Professional Documents
Culture Documents
Satranç-Stefan Zweig, Www.e-Kitaphanem PDF
Satranç-Stefan Zweig, Www.e-Kitaphanem PDF
STEFAN ZWEIG
SATRAN
UZUN YK
Almanca aslndan eviren
Aya Sabuncuolu
STEFAN ZWEIG, 1881 ylnda Viyanada dodu. Avusturya, Fransa ve Almanyada renim grd.
Sava kart kiiliiyle dikkat ekti. 1919-1934 yllar arasnda Salzburgda yaad, Nazilerin basks
yznden Salzburgu terk etmek zorunda kald. lk iirlerini 1901 ylnda yaymlad. ok sayda deneme,
yk, uzun yknn yan sra byk bir ustalkla kaleme ald yaamykleriyle de nldr. Psikolojiye
ve Freudun retisine duyduu youn ilgi, Zweign derin karakter incelemelerinde ifade bulur. zellikle tarihsel karakterler zerinde yazd yorumlar ve yaamykleri, psikolojik zmlemeler
bakmndan son derece zengindir. Zweig, Avrupann iine dt siyasi duruma dayanamayarak 1942
ylnda Brezilyada karsyla birlikte intihar etti.
AYA SABUNCUOLU, 1972de stanbulda dodu. Avusturya Lisesini ve Boazii niversitesi ngiliz Dili ve Edebiyat Blmn bitirdi. evirmenlik ve kitap editrl yapyor. Baz evirileri: Dokuz
Buukta Bilardo (Heinrich Bll), Amerika (Franz Kafka), Deniz yks (Joseph Conrad), Umut Tarlalar
(Jos Saramago), Dnyann lm (Daniel Kehlmann), Birbirimiz Olmadan (Martin Walser), Kardeimin
Glgesinde (Uwe Timm).
7/50
belirleyen gerilim, Zweign varoluunda da kendine yer bulur: Zweig bir yanyla vatansever bir tutum iindedir bu dnemde. Bir yandan vatansever duygularn ar bast yazlar
yazarken ve daha sava patlak verir vermez, Sava Bakanlnda almak iin gnll
olurken, zel yaamnda ok daha farkl bir tutum sergilemekte, ulusal cokuyla hareket etmenin yaratt kukularn dile getirmektedir. Bu kukular en ok dostlarna, zellikle de
pasifist eilimlerinde byk rol oynayan Romain Rollanda yazd mektuplarda ortaya
kar. Bu yanyla, Birinci Dnya Sava yllar Stefan Zweign politik ve kiisel olarak nasl
tavr alaca konusunda kararsz kald yllardr. Sava kart ve pasifist olarak nitelendirilebilecek Jeremias yazarken, Sava Bakanlnn arivinde gizli belgeleri elden geirip
dzenlemektedir Zweig. Deyi yerindeyse her iki tarafa da adamtr kendini; vatanseverlik
ile pasifizm arasnda gidip gelen taraflardr bunlar. Sava yllar boyunca Zweign net bir
tavr taknd tek bir ey vardr, o da Yahudilik meselesidir. nan konularnda kat bir eitim almam olmasna ve o dnemlerde zellikle revata olan Siyonist eilimleri daha en
bandan reddetmesine ramen, Martin Bubere yazd mektuplar, son kertede onun
Yahudi cemaatine aidiyetinin birer gstergesi olarak deerlendirilebilir.
Oysa savan sonu bu durumu deitirecektir: Bir nefretin ift tarafl arlyla yere
serilmi durumdaym... savaa neden olan Almanyaya duyduum nefret ve savan galibi
olan Avusturyadaki Yahudilere duyduum nefret, diye yazar Aralk 1918de Romain Rollanda ve hemen ardndan yle devam eder:
Benim gibi insanlar yok edecekler, yaamak iin birazck hava bile brakmayacaklar. Peki
nereye kamal? Dnya bize kaplarn kapatacak, bense yabanc ve dman olarak hor grleceim bir devletin tutsaklnda yaamay istemiyorum. 1
Bu ngrs doru kacaktr. Bundan byle Zweig, Hitlerin baa getii 1933e kadar
dnsel birliktelikte buluan bir Avrupa ruhuna ilikin konferanslaryla uluslararas angajman yaratmaya alacaktr. 1933 ylnn, 27 ubat 28 ubata balayan gecesi Reichstag
yangnndan ksa bir sre sonra konutuu yayncsna, kitaplarnn artk Almanyada yaynlanabileceinden kuku duyduunu syler. Sizin kitaplarnz kim yasaklayabilir ki? olur
ald yant, ne de olsa Almanya aleyhinde tek bir kelime bile yazmam, politik saylabilecek hibir davranta bulunmamtr. 2 Oysa kitaplar, bundan yalnzca birka ay sonra, 10
Mays 1933 tarihinde yaklanlar arasnda yer alacaktr. Yine de bu tarihte bile Zweign tutumu ikirciklidir, dostlar oktan lkeyi terk etmi olsa da, o gitmek ve kalmak arasnda
tereddt etmekte, hi deilse olabildiince uzun sre kalmak istemektedir: Bylece tercihini nce kalmaktan, sonra da mecburen gitmekten yana kullanr.
Zweign vedas Satran ite byle bir gerilimden beslenir. Szn bittii yerdir Satran:
stelik yalnzca Zweig iin deil, yzyllardr kurduu ve koruduu deerleriyle btn bir
Avrupa iin de bu byledir. Satran oyunu erevesinde birbiriyle asla uzlamayacak
toplumsal deerleri, kart iki karakter Mirko Czentovic ile Dr. B. araclyla kmekte
8/50
olan bir dnyann iine yerletiren yapt, kendi simgesellii iinde, Avrupa kltrnn ve
Avrupalln k olarak da yorumlanabilir. Byle baknca gerek yapta adn veren satran oyununun gerek Mirko Czentovic ile Dr. B. rneinde figrlerin diziliminin kart
politik sistemleri temsil ettii sylenebilir. Satran ampiyonu Czentovic ilkelliiyle kk
bir Hitler modeli izerken, gerek Gestapo gzetiminde bir otel odasna kapatldnda
gerek Czentovic karsnda bile, aslnda hep kendine kar oynayan ve siyah olan ben ve
beyaz olan ben olarak kiilii ikiye blnen Dr. B. de yok olmaya mahkm edilen bir
dnyay simgeler. Byle baknca, Dr. B. insancl ve zgr bir yaam biimini temsil eden
dnya gryle, hi kukusuz Zweign kendini yanstt bir figrdr. Bu bakmdan Satran, Stefan Zweign iddetin egemenliine kar koyamayan ve mat edilen zgrl son
bir kez daha ele ald yapttr.
EBNEM SUNAR
1 . Romain Rollanda mektup, Aralk 1918; alnt iin bkz. Stefan Zweig. Leben und Werk, Stefan
Zweig. Ein Journal des. Fischer Verlags und des Fischer Taschenbuch Verlags, s. 5.
2 . Kar. Incipit Hitler, Die Welt von Gestern. Erinnerungen eines Europers, Frankfurt am Main
1992, s. 415.
Gece yars New Yorktan kalkp Buenos Airese gidecek olan byk yolcu
vapurunda, son saatin allm tela ve kouturmas yaanyordu. Karadakiler
arkadalarn geirmek iin itiip kakyor, eik kasketli telgraf ocuklar birtakm
adlar bararak yolcu salonlarnda oradan oraya koturuyor, bavullar ve iekler
srklenerek vapura ykleniyor, orkestra gvertede durup dinlenmeden alarken
ocuklar merdivenlerde merakla bir aa bir yukar kouuyorlard. Bu kargaann
biraz tesinde, gezinti gvertesinde bir tandkla laflyordum ki, yan bamzda iki
ya da kez keskin bir fla patlad; tam kalktan nce gazeteciler nl birini soru
yamuruna tutuyor ve fotoraflarn ekiyordu anlalan. Arkadam o tarafa bakp
glmsedi. Ender bulunan bir ku dm alarna, Czentovic. Bu aklamann
zerine ona anlamaz gzlerle bakm olmalym ki, ekledi: Mirko Czentovic,
dnya satran ampiyonu. Turnuva oyunlaryla doudan batya btn Amerikay
bucak bucak dolat, imdi de yeni zaferler kazanmak iin Arjantine gidiyor.
