn inceledi. Kristalin krmz kvlcmlar canl gibiydi.
Sonunda, o tata Eos'un znden bir para bulunduunu kavrad. Meren'in gzne o
talan pskrtrken, sihir gcyle bunu da yapm olmalyd.
Neredeyse gle atyordum. Artk eminim ki orada bunu almak iin bekleyen bir
ey vard. O srada suyun altnda grd muazzam girdab hatrlad. ster bir
balk ya da timsah olsun, ister olmasn, gerekte o da ca373
Wilbur Smith
dinin tezahrlerinden biriydi. Belli ki bu deersiz ta parasna ok nem
veriyordu. Taita da ayn nemi verecekti.
Tlsml madalyonunu ap kk kzl ta sa buklelerinin iine
yerletirdi. Kendini daha gl ve daha gvenli hissetti. imdi o cadyla
karlamak iin daha iyi donanmlym, diye dnd. ?
Sabah da cesareti ve kararll eksilmemiti.
Kahvaltlarn bitirdikten az sonra Hannah, Meren'in yeni gzn kontrole
geldi. risin rengi koyulam ve neredeyse asl gibi olmutu. Meren, kadnn
saa sola, aa yukar hareket eden parmana bakarken her iki gz de ayn
ekilde hareket ediyordu.
O gittikten sonra Meren yayyla kabartmal deri sadan alp, Taita ile
birlikte gl kenarna gitti. Taita, ksa bir direin stne koyduu boyal
diskle bir niangh oluturdu ve kenara ekildi. Meren yayna yeni bir ip
gerdikten sonra, bir oku avularnn arasnda yuvarlayarak simetrisini ve
dengesini kontrol etti.
"Hazrm!" diye barp nian ald ve okunu frlatt. Kardan esen rzgra
ramen, ok merkeze bir parmaktan yakn bir noktaya sapland. Taita, "Rzgr da
hesap et," diye seslendi. Nefer Seti ile birlikte Kzl Yol'da kotuklarndan
beri, Taita, Meren'e okuluk retirdi. Meren ban sallayarak anladn
belirtti ve yayn gerip bir ok daha att. Bu seferki hedefin tam ortasna
saplanmt.
Taita, "Arkan dn," deyince Meren dnd. Taita hedefi yirmi adm
yaklatrd. "imdi dn ve dner dnmez ak"
riyar bir adam olarak son derece evik olan Meren, syleneni yapt. Tek
gznn kr olmasyla yitirdii denge ve duruu yeniden kazan374
11. Yazt
mt. Ok rzgrdan hafife dnd ama Meren bunu da hesaba katarak nian
almt. At mkemmeldi. Ok yine hedefin ortasna sapland. Btn sabah
antrenman yapmaya devam ettiler. Sonunda Taita hedefi iki yz adm mesafeye
tad. Meren, o mesafeden bile drt oktan n hedefe isabet ettirebiliyordu.
Grevlinin getirdii basit yemekleri yemek iin ara verdiklerinde Taita, "Bir

gnlk bu kadar yeter," dedi. "Kolunu ve gzn biraz dinlendir. Benim yapmam
gereken bir ey var."
Asasn ald, Lostris Tlsm'nn boynundaki altn zincirin ucunda asl
olup olmadn kontrol etti ve canl bir ekilde st bahelere doru yrd.
Yine ocuun bulunduu yere gidiyordu. Oraya yaklatka, beklentileri de
artyordu. Ama aslnda hl d glerin etkisi altnda olduunun da
farkndayd. Akla gelince biraz ard. Bu srprizler bahesinde orann
kendisinden saklanacan dnmt ama her ey son grd zamanki gibiydi.
Kydaki imenlerin stne oturup ne beklediini bilmeden beklemeye balad.
Her ey gayet huzurlu ve doal grnyordu. Altn rengi bir gne kuunun
cvltsn duyunca ban kaldrp bakt ve kuun, krmz bir iein stne
doru inip, nektarn emmek iin kvrk gagasn uzatt-\ n grd. Birden, ok
gibi uup gzden kayboldu. Taita, kendini toparlayp, karsna kacak eylere
hazrlanarak bekledi.
Sonra, ne olduunu tam kestiremese de tandk gelen hafif bir vurma sesi
duydu. Arkasndaki patikadan geliyordu. O yne dnd. Vurma sesi durdu ama ok
gemeden tekrar balad.
Patikadan uzun boylu, iki bklm biri iniyordu, elinde de uzun bir asa
vard. Taita'nn duyduu ses, tal yolda asann kard sesti. Adamn uzun,
gmi bir sakal vard ama beli bklm yal grntsne ramen, daha gen
birinin kvraklyla yrmekteydi. Taita'nn orada oturduunu fark etmemi gibi
kydan kar tarafa doru yrmeye balad.
375
Wilbur Smith
Taita'nn karsnda bir yere oturdu. Ancak o zaman ban kaldrp, sessizce
onu izleyen Taita'ya bakt. Taita sersemlemi bir halde yzndeki kann
ekildiini hissetti ve tlsm sk sk tuttu. Birbirlerinin gznn iine
bakan her iki adam da, karsnda kendi yansmasn grmekteydi.
Sonunda Taita, "Kimsin sen?" diye fsldad.
Yabanc, Taita'nn sesiyle, "Ben senim," dedi.
"Hayr," diye bard Taita. "Ben birim ve sen kalabalksn. Sende kedi
penesinin karanlk izi var. Bana ise Doru'nun beyaz iareti dokunuyor. Sen,
Eos'un yaratt bir fantezisin. Ben gereim."
"natlnla ikimizi de perian ediyorsun, nk biz ikimiz tekiz ve
aynyz," dedi gln karsndaki ihtiyar adam. "Beni inkr edince kendini inkr
etmi oluyorsun. Sana bizim olabilecek hazineleri gstermeye geldim."
Taita, "Bakmayacam," dedi. "nk yarattn zehirli grntlerden
yeterince grdm zaten."
Yansmas, "Sakn byle konuaym deme," dedi. "Kendi zn inkr etmi
olursun. Gle bak, teki yzm."
Taita karanlk sulara bakt. "Bir ey yok burada," dedi.
teki Taita, "Her ey orada," dedi. "kimizin, yani seninle benim gerekten
istediimiz her ey orada. Gz'n a ve birlikte bakalm." Taita Gz'n
at ve karsna glgeler arasnda bir manzara kt. Ve-... rimsiz kumullarla
dolu bir le bakarm gibiydi.
teki Taita, "O l, Doru'nun bilgisi olmadan bizim yaammz," dedi.
"Doru olmazsa her ey ksr ve monoton. Ama bir de ln tesine bak, ey benim
a ruhum."
Taita itaat etti. Ufukta gl bir iaret, ilahi bir k, tamamen saf
elmastan yontulmu bir da grd.
"Bu, btn grenlerin ve byclerin varmaya alt yer. Bunu bouna
yaparlar. Hibir lml kutsal a eriemez. Bu, btn bilgilerin ve
bilgeliin dadr."
376
11. Yazt
Taita, "ok gzel," diye fsldad.
"Ona ok uzaktan bakyoruz. lml bir akl, zirvesindeyken yaanacak
gzellii hayal bile edemez." Taita, ihtiyar adamn sevin ve huu iinde

aladn grd. "O zirvede ikimiz birlikte durabiliriz br yarm. Daha nce
hibir insana nasip olmayan yaayabiliriz. Bundan daha byk bir dl olamaz."
Taita ayaa kalkp ar ar gln kenarna gitti. Grntye bir daha bakt
ve daha nce hi tatmad youn bir hasret duygusuna kapld. Bu utan verici
bir kvranma, fiziksel bir arzu deildi. O elmas da kadar berrak, soylu ve saf
bir eydi.
"Benimkilerin ayns olduu iin duygularn biliyorum," dedi ikizi. O da
ayaa kalkmt. "Bizi kaplayan ve hapseden u krlgan, eski bedene bak. Bir
zamanlar sahip olduumuz ve yine olabileceimiz o kusursuz bedenle kyasla. Suya
bak ve bizden nce kimsenin grmedii, gremeyecei eyi gr. Btn bunlar
nmze seriliyor. Byle armaanlar reddetmek dine saygszlk deil mi?" Elmas
dan grntsn iaret etti. "Bak nasl soluyor. Ona bir daha bakabilecek
miyiz hi? Seim senin, senin ve benim." Parlak dan grnts, Taita'y boynu
bkk ve bo bir uval gibi brakarak kayboldu.
Taita'nn ayna imaj ayaa kalkp gln etrafndan ona doru yrd.
Tiksintiyle titreyen Taita'ya sarlmak zere kollarn at. Taita da mecburen
bu kardee jeste karlk verdi. Daha birbirlerine dokunmadan aralarnda mavi
bir kvlcm akt ve Taita dehetle bakarken teki benlii iine girerek
kayboldu ve tek bir kiiye dntler.
Sihirli glden ayrlp bahelere dndnde bile, grm olduu elmas dan
ihtiam aklndan kmamt.
Meren aadaki kapnn banda onu bekliyordu. "Son birka saatte seni
aryorum," diyerek Taita'ya kotu. "Ama buras ok garip bir yer. Binlerce
patika var fakat hepsi bu noktaya kyor."
377
Wilbur Smith
"Niye beni aramaya ktn?" Bycnn bahesinin karmak yapsn Meren'e
anlatmaya almak beyhude olacakt.
"Az nce Albay Tinat Ankut geldi sanatoryuma. Neyse ki Yzba Onka ortada
yok. O iyi albayla konuma frsatn hi bulamadm. Pek konukan deildi."
"Yalnz m geldi?"
"Yok, bakalar da var, alt askerle yaklak on kadar kadn grdm."
"Ne tr kadnlar?"
"Sadece uzaktan grdm... ben gln bu tarafndaydm. Bir anormallikleri
yoktu. Gen gibiydiler ama hayvanlarndan pek rahat tlmyorlard. Albayn
geliini sana haber vermem gerektiini dndm."
'Tabii ki iyi yapmsn. Ama zaten bu konuda sana hep gvenmiimdir."
"Ne oldu sana? stnde tuhaf bir hal var... gzlerin kamam gibi,
baklarn hlyal. Nasl bir haylazlk peindeydin Byc?"
"Bu baheler ok gzel," dedi Taita.
"Bence iren bir gzellikleri var." Utanla glmsedi. "Aklayamyorum ama
buradan hi holanmadm."
"Hadi gidelim o zaman," dedi Taita.
Sanatoryumdaki odalarna dnnce bir grevlinin onlar beklediini grdler.
"Dr. Hannah'tan bir davet getirdim. Yaknda Bulut Baheleri'nden ayrlacanz
iin, bu akam yemekte birlikte olmanz arzu ediyor."
"Ltfen davetini memnuniyetle kabul ettiimizi syle."
"Gne battktan az sonra, gelip sizi ona gtrrm."
Grevli geri geldiinde gne, yamalarn stnde yeni gzden kaybolmutu.
Adam onlar bir dizi avludan ve st kapal galeriden geirdi. Galerilerde
telala yryen bakalaryla karlatlar ama adamlar selam vermeden geip
gitti. Taita, Meren'in tedavisi srasnda grd baz grevlileri tanmt.
378
11. Yazt
Bu binalarn ne kadar yaygn olduunu niye hi fark etmedim imdiye kadar?
Niye onlar daha nce kefetmeye kmadm? diye merak etti. Hannah, bahelerin
ve kliniin yzyllar nce kurulduunu sylemiti, yleyse neden hi merakn
ekmemiti? Sonra o kz nasl takip etmeye altn hatrlad, ama devam
etme isteini yitirmiti.

Burada kaplara veya muhafzlara ihtiyalar yok, diye dnd. Yabanclarn


istenmedikleri yerlere girmelerini zihinsel engeller koyarak da
salayabiliyorlard. Tpk bana yaptklar gibi, tpk beni bulmaya alan
Meren'e yaptklar gibi, dedi.
Avlulardan birinde, bir fskiyenin yannda sessizce oturan kk bir grup
gen kadnn yanndan getiler. Kadnlardan biri lavta alyor, dier ikisi de
tefe benzer aletler sallyordu. Geri kalanlar ise tatl bir hznle ark
sylemekteydi.
Meren, "Bunlar leden sonra grdm kadnlardan bazlar," diye fsldad.
Gne oktan batt halde hava hl lk ve durgundu; kadnlar ince giysiler
giymilerdi.
Taita, "Hepsi de ocuk bekliyor," diye mrldand.
"Kratere ilk geldiimiz gn grdklerimiz gibi." Taita bir an iin, bunun
nemli olduunu dnd ama daha fikri tam olarak yakalayama-dan avluyu getiler
ve uzak bir kedeki stunlu avluya ulatlar.
Rehberleri, "Sizi burada brakacam," dedi. "Yemekten sonra da gelip
alrm. Doktor teki konuklaryla birlikte sizi bekliyor. Ltfen girin."
Geni ve sanatsal bir ekilde denmi salona girdiler, tam ortadaki ssl
havuzda yzen oyuncak gemilere taklm minik cam lambalar vard. Duvarlara
asl sepetlerde ya da yerdeki mozaiklerin stne ho bir ekilde dizilmi
seramik ve toprak vazolarda muhteem bitkiler duruyordu.
Hannah salonun br ucundan onlar karlamaya geldi. kisini de birer
elinden tutup, alak sedirlere uzanm veya minderlere bada kur379
Wilbur Smith
mu teki konuklarn yanna gtrd. Gibba ile, ikisi erkek biri kadn c tane
daha doktor vard. Byle sekin grevlere getirilip Bulut Bahele-ri'nin
olaanst tbbi mucizelerine tank olma ayrcalna sahip olmak iin olduka
gen grnyorlard. Dier konuk da Albay Tinat't. Taita onun sedirine doru
yaklarken ayaa kalkt ve byk bir saygyla selam verdi. Glmsememiti ama
Taita da bunu beklemiyordu zaten.
"Birka gne kadar Albay Cambyses'le dadan gidiyorsunuz," diye aklad
Hannah, Taita'ya. "Albay Tinat size elik etmek zere geldi."
"Benim iin bir zevk ve onurdur," dedi Tinat.
Dier cerrahlar Meren'in etrafna toplanm hayranlkla yeni gz
inceliyorlard. "Dier baarlarn biliyorum Dr. Hannah," dedi kadn. "Ama bu,
baaryla yenilediin ilk gz."
"Bakalar da olmutu ama onlar senden nceydi," dedi Hannah. "Artk insan
bedeninin her alannda baarl olacamza gveniyorum. Buradaki yrekli
albaylar buna ahitlik edecek." cerrah Tinat'a dnd.
"Sen de mi albay?" dedi daha gen olan kadn. Cevap olarak Tinat sa elini
kaldrp parmaklarn esnetti.
"lk elim vahi bir savann baltasyla koparlmt. Bunu Dr. Han-nah'n
becerilerine borluyum." Eliyle kadn selamlad. teki cerrahlar Meren'in
gzne gsterdikleri ilgiyle Albay Tinat'n elini incelemeye baladlar.
Erkek cerrahlardan biri, "nsan bedeninde yenilenebilecek yerler konusunda
bir snrlama yok mu?" diye sordu.
"Evet. nce ameliyatn Yksek Konsey tarafndan onaylanmas gerekiyor.
Sonra, kalan ksmlarn ilevini srdryor olmas lazm. Bir kafay ya da kalbi
yenileyemeyiz, nk biz daha tohumlama yapamadan beden lm olur."
Taita o akam ok elenceli buldu. Cerrahlarn sohbeti, daha n hi
duymad bir sr tbbi mucizeye deiniyordu. Onlann konulan bir
380
11. Yazt
harika Bulut Baheleri arabndan sonra bitmeye yz tutunca, bu sefer de
Meren'le Taita yolculuklarnda karlatklar garip eyleri anlatp onlar
elendirdi. Yemekten sonra Gibba lavta ald ve Taita da ark syledi.
Grevli Taita ile Meren'i almaya geldiinde, Tinat da yolun bir ksamda
onlara elik etti.

"Bizi ne zaman dadan indirmeyi dnyorsun albay?" Taita sormutu bunu.


"Birka gnden nce olmaz. Gitmeden nce halletmem gereken baka meseleler
var. Hareket gnn nceden iletirim."
"Benim evlatlm olan Fenn'i hi grdn m sonradan? ok zledim onu."
"O da ayn ekilde size bal sanrm. Buraya gelirken kyden getim. Beni
grnce, sizden haber almak iin atmn peinden kotu. Sizi getirmeye geldiimi
syleyince de ok heyecanland. Sayg ve selamlarn gnderdi. Sal ve morali
ok yerindeydi. Tatl bir kz, onunla gurur du-yuyorsunuzdur."
Taita da, "yledir," dedi. "Ve gerekten duyuyorum."
O gece Taita'nm ryalar karmakarkt, ounda tand kadn ve erkekler
yer alyordu. Dierleri ise yabanclard ama o kadar titizlikle yaratlmlard
ki, sanki fantezi veya hayal gibi deil, etten kemikten canl-ar gibi
duruyorlard. Ryalarn hepsi de ayn ipe diziliydi: hepsinde Taita Muhteem bir
eyin gereklemesi beklentisi iindeydi... neredeyse avu-*Unun iinde
hissettii harika bir hazinenin peindeydi.
Gnn ilk klaryla birlikte, sebebini anlayamad bir sevin duy- ile
uyand. Meren'i horul horul uyurken brakp, inci gibi iy tanele381
Wilbur Smith
rinin parlad imlere kt. Gne yamalarn stnden yeni yeni gn; nyordu.
Taita boynundaki tlsm yokladktan sonra, fazla dnmeden bir kez daha
yukardaki bahelerin yolunu tuttu.
Bahelere girince, kendini daha da iyi hissetmeye balad. Asasna dayanarak
yrmyordu, asay omzuna vurmu, uzun, kararl admlarla ilerliyordu. ocuun
bulunduu akla giden patika duruyordu. Oraya varnca kuytu kenin bombo
olduunu grd. Yalnz olduuna karar verince bir canlnn izini bulmak iin
abucak etraf kolaan etti. Baka kimse gelmemiti. Hatta teki benliinin
yrd toprak slak ve yumuak olduu halde, zerinde hi insan aya izi
yoktu. ok anlamszd. Kendi aklna gvenmek ve aklnn, duygularnn
gsterdiini kabul etmek bile giderek gleiyordu. Cad onu deliliin snrna
getirmiti.
Sonunda bir mzik duydu, gm ngraklar ve kesik kesik alnan
davullardan geliyordu. Tlsmn skca kavrayp yavaa sesin geldii maaraya
doru dnd; hem korkuyor hem de merak ediyordu.
Maaradan ciddi bir tren alay kt ve yosun kapl kayalara yneldi. Drt
garip yaratk omuzlarnda altn ve fildiinden yaplm bir tahtrevan
tayordu. Birinci tayc balkl bal Thoth, yani ilim tannsyd. kincisi
sava tannas Anuke'ydi, altn zrhnn iinde muhteem grnyordu ve yayyla
oklan da stndeydi. ncs ise sonsuzluk ve uzun yaam tanns Heh'ti, zmrt
yeili yznde sar gzleri pnl prld; elinde bir milyon yllk Palmiye
Yapraklan vard. Sonuncu da erkeklik ve bereket tanrs Min'di, o da akbaba
tylerinden yaplm bir ta takmt; penisi tmyle kalkm, kasklarnn
arasndan mermer bir stun gibi uzanmt.
Tahtrevann zerinde, lml bir insann iki kat boyunda grkemli bir
figr duruyordu. Etei altn kumatand. Biezikleriyle halhallan som altndan,
gsl ise lapis lazuli, turkuvaz ve akik kakmal, yine altndand. Banda
kral kobra ile akbaba kafalar olan ifte Msr tac vard-Gsne takl
silahlar gc temsil ediyordu.
382
11. Yazt
Taita, "Selam Firavun Tamose!" diyerek selamlad onu. "Ben Taita, dnyevi
bedeninizi organlardan arndrp doksan gnlk mateminizde si-ze elik etmitim.
Sonra da bedeninize mumya sarglarn sarp altn lah-dinize yatrmum."
"Seni gryorum ve kabul ediyorum Gallalal Taita, bir zamanlar Firavun'dan
aada olan, ama gelmi gemi tm firavunlardan daha gl olacak olan kii."
"Siz btn Msr'n, yeryznn en gl krallnn firavunuydunuz. Sizden
gl kimse olamaz."
"Gle yakla Taita. Bak da seni bekleyen kaderi gr."

Taita kenara gitti ve suya bakt. Bir an ykseklik korkusuyla ba dnd.


Dnyann en byk dann zirvesinde duruyormu gibiydi. Okyanuslar, ller ve
daha alak sradalar ok aalarda kalmt.
"Yeryznn tm krallklarn gr," dedi firavunun grnts. "Btn
kentlerine ve tapnaklarna, yemyeil diyarlarna, ormanlarna, otlak-lanna bak.
Klelerin kazd madenlere, kardklar deerli metallere, parlak talara bak.
alar boyu birikmi hazinelere, cephane depolarna bak. Btn bunlar senin
olacak ve her eyi sen yneteceksin." Firavun klcn sallad ve manzara
deiiverdi.
Gl ordular ovalan ayordu. Savalarn bronz miferlerindeki at
kuyruundan pskller, denizdeki kpkler gibi inip kalkyordu. Zrhlan,
kllan, mzraklan semadaki yldzlar gibi parlakt. Sava atlan iki teker'ekli arabalara koulmutu. Dzgn adm ilerleyen ayaklardan kan sesler
l0Praj titretiyordu. Tm ova asker doluydu, sanki bitmek bilmez bir or-duvdu
bu.
Firavun, "Bu ordulara sen komuta edeceksin," diye haykrd. M-Vner kakmal
klcn bir daha savurdu ve manzara yine deiti.
Taita, btn okyanustan ve denizleri grd. Bu gl denizlerde bnlk sava
gemileri vard. ift sra krekli kadrgalar geiyordu, yel383
Wilbur Smith
kenlerine ejderhalar, yaban domuzlar, aslanlar, canavarlar ve mitoloji),
yaratklar ilenmiti. Davullar krekilere tempo tutuyor, gemilerin bur nundaki
ahmerdanlar sular kpk kpk yaryordu. O kadar ok sava? gemisi vard ki,
denizi bir ufuktan tekine kaplamlard.
"Bak Taita! Bunlar da senin donanmalarn olacak. Karnda ne bir in. san ne
de bir lke durabilecek. Btn yeryzne, tm insanlara hkmedeceksin." Firavun
klcn Taita'ya doru uzatt. Sesi gk grlts gibiydi
"Bunlar avucunun iinde Gallalah Taita." Firavun eilip klcn ucuyla
Min'in omzuna dokundu. Tanr'nn koca penisi sertleti. "Bitmek bilmez bir
erkekliin ve bereketin olacak."
Sonra ebedi yaam tanrs Heh'in omzuna dokundu; o da bir milyon yllk
Palmiye Yapraklar'n sallad. "Mkemmel bir beden iinde ebedi genlii
tadacaksn."
Arkasndan bilgelik ve ilim tanrs Thoth'a dedirdi klcn, o da uzun,
kvrk gagasn ap ac, gl bir feryat kopard. "Bilgeliin, ilmin anahtan
elinde olacak."
Firavun son ilahi figr olan Anuke'ye uzand, klcn kadnn bronz
kalkanna vurdu. "Savalarda galip geleceksin, yeryznn, denizin ve gklerin
hkimi olacaksn. Btn uluslarn zenginlikleri senin ynetimin-, de olacak,
halklar sana boyun eecek. Btn bunlar sana neriliyor Gallalah Taita. Elini
uzatp alman yeter."
Altnlar iindeki Firavun dorulup dikleti ve yakc baklarn doruca
Taita'nn gzlerine dikti. Sonra, tayclar yine ayn ciddiyet iinde I
tahtrevan maaraya soktular. Grnt soluklat ve kayboldu.
Taita imenlere ylrken, "Yeter artk," diye fsldad. "Buna dah-1 fazla
dayanamayacam. Bunlarn hepsi byk Yalan'n paralar ani I hibir lml
insan buna direnemez. Ne olursa olsun, aklm hepsini DS' ru olarak kabul etmek
istiyor. imde, duygularm yok edip, ebedi run mu mahvedecek istekler
yaratyorlar."
384
11. Yazt
Sonunda maaradan ayrlp aa indiinde Meren'i yine ayn yerde bekler
buldu. "Seni bulmaya altm Byc. Tehlikede olduuna dair bir hisse kapldm
ve belki yardmm dokunur dedim ama bu yabanl yerde yine yolumu yitirdim."
"Her ey yolunda Meren. Senin yardmn benim iin her eyden de-Serli olsa
da, merak etmene gerek yok."
"Kadn doktor seni istiyor. Niye olduunu bilmiyorum ama igdlerim ona pek
gvenmemek gerektiini sylyor."

"Tavsiyeni aklmda tutacam. Yine de iyi kalpli Meren, imdiye kadar sana
bir zarar dokunmad yle deil mi?"
"ansmza, hep kibar tarafn grdk."

Selamlamalardan sonra Hannah hemen konuya girdi. "Albay Tinat Ankut, Yksek
Konsey'den, Lord Aquer tarafndan imzalanm bir emir getirdi. Yaratabilecei
rahatszlk veya utan yznden zr dilerim ama seni muayene etmek ve Konsey'e
derhal ayrntl bir rapor sunmak zorundaym. Biraz zaman alabilir. O yzden
hemen benimle birlikte gelmeni istemek zorundaym."
Taita, nce Hannah'n buyurgan haline armt ama sonra Jarri'de Yksek
Konsey'den gelen bir emrin, Karnak'taki ahin Mhr ile ayn gce sahip olduunu
kavrad.
"Elbette doktor, buyruu yerine getirmekten zevk duyarm."
Hannah'n geni odalar, sanatoryumun en sonundaki mat kiretayla deli
bloklardan birindeydi. Ortalk alacak kadar yaln ve dzenliydi. Kar
duvardaki ta raflara byk cam kaplar diziliydi. Kaplarda, koruyucu
385
F:25
Wilbur Smith
sv iinde muhafaza edilen birer insan cenini bulunuyordu. Alt rafta, rahimden
ahndklan tarihe gre sralanm dokuz mek cenin durmaktayd. gn k bir
iriba kadar, en by ise ondan biraz daha bykt.
st raftaki btn ceninler fena halde deforme olmutu, kiminde ikiden fazla
gz vard, kiminin kolu baca eksikti ve bir tanesinin de iki tane kafas
bulunuyordu. Taita daha nce hi byle bir koleksiyon grmemiti. Bir cerrah
olarak paralanm insan eti grmeye alk olduu halde, bu zavall kaltlarn
byle tehir edilmesinden irenmiti.
Bulut Baheleri'ne geleli beri grd onca hamile kadn da hatrlayp,
douma kar zel bir ilgisi var herhalde, diye dnd. Odann byk ksmn
masif kiretandan yontulmu bir muayene masas kaplyordu. Taita, Hannah'n o
masay ameliyat ve doumlar iin kullandn tahmin etti, nk tan stne
kanallar yaplm, beden svlarnn akmas iin bir delik alp, altna da bir
kap konmutu.
Hannah, muayenesine Taita'dan idrar ve dk rnei isteyerek balad. Taita
buna pek armad. Ectabana'da dk ve idrar ilemlerine kar marazi bir ilgi
duyan bir cerrah tanmt ama Hannah'n bu tr bir merak olduunu sanmyordu.
Bir blmeye geti ve orada kadnn asistanlarndan biri geni bir anakla,
istenenleri yaptktan sonra ykanmas iin bir testi su verdi.
Hannah'n yanna dnnce, kadn yaptklarn inceleyip koklad ve masaya
srtst uzanmasn istedi. Taita uzannca, bu kez ilgisini barsaklarndan
burnuna, gzlerine, kulaklarna ve azna yneltti. Asistan, gm bir disk
yardmyla onlara yneltiyordu. Sonra Hannah kulan Taita'nn gsne
dayad ve soluk alp veriini, kalbinin atn dinledi"Gen bir adamn kalbine ve cierlerine sahipsin. Uzun Yaayanlardan olmana
amamal. Keke hepimiz Font'a katlabilsek." Daha ok kendi kendine konuur
gibiydi.
386
11. Yazt
Taita, "Font mu?" diye sordu.
"nemli deil." Kadn hatasn anlamt ve konuyu kapamaya alnyordu.
"htiyar bir kadnn sama sapan szlerine aldrma sen." Kafas-, Saldrmadan
muayenesini srdrd.
Taita, Gz'n at ve kadnn aurasnn kenarlarnn bozulmu olduunu
grd. Bu da Font'tan sz ettiine piman olduunu gsteriyordu. Sonra bozulma

dzeldi ve Hannah onun sorabilecei dier sorulara kar zihnini kapatrken


auras katlat. Belli ki bu Lonca'nn en derin srlarndan biriydi. Taita
uygun zaman bekleyecekti.
Hannah gsn muayene etmeyi bitirip doruldu ve dorudan Ta-ita'nn gznn
iine bakt. "imdi de erkekliindeki yaralara bakmam lazm."
Taita igdsel olarak iki eliyle kasklarn kapad.
"Byc, akln ve ruhunla tam bir erkeksin. Sadece etin zarar grm. Onu
onarabileceime inanyorum. Reddetmeye cret edemeyeceim bir otorite de bunu
yapmam emretti. Bana kar koyabilirsin, ama o zaman asistanlarm, o da
yetmezse Albay Tinat Ankut'la adamlarn armak zorunda kalrm. Ya da bu ii
ikimiz asndan da kolaylatrrsn." Taita hl ekiniyordu. Kadn yumuak bir
sesle devam etti. "Sana kar derin bir sayg duyuyorum. Seni aalamak gibi
bir isteim yok. Aksine, seni utantan kurtarmak arzusundaym. Hibir ey
yaralarn tedavi edip, akln gibi bedeninle de btn dnyann saygsn
kazanmana yardm etmek kadar tatmin edemez beni."
Taita karsna baka bir ayartma daha karldnn farkndayd arna buna
kar elinden bir ey gelmeyecek gibiydi. Her ekilde, ibirlii yaparsa Eos'a
bir adm daha yaklam olabilirdi. Kollarn gsnde ka-Vuturdu ve sakin bir
ekilde yatt. Kadnn tuniinin ucunu kaldrdn Ve ona hafife dokunduunu
hissetti. nlememek iin dilerini skt.
387
Wilbur Smith
"Bitirdim," dedi Hannah. "Metanetin iin teekkr ederim. Yarm < buradan
ayrlrken ben de raporumu AlbayTinat'a vermi olacam."
Taita, demek yarn, diye dnd. Cennetmi gibi gsterilen bu hennemden
kurtulacana sevinmesi gerektiini biliyordu. Ama tam alo ni hissediyordu.
Gitmek istemiyor ve ne zaman geri gelebileceini d$ nyordu. Eos hl zihninde
karanlk oyunlar oynamaktayd.
Gnein kraterin tepesinde grlmesine daha bir saat vard ama, Meren ile
Taita, eyalar Meren'in elinde ahra geldiklerinde Albay Tinat ve adamlar
hazr bekliyordu. Meren kendi atn hazrladktan sonra Taita'nn atn
eyerledi. Taita yanna gelince Duman Yeli sevinle kineyip ban sallamaya
balamt. Taita hayvann boynunu svazlayp, "Ben de seni zledim," dedi. "Ama
sana fazla karabuday vermiler, yoksa yine hamile misin?"
Onlar es atlarna bindiler ve Tinat'n birliinin peinden stunlarn
arasndan geip gl kysna doru ilerlediler. Yolun ormana girdii noktada,
Taita eyerde dnp arkasna bakt. Sanatoryum binalar ssz grnyordu,
bacalardan tten yeralt sularnn dumanlan dnda hibir hayat belirtisi
yoktu. Taita, Hannah'm onlarn gidiini izleyeceini ummutu ve hafife hayal
krklna urad. Ka haftadr onca deneyimi paylamlard. Onun bilgisine,
kendini iine adamlna sayg duyuyordu ve kadndan holanmaya balamt.
nne dnd ve ormana dalan gruba yetiti.
Tinat nden gidiyordu. Klinikten ktklanndan beri sadece bir kez. o da
resmi bir selamlama iin konumutu Taita'yla.
Taita, onlan d dnyaya karacak tnel giriine yaklatka, Bulu
Baheleri'nde kalma arzusunun azaldn hissediyordu. Fenn'i tekrar g0'
receini dndke sevinten havalara uuyordu. Meren ise, slkla e
388
11. Yazt
sevdii yry marn almaktayd; monoton, zevksiz bir parayd ama moralinin
iyi olduunu gsteriyordu. Taita binlerce fersahlk yolda bunu dinlemeye
alt iin artk rahatsz olmuyordu.
Tnelin kaps ortaya knca Tinat geride kald ve Taita'yla yan yana
gitmeye baladlar. "Artk pelerinlerinizi almalsnz. Tnel souk olacak,
darda ise dondurucu bir ayaz vardr. Girie ulatmzda birbirimize yakn
duralm. Ve sakn yoldan sapmaya kalkmayn. Maymunlarn ne yapaca belli olmaz,
tehlikeli olabilirler."
Taita, "Onlar kim kontrol ediyor?" diye sordu.

"Bilmiyorum. Bu yolda hi insan grmedim." Taita onun aurasn inceledi ve


doru sylediini grd.
nlerinden geerken maymunlarn vahi baklarndan kand. Bir tanesi ne
zplayp ayan koklad ama Duman Yeli huysuzlanp hzland. ki tane maymun da
saldrgan bir tavrla kafalarn uzattlar ama gemelerine izin verdiler. Yine
de, Taita onlarn iddete ne kadar yatkn olduklarn ve saldrmak iin nasl
kolayca kkrtlabileceklerini anlad. Saldrdktan sonra da kimse onlar
tutamazd.
Tnelin azna girince Taita ne eildi ve pelerininin kukuletas tavana
srtt. Tnel yine usuz bucaksz grnyordu ama sonunda rzgrn ulumasn
duydular ve ilerideki karmak gri grdler.
Bulut Baheleri'nin durgun gzelliinden ok farkl, muhteem dalar
karlanndayd. Maymunlar etraflarna topland ama gnlsz olarak kenara
ekilip yol verdiler. Patikadan geip rzgrn kamlad alana ktlar. Onlar
deri pelerinlerine skca sarnrken, atlar da rzgra kar yryebilmek iin
balarn ne edi. Arkada kuyruklarndan buhar kyor, buz gibi ayazdan
nefesleri kesiliyor ve toynaklar buzlarda kayyordu.
Tinat hl Taita'nn yanndayd ve Taita'nn kulana doru eilmiti.
"Bundan nce sizinle konuma frsat bulamadm, ama artk rzgr sesle389
Wilbur Smith
rimizi rter," dedi. "Adamlarmdan hangisinin beni gzetlediini bilemiyorum.
Sanatoryumda da Hannah'tan balayarak kimseye gvenilmeyeceim sylememe gerek
yok. Hepsi de oligarlarn casusudur."
Taita deri kukuletasnn altndan onu inceledi. "Seni skan bir ey olduunu
biliyorum albay ve sanrm artk bana gvenebileceini anladn."
"Bana bir dnek, lkesine ve firavununa ihanet etmi bir hain gzyle
bakmanzdan korkuyordum."
"Peki bu doru deil mi?"
"Deil. Btn kalbimle buradan, kklerini lkenin ve lkede yaayanlarn
ruhlarnn derinlerine gmen byk ktlkten kamak istiyorum."
"Bana daha nce sylediin bu deildi."
"Hayr. O zaman Onka burnumuzun dibindeydi. Size kalbimdekileri amama imkn
yoktu. Bu sefer onun gznden kamay baardm. Kadnlarndan biri bizden yana.
arabna bir ey kartrd ve bylece sizi Mu-tangi'ye gtrmek iin o
gelemedi. Ben de onun yerine gnll oldum."
"Onka'nn rol ne?"
"Yksek Konsey'in st dzey casuslarndan biridir. Hepimizi ama zellikle
de sizi gzetlemek iin gnderilmiti. neminizin farkndalar. Belki siz
bilmiyorsunuz ama Jarri'ye zellikle getirtildiniz."
"Ne iin?"
"Bunu syleyemem, nk bilmiyorum. Buraya geleli on yldan biraz az oldu
ama zel bir deeri ve yetenei olan birok adamn ans ese-riymi gibi buraya
geldiini gzlemledim. Fakat oligarlar onlarn geldiini biliyordu. Tpk sizin
geliinizi bildikleri gibi. Karlamaya gnderildiim ilk kii siz deilsiniz.
Yzyllar boyunca, bu stn yetenekli erkek ve kadnlardan ka tanesinin bu
ekilde Jarri'ye getirildiini dnebiliyor musunuz?"
"Bu toplumda pek ok katman varm gibi grnyor," dedi Taita. "Sanki
onlarla biz ayr topluluklarmz gibi konuuyorsun. Onlar kim, biz
390
11. Yazt
imiz? Hepimiz Msrl deil miyiz? Beni de kendi tarafndan m sayyorsun
yoksa onlardan mym?"
Tinat basit ekilde yantlad. "Sizi bizden sayyorum, nk artk sizin iyi
ve dzgn bir adam olduunuzdan eminim. Yetenekli olduunuzu da anladm. G
sahibisiniz. Sizin, oligarlar yneten ve Jarri'deki her eyi kontrol altnda
tutan bu yaygn ktle bir son vermek zere gnderilen kurtarc
olabileceinize inanyorum. Eer mmknse, tm alarn en byk uursuzluunu
yok edeceinizi umuyorum."

"O nedir?" diye sordu Taita.


"Benim buraya asl gnderili sebebim de buydu. Siz de o yzden
gnderildiniz," dedi Tinat. "Sanrm neyi kastettiimi biliyorsunuz."
"Sen anlat," diye srar etti Taita.
Tinat ban sallad. "Bana henz gvenmemekte haklsnz. Firavun Nefer
Seti'nin sizi gneye yollama sebebi, Nil Ana'mz besleyen rmaklarn nndeki
engelleri bulup ortadan kaldrmakt. Bylece Msr'da yeniden akmaya balayacak
ve ulusumuzu yeniden diriltip ayaa kaldracakt. Sonra da o engelleri dikeni
yok edecektiniz."
"Daha nce hakknda sylediklerimi geri alyorum. Sen sadk bir asker ve
vatanseversin. Amacmz bir ve hakl. Nasl ilerlemeliyiz? Teklifin nedir?"
"lk dncemiz dman tanmlamak olmal."
Taita onun ne kadarn kavradn anlamak iin, "Oligarlar m yani?" diye
sordu.
"Oligarlar yalnz dayanamaz. Onlar ipin ucundaki kuklalar, Yksek Konsey'i
payanda olarak kullanyorlar. Onlarn arkasnda bir ey olmal. Grlmeyen bir
ey veya bir ahs. Oligarlar onun buyruklarn yerine getiriyor ve Jarri'nin o
isimsiz tanrsna tapnyorlar."
"Peki sence bu ey ne olabilir? Bir tanr m. yoksa lml biri mi?"
391
Wilbur Smith
"Ben bir askerim. nsanlarla, ordularla nasl dvleceini bilirim.
Karanlk varlklardan anlamam. Byc olan sizsiniz. teki dnyay siz
anlyorsunuz. Btn umudum bize komuta etmeniz, rehberimiz ve danmanmz
olmanz. Sizin gibi biri olmazsa bizler sava deil kayp ocuklar oluruz."
"Neden oligarlara kar ayaklanp gc onlarn elinden almadn?"
"nk bu daha nce yaplmt, bundan iki yz on iki yl nce. Jar-ri'de
bir isyan km. lk gnlerde baarl olmu. Oligarlar ele geirilmi ve idam
edilmi. Sonra lkeye korkun bir veba yaylm. Kurbanlar strap ekerek,
alarndan, burunlarndan, kulaklarndan ve bedenlerinin gizli deliklerinden
kan gelerek can vermi. Bu hastalk sadece zgrlk yanllarna bulam ve
Yksek Konsey'e inanp, gizli tanrya tapanlara dokunmam."
"Bunu nereden rendin?"
"syann tarihesi, Jarri sakinlerine uyar olarak konsey salonunun
duvarlarna kazl," diye cevap verdi Tinat. "Hayr Byc, ykmak istediimiz
gcn ve alacamz riskin tmyle farkndaym. Tamafupa'da sizi bulduumdan
beri bunu dnyorum. Baarmak iin tek ansmz, biz oligarlar ve onlarn
insan yandalarn yok ederken, sizin de o karanlk gc kontrol edebilmeniz.
Onu tamamen yok edip edemeyeceinizi bilemem, ama Msr'n btn tannlanna dua
ediyorum ki, bilgeliiniz ve byl glerinizle Jarri'den kamamza yetecek
kadar bir sre onu oyalayn. Ayn zamanda, gcnz Nil'in akmasn durduran
engelleri de ortadan kaldrsn diye dua ediyorum."
"Kzl Talan yok etmeyi denedik Meren'le birlikte. Meren o srada gzn
kaybetti."
"nk engelleri kaldrmay fiziksel bir sorun olarak kabul etmisiniz. O
aamada, daha derin, daha gizli etkilerin sz konusu olduunu fark
392
11. Yazt
etmemisiniz. Baar ansmzn ok kk olduunu biliyoruz ama ben ve
takipilerim bu yolda canmz feda etmeye hazrz. Bamza geecek misiniz?
Yapacak msnz bunu?"
"Ben de Jarri'ye bunun iin geldim," dedi Taita. "En kk bir ansmz
varsa, bizi bekleyen ok i var demektir. Belirttiin gibi, izlenmekten
kurtulmak kolay olmayacak. imdi gzlerden rak olmann avantajn sonuna kadar
kullanmalyz. nce, imdiye kadarki hazrlklarn hakknda bilmem gereken her
eyi anlatmalsn. Ka kadn ve erkek var arkanda? Ne gibi dzenlemeler
yaptnz? Sonra ben de kendi gzlemlerimi ve vardm sonular anlatacam."
"Makul bir yol bu."

Yolculuu mmkn olduunca uzatp, yalnz kalabildikleri her an


deerlendirmek iin Taita bitkinlikten ve yorgunluktan ikyetiymi gibi yapt.
Sk sk mola verilmesini istedi ve Duman Yeli'nin srtndayken de hayvan ar
ar srd. Bu konumaya hazr olduu anlalan Tinat, ona tam bir rapor sunup,
planlarn ve sava dzenini anlatt.
Szleri bitince Taita, "Anladm kadaryla, brak arkalarndaki gce
saldrmay, sadece oligarlarla bile baa kacak kadar gl deilsin," dedi.
"Kendi verdiin rapordan, sana sadk kiilerin ya hapiste ya da madenlerde ve
taocaklarnda esir olarak alt ortaya kyor. Onlar serbest braktnda
dvmek deil, yolculuk yapabilecekleri bile kukulu."
"Oligarlara kar ak bir sava kazanp btn lkeyi ele geirecek
gcmz olmad kesin. Ben asla byle bir ey dnmedim zaten. Bir oyun, bir
hileyle oligarlar yakalayp, dostlarmz serbest braktrmay ve Jarri'den
kamay planladm. Bunun ok kaba bir plan olduunu ve yardmnz olmazsa
sonunun baarszlkla lm olacan biliyorum."
Taita, Meren'i de yanlarna ard. "Meren, bildiin gibi, benim sa-d'k
dostumdur ve ayn zamanda cesur ve akll bir savadr. Onu da ikinci komutan
olarak dnmeni neriyorum."
393
Wilbur Smith
Tinat hi duraksamad. "Tavsiyenize uyacam."
Dik patikadan inerken, temel plan zerine konutular, ayrntlara in. diler,
plan kuvvetlendirecek yollar bulmaya altlar. Zaman hzla akn gitti ve
uzaktan kalenin yaplaryla atlar grnd. Atlar durdurup a[r deri
pelerinlerini ve dier da giysilerini kardlar.
"Konumak iin ok az vaktimiz kald," dedi Taita, Tinat'a. "Meren'le ikiniz
ne yapmanz gerektiini biliyorsunuz. imdi de ben kendi planm aklayaym.
Albay Tinat, imdiye kadar bana anlattn her ey gerein bir halkasn
oluturuyor ve benim gzlemlediim, kefettiim eylerle de tamamen uyuyor.
Szn ettiin karanlk g hakknda, benden ok daha byk bir bilici ve byc
bana bilgi vermiti. Bu kadn ne ilahi bir varlk ne de lmsz, ama ok uzun
zamandr yayor ve bir lmlnn asla biriktiremeyecei kadar ok gce sahip
olmu durumda. afan Kz Eos'un adn alm ve g iin doymak bilmez, vahi
bir hrs var. Benim de Demeter'den rendiim bu, Meren de onu benim kadar
tanmt." Taita, dorulamas iin dostuna bir gz att.
Meren ban sallad. "Gerekten de byk bir adamd ama burada sana kar
kmak zorundaym Byc, senden byk deildi."
Taita bu iltifata keyifle glmsedi. "Sadk Meren, umarm kusurlan-m asla fark
etmezsin. Neyse, bu Demeter, Eos'la yz yze gelmiti. Btn gcne ve bilgisine
ramen, cad neredeyse ilk karlamalarnda yok edecekti onu, zaten sonraki
giriiminde baard. Meren ve ben onun lmne tanklk ettik, ama bana Eos
hakknda hayati bilgiler verecek kadar yaayabildi. Nil'i kurutmaktaki amacnn
Msr' dize getirmek ve halkn nu kurtarc olarak grmesini salamak olduunu
anlatt. Msr'n tm "n ve zenginliini arkasna alnca da, yeryzndeki
dier uluslara % srsnn karsndaki bir ahin gibi grnecekti. Nihai amac
da yeryzn hkimiyeti altna almak."
394

11. Yazt
Tinat o noktaya kadar sesini karmadan dinlemiti ama burada araya girdi.
"Demeter bu Eos yaratyla nerede karlam? Jarri'de mi?"
"Hayr, cadnn bir zamanlar yaad uzak bir lkedeki volkanda, gelli ki
oradan buraya kam. Yaam gcn yeralt atelerinden ve kaynayan nehirlerden
alyor. Demeter'in verdii ipular beni Jarri'ye getirdi." birden dnp
volkanik zirvelere baktlar.
Sonunda Tinat konutu. "Burada byk volkan var. Hangisi onun
ini?"
"Bulut Baheleri onun sna," diye cevap verdi Taita.

"Nasl emin olabiliyorsunuz?"


"Oradayken bana grnd."
Meren heyecanla, "Eos'u mu grdn?" diye atld.
"Eos olarak deil, ama eitli grntler olarak karma kt."
"Peki size o Demeter'e saldrd gibi saldrmad m?" diye sordu Tinat.
"Hayr, nk benden istedii bir ey var. Onu alnca hi duraksamadan beni
yok edecek. Ama o zamana kadar emniyetteyim... yani onun yaknlarnda ne denli
emniyette olunabilirse o kadar."
"Sizden istedii nedir?" diye sordu Tinat. "Zaten her eyi var gibi
grnyor."
"Bende olup da kendisinde olmayan bilgileri ve bilgelii istiyor."
"Anlamyorum. Ona retmenizi mi istiyor?"
"O vampir yarasa gibi, ama kan yerine kurbanlarnn ruhunu ve zn emiyor.
Yzyllardr binlerce biliciye ve bycye yapm bunu. Hani Jarri'ye
getirdiklerini anlatmtn ya Tinat. Onlara ne oldu sonra?"
"Yzba Onka hepsini bu yoldan daa kard. Sonra balarna ne geldiini
bilmiyorum. Belki Bulut Baheleri'nde bir yerlerdedirler, sanatoryumda
yayorlardr. Belki de Dr. Hannah'la birlikte alyorlardr."
"Hakl olabilirsin ama ben sanmyorum. Bence onlarn btn bilgi ve
bilgelii cad tarafndan ele geirilmitir."
395
Wilbur Smith
Tinat dehet iinde Taita'ya bakt. Bir sonraki sorusunu farkl bir ses
tonuyla, korkuyla sordu. "Yani onlara ne olmutur sizce Byc?"
"Gldeki timsahlar grdn m? Nasl devasa olduklarn fark ettin mi?"
"Evet," dedi Tinat, ayn ses tonuyla.
"Bence sorunun yant bu."
Tinat bir sre konumad. Sonra, "Ayn kaderi gze alacak msnz Byc?"
diye sordu.
"Ona yaklamamn tek yolu bu. Grntleriyle deil bizzat kendisiyle
karlamalym. O zaman istemeden de olsa bana bir ans tanyabilir. Beni
hafife alabilir ve savunmasn yok edebilir."
"Baaramazsanz benim insanlarma ne olur?"
"Hepiniz Jarri'den kamak zorundasnz. Kalrsanz, kesinlikle lrsnz."
"lm, mr boyu klelikten iyidir," dedi Tinat her zamanki ciddiyetiyle.
"Demek, Bulut Baheleri'ne dnmeye kararlsnz?"
"Evet. Cadnn inine dnmek zorundaym."
"Bunu nasl baaracaksnz?"
"Yksek Konsey'in emriyle. Eminim ki Eos, beni ona yollamalarn emredecek.
Ruhumu ele geirmek iin kvranyor."
Dan son yamacndan inerken, daha byk bir atl grubunun onlara doru
geldiini grdler. Gruplarn arasnda birka yz adm kala, kar taraftan bir
atl ne kp hzla gelmeye balad. Adam iyice yaklanca Meren, "Bu Onka!"
diye bard.
Taita, "Yeni gzn de eskisi kadar i gryor," diye belirttikten sonra
yaklaan kiiyi Gz'yle szd. Onka'nn auras aktif bir volkan gibi
fokurduyordu.
396
11. Yazt
"Yzba kzgn," dedi.
"Kzmas iin ona iyi bir sebep vermi oldum," dedi Tinat. "Artk j-mzda
konuamayacaz. Fakat bana mesaj yollamak isterseniz, bunu ojito, yani Mutangi
hakimi yoluyla yapabilirsiniz. O da bizden. Ama ar-tllc Onka geldi bile."
Onka tam nlerinde dizginlerine aslp onlan da durmaya zorlad. Albay Tinat,
grevimi stlendiiniz iin mteekkirim." Amirini selam-lamamt ve alayc
tavn laubalilik dzeyine yaknd.
Tinat, "Tamamen iyilemisin bakyorum," diye cevap verdi.

"Yksek Konsey benim kadar kran duymuyor size. Bycye elik ederek
emirleri inediniz."
"Lord Aquer'e memnuniyetle hesap verebilirim."
"Zaten yle yapmanz istendi. Bu arada, Byc Gallalal Taita'y da benim
gzetimime brakacaksnz. Dr. Hannah'n raporunu da bana vereceksiniz. Ben
gtreceim kendisine. Sizin teki yolcular hi gecikmeden Bulut Baheleri'ne
gtrmeniz emredildi." Peinden gelen grubu gsterdi. "Onlan Dr. Hannah'a teslim
eder etmez de geri dneceksiniz." Tinat, rapor rulosunu karp Onka'ya uzatt.
Sert bir ekilde selamlatlar. Tinat, Taita ve Meren'i de souk bir tavrla
selamlayp geldii yere dnmek zere dier grubun bana geti.
Sonunda Onka, Taita'ya dnd. "Selamlar saygdeer Byc. Selam Albay
Cambyses. Gz ameliyatnzn baarl olduunu gryorum. Sizleri Mutangi'deki
evinize gtrme emri aldm. Yksek Konsey arana kadar rada bekleyeceksiniz.
Birka gnden uzun srmez." Onka'nn auras hl fkeyle parlyordu. Atn
trsa kaldrd ve dadan inmeye devam ettiler.
ki grup birbirinin yanndan geerken ne Onka ne de Tinat selamlama-^a
yeltenmedi. Taita da Albay Tinat'a bakmad, ama Bulut Baheleri'ne gi-den grubu
inceledi. niformal alt asker vard, nden de en arkadan
397
Wilbur Smith
gidiyordu. Aralarnda be tane gen kadn gitmekteydi, hepsi de ekici ve oe be
kadnlard. Geerken Taita ile Meren'e glmsediler ama konumad^
Ormandan gri tayn zerinde kk bir figr frlayp yeil tarlalan aarak
onlara doru gelmeye baladnda, daha Mutangi'ye yarm fersah vard, Fenn'in
sar salar arkada bir bayrak gibi dalgalanyordu.
Meren, "te bela geliyor," diye gld. "Her zamanki gibi sesi de baya
gr." O mesafeden bile Fenn'in heyecanl lklar duyulabiliyordu.
"nsann yreini stan bir grnt," diyen Taita'nn baklar sevecen ve
yumuakt.
Fenn yanlarna gelince atn dizginledi ve hemen Taita'nn stne atld.
"Tut beni!" diye soluk solua haykrd.
Taita neredeyse gafil avlanacakt ama dengesini korumay baard ve Fenn iki
kolunu boynuna dolayp yanan onunkine dayad.
Taita, "Byle oyunlar iin fazla bydn artk, ikimizi de yaralayabilirdin," diye itiraza yeltendi ama o da kza skca sarlmt.
"Hi dnmeyeceksin sandm. ok skldm."
"Bir ky dolusu ocuk vard arkadalk edecek."
"ocuk onlar, o yzden de fazla ocuksu hepsi." Taita'y brakmadan Meren'e
bakt. "Seni de zledim iyi kalpli Meren. Hilto'nun bana nasl ok atmay
rettiini grsen aarsn. Yar yapacaz, senle ben, hem de ok byk bir
dl iin..." Lafn kesip hayretle Meren'e bakt. "Gzn!" diye haykrd.
"Gzn iyiletirmiler! Yine ok yakkl grnyorsun."
"Sen de son grdmden bu yana byyp gzellemisin," dedi Meren.
"Ah, budala Meren!" Katla katla gld ve Taita yine kskand.
Kye varnca Hilto, Nakonto ve mbali de dndklerine ok sevindi-Eve dn
armaan olarak Bilto da be srahi enfes arap ve yal bir koyun yollamt.
Hilto ile Nakonto koyunu yzerken mbali ve Fenn de ka398
11. Yazt
budayla sebze hazrladlar. Daha sonra atein bana toplanp tekrar bir araya
gelilerini kutladlar. Bulut Baheleri'ndeki o garip dnyadan sonra cadar
scak ve aina bir ortamd ki, Eos'un ktl bile uzak, nemsiz grnyordu.
Nihayet atein bandan kalkp odalarna ekildiler. Ayrldklarndan beri
Taita ile Fenn ilk kez ba baa kalyordu.
"Ah Taita, ok merak ettim. Bana ularsn diye umdum ve karrm diye
korkudan uyuyamadm geceleri."
"Seni skntya soktuum iin zr dilerim km. Garip eylerin olduu
garip bir yerdeydim. Sessiz kalmn iyi nedenleri olduunu biliyorsun."

Fenn, bym de klm bir kadn gibi, "yi nedenlere dayanmak da


ktlerine dayanmak kadar zor," dedi. Taita kkr kkr glp, onun tuniini
karp ykann, sonra toprak srahideki suyla azn alkalayn seyretti.
Taita'nn yreini szlatan bir hzla byyp geliiyordu.
Fenn tuniiyle kurulanp onu kapnn pervazna ast. Sonra gelip Taita'nn
yanma yatt, bir kolunu onun gsne att ve iyice sokuldu. "Sen yokken ok
souk ve botu buras," diye mrldand.
Bu sefer onu baka birine brakmak zorunda kalmayabilirim, diye dnd
Taita. Belki Hannah, beni tam bir erkek yapabilir. Belki bir gn Fenn ve ben
birbirini anlayan, hem ruhen hem de bedenen k olan birer kadnla erkek
olabiliriz." Onu muhteem bir kadn olarak kendini de, glde beliren hayaldeki
gibi gen ve gl bir erkek olarak hayal etti. Eer arlar isterse ve o
mutlulua ulaabilirsek ne harika bir ift olurduk. Fenn'in san okayp,
"Sana kefettiim her eyi anlatmam lazm," de-dl- "Dinliyor musun yoksa
imdiden yan uyur durumda msn?"
Kz dorulup sert bir ekilde bakt. "Tabii ki dinliyorum. Ne kadar tsn!
Sen konuurken hep dinlerim."
399
1
Wilbur Smith
"Tamam, yine yat ve dinle bakalm," dedi. Bir an duraksad. K0n maya devam
ettiinde ses tonu artk keyifli deildi. "Cadnn inini buldum
"Anlatsana... hepsini anlat. Hibir eyi saklama benden."
Bylece Taita Bulut Baheleri'ni ve o sihirli maaray anlatt. Sana toryumu
tarif etti ve Hannah'n yapt ilerden sz etti. Meren'in 05, ameliyatn
anlatt. Sonra biraz tereddt etti ama sonunda Hannah'n kendisi iin dnd
ameliyat da anlatacak cesareti toparlad.
Fenn uzun sredir bir ey demedii iin Taita onun uyuduunu sand ama kz
aniden tekrar dorulup oturdu ve ciddi bir ekilde Taita'ya bak- I ti. "Yani
sana da o sallanan eyden mi verecek, hani u mbali'nin anlatt gibi ekli ve
boyu deiebilen eyden?"
"Evet." Taita elinde olmadan bu tarife gld, Fenn ise bir sre akn
akn kalakald. Sonra tpk bir melek gibi glmsedi ama yeil gzlerinin d
kenarlar eytani bir ekilde yukar kalkmt. "Keke benim de olsa onlardan
bir tane. Kpek yavrusundan daha elenceli bir oyuna benziyor."
Taita bu szlere gld ama sululuk duygusu bak gibi keskindi. Zihnine bu
iblise dnceleri maaradaki o ocuk sokmutu ama Taita da kendini bir yere
kapatlp hi konuulmamas gereken konulan konuurken buluyordu. Fenn yannda,
normal bir ocuktan ok daha hzla by- I mekteydi. Ama zaten o normal bir
ocuk deildi, bu dnyann norma! d-zenine uymayan byk bir kralienin yeniden
domu haliydi. Bedeni I hzla deiirken, ilikileri de deiiyordu. Taita'nn
ona duyduu sevgi de I her gn biraz daha gleniyordu ama bu sadece bir babann
kzna duyduu sevgi deildi. Fenn, ona bu yeni tarzyla, yani gzlerini ran
kedisi gibi szerek baktnda ocuk olmaktan kyordu; o masum yzeyin altnda
bir kadn, kozasndaki bir kelebek vard. Kabukta ilk atlaklar olun13' ya
balamt ve yaknda koza paralanacak, kelebek zgr kalacakt- rJ' likte
olduklarndan beri ilk kez Bulut Baheleri'ndeki cad ikisinin de a lndan
kmt ve ikisi de sadece birbirlerini dnyorlard.
400
11. Yazt

Sonraki gnlerde, bir yandan Yksek Konsey'in arsn beklerken, bir


yandan da eski alkanlklarna dndler. Taita ve Fenn sabahn erken
saatlerinden le yemeine kadar alyorlard. leden sonra ya okuluk
alyor ya da Meren ve dierleriyle birlikte, civarlardaki ormanlarda domuz
avna kyorlard. Nakonto ve mbali av tazlar gibi plak ayakla koturuyor,

hayvanlarn hakkndan gelmek iin sadece mzrakla balta kullanyorlard. Hilto


da kargsyla onlara katlyor, Meren ise yeni gzn keskinletirmek iin
yayn kullanp, yaral hayvann iini klcyla bitiriyordu. Yrtc, gz pek,
dileriyle insan parampara edebilecek iri, yal erkek domuzlarn peine
dyorlard. Aslnda daha kk olsalar da diilerin dileri daha keskindi ve
erkekler kadar saldrgan oluyorlard; etleri de daha lezizdi. Fenn de
Kasrga'nn stnde byk erkek domuzlardan birinin avna katlp, kk yeni
yayn denemek istediinde, Taita, ona izin vermedi. Bunlar ksa boyunlu ve ok
kaln derili hayvanlard, ancak en ar oklarla vurulabilirlerdi. Hrgl
srtlar, kabark siyah klla-ryla Kasrga'nn zengisiyle ayn hizaya
geliyorlard. Bir kafa darbesiyle insann bacan kemiine kadar
paralayabilirlerdi.
Yine de, allarn arasndan homurdanarak yal bir dii knca, Hilto ve
Meren geri ekilip, "Bu sana gre Fenn!" diye haykrdlar.
Av yle bir tartan Taita, Fenn'i brakmaya karar verdi. Kza hayvann
arkasndan hangi ayla yanaacan, eyerden sarkp, ksa, iki ucu kvrk
svari yayn nasl ipi dudaklarna deene dek gereceini gstermiti. "lk ok
ii bitirmeli," demiti. "yice yakla ve oku kalbine gnder."
Dii domuz bir tehlikeye maruz kalacan hissedince hemen dnd ve ban
ne eip saldrya hazrland, keskin beyaz dileri aznn iki ya401
F:26
Wilbur Smith
nndan dar kyordu. Fenn, Kasrga'y iyice yaklatrp domuzun geri
ekilmesini salad ve o arada okunu gsne frlatt. Okun sivri kenarlar
damarlar, akcierleri ve yrei paralad. Taita ile tekiler Fenn'e tezahrat
yaptlar.
Taita, "imdi de Pers at!" diye haykrd. Bunu byk Ecbatana ovalanndaki
atllardan renmi ve kza da retmiti. Kz elindeki yay brakmadan ustaca
evirdi ve br eline geirdi. Sonra dizleriyle Kasrga'y yavalatt ve domuzun
belli bir mesafeye kadar yaklamasna izin verdi. Eyerde hi dnmeden, arka
arkaya hayvann gsne ve boynuna oklarn frlatt. Domuz da asla vazgememi
ve yere ylp lene kadar mcadeleyi srdrmt. O yere ylnca, Fenn
heyecandan kzarm bir halde gld ve dl olarak hayvann kuyruunu,
kulaklarn almak zere atn srd.
Taita, "Bugnlk bu kadar yeter!" diye seslendiinde gne ufka yaklamt.
"Atlar yorulduuna gre sizler de yorulmu olmalsnz. Mutan-gi'ye dnyoruz."
Kyden iki fersah uzaktaydlar ve yollan sk ormann iinden geiyordu.
Aalarn glgesi yola vurmutu ve hava karanlkt. Tek sra halinde
ilerliyorlard, Taita ve Fenn nden gidiyor, Nakonto ile mbali de avlan
ykledikleri atlan yedee alm olarak en arkadan geliyordu.
Aniden yolun sa tarafndan gelen dehet lklanyla hepsi irkildi.
Atlarn dizginlediler ve silahlarna davrandlar. Ormandan koarak bir kz
frlad. Tunii amurlanp yrtlm, dizleri syrlm ve plak ayaklan
dikenlerden, talardan tr kan iinde kalmt. Gr siyah salarna dallar,
yapraklar taklm, korkudan gzleri fal ta gibi almt. Bu haliyle bile
ok gzeldi. Teni ay gibi, bedeni esnek ve biimliydi. Atlar grnce
dnp k grm bir krlang gibi onlara doru komaya balad. "Yardm
edin!" diye banyordu. "Beni yakalamalanna izin vermeyin!" Me" ren, onu
karlamak iin ileri atld.
402
11. Yazt
Kz, "Dikkat edin!" diye haykrd. "Hemen arkamdalar!"
Tam o anda ormandan iki tane iri kll glge frlad, drt ayak stnde
kouyorlard. Meren bir an yaban domuzu olduklarn sand ama sonra her admda
uzun kollaryla yerden destek aldklarn fark etti. Kza yetimek zereydiler.

Meren, "Maymunlar!" diye bard ve hemen yayn gerip ndeki maymuna nian
ald. Yay sonuna kadar gerip okunu frlatt. Ok, hayvann gsnn st ksmna
isabet etmiti. Maymun kkredi ve okun sapn saman pym gibi yakalad
gibi frlatverdi. Meren bir tane daha frlatt ve ilk okun dibine yakn bir
yere isabet ettirdi.
imdi Hilto da drtnala yardma kouyordu. O da yayn gerip ndeki maymunu
vurdu. Hayvan kza o kadar yaknd ki brnce kzn dizleri bklverdi.
Maymun kz yakalamak iin atld ama Meren hayvann aralarna soktu ve eilip
kz belinden kavrad gibi atn stne ald. Sonra hzla uzaklat. Maymun,
arkasndan acl feryatlar atarak, avn elinden karmann fkesiyle
tepiniyordu. teki maymun da hzla arkadana yaklamaktayd.
Hilto uzun klcn ekip hayvann kafasn uurmak zere drtnala saldrd.
Maymun onun geldiini grm ve o tarafa dnmt. Hilto yaklarken klcn
indirdi, maymun da ona saldrmak zere epey yksee zplam. Hilto bu ata
klcyla karlayp bronz ucunu tam gsnn ortasna saplad. Klcn ha
biimindeki sap, ancak yarm kol boyu girmesine izin veriyordu. Hilto klca
abannca hayvan acyla brd.
lk maymun ar yaral olduu halde, son gcyle Meren ve kz yakalamaya
alyordu. Meren nne oturttuu kz tuttuu iin ok atamyordu ve hayvan
gittike yaklamaktayd. Taita onun ne yaptn fark (edemeden Fenn Kasrga'y
dndrd ve yardma kotu. Taita arkasndan, "Buraya gel! Dikkatli ol!" diye bo
yere bard. Gsne sapl oklarn dibinden oluk oluk kan kaybeden hayvan bir
daha
403
Wilbur Smith
srad ve Meren'in atnn sarsna yerleti. Azn sonuna kadar am, sivri
sar dilerini Meren'in ensesine saplamak zereydi. Meren ata karlamak zere
dnd. Kz sol eliyle tutarak, sa eliyle yaynn gvdesini hayvann ak
azna sokup ban geri itti. Maymun dilerini yaya geirip paralamaya
balad.
Fenn kk yayn germi olarak Meren'e yaklarken Taita yine, "Dikkat et!"
diye haykrd. "Meren'i vurma!" Kz, onu duyduunu belli edecek bir hareket
yapmad ve uygun ay yakalar yakalamaz okunu frlatt. Aradaki mesafe iki kol
boyundan azd. Ok, maymunun boynundaki ana damarlardan birini deldi ve ucu teki
taraftan kt. Mkemmel bir att.
Hayvan Meren'in yayn brakt ve arka st yere yuvarland. ki eliyle oka
yapp acyla brerek debelenmeye balad. mbali de ok gibi yetimiti.
Baltasn kaldrp savurdu ve hayvann kafatasn yumurta kabuu gibi paralad.
Nakonto' da yk atlarn brakm, koarak, teki maymunu hl klcnn ucunda
tutan Hilto'nun yanna gidiyordu. Ksa hanerini iki kez hayvann boazna
saplad ve maymun son kez kkredik-ten sonra can verdi.
Fenn hl Meren'in atyla yan yana gidiyordu ama artk yavalamlard.
Meren kz efkatle gsne bastrmt. Kz da yzn onun boynuna gmm,
hkra hkra alyordu. Meren, onu yattrmak iin srtn okad. "Geti
artk gzelim. Alamana gerek yok tatlm. Artk emniyettesin. Seni brakmam."
Bir yandan da keyifle srtyordu.
Fenn onun yannda giderken Taita da br yanna gelmiti. "Gen bayan,
hangisi daha tehlikeli bilemiyorum," dedi. "Vahi maymun mu yoksa seni kurtaran
adam m?" Kz son bir hkrkla ban kaldrp bakt ama kolunu Meren'in
boynundan ekmedi, o da eksin diye bir aba harcamyordu zaten. Kzn gzleri
hl slakt, burnu da akyordu. Hepsi ilgiyle ona bakyordu.
404
11. Yazt
Taita gzyalarna ramen kzn gzel olduuna karar verdi. Sonra aZik bir
sesle, "Bu hayvanlar saldrmadan nce ormanda tek bana ne apyordun?" diye
sordu.
Kz, "Katm ve canavar maymunlar peimden geldi," diye hkrd.
"Canavar maymun mu?" dedi Meren.

Kzn kara gzleri Meren'e dikilmiti. "Biz onlara yle deriz. Korkun
yaratklardr. Hepimiz ok korkarz onlardan."
Taita, "Cevabn bir sr yeni soruya yol at. Ama biz bataki soruya
dnelim. Nereye gidiyordun?" diye sordu. Kz gzlerini Meren'den ayrp ona
bakt. "Seni bulmaya geliyordum Byc. Yardmna ihtiyacm var. Beni sadece sen
kurtarabilirsin."
"Bu cevap da yeni sorular douruyor. Basit bir tanesiyle balayalm m? Adn
nedir ocuum?"
"Bana Sidudu derler Byc," diyen kz dehetle rperdi.
"msn Sidudu," dedi Taita. "Eve gidene kadar baka soru yok." Taita,
Meren'e dnp ciddileti ve, "Bayan sana rahatszlk veriyor mu?" diye sordu.
"Onu kye kadar tayabilecek misin, yoksa indirip yrtelim mi?"
Meren de ayn ciddiyetle, "Onun yaratabilecei her tr skntya
katlanabilirim," dedi.
"O zaman burada iimiz bitti bence. Yola devam edelim."
Kye girdiklerinde hava iyice kararmt. Dier evlerde k grnmyordu ve
yollarda kimsecikler yoktu. Ahrlarn nnde atlarndan inerken Sidudu baya
dzelmi grnyordu. Yine de Meren risk almad ve nu ana salona kadar
kucanda tad. Fenn ve mbali lambalar yakp, cakta leziz bir av eti
yahnisi hazrlarken, Taita da Sidudu'nun yaralarna lalc. Hepsi de yzeysel
izikler, berelenmelerdi ve sana soluna diken-r batmt. Taita dikenlerin
tmn karp, yaralarna merhem srdk405
Wilbur Smith
ten sonra arkasna dayanp kz inceledi. Korku ve nefret dolu bir karma-a
grmt. Bu, kafas kank, mutsuz bir ocuktu ama ac dolu yzeyjn altnda
temiz ve saf bir auras vard. Aslnda, erkenden dnyann ktlk-leriyle
tanmak zorunda kalm, tatl, masum bir yaratkt.
"Gel ocuum," dedi. "Konumaya balamadan nce bir eyler yiyip imeli ve
uyumahsn." Kz, Fenn'in getirdii soteyi ve karabuday ekmeini yedi. anan
son lokmasyla syrp azna atarken, Taita, "Beni bulmaya geldiini
sylemitin," diye hatrlatt.
Kz, "Evet Byc," diye fsldad.
Taita, "Niin?" diye sordu.
"Baka kimsenin duymayaca bir yerde yalnz konuabilir miyiz?" Bunu
ekinerek ve istemeden Meren'e bir gz atarak sormutu.
"Tabii ki. Benim odama gidelim." Taita ya kandillerinden birini ald.
"Gel." Kz, Fenn'le paylatklar odaya gtrp kendi yatana oturdu ve kza
da Fenn'inkini gsterdi. Sidudu bacaklarn toplayp oturdu ve yrtk eteiyle
bacaklarn rtt. Taita, "imdi anlat bakalm," dedi.
"Jarri'de herkes senin nl bir cerrah ve bitkisel tedavi uzman olduunu
sylyor."
"O herkes kimdir bilmiyorum ama gerekten de cerrahm."
Kz, "Rahmimdeki bebei atacak bir ila vermeni istiyorum," diye fsldad.
Taita armt. Byle bir ey beklemiyordu. Nasl cevap vereceine karar
vermesi biraz zaman ald. Sonunda yumuak bir sesle "Ka yandasn Sidudu?"
diye sordu.
"On alt, Byc."
Taita, "Daha kk olduunu sanmtm," dedi. "Ama nemli deil-Tadn
ocuun babas kim? Onu seviyor musun?"
Kzn cevab ac ve sertti. "Sevmiyorum. Ondan nefret ediyorum, keke
geberse," diye patlad.
406
11. Yazt
Taita, sonraki sorusunu dnrken kza bakt. "Madem nefret ediyorsun niye
yattn onunla?"
"Ben istemedim ki Byc. Baka ansm yoktu. O zalim ve souk bir adamdr.
Beni dver ve iime yle feci bir ekilde girer ki, her yerim kan revan iinde
kalr."

