Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 119

BRNC BLM

Bitkiler
1
Sevgi dolu gevezelik
Bu i hep byle son bulurdu: Hayatn pek gzel olduunu dnd iin
glmsyordu Ze Oroco. Bu nedenle krek ylesine tatl bir plof-plof sesi
kard ki, nehrin suyu neredeyse mzie dnt ve kayk, uarcasna,
gevek gevek kayd.
Ilk ve gten dmekte olan gne, bulutlarn ardna gizleniyor, akam
birlikte srkleyerek alalmaya balyordu. Nehrin kysnda, beyaz
kumsaln zerinde, bir jaribu,1 sonu gelmeyen suskunluunu srdrmekteydi. Bir
noktadan brne yryor, sonra uzun ayaklarnn zerinde yarm ark
ediyor, balang noktasna dnyordu. Yerdeyken irkin ve bostan
korkuluu gibiydi, utuunda inceliine eriecek yoktu.
Hafif ve serin-souk bir rzgr kt, adamn plak gsnde bir rperti
gezdirdi. Ama bu da iyiydi; byk yaz souunun habercisiydi.
Ze Oroco azn daha da yayarak gld. Atein evresinde geen geceleri,
kuru odunlar zerinde uuan alevlerin kzl dillerini, orackta hemen
yakndaki o saysz yldzlar, gvdeleri kavurucu gnete yorgun dm,
yumuack battaniyelerin altna gmlm, geceyi kaplayan souktan
korunmaya alarak uykuya dalan insanlarn konumalarm dnyordu.
Nisan aynn sonu yaklamaktayd. Gelecek yldan nce byk yamurlar
yamazd ardk. Belki birka hafif saanak daha derdi. Belki bir gn
srecek bir yamur bastrverirdi, ama daha uzun srme olasl yoktu.
1

Jariu: Leylek trnde bir ku.

"Hem de uyurum. Konuuruz."


"Tamam. Epey oluyor konumayal."
"Vaftiz olun, Canari Sariua koca adam oldu."
Andedura, iri-yar olunu hatrlaynca glmsedi. Bir an, evinde olma isteini
duydu.
"Sana ham ekerle bir olta inesi vereceim, ona gtrrsn. Olur mu?"
"Tabii."
Ufak bir ate yakmak ve balklar piirmek iin, Andedura kumsalda al rp
toplamaya kt.
O gnden bu yana, gndr, Ze Oroco akntya kar nehirde krek sallayp
duruyordu. gn sonra da, Sao Felix'i yirmi be kilometre kadar anca rio
das Mortes'in1 azn geecek ve ertesi sabah gn rken Pedra'ya varacakt.
Dncelere dalp giden Ze Oroco, birden, serseri ve hzl gecenin yaklamakta
olduunu fark etti. Kupkuru, sivrisinekleri uzaklatran akam melteminin
yalad bir kumsal bulmas gerekiyordu.
Ze Oroco onu dnd ve dargnlklarna son vermeyi kararlatrd. ki gndr
surat ediyordu, kendisiyle konumuyordu. Hep barmay en son isteyen o
olduundan, ncelii kendisinin elden brakmamas gerekliydi.
"Ge oluyor, bir yere yanamalyz, deil mi?"
Sessizlik. Yant yok. Ze Oroco steledi:

"uradaki kumsal houna gidiyor mu?"


O yantlamak ltfunda bulundu:
"Xengo-delengo-tengo. Fark etmez."
Ze Oroco ya sabr ekti. Bard:
"Credo!2 u sralar yle huysuzlatn ki! Olur olmaz eyden nem kapyorsun. Seninle
konuuyorum da duymazlktan geliyorsun..."
Rio das Mortes: Mortes rma.
Credo: Pes! Vay canna.

1
2

"Xengo-delengo-tengo. Yine ben, deil mi? Hep su bende. Tartyorsun,


sinirleniyorsun, sonra da barp arp benim haksz olduumu sylyorsun."
Byle durumlarda, iin daha da ktye gitmesini istemiyorsa onaylamak ve bir bahane bulmak
uygun derdi.
"u doktor olayna sinirlendim de..."
"Xengo-delengo-tengo. yleyse deimen gerek. u kumsala yanaalm desem,
sen, ala krek gidiyor ve br kyya yanayorsun. Hep cann ne ekerse
onu yapyorsun..."
"Dikkat edeceime sz veriyorum."
Sustular. Hava kararyordu. Nehrin kys neredeyse grnmez olmutu;
kumsaln beyaz yitiyor, yitiyordu...
Ze Oroco ks ks gld. Beriki yumuuyordu:
"Sence uraya yanasak daha m iyi olur?"
"Xengo-delengo-tengo. krek daha salla, esiz bir yer oras."
Bunun zerine, Ze Oroco, sesine Brezilya'nn btn eker deirmenlerinin tatlln
katt:
"Xengo-delengo-tengo. Seviyorum seni. Ya sen?"
"Sana tapyorum."
"Xengo-delengo-tengo. Yalan sylyorsun."
"Yemin etmemi ister misin? Peki. Assisi'li Aziz Francesco'nun be yaras zerine yemin
ederim."
"Xengo-delengo-tengo. Assisi'li Aziz Francesco'nun drt yaras vard."
"Be yaras vard. Biri byk, yreinde, kimsenin gremedii. Ne haber?"
"Xengo-delengo-tengo. yleyse sorun yok. Sa... sana inanyorum."
Ze Oroco iini ekti, rahatlamt. Gkyznde Caraja'larn byk yldz Taina-kan,
koca parltsnn evresinde buzdan bir kk hle oluturuyordu.

2
Sradan bir adamn yks
Odun atarak atei canlandrmak ya da eri br demir kazanda kaynayan youn
orbay kartrmak iin ocaa her eiliinde perem perem gzlerine den
salarn geriye att Madrinha Flor. Btn bir hayat boyu byle olmutu.
Ellerini geni eteine silip ocaktan uzaklamay, baardnda da, bir glck
datmak ya da dosta bir sz sylemek iin yapard bunu. Bir iyilik srgn
yeermiti ruhunda. Byle anlarda ylesine dalgnd ki aklna eseni sylerdi:
Szsz bir ark ya da hi anlam olmayan szler.
Bu yzden, Chico do Adeus'un, hi dikkat etmedii yamurdan iyice slanan apkasn
silkeleyerek ieri girdiini grmedi:
"Rezillik bu yamur..."
Madrinha Flor, geri dnd ve glmsedi. Rio Araguaia'ya yaan, mat youn perdeye
bakt. ini ekti ve yeniden glmsemeye koyuldu.
"Kapa eneni, Chico. Gz ap kapayana kadar geecek iyi yrekli kk bir
yamur bu."
"Geer, geer de... Bu uursuz, Brejao'dan kal beri iliklerime iliyor."
"Srk gibi koca adam kck tatl bir yamurdan yaknyor! Dn biraz,
efendi, msra boy verenin yamur olduunu."
1

Rio: Irmak.

Kapya yasland ye diken diken olmu nehire boalan sudan duvara bakt.
br kyda incecik bir kayk hzla akp gidiyordu. Bir caraja Kzlderilisiydi
belki de bu. Bir Beyaz da olabilirdi. Nehir ne kadar da gzeldi! Hele aalar,
yamur kesildiinde, nemli yapraklaryla her zamankinden gzel olacaklard.
Her ey gzeldi Madrinha Flor iin. Yllar oluyordu bu yere geli; buraya
yerlemiti. Maranhao'nun usuz bucaksz derinliklerinden gelmiti. Houna
gitmiti buras. Kalmt. Kimse, ne pahasna olursa olsun, onu bu toprak
parasndan skp atamazd. Geen yllar gzlerinin nne ayn eyleri
getiriyordu... Yamurdu, ateli hastalklard ve sivrisineklerdi bunlar. Souk

bastryordu, yldzl geceler, kulbenin ocanda ate... ve her keresinde yeni


bir tlsml gzellikti bu. Ama uzun zaman oluyordu, ok uzun. Piirdiklerini
yemek isteyen katrclar, sr obanlarm doyurmaktan, elleri anmt. O
kadar.
Ocaa doru dnd ve yeniden glmsedi. Hayat, Chico do Adeus'un
hayatnn tam tersiydi. Onda yerinden kmldamadan yolculuk etme tutkusu
vard. Buruuk, lekeli, iinde usuz bucaksz yeryznn resimleri bulunan
eski bir dergi buldu mu, o yerin adn hecelemek ve yreinde bir yolculuk
rotas 'dlemek iin gzlerini drt aard adam. Yal srtma. Bu yoldan
Copacabana plajlarn, Buenos Aires'i, Gney Fransa kylarn, Alabama'y
gezmiti... Ama gitmi olduu en uzak yer Cap-Verde'ydi. Bu ad ok.gzel
bulduu iindi kukusuz, nk, kendi corafyasnn karmak yollarnda bir
dergide tersinden syleyerek okuduu garip bir ad bile, subway, esiz.bir lkeydi.
Hele lgnca dncelerinden vazgeirmeye alsnlar... hemen, dvmeye
hazr, ban kapar ve herkesi hadm edeceini syleyerek gzda verirdi!
Frsatn bulunca da dnya grn aklard. Deniz, varolmayan bir eydi.
Yeryzn paralara blen nehirlerden baka ey yoktu. Pek ok nehir
olduunu biliyordu, ama deniz...
Byle bir samal da nereden bulup karmlard? Tuz dolu, koca bir su
ukuru ha? Ahmak olmak gerekirdi byle bir eye inanmak iin. Nasl olurdu
ki? Denizin zerine hi yamur yamaz myd? Yamur yad m da nasl
eritmezdi tuzu? Yamur yamyorsa, nasl hep su dolu olurdu deniz,
anlattklar gibi. Denizin, balklarn szn ettii Amazon gibi byk
nehirlerden biri olmas gerektii ak seik ortadayd. Ama Cap-Verde'yi,
Subway'i evreleyen deniz masallar anlatmasnlard kendisine, stne stlk,
gnahlar boyunlarna, tuzlu suyla dolu denizi...
Ama iyi yrekli olmaya iyi yrekli adamd dorusu!.. in kts, tatan da kaln
kafasna ramen bulunduu yerden bir kar teye kmldamay
baaramamasyd. Madrinha Flor da herkes gibi Chico do Adeus'un yz. elli
kilometrelik bir evreyi tandn biliyordu: Kuzeyde, gneyde, douda,
batda. Bunun dnda, kala kala o dlerine elveda deme tutkusu kalyordu;
Byle byle Chico do Adeus olmutu o. iyiydi de bu, nk baka ad yoktu.
Rzgrn srkledii tohum gibi kmt ortaya; ufack boyu, kocaman
karnyla. Orada kalm, bym, her ii yapmt, bir erkek olmutu, hep
byk bir yolculuk yapmay umduundan hi evlenmemiti; byk iftlikler
hesabna srtmalk etmi, topra ilemiti; hayat boyunca krek sallam,'
lasso savurmutu. Kesinden ayrlmadan dleriyle vedalamay srdrerek beyaz
salar edinmiti.
Chico do Adeus'un krk dkk ahra gitmek zere kulbeden ktm grnce,
Madrinha Flor glmsedi. Yamur nehrin zerine boalyordu. Kutsanm
yamur! Ama Chico do Adeus iyi adamd. Doktor geldii gn herkesi arm,
herkes de birbirinden beter hastaln ortaya dkmt. stne stlk,
herkes basma gelen felaketleri anlatmak iin gz yaartc, acnacak bir yol
bulmutu... Sra Chico do Adeus'a geldiinde, apkasn karp sa elini
bann zerine koymutu, pek tedirgindi, nk hibir hastalk ektii yoktu.
Hi dii armamt, kafas da bana dert olmayacak kadar kalnd. Asl
garibi, doktor fiini hazrlamak istediinde ortaya kmt:
"Adnz?"

"Chico do Adeus."
"Chico do Adeus ne?"
"Adeus do Adeus! Tanr'ya emanet, o kadar!"
Doktor yuvarlak ban kamt. Ne kadar bykt ve bilinmeyenlerle
doluydu Brezilya!"
"Ya?"
"Bilmem, baym..."
" aa be yukar?"
Chico do Adeus, parlak zeksn ortaya koymak istemiti. Ama zeks kellesinin
ta andran sertliine toslam ve ak seik salakl kvermiti ortaya.
" aa be yukar yam olmad hi, doktor."
Millet byk altndan glmt, ama doktor ciddi grnn deitirmemi,
kimse de istifini bozmamt.
"Bir derdiniz var m?"
"Hayr, baym..."
"Ateli hastalk geirdiniz mi?"
"Hayr, baym..."
"Ba ars, karn ars? Zhrevi hastalklar geirdiniz mi?"
"Hayr, baym..."
"Demek hi derdiniz yok? Hi hastalanmadnz m?"
"Yani, doktor, drt yl oluyor, bay Climero de Zuza hesabna nehrin br
yakasnda bala kmtm, Amargozinho denen yerde, ama sanrm orann
bir ad daha var, bir ey oldum stnze afiyet... syleyebilir miyim doktor?" ,

"Ben doktorum. Bu i iin burdaym. Syleyin."


"stnze afiyet, bir karn ars... Sanrm timsah kuyruu ve i muz orbasna
koyduum krmzbiber neden oldu buna..."
Doktor kendini g tuttu.

"Peki. Ya imdi... bir ey duyuyor musunuz?"


Brejao'lu Bastiana, dayanamad:
"Doktor, bu ahmakla vaktinizi boa harcyorsunuz. Onun gibi bir hayvan,
hastal bile korkutur."
Chico do Adeus, patlad:
"Biliyor musunuz, doktor? Asl beni korkutan u kar. u bir trl erkek bulamayan, u
kar sesli rezilin peimden komas talihsizlik deil de nedir? Ne zaman
hayvanlar suya indirsem, La Matroca boaznda kyya oturur, bacaklar
yukarda, etek alm, hava basar, canmn bir ey ekebileceini dnr.
Ama bana gelmez byle eyler, kan ksm efendi olmal, te kyda htrlan
kabaklar gibi deil..."
"Kapa eneni, byc! Doktor, una iyice bakn, sanrm piranha'larl eyinin yarsn
kapp gtrm."
Bastiana glmekten kpkrmz kesilmiti.
Doktor edepli havay geri getirmek iin serte konutu:
"Susun. alabilmek iin sessizlie ihtiyacm var."
Chico do Adeus doktorun nndeydi, saygl ve imdiden olup biteni unutmutu.
"Demek bir ey duymuyorsunuz?"
"Duyuyorum, baym, kkten beri bir ey duyuyorum."

"Syleyin."
"Yolculuk etme istei."
"Hastalk deil bu."
"Hi duymadnz iin..."
"Hadi, hadi, Tanr akna, ben acdan sz ediyorum, gerek acdan."
"Ha, o ynden bir derdim yok, koruyucum aziz Antonho de Catingereba sayesinde, kazan
gt gibi kara olan tek gerek kk zz Antonho sayesinde. Ondan sz edildiini
iittiniz mi, doktor?"
' Piranha ya da pirana: ok yrtc, obur bir balk tr.

"Dostum, bir ey duymuyorsanz neden bana bavurdunuz?"