Bu gen dnya ampiyonunu ve hatta k hzyla ykselmesiyle ilgili baz
ayrntlar bile anmsadm o an; benden daha dikkatli bir gazete okuyucusu olan
arkadam, bu ayrntlar tamamlayan bir sr gln hikye biliyordu adamla ilgili. Bir yl kadar nce beklenmedik bir k yapan Czentovicin ad Alehin, Capablanca, Tartakower, Lasker, Bogolyabov gibi en saygn ustalarla birlikte anlr
olmutu. 1922de New Yorktaki satran turnuvasnda ortaya kan yedi yandaki
mucize ocuk Rzecewskiden bu yana, ad san duyulmam birinin anl anl satran loncasna girii hi bu kadar geni yank uyandrmamt. nk Czentovicin
zihinsel zellikleri, byle gz kamatrc bir ykselmenin ipularn kesinlikle vermemiti. ok gemeden bir sylenti yayld, bu satran ampiyonu zel yaamnda
herhangi bir konuma srasnda bir tmceyi dilbilgisi yanl olmadan kuramyordu
ve kzgn meslektalarndan birinin fkeli bir alayla sylediine gre, her alanda
evrensel bir kltrszlk iindeydi. Yoksul bir Slav Tuna gemicisi olan babasnn
ufack kayn bir gece bir tahl gemisi ezdi, o sapa blgenin papaz da o zamanlar
on iki yanda olan Mirkoya acyp babasnn lmnden sonra onun bakmn stlendi. yi yrekli papaz canla bala urap azn bak amayan, anlama gl
eken ocua ky okulunda renemedii eyleri evde zel dersler vererek retip
an kapatmaya alt.
10/50
11/50
kararl bir biimde oynuyordu, geni alnn tahtadan bir kez bile kaldrmad. Ama
kar konulmaz bir kesinlik vard oyununda; ileriki gnlerde ne jandarma avuu
ne de papaz ona kar bir el kazanmay baardlar. rencisinin normalde yaad
zek geriliini herkesten daha iyi bilecek durumda olan papaz, bu tek yanl tuhaf
yetenein daha etin bir snava ne kadar dayanabileceini ciddi olarak merak etmeye balad. Mirkoya biraz olsun ekidzen vermek iin, saman sars fra gibi
salarn ky berberinde kestirdikten sonra, kzana bindirip kk komu kente
gtrd onu, ana meydandaki kafenin bir kesinde tutkulu satran oyuncularnn
toplandn biliyordu, kendisi onlar kadar deneyimli deildi. Papaz, zerine koyun krk, ayaklarna uzun konlu izmeler giymi on be yandaki saman sars
sal, krmz yanakl olan kafeden ieri iterek soktuunda, oturan toplulukta en
ufak bir aknlk bile uyanmad; ocuk satran masalarndan birine arlana
kadar, rkek rkek yere bakarak bir kede dikildi. Mirko, iyi yrekli papazdan Sicilya al denen eyi renmedii iin, ilk elde yenildi. kinci elde en iyi oyuncuyla berabere kald. nc ve drdnc elden balayarak hepsini birer birer
yendi.
Kk bir Slav tara kentinde heyecan uyandran eyler ok ender olur; bu
nedenle bu kyl ampiyonun ortaya k orada toplanm ileri gelenlerin
gznde hemen bir sansasyona dnt. Mucize ocuun ertesi gne kadar kesinlikle kentte kalmas gerektiine oybirliiyle karar verildi, bylece satran
kulbnn teki yeleri bir araya toplanabilecekti ve zellikle hasta bir satran
tutkunu olan yal Kont Simczicin atosuna haber ulatrlabilecekti. Yepyeni bir
vnle rencisine bakan, ama onun bu yeteneini kefetmekten duyduu
sevince karn, grevi gerei ynetmesi beklenen pazar ayinini karmak istemeyen
papaz, yeni bir deneme iin Mirkoyu orada brakabileceini syledi. Gen
Czentovic satran topluluunun hesabna otele yerletirildi ve o akam ilk kez bir
klozet grd. Ertesi pazar gn leden sonra satran salonu tklm tklm
doluydu. Drt saat kprdamadan satran tahtasnn nnde oturan Mirko, tek
szck etmeden ve ban bile kaldrmadan oyuncular birbiri ardna yendi; en
sonunda ezamanl bir oyun oynanmas nerildi. Ezamanl bir oyunda, tek bana
farkl oyuncularla karlamas gerektiini bu cahilin kafasna sokabilmek biraz zaman ald. Ama Mirko bu grenei kavrar kavramaz abucak ie koyuldu, ar,
gcrdayan ayakkablaryla yavaa masa masa dolat ve en sonunda sekiz elden
yedisini kazand.
12/50
13/50
baaramad ar kanl, azn bak amayan bir kyl ocuu... Czentovic gazetelerden esirgedii ssl cmleleri, kendisiyle ilgili anekdotlar domasna meydan
vererek ksa zamanda bol bol telafi etti. nk tartmasz usta olduu satran
tahtasnn bandan kalkt an, korunmasz Czentovic tuhaf ve neredeyse gln
bir grnme brnyordu; bayramlk siyah takm elbisesine, biraz kstah bir inci
ine ilitirilmi albenili boyunbana ve zenle bakm yaplm parmaklarna
karn, devinimleri ve tavrlaryla kyde papazn odasn spren ayn zrl
kyl ocuuydu. Uzman meslektalarnn alayl ve kzgn baklar altnda
yeteneini ve nn aklszca ve hi utanmadan kabalkla kullanp dar grl ve
hatta baya bir agzllkle, kazanabildii kadar para kazanmaya alyordu.
Hep en ucuz otellerde kalarak kent kent dolayordu, creti karland srece en
dknt kulplerde bile oynuyordu, sabun reklamlarnda resmini kullandrtyordu
ve hatta tmceyi doru yazmay beceremediini ok iyi bilen rakiplerinin alaylarna aldrmadan, adn Satran Felsefesi adl bir kitap iin satt, gerekte bu kitab kendi halinde Galiyal bir renci paragz yaynclar iin yazmt. Btn
yontulmam varlklarda olduu gibi onda da gln bir kendini beenmilik
vard; dnya turnuvasndaki zaferinden beri kendini dnyann en nemli adam
olarak gryordu ve btn bu zeki, akll, gz kamatrc konumaclar ve yazarlar kendi alanlarnda yenmi olduunu, stelik onlardan daha ok kazandn bilmek, onun o eski gvensizliini souk ve ounlukla kabalkla gzler nne serilen
bir gurura dntrd.
Arkadam bana Czentovicin ocuksu kendini beenmiliinden birka klasik
rnek verdikten sonra, Ama byle hzla gelen bir n, byle bo bir kafay nasl
sersemletmez ki? diye balad sz. Yirmi bir yandaki Banatl bir kyl
ocuu, birdenbire bir tahta zerinde birka ta oynatmakla, btn kynn
odun keserek ve en ar ileri yaparak bir ylda kazandndan daha fazlasn bir
haftada kazanrsa, kendini beenmilik hastalna nasl kaplmaz? te o zaman bir
Rembrandt, bir Beethoven, bir Dante, bir Napolon hakknda en ufak fikri olmayan birinin, kendini byk bir insan sanmas aslnda o kadar kolaydr ki. Bu ocuk
duvarlarla evrilmi beyninin iinde yalnzca tek bir eyi biliyor, aylardr tek bir
satran oyununu kaybetmediini; ve dnyamzda satran ve para dnda baka
deerler de bulunduundan haberi olmamasndan tr, kendisinden etkilenmesi
iin her trl nedeni var.
Arkadamn bu anlattklar, zel merakm uyandrd. Sabit fikirli, kafasn tek
bir dnceye takm her trl insan, yaamm boyunca beni ekmitir, nk bir
14/50
insan kendini ne kadar snrlarsa, te yandan sonsuza o kadar yakn olur; ite byle
grnte dnyadan kopuk yaayanlar, zel yaplar iinde karnca gibi, dnyann
tuhaf ve ei benzeri olmayan bir maketini kurarlar. Bylece akl tek bir eye
alan bu zel rnei, Rioya kadarki on iki gnlk yolculuk boyunca daha
yakndan inceleme amacm gizlemedim.
Bununla birlikte arkadam, Pek ansnz olmaz, diye uyard beni. Bildiim
kadaryla, Czentovicten en ufak bir psikolojik bilgi koparmay kimse baaramad.
Bu kurnaz kylnn, derinde yatan yetersizliinin arkasnda ak vermeme
aklll gizleniyor, uygulad yntem de, kk meyhanelerde arayp bulduu,
kendi evresinden kyller dnda herkesle konumaktan kanmak. Yaknnda
kltrl bir insan hissettiinde, kabuuna ekiliyor; bylece hi kimse ondan
aptalca bir sz duymu ya da kltrszlnn snrsz derinliini kefetmi olmakla vnemiyor.