"Niye onu terk etmiyorsun?"


"Denedim ama beni geri getirtmek iin canavar maymunlar yollad. Sonra yine
dvd. ime koyduu ocuktan kurtulana kadar dver diye umdum ama karnma
vurmamaya dikkat ediyordu."
"Kim o? Ad ne?"
"Kimseye sylemeyeceine sz verir misin?" Kz biraz duraksayp, telala
devam etti. "Hayatm kurtaran ve buraya kadar tayan o iyi adama bile? Beni
hakir grmesini istemiyorum."
"Meren mi? Tabii ki anlatmam. Ama merak etmene gerek yok. Kimse seni hor
grecek deil. Sen iyi, cesur bir kzsn."
"Adamn ad Onka... Yzba Onka. Onu tanyorsun galiba. Bana senden sz
etmiti." Taita'nn eline yapt. "Ltfen yardm et baha!" aresizlikten
Taita'nn elini sarsyordu. "Ne olur Byc! Sana yalvaryorum! Ltfen yardm et
bana! O bebekten kurtulamazsam beni ldrecekler. Onka'nn pii iin lmek
istemiyorum."
Taita duruma bir anlam vermeye balamt. Eer Sidudu, Onka'nn kadnysa,
Albay Tinat'n sz ettii kii, yani Onka'nn arabna ila katp, onlar almaya
Albay Tinat'n gelmesini salayan kii demekti. Yani onlardan biriydi ve
korunmas gerekiyordu. "nce seni muayene etmem lazm, ama elimden gelen her
eyi yapacam. Fenn'i, yani evlatlm arsam rahatsz olur musun?"
"Meren'in arkasndaki maymunu ldren o gzel, sansn kz m? ndan
holandm. Ltfen ar."
407
Wilbur Smith
Fenn hemen geldi. Taita, ona yaplmas gerekenleri anlatnca, Sid du'nun
yanna oturup elini tuttu. "Byc dnyann en iyi cerrahdr," de di. "Sakn
korkma."
"Srtst uzan ve tuniini kaldr," dedi Taita. Kz dediini yapnca da
abucak ama adamakll muayene etti. "Bu rkler Onka, seni dvnce mi oldu?"
diye sordu.
"Evet Byc."
"Onu senin iin ldreceim," dedi Fenn. "Onka'dan hi holanma-mtm zaten
ama artk nefret ediyorum."
"Zaman gelince onu ben ldreceim," dedi Sidudu, bir yandan da Fenn'in
elini skyordu. "Ama sa ol Fenn. Umarm dostum olursun."
"Zaten dost olduk bile," dedi Fenn.
Taita muayenesini tamamlamt. Sidudu'ya, "Artk rtnebilirsin," dedi.
Kz dorulup stn ban dzeltti. "Bebek var deil mi Byc?" Tebessm
solmu, yine mahzunlamt.
"Ne yazk ki, evet demek zorundaym. ki ya da aylk hamilesin."
"Son iki aym geirdim."
"in tek iyi taraf, gebeliinin fazla ilerlememi oluu. Bu durumda cenini
almak ok zor olmaz." Kalkp hekim antasnn yanna gitti. "Sana bir iksir
vereceim. ok gldr; kusman ve barsaklarn boaltman salar, ama ayn
zamanda teki eyi de skp atar." Kk iedeki yeil tozdan, toprak bir
anaa belli bir lde koydu ve stne kaynar su ekledi. "Sour soumaz bunu i
ve hemen karmamaya al."
Kz, ac iksiri re re, yudum yudum iip bitirmeye alrken
yannda oturdular. Bitirdikten sonra bir sre spazmlar geirerek otur*1,
" di-Sonunda sakinleir
gibi oldu. Bouk bir sesle, "Birazdan iyi olurum,
ye fsldad.
408
11. Yazt
Fenn kesin bir tavrla, "Bu gece bizimle kalmalsn," dedi. "Yardrmaz
gerekebilir."
Gecenin en karanlk vaktinde, Sidudu'nun inlemeleriyle uyandlar. fenn hemen
yatandan frlayp ya kandilini yakt. Sonra Sidudu'nun yaa kalkmasna yardm
etti ve kramplarla iki bklm olan kz, bitiikteki kk odaya gtrd, orada

gece iin toprak bir lazmlk vard. Sidudu'nun ii sulu bir ishal eklinde
boalmadan hemen nce oturaa yetitiler. Kzn kramplanyla sanclar saatler
getike biraz daha artt ve lazmcn stnde kvranmaya devam etti. Fenn
yanndan ayrlmamt, kramplar ok iddetli olduunda karnn ovuyor, her
nbetten sonra ter iinde kalan alnn, gsn siliyordu. Ay battktan hemen
sonra, Sidudu ncekilerden de iddetli bir sancyla kvranmaya balad. Acdan,
"Ah, bana yardm et sis Ana'mz. Yaptklarm iin beni bala," diye
baryordu. Arkaya kaykhp knd ve cenin zavall, kanl bir jle yn
halinde oturaa dt. Fenn, temiz su ve keten bir bezle Sidudu'yu ykayp
kurulad. Sonra ayaa kalkmasna yardm edip yataa gtrd. Taita cenini
oturaktan alp zenle ykad ve temiz keten bir rtye sard. Cinsiyeti belli
olacak kadar bymemiti. Cenini alp ahrlarn yanna gitti, Meren'i de yardma
ard; yerdeki talardan birini kaldrp altndaki topra kazdlar ve Ta-'ta
kk kn iine brakt.
Meren ta tekrar yerine yerletirirken, Taita alak sesle, "sis Ana, bu ^hu
sen koru," dedi. "Nefret ve acyla olumutu. Utan ve ac iinde ld. Bu
hayat yaayamad. Kutsal Ana, sana yalvaryoruz, bu ke son-ra^i hayatnda
merhamet et."
Odaya dnnce Fenn, ona sorarcasna bakt. "Gitti," dedi Taita. "Ka-ama
yaknda durur ve Sidudu birka gne kalmaz iyileir. Artk korkma-S,na gerek
yok."
'Onu dven hayvan dnda," diye hatrlatt Fenn.
409
Wilbur Smith
"Doru. Ama yalnz o deil, hepimiz Yzba Onka'dan korkmal-yz." Yatan
bana melip Sidudu'nun perian yzn inceledi. Ki? derin bir uykuya
dalmt. "Yanndan ayrlma Fenn, ama brak uyuyabildii kadar uyusun. Benim
halletmem gereken meseleler var."
Taita odadan kar kmaz Nakonto ile mbali'yi ard. "Maymunlar
ldrdmz yere gidin. Cesetleri ormana saklayn. Sonra da yk atlarn ve
domuz lelerini bulun. Atlan oklar da toplayn ve bizden kalan tm izleri
rtn. Bitirince de hemen buraya dnn." Onlar gider gitmez Taita, Meren ile
Hilto'ya, "Albay Tinat, Mutangi'deki ajannn kyn lideri Bilto olduunu
sylemiti," dedi. "Bizden Tinat'a mesaj ulatracak. Gizlice Bilto'ya gidin.
Sidudu'nun bizim yanmzda olduunu Tinat'a haber versin..." O srada bir sr
atlnn drtnala gelip evin nnde durduklar duyuldu. Sonra bararak verilen
emirler ky sard, kaplar arplyor, kadnlar alyor, ocuklar szlanyordu.
"Korkarm ok ge," dedi Taita. "Askerler geldi bile. Eminim ki Si-dudu'yu
aryorlar."
"Onu saklamamz lazm." Meren ayaa frlamt. Tam o srada kabaral
sandaletlerin ahrlarn nndeki talktan eve doru yaklat duyuldu ve kap
gm gm vuruldu. Meren knndaki klca davrand.
"Yksek Konsey adna, kapy an!" Bu Onka'nn kzgn sesiydi.
Taita alak sesle, "Klc yerine brak," dedi Meren'e. "Kapy a ve ieri
al onlar."
"Ama Sidudu ne olacak?" Meren, Taita'nn odasna doru bakt, ok
sinirliydi.
"Fenn'in saduyusuna gvenmek zorundayz," diye cevap verdi Taita. "Onka
daha fazla phelenmeden kapy a." Meren kapya gidip sf' gy kaldrd. Onka
ieri dald.
Taita, "Ah, Yzba Onka," diye karlad onu. "Bu beklenmedik ' '
yaretinizi neye borluyuz?"
410
11. Yazt
Onka biraz aba harcayarak kendini toparlad. "Anlay gstermenizi
diliyorum Byc, ama kaak bir kz aryoruz. Akl banda deil ve tehlikeli
olabilir."
"Ka yanda, nasl biri?"
"Gen ve gzeldir. Onu grdnz m?"

"Ne yazk ki hayr." Taita merakla Meren'e bakt. "Bu tarife uyan birini sen
grdn m albay?"
"Grmedim." Meren ok iyi bir yalanc saylmazd ve Onka kukuyla yzn
inceliyordu. Meren, "Byc'y ve onun ev halkn rahatsz etmeden nce sabah
beklemeliydiniz," diye pskrd.
Onka itenmi gibi grnmeye zahmet etmeden, "Bir kez daha zr dilerim,"
dedi. "Ama mesele acil ve sabah bekleyemem. Evi arayabilir iniyim?"
"Ben ne dersem diyeyim bunu yapacaksnz zaten," diye glmsedi Taita. "Ama
abuk olun ve ltfen bir an nce huzura kavuturun."
Onka i odaya giden kapya atlp hzla at ve ieri dald.
Taita da peinden gelmi ve kapnn aznda durmutu. Onka odann ortasndaki
yatak ve krk battaniye ynna gitti. Klcnn ucuyla rtleri kaldrd.
Altlarnda kimse yoktu. Oday gzleriyle tarayp hemen bitiikteki tuvalet
odasna dald ve lazml grnce yzn buruturdu. Tekrar odaya dnd ve bu
kez daha dikkatle aratrd.
Meren de Taita'nn yanna geldi. "Bo!" dedi heyecanla.
Onka hemen ona dnd. "arm gibisin."
"Hi de deil," diye savunmaya geti Meren. "Sadece Byc'nn Elemi olduu
eyi bir daha belirttim."
Onka bir an ona bakp Taita'ya dnd. "Sadece grevimi yaptm bi-Vorsunuz
Byc. Evin kalann da aradktan sonra sizi kaleye gtrme f aldm.
Oligarlar bekliyor. Ltfen hemen gitmek zere hazrlann."
411
Wilbur Smith
"Pekl. Gecenin bu saati hi uygun deil ama Yksek Konsey" buyruklarna
boyun eeceim."
Onka, Meren'i kenara itip odadan kt.
Onlar kar kmaz Taita Gz'n at. Odann kar kesinde it ayr
aurann titretiini hemen grd. zerlerine konsantre olunca Fenn ile Sidudu
ortaya ktlar. Fenn, sol koluyla kz korumas altna almt teki eliyle de
Taita'nn altn tlsmn tutuyordu. Aurasn soluk bir m, indirgemiti.
Sidudu'nun auras dehet iinde dans edip kvranyordu ama buna ramen Fenn
ikisini de koruyucu bysnn arkasnda gizlemeyi baarmt. Taita, Fenn'in
gznn iine bakt ve ona szsz bir mesai gnderdi. "Bravo sana. ylece kaln.
Ortalk yatnca Meren'i size yolla-yacam. Sizi buradan daha iyi bir yere
gtrr."
Mesaj alrken Fenn'in gzleri byd, sonra yine ksld ve, "Dediini
yapacam," diye cevap verdi. "Onka, Konsey'in seni ardn syledi. Ayr
kaldmz sre boyunca senin iin dua edeceim."
Taita bir sre daha gzlerini ondan ayrmad. Btn gcyle, onun I iin
duyduu korkuyu bastrp, ona sevgi ve korumasn yollad. Kz, ona glmsedi ve
auras her zamanki ateli ve gzel halini ald. Sa elinde tlsm tutarak,
Taita'ya doru daire biimindeki kutsama iaretini yapt.
Taita, "Gizlenmeye devam edin," diye bir daha tembih etti ve odadan kt.
Meren salonda tek bana bekliyordu ama Taita, Onka ile adamlarnn evin
arkasn alt st ettiklerini duyabiliyordu. "Beni iyi dinle Meren," de* ve iyice
yanna sokulup alak sesle konumaya balad. "Fenn ile Sidud hl odamdalar."
Meren konumak iin azn at ama Taita elini kald P susturdu. "Fenn bir
gizlenme bys yapm. Onka ile ben kaleye gitrn zere ayrlnca, onlann yanna
gidebilirsin. Bilto'ya Tinat'a iletmesi y bir mesaj ulatrman gerekecek.
Kzlarn durumunun ne kadar nazik bir
412
11. Yazt
ruma geldiini anlat. Ben yokken, ki bu uzun bir sre olabilir, onlar
gizleyecek bir yer bulmas lazm. Oligarlarn beni yine Bulut Baheleri'ne
gndermek niyetinde olduunu tahmin ediyorum." Meren endieli grnyordu. "ok
acil bir durum olursa ya da amacmza ularsak Fenn'le yldzlar zerinden
haberleirim. Bu arada siz de Tinat'la hepimizin Jarri'den k; > mas iin
gereken hazrlklara devam etmelisiniz. Anladn m?"

"Evet Byc."
"Bir mesele daha var iyi kalpli Meren. Her eye ramen Eos'a direnemeyebilirim. Beni de btn dierleri gibi tketip yok edebilir. Byle bir ey
olursa, her ey bitmeden Fenn'i uyarmaya alrm. Sakn beni kurtarmaya
kalkmayn. Fenn'i de al ve Jarri'den hep birlikte kan. Karnak'a ulamaya
aln ve olanlar Firavun'a anlatn."
"Peki Byc."
"Fenn'i hayatn pahasna koru. Canl canl Eos'un eline dmesine izin
verme. Ne demek istediimi anlyor musun?"
"Anlyorum Byc. Horus'a ve kutsal lye byle bir ey olmasn diye dua
edeceim, ama Fenn'i ve Sidudu'yu sonuna kadar koruyacam."
Taita glmsedi. "Evet benim eski ve gvenilir dostum. Sidudu bunca zamandr
beklediin kii olabilir."
"Prenses Merykara'nn ona ilk k olduum zamanlardaki halini hatrlatyor
bana," dedi Meren.
Taita, "Sidudu'nun verebilecei mutluluu ve ok daha fazlasn hak
ediyorsun Meren," diye fsldad. "Ama artk sus. Onka geliyor."
Onka frtna gibi odaya dald. Hislerini gizlemek zahmetine katlanmamt.
Taita, "Onu buldunuz mu?" diye sordu.
"Bulamadm biliyorsunuz." Onka tekrar Taita'nn odasna gidip oir sre
orada dikildi, bo oday kukuyla szyordu. Sonra ban fkey413
Wilbur Smith
le sallayarak tekrar Taita'nn yanna dnd. "Bir an nce kaleye doru hareket
etmemiz lazm."
"Eer oligarlar beni Bulut Baheleri'ne gnderecekse kaln giysilere
ihtiyacm olacak."
"Her ey temin edilecektir," dedi Onka. "Gelin."
Taita veda anlamnda Meren'in omzunu skt. "Kararlarn titiz, yrein pek
olsun," dedi ve Onka'nn ardndan ahrlara doru gitti. Onka'nm adamlarndan
biri eyerlenmi bir ksran ban tutuyordu. Taita hemen durdu. "Benim
ksram, Duman Yeli nerede?"
"Seyisler onun aksadn ve binemeyeceinizi syledi," diye cevap verdi
Onka.
"Gitmeden nce onu grmem lazm."
"Mmkn deil. Aldm emre gre sizi hi oyalanmadan kaleye gtrmem
lazm."
Taita biraz daha tartt ama ie yaramad. aresiz bir ekilde Me-ren'e
bakt.
"Ben Duman Yeli ile ilgilenirim Byc. Merak etme."
Taita tanmad ata bindi ve yola koyuldular.
Oligarlann sarayna vardklarnda ertesi sabahn yansn gemilerdi.
Taita bir kez daha bekleme odasna alnd. Scak su dolu leende elim yzn
ykayp, saray grevlilerinden birinin tuttuu temiz keten havluyla kuruland.
Ayn hizmetli baharatl tavuk ve bir anak krmz arap getirdiSonra terifat gelip Taita'y Yksek Konsey salonuna ald. Byk bir
saygyla, hemen krsnn nndeki yn mindere oturttu. Taita, ona m
414
11. Yazt
sekkr anlamnda bakp, dikkatini deri perdeye yneltti. Eos'un izine
rastlamamt. Gevedi ve nndeki uzun bekleyi iin kendini hazrlad.
Ancak, ksa bir sre sonra muhafzlar ieri girip krsnn altndaki
yerlerini aldlar. Terifat oligarlann geldiini ilan etti. "Yksek Konsey'in onurlu lordlarna biat edin."
Taita, ban yere dedirdi ama bir yandan da perdeden ieri girmekte olan
lordlar inceliyordu. Yine en nde Lord Aquer vard. Onlarn sadece iki kii
olduklarn anlayan Taita armt. Lord Caithor yoktu. Aquer ve dieri kendi
taburelerine yerleip, ncsn bo braktlar.

Aquer glmsedi. "Ho geldin. Ltfen rahatna bak Byc. Dostlar


arasndasn."
Taita ard ama belli etmemeye alt. Dorulup, srtn minderlere
yaslad. "ok naziksiz Lord Aquer," dedi.
Aquer yeniden glmsedi ve terifatyla, muhafzlarn komutanna, "Yalnz
kalmak istiyoruz," dedi. "Ltfen kn ve arlana kadar gelmeyin. Kimsenin
kaplan dinlememesini salayn."
Muhafzlar mzraklarnn diplerini yere vurup, dzenli bir ekilde ktlar.
Terifat da iki bklm vaziyette, arka arka giderek onlar takip etti.
Herkes kp kaplar kapannca Aquer yeniden konutu."Son grmemizde sana
soylu Lord Ek-Tang' tantrmamtm." Taita ve konsey yesi balarn eerek
selamlatlar.
Ek-Tang, ksa, tombul bir adamd, ya pek belli olmuyordu ve Asyallarn
fiziine sahipti. Gzleri kmr karas ve ulalmazd.
Lord Aquer devam etti. "Bulut Baheleri'nin cerrahlarndan mkem-mel
raporlar aldk. Albay Cambyses'in ameliyat ok baarl olmu."
"nanlmaz bir baaryd," dedi Taita. "Gzn yeniden kazand. ste-*
tamamen normal grnyor. teki gznden ayrt etmeye imkn yok."
415
Wilbur Smith
"Cerrahlarmz yeryznn en iyileridir ama asl byk baarlar bundan
sonra gelecek."
Taita, sorar gibi ban yana edi ama sessiz kald.
"Bu konuya tekrar dneceiz," dedi Aquer gizemli bir tavrla, belli ki
Taita'y meraklandrmak istiyordu. Sonra, aniden, konuyu deitirdi. "Lord
Caithor'un burada olmadn fark etmisindir," dedi.
"Ettim lordum. Yokluuna ardm."
"Kendisi yal bir adamd ve yllarn yorgunluunu tayordu. On gn nce
uykusunda ld ne yazk ki. Huzur iinde ve ac ekmeden."
"Umarm hepimiz byle ansl oluruz," dedi Taita. "Ama gidiinden tr
yasnz paylayorum."
"Hassas bir insansn," dedi Aquer. "Ama, Yksek Konsey'de bir bo yer
kald da bir gerek. Yaknda ad sana da aklanacak olan tek gerek
tanramza dantk ve uzun uzun dua ettik."
Taita teekkr anlamnda ban edi.
Aquer devam etti. "Konsey'de Lord Caithor'un yerini almaya son derece uygun
bir adam olduuna karar verdik. Bu kii sensin Gallalal Taita."
Taita yine ban edi ama bu sefer gerekten nutku tutulmutu.
Aquer yumuak bir sesle konumay srdrd. "Yksek Konsey, Lord Taita
olarak asil mertebesine ykseltilmeni kararlatrd." Taita yine ban edi.
"Fakat, seilmen iin tek bir engel var. Konsey yelerinin tamamen salkl
olmas gerekir. Sen ise Lord Taita, kendi kabahatin olmasa bile, bu pozisyonu
almana engel olacak ciddi bir soruna sahipsin. Ama byle bitmesi gerekmiyor.
Himayendeki Albay Cambyses tedavi iin Bulut Baheleri'ne gnderildi ama bunu
hak etmi olduu iin deil. Byle olaanst ameliyatlar ancak toplumumuzun en
deerli yelerine yaplabilir. O tr bir tedaviye paha bimek zordur. Sonra bu
konuda daha ok ey reneceksin. Dk ve orta rtbeli subaylar genelde bu
hakka sahip olmaz. Cambyses'in seilmesinin nedeni seni olaslklar hakknda
ikna et416
11. Yazt
mekti. Bu rnei gznle grmesen mutlaka kuku duyacak ve bu tr bir ameliyata
yanamaktan kanacaktn."
"Syledikleriniz kukusuz doru. Ancak, Meren Cambyses'in seilmi olmasna
seviniyorum."
"Hepimiz yle," dedi Aquer yarm az. "Artk bunun konumuzla ilgisi yok.
nemli olan, cerrahlarn seni muayene etmi olmas ve bir soylu ve Yksek Konsey
yesi olarak ayrcalkl bir tedavi iin hak kazanm olman. Cerrahlara senin
yaknda orada olacan bildirildi. Hazrlklar nemli lde ilerledi, sana bu

yzden ge haber verdik. Bu tr hazrlklar zaman alyor, ama artk tohumlarn


hasad yaplm durumda. Cerrahlar seni bekliyor. Sana nerilen bu frsat
kullanmaya hazr msn?"
Taita gzlerini kapatp, parmaklarn gzlerine bastrarak dnmeye
balad. Btn giriimlerimiz buna bal, diye geirdi iinden. Eos'a yeterince
yaklaabilmem iin baka yol yok. Ancak, bu heyet cadnn talimatyla hareket
ediyor. Baar ansm pamuk ipliine bal. Sonucu n-grmeye imkn yok ama
riski gze almak zorundaym. Kesin olan tek ey, btn bunlarn cadnn zehrine
bulanm olduu ve bu nedenle sadece uursuz deil tehlikeli yannn ar
bast. mcadelesi srerken kapal gzlerini ovuturdu. Acaba temelde hangi
drtyle hareket edeceim? Bu ii yaparsam, Firavun ve Msr iin mi, yoksa
Taita ve onun bencilce arzular iin mi yapacam? Kendisini acmaszca
sorguluyordu. Sonra ayn katlkla, drst bir yant verdi. Her ikisi iin.
Yalan'a kar Doru'nun kazanmas iin ama ayn zamanda kendim ve Fenn iin. Tam
bir erkek olmann ne demek olduunu bilmeye hasretim. Onu tm ruhumu tketecek
bir gle sevebilmeye hasretim.
Sonra elini indirip gzlerini at. "Hazrm," dedi.
"Cevabn bu kadar ciddiyetle dnerek akllca davrandn, ama kararna
sevindim. Bu gece sarayda onur konuumuz olacaksn. Sabahleyin de daa ve yeni
bir hayata doru yola karsn."
417
F:27
Wilbur Smith
Ertesi sabah yola ktklarnda mthi bir frtna ortal kasp
kavuruyordu. Yukar trmandka amansz souk artyordu. Taita, tipiyle savrulan
karlarn ve parlayan buzlarn arasnda neredeyse grnmez hale gelen Onka'nn
atn takip ediyordu. Yolculuk bu sefer daha uzun srm gibiydi ama nihayet
karlarn arasndan tnelin girii grnd. Tneli koruyan canavar maymunlar bile
rzgrdan sinmiti ve Taita geerken buz tutmu kirpiklerini krptryorlard.
Taita rahatlayarak Onka'y takip etti, frtnadan kurtulmulard.
Da atlar; nemli karanlktan ve mealelerin titrek ndan kp
kraterin lk gne yla karlatlar. Tnel kndaki canavar maymunlar
getiler ve Bulut Baheleri'nin muhteemlii nlerine serildi. Kraterin
gzellikleri karsnda Taita'nm yine morali ykselmiti. Artk tandk gelen
orman yolunu getiler ve buhar tten gk mavisi gle geldiler. Kum setlerinin
stne timsahlar yatm gneleniyordu. Taita ilk kez onlar suyun dnda
gryordu ve byklkleri karsnda hayrete dmt. Atlar yaklarken
timsahlar arpk bacaklarnn stnde ykselip suyun kysna yrdler ve
zarafetle suya dalp gzden kayboldular.
Ahrlara ulanca hizmetliler ve seyisler tarafndan karlandlar. Seyisler
atlan ald ve vekilhar Taita'y Meren'le kalm olduklar odalara gtrd.
Yataa yine temiz rtler serilmiti, ocakta ate yanyordu ve scak su kaplan
hazr beklemekteydi.
"Umarm her ey arzu ettiiniz gibidir Saygdeer Byc. Eer herhangi bir
eksik varsa an almanz yeter." Kapnn yanna aslm olan an kolunu
gsterdi. "Bu akam Dr. Hannah sizi zel blmnde yemee bekliyor." Vekilhar
geri geri kapya doru ekildi, iki admda bir yerlere kadar eiliyordu. "Gne
batarken sizi almaya geleceim."
418
11. Yazt
Taita ykandktan sonra dinlenmek iin uzand ama uyumay baaramad. Yine
ar heyecan doluydu ve dolayl bir beklenti iindeydi. Daha nce olduu gibi,
bu duygunun yine kendi iinden deil bir d kaynaktan geldiinin farkndayd.
Kendini toparlamaya alt ama pek baaramad. Vekilhar geldiinde temiz bir
tunik giymi olarak hazr bekliyordu.

Dr. Hannah, onu kapda eski bir dost gibi karlayp ieri ald. Asalet
payesi ile ilgili haberi duymutu ve Taita'ya Lord Taita diye hitap ediyordu.
lk ii Meren'i sormak oldu ve Taita'dan iyi haberleri alnca sevindi. Yemekte
konuk daha vard. lerinden biri Gibba'yd ve o da Hannah gibi Ta-ita'y1
cana yakn bir nezaketle karlamt. teki iki konuk yabancyd.
Hannah, "Bu Dr. Assem," dedi. "Lonca'mzn sekin bir yesidir.
Ameliyatlarda ve eczaclkta bitki, sebze kullanm konusunda uzman kendisi."
Assem canl, zeki bir yz olan, ufak tefek, neeli bir adamd. Taita
aurasndan onun muazzam bir bilgi birikimine sahip bir Uzun Yaayan olduunu
anlad ama bilgin deildi.
"Dr. Rei'yi de takdim edebilir miyim? O da hasarl veya kopmu ten-donlar
ve sinirleri yeniden balama konusunda uzmandr. nsann kemik yapsn,
zellikle de kafatasyla dileri, omurlar, el ve ayak kemiklerini yaayan tm
cerrahlardan iyi bilir. Dr. Assem ve Dr. Rei de ameliyatna katlacaklar."
Rei'nin kaba, neredeyse erkeksi yz hatlar ve iri, gl elleri vard.
Taita, kadnn zeki biri olduunu ve akln sadece iine verdiini grd.
Sohbetleri heyecan verici ve elenceliydi. Taita onlarn stn zeksndan
holanmt. Hizmetli anaklarn hep dolu tuttuu halde, hepsi de ll
davranyor ve araptan sadece ara sra birer yudum alyorlard.
Bir aamada konu meslek etiine geldi. Rei uzakdou krallklarnn birinden
gelmiti. in imparatorunun savata ald esirleri cerrahlara teslim ettiini
anlatt. Esirler zerinde canl canl terih ilemleri ve deneyler
419
Wilbur Smith
yaplmasn tevik ediyordu. Hepsi imparatorun vizyon ve anlay sahih bir adam
olduuna karar verdiler.
Hannah, "nsanln byk ounluu, evcil hayvanlarn sadece bir kat
stndedir," diye ekledi. "yi bir hkmdar elbette hayatn btn
gerekliliklerini ve her trl rahat salamak iin elinden geleni yapmaldr
Ama, ne pahasna olursa olsun her hayatn -kutsal olduu gibi fikirlere de
kaplmamaldr. Nasl ki bir general sava kazanmak iin askerlerini mutlak bir
lme gnderebiliyorsa, bir imparator da, uyduruk, szde insanlk kriterlerine
gre deil, devletin ihtiyalarna gre lm ve yaam kararlarn vermeye hazr
olmak zorundadr."
Rei, "Tmyle katlyorum ama bence dahas da var," dedi. "Karar verilirken
insann deeri de gz nne alnmal. Bir kle veya kaba saba bir asker,
yzlerce yllk bilgi birikimine sahip bir bilim adamyla ya da bilginle bir
tutulamaz. Kleler, askerler ve aptallar lmek iin doar. Bunu iyi bir ama
uruna yaparlarsa ok daha iyi olur. Toplum iin deeri paha biilmez olan
limler ve bilim adamlar mutlaka korunmaldr."
"Ayn fikirdeyim Dr. Rei. Bilgi ve deneyim en byk hazinelerdir, yeryznn
btn altn ve gmlerinden daha deerlidir," dedi Assem. "Zekmz, mantmz
ve hafzamz bizi teki hayvanlardan ve bunlara sahip olmayan alt insanlk
kitlesinden stn klar. Siz ne dnyorsunuz Lord Taita?"
Taita ihtiyatl bir ekilde, "Net veya ak bir zm yok," diye cevap
verdi. "Bu konuyu sonsuza kadar tartabiliriz. Ama ben de, soukkanllkla
kurban vermeyi gerektirse dahi, halkn iyiliini n planda tutmaktan yanaym.
Savalarda askerleri yhettim. Onlar lme yollamann ne kadar ac bir karar
olduunu bilirim. Ama zgrlk veya huzur tehlikedeyse gzm krpmadan gerekli
emirleri veririm." Kendi inanlarndan ok. onlarn duymak istediklerini dile
getirmiti. Onu tetikte dinlediler ama
11. Yazt
sonra rahatladlar ve biraz daha aldlar. Sanki onlara gei belgelerini
gstermi ve onlar da bariyerleri kaldrp onu aralarna kabul etmilerdi.
Gzel yemeklere ve araba ramen fazla oturmadlar. Gibba ilk aya-&a kalkan
kii oldu. "Sabah erken kalkmamz lazm," diye hatrlatt; hep-si kalkp
Hannah'a teekkr ettiler ve ayrldlar.
Taita gitmeden nce Hannah, "Onlarla tanman istedim, nk yarn bana
asistanlk yapacaklar," dedi. "Yaralarn, himayendeki adamnkilerden ok daha

derin ve stelik aradan yllar gemi. Yapacak daha ok iimiz olduundan


fazladan ellere ve deneyime ihtiyacmz var. Dahas, Albay Cambyses'te olduu
gibi ameliyat odanzda yapamayz. Seni ilk muayene ettiim salonda yapacaz."
Taita'y kolundan tutarak kapya kadar geirdi. "Yarn sabah teki cerrahlarla
birlikte son muayeneyi yapp ameliyat stratejimizi planlayacaz. Umarm huzurlu
bir gece geirirsin Lord Taita."
Vekilhar, Taita'y odasna gtrmek zere bekliyordu ve Taita getikleri
karmak yollar hi dnmeden adamn peine takld. Dnceleri bir alama
sesiyle blndnde, o gece katld sohbeti geiriyordu aklndan. Dinlemek
zere durdu. Ses pek uzaktan gelmiyordu ve hi kukusuz bir kadnn sesiydi.
Byk bir aresizlik iindeymi gibi alyordu kadn. Vekilhar, Taita'nn
durduunu fark edince dnp arkasna bakt.
Taita, "Kim bu kadn?" diye sordu.
"Bunlar ev klelerinin hcreleri. Belki bir kabahatinden tr
cezalandrlmtr." Adam umursamazlkla omuz silkti. "Ltfen siz merak
buyurmayn Lord Taita. Gitmemiz lazm."
Taita meseleyi kurcalamann bir yolu olmadn anlamt. Adamn auras
yola gelmez biri olduunu, sadece stlerinin emirlerini yerine getirdiini
gsteriyordu.
"Gidelim bakalm," dedi, ama o andan itibaren yolu dikkatle izledi. Bu
adamdan kurtulunca geri dnerim, diye karar vermiti. Ancak, alayan
421
Wilbur Smith
kadna duyduu ilgi hzla azald ve odasna ulatnda tamamen siljncj-gitti.
Yatana uzand ve neredeyse annda derin, rahat bir uykuya dald
Kahvaltsn bitirir bitirmez vekilhar tekrar geldi. Taita'y, Han-nah'n
blmne gtrd, drt cerrah orada kendisini bekliyordu. Hemen ie koyuldular.
Taita asndan, kendisine danlmamas ve hissiz bir et paras muamelesi
grmek tuhaft.
nce sk bir muayeneden geirdiler, sindirim sisteminin atklar, nefesinin
kokusu, cildinin durumu ve ayak tabanlar bile atlanmad. Dr. Rei, Taita'nn
azm ap diline, dilerine, alt ve st damaklarna bakt. "Lord Taita'nn
dileri olduka ypranm ve anm Dr. Hannah, kklerde de ciddi rkler var.
Ar yapyordur mutlaka bunlar. yle deil mi lordum?" Taita'nn homurtusu
yorumsuzdu ve Dr. Rei devam etti. "ok yaknda sal asndan nemli sorunlar
yaratr ve giderek lm tehlikesine yol aar. Bunlarda mmkn olan en ksa
zamanda ekilmeli ve damaklara yeniden tohumlama yaplmal."
Hannah hemen bu fikri benimsedi. "Ben zaten kasktaki blge dnda da baz
yenilemeler yaplmas gerekeceini dnm ve fazladan hasat yaptrmtm.
Damaa yetecek kadar da tohum var elimizde."
Sonunda asl yaralarn olduu blgeye geldiler. Taita'nn alt ksmna
eilip, yaral blgeyi yokladlar, mnckladlar. Rei bir kumpasla lm yapt,
kk, inci gibi hiyerogliflerle papirsn stne birtakm notlar yazd. Bir
yandan da sakatlanm blge hakknda serinkanl tespitlerde bulunuyorlard.
"Yara izinin olduu dokuyu tamamen kesip atmak lazm. Tohumlarn tutmas
iin doruca ete ve ak kan damarlarna ulamak gerekiyor,"
422
11. Yazt
Hiyen Hannah, Rei'ye dnd. "Ana sinirlerin yerini saptayp, hangilerinin anl
olduunu syleyebilir misin?"
Rei, sinir ulann izlemek iin bronz bir ine kulland. Bu sondaya dayanmak
ikenceydi. Taita hemen acy szmek zere zihnini kontrol al-tna ald. Rei
onun ne yaptn fark edince kat bir tavrla, "Acy bastrma yeteneinize
hayranm Lord Taita sonradan ok iinize yarayacak bir zellik bu. Ancak,
muayenem boyunca bunu yapmamalsnz. Yoksa etinizin hangi ksmlarnn l
olduunu ve kesilmesi gerektiini, hangilerinin stne tohum ekebileceimiz
yerler olduunu anlayamam.'.'

Hannah'n neterine yol gstermek zere Taita'nn kask blgesine siyah


boyayla izgiler ve semboller yapyordu. ini bitirip kenara ekildiinde,
Taita'nn kasnda yzlerce minik nokta kanyordu ve Taita ektii straptan
kan ter iinde kalmt. O toparlanrken, drt cerrah Rei'nin vard sonulan
tartmaya baladlar.
Hannah, dierlerine, "Neyse ki elimizde her zamankinden fazla tohum var,"
dedi. "Ekim yapmamz gereken alan daha nce saptadmdan byk. Yeni diler
iin gereken tohumlan da hesaba katarsak, btn harman kullanmamz gerekecek."
"Gerekten yle. Ak alan ok geni ve iyileme sreci daha nceki
hastalanmzmkinden uzun srecek," dedi Gibba da. "Bu arada, yaraya bulama
olmadan idrar ve dk kanallarn ayrabilecek miyiz?"
"Ans iin iine girmeyecek ve her zamanki ilevini yerine getirecek. Ancak,
idrar yoluna bakr bir boru yerletirmek niyetindeyim. Balangta idrar buradan
atlacak, ama tohumlar tutup da ak yarann stn kaplar kaplamaz, organn
normal bymesini salamak iin kartacaz."
Konu kendisi olduu halde, Taita da bu tartmay tarafsz bir ekilde
izlemeyi, hatta tekilerin beendii katklarda bulunmay baaryordu.
Ameliyatn tm ynleri, btn ayrntlanyla konuulduktan sonra, Assem
423
Wilbur Smith
son kez ona dnd. "Acy bastrmak iin kullanabileceim bitkiler var ama belki
gerek kalmaz. Dr. Rei sizi muayene ederken acy kontrol etme tekniinize hayran
kaldm. Bunu ameliyat srasnda da kullanabilir misi. niz, yoksa iksirlerimden
hazrlayaym m sizin iin?"
"Eminim ki onlar daha etkilidir ama acy kendim kontrol etmeyi tercih
ederim."
"Tekniinizi byk bir dikkatle izleyeceim."
Hannah, sonuca varmak zere muayeneyi bitirip Taita'ya odasna
gidebileceini sylediinde leden sonrann ortasna gelmilerdi. Taita
karken, Hannah, "Dr. Assem bitkisel bir iksir hazrlayp, kk yeil bir
ieyle yatann yanna brakt. Bir anak lk suyla i onu. Barsaklarn
altrp ameliyata hazrlayacak. Ve ltfen bu gece ve yarn sabah baka hibir
ey yiyip ime. Sabah, gn yeterli olur olmaz balamak niyetindeyim.
Kendimize bol zaman tanmak zorundayz. Ne gibi beklenmedik glklerle
karlaacamz kestirmeye imkn yok. Ameliyat gn nda bitirmemiz art.
Ya kandillerinin yeterli olmaz."
Taita, "Hazr olacam," diye garanti verdi.
Ertesi sabah Taita, Hannah'n odasna geldiinde, kadnn cerrah ekibi
toplanm bekliyordu. Taita'nn, Meren iin geldikleri zamandan hatrlad iki
grevli soyunmasna yardm etti. Tamamen plak kalnca onu ta masaya gtrp
srtst yatrdlar. Ta, altnda sert ve souktu ama, yeralt kanallaryla
stlan oda scakt. Drt doktor da bellerine kadar plakt ve sadece beyaz
keten petamallara sarnmlard. Hannah ile Rei'nin gs-leriyle st bedenleri
gen kadnlarnki gibi diri ve yuvarlak hatlyd, tenle424
11. Yazt
?i de krksz, dzgnd. Taita onlarn bu halde kalabilmek iin kendi gizli
becerilerini kullandklarn dnd ve kadnlarn ebedi gzellik dknlne
hafife glmsedi. Sonra kendisini dnd. Burada bak altna yatmay
beklerken benim onlardan ne farkm var? Glmsemeyi kesti ve s0n kez odaya gz
gezdirdi. Yakndaki baka bir masann eitli gm, bakr ve bronz cerrahi
aletleriyle dolu olduunu fark etti. En azndan elli tane parlak neterin dzgn
bir ekilde beyaz mermere dizili olduunu grnce ard.
Hannah onun ilgisini fark etmiti. "Keskin baklarla almay severim,"
diye aklad. "Hem senin hem de benim rahatm asndan." Baka bir masann
banda oturmakta olan iki teknisyeni gsterdi. "Bu adamlar yetenekli
baklardr. Krelen her neteri hemen yeniden keskinleti-rirler. Gn

bittiinde onlara mteekkir olacaksn." Sonra asistanlarna dnd. "Eer her


ey hazrsa balayabiliriz."
ki erkek hastabakc Taita'nn alt ksmn keskin kokulu bir svyla sildi.
O arada cerrahlar da iinde ayn svdan bulunan bir anakta ellerini ve
kollannn dirsee kadar olan ksmn ykyordu. Dr. Rei, Taita'nn yanna geldi.
Bir gn nce yapt izikler ancak grnecek kadar solmutu. Kadn hepsinin
stnden bir daha getikten sonra kenara ekilip Hannah'a yer at.
"lk kesiyi yapmak zereyim. Lord Taita, ltfen acya kar kendini hazrlar
msn?"
Taita plak gsnde yatan Lostris Tlsm'm skca kavrad. Zihnini hafif
bir sisle kaplad ve etrafn evreleyen yzleri belli belirsiz ekiller haline
gelene kadar uzaklatrd.
Hannah'n sesi uzaklardan gelirmi gibiydi artk. Kadn, "Hazr m-sn?"
diye soruyordu.
"Hazrm. Balayabilirsiniz." Hannah ilk kesiyi yaparken hafif bir ekilme
duygusu hissetti, bak daha derine inince ilk acy hissetti ama
425
Wilbur Smith
dayanlmaz deildi. Kendini sadece onun temasn ve neterinin ucunu aL
glayacak bir dzeye drd. Seslerini iitebiliyordu. Zaman geti. Har-nah
hassas" blgelerde alrken bir veya iki kez acy keskin bir ekilde
duyumsad ama o da biraz daha derine indi. Ac azalnca yine hemen yy. zeyin
altna gelip cerrahlann konumalann dinlemeye balad, bylece sreci
izleyebiliyordu.
Hannah, belirgin bir tatmin duygusuyla, "Pekl," dedi. "Btn yaral
dokuyu aldk, kateteri sokmaya haznz. Beni duyabiliyor musun Lord Taita?"
Taita, "Evet," diye fsldad, sesi kendi kulaklarnda yanklanmt.
"Her ey umduumdan bile iyi gidiyor. imdi tp yerletiriyorum."
Taita onun kendi bedeninde altn hissediyor ve sadece bastrmasna
gerek olmayan orta derecede bir sknt alglyordu.
Hannah, "drar artk yeni boruya baland," dedi. "Artk her ey hazr. Biz
laboratuvardan tohumlarn gelmesini beklerken sen de biraz dinlenebilirsin."
Bunu uzun bir sessizlik izledi. Taita, ancak etrafnda olup bitenin farkna
varaca bir derinlie indi. Sessizlik sryordu ama bir tehlike veya tela
belirtisi hissetmiyordu. Sonunda odada yabanc birinin varln alglad.
Hannah'a ait olduunu bildii bir ses duydu, ama bu seferki ok farklyd: korku
veya baka bir gl duygu nedeniyle titriyordu. "te z," demiti kadn.
Taita kendini acya dayanabilecei bir dzeye ykseltti. Gzlerini ok az
aralad, kirpiklerinin arasndan bakyordu. Hannah'n ellerinin stnde olduunu
grd. ki avucuyla, Meren'in gz tohumlann koydukla-nna benzeyen ama biraz
daha byk, sumermerinden ana tutmaktayd. Hannah ana Taita'nn gr
izgisinin altna indirdi ve Taita, onun a" naktakileri alrken kard
kazma seslerini duydu. Birka saniye sonra
426
11. Yazt
da kasndaki ak yarada bir serinlik ve tohumlan yayan elin temasn
hissetti. Arkasndan, ayn blgede keskin bir batma hissi geldi. Taita bunu
maskeledi ve o arada yar ak gzne baka bir ey takld.
Kar duvarda yabanc bir figr duruyordu. Hi ses karmadan gelmiti, uzun
ve heybetli bir ekildi, tepeden trnaa siyah ipek bir kumala rtlyd. Tek
hareket, her solukta belli belirsiz inip kalkan gsyd. rtnn arkasndaki
gs, kesinlikle mkemmel bir kadn gsyd.
Taita, dayanlmaz bir huu ve korku iindeydi. Gz'n at ve rtl
figrn auras olmadn grd. Bunun Eos olduundan emindi, o glgeli
grntlerinden biri deil, bizzat kendisiyle savamaya geldii cadyd.
Dorulup oturmak ve kadna meydan okumak istedi ama trans halinden kmaya
karar verdii anda mthi bir ac hissetti, geriye srklendi. Konumak istedi
ama azndan tek kelime kmad. Sadece ona bakabiliyordu. Sonra akaklarnda
ok yumuak bir dokunu hissetti, sanki bir perinin parmaklar dokunuyordu.

Bunun Hannah olmadnn farkndayd. Eos zihnine girmeye ve dncelerini


almaya alyordu. Onu engellemek iin hemen zihinsel engellerini ykseltti.
peksi dokunu geri ekildi. Eos, Taita'nn direncini hissetmi ve ustaca bir
manevrayla yer deitirmiti. Taita onun tekrar hamle yapmak zere ekildiini
tahmin etti. imdilik Taita'nn savunmasn zarif bir ekilde yoklamakla
yetinmiti. Taita, onun varlndan korkup ylmas gerektiini, ktlnden
irenmesi gerektiini biliyordu, ama aksine, ona doru gl ve doal olmayan
bir ekim hissediyordu. Demeter kadnn gzellii ve onu gren tm erkeklerde
yaratt etki konusunda uyarmt, Taita da gardm sk tutmaya alyor, ama
yine de onun meum gzelliine bakma arzusuyla yanyordu.
O anda Hannah araya girdi ve Taita'nn manzarasn kapad. Taita kenara
ekilsin diye barmak istedi ama Eos artk gznn nnde olma427
Wilbur Smith
d iin tekrar kendini kontrol eder hale gelmiti. Bu deerli bir keifti Ona
bakt takdirde kadna kar koymann imknsz olduunu renmiti. Zor da olsa
gzn baka yere evirirse, ona kar kabilirdi. Tavana bakarak sessizce
yatt ve acnn ykselmesine izin verdi, o ac, Eos'un yaratt hayvani istekle
mcadele edecekti. Hannah artk yaray sarmaya balamt; Taita da onun
ellerine ve bedenine deen keten eritlere konsantre oldu. ini bitirince
Hannah yeniden kenara ekildi. Taita hemen kar duvara bakt ama Eos gitmiti.
Sadece belli belirsiz'psiik bir iz brakmt. Havada asl kalan kymetli bir
parfm kokusu gibi insan mest eden bir izdi bu.
Dr. Rei, Hannah'n yerine geip Taita'nn azn at ve arasna tahta
takozlar yerletirdi. Taita kadnn forsepsle ilk dii tuttuunu hissetti ve o
ekmeye balamadan acy maskeledi. Rei iinde uzmand: btn dilerini hzla ve
sorunsuz bir ekilde ekmiti. Sonra Taita azndaki ak yaralara tohumlarn
yayldn hissetti ve yaralarn dikilmekte olduunu alglad.
ki erkek hastabakc Taita'y mermer masadan yavaa kaldrp, hafif bir
sedyeye yerletirdi. Onu odasna tarlarken Hannah da yanlarnda geldi. Odada
hastabakclarn onu yatana yerletirmelerine nezaret etti ve rahat etmesi,
iyi baklmas iin gereken dzenlemeleri yapt.
Sonunda yere, yatan yanna diz kt. "Hastabakclardan biri gece gndz
yannda kalacak. Durumunda ciddi bir deiiklik olursa hemen beni haberdar
edecekler. Bir eye ihtiyacn olursa sadece syle yeter. Sabah akam urayp
sarglar yenileyeceim ve iyilemeni takip edeceim," dedi. "Bundan sonra
olacaklar hakknda seni uyarmama gerek yok. Hima428
11. Yazt
ettiin adamn gzn tohumladktan sonra yaadklarn yaayacaksn. Onun
katland ac ve rahatszl hatrlyorsundur. Olaylarn srasn da... ii
gn boyunca nispeten ac yok, alt gn strap ve onuncu gn rahatla-v,. Ancak,
senin yaran Albay Cambyses'inkinden ok byk olduu iin orabn da ona gre
olacaktr. Acy kontrol altnda tutmak iin tm becerini kullanman gerekecek."
Hannah'm ngrleri yine doru kmt. lk gn sadece hafif skntlarla
geti; karnnda tekdze bir ar ve idrar yaparken bir yanma hissi oluyordu.
Az daha ok acyordu. Diliyle, Rei'nin dietlerine yapt dikileri yoklamaya
engel olmak zordu. Kat bir ey yiyemiyor, sadece et suyuyla yaplm sebze
presiyle doyuyordu. Ayaa bin bir glkle kalkabiliyordu. Bir ift koltuk
denei vermilerdi ama yine de hastabakcnn yardm olmadan byk aptestini
yapmaya gidemiyordu.
Hannah, sarglar deitirmeye gelince onun almasn izledi ve yarann
yumuak, yapkan bir kabuk baladn grd. Akasya aacnn gvdesinden szan
sakza benziyordu. Hannah kabua zarar vermemeye dikkat etti ve keten bandajlara
yapmamas iin Dr. Assem'in verdii yal bir merhem srd.
Taita drdnc gnn sabahnda yle iddetli bir strapla uyand ki, acy
bastrmak iin zihinsel gcn kullanmaya frsat bulamadan haykrmaya balad.
Hastabakclar hemen yanna kotular ve Dr. Hannah'a haber ulatmld. Hannah

kapda grndnde, Taita, glerini kullanmaya balamt ve onunla akl


banda bir durumda konuabilmek iin belli bir seviyeye ekti.
Hannah, "Kt," dedi. "Ama byle olacan biliyordun."
Taita, "Bildiim her eyin tesinde," diye fsldad. "Sanki karnmda bir
maden eritme potasn kartryorlar."
"Sana bir iksir vermesi iin Dr. Assem'i arabilirim."
429
Wilbur Smith
"Hayr. Bununla tek bama baa kacam."
Hannah, "Alt gn daha var," diye uyard. "Belki de daha fazla."
"Dayanrm." Istrab korkun ve aralkszd. Btn varln kaph. yordu.
Aklna ne Eos hatta ne de Fenn geliyordu. Her ey acdan ibaretti
Gn iinde byk bir abayla dayanmay baaryordu, ama uykusu gelir gelmez
savunmas dyor ve ac btn iddetiyle geri geliyordu. Uykusu annda alyor
ve inlemeye balyordu. Assem'den uyuturucu istemek iin kvranyor ama btn
akli ve fiziksel gcyle bu arzuya direniyordu. Uyuturulmaya izin vermesinin
yarataca tehlike, acy bastrmaktayd. Eos'a ve Yalan'a kar tek kalkan
direnciydi.
Altnc gn, arlar yerini kantya brakt, yle feci bir kantyd ki,
ona dayanmak da neredeyse arya dayanmaktan daha zordu. Sarglan koparp atmak
ve etini trnaklaryla paralamak istiyordu. Sadece Hannah sarglar
deitirmeye gelince rahatlyordu. Kirli sarglan anca, Taita'y yattran ve
rahatlatan lk bir bitki zyle yaralann ykyordu.
O arada, btn kasn kaplayan yara kabuu, mavi gldeki timsah-lann
derisi kadar kara ve sert bir hale gelmiti. Bu rahatlama dnemleri ksa
sryordu. Hannah yeni bandaj yapar yapmaz kant btn gcyle geri
geliyordu. Taita ldrmann eiine gelmiti. Bu strap hi bitmeyecek
gibiydi. Artk gnlerin hesabn armt.
Bir aamada Rei, onu grmeye geldi. Hastabakclar enesini ak tutarken,
dietlerindeki dikileri ald. Asl yarann strabyia urarken Taita onlan
unutmutu bile. Yine de, dikilerin alnmasyla biraz rahatlad ve direnci
artt.
Bir sabah uyandnda yle ani bir rahatlama hissetti ki, elinde olmadan
inledi. Ac ve kant gemiti. O kadar gevedi ki, tam bir gn ve gece boyunca
saaltc bir uyku uyudu. Tekrar uyandnda Hannah' yatann yannda melmi
buldu. O uyurken sarglann amt. Taita o ka430
11. Yazt
jar bitkin dmt ki, onun ne yaptn fark etmemiti bile. Ban kalknca
kadn ona aikr bir gururla glmsedi.
"Kangren her zaman en byk tehlikedir, ama izi bile yok. Vcudun ateler
iinde yanmyor. Ektiimiz tohumlar btn blgeyi kaplam. Ac denizini ap
uzak kyya ulatn artk," dedi. "Yarann derinliini ve ebadn dnecek
olursak, cesaretin ve dayanma gcn olaanstyd, ama senden de bunu beklerdim.
Artk kateteri de karabilirim."
Bakr tp kolayca kt ve Taita iyice rahatlad. Geirdii etin snavn
onu bylesine zayf ve bitap brakmasna ayordu. Dorulup oturmas iin
Hannah ile hastabakclarn yardm gerekmiti. Taita eilip bedenine bakt.
Daha nce de inceydi ama imdi iskelet gibiydi. Btn kaburgalar ortaya
kmt.
"Kabuk kalkmaya balad," dedi Hannah. "Bak nasl ykseldi, etrafndaki deri
nasl deiti. yilemeyi gryor musun?" aret parmayla eski ve yeni deri
arasndaki izgiyi gsterdi. ki deri kusursuz bir ekilde birbirine kaynamt.
Eski deri yatan tr krep bir kuma gibi burumu, zerindeki kllar incelmi
ve aarmt. Grnen yeni deri ise sk ve cilal fildii gibiydi. Gbeinin
altnda giderek sklaan yeni kllar vard. Gr kask kllarnn ilk
habercileriydi bunlar. Yara kabuunun ortasnda, Han-nah'n bakr tp kard
bir delik vard. Hannah oray Dr. Assem'in bitki zl merhemlerinden kaim bir
tabakayla rtt.

"Merhem sayesinde alttaki yeni dokuya zarar vermeden kabuk yu-muayacak ve


kalkacak," diye aklad yeni sarglar yaparken.
O iini bitirmeden, Dr. Rei geldi ve o da Taita'nm bana meldi. Parman
azna soktu. "Burada bir ey oluyor mu?" diye sordu. Daha nceki ciddi ve
profesyonel tutumu deimi, rahat ve dosta bir tavr taknmt.
Azndaki parmak yznden Taita'nn sesi bouk kt. "Bir eylerin
bydn hissedebiliyorum. Dietlerimin altnda sert yumrular var, dokununca
acyor."
431
Wilbur Smith
"Di karma arlar," diyen Rei kkrdad. "kinci bebekliinizi
geiriyorsunuz lordum." Parman aznn arkasna gtrp bir daha gld.
"Evet, tam dizi, akl dileriniz de dahil. Birka gne kadar kendilerini
gsterirler. O zaman daha adamakll eyler yiyebilirsiniz."
Bir hafta sonra Rei yine geldi. Cilal gm bir ayna da getirmiti. Her
eyi ok net gsteriyordu. Taita yeni azna ilk kez bakarken, Rei, "Arap Denizi
'nden gelmi bir dizi inci gibi," dedi. "Muhtemelen uzun yllar nce ilk kan
dilerden daha da dzgn ve holar." Gitmeden nce, "Ltfen aynay hediyem
olarak kabul edin," diye ekledi. "nann bana, yaknda ok daha byk
gzellikler greceksiniz onda."
Taita'nn karnnn altndaki kabuun tamamen dmesi iin ayn bir tur daha
yapmas gerekti. O arada normal bir ekilde yemeklerini yiyor ve yitirdii
kilolar geri alyordu. Her gn saatlerce, asasna dayanarak, eski gcn
kazanmak iin gerekli grd hareketleri yapmaktayd. Dr. As-sem, bol miktarda
bitki ve sebzeye dayal bir diyet hazrlatmt. Ona en yararl olacak yemekler
geliyordu. Yanaklarndaki ukurlar doldu, rengi dzeldi, kaslar da gzne
eskisi kadar sk ve gl grnmeye balad. Yaknda koltuk deneklerini atp,
ikide bir durup dinlenme ihtiyac hissetmeden gl kysnda gezebilecekti.
Ancak, gn geldiinde Hannah yannda kimse olmadan sanatoryumdan kmasna izin
vermedi ve erkek hastabakclardan birini yanna katt. Taita eski gcne
kavutuka, bu srekli takip ve kstlamalara dayanmas daha zor oluyordu.
Sonunda Han-nah'a, "Beni ne zaman hcremden salp dnyaya dnmeme izin
vereceksin?" diye sordu.
"Lordlar, tmyle iyileene kadar seni burada tutmam emretti. Ama gnlerini
boa geirmen gerekmiyor. Vakit geirmene yardm edecek bir ey gstereceim
sana." Taita'y sanatoryumun ktphanesine gtrd, ana binadan az tede,
ormann iindeydi. Birbiriyle balantl muazzam
432
11. Yazt
byklkte bir dizi odadan oluan kocaman bir yapyd. Btn duvarlarda, yerden
tavana kadar sralanm ta raflar vard ve hepsi papirs rulolar ve kil
tabletlerle doluydu.
"Raflarmzda, on binden fazla kitap ve bir o kadar da bilimsel alma
var," dedi Hannah gururla. "ou esizdir. Baka kopyas bulunmaz. Bunlarn
yarsn okumak bile normal bir mre smaz." Taita ar ar odalarda gezindi,
arada rasgele bir rulo veya tableti alp bakyordu. Son odann girii ar
bronzdan, ift kanatl bir kapyla rtlmt. Sorar gibi Hannah'a bakt.
"Ne yazk ki lordum, bu odaya girmek ve iindekilere bakmak sadece Lonca
yelerine serbesttir."
"Anlyorum," dedi Taita. Sonra dnp, iinden getikleri salonlara bakt.
"Bu, medeniyet kurulal beri insanln biriktirdii en byk hazine olmal,"
dedi.
"Tahminine katlyorum lordum. Burada ilgini ekecek ve zihninde belki de
yeni ufuklar aacak pek ok ey bulacaksn."
"Kesinlikle bu frsat deerlendireceim." Sonraki haftalarda, Taita her gn
pek ok saati ktphanede geirir oldu. Ancak, gn okumasna izin
vermeyecek hale gelince dnyordu ana binaya.
Bir sabah, kahvaltsn bitirdikten sonra kapda yabanc birinin beklediini
grp ard ve bir para huzursuz oldu. Hemen, "Kimsin sen?" diye sordu. Bir

an nce ktphaneye gidip, gnlerdir heyecanla okuduu yldzlararas dolama ve


iletiimle ilgili ruloyu bitirmek istiyordu. "Konusana be adam."
"Ben buraya Dr. Hannah'n emriyle geldim." Ufak tefek adam ban eip
srtt. "Berberinizim."
"Hi kukusuz fevkalade olan hizmetine ihtiyacm yok," diyen Taita, adam
itip gemeye alt.
433
F:28
Wilbur Smith
Berber nne dikildi. "Ltfen lordum. Dr. Hannah ok srar etti Eer izin
vermezseniz bam belaya girer."
Taita duraksad. ok uzun bir sredir grnne zel bir ilgi g0s_
terraiyordu. Elini uzun salarndan ve neredeyse beline kadar inen gmi
sakalndan geirdi. Temiz ve taral tutuyordu ama onun dnda kendi haline
brakyordu. in asl, Dr. Rei'nin armaanndan nce aynas bile yoktu. Berbere
kukuyla bakt. "Simyac deilsen bu sprntleri altna evirebileceinden
kukuluyum," dedi.
"Ltfen lordum, en azndan denememe izin verin. Yoksa Dr. Hannah zlr."
Kk berberin hali glnt. Herhalde Dr. Hannah, onu dehete dryordu.
Taita iini ekip elinden geldii kadar nazik bir tavrla, "Eh, pekl," dedi.
"Ama elini abuk tut."
Berber, onu terasa kard, gne alan bir yere taburesini hazrlamt
bile. Aletleri de elindeydi. lk birka dakikadan sonra, Taita onun hizmetlerini
olduka yattrc buldu ve gevedi. Berber makasyla alrken, Taita da
ktphanede kendisini bekleyen ruloyu ve nceki gn okuduu ksmlar dnmeye
balad. Yazarn konuda boluklar braktna ve ilk frsatta eksikleri kendi
tamamlamaya karar verdi. Sonra zihni Eenn'e kayd. Onu ok zlemiti. Fenn'in ne
halde olduunu, Sidudu'nun bana neler geldiini merak etti. Gri sa
buklelerinin, sonbahar yapraklar gibi yerlere dkldnn farknda bile
olmad.
Sonunda kk berber, suratna bronz bir ayna tutarak dncelerini bld.
"Umarm iimi beenirsiniz."
Taita gzlerini krptrd. Grnts metalin dengesiz yzeyinde dalgaland
ve birden dzeldi. Taita gzlerine inanamad. Karsnda marur bir ekilde
kendisine bakan yz tanyamyordu. Bildiinden ok daha gen grnmekteydi.
Berber san omuz hizasna kadar kesmi ve de434
11. Yazt
fiden bir srmla arkadan balamt. Sakaln da ksaltp, kare eklinde
kesmiti"Kafatasnzn ekli ok gzel," dedi berber. "Geni, derin bir aln-nlz
var. Banz, tam bir filozof ba. Sanz byle geriye toplaynca tm asaleti
ortaya kt. Daha nce sakalnz enenizin gcn rtyordu. Byle ksa
kesince, hem o gc artrd hem de iyice vurgulad."
Genken, Taita grnmnden honuttu... belki fazla bile honuttu. Zamanla,
erkekliini kaybetmi ve bunun bedelini demiti. imdi ise, onca zaman sonra
bile tamamen bozulmadn gryordu.
Fenn aracak, diye dnd ve keyifle glmsedi. Aynada yeni dileri
parlad ve gzlerindeki ifade canland. "ini iyi yapmsn," dedi. "Bu
malzemeden byle bir sonu kaca hi aklma gelmezdi."
O akam Hannah, Taita'nn hatlarn dnceli bir tavrla inceledi. "Uzun
yllar nce, flrtle geirilecek zamann ok daha tatminkr ve retken ilere
harcanmas gerektiine karar vermitim," dedi. "Ama baz kadnlarn seni niye
yakkl bulduunu anlyorum lordum. znin olursa ve tamamen bilimsel bir
yaklamla, Lonca'mzn zenle seilecek baz yelerini davet edip seninle
tantrmak ve neler baardn gstermek isterim."

Taita, "Senin ve meslektalarnn neler baardn," diye dzeltti. "En


azndan bu kadarck bir nezaket gstermek boynumun borcudur."
Birka gn sonra, tekrar Hannah'n odasna gitti ve oray geici bir snf
haline sokulmu olarak buldu. Ta masann nne yarm daire halinde tabureler
dizilmiti. Aralarnda Gibba, Rei ve Assem'in de bulunduu toplam sekiz erkek ve
kadn, taburelere oturmu bekliyordu.
Hannah, Taita'y masaya kard ve yz kendilerine dnk olarak oturmasn
rica etti. Taita, bandan beri onunla birlikte olan cerrahlar d-mdakileri
tanmyordu. Bulut Baheleri'nde ne kadar uzun sre kaldn dnnce bunu
garip buldu. Sanatoryum, onun tahmin ettiinden daha ge435
Wilbur Smith
ni bir alana yaylyor olmalyd ya da teki birimler, tpk ktphane g[\y\
ana binadan ayr, ormann iindeydi. Yine de, en akla yakn olaslk, Bult
Baheleri'nin henz kendisinden Eos'un eitli karanlk sanatlarn gizi;, yor
olmasyd. Tpk bir ocuk oyunu gibi, kutu iinde kutu saklanmt.
Yeni yzlerden biri, bir kadna aitti. Dierleri erkekti ama hepsinde
sekin ve saygn bilim adam havas vard. Tavrlar zenli ve ciddiydi. Hannah,
Taita'y en vc szlerle takdim ettikten sonra, geirdii ameliyatlarn ana
hatlarn anlatt. Rei, Taita'nn anm veya rm dilerini nasl ektiini
ve dietine nasl tohumlama yaptn aktard. Sonra da konuklan birer birer
arp yeni dileri gsterdi. Taita bu sre iinde heykel gibi oturdu ve
sorduklar sorulan yantlad. Herkes taburesine dnnce, Hannah yine gelip
yannda durdu.
Taita'nn hadm ediliini ve yaralann etkilerini anlatt. Dinleyenler dehet
iinde kalmt. zellikle de kadn cerrah, duyduu sempatiyi arbal bir
tavrla dile getirdi.
Taita, "lginize teekkr ederim," dedi. "Ama bunlar ok uzun zaman nce
olmutu. Geen zaman iinde anlarm solup gitti. nsan zihni en ac anlann
gmmeyi baaryor." Hepsi balann sallayp, dncesine katldklarn
mnldandlar.
Hannah szne devam ederek, yapt ilk testleri ve ameliyata nasl
hazrlandn anlatt.
Taita, bu evrede, onun hasad ve tohumlarn ekmeye hazrlann da dile
getireceini umdu. renmek iin can att ksm buydu. Ama Hannah byle bir
ey yapmaynca hayal krklna urad. Dinleyicilerin iin bu ksmn gayet
iyi bildiklerini ve muhtemelen kendi ameliyatlannda da ayn teknikleri
uyguladklarn varsayd. Hannah, alamann yaplabilmesi iin yaral dokuyu
nasl kardndan sz etti. Dinleyiciler pek ok ayrntl soru ynelttiler ve
o da hepsini uzun uzun yantlad. Sonunda, "He436
11. Yazt
jnizin de gayet iyi bildii gibi, Lord Taita en st dzeyde bir byc, ay-n,
zamanda sekin bir cerrah ve bilimsel gzlemcidir," dedi. "reme oranlarnn
yeniden yaplandrlmas, kendisi iin son derece mahrem ve hassas bir deneyim
oldu. Bu srete ok byk aclarla baa kmak zorunda kaldn da sylememe
gerek yok. Btn bunlar, byle olaanst bir kii iin, mahremiyetine ve
saygnlna byk ykler getiren ilemler oldu. Buna ramen, kendisini muayene
etmemize ve sonulan deerlendirmemize rza gsterdi. Eminim ki, hepiniz bunun
onun asndan kolay bir karar olmadnn farkndasnzdr. Bu frsat verdii
iin kendisine minnettar olmalyz."
Sonunda Taita'ya dnd. "zninle, Lord Taita."
Taita ban sallad ve masaya uzand. Gibba masann yanna gelip Hannah'n
karsnda durdu. kisi iki taraftan Taita'nn tuniini syrdlar. Hannah
izleyicilere, "Daha iyi grmek iin yakna gelebilirsiniz," dedi. Hepsi
taburelerinden kalkp, masann etrafnda halka oldular.
Taita incelenmeye o kadar almt ki, onlarn baklar karsnda zel bir
utan duymad. Kendisi de dirseklerinin zerinde dorulup, bedeninin alt ksmna
bakmaya balad.

