Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 187

AKIL TUTULMASI ve Orhan Koakn kitaba nsz,

Horkheimer ve Frankfurt Enstitsn konu alan in


celemesi, okurdan grd ilgiyle beinci basmna
ulat. Bir Metis klasii haline gelen kitap, Frankfurt
Enstitsnn ve kurucusu Max Horkheimerin (1895-1973)
temel yaptlarndandr. Kitap, yazarn lkesini terk etmek zo
runda kald kinci Dnya Sava yllarnda, ABDde, Avru
pa felsefe geleneine yabanc Amerikal okurlarn dzeyi gz
nnde tutularak ve ngilizce olarak yazlmtr. Belki de bu
yzden, zorluuyla nl Frankfurt okulu kuramclarnn en
ak, en kolay metinlerinden biridir.
Horkheimer Akl Tutulmasnda ABD kltrnn egemen
felsefesi olan pragmatizmi ve onun temelinde yatan poziti
vizmi eletirirken, Bat dncesinde Akl kavramnn tarihi
ni, nce hurafeye ve mitosa kar mcadelesini, ardndan
kendisinin de bir hurafeye dnmesini tartmaktadr. Ay
dnlanmann mitos iindeki kkenleri ve giderek yeni bir mi
toloji haline gelii, insann doa zerindeki egemenliinin
tahripkr boyutu, Faizmin Bat Aklnn tarihi iindeki yeri,
bireyciliin sonucunda bireyin lm, ii hareketinin im
knlar ve direnme gc: Horkheimerin bir toptan ykm d
neminin getirdii perspektif asndan gzden geirdii temel
sorunlar...

Metis Tarih Toplum Felsefe


ISBN 975-342-189-3

Metis Yaynlan
pek Sokak 9,80060 Beyolu, stanbul
AKIL TUTULMASI
Max Horkheimer
Orijinal Ad: The Eclipse of Reason
nsz, "Horkheimer ve Frankfurt Okulu",
Orhan Koak, 1986
Metis Yaynlar, 1986
Birinci Basm: Ekim 1986
Drdnc Basm: Haziran 1998
Yayna Hazrlayan: Mge Grsoy Skmen
Kapak Deseni: Seluk Demirel
Kapak Tasarm: Semih Skmen
Bask ncesi Hazrlk: Sedat Ate
Film: Doruk Grafik
Kapak ve Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-189-3

Max Horkheimer

AKIL TUTULMASI
ngilizce'den eviren ve nsz:
HORKHEMER VE FRANKFURT OKULU
Orhan Koak

METS YAYINLARI

indekiler

nsz
HORKHEMER
VE FRANKFURT OKULU
Orhan Koak
7

ARALAR VE AMALAR
55

ATIAN REETELER
94

DOANIN BAKALDIRMASI
119

BREYN YKSEL VE D
145

FELSEFE KAVRAMI ZERNE


169

HORKHEMER VE FRANKFURT OKULU

"Felsefe, bir zamanlar ilevini yitirmi, gnn doldurmu olduu


dnlen felsefe bugn hl yaamaktadr, nk onu gerekletirme
frsat harcanmtr. Felsefenin dnyay yalnz yorumlamakla yetindii
ve gereklik karsnda boyun eerek kendi kendini sakatlad yargs,
bugn, dnyay dntrme abasnn yenik dt bir dnemde, an
cak akln yeni bir teslimiyetilii anlamna gelir"1. Max Horkheimer'in alma arkada ve Frankfurt Toplumsal Aratrma Enstits'nn ikinci yneticisi T.W.Adorno'nun 1966'da yaymlanan Ne
gatif Diyalektik'i bu szlerle balar. Adorno, burada, 1830'larn Sol
Hegelcileri'nin "felsefeyi gerekletirme" arlarna ve Marx'in Feuer
bach zerine 11. tezine kederli bir gnderme yaparken, Frankfurt Okulu'nun kendi yazgsn da zetler gibidir; dnyay deitirme abalar
yenik dt, imdi bir kez daha anlamak gerekiyor onu.
Frankfurt Okulu, I. Dnya Sava'yla alp Souk Sava'la kapa
nan bir an rndr. Dnya kapitalizminin blgesel kayplar ver
dii ama yine de bunalmlardan deri deitirerek, yeniden yaplanarak,
glenerek kt bir adr bu. "Can ekien kapitalizm" teorilerinin,
gerekten can ekimekte olan eski liberal kapitalizmle birlikte silinip
gittii bir a. Dnya deimemi, ama rekabeti kapitalizm rgtl
tekelci kapitalizme dnmtr. Kendisiyle birlikte emek-sermaye
ilikilerini, ii hareketini, devrimci teoriyi de dntrerek.
* * *

Frankfurt projesi Felix Weil adl solcu bir doktora rencisiyle


balar. Arjantin'de servet yapm liberal bir tahl tccarnn olu olan
Weil, Rus devriminin etkisiyle Marksizm'e ynelen gen Alman
aydnlarndan biridir. Sosyalist ekonominin kurulu sorunlaryla ilgili
1. T.W.Adorno, Negative Dialectics, New York 1973, s. 3.

8 AKIL TUTULMASI

bir tez yazm ve tez, okul dnda, Alman KP'sinin teorisyenlerinden


Karl Korsch tarafndan yaymlanmtr. Weil, babasnn imknlarn
eitli radikal giriimlerde kullanmak istemektedir. Bunlarn ilki,
1922'de toplanan "Birinci Marksist alma Haftas" olur. Bir semi
nerler dizisinin ilki olarak tasarlanan bu toplantya katlanlar arasnda
Macar KPsinden Gyrgy Lukcs, Alman KP'sinden Kari Korsch, Kari
Wittfogel ve gelecein nl Sovyet casusu Richard Sorge'nin yan
sra, Frankfurt Okulu'nun gelecekteki idari mdr Friedrich Pollock
da vardr. Projenin amac, Weil'in deyiiyle, "Marksizm iindeki eitli
akmlara bir tartma imkn vererek 'doru' ya da 'saf bir Marksizm'e
ulamak"tr2.
kinci bir seminer yaplmaz. Ama Weil, babasn ve Frankfurt
niversitesi ynetimini, niversite bnyesi iinde yar zerk bir ara
trma kurumu dncesine ikna eder. Aratrma konular arasnda ii
hareketinin ve o yllarda glenmekte olan anti-semitizmin tarihi ola
caktr. Kurumun mdrlne Viyana niversitesi'nden hukuk ve ikti
sat hocas Carl Grnberg getirilir ve bylece bir Alman niversitesi'ne
tarihte ilk kez bir Marksist girmi olur. Grnberg, partisiz ama ortodoks
Marksizm'e bal bir teorisyendir ve uzunca bir sredir, "Grnberg
Arivleri" diye anlan bir dergi karmaktadr. Toplumsal Aratrma
Enstits'nn 1923'te kurulmasyla birlikte, "Ariv" Enstit'nn der
gisi olarak yaymlanmaya balar. Enstit'nn maal yeleri arasnda
Sorge, Wittfogel, Franz Borkenau gibi isimlerin yannda, Marksist ik
tisat Henryk Grossmann, Pollock ve yeni felsefe doenti olmu Max
Horkheimer de bulunmaktadr. Enstit dergisinde bu yllarda Korsch'un
Marksizm ve Felsefesi ile Lukcs'n "Moses Hess ve dealist Diyalek
tiin Sorunlar" yazs gibi felsefi metinlere yer verilmekle birlikte,
asl alma alan ekonomi politik, gncel iktisat ve ii hareketi tari
hidir. Grnberg, Enstit'y o yllarda sertlemeye balayan sol-ii
tartmalarn uzanda tutmaya almaktadr. Bu sre iinde Mosko
va'da henz temizlie hedef olmam Riazanov'un ynetimindeki
Marx-Engels Enstitsyle balant kurulur. Pollock 1927'de sosyalist
ekonominin ileyiini "yerinde incelemek" iin Riazanov'un davetiyle
Moskova'ya gider. Burada, Riazanov'un araclyla, Bolevik Partisi
iindeki eitli muhalefet temsilcileriyle grr. Dndnde yazd
2. Martin Jay, The Dialectical Imagination, Boston 1973, s. 5.

NSZ 9

metinde, Sovyet toplumu zerine yarglardan sanki kastl olarak


kanm ve kendini Sovyet planlamasnn teknik sorunlaryla snrla
mtr. Grnberg, bir honutsuzluu gizleyen bu abartlm nesnellik
ten holanmaz. Horkheimer'in o yllarda yazd Nietzsche tarz zdeyi
ve notlardan oluan Alacakaranlk adl kitabndaki u pasaj, Pollock'un
duygularn da dile getiriyor olmaldr: "Emperyalist dnyann an
lamsz adaletsizlik ve zalimliini grebilen kii, Rusya'da olup biten
leri, bu adaletsizliin stesinden gelmek iin giriilmi acl ama ileri
ci bir aba olarak grecek ya da en azndan, yrei arparak, bu abann
hl srp srmediini soracaktr. Eer grntler bu soruya olumsuz
bir cevap veriyorsa, o zaman da umudunu kesmeyecektir: tpk bir
kanser kurbannn kanser tedavisiyle ilgili her trl habere sarlmas
gibi..."3
Grnberg 1929'da emekliye ayrlr. Ertesi yl, akademik adan en
kdemli ye olan Horkheimer onun yerine atanr, Pollock da idari
mdr olur. Horkheimer, Enstit'nn almalarna farkl bir yn
vermeye kararl olduunu "Toplumsal Felsefenin Bugnk Durumu ve
Bir Toplumsal Aratrma Enstits'nn Grevleri" balkl al
konumasnda ortaya koyar. Toplumsal felsefe, Horkheimer'e gre, in
sanlarn durumunu "tekil bireyler olarak deil, bir topluluun paralar
olarak yorumlama" abasdr. Konusu da, "hereyden nce, ancak in
sanlarn toplumsal hayatyla bantl olarak anlalabilecek olgulardr:
devlet, hukuk, ekonomi, din, ksaca insanln btn maddi ve tinsel
kltr"4. Horkheimer, Alman idealizminin geliimi iinde toplumsal
felsefenin ksa tarihesini verirken, Enstit'nn gndemini de tanmlar.
Toplumsal felsefe, bir proje olarak Kant'la balamtr. Kant, devlet,
ekonomi ve din gibi toplumsal varlk biimlerini bireysel zne zerin
de temellendirmeye almtr. Daha sonra Fichte bireyle toplum ara
sndaki uzakla dikkati ekmi ama sorunun zlme imkn ancak
Hegelin tarihsel diyalektiiyle belirmitir. Hegel, tikel ile genel, ya da
para ile btn arasnda bir dolaym kurmaya alm ama o da sonun
da paray btn iinde, maddeyi tin iinde eritmekten kanamamtr.
Bununla birlikte, geriye miras olarak, bu diyalektik dolaym dnce
3. Aktaran Jay, a.g.y., s. 19-20.
4. Akt., David Held, Introduclion to Critical Theory: Horkheimer to Habermas, Lon
dra 1980, s. 412.

10 AKIL TUTULMASI

sini brakmtr: bu, para ile btnn, birbirlerinin yerine gemeden,


birbirleriyle barma, uzlama umududur. Ama Hegelci uzlama umu
du, tarihsel geliimle birlikte kmtr. Bilimin, teknolojinin ve sa
nayinin gelimesiyle birlikte, Hegel'in nerdii trden bir felsefi do
layma duyulan ihtiya ortadan kalkmtr; teknik, herhangi bir kav
ramsal aracla gerek duymadan, istenen sonulan vermektedir. Ne var
ki tarih, bu liberal yanlsama noktasnda da durmam, sanayinin ve
insanln baarsnn gerekte smrnn azgnlamas anlamna gel
dii grlmtr. Bu durumda, bir Schopenhauer, ktmserliin zafe
rini, insani adan anlamsz bir toplum dzeninin zorunlu sonucu ola
rak kutlayabilmitir. Ve bireyle toplum arasndaki elikinin alma
m olduunun grlmesiyle, toplumsal felsefe ihtiyac yeniden gn
deme gelmitir. Horkheimer'e gre, Max Scheler, Nikolai Hartman ve
Heidegger gibi varlk ve varolu filozoflar, bu ihtiyacn semptom
lardr: "Bugn toplumsal felsefe, bireysel mutluluk araylar iinde
kslp kalm hayata yeni bir anlam verilmesi zlemiyle kar kar
yadr. Toplumsal felsefe, umutsuz bireyi anlaml btnlkler iine
yerletirme ynnde gsterilen felsefi ve dinsel abalarn bir paras ola
rak grnmektedir."5 Ama ampirik varoluu btn btne terkederek
Ruh ya da Kavim gibi hayali tasarmlara kaan akl-dc eilimler bu
"yeni anlam" vermekten ya da sz konusu zlemin ortaya kma ne
denlerini kavramaktan acizdirler. Kant bireyciliin yeniden canlan
drlmas da mmkn deildir. Geriye, Horkheimerin bu ilk resmi aka
demik konumada adn koymaktan kand Marksizm kalmaktadr.
Horkheimer, konumasnda, Marksizm'in ekonomist yorumuna ve
her trl ampirik aratrmay dlayan dogmatizme kar olduunu belli
eder. Ampirik alma gereklidir; ama bu, bilimin felsefeden bamsz
lamas anlamna gelmemeli, tersine, felsefi sorunlarn somutlatrl
masn ve her trl somut almada da btnn srekli gz nnde tu
tulmasn salamak olarak anlalmaldr. Konumasnn sonunda
Horkheimer, Enstit'nn uraaca konular daha ak olarak belirtir:
"toplumun ekonomik hayat ile bireyin psikolojik geliimi ve dar an
lamyla kltrel deimeler arasndaki karlkl ilikiler (burada kl
trden anlalan, sadece bilimin tinsel ierii, sanat ve din deil, hukuk,
adetler, moda, kamuoyu, spor, elenme-dinlenme biimleri, yaama
5. Dick Howard, The Marxian Legacy, New York 1977, s. 96.

NSZ 11

tarz v.b. olgulardr)"6. Horkheimer, bu sre arasndaki ilikinin


incelenmesiyle "tikel varolu ile tmel akl, gereklik ve dnce,
hayat ve tin arasndaki ilikiler" sorununun da bilimsel bir temele
oturtulabileceini belirtir. Enstit ynetiminin deimesiyle, aratr
malarn arl da "altyap"dan "styap"ya, daha dorusu bu ikisi
arasndaki ilikiye kaymtr.
Bu kaymada, yeni Mdr'n kiiliinin de pay vardr. Horkheimer
1895'te varlkl bir Yahudi ailenin iinde domu, felsefe renimi
grm, Kant zerine bir doktora tezi yazmtr. Edebiyatla uram
(yaymlanmam iki roman), psikanalizle ilgilenmi ve 1927'de kendi
si de analizden gemitir. Felsefe ve insan bilimleri alanlarnda Marx
ve Engels'den sonra gelen sosyalist aydnlar arasnda eine sadece Lukacs'ta rastlanan bir "tebahhr" sahibidir. Ama Lukacs'tan farkl ola
rak, aktif bir siyasal deneyi olmamtr; byle bir deneye en ok yak
lat dnem, 1918 Alman devrimci ayaklanmasndan hemen sonra
balayan kar-devrimci saldr gnleridir. Rosa Luxemburg'un bann
tala ezildii bu dnemde, Horkheimer, niversiteden arkada olan
Pollock'la birlikte, Alman devrimcilerini beyaz terrn elinden kurtar
mak ve evlerde saklamak iin alr. Bu yllarda en ok etkilendii
Marksist nder de Rosa Luxemburg'dur.
Horkheimer'le birlikte Enstit'de yeni bir kadro oluur. Bunlar
arasnda en etkili olanlar, Heidegger'in eski asistan, felsefeci Herbert
Marcuse, psikanalist Erich Fromm, edebiyat sosyolojisi alannda
alan Leo Lwenthal ve iktisat Pollock'tur. Adorno da ksa bir sre
sonra Enstit'ye girer. 1934'te Enstit'nn ABDye g etmesinden
sonra bu kadroya iki siyasal bilimci katlacaktr: Otto Kirchheimer ve
Franz Neumann. Frankfurt Okulu ya da "Eletirel Teori" olarak bilinen
dnceler toplam, bu kadronun, en ok da Horkheimer, Adorno ve
Marcuse'nin rndr. 1936'da yardmc ye olan Walter Benjamin de,
Adorno zerindeki etkisiyle, Frankfurt Okulu'nun "negatif diyalek
tiinin" olumasna katkda bulunur.
Hepsi Yahudidir bu Orta Avrupal aydnlarn. Hepsi de sosyalistlik
lerini hogryle karlayan liberal ailelerin ocuklardr; ailelerinin
grece mreffeh hayat, baba meslei ticaretten uzak kalarak akademikkltrel almalara dalma imkn vermitir hepsine. Sadece aktif
6. Howard, a.g.y., s. 98.

12 AKIL TUTULMASI

politikaya girmitir: Kirchheimer ile Neumann Alman Sosyal Demok


rat Partisi'nin sol kanadna baldr, Marcuse ise denizci olarak
katld I. Dnya Sava srasnda Sosyal Demokrasi'nin en sol (Enternasyonalist Sosyalistler) hizbine ye olmu, 1918 devrimi srasnda
asker konseyine seilmi, Sosyal Demokrasi'nin kar devrimi destek
lemesi zerine politikadan uzaklamtr.
Horkheimer, Enstitnn politikayla ilikisini, 1932'de Okul'un
yeni yayn organ Zeitschrift fr Sozialforschung'un (Toplumsal
Aratrma Dergisi) ilk saysna yazd nszde yle aklar: "Dergide
yaymlanan yazlar ou zaman hipotetik bir nitelik tayacaktr...
ounun yanl olduu da grlebilecektir ilerde; ama byle bir bek
lenti, eitli bilimlerin yntemlerini bugnn toplumunun elikilerine
uygulamaktan ve bylece toplumsal hayatn ileyii ve deimesi
asndan nemli olan bir kavramsallamaya ulamaktan alkoyamaz
bizi."7 Horkheimer, Enstit'nn almalarn belirleyecek perspektifin
toplumsal deime olduunu sylemektedir. Ama hemen ardndan,
"toplumsal aratrmann, bilimsel ltlere uyma ykmllyle,
politikadan farkl olduunu" ekleyecektir. Bilim, Horkheimer'e gre,
tarihsel olarak koullanmtr ve toplumsal sonularndan bamsz ola
rak kendi bana bir ama da deildir. Yine de teorik almann uymak
zorunda olduu ilemler, ltler vardr. Hem dncenin bir toplum
sal rn olduunu bilmek, hem de doruluun grece olmadn sa
vunmak, pratiin deien koullan iinde akln hakemliine dayanmak
bu grnteki eliki, gergin bir zemberek gibi, Frankfurt Okulu'nun almalarn eletirel bir enerjiyle besleyecektir.
lk sayda, Horkheimerin "Tarih ve Psikoloji" ve "Bilim ve Bu
nalm zerine Notlar" adl iki yazsnn yannda, Henryk Grossmann'n Marx'ta kapitalizmin k sorunu zerine bir yazs,
Lowenthal'in edebiyat sosyolojisinin grevlerine deinen bir yazs,
Adorno'nun mzik sosyolojisi zerine bir denemesi ve Fromm'un
Marksizm-psikanaliz ilikisi zerine bir incelemesi yer alr.
1932'de, Naziler'in ciddi bir tehdit haline geliiyle, Enstit'nn Pa
ris'te bir ubesi alr. Okul'un mal varl da Hollanda'ya aktarlr.
1933'te Hitler, "devlete dman eilimler besledii" gerekesiyle Enstit'y kapatr, yelerin ou hakknda tutuklama karar kar. Ama bu
7. Howard, a.g.y., s. 99.

NSZ 13

arada Horkheimer ve arkadalar da Paris'e gemilerdir. Fransz


ynetiminin Alman mltecilerine fazla yardm etmeyecei anlalnca,
1935'ten itibaren Frankfurtular ABD'ye geerler. Burada Columbia
niversitesi'nde Robert Maclver gibi o dnemde radikal olan retim
yeleri, Toplumsal Aratrma Enstits'nn yeniden kurulmasn
salarlar. Dergi, 1941'e kadar, Studies in Philosophy and Social
Science (Felsefe ve Sosyal Bilim ncelemeleri) adyla hem ngilizce
hem de Almanca olarak yaymlanr. Bu tarihte ABD'nin savaa girmesi
ve radikal giriimlerin kstlanmasyla birlikte Frankfurtular da
dalrlar. Fromm zaten 1930larn sonunda gruptan kopmutur.
1940'larda da Neumann ve Kirchheimer uzaklar. Marcuse, Dileri
Bakanl'nn Almanya istihbarat dairesinde almaya balar (bu,
ilerde, bir "CIA ajan" olarak sulanmasna yol aacaktr).
Yine de olduka verimli bir dnemdir bu. Horkheimer Akl Tutulmas'n ve Adorno ile birlikte Aydnlanmann Diyalektii'ni bu yllar
da yazmtr. Bu son kitap, biroklarna gre Frankfurt Okulunun
bayapt, yine biroklarna gre Okul'un anti-Marksizm'inin en ak
delili, bazlarna gre de iki yazarn Schopenhauer tarz neo-romantik
bir ktmserlie saplarnn balangcdr. Ayn dnemde Pollock ile
Neumann arasnda Faizm, ABDdeki New Deal ekonomisi ve Sovyet
ekonomisi zerine nemli bir tartma yer alr. Pollockun bu siste
min de yeni bir "otoriter dzen"in biimsel farkllklarla ayrlan
rnekleri olduunu ileri srd iki yazsna, Neumann, Nazi ekono
misinin hl tekelci kapitalizmin bunalmlarna gebe olduunu savun
duu Behemoth balkl dev boyutlu kitabyla cevap verir. 1950'de En
stitnn ortak almas olan nyarg zerine Aratrmalar'n Adorno
ynetiminde hazrlanm ilk cildi Otoriter Kiilik yaymlanr.
1950'lerin banda Horkheimer, Pollock ve Adorno, Bat Alman
hkmetinin ars zerine Frankfurt'a dnerler. Marcuse, Neumann,
Lowenthal ve Kirchheimer ABD'de kalmlardr. 1953'te Enstit yeni
den kurulur. Horkheimer mdrln yan sra iki yl iin niversi
tenin rektrln de stlenir. 1955'te Adorno da profesrle yksel
tilerek Enstit yneticiliine getirilir. Horkheimer ve Pollock 1958'de
emekli olurlar. 1960'larn ortalarnda balayan renci radikalizmi,
Frankfurt Okulu'nun uzun bir sredir unutulmu yaptlarn yeniden
gn na karr. Enstit'ye renci hareketinden gelen genler

14 AKIL TUTULMASI

katlr. Ancak, ABD'de Lwenthal eski militan izgisini srdrr ve


Marcuse, Yeni Sol'un en nemli temsilcilerinden biri haline gelirken,
Horkheimer ile Adorno renci radikalizmine ok mesafeli bir tutum
alrlar. Horkheimer, ran ah'nn Almanya'y ziyareti srasnda kan
kanl atmada rencilere aka cephe alr. renciler de Frankfurt
niversitesi'nde dzenledikleri bir gsteriyle Frankfurtular' yuhalar
lar.
1968 Nisan'nda, eski yazlarnn topland Eletirel Teori balkl
derlemeye yazd nszde, renci hareketi hakkndaki grlerini dile
getirirken deien siyasal tavrn da ortaya koyar Horkheimer: "Marx
ve Engels'in retisi, toplumun dinamiini anlamak iin hl vaz
geilmez olmakla birlikte, uluslarn i gelimelerini ve d ilikilerini
aklayamamaktadr... Yaadmz a, bireyin greli zerkliinin son
krntlarn da yok etme eilimindedir. Liberalizmde vatanda, belli
snrlar iinde, kendi gizil gcn gelitirebiliyordu; kendi yazgsn,
belli snrlar iinde, kendisi belirleyebiliyordu. zgrlk ve adalet talep
lerinin anlam da bu imkna herkesin sahip olmas isteiydi. Ne var
ki, toplum deitike, zgrlk ve adaletten birinin art, genellikle
tekinin azal anlamna gelmitir... Teknolojinin kusursuzlamas,
alveri ve iletiimin genellemesi, nfus art btn bunlar top
lumu daha sk rgtlenmeye itmektedir. Muhalefet de, ne kadar
abalarsa abalasn, kar koymay umduu gelimenin bir paras ha
line gelmektedir. Yine de, bildiini dile getirmek ve belki bylece yeni
bir terrden kanabilmek, bugn hl gerekten yaayan bir insann
hakkdr. Gnmzn genliini harekete geiren drtlerin bir
ksmn ben de paylayorum: daha iyi bir hayat ve adil bir toplum is
teklerini, bugnk dzene ayak uydurmak istemeyilerini... Ayrl
mz, genlerin uygulad iddetle ilgilidir, aslnda gsz olan dman
larnn iine yarayan, onlar glendiren iddetle. Btn kusurlarna
karn, sarsak bir demokrasi bile bugn bir devrimin kanlmaz sonu
cu olacak bir diktatrlkten iyidir bunu aka sylemek, doruluk
adna zorunlu grnyor bana... Bireyin snrl, anlk zgrln git
tike artan tehditlere kar savunmak, korumak ve mmkn olduu
yerlerde de geniletmek, bugn bu zgrle soyut eletiriler ynelt
mekten ya da umutsuz eylemlerle onu tehlikeye atmaktan ok daha acil
bir grevdir. Bu koullarda, szm ona zgr dnyay kendi kav

NSZ 15

ramyla (zgrlk kavramyla - .n.) yarglamak, ona kar eletirel bir


tutum almak, ama yine de onu Stalinist ya da Hitlerci Faizme kar
savunmak her dnen insann hakk ve grevidir. Barndrd tehlike
li gizilgce karn, hem ite hem dtaki adaletsizliine karn, zgr
dnya u anda hl uzay ve zaman iinde bir adadr; bu adann iddet
egemenlii okyanusunda yok edilmesi, eletirel teorinin de bir paras
olduu kltrn yok edilmesi anlamna gelir."8
zgr dnya... Alman Spartakistleri'ne yardmla ve "emperyalist
dnyann anlamsz zulmne" kar isyanla balayan siyasal/dnsel
kariyerini byle noktalar Horkheimer. Ertesi yl, 1969'da, Adorno
lr. 1973'te de Horkheimerin kendisi lr. Marcuse, 1979'a kadar
yazmaya, konumaya, aramaya devam eder. Bugn Enstit'nn sa ka
lan tek eski kuak temsilcisi, ABD'deki Lowenthal'dir.
***

Bu nsz burada bitebilirdi. Balang ve son. Kar olduu sistem


lerin, devletlerin kaytlarna byle gemi olmaldr Horkheimer. Partid, eletirel bir Marksizm'den Souk Sava ideologluuna, nokta.
Ama bu, Marx' da Gulag'la deerlendirmeye benzer.
Hegel, Fenomenoloji'nin nsznde, bir felsefe almasnda
sonula o sonuca varmak iin geilen yol arasndaki ilikiyi tartr.
"(Felsefe yaptnn) asl konusu, sadece varlmak istenen hedeften iba
ret deildir: konunun ilenmesi, gelimesi de vardr. Somut btnlk,
sadece elde edilen sonutan ibaret deildir: sonula birlikte ona varma
sreci de vardr. Hedef, kendi bana, cansz bir tmeldir... plak
sonu da, sistemin cesedidir sadece, ynlendirici eiliminden uzak
dm cesedi."9 Bu dnceler, teleolojik bir yorumdan kanmak
kouluyla, yalnz tek yapt iin deil, okullar, siyasi akmlar ve top
lumsal hareketler iin de geerlidir. Marx'i Gulag'la, Pol Potla yargla
yanlar oalyor. Ama gemite Gulag' Marksist adan yarglayanlar
vard. Bugn de olabilir.
Ahmet Hamdi Tanpnar, "firari hakikatlerden sz eder. Louis Al
thusser, Bolevikler'in 1920'lerdeki politikasn tartrken, "dorusu
8. Max Horkheimer, Critical Theary, New York 1982, s. vii-ix.
9. G.W.F.Hegel, The Phenomenology of the Mind, New York 1967, s. 69.

16 AKIL TUTULMASI

olmayan yanllar" deyimini kullanr, kendi dorularndan uzak


dm yanllardr bunlar. Walter Benjamin de Alman yazar Gottfried
Keller'in "doru bizden kap gidemez" szn kyasya eletirir. Bir de
dknler evi dnlebilir: bir odasnda iki sar oturmaktadr; daha
yal olan tekinden, yan odadan lazml almasn ister. Gen sar,
yine bir sarn bulunduu yan odaya geer ve "ihtiyar, baheye
kmak iin paltoyu istiyor" der. nc sar, yatann altndan
lazml alr, br odada bekleyen ihtiyara gtrr.
Pamuk ipliiyle... Adorno, Negatif Diyalektik 'te, felsefenin sadece
balang ve sonlardan dem vurmasndan, hareketin kendisinden ve iz
ledii
yoldan
hi
sz
etmemesinden
yaknrken,
dorunun
"krlabilirliine, incinebilirliine" dikkat eker: "Doru, tznn za
mana bal olmasndan tr, havada asl kalm, krlabilecek
bireye benzer... Felsefe, dorunun yitirilemeyecei avunusunu bir
yana brakmaldr. Metafzikilerin geveleyip durduklar o uuruma
kaypak sofizmin uurumu deil, deliliin uurumudur bu atlayamayan bir doru, kendi kesinlik ilkesi gereince, eninde sonunda bir
totolojiye dnr... Ak dncenin, keyfilie dme tehlikesine
kar hibir gvencesi yoktur... Felsefede, kesinlik kavramnn
ilevinin tersine dndn gryoruz. Bir zamanlar dogmalar altetmek iin kullanlan bu ilke, bugn her trl beklenmedik olaya kar
bizi koruyacak bir bilginin sosyal sigortas olmutur. yle ya, itiraz
edilemeyecek bir eyin bana hibir ey gelmez."10
Eski dorulara pamuk ipliiyle bile bal olmadmz bir dnyada,
kesinlik tutkusu, nevrotik bir gvenlik ihtiyacnn son snaklarndan
biri olmal. Grdk; bir doru, dolambal servenini yanllara
kararak da tamamlayabiliyor. Dinlerin, Aydnlanma'nn, eski devrimlerin tarihinden grdk. Adorno, Minima Moralia'da, "yanl bir hayat
doru yaanamaz" der. Bu sz, bir aczin kabullenilmesi olarak yorum
lanabilir. Ama "aciz" olan sadece zne deil, zneyi de iine alan nes
nedir: yanl hayat. O zaman, Adorno'nun, bana hibir ey gelme
yecei iin ksrla, evde kalmaya mahkm dorularn gvenlii
iinde soyutlamaktansa, yitip gitmek pahasna hareket eden, saa sola
savrulan, deime ve deitirme hakkn sakl tutan ak bir felsefeyi
savunduu da sylenebilir. Tarihsel doru, dncelerle gerein
10. Adorno, a.g.y., s. 34-35.

NSZ 17

arpmasndan, srtmesinden doar; bir srtmeden kan gcrt,


oluan dorunun hep kaan, hep bizi aran atonal sesidir,
Horkheimer, eski bir yazsnda doruluk sorununu tartrken unu
sorar: "Dinsel ve idealist felsefe okurlarnn ne srd gibi nihai bir
doruyu kabullenmek, ya da her teorinin sadece 'znel' olduunu, yani
bir kii, bir grup, bir dnem veya bir tr olarak insanlk iin geerli
olduunu ama nesnel doruluktan yoksun olduunu kabul etmek
nmzdeki seenekler sadece bunlar m? Burjuva dncesi diyalektik
yntemi gelitirirken, bu atky ama ynnde en iddial admn
atmtr... Diyalektikte, somut ieriklerin koullu ve baml olduu
kabul edilir ve her trl 'nihai' doru kesin olarak 'olumsuzlanr', ama
bu, ksmi ve koullu dorularn bir szgete elenmesi ve saf bilgiye
varlmas anlamna gelmez... olumsuzlanm her gr bilginin iler
leme srecinde bir doruluk n olarak korunur."11
Gemiin dorular bugnn yanllarna dnrken geride belli
belirsiz bir kmlt kalr. Tarihin treninden dm, sakatlanm, erksizlemi bir doruluk hayaletidir bu. Bizi uratrmaya devam eder. Ve
sezeriz: dayanklln yenilgisinden almtr.
** *

Horkheimerin bireysel zgrlklerle, liberalizmle ve "hr dnya"


ile ilgili szleri, yaadmz lkede ok yanda bulur bugn. Solun
yenilgisini izleyen karanlk dnemden sonra neo-liberalizmin glen
mesi artc da deildir. Ama dikkat: Horkheimer yazda, "hr
dnya" ile ilgili sonularn hemen kabul edebilecek fazlaca gnll
yandalarla deil, kendisiyle ayn k noktasn paylaan, dnce
sinin geliim srecini yle ya da byle izlemi olan ama vard nok
tay kabul etmek istemeyen militanlarla konuuyordu. imdi, bu in
sanlar, btn Almanlklar'na karn, Horkheimer'in teorik enkaz
iinde kmldamaya devam eden adalet ve zgrlk isteini farketmemi olabilirler mi? Bu istein, Horkheimer'in "szm ona zgr
dnyas" da iinde olmak zere her trl gereklemi zgrl
aacan, greceletireceini ve somut zgrln gereklemesinin
11. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essential Frankfurt School Reader,
der: Andrew Arato ve Eike Gebhardt, New York 1978, s. 413-414.

18 AKIL TUTULMASI

de sonuta buna bal olduunu bilmiyor olabilirler mi?

Frankfurt Okulu, I. Dnya Sava'n izleyen Hegelci Marksizm'in


mirassdr. Savan ykntlar iinde doan ve bir an, ksa bir an,
Avrupa'nn yazgsn deitirecekmi gibi duran ii konseyleri, bugn
daha ok "Bat Marksizmi" olarak adlandrlan Hegelci Marksizm'e
gelime ortam salamtr.
Lukacs, Gramsci, Korsch 1920'lerin banda, bu kii, birbir
lerinden bamsz olarak, Marksizm'in Kautskyci/Plehanovcu yorumu
na kar diyalektiin Hegel'deki kklerini ve teori-pratik birliini ne
karan bir Marx yorumu neriyorlard. de 1919-1920 yllarnda
eitli konsey hareketleriyle balant iinde olmutu. Lukacs, 1919
devriminde kurulan ksa sreli Macar Sovyet Cumhuriyeti'nin Kltr
Bakan'yd; Gramsci, Torino ii konseylerinin balca teorisyeniydi;
Korsch, 1918 devriminden sonra ii konseylerinin balatt sosyali
zasyon projesi iinde yer alm, 1923'te Thuringia eyaletinde kurulan
Sosyal Demokrat/Komnist hkmete KP temsilcisi olarak girmiti.
te yandan, Marksizm iin de bir ekonomi politik eletirici ol
mann tesinde, hatta bir sosyal devrim teorisi olmann da tesinde,
bir kltrel kurtulu hareketiydi. de Avrupa uygarlnn I. Dnya
Sava'ndan nceki kmazyla didiirken sosyalizme gemilerdi. Sos
yalist devrimi, evrensel kltrn yadsnmas ve kurtarlmas olarak da
gryorlard. Bu yzden, kendi teorilerini, Marksizm'i kaba bir sosyal
Darwinizm'e indirgeyen II. Enternasyonal liderlerine kar sert bir pole
mik iinde gelitirdiler.
Savatan nceki Sosyal Demokrasi, 1891 Erfurt Program'ndan
beri, grnte birbirine kart iki bak asna indirgemiti sos
yalizmi. "Ortodoks Marksizm" denilen Kautsky/Plehanov yorumunda,
sosyalizm, kapitalizmin nesnel hareket yasalarnn tarihsel olarak zo
runlu sonucuydu ve mlkiyet sisteminin deimesiyle btn toplum
sal/kltrel sorunlar kendiliinden zlm olacakt. Bu ekonomist
anlaya tepki olarak doan Bernstein revizyonunda ise, sosyalizm,
Fransz devriminden miras kalan ama kapitalizmde bir trl gerekle
meyen adalet ve eitlik gibi ahlaki ideallerin uygulamaya konul-

NSZ 19

masyd. Adil dzen, ekonomik ve siyasal reformlarn yava yava bi


rikmesi sonucunda ortaya kacakt.
Bu iki anlay birbirine kart grnr; oysa o dnemde ok iyi ta
mamlyorlard birbirlerini. Kautsky ve Plehanov gibi teorisyenler, eko
nominin ve tarihin nesnel gidiatyla urayor, burjuva bilim evrele
rinden gelen "ideolojiklik" eletirisine kar Marksizm'in bir bilim ola
rak saygnln savunuyor ve bir yandan da teorik mirasn bekiliini
yaptklarn dnyorlard. Ama nesnelci teorilerinin, gndelik pratik
iinde bir sonucu olmuyordu. Bu pratik, teoriyle oka ilgilenmeyen
parlamenterler ve sendikaclar tarafndan yrtlyordu ve Bernstein da
bu kesimin szcln stlenmiti. Bu iblmne iki taraf da
razyd. SPD liderlerinden Ignaz Auer'in Bernstein'a yazd mektuptaki
szleri, bir siyasi incelik rneidir: "Sevgili Ede, bu senin sylediin
eyler sylenmez, yaplr."
Sz bizim, eylem sizin... Teoriyle pratik arasndaki bu uzaklk,
ekonomizmle ahlaklk arasndaki ortak felsefi zemini gsterir
aslnda. ki taraf da Marx'n teorisindeki znel boyutu yanl deerlen
diriyor, zne ile nesne arasndaki diyalektik ilikiyi, bunlarn birbirin
den doduu dncesini reddediyordu. Marxn maddeci diyalektiinin
iki n, iki edeerli boyutu vardr. Marx ilkin Hegel'in idealizmini
eletirmi, bilin denilen eyin insan bilinci olduunu ve toplumsal
gereklik iinde, onun bir paras olarak yer aldn sylemiti. kinci
admda da Feuerbachn felsefi maddeciliini eletirmi, felsefenin nes
nesi olan varln insani ve toplumsal gereklik olduunu, soyut,
doal bir varlk olmadn sylemiti. Baka bir deyile, bilin, in
sanlarn bilinciydi, ama varlk da bilinli, toplumsal varlkt. 1844 Elyazmalar'nda yle der: "Dnce ve varlk gerekten ayrdr birbirin
den, ama ayn zamanda birlik iindedirler." Bilinle varln, zneyle
nesnenin diyalektik birlii, bu iki enin de gerek olduunun kabul
edilmesine baldr: biri, tekinin glgesi deildir.
Ne var ki, Marx'n Descartes'dan Feuerbach'a kadar srp gelen bir
felsefi soruna, yine felsefe iinde nihai bir zm getirdiini dn
mek, bu tarihsel diyalektie aykr bir sonu olur. u: bilin ile
varln, kavram ile ieriinin, zne ile nesnenin diyalektik birliinin
ne srlebilmesi iin, belirli tarihsel koullarn gereklemi olmas
gerekir. Bu koullar gerekleene kadar, byle bir felsefi doruluk,

20 AKIL TUTULMASI

"havada asl kalm, krlabilecek bireye" benzer. Gzel, keskin, bel


ki iddetli, ama gszdr.
Kapitalizmde zne ile nesne gerekten kopuktur birbirinden.
nsanlarn rnleri, yaama ve yaratma gleri, yabanc bir g olarak
karlarna dikilir. Bilin, bilim, bu yabanc varl dardan anlayabi
lir, belki zmleyebilir, ama ierden yaayamaz. Bu yzden, bilinle
madde arasndaki ilikiyi aklama abalar, 19. yzyla kadar, hep biri
nin tekine indirgenmesiyle, kertilmesiyle sonulanmtr. Marx,
1844 Elyazmalar'nda ve Kutsal Aile'de, btn toplum iin geerli
olan bu genel yabanclamann proletaryann durumunda zellikle
younlatn, onu harekete geiren bir gerilim kazandn anlatr.
i hareketi, felsefenin bilinle varl bartrma vaadini yerine getire
cek olan tarihsel etmendir. Proletarya, retme gcyle toplumun
znesidir; rettikleri ve hedef olduu smryle de nesnesi.
te, kapitalizmin 1880'lerden sonraki grece rahat (kapitalist lke
ler iin rahat) byme ve genileme dnemine denk den II. Enternas
yonal Marksizmi'nde yitirilen, zne ile nesne, teori ile pratik arasn
daki bu diyalektik ilikidir. Kautsky'nin kaba determinist modelinde,
ekonomi, znesiz ileyen ve kapitalizmin kne varan bir nesnel
cihaz olduu iin, devrimi beklemekten baka yapacak birey yoktur.
Bernstein'n voluntarizminde ise, maddi gereklikten domam olan
baz saf zihinsel ahlaki idealler topluma dardan uygulanr. kisinde de
tarihin bilinsiz, bilincin de tarihsiz olduu zmnen kabul edilir.
I. Dnya Sava'nn hemen ardndan Rusya'da, Almanya'da, talya'da
ve Macaristan'da ortaya kan ve iileri parti balantlarnn tesinde
birletiren sovyet veya konsey tipi kurumlar, Lukcs, Korsch ve
Gramsci gibi teorisyenler iin (bunlara, bir nceki kuaktan, Rosa
Luxemburg ve Pannekoek gibi, devrimin "tinsel" boyutunu vurgula
yan eski Marksistleri de eklemek gerekir) yeni ve somut bir kolektif
zneyi temsil ediyordu. Varolan partilere ramen ya da onlarn dnda
kurulan ii konseyleri, alanlarn kendi yazglarn belirleme abala
rn cisimletirirken, siyaset ile ekonomi ve ynetenlerle ynetilenler
arasndaki kopukluu gidermeye, insan bilincine toplumsal deimede
kurucu bir rol vermeye yneliyordu. II. Enternasyonalin pasif madde
ciliiyle bu yeni oluumu deerlendirme imkn yoktu. Yalnz Sosyal
Demokratlar deil, yntemsel temeller asndan Kautsky ve Pleha-

NSZ 21

nov'un mirass olan Bolevikler de, gerek 1905'te gerekse 1917


ubatnda ortaya kan sovyetlere uzun sre kukuyla bakmlardr.
Oysa, bilince kurucu bir rol ykleyen Alman idealizminin etkisi
altndaki Lukcs, Gramsci ve Korsch, devrimde ncelikle bu yeni
yapy grmlerdir. Gramsci, 1917 devrimini "Kapital'e kar dev
rim" olarak kutlarken, iilerin kendiliinden eyleminin hem kapi
talizmin hareket yasalarn atn (ekonomist yoruma gre, Rusya
gibi geri bir lkede devrim imknszd), hem de kendi otoritelerini
Marksizm bekilii zerine kuran II. Enternasyonal liderlerine kar bir
yant olduunu sylyordu.
Bu dnr iinde, Frankfurt Okulu asndan en nemli olan,
onlarla ayn kltrel arka plan (Alman romantizmi) paylaan Lukacs'tr. Lukcs iin devrim, Kant'n formle ettii sorunu zyor,
bir nesnel gereklik olarak zgrlk ile insann kendi yaratt bir
gereklik olarak zgrl birletiriyordu. Nesnel gelime, insanl
sosyalizm ve barbarlk seenekleriyle kar karya brakmt; ama bu
seenekler karsnda bir karara varan da somut insanlard. Bu karar
veren proletarya, Lukacsa gre, zgrlk isteinin sadece "keyfi",
"znel" bir kapris olmadn gstermi, zgrl nesnel gereklik
iinde kendisi yaratmt. Teori ile pratii birletiren proletarya, tarihin
zde zne-nesnesiydi.
Tarih ve Snf Bilincinde yle der: "Marx, teori ile pratik arasnda
bir iliki kurulmasna imkn veren koullar aka tanmlamtr.
'Dncenin kendini gerekletirmeye abalamas yetmez, gereklik de
dnceye doru aba gstermelidir'... Ancak bilin gereklikle byle
bir iliki iinde olduu zaman, teori ile pratiin birlemesi mmkn
olur. Ama bunun olmas iin, tarihsel srecin gerekli sonuca (insan
larn iradeleri tarafndan kurulan ama insan kaprisine bal olmayan bir
sonutur bu) doru att belirleyici adm, bilincin douu olmaldr...
Ancak bir snfn kendini anlamasnn bir btn olarak toplumu da an
lamasyla bir olduu, yani o snfn bilginin hem znesi hem de nes
nesi olduu bir tarihsel durumda... ancak byle bir durumda teori ile
pratiin birlii mmkn olur. Byle bir durum, proletaryann tarih
sahnesine giriiyle ortaya kmtr."12
Lukcs, ayn yazda, Engels'in diyalektiini de bu noktadan eletirir:
12. Gyrgy Lukcs, History and Class Consciousness, Londra 1971, s. 2-3.

22 AKIL TUTULMASI

"Engels, diyalektikteki kavram oluturma yollaryla 'metafizik' yn


temleri karlatrr. Diyalektikte, kavramlarn (ve temsil ettikleri nes
nelerin) kesin izgilerinin eridiini belirtir. Diyalektiin, hi durmadan
bir tanmdan tekine gei sreci olduunu syler. Tek-ynl ve kat
bir nedenselliin yerine etkileimin vurgulanmas gerektiini belirtir.
Ama hibir yerde, zne ile nesnenin tarihsel sre iindeki diyalektik
ilikisinden sz etmez. Oysa, ne kadar 'akkan' kavramlar kullanmaya
alrsak alalm, bu iliki yoksa diyalektiin devrimci bir diyalek
tik olmas da imknszdr. nk byle bir ihmal, her trl metafizik
te nesnenin dokunulmadan ve deitirilmeden kaldn ve bu yzden
dncenin de seyredici dnce olarak kaldn ve pratikleemediini
grememek demektir. Oysa diyalektik yntem iin temel sorun,
gereklii deitirmektir."
Lukacs'n "zne-nesne ilikisi", Stalin ya da Politzer'in felsefe elkitaplarnda sralanm bulunan ve hem tarih hem de doa iin geerli
olan "evrensel diyalektik yasalara" eklenecek bir yeni yasa deildir.
Tersine, Lukacs, Engels'de deindii hatann byle bir evrensel diya
lektik anlayndan kaynaklandn belirtir: "Engels'in diyalektikle il
gili aklamasnn dourduu yanlglar, onun da Hegel'in yapt
yanl tekrarlayarak yntemi doaya da uygulayacak lde
geniletmesinden kaynaklanr. Ne var ki diyalektiin canalc eleri
zne ile nesnenin etkileimi, teori ve pratiin birlii, dncedeki
deimenin kategorilerin altnda yatan gereklikteki deimelere bal
olduu, vb. doa hakkndaki bilgimizde byle eyler yoktur."13
Lukacs'n kitabnn yaymlan, btn Avrupa lkelerinde konsey
deneylerinin ardarda yenik dt, Bolevik Partisi iinde dnya devriminden ve zellikle Alman devriminden hibir ey beklemeyen bir hiz
bin iktidar ele geirdii ve tm Komintern'de bir teorik phtlamann
balad 1923 ylna rastlar. Ve byle bir ortamda da Lukacs hakettii
yant almakta gecikmez. Komintern'in 1924'teki 5. Kongresi'nde,
Zinoviev ilk k yapar: "talya'da Yolda Graziadei... Marksizm'e
cephe alan bir kitapla ortaya kyorsa, bu cezasz kalamaz. Yolda Lu
kacs da ayn eyi felsefi ve sosyolojik dzeyde yaptnda, bunu da ho
gremeyiz... Alman partisi iinde de benzer bir akm vardr. Yolda
Graziadei bir profesrdr. Korsch da bir profesrdr, (sralardan sesler:
13. Lukacs, a.g.ys. 24.

NSZ 23

Lukacs da bir profesr!) Eer Marksist teorileriyle birlikte aramza


byle birka tane daha profesr girerse, iimiz zor demektir."14 ki
nokta gzden kaamaz: Komintern, henz, devrimcileri ak ihanet ve
ajanlkla sulama ve cezay fiili olarak verme noktasna gelmemitir;
grleri arasnda yz seksen derece farkllk olan insanlar (Graziadei,
Marx'n deer teorisine Bernstein tarznda kar kan klasik bir reviz
yonistti) ayn kefeye koyarak rtme ve "entelektellii" bir sulama
arac olarak kullanma teknikleri gndeme girmitir (Lukacs ve Korsch
"profesr" deillerdi, niversiteyle bir ilikileri yoktu).
Doa ile tarih arasndaki herhangi bir ayrm, Komintern'de kukuyla
karlanmaktadr. Byle bir ayrm, tarihsel yasalarn doa yasalar ka
dar bilimsel bir kesinlikle saptanamayacan ve bu yzden de, beklen
medik durumlarda insan mdahalelerinin geerli olabileceini dn
mek demektir. Oysa Sovyet Marksizmi'nde egemen izlek, insanlarn
kendilerini deimez ve evrensel temel yasalara uyarlamalardr: "ster
doal bilimin yasalar olsun, isterse ekonomi politik yasalar, Mark
sizm, bilimin yasalarn insanlarn iradelerinden bamsz olarak kendi
bana ileyen nesnel bir srecin yansmas olarak kavrar. nsanlar bu
yasalar kefedebilir, aratrabilir... ama deitirmeleri ya da ortadan
kaldrmalar imknszdr."15
Bylece Sovyet Marksizmi, siyasal taktikler dnda hibir zaman
ok uzaklamad II. Enternasyonal'in sosyal Darwinizmi'ne geri
dnyordu. Sorun, bsbtn teorik de deildi. Lenin'in ilk yazlarnda,
rnein Poplizmin ktisadi Muhtevas'nda, Marxn Malthus eletiri
sini temel alan ve doa ile toplum yazlar arasndaki farkll belirten
blmler az deildir. Ama sonuta Sovyet Marksizmi, Lenin'in bu
yazlar ya da Hegelci Felsefe Defterleri zerine deil de, "bilincin tjaddeyi yanstt" noktasnda kalan Materyalizm ve Ampiriokritisizm
zerine kurulmusa, bunun felsefi gelenek tesinde tarihsel nedenleri de
olmaldr. Belirleyici olan, Avrupa'daki devrim dalgasnn dmesiydi.
Bu durum, insan mdahalesini ve "pratik eletirel faaliyeti" en aza in
diren ve doa bilimlerinden beslenen dnce tarzlarn destekliyordu.
Bylece
teknolojik
akl,
toplumsal
diyalektiin
yerini
ald.
M.Merleau-Ponty'nin dedii gibi, toplum bir doal gereklik olarak
14. Akt., Patrick Goode, Karl Korsch, Londra 1979, s. 104.
15. J.Stalin, Diyalektik ve Tarihi Maddecilik.

24 AKIL TUTULMASI

grlnce, "onu doay ynetir gibi ynetmek kalyordu geriye, toplum,


sadece mhendisler arasnda tartlabilen ve i bitirme mantn esas
alan bir teknikle ynetilecektir."16
***

Konseyler yenildi. Gramsci hapse atld. Korsch, teki sol sapma


larla birlikte, Parti'den atld. Lukacs da, evresine bakndktan sonra,
eski yazlarn unuttu ve yeniden estetie dnmeye karar verdi. Burada
da, Plehanov'ca izilmi snrlar iinde kald.
Kolektif zne tasars, iki yanl bir yenilgiye uramt, pratik ve
teorik. Ama, yenilgisinin tohumlarn kendi iinde tamyor muydu?
Konseyci kn kkeninde, savan yol at sarsnt kadar, kapi
talizmin daha o zamandan balam yeniden yaplan da vard. Kon
seyci bir siyasal ve ekonomik zynetim, ancak iilerin retim sre
cini kendiliklerinden kavrayabilecekleri ve zerk olarak ynlendirebile
cekleri bir ortamda mmkndr. Bunun yannda, siyasal bilinleri
retim sreci iindeki nesnel konumlarna bal olan olduka nitelikli
bir igcn gerektirir. Gerek talyada, gerekse Almanya'da 1918-1920
ayaklanmalarnn ncleri, otomotiv, makine imalat gibi dnemin en
ileri sanayilerinde alan vasfl iilerdi.17 Bunlar retim srecine
byk lde egemen olan, onu tanyan, iin btn zerinde akl
yrten gruplard. Gelgelelim, bakaldrlarnn temelinde de sermaye
nin daha o dnemden, bireysel becerinin nemini en aza indirgeyen kit
lesel retim tekniklerine geme abalar yatyordu. Fordizm (montaj
hatt) ve Taylorizm (emein "bilimsel" rgtlenmesi) gibi mekanize
retim yntemleri, emei niteliksizletirerek ii konseylerinin aya
nn altndaki topra kaydrmt. Fordizm ve Taylorizmin, ncelikle
retimi artrmak iin deil, ileri iilerin etkinliini krmak iin uygu
lamaya konulduu bilinir. Yine de kapitalizmin yeni byme
dnemini hazrlayan etkenler arasnda, bu tekniklerin pay bykt.
Baka bir deyile, nitelikli iiler, konseyleri kurarken, teknolojinin
gelimesine kar km oluyorlard; konseyler siyasal bir zafer kazan
16. Maurice Merleau-Ponty, The Adventures of the Dialectic.
17. Sergio Bologna, "Class Composition and the Theory of Party", Telos 13, Gz
1972, s. 3-27.

NSZ 25

madklar srece, oktan hazrlanm bir ekonomik yenilgi onlar bek


lemekteydi. Bir noktaya kadar "nderliin ihaneti" ile aklanabilecek
bu yenilgi, bu noktadan sonra ancak sermayenin yenilenme gcyle
aklanabilir.
Lukacs'n kolektif zne tasarsnn boa kmasnda kendi teorisinin
de payn grmek gerekir. Toplumun ve bilginin "zde zne-nesnesi
olarak proletarya temelde siyasal bir kavramd: kendi uzun vadeli
karlarnn bilincinde, bunun insanln karyla da zde olduunu
bilen, dardan ynetilmeyip kendi kendini yneten devrimci bir snf.
Kavramn nesnesi (konseyler iinde rgtlenmi ii snf) dalnca,
ortada sadece zihinsel, ahlaki bir tasar kalyordu. Byk dnr de
farkndayd bunun. Konseylerin dnda snfn nitelikli-niteliksiz, partili-partisiz, SPD'li-KPD'li, ar sanayi-hafif sanayi, eski-yeni gibi
saysz blnmelere uram olduunu ve belli bir zaman kesitinde
kendi tarihsel grevine sahip kamayabileceini grd iin, ampirik
snf bilincinden farkl olarak "doru ve gerekli" snf bilincini belirten
"atfedilen snf bilinci" diye bir kavram retmiti: "Tarihin belli bir
dneminde ve snf yapsnn belli bir noktasnda duran insanlarn
gerekte ne dnd, hissettii ve istediini zmlemek gibi bir
safdilliin tesinde... Bilinle toplumun btn arasnda bir balant
kurarsak, belli bir durumda insanlarn bu durumu deerlendirebilmesi
ve gerek kendi karlar asndan gerekse toplumun btn zerindeki
etkileri asndan lebilmeleri halinde, neler dnebileceklerini kes
tirebiliriz. Yani, kendi nesnel durumlarna uygun den duygu ve
dnceleri karsayabiliriz... Snf bilinci, retim sreci iindeki be
lirli bir tipik duruma atfedilen, uygun ve rasyonel tepkilerdir. Bu bi
lin, snf meydana getiren bireylerin duygu ve dncelerinin toplam
ya da ortalamas deildir."18
Max Weber'in "ideal tipler" kavramna dayanan bu dnce, Lukacs' devrimci srecin znesi olarak snftan partiye gtrmtr.
yle ya, snfn kendisi yzlerce farkl ampirik bilince blnmse,
snfn btnln ve "uygun snf bilincini" temsil edecek bir zne
gerekir. Kitabn en ge yazlm ('1922) yazs rgtlenme sorunu
zerinedir: "rgt (parti-.n.) teori ile pratik arasndaki dolaymn
biimidir. Ve her diyalektik ilikide olduu gibi, ilikinin terimleri an18. Lukcs, History and Class Consciousness, s. 51.

26 AKIL TUTULMASI

cak bu dolaym sayesinde somutluk ve gereklik kazanrlar."19 Parti


yoksa, teori de yoktur pratik de. Bylece Lukacs, parti(ler) ile konsey
arasndaki diyalektiin yerine tek bana partiyi geirir. Geriye, Merkez
Komitesi'nin en son kararlarna uymak kalmtr.
*

* *

Konseylerin kyle birlikte kolektif znenin yeniden dnceye


ekilmesi; devrimin gerekletii lkede proletarya diktatrlnn
brokrasinin diktatrlne dnmesi ve maddeci diyalektiin dondu
rularak arptlmas; Marksizmin hi hesaplamad ama ksmi
dorularyla orada duran Marx-sonras Avrupa dncesi, Nietzsche...
Horkheimer'e kalanlar da bunlard. Bir de, genlik yllarnda okunan
Schopenhauer'in, 1914-1923 sarsntsyla silinmeye yz tutan ama
btn sistemlerin dalmasnn hemen ardndan kendini gsteren
ktmser felsefesinin izleri.
Ama 1930'larn banda henz ktmserlik yoktu. Alacakaranlk'ta,
SPD-KPD blnmesinin, ilerini koruyan ayrcalkl iilerle isiz
kalm iiler arasndaki ayrm yansttn ve "her iki partide de in
sanln geleceinin bal olduu kuvvetin bir yarsnn bulunduunu"
syleyecek kadar ortodokstu Horkheimer; snfn birlemesi, "son tah
lilde, ekonomik srelerin seyrine bal" idi.20
Snf birlemedi. Ekonomik sreler ve faizmin gelii, brokratik
nderliklerin snfn paralar zerindeki boyunduruunu azaltmad,
glendirdi. Eylemin ve bilginin btnletirici zne-nesnesi olarak
proletarya, yine bir tasarya dnt.
Marx, bilimsel sosyalizmi, gerek bir ii snf hareketinin teorik
ifadesi olarak tanmlar; Marksizm, gerek bir tarihsel hareketin tm
evrelerinin, en yksek evre asndan eletirilmesi ve toplanmasdr.
Bilgi ierii olarak da enin gergin birliinden oluur: ekonomi
politik eletirisi, diyalektik felsefe, siyaset (devrim) teorisi. te, dev
rimci bir ii hareketinin gerek dnyadaki btnletirici z-eylemlilii ortadan kalknca, bu e de birbirini iten, kart sistemlere
dnrler. Ekonomi politik eletirisi, pozitif ekonomiye dnr.
19. A.g.y., s. 299.
20. Martin Jay, a.g.y., s. 14.

NSZ 27

Devrim teorisi, dogmalam ilkelerle reel-politika arasnda blnr.


Balangtaki btnlk imgesini ve topik gerilimi korumak da felse
feye kalr. Ama bu, fragmanlardan oluan, anti-sistematik bir felsefe
olmaldr, "lmden anlayan", ksk sesli bir felsefe.
Horkheimer'in balangta alntladmz Enstit al konuma
sndaki toplumsal felsefe program, daha pozitif, daha akademik bir
boyut iermekteydi. Ama Benjamin ve Adorno'nun Okul iindeki etki
lerinin artyla ve faizm travmasnn yaanmasyla birlikte bu pozitif
boyut ampirik aratrmalar bir yana braklmakszn ikinci plana
decektir. te yandan, Horkheimer'in kendi dncesinde de daha
batan, anti-metafizik antisistemik bir damar vardr. Alacakaranlk'ta
yle der: "Metafizikilerin doru olup olmadn bilmiyorum. Belki
bir yerde zellikle ekici, dndrc bir metafizik sistem ya da frag
man duruyordur. Ama metafizikilerin insanlarn ektikleri aclardan
genellikle ok az etkilendiini biliyorum."21
Bunu, Kierkegaard tarznda, varoluu bir Hegel eletirisi olarak yo
rumlamamak gerekir. Tam tersine, eletirel teori sezgiciliin ve varo
luuluun dolaysz ve "otantik" yaant kavramna kar kar. nsan
larla kendi ihtiyalar arasna piyasann ve yabanclam bir toplumsal
mekanizmann girdii bir toplumda; btn szde doal, kendiliinden,
dolaysz eyler gerekte bin trl dolaymdan geerek ortaya kmak
tadr: kurtuluun yla aydnlanana kadar, hibir ey kendisi deildir.
Bu dolayml dnyay anlayabilmek iin, yine onun kadar dolayml
bir kavramsal aygta, bilime ihtiya vardr. yle der: "Bilimin bu fel
sefi kmsenii zel hayatta bir uyuturucudur, toplumdaysa bir ya
lan."22 Sorun, bilimin de felsefenin de niteliiyle ilgilidir.
Hegel, felsefenin eski sorununu, dnceyle varlk arasndaki iliki
sorununu, zdelik teorisiyle zmek istemiti. Dnceyle varlk
zdeti, nk kincisi birincisinin rnyd. Bilgi, hereyi kapsayan,
sonsuz znenin kendi kendini kavramasyd. Lukacs, bu teoriyi madde
ci bir temele oturtmaya alt: dnceyle varlk, varln ncelii
temelinde, zdeti. Gerek dnyann bir paras olan proletarya, tarihin
hem bilen znesiydi hem de nesnesi, maddesi. Hem parayd hem
btn. Bu teori tarihin deimeyen yzne arpp paralandktan sonra
21. A.g.y., s. 46.
22. Horkheimer, Critical Theory, s. 138.