Arkadam gerekten hakl kt. Yolculuun ilk gnlerinde, kaba bir srnaklk
yapmadan Czentovice yanamann tmyle olanaksz olduu ortaya kt, srnak
davranmak da benim tarzm deildi. Geri bazen gezinti gvertesinde dolat
olurdu, ama hep gururla ellerini arkasnda kavutururdu, o nl resmindeki Napolon gibi; ayrca gverte turunu her zaman yle aceleyle ve paldr kldr
tamamlard ki, onunla konuabilmek iin peinden koturmak gerekirdi. te
yandan yolcu salonlarnda, barda, sigara salonunda hi boy gstermezdi; kamarottan edindiim gvenilir bilgiye gre, gnn byk blmn kamarasnda geirip
dev gibi bir satran tahtasnda altrma yapyor ya da eitli hamlelerin zerinden
geiyormu.
gn sonra gerekten kzmaya baladm, onun savunma yntemi benim ona
yaklama isteimden daha etkiliydi. Yaamm boyunca bir satran ustasyla
tanma frsatm hi olmamt ve imdi byle bir insan gzmde canlandrmak
iin ne kadar ok urarsam, btn bir yaam boyu yalnzca altm drt siyah
beyaz karenin evresinde dnen bir beyin eylemi bana o kadar akl almaz geliyordu. Geri kendi deneyimlerimden krallarn oyununun gizemli ekiciliini
biliyordum; insanolunun dnp bulduu oyunlar arasnda, rastlantnn her
trl despotluuna kar koyan ve zafer kupalarn yalnzca akla ya da daha ok
tinsel yetenein belirli bir biimine veren tek oyun. Ama satranca oyun demekle,
haksz bir kstlama yapm olmuyor mu insan? Satran ayn zamanda bir bilim,
bir sanat deil mi, yerle gk arasnda szlen Muhammedin tabutu gibi bu iki
kategori arasnda gidip gelmiyor mu, btn kart iftlerin bir kerelik bileimi
15/50
deil mi? Hem ok eski hem de yepyeni, dzenei hem mekanik hem de hayal
gcne bal, hem sabit geometrik bir alanla snrl hem de bileimleri snrsz,
hem srekli gelien hem de ksr, hibir eye gtrmeyen bir dnme, hibir eyi
hesaplamayan bir matematik, yaptlar olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir
mimari, bununla birlikte varlyla btn kitap ve yaptlardan daha dayankl
olduu su gtrmez, btn halklara ve btn zamanlara ait olan tek oyun; can
skntsn ldrmesi, zihni amas, ruhu canlandrmas iin hangi Tanrnn onu
yeryzne gnderdiini kimse bilmez. Balangc ve sonu nerededir? Her ocuk
onun temel kurallarn renebilir, her acemi onda ansn dener, ama yine de bu
deimez dar karenin iinde zel ustalar yaratr satran, teki insanlarn hibiriyle
karlatrlamaz bunlar, yalnzca satranca ynelik bir yetenei olan insanlar; gr,
sabr ve tekniin tpk matematikiler, airler ve mzisyenlerdeki gibi belirli bir oranda, ama farkl katman ve balamlarda etkin olduu zgl dhiler. Fizyonomiye
duyulan tutkunun ilk zamanlarnda Gall 4 gibi biri, byle satran ustalarnn beyinlerini yararak bu satran dehalarnn beyninde, bu insann yeni bir gri ktlesi
iinde zel bir kvrm olup olmadn, baka beyinlerdekine oranla daha gelimi
bir satran kas ya da satran yumrusu bulunup bulunmadn aratrmtr belki
de. Bu zgl dehann, elli kiloluk ii bo bir kayann iindeki tek bir altn filizi
gibi, kesin bir akl tembelliinin iine szma benzedii bir Czentovic rnei,
byle bir fizyonomiciye nasl da ekici gelirdi! Byle olaanst, dhice bir oyunun ister istemez greceli ustalar yarataca gereini uzun zaman nce anlamtm; ama dnyay yalnzca siyah ile beyaz arasndaki dar yola indirgeyen,
otuz iki ta bir oraya bir buraya, bir ileri bir geri oynatarak hayatnn zaferini
kazanmaya alan kvrak zekl bir insann yaamn kafada canlandrmak ne
kadar g, ne kadar olanakszd; bu insann yeni bir oyuna balarken piyon yerine
at yelemesi olay yaratr ve bir satran kitabnn ufack bir kesinde adnn
gemesiyle lmszle ulamasn salar; bu insan, bu akl insan, akln karmadan on, yirmi, otuz, krk yl boyunca btn dnme gcn tekrar tekrar ayn
gln amaca yneltir: bir tahtann zerinde tahta bir ah keye sktrmak!
te imdi byle bir olay adam, byle tuhaf bir dhi ya da byle artc bir deli
ilk kez bu kadar yaknmdayd, ayn gemide alt kamara temdeydi ve aklla ilgili
eylere kar merak her zaman bir eit tutkuya dnen zavall ben, ona yaklamay bir trl beceremiyordum. En kak numaralar dnmeye baladm:
nemli bir gazete iin onunla sylei yapmak istediim yalann uydurarak gururunu okamak ya da ona skoyada krl bir turnuva nererek agzllnden
16/50
17/50
da byle, biz acemilerin onun sanatn icra ettiimizi grr grmez bir adm daha
yaklat ve bu ll uzaklktan tahtamz yle bir gzden geirdi. McConnor
hamle yapmak zereydi. Ve bu tek hamle bile, acemi abalarmz daha fazla izlemenin onun gibi bir usta iin zaman kayb olduunu anlamasna yetmi gibiydi.
Bir kitapda kt bir dedektif romann, kapan bile amadan yerine koyarken
yaptmz doal devinimle masamzdan uzaklat ve sigara salonundan kt. Bizi
lp tartt ve ok hafif buldu, diye dndm, bu souk, kmseyici bak beni
biraz kzdrmt ve fkemi McConnordan karmak iin ona bakp Hamleniz
ustay pek etkilemie benzemiyor, dedim.
Hangi ustay?
Az nce yanmzdan geen ve oyunumuza burun kvrarak bakan o beyin, satran ustas Czentovic olduunu akladm ona. imdi de buna katlanmamz ve
bizi kmsemesine yreimiz szlamadan almamz gerektiini ekledim; biz zavalllar kaderimize raz olmalydk. Ama laf olsun diye sylediklerimin, McConnorn zerinde hi beklenmedik bir etki yapmas beni artt. Birden heyecanland, oyunumuzu unuttu, hrstan yerinde duramyordu. Czentovicin gemide
olduundan haberi yokmu, Czentovic kesinlikle onunla oynamalym. Bir keresinde krk kiiyle birlikte oynad bir ezamanl oyun dnda, hayatnda bir dnya
ampiyonuna kar hi oynamam; o oyun bile korkun derecede heyecanl
olmu ve McConnor az kalsn kazanacakm. Satran ustasyla tanyor
muymuum? Hayr, dedim. Onunla konumak ve yanmza armak istemez
miymiim? Czentovicin yeni insanlarla tanmaya pek hevesli olmad
gerekesiyle buna kar ktm. stelik, bizim gibi nc snf oyuncularla uramak bir dnya ampiyonuna ne zevk verirdi ki?
Bu nc snf oyuncular szn McConnor gibi hrsl bir adama sylememem gerekirdi. Kzgn kzgn arkasna yasland ve Czentovicin bir beyefendinin
nazik davetini geri evireceine kendi adna inanmadn syledi ters ters, bu iin
peine decekmi. stei zerine dnya ampiyonunun kiiliini ksaca betimledim ona ve hemen arkasndan, oyunumuzu yarda brakarak, sabrszlkla
Czentovicin ardndan gezinti gvertesine koturdu. Bu geni omuzlarn sahibi bir
kere kafay bir eye takt zaman, onu tutmann olanaksz olduunu hissettim
yine.
Olduka gergin bir bekleyi balad benim iin. On dakika sonra McConnor
geri dnd, keyfi pek yerinde deildi gibi geldi bana.
Eee? diye sordum.
18/50
Haklymsnz, diye yantlad biraz kzgn. Pek sevimli bir bey deil. Ona
kendimi tanttm, kim olduumu anlattm. Bana elini bile uzatmad. Bize kar bir
ezamanl oyun oynamak isterse hepimizin ne kadar onur duyacan ona anlatmaya altm. Ama hi yz vermedi; zr diledi, menajeriyle yapt anlamaya
gre, btn turnesi boyunca cretsiz oynamamas gerekiyormu. Oyun bana en
dk creti iki yz elli dolarm.
Gldm. Talar siyah kareden beyaza srmenin bylesine krl bir i olabilecei hi aklma gelmezdi. Eh, umarm, siz de ona kibar davranmsnzdr.
Ama McConnor hi istifini bozmad. Oyun yarn leden sonra saat te.
Burada, sigara salonunda. Umarm kolay havlu atmayz.
Nasl? Ona iki yz elli dolar verdiniz mi? diye bardm aknlkla.
Neden olmasn? Cest son mtier. 5 Diim arsayd ve gemide tesadfen bir di
doktoru olsayd, diimi bedavaya ekmesini isteyemezdim ya. Adam cretini yksek tutmakta ok hakl; her meslekte gerek profesyoneller ayn zamanda en iyi
iadamlardr. Bana gelince; bence i ne kadar ak olursa, o kadar iyidir. Bir Herr
Czentovicin bana iyilik yapmasna izin vermektense ve sonunda bir de ona
teekkr etmek durumunda kalmaktansa, para derim daha iyi. Sonuta
kulbmzde bir akamda iki yz elli dolardan fazlasn kaybettiim oldu ve bir
dnya ampiyonuyla da oynamamtm. Bir Czentovic tarafndan altedilmek
nc snf oyuncular iin utanlacak bir ey deildir.
nc snf oyuncu gibi ylesine sylenmi bir szle McConnorn gururunu ne kadar incitmi olduumu ayrmsamak beni elendirdi. Ama bu pahal
elenceyi karlamaya kararl olduu iin, en sonunda merakm giderecek olan
yersiz hrsna kar kmamn bir anlam yoktu. O na kadar kendilerini satran
oyuncusu olarak tantm olan drt-be beyi bu olaydan abucak haberdar ettik ve
oradan geecek yolcular tarafndan olabildiince az rahatsz edilmek iin yalnz
bizim masamz deil, komu masalar da nmzdeki ma iin nceden ayrttk.