"Size ba ma vurmadm, doktor. Sizin herkese bakmak istediinizi
sylediler."
Yamur nehrin dirseinde yitip gitmiti. Gne yeniden burnunun ucunu
gsterdi. Madrinha Flor, kulbenin br yanna bakt. Doktor en yeni hamann
zerinde uyuyordu, ziyaretler iin kulland hamakta. Ve horluyordu...
Uzun uzun horultular. Aya sallanyor, dzenli olarak kulbenin kiriine
deiyordu. u lanet olasca uyku, gneten gelmeliydi. Doktor bu gnee
alkn deildi; ylesine beyazd, teni o denli narin ve solgundu ki, imdi
yakc gne altnda kararmt. Madrinha Flor da bir trl doktoru
anlayamyordu. Leopoldina'dan nehir yoluyla geldiini sylyordu doktor.
Buras da son dura olacakt. Bir hafta sonra dn yolunu tutmas
gerekiyordu. Asl kts, gelecek yl sonucu grmek iin geri geleceiydi.
Bu kez daha aa inecek, baka aratrmalar yapacak, baka hastalara
bakacakt... Ah, u zengin insanlar gerekten gariptiler!.. Burada olduuna
gre neden nehir yoluyla Belem'e kadar gitmiyordu? Zaman olmadn
sylyordu... Ama... Bu Madrinha Flor'u niye ilgilendir sindi? Bu doktoru
ilgilendirirdi... Doktorun, evine dnmek istediini anlyordu Madrinha Flor.
Evine dnmek, evet buydu doktorun istedii!.. Karsna ve ocuklarna
kavumak. antasnda, incecik, ak renk salar yaplm, bir sr mini
minnack, hepsi de yepyeni pabulu ve giysili, tertemiz kokan kz ve olan
ocuuyla evrili bir kadn fotoraf vard.
Madrinha Flor, kahveyi stmaya koyuldu. Doktora seslenmesi, ona kahve
vermesi, saatin neredeyse drt olduunu sylemesi gerekiyordu; gidip ne
yapacaksa yapsnd, yoksa akam gzne uyku girmeyecek, durmadan
gevezelik edip duracakt. Sonu gelmeyen bir tatava olacakt bu.

ou kez anlamad eyler sylyordu. Madrinha Flor'un gzleri uykudan


yanyor, hamaa uzanmak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu; ama doktor
,bunu fark etmiyordu bile. Konuuyor babam konuuyordu... Ertesi gn
erkenden, daha gn madan Madrinha Flor'un horozlar uyandrmas,
tavuklar yoklamas, yumurtlamak zere olanlar anlayp bir yere kapamas
-yoksa hayvanlar aktaki yumurtalar yiyorlard- gerektiini unutuyordu.
Kahve ibrii ilk buhar dumann koyverdi. Eski kupay ald, bir yandan
dnrken bir yandan da doldurdu: "Gelen teknelerden birinin yeni mutfak

eyas getirmeyii ok yazk. Sk sk smarladm, ama insann mangr olmad


m eyalarn yenilemesi kolay deil. imdi altn yaldzl resimlerle ssl bir
tabak takmm olsayd, doktora, bylesine kibar bir adama, eri br bir
kupayla kahve vermek zorunda kalmazdm..." Kendini avuttu. Dorusu doktor,
burada, Araguaia sertao'sunun derinliklerinde, Bananai adasnn gbeinde, kentin
lksn ve bir otelin salad rahatl bulamayacan biliyordu. Hamaa
doru ilerledi. pi tutup sarst. Sesi ok tatllat:
"Doktor, birazck kahve."
Adam, evresindekileri ilk kez gryormuasna gzlerini ap esnedi. Kpkrmz
gzkapaklar tembellik ve geveklik doluydu. Elini n ak olan gmleinden
ieri kaydrd, beyaz ve kll gsn kad.
"Yoksa bir sumak kaynatmam m isterdiniz?"
"Hayr, Madrinha Flor. Kahve daha iyi. Ayltyor."
Az ekerli ve stlm, kahveyi ufak yudumlarla iti.
"Adam geliyor mu?"
"Ze Oroco mu? Andedura onu bulup sylediyse^ gelmesi gerekiyor. u saatte, rio das
Mortes zerindeki Piqui'ye yaklam olmal... Yzmek istemez miydiniz, doktor?"
"yi dndn. K arr msnz?"
Sertao: Brezilya'nn kra, orak kuzeydou blgesi.

Madrinha Flor kapya yaklat, dnyann br ucuna sesleniyormuasna nehre


doru bard: "Giribel! Ho! Ho! Giribel!"
Gz ap kapayana dek ocuk grnd; kydan koarak geldi. Dileri plajn
kumlar gibi beyaz iki dizi oluturuyordu. Bir elinde oltasnn kamn
tutuyordu, brnde de yaama dileiyle hl debelenmekte olan bir salkm
krmz piranha'y.
"Geldim Madrinha."
"Kay hazrla, doktoru br yakadaki ak renk kumsala gtr de yzsn."
Doktor, hl inat bir sisi andran havann getirdii o byk uyuukluun
kalntsn silkeleyerek beyaz hamakta oturuyordu. i gzleri yava yava
Madrinha Flor'un bacaklarna doru kalkt. Bunlarn gl, gzel bacaklar
olduunu kefetti ve ilk kez kadnn gen olmas gerektiinin farkna vard.
Gzlerini biraz daha kaldrd ve kaba bir etekliin sard yuvarlak kalalar
inceledi. Belli belirsiz tedirgin edici, ama ayn zamanda da ho bir istek duydu
iinde...
Kadn dnd:
"Giribel kay getirmeye gitti. Geliyor."
Doktorun gzleri, karsndakine sezdirmeden, geri kalan inceledi. Madrinha Flor
kupay ald ve ocaa doru yneldi.
Bunun zerine adam gerinerek ayaa kalkt. antasn at, sabunla havluyu
kard. Bir daha kemiklerini atrdatarak gerindi. Kapya yasland ve gzleri
rahatsz eden nehre bakt; o denli glyd nehrin parlakl. Yeniden ieri
girdi. Boynundan aa ince bir su akyor, gsnn nemliliinde yitiyor,
toplanyor ve gmleinin iine szyordu.
"Adam hakknda daha ok ey renmek isterdim. Ad neydi? Ze ne?"
"Ze Oroco."

Atein zerinde bir ey tatl tatl czrdad ve kabaran yan gl kokusu duyuldu.
"Nasl geldi buraya?"
"ok oluyor. Ben o sra genceciktim. O da. Pedra'nn orada ev mev yoktu daha.
Btn hatrladm, hznl bir adamn gelii. Kentli olduu syleniyordu.
Buraya yerleti. Nehrin zerindeki birok yerde oturdu, ama sonunda bu : ray
seti. imdiye kadar, her yl, kentten kendisine gnderilen paray almak iin
nehir boyunca Leopoldina'ya kadar gider, dner. Ona Ze Oroco dediler, ad Ze
Oroco kald. Basit bir ykdr bu, doktor."
"Buraya niin geldiini kimse bilmiyor mu?"
"Tanr'dan baka hi kimse. nk Ze Oroco kimseye bir ey anlatmaz."
Madrinha Flor glmsedi.
"Ze Oroco byle olmadan nce, ondan bir olan ocuk dourdum. ld, u kadarck
bir kk melekti."
Madrinha Flor, bolukta eliyle lenin boyunu gsterdi.
Doktor pantolonunun cebinden bir sigara kard, bir kibrit akt. Kadn yeniden belli
bir srarla incelemeye koyuldu. inden, kendi kendine syleniyordu: 'Bugn tam
heyheylerim zerimde!"
"ok zamandr m byle?"
"Dorusu, zaman hesabn ardm. Ama o lanet olasca kay bulur bulmaz
tand."
"iddete bavurduu olur mu, zaman zaman?."
Madrinha Flor, istemeden dizinin zerindeki dolgunca bir baldr parasn ortaya koyarak
ellerini etekliine sildi. ,
"Ne diyorsunuz? Her zaman tatllkla konuur, hi fkelenmez. Ondan daha
yardmseveri yoktur. Btn hastalananlarn yardmna koar. stendiinde
aralarn dn verir. Olta inesi verir, giysilerini paylar... bir tek..."

"Bir tek ne?".


"Birden, atamad bir hzn ker zerine. Kimseyle konumaz olur. Yemeden
imeden kesilir. Sanki hibir ey grmez, hibir ey duymaz. O zaman ben
aklndan zoru olduunu ve herkesi ldrdn dnrm. Byle efkrland
m bir tek ey dnr, kayyla ortadan kaybolur, gllerde, boazlarda
avlanr, bazan aylarca grnmez."
"Ya u kayk hikyesi, doru mu?"
"Ben hi grmedim, ama iiten kiiler var."
Madrinha, bir an sustu, sonra konumasn srdrd:
"Ama bilinir ki, nehrin zerinde ne olursa Ze Oroco anlatmtr. Yukarlara yamur mu
yad, nehir ykselecek mi, bir balk akn m var... Her eyi bilir o."
"Ama nereden sezer bunu?"
"Sylentiye gre Rosinha anlatr."
"Kim bu Rosinha?"
"ey, doktor, kaynn ad."
"Kayn her eyi bilebileceine inanyor musunuz?"
"Bilmem, doktor. Ama bizim buralarda, allmam o kadar ok ey grlr ki..."
"Peki ama kayk btn bunlar nereden bilebilir?"
"Balklarla, pirana'larla, corvin'lerle, jaribu'larla konuarak..."
Doktor glmsedi. Grnd kadaryla tek deli Ze Oroco deildi. Ama, bu iyi

yrekli insanlar ylesine basittiler ki...


"Geldi doktor."
"Kim?"
"Giribel."
Doktor, bembeyaz bir glmsemeyle kendisine bakan kk zenciyi szd:
"Nerede teki, Coro?"
"Coro, gn rken yeni douran bir inee bakmak iin Chico do Adeus'la
birlikte geldi."
"Hadi bakalm."
"Kayk ilerde, br koyda," dedi Giribel.
Kulbelerin nnden getiler. Herkes gndelik minicik hayatn yayor ve doktorun ne
yaptna dikkat bile etmiyordu; kocaman krmz yzne almlard.
"Bakn doktor, simbaiba ieklerinin zerindeki kk gene!"
Doktor gzlerini Giribel'in iaret ettii yne evirdi:
"urada grnen dam kenar, Ze Oroco'nun kulbesi ite."
"O yolculuktayken kulbeye kim gzkulak olur?"
"Hi kimse. Ancak bir Kzlderili buradan geerse evde kalr. Kimse Ze Oroco'nun
eyasna dokunmak istemez, nk bir ey istendi mi hi hayr demez o."
Doktorun aklna bir ey geldi.
"Hey! Giribel! Ze Oroco'nun kayn tanr msn?"
"Tabii... Rosinha."
"Onu nereden buldu?"
"lmek zere olan bir Kzlderili verdi kendisine. Curumare adnda ufak tefek bir
ihtiyar."
"Ze Oroco'nun kayyla konutuunu hi grdn m?"
Giribel, yuvalarndan uram gzlerle doktora dnd, gznn btn ak
ortaya kt, dudaklar titredi:
"Biliyor musunuz, doktor, babam bundan sz edilmesini sevmez."
"Peki ama basit bir kayktan bu kadar korkmak neden?"
"Ktdr o. Lateni'nin gc vardr onda."
Bu insanlar yine anlamad eylerden sz etmeye balyorlard.
"Kim bu Lateni olacak eytan?"
"Sylediniz ite."
Alelacele ha kard ve baparmann ucunu pt.
"Demek, Lateni eytann ta kendisi?"

Giribel ban sallad ve isteksizce konutu:


"Lateni, caraja Kzlderililerinin ktlk tanrs..."
Hibir ey renemeyeceini anlayan doktor, sigarasn tttrerek sessizce
yrd. imdi Beyazlarn topraklarn geride brakmlar, Kzlderililerin
blgesine girmilerdi. Derme atma, dank, says ok olmayan kulbeler.
Hepsinin ii botu. Bir tek kulbenin giriinde, yere oturmu, eci bc
parmaklaryla bir hasrn samanlarn ren yal bir kadn grd. Belirli bir
ustalkla, hi bakmadan yapyordu bunu. Aznda snm bir pipo. Ve lifleri
ayrp birletiren parmaklan.
"imdi yamurlar kesilir, nehir alaktr, ne kadar Kzlderili varsa kumsalda

yaar, gnete. Cunhazinha ve Ariore btn gn suda hoplayp zplarlar. te


kayk, doktor."
Giribel, alayc denebilecek bir bakla doktorun sarsak sarsak geliini gzleyip
bayr aa kotu. Doktorun binmesi iin kay tuttu. Adamn buruna
yerletiini grnce kay itti, nehrin zerinde kaydlar.
Kayk uzaklayordu, br yakadaki kumsaldan gelen rzgrn yumuatt
yakc gne tekneye egemen oldu.
Uzakta, avlanmak iin nehri gzleyen manguari'ler1 dnp duruyorlard. Giribel,
kendinden pek honut, krek ekiyordu. O an bir erkekti, bir erkek
sorumluluu yklenmiti, sekiz yl akn bir sredir yrede grnmeyen
peder Serafim'den sonra hayatnda grd en nemli kiiyi bilek gcyle
tayordu.
Kayk, bir sarandi2 kmesine srtnd, kular grltyle havalandlar, sonra parlak
renkli kuyruklarn sallayarak birpiquizerio'nun3 dallarna kondular.
"Bu kular kimse yemez, doktor. Sopa gibi kupkurudurlar. En iyisi, birini
yakalayp gece timsah avlamak iin koca bir inenin ucuna takmaktr."
Manguari: Marty andran bir ku tr.
Sarandi: Bir kam tr.
3
Piquizerio: Bir aa.
1

Kumsala vardlar. Kulbeleri andran saman ynlar byk beyaz kumsaln


ortasna dikilmiti. Doktor, belli belirsiz bir honutsuzlukla kalarn
kaldrd.
Giribel anlad ve aklama yapt:
"Buraya hi gelmemi miydiniz? Coro hi getirmemi miydi?
Dorusu, bizim en iyi kumsalmzdr."
Doktor, ayaklarn kuma gmerek olduu yerde durdu. lerlemek istemez
gibiydi.
"Kzlderililer mi var sanyorsunuz? Yok. Gn rken rio das Mortes'de
avlanmaya gittiler. Rahat rahat yzebilirsiniz, kimse yok."
Ilk, nefis rzgr, yaklamaya kalkan her trl sivrisinei
uzaklatryordu. Meltemi tembel ve en, kumun zerinde dneniyor, daha
ileride, bir susamuru gibi parlak ve evik, yeniden kyordu ortaya.
Giribel, yzerek kumsala doru geldi. Gld.
"Gelebilirsiniz doktor. Burada piranha yok."
Doktor arkasna dnd, soyunmaya balad. Sonra geni admlarla nehre
doru yrd.
Giribel, adam gzlyordu:
"Maymun gibi kllsnz."
Doktor balklama atlad ve suyun iine oturdu. Gs kllar akntda
yzmeye koyuldu.
Giribel dnd: 'Herhalde bu nedenle herkesin nnde yzmeyi sevmiyor.'
"Neden siz beylesiniz de Kzlderililer klsz?"
Doktor, ocua syleyecek bir ey bulamayp gld:
"Byle ite. Ten rengi gibi bir ey bu, beyaz insanlar var, siyah insanlar var ve
Kzlderililer gibi bakalar var."
Sabunu ald ve beyaz bedenini sabunlamaya koyuldu.
"Yakala! Kap sabunu."

Giribel sabunu ald ve burun deliklerine gtrd. Uzun uzun, byk bir
zevkle koklad.

"ff! Zengin olmak ok iyi! Byle gzel kokan eyleri olabilir insann."
Zevkten gzlerini yumdu. Sonra, doktorun yapt gibi, sabun parasn btn
bedeninde gezdirdi.
"Houna gidiyor mu? Buradan ayrlrken sana bir sabun brakrm. Bende ok
var bunlardan."
"O kadar gzel kokuyor ki, insann can yemek istiyor. Suya dalmak beni
zyor, btn bu gzel kpk gidecek."
kisi de gldler ve ayn anda suya daldlar.
Sonra, kurumak iin kumsala oturdular.
"Giribel!"
Kk zenci, dikkat kesildi.
"Madrinha Flor bural biriyle evli mi?"
"Hayr, efendim."
"Ama Ze Oroco'dan bir ocuu olmad m?"
"ok uzun zaman nceydi bu... Ama imdi..."
Kurnaz kurnaz gld.
"imdi ne?"
Giribel gz krpt.
"Eskiden birok kere evlendi. Ama imdi, uzun zamandr evlendii yok..."
Doktor havluyu ald, glmsedi ve gecenin, kolundan ekip srkledii
ikindiyi szd.