"Yeni derinin yaray nasl kapladn grebilirsiniz. Ergenlik andaki


bir erkekte grlecek yumuaklk ve esneklikte. te yandan, ltfen kask
kllarna dikkat edin, onlar olaanst bir hzla geliti." Elini sz ettii
blgeye koydu. "Btn bu etsi kabarklk kask kemiinin stnde geliiyor.
Dokunacak olursanz, pelvis kemiinin stnde oluan dokuyu fark edebilirsiniz.
u anda, yaklak on yanda bir erkek ocuunun geliimine ulat. Bu noktaya,
ameliyattan haftalar sonra gelindi. imdi peni-se bakn. Snnet derisi gayet iyi
durumda, pek ok ocukta olduu gibi fazla gergin deil." Deriyi tutup dikkatle
geri ekti. Taita'nn penis ba ortaya kmt. Olgun bir mee palamudundan
biraz iri, yumuak ve pem437
Wilbur Smith
beydi. Hannah devam etti. "Ltfen idrar yolu giriine dikkat edin. Bunu
ameliyatta bir kateter takarak oluturduk. Tp kardmzda delik yuvarlakt,
ama imdi grdnz gibi karakteristik yark halini alm bulunuyor." Hannah
snnet derisini eski haline getirdi.
Sonra, olgunlamam gvdenin altndaki husye kesesine dnd. "Kese normal
geliimini srdryor, ama dier tohumlama ilemlerimizde grdmz gibi
olaanst bir hzla." Hafife skt. "Bakn! Olgunlamam testisler yerini
alm bile." Masann stnden teki kadn doktora bakt. "Dr. Lusulu, ltfen
kendiniz de muayene eder misiniz?"
Kadn, "Teekkrler Dr. Hannah," dedi. Otuz be yalarnda grnyordu ama
Taita onun aurasma baknca bunun aldatc olduunu, kadnn ok daha yal
olduunu grmt. Arbal hali de iyzn gstermiyordu, kadnn aurasnda
ehvet dkn olduunu anlatan bir izgi vard. Kadn, Taita'nn testis
kesesini tuttu ve hemen iki kk kreyi buldu. Dnceli bir tavrla
parmaklarnn arasnda yuvarlad. "Evet," dedi sonunda. "Mkemmel bir ekilde
yaplanm grnyorlar. Orada herhangi bir ey hissediyor musunuz Lord Taita?"
"Evet," diyen Taita'nn sesi bouk kmt.
Kadn sanki yzn inceliyormu gibi oynamaya devam etti. "Utan-mamahsnz
lordum. Dr. Hannah'in size geri verdii erkeklik organlarnn tadn
karmalsnz." Parmaklarn penisin gvdesine kaydrd. "Burada da bir ey
hissetmeye baladnz m?" Parmaklaryla penisi svazlad. "Ne yaptm
hissedebiliyor musunuz?"
Taita, "Gayet net," diye cevap verdi, sesi daha da bouklamt. Bu yeni
duygu, daha nceki duygularndan ok farklyd. Bu yeni uzant ortaya kal
beri ona dikkatli ve temkinli yaklayordu. Sadece mecbur kalnca, yani temizlik
ve doann gerekleri iin elini sryordu. O zaman bile dokunuu hantal ve
beceriksizce oluyordu; Dr.^Lusulu'nun gsterdii zgven ve maharetten yoksundu.
438
11. Yazt
Dr. Lusulu, Hannah'a, "Organlar tam gelitiinde ne ebatta olmasn
bekliyorsunuz?" diye sordu.
"Tpk bir ocukta olduu gibi, yzde yz emin olmamza imkn yok. Yine de,
kesilen organlarla hemen hemen ayn olaca fikrindeyim."
Dr. Lusulu, "Ne kadar enteresan," diye mrldand. "Sizce bir gn, yeniden
yaplanan organlarn asllarndan byk olmas da mmkn olacak m? Mesela,
kk bir ayak ya da yark damak iyi birer rnek olabilir ya da fazla kk bir
penis yerine by yaplabilir mi? Bu imknsz mdr?"
"mknsz m? Hayr doktor, kantlanmadka hibir ey imknsz deildir.
Hedefime ulaamasam dahi, benden sonrakiler bunu baarabilir."
Tartmalar biraz daha srd, sonra Lusulu dikkatini tekrar Taita'ya
evirdi. Hl organlaryla oynuyordu ve artk keyifli grnyordu. "Ah ok
gzel," dedi. "Organ ilevsel. Hasta neredeyse tam ereksiyona yaklat. Bu
gerekten ustalnz kantlyor Dr. Hannah. Sizce imdiden orgazm da olabilir
mi? Yoksa bunun iin ok mu erken?" Artk elindeki penis iki katna km ve
snnet derisi tamamen geri ekilmiti. ki kadn pr dikkat durumu incelediler.
Hannah soruyu iyice tarttktan sonra, "Orgazm gerekleebilir." diye cevap
verdi. "Ama bence boalma iin daha zaman var."

"Belki bunu denemeliydik. Ne dersiniz doktor?"


Tartmay gayet duygusuz bir tavrla srdrdler. Bununla birlikte, Dr.
Lusulu'nun basit el hareketleriyle yaratt yabanc hisler, btn bedenine o
kadar yaylm durumdayd ki, Taita'nn kafas karmakark olmutu. Bu iin
nerede veya nasl bitecei hakknda bir fikri yoktu. Kendini tmyle kontrol
altnda tutmaya bu kadar alm biri olarak, bu gelimeyi tehlikeli buluyordu.
Uzanp kadnn elini itti. "Teekkrler doktor," dedi. 'Hepimiz Dr. Hannah'n
cerrahi dehasndan ok etkilendik. zellikle de tan. Yine de, nerdiiniz testin
daha zel bir ortamda gereklemesini tercih ederim." Tuniinin eteini indirdi
ve doruldu.
439
Wilbur Smith
Dr. Lusulu, ona glmseyip, "Tadn karmanz dilerim," dedi. G2.
lerindeki ifadeden, Dr. Hannah'in flrtle ilgili fikirlerini benimsemedii
belliydi.
Taita artk byk ktphaneyi kefettii iin gnler abuk geiyordu.
Hannah'in da belirttii gibi, buradaki btn bilgileri renmeye bir mr
yetmezdi. in garip taraf, o kilitli odaya kar hibir ilgi duymuyordu. Tpk
o gece alayan kadnda ve aklanamayan dier olaylarda olduu gibi, konu
zihninin sislerinde dalp gitmiti.
Okumad zamanlarda, vaktinin ounu Hannah, Rei ve Assem'le tartarak
geiriyordu. eitli olaanst projeler yrttkleri baka labo-ratuvarlara da
girmeye balamt.
Bir seferinde Hannah, "Dr. Lusulu'nun organlarn yerine daha gelimilerini
koymakla ilgili sorusunu hatrlyor musun?" dedi. "Eh, mesela at hzyla koan
bacaklara sahip bir asker dn. Ya bir iftten fazla kol ya-pabilseydik ona?
Yay iin iki kol, balta iin iki kol, kl kullanmak iin iki kol ve son olarak
da kalkan tamak iin iki tane. Byle bir savann karsnda kimse
duramazd."
"Drt tane gl kolu ve ar ksa bacaklar olan bir kle, madenlerin en
cra kelerine gidip altn karabilirdi," dedi Rei de. "Zeks da bir kzn
seviyesine indirilse, zorluklara alr ve en kt koullarda bile ikyet
etmeden alrd. Dr. Assem, bu zihinsel etkiyi yapabilecek bitkiler yetitirdi. Zamanla Dr. Hannah ve ben de fiziksel gelimeleri gerekletirebiliriz'
Hannah, "Mutlaka tnelin giriindeki eitimli maymunlar grm-sndr,"
dedi.
440
11. Yazt
"Evet, grdm ve onlara canavar maymunlar dendiini duydum," diye cevap
verdi Taita.
Hannah biraz sinirlenmi gibiydi. "Sradan insanlarn takt bir isim,"
dedi. "Biz ise Pan Twglodyt diyoruz onlara. Gneydeki byk ormanlarda, aata
yaayan bir maymun trnden elde ettik. O tr yzyllar boyunca, ameliyatlarla
ve belli bitkilerle elimizden geldii kadar slah ettik; zeklarn gelitirdik
ve saldrganlklarn bizim iin en yararl olacaklar dzeye ykselttik. Ayn
tekniklerle, onlar kontrol eden kiinin isteklerine tamamen uyacak ekilde
ynetebiliriz. Elbette zeklar ilkel ve hayvani, bylece insanlar tarafndan
idare edilmeleri daha kolay oluyor. Benzer teknikleri klelerimizde de
deniyoruz. ok heyecan verici sonular elde ettik. Lonca'ya ye olunca bunlar
sana da gstermekten mutluluk duyacam."
Taita bu aklamalardan irenmiti. nsanlktan kp, sapkn canavarlara
dnecek yaratklar yapmaktan sz ediyorlar, diye dnd, ama duyduu deheti
belli etmemeye zen gsterdi. Bu insanlar Eos'un ktl ile lekelenmiti.
Zeklar sapkla dnm ve zehirlenmiti. Me-ren gibi, Nakonto gibi dzgn,
onurlu insanlar zlemiti Tatia. Fenn'in parlak masumiyetinin hasretini
ekiyordu.
Bir sre sonra, yine Hannah ile ktphaneden dnerken, Bulut Bah-eleri'nden
ayrlp Mutangi'ye dnme konusunu at. "Dostlarm artk yokluumdan endie

ediyordur. Sa ve esen olduumu onlara gstermem lazm. O zaman tekrar buraya


dnp Lonca'ya katlma ilemlerine devam edebilirim."
"Ne yazk ki lordum, bu karan ben vermiyorum," dedi Hannah. "yle grnyor
ki Yksek Konsey, yelie balayana kadar burada kalman istiyor." Sonra
Taita'ya glmsedi. "Ama zlme lordum. Bu i en fazla bir yl daha srer. nan
bana, bu sreyi verimli ve retken geirmen iin elimizden gelen her eyi
yapacaz."
441
Wilbur Smith
Fenn'i veya Meren'i grmeden bir yl daha geirme dncesi Ta-ita'y
dehete drd. Ama cadnn kendisiyle oynad oyunda hamle yapmak iin o
kadar beklemeyeceini tahmin ederek kendini yattrd.
Tohumlanan blgeleri anormal bir hzla bymeye devam ediyordu Taita, Dr.
Lusulu'nun tavsiyesini hatrlad. "Dr. Hannah'n size geri verdii erkeklik
organlarnn tadn karmay renmelisiniz." Gece tek bana yatanda
yatarken kendini kefe kt. Kendi dokunuuyla ayaklanan duygular ylesine
youndu ki, ryalarna girdi. Maaradaki ocuun ehvetli hayalleri aklndan
kmaz oldu. Ryalar hem oke edici hem de zevkliydi. ok gzel bir huri
tarafndan ziyaret ediliyordu. Huri, kadnh-yla ilgili yerlerini utanmadan ona
gsteriyor ve Taita onun mkemmel bir orkideye benzediini kefediyordu. Kadnn
kokusu ve tad en nefis meyveden bile gzeldi.
Neredeyse bir asrdr ilk kez kasndaki patlamay hissetti. ylesine gl
bir duyguydu ki, ne kendinden geme ne strap olarak tanmlanabilirdi. Atei
varm gibi, soluk solua, titreyerek uyand. Tere ve kendi beden svlarna
batmt. Ryasna giren kadnn onu alp gtrd uzak snrlardan dnebilmesi
bir asr srm gibiydi.
Kalkp ya kandilini yakt. Rei'nin verdii gm aynay buldu ve tekrar
yatana gidip meldi. Kandilin nda, huu iinde, cinsel organnn
aynadaki grntsn seyretti. Hl inmemiti ve tpk o ocuun glde
gsterdii gibi, mkemmel, grkemli ve etkileyiciydi.
Taita, normal erkekleri etkisi altna alan drtleri imdi anlyordu. lk
kez onlardan biri olmutu. Kendi kendine, bana verilen bu ey aziz bir dman,
iki bal bir hayvan, dedi. Eer ben onu kontrol edebilirsem, Lusulu'nun sz
ettii hazlan verecek. Ama eer o beni kontrol ederse, o zaman tam Eos'un
planlad gibi beni yok edecek.
442
11. Yazt
Daha sonra kalkp ktphaneye gittiinde, nndeki masaya yayd ruloya
odaklanmakta zorluk ekti. Kasndaki scakln ve tuniinin altndaki
varln fazlasyla farkndayd.
Sanki hayatma biri daha girmi gibi, diye dnd, srekli ilgi isteyen
mark bir velet. Ona kar hogrl bir sevgi hissediyordu. Bu, ikisi
arasnda bir yan olacak, sonunda kimin kimi ynetecei ortaya kacakt. Ama
onunki gibi en byk aclan bastrabilen, byle muazzam bir bilgi birikimini
tayabilen bir akl, ok daha dikkat datan bu sorunla da baa kabilirdi.
Btn dikkatini nndeki ruloya yneltti. ok gemeden kendini yle bir kaptrd
ki, etrafnda olup bitenleri,bile belli belirsiz alglar oldu.
Ktphanedeki atmosfer sakin ve sessizdi. Her ne kadar, bitiik odada
korumalar oturuyor olsa da, buras ona aitti. Adamlar, belli bir mesafede
kalmalar konusunda uyanlm gibiydi. Ara sra, sepetlerindeki rulo-lan yerine
koymak iin ktphane grevlileri gelip geiyordu. Taita onlara pek dikkat
etmiyordu. Bir ara kendisine yasak olan odann kapsndaki kafesin aldn
duydu ve kafasn kaldnp baknca, sradan grnml, orta yal ktphaneci
kadnn ak kapdan girdiini grd. Aklna bir ey gelmedi ve kendi rulosunu
okumaya devam etti. Biraz sonra kafesin yeniden aldn duydu. Ayn kadn
dan kp, kapy arkasndan kilitlemi-'i. Derken kadn yavaa Taita'nn
bulunduu salona girdi ve beklenmedik bir ekilde Taita'nn masasnn yannda

durdu. Taita merakla ban kaldrp bakt. Kadn masaya bir rulo brakt.
Taita, "Korkarm yamldn," ^di. "Bunu ben istememitim."
Kadn, "stemi olmanz lazm," dedi, sesi o kadar hafif kmt ki, 'aita
kelimeleri zar zor seebildi. Kadn sa elinin kk parman uza-l|P alt
dudana dokundu.
443
Wilbur Smith
Taita bakakald. Bu, Albay Tinat'n gsterdii tanma iaretiydi. K dn da
onlardan biriydi demek ki. Kadn baka bir ey demeden, rulov Taita'nn
masasnda brakp gitti. Taita arkasndan seslenmek istedi am kendini tutup onun
gidiini izledi. Yalnz olduundan ve gzetlenmediin den emin olana kadar,
kendi metnini okumaya devam etti, sonra onu kivi np kenara koydu. Onun yerine
ktphanecinin getirmi olduu ruloyu serdi. Metnin bal yoktu ve yazann ad
belli deildi. Sonra fazla kk ve muntazam hiyeroglifleri yazan eli tand.
"Dr. Rei," diye fsldad ve abucak okumaya balad. Yaznn konusu,
tohumlama ve alama yntemiyle insan bedenindeki ksmlarn yeni-lenmesiydi.
Taita papirse yle bir gz gezdirdi. Rei'nin yazdklarn yakndan biliyordu;
kadnn konuyu ileyii son derece ayrntl ve akt ama parmenin yarsna
kadar yeni bir ey yoktu. Sonra Rei, tohumlarn nasl hasat edildiini ve yaral
blgeye uygulamak zere nasl hazrlandn anlatyordu. Konunun banda,
"Tohumlarn seilmesi ve ilenmesi" yazyordu. Taita okuduka, kadnn byk bir
soukkanllkla yazdklan bir gibi stne yld. Geirdii ok yznden
sersemlemi bir ekilde konunun bana dnd ve bu kez ar ar, inanlmas ok
zor ksmlar tekrar tekrar okudu.
Donr gen ve salkl olmaldr. En az be det dnemi geirmi olmas gerekli:
Ne kendisinde ne de ailesinde ciddi bir hastalk grlmemi olmaldr. Grnm
gzel olmaldr. Kolay ynetilebilmes iin, itaatkr ve yumuak bal
olmaldr. Bu alanda herhangi bir glkle karlalacak olursa, yattrc
ilalara bavurulmas nerilir. lalar dikkatli kullanlmal, nihai rne
bulamamasna dikkd' edilmelidir. Bu tezin sonundaki ekte, nerilen ilalarn
listesi ye''a maktadr. Beslenme de nemlidir. Kan kztran krmz et ve sli
rnleri az tutulmaldr.
444
11. Yazt
Bu ksm bylece devam ediyordu. Taita bir sonraki konuya geti, onun da
banda ksaca "Islah" yazyordu.
Donr gibi, alanacak kiiler de gen ve salkl olmal, herhangi bir kusur ya
da eksiklii olmamaldr. imdiki sistemde, bunlar e-nellikle devlete yaptklar
bir hizmet karlnda dl olarak seilir Bu ou zaman askerlik greviyle
ilgilidir. Alanacak kiinin donr-le herhangi bir duygusal ba
gelitirmemesine dikkat edilmelidir Aralkl olarak iftletirilmelidirler.
Donrn hamilelii saptanr saptanmaz, alanacak kiiyle temas kesilmelidir.
laka grmeden hemen nndeki rafa dizili tabletlere bakt. Kk Si-dudu'nun
youn dehetini hatrlamt. Onun yalvar aklna geldi. "Ltfen Byc! Sana
yalvanyorum! Ne olur bana yardm et! Eer bu bebekten kur-tulamazsam beni
ldrecekler. Onka'nn pii iin lmek istemiyorum."
Kaak Sidudu da donrlerden biriydi. E ya da anne deil, sadece donr. Onka
da onu alayand. Kocas, , sevgilisi deil, sadece alayan. Taita'nn
duyduu dehet giderek artyordu ama kendini okumaya zorlad. Sonraki blmn
bal "Hasat" idi. Baz blmler metinden stne atlyormu gibiydi.
Hasat, gebeliin yirminci ile yirmi drdnc haftalar arasnda yaplmaldr.
Cenin, rahimden el bozulmadan ve btn olarak alnmaldr. Tohumlarn kalitesini
bozabilecei iin normal douma izin verilmemelidir. Ceninin alnmasndan sonra
donrn kurtulma ihtimali dktr, hayatna hemen son verilmelidir. Cerrah,
genelde lzumsuz aclar nleyecek tedbirleri alr. Tercih edilen yntem, donr
tecrit etmekWilbur Smith

tin Kol ve bacaklar balanr, lklaryla dier donrleri koh mamas iin
az tkanr. Cenin hzla karnn n tarafndan kar,) Cenin karldktan sonra
donr telle boulur. Kalbi durup eti SOQU yana kadar tel yerinde braklr.
Taita, hemen banda "Cenin" yazan blme atlad. Kalbi o kadar kuvvetli
arpyordu ki, uultusunu duyabiliyordu.
Ceninin cinsiyeti nemsiz olsa da, alcnnkiyle ayn olmas mantkl ve istenir
bir durumdur. Ceninde de bir bozulma ya da kusur bulunmamaldr. Bu kriterlere
uygun deilse skartaya karlmaldr. Bu sebeple, birden ok donr
kullanlmas nerilir. Eer tohumlanacak alan bykse, en azndan donr
kullanlmaldr. Be donr kullanmak ise ideal olandr.
Taita delirecek gibi oldu. donr. lk geldikleri gn elalenin banda
piknik yapan kzlar hatrlad. Meren'e yeni bir gz salamak iin kurbanlk
koyunlar gibi buraya getirtilmilerdi. Be donr. Onka'yla yolda
karlatklarnda arkasndan gelen be kz hatrlad bu sefer. Hepsi de yle
boularak ldrlm myd? Gece alarken duyduu da onlardan biri miydi?
Kendisinin ve rahmindeki bebein bana geleceklere mi alyordu? Taita masadan
frlayp binadan kt ve ormana kotu. Aalarn arasna gelir gelmez, iki
bklm olup kusmaya balad. Kendi utancn ve sululuunu kusuyordu. Aa
gvdelerinden birine dayand ve tuniinin altndaki kabarkla bakt.
"Bunun iin mi o masumlar katledildi?" Kuandaki kk ba1 kard.
"Bunu kknden budayp Hannah'n grtlana tkayacam. 0 kadn bununla
boacam!" diye kkredi. "Bana sadece sululuk duygu' su verip ikence eden
zehirli bir armaan bu."
446
//. Yazt
Eli ylesine titriyordu ki, ba tutamayp drd. Ellerini yzne kapad"Ondan nefret ediyorum... kendimden nefret ediyorum!" diye f-cldadi- Zihni
vahi ve karmak grntlerle dolmutu. Timsahlarn l-rca ziyafet ekiini
hatrlad. Kadnlarn ve bebeklerin umutsuz, kederli alamalar gelir gibi oldu
kulana.
Sonra zihni berraklat ve yine lim Demeter'in szlerini duydu. Bu Eos
falan'm kalesidir. Mkemmel bir hilekr, gasp, hrsz ve bebek yamyamdr.
Taita, "Bebek yamyam," diye tekrarlad. "Bu canavarlklar o emrediyor ve
ynetiyor. Kendime duyduum nefreti ona yneltmeliyim. Gerekten nefret ettiim
kii o. Buraya yok etmek zere geldiim kii de o. Belki de bu eyi bana
vererek, istemeden kendisini yok edeceim aleti vermi oldu bana." Yznden
ektii ellerine bakt. Artk titremiyorlard.
"Cesaretini topla ve kendine gel Gallalal Taita," diye fsldad. "time
bitti. Asl byk sava balamak zere."
Ormandan kt ve Dr. Rei'nin rulosunu almak zere ktphaneye dnd. Onu
okuyup tm detaylar renmesi gerektiini biliyordu. O rezil tohumlar salamak
zere minik bedenlerin kutsalln nasl bozduklarn da renmeliydi. Bebek
katliamnn asla unutulmamasn salamalyd. Ruloyu brakm olduu masaya
gitti ama rulo orada yoktu.
Wilbur Smith
Sonunda ya kandilini sndrd ve oda karanla gmld. r0. gemeden,
delikten gzetleyen nbetinin auras da fark edilmez oldu. Ta ita biraz daha
bekledikten sonra kandili yeniden yakt, ama fitili iyice ki sp ok hafif bir
k yaylmasn salad. Lostris Tlsm'n skca kavrayn Fenn'e dnm
olan Lostris'e younlat. Madalyonu ap, eski ve yeni sa buklelerini kard.
Ona duyduu sevgi, o oynak Eos'a kar en byk savunma gcyd. Bukleleri
dudaklarna gtrerek o sevgiyi beyan etti.
"Koru beni akm," diye dua etti. "Bana g ver." Yumuak sa demetinden
ruhuna akan gc hissetmiti. Salar tekrar madalyona koydu ve Meren'in
gznden kan kzl ta parasn ald. Avucuna yerletirip, onun zerine
younlat.

"Tpk nefret ettiim Eos gibi souk ve sert," diye fsldad. Ak kalkansa, nefret klt. Sonra ta da sa buklelerinin yanna koyup tlsm
yeniden boynuna ast. Kandili fleyip yatt ama uykusu gelmedi.
Fenn'e ilikin blk prk anlar sarmt zihnini. Onun gln ve
alayn hatrlyordu. Glmsemesini ve akalamasn, nne koyduu bir sorun
stnde alrken yznde beliren o ciddi ifadeyi dnyordu. Geceleri yannda
yatan scack ve yumuack bedenini, hafif soluklarn, kalbinin yannda atan
minik kalbini hatrlyordu.
Onu bir daha grmeliyim. Bu son olabilir. Dorulup oturdu. Onu armaya
cesaret edemem ama ona bakabilirim. Bu iki astral eylem benzer olsa da znde
ok farklyd. Onu armak iin semaya seslenmesi gerekirdi ve bu ar
istenmeyen bir dinleyicinin kulana gidebilirdi. Bakmak ise, gzetleme
deliinden bakan kiinin yapt gibi, gizlice gzetlemekti. Ancak Eos gibi bir
bilgin ve khin bunu kefedebilirdi ve Taita ok uzun zamandr astral bir
harekette bulunmad iin, cad artk onu izlemekten caym olabilirdi.
448
11. Yazt
Fenn'i grmek zorundaym. Bu riski gze almak zorundaym.
Tlsm sa elinde tuttu. O sa bukleleri Fenn'in parasyd ve Ta-jta'y
ona gtrecekti. Tlsm alnna bastrp gzlerini yumdu. ki yana allanmaya
balamt. Sanki sa elindeki tlsm canlym gibiydi. Taita 0nun da kalbiyle
ayn ritimde attn hissediyordu. Zihnini at ve varlk akntlarnn ieri
dolup, byk bir nehir gibi girdap yaratmasna izin verdi. Ruhu bedeninden
kurtuldu ve sanki devasa bir kuun kanatlarnda umaya balad. ok aada
ormanlar ve ovalar gryordu. lerleyen bir orduya benzettii bir hareket fark
etti ama yaklanca, bunun ar ar ilerleyen gmenler olduunu grd.
Yzlerce kadn, erkek, ocuk toprak bir yolda yryor veya kanlara binmi
gidiyordu. Yanlarnda askerler ve at srtnda bir adam da vard. Ama Fenn bu
kalabaln iinde deildi.
Tlsm mknats ta gibi kullanarak umaya devam etti, uzaktan Mutangi'nin bir avu binas grnmt. Yaklatka, giderek artan bir korkuyla,
kyn yaklp yklm olduunu fark etti. Katliamn astral ans kyn stne
bir sis gibi aslp kalmt. abucak aratrd ama neyse ki ne Fenn ne de kendi
grubundan baka biri llerin arasnda yoktu. Mutangi yaklp yklmadan nce
kam olmalydlar.
Ruhunun gr alann geniletti ve kyn batsnda, epeyce uzakta, Ay
Dalar'nn eteklerinde Fenn'in izine rastlad. O takip ederek, dalarn
eteklerini kaplayan ormanlarda gizlenmi, dar bir vadinin stne geldi.
Oradayd. Taita kazklarla evrilmi alandaki atlan aratrd. Duman Yeli ve
Kasrga da oradayd. Atlann hemen ilerisindeki bir maaradan szyordu k.
Nakonto ile mbali maarann giriinde oturmaktaydlar. Taita ruhunun ieri
szlmesine izin verdi.
te oradayd Fenn. Atein yanndaki kk bir minderin stnde uyuyordu.
Yannda Sidudu, onun yannda Meren ve sonra da Hilto vard.
449
F: 29
Wilbur Smith
Taita, Fenn'e o kadar yaknd ki, nefes alp veriini duyabiliyordu. Onu
silahlarn elinin altnda bulundurduunu grd. Grubun dier yeleri d tepeden
trnaa silahlyd. Fenn srtst yatmaktayd. zerinde sadece bir petamal
vard ve st beline kadar plakt. Taita grmeyeli daha da kadns olmutu.
Gsleri daha byk ve daha yuvarlakt, ular hl ufakt ama dik ve daha koyu
renkliydi. Karnndaki son bebeksi yalar da erimiti. Atein nda,
bedenindeki girinti kntlar glgeler yaratyordu Uyku halindeki yz
Taita'nn hatrladndan da gzeldi. Taita, hayretler iinde kalarak Fenn'in
artk on alt yana geldiini fark etti. Onunla birlikteyken yllar ku gibi
uup gitmiti.

Kzn nefes al deiti ve ar ar gzleri ald. Yemyeil gzler,


Taita'nn varln hissedince koyulat. Fenn bir dirseinin stnde doruldu
ve Taita onun kendisini armaya hazrlandn hissetti. Dan tepesindeki
dmana varln belli etmeden onu durdurmas lazmd. Ruhunun ona grnmesine
izin verdi. Fenn, onu seyrettiini anlaynca irkilmi-ti. Gzn karsndaki
grntye dikti ve Taita, ona sessiz kalmas gerektiini hatrlatt. Kz
glmseyerek ban sallad.
Fenn kendi ruhunu da onunkine cevap verecek forma soktu ve nilfer ieiyle
ahin sevgiyle sarma dola oldular. Taita, onu ylece bir sre daha tuttu.
Temaslar kopuyordu ama o ekilde oyalanmak lmcl bir tehlike yaratacakt.
Kzn zihnine son bir mesaj yollad: "Yaknda, ok yaknda sana dneceim."
Sonra geri ekilmeye balad.
Kz onun gittiini hissetti ve dudaklarndaki tebessm dondu. Onu tekrar
yakalamak ister gibi elini uzatt ama Taita kalmaya cesaret edemedi.
rkilerek kendi bedenine dnd ve kendini Bulut Baheleri'ndeki odasnda
yataa bada kurmu otururken buldu. Fenn'den yle abucak ayrlmann acs
kt iine.
450
11. Yazt
Sonraki aylar boyunca bedenindeki yeni parayla mcadele etti. Her zaman bir
binici olduu iin, ona da terbiye edilmemi bir tay muamelesi ediyor, kendi
isteklerine boyun emeye zorluyordu. Genliinden beri bedeninden ok daha etin
talepleri olmutu. Kendini acmaszca eitip disiplin altna almt. nce, ona
olaanst dayankllk ve konsantrasyon gc salayan nefes alma teknikleriyle
balad. Artk yeni gelien cinsel ksmlarna efendilik etmeye hazrd. Ksa
bir sre iinde, elle uyarda bulunmadan, akam karanlndan afaa kadar dik
tutmay baarr hale geldi. Kendini, menisini sonsuza dek tutacak veya tam kendi
istedii anda boaltacak hale gelene kadar eitti.
Demeter, eytani birlemeleri srasnda Eos'un kendisi zerinde nasl
hkimiyet kurduunu anlatmt. Taita da yaknda onun ehevi saldrsna kurban
olacan biliyordu ve kurtulmak iin direnmeyi renmek zorundayd. Btn bu
abalan beyhude grnyordu. Kendini alar boyu dnyann en obur canavar olmu
biriyle bir tutuyordu, oysa o henz bakirdi.
Kendimi kuvvetlendirmek iin bir kadnn yardmna ihtiyacm var, diye
dnd. Tercihen bu ok deneyimli bir kadn olmalyd.
lk tanmalarndan bu yana Dr. Lusulu ile ktphanede birka kere
karlamlard. Taita gibi, o da bo vaktinin ounu orada alarak
geiriyordu. Karlatklarnda ksaca selamlamlar ama kadn dostluklarn
ilerletmeye hazr gibi grnd halde, Taita yz vermemiti. imdi onu bulmak
istiyordu ve bir sabah ktphanede kadn bir masada oturmu alrken karsna
kt.
Taita alak sesle, "Tanra sana huzur versin," diyerek sze girdi. Hannah
ve Rei'nin bu ekilde selamlatklann duymutu. Lusulu ban
451
Wilbur Smith
kaldrp ona bakt ve scak bir tebessmle gld. Aurasnda alevli zikzak lar
olumu, yanaklar kzarm ve gzleri parlamt. Ayaa kalkta gzel bir
kadnd.
"Sana da huzur versin lordum," diye cevap verdi. "Sakalnn yeni kesimi ok
houma gitti. ok yakm." Birka dakika kadar konutular sonra Taita ayrlp
kendi masasna gitti. ok sonra kadnn rulosunu katlayp kalktn duyana
kadar da bir daha o yne bakmad. Kadn salonda yrrken sandaletlerinden hafif
bir ses kyordu. Taita gzn ona dikti ve baklar karlat. Kadn ban
kapya doru eip yeniden glmsedi. Taita da kalkp onun peinden ormana gitti.
Dr. Lusulu ar ar sanatoryuma giden yolda yryordu. Taita yz metre sonra
ona yetimiti. Biraz sohbet ettiler ve sonunda kadn, "Dr. Hannah'in
tedavisinin ne sonu verdiini merak ediyorum," dedi. "Her ey yolunda gitti
mi?"

Taita, "Aslnda evet gitti," dedi. "Dr. Hannah ile boalmam hakknda
konumutun, hatrlyor musun?"
O kkrtc kelimeyi kullannca kadnn aurasnm parladn grd, cevap
verirken de sesi hafife bouklamt. "Evet."
"Eh, artk dzenli olarak gerekletiini syleyebilirim. Bir cerrah ve
bilim insan olarak bunu grmek isteyebilirsin."
Taita'nn odasna girene dek meslektalk oyununu srdrdler. Taita,
gzetleme deliinin bulunduu yeri peleriniyle kapadktan sonra kadnn yanna
geldi.
Tuniini karrken de, "Yine yardmna ihtiyacm olacak," dedi.
Kadn da, "Tabii ki," diyerek hevesle yaklat. Taita'ya uzanp birka
ustaca svazlamadan sonra, "lk karlamamzdan bu yana epey yol almsn,"
dedi. Bir sre sonra da, "Lordum, acaba daha nce bir kadnla birlikte oldun
mu?" diye sordu.
"Heyhat!" Taita kederle ban sallad. "Nasl balayacam bilemiyorum
ki."
452
//. Yazt
"O zaman sana gstereyim."
plakken daha da gzel grnyordu. Geni kalalar, esnek, iri gsleri
ve kocaman, kara gs ular vard. Yataa srtst uzanp bacaklarn at ve
Taita'y, kaygan, scak etinin iine ald. Taita, neredeyse o anda kendini
tketecekti. Byk bir abayla kendini ve bedenini tekrar kontrol altna ald.
Artk bu pratikten ve eitimden ders almaya balayabilirdi. Kendi duygularn
bloke etti ve bir denizcinin okyanus haritalarn okumas gibi, kadnn aurasn
okumaya balad. Bylece, kadn daha farkna varmadan, onun ne istediini ve
neye ihtiyac olduunu seziyordu. Kadn inletip alatt. kenceye mahkm olmu
gibi lklar attrd. Kadn rpnyor, btn vcudu kvranp bklyordu.
Durmas iin yalvaryor, sonra durmasn diye yalvaryordu. Sonunda, "Beni
ldryorsun," diye hkrd. "Tanrann kutsal ad akna, artk
dayanamayacam." Ama Taita devam etti.
Kadnn artk ona karlk verecek hali kalmamt. Yz ter ve gzyalanndan srlsklamd. Gzlerinde korku belirmiti. "Sen bir eytansn," diye
fsldad. "eytann ta kendisisin."
"Hannah ve senin gibilerin yaratmak istedii eytanm."
Kadn sonunda hazrd. Hibir direnci kalmamt. Taita, ona iyice yklendi.
Kadnn bedeni ve zihni Taita'ya tmyle akt. Taita azn onunkine dayayp
dudaklarn amaya zorlad, sonra srtn bkt ve yzeyin altna dalmaya
hazrlanan bir inci avcsnn son derin nefesi ekii gibi, kadnn gcn,
bilgeliini, bilgilerini, zafer ve yenilgilerini, korkularn, derinlere gmd
sululuk duygusunu, ksaca neyi var neyi yoksa hepsini ekip ald. Sonra kadn
bo bir uval gibi yataa brakt. Kadn kesik kesik nefes alyordu, cildi
balmumu gibi solmutu. Gzn bile krpmadan belli bir noktaya bakyordu ama bir
ey grd yoktu. Taita gecenin kalann kadnn yannda oturup anlarn
okuyarak, srlarn renerek, onu gerekten tanyarak geirdi.
453
Wilbur Smith
Kadn sonunda canlanp ban iki yana sallayarak silkindiinde Sa bahn ilk
klan odaya szlmeye balamt. Bitkin bir halde, "Kimim ben?" diye
fsldad. "Neredeyim? Ne oldu bana? Hibir ey hatrlayann. yorum."
"Lusulu adnda birisin, ama hayatn boyunca byk ktlkler yap. msn.
Sululuk duygulanyla kvranyordun. Hepsini senden aldm. Ama sana ait hibir
eyi saklamak istemiyorum. Hepsini sana iade ediyorum zellikle de sululuk
duygulann. Sonunda bu duygu seni ldrecek ve sen de o lm fazlasyla hak
ediyorsun."
Kadn tekrar yatmp stne kt, Lusulu onunla mcadele etmeye alt ama
takati kalmamt. Taita onunla ikinci kez birlikte olurken kadn haykrd ama
feryad boazna tkand ve dudaklarna kadar ulamad. Kadnn derinlerine
inince Taita yeniden derin bir nefes alp gerildi. Btn aldklarn tek, uzun

bir boalmayla kadna geri verdi. ini bitirince de kadn brakp ykanmaya
gitti.
Yatak odasna dndnde kadn tuniini giyerken buldu. Lusulu, ona dehet
dolu bir bak frlatt ve Taita aurasnn parampara olduunu grd. Kadn
sendeleyerek kapya doru kotu ve dan frlad. Koan ayak sesleri uzaklat.
Taita gnleri gnlere, haftalan haftalara ekleyerek byk bir sabrla,
Eos'tan mutlaka geleceini bildii daveti bekliyordu. Sonra bir sabah, ai454
Taita ilk kez onun iin bir znt duydu ama sonra yapm olduu iren
ktlkleri hatrlad ve o duygusu geti. Ama, diye dnd, bana patronu olan
byk cadyla nasl baa kacam reterek gnahlarnn bir ksmn demi
oldu.
11. Yazt
nas olduu bir iyilik ve beklenti hissiyle uyand. Cad beni inine aryor,
dedi kendi kendine. Gle bakan terasta, gnein sabah sisleri arasndan douunu
ve kraterin duvarlarn altn klaryla bezemesini izlerken, hurma ve incirden
oluan mtevaz bir kahvalt etti. Hizmetlilerden baka kimseyi grmyordu,
ortada ne Hannah ne Rei ne de Assem vard. O gizli rulo-dakileri grdkten hemen
sonra onlarla karlamak iin kendine gvene-mediinden, bu durum onu
rahatlatyordu. Binadan kp st bahelerin kapsna giderken, kimse satamad
veya onu durdurmaya almad.
Ar ar yryerek ilerledi, glerini toparlayp gzden geirmek iin
oyalanyordu. Eos hakkndaki tek gvenilir bilgi kayna Demeter'di. Yrrken
onun anlattklarn kelimesi kelimesine hatrlad. Hafzas o kadar gl ve
canlyd ki, sanki yeniden ihtiyar adamla konuuyormu gibiydi.
Demeter'in sesi kulaklarnda, eer tehdit edildiini hissederse bukalemun
gibi ekil deitirebilir, diyordu. Taita, onun maaradaki grntlerini
hatrlad: ocuk, firavun, tannlar, tanralar ve kendisine benzeyen yal adam.
ekicilik de sonsuz becerilerinden biridir. Ne kadar gzel grnebileceini
tahmin dahi edemezsin, insann akln bandan alr. Cilvelerine hibir erkek
direnemez. Grn karsnda en asil ruh bile bir hayvan dzeyine inebilir.
Taita, ameliyat masasnda yatarken grd Eos'u hatrlad. Siyah rtnn
ardndan yzn grmemiti ama o haliyle bile gzellii btn salonu kaplamt.
Demeter, bir bilgin olarak tm eitimime ramen, hayvani igdlerine kar
koyamadm, diyerek yeniden konutu ve Taita, ona kulak verdi. Sonular tartma
yeteneimi ve isteimi yitirdim. O anda benim iin ondan baka hibir ey yoktu.
ehvetin esiri olmutum. Benimle, sonbahar rzgrnn kuru bir yaprakla oynad
gibi oynad. Oysa bana, sanki bu
455
Wilbur Smith
dnyadaki tm zevkleri balam gibi geliyordu. Bana bedenini vermiti. imdi
bite o anlar beni deliliin snrna getiriyor. Her girinti, knts, o
muhteem delii ve mis kokulu yar... kar koymaya almadm bile, hibir
lml erkek bunu yapamazd zaten.
Taita, acaba ben yapabilecek miyim, diye merak etti.
Sonra Demeter'in en meum uyars nlad kulanda: Taita, unutma ki asl
Eos da doymak bilmez bir ehvet dknyd ve bu da yle, ama bunun itah
tekinden farkl. Bu pt zaman, senin olgun bir portakaln suyunu emiin
gibi, nn yaamsal svlarn ekip alyor. Bir erkei bacaklarnn arasna
kstrnca, onun zn alp tketiyor. Ruhunu alyor. Erkein varl onu
besleyen lmszlk yemei. nsan kanyla beslenen canavar bir vampir gibi.
Kurban olarak sadece stn kiileri, Gzel Akl sahibi kadn ve erkekleri,
Doru'nun hizmetkrlarn, nl bir bycy veya yetenekli bir khini seiyor.
Kurbann saptadktan sonra, bir kurdun geyie saldrmas gibi aman vermeden
saldryor.
Tpk bana yapt gibi, diye dnd Taita.
O bir hepil. Bunlar, Eos'u bu dnyadaki btn erkeklerden daha iyi tanm
olan Demeter'in szleriydi yine. Ya, d grn, fiziksel kusurlar onun iin

fark etmiyor, itahn kabartan ey insann eti deil, ruhu. Gen, yal, kadn,
erkek ne bulursa yiyor. Bir kez onlar ele geirip, ipek-si ana drnce,
btn bilgi, tecrbe, bilgelik birikimlerini alyor. O lanetli pcyle
yapyor bunu. Kasklarndan ekip alyor. Geriye sadece ii boalm bir kabuk
brakyor.
Cadnn yandalar olan Hannah, Rei ve Assem, Taita'nn eksik organlarn
tek bir amala yenilemilerdi; Eos'un onun ruhunu, bedenini ve akln
mahvedebilmesi iin. inden ykselmekte olan dehet dalgasn bastrd.
Elimden geldii kadar hazrlandm. Ama bu yeterli olacak m?
456
11. Yazt
Bahenin kaplan ardna kadar akt, ama Taita kaplarn nne geldiinde
kratere derin bir sessizlik kmt. Hafif meltem durmutu. Bir ift blbl son
kez karlkl akyp susmutu. Aalarn yksek dallan, bir manzara
resmindeymicesine donup kalmt. Taita durup sessizlii dinledi ve sonra ieri
adm att.
Ayaklarnn altndaki toprak oynad. Yer rperdi, dallar titreti. Sonra
rperti iddetli bir sarsntya dnt. Kayalarn gcrdayp inlediini duydu.
Krater duvannn bir blm koptu ve gmbrtyle aadaki ormana dt.
Altndaki zemin, frtnaya tutulmu bir geminin gvertesi gibi sallanyordu.
Taita dengesini kaybeder gibi oldu ve dmemek iin kapnn parmaklklarndan
birine tutundu. Rzgr yeniden esmeye balad ama bu sefer maaradan geliyordu.
Aalarn tepelerini yalad ve Ta-ita'nn etrafndaki kuru yapraklar anafora
kaplm gibi dndrmeye balad. Bir cesedin eli kadar souk esiyordu.
Eos gzm korkutmaya alyor. O volkanlarn efendisi. Depremlere ve
cehennemden akan lav nehirlerine hkmediyor. Onun gc karsnda ne kadar
ehemmiyetsiz kaldm gstermeye alyor, diye dnd. Sonra haykrd. "Beni
duy Eos! Meydan okuman kabul ediyorum."
Yerin sarsnts durdu ve kratere yine o gizemli sessizlik kt. imdi
nndeki yol net ve davetkr bir ekilde uzanyordu. Sonunda, iri kayalarn
arasndaki geitten geerken, maarada akan suyun gmbrtsn duydu.
Yeilliklerin arasndan ilerleyip, gl bandaki akla ulat. Her zamanki
gibiydi. Srtn devrilmi aa gvdesine dayayarak otlarn stndeki alk
olduu yere oturdu ve beklemeye balad.
Eos'un geliiyle ilgili ilk uyar, Taita'nn ensesini yalayan dondurucu
rzgr ve kollanndaki tylerin diken diken hale gelii oldu. Maarann giriine
bakt ve gm rengi bir sisin ykselmekte olduunu grd. Sonra, sislerin
arasndan karanlk bir figrn, yosun kapl talarn arasndan
457
Wilbur Smith
zarafetle yaklatn fark etti. Bu, Hannah'in odasnda grd rtl kadnd,
yine ayn yan saydam siyah ipekli rtlere brnmt.
Eos gmi sisin iinden kt ve Taita ayaklarnn plak olduunu grd.
rtlerin arasndan kan ayak parmaklar, kadnn tek grnen yeriydi. Kaynak
suyundan getii iin slak ve parlak parmaklar byk bir sanatkr tarafndan
fldiinden oyulmu gibiydi. Trnaklar inci gibi parlyordu. Kadn bedeninin
sadece bu ksmn gzler nne sermiti ve ayak parmaklar son derece egzotik,
batan karcyd. Taita gzlerini onlardan ayramyordu. Erkekliinin
kabardn hissetti ve glkle bastrd.
Eer srf ayak parmaklaryla beni bu hale sokuyorsa, gerisini ortaya
serdiinde direnme ansm olabilir mi, diye dnd.
Sonunda gzlerini yukanya kaydrmay baard. rtnn ardndan kadn
grmeye alt ama mmkn deildi. Sonra, sanki tenine kelebek konmu gibi bir
temas hissetti. Kadn konuunca da soluu kesildi. Hayatnda bu kadar melodik
bir ses duymamt. Sanki minik kristal anlar alnyordu. liklerine kadar
titrediini hissetti.
Eos, "Yzyllardr bana gelmeni bekliyorum," dedi ve Taita, onun byk
Yalan'n cisimlemi hali olduunu bildii halde, elinde olmakszn bu szlere
inand.

Taita'nn, Yzba Onka tarafndan Bulut Baheleri'ne gtrlmesinden sonra,


Fenn ile Meren, Sidudu'yu aylarca sakladlar. Kz ilk balarda, geirdii
felaketler yznden bitap durumdayd. Meren ile Fenn, ona kar ok yumuak
davrandlar ve kzcaz da onlara iyice baland. Her zaman birinin yannda
kalmas gerekiyordu. Yava yava iyileti ve zgvenini yeniden kazand. Nihayet
bandan geenleri ve Ak Tapna'ru anlatacak hale geldi.
458
11. Yazt
"Tek gerek tanraya adanm bir tapnaktr," diye aklad. "Btn tapnak
bakireleri gmenler arasndan seilir, asla soylu ailelerin kzlar seilmez.
Her gmen ailesi bir kzn oraya sunmak zorundadr ve seilmek byk bir onur,
ayrcalk saylr. Kymzdeki herkes, tanraya dua etmek iin bayram yapt;
beni en gzel giysilerle donatp bama ieklerden bir ta koydular ve tapmaa
gtrdler. Babamla annem de, sevinten glp alayarak yanmda gelmiti. Beni
barahibeye teslim edip gittiler. Onlar bir daha hi grmedim."
Fenn, "Peki kim seti seni tanraya hizmet etmen iin?" diye sordu.
"Oligarlarn setiini sylediler."
"Ak Tapna'm anlat bize," dedi Meren. Kz bir sre dncelere dald.
Sonra ekinerek, alak sesle anlatmaya balad. "ok gzeldi. lk gittiim bir
sr kz vard. Rahibeler bize nazik davranyordu. Gzel elbiseler ve leziz
yemekler veriyorlard. Kendi deerimizi kantlaynca tanrann dana gidecek
ve onun tarafndan kutsanacaktk."
Fenn, "Mutlu muydun?" diye sordu.
"Bata yleydim. Tabii ki annemi babam zlemitim ama her sabah bizi
neelendiren ve moralimizi ykselten bir erbet iiliyorlard. Glyor, arklar
syleyip dans ediyorduk."
Meren, "Sonra ne oldu?" dedi.
Kz yzn br tarafa evirip, zor duyulacak bir sesle anlatmaya devam
etti. "Bizi grmeye erkekler geliyordu. Onlar arkadamz sanyorduk. Birlikte
dans ediyorduk." Sidudu sessizce alamaya balad. "Size gerisini anlatmaya
utanyorum."
Kimse bir ey demedi, Fenn, onun elini tuttu. "Biz senin gerek dostlarnz
Sidudu," dedi. "Bizimle konuabilirsin. Her eyi anlatabilirsin."
Kz yrek paralayan hkrklara bouldu ve Fenn'in boynuna sarld.
"Rahibeler, ziyarete gelen o erkeklerle birlikte olmamz emretti."
459
Wilbur Smith
Meren fkeyle, "Kimdi o erkekler?" diye sordu.
"nce Lord Aquer geldi. Korkuntu. Ondan sonra bakalar, daha bir sr adam
geldi. Ve sonra da Onka."
"Geri kalann da anlatman lazm." Fenn, kzn salarn okuyordu.
"Evet! Anlatmalym! Bu anlar iimde bir yangn gibi. Sizden sak-layamam."
Sidudu derin bir nefes alp titredi. "Ayda bir kez, Hannah adnda bir kadn
doktor gelip muayene ediyordu bizi. Her seferinde de kzlardan bir, ikisini
seiyordu. Seilen kzlar tanrann dana gtrlyordu. Bir daha da asla
tapnaa dnmyorlard." Yeniden sustu ve Fenn burnunu silmesi iin kare
eklinde bir keten bez uzatt. ini bitirince bezi zenle katlayan Sidudu
anlatmaya devam etti. "Kzlardan biriyle yakn arkada olmutuk. Ad Litane'ydi.
ok nazik, tatl bir kzd, ama annesini zlemiti ve erkeklerle yapmak zorunda
kaldmz eyden nefret ediyordu. Bir gece tapmaktan kat. Bana gideceini
sylemi, ben de onu vazgeirmeye almtm ama kararlyd. Ertesi sabah
rahibeler onun cansz bedenini sunaa yatrd. Bir uyan olarak, hepimizin
yanndan geip onu grmesi istendi. Canavar maymunlar onu ormanda yakalamt.
Sunakta yatan Li-tane artk tatl bir kz deildi."
Sidudu'nun bir sre alamasna izin verdiler ve sonra Meren, "On-ka'y anlat
bize," dedi.
"Onka soylu bir adam. Lord Aquer, onun amcas. Ayrca Aquer'in ba casusu.
Btn bu sebeplerden, kendine has ayrcalklara sahip. Tapnakta benimle

birlikte oldu. zel durumu nedeniyle bir kereden fazla gelmesine izin
veriliyordu. Sonunda beni oradan alp ev klesi yapt. Devlete yapt
hizmetlerin dlydm. Sarhoken beni dvyordu. Canm yakmaktan zevk alyordu.
Bunu yaparken gzleri parlyor, srekli glmsyordu. Bir gn o askeri bir
greve gittiinde, beni grmeye bir kadn geldi gizlice. Bulut Baheleri'ndeki
byk ktphanede altn anlatt. Daa gtr460
11. Yazt
en kzlarn bana neler geldiini syledi. Tanra tarafndan
kutsanmyorlard. Rahimleri kesilip bebekleri alnyor ve yesin diye tanraya
veriliyordu. O yzden tanraya gizlice Bebek Yamyam denmekteydi."
"Peki o kzlara ne oluyormu?"
"Ortadan kayboluyorlarm," dedi Sidudu. Yine hkrmaya balamt- "Giden
kzlardan bazlarn sevmitim. Tapnakta kalanlardan da sevdiklerim vard.
Onlar da bebekleri olunca daa gtrlecekler."
Fenn, "Sakinle artk Sidudu," diye fsldad. "Bunlar anlatmak bile ok
korkun."
Meren, "Hayr Fenn, brak zavallck konusun," diye araya girdi.
"Anlattklar fkemi kamlyor. Jarriler canavar. fkem beni onlara kar
biliyor."
"Yani arkadalarm kurtarmama yardm edecek misin Meren?" Si-dudu'nun ona
dikilen iri kara gzlerinde gvenden fazlas vard.
Meren hemen, "Benden ne istersen yapacam," dedi. "Ama bana Onka hakknda
biraz daha bilgi ver. lk alacam kii o olacak."
"Onun beni koruyacan sandm. Sandm ki, onunla kalrsam asla daa
gnderilmem. Ama ok gemeden, gnn birinde Dr. Hannah, beni muayene etmeye
geldi. Onu beklemiyordum ama ziyaretinin ne anlama geldiini biliyordum. ini
bitirince bir ey demedi ama Onka'ya bakp ban salladn grdm. Bu kadar
yetmiti. imdeki bebek yeterince byynce daa gtrleceimi anlamtm
artk. Birka gn sonra baka bir ziyareti geldi. Kadn, Onka, Albay Tinat'la
Tamafupa'dayken gizlice gelmiti. Bilto'nun karsyd. Benden, Jarri'den kamay
planlayan kadn ve erkek gmenler iin almam istedi. Hemen kabul ettim
elbette. Kadn, Onka'nn arabna onu hasta edecek ilac koymam syleyince de
koydum. Ondan sonra Onka benden kukuland. Eskisinden beter zulmetmeye balad,
yaknda tapnaa yollayacan da anlamtm. Sonra, byc461
Wilbur Smith
nn Mutangi'ye geldiini duydum. Belki Onka'nn bebeini benden alabilir, diye
dndm ve onu bulmak iin her eyi gze aldm. Katm, ama canavar maymunlar
peime dt. te o zaman da sizler beni kurtardnz "
"Bu feci bir yk," dedi Fenn. "ok ac ekmisin."
"Evet, ama hl tapmakta olan kzlar kadar deil," diye hatrlatt Si-dudu.
Meren hi dnmeden, "Onlar da kurtaracaz," diye bard. "Jar-ri'den
kaarken o kzlar da bizimle olacak, yemin ederim!"
"Ah Meren, senin gibi cesur ve asil biriyle karlaacam hi aklma
gelmezdi."
Ondan sonra Sidudu hzla iyileti. Fenn'le ikisi her gn biraz daha
yaknlatlar. Hilto, Nakonto, mbali de onu seviyordu ama Meren'in sevgisi
hepsininkinden fazlayd. O gn Bilto ile dier kyllerin yardmyla kap
ormana gizlenmilerdi. Meren ile Hilto, Fenn'i okuluk konusunda eitmeye devam
ediyordu, ok gemeden Sidudu'yu da aralarna kattlar. Meren, ona, tam gcne
ve kol boyuna uygun bir yay yapt. Ufak tefek olmasna ramen, Sidudu baya
gl km ve yaya doal bir uyum gstermiti. Meren, onlara ormandaki
aklkta hedefler diziyor ve kzlar dosta bir rekabet iinde durmadan ok
atyordu.
Fenn, "Hedef Onka'nn kafas farz et," deyince, Sidudu attn vurur
olmutu. Kollar o kadar ksa srede geliip kuvvetlendi ki, Meren'in ona daha

ar oklar atan yeni bir yay yapmas gerekti. Gayretli almalar sonunda, o da
iki yz admdan hedefi vurmaya balad.
Meren, Hilto ve Nakonto bahis oynamaya baylyordu ve kzlarn zerine bahse
giriyorlard. Balangta, Sidudu'ya avans veriyorlard, nk
462
r
11. Yaz,t
penn okulua ondan ok daha erken balamt. nceleri bu avans elli admda ama
giderek azald, nk Sidudu da iyi bir oku olmaya balamt.
Bir sabah yine aklkta turnuva yaparken, Meren ve Sidudu, Hilto ile Fenn'e
kar takm oldular. Rekabet skyd ve aalarn arasndan yabanc bir atl
kageldiinde amatalar gklere kyordu. Adam tarla iisi gibi giyinmiti
ama bir sava gibi at biniyordu. Meren'in sessiz bir uyarsyla yeni oklar
ekip, kendilerini korumaya hazr bir halde beklediler. Yabanc onlarn niyetini
anlaynca dizginleri ekti ve yzn rten kukuletay at.
Meren heyecanla, "Seth'in gbre kokulu butlar adna," diye bard.
"Tinat'm gelen." Onu karlamak zere kotu. "Albay bir sorun olmal. Nedir?
Hemen syle."
Tinat, "Sizi bulduuma sevindim," dedi. "Byk bir tehlike iinde olduumuzu
haber vermeye geldim. Oligarlar hepimizi karlarna dizmek istiyor. Onka ile
adamlar her yerde bizi aryor. u anda Mutangi'de-ki btn evlerin altn
stne getiriyorlar."
I
"Bu ne anlama geliyor?" "Sadece bir anlam var," dedi Tinat ask bir
suratla. "Bizden kukulanyorlar. Onka'nn beni hain ilan ettiini sanyorum.
Ki, Jarri standartlanna gre yleyim. Sidudu'yu kurtanrken ldrdnz
maymunlan bulmu, bu da onu delirtti, nk artk onu sizin sakladnzdan
iyice emin oldu." "Ne kant var elinde?"
"Kanta ihtiyac yok ki. Lord Aquer'in yakn akrabas. Hepimizi mahkm etmek
iin bir sz yeter. Oligarlann karar belli. kenceyle sorgulayacaklar.
lmezsek madenlere veya taocaklarna gnderecekler... ; ya da daha beterine."
"Demek ki artk hepimiz kaaz." Meren bu duruma endielenmi gibi
grnmyordu. "En azndan oyun bitti."
463
Wilbur Smith
Tinat, "Evet," dedi. "Kanun kaayz. Artk Mutangi'ye dnemez siniz."
"Tabii ki," dedi Meren. "Orada ihtiyacmz olan bir ey yok zaten Atlarmz
ve silahlarmz yanmzda. Ormanlara gitmeliyiz. Taita'nn Bulut Baheleri'nden
dnmesini beklerken biz de bu lanetli yerden kap Msr'a dnmek iin
hazrlklarmz tamamlarz."
Tinat da, "Hemen gitsek iyi olur," dedi. "Mutangi'ye ok yaknz. u
uzaktaki tepelerde saklanabileceimiz bir sr yer var. Srekli yer
deitirirsek Onka bizi kolay kolay bulamaz." Atlarna binip douya doru yola
koyuldular. Akamzeri olduunda yirmi fersah yol gitmilerdi. Kitan-gule
Geidi'nden sradalarn eteklerine trmanrken, uzun kvrk boynuzlar ve koca
kulaklar olan iri, gri renkli antilop srsne rastladlar. Hemen yaylarn
gerip avlanmaya baladlar. Kasrga'nn stndeki Fenn, srye ilk yetien kii
oldu ve oku, yal, boynuzsuz bir diiyi devirdi.
Meren, "Yeter!" diye bard. "Bunda bize gnlerce yetecek kadar et var."
Srnn geri kalannn kamasna izin verdiler ve hayvann derisini yzmek zere
atlarndan indiler. Gne batarken, Sidudu onlar bir tatl su kaynana
gtrd. Kaynan yannda geici bir kamp kurup kzde piirdikleri antilop
pirzolalarn yediler.
Kemikleri syrrken, Tinat, Meren'e, gmen davasna sadk kuvvetlerle
ilgili son bilgileri aktard. "Benim kendi alaym Krmz Sancak alay ve btn
subaylarla askerler, haber verdiim anda silahlanp gelecek. Ayrca Sar Sancak
altndaki iki tmene de gveniyorum, onlarn komutas da meslektam Albay
Sangat'ta. O da bizden. Bir de, madenlerde alan mahkm ve esirlerden sorumlu
tmen asker var. Esirlere yaplan zulm ve insanlk d davranlar gayet

iyi biliyorlar. Onlar da emrimi bekliyor. Biz mcadeleyi balatr balatmaz


esirleri serbest brakp, silahlandracaklar ve bize katlmak zere
getirecekler." Toplanma noktas ze464
11. Yazt
rjnde tartmay srdrdler ve sonunda her birimin kendi bana Kitangu-le
Geidi'ne gelmesine ve orada toplanmaya karar verdiler.
Meren, "Bize kar Jarrililer nasl bir kuvvet toplayabilir?" diye sordu.
"Aslnda say olarak bire on orannda onlar stn, ama oligarlarn
adamlarn toplayp stmze salmas epey srer. lk artmay yapabilir ve
takipte aray aabilirsek, Kitangule Nehri'nin bandaki tersaneleri tutana
kadar onlarla baa kmaya gcmz yeter. Oraya vannca da gereken aralara el
koyarz. Nehirde yola ktktan sonra, akntyla Nalubaale G-l'ne ulamamz
kolay olur." Durup zeki gzleriyle Meren'e bakt. "On gn iinde ayrlmaya hazr
olabiliriz."
Meren hemen, "Byc Taita olmadan gidemeyiz," dedi.
Tinat ise, "Taita tek bir kii," diye belirtti. "Halkmzdan yzlerce kii
byk bir tehlike iinde."
"O olmadan baaramazsn," dedi Meren. "Onun gleri olmazsa sen de halkn da
yar yolda kalrsnz."
Tinat kalarn atp sakaln yolarak bu szleri dnd. Sonra bir karara
varm gibi grnd. "Sonsuza kadar bekleyemeyiz onu. Ya oktan lmse? Bu
riski gze alamam."
Fenn, "Albay Tinat!" diye lafa atld. "Taita'y yeni aya kadar bekleyebilir
misiniz?"
Tinat bir sre ona baktktan sonra kibarca ban sallad. "Ama daha fazla
deil. Byc o zamana kadar dadan dnmezse hi dnemeyeceinden emin oluruz."
"Teekkr ederim albay. Cesaretinize ve saduyunuza hayran oldum." Fenn
tatl tatl glmsedi. Albay utanarak bir eyler mrldand ve gzlerini atee
dikti. Fenn hi acmadan devam etti. "Ak Tapma'ndaki kzlar duymu muydunuz
albay?"
"Elbette tapnak bakireleri olduunu biliyorum, ne olmu ki?"
465
F:30
Wilbur Smith
Fenn, Sidudu'ya dnd. "Bize anlattklarm ona da anlat."
Tinat, Sidudu'nun yksn dehet iinde dinledi. Kz szn bitirdiinde
altst olmu bir hali vard. "Gen kadnlara byle zulmedildiin. den hi
haberim yoktu. Baz kzlarn Bulut Baheleri'ne gtrldn biliyorum tabii
ki. Hatta bazlarna ben elik ettim, ama gle oynaya gidiyorlard. Onlarn
tanraya kurban edileceklerini veya dada yamyamlk yapldn hi
bilmiyordum."
Meren, "Albay, onlar da yanmza almalyz. Jarrililere brakamayz o
kzlar," diye sze kart. "Onlar zgr brakmaya ve Jarri'den kaarken
yanmza almaya ant itim ben."
Tinat, "u anda ben de ayn and iiyorum," diye kkredi. "Btn tanrlar
adna yemin ederim ki, o gen kadnlar kurtarmadan bu lkeden ayrlmayacam."
Fenn, "Acaba biz yeni ay kana kadar beklerken daha ka kadn daa
gnderirler?" diye sordu.
Erkekler suskunlat.
"Eer ok hzl hareket edersek srpriz avantajmz yitiririz. Jarrili-ler
hemen btn gleriyle stmze gelir. Teklifin nedir Fenn?" Konuan Tinat't.
Fenn, "Sadece hamile kalanlar yolluyorlarm," diye belirtti.
Tinat, "Gzlemlerim de bunu doruluyor," dedi. "Ama bunun bize ne yarar
var? Erkeklere oyuncak ediliyorlarsa gebe kalmalarn nleyemeyiz ki."
"Belki nleyemeyiz, ama bebein bymesini durdurabiliriz."
Meren, "Nasl?" diye sordu.

"Taita'nn Sidudu'ya yapt gibi, dk yaptran bir iksirle." Meren


yeniden konuana kadar, erkekler bu neriyi dndler.
"Taita'nn tp antas Mutangi'deki evde kald. Onu almaya gidemeyiz.'
466
11. Yazt
"Ben onun iksiri hangi bitkilerden yaptn biliyorum. Toplamasna yardm
etmitim."
Tinat, "Peki ilac kadnlara nasl ulatracaz?" diye sordu. "Balarda
canavar maymunlar var."
"Sidudu ile ikimiz tapnaa gtrr, kzlara da nasl kullanacaklarn
aklarz."
"Ama maymunlar, rahibeler... onlardan nasl kurtulacaksnz?"
"Sidudu'yu Onka'dan sakladm yntemle," dedi Fenn.
Meren, "Gizlenme bys!" diye bard.
Tinat, "Anlamadm," dedi. "Neden sz ediyorsunuz?"
Meren, "Fenn de bycdr," diye aklad. "Taita, ona baz gizli sanatlar
retti ve o da becerilerini iyice ilerletti. Kendini ve bakalarn grnmez
bir perdenin ardna gizleyebilir."
Tinat, "Byle bir eyin mmkn olacana inanmyorum," dedi.
Fenn, "O zaman size gstereyim," diye cevap verdi. "Ltfen atein bandan
ayrln ve Meren seslenene kadar uradaki aalarn arkasnda bekleyin." Tinat
kalarn atp homurdanarak kalkt ve karanln iinde kayboldu. Birka dakika
sonra Meren seslenince geri geldiinde Me-, ren'den baka kimseyi gremedi.
"Pekl Albay Cambyses. Neredeler?"
"On adm tende."
Tinat sylenerek atein etrafnda doland, sa solu iyice kolaan etti ve
balad noktaya dnd.
"Yoklar," dedi. "Artk nereye saklandklarn syle."
"Tam nndeler," dedi Meren.
Tinat iyice bakp kafasn sallad. "Ben bir ey..." diye lafa balamn
geri ekildi ve hayretle bard. "Osiris ve Horus, bu byclk!" ki kz tem
brakt yerde duruyordu. El ele tutumu ona glmsemekteydiler.
467
Wilbur Smith
"Evet albay, ama nemsiz bir i sadece. Maymunlar kandrmak siz
kandrmaktan ok daha kolay olacak, ne de olsa onlarn zeks snrl oysa sb
stn zekl ve eitimli bir savasnz." Tinat bu iltifat karsnda erimiti
Kz gerekten de bir cadyd. Tinat onun dengi deildi. Meren ijn. den
glmsedi. Eer kafasna koyarsa bizim albay bann stnde dur durur ve
poposundan ddk aldrr.
Ak Tapma'na at stnde fazla yaklaamazlard. Fenn, Taita gibi atlar ve
adamlar ieren byk bir grubu gizleme becerisine sahip deildi. Atlar sk bir
korulua gizleyip Meren ile Nakonto'ya braktlar ve iki kz yryerek gittiler.
Sidudu'nun eteinin iinde beline sard keten bitki keseleri vard.
Aadaki vadiyi iyice grebilecekleri bir yamaca trmandlar. Tapnak
vadinin sonundayd. Sar kumtamdan yaplm, byk ve zarif bir binayd, etraf
imlerle ve iinde devasa nilfer yapraklar yzen havuzlarla evriliydi. Hafif
bir enlik sesi duyuluyordu ve en byk havuzun banda kadnlar toplanmt.
Bazlar halka olup oturmu, ark syleyip el rparken, dierleri de mzie
uyarak dans ediyordu.
Sidudu, "Her gn bu saatte byle yapardk," diye fsldad. "Ziyarete
gelecek erkekleri bekliyorlar."
Fenn, "Tandn var m ilerinde?" diye sordu.
"Emin deilim. Bu kadar uzaktan iyi gremiyorum." Sidudu elini gzne siper
etti. "Bekle! Havuzun bu tarafnda tek bana duran bir kz var, grdn m? O
benim arkadam Jinga."