Ertesi gn kk grubumuz kararlatrlan saatte eksiksiz topland. ampiyonun karsnda, ortadaki yer elbette McConnora ayrld; adam birbiri ardna purolar yakarak ve durmadan huzursuzlukla saatine bakarak sinirini yattrmaya
alyordu. Ama dnya ampiyonu arkadamn anlattklarndan tahmin ettiim
gibi en az on dakika bekletti bizi, bu da geliinin byk bir etki yaratmasn
salad. Sakin ve soukkanl bir biimde masaya yaklat. Kendini tantmadan
Kim olduumu biliyorsunuz, sizin kim olduunuz ise beni ilgilendirmiyor, demek oluyordu herhalde bu saygszlk profesyonellere zg bir kurulukla gerekli
19/50
20/50
gelmedii zaman devreye giren tutku. O an anladm ki, btn servetine mal olsa
da bu fanatik, hrsl adam en azndan tek bir oyun kazanana dek, Czentovice kar
oynayp duracakt. McConnor, Czentovic iin bir altn madeniydi ve Czentovic
sonuna kadar dayanrsa, Buenos Airese kadar birka bin dolar karabilirdi bu
madenden.
Czentovic yerinden kmldamad. Buyurun, diye yantlad kibarca. Beyler
imdi siyahla oynuyor.
kinci oyun da farkl bir tablo izmedi, bir ey dnda: Birka merakl sayesinde topluluumuz yalnz bymekle kalmad, hareketlendi de. McConnor
tahtaya yle sabit bakyordu ki, sanki talar iradesiyle kazanmak, mknatslamak
istiyordu; souk bakl rakibinin yzne byk bir zevkle, Mat! diye barmak
iin bin dolar da seve seve feda ederdi, adm gibi emindim bundan. nat
heyecannn biraz, farknda olmadan tuhaf bir biimde bize bulat. Her hamle
zerinde eskisine oranla daha tutkulu tartyorduk, Czentovici masamza geri
aran iareti vermeyi kararlatrmadan nce, son anda bile bir hamleden
vazgeip brn oynadmz oluyordu. Yava yava on yedinci hamleye yaklamtk ki, bizim iin inanlmayacak kadar iyi bir konumun olutuunu grdk
aknlkla, nk c izgisindeki piyonu sondan bir nceki c2 karesine getirmeyi
baarmtk; veziri almak iin piyonu c1e itmemiz yeterliydi. Bu fazlasyla belli
ans yznden iimiz pek de rahat deildi elbette. Grnte bizim elde ettiimiz
bu avantajn, ok daha ileriyi gren Czentovic tarafndan bilinli olarak bize atlan
bir kemik olduundan kukulanyorduk hepimiz. Ama hep birlikte iyice aramamza ve tartmamza karn, hilenin nerede olduunu anlayamadk. En
sonunda, izin verilen dnme sresi tam bitmek zereyken hamleyi yapmaya
karar verdik. McConnor piyonu son kareye srmek iin elini uzatmt ki, birisi
kolundan yakalad, alak sesle ve heyecanla fsldad: Tanr akna! Sakn ha!
Elimizde olmadan hepimiz dnp baktk. Krk be yalarnda bir beydi
konuan, neredeyse tebeir kadar beyaz olan ince uzun, sert yz daha nce
gvertede gzme arpmt, btn dikkatimizi hamleye ynelttiimiz son
dakikalarda yanmza gelmi olmalyd. Ona baktmz ayrmsayarak aceleyle
ekledi:
imdi veziri alrsanz, fili c1e srp piyonunuzu krar, siz de atnz geri
ekersiniz. Ama bu arada botaki piyonunu d7ye getirip kalenizi tehdit eder ve
atnzla ah mat deseniz bile kaybedersiniz ve dokuz on hamle sonra yenilirsiniz.
21/50
1922de Pistyaner Turnuvasnda Alehinin Bogolyubova kar oluturduu konumun hemen hemen ayns.
McConnor aknlkla elini tatan ekti ve cennetten inen beklenmedik bir
melek gibi yardmmza koan adama en az bizim kadar afallayarak bakt. Dokuz
hamle ncesinden mat hesaplayabilen birisi, birinci snf bir profesyonel olmalyd, hatta belki de ayn turnuvaya giden bir yarmacyd ve bu kadar can alc bir
anda aniden kagelip oyuna karmasnda neredeyse doast bir ey vard.
Kendini ilk toplayan McConnor oldu.
Ne nerirdiniz? diye fsldad heyecanla.
Hemen ilerlemeyin, geri ekilin! ncelikle ah g8 den h7ye alarak tehlikeli
izgiden kurtarn. Czentovic byk olaslkla br yandan saldracaktr. Ama
kaleyi c8den c4e getirip bunu savuturursunuz; bu onun iki kalesine, bir piyonuna mal olur ve bylece stnln yitirir. Botaki piyonlar kar karya kalr
ve doru savunma yaparsanz, oyun berabere biter. Daha fazlasn elde
edemezsiniz.
Bir kez daha arp kaldk. Hesaplamasnn hem hzl hem de kesin olmas bizi
afallatt; hamleleri bir kitaptan okuyup sylyordu sanki. Onun oyuna karmas
sayesinde bir dnya ampiyonuyla berabere kalmamz beklenmedik bir anst ve
sihirli bir denek etkisi yapt. Tahtay daha iyi grmesini salamak iin hep birden
kenara ekildik. McConnor bir kez daha sordu:
ah g8den h7ye, yle mi?
Aynen yle! ncelikle geri ekilin.
McConnor adamn dediini yapt ve bardaa vurduk. Czentovic o allm
sakin admlaryla masamza geldi ve bir bakta kart hamleyi lp tartt. Sonra,
tpk tanmadmz yardmcmzn nceden syledii gibi, ah kanadndaki piyonu
h2den h4e getirdi. Ve yardmcmz heyecanla fsldad:
Kale ileri, kale ileri, c8den c4e, o zaman nce piyonun nn kapatmas
gerekir. Ama bu onun iine yaramayacak! Botaki piyona aldrmadan atnz c3ten
d5e getirerek saldrrsnz ve eitlik yeniden salanr. Savunmak yerine btn
gcnzle saldrn!
Ne demek istediini anlamadk. Syledikleri inceydi sanki. Ama bir kere
kendini kaptran McConnor hi dnmeden syleneni yapt. Czentovici geri
armak iin yeniden bardaa vurduk. lk kez abucak karar vermedi, tahtaya
abucak bir gz att. Sonra yabancnn bize nceden bildirdii hamleyi aynen
yapt ve gitmek zere dnd. Ama uzaklamadan nce, yeni ve beklenmedik bir
22/50
23/50
24/50
nl bir usta anlalmaz bir nedenden dolay bizden adn m gizliyordu? Btn bu
olaslklar byk bir heyecanla tarttk, en lgn savlar bile, yabancnn akl almaz utangal ve artc aklamasn unutulmaz oyun yeteneiyle
badatrmaya yetecek kadar lgn gelmiyordu bize. Ama bir konuda dnce
birliine vardk: Yeni bir sava izleme zevkini kendimizden kesinlikle esirgemeyecektik. Yardmcmzn ertesi gn Czentovice kar bir oyun oynamas iin her eyi
yapmaya karar verdik, oyunun parasal tehlikesini gsleme iini McConnor stlendi. Bu arada kamarotun azn arayp da yabancnn Avusturyal olduunu
renince, yurtta olarak ricamz ona iletmek grevi bana kald.
Apar topar kaan yabancy gezinti gvertesinde bulmam uzun srmedi.
ezlonguna uzanm kitap okuyordu. Yanna yaklarken, onu inceleme olana
buldum. Keli ba, hafif yorgunluk belirtisi olarak, yasta dayanmt; yana oranla gen grnen yznn tuhaf solgunluu yine dikkatimi ekti, bembeyaz
salar akaklarn evreliyordu; neden bilmem, bu adamn birdenbire yalanm
olduu izlenimine kapldm. Yanna vardmda, kibarca doruldu ve kendini
tantt, soylu, eski Avusturya ailelerinden birine ait olan soyad hemen tandk
geldi bana. Bu soyadn tayan birinin Schubertin ok yakn bir dostu olduunu
ve eski imparatorun zel doktorlarndan birinin de bu aileden geldiini anmsadm. Kendisinden Czentovicin meydan okumasna karlk vermesini rica ettiimizi Dr. B.ye iletince, gzle grlr biimde afallad. O oyunda bir dnya
ampiyonunun, stelik dnemin en baarl, en nl ampiyonunun bulunduundan haberi olmad ortaya kt. Nedendir bilinmez, bu aklama onun
zerinde tuhaf bir etki yapt sanki, nk rakibinin gerekten de tannm bir
dnya ampiyonu olduundan emin olup olmadm tekrar tekrar sordu. Bu durumun grevimi kolaylatrdn ksa srede anladm ve ince ruhlu biri olduunu
hissedince, olas bir yenilginin getirecei parasal ykn McConnorn kasasndan
karlanacan ona sylememenin iyi olacan dndm. Uzun sre bocaladktan sonra Dr. B. en sonunda bir oyun oynamay kabul etti, ama becerisine pek
fazla bel balamamalar konusunda br beyleri bir kez daha uyarmam rica etmeyi de unutmad.
nk, diye ekledi dalgn dalgn glmseyerek, bir satran oyununu btn
kurallarna uygun olarak oynayp oynayamayacam gerekten bilmiyorum. Lise
yllarmdan beri, yani yirmi yldan fazla bir zamandan beri tek bir satran tana
dokunmadm sylediimde, yapmack bir alakgnlllk deildi bu, ltfen
25/50
inann bana. O zaman bile satran oyuncusu olarak ok zel bir yeteneim olduu
sylenemezdi.