Aalarn dili
Kay, kuma gmlm duran kree balad. Atlad, ayaklarnn altnda
yumuack kumu yassltarak. ap... ap... ap...
Gne tmyle yitip gitmeden, Ze Oroco,.ate yakmak ve geceyi ltmak iin kuru odun
peinde kumsalda hzl admlarla yryordu.
Az sonra, koca bir kuru dal demeti altnda iki bklm, geri dnd. Kaya yaklat.
Dallan yere att, ellerini, sonra da arl omuzlarn ovuturdu.
"Offf! Vay canna! Kumsalda odun tamak iki kat g."
Birka para al rp seti, atei hazrlamaya koyuldu. Hafife kayn iine
atlad, aralarn kartrd, tavay ve tencerelerden birini ald. Sonra bir para
balk kard. Her eyi sakin sakin yapyordu: Onunki gibi bir hayat, sarsntsz,
ok dzenli gemeliydi. Doktoru ve Pedra'ya varmadan geirecei iki geceyi
dnd. Krei ve kancay kullanaca, uzun ve yakc iki gneli gn...
Bedeninin kokusunu iine ekti. Ykanmaya ihtiyac vard. Kay gnein
altnda bilek gcyle yrtmek, insann bedenini eki, le kokulu bir tere
batryordu. Yemei piirmeye balamadan bir ykansa iyi ederdi. ok
gemeden, hava kararrken, souun kmasndan nce, vzldayan ve sokan
sivrisinekler srler halinde geleceklerdi. Tanrm, ne de can yakarlard...
Dndn hemen yapt. Soyundu, piranhalarn korkusundan, sularn
bulank olmad, akntl bir yer arad. Honutlukla suya dald ve aryan
belini dinlendirmek iin uzand. Azn suyla dolduruyor, suyu hafife
fkrtyordu. Uzakta, gkyznde hl kk bir mavi ke vard. Tepesinde
kendini rzgra brakan jaribu,1 yeniden geni daireler iziyordu. Dudu kular grtlaklarn yrtyorlard. Gneyden gelen bir bulut uzun glgesini birden Ze
Oroco'nun ve kayn zerine drd. Bulut abucak geti.
Srtst uzand, geni gkyzn seyretti. Tanrnn btn iyi niyetini
kapsayabilmesi iin gkyznn gerekten ok geni olmas gerekiyordu. Su,
kulann dibinde tatl tatl akyordu. Bu ann sessizliinin ve yreindeki
huzurun tadn kararak gzlerini kapad... Gzlerini at ve birden gecenin
allmtan daha erken bastrdn fark etti; bir srayta ayaa kalkt, her
yanndan sular aktarak kumun zerinde kaya kadar yrd; bir antann
iinde gzel kokulu sabunu arad; sevgi dolu bir yumruk att kaya: "Ah
Rosinha!" Dnd, suya girdii yere geldi. Vay canna! Dars amma da
souktu! Suyun ii bakayd. Bedeni dinlendiren lk bir su. Oturdu,
sabunlanmaya koyuldu. Kpn kllarna deerken kard hrt kadife gibi
yumuak bir duygu veriyordu. Madrinha Flor'la krtrd gnleri,
Madrinha'nn, 'saatlerce, kedi gibi, gsn okayn dnd yeniden.
Suya dalp duruland. Sudan kt, yakmas gereken atei ve bidonun dibinde
kalan zeytinyayla kzartaca bal dnerek rzgrda kurundu.
Atein kayn burnunu aydnlatyordu. Siyahla evrili krmz harfler pul
pul dklmeye balamt.
"Biraz boyam olduunda adn yeniden yazacam, Rosinha!..."
Ze Oroco akam yemeini bitirmi, her zamanki gibi kayn yannda ate
yakmt... Haman kumun iinde at bir ukura yaym, giysilerini yastk
niyetine drm ve imdi, eski bir yorgana sarnm atein yannda sigara
iiyordu.
Gerek bir gece, gzel bir gece, aysz, hibir eysiz. Rengrenk yldzlar
gkyznde. Henz uyumam olan hayvanlar uykusuzluklarn grltyle
belirtiyorlard. Su yelvesinin pis hrlts!.. Uyandnda, dertli kiiler gibi ya-

knyordu. Hnzr bir ku, grlt etmek iin berikinin uyumasn bekleyerek bir
yerlerde debeleniyordu.
Ze Oroco kayn daha yaknna uzand. Korkun bir gevezelik etmek istei
duydu:
"Rosinha, bu gece senin gecen." .
"Xengo-delengo-tengo..."
"Kzgn ve fkeli deilsen niin xengo-delengo-tango diyorsun?" '
"Bir ey dnyorum. Neden u doktor seni artt?"
Ze Oroco dilerinin arasndan slk ald:
"Kayglar daha sonraya brakalm. u hep acl olaylar dnme tutkusu!..
Hemen bir hikyeye balasan daha iyi edersin."
"Hikyelerimin hep ayn olduunu fark etmiyor musun?"
"Olsun, yine de seviyorum hikyelerini."
Rosinha kar kt:
"Ben, sizler gibi etten kemikten deilim, bireyler uyduracak koca bir kafam yok.
Btn bildiklerimi, yal kiileri dinleyerek rendim. Ama hep ayn eyleri
iitmekten nasl yorgun dmediini anlamyorum... Hangi hikyeyi
istiyorsun, bugn? Orman Yasas Urupianga'nnkini mi, yoksa aacn
hikyesini mi?"
Ze Oroco bir an dnd, sonra kararn verdi:
"Geenlerde byk timsahn hikyesini anlatmtn. yi, iyi aacnkini pek
hatrlamyorum da stelik."
"Ortasna doru balayabilir miyim?"
Ze Oroco tartmay kesmeye alt:
"Yalvartma insan, Rosinha, batan bala."
"Ah! Yorgun olduumu, btn gn canmn ktn unutuyorsun..."
Ze Oroco btn bu serzenileri ezbere biliyordu, aldrmad bile. Tersine hikyeyi
dinlemenin sabrszlyla delirerek kuma iyice yerleti, dudaklarnn kysna
bir sigara kstrd.
Rosinha dikkatini toplad, dnd ve hikyeye balad:
Bir tohum olan gvdesini sktran topran kokusu boucuydu. Balangta,
rzgr onu yere frlattnda, biraz kmldanabiliyordu. Ama daha sonra, o
rzgr grevini tamamlarken, zeri kumla kaplanana dek dnmeye koyulmutu. Yava yava soluk almay, bu hapislie almay baard. Bir ey
ona bu durumun uzun srmeyeceini sylyordu... Byk bir rknt minicik
varln kaplamaktayd, nk kapkara toprak darda olup bitenlerden hi
sz etmiyordu. Gnei zlyordu, kularn cvltsn da... Yine de yatyor, bu
gizin deiiminin gerekli bir blm olduunu anlamaya alyordu.
Ve gnler geiyordu, bitmek tkenmek bilmez ve tekdze, scak saatler her gn biraz
daha uzundu. Bazan, solucanlar srnrken kukulu bedenine deiyorlar, bu
da onda eski dnyasna dnme istei uyandryordu!
Konuamyordu, nk her eyi boan scak toprak, szlerini sessizlie
dntrmekteydi. Ayn tasa iinde, kendisi gibi bu alakgnll bekleyie
katlanan br tutuklu tohumlar da dnd.
Mutlak bir sessizlik hafif rpertilerinin yerini alana ve bir tr uyku, elini kolunu balayana
dek. Byk bir grlt onu uyandrd. Doa gemi azya aldndan toprak korkuyla titriyordu. Yamurun yere arparken kard ses ve slak topran
gzel kokusunu duydu. Sonra, yamur taneleri ieri akt, topran
derinliklerine kadar szd... Gkyznde ve fkeli nesneler arasnda yaptklar
bu uzun yolculuktan yorgun dm, geliyorlard...

Kk tohum canland, nk tanecikler gitgide yaklayorlard. Sonunda, souk


bir eye deen srt rperdi ve tatl bir ses konutu:
"Hey! Kk! imdi kabilirsin, topra delebilir, zgrlne kavuabilirsin."
Tohum zar zor gzlerini at ve kekeledi:
"yi geceler, bayan..."
Su damlas gld:
"Gece deil, kk, gndz."
"Nereden bilebilirim? Buras yle karanlk ki..."
Yamur gld.
Tohum, utana skla sordu:
"Btn bunlar nasl bilebiliyorsunuz?"
"Aman, kk, ben yamur damlas olarak yaamaktan yorulmu yal bir
yamur damlasym."
"Nereye gidiyorsunuz, imdi?"
"imdi kz kardelerimle birlikte, yllar sonra byk bir nehir haline gelecek
kk bir akarsu yaratmaya gidiyorum. Uzun sre nehir olarak yaayacam,
bir ebemkua beni iip yeniden yamur damlasna dntrene dek..."
"Ve hayatnz boyunca yamur tanesi olarak m kalacaksnz?"
Yamur tanesi hznlendi ve daha deiik bir sesle
karlk verdi:
"Bir hayvan beni yutabilir, o zaman her ey biter. Bu olaydan sonra bir daha konuamam. Beni
eski dncelerime dndryorsun: Niin doduumu ve nereye gideceimi
bilmiyorum. Eninde sonunda, hepimiz byleyiz ya..."
Yamur tanesi, sustu.
"ok yorgun olmalsnz, deil mi?"

Tohum, yamur tanesinin aladn ve bunu saklamaya altn fark


etmiti. Yamur karlk verdi yine de:
"Bir para, ama imdi yola koyulmazdan nce birka saat iyi bir uyku ekebilirim."
"Ya ben?"
"Ne var, kk? Tir tir titriyorsun?"
"Ah, Yamur Ana, domaktan yle korkuyorum ki!"
Yamur Anann parmaklar tohumun srtn yoklad ve belirli bir noktada
durdu:
"Buras olmal, kabuk ok ince. Onu biraz daha yumuatacam, sen de biraz
aba harcarsn..."
Baka bir ey sylemedi. Tohum, soluunu tuttu. Tuttu, tuttu. Biraz daha tuttu.
Patlayacak gibi olduunu hissediyordu. Byle bir aba harcam olmaktan
tr neredeyse mosmordu. Bir ey debeleniyordu iinde; yaprak dolu dallar
olmalyd bunlar.
Yamur yeniden gld:
"Bir kere daha dene."
Tohum derin bir soluk ald ve byk bir ac gvdesini deldi geti. Sanki derisi
yukardan aaya yarlyordu. Kollarndan birinin ucu dar frlad.
"Ah! ok acyor! Uff! Pek souk!"
"Samalyorsun... Dur, sana yardm ediyorum!"
Tohumun korkusu yeniden boy gsterdi, sesi biraz titriyordu:
"Ama nereden doacam bilmiyorum."

Yamur tanesi kahkahalarla gld:


"Byledir. imdi br kolunu uzat."
br yaprakl kolunu da uzatt ve bu kez daha az can acd... Hem kabuunun
dnda hayat yeni bir servene benziyordu; o an, garip bir ey duydu.
ncecik, ufarak gvdesinin nemli topraa demesi hayat yeni bir sevinle dolduruyordu.
Yamur tanesi esnedi:
"Gryor musun, kzm? Domak o kadar g bir i
deil."
"Ama insann cann yakyor..."
"Can. yakmasa hayatn bunca deeri olmazd. imdi ilerlemeye al. Dar
kmal, yrmeli, seni br yandan ayran uzakl amalsn. Alkn
olmadn iin bu i btn geceni alacaktr... Artk Tanrya emanet ol... Ben biraz kestireceim."
Yamur tanesi yan dnd. Uykuya dalp gitmeden nce, sevgi dolu bir sesle
unlar syledi:
"Hayat seveceksin... zellikle yamurdan sonra."
Grltyle esnedi ve minicik bitkinin yreinin teekkrn duymam grnd:
"Saolun, Yamur Ana..."
Yamur Anann hakk varm: ban dar karmay baardnda bir ba
dnmesiyle gzleri kapand. Belki de btn bir gece boyunca kumu
amaktan, koca tohumlar ve bazan kuru bir kabuu itip kakmaktan yorgun
dt iin. Kendini toplamak amacyla kollarn kaldrd. O an kahkahalar
ortal nlatt.
Btn gcn toplad, gzlerini bir sr yksek aaca doru kaldrd. rkek
bak, grnrde, yal bitkiler zerinde byk bir etki yaratmt.
"Bakn!" diye bard bir simbaiba* fidan, "zavallck korkudan titriyor!"
Yal jatoba gr yapraklarn hafif hafif titretti: "lk bu dodu. Ne kadar da yeil ve
narin!" Tucum palmiyesi, sivri ince parmaklarn uzatt ve gevek gevek mrldand:
"Grnd kadaryla, bu bir umburana fidan olacak!"
Simbaiba: Mor iekler aan bir aa.

"Yanlyorsun ekerim. Nefis bir beyaz canjirinha fidanna dnecek," dedi


yal jatoba:
Bunun zerine, gen bitkinin gzleri yksek ve gr yaprakl aalar daha bir sakin
szd. Ne kadar da gzeldiler! Ak ve gl bir yeil renkteki yapraklar kta
prl prld. Yamur Ana, hayat seveceini ve coturucu bulacan
sylememi miydi? Her ey bir yeillik cmbyd, hep yenilenen, deiik
bir yeillik cmb. Tohumken renklerini hibir zaman ak seik
grememiti, nk kendisini koruyan bir zar buna engel oluyordu. imdi bu
engel kalkmt. Aalar saran ve birbirlerine getike eri br koca
zincirler oluturan eflatun sarmaklara bakyordu. Erguvan rengi asalak
iekler morumsu saplar zerinde dikiliyorlard. Yapraklarndan her birinin
zerinde, terk edilmi bir yamur damlac bulunduruyorlard. Eflatun bir
kk simbaiba kmesi, rzgrda salnan bir byk demet oluturuyordu. Sonra,
yapraklar daha ayrntl, inceledi. Hepsi birbirinden farklyd. Hepsi de, son
yamurla cilalanm deiik bir yeildi. Ya btn bunlardan ykselen koku! Bu
tozdan arnm toprak kokusu, eci bc koca kklerde toplanan topran
rk kokusuna karyordu...
Ah! Ne zaman bunlar gibi gl peneleri olacakt. Yeniden evresine bakmaya
koyuldu ve btn gvdesiyle rzgrda eilip bklen Tucum palmiyesinin inceliini

fark etti.
O an jatoba, bir anda byk bir sevgiyle canland ve yzyllarn oluturduu sesini
tatllatrd:
"Narin bir gzel kk kzsn sen. Benden korkma. Senin dedenim, anlyor
musun?"
Ban, evet dercesine sallad.
Jatoba, hayranlkla kendinden gemi, konumasn srdryordu:
"Bu kadar uzakta olmasaydn seni kollarma alrdm..."
Gld ve daha da tatl bir sesle: "Aalar birbirleriyle kucaklaamazlar," dedi.
"Sana sevgimi belirtmemin bir yolu bu. Ama bana gvenebilirsin.
Bunun zerine evresine daha dikkatle bakt, yalnzca byk aalar olduunu grd.
Kendisi kadar miniminisi yoktu. Yal aalarda bylesine bir tatlln nedenini
kolayca anlad.
Dede, dncelerini sezmiti:
"Uzun zamandr rzgrdan buraya bir tohum getirmesini istiyorduk.
Gryorsun, 'hepimiz yal aalarz. ocuksuz bir hayat da ekilmez, irkin
bir ey."
Beyaz canjirinha'n gzlerinin kapandn grd iin sustu. Uyku, jatoba dedenin
szlerini uzaklatryordu. Gzleri ufalyor, ufalyordu... Glkle, uzakta, en ufak
bir serseri bulutun glgelemedii masmavi gkyzn seebiliyordu. Yine de
hzla uan ve ortalkta grlmeyen bulutlarn yerini alan bir beyaz leylek
srsn de grebildi.
Zaman geiyor, geiyordu. imdi dede ok yaknndayd. Gnlerini gevezelik etmekle
geiriyorlard:
"En ok istediim ey imdiden bymek, bir gen kz olmak..."
"Her eyin zaman var, yavrum."
"Biliyorum, dede. Ama anlyorsun ya, bu boyumla bir ey grdm yok. Bana
nehirden sz ediyorsun, kard sesi duyuyorum, o kadar. Nehrin ok
yaknnda olduumu biliyorum, ama gremiyorum onu, ok km."
"Nehre bakacak ok zamann olacak kzm."
Dede duygulanmt, iini ekti hafiften. Jatoba'nn tutumu gen bitkiyi
meraklandrmt. Aklna bir ans geldi... Hah! lk gnlerde Tucum palmiyesinin
syledii bir cmleyi hatrlyordu: 'Nehre bu denli yakn doduu iin ok yazk!
Dedenin azn aramaya karar verdi:

"Dinle, kk dedecik, neden nehirden sz etmeyi sevmiyorsun?"


Dede bir ey sylemedi, ama artan bir sevgiyle bakt ke. Kk canjirinha steledi:
"Neden Tucum Teyze nehre bu denli yakn domama zldn syledi?"
"Sama bu Nininha (canjirinha'y byle ksaltyordu,) her sylenene kulak asma.
Yaknda nehri grebilecek ve merakn giderebileceksin."
Nininha, dedenin numara yaptn fark etti. Ayrca kt bir oyuncu olduunu da.
Glmeye alt, ama bu daha da yapay geliyordu.
"Yarasay hatrlyor musun, Nininha?"
"Pitt! Hem de nasl! Ne korkmutum!"
Ve kafasnda o sahneyi yeniden yaad...
... Balangta, ilk dallan belirdiinde, hepsi clz, acnacak durumdayd. Yine
de dallaryla kvanyordu. Gnlerini onlara bakmak, byyp bymediklerini,
kalnlap kalnlamadklarn, bir eyin yumuak ve parlak derilerini syrma

tehlikesi olup olmadn gzlemekle geiriyordu. Derken bir leden sonra,


rzgrn hafife uykuya dald sra, Nininha, souk bir eyin en kaln dalna
sarldn hissetti. Ah! Ne byk korkuydu o! Ne iren, korkun bir hayvand!
Kendini tutamad! Bir lk koyverdi. lyormuasna bard. Ortalk
birbirine girdi. Komu aalar srayarak uyandlar. Dedenin alnnda souk
terler belirdi. Nininha durup dinlenmeksizin baryordu.
"Git buradan pis hayvan! Canavar! Byc!.."
Ama aalar bu byk korkunun nedenini grdklerinde bastlar kahkahay.
lklardan rken hayvan, slk alarak uzaklat. Nininha, fkeden kudurmu,
titriyordu:
"Hibirinizde yrek yok! Bu korkun hayvan beni yutabilirdi, lebilirdim ve siz yine
glerdiniz!"
"Bir ey deil bu, ahmak, zavall bir yarasack, o kadar!.."
Bam nne edi ve kimseyle konumak istemedi. Ama bu durum bir
eyrekten fazla srmedi, nk bir aacn yrei kin tutmay bilmez. Az
sonra, her eyi renmek isteiyle yeniden dedeyle gevezelik ediyordu...
"Hatrlyor musun, Nininha? Ben gzlerimi kapyor ve her eyi yeniden
gryorum. Neydi o halin!"
"Sen kkken hi byle korkmadn m?"
"Byle korkmadm hi. Ama genken, bir pembe leylek dallarma yuva kurmak
istediinde isyan ettiimi hatrlyorum."
"Bu, hibir zaman izin vermeyeceim bir eydir!"
Jatoba dede glmsedi:
"Yok, canm! stelik bu seni ok sevindirecek. yle gzeldir ki! Eninde
sonunda, bizim varlk nedenlerimizden biridir bu. Ve kular, Ulu Tanrm,
doann btn rengi ve neesidir."
O sra, yal bir landi, zamann i ekmekle geiren ve yalnzca yaknaca
zaman konuan, gevezelikle ilgisiz bir aa, derinden i geirdi.
Nininha alak sesle sordu:
"Neden bu byledir, dede?"
Dede de sesini alakt:
"nk... Ne kadar dik, yksek, salam, stelik ne gzel bir gvdesi olduunu
gryorsun deil mi?"
Nininha bayla onaylad.
"Bu yzden kaderi bir Kzlderili kay olmak. Yaknda, Kzlderililer gelecek
ve onu gtrecekler."
"Ama neden yakndn anlamyorum. Gitmek istedii iin mi, istemedii
iin mi?"
"nsan artyorsun. Ben de hi bilmiyorum."
"Bylesine suratsz olduuna gre, kukusuz gitmek istiyordur."
"t! O kadar yksek sesle konuma, seni iitebilir."
Konuyu deitirdiler:
"Dede, bana verdiin sz ne zaman tutacaksn?"
"Yaknda."
"Neden bugn olmasn, dedecik?"
Bu sesle, byle konutuunda ve yal aaca "dedecik" dediinde partiyi
kazanm demekti. Biraz daha steledi:
"Neden olmasn, dedecik? Pazartesi benim doum gnm, armaanm olur."
Dede, elini aklam yapraklarnn yaknndaki aznda gezdirdi:
"Tanrm! Zaman nasl da geiyor! Sen doal neredeyse iki yl olacak..."