Fenn, havuz kysnda tek bana yryen narin kza bakt. Ksa bir gmlek
giymiti. Kollar ve uzun bacaklar plakt ve sanda sar iekler vard.
"Ona gvenebilir miyiz?"
468
11. Yazt
"Dierlerinin oundan biraz byktr, hepsinin iinde en makul 0]an da
odur. Dierleri onun szn dinler."
Fenn, "Gidip onunla konualm," dedi ama Sidudu kolunu tuttu.
"Bak!" derken sesi titriyordu. Hemen altlarnda, aalarn arasndan bir
grup kara glge frlamt. Drt ayak, kollaryla yerden destek alarak
kouyorlard. "Canavar maymunlar!"
Dev gibi maymunlar tapman etrafnda dolanyorlard, ama imler-deki
kadnlar gr alanlarnn dndayd. Birka admda bir durup alm burun
delikleriyle yeri koklayp yabanclar veya tapnaktan kaan olup olmadn
kontrol ediyorlard.
Sidudu, "Kokumuzu da maskeleyebilir misin?" diye sordu. "Canavar maymunlarn
koku alma duyusu ok keskindir."
Fenn, "Hayr," diye itiraf etti. "Kzlarn yanna gitmeden onlarn gemesini
beklemeliyiz." Maymunlar hzla ilerleyip, aalarn arasnda gzden kayboldular.
Fenn, "imdi!" dedi. "abuk!" Uzanp Sidudu'nun elini tuttu. "Unutma,
konumak yok, sakn koma, benimle temas koparma. Yava ve dikkatli hareket
et."
Fenn zerlerine gizleyici byy yapt ve Sidudu'yu alp yamatan inmeye
balad. Sidudu'nun arkada Jinga hl yalnzd, bir st aacnn altna
oturmu, aadaki balklara karabuday ekmei krntlar atyordu. kisi kzn
yanma diz ktler ve Fenn, Sidudu'yu saran byy kaldrd. Kendini ortaya
karmamt, nk Jinga rkebilirdi. Kz krntlar kapmak iin suda drt
dnen balklara o kadar dalmt ki, bir sre Sidudu'nun farkna varmad. Sonra
irkildi ve kalkmaya davrand.
Sidudu elini koluna koyup kz yattrd. "Jinga, korkma sakn."
Kz, ona bakp glmsedi. "Geldiini grmemitim Sidudu. Nerelerdeydin? Seni
yle zledim ki. Daha da gzellemisin."
469
Wilbur Smith
"Sen de yle Jinga," diyen Sidudu arkadan pt. "Ama konuacak fazla
zamanmz yok. Sana anlatmam gereken ok ey var." Kzn yzne bakp verilen
iksirler yznden gzbebeklerinin irilemi olduunu farfc etti.
"Syleyeceklerimi ok dikkatli dinlemen lazm." Sidudu kk bir ocukla
konuurmu gibi tane tane konumaya balad.
Onun anlattklarn, irenliini kavradka Jinga'mn baklar netleiyordu. Sonunda, "Kardelerimizi ldryorlar mym?" diye fsldad. "Bu
doru olamaz."
"Doru Jinga, bana inanmak zorundasn. Ama bunu nlemek iin yapabileceimiz
bir ey var." abucak bitkileri, nasl hazrlanlp, nasl kullanlacaklarn
anlatt. "Daa sadece hamile olanlar gtryorlar. ksir sayesinde ben bebekten
kurtuldum. Tehlikede olan herkese vermen lazm bundan." Sidudu eteini ap
beline sard keseleri kard. "Bunlar iyi sakla. Rahibeler bulmasn. Dr.
Hannah bir kz daa gtrmek zere seince, ona bir lek vermen gerekiyor.
Sadece byle kurtarabiliriz onlar."
Jinga, "Ben seildim bile," diye fsldad. "Doktor drt gn nce geldi ve
yaknda tanrayla karlaacam syledi."
"Ah benim zavall Jinga'm! O zaman bu geceden tezi yok, yalnz kalr kalmaz
alman lazm bu iksirden." Sonra arkadana bir daha sarld. "Daha fazla
kalamam, ama yaknda iyi insanlarla birlikte seni kurtarmaya geleceim. Seni ve
dierlerini gvende olacanz bir yere gtreceiz. Onlara da syle gitmeye
hazr olsunlar." Jinga'y brakt. "Bitkileri iyi sakla. Onlar hayatnz
kurtaracak. imdi git ve sakn arkana bakma."
Jinga arkasn dner dnmez, Fenn, Sidudu'yu rtc pelerinin altna ald.
Jinga yirmi adm gitmeden, omzunun stnden arkaya bakt. Si-dudu'nun

kaybolduunu grnce rengi solmutu. Gzle grlr bir abayla kendini toplad
ve imlerden tapnaa doru gitmeye devam etti.
Fenn ve Sidudu yamac trmanmaya baladlar. Yarsna gelmilerdi ki, Fenn
yoldan kp hi kmldamadan durdu. Konumaya cesaret ede470
11. Yazt
medi ama by bozulmasn diye Sidudu'nun elini skca kavrad. ki kz
nefeslerini tutarak bir ift koca siyah maymunun stlerine doru geliini
izlediler. Hayvanlar allarn arasna baknarak yryor, frlak alnlarnn
altndaki fkeli gzleri fldr fldr dnyordu. Erkek daha iriydi ama
arkasndan gelen dii daha tehlikeli ve saldrgan grnyordu. Kzlarn hizasna
geldiklerinde geip gidecek gibi oldular ama dii aniden durup burnunu dikti ve
koca burun deliklerini titreterek havay koklamaya balad. Erkek de ayn
hareketi taklit etti ve ikisi birden hafiften hrlamaya baladlar. Dii, azn
ap koca dilerini gsterdi ve tekrar kapad. O kadar yakndlar ki, Fenn
hayvann az kokusunu duyabilmiti. Sidudu'nun elinin titrediini fark edince,
onu yreklendirmek iin parmaklarn skt.
ki canavar maymun, durduklar yerden biraz ileriye zpladlar, havay
koklamay brakmamlard. Dii ban eip kzlarn gemi olduu yolu koklad.
Sonra kokuyu takip ederek, ar ar onlara doru dnd. Si-dudu dehet iinde
titriyor ve Fenn ondaki panik duygusunun byy bozacak dzeye ykseldiini
hissediyordu. Sidudu'yu sakinletirmek iin psiik dalgalar yollamaya alt
ama o arada maymunun burnu da Sidudu'nun sandaletindeki parmann dibine kadar
uzanmt. Sidudu korkudan altna kard. drar bacaklarndan szyor, kokuyu
alan maymunun hrlts artyordu. Maymun tam ileri atlmaya hazrlanrken,
kaan bir antilobun allara srtnmesiyle bir hrt oldu ve erkek maymun
mthi bir kkremeyle hayvann peine dt. Dii de hemen arkasndan kotu,
Sidudu'nun o kadar dibinden gemiti ki, neredeyse kza srtnecekti. Canavar
maymunlar yeilliklerin arasnda kaybolurken, Sidudu, Fenn'e yasland, Fenn
yakalamasa yere ylabilirdi. Fenn, ona skca sarlarak tepeye kmasna
yardm etti, tapnaktakiler grmesin diye, bir yandan da bynn bozulmamas
iin abalyordu. Sonra Meren'le Nakonto'nun atlarla onlar bekledii yere
kotular.
471
Wilbur Smith
Ayn kampta iki gece st ste kalmyorlard. Tinat ve Sidudu btn arka
yollan, ormann iindeki gizli patikalan bildii iin, hzla ve gizlice hareket
ediyor, sk kullanlan yollardan kanyor, iki kamp arasndaki mesafeyi
ayorlard.
Kyden kye gezip, onlara yanda liderlerle konutular. Bu kiilerin hepsi
gmendi ve kyllerin ou onlara sadkt. Kaaklara yiyecek ve gvenli barnak
salyorlard. Jarri devriyelerini takip edip, geldiklerini haber veriyorlard.
Her kyde Meren ve Tinat bir sava konseyi topluyorlard.
Sulh hakimlerine, ky liderlerine, "Msr'a dneceiz!" diyorlard. "Dolunay
gecesi halknz gitmeye hazr olsun."
Tinat, atein banda heyecanla parlayan yzlere bakyordu. Sonra nne
at haritay gsteriyordu. "Takip etmeniz gereken yol bu. Elinizden geldii
kadar silahlann. Adamlannz yiyecek, kaln giysiler, battaniye de alsn, ama
tayamayacanz hibir eyi getirmeyin. Uzun ve zorlu bir yry olacak. lk
toplanma noktanz da buras." Haritada toplanacaklar yeri gsteriyordu. "Hzla
yol aln. Sizi bekleyen ncler olacak. Adamlarnza daha ok silah verecekler
ve Kitangule Geidi'ne kadar rehberlik edecekler. Oras btn gruplann
buluaca ana toplanma noktas. Dikkatli ve temkinli olun. Sadece gvendiiniz
kiilerle konuun. Ac deneylerinizden, oligarlarn drt bir yanda casuslar
olduunu bilirsiniz. Albay Cambyses veya benden emir almadka, kararlatnlan
tarihten nce yola kmayn." Gne domadan da kylerden aynlyorlard.
Merkezden uzaktaki garnizon ve askeri kalelerin komutanlan neredeyse tmyle

Tinat'n adamlany-d. Emirlerini dinliyor, birka neride bulunuyor ve daha az


soru soruyorlard. "Bize hareket emrini ulatnn. Hazr bekliyor olacaz,"
diyorlard.
472
11. Yazt
Balca maden oca dalann gneydou yamalarnda bulunu-v0rdu. En
bynde binlerce kle ve esir, ar koullar altnda alarak, zengin gm
yataklann kazyordu. Muhafzlarn komutan Tinat'n adamlanndand. Tinat ile
Meren'i, ii gibi giydirip, esir barakalarna ve mahkmlarn kald binalara
soktu. Kle ve esirler aralannda gizli hcT relere blnp liderlerini
semilerdi. Tinat liderlerden ounu gayet iyi tanyordu, tutuklanp hapse
atlmadan nce ouyla arkada ve yoldat, Onun emirlerini keyifle
dinliyorlard.
Tinat onlara da, "Dolunay bekleyin," dedi. "Muhafzlar bizden ya* na.
Belirlenen zamanda kaplan ap sizi serbest brakacaklar."
teki maden ocaklar daha kkt. Birinden bakr ve inko karr hyor,
tekinde ise bakr bronza dntrlyordu. En kk olan ayn zamanda en zengin
oland. Altn ynnden zengin kuvars damar stnde alld iin,
madencilerin lambalannn nda koca altn topaklan parlamaktayd.
Bamhendis, Tinat'a, "Kalhanede on be araba dolusu saf altn var,"
dedi. i
Meren hemen, "Brakn onu!" diye mdahale etti.
Tinat da ban sallad. "Evet! Altn brakn!"
Mhendis, "Ama bu muazzam bir hazine!" diyerek itiraza yeltendi.
Dolunaya yirmi gn kala, oligarlarn darbesi indi. Planlanan g artk
binlerce gmen arasnda yayld iin Jarri'de parlak bir alev yanma^
473
"zgrlk daha byk bir hazine," dedi Meren. "Altn brakn. Bizj
yavalatr, hem de arabalan daha iyi bir amala kullanabiliriz. Onlara kadnlan, ocuklan, yryemeyecek kadar hasta ve yal olanlan bindiririz."
Wilbur Smith
ya balamt. Casuslarn bu dumann kokusunu almamasna imkn yoi, tu.
Oligarlar, Yzba Onka'y iki yz adamla birlikte, sylentilerin kayna olan
Mutangi'ye yolladlar.
Onka ve adamlan gece vakti ky sarp tm ky sakinlerini ele geirdiler.
Onka ky konseyinin kulbesinde hepsini teker teker sorguya ekti. Krba ve
dalama demiri kullanyordu. Sorgulama srasnda sekiz adam ld ve ok daha
fazlas kr olup sakatland halde fazla bir ey renememiti. Bu sefer
kadnlara gz dikti. Bilto'nun en gen kars bir kz, biri erkek drt yanda
ikiz ocuk annesiydi. Onka'nn sorularna direnince, kadna zorla olunun
boynunun vuruluunu izlettiler. Sonra Onka ocuun kafasn kadnn ayaklarnn
dibine frlatp kznn sana yapt. lk la haykran kk kz,
annesinin gznn nnde havaya kaldrm sallyordu. "Tek veletle durmayacam
biliyorsun," diyerek hanerini kk kzn yanana srtt. ocuk acyla
barrken anne zld. Onka'ya bildii her eyi anlatt.
Onka, adamlarna Bilto, kars ve kurtulan kz da dahil btn kylleri
kulbeye toplamalarn emretti. Kapy ve pencereleri skca kapatp kulbenin
damn atee verdiler. Yanan binadan yrek paralayan feryatlar ykselirken Onka
atna binip oligarlara rapor vermeye gitti.
Kyllerden iki tanesi o gece tepelerde avlanyordu. Katliama uzaktan tank
oldular ve ihanete uradklarn bildirmek zere Meren ile Tinat' bulmaya
gittiler. Neredeyse yirmi fersah yolu koarak aldlar.
Tinat, onlann anlattklarn dinledi ve hi duraksamad. "Dolunay
bekleyemeyiz artk. Hemen harekete gemeliyiz."
Fenn, "Taita!" diye ac bir lk att. "Onu beklemeye sz vermitiniz."
"Bekleyemeyeceimi sen de biliyorsun," dedi Tinat. "Buna cesaret edemem,
eminim Albay Cambyses bile bana hak verecektir bu konuda."

Meren gnlszce ban sallad. "Albay Tinat hakl. Bekleyemez. nsanlar


toparlayp kamak zorunda. Taita da bunu isterdi."
474
11. Yazt
Fenn, "Ben gelmiyorum sizinle," diye bard. "Taita gelene kadar
bekleyeceim."
Meren, "Ben de kalacam," dedi. "Ama dierlerinin bir an evvel gitmesi
gerek."
Sidudu da Fenn'in eline yapt. "Sen ve Meren, benim dostlanms-nz, ben de
gitmiyorum."
Tinat, "Cesur kzlarsnz," dedi. "Ama Ak Tapna'na bir daha gidip o gen
kadnlar getireceksiniz deil mi?"
Fenn heyecanla, "Elbette," diye bard.
Tinat, "Yannza ka adam lazm?" diye sordu.
Meren, "On kii yeter," dedi. "Tapnaktaki kzlar iin yedek atlar da
gerekiyor. Onlar, Kitangule yolunu kesen ilk rman bana getiririz. Sonra
dnp Taita'y bekleriz."
Gecenin byk bir ksmn at stnde geirdiler. Fenn ile Sidudu nden
gidiyor, Meren de Duman Yeli'yle arkadan takip ediyordu. afan ilk
klaryla, daha gne domadan, tepeye vardlar ve aadaki vadide bulunan
Ak Tapna'na baktlar.
Fenn, "Tapnakta sabahlan ne yaplr?" diye sordu.
"Gne domadan rahibeler kzlar tapnaa gtrr ve tanraya dua edilir.
Sonra da kahvalt iin yemekhaneye geerler."
"O zaman imdi tapnakta olmalar gerekiyor?"
Sidudu, "yle olmal," dedi.
"Ya canavar maymunlar?"
"Emin deilim, ama onlar tapnak civarnda ve ormanda devriye geziyordun"
475
Wilbur Smith
"Kzlara kar daha iyi olan rahibeler var m? yi kalpli olanlar?"
Sidudu acyla, "Hayr!" dedi. "Hepsi de zalim ve merhametsizdir. Bize
kafesteki hayvanlarmz gibi davranrlar. Gelen adamlara itaat etmeye zorlarlar
ve rahibelerden bazlar da bizi kendi kirli zevkleri iin kullanr."
Fenn, Meren'e bakt. "Onlar ne yapacaz?"
"Yolumuza kan ldreceiz."
Kllarn ekip birbirlerine sokularak ve gizlenmeye almadan vadiye
doru inmeye baladlar. Maymunlar ortalkta yoktu, Sidudu onlar ana binadan
ayn olan tapmaa gtrd. Atlarndan indiler. Meren kapya yklendi ama ieriden
kilitliydi.
Meren, adamlarna, "Arkamdan gelin!" diye bard ve kalkanlary-la hep
birlikte kapya yklenip atlar. Kzlar, orta ahnda toplanmlard,
balarnda da siyah giysili drt tane rahibe vard. lerinden biri, uzun boylu,
orta yal ve yz iek bozuu olan bir kadnd. Sa elinde tuttuu altn
tlsm Meren'e doru kaldrd.
Sidudu, "Dikkat et!" diye haykrd. "Bu gl bir byc olan Non-gai.
Bysyle sana zarar verebilir."
Fenn yayn oktan germiti ve hi tereddt etmedi. Hemen okunu frlatt.
Ok, orta ahma kadar vnlayarak gitti ve Nongai'yi gsnn ortasndan vurdu.
Tlsm elinden umu ve kadn ta zemine serilmiti. Dier rahibe kargalar
gibi katlar. Fenn dier ikisini de vurdu ama drdnc rahibe sunan
arkasndaki bir kapya ulamt. Kapy amaya alrken, Sidudu'nun yollad
ok krek kemiklerinin ortasna sapland. Kadm kanl bir iz brakarak yere kayd.
Dierleri gmleklerini balarna ekmi, dehet iinde bekliyordu.
Meren, "Konu onlarla Sidudu," diye emretti. "Sakinletir."
Sidudu, kzlara kotu ve bazlarn yerden kaldrd.
476

11. Yazt
"Benim, Sidudu. Korkacak bir ey yok. Bunlar iyi adamlar ve sizi kurtarmaya
geldiler." Sonra Jinga'y grd. "Yardm et Jinga! Doru dnmelerini
salayalm!"
Meren, Fenn'e, "Hepsini dar karp atlara bindirin," dedi. "Her a
canavar maymunlarn saldrsna urayabiliriz."
Kzlar dar srklediler. Bazlar hl inleyip szlyor ve ata zorla
bindirilmeleri gerekiyordu. Meren acmasz davranyordu ve sonunda Fenn'in de
sabn tam, birinin suratna tokad indirip barmak zorunda kalmt. "Kalk
hadi sersem ey, yoksa seni maymunlara brakrz."
Sonunda herkes atlara bindi ve Meren, "Drtnala, ileri!" diye hayk-rarak
Duman Yeli'ni mahmuzlad. Terkisinde, ona ve birbirlerine sarlm iki kz
vard. Nakonto ve mbali, Fenn'in deri zengilerine trmanmlard. Sidudu da
Jinga'y terkisine, baka bir kz da nne oturtmutu. Dier atlarda da en
azndan er tane kzla birbirlerine sokulmu vaziyette tapnan imlerini
getiler, tepeye, oradan da Kitangule yoluna kacaklard.
Orman yoluna girmek zereyken karlarna iki tane maymun kt. Be tanesi
de dallara trmanmt ve altlarndan geerken atlarn stne atladlar. Ayn
anda, yeilliklerin arasndan bren ve kkreyen baka maymunlar ortaya kt.
Kimileri binicilere saldryor, kimileri gl e-neleriyle atlarn bacaklarn
sryordu.
Nakonto'nun sa elinde ksa sapl bir mzrak vard ve canavarlarn n
arka arkaya haklad. mbali'nin baltas da havay yararak inip kalkt ve iki
maymun daha ld. Meren ve Hilto ile dier askerler de kllarn ekerek
maymunlar ldrmeye baladlar. Ama canavar maymunlar korkusuz ve sabit fikirli
olduklar iin lgnca bouuyorlard. Ar yaral olsalar bile atllar yere
drmekten vazgemiyorlard. ki tanesi Duman Yeli'ne saldrd ve arka
bacaklarn srmaya alt. Duman Yeli st ste iki kez gl ifteler att.
Birinde maymunlardan birinin kafatas ezildi, dierinde ise br maymunun
enesini boynuna gmd.
477
Wilbur Smith
Tapmak kzlarndan biri Hilto'nun terkisinden indirildi ve Hilto tek darbede
maymunun kafasn uurana dek, hayvan sivri dileriyle kzm grtlan paralad.
O arada Nakonto da bir sr at sran son canavar da haklad. Atlardan biri
yle kt yaralanmt ki mbali bir balta darbesiyle kafasn ikiye ayrmak
zorunda kald.
Sonunda yeniden toparlanp vadide ilerlemeye baladlar. Yolun sonundaki
atala gelince douya, dalara ve Kitangule Geidi'ne yneldiler Btn gece yol
aldlar ve ertesi sabah erkenden ilerideki ovadan ykselen toz bulutunu
grdler. len olmadan, uzun ve youn gmen grubunun ucuna yetimilerdi.
Tinat kafilenin gerisini koruyordu ve onlarn geldiini grnce drtnala o
tarafa gelmeye balad. "Ho geldin Albay Cambyses!" diye bard. "Kzlar
kurtardn gryorum."
"Evet bunlar kurtulanlar, ama ok zorlu anlar yaadlar ve neredeyse yolun
sonuna geliyorlard."
Tinat, "Onlara arabalarda yer buluruz," dedi. "Ya sen ve arkadalarn?
Bizimle Jarri'ye geliyor musunuz, yoksa geri dnp ihtiyar bycy bulmakta
kararl msnz?"
Fenn, Meren konuamadan atld, "Cevab zaten biliyorsunuz Albay Tinat."
"O zaman sizinle vedalamak zorundaym. Cesaretinize ve bizim iin
yaptklarnza teekkrler. Belki bir daha hi karlaamayacaz ama
dostluunuz bana byk onur veriyor."
"Albay Tinat, efendim, siz byk bir iyimsersinizdir." Fenn, albaya
glmsedi. "Bizden o kadar kolay kurtulamayacanz garanti ederim." Kasrga'y
albayn atna yaklatrd ve adamn sakall yanana bir pck kondurdu.
"Msr'da yeniden karlanca teki yananz da peceim-' Sonra Kasrga'y
dndrp Tinat' keyifli bir aknlk iinde brakarak uzaklat.
478

11. Yazt
Artk kk bir kafile olmulard, sadece kadn ve erkek vard. Bu
seferlik Nakonto ve mbali de komaktansa ata binmeyi tercih et-jniti ve her
biri birer tane de yedek at gtryordu.
Yan yana giderken Fenn, Meren'e, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.
"Dalarn mmkn olduunca yaknna," dedi Meren. "Taita gelince onu hemen
bulmalyz." br yanndan gelen Sidudu'ya dnd. "Dan yaknlarnda
saklanabileceimiz bir yer biliyor musun?"
Kz sadece bir an dnd. "Evet," dedi. "Mevsimi gelince babamla mantar
toplamaya gittiimiz bir vadi var. Orada.sadece birka kiinin bildii bir
maarada kamp kurardk."
ok gemeden, bat ufkunda volkann karl zirveleri grnr olmutu.
Mutangi kynn etrafndan dolatlar ve yabandomuzu avladklar tepede durup
yaklp yklm kye baktlar. Kllerin ve yanm cesetlerin kokusu oraya kadar
geliyordu. Kimse bir ey sylemedi ve dnp batya doru ilerlemeye devam
ettiler.
Sidudu'nun onlar gtrd maara dan eteine gml durumdayd. Aalar
ve yer katmanlar tarafndan yle iyi gizlenmiti ki, nne gelene kadar farkna
varmadlar. Maarann yannda atlar ii gzel bir otlak ve su ihtiyalarn
karlayacak bir pnar vard. Maarann ii kuru ve scakt. Sidudu'nun ailesi,
dip taraftaki oyukta eski iki tencere ile birka alet brakmt. Ayrca byk
bir odun yn vard. Kadnlar akam yemeini hazrlad ve hepsi atein bana
toplanp yemee oturdular.
Fenn, "Burada yeterince rahat ederiz," dedi. "Ama kaleye ve Bulut
Baheleri'ne giden yoldan ne kadar uzaktayz?"
Sidudu, "Alt, yedi fersah," diye cevap verdi.
479
Wilbur Smith
Meren geyik eti yahnisinden ald lokmay inerken, "Gzel!" de_ di. "Gze
arpmayacak kadar uzak, ama aa indiinde Taita'y hemen bulacak kadar da
yakn."
Fenn, "Eer ve ne zaman kelimesini kullanmadna sevindim," diye gzlemde
bulundu.
Bir sre konumadan yemeklerini yediler, sadece bakr tencerelere deen
kaklarn sesi duyuldu.
Sidudu, "Onun geldiini nasl anlayacaz?" diye sordu. "Yolu mu
gzetleyeceiz?" Hepsi Fenn'e baktlar.
Fenn, "Buna gerek yok," dedi. "Geldii zaman haberim olur. Beni uyarr."
Aylardr hareket halindeydiler, srekli at binmi, dvm, bitap
dmlerdi. Bunca zamandr, nbet devri dnda deliksiz uyumak iin ilk
frsatlaryd. Fenn ile Sidudu gece yars nbetini aldlar ve gneyde
yldzlann oluturduu byk ha ufka doru inerken uykulu bir durumda maaraya
girip nbeti devretmek zere Nakonto ile mbali'yi uyandrdlar. Sonra da uyku
minderlerine ylp deliksiz bir uykuya daldlar.
Ertesi sabah afak skmeden nce Fenn, Meren'i sarsarak uyandrd. Meren
yle bir yerinden frlad ki dierleri de uyand. Fenn'in gznde yalar grnce
de hemen klcna sarld. "Ne oldu Fenn? Ne var?"
Fenn, "Yok bir ey," diye bard. Meren, onun yzne dikkatle baknca
sevinten aladn anlamt. "Her ey harika. Taita hayatta. Gece bana
geldi."
"Onu grdn m?" Meren, kzn kolunu yakalam heyecanla sallyordu. "Nerede
imdi? Nereye gitti?"
"Uyurken bana bakmaya gelmiti. Ben uyannca ruh iaretini gsterdi ve
yaknda dneceim, ok yaknda, diye mesaj yollad."
Sidudu minderinden frlayp Fenn'e sarld. "Ah senin adna ok sevindim
Fenn ve hepimiz adna."
480
11. Yazt

Fenn, "Artk her ey yoluna girecek," dedi. "Taita dnecek ve kurtulacaz."

Eos, "Seni yzyllardr bekliyordum," demi ve Taita, onun byk Yalan'n


cisimlemi hali olduunu bilmesine ramen szlerine inanmaktan kendini
alamamt. Kadn dnp maarann azna doru yrd. Taita direnmeye
almad. Onu takip etmekten baka bir ey yapamayacan biliyordu. Ona kar
kabilmek iin gelitirdii tm glere karn, o anda kadnn gtrecei yere
gitmekten baka bir ey istemiyordu.
Giriten sonra, tnelin yosun kapl duvarlar Taita'nn omzuna srt-necek
kadar daralyordu. Ayaklarnn stnde kprp tuniine srayan kaynak suyu buz
gibiydi. Eos nde kayarm gibi gidiyordu. Siyah ipein altnda kalalar iki
yana salnan bir kobra gibi dalgalanmaktayd. Kadn sudan kt ve dar bir ta
yoldan yukar trmanmaya balad. Tepede tnel genilemi ve oda gibi bir geit
halini almt. Duvarlar, zerlerine eitli insan formlar, gerek ve hayali
hayvan figrleri oyulmu lacivert talarla kaplyd. Yerler ise kaplan gz
denen kahverengi tonlanndayd. at, pembe kuvarstan yaplmt. Duvarlardaki
dirseklere, insan ba byklnde kristal kayalar yerletirilmiti. Eos
yaklarken bu kristallerden yaylan gizemli turuncu k nn aydnlatyordu.
Onlar geip gidince kristaller snyordu. Taita bir iki kere iri maymun
glgeleri grr gibi oldu. Eos'un kk plak ayaklar altn sars talarn
stnde sessizce yol alyordu. Taita o ayaklardan bylenmi gibiydi ve
gzlerini alamyordu. Kadn yrdke havaya enfes bir koku yaylmaktayd. Taita
kokuyu da byk bir zevkle iine ekiyor, zambaklar hatrlyordu.
Sonunda ho ve ferah bir salona ulatlar. Burada duvarlar yeil
malakittendi. Yksek tavandaki bacalar yeryzne kadar ulayor olmalyd,
481
F:31
Wilbur Smith
nk onlardan ieri dolan gne klar duvarlarda zmrt rengi yans-malar
yapyordu. Odadaki mobilyalar fildiinden oyulmutu ve balca paralar alak
iki kanepeydi. Eos gidip birine oturdu, bacaklarn altna alm ve pelerinini
stne serip ayaklarn bile rtmt. Karsndaki dier kanepeyi gsterdi.
"Ltfen rahatna bak. Benim sevgili onur konuum Ta-ita." Bunlar Tenmass
diliyle sylemiti.
Taita kanepeye gitti ve kadnn karsna oturdu. Kanepe ilemeli ipek bir
minderle kaplanmt.
Kadn, "Ben Eos'um," dedi.
"Niye bana sevgili dedin? Bu daha ilk karlamamz. Beni hi tanmyorsun."
"Ah Taita, seni senin kendini tandn kadar iyi tanyorum. Hatta belki
daha bile iyi."
Sesi, Taita'nn o gne kadar dinledii btn mziklerden daha tatlyd.
Zihnini buna kapatmaya alt. "Her ne kadar szlerin manta aykm olsa da
nedense kuku duyamyorum. Beni tandn kabul ediyorum ama ben, senin adndan
baka bir ey bilmiyorum."
"Taita, birbirimize kar drst olmalyz. Sana sadece gerei
syleyeceim. Sen de bana yle yapmalsn. Son cmlen bir yaland. Benim
hakkmda ok ey biliyorsun ve ne yazk ki ou yanl bir sr de nyargn var.
stersen seni aydnlatr, yanllarn dzeltirim."
"Sylesene nerede yanlyorum?"
"Dmann olduuma inanyorsun."
Taita ses karmad.
Eos, "Ben senin dostunum," diye devam etti. "Hayatta sahip olacan en iten
ve tatl dost hem de."

Taita ciddi bir tavrla ban edi ama yine bir ey demedi. mitsiz ona
inanmak istediini fark etmiti. Bu da, kalkann yksek tutma kararlln
alp gtrmt.
482
11. Yazt
Bir sre sonra Eos yine konutu. "Sana yalan syleyeceimi sanyorsun,
imdiye kadar dediklerimin de senin bana sylediklerin gibi yalan olduunu
dnyorsun."
Taita, onun okuyabilecei bir auras olmamasna seviniyordu; duygular fokur
fokur kaynamaktayd.
"Sana sadece doruyu syledim. Maarada karna kardm grntler
gerekti. Hibir hile karmamt."
"Gl imajlard," diyen Taita'nn ses tonu tarafsz ve yorumsuzdu.
"Hepsi de gerekti. Sana sz verdiim her eyi gcmn snrlar iinde."
"Neden onca insan arasndan beni setin?"
Eos kmseyerek, "Onca insan m?" diye sordu. "nsanlarn tm benim iin
beyaz kanncalar kadar nemsiz. gdsel yaratklar hepsi, makul ve akll
deiller, nk o erdemlere eriecek kadar uzun yaamyorlar."
Taita, "Ben akll, bilgili, merhametli insanlar tandm," diye kar kt.
"Sen bu deerlendirmeyi kendi ksa hayatna gre yapyorsun."
"Ben epey uzun yaadm."
"Ama fazla zamann kalmad," dedi Eos. "Neredeyse bitiyor mrn."
"Ak szlsn Eos."
"Dediim gibi, sana sadece gerekleri syleyeceim. nsan bedeni kusurlu bir
ara ve hayat geici. Bir insan gerek bilgelie ve anlaya ere-meden lyor.
nsan standartlarna gre sen bir Uzun Yaayan'sn ve benim tahminime gre yz
elli alt yandasn. Bana gre, bu bir kelebein mrnden uzun deil ya da
akam karanlnda ap gn domadan solan bir gece kaktsnnkinden. Ruhunun
iinde barnd fiziksel ara, yaknda seni yan yolda brakacak." Aniden sa
elini siyah ipek rtnn altndan karp bir kutsama iareti yapt.
483
Wilbur Smith
Eer ayaklar gzelse, eli olaanstyd. Taita, onun zarif hareketine
bakarken nefesinin kesildiini ve kollarndaki tylerin diken diken olduunu
hissetti.
"Ama yle olmas gerekmiyor," dedi Eos yumuak bir sesle.
"Daha soruma cevap vermedin Eos. Niye ben?"
Eos, "Yaadn ksa sre iinde ok ey baarmsn," dedi. Taita ac bir
ekilde gld. "Demek ki imdi ben, gen ve gzel bir organ olan yal ve
irkin bir adamm."
Kadn da o ngrakl sesiyle glmt. "ok ho ifade ettin." Elini tekrar
pelerininin iine alp Taita'y onu grme zevkinden mahrum brakt. Sonra
konumaya devam etti. "Maarada sana genliini gsterdim. ok gzeldin ve yine
yle olabilirsin."
"stediin gen ve gzel adam seecek durumdasn. Zaten bunu yaptndan
hi kukum yok."
Kadn hemen drste yant verdi. "En az on bin kere, ama gzelliklerine
ramen karncaydlar."
"Ben fa-rJ m olacam?"
"Evet Taita... evet."
"Ne ynden?"
"Zihnin," dedi Eos. "ehevi tutkular abuk geer. stn bir zihin ise
sonsuza kadar mutluluk verir. Byk bir zek, ebediyen gen kalan bir bedende
zamanla giderek keskinleir; bunlar tannsal zelliklerdir. Taita, sen alar
boyunca hasretini ektiim mkemmel yolda ve esin."
Saatlerce konutular. Onun dehasnn souk ve kt niyetli olduunu bildii
halde, yine de byleyici ve ayartc buluyordu. Fiziksel ve entelektel adan
enerji yklendiini hissetmekteydi. Sonunda sinir bozucu bir ekilde boaltma

ihtiyac duydu ama daha azn aamadan Eos, "Senin iin hazrlanan bir blm
var," dedi. "Kapdan knca saa dn ve koridorun sonuna kadar git."
484
11. Yazt
Eos'un tarif ettii oda byk ve grkemliydi ama Taita'nn zihni p-I prl
olduu iin etrafndakileri fark edemedi. Hibir yorgunluk hisset-mjyordu. Kk
bir blmede altna tuvalet kovas konmu ssl bir tabu-x bulup kendini
rahatlatt. Kede, kristale oyulmu bir bideye scak, ko-ku|u sular akyordu.
Ykanp temizlenince hemen yeil salona dnd, gos'un hl orada olduunu
umuyordu. Artk atdan inen bacalardan gne yansmyordu. Hava kararm
ama duvarlardaki kristal kayalar scak bir k yaymaya balamt. Eos hl
brakt yerde oturuyordu. Taita da karsna yerleti ve Eos, "Burada senin
iin yiyecek, iecek bir eyler var," dedi. O gzelim eliyle Taita'nn yanndaki
fildii sehpay gsteriyordu. O yokken gm tabaklar ve bir gm kadeh
getirilip braklmt. Taita alk hissetmiyordu ama meyveler ve erbet itah
ac grnyordu. abucak bir eyler attrd ve hevesle sohbetlerine dnd.
"Ebedi yaamdan ok rahata sz ediyorsun."
I "Bu, firavunundan klesine btn insanlann d," dedi Eos. "Hayali bir
cennette ebediyen yaamann hasretini ekiyorlar. Ben domadan nce yaam eski
insanlar bile maaralarnn duvarlarna bu hasreti gsteren resimler izmi."
"Peki bunu gerekletirmek mmkn m?" diye sordu Taita.
"Karnda bunun canl bir kant olarak oturuyorum."
"Ka yandasn Eos?"
"Firavun Keops Giza'daki byk piramidi dikerken ben oktan yalanmtm."
"Bu nasl mmkn olabiliyor?"
"Font'u duymu muydun?"
Taita, "Eski alardan gnmze kadar gelen bir efsane," diye cevap verdi.
"Font bir efsane deil Taita. Font var."
485
Wilbur Smith
"Peki nedir? Nerede bulunur?"
"Btn hayatn Mavi Nehri, evrenimizi yneten asl g."
"Gerekten bir nehir veya kaynak m? Ve niye Mavi? Bana tanmla yabilir
misin onu?"
"Tenmass dilinde bile onun gcn ve gzelliini anlatacak kelimeler yok.
kimiz bir olunca seni ona gtreceim. Mavi'de yan yana ykanacaz ve
genliin btn ihtiamyla kacaksn ondan."
"Nerede peki? Gkte mi yerde mi?"
"Yer deitiriyor. Denizler deiip, dalar ykselip inince Font da onlarla
birlikte hareket ediyor."
"imdi nerede?"
"Oturduumuz yere fazla uzak deil," dedi Eos. "Ama sabrl ol. Zaman
gelince seni ona gtreceim."
Yalan sylyordu. Tabii ki yaland szleri. O Yalan'n kendisiydi. Font var
olsa bile, Taita, onun baka hi kimseyi ona gtrmeyeceini biliyordu, ama yine
de bu sahte vaat onu cezp ediyordu.
Eos yumuak bir sesle, "Benden hl kukulandn gryorum," dedi. "Sana
iyi niyetimi gstermek iin, yanna birini daha almana izin vereceim Font'a
giderken. ok sevdiin birini. Byle biri var m?"
Fenn! Taita, dncelerini o kadar hzla maskeledi ki Eos bile okuyamazd.
Eos, ona bir tuzak kurmutu ve Taita neredeyse tuzaa dyordu. "Byle biri
yok," diye cevap verdi.
"Bir kez sana baktmda vahi doada bir gletin kysnda oturu-yordun.
Yannda bir ocuk grmtm, sar sal gzel bir ocuk."
Taita, "Ah, evet," dedi. "Adn bile hatrlamyorum, u senin karncalardan
biriydi. Sadece o gn iin yanmda getirdiim biri."
"Onu da Font'a gtrmek istemez misin?"
"Niye gtreyim ki?" Eos bir ey demedi ama Taita akaklarnda yine o peri
parma gibi dokunular hissediyordu. Eos'un szlerine inanma-

486
?
11. Yazt
Sn ve zihnine girmeye ve dncelerini almaya altn biliyordu, psiik
bir abayla kadnn giriini engelledi ve o da annda geri ekildi.
"Yoruldun Taita. Bir sre uyumalsn."
Taita, "Hi yorulmadm," diye cevap verdi ve bu doruydu. Kendini canl ve
zinde hissediyordu.
"Konuacamz o kadar ok ey var ki, uzun bir yara yeni balayan
atletler gibiyiz. Admlarmz yavalatmalyz. Ne de olsa, kaderimizde sonsuza
kadar yolda olmak var. Acele etmeye gerek yok. Zaman bizim oyuncamz,
dmanmz deil." Eos yerinden kalkt ve tek kelime daha etmeden Taita'nn daha
nce fark etmedii siyah duvardaki kapdan szlp gitti.
Kendini yorgun hissetmemesine ramen, odasndaki ipek yataa uzanr uzanmaz
derin bir uykuya dald. Uyandnda tavandan gelen gn ieride
oynamaktayd. Kendini harika bir ekilde diri hissetti.
Kirli giysileri yok olmu, onlarn yerine deri pelerininin yanna temiz bir
tunikle bir ift yeni sandalet braklmt. Bann yannda bulunan fildii
sehpada da yiyecek bir eyler vard. Taita ykand, kahvaltsn edip giyindi.
Eos'un yollad tunik, tenini okayan yumuack bir kumatan yaplmt.
Sandaletler ise domam kei derisindendi ve altn varaklarla sslyd. Tam
ayana greydiler.
Eos'un byk salonuna gidince ieride kimsecikler olmadn grd. Sadece
havada onun kokusu vard. Bir nceki gece kadnn girdii kapya gitti. nnde
uzanan uzun geit onu gn na kard. Gzleri a alnca, Bulut
Baheleri kadar byk olmayan ama ondan ok daha gzel baka bir kraterle
karlat. Hayatnda bu kadar ssl ve gr orman487
Wilbur Smith
lar ve orkideler grmemiti. Tam nnde uzanan imlerde, ortasnda, ic| ne grl
grl parlak bir su akan adrvanyla kk, mermer bir pavy0n vard. Su berrak
olduu halde, adrvann havuzunda biriken suyun yzeyi kehribar gibi kara ve
parlakt.
Eos pavyondaki mermer bankta oturuyordu. Ba akt ama yz br tarafa
dnk olduu iin, Taita sadece san grebiliyordu. Sessizce kadna doru
ilerledi, onu habersiz yakalayp yzne bir gz atmay dnyordu. Sa beline
kadar dalga dalga iniyordu. Havuzdaki su kadar karayd ama parlts kelimelerle
anlatlacak gibi deildi. Taita yaklatka, buklelerinin arasnda deerli
yakutlara benzer kzl ltlarn oynatn grd. Dokunmak zere elini
uzatt ama o arada Eos rty bana rtp Taita'nn yzn bir nebze bile
grmesine izin vermedi. Sonra ona dnd. "Gel, ait olduun yere, yani yanma
otur."
Taita bir sre sessizce oturdu. Kzm ve hsrana uramt. Eos'un yzn
grmeye hasretti. Kadn, onun ruh halini anlam gibiydi ve elini omzuna koydu.
Dokunuu Taita'y heyecanlandrmt ama kendini tuttu ve, "Fiziksel grnm
zerine epeyce konutuk Eos," dedi. "Acaba bir kusurun mu var? Grntnden
utanyor musun?"
Tpk onun kendisine yapt gibi, kadn kkrtmaya alyordu. Ama cevap
verirken Eos'un sesi tatl ve sakindi. "Ben, kadn veya erkek, yeryzne gelmi
en gzel insanm."
"O zaman gzelliini niye saklyorsun?"
"nk gzleri kr edebilir ve ona bakan erkekleri batan kartabilir."
"Bu vnmeye inanmal mym?"
"Bu vnmek deil Taita. Gerein ta kendisi."
"Gzelliini bana hi gstermeyecek misin?"
"Hazr olunca gzelliime bakabileceksin, sonularn anladn ve onlar
kabul etmeye hazr olduun zaman." Eli hl Taita'nn kolundayd.
488

11. Yazt
"Grmyor musun, en hafif dokunuum bile seni huzursuz ediyor? Kalbinin atn
parmaklarmn ucunda hissedebiliyorum." Elini ekip Taita'yi bir duygu karmaas
iinde brakt. Duygulann tekrar kontrol altna alabilmesi iin aradan zaman
gemesi gerekti. "Baka eylerden sz edelim. Bana soracak pek ok sorun var ve
ben de sana doru cevaplar vermeye sz verdim."
Bu daveti kabul eden Taita'nn sesi biraz bouk karm gibiydi. "Nil'in
kaynana engeller koydun. Bunu yaparken amacn neydi?"
"ki amacm vard. Biri, seni buraya getirtmek iin bir arda bulunmakt.
Buna direnemedin ve ite yanmda oturuyorsun."
Taita bunu derin derin dnp, "teki neydi peki?" diye sordu.
"Sana bir hediye hazrlyordum."
"Hediye mi?"
"Bir nian hediyesi. Ruh ve ten olarak birleince, sana Msr'n ki
Krallk'n vereceim."
"Savatktan sonra m? Bu ne kadar sapkn ve zalimce bir hediye byle?"
"ifte tac sen takp da. Msr tahtna ikimiz yan yana oturunca, Nil'i
serbest brakacam ve sular yine krallmza akacak... yani, pek ok
krallmzdan ilkine."
"O arada sadece insan denen kanncalar m ac ekecek?"
"Daha imdiden btn yaratklarn lordu gibi dnmeye ve davranmaya
baladn, ki yaknda yle olacaksn zaten. Bulut Baheleri'ndeki maarada sana
gstermitim. Btn uluslarn hkimiyeti, ebedi yaam, genlik, gzellik,
bilgelik ve tm alarn bilgisi, yani elmas da."
"dllerin en by," dedi Taita. "Gerekten."
"Tamamen senin olacak."
"Buna orantl bir ey istemeden nermeni hl kukuyla karlyorum ama."
489
Wilbur Smith
"Ah, bunu sylemitim. Teklifime karlk, ebedi akn ve sadakatini
istiyorum senden."
"Bunca zamandr yalnz yaamsn, niye imdi birini istiyorsun?"
"lmszlk skntsna yakalandm, bu mucizeleri paylaacak biri olmaynca
yaam ok skc geliyor."
"Benden istediin sadece bu mu? O muhteem zekndan bir para tattm. Eer
gzelliin de bununla edeerse, deyeceim bu bedel ok nemsiz grnyor."
Kadn yalanlan gerek gibi sunuyordu. Taita da inanm gibi yapyordu.
Karlkl dizilmi iki ordunun komutanlar gibiydiler. Bu, savatan nceki
ekime ve manevra dnemiydi. Taita kendisinden ok Msr ve Fenn iin
korkuyordu, bu ikisi onun sevgilileriydi ve her ikisi de lmcl bir tehlike
iindeydi.
Sonraki gnleri o havuzun banda, gecelerin ounu da Eos'un yeil
salonunda geirdiler. Eos ruhunu kapal tutsa da, grnmn Taita'ya yava
yava ayordu. Konumalar da gnden gne daha ilginlemekteydi. Ara sra
gm tepsiden bir lokma meyve almak iin uzanyor ve n kolunun ortaya
kmasna izin veriyordu. Veya fildii kanepesinde pozisyon deitirirken
eteinin dizine kadar almasn salyordu. Baldrnn biimi muhteemdi.
Taita, onun bu gzelliklerine alm olmalyd ama alamamt. Btn
bedeninin ortaya kaca an korkuyla bekliyordu. Onun cazibesine
direnebileceinden emin deildi.
Gnler ve geceler korkutucu bir hzla akp gemekteydi. Aralarnda ehevi ve
astral yolculuklar oluuyor, neredeyse dayanamayacaklar bir hale geliyordu. Bir
noktann altm izmek istediinde, kadn, ona dokunuyor sonra elini geri
ekiyordu. Bir keresinde elini kendi gsne koymu ve Taita gslerinin scak
esnekliini hissedince, kasklarnda oluan sanc yznden inlememek iin btn
gcn kullanmak zorunda kalmt.
490
f

11. Yazt
Kokusu asla deimiyordu, daima zambak kokuyordu. Ama giysilerini sabah
akam deitirmekteydi. Uzun ve bol eyler giyiyor, yumuack Icumalarm
altndaki girintiler ok az belli oluyordu. Bazen sakin, bazen huzursuzdu. yle
zamanlarda, insan eti yiyen dii bir kaplan zarafetiyle Taita'nm kanepesinin
etrafnda tur atyordu. Bir keresinde Taita'nn nnde diz km ve konumaya
devam ederken elini tuniinin stnden utanmazca Taita'nn kasna gtrmt,
parmaklan erkekliinin dibine gelince durup onun kabardm hissederek geri
ekilmiti. Bazen de yine siyahlara brnyor ve kendini tamamen gizleyip ayak
parmann ucunu bile gstermiyordu.
Bir sabah, onun yeil salonundaydlar ve Eos'un stnde yar saydam beyaz
bir ipekli vard. Daha nce hi beyaz giymemiti. Sohbetin ortasnda aniden
kk plak ayaklarna basp kalkt ve gelip Taita'nn nnde durdu. Brnd
beyaz rt etrafnda bir bulut gibiydi. Teninin pembe ve fildii tonlar,
giysisine k vurduka kuman altndan parlyordu. Grnts ty gibi narindi.
Karn, bir taznnki gibi dz ve przszd, altnda gizemli bir genin glgesi
grnyordu. Gsleri, ilek rengi haleleri olan fildii kreler gibiydi.
"Kendimi sana gstermemi sahiden istiyor musun lordum?" diye sordu.
Taita o kadar armt ki hemen cevap veremedi. "Btn mrm i boyunca bu
an beklemiim gibi geliyor," dedi.
"Bana tmyle sahip olman istiyorum. Senden hibir eyi saknmayacam.
Sana hi koul ileri srmeyeceim. Karlnda sevginden baka bir ey
istemiyorum." pekli kuma svayp kollarn uzatt. Kollan ince, yuvarlak
hatl ve skyd. O zarif parmaklaryla rtsnn ucunu tutup yavaa yzn
amaya balad. enesine kadar gelince durdu. Boynu uzun ve zarifti.
491
Wilbur Smith
"Yzme bakmak istediinden iyice emin ol. Sonulan konusunda seni uyardm.
Gzelliim ona bakan herkesi kendine esir etti. Sen dayanabilecek misin?"
Taita, "Beni mahvetse bile dayanmak zorundaym," diye fsldad Bunun
savan kader an olacan biliyordu.
Eos, "Bak o zaman," dedi ve insan ldrtan bir yavalkla rty
kaldrmaya balad. enesi yuvarlak ve gamzeliydi. Dolgun ve kavisli dudaklar
olgun kirazlarn rengindeydi. Dudaklarn yalad. Dili sivrileti ve ucu,
esneyen bir kedi yavrusununki gibi bkld. Dudaklarnda parlak bir iz brakp
tekrar kk, ltl dilerinin arasna ekildi. Elmack kemikleri kk, aln
geni ve derindi. Yay gibi kalar, gzlerine mkemmel birer ereve oluyor ve
koyu mcevher gibi gzleri, parltlaryla oday aydnlatyordu. Taita'nn
ruhuna bakyor gibiydiler. Kadnn yznn her bir paras mkemmeldi. Btn
olarak alndnda ise, kyas kabul etmez bir gzellikteydi.
rty yeil malakit talara atarken, "Seni memnun ettim mi lordum?" diye
sordu. Kzl prltlar olan salar samur bir krk gibi omuzlarndan
dklyordu. Dalga dalga beline kadar iniyor ve sanki kendi can varm gibi
titreiyordu.
"Bana cevap vermedin," dedi. "Houna gitmedim mi?"
Taita titrek bir sesle, "Zihnim gzelliini kavramakta aciz kalyor," dedi.
"Bu gzelliin onda biri bile kelimelerle ifade edilemez. Bu yze baknca, bir
erkein byk bir orman yangnnda yanar gibi nasl yanp kl olduunu
anlayabiliyorum. Beni dehete dryor ama ona kar koyamyorum."
Kadn, ona biraz daha sokuldu ve Taita'y zambak kokulan kuatt. Sonra
banda dikilip Taita yzn onun yzne doru kaldrana kadar bekledi. Yava
yava eildi; lk ve yumuak dudaklarn Taita'nnkilere
492
11. Yazt
bastrd. Kvrk kedi dili aznn derinliklerine kayd. Ksack bir an iin
Taita'nn diline dolanp ylece kald, ama sonra geri ekildi. Ama kadnn tad,
muhteem bir meyve gibi Taita'nn azna dolmutu. Eos malakit talarda dnerek
uzaklat. Salar talar sprr gibiydi, neredeyse ensesi poposuna deecek
kadar arkaya doru bkld, o arada etekleri dalga dalga uuuyordu. Ayaklan

hzdan grnmeyecek ekilde dans ediyordu. Taita'nn gzleri takip edemez


olmutu. Sonra durdular ve kadn parmak ucunda bir heykel gibi ykseldi, sadece
salar dalgalanyordu.
"Dahas var lordum," dedi sesinde, Taita'nn daha nce duymad derin,
bouk bir tn vard. "ok daha fazlas var. Yoksa yeterince grdn m?"
"Sana bin yl bile baksam, doymam."
Eos bann tek bir hareketiyle salarn omuzlanndan att ve iin iin
yanan gzlerini Taita'ya dikti. Sonra, "Volkann tam azndasn," diye uyanda
bulundu. "Bu son aamada bile geri ekilebilirsin. Ama bir kere girdin mi geri
dn olmaz. Senin iin evren sonsuza kadar deimi olur. Bedeli ardr...
hayal edemeyecein kadar. O bedeli demeye hazr msn?"
"Haznm."
Eos giysisinin bir omzunu indirdi. Omzunun kvnm uzun, zarif boy-nuyla
mkemmel bir uyum salyordu. Giysiyi biraz daha indirdi ve bir gs ortaya
kt. Sonra dierini de kard ve yuvarlak, dolgun, dii gsleri salland.
Sonra giysiyi kalalannm kntsna doru indirdi. Gbei yeni kar yam bir
tarla kadar dzd. Gbek ukurunda ate gibi bir yakut parldyordu. Eos
kalalann kvrd ve giysi narin bacaklarndan kayp ayak bileklerine dt.
Elbisenin iinden kp plak olarak o uzun kvrak admlaryla Taita'nn
nne geldi. stne eilip bir kolunu ensesine sard. Dier eliyle
493
Wilbur Smith
gslerinden birini avulayp Taita'nn ban ona doru edi ve meme ucunu
azna uzatt. Kulana, "Em, lordum," diye fsldad.
Taita bebek gibi emerken meme ucu dudaklarnn arasnda irileti ve youn,
kremsi bir sv salglamaya balad. Eos ban arkaya itip onu dudaklarnn
arasndan ekene kadar, emmeye devam etti. "Bu kadar a gzl olma," diye
azarlad. "Bedenimde senin iin daha baka zevkler de var. Kendini hemen
doyurmamalsn."
Sonra geri ekilip iki elini beline doru kaydrd. Taita gzn ellerinden
ayramyordu. Eos ayaklarn ap dizlerini bkt ve uyluklarn ortaya kard.
Taita, onun elinin kendi bacaklarnn arasndaki siyah tylerin arasna
gmln izledi. Sonra kadn elini oradan kard ve iaret parman uzatt.
Parmak yan saydam bir slaklkla parlyordu. Bouk bir sesle, "Bak, ne kadar
derinim senin iin," dedi ve slak parmann ucunu baparmana srtt. ki
parman ayrdnda aralarnda jelatinimsi bir madde uzad. "Bu, btn
erkeklerin delirdii gerek lmszlk iksiri," diyerek Taita'ya yaklat.
"Azn a lordum." Parman Taita'nn dudaklarnn arasna soktu ve
cinselliinin arpc kokusu Taita'nn duygularn altst etti. O arada Eos,
botaki elini tuniinin altna kaydrm ve erkekliini kavramt. Zaten kazk
gibi sertlemi olan organ, kadnn becerikli parmaklarnn arasnda daha da
sertleip irileiyordu.
Taita, Eos'un gzlerinin iine bakt ve bir sre nce orada olmayan, vahi,
yrtc bir alk grd. Bu aln, elinde tuttuu ey iin deil, ehvetle
istedii ruhu iin olduunun farkndayd. Kadn iki eliyle onu tutup ayaa
kaldrd ve nnde diz kerek sandaletlerinin balarn zp ayaklarndan
kard. Sonra ban uzatp burnunu erkekliine srtt ve onu dudaklarnn
arasna alp doymak bilmez bir ekilde emmeye balad. Tekrar dorulduunda
Taita'nn tuniini bandan kartt ve onu kanepeye itti. Ata biner gibi tek
bacan stne atp zerine melerek onu gizli derinliklerine yneltti.
494
11. Yazt
Taita duyduu zevkin younluu yznden straba dnmesi zerine zevkle
inledi. Kadn stnde kprdamadan duruyordu. Derinlerdeki kaslar nabz gibi
atyor, Taita'y bir pitonun avn yutarken yapt gibi amansz bir ekilde
kstryordu. O kadar gl bir birleme salamt ki ikisi de
kprdayamyordu. Eos'un gzleri, ldrc darbeyi indirmeye hazrlanan bir
savann muzaffer panltsyla Taita'nnkilere dikilmiti. "Bana aitsin." Sesi

bir ylann tslamasna benziyordu. "Sendeki her ey benim." Artk gizlenmeye


gerek duymadan gerek rengini gsteriyordu.
Taita cinsel saldrnn baladn hissediyordu. Sanki, bir barbar srs
ruhunun kalesini kuatm, duvarlan dvmekteydi. Kadna direnmek, kaplann ona
kar kapatmak, onu geri pskrtmek iin btn glerini toplad. Taita'nn onu
tatllkla pusuya drdn anlayan kadnn gzlerindeki bak korku ile
kark bir aknla dnt. Ondan sonra lmcl bir ifade ald ve yeniden
yklendi.
Bata eit glerle birbirlerine kar mcadele ettiler. Taita vcudunu bir
yana ekiyor, kadn, ona kar koymak iin btn arlyla yklenince onunla
birlikte kanepenin br tarafna yuvarlanyordu. Birbirlerine kenetlenmi
ekilde yere dtler, ama bu sefer kadn alttayd ve Taita'nn arln
tayordu. Bir anlk aknlkla, bedeninin derinlerindeki kaslan gevet-miti.
Taita bu hatadan yararlanp daha derinlere inmek, merkeze ulamak iin aband.
Kadn annda kaslann skp ona izin vermedi. Birbirlerini hassas bir dengede
tutup btn gleriyle zorlanarak sessizce mcadele ettiler.
Taita, onun yedek glerini ardn hissetti ve kendisi de kendi
yedeklerine bavurdu. Sonra Eos, Taita'nn stne psiik bir gibi aband.
Taita'nn savunmasnda bir gedik amaya, ruhunun gizli kelerine ulamaya
alyordu. Taita bedeninin esnediini hissedebiliyordu. Eos'un gzlerinde yine
muzaffer bir bak belirmiti. Taita elini uzatp boynundaki Lost-ris Tlsm'n
kavrad. Zihninden de g kelimelerini geiriyordu. Mensaar!
495
Wilbur Smith
Erkeklii bu drtyle ileri atld ve kadn da bunu hisseder hissetmez anlamsz
szckler haykrd. Taita, "Kydash! Incube!" diye bard. Tlsmdan, imek
akar gibi psiik bir kvlcm kt ve Taita'nn ruhundan Eos'a doru akt.
Yine kuvvetleri eitlenmi olarak birbirlerini kilitlemilerdi.
Ya kandillerinin fitilleri ksald, alevleri titreti ve snp gitti.
Odadaki tek k tepedeki bacadan geliyordu. Gne dalarn ardnda batnca o da
gitti ve karanln iinde savamaya baladlar. Btn geceyi o ekilde, Taita'nn erkeklii kadnn iine gml, onun kaslar Taita'nn erkekliini
amanszca kstrm olarak, cehennemden frlam bir ikili olarak geirdiler.
Cinsel organlar birer reme ve zevk organ olmaktan kp, lmcl silahlara
dnmt.
afan ilk klar ieri szldnde, ikisi hl birbirlerine kenetlenmi
durumdayd. Ik glenince Taita, kadnn gzlerini grebilmeye balad.
Derinliklerinde, kafese kapatldn yeni anlam bir kuun panii belirmeye
balamt. Kadn gzn ondan karmaya alt ama Taita izin vermedi. kisi
de yorgunluk snrn oktan amt. Dayanma isteinden baka tutunacak dallan
kalmamt. Kadn uzun bacaklarn Taita'nn kalasna, kollarn da srtna
dolamt. Taita da onu poposundan kavram kendine doru bastryordu. Sa
elinden brakmad Lostris Tlsm ' da araya skm durumdayd. Taita,
kadna fark ettirmemek iin byk bir aba harcayarak baparmann trnayla
madalyonu at ve kk krmz ta avucunun iine ald.
Ta kadnn omurgasna bastrnca, kadndan g alan tan snd
n hissetti. Kadn feryat ederek gsz bir ekilde rpnd ve mitsizce onu
dar itmeye alarak cinsel organn pompalamaya balad. Taita, kendi
yklenilerini onun zamanlamasna uydurdu. Kadm her gevediinde, o
da biraz daha derine giriyordu. Nihayet son engele de ulat ve gl bir
ekilde abanarak delip geti. \
496
11. Yazt
Eos inleyip kfrler ederek Taita'nm altnda ylp kald. Taita azn
onunkine kapatp dilini grtlana kadar soktu ve lklar bastrd. Onun
varlnn gizli mabedine dalp bilgisinin ve gcnn sakland sandklar
paralayarak iindekileri almaya balad. Bunu yaptka kendi gc geri geliyor,
kadndan aldklar yz misline kyordu.

Sonra Eos'un o gzelim yzne, o byleyici gzlerine bakt ve


deitiklerini grd. Kadnn az akt, gm rengi salyalar akyordu.
Gzleri mat ve cansz akl talarna dnmt. Burnu, aleve tutulmu bir
balmumu topa gibi irileip irkinlemiti. Parlak teni solup irkin bir sar
renk alm, krp srngen derisi gibi pul pul kurumutu. Aznn ve
gzlerinin kenarlarnda derin atlaklar ortaya kmt. O dalga daiga. can I
salar, kurumu ba derisinden sopa gibi uzanan tylere dnmt.
Taita hl onun iine gmlm durumdayd ve kadnn astral ve psiik
glerini kendi iine alyordu. O kadar muazzam bir birikimdi ki, bu aktarma
ilemi saatler boyu srd. Taita'nn akntnn azalp kesildiini hissetmesine
kadar, gne nlar malakit zemine dikey olarak vurur hale gelmiti. Sonunda
kaynak tamamen kurudu. Taita ne var ne yoksa almt. Eos'un ii boalm,
bombo kalmt.
Taita erkekliini geri ekti. Kadnn stnden yuvarlanp ayaa kalkt.
Cinsel organ imi, morarm ve yer yer synlmt. Acsn bastrd ve
kanepesinin yanndaki gm srahiye gitti. Kana kana su itikten sonra kadnn
kanepesinin ucuna oturup onun yerde yatn seyretti.
Ak azndan kesik kesik soluk alyordu. Gzleri bo bir bakla salonun
tavanna dikilmi ve bedeni imeye balamt. Gnete kalm bir ceset gibi,
iine dolan rme gazlaryla karn davul gibiydi. ncecik kollan, bacaklan
patlayacak gibi grnyordu. Eti gevek ve ekilsiz bir hal almt. Taita, onun
giderek ien bedenini, kol ve bacaklannn hamur gibi batmanlarn arasnda
kayboluunu izledi. Geride sadece, vcuduna oranla kck grnen ba
kalmt.
497
F:32
Wilbur Smith
Kadnn irileen bedeni giderek salonun yarsn doldurdu. Taita kanepeden
atlayp srtn duvara dayayarak ona yer at. Yuvann ortasndaki kraliyet
hcresinde yatan kralie beyaz karncaya benzemiti. Kendi eti tarafndan kapana
kstnlmt, sadece ban oynatabiliyor, geri kalan her ey kendi arlnn
altnda eziliyordu. Bu maaradan asla kaamayacakt. Canavar maymunlar ona
yardma gelse bile onu bu haliyle dar geitlerden srkleyip ak havaya
karmalar imknszd.
eriyi iren bir koku kaplad. Eos'un derisindeki gzeneklerden youn,
yal bir sv szyor ve altna akyordu, her damla rmeye balayan bedenin
etkisiyle yeile dnmekteydi. Mide bulandrc koku Ta-ita'nn boazn ve
cierlerini yakyordu. Bu rmln kokuuydu, itahna kurban giden
masumlarn, domam bebelerin ve onlan tayan annelerin ryen bedenlerinin
kokuuydu. Birok lkeyi mahveden felaketler yznden lenlerin, karp
ynettii savalarda yok olan askerlerin, korku iinde bodurduu insanlarn,
madenlerinde, taocaklannda can veren klelerin cesetlerinin kokuuydu. Her
pasl soluuyla onaya sald derin ktlklerin iren kokusuyla birlemiti.
Bu kokumuluk karsnda Taita'nm duyularn kontrol mekanizmas bile yetersiz
kalyordu. Srtn duvara dayayp kalan boluklardan geerek tnelin azna
ulat.
Arkasndan uursuz bir ses geldi. Sanki dev bir kirpi dikenlerini
sallamaktayd. Eos'un grotesk kafas ona doru yuvarland ve gzleri suratna
dikildi. Hatlan ylesine arplmt ki, o gzelliinden eser kalmamt.
Gzleri derin, kara ukurlara dnmt. Dudaklar, kurukafalarda olduu gibi,
dilerini ortaya serecek biimde geriye doru gerilmiti. Katlanlmaz irkinlii
sapkn ruhunun aynasyd. atlak, bouk bir sesle karga gibi gaklayarak,
"Vazgemeyeceim," dedi.
Taita soluundaki iren kokudan kurtulmak iin geri ekildi ve dorudan
gzlerinin iine bakp, "Yalan hipir zaman vazgemez," dedi. "Ama Doru da
yle. Bu mcadelenin asla sonu gelmez."
498

11. Yazt
Kadn gzlerini kapad ve bir daha konumad. Sadece hrltl soluklar
duyuluyordu.
Taita gidip pelerinini buldu, sonra yeil salondan ak havaya kan geide
szld. Kadnn gizli bahesine geldiinde, gne yamacn stnde parlyordu
ama kraterin derinliklerini glgede brakmt. Eos'un canavar maymunlar var
m, diye dikkatle etrafna baknd, auralann grmeye alt ama bir ey
gremedi. Eos'un yok olmasyla birlikte onlarn da kendilerini ynetecek zekdan
mahrum kaldn biliyordu. Hi dnmeden dan tnellerinden, geitlerinden
ekilip bir yerde lmeye gitmilerdi.
Hava souk ve temizdi. Rahatlam bir halde derin nefesler alarak Eos'un
kokusunu cierlerinden att ve kara havuzun yanndaki pavyona gitti. Kadn hl
gen ve gzelken oturduklar ta banka oturdu. Deri pelerinine sarnd. Kendini
yorgun ve tkenmi bulmay bekliyordu, ama btn benliini bir sevin
kaplamt. Kendini gayet gl ve yorulmaz hissediyordu.
nce bu duruma ard, ama sonra caddan alm olduu g ve enerjiyle
yklendiini kavrad. ine dolan da gibi bilgi ve deneyim birikimini
aratrmaya balaynca, zihni ykselip geniledi. Eos'un var olduu gemi bin
yla, balang zamanlarna kadar geriye bakabiliyordu. Btn ayrntlar
yeniydi. Onun heves ve arzularn kendisininmiesine alglayabilmekteydi.
Cadnn zalimliinin ve ahlakszlnn sonsuzluu artcyd. u anda net bir
ekilde nne serilene kadar, gerek ve an ktln doasn anlayamamt.
Kadndan renecei o kadar ok ey vard ki, tek tek denemeye kalksa normal bir
mr yetmezdi.
Bilgiler iren ve rezilce batan karcyd; Taita stne kmeden nce
bunlarn ekiciliine kar direncini gelitirmek zorunda olduunun
499
Wilbur Smith
farkndayd. Yoksa bunlar, onu da Eos gibi bir canavar haline getirebiljr_ di.
Kadndan skp aldklarn kendi birikimlerine ekleyince yeryznn en gl
adam haline geldiini bilse de, mtevazlktan vazgemiyordu
Glerini harekete geirdi ve muazzam younluktaki pis dnceleri,
hafzasnn en kuytu kelerine kaldrd, bylece onlar kendisini ele ge,
iremeyecek ama isterse o diledii ksmn kullanabilecekti.
Ktlklere ek olarak, artk en az kendisininki kadar bir bilgi birikimi de
eline gemiti ve sonsuza kadar hem ona hem insanla yarar dokunabilirdi.
Eos'tan okyanuslarn, yeryznn ve cennetin doasyla ilgili gizlerin, lmn
ve yaamn, yok etmenin ve yeniden yaratmann anahtarlarn almt. Bunlar
zihninin n plannda tutacak ve bylece yayabilecek ve kullanabilecekti.
Zihnini toparlayp yeniden dzenleyene kadar gne batt ve akam olmutu.
Ancak o zaman insani ihtiyalarnn farkna vard: gnlerdir bir ey yememiti
ve su itii halde susuzluktan lyordu. Artk cadnn inini, iinde onun kadar
yaamasna biliyordu. Kraterden ayrld ve kayalk labirente dnp canavar
maymunlarn Eos'a hizmet ettikleri depolar, kilerleri, mutfaklar buldu. En
gzel meyvelerden ve peynirlerden biraz yiyip bir kadeh arap iti. Sonra,
zindelemi olarak pavyona dnd. imdi ilk dncesi Fenn'le balant kurmakt.
Kendini toparlayp onu ak ve net bir ekilde ard. Hemen anla
d ki cadnn gcn hafife almt. Fenn'e ulama abalan bloke oluyor
ve kadndan yaylan gle geri dndrlyordu. O zayf durumunda bile,
kendisini ve inini koruyucu bir kalkann ardna gizlemeyi baarmt. Ta
ka abalamaktan vazgeti ve dalardan kamann yolunu aramaya youn
lat. Eos'un zihnini kartrp onu dehete dren, inanamayaca keif
lerde bulundu.
\
Pavyondan tekrar kp kayalk tnelden Eos'un yeil salonuna gitti-ren
rme kokusu annda burnuna dolmutu. Artk daha da iddetli ve
500
11. Yazt

mide bulandrcyd. Tuniinin ucuyla azn, burnunu kapatp rmeye balad.