Bunu yle doal bir biimde syledi ki, drstlnden en ufak bir kuku
duymadm. Bununla birlikte, birbirinden ok farkl ustalarn her hamlesini byle
kesin anmsayabilmesine ardm dile getirmekten kendimi alamadm; en
azndan kuramsal olarak satranla ok uram olmalyd. Dr. B. d grr gibi,
tuhaf tuhaf glmsedi yine.
ok uramtm! Tanr biliyor ya, satranla ok uratm sylenebilir. Ama
ok zel, ei benzeri olmayan koullar altnda oldu bu. Olduka karmak bir
hikye, iinde yaadmz bu byk zamanda pek szn etmeye demez belki.
Yarm saat sabrederseniz...
Yanndaki ezlongu gsterdi. Davetini seve seve kabul ettim. evremizde kimsecikler yoktu. Dr. B. okuma gzln kard, kenara koydu ve anlatmaya
balad:
Bir Viyanal olarak ailemin adn anmsadnz sylemeniz ok hotu. Ama
nceleri babamla birlikte, sonra da tek bama altrdm avukatlk brosunu
duymamsnzdr sanrm, nk gazetelerde boy boy yaynlanan davalarmz
yoktu ve ilke olarak yeni mvekkiller almyorduk. Gerei sylemek gerekirse,
doru dzgn bir avukatlk ii yapmaz olmutuk, ar sa partinin eski bir yesi
olan babamn ilikisi olduu byk manastrlarn hukuk danmanln ve ncelikle mali ynetimini yrtyorduk yalnzca. Ayrca bugn monari artk tarihe
kart iin bu konuda konuabilirim mparatorluk ailesinin baz yelerinin
anamallarnn ynetimi de bize verilmiti. Saray ve kiliseyle olan bu balant amcam imparatorun zel doktoruydu, baka bir amcam Seitenstetten Manastrnn
barahibiydi iki kuak ncesine uzanyordu; bizim yalnzca onu korumamz
gerekiyordu, bu babadan kalma grevi yrtmenin durgun, kendi halinde bir i
olduunu sylemek isterim, az sk ve gvenilir olmaktan baka pek bir ey
gerektirmiyordu aslnda, rahmetli babamda fazlasyla bulunurdu bu iki nitelik;
hem devrim dneminde hem de enflasyon yllarnda, iine gsterdii zen sayesinde mvekkillerinin hatr saylr servetlerini korumay baard. Ardndan Hitler
Almanyada ynetimi ele geirip kilise ve manastrlarn mlklerine el koymaya
balaynca, en azndan tanabilir mlkleri yamadan kurtarmak iin snrn te
yannda yaplan eitli grme ve ilemlerin tutanaklar elimizden geti ve kilise
ile sarayn baz gizli politik grmeleri hakknda kamuoyunun hibir zaman
duyamayaca kadar ok ey rendik ikimiz. Ama bromuzun dikkat ekmemesi
26/50
27/50
28/50
29/50
30/50
31/50
32/50
kez baktm o bildik atlak yoktu. Kapnn rengi bakayd, duvarn nnde baka
bir sandalye duruyordu ve solda bir dosya dolabyla bir giysi dolab vard, bu ikincinin iindeki asklarda -drt slak asker paltosu, bana ikence yapanlarn
paltolar aslyd. Yani bakacak yeni, baka bir eyim olmutu en sonunda ve alktan lgna dnm gzlerim her ayrntya hrsla saldryordu. Bu paltolardaki her
kvrm gzledim, rnein slak yakalarn birinden sarkan bir damlay ayrmsadm ve bu size ok gln gelebilir ama, lgnca bir heyecanla bu damlann ne
yapacan bekledim, en sonunda kvrm boyunca aa m szlecekti, yoksa yerekimine biraz daha direnip olduu yerde mi kalacakt; evet, sanki yaamm buna
balym gibi, dakikalarca soluk almadan bu damlay izledim. Damla aa yuvarlandktan sonra, paltolardaki dmeleri tekrar saydm, bir tanesinde sekiz, tekinde de sekiz, ncde on tane vard, sonra tekrar manetleri karlatrdm;
btn bu gln, nemsiz ayrntlar a gzlerimi yle bir hrsla avcuna ald ve
kendinden geirdi ki, anlatamam. Ve birden baklarm bir eye taklp kald.
Paltolardan birinin yan cebinin biraz imi olduunu ayrmsadm. Yaklatm ve
kabarkln dikdrtgen biiminden, bu biraz imi cebin iinde ne olduunu anladm: bir kitap!
Dizlerim titremeye balad: BR KTAP! Drt aydr elime kitap almamtm ve
iinde insann art arda sralanm szckler, satrlar, sayfalar ve yapraklar grebilecei, baka, yeni, artc dnceleri okuyabilecei, tanyabilecei, beynine
alabilecei bir kitabn hayali bile insan hem coturuyor hem de uyuturuyordu.
Gzlerim bu kitabn cepte oluturduu kabarkla hi kprdamadan bakyordu,
sanki paltonun orasn yakp bir delik amak istercesine ldyorlard o ii grnmeyen yere doru. Kendimi daha fazla tutamadm; elimde olmadan yaklatm. En
azndan kuman zerinden ellerimle bir kitaba dokunabilmek dncesi bile, parmaklarmdaki sinirleri trnaklarma kadar uyuturdu. Neredeyse farknda olmadan
giderek yaklayordum. Neyse ki gardiyan bu tuhaf davranm ayrmsamad; iki
saat dimdik ayakta duran bir insann biraz duvara dayanmak istemesi ona doal
grnd belki de. En sonunda paltoya iyice yaklamtm ve fark ettirmeden ona
dokunabilmek iin ellerimi bilerek arkama saklamtm. Kumaa dokundum ve
gerekten de kuman arkasnda dikdrtgen bir ey, bklebilen ve hafife
hrdayan bir ey hissettim; bir kitap! Bir kitap! Ve anszn lgnca bir dnceye
kapldm: Kitab al! Belki becerirsin bunu, onu hcrene gizleyebilir ve sonra okuyabilirsin, okuyabilirsin, en sonunda yeniden bir ey okuyabilirsin! Bu dnce
aklma gelir gelmez, gl bir zehir etkisi yapt; bir anda kulaklarm uuldamaya
33/50
ve kalbim kt kt atmaya balad, ellerim buz kesti, titremelerini engelleyemiyordum. Ama ilk sersemlii atlattktan sonra, sessiz ve sinsice, gzlerimi gardiyandan ayrmadan daha da yaklatm paltoya, arkama gizlediim ellerimle kitab ite
ite cepten yukar karmaya baladm. Sonra elimi uzattm, hafife, dikkatle ektim ve kk, pek de kaln olmayan kitap birden elimdeydi. Ancak o zaman
korktum yaptmdan. Ama artk geri dnemezdim. Peki nereye koyacaktm kitab? Arkamdan kemerimin altna sokuturdum, oradan da yava yava kalamn
zerine ittim, bylece yrrken elimi asker gibi yanma yaptrp pantolon
dikiinin stnden tutabilecektim onu. lk deneme baarl oldu. Giysi dolabndan
uzaklatm, bir adm, iki adm, adm. e yarad. Kolumu skca kemerime
bastrrsam, kitab yrrken tutabiliyordum.
Derken sorgulama balad. Beni her zamankinden fazla zorlad, nk sorular
yantlarken sylediklerime aklm vermek yerine, her eyden nce kitab fark ettirmeden tutmaya alyordum btn gcmle. Neyse ki sorgulama bu kez ksa
srd ve kitab kazasz belasz odama gtrdm; btn ayrntlarla zamannz almak istemiyorum, ama yrrken kitap bir kere tehlikeli bir biimde pantolondan
kayd ve eilip onu tekrar kemerin altna itmek iin, ksrk tutmu gibi yapmam
gerekti. Ama bu kitapla cehennemime geri dnmek ne olaanst bir and, en
sonunda yalnzdm, ama hi de yalnz saylmazdm!