"yleyse?"
"Peki, kk eytan. Sz veriyorum. imdi sus, dnmeye ihtiyacm var."
Nininha ona bir pck yollad ve le sonrasnn geri kalan blmn, bir
rmcein an ne byk sabrla rdn gzlemekle geirdi.
Gece gelmek bilmiyordu. Akamst, her zamankinden daha uzun srmek ister gibiydi.
Sonunda yuvalarn arayan ilk kular kanat rparak getiler: beyaz leylekler,
srler halinde dnyorlard; su tavuklar bouk bir sesle homurdanarak
havalanyorlard; sorgulu leyleklerin pembemsi tyleri daha koyu bir renge
brnd; dudu kular dnyann grltsn karyorlard... Nininha'nn
gzleri, beklemekten yorgun dp kapand. Ve gecenin' karanl, onu, saf ve
dten yoksun bir uykuya dalm olarak yakalad.
Dedenin sesi, alack, duyuldu:
"Nininha! Nininha!"
aknlkla at gzlerini. Gece ne kadar da karanlkt! Nininha, sanki yeniden kara topran
karnna dnmt (bir rperti her yann, dolat). Ama yrei yatt.
Dedenin sesi:
"Gryor musun, Nininha?" dedi. "Bu grdn, btn gizleriyle gecenin ta kendisi."
Gzleri, kendisini evreleyen karanlkta gezindi.
"Ama ok gzel, dede!"
Birbirlerine gz krpan yldzlar oyun oynar gibiydiler. Saylan ylesine oktu ki,
elinde olmakszn, yksek sesle saymaya koyuldu.
"Bunu yapma, yavrum, parmakla yldzlar gstermek siil yapar!"
"Yldzlar hep byle farkl mdrlar?"
"Hep, Nininha. Birka tanesi birbirlerine yakn oturur ve ayn ailedendirler. Bir ha
oluturanlara Gney Ha denir. br yandaki byk bir kuyruu olan Byk
Ay'dr. Gece yolculuk eden garimpeiro'lara kuzeyin nerede olduunu gsterir."
"Garimpciro'lar nedir?"
"Elmas arayan birtakm insanlar."
"Elmas nedir?"
"Elmas, nehirlere den ve yldza dntkten sonra elmas halini alan kck
bir gne damlasdr. nsanlar elmas yznden birbirlerini boazlarlar."
"nsanlar, yldzlar yznden de birbirlerini boazlarlar m?"
Dede gld:
"Yldzlar insanlar ilgilendirmez!"
"Dede, insanlardan ok sz ediyorsun... nsanlar nedir?" .
"nsanlarn ne olduu anlatlamaz. Yeryznn en korkun eyidirler. Btn
zamanlarn birbirlerini yok edecek eyler kefetmekle geirirler. Bir gn
insanlar greceksin."
Karanlktan bir kar kma l ykseldi. Landi'ydi bu.
"Susma saatinin geldiini bilmiyor musunuz? Saat oktan onu geti."
Dede sesini alakt:
"imdi ses karma. Komular rahatsz ediyoruz. (i cenin bayramn
seyretmek iin bir ey sylemeden dura caz. Doa, ilkbahar ve Urupianga'nn
dnn kutlamaya hazrlanyor..."
Rzgr hzlanmaya ve aalarn yapraklan arasnda trk sylemeye balad.
Onunla topran kokusu ortala yaylyor, ieklerin kokusu dnyay
tutuyordu. Nininha'nn yrei zevkten atlayacakt sanki.
Gkyznde bir aydnlk belirdi, ay bu aydnln zerindeydi. Ay kapkara
gzleriyle yaban zambaklarnn beyaz kupalarndan imeye koyuldu. Ah! Ne kadar
gzeldi bu grnt!

Ate bcekleri aya elik ediyor, ktan bedenleri her yan parlak kk renklerle
aydnlatarak gz krpyordu. Baltalklarda drtnal koan hayvanlarn kard
grlt duyuldu. Yaban domuzlar o ynde geiyorlard ve ayn anda orman
gn gibi aydnland. Yaban domuzlarna binmi cinler, alev dillerinden olumu
kzl bedenleriyle, aynda kumsaln beyaz kumunda dans etmeye
gidiyorlard.
Nininha hl nehri gremediinden iini ekti.
Toprak kavallarn sesi, gecenin karanln nlatt ve yal kr tanrlar da
mzikle uyumlu sallanan kzl sakallaryla getiler. Pelerinde, ar ar,
neredeyse hareketsiz dans eden su perileri, ilkbahar haber vermek iin
aalarn tepesine koymak zere ieklerden elenkler ryorlard.
Nininha heyecandan soluk alamaz olmutu neredeyse.
Tek ayann zerinde seken Saci, piposunu tttryor, krmz klah da
sramalarna uyup saa sola sallanyordu.
Sonra, bir mucize olmu gibi, henz btn yzn gstermeyen, ama yine de bembeyaz tenini
ortaya koyan ay, kavallarla bir azdan ark sylemeye koyuldu.
Bunun zerine btn yldzlar, bir k cmbyle, Nininha'nn henz gremedii
nehre doru kendilerini braktlar.
Orman sustu ve gece yeniden karard. Nininha'nn gzleri tatl tatl kapand...
Nininha uyandnda gne ok ykselmiti. Byk bir tembellik, bedeninin
zerinde arln hissettiriyor, soluunda seziliyordu.
Yal simbaiba, duygulanm, ona bakmaktayd:
"Ne o, da san, uykusuz bir gece geirdin, gndz hl gzlerinden uyku
akyor..."
"Hatrlatmayn, dedecik. Gece, akllara durgunluk veren bir ey!"
Landi, homurdand:
"Evet, insan rahat uyudu mu akllara durgunluk veren bir ey."
Nininha azn amad. ok iyi yetimi bir canjirinha olmasa, bu oyun bozana
kaba bir yant verirdir
br yana dnd. Jatoba Dede hl uyuyordu. Tucum Teyzesinin kendisine seslendiini iitti.
Ona glmsedi. ncecik, uzun boylu, hindistancevizinden bilezikleriyle ne
kadar da zarifti teyzesi.
"u yal suratszn dediklerine kulak asma. Yaknda mutlu olacak. Doa
Anamz bilgelik doludur. Ona bir Kzlderili kay ruhu vermi, nehirde gidip
gelebilecei gn yeryznn en mutlu yarat olacak."
"Teyzecik, btn hayvanlarn szn ettii u Urupianga kim?"
"Urupianga, ormann sesi, hayvanlarn tanrsdr. Her yl, ilkbaharda grlr. ok
yakkldr! Uzun boylu, esmer, geni omuzlu. Hayvanlar onun srtn
okamaya, salarn rmeye baylrlar. Urupianga konutuunda bir ses deildir
bu, bir mziktir. Ben onu bir kerecik grdm, gz ap kapayncaya dek."
"Teyzecik, tanrmz nasldr?"
"Aalarn tanrs m? Bitkisel, sakin bir tanrdr, Calamanta derler adna. Bize
ihtiya duyduumuz tek eyi verir: Sabr. Sakin sakin yaama ve
kprdamadan gelecei bekleme sabrn."
Tucum Teyze, Nininha'nn yal Landi'ye ynelttii akn baklar anlad. Aka
grld gibi, Calamanta'nn bu ilkeleri yal suratsz Landi'yi hi ilgilendirmiyordu.
"Bir Kzlderili kay olmak Landi'ye g gelecek mi?"
"Sanmyorum. Yaknda Kzlderililer onu kefedecekler."
Yamurun gemesi gerek... Zamann gemesi gerek...

Rosinha esnedi ve Ze Oroco'ya bakt. ok gzel bir eydi bu. Adamn gzleri ilgiyi
gevetmemek isteiyle parlyordu:
"Devamn anlatmam istiyor musun?"
"Tabii! En gzel yeri devam!"
"Ama yarn acelemiz var, erken kalkmamz gerekiyor."
"Neden acelemiz olsun, Rosinha?"
"Doru. yleyse devam edelim."
Ve zaman geiyor, geiyordu. Nininha'nn dallar geliiyor, daha da ykseliyor.
Hayat, her gn, dersini veriyordu ona.
lkbahar, iekler arasnda arki syleyerek belirdi. Dedenin yz bile, alnna ve eri br
kollarna sarlan kucak kucak iekle yepyeni bir genlie kavutu. Sonra iekler soldu ve
sonbahar rzgr, kuru yapraklar bozguna uratt. Dallar kirli, donuk bir sar renge brnd.
Bu da hayatn gerekli bir dnemiydi. Calamanta ne yaptn biliyordu.
Yamur, hayat tehdit etti. Gkyz karard, ekilmez oldu. Bir gn yukardan
aaya yarld. Nininha minnetle glmsedi. Yeryzn sulamaya ve baka
tohumlara can vermeye gelen Yamur Anay hatrlyordu. Arkada ve
koruyucusu o saatte nerede olabilirdi acaba? Dost yzn arayarak, den
her yamur damlasna bakyordu...
Ve nehir kabard, bulunduklar yere yaklat. fkeli ' homurtusu iitildi, ilerliyor
ve saanaklarn hrpalad ormana hikyelerini tekrarlyordu. Kular
gizlendiler, kurbaalar bataklklardaki sazlar arasnda vraklamalarn iki kat
oalttlar. Kaplumbaa yaknma dolu lklar atyor, martlar ok uzaklara
gyorlard; ancak yamurdan sonra dneceklerdi. Sularn azgnlama
ayd. Ezici geceler daha ar ve daha uzun oldu.
Dede hl yeillikle rtnmeyi baarabiliyordu, ama en garibi dnceli ve sessiz olmasyd.
Tasal tasal nehre bakyordu.
Islanan ve tylerinin rengi atan birtakm kular, baka barnaklar arayarak sessizce
uuyorlard. Sanki btn hayvanlar, su basknlar sresince uyuyabilecekleri
bir smak aryorlard. Prtk prtk gvdeli koca timsahlar gllerin altn
stne getiriyorlard, av peinde gezen bildik piranhalar gibi... Gelip geen
hayatt bu.
Nininha hzla byyordu.
Sular daha ekilmeden nehri grebiliyordu imdi. Ama ok bekledii nehir deildi artk
bu. nk bulank ve amurlu, artan bir keyifsizlik iindeydi. Tek iirli yan,
bambulardan olumu bir sal zerinde beyaz bir leylein grkemli geiiydi.
Yeniden kuru mevsimin dnn beklemek gerekliydi.
Bu arada, hatrnda tuttuu en gl izlenim, akntnn srkledii koca aa
gvdelerinin geiiydi. Byle anlarda, dedenin gzlerinin nemlendiini fark
ediyordu.
Birtakm eylere almak, duyular trplyor, diye dnmekteydi Nininha,
yamur kesilmeye karar verdiinde. Yaad nc yamurlu yld bu ve
imdi, sra dan bir grn almaktayd. Uzun bir ayrlktan sonra gne ilk kez
grndnde, herkes sevinten cotu. Nininha, neredeyse Tucum Teyzenin
boyunda uzun bir gen kz olmutu. Geceden yararlanmak iin dedenin kendisine
seslenmesine artk gerek duymuyordu. Diledii zaman uyanabiliyor ve saatlerini,
karanl gzlemekle geirebiliyordu.
Gne yeniden gkyzne yerletiinde aylar boyu srecekti bu, aalar son
yamur damlalarn drmek iin silkindiler, gnele sca derin derin
ilerine ektiler.

Nehrin suyu alalmaya balad. Kular srler halinde geri dndler. Nehir bir
ayna gibi dmdz oldu ve hayatn trksn ard. lk kumsallar, aknlk
iinde belirdiler, sonra bakalar, daha bakalar. Bunca zaman nehrin dibinde
uyumaktan yorgun dm bir grnleri vard. lk timsah, gnein altnda,
kumlarda uyuklamak ve slak pullarn kurutmak iin yaklat.
Devaml zgn ve dnceli olan bilge jaribu'lar, kumsallarn kysnda yryor
ve hl esmer olan kumda ayak izlerini brakyorlard. Hava kararrken
sorgulu leylekler, nehirdeki adacklara konuyor ve yass gagalaryla uzun,
pembemsi kanatlarn dzlyorlard.
Kumsallar geniler genilemez, kendilerine yaklaan bir ey oldu mu iren lklarn
koyveren martlar yeri kazp yumurtlamak iin geri dndler.
Uzakta, ok uzakta, Kzlderililer, balk av mevsimini balatmak iin nehir
boyunca iniyorlard. Derme atma kulbeler yapyorlard. Gece, marakaslarn
sesine uyup tanrlar iin, ay iin, gne iin, oban yldz iin gzel arklar
sylyorlard.
Nininha, gecenin, susuzluunu ayla gideremedii srece yldzlarla beslendiini
biliyordu. Dost nehir, yldzlarn lk sularnda yaamasna ses karmyor,
uykuya daldklar iin ar ar akyordu.
Hayat buydu. Btn olgunluuyla, btn gzelliiyle gerekleen hayat.
Bir gn Nininha, byk bir kii olduunu hissetti. Yapraklarnn yeryznn en
gzel yapraklar olduunu dnyordu; ok doal bir inanla. Yapraklar,
rzgrda birbirlerine dolanyor, geni, yeil, hep rezalet halinde bir sa
oluturuyorlard. Gms beyaz gvdesinin cill bir kabukla kaplanmas iin
pek ok yamurun ve pek ok kurak mevsimin gemesi gerekti. Dallar
glendi; daha imdiden byk bir ku yuvasn barndrmaktan korktuu
yoktu.
Jatoba Dedeye bir gz att:
"Evet, Nininha! Gen bir kzsn, gzel bir aa oldun... Glmsemene gerek yok.
Ben de gen oldum, Calamanta'nn bana balad o btn gzellikle kvan duyuyordum."
"Ah! Dede! Neler sylyorsun!"
Dedeye duyduu sevgiyi hibir zaman yitirmemiti; zellikle yalln, onun
dallarn karartt, narin ve kolay krlr bir duruma getirdii imdi. Yllar
getike kkleri kurumu, gvdesi hl gl olduu halde bu kkler
kahverengi, hastalkl bir renk almt. imdi, Dede, zamann uyuklamakla
geiriyordu. Konutuunda da her eyi, tarihleri bile birbirlerine kartryordu.
Beyaz karncalarn kulaklar dibinde uyumalar, ve uyandklarnda bu kulaklar
yemeleri umurunda deildi. Yapraklarn boan zararl otlara kar da
kaytszlamt. ri kara karncalarn bile, her yanm kaplamalarna bir ey
demiyordu. lkbahar yaklatnda yapraklar kckt, kokusuzdu, iri tohumlan
neredeyse hi meyve vermiyordu.
Nininha bunu dnmekten holanmyordu. Onu gzlerken yrei zntyle
eziliyordu. Zaman getike yal jatoba daha da iine kapanyordu. Ba eik,
uykulu duruyordu. Gzlerini atnda belli belirsiz bir parlt kalnts
beliriyordu...
Landi yine dimdik ve tepeden bakyordu, hep kurtulaca ann zlemi iindeydi.
Durmadan iini ekme alkanln edinmiti, en ufak eyde Tucum Teyzeyle ya
da Simbaiba Amcayla zorlu bir tartmaya giriiyordu. Baka zamanlar; hep ayn
konumalar yineliyor, tek bana sylenmeye koyuluyordu:

"Neden gelmiyorlar? Allahn belas tembel Kzlderililer!.. Kyde oturuyorlar,


birbirlerinin kayn alyorlar ve ben bekliyorum! Gnn birinde beni
bulacaklar m acaba?"
Ve somurtuk, zaman zaman bir iniltiyle bozduu acl suskunluuna dnyordu.
Bir gece, oban yldznn gkyzne egemen olduu sra, cokun bir kahkaha
iitildi. D gren Landi'yd bu.
Dede, Nininha'ya sordu:
"itiyor musun, Nininha? Ancak dnde glyor."
tekiler rahatsz etmemek iin alak sesle ekledi:
"Zavall!"
Herkesi artan bir ey oldu, ertesi sabah Landi glmseyerek uyand.
Dudaklarnda glmsemesiyle, herkese dosta selam verdi. Garipti bu.
Konutuunda tatsz homurtular koyvermekten baka ey yapmayan Landi,
yle diyordu:
"Ah, dostlarm! Harika bir d grdm."
Merakla kendine bakldndan, grd d anlatmak iin yalvarmalarn
beklemedi:
"Dmde Kzlderililerin beni grdklerini, ky boyunca geldiklerini ve buraya
ulatklarn grdm! Ne gzel Landil' diye bard ilerinden biri. 'On kiiyi
tayabilecek bir kayk yaplr bundan,' dedi bir bakas. 'Kesiyormuyuz?',
'Hadi, i bana.' Ve ses etmeden baltalarn kardlar, etimi kesmeye
koyuldular."
Nininha kendini tutamad, Landi'ye sordu:
"ok can actyor mu, bay Landi"
Aacn gzleri, kamamasna deiti:
"Can actmak m? Hi bile! Canm acsayd da deerdi. Baltalar her vuruta
biraz daha derine giriyordu. Tak, , tak, tak. Kzlderililerin srtlar terden prl
prld. Krmz tahtamdan kan akyordu... Sonra bir atrt iitildi. Gvdem
salland, Kzlderililer dme bakmak iin uzaklatlar. Gvdem iki yana
salland ve eildi, nce hafiften sonra korkun bir grltyle yere devrildim.
Binlerce acl lk ortal nlatt. Sarmaklar, asalak bitkilerdi baranlar.
Hepsi acyla ve korkuyla baryorlard..."
Landi bir an durdu.
"Benim zerime dmedin ya, hi deilse?" dedi Dede.
"Hayr. Seni syrdm, ama korkudan sapsar kesildiini de grdm."
"Korkutmayacak gibi mi?"
Sustular. Ama konuma tatlyd, Dede sordu:
"Sonra, Landi?"
"Sonra, kollarm kestiler. Ertesi gn baka Kzlderililer geldi, nehre kadar
srklenmeme yardm ettiler. Gvdemi, buradan uzaktaki hr kumsala
tadklarn hissettim. Orada beni kurumaya braktlar... ok yazk..."
"Neden ok yazk?" "ok yazk, nk uyandm."
Byk bir hzn gelip geti gzlerinden ve bir damla gzya gvdesine akt.
Nininha yal Landi'ye acd. ok tatl bir sesle:
"Ama her zaman bunu anlatmaz mydnz?" diye sordu.
"Arada bir fark var, kk. Eskiden gzlerim ak d grrdm. Bu kez, uyurken d
grdm. Uyundu mu, dler geree daha ok benzer..."
"Uyanmasaydnz ne olacakt?"
"Biliyorsun. yi kurumak iin btn bir yl gnein altnda yatacaktm, sonraki

kuru mevsimde Kzlderililer, beni kylerinin yaknndaki baka bir kumsala


gtrmek iin geri geleceklerdi. Tahralaryla beni yontmaya balayacaklard, gvdeme
bir Kzlderili kaynn ince uzun biimini vermek iin ince ince eritler
keseceklerdi. Sonra, karnm yaracaklard. Ancak ondan sonra beni kylerine
gtrecekler, orada gerek bir Kzlderili kay olmam iin gerekeni
yapacaklard. Ah, zerinde yzsem nehir bana ne hikyeler anlatrd!"
Landi sustu.
Tucum Teyze yapraklarn silkeledi:
"Bunun iin mi yle glyordunuz?"
Landi sabrszland: '
"Yeterli bir neden deil miydi?"
"Zevk meselesi."
Landi fkeden kpkrmz kesilmiti:
"Evet, zevk meselesi. Ama hi deilse, grg kurallarndan habersiz baz
hanmlarn varlndan kurtulmu olurdum."
"una bakn! Ya biz, biz de kaba ve somurtuk bir ihtiyardan kurtulma
mutluluuna ererdik..."
Jatoba Dede tartmay kesti:
"Sakin olun, sakin olun dostlarm! ok gzel olaca anlalan bir sabah berbat
etmeyelim."
Landi yaknd:
"Bu kendini beenmi sskann byle konumasna gerek yoktu."
Bu kez Tucum Teyze fkelendi:
"Ben, ha? Sska, yle mi? Pek gzel, sizi dibi delik kayk tahtas sizi. Budalaca
dlerinizle birlikte yaayn. Konuun, gln, skn herkesi sama sapan
dlerinizle... Ama (Tucum Teyzenin sesi ani bir nefretle deiiverdi)... ama buradan hi
kmayacaksnz! Hi! Hayale kaplmayn. Kzlderililer sizi hi bulamayacaklar,
bulsalar bile ylesine yalanm ve dknlemi olacaksnz ki tahtanz bir
ie yaramayacak. Nehri hi yakndan gremeyeceksiniz! Nininha'nn nehirde
yzp gitmesi ok daha kolay olacak..."
Tucum Teyze umutsuz bir hareketle elini azna kapad. Yal jatabo'ya bir bak yneltti.
Sonra, yreksizce, Nininha'nn gen gvdesine bakt. imdi gzleri yalarla
doluydu.
Aalarn baklarnn birletii derin bir sessizlik oldu, bu baklar nemliydi.
Nininha'nn yz bembeyaz kesilmiti. Soluu kesik kesikti. Birden bu uursuz
itirafn srrn kefediyordu. lk anda nem vermemiti. Ama sonra, o cmle,
kulaklarnda nlayp durmutu; "Nininha'nn nehirde yzp gitmesi ok daha
kolay... Nininha'nn nehirde yzp gitmesi ok daha kolay..."
Byk bir acnn yol at yara, iini szlatt. imdi kaderi aka belliydi,
doduu sra azdan karlan o cmlenin anlam gibi: "Nehre bu denli yakn
doduu iin ok yazk!"
Ban edi ve gzyalarn aktmaya koyuldu.
Yal Landi, gene kargalktan, Tucum Teyzeye bir ahlak dersi vermekte yararland.
"stediinizi elde ettiniz. te ok konuulduunda olanlar."
Jatoba Dede sevgi dolu bir sesle:
"Aldrma sen bu sylenenlere, Nininha," dedi. "Hepsi samalk. Meyveleri
geciktiinden Tucum Teyze sinirli... O kadar..."
Nininha, geceyi znt iinde geirdi. Bu kez, yldzlar parlamaktan baka bir anlam
tamadan parlyorlard. Garip aklama onu gerekle yz yze getirdiinden
tlsm bozulmutu. Gzelliin nesnelerde deil, kiilerin iinde olduunu

kefetmiti. Gzellik yitip gittiinde de, nesneler mat, snk, inanlmayacak


kadar sradan oluyorlard.
Bir an olsun gzlerini krpmad halde, Dede'yle bile konumak istemiyordu.
Tan aarken, gne grndnde, glen Tucum Teyzeydi. Meyveleri sevgiyle memesini
emen yzlerce yeil kabuk halinde patlyordu.
"Dede, son olarak, bana gerei syle, bir daha ban artmayacam."
"sama sapan eyler, Nininha. Canlar istedii iin geldiler."
"Hayr, kk Dede'cik, sen istedin, deil mi?"
"Sana yemin ederim ki, Nininha, byle bir ey yapmazdm."
"yi yleyse."
Sustu ve tepesini szd. Yapraklar ayrlm, allak bullak drt yana dalmt. Buna
zlmedi. Hayatn varlk nedeni gerekten buydu. Yazk ki ok ksa sryordu!
En iyisi kendi sorunlarn bu kadar ok dnmemek ve ilgisini bakalarnn
eylemlerine yneltmekti.
Selamsz sabahsz bir ift kara leylek tarafndan allak bullak edilen
yapraklarna bakmaya devam etti. Yorgun dii, kaygl bir bakla dinleniyordu;
erkek, gelecekte ortaya kacak yuvalarnn plann yapmaktayd:
"Sevgilim, sanrm burada esiz bir yuvamz olacak."
"Kukusuz," dedi diisi glmseyerek.
"Korunmu olacaz burada, sen de nehri grebileceksin yine."
"Bu halimle nehri de gremezsem, sanrm zlem beni ldrr."
Nininha'nn yznde sabrl bir glmseme belirdi. Calamanta, paylatrmay iyi biliyordu.
Bir hayat balangcyd bu.
Nininha iinde, Dedenin btn bunlar dzenledii ve kendisini avutmak iin kara
leylekleri ard dncesini beslemeyi srdryordu.
Gz ucuyla Dede'nin glmsediini grd. Can skacak bir ey yoktu bunda. Dede
o kadar iyiydi ki, btn varl bu sevgiyle alvermiti...
Yeniden kular gzlemeye koyuldu. Ne de kocamand gagalar! Ucunda byk
bir madeni para vard sanki. Hi bunlara benzeyen kulara yakn olmamt.
Kara leylek utu ve dosdoru ormandaki alkla indi. Sarmak paralaryla geri
dnd ve yuvay rmeye balad.
O andan sonra da, Nininha, hayat ve acmasz ynlarn unuttu. "Bir kuun
dallarmda yuva yapmasna asla izin vermeyeceim," szlerini syledii
gnler ok gerilerde kalmt.
Kuun, dal ve sarmak paralarn tamak iin ka kere gidip geldiini
syleyemezdi. al rp rmeye ara verdiinde, mutlu bir sesle ark
sylyordu:
Bir yuva yapyorum
ipirin ve pek gzel
Sevgilim otursun diye;
nnde de bir bahe
Zambakl yaseminli
Sevgilim koklasn diye...
Duruyor, ok tatl bir bakla, arksn hayranlk iinde dinleyip yuvann
yapmn izleyen diisini szyordu.
"Ne diyorsun? Beceremeyeceimi sanyordun, deil mi?"
"Bir harika bu, sevgilim!"
Yuva hazr olduunda, erkek, nehre doru utu, yemyeil bir saz dal ve mor
simbaiba iekleriyle dnd. Hepsini yuvasnn giriine rd ve sevgilisine:

"Bu mor iekler kanatlarnn pembesi yannda enfes duracak," dedi.


"Sen bir tanesin, her eyi dnrsn."
Ar ar, ok dikkat ederek, kendini dallar boyunca brakt dii ve gelip
yuvann zerine kondu. Hareketlerinin hibiri erkeinin ak dolu dikkatinden
kamyordu.
"nanlmayacak kadar rahat."
"Bir eksiin var m?"
"Eksiim yok. Artk yuvay stmak ve beklemek gerek."
Sustular.
Nininha, hayatnda hi bu kadar kibar kiiler tanmadn dnd.
Kular konumalarn srdrdler:
"Beklemekten baka ey kalmyor..."
Dii biraz kzard, sonra kvanla ekledi:
"Eli kulandadr. Yarn ilk yumurtam yumurtlayacam."
"Ka ocuumuz olacak?"
"Daha nceleri ka ocuumuz olduysa: ya da drt."
"Yamur baladnda..."
Bir kayg glgesi gelip geti alnndan, ama tasalarn uzaklatrd dii:
"Yamurun balamasna daha zaman var: ya da drt ay. O zamana kadar
da yavrular bym, ilk uularn yapm olurlar."
Nininha gzlerini indirdi. Kular, istemeden yarasn deiyorlard.
"Drt, sevgilim!"
Honutlukla kanat rpyordu erkek.
Dii, aacn zerinde dikilmi, nehire bakyordu. Tmyle ortaya km olan
beyaz kumsallar, yere serilmi byk bezlere benziyordu.
Erkek ku anlad:
"Nehri ne kadar da seviyorsun, hayatm! imdi ne kadar kulukada yatman
gerekiyor?"
"Bir aydan az."
"O kadar m?"
Ve kt bir i yapyormu gibi fena halde tedirgin gzlerini indirerek yle dedi:
"Sevgilim, biraz da benim kulukaya yatmama izin vereceksin deil mi? Biliyorsun, alt
gnden fazla oluyor sen nehre gitmeyeli, balk avlamayal, gagan duru suya
daldrmayal... Ben de..."
"Budala! Tabii izin vereceim. Bunca bahane arama. br kocalar da ayn eyi
yapyorlar. Babam sk sk annemin yumurtalarnn zerinde kulukaya yatard.
Yumurtalarn zerinde dilediin kadar kalabilirsin. imdi kendimi ty gibi hafif
hissediyorum: nehri yle bir yakndan grmek isterim. Sonbahar ilerliyor,
aalar sararmaya balyor, bu da yamur habercisidir."
Daha yksek bir dala srad:
"Gelebilirsin."
Erkek, sz ikiletmedi, yuvann zerine uzand, nce ireti, sonra daha rahat.
Dii, geni pembe kanatlarn at ve bolua atld. Kocasn iyice gzlemek iin
yuvann zerinde daireler izerek utu. Ardndan, kanatlar ak, ince uzun
gvdesini, kumsala varncaya dek rzgra brakt.
Gnler, daha snd. Gne her eyi kavuruyordu. Uzakta, yabanl otlar yeil
renklerini yitiriyor, lk rzgrn altnda eilip bklen usuz bucaksz bir
alevden yeleye dnyorlard.
Kular zamanlarn saydam sularda ykanmakla geiriyorlard. Nehre ancak

gecenin l saatlerinde yaklaan rkek ve yalnz yaban domuzu, imdi iri ar


gvdesini serinletmek iin gnn herhangi bir annda ortaya kmak tayd.
lkbahar, btn iekleri de yanna alarak ekip git misti. Scak ve amansz sonbahar, ayrm
yapmakszn btn yapraklar sarartyordu. Bir sr kuru yapran, cansz, yere dt ve
topran zerinde ynlar oluturduu grlyordu. Gece, byk canavarlarn tepinmesi iitiliyordu.
Kaplumbaalarn yumurtlamas gecikmedi ve kumsal, suyu arayan minimini
noktalarla doldu.
ok uzakta, insanlar kuru otlar ykyorlard. Nehrin kendine ektii duman, byk
sis tabakalar gibi suyun zerinde dalgalanyordu. Gne bu duman
geemiyor ve her eyi gzleri actan bir nemlilie dntryordu.
Nininha dallarn teker teker inceliyordu. irkinlikleri karsnda dehete dt.
Vck vck bir toz tabakas kabuundaki beyazln yerini almt. Boucu bir
scak duyuluyordu. Gkyznde, koca karnl, tembel ve ar bulutlar
ilerliyordu.
Yamurun ve nehirlerin ykseliinin bekleniiydi bu.
Dallarnn tepesinde, yavru kara leylekler domak zereydiler. Kabuklarn
atrtsn ve ana kuun ucu madeni para biimindeki gagasyla onlara yardm
ediini ak seik duyuyordu. leden sonra yavrular irkin bir sesle cvldamaya balamlard bile: Mzldanmay andran bir cvltyd bu.
Hava karardnda, kara leyleklerin yuvas bayram yerine dnmt.
Yuvalarna dnen btn byk kular, yeni doanlar grmek iin kara leylek
ailesine kadar uzanmlard. Nininha'nn, zsudan yoksun, kurumu yapraklar
batan aa beyazd. Ku tylerinden de beyaz. St beyaz sorgulu leylekler,
jaribu'lar, ince uzun bacakl leylekler, su yelveleri ve evrede, komu aalarda
yaayan btn kara leylek aileleri...
Ana ku, yavrularn kvanla sergiliyordu:
"una bakn!"
Yavrulardan birini sevgiyle kaldrd.
Btn azlardan ykselen bir hayranlk l duyuldu:
"Olamaz! nanlr gibi deil!" Hepsi, yavruyu incelemek iin yaklatlar.
"Tanrm! Harika bir ey bu!"
"Gerek bir mucize!"
"Gzlere bakn!"
Sylenenleri anlama benzeyen yavru ku, iri gzlerini devirip duruyordu.
Gzbebeklerinin dibinde gkyznn mavisi vard. ri yuvarlak gzleri, stne
stlk, upuzun kara kirpiklerle evriliydi.
"Ama bunlar insan gzleri!"
Duygulanan baba kara leylek, karlk verdi:
"Ben de yle diyordum ya."
Ak sakall yal bir jaribu aknlkla bard:
"Credo! Bunca yl yaadm, hi byle bir ey grmemitim. Tevekkeli yaayan
bilir dememiler. Bari bu gzler felket getirmese!.."
"Tanr bizi korusun!" diye bard tekiler.
Ama ana kara leylek mutlu ve tasaszd:
"Hibir zaman byle bir ey olmaz! u kk gzlere bakn!"
Yavruyu biraz daha kaldrd:
"Gkyz gibi masmavi, nehrin suyu gibi saydam. Tanrsal bir kutsamadan baka ey
getiremez" bu gzler."
Aacn zerinde bir mrlt iitildi:

"Hadi bakalm, dostlar! Neredeyse gz gz grmeyecek."