Kendi kokumu gazlaryla iyice ien beden, artk ieriyi tamamen kaplamt.
Taita, onun insandan bcee doru bir metamorfoz geirmekte olduunu grd.
Gzeneklerinden szp vcudunu kaplayan yeil sv parlak bir kabua
dnmekteydi. Kadn kendine bir koza rmt. Darda sadece ba vard.
Parlak sa bukleleri dklm ve yerlere salmt. Gzleri kapalyd.
Hrtl soluklar havay titretiyordu. Kendini derin bir k uykusuna
yatrmt ve Taita askya alnm bu yaam formunun sonsuza dek
dayanabileceinin farkndayd.
Byle aresiz bir ekilde yatarken onu tamamen yok edecek bir yol bulamaz
mym, diye dnd ve yeni bilgi birikiminden bunun iin bir forml bulmaya
alt. Ama byle bir formln bulunmad sonucuna vard. Kadn lmsz
deildi, ama volkann alevleri iinde yaratlmt ve ancak o alevlerde yok
olabilirdi. Yksek sesle, "Merhaba ve elveda Eos!" dedi. "Umarm on bin yl daha
uyursun ve o arada yeryz bir para huzur bulur." Eilip sa buklelerinden
birini ald. Kaln bir bklm haline getirip kemerindeki keseye yerletirdi.
Kadnla duvar arasnda zor zar sabildii boluktan geip salonun dier
tarafna ulat. Orada, tahmin ettii gibi, gizli bir kap vard. Ayna gibi
duvara yle ustalkla oyulmutu ki, insann gz aldanyordu. Ancak elini uzatp
salam yeil bir kayaya benzeyen eye dokununca kap ortaya kyordu. Kap da
Taita'nn ancak geebilecei genilikteydi. Kendini dar bir geitte bulmutu.
lerledike ortalk karard. Bir elini ne uzatarak ilerledi ve geidin saa
doru kvrldn fark etti. Burada karanlkta eliyle yoklayarak ta raf
buldu. Elinin tersiyle kilden yaplm ate potasna dokundu ve oradan da
potann sapndaki ipe ulat. pi ekti. Dipte hafif bir parlama olunca da
fleyerek alev almasn salad. Ortalk aydnlannca bir meale yn buldu.
Bir tanesini yakp ta rafta duran sepete de yedek iki mealeyle ate potasn
koydu ve dar tnelde ilerlemeye devam etti.
501
Wilbur Smith
Geit dik bir yokula aa uzanyordu, Taita sa tarafta sallanan ipe
tutunarak dengesini korumay baard. Nihayet geidin sonundaki kk, plak
odaya ulamt. Odann tavan o kadar alakt ki, neredeyse iki bklm durmak
zorunda kalyordu. Ortada, kuyu azna benzeyen karanlk bir delik vard.
Mealeyi delie tutarak aa bakt. Zayf k, karanlk tarafndan
yutuluyordu.
Taita yerden krk bir mlek paras bulup delikten aa att. Tan dibe
arpmasn beklerken iinden sayyordu. ukur sonsuz gibiydi. Tam karsnda
odann tavanna ekilmi salam, bronz bir kanca duruyordu. Bu kancadan, deri
eritlerle rlm bir ip ukura sarkmaktayd. Taita'nn tepesindeki tavan,
Eos'un yapt saysz ziyaret srasnda yukar kaldrd mealeler yznden
kararmt. Kadn, mealesini dilerinin arasnda tutarak ipi indirecek gce ve
eviklie sahipti.
Taita sandaletlerini kartp sepee koydu. Sonra mealesini duvardaki bir
atlaa kstrd, bylece aa inerken hafif de olsa bir k bulunacakt.
Sepetin sapn omzuna asp ipe uzand ve kendini ukurun boluuna brakt. pte
ara ara dmler vard; bu elleriyle ve plak ayaklaryla daha rahat
tutunmasn salyordu. nce ayaklarn sonra ellerini kullanarak aa doru
inmeye balad. niin ne kadar uzun ve etin olacan bildii iin hzn
dikkatle ayarlyor, arada bir de durup dinleniyor ve derin nefesler alyordu.
ok gemeden kaslar titremeye, kollar bacaklar gten dmeye balamt.
Pevam etmek iin kendini zorlad. Yukardaki odada kalan mealenin artk
ok azalmt. Zifiri karanlkta srekli iniyordu, ama Eos'un hafzas sayesinde
yolu biliyordu. Sa baldrna kramp girdi, acs dayanlr gibi deildi, ama
zihnini o acya kapatt. Elleri uyuuk penelere dnmt. Bir tanesinin
kanadn, yukar kalkk bana den damlalardan anlyordu. pe tutunan
parmaklarn ap kapamaya alt.
502
11. Yazt

ndi, indi ve biraz daha indi, sonunda artk devam edemeyecei bir noktaya
geldi. Karanlkta, terden srlsklam olmu br halde ipe aslm olarak durdu,
ipte biraz daha kaymaya gc kalmamt artk. Karanlktan bunalyordu. Kandan
slanan parmaklar kaymaya balamt.
G kelimelerini tekrarlad. "Mensaar! Kydash! Ncube!" Bir anda bacaklarnn
titremesi durmu, elleri ipi daha sk kavrar olmutu. Yine de perian bedenini
bir alttaki dme kadar kaydracak gc yoktu.
"Taita! Sevgili Taita! Bana cevap ver!" Fenn'in sesi sanki hemen yan
bandaym gibi net ve tatl gelmiti kulana. Ruh iareti olan nilfer
ieinin zarif hatlar da gzlerinin nnde parlyordu. Fenn yine onun
yanndayd. Taita artk, bitap haldeki cadnn astral iletiimlerini
engelleyemeyecei bir noktaya ulamt.
"Fenn!" diye mitsiz bir lk gnderdi.
"Ah, cmert sis Ana'mza krler olsun," dedi Fenn. "ok ge kaldm
sanmtm. Zorda kaldn hissettim. Bana rettiin gibi, btn glerimi
seninkilerle birletiriyorum."
Taita titreyen bacaklarnn glendiini ve toparlandn hissetti.
Ayaklarn dmden ekip srf kollaryla ipe tutunarak, parmak ulanyla aay
yoklad. Aaya doru kayyordu.
Fenn, "Gl ol Taita, yanndaym," diye g verdi.
Taita'nm ayaklar bir sonraki dm buldu ve ellerini kaydrp biraz
aada yeniden tuttu. Bir yandan sayd iin daha yirmi dm inmesi
gerektiini biliyordu.
"Devam et Taita! kimiz iin devam etmek zorundasn. Sen olmadan
ben bir hiim. Dayanmalsn." \
Gcn, scak, astral dalgalar halihde geldiini hissetti. "On dokuz... on
sekiz..." Kanl elleriyle kayarken dmleri saymaya devam ediyordu.
Fenn zihninin iinden, "Sende gereken g ve kararllk var Taita," diye
fsldad. "Ben de yanndaym. Senin bir paranm. Bunu bizim iin
503
Wilbur Smith
yap. Sana duyduum sevgi iin. Benim babam ve dostumsun. Sadece ve sadece senin
iin geri dndm. Beni brakma."
"Dokuz... sekiz... yedi..."
"Gcn artyor," dedi Fenn yumuak bir sesle. "Bunu hissedebiliyorum. Yine
birlikte olacaz."
"... iki... bir..." Taita tekrar ayan uzatp aay yoklad. Ayann
altnda boluktan baka bir ey yoktu. Artk ipin sonuna gelmiti. Derin bir
nefes alp iki elini de brakt ve nefesini kesen bir hzla dmeye balad.
Sonra, aniden, iki aya yere arpt. Bacaklar bkld ve yuvadan den bir
yavru ku gibi yere yld. Yzst dt yerde yorgunluktan ve sevinten
hkrarak ylece kalakald, dorulup oturmaya bile mecali yoktu.
"Taita iyi misin? Orada msn? Beni duyuyor musun?"
Taita oturmaya alrken, "Duyuyorum," diye cevap verdi. "u an iin
iyiyim. Sen olmasan baka trl olacakt. Gcn bana g katt. imdi gitmek
zorundaym. arm bekle. Mutlaka tekrar ihtiyacm olacak sana."
Fenn, "Sakn unutma, seni seviyorum," dedi ve grnts kayboldu, Taita yine
karanlkta yalnz kalmt. Sepeti kartrp ate potasn buldu. fleyerek
tekrar yanar vaziyete getirip mealelerden birini tututurdu. Mealeyi yukar
kaldrarak bulunduu yeri incelemeye balad.
Dar bir tahta iskelenin stndeydi. skele solundaki sarp duvara yaslanm
ve kayalara oyulan deliklere gmlm bronz cvatalarla salama alnmt. Dier
tarafnda ise karanlk bir boluk vard. Mealenin zayf nda aay fazla
gremiyordu. Srnerek iskelenin kenarna yaklap daha yakndan bakt. Altnda
sonsuz bir karanlk uzanp gidiyordu ve Taita yeryznn ta dibine ulaan bir
kanyonun stnde asl olduunu anlad, oralara Eos bile inmemiti.
504
w
11. Yazt

Biraz daha dinlendi. Susuzluktan lyordu, ama iecek bir ey yoktu. Zihin
glerini kullanarak susuzluunu bastrarak kol ve bacaklannda-ci halsizlii
giderdi. Sonra sepetten sandaletlerini alp ip yznden yara bere iinde kalm
ayaklarna geirdi ve skca balad. Sonunda ayaa kalkp dar iskelede
aksayarak yrmeye balad. Sol tarafndaki uuruma kar iskelenin trabzan
yoktu ve aadaki karanlk, direnmesi g bir ekim yaratmaktayd. Yava yava,
her admn dikkatle atarak ilerledi.
Zihninde Eos'un bu iskeleden, ayrda oynayan ocuklar gibi nasl hoplaya
zplaya getiini ve dnte, yanan mealeyi dilerinin arasnda tutarak o ipe
nasl rahata trmandn grd. Oysa kendisi u anda bast yeri zor
buluyordu.
Yrrken tahta iskelenin yerini kabaca oyulmu bir kaya knts ald.
kntya ancak bir aya sabiliyordu ve o kadar dik bir ayla aa iniyordu
ki, Taita dz durabilmek iin duvara skca yapmak zorunda kalyordu.
Kayadaki kntnn sonu gelmeyecekmi gibiydi. Taita panie kaplmak
zereydi. Derin bir yara ulaana dek, yzlerce yanm kol boyunu o ekilde inmek
zorunda kald. Oradan da baka bir tnele geiliyordu. Burada tekrar durup
dinlenmesi gerekti. Mealeyi kayaya oyulmu bir delie takt, daha nce ayn
yere taklan mealeler yznden kayann o ksm simsiyah olmutu. Yzn
ellerine gmp nabz yavalayana kadar derin derin nefes ald. Meale artk
snmek zereydi. O snmeden yenisini tututurdu ve tnelde ilerlemeye devam
etti. Az nce indii kntdan bile daha dik bir initi. Nihayet aa doru
dnerek inen kayalk bir merdive-| ne geldi. Yzyllar boyu Eos'un plak
ayaklaryla inip kt basamaklar kaymak gibi olmu ve ortalar ukurlamt.
Taita dan i ksmnn antik volkanik borular ve atlaklarla rl bir bal
petei eklinde olduunu biliyordu. inde fokurdayan lavlar yznden kayalar
scakt. Havada boucu bir slfr duman vard.
505
Wilbur Smith
Sonunda bekledii yol ayrmna ulat. Ana oluk, keskin bir ayia dnerek
aa doru devam ediyordu. Taita hi tereddt etmeden daha dar olan taraf
seti. Zemin kaba, ama hemen hemen dzd. Birka kez kvrlp bklen tnelde
ilerledi ve sonunda baka bir maaraya kt, ierisi ocaktan yaylan a
benzer kzl bir kla aydnlanmt. Bu gl k bile, aadaki karanl
delip geemiyordu. Taita aa baknca baka bir derin kraterin kenarnda
durmakta olduunu grd. ok aalarda bir lav gl fokurdamaktayd. Yzeyi
kabanp kpryor, erimi kayalar ve kvlcmlar sayordu. Yzne arpan
scaklk o kadar fazlayd ki, korunmak iin ellerini kaldrmak zorunda kald.
ok yksekteki yzeyden gelen bir rzgrla lavlar yukar doru emildi. Taita
son anda geri ekilerek kkreyip uluyarak fkran alevlerden kurtulabildi.
nnde, fokurdayan kazann stnde asma kpr gibi uzayan bir kaya knts
vard ve o kadar dard ki, iki kii yan yana yryemezdi. Taita tuniinin
eteklerini belindeki kuaa sktrp yrmeye balad. Neyse ki, rzgr
srekli deildi. Birden alevlenip birden duruyordu. lgnca dnyor, bir anda
yn deitiriyordu. Bir an Taita'y geriye doru ekiyor, sonra tekrar ileri
atyordu. Birka kere dengesini kaybetti ve kayann kenarna kadar geldi.
Kollarn deirmen gibi savurarak glkle dengesini salad. Sonunda
emekleyerek gitmeye balad. Rzgr iddetlenince yere yatp kayaya yapyordu.
Aada lavlar fokurdamaya devam etmekteydi.
Sonunda ileride baka bir sarp kaya duvar grnd. Taita o tarafa doru
srnerek gitti ve zerinde bulunduu kntnn son parasnn ufalanp
aadaki kaynar kazana dm olduunu fark etti. Yrd kpryle kar duvar
arasnda, uzun boylu bir adamn adm kadar bir boluk vard. Kenara kadar
gidip karya bakt. Duvarn yzeyinde kk bir aklk vard.
506
11. Yazt
Eos'tan ald bilgiler sayesinde, onun bu kprden yzlerce yldr gememi
olduunu biliyordu. Son geliinde knt karya kadar uzanyordu. Demek ki

sonradan krlp aa umutu. Eos bunu bilmiyordu ve o yzden kendisi de byle


kt bir engelle karlamay beklemiyordu.
Bir miktar geri ekildi, sandaletlerini ayandan frlatt ve sonra sepetin
sapn omzundan indirip iindekileri boaltt. Sandaletler ve sepet kenardan
yuvarlanp aadaki lav glne dt. Geri dnmeye gc kalmad iin mecburen
ileri gidecekti. Gzlerini kapatp soluklarn dzene soktu; kalan fiziksel
gcn toplayp olanca zihinsel ve psiik gcyle destek salad. Sonra yarn
balama noktasna ilerleyen bir atlet gibi -meldi. Rzgrn arkadan esmesini
bekledi. Sonra da btn gcyle karya doru atld. Bolukta uarken
atlaynn ksa kaldn fark etti. Kazan aada onu bekliyordu.
Derken rzgr yeniden iddetlendi. Yn deitirdi ve hz iki katma kt.
Bu sefer tam arkasndan esiyordu. Tuniinin eteklerini havalandrp Taita'y
ileri doru savurdu. Ama yeterli olmamt. Taita'nn alt ksm yamaca arpt ve
son anda akln kenarna tutunabildi. Bacaklar bolukta sallanr durumda,
btn arl kollarna binmi olarak ylece kald. Kendini, dirseiyle
kenardan g alacak kadar yukar ekmeye altysa da, ok az ykselip yeniden
eski durumuna dnd. lgnca debelenerek yamata ayak dayayacak bir yer bulmaya
alt, fakat kaya dmdzd.
O anda aadan yine lavlar ykseldi ve erimi magma zerrecikleri plak
bacaklarn, ayaklarn kavurdu. Dayanlmaz bir strapla inledi.
"Taita!" Fenn acsn hissedip boluktan ona sesleniyordu.
"Yardm et bana," diye hkrd.
Fenn, "Yanndaym," diye cevap verdi. "imdi ikimizin btn gcyle...
haydi!"

Wilbur Smith
Ac bir vendire gibiydi. Taita kollarndaki kirilerin patladn
hissedecek hale gelene dek kendini yukar ekti ve ar ar gzleri kenar
hizasna gelene kadar ykseldi. Ama daha fazlasn yapamad ve yeniden aa
kayd.
"Fenn, bana yardm et!" diye tekrar haykrd.
"Birlikte! imdi!" Taita, onun gcn hissetti ve bu kez, bir kolunu kenara
dayayacak kadar ykselmeyi baard. Bir sre yle kald, sonra kzn haykrn
duydu.
"Yine birlikte Taita. Haydi!"
Taita, kendini biraz daha ekip dier kolunu da kenara att. ki koluyla
tutunur hale gelince cesareti geri gelmiti. Yanan bacaklarnn acsn unutup
kendini iyice yukar ekti ve bedeninin yars kayann stne km oldu. Soluk
solua rpnarak sonunda kendini tamamen yukar ekmeyi baard. Oturacak gc
bulana kadar olduu yerde yatt. Sonra bacaklarna bakp yanklar grd.
Tabanlarna yapp kalm olan lav topaklarn temizlerken eti de onlarla
birlikte ayrlyordu. Baldrlar yer yer su toplam ve imiti. Acdan
kvranyordu, ama btn gcn kullanarak ayaa kalkmay becerdi. Sonra
yalpalayarak nndeki tnele dald. Tabanlarnn etleri almt ve kayada
kanl ayak izleri brakyordu. Aadaki kzgn kazandan ykselen k, yolunu
aydnlatmaktayd.
Tnel bir sre sonra aa doru inmeye balad ve lavlardan gelen k
azald. O srada, kayadaki bir atlaa kstrlm ve yars kullanlm bir
meale buldu. Eos'un uzun zaman nceki son geliinden beri orada olmalyd. Onu
tututuracak bir eyim yok ki, diye dnrken caddan alm olduu gc
hatrlad ve iaret parman mealenin ucuna uzatp psiik glerini orada
younlatrd.
Mealenin ucunda bir kvlcm belirdi. Sonra ince bir duman ykseldi ve
birdenbire tutuup yanmaya balad. Taita mealeyi atlaktan karp
508
11. Yazt

yukar kaldrarak yank ayaklarnn el verdii hzla yrmeye balad. Aa


doru inen baka bir hava bacasna ulat. Bu da basamaklar halindeydi, ama kaya
ypranmamt, ta ustalarnn keski izleri hl yeniydi. nceye balad ama
basamaklarn sonu gelmeyecekmi gibiydi ve dinlenmek iin srekli durmak zorunda
kalyordu. Bu molalardan birinde, haf bir hrt duydu, havada ve oturduu
kayada da bir titreim alglamt. Ses srekli deildi ama ar atan dev bir
nabz gibi ykselip azalyordu.
Taita bunun ne olduunu biliyordu.
Bu kez byk bir hevesle ayaa kalkt ve tekrar inmeye balad. ndike ses
kuvvetlenip netleiyordu. Taita yoluna devam etti ve heyecanyla birlikte ses de
artarak sonunda bacaklarnn acsn bastracak hale geldi. Ses artk zirveye
kmt. Kayann duvarlar sallanyordu. Taita ileri doru atld ve sonra
aknlk iinde durdu. Buray Eos'un anlarndan bulmutu, ama karsna tatan
bir duvar kmt. Ar ar, strapla yrd ve duvarn dibinde durdu.
Doal bir kayaya benziyordu. zerinde atlak, delik filan yoktu, ama gz
hizasna tane iaret kaznmt. Birinci ok ok eski olmalyd, anm ve
slfr gazlarnn tahribatyla okunamaz hale gelmiti. kinci ondan birazck
daha yeniydi ve yakndan baknca minik bir piramidin d hatlarnn izilmi
olduunu grd. Bu, bir rahibin ya da kutsal birinin ruh iareti olmalyd.
ncs en yeni oland ama o bile yzlerce yllkt. Bu da Eos'un ruh iareti
olan kedi patisiydi.
Demek ki bunlar, Taita'dan nce buray ziyaret etmi olanlarn imalaryd.
Zamann bandan beri sadece kii daha gelebilmiti burala-t kadar. Taa
dokununca souk olduunu fark etti, onca krater ve lav alevinden sonra garip bir
durumdu.
Derin bir huu iinde, "Bu, insanlarn alar boyu arad Font'un rii,"
diye fsldad. Elini kedi penesi izimine dayad ve elinin altnda
509
Wilbur Smith
kalan ksmn sndn hissetti. Yeryznn byk nabznda bir ara olmasn
bekledi ve caddan rendii g szcn tekrarlad, baka kimsenin
bilmedii bir fiil ekimiydi bu.
"Tashkalon! Ascartow! Silondela!"
Kayadan gcrtlar geldi ve elinin altnda hareket eder gibi oldu. Ta-ita
daha kuvvetli bastrnca, bouk gcrtlarla kaya olduu gibi yana doru
yuvarland. Ardnda yine birka basamak merdiven ve tnelin iinde bir kvnm
vard, o taraftan, yaral bir aslann kkremesine benzer bir ses geliyordu.
Artk arada kaya da olmad iin yeryznn nabz Taita'nn kulaklarnda
patlad. Kendini toparlamasna frsat kalmadan, sesin iddetiyle bir adm geriye
frlad. nnde uzanan tnel garip bir mavi kla aydnlanyor ve byk nabz
vurunca k da gleniyordu.
Taita ana kaplara doru ilerledi. Duvardaki karlkl deliklere iki meale
daha taklmt. Mealeleri yakp aksayarak kaynaa doru inmeye devam etti.
Msr'n yce tapnaklarnn kutsal odalarnda bile duymad kadar derin bir
huu ierisindeydi. Geidin sonundaki kvnm dnd ve baka bir ksa merdivenin
bana ulat. Aada bembeyaz ve dzgn kumsal grebiliyordu.
Heyecandan tir tir titreyerek basamaklar indi ve kendini, byk bir yeralt
nehrinin kurumu yatana benzer bir yerde buldu. Az sonra, karanlk tnelde o
nabz atnn duyulacan ve mavi rengin grneceini biliyordu. Acaba, yaam
nehrinin gizemli sularna kendini brakrsa sonu ne olurdu?
Sonsuza kadar yaamak, bir ltuftan ok bir lanet haline gelebilirdi. lk
alar getikten sonra, insan ka olmayan bir can sknts ve karamsarlkla
donup kalabilirdi. Acaba vicdan ve ahlak zamanla anr myd? Yksek ilkeler ve
namus zamanla yerini Eos'ta olduu gibi sapkn bir ktle ve ahlakszla m
brakrd?
510
11. Yazt
Sinirleri bozuldu ve kamak zere dnd. Ama fazla oyalanmt. Youn mavi
k tneli kaplamt. Artk istese de kaamazd. Yzn tnele doru dnd ve

kendini yaklamakta olan gk grltsn gslemeye hazrlad. Yeralt nehrinin


azndan, kayna belirsiz bir parlt yayld. Taita ancak aknt plak
ayaklarnn etrafn sannca anlad ki, bu ne gaz ne de svyd. Hava kadar
hafifti ama ayn zamanda youn ve ard da. Tenine deerken buz gibiydi, ama
altndaki eti styordu.
Bu ebedi yaam iksiriydi.
Hzla beline kadar ykseldi. Su olsa, arlyla ayaklarn yerden keser ve
Taita'yi nehir yata boyunca yeryznn derinliklerine kadar srklerdi. Oysa
sadece yumuak bir ekilde etrafna dolanmt. Gk grlts ban kaplad ve
mavi aknt omuzlarna dek kt. Taita, kendini arlksz ve zgr
hissediyordu, devedikeni pamuu kadar hafifti. Aknt bana doru karken son
bir derin nefes alp gzlerini yumdu. Kapal gzkapaklannn altndan mavi
aknty grebiliyor ve gk grltsn duyuyordu.
Mavi'nin beden deliklerinden iine dolduunu hissetti. Gzlerini aarak
onlar da ykad. Tuttuu nefesi brakp yeniden nefes ald. Mavi iksirin burun
deliklerinden grtlana, oradan da akcierlerine aktn du-yumsad. Azn
ap mavilii yudumlad. Mavilik akcierlerinden szlp kanna karr ve
vcudunun her yerine tanrken kalp atlar glendi. Titreimlerini parmak
ularnda hissedebiliyordu. Yorgunluu geti ve kendini hi bilmedii kadar
gl hissetti. Zihni de kristal gibi berrak olmutu.
Mavilik, yorgun yal etini stt, dzeltti ve yeniledi. Bacaklanndaki,
ayaklanndaki aclar da gemiti. Yeni yanm derisi iyileiyordu. Sinirlerinin
salamlatn, kemiklerinin sertletiini duyumsuyordu. Omurgas dikleiyor,
kaslar kuvvetleniyordu. Zihni, genliin verdii merak ve iyim511
Wilbur Smith
serlikle dolmu, ama masumiyeti, artk sahip olduu sonsuz bilgelik ve
tecrbeyle yorulmutu.
Sonra Mavilik yavaa ekilmeye balad. Gk grlts, tnelde yanklar
yaparak azald. Taita sessiz nehir yatanda ylece tek bana durup kendine
bakt. Srayla ayaklarn kaldrd. Baldrlanndaki ve ayak taban-lanndaki
yanklar tamamen gemiti. Derisi dzelmi, iler inmiti. Bacak kaslar
gururla kabanyordu. Bacaklar komak istiyordu. Geri dnp merdivenden, alan
kayaya doru kmaya balad. Basamaklan er, beer, hem de hibir aba
harcamadan atlyordu. Ayaklar hi tkezlememiti. Kayaya gelince durdu.
Mealeleri kapp dnd ve sihirli kelimeleri tekrarlad. Kaya tekrar yerine
oturmutu. imdi tan zerinde bir imza daha kazlyd, yaral ahin, yani
kendisinin ruh iareti. Dnp dik yamac trmanmaya balad. Font'un sonsuz
gmbrtsn bir daha duydu ve yeryznn gl nabz kendi gsnde de
yankland.
Artk dinlenmek iin mola verme ihtiyac duymuyordu; rahat rahat soluk
alyor, plak ayaklar talarn stnde uar gibi gidiyordu. Yukar ktka
Font'un sesi duyulmaz olmutu. k sanki initen daha ksayd. Bir anda lav
kazannn karsna kverdi. Aada kaynayan lavlara bir daha bakt.
Gzyle, atlamas gereken mesafeyi tartacak kadar durak-sad. Az nce korkun ve
imknsz gibi grnen ey imdi ok basitti. Be alt adm geri ekildi ve koup
atlad. Bu arada yanan mealeyi de brakmamt. Mkemmel bir dengeyle kenardan
adm ileri indi. O anda baka bir iddetli rzgr estii halde sarslmamt
bile.
Daha nce emekleyerek gemek zorunda kald yoldan rahat rahat koarak
geti. Rzgr tuniini bacaklarna dolayacak kadar esse bile hi yavalamad.
Yol ayrmna gelip ana kola sapana kadar hi durmadan kotu.
Oraya varnca bile, oyalanmak iin bir neden grememiti. Nefesleri derin
ama dzgn, bacaklar sedir aacnn dallar kadar glyd. Yine de.
512
11. Yazt
mealeleri duvardaki doal atlaklara kstrp tuniini kaldrarak taa oturdu.
Eteini beline kadar kaldrp hayranlkla bacaklarn seyretti. Ellerini dzgn,
gergin teninde gezdirdi. Derisinin altnda her bir kas ayr ayn seiliyordu.

Sonra ellerinin farkna vard. Ellerinin st gen bir adammkiler gibiydi.


Yallk lekeleri kaybolmutu. Kollar da bacaklar kadar sk ve biimliydi.
Ellerini yzne gtrp parmaklarnn ucuyla yoklad. Sakal daha grd,
boaznda ve gzlerinin altndaki deri gergindi; krklk kalmamt. Yine
grleen dalgal salarn elledi.
Hatlarnn nasl deitiini dnerek keyifle gld. Keke aynam da
getirseydim diye dnd. En azndan yz yldr kendini beenme zevkini
tatmamt.
"Tekrar gen oldum!" diye bararak ayaa frlad ve mealeleri ald.
ok gitmeden, duvardan szan ve doal ta bir yalaa biriken bir tatl . su
kaynana rastlad. Durup iti ve yoluna devam etti. Koarken bile aklnda Ferin
vard. Onu aylardr grmemiti ve o gnden bugne kadar d grnmnde ne gibi
deiiklikler olduunu merak ediyordu. nceki gn kurduklar balantlar
srasnda, onda kkl deiiklikler olduunu hissetmiti.
Tabii ki deimitir, diye dnd. "Ama benim kadar deil. Birbirimizi
grnce aracaz. O artk gen bir kadn oldu. Beni grnce ne yapacak
acaba?" Onu tekrar grme fikri ban dndryordu.
Aradan geen zamann farknda deildi, hatta gece mi, gndz m, onu bile
bilmiyordu ama yola devam etti. Sonunda, yine dimdik basamaklarla aa inen bir
yolun bana geldi. Aa inince karsna ar deri bir perdeyle rtlm bir
yol kt, perde mistik semboller ve karakterlerle ss513
F:33
Wilbur Smith
lyd. Mealeleri sndrp perdeye yaklat. zerindeki bir yarktan hafif bir
k szyordu. Eskisinden ok daha iyi iiten kulaklarn iyice aarak perdenin
arkasn dinledi. Hi ses gelmiyordu. Dikkatle perdedeki yar biraz geniletip
arkada ne var, diye bakt. Kk ama muhteem bir ekilde denmi bir odaya
bakmaktayd. Kimse var m, diye abucak aratrd ama hibir aura alglamad.
Perdeyi ap ieri girdi.
Buras Eos'un zel odasyd. Tavan ve duvarlar fildii kaplanm,
kaplamalarn zerine mcevher gibi parlak renklere boyanm enfes desenler
izilmiti. Odann insanda yaratt etki kadns ve byleyiciydi. Tavandan,
bronz zincirlerin ucuna asl drt tane ya kandili sarkyordu. Kandiller odaya
kavun sars bir renk vermekteydi. Kar duvarda ipek kaplamal, minderlerle
bezeli bir divan, odann ortasnda ise abanozdan oyulmu alak bir sehpa vard.
Sehpada anak anak meyve, ball rekler, baka tatllar, kapa altn bir
yunus eklinde olan kk bir kristal srahi iinde krmz arap duruyordu.
Baka bir sehpada ise bir dizi papirs rulosu ve gnein, ayn, gezegenlerin
hareketlerini gsteren, altn varakl bir astroloji haritas vard. Yerlere kat
kat ipek hal serilmiti.
Taita doruca ortadaki abanoz sehpaya gidip birka tane zm ald. Cadnn
ininden ayrldndan beri bir ey yememiti ve artk gen bir adamn itahna
sahipti. anaktaki meyvelerin yansn silip sprdkten sonra, divann yanndaki
dier kapya gitti. Bu da, giriteki gibi ssl bir perdeyle rtlyd. Taita
kulak kesildi ama dier taraftan bir ses gelmiyordu. Perdeyi anca kk bir
bekleme odasyla karlat. Kar duvardaki gzetleme deliinin altnda bir
tabure duruyordu. Taita oraya gidip delikten bakmak zere eildi.
Bakt yer Yksek Konsey salonuydu. Buras Eos'un, yksek dandan inip
Konsey oturumlarn gzetledii ve ynettii yerdi. Yani Taita'nn, Aquer, EkTang ve Caithor'la ilk karlat yer. u anda salon botu ve yar karanlkt.
Arkadaki yksek pencereden karanlk gkyz ve Kenta514
11. Yazt
urus takmyldznn bir ksm grnmekteydi. Taita takmyldznn ufukta
yapt aya bakarak zaman tahmin etti. Gece yarsn gemiti ve sa-ray
uykudayd. Tekrar Eos'un odasna dnp kalan meyveleri de yedi. Sonra divana

uzanp uyurken kendisini gzlerden saklayacak bir by yapt ve gzlerini kapar


kapamaz uykuya dald.
Yksek Konsey salonundan gelen konumalarla uyand. Aradaki duvarlar sesleri
bouyordu ama Taita ok iyi iittii iin Lord Aquer'in sesini tanmt.
Hemen divandan kalkp Eos'un gzetleme deliine kotu. Tepeden trnaa sava
giysileri iindeki sekiz sava byk bir saygyla krsnn nnde diz
kmt. ki oligarin yz de onlara dnkt. Lord Aquer ayaktayd ve
karsndaki askerleri azarlyordu.
"Kamlar, ne demek? Size onlar yakalayp karma getirmenizi emretmitim.
imdi kalkm bana, sizi atlattklarn sylyorsunuz. Bu ne demek, aklayn?"
"Pelerine iki bin adam taktk. zgrlkleri fazla uzun srmeyecek." Konuan
Yzba Onka'yd. Lord Aquer'in gazab karsnda kpek gibi sinmiti.
"ki bin yle mi?" diye bard Aquer. "Askerlerimizin geri kalan nerede?
Bu ihtilali bastrmak iin btn orduyu grev basma arman emretmitim.
Orduya bizzat ben, komuta edeceim. O hain Tinat Ankut'u ve ibirlikilerini
bulacam. Hepsini, duyuyor musun? zellikle de yeni gelen Meren Cambyses'i ve
peine takt dierlerini. kenceyle ldrlmelerini seyredeceim. Asla
unutulmayacak birer rnek olacaklar!" Subaylar szd ama hibiri konumaya ve
hatta ona bakmaya cesaret edemiyordu.
515
Wilbur Smith
"Elebalann yok ettikten sonra, Jarri'deki btn gmenlerin icabna
bakacam. Hepsi de hain. Konsey'in emriyle, btn mallarna tanra ve devlet
tarafndan el konacak. Erkekler madenlere gnderilecek... kle amz var
zaten. Yal kadnlarn ve on iki yandan byk ocuklarn kle allarna
kapatlmasn istiyorum. Daha kk olanlar hi istisnasz kltan geirilecek.
Gzel kzlar reme program uygulayan iftliklere yollanacak. Ordunun geri
kalann toplaman ne kadar srecek Albay Onka?"
Taita, Onka'mn albayla terfi edip daha nce Albay Tinat'n yerine
getiini tahmin etti.
Onka, "Bugn leden nce hazr olacaz yce lordum," diye cevap verdi.
Taita aknlk iindeydi. Kendisi dalardayken Jarri'deki her ey
deimiti. imdi ilk dncesi Fenn ve Meren'di. Belki de Onka'mn eline
gemilerdi bile. Bir an evvel Fenn'le balantya geip, durumu renmek
istiyordu, ama Aquer'in planlarna kulak misafiri olmak da ok nemliydi.
Aquer emir vermeye devam ederken o da gzetleme deliinin bandan
ayrlmad. Tecrbeli bir komutand ve belli ki taktikleri etkili olacakt. Ama
Taita da ona kar kendi planlarn yapabilirdi. Sonunda Aquer albaylarn
gnderdi ve iki oligar salonda yalnz kaldlar. Aquer fke iinde kendini
tabureye att.
"Etrafm aptallarla ve dleklerle sanl," diye ikyet etti. "Bu isyan nasl
olur da burnumuzun dibinde ortaya kabilir?"
"Bu iin iinde o szde byc Gallalal Taita'nn kokusunu alyorum," dedi
Ek-Tang. "Bu isyan onun balattndan hi kukum yok. O doruca Msr'dan ve
Nefer Seti'den geldi. Biz, onu Jarri'ye kabul eder etmez de, iki yz yldr ilk
defa isyan kt."
Aquer, "ki yz on iki yldr," diye dzeltti.
516
11. Yazt
"Evet, iki yz on iki yldr, o ukalann niyeti hi iyi deildi. Asl ona ne
yapacaz?"
"Biliyorsun ki Taita tanrann zel konuu ve kendisiyle tanmak zere
daa gitti. Eos tarafndan arlanlar asla geri dnmez. Artk onu dnmemize
gerek yok. Bir daha asla grecek deiliz. Jarri'ye getirdii dierleri de
yaknda mahkeme huzuruna kacak..." Aquer lafn yarda brakt ve fkeli
ifadesi deiti. Keyifle glmsyordu imdi. "Evlatl olan o Fenn denen kzla
da bizzat ben ilgileneceim." Taita, adamn aurasnda ehevi parltlar grd.
Ek-Tang, "Ya yeterince byk m?" diye sordu.

"Bana gre hepsi yeterince byktr." Aquer anlaml bir hareket yapt.
"Herkesin zevki kendine," dedi Ek-Tang. "Elence anlaylarmz farkl
olabilir." Sonra iki oligar kalkp salondan ktlar. Taita da cadnn zel
odasna dnd ve Fenn'le balatya gemeden nce kapnn sngsn ekti. Hemen
hemen ayn anda zihninde kzn yz canland ve o tatl sesinin kulaklarnda
nladn duydu. "Buradaym."
"Seni daha nce aramtm. Tehlikede misin?"
"Hepimiz tehlikedeyiz ama u an iin bir sorun yok. lke karmakark. Sen
neredesin Taita?"
"Dadan katm ve Yksek Konsey salonunun yaknnda bir yerde gizleniyorum."
Fenn'in aknl o durumdayken bile aka grlyordu. "Ah Taita her
ekilde beni artmay ve sevindirmeyi baaryorsun."
Taita, "Karlatmzda daha da sevindireceim," diye sz verdi. "Sen veya
Meren, bana gelebilir misiniz, yoksa ben mi sizi bulmalym?"
"Biz de saklanyoruz ama aramzda en fazla alt, yedi fersah mesafe ar," dedi
Fenn. "Nerede bulumamz gerektiini syle."
517
Wilbur Smith
"Kalenin kuzeyinde tepenin yamalarna gml bir vadi var. Dao yoluna
yakn, saraydan fersah kadar tede. Vadi giriinin stndeki yamata, fark
edilmesi kolay akasya aalan var, uzaktan bile grnyor, at kafas eklinde.
Orada bulualm." Taita zihninden aalarn grntsn aktard.
Fenn, "Gayet belirgin," diye cevap verdi. "Sidudu grnce tanr. Eer
tanyamazsa seninle yine balant kuranm. Hemen git oraya Taita. Bu uursuz
yerden ve Jarrililerin gazabndan bir an evvel kamamz lazm."
Taita oday abucak tarayarak bir silah veya klk deitirmesine yarayacak
bir eyler arad ama ikisini de bulamad. Ayaklar hl plakt ve zerinde toz
toprak iinde kalm, yanan magma paralaryla delinmi tunii vard. Dar
kp bo salona dald. Tinat'n onu kaleye ilk getirdii zaman girdikleri yeri
gayet iyi hatrlyordu. Koridora knca oray da bombo buldu. Oligarlar
giderken muhafzlar da yollam olmalyd. Binann arka tarafna geti ve tam
arka avluya alan ift kanatl yksek kapya yaklamt ki biri bararak onu
durdurdu.
"Hey, oradaki! Dur ve kendini tant."
O tela arasnda kendisini gizleyecek byy yapmay unutmutu. Dosta bir
tebessmle dnd. "Bu sarayn bykl bam dndrd," dedi. "Belki yolumu
bulmama yardm edersin."
Onu durduran adam kale muhafzlarndand ve niforma giymi, iri-yar, orta
yal bir avutu. Klcm ekmi, kavgaya hazr bir suratla Ta-ita'ya doru
geliyordu.
"Kimsin sen?" diye bard tekrar. "Bana pis bir hrszmsn gibi geliyor."
Taita iki elini havaya kaldrp, "Sakin ol dostum," dedi. Hl glmsyordu. "Albay Onka'ya acil bir mesaj getirmitim."
"Albay oktan kt." avu sol elini uzatt. "Mesaj bana ver, tabii
sahiden bir mesaj getirdiysen. Ben, ona ulatrrm."
518
11. Yazt
Taita kesesine davranyormu gibi yapt ama adam yaklanca bileine yapp
ekerek dengesini bozdu. avu igdsel olarak tm arlyla geri ekildi.
Taita da adamn stne gitti ve iki dirseini btn gcyle gsne indirdi.
avu akn bir lk atarak dengesini kaybedip srtst yuvarlanmt. Taita
bir leopar hzyla zerine atlp enesinin altna iddetli bir darbe indirdi.
Adamn boynundaki omurlar atrdayarak krlm ve annda lmesine yol amt.
Taita, onun yanma melip miferini zmeye balad, amac klk deitirmek
iin niformasn kullanmakt, ama daha miferi avuun bandan karamadan
baka bir ban duyuldu ve iki muhafz kllar e-kili olarak Taita'ya doru
komaya baladlar. Taita avuun klcn kapp gelenleri karlamak zere
ayaa frlad.

Klc sa eline almt. Ar bir piyade klcyd, ama tutuu rahatt.


Uzun yllar nce Firavun'un alaylar iin silah kullanma talimatlar yazmt ve
kl zel ilgi alanna giriyordu. Sonradan sa kolunda kl kullanacak g
kalmamt ama artk hem gl, hem de evikti. lk saldrgann hamlesini
savuturdu, ikincisini de ban eerek atlatt. O durumdayken, klcn savurdu
ve adamn ayak bileinin arkasnda, aii tendonunu kesti. Sonra zplayp
doruldu ve daha iki adam ne olduunu anlayamadan aralarna dald. Yaral
olmayan muhafz dnp ona karlk vermeye alt ama o srada gardm fazla
indirmiti ve Taita klcn onun koltukal-tna sokup gsne kadar yard. Sonra
bir bilek hareketiyle klc dndrp yaray bytt ve klc rahata geri
ekti. Kurban dizlerinin stne kp azndan kanlar fkrtarak yere yld.
Taita daha nce yaralad askerle karlamak zere dnd.
Adamn gzleri dehet iindeydi ve kamaya alyordu ama yaral ayana
hkim olamyordu ve dmek zereydi. Taita, onun yzne hamle edermi gibi yapt
ve adam gzlerini korumak zere gardm ykseltin519
Wilbur Smith
ce klc karnna saplad ve geri ekildi. Adam klcn drp dizlerinin
stne kmt. Taita bir daha atlp ensesinden, miferinin altndan saplad
klcn. Asker yzst devrildi ve ylece kald.
Taita iki cesedin stnden atlayp ilk ldrd adamn yanna kotu. Bunun
niformasnda kan lekeleri yoktu. abucak sandaletlerini karp giydi. Ayana
uymulard. Kl kemerini ve knn ald, son olarak da miferiyle pelerinini
kapp bir yandan giyinerek kapya doru komaya balad. Kapya vardnda
yavalad ve koyu krmz pelerine kirli, yrtk prtk tuniini rtecek ekilde
sarnd. Bir yandan da kapdaki nbetilerin zihnini uyuturacak bir by
yapmt. Nbetiler ona ilgisiz bir tavrla baktlar ve aralarndan geip
mermer basamaklardan avluya indi.
Tren alan, Onka'nn sefere kmaya hazrlanan adamlar ve atlaryla
kaynyordu. Taita kurumla yryp yzbalarna bararak emirler yadran
Onka'y da grmt. Kargaadan yararlanp Onka'nn burnunun dibinden geerek
ahrlara yneldi. Onka, ona doru bakm, ama tandn gsteren bir harekette
bulunmamt.
Taita yakalanmadan ahrlara ulat. Burada da ayn lgn koturmaca vard.
Nalbantlar atlar nallyor, zrh tamircileri ok ularn ve kllar biliyor,
seyisler subaylarn atlarn eyerliyordu. Taita'nn aklnda srann arasndan
bir at alma fikri vard ama bunu baarmann neredeyse imknsz olduunu
anlamt. At almaktan vazgeip avlu kaplarna doru ilerledi.
Kokuyu takip ederek binalarn arkasndaki helalar buldu. Kimsenin
grmediinden emin olmak iin etrafna baknd. Yukardaki duvarda bir nbeti
dolayordu ve birazdan kopacan bildii amatay bekleyerek olduu yere
sindi. ok gemeden kale tarafndan fkeli haykrlar duyuldu. Ddkler
alnyor, silah bana borular tyordu. Nbeti de koarak ne olduunu
anlamaya gitmiti. Taita'ya arkas dnkt.
520
11. Yazt
Taita tuvaletlerin dz damna trmand. Oradan duvarn tepesine ulamak
mmknd. Koarak gitti ve atlayp duvardaki korkulua tutundu. Sonra kendini
yukar ekip bir bacan parmakln stne att. Duvarn tepesinde
yuvarlanarak br uca gitti ve kendini aa brakt. Uzun bir dt ama
bacaklarn bkp yerde yuvarlanarak etkisini azaltmt. Nbeti hl ona
bakmyordu. Ormann kys yakn olduu iin ok gibi frlayp ak alan geti
ve aalarn arasna dald. Kendini toparlamak iin bir dakika kadar durduktan
sonra, gizlenmek iin kurumu dere yataklarn, uzun otlar ve allar
kullanarak yukar trmanmaya balad. Tepeye varnca dikkatle etraf inceledi.
Bulut Baheleri'ne giden yol tam altndan geiyordu. Bombotu. Koarak yola inip
karya geti ve bir alln arasna gizlendi. Bulunduu yerden, bir sonraki
burunda bulunan at ba eklindeki aal grebiliyordu. Kendini aa
brakt, koarken gevemi talar ayaklarnn altndan saa sola sryordu.

Dengesini yitirmeden dibe ulat. Komaya devam etti ve bir akla geldi.
Vadinin iki yan dik bir ekilde ykseliyordu. Ksa bir sre ilerledikten sonra
dnd ve vadi giriini grebilecei bir noktaya trmanp beklemek zere
yerleti.
Gne nce tepeye ulat, sonra ufka doru alalmaya balad. Taita, vadiyi
kesen yoldan bir toz bulutunun kalktn grd. Douya doru hzla yol alan
byk bir svari birliine benziyordu. Aradan bir saat daha geti ve bu sefer
yaklaan hafif toynak sesleri duydu. Hemen doruldu. Aada bir grup atl
ortaya km ve durmutu.
nde, doru bir ata binmi olan Sidudu vard. Taita'nn saklanmakta olduu
vadiyi gstermekteydi. Meren atn kzmkinin yanndan srp baa geti. Grup
atlarn trsa kaldrd, Meren'in hemen arkasnda gri bir taya binmi ok
gzel, gen bir kadn vard. Uzun bacaklar plakt ve omuzlarna dklen
sapsar salar rzgrda dalgalanyordu. ncecikti, omuzlan gururla dimdik
durmaktayd. Taita o mesafeden bile gslerinin aartl521
Wilbur Smith
m beyaz keten tuniini gerdiini fark edebiliyordu. Rzgr altn buklelerini
savurup yzn ortaya karnca Taita keskin bir soluk ald. Bu Fenn'di, ama
onun tand ve sevdii kk Fenn'den ok farklyd. Bu, kendine gvenen,
gzelliinin ilk baharn yaayan gen bir kadnd.
Fenn gri taya biniyordu ve Duman Yeli'ni de yedeine almt. Hil-to onun
sa tarafndayd. Nakonto ile mbali de pelerinden atla gelmekteydiler... demek
ki o yokken yeni beceriler gelitirmilerdi. Taita mel-dii kenardan aa
inmeye balad. Son derin seti de atlayarak at. Krmz pelerini kanat gibi
almt ama deri miferin gz band da yznn yansn rtyordu. Doruca
Meren'in nndeki yola indi.
Eitimli bir savann reflekslerine sahip olan Meren, onun Jarri
niformasn hemen fark etmi ve klcn ekip drtnala stne gelmeye
balamt. Taita, kendi klcna sanlacak frsat ancak bulabildi. Meren
eyerden sarkp bana hamle yapt. Taita hamleyi kendi klcyla karlad ve
kenara srad. Meren atn aha kaldrarak ban evirdi. Sonra yeniden hcuma
kalkt. Taita bandaki miferi karp kenara frlatt. "Meren! Benim, Taita,"
diye bard.
"Seni yalanc! Byc'ye hi benzemiyorsun!" Meren saldrmaktan
vazgememiti. Eyerden sarkp klcn dengeledi, hedefi Taita'nn gsnn
ortasyd. Taita kenara kald ve Meren hzla geerken klcnn ucu omzunu
syrd.
Taita bu kez Fenn'e seslendi. "Fenn! Fenn, benim, Taita!"
Fenn de, "Hayr! Hayr! Sen Taita deilsin! Ne yaptn ona?" diye haykrd.
Meren ise tekrar saldrmak zere atn dndryordu. Nakonto da mzran omzuna
kaldrm, frlatmak iin Meren'in aradan ekilmesini beklemekteydi. mbali
attan inmi baltasn kaldrm kouyordu. Ardndan da klcn ekmi olarak
Hilto geliyordu. Hem Fenn, hem Sidudu yaylarn geriyorlard.
522
?
11. Yazt
Fenn'in gzleri fkeden zmrt gibi parlamaktayd. "Ona bir ey yaptn sen
alak. Okumu o kara kalbine gmeceim," diye haykrd.
"Fenn! Ruh iaretime bak!" Taita bunu Tenmass diliyle sylemiti, ?fenn'in
enesi havaya kalkt. Sonra yaral ahin iaretinin Taita'nn bann zerinde
olduunu grd ve geirdii oktan yz bembeyaz kesildi. ?FHayr! Hayr!
Sahiden o! Bu Taita! Klcn kaldr, sana diyorum! Meren, I klcn kaldr!"
Meren aniden dnp atn dizginledi.
Fenn ise Kasrga'dan atlayp Taita'ya doru komaya balamt. ki koluyla
boynuna atlp yrek burkan bir ekilde hkrmaya balad. "Ah!
I
TpAh! Ah! ldn sandm. Seni ldrdklerini sandm." Taita, onu skca
gsne bastrd, bedeninin kvrak ve diri olduunu hissedebiliyordu. Fenn'in

tatl kokusu burun deliklerine dolmu ve duygularn ayaklandrmt. Kalbi


gsne smyormu gibiydi ve konuamyor-du. Dieri hayretler iinde bakarken
sessiz bir younlukla birbirlerine sarlm olarak kalmlard. Hilto her
zamanki soukkanl havasna brnmeye alyor ama baaramyordu. Nakonto ve
mbali ortak by korkulanyla saa sola tkrp, kt ruhlara kar korunma
salamaya alyordu.
Meren, "Bu o deil," dedi. "Ben Byc'y herkesten iyi tanrm. , Bu
gen hayvan o olamaz."
Uzun bir sre sonra Fenn geri ekilip Taita'ya bir kol boyu uzaktan bakt.
Yzn dalgn bir ekilde inceledikten sonra gzlerini onunkilere dikti.
"Gzlerim, o deil diyor ama kalbim doruyu biliyor. Evet, bu sensin. Ta
kendisinin. Ama lordum, nasl bu kadar genleip esiz bir gzellie kavutun?"
Parmaklarnn ucunda ykselip Taita'y dudaklarndan pt. Herkes kahkahalarla
glmeye balad.
Meren de atndan atlayp yanlarna kotu. Taita'y Fenn'in elinden ald ve
smsk sarld. "Hl inanamyorum! Byle bir ey mmkn deil!" Gld. "Ama
kl kullanmandan anlamalydm Byc, bakas olsa oktan haklamtm." Hepsi
heyecanla etraflarn sard.
523
Wilbur Smith
Sidudu nnde diz kt. "Sana ok ey borluyum Byc. yi olduuna ok
sevindim. Eskiden ruhun gzeldi, ama imdi etin de gze! olmu,"
Nakonto ile mbali bile sonunda by korkularn yenip huu iinde ona
dokunmak iin gelmilerdi.
Hilto, "Bize dneceinden bir an bile kuku duymadm," diye bard. "Grr
grmez de sen olduunu anlamtm." Kimse bu sylediklerine inanmad.
Meren arka arkaya soru yamuruna tutarken Fenn de sa koluna girmi,
parlayan gzleriyle yzn seyrediyordu.
Nihayet Taita hepsine gerekleri hatrlatt. "Bunlar sonraya brakalm. u
anda tek bilmeniz gereken Eos'un artk ne bize ne de Msr'a zarar
veremeyecei." Duman Yeli'ne bir slk ald. Hayvan cilveli bir tavrla gz
szp burnunu boynuna gmd. "Demek en azndan sen tandn beni sevgilim." Taita
da kolunu hayvann boynuna dolad ve Meren'e bakt.
"Tinat nerede?"
"Kitangule Nehri'ne doru yola kt Byc. Jarrililer planlarmz
anladlar. Hemen harekete gemeliyiz."
Vadiden ayrlp ovaya doru yola koyulduklarnda gne batyordu. Ormana
geldiklerinde ise hava kararm ve Sidudu yine baa gemiti. Taita yldzlara
bakarak kontrol etmi ve kzn doru yne gittiini anlamt. O da btn
dikkatini Fenn ile Meren'e verebilirdi. Taita ortada olmak zere, yan yana,
zengileri birbirine deerek gidiyorlar, Fenn ile Meren, ona yokluunda olup
bitenleri anlatyorlard.
Sonra Taita, "Saraydayken Aquer'in Konseyi'nin konumalarn duydum," dedi.
"Kendisi ordunun bana geiyor. ncleri, bizimkilerin douya doru gittiini
bildirmi. O da, Tinat'n Kitangule Nehri'nin bandaki tersanelere gittiini ve
gemilere el koymak niyetinde olduunu anlam, zaten Jarri'den kamann tek yolu
nehir. Bana imdi Tinat'n tam nerede olduunu ve yannda ka kii bulunduunu
syleyin."
524
11. Yazt
"Yaklak dokuz yz kii, ama adamlarn ou maden ocaklarnda grdkleri
muamele yznden hasta ve gsz. Savaabilecek durumda en fazla yz kii
vardr. Geri kalan da kadn ve ocuk."
Taita, " yz m?" diye bard. "Aquer'in be bin tane eitilmi savas
var. Eer Tinat'a yetiirse canna okur."
"Daha da kts, Tinat'm at da az. ocuklarn bazlar ok kk. Onlar ve
hastalar yznden ar ilerliyor."
Taita sert bir tavrla, "Gemileri ele geirmek iin hemen bir birlik
yollamas lazm. O arada biz de Aquer'i oyalamahyz," dedi.

"Tinat, onu Kitangule Geidi'nde durdurmay umuyor. Elli adam orada bir
orduyu tutabilir, en azndan kadnlar ve hastalar gemilere yetiene kadar," dedi
Meren.
"Unutma ki, Aquer'in ncleri lkeyi Sidudu kadar iyi tanyor," diye
hatrlatt Taita. "Geitten gemeden tersanelere ulamann bir yolunu biliyorlardr mutlaka. Onun bize gelmesini beklemek yerine, ummad bir anda biz
onu vurmalyz." Taita, ondan sz edince Meren, Sidudu'ya gz atmt. Taita
iinden, Zavall Meren, dedi, demek nl zampara da abay yakm. Kendi kendine
gld ama, "Eer Aquer'i durduracaksak daha fazla adama ihtiyacmz olacak,"
dedi. "Ben burada kalp onu bekleyeceim. Meren, sen Fenn'i de yanna al ve
hemen Tinat' bulun..."
Fenn, "Ben senden ayrlmam," diye bard. "Seni kaybetmeye bu kadar
yaklamken bir daha asla brakmam seni."
"Ben haberci deilim Byc. Bana haberciymiim gibi davranma. Fenn gibi ben
de seninle kalacam. Hilto'yu gnder," dedi Meren de.
Taita geri ekildiini gsterir bir hareket yapt. "Kimseye tartmadan emir
veremeyecek miyim ben?"
Fenn, "Muhtemelen hayr," dedi ciddi bir tavrla. "Ama Hilto'yla kibarca
konumay deneyebilirsin."
525
Wilbur Smith
Taita teslim oldu ve Hilto'yu ard. "Atnn gidebildii kadar hzla gidip
Albay Tinat Ankut'u bul ve seni benim gnderdiimi syle. Aqu-er'in, onun
niyetini bildiini ve peine dtn anlat. Jarrililer onlan yakalamadan nce
Tinat'n bir nc birlik yollayp gemileri ele geirmesi lazm. Kitangule
Geidi'ni herkes gemilere binene kadar tutma fikrini beendiimi de syle, ama
bana en iyi adamlarndan yirmi kii gndermesi gerek. Bu ok, ok acil. Hilto,
onun verecei adamlar dou yolundan Mutangi'ye doru getir, yolda bulualm.
imdi git! Hemen!" Hilto selam verip tek kelime etmeden yola koyuldu.
Taita, Meren'e dnd. "Bize lazm olan, Aquer'i bekleyecek bir pusu yeri
bulmak. Ne tr bir yer aradmz sen gayet iyi bilirsin. Sidudu'ya sor
bakalm, byle bir yer var mym?" Meren atn mahmuzlayp Sidu-du'nun yanna
gitti ve dikkatle dinleyen kza, Taita'nn sorusunu yneltti.
O lafn bitirir bitirmez Sidudu, "Byle bir yer biliyorum," diye atld.
Gururla, "Sen ok akll bir kzsn," diyen Meren'le bir an baktlar.
Taita, "Gel o zaman Sidudu," diye seslendi. "Gster bakalm sahiden Meren'in
dedii kadar akll mymsn?"
Sidudu onlar gittikleri yoldan kararak gneye doru yneltti. Bir saat
gittikten sonra, alak, aal bir tepede atn dizginleyip ay nda
aadaki vadiyi gsterdi.
"Orada Ishasa Nehri'nin geit yeri var. Suyun parltsn grebilirsiniz.
Lord Aquer'in Kitungule Geidi'ne ulamak iin geecei yer buras olmal. Su,
atlarn yzebilecei kadar derindir. Onlar suya girince, yamacn tepesinden ok
ve kaya atabiliriz. Nehirde baka bir geit bulmak iin krk fersah daha
gitmeleri gerekir."
Taita geidi dikkatle inceleyip ban sallad. "Daha iyi bir yer
bulabileceimizden kukuluyum."
Meren, "Size demitim," dedi. "Onda iyi bir sava gz var."
526
r
1
11. Yazt "Yay tadn gryorum Sidudu." Taita, kzn omzunda asl olan
silah gsteriyordu. "Kullanabiliyor musun?"
"Fenn retti bana," dedi Sidudu.
Meren de, "Sen yokken Sidudu usta bir oku oldu," diye dorulad.
Taita, "Bu gen hanmn marifetlerinin sonu yok galiba," dedi. "yi ki o da
bizimle birlikte."
Atlarn gl bir aknt olan geitten yzdrp karya getiler. Dou
kysna ulanca yolun yamalarn arasndan iyice daralarak uzandn

grdler. Atllar ancak tek sra halinde geebilirdi. Taita ve Meren yukar
trmanp durumu incelediler.
Taita, "Evet," dedi. "Buras iimizi grr."
Dinlenmelerine izin vermeden nce, pusuyla ilgili planlarn aklad ve
hepsine tek tek grevlerini tekrarlatt. Ancak ondan sonra atlarndan indiler,
hayvanlara karabudayla dolu yem torbalann taktlar ve koum takmlarn
zdler.
Kamp souktu, Taita ate yaklmasna izin vermemiti nk. Karabuday
rei ile biberli sosa batrlm kei eti dilimlerini attrdlar. Yemekleri
biter bitmez Nakonto mzran alp geitte nbet tutmaya gitti. mbali de onu
takip etti.
Fenn, Taita'ya, "Artk onun kadn," diye fsldad.
Taita, "armadm, ama eminim ki Nakonto en azndan tek gzn geitten
ayrmaz," dedi kuru bir sesle.
Fenn, "Birbirlerine klar," dedi. "Byc senin ruhunda hi romantizm
yok." Sonra gidip uyku minderini ald ve dierlerinden uzak bir nokta seip kare
eklindeki derilerle yaplm rtnn stne yayd.
Sonra tekrar Taita'nn yanna dnd. "Gel." Onu elinden tutup yataa
gtrd, tuniini karmasna yardm etti ve katlayp burnuna gtrd. "ok
gl kokuyor," diye belirtti. "lk frsatta ykarm." Taita'nn yanma
527
Wilbur Smith
diz kp stne karelerden yaplm rty rttkten sonra kendi tuniini de
kard. Ay nda bedeni solgun ve ince grnyordu. O da rtnn altna
kayd ve vcudunu Taita'ya yaslad.
"Bana dndn iin ok mutluyum," diye fsldad ve iini ekti. Bir sre
sonra dnp tekrar fsldad. "Taita."
"Efendim?"
"Aramzda biraz yabanclk var gibi."
"Artk uyuman gerek. Yaknda sabah olacak."
"Hemen uyuyacam." Tekrar sessizleti ve onun deimi bedenini yoklad.
Sonra .yumuak bir sesle, "Taita, bu nereden geldi? Nasl oldu byle bir ey?"
diye sordu.
"Mucizevi bir ekilde. Grnm de yle deiti. Sonra anlatacam. imdi
uyumak zorundayz. Seninle kk yabancnn tanmas iin daha pek ok frsat
olacak."
"Onu tutabilir miyim Taita?"
"Zaten tutuyorsun ya."
Fenn bir sre yine konumad. Sonra, "O kadar da kk deil," diye
fsldad. "Ve gittike daha ok byyor." Bir sre sonra mutlulukla ekledi.
"Bana artk onunla da arkada olduk gibi geliyor, yabanclmz geti. Artk
kiiyiz. Sen, ben ve o." Onu tutarak uykuya dald. Taita'nn ayn eyi
yapabilmesi ise baya uzun srmt.
Nakonto uyandrdnda sadece birka dakika uyumu gibiydi. Taita "Ne oldu?"
diyerek dorulup oturdu.
"Batdan gelen svariler var."
"Nehri getiler mi?"
"Hayr. Akta ordugh kurdular. Galiba karanlkta gemek istemiyorlar."
"Dierlerini de kaldr ve atlar eyerleyin ama ses karmadan."
528
11. Yazt
afan ilk klan hafife ortal aydnlatrken Taita yamacn kenarna
karnstii yatm geide bakyordu. ki kz da iki yanndayd. Nehrin kar
kysnda Jarri kampnda hareket vard, askerler nbet atelerine odun
atmaktayd. Piirdikleri etin kokusu lnn uzand yere kadar geliyor-[du.
Artk hava Taita'nn kelle sayabilecei kadar aydnlanmt. Birlikte otuz kii
kadar vard. Bazlar etleri piiriyor, dierleri hayvanlarn stne rtlerini
seriyordu. Birka tanesi de allarn arasna melmi zel ilerini
halletmekteydi. Yaknda yzlerini bile grmek mmkn olacakt.

Sidudu korkuyla, "Onka," diye fsldad. "O surattan nasl nefret ediyorum."
Fenn de, "Ne hissettiini gayet iyi anlyorum," diye fsldayarak cevap
verdi. "lk frsatta onun icabma bakacaz."
"Bunun iin dua ediyorum."
Taita, "te Aquer ve Ek-Tang da orada," diye gsterdi. ki oligar
dierlerinden biraz uzakta duruyordu. Sabah ayaznda dumanlar tten anaklardan
bir ey iiyorlard. "Daha toparlanamamlar. Bunlar alaylarn nnden yola
km. Yaknda suyu gemeye balayacaklar ve bize de bir frsat doacak. Eer
gemezlerse, o zaman da Hilto takviye birliini getirene kadar glge gibi takip
ederiz."
Fenn gzlerini ksarak, "Buradan Aquer'i okla vurabilirim," dedi!
"Mesafe uzun ve rzgr etkili sevgilim." Taita, onu yattrmak iin kolunu
okad. "Onlar uyarm oluruz ve avantaj onlara geer." Onka'nn drt adam
semesini ve emirler yadrmasn izlediler, konuurken geidi gsteriyordu.
Adamlar atlarna koup bindiler ve tnsia kyya gelip suya girdiler. Taita,
onlarn geliini Meren'e de iaret etti.
Drt at akntyla bouup ayaklarn yere dedirmek iin abalayarak karya
geti. Askerler stlerinden sular akarak kyya kmlard. Dar patikaya
girmeden nce dikkatle etrafa bakndlar. Meren ve adamlar giz529
F:34
Wilbur Smith
lenmiti. Kar kyda Onka'nm askerleri sra olmu atlarnn banda
bekliyorlard.
Nihayet toynak sesleri duyuldu ve nclerden biri dar patikadan kyya
dnd. Orada durup kollarn bann stnde sallayarak, "Bu tarafta her ey
yolunda!" diye bard. Onka, adamlarna bir emir verdi ve hepsi atlanma binip
tek sra halinde suya doru ilerlemeye balad. Onka geii daha iyi kontrol
edebilmek iin geride kalmt, ama Taita, Aquer ile Ek-Tang'n en bata
olduunu grnce ard. Bunu beklemiyordu. Etrafla-nndakilerin onlar
koruyabilecei ekilde ortada olacaklarn dnmt.
"Galiba onlar ele geirdik." Heyecandan sesi gergin kmt. Me-ren'e
hazr olmasn iaret etti. Birliin bandaki iki oligar atlarn suya
soktular. Yan yolda hayvanlar yzmeye balad ve aknt yznden birlik nizamn
bozdular.
Taita, "Hazr olun," diyerek iki kz uyard. "Brakn oligarlarla
arkalarndaki adam kyya ksn, sonra pelerinden gelmeye kalkan herkesi
vurun. En azndan ksa bir sre, Onka, adamlarn tekrar toparlayana kadar
oligarlan ana birlikten koparm oluruz."
Aknt glyd ve sudan geenlerin arasnda byk boluklar olumutu.
Taita sessizce, "Oklarnz aln!" diye emretti. Kzlar srtlarndaki
sadaklara uzandlar. Aquer'in at dibe dedi ve kendini kyya att. Ek-Tang da
arkasna taklm askerle onu takip etti. Sonra arada bir boluk var-drve
birliin geri kalan hl nehri gemeye alyordu.
Taita, "imdi!" diye bard. "Liderlerin arkasndaki askerleri vurun."
Fenn ile Sidudu ayaa frladlar ve uzun yaylarn gerdiler. Mesafe ksayd,
kolay bir att. Oklarn frlattlar ve iki ok sessizce aa doru szld.
kisi de hedefi buldu. Askerlerden biri eyerinde yalpalad ve Si-dudu'nun okunun
akmaktandan ucu kamna saplanrken acyla haykr530
I
11. Yazt
Buji. Arkasndaki adamn boynuna da Fenn'in oku girmiti. Adam iki eliyle oku
tuttu ve srtst suya dt. Atlar dnp arkadan gelenlerle arpn-L ca
birliin geri kalannda bir karmaa yaand. Aquer ve Ek-Tang dar patikaya doru
atldlar.

Taita, "Ah evet, iyi almsnz," diyerek kzlar vd. "Ben brakp
komanz emredene kadar devam edin." Sonra onlardan ayrlp aadaki dar
patikaya kotu.
Meren, oligarlarn yola girmesine izin vermi ve iki Shilluk, adamlarn
arkasndan frlamt. mbali, Ek-Tang'a yetiti ve baltasn savurdu. Tek
hareketle oligarin sol bacan dizinden koparmt. Ek-Tang bard ve atn
hzlandrmaya alt, ama tek bacakla dengesini kaybetti ve kurtulmak iin
hayvann yelesine yaparak yana doru devrildi. Bacandan kanlar fkryordu.
mbali bir daha yetiti ve baltasn yeniden savurdu. Ek-Tang'n kafas omzunun
stnden dp tal yola yuvarland. Sinirleri geveyen elleri bir sre daha
atnn yelesinde kald ve sonra alp dt. Basz bedeni yandan yere
devrildi.
Ek-Tang'n ardndan gelen asker haykrarak mbali'ye doru atld. Nakonto
da mzran frlatt. Mzrak adamn srtna saplanarak onu olduu yere mhlad.
Mzran ucu gsn delip bir kol boyu dar kmt. Adam klcn drd
ve eyerden yuvarland. Meren de sradaki son askerin yannda kouyordu. Adam,
onun geldiini grnce klcn knndan karmaya davranmt, ama o daha
klcn kavrayamadan Meren atlp klcn karnna saplad. Adam srtst yere
dt. Dorulmasna frsat vermeden, Meren grtlana bir darbe daha indirdi ve
dnp Aquer'in peine dt. Oligar, onun geldiini grp atn mahmuzlayp
hzla ileri atld. Meren ile mbali arkasndan kotular ama yetiemediler.
Taita yukardan Aquer'in kurtulduunu grmt. Tepeden onun gittii yne
doru kotu ve iyice kenara yaklap atlamak iin hazr bekledi.
531
Wilbur Smith
At tam altndan geerken Aquer'in arkasna atlad, Aquer sarsntyla dizginleri
elinden kard ve dmemek iin abalad. Taita bir kolunu adamn boynuna sarp
skmaya balad. Aquer de hanerini ekmi, kolunu geriye doru uzatarak
Taita'nm yzne saplamaya alyordu. Taita botaki eliyle onun bileini
yakalad ve boumaya baladlar.
Srtndaki arlk yznden dengesini yitiren at patikann yannda ykselen
duvara arpt ve gerileyip aha kalkt. Taita ile Aquer, birbirlerine
kenetlenmi durumda hayvann sarsndan yere yuvarlandlar. Yere arptklarnda
Aquer stte kald ve btn arl Taita'nm stne kt. ok yznden Taita'nm
elleri gevemiti. O toparlanamadan Aquer dnd ve hanerini Taita'nm grtlana
dayad. Taita, adamn bileini yeniden skca tutup bkt. Aquer btn gcyle
hanere abanyor, ama bir ey yapamyordu. Taita'da artk gen bir adamn gc
vard ve Aquer'in fiziksel gc azalal ok olmutu. Kolu titremeye balad ve
yenilmi bir ifadeye brnd. Taita, ona glmsedi. "Artk Eos yok," dedi. Aquer
irkildi. Kolu gevedi ve bu kez Taita dnp onun stne kt.
Aquer, "Yalan sylyorsun," diye haykrd. "O tanradr, tek gerek
tanradr."
"O zaman tek gerek tannan arsana Lord Aquer. Gallalal Taita'nm seni
ldrmek zere olduunu syle."
Aquer'in gzleri dehetle ald. "Yine yalan sylyorsun," diye soludu.
"Sen, Taita deilsin. Taita ihtiyar bir adamd ve artk ld."
"Yanlyorsun. len Eos oldu ve yaknda sen de yanna gideceksin." Taita
glmsemeye devam ederek Aquer'in bileini kracakm gibi skt. Aquer feryat
etti ve haner parmaklarnn arasndan dt. Taita kalkp adam evirdi ve
aresiz bir ekilde yzst tuttu.
O anda Meren koarak yetimiti. "ini bitireyim mi?"
532
11. Yazt
Taita, "Hayr," diyerek Meren'i durdurdu. "Sidudu nerede? Bu adam ok ona
kar gnah iledi." Kzlarn koarak tepeden indiklerini gr-. Az sonra
yanlarna gelmilerdi.
Fenn, "Taita, kamamz lazm! Onka, adamlarn toplad ve karya
geiyorlar!" diye bard. "Bu domuzu hakla da gidelim."

Taita, Sidudu'ya bakt. "Seni, Onka'ya veren adam buydu," dedi.


"Arkadalarn daa gnderen de buydu. ntikam senindir."
Sidudu duraksad.
"Bu haneri al." Meren yerden Aquer'in hanerini alp kza uzatmt.
Fenn koup Aquer'in miferini bandan kard. Sandan bir tutam kavrayp
ban geriye ekti. "Kendin ve daa yollad btn kzlar adna kes grtlan
Sidudu."
Sidudu'nun ifadesi kararl ve sert bir hal almt.
Aquer, onun gzlerinde lm grnce szlanp rpnmaya balad. "Hayr!
Ltfen, beni dinle. Sen daha bir ocuksun. Byle hunharca bir i sonsuza kadar
ruhunu yaralar." Sesi bouklat ve neredeyse duyulmaz hale geldi.
"Anlamyorsunuz, ben tanraya itaat ettim. O ne buyurduysa onu yaptm. Bana
bunu yapamazsnz."
Sidudu, "Anlyorum ve yapabilirim," dedi. Adamn yanna geldi ve Aquer
alamaya balad. Sidudu haneri kulann dibine dayayarak uzun, derin bir yara
at. Et alm ve derinlerdeki ana damar kesilmiti. Aquer'in nefes borusundan
tiz bir ses ykseldi. Bacaklar spazmla debelendi. Gzleri yuvalannda dnd.
Dili dar frlad ve azndan kanl kpkler fkrd.
Taita onu itip yzst evirerek boazlanm bir domuz gibi kendi kannda
boulmaya brakt. Sidudu ise haneri elinden atp dorulmu, lmekte olan
oligari seyrediyordu.
Meren arkasndan gelip kza sarld. Yumuak bir sesle, "Oldu ve gayet iyi
oldu," dedi. "Ona acmaya demez. Artk gitmemiz gerek."
533
Wilbur Smith
Atlarna doru koarken nehri gemekte olan Onka ve adamlarnn barlarm
duydular. Hemen hayvanlara atlayp Taita ve Duman Yeli bata olmak zere dar
yoldan ileri frladlar. Tepeye trmannca durup nlerinde uzanan yemyeil ovaya
baktlar. Mavi ufukta, sivri zirveleri olan baka tepeler grnyordu.
Sidudu elini kaldrd. "te oras Albay Tinat'la buluacamz Kitan-gule
Geidi."
Meren, "Ne kadar var aramzda?" diye sordu.
"Elli fersah, belki biraz daha fazladr," deyip dnerek nehir geidine
baktlar.
O arada askerlerinin bandaki Onka kyya km ve cesetleri grnce
barmaya balamt.
"Elli fersah! Demek ki nmzde epeyce yol var," dedi Meren.
Atlan bayr aa koyuverdiler ve ovaya doru ilerlediler. Az nce
bulunduklar tepede Onka ve adamlar grndnde, onlar da ovaya ulamt.
Askerler vahi lklarla bayrdan inmeye baladlar, Onka'nn miferin-deki
beyaz devekuu tynden sorgu, onu dierlerinden ayrt ediyordu.
Taita, "Burada oyalanmaya gerek yok," dedi. "Hadi gidelim."
Yarm fersah gittikten sonra, Sidudu'nun bindii ksran dier atlara
yetiemedii ortaya kt. Admlarn ona gre ayarlamak zorunda kaldlar. Meren
ve Fenn, onu bekliyorlard.
Fenn, "Dayan!" diye seslendi. "Seni brakmayacaz."
Sidudu, "Atmn gc kalmad," diye bard.
Meren, "Korkma," dedi. "Ona bir ey olursa ben, seni terkime ahnm."
Fenn, "Hayr," diye itiraz etti. "Sen ok arsn Meren. Fazladan yk
hayvann ldrr. Kasrga ikimizi de rahata tar. Ben alacam Sidudu'yu."
Taita zengilerinin stnde kalkp geriye bakt. Arkalarndakiler
dalyordu, hzl atlar dierleriyle aray amt. Onka'nn tyl miferi
534
11. Yazt
bataki Jarrilinin ortasnda dalgalanyordu. Atn iyice zorlayarak aray
kapatmaktayd. Taita kardaki dalara bakt. Onka onlara yetimeden orada
olmalar imknszd. Sonra gzne baka bir ey takld. leriden ince bir toz
bulutu kalkyordu. Kalp atlar hzland, ama kontrol altna almaya alt.
imdi yanl mitlere kaplmann sras deildi. Herhalde bir ceylan veya zebra

sryd. Ama gzne bir metal parlts iliti. "Silahl adamlar!" diye
mrldand. "Ama acaba Jarrililer mi, yoksa Hilto ile takviye birlii mi?" O
daha karar veremeden, arkasndan uzak bir ses duydu. Bu Onka'nn sesiydi.
"Seni gryorum hain fahie! Seni elime geirince karnndaki pii ellerimle
skp alacam. Canl canl piirip etini de grtlana tkacam."
Fenn, Sidudu'ya, "Bu pisliklere kulan tka," dedi ama kzm gznden
yalar akyor, tuniini slatyordu.
"Ondan nefret ediyorum!" dedi. "Btn ruhumla nefret ediyorum."
Arkalarndan Onka'nn sesi giderek yaklayordu. "Piini yedirdikten sonra
sana en nefret ettiin eyi yapacam. Benden kalan son an barsaklarnda
olacak. Cehennemde bile unutamayacaksn beni." Sidudu hkrklara boulmutu.
"Ona aldrmamalsn," dedi Meren. "Kulaklarn ve zihnini kapa."
"Bunlar duyacana keke lseydim Meren."
"Bir anlam yok ki. Ben seni seviyorum. O domuzun bir daha sana zarar
vermesine izin vermem."
O anda Sidudu'nun ksra n ayayla otlarn arasnda gizlenmi bir
fravunfaresi ukuruna girdi. Kemii kuru bir dal gibi krlan hayvan takla
att. Sidudu da ba aa frlamt. Fenn ve Meren hemen ona doru hzlandlar.
Fenn, "Hazr ol Sidudu, seni alacam," diye haykrd ama Sidudu ayaa
kalknca dnp arkasna bakt. Artk Onka dier adamlarn baya
535
Wilbur Smith
nne gemi yaklayordu. Hrsla ne eilmi, atn son srat komaya
zorluyordu.
"nla bulumaya hazr ol!" diye bard.
Sidudu omzundan yayn alp sadana uzand.
Onka keyifli bir kahkaha att. "Bakyorum kendine bir oyuncak bulmusun.
lmeden nce sana daha gzel bir oyuncak vereceim!"
Onka, onu ok atarken hi grmemiti. Sidudu duruunu ald ve yayn gerdi.
Artk Onka'nm yzn grebiliyordu. Onka da onun gzlerindeki lmcl fkeyi
grm ve kahkahas yarda kalmt. Sidudu yayn telini dudaklarna dedirdi.
Onka atnn ban evirip kamaya alyordu. Sidudu okunu frlatt. Ok,
adamn kaburgalarna sapland ve iki eliyle karmaya alrken klcn
drd, fakat okun keskin ucu ok derine girmiti. Altndaki hayvan, bir daire
izdi. Sidudu bir ok daha frlatt. Onka'nm o anda arkas dnkt ve ok srtnn
ortasna, iyice derine saplanm, bbreklerinde ar lmcl bir yara amt.
Onka bu kez o oku yakalamak iin debelendi. Sidudu bir ok daha att, bu sefer de
akcierlerini paralamt. Onka yar inler, yar i eker gibi bir ses karp
arka st yere dt. Ayaklanndan biri zengiye takl kalm ve drtnala
komaya balayan atn arkasnda, ban yere vura vura bir sre srklenmiti.
Sonra da, artk iyice lgna dnen at, bana bir ifte savurdu.
Sidudu yayn tekrar srtna asp drtnala gelen Fenn'i karlamak zere
dnd. Fenn uzand, Sidudu zplad ve birbirlerinin kolunu smsk yakaladlar.
Fenn, Kasrga'nn hzndan yararlanarak arkadan terkisine ekti. Sidudu iki
kolunu Fenn'in beline sard ve yine drtnala yola devam ettiler.
Onka'nn lm zerine vahi lklar atan teki Jarrili giderek
yaklayordu. Onlar Meren karlad. Birini klcyla aa indirdi ve
dierleri arpmamak iin iki yana aldlar. Sonra, uygun bir frsat kolla536
11. Yazt
yarak etrafnda dnmeye baladlar, ama Meren'in klc havada prltlar
yaratarak durmakszn hareket ediyordu. Bu arada, Taita ile iki Shiliuk da onun
zorda olduunu fark etmiler ve hzla geri dnmlerdi.
Yan yana geerlerken Taita, Fenn'e, "Asil bir zm oldu," diye bard.
"Artk geide gidin. Biz size yetiiriz."
"Seni brakamam Taita."
Omzunun stnden, "Hemen arkanzdan geleceim!" diye baran Taita dvn
ortasna dald. Jarrililerden birini eyerinden drd ve dieri de kendini tek
bana buldu, dier arkadalar daha gerideydi. Kendini savunmaya alt, ama

Nakonto uzun mzran karnna saplarken, m-bali de baltasn klc tutan


koluna savurup bileinden kesti. Adam geri ekilip eyerinde yalpalayarak arkadan
gelenlerle bulumak zere drtnala uzaklat.
Taita, "Brakn gitsin!" diye emretti. "Fenn'i takip edin." Geri kalan
askerler pelerinden gelirken hzla yola koyuldular. Taita ileriye bakt:
yabanc atl grubu ok yaklamt. Doruca birbirlerinin stne gidiyorlard.
"Eer bunlar da Jarriliyse, atlan siper olarak kullanacaz," diye bard.
Yani atlar halka oluturacak, kendileri de inip onlarn arkasndan savunma
yapacaklard.
Taita gelenlere daha dikkatle bakt. Artk gzleri ok keskin olduu iin,
grubun bandaki kiiyi Meren'den ve Fenn'den nce tanmt. "Hil-to!" diye
haykrd. "Bu Hilto!"
Meren de, "sis'in tatl soluu adna, haklsn," dedi. "Baksanza, Tinat'n alaynn yarsn kapp gelmi." Hilto'nun gelmesini beklerken atlarn
hzn trsa drdler. Bu durum, pelerindeki Jarrililerin kafasn
kartrmt, nk onlar gelenlerin kendilerinden olduunu dnyorlard.
Kukuyla durdular.
537
Wilbur Smith
Meren, Hilto'yu, "Horus'un yaral gz adna, ho geldin eski dostum
Hilto," diye karlad. "Grdn gibi, kllarnz smayabilesiniz diye size
de birka serseri braktk."
"Nezaketin beni ldrecek albaym," diyen Hilto glyordu. "Biz bunlar
hallederiz. Yardmnza ihtiyacmz yok. Siz bir an nce Albay Ti-nat Ankut'un
bekledii Kitangule Geidi'ne gidin. ok gecikmeden biz de arkanzdan geliriz."
Hilto peinde Tinat'n adamlaryla drtnala ilerledi. Adamlara emirler
verdi ve sava formasyonu oluturdular. Sonra doruca, birbirlerine sokulmu
olan Jarrililerin stne gittiler. Aralarna dalp saflarn bozdular.
Arkalarndan ovann giriine kadar kovalayp yetitiler.
Taita kendi grubunu mavi dalara doru gtrd. Kasrga'nn stnde giden
iki kza yetitiklerinde, Meren atn dizginleyip Sidudu'ya, "Bir iblis gibi ok
attn," dedi.
"Onka iimdeki iblisi ortaya kard."
"Bence btn borlarn altn parayla demi oldun. Artk sen ve iblisin,
geceleri huzur iinde uyuyabilirsiniz."
Sidudu arbal bir tavrla, "Evet Meren," dedi. "Ama ben, sava olmay
hi istemezdim, koullar mecbur etti. Artk bir e ve anne olmay tercih
ederim."
"ok vgye layk bir istek. Eminim ki, bu istei seninle paylaacak iyi bir
erkek bulursun."
"Ben de yle umuyorum Albay Cambyses." Ban ne eip kirpiklerinin
arasndan Meren'e bakt. "Ksa bir sre nce bana sevgiden sz..."
"Kasrga artk yorulmaya balad," dedi Meren ciddi bir tavrla. "Terkimde
sana yer var. Gelir misin?"
"Byk bir zevkle albay." Kollarn Meren'e uzatt. Meren de onu rahata
tutup terkisine oturttu. Kz iki kolunu Meren'in beline sard ve ba538
11. Yazt
n srtna dayad. Meren, onun titremelerini ve ara sra, tutamad bir
hkrkla sarsln hissediyordu. Kalbi szlad. Onu mr boyu koruyup
kollamak istiyordu. Taita ile Fenn'in arkasndan yola devam ettiler, onlar-\ dan
sonra da Nakonto ve mbali geliyordu.
@-T
Onlar daha dan eteine ulamadan, Hilto ile birlii yetiti. Hilto rapor
vermek zere Meren'in yanma geldi. "Yedi tanesini ldrp atlarn aldk. "Geri
kalann da dvecek hali kalmad zaten. Gitmelerine izin ; verdim. nk
arkalarndan nasl bir kuvvet geldiini bilmiyordum."
"Doru olan yapmsn Hilto."
"Ele geirdiimiz atlardan birini Sidudu'ya getireyim mi?"