28 AKIL TUTULMASI

geriye sadece idealist zdelik dncesi kald. imdi, Lukacs'n


zdelik teorisini deil, ama bu teorinin vaadettiini: para ile btn,
dnya ile bilgi arasndaki bar umudunu kurtarmak iin tersten git
mek, aralarndaki sava vurgulamak gerekiyordu. Bylece Horkheimer
ve Adorno, Benjamin'in de yardmyla, Bat felsefesinin bu temel ilke
sini, zdelik ilkesini vurmaya gittiler. Bar, ancak ayrlk temelinde
mmknd. Dnceyle varlk arasnda, insanla doa arasnda, ne biri
ni tekine indirgeyen ne de bsbtn koparan bir karlkl kabul gere
kiyordu. Tpk, stten kesilen bebein bu duruma yava yava al
mas, annesini sadece kendi ihtiyalarnn nesnesi deil, ayr haklar da
olan bamsz bir varlk olarak grmeye balamas gibi. nsan, para
noyaka bir hrsla doay kendine ait klmaya almaktan vazgetii
anda doann dilinin zlmeye baladn grebilecekti; bunun
iitilmemi ama yine de anlalr bir dil olduunu da.
*

**

dealizmin temel postlas, der Horkheimer, kavramla varln


aslnda ayn ey olduu ve dolaysyla gerek hayatta grlen tm ek
sikliklerin tinsel dzeyde giderilebilecei inancdr. "Buna karlk
maddecilik, nesnel gerekliin insan dncesiyle zde olmadn ve
hibir zaman da onun iinde eritilemeyeceini savunur. Dnce, nes
nenin hayatn kopya etmeye ve kendini ona uyarlamaya alsa da,
hibir zaman dnlen nesneyle ayn ey deildir... yleyse bir ek
siklii kavramlatrmak o eksiklii gidermek demek deildir; kavram
lar ve teoriler, bu eksikliin almas iin bir drt verirler, o kadar."23
Adorno da, "zdelik dncesi" adn verdii egemen felsefeyi,
btn tikel nesneleri genel kavramlarn veya btnsel bir kavramlar
sisteminin iine sokma abas olarak tanmlar. Horkheimer, bunun
kkeninde insann doay denetim altna alma ihtiyacnn yattn
syler Akl Tutulmas'nda. Ama bu eski eilim, kapitalizmin btn
faaliyet biimlerini genel bir edeere (bir maln retimi iin gerekli
olan ortalama emek sresi) indirgemesiyle ve zellikle de ada toplumlarn topyekn rgtlenme eilimiyle daha da glenmitir: somut
23. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essential Frankfurt School Reader,
s. 419.

NSZ 29

insanlar nasl genel sava ve retim planlarnn iine soyut birimler


olarak sokuluyorsa, tikel nesneler de genel kavramlarn iinde yle eri
tilmektedir imdi.
Adorno, buna kar felsefenin yeni grevinin zneye kar nesnenin
haklarn savunmak olduunu syler. (zne, burada, belli bir insan
veya insanlar grubu olabilecei gibi, belli bir kurum olarak da
alnabilir; genel olarak, gren, isteyen, yapan, ileyen, snflandran ve
kullanandr, nesne ise doa ya da toplumdur: grlen, istenilen,
ilenen, filenen ve kullanlan.) Kavramlar olmadan insanlar akl-d
glerin kucana der; doru. Ama Horkheimer bu kitapta, rasyo
nellemenin vard noktann akln tersine dn olduunu da syler:
ada dnyann akl-d vahetinde, hereyi kucaklayan sistemler kur
ma tutkusunun izi vardr. yleyse, "tarihin bu noktasnda felsefenin
asl uramas gereken konular, Hegel'in kaytsz kald eylerdir:
kavramd, bireysel, tikel olan herey".24
Baz eyler. Yeni bir ceketin ksa gelen kolunun iinden iyice belli
olan sipsivri bir dirsek. Herkesin gevedii bir ortamda bir bakasna
yaplm tatsz bir akaya glememek. ok yal olmak. Ciddi bir top
lantda birden patlayan bir kahkaha. Srdrememek. Zaptedilmez bir
kanma ihtiyac. Bilmemek. Kalabalk bir istasyonda birden yalnz
kald anlalan, hi tanmadmz bir kk kz, alyordu, hzla
uzaklaan bir trenin penceresinden grmtk onu. Sava ve Bar'ta,
ihtiyar Prens Bolkonsky'nin, srf olunun Nataa'yla evlenme kararna
ve kznn rkek dindarlna fkelendii iin, aslnda kk grd
Fransz dad Matmazel Bourrienne'e kur yapmas. Bunu, bu skc ro
mandaki tek kayda deer olay olarak grmek. Verimli, yorgun, yumu
ak bir toprak parasnn iinden fkrm bir kayalk. Bile bile hep
ayn yanl tekrarlamak.
Kavramsal rtnn altnda kprdamaya devam eden bu fazlalklar.
Hegel, tikel nesneleri "tikellik" kavram iinde tarafszlatrmaya al
r; Heidegger, tarihsel durumlar "tarihsellik" kategorisine sokmaya
abalar. Smaz, artakalr. Ama, bireysel ve indirgenmez olan fetiletirilemez de. Bugnk toplumun zaten yapt eydir bu: hereyi
dmdz ederken, bir yandan da kitlelerin kltrel tketimi iin seyirlik
olaylar yaratr, "tuhaf mizal", "zgn" kiileri piyasaya srer,
24. Adorno, Negative Dialectics, s. 8.

30 AKIL TUTULMASI

farkllk yanlsamasn glendirir. Adorno'ya gre, nesneye ncelik


tanmak, "nesnelliin hemen dokunulabilecek, dolaysz birey olduu
anlamna gelmez; safdil gerekiliin (kavramlarn gerek dnyada
zde ve bamsz karlklar olduu gr - .n.) eletirisini elden
brakacaz anlamna hi gelmez".25 Bunu yapmak, Marx'n Feuerbach'da eletirdii znesiz, pasif nesnelcilie geri dnmek olur. "Byle
bir dnce tarz" der Adorno, "nesnenin zlmezliini zne iin bir
tabuya dntrr. Buna gre, zne vazgemeli ve kendine benzeme
yen eye dokunmamaldr." Bilinmeyeni mutlaklatran mistisizm ve
kaba maddecilik gibi felsefelerle idealizm arasnda bir paralellik de
vardr. "dealizmde, hereyi yutmaya alan bir agzllk ile, yutulamayan eyden, yani tam da bilinmesi gereken eyden uzak durma istei
yan yana gider. Doymaz bir yaama hrs kadar, bireysellik karsnda
teorik bir geri ekili de statkonun iine yarar: anlalmazln ve
katln halesini ve otoritesini kazandrr ona... Oysa Hegel
mantnn en dayankl sonucu, bireyin yle dpedz 'kendi iin' ol
madn gstermesidir: kendinde bireyin tanm, kendinden baka
ldr: bakalarna baldr."26 Yaplmas gereken, kavramla ierii,
zneyle nesneyi birbirinden koparmak deil, bunlarn giderilmez gerilimini korumaktr. Tin ve doa ya da bilin ve varlk gibi kutupsallklar
byle anlalmaldr: birbirini iten ve eken, ancak bamllklar
iinde anlalabilen kartlar. Horkheimer, Akl Tutulmasnda, znenesne ayrlnn bir tarihsel rn olduunu da syler; bu ayrlk, fel
sefenin iinde deil, tarihte, insan doa atmasnda ve kapitalist ya
banclama iinde gereklemitir: "Nihai bir ikilik varsaym da kabul
edilemez... ki kutup teki bir ilkeye indirgenemez, ama ikilikleri de
bir rn, bir sonu olarak grlmelidir." Sorunun zm de tarihte
gerekleebilecektir.
Ama tarihsel pratik imknnn snrlanm-olduu yerde, grev fel
sefenindir; "Wittgenstein'a kar, sze dklemeyeni sze dkmek".27
Sorun, kavramn iinde hapsedilmi nesnel gereklii kurtarmak, ona
serbeste deime ve gelime hakkn tanmaktr. Geleneksel felsefede
ki doruluk lt, kavramn nesnesine uygunluu ilkesi, bunun bir
25. A.g.y.,s. 184.
26. Negative Dialectics, s. 161.
27. A.g.y., s. 9.

NSZ 31

mahpusluk deil bir ev sahiplii, hi deilse kiraclk olduu yanlsa


masn yaratr. Eletirel felsefe, bir kavramsal kabuu atlatmak ve
iindekini serbest brakmak iin yine felsefi aygt kullanacaktr. Ama
yn farkldr; hakl kmaya almayan, kendi kendine elme atarak
hedefine ulaan, yolunu yitirdii lde tm felsefenin de yalann
gstermi olacan bilen bir felsefedir bu. Negatif Diyalektik'te bunu
yle tanmlar Adorno: "Bilginin topyas, kavram ile kavramsalolmayan birbirine eit klmakszn, kavramlarn kilidini amak ve
kavramsal-olmayan zgrletirmek iin yine kavramlar kullanmak
olmaldr."28 Ama bunu deneyen, abasnn gerekten topik olduunu
da, bilir: "Her zamanki kadar kukulu olmakla birlikte, felsefenin
hereye karn baarabileceine, k ve var noktas olan kavram
aabileceine ve bylece kavramsal-olmayana ulaabileceine gven
duymak bu gven, felsefenin terkedemeyecei zelliklerinden biri
dir. Ayn zamanda, ona ok ektiren saflklardan biri... Negatif diyalek
tiin, nndeki katlam nesnelere szabilmek iin kulland ara,
imkn kavramdr: bir eyin olabilecei umudu. Gereklik, imkn boyu
tunu almtr nesnelerin elinden, yine de hepsinde grebiliriz bu boyu
tu. Ama eylerin iinde phtlap kalm tarihe dilsel bir davurum
salamak iin ne kadar alrsak alalm, kullandmz szckler
birer kavram olarak kalr."29 Rahatlama yoktur.
* * *

"Eletirel Teori", grece yeni bir terimdir. Horkheimer, 1930'larn


sonuna kadar, hatta daha sonra da kendi felsefesini daha ok
"maddecilik" ya da "maddeci diyalektik" olarak adlandryordu. Bunda,
niversite bnyesi iinde kan bir dergide Marksizm szcn kul
lanmaktan kanma abasndan ok (nk bunu da kullanyordu), o
yllarda doal bilimlere ilikin olarak daha umutlu olmasnn pay
vard. Ama II. Dnya Sava'nda modern teknolojinin ykc kullanm
iyice belli olup da doal bilimciler buna kaytsz kalnca, Horkheimer
kendi teorisiyle atom fizii bilginleri arasnda byle ortak bir zemin
aramaktan vazgeti. Akl Tutulmas'nda bu hayal krklnn izleri be
lirgindir.
28. A.g.y., s. 10
29. A.g.y., s. 52-53

32 AKIL TUTULMASI

Kullanlan terim bir yana, belirli bir maddecilii, dinin pozitif


rolyle ilgilenmeye balad emeklilik yllarnda bile savunmutur
Horkheimer. Ama bu, idealizmin basit kart olan, dnceyi maddeye
indirgeyen, maddi olmayan gerek saymayan bir maddecilik deildir.
Baka bir deyile, Horkheimer, yansma teorisine kardr; ikicilii red
dettii kadar, byle bir tekilii de reddeder. 1933'te yazd "Madde
cilik ve Metafizik"te, hereyi kapsayan bir temel ilke olarak madde
kavramn eletirir. Engelsin Doann Diyalektii'nde yapt gibi, o
da genel bir felsefi madde kategorisini geersiz sayar: maddeden deil,
belirli maddelerden sz etmek daha dorudur. Sovyetlerde hem felsefe
hem de edebiyat eletirisinde resmi teori haline gelen yansma teorisi
nin de doa bilimlerinin ve psikolojinin daha ilkel bir evresini yanst
tn syler.
Yansma teorisi, eer arada maddi bir engel yoksa, dncenin mad
di gereklii ylece yanstacan ne srer. Buna gre dncenin,
yanstlan maddi gerek zerinde hibir kurucu ve dntrc etkisi
yoktur. Dnceyle madde arasnda dolaym da yoktur. Byle bir teori,
Marx'n Feuerbach eletirisinden habersizdir; maddi gerein dncey
le madde, insanla doa arasndaki etkileimle belirlendiini kabul etmez. nsan alglar zerinde, ideoloji, yanl bilin veya yabanclama
gibi toplumsal belirlenimlerin etkisini de hesaba katmaz: insan bilin
cinden bamsz, deimeyen bir maddi gerek vardr ve insanlar, eer
kt niyetli ya da sakat deillerse ve yeterli teknik olanaklara sahi
plerse, imdi deilse bile birgn bu geree ulaacaklar, yani onu
doru olarak yanstacaklardr. Ama btn mutlaklna karn, bu te
orinin aklamay unuttuu bir ey vardr: aynann nitelii. Maddeyi
yanstan nedir, tam olarak? Eer farkl bir ilke deil de yine bir maddeyse, o zaman "dnce" ve "znellik" terimlerine yer yoktur. Ama bu
kez de bu beyinsel maddenin neden hep ayn dzenlilik ve birrneklik
iinde davranmadn aklama zorunluluu ortaya kar. Bu bir optik
yanlsamaya indirgendiinde de, yanlsamann nitelii sorunu kar
mza kar: bu "yanlsama"lardan felsefi, siyasal, ekonomik sistemler
domutur tarihte. ster "yansma", ister"yanlsama", isterse "zgr
irade", "tercih" ya da "teori" ad altnda olsun, dnce ya da znellik,
bu indirgeme srecinin her admnda, byk bir inatla yeniden kar
mza dikilir: ayr birey deil, ama br kutuptur.

NSZ 33

Yansma teorisinin dayana, insan duyulardr. Horkheimer,


"pozitivizm" olarak tanmlad yansma teorisinin "sezgicilikle ortak
noktasnn, herhangi bir teoriden etkilenmemi, dolaysz, ilksel verile
ri asl gereklik saymas" olduunu syler30; ikisi de znelcidir, biri
aka, br safa, farknda olmadan. "Maddeciliin pozitivizmle or
tak yan" der Horkheimer, "ikisinin de ancak duyusal yaantda verileni
gerek olarak kabul etmesidir... Ama maddecilik, duyular mutlaklatrmaz. Varolan hereyin kendini duyular araclyla ortaya koyma
gereklilii, bu duyularn tarihsel sre iinde deimedii veya
dnyann sabit yaptalar olduklar anlamna gelmez... Teori, hibir
zaman btnyle duyulara indirgenemez. Gerekte, psikolojinin son
bulularna gre, duyular, dnyann ya da zihinsel hayatn temel yap
talar olmak yle dursun, ancak karmak bir soyutlama srecinin
sonunda ortaya kan trevlerdir"31. Duyusal yaantnn kendi iinde
de, insan bilincine yansmayan bir zne-nesne etkileimi srmektedir;
duyular, bu etkileimin rndr.
Bu noktada, Horkheimer ile Adorno arasnda bir vurgu farkll se
zilir. Horkheimer, Lukacs'a, Hegelci Markistler'in ilk kuana ve
Hegelin kendisine Adorno'dan daha yakndr. Maddenin (duyularn)
ncelii temeli zerinde madde-bilin etkileimini ve bilincin indirgen
mez bir kutupsallk olarak greli zerkliini bir kere kabul ettikten
sonra o noktada kalr; genel bir doruda rahat etmi gibidir. Adorno
iinse asl dman znelciliktir; Negatif Diyalektik'te, "ancak nesnenin
nceliine gemekle diyalektiin maddeci klnabildiini" syler. Bu
nesne, dnceye, yani zdelie ve tanmlamaya indirgenmeyendir,
tekidir. Bu yzden Adorno, maddenin veya gvdenin nceliini ne
srdkten sonra o noktada kalmaz, bu tezin de kategoriletirici znel
dncenin sinsi bir "szma harekt" olduunu syleyerek baka bir
noktaya geer. nemli olan, teki ilkesinin korunmasdr: Hereyin
kendinden bakaya sayg gsterme ykmll ve daha nemlisi
hereyin kendinden baka olma hakk.
Eletirel Teori'nin maddeciliinin, "insan siyasal (veya ekonomik)
bir hayvandr" trnden tarihst antropolojik ilkeleri de reddettiini
sylemek gereksiz. Daha nemlisi, Marcuse dnda btn Frank30. Horkheimer, Critical Theory, s. 40.
31. A.g.y., s. 42-43.

34 AKIL TUTULMASI

furtular'n, Marx'in zellikle 1844 Ely azmalar'nda emek kategorisine


verdii ontolojik ve antropolojik anlam reddetmeleridir. Bu metinlerde
Marx, emein, insan znn gereklemesi olduunu ne srer. Oysa
Horkheimer ve Adorno, "insann z" gibi felsefi antropolojik bir
temel kabul etmezler; bunun yerine, Marx'in Feuerbach zerine Tezler'de ortaya koyduu "kendi kendini yenileme ve deime yeteneine"
dayanrlar: insann "toplumsal ilikilerinin bir toplam" olduu
gryle yetinirler. Bunun da tesinde, almann yceltilmesinde
kapitalist toplumun temel ideolojisini grr Horkheimer. Alacakaranlk'ta, "emei insan faaliyetinin akn bir kategorisi haline getir
mek, ileci bir ideolojidir... Sosyalistler bu genel kavram savunmakla
kapitalist propagandann aleti haline geliyorlar".32 Marx, Gotha Prog
ramnn Eletirisi'nde sosyalistlerin hereyi emee indirgemelerini
eletirir: insanlarn dnyasnn kuruluunda, emein yan sra doann
da pay vardr. Walter Benjamin de "Tarih Felsefesi zerine Tezler"de
bunu temel alr: sosyalistlerin emei yceltilerinde doa zerindeki
egemenliin kutsanmas yatmaktadr, sosyalistler "doa zerindeki ege
menlikte sadece ilerleme boyutunu grrler, toplumun gerilemesini
gzden karrlar... Bu yeni emek kavram, doann smrlmesi an
lamna gelmektedir; bunu, ok safa, proletaryann smrlmesinin
kart olarak grenler var".33
Eletirel Teoriye gre, insann baz kalc niteliklerinden sz edilebilse de, bunlar arasnda emein yan sra dil, ifade, mimesis (taklit ye
tisi), ksaca eitli simgesel eylem biimleri de vardr. Akl Tutulmas'nda Horkheimer, insann doaya yknmesi anlamnda mimesis'in,
doa-insan ilikisinde, egemenlikten de teslimiyetten de farkl olan bir
boyut aabileceini syler. Haz ilkesi de en az alma kadar insani bir
zelliktir Horkheimer'e gre; maddeciliin tek sabiti, insanlarn ancak
bu dnyada mutlu olabilecei ve bundan baka da bir dnya olmad
nermesidir.
***

32. Akt., Martin Jay, Dialectical Imagination, s. 57.


33. W.Benjamin, "Tarih Felsefesi stne Tezler", Akntya Kar 2, stanbul 1986.

NSZ 35

Sosyalizm, ilk topyaclardan beri, tarihsel ilerlemeye sarslmaz bir


gven duymutur. Adil, eitliki, aklc bir dzen bir gn mutlaka ku
rulacaktr. Mutlak adalet dncesi, telaffuz edilmese bile, bilimsel
sosyalizme heyecann ve topik gerilimini kazandran ilke olmutur
hep. Adorno'nun bayaptnn "Final" blm de byle bir inanc
yanstan bir cmleyle balar: "Umutsuzluun egemen olduu yerde,
sorumlu bir biimde uygulanabilecek tek felsefe, hereyi, kur
tarlmann, balanmann asndan grme abasdr."34 Ama Eletirel
Teori'de, sosyalist gelenein "muzaffer iyimserliini" benimseyemeyen bir yan da vardr. Abdlhak inasi Hisar, kitaplarndan birinde,
ok gzel ve henz ok gen bir kadn grdnde kendini saran kede
ri anlatr: gen kadnda, "gelecek ve geecek zamanlan" grmtr.
Horkheimer 1933'te yle der: "Durumu deitirme konusundaki
btn iyimserliine ve insanlar aras dayanmadan doan mutlulua
verdii byk deere karn, bir maddecide karamsar bir damar da
vardr. Gemi adaletsizlikler hibir zaman geri alnamayacak; gemi
kuaklarn aclar giderilemeyecek. dealist evrelerde de bir ktm-_
serlik vardr ama, dnyann bugn ve geleceiyle ilgilidir: insanlarn
ounluu iin gelecekte dnyevi bir mutluluk olaslm reddeder...
Oysa maddecinin hzn, gemi olaylarla ilgilidir."35 Horkheimer'in
yazlarnda hi silinmeyen bir izlektir bu. Turgut Uyar'n, "kaln ve
karanlk bir at merdiveni gibi / giderilmez eksikliini tanrm onun"
dizeleriyle balayan "Acnn Tarihi" iirini anmsatr. 1950'lerde
yazd bir yazda da yle der: "Dinsel zlemin yerini bilinli toplum
sal pratik aldnda bile kaybolmayan bir yanlsama vardr... Eksiksiz
bir adalet hayalidir bu. Byle bir eyin tarihte gereklemesi
imknszdr. nk daha iyi bir toplum kurulup da bugnk kargaaya
son verse bile, gemi alarda yaanm sefaletin giderilmesi ve
doann aclarnn dindirilmesi mmkn olmayacaktr."36
*

**

II. ve III. Enternasyonal Marksizmlerinde Hegel sisteminin "tersine


34. Adorno, Minima Moralia, Londra 1974, s. 247.
35. Horkheimer, Critical Theory, s. 26.
36. A.g.y., s. 129-130.

36 AKIL TUTULMASI

evrilerek" maddeciletirilmesi, Marksizm'in bir evrimsel determinizm


olarak yorumlanmasyla sonulanmt. Nasl Hegel'in nihai sistemi,
eski felsefelerin ve dnya grlerinin eksiklik ve elikilerinin iin
den kanlmaz olarak douyorsa, sosyalizm de eski toplumsal sistem
lerin elikilerinin sonucu olarak ortaya kacakt. Birinde hareketi
salayan dnya tini ise, brnde retici glerle retim ilikileri
arasndaki elikiydi. Ve her iki gr de, yandalarna, dnya tarihini
bir btn olarak grme, kavrama imkn veriyordu. Her ikisi de, tari
hin tamamlanm olduu bir noktadan bakyordu dnyaya; baka bir
deyile, gelecek dncesini reddediyorlard, nk gelecek, esas olarak
gemiin iinde vard.
Horkheimer, byle bir "tamamlanm diyalektik" yerine, ak ulu
bir diyalektii nerir: "(Metafizik) her zaman btn bilme, eylerin
tamamn, sonsuzu bilme iddiasn ierir... Ama eer kavramla varlk
arasnda indirgenmez bir gerilim varsa, hibir nerme kusursuz bilgi
iddiasnda bulunamaz."37 Kavramlar ve dnce sistemleri de tarihin
iindedir: onlar da akladklar ya da eletirdikleri gereklik kadar eksik
tirler. "Bir eksiklik ya da arpkl kavramlatrmak onu amak demek
deildir; kavramlar ve teoriler, bu eksikliin giderilmesi iin bir drt,
bir nkoul yaratrlar, o kadar... Dnyada, dncenin zmeyi
stlendii ebedi bir bilmece, ebedi bir dnya gizi yoktur... Diyalektik,
kendi kendini belirleyen ve kendi bana bir btn oluturan bir
bamsz dnce kavramyla olan balarn kopartabilirse, diyalek
tiin belirledii teori de vahiy kesinliini ve nihai geerlilik gibi bir
metafizik nitelii de arkada brakr ve insanlarn hayat iinde, kendisi
de geici olan bir e haline gelir... Ak ulu maddeci diyalektik,
'akla uygun olan'n tarihin herhangi bir noktasnda tamamlanm
olduunu kabul etmez, sadece dnceleri sonuna kadar gelitirmek ve
nihai sonularna ulatrmakla elikileri ve gerilimleri giderebi
leceini, tarihsel dinamii sonuca ulatrabileceini dnmez."38
Doruluun her trl teorik ltne uyan bir dnce bile baarya
ulamadan geip gidebilir. "Akla uygun olan pozitif olarak gerek
letirmek iin, elikileri dnceden zmek ve amak yeterli deildir.
Bunun iin, bilinli insanlarn tarihsel mcadelesi gereklidir. Ama bu
37. A.g.y., s. 27.
38. A.g.y.

NSZ 37

nun sonucu da, saf teorik bir temel zerinde kalarak kestirilemez.
'Tarihin seyri' gibi btnlk bir kavram burada belirleyici ola
maz."39
Bu ak ulu diyalektik o kadar da gler yzl bir kavram deildir;
her trl tarihsel belirlenmeden kurtulmu 'zgr iradelerin' istedikleri
ni yapabilecekleri anlamna gelmez. Tarihin sonucu nceden belli
deildir ama, her an belli snrlar da vardr. Klasik Alman felsefesine
hem daha yakn hem daha uzak olan Adorno, bu noktada negatif bir
gerekilii elden brakmaz: "Evrensel tarih hem tasarlanmal hem de
yadsnmaldr. nsanln bana gelen ve daha da gelecek olan felaket
leri gz nne aldmzda, daha iyi bir dnya plannn tarihte tezahr
ettiini ve tarihi btnletirenin de byle bir plan olduunu ne
srmenin, insanlarla alay etmek demek olduunu grrz. Yine de, tar
ihin sreksiz, kopuk, paralanp gitmi anlarn ve evrelerini birle
tiren bir btnlk vardr: doa zerindeki denetimle balayp insanlar
zerindeki tahakkmle devam eden ve sonunda insann i doasn de
netim altna almaya ynelen bir abann getirdii btnlktr bu.
Vahetten insanca bir hayata giden bir evrensel tarih yoktur, ama sa
pandan megaton bombaya ulaan bir tarihin olduu sylenebilir."40
Tarihi birletiren, acdr.
Hegel, eylerin ancak birbirleriyle balantlar iinde ve geliimle
rinin son noktas asndan anlalabileceini dnerek, "doru,
btndr" diyordu. Adorno: "Btn, yanltr."41 Ama bireyin ve tike
lin bak as da savunulamaz: "Filozoflarn bir zamanlar hayat adn
verdii ey, nce bireysel varolu alanna, imdi de sadece tketime in
dirgenmitir: herhangi bir zerklii ve kendine ait bir tz olmayan,
bir ilave olarak maddi retim srecinin ardndan srklenen birey.
Hayat dolaymszl iinde renmek, doruluunu bilmek isteyen
kii, onun yabanclam biimini, bireysel varoluu en gizli saanak
larnda bile belirleyen nesnel gleri incelemek zorundadr. Dolaymsz
olandan dolaymszca sz etmek, kuklalarn ucuz mcevher gibi
oktan kaybolmu tutkularla ssleyen ve aslnda makinenin parala
rndan fazla birey olmayan insanlar sanki hl zne olarak davranabi
39. Horkheimer, "on the Problem of Truth, The Essential Frankfurt... s. 419, 421,
437-438.
40. A.g.y., s. 438.
41. Adorno, Minima Moralia, s. 50.

38 AKIL TUTULMASI

lecek insanlar gibi gsteren romanclarn yaptn yapmak olur. Hayat


perspektifimiz, artk hayat olmad gereini saklayan bir ideolojiye
dnmtr."42 Ama herey, yine de bu kuklalara baldr: "Hayat
retimin uucu bir grntsne dntren iliki, btnyle aklddr.
Aralar ve amalar yer deitirmitir. Bu durumun arpklna ilikin
bulank bir bilin hl hayattan btnyle silinememitir. ndirgenmi
ve alaltlm z, kendini bir d grne dntren byye kar tu
tunmaya, direnmeye abalamaktadr, gszce. retim ilikilerindeki
deime de, byk lde, retimin yansmas ve doru hayatn kari
katr olan 'tketim alannda', insanlarn bilincinde ve bilin-dnda
olup bitenlere baldr. nsanlar, ancak retime kar karak, insana
yaraan bir baka retim dzeni getirebilirler. Tketim, bu hayat
grntsn yanl nedenlerle savunmaya alyor bugn; ama eer
bu grnt de bsbtn silinecek olursa, mutlak retimin canavarl
egemen olur." 43
Kendi gszln bilen ve bu bilinten tr daha gl de ol
mayan akla baldr herey. Ama akl da, rasyonalizmin hereyi kuran,
hereyi bilen, rehavet iindeki akl deildir. Dnyaya, kendi dndan
dayatlacak bir akl yoktur. Adorno, kendisine fazla dolaysz, fazla iyim
ser gelen "maheri devrim" perspektifine inanmamaya alt Benja
min'e borcunu der: "Kurtuluun, kurtarlmann dnyaya sat k
tan baka yoktur bilginin; bunun dnda herey kurgudur, tek
rardr, sadece tekniktir. Perspektifler oluturulmal, yle perspektifler
ki dnyay yerinden uratsn, yadrg klsn, ona btn atlaklar, kr
klklar, yara izleriyle birlikte bir gn mesihin nda grnecei
gibi gstersin. Hafiflie ya da dnsel tedhie kaymadan, sadece nes
nelerle hissedilmi bir iliki yoluyla byle perspektiflere ulamak
dncenin grevi sadece budur. En kolay eydir bu, nk durum
bunu istemektedir bizden, nk sonuna kadar gtrlen negatiflik, ad
konduu zaman, kendi kartnn aynas olur. Ama ayn zamanda
imknsz olan eydir; nk varoluun dnda duran, bir milim bile
olsa dnda duran bir bak asn gerektirir; oysa hepimiz biliyoruz
ki, herhangi bir bilgi ancak varolandan elde edilebilir, ama byle
olduu iin de, kamaya alt sefalet ve arpkln izlerini tar."44
42. A.g.y., s. 15.
43. A.g.y., s. 15.
44. A.g.y., s. 247.

NSZ 39

Dnyaya dtan dayatlan bir akl reddetmek ama grnen gereklii


de ylece kabullenmemek Eletirel Teori'nin diyalektikten bekledii
buydu. Gereklik akl asndan eletirilmeli, ama akl da ebedi ve akn
bir ideal olarak alnmamalyd. stelik, dorunun deimezliinin
yadsnmas, kukuculuk ya da grecilik (rlativizm) demek deildi.
Horkheimer, Hegel'in hereyi anlayan ve hereyi hogren greciliini eletirirken, mutlak dorularn olmad bir dnyada insanlarn
yar-dorular savunmak zorunda olduunu syler: "Tarihte birbiriyle
atma iine girmi btn tikel grlerin, gruplara ait inanlarn ve
btn kar reform abalarnn imdi alm ve tasfiye edilmi olduu
iddias; hibirinin yannda bilinli olarak yer almakszn her gr
asnn ksmi doruluunu kabul eden ve nihai snrlln gsteren,
hereyi kapsayan bir dnce kavram ite burjuva greciliinin
z de bu dogmatik iddiada yatar. Her gr ve her tarihsel kiiyi te
mize karma ve gemi devrimlerin kahramanlarna da tarihin sofra
snda, kar devrimlerin muzaffer komutanlarnn yannda bir yer ama
abas, burjuvazinin hem mutlakiyeti restorasyona hem de proletar
yaya kar iki cephede savamasyla belirlenen bu yzergezer nesnellik,
Hegel'in sisteminde u idealist mutlak bilgi tutkusuyla birlikte ege
men olmutur... Zaman bizden kat bir akszllk ve tikel dorularla
haklarn savunusunu bekledii lde, byle bir tarafszln insanlk
d nitelii de aa kar. "Koullarn deimesiyle her teorinin dzel
tilmesi gerekebilir ama daha sonraki bir dzeltme, eski bir dorunun
eski bir yanl olduu anlamna gelmez."45 Akl Tutulmas'nda da,
"bugnk koullarda zneyle nesne veya szckle ey btnletirilemedii lde, olumsuzlama ilkesi gereince, sahte mutlaklarn
ykntlar arasndan greli dorulan kurtarmak zorundayz" der.
yi ama bir nermenin greli ya da ksmi de olsa doruluu nasl
belirlenebilir? Akl ile gereklik, teori ile pratik arasndaki iliki
zde olmadklarna gre nasl tanmlanabilir? yelerin kiisel
farkllklar dnda, Frankfurt Okulu bu sorular dzeyde cevap
landrmaya almtr: disiplinler-aras aratrma, ideoloji eletirisi ve
teorinin dorulanmasnda tarihsel pratiin rol.
***

45. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essentialss.417-18,422.

40 AKIL TUTULMASI

Horkheimer, daha ilk yazlarndan beri, eitli disiplinleri btnle


tiren bir yaklamn zorunluluuna deinmiti. Btnlk kavram, Lukacs'taki kadar olmasa da Frankfurt Okulunun, zellikle de Horkheimer'in almalarnda dzenleyici bir ilke olarak nemli bir yer tu
tuyordu. Horkheimer'in bu kavrama verdii yer, klasik Alman felsefe
sindeki anlak (verstand )-akl (vernunft) ayrmna baldr.
Descartes'n zne ile nesneyi kesin olarak birbirinden koparan ikici
liinin Bat dncesi asndan belirleyici bir sonucu olmutur: akl,
sadece zneye ait bir nitelik, saylmaya balanmtr. Nesne ise,
dzensiz, kark bir yndr. Akln grevi, bu yn ayrtrmak,
snflandrmak ve kullanmaktr. Bu, Akl Tutulmasnda Horkheimer'in
"znel akl" adn verdii anlaktr. Paralayc, analitik ve biimseldir;
eylerin d biimleriyle, grnleriyle ilgilenir ve kopukluklarn
temel alr. Ama Kant ve Hegel'de bundan daha yksek bir kavray
dzeyi de vardr: akl. Horkheimer, Hegel'in izinden giderek buna da
"nesnel akl" adn verir. Nesnel akl, z ile grn arasnda, zne ile
nesne arasnda para ile btn arasnda bir balant olduunu grebilen
akldr. Dnyann paralanm, blnm grntsn daha yksek
bir birlik ideali adna eletiren de bu akldr.
Frankfurtular, diyalektii ncelikle vernunft'un (maddeci) bir uzan
ts olarak grrler. Ama bu, anlan toptan reddedilmesi anlamna da
gelmez. Analitik mantn ilkeleri yanl deil yetersizdir. Hegel'in
nemi, Aydnlanma felsefesinin (daha sonra da pozitivizmin) akl-d
olarak bir yana brakt konu, alan ve eilimleri de ierebilecek lde
kapsaml ve derin bir akl kavram nerebilmesindendir.
Horkheimer, buna gre, toplumsal felsefenin nermelerinin, ampirik
bilimlerin en gelimi yntemleriyle ve sonularyla karlatrlma
snn snanmasn nerir. te yandan, psikoloji, psikanaliz, biyoloji,
fizik bilimleri ve ampirik sosyoloji gibi bamsz disiplinler arasnda
da bir iletiim kurulmal, bunlarn tarihsel btn asndan bir deer
lendirilmesi yaplmaldr. Bu noktada, "z", "biim", "grn" ve
"eilim" gibi felsefi kategorilere i dmektedir. Bunlar anlamsz bu
larak bir yana iten bilim adam, kendi pratiini tarihsel adan deer
lendiremez. Btnden kopuk, ylece duran "olgular" la, "gerekler"le
snrl kalr. Marcuse'nin dedii gibi, Marksist diyalektik, "olumsuzlama" ya da yadsma kategorisinin yardmyla bu olgusall aabil-

NSZ 41

mitir: "Hegel iin olduu gibi Marx iin de diyalektik, gerekliin


iinde varolan olumsuzlamann 'hareket verici ve yaratc ilke' olduu
grne dayanyordu. Diyalektik 'olumsuzluun (ngativit) diyalek
tiidir'. Her olgu, saf bir olgudan fazla bireydir; gerek olaslklarn
olumsuzlanmas ve kstlanmasdr. cretli emek bir olgudur, ama
ayn zamanda, insan ihtiyalarn karlayabilecek bir zgr almann
kstlanmasdr da. zel mlkiyet bir olgudur, ama ayn zamanda in
sann doa zerindeki kolektif tasarrufunun yadsnmasdr."46 Diyalek
tik, ampirik bilimlerin donmu olgularn zer, onlara akkanlk, ta
rihsellik kazandrrken, kilitlenmi imknlar da gsterir.
Enstit iinde Benjamin etkisinin (Benjamin'in intiharndan sonra)
artmasyla birlikte, zellikle Adorno'nun yazlarnda yeni bir
"btnsellik" kavram belirginlemitir. "Btnn tikelin stnde ya
da tesinde deil, tikelin iinde" aranmas, incelenmesi, grlmesidir
bu: "Toplum bir 'sistem'dir; bu demektir ki her tekil toplumsal alan ya
da iliki, eitli biimlerde, btn ierir ve yanstr."47 Eletirel Teo
ri, edebiyatn yntemlerini de kullanarak, tikelin iindeki tarihi gste
recektir. Burada, btnlk kategorisi kadar, "dolaym" kategorisi de
nemlidir. Btn yekpare deil, paral bir btndr. Paralar ancak
btnle balantlar iinde anlalabilirler, ama btn de farkllklar,
kopukluklar, atlaklar, silinmi yzeyler, budanm boyutlar ierir.
Btn yceltmek, Adorno'nun hep uyard gibi, o btn grnts
nn ardnda gizlenmi tikel, ksmi kara teslim olmak anlamna ge
lebilir. Lukcs'n 1930'dan sonra Stalinizm'e boyun eiinde, SSCBde
"sosyalizmin kuruluunu" an btnletirici dorusu olarak grmesi
rol oynamtr.
* **

Frankfurt Okulu'nun almalarnn byk blm, "ideolojilerin


eletirisi" bal altnda toplanabilir. deoloji, Frankfurt Okulu iin,
bir siyasi akmn hatta bir snfn sistematik dnya gr deildir.
Marx'n Alman deolojisi'ndeki tanmyla da (hkim snfn, ezilen
snflarca da paylalabilen, yanl, arpk dnceleri) yetinmezler.
46. Marcuse, Reason and Revolution, Boston 1982, s. 282.
47. Akt., David Held, Introduction to Critical Theory, s. 189.

42 AKIL TUTULMASI

Daha ok Marx'n Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eletirisi'nde ortaya


koyduu ideoloji tanmyla (normatif olarak doru ama ampirik olarak
yanl bilin), Ekonomi Politiin Eletirisine Katk'daki tanmnn
(nesnel adan zorunlu bir yanlsama, fetiizm) ve Nietzsche ile
Freud'un dncelerinin gergin bir bileiminde srar ederler.
deoloji kavram, bu tanm asndan, grnle gerek arasnda bir
uzaklk olduunu varsayar. Bu bilin ieriinin "normatif olarak doru
ama ampirik olarak yanl" olmasnn tipik bir rnei, adalet dnce
sidir; bu dnce kendi iinde dorudur ama pratikte gerekletirilmi
bir ilke olarak grnmesi yanltr. Nesnel adan zorunlu yanlsama
larn tipik rnei de ekonomik kategorilerdir: insanlar aras ilikiler,
kapitalizmde eyler aras ilikilere dnmtr, bu nesnel bir olgudur,
ama yine de ardnda yitik bir insani gereklik vardr. Nietzsche,
zellikle dinsel ve felsefi kategorilerin kkeninde yatan vaheti ve ikti
dar/denetim tutkusunu gstermitir. Freud da bu vahetin inceltilmesi
ve yceltilmesiyle, kken unutulmasa bile, efkate, insanlar aras
ilikiye varlabileceini anlatmaktadr.
Aka; bu drt e olduka huzursuz bir birlik oluturur. Bazen
Adorno'nun yazlarnda infilak eden bir btndr bu, dalabilir. Yine
de Frankfurt Okulu, sosyal bilimlere en ciddi katklarndan birini bu
alanda, ikin eletiri kavramyla yapmtr.
Eletirel Teori, dncelerle gerek arasndaki akl lme aba
sdr. Kulland yntem de ikin (immanent) eletiridir. kin eletiri,
Akl Tutulmas'nda sylendii gibi, "tarihsel balam iinde, varolann
karsna kendi kavramsal ilkelerinin iddialaryla kmak, bylece ikisi
arasndaki ilikiyi eletirmek ve onlar amak" demektir. Bir olguyu,
kendi ilkesiyle eletirmektir bu. Dayand varsaym da, olgu ile kav
ram arasndaki "indirgenmez gerilim"dir.
Horkheimer ile Adorno'ya gre, Marxn ekonomi politik eletiri
sinde kulland yntem de ikin eletiriden bakas deildir. Marx, bu
eletiriye meta kavramyla balar. Bu grnte bir zdeliktir: meta
nn deeri, kendi iindeki birikmi ortalama emek sresine eittir.
Ekonomi politik bunun bir meta olarak emek gc iin de geerli
olduunu syler. Dorudur. Ama Marx, ekonomik kategorileri sonuna
kadar zorlayarak gizlenmi eitsizlii gstermitir: emek gcnn
deeri, kendi yeniden-retim iin gerekli olan emek sresine eittir

NSZ 43

ama, kendi rettii deere eit deildir, daha azdr, smr vardr. te
bu eitsizlik, zde-olmayandr, smayan, frlayan dirsektir. (Buradan,
"retken emek-retken olmayan emek" tartmalaryla, smrdeki
zdelik-d, kavram-d, negatif nitelii yeniden pozitif bir kavram
sal sistem haline sokmaya alan ve ekonomi politik eletirisini ye
niden ekonomi politie dndren ada pozitivist Marksistlerin ikti
sat teorilerine de rtk bir eletiri karlabilir. Horkheimer ve Adorno
bununla ilgilenmediler.)
kin eletiri, bir nesnenin kendi kavramsal ilkeleri ve lleriyle
ie balar, bunlarn uzantlarn ve sonularn gelitirir. Sonra nesneyi
yeniden bu sonular asndan kurcalar, deerlendirir. Eletiri, nesnenin
dndaki bir lte dayanmaz (byle yapmak, zne ile nesnenin kesin
ikiliini kabullenmek olur), "ierden" hareket eder. Aratrmacnn kar
sndaki nesne, zdelik ve farklln birliinden olumaktadr, eli
kilidir. Nesnenin kendisi hakkndaki gr (eitlik ideolojisi) nesne
nin gerekliiyle olumsuzlanr. Kendi ltleri asndan baarsz kal
d gsterilir. Ama bu, sz konusu ltlerin kabullenilmesini de ge
rektirmez: bunlarn, elikili gerei gizlemekte oynad rol de pratik
asndan eletirilir. Kavramla nesnenin karlkl eletirisi yoluyla,
nesnenin tarihi iinde gml kalm boyutlarn, kullanlmam
seeneklerin, girilmemi yollarn varl duyurulur.
kin eletirinin en geni tanmn Adorno, pozitivistlerle bir
tartma iinde vermitir. Adorno, burada "znel akln" yntemi nesne
nin dndan getirme eilimine kar kar: "Nesnenin yapsn izlemek
ve onu kendi iinde hareket sahibi olan bir nesne olarak kavramsal
latrmak isteyen kii, nesneden bamsz bir yntemi olmadn bil
melidir."48 Bir baka yerde de, Marx'n, "kavramsalln sadece bilen
znenin kavramsall olmadn... bizatihi gereklik iinde de hkm
sren bir kavramsallk bulunduunu gsterdiini" syler. 49
kin eletirinin kart, akn (transcendental) eletiridir: dsal
ltlere zellikle de varolan gereklie dayanan eletiri. Adorno, ikin
eletirinin stnln gsterir: "Mbadele ilkesinin, insan emeinin
ortalama alma sresi gibi bir soyut tmel kavrama indirgenmesi, te48. Adorno ve bakalar, The Positivist Dispute in German Sociology, Londra 1969,
s. 47-48.
49. A.g.y., s. 80.

44 AKIL TUTULMASI

melde zdeleme ilkesine baldr. Mbadele, bu ilkenin toplumsal


modelidir ve bu ilke olmadan da mbadele olmaz; zde olmayan bi
reyler ve faaliyetler ancak mbadele yoluyla birbirleriyle kyaslanabilir
ve zde duruma gelir, ilkenin yaylmas, btn dnyay zde olma
ya, tmel olmaya zorlar. Ama eer bu ilkeyi soyut olarak reddedecek
olursak yani, niteliin indirgenmezliini yceltmek adna, eitliin
ve karlkllk ilkesinin geersizlemesini isteyecek olursak ok
eski bir adaletsizlie geri dnmek iin mazeret hazrlam oluruz sa
dece. Eskiden beri, edeerlerin mbadelesinin balca zellii...
emein artk deerine el konulmasna zemin hazrlamak olmutur.
Ama bir l kategorisi olarak karlatrlabilirlik ylece kaldrlacak
olursa, mbadele ilkesinin iinde yatan kukusuz bir ideoloji olarak,
ama ayn zamanda bir vaat olarak rasyonel e de yerini dpedz
zorbala, dolaysz el koymaya ve gnmzde de tekellerin ve kliklerin
plak ayrcalklarna brakm olur."50 Bu pasaj, ideolojinin gergin
birliini kendinde toplayan ender pasajlardan biridir. Edeerlerin m
badelesi ilkesi bir ideolojidir: eitsizlii gizlemektedir. Toplumsal ola
rak zorunlu bir yanlsamadr: topluma dtan zorlanmam, ekonomik
sreler iinde, bu sreleri kolaylatrmak zere, kendiliinden do
mu ve zihinlerde yer etmitir. Ama bir normatif doruyu, bir gn
gerekten eitlik olabilecei vaadini de tamaktadr. deolojinin soyut
olarak yadsnmas, yani bir baka ideolojiye dayanlarak yadsnmas,
(ideolojinin akn eletirisi) sadece daha geri smr biimlerini me
rulatrmak anlamna gelecektir. Gereklik, Adorno'ya gre, kendi
zdelik ilkesi adna sulanmal, ama bunu yaparken bu ilkeye de tes
lim olunmamal, niteliin nicelie dntrlmesi de kukuyla
karlanmaldr.51
Akl Tutulmas'nda Horkheimer dinin ve bireyci liberal ideolojinin
de ikin eletirisini yapar. "Bireyin Ykseli ve D" balkl
blmde, bireyciliin bir yandan zgr birey vaadini tarihte ilk kez
gndeme getirirken, bir yandan da bireyi daha batan l domaya
mahkm ettiini syler; kapitalizm bireyin grnmesi ve kaybol
masdr. (Yeri gelmiken, Frankfurt Okulu'nun, Stendhal'in "mutluluk
vaadi" kavramna ok ey borlu olduunu da belirtmeli.)
50. Negative Dialectics, s. 146-147.
51. A.g.y., s. 147.

NSZ 45

Bununla birlikte, Frankfurt Okulu, ikin eletiri konusunda da reha


vete kaplmaz. zellikle Adorno, ikin ve akn eletirilerin birbirini
dengelemesi gerektiini syler. Her iki eletirinin de i sorunlar vardr.
"Kltrel Eletiri ve Toplum" balkl bir yazsnda, ikin eletirinin,
kltrel normlar temel alyla, zihnin zerkliini iddia etme ve
kltr biimlerinin tarihten bamsz bir i dinamii olduunu savun
ma hatasna dtn ne srer. Kltr kendi ltleriyle deerlen
dirmek, Adorno'ya gre, tarihin kltr zerinde brakt yara izlerini
grmemek ve kltrn ezenler-ezilenler ayrmna dayandn farketmemek anlamna gelir. Sorumlu bir kltrn hep sulu, hatta depresif bir
e tamas gerektiini bile syler. Mzik, kkeninde yatan o vahi
l, rakibini ldren ilk insann zafer ln hi unutmamaldr.
Buna karlk, akn eletiri de, kltrel biimlerin varolan snrl
bamszln da reddetmekle (1930'dan sonra Lukacs bu konuma ok
yaklamtr), kltrn gerekteki bamlln hazrlayan glerle,
piyasa ekonomisiyle ve devlet aygtlaryla bilinsiz (kimi zaman da
pek bilinli) bir ibirlii iine girmektedir. zellikle II. Dnya Savandan sonra Frankfurtular, btn ideolojik (yanlsama ve yanltma)
niteliine karn kltrn has rnlerinin pratikte gereklememi
olan bir diren esi, bir doruluk an ierdiini vurgulamlardr.
Akn eletiri, Adorno'ya gre, kltrn greli zerkliini yadsmakla,
piyasann, ekonomik karn ve siyasal basknn plak bamlln
teslim olma tehlikesini getirmektedir. Akn eletiri, yekpare, birrnek
btnle ilgilidir ve tikeli eitli dolaymlar ve farkll iinde ince
leme zahmetinden kanmaktadr. Yine de, hibir diyalektik eletirinin
vazgemeyecei o btnlk imgesini (yabanclam ve eylemi de
olsa) koruyan da akn eletiridir ve gelecekteki bir radikal politikann
her trl yabanclamaya kar ihtiya duyaca tek yanl ak szllk
de byle bir eletiriyi gerektirir.52 Ama yabanclam, eylemi bir
dnyay temel alan akn eletiride kar kt barbarla fazlaca
yakndr.
Adorno'ya gre hedef, bu iki tr eletirinin gergin birliini koru
maktr. Ama bu da yeterli deildir: Minima Moralia'da, diyalektii
bekleyen tehlikeye iaret eder: "Ustaca diyalektik olan dnce, diya52. Adorno, Prisms, Londra 1967, s. 31-32.

46 AKIL TUTULMASI

lektik-ncesi evreye geri dner: byk bir huzur iinde, hereyin iki
cephesinin olduunu gsterme abas."53 yle de sylenebilir: hibir
yntem ya da ilke, insan her tekil durumda yeniden dnme ve yeni
den kayglanma ykmllnden kurtarmaz. Aptal olma hakk eli
mizden alnmtr.
ster ikin ister akn, hibir eletirinin kendi bana dnyay dei
tirme gc yoktur. Horkheimer bu kitapta, "bunu varsaymann felse
feyi tarihin idealist yorumuyla kartrmak ve ideal ile gerek arasn
daki, teori ile pratik arasndaki temel fark gzden karmak anlamna
geldiini" syler. Frankfurt metodolojisindeki nc e de teoripratik ilikisidir.
***

Marx, Birinci Enternasyonalin ikinci kongresinde yapt konumada


yle der: "Devrimciler bazen bunalmn mutlak olarak zmsz
olduunu kantlamaya abalyorlar. Bu yanltr. Mutlak olarak umut
suz bir durum diye birey yoktur... Durumun 'mutlak' olarak ksz
olduunu nceden kantlamaya almak bilgiliktir, kavramlarla ve
sloganlarla oynamaktr. Bu ve benzeri sorunlarda sadece pratik bir
'kant' getirilebilir."54
Horkheimer'in doruluk ve teori-pratik ilikisi konularndaki tutu
mu da balangta bundan farkl deildir. Pratik, sadece siyasal deil,
ayn zamanda epistemolojik bir kavramdr: doruluun llmesinde
belirleyici bir rol vardr. Laboratuvar deneylerinin neminden sz et
tikten sonra yle der: "nsan ve toplumla ilgili dncelerin dorulan
mas ve kantlanmasnda, laboratuvar deneyleri ve belge incelemesi
yeterli deildir, inanlarn belirleyici bir rol oynad tarihsel mcade
leler gereklidir. Bugnk toplumsal dzenin esasta uyumlu bir dzen
olduu yolundaki yanl gr, uyumsuzluu ve k hzlandrarak
kendi pratik yalanlanmasnda aktif bir etken olarak rol oynar. Bu
nalmlarn derinletii ve ykmlarn yaklatn syleyen doru teori
ise, kukusuz, hergn tikel durumlar iinde dorul anmaktadr. Ama bu
teorinin ierdii daha iyi bir dnya imgesi, insanlarn bugnk dzen
53. Minima Moralia, s. 247.
54. Marx, Collected Works, c. 3, s. 226-227.

NSZ 47

tarafndan yadsnan yaratc kapasiteleri dncesi, tarihsel mcadeleler


iinde tanmna kavuur, dzeltilir ve dorulanr. yleyse faaliyet bir
ek olarak, dnceden sonra gelen ve onu etkilemeyen birey olarak
grlmemelidir: faaliyet, her noktada teoriye dahildir... Ama dorunun
dzeltilmesini ve yeniden tanmlanmasn stlenmi olan tarih deildir
ki, bilen zne de sadece arkasna yaslansn ve kendi tikel dorusunun
bile btn doru olmadnn bilinci iinde pasif bir gzlemci roln
stlensin. Tersine, dorunun gelimesi, ona sahip olan insanlarn onu
kararl biimde savunmasna, uygulamasna, ona uygun davranmasna
ve onu gerici, dar, tek yanl grlere kar iktidara getirmesine bal
dr. Bilme sreci, yaantlardan renmeyi ve teorik kavray gerektir
dii kadar, gerek tarihsel iradeyi ye eylemi de gerektirir. kincisi ol
madan birincisi ilerleyemez."55
Dahas var. Ayn yazda Horkheimer, "doru teorinin... belli bir top
lumsal snfa tekabl ettiini ve belli gruplarn ufkuna ve karlarna
bal olduunu, ama bu balln, doru teoriyi reddeden ve dorulu
unu saklamak isteyen bakalar iin de ayn lde geerli olduu
gereini deitirmediini" de syler. Bir baka yazda da, "bir teorinin
deeri, sadece doruluun biimsel ltleriyle belirlenemez" der, "bir
teorinin deeri, o belirli tarihsel anda ilerici toplumsal glerin
stlenmi olduu grevlerle olan balantsyla belirlenir. Ama ilk anda
bu deer insanln tm iin deil, sadece bu grevlerle ilgili gruplar
iin aktr."56 Enstitnn ABD'ye tanmasndan sonra yazd bir
yazda da Eletirel Teori'nin grevini tanmlar: "Eer teorisyenin ve
nesnesinin ezilen snfla dinamik bir btnlk oluturduu grlebilir
se, almalarnn sadece somut tarihsel durumun tanmlanmasndan
ibaret olmayp, o durum iinde onu deimeye zorlayan etkenlerden bi
rini oluturduu da anlalabilir: bu onun asl ilevidir."57
Bunlar, Lukacs'n ya da Gramsci'nin teori-pratik ilikisi konusunda
ki grlerinden ok farkl deildir. Hatta Horkheimer, yer yer, bu ki
tapta (ve bu alntlarn yapld yazlarda) iddetle eletirdii pragma
tizme fazla yakn der gibidir. stelik, dncelerinde bir dngsellik
de sezilmektedir: doru teori, doru pratii yrten snfn teorisidir;
55. Horkheimer, "On the Problem of Truth", The Essantial..., s. 420-422.
56. Akt., David Held, a.g.y., s. 192.
57. Horkheimer, Critical Theory, s. 215.

48 AKIL TUTULMASI

doru pratik de doru teoriye, doru grlere sahip olan snfn pra
tii...
Horkheimer, bu dngsellikten, proletaryann snf karlarnn
gerekte evrensel karlar olduunu syleyerek syrlmaya alr. Ama
bu noktada, snfn deil evrensel karlar, kendi mesleki karlarn
bile savunamad bir durum ortaya kabilir ve olduka da uzun
srebilir.
Byle durumlar, "zne ile nesnenin, teori ile pratiin indirgenmez
gerilimi"nin iyice belirginletii anlardr. Marcuse, byle bir anda,
1941 ylnda, ok kesin konuur: "Marx'n doruluk kavram grecilikten ok uzaktr. Sadece tek bir doru ve onu gerekletirebilecek tek bir
pratik vardr... Doruyu gerekletirmenin somut koullar deiebilir,
ama doru ayn kalr ve teori de onun nihai bekisidir. Devrimci pratik
kendi yolundan sapsa bile, teori doruyu koruyacaktr. Pratik doruyu
izler, doru pratii deil."58
Marcuse, Frankfurtular iinde klasik Alman felsefesinin mutlak
akl kavramna en yakn duran kiidir. Horkheimer ve Adorno, teoriyi,
akln yarg gcn, pratie kar bir dengeleyici kutup olarak korur
larken, teorinin de eksikliini, hatta imknszln vurgulamaktan da
geri kalmazlar. Bu noktada, Horkheimer'in son aresi, Marcuse'ninkiyle ayn yllarda yazlm Akl Tutulmas'nda sk sk yapt gibi,
kederli bir iyimserlie bavurmaktr: "nsanlar gerekte olduklarndan
daha iyidirler".
Horkheimer, "iyimser dneminin" son nemli yazsnda, "Gelenek
sel ve Eletirel Teoriler"de (1937), kutuplar arasnda almaya balayan
uurumla ilk kez yzleir: "Eletirel dnce ne soyutlanm bireyin
ne de bir bireyler toplamnn ilevidir. Bu dncenin znesi, baka bi
reylerle ve gruplarla iliki iinde olan, belli bir snfla atma iinde
olan ve toplumsal btnle ve doayla bunlarn sonucu olan bir
ilikiler a iinde yer alan belirli bir bireydir... stelik, dnen zne,
bilgi ile nesnenin bir araya geldii yer deildir; bu yzden, mutlak bil
giye varmak iin bir kalk noktas da deildir. Byle bir yanlsama
tam anlamyla ideolojidir, nk burjuva bireyinin snrl zgrln
eksiksiz zgrlk ve zerklik olarak almaktadr. Oysa, saydam olma
yan, kendinin bilincinde olmayan bir toplumda, ister sadece bir
58. Marcuse, Reason and Revolution, s. 321-322.

NSZ 49

dnr olarak aktif olsun isterse baka biimlerde, benlik (ego) de


kendinden emin deildir. nsan zerine dnrken, zne ile nesne
paralanr; birlikleri gelecektedir, bugnde deil... Eletirel Teori'nin
tarihsel analizden elde ettii gr alar zellikle de tm toplu
luun ihtiyalarna cevap verecek bir aklc toplumsal dzen dn
cesi insan emeine ikindir ama bireyler tarafndan ya da saduyu ta
rafndan yeterince kavranamamaktadr. Bu eilimlerin kavranmas ve
ifade edilmesi iin belli bir kar da gereklidir. Marx ve Engels'e gre,
byle bir kar ve ilgi proletaryada zorunlu olarak vardr. Modern top
lumdaki durumundan tr, proletarya, doayla mcadelesinde insana
gittike daha gl silahlar kazandran emekle, ad bir toplumsal
dzenin srekli olarak yenilenmesi arasndaki ilikiyi kendi deneyle
riyle yaamaktadr... Ama eklenmeli ki, bu toplumda, proletaryann
durumu bile, doru bilginin garantisi deildir. Proletarya, kendi haya
tnda gittike artan sefalet ve adaletsizlik biiminde, bu anlamszln
gerekten farkna varm olabilir. Ama proletaryaya yukardan dayatlan
toplumsal yapnn farkllamas ve kiisel karlarla snf karlar
arasnda ancak ok zel anlarda alabilen eliki, bu bilincin bir top
lumsal g haline gelmesini engellemektedir. Proletaryaya bile dnya
gerekte olduundan ok farkl grnebilir. Proletaryann kendi gerek
karlaryla bir btn olarak toplumun karlar arasnda aslnda bir
kartln bulunmadn kavrayabilen ve kendi eylem ilkelerini kit
lelerin duygu ve dncelerinden treten bir bak as bile, statkoya
klece bir bamllk iine debilir. Aydn, proletaryann yaratc
gcne vgler dzmek ve kendini ona uyarlamakla yetiniyor. Teorik
abadan byle bir kan ve kitlelerle geici bir atmann (aktif teo
rik dnce bunu gerektirebilir) sadece kitleleri daha krletirdiini ve
gszletirdiini grmyor. Oysa onun dncesi de kitlelerin geli
mesinde eletirel, ilerletici bir etken olmalyd."59
Bu uzun alntda Horkheimerin Lukacs'taki "atfedilen nesnel snf
bilinci kavramna yaklat dnlebilir. Yanl olur. Buradaki anah
tar kavram, toplumun "saydam olmay" (insan bilinci karsndaki
kapall, dnce geirmezlii) ve toplumsal yapnn "farkllamas",
karmakldr. Proletaryann gruplara ve bireylere blnmesine yol
aan ve bir "kolektif zne"nin olumasn nleyen bu karmaklk,
59. Critical Theory, s. 211-214.