Hemen kitab kaptm, gzden geirdiimi, okuduumu sanyorsunuz herhalde. Kesinlikle hayr! Bir kitabm olmasnn sevincini doya doya yaamak istiyordum nce; bu aldm kitabn ne eit bir kitap olduunu dlemenin sevinci,
ardan almama yol ayor ve beni olaanst heyecanlandryordu. Her eyden
nce harfler ok kkt, ok ok fazlayd, bir sr ince yaprak vard, bylece
uzun uzun okuyabilecektim. Ve sonra beynimi zorlayacak, dz olmayan, basit olmayan, tersine insann renebilecei, ezberleyebilecei bir yapt olmasn
diledim, rnein bir iir kitab, en iyisi ne cretkr bir d! Goethe ya da
Homeros. Ama en sonunda hrsma, merakma daha fazla engel olamadm.
Gardiyan kapy aniden aacak olursa beni enselemesin diye yataa uzandm,
titreyerek kemerimin altndan kitab kardm.
Bakar bakmaz hayal krklna uradm, hatta youn bir fkeye kapldm: Bu
kadar byk bir tehlikeyi gze alarak ele geirdiim, bu kadar byk bir
beklentiyle sakladm kitap bir satran albmyd, yz elli ustann oyunundan
oluan bir toplamayd. Kilit altnda olmasaydm, o ilk fkeyle kitab ak bir pencereden frlatrdm, nk bu sama sapan eyle ne yapabilirdim ki? Delikanlyken
34/50
lisede tekilerin ou gibi benim de skntdan zaman zaman bir satran tahtasnn
yanna uradm olmutu. Ama bu kuramsal ey benim ne iime yarard ki? nsan
bir rakip olmadan satran oynayamaz ki, hele talar ve tahta olmadan hi
oynayamaz. Yine de belki okunacak bir ey, bir giri, bir ynlendirme yazs kefederim diye sayfalar isteksizce kartrdm; ama her bir usta oyununun plak, kare
diyagramlar ve altlarnda ilk nce anlayamadm a2-a3, Af1-g3 gibi iaretlerden
baka hibir ey bulamadm. Bunlarn hepsi anahtarn bulamadm bir eit cebir
gibi geldi bana. A, b, c harflerinin uzunlamasna sralar, 1den 8e kadar saylarn
da apraz sralar iin olduunu ve her bir tan o anki konumunu belirttiini yava
yava zdm; bylece salt grafik diyagramlar bir dile dnt. Belki de hcremde
bir eit satran tahtas kurabilir ve sonra bu oyunlarn aynsn oynamaya alabilirim, diye dndm; tpk gkten inmi bir mucize gibi, yatak arafmn
tesadfen iri kareli olduunu fark ettim. Doru katlaynca, altm drt kareyi
oluturmay baardm. nce ilk sayfasn koparp kitab somyann altna sakladm.
Sonra ekmeimden kopardm kk paralar birletirip gln ve yamuk yumuk satran talar yapmaya baladm, ah, vezir falan; bitmek bilmeyen bir
uratan sonra, en sonunda satran kitabnda gsterilen konumlarn aynsn kareli
yatak rtsnn zerinde oluturabilmeyi baardm. Ama btn oyunu yeniden
oynamaya alnca, tekilerden ayrmak iin yarsnn rengini tozla koyulatrdm gln ekmek-talarmla hibir ey beceremedim nce. lk gnlerde
srekli ardm; bu bir tek oyuna be kere, on kere, yirmi kere tekrar batan
balamam gerekti. Ama yeryznde kimin, hiliin klesi olan benim kadar
yararsz ve kullanlmayan zaman vard ki, kim bu kadar hrs ve sabrla doluydu?
Alt gn sonra oyunu hi armadan sonuna kadar oynadm, ondan sekiz gn
sonra satran kitabndaki konumlar gzmn nne getirmek iin yatak
arafndaki ekmek paralarna bile gerek duymadm ve bir sekiz gn daha sonra
kareli yatak araf da gereksiz oldu; balangta soyut gelen a1, a2, c7, c8 gibi
iaretler, beynimin iinde grsel, plastik konumlara dnt kendiliinden.
Deiiklik baaryla uygulanmt: Satran tahtasn talaryla birlikte beynimin
iine yanstmtm ve yalnzca formlleri kullanarak o anki konumu bir bakta anlyordum, tpk btn sesleri ve uyumlarn duymak iin notalara yle bir bakmann deneyimli bir mzisyene yetmesi gibi. Bunu izleyen on drt gnn
sonunda, kitaptaki her oyunu kolayca ezbere ya da profesyonellerin dedii gibi
gz kapal oynayabiliyordum; kstah hrszlmn bana ne kadar byk bir iyilik yaptn ancak anlamaya balyordum. nk birdenbire bir uram olmutu;
35/50
isterseniz mantksz, amasz olduunu syleyin, ama evremdeki hilii yok eden
bir urat bu, yz elli turnuva oyunuyla odann ve zamann boucu tekdzeliine
kar kusursuz bir silah gemiti elime. Yeni uramn ekiciliini korumas iin, o
andan balayarak her gn bir gzel bldm: sabahlar iki oyun, leden sonralar
iki oyun, akamlar da hzl bir tekrar. Daha nce jelatin gibi biimsizce uzayan
gnlerim bylece doldu, kendimi yormadan bir eyle uram oluyordum, nk
satrancn esiz bir yarar vard, tinsel enerjinin darack bir alana ynlendirilmesiyle
en ar dnce eyleminde bile beyni gevetmiyor, tersine kvrakln ve esnekliini artryordu. nceleri usta oyunlarn makine gibi oynarken, zamanla
iimde sanatsal, heves dolu bir anlay uyanmaya balad. Saldr ve savunmann
inceliklerini, hilelerini ve glklerini rendim; ileriyi grme, bileimler yapma,
abuk karlk verme yntemlerini kavradm ve insann bir airin dizelerini bir-iki
satrdan anlamas gibi, her bir satran ustasnn kiisel tarzn bir bakta tanr
oldum; yalnzca zaman doldurmak iin balayan bu ura zevke dnt ve Alehin, Lasker, Bogolyubov, Tartakower gibi byk satran otoriteleri yalnzlmda
bana candan dost oldular. Talarn sonsuz yer deitirmesi, sessiz hcreyi her gn
canlandryordu ve dzenli altrma yapmam sayesinde dnme yeteneim sarslm kesinliini yeniden kazand; beynimin tazelendiini ve hatta srekli dnmeye zorland iin sanki bilendiini hissediyordum. Daha kesin ve dikkatli
dnyor olmam her eyden nce sorgulamalarda ortaya kyordu; satranta
savunma yaparken blflere ve gizli hilelere kar bilmeden ustalamtm; o andan
balayarak sorgulamalarda bir daha ak vermedim, hatta Gestaponun bana yava
yava belirgin bir saygyla bakmaya baladn dnyordum. tekilerin hepsinin pes ettiklerini grnce, byle sarslmaz bir direnme gcn hangi gizli kaynaklardan aldm soruyorlard birbirlerine belki de.
O kitaptaki yz elli oyunu her gn dzenli olarak yeniden oynadm bu
mutlu dnemim aa yukar iki buuk ay srd. Sonra beklenmedik bir biimde
l bir noktaya geldim. Anszn yeniden hilikle kar karya buldum kendimi.
nk her bir oyunu yirmi ya da otuz kez oynadktan sonra, yeni olmann,
artc olmann getirdii ekicilii yitirdiler; nceleri beni heyecanlandran,
kanm kaynatan gleri zayflad. Her hamlesini oktan ezberlediim oyunlar
tekrar tekrar oynamann ne anlam vard ki? lk al yapar yapmaz, gerisi
kendiliinden aklmda beliriyordu, artk srpriz, gerilim, sorun kalmamt.
Kendimi oyalamak iin, artk onsuz olamadm dnsel zorlanmay yaratmak
iin, baka oyunlar ieren baka bir kitap gerekliydi bana aslnda. Ama bu
36/50
37/50
38/50
hapsedilmi, aylardr tek bana braklarak kurnazca ikence yaplm bir tutukluydum ben, birikmi fkesini uzun zamandan beri herhangi bir eye boaltmak isteyen bir insandm. Ve kendime kar oynadm bu mantksz oyundan
baka bir eyim olmad iin, fkem, intikam hevesim fanatik bir biimde bu oyuna yneldi. imdeki bir ey hakl kmak istiyordu ve savaabildiim tek ey
iimdeki bu teki bendi; bylece oyun srasnda neredeyse delice bir heyecana
kaplmaya baladm. Balangta sakin ve dnp tanarak oynamtm, kendimi
fazla zorlamamak iin bir oyundan tekine geerken ara vermitim; ama gerilmi
sinirlerim yznden yava yava sabrm tkendi. Beyaz ben bir hamle yapar yapmaz, siyah ben hrsla saldryordu; bir oyun biter bitmez, hemen tekine koyuluyordum, nk her seferinde iki benden biri tekine yeniliyor ve rvan istiyordu.
O aylar boyunca hcremde bu lgnca enerjiyle kendime kar ka tane oyun oynadm yaklak olarak bile syleyemem; belki bin tane, belki de daha fazla.