"Hayr, teekkrler. imdiye kadar yaptklarn yeter. O bulunduu yerde


gvende. Eminim Tinat'a yetiince atlara ihtiyacmz olacak. Oraya gtrelim."
Geide doru trmanrken uzun gmen kafilesinin kuyruunu yakaladlar. ok
hasta ve gsz olanlar iki tekerlekli el arabalaryla ya da tahtrevanlarla
dostlar ve aileleri tarafndan tamyor, byk bir ounluk ise yaya olarak
gidiyordu. Babalar kk ocuklarn omuzlarna almlar, anneler de bebeklerini
srtlarna balamlard. ou Meren'i tanyor ve yanlarndan geerken, "Btn
tanrlarn merhameti stne olsun Meren Camby-ses. Bizi o ac hayattan
kurtardn. ocuklarmz zgr olacak," diye sesleniyordu.
reme iftliklerinden kurtulan kk kzlar, Fenn ile Sidudu'nun peinden
koup onlara dokunmaya alyordu. Bazlar ise hngr hngr alyordu. "Bizi
dn olmayan dadan kurtardnz. ok cesur ve iyisiniz. Teekkrler Sidudu.
Tanrlar seni korusun Fenn."
539
Wilbur Smith
Delici baklar ve marur duruuyla kadnlarn ilgisini ekmi olsa da,
kimse Taita'y tanmamt. Fenn bu ilginin farkndayd ve sahiplenici bir
tavrla Taita'nn yannda gidiyordu. Bu ekilde trmanlar biraz ar oldu ve
bir kez daha Kitangule Geidi'ne ulatklannda gne batmaya balamt.
Tinat gelilerini snr kalesindeki gzc kulesinden grd ve merdivenden
inip uzun admlarla kapnn nne onlar karlamaya geldi. Me-ren'i selamlayp
Fenn ve Sidudu'ya sarldktan sonra Taita'ya bakt. "Bu kim?" diye sordu. "Bu
kadar gzel bir erkee gvenemem."
"Ona hayatn pahasna gvenebilirsin," dedi Meren. "Zaten kendisini gayet
iyi tanyorsun. Sonra aklarm, geri sen de benim gibi inanamayacaksn."
"Ona kefil oluyor musun Albay Meren?"
"Btn kalbimle."
Fenn, "Ben de yle," diye atld.
"Ve ben de." Bunu da Sidudu sylemiti.
Hilto da, "Ben de," dedi.
Tinat omuz silkip kalarn att. "Aznlkta kaldm, yine de son kararm
vermi deilim."
Taita sakin bir sesle, "Bir kez daha kranlarm sunarm Albay Tinat,"
dedi. "Tpk Tamafupa'da beni Basmaralarn elinden kurtardn zamanki gibi."
"Tamafupa'da bulduklarmn arasnda sen yoktun ki," dedi Tinat.
"Ah, unutmusun." Taita ban sallad. "Ama Meren'le beni, onun gz
ameliyatndan sonra Bulut Baheleri'nden indirdiini hatrlarsn mutlaka.
Sadakatini ve Msr'a dnme zlemini ilk kez o zaman belli etmitin. Eos'u ve
onun glerini nasl tarttmz hatrlyor musun?"
540
11. Yazt
Tinat, Taita'ya daha dikkatle bakt ve gergin duruu deiti. "Lord Taita!
Byc! Bulut Baheleri'nde lmemisin. Bu sen olamazsn!"
Taita, "Emin ol ki benim," diye glmsedi. "Ama d grnmde nemli
deiiklikler olduunu kabul ediyorum."
"Gen bir adam olmusun! Bu inanlmaz bir mucize, ama sesin /e gzlerin beni
ikna ediyor." Koup Taita'nn eline yapt. "Eos'la oligar-lara ne oldu?"
"Oligarlar ld, Eos da artk bize bir ey yapamaz. imdilik bu kadar
yeter. Sende durum nasl?"
"Buradaki Jarri birliklerini artan bir oyun oynadk. Zaten yirmi adam
vard ve hibiri kaamad. Cesetlerini uurumdan attk. Gryor musun? Akbabalar
balarna t bile." Tinat gkyznde dnen leil kular gsterdi.
"Tersaneyi ele geirmek ve gemileri emniyete almak zere yz adam gnderdim."
"yi i karmsn," dedi Taita. "Artk tersaneye gidip kumanday sen ele
almalsn. Btn gemileri topla, insanlar gelince herkesi bindir ve balarna
iyi bir rehber koyup gnder. Tm filo, Nalubaale Gl kysnda, hani gergedan
avlamak iin kyya indiimiz yerde toplanmal."
"Oray gayet iyi hatrlyorum."

"Dadan inerken geidin bandaki kprye yirmi tane iyi balta kullanan adam
brak. Bizden son kii de geince, kpry uursunlar."
"Siz ne yapacaksnz?"
"Meren'le ben, Hilto'ya kattn adamlarn bir ksmyla kaleyi bekleyeceiz.
Kpr uurulana dek Jarrilileri oyalamak iin."
"Bastne Lord Taita." Tinat, yzbalarn ararak telala uzaklat.
Taita, Meren'e dnd. "Hilto ile iki Shilluk'u ve ayrabildiin kadar adam,
gmenlere yardma yolla. Hzlanmalar gerek. Bak! Asl Jarri or541
Wilbur Smith
duu ile aramzda fazla mesafe kalmad." Ordunun geldii yn gsterdi. Gnein
son klannda, ovann ok gerisinde, Jarri ordusu svarilerinin ve iki
tekerlekli sava arabalannn kaldrd byk toz bulutu grnyordu.
Taita, Fenn'i de yanma alp abucak kk kaleyi ve geidin azndaki
savunma hatlann teftie kt ve durumu olduka vahim buldu, duvarlar alak ve
bakmszd. Ancak yeteri kadar cephaneyle mutfak ve kiler gayet iyi durumdayd.
"Dman burada fazla tutamayz," dedi Fenn'e. "En iyi savunmamz hz."
Zorlukla ilerleyen gmenlere baktlar.
"Yola devam etmek iin yiyecee ihtiyalan var. Sidudu ile size yardm
edecek gen kadnlar bulun ve geerlerken onlara yiyecek verin, zellikle de
kk ocuu olanlara. Sonra da tersaneye gnderin. Sakn burada dinlenmelerine
izin vermeyin, yoksa hemen lrler."
Meren de dnp onlara katlmt. Taita ile ikisi merdivenden gzc kulesine
trmandlar. Taita yamataki yksek knty gsterip, "Ayrabildiin btn
adamlar orada topla," dedi. "Byk kayalar toplayp kenara dizsinler. Patikadan
knca Jarrililerin stne yuvarlayacaz." Meren koarak aa inip adamlann
toparlamaya gitti, Taita da hzla Fenn'in yanna dnd. Fenn yiyecekleri
hazrlamak iin uygun kadnlar seerken o da salam bulduu adamlar Meren'e
yardma yolluyordu.
Sonunda karmaay dzene evirebildiler. Kafile hzland. Bir eyler yiyip
iince herkes kendini daha iyi hissetmeye balamt. Onlar geerken Taita
erkeklerle akalayor, yorgun ve isteksiz kadnlar glmsetip, srtlarndaki
bebeleri daha yksee kaldrmalarna yardm ediyordu. Herkese yeni bir
kararllk hkim olmutu. Akam kerken Fenn'in yardm-clannn kahkahalan
geceyi tatlandryor, Hilto'nun artlarnn mealeleri kafilenin sonunu
gsteriyordu.
542
11. Yazrt
Mealelerin nda Hilto'nun uzun boylu glgesini grp kafileyi
hzlanmaya tevik eden sesini duyunca, Fenn, "sis'in yardmyla, galiba herkesi
geirebileceiz," dedi.
Taita koarak onlar karlamaya indi. "ok iyi i kardn iyi kalpli
iHilto," diye selamlad. "Jarri nclerine rastladnz m?"
"Gne batarken kaldrdklar toz bulutundan beri bir ey grmedik. Ama ok
uzakta olamazlar." Hilto ve adamlar iki omuzlarnda birer ocuk tayorlard.
Taita, "Btn hznzla devam edin," diye emretti ve bo yoldan aa
komaya devam etti. Btn kafile geip gidince durup dinledi ve aadan bouk
bir uultu geldiini duydu. Diz kp kulan taa dayad. imdi daha iyi
duyuyordu. "Sava arabalar ve yryen adamlar." Ayaa frlad. "ok hzl
geliyorlar." Tekrar Hilto'nun bulunduu noktaya dnd. Sradaki son kii,
srtna balad ocuuyla yrmeye alan bir kadnd. Alayp szlayan iki
ocuu da peinden srklyordu.
"Yoruldum. Ayaklarm acyor."
"Dinlenemez miyiz? Eve dnemez miyiz?"
Taita iki ocuu alp omzuna yerletirirken, "Zaten eve dnyorsunuz," dedi.
Sonra, "Sk tutunun," diye tembihleyip dier elini de anneye uzatt. "Hadi gel.
abucak karz imdi." Kadn da ekerek tepeye trmand.

"te geldik." ocuklan yere indirdi. "imdi bu iki gzel kz size gzel
yiyecekler verecek." Onlar Fenn ile Sidudu'ya doru itti, sonra perian ve
endieli anneye dnd. "Artk kurtuldunuz."
"Kim olduunu bilmiyorum, ama iyi bir insansn sen."
Taita onlar brakp Hilto'nun yanna dnd. Son gmenlerin de tepeye
ulap dier yandan inmeye baladn grdler. afak skmek ze543
Wilbur Smith
reydi. Taita, ban kaldrp Meren'in durduu yere bakt. Meren el sallad,
adamlar bulabildikleri ne kadar kaya, ta varsa kenara ymt.
Taita, Fenn ile Sidudu'ya, "Gzc kulesine trmann," diye emretti. "Ben de
size katlacam." Fenn bir an itiraz edecekmi gibi durdu ama sonra tek kelime
etmeden dnd.
ok gemeden Taita sava arabalarnn kaleye doru trmandklarn duydu.
Dikkatlerini datp tepede bekleyen Meren'le adamlarn fark etmemelerini
salamak zere o tarafa yrd. Aniden ilk araba viraj alp karsna kt. O
Taita'ya doru trmanrken, arkasndan dierleri de gelmeye balamt. Her
arabann yannda bir dzine asker kouyordu, dik yokuu trmanrken arabalarn
kenarlarna tutunmulard. Toplam sekiz araba vard ve arkalarndan piyade
ktlesi gelmekteydi.
Taita gizlenmeye almad ve ndeki arabadan bir bar koptu. Src
krbacn aklatt ve araba bozuk yolda ileri atld. Taita kprdamad. Bir
asker kargsn frlatt, ama Taita irkilmedi bile. Silahn be alt adm
tesinde yere dp krlmasn izledi. Bir sonraki karg ona deebilirdi ama
yana ekilerek omzunun dibinden geip gitmesini salad. Fenn'in kuleden,
"Buraya gel Taita," diye haykrdn duydu. "Kendini tehlikeye atyorsun." Ona
aldrmayp arabalar izlemeyi srdrd. Sonunda hepsi bir araya gelmiti: dnp
kaacak yerleri kalmamt. Meren'e elini sallad. "imdi!" diye haykrd ve
sesi yamata yankland. "imdi! imdi! imdi!"
Meren'in adamlar ie koyuldular. lk kayalar yamatan yuvarlanmaya balad.
nerken nlerine kan gevek kayalar da srklyorlard. Arabaclar sesi duyup
haykrarak kamaya balamlard. Ama o darack yolda snabilecekleri bir
yer bulunmuyordu. Kayalar arabalan ezip zplayarak bir alt yoldan trmanan
askerlerin stne dyordu. Sonunda yol tamamen kapanmt.
544
11. Yazt
Taita kendi kendine, "Artk buradan bir sre araba geemez," dedi. "Hatta
yayalar bile zor geer." Tatmin olmutu. "Btn sabah bununla uraacaklar."
Meren'e adamlarn kaleye indirmesini iaret etti. O arada kendisi de kuleye
trmanp son gmen kafilesinin de arkadaki bayrda gzden kaybolmu olduunu
grd.
Fenn, onu grnce o kadar sevinmiti ki kendini tutamayp boynuna atld.
"Benim iin ok deerlisin lordum," diye fsldad. "Bann etrafnda uuan
karglar grnce kalbim duruyordu."
"Madem bana bu kadar deer veriyorsun, o zaman Jarri ordusu yetimeden nce
karnm doyurmalsn."
"Dadan dndnden beri pek buyurgan oldun. Bu da houma gidiyor lordum."
Fenn glerek mutfaa gitti. Dnnce korkulua dayanarak yumurtalarn ve
karabuday reklerini yediler. Jarrili komutann, Meren'le adamlarnn kayalar
att yerdeki durumu incelemek zere elli kiilik bir keif kolu gnderiini
izlediler. Komutan yolun ortasnda, bir ok atm mesafede duruyordu. Uzun boylu
yaz bir adamd ve miferinde albay olduunu gsteren tavus kuu tyleri vard.
Taita, "En azndan adamn grnn beenmedim," diye belirtti. Esmer
yznde keli, sert bir enesi, iri, kanca gibi bir burnu vard. "Onu tanyor
musun Sidudu?"
"Tanyorum Byc. Sert ve merhametsiz bir adamdr, hepimiz nefret ederiz."
"Ad ne?"
"Albay Soklosh."
Taita, "Albay Ylan yani," diye tercme etti. "Adana ok benziyor zaten."

Albay yukarnn durumunu tespit eder etmez kalenin nndeki molozu


temizlemeleri ve kaledekilerin gcn snamalar iin adamlarn yollad.
545
F:35
Wilbur Smith
Taita, Fenn'e, "Birka ok atn unlara," dedi. ki kz hemen yaylarn
aldlar. Sidudu'nun oku bir Jarrilinin burnunun dibinden gemi ve adam dnp
kamaya balamt. Fenn de baka birini baldrndan vurdu. Adam kurt gibi
uluyarak tek ayann zerinde sekerek uzaklat. Arkadalar yetiip destek
oldular ve okun sapn krdlar. Sonra iki yaraly aralarna alp geri
ekildiler. Uzun bir aradan sonra, zrhl adamlardan oluan bir birlik viraj
dnp kaleye gelen yola kt.
"Bu sefer aa inme sras bende galiba," diyen Meren, merdivenden
korkulua kayd. kinci piyade dalgas da ok mesafesine ulanca, Hil-to'ya,
"Hazr ol!" diye bard.
Hilto da, "Hep birlikte!" diye adamlarna emir verdi. Adamlar kllarn
knlarna sokup yaylarn aldlar. "Hizaya bak! Nian al! Gnder!"
Oklar, sabah nda ekirge srs gibi kara bir bulut halinde frlad.
Jarrililerin stne yaarken adamlarn zrhlarndan takrtlar ykseliyordu.
Birka kii devrildi ama dierleri saflar sklatnp kalkanlarn balarnn
stne kaldrdlar ve komaya baladlar. Hilto'nun adamlar aralksz ok
yadryordu ama kalkanlardan oluan at yznden Jarrili-lere bir ey
olmuyordu. Kale duvarnn dibine kadar gelmilerdi. n saf-takiler duvardan
destek alarak durdular ve ikinci sradaki adamlar onlarn omzuna trmanarak bir
piramit oluturdular. nc sra da onlar merdiven gibi kullanp duvarn
tepesine kadar ulat. Hilto'nun adamlar kllarla, mzraklarla gelenleri
pskrtt. Onlarn yerine yenileri trmanyor, kllar birbirine arpyordu.
Adamlar baryor, kfrediyor ve acyla haykryordu. Kk bir grup Jarrili
korkulua tutunmay baard, ama bu avantaj kullanmalarna frsat kalmadan
Meren, Nakonto ve mbali balarna ktler. ounu kltan geirip kalanlar
da geri pskrttler.
Kulede, Fenn ile Sidudu, Taita'nn iki yannda durmu, dikkatle nian alp
adamlarn toparlamaya alan yzbalara ok atyorlard. Saldn ta546
11. Yazt
mamen baarszla uram ve dman, llerini duvarn dibinde brakp,
yarallarn srkleyerek geri ekilmiti.
Soklosh lene kadar iki atak daha yapt. Meren'in adamlar ilk ata, sava
arabalarna yaptklar gibi geri pskrttler. Ancak, ikinci atakta, koldan
birden saldrd ve bu kez abucak yaptklar saldr merdivenlerini de
getirmilerdi.
Ayn anda kalenin iki ucundan ve ortasndan hcum ettiler. Savun-madakiler
gayet muntazam dizilmiti, ama bu sefer Meren, onlar daha kk guruplara
blmek zorundayd. Bu defaki mitsiz bir savat ve Taita da onlara katlmak
zere kuleden inmiti. Kzlar, cephanelikte bulduu oklarla birlikte kulede
brakmt. Sabahn geri kalan ksmnda, sava duvarn stnde yaand. Nihayet
Jarrilileri pskrtebildiklerinde, Meren'in adamlar perian durumdayd. On iki
adamlar lm ve on tanesi de sa-vaamayacak kadar ar yaralanmt.
Dierlerinin hepsinde de ufak tefek yaralar vard ve lesiye yorulmulard.
Aadan, Soklosh'la yzbalarnn yeni bir atak iin emirler yadrdn
duydular.
"Onlar daha fazla tutabileceimizi sanmyorum." Meren aada kk gruplar
halinde oturmu, Fenn ile Sidudu'nun koturduu tulumlardan su ien, krelen,
rselenen kllarn bileyen, yaralarn saran veya bo gzlerle ylece duran
adamlarna bakt.
Taita, "Binalar atee vermeye hazr msnz?" diye sordu.

"Mealeler yanar durumda." Sadece duvarn temelleri tatand, geri kalan her
ey, ana bina da dahil keresteden ina edilmiti. Aa yal ve kuru olduu iin
kolay yanacakt. Alevler tamamen snene dek de, Jarri-liler geemeyecekti.
Taita, Meren'i orada brakp korkuluun dier bana gitti. Bir keye
melip pelerinini bana rtt.
547
Wilbur Smith
Adamlar merakla ona bakyordu.
Biri, "Ne yapyor?" diye sordu.
Baka biri, "Uyuyor herhalde," dedi.
"Dindar olduu iin dua ediyor."
"Dualarna ihtiyacmz var."
Fenn, onun ne yapmaya altn biliyordu ve nnde durup hem gzlerden
uzak kalmasna yardm etti, hem de psiik glerini onunkiler birletirdi.
Byle iddetli bir mcadeleden sonra Taita kendine gelebilmek iin ok aba
harcad, ama sonunda bedeninden kurtuldu ve astral z zirvelerin stne
ykseldi. Sava alanna bakt ve muazzam Jarri ordusunu grd, en az bin adam
daha gelmekteydi. Sonraki saldrnn da hemen kalenin dibinde, ama duvardan
grnmeyecek bir yerde hazrlanmakta olduunu fark etti. Sonra dalarn stnden
geip Kitangule Nehri'ne ve uzaktan grnen gle bakt.
Tinat'.n adamlarnn tersanede olduklarn grd. Garnizonu ele
geirmilerdi ve gemileri bir araya toplamakla meguldler. lk gmenler
gemilere binmeye balamt bile. Ama daha yzlercesi dadan aa inmekteydi.
Taita yeryzne yaklaan derin geidin stne geldi. Masif gri kaya ktlesinde,
asma kpr minik ve nemsiz grnyordu. En son kprden zayf ve yal
gmenler geiyordu. Tinat'm adamlan onlara yardm ediyor, baltal ekip de
kprnn direklerini devirip keresteleri aadaki uuruma atmak zere hazr
bekliyordu. Taita geri dnd ve abucak bedenine girip ban at ve ayaa
frlad.
Fenn alak sesle, "Neler grdn Taita?" diye sordu.
"Bizimkilerin ou kprden gemi," diye cevap verdi. "Kaleyi imdi terk
edersek onlara yetitiimizde kalanlar da kprnn stnde olacak. Fenn, Sidudu
ile ikiniz atlan hazrlayn."
548
11. Yazt
Sonra koarak Meren'in yanma dnd. "Adamlarn kaldr. Duvarla-atee verin ve
bir sonraki ataktan nce yola koyulun."
Artk dvmeyeceklerini anlayan adamlarn morali ykselmiti, sa bir sre
iinde, silahlarn ve yarallar tayarak bitiik nizamda ka-enin arka
kaplarna ulatlar. Taita kalenin atee veriliini denetlemek !zere arkada
kalmt. Jarri garnizonunda yerleri demek ve yataklarn tina sermek iin saz
kullanlyordu. imdi o sazlar duvarlarn dibine denmiti. Meren'in adamlar
depodan bulduklan kandil yalaryla sazlar slattlar. Yanar mealeleri
stlerine frlatnca sazlar hemen parlad. Ahap duvarlar ylesine iddetle
yanmaya balamt ki, Taita ile mealeciler kaacak zaman ancak bulabildi.
Fenn, Kasrga'ya binmi, Duman Yeli'ni de Taita iin hazr tutuyordu.
Banda Meren ile Hilto'nun bulunduu son mfrezenin ardndan onlar da yan yana
inmeye baladlar.
Asma kprye gelip de, hl en azndan yz gmenin gemekte olduunu
grnce dehete dtler. Meren gecikmenin sebebini anlamak zere atn
kalabala doru srd. Be tane yal ama amatac kadn, derin uuruma gerili
dar tahtalarn stnden gemeyi reddediyordu. Yolun ortasna yatm dehet
iinde haykrarak, yanlarna yaklaana tekmeler savurmaktaydlar.
"lmemizi istiyorsunuz!" diye uluyorlard.
"Bizi burada brakn Jarrililer ldrsn, o uuruma dmekten iyidir."
Korkular bulacyd. Arkadan gelenlerde onlara taklyor ve yolu tkyorlard.
Meren, kadnlarn eleban yakalad gibi omzuna att ve yrmeye balad.
Kadn yzn trmalayp kulan srmaya altysa da, rk dileri bronz

mifer zerinde bir etki yaratmyordu. Meren omzunda kadnla, koarak kprye
dald. Altndaki tahtalar titriyor, kpr tehli549
Wilbur Smith
keli bir biimde iki yana sallanyordu. htiyar kadnn feryatlar artt ve
Meren aniden srtnda bir slaklk hissetti. Kahkahalarla gld. "Baya
terlemitim. Serinlettiin iyi oldu." Kar yakaya ulap kadn yere indirdi.
Kadn son bir gayretle Meren'in gzn oymaya alt ve yere dt. Meren, onu
orada brakp koarak geri dnd. O arada Hilto ile adamlarndan de ihtiyar
kadnian srtlam kpry geiyorlard, kadnlar rpnp haykryordu.
Arkalanndan insanlar dzenli bir ekilde gelmeye balamt. Ama yine de bu
gecikme onlar iin iyi olmayacakt. Meren kalabal itekleyerek kuyruun
sonundaki Taita'ya ulat.
"Kalenin yanmas Soklosh'u fazla tutamaz. Herkes gemeden bize yetiecek.
Son insanmz gemeden de kprnn desteklerini kesemeyiz."
Taita, "Bu dar patikada, adam bir orduyu durdurabilir," dedi.
Meren, ona bakt. "Hilto ile biz ikimiz mi?" diye sordu. "Seth'in kalasndaki azm banlar adna, Byc her eyin nasl deitiini unutuyorum.
Sen artk yeryznn en gl ve usta klcsn."
"Bugn bu iddiay snama imkn bulacaz," dedi Tatia. "Ama olur da birimiz
dersek diye, yerimize geecek cesur adamlar bulmalsn."
Soklosh'un adamlarnn barlarn, atlarnn nal seslerini ve
silahlarnn akrtsn duyduklannda, kpry gemek iin sra bekleyen en az
elli gmen daha vard.
Taita, Meren ve Hilto, omuz omuza patikaya mevzilendiler. Taita ortada,
Hilto, onun solunda Meren ise uurum tarafmdayd. Gerektiinde ie girimek
zere Nakonto ile on sekin adam da geride bekliyordu. Biraz aada, Fenn ve
Sidudu atlarnda, Taita ile Meren'in atlarnn dizginlerini de tutarak
oturuyorlard. Yaylarn hazrlam durumdaydlar. At stnde olduklar iin
Taita ile dierleri balarnn stnden kary grebiliyorlard.
550
11. Yazt
Jarri tugaynn n saflar keyi dnd ve karlarnda duran adam
grnce aniden durdu. Arkadan gelenler stlerine bindirince bir karma-a yaand
ama sonunda toparlandlar. Sonra sessizce o kiiye baktlar. Carlarndaki
kuvvetin zayfln alglamalar fazla uzun srmedi. n aftaki iriyar avu
klcyla onlar gsterip ban geriye att ve kahkaha-arla glmeye balad.
" bine kar ! Ha! Ha! Ha!" Adam glmekten katlmt. "Ah, limi
kirletmeme demez." Klcn kalkanna vurmaya balad. Etrafnda-dler de onu
taklit ederek tehditkr bir ritim tutturdular. Bu durumda iler-emeye baladlar.
Fenn de gerili yaynn stnden onlar izliyordu. Tam adamlar hcuma geerken
gzn ve yayn sakall avutan ayrmadan, 'Ortadaki benim," diye fsldad.
"Sen de dier taraftakini al."
Sidudu, "Zaten onu kestirmitim gzme," diye mrldand.
Fenn, "imdi," diye bard ve oklar ayn anda havaland. Taita'nn bann
stnden geti. Biri Jarrili avuun gzne sapland: adam arkaya doru
derken, ar zrhyla iki kiiyi daha devirmiti. Sidudu'nun oku ise onun
yanndaki adamn azna isabet etmiti. Adamn azndan iki di frlad ve ok
grtlana sapland. Arkadaki askerler fkeyle haykrarak cesetlerin stnden
atlayp Taita ile iki arkadana saldrdlar. ki taraf i ie getii iin
kzlar artk ok atmaya cesaret edemiyordu.
Ama, yol ok dar olduu iin ancak Jarrili ne geebilmiti. Taita eilip
ona saldran adamn hamlesini savuturdu ve klcn savurarak bacaklarn
kesti. Adam derken de, gslnn eritlerinin arasndan klcn kalbine
saplad. Hilto da hasmnn hamlesini klcyla karlam, kar atayla da
miferinin altndaki boluktan dalp adam ldrmt. Cesetlerin stnden
atlayan Jarrili daha saldrd. Meren kendisine saldran bileinden
yakalad gibi uurumdan aa frlatt. Taita da hasmn k551

Wilbur Smith
lcyla durdurup sol elinde tuttuu haneri kamna saplad ve adam geri itti.
Meren baka birinin stne atlm ve adam derken kafasna bir tekme atarak
onu da uurumdan aa yuvarlamt. Hilto baka bir Jarrilinin bana hamle
yaparak bronz sorgula birlikte adamn kafasn uurdu. ok gl bir darbe
olduu iin kl saplanm, kabzas Hilto'nun elinde kalmt.
Hilto, "Kl! Bana baka bir kl verin!" diye haykrd. Ama geride-kiler
klc yetitiremeden baka birinin saldrsna urad. Hilto adamn suratna
elindeki kabzayla saldrd, ama adam ban eerek hamleyi savuturdu ve
klcn Hilto'ya saplad. Darbe yerini bulmutu ama Hilto, adam belinden
kucaklayp kendi arkadalarna doru itti. Arkadan gelen Jarrili, Hilto'nun
elinden kurtulmaya alan adam ldrd. Fakat Hilto da ar yaralanmt ve o
gn artk savaamayacakt. Arkadalar onu kprye doru ekerken yerini Nakonto
ald. ki elinde de ksa sapl birer mzrak vard; ikisini birden yle bir hz
ve ustalkla kullanyordu ki, bronz kafallar ancak dans eden bir k kmesi
grebiliyordu. l, yolda lm ve lmek zere olan Jarrililerden bir yn
brakarak kprye doru geriliyordu. Admlarn gmen kafilesinin kpry gei
hzna gre ayarlamaktaydlar.
Sonunda Fenn, "Herkes geti!" diye haykrd. Melodik sesi arpma
seslerinin arasnda rahata fark ediliyordu. Taita geri dnp bakmadan nce, son
bir hamleyle karsndaki adamn grtlan kesti. Kpr botu.
"Baltal adamlara ie balamalarn syle. Kpry uursunlar!" diye barp
emrinin tekrarlandn duyarken karsndaki dmana dnd. Balarn zerinden
Soklosh'un beyaz tavuskuu tynden sorgucunu gryor ve adamlarna verdii sert
emirleri duyabiliyordu. Ama Jarrililer arkadalarnn katledildiini
grmlerdi, ayaklarnn altndaki zemin kandan vck vck olmutu. Yola
cesetler ylmt ve hevesleri azalyordu. Taita dnp bir daha arkasna bakma
frsat buldu. Baltalarn sesini duya552
11. Yazt
jiliyordu. Ancak, at stndeki iki kz henz kpry gememilerdi. Bir Je
boluu doldurmak zere bekleyen kk grup vard.
Taita onlara, "Geri ekilin!" diye bard. "Hepiniz geri gidin!" Adam-r
onlar yalnz brakmak istemedikleri iin duraksadlar. "Size sylyo-jm. Gidin!
Burada artk bir ey yapamazsnz."
Meren de, "Geri!" diye kkredi. "Bize yer an. Oraya geldiimizde acele
etmemiz gerekecek."
Kzlar atlan evirdiler ve kprnn tahtalarn tkrdatarak karya gemeye
baladlar. Dier adamlar da pelerinden koarak gemilerdi. Yzleri
Jarrililere dnk olan Nakonto, Meren ve Taita ar ar kprye doru ekilerek
tam ortasnda mevzi aldlar, iki yanlarnda derin uurum vard. Ana direkler
kesilirken balta sesleri yamalarda yanklanmaktayd.
Dmanlardan kprye saldrd. Ayaklarnn altndaki tahtalar titreti.
Kalkanlarn kaldrarak ortada duran lye arptlar. ki taraf da arprken
bir yandan da dengesini kaybetmemeye alyordu. lk Jarri ata geitirilince
yerdeki kanlar yznden ayaklar kayan, arkadalarnn cesetlerine trmanmaya
alan ikinci grup onlann yerini ald. Dierleri de arkalanndan darack kprye
yordu. Kllar arpt. Adamlar yere dp kprden uuruma kayd. Bu
arada balta darbeleri tahtalar sarsyor, haykrlar balta sesleriyle birlikte
yanklanyordu.
Kpr aniden, pirelerini dkmeye alan bir kpek gibi salland. Bir taraf
kopmu ve arplmt. Yirmi tane Janili lklar atarak bolua utu. Taita
ile Meren dengelerini salamak iin diz kmlerdi. Sadece Nakonto ayakta
duruyordu.
Fenn, "Buraya gel Taita!" diye haykrd, yanndakiler de, "Gelin! Kpr
gidiyor. abuk olun!" diye banyordu.
Taita, Meren'e, "Geriye!" diye kkredi ve Meren akrobat gibi komaya
balad. Nakonto'ya da, "Ko!" diye emretti, ama Shilluk'un gzn kan
553

Wilbur Smith
brmt. Gzleri dmana dikilip kalmt ve Taita'y duymam gibiydi. Taita
klcnn tersiyle vurdu. "Geriye! Dv bitti!" Sonra kolundan yakalayp
srklemeye balad.
Nakonto uykudan uyanrm gibi ban sallayp Meren'in peinden komaya
balad. Taita da birka metre arkalarndan kouyordu. Meren kprnn bana
ulat ve talarn stne atlad, ama tam o anda ana halatta krba aklamas
gibi bir atrt oldu. Kpr yle bir havalanp sonra eskisinden daha dik bir
ayla aa sarkmt. br uta hl tutunmaya alan Jarrililer tek tek
aa dkldler. Kprnn bir sonraki sarsntsndan hemen nce Nakonto da taa
atlamt.
Taita hl iddetle sarslan kprnn stndeydi. Kenara doru kayd ve
kendini korumak iin klc bir tarafa frlatp yzst yere yapt. Kpr
tahtalarnn arasndaki boluklara parmaklarn geirerek skca tutundu. Kpr
bir daha salland ve yamacn yzeyinden dimdik aa sarkmaya balad. Taita'nm
ayaklan bolukta sallanyordu. Ayan kprye dayamaya alt, ama
sandaletleri tahtalann arasndaki boluklara smyordu. Kol gcyle kendini
yukan ekti.
O srada bann yaknna bir ok sapland. Kar yakadaki Jarrililer ok
atmaya balamt ve Taita'nn kendini savunacak hali yoktu. Ellerini kullanarak
yukan trmanyordu. Bir eliyle bir st bolua tutunuyor, sonra dier elini onun
yanna getiriyordu. Kpr bkld iin her seferinde tutunaca boluk
daralmaktayd. Sonunda parmaklarn geirecei bir yer kalmad ve aresiz bir
ekilde havada asl kald. O srada gelen ok tuniinin ucunu tahtaya mhlad.
"Taita!" Bu Fenn'in sesiydi ve Taita yukarya bakabilmek iin boynunu
uzatt. Kzn yz on adm tedeydi. Kannst yere uzanm aa bakyordu. "Ah
tatl sis, dtn sandm." Sesi titriyordu. "Biraz daha dayan." Geri ekildi. O
srada Taita'nn sol kulana bir ok daha saplanmt.
554
11. Yazt
"te, una tutun." Taita'nn yanna ucu ilmekli bir halat sarkmt. Bir
eliyle ilmei yakalayp bandan geirdi ve koltukaltna kaydrd.
"Hazr msn?" Fenn'in gzleri korkudan kocaman olmutu. "Halatn dier ucu
Kasrga'nn eyerine bal. Seni yukan ekeceiz." Ba yine gzden kayboldu.
Halat yukardan ekilip gerginlemiti. Taita yukar doru karken ellerini,
ayaklarm kullanarak asl duran kprden korunmaya alyordu. zerine ok
yamaya devam ediyordu, ama Jarrililerin aaca km leopara havlayan kpek
srs gibi ulumalarn duysa da, oklardan hibiri ona dokunmad.
Nihayet zeminle ayn hizaya geldi ve Meren ile Nakonto'nun gl elleri
tarafndan kenara ekildi. Ayaa kalkt ve Fenn, Kasrga'nn dizginlerini
brakp ona kotu. Gzyalar iinde Taita'ya sarld.
Gmenlerin kyya inii btn gece devam etti ve afan ilk klaryla
son kii de Kitangule Nehri'nin kysna admn att. Tinat, onlar tersane
kapsnda bekliyordu ve hemen Taita'nn yanna kotu. "Seni iyi grdme
sevindim Byc, ama dv kardm iin zgnm. Baya iddetli gemi diye
duydum. Jarrililerden ne haber?"
Wilbur Smith
Taita, "Yola gzcler braktm, yaklatn grnce bizi uyaracaklar,"
dedi. "Bu insanlar hemen gemilere bindirmeliyiz." nce atlar yklediler, sonra
da kalan gmenleri.
Sonuncusu gemiye binmeden, gzcler drtnala tersaneye daldlar.
"Jarrililerin nc birlikleri bir saate kadar burada olur."
Meren'le adamlar iskeledeki son gmenleri hzla gemilere bindirdiler.
Btn aralar dolunca, kayklar krekle asld ve gemilerin pruvalar akntya
doru evrildi. Fenn ile Sidudu, Hilto'nun tahtrevann tayarak filonun son
gemisine binmilerdi. Kzaklarda yirmi tane gemi kald iin Taita birka

adamla birlikte onlar tahrip etmek zere kyda kald. Adamlar yanan mealeleri
gemilere frlattlar ve tahtalar tutuunca hemen nehre ittiler. Tersanenin
duvannda bekleyen gzclerden de, dman grnd, iareti gelmiti.
Gemilere yetimek iin son bir tela yaand. Taita ile Meren iki kzn
endieyle bekledii gverteye atladlar. Meren dmene geti ve krek-iler
iskeleden ayrld. nc Jarri birlikleri drtnala tersaneye daldklarnda, hl
ok menzilindeydiler. Adamlar atlarndan inip kyda dizilerek ok yadrmaya
balad, ama kimse yaralanmad.
Meren gemiyi akntya kaptracak ekilde dmeni evirdi, bylece ilk
dnemece hzla ulaacaklard. O uzun dmen yekesine abanrken dnp
arkalarndaki Jarri dana baktlar. Belki Eos'un krallndan kurtulduklar
iin sevinmeleri gerekirdi, ama hepsi sessiz ve ciddiydi.
Taita ile Fenn dierlerinden uzakta ayakta duruyorlard. Fenn sonunda
sessizlii bozdu. Sadece Taita'nn duyabilecei kadar alak sesle konuuyordu.
"Avmz baarsz oldu," dedi. "Katk ama cad kurtuldu ve Nil artk
akmayacak."
"Henz oyun bitmedi. Talar hl masada," dedi Taita.
556
I
11. Yazt
"Ne demek istediini anlamadm lordum. Biz sava brakp Jar-[ ri'den
kayoruz ve cady hayatta braktk. Msr'a ve Firavun'a bu zaval-I h
kaaklarla, kendi sefil varlklarmzdan baka gtrecek bir eyin yok. p Msr
hl kt yazgsna mahkm."
"Hayr, sadece bu dediklerini gtrmyorum. Eos'un btn bilgelii ve astral
gc de yanmda."
"Msr kuraklktan, ktlktan lrse bunun Firavun'a ne yaran olacak?"
"Belki cadnn anlarn kullanarak onun bylerini bozabilirim."
Fenn mitle onun yzne bakarak, "Yoksa bylerinin anahtarn buldun mu?"
diye sordu.
"Bunu bilmiyorum. Ondan bir da ve bir okyanus dolusu bilgi ve tecrbe
aldm. Zihnim, bilincim onlarla dolup tat. ok fazla kemii olan bir kpek
gibi, onlarn ounu gmmek zorundaydm. Belki bir ksmn bir daha
bulamayacam kadar derine gmmmdr. En iyi ihtimalle bile, hepsini ayklamak
sindirmek zaman alacak. Senin yardmna ihtiyacm var. Zihinlerimiz birbirine
yle uyumlu ki, ancak sen yardm edebilirsin bana bu grevde."
Fenn, "Bu benim iin onurdur Byc," demekle yetindi.
Jarrili atllar birka fersah boyunca kydan onlar izledi, ama bataklklar
ve sk ormanla karlanca takibi brakmak zorunda kald. Ay Da-lan'ndan inen
yamurlarla iddetlenen aknt sayesinde, filo, dman geride brakmt.
Gece olmadan nce, bataki gemiler, aylar nce nehir yukar gelirken
getikleri ivintilere ulamt. imdi beyaz sular onlar kk alayanlara
frlatyor, iki ky kpklerin arasnda gzden kayboluyordu. Kk Jarri
birliinin bulunduu kyya savrulunca, garnizonun bombo olduunu grdler ve
askerlerin gelenin dman filosu olduunu anlar anlamaz ortadan
557
Wilbur Smith
11. Yazt
aa uzatyor ve efkatle ama acemi bir ekilde onu tutuyordu. Uykuya dalmadan
nceki son uyuuk szleri genellikle Taita'nn [endisine deil, elinde tuttuu
parasna sylenmi oluyordu. "Merhaba enim tatl adamcm, seninle oynamay
seviyorum ama artk yatp uyu-an lazm, yoksa btn gece bizi uyutmazsn."
Taita, onu deli gibi istiyordu. Yeni bulduu erkeklii ile hasretini ekekteydi, fakat birok bakmdan o da Fenn kadar masum ve bilgisizdi. Tek
nCP] Hor,-;:
71-1
kaybolduunu anladlar. Barakalar bombotu ama depolar silah ve malzem J
doluydu. Bulabild.kleri her eyi iki mavnaya ykleyip douya doru yo ''03"
dn
devam ettiler. Gemilere bindikten sadece on gn sonra, Kitangule Nehri'ni

azndan muhteem Nalubaale Gl'nn maviliklerine alm ve kuzey,


dnerek ky ky Tamafupa tepelerine doru ilerlemeye balamlard.
Bu sefer yolculuklar sakin geiyordu. Taita, kendisi ve Fenn iin g
vertenin bir kesinde, krekilerin hemen tesinde sakin bir yer ayarl
mt. Bir de yelken gererek mahremiyetlerini salad. Gnlerinin ounT
_... ullgISIza lej
orada el ele durarak geirdiler. Gz gze otururken Taita srekli Fenn T
deney'm' Bult ^Meri'ndeyken yaadklaryd ve onlarda da be Tenmass dilinde bir
eyler fsldyordu. Zihninde toplanan yeni bilgile i ^ ak mc 3rak dejl
siia olandc kullanmak zorunda kalmm,
ancak bu dilde aktarabilirdi.
Taita konuurken Fenn'in zihninin ve astral ruhunun ne kadar deri lere
uzandn net bir ekilde anlyordu. Kz, ona neredeyse ald kad rn geri
veriyor ve bu deneyim ikisini de glendirip zenginletiriyord Ayrca, bu youn
ve srekli zihinsel aktivite onlar yormuyor, aksine can tutuyordu.
Her akam filo gne batmadan nce demir atyor ve byk our luk sadece
demir nbetisini gemide brakp kyya iniyordu. Genellikl Taita ile Fenn de
gn nn bu son saatlerini kyda ve ormann kenarr da gezinerek kkler,
bitkiler ve yabani meyveler toplayarak deerlendii mekteydi. Akam yemekleri ve
gereken ilalar iin yeterince malzerrJ
-da yaadklarnn, imdi hissettii ac, tatl duyguyla uzaktan ^ >s, yoktu ve
bu duygu her geen gn biraz daha keskinlemekteydi
Fenn, ona sokulup yat,nca, o da akn gstermek iin yamp tutusu:2am; he:ne kadar kadn,,n ^ ****-cm- osa da :;
udulen Fenn ,n son eii amaya henz hazr olmadn, sylyordu.
Kend, kendini, nmzde bir ya da belki birok mr var, diyerek atryor ve
kararl bir ekilde uykuya dalyordu.
Krekteki adamlar, kayp lkelerinin akyla kreklere asldklar
toplaynca da, kampn geri kalanndan uzak bir yere kurduklar barnal
dnyorlard. Baz akamlar, hazrladklar yemei paylamak zere ren ile
Sidudu'yu da davet ediyorlar, ama ou zaman ba baa kalp g cenin ilerleyen
vakitlerine kadar almaya devam ediyorlard.
Sonunda yataklarna uzanp kareli postu zerlerine ekince, Tait Fenn'i
kollarnn arasna alyordu. Kz da ona iyice sokulup hi farkn
ajuu gcnuc K.ayor-U ve sonunda
Tamafupa kardan grnmeye balamt. Herkes kpete-re toplanm korku iinde
bakyordu. Buras ktlklerle dolu bir yerdi t en cesur olanlar dahi rkyordu.
Burnu dnp de Nil'in azn tkayan zl Talar' grnce Fenn, Taita'ya
sokuldu ve onu rahatlatmak iin eli-*uttu. "Hl burada. Efendisiyle birlikte
devrilmitir diye umuyordum."
559
Mf y0CU,Uk hlZh ***<"*? A? olduklar g, kyUan gende kalyor
558
U Ve Sonunda Tamaft.r,-, 1
JJ.
....
vauju.
Wilbur Smith
Taita cevap vermedi. Onun yerine dmendeki Meren'e seslendi, "Krfezin
bana doru gidelim.
Beyaz kumsalda kamp kurdular. O gece herhangi bir kutlama olmad. Herkes
gergin ve kukuluydu. Yola devam etmek iin ne Nil vard, ne de herkesi Msr'a
gtrecek kadar at.
Sabah olunca Taita gemilerin kumsala ekilmesini ve sklmesini emretti.
Kimse byle bir ey beklemiyordu ve Meren bile ona kukuyla bakyordu, fakat
yine de emirlerini sorgulamaya kalkan olmad. Eyalar ve tehizat indirilince,
tespit pimleri yivlerinden kartld ve gvdeler paralarna ayrld.
"Herkesi, her eyi, tekneleri, ykleri, insanlar baca olmayan aman
Kalulu'nun yaad burundaki yamaca tayn."
Meren akn bir ekilde, "Ama oras nehirden yksekte," diye hatrlatt.
Taita esrarengiz bir ifadeyle ona baknca, ayan yere srtp ne yapacan
bilemez bir halde durdu. Taita sonunda, "Byk glden de yksekte," dedi.
"Bu nemli mi Byc?"

"Olabilir."
"Hemen ie koyulaym."
Her eyi yukar tamak tam alt gn srd. Nihayet gemilerin son paralan
da Kalulu'nun kynn kararm harabeleriyle evrili meydana yldnda Taita
dinlenmelerine izin verdi. Fenn'le ikisi kendi barnaklarn ileride yamata,
Nil'in kurumu yatana ve azn tkayan devasa kayaya bakan bir yerde
yapmlard. afakta, sazlardan rl tentenin altnda oturup gkyzndeki
bulutlar yanstan muazzam mavi gl seyrettiler. Baraj ve stndeki yamata
kurulmu olan kk Eos tapna olduu gibi karlarndayd.
560
I
11. Yazt
nc gnn sabah Taita, "Fenn artk hazrz," dedi. "Glerimizi
topladk. Sadece dolunay beklememiz gerekiyor."
"Bugnden itibaren dolunaya drt gn var."
"O zamandan nce cadya kar yapabileceimiz son bir giriim daha var."
"Kararn her ne ise ben hazrm Byc."
"Eos etrafna astral bir barikat kurmutu."
"Onun inindeyken seninle bu yzden konuamamtk."
"Savunmasn son kez snamak istiyorum. Tabii ki tehlikeli olacak, ama
ikimiz glerimizi birletirip kalkann delebilir ve gizli yerine gz
atabiliriz." Yeniden gl kysna indiler. Giysilerini ykayp berrak suda banyo
yaptlar. Bu trensel bir temizlikti, ktlk pislikte yuvalanrd. plak
bedenleri gnein altnda kururken Taita, Fenn'in san tarad ve slak
buklelerini rd. Fenn de aynsn onun yeni sakalna yapt. Dilerini yeil
srgnlerle ovup kampa gtrmek zere kokulu yapraklar topladlar. Barnaklarna
ulanca, Fenn atein iindeki kzleri st ste yd ve Taita topladklar
yapraklan serpitirdi. Sonra el ele bada kurup oturdular ve ferahlatc,
uyarc duman kokladlar.
lk kez birlikte astral bir yolculuk yapmay deneyeceklerdi, ama her ey
yolunda gitti. Ruhlar birleerek gln stnde ykseldi ve ormanlarn stnden
batya doru kayd. Jarri lkesini youn bir bulutla kapl buldular; sadece Ay
Dalar'nn zirveleri grnyordu ve karl zirveler yaln bir kla
parlamaktayd. Bulut Baheleri'nin gizli vadisi onlarn buzlu kucanda
yuvalanyordu. Taita ve Fenn, cadnn kalesine doru szldler ama alaldka,
sanki fosseptik ukurunda yzyorlarm gibi hava bulank ve ezici bir hal
alyordu. Younluu ve arl girilerini engelliyordu. kisi tek ruh halinde
birlemi olarak bu yorucu ortam amaya al561
F: 36
Wilbur Smith
Ular. Youn bir tinsel abadan sonra, cadnn inindeki yeil salona doru inmeyi
baardlar.
Eos'un devasa kozas Taita'nn son grd yerde duruyordu, ama koruyucu
kabuun oluumu tamamlanmt, yeildi ve elmas gibi parlamaktayd. Taita
amacna erimiti. Fenn'i, Eos'u sadece glgeli tezahrler olarak deil gerek
haliyle de grsn diye getirmiti. Artk zaman gelince btn glerini
birletirip onun zerinde younlatrabileceklerdi.
Bulut Baheleri 'nden geri ekilip dalan, ormanlar ve gl aarak
bedenlerine dndler. Taita, Fenn'in ellerini brakmamt. Kz yeniden
canlannca Gz'yle ona bakt. Auras ocakta kzdrlm metal gibi korku ve
fkeyle yanmaktayd.
"O ey!" diyerek Taita'ya yapt. "Ah Taita dnebileceimden de
korkuntu. Sanki o kabuun iinde evrenin tm ktlkleri, tm melanetleri
toplanmt." Yz bembeyaz kesilmi, teni soumutu.

Taita, "Dmann grdn. Artk kendini glendirmelisin akm," dedi.


"Btn cesaretini ve gcn toplaman gerekiyor." Kza smsk sarld. "Yanmda
olmana ihtiyacm var. Sen olmadan onu yenemem."
Fenn'in surat kararllkla sertleti. "Seni hayal krklna
uratmayacam Taita."
"Bunu bir an bile dnmedim zaten." Sonraki birka gn boyunca, Taita btn
gizli sanatlarn Fenn'in Eos'un grntsyle sarslan ruhani glerini
desteklemekle harcad.
"Yarn gece dolunay olacak, yani ay dngsnn en uurlu hali. Biz hazrz,
vakit de geldi." Fakat Taita o sabah afak vakti Fenn'in hkrklaryla uyand.
Kzn yzn okarken, kulana, "Uyan sevgilim. Sadece ryayd," dedi. "Ben
burada, yanndaym."
"Sarl bana Taita. Kt bir rya grdm. Eos bysyle beni bulmutu.
Hanerini karnma saplad. Haner ayn zamanda kzdrlmt." nle562
11. Yazt
di. "Acsn hl hissedebiliyorum. Rya deildi. Gerekti. Yaralandm ve ok
ac ekiyorum."
Taita'nn yrei azna gelmiti. "Kamna bir bakaym." Kz yava-[ a
yatrp rty dizine kadar ekti ve elini dz, beyaz kamna koydu.
Kz, "Ar bir ey deil Taita," diye fsldad. "Kadnn at yara
kanyor."
"Kanyor mu? Yara nerede?"
"Burada!" Fenn bacaklarn ap elini aa kaydrd. "Kan bacaklarmn
arasndaki yarktan akyor."
"Daha nce olmad bu... yani bu yana kadar?"
"Hi olmad," dedi Fenn. "lk kez bama geliyor."
"Ah canm benim." Kz kollarna ald. "Bu zannettiin ey deil. Eos'tan
gelmiyor. Bu, Doru'luk tanrlarndan gelen bir armaan ve kutsama. mbali niye
anlatmam bilmiyorum ama artk tam bir kadn oldun."
"Anlamyorum Taita." Hl korku iindeydi.
"Bu senin ay dnemin, kadnlnn gururlu sembol."
Taita yaadklar glklerin, ektii skntlarn onun doal geliimini
geciktirdiini tahmin ediyordu.
"Ama sanc niye var?"
"Sanc kadnn bir paras. Kendisi ac iinde doar ve gn gelince o da
ac iinde dourur. Bu hep byle olmutur."
"Peki niye imdi oldu bu? Tam senin bana ihtiyacn varken?"
"Fenn, kadnl sevinle karlamaksn. Tanrlar seni donatt. Bir
bakirenin ilk ay dnemi doann en gl tlsmdr. Ne cad ne de Yalan'n
yandalar bugn sana kar duramaz." Yataktan kalktlar ve Taita, ona keten bir
bezi nasl katlayp arasna kurutulmu bitkiler koyarak akntnn olduu yere
yerletireceini gsterdi. Tekrar ykandlar ve gl suyundan biraz itiler ama
bir ey yemediler.
563
Wilbur Smith
"Erkek aslanla diisi a karnna daha iyi avlanr," dedi Taita.
Barnaklarndan kp ana kampa doru yrdler. Gergin bir sessizlik iindeki
insanlar, onlarn geiini seyretti. Tavrlarnda ve grnlerinde, kaderlerini
deitirecek bir i yapmak zere olduklarn belli eden bir hal vard.
Sadece Meren yanlarna geldi. "Yardmm gerekiyor mu Byc?"
"yi kalpli Meren, her zaman sadksn ama bu kez senin gelemeyecein bir
yere gidiyoruz."
Meren, Taita'mn nnde diz kt. "O zaman yalvarrm beni dualarnla
kutsa."
Taita elini onun bana koydu. "Tanrlar her zaman seninle olsun." Sonra
Fenn ile ikisi kamptan ayrlp yamatan gle doru inmeye baladlar. Hava
boucu ve durgundu, yeryz sessizlie brnmt. Hibir hayvann sesi
kmyor, kular umuyordu. Gkyz parlak, can actc bir mavilikteydi, sadece

gln zerinde minik bir bulut asl kalmt. Taita bakarken bulut ekil
deitirip kedi penesine dnt.
"Cad kozasnn iindeyken bile onun iin yarattmz tehlikenin farknda
ve stmze geliyor," dedi Fenn'e yavaa. Fenn, ona iyice sokuldu ve sonunda
yamacn bana ulatlar. Durup bebek Nil'i doduu yerde boan Kzl Talar'a
baktlar.
Fenn yksek sesle, "Acaba bu byklkte bir eyi yerinden oynatacak insan
veya doa gc var mdr?" diye sordu.
"Buraya Yalan'n gcyle yapld. Belki Doru'nun gcyle yklr." kisi
birden dnp Eos tapnana baktlar.
Taita, "Hazr msn?" diye sorunca Fenn ban sallad. "O zaman gidip
tapmanda yzleelim Eos'la."
"Oraya girersek ne olur Byc?"
564
11. Yazt
"Bunu ben de bilmiyorum. En ktsn bekleyip ona gre hazrlanmalyz."
Taita durup gle bir daha bakt. Yzeyi dzgn ve cam gibiydi. Kedi penesi
eklindeki bulut hl ykseklerde duruyordu. El ele tutuarak, dam kubbe
eklindeki tapnaa giden ta deli yolda ilerlediler. O anda hafif bir rzgr
kt. Yanaklarnda rzgrn l eli gibi souk parmaklarn hissettiler.
Rzgr, gln cilal yzeyini de krtrdktan sonra balad gibi kesildi.
Yukar doru yrmeye devam ettiler. Yan yola gelmeden rzgr bir daha esti.
Hafife slk alarak kk bulutu ufukta datt ve gln yzeyinde karanlk
lekeler oluturdu.
Rzgrn sesi giderek keskinleti. Sonra btn gcyle onlara saldrd.
Uluyarak giysilerini paralad ve Taita'nn sakaln dvd. Birbirlerine
sarlarak rzgra kar dayanmaya altlar. Gln yzeyinde dalgalar
oynayordu. Ky boyunca dizili aalar yerlere yatyor, dallan atrdyor-du.
Bin bir glkle tapnan ift kanatl kapsna kadar trmandlar. Kanatlardan
biri menteelerinden sarkm, dieri ise kt kt arpyordu. Rzgr aniden
uluyarak ikisini de kapt gibi yle bir kapatt ki, duvarlardaki badanalar
atlayp dkld.
Taita elini boynuna gtrp altn zincirin ucundaki Lostris Tlsm'n
kavrad. Fenn de Taita Tlsm'na sarlmt. Sonra Taita botaki eliyle
kesesine uzanp Eos'un kaln sa buklesini kard. Elinde skca tuttu ve yer
yle bir sarslmaya balad ki, kapal kanatlardan biri yerinden frlayp
nlerine dt. Kapnn stnden atlayp tapnan yuvarlak, stunlu giriine
ulatlar. erideki hava ar ve ktlk doluydu. inde yrmeye almak
derin bir batakla gmlmek gibiydi. Taita, Fenn'i kolundan tuttu ve geitten
geirip tapnan dier tarafna gtrd. Nihayet iek biimindeki kapya
gelmilerdi. Kapnn pervazlanna cilal fildii, malakit ve kaplan gz rengi
talar denmiti. Timsah derisinden yaplm kap kapaly565
Wilbur Smith
di. Taita tam ortasna Eos'un sayla vurdu. Kap ar ar, gcrtyla ald.
erisinin grkeminde bir eksilme yoktu, byk be ulu yldzda bulunan
amblemler mermer ve yar deerli talarla alev alev yanmaktayd. Fakat gzleri
ister istemez ortadaki fildii kakmaya taklmt. atdaki delikten vuran gne
ar ar ama kararl bir ekilde yldzn kalbine doru ilerliyordu.
Yaknda le olacakt.
Darda rzgr uluyarak duvarlar dvyor, atdaki kiremitleri, sazlar
sarsyordu. Taita ile Fenn olduklar yere mhlanm gne n
izlemekteydiler. Huzme fildii yuvarlaa girince Yalan'n gc zirveye ulam
olacakt.
atdaki delikten buz gibi bir esinti girdi. Bir kobra gibi tslayarak
etraflarndaki havay yarasa ve akbaba kanatlan gibi rptrd. Gne huzmesi
fildii halkaya demiti. eriye kr edici beyaz bir k doldu ama ikisi de ne
irkildi ne de gzn kapad. Fildii diskin ortasnda beliren Eos'un ruhani

iaretine odaklanmlard. Cadnn iren kokusu odaya dolarken Taita bir adm
geri ekildi ve sa buklesini havaya kaldrd.
"Tashkalon!" diye bararak sa fildii halkaya frlatt. "Ascartow!
Silondela!" Eos'un g szlerini ona kar kullanyordu. Rzgr aniden kesildi
ve tapnaa buz gibi bir sessizlik hkim oldu.
Fenn de Taita'nn yanna ekilip tuniinin uunu kaldrd. Sonra
bacaklarnn arasndaki bezi yrtp Eos'un sann stne att. Tatl, berrak
bir sesle o da "Tashkalon! Ascartow! Silondela!" diye tekrarlad. Tapnak
temellerinden sarsld ve yeryznden derin bir gmbrt koptu. Kar
duvarlardan biri da doru bklp bir yn moloz halinde kt. Arkalarnda
da at kirilerinden biri krlm ve rm sazlar da beraberinde indirerek
revan ortasna dmt.
Gk grltsn andran bir grltyle tapnan zemini yarld. Be ulu
yldzn tam ortasndan geen derin atlak fildii diski paralayp Ta566
11. Yazt
ita ile Fenn'i ayrarak ortalarndan geti. Alan yarn dibi grnmyordu.
Yeryznn dibine kadar iniyormu gibiydi.
Fenn, "Taita!" diye feryat etti. Ayrlmlard ve kz, ondan ald gcn
mum gibi eriyip gittiini hissedebiliyordu. Alan yangn kenarnda yalpalad ve
bir anda aaya doru oburca ekildi.
"Taita dyorum. Kurtar beni!" Kollarn havada dndrp yay gibi geriye
bklen srtn dikletirmeye alarak mcadele etmeye alt.
Taita aralarnda oluturduklar astral gleri tam olarak fark etmemiti ve
koarak yarn stnden atlayp son anda Fenn'i dmekten kurtard. Kz
kucana ald gibi iek biimindeki kapya kotu. Fenn'i gsne skca
bastrarak Eos'un ondan alm olduu gc yeniliyordu. mabetten kp
tapnan d kapsna doru komaya balad. O arada, at kirilerinden biri
yerinden frlayarak tam nlerine dt. Taita, onun da zerinden atlayp komaya
devam etti. Bir kasrga srasnda kk bir geminin gvertesindeymi gibiydi.
Drtbir yannda derin atlaklar alyordu. Taita zerlerinden atlayarak yoluna
devam etmekteydi. Yer yerinden oynamt. D duvarlardan biri daha fazla
grltyle ykld ama Taita molozlar da aarak ak havaya kmay baard.
Elementlerin ezeli kaosu daha dinmemiti. nip kalkan yeryz zerinde
dengesini salamaya alan Taita derin bir aknlkla gln gitmi olduunu
fark etti. O berrak mavi sularn yerinde imdi muazzam bir kuru havza vard,
balk srleri rpnyor, timsahlar debeleniyor ve hantal hipopotamlar amurda
basacak yer bulmaya alyordu. Kzl tatan engel rlplak kalmt ve
bykl inanlmazd.
alkant aniden kesildi ve yerini garip bir durgunluk ald. Btn yaratklar
donup kalm gibiydi. Ne bir ses ne bir hareket vard. Taita, Fenn'i yavaa
yere brakt ama bo gle bakmakta olan Fenn ondan ayrlmad. Kurumu
dudaklarnn arasndan, "Dnyaya neler oluyor?" diye soludu.
567
Wilbur Smith
"Ezeli glerin dnyay paylama giriimiyle oluan bir deprem."
"Hathor ve sis'e krler olsun ki geti."
"Daha bitmedi. Onlar sadece nc oklard. Btn g ortaya kana kadar
yaanan bir sknet devresi bu."
"Gln sularna ne oldu?"
Taita, "Yerkabuunun hareketiyle emilip gitti," dedikten sonra elini
kaldrd. "Dinle!" Gl bir rzgra benzeyen bir hrt duyuluyordu. "Sular
geri geliyor!" Bo havzay gsterdi.
Ufukta, krem rengi kpklerle bezeli mavi bir su da, ezici bir heybetle
karaya doru ilerlemekteydi. Dtaki adalar silip sprerek gelen dev dalga,
kyya arptka kkreyerek gklere kyordu. Daha birka fersah tede olmasna
ramen zirvesi u anda bulunduklar yamacn tepesini ayormu gibiydi.
Fenn, "Bizi de alp gtrecek! Srkleneceiz! Kamamz gerek!" diye
haykrd.

Taita, "Kaacak yerimiz yok," dedi. "Yanmda sk dur."


Fenn, onun etraflarna koruyucu bir by yapmakta olduunu hissetti ve hemen
kendi psiik glerini de onunkilere katt.
Yeryz yeni bir sarsntyla yerinden oynad, o kadar iddetliydi ki ikisi
de dizst dmlerdi, ama birbirlerine tutundular ve yaklaan dalgaya
baktlar. Sanki gkler yarlm gibi kulaklan sar eden bir grlt vard.
Kzl Talar'da temelinden tepesine kadar sarslyordu. Btn yzeyi derin
atlaklarla rlmt. Devasa dalga kayann tepesinde ykseldi ve btn gcyle,
kpk kpe zerine bindirdi. Kaya grnmez olmutu. Sonra bir gmbrtyle
parampara oldu ve kzl ta paralan bo Nil yatana doru ekilen dalgayla
birlikte srklendi. Koca koca talar, kum
568
11. Yazt
zerrecikleri gibi nehir yatana yaylmt. Gl sulan, grleyerek alan gedie
doluyordu. Nehir yata bu hacimdeki suyu kaldracak kadar derin ve geni
olmad iin sular kylardan tap iki yakadaki aalann st dal-lanna kadar
kmt. Suyun kkyle birlikte yerinden skt aalar, akntya kaplm
odun paralan gibi srklenmekteydi. Ykselen su zerrecikleri, nehrin stnde
olaanst gzellikte gkkuaklan oluturuyordu.
Geri ekilen dalga, bulunduklan yamaca doru gelmekteydi. Onlar da nne
katp gtrecekmi gibi grnyordu, ama oraya varmadan gc azald. Gcnn
kalanyla tapnan paralanm duvarlar etrafnda dn-; d ve ekilmeden nce
Fenn ile Taita'nn dizlerine kadar ulat. Kolkola girip birbirlerine
tutundular. Sulan onlar da srkledi, ama ikisi bir olup gle kadar srklenmek
iin direndiler.
Yava yava btn elementler eski sknetine kavutu, yer sarsnt-lan
kesildi ve gln sular duruldu. imdi sadece Nil Nehri kuzeydeki Msr'a doru
gl bir ekilde akp gitmekteydi.
Fenn, "Nehir yeniden dodu," diye fsldad. "Tpk senin gibi Byc. Nil
yenilendi ve tekrar genleti."
Muhteem gzelliklerden hi bkmayacakm gibiydiler. Saatlerce orada durup
huu iinde etraf seyrettiler. Sonra Fenn bir drtyle kollarn ap batya
doru bakt. O kadar iddetli dnmt ki, Taita korktu. "Ne oldu Fenn?"
Kz, "Bak!" diye heyecanla haykrd. "Jarri lkesi yanyor!" Ufuktan koca
koca, gri, rktc duman bulutlan ykseliyor, gnein hizasna kadar kp
btn yeryzn kasvetli bir glgeye bouyordu. "Nedir bu Taita? Cadnn
krallnda neler oluyor?"
Taita, "Tahmin yrtebilecek durumda deilim," diye itiraf etti.
"nanlmayacak kadar byk bir ey, tahminde bulunmak imknsz."
569
Wilbur Smith
"Bir kez daha Jarri lkesinin stne gidemez miyiz, belki bu faciann
sebebini ve sonularn renebiliriz?"
"Hemen gitmeliyiz, hadi hazrlanalm." Kkreyen nehre doru oturup el ele
tututular ve ruhlar ayn anda ykseldi. Duman bulutuna ve altnda yaylan
topraklara doru szldler.
Aa baknca lkenin harap olduunu grdler; kyler alev alev yanyor,
tarlalar zehirli duman ve kllerin altnda yok oluyordu. Salar, giysileri
tutumu insanlarn koutuunu grdler. Kadnlarn, ocuklarn feryatlar
iinde bardn duydular. Ay Dalan'na yaklanca, zirvelerin havaya umu
olduunu anladlar. Kraterlerinden aa kzgn lav nehirleri akyordu.
Nehirlerden biri oligarlarn kalesini de kaplam ve yakp kl etmiti.
Btn bu ykmn ortasnda, sadece Bulut Baheleri el dememi olarak
duruyordu. Ama sonra, krateri evreleyen zirvelerin de ykselip sarsldn
grdler. Onlar izlerken, baka bir volkanik patlama dan yarsn havaya
uurdu. Dev gibi kayalar gkyzne pskrd. Bulut Baheleri de yerle bir
olmutu. Daha nce gelip baktklan kraterden de lavlar fkrmaya balad.
"Cad? O ne oldu?"