50 AKIL TUTULMASI

pratikle teorinin gittike birbirinden uzaklamas demektir. Oysa Lukacs'n kavram zneyle-nesnenin zdelii (znenin nesneyi tam ola
rak bilmesi, kavramas) anlamna gelir.
Horkheimer, akln eski grevinden istifasn nermez, tam tersine:
bugnk gereklik negatiflii koruduu lde, daha pozitif, daha in
sanca bir gelecek dncesi de canlln koruyacaktr. Ama bu dn
ceyle gereklemesi arasndaki gedii kapamak, varolan koullarda
mmkn grnmemektedir.
Sava baladktan sonra, Enstit bir duraklama dnemi geirir.
Horkheimer'in bu ksa dnemden sonra, Benjaminin ansna hazrlanan
derlemeye (1942) gnderdii "Otoriter Devlet" adl yaz, btn
almalar iinde ender grlen bir devrimci gerilim ann temsil eder.
Yaznn balam, gerek Dou'da gerekse Bat'da tm dzenlerin otoriter
bir devlet kapitalizmine getiini ne sren Pollock'un balatt
tartmadr. Pollock (ve baka bakmlardan ona kar olan Neumann ve
Kirchheimer), bu koullarda tek somut seenein, henz oulcu siya
sal kabuu atmam olan lkelerde demokratik reform olduunu ne
srer. Horkheimer: "Hibir ekonomik ya da hukuki nlem deil, ancak
ynetilenlerin kendi iradeleri demokratiklemeye yol aabilir... Bunun
baarl olup olmayacan kestirmek mmkn deildir, bu yzden ke
sin bir pratik plan da oluturulamaz. Tarihte geri alnamayacak eyler
sadece ktlklerdir: gerekletirilmemi imknlar, karlm frsatlar,
hukuksal ya da hukuk d cinayetler ve iktidardakilerin insanla
yapt ktlkler. Bunlar telafi edilemez. Ama br, br alternatif
her zaman bir tehlikedir... Otoriter devletin btn biimleri baskc
dr... Bunalmlarn szm ona kaybolmasna karn, uyum da yoktur.
Artk-deer kr biiminde emilmese bile, hl odak noktasdr... Faist
ynetimde herkes dnde Hitleri ldrdn gryor ve sonra da
Faist yrylere katlyor. Eer insanlar bir kez artk yrmemeye
karar verecek olurlarsa, dlerinin gerek olduunu grecekler. u ok
laf edilen kitlelerin siyasal haml, parti brokratlarnn arkasna
snd bu mazeret, gerekte nderlie kar duyulan kukudan baka
birey deildir. Kitleler onlar zaman zaman dar arp sonra da ev
lerine geri gnderen stelik zaferden sonra bile bunu yapan-
kiilerden bekleyecek bireyleri olmadm renmilerdir. Fransz
Devrimi srasnda, kitlelerin Robespierrein mi yoksa Barras'n m ikti-

NSZ 51

darda olduu sorusuna kaytszlamalar be yl almt... Siyasal irade


nin toplumu deitirerek kendi hayatlarn deitirdiini yaayarak
grrlerse, kitlelerin ataleti de kaybolur. Bu tr atalet, kapitalizmin
btn evrelerindeki zelliidir.... Alttaki milyonlar, kapitalizmin
eitli evrelerinin ayn sisteme dahil olduunu yaayarak renirler.
Otoriter ya da liberal, toplum onlar iin alk, polis kontrol ve askere
yazlma anlamna gelmektedir... Aslnda onlara hl umut veren
olaslk da btnsel devletiliktir (SSCB'nin plan ekonomisi-.n.),
nk daha iyi bireyler olduunu dndrmektedir onlara ve umut da
ataleti sarsan bir etkendir. Bir geisel devrimci diktatrlk kavramyla
kastedilen, retim aralarnn u ya da bu yeni sekinlerin tekeline
gemesi deildi, kesinlikle. Byle tehlikelere halkn kendi enerjisi ve
uyanklyla kar konulabilir... Yeni topluma yolunu gsterecek
olan teorik kavram ii konseyleri sistemi praksisten doar. Kon
sey sisteminin kkleri 1871'e, 1905'e ve baka olaylara gider. Devrim
ci dnmn bir gelenei vardr, bu devam etmelidir... Diyalektik,
gelimeyle zde deildir. Toplumsal devrim kavram, iki eliik n
kendi iinde birletirir: devlet kontrolne gei ve ondan kurtulu.
Devrim, kitlelerin kendiliinden eylemi olmasa da zaten gerekleecek
olan gerekletirir: retim aralarnn toplumsallamas ve retimin
planl ynetimi... Ama ayn zamanda, direnme olmadan, srekli olarak
zgrl glendirme abalan olmadan gerekleemeyecek olan da
gerekletirir: smrnn sonu. Byle bir sonu, ilerlemenin hzland
rlmas deil, ilerleme boyutunun dna niteliksel bir sraytr. Ras
yonel olan hibir zaman tam olarak hesaplanamaz: tarihsel diyalektikte
hep snfl toplumdan kopu olarak dnlmtr... nsanca bir dnya
dzenini dnen kimse, nihai bir yarg organna, varolan ya da gele
cekteki bir gce danamaz. ktidar bir kez ele geirdikten sonra onun
la ne 'yapabileceimiz' sorusu, kitle partisinin brokratlar iin bir za
manlar ok anlaml olan bu soru, iktidar sahiplerine kar mcadelede
anlamn yitirir. Bu soru, yok olmas gereken eyin sreceini varsay
maktadr: bakalarnn emei zerinde tasarruf yetkisi... Snfsz bir de
mokraside planlar zorla ya da rutin sonucunda kabul ettirilemez, zgr
anlamayla belirlenmelidir... Bir zamanlar topyann eletirilmesi,
onun iindeki zgrlk dncesinin gereklemesine hizmet ediyordu.
Bugn topyacla amur atlyor nk kimse onun gereklemesini

52 AKIL TUTULMASI

istemiyor... Otoriter devletin dmanlarnn bile zgrl tasarlayamamas, iletiimin yok olduunu gsterir. nsann iinde kendi arzu
larn bulamad, tutkularn davuramad bir dil, yabanc bir dil
dir... Eer liberalizme geri dn yoksa, deniliyor bugn, doru faali
yet olarak geriye kalan, devlet kapitalizminin geniletilmesi ve daha
ileri biimlere ulatrlmasdr. lerlemenin avantajlarn ve baarnn
gvenliini sunacaktr bu... Buna gre, proletarya kendi devrimini
yapmad srece, onun ve teorisyenlerinin nnde, Dnya Ruhu'nun
izdii seyri izlemekten baka yol yoktur. Byle dnceler, ki hi az
da deildir, karlatmz dncelerin ne en aptalcasdr ne de en
onursuzu. u kadarn kesin olarak biliyoruz: eski serbest teebbse
geri dnlmesiyle birlikte btn bu vahet yeni bir ynetim altnda
yeniden balayacaktr."60
Sonra Horkheimer, "nsanlar gerekte yaptklarndan, dndkle
rinden ve hissettiklerinden daha iyidirler" noktasna dnen Akl Tutulmas'nda. Belki de en dorusu budur. Yukardaki pasajn heyecann
srdrmek de Adorno'ya kalr. Ama artk devrimci dnm perspektifi
ufkun dnda kalan, kendisi deil nesneler zerindeki donuk yanss
grlen yitik bir k olmutur. Adorno, Anton Webernin Beethoven
ve Mahler'e yaptn "Otoriter Devlet"e yapar: deien koullarda eski
gerilimi koruyabilmek, saklayabilmek iin iyice ksaltr onu: Webern'in 1,5 dakikalk senfonileri gibi, gemiin hem artk varolmad
n hem de orada durduunu hissettiren ksack pasajlara, tek cmlelere
indirir. Ama bu bir odada yaplabilir ancak: bu arada darda olup biten
baz eyleri de grmemi olabilir.
Ne ok grlt ettik. Bir dncenin sonu kadar bir balangc ve
gelimesi de olduunu ve her zaman farkl sonlara varlabileceini
gstermeye niyetlenmitik. Zorunlu muydu? Kitap duruyor. Sessiz bir
yer, imdi.
ORHAN KOAK

60. Horkheimer, "The Authoritarian State", The Essantial... s. 102-117.

ARALAR VE AMALAR

Sradan insandan akl teriminin anlamn aklamasn isteyin: he


men her zaman bir duraksamayla, skntl bir aresizlikle karlars
nz. Bunu, szlerle anlatlamayacak kadar derin bir seziin ya da etrefil
bir dncenin belirtisi saymak yanl olur. Bu tepkiyi gsteren insan,
aslnda uzun uzadya dnlecek birey olmadna, akl kavramnn
zaten kendi kendini akladna ve sorunun da gereksiz olduuna inan
maktadr. Gene de ak bir cevap vermesi iin sktrldnda, akla
uygun eylerin yararl eyler olduunu ve her akla uygun insann da
kendisine neyin yararl olduunu bilmesi gerektiini syleyecektir.
Evet, yasalar, adetler ve gelenekler kadar, her durumun kendine zg
koullar da dikkate alnmaldr elbet. Ama akla uygun davranlar
sonuta mmkn klan kuvvet, zgl ierik ne olursa olsun, snflan
drma, karsama ve tmdengelme yeteneidir: dnme aygtnn so
yut ileyii. Bu tr akla, znel akl ad verilebilir; esas olarak, aralar
ve amalarla ilgilidir; az ok batan kabul edilmi amalara ulamak
iin seilen aralarn yeterli olup olmad zerinde durur. Amalarn
kendilerinin de akla uygun olup olmad sorusunu bir yana brakm
tr. Amalarla ilgilenecek olduunda da, daha batan, bunlarn da znel
anlamda akla uygun olduunu, yani znenin varln (bu, bireyin
varl da olabilir, bireyin hayatnn bal olduu topluluun varl
da) srdrmesine hizmet ettiklerini kabul eder. Bir hedefin herhangi bir
znel kazan ya da kardan bamsz olarak, kendi bana tadn
sezdiimiz erdemleriyle akla uygun olabilecei dncesi, znel akla
tmyle yabancdr; en yakn faydac deerlerin tesine geip, kendini
toplumsal dzenin btnyle ilgili dncelere adadnda bile byledir
bu.
Bu akl tanm ne kadar masum ya da yzeysel grnrse grnsn,
Bat dncesinde son yzyllarda meydana gelen derin bir deimenin

56 AKIL TUTULMASI

belirtisidir. nk uzun bir sre boyunca, akl konusunda, bunun tam


kart olan bir gr geerliydi. Bu gr, akl yalnz bireyin zihninde
deil, nesnel dnyada da, yani insanlararas ve snflararas ilikilerde,
toplumsal kurumlarda, doada ve doann grnlerinde de varolan bir
kuvvet olarak gryordu. Platon'un ve Aristoteles'in felsefeleri, sko
lastik dnce ve Alman idealizmi gibi byk felsefi sistemler, nesnel
bir akl teorisi zerine kurulmutu. Bu gr, insan ve amalar da
iinde olmak zere btn varlklar kapsayan bir sistem ya da bir hiye
rari oluturmay amalyordu. Bir insann hayatnn akla uygunluk
derecesini belirleyen, bu btnlkle arasndaki uyumdu. Bireysel d
nce ve davranlarn lt, sadece insan ve amalan deil, bu bt
nn nesnel yaps olacakt. Bu akl kavram, znel akl darda brak
myor, ama onu evrensel bir rasyonelliin ksmi, snrl bir ifadesi ola
rak gryordu. Hereyin lt, bu evrensel rasyonellikten karlma
lyd. Arlk aralarda deil, amalardayd. Bu dnce geleneinin
balca amac, felsefeye gre "akla uygun" olann nesnel yapsn, zkar ve varl koruma amalar da iinde olmak zere insan varolu
uyla uzlatrmakt. rnein Platon, Devlet adl yaptnda, nesnel akla
gre yaayan insann ayn zamanda baarl ve mutlu bir hayat srece
ini de kantlamaya alr. Nesnel akl kuramnn odak noktas, dav
ranlarla amalarn birbirine uydurulmas deil, bugn bize olduka
mitolojik grnebilecek baz kavramlardr: szgelimi, en byk iyilik,
insann kaderi ve en yksek amalarn gerekleme biimi gibi
dnceler.
Akln gerekliin yapsnda bulunan bir ilke olduunu ne sren bu
teoriyle, akln sadece insan zihnindeki znel bir yeti olduunu belirten
doktrin arasnda ok temel bir farkllk vardr. kinci doktrine gre, an
cak znede gerek anlamda akl bulunabilir: bir kurumun ya da bir
baka gerekliin akla uygun olduunu sylediimizde, genellikle an
latmak istediimiz, insanlarn onu akla uygun olarak dzenledii ve
kendi mantksal, hesaplayc yetilerini ona uygulam olduklardr.
znel akln, eninde sonunda, olaslklar hesaplama ve bylece belli
bir amaca uygun aralar bulma yetenei olduu grlr. Bu tanm,
birok nl filozofun, zellikle de John Locke'la balayan ngiliz fel
sefesinin ortaya koyduu dncelere uygun grnmektedir. Kukusuz,
Locke, ayn kategoriye girebilecek baka zihinsel ilevleri, rnein an

ARALAR VE AMALAR 57

lama ve teorik dnme yetilerini de unutmamtr. Ama bu ilevlerin


de aralarla amalarn denkletirilmesine hizmet ettii bellidir; bilimin
toplumsal grevi ve bir bakma, teorinin toplumsal retim srecindeki
varlk nedeni de bu denkletirmede yatmaktadr.
znelci gr asndan, "akl", bir eylemi deil de bir nesneyi ya
da bir dnceyi anlatmak iin kullanldnda, sz konusu olan bu
nesnenin ya da kavramn kendisi deil, sadece belli bir amala ban
tsdr. Anlatlmak istenen, bu nesnenin ya da dncenin baka bir
ey iin iyi olduudur. Kendi bana akla uygun olan bir ama yoktur
ve akl asndan bir amacn brne olan stnln tartmak an
lamszdr. znel yaklam asndan, byle bir tartma, ancak her iki
amacn da daha yksek bir nc amaca hizmet etmesi, yani ama
deil ara olmalar halinde mmkndr.1
Bu iki akl kavram arasndaki iliki sadece bir kartlk ilikisi
deildir. Tarihsel olarak, akln hem znel hem de nesnel ynleri
bandan beri varolmutur ve birincinin kinciye egemen oluu uzun
bir srecin sonunda gereklemitir. Logos ya da ratio terimlerinde
tad asl anlamyla akl, her zaman zneyle, onun dnme yeti
siyle bantlyd. Akl adlandrmak iin kullanlan btn terimler
znel ifadelerdi; rnekse, Yunanca'daki akl terimi, "konumak" an
lamna gelen ve bu anlamda znel bir yetiyi, konuma yetisini ad
landrmak iin kullanlan szckten tremiti. Hurafeleri rten
eletirel g, dnme yetiiydi; znel bir yeti. Ama akl mitolojiyi
sahte nesnellik, yani znel bir yarat olarak reddederken, yeterli oldu
unu kabul ettii baz kavramlar kullanmak zorundayd. Bylece her
1. Akln bu tanmyla nesnelci anlay arasndaki fark, bir lde, Max Weber oku
lundaki ilevsel ve tzsel rasyonellikler arasndaki fark andrmaktadr. Ne var
ki, Max Weber znelci akma ylesine bal kalmtr ki, herhangi bir rasyonel
lik kavramn, hatta bir amacn brnden ayrt edilmesini salayacak bir
"tzsel' rasyonellii bile dnce ufkunun dnda brakmtr. Eer drtlerimiz,
niyetlerimiz ve sonunda da kararlarmz nsel olarak akldysa, tzsel akl da
sadece bir denkletirme arac haline gelir ve dolaysyla znde "ilevselleir".
Weber ve izleyicilerinin, bilginin brokratiklemesi ve tekellemesiyle ilgili
gzlemleri, nesnel akldan znel akla geiin toplumsal boyutunu nemli lde
aydnlatmsa da (bkz. Karl Mannheim, Man and Society, Londra 1940), Max
Weber'in felsefesinde rasyonel bilgi ve eylem imknlar konusundaki
ktmserlik (bkz. "Wissenschaft als Beruf', Gesammelte Aufsaetze zur Wissens
chaftslehre, Tbingen 1922), felsefe ve bilimin, insann amacn tanmlama
abasna srt evirmesinin balangcdr.

58 AKIL TUTULMASI

zaman kendisine zg bir nesnellik gelitiriyordu. Yldz mitolojisin


den domu olan Pitagoras'n saylar kuram, Platonizm'de, dncenin
en yksek ieriini mutlak bir nesnellik olarak tanmlayan idealar ku
ramna dnmt; dncenin nihai ierii olan bu mutlak nesnel
idealar, dnme yetisiyle ilgili olmakla birlikte, onun tesinde yer
alyorlard. Akln bugnk bunalmnn temelinde, dncenin belli
bir noktadan sonra byle bir nesnellii ya hi kavrayamamas ya da bir
sanr olarak reddetmesi yatmaktadr. Bu sre giderek btn rasyonel
kavramlara yaylm, sonunda hibir gereklik kendi bana akla uygun
olarak grlemez olmutur; ierikleri boalan btn temel kavramlar
biimsel kabuklara dnmtr. Akl znelleirken, biimsellemektedir de.2
Akln biimsellemesinin hemen grlemeyen teorik ve pratik bo
yutlar vardr. znelci gr geerli olunca, dnce de herhangi bir
amacn kendi iinde deerli olup olmadn belirleyemez olur. lk
lerin benimsenebilirlii, eylem ve inanlarmzn ltleri, ahlak ve
siyasetin temel ilkeleri ve btn nemli kararlarmz, akln dndaki
etmenlere bal duruma gelir. Bunlarn eilimlerin, mizalarn sonucu
olduu kabul edilir; pratik, ahlaki ya da estetik kararlarda doruluktan
sz etmek anlamszlar. znelciler arasndaki en nesnelci dnrler
den biri olan Russella gre "olgusal bir yargnn doru' olma gibi bir
zellii bulunabilir; byle bir yargnn doru olup olmamas, insan
larn onunla ilgili dncelerine bal deildir, ama bir ahlaksal
yargda doruluk ile karlatrlabilecek zelliin bulunup bulunma
mas diye bir sorun olamaz. Kabul edilmeli ki, bu durum, ahlak, bi
limden ok farkl bir kategoriye sokmaktadr".3 Ama Russell byle bir
teorinin karaca glklerin de farkndadr. " tutarll olmayan
bir sistemin tad yanllar, tutarl bir sistemin yanllarndan daha
az olabilir."4 "En temel ahlaksal deerlerin znel olduunu"5 ne sren
felsefesine karn, insan eylemlerinin nesnel ahlaki nitelikleriyle bizim
bunlar alglaymz arasnda bir ayrm yapar gibidir: "Korkun olan
2. znelleme ve biimselleme terimleri, birok ynden farkl anlamlar tasalar
da, bu kitap boyunca hemen hemen ayn anlamda kullanlacaktr.
3. "Reply to Criticisms", The Philosophy of Berlrand Russell, Chicago 1944, s.
723.
4. A.g.y., s. 720.
5. A.g.y.

ARALAR VE AMALAR 59

korkun olarak greceim." Tutarsz olma cesareti vardr Russell'da,


kendi anti-diyalektik mantnn baz ynlerinden uzaklaabilmekte ve
bylece ayn zamanda hem bir filozof hem de bir hmanist olarak kala
bilmektedir. Eer kendi bilimci teorisine tam bal kalsayd, korkun
eylemler ve insanlk d durumlar diye birey olmadn ve grd
ktlklerin birer yanlsama olduunu kabullenmek durumunda kalrd.
Bu trden teorilere gre, dnce, iyi ya da kt herhangi bir ey
leme hizmet edebilir. Toplumdaki btn eylemler iin bir aratr o,
ama toplumsal ve bireysel yaamn dzenini kendisi belirlemeye kalk
mamaldr: bu, baka gler tarafndan belirlenecektir. Gerek bilimsel
gerekse gnlk kullanmda, akl genel olarak zihnin egdm yetisi
olarak grlmektedir; bu yeti, sistemli olarak kullanlarak ve nndeki
engeller, rnein bilinli ya da bilinsiz duygular kaldrlarak gelitiri
lebilir ve etkinlii artrlabilir. Toplumsal gereklii yneten g
hibir zaman gerek anlamyla akl deildi; ama bugn akln her trl
zgl eilim ya da tercihten arndrlmas, artk onun insan eylemleri
ve hayat tarzlar hakknda bir yargda bulunma grevine bile srt
evirdii bir noktaya ulamtr. Akl, bu grevini, dnyamz fiilen
teslim alma benzeyen atan karlara devretmitir.
Akln bu ikincil konuma itiliiyle, burjuva uygarlnn ncleri
nin, ykselen orta snfn ruhsal ve siyasal temsilcilerinin dnceleri
arasnda belirgin bir kartlk vardr. Onlar insan davranlarnda akla
ok nemli bir yer veriyorlard, belki de en nemli yeri. Basiretli bir
yasa koyucu, onlara gre, akla uygun yasalar karand; i ve d poli
tikalar akla uygunluk dereceleriyle deerlendiriliyordu. Akln btn ter
cihlerimizi ve baka insanlarla ve doayla ilikilerimizi dzenledii
dnlyordu. Bir varlk olarak grlyordu akl, her insanda yaayan
bir ruhsal g olarak. Bu g, en yksek hakemdi, hatta daha fazlas:
hayatmz adayacamz dncelerin ve nesnelerin ardndaki yaratc
g.
Bugn, bir trafik mahkemesine arldmzda, yarg size arabay
akllca kullanp kullanmadnz sorar. Aslnda bunun anlam udur:
Kendinizin ve bakalarnn hayatn ve mlkn korumak ve yasaya
uymak iin elinizden gelen hereyi yaptnz m? Yarg, bu deerlere
sayg gsterilmesi gerektiini varsaymaktadr. renmek istedii nok
ta sadece davrannzn bu genel olarak benimsenmi standartlar

60 AKIL TUTULMASI

asndan yeterli olup olmaddr. ou zaman, akll olmak inat ol


mamak anlamna gelir; bu da varolan gereklie uymak demektir.
Uyum ilkesi batan kabullenilmitir. Akl kavram doduunda, ama
larla aralar arasndaki ilikinin dzenlenmesinin tesinde bir ey bek
leniyordu ondan; amalar anlamak, hatta belirlemek iin bir yntem
olarak grlyordu. Sokrates, topluluunun ve lkesinin en kutsal, en
kkl dncelerini daimon'un* eletirisinden, ya da Platon'un dedii
gibi, diyalektik dncenin eletirisinden geirdii iin ld. Bunu ya
parken, hem ideolojik tutuculua hem de ilericilik maskesi ardnda giz
lenen ama gerekte kiisel ve mesleki karlara baml olan grecilie
kar savayordu. Baka bir deyile, teki Sofistler tarafndan ne
srlen znel, biimsel akla kar savayordu. Yunan'n kutsal ge
leneini, Atina'nn hayat tarzn sarsm ve bylece ok farkl bireysel
ve toplumsal hayat biimlerine zemin hazrlamt. Evrensel kavray
anlamnda akln, inanlar belirlemesi, insanla insan ve doayla insan
arasndaki ilikileri dzenlemesi gerektiini dnyordu.
Sokrates'in doktrini, iyinin ve ktnn son yargc olarak zne kav
ramnn felsefi kayna olarak grlebilir belki, ama yine de o, akldan
ve akln yarglarndan gereklii olmayan isimler ve uzlamlar (kon
vansiyonlar) olarak deil, nesnelerin gerek doasn yanstan ilkeler
olarak sz etmiti. retisi ne kadar negativist olursa olsun, yine de
mutlak doru dncesini ieriyordu ve nesnel kavray olarak, ner
deyse tanrsal bir aklama olarak ne srlyordu. Sokrates'in daimon'u belki teki tanrlardan daha ruhsal bir tanryd, ama daha az
gerek deildi. Daimon ad, yaayan bir gc belirtiyordu. Platon'un
felsefesinde, Sokrates'teki sezgi (grleme) gc ya da vicdan, bireysel
znenin iindeki bu yeni tanr, Yunan mitolojisindeki rakiplerini taht
tan indirmi, en azndan dnme uratmtr. Tanrlar, idealara
dnmtr artk. Ama bu idealarn, znelci idealizme uygun olarak
znenin kendi rnleri olmas, znenin duyumlarna benzer rnler ya
da ierikler olmalar sz konusu deildir. Tam tersine, eski tanrlarn
baz imtiyazlarna hl sahiptir idealar: insanlardan daha yksek ve
daha soylu bir dzlemde dururlar, birer modeldirler, lmszdrler.
Ayn zamanda, daimon da ruha dnmtr ve ruh da idealar alglaya*

Eski Yunan dncesinde,


tanrsal etkinlikleri olan g.

mitolojinin

kiilemi

tanrlarnn

dnda

kalan,

ARALAR VE AMALAR 61

bilen gzdr. Dorunun grlmesi olarak ortaya koyar kendini, birey


sel znenin eylerin ebedi dzeni alglayabilme ve bylece zamana
bal dzende de izlenecek doru izgiyi grebilme yetenei olarak so
mutlar.
yleyse nesnel akl terimi, bir yandan, gerekliin iinde varolan
bir yapya iaret eder; bu yap, her zgl durumda bizi teorik ya da pra
tik dzeyde belirli bir davranta bulunmaya arr. Diyalektik dn
me abasna girebilen, ya da ayn anlamda, eros yetisine sahip olan
herkes bu yapy kefedebilir. te yandan, nesnel akl terimi, bu
abann kendisini ve bu trden bir yapy yanstma yeteneini de belir
tebilir. Baz durumlar vardr, znenin karlarndan olduka bamsz
olarak, srf kendi zelliklerinden tr, onu, zneyi, belirli bir eylem
de bulunmaya arrlar; herkes karlamtr byle durumlarla: boul
mak zere olan bir ocuk ya da bir hayvan, a kalm bir insan toplu
luu, hasta bir kii, vb. Bu durumlarn her biri, kendine zg bir dille
konumaktadr sanki. Ama bunlar gerekliin sadece belirli dilimleri
olduu iin, hepsinin grmezden gelinmesi de gerekebilir: nk daha
kapsayc, daha genel durumlar vardr ve bunlar da kiisel karlardan
ayn lde bamsz olarak baka baz eylemleri gerektirmektedir.
Nesnel akla dayal felsefi sistemler, hereyi kapsayan ya da temelde
yatan bir varlk yapsnn bulunabilecei ve buradan bir insan hedefi
kavramnn karlabilecei inancn ieriyordu. Bu sistemlere gre,
gerek bilim, bu tr dnce ya da speklasyonlarn uygulamaya
geiriliiydi. Bilgimizin nesnel temelini dzensiz bir veriler kar
gaasna indirgeyen ve bilimsel almalarmz da sadece bu verilerin
dzenlenmesi, snflandrlmas ya da hesap ilemlerinden geirilmesi
olarak tanmlayan her tr epistemolojiye karydlar. znel akla gre
bilimin balca ilevini oluturan bu trden ilemler, klasik nesnel
akl sistemlerine gre, speklasyonun yannda ikincil konumdadrlar.
Nesnel akl, geleneksel dinin yerine yntemsel felsefi dnce ve kav
ray geirmeye ve bylece bal bana bir gelenek kayna olmaya
ynelir. Mitolojiye kar giritii saldr belki znel aklnkinden de
ciddidir: znel akl, btn soyutluk ve biimselliiyle, biri bilim ve
felsefeye teki kurumsal mitolojiye zg olan iki ayr parantez
amakta ve bylece her ikisini de tanmakta, bu yzden de dine kar
giriilmi mcadeleden kamaktadr. Nesnel akl felsefesi iin byle

62 AKIL TUTULMASI

bir k yolu yoktur. Nesnel doru kavramna bal olduu iin, bu


felsefe, yerleik dinin ierii karsnda olumlu ya da olumsuz bir tu
tum almak zorundadr. Bu yzden, toplumsal inanlarn nesnel akl
asndan eletirisi, znel akln eletirisinden ok daha iddialdr ba
zen daha dolayl ve daha az saldrgan olsa da.
Yeni ada akl kendi nesnel ieriini yok etme eilimi iine gir
mitir. Evet, 16. yzylda Fransa'da en stn g olarak akl tarafndan
ynetilen bir hayat anlay yeniden ileri srlmt. Montaigne bunu
bireysel hayata, Bodin uluslarn hayatna uygulam, De l'Hpital de
siyasette uygulamt. Yazlarndaki baz kukucu blmlere karn,
bu dnrlerin almalar, dinin yerine en yksek zihinsel otorite ola
rak akln geirilmesine katkda bulunmutu. Ancak o tarihte akl yeni
bir yananlam daha kazand, en gelimi anlatmn Fransz edebi
yatnda bulan ve gnlk dilde bugn de bir lde srp giden bir ya
nanlam: akl, uzlamac bir tutum anlamnda da kullanlmaya baland.
Ortaa kilisesinin gcn yitirmesiyle birlikte kart siyasal eilim
lerin atma alan haline gelmi olan dinsel farkllklar ok ciddiye
alnmaz oldu; hibir inan ya da ideoloji, lm pahasna savunulacak
kadar deerli grnmyordu artk. Bu akl kavram kukusuz dinsel
doru kavramndan daha insancayd, ama ayn zamanda daha zayf, ege
men karlarca daha kolay ekip evrilebilen, varolan gereklie daha
kolay uyarlanabilen bir kavramd ve bu yzden de daha bandan beri
"akld" olana teslim olma tehlikesine akt.
Akl artk dinsel doktrin iindeki tartmalarn kendi bana anlam
olmadn ileri sren ve bunlara eitli siyasal hiziplerin sloganlar ya
da propaganda malzemesi olarak bakan bilginlerin, devlet adamlarnn
ve hmanistlerin gr asnn adyd. Hmanistlere gre, belli siya
sal snrlar iinde ve ayn hkmet altnda yaayan ama farkl dinlere
bal insanlar arasnda temelde bir ayrlk yoktu. Bu hkmetin sadece
laik grevleri vard. Amac, Luther'in dnd gibi, insanlarn had
dini bildirmek, onlar disiplin altna almak deil, ticaret ve sanayi iin
elverili koullar yaratmak, yasa ve dzeni yerletirmek, yurttalara
ierde huzur, darda gvenlik salamakt. Bireye ilikin olarak akl
siyasette hkmran devletin oynad roln aynsn oynuyordu: insan
larn refah iin urayor, yobazla ve i savaa kar kyordu.
Akln dinden ayrlmas, sonradan Aydnlanma felsefesinde daha iyi

ARALAR VE AMALAR 63

grlecei gibi, akln nesnel yannn zayflamasnda ve biimsellemesinde yeni ve daha ileri bir adm oldu. Yine de 17. yzylda akln nes
nel yan hl basknd, nk rasyonalist felsefenin asl abas, hi
deilse toplumun ayrcalkl kesimi iin, daha nce dine ait olan zihin
sel ilevi yerine getirecek bir insan ve doa doktrini oluturmakt.
Rnesans'tan beri insanlar, en yksek hedef ve deerlerinin bir ruhsal
otorite tarafndan belirlenmesine kar karak, teoloji kadar kapsaml
olacak bir doktrini tmyle kendileri yaratmak iin almlard. Fel
sefe, nesnelerin gerek doasn ve doru yaama yolunu yanstan
akln ieriini ortaya karmak, aklamak ve gelitirmek demekti.
rnekse Spinoza, gerekliin zn, basz ve sonsuz evrenin uyumlu
yapsn bize aan bir kavrayn, zorunlu olarak bir evren sevgisini
uyandracan dnyordu. Ona gre, ahlaki davran tmyle byle
bir doa bilgisinin sonucuydu tpk bir insana olan ballmzn,
onun bykln ya da dehasn bilmemizin sonucu olmas gibi.
Spinoza'ya gre, gereklik hakkndaki bilgimiz yeterince derinletikten
sonra, Logos'tan baka birey olmayan bu evrene duyduumuz akn
dndaki btn korkular ve kk tutkular da silinip gidecekti.
Gemiin baka byk rasyonalist sistemleri de akln kendini nes
nelerin doasnda grp tanyacan ve doru insan davranlarnn
byle bir kavraytan doduunu vurgularlar. Bu doru davran her bi
rey iin ayn deildir, nk her birinin durumu benzersizdir. Corafi
ve tarihsel farklar vardr, ya, cinsiyet, beceri, toplumsal konum fark
lar. Yine de, bu kavray evrenseldir; nk doru davranla olan
mantksal bants, zek sahibi olan her birey iin teorik olarak
apaktr. Akl felsefesine gre, kleletirilmi bir halkn aclarnn
kavran, gen bir adam bu halkn kurtuluu iin savamaya ynel
tebilir ama babasna da evinde kalp topran ileme hakkn verir.
Sonularndaki bu farkllklara karn, sz konusu kavrayn mantk
sal niteliinin genel olarak tm insanlar tarafndan anlalabildii ka
bul edilmektedir.
Rasyonalist felsefe sistemlerine balanan insanlarn says dine inananlarnki kadar byk olmasa da, gerekliin anlamn ve kanlmaz
ln saptama ve herkes iin balayc dorular ortaya koyma abas
olarak bu felsefeler de olduka geni bir yanda kesimi toplamt.
Rasyonalizmin kurucularna gre, lumen naturale'nin, yani doal kav

64 AKIL TUTULMASI

rayn ya da akl nn yaratla nfuz etme gc yle bykt ki,


bize insan hayatn hem d dnyadaki hem de insann kendi iindeki
doayla uyumlandrma imknn veriyordu. Rasyonalistler, Tanr'ya
sahip kyor, ama gnlk hayat belirleyen bir tanrsal irade kav
ramna kar kyorlard; insann kuramsal bilgi ve pratik kararlar
asndan herhangi bir lumen supranaturale'ye (Lat., doast k-n.)
ihtiyac yoktu. Geleneksel dini dorudan karsna alan, duyumcu epis
temolojiler deil, rasyonalistlerin speklatif evren tasarmlaryd (yani,
Telesio deil Giordano Bruno'ydu, Locke deil Spinoza'yd), nk
metafzikilerin entelektel kurgular, Tanr, yaratl ve hayatn anlam
doktrinleriyle deneyimcilerin kuramlarndan ok daha youn biimde
ilgiliydi.
Rasyonalist felsefe ve siyaset sistemlerinde Hristiyan ahlak
laikletirilmiti. Bireysel ve toplumsal faaliyetlerin yneldii amalar,
insan aklnda baz doutan idealarn ya da doruluu apak grlerin
(sezgilerin) bulunduu varsaymndan hareketle elde ediliyor ve bylece
nesnel doru kavramna balanyordu; ancak, bu doru, dnce
srecinin kendi imkn ve snrlarnn dnda kalan herhangi bir dog
mann gvencesi altnda deildi artk. Ne kilise ne de ykselen felsefi
sistemler, bilgelii, ahlak, dini ve siyaseti birbirinden ayryordu.
Ama btn insan inanlarnn ortak bir Hristiyan ontolojisine daya
nan bu temelli birlii giderek atrdamaya balad ve Montaigne gibi
nc burjuva ideologlarnda belirgin olan ama sonradan rasyonalist
metafizik tarafndan geici olarak geri plana itilen greci (rlativist)
eilimler btn kltrel faaliyetlerde egemen oldu.
Kukusuz, yukarda da belirtildii gibi, felsefe dinin yerini almaya
baladnda, nesnel doruluu ortadan kaldrma gibi bir niyeti yoktu,
sadece rasyonel bir temel kazandrmaya alyordu ona. Metafizikilerin grd bask ve eziyetin temel nedeni, mutlak'n niteliiyle il
gili tartmalar deildi. Asl sorun, nihai doruyu belirleyecek ve or
taya koyacak olan gcn vahiy mi yoksa akl m, teoloji mi yoksa fel
sefe mi olduu noktasnda dmleniyordu. Nasl kilise, dinin insanlara
dnyann yaratln, yaratln amacn ve doru davran yolunu
retme imknn, hakkn ve devini kendine saklyorsa, felsefe de
akln nesnelerin doasn kefetme ve bu bilgiden doru davran kural
larn retme imknn, hakkn ve devini kendine saklyordu. Katolik

ARALAR VE AMALAR 65

dini ile Avrupa rasyonalizmi, hakknda byle bir bilgi edinilebilecek


bir gerekliin varl konusunda tam bir anlama iindeydiler; byle
bir gereklik varsaym, aralarndaki atmann yer ald ortak zemin
di.
Bu varsaym kabullenmeyen iki dnce akm vard: deus absconditus (saklanm tanr) kavramyla Protestanlk ile, metafiziin sadece
sahte sorunlarla uratn nceleri rtk sonralar da ak olarak ne
sren ampirizm. Oysa Katolik kilisesinin felsefeye kar olma nedeni
de, yeni metafizik sistemlerinin, insann dinsel ve ahlaki kararlarn
belirleyebilecek bir kavrayn olabileceini ne srmesiydi.
Sonunda, dinle felsefe arasndaki aktif atma bir "kilitlenme" nok
tasna vard; artk, birbirinden farkl kltr dallar olarak grlyorlard.
nsanlar, dinin de felsefenin de kendilerine ayrlm kltrel blmelerde
kendi hayatlarn yaad ve birbirlerini hogryle karlad dn
cesine gittike daha ok altlar. Dinin birok kltrel deerden sadece
biri durumuna indirgenmesi ve hadm edilmesi, nesnel doruyu ierdii
yolundaki "btnc" iddiayla eliiyor ve onu etkisizletiriyordu. Dine
gsterilen sayg yzeyde srp gitse de, bu etkisizleme, dinin ruhsal
nesnelliin tek zemini olma zelliinin yok edilmesine ve sonuta da
dinsel vahiyin mutlakl dncesinden doan byle bir nesnellik
kavramnn ortadan kaldrlmasna yol at.
Gerekte, atmann bu grnte bar zm, hem felsefenin
hem de dinin ieriini derinden etkilemitir. Aydnlanma filozoflar
dine akl adna saldryorlard; sonuta ldrdkleri, kendi abalarnn
g kayna olan metafizik ve nesnel akl kavram oldu. Gerekliin
doasn alglama ve hayatmza yn verecek ilkeleri belirleme arac
olarak akl kavram bir yana atlmt. Speklasyon metafizikle ean
lamlyd, metafizik de mitoloji ve hurafeyle. Eski Yunan'daki balan
gcndan bugne kadar akln ya da aydnlanmann tarihi, akl szc
nn bile mitolojik bir arm tad bir durumla sonulanmtr.
Ahlaki ve dinsel bir kavray etmeni olarak akl kendini yok etmitir.
Ayn anda hem nominalizmin* yasal evlad, hem Protestan sofusu,
hem de pozitivist aydnlatc olan Piskopos Berkeley, iki yzyl nce,
"genel bir kavram" kavram da iinde olmak zere, bu trden genel
* Nominalizm: Kavramlarn gerek varlklar olduunu ileri sren gerekilie kar,
bunlarn yalnzca birer isim olduunu savunan felsefeler.

66 AKIL TUTULMASI

kavramlara kar bir saldr amt. Kampanya kesin bir baar ka


zand. Berkeley, kendi kuramyla ksmen eliki iinde, "zihin", "tin"
ve "nede? gibi baz genel kavramlardan vazgemedi. Ama bunlar da
modern pozitivizmin babas Hume tarafndan kesin olarak tasfiye edil
di.
Din, grnte bu gelimeden kazanl kmtr. Akln biimsel
lemesi, dini metafizikten ya da felsefi kuramdan gelebilecek saldrlar
dan korumaktadr ve bu gvenlik de onu son derece kullanl bir top
lumsal alet haline getirmi gibidir. Ama ayn zamanda, dinin bu hadm
edilmi, suya sabuna bulamaz durumu, onun gerek znn de, bir
zamanlar bilim, sanat ve politika iin ve btn insanlk iin geerli
olduu dnlen doruyla olan ilikisinin de yok edilmesi anlamna
gelmektedir. Dinin ilkin hizmetkr sonra da dman olan speklatif
akln lm, dinin kendisi iin de bir felaket olabilir.
Btn bu sonular, burjuva hogr dncesinde tohum halinde
vard. Hogr, ikizanlaml bir dncedir: bir yandan, dogmatik oto
ritenin ynetiminden kurtulma anlamna gelir; ama te yandan, her
trl zihinsel ierie kar bir yanszlk tutumuna yol aar ve bylece
onlar grecilie teslim eder. Her kltrel alan, evrensel doruya kar
kendi "hkmranln" korumaktadr. Toplumsal iblmnn yaps
otomatik olarak tin'in hayatna da aktarlmtr; kltr dnyasndaki bu
iblm, evrensel nesnel dorunun yerine, doas gerei greci,
biimsel akln geirilmesinin zorunlu sonucudur.
Rasyonalist metafiziin siyasal sonular, Amerikan ve Fransz devrimleriyle birlikte ulus kavramnn bir klavuz ilke durumuna geldii
on sekizinci yzylda belirginlemiti. Yeni ada bu kavram, insan
hayatnda en yksek birey-st gd olarak, dinin yerine aday olmu
tur. Ulus, otoritesini vahiyden deil, akldan alr; akl burada, doutan
gelen ya da speklasyonla gelitirilen temel kavraylarn toplam ola
rak alnmaktadr.
Belirli doal hukuk kuramlarnn ve hazc felsefelerin ne karmaya
altklar kiisel kar dncesi, bu kavraylardan sadece biri olarak
grlyordu: kkleri evrenin nesnel yapsnda yatyordu ve bu yzden
de btn bir kategoriler sisteminin bir parasyd. Sanayi anda,
kiisel kar dncesi gittike n plana kt ve sonunda toplumun
ileyii asndan vazgeilmez grlen teki gdleri bastrd; bu tu

ARALAR VE AMALAR 67

tum, nde gelen dnce okullarnda ve liberal dnemde de tm kamu


oyunda egemen oldu. Ama ayn sre, kiisel kar kuramyla ulus
dncesi arasndaki elikileri de su yzne kard. O zaman felsefe
de, ya bu kuramn anarizme varan sonularn kabullenmek ya da merkantilist dnemde geerli olan doutan idealar kuramna oranla roman
tizmin izini ok daha fazla tayan akld bir ulusulua dmek
seeneiyle kar karya kald.
Soyut kiisel kar ilkesinin, resmi liberal ideolojinin bu temel
esinin dnsel emperyalizmi, bu ideolojiyle sanayilemi lkelerin
toplumsal koullar arasndaki byyen gedie iaret ediyordu. Bu
kopu bir kez kamuoyunda kesinletikten sonra, hibir etkin, rasyonel
toplumsal birlik ilkesi kalmaz ortada. nceleri tapnlan ulusal toplu
luk (Volksgemeinschaft ) dncesi, sonunda sadece terrle-ayakta tu
tulabilir olur. Bu, liberalizmin bir rpda faizme geme eilimini ve
liberalizmin ideolojik ve siyasal temsilcilerinin de kendi muarzlaryla
uzlamaya yatknln aklamaktadr. Yakn dnemin Avrupa tari
hinde rnekleri pek sk bulunabilecek bu eilimin kayna, ekonomik
nedenler bir yana, znelci kiisel kar ilkesi ile szde bu ilkenin ifade
ettii akl anlay arasndaki i elikide aranmaldr. Balangta,
siyasal dzenin nesnel akla dayal somut ilkelerin bir ifadesi olduu
dnlyordu; adalet, eitlik, mutluluk, mlkiyet dncelerinin hep
sinin akla uygun olduu, akldan doduu ileri srlyordu. Sonradan,
akln ierii keyfi olarak bu ieriin sadece bir blmne, onun ilke
lerinin sadece birinin erevesine indirgendi; tikel olan, evrensel olann
yerine sahip kt. Dnce alanndaki bu elabukluu ve kuvvet
gsterisi, siyaset alannda kaba kuvvet iktidarna zemin hazrlar.
zerklii kalmayan akl bir ara haline gelmitir. znel akln po
zitivizm tarafndan ne karlan biimselci cephesinde, nesnel ierikle
bantszl vurgulanr; pragmatizmin ne kard arasal cephe
sinde ise, kendi dnda belirlenmi ieriklere teslim oluu belirgin
leir. Akl btnyle toplumsal srece boyun emitir. Akln arasal
deeri, doa ve insan zerinde egemenlik kurulmasnda oynad rol,
tek lt durumundadr. Kavramlar, birka rnekte birden bulunan or
tak zelliklerin zeti durumuna drlmtr. Bir benzerlii ad
landrmakla kavramlar, nitelikleri ayrt etmek zahmetinden kurtulmu
olur ve bylece bilgi malzemesini rgtlemeye daha iyi hizmet ederler.

68 AKIL TUTULMASI

Kavramlarn, gnderme yaptklar maddelerin ksaltlm adndan baka


birey olmad dnlmektedir. Olgusal verilerin teknik zetlenmesi
ni aan herhangi bir kullanm, hurafenin son kalntlarndan biri olarak
elenmektedir. Kavramlar, kullanl, rasyonelletirilmi, emek azaltc
aletler haline gelmitir. Dnmenin kendisi de snai srelerden biri
durumuna drlm gibidir; ok kesin bir programa tabidir, retimin
bir parasdr. Toynbee6 tarih yazm asndan bu srecin baz sonular
na deinmitir. "mlekinin, kulland kilin klesi olma eilimi"nden sz etmektedir: "... Eylemler dnyasnda hayvanlar ya da in
sanlar inaat malzemesi gibi grmenin hep ters teptiini ve felaketlere
yol atn biliyoruz. yleyse bu yaklam dnceler dnyasnda da
ayn lde yanl deil midir?"
Dnceler otomatikletii ve arasallat lde, kendi balarna
anlaml olarak grlmeleri de gleir. Eya olarak, makine olarak
grlrler. Dil, ada toplumun dev retim aygtndaki gerelerden
biri, herhangi biridir artk. Bu aygt iindeki bir ileme denk dmeyen
her cmleyi anlamsz bulan sradan insan gibi, ada semantiki de
saf simgesel ve ilemsel cmlenin, yani saf anlamsz cmlenin bir an
lam olabileceini dnmektedir. Anlamn yerini, eyann ve olay
larn dnyasndaki ilev ya da etki almtr. Szckler aka teknik ola
rak geerli olaslklarn hesaplanmas ya da baka pratik amalar iin
(bu pratik amalar iinde dinlenme bile olabilir) kullanlmadnda her
hangi bir gizli sat amalar olduu dnlmektedir, nk doruluk
kendi bana bir ama saylmamaktadr.
ocuklarn bile dncelere reklam olarak ya da bir baka eyin ba
hanesi olarak bakt bu grecilik anda, dilde hl mitolojik artk
larn bulunabilecei korkusu, szcklere yeni bir mitolojik zellik ka
zandrmtr. Evet, dnceler kkl olarak ilevselletirilmitir ve dil
gerek retimin dnsel elerinin depolanmas ve iletilmesi iin, ge
rekse kitlelerin ynlendirilmesi iin bir ara olarak grlmektedir; ama
buna kar dil de by aamasna geri dnerek almaktadr sanki.
Bylere inanld alarda olduu gibi, szckler toplumu ykabi
lecek tehlikeli kuvvetler olarak grlmekte ve konuanlar kullandklar
szcklerden sorumlu tutulmaktadr. Bu yzden, doruluk aray top
lumsal denetim altnda kstlanmaktadr. Dnceyle eylem arasndaki
6. A Study of History, 2. basm, Londra 1935, c. I, s. 7.

ARALAR VE AMALAR 69

farkllk yok saylmaktadr. Her dnce bir eylem olarak grlmek


tedir; her dn bir tezdir, her tez de bir parola. Herkes syledii ya
da sylemedii eyler iin azarlanmaktadr. Herey ve herkes snfland
rlmakta, etiketlenmektedir. Bireyin bir grupla zdeletirilmesini
nleyen insan olma nitelii "metafzik"tir ve deneyci epistemolojide
yeri yoktur. Bir insann Ulatrld kk ekmece, onun kaderini be
lirlemektedir.
Bir dnce ya da szcn bir alet haline gelmesiyle birlikte, onu
gerekten "dnme" gerei de, yani onu szl olarak ifade ederken
gerekletirilmesi gereken mantksal edimlere duyulan ihtiya da orta
dan kalkar. Sk sk ve hakl olarak belirtildii gibi, btn neo-pozitivist dncelerin modeli olan matematiin avantaj da bu "dnsel ta
sarruftur zaten. etrefil mantk ilemleri, matematiksel ve mantksal
simgelerin dayand tm zihinsel edimlerin stnden atlayarak yerine
getirilmektedir. Byle bir mekanizasyon, sanayinin gelimesi iin
gerekten zorunludur; ama bu, zihinlerin de balca zellii haline gel
diinde, akln kendisi de arasallar, bir tr maddesellie brnr ve
krleir, bir feti olur, dnsel olarak yaanmak yerine ylece kabul
lenilen bir byl varlk haline gelir.
Akln biimsellemesinin sonular nedir? Adalet, eitlik, mutlu
luk, hogr, gemi yzyllarda akln doasnda varolduu ya da
gcn akldan ald varsaylan btn bu kavramlar, dnsel kkle
rinden kopmulardr. Hl birer amatrlar, ama onlar deerlendirecek
ve bir nesnel gereklie balayacak rasyonel bir etmen yoktur artk.
Saygdeer tarihsel belgelerin onayn alm olduklar iin belki hl
belli bir itibara sahiptirler; hatta bazlar, en byk lkelerin anayasa
larna da girmitir. Ama modern anlamyla akln onayna sahip
deillerdir. Bu ideallerden herhangi birinin doruya kendi kartndan
daha yakn olduunu kim syleyebilir bugn? Zamanmzn ortalama
aydnnn felsefesine gre bir tek otorite vardr: bilim, yani olgularn
snflandrlmas ve olaslklarn hesaplanmas. Adalet ve zgrln,
kendi balarna, adaletsizlik ve baskdan daha iyi olduu nermesi, bi
limsel olarak dorulanabilecek ve yararl bir nerme deildir. Byle bir
nerme, kendi iinde, krmznn maviden daha gzel olduu ya da yu
murtann stten daha iyi olduu nermeleri kadar anlamsz grnmeye
balamtr.

70 AKIL TUTULMASI

Akl kavram ne kadar gten derse, ideolojik maniplasyona,


hatta en kaba yalanlarn yaylmasna o kadar elverili duruma gelir.
Aydnlanmann ilerlemesiyle nesnel akl dncesi, dogmatizm ve bo
inanlar dalp gider; ama ou zaman gelimeden en kazanl kan
gericilik ve cehalet savunucular olur. Geleneksel insanc deerlere
kar olan yerleik karlar, her zaman "saduyu" adna, hadm edilmi,
iktidarsz akla bavuracaklardr. Temel kavramlarn bu canszlatrt
mas, siyasal tarih iinde de izlenebilir. 1787'deki Amerikan Anayasa
Konvansiyonu srasnda Pennsylvania temsilcisi John Dickinson de
neyimi aklla karlatrrken yle demitir: "Tek klavuzumuz deney
olmaldr. Akl bizi yanl yola ekebilir."7 Bu zat, Konvansiyon'u faz
laca radikal bir idealizme kar uyarmak istiyordu. Sonralar kavram
larn ierii o kadar boaltld ki, zulm savunurken eanlaml olarak
kullanlabilir oldular. I Sava ncesinin tannm avukatlarndan ve
bir keresinde Demokrat Parti'nin bir hizbi tarafndan Bakanla aday
gsterilen Charles O'Conor, mecburi hizmetin nimetlerini sayp dk
tkten sonra yle diyordu: "Zencilerin kleliinin adaletsiz olduunu
kabul etmiyorum; adildir, akllcadr ve yararldr... Zencilerin kle
lii... bir doa takdiridir... Doann bu ak emrine ve salam felsefe
nin gereklerine uyarak, bu kurumun adil, merhametli, yasal ve uygun
olduunu ilan etmeliyiz."8 O'Conor, doa, felsefe ve adalet szckle
rini kulland halde, bu kavramlar btnyle biimsellemitir ve
O'Conor'un olgular ve deneyim sayd eylere kar direnememektedirler. znel akl hereye ayak uydurur. Geleneksel insanc deerlerin
hem savunucular hem de kartlar tarafndan kullanlabilir. O'Conor
rneinde olduu gibi smr ve gericilie de bir ideoloji kazandra
bilir, ilerleme ve devrime de.
Klelik kurumunun bir baka szcs, Sociology for the South'un
(Gney in Bir Sosyoloji) yazar Fitzhugh, felsefenin bir zamanlar so
mut idealar ve ilkeleri temsil ettiini anmsar gibidir ve bu yzden de
ona saduyu adna saldrmaktadr. Bylece, arpk bir biimde de olsa,
nesnel ve znel akl kavramlar arasndaki atmay dile getirmektedir.
7. Morrison ve Commager, The Growth of the American Republic, New York 1942,
c. I, s. 281.
8. Mzik Akademisindeki Birlik Toplantsnda Yaplan Konuma, New York Herald
Tribune, 19 Aralk 1859.

ARALAR VE AMALAR 71

Doru kararlara varan insanlar genellikle tutumlarn yanl ne


denlerle aklarlar, nk soyutlama yapmaya yatkn kiiler
deillerdir... Felsefe, tartmada onlar her zaman yenik drr,
yine de igd ve saduyu hakl, felsefe hakszdr. Bu her zaman
byledir, nk felsefe gzlem yapmaz ve dar, yetersiz temeller
den akl yrtr.9
dealist ilkelerden, dnmenin kendisinden, aydnlardan ve topyaclardan holanmayan yazar, saduyusuyla, klelikte hibir yanllk
bulmayan saduyusuyla vnmektedir.
Rasyonalist metafiziin temel idealleri ve kavramlarn kkleri, ev
rensel insan kavramnda, insanlk kavramnda yatmaktayd; bu kavram
larn biimsellemesi, insani ieriklerinden de koparlm olduklar an
lamna gelir. Dncenin bu insanszlatrlmasnn uygarlmzn
temellerini nasl etkiledii, demokrasi ilkesinin ikizi olan ounluk il
kesinin zmlenmesiyle gsterilebilir. Ortalama insann gznde,
ounluk ilkesi sadece nesnel akln yerini alan bir ilke deil, ondan
daha ileri bir ilkedir de: insanlarn karlarn en iyi tartacak merci yine
insanlarn kendileri olduuna gre, bir topluluk iin ounluun karar
larnn szde stn bir akln sezgileri kadar deerli olduu ileri
srlmektedir. Ne var ki, bu kadar kabaca ortaya konulan sezgi ve de
mokratik ilke elikisi, hayali bir elikidir. "Bir insann kendi
karlarn en iyi bilen kii olmas" ne demektir? Bu bilgiyi nasl ka
zanmtr, bilgisinin doru olduunu gsteren kantlar var mdr? "Bir
insan... en iyi bilir" nermesinde, tmyle keyfi olmayan ve bir tr
aklla, sadece aralar deil amalar da belirleyen bir aklla balantl
bir etmene rtk bir gnderme vardr. Ama eer bu etmenin yine o
unluktan baka birey olmad ortaya karsa, btn bu sav bir totolojiden ibaret kalr.
Modern demokrasinin kurulmasna katks olmu byk felsefi
gelenekte byle bir totolojiye rastlanmaz, nk bu gelenek ynetim
ilkelerini az ok speklatif varsaymlara dayandrmtr; her insanda
ayn ruhsal zn ya da ahlaki bilincin bulunduu varsaym bunlardan
biridir. Baka bir deyile, ounlua sayg, kendisi ounluun karar
larna bal olmayan bir inanca dayanmaktadr. Locke bile hl doal
9. George Fitzhugh, Sociology for the South or the Failure of Free Society, Richmend, Va 1854, s. 118-119.

72 AKIL TUTULMASI

akln insan haklar konusunda vahiyle ayn dorultuda olduundan sz


etmektedir.10 Locke'un ynetim teorisi, hem akln hem de vahyin
nermelerine gnderme yapar. Bunlar Locke'a gre, btn insanlarn
"doa gerei zgr, eit ve bamsz olduunu retmektedir".11
Locke'un bilgi teorisi, nanslar belirsizletirerek kartlar birletir
meyi baaran o aldatc slup saydamlnn iyi bir rneidir. Duyusal
ve rasyonel deneyler arasnda, atomist ve yapsal deneyler arasnda ak
bir ayrm yapmaya almad gibi, doal hukuka kaynaklk eden
doa durumunu mantksal srelerle mi kardn yoksa sezgisel ola
rak m kavradn belirtmemitir. Yine de, "doa gerei" zgrln
gerekteki zgrlkle ayn olmad aktr. Locke'un siyasal doktrini,
deneysel aratrmaya deil, rasyonel kavray ve tmdengelime dayan
maktadr.
Ayn ey, Locke'un izinden giden Rousseau iin de sylenebilir.
Rousseau, zgrlkten feragatin insann doasna aykr olduunu,
nk bu takdirde "insann eylemlerinin her trl ahlaktan, iradesinin de
her trl zgrlkten yoksun kalacan"12 sylerken, zgrlkten vaz
geilmesinin insann ampirik doasna aykr olmadn biliyordu; z
grlklerinden vazgetikleri iin fkeyle suluyordu bireyleri, gruplan
ve uluslar. Kastettii, bir psikolojik tutumdan ok, insann tinsel
zyd. Rousseau'nun toplumsal szleme doktrininin kayna olan
felsefi insan doktrininde, speklatif dncenin tanmlad biimiyle
insan doasna denk den ilke, erk ilkesi deil, ounluk ilkesiydi.
Toplum felsefesi tarihinde, "saduyu" terimi bile apak doru dn
cesine balanmt. Painein nl brornden ve Bamszlk Bildirisinden on iki yl nce Thomas Reid saduyu ilkelerini apak dorularla
zdeletirmi ve bylece deneycilii rasyonalist metafizikle bada
trmt.
Rasyonel temelinden yoksun kaldnda, demokrasi ilkesi sadece in
sanlarn szde karlarna baml hale gelir; bunlarsa, bilinsiz, ya da
belki fazla bilinli ekonomik kuvvetlerin ifadesidir. stibdata kar bir
gvence salamazlar.13 rnekse, serbest pazar sistemi dneminde, in
10. Locke on Civil Government, kinci Tez, blm V, Everyman's Library, s. 129.
11. A.g.y., blm VIII, s. 164.
12. Contrat social, c. I, s. 4.
13. Tocqueville'in editrnn ounluk ilkesinin olumsuz ynlerinden sz eder-

ARALAR VE AMALAR 73

san haklar dncesine dayal kurumlar, hkmeti denetlemede ve


bar salamada yararl bir ara olarak grlmekteydi; ama durum
deiip de gl ekonomik gruplar bir diktatrlk kurarak ounluk
ynetimine son vermeye kalktklarnda, bu eyleme kar ileri srle
bilecek, akla dayal bir itiraz yoktur. Bu gruplarn bir baar ans
grdklerinde eyleme gememeleri sadece aptallk olur. Onlar bu ey
lemden alkoyacak tek dnce, bir dorunun ya da akln inenmesi
kaygs deil, kendi karlarnn tehlikeye atlmas korkusudur. De
mokrasinin felsefi temeli bir kez ykldktan sonra, diktatrln kt
olduu nermesi sadece bu diktatrln nimetlerinden yararlanmayan
lar iin rasyonel olarak geerli bir nerme haline gelir ve bu ner
menin kendi kartna dnmesinin nnde teorik bir engel kalmaz.
ABD Anayasas'm yapan insanlar, "her toplumun temel yasasnn
lex majoris partis (ounluun yasas)"14 olduunu dnyorlard,
ama akln yarglarnn yerine ounluun yarglarn geirmekten de
kesinlikle kanyorlard. Ynetimin yapsna etkin bir denetim ve den
geler sistemini dahil ederken, Noah Webster'in dedii gibi, "Kongre'ye
tannan yetkilerin geni olacan, ama fazla da geni olmamasna dik
kat edildiini"15 belirtmilerdi. Webster, ounluk ilkesini, "herhangi
bir sezgisel doru kadar evrensel olarak kavranm bir doktrin"16 olarak
tanmlyordu ve onu da ayn saygnla sahip doal idealardan biri ola
rak gryordu. Bu insanlar iin gcn metafizik ya da dinsel bir kay
naktan almayan tek bir ilke yoktu. Dickinson, ynetimin ve ald
emanetin "insann doas zerine, yani onu hakedenin iradesi zerine
kurulmu... ve dolaysyla kutsal olduunu" dnyordu; "bu emaken aa vurduu kayg yersizdi (Bkz., Democracy in America, New York 1898,
c. I, s. 334-335, dipnot). Editr, "yasalar halkn ounluunun yaptn ileri
srmenin ancak mecazi bir deeri olduunu" ve aslnda yasalarn halkn temsil
cileri tarafndan yapldn sylemektedir. Ama, Tocqueville'in ounluun istibdatndan sz etmesine karlk, Jefferson'un, Tocqueville tarafndan da ak
tarlan bir mektubunda, "yasama organlarnn istibdat"ndan sz ettiini de
buna ekleyebilirdi. Jefferson bir demokraside ynetimin "ister yasama, isterse
yrtme" her iki blmne kar da o kadar kukucuydu ki, daimi bir ordunun
varlna bile karyd. Bkz. The Writings of Thomas Jefferson, Washington,
D.C., 1905, s. 312, 323.
14. A.g.y., s. 324.
15. "An Examination into the Leading Principles of the Federal Constitution...,
Pamphlets on the Contitution of the USA, NY, 1888, s. 45.
16. A.g.y.

74 AKIL TUTULMASI

nete hyanet etmek, Tanr'ya kar su" ilemekti17.


Kendi bana ounluk ilkesinin, adaletin yeterli bir gvencesi
olduu kesinlikle dnlmyordu. "ounluk" diyor John Adams,
"her zaman ve istisnasz olarak aznln haklarn inemitir."18 Bu
haklarn ve btn temel ilkelerin grsel dorular olduuna inanl
yordu. Hepsi, o tarihte henz yaamakta olan bir felsefi gelenekten ya
dorudan doruya ya da dolayl olarak devralnmt. Bat felsefesinin
tarihine dnerek bu kavramlarn dinsel ve mitolojik kkleri bulunabi
lir; Dickinson'un deindii "rktcln" kayna da bu eski kk
lerin srp giden etkisidir.
znel akln byle bir mirasa ihtiyac yoktur. Dorunun bir grenek
ve alkanlk sorunu olduunu aklar ve bylece onu ruhsal otorite
sinden yoksun brakr. Gnmzde rasyonel temellerini yitirmi olan
ounluk ilkesi tmyle akld bir boyut kazanmtr. Her felsefi,
ahlaki ve siyasal dncede onu tarihsel kklerine balayan hayat
bann kopartlmasyla birlikte yeni bir mitolojinin nvesini
oluturma eilimi gze arpmaktadr; bu, aydnlanmann ilerlemesinin
belli noktalarda hurafe ve paranoyaya sapma eiliminin nedenlerinden
biridir. Her konuda kamu yarglarna bavurma biimini alan ve eitli
kamuoyu lme ve modern iletiim teknikleriyle uygulanan ounluk
ilkesi, dncenin hizmet etmek zorunda olduu egemen kuvvet haline
gelmitir. Yeni bir tanrdr; ama byk devrimlerin habercilerinin d
nd anlamda, yani varolan adaletsizlie kar direnen bir g ola
rak deil, uyumsuz olan hereye kar direnen bir g olarak... Halk
eitli ksmi karlarn kontrol altna girdike, ounluk da kltrel
hayatn hakemi olarak sunulmaya balar. Popler sanat ve edebiyatn
kitleleri aldatmaya yarayan rnlerine kadar her dalda kltrn yerine
konulan szde-kltr eleri, ounluk yargs adna savunulur ve ak
lanr. Bilimsel propaganda kamuoyunu karanlk gllerin aleti haline
getirdike, kamuoyu da akln yerini almaya balar. Demokratik iler
lemenin bu yanltc zaferi, demokrasiyi beslemi olan dnsel cevhe
ri yiyip bitirmektedir.
nsann zlem ve gizilglerinin nesnel doru dncesinden bu
kopuu sadece zgrlk, eitlik veya adelet gibi temel ahlak ve politi17. A.g.y.
18. A.g.y.