. Ge kalan komulardan bir dii sordu:
"Yamurlar srasnda burada m kalacaksn?"
"Hayr. O zamana kadar yavrular bym olur, hayada uarlar. erilere
gideriz."
imdiden glgelik bir dala tnemi olan baba kara leylek iini ekti:
"Hava scak. Bu yl korkun yamurlar olacak. Gerekli de, nk son yllarda
nehir pek kabarmad."
Esnedi:
"Uykum var. Yarn, avlanmak iin erken kalkmam gerek. imdi fazladan
drt boazmz var."
Ve baba kara leylek.uyudu.
Her geen gn scaklk anyordu. Yavru kara leylekler imdiden yuvadan
dar kyor, gms beyaz tyleri pembe bir ty yumana
dnyordu.
Yumurcaklar su gibi konuuyorlard; yaramazlklarn nlemek iin analar onlar
yakndan izlemekteydi.
Bir sabah ilk deneme uularn yaptlar. Korkuyorlard. Hepsi daldan atladlar
ve ylesine bir rkntyle utular ki Nininha yreklerinin atn iitti.
Hepsinin deil ama. Bir diinin hibir eyden korkusu yoktu. Kahkahalar atarak nehrin
kysna ilk ulaan o oldu. lk kez, uzun acemi ayaklar zerinde, nehrin
sularnda avlanan yine oydu. Acemi kk kardeleri iin her eyi o
kefediyordu. Onlar alaya alyordu:
"abuk renin, sizi smskler! Yoksa geride kalrsnz. Bakn gkyz
nasl."
Uzakta koca koca bulutlar oluuyor, yeryzn tehdit ediyorlard.
gn sonra yavrularn hepsi kusursuz uuyordu. Ana kara leylek, onlar
yannda tutmakta ok glk ekiyordu.
Bir hafta daha geti, bulutlar kara ve rktc oluyorlard.
Jatoba Dedenin gzleri, honutsuzlukla her eyi inceliyordu. Yamurla birlikte
uyuklamas geecekti, ama...
Nininha'ya bir gz att ve znt iinde olduunu fark ederek szlerini kendine
saklad.
Yalyd, dedeydi. Gzleri artk bir szde canll korumaktayd. Hayattan yorgun
dm gibiydi. Hele kuraklk geldi mi, gzlerini birka gn ak tutuyordu.
Sonra yeniden uykuya dalyordu. Yamur balad m ayn ey oluyordu. Ne
kadar acyd, yallk.
Nininha'ya arasra bir gz atyor, onun durumuna gpta eder gibi bir izlenim
brakyordu; hayat artk onu ilgilendirmez olmutu.
Nininha'nn dnceleri dald, nk bir umutsuzluk l ortal
nlatmt.
Bu haykrn geldii yne evirdi ban. Yal Landi, kalar atk ve gzleri
fkeden akmak akmak, yumruklarn skm, gkyzne lanet yadryordu:
"Bu ne byk cehennem azab... Yine yamurlar yaacak. Bense hal buradan
kmay baaramadm!"
Hep dimdik, hep sapasalam ayakta olan Tucum Teyze: 'Ben demedim mi?.. Biliyordum,
burada leceksin ve herkesi tatszlndan kurtaracaksn,' dercesine glmsedi.
Derken genel bozgun balad. Orman tanyordu. Her ynde kouan hayvanlar

grlyordu. Ariranha, titrek bir sesle timsahla konuuyordu:


"Sallanma, geliyor,"
"Denklerim hazr."
Benekli pars arkadalarn armak iin kkredi. Martlar srler halinde
toplandlar, uzak bir deniz kysna doru ilk yola kan onlar oldu. Kaygl
ormann telann yrtc hayvanlarn grltsne kart iitiliyordu.
Perdeayakllar, sarmaklar kopararak, dallan ezerek bataklklar arasnda
kouyorlard. Knlan bambular atrdyordu. Bu delice kou srasnda sklp
atlan asalak bitkilerden kuru iek kalntlar dklyordu.
Tanrm! Hi kukusuz, orman ldrmt!
Sinirlilik btn canllara yaylyordu. Karncayiyen elinden geldiince derinliklerine
girdii orman yolculuunda dzinelerle aynn da birlikte gelmesine ses karmad.
"Gelin... Gelin... Mata Fechada glnde buriti palmiyelerinin tepesine yerleeceiz!" diye
haykryordu lgn papaanlar.
Bir kapibara, srsn yitirdi ve yardm isteyerek umutsuzca inlemeye koyuldu.
Ama yal bir maymun, sabrla, clz parmaklarn uzatp ona yolu gsterdi:
"uradan, yoksa benekli parslarn nne kverirsin."
Orman gerekten ldrmt. Bir tek nehir, yalnzca o, biriken ve rzgrsz
gkyznde srklenen kara bulutlan yanstarak, dingin akyordu. Ayn gn,
kara leylekler harekete hazrdlar.
Baba t veriyordu:
"Sakin olun, sakin olun yavrularm! Vaktimiz var!"
Ama sinirli ve kabna smayan dii yavru, karlk veriyordu:
"Hemen yola kalm! Gle vardmzda herkes en iyi yerleri kapm olacak..."
Ana glmsedi:
"Kk sersem... Orada bir evimiz var... Yersiz yurtsuz kalma tehlikesi yok ki!.."
"Biliyorum anne. Ama ya eve bir tembayku el koymusa?"
"Ne mene bir hayvan bu tembayku?"
"Benim uydurduum bir hayvan. Tembelle bayku karm."
Baba kara leylek, cesareti tkenmi, ban sallad:
"Bu kk, cin arpm gibi. nanlr ey deil..."
Ama ana, yavrunun savunmasn stlendi:
"Brak. Byk bir hayal gc var."
Baba kara leylek, byk bir sarma yakalad ve yavrularna t verdi:
"Her biriniz bunu gagasyla iyice yakalasn. Ananzla ben iki ucunda olacaz,
sizler de ortasnda."
Dii yavru, mrldand:
"Gln!"
"Gln ya da deil, sz dinlemek ltfunda bulunacaksnz kk hanm."
Yuvada son bir denetim yaptlar. Onlar yneten pimanlklard.
"Gidiyor muyuz?"
Ana leylek, yaaran gzlerle evresine baknd. Bouk bir sesle:
"Gidelim..." dedi.
Bir azdan bardlar:
"Elveda, eski dost aalar. Gelecek yl grmek zere. "
rplan kanatlarn sesi iitildi ve az sonra, bir daha dnmemek zere
braklan yuva bombo kald.
Uzakta, gkyznde ok uzakta, ulu aalarn zerinde, kara leylekler yitip giden
minik, noktalara dntler... minik noktalara...

Orman bombo kald. Yalnzca, kaygsz bir tembel, bir biber fidannn tepesine
tnedi ve ark sylemeye koyuldu:
Ne yamur korkutur zm
Ne de gk grltsyle imek
Ya gzel yamur, tatl yamur
Serinlet yreimi...
Derisi yzlen bambunun cayrtsn andran sesi kesildi ve bir mucize sonucu hl
biber fidannn zerinde kalm olan srgnleri kemirdi. Bu arada gkyznde
bulutlar gitgide ylyordu. Ik kalmamt ortalkta, oysa gece deildi.
Sert, sinirli ve boucu bir rzgr, nehrin yzeyini dalgalandryordu. Genellikle araf
gibi olan su, o andan sonra, doaya egemen olduunu bildirerek fkeyle kumsaln
kumlarna saldrmaya balad.
fkeli rzgr, aalara bindirdi. Kuraklk srasnda biriken tozdan kabuk,
rzgrn saldrlar karsnda yanlyordu. Orman amanszca
krbalanmaktayd, inliyordu. Korku, gece boyunca da srd. Yldzlarn bile
parlamaktan ekindii rktc bir geceydi.
Gk grlts, uzaklarda homurdanyordu. Rzgrn hz anmaktayd. Ulu aalar
btn dallaryla titriyor, atrdyorlard. imekler kl gibi akyor, gk
grltleri gitgide yaklayordu.
Nininha, sesleri iitmemek iin kulaklarn tkamak isterdi ama korku elini kolunu
balyordu. Kollarn bken ve kck kuru dallarn koparp atan bu acmasz
rzgra kar elinden bir ey gelmiyordu. Hl zerinde kalm olan yapraklar
amanszca koparlyor, bu arada rzgr slk alyor ve yapraklar ulu
gvdelere doru savuruyordu. Sarmaklar kendi kendilerini krbalamaktaydlar. Bu iblise fkeye kar hibir yola bavurulamazd.
imdi, imekler onu neredeyse kreltiyordu. Nininha gzlerini kapyordu, atnda gndz
gibi aydnlanan nehri gryordu, stelik nehir alev saan mealeleri yanstmaktayd.
Yldrm, kkleri bile sarsarak nehrin br yakasna dt. Nininha
neredeyse korkudan baylacakt. Bir alev dili geniliyor, her eyi yutarak
rzgra kaplm yaylyordu.
Yamur yeryzne akt. Yeniden doan nesnelerin gl kokusu her yan
kaplad. Kovalar dolusu su iniyordu gkyznden. Amansz rzgr iddetle
yaan yamuru srklyordu.
Bu yepyeni, akr akr yamur tad, kuruyan kabuklar iin iyiydi. Yldrm,
aalarn tepesinde asl kalmaktan korkuyordu; her imekte, kapkara, slak ve prl prl
ortaya kyordu aalar. Yamurun iine iledii toprak, binlerce kuru yaprak ve
iein kokusuna karan ac bir koku karyordu.
Bir an doa sustu. Rzgr kesildi. Yamur durdu. Sanki durgunluk geri gelmiti
birden, korkun bir gmbrtnn izledii usuz bucaksz bir k ormann zerine
kt. Nininha'nn btn varl, en ufak kklerine dek acd. Bir ey grmez oldu
ve kendinden geti.
Bu halde ne kadar zaman kaldn syleyemezdi, ama yava yava kendine geldi.
imdiden ok ilerlemi olan gecenin karanlnda frtna uzaklamt. Zorlu bir
yamur gkyznden akmaya devam ediyordu. Nehrin br yakasnda ate
snmt.
Bir ses, alack, clz ona seslenmekteydi:
"Nininha!.. Nininha!.. Orada msn?"
Tucum Teyzenin sesini tanmakta glk ekti:
"Bana bir yy gelmedi ya?"

"Hibir ey gelmedi. Baylmm..."


"Ben de. Hayatmda grdm en byk imekti bu."
"tekiler ne durumda?"
"Landi de bayldn syledi."
Korkun bir nsezi her yann kaplad ve kaygyla sordu:

"Ya Dede?"
Kendinden geip bard:
"Dedecik!.. Dedecik"
arsna bir tek yamur ve karanlk yant veriyordu.
"Sakin ol Nininha! Barp armak bir eye yaramaz. Gnn snmasn beklemek
zorundayz."
Ve gn, ac olaylarn dorulann da birlikte getirdi. Kapkara, tepeden
trnaa kmr kesilmi, hl duman tten, ortadan ikiye yarlm Jatoba Dede, l
olarak yerde yatyordu.
Nininha'nn gzyalar yamura karmaktayd, ama yal Jatobay diriltme
yeteneinden yoksundu.
Btn yapraklan ve kk dallan yldrm tarafndan yutulmutu.

"Dede... Dedecik!.." diye ona tatl tatl seslenmek bir ie yaramyordu.


imdi sonsuz bir uykuya, dalmt. Ne kuraklk, ne de yamur mevsimi, son gnlerde ok
gsz olan tatl gzlerini yeniden aabilirdi.
Tucum Teyze hkrd:
"Darbeyle btn meyvelerimi yitirdim. Bymt hepsi!.. Neredeyse
olgunlamlard..."
Kabuu kararan ve gzelleen yal Landi, acl bir sesle mrldand:
"Nur iinde yatsn."
Bir hafta sreyle i karartc bir suskunluk iinde durdular. Bir tek yamur yayordu
sanki. Ve yamur, yal Jatoba'ya lm getiren byk yamur, her yanda yeni tohumlara can vererek, binlerce minik bitkisel hayata yaama dn ve umudunu
getirerek yeryzne egemen olacakt... .
Yamurun altnda bir ses ark syledi. Yeniden biber fidannn srgnlerini
kemirmeye balayan tembeldi bu:
Ne yamur korkutur zm
Ne de gk grltsyle imek
Ya gzel yamur, tatl yamur
Serinlet yreimi...

Nininha kendini tutamad:


"Kes sesini, budala! Frtna boyunca bir ot gibi titredin durdun. Yakardn bile
belki. imdi, u teki dnyadan gelen sesinle bizi canmzdan
bezdiriyorsun."
Ve balad ykselen sularn geit treni. Daha nce bembeyaz olan nehrin bu
kesimi, gnden gne kabaran amurlu kalntlarla kaplanyordu gitgide. Sularn
doyumsuzluu her eyi yutuyordu. ki yakadaki dayanaklar nehrin temizliini
bozmak iin yklyordu. Deli su kabaryor ve kuraklk dneminde uyuklayan sular
yeniden daha hzl komaya balyorlard. nceki yllarda da byle olmutu.
Kumsallar aprtlar arasnda ortadan kayboluyordu. nanlmaz gibi geliyordu, ama
kanlmazd bunun olmas. Beyaz avukularnn avlandklar, zeki jaribularn
hava kararrken toplant yaptklar, leyleklerin uzun bacaklar zerinde komay
sevdikleri, su tavuklarnn, keten kularnn, martlarn mola verdikleri, timsahn
gnete romatizmalarn stt, kaplumbaalarn yumurtlad yerde... her ey,

nne geleni rten, dne dne koan, homurdanan, kprp duran bir suyun
altndayd.
Ve nehir hl kabaryordu. Yamur, aalarn evresinde byk su birikintileri
oluturmaya balad. Su birikintilerinin bulunduu yerde sivrisinek kmeleri
toplanyordu. Yamur her eyin tadn kardndan, gece, mzikli yann
yitirmiti. Gecenin, yldzlarn, ayn arks, iri kym a sivrisineklerin tekdze ve
sinir bozucu vzltsna brakmt yerini.
Nininha btn bunlar dnyordu. En kts de, Dedenin kararan, paralanan,
yans sularn altnda kalan, sonsuzlua dek suskun ve l, dalm gvdesiydi.
Yamurla birlikte, bir yn yeil ot, gvdesini evreleyip kaplayarak bitiyordu.

Tm kumsallarndan yoksun kalan nehrin zerinden, akntyla srklenen


ulu aa gvdeleri yaknarak geiyordu.

Byk bir korku, usuz bucaksz bir korku Nininha'nn her yann kaplad. Kaderi
buydu ite. Yamur Mart sonuna dek srecekti. Nisana uzad da olurdu. Daha
Kasmn son gnleriydi... Landi'nin bir sznden tr kayglanmaya balyordu:
"Yamurlar Martta kesilirse sular sana erimez."
te yandan, amatac tembel, hep ayn eyleri yineleyip duruyordu:
"Gzn sevdiimin durmak bilmez yamuru! ki yldr byk bir yamur
grmedik, nehir de yle bir esasl kabarmak bilmedi."
Yamur, aacn korkusuna kaytsz, durmak dinlenmek bilmeksizin grevini
yapmaya devam ediyordu. Usuz bucaksz ve slak gecede, srklenen ulu
gvdelerin grlts Nininha'nn uykusunu blyor, onu karabasanlara
bouyordu. Yrei devaml hoplamaktayd. Kalan dallaryla kyya srtnp geen
aac uzaktan tanyordu.
Gen ve hayat dolu gvdesinin bazan bakaldrdn duyuyordu; Calamanta'nn planlarna
kar bakaldrdn. Yemyeil yeni yapraklarn; prl prl, beyaz, kurak mevsimin
tozlarndan arnm gvdesini gryordu. evresinde br aalar da yeile
brnyorlard, ama kendileri iin umut ve uzun hayat anlamna gelen bir yeile.
Topraa yaylm kk su birikintilerinde yansmalar ne gzeldi!
irkin ve kasvetli olarak, bir tek, her gn daha kararan ve sularn altna iyice gmlen
Dedenin gvdesi kalmt geriye. Aalarn bazan ayakta lmediklerini dndnde neredeyse hkrklara boulacakt.
Aralk geti, yamurdan parmaklarn Ocak ayna uzatarak. Daha da slak ve
sessiz olan Ocak, yerini ubata brakt.