Taita, Fenn'i de alp kyametin ortasna dald. Astral zleri, fiziksel


bedenlerini annda kavurup kle evirecek mthi slara dayanklyd. Eos'un
inine doru szldler ve kozann bulunduu salona geldiler. Yeil malakit
duvarlar oktan kora dnmt, scak yznden seramikler yerinden frlayp
paralanyordu.
Kozann kabuundan da dumanlar ykselmekteydi. Parlak yzeyi kararp
atlamaya balamt. Yavaa dnp debelendi ve aniden ald. inden fokur
fokur kaynayan sar, yapkanms bir sv akt. Koku daya570
11. Yazrt
; nlrgibi deildi. Sonra koza alevler iinde kald ve kl oldu. ren svnn
son kalntlar da parlak malakitlerin zerinde kara bir leke brakarak buhar
olmutu. Maarann tavan patlayarak ald ve kaynar lavlar atlaklardan
szlerek cadnn salonunu igal etmeye balad.
Taita ile Fenn geri ekilip dalara doru ykseldiler. Aada, ykm I
bitmiti. Jarri kl ve lavlarn altnda kaybolmutu. Sonunda fiziksel be-I
denlerine dndklerinde, grdklerinden ve yaadklarndan o kadar etki-f lenmi
durumdaydlar ki, bir sre ne konuabildiler ne de yerlerinden k-I mldadlar.
El ele, gz gze oturdular. Sonra Fenn'in gzlerine yalar dol-I' du ve sessizce
alamaya balad.
Taita, onu yattrmaya alarak, "Bitti artk," dedi. Fenn, "Eos lm mdr?"
diye sordu. "Ne olur bunun bir gz ya- nlgs olmadn syle. Ltfen Taita
grdklerimizin gerek olduunu syle."
"Gerekti. Onu ldrebilecek bir tek ey vard o da oldu: doduu gibi,
volkann alevleriyle yok oldu." Fenn, kendini Taita'nn kucana att, Taita da
ona sarld. Tehlike getii iin kzn gc de kalmamt. Tekrar rkm bir
ocuk haline gelmiti. Gnn geri kalann yemyeil Nil'i seyrederek geirdiler.
Sonra, ykselen toz ve duman bulutlarnn ardnda gne batt ve Taita ayaa
kalkp Fenn'i de kucana alarak kye doru yrmeye balad.
nsanlar geldiklerini grm ve onlara doru komaya balamlard, ocuklar
heyecanla lklar atyor, kadnlar sevinle baryoriard. Yanlarna ilk
gelen Meren oldu. Taita, Fenn'i yere brakp dostuna kollarn at. Meren elli
adm uzaktan, "Byc!" diye bard. "Size bir ey oldu diye ok korktuk. Ama
sana daha ok gvenmeliydim. Bylerinin her eyi nleyeceini bilmeliydim. Nil
yeniden akyor!" Taita'yi sevinle ku571
Wilbur Smith
caklad. "Nil'e ve anayurdumuza yeniden hayat verdin!" Dier koluyla da Fenn'e
sarld. "kinizin yaratt mucizenin boyutlarn hibir zaman kavrayamayacaz, ama Msrllar kuaklar boyu size minnettar kalacak." Sonra
bayram sevinci iindeki kalabalk evrelerini sard. arklar, kahkahalar,
danslar ve sevin gsterileri btn gece srd.
Nil'in yeniden kendi snrlan iinde akar hale gelmesi haftalar srd. O
zaman bile, dibindeki koca koca kzl kayalan un ufak edebilecek bir iddette,
kpre kpre akmaya devam etti. Yine de Taita gemilerin kyya indirilip
yeniden monte edilmesini emretti.
Meren, "Bunlan tepeye tamasaydk her eyimizi yitirecektik," diye itiraf
etti. "O vakit seninle tarttm iin beni balaman ve anlay gstermeni
diliyorum Byc."
Taita, "Elbette," diye glmsedi. "Ne de olsa yllardr bu hallerine
aldrm."
Tekneler kyda yeniden monte edilince, Kalulu'nun harap kynden ayrlp
sahildeki aalkl blgede kamp kurdular. Burada, Nil'in gvenle seyir
yaplacak kadar yatmasn beklediler. Kamptaki bayram havas devam ediyordu.
Jarri ordusundan ve Eos'un uursuz glerinden kurtulmu olma duygusu herkes
iin bir sevin ve nee kaynayd. Yaknda, onca sevdikleri ve zledikleri
lkelerine doru uzun yolculuklarnn son ayana balayacak olmak da bu
duygular artryordu.

Nalubaale Gl'nde yaayan devasa bir dii hipopotam, Nil'in yeniden alan
azna ok yaklam ve akntya kaplmt. Muazzam gc bi572
11. Yazt
le, hayvan anaforlara kaplp srklenmekten kurtaramamt. Kayalara arpa
arpa her taraf paralanmt. lmcl yaralaryla kendini kampn hemen
aasnda kyya att. Mzrakl ve baltal elli adam hipopotamn stne atld
ve zaten lmek zere olan hayvan fazla direnemedi. Hemen olduu yerde derisini
yzp paraladlar.
O gece nefis karn yalarna sarlm taze etler elli ayr atete kzartld
ve insanlar yine btn gece bayram edip elendi. Tka basa doyduklar halde,
tuzlayp ttsleyecek bir sr et artmt ve bu onlara birka hafta yeterdi.
Btn bunlara ek olarak, nehir kkreyen sularda yolunu arm yaynbahklaryla
doluydu, bazlar yetikin bir insan kilosunda olan balklar kydan kolayca
yakalanabiliyordu.
Jarri kararghndan aldklar karabuday epeyce fazla olduundan, Taita bir
ksmnn bira yapmak zere mayalanmasna izin vermiti. Nehir, kreklere
aslmalarna izin verecek duruma geldiinde hepsi gl, dinlenmi ve yolculua
yeniden balamaya hevesliydi.
Nil, artk Jarri'ye gelirken grdkleri o i bunaltc clz su aknts
deildi. Her bklm, her slk, her kayalk srprizlerle doluydu ve Taita
geceleri seyir yapma riskini gze alamyordu. Akam olunca kyya yanap
sahildeki allarla evirdikleri bir kamp kuruyorlard. Darack gvertelerde gn
boyu skan atlar, gece yarsna dek otlaklara salnyordu. Me-ren bir grup
adamla ava kp ne bulabilirse getiriyordu. Hava kararr ka-rarmaz adamlar ve
insanlar allarn arkasndaki gvenli snaklarna ekiliyorlard; atlarn ve
taze av etlerinin kokusunu alan aslanlar, leoparlar allarn etrafnda dolanp
kkryordu.
ok insan ve hayvan olduu iin barnak skk oluyordu. Ama onlara duyulan
sayg ve sevgi yznden, her zaman Taita ile Fenn iin kk ama zel bir ke
ayrlmaktayd. Cennetlerinde ba baa kalnca ko573
Wilbur Smith
nu her zaman vatanlan oluyordu. Daha nceki yaamnda Aa ve Yukar Krallk'n
ifte tacn tam olmasna ramen, bugnk Fenn'in Msr hakknda yegne
bilgisi Taita'dan duyduklarndan ibaretti. lke, halk, din, sanat ve detler
konusunda tm ayrntlar bilmek istiyordu. zellikle de, ok uzun zaman nce
dourduu ocuklar ve imdi lkeyi yneten torunlarn merak ediyordu.
"Bana Firavun Nefer Seti'yi anlatsana."
"Bilinecek her eyi biliyorsun ya zaten."
"Olsun, bir daha anlat. Onunla yz yze geleceim gn sabrszlkla
bekliyorum. Sence bykannesi olduumu hemen anlar m?"
Taka, "Anlasa aarm. Yar yandan bile kksn, stelik o kadar gen ve
gzelsin ki sana k bile olabilir," diye dalga geti.
Fenn ise byk bir ciddiyetle, "Byle bir ey asla olamaz," diye cevap
verdi. "Birincisi ensest olur, ikincisi, ben sana aitim."
"yle misin Fenn? Sahiden benim misin?"
Fenn'in gzleri aknlkla ald. "Bir byc ve lim olarak, bazen ok
kaln kafal oluyorsun Taita. Tabii ki sana aitim. Sana dier hayatmda sz
verdim. Kendin syledin ya."
Taita konuyu deitirdi. "Ensesti nereden biliyorsun? Kim retti sana?"
"mbali. O bana, senin anlatmadn eyleri anlatr."
"Peki bu konuda ne dedi?"
Fenn tarafsz bir tavrla, "Kan bayla bal insanlar cima yaparsa ensest
olurmu," dedi.
Bu laf onun azndan duyan Taita'nn nefesi kesilmiti. ekinerek "mam?"
dedi. "O ne demek?"
Fenn sklm bir havada, "Sen ne olduunu biliyorsun ya Taita," dedi. "Biz
seninle hep cima yapmyor muyuz?"

574
11. Yazt
Taita yine soluu kesilmiti. "Nasl yapyoruz bunu?"
"Pekl da biliyorsun. El ele tutuup birbirimizi pyoruz. nsanlar byle
cima eder." Taita tuttuu soluu brakt ama Fenn, onun bir eyler sakladn
anlamt. "Ne yani, yle deil mi?"
"Sanrm yle, yani en azndan bir ksm."
Bu kez Fenn'in kukular iyice artt ve gecenin geri kalannda allmadk
bir biimde suskunlat. Taita, onun kolayca vazgemeyeceini biliyordu.
Ertesi gece, geli yolundan anmsadklar bir elalenin yukarsnda kamp
kurdular. O zamanlar nehir neredeyse kupkuruydu, ama imdi ormandaki yksek
aalarda sularn geldii yeri gsteren iaretler vard. Kyda kalanlar kampn
etrafn evirmek iin al keserken Taita ile Fenn, Kasrga ile Duman Yeli'ne
atlayp hayvanlarn kyya inmek iin kullandklar bir patikay trmanmaya
baladlar, yerde bufalo ve fillerin ayak izleri ile bek bek pislikleri
grnyordu. Yaylarn hazr tutarak dikkatle ilerlediler, her keyi dnte
bir sryle karlamay bekliyorlard. Ancak, fillerin brmelerini,
yaknlardaki dallarn krlmasn duyduklar halde, hayvanlara rastlamadan
tepeye varmlard. Atlarn otlanmak zere salp yryerek devam ettiler.
Taita nehrin bu kesiminin, sadece dar kayalk boazdaki clz bir aknt
olduu zamanlardaki halini dnd. imdi sular kpryor, yksek kylardan
kayalara dklyordu. leriden, grmedikleri elalelerin kkremesi duyuluyor ve
serpintileri onlara kadar ulayordu.
Sonunda, ana alayanlarn stndeki burna ulanca, Nil'in genilii iki
yz admdan sadece yirmi adma inmiti. Aada, parlak gkkua emberlerinin
altndan geen aknt, yzlerce metre kplk bir sel halinde boazn kpkl
sularna karmaktayd.
575
Wilbur Smith
"Msr elalelerinden nceki son alayan bu," dedi Taka. "Yani yolu-muzdaki
son engel." Manzarann gzellii karsnda kendinden gemiti.
Fenn de ayn derecede ilgili grnyordu, ama aslnda aklnda baka
dnceler vard. Dudaklarnda yarm bir tebessm, gzlerinde hlyah bir bakla
Taita'nn omzuna yasland. Sonunda konutuunda sesi bouk bir fslt halinde
kt ama yine de Nil sularnn grltsn bastrabiliyordu. "Dn mbali ile
tekrar konutum bu cima etme konusunu." O yemyeil gzlerini Taita'ya dikmiti.
"Bana hepsini anlatt. Tabii atlarn ve kpeklerin bunu yaptn grmtm ama
bizim de ayn eyi yapacamz hi aklma gelmemiti."
Taita verecek doru drst bir cevap bulamad. "Artk dnmemiz gerek," dedi.
"Gne batyor ve aslanlar avlanmaya kmadan o yoldan inmek zorundayz. Bunu
sonra konuuruz."
Atlarn eyerleyip kyya yneldiler. Genelde sohbetleri hi kesilmez, bir
fikir baka bir fikri doururdu. Ama bu sefer ikisinin de syleyecek bir eyi
yoktu ve geldikleri yoldan sessizce iniyorlard. Taita ne zaman Fenn'e kaamak
bir bak frlatsa onun hl glmsediini gryordu.
Kampa ulatklarnda kadnlar yemek piiriyor, erkekler ise kk gruplar
halinde toplanm konuup bira iiyor, gn boyu krek ekmekten yorulan
kaslarn esnetiyordu. Atlarndan inerken Meren koarak yanlarna geldi.
"Neredeyse bir arama ekibi yollayacaktm."
Taita, "z sryorduk," dedi ve dizginleri seyise uzatt. "Yarn gemileri
skp elalelerin etrafndan tamamz gerekecek. Yol ok dik, yan yaplacak
zor iler var bizi bekleyen!"
576
11. Yazt
"Bu konuyu konumak iin btn yzbalar ve ekip balarn topladm. Senin
kampa dnmeni bekliyorduk."

Fenn, Taita'ya, "Sana yemek getireyim," dedi ve atein bandaki kadnlara


doru yrd.
Taita toplananlarn banda yerini ald. Bu toplantlar, hem belli
hareketleri planlamak hem de hepsine ilgin ya da nemli bulduu konular gruba
duyurma frsat yaratmak iin oluturmutu. Ayrca, ktlk yapanlarn huzurunda
hesap verecei bir adalet ve disiplin mahkemesiydi.
Toplant balamadan nce Fenn bir anak yahniyle bir tas bira getirdi.
Giderken de kulana, "Lambay sndrmeyip seni bekleyeceim," diye fsldad.
"Seninle ikimizin de konuaca nemli konular var."
Bu szlerden dolay meraka kaplan Taita toplanty ksa kesti. Tekneleri
nasl tayacaklarn kararlatrr kararlatrmaz, ayrntlar halletmeyi Meren
ile Tinat'a brakp ayrld. Ate banda oturan kadnlarn yanndan geerken
hepsi iyi geceler dileyip kendi aralarnda kkrdatlar, sanki ho bir srlar
varm gibiydiler. Meren, onlarn kulbesini kampn en uzak kesine, yeni
kesilmi sazlarn arkasna kirdurmutu. Taita ak kapdan ieri girerken
Fenn'in sahiden de ya kandilini yank brakm olduunu grd, kendisi de
rtnn altna girmiti. Tamamen uyankt. Dorulup oturdu ve postun beline
kadar inmesine izin verdi. Lamba, gslerini yumuak bir kla parlatyordu.
lk ay dneminden bu yana iri-lemi ve daha da biimli bir hai almlard.
Gs ular kiraz taneleri gibi dikilmi, hareleri de artk daha koyu pembeydi.
"Beklediimden abuk geldin," dedi yumuak bir sesle. "Tuniini keye at.
Yarn ykarm. imdi yataa gel." Taita kandili flemek zere eildi ama Fenn
engelledi. "Hayr, brak yansn. Seni seyretmek istiyorum." Taita, onun yanna
uzand. Fenn dnp yzne bakt.
577
F.-37
Wilbur Smith
Taita, "Bana bir ey syleyeceksin galiba," diyerek onu tevik etti.
Kz, "ok gzelsin," diye fsldad ve alnndaki sa parmaklaryla geri
itti. "Bazen yzne baktmda yle mutlu oluyorum ki, iimden alamak geliyor."
Eli Taita'nm kalarnda, sonra da dudaklarnda gezindi. "Mkemmelsin."
"Srrn bu muydu?"
"Bir ksm," diyen Fenn elini boynundan gsndeki kaslara indirdi. Sonra
aniden Taita'nm gs ularndan birini yakalayp baparmayla iaret
parmann arasnda skt. Taita soluyunca tatl bir kahkaha att.
"Burada fazla bir eyin yokmu lordum." Sonra kendi gslerinden birini
avuladi. "Oysa bende ikimize de yetecek kadar var." Aradaki uyumsuzluun ciddi
bir deerlendirmesini yaptlar ve Fenn devam etti. "Bu akam Revi atein banda
bebeini emzirirken seyrettim. Revi, bebek emince bundan holandn syledi."
Taita'ya eilip gsn uzatt, meme ucunu dudaklarna dedirdi. "Sen de benim
bebeimmisin gibi yapalm m? O duyguyu merak ediyorum."
Bu sefer soluma sras ondayd. "Ah! Ah! Bunun byle olabileceini hi
tahmin etmezdim. Karnmda bir eyler hissediyorum." Bir sre sessiz kaldktan
sonra bouk bir sesle gld. "Ah! Bizim adamck da uyanm." Ona uzand.
Parmaklan giderek daha marifetli olmutu. "Bu gece siz toplant yaparken mbali
ile konutuumdan beri onu dnyordum. Bana ne dedi biliyor musun?" Taita'nm
az hl dolu olduu iin cevab anlalmad. Fenn, onun ban geri itti.
"Bana dediklerine asla inanamazsn."
Taita glmsedi. "Bana syleyecein sr o mu?"
"Evet o."
"Syle o zaman. Hevesle bekliyorum."
"ok ayp, onun iin kulana sylemem lazm." ki avucunu Taita'nm kulana
dayad, ama kkrdamaktan konuamyordu. Sonra,
578
11. Yaz, t
"Mmkn olamaz, deil mi?" diye sordu. "Bizim adamck ne kadar byk baksana.
Asla smaz. Eminim ki mbali benimle alay ediyordu."

Taita soruyu enine boyuna dnp dikkatle yant verdi. "Emin olmann tek
bir yolu var o da denemek."
Fenn kahkahalara boulup Taita nn yzn inceledi. "imdi sen de beni
snyorsun."
"Yok, ben ciddiyim. Deneyip aksini kantlamadan, mbali'yi uyduruyor diye
sulamak hakszlk olur." Uzanp parmaklarn kzn karnna, oradan da aadaki
yumuak kvrck tylere indirdi. Fenn srtst yatp boynunu uzatarak onun
elini seyretti. "Ben yle dnmemitim. Haklsn elbette. mbali benim sevgili
arkadam. Ona hakszlk etmek istemem." Uysal bir tavrla bacaklarn iki yana
at. Gzleri kocaman oldu ve, "Sen ne yapyorsun orada?" diye sordu.
"iein yeterince byk m diye bakyordum."
"ieim mi? Sen ona yle mi diyorsun? mbali baka bir ey demiti."
"Eminim demitir," dedi Taita. "Ama dnecek olursak tam bir iee
benziyor. Parman ver de gstereyim. Bak bunlar ta yapraklar, buradaki tepe
de stameni." Bir botaniki olarak, Fenn bu tanm itiraz etmeden kabullendi.
"Ben, onun sadece sulan atmak iin olduunu sanyordum," dedi ve bir sre
konumad. Sonra srtst yatp gzlerini yumdu ve hafife i geirdi. "Oray
srlsklam hissediyorum. Yine kanamam m var Taita?"
"Hayr, bu kan deil."
Sonunda Fenn utanga bir ekilde, "Acaba sadece parmaklarnla deil senin
adamckla da denemeli miyiz?" diye sorana kadar konumadlar.
"ster miydin?"
579
Wilbur Smith
"Evet, sanrm ok isterdim." abucak dorulup oturdu ve aknlkla
Taita'nn erkekliine bakt. "Bu imknsz ama iki kat olmu gibi grnyor. Bir
para korkuyorum ondan. ime girebilmesi iin bylerinden yapman gerekebilir."
Aralarnda gelitirdikleri ba o kadar kuvvetliydi ki, Taita, onun yaad
duygulan kendi yayormuasna anlayabiliyordu. Aurasn okuya okuya,
ihtiyalarn ondan nce bilir hale gelmiti. Bu kez de adm adm, ne fazla
hzl ne fazla ar davranmadan ilerledi. Fenn cann yakmayacan anlaynca
gevemi ve kendini tamamen ona brakmt. Taita Bulut Baheleri'nde rendii
btn hnerleri ortaya dkerek Fenn'in bedenini hassas bir mzik aleti gibi
alyordu. Arada onu tam snra getiriyor, sonra geri ekip hazr olduu uygun
an buluyordu. Birlikte giderek yksee, inanlmaz yksekliklere eritiler.
Sonunda, yeryzne dnerken Fenn lk atmaya balad.
"Ah, koru beni tatl sis. lyorum. Yardm et Hathor. Yardm et bana!"
Taita'nn sesi de onunkine karmt, onun l da Fenn'inki kadar vahi ve
snrszd.
Meren, onlarn lklann duyup elindeki bira tasn drerek ayaa
frlad. Tasn iindekiler atee dklm ve buharlar ykselmiti. Klcn
knndan kard ve arpmaya hazr bir ekilde Taita'nn kulbesine kotu.
Nakonto da neredeyse onun kadar hzlyd, iki elinde ksa sapl birer mzrakla
Meren'in peinden kouyordu. Yar yola gelmeden Sidudu ile mbali nlerini
kesti.
Meren, "Kenara ekilin!" diye bard. "Balar dertte. Yanlarna
gitmeliyiz."
"Geri dn Meren Cambyses!" Sidudu kk yumruklarn Meren'in gsne
indiriyordu. "Senin yardmna ihtiyalar yok. kisinden de teekkr alamazsn."
580
11. Yazt
mbali de erkeine, "Nakonto, seni aptal Shilluk!" diye bard. "Kaldr o
mzraklar. Hi mi bir ey renmedin o budala hayatn boyunca? Rahat brak
onlar!"
ki sava kafalar karm bir ekilde, nlerine dikilen kadnlara
bakyordu. Sonra utanla birbirlerine baktlar. Meren, "Yani sahiden mi?..."
diye sze balad. "Byc ile Fenn yardm istemiyor mu?..." Aptal aptal
bakyordu.

Sidudu, "Evet sahiden," dedi. "Sahiden o ii yapyorlar." Kararl bir


ekilde kolundan tutup atein bandaki taburesine gtrd. "Sana yeniden bira
koyaym."
"Taita ile Fenn ha?" Sersemlemi bir ekilde ban sallad. "Kimin aklna
gelirdi ki?"
Sidudu, "Sen hari herkesin," dedi. "Galiba kadnlar ve ihtiyalar
hakknda hibir ey bilmiyorsun." Sonra onun kzdn fark edip yattrmak
iin elini omzuna koydu. "Ah, erkeklerin ihtiyalar konusunda her eyi
biliyorsun ama. Eminim ki Msr'da bu alanda stne yoktur."
Meren ar ar yatt ve Sidudu'nun sylediklerini dnd. "Galiba
haklsn Sidudu," diye itiraf etti sonunda. "Kesinlikle neye ihtiya duyduunu
bilmiyorum. Bilseydim onu btn kalbimle verirdim sana."
"Vereceini biliyorum sevgili Meren. Bana kar her zaman iyi ve kibar
davrandn. Kendini tutmann sana ne kadar g geldiini de anlyorum."
"Seni seviyorum Sidudu. Maymunlardan kaarken grdm andan beri
seviyorum."
"Biliyorum." Meren'e iyice yaklat. "Sana anlatmtm. Jarri'de bama
gelenlerin ounu biliyorsun, ama anlatamadm eyler de var. O canavar
Onka..." sesi kesildi, sonra hafif bir sesle, "Yaralar brakt bende," dedi.
581
Wilbur Smith
Meren, "O yaralar iyileecek mi?" diye sordu. "Hayatm boyunca
bekleyebilirim."
"Buna gerek yok. Senin yardmnla tamamen iyileti, izi bile kalmad." Sonra
utanarak ban ne edi. "Belki bu gece yatam kulbene getirmeme izin
verirsin..."
"ki yataa ihtiyacmz yok." Meren'in yznde kocaman bir tebessm vard.
"Benimki yeterince geni. Senin gibi minik bir eye fazlasyla yer var." Kendisi
kalkt ve Sidudu'yu da kaldrd. Onlar alevin nda uzaklarken mbali ile
Nakonto da ikisini seyrediyordu.
mbali keyifli ve ana bir ses tonuyla, "Ah bu ocuklar!" dedi. "Gzlerinin
nndekini grmelerini salamak hi kolay olmuyor, ama artk iim bitti. Hem de
bir gecede ikisi birden! Kendimden ok honudum."
Nakonto sert bir tavrla, "Daha yaknmdakileri grmyor olmayasm kadn?"
dedi.
"Ah, demek ki iim daha bitmemi, yanlmm." Gld. "Gel hadi Shilluklarn
byk efi. Mzran keskinletireyim. O zaman daha iyi uyursun." Ayaa
kalkarken bir daha gld. "Tabii ki ben de."
Yzlerce yldr fillerin ineyip yol haline getirdii bir patika vard, ama
ok dar olduu iin nce yolu geniletmek zere zaman ve emek harcamalar
gerekiyordu. Sonunda filoyu tayp tekrar suya indirmeyi baardlar ve
akntnn ortasnda kreklere asldlar. Aknt hzlyd ve onlar kuzeye doru
srklyordu, ama ayn zamanda tehlikeliydi. Be gemiyi su altndaki sivri ulu
kayalara kurban verdiler. adam ve alt at sulara s582
11. Yazt
rklendi. Semliki Nianzu Gl'nn ak sularna ulatklarnda neredeyse btn
gemiler hasar grmt. Nil'in tekrar akmaya balamasndan sonraki ksack
srede, sular nemli derecede ykselmiti. S ve amurlu hale gelmi olan dere
yata, imdi gnein altnda mavi mavi parlyordu. Kuzeye doru baknca uzaktan
kyy grmek mmknd, ama bat ynnde kara hi grnmyordu.
Ky boyunca, onlar giderken orada olmayan pek ok yeni ky vard. Belli ki
buralara yeni yerlemilerdi, zgaralarda yeni tutulmu balklar piiyor, scak
kzler parldyordu ama filonun geldiini gren ky halk kap gitmi oluyordu.
mbali, Taita'ya, "Ben bu kabileyi tanrm," dedi. "ekingen balklardr,
bize bir ey yapmaya kalkmazlar. Zaman tehlikeli ve etraflar sava
kabilelerle evrili olduu iin kayorlar."

Taita onanm iin gemilerin kyya ekilmesini emretti. Tinat ile Me-ren'i
kamp kurma iinin bana brakt. Kendisi ve Fenn de, evirmen olarak mbali ve
Nakonto'yu yanlarna alp salam kalm bir tekneyle gln bat kysna,
Semliki Nehri'nin azna doru yola ktlar. Taita, Nil'in dier byk kolunun
da yeniden akmaya balayp balamadn anlamaya kararlyd, belki de o kol
hl Eos'un uursuz bylerinin etkisi altndayd. Kamak'a vardklar zaman
Firavun'a Msr'n refah ile ilgili her konuda bilgi verebilmeliydi.
Doudan esen uygun rzgr sayesinde yelken aarak krekilerin ykn biraz
hafifletebiliyorlard. Pruvann nnden kpkler saarak, beyaz kumsallar ve
kayalk burunlarla kapl bir ky eridi boyunca yol aldlar, ufukta hametli
dalar grnyordu. Beinci gn gneyden gelip gle karan geni bir nehir
azna ulatlar.
Taita, mbali'ye, "Bu Semliki mi?" diye sordu.
583
Wilbur Smith
mbaii, "Daha nce hi buralara kadar gelmemitim. Bilemiyoru " diye cevap
verdi.
"Emin olmak zorundaym. Burada yaayan birilerini bulmamz gerek " Bu
kylarda yaayanlar da gemiyi grr grmez kap gitmiti, ama sonunda uzakta
eski psk bir kano grdler. Teknedeki iki ihtiyar adam o kadar meguld ki,
geminin geldiini grememilerdi. Sonra alann brakp plaja kamaya
altlar, ama kadrgann nnden gemelerine imkn yoktu. Sonunda aresiz
vazgeip kendilerini kazanda piirilmeye hazrladlar.
Kimsenin onlar yemeyeceini anlayan iki ak sakallnn enesi almt.
mbaii sorunca o nehrin Semliki olduunu ve yakn zamana kadar suyu olmadn
anlattlar. Hayata dn mucizesini tarif ettiler. Yeryznn ve dalarn
salland gn, gln sular dev gibi dalgalarla gklere ykselmi ve nehir de
suyla dolmutu. O gn bugndr de, ta ok eskiden olduu gibi grl grl
akmaktayd. Taita, onlara boncuklar, bakr olta ular armaan etti ve
anslarna inanmakta glk eken iki ihtiyar kendi hallerine brakt.
Fenn'e, "Burada iimiz bitti," dedi. "Artk Msr'a dnebiliriz."
Nil'in azndaki kamp yerine dnnce, Meren ile Tinat'n onarm ilerini
bitirdiklerini ve gemilerin yine suya inmeye hazr olduunu grdler. Taita
demir alma emrini vermek iin le rzgrnn kmasn bekledi. gen
yelkenlerin ve kreklerin yardmyla gln ak sularnda yol almaya baladlar.
Rzgr lehlerine olduu iin gne batmadan nce kuzey kyya vardlar ve
Nil'in, Naiubaale ve Semliki Nianzu gibi iki byk gln sularyla beslendii
koluna girdiler. Artk, gelirken getikleri blgeden kuzeye doru gidiyorlard.
Yolculuklarnn bir sonraki engeli lmcl ee sinekleriydi. Atlar
iyiletirecek Tolas reklerini bitireli ok olduu iin kydan gelen ilk si584
11. Yazt
nelc ndeki geminin gvertesine konar konmaz, Taita filonun nehrin orta-s)nda
seyretmesini emretti. Gemiler tek sra halinde dizildi ve ok gemeden Taita'nn
kararnn isabetli olduu anlald. Sinekler oraya kadar ge-lerniyordu, bylece
zarar grmeden ilerlemeye devam edebiliyorlard. Taita, hava kararnca da
gemilerin kyya yanamasna izin vermedi ve ay nda seyir yaptlar.
ki gn ve gece daha nehrin tam ortasndan gitmeye devam ettiler.
Nihayet, uzaktan bakire gslerini andran tepeleri grdler, buras sinek
blgesinin kuzey snryd. Taita yine de atlar tehlikeye sokmak istemedi ve
kyya yanama izni verene kadar fersahlarca yol aldlar. Karaya ktklarnda
sinek olmadn ve Adari Kalesi'ne az bir yol kaldn grnce rahatlamt.
Albay Tinat neredeyse on bir yl nce terk ettii garnizonun ne halde
olduunu grmek iin herkesten fazla sabrszlanyordu. Srgndekile-ri bulup
lkelerine gtrmenin kendi sorumluluu olduuna inanmaktayd. Filo kalenin
bulunduu tepelerle ayn hizaya gelince gemileri kyya balayp atlarla yola
ktlar.

Sakin nehir yolculuundan sonra yeniden gzel atlara binmek ok keyifliydi


ve bir grup atl eliinde geitten geip kaleyi evreleyen yemyeil platoya
bakma imkn bulan Taita, Tinat ve Fenn'in morali yksekti.
Fenn, "At cerrah Tolas' hatrlyor musun?" diye sordu. "Onu yeniden
grmeyi ok istiyorum. Bana ok ey retmiti."
Taita, "Atlar konusunda harikayd," diye ona hak verdi. "Duman Ye-li'ne gz
dikmiti ve grdnd iyi bir at ayrt edebilecek biriydi." Ksran boynunu
okad ve o da kulaklarn dikip Taita'y dinlemeye balad. "Seni benden almak
istiyordu, yle deil mi?" Duman Yeli burnundan hava verip ban sallad. "Sen
de muhtemelen gle oynaya gidecektin onunla, seni vefasz hoppa."
585
Wilbur Smith
Kaleye doru ilerlediler ama ok gemeden ciddi bir sorun olduunu fark
ettiler. Otlaklarda ne bir at ne de bir sr vard, duvarlarn arkasndan
dumanlar ykselmiyordu ve korkuluklara ekilmi hibir bayrak yoktu.
Tinat, "Nerede benim insanlarm?" dedi. "Rabat gvenilir bir adamdr.
imdiye kadar bizi fark etmi olmas gerekirdi... tabii hl buradaysa." Taita,
"Duvarlarn hali perian," diye barana kadar trsta yola devam ettiler. "Her
yer ssz grnyor."
"Gzc kulesi yanm," dedi Tinat da ve atlar ekinle koturmaya
baladlar.
Kale kaplarna varnca ardna kadar ak olduklarn grdler. Girite
durup ieriye baktlar. Duvarlar yangndan kararmt. Tinat zengilerinin
stnde kalkp gr bir sesle korkuluklara doru seslendi. Ne bir cevap geldi ne
de stlerine dorultulan silahlar grnd, ama garnizonun yardmna komakta
aylarca gecikmilerdi. Kapdan ieri girince ana avludaki ocaklarn etrafna
salm zavall kalntlar grdler.
Yamyamlk izlerini tanyan Taita, "Chimalar!" diye bard. Chima-lar,
omuriliine ulamak iin uzun kol ve bacak kemiklerini atete piir-mi, sonra
iri talann arasnda ezmilerdi. Krk kemik paralan drtbir yana dalmt.
Ayn ekilde kurbanlarn kafataslarn da kavrulup kararana dek atee atmlar,
sonra da halanm yumurta gibi krp yemilerdi. Taita onlarn halka halinde
oturup pimi kafataslarn elden ele geirilerini, yar pimi beyin
paralarn parmaklanyla alp azlarna atlarn hayal etti.
Kafatas artklarna bakarak kurbanlarn saysn tahmin etmeye alt.
"Galiba garnizondan kurtulan olmam," dedi. "Chimalar kadn, erkek oluk ocuk
kim varsa hepsini ldrm."
586
11. Yazt
Duyduklar dehet ve isyan anlatmak iin kelimeler yetmiyordu.
Fenn, "Bakn!" diye fsldad. "Bu minik bir bebekmi. Kafatas ancak olgun
bir nar kadar." Gzleri yalarla dolmutu.
Taita, "Kalntlar toparlayn," diye emretti. "Gemilere dnmeden nce
onlar gmmeliyiz."
Duvarn dnda kk bir ortak mezar kazdlar ne de olsa gmlecek fazla
bir ey kalmamt.
"Yine de Chima lkesinden gemek zorundayz," diyen Tinat'n yz souk ve
sertti. "Eer tanrlar merhamet ederse o katil kpeklerle hesaplamama izin
verirler."
Gitmeden nce, belki kurtulan olmutur diye kaleyi ve etrafndaki orman
aratrdlar, ama kimsecikler yoktu. "Gafil avlanm olmallar," dedi Tinat.
"Hi arpma izi yok."
Kederli bir suskunluk iinde kyya yneldiler ve ertesi gn yola ktlar.
Chima blgesine ulanca, Taita her iki kyya birer atl nc ekip gnderdi.
"erilere girin ve gznz ak tutun. Sakn Chimalar kukulandracak bir
ey yapmayn. zlerine rastlayacak olursanz, derhal dnp bize haber verin."
Drdnc gn Tinat'n dilei kabul oldu. Nehirde geni bir bklm dner
dnmez, kydan gzclerin bandaki Hilto'nun el salladn grdler. ndeki
gemi kyya yanarken Hilto gverteye atlayp Taita'y selamlad. "Byc,

kydan az ieride byk bir Chima ky var. ki, yz vahi var kyde
toplanm."
"Seni gren oldu mu?" diye sordu Taita.
"Hayr. Hibir eyden kukulanmyorlar."
"Gzel." Taita dier gemide bulunan Tinat'la Meren"i de ard ve abucak
saldr plann aklad. "Katledilenler Albay Tinat'n adamlany587
Wilbur Smith
di, o yzden intikam almak onun hakk. Albay bu gece byk bir kuvvetle kyya
k... Chimalar tarafndan grlmemek iin gece gitmelisin. Karanlk iyice
bastrnca kyle ormann kys arasnda mevzi aln. afan ilk klaryla biz
de gemileri kye getiririz ve Chimalar trompetlerle veya birka ok atarak
baskna uratrz. Kesinlikle aalara doru kaacaklardr. Sorusu olan var m?"
Meren, "Gzel ve sade bir plan," dedi, Tinat da ban sallayarak onaylad.
Taita devam etti. "Chimalar kamaya balaynca, Meren'le ikimiz de
adamlarmz alp pelerine deceiz. Bir kska harektyla hepsini kstrm
oluruz. Adari Kalesi'nde grdklerinizi unutmayn. Esir ya da kle almak yok.
Hepsini tek tek ldreceiz."
Alacakaranlk knce, kyn plann bilen Hilto, Tinat'n birliinin nne
dt ve yola koyuldular. Gemiler kar kyda bal olarak geirecekti geceyi.
Taita ile Fenn deklerini n gverteye serip gkyzn seyretmeye baladlar.
Fenn, onun semavi cisimleri, takmyldzlaryla ilgili efsaneleri anlatmasn
seviyordu. Ama sonunda hep ayn konuya geliyordu. "Yine benim yldzm
anlatsana Byc, hani ben ldkten sonra oluan Lostris Yldz'n. Ama
bandan bala. Nasl ldm, beni nasl mumyalayp mezarm sslediini de
anlat." Tek bir ayrnty atlamasna bile izin vermiyordu. Taita, onun sandan
bir bukle kesip Lostris Tls-m'n yapn anlatrken her zamanki gibi
sessizce alamaya balad. Uzanp tlsm avucuna ald. "Sana dneceime hep
inandn m?" diye sordu.
"Daima. Her gece yldznn douunu izler ve gk kubbeden kaybolma
zamannn gelmesini beklerdim. O zaman bana dneceini biliyordum."
"ok mahzun ve yalnzdn herhalde?"
588
r
11. Yazt
Taita, "Sensiz olunca hayatm ssz bir l gibiydi," dedi ve Fenn yine
alamaya balad.
"Ah, canm Taita'm, bu yeryznn en hznl ve en gzel hikyesi. Ltfen
imdi sevi benimle. Seni btn ruhumla ve bedenimle istiyorum. imde olman,
zme dokunman istiyorum. Bir daha asla ayrlmamalyz."
@'\
afak skerken, filo ykselmekte olan pusun arasndan gneye doru szlmeye
balad. Kreklerin sesi pusun iinde bouluyordu, garip bir sessizlik hkm
srmekteydi. Okular, hazr vaziyette kpetelere dizilmilerdi. Sisin arasndan
kulbe damlan grnnce Taita, Meren'e dmen kolunu kyya evirmesini iaret
etti. Kyda bir kpek havlad, ama onun dnda t kmyordu. Pus, sabah
rzgryla dalrken Chima ky stndeki rt kaldrlm gibi ortaya kt.
Taita klcn havaya kaldrp seri bir hareketle aa indirdi. Bu iaretti
ve ceylan boynuzundan borularn almaya baladlar. Boru sesleriyle
yataklarndan urayan yzlerce plak Chima, kyya yanaan teknelere aval aval
bakyordu. Sonra mitsiz feryatlar ykseldi ve vahi bir panik havas iinde
kamaya baladlar. ounda silah yoktu ve uyku sersemlii iinde sarho gibi
de kalka aalara doru gidiyorlard. Taita kl tutan kolunu bir daha
kaldrd ve kolu iner inmez okular Chimalar ok yamuruna tuttu. Taita oklardan
birinin anasnn srtnda bal bebee isabet ettiini ve onu delip geerek
kadn ldrdn grd.
"Kyya kyoruz!" Pruva sahile deer demez atlayp komaya balad.
589

Wilbur Smith
Mzrakl ve baltal adamlar da Chimalarn peinden kouyordu. leride
Hilto'nun pususuyla karlaanlarda yeni bir dehet ve panik havas
yaanmaktayd. Tinat'n adamlarnn kllan inip kalkyor ve geri ekilen
kllardan slak bir emilme sesi kyordu. plak bir Chima, dirseinden
kesilmi kolu sallanarak Taita'ya doru kotu. Bedenine kan fkrdka vahi
lklar atyordu. Taita bir kl darbesiyle kafatasnn yansn uurdu.
Sonra, onun arkasndan gelen kadn da sarkk gslerinin ortasna indirdii
tek kl darbesiyle ldrd. O anda ne acma ne de pimanlk duyuyordu. Bir
sonraki Chima plak ellerini kaldrarak kendini korumaya altysa da Taita,
onu da stne konan bir ee sinei gibi ezip geti.
ki taraftan kuatlm olan Chimalar aa taklm balk srs gibi
rpnyordu. Misilleme souk ve acmasz, kym kanl oluyordu. Birka Chima
bronz kuatmay krp nehre ulamay baard. Ama bunu yapanlar da okular ve
timsahlar bekliyordu.
Taita, llerle ve lmek zere olanlarla dolu alann ortasnda buluunca,
Tinat'a, "Kaan oldu mu?" diye sordu.
"Kulbelere saklanan birka kii oldu. Gidip onlan karalm m?"
"Hayr. Artk silahlanmlardr ve keye kstrlan leoparlar kadar
tehlikeli olurlar, kimseyi tehlikeye atmak istemiyorum. Kulbelerin dam-lann
atee verin."
Gne aalann stnde ykseldiinde her ey bitmiti. Tinat'n adamlarndan
ikisinde hafif yaralar vard, ama Chimalar tamamen yok edilmiti. Cesetleri
srtlanlara brakp gemilerine dndler ve le olmadan kuzeye doru tekrar yola
koyuldular.
n gvertede yan yana otururken, Taita, Fenn'e, "Artk nmzde sadece Byk
Gney bataklklar kald," dedi. "Yani seni bulmu olduum bataklklar. Sen de o
kabilelerden biriyle yaayan kk bir vahiydin."
590
11. Yazt
Fenn, "Her ey ne kadar uzakta kald artk," diye mrldand. "Anlarm
soldu bile. teki hayatm bile ondan daha iyi hatrlyorum. Umarm o hayvan
Luolarla karlamayz. Onlan tamamen unutmak istiyorum." Altn llelerini
savurarak ban Taita'nn gsne dayad. "Daha ho eylerden sz edelim,"
dedi. "mbali'nin karnnda bir bebek byyor, biliyor musun?"
"Ah! Demek ondanm. Nakonto'nun ona bir garip baktn grdm. Ama sen
nereden biliyorsun bunu?"
"mbali syledi. ok gururlanyor. Bu bebein Nakonto gibi byk bir
sava olacan sylyor."
"Ya kz olursa?"
"O zaman da mbali gibi byk bir sava olur..." Fenn gld.
"Bu onlar iin gzel bir ey ama bizim amzdan zc."
"Niye?"
"Yaknda onlardan ayrlacaz korkarm. Artk baba da olacana gre,
Nakonto'nun avare savalk gnleri sayl demektir. mbali ile ocuunu alp
kyne dnmek isteyecektir. Shilluk lkesine yaklatmza gre, bu da yaknda
olur herhalde."
Ormanlar ve fil blgesi geride kalnca, kylardaki manzara da, yer yer dz
tepeli akasya aalaryla bezeli geni savanalara dnmt. Kahverengi
bedenleri beyaz beneklerle kapl kule gibi zrafalar, yksek dallardaki aalan
yiyor, altlarnda, tatl savana otlaklarnda antilop ceylan, Afrika geyii,
izgili zebra srleri geziniyordu. Yeniden akmaya balayan Nil, bereketiyle
onlar tekrar kendine ekmiti. >
ki gn daha gittikten sonra, uzun, geriye yatk boynuzlaryla yzlerce
hrgl snn dik kylarda otlandn grdler. Balarnda gen siyah
obanlar vard. Taita, Fenn'e, "Bunlar kesinlikle Shilluk," dedi. "Nakonto evine
kavutu."
591
Wilbur Smith

"Nasl emin olabiliyorsun?"


"Bak ne kadar uzun ve srm gibiler; tnemi leylekler gibi tek ayak stnde
gayet dengeli duruyorlar. Ancak Shilluk olabilirler."
Nakonto da onlar grm ve her zamanki uzak, ilgisiz tavr uup gitmiti.
Gverteyi sarsan bir sava dansna balayp kydan rahata duyulacak tiz bir
sesle tempo tutmaya balamt. mbali, onun bu garip hallerine glp alklad
ve tevik etmek iin barmaya balad.
obanlar, gemiden birinin kendi dilleriyle ark sylediini duyunca koarak
kyya geldiler ve akn akn ziyaretilerine bakmaya baladlar. Nakonto
ilerinden ikisini tand ve, "Sikunela! Timbai!" diye seslendi.
Arkadalar aknlkla, "Sen kimsin yabanc?" diye bard.
"Ben yabanc deilim. Amcanz Nakonto'yum, nl sava!"
Olanlar heyecanla yerlerinden frlayp kye, byklerine haber vermek iin
kotular. ok gemeden yzlerce Shilluk kyda toplanm hayretle Nakonto'ya
bakyordu. Sonra Ksa Boylu Nontu, kars ve ocuklar kyya geldi.
Nakonto ile Nontu hasretle kucaklatlar. Sonra Nontu, kadnlara komutlar
yadrd ve onlar da koarak kye gitti. Biraz sonra balarnda rahata
tadklar kpkl bira anaklanyla dndler.
Kydaki kutlama gnlerce srd ama sonunda Nakonto, Taita'ya geldi. "Artk
yal olmayan byk adam, seninle uzaklara gittim," dedi. "ok gzeldi,
zellikle de savalar, ama beraberliimiz burada bitiyor. Sen kendi halkna
dnyorsun, ben de kendi halkmla kalmalym."
"Bunu anlyorum. Yolunu birletirebilecein iyi bir kadn buldun ve
ocuklarnn da senin boyuna geldiini grmek istiyorsun. Belki onlara da
babalar kadar ustaca mzrak kullanmay retebilirsin."
"Bu doru, benden gen olan yal baba. Ama ben olmazsam bataklkta yolunu
nasl bulacaksn?"
592
11. Yazt
"Bana, seni tandm zamanki yanda iki tane maceraya ve savaa susam
adam bul. Onlar bizimle gelip yolu gstersin." Nakonto Byk Gney Batakl'nda
yol gsterecek iki yeenini seti.
Taita, "Bunlar ok gen," dedi. "Kanallar bulabilecekler mi?"
"Bir bebek anasnn memesini bulmay nasl bilir?" diyen Nakonto gld.
"Gidin artk. Seni her zaman bir bym olarak ve gzellikle hatrlayacam."
"Geminin deposundan, kendine be yz gzel sr alacak kadar boncuk se."
Bir Shilluk'un zenginlii sahip olduu srlarn ve oullarn saysyla
llrd. "Ayrca yz tane de bronz mzrak ucu al ki, oul-! larn her zaman
iyi silahlarla donanm olsun."
"Sana ve salar Nil'in sularnda dans eden gnee benzeyen kadnn Fenn'e
dua edeceim."
mbali ve Fenn gzyalar iinde birbirlerine sarldlar. Nakonto ile
mbali, admlarn ndeki gemiye uydurarak, el sallayp dans edip veda szleri
haykrarak btn sabah ky boyunca onlara elik etti. Sonunda durdular ve Fenn
ile Taita da onlarn uzun boylu figrleri klene kadar geminin kndan onlar
seyrettiler.
@-7
lk kasvetli papirs manzaras belirip, usuz bucaksz ufku kaplaynca,
Nakonto'nun yeenleri pruvada yerlerini aldlar ve dmendeki Me-ren'e, dar
kanalda, sazlarn arasndan grnmeyen dnleri iaret etmeye baladlar.
Nil ykseldike bataklkta da su artm ve kuru yer kalmamt, o yzden
gnlerce kyya kamadlar. Ama onlar kuzeye doru gtren
593
F:38
Wilbur Smith
rzgr deimedi ve gen yelkenleri iyice iirip, sazlarn arasndan gelip
sokan bceklerin bulunduu bataklktan hzla ilerlemelerine yardm etti. Fenn,

sk sk rzgrn doal olmayan bu yardmseverliini dnyordu. Sonunda,


Taita'nn Eos'tan ald gleri kullanarak elementleri kendi diledii gibi
ynettiine karar verdi.
Bu durumda, batakln iindeki yolculuk dayanlmaz deildi. Ta-ita'ya
fazla ihtiya duyulmuyordu ve o da seyir iini Meren ile Nakon-to'nun
yeenlerine, dier btn konulan da Tinat'a brakabiliyordu. Fenn'le ikisi,
gnlerinin ve gecelerinin byk bir ksmn n gvertedeki zel kelerinde
geirmekteydiler. Konutuklar konular arasnda ba eken, birinci olarak
Taita'nn Eos'la karlamas ve ikinci olarak da Font'u, onun mucizevi
olanaklarn kefetmesiydi. Fenn, onun Eos'u tanmlamasn duymaktan asla
bkmyordu.
"Grdn en gzel kadn o muydu?"
"Hayr Fenn. En gzeli sensin."
"enemden kurtulmak iin mi sylyorsun yoksa bu doru mu?"
"Sen benim minik balmsn ve btn okyanuslarn en tatl yarat olan
altn bir dorado'sun."
"Ya Eos? O da bu kadar gzel deil miydi?"
"ok gzeldi ama katil kpekbal da gzeldir. Onunki uursuz ve rktc
bir gzellikti."
"Bedenleriniz birletiinde benimle olduu gibi miydi?"
"Tpk lmle yaam kadar farklyd. Onunla souk ve zalim bir birlemeydi.
Oysa seninle scak, sevgi ve tutku dolu oluyor. kimiz birleince, ruhlarmz da
gizemli bir btnle ulayor ve ayn ayryken olduundan daha gl bir hal
alyor."
"Ah Taita, sana inanmay o kadar ok istiyorum ki. Niye Eos'a gidip onunla
birlikte olduunu biliyorum ve anlyorum ama yine de kskanlk594
II Yazt
tan iim iimi yiyor. mbali erkeklerin birok kadndan zevk alabileceini
sylerdi. O sana zevk vermedi mi?"
"Onun eytani temasndan nasl tiksindiimi anlatacak kelime yok. Azndan
kan her kelimeden, ellerinin ve bedeninin her temasndan hem korkuyor hem de
ireniyordum. Beni yle kirletiyordu ki bir daha hi temiz olamayacakmm gibi
geliyordu."
"Sen byle konuunca artk kskanmyorum. Sadece ektiin aclar iin sana
kar byk bir efkat duyuyorum. Acaba hi huzur bulabilecek misin?"
"Font'un mavi sularnda ykannca, hem yallk yklerinden hem de gnah ve
sululuk duygularndan arndm."
"Bana yine Font'u anlatsana. O Mavi'yle kuatldnda neler hissettin?"
Taita, yaad mucizeyi bir daha anlatt. Szleri bittiinde Fenn bir sre
konumad ve sonra, "Volkanlar patlaynca Font da Eos gibi yok oldu," dedi.
"O yeryznn can damar. Doann tm yaamn kontrol eden ve dirilten
ilahi gc. O asla yok edilemez, yoksa btn canllar da lr."
"Peki hl varsa ne oldu imdi ona? Nereye gitti?"
"Gelgit ve ay tarafndan emilen denizler gibi yeryznn zne ekildi."
"Bir daha insanlar ulaamayacak m ona?"
"Bence hayr. Zamanla tekrar yzeye kacana inanyorum. Belki de
yeryznn uzak bir kesinde kmtr bile."
"Nerede Taita? Nereden kacak?"
"Sadece Eos'un bildii kadarn biliyorum. Yine byk bir volkanla muazzam
bir su birikintisine yakn bir yerde olacak. Ate, toprak, hava ve su, drt
element."
595
Wilbur Smith
"Font'u bulan biri kacak m?"
"Kuzeyde uzaklarda bulunan Etna volkan pskrdnde yeryznn
derinliklerine ekilmiti. O zamanlar Eos'un ini de oradayd. O da alevlerden
g almt. Yz yl boyunca Mavi Nehir'in yeniden yzeye kt yeri arad. Bu
kez Ay Dalan'nda buldu. imdi de yine yeraltna indi."

"Sen ne kadar gen kalacaksn Taita?"


"Kesin olarak syleyemem. Eos bin yldan uzun bir sre gen kald. Bunu
bbrlenmelerinden ve anlarndan biliyorum."
"imdi sen de Font'ta ykandna gre, sana da yle olacak demek ki," dedi
Fenn. "Bin yl yaayacaksn."
O gece kbuslar iinde alayp sayklayarak Taita'y uyandrd. Sonra
uykusunda onun adn syledi: "Taita beni bekle! Geri gel! Beni brakma." Taita
onun yanaklarn okayp, gzkapaklarn perek yumuak bir ekilde uyandrd.
Yaadklarnn rya olduunu anlayan Fenn boynuna sarld. "Sen misin Taita?
Gerekten sen misin? Beni brakp gitmedin mi?"
"Seni asla brakmayacam," dedi Taita.
"Brakacaksn." Sesi hl hkrklarla kesiliyordu.
Taita, "Asla," diye tekrarlad. "Seni tekrar bulmam ok uzun srd.
f
Bana o aptal ryan anlat Fenn. Peinden canavar maymunlar m koval'?
yordu yoksa Chimalar m?"
Fenn hemen cevap vermedi, hl kendine gelememiti. Sonunda fsldayarak,
"Aptalca bir rya deildi," dedi.
"Anlat bana."
"Ryamda yalanmtm. Salarm seyrelmi, aarmt... gzlerime
dklyordu. Derim krm, ellerim kemikli penelere dnmt. Belim
bklmt, ayaklarm imi aryordu. Arkandan atldm ama sen o kadar hzl
yryordun ki, yetiemedim. Ben yere dtm ve sen de bileme596
11. Yazt
diim bir yerlere gittin." Yine ryasn yaamaya balamt. "Sana seslendim
ama beni duymadn." Hkra hkra alamaya balad.
"Bu sadece bir rya." Taita, ona skca sarld ama Fenn iddetle ban
sallad.
"Bu gelecekle ilgili bir grnt. Arkana bile bakmadan dnp gittin. Uzun
boylu ve dimdiktin, bacaklarn glyd. San da gr ve parlakt." Uzanp
Taita'nn san kavrad ve bkt. "Tpk imdiki gibi."
"Tatlm benim, kendini byle zmemelisin. Sen ok gen ve gzelsin."
"imdi belki yle. Ama sen hep byle kalacaksn oysa ben yalanp leceim.
Seni yine yitireceim. Souk bir yldza dnmek istemiyorum. Seninle kalmak
istiyorum."
Taita, elinde alarn bilgelii olduu halde onu rahatlatacak szleri
bulamad. Sonunda onunla tekrar seviti. Fenn kendini yle bir cokuyla ona
veriyordu ki, sanki ruhlar gibi fiziksel bedenlerini de bir btn haline
getirmeye, lmde bile ayrlmamay salamaya alyordu. Nihayet, afak
skmeden az nce, sevimekten ve zntden perian bir halde uykuya dalabildi.
Zaman zaman, uzun vakit nce terk edilmi Luo kylerinden geiyorlard.
Srklar stne kurulmu kulbeler, nehrin ykselmesiyle sular altnda kalmt.
Fenn, "Sular ykselince kuru yerler aramaya gitmi olmallar," dedi. "Ancak
sular ekilince geri dnerler."
Taita, "yi olmu," dedi. "Karlasaydk savamak zorunda kalacaktk ve bu
yolculuk zaten yeterince uzad. nsanlarmz yurtlarna kavumay drt gzle
bekliyor."
597
Wilbur Smith
Fenn, "Tpk benim gibi," dedi. "Geri bu hayatta ilk kez gidiyorum ama
olsun."
O gece Fenn yine kbuslar grd. Taita, onu zihninin karanlk dehetinden
kurtarp, okayarak, perek uyandrd ve kollarna ald. Ama Fenn hl atei
varm gibi titriyor ve kalbi koan bir atn nal sesleriyle gm gm atyordu.
Taita yumuak bir sesle, "Yine ayn ryay m grdn?" dedi.
Fenn, "Evet ama bu daha da ktyd," diye fsldad. "Bu sefer yallk
yznden gzlerim de bozulmutu ve seni ancak sisin iinde yryp giden bir

glge halinde grebiliyordum." Tekrar Fenn konuana kadar ikisi de sessiz kald.
"Seni kaybetmek istemiyorum ama tanrlarn balad bu gzel yllan da nafile
zlemler ve aclarla israf etmek de istemiyorum. Gl ve mutlu olmalym.
Birlikte geirdiimiz her dakikann tadn karmalym. Mutluluumu seninle
paylamalym. Bu korkun ayrlk konusunu, o an gelip atmcaya kadar hi
amayalm bir daha." Bir sre daha sustu. Sonra zor duyulur bir sesle, "O an
eninde sonunda gelecek nasl olsa," dedi.
"Hayr sevgili Fenn," dedi Taita. "yle olmas gerekmiyor. Bir daha hi
ayrlmayacaz, asla." Fenn, Taita'nn kollarnda sakin bir ekilde yatm onu
dinliyordu, nefes alp verii bile zor duyulmaktayd. "Bunu nlemek iin ne
yapmamz gerektiini biliyorum."
"Bana da anlat!" Taita anlatt. Fenn, onu sessizce dinledi ama laf biter
bitmez yzlerce soruya bodu. Taita onlara da cevap verince, "Bu mr boyu
srebilir," dedi. Taita'nn nne serdii vizyonun bykl karsnda gz
ylmt.
Taita, "Belki sadece birka ksa yl srer," diye cevap verdi.
"Ah Taita, kendimi zor tutuyorum. Ne zaman balayabiliriz?"
598
11. Yazt
"Eos'un Msr'a yapt zararn etkilerini gidermek iin daha yaplacak ok ey
var. Onlar biter bitmez balayabiliriz." "O vakit gelene kadar gn sayacam."
Gnler getike, uygun rzgrlar devam etti, krekiler keyifle arklar
sylediler, moralleri yksek, kollan ve srtlar dayanklyd, Nakon-to'nun
yeenleri kanallardan sorunsuz bir ekilde geiriyordu gemilerini. Taita her gn
le vakti direin tepesine trmanp karay grebilmek iin uzaklara bakyordu.
Beklediinden epey nce, bitmek tkenmek bilmez gibi grnen papirslerin
ardnda beliren ilk aalan grebildi. Kadrgalarn omurgalannn altnda Nil'in
sulan giderek derinleti ve iki taraf kaplayan sazlklar azald. Sonunda Byk
Gney Batakl bitti ve karlarna, Nil'in uzun yeil bir ylan gibi kvnlarak
gittii, uzak, sisli ufukta kaybolduu muazzam ovalar kt.
Gemileri dik yamal kyya baladlar. Tinat ile adamlan gnlerdir ilk kez
kuru toprakta kamp kurmakla urarken, atlan da indirdiler. Bir fersah tede,
sekiz zrafadan oluan bir sr dz tepeli akasya aalannn yapraklarn
yemekle meguld.
Taita, Tinat'a, "Shilluk lkesinden aynldmzdan beri taze et yemedik,"
dedi. "Yayn balndan baka bir ey yemek herkesin houna gidecek. Bir av
ekibi oluturmay neriyorum. Kamp kurma ii bitince, insanlar brakalm
dinlenip elensinler."
Taita, Meren ve iki kz, yaylarn alp atlarna bindiler ve uzun boyunlu
benekli hayvanlann peine dtler. Kyya kmaktan atlar da bini599
Wilbur Smith
ileri kadar honuttu; ak alanda, boyunlarn esnetip kuyruklarn sallayarak
kouyorlard. Zrafalar onlarn geldiini uzaktan grm ve akasya aalarnn
arkasndan kp ovada drtnala kamaya balamt. Ucu pskll uzun
kuyruklarn srtlarna doru kvrp iki taraftaki bacaklarn ayn anda ileri
attklar iin, sanki ar ar uzaklayormu gibiydiler. Ama onlara
yetiebilmek iin avclarn atlarn sonunu kadar zorlamas gerekiyordu. Onlara
yetiince, zrafalarn kard tozdan korumak iin gzlerini iyice ksmak
zorunda kalmlard. Taita, eti herkesi doyurmaya yetecek irilikte yar yetikin
bir erkein srnn gerisinde kaldn fark etti, stelik daha yumuak ve leziz
olacakt.
Onu dierlerine gsterip, "te bunu yakalayacaz!" diye bard. Hayvana
yaklarken, yayn gerip ilk okunu att ve arka bacann gerisindeki kiriten
vurdu. Hayvan yalpalayp decek gibi olduysa da dengesini bulup komaya devam
etti ama yaral bacan sryerek gidiyordu ve yavalamt. Taita tekilere
iaret verdi. ki gruba ayrlp zrafay iki yandan sktrdlar. Birka yz
metreden ok stne ok yadrarak gsnden vurdular. Kalbine ve cierlerine

ulamaya alyorlard ama hayvann derisi zrh gibi ve hayati organlan


derinlerdeydi. Zrafa kanlar iinde, kuyruunu oynatp, her ok isabet ettiinde
acyla inleyerek komaya devam ediyordu.
Biniciler, atlarn iyice yaklatrp, oklann daha etkili olaca bir
menzile girdiler. Sidudu, Meren'in az gerisindeydi ve Meren dnp omzunun
stnden gz atana kadar onun avn peinden ne kadar pervaszca at koturduunu
fark etmemiti.
Kza, "ok yaknsn!" diye bard. "Aray a Sidudu!" Ama uyarmakta ok ge
kalmt: zrafa durup, at rktecek bir ifte savurdu. Sidudu dengesini
kaybetmi ve kafa st umutu. Kle gibi yere dt ve
600
11. Yaza
tozlarn arasnda neredeyse zrafann ayaklarnn altna doru yuvarland.
Hayvan, Sidudu'nun kafatasn paralayacak ikinci bir ifte att ama neyse ki
bann stnden geti. Sonunda yuvarlanmas durdu ve l gibi yere serildi.
Meren hemen atn dndrm ve yere atlamt.
O, kza doru koarken, Sidudu sersemlemi bir ekilde oturdu ve akn
akn gld. "Yer grndnden sertmi." htiyatla akaklarn yoklad. "Kafam
da dndmden yumuakm."
Taita da Fenn de onun dtn grmemiti ve zrafann peinden
gidiyorlard. Taita, Fenn'e doru, "Oklanmz onu ldrecek kadar derine
ilemiyor," diye bard. "Klla bitirmem lazm iini."
Fenn endieyle, "Kendini tehlikeye atma," diye bard ama Taita uyary
duymazdan gelip ayaklarn zengilerden kard.
"Duman Yeli'nin ban tut," diye bararak dizginleri Fenn'e att. Sonra
klcn krek kemiklerinin arasnda asl olan knndan karp yere atlad.
Atn ivmesinden yararlanarak ileri frlayacan ve ksa bir sreliine
zrafayla ayn hzda koabileceini hesaplamt. Hayvann her admnda devasa
arka toyna Taita'nn bandan daha yksee kyordu ve Taita da frsattan
yararlanp araya dalmt. Ama zrafa en yakndaki toynan yere koyup
arln onun stne verdiinde, benekli derisinin altndaki tendonun
neredeyse kendi bilei kadar olduunu grd.
Koarken klc iki eliyle kabzasndan kavrad ve tendonu hemen i dizin
stnden kesmeyi planlayarak btn gcyle savurdu. Hedefi tutturmu ve tendon
kauuk gibi bir ses kararak kopmutu. Bacak kt ve zrafa sarsnn zerine
devrildi. Tekrar dorulmaya alt ama baca sakatlanmt. Kalkamayp yana
doru ykld. Bir an iin boynunu Taita'nn eriebilecei bir yere uzatt.
Taita hemen frlayp klcn hayvann ensesine, tam omurgaya denk gelecek
ekilde saplad. Zrafa debelenir601
Wilbur Smith
ken geri kat. Sonunda hayvann drt baca da katlat ve hareketsiz kald.
Gzkapaklar titreti ve kirpikleri iri gzlerini rtt.
Taita cesedin yannda dururken Fenn, Duman Yeli'ni de yedeine alm olarak
yetiti. "ok hzlydn." Sesi hayranlk doluydu. "Tpk gvercine dalan bir
doan gibiydin." Atndan atlayp Taita'ya kotu, salan zgrce uuuyordu,
gzelim yz av heyecanyla kpkrmz olmutu.
"Ve sen de o kadar gzelsin ki, ne zaman sana baksam gzlerim kamayor."
Taita, onu kollarnn arasna alp yzne bakt. "Seni brakabileceimi nasl
dnebilirsin?"
"Bunu sonra konuuruz, bak Meren ile Sidudu geliyor."
Meren, Sidudu'nun atn yakalamt ve kz atna biniyordu. Yakna gelince
giysisinin yrtlm olduunu, gslerinin akta kaldn fark ettiler. st
ba toz toprak iindeydi. Yana da syrlmt ama glms-yordu. "Hey Fenn,"
diye seslendi. "Elenceli bir oyundu deil mi?"
Drd en yakn akasya aalannn yanna gittiler ve glgede dinlensinler
diye atlarndan indiler. Su tulumunu elden ele geirip susuzluklarj n
giderdikten sonra, Sidudu tuniini karp Taita'nn kendisini muayene |
etmesine izin verdi. Muayene fazla uzun srmedi.

"Giyinebilirsin Sidudu. Bir yerinde krk yok," diye kz rahatlatt. ) "Tek


yapman gereken nehirde ykanmak. rklerin de birka gne kadar f geer. imdi
Fenn ile benim sizinle konumak istediimiz ok nemli bir I konu var."
Taita'nn ava kmalann istemesinin asl nedeni buydu. Plan- j lann
anlatabilmek iin ba baa kalmalarn arzu etmiti.
Meren ile Sidudu'nun filonun bekledii yere dnmelerine izin verdi- I inde
gne leni gemiti. Giderken ikisinin de ruh hali farklyd: endi- i seli ve
mutsuz grnyorlard.
Sidudu, Fenn'e hararetle sanlp, "Srekli olarak gitmeyeceine sz ver,"
dedi. "Benim iin kardeten ilerisin. Seni kaybetmeye dayanamam.' I
602
11. Yazt
Fenn, "Bizi grmeseniz de Taita ile ben yannzda olacaz. Bu sadece kk
bir sihir. Daha nce de pek ok kez grmtn," diye ona sz verdi.
Sonra Meren konutu. "Epeyce eksilmi gibi grnse de, saduyuna hl
gveniyorum Byc. Bir zamanlar bana ihtiyatl olmam hatrlattn gnleri
hasrlyorum. imdi sana bakclk etmesi gereken benim. Bacaklarnn arasnda
sallanan bir ey olunca bir erkein ne kadar pervasz-latn grmek tuhaf."
Taita gld. "Akllca bir gzlem iyi Meren. Ama bouna kendini zme. Fenn
ile ben ne yaptmz biliyoruz. Gemilere dn ve gerekeni yap."
Meren ile Sidudu nehre doru gittiler, ama eyerlerinde dnp dnp,
endieyle arkalarna bakyorlard. Gzden kaybolana kadar en az on kere el
salladlar.
Taita, Fenn'e, "imdi de kaybolma sahnemizi kurmalyz," dedi ve drl
olarak eyerlerinin arkasnda duran iltelerini almaya gittiler. Aralarna temiz
giysiler de gizlemilerdi. Tozlu, ter lekeli tuniklerini karp bir an keyifle
birbirlerinin plak bedenini seyrettiler. Taita temiz tuniini almak zere
eildi ama, Fenn, onu durdurdu. "ok acele etmemize gerek yok lordum.
Dierlerinin bizi aramaya gelmesi iin daha var. Hazr plakken bu an
deerlendirmeliyiz."
"Meren, Tinat'a ldmz bildirince btn insanlar cesetlerimizi bulmak
iin buraya koacak. Gelip de baya canl olarak bulabilirler sonra."
Fenn onun bacaklarnn arasna uzand. "Meren'in bununla ilgili szlerini
hatrlyor musun? Hani bir erkei nasl pervaszlatrd hakkndaki? Eh, ben
de birlikte pervaszlaabiliriz diyorum."
"Beni byle tutunca istediin yere gtrebilirsin, hi itirazm olmaz."
Fenn eytanca glmseyerek Taita'nn nnde diz kt.
603
Wilbur Smith
Taita, "imdi ne yapyorsun?" diye sordu. "Bu benden rendiin bir ey
deil."
"mbali, bana kymetli bilgiler vermiti. Ama artk sus lordum, nk sana
cevap veremem. Azm baka bir ile megul olacak."
Olay tam zamannda bitirdiler ve nehir ynnden drtnala gelen atllarn
kaldrd tozu grmeden, yapacaklar hilenin hazrlklarn bitirdiler. Sonra
akasyalarn arasna ekilip bir aacn dibine sessizce oturdular. El ele
tutuarak etraflarn bir gizlenme bysyle kapladlar.
Tinat ile Meren bir toz bulutunun arasndan grndklerinde, drtnala gelen
silahl kalabaln kard sesler de iyice artmt. Gelenler, Duman Yeli ile
Kasrga'y otlanrken grnce hemen oraya tler ve Taita ile Fenn'in yirmi
adm tesinde durdular.
Meren, "Ah, Seth'in karacieri ve barsaklar adna!" diye haykrd.
"Eyerlerdeki kan gryor musun? Tam sana anlattm gibi. Cin onlar alp
gtrm."
Koyu renk lekeler zrafa kanyd ama Tinat bunu bilmiyordu. "sis ve Osiris
akna, bu ne trajik bir i." Eyerinden atlad. "Etraf iyice arayn, bycyle
eine dair bir iz bulmaya aln."