ARALAR VE AMALAR 75

ka kavramlarn deil, hayatn her alannda btn zgl hedef ve


amalan da etkilemektedir. Gnmz llerine gre, iyi sanatlarn
doruya, iyi gardiyanlardan, iyi ev kadnlarndan veya iyi bankaclardan
daha iyi hizmet etmesi sz konusu deildir. Bir sanatnn mesleinin
daha soylu olduunu ileri srmeye kalktmzda, bu iddiann anlamsz
olduunu, iki ev kadnnn etkinliini temizlik, drstlk ve beceri
asndan karlatrabildiimiz halde bir ev kadn ile bir sanaty
karlatrmann mmkn olmadn sylerler bize. Ne var ki, sk bir
zmleme, modern toplumda gerek sanat iin gerekse niteliksiz emek
iin tek bir rtk lt olduunu gsterecektir: zaman. nk belirli
bir etkinlik asndan "iyi" olma, zamann bir fonksiyonudur.
Belirli bir hayat tarznn, bir dinin, bir felsefenin tekinden daha iyi,
daha yksek, daha doru olduunu sylemek anlamszdr. Amalar
artk akln nda deerlendirilmedii iin, ne kadar zalim ve despota
olursa olsun bir ekonomik ya da siyasal sistemin bir dierinden daha
akld olduunu sylemek de mmkn deildir. Biimsellemi akla
gre, despotizm, zulm ve bask kendi balarna kt deildir; eer ku
rucularnn kazanl kma olasl varsa, hibir rasyonel merci dik
tatrle kar bir yargda bulunamaz. "nsan onuru" gibi deyimler ya
tanrsal hak dncesinin hem korunduu hem de ald diyalektik
bir ilerlemeyi temsil eder ya da biri zgl anlamlarn aratrmaya
kalktnda kofluklarn hemen belli eden bayatlam sloganlar haline
gelirler. Bu terimlerin hayatlar, deyim yerindeyse, bilind anlara
baldr. Bir grup aydnlanm insan dnlebilecek en byk
ktle sava atnda bile, znel akl, sava zorunlu klan ktlkle
insanlk arasndaki uyumazla ilikin bir ey syleyemeyecektir. Bir
oklar hemen bu ilkelerin ve savan ardnda yatan gerek gdlerin ne
olduunu sorar. Nedenlerin gereki olduu, yani kiisel karlara teka
bl ettiini anlatma zorunluluu doar; bu arada, halk kitlesinin, bu
kiisel karlar durumun kendi sessiz arsndan daha zor anlayabi
lecei unutulur.
Ortalama insann eski ideallere hl bal grnmesinin bu zm
lemeyle elitii ileri srlebilir. Genel olarak, biimsel akln ykc
etkilerinden daha ar basan bir gcn varolduu sylenebilir: genel
kabul grm deerlere ve davran biimlerine uyma eilimidir bu.
Zaten, ocukluumuzdan beri baz dncelere sahip kmay, ycelt-

76 AKIL TUTULMASI

meyi retmemiler midir bize? Bu dnceler ve onlarla bantl


btn teorik grler de sadece akln deil, ayn zamanda evrensel bir
onayn da korumas altnda olduu iin, akln basit bir araca dnme
sinin bunlara zarar vermeyecei dnlmektedir. Bu dnceler, onlar
iin hayatlarn vermi insanlardan, yaadmz toplulua duyduu
muz saygdan, zamanmzn birka aydnlanm ulusunun kurucularna
borlu olduumuz sadakatten kuvvet almaktadr. Ama bu itiraz, ger
ekte, nesnel denilen ieriin gemiteki ve imdiki hretlerle aklan
masnn tad zayfl gsterir. Eer modern bilim ve siyaset tari
hinde o kadar reddedilmi olan gelenek imdi her ahlaki ya da dinsel
dorunun ls olarak yardma arlyorsa, bu doru zaten zedelen
mi ve sahicilii de kendisini hakl karmas beklenen ilke kadar
azalm demektir. Gelenein hl bir kant sayld gemi yzyl
larda, gelenek inancnn kendisi de nesnel bir doruya duyulan inancn
treviydi. Gelenein o eski otoritesinden bugne tek bir ilev kalm
tr: gelenek, onaylamak istedii ilkenin ardndaki konsensus'un ekono
mik ya da siyasal ynden gl olduunu gsterir. Kar kmaya
kalkanlar nceden uyarr.
On sekizinci yzylda, insann belli haklara sahip olduu gr,
topluluun inanlarnn bir tekrar deildi, hatta atalardan kalm olan
inanlarn da bir tekrar deildi. Bu haklara sahip kan insanlarn duru
munun bir yansmasyd; baka bir deyile, mutlaka deimesi gereken
koullarn bir eletirisiydi ve bu zorunluluk da felsefi dnce tarafn
dan kavranyor ve eyleme dntrlyordu. Modem dncenin nc
leri iyi'yi yasadan tretmiyorlard hatta yasalar inemilerdi yap
tklar, yasay iyi olanla badatrmakt. Tarihsel rolleri, szlerini ve
eylemlerini eski belgelerin metnine ya da genel kabul gren doktrinlere
uyarlamak deildi: kendileri belge yaratm ve kendi doktrinlerinin ka
bul edilmesini salamlard. Bugn bu doktrinlere tapnan ve yeterli
bir felsefeden yoksun kalm olanlar, bu doktrinleri ya sadece znel is
teklerin ifadesi olarak, ya da otoritesini kendisine inanan insanlarn
saysndan ve varolduu srenin uzunluundan alan bir yerleik dzen
olarak grebilirler. Bugn gelenee bavurma zorunluluu bile ge
lenein insanlar zerinde etkisinin kalmam olduunu gstermektedir.
Almanya gibi birok ulusun, en ok tapndklar ideallerin birer bo
balon olduunu birdenbire anlam olmalar bouna deildir.

ARALAR VE AMALAR 77

znel akln ilerlemesiyle birlikte mitolojik, dinsel ve rasyonalist


dncelerin teorik temeli ykma uram olsa da, uygar toplumun
bugne kadar bu dncelerin artklaryla yaam olduu dorudur.
Ama bugn bunlar sadece bir artk durumuna indirgendikleri iin inan
drma glerini gittike yitirmektedirler. Byk dinsel ve felsefi kav
ramlar henz canlyken, insanlarn alakgnll davranmasnn ve
kardee sevgiyi, adaleti ve insanlk deerlerini yceltmelerinin nedeni
bu ilkelere uygun davranlarn gereki, aykr olanlarnsa tehlikeli
grlmesi ya da bu ilkelerin insanlarn szde zgr zevkleriyle daha
uyum iinde olmas deildi. nsanlar, bu dncelerde dorunun izini
grdkleri iin, onlar Tanr ya da akn bir ruh biiminde, hatta ebedi
bir ilke olarak doa biiminde logos (akl) dncesiyle badatrdk
lar iin bal kalyorlard onlara. Nesnel bir anlama, kendinden bir
neme sahip saylan sadece en yksek amalar deildi: en kk, en
mtevaz uralar bile hedeflerinin genel yararllyla, isel deeriyle
llyordu.
znel akl tarafndan tahrip edilen mitolojik, nesnel kkler yalnz
byk evrensel kavramlara zg deildir; grnte kiisel, tmyle
psikolojik davran ve eylemlerin de kaynaklardr bunlar. Ve bu nes
nel ierikten, nesnel saylan doruyla bu ilikiden yoksun kaldka bu
davranlar da, en temel duygulara kadar, buharlap gitmektedir. o
cuk oyunlarnn ve yetikin fantezilerinin mitolojiden kaynaklanmas
gibi, bir zamanlar btn sevin ve hazlar da bir nihai doruya duyulan
inanca balyd.
Thorstein Veblen on dokuzuncu yzyl mimarisinde bulunan arp
tlm ortaa temalarn ortaya karmtr.19 atafat ve ss dknl
nn feodal tavrlarn kalnts olduunu gstermitir. Ancak, an
verici israf denilen olgunun zmlenmesi yalnz ada toplumsal ya
amda ve bireysel psikolojide barbarca zulmn belli ynlerinin srp
gittiini deil, nicedir unutulmu tapnma, korku ve bo inanlarn da
yrrlkte olduunu ortaya koyar. Bunlar kendilerini en "doal" tercih
ler ve antipatilerde belli eder ve uygarlk tarafndan ylece kabulleni
lirler. Her modern kltrde "yksekin "alak"tan nce gelmesi; temi
zin ekici, kirlininse itici olmas; baz kokularn iyi, bazlarnnsa
19. Bkz. T.W.Adomo, "Veblen's Attack on Culture, Studies in Philosophy and So
cial Science, New York 1941, vol. ix, s. 392-393.

78 AKIL TUTULMASI

iren bulunmas; baz yiyecekler sevilirken bazlarndan nefret edilme


si hep eski tabularn, mitlerin, adanmalarn ve bunlarn tarih iindeki
serveninin rndr, yoksa aydnlanm kiilerin ya da liberal dinle
rin ne srmeye alt gibi salk kayglarnn ya da baka pragmatik nedenlerin sonucu deil.
Modern uygarln rts altnda kzlenen bu eski hayat biimleri,
ou durumda, bugn de herhangi bir nesneden aldmz hazzn, ona
duyduumuz sevginin verdii scakln asl kaynadr. Baheyle
uramann zevki, bahelerin tanrlara ait olduu ve onlar iin ekildii
antik alara gider. Hem doada hem de sanattaki gzellik duygusu,
binlerce ince bala bu bo inanlara baldr.20 Eer modern insan abar
tarak ya da tersine kmseyerek bu balar koparrsa, alnan haz bir
sre daha devam edebilir ama iindeki canllk snm olur.
Bir iekten ya da bir odann atmosferinden aldmz zevki zerk
bir estetik igdye ykleyemeyiz. nsann estetik duyarllnn tarih
ncesi, eitli tapnma biimleriyle ilgilidir: bir eyin iyiliine ya da
kutsallna duyduu inan, onun gzelliinden ald zevkten daha es
kidir. Bu, zgrlk ve insanlk gibi kavramlar iin de ayn lde ge
erlidir. nsan onuru konusunda sylediklerimiz, adalet ve eitlik kav
ramlarna da uygulanabilir. Bu tr dnceler o eski adaletsizlik ve
eitsizlik evresinin yadsmas olarak olumsuz niteliklerini srdrmek,
ama ayn zamanda, kendi korkun kkenlerinden gelen o ilk mutlak
anlamll da korumak zorundadr. Yoksa yalnz kaytszlamakla kal
mayp, sahteleebilirler de.
Btn bu tapnlm dnceler, fiziksel zor ve maddi kara ek ola
rak toplumu bir arada tutan btn bu kuvvetler bugn de vardr, ama
akln biimsellemesiyle zayflamlardr. Daha nce de grdmz
gibi, bu sre, amalarmzn zevklere ve antipatilere bal olduu ve
bunlarn da kendi balarna anlamsz olduu grne dayanmaktadr.
Bu grn gnlk hayatn btn ayrntlarna egemen olduunu var
sayalm zaten oumuzun sandndan daha geni ve daha gl bir
20. Tam bir modem zevk olan tertiplilik bile, by inancndan kaynaklanma ben
zemektedir. Sir James Frazer (The Golden Bough, c. I, bl. I, s. 175) Yeni Bri
tanya yerlileri zerine bir rapordan u alnty yapyor: "Evlerde hep grlen ve
her gn yerleri iyice silmekten ibaret olan temizlik abas, temizlik ve tertiplilik amalarna deil, kt niyetli kiilerin by olarak kullanabilecei herhangi
bir nesneyi ortadan kaldrmaya yneliktir."

ARALAR VE AMALAR 79

egemenliktir bu. Bal bana bir ama olan eylerin says gitgide
azalmtr. Kentin dna, dere kysna ya da bir tepeye yaplan bir y
ry, faydac llerle, akld ve budalaca bir hareket olarak grlmektedir; insan kendini anlamsz, ypratc bir urala oyalamaktadr.
Biimsellemi akl asndan, bir hareket ancak salk ya da dinlenme
gibi alma gcn tazeleyebilecek bir baka amaca hizmet ettii
srece akla uygundur. Baka bir deyile uran kendisi sadece bir alet
tir, nk anlamn ancak baka amalarla olan balantsndan alr.
Bir doa grnm seyreden adam eer grd renk ve biimlerin
sadece birer renk ve biim olduuna, yer aldklar yaplarn tmyle
znel olup hibir anlaml dzen ya da btnle ba olmadna, hibir
anlam tamadklarna, tayamayacaklarna inanyorsa, grnmden
ald, haz da fazla uzun sremez. Eer byle zevkler adet haline gel
mise o da mrnn sonuna kadar bunlardan haz duymaya devam ede
bilir ya da bayld eylerin anlamszln hibir zaman tam olarak
farkedemez. Zevklerimiz ocukluumuzda oluur; sonradan rendikle
rimiz bizi daha az etkiler. ocuklar uzun yrylere tutkun olan baba
larna yknebilirler, ama akln biimsellemesi bir noktann tesine
gemise, onlar da radyodan verilen komutlarla jimnastik hareketleri
yaparak yerine getireceklerdir vcutlarna kar grevlerini. ylece y
rmek, ilerdeki grnme karp gitmek artk gereksizdir; bylece, bir
yayann yaad biimiyle grnm kavram da anlamszlar, keyfile
ir. Grnm yozlaarak grnm avclna, fotorafla dnr.
Fransz simgecilerinin, nesnel anlamn yitirmi eylere duyduklar
sevgiyi dile getiren zel bir terimleri vard: "hzn". Konu seiminde
uyguladklar kastl, meydan okuyan keyfilik, konularnn "samal",
"sapknl", sanki sessiz bir jest gibi, faydac mantn akld nite
liini aa karyor ve bu mantn insan yaants karsndaki ye
tersizliini gstermek iin kamunun yzne arpyordu. Ve bu jest, bu
ok yoluyla ona, kamuya, zneyi unutmu olduunu hatrlatrken bir
yandan da znenin nesnel bir dzen kuramad iin duyduu kederi dile
getiriyordu.
Yirminci yzyl toplumunu bu trden tutarszlklar tasalandrmaz.
Ona gre anlam ancak tek bir yoldan elde edilebilir: bir amaca hizmet.
Kitle kltrnde anlamszlam olan zevkler ve antipatiler ya elence,
bo zaman faaliyetleri, sosyal temaslar gibi bir balk altnda snflan-

80 AKIL TUTULMASI

drlr ya da azar azar lmeye braklr. Hzn de, uyumsuzluun, bi


reyin bu kar k da dzene sokulur: Kl krk yaran zppenin tut
kusu, Babbitt'in "hobi"sine dnr. Hobi'de, "ho zaman" ya da
"elence" dncesinde, nesnel akln ortadan kalk ve gerekliin her
trl isel "anlam"dan yoksunlamas karsnda dile gelen hibir ya
zklanma duygusu yoktur. Bir hobiyle uraan insan, hobisinin temel
bir doruyla ilikisi olduuna kendini inandrmaya bile almaz. Bir
ankette hobinizin ne olduu sorulduunda, golf, kitap, fotoraflk,
vb. yazarsnz, tpk ka kilo ektiinizi yazar gibi. nsanlar neeli bir
ruh halinde tutacak, kabullenilmi, rasyonelletirilmi zevkler olarak
hobiler artk bir kurum haline gelmitir. Ama neenin bir zamanlar
tanr kat dncesiyle ilikili olduunu anmsatan son anlar da sili
nip giderse, etkin almann psikolojik nkoulundan fazla birey ol
mayan basmakalp nee bile btn br duygularla birlikte snp gi
debilir. "Glmsemeye devam edenler" de kederli, hatta belki umutsuz
grnmeye balarlar.
Kk zevkler iin sylenenler, iyi ve gzele ulamak gibi daha
yksek amalar iin de geerlidir. Olgularn hzl kavran, yaantya
dnsel olarak derinlemesine nfuz etmenin yerini alr. Noel Baba'nn
bir spermarket grevlisi olduunu bilen ve satlarla Ylba arasnda
bir iliki olduunu kavrayan ocuk, dinle i dnyas arasnda bir et
kileim olmasn olaan karlayabilir. Emerson, zamannda bu konu
da ac gzlemlerde bulunmutu: "Dinsel kurumlar... daha imdiden,
mlkiyetin koruyucular olarak pazar deeri kazanmlardr; eer ra
hipler ve kilise yeleri bu avantajlar ellerinde tutamazlarsa, ticaret oda
lar ve banka yneticileri, lkenin gerek hanclar ve toprak sahipleri,
hemen onlarn yardmna koarlar."21 Bugn hem byle ilikiler hem
de din ve dorunun karmakl daha batan kabullenilmitir. ocuk,
duruma ayak uydurmay erken yata renmektedir; saf bir ocuk
roln srdrrken, bir yandan da baka ocuklarla yalnz kaldnda
hemen daha kurnaz davranmaya girimektedir. Modern eitimde de
mokratik ya da dinsel her trl ideal ilkenin sadece belirli durumlarla
snrl tutulmasnn rn olan bu oulculuk, modern toplumun
yaamnda izofrenik bir grnt yaratmaktadr.
21. The Complete Work of Ralph Waldo Emerson, Boston ve New York, 1903, c. I,
s. 321.

ARALAR VE AMALAR 81

Eskiden bir sanat yaptnn amac, dnyaya ne olduunu sylemek,


nihai bir yargda bulunmak olurdu. Sanat yaptnn bu zellii gn
mzde ortadan kalkmtr. Beethoven'in Eroica senfonisini dnn.
Bugn ortalama bir konser izleyicisi bu yaptn nesnel anlamn kavra
maktan acizdir. Senfoniyi, program brorndeki yorumlarn somut
lanmas olarak dinler. Oysa herey notalarda yazldr: ahlaki ilkelerle
toplumsal gereklik arasndaki gerilim, Fransa'daki durumun tersine
Almanya'da ruhsal hayatn siyasal bir anlatm bulamamas ve sanat ve
mzikte bir alm aramak zorunda kalmas... Bugnse senfoni
eyletirilmi (reifed), bir mze paras haline, starlarn performans
iin bir vesile ya da belli bir zmreye dahilseniz mutlaka katlmanz
gereken bir toplant arac haline getirilmitir. Ama yaptla canl bir
iliki, yaptn bir anlatm olarak ilevinin dolaysz, kendiliinden bir
kavran sz konusu deildir artk; yaptn btnln, bir zamanlar
doruluk adn verdiimiz eyin bir imgesi olarak duymak, yaamak
mmkn deildir. Bu eyleme, akln znellemesinin ve biimselle
mesinin tipik bir sonucudur. Sanat yaptlarn kltrel metalara dn
trr bu sre, tketimlerini de gerek niyet ve amalarmzdan kopuk,
rasgele, dzensiz bir duygular dizisine. Sanat, politika ve dinden
olduu gibi doruluktan da koparlmtr.
eyleme, balangc rgtlenmi toplumun ilk kuruluuna ve alet
lerin ilk kullanlmasna kadar gtrlebilecek bir sretir. Ama insan
faaliyetinin btn rnlerinin metaya dnmesi ancak sanayi toplu
munun douuyla gereklemitir. Eskiden nesnel akln,-otoriter dinin
ya da metafiziin yerine getirdii ilevleri anonim ekonomik aygt
devralmtr. Mallarn satlabilirliini ve dolaysyla belirli bir emek
trnn retken olup olmadn belirleyen, pazar fiyatdr. Faaliyet
biimleri eer yararl deilse, ya da sava zamannda olduu gibi, sa
nayinin gelimesini salayan genel koullarn korunmasna hizmet et
miyorsa, anlamsz, gereksiz, lks olarak damgalanmaktadr. retken
kol ya da kafa emei saygnlam, hatta tek saygn yaama biimi ha
line gelmitir ve bir gelir getiren her ie, her uraa retken denilmek
tedir.
Orta-snf toplumunun byk teorisyenleri, Machiavelli, Hobbes ve
tekiler, yaama biimleri retime dayand halde ona dorudan bir
katk yapmadklar iin feodal lordlar ve ortaa ruhban snfn asalak

82 AKIL TUTULMASI

olarak niteliyorlard. O zamann anlayna gre, rahiplerin hayatlarn


Tanr'ya, soylularnsa valyelie ve aka adadklar dnlrd. Bu
snflar, srf varlklaryla ve faaliyetleriyle kitlelerin hayran olduu ve
ycelttii simgeler yaratrlard. Machiavelli ve rencileri an
deitiini grdler ve eski yneticilerin btn vakitlerini adadklar
ilere verilen deerin ne kadar bo bir yanlsama olduunu gsterdiler.
Machiavelli ile balayan izgi Veblen'e kadar uzanr. Bugn lks reddedilmemektedir, hi deilse lks mallarn reticileri tarafndan reddedilmemektedir. Ama onu mazur gsteren kendi varl, zellikleri deil,
ticaret ve sanayi iin yaratt frsatlardr. Lks mal ve hizmetler ya
kitleler tarafndan zorunlu tketim olarak benimsenmekte ya da rahatla
ma yolu olarak grlmektedir. Hibir ey, insann en yksek amac ola
rak ruhun kurtuluunun yerini alan maddi refah bile, kendi iinde ve
kendisi iin deerli deildir, hibir ama kendi iinde bir tekinden
daha iyi deildir.
Modern dnce, pragmatizmde olduu gibi, bu grten bir felsefe
karmaya almtr.22 Bu felsefenin z, bir dncenin, bir kav
ramn ya da bir teorinin bir eylem plan ya da tasarsndan baka bir
ey olmad ve dolaysyla doruluun da sadece bu dncenin baa
rsndan ibaret olduu grdr. William James'in Pragmatism'ini
zmlerken John Dewey doruluk ve anlam kavramlar zerinde du
rur: "Doru dnceler bizi yararl szsel ve kavramsal ynlere olduu
kadar, dorudan doruya yararl duyulur sonulara da gtrr. Tutarl
la, dengeye ve rahat, akc ilikilere gtrr". Dewey'e gre bir dnce,
"varolan eylere ilikin bir taslak ve onlar belli bir biimde dzenle
mek zere bir eylem plandr. Buna gre, eer taslak kabul grrse,
eer yaplan eylemin sonucunda varlklar kendilerini dncenin ama
lad ekilde dzenlerlerse, o dnce dorudur."23 Eer okulun kuru22.

Pragmatizm eitli dnce okullar tarafndan eletirel olarak incelenmitir;


voluntarizm asndan, Hugo Mnsterberg tarafndan, Philosophie der Werte,
Leipzig 1921; nesnel fenomenoloji asndan Max Scheler'in "Erkenntis und
Arbeit" adl ayrntl almasnda, Die Wissenformen und die Geselschaft, Leip
zig 1926; diyalektik felsefe asndan Max Horkheimer'in "Der Nueste Angriff
und die Metaphysik", Zeitschrift fr Sozialforschung, 1937, vol. vi, s. 4-53 ve
"Traditionelle und Kritische Theorie", a.g.y., s. 245-294 balkl yazlarnda.
Metindeki dnceler sadece pragmatizmin akln znellemesi iindeki roln
betimlemeye yneliktir.
23. Essays in Experimental Logic, Chicago 1916, s. 310 ve 317.

ARALAR VE AMALAR 83

cusu, "felsefeyi Kant'tan rendim"24 diyen Charles S. Peirce olma


sayd, dncelerimiz doru olduu iin beklentilerimizin gerekle
tiini ve eylemlerimizin baarl olduunu deil, tam tersine beklenti
lerimiz gerekletii ve eylemlerimiz baarl olduu iin dnceleri
mizin doru olduunu syleyen byle bir doktrinin felsefi bir soyaacna sahip olduu bile kabul edilmeyebilirdi. Gerekte, bu gelimeden
Kant' sorumlu tutmak, byk hakszlk olur. O, bilimsel kavray,
ampirik deil akn (transcendental) ilevlere baml klmt. Doru
luu pratik dorulama ilemleriyle zdeletirerek ya da anlam ve sonu
cun ayn ey olduunu ne srerek doruyu tasfiye etmeye kalkmamt. Belli dncelerin kendi ilerinde, kendileri iin mutlak geerli
liini kesin olarak yerletirmeye almt. Pragmatizmde gr ufku
nun daralmas, bir dncenin anlamn bir plann ya da bir taslan
anlam dzeyine drmektedir.
Pragmatizm, bandan beri, doruluun mantnn yerine olasln
mantnn geirilmesinden yana olmutur; bugn artk yaygn bir tu
tumdur bu. Eer bir dnce ya da bir kavram ancak sonularyla an
lam kazanyorsa, nermeler de yksek ya da dk bir olaslk derecesi
olan beklentileri dile getiriyor demektir. Gemile ilgili nermelerde,
beklenen olaylar, tank insanlardan ya da herhangi bir belgeden kant
retilmesi demek olan dorulama ilemleridir. Bir yargnn kendi
ngrd olgularla dorulanmas ile zorunlu klabilecei aratrma
aamalaryla kesinletirilmesi arasndaki fark, dorulama kavram
iinde grnmez olmaktadr. Gelecein iinde eritilen gemi boyutu,
mantktan kovulmutur. "Bilgi her zaman, yaanm doal olaylarn
kullanmyla ilgilidir," der Dewey25, "bu kullanmda, verili eyler,
deiik koullarda yaanlacak olanlarn gstergesi olarak alnr."26
Bu tr bir felsefe iin ngr sadece hesaplamann deil, genel ola
rak dnme eyleminin de zdr. Bu felsefe, gerekten bir tahmini
(rn. "Yarn yamur yaacak") dile getiren yarglarla, ancak aka
ifade edildikten sonra dorulanabilecek (bu, doal olarak btn yarglar
iin geerlidir) yarglar arasnda yeterli bir ayrm yapmaz. Oysa bir
nermenin imdiki anlamyla gelecekteki dorulanmas ayn ey
24. Collected Papers of Charles Sanders Peirce, Cambridge, Mass., 1934, c. I, s.
274.
25. "A Recovery of Philosophy", Creative Intelligence, New York 1917, s. 47.
26. Ben hi deilse ayn ya da benzer koullarda demeyi yelerdim.

84 AKIL TUTULMASI

deildir. Bir insann hasta olduu ya


ifade edildikten sonra dorulansalar
dzelme, bir iyileme salayabilirler
deildirler.
Pragmatizm anmsamaya ve derin
bir toplumu yanstr.

da insanln ac ektii yarglar,


da birer tahmin deildirler. Bir
ama yine de pragmatik yarglar
derin dnmeye vakti olmayan

Dnya, gemiten yorgun dm,


lebilse artk, dinlenebilse.
Bilim gibi felsefe de "varoluun belli bir uzaklktan dnlmesi ya
da gemite kalm olgularn zmlenmesi olmaktan kp, daha iyiye
ulalmas ve en ktden kanlmas amacyla gelecekteki olaslk
larn gzden geirilmesine dnmtr".27 Doruluun yerini olaslk
ya da daha iyisi, hesaplanabilirlik alrken, toplumda doruluu bo bir
szck haline getiren tarihsel sre de ayn eyi felsefede gerekletiren
pragmatizm tarafndan kutsanmaktadr.
Dewey, James'e gre, "bir nesnenin anlam, onun tanmnda ya da
kavramnda bulunmas gereken anlamdr," der. "Bir nesneyle ilgili
dncelerimizde tam bir akla ulamak iin, sadece nesnenin d
nlebilecek pratik etkilerini, ondan bekleyebileceimiz duyumlar ve
gstermemiz gereken tepkileri gz nne almamz yeterlidir."28 Ya da
Wilhelm Ostwald'n daha ksa tanmyla, "btn gerekler faaliyetimi
zi etkiler, bu gereklerin bizim iin anlam da bu etkidir".
Dewey'e gre bu teorinin "doruluundan kukulanlmas ya da...
znelcilik ve idealizmle sulanmas sz konusu olamaz, nk nesne
nin varl ve etkileme gc batan kabul edilmektedir."28 Ne var ki,
okulun znelcilii, bir tr grngc (phenomenalist) doktrini kabul
etmesinin deil, bilgi teorisinde "bizim" faaliyetimize, eylemlerimize
ve karlarmza verdii roln sonucudur.29 Eer nesneler hakknda
doru yarglar ve dolaysyla nesnenin kavram, sadece znenin eylemi
zerindeki "etkilerine" dayandrlrsa, "nesne" kavramna hl bir anlam
verilmesini anlamak gleir. Pragmatizme gre, doruluk kendi ba
27. A.g.y., s. 53.
28. A.g.y., s. 308, 309.
29. Pozitivizme ve Pragmatizme gre felsefe bilimcilik demektir. Bu yzden, prag
matizm, bu balamda pozitivist yaklamn tam ve doru bir ifadesi olarak
grlmektedir. Bu iki felsefe sadece pozitivizmin fenomenalizme, yani duyu
salc idealizme bal kalmasyla ayrlmaktadr.

ARALAR VE AMALAR 85

na deerli deil, etkili olduu, bizi dorulua yabanc, en azndan


doruluun dnda bir baka eye gtrd srece deerlidir.
James, pragmatizmi eletirenlerin "hibir pragmatistin gerek bir te
orik soruna ilgi duymasnn mmkn olmadn varsaymalarndan"
yaknrken30, byle bir ilginin psikolojik dzeyde varolduunu ileri
srmekte haklyd; ama James'in kendi yntemi ("sze deil, ze bak
mak"31) izlenecek olursa, bir zamanlar insann en yksek deeri verdii
o "oturduu yerden dnme"nin gzden dmesine pragmatizmin
katksnn teknokrasinin katksndan daha az olmad grlr32. Yaa
yan bir zihinde yer alan her doruluk dncesi, bir diyalektik dnce
btn bile, "tutarllk, denge ve rahat, akc ilikiler"in arac olarak
deil de kendisi iin srdrldnde, "oturduu yerden dnme" ola
rak nitelendirilebilir. Gerek dnmeye yneltilen saldr gerekse zanaatknn vlmesi, aralarn amaca boyun ediriinin anlatmdr.
Platon'dan ok sonra bile, dealar kavram, uzakl, bamszl,
hatta belli bir anlamda zgrl, "bizim" karlarmza boyun eme
yen bir nesnellii temsil ediyordu. Felsefe, nesnel doruluk dnce
sini, mutlak ad altnda ya da herhangi bir ruhsallam biim iinde
koruyarak, znelliin greceletirilmesini salamt. Mundus sensibilis (duyulur dnya) ile mundus intelligibilis (dnlr dnya) arasnda
ilkesel bir ayrm olduunda srar ediyordu. nsann zihinsel ya da fizik
sel egemenlik kurma aralar tarafndan, insann karlar ve eylemleri
ya da herhangi bir teknik ilem tarafndan kurulan bir gerek imgesi
ile, nesnelerin ve doann hakkn veren bir dzen ya da hiyerari kav
ram, bir statik ya da dinamik yap kavram arasndaki ayrmd bu.
Pragmatizmde, btn oulcu grnne karn, herey konu ya da
malzeme haline gelir ve bylece son kertede aynlar, aralar ve
sonular zincirinde bir eye dnr. "Her kavram 'herhangi bir kim
se iin bu kavramn doruluu ne gibi bir duyulur farkllk yarata
caktr' sorusuyla snarsanz, kavramn ne anlama geldiini renebilir
ve nemini tartabilirsiniz."33 "Herhangi bir kimse" teriminin ierdii
sorunlar bir yana braksak bile, bu kuraldan kan sonu, bir kavramn
anlamnn insanlarn davranlaryla belirlendiidir. Tanr, neden, say,
30.
31.
32.
33.

The Meaning of Truth, N.Y., 1910, s. 208.


A.g.y., s. 180.
James, Some Problems of Philosophy, N.Y., 1924, s. 59.
A.g.y., s. 82.

86 AKIL TUTULMASI

tz ya da ruh kavramlar, James'e gre, bizi eyleme ya da dnmeye


ynelttikleri iin anlaml ve nemlidir. Eer dnyada sadece bu trden
metafizik dncelerin deil, kapal snrlar iinde ve karanlkta ilenen
cinayetlerin de umursanmad bir gn gelirse, byle bir cinayet kav
ramnn da bir anlam kalmadn, herhangi bir "belirgin dnce"yi
ya da bir doruluu temsil etmediini dnmemiz gerekecektir, nk
bu cinayetler artk "herhangi bir kimse iin duyulur bir farkllk" ol
maktan kmtr. Eer bir kimse birtakm kavramlarn tek anlamnn
kendi tepkisi olduunu varsayarsa, bu kavramlara anlaml bir tepki
gstermesi nasl beklenebilir?
Pragmatistin "tepki" ile kastettii, felsefeye doal bilimler alann
dan aktarlmtr. Pragmatist hereyi, "tpk bir laboratuvarda dnl
d gibi dnmekten, yani bir deney konusu olarak dnmekten"
gurur duymaktadr.34 Okula adn veren Peirce'e gre, pragmatistin fel
sefi yntemi udur:
Btn baarl olmu bilimlerin (akl banda hi kimse bunlara
metafizii dahil etmez) bugnk kesinliklerine ulamasn sala
yan, deneysel yntemden baka bir ey deildir; bu deneysel
yntemin kendisi de u daha eski mantk kuralnn zel bir uygu
lamasdr: "Onlar meyveleriyle tanyacaksnz."35
Ne var ki durum bu kadar ak ve basit deildir; Peirce'e gre, "bir kav
ram, yani bir szcn ya da bir baka ifadenin rasyonel anlam, bu
ifadenin davranlarla ilikisinden, davranlar zerindeki etkisinden
baka bir yerde aranamaz" ve "bir kavramn kabul edilmesinin ya da
yadsnmasnn sonucu olan btn dnlebilir deneysel olgularn ke
sin izgilerle tanmlanmas kouluyla, deneyden kmayan hibir eyin
davranlar zerinde dorudan bir etkisi olamaz". Peirce'in salk verdii
yntem, "kavramn tamamlanm bir tanmn" salayacaktr "ve kav
ramn iinde, bu tanmn belirttiklerinden daha fazla bir ey kesinlikle
yoktur"36. Peirce, insan davranlar zerinde sadece deneylerden kabi
lecek sonularn dorudan bir etkisi olabileceini grnte byk bir
gvenle ne srerken, byle bir dncenin ierdii elikiyi de bu
dnceyi herhangi bir durumda "dnlebilecek btn deneysel olgu34. Peirce, a.g.y., s. 272.
35. A.g.y., s. 317.
36. A.g.y., s. 273.

ARALAR VE AMALAR 87

larn" kesin izgilerle tanmlanmasna baml klan artl cmleyle


toparlamaya almaktadr. Ama dnlebilir olgularn neler olduu
sorusu da yine deneyle cevaplandrlmak zorunda olduu iin, metodo
lojiyle ilgili bu ok genel nermeler ciddi mantksal glklere yol
amaktadr. Eer her kavram yani, dnlebilecek olan herey
esas olarak deneye bamlysa, deneyi "dnlebilir olma" ltne
nasl tabi tutabiliriz?
Nesnelci dneminde felsefe, bilimsel uralar da iinde olmak zere
btn insan davranlarnn kendi varlk nedenini ve haklln kavra
masn salayacak olan etmendi; pragmatizm ise her trl kavray
yeniden eyleme dntrmeye almaktadr. Kendisinin de katksz
pratik faaliyet haline gelmesi, pragmatizmin en yksek amacdr; bu
faaliyet, pragmatizme gre ya fiziksel olaylarn ad olan ya da dpedz
anlamsz olan teorik kavraytan ayrdr. Ama doruluk, anlam ya da
kavramlar gibi zihinsel kategorileri pratik davranlara indirgemeye cid
di olarak alan bir doktrin, szcn zihinsel anlamyla tasarlanmay
bekleyemez; ancak belli olay dizilerini balatacak bir mekanizma ola
rak ilemeye alabilir. Pragmatizmin en radikal ve tutarl biimini
ortaya koyan Dewey'e gre, kendi teorisi de "bilmenin fiilen yapt
mz bir ey olduu; zmlemenin son kertede fiziksel ve aktif bir faa
liyet olduu, anlamlarn da mantksal nitelikleri bakmndan bak
alar, tavrlar ve olgulara ilikin davran yntemleri olduu ve aktif
deneyin dorulama iin zorunlu olduu" anlamna gelmektedir.37 Bu
hi deilse tutarl bir yaklamdr ama kendisi hl felsefi dnce
olduu halde felsefi dnceyi tasfiye etmektedir. Pragmatizme gre
ideal filozof, Latin atasznde olduu gibi, susan kiidir.
Pragmatistin doal bilimlere tapnmasna uygun olarak, tek geerli
yaant deneydir. Nesnel doruya gtren eitli teorik yollarn yerine
rgtl aratrmann dev aygtn geiren sre, felsefenin onayn al
makta, daha dorusu felsefeyle zdeletirilmektedir. Doadaki herey,
laboratuvarlarmzda ilemden geirildii srada ortaya koyduu grn
tlerle bir tutulmaktadr; oysa bu laboratuvarlarn aygtlar da ierdik
leri sorunlar da gnmz toplumunun sorun ve karlarn yanstmak
tadr. Bu gr, bir insan hakknda gvenilir bilginin ancak polisin
elindeki bir sana uygulanan snanm ve etkili sorgu yntemleriyle
37. Essays in Experimental Knowledge, s. 330.

88 AKIL TUTULMASI

elde edilebileceine inanan bir kriminologun grn andrmaktadr.


Deneyciliin byk ncs Francis Bacon, bu yntemi genlie zg
bir akszllkle betimlemitir: "Bir insann mizacnn ancak fke
lendii zaman tam olarak belli olmas ya da Proteus'un ancak eli kolu
skca baland zaman biim deitirmesi gibi, doann dnm ve
deiimleri de ancak sanatn denemelerinde ve bktrc abalarnda
gerekleebilir."38
"Aktif deneycilik", bireylerin, gruplarn ya da topluluun karla
rnn gndeme getirdii somut sorulara somut cevaplar salar. Top
lumsal iblm tarafndan belirlenmi cevaplarn dorunun kendisi
haline geldii bu znelci zdelemeyi savunanlar her zaman fizikiler
deildir. Fizikinin modern toplumdaki tanmlanm rol, hereyi bir
malzeme olarak almaktr. Bu roln anlam hakknda dnmesi gerek
mez. Zihinsel kavramlar srf fiziksel olaylar olarak yorumlamak ya da
kendi yntemini tek anlaml zihinsel davran olarak sunmak zorunda
da deildir. Hatta bir gn kendi bulgularnn laboratuvarda belirlenme
mi bir dorunun paras olaca umudunu da besleyebilir. Urann
en nemli ynnn deney olduu noktasnda kukulan bile olabilir.
Dnceleri eya gibi ele alan ve doa zerindeki teknik egemenlikten
karlann dnda her trl doruluk dncesini tasfiye eden, fiziki
deil, kendi faaliyet trn "btn baarl olmu bilimler" arasna
kaydettirmeye alan ve fizikiyi taklit eden filozoftur.
Deneysel fizii btn bilimlerin prototipi yapmaya ve zihinsel
yaamn her alann laboratuvar teknikleri modeline uydurmaya alan
pragmatizm, fabrikay insan varoluunun prototipi olarak gren ve
btn kltr dallarn montaj hatt zerindeki retim ya da rasyonelle
tirilmi bro modeline uydurmaya alan modern endstriyelizmin
dnce alanndaki karldr. Tasarlanmaya hakk olduunu kantla
mak iin her dncenin bir referans gstermesi, kullanl olduunu
belirten bir sicil sunmas gerekmektedir. Dorudan kullanm "teorik"
olsa bile kendisine ilev kazandran teorinin pratik uygulanyla enin
de sonunda snava sokulacaktr. Dnce, dnce olmayan bir eyle,
retim zerindeki ya da toplumsal davranlar zerindeki etkisiyle
llmektedir, tpk sanatn, en kk ayrntlarna kadar, sanat d bir
eyle, rnekse gie haslat ya da propaganda deeriyle llmesi gibi.
38. The Works of Francis Bacon, c I, Londra 1826, s. 78.

ARALAR VE AMALAR 89

Yine de bilim adam ve sanatnn tavrlaryla filozofun tavr arasnda


nemli bir farkllk vardr. Bilim adam ve sanatnn sanayi toplu
munda lt haline gelmi abalarnn utandrc "meyvelerini" reddet
tiklerine ve uyumluluun denetimini krdklarna bugn bile zaman za
man rastland halde, filozof, olgusal ltleri yceltmeyi i edin
mitir. Bir insan olarak, bir siyasal ya da toplumsal reformcu olarak,
zevk sahibi bir kii olarak, bugnn dnyasndaki bilimsel, sanatsal
ya da dinsel abalarn pratik sonularna kar olabilir; ama felsefesi,
bavurabilecei btn br ilkeleri ykmaktadr.
Bu, pragmatist yazlarda yer alan birok ahlaki ya da dinsel tart
mada grlebilir. Liberal, hogrl, iyimser ve yaadmz gnlerin
kltrel bozgunuyla baa kamayan bir psikolojiyi yanstmaktadr bu
yazlar. James, kendi dneminde ortaya km olan ve "zihin tedavi
hareketi" adn verdii bir tarikattan sz ederken yle der:
Btn yaantmzn besbelli sonucu, dnyann birok dnce
sistemlerine gre ekip evirilebilecei, kullanlabilecei ve
deiik insanlar tarafndan da byle kullanld ve her defasnda
kullancya belli bir kazanc salad ama ayn zamanda baka bir
tr kazancn da ertelenmek ya da braklmak zorunda kalddr.
Bilim hepimize telgraf, elektrik n ve tehisi vermitir ve
hastalklarn bir blmn de nlemeyi v tedavi etmeyi baar
maktadr. Zihin tedavisi biimindeki din de bazlarmza huzur,
ahlaki tatmin ve mutluluk vermektedir ve baz hastalklar bilim
kadar etkili bir biimde, hatta belli tr insanlarda daha etkili
biimde nlemektedir. yleyse, din de bilim de, kullanabilen
kiiye dnyann hzinelerini aan gerek birer anahtardr.39
Dorunun belli bir tarihsel anda mutluluun tam tersini verebilecei,
insanlk iin ok iddetli bir sarsnt anlamna gelebilecei ve bu yz
den de kiiler tarafndan reddedilebilecei dncesi karsnda, pragma
tizmin kurucular znenin mutluluunu doruluun tek lt yap
mlardr. Byle bir doktrin iin, yandalarna haz veren herhangi bir
inan trn reddetme imkn yoktur. Pragmatizm, hem bilimi hem de
dini, James'in kastettiinden farkl olarak szck anlamyla "dnyann
btn hzinelerini aan gerek birer anahtar" olarak kullanan gruplar
iin bir aklanma yolu olabilir.
39. The Varieties of Religious Experience, New York 1902, s. 120.

90 AKIL TUTULMASI

Peirce ve James, refahn ve gerek toplumsal snflar gerekse uluslar


arasnda uyumun mmkn grnd ve byk ykmlarn beklenme
dii bir dnemde yazyorlard. Felsefeleri, mthi bir aklkla, egemen
i kltrnn ruhunu, bir kar tepki olarak felsefi dnmenin do
masna yol aan o "pratik olma" tutumunu yanstr. Bilimin ada
baarlarnn doruklarndan Platon'a bakarak glebilmilerdir; alayla
karladklar, renkler teorisini ortaya koyduktan sonra unlar syleyen
Platon'dur: "Btn bunlar deneyle dorulamaya kalkan kii, insan
doasyla tanrsal doa arasndaki fark unutmu olur. nk birok
eyi birletirecek ve biri de yeniden birok eylere dntrecek g ve
bilgi sadece Tanr'da vardr. nsan, bu ilemlerden ne birini ne de
tekini yapabilir."40
Tarihin Platon'dan daha yanl kard birini bulmak zordur. Ama
deneyciliin zaferi, srecin sadece bir yndr. Hereye ve herkese bir
ara roln veren ama Tanr ya da nesnel doruluk adna deil, elde
edilen pratik sonular adna Pragmatizm "dorunun kendisi" ya da
Platon ve nesnelci izleyicilerinin tanmlamadan braktklar "iyilik" te
rimlerinin gerekte ne anlama geldiini biraz da kmsemeyle sor
maktadr. Bu kavramlarn, pragmatizmin yadsd farkllklar koru
duu sylenebilir en azndan: laboratuvarda dnmekle felsefede d
nmek arasndaki ve dolaysyla insann ynelecei noktayla bugnk
durumu arasndaki farkllk...
Dewey, insanlarn bugnk durumlar deimeksizin isteklerinin ye
rine getirilmesini insanln en yksek amalaryla zdeletirmektedir.
Zeknn bugnk isteklerimizin izdm olan bir gelecei tasar
lama gcne inanmak ve bunu gerekletirecek aralar bulmak
kurtuluumuz budur. Ve bu srekli beslenmesi ve ak
seikletirilmesi gereken bir inantr; hi kukusuz, felsefemiz
iin yeterince byk bir grev...41
"Bugn istenir olann gelecee yanstlmas bir zm deildir. Bu
kavramn iki yorumu olabilir. Birincisinde, sz konusu olan, insan
larn gerekte olduklar durumlaryla yani yaadklar toplumsal sistem
tarafndan koullandrlm durumlaryla istedikleri eylerdir; oysa bu
40. "Timaeus, 68, The Dialogues of Plato, ev. B.Jewett, New York 1937, c. II, s.
47.
41. "A Recovery of Philosophy", a.g.y., s. 68-69.

ARALAR VE AMALAR 91

sistemde, insanlarn isteklerinin gerekten kendilerine ait olduu su


gtrr. Eer bu istekler dolaysz, znel boyutlar almadan, eletirisiz bir biimde kabullenilirse, onlar saptamann en iyi yolu felsefe
deil, pazar aratrmas ve Gallup kamuoyu yoklamalar olur. kinci
olarak, Dewey'in znel istekle nesnel istenirlik arasnda belli bir farkn
varln kabullendiini de dnebiliriz. Ama byle bir kabulleni
tam da eletirel felsefi zmlemenin balangc olacaktr tabii,
eer pragmatizm bu amazla karlatnda hemen teslim olup, nesnel
akl ve mitolojiye geri dnmek istemiyorsa.
Akln bir araca indirgenmesi, sonunda onun ara olma niteliini
bile etkiler. znel akl kavramna skca bal olan ve Avrupa'da tota
liter rejimlerin aydnlar zerinde uygulad baskyla yeni bir evreye
giren felsefe kart anlay (stelik bu aydnlar arasnda bu anlayn
nclerinden bazlar da bulunuyordu), akln alalnn belirtisidir.
Uygarln geleneki, tutucu eletirmenleri, modem hayattaki anlksallamaya (intellectualization) saldrp da sadece ayn srecin bir baka
grnm olan zihinsel ktrmlemeye hibir eletiri yneltmemekle byk bir yanlln iine dmektedirler. Biyolojik ve top
lumsal kkenlere sahip insan anl, bamsz ve yaltlm bir mutlak
varlk deildir. Ancak toplumsal iblmnn sonucunda, bu ibl
mn insann doal yapsnn bir gerei olarak gstermek iin, byle
olduu ileri srlmektedir. retimdeki ynetim ilevleri komuta
etme, planlama, rgtleme saf anlk olarak, retimin bedensel ilev
lerine, almann daha alt dzeyde, saf olmayan biimlerine, klelerin
emeine kar karlmtr. Anln ilk kez teki insan "yetileri" ile,
zellikle de igdsel davranlarla kar karya getirildii szde Plato
nik psikolojinin, kat bir hiyerarik devlette iktidarn paylalmas
modeline gre tasarlanm olmas hi de rastlant deildir.
Dewey42 saf anlk kavramnn bu kukulu kkeninin btnyle
farkndadr, ama zihinsel faaliyeti yeniden pratik alma olarak yorum
lamann sonularn kabullenerek fiziksel emei yceltmekte ve
igdleri yeniden gndeme getirmektedir. Akln modem bilimden ayr
olan her trl speklatif yeteneini bir yana atmaktadr. Gerekte,
anln igdsel hayattan bamszlamas, onun zenginliinin ve
gcnn hl somut ieriine bal olduu ve bu ierikle balar kesil
42. Human Nature of Conduct, New York 1938, s. 58-59.

92 AKIL TUTULMASI

diinde ktrmlemek ve kuruyup gitmek zorunda olduu gereini


deitirmez. Zeki bir insan, sadece doru akl yrten deil, zihni nes
nel ierikleri alglamaya ak, onlarn zsel yaplarndan etkilenebilen
ve bunu szle ifade edebilen insan demektir; bu, genel olarak dnme
nin doas ve ierdii doruluk iin de geerlidir. Akln yanszlamas
(neutralization), onu nesnel ierikle her trl ilikiden ve bu ierii
yarglama gcnden yoksun brakarak, "ne?" sorusuyla deil, "nasl?"
sorusuyla uraan bir yrtme organ durumuna drerek, olgular
kaydeden cansz bir aygta evirmektedir akl. znel akl btn kendiliindenliini, retkenliini, yeni ierikler bulma ve ne srme
gcn, tek szckle, znelliini yitirmektedir. Fazla sk bilenen bir
tra ba gibi, bu "ara" da sonunda fazla incelmekte ve kendisini
snrlam olduu srf biimsel grevlerin bile stesinden gelemez ol
maktadr. Bu, tam da retici glerin mthi byme dneminde bu
gleri tahrip etmeye ynelen toplumsal eilimle koutluk iindedir.
Aldous Huxley'in negatif topyas, akln biimsellemesinin bu
ynn, onun aptalla dnmesini dile getirir. Burada, kahraman
yeni dnyann teknikleri ve onlarla balantl zihinsel ilemlerin son
derece incelmi olduu grlr. Ama bunlarn hizmet ettikleri amalar
bir ekranda gsterilen bir krke dokunuyormusunuz duygusunu ve
ren budalaca "hissettiriciler", sistemin temel sloganlarn uyuyan
ocuklarn zihnine ileyen "hipnopedi", insanlar daha domadan nce
standartlatran ve snflandran yapay reme yntemleri btn bun
lar, dncede yer alan bir ktrmleme srecini yanstr; bu sre,
dnmenin engellendii bir sisteme yol aar ve sonunda da, btn
hayat ieriklerinin nesnel budalalnn bir izdm olan bir znel ap
talla varr. Dnmenin yerini basmakalp dnceler alr. Bunlara
da bir yandan frsat bir tutumla bir yana atlacak ya da benimsenecek
basit yararl aralar olarak, bir yandan da fanatik tapnma nesneleri ola
rak baklr.
Huxley'in saldrd, mutlak saylan bir znel akln, kendi kendini
yok eden bir znel akln egemenlii altndaki bir dnya rgtlenme
sidir, tekelci devlet kapitalizmine dayal bir rgtlenme. Ama bu ro
man, ayn zamanda, bu ktrmletirici sistem idealine kar, hem
faizmi, hem aydnlanmay, hem psikanalizi, hem sinemay, hem mito
lojiden arnmay, hem kaba mitolojileri hi ayrm gzetmeden

ARALAR VE AMALAR 93

mahkm eden ve uygarlk tarafndan lekelenmemi, igdlerinden


emin kltrl insan ya da belki kukucu insan ycelten kahramanca
bir metafizik bireycilii karmaktadr. Bylece Huxley, farknda olma
dan, anla kart olarak ruh adna eletirdii o tekelci kolektivizme her
yerde, ama en ok da Almanya'da zemin hazrlam olan gerici kltrel
tutuculuun safna gemektedir. Baka bir deyile, znel akln safdilce
savunulmas, Huxleyin betimlediklerini andran belirtilere43 gerekten
yol amtr ama, bu akln tarihsel olarak devrini doldurmu ve yanl
tc bir kltr ve bireysellik kavram adna gene safdilce yadsnmas da
kitlelerin aalanmasna, ikiyzlle, kaba gce balanmaya yol
amaktadr; bunlarsa o yadsnm olan eilime hizmet etmektedir.
Bugn felsefenin yzlemek zorunda olduu iki seenek vardr: ya bu
amazda kendinin efendisi olarak kalmak ve bylece kendi teorik
almn hazrlamak, ya da ii bo metodoloji dzeyine dmek, varo
lann gzleri bal bir savunusu olmakla ya da kahraman yeni dnyaya
btn hazr ideolojiler kadar kolaylkla uyan Huxleyin u en son
popler mistisizmi gibi bir garantili reete olmakla yetinmek.

43. ok ar bir rnek verilebilir. Huxleyin icad olan "lm koullanmasnda,


ocuklar lmekte olan insanlarn yanna getirilir bir yandan tatl ve ekerle be
slenir ve oyun oynamaya tevik edilirken bir yandan da lm srecini seyretme
leri salanr. Bylece ocuklar lmle gzel duygulan birbirine balayacak ve
onun karsnda dehete kaplmaktan kurtulacaklardr. 1944 Kasm'nda kan
Parents' Magazine dergisinde "Bir skeletle Konuma" balkl bir yaz vardr.
Yazda, be yalarndaki ocuklarn, "insan vcudunun i ileyiiyle tanmalar
amacyla" bir iskeletle oynamalar anlatlmaktadr:
"Derimizi tutmak iin kemikler gerekiyor" dedi Johnny, iskeleti incelerken.
"l olduunu bilmiyor" dedi Martudi.

II

ATIAN REETELER

Bugn hemen herkes, felsefi dncenin gerilemesiyle toplumun


hibir ey yitirmediini nk onun yerinin ok daha gl bir bilgi
arac olan modern bilimsel dnceyle doldurulduunu kabul etmekte
dir. Felsefenin zmeye alt sorunlarn ya anlamsz olduu ya da
modern deneysel yntemlerle zlebilecei dnlmektedir. Nite
kim, modern felsefedeki egemen eilimlerden biri, geleneksel spek
lasyon tarafndan yarm braklm ileri bilime devretmektedir. Bili
min koullardan bamszlatrlarak mutlaklatrlmasna varan bu
eilim, bugn pozitivist olarak nitelendirilen btn okullarn balca
zelliidir. Burada bu felsefenin ayrntl bir tartmasn yapmaya
caz, amacmz sadece onun yaadmz kltrel bunalmla ilikisini
incelemektir.
Pozitivistler bu bunalm bir "sinirsel zayflamaya" balamaktadr
lar. Onlara gre, bilimsel ynteme gvenemeyen yreksiz entelektel
ler, sezgi ya da vahiy gibi baka bilgi yntemlerine bel balamtr.
Oysa bize gerekli olan, bilime tam bir gvendir. Kukusuz pozitivist
ler bilimin ykc amalarla kullanldndan habersiz deillerdir; ama
bilimin bu tr kullanmlarnn bir sapknlk olduunu dnmekte
dirler. Gerekten byle midir bu? Bilimin ve onun uygulan olan tek
nolojinin gsterdii nesnel ilerleme, bilimin ancak saptrld zaman
ykc olup, gereince anlaldnda zorunlu olarak yapc olduu yo
lundaki bugnk yaygn dnceyi hakl karmaz.
Bilim daha iyi amalara hizmet edebilir elbet. Ne var ki, bilimin iyi
potansiyellerinin gerekletirilme yolunun bugn izlenen yol olduun
dan kukuluyuz biz. Pozitivistler, kendi dndkleri biimiyle doal
bilimin hereyden nce yardmc bir retim yntemi olduunu, top
lumsal sre iindeki birok eden sadece biri olduunu unutmu
grnmektedirler. Bu yardmc nitelii yznden, toplumun gerekteki

ATIAN REETELER 95

ilerleyii ya da gerileyii iinde bilimin oynayaca rol nsel olarak


belirlemek imknszdr. Bilimin bu alandaki etkisi, genel ekonomik
sre iindeki kadar olumlu ya da olumsuz olabilir.
Bugn bilimi, teki zihinsel glerden ve faaliyetlerden farklln,
zgl alanlara blnn, kural ve ilemlerini, ieriini ve rgtleni
ini, ancak hizmet ettii toplumla ilikili olarak anlayabiliriz. Bilim
denen "arac" ilerlemenin otomatik balatcs olarak gren pozitivist
felsefe, teknolojiyi ycelten teki grler kadar byk bir yanlg
iindedir. Ekonomik teknokrasi, btn geleceini maddi retim arala
rnn serbeste gelimesine balamtr. Platon, filozoflar ynetici
yapmak istiyordu; teknokratlar da mhendisleri toplumun ynetim ku
rulu yesi yapmak istemektedirler. Pozitivizm felsefi teknokrasidir.
Pozitivizm iin toplumsal meclislere yeliin koulu, matematie
koulsuz bir inan duymaktr. Matematie vgler yazan Platon,
yneticileri idari uzmanlar olarak, soyutun mhendisleri olarak d
nyordu. Ayn ekilde pozitivistler de mhendisleri somutun filozoflar
olarak grmektedirler, nk felsefe, izin verildii kadaryla, bilimin
bir trevidir ve mhendisler de bilimin uygulayclardr. Aralarndaki
btn farklara karn Platon da pozitivistler de insanl kurtarmak iin
onu bilimsel dncenin kural ve yntemlerine baml klmak gerek
tiini dnmektedir. Yalnz pozitivistler, pratii felsefeye uyarlamak
yerine, felsefeyi bilime, yani pratiin gereklerine uyarlamaktadrlar. .
Birka yl nce yaymlanan makalede, bugnk kltrel bu
nalmn pozitivizm asndan bir deerlendirmesi yaplmt.1 Bu ok
ak seik makalelerin birincisinde, Sidney Hook, yaadmz kltrel
bunalmn "bilimsel ynteme duyulan inancn yitirilmesinden" kay
naklandn ileri srmektedir. Bilimle zde olmayan bir bilgiye ve
bir dorulua ulamay amalayan aydnlara atan Hook, bu aydnlarn
salam bir aratrma ve deney yapmak ve sonulan bilimsel yntemlerle
elde etmek yerine, dolaysz kavraya, sezgiye, Wesersenschauung'a*,
1. Sidney Hook, "The New Failure of Nerve; John Dewey, "Anti-Naturalism in Ex
tremis"; Ernest Nagel, "Malicious Philosophies of Science"; Partisan Review,
Ocak/ubat 1943, x, 1, s. 2-57. Bu makalelerden baz blmler,
Y.H.Krikorian'n derledii, Naturalism and the Human Spirit'te (Columbia Uni
versity Press, 1944) yaymlanmtr.
* Edmund Husserl'in fenomenolojisinde, zlerin dolaysz kavran anlamnda,
zleri grleme, sezgi yoluyla elde etme, (.n.)

96 AKIL TUTULMASI

vahye ve bunlar gibi kukulu bilgi kaynaklarna dayandklarn belirt


mektedir. Her trl metafiziin savunucularna kar kmakta, Protes
tan ve Katolik felsefelerini ve bunlarn bilerek ya da bilmeyerek gerici
glerle yapt ittifak eletirmektedir. Liberal ekonomiye kar
eletirel bir tutum taknmakla birlikte, "dnce dnyasnda serbest pa
zar geleneinden" yana olduunu sylemektedir.2
kinci makalede John Dewey, "bilimin balad ii tamamlamasn
ve yapc potansiyellerini gerekletirmesini nleyen" anti-natralizme
atmaktadr."3 Son makalede de Ernest Nagel "habis felsefeleri" tartr
ken, metafizikilerin, doal bilim mantnn ahlaki tutumlar iin
yeterli bir temel olmad yolundaki baz grlerini rtmeye giri
mektedir. Yazarlarn birok baka almas gibi bu makale de oto
riter ideolojilerin eitli nclerine ve temsilcilerine kar aldklar
uzlamaz tutumla vgye deerdir. Bizim eletirilerimiz sadece nesnel
teorik farkllklara ilikindir. Aada, pozitivistlerin nerdii zm
yolundan nce, muarzlarnn nerdii reeteyi inceleyeceiz.
Pozitivistler, baz eskimi ontolojilerin hesapl ve yapay bir biim
de yeniden canlandrln eletirmekte yzde yz hakldrlar. Bu can
lan balatanlar, ne kadar derin bir kltre sahip de olsalar, Bat kl
trnn son kalntlarn felsefi olarak kurtarmaya kalkmakla aslnda
bu kltre ihanet etmektedirler. Faizm, modern koullarda, eski
biimlerinden de vahi, ok daha vahi bir nitelik alan eski egemenlik
yntemlerini canlandrmtr; bu filozoflar da bugnk koullarda ba
langta olduklarndan ok daha safdil, ok daha keyfi ve ok daha yan
l olan otoriter dnce sistemlerini canlandrmaktadrlar. yi niyetli
metafizikiler, dorunun, iyinin ve gzelin skolastiin ebedi deerleri
olduunu ilkel yntemlerle kantlama abalaryla, bu tr dncelerin
egemen glere kar kabilecek bamsz dnrler iin tayabile
cei son anlam krntlarn da yok etmektedirler. Gemite ticari kl
trn etkilerine kar kmak iin kullanlan bu tr dnceler imdi
lerde sanki birer meta gibi ne srlmekte, savunulmaktadr.
Gnmzde, genel kabul grm deerlerin hzla kmekte olan
hiyerarisine bir felsefi temel salayabilmek iin gemiteki nesnel
akl teorilerini canlandrma abas gndemdedir. Yar-dinsel, yar bi
2. A.g.y., s. 2-4.
3. "Anti-Naturalism in Extremis", a.g.y., s. 26.