Gkyzn inatla igal eden kuruni rengin yerini kesinlikle mavinin alaca umuduyla
gzlerini havaya dikerken, sryordu Nininha'nn kaygs.
Ama nerede! Sanki bile bile oluyormu gibi, dallar imdiye kadar grlmemi bir yeille
kaplanyordu. Bitkisel hayatnn doruuna ulamt. Olduu yerden, ta yukardan,
her eye bakabiliyor, bunca yeillik yznden ryen ormann usuz
bucakszln grebiliyordu. Gvdesinin gcnden, kendi olgunluunun
gzelliini hissedebiliyordu. Ve dallarnn ucundan, rktc bir biimde, kabaran
nehri gzlyordu.
ubat da geip gitti, her gn sulara boulmu olarak.
Mart hibir umut getirmedi. Nehir, kylarnn yksekliine ulamt. Deli su iyice
kabarmt ve srkledii aalar, amasz, unutulmulua doru yzyordu.
"Peki, dostlar. Burada skldm artk. Gyorum."
Onlara veda eden tembeldi bu. Hibir znt duymadan, ar ar yolu tuttu.
Geceleyin gkyz, yldzlar nasl gstermiyorsa, gndzn de gne yle
lyd. Yamur, yamaktan bezmiyordu. Biraz durmas da, daha sonra
amansz ve srarl bir biimde yeniden yamaya balamak iindi.

Ve bylece Nisan geldi. Nehir ylesine kabaryordu ki, Nininha'nn kklerine dokunuyordu.
Aa, suyun souunu deil, gvdesinin btn deliklerinden fkran korkusunun souunu hissediyordu.
Geen her gn sular biraz daha, biraz daha szyordu topraa. Kklerini tutan tmsek
yklmaya balyor ve henz olgunlamayan, desteksiz filizleri ortaya
karyordu.
evresinde toprak yumuuyordu.
Artk hznden sz edemez olmutu; sinsi, amansz, korkun hznden!
Neden bir kerede gelip iini bitirmiyordu sanki? Dallan bekleyile titremekteydi.
Elleri dert grmesindi, acyp Dedeyi ldren yldrmn! Hi deilse Dede, bu
acy duymamt.
Tucum Teyze artk konumuyordu. Btn gn gzlerini sudan ayrmaz olmutu.
Acsn arttrmak iin yal Landi de hi homurdanmyordu. Bazan Tucum Teyze, yksek
ve herkese tepeden bakan Landi"yi szyor, iendi kendine yle diyordu:
"Bu su hibir zaman ona eriemeyecek. Kzlderililer de kefetmezse burada lecek."
imdi, biraz gl ilk rzgr, Nininha'y sularn iine devirebilirdi. Hi deilse yamur
kesilseydi, nehrin ykselmesi dursayd... ama hayr! lerliyor, gitgide daha amurlu, kpkler ve
anaforlarla dolu, ykseliyordu.
Ayn ortas geldi att. Kar kyda rzgrn hz artt ve nehrin sularn her
zamankinden daha da diken diken etti. Nininha, umutsuzlukla patlama
belirtileri gsteren kasrgay kollad. Rzgr btn iddetiyle yapraklarn
sarst. Glkle ayakta duran gvdesi salland.
Tucum Teyze inledi:
"Sk tutun, Nininha!"
Umutsuzluk her yann kaplad.
Landi bouk bir sesle bard:
"Pes etme, kzm! Sk tutun, rzgra dayanacaksn."
Nininha, Landi'de de bir ruh olduunu kefediyordu, gizlemeye alt gzyalar
akyordu prtkl gvdesinden aa.
"Sk tutun Nininha! Yamur daha gsz, gne kalmadan duracak. imdi
dayanrsan ok daha uzun sre yaayabilirsin."
Ama rzgr gleniyor ve dayankszl kendini brakyordu.
"imdi ok... ge... ok... ge..." '
Landi, Tucum Teyzeye bakarak onaylad:
"Artk yaamak istemiyor!"
Szleri uzaklara srklenerek yitip gitti. Rzgr gitgide gleniyor ve sular, delicesine, akl
almaz bir raksla saldryordu. .
Nininha ba dnmeleri duymaya balad. Rzgrn sl btn gvdesinde
nlyordu. Dorulmay beceremeden sallanp duruyordu. Sadan sola, soldan
saa gidip gelmekteydi. Ba dnm, drt yana dnp duruyordu. Gvdesi
belinin gszlne oranla ard.
Bir atrt! Gc kalmad. Tucum Teyzenin korkulu lyla birlikte gvdesi nce
hafiften, sonra btn iddetiyle amurlu sulara devrildi.
O an byk souu .hissetti. Nehir, byk anaforlarn ortasnda onu
dndrerek srklyor, .deli su ok telere ekiyordu.
Gten dm, bitkin, doduu yeri belli belirsiz seiyordu. Kendisine veda
iaretleri yapan Tucum Teyzenin ince uzun gvdesini son olarak grebilmek iin aba harcad. Landi'nin gr dallarndan yalnzca kk bir leke seebiliyordu.
Bundan byle hibir eye balanamazd. Tekneleri rktmeye hazr, bir nehir

hayaletine dnmt artk...


Gsz ve gitgide yerek, bellei zayflyordu. ocukluunu belli belirsiz
hatrlayabiliyordu. Daha belirgin bir dnce kurcalyordu kafasn. Rzgr,
nehrin bu kadar yaknnda domasna yol amaktan sorumlu muydu? sama
sapan dnceler... Hibir eyin nemi kalmadna gre niin bu saplantnn acsn
ekmeli? Rzgr, hi kukusuz, iradesinden ok daha gl birinin buyurduu
grevi yapyordu.
Ya yamur? Neden onu dnyaya getirmiti? Bunu da dnmemesi
gerekiyordu. Kendisini hayat denen hzne altran yamurun nemli
parmaklarna kar nankrlk ediyordu belki.
En iyisi uyumakt. Uyurken, g harcamam olacakt.
u souk! Gndz demeden gece demeden ilerlemek zorunluluu! Ve de nereye?
Kzlderililerin arklarn iitiyordu. Kayklarnn grltsn iitiyordu.
Bunlar gibi bir kaya dnmeyi dleyen yal Landi'yi hatrlad...
Dleri oald. Tatsz da deildi bunlar. Gzlerini aralad anlarda, peneyi
andran, ypranm, yapraksz dallar seiyordu glkle.
Bir gn bir k gzlerini kamatrd. Gzlerini ar ar at ve heyecandan
alayamad bile:
"Gnaydn, gzeller gzeli gne! Yazk ki n gvdemi bylesine irkin
buldu. Gryor musun? Trm belirleyen o beyazl yitirdim. Bende kalan az
buuk hayat krntsn sttn iin sana teekkr ederim."
Uzakta, hayatn l yayld. Bir Kzlderili, kulbesinden kt ve Tanrya yle
dedi:
"Yamur kesildi!.. Yamur kesildi!"
Nininha, kularn geri dneceini ve hayatn onlarn btn arklarnda da
yeniden doacan dnd.
Yeniden uykuya dald.
Ne olmutu? Nehir akmyor muydu artk? Yeni durumunu anlamakta glk
ekiyordu. Duyarll yitip gitmiti.
Parampara gvdesi bir kumsala m vurmutu? Dnmeyi denedi. yleyse?
yleyse kurak mevsime ulalmt ve kendisi btn bu sre boyunca
uyumutu. Bir ey duyuncaya dek gnler geti. Neydi bu? Kumlarn zerinde
trdayan ayak sesleriydi. nl insanlard bunlar, yksek sesle
konuuyorlard:
"unu keseceiz... Gece esasl bir ate yakarz."
Nininha buna hi zlmedi. Adamlarn oduna gerek duyan avclar olduklarn
anlad.
Ksa balta srtna indi. Gvdesinden bir sr para kestiler. Nininha, geriye
kalan hayat paracn kklerinin bir kesine toplad.
Ve yeniden uykuya dald.
Garipti, yeniden ilerliyordu... Nehrin sularnn souunu duyuyordu. Gerekti bu.
Ama hibir ey grmez olmutu. Yalnzca iitebiliyordu. Gvdesinden arta
kalan kk para, akntyla birlikte iniyordu. Bylece, bir yldan uzun bir sre
uyumutu! Nereye gidiyordu ve bir daha nerede uyanacakt? Ama yeniden
uyanabilecek miydi ki?
Sularn ortasndan gelen bildik bir ses ona yle dedi:
"Naslsn?"
Sordu, krlnden tr:
"Kimsiniz, bayan?"

"Beni tanmadn m?"


"Evet. Sesiniz bana bir ey hatrlatyor..."
"Seni okayacam ve tanyacaksn beni."
Gvdesinden kalan para zerinde yumuack parmaklar hissetti ve bir rperti her
yann dolat. Bu dokunuu kimse unutamazd. Duygulu bir sesle:
"Biliyorum. Siz hayatn elisiniz." dedi.
"Evet, kzm. Domana yardm eden yamur bendim."
"Peki, beni nasl tandnz? ok yal, ok ypranm, kolu baca kesik ve
krm..."
"Yreimiz, yarattmz gzel eyleri unutmaz."
"Ama sizin de bir nehir yaratmanz gerekmiyor muydu?"
"Evet, sanyorum. Sonunda, glkle nehre dklen kk bir ay yaratmay
baarabildik. O kadar! Ama elimi abuk tutmalym. Elveda, kk! Kendini
nasl hissediyorsun?"
Nininha, karlk verirken minnetle glmsedi:
"ok iyi... Ama mthi uykum var... Elveda!"
Ve bir daha uyanmamak zere uyudu.
Rosinha sustu, geceye bakt, Ze Oroco'ya bakt: "Uyuyalm artk. Akrep tam
tepemizde, geceyarsn bildiriyor." .
Ama Ze Oroco dnceliydi. Bir sigara yakt:
"Bu hikyeyi her anlatnda biraz daha gzel oluyor. Syle bana, Rosinha,
kaym... Btn bunlar nasl bu kadar iyi biliyorsun?"
Rosinha, dostlukla glmsedi: "Sana bir sr vereceim. Bunu hak ediyorsun. O yal,
homurdanp duran Landi'yi hatrlyor musun? te onu Kzlderililer bir gn
kefettiler ve... Landi, ROSNHA oldu."

Tatl gece
Bir yandan scaklk artar, artar, leden sonray dayanlmaz klarken, ne kadar
acmaszd saniyelerin, dakikalarn, saatlerin tekdze geip gidii.
Doktor, imdi Pedra kylarnn btn girdisini ktsn biliyordu. Nehre
bakyordu, gelip geenler hep ayn kayklard, ayn saatte avlanan hep ayn
balklard. Hayatn her zerresinin sonsuz bir yan vard.
Hama sallad. Hunim iin bile yeterince yer yoktu. Biraz fazla gerilip sallasa
ya hamak fena halde gcrdyor, ya da bir duvara, eski bir masann kesine
tosluyordu.
Kendini tembelliin kollarna brakp her trl istei yok etmeye alarak,
karnna akan, kll ve her zaman plak olan gsnden aa inen tere
kaytsz kalarak, gzlerini kapyordu. En iyisi oturmakt ve oturdu. En iyisi
sigara imekti ve bir sigara yakt. nce sigara duman utana skla dald.
Sonra, dmdz ve dimdik ykseldi. Bu geveklik sinirine dokundu, bir duman bulutu fledi.
Sinirli sinirli dalgalandn grd. Sonra sigara duman yeniden doruldu.
Kapya kadar yrmek iin yerinden kalkt. Madrinha Flor, tepesinde bir
amar dengi, Kzlderili kulbelerine doru iniyordu. Kukusuz bunlar kendi
amarlaryd. Kukusuz Madrinha suya girecekti.
Kendisi de ayn eyi yapabilirdi. Saatine bakt: . Daha erkendi. imdi
yzmeye gitse bir saat sonra dnecekti, o zaman yine scan elinden
ekecei vard.

Nehrin ortasndaki bir adann zerinde, adamn biri fasulye dikiyordu. Belki de
ttn. Karpuz deilse tabii... Srtnda gmlek yoktu ve gsne saldrp duran
sivrisineklere aldrmaz gibiydi.
Giribel, iki gnlne ortadan kaybolmutu. Hayvan gderek ya da uzak bir
glde balk avlayarak, doayla har neir dolayordu herhalde. Sevimliydi
yumurcak! Ortaya kmazsa, suyun rktc bir derinlikte olduu sarp kynn
yaknndaki kumsallardan birinden nehre girmesi gerekecekti. Yumurcaklarn
ynla piranha avladklar yerden. Bunu dnmek bile rahatsz ediyordu onu.
Sertao'nun her eyi lgnd. Bir kz yarm saatte yiyip bitiren ve olta inesinin
ucuna taklm krmz bir paavra parasyla bile yakalanan, suyun dnda
bile srmaya devam eden piranhalar, Piranhalar yzene saldrmazd. insanlar,
piranhann dalgalanan suya sayg gsterdiini sylerlerdi. Su da urada ve
orada dalgalyd. Doktor bakyor, bakyordu. Onun gznde ban nereye
evirse su hep aynyd. Neyse ki balklar kendisi kadar cahil deildi.
Tembelce gevekliini biraz silkeledi ve harekete geti. Kulbeden dar kt ve
gnele kar karya geldi.
Lap, lap, lap... tozu emen, biraz kaldrlm olan pantolonun paalarndaki tozu ve
tozda koyu renk izler brakan sandallar.
Otlarn hafiften boy verdii bir patikaya sapt. Ama orada hava scakt. Bir
ylanla karlaabilirdi, hem de carrapate'lerin ve minik kurtlarn tam zamanyd. En
iyisi, ar, bir zerresine bile rastlanmayan havaya glgelerini uzatan aalarn
bulunduu nehir boyunca yrmekti. Ah! Bir piqui fidan! Kentlerde satmak
zere iki ielerine doldurulan ey karlyordu bundan.
Paavralara sarnm, salar srlsklam ve teni hl nemli, yal bir Kzlderili
kadn, yamac trmand. htiyar boynunun tepesinde dengelenmi bir testisi
tayor, iki prsk balon gibi sarkan iren memeleri, birtakm canllar
beslediinden kukuya dryordu insan.
"Biliyor musun?" dedi. "Havlumla sabunumu almak iin kulbeye dneceim."
evresine baknd. Tek bana konutuunu iitecek kimse yoktu.
"Bir ey yakaladnz m, Coronel?1"
Yal adam, gzlerini krklklarnn arasna gmerek ykseldi ve doktoru
selamlamak iin apkasn kard:
"Kck bir ey. Bir tanecik rezil balk. Piranha bugn nuh diyor peygamber
demiyor."
Yal adamn oltasn sarktt kayn ucuna oturdu. Terleyen ayaklarn
akarsuya daldrd.
"Siz avlanmyor musunuz doktor?"
"Btn gn elde olta bekleyecek sabrm yok!"
Yal adam yine gzlerini gizleyerek gld:
"Canm, btn gnnz sabrla, kitaplardaki bir sr harfi kafan/a
doldurmakla geiriyorsunuz... Asl ben buna g i derim."
ineyi yle bir oynatmak iin sustu. Yem kurtulmutu, pasl ineye sakin
sakin baka bir balk paras takt. Yeniden konumaya balad, bylesi iyiydi,
nk doktor bir ey sylemeden durduka dilinin kuruduunu hissediyordu.
"Cesaretim olmad iin burada balk tutuyorum. Kay u sazlara kadar
ekmek yeter, u nehrin dirsek yapt yere, yle balk avlarm ki orada! Bu
saatte, bu gnele, beyaz balk, sarand meyvelerinin ardndan bir metre
atlar. Hi grdnz m bunu, doktor?"
"Hayr, Coronel."

"Yolculuk ettiiniz zaman da m grmediniz?"


"Motorun almas gzlerimin kapanmasna yeter."
' Coronel: Komutan.

"Byk kent insan olduunuz iin. Alkn deilsiniz. Ben de oralara gitsem ayn
ey olur, glde bir yer var ki balk dolu, harika. stelik glde, tucunare yuvas
olan bir de kuyu var... Ama bunlarn hibiri, akntya kar nehirde ilerleyen bir
matrinxa srs kadar gzel deildir. Bir tek esinti, bir tek rzgr olmayan nehirde.
Hi bunu grdnz m doktor?"
"Hi grmedim, Coronel."
Yal adam doktora ciddi ciddi bakt, sonra kahkahalarla gld. Aka
belliydi ki, hibir ey bilmeden yaanmas onu artmt:
"Hibir pirara grmediniz mi? Bir matrinxa? Onun ne olduunu bilmiyor musunuz? Ya
da bir papaterre? Bir pirarucu?"
"Btn bunlarn iinde bir tek pirarucu'yu biliyorum. stelik o da bir hikyeden tr."
Birlikte gldler.
Doktor bu ilgin ihtiyar yoklamaya karar verdi:
"Coronel, bana bir ey syler misiniz... u Ze Oroco denen adam gelecek mi, gelmeyecek mi?"
"Hi kukusuz gelecek. Biraz beklemek gerek."
"Gerekten deli mi?"
"Valla yle. yi yrekli bir deli! O olmasa bir yn eyi bilmezdik." .
Doktor, kulaklarn iyice at:
"Nasl yani?"
"Sularn iyice kabaracan, byk yamurlarn ne zaman balayacan,
baln ne zaman yer deitirdiini o bildirir..."
"yi ama btn bunlar nereden bilebilir?"
"Dinleyin, doktor, bana inanmayacaksnz ama..."
"Amas ne, Coronel?"
"Ze Oroco biraz bycdr, birtakm eyleri herkesten nce renir..."
"Nasl baarr bunu?"
"O anlatr."
"O kim?"
"Rosinha, kay."
Adam yerinden yle bir srad ki az kald ihtiyar suya deviriyordu. Grne
baklrsa, tek deli Ze Oroco deildi. Burada herkes biraz kak olmalyd.
Kendisinin de btn bunlara inanmaya balayp balamadn, gerek
hastann kendisi olup olmadn bile dnyordu.
Biraz uzaklat, soyundu ve nehre girdi. htiyarn balklarn rktmemek iin
yavaa gmld suya.
"Yaknda grmek zere, Coronel... yaknda..."
"Yaknda grmek zere, doktor... yaknda..."
Madrinha Flor, giysisini kard, bir tek kombinezonuyla kald. Scaa byle daha
kolay katlanlyordu.
Nehrin kysna indi ve amar tahtasn aa doru yerletirdi. imdi, btn
gn ayn kaygy duyacakt. Nehrin suyu alalmt ve tahtay tutan
erevenin elden gemesi gerekiyordu.
yandan yaplma sabunu amar ynnn zerine koydu. Ayaklarn suya daldrd ve bir
melein elleri, ayaklarn okuyormu gibi geldi.
Madrinha Flor, telasz, ayaklarn birbirine srtt. Tepeden trnaa suda
kendisini seyretmek iin bir an durdu.