Ksa bir sre sonra Taita'nn yrtk, kanl tunii bulundu. Meren tunii iki
eliyle tutup yzne gtrd. "Taita bizden alnd. Ben artk baba- I sz bir
oulum," diye hkrd.
Taita, Fenn'e, "Korkarm iyi kalpli Meren roln biraz abartyor," i diye
fsldad.
Fenn de, "Onda byle bir yetenek olduunu hi bilmiyordum," dedi.
"Tapnaktaki temsili trende Horus'u mkemmel canlandrabilirmi."
Tinat, "Firavun'a gidip Taita'nn gtrlmesine izin verdiimizi na- i sil
syleriz?" diye szland. "En azndan cesedini bulmalyz."
"Sana syledim Albay Tinat. kisinin de cin tarafndan ge ekili1" I ni
grdm." Meren, onu ikna etmeye alyordu.
604
11. Yazt
Ama Tinat inat ve kararlyd. "Yine de aratrmaya devam etmemiz lazm.
Her yeri kar kar aramalyz." Adamlar bir kez daha geni bir hat halinde
yaylarak aalarn arasnda ilerlemeye balad.
Meren ile Tinat batayd ve Meren, Taita ile Fenn'in az tesinden geti.
Geerken kendi kendine syleniyordu: "Gel artk Tinat, bu kad r domuz kafal
olma. Gemilere dnelim ve bycy oyunlaryla ba baa brakalm."
Tam o anda arayanlardan biri Fenn'in kanl tuniini bularak heyecanla
bard. Meren, adama doru kotu ve onun aratrmay bitirmesi iin Tinat'la
tarttn duydular. Kanl giysiler yznden ikna olan Tinat sonunda inad
brakt. Duman Yeli ile Kasrga'y da alarak zrafann cesedinin yatt yere
gittiler, hayvann derisini yzp paralayacak ve etleri gemilere
gtreceklerdi. Taita ile Fenn de ayaa kalktp silahlarn aldlar ve kuzeye
doru yola koyuldular.
Fenn hlyal bir ekilde, "Seninle ba baa kalmay ok seviyorum," dedi.
"Durup yine o aacn altnda dinlenecek miyiz?"
"Galiba iindeki canavar uyandrdm."
"Benim kk canavarm hi uyumuyor ki. Daima uyank ve oyun oynamaya hazr.
Umarm seni yormuyordur lordum?"
Taita'nn korkun bir ekilde kaybolduunu duyan herkes yasa boulmutu.
Ertesi gn atlar gemilere ykleyip tekrar yola ktklarnda ce605
Taita, onu aalarn altna ekti. "Grelim bakalm kim nce kimi
yoruyormu."
Wilbur Smith
naze mavnalarnn oluturduu bir alay gibi gidiyorlard. stelik sadece
byclerini deil, Fenn'i de yitirmilerdi. Onun gzellii ve sevimlilii uur
getiren bir tlsm olmutu. Sidudu gibi gen kadnlar, zellikle de reme
iftliklerinden kurtardklar Fenn'e tapyordu.
Sidudu, Meren'e, "Doru olmadn bildiim halde, onun eksiklii beni ok
zyor," diye fsldad. "Taita bu zalim oyunu niye oynuyor?"
"Kendisi ve Fenn iin yeni bir hayat kurmak istiyor. Onun yal ve gm
sakall halini bilen ok az kii, bu sihirli dnm anlayacak. Onun yeniden
douunu kara bynn eseri bir uursuzluk sayacaklar. Fenn ile ikisi korku ve
nefret duyulan kiiler haline gelecek."
"Yani onlar bulamayacamz bir yere mi gidecekler?"
"Ben de ayn eyden korktuum iin seni rahatlatamayacam." Ko lunu kzn
omzuna att. "Bundan itibaren, biz de kendi yolumuzu bulmalyz. Birbirimize g
katmal, birbirimizle ilgilenmeliyiz."
Sidudu, "Ama onlara ne olacak? Nereye gidecekler?" diye srar etti.
"Taita seninle benim anlayamayacamz bir bilgelii aryor. Btn hayat
bir aratrmadan oluuyordu. imdi yaam ebedi olduuna gre, aray da ebedi
olacak." Sylediklerini bir an dnp, devam etti, ender grlen parlak
sezgilerinden birine tank oluyordu. "Bu byk bir nimet de olabilir, byk bir
yk de."

"Onlar bir daha gzmzle hi gremeyecek miyiz, ne olur yle olmayacan


syle."
"Gitmelerinden nce bir daha greceiz. Bu kadarndan eminim. Bize kar
asla o kadar zalim olmazlar. Ama yaknda bir gn tamamen gitmi olacaklar."
Meren konuurken bir yandan da akp giden kyya bakyor, Ta-ita'nn
brakacana sz verdii iareti aryordu. Sonunda parlak bir k
606
11. Yazt
huzmesi grd, cilal bir metalden yansyan gne yd bu. Eliyle gzlerine
glge yapp ileriye bakt. "te orada!" Dmeni kyya evirdi. K-rekiler
kreklere asld. Meren daha gemi yanamadan atlam ve ucu topraa sapl olarak
duran klca doru komaya balamt. Klc ekip ald ve bann stnde
sallamaya balad. Arkadaki kadrgada olan Ti-nat'a, "Taita'nn klc!" diye
haykrd. "Bu bir kehanet!"
Tinat bir arama ekibi yollad ve kyy yarm fersah boyunca drt bir yana
doru taradlar, ama bir insann varln gsterecek baka bir iz bulamadlar.
Meren, seni kurnaz ihtiyar tilki, diye dnd. Bu zrvay o kadar ustaca
oynad ki ben bile inandm. inden glmsedi ama adamlara, "Aratrmay
srdrmek bouna," derken arbal havasna brnmt. "Bu iler bizim
anlaymz ayor. Eer Taita, yani byc bile yenildiyse biz ne yapabiliriz?
Kendi bamz da derde sokmadan filoya dnmeliyiz." Adamlar batl inanlarnn
verdii korkuyla bu teklifi hemen kabul ettiler ve kadrgalara dnld. Herkes
tekrar gemilere biner binmez Meren yolculua devam emrini verdi. Krekiler
yerlerim ald ve bir fersah boyunca kimse konumad.
Hilto krekilerin bandayd. Aniden ban kaldrp ark sylemeye
balad. Sesi olduka glyd, savan ortasnda insanlara komuta eden bir
sesti. arks sessiz nehir boyunda yaylyordu:
"Selam sana yllar sonsuza uzanan
ve dehet saan tanra Hag-en-Sa.
Selam, ilk direi diken ustalara.
Selam yeryznn en uzak kelerinde yaayanlara.
Her gn, gnbatmyla lenlere.
607
Wilbur Smith
afakta yeniden doanlara.
Nilfer gibi genlii yeniden iek aanlara.
Taita'da kelimelerin gc var.
Brakn ilk direi gesin!"
Bu lm Kitab'nn ilk blmnde bir krala yaplan att. Bir anda t>tn
insanlar arkya katld ve nakarat sylemeye balad.
"Brakn bizim takip edemeyeceimiz yere gitsin. Brakn karanlk yerlerin
srlarn rensin. Yce Tanr Horus'un bilge ylan olsun."
Hilto bir sonraki blm syledi:
"Selam, Seth, dnyalar ykan.
Selam, Ruhlarn Yce Hkimi, byk korkuyu yaratan kutsal ruh.
Brak Taita'nn ruhu ikinci stunu da gesin.
Onda szlerin gc var.
Brak Taita, Osiris'in Nilfer Taht'na giden yolu bulsun,
Arkasnda sis ile Hathor'un durduu."
Dier erkekler ve kadnlardan bazlar nakarat tekrarlad:
"Brakn bizim takip edemeyeceimiz yere gitsin. Brakn karanlk yerlerin
srlarn rensin. Brakn gesin! Brakn gesin!"
608
11. Yazt
Bataki geminin k tarafnda dmen yekesini skca kavram olan Meren de
onlarla birlikte sylyordu. Yannda duran Sidudu'nun sesi titriyor ve yksek
notalara karken, duygularnn arlyla tamamen kesiliyordu.

Meren, dmen yekesinde duran kasl sa kolunda hafif bir temas hissetti.
aknlkla irkilip koluna bakt. Kimse yoktu ama temas ok belirgindi.
Taita'ya hizmetinde bir rakken, kaynaa dorudan bakmamas gerektiini
renmi olduu iin, baklarn yana kaydrd ve gznn nnde mulak bir
eklin belirdiini grd. zerine odaklannca kayboluyordu.
Dudaklarn oynatmadan, "Byc, burada msn?" diye fsldad.
Cevap veren ses de ayn ekilde hava gibi hafifti. "Yanndaym ve Fenn de
Sidudu'nun yannda."
Planladklar gibi, kadrga Taita'nn klc saplad yere balyken
gverteye kmlard. Meren, dierleri grebilir diye sevincini belli etmemeye
alt. Gzlerini evirdi ve o zaman Sidudu'nun yannda duran belli belirsiz
hayali fark etti.
akn akn etrafna bakman Sidudu'yu, "Fenn sol elinin yannda duruyor,"
diye uyard. "Hayr, onu gremezsin. Sana dokunmasn iste." Sidudu, Fenn'in
grnmez parmaklarnn yanana dediini hissedince tebessm parlak bir hal
ald.
Akamzeri kyda kamp kurmak zere gemileri baladklarnda, Meren toplanan
kalabala, "ndeki geminin n gvertesinde, aramzday-ken en sevdikleri yere
bir mabet yapacaz," dedi. "Yeralt dnyasndaki ilk stuna ulamadan nce, bu
varlk dnyasnda esir kalan ruhlar orada dinlenebilir."
O kk keye hasr bir perde gerdiler ve kayp iftin dekleriyle
eyalann oraya koydular. Her akam Sidudu perdenin dna yemek, bira
609
F:39
Wilbur Smith
ve su brakyor, sabaha kaplar bo buluyordu. Bycnn ruhunun hl onlar
kolladna inanan insanlarn cesareti artm ve filonun havas aydnlanmt.
Erkekler yine glyorlar ama n gvertedeki mabetten uzak durmaya bakyorlard.
Tekrar Qebui'ye, Kuzey Rzgrfnn Yeri'ne ulamlard. Burada ok uzun
sredir stnde yolculuk ettikleri Nil, doudaki dalardan akan baka bir gl
nehirle birleerek asl Nil'i oluturuyordu. Son grdklerinden bu yana Qebui
fazla deimemiti, sadece civardaki tarlalar iyi sulanm ve ekin dolmutu, bir
de kentin amur duvarlarnn dndaki yeil otlaklarda at ve sr srleri
yaylmt. Aniden ortaya kan yabanc gemilerin oluturduu bu byk filo
garnizonu, kent halkn artm ve dehete drmt. Ancak Meren ilk geminin
pruvasnda belirip, iyi niyetlerini bildirdikten sonra tanyabildi Vali Nara,
onu.
"Bu Albay Meren Cambyses!" diye bard valilik okularnn bandaki
yzbaya. "Sakn ok atmayn."
Nara, kyya ayak basar basmaz Meren'i scak bir ekilde kucaklad.
"Dnmenizden umudu keseli ok olmutu, Firavun Nefer Seti adna size btn
kalbimizle ho geldiniz diyoruz." Nara, Tinat'la tanmyordu. General Lotti
komutasndaki sefer onun vali olmasndan nce dzenlenmiti. Ama tabii ki
seferden haberi vard ve Meren'in, Tinat' hayatta kalan komutan olarak
tantrmasn kabullendi. Ama kyda konuurken, Nara sanki baka birinin
ortaya kmasn beklermi gibi gzn gemilerden alamyordu. Sonunda kendini
daha fazla tutamad ve patlad. "Beni balayn iyi albaylar, ama yce Byc,
Gallalal Taita'ya, o olaanst adama ne olduunu bilmek zorundaym."
"Size anlatmak zorunda olduum hikye hem ok garip hem de inanlmayacak
kadar muhteem. Ama nce insanlarm karaya karp ihti610
11. Yazt
yalarn grmek zorundaym. Yllardr srgndeler ve ok uzun, zorlu, tehlikeli
bir yolculukla gelebildiler imparatorluumuzun bu ileri karakoluna kadar.
Grevimi bitirir bitirmez, gelip size raporumu eksiksiz olarak sunacam,
sanrm siz de Kamak'taki firavunluk sarayna iletirsiniz."

"Balamanz dilerim." Nara'nn Tanr vergisi nezaketi geri gelmiti. "Ev


sahiplii yapmay unuttum. Hemen karaya karn onlar, sonra da iyice
dinlenin."
O akam, kalenin toplant salonunda Nara, Meren, Tinat ve kdemli
yzbalarna bir ziyafet verdi. Kendi personeli ve kentin ileri gelenleri de
davetliydi. Yiyip itikten sonra Nara kadehini onlarn erefine kaldrd ve
duygulu bir ho geldin konumas yapt. Sonra Meren'den, konuklara, gneydeki
yabanc diyarlarda balarndan geen maceralar anlatmasn rica etti. "O
gizemli, kefedilmemi diyarlardan ilk kez sizler dndnz. Orada neler
kefettiinizi anlatn bize. Nil Ana'mzn doduu yere ulaabildiniz mi, onu
anlatn. Nasl olup da kuruduunu, sonra nasl olup da tekrar bylesine gl
akmaya baladn arlatn. Ama hepsinden nce, byc Gallalal Taita'ya ne
olduunu syleyin."
lk Meren konutu. Yllar nce oradan getikten sonra balarna gelen her
eyi anlatt. Tamafupa'da Nil'in kaynana nasl ulatklarn, nehrin akmasn
nleyen Kzl Talar' nasl bulduklarm anlatt. Tinat tarafndan kurtarlp
Jarri'ye gidilerini, Yksek Konsey'in huzuruna klarn anlatt.
"imdi de Albay Tinat Ankut'u davet ediyorum," dedi. "Kendisi General Lotti
komutasndaki seferin kaderini ve kurtulanlarn Jarri'ye gidip orada nelerle
karlatklarn anlatacak." Yerini Tinat'a brakt.
Her zamanki gibi Tinat'n anlatm zl ve sslemelerden uzakt. Net askeri
terimlerle, Kralie Lostris zamannda Lord Aquer tarafndan kuru611
Wilbur Smith
lan Jarri hkmetini anlatt. Sonra da byc Eos tarafndan lkenin nasl bir
acmasz tiranla dntnden sz etti. Anlatmn sade bir cmleyle bitirdi.
"NiPin akn durdurmak iin o kayay oraya diken bu cadyd. Amac Msr'a
boyun edirmek ve klesi haline getirmekti." Dinleyicilerin fkelerini dile
getirip, bararak sorular yneltmesiyle ortalk kart.
Nara ayaa frlad ama ortal yattrmas biraz zaman ald. "Tekrar Albay
Meren'i davet ediyorum. Ltfen sorularnz hikyesinin sonuna saklayn, nk o
arada eminim birok sorunuzu yantlam olacaktr."
Meren, Tinat'tan daha iyi bir konumacyd ve konuklar onun Byc Gallalal
Taita'nn Eos'la yzlemek zere inine gidiini heyecanla dinlediler. "Tek
bana ve psiik glerinden baka silah olmadan gitti. Bu iki usta arasnda
yaanan doast arpmann boyutlarn kimse bilemeyecek. Tek bildiimiz,
sonunda Taita'nn onu yenmi olduu. Eos ve ktlkle dolu krall yok edildi.
Nil Ana'mzn nne diktii engeller kaldrld ve nehir tekrar akmaya balad.
Taita'nn gleriyle nasl dirilip kendine geldiini anlamak iin Qebui'den
geen nehre bir bakmanz yeter. Albay Tinat'n yardmyla, bunca yldr Jarri'de
esir tutulan insanlarmz kurtuldu. Bu gece sizlerle oturuyorlar."
Vali Nara, "Ayaa kalksnlar," diye bard. "Kalksnlar ki bu
kardelerimize lkemize ho geldiniz diyebilelim." Tinat'n alayndaki
yzbalarla dier subaylar teker teker ayaa kalkp isimlerini, rtbelerini
sylediler ve szlerini hep ayn beyanda bulunarak bitirdiler. "Bu gece, deerli
liderlerimiz Albay Meren Cambyses ve Albay Tinat Ankut'tan dinlediiniz her
eyin doruluuna tanklk ederim."
Onlar bitirince Nara yine sz ald. "Bu gece pek ok mucize duyduk, hepimiz
huu iinde kaldk. Ancak, zihnimi yakan bir soruyu sorduumda, buradaki tm
dinleyiciler adna konuacam da biliyorum." Et612
11. Yazt
kileyici bir tavrla durdu. "Syleyin Albay Cambyses, byc Taita'ya ne oldu?
Neden artk kendisi banzda deil?"
Meren'in ifadesi vakurdu. Bir sre, aklamakta zorlanyormu gibi durdu.
Sonra derin bir i geirdi. "Aslnda en zc, ac verici grevim, bycnn
artk aramzda olmadn bildirmek. Gizemli bir ekilde ortadan kayboldu, Albay
Tinat ve ben kaybolduu yerde zenle kendisini aradk, ama bir baar elde
edemedik." Tekrar durup ban sallad. "Her ne kadar cesedini bulmay

baaramam olsak da, giysilerini ve atn bulduk. Tunii ve eyeri kan


iindeydi. Onun kaybn ancak birtakm uursuz doast varlklarla
aklayabildik ve bycnn lm olduu kararna vardk."
Meren'in szleri ac iniltilerle karland.
Vali Nara kprdamadan oturuyordu, yz solmutu ve ok zgn grnmekteydi.
Nihayet salondaki sesler kesilip, herkes ona bakmaya balaynca ayaa kalkt.
Konumaya balad ama sesi kmyordu. Kendini zorlayarak yeniden balad.
"Bu trajik bir lm. Gallalal Taita hem gl hem de iyi bir adamd. Kayp
haberini Firavun Nefer Seti'ye zgn bir kalple gndereceim. Qebui blge valisi
olarak, nehir kysna, hayat veren Nil Ana'mz kurtard iin Gallalal Taita
adna bir ant dikilmesini salayacam." Baka bir ey daha diyecek gibiydi ama
ban sallayp arkasn dnd. O ziyafet salonundan knca, btn konuklar da
kk gruplar halinde peinden gidip karanln iinde dald.
Be gn sonra, kent halk ile gneyden gelen yolcular, iki Nil'in birletii
kavakta yeniden topland. Vali Nara'nn diktii ant, yekpare mavi granit
blokundan oyulmutu. zerinde ok gzel hiyerogliflerle yazlm bir metin
bulunuyordu. Ta ustalar gece gndz alarak ant o gne yetitirmiti.
613
Wilbur Smith
"Bu ant, Firavun Nefer Seti'nin adna, ki Krallk'm Hkmdar olarak
yirmi altnc ylnda dikilmitir, tanrlar ona ebedi yaam balasn!
Saygdeer Byc, Gallalal Taita, NilAna'nn kaynana ulamak, kutsal
sularnn Msr mparatorluu ve halk adna yeniden akmasn salamak iin
tarihi yolculuuna bu noktadan kmtr.
Ruhani glerinin etkisiyle bu tehlikeli giriimi baaryla sonulandumtr. Dualarmz her zaman onunla olsun!
Vahi lkelerde trajik bir ekilde hayatn yitirmitir. Kendisi Msr'a
asla dnemese de, ans ve ona duyduumuz kran, tpk bu ant gibi on bin yl
yaayacaktr.
Bu vg szleri, tanrlarn sevgilisi Byk Firavun Nefer Seti adna Qebui
blge valisi olan ben Nara Tok tarafndan yazlmtr."
Sabahn ilk klaryla granit antn etrafna toplanp Horus ve Hat-hor'a
dualar ettiler, Taita'nn ruhunu korumas iin yalvardlar. Sonra Ti-nat ile
Meren, insanlar yine gemilere yerletirdi. Bir kez daha yola koyuldular. Bu,
dn yolculuklarnn son uzun bacayd, iki bin fersah daha yol gidip, alt
byk elale aacak ve Msr'n bereketli topraklarna gireceklerdi.
Nil'in sular ok ykseldii iin, elaleler de ok gl akyordu. Ama
Jarri gemileri tam bu koullara gre tasarlanmt ve Meren de usta bir nehir
klavuzuydu. Bir sorun yaadnda, dirseinin dibinde duran Taita rehberlik
ediyordu. kisi birlikte, filoyu hasara uratmadan, hi kayp vermeden
gtrmekteydiler.
Beinci ve altnc alayan arasnda, nehir yolculua neredeyse bin fersah
daha ekleyen byk bir kvrm yapyordu. Vali Nara'nn gnderdii yardmclar,
onlardan be gn ilerideydi ve krfezi dolanmadan kervan
614
11. Yazt
yolunu izleyerek gidebiliyorlard. Tadklar raporlar, filonun ilk alayandan
Msr vadisine indirilmesinden be gn nce Asuvan blge valisinin eline
gemiti. O noktadan sonra, yolculuk bir zafer geidine dnt.
Her iki ky da hayat getiren sularn altndayd. Kyller tarlalarda
almak zere kylerine dnmlerdi ve rnleri yeermeye balamt. Gemiler
geerken halk kylara hcum ediyor ve palmiye yapraklan sallyorlard. Nehre
yasemin iekleri atyorlar, sevin gzyalar dkp karanlktan, esrarengiz
gney diyarlarndan gelen kahramanlara dualar ederek, vgler yadryorlard.
Her kentte, yolcular vali, asiller ve rahipler tarafndan karlanyor,
cokulu trenlerle tapnaklara gtrlyorlard. Onlar elendiriyor, ziyafetler
veriyor, iek yamuruna tutuyorlard.
Taita ile Fenn de onlarla birlikte karaya kyordu. Fenn, bir zamanlar
ynettii lkeyi bu hayatnda ilk kez grmekteydi. Msr'da kimse onlar imdiki

halleriyle tanyamazd, o yzden Taita uzun sredir ardna gizlendikleri byy


kaldrmt. Yine de yzlerini rtyorlard, yalnzca gzleri grnrken
kalabala zgrce karmaktaydlar.
Fenn, Taita'nm dile getirdii her eyi kendi gzyle grmekten ok mutluydu.
O zamana kadar teki hayatyla ilgili anlar sisli, para parayd ve onlar
birletiren Taita oluyordu. Ama artk lkesinin topraklarnday-d ve her eyi
hatrlamaya balamt. Sanki aradan sadece birka yl gemi gibi, yz yl
nceden kalan yzleri, szleri ve eylemleri gayet net anmsyordu.
Kom Ombo'da gemileri tapnak binalarnn muazzam duvarlarnn altna
yanatrdlar. Kumtandan bloklara devasa tanr ve tanra heykelleri
oyulmutu. Yksek rahibe ile maiyeti, yolcular karlamak zere kyya
indiklerinde, Taita, Fenn'i alp, Hathor Tapna'nn bombo koridorlarndan
geirerek, serin i mabede gtrd.
615
Wilbur Smith
"te imdiki halinin ruh imajn ilk kez burada grmtm," dedi.
Fenn, "Evet! Gayet iyi hatrlyorum," diye fsldad. "Buray ok iyi
hatrladm. Kutsal havuzdan sana doru yzmtm. Konutuklarmz da aklmda."
Zihninden prova edermi gibi bir sre dndkten sonra, "Beni tanmadn iin
ayp sana, nk ben Fenn im," dedi. Bunlar, Taita'nn yreini burkan tatl,
ocuksu bir sesle sylemiti.
"Tam bu ses tonuyla konumutun."
"Bana verdiin cevab hatrlyor musun?" Taita ban sallad. Aslnda ok
iyi hatrlyor ama onun sylemesini istiyordu,
"Dedin ki..." Taita'nn sesini taklit ediyordu bu kez. "Seni gayet iyi
tanyorum. Tpk ilk grdm zamanlardaki gibisin. Gzlerini asla unutamam. O
zaman da imdi de, Msr'n en yeil ve en gzel gzleri onlar."
Taita hafife gld. "Nasl da kadns bir tavr! ltifatlar asla
unutmazsnz."
"zellikle de byle gzel olanlar," dedi Fenn. "Sana bir hediye
getirmitim. Ne olduunu hatrlyor musun?"
"Bir avu kire," diye atld Taita. "Paha biilmez bir armaan."
"imdi deyebilirsin. Borcun bir pck. Ya da ne kadar pce deerse."
"Aklmdaki say on bindi."
"Teklifini kabul ediyorum lordum. lk yzn pein alacam. Sonrakileri de
azar azar dersin."
Karnak'a yaklatka, sevinli kalabalklar yznden, ilerleyileri gittike
yavalyordu. Nihayet Firavun'un sarayndan drtnala gelen kra616
11. Yazt
liyet ulaklar belirdi. Firavun, filo komutanna bir an nce Karnak'a gelip
uzura kmasn emrediyordu.
Taita, heyecanla glen Fenn'e, "Torunun Nefer Seti hep sabrsz bir )cuk oldu
zaten," dedi.
"Onu grmeyi nasl da hasretle bekliyorum! Meren'e abuk olmas-
emretmesine sevindim. Nefer Seti imdi ka yandadr?"
"Herhalde elli drt, kraliesi ve bakadn Mintaka da fazla gen delildir.
Tpk senin gibi vahi ve dikbal olduunu grnce ne yapacan seyretmek
ilgin olacak. Bir kez ayakland m o da neredeyse senin kadar yrtc olur."
"Bunlar sylerken bize hakaret mi ediyorsun, iltifat m, anlayamadm. Ama
bir eyden eminim. Ondan holanacam, yani torunumun ocuunun annesinden."
"Ba dertte ve bize ihtiyac var. Hl Eos'un ve sahte peygamberi Soe'nin
etkisi altnda. Eos lm ve gleri yok olmu olsa bile, Soe hl onu avucunda
tutuyor. Onu kurtarmak son kutsal grevimiz. Sonra ikimiz kendi dlerimizin
peine deceiz."
Bylece Karnak'a, yzlerce kaps, saysz gzellikleri olan ve hepsi
sularn akmasyla yeniden toparlanan ehre ulatlar. Kalabalk, Yukar
Krallk'ta rastladklarndan daha youn ve daha grltcyd. Kent kaplarndan

ynlar halinde geliyorlar ve havada davul gmbrtler, borazan sesleri,


barlar nlyordu.
Kraliyet rhtmnda, rahiplerden, asillerden ve ordu generallerinden oluan
bir ho geldin komitesi beklemekteydi. Hepsi de resmi kyafetlerini giymilerdi
ve yanlarnda neredeyse onlar kadar gsterili maiyetleri bulunuyordu.
Meren ve Tinat kyya adm atar atmaz, borular var gcyle tt ve
kalabalktan alklar ykseldi. Bavezir, onlar bir ift grkemli sava ara617
Wilbur Smith
basna gtrd. Her iki ara da altn yapraklar ve kymetli talarla ssl
olduu iin gnein altnda prl prl parlyordu. Arabalara, Firavun'un
ahrlarndan seilmi, biri st beyaz, biri abanoz karas iki muhteem at
koulmutu.
Meren ve Tinat, arabalarn basamaklarna atlayp hayvanlar kamladlar.
Kraliyet yolunda, ta sfenkslerin, sava zrhlarna brnm kahraman
heykellerinin arasndan tekerlek tekerlee ilerliyorlard. nlerinde bir svari
birlii gidiyor, arkalanndan da Kraliyet Muhafz Birlii askerleri kouyordu.
Kalabalktan ykselen sesler bir kasrga gibi esmekteydi.
ok uzaktan, Taita ile Fenn de klk deitirmi olarak saray kapsna kadar
yrdler. Orada durup el ele tututular ve gizlenme bys yaparak saray
muhafzlarnn arasndan geip, byk kraliyet salonuna girdiler. Sarayllar ve
sekinlerden oluan kalabaln uzanda durdular. Kardaki ykseltilmi
platformda, Firavun Nefer Seti ile kraliesi fldiinden yaplm tahtlarnda
yan yana oturmaktaydlar. Firavun, mavi sava tacn, yani Khepresh'i takmt.
Bu, yanlar saf altn disklerle ssl yksek bir tat; aln ksmnda Aa ve
Yukar kralln simgesi olan birbirine sarlm kobra ile akbaba balan
bulunuyordu. Firavun makyaj yapmamt ve st ksm plakt, katld elli
savatan kalan yara izleri grnyordu, fakat gs ile kol kaslan hl dzgn
ve skyd. Taita onun aurasn inceledi ve abalannda gl, grevine sadk
olduunu grd. Yanndaki Kralie Min-taka da ayn tatan takmt ama onunki
gm sslyd ve yznde o-cuklan iin ektii aclann izleri vard. Auras da
karmak ve mahzundu, kuku ve sululuk duygulanyla olumu atlaklar vard.
Istrab derindi ve tek bana ekiyordu.
Albay Meren Cambyses ve Albay Tinat Ankut, kollan iki yana ak olarak
talann nnde eilmilerdi. Firavun ayaa kalkt ve elini kaldrd.
618
11. Yazt
Salona derin bir sessizlik hkim oldu. Firavun konumaya balaynca, sesi,
kaidelerinden yksek, boyal tavana doru uzanan kumta stunlarn arasnda
yankland.
"Her iki krallmda ve btn yabanc dominyonlarmda bilinsin ki, Meren
Cambyses ile Tinat Ankut gzmde byk deer kazanmtr." Durdu ve Baveziri
Tentek nnde diz kp gm bir tepsi uzatt, tepside rulo halinde duran bir
papirs vard. Firavun papirs alp at. Parmenden nlayan bir sesle
okumaya balad. "Bu hediyelerle, herkes bilsin ki Lord Tinat Ankut'u asillie
ykselttim ve ona Esna'nn altndaki Nil kylarnda bir nehir birimi bereketli
toprak baladm." Bir nehir birimi on fersah kareye denkti, yani muazzam bir
tanm alanyd. Tek hareketle Tinat zengin bir adam olmutu ama dahas da vard.
Nefer Seti okumaya devam etti. "u andan itibaren, Lord Tinat Ankut Yukar
Krallk'mdaki ordumda generallie ykselmitir. Phat Lejyonu'nun komutan
olacaktr. Btn bunlar benim ltufum ve ihsanmdr."
Kalabalk hep bir azdan, "Firavun balaycdr," diye bard.
"Kalk Lord Tinat Ankut ve gelip beni kucakla." Tinat kalkp Fira-vun'un
plak sa omzunu pt ve Nefer Seti de yeni mlknn senetlerini onun sa eline
koydu.
Sonra, hl nnde yere kapanm olarak bekleyen Meren'e dnd. Tentek
ikinci bir gm tepsi uzatt. Firavun tepsiden baka bir papirs alp okumaya
balad. "Burada hazr bulunanlar, btn halkma syleyin ki, Lord Meren
Cambyses'i asillie ykselttim ve kendisine, Assuit'in stnde, Nil kysnda

nehir birimi bereketli toprak baladm. u andan itibaren, Lord Meren, Aa


Krallk ordumda mareallie ykselmitir. Dahas, ona zel bir ltuf olarak
Altn kran ve Altn Kahramanlk nianlarn balyorum. Kalk Lord Meren."
619
Wilbur Smith
Meren gelip nnde durunca, Firavun omzuna ar altndan kran ve
Kahramanlk nianlarn ast. "Kucakla beni Lord Mareal Meren Camby-ses," dedi
ve Meren'i yanandan pt.
Meren, hazr az Firavun'un kulana yaknken, "Size Taita'dan haberlerim
var, ama yalnz sizin kulaklarnz iin," diye fsldad.
Firavun'un Meren'in omzunu tutan eli bir anda kasld ve hafif bir sesle,
"Tentek, seni dorudan huzuruma karr," dedi.
Btn salon nlerine kapanmken, Firavun kraliesini elinden tutarak
salondan kard. Taita ile Fenn'in grnmeden durduklar yerin birka adm
tesinden getiler. Meren, Tentek yeniden grnp, alak sesle konuana kadar
bekledi. "Firavun sizi huzuruna kabul edecek. Beni takip edin lordum." Meren
geerken, Taita, Fenn'in elini tuttu ve peinden onlar da gittiler.
Tentek, Meren'i huzura ald ama Meren yeniden reverans yaparken Nefer Seti
yanna gelip scak bir ekilde ona sarld. "Sevgili dostum ve Kzl Yol
yoldam, dndn grmek ne gzel. Keke bana bycy de getrebilseydin.
Onun lm beni yreimden vurdu." Sonra Meren'i bir kol boyu uzakta tutup
yzne bakt. "Duygularn gizlemekte hi baarl deilsindir. Seni rahatsz
eden ne, syle bana."
Meren, "Gzleriniz her zamanki gibi keskin. Hibir ey kamyor. Size
verilecek haberlerim var," dedi. "Ama nce kendinizi byk bir oka
hazrlamalsnz. Syleyeceim ey yle garip ve harika ki, ilk duyduumda aklm
almamt."
"Hadi artk lordum." Nefer Seti, Meren'in krek kemiklerinin arasna onu
sersemleten bir darbe indirdi. "Konu!"
Meren derin bir nefes ald ve baklay azndan kard: "Taita yayor."
620
11. Yazt
Nefer Seti glmeyi kesip hayretle Meren'e bakt. Sonra yz karard, kalar
atld. "Benimle akalamak tehlikeli olur, lordum," dedi souk bir tavrla.
"Doruyu sylyorum, yce Krallar Kral." u haliyle Nefer Seti en cesur
yrei bile titretirdi.
"Eer bu doruysa ve senin ruhunun iyilii iin umarm dorudur Meren
Cambyses, o zaman syle bana, imdi nerede Taita?"
"Tek bir ey daha sylemek zorundaym yce, balayc efendim. Taita'nn
grnm ok deiti. lk grte tanyamayabilfsiniz."
"Yeter!" Nefer Seti'nin sesi ykselmiti. "Nerede o?"
Meren atlak bir sesle, "Bu odada," dedi. "Yaknmzda duruyor." Sonra daha
da zayf bir sesle, "En azndan yle olduunu umuyorum," diye ekledi.
Nefer Seti sa elini hanerinin kabzasna gtrmt. "Beni ktle tevik
ediyorsun Meren Cambyses."
Meren deli gibi bo odaya baknd ve zavall bir sesle, "Byc, yce
Byc! Kendini gster, yalvaryorum sana. Firavun'un gazabna uramak
zereyim!" Sonra rahatlayarak bir lk att. "Bakn Majeste!" Siyah granitten
oyulmu uzun bir heykeli gsteriyordu.
Nefer Seti fkeyle, "O Taita'nn heykeli, Baheykeltra Osh tarafndan
yapld," dedi. "Bana Bvc'y anmsatsn diye oraya koydum ama o sadece bir
ta, sevgili Taita'm gibi etten kemikten deil."
"Hayr Firavun. Heykele deil, onun sa tarafna bakn."
Meren'in gsterdii yerde, ldeki seraplar gibi titrek ve saydam bir bulut
ortaya kmt. Firavun gzlerini krptrd. "Orada hibir ey yok. Sadece
hava var. Ne bu, cin mi? Hayalet mi?"
Serap giderek younlat ve kat bir ekil ald. Nefer Seti heyecanla, "Bu
bir adam!" diye haykrd. 'Gerek bir insan!" Hayretle bakyordu. "Ama
621

Wilbur Smith
Taita deil. Bu gzel gen adam benim Taita'm deil. Belli ki onun da kendini
gizleme bys var."
Meren, "Evet by," dedi. "Ama en ak ve asil trnden. Taita tarafndan
yaplm bir by. Bu Taita."
"Hayr!" Nefer Seti ban sallyordu. "Bu adam tanmyorum, canl m deil
mi onu bile bilmiyorum."
"Ltfunuzla bu byc genleti ve yenilendi."
Nefer Seti'nin bile nutku tutulmutu. Tek yapabildii kafasn sallamakt.
Taita yznde scak, sevgi dolu bir tebessmle ona bakarak hareketsiz
durmaktayd.
Meren, Firavun'a, "Heykele bakn," diye yalvard. "Osh o heykeli yaptnda
Byc yal bir adam olmutu ama imdi gen haliyle bile ona ne kadar benziyor.
Alnnn derinliine ve geniliine, burnunun, kulaklarnn ekline, ama
hepsinden ok da gzlerine bakn."
Nefer Seti kuku iinde, "Evet... belki de onun hayalidir grdm," diye
sylendi. "Hey, hayalet! Gerekten Taita isen, sadece ikimizin bildii bir
eyler syleyebilirsin bana."
Taita, "Evet yleyim Firavun," dedi. "Size byle bir sr ey syleyebilirim
ama aklma hemen gelen bir tane var. Hatrlar msnz, daha ki Krallk'n
Firavun'u deilken, hl Prens Nefer Memnon'ken, benim -rencimdiniz ve size
taktm isim Mem'di?"
Firavun ban sallad. "Gayet iyi hatrlyorum." Sesi bouk bir fsltya
dnm ve baklar yumuamt. "Ama byle bir eyi bir sr kii bilebilir."
"Danasn da syleyebilirim Mem. Hani siz ocukken, Gebel Nagara Gl'nn
kysna gvercin tuzaklar kurmutuk, sonra da kutsal kuunuz ahin gelsin diye
yirmi gn beklemitik?"
622
11. Yazt
Nefer Seti, "Benim kutsal kuum asla tuzaklara gelmez," dedi ve Ta-ita
aurasndaki titreimden onun bir tuzak kurmak zere olduunu grd.
"ahininiz gelmiti," diye itiraz etti. "Msr'n ifte tacnda hakknz
olduunu kantlayan gzel bir ahindi hem de."
"Onu yakalamtk," diye atld Nefer Seti.
"Hayr Mem. ahin tuzaa gelmeyi reddetmi ve uup gitmiti."
"Biz de avdan vazgemitik."
"Yine hayr Mem. Hafzanz sizi yanltyor. Kuun peinden vahi doaya
dalmtk."
"Ah evet! Ac sular olan Natron Gl'ndeydik."
"Bir kez daha hayr. kimiz Bir Umm Masara Da'na gitmitik. Ben sizi
halatla tutarken, siz dan dou yamacndaki ahin yuvasna trmanmtnz
yavrulan almak iin." Artk Nefer Seti, Taita'ya parlak gzlerle bakyordu.
"Yuvaya vardnzda kobrann sizden nce gelmi olduunu grdnz. Kular
lmt, ylann zehirli sr ldrmt onlar."
"Ay Byc, bunlar senden baka kimse bilemez. Seni kabul etmediim iin
bala beni. Sen hayatm boyunca benim rehberim ve akl hocam oldun, oysa ben
seni inkr ettim." Nefer Seti pimanlkla kvranyordu. "Sendeki deiim yarg
gcm azaltt. Nasl oldu bunlar, anlatsana."
"Anlatacak ok ey var," dedi Taita. "Ama nce grmemiz gereken baka
konular bulunuyor. lk olarak, size birini takdim etmek istiyorum." Taita elini
uzatt ve hava bir kez daha titreip gen bir kadna dnt. O da Nefer Seti'ye
glmsyordu.
"Daha nce de yaptn gibi yine bylerinle kafam kartrdn," dedi Nefer
Seti. "Bu yaratk kim? Onu niye bana getirdin?"
"Ad Fenn ve sa el yolunda ustadr."
"Bunun iin ok gen."
623

Wilbur Smith
"Daha nce baka hayatlar da olmutu."
"Esiz bir gzellii var." Ona ehvetli bir erkein gzyle bakyordu. "Ama
onda tandk gelen bir yan da var. Gzleri... ben bu gzleri tanyorum."
Hafzasn yoklad. "Bana ok iyi tandm birini hatrlatyorlar."
"Firavun, Fenn benim eim."
"Ein mi? Nasl olabilir? Sen bir..." Dilini tuttu. "Bala beni Byc.
Sana hakaret etmek veya seni krmak istememitim."
"Doru Firavun, bir zamanlar hadmdm, ama artk bir erkeim, tam ve btn
olarak. Fenn de benim kadnm."
Nefer Seti, "ok ey deimi," diye protesto etti. "Daha ben bir bilmeceyi
zemeden sen nme bir tane daha koyuyorsun..." Fenn'e bakmay srdrerek
sustu. "Bu gzler. Bu yeil gzler. Babam! Bunlar babamn gzleri- Fenn benim
kral soyumdan geliyor olabilir mi?"
Taita, onu hafife paylad. "Hadi ama Mem! nce karna kardm srlardan
ikyet ediyorsun, sonra da daha fazlasn istiyorsun. u kadarn syleyeyim
ki, Fenn senin kanndan. Senin kann onun da kan, ama ok eski zamanlardan."
"Baka hayatlar da oldu demitin. O hayatlardan birinden mi?"
"Aynen yle."
Nefer Seti, "Akla bana!" diye emretti.
"Daha sonra bunun iin vaktimiz olacak. Bu arada, siz ve Msr hl tehdit
altndasnz. Nil Ana'mzn sularn kesen cad Eos'u zaten biliyorsunuz."
"Onu kendi ininde yok ettiin doru mu?"
"Artk cad yok, ama yandalarndan biri hl i banda. Ad Soe! Tehlikeli
bir adam."
"Soe! Bu isimde bir adam tanyorum. Mintaka sz etmiti. Bir vaiz-mi, yeni
tanrann mritlerinden."
624
11. Yazt
"Adn tersten okuyunca Eos oluyor. Tanras da cadyd. Soe'nin amac sizi
ve soyunuzu yok etmek, ifte krallk tacn Eos adna ele geirmek."
Nefer Seti'nin yz dehetle arpld. "Bu Soe bakadnm Minta-ka'nn
srda. Mintaka, ona inanyor. Soe. onu yeni dine dndrd."
"Neden engel olmadnz?"
"Huyuna gitmek istedim. Mintaka len bebeklerimizin acsyla periand. Soe,
onu rahatlatt. Ben de bunda bir zarar grmedim."
"Bunda byk bir zarar var," dedi Taita. "Size ve Msr'a. Soe korkun bir
tehdit. Cadnn son taraftar, yeryznde kalan son izi o. Byk Yalan'in bir
paras."
"Ne yapmalym Taita? Nil tekrar akmaya balar balamaz Soe ortadan
kayboldu. Bana ne geldiini bilmiyoruz."
"Her eyden nce, onu yakalayp size getirmeliyim. Mintaka onun yle bir
esiri olmu ki, her dediine inanyor. Ktlklerinin itirafn kendi azndan
duymadka, kimseyi dinlemeyecektir."
Nefer Seti, "Benden ne yapmam istiyorsun Taita?" diye sordu.
"Kralie Mintaka'y uzaklatrmalsnz. Bat kysndaki Memnon Saray 'nda
zgr olmalym. Onu Assuit'e gtrp Hathor Tapna 'nda kurban kesin.
Tannann size grndn ve imdi yeralt dnyasnda olan sevgili bebekleriniz
Prens Khaba ile kk kz kardei Unas iin bunu Mintaka ile ikinizden
istediini syleyin."
"Hathor'a kurban sunmak istediim doru. Kralie ile ikimiz kraliyet
teknesiyle be gn iinde yola kacaz, yeni ayn doduu gece yani. Baka ne
istiyorsun benden?"
"Lord Meren ile en iyi savalarnzdan yz kiiye ihtiyacm var. Meren'de
sizin otoritenizi temsil eden ahin Mhr olmal."
"Hepsi olacak."
625
F:40

Wilbur Smith
ok gemeden firavunla kraliesi gemilerine bindiler ve uzaklatlar, o
arada Meren ile Taita da askerlerle birlikte bat kysna gemilerdi.
Mintaka'nn sarayna doru yola koyuldular ve afakla birlikte orada oldular.
Saray halk armt. Saray veziri, arkasnda muhafzlardan oluan bir
ekiple girilerini engellemeye alt. Ancak saray muhafzlar yiyip iip
elenmekten gevemi durumdayd. Gergin bir ekilde, yz sk savay
szyorlard.
Meren ahin Mhr'n gsterdi. "Firavan Nefer Seti'nin emriyle geldik.
Kenara ekilin de geelim!"
"Elinde ahin Mhr var." Vezir teslim oldu ve saray muhafzlarnn
yzbasna dnd. "Adamlannt geri ek ve benden haber gelene kadar
koularnzda kaln."
Meren ve Taita sarayn stunlu giriine daldlar, ivili sandaletleri mermer
zeminde n n tyordu. Taita artk gizlenme bysn kaldrmt. Onun yerine
timsah derisinden bir gslk ve ona uygun bir mifer takyordu, miferin
vizrii yzn gizlemekteydi. Heybetli ve tehditkr bir grnm vard. Saray
grevlileri ve Mintaka'nn hizmetkrlar kaacak delik aryordu.
Meren, "Aratrmaya nereden balayacaz Byc?" diye sordu. "O yaratk
hl burada m saklanyor acaba?"
"Soe burada."
"ok eminsin."
Taita, "Havada Eos'un pis kokusu var," dedi.
626
11. Yazt
Meren grltl bir ekilde havay koklad.
"Ben almyorum."
"On adam bizimle kalsn. Geri kalanlar btn kaplan tutacak ekilde
yerletir. Soe, fiziksel grnmn deitirebilir, o yzden kimse saraydan
ayrlmamal, ne erkek, ne kadn, ne de hayvan." Meren onun emirlerini iletti ve
adamlar grevlerinin bana daldlar.
Taita zellikle byk, bol eyayla denmi salonlara, odalara bakyor,
Meren ve ekibi de kllan ekili olarak peinden geliyordu. Taita zaman zaman
durup, avnn peindeki bir taz gibi havay kontrol ediyordu.
Sonunda kralienin i bahesine geldiler, buras yksek kumta duvarlarla
evrili, st ak, geni ve ferah bir avluydu. iekli aalarla ssl yollar,
ortada bir fskiye, ipekli minderlerle bezeli mermer banklar vard. Askerlerin
gelmesi zerine, Mintaka'nn oda hizmetileri sazlarn brakp kamt ve gen
kadnlarn parfm kokulanyla portakal ieklerinin kokusu birbirine karmt.
Avlunun br ucunda asma yapraklaryla sarmalanm kk bir ardak
bulunuyordu. Taita hi duraksamadan ona doru ilerledi, admlar seri ve
kesindi. Ortada, pembe mermerden yksek bir kaide, zerinde de ayn mermerden
oyulmu bir heykel vard. Birisi heykelin ayaklarnn dibine yasemin demetleri
brakmt ve ieklerin baygn kokusu havay sarmt. Gl bir afyon gibi
insann duyularn uyuturuyordu.
Taita, "Cadnn iekleri," diye fsldad. "Bu kokuyu gayet iyi
hatrlyorum." Sonra kaidenin stndeki heykeli inceledi. Gerek boyutlardaki
heykel, yz rtl bir kadn heykeliydi; pelerininin kvrmlan bandan ayak
bileklerine kadar inmekteydi. Zarif ayaklan yle bir ustalkla oyulmutu ki,
sanki souk tatan deil, et ve kemikten yaplm gibi duruyordu.
627
Wilbur Smith
Taita, "Cadnn ayaklar," dedi. "Buras da Kralie Mintaka'nn ona
tapnd yer." imdi cadnn ktlk kokusu yasemin kokusundan daha keskin
geliyordu Taita'nn burnuna. Alak sesle, "Lord Meren, adamlarn bu heykeli
devirsin," dedi.

Ele avuca smaz Meren bile, cadnn mabedini dolduran iren havadan
etkilenmi gibiydi. O da emirlerini ksk bir sesle verdi.
Askerler kllarn knlarna sokup, omuzlaryla heykele yaslandlar. Hepsi
gl kuvvetli adamlard ama heykel devrilmemek iin direniyordu.
Taita, Eos'un g kelimesini bir kez daha una kar kullanarak, "Tashkalon!" diye bard. Heykel kprdad, mermerin stnde kayan mermerden,
cadnn son l gibi crtlak bir ses kt. Bu ses askerlerin rkmesine ve
geri kalmasna yol amt.
Taita klcn ar ar devrilmeye balayan Eos heykeline uzatarak,
"Ascartow!" diye bard bu kez.
Sonra da, "Silondela!" dedi ve heykel btn arlyla talarn stne
dp paraland. Sadece zarif ayaklara bir ey olmamt. Taita gidip ikisini
de klcnn ucuyla yoklad. Ayaklarda yava yava atlaklar olutu ve ikisi
birden pembe bir toza dntler. Kaidenin stndeki iekler de kuruyup
kararmt.
Taita ar ar kaidenin etrafnda dnd. Birka admda bir mermere
vuruyordu. Arka duvara gelene kadar tok sesler kmt. Burada mermerden bo
bir yank geldi. Taita geri ekilip duvar inceledi. Sonra gelip elinin ayasn
sa st keye dayad ve hafife bastrd. Bir i mekanizmann harekete getii
duyuldu ve btn panel olduu gibi dnerek ald.
Bir sre herkes sessizce kaidenin arka duvarnda alan karanlk bolua
bakt. Ancak bir kiinin geebilecei genilikteydi.
Taita, "Eos'un sahte peygamberinin saklanma yeri," dedi. "Byk salondan
mealeleri getirin." Askerler emri yerine getirmeye kotular. Dn628
11. Yazt
dklerinde, Taita mealelerden birini ald ve delie tuttu. Karanlk bir bolua
doru inen ta basamaklar grd. Hi tereddt etmeden ieri girdi ve
basamaklardan inmeye balad. On basamak vard; sonra uzun bir adamn rahata
geebilecei ykseklik ve genilikte bir tnel uzanyordu. Yere sade kumta
tulalar denmiti. Duvarlarda resim veya kabartma yoktu.
Taita, Meren'e, "Arkamdan ayrlmayn," dedi ve tnele dald. erideki hava
bayat ve ard, nemli toprak ve gmleli ok olmu ceset kokusu vard. Taita
iki kez yol ayrmna geldi ama her seferinde hi durup dnmeden igdsel
olarak birini seti. Sonunda, ileride bir k grd. Kararl bir ekilde
yrmeye devam etti.
Byk amforalarda ya, su ve arap muhafaza edilen bir mutfaktan geti.
Karabuday ekmei ile dolu ahap flar ve sepetler dolusu meyve, sebze de
vard. Tavandaki kancalara ttslenmi butlar aslmt. Odann ortasndaki
ocan kllerinden kvrlarak ykselen duman, tavandaki havalandrma deliinde
kayboluyordu. Alak tahta masada yans yenmi bir yemek ve bir srahi krmz
arap durmaktayd. Kk bir ya kandili kelerde glgeler yaratyordu. Taita
kar duvardaki kapya doru ilerledi. Kap, tek bir lambayla aydnlatlm lo
bir hcreye alyordu.
Bir keye atlm bir tunik, bir pelerin ve bir ift sandalet vard. Yere
bir dek serilmiti, stnde de akal postundan yaplm bir rt vard. Taita
rty bir ucundan tutup kenara ekti. rtnn altndan en ok iki yanda, koca
merakl gzlerini Taita'ya dikmi bir erkek ocuk kmt.
Taita eilip elini ocuun kabak kafasna koydu. Bir czrt duyuldu ve
kavrulmu et kokusu geldi. ocuk haykrd ve Taita'nn elinden kurtuldu. Banda
Taita'nn el izi deil, Eos'un kedi penesi olumutu.
629
Wilbur Smith
Meren, "ocuu yaraladn," diye sylendi, sesi merhamet doluydu.
Taita, "O ocuk deil," diye cevap verdi. "Cadnn son uursuz mridi ve
filizi. Banda beliren ekil onun ruhani iareti." Yarata dokunmak iin
yeniden uzand ama o haykrarak uzaklat. Taita sonunda ayak bileklerinden
kavrayp ba aa sallad, yaratk kvranyordu. "Maskeni kaldr Soe. Efendin

olan cad yeralt alevlerinin arasnda yok oldu. Artk glerinden hibiri iine
yaramaz." Sonra ocuu dee frlatt, yatt yerde szlanyordu.
Taita sa eliyle bir hamle yaparak Soe'nin oyununu bozdu. ocuk ekil
deitirmi ve yava yava cadnn elisine dnmeye balamt. Sonunda,
gzleri kor gibi parlayan, hatlan kin ve nefretle arplm olan Soe ortaya
kt.
Taita, Meren'e, "imdi tandn m onu?" diye sordu.
"Seth'in pis nefesi adna, bu Demeter'in peine kurbaalar salan Soe. Onu
son grdmde, bu iblisin dl, akrabas olan bir srtlann srtnda gecenin
karanlna dalyordu."
Taita, "Bala onu!" diye emretti. "Karnak'a gidip Firavun'un huzuruna
kacak."
Assuit'ten Karnak'a dndklerinin ertesi gnnn sabahnda, Kralie Mintaka,
sarayn zel salonunda Firavun'un yannda oturmaktayd. Yksek pencerelerden
ieriye parlak gne doluyordu. Ama bu kralieyi etkilemiyordu, dalgn ve
perian grnyordu. Meren, onu sanki birka gndr deil, yllardr grmemi
gibiydi.
630
11. Yazt
Firavun, kraliesininkinden daha yksek bir tahttayd. Gsne apraz olarak
geirilmi altn silahlar adalet ve ceza sembolleriydi. Banda, ki Krallk'in
Pschent, yani Yce Kral anlamna gelen, yksek, krmz beyaz tac vard.
Kararlarn kayt altna almak zere iki yanna iki ktip oturmutu.
Firavun Nefer Seti, Meren'i huzuruna kabul etti. "Sana verdiim grevi
basardn m Lord Mareal?"
"Baardm yce Firavun. Dmannz elimde."
"Senden de bunu beklerdim. Yine de ok memnun oldum. Sorularma cevap
vermesi iin buraya getirebilirsin."
Meren mzran kez yere vurdu. Annda, n tane muhafzn ivili
sandaletlerinden kan sesler salonu doldurdu. Kralie Mintaka, aralarndaki
tutukluyu grene kadar, askerlere donuk gzlerle bakyordu.
Soe'nin ayaklan plakt ve zerinde sadece beyaz ketenden bir petamal
vard. Ayak ve el bileklerine ar bronz zincirler taklmt. Yz bitkindi ama
enesini meydan okurcasna havaya kaldrmt. Mintaka nefesini tuttu ve ayaa
frlad, Soe'ye dehet ve hayretle bakyordu. "Firavun, bu yce ve gl bir
khin, isimsiz tanrann bir hizmetkr. Dman deil! Ona byle davranamayz."
Firavun ar ar ban evirip ona bakt. "Eer dmanm deilse neden
benden saklamak istedin?"
Mintaka bocalad ve bir eliyle azn rtt. Sonra tahtna yld, yz kl
gibi olmu, gzlerinde ac bir ifade belirmiti.
Firavun tekrar Soe'ye dnd. "Adn belirt!"
Soe, ona bakt. "Ben isimsiz tanradan daha stn bir otorite bilmiyorum,"
diye beyan etti.
"O sz ettiin kii artk isimsiz deil. Ad Eos'tu ve kesinlikle tanra
deildi."
631
Wilbur Smith
Soe, "Sakn ha!" diye bard. "Seni saygsz! Tanrann gazab hzl ve
kesindir."
Firavun onun bu feveranna aldrmad. "Cadyla birlikte Nil Ana'nn nne
engel koyma komplosuna kartn m?"
Soe, "Ben sadece tanraya cevap veririm," diye hrlad.
"Yine cadyla birlikte, doast gler kullanarak Msr'a veba bulatrdn
m? Amacn beni tahttan devirmek miydi?"
Soe, "Sen gerek kral deilsin!" diye bard. "Sen bir gasp ve dneksin!
Eos, yeryznn ve btn uluslarn hkimidir!"
"ocuklarm, kraliyet soyundan gelen prens ve prenseslerimi ldrdn m?"

Soe, "Onlar kraliyet soyundan gelmiyordu," diye iddia etti. "Sradan


insanlard. Sadece tanra kraliyet soyundan gelir."
"Kraliemi onurlu yolundan ayrmak iin uursuz giriimlerde bulundun mu?
Benim tahtma cady geirmekte sana yardm etmesi iin ikna ettin mi?"
"O senin tahtn deil. O Eos'un hak ettii taht."
"Kralieme ocuklarn diriltmeyi vaat ettin mi?" Firavun kl kadar souk
ve keskin bir sesle sormutu.
Soe'nin cevab, "Mezar asla meyve vermez," oldu.
"O zaman yalan syledin. On bin tane yalan! Yalan syledin, cinayet iledin
ve imparatorluuma fitne ve fesat soktun."
"Eos'un hizmetinde yalanlar gzellik, cinayet soylu bir harekettir. Ben
fesat sokmadm. Gerekleri yaydm."
"Soe kendi kendini mahkm ettin."
"Bana zarar veremezsin. Tanram beni korur."
"Eos yok edildi. Artk tannan yok." Firavun'un sesi ciddiydi.
Sonra Mintaka'ya dnd. "Kraliem, yeterince duydun mu?"
632
11. Yazt
Mintaka sessizce hkrmaktayd. O kadar yklmt ki, konuam-yordu, ama
ban sallad ve utan iinde elleriyle yzn rtt.
Firavun sonunda salonun arkasnda sessizce duran iki kiiye bakt. Taita'nn
miferinin vizr inikti ve Fenn'in yz bir rtnn ardnda gizliydi. Sadece
yeil gzleri grnyordu.
Firavun, "Eos'un nasl yok edildiini syle," diye buyurdu.
"Yce kii, o alevler tarafndan yutuldu."
"Demek ki onun yarat da ayn kaderi paylaacak."
"Bu onun hak ettiinden daha merhametli bir lm yolu, kendisi masumlara
kar daha zalimdi."
Firavun dnceli bir tavrla ban sallad, sonra tekrar Mintaka'ya bakt.
"Benim ve Msr tanrlarnn gznde kendini temize karman iin sana bir ans
vermek istiyorum."
Mintaka kendini onun ayaklarna att. "Ne yaptm anlamamtm. Bana, sen
tanray kabul edersen Nil'in yeniden akacan ve ocuklarmzn dirileceini
sylemiti. Ona inandm."
"Btn bunlar anlyorum." Firavun, Mintaka'y ayaa kaldrd. "Sana
bitiim kefaret, Soe'yi ve cadnn son izini topraklarmdan srp atacak olan
atei kendi soylu elinle tututurmandr."
Mintaka durduu yerde sendeledi ve aresizlii son haddine kt. Sonra
kendini zorlayarak, "Ben Firavun'un sadk ei ve bendesiyim," dedi. "Ona itaat
etmek grevimdir. Bir zamanlar inanm olduum Soe'nin altndaki odunlar ben
tututuracam."
"Lord Meren, bu zavall yarat avluya gtrp kaza balat. Kralie
Mintaka da seninle gelecek."
Askerler Soe'yi mermer basamaklardan avluya indirdiler. Meren de, koluna
aslarak glkle yrmekte olan Mintaka ile birlikte arkalanndan gitti.
633
Wilbur Smith
Firavun, Taita'ya, "Benimle kal Byc," dedi. "Dmanmzn sonuna tanklk
edeceksin." Birlikte avluya bakan balkona ktlar.
Avlunun ortasnda, ktklerden ve kurumu papirs demetlerinden oluan byk
bir yn vard. Her tarafna kandil ya dklmt. Ynn stndeki
platforma tahta bir merdiven dayanmt. riyan iki cellat merdivenin dibinde
bekliyordu. Soe'yi askerlerden aldlar ve bacaklar onu tamad iin
merdivenden yukar srkleyip kaza baladlar. Merdiveni ekip, onu tepede tek
bana braktlar. Meren avlu kapsnn nnde duran mangaln bana gitti.
Zifte bulanm bir mealeyi alevlerin arasna daldrdktan sonra, yanar durumda
getirip Mintaka'ya verdi. Kraliemi, odun ynnn dibine kadar gtrp geri
ekildi.

Mintaka ban kaldrp balkonda duran Firavun'a bakt. Acnacak bir


haldeydi. Firavun ban sallad. Kralie bir an daha durdu ve sonra yanar
durumdaki mealeyi papirslerin stne frlatt. Bir alev dili ynn yanndan
uzaynca sendeleyerek geri ekildi. Alevler ve siyah duman saray atsnn
stne ykselmeye balamt. Alevlerin ortasndan Soe ban bulutsuz gkyzne
kaldrarak, "Duy beni Eos," diye haykrd. "Tek gerek tanra! Sadk
hizmetkrn aryor seni. Beni bu ateten kar. Bu zavall Firavun'a ve btn
dnyaya gcn, kutsal varln gster!" Sonra, yangnn atrtlan arasnda
sesi duyulmaz oldu. Scak dumanlar onu kuatrken ne doru sarkt ve alevlerin
ardnda kayboldu. Bir anda kararp bklm ve insan olmaktan kmt ama hl
diree balyd. Derken odun yn kendi iine doru kt ve Soe yangnn
ortasnda gzden kayboldu.
Meren, Mintaka'yi alp kraliyet salonuna gtrd. Mintaka gzelliini ve
vakarn kaybetmi, narin, bir ihtiyara dnmt. Gidip Fira-vun'un nnde diz
kt. "Lord kocam, beni balaman diliyorum," diye fsldad. "Aptal bir
kadndm ve yaptklarm iin bir mazeretim yok."
634
11. Yazt
Nefer Seti, "Balandn," dedi ve ne yapacan bilemiyormu gibi durdu.
Mintaka'y ayaa kaldrmaya niyetlendi ama sonra geri ekildi. Byle tereddt
etmenin kutsal bir firavuna yakmayacan biliyordu ve yardm ister gibi
Taita'ya bakt. Taita da Fenn'in koluna dokundu. Fenn ban sallayp, rtsn
kaldrarak altn gzelliini ortaya serdi ve gidip Mintaka'nn stne eildi.
"Gelin madam," diyerek Mintaka'nn koluna girdi.
Kralie ban kaldrp ona bakt. "Kimsiniz siz?"
Fenn, "Sizi gerekten dnen biriyim," diye cevap verdi ve kralieyi
kaldrd.
Mintaka onun yeil gzlerine bakp hkrmaya balad. "Yanzn tesinde
iyi ve akll olduunuzu hissediyorum." Ve kendini Fenn'e teslim etti. kisi
birlikte salondan ktlar.
Nefer Seti, Taita'ya, "Kim o gen kadn?" diye sordu. "Artk daha fazla
bekleyemeyeceim. Hemen syle Byc. Bu bir emirdir."
Taita, "Firavun, o, bykanneniz Kralie Lostris'in yeniden dirilmi
halidir," diye cevap verdi. "Bir zamanlar k olduum ve imdi yeniden k
olduum kadn.
Meren'in yeni mlk Nil kysnda otuz fersah boyunca uzanyordu. Merkezinde
kraliyet saraylarndan biri ve ahin tanr Horus'a adanm bir tapnak
bulunmaktayd. yz tane mstecir ifti, Nil sularyla sulanan bereketli
tarlalar iliyordu. rnlerinin yzde ellisini yeni toprak sahibi, Lord Mareal
Meren Cambyses'e veriyorlard. Yz elli toprak klesiyle
635
Wilbur Smith
iki yz tane kle ve sava esiri, sarayda, mlkn ev olarak kullanlan zel
blmnde alyordu.
Meren, mlkne Karim Ek-Horus, yani Horus Balan adn vermiti. O yln
baharnda ekinler ekilirken ve toprak cmertken, Firavun Kar-nak'tan nehir
yoluyla btn kraliyet ailesiyle birlikte, Lord Meren ile gelininin dn
trenine gelmiti.
Meren ile Sidudu birlikte nehir kysna geldiler. Meren btn mareal
nianlarn takmt, miferinde tavuskuu tyleri, plak gsnde altn
Kahramanlk ve kran zincirleri vard. Sidudu sana yasemin iekleri
yerletirmiti ve giysisi Cathay'dan gelen beyaz ipekli bir bulut gibiydi. Nil
suyuyla dolu srahileri krdlar ve herkes neeyle barp, tanrlardan iyi
dileklerde bulunurken ptler.
Elenceler on gn, on gece srd. Meren saray arap emeleriyle donatmak
istemi ama kars Sidudu annda byle savurganlklar yasaklamt. Meren, onun
ev ynetimini ele geirmeye ne kadar hazr olduunu grnce irkilmiti ama

Taita, onu rahatlatt. "Senin iin yeryznn en iyi ei olacak. Tutumluluu


bunu kantlyor. Savurgan bir kadn, kocann yatana girmi akrep gibidir."
Nefer Seti, her gn Taita ve Meren'le drt saat boyunca oturup hevesle Ay
Dalan'na yaptklar maceral yolculuu dinliyordu. yk btn ayrntlaryla
anlatlmazsa, bir daha anlatmalarn istiyordu. Sidudu, Fenn ve Mintaka da
yanlarnda oluyordu. Fenn'in etkisiyle kralienin hali deimiti. Kederinden ve
sululuk duygularnn arlndan kurtulmu, eskisi gibi sakin, mutlu bir kadn
olmutu. Herkes, kocasnn gznde de tamamen eski yerini aldndan emindi.
Hikyenin bir yeri, zellikle de Nefer Seti'yi bylemiti. Tekrar tekrar o
ksma dnd. "Bana Font'u bir daha anlat," dedi Taita'ya. "Tek
636
11. Yazt
bir aynntsn bile atlama sakn. Lavlarn stndeki ta kprden getiin
blmden bala."
Taita yky bitirdiinde yine tatmin olmamt. "Mavi'nin azndaki tadn
tarif et: "Neden yuttuun zaman su gibi bomad seni?"; '"So1; muydu yoksa
scak m?"; "Font'tan ktktan ne kadar sonra fark ettin u mucizevi
deiiklikleri?"; "Lavlardan yanan bacaklarnn hemen iyiletiini ve gcnn
tmyle geri geldiini syledin, gerekten yle mi oldu?"; "imdi Font da
volkann iinde yok olduuna gre, bir daha geri gelmeyecek mi? Ne kadar byk
bir kayp. Sonsuza kadar bir daha elimize gemez mi?"
Taita, "Tpk balad yaamsal gler gibi Font da ebedidir. Bu
yeryznde yaam var olduka, Font da olmak zorunda," diye cevap verdi.
"Yzyllar boyunca filozoflar bu sihirli Font'u hayal etti, tm atalarm onu
arad. Ebedi yaam ve ebedi genlik, bunlar ne esiz hazineler?" Firavun'un
gzleri parlam ve adeta dini bir cokuya kaplmt. Birdenbire heyecanla
bard. "Onu benim iin bul Taita. Emretmiyor, yalvaryorum sana. Payma
denden olsa olsa yirmi, otuz ylm kald. Git Taita, git Font'u yeniden bul."
Taita'nm Fenn'e bakmas gerekmiyordu. Sesi zaten zihninde berrak bir ekilde
nlamaktayd. "Sevgili Taita, ben de kralnla birlikte yalvaryorum. Beni de
yanna al. Font'un saklandryeri bulana kadar yeryzn dolaalm. Ben de o
Mavi'de ykanaym ki, yannda kalabileyim, akn ebediyen tadaym."
"Firavun." Taita onun hevesli gzlerine bakt. "Madem ki emrediyorsunuz, ben
de itaat etmek zorundaym."
"Eer baanrsan dllerin snrsz olacak. Bu dnyada var olan tm
hazineleri ve onurlar ayaklarna sereceim."
637
Wilbur Smith
"Sahip olduklarm bana yeter. Kralmn sevgisine ve kadnma sahibim. Gencim
ama alar boyu birikmi bilgelie sahibim. Bunu kralma ve kadnma duyduum
sevgi iin yapacam."
Taita, Duman Yeli'ne, Fenn de Kasrga'ya binmiti. kisinin de yedeinde
ykl birer at vard. Bedevi gibi giyinmilerdi, kl ve yay tayorlard.
Meren ile Sidudu, Karim Ek-Horus mlknn dousundaki tepelerin bana kadar
onlara elik ettiler. O noktadan ayrlyorlard. Sidudu ile Fenn iki kz karde
gibi gzyalar iinde sarldlar, Meren de Taita'ya sarlp yanandan pt.
"Zavall Byc! Ben yannda olmadan ne yapacaksn?" Sesi bo-uklamt.
"Gzmn nnde olmaynca, ban belaya sokmadan bir gn bile geiremeyeceini
garanti ederim." Sonra Fenn'e dnd. "Ona iyi bak ve bir gn bize geri getir."
Taita ile Fenn tekrar atlanna binip tepeden inmeye baladlar. Yar yolda
durup arkalarna baktlar, yukardan iki kk figr de onlara bakyordu. Meren
ile Sidudu son kez el salladlar ve atlarn dndrp gzden kayboldular.
Fenn, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu.
"nce bir denizi, byk ovalar ve sonra da yksek sradalar gememiz
lazm."
"Ya ondan sonra?"
"Sonra, yabanl bir ormann derinliklerinde yer alan, bilgelik ve yenilenme
tannas Saraswati'nin tapnana gideceiz."

638
11. Yazt
"Ne bulacaz orada?"
" Gz'n aacak akll bir kadn. Bylece kutsal Font'a giden yolu bulmak
iin bana yardm edebileceksin."
"Yolculuumuz ne kadar srecek peki?"
"Yolculuumuz hi bitmeyecek, her zaman birlikte olacaz," dedi Taita.
Fenn sevinle gld. "O zaman lordum, hemen balayalm."
Yan yana atlarn mahmuzladlar ve bilinmeyene doru yola koyuldular.
SON

Wilbur Smith'in en ok satan, Nehir Tanns,


Yedinci Papirs ve Bycler Kral ile okurlarnn gnln
fetheden Msr dizisinin merakla beklenen son kitab...
"Wilbur Smith'in zorlu savalar ve tutkulu aklan dile getirdii Afrika
romanlar muhteem... Paralanan vcutlara, akan kanlara ve gzel kadnlara
kendinizi kaptrp gidiyorsunuz. Size keyifli anlar yaatacak bir eser."
STEPHEN KING

You might also like