Kendimi kurtaramadm bir dknlkt bu; gece gndz fil, piyon, kale ve
ahtan, a, b ve cden, mat ve ifte hamleden baka bir ey dnmyordum,
btn benliim ve duygularmla o kareli alana aklp kaldm. Oyun sevinci oyun
hevesine dnmt, oyun hevesi oyun drtsne, lgnla, yalnzca uyank
olduum saatleri ele geirmekle kalmayp yava yava uykuma da szan tutkulu bir
fkeye. Tek dnebildiim satrant; satran hareketleri, satran problemleriydi;
bazen alnmda ter damlacklaryla uyanp uykuda bile bilinsizce oynamay
srdrdm ayrmsyordum ve dmde insanlar grrsem, yalnzca filin,
kalenin hareketlerini, atn ileri geri atlamasn gerekletirirken gryordum onlar. Sorgulamaya arldmda bile, ifadem zerinde kafam toplayamyordum;
son sorgulamalarda kendimi olduka karmak dile getirdim sanrm, nk sorgulayclar bazen anlamsz gzlerle baktlar bana. Ama onlar soru sorarken ve
aralarnda konuurken, ben gerekte uursuz bir agzllkle hcreme geri
gtrlmeyi, bylece oyunumu, delice oyunumu srdrmeyi bekliyordum yalnzca; yeni bir oyun ve bir tane daha, sonra bir tane daha. Oyunumu yarda kesen
her ey bana batyordu; gardiyann hapishane hcresini temizledii on be dakika,
bana yemek getirdii iki dakika ateli sabrszlm krklyordu; bazen akamlar
kseye elimi bile srmyordum, oyun oynarken yemek yemeyi unutuyordum.
Bedensel olarak duyumsadm tek ey, korkun bir susuzluktu; srekli dnmenin ve oynamann yol at ate olsa gerekti bunun nedeni; ieyi tepeme iki
dikite bitiriyor ve biraz daha su getirmesi iin gardiyana yalvaryordum, bununla
birlikte bir an sonra dilim damam yine kurumu oluyordu. En sonunda oyun
39/50
oynarken zaten sabahtan akama kadar baka bir ey yapmyordum artk duyduum heyecan o kadar artt ki, bir an bile yerimde oturamaz oldum; oyunlar
zerinde kafa yorarken durmakszn bir aa bir yukar gidip geliyordum, oyunun
sonu yaklatka hep daha hzl, daha hzl, hep daha ateli gidip geliyordum;
kazanma, yenme, kendi kendimi yenme hrs yava yava bir eit fkeye dnt,
sabrszlktan titriyordum, nk her zaman iimdeki satran oyuncularndan biri
tekine gre yava oynuyordu. Biri tekini harekete geiriyordu; size ok gln
gelebilir, ama iimdeki benlerden biri tekine yeterince hzl karlk vermezse,
kendi kendimi azarlamaya balyordum; Daha hzl, daha hzl! ya da leri, ileri!
inde bulunduum bu durumun, tinsel adan ar uyarlmann btnyle patolojik bir biimi olduunu bugn ok iyi biliyorum elbette ve bunu tanmlamak
iin tbbn bilmedii bir addan bakas gelmiyor aklma: satran zehirlenmesi. En
sonunda bu tek ynl dknlk yalnzca beynimi deil, bedenimi de sarmaya
balad. Zayfladm, rahat uyuyamyordum, uyanrken kurun gibi gzkapaklarm
amak iin her seferinde zel bir aba gstermem gerekiyordu; bazen kendimi o
kadar gsz hissediyordum ki, elime aldm su bardan zar zor dudaklarma
gtryordum, ellerim ylesine titriyordu; ama oyun balar balamaz, delice bir
g saryordu beni: Ellerimi yumruk yapp bir aa bir yukar koturuyordum,
bouk ve kt bir sesle kendi kendime ah! ya da Mat! diye barm sanki bir
sis perdesinin arkasndan duyuyordum bazen.
Bu korkun, anlatlmaz durumun nasl patlak verdiini ben bile bilmiyorum.
Tek bildiim, bir sabah uyandm ve bu, ncekilerden farkl bir uyanmayd. Bedenim sanki benden ayrlmt, gevek ve rahat yatyordum. Aylardr tatmadm
youn, tatl bir yorgunluk kmt gzkapaklarma; yle scak ve ho bir duyguydu ki bu, gzlerimi ap amamaya ilk bata karar veremedim. Dakikalarca
uyank yattm ve zerimdeki bu arln, zevkten uyumu duyularla tembel tembel yatmann tadn kardm. Bir an arkamda sesler duydum sandm, bir eyler
syleyen insan sesleri, ne kadar sevindiimi bilemezsiniz, nk aylardr, yaklak
bir yldr sorgu hkimlerinin sert, keskin ve kt szlerinden baka bir ey
duymamtm. D gryorsun, dedim kendi kendime. D gryorsun! Sakn
gzlerini ama! Brak bu d devam etsin, yoksa evrende yine o lanet hcreyi,
sandalyeyi, leeni, masay ve o hep ayn desenli duvar kdn grrsn. D
gryorsun, grmeye devam et!
Ama merak ar bast. Yavaa ve dikkatle gzlerimi atm. Ve mucize: Baka
bir odadaydm, otel hcremden daha geni, daha ferah bir odada. Parmakl
40/50
41/50
Bam salladm.
Bu yntemde alacak bir ey deil, diye mrldand. Siz ilk deilsiniz. Ama
kayglanmayn.
Yattrc bir sesle bana bunu fsldamasndan ve yumuak baklarndan, onun
yannda gvende olduumu anladm.
ki gn sonra iyi yrekli doktor olduka iten bir tavrla olanlar anlatt bana.
Gardiyan hcremde avaz avaz bardm duymu ve birinin ieri girdiini, benim
de onunla kavga ettiimi sanm nce. Ama kapya geldii anda zerine
saldrmm ve Oyna artk alak, korkak! gibisinden szler haykrmm ona,
grtlana sarlmm ve yle lgnca skmm ki, yardm armak zorunda
kalm. Byle kudurmu gibiyken beni srkleyerek doktora gtrdkleri srada,
birden ellerinden kurtulmuum, koridordaki pencereye saldrp cam krmm ve
elimi kesmiim, uradaki derin yara izini gryorsunuz. Hastanedeki ilk gecelerimi
bir eit beyin ateinin etkisi altnda geirmiim, ama imdi bilincimin tamamen
aldn dnyormu. Elbette, diye alak sesle ekledi, bunu efendilere
bildirmeyeceim, yoksa sizi eninde sonunda yine oraya gtrrler. Bana gvenin,
elimden geleni yapacam.
Bu yardmsever doktorun bana ikence yapanlara benimle ilgili ne anlattn
bilmiyorum. Her ne olursa olsun, ulamak istedii eye ulat: Serbest brakldm.
Kafamn iyi almadn sylemi olabilirdi ya da belki de bu arada Gestapo iin
nemsiz olmutum, nk Hitler o sre iinde Bhmeni ele geirmiti ve bylece
Avusturyann igali tamamlanmt. Yurdumuzu on drt gn iinde terk
edeceime ilikin belgeyi imzalamam gerekiyordu yalnzca ve bu on drt gn binlerce formaliteyle dolu geti, gnmzde eski bir dnya yurttann yurtdna
karken uramas gereken formaliteler gibi askerlik belgeleri, polis, vergi, pasaport, vize, salk karnesi, gemi hakknda fazla kafa yoracak zamanm olmad.
Besbelli ruhumuz iin yorucu ve tehlikeli olabilecek eyleri kendiliinden yok
eden gizemli gler var beynimizde, nk ne zaman geriye dnp hcre gnlerimi dnmek istesem, sanki beynimde k snyordu; bana neler olduunu
dnme yrekliliini ancak haftalar sonra, ite tam burada, gemide buldum.
Dostlarnza neden yle yakksz ve byk olaslkla anlalmaz davrandm
imdi anlayacaksnz. Dostlarnz satran tahtasnn banda otururken grdmde, sigara salonunda tmyle tesadfen geziniyordum; elimde olmadan aknlktan ve korkudan akldm kaldm. nk insann gerek bir satran tahtasnda,
gerek talarla satran oynayabileceini tmyle unutmutum, bu oyunda iki tane
42/50
43/50
daha ayrntl anlatmt bana. Ona candan teekkr ettim ve yanndan ayrldm.
Ama daha gvertenin br ucuna varmamtm ki, arkamdan geldi ve gzle
grlr bir sinirle, hatta biraz da kekeleyerek ekledi:
Bir ey daha! Beylere nceden bildirin ki, sonra terbiyesizlik ediyor gibi
grnmeyeyim; yalnzca tek bir oyun oynarm... eski bir hesabn altna konan biti
izgisinden baka bir ey olmayacak bu, kesin bir bitiri; yeni bir balang deil...
Geriye dnp baktmda yalnzca dehetle anmsadm bu tutkulu, ateli oyuna
ikinci kez kaplmak istemiyorum... stelik... stelik o zaman doktor da uyard
beni... kesin bir dille uyard. Ruhsal bir hastalk geiren herkes hep tehlike
altndadr, hele satran zehirlenmesi geirdiyse tmyle iyilemi de olsa satran
tahtasna yaklamamas iyi olur... Anlayacanz, yalnzca kendim iin bir deneme
oyunu oynayacam, o kadar.