'Yeter ank Fro, hadi amarn yka!'


D dald ve hl diri olan baldrlarnn dolgunluunda onu istekten tir tir
titrer brakt.
amar ayrmak iin eildi. Dnd: "Nasl oluyor da bir adam bu da
bana bylesine ince ve beyaz gmlekler getiriyor? Bu kadar pahal eyler
satn almak iin biri sr para harcamak gerek ve para bir trl yetmiyor
insanoluna."
Btn gmleklerin kollarn at ve bu ii yaparken erkein kokusunu duydu.
Kendini tutamad, gmlei yzne yaklatrd. Erkek kokusu buydu ite!
Gerek bir koku!.. Ho bir bedenin kokusu! Sertao insanlarnn amanszca
srkledikleri toz, gne, tuz ve balk kokusuna karan kaba ter kokusu deil.
Bir an ba dnd.
'Silkin, Fro, bugn bir hosun sen!'
Ama yumuack ve ho kokulu gmlei, ter iinde ama yine de gzel olan
yznden uzaklatrmann mmkn yoktu.
Bu gmlek hayat tayordu. Ve hayat bu gmlekten fkrp Madrinha Flor'un
iine giriyordu... Erkee dokunmutu... Ya adam! Ph! Madrinha Flor, doktorun
dikkatsizlik sonucu masann zerinde unuttuu para dolu (hem de ka para)
czdann kartrdn hatrlyordu. Karsnn ve bir sr ocuun resmi vard
czdann iinde. Dnn ki kadn kendisiyle aa yukar ayn yatayd. Ancak daha bakml, daha genti. Ama bacaklara gelince, giysisinin altndan
grnd kadarna baklrsa, kadnn bacaklaryla kendi bacaklarn
kyaslayabilirdi... evet...
'Fro, akam olacak ve amarn kurumayacak.'
Ne nemi var? Dnerken gmlekleri st ste yar, ertesi gn de hepsini ipe dizerdi.
D kurmak gzeldi, parayla da deildi. Gmlei elinden brakmadan fotoraf
dnyordu. Hafif bir rperti dolat teninde. Evet... fotoraf... Adam,
kendisine gre deildi. Bunca ocuk dourmak iin olduka uzun bir zaman
gerekliydi! Uzun gzel geceler. Buydu gerek: Beyaz insanlar gzel
douyorlard; nk yataklar ve araflar, geceleri gzelletiriyordu. imdi
doktor ok yalnz, ok dertli olmalyd. Kukusuz, nehir boyundaki baka
kylerde birka tombul gt yoklam olmalyd. Bundan kukusu yoktu. Byle
bir adam, o pahal kokusuyla kollarn kavuturup bekleyemezdi.
'Fro, bunlar eytanca dnceler! Adamn seninle ilgisi yok! Dinle biraz, o bir kent
doktorudur...'
Ne olmu? Tek bana d kurmakla kimsenin bir eyini elinden almyordu ki...
Bir ey alyor muydu? Gmlei yznden uzaklatrd, le sonrasnn
kokusunu iine ekti, ama le sonras, erkein kokusuyla kaplanmt. O ak
renk, haman beyazlna dalm salarla kapl ba... Bu ipeksi eye
parmaklan daldrmak ho olurdu. Sonra eller, yava yava, kadifemsi gse.
Ellerinin grd kaba ilerden sertleip nasr baladn hissetmeyecekti
adam...
'Hadi, Fro, sen amarn yka. Dlerini sabunla. Akamn yaklatn grmyor
musun? Saat drt rzgr nehri uyutmak iin esmeye balyor...'
amar btnyle suya daldrd. Kabarcklar bezi iiriyordu. Sabunu
kprtt ve ark syler grnmek iin aklna eseni rd.
amar kumun zerine yayd ve suya girmeye karar verdi.
Rzgr sivrisinekleri uzaa srklemiti.

Madrinha Flor salarn zd ve suyun iine oturdu. Gmlekleri ykad


sabunla sabunland. Uzun salarn slatt ve kumun zerinde, nehrin
yatanda, bedeni suyla kapl, ykanmay bitirirken byk bir honutluk iinde
kalakald.
Salonun tepesinde asl duran lamba ne byk bir hzn yaratyordu! sli cam
gmlein tutsa olan clz k glgeleri abartmay baaramyordu; yalnzca,
usuz bucaksz, sonsuz bir hzn yaymakla yetiniyordu.
Doktor, gzne uyku girmeden, sallanp duran hamakta yatyordu.
Chico do Adeus, ierilere doru yapt yolculuktan daha dnmemiti. Kk
odasna kapanan Madrinha Flor, karanlkta yatan gcrdatyordu.
Nehrin br yakasnda, beyaz kumsaln zerinde, hayvanlarn lklar ve
yaknmalar birbirine karyordu. Her tn, her grltnn anlamn
aklayacak Chico do Adeus da orada deildi.
Kolundaki saate bakt, akreple yelkovan kmldamyordu. Saati kurmay
unutmutu. Ve gemek bilmeyen u Allahn cezas zaman! Ve u bir trl
gelmeyen bel herif! Kaygsn datmak iin elini alnnda gezdirdi. Neyse ki
gece serindi ve bedeni gnn boucu scandan kurtulmutu.
Bir kpek havlad. Biri koarak yaklayordu. Kpek, gzda verircesine
homurdand ve sustu. Gelmekte olan tanyordu. Koarak gelen, kapda soluk
solua durdu:
"Doktor!.. Doktor!.."
Doktor hamaktan aa atlad. Madrinha Flor klnn derbederliini unutarak
tella kapy at. ok nemli bir ey olmutu. '
"Doktor!.. Doktor!..."
Giribel'in gzleri yuvalarndan dar uramak ister gibiydi. Terden parlayan yz
sapsar kesilmiti.
"Ne var, kk?"
Ama ses kmak bilmiyordu; bouktu, snmt. Glkle ocuu ieri almay
baardlar. Bir bardak suyun ve bir yn abann ardndan konuabildi. nce
ar ar; ama sonra, iin ciddiliini hatrlayarak, drtnala... En ufak bir ara
vermeden, st ste gelen btn szckleri ksaltyordu.
Wuie-dama...benekli pars tahta perdenin orada zerine atlad karn yarld buradan uzak
deil doktor onu kurtarr ko dediler abuk ama tanr akna!.."
"Buraya getiremez misiniz? Ona burada bakarm." Doktor pantolonunu dzeltti.
Madrinha Flor, kombinezonunu gizlemek iin srtna ald yorgan bedenine
sk sk sard.

Doktor bir kk anta ald ve Madrinha Flor'dan ineleri kaynatmasn istedi.


Gazl bez, flaster, mikrop ldrc il. kard...
Masann zerine eilmi btn bunlar yaparken, dank salar alnna
dklyor ve lambann nda beyaz bir kumsal zerindeki aynn
gms rengini alyordu.
Soru sormak istemiyordu ama, bir kadnn, bu saatte, tahta perdenin orada ne
yaptn merak ediyordu. Sonra tahta perdenin kulbeden pek uzak
olmadn ve son gnlerde sk sk yaknndan getiini dnnce rperdi.
Giribel, bir mulher-dama olduunu sylemiti. Sertao'dan olmad halde, kendisi
bile bir mulher-dama'nn ne olduunu biliyordu. Kukusuz zavall kadn, kars ok
kskan olan bir adamla gizlice buluacakt. Ve birden benekli pars! Karnna

bir pene! Elimde olmakszn bir ktlk dnmeden, tahta perdenin orada
bir akarsu olduunu ve lk gecelerde kadnn, giysilerini yastk niyetine
bann altna alp suyun iine uzandn ve serinlediini dnd. Benekli
pars da, ses etmeden...
teki kulbelerde yaayanlar, Giribel'in lklaryla drt yana yaylan olay
renmilerdi. Koarak geliyorlard. Hepsi de izin istemeden ieri giriyor ve
ses karmadan doktorun hazrlklarn izliyorlard.
Madrinha Flor, hl fokur fokur kaynayan su dolu tencereyle yaklat.
Bakalar da geldi. Siyah sakall, bir ttn paras ineyen ve konuurken
bunu bir yanandan tekine aktaran bir adam yorumlad: '
"Tam bir kym oldu! Karn yukardan aa yark... Hem de gz ap
kapayncaya dek, aman diyecek zaman bulamadan olmu!"
Doktor bir an durdu. Beklemek onu heyecanlandrmaya balyordu.
"Kk gelmiyor mu?"
"ok srmez, neredeyse gelir doktor... Onu sarsma dan getiriyor..."
"Kimse Giribel'in yardmna gitmedi mi? riyar da deil ki!"
"Gerek yok, doktor. Muie-dama. minicik..."
Doktor tkrn yuttu. Bu kadar ufak tefekse dncelerinin akn
deitirmesi gerekiyordu. Belki bir orospu deildi, kk bir kz ocuuna
taklm yersiz bir add bu? Bu arada, soyunup otlarn zerine uzanm kadn
hikyesini unutmak en iyisiydi. Yrei szlad. Belki de ok sevdii bir
hayvann peinde koan, sada solda ona seslenerek kyden uzaklaan kk
bir kzd. Tehlikelerle dolu gecenin bastrdn bile grmemiti gz. Derken
benekli pars belirmi ve pat, pat iki pene atmt kzcaza... Zavall sertao
insanlar! Neredeyse rahatlam olarak, kentte, benekli parslardan, ylanla
dan korunan kendi kk kzlarn dnd. Sonra tehlikeli kk otobsleri,
demiryolu kazalarn, trafik kazalarn, hrszlklar ve bakentin amatasn
hatrlayp kafasn kad...
imdi odada o kadar ok insan vard ki kap grnmez olmutu. Yine de doktorun ameliyat
yapabilmesi iin masann uzanda halka olmalar ok iyiydi.
Bir genel mrlt mulher-dama'nn geldiini bildirdi.
Kalabalk, Kzldeniz'in ortasndaki gibi bir yol at ve Giribel, koltuunun
altnda kan damlayan bir sepetle, kollar titreyerek ve hkra hkra
alayarak masaya yaklat.
Sepeti at. Doktor, ackl duruma ramen neredeyse kahkahalarla glecekti.
Kalabalk, am olduu geidi kapatt ve yorumlar birbirini izledi:
"Nerelere sokmu burnunu!"
"Hep sylerdim ya. Zavallnn hibir eyden korkusu yoktu. Kendini yeryznn
ecesi sanrd."
Doktor masann zerine eildiinde ortala bir sessizlik kt. Halka darald.
Madrinha Flor, glgelememeleri iin insanlar uzaklatryordu.
zlenimler birbiriyle atmaktayd.
"Byle ine yapldn hi grmedim! Breh, breh!"
"te uyudu bile."
"Doktor, ac ekmeyecek ya?"
"Hi ac ekmeyecek, Giribel."
"yileecek mi?"

"Evet, iyileecek."
Giribel parmaklaryla gzyalarn sildi ve yzn kana bulad. .Buna aldr
etmedi bile. Daha sakin, biraz uzaklat.
Yorumlar yeniden balad. Ttn ineyen adam, ameliyat dikkatle izliyordu.
"Bak, barsaklar nasl yerine yerletiriyor!"
"Bir yanlrsa?"
"Doktorun her eyi bildiini grmyor musun?"
"Evet ama yanlrsa tkanr kalr garip."
Madrinha Flor bylenmiti. Doktoru gzleriyle iiyordu. Ne kadar iyiydi bu adam, Tanrm!
Hele lambann salarnda oluturduu ay ! u alan, alan gl
kollar! Gmleinin kvrk kolunun iinde pazlar iiyordu! Orada yarm saat durup
soluk armadan doktora bakabilirdi. Ne yarm saati, bir gn! Ne bir gn,
Tanr'nn kendisine verecei hayatn geri kalan sresince!
"Doktor, yine dourabilecek mi?"
"Tabii, Giribel. Benekli parsn indirdii pene hibir eyi yok etmedi."
Ttn ineyen adam homurdand.
"Budala m ne, bu Giribel! Pene yalnzca karnna geldi! Kukuuna gelseydi o
zaman..."
"Bastiana, una bak, doktor senden daha iyi diki dikiyor! "

"Valla doru. Sanki pantolon paas bastryor gibi!.."


Olduu yerde dnp kalan Madrinha Flor da d grmekteydi...
Doktor geri ekildi ve evresindeki insanlara glmsedi:
"Oldu dostlarm. imdi herkes evine gidip uyuyacak. Biraz yorgunum..."
Odadakiler saygyla dar ktlar. erisi boald. Ancak o zaman gazl bezlere
sarl mulher-dama grnd.
"Onu evime gtrebilir miyim?"
"Hayr, Giribel. Yavaa u keye yatr. Kmldatrsan lr."
ocuk, sonsuz bir sevgiyle uyuyan minik gvdeyi gsterilen yere gtrd. Kck bir
hayvand bu... kk bir dii kpek...
Sonra Giribel, Madrinha Flor'a sordu:
"Burada kalabilir miyim, Madrinha? Muie-dama'nn bir eye ihtiyac olabilir."
"Kal."
Madrinha Flor, doktorun ellerini ykamas iin bir testi su doldurup getirdi. Kapnn
nnde suyu ar ar dkt. Adamn iyice yaknna sokuldu, ona sabunu
uzatt. Ama sabunun koktuu yoktu; duyulan koku erkein kokuuydu. ok,
ok yakndaki bu koku... Yalnzca gmlekten gelmeyen yeni bir koku.
eri girdiler. Madrinha Flor, masann zerindeki kan lekelerini silerken, doktor sraya oturdu. ,
Yorgun argn, her eyi gzlyordu. Hl gen olan, bireyler isteyen kadnn
bedeninin hareketlerini.
Madrinha Flor, gzlerini kaldrd ve doktorun glmsemesiyle karlat. Ay
dank salarndan aa inmi, gzlerinde parlyordu. Madrinha, odasna
girdi ve kapy ok hafif itti; yrei durmak bilmeksizin atyordu.
Giribel, kk yaral kpein yanna oturdu. Sonra uyku, genliin salkl
uykusu geldi att... Hayvann ban okuyor, mrldanarak ona sr veriyordu:

"Gryor musun, kk salak, ne yaptn gryor musun? Niin? Bir dahasnda


benekli pars seni ldrecek. Bu kez talihin varm ki doktor buradayd."
Hayvann yanma uzand, uyurken cann actmamak iin yeterince uzaa. Sevgisi
imdi uykuyla blnmt. Szlerinin hibir anlam yoktu, ama hl duyduu
btn acy aklamak istiyordu.
Doktor haman iine oturmu Giribel'in hareketlerini gzleyerek bir sigara
yakmt.
Sonunda ocuk uyudu.
Doktor gmleini kard ve bir an kendini hamaa brakt. Sonra ayaa kalkt ve
gidip yorgann hafife ocuun zerine rtt. Bu gece souu hissetmeyeceini
biliyordu.
Lambay sndrd ve Madrinha Flor'un odasna doru yrd. Glmsyordu,
nk kapnn yle bir itilmi olduundan emindi...

5
Mucizelerle dolu bir nehir
Bu serin akamlar byk yazn balangcyd. Kumsaldan daha ok al rp toplamak
gerekiyordu. Yaknda Mays grnecekti, sonra buz gibi sabahlaryla Haziran ge-

lecekti, ardndan Temmuz ve souk, btn gece srecekti. Yazn byk souu;
dedikleri gibi. Havann kararmasndan gnein douuna dek, insan neredeyse
korlarla koyun koyuna yatyordu.
Ze Oroco, kumsala uzanm, gecenin ilerlemesine bakarak btn bunlar
dnyordu. Elini incecik kuma gmyor ve kumu yamur gibi aktyordu.
Glmsedi. Kklnde, kentteki papaz okulunda okuduu