ATIAN REETELER 97

limsel zihin tedavileri, ruhuluk, yldz fal, Yoga ve Budizm gibi eski
felsefelerin ya da mistisizmin ucuz basklarnn yan sra, klasik nes
nelci felsefelerin, ortaa ontolojilerinin popler uyarlamalar da
tketime sunulmaktadr. Ne var ki, nesnelden znel akla gei bir rast
lant deildi; dncelerin geliim sreci de herhangi bir anda keyfi ola
rak geri evrilemez. Eer aydnlanma biimindeki znel akl, Bat
kltrnn ayrlmaz bir paras olan inanlarn felsefi temelini yok
etmise, bu temelin ok zayf kmasndan tr yapabilmitir bunu.
yleyse bu inanlarn yeniden canlandrlmas da yapay bir abadr: sa
dece bir boluun doldurulmas amacna hizmet eder. Mutlak felsefele
ri, bizi kargaadan kurtaracak kusursuz birer ara olarak ortaya srl
mektedir. Nesnelci felsefeler de, gnmzn toplumsal ayklama meka
nizmalarnn snavndan geen iyi ya da kt btn doktrinlerin akbe
tini paylamakta, belirli kullanmlar iin standartlatrlmaktadr. Fel
sefi dnceler dinsel ya da aydnlanmac, ilerici ya da tutucu gruplarn
ihtiyalarn karlamaktadr. Mutlak'n kendisi de bir ara haline gel
mekte, nesnel akl, ne kadar genel olurlarsa olsunlar znel amalara
hizmet eden bir emaya dnmektedir.
Modern Tomaslar4 bazen kendi metafiziklerini, pragmatizme ya
rarl bir ek olarak nitelemektedirler ve belki de hakldrlar. Gerekten
de, yerleik dinlerin felsefi uyarlamalar, egemen gler asndan ya
rarl bir ilev grr: mitolojik dncenin bugne kalm kalntlarn
kitle kltrnde kullanlabilecek gerelere dntrrler. Bu yapay
rnesanslar eski doktrinlerin lafzn ne kadar korumaya alrlarsa,
balangtaki anlamn da o kadar arptm olurlar, nk doruluk
deien ve atan dncelerin evriminde yatmaktadr. Dncenin
kendine sadk kalmasnn koulu, byk lde, kendisine ulalrken
yaanm srelerin ansn birer isel doruluk esi olarak koruduu
halde, kendi kendisiyle de elikiye dmekten kanmamasdr. Eski
felsefeleri canlandrmaya ynelik modern abalarn kltrel eler konu
sundaki tutuculuu aldantan baka bir ey deildir. Hayatn pragmatiklemesine ve dncenin biimsellemesine katkda bulunmak, modern
din gibi yeni-Tomaslar iin kanlmazdr. Doal inanlarn yklma
4. Bu nemli metafizik okulunda gnmzn baz en sorumlu tarihi ve yazarlar bu
lunmaktadr. Buradaki eletiriler, sadece, bamsz felsefi dnceyi yok eden
dogmatizm eilimine yneliktir.

98 AKIL TUTULMASI

sna hizmet etmekte ve inancn bir kolayla dnmesini, arasallamasn salamaktadrlar.


Dinin pragmatiklemesi, birok bakmdan din d bir olay gibi g
rnse de szgelimi, dinle salk kurallarnn birbirine balannda
olduu gibi sadece dinin snai uygarln koullarna uyarlanmasnn
bir sonucu deil, her trl sistematik teolojinin znde yatan bir
eilimdir. Doann smrlmesi dncesinin tarihi, Incil'in ilk
blmlerine kadar gider. Btn yaratklar insana boyun eecektir.
Deien sadece bu boyunduruun yntemleri ve grnleri olmutur.
Ama eski Tomaslk, Hristiyanl kendi ann bilimsel ve siyasal
biimlerine uyarlama grevini baarabildii halde, yeni-Tomaslk
ok daha g bir durumdadr. Bunun nedeni, ortaada doann sm
rsnn grece duraan bir ekonomiye dayanmas, bilimin de duraan
ve dogmatik olmasdr; bilimin dogmatik teolojiyle ilikisi grece
uyumlu olabilmi, Aristoculuk da kolayca Tomasla yedirilebilmitir. Ama byle bir uyum bugn mmkn deildir ve yeni-Tomaslar
neden, ama, kuvvet, ruh, varlk gibi kategorileri eletirel olmayan bir
biimde kullanmak zorundadrlar. Tomas'n kendisi iin bilimsel bilgi
nin doruunu temsil eden bu metafizik dncelerin modem kltrdeki
ilevleri btnyle farkldr.
Yeni-Tomaslar'n talihsizlii, teolojik doktrinlerinden trettiklerini
ileri srdkleri kavramlarn bugn artk bilimsel dncenin bir
paras olmamasdr. Tomasn Aristo ile Boethius'u uzlatrmas gibi,
teoloji ile ada doa bilimlerini hiyerarik bir dnsel sistem iinde
btnletirmeleri mmkn deildir, nk modern bilimin bulgular
skolastik dzen kavramyla ve Aristocu metafizikle artk ok ak bir
eliki iindedir. Bugn hibir eitim sistemi, en gericisi bile, kuan
tum mekaniine ve grelilik teorisine dncenin temel ilkelerini ilgi
lendirmeyen konular olarak bakamaz. Bu yzden yeni-Tomaslar da
kendi bak alarn ada doal bilimle uyum iine sokabilmek iin
bin trl oyuna bavurmak zorunda kalmaktadrlar. rnein, ontolojik
olmayan nermelerin bile belli bir doruluk pay olduunu soyut
dzeyde kabul etmek ya da matematiksel olduu srece bilime belli bir
rasyonellik tanmak veya yine felsefe alannda bu trden baka kukulu
uzlamalara snmak durumundadrlar. Bu yntemlerle kilise felsefesi
modern fiziksel bilimin kendi btnsel sistemine dahil edildii izleni

ATIAN REETELER 99

mini vermeye almaktadr, oysa bu sistem de iermeye alt mo


dern teorinin eskimi, gnn doldurmu biiminden baka birey
deildir. Gerekten de, bu sistem bilimsel teori ile ayn egemenlik
ideali zerine kuruludur. Ama her ikisinde de ayndr: gereklii
eletirmek deil, ele geirmek.
Nesnelci felsefe sistemlerinin, dinin ve bo inanlarn yeniden can
landrlnn toplumsal ilevi, bireysel dnceyi modern kitle
ynlendirme biimleriyle uzlatrmaktr. Bu bakmdan Hristiyanln
felsefi canlannn etkileri, Almanya'da pagan mitolojinin canlan
nn etkilerinden farkl deildir. Alman mitolojisinin kalntlar, burju
va uygarlna kar gizli bir direnme kuvveti oluturuyordu. Bilinli
olarak kabullenilmi dogmann ve dzenin rts altnda, eski pagan
anlar halk inanlar biiminde hl scakln koruyordu. Bu anlar
Alman iirine, mziine ve felsefesine esin kayna olmutur. Ama
yeniden kefedilip de kitle eitiminin esi olarak kullanlmaya bala
nnca, egemen gereklik karsndaki uzlamaz konumlan zlp gitti
ve modern politikann aralar haline geldiler.
Yeni-Tomas kampanya da Katolik gelenee ilikin olarak benzer
bir eyi gerekletirmektedir. Alman yeni-paganlar gibi yeni-Tomaslar eski ideolojileri ilemekte, onlar modern amalara uyarlamak
tadrlar. Bunu yaparken de, yerini kurumlam kilisenin hep yapt
gibi, varolan ktlkle uzlamaktadrlar. Ayn zamanda, gelitirmeye
altklar o balayc inan ruhunun son kalntlarn farknda olma
dan tasfiye etmektedirler. Gereklie uydurmak amacyla kendi dinsel
dncelerini biimselletirmektedirler. Zorunlu olarak dinsel doktrin
lerin zg ieriinden ok, bu doktrinlerin soyut olarak aklanmasyla
ilgilenmektedirler. Ama bu da akln biimsellemesinin din iin ya
ratt tehlikeyi aka gstermektedir. Geleneksel anlamda misyoner
almasndan farkl olarak, yeni-Tomaslar Hristiyanlk yklerini
ve dogmalarn anlatmaktan ok, bugnk koullarda dinsel inan ve
yaama biimlerinin neden yararl olduunu anlatmaya almaktadr
lar. Oysa byle bir pragmatik yaklam, yeni-Tomaslar'n korur
grnd dinsel kavramlar etkilemektedir: smarlama yeni-Tomas
ontoloji, ortaya srd dncelerin zn rtmektedir. Dinsel
ama, dnyevi aralarla saptrlmtr. Yeni-Tomaslk, Avrupa'nn
byk sanat ve iirine hep esin kayna olmu bir dinsel kavram olan

100 AKIL TUTULMASI

Mater dolorosa (kederli Meryem) inancnn kendisiyle fazla ilgili


deildir. zerinde durduklar, gnmzn toplumsal ve psikolojik
glklerine bir are olarak, inanca inanmak gereidir.
Kukusuz birtakm aklama abalar, szgelimi "Meryem olan
bilgelik" ile ilgili erh denemeleri yok deildir. Ama bu abalarda ya
pay birey vardr. Zorlama safdillikleri, batan kabullenmi olduklar
ve eninde sonunda dinsel felsefenin kendisinden kaynaklanan biimsel
leme sreciyle tam bir kartlk iindedir. lk Kilise Babalar'ndan beri
ortaa Hristiyanl'nn yazl belgeleri bile, zellikle de Aquinolu
Thomas'n yaptlar, Hristiyan inancnn temel elerini biimsel
letirme ynnde gl bir eilim sergiler. Bu eilimin, Yohanna'nn
Incilinin ilk blmnde sa'nn Logos (kelam) ile zdeletirilmesi
gibi tartma gtrmez bir balangc vardr. lk Hristiyanlar'm gerek
yaantlar, Kilise tarihi boyunca rasyonel amalara tabi klnmtr.
Aquinolu'nun yapt, bu gelimede nemli bir evreyi temsil eder.
Yapsndaki deneycilikle Aristo felsefesinin Platoncu speklasyondan
daha elverili, daha aa uygun olduu farkedilmitir.
Kurumlam dinin ilk dnemlerinden beri, aydnlanma, kilise
dnda gelien bir eilim, bir sapma deil, tersine byk lde kilise
iinde gerekleen bir sreti. Thomas, analoji, tmevarm, kavramsal
zmleme, apak olduu kabul edilen aksiyomlardan tmdengelim
gibi liberal yntemlerle ve onun dneminde deneysel bilimlerin
ulat aamaya hl denk den Aristocu kategorileri kullanarak
Hristiyanln ieriini yeniden yorumlam ve Katolik Kilisesi'nin
yeni bilimsel hareketi zmlemesini salamt. Thomas'n kurduu
dev kavramsal aygt, Hristiyanla kazandrd byk felsefi temel,
dine bir zerklik grn vermiti; ite bu grnteki zerklik, di
nin uzun bir sre kentsel toplumun dnsel geliiminden bamsz
olmakla birlikte bu geliimle uzlaabilmesini salad. Thomas, Kato
lik doktrini prensler ve kentli snf iin deerli bir silah haline getir
meye almt; bunda ok baarl oldu. Onu izleyen yzyllarda,
toplum, bu olduka gelimi ideolojik aracn ynetimini ruhban
snfna rahata teslim etti.
Yine de, dini ideolojik olarak ilemesine karn, skolastik felsefe
dini sadece bir ideolojiye dntrmedi. Aquinolu Thomasa gre din
sel inan eleri rnein l Ruh inanc ayn zamanda bilimin

ATIAN REETELER 101

konusu olamazd ama, Platona kar Aristo'yu tutan Thomas bu iki


alan birbirinden bsbtn koparmay amalayan abalara da kar
kyordu. Ona gre, dinin dorular, bilimin dorular kadar somuttu.
Rasyonel skolastik emann gerekiliine duyulan bu kesin gven
Aydnlanma'yla birlikte ykld. O tarihten sonra, Tomaslk, modern
yorumcularnn kvrtmalarndan da belli olduu gibi, vicdan rahatsz
bir teoloji haline geldi. Gnmzdeki temsilcileri, insanlarn bilimsel
adan kukulu bu nermelerin ne kadarn daha sindirebileceinin he
sabn yapmak zorundadrlar. Sknt yaratacak sorulardan syrlmak
iin, Aristocu ortodoksluun ok kulland tmevarml akl yrtme
yntemlerini btnyle din d aratrmalara teslim etmek zorunda
olduunun da farknda grnmektedirler. Eer Tomasln modern bi
limle atmaya, hatta etkileime girmesi yapay olarak nlenirse, hem
aydnlar hem de eitimsiz kesimler Tomasln nerdii biimiyle
dini kabul edebilirler.
Yeni-Tomaslk ruhsal kavramlarn dnyasna ekildii lde,
dnyevi karlarn klesi haline gelmektedir. Siyasette her trl girii
mi onaylayan bir merciye, gnlk hayatta da hazr bir reeteye dn
trlmesi kolaydr. Hook ve arkadalar, dogmalarnn kaypak teorik
temellerinden tr, yeni-Tomasln demokratik ya da otoriter siya
setleri merulatrmakta kullanlmasnn sadece bir zaman ve corafya
sorunu olduunu ne srmekte hakldr.
Her dogmatik felsefe gibi yeni-Tomaslk da, siyasal ya da dinsel
bir en yksek varla ya da deere yer aabilmek iin belli bir noktada
dnme srecini durdurmaya alr. Bu mutlaklarn kesinlii azald
, kukulu nitelikleri artt lde ve biimsel akl anda byle
olmamalar da imknszdr yandalar da onlar daha kat bir biimde
savunmaya balar, kendi inanlarn kabul ettirmek iin saf dnsel
yntemlerin dnda baka yntemlere, kalemin yan sra klca da
bavururlar. Mutlaklar kendi balarna inandrc olmad iin, yeni te
orilerden biriyle aklanmak zorundadr. Byle bir aklama abas, ycel
tilen kavramdan her trl bulank eyi, her trl ktlk esini ne
pahasna olursa olsun uzak tutmak isteinde de kendini gstermektedir;
oysa Tomaslk'ta, bu istei, "sekinlerin Tanrnn adaletini grerek
sevinmeleri ve kendilerinin ondan kurtulduunu anlamalar iin"5 ac
5. Aquinolu Thomas, Summa theologica, bl. 3, ek. Londra 1922, s. 204.

102 AKIL TUTULMASI

eken lanetlilerin negatif doruluuyla badatrmak mmkn deildir.


Bugn, mutlak bir ilkeyi gerek bir iktidar haline getirme abalar
srmektedir, gerek bir iktidar mutlak bir ilkeye dntrme abalar
da... yle anlalyor ki, en yksek deer ancak en yksek iktidar da
olduu zaman gerekten mutlak saylabilecektir.
yilik, kusursuzluk, iktidar ve gereklik arasnda kurulan bu zde
lik, Avrupa felsefesinde hep varolmutur. Her zaman iktidar sahipleri
nin ya da iktidara heveslenenlerin felsefesi olan bu gr, Aristoculuk'ta ak ifadesini bulduu gibi, Tomasln da temel dayanan
oluturuyordu; stelik, Tomasln, mutlan varlna ancak analoji
yoluyla varlk denilebilecei yolundaki gerekten derin doktrinine
karn byleydi bu. ncile gre Tanr ac ekmi ve lmtr; Thomas'n
felsefesine greyse Tanr'nn ac ekmesi veya deimesi imknszd6.
Bu doktrinin yardmyla Katolik felsefesi, nihai doruluk olan Tanr
ile bir gereklik olarak Tanr arasndaki elikiyi amaya alt. Hibir
negatif e iermeyen ve deime geirmeyen bir gereklik dncesi
oluturdu. Bylece Kilise, Bat kltrnn vazgeilmez bir boyutu
olan, varln temel yaps zerine kurulu ebedi doal yasa dncesini
srdrebildi. Ama mutlak'n iinden negatif enin kovulmas ve bu
nun sonucu olan dalizm bir yanda Tanr, br yanda gnahkr
dnya anln keyfi olarak feda edilmesi anlamna geliyordu. Bunun
la Kilise, dinin zayflamasn ve yerini tarihsel srecin panteiste bir
tanrlatrtmasna brakmasn nlemi, sz konusu elikiyi snrsz
bir dnceyle amaya alan Meister Eckhart, Nicolaus Cusanus ve
Giordano Bruno'nun balattklar Alman ve talyan mistisizmlerinin
tehlikelerinden kanabilmiti.
Mistikler'in Tanr'daki dnyevi eyi kabullenileri, fiziksel bilim
leri gelitirici bir etken oldu dnyevinin Tanrsal'a dahil edilmesiyle
bu bilimler de aklanm, hatta kutsanm oldular ama din ve dn
sel denge asndan olumsuz sonulara yol at. Mistisizm insann
Tanr'ya baml olmas gibi Tanr'y da insana baml klmak zere
yola kt, sonunda Tanr'nn lmn ilan etti. Buna karlk, Tomaslk, zeky kesin bir disiplin altnda tuttu. Tanr ve dnya gibi
birbirinden kopuk ve dolaysyla eliki iindeki kavramlarla karlat
nda dnceyi durdurdu: bunlar statik ve eninde sonunda akld bir
6. Summa contra Gentiles, I, 16.

ATIAN REETELER 103

hiyerarik sistem iinde mekanik olarak birbirine balamaya alt.


Bylece Tanr da kendisiyle elien bir kavram haline geldi: mutlak
olduu varsaylan ama deimeyi iermeyen bir kavram.
Yeni-Tomasln muarzlar hakl olarak dogmatizmin eninde so
nunda dnceyi durduracan belirtirler. Ama Yeni-pozitivist doktrin
de herhangi bir mutlak'n yceltilmesi kadar dogmatik deil midir?
Yeni-pozitivistler, "btn deerlerin kendi nedenleriyle ve sonularyla
snand bir bilimsel ya da deneysel hayat felsefesi"ni7 kabul ettirmek
isterler bize. Bugnk dnsel bunalmn sorumluluunu, "bilimin
yetkisinin snrlandrlmasna ve eylerin doasn ve deerini anlamak
iin kontroll deneyin dndaki yntemlere dayanlmasna"8 yklerler.
Hook'u okumak, Hitler gibi insanlk dmanlarnn bilimsel yntem
lere gerekten gven duyduunu ya da Alman propaganda bakanlnn
srekli olarak kontroll deneylerden yararlandn, btn deerleri
"nedenleri ve sonularyla snadn" neredeyse unutturur insana. Oysa
varolan btn inanlar gibi bilim de en eytani toplumsal glerin hiz
metine koulabilir ve bilimcilik de militan dinden daha az dar kafal
deildir. Mr. Nagel, bilimin yetkisini kstlamaya ynelik her abann
dpedz zararl ve kt niyetli olduunu ileri srerken, sadece kendi
doktrininin hogrszln aa vurmaktadr.
Bilim, kendi devrimci gemiinde baka kuramlarn kullanmasna
kar kt bir sansr etme yetkisini kendinde bulmaya balad
anda, kaygan bir zemine ayak basm olur. Bilimin otoritesinin sars
laca kaygs, tam da bilimin genel bir kabul grd, hatta baskc
bir eilim kazanmaya balad bir dnemde sarmtr bilim adam
larn. Pozitivistler, rgtlenmi bilimin postlalarna tam bir uyum
gstermeyen her dnceye haddini bildireceklerdir. Yaptklar, lokavt
ilkesini dnce dnyasna aktarmaktr. Bu genel tekelci eilim, teorik
doru kavramn yutacak kadar ilerlemitir. Ama bu eilimle Hook'un
savunduu "dnce dnyasnda serbest pazar" anlay arasnda Hook'un
sand kadar byk bir kartlk yoktur. Her ikisi de zihinsel sorunlara
kar i evrelerine zg bir tavr, bir baar saplantsn yanstr.
Rekabeti darda brakmak yle dursun, snai kltr, aratrmay
her zaman rekabeti bir temel zerinde rgtlendirmitir. Ayn zaman7. Hook, a.g.y., s. 10.
8. Nagel, "Malicious Philosophies of Science", a.g.y., s. 41.

104 AKIL TUTULMASI

da bu aratrma kesin bir gzetim altndadr ve kurumsal modellere uy


gunluu salanmtr. Rekabeti ve otoriter denetimin nasl birlikte
altklarn ok iyi grebiliriz bu rnekte. Byle bir ibirlii bazen
snrl bir ama iin yararl olabilir szgelimi, en iyi bebek mama
larnn, patlayc maddelerin ve propaganda yntemlerinin reti
minde ama gerek dncenin ilerlemesine katkda bulunduunu
sylemek zordur. Modern bilimde liberalizmle otoriterizm arasnda ke
sin izgili bir ayrm yoktur. Gerekte, liberalizmle otoriterizmin et
kileimi akld bir dnyann kurumlarnda gittike daha rasyonel bir
denetim kurulmasna hizmet etmektedir.
Kendisine yneltilen dogmatizm sulamalarna ne kadar itiraz ederse
etsin, bilimsel mutlakln da, saldrd "aydnlanma dmanl"
gibi, apakl kendinden olan ilkelere sarlmas kanlmazdr. Arada
ki tek fark, yeni-Tomasln bu tr varsaymlar yaptnn bilincinde
olmas, pozitivizminse bu noktada safdilce bir krlk iinde bulun
masdr. Sorun, bir teorinin apakl kendinden ilkelere mantksal
sorunlarn en karmaklarndan biridir bu dayanmasndan ok, yenipozitivizmin, muarzlarnda eletirdii eyin ta kendisini uygula
masdr. Bu eletiriyi srdrebilmesi iin, kendi ilkelerinin, en bata da
dorulukla bilimin zdelii ilkesinin haklln kantlayabilmelidir.
Neden baz ilemleri bilimsel saydn aka anlatabilmelidir. Hook'un
bunalma zm olarak ne srd "bilimsel ynteme gven"in kr
bir inan m yoksa rasyonel bir ilke mi olduunu belirleyecek felsefi
sorun budur.
Yukarda deinilen makalede bu soruna girilmemitir. Ama pozitivistlerin deneyebilecekleri zm yoluna ilikin baz ipular da
yok deildir. Mr. Hook bilimsel ve bilimd nermeler arasndaki bir
ayrma dikkati ekmektedir. kinci tip nermelerin geerli olup ol
madna karar veren, Hook'a gre, kiisel duygulardr, oysa bilimsel
nermelerin geerlilii, "disiplinini kabul eden herkese ak olan ka
musal dorulama yntemleriyle salanr"9. "Disiplin" terimi, en ileri
el kitaplarnda kodlanm olan ve laboratuvarlarda bilim adamlarnca
baaryla kullanlan kurallar belirtmektedir. Bu kural ve ilemler, bi
limsel nesnellikle ilgili ada grlerin merkezinde yer alr. Ama
9. Hook, a.g.y., s. 6.

ATIAN REETELER 105

pozitivistler, sz konusu kurallar doruluun kendisiyle kartrmak


tadrlar. Bilim, ister filozoflarn isterse bilim adamlarnn tanmlad
biimiyle felsefeden, bilimsel metodolojiyi doruluun en yksek
lt olarak iirmesini deil, doruluun doasna ilikin bir
aklama yapmasn beklemelidir. Pozitivizm, felsefenin sadece bilim
sel yntemlerin snrlandrlmas ve biimselletirilmesinden ibaret
olduunu ne srerek sorunla yzlemekten kanr. Bu biimselletirmenin rnekleri, bantllk postlas ve karmak cmlelerin temel
nermelere indirgenmesi gibi semantik eletiri postlalardr. Poziti
vizm zerk bir felsefeyi ve felsefi bir doruluk kavramn yadsmakla
bilimi de tarihsel gelimelerin rastlantlarna teslim etmektedir. Bilim
toplumsal srecin bir esidir; bu yzden, doruluun nihai yarg
lna atanmas, doruluun deien toplumsal standartlara baml
klnmasyla sonulanr. Toplum, toplumsal eletirilerin her zaman
sulam, yadsm olduu bir baa, bir koullanmaya kar her trl
dnsel direnme aracndan yoksun kalr.
Evet, Almanya'da bile, Kuzeyli matematik, Kuzeyli fizik ve benzeri
safsatalar niversitelerden ok siyasal propagandada nem kazanmtr;
ama bunun nedeni, pozitivizmin ald herhangi bir tavr deil, bili
min kendi i dinamii ve Alman silahlanmasnn gerekleridir. Poziti
vizm, eninde sonunda, bilimin belli bir tarihsel aamadaki niteliini
yanstr. Eer rgtlenmi bilim Kuzeyliletirme'nin gereklerine tam
tamna uysa ve buna gre turarl bir metodoloji olutursayd, poziti
vizm de bunu kabullenmek zorunda kalrd, tpk baka yerlerde idari
gerekler ve geleneksel kstlamalarn biimlendirmi olduu deneysel
sosyolojinin mantn kabullendii gibi... Pozitivizm, byk bir
gayretkelikle felsefeyi bilimin teorisi durumuna getirirken, bilimin
kendi ruhunu da hiletirmi olmaktadr.
Hook, kendi felsefesinin "doast olgularn ve glerin varln
nsel olarak reddetmediini" sylemektedir.10 Bu szleri ciddiye alacak
olursak, belli koullarda, birtakm olgularn, daha dorusu ruhlarn ye
niden diriltilmesini beklememiz gerekir oysa bu tr olgularn ve
dncelerin kovulmas, eletirilmesi, bilimin en byk baarsyd.
Byle bir durumda, pozitivizmin de mitolojiye geri dn onaylamas
gerekir.
10. A.g.y., s. 7.

106 AKIL TUTULMASI

Dewey, kabul edilmesi gereken bilimi mahkm edilmesi gereken


bilimden ayrdetmek iin bir baka yol gstermektedir: "natralist
("natralizm" terimi, eitli pozitivist okullar doa-st glere ina
nanlardan ayrdetmek iin kullanlmaktadr) doal bilimin sonularna
zorunlu olarak sayg duyan kimsedir."11 Modern pozitivistler, doal bi
limleri, en bata da fizii doru dnme yntemlerine bir model ola
rak almlardr. Herhalde Mr. Dewey'in u szlerinde bu akld
eilimin bir aklamasn bulabiliriz: "Modern deneysel gzlem
yntemleri, astronomi, fizik, kimya ve biyolojinin urat konularda
kkl bir dnme yol amtr" ve "bunlarda meydana gelen
deiim, insan ilikilerini derinden etkilemitir."12 Evet, iyi ya da kt
tarihsel deiimlerde binlerce baka etken gibi bilimin de bir pay
olmutur; ama bu, bilimin insanl kurtaracak tek g olduunu
gstermez. Eer Dewey, bilimsel deimelerin genellikle daha iyi bir
toplumsal dzen ynnde deimelere yol atn sylemek istiyorsa,
ekonomik, teknik, siyasal ve ideolojik etkenler arasndaki ilikiyi
yanl yorumluyor demektir. Havadan orap imal edilmesi kadar, Avru
pa'daki lm fabrikalar da, bilimle kltrel gelime arasndaki
ilikinin nemsiz saylamayacak bir ynn aydnlatmaktadr.
Pozitivistler bilimi fizikte ve eitli dallarnda uygulanan kural ve
ilemlere indirgerler; meru yntemler olarak fizikten soyutladklar
ilkelerle uyum iinde olmayan her trl teorik abadan bilim adn
esirgerler. Burada, tm insan doruluunun bilim ve kltr olarak
ikiye blnmesinin de bir toplumsal rn olduu grlmelidir; bu
blnme, niversitelerin rgtlenmesiyle ve baz felsefi okullarn,
zellikle de Rickert ve Max Weber'in okullarnn ne kmasyla u
noktasna gtrlmtr. Pratik denilen dnyada doruya yer yoktur,
dolaysyla doru da bu dnyaya benzetilmek iin blnmektedir: fizik
sel bilimlerde bir szde nesnellik vardr, ama insani ierikleri boal
tlmtr; kltr ve insan bilimleri insani ierii korumaktadr, ama
ancak ideoloji olarak, doruluu yitirmek pahasna korumaktadr.
Kendileri byle bir abay tamamyla anlamsz bulsalar da, ilkeleri
ni merulatrma yollarn biraz kurcaladmzda, pozitivistlerin dog
matizmi hemen aa kar. Pozitivistler, Tomaslarn ve pozitivist
11. Dewey, a.g.y., s. 26.
12. A.g.y., s. 26.

ATIAN REETELER 107

olmayan btn br filozoflarn akld yntemlerine, zellikle de de


neyle denetlenemeyen sezgiye kar kmaktadrlar. Buna karlk, ken
di kavraylarnn bilimsel olduunu, bilimi kavraylarnn da bilimin
gzlenmesine dayandn ne srmektedirler. Baka bir deyile, bilim
kendi nesnelerine nasl deneysel olarak dorulanabilir gzlemlerle yak
layorsa, onlar da kendilerinin bilime yle yaklatn iddia etmekte
dirler. Ama canalc soru udur: eer bilimin ve doruluun tanm
yine bilimsel doruya ulama yntemlerine dayanacaksa, bilimin ve
doruluun ne olduunu nasl belirleyebiliriz? Bilimsel yntemin
haklln ve varlk nedenini yine bilimin gzlemlenmesi yoluyla elde
etme abalarnda hep ayn ksr dng grlr: gzlem ilkesinin kendi
si nasl aklanacaktr? Bir aklama istendiinde neden gzlemin dorulu
un tek gvencesi olduu sorulduunda, pozitivistler yine gzlemi
yardma arrlar. Ama gzleri kapaldr. Pozitivistler, aratrmann
makineyi andran ileyiini, olgu toplama, dorulama, snflandrma,
vb. arkn durdurup, bunlarn anlam ve dorulukla ilikisi zerinde
dnmek yerine, bilimin gzlemlerle hareket ettiini tekrarlar ve
ileyiini betimlerler. Kukusuz, ilerinin dorulama ilkesini gerekelendirmek ya da kantlamak olmadn, sadece bilimsel terimlerle ko
numak istediklerini syleyeceklerdir. Baka bir deyile, kendi ilkeleri
ni dorulanmad srece hibir nermenin anlaml olmad ilke
si dorulamay reddetmekle, petitio principii (kantlanmas gereken
ilkeyi varsaym olarak kullanma) hatasna dmektedirler.
Pozitivist tutumun k noktasndaki bu mantksal yanlg, hi
kukusuz kurumlam bilime tapnmalarnn bir ifadesidir. Yine de,
gzden karlmamaldr bu yanlg, nk pozitivistler hep nerme
lerinin mantksal safl ve kesinliiyle vnmektedirler. Pozitivist
deneysel dorulama ilkesinin nihai gerekesinin, aklannn sonucu
olan bu amaz pozitivistlere kar bir sav olarak kullanmamzn nede
ni, onlarn btn teki felsefi ilkeleri dogmatizm ve akld olmakla
sulamalardr. teki dogmatikler, en azndan, vahiy dedikleri eyle,
sezgiyle ya da dolaysz kavraylarla kendi ilkelerini gerekelendirmeye
alrken, pozitivistler bu tr yntemleri bilmeden kullanarak ve bi
linli olarak uygulayanlar da mahkm ederek yanlgdan kanmaya
almaktadrlar.
Doal bilimin metodolojisiyle uraanlardan bazlar, bilimin temel

108 AKIL TUTULMASI

aksiyomlarnn keyfi olabileceini ve olmas gerektiini iddia etmekte


dir. Ama bilimin ve doruluun anlam tartma konusuyken geerli
olamaz byle bir ey, nk bu iddiay dorulayacak olan da, eninde
sonunda, bu tartmann sonucudur. Pozitivistler bile, kantlamak iste
dikleri eyin doruluunu batan kabullenemez tabii, bunu gremeyen
lerin Tanr'nn ltfuna mazhar olmadn, ya da onlarn diliyle konu
ursak, simgesel manta uymayan dncelerin anlam olmadn
syleyerek tartmay kesip atmak istemiyorlarsa... Eer bilim, bilgi
ve ilerleme dmanlna kar duran otorite olacaksa pozitivistler
bunu istemekle hmanizm ve Aydnlanma'nn byk geleneini
srdrmektedirler filozoflar bilimin gerek doas iin bir lt
gelitirmelidir: Felsefe, bilimi biimselletirerek ve varolan pratiklerin
gereklerine uydurarak mitoloji ve lgnla geri dn hzlandrmak
yerine, bu gerilemeye kar insan direncini ifade eden bir bilim kav
ram oluturmaldr. Bilimin mutlak otorite haline gelmesi iin zihin
sel bir ilke olarak aklanmas gerekir; bunun yolu, deneysel ilemlerden
tmevarm yoluyla elde edilen baz ilkelerin bilim olarak adlandrl
mas ve sonra da bilimsel baarnn dogmatik ltyle mutlak doru
ilan edilmesi deildir.
Belli bir noktada bilimin deneysel yntemin tesine geecei
dnlebilir. Byle bir durumda, bilimin mantksal yapsyla uraan
ve byk bir kvraklkla yazlm yzlerce pozitivist kitabn deeri
tartma konusu olacaktr, nk bu almalarn anlam sadece ampi
riktir. Pozitivistler, bilimin baarlarnn kendi yntemlerini hakl
karmasn beklerler. Kendi bilimsel yntem anlaylarn, bugn
baaryla uyguland ve toplumsal olarak kabullenildii biimiyle bi
lime kar kullanlabilecek olan sezgi, grleme ya da herhangi bir
baka ilke zerinde temellendirmeye gerek grmezler. Baz pozitivistlerin ampirizmden farkl bir ilke olarak ne srd mantksal aygt bu
rada yardma arlamaz, nk temel mantksal ilkelerin apakl
kabul edilmemektedir. Bu ilkeler, Peirce'le birlikte Dewey'in de belirt
tii gibi, "aratrma srdrlrken, bu aratrmaya yararl olduu ke
sinlemi koullardr"13. Bu ilkeler, "daha nce kullanlm yntemle
rin incelenmesinden tretilmitir"14. Felsefe, bu ilkelerin "aratrmann
13. Logic, s. 11.
14. A.g.y s. 13.

ATIAN REETELER 109

daha sonraki aamalar asndan ilemsel olduu"15 dncesini nasl


hakl gsterecektir; gzlemlerden elde edilen veriler, doru olduu ileri
srlen yanlsamalara kar kmak iin kullanlabilecek midir, ne
lde kullanlabilecektir? Bunlar belli deildir. Pozitivizmde, olabil
diince biimselletirilen mantk, ampirik ilemlerden tretilir; ampiriokritisizm ya da mantksal ampirizm adn alan okullarn eski duyumcu
ampirizmin trleri olduu grlmektedir. Platon ve Leibniz, De Maistre, Emerson ve Lenin gibi birbirlerine kart dnrlerin ampirizm
konusunda birbirleriyle tutarl olarak ileri srd grler, ampiriz
min modern izleyicileri iin de geerlidir.
Ampirizm, hem bilimi hem de bir felsefe olarak kendisini gerekelendirebilecek ilkeleri yok eder. Gzlem kendi bana bir ilke deil, her
hangi bir anda kendi varln yok edebilecek bir davran biimi, bir
ilem tarzdr. Bilim bir gn yntemlerini deitirecek olur ve bugn
uyguland biimiyle gzlem imknszlarsa, gzlem ilkesini dei
tirmek ve felsefeyi de buna uydurmak gerekecektir; ya da bu ilke akl
d bir dogma olarak savunulmaya devam edecektir. Pozitivistler, fel
sefelerinin bu zayf noktasn, bilimin kulland genel ampirik kural
larn doal olarak akla ve dorulua denk dt yolunda rtk bir
varsaymla kapatmaya alrlar.
Bu iyimser inan, somut, felsefe d bir aratrmayla uraan bir
bilim adam iin son derece meru olduu halde, bir filozofun buna inan
mas, kendi kendini aldatmakla bir olan safdil mutlaklk olur. Bir
bakma, kilisenin akld dogmatizmi bile, kendi rasyonelliinin d
na taacak kadar gayretke olan bir rasyonalizmden daha rasyoneldir.
Pozitivist teori asndan bakarsak, resmi bilim adamlarndan oluan
bir topluluun akl karsndaki bamszl, bir kardinaller kurulununkinden ok daha fazladr, nk kardinaller kurulu hi deilse ncil
metinlerine dayanmak durumundadr.
Pozitivistler bir yandan bilimin kendi adna konumas gerektiini
ileri srer, bir yandan da bilimin basit bir ara olduunu ve baarlar
ne kadar byk olsa da aralarn dilsiz olduunu sylerler. Pozitivistler
istese de istemese de, rettikleri felsefe dncelerden olumaktadr ve
basit bir ara deildir. Pozitivist felsefeye gre, szcklerin anlamlar
deil, sadece ilevleri vardr. Felsefelerinin anlamnn anlamszlk ol15. A.g.y., s. 14.

110 AKIL TUTULMASI

mas paradoksu, diyalektik dnce iin mkemmel bir balang ola


bilirdi. Ama tam bu noktada felsefeleri sona erer. Dewey, bu zayfln
farknda grnmektedir: "Natralistler, ilkelerini ve yntemlerini, zi
hin, bilin, benlik gibi konularn formllendirilmesine uygulamadk
lar srece, nemli bir eksiklik tayacaklardr."16 Pozitivizmin bugne
kadar zmeye vakit bulamad temel sorunlar bir gn zeceini
beklemek anlamszdr. Carnap ve dierlerinin kaba maddecilie eilim
gsteren baz ak nerilerinden sonra, pozitivizmin bu tr hassas so
runlara bir daha girmemi olmas, girmekten kanmas bouna deildir.
Neo-pozitivizmi, "zihin, bilin, benlik gibi konular"n ierdii sorun
larn hakkn vermekten alkoyan ey, bu felsefenin kendi metodolojik
ve teorik yapsdr. Pozitivistlerin sezgicilii kmsemeye haklar
yoktur. Bu iki kart okul, ayn aresizlii paylamaktadr: belli bir
noktada her ikisi de eletirel dnceyi otoriter bildirimlerle durdururlar
birinde en yksek ruhsal tzdr bu, brndeyse onun yerini alan
bilim...
Pozitivizm de yeni-Tomaslk da, kendi ilkelerinin ierdii eli
kiyi grmezden geldikleri iin, snrl dorulardr. Bunun sonucunda
ikisi de dnce dnyasnda despotik bir rol stlenmeye alr. Pozitivistler, felsefelerindeki zayfln temel bir eksiklik olduunu farketmezler ve gnmzn dnsel bunalm karsndaki aresizliklerini
baz kk ihmallere, rnekse geerli bir deer teorisini henz olutu
ramam olmalarna balarlar. Hook, "bilimsel aratrmann", toplum
sal hayattaki yerleik karlar, eitsiz ayrcalklar, "bir ulusal snf ya
da rksal doruluk" olarak ne srlen hereyi "deerlendirme imk
nna" sahip olduunu belirtmekte, deerlerin snanmasn istemekte
dir.17 Nagel de "bilimsel zmlemenin btn elerinin: gzlemin,
hayalgcne dayal kurgunun, hipotezlerin diyalektik bir biimde
ilenmesinin ve deneysel dorulamann kullanlmas gerektiini" ileri
srmektedir.18 Bunu sylerken herhalde bir eyi neden istediimizi ve
o eyin peine dersek ne olacan tam olarak bilmemiz gerektiini,
ideallerin ve sloganlarn uygulanmasnn ne getireceini hesaplayabil
mek iin adamakll incelenmeleri gerektiini belirtmek istemektedir.
16. "Anti-Naturalism in Extremis", s. 28.
17. A.g.y., s. 5.
18. A.g.y., s. 57.

ATIAN REETELER 111

Bu, temelde bir pozitivist olan Weber'in tanmlad biimiyle deer


lere ilikin olarak bilimin stlendii ilev olmutur. Yine de, Weber
bilimsel bilgiyle deerleri birbirinden kesin olarak ayryor ve deneysel
bilimin kendi bana toplumsal kartlklarn ve siyasetin stesinden
gelebileceine inanmyordu. Buna karlk, ulaamad iin "deerler"
adn verdii eyleri olgulara indirgemek ve zihinsel etkenleri eyletirmek, zel bir meta ya da kltrel mal tr olarak gstermek, poziti
vizmin dnsel izgisine ok uygundur. Bamsz felsefi dnce,
eletirel ve negatif olduu lde, hem deerler kavramnn hem de ol
gularn mutlak geerlilii, doruluu dncesinin stne ykselmek
zorundadr.
Pozitivistler, szn ettikleri "asabi kntden" ancak yzeysel ola
rak kanabilmilerdir. Gven dolu olduklarn tm dnyaya ilan et
mektedirler. Dewey'in rgtl zek adn verdii eyin toplumsal denge
ya da devrim sorununu zecek tek etken olduunu dnmektedirler.
Ama bu iyimserlik, gerekte, toplumsal snflarn karlarnn bilim
yoluyla uzlatrlabileceine hi inanmayan Weber'in ktmserliinden
ok daha byk bir siyasal boyun eii gizlemektedir.
Pozitivistlerin anlad biimiyle modern bilim, esas olarak olgular
la ilgili nermelerle urar ve bu yzden de genel olarak hayatn, zel
olarak da alglamann eyletiini varsayar. Dnyaya bir olgular ve
eyler dnyas olarak bakar; ve dnyann olgulara ve eylere dnme
sinin toplumsal srele olan ilikisini gremez. Oysa "olgu" kavram
bile bir rndr, toplumsal yabanclamann bir rn. Bu kavramda,
mbadelenin soyut nesnesi, verili kategori iindeki btn yaant nes
neleri iin bir model olarak dnlmtr. Eletirel dncenin gre
vi sadece eitli olgular tarihsel gelimeleri iinde anlamak deil
ama bunun bile pozitivist skolastiin dnebileceinden ok daha b
yk sonular vardr, olgu kavramnn tesini grebilmek, olgunun
ortaya kn ve dolaysyla greliliini anlamaktr. Pozitivistlere
gre tek bilimsel yntem olan niceliksel yntemlerle kesinlenen szde
olgular, ou zaman, altta yatan gereklii aa karmaktan ok giz
leyen yzey grngleridir. Eer bir kavramn hizmet ettii doruluk
ideali, dncenin nihai olarak kabul edemeyecei toplumsal sreleri
temel alyorsa, o kavram bir doruluk lt sayamayz. Kkenle
nesne arasnda yaratlan mekanik kopu dogmatik dncenin kr nok

112 AKIL TUTULMASI

talarndan biridir; bu kopukluun giderilmesi, phtlam bir gerek


lii bir doruluk yasas olarak grmeyen bir felsefenin en nemli
grevlerinden biri olacaktr.
Pozitivizm, bilme edimini bilimle zdeletirmekle, zeky, eletir
mek zorunda olduu o ticari kltr tarafndan biimlendirilmi olan
malzemenin rgtlendirilmesi iin gerekli olan ilemlerle snrlandr
m olur. Byle bir snrlama, zeky Hook ve teki pozitivistlerin is
tedii gibi retim aygtnn efendisi yapmak yerine, hizmetkr haline
getirir. Bilimin ierii, yntemleri ve kategorileri toplumsal atma
lardan bamsz olmad gibi, insanlar da srf bunlarn giderilmesi
iin temel deerler zerinde snrszca deney yaplmasna raz olmazlar,
bu atmalarn nitelii buna imkn tanmaz. Bilimin otoritesinin ile
rici tarihsel gelimeler salamas ancak ideal olarak uyumlu koullarda
mmkn olabilir. Pozitivistler bu gerein pekl farknda olabilirler
ama, bunun mantksal uzantsyla, bilimin felsefi teori tarafndan be
lirlenen greli bir ilevi olduu gereiyle yzlemekten de kanrlar.
Pozitivistler teori dmanlklarnda ne kadar ar-gerekilerse, top
lumsal pratikle ilgili grlerinde de o kadar ar-idealisttirler. Teori
basit bir alete indirgenirse, gereklii amann btn teorik aralar
metafizik safsatalar durumuna der. Bylece yceltilen gereklik de,
ayn arptma sonucunda, kendi i mantyla daha iyi bir gereklie
yol aabilecek her trl nesnel nitelikten yoksun olarak tasarlanm
olur.
Toplum bugnk durumunu koruduu srece, teori ile pratik
arasndaki uzlamazl, i gren bir rgtl zek kavramyla rtmek
yerine, aka kabul etmek daha yararl ve daha drst bir tutum ola
caktr. Bilimin bu idealist ve akld mutlaklatrlmas, Hegel'in o
ok titiz eletirmenlerinin dnebileceinden ok daha yakndr onun
Weltgeist'na*. Mutlak bilimlerini doruluk olarak sunmaktadrlar,
oysa bilim doruluun sadece bir esidir. Pozitivist felsefede bilime
yaktrlan kutsal ruh zellikleri Weltgeist kavramnnkinden de faz
ladr; nk Weltgeist, Alman mistik geleneine uygun olarak, tarihin
btn negatif elerini iermektedir. Hook'un zek kavramnn top
lumsal uyumun deneylerden kaca yolunda kesin bir ngr ierip
* Weltgeist : Hegel felsefesinde, tarihin ve doann geliiminin ardnda yatan, her
eyi belirleyen ve ieren dnya tini.

ATIAN REETELER 113

iermedii belli deildir ama, "deerler" konusundaki bilimsel testlere


gvenin anlk bir toplumsal deime teorisine dayand kesindir.
On sekizinci yzyl Aydnlanmasnn mritleri olan pozitivistler,
ahlak felsefelerinde, bilginin zorunlu olarak erdeme, cehaletinse zorun
lu olarak ktle yol atn savunan Sokrates'in rencileridir.
Sokrates, erdemi dinden bamszlatrmaya almt. Sonralar, bu
teori, ahlaki kusursuzluun Tanr'nn bir ba olduundan kukula
nan ve erdemin doktrine ve yasaya dayandn ileri sren ngiliz papaz
Pelagius tarafndan srdrld. Pozitivistler herhalde bu grkemli soyaacn reddedeceklerdir. Felsefe ncesi dzeyde, hi kukusuz, bilgili
insanlarn da sk sk hata yapt gibi genel bir doruya yalanacak
lardr. yi ama kurtuluu felsefe yoluyla daha fazla bilgiden beklemenin
ne anlam kalr o zaman? Bu beklenti, ancak pozitivistlerin Sokratesi
bilgi ve erdem zdeliini ya da bir baka usu ilkeyi benimsemeleri
halinde anlaml olur. Gzleme tapanlarla dolaysz kavraya, grlemeye tapanlar arasndaki gncel tartma, on drt yzyl nce vahiy
konusunda patlak veren tartmann soluk bir kopyasdr. Modem Pelagiusularn yeni-Tomaslar karsndaki konumu, atalarnn Aziz Au
gustinus karsndaki konumundan farkszdr.
Pozitivizmin pek fakir bir felsefe olmasnn nedeni, hi de natralist
antropolojinin kukulu nitelii deildir; asl neden, bu akmn kendi
zerinde dnmeyii, kendi felsefesinin gerek ahlak gerekse epistemo
loji alanlarndaki sonularn kavrayamaydr. Pozitivist tezi o her
derde deva ilalardan biri haline getiren de budur: kahramanca savunu
lan, ama soyutluk ve ilkelliinden tr geersiz bir neri.
Yeni-pozitivizm, cmlelerin birbirine bal olduunu, her dnce
esinin kesin olarak bilimsel teorinin soyut kurallarna baml oldu
unu ne srer. Ama kendi felsefelerinin temelleri son derece geliig
zel, savruk bir biimde kurulmutur. Gemiin byk felsefi sistem
lerinin ouna kmsemeyle bakarken, bu sistemlerin ierdii deney
sel olarak dorulanamayacak uzun dnce dizilerinin kendi grece yal
tlm varsaymlarndan, ylece kabullenilmi ve dnya ile dnsel
ilikilerinin temeli haline getirilmi varsaymlarndan daha kukulu,
bo inanlara daha yakn, daha anlamsz, ksaca daha "metafizik" oldu
unu dnyor olmaldrlar herhalde. Bir bakta snflandrlabilecek
basit szck ve cmlelere dknlk, modern dilin gelimesinde

114 AKIL TUTULMASI

olduu gibi genel olarak kltrel hayatta da grlen anti-entelektel,


anti-hmanist eilimlerden biridir. Pozitivizmin savatn ileri sr
d o sinir zayflnn belirtilerindendir bu.
Pozitivist ilkenin zgrlk ve adalet gibi hmanist dncelere te
ki felsefelerden daha yakn olduu iddias, Tomaslar'n ayn yndeki
iddialar kadar vahim bir yanltr. Evet, modern pozitivizmin birok
temsilcisi, bu dncelerin gerekletirilmesi iin almaktadr. Ama
yle anlalyor ki, zgrle duyduklar sevgi, onun taycsna, teo
rik dnceye kar dmanlklarn artrmaktadr. Pozitivistler bilim
cilii insanln karlaryla zdeletirirler. Ne var ki, bir doktrinin
yzey grnts, hatta temel tezi, ok zaman bu doktrinin toplumda
oynad rol konusunda hibir ipucu vermez. Drakon'un yasalar, kana
susam bir gaddarlk izlenimi brakmakla birlikte, uygarln gelime
sinde en byk etkenlerden biri olmutur. Buna karlk, sa'nn doktri
ni de kendi ierii ve anlamna karn Hallar'dan ada smr
gecilie kadar en gz dnm saldrganln arac olmutur. Poziti
vistler herhangi bir felsefi dnceyle toplumsal gereklik arasndaki
elikiyi kavrarlarsa ve Mandeville ya da Nietzsche gibi en byk
aydnlatclarn izinden giderek, kendi ilkelerinin ahlak kart (antimoralist) sonularn vurgularlarsa daha iyi filozoflar olabilirler. Man
deville ve Nietzsche gibi filozoflar, kendi felsefelerinin ilerici ya da
gerici resmi ideolojilerle kolayca uyuamayacan biliyorlard; hatta
yaptlarnn znde, byle bir uyumun yadsnmas yatyordu.
Modern aydnlarn topluma kar suu, toplumdan uzak durmalar
deil, dncenin eliki ve karmaklklarn szde saduyunun kap
rislerine feda etmeleridir. Bu yzyln uzmanca ilenen ve retilen zih
niyeti, maara adamnn yabancya kar dmanln srdrmektedir.
Bu sadece derilerinin rengi farkl olanlara ya da farkl elbiseler giyen
lere kar duyulan nefrette deil, farkl dncelere, hatta belli bir top
lumsal dzenin gereklerinin belirledii snrlarn tesine getiinde
dnme ediminin kendisine duyulan nefrette aa kmaktadr. Bugn
dnce kendini doruluuyla deil, belli bir kurumlam gruba ya
rarl oluuyla merulatrmak zorunda kalmaktadr. Sefalete ve yoksun
luklara kar isyann btn tutarl dnce yaptlarnn bir esi
olduunu bilsek de, reformlarn gerekletirilmesinde ara olmak
doruluun lt deildir.

ATIAN REETELER 115

Pozitivizmin baars, Aydnlanma'nn mitolojilere kar mcadele


sini geleneksel mantn kutsal alanna tamak olmutur. Ama mo
dern mitoloji reticileri gibi pozitivistler de, doruluk uruna her trl
amac brakacaklar yerde eitli amalara hizmet etmekle sulanabilir.
dealistler, ticari kltr ona daha yksek bir anlam yaktrarak ycel
tiyorlard. Pozitivistlerse bu kltrn temel ilkesini doruluk lt
olarak almakla yceltmektedirler onu. Bu, modern popler sanat ve ede
biyatn yaanan hayat bugnk durumuyla yceltiini andrmaktadr:
popler sanatn yapt da hayat lkselletirmek ya da onda byk
olan aramak deil, onu tuval zerinde, sahnede ya da perdede aynen
tekrarlamaktr. Yeni-Tomaslk demokrasi snavn verememitir, ama
bunun nedeni pozitivistlerin dnmek isteyebilecei gibi
dnceleri ve deerleri gnmz koullarnda yeterince snamamas
deildir. Yeni-Tomasln "toplumsal ilikilerin kavranmasnn ve
dolaysyla da ynlendirilmesinin tek koulu olan yntemleri"19 kul
lanmakta gecikmesi de deildir; Katoliklik, byle yntemlerle n sal
mtr. Tomasln baarszlnn nedeni, bir yar-doru olmasdr.
Yeni-Tomaslar, retilerini yararl olup olmadklarna bakmadan
gelitirmek yerine, uzman propagandaclaryla egemen toplumsal g
lerin deien ihtiyalarna uyarlamlardr. Son yllarda da, ald yenil
giye karn gelecekte yine ortaya kabilecek olan modern otoriterizmin hizmetine girdiklerini grdk. Yeni-Tomasln zayfl, uygu
lanabilirlikten yoksun olmasndan ok, pragmatik amalara kolayca
boyun emesinde yatmaktadr. Bir doktrin, yadsmay darda brakan
yaltlm bir ilkeyi mutlaklatrrsa, farknda olmadan konformizme
de kaplarn am olur.
Kesin izgili doruluk tanmlar ve klavuz ilkeler sunarak kltrel
ortama bir sre iin egemen olan btn dnceler ve sistemler gibi,
yeni-Tomaslk da yeni-pozitivizm de btn ktlkleri kendilerininkine kart olan doktrinlere yklemektedirler. Sulamalar, yrrlkteki
siyasal biimlere gre deimektedir. On dokuzuncu yzylda Ernest
Haeckel gibi natralistler Hristiyan felsefesini doast zehirlerle ulu
sal morali zayflatmakla suladklarnda, Hristiyan filozoflar da natralistleri ayn eyle suluyordu. Bugn bu lkedeki kart okullar ise bir
birini demokrasi ruhunu ldrmekle sulamaktadr. Savlarn, tarih
19. A.g.y., s. 27.

116 AKIL TUTULMASI

alanndan getirdikleri kukulu kantlarla pekitirmeye almaktadrlar.


Aktr ki, basknn Kilise'ye kucak at her yerde baskya destek ol
masna karn bir zgrlk savas gibi geinen Tomasla "adil
davranmak" kolay olmayacaktr...
Dewey'in dinin Darwincilik konusunda ald gerici tutuma dein
mesi, gerein sadece bir yzn aydnlatmaktadr. Bu tr biyolojik te
orilerde ortaya konulan ilerleme kavram byk lde ilenmeye
muhtatr ve bir gn pozitivistler de yeni-Tomaslar'la birlikte bu te
orileri eletirmeye balayabilirler. Bat uygarlnn tarihinde Katolik
Kilisesi'nin ve byk retmenlerinin bilimin bo inanlardan ve arla
tanlktan kurtulmasna yardm ettikleri sk sk grlmtr. Dewey
herhalde bilim ruhuna kar kanlarn zellikle dindar kiiler olduunu
dnmektedir. Bu etrefil bir sorundur; ama Dewey bu noktada
"dnce tarihisi"ne20 bavurduuna gre, bu tarihinin de ona Avru
pa'da bilimin douunun Kilise'den ayr dnlemeyeceini hatrlat
mas yerinde olur. Kilise Babalar her trden "sinir hastalna", ruhsal
iflasa kar amansz bir mcadele vermilerdi; bu hastalklar arasnda,
amzn baz pozitivist filozoflarnn Tertullian, Hippolytus ya da
Aziz Augustine'den daha abuk yakalandn grdmz astroloji,
byclk ve ruhuluk da bulunmaktadr.
Katolik Kilisesi'nin bilimle ilikisi, kilisenin ilerici ya da gerici
glerle balantsna gre deiir. spanyol Engizisyonu rm bir
sarayn her trl salkl ekonomik ve toplumsal reform giriimini
bomasna yardm ederken, baz papalar dnyadaki hmanist hareket
lerle iliki kurmulardr. Galileo'nun dmanlar onun VIII. Urban'la
dostluunu bozmak iin ok almlardr ve sonutaki baarlar da
Galileo'nun bilimsel grlerinden ok, teoloji ve epistemoloji alanna
girmesine baldr. Ortaan en byk ansiklopedisti Beauvais'li Vin
cent, dnyadan evrendeki bir nokta olarak sz ediyordu. Papa Urban'n
kendisi de Copernicus'un teorisini dnlmeye deer bir hipotez ola
rak gryordu. Kilisenin korktuu, doal bilimin kendisi deildi; bi
limle uzlaabildiini sk sk gstermiti. Galileo meselesindeyse, Co
pernicus ve Galileo tarafndan ne srlen kantlar konusunda kukuluy
du; bu yzden de kendi tavrn, aceleci sonulara kar rasyonelliin
20. A.g.y., s. 31.

ATIAN REETELER 117

savunulmas olarak sunabildi. Galileo'nun mahkm edilmesinde en


trikalarn byk bir rol olmutur elbet. Ama eytann avukatln
stlenen biri de, baz kardinallerin Galileo'nun doktrinine gsterdii di
rencin ardnda, bu doktrinin de astroloji ya da gnmzn rk teorileri
gibi sahte bir bilimsellik iermesinden kukulanlmasnn yattn
pekl ileri srebilir. Katolik dnrler, herhangi bir deneycilik ya da
kukuculuk yerine, Tevrat ve ncil'de yer alan bir insan ve doa doktri
nine bel balamlard. Bilimsel grnl ya da baka klklar altn
daki bo inanlara kar belli bir korunma salayan bu doktrin, kilise
nin, her yerde bycler iddia eden kana susam o gruhla uzlama
sn nleyebilirdi. "Halk her zaman hakldr" diyen ve ok zaman bu il
keyi demokratik kurumlan kertmek iin kullanan demagoglar gibi
ounlua teslim olmak zorunda deildi kilise. Yine de cad avlarna
katlm olmas, assna bulam olan kan, kilisenin bilime kar ol
duunu kantlamaz. Eninde sonunda, William James ve F.C.S.Schiller
ruhlar konusunda nasl yanlmlarsa, kilise de cadlar konusunda yle
yanlm olabilir. Cad avlarnn aa vurduu ey, kilisenin kendi in
ancna kar besledii gizli bir kukudur. Kilise ikencecileri hemen
her zaman rahatsz bir vicdan tadklarn belli etmilerdir; bir insan
atee atld zaman kan dklmemi olduu yolundaki sefil kaamak
lar bunun bir rneidir.
Tomasln en byk kusuru sadece onun modern eidine zg
deildir; balangc Aquinolu Thomas'n kendisine, hatta Aristoteles'e
kadar gider. Doruluk ve iyilii gereklikle zdeletirme yanlgsdr
bu. Hem Tomaslar hem de pozitivistler, insann gereklik adn ver
dii eye uyarlanmasyla bugnk amazdan kurtulunabileceine inan
yor gibidirler. Byle bir konformizmin eletirel zmlemesi, iki
dnce okulunun ortak temelini aa karabilir: ikisi de gerek bu
dnyaya gerekse te dnyaya ilikin olarak baar ve baarszln
vazgeilmez bir rol oynad bir dzeni, bir davran ls olarak al
maktadr. nsanl teorinin gereklik olarak kabul ettii eye uyarla
mak gibi kukulu bir ilkenin bugnk dnsel rmenin temel ne
denlerinden biri olduu sylenebilir. Gnmzde insanlarn, ister bir
olgu isterse bir ens rationale (akll varlk) adn alsn, varolma gcne
sahip herhangi bir eye balanma arzusu, bu yar histerik arzu, akld
bir rasyonellik durumuna yol amtr. Bu biimsellemi akl anda

118 AKIL TUTULMASI

doktrinler birbirini o kadar hzla izlemektedir ki, hepsi sadece birer ide
oloji olarak grlmekte ama yine de bask ve ayrmc politikalar iin
geici birer gereke olabilmektedirler.
Hmanizm eskiden btn insanlara kendi kaderleriyle ilgili olarak
bir anlay kazandrarak onlar birletirebileceini dlyordu. Gncel
pratiin teorik bir eletirisi sonucunda bu pratiin doru siyasal faali
yete dneceini ve bylece iyi bir toplum yaratlacan dnyordu.
yle grnyor ki, bu bir yanlsamayd. Bugn szler eylem reeteleri
olarak alnmaktadr. nsanlar, felsefeden, varln koullarn varln
hizmetkrlarna dntrmesini istemektedir. Bu da br gibi bir
yanlsamadr, pozitivizm ve yeni-Tomasln ortak yanlsamas.
topyac dnceler yerine olgulara ve saduyuya uyulmas yolundaki
pozitivist emir, dinsel kurumlar tarafndan yorumland biimiyle
gereklii benimsemekten ok farkl deildir, nk sonuta dinsel ku
rumlar da birer gerektir. ki kamp da bir doruyu dile getirmekte ama
onu mutlaklatrarak arptmaktadr. Pozitivizm dogmatizm eletirisini
yle bir noktaya gtrmektedir ki, bu eletirinin dayana olan doru
luk ilkesi de iptal edilmektedir. Buna karlk, yeni-Tomaslk da bu
ilkeyi o kadar katica savunmaktadr ki, doruluk kendi kartna
dnmektedir. Her iki okul da zerk bir nitelik tamamaktadr: biri,
zerk akln yerine k metodolojileri, bryse bir dogmann otoritesi
ni geirmektedir.

III

DOANIN BAKALDIRMASI

Hayatn yksek amalarn belirleme yetkisi elinden alnan ve kar


sna kan hereyi basit bir araca indirgemekle yetinmek zorunda bra
klan akl iin, geriye kalan tek ama, bu dzenleyici faaliyetin srd
rlmesidir. Bu faaliyet bir zamanlar zerk bir "zne"ye aitti. Ama z
nelleme sreci btn felsefi kategorileri etkilemitir: bunun sonucu,
bu kategorilerin grelilemesi ve daha iyi yaplanm bir dnsel b
tnlk iinde korunmalar olmam, sadece kaydedilecek birer olgu du
rumuna dmeleri olmutur. Bu, zne kategorisi iin de geerlidir.
Kant'tan bu yana diyalektik felsefe, eletirel akncln (transandanta
lizm) mirasn, en ok da, dnyaya ilikin kavraymzn zellik ve
kategorilerinin znel etkenlere bal olduu ilkesini korumaya al
mtr. Nesneyi tanmlama abalarmzn her aamasnda, bu kavram
larn znel kkenlerini de aklda tutmamz ve onlar bu kkenlere geri
gtrebilmemiz gerekir. Bu, sadece psikolojik ve sosyolojik ilikiler
iin deil, olgu, olay, ey, nesne ve doa gibi temel dnceler iin de
geerlidir. Kant'n zamanndan beri idealizm, eletirel felsefenin bu te
mel gereini hi unutmamtr. Ruhu okula bal yeni-Hegelciler bile,
benlik iin, "yaantmzn en yksek biimi, ama, doru bir biim
deil"1 diyorlard, nk zne dncesinin kendisi de felsefe tarafndan
greliletirilmek, ilikilendirilmek zorunda olan soyutlanm bir kav
ramd. Oysa, metafizikte en yksek yeri yaantya vermekte zaman za
man Bradley'le birleir grnen Dewey, "benlik, ya da yaantnn zne
si, olaylarn bir parasdr"2 demektedir. Ona gre, "organizma ben
lik, eylemin 'znesi' yaantnn iindeki bir edir".3 Dewey, zneyi
1. F.H.Bradley, Appearance and Reality, Oxford 1930, s. 103.
2. John Dewey ve Bakalar, Creative Intelligence, New York 1917, s. 59.
3. The Philosophy of John Dewey, der. Paul Arthur Schlipp, Evanston ve Chicago,
1939, c. I, s. 532.