Ertesi sabah tam kararlatrlan saatte, te sigara salonunda toplanmtk.
Saray oyununun iki seveni daha katlmt aramza, turnuvay izleyebilmek iin
gvertedeki grevlerinden izin alan iki gemi subay. Czentovic de nceki gnk
gibi bekletmedi, zorunlu renk seiminden sonra bu anlalmas g insann nl
dnya ampiyonu karsndaki unutulmaz oyunu balad. Yalnzca bizim gibi
tmyle yetersiz izleyicilerin karsnda oynandna ve mzik dnyasnn Beethovenn piyano doalamalarndan yoksun kalmas gibi, satran yllklarnn da bu
oyundan yoksun kaldna zlyorum. Geri bunu izleyen leden sonralar hep
birlikte oyunu belleimizden karp yeniden oluturmaya altk, ama bouna;
byk olaslkla hepimiz oyun srasnda oyunu izlemek yerine oyunculardan
gzmz alamamtk. nk her iki rakibin yaradllarndaki tinsel kartlk,
oyun ilerledike giderek daha somut olarak ortaya kt. in ustas Czentovic
btn oyun boyunca bir kaya gibi kprdamadan durdu, donuk gzlerini satran
tahtasndan ayrmad; onun iin dnmek, btn organlarnn en yksek dzeyde
almasn gerektiren fiziksel bir zorlanmayd sanki. Buna karn Dr. B.nin devinimleri son derece rahat ve kaytszd. Szcn tam anlamyla bir amatr olarak
yalnzca oyunun keyfini karrken kendini hi skmyordu, ilk verilen aralarda
bize aklamalar yapt; sakin sakin bir sigara yakyor ve sra ona geldiinde, bir
dakika dosdoru tahtaya bakyordu. Her seferinde rakibinin hamlesini nceden
bekliyor gibiydi.
Zorunlu al hamleleri olduka hzl geti. Ancak yedinci ya da sekizinci
hamlede belirli bir plan gelimeye balar gibi oldu. Czentovic dnme srelerini
uzatt; oyunu almak iin asl savan daha yeni baladn hissettik bunu grnce.
44/50
Ama dorusunu sylemek gerekirse, her gerek turnuva oyununda olduu gibi
durumun yava yava gelimesi biz acemileri epey hayal krklna uratt. nk
talar i ie girip tuhaf bir desen oluturduka, oyunun durumu bizim iin giderek
iinden klmaz oluyordu. Ne bir rakibin ne de tekinin amalad eyi ve
hangisinin avantajl olduunu anlayabiliyorduk. Dman saldrsn savuturmak
iin talarn bir oraya bir buraya gidip geldiini ayrmsyorduk yalnzca, ama bu
stn oyuncular her devinimi birka hamle ilerisini hesaplayarak yaptklar iin
bu gidi geliteki stratejik amac kavrayamyorduk. Temelde Czentovicin sonu
gelmeyen dnme srelerinin yol at ar bir yorgunluk da eklendi buna yava
yava; dostumuzu da gzle grlr biimde sinirlendirmeye balad Czentovicin
byle yapmas. Oyun uzadka Dr. B.nin giderek daha huzursuzca koltuunda
kprdann kaygyla izledim, bazen sinirden art arda sigara yakyordu, bazen de
baz notlar almak iin kurunkaleme uzanyordu. Sonra yine bir soda smarlad ve
bardaklar birbiri ardna yuvarlad; deiik bileimler dnmede Czentovicten
yz kat daha hzl olduu belliydi. Her seferinde Czentovic sonu gelmez bir
dnmeden sonra karar verip ar eliyle bir ta ileri srdnde, dostumuz uzun
zamandr bekledii bir eyin olduunu gren biri gibi glmseyip hemen karlk
veriyordu. Hzl alan zeksyla rakibinin btn olaslklarn kafasnda nceden
hesaplam olsa gerekti; bu nedenle Czentovicin karar vermesi uzadka, Dr.
B.nin sabrszl artyordu ve beklerken dudaklarnn evresinde sinirli ve neredeyse dmanca bir izgi beliriyordu. Ama Czentovic kesinlikle elini abuk tutmuyordu. natla ve sessizce dnyor ve tahta talardan temizlendike daha
uzun dnme aras veriyordu. Krk ikinci hamlede, tam bir buuk saat sonra,
hepimiz turnuva masasnn evresinde bezgin ve neredeyse ilgisiz oturuyorduk.
Gemi subaylarndan biri oktan gitmiti, baka birisi eline bir kitap alm, yalnzca
bir ta yer deitirirken bir an iin ban kaldrp bakyordu. Derken Czentovicin
bir hamlesi srasnda beklenmedik bir ey oldu. Dr. B., Czentovicin ata uzandn
grnce, sramak zere olan bir kedi gibi bzld. Btn bedeni titremeye
balad ve Czentovic at oynar oynamaz, veziri serte ileri srd, zafer kazanm
gibi, te! Tamamdr! diye bard, geriye yasland, kollarn gsnn zerinde
kavuturdu ve meydan okuyan baklarn Czentovice dikti. Anszn gzbebeinde bir k parlad.
Zafer kazanm gibi bildirdii bu hamleyi anlamak iin, elimizde olmadan
tahtann zerine eildik. lk bakta dorudan bir gzda grlmyordu. Demek
ki dostumuz bu hamlenin geliiminden sz ediyordu, biz iyi dnemeyen
45/50
46/50
47/50
48/50
zel bir hamle beklentisiyle hemen tahtaya baktk. Ama bir dakika sonra,
hibirimizin beklemedii bir ey oldu. Czentovic ban ok yavaa kaldrd ve
baklarn zerimizde gezdirdi, daha nce hi yapmamt bunu. Bir eyin doya
doya tadn karyor gibiydi, nk dudaklarnda yava yava honut ve kibirli bir
glmseme belirdi. Bizim daha anlayamadmz bu zaferinin tadn sonuna kadar
kardktan sonra, yapay bir kibarlkla bize dnd.
zgnm, ama ben ah mat grmyorum. Acaba beylerden biri ah mat
gryor mu?
Tahtaya ve sonra skntyla Dr. B.ye baktk. Gerekten de Czentovicin ahnn
n bir ocuk bile bunu grebilirdi filin karsndaki bir piyonla tmyle tkanmt, yani ah mat sz konusu olamazd. Kayglandk. Dostumuz o heyecan
iinde bir ta bir kare fazla ileri ya da geri mi kaydrmt? Suskunluumuz Dr.
B.nin dikkatini ekti, o da tahtaya bakt ve telala kekelemeye balad:
Ama ah f7de olmal... durduu yer yanl, ok yanl. Yanl oynadnz! Bu
tahtada her ey ok yanl duruyor... piyon da g5te olmal, g4te deil... bu bambaka bir oyun... Bu...
Birden durdu. Serte kolunu tutmutum, daha dorusu kolunu yle sert imdiklemitim ki, o ateli lgnl iinde bile bunu hissetti. Dnd ve uykusunda
yryen biri gibi bakt bana.
Ne... istiyorsunuz?
Yalnzca, Anmsa! dedim ve ayn anda parman tutup elindeki yara izine
dokundurdum. Kar koymadan bana uydu, cam gibi gzleri kan krmzs ize
taklp kald. Sonra aniden titremeye balad ve btn bedeni sarsld.
Aman Tanrm, diye fsldad solgun dudaklaryla. Sama bir ey syledim ya
da yaptm m... sonunda yine mi ey oldum?..
Hayr, diye fsldadm usulca. Ama oyunu hemen brakmalsnz, tam
zaman. Doktorun size ne sylediini anmsayn!
Dr. B. silkinip ayaa kalkt. Dtm aptalca yanlg iin zr dilerim, dedi
o eski kibar sesiyle ve Czentovicin nnde eildi. Sylediim ey tam bir
samalk elbette. Oyun tabii ki sizin. Sonra bize dnd. Beylerden de zr dilemem gerek. Ama benden fazla bir ey beklememeniz konusunda sizi daha batan
uyarmtm. Bu rezalet iin zr dilerim, bu son satran oynaym olacak.
Eildi ve onu ilk grdmz zamanki alakgnll ve gizemli haliyle uzaklat. Bu adamn satran tahtasna neden bir daha asla elini srmeyeceini yalnzca
ben biliyordum, bu arada tekiler rahatsz edici ve tehlikeli bir eyle burun
49/50
3 . Satran notasyonu yardmyla, satran takm olmakszn zihinden satran oynamak. (.N.)
4 . Franz Josef Gall: Sinir sistemi anatomisi zerine uzman olan nl Alman doktor. Her zihinsel
etkinlii beynin belli bir blgesine balayan ve insan yetilerinin durumunun kafatasnn biiminden
belli olduunu savunan frenolojiyi kurmasyla nldr. (.N.)
5 . (Fr.) Bu onun meslei. (.N.)