120 AKIL TUTULMASI

eyletirmektedir. Ama btn doa bir "eitli nesneler yn"4 (her


halde, doann yaps insanlarn kullanmasna uygun dmedii iin
"yn" deniliyor) olarak, insan-znelere oranla basit nesneler olarak
grld lde, bir zamanlar zerk olduu varsaylan zne de giderek
her trl ierikten arndrlr ve bir noktadan sonra, adlandracak hibir
eyi kalmam bir ada dnr. Btn varlk alanlarnn bir aralar
alanna dntrlmesi, bunlar kullanmas gereken znenin de yok
oluuna yol aar. Modern sanayi toplumuna o nihilist grnmn
veren budur. zneyi ycelten znelleme, onu ayn zamanda yok olua
da mahkm etmektedir.
nsan tr, bamszlama sreci iinde, iinde yaad dnyann
yazgsn paylar. Doa zerindeki egemenlik, insan zerindeki ege
menlii getirir. Her zne sadece dsal doann (gerek insann fiziksel
varlnn, gerekse insann dndaki doann) kleletirilmesine katl
makla kalmaz, bunu yapabilmek iin kendi iindeki doay da boyun
duruk altna alr. Egemenlik iin egemenlik "iselletirilir". Genellikle
bir hedef olarak gsterilen ey bireyin mutluluu, salk, refah
anlamn sadece ilevsel potansiyellerinden almaya balar. Mutluluk,
salk gibi terimler, dnsel ve maddi retim iin elverili koullar
belirtmektedir artk. Bu yzden, sanayi toplumunda bireyin kendi ken
dini yadsmasnn bu toplumu aan bir hedefi yoktur. Byle bir kendi
ni silme, aralara rasyonellik kazandrrken, insan hayatn akld
klar. Bireyin kendisi kadar toplum ve kurumlan da bu uyumazln
izini tar. nsann iindeki ve dndaki doann kleletirilmesi an
laml bir ama olmadan gerekletii iin, doa alm ya da ka
zanlm deil, sadece bastrlm olur.
Doann bu bastrlnn sonucu olan direnme ve tepki balangcn
dan beri uygarln iinde bir ban ba olmutur: bazen, on altnc
yzyln kendiliinden kyl ayaklanmalarnda ya da gnmzn daha
hesapl rksal isyanlarnda olduu gibi, toplumsal bakaldrlar bii
minde, bazen de bireysel sular ve akl hastalklar biiminde... a
mzn zellii ise, bu isyann uygarln kendi egemen glerince kul
lanlmasdr: isyan, kendisine yol aan ve hedef ald koullar srdr
me arac olarak kullanlmaktadr. Rasyonelletirilmi bir akldlk ola4. H.T.Costello, "The Naturalism of Frederic Woodbridge", Naturalism and the Hu
man Spirit'de, s. 299.

DOANIN BAKALDIRMASI 121

rak uygarlk, doann bakaldrsn da kulland aralardan biri olarak


kendisiyle btnletirmektedir.
Burada bu srecin baz ynlerini tartmak; sa kalmann kendi
bana bir ama haline geldii bir kltrde insann durumu; soyut
znenin, egonun gelimesiyle birlikte tahakkmn iselletirilmesi,
tahakkm ilkesinin diyalektik olarak ters dnyle, insann, boyun
duruk altna ald doann bir aleti durumuna dmesi; bastrlm
mimesis (yknme) drtsnn en radikal toplumsal tahakkm sis
temleri tarafndan ykc bir g olarak kullanlmas gibi konular
zerinde durmak yerinde olur. Egemenlikle bakaldr arasndaki
karlkl ilikinin belirtilerinden biri olarak da Darwincilik incelene
cektir; ama insann doa zerindeki egemenliiyle doaya boyun
eiinin zdelii konusunda daha iyi bir rnek bulunamad iin
deil, popler aydnlanma hareketi iinde bugnk kltrel durumun
en amaz habercilerinden biri Darwincilik olduu iin...
Uygarln gelimesinde bir etken, doal ayklanmann yerini rasyo
nel eylemin almas olarak tanmlanabilir. Sa kalma ya da baar
diyelim buna bireyin toplumdan gelen basnlara kendini uyarlama
yeteneine baldr. Sa kalmak iin, hayatn oluturan anlalmaz,
etrefil durumlara her an en uygun tepkiyi gsteren bir aygta dn
trr kendini insan. Herkes her durumla karlamaya hazr olmaldr.
Kukusuz, bu sadece modern an bir zellii deildir; btn insanlk
tarihi boyunca geerli olmutur. Ne var ki, bireyin dnsel ve psiko
lojik yetenekleri maddi retim aralaryla birlikte deimitir. On ye
dinci yzylda bir Hollanda kylsnn ya da ressamnn veya on seki
zinci yzylda bir dkkn sahibinin hayat, gnmzn bir iisinin
hayatndan ok daha gvensizdi. Ama sanayi toplumunun douu, ni
tel olarak yeni olgular getirmitir. Gnmzde, uyarlanma sreci bi
linlidir ve o yzden de toptandr.
Bugn hayatn tm artan lde rasyonelletirilmekte ve planlan
maktadr; ayn ekilde, her bireyin hayat da, gemite zel dnyasn
oluturan en gizli drtleri de iinde olmak zere, rasyonelletirme ve
planlamann gereklerine uymak durumundadr bugn: bireyin varln
srdrmesi iin sistemin varolma koullarna uymas gerekmektedir.
Toplumdan kaacak yeri kalmamtr. Ve nasl rasyonalizasyon sreci
artk pazarn isimsiz glerinin deil, plan yapan bir aznln bilinli

122 AKIL TUTULMASI

kararnn eseriyse, kitlesel zneler de kendilerini yle bilerek uyarla


mak zorundadr: zne, btn enerjisini, pragmatistlerin deyimiyle,
"eylerin hareketinin iinde ve o hareketin ynnde"5 olmaya adamak
zorundadr. Gemite gereklik, zerk birey tarafndan gelitirildii var
saylan ideale kart saylr ve onunla karlatrlrd; gereklie bu
ideale uygun bir biim verilmesi gerekli grlrd. Bugn ilerici d
nce bu tr ideolojileri zayflatmakta ve bir yana atmakta, bylece
farknda olmadan da gerekliin bir ideal durumuna ykseltilmesine
yardmc olmaktadr. Uyum, dnlebilecek btn znel davranlarn
ltdr artk. znel, biimsellemi akln zaferi, ayn zamanda,
znenin karsna mutlak, egemen bir nesnellik olarak kan bir
gerekliin de zaferidir.
Gnmzn retim tarz, her zamankinden daha ok esneklik ister.
Hayatn her alannda istenen daha byk girikenlik, deien koullara
daha iyi uyarlanabilme yeteneini gerektirmektedir. Eer bir ortaa
zanaatkr bir baka meslee geebilseydi, yapt deiiklik, tamirci
likten seyyar satcla, oradan da sigorta irketi yneticiliine geen
bir gnmz insannn geirdii deiiklikten ok daha kkl olurdu.
Bugn teknik srelerin gittike artan birrneklii insanlarn i
deitirmesini kolaylatrmaktadr. Ama bir faaliyetten tekine geiin
kolaylamas, speklasyon iin ya da yerleik modellerden ayrlmak
iin daha ok vakit kalmas anlamna gelmemektedir. Doaya egemen
olmak iin gelitirdiimiz aralar artt lde, bir sa kalma koulu
olarak bu aralara hizmet etme zorunluluumuz da artmaktadr.
nsan, mutlak davran llerine, evrensel balayc ideallere gide
rek daha az baml hale gelmitir. Kendi zel llerinden baka kura
la gerek duymayacak kadar zgrletii ileri srlmektedir. Ne var ki,
bu artan bamszlk, ters bir mantkla, bir edilginlik artna da yol
amtr. nsann kullanaca aralarla ilgili hesaplar inceldii halde,
amalarn seimi konusunda gemite nesnel bir doruya duyulan
inanla ilgiliydi bu gittike kafaszlamaktadr: nesnel akl mitoloji
si de iinde olmak zere btn mitolojilerin kalntlarn silip atm
olan birey, genel uyarlanma modelleri dorultusunda otomatik tepkiler
gstermektedir. Ekonomik ve toplumsal gler kr doa kuvvetleri
niteliini kazanmakta ve insan da, varln srdrmek iin, bu kuv5. Dewey, Creative Intelligence iinde.

DOANIN BAKALDIRMASI 123

vetlere kendini uyarlayarak onlar egemenlik altna almak zorunda kal


maktadr. Bu srecin sonucu, bir kartlktr: bir yanda benlik vardr,
maddi ve manevi dnyadaki her eyi kendi varolma aracna dn
trmenin dnda btn ierii ve z boaltlm olan soyut ego; br
yanda da sadece bir malzeme, egemen olunacak bir madde durumuna
drlm ve bu egemenlikten baka bir amac kalmam bo bir
doa vardr.
Ortalama insann varln srdrmesi, reflekslerinin hzna baldr
artk. Akln kendisi de bu kendini uyarlama yeteneiyle zdelemek
tedir. Gnmz insannn atalarna gre ok daha geni bir seme
zgrl var gibi grnmektedir, bir bakma gerekten yledir.
retici glerin gelimesiyle onun zgrl de korkun artmtr.
Nicelik asndan, amzn bir iisinin yararlanabilecei rn eidi,
eski alarn bir soylusununkinden ok daha genitir. Bu tarihsel geli
me kmsenmemelidir elbet; montaj hatt tekniinin tutkulu yan
dalarnn yapt gibi, tercihlerdeki bu art, bir zgrlk art olarak
yorumlamadan nce, bu artn ayrlmaz bir yn olan bir basnc ve
yeni tercih biimiyle birlikte giden nitelik deimesini de dikkate al
mamz gerekir. Sz konusu basn, modern toplumsal koullarn her
kese uygulad zorlamadr; nitelik deiikliinin en iyi rnei ise,
ince bir i iin en uygun aleti bulup seen eski tip zanaatkrla hangi
kollan ekeceine ya da hangi dmelere basacana abucak karar ver
mek zorunda olan modem bir ii arasndaki farkllktr. Ata binmekle
otomobil kullanmann ierdii zgrlkler olduka farkldr. Modern
toplumdaki otomobil sahiplerinin nfusa orannn eski toplumdaki atl
araba sahiplerinden ok daha byk olmas bir yana, otomobil daha
hzl ve daha geni imknl bir aratr, daha az bakm ister, hatta belki
daha kolay kullanlabilir. Ne var ki, bu zgrlk art, zgrln
niteliinde bir deiiklie yol amtr. Sanki otomobili kullanan biz
deilizdir de uymak zorunda olduumuz saysz yasalar ve kurallardr.
Hz snrlar vardr, yava srme, durma, belirli eritler iinde kalma
uyarlar, hatta biraz ilerideki dnemecin biimini gsteren iaretler
vardr. Gzlerimizi yola dikmemiz ve her an doru hareketi yapmak
iin tetikte olmamz gerekmektedir. ten gelen, kendiliinden dav
ranlarmzn yerini, boazmz skan mekanik zorunluluklara
ynelttiimiz dikkati datacak her trl duygu ya da dnceyi silme

124 AKIL TUTULMASI

mizi gerektiren bir zihniyet almtr.


Burada sz konusu olan deime kltrmzn hemen her dalma da
yaylmtr. Eski tr iadamlarnn kulland ikna yntemleriyle mo
dern reklamclnkileri i bayltc neon iaretleri, devasa afiler,
kulaklar sar eden hoparlrler karlatrmak yeterlidir. Hibir eyi
kutsal saymayan reklamlarn ocuksu sloganlarnn ardnda, bu lks
budalaln masraflarn deyebilen sanayi irketlerinin gcn ilan
eden grnmez bir metin durmaktadr. Gerekten de, bu i dnyas kar
deliinin yelik creti ve aylk dentileri o kadar yksektir ki, yeni
gelen biri eer kkse daha balamadan yenik dmektedir. Grnmez
metin ayn zamanda egemen irketler arasndaki iliki ve anlamalar
ve bir btn olarak ekonomik aygtn younlam gcn de ilan et
mektedir.
Tketicinin tercih hakk vardr ama, hangi markay seerse sesin
elde edecei ek bir yarar yoktur. Fiyatlar ayn olan iki tketim mal
arasndaki kalite fark, iki sigara markas arasndaki nikotin oran fark
kadar kktr. Byle olduu halde, "bilimsel testler"le de dorulanan
bu ok kk fark birini sndrmeden brn yakan bir tiryaki iin
bile ok nemsiz olan bu fark, binlerce ampulle aydnlatlan afilerin,
radyonun ve tam sayfa basn ilanlarnn yardmyla tketicinin zihnine
sanki dnyann kaderini deitiren bir aklamaym gibi kaznmak
tadr. nsanlar da bu iktidar dilinin satr aralarn okuyabilmektedir. An
lamakta ve kendilerini ona gre uyarlamaktadrlar.
Nasyonal-sosyalist Almanya'da, rakip ekonomik imparatorluklar,
halka kar Volksgemeinschaft (Halk topluluu) ad altnda ortak bir
cephe kurdular ve yzeydeki atmalarn bir yana braktlar. Ama s
rekli bir propaganda bombardmanna maruz kalm olan halk herhangi
bir yeni iktidar ilikisini edilgin bir biimde kabul etmeye hazrd za
ten: ok snrl birtakm tepkiler gsterebildiyse de, bunlarn tek sonu
cu onun varolan toplumsal, ekonomik ve siyasal dzene daha iyi
uyum gstermesi oldu. Almanlar, siyasal bamszlktan vazgemeyi
renmeden nce, ynetim biimlerini hep ayak uydurmalar gereken
birer dzen olarak grmeyi renmilerdi, tpk tepkilerini atlyedeki
bir makineye ya da yol kurallarna uydurduklar gibi... Yukarda da
sylediimiz gibi, uyarlanma zorunluluu kukusuz gemite de vard:
aradaki fark, uyumun hznda, bu tutumun insanlarn tm varlna

DOANIN BAKALDIRMASI 125

egemen olmasnda ve kazanlan zgrln niteliini deitirmesinde


yatmaktadr. Hereyden nce de, bugnn insannn bu srece bir
ocuk gibi, otoriteye doal bir gven duyan bir ocuk gibi deil, ka
zanm olduu bireysellikten feragat eden bir yetikin gibi teslim ol
masnda yatmaktadr. Uygarln zaferi o kadar tam ve kesindir ki, ter
sine dnmeye balamtr. te bu yzden zamanmzn toplumsal
uyumu bir kzgnlk ve bastrlm fke esi iermektedir.
Dnsel adan, modern insan, toplumun maddeci uygulamalarn
idealizmle ilgili lakrdlarla rtbas eden on dokuzuncu yzyl in
sanndan daha az ikiyzldr. Bugn byle bir ikiyzllk hi kimseyi
kandrmaz. Ama bunun nedeni, parltl szlerle gereklik arasndaki
elikinin giderilmi olmas deildir. eliki kurumsallatrlmtr, o
kadar. kiyzllk, siniklie dnmtr: artk kendisine inanlmasn
bile beklememektedir. Sanat, arkadalk ya da din gibi eylerden sz
eden bir sesin birka saniye sonra bir sabunun reklamn yapt
iitilmektedir. Dzgn konumayla, mzik kltryle ya da ruhsal
kurtulula ilgili brorler, mide gaz ilalarnn erdemlerini anlatan
brorlerden tandmz bir slupla yazlmaktadr. Hatta, bunlarn
tm de ayn uzman metin yazarnn rn olabilmektedir. Bir yazar
aday bugn bir okula giderek hazr yk birimlerinden tretilecek
btn bileimleri renebilir. Bu modeller, bir dereceye kadar, kitle
kltrnn teki paralarnn, zellikle de film sanayisinin gerekle
riyle egdmlendirilmitir. Bir roman yazlrken sinema olaslklar
da gz nnde tutulmakta, bir iirin yazlmasnda ya da bir senfoninin
bestelenmesinde balca amalardan biri yaptn propaganda ilevi ola
bilmektedir. Bir zamanlar sanatn, edebiyatn ve felsefenin amac
varlklarn ve hayatn anlamn aklamak, dilsiz olan hereyin sesi ol
mak, doaya aclarn anlatmas iin bir dil vermekti; baka bir
deyile, gereklii asl adyla armakt. Bugn doann dili ko
parlmtr. Bir zamanlar, her szn, ln ya da jestin isel bir an
lam olduuna inanlrd; bugnse hepsi sradan bir olay, bir rastlant
olarak grlmektedir.
Ge baktktan sonra, babasna "Baba, Ay neyin reklam acaba?"
diye soran ocuk, biimsel akl anda insanla doa ilikisinin
dt durumun tipik bir gstergesidir. Bir yanda, doa her trl isel
deer ya da anlamdan arndrlmtr. te yanda, insann da varln

126 AKIL TUTULMASI

srdrmekten baka amac kalmamtr. Elinin dedii hereyi, bu


amaca hizmet eden bir araca dntrmeye almaktadr. Pragmatik
ilikilere smad sezilen hereye kukuyla baklmaktadr. Bir insan
ya da bir dnceyi srf kendisi iin sevmeleri, srf kendisi iin sayg
gstermeleri istenildiinde, insanlar hemen bir ar duygusallk koku
su almakta ve birinin kendilerine bir oyun oynadn ya da bir ey sat
maya altn dnmektedirler. Ay'n ne reklam olduunu sormasalar bile, onu balistik ya da uzay uular asndan dnmektedirler.
Dnyann bir amalar dnyasndan tmyle bir aralar dnyasna
dnmesi, retim yntemlerinin tarihsel gelimesinin bir sonucudur.
Maddi retim ve toplumsal rgtlenme gittike daha karmaklap
eyletike, aralar da bamsz varlklar gibi grnmekte ve bylece
birer ara olarak grlmeleri de gittike zorlamaktadr. retim aralar
ilkel olduu srece, toplumsal rgtlenme biimleri de ilkeldir. Polinezya kabilelerinin kurumlan, doann iddetli ve dolaysz basncn
yanstr. Bu topluluun toplumsal rgtlenmesi, maddi ihtiyalar ta
rafndan biimlendirilmitir. Avlanma, kpr yapma, kamp yerini
seme gibi konularda karar yetkisi genlerden daha zayf ama daha de
neyli yallara aittir; genler buna boyun eeceklerdir. Kadnlar da, er
keklerden daha zayf olduklar iin, ava kmamakta, byk hayvan
larn avlanmasna ve yenilmesine katlmamaktadrlar; grevleri, bitki
ve kabuklu deniz hayvanlan toplamaktr. Kanl by trenlerinin
ilevi ksmen genleri yetikinler arasna sokmak, ksmen de rahiple
rin ve yallarn gcyle ilgili iddetli bir inan alamaktr.
lkeller iin geerli olan, uygar topluluklar iin daha da geerliydi:
evriminin eitli aamalarnda insann kulland silah ya da makine
trleri, belirli emir ve boyun eme, ibirlii ve bamllk biimlerini
gerektirmi ve bylece baz hukuki, sanatsal ve dinsel biimlerin do
masnda da etkili olmutu. Uzun tarihi iinde insan zaman zaman
doann basklarndan kurtulabildi ve bu zgrlk de ona kendi varl
n srdrme kaygsndan bamsz olarak doa ve gereklik zerinde
dnme frsatn verdi. Aristoteles'in mesafeli teorik dnme adn
verdii bu grece zerk dnme biimleri zel olarak felsefede
gelime imkn buldu. Felsefenin amac, yararl hesaplar yapmak
deil, doann kendi iinde ve kendisi iin anlalmasn salayacak bir
gre ulamakt.

DOANIN BAKALDIRMASI 127

Ekonomik adan, felsefi dnce, grup egemenliine dayal bir


toplumda, hi kukusuz, yorucu iler yapmak zorunda olmayanlara
zg bir lkst. Platon ve Aristoteles'te ilk szclerini bulan aydnlar,
varolularn ve speklasyonlara dalmalarna izin veren rahatl,
dnsel olarak uzak durmaya altklar egemenlik sistemine borlu
durlar. Bu eliik durumun izlerini eitli dnce sistemlerinde bula
biliriz. Bugn kitleler byle bir dnceye dalma zgrlnn ok
seyrek ortaya ktn bilmektedirler ve bu da hi kukusuz bir iler
lemedir. Her zaman belli gruplarn ayrcal olmutur bu zgrlk; ve
bu gruplar da kendi ayrcalklarn bir insani erdem olarak mutlak
latracak bir ideoloji oluturmulardr hemen. Baka bir deyile,
dnme zgrl birtakm ideolojik amalara hizmet etmi, kol
emei zorunluluundan kurtulmu olanlar yceltmeye yaramtr. Ama
amzda, aydn, ekonominin basklarna, onu gerekliin srekli
deien taleplerine karlk vermeye zorlayan basklarna kar korun
maszdr. Onun iin de, gzlerini sonsuzlua evirmi olan derin d
ncenin yerini, sadece bir sonraki anla ilgili pragmatik zek almtr.
Speklatif dnce, bir ayrcalk olmaktan kacana, btn btne
tasfiye edilmektedir ki, ite bu bir ilerleme deildir. Evet, bu sre
iinde doa o rkn, anlalmaz, karanlk niteliini yitirmitir; ama
insanlarn zihinleri araclyla konuma o ayrcalkl gruplarn
yanl diliyle bile olsa konuma imknlar btnyle elinden
alnm olan doa da imdi sanki bizden almaktadr.
Doaya kar modern duyarszlk, gerekte, bir btn olarak Bat
uygarlna zg olan o pragmatik tutumun bir trevinden baka bir
ey deildir. Deien, biimlerdir. lk avcnn bozkrda ve dada
grd, sadece iyi avlanma imknlaryd; modern iadam da bir man
zaraya sigara afilerinin yerletirilmesine uygun bir yer gzyle bak
maktadr. Birka yl nce gazetelerde yer alan bir haber dnyamzda
hayvanlara ayrlan yeri ok iyi anlatmaktadr. Bu haberde fillerin ve
teki vahi hayvanlarn Afrika'ya uak iniine engel olduu bildirili
yordu. Hayvan burada sadece trafie bir engel olarak grlmektedir.
nsan hereyin efendisi olarak gren bu zihniyet, Tevrat'n ilk blm
leri kadar eskidir. Incil'de hayvanlar lehinde sylenmi birka satr da,
Aziz Paul, Aquinolu Thomas ve Luther gibi en etkili dinsel dnrler
tarafndan, hayvanlar karsnda insana baz ykmllkler getiren

128 AKIL TUTULMASI

hkmler olarak deil, insann ahlaki eitimiyle ilgili hkmler ola


rak yorumlanmtr. Sadece insann ruhu kurtarlabilir; hayvanlarn tek
hakk, ac ekme hakkdr. Birka yl nce bir ngiliz rahibi yle
yazyordu: "Baz insanlar bakalarnn hayat, refah ve mutluluu iin
ac eker ve lrler. Bu yasann srekli ilediini grebiliriz. Dnya
bunun en yce rneini (adn saygyla anyorum) Golgotha'da
grmt. Hayvanlar niin bu yasadan muaf olsun?"6 Papa IX. Pius,
teolojiye gre insann hibir hayvana kar bir grevi olmamasndan
tr, Roma'da hayvanlara kar zulmn nlenmesiyle ilgili bir derne
in kurulmasna izin vermemiti.7 Nasyonal Sosyalizm hayvanlar ko
ruyan bir rejim olmasyla vnyordu, evet; ama bunun tek amac da
birer doal yaratk olarak grlen o "aa rklar" daha da aalamakt.
Bu rnekleri vermemizin nedeni, pragmatik akln yeni bir ey ol
madn gstermektir. Yine de, altta yatan felsefe, insann en yksek
zihinsel yetenei olan akln yalnz aralarla ilgili olduu, hatta bir ara
olduu dncesi, bugn her zamankinden daha net ifade edilmekte ve
daha yaygn bir kabul grmektedir. Egemenlik ilkesi, her eyin feda
edildii bir put haline gelmitir.
nsann doay boyunduruk altna almak abalarnn tarihi, insann
insan boyunduruk altna almasnn da tarihidir. Ego, benlik kav
ramnn geliimi, bu iki yanl tarihi yanstr.
Bat dillerinin herhangi bir tarihsel anda ego terimiyle ne anlatmak
istediklerini kesin olarak belirlemek ok gtr; bulank armlar
olan bir terimdir bu. Benliin genel olarak doaya, zel olarak da
baka insanlara ve kendi drtlerine kar srdrd mcadelenin ilke
si olarak egonun, egemenlik, komuta ve rgtlenmesi ilevleriyle ilgi
li olduu sezilmektedir. Yneticinin, adamlarna yry emri vermek
ya da suluyu lme mahkm etmek iin uzanm kolunda dile gele
nin de bu ego ilkesi olduu dnlebilir. Ruhsal adan, bir k de
meti gibidir bu ilke: karanl delerek, glgelerde gizlenmeyi yeleyen
inan ve duygu hayaletlerini rktr. Tarihsel kkenleri, en ok, kafa
emei ile kol emei arasndaki, fatihlerle tutsaklar arasndaki kopula
belirlenen bir kast ayrcalklar anda yatmaktadr. Ataerkil ada
egemen olduu ok aktr. Bachofen ve Morgann yazlarna da
6. Edward Westermark, Christianity and Morals, New York 1939, s. 388.
7. A.g.y., s. 389.

DOANIN BAKALDIRMASI 129

yanrsak, ego ilkesinin karanlk yeralt tanrlarna tapld anaerkil


dnemde nemli bir rol oynam olmas pek mmkn grnmemek
tedir. Antik an klelerinde, toplumsal piramidin tabanndaki ekil
siz kitlede de ego ilkesinin varolduu dnlemez.
Balangta kaba gce dayal olan egemenlik ilkesi, zamanla daha
ruhsal bir nitelik kazand. Emirlerin verilmesinde insann i sesi, dardaki efendinin yerini ald. Bat uygarlnn tarihi, egonun gelime
sinin tarihi olarak da yazlabilir: bu tarih iinde, pramidin altndakiler,
z-disiplini ve egosu daha nce gelimi olan efendilerini yceltmi
(sublimate), yani iselletirmilerdir. Bu adan, nder ve sekinlerin,
gnlk hayatn eitli ilikileri arasnda bir mantksal bant ve tu
tarllk saladklar sylenebilir. Yneticiler, ne kadar ilkel de olsa re
tim srecinde sreklilii, dzenlilii hatta standartlamay zorla ger
ekletirmilerdir. Her znenin iindeki ego, yneticinin temsilcisi ol
mutur. eitli insanlarn ok farkl yaantlar arasnda bir ba kuran
da egodur. Nasl ynetici adamlarn piyade ve atl snflarna ayrrsa,
ego da yaantlar kategorilerle ya da trlerle snflandrmakta ve bire
yin hayatn planlamaktadr. Fransz sosyolojisi8, ilkellerdeki genel
kavramlarn hiyerarik dzeninin kabile rgtlenmesi ve kabilenin bi
rey zerindeki egemenliini yansttn gstermitir. Btn mantksal
dzenin, kavramlarn ncelie ve sonrala, astla ve stle gre s
ralanmasnn ve her birinin kendine ait alannn belirlenmesinin top
lumsal ilikileri ve iblmn yansttn ortaya koymutur.
Ego kavram hibir zaman toplumsal tahakkm sisteminden kaynaklannn izlerini, lekelerini silememitir. Descartes'n ego kavram
gibi en idealletirilmi biimleri bile baskyla ilikilidir; Gassendi
Descartes'n Metafizik Felsefe stne Dnceler'iyle ilgili eletirile
rinde, beyindeki gizli odasndan arcem in cerebro tenens9 ya da psi
kologlarn deyimiyle, beyindeki alc-verici istasyonundan duyularn
verdii raporlar derleyen ve vcudun eitli blgelerine emirlerini
gnderen ego adl kk bir ruh dncesiyle eleniyordu.
Descartes'n, doann iinde yer almayan ama onu etkileyebilecek
kadar da yakn olan bu egoya bir yer bulma abalarn izlemek yararl
8. Bkz. E.Durkheim, "De quelques formes primitives de classification", L'Anne so
ciologique, v, 66, 1903.
9. Oeuvres de Descartes, Paris, 1904, vu, s. 269.

130 AKIL TUTULMASI

olur. Egonun ilk abas, tutkulara, yani iimizdeki doaya egemen ol


maktr. Ego, mazbut ve salkl duygulara kar anlayldr ama ke
dere, zntye yol aabilecek hereye kar da katdr. En nemli
abas ve kaygs, duygularn yarglar etkilemesini nlemektir. Bu
sert ve yaln mercinin alma tarznn en iyi rnei matematiktir, el
mas gibi keskin ve berrak, aldrsz, kendine yeterli. Ego, doaya ege
men olandr. Egonun amalarn, sonsuz bir varolma srarnn dnda
herhangi bir eyle tanmlamak, ego kavramn bulandrmak olur.
Descartes'n felsefesinde, ego ve doa ikicilii, onun geleneksel Katolisizmi'yle bir lde yumuatlmt. Rasyonalizmin sonraki tem
silcileri ve ardndan da znel idealizm, doa kavramn ve son ker
tede, yaantnn her trl ieriini akn olduu dnlen bir ego
iinde eriterek sz konusu ikicilii amaya altlar. Ama bu eilim
gelitii ve radikalletii lde, Descartes'n egonun kendi iindeki
tz teorisinin daha eski daha safdil ve o yzden de daha uzlatrc ikici
liinin etkisi de artt. Bunun en arpc rnei, Fichte'nin znelciakncln u noktasndaki felsefesiydi. Fichte'nin, dnyann tek var
lk nedenini bamsz akn benlie bir etkinlik alan sunmak olarak
gren ilk felsefesinde, ego ile doa arasndaki iliki bir diktatrlk
ilikisidir. Egonun, snrsz bir etkinlik dnda hibir tz ya da an
lam olmamasna karn, tm evren egonun aleti durumundadr. Fichte'ye sanldndan ok daha yakn olan modern ideoloji bu tr metafi
zik temellerle ban koparmtr ve mutlak efendi olan bir soyut ego
ile isel anlam boaltm bir doa arasndaki kartlk da ilerleme,
baar, mutluluk ya da yaant dnceleri gibi bulank mutlaklar ta
rafndan glgelenmektedir.
Yine de bugn doa her zamankinden ok insann bir aleti olarak
grlmektedir. Doa, akl tarafndan konulmu bir amac ve dolaysy
la hibir snr olmayan mutlak smrnn nesnesidir. nsann lsz
emperyalizmi hibir snr tanmamaktadr artk. Doa tarihinde baka
hayvan trlerinin en yksek organik gelime biimini temsil ettikleri
dnemlerde, insan trnn doa zerindeki egemenliini andran bir
durum bulmak mmkn deildir. Havyanlarn itihalar kendi fiziksel
varolularnn zorunluluklaryla snrlyd. Gerekte, insann gcn
iki sonsuz (mikrokozm ve evren) ynnde geniletmede gsterdii
agzllk, dorudan doruya kendi doasnn deil, toplumsal yapnn

DOANIN BAKALDIRMASI 131

sonucudur. Nasl emperyalist uluslarn dnyaya saldrlar szde ulusal


karakterlerle deil de kendi i mcadeleleriyle aklanmak zorundaysa,
insan trnn kendi dnda sayd hereye kar totaliter saldrs da
insann doutan gelen zellikleriyle deil, insanlar aras ilikilerle
aklanmaldr. nsan trnn agzll ve bunun sonucu olan pra
tik davranlar kadar, doay sadece etkin bir smr asndan gren
bilimsel zihniyetin kategorileri ve yntemlerinin anahtar da insanlar
arasnda hem savata hem de barta srp giden bu atmadadr. Bu
alglama biimi, insanlarn ekonomik ve siyasal ilikiler iinde birbir
lerine bak tarzn da belirlemitir. nsanln doaya bak biimleri,
eninde sonunda, insanlarn zihnindeki insan imgesine de yansr ve onu
belirler, bylece sreci balatabilecek olan son nesnel amac da ortadan
kaldrr. Toplumun ego araclyla gerekletirdii arzularn bastrl
mas, sadece toplum asndan deil, birey iin de daha akld bir du
rum haline gelir. Rasyonellik byk tantanalarla ne srld ve
savunulduu lde, insanlarn zihninde de uygarla ve onun bireyin
iindeki temsilcisi olan egoya kar bilinli ya da bilinsiz bir fke de
bymeye balar.
Doa insann iinde ve dnda karlat basknn her evresinde
nasl tepki gsterir bu atmaya, bakaldrsnn psikolojik, siyasal ve
felsefi belirileri nelerdir? Bu atmadan "doaya dn"le, eski dok
trinlerin canlandrlmas ya da yeni mitlerin yaratlmasyla kanmak
mmkn mdr?
Her insan, doutan balayarak, uygarln baskc yzyle tanr.
Babann gc ocua ok byk, boucu grnr; szcn tam an
lamyla doast bir gtr bu. Babann ynetimi, doadan, doann
etkilerinden bamsz akldr: amansz, aldrsz bir ruhsal kuvvet.
ocuk bu kuvvete boyun eerken ac eker. Ama bir yetikinin bu
ocukluk aclarn, byklerin dil karmama, bakalarn taklit et
meme, tertipli olma ve kulaklarnn arkasn ykama gibi buyruklarna
uyarken ektii skntlar hatrlamas hemen hemen imknszdr. Bu
talepler, ocuun karsna kan uygarl temsil eder. Drtlerinin
dolaysz basncna kar direnmesi istenir ondan, kendisiyle evreyi bir
birinden ayrdetmesi, becerikli olmas, ksaca, Freud'un terminoloji
siyle, babasnn ve teki baba modellerinin kendisine sunduu ilkeleri
ieren bir sperego sahibi olmas istenir. ocuk btn bu taleplerin

132 AKIL TUTULMASI

gerisinde yatan amac anlamaz. Azarlanmamak, cezalandrlmamak


iin, byklerinden grd sevgiyi yitirmemek iin boyun eer. Ama
bu boyun eie bal olan tatsz duygu srp gider ve ocukta babaya
kar derin bir dmanlk geliir; bu da bir noktada uygarln kendi
sine kar bir kzgnla dnr.
Eer ocuun boyun edii bir kii deil de bir grupsa, rnein
oyun yerindeki ya da okuldaki teki ocuklarsa, bu sre daha da sert
ve arpc bir grnm alabilir. Byle gruplar ikna etmeye almazlar,
sadece vururlar. Sanayi toplumu, ocuun dorudan doruya kolektif
glerle yzyze kald bir evreye getike, ocuun psikolojik dn
yasnda konumann, tartmann ve dolaysyla dnmenin ald yer
de azalr. Bylece vicdan, ya da sperego, zlr. Buna, annenin tutu
munda biimsel rasyonellie geiin yol at deiimi de eklememiz
gereklidir. Psikanalize dayal eitli aydnlanma biimleri baz kentsel
gruplara ruh sal asndan ok yararl olmutur, ama bu yararn
nemli bir yn, ocuun gelimesinde belirleyici olan annenin
ocua kar daha rasyonel ve bilinli bir tutum almasdr. Anne bir
hemireye dnmekte, scakl ve dikkati giderek bir tekniin paras
haline gelmektedir. Annelii bir bilim durumuna getirmekle toplumun
kazanaca ok ey vardr ama, bu durum eskiden toplumsal hayatta
balayc gc olan belirli etkilerden yoksun brakmaktadr bireyi.
Uygarlktan nefret edilmesi, sadece kiisel psikolojik skntlarn
akld bir biimde dnyaya evrilmesi deildir (baz psikanaliz okul
larnda savunulduu gibi). lk genliinin balangcndaki ocuk, ken
disinden igdsel drtlerinden fedakrlk yapmas istendii halde
buna karlk hibir tazminat almadn grr; rnein, cinsel istek
lerini toplumun gerekleri dorultusunda yceltmesi karlnda vaat
edilen maddi gvenlii elde edememitir. Sanayi toplumu, cinsel ili
kileri artan lde toplumsal denetime tabi klmaktadr. Kilise, evlilii
kutsal bir trene dntrerek ve elencelere, kk erotik arlklara,
hatta fahielere gz yumarak doa ile uygarlk arasnda bir kpr ku
ruyordu. Gnmzde evlilik gittike bir toplumsal vize haline gel
mekte, tz kadnlar tarafndan hazrlanm bir erkekler kulbnn
yelik dentisine dnmektedir. Kadnlar iin de bir vizedir evlilik:
ciddi abalar sonucunda elde edilecek bir dl, toplumun onaym alm
gvence dl. Kurallara kar kan gen kz, gnah iledii, te

DOANIN BAKALDIRMASI 133

dnyadaki mutluluk imknn yitirdii iin deil, elindeki frsatlar


deerlendirmedii iin sulanmaktadr bugn. Trajik deil, aptal sayl
maktadr. Evlilik, artk sadece toplumsal aygt iinde kullanl bir
uyum salama arac olarak grlmektedir. Gl kuramlarn gzetimi
altndadr ve reklam ajansln elence sanayisi stlenmitir. Toplum
mthi bir gayretkelik iinde kk fuhu eteleriyle, ak tica
riletiren fuhu merkezleriyle mcadele ededursun, igdsel hayatn
btn dallar ticari kltrn ruhuna teslim olmaktadr. Bu eilimin
dourduu doyumsuzluk ve skntlarn en derin kkleri, uygarlama
srecinde yatmaktadr; sorun sadece bireylerin geliimi iinde kalnarak
kavranamaz, tm insan trnn tarihi iinde ele alnmaldr, nk
psikolojik karmaalar, bir lde, uygarlk tarihinin ilkel evrelerinin
yeniden (bireysel dzeyde) yaanmasdr. Uygarln bugnk aama
snda bu ilkel sreler yeniden yaanmaktadr. Bu daha yksek dzeyde,
atmann merkezi, igdsel feragatin amac olan ideallerdir. ocuk
luktan genlie gemekte olan bireyi koyu bir umutsuzlua iten, akl,
benlik, tahakkm ve doa arasndaki sk ilikiyi, bunlarn nerdeyse
zde olduklarn belli belirsiz de olsa grmesi, sezmesidir. Ona reti
len idealler ve bunlarn kendisinde uyandrd zlemlerle boyun emek
zorunda olduu gereklik ilkesi arasndaki uzakl sezmektedir.* Bu
nun sonucunda, tanrsallk, doadan uzaklk ve sonsuz stnlk hava
larnn ardnda sadece daha glnn ya da daha kurnazn egemenliinin
yatmakta oluuna kar isyan etmektedir.
Bu keif, onu yapan bireyin karakterinde iki eye yol aabilir: diren
me ya da boyun eme. Direnen birey, doruluun gerekleriyle varo
luun akld niteliini uzlatrmaya ynelik her trl pragmatik
abaya kar kacaktr. Geerli llere uyarak doruluktan fedakrlk
yapmaktansa, kendi hayatnda, hem teoride hem de pratikte, olabilecek
en ok doruyu dile getirmeye alacaktr. atmalardan olumu bir
hayat olacaktr onunki; toptan yalnzl gze almak zorundadr. Onu
kendi i eliki ve glklerini topluma yanstmaya iten akld
dmanlk duygusunu, ocukluunun hayal dnyasnda babasnn tem
sil ettii eyi, yani doruluu, gerekletirme tutkusuyla yenecektir.
*

Gereklik ilkesi: Freud'da, bireyin d dnyann nesnelliini ve direncini


tanmas, dnyann kendi dlemlerinden bamsz olduunu renerek kendini
ona uydurmas, (.n.)

134 AKIL TUTULMASI

Bu gen insan tipi eer bir tip denebilirse buna kendisine reti
lenleri ciddiye alr. En azndan, d otoritelere ve gereklik denilen
eyin putlatrlmasna kar kabilecek kadar baarl bir iselletirme
sreci geirmitir. Gereklii hep dorulukla karlatrmaktan, ideal
lerle gerekler arasndaki atmay aa karmaktan ekinmez. Sr
drd eletiri de, hem teorik hem pratik olarak, ocukken tad
pozitif inancn negatif bir tekrardr.
teki yol, boyun ei, ounluun semek zorunda kald yoldur.
nsanlarn ounluu kendi skntlarndan tr toplumu sulama hu
yundan hibir zaman vazgemezlerse de, gereklie kar kamayacak
kadar zayf olanlarn onunla zdeleerek kendilerini silmekten baka
areleri yoktur. Uygarlkla rasyonel bir biimde uzlamazlar hibir za
man. Bunun yerine, boyun eerler ona: ne kadar omuz skseler de
aklla tahakkmn, uygarlkla idealin zdeliini gizlice kabul ederler.
Bilgili iniklik, uyumluluun baka bir biimidir sadece. Bu insanlar,
glnn egemenliini ebedi kural olarak kabul etmeye zorlarlar ken
dilerini. Btn hayatlar, gerek dardaki gerekse ilerindeki doay
bastrmaya ve deersizletirmeye ve kendilerini onun daha gl ra
kipleri ya da vekilleriyle: rkla, vatanla, liderle, kliklerle ve gelenek
lerle zdeletirmeye ynelik srekli bir abadan ibarettir. Onlar iin,
btn bu szcklerin anlam birdir: sayg duyulmas ve boyun eil
mesi gereken kar konulmaz gereklik. Bununla birlikte kendi doal
drtleri, uygarln eitli taleplerine kar olan baz drtler bu in
sanlarn iinde bir tr yeralt faaliyetini srdrr. Psikanaliz terimle
riyle, uysal, boyun emi bireyin bilindnn, gerek ana-babasna
kar bastrlm bir isyan dzeyinde sabitlemi olduu sylenebilir.
Bu isyan, toplumsal ya da bireysel koullara bal olarak, ya igzar
bir uyumlulukta ya da su eiliminde gsterir kendini. Direnen insan
kendi sperego'suna ve bir anlamda da, baba imgesine sadk kalr. Ama
bir insann dnyaya direnci sadece ana-babasyla zlmeden kalan
atmalarndan karlamaz. Tam tersine, ancak bu atmay am
olan insann direnmesi mmkndr. Ald tavrn asl nedeni, gerek
liin "doru olmadn" bilmesidir; ana-babasn, temsil ettiklerini
ileri srdkleri ideallerle karlatrmak yoluyla kazanlm bir bilintir
bu.
Modern ekonomik hayatn bir sonucu olarak ana-babalarn eitici

DOANIN BAKALDIRMASI 135

ilevlerinin okula ve toplumsal gruplara devredilmesi ve bunun sonu


cunda ana-babalarn rollerinin de deimesi, egemen toplumsal eilim
lere kar bireysel direniin yok oluunun en nemli nedenlerinden bi
ridir. Bununla birlikte, son dnemde nemli bir rol oynam baz kitle
psikolojisi olgularn iyi anlayabilmek iin, belirli bir psikolojik
zelliin dikkatle incelenmesi gerekir.
Modern yazarlar, ocuun mimetik drtlerinin, kendi duygular da
dahil her eyi ve herkesi taklit etme isteinin, ocuun renme yol
larndan biri olduunu sylemektedirler; zellikle, bireyin daha sonra
ki karakterini, tepki biimlerini, genel davran kalplarn belirleyen o
ilk bilinsiz-bireysel gelime evresinde nemlidir bu. Tm vcut bir
mimetik anlatm organdr. Bir insan kendi zel glme tarzn, konu
ma ve tartma biimini bu yetenekle kazanr. ocukluun ancak daha
sonraki evrelerinde bu bilinsiz yknmenin yerini bilinli yknme
ve aklc renme yntemi alr. Irk denilen insan gruplarnn jestleri
nin, ses tonlarnn, duyarllk tr ve derecelerinin, yrme biimleri
nin, ksaca, doal saylan btn zelliklerinin, kendilerine yol aan
evre koullan ortadan kalktktan sonra da srp gitmesinin nedeni bu
dur. Baarl bir Yahudi iadamnn tepkileri ve jestleri, atalarnn s
rekli yaad kayg ve korkuyu yanstr bazen; nk bir insann dav
ran tarz, aklc eitimden ok, mimetik gelenee bal olan atavistik
(atalardan kalan; geriye, gemie giden) kalntlarn rndr.
Bugnn bunalmnda mimesis sorunu zel bir ivedilik kazanm
tr. Uygarlk, insann doutan gelen mimesis yeteneiyle balar, ama
onu amak ve dntrmek zorundadr. Bireysel eitim kadar, bir
btn olarak kltrel ilerleme de byk lde, mimetik tavrlarn bi
linli davranlara dnmesi demektir. Nasl ilkel topluluklar daha iyi
rn almann yolunun by deil, topra daha iyi ilemek olduunu
renmek zorundaysa, modern toplumun ocuu da mimetik tepkileri
ni denetim altna alarak belirli bir hedefe yneltmeyi renmek zorun
dadr. eitli mimesis biimlerinin yerini bilinli uyarlanma ve sonra
da egemenlik alr. Bilimin ilerlemesi bu deimenin teorik anlatmdr:
forml imgenin, hesap makinesi trensel dansn yerini alr. Kendini
uyarlamak demek, varln srdrmek iin insann kendini nesneler
dnyasna benzetmesi demektir. nsann kendini byle bilinli olarak
(refleks davran olarak deil) evreye benzetmesi, uygarln evrensel

136 AKIL TUTULMASI

bir ilkesidir.
Yahudilik ve Hristiyanlk, bu ilkel drtlerin denetim altna aln
masna, kr teslimiyetin kavray ve umuda dntrlmesine anlam
verme abalaryd. Bunu, ebedi ruh ve kiisel ycelme gibi mesihi
doktrinlerle salyorlard. Avrupa'nn felsefe okullar bu dinsel miras
eletirel mantk yoluyla gelitirmeye altlar; negatif ya da tanrta
nmaz okullar bile, dini dokunulmaz ama etkisiz, tarafsz bir kapal
alana eviren duvarlar ykarak bu dnceleri canl tuttular. Felsefenin
miraslar olan byk devrimler, kitlelerin mutlak inanlar byk
lde siyaset alanna aktardlar. Ancak, grnen o ki modern an
milliyetilii kitlelere dinin vermi olduu o sarslmaz inanc vereme
mektedir. Franszlar vatanlar ve imparatorlar iin lmeyi hep gze
almlardr ama, imparatorun o ok sz edilen toplumsal reform
larndan da umutlarn kesmilerdir. Napolyon'un Katoliklii yeniden
glendirmeye almasnn da aka gsterdii gibi, kitleler, impara
torun siyasal ve toplumsal programnn doal drtlerine getirdii
acmasz kstlamaya dinin tesellisi olmadan katlanamamaktadrlar.
Modem Rusya iin de benzer eyler sylenebilir.
Mimesis drtsnn yadsnmasnn karlnda insann gizilglerinin gerekleecei umudu da ortadan kalknca, bu drt, her an pat
lamaya hazr bir ykc g halinde, beklemeye geer. Baka bir deyi
le, skatkonun dndaki btn kurallar, btn ynler silinince, akln
sunabilecei btn mutluluk umudu varolan korumak, hatta basksn
daha da artrmak olunca, mimetik drt gerekten alm olmaz. n
sanlar hep geri dnerler ona, onun daha geri ve arpk biimlerine. Por
nografiyi yasaklayan mazbut sansrcler gibi, nefret ve irenme iinde
teslim olurlar tabu drtlere. Boyunduruk altndaki kitleler, bask or
ganyla kolayca zdeleirler. Hatta sadece onun hizmetindeyken doyur
ma imkn bulurlar inat mimetik drtlerini, da vurum ihtiyala
rn. Baskya gsterdikleri tepki, taklittir: kar konulmaz bir ezme
istei. Sonra bu istek de onu douran sistemi srdrmek iin kul
lanlr. Bu adan, modern insan ortaa insanndan sadece setii kur
banlarla ayrlr. Cadlarn, byclerin ve kfirlerin yerini siyasal
aznlklar ve yasakllar, Almanya'daki Bibelforscher gibi dinsel tarikat
lar ve benzeri izgi d akmlar almtr; ve Yahudiler bugn de eksik
deildir. Almanya'da Nasyonal Sosyalistler'in mitingine katlm olan

DOANIN BAKALDIRMASI 137

lar, konumaclara ve dinleyenlere asl haz veren eyin, toplumsal ola


rak bastrlm drtlerin da vurulduu, taklit edildii oyunlar oldu
unu bilirler. Bu gsterilerin amacnn dman rk, onlarn mimetik
drtlerine zenme kstahln gsteren dman rk alaya almak ve
aalamak olmas, alman bu hazz azaltmamaktadr. Byle mitingler
den birinin doruu, konumacnn bir Yahudiyi taklit ettii and. Yok
edilmek istenen insanlarn taklidi yaplyordu. Gsteriyi seyreden kala
balk da kahkahadan krlmaktayd, nk yasaklanm bir doal drt
ceza korkusu olmadan anlatm imkn buluyordu bylece.
Victor Hugo, enlik, iddetli kzgnlk ve taklit arasndaki, derin an
tropolojik yaknl L'homme qui rit ("Glen Adam") adl kitabnda
ok iyi betimler. ngiliz Lordlar Kamaras'nda kahkahann dorulua
stn geldii sahne, toplumsal psikoloji zerine kusursuz bir derstir.
Hugo bu blme "nsan Frtnalar Deniz Frtnalarndan Daha Habis
tir" baln uygun grmtr. Hugo'ya gre, glme her zaman bir
kyclk esi ierir ve kalabalklarn gl de deliliin enliidir.
u yaadmz "sevinten doan kuvvet" gnlerinde, yukardaki Lordlar' ok geride brakan baz yazarlar da vardr. Max Eastman, neeyi,
grltl kahkahay bir ilke olarak savunmaktadr. Mutlak kavramn
dan sz ederken yle demektedir: "nemli erdemlerimizden biri, in
sanlarn byle eyler ("mutlak") sylediini iittiimizde, glme istei
duymamzdr. Bizde glme, Almanya'da 'mutlak'n oynad rol oy
nar." On sekizinci yzylda felsefenin iri laflara glnde, zgrle
tirici bir etkisi olan gzpek ve kkrtc bir hava vard. Bu tr laflar
yrrlkteki istibdatn simgeleriydi; onlarla alay etmek, ikence ve
lm tehlikesini gze almak demekti. Oysa yirminci yzylda, alay
edilen, glnen ey, uyumlu ounluk deil, hl bamsz dn
meye alan tuhaf kiidir.10 Anti-entelektalizmin bu entelektelce
tezghlan, Charles Beard'n Eastman'n grlerini onaylamasndan
da anlalabilecei gibi, gnmzn bir edebi eilimini de temsil et
mektedir.11 Ne var ki, bu eilim , yazarlarn ileri srd gibi, ulusal
ruhun bir zellii deildir. Emerson'un yaptlarnn ilk cildini
10.

Tarihte kukuculuun deien ilevleri konusunda bkz. Max Horkheimer,


"Mongaigne und die Funktion der Skepsis", Zeitschrift fr Sozialforschung, VII,
1938, s. 1.
11. The American Spirit, New York 1942, s. 664.

138 AKIL TUTULMASI

atmzda, Eastman'n " 'Mutlakn mdahalesi" olarak grecei bir


blmle karlarz: "Adalete ve Dorulua bakarken, mutlak ile
koullu ya da greli arasndaki ayrm da anlarz. Mutlak' kavrarz.
Denebilirse, ilk kez varoluruz". 12 Bu tema, Emerson'un btn yaptla
rnda belirleyici bir dnce olarak kalmtr.
Mimetik drtnn dmanca kullanl, ada demagoglarn baz
zelliklerini de anlamamz salar. ou zaman, kt amatr aktrler
olduu sylenir bu adamlarn. Goebbels'i dnelim. mha edilmesini
istedii Yahudi satcnn bir karikatryd, d grnyle. Mussolini insana bir taral aktrisi ya da bir operet avuunu anmsatyordu.
Hitlerin soytarlklarysa tmyle Charlie Chaplin'in ilk gldr film
lerindeki gl adam karikatrlerinden alnm gibiydi. Modern dema
goglar, normal olarak aileleri, retmenleri ya da uygarlatrc bir
baka kurum tarafndan cezalandrlan ya da engellenen yaramaz ocuk
lar gibi davranrlar. Bir seyirci kitlesi zerinde yaptklar etkinin bir
nedeni, bastrlm drtleri canlandran oyunlar oynamakla uygarla
meydan okuyarak doann bakaldrsn destekler gibi gzkmeleridir.
Ama bu kar k hi de sahici ya da saf deildir. Bu adamlar soy
tarlklarnn asl amacn hibir zaman unutmazlar. Deimez hedefle
ri, doay kkrtarak, yine doay ezecek olan bask glerine katl
masn salamaktr.
Bat uygarlnn ezilen kitleler zerinde hibir zaman gl bir et
kisi olmamtr. Nitekim, son yaadmz olaylarn da gsterdii
gibi, bir bunalm annda, kltr, eski ideallerinin savunulmasnda o
gnll avukatlarnn pek azna gvenebilecektir. Belli bal dinsel ve
felsefi sistemlerin yapt gibi doruluk ile gereklii ayrdedebilen her
insana karlk, mimetik ve dier atavistik drtlerine geri dnme
eilimini hibir zaman tam olarak yenememi binlerce insan vardr.
Bu kitlelerin kusuru olarak grlemez sadece: insanln ounluu
iin uygarlk, byyerek bir yetikin haline gelme basks anlamna
gelmitir ve hl yoksulluk anlamna gelmektedir. nsanln teknokratik baarlarnn bedeli olan sakatlanmalardan yneticiler bile kanamamaktadr. Baka bir deyile, insanlarn ok byk bir ounluunun
"kiilii" yoktur. Haysiyetlerine ya da gizilglerine seslendiinizde
sizden kukulanacaklardr ve bunda da hakldrlar, nk bu tr szler
12. A.g.y., s. 57.

DOANIN BAKALDIRMASI 139

onlar boyunduruk altnda tutmakta kullanlan kalplara dnmtr.


Ama bu hakl kukuculuun yan banda ok kkl bir eilim daha
vardr: kendi "isel doalarna" dmanca ve gaddarca davranma eili
mi, zalim efendilerinin kendilerini boyunduruk altna al gibi onu
boyunduruk altna alma eilimi. Kitlelerin babo eylemleri, daha n
ce kle olan despotlarn arlklar kadar hastalkl ve korkun olabil
mektedir. Gerekten sayg duyduklar ve zendikleri tek ey iktidardr.
Bu, demokratik tezlerin totaliter yntemlerle hesaplamaya giritik
leri anda ortaya kan trajik gszln de aklamaktadr. rnein
Weimar Cumhuriyeti'nde halk, ardnda gerek bir iktidar olduuna inan
d srece anayasaya ve demokratik hayat tarzna sayglyd. Cumhuriyetin idealleri ve ilkeleri daha byk bir kuvveti temsil eden ekono
mik glerin karlaryla atmaya girdii anda totaliter ajitatrler ar
basmaya balad. Hitler, bastrlm doaya konulan yasan kaldrl
masn salayacak bir iktidar kuracan sylerken, dinleyici kitlelerin
bilindna sesleniyordu. Rasyonel ikna yntemleri hibir zaman bu
kadar etkili olamaz, nk ancak yzeysel olarak uygarlam bir top
luluun ilkel drtlerine ulaamaz. Demokrasi de, ykc bilind
gleri uyararak demokratik hayat tarzndan dn vermeye kalkma
d srece, totaliter propaganday taklit edemez.
Eer demokratik lkelerin propagandas, son dnya atmasn,
ideallerle ve siyasal karlarla ilgili bir mesele olarak deil de iki rkn
atmas olarak sunmu olsayd, vatandalarndaki en iddetli askeri
drtleri daha kolay harekete geirebilirdi. Ama bunun bir tehlikesi de
vardr: harekete geirilen drtler sonuta Bat uygarln yok edebilir.
Bu tr durumlarda, "baka rk" terimi, "insandan daha aa bir tr ve
dolaysyla sadece doa" anlamn kazanr. Kitlelerin bir blm, bu
frsattan yararlanarak resmi toplumsal ego ile zdelemek ve kiisel
egonun gerekletiremedii eyi doann zapturapt altna alnmas,
igdlere egemen olunmas bylece iddet yoluyla gerekletirmek
ister. Kendi ilerindeki doa yerine, dtaki doayla savarlar. Kendi
evinde iktidarsz olan sperego, toplumda bir cellada dnr. Bu bi
reyler, bir yandan bastrlm drtlerini serbest brakrken, bir yandan
da kendilerini uygarln koruyucular olarak grmenin doyumunu
yaar. Saldrganlklar i atmalarn ortadan kaldrmad ve her za
man saldrabilecekleri baka insanlar olaca iin de bu bastrma rutini

140 AKIL TUTULMASI

durmadan tekrarlanr. Ve bylece toptan ykma doru gider.


Nasyonal Sosyalizmle doann bakaldrs arasndaki iliki olduka
karmakt. Byle bir bakaldr, "sahici" olsa bile, her zaman bir geri
leme esi tad iin, bandan beri gerici amalara uygun bir ara
tr. Ama bugn gerici amalar, sk rgtlenme ve acmasz rasyonalizasyonla, bir anlamda, "ilerleme" ile gerekletirilmektedir. Bu yzden,
"doal" isyan da belli bir anda yukardan emirle balatlan ya da durdu
rulan Nazi programlarndan daha kendiliinden deildi. Egemen klik bu
vahetin tek sorumlusu olmasa da (nk nfusun byk blm,
dorudan katlmad durumlarda bile aka onaylamt bu olaylar),
bu azgnlk, ne kadar "doal" olursa olsun, son derece rasyonel bir pla
na gre balatlyor ve ynlendiriliyordu. Modem faizmde rasyonellik
artk sadece doann bastrlmasyla yetinemeyecek bir noktaya ula
mtr; rasyonellik imdi doann isyankr gizilglerini kendi siste
mine btnletirerek doay smrmektedir. Naziler, Alman halknn
engellenmi arzularn kullanyordu. Naziler'le snai ve askeri destek
ileri hareketlerini balattklarnda, maddi karlar kendilerininkiyle
zde olmayan kitleleri hareketlerine katmak zorundaydlar. Bunun
iin, snai gelimenin mahkm ettii, kitlesel retim tekniklerinin
kerttii geri tabakalara bavurdular. Bastrlm doann temsilcileri,
arasallam akln kurbanlar burada: kyller, zanaatkrlar, esnaf, ev
kadnlar ve kk imalatlar arasnda bulunabilirdi. Bu gruplarn ey
lemli destei olmasayd, Naziler iktidara gelemezdi.
Bastrlm doal drtler Nazi rasyonelliinin emrine girdi. Ve bu
drtleri tatmin etme abalar, yadsnmalaryla sonuland. Naziler'e
koan kk reticiler ve tccarlar bamszln son krntlarn da
yitirdi ve rejimin memurlar haline geldiler. Sadece zgl psikolojik
"doalar" tasfiye edilmekle kalmad, rasyonel dzen iine sokulmalar
srecinde maddi karlar da zarar grd; hayat standartlan dt. Ayn
ekilde, kurumsal hukuka bakaldr da kanunsuzlua ve egemen g
lerin emrindeki kaba kuvvetin gemi azya almasna yol at. Kssadan
hisse: egonun yceltilmesi ve varln bal bana bir ama olarak
savunulmas ilkesinin varaca yer, bireyin kesin gvensizlii, toptan
yadsnmasdr. Nazizm'de doann uygarla bakaldrsnn sadece bir
ideolojik grn olmad aktr. Nazi sisteminin etkisiyle bireysel
liin kabuu atlad ve gemite Spengler'in "yeni kaba insan" dedii

DOANIN BAKALDIRMASI 141

o atomlam, anarik insanoluna benzer bir ey kt ortaya. Doal


insann yani nfusun geri tabakalarnn rasyonelliin artna
kar isyan gerekte akln biimsellemesini hzlandrm ve doann
zgrlemesi yerine, klelemesine hizmet etmitir. Bu adan,
faizmi, akl ile doann eytani bir sentezi olarak tanmlayabiliriz:
felsefenin her zaman dledii o kutuplar aras uzlamann tam kart.
Tarih boyunca doann btn szde isyanlarnn encam byledir
ite. Doa ne zaman baat ilke olarak yceltilmi ve dncenin
dnmeye kar, uygarla kar silah haline getirilmise, dncenin
kendisinde de bir tr ikiyzllk ve dolaysyla rahatsz bir vicdan be
lirmitir. nk bylece, savatn ileri srd ilkeyi byk lde
kabullenmi olmaktadr. Bu adan, Romal bir saray airinin krsal
hayatn erdemlerini vmesiyle Alman ar sanayicilerinin kan ve top
rak ve salkl kyllerden oluan bir ulustan dem vurmas arasnda
byk bir fark yoktur. kisi de emperyalist propagandaya hizmet et
mektedir. Gerekten de, bir doa isyan olarak Nazi rejimi, kendini bir
isyan olarak grd anda bir yalana dnmtr. Reddettiini ilan
ettii o mekanik toplumun bir ua olarak, o toplumun znde bask
c olan yntemlerini devralmtr.
Amerika'da doann isyan sorunu Avrupadakinden temelde farkl
dr, nk bu lkede doay ruhun bir rn olarak gren metafizik
speklasyon gelenei eski ktadakinden ok daha clzdr. Ama doa
zerinde fiili egemenlik kurma eilimi ayn lde gldr ve bu
yzden Amerikan dncesinin yaps da doaya egemen olunmasyla
doann isyan arasndaki o ok yakn ve lmcl ilikiyi sergilemek
tedir. Bu ilikinin en ak olduu yer, herhalde, Amerikan dncesini
teolojik mirastan sonra en ok etkileyen akm olan Darwincilik'tir.
Pragmatizmin esin kayna evrim ve uyarlanma teorisiydi; bunlar ya
dorudan doruya Darwinden ya da Spencer gibi bir felsefi aracdan
alyordu.
znde doaya kar alakgnll bir tutum tad iin, Darwincilik doann insanla bartrlmas grevine yardmc olabilir. Bu teori
bu alakgnlllk ruhunu tevik ettii srece ki birok kez
yapmtr bunu kart doktrinlerden kesinlikle stndr ve yukarda
ego balamnda tartlan direnme esine tekabl eder. Ne var ki, za
manmzn kitle kltrnn ve kamu duyarlnn birok ynne

142 AKIL TUTULMASI

karm olan popler Darwincilik bu alakgnlll gstermemek


tedir. "En uygun olann sakalmas" doktrini, topluma ahlaki devler
yklemeye kalkmayan bir organik evrim teorisi olmaktan kmtr
bugn. Nasl ifade edilirse edilsin, bu dnce, davran ve ahlakn
temel aksiyomu haline gelmitir.
Darwinizmin doann akla kar isyann yanstan felsefeler arasnda
saylmas tuhaftr bir bakma, nk bu isyan genellikle romantizme,
uygarlk karsnda duygusal bir tepkiye ve toplumun ya da insan
doasnn daha ilkel aamalarna dnme isteine balanmtr. Darwin'in doktrini bu tr sulugzl duygusallklardan uzaktr elbet. Romantizm'le ilgisi olmayan bu teori, Aydnlanma'nn ana gelime izgi
si iinde yer alr. Darwin, Hristiyanln temel bir dogmasna, Tan
rnn insanlar kendi suretinde yaratt dncesine kar kmtr.
Ayn zamanda, Aristo'dan Hegel'e kadar geerli olan metafizik evrim
kavramlarna da darbe indirmitir. Evrimi kr bir olaylar zincirine in
dirgemitir; buna gre, sa kalma da, organik varlklarn, zlerindeki
yetkinleme ilkesi dorultusunda alp serpilmesi olarak deil, hayat
koullarna uyarlanmas olarak grlmelidir.
Darwin, esas olarak bir felsefeci deil, bir doabilimciydi. Kendi
dinsel eilimlerine karn, dncelerinin temelinde yatan felsefe ak
a pozitivistti. Bylece, Darwin ad, insann saduyu adna doaya ege
menliini temsil etmeye balad. Hatta, en uygun olann kalml ol
mas dncesinin de biimsel akln kavramlarnn doal tarihin diline
tercme edilmesinden baka bir ey olmad ileri srlebilir. Popler
Darwincilik'te akl sadece bir organdr; zihin ya da ruh da bir doa nes
nesidir. Bugn geerli olan bir Darwin yorumuna gre, yaama kav
gas, adm adm, doal ayklanma yoluyla, akld olann iinden akla
uygun olan kanlmaz olarak ekip karacaktr. Baka bir deyile,
akl, doaya egemen olma iinde kullanlmakla birlikte, sonuta doa
nn bir paras olup kmaktadr; bamsz bir yeti deil, el ya da gaga
gibi organik bir eydir, doal koullara uyarlanma sreci iinde gelimi
ve bu koullara egemen olmakta (zellikle besin bulma ve tehlikeden
kanma konularnda) kullanld iin de varln srdrm bir ey.
Doann bir paras olan akl ayn zamanda doaya kar da savamak
tadr, kendi dndaki her trl hayat biiminin rakibi ve dmandr.
Btn idealist metafizik sistemlerinin temelinde yatan dnce,

DOANIN BAKALDIRMASI 143

dnyann belli bir anlamda zihin rn olduu dncesi, bylece ken


di kartna dnr: zihin dnyann rn, doa srelerinin rn
olur. Bu yzden, popler Darwincilie gre, akln szclne ih
tiyac yoktur doann: doa, gl ve taplan bir tanr olarak, yne
tilen deil ynetendir. Darwincilik, doann iinde akl tarafndan
tannmay, dile getirilmeyi bekleyen bir doruluk bulunduunu savu
nan her trl teolojik ya da felsefi doktrinin yklmasnda, isyanc
doann yardmna gelmektedir. Akln alaltlmasna ve ham doann
yceltilmesine yol aan akl-doa zdelii, rasyonelleme ana zg
bir mantk sapmasdr. Arasallam znel akl, doay, felsefe ta
rafndan yorumlanmas gereken ve doru okunduunda bize snrsz bir
acnn yksn anlatan bir metin olarak grmek yerine, ya katksz
canllk olarak gklere karr ya da kaba kuvvet olarak aalar. nsan
lk, doa ile akl zdeletirme gibi bir mantk sapmasna dmeden,
bartrmaya almaldr ikisini.
Geleneksel teoloji ve metafizikte doa Kt, ruh ve doast yi ola
rak dnlrd. Popler Darwincilik'te yi sadece iyi uyarlanm de
mektir; organizmann kendini uyarlad eyin deeri ise ya hi tartlmamakta ya da sadece bundan sonraki uyarlanmalar asndan ll
mektedir. Ne var ki, insann evresine iyi uyarlanm olmas, bunlarla
baa kabilmesi anlamna, insann karlat kuvvetlerin stesinden
gelebilmesi anlamna gelir. Bylece, ruhun doa ile attn yads
yan bir teori bu, insan da dahil, organik hayatn eitli biimleri
arasndaki karlkl ilikiyi belirten bir doktrin bile olsa pratikte
ou kez insann doa zerindeki srekli toptan egemenliini savun
mak demektir. Akl doal bir organ olarak grmekle onu tahakkm
eiliminden arndrm ya da ona barma gizilgc kazandrm ol
mayz. Tam tersine, popler Darwincilik'te ruhun haklarndan vaz
geii, uyarlanma ilevlerini aan ve dolaysyla sakalma aralar da
olmayan her trl akl esinin de yadsnmasn getirir. Akl kendi
nceliinden vazgeer ve doal ayklanmann basit bir arac olmay ka
bullenir. Yzeysel bir bakla, bu yeni ampirik akl doaya kar meta
fizik gelenein aklndan daha alakgnll gibi grnr. Oysa
"yararsz ruhsallklar" hoyrata ezip geen ve ruhun insan faaliyeti
iin bir uyarcdan daha fazla bir ey olarak grld her trl doa
grn bir yana iten, kibirli, pratik akldan baka bir ey deildir.

144 AKIL TUTULMASI

Bu grn etkileri sadece modern felsefeyle de snrl kalmaz.


Ruha kar doay ya da ilkellii ycelten doktrinler doa ile uzla
maktan yana deildir; tersine, doaya kar souk ve kr bir tutum
iindedirler. nsan ne zaman doay bir ilke haline getirmise, ilkel
drtlere de geri dnmtr. ocuklarn mimetik tepkileri zalimdir,
nk doann aclarnn farknda deildirler. Hayvanlar ok andran
bir tarzda onlar da birbirlerine souk ve hoyrat davranrlar ou zaman;
ve sr hayvanlarnn bile toplu haldeyken aslnda birbirlerinden ko
puk, yalnz olduklar bilinir. Kukusuz, bireysel yalnzlk ve kopuk
luk sr halinde yaamayan hayvanlarda ve farkl trden hayvanlarn
rastlamasnda ok daha belirgindir. Yine de btn bunlar, bir noktaya
kadar, masum grnr. Hayvanlar ve bir bakma ocuklar akl yrt
mezler. Oysa filozofun ve politikacnn akldan istifa ederek gereklie
teslim oluu ok daha kt bir gerileme biimidir ve felsefi dorulu
un insafsz z-savunmayla ve savala kartrlmasna yol aar.
zetlemek gerekirse, bizler, iyi ya da kt, Aydnlanma'nn ve tek
nolojik ilerlemenin miraslaryz. Bunlarn rn olan srekli bu
nalm amann yolu bunlara kar karak daha ilkel evrelere geri
dnmek deildir. Tam tersine, byle bir yol bizi tarihsel olarak akla
uygun olandan toplumsal tahakkmn en barbarca biimlerine gtrr.
Doaya yardm etmenin tek yolu, onun grnteki kartn, bam
sz dnceyi zincirlerinden kurtarmaktr.

IV

BREYN YKSEL VE D

Felsefe bireyin temsilcisi ve szcs olarak gelimiti; felsefenin


bunalm da bireyin bunalmnda belli eder kendini. Geleneksel felsefe
nin bireyle ve aklla ilgili yanlsamas bunlarn ebedi olduu yanl
samas bugn zlmekte, dalmaktadr. Birey eskiden akl yalnz
ca benliin bir arac olarak grrd. imdi bu z-tanrlatrmann tersi
ni yaamaktadr. Ara srcy stnden atm, krcesine komak
tadr: bolua doru. Akl, en yksek noktaya ulat anda, dumura
uramakta akldna dnmektedir. Zamanmzn egemen dncesi,
z-savunmadr, benliin korunmas; ama ortada korunacak bir benlik
kalmamtr. Birey kavram zerinde duralm imdi.
Bireyden bir tarihsel varlk olarak sz ederken, kastettiimiz, sadece
insan trnn bir yesinin uzay-zaman iindeki duyusal varoluu
deil, bunun yan sra, bilinli bir insan olarak kendi bireyselliinin
farknda oluu ve kendi kimliini tanydr. Yetikinlerde bu kendile
rine "Ben" demeyi (kimliin en temel tanmlandr bu) renmek zo
runda olan ocuklardan daha gelimi bir bilintir. Uygar insanlarda da
ilkel insanlardan daha gldr bu; nitekim, Bat uygarlnn dina
mii ile ok yaknlarda karlam olan yerli, ou zaman kendi kim
lii konusunda kesin bir gre sahip deildir. Ann doyumlar ve doyumsuzluklar iinde yaarken, bir birey olarak yarn birtakm glk
lerle karlamak zorunda kalacann pek az farknda gibi grnmek
tedir. Sylemek bile fazla, bu insanlarn tembel ya da yalanc olduklar
iddiasna ksmen bu gecikmilik yol amaktadr; oysa bu sulama,
sulananlarda bulunmayan bir kimlik duygusunu varsaymaktadr onlar
da. Zenciler gibi ezilen topluluklarda en ar biimleriyle grlen
zellikler, miras kalm mlkiyetin ekonomik dayanandan yoksun
ezilen snflarn bireylerinde de bir eilim olarak bulunur. Szgelimi,
gelimemi bireysellik Gney Amerika'nn yoksul beyazlarnda da

146 AKIL TUTULMASI

grlen bir zelliktir. Eer bu gmlp kalm insanlar stlerini taklit


etmeye altrlmam olsalard, kiiliklerini gelitirmeye aran eitim
kampanyalar ve rtkan reklamlar, onlara aalayc, ikiyzl
giriimler olarak, onlar sahte bir doyum iinde uyutma abalar olarak
grnrd.
Bireyselliin gelimesinin temeli, anlk doyumlardan gvenlik
adna, ruhsal ve maddi varln zenginlemesi adna yaplm fe
dakrlklardr. Bunlar mmkn grnmeyince, anlk hazlardan vaz
gemek iin de bir neden kalmaz ortada. Bu yzden, kitlelerde bireysel
lik sekin denilen kesime oranla ok daha clz, ok daha temelsizdir.
Buna karlk, sekinlerin balca ura her zaman iktidar ele geir
mek ve tutmak olmutur. Toplumsal iktidar ele geirmenin yolu, nes
neler zerinde iktidar kurmaktr; bugn her zamankinden daha ok
byledir bu. nsann eya zerinde iktidar kurma istei ne kadar youn
olursa, eyann onun zerindeki tahakkm de o kadar ar olur ve in
san da gerek bireysel zelliklerinden o kadar uzaklar, zihni giderek
bir biimsel akl otomatna dnr.
Bireyin tarihi hl yazlmamtr; bu, sadece bireysellik kavramn
yaratmakla kalmayan, tm Bat uygarlnn izleyecei modeli de
oluturan eski Yunan toplumu iin bile geerlidir. Bireyin ilk rnei,
Yunanl kahramandr. Bu gzpek ve kendine gvenen kahraman sakalma savandan baaryla kmakta ve kendini kabileden ve gelenek
lerden kurtarmaktadr. Jacob Burckhardt gibi tarihiler iin, byle bir
kahraman, azgn ve bilinsiz bencilliin temsilcisidir. Bununla bir
likte, kahramann snrsz egosu tahakkm ruhuna can verir ve bireyin
toplulukla ve trelerle olan atmasn younlatrrken, kahraman
kendi egosuyla dnya arasndaki elikinin gerek niteliini anlayamaz
ve bu yzden srekli olarak ayn tuzaklara der. Korku ve sayg uyan
dran eylemleri, ktlk ya da gaddarlk gibi bir kiisel zelliin deil,
alma ya da bir lanetten kanma isteinin rndr. Kahramanlk
kavram, fedakrlk kavramndan ayrlamaz. Trajik kahraman, kabile
ile yeleri arasndaki atmadan domutur, bireyin her zaman yenik
dt bir atmadr bu. u da sylenebilir: kahramann hayat
gerek bireyselliin somutlan olmaktan ok, bireyselliin doumu
nun habercisidir; varln korunmas ile fedakrln bu evliliinden
birey doacaktr. Homeros'un bireysellie, bamsz bir kafaya sahip

BREYN YKSEL VE D 147

gzken tek kahraman Odysseus'tur, o da gerek bir kahraman iin


fazla kurnazdr.
Tipik Yunan bireyi, polis ya da kent-devletler anda, bir kentli
snfn biimlenmesiyle n plana kmt. Atina ideolojisinde devlet
hem bireyden nce gelirdi, hem de ondan stnd. Ama polisin bu
stnl bireyin ykseliini engelleyeceine, hzlandrd; polis, dev
letle yeleri, bireysel zgrlkle toplumsal refah arasnda bir denge ku
ruyordu. Bu denge, Perikles'in Cenaze Treni Konumas'nda en iyi
anlatmn bulur. Politika'nn iyi bilinen blmlerinden birinde1, Yu
nan kentlisini, Avrupal'nn cesaretiyle Asyalnn zeksna sahip olan,
yani sakalma yeteneiyle dnme yeteneini birletiren ve bylece
kendi zgrln yitirmeden bakalar zerinde egemenlik kurabilen
bir birey tipi olarak tanmlar. Helen rknn, "bir devlet iinde birle
mesi halinde, tm dnyaya egemen olabileceini" syler2. Kentsel
kltrn dorua kt eitli dnemlerde, rnekse on beinci yzylda
Floransada psikolojik gler arasnda ayn trden bir dengenin kurul
mu olduu grlr. Bireyin talihi, hep kentsel toplumun gelimesine
bal olmutur. Kent sakinleri, bireylerdir. Kent yaamn eletiren
Rousseau ve Tolstoy gibi byk bireycilerin kkleri kentsel gelenek
lerde yatar; ormanlara kamay neren Thoreau, bir kyl deil, Yunan
polisi zerine alan bir rencidir. Bu insanlarda uygarla duyulan
bireyci tepkiyi besleyen ey, yine o uygarln meyveleridir. Bireysel
liin kendi ekonomik ve toplumsal varolu koullaryla olan atmas
da bireyselliin vazgeilmez bir esidir. Bugn bireylerin bilinli zih
ninde bu atmann yerini, gereklie uyum gsterme istei almak
tadr. Bu sre, bireyselliin bugnk bunalmnn belirtisidir; bu bu
nalm da Bat tarihinde 25 yzyl boyunca geerli olan, geleneksel kent
kavramnn kn yanstmaktadr.
Yunan kent-devletinin ideallerine uygun bir bireysellik felsefesini
sistemli olarak gelitirmeye alan ilk dnr Platon'du. Platon'a
gre insan ve devlet, eden, zek, arzu ve cesaret elerinden
oluan uyumlu ve biribirine baml yaplard; toplumdaki iblm
insan ruhunun l yapsna denk dtnde en iyi rgtlenme
gereklemi olacakt. Platon'un Devlet'i, bireysel zgrlkle grup de1. Politicus, Platon.
2. A.g.y.

148 AKIL TUTULMASI

netimi arasnda bir dengeyi, topluluun karlar dorultusunda bir den


geyi ngrr. Srekli olarak, pratik ve teorik dnyalarn uyumunu,
hem kendi ilerindeki hem de aralarndaki uyumu gstermeye alr.
Pratik dnyada uyum, her snfa kendi zgl ilev ve haklarn ver
mekle ve toplum yapsn insanlarn doasna uydurmakla salanr.
Teori alanndaysa, evrensel hiyerarideki her "biim"e yeterli kapsam
veren ve her bireyin ideal ilkrneklere "katlmasn" salayan bir sis
temdir uyumu mmkn klan. Bu byk varlk zinciri ebedi olduu
iin, birey de nceden belirlenmitir. Her varln deeri, batan beri
varolan bir teleolojinin nda llr.
Platon'un ontolojisinde, btn hayatn ve varoluun kar konul
maz, kat glerin elinde tutsak olduu ok eski yaratl mitlerinin iz
leri grlebilir; bir insann kadere direnmesi, doadaki herhangi bir or
ganizmann mevsimlerin geiine ya da hayat ve lm dngsne kar
direnmesi kadar anlamszdr. Platonik evrenin badndrc genili
ine hayran kalrken, bunlarn kle emeine dayal bir toplumdan
doduunu ve byle bir toplumu varsaydn da unutmamamz gere
kir. Platon, insann kendi kendini yarattn, ya da en azndan kendi
doutan gelen gizliglerini gerekletirdiini ne srerken bireyci
lie giden yolu da gstermektedir. Ama te yandan, Aristoteles de,
baz insanlarn kle olarak bazlarnnsa zgr olarak doduunu ve
klenin erdeminin de ocuklar ve kadnlar gibi boyun emek olduunu
sylerken, Platon'un doktrininin dna km olmamaktadr. Bu fel
sefeye gre, rekabet ve anlamadan gelen o zgrle ancak zgr in
sanlar heveslenebilir.
Platon'un sistemi, znel ya da biimsel akl dncesini deil, nes
nel akl dncesini ierir. Sistemin hem somutluunu hem de insan
doasndan uzakln aklayan budur. Uyumlu kiiliin deerini vur
gulayan btn felsefelerde souk bir nokta buluruz ortaa felsefe
sindeki uyumlu evren dlerinde, hatta Goethe'nin yumuak dinginli
inde bile grlebilir bu. Kiilik, deimez bir toplumsal ve doal hiye
rariye denk den mikrokozmostur. Deimez bir evren dncesinin
savunulmas, ierdii statik tarih gryle, znenin gerek topluluk
iinde gerekse doada ebedi bir ocukluktan kurtulma umudunu reddeder.
Nesnel akldan znel akla gei, zorunlu bir tarihsel sre olmutur.
Ama ilerleme kavramnn daha az sorunlu ya da daha az souk ol-

BREYN YKSEL VE D 149

madn da belirtmek gerekir. Ontolojilerin doa glerini nesnelleti


rilmi kavramlarn yardmyla, dolayl olarak mutlaklatrmalarna ve
bylece insann doa zerindeki egemenliine klf hazrlamalarna
karlk, ilerleme doktrini dorudan doruya doa zerindeki egemenlik
dncesini mutlaklatrr ve sonunda kendisi de statik ve tremi bir
mitolojiye dnr. Devinim, toplumsal balamndan ve insani ama
cndan soyutlannca, sadece bir devinim yanlsamas haline, mekanik
yinelemenin kt sonsuzluu haline gelir. lerleme en yksek ideal ola
rak yceltilirken, her trl ilerlemenin, hatta dinamik bir toplumdaki
ilerlemenin bile elikili bir nitelik tad gzden karlr. Bat felse
fesinin temel metni olan Aristoteles'in Metafizik'inde evrensel dina
mizm dncesinin deimez bir lk Kmldatc'ya balanmas rast
lant deildir. Teknolojinin krce gelimesinin toplumsal bask ve
smry glendirmesi yznden, ilerleme her an kendi kartna,
barbarla dnme tehlikesiyle kar karyadr. Statik ontoloji de
ilerleme doktrini de yani nesnelci felsefeler de znelci felsefeler de
insan unuturlar.
Platon ve Aristoteles gibi rencilerinden daha az biimsel, daha
"negatif olan Sokrates, soyut bireysellik dncesinin ilk habercisi,
bireyin zerkliini aka ileri sren ilk filozoftu. Sokrates'in vicdan
kavramn ne srmesiyle bireysel ile evrensel arasndaki iliki yeni
bir dzleme kt. Dengeyi artk polis iindeki kurulu uyumdan karsamak mmkn deildi; tam tersine, evrensel artk insann ruhunda
yuvalanm, nerdeyse kendi kendini dorulayan isel bir doruluktu.
Byk Sofstler'in speklasyon geleneini izleyen Sokrates iin, d
nmeksizin doruyu istemek, hatta yapmak, yeterli deildir. Bilinli
seme, ahlaki hayat tarznn bir nkouluydu. Bu yzden Sokrates, ii
boalm adet ve inanlar temsil eden Atinal yarglarla bir atma
iine girdi. Onun yarglanmas3, kltr tarihinde, bireysel vicdanla dev
letin, idealle gerein arasnda bir uurumun belirmeye balad an
temsil eder. zne, d gereklie kart olarak kendi benliini en
yksek ideal gibi grmeye balamtr. Bireyin antik dnyadaki nemi
azaldka, varolana duyulan ilgi de yava yava snecektir. Felsefe, in
sann i dnyasnda bir avunu bulma abasn andrmaya balamtr.
Helenistik toplumda*, Stoaclk gibi vazgei felsefeleri yaygnlar:
3. Bkz. Hegel'in Felsefe Tarihi'nde Sokrates'in yarglanmasyla ilgili blm.
* Byk skender sonras Yunan toplumu, (.n.)

150 AKIL TUTULMASI

insann ulaabilecei en yksek erdemin kendine-yeterlilik olduunu


ve bunun da hibir ey istememekle, bamsz bir hayat iin zorunlu
olan eylere sahip olmamakla elde edilebileceini ne sren felsefeler.
Bu acdan kanma ve duyarszlk arlar, bireyin topluluktan ve id
ealin de gerekten kopmasna yol amtr. Birey, gereklie doruluk
tasarsna uygun bir biim verme ykmllnden syrlmakla, zor
bala da teslim etmektedir kendini.
Btn bunlardan kan udur: herkes kendi bann aresine bakmaya
giriince bireysellik zedelenmektedir. Sradan insan siyasete karmak
tan vazgetii zaman toplum orman kanunlarna geri dnmekte, bu da
bireyselliin son kalntlarn bile silip sprmektedir. Toplumdan
mutlak olarak kopmu birey her zaman bir yanlsamayd. Bamszlk,
zgrlk tutkusu, halden anlamak ve adalet duygusu gibi en beendii
miz insani zellikler bireysel olduu kadar toplumsal zelliklerdir.
Gelimi birey, gelimi bir toplumun rndr. Bireyin kurtuluu,
toplumdan kurtulu deil, toplumun atomlamadan kurtuluudur
doruk noktasna kolektifleme ve kitle kltr dnemlerinde kabilen
bir atomlama.
Hristiyan birey, Helenistik toplumun ykntlarndan dodu. Son
suz ve akn bir Tanr karsnda Hristiyan bireyin sonsuz lde
kk ve aresiz olduu dnlebilir: yle ya, ebedi kurtuluun bede
li, insann kesin olarak kendinden vazgemesiydi. Oysa, bu dnyadaki
hayatn ruhun ebedi yksnde sadece geici bir aama olduu doktri
ni, bireyleme eilimini son derece glendirdi. Tanrnn insan kendi
suretinde yaratmas ve sann insanln kefaretini demesinin ierdii
zgrlk dncesi insan ruhunun deerini artryordu. Bir i k ola
rak, Tanrnn barna olarak ruh kavram ancak Hristiyanlk'la ortaya
kmtr; bununla karlatrldnda antik ada her zaman bir boluk,
bir soukluk esi bulunacaktr. ncilde Galilee'nin basit balklar ve
marangozlaryla ilgili baz yklerin yannda, Yunan kltrnn ba
yaptlar dilsiz, ruhsuz ve o "i k"tan yoksun kalr, antik an en
nemli kiileri de kaba ve barbar grnr.
Hristiyanlk'ta insan egosu ile sonlu doa, Yahudi monoteizminde
olduu gibi birbirine kart deildir. sa sonsuz dorulukla sonlu insan
varoluu arasnda araclk yapt iin, ruhu ycelten ve doay mah
km eden geleneksel Augustincilik, ideal ve ampirik dnyalar uzla-

BREYN YKSEL VE D 151

trmaya ynelik grkemli bir tasar olan Tomas Aristoculuk kar


snda sonunda yenik dmtr. Rakip dnya dinlerinden ve Helenistik
ahlak ideallerinden ok farkl olarak, Hristiyanlk, ilecilii, doal
drtlerin denetim altna alnmasn, her eye sinmi o evrensel sev
giye balar. Varln korunmas dncesi, ruha ebedi hayat salayan
bir metafizik ilkeye dntrlr; birey, ampirik egosunu deersizletirmekle, yeni bir derinlik ve karmaklk kazanr.
Nasl zihin doaya kartln koruduu srece sadece doann bir
paras olarak kalmaya mahkmsa, birey de varl korumaya ynelik
ilevlerin toplam olarak tanmlanan bir egonun cisimlenii olarak
kald srece, sadece bir biyolojik olgu olmaya mahkmdur. Toplum
kaynatrcln yitirmeye baladnda insan da birey olarak ortaya
km ve kendi hayatyla grnte ebedi olan o kolektif varln
hayat arasndaki farkll grmtr. lm kat ve amansz bir gr
nm alm, bireyin hayat yeri doldurulmaz bir mutlak deer ka
zanmtr. lk gerekten modern birey olduu sylenen Hamlet birey
sellik dncesinin cisimleniidir, nk hereye bir nokta koyan
lmden, boluun dehetinden korkmaktadr. Hamlet'in metafizik
dncelerinin derinlii, zihnindeki sonsuz k-glge oyununun ince
lii, Hristiyanlka koullandrlm olmay gerektirir. Montaigne'in
iyi bir rencisi olan Hamlet Hristiyanla olan inancn yitirdii
halde, Hristiyan ruhunu korumutur ve bir anlamda bu modern bireyin
asl doumudur. Hristiyanlk, tanrnn bir sureti olan lmsz ruh
doktriniyle bireysellik ilkesini yaratmtr. Ama Hristiyanlk ayn za
manda lml birey kavramn da greceletirmitir. Rnesans hma
nizmi, bireyin Hristiyanlk'ta kazand sonsuz deeri korur ama mut
laklatrr, bylece onu iyice belirginletirirken ykmn da hazrlam
olur. Hamlet iin, birey hem mutlak varolutur hem de tam bir
boluk.
Hristiyanlk, bu dnyadaki varolma mcadelesini ebedi ruhun ko
runmas adna yadsmakla, aslnda her insann sonsuz deerini savun
mu oluyordu; bu dnce, Bat dnyasnda, Hristiyan olmayan, hatta
Hristiyanlk kart sistemlere bile szacakt. Geri bu yadsma ve ruhsallamann bedeli, hayat igdlerinin bastrlmas ve bu tr
bastrmalar hi de baarl olmad iin kltrmzde bugne kadar
srp gelen bir ikiyzllkt. Yine de bu iselleme, bireysellii g

152 AKIL TUTULMASI

lendirmitir. Birey, kendini yadsmakla, sa'nn kendini kurban ediine


yknmekle, hem yeni bir boyut kazanm hem de bu dnyadaki
hayatna rnek olacak yeni bir ideal sahibi olmutur.
Balangta iktidardakiler tarafndan kabul edilen Hristiyanln sev
gi retisi, caritas retisi, sonradan bamsz, bir devinim kazanm
ve Hristiyan ruhu, sonuta, kendisini beslemi ve stnln savun
mu olan kuruma, Kilise'ye kar direnmek zorunda kalmtr. Kilise,
antik an toplumsal kuramlarnn giremedii bir alan olan insann i
hayat zerindeki egemenliini glendirmeye girimitir. Ortaan
sonlarna gelindiinde, gerek cismani gerekse ruhani alandaki kilise de
netiminden kaanlarn gitgide artt grlr. Reform'un ve felsefi
Aydnlanmann birey dnceleri arasnda arpc bir paralellik vardr.
Serbest giriim anda, bu szde bireycilik dneminde, bireysellik
btnyle benlii korumaya adanm akln egemenlii altna girer.
Artk bireysellik dncesi metafizik balarndan kopmu ve sadece bi
reyin maddi karlarnn sentezi haline gelmitir. Ama sylemek bile
fazla, bylece ideologlarn elinde bir piyon olmaktan da kurtulmu de
ildir. Bireycilik, toplumu farkl karlarn serbest bir pazarda otoma
tik etkileimi yoluyla ilerleyen bir mekanizma olarak gren burjuva li
beralizminin teori ve pratiinin merkezinde yer alr. Birey ancak geici
anlk doyumlar brakarak uzun vadeli karlarn gzetmekle kendini
bir toplumsal varlk olarak srdrebilecektir. Hristiyanln sofu disip
lini altnda ortaya km olan bireysellik zellikleri bylece daha da
belirginlemitir. Burjuva bireyi mutlaka toplulua kart olarak gr
mek zorunda deildir kendini: Ama en yksek uyuma ancak bireysel
karlarn snrlanmam rekabetiyle ulaabilecek bir toplumun yesi
olduuna inanmakta, ya da buna inanmas beklenmektedir.
Liberalizm'in kendini gereklemi bir topyann kefili olarak
grd sylenebilir; bu topyadaki son birka prz dzeltmek de
iten bile deildir. Bu przler de liberal ilkelerin suu deil, bu ilkele
rin tam gelimesini nleyen anti-liberal engellemelerin sonucudur. Li
beralizm, denge salayc ticaret ve mbadele ilkesiyle, toplumu bir
arada tutan bir uyumu gerekletirmitir. Burjuva toplumundaki atomlam ekonomik bireyin on yedinci yzyldaki simgesi olan monad
bylece bir toplumsal tip haline gelir*. Btn monadlar, birbirlerinden
*

Monad: Leibniz felsefesinde,


saydaki tzlerin her biri.

artk

blnemeyecek

olan,

da

kapal,

sonsuz

BREYN YKSEL VE D 153

kar duvarlaryla ayrlm olsalar da, hepsi de kendi karn savun


duu iin gittike daha ok benzeyeceklerdir birbirlerine. Yaadmz
bu byk ekonomik birlemeler ve kitle kltr anda ise, uyum il
kesi bireyci rtsn de atmakta ve aka savunulmakta, bal bana
bir ideal durumuna ykseltilmektedir.
Liberalizm ilk knda, kendi mlklerini yneten ve kart top
lumsal glerden koruyan ok sayda bamsz giriimcinin varlyla
tanmlanyordu. Pazar hareketleri ve retimin genel eilimi, bu giri
imlerin ekonomik zorunluluklarnca belirleniyordu. Tccar da ima
lat da her trl ekonomik ve siyasal gelimeye hazrlkl olmak zo
rundayd. Bu zorunluluk onlar gemiten ders almaya ve gelecekle il
gili planlar yapmaya yneltiyordu. Kendi balarna dnmek
zorundaydlar: O dnemin giimcilerinin o ok gklere karlan bam
sz dnme yetenei bir lde yanlsama da olsa, belli bir dnemde
ve belli bir biim iinde toplumun karlarna hizmet edebilecek kadar
bir nesnellii de vard. Orta snf mlk sahipleri, zellikle de ticarette
araclk yapanlar ve baz imalat trleri, kendi zel karlarna ters
dse de, bamsz dnceyi desteklemek zorundaydlar. Ailenin gele
cek kuaklarna miras braklaca varsaylan iletme de bir iadamnn
eylemlerine kendi mrn ok aan geni bir ufuk kazandrmaktayd.
Bireyselliini yapan, bir "velinimet" olmasyd: Kendisiyle ve benzer
leriyle gurur duyan, toplumun ve devletin hepsi de kendisi gibi aka
maddi kar dncesiyle hareket eden giriimcilere dayandna in
anm bir "velinimet". karc bir dnyann ar ve zorlamalarna kar
lk verebildii iin de egosu gl ama sakindi; kendi ksa vadeli ih
tiyalarn aan karlarn savunucusuydu.
Bu byk sermaye anda, bireysel giriimci artk tipik olmaktan
kmtr. Sradan insan iin, ocuklarnn ve miraslarnn geleceini,
hatta kendi uzak geleceini planlamak gittike zorlamaktadr. ada
bireyin karsndaki frsatlar, atalarnn sahip olduundan daha fazla
olabilir, ama nndeki somut olaslklar ok daha snrldr. Hesap
larnda gelecein pay iyice azalmtr. Becerilerini koruduu ve irke
tine, derneine ya da sendikasna sk skya sarld srece bsbtn
yok olmayacan hissetmektedir. Bylece akln bireysel znesi gide
rek snen, sndke de balon gibi buruan bir ego haline gelir. Uup
giden bir imdiki zamann iinde hapsolmutur. Sonunda, eskiden ger

154 AKIL TUTULMASI

eklik iindeki fiili konumunu amasn salayan zihinsel ilevlerini


kullanmay da unutur. Bu ilevler an byk ekonomik ve toplum
sal gleri tarafndan devralnr. Bireyin gelecei kendi hesapllna
bal olmaktan kar ve dev gler arasndaki ulusal ve uluslararas
mcadelelerin sonucuna baml hale gelir. Bireysellik ekonomik teme
lini yitirir.
Hl insann iinde kalm baz direnme eleri vardr. Kolektif
dzenlerin srekli saldrsna karn, toplumsal gruplarn yesi olarak
bireyde deilse bile, yalnz kalma imknn bulan bireyde insanlk ru
hunun hl diri oluu da toplumsal ktmserlie kar bir kanttr.
Ama varolan koullarn ortalama insan zerindeki etkisi yle gldr
ki, daha nce sz edilen uysal tip son derece yaygnlamtr. Bireye,
doduu gnden balayarak, bu dnyada bir tek varolma yolu olduu
hissettirilir: Bir gn kendini gerekletirme umudundan vazgemek.
Bunu da ancak yknme yoluyla yapabilecektir. Birey, evresinde gr
dklerine srekli tepki verir, sadece bilinli olarak deil, btn varl
yla, onu kuatan btn kolektiflerin kiilik ve davranlarna yk
nerek. Kklkteki oyun grubu, snf arkadalar, spor grubu ve
btn benzer gruplar, bireyi kendi ilerinde eriterek on dokuzuncu
yzyldaki bir babann ya da retmenin kurabileceinden ok daha ke
sin bir denetim kurarlar onun zerinde, toptan teslim alrlar onu. Birey
evresini yanklayarak, tekrarlayarak, evresine yknerek, iine gir
dii btn gl gruplara ayak uydurarak, kendini bir insandan bir
rgt yesine dntrerek, bu tr rgtlerde etkili olabilmek adna
gizliglerinden vazgeerek becerir hayatta kalmay. Bu, biyolojik
sakalma yntemlerinin en eskisiyle, taklitle gerekletirilen bir
kalmllktr.
Tpk annesinin szlerini tekrarlayan bir ocuk ya da kendine eziyet
eden yetikinlerin kyc tavrlarn benimseyen bir gen gibi, snai
kltr denen o dev hoparlr de, ticarilemi elence-dinlencelerin ve
hergn birbirine daha ok benzeyen reklamlarn sar edici grlt
snde, gerekliin yzeyini sonsuza kadar tekrarlayp durmaktadr.
Elence sanayisinin btn ustal, o bayatlam hayat sahnelerini tek
rar piyasaya srmekten ibarettir; ama bunda yine de baarl olduu
grlmektedir nk yeniden-retimin teknik ustal, ideolojik ieri
in yanlln rtmektedir; bu ieriin olduka keyfi bir biimde iin

BREYN YKSEL VE D 155

iine sokuluunu da. Byk gereki sanatla hi ilikisi yoktur bu ye


niden-retimin, nk gereki sanat, gereklii betimlerken ayn za
manda da yarglar. Modern kitle kltryse, bayatlam kltrel deer
lerden beslenmesine karn, varolan dnyaya vgler dzmektedir. Sine
ma, radyo, popler biyografiler ve romanlar hep ayn nakarat tekrarlar:
Biz buyuz, paymza den bu; gemiin ve gelecein bykleri bun
dan farkl deil: Olduu ve olmas gerektii biimiyle gerek budur.
Baarnn meyvelerinden baka eyler de isteyebilecek sesler bile bu
nun hizmetine koulmaktadr. Ebedi huzur dncesi ve mutlakla ili
kili herey, bir bo zaman faaliyeti olarak grlen dinsel eitimin
snrlar iine sokulmu, pazar okullarnn mfredat programnn bir
paras olmutur. Mutluluk kavram da, ayn ekilde, ciddi dinsel
dncenin her zaman eletirmi olduu "normal hayat" gibi bir baya
la indirgenmitir. Doruluk dncesi, doay denetlemede yararl
bir ara durumuna drlm, insann iindeki sonsuz gizligcn
gerekletirilmesiyse bir lks olarak grlmeye balanmtr. Yerleik
bir grubun karlarna hizmet etmeyen ya da bir ekonomik amala ilgi
li olmayan her trl dnce yersiz, bo ve gereksiz grlmektedir.
Ama u bir paradokstur: Yeryznde insanlarn byk blm alkla
bouurken elindeki makinelerin byk blmn rmeye brakan,
birok nemli buluu rafa kaldran ve alma saatlerinin byk bir
blmn budalaca reklamlara ve ykm aralarnn retimine ayran
bir toplum, "yararllk" dncesini bir akide haline getirebilmitir!
Modem toplum bir btndr: Bireyselliin gerilemesi, st snflar
kadar alt snflan da, iadam kadar iiyi de etkilemektedir. Bireyselliin
en nemli zelliklerinden biri olan ve rekabetin bir lde snrlan
masndan tr kapitalizmde dumura urama eiliminde olan o kendiliindenlik sosyalist teoride de nemli bir yere sahipti. Ama bugn bi
reyselliin genel gerilemesiyle birlikte ii snfnn kendiliindenlii
de sakatlanmtr. i hareketi, on dokuzuncu yzyln byk siyasal
ve toplumsal dnrleri tarafndan ortaya konulmu eletirel teoriler
den gittike uzaklamaktadr. lerlemenin en ylmaz taraftarlar olarak
tannm ii liderleri, Almanya'da faizmin zaferini, Alman ii snf
nn teoriye fazla arlk tanmasna balamaktadr. Oysa teori deil, te
orinin gerilemesidir varolan gler bunlar sermayenin denetim
rgtleri olabilecei gibi, emeinkiler de olabilir nnde teslimiyeti

156 AKIL TUTULMASI

hzlandran. Yine de kitleler, uysallklarna karn, btn btne tes


lim olmamlardr kolektiflemeye. Gnmzn pragmatik gerekli
inin basks altnda, insann kendini ifadesiyle varolan sistem iindeki
ilevi zdelemi olsa da; hem kendi iindeki hem de bakalarndaki
her trl farkl drty bastrmaya urasa da, geerli ilikilere uyma
yan, tekinsiz bir zlemin kendini sardn hissettii anda kapld de
lice fke, iinde hl srp giden o kzlenmi isyann iaretidir. Bask
ortadan kalkacak olsa, bu isyan, bu kzgnlk, tm toplumsal dzene,
oluturduu bask mekanizmasn yelerinden gizlemek gibi genel ve
isel bir eilimi olan toplumsal dzenin btnne ynelir. Tarih bo
yunca, bireyin adil ya da adaletsiz bir dzenle btnlemesinde fiziksel,
rgtsel ve kltrel basklarn hep pay olmutur; bugn de ii rgt
leri, iilerin durumunu dzeltme abalarnda bile kanlmaz olarak bu
baskya katkda bulunmaktadr.
Modern sanayi ann toplumsal birimleriyle daha ncekiler arasn
da canalc bir fark vardr. Eski toplumsal birimler birer btnd; baka
bir deyile, geliimleri iinde, hiyerarik olarak rgtlenmi yaplara
dnmlerdi. Totemist kabilenin hayat, klan, Ortaa kilisesi, bur
juva devrimleri ann ulusu, bunlarn hepsi, tarihsel gelimeler iin
de biimlenmi ideolojik rntlere balyd. Bu tr rntler by
sel, dinsel, felsefi yrrlkteki toplumsal egemenlik biimlerini
yanstyordu. retimdeki rolleri sona erdikten sonra da bir kltrel
btnletirici olarak ilevlerini srdrdler; ama bylece ortak bir doru
dncesine de katkda bulundular. Bunu yapabilmelerini salayan da
nesnellemi olmalaryd. ster dinsel olsun, ister sanatsal ya da man
tksal, her dnce sistemi anlaml bir dil iinde ifade edildiinde genel
bir nitelik kazanr ve zorunlu olarak evrensel bir doruluk tadn id
dia eder.
Eski kolektif birimlerin ideolojilerinin nesnel ve evrensel doruluk
iddias, bunlarn toplumsal gvde iindeki varlklarnn ok nemli bir
kouluydu. Ama bu rgtsel yaplar, szgelimi ortaa kilisesininki,
maddi hayat biimlerine bire bir denk dmyordu. Hem ruhban
snfnn hem de dier zmrelerin hiyerarik dzeni ve trensel ilevleri
kat kurallarla dzenlenmiti. Ama bunun dnda, ne hayatn kendisi
ne de dnsel erevesi tam olarak btnleebilmiti. Temel ruhsal
kavramlar pragmatik dncelerle btnyle kaynamamt; belli bir

BREYN YKSEL VE D 157

zerklikleri vard. Kltr ile retim arasnda bir ayrlk vard henz. Bu
ayrlk, bireyi basit bir ilevsel tepki hcresine indirgeyen modern
sper rgtlenmeyle karlatrldnda, ok nemli boluklar yarat
yordu toplumsal dokuda, nemli ka imknlar. Oysa ii rgtleri
gibi modern rgtsel birimler, sosyo-ekonomik sistemin organik
paralandr.
Soyut bir tinsel modele uyduu varsaylan eski btnlklerde belli
bir zellik vard; gnmzn kesinlikle pragmatik btnlklerinde
grlemeyecek bir zellik. Yeni btnlklerin de hiyerarik bir yaps
vardr, ama bunun tesinde, son derece kaynam, despotik, yekpare
gvdelerdir bunlar. rnein, bu rgtlerdeki grevlilerin daha st mev
kilere ykselmesini salayan, tinsel ideallere ilikin nitelikler deildir.
Hemen her zaman, insanlar ekip evirme yeteneidir belirleyici olan;
idari ve teknik beceriler, ynetici kadrolarn seiminde yeterli lt
saylmaktadr. Eski toplumlarn hiyerarik nderliklerinde de byle ye
tenekler sz konusuydu elbet; ama ada btnlklerin ayrc zel
lii, nderlik yetisiyle nesnellemi bir tinsel sistem arasndaki ban
kopmu olmasdr. Modern Kilise eski biimlerin bir uzantsdr, doru;
ama bir devamllk, Kilise'nin kendini katksz mekanik anlaya uy
durmasyla salanmtr. Yeri gelmiken belirtelim, Hristiyan teoloji
sinin zndeki pragmatizm de bu anlayn gelimesine hizmet etmitir.
Gerici, demokratik ya da devrimci biimleriyle bir btn olarak
toplumsal teori, gemi btnlklere yn verdii varsaylan eski
dnce sistemlerinin mirassyd. Bu eski sistemler kmt, n
k varsaydklar toplumsal birlik biimlerinin aldatc olduu grl
m, ne srdkleri ideolojiler koflam ve zrc bir nitelik almt.
Daha sonraki toplum eletirisi, zrclkten kand ve znesini
yceltmedi: Marx bile proletaryay gklere karmyordu. Kapitalizmi
toplumsal adaletsizliin son biimi olarak gryordu Marx; ama dok
trinini adad ezilen snfn nyarglarna ve bo inanlarna da gzle
rini kapatmyordu. Kitle kltrndeki eilimlerin tersine, bu eletirel
doktrinlerin hibiri kitlelere bir hayat tarz "satmaya kalkmamt;
onlar olduklar yerde sabitletiren, bilinsiz olarak tiksinti duyduklar
ama "bilinli" davranlarnda alkladklar bir hayat tarz. Toplumsal
teori, iilerin sakat dnceleri de iinde olmak zere tm gerekliin
eletirel bir zmlemesini sunuyordu. Modern sanayi toplumunda ise

158 AKIL TUTULMASI

siyasal teori bile btnlemi kltrn zrc eiliminden paym


almtr.
Bunu sylemek, eski biimlere geri dnmeyi nermek anlamna
gelmez. Zamann geriye ilemesi mmkn deildir; rgtsel geliimin
tersine evrilmesi hatta teorik olarak reddedilmesi de. Bugn kitlelerin
grevi, geleneksel parti yaplarna tutunmaya almak deil, kendi
rgtlerine szan ve zihinleri zerinde de zararl bir etki yapan tekelci
eilimi tanmak ve ona kar direnmek olmaldr. On dokuzuncu
yzyln rasyonel toplum kavramnda, bireyin kar karya olduu
yok olu tehlikesine deil, planlama, rgtlenme ve merkezileme
mekanizmalarna arlk tannmt. Liberalizm'in rn olan parla
menter ii partileri, liberalizmin akld ileyiine kar kyor ve
anarik kapitalizmin tam tersi olan bir planl sosyalist ekonomiyi
neriyorlard. Toplumsal rgtlenme ve merkezilemeyi, akld bir
adaki akl eleri olarak kabul ediyor ve savunuyorlard. Ama sanayi
toplumunun gnmzde ald biim rasyonelliin br yzn aa
karm, rasyonellemenin kendi kendini yok ettiini gstermitir.
Rasyonelleme, eletirel dnceye, bireysel znenin kendiliindenliine, hazr davran kalplarna kar kma eilimine toplumsal
hayatn biimlendirilmesinde hibir rol tanmamaktadr. Bir yandan,
dnya hl dman gruplara, ekonomik ve siyasal kamplara blnm
durumdadr. Bu durum da rgtlenmeyi ve merkezilemeyi gerekli
klmaktadr: Bunlar, akl asndan, bireye kar genelin temsilcileridir.
te yandan, insan bireyi, ta ocukluundan balayarak gruplarla, ta
kmlarla, rgtlerle yle i ie gemektedir ki, zgllk (benzersizlik),
akl asndan tikellik esi tamamyla bastrlm ya da eritilmi ol
maktadr. Bu, hem ii iin hem de iadam iin geerlidir. On doku
zuncu yzylda proletarya hl olduka akkan, amorf bir durumdayd.
Ama ite bu yzden de btn blnmlne (ulusal gruplar, nitelikli-niteliksiz emek ve iiler-isizler) karn, karlar baz ortak ekono
mik ve toplumsal kavramlarda billrlaabiliyordu. i kitlelerinin
amorfluu ve bunun sonucu olan teorik dnme eilimi, kapitalist
nderliin pragmatik btnselliiyle tam bir kartlk iindeydi. i
lerin kapitalist srete edilgin bir rolden etkin bir role ykselii, genel
sistemle btnleme pahasna gerekletirilmitir.
Hem gereklikte hem de ideolojide emei bir ekonomik zne haline

BREYN YKSEL VE D 159

getiren bu sre, ayn zamanda, zaten sanayinin nesnesi olan iiyi bir
de emein nesnesi haline getirmitir. deoloji daha gerekileip, daha
"makulletike", gereklikle o isel elikisi de, yani samal da art
mtr. Kitleler kendi geleceklerinin kurucusu olduklarn dnrken
nderlerinin nesnesi olmaktadrlar. Kukusuz, ii nderlerinin gerek
letirdikleri, iilere belirli yararlar salamaktadr, hi deilse ksa va
dede. Yeni-liberallerin sendikalara kar k ad bir romantizmden
baka birey deildir; bunlarn ekonomiyle ilgili grleri de felsefe
alanndaki almalarndan daha zararldr. i sendikalarnn tekelci bir
biimde rgtlenmi olmas, bunlarn ii aristokrasisi dnda kalan
yelerinin de tekelci olduu anlamna gelmez. Sadece, byk irket
yneticilerinin hammadde, makine ve teki retim elerinin arzn
kontrol edii gibi, sendika nderlerinin de emek arzn denetledii an
lamna gelir. i nderleri emei iletmekte, ekip evirmekte, re
klamn yapmakta ve fiyatn da olabildiince ykseltmeye almakta
drlar. Ayn zamanda, sradan iininkinden ok daha byk olan kendi
etkinlikleri, gleri ve gelirleri de snai sistemin srp gitmesine da
yanmaktadr.
Emein rgtlenmesinin de baka herhangi bir irket gibi bir i
saylr olmas, insann eyleme srecini tamamlamaktadr. Bugn bir
iinin retici gc sadece fabrika tarafndan satn alnp teknolojinin
gereklerine baml klnmamakta, ayn zamanda sendika nderlikleri
tarafndan da taksim edilmekte ve iletilmektedir.
Dinsel ve ahlaki ideolojiler silinip gider ve siyasal teori de ekono
mik ve siyasal olaylarn gelimesiyle ortadan kalkarken4 iilerin
dnceleri de nderlerindeki ticari zihniyetin kalbn almaktadr.
Dnyann emeki kitleleriyle varolan adaletsiz toplum dzeni arasnda
temel bir eliki olduu dncesinin yerini, iktidar gruplar arasndaki
stratejik atmalara ilikin birtakm kavramlar almaktadr. Evet,
4. Teorinin gerilemesi ve yerini pozitivist anlamda deneysel aratrmaya brakmas
sadece siyasal dncede deil, akademik sosyolojide de grlen bir eilim. Ev
rensel zelliiyle snf kavram. Amerikan sosyolojisinin balang dneminde
nemli bir rol oynamt. Sonradan, arlk, byle bir kavram metafizik duru
muna dren aratrmalara kayd. Sosyolojinin felsefi dn-ceyle ban kura
bilecek kavramlarn yerini, uzlamsal (konvansiyonel) olarak tasarlanm olgu
gruplarn gsteren iaretler ald. Bu gelimenin kayna, sosyoloji biliminin
kendi iinde deil, burada betimlenen toplumsal srete aranmaldr. Sosyoloji
nin, "toplumsal yap ve toplumsal deimeyle ilgili te-

160 AKIL TUTULMASI

gemiin iileri de teorinin aa kard toplumsal mekanizmalar


kavramsal dzeyde kavramamlard, gerek zihinleri gerekse gvdeleri
basknn izlerini tayordu; ama ektikleri sefalet hl bireysel insan
larn sefaletiydi ve bu yzden de onlar baka insanlarn, herhangi bir
lkedeki ve herhangi bir kesimdeki insanlarn sefaletine, acsna
balyordu. Gelimemi zihinleri, hem i saatlerinde hem de bo za
manlarnda snai davran kalplarn gzlerine, kulaklarna, kaslarna
ileyen kitle kltrnn tekniklerine hedef olmamt henz. Bugnn
iileri ise, toplumun teki kesimleri gibi, ok daha eitimli, ok daha
uyanktr. lke sorunlarnn ayrntlarn, siyasal hareketler iinde
dnen dolaplar, zellikle de rvet ve yolsuzlua kar mcadele etti
ini ileri sren hareketlerin dolaplarn bilmektedirler. iler, en azn
dan faizm cehenneminden gememi olanlar, oyunun kurallarna kar
geldii iin hedef seilmi bir kapitaliste ya da politikacya kar her
trl kampanyaya katlmaya hazrdrlar; ama kurallarn kendisini sor
gulamamaktadrlar. Toplumsal adaletsizlii hatta kendi gruplan iin
deki eitsizlikleri bile kesin, arlkl bir gerek olarak grmeyi ve
kesin gereklere de sayg duymay renmilerdir. Zihinleri, bsbtn
farkl bir dnya hayaline ve olgularn snflandrlmasnn tesinde bu
hayalin gerekletirilmesini ngren kavramlara kapaldr. Modern
ekonomik koullar ii sendikalarnn nderlerinde olduu kadar yele
rinde de pozitivist bir dnn gelimesine yol amakta, bu da on
lar gittike birbirlerine benzetmektedir. Srekli olarak kart eilim
lerin tehdidi altnda olsa da, byle bir yneli, toplumsal hayatta yeni
bir g olarak ii hareketinin yerini salamlatrmaktadr.
Bununla birlikte, eitsizlik azalm deildir. Farkl toplumsal grup
larn bireylerinin ekonomik ve siyasal gleri arasndaki eitsizlie
yeni farkllamalar eklenmitir. Baz emek trleriyle ilgili sendikalar
bunlarn fiyatlarn ykseltmeyi baarm, ama baskc toplumsal ikti
darn tm arl, ister rgtl olsun ister rgtsz, teki emek kate
gorilerinin srtna yklenmitir. Bunun yannda, sendika yeleri ile
orik sistemler kurma grevine" henz bal kald Birinci Dnya Sava ncesi
dnemde, "teorik sosyolojinin toplumumuzun gelimesinde nemli bir yapc
rol
olabileceine
inanlyordu;
sosyoloji,
genliin
grkemli
iddialarn
tayordu." (Charles H.Page, Class and American Sociology, New York 1940, s.
249.) Sosyolojinin bugnk iddialarnnsa son derece grkemsiz olduunu
grebiliyoruz.

BREYN YKSEL VE D 161

eitli nedenlerle sendikalarn dnda kalm iiler arasnda, ayrcalkl


uluslarla o ifte smr ve baskya hedef olan az gelimi lke halk
lar arasndaki blnme de vardr. Temel ilke deimemitir.
Gnmzde sermaye de emek de kendi denetimlerini perinlemeye
ve geniletmeye uramaktadr. Her iki grubun nderleri de, insan varoluunun temellerinde bir devrim vaat eden o mthi teknolojik geli
me sonucunda coplumun teorik eletirisinin gereksizletiini ileri sr
mektedir. Teknokratlar, sper-teknolojinin rn olan mallarn sper
bolluuyla ekonomik sefaletin otomatik olarak ortadan kalkacan id
dia etmektedir. Etkinlik, retkenlik ve akll planlamann modern in
sann tanrlar olduu sylenmektedir; "retken olmayan" gruplar ve
"vahi" sermaye, toplum dmanlar ilan edilmektedir.
amzn simgesi saylabilecek mhendisin sanayici ya da tccar
kadar kr yapmaya merakl olmad dorudur. Mhendisin ilevi
retimin kendisiyle daha dolayszca ilgili olduu iin, verdii karar ve
talimatlar daha nesnel gibi grnr. Astlar, verdii emirlerden hi
deilse bazlarnn eyann doasna uygun olduunu ve dolaysyla ev
rensel bir anlamda rasyonel olduunu grrler. Ama kkeninde bu ras
yonellik bile aklla deil, egemenlikle ilgilidir. Mhendisin nesnelerle
ilgilenmekteki amac bunlar kendileri iin ya da srf bilgi iin anla
mak deildir; kendi i yaplarna ne kadar aykr olursa olsun belli bir
emaya uydurmaya almaktadr onlar. Bu, cansz eyler iin olduu
kadar insanlar iin de geerlidir. Mhendisin kafas, en gelimi bii
miyle endstriyelizmin zihniyetidir. Hedefi, insanlar amac olmayan
bir aralar toplamna indirgemektir.
Snai faaliyetin tanrlatrlmas snr tanmaz. Dinlenme de, insan
lar yeniden almaya hazrlamad zaman, bir gnah saylmaktadr.
"Amerikan felsefesinin postlas, ak ve dinamik bir evrendir" der
Moses F.Aronson, "Akkan bir evren ise dinlenilecek bir yer deildir,
duraan dnce gibi bir estetik hazza da izin vermez. Durmayan bir
alm sreci iindeki bir dnya, etkin hayal gcn uyarr ve zeknn
kaslarnn altrlmasn tevik eder."5 Aronson, pragmatizmin,
"krsal bir ekonomi iinden bir girdap gibi ykselen sanayi toplumu
nun dourduu glklerle bouan, snr boylarnda yetimi, aktif

5. Bkz. Charles Beard, The American Spirit, s. 666.

162 AKIL TUTULMASI

bir zihniyetin zelliklerini yansttn" dnmektedir.6


Ne var ki, Amerika'nn gerek nclerinin o "serhad ruhu" ile bu
nun gnmzdeki savunucular arasnda ok belirgin bir farkllk
vardr. ncler, aralar ama olarak grmyorlard. Gndelik yaama
mcadelelerinde, sert, ypratc bir almaya gnl rzasyla kat
lanyorlard; ama zledikleri, hayal ettikleri herhalde daha az dinamik,
ok daha dingin bir dnya idi. Gzellik kavramlarnda ya da kltr
ideallerinde "edilgin, duraan dncenin estetik hazzna" herhalde daha
byk bir deer biiyorlard.
Bunlarn en son mukallitleriyse, modern iblm iinde dnsel
bir meslek sahibi olduklarnda, bu deerleri arptarak savunmaktadr
lar. Teorik uralarn "adal" ve "atletik" niteliinden sz eder ve bu
uralar "doutan ve kendiliinden bir gelime" olarak nitelerken, bi
raz da rahatsz bir vicdanla, nclerin, snr adamlarnn "meakkatli
hayat" mirasna tutunmaya ve ayn zamanda da onlarn dilini kol eme
inin, tarmsal ve snai emein aktivist szck daarcna kaynatr
maya abalamaktadrlar. Bunlar, dnce dnyasnda bile, egdm ve
birrneklii savunurlar. Aronson, Amerikan felsefesinin sentezinin ii
ne "kukusuz baz Avrupal eler girmitir" demektedir, "ama bu ya
banc eler yerel bir birliin iinde eritilmitir"7. Yeryzn bir d
nme, seyretme ve haz alma dnyasna dntrme imknlar artt
lde, bu egdcler de, Johann Gottlieb Fichte'nin bilinli ya da bi
linsiz izleyicileri olarak, ulus dncesini ve ebedi almay ycelt
meye almaktadrlar.
Bireyin yenilgisinin nedeni kendi bana teknoloji ya da sakalma
tutkusu deildir; sorun, retimin kendisi deil, biimidir: sanayi toplu
munun zgl erevesi iinde insanlar aras ilikiler. nsan emei,
aratrma ve bulu, zorunluluun meydan okumasna insann verdii
karlktr. Bu iliki, ancak insanlar emei, aratrmay ve buluu
tanrlatrdnda samalar. Byle bir ideoloji, yceltmeyi amalad
uygarln hmanist temellerini baltalama eilimindedir. Eksiksiz do
yum ve snrlanmam haz dnceleri ilerleme glerini zgrletiren
bir umut dourmu olduu halde, ilerlemenin putlatrlmas ilerleme
nin tersi olan bir gelimeye yol aar. Anlaml bir amaca ynelik zah
6. A.g.y., s. 665.
7. A.g.y.

BREYN YKSEL VE D 163

metli bir emek zevkli bulunabilir, hatta sevilebilir de. Ama emei ba
l bana bir ama haline getiren bir felsefe, sonunda her trl emekten
nefret edilmesine yol aar. Bireyin dnnn sorumlusu insann
teknik baarlar deildir, hatta insann kendisi de deildir insanlar
ou zaman dndkleri, syledikleri ya da yaptklar eylerden daha
iyidirler asl sorumlu, "nesnel zihin"in bugnk yaps ve ieriidir,
toplumsal hayatn her alanna sinmi olan anlaytr. nsanlarn kitle
kltr organlarndan aldklar hazr dnce ve davran kalplar,
ikinci admda, sanki insanlarn kendi dnceleriymi gibi kitle klt
rn etkiler, glendirir. amzda, nesnel zihin, sanayiye, teknolo
jiye ve ulusalla tapmaktadr; ama bu kategorilere anlam kazandra
bilecek bir ilkeye de sahip deillerdir. Bu tapnma, dinlenme ve ka
imkn vermeyen bir ekonomik sistemin basncn yanstmaktadr.
retkenlik idealine gelince; anlamak gerekir ki bugn hereyin eko
nomik nemi, insanlarn ekonomik ihtiyalarna deil, iktidar yapsna
hizmeti esas alan bir yararllk kavramyla llmektedir. Birey, ulusal
ve uluslararas ekonomi zerinde daha byk bir denetim kurmak iin
birbiriyle ekien gruplardan birine kendi deerini kantlamak zorun
dadr. stelik, topluma sunduu mal ve hizmetlerin nicelik ve nitelii,
bireyin baarsn belirleyen etmenlerden sadece biridir.
Modern ada herhangi bir bireyin tek lt ve varlk nedeni olan
etkinliin de gerek teknik veya idari ustalkla kartrlmamas gere
kir. "ocuklardan biri olma" yeteneinden ibarettir bu: kuvvetli grn
mek, bakalarn etkileyebilmek, kendini iyi "satabilmek", gerekli
ilikileri kurmak... Bugn bu yetenekler insanlarn byk blmnn
reme hcreleriyle yeni kuaklara devredilmektedir sanki. Saint Simon'dan Veblen'e ve izleyicilerine kadar btn teknokratik dncenin
yanlgs, eitli i ve retim dallarnda geerli olan baar ltleri
arasndaki benzerlii yeterince anlayamamak ve retim aralarnn
aklc kullanmn bunlarn baz sahip ya da kullanclarnn aklc
eilimleriyle kartrmak olmutur.
Modern toplumun her trl bireysellii yadsmasna karlk, bu
toplumun yelerinin hi deilse aklc rgtlenmeden krl ktklar
dnlemez mi? Teknokratlar, kendi teorileri uyguland zaman, bu
nalmlarn sona ereceini, temel ekonomik oranszlklarn ortadan kal
kacan ve tm retim aygtnn plana uygun olarak, przszce ile

164 AKIL TUTULMASI

yeceini ileri srmektedirler. Oysa modern toplum, teknokratik haya


lin ok uzanda da deildir bugn. Liberal pazar sisteminde, bunalm
larla sonulanan bir sre iinde, arpk ve akld biimlerde ortaya
kan tketici ve retici ihtiyalar, imdi ok byk lde nceden
hesaplanabilmekte ve ekonomik ve siyasal nderlerin politikalarna
bal olarak ya doyurulmakta ya da yadsnmaktadr. nsan ihtiyalar
nn anlatm artk pazarn bulank ekonomik gstergeleri tarafndan
arptlmamaktadr; tersine, istatistikle saptanmaktadr ve her trden
(snai, teknik, siyasal) mhendisler de bunlar denetim altnda tutmaya
uramaktadr. Gelgelelim, bu yeni aklclk bir yanyla akl dnce
sine pazar sisteminden daha yaknsa, bir yanyla da daha uzaktr.
Eski sistemde farkl toplumsal grup yeleri arasndaki alveri,
gerekte pazar tarafndan deil, ekonomik gcn eitsiz dalmyla be
lirlenmekteydi; yine de, insan ilikilerinin nesnel ekonomik srelere
dnm, bireye, hi deilse ilkelerde, belli bir bamszlk veriyor
du. Liberal ekonomide baarsz giriimciler rekabette yenik dtn
de ya da geri kalm gruplar sefalete itildiinde, ekonomik aresizlikle
rine karn insan onurunu koruyabiliyorlard. nk sefaletlerinin so
rumluluunu anonim ekonomik srelerin zerine atma imknna sa
hiptirler. Bugn de bireyler, gruplar, kr ekonomik glerin etkisiyle
ykma srklenebilmektedir; ama artk bu glerin temsilcisi, daha
iyi rgtlenmi, daha kuvvetli sekinlerdir. Bu egemen gruplar arasn
daki ilikilerin ini klar olsa da, birbirlerini iyi anlayan gruplardr
bunlar. Snai glerin younlamas ve merkezilemesi, peinden
ekonomik liberalizmin kn de getirince, kurbanlarn yazgs bs
btn belirlenmi olur. Totalitarizmde, sekinlerin hedef ald bir bi
rey ya da grup sadece geim aralarndan yoksun kalmaz, insan z de
saldrya urar. Bundan daha farkl bir yol izleyebilir Amerikan toplu
mu. Ne var ki, modern endstriyelizmin ekonomik ve kltrel srele
rinin sonucunda bireysel dnce ve direncin paralanmas, insanca bir
hayata doru evrimi son derece zorlatracaktr.
retim slogann bir tr dinsel inan haline getirmekle, teknokratik
dnceleri savunmakla ve byk snai aygtlara ulaamayan gruplar
"ksr" olarak damgalamakla, sanayi, retimin iktidar mcadelesinde
bir ara haline geldiinin unutulmasna yol aar. Ekonomik nderlerin
politikalar ki bugnk aamasnda toplum artk bunlara bam

BREYN YKSEL VE D 165

ldr sert, hesapl ve kendi karlarna dnktr; bu yzden toplum


ve gerek ihtiyalar karsnda, bir zamanlar pazar belirleyen otoma
tik eilimlerden bile daha krdr. Akld, hl insann yazgsna
hkmetmektedir.
Devlemi snai gler a, srekli ve kalc grnen mlkiyet
ilikilerinin dourduu istikrarl bir gemi ve gelecek perspektifini
yok ederek bireyin de tasfiyesine ynelmitir. Bireyin sallantl duru
munun en iyi gstergesi belki de kiisel tasarruflarnn gvence
sizliidir. Para birimleri altna balyken ve altn da snrlar arasnda
serbeste gidip gelirken, parann deeri ancak belli snrlar iinde oy
nard. Bugnk koullarda, enflasyon, yani kk tasarruflarn satn
alma gcnn byk lde azalma ya da toptan yok olma tehlikesi
beklemektedir bireyleri. Altn sahiplii, burjuva iktidarnn simgesiy
di. Altn, burjuvay bir bakma aristokratn halefi yapyordu. Onunla
kendi gvenliini salayabiliyor ve kendi lmnden sonra arkada
braktklarnn ekonomik sistem tarafndan tmyle yutulmayacandan emin olabiliyordu. Mal ve para karlnda altn alabilme hakkna
ve dolaysyla grece istikrarl fiyatlara dayal bamszl, kiiliini
gelitirmeye ynelik abalarnda da ifadesini buluyordu. Bu aba,
bugn olduu gibi meslekte ilerleme amacna ynelik deil, sadece bi
reysel varoluun deerlendirilmesine ynelikti. Bireyselliin maddi
temeli ok dengesiz olmad iin de, anlamsz bir aba deildi bu.
Kitlelerin durumu burjuvannkinden olduka farkl olsa da, hmanist
deerlere gerekten ilgi duyan grece kalabalk bir snfn varl saye
sinde, znde doru olan ve bylece toplumun btnnn ihtiyalarn
dile getiren teorik ve sanatsal rnler yaratabiliyordu.
Devletin altn tutma hakkn kstlamas btn bir deimenin sim
gesidir. Orta snfn yeleri bile gvencesizdir artk. Birey, hastaland
nda ya da emeklilik yana geldiinde, hkmetin, alt kuru
mun, bir dernein, sendikann ya da sigorta irketinin onu koruyaca
dncesiyle avunmak zorundadr. zel altn mlkiyetini yasaklayan
eitli yasalar, bamsz ekonomik bireyi yok olua mahkm etmekte
dir. Liberalizm'de dilenci grntleri, rantiyelerin ufkunu karartr, mi
delerini bulandrrd. Dev snai iletmeler anda dilenci de rantiye de
silinmeye mahkmdur. Toplumun karayollarnda biraz durmak iin ara
banz ekeceiniz bir bekleme eridi kalmamtr. Herkes yola devam

166 AKIL TUTULMASI

etmek zorundadr. Giriimci memura dnmtr, bilgin de profesyo


nel uzmana. Filozofun dsturu Bene qui latuit, bene vixit* modern ti
cari dalgalanmalara uygun deildir. Herkes kendi stnde bir organn
emrindedir. Komuta kademesinde olanlarn zerklii de astlarnnkinden
ok fazla deildir: onlar da kullandklar iktidara bamldrlar.
Kitle kltrnn sunduu btn aralar ve kolaylklar, bireysellik
zerindeki toplumsal basklar glendirmekte ve bireyin direnme
imknn, modern toplumun atomize edici ileyii iinde kendini koru
ma imknn elinden almaktadr. Popler biyografilerde ve szde ro
mantik roman ve filmlerde bireysel kahramanln ve kendi kendini
yetitirmi insann ne karlmas bu gzlemin yanl olduunu
gstermez.8 Sakalma gdsnn bu mekanik kamlayclar, gerekte
bireyselliin zln hzlandrr. Tpk "hain" bireycilik slogan
nn toplumsal denetimden kamaya alan byk trstlerin iine yara
mas gibi, kitle kltrndeki bireycilik retorii de kolektif yknme
modelleri yaratarak, szde savunduu ilkeyi baltalamaktadr. yle ya,
eer her erkek Huey Long'un dedii gibi bir kral olabilirse, neden her
gen kz da bir sinema kraliesi olmasn? Hem de balca zellii ti
piklik, yani genellik olan bir kralie...
Bireyin bir kiisel tarihi yoktur artk. Her ey deitii halde hibir
ey kmldamamaktadr. Tlsml Aynadaki Kralie'nin "ayn yerde
kalmak iin ok hzl komal" szleriyle anlatlan eyi ifade edebil
mek iin ne bir Zenon'a ne de bir Cocteau'ya, ne bir Eleali diyalektikiye ne de bir Parisli srrealiste ihtiyac vardr modern bireyin.
Bunu kendisi bilinsizce yaamaktadr zaten.
Bireyin hereye karn bu yeni anonim kuramlarda yitip gitmedii,
bireyciliin modern toplumda da azgn bir biimde srp gittii yolun
da bir itiraz isabetsiz olur. Evet, bu itirazda da bir doruluk pay vardr;
insan, iinde yaad toplumdan hl daha iyidir. Gelgelelim, yaad
hayat da doldurduu anket formlarna smaktadr. Kamuoyu yoklama
lar, dnsel varoluunun tamamn kucaklayabilmektedir. En ok da
gnmzn o szde byk adamlar uzaktr gerek bireysellikten: kit
lelerin putlatrd bu insanlar aslnda kendi reklam kampanyalarnn
* Ovidius'un zdeyii: yi gizlenen, iyi yaad.
8. Bkz. Lo Lwenthal, "Biographies in Popular Magazines", Radio Research,
1942-1943, New York 1944, s. 507-544.

BiREYtN ykseli! ve d 167

rn, kendi fotoraflarnn bytlm halidirler: toplumsal sre


iindeki birer fonksiyondan ibarettirler. Eksiksiz stn-insan (ki bu ko
nuda en ciddi, en kaygl uyary yapan Nietzsche'den bakas deildi)
ezilmi kitlelerin da yanstt bir hayaldir: Cesare Borgia'dan ok,
King Kong.9 Hitler gibi sahte spermenlerin byleme gc, dn
dklerinden, sylediklerinden ya da yaptklarndan ok, soytarca dav
ranlarndan kaynaklanr: bu davranlar, snai ilemlere tabi tutularak
kendiliindenliklerini yitirmi ve bu yzden insanlarla nasl iliki ku
racaklarn ve onlar nasl etkileyeceklerini bilemeyen, bunu bakala
rndan soran kiiler iin bir davran modeli oluturmaktadr.
Anlattmz eilimler, daha imdiden Avrupa tarihinin en byk
felaketine yol amtr. Bu felaketi douran etmenlerin bazlar Avru
paya zgyd. Bazlarnn kkenindeyse, uluslararas eilimlerin etki
si altnda insann karakterinde meydana gelen derin deimeler yatmak
tadr. Hi kimse bu ykc eilimlerin yakn gelecekte denetim altnda
tutulacan tam bir kesinlikle ileri sremez. Bununla birlikte, bireyin
zerindeki dayanlmaz basknn kanlmaz olmad da grlmeye
balamtr. nsanlar bu baskya retimin srf teknik gereklerinin deil,
toplumsal yapnn yol atn anlayacaklardr bir gn. Nitekim,
dnyann bir ok yerinde siyasal basklarn art da, retici glerin
bugnk gelime dzeyinde bir toplumsal deime olaslndan duyu
lan korkunun gstergesidir. Snai disiplin, teknolojik ilerleme ve bi
limsel aydnlanma; bireyin siliniine yol aan btn bu sreler, bi
reyselliin daha az ideolojik ve daha insanca bir varolu tarz iinde bir
e olarak yeniden ortaya kabilecei bir an douunu da hazrlaya
bilirler, bugn byle bir umut pek zayf olsa da, bsbtn kaybolmu
deildir.
Faizm bilinli insanlar toplumsal atomlara indirgemek iin
terrist yntemler kullanmt, nk ideolojilere ilikin olarak git
tike artan hayal krklnn sonucunda insanlarn kiisel ve toplum
9. Edgar Allan Poe byklk hakknda yle diyordu: "Bireylerin imdiye kadar ken
di rklarnn ok zerine ykseldii tartmasz bir dorudur; ama bylelerinin
varolu izleri iin gemii tararken, 'iyi ve byk olanlar'la ilgili btn biyo
grafileri bir yana itip, zindanda, tmarhanede ya da daraacnda len sefillerin
krk dkk kaytlarn dikkatlice incelememiz doru olacaktr" (The Portable
Poe, der. Philip van Doren Stem, Viking Press, New York 1945, s. 660-661).

168 AKIL TUTULMASI

sal gizliglerini gerekletirmeye ynelmelerinden korkuyordu; ve


gerekten de baz durumlarda toplumsal bask ve siyasal terr, akldna kar o ok insanca direnmenin olgunlamasn salamtr; her
zaman gerek bireyselliin nvesidir bu direnme.
Zamanmzn gerek bireyleri, kitle kltrnn kof, ikin kiilik
leri deil, ele gememek ve ezilmemek iin direnirken, acnn ve ala
ln cehennemlerinden gemi fedailerdir. Bu arks sylenmemi
kahramanlar, bakalarnn toplumsal sre iinde bilinsiz olarak hedef
olduu terrist imhaya bilinli olarak hedef klmlardr kendi
varlklarn. Toplama kamplarnn adsz kurbanlar, domaya abalayan
insanln simgeleridir. Bu insanlarn kendi sesleri zorbaln darbele
riyle susturulmu da olsa, felsefenin grevi, onlarn yaptklarn
iitilebilecek szlere dntrmektir.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE

Akln biimsellemesi, tuhaf, ters bir kltrel duruma yol aar. Bir
yandan, uygarlmzn tarihini zetleyen bir kartlk, benlik ile doa
arasndaki ykc kartlk, bu ada dorua kar. Doaya boyun
edirmeyi amalayan totaliter abann, ego'yu, insan znesini, nasl
basknn basit bir arac haline getirdiini grmtk. Benliin kavram
larda ve dncelerde ifade bulan btn teki ilevleri geersizlemitir
artk. te yandan, grevi bir uzlama aramak olan felsefi dnce de
atmann varln reddetmekte ya da unutmaktadr. Felsefe ad veri
len disiplin, kltrn teki dallaryla birlikte, alm uurum zerinde
sahte bir kpr kurmakta ve bylece tehlikeyi daha da artrmaktadr.
Tartmamzn varsaymlarndan biri, bu srelerle ilgili felsefi bir bi
lincin bunlar tersine evirmekte yararl olabilecei dncesidir.
Felsefeye inanmak, insann dnme yetisinin korku yznden krelmesine kar kmak demektir. Bat'nn tarihinde, yakn zamanlara ka
dar, bireyler, gruplar ve uluslar arasnda bir anlama salamaya yetecek
kltrel ve teknik kaynaklan yoktu toplumun. Bugn maddi koullar
vardr. Eksik olan, yaadklar basknn znelerinin veya uygulaycla
rnn yine kendileri olduunu anlayabilen insanlardr. Byle bir an
layn gelimesi iin her trl koul varolduuna gre, "kitlelerin olgunlamaml" kavram da geerli saylamaz. stelik, Avrupa'nn en
geri blgelerindeki toplumsal sreleri bile inceleyen gzlemci, srk
lenenlerin de en azndan kendilerine yol gstermeye kalkan o ikin,
kk Fhrer'ler kadar olgun olduunu kabul etmek zorunda kalacaktr.
u anda her eyin insanlarn zerkliklerini doru kullanmalarna bal
olduunun bilinmesi, henz susturulmam olanlar, kltr savun
mak amacyla, kltrn konformist iyi gn dostlarnn elinde bayalatrlmasna ya da kaplara dayanm barbarlarn elin'de imha edilme
tehlikesine kar savunmak amacyla birlemeye yneltmelidir.

170 AKIL TUTULMASI

Sre dnszdr. Tarihin arkn geri dndrmeyi neren metafi


zik tedavi yntemleri, yukarda yeni-Tomaslkla ilgili tartmada da
sylendii gibi, irendiklerini ileri srdkleri o pragmatizmle lekelen
mitir.
Mcadele ok ge kalmtr; ve bavurulan her are hastal daha
da arlatrmaktadr; nk hastalk, zihinsel hayatn t iliklerine
ilemitir. Bilincin en yksek ilkesine [Begriff] ya da en saf en
iteki doasna ilemitir. Bu yzden, bilinli hayatta, hastal
ama gc kalmamtr... O zaman, ruhun eski halini koruyan,
yitik bir tarih olarak, nasl yitip gittiini kimsenin bilmedii bir
tarih olarak koruyan, sadece bellektir. Ve yeni hikmet ylan da,
kendisine tapnanlarn nnde, artk burumu bir dereyi acsz bir
ekilde deitirmi olmaktadr bylece.1
Ontolojiyi diriltme abalar, hastal daha da arlatran arelerden
biridir. Aydnlanma, mekanikleme ve kitle kltrnn olumsuz
ynlerini gsteren tutucu dnrler, uygarln olumsuz sonularn
ya eski ideallere dnerek ya da devrim riskine girilmeksizin izlenebile
cek yeni amalar gstererek hafifletmeye alrlar ou zaman. Fransz
kar-devrimci hareketinin ve Alman n-faizminin felsefesi, birinci
tutuma rnektir. Bunlarn modern insan eletirileri, romantik ve antientelektalisttir. Kolektivizmin baka dmanlar daha ilerici dn
celer srerler ne: On dokuzuncu yzyl sonunda Gabriel Tarde'n2
gnmzde de Ortega y Gasset'in3 savunduu gibi bir Avrupa konfede
rasyonu ya da tm uygar dnyay iine alan bir siyasal birlik. Bu
dnrlerin amzn nesnel zihniyle ilgili zmlemeleri son derece
ilgin de olsa, kendi eitimsel tutuculuklar da o zihnin bir parasdr.
Ortega y Gasset kitleleri martlm ocuklara benzetir4; ve bu benzet
me de, kitlelerin bireysellikten tmyle yoksun kalm kesimlerinin
houna gitmektedir. Ortega y Gasset'in, kitlelerin gemi karsnda
nankr olduu yolundaki sulamas, kitlelere ynelik propagandann
1. G.W.F.Hegel, The Phenomenology of Mind, (ev. J.B.Baillie) New York 1931,
s. 564-565.
2. The Laws of Imitation, New York 1903, s. 184-188, 388-393.
3. The Revolt of the Masses, New York 1932, s. 196-200.
4. A.g.y., s. 63-64.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 171

ve kitlesel ideolojinin bir esidir. Felsefesine popler, kullanma el


verili bir biim, bir pedagojik nitelik yklemi olmas bile onun fel
sefe olma niteliini ortadan kaldrr. Tarihsel srelerle ilgili eletirel
kavraylar tayan felsefelerin, derde deva olarak kullanldklarnda,
baskc doktrinlere dnt sk sk grlmtr. Yakn tarihin
gsterdii gibi, tutucu doktrinler kadar radikal doktrinler iin de
geerlidir bu. Felsefe ne bir aratr, ne de bir reete. Tek yapabilecei
mantksal ve olgusal zorunluluklarn iaret ettii kadaryla, ilerleme
yolunu nceden sezdirmektir. Bunu yaparken, modern insann marur
ve muzaffer ilerleyiinin douraca deheti ve direnmeyi de nceden
grebilir.
Felsefenin tanm yoktur. Felsefeyi tanmlamak, onun syleyecek
lerini aka sayp dkmekle birdir. Yine de, gerek tanmlar gerekse
felsefe zerine birka sz, felsefenin oynayabilecei rol biraz daha
aydnlatabilir. Ayn zamanda, doa ve zihin, zne ve nesne gibi soyut
terimleri nasl kullandmz daha iyi anlatabilir.
Tanmlar, tam, eksiksiz anlamlarn bir tarihsel sre iinde kazanr.
Bunlarn glgeli derinliklerine birtakm dilsel kestirme yollardan
geerek kolayca ulalamayacan alakgnlllkle kabullenmezsek,
onlar anlaml bir biimde kullanmamz da mmkn olmaz. Olas
yanl anlamlardan korkarak tarihsel elerin tasfiye edilmesine ve zamand saylan cmlelerin tanm olarak sunulmasna raz olursak,
dnce ve yaantnn balangcndan beri felsefeye kalan dnsel mi
rastan kendimizi yoksun brakm oluruz. Byle toptan bir vazgeiin
imknszl, zamanmzn en tarih-kart, "fzikselci" felsefesinin,
mantksal ampirizmin izledii yoldan da belli olmaktadr. Bu felsefe
nin en inat yandalar bile, kesin olarak biimsellemi bilim
szlklerine baz tanmlanamayacak gnlk terimleri sokmakta ve
bylece dilin tarihsel niteliini ister istemez kabul etmektedirler.
Felsefe, dilin fsltya dnm tanklna daha duyarl olmal ve
dilin iinde korunmu yaant katmanlarn kurcalamaldr. Her dil,
onu konuan insanlarn evriminde kk salm dnce biimlerini ve
inan rntlerini ieren bir anlam tar. Kraln ve ulsuzun, airin ve
kylnn ok farkl bak alarnn biriktii yerdir dil. Ama bir sz
cn zndeki anlam, yalnzca onu kullanan insanlarn kimliiyle
aklayabileceimizi dnmek de yanl olur. Byle bir aratrmada

172 AKIL TUTULMASI

kamuoyu lmlerine yer yoktur. Biimsellemi akl anda, kitleler


bile kavramlarn ve dncelerin bozulmasna yardmc olur. Sokakta
ki adam, ya da bugnk deyimiyle tarlalardaki ve fabrikalardaki adam,
szckleri neredeyse uzmanlar kadar ematik ve tarih-d biimde kul
lanmay renmektedir. Filozof, onu rnek almaktan kanmaldr. Fi
lozof, insandan, hayvandan, toplumdan, dnyadan, zihinden, dnce
den, bir doal bilimcinin bir kimyasal maddeden sz ettii gibi sz
edemez: Elinde bir forml yoktur onun.
Forml yoktur. Bu kavramlarn yeterince betimlenmesi, btn ton
lar ve dier kavramlarla bantlar iinde anlamlarnn amlanmas
bugn de nmzde duran bir grevdir. Bu noktada, yar unutulmu
anlam katmanlar ve armlaryla szckler birer ipucu, birer klavuz
ilkedir. Bu yan-anlamlar ve armalar, daha aydnlanm ve evrensel
kavramlar iinde korunmal, yeniden yaamaldr. Gnmzde insan,
fizik ve teknolojinin ilerlemesiyle temel dncelerin de aydnlanaca
gibi bir yanlsamaya kendini teslim ederek karmaklklardan kanma
yoluna gitmektedir. Sanayi toplumu, filozoflar bile, standart atal
bak retim srelerini andrr bir biimde rn vermeye zorlamak
tadr. Baz filozoflar, kendi tezghlarndan kan kavram ve kategorile
rin temiz, net ve yeni grnmesini ister gibidir.
Bylece, tanmlama, znde konunun ilkeleri olan kavram-terimlerinden kendiliinden vazgeer ve iaretlerle yetinir; iaretler,
nesnenin kendi zelliinin nemli olmad ve sadece bir dsal
bakn ayrdedici belirtisi olduu belirlenimlerdir. Bu trden terk
bir dsal belirlenmilik, somut btnlk asndan ve bu
btnln kavramnn doas asndan yle yetersizdir ki,
yalnzca onun seilmesinin hibir anlam, hibir savunulabilir
yan yoktur. Byle bir dsal belirlenmilik, bir somut btn
ifade etmede ve nitelemede btnyle yetersizdir.5
Her kavram, kendisine anlam veren kapsayc bir doruluun bir
paras olarak grlmelidir. Felsefenin ana ura da bu paralar
btnletirerek doruluu kurmaktr.
5. Hegel's Logic of World and Idea (Being a Translation of the 2nd and 3rd Parts of the
Subjective Logic) with Introduction on Idealism Limited and Absolute, Henry
S.Macran, Oxford 1929, s. 153 (Ksm 3, Blm II).

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 173

Bizi tanmlara ulatran tek bir yol yoktur. Felsefi kavramlarn bir
noktaya mhlanmas, kimliinin belirlenmesi ve ancak zdelik
mantnn gereklerine uyduu zaman kullanlmas gerektiini savu
nan gr, o kesinlik araynn, zihinsel ihtiyalar cep boyutlarna
indirme abamzn arazlarndan biridir. Byle bir yaklam, zdeliini,
kimliini bozmakszn bir kavram bir baka kavrama dntrmeyi
imknszlatrr; oysa btn nitelikleri ve maddi varoluunun her
ynyle deimekte olduu halde, bir insan, bir ulus ya da bir snf
ayn kalmaktadr. Tarih incelenirse, zgrlk dncesinin srekli bir
dnm geirdii grlecektir. zgrlk iin savaan partilerin temel
ilkeleri, ayn kuak iinde bile, birbirinden ok farkl olabilir. Ama
yine de, zgrl savunan eitli parti ve bireyleri zgrlk dman
larndan ok kesin bir izgiyle ayran bir zdelik, bir aynlk sz ko
nusudur. Dorudur, tarihte hangi partilerin zgrlk iin savatn
saptayabilmek iin zgrln ne olduunu bilmemiz gerekir; ama u
da ayn lde dorudur: zgrln ne olduunu belirleyebilmek iin
bu partilerin niteliini bilmemiz gerekir. Sorunun zm, tarihsel
dnemlerin somut izgilerinde yatmaktadr. zgrln tanm, tarih
teorisidir; tersinden alrsak tarih de zgrln gelime yksdr.
Doal bilimlerde ve pratik amalarn sz konusu olduu yerlerde bu
mhlama ve etiketleme stratejisinin bir hakll olabilir. Ama bu yak
lam kavramlar birer zihinsel atom gibi kullanr. Kavramlarn bititirilmesiyle nermeler oluturulur, bunlarn bititirilmesiyle de sis
temler. Ama btn bu sre boyunca, sistemin bileenleri olan atom
lar deimeden kalr. Mekanizma iinde her yerde, birbirlerini, gelenek
sel mantn ilkelerine gre, zdelik, eliki ve nc kkn imkn
szl yasalarna gre ektikleri ya da ittikleri hissedilir. yi tand
mz ilkelerdir bunlar: Btn pratik amal faaliyetlerde, maniplasyon abalarnda neredeyse igdsel olarak kullandmz ilkeler.
Felsefe ise farkl bir yntem izler. Bu kutsal ilkeleri o da kullanr el
bet, ama onun ilemlerinde bu ematizm alr; stelik bu ilkelerin
keyfi bir biimde bir yana itilmesiyle deil, mantksal yap ile nesne
nin zniteliklerinin rtt bilme edimleriyle alr. Felsefeye gre,
mantk, znenin mant olduu kadar, nesnenin de mantdr; toplu
mun, tarihin ve doann temel kategori ve ilikilerinin kapsaml bir
teorisidir.

174 AKL TUTULMASI

Biimci tanmlama yntemi, doa kavramna uyguland zaman


zellikle yetersizdir. nk doay ve onun tamamlaycs olan tini
tanmlamak demek kanlmaz olarak, ya bunlarn ikiliini ya da bir
liini ne srmek ve birini ya da tekini esas almak, "olgu" olarak ka
bul etmek demektir; oysa bu iki temel felsefi kategori ayrlmaz bir
biimde birbirine baldr. "Olgu" gibi bir kavramn kendisi de ancak
insan bilincinin insann dndaki ve iindeki doadan yabancla
masnn sonucu olarak anlalabilir, bu da uygarln bir sonucudur.
Elbette, bu sonu kesinlikle gerektir: Doa ve tin ikilii, bunlarn
balangtaki szde birlikleri adna yadsnamayaca gibi, bu ikiliin
yanstt tarihsel sreler de geriye dndrlemez. Doa ile tinin bir
liini ne srmek, varolan ayrl, gsz, l domu bir oldu bittiyle amaya almaktr. Oysa onu kendi iinde varolan gizilglere
ve eilimlere uygun olarak, dnsel yntemlerle amaya almak
gerekir.
Gerekte, doann ve tinin birliini temel alan, tesine geilemeye
cek nihai bir veri olarak ne sren btn felsefeler, yani her trl fel
sefi tekilik, iki ynl niteliini gstermeye altmz o insann
doaya egemen oluu dncesinin glendirilmesine yarar. Birlii
varsayma eilimi bile, tinin snrsz egemenlik iddiasn glendirme
abasn temsil eder; bu birlik tinin mutlak kart adna, doa adna
ne srldnde bile byledir bu, nk bu hereyi kapsayan kav
ramn dnda hibir eyin kalmad varsaylmaktadr. Doann nce
lii tezi bile tinin mutlak iktidar tezini barndrr iinde, nk doa
nn bu nceliini tasarlayan ve her eyi ona baml klan tindir. Bu
adan bakldnda, doa ile tin arasndaki gerilimin bu kart ulardan
hangisinde zld sorusu da nemsizleir. Birliin idealizmde
olduu gibi mutlak tin adna ne srlmesiyle doalclkta olduu gibi
mutlak doa adna ne srlmesi arasnda, bu bakmdan, fazla bir fark
yoktur.
Tarihte bu iki eliik dnce tarz ayn amalara hizmet etmilerdir.
dealizm, ham varoluu nnde yine de tinsel bir dzen olarak gster
mekle yceltmitir onu; kavramsal kurgularnn uyumuyla, toplumda
ki atmalarn stn rtm ve bir yalann srp gitmesine hizmet
etmitir: Varolana bir "anlam" ykleyerek Tanr katna karmtr
onu; oysa atmalarla, kartlklarla dolu bir dnyada varolu byle

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 175

bir anlam oktan yitirmitir. Doalclk ise, Darwincilik rneinde


grdmz gibi, doann kendi glerinin bilinsiz ileyiini model
ald savyla, doa zerindeki bilinsiz tahakkm yceltme eilimin
dedir. nsanla kar her zaman belli bir aalama grlr doalc
lkta. Bazen, uslu durmayan hastasna parman sallayan bir doktorun
kukucu sevecenliiyle yumuayan bu aalamay, yar-aydnlanm
dnce biimlerinin ounun temelinde bulmak mmkndr. Bir in
sana kendisinin doadan ibaret olduunu syler ve bunu ona kabul etti
rirsek, ona kar alabileceimiz en iyi tavr acmak olur. Sadece
doadan ibaret her ey gibi edilginlemi bu insann bir "ilem" nesne
si olduunu ve iyiliksever nderlere muhta olduunu dnrz.
Tini nesnel doadan ayrdedemeyen ve onu, szde bilimsel bir tu
tumla, doa olarak tanmlayan teoriler unu unutmaktadr: Tin ayn za
manda "doa-olmayan"dr; doann yansmasndan baka bir ey ol
mas bile, srf bu yansma niteliinden tr, imdi ve burada varolan
amaktadr. Tinin bu niteliini gzden karr, doa ile hem zde hem
de ondan farkl olduunu unutursak, sonuta insann kr doal
srelerin bir esi veya bir nesnesinden baka bir ey olmadn da
kabullenmek zorunda kalrz. Bir doa esi olarak insan, topraktr; ve
toprak olarak da, kendi yaratt uygarlk asndan, son derece
nemsizdir: otomatlarla, gkdelenlerle dolu o metropolisin en deersiz
elerinden biridir.
Tin ile doa arasndaki iliki sorununda asl glk, bu ikisi ara
sndaki kutupsalln mutlaklatrlmasnn da birini tekine indirge
mek kadar yanl olmasdr. Bu glk, her felsefi dncenin srekli
kar karya olduu tehlikeyi gstermektedir. Felsefenin "doa" ve
"tin" gibi soyutlamalara bavurmas kanlmazdr; ama her soyutla
ma, somut varoluun eksik ve ksmen yanl bir tasarm demektir ki,
bu yanllk sonunda soyutlamann kendisini de olumsuz ynde etkiler.
Bu yzden, felsefi kavramlar, dou ve gelime srelerinden soyutlan
dnda yetersiz, bo ve yanl olacaktr. Nihai bir ikilik varsaym ka
bul edilemez; sadece, bu son derece geleneksel ve bir o kadar da kukulu
"nihai ilke" yaklam ikinci bir yapyla badaamayaca iin deil,
sz konusu kavramlarn ierii mutlak bir ikilie izin vermedii iin de
byledir bu. ki kutup teki bir ilkeye indirgenemez, ama ikilikleri de
mutlak bir durum olarak deil bir rn, bir sonu olarak grlmelidir.

176 AKIL TUTULMASI

Hegel zamanndan beri, birok felsefi doktrinde, doa ile tin


arasndaki diyalektik ilikiyi doru kavrama eilimleri grlmtr.
Burada, bu konuyla ilgili nemli speklasyon abalarndan sadece bir
kan tartabileceiz. F.H.Bradley'in One Experience (Bir Yaant)
adl yapt, deiik kavramsal eler arasndaki uyumu gsterme iddi
asndadr. John Dewey'in yaant dncesi de Bradley'in teorisine
skca baldr bir noktada. Baka pasajlarda zneyi doann bir paras
yaparak btnyle doalcla bal kalan Dewey, yaantnn "ne sa
dece ve tekinden kopuk biimde zne, ne de nesne olduunu, ne madde
ne zihin olduunu, ne de biri art teki olduunu"6 syler. Bylece, Lebensphilosophie'yi (yaant felsefesi) ortaya karan kuaa bal
olduunu da gsterir. Btn retisi sz konusu atky ama abas
olarak grlebilecek olan Bergson, dure (sre) ve lan vital (hayat
hamlesi, dirimsel atlm) gibi kavramlarla birlik dncesini srdrr
ken bile, bilim ve metafizik ikiliini ve buna bal olarak hayat ve
hayat-d ayrmn varsayarak ayrlk dncesini korumutur. Georg
Simmel7 hayatn kendini ama yetisi doktrinini gelitirmitir. Yine de,
btn bu felsefelerin altnda yatan hayat kavram, doal bir dnyay
belirtmektedir. Simmelin metafiziinde olduu gibi, fin, hayatn en
yksek aamas olarak tanmlandnda bile, felsefi sorunun zm
inceltilmi bir doalclkta bulunur. Oysa Simmel'in felsefesi ayn za
manda doalcla kar srekli bir eletiriyi de ierir.
Doalclk bsbtn de yanl deildir. Tin, nesnesi olan doaya
koymaz bir biimde baldr. Bunun doruluu, tinin kkeninde yatan
ve doal hayatn da temel ilkesi olan sakalma drtsyle snrl deil
dir sadece; her tinsel edimin bir tr maddeyi, bir "doay" gerektirmesi
anlamnda, sadece mantksal bir doruluk da deildir. Asl nemlisi
udur: Tin ne kadar mutlaklatrlrsa, katksz mit'e geri dnme ve
tam da kendi iinde erittiini, hatta kendi yarattn iddia ettii saf
doaya benzeme tehlikesi de o kadar artar. Bylece en ar idealist
speklasyonlar, doa ve mitoloji felsefelerine gtrr bizi. Tin, her
trl snrlamadan kurtulmu bir halde, sadece Kantlk'ta olduu gibi
doann biimlerinin deil, doann tznn de kendi rn olduunu
6. Experience and Nature, Chicago 1925, s. 28.
7. Bkz. Lebenanschauung ve Der Konflikt der Modernen Kultur, Mnih ve Leipzig,
1918.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 177

iddia ettii lde, kendi zgl tzn yitirir ve tinsel kategoriler


doal dizilerfn sonsuz tekrarlarnn eretilemeleri haline gelir. Tinin
epistemolojik adan zmsz sorunlar, btn idealist felsefelerde
kendilerini gsterirler. Tinin tm varoluun ve doann aklanmas,
hatta kayna olduu ileri srld halde, tinin ieriinden hep zerk
akln dndaki bir ey olarak sz edilir: u olduka soyut "veri" terimi
bile bu akln dnda olmay ifade etmektedir. Btn bilgi teorilerinin
gelip dayanmak zorunda olduu bu amaz, doa ve tin ikiliinin, kla
sik Kartezyen teorideki iki tz doktrininde olduu gibi kesin bir tanm
biiminde ortaya konulamayacan gsterir. Bir yandan, soyutlanma
sonucunda, her iki kutup da birbirinden kopmutur; te yandan, birlik
lerini veri almak, verili bir olgu olarak dnmek de mmkn deildir.
Bu kitapta tartlan temel sorun, znel ve nesnel akl kavramlar
arasndaki iliki sorunu, tin ile doa ve zne ile nesne hakkndaki bu
dnceler nda ele alnmaldr. Blm I'de znel akl adn ver
diimiz yaklam, sorumsuzlua, keyfilie dmekten ve basit bir zi
hin oyununa dnmekten korkan bilincin kendini zne ile nesne
arasndaki yabanclamaya, toplumsal eyleme srecine uydurmasyla
ortaya kan bir tutumdur. Buna karlk, bugnk nesnel akl sistem
leri, varoluun rastlantsalla ve kr talihe teslim olmaktan kanma
abalarn temsil etmektedir. Ama nesnel akln yandalar da snai ve
bilimsel gelimelerin gerisinde kalma, aslnda birer yanlsamaya
dnm anlamlara bel balama ve gerici ideolojiler yaratma tehlike
siyle kar karyadr. Tpk znel akln kaba maddecilie ynelmesi
gibi, nesnel aklda da bir romantizm eilimi grlr; nesnel akla gre
bir sistem kurma abalarnn en by olan Hegel felsefesi de, esiz
gcn, bu tehlikeyi eletirel bir biimde kavram oluuna borludur.
Kaba maddecilik olarak znel akln sinik nihilizme dmekten kan
mas imknsz gibidir; nesnel akla dayanan geleneksel evetleyici dok
trinlerin ise ideolojiyle ve yalanlarla akrabal ortadadr. Bu iki akl
kavram zihnin iki ayr ve bamsz hareket tarzn temsil etmez; ama
kartlklar, gerek bir atky dile getirir.
Felsefenin grevi birini tekine kar inat bir biimde savunmak
deil, bu ikisi arasnda karlkl bir eletirinin gelimesine yardm et
mek ve bylece gerek hayatta karmalar iin felsefe alannda hazrlk
yapmaktr. "Bugn hl ak olan tek yol, eletiri yoludur": Kant'n,

178 AKIL TUTULMASI

rasyonalist dogmatizmin nesnel akl ile ngiliz ampirizminin znel


akl arasndaki atmaya deinen bu dsturu bugn daha da geerlidir.
Zamanmzda, soyutlanm znel akl her yerde lmcl sonular
douran baarlar kazand iin de, eletiri srdrlrken znelci fel
sefenin kalntlar deil, nesnel akl ne karlmaldr: znelci felsefe
gelenei iindeki has yaptlar, bugnk ar znelleme asndan,
nesnelci ve romantik grnmektedir zaten.
Bununla birlikte, nesnel akln vurgulan, gnmzn yeniden
stlm teolojilerinin jargonuyla, bir "felsefi karar" anlamna gelmez,
gelmemelidir. nk tpk tin ve doann mutlak ikilii gibi, znel
ve nesnel akl ikilii de sadece bir grntr, zorunlu bir grn
olsa bile... ie gemitir bu iki kavram: Birinin sonucu sadece
tekinin yokluu deil, varldr da. Yanllk esi bu kavramlarn
znde deildir; yanllk, birinin tekine kar karlp mutlaklatrlmasndadr. Bu mutlaklatrma, insanlk durumunun temel bir
elikisinin rndr. Bir yanda, toplumsal bir ihtiya, doay denetim
altna alma ihtiyac, insan dncesinin yapsn ve biimlerini her za
man koullandrm ve bylece znel akl ne karmtr. Ama te
yanda, toplum, kiisel karn znelliini aan ve benliin zlemle
arad daha byk bir ey dncesini de tam olarak bastramamtr.
ki ilkenin birbirinden ayrlmas ve bu ayrlk temelinde biimsel ola
rak yeniden kurulmalar bile bir zorunluluk ve tarihsel doruluk ilke
sine yaslanmaktadr. Akl, zeletirisiyle, iki kart akl kavramnn
snrllklarn grmeli; atkl bir dnyada felsefi atky ideolojik
olarak amaya alan btn doktrinlerin de almasna katkda bulun
duu bu gediin geliimini tahlil etmelidir.
ki kavramn hem ayr olduunu hem de birbirine bal olduunu
grmek zorundayz. Sakalma, varl srdrme dncesi, znel akl
lgnla kadar srkleyen bu ilke, ayn zamanda nesnel akl ayn son
dan koruyacak olan dncedir de. Somut gereklie uygulandnda,
bunun anlam udur: Toplumun nesnel amalarnn herhangi bir tanm,
ancak znenin sakalma amacn, bireysel hayata saygy da ieriyorsa
gerekten nesnel saylabilir. Nesnel akl sistemlerinin douuna yol
aan bilinli ya da bilinsiz gd, znel akln, kendi sakalma amacna
ilikin olarak yetersiz kalnn farkedilmesiydi. Bu metafizik sistemle
rin, ksmen mitolojik bir biim iinde dile getirdikleri udur: Benliin

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 179

korunmas, sakalma, ancak birey-st bir dzende, toplumsal daya


nma iinde gerekleebilir.
Eer akl etkileyen bir hastalktan sz edilecekse, belli bir tarihsel
anda ortaya km bir "inme" gibi deil, uygarln balangcndan
beri akln doasnda varolan bir hastalk olarak anlalmaldr bu.
Akln hastal, insanlarn doaya egemen olma mcadelesinin iinde
domu olmasdr; ve "iyileme" de, en son arazlarn giderilmesine
deil, hastaln bu gerek kkeninin kavranmasna baldr. Akln
doru eletirisi, zorunlu olarak, uygarln en dipte kalm katman
larn kurcalayacak, onun en eski tarihini aratracaktr. Akln insann
kendi iindeki ve dndaki doaya boyun edirme arac haline geliin
den beri (yani, balangcndan beri) doruyu kefetme abalar da hep
boa kmtr. Bunun nedeni de doay sadece bir nesne dzeyine
drm olmas ve yalnz tanrlarda ve tinde deil, madde ve eya
kavramlar gibi nesnelemelerde de kendi izlerini grememesidir.
Bugn, toplama kamplarndan grnte en zararsz kitle-kltr olgu
larna kadar gzlerimizin nnde srp giden kolektif lgnln daha
ilk nesnelemede, dnyay bir av gibi gren ilk insann hesapl
baknda tohum halinde bulunduu sylenebilir. Paranoya, mantksal
bir yapya sahip kovalanma, avlanma, saldrya urama teorileri kuran
bu delilik tr, sadece bir akl karikatr deildir: Hedef peinde
komaktan ibaret olan her trl akln iinde biraz paranoya vardr.
Demek ki akln hastal, gnmzde belirgin hele gelmi olan sa
katlklarnn ok tesine gitmektedir. Akl ancak dnyann hastalnn
insanlar tarafndan retildiini ve yeniden-retildiini grerek, bunu
anlayarak gerekletirebilir kendini, akla uygunluunu. Byle bir
zeletiride kendine de sadk kalacaktr akl: Sadece akla borlu olduu
muz o doruluk ilkesini koruyarak ve daha yksek bir ama iin deil,
kendisi iin uygulayarak sadk kalacaktr kendine. nsan kendi akln
anlamadka, imdi kendisini de yok etmek zere olan atmay ya
ratt ve srdrd o temel sreci anlamadka, doa zerindeki ta
hakkm insan zerindeki tahakkme, insan zerindeki de doa
zerindekine dnp duracaktr. Akl ancak kendi "doalln" (yani,
hkmetme eilimini) somut olarak gerekletirmekle doadan fazla bir
ey haline gelebilir; paradoks u ki, doall salayacak olan bu
eilim, ayn zamanda onu doadan yabanclatrm olan eilimdir.

180 AKIL TUTULMASI

Yine bu ekilde, barmann, uzlamann arac olmakla, uzlamadan


daha fazla bir ey olacaktr. Bu aba iindeki yn deimeleri, ilerle
meler ve gerilemeler, felsefenin tanmnn da gelimesini yanst
maktadr.
Felsefenin kendini eletirebilmesi, birinci olarak, akl ile doa
atmasnn akut bir evreye, ykmn eiine geldiini varsayar, ikinci
olarak da, bu toptan yabanclama aamasnda, doruluk dncesine
hl ulalabileceini...
nsann dnce ve eylemlerinin son derece gelimi endstriyelizm
biimleri tarafndan zincirlenmesi, kitle kltrnn her eyi kapsayan
aygtnn etkisiyle birey dncesinin gerilemesi -bunlar, akln
zgrlemesinin nkoullarn oluturmaktadr. yilik her zaman kke
nindeki basknn izlerini tar. nsan onuru dncesi de barbarca bask
deneylerinin iinde domutur. Feodalizmin en gaddar evrelerinde, onur
kuvvetlinin bir zelliiydi. mparatorlarn ve krallarn balar evre
sinde haleler vard. Sayg bekliyor ve gryorlard. Saygda kusur
edenler cezalandrlyor, kraln nnde eilmeyenler ldrlyordu.
Bugn, kanl kkeninden kurtulmu bu birey onuru dncesi, insanca
bir toplum dzenini tanmlayan kavramlardan biridir.
Yasa, dzen, adalet ve bireysellik kavramlarnn da benzer bir evrimi
olmutur. Ortaa insan adaletten kamak iin prenslerin affna
snyor, himayesine giriyordu. Bugn biz adalet iin savayoruz; ev
rensellemi, eitlik ve balama dncelerini de ieren, dnm
bir adalet kavram bu. Asyal despotlardan, Firavunlar'dan, Yunan oli
garilerinin yneticilerinden tccar prenslere, Rnesans'n liderlerine ve
amzn faist eflerine kadar, bireyselliin deerini ne srenler,
bakalarnn bireyselliklerini ezmek pahasna kendi bireyselliklerini
gelitirme frsatn bulmu olanlardr.
Tarihte, dncelerin dar gelmeye balayan giysilerden soyunarak
kendilerini dourmu olan sistemlere saldrdklar sk sk grlmtr.
Bunun nedeni, byk lde, tinin, dilin ve zihnin btn br gr
nmlerinin evrensel bir iddia tamasdr. Her eyden nce kendi zel
karlarn korumaya niyetli egemen gruplar bile dinde, ahlakta ve bi
limde evrensel temalar vurgulamak zorundadr. Varolanla ideoloji
arasndaki eliki de byle ortaya kar; her trl tarihsel gelimenin
kams olan bir elikidir bu. Konformizm bu ikisi arasnda temelde

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 181

bir uyum olduunu varsayar ve kk baz przleri de ideolojiye


yklerken, felsefe insanlar bu elikinin bilincine varmaya yneltir.
Bir yandan, toplumu, o toplumun en yksek deerler olarak kabul
ettii dncelerin nda gzden geirir, yarglar; bir yandan da, bu
dncelerin gerekliin lekelerini, gnahlarn yansttn bilir.
Bu deerler ve dnceler, onlar ifade eden szcklerden ayrlamaz;
ve felsefenin dil konusundaki tutumu da, yukarda sylendii gibi,
onun en temel, canalc boyutlarndan biridir. Szcklerin deien
ierikleri, tonlar ve vurgulan, uygarlmzn tarihinin kaytlardr.
Dil, ezilenlerin zlemlerini ve doann aclarn yanstr; mimetik
drtye boalma imkn verir. Bu drtnn ykc eyleme deil de dilin
evrensel ortamna dnmesi, nihilist bir gizilg ieren enerjilerin
barmaya, uzlamaya abalamas anlamna gelir. Bu da felsefe ile
faizm arasnda temel ve isel bir eliki dourur. Faizm dili bir ikti
dar arac olarak, hem savata hem barta retimde ve ykmda kullan
lacak bilgiyi biriktirme yolu olarak kullanyordu. Bastrlm mimetik
eilimler yeterli dilsel anlatm imknndan yoksun braklmt ve tm
muhalefeti ezme arac olarak kullanlyordu. Felsefe, dilin gerek
mimetik ilevini, doal eilimleri yanstma grevini yerine getirme
sine hizmet ederek, insann korkularn yattrmasna yardm eder.
Felsefe, duygu ve tutkular dil araclyla yanstmak ve bylece
yaant ve bellek alanna geirmek asndan sanattan farkl deildir.
Kendini tinsel dnyada yanstma frsat verilen doa, kendi imgesini
seyretmekle belli bir dinginlik kazanr. Her trl kltrn, zellikle de
mziin ve plastik sanatlarn merkezinde bu sre yatar. Felsefe,
btn bilgi ve sezgilerimizi, her eyin doru ve uygun adyla anld
dilsel bir sistem iinde btnletirmeye ynelik bilinli bir abadr. Ne
var ki, bu adlar, birbirinden kopuk, tek tek szck ve cmlelerde deil
(bu Dou tarikatlarnn izledii yntemdir ve bugn de insanlarn ve
nesnelerin vaftiz edilmesiyle ilgili Incil'den alnm birtakm yklerde
izleri grlmektedir), felsefi doruluu gelitirmek iin yaplan srekli
teorik almada bulmay amalar.
Adna layk her felsefenin yapsnda varolan bu felsefi doruluk kav
ram (adn ve eyin birbirine uygunluu), dncenin, biimsel akln
cesaret krc ve sakatlayc etkilerini amasn deilse bile, bunlara
dayanmasn salar. Platonizm gibi klasik nesnel akl sistemleri,

182 AKIL TUTULMASI

amansz bir evren dzenini ycelttikleri ve bu yzden de mitolojik ol


duklar iin geersiz grnrler. Ama doruluun dil ile gereklik ara
sndaki uygunluk olduu dncesini koruyan da pozitivizm deil, bu
sistemlerdir. Bununla birlikte, bu sistemlerin kurucular, bu uygun
luu ebedi, deimez sistemlerin iinde gerekletirebileceklerini san
yorlard ve bu bir yanlgyd; toplumsal adaletsizlik iinde yaayanlarn
doru bir ontoloji kuramayacan gremiyorlard. Tarih, buna ynelik
btn giriimlerin yanlsamaya dayandn gstermitir.
Geleneksel felsefenin ana esi olan ontoloji, bilimden farkl ola
rak, eylerin zn, tzn ve biimini, akln kendi iinde bulun
duunu sand baz evrensel idelerden karlamaz. Bir eyin daha so
yut niteliklerinin esas olduunu dnmek iin bir neden yoktur. On
tolojinin bu temel zayfln belki de en iyi anlayan filozof, Nietzsche'dir.
Filozoflarn teki saplants da daha tehlikesiz deildir; sonla ilki
birbirine kartrma saplantsdr bu. En son ortaya kan... "en
yksek kavram", yani en genel, en bo olan, buharlamakta
olan gerekliin en sonuncu puslu grntsn balang olarak
baa alr filozoflar. Bu da onlarn kutsal sayglarn dile getirme
tarzlarndan baka birey deildir: En yksek olan, en alak olann
iinden domu olamaz, hibir yerden domu olamaz, aslnda
domu olamaz... Bylece o mthi kavrama, "Tanr" kavram
larna varrlar. En son, en hafiflemi, en bo eyin ilk olduu,
mutlak neden olduu varsaylr. nsanla bakn ki, rmcek a
rmekten baka birey yapmayan bu hasta kafalarn hastalklarn
ciddiye almtr ve olduka pahalya demitir bunu.8
Neden mantksal olarak nce gelene ya da daha genel olana ontolojik ncelik verilmitir? Genellik dzeylerine gre sralanan kavramlar,
doann kendi yapsn deil, insann doa zerindeki tahakkmn
yanstr. Platon ya da Aristoteles, kavramlar mantksal nceliklerine
gre dzenlerken, aslnda bunlar eylerin gizli zelliklerinden deil,
iktidar ilikilerinden tretiyorlard, farknda olmadan. Platon'un "byk
varlk zinciri" ile ilgili dncelerinde, Olimpus'un siyasal dzenini ve
8. "The Twilight of the Idols", Complete Works of Friedrich Nietzsche, (der. Oscar
Levy) New York 1925, s. 19.

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 183

aslnda da site'nin toplumsal gerekliini grmemek mmkn deildir.


Mantksal olarak nce gelen, bir eyin zne, merkezine, zamansal ola
rak nce gelenden daha yakn saylamaz; byle bir ncelii doann ya
da insann zyle bir tutmak, insanlar o kaba, ham duruma, iktidar
gdsnn onlar gerek hayatta indirgemeye yneldii o ham duruma,
basit "varlklar" dzeyine indirgemek demektir. Ontolojiye kar temel
itirazmz udur: nsann tefekkre dalarak kendinde bulduu ilkeler,
bulmaya alt kurtarc dorular toplumun ya da evrenin dorular
olamaz, nk bunlarn ikisi de insann suretinde yaratlmamtr. Fel
sefi ontolojinin ideolojiklemesi kanlmazdr, nk insanla doa
arasndaki ayrl gizlemeye, bir yalan olduu her gn yoksullarn,
aresizlerin lklaryla aa kan bir teorik uyumu savunmaya
almaktadr.
Uygarln adalet, eitlik, zgrlk gibi byk idealleri ne kadar
arptlm olursa olsun, doa, kendine uygulanan eziyete bu kavram
larla kar kmaktadr. Doann protestosunun sistemli tutanaklarn
sadece bu kavramlarda bulabiliriz. Felsefe bunlara kar iki ynl bir
tutum almaldr. Bu dncelerin nihai ve sonsuz dorular olduu iddi
asn reddetmelidir. Herhangi bir metafizik sistem bu tutanaklar mut
lak ya da ebedi ilkeler olarak sunduu anda, bunlarn tarihsel greceliini
de ele vermi olur. Felsefe, sonlunun sonsuz dzeyine ykseltilmesine
kar kar: Sadece ulus, nder, baar ya da para gibi kaba siyasal ve
ekonomik putlarn deil, kiilik, mutluluk, gzellik, hatta zgrlk
gibi ahlaki ve estetik deerlerin de bamsz mutlaklar olarak
yceltilmesine kar kar. Temel kltrel kavramlarda bir doruluk
pay olduu kabul edilmeli ve felsefe bu kavramlarla iinden ktklar
toplumsal ereveyi karlatrmal, lmelidir. Felsefe, dncelerle
gereklik arasnda alan uuruma da kar kar: varolann somut, ta
rihsel durumunun karsna yine varolann iinden km kavramsal
ilkeleri karr. Bunu yaparken amac, ikisi arasndaki ilikiyi eletir
mek ve bylece ikisini de amaktr. Felsefeye pozitif niteliini ka
zandran da bu iki negatif ilemdir, bunlarn karlkl etkisidir.
Yadsma, felsefede ok nemli bir rol oynar. ki ulu bir yadsmadr
bu: Varolan ideolojinin mutlak iddialarnn yadsnmas, ayn zaman
da gerekliin yzszlnn ve utanmazlnn yadsnmas. Yadsmaya
nemli bir yer veren bir felsefe, kukuculukla kartrlmamaldr.

184 AKIL TUTULMASI

Kukuculuk, yadsmay biimsel ve soyut bir ekilde kullanr. Felsefe


ise varolan deerleri ciddiye alr ama bunlarn, kendi greceliklerini de
ortaya koyan bir teorik btnn paralar olmasnda diretir. Bugnk
koullarda zne ile nesnenin, sz ile eyin btnlemesi mmkn ol
mad iin, yadsma ilkesi, sahte mutlaklarn ykntlar arasndan g
reli dorular kurtarmaya yneltmektedir bizi. Kukucu ve pozitivist
felsefe okullar, genel kavramlarda kurtarmaya deer hibir anlam bul
mazlar. Ama kendi ksmiliklerini de gremedikleri iin, zmsz
elikilere derler. te yanda, nesnel idealizm ve rasyonalizm, genel
kavram ve normlarn tarihsel kken ve geliimlerini unutarak, ebedi
anlamlarn vurgularlar. ki okul da kendi tezinden ayn lde emindir
ve dnceyi yolun herhangi bir noktasnda keyfi olarak durdurmayan bir
felsefi teorinin ayrlmaz bir boyutu olan yadsma yntemine dmandr.
Burada, bir yanl anlamaya kar bir erken uyar gereklidir. Felsefi
dncenin z ya da pozitif yn, varolan kltrn negatifiiinin ya
da greceliinin anlalmasnda kendini gsterir, demitik. Ama bunun
bilinmesi, kendi bana, bu tarihsel durumun almas iin yeterli
deildir. Byle olabileceini dnmek, gerek felsefeyi tarihin idealist
yorumuyla kartrmak ve diyalektik teorinin canalc noktasn, idealle
gerek arasndaki, teori ile pratik arasndaki temel farkll gzden
karmak olur. Ne kadar derin olursa olsun akln gereklemeyle idea
list biimde zdeletirilmesi (bununla tin ve doann bartrlmas
amalanmaktadr) egoyu yceltirken, onu d dnyadan kopararak kendi
ieriinden de yoksun brakr. Nihai kurtulu iin yalnzca isel bir
srece bel balayan felsefeler, sonunda bo ideolojilere dnr. Daha
nce de sylendii gibi, Hellenistik ada katksz iselliin yceltil
mesi, toplumun iktidar merkezleri arasnda kanl bir didimenin srp
gittii bir ormana dnmesine frsat vermi, bu da isel ilkenin
gvenlii iin zorunlu olan maddi koullarn tahrip edilmesine yol
amtr.
yleyse, insann kendini gerekletirmesinin tek yolu aktivizm
midir, zellikle de siyasal aktivizm? Kolayca ileri sremeyiz bunu.
amzda insanlar eyleme ynelten yeterince uyarm vardr. Felsefe,
en iyi ama iin bile olsa, propagandaya dntrlmemelidir. Dnya
mzda gereinden fazla propaganda vardr bugn. Dilin propagandann
tesinde hibir ey sylemedii ve amalamad varsaylmaktadr

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 185

artk. Bu kitabn baz okurlar bunun da propagandaya kar bir propa


ganda olduunu ve kitapta geen btn szcklerin bir ima, bir slo
gan, ya da bir talimat olduunu dnebilirler. Felsefe, komut verme
kle ilgilenmez. Gnmzde dnsel ortam yle bulanmtr ki, bir
nceki cmlede yer alan dnceyi bile herhangi bir emre boyun
ememe yolunda aptalca bir neri olarak hatta hayatmz koruyabile
cek bir neri olarak yorumlayanlar kabilecektir; daha da tesi, ko
mutlara kar bir komut olarak bile grlebilecektir bu. Felsefeden ya
rarlanlmas dnlyorsa, ilk yaplmas gereken bu durumu dzelt
mektir. Derin dnce iin gerekli olan younlam enerjiler, aktivist
ya da aktivist olmayan programlara uygulanarak vaktinden nce
tketilmemelidir.
Bugn, en parlak dnrler bile dnmeyi planlamayla kartr
maktadrlar. Toplumsal adaletsizlik ve din klna brnm ikiyzl
lk karsnda dehete kaplan bu insanlar, ideolojiyi gereklikle
birletirmek, ya da kendi deyimleriyle sylersek, mhendis akln dine
uygulayarak gereklii isteklerimize uydurmaya almaktadrlar. Tpk
August Comte gibi, yeni bir toplumsal itikad yaratmak istemektedir
ler. "Eer Amerikan kltr, onu yaayan insanlarn kiiliinde ya
ratcln ortaya koyacaksa, halk kitlesinin en derin kiilik ihtiyalar
asndan anlaml olan, zengin arml baz ortak amalar kefetmeli ve kendi yaps iinde bir yer vermelidir" diyor Robert Lynd ve
yle devam ediyor: "Sylemek bile fazla, byle bir sistemin ileyii
iinde teolojiye, eskatalojiye ve geleneksel Hristiyanln teki bili
nen elerine bir yer verilmesi gerekmez. Byle ortak ballklarn
ieriinin ve ifade biimlerinin aratrlmasna yardm etmek, insani
deerleri kendi verilerinin bir paras olarak gren bir bilim sorumlu
luudur. Yardm elini uzatmayan bilim, ortada baka hibir ey grn
medii iin eskimi dinsel biimleri srdren insanlarla ibirlii
yapyor demektir."9
Lynd'in dine bak, sosyal bilime bakndan farksz grnmekte
dir; sosyal bilim, Lynd'e gre, "yaama mcadelesi iindeki insanlara
hizmet ettii lde ayakta kalacaktr."10 Bylece din de pragmatiklemektedir.
9. Knowledge for What, Princeton 1939, s. 239.
10.A.g.y., s. 177.

186 AKIL TUTULMASI

Bu tr dnrler gerekten ilerici bir dnce yapsna sahip olduk


lar halde, sorunun zn grememektedirler. Yeni toplumsal itikadlar
Hristiyanl diriltmeye ynelik hareketlerden bile daha bo, daha
sonusuzdur. Geleneksel biimiyle ya da ilerici bir toplumsal inan ola
rak din, byk kitleler tarafndan deilse bile kendi yetkili szcleri ta
rafndan bir ara olarak grlmektedir. Din, eski statsn, bugnn
ya da gelecein insan topluluuyla, devletle ya da nderle ilgili yeni
inanlar yaratmakla kazanamaz. letmeye alt doruluk, pragmatik
amalan yznden zayf dmtr. nsanlar bir kez dinsel umut ve
umutsuzluktan "derin kiilik ihtiyalar", duygusal olarak zengin ortak
duyarlklar ya da bilimsel olarak snanm insani deerler eklinde sz
etmeye baladklarnda, din onlar iin anlamszlam demektir.
Hobbes'un dinsel doktrinlerin bir hap gibi yutulmas nerisi bile fay
daszdr bu durumda. Reete dili, tavsiye edilen eyi deersizletirmekte,
ldrmektedir.
Gelecekte barbarlk eiliminin mi yoksa hmanist eilimin mi kaza
nacana felsefi teori kendi bana karar veremez. Yine de, belli
dnemlerde mutlaklaarak gereklie hkmetmi ve tarih iinde geri
plana atlm baz imge ve dncelerin (rnein, burjuva ana
hkmetmi olan birey dncesinin) hakkn vererek felsefe de tarihte,
deyim yerindeyse, bir dzeltici roln oynayabilir. Bylece gemiin
ideolojik aamalar da sadece budalalk ve sahtelik olarak grlmekten
kurtulur (bu, Fransz Aydnlanma hareketinin ortaa dncesi
hakknda verdii hkmdr). Eski inanlarn sosyolojik aklamalar,
bunlarn felsefi olarak mahkm edilmesinden farkl olmaldr. Eski ide
olojiler, bu yaklama gre, kendi ortamlarnda sahip olduklar gc
yitirmi de olsalar, insanln bugnk durumuna k tutabilirler. Fel
sefe, bu ileviyle, insanln bellei ve vicdan olacak ve insann ge
leceinin tmarhanede yneticilerce dzenlenen "elence" saatlerine
benzememesini salayacaktr.
Bugn, topyaya giden yolda en byk engel, toplumsal iktidar
makinesinin ezici arl ile atomlam kitlelerin gszl
arasndaki oranszlktr. Geri kalan herey her yere sinmi ikiyz
llk, sahte teorilerle beslenen inan, speklatif dncenin gerileme
si, iradenin sakatlanmas ya da korkunun basksyla sonusuz faaliyet
ler iinde dalp gitmesi bu oranszln belirtileridir. Eer felsefe

FELSEFE KAVRAMI ZERNE 187

insanlarn bu hastalklar tanmasna yardmc olursa, insanla byk


bir hizmette bulunmu olacaktr. Yadsma yntemi, yani insanl sa
katlayan ve zgrce gelimesini nleyen hereyin reddedilmesi, insana
inanmaya baldr. Szm ona "yapc" felsefelerin bu inantan yok
sun olduu ve bu yzden de kltrel amazla hesaplaamadklar grl
mektedir. Onlara gre, eylem, ebedi yazgmzn gerekletirilmesidir.
Bilim, doadaki bilinmeyen karsnda duyduumuz korkuyu yenme
mizi salamtr: Artk kendi rnmz olan toplumsal basklarn esi
riyiz. Bamsz davranmaya arldmzda, dzenlerden, sistemlerden,
otoritelerden yardm bekliyoruz. Eer aydnlanma ve dnsel ilerleme
den anladmz insann uursuz glerle, cinler ve perilerle, deimez
yazgyla ilgili bo inanlardan kurtulmasysa, ksaca korkudan kurtul
masysa, o zaman bugn akl denilen eyin yadsnmas da akln yapa
bilecei en byk hizmet olur.

You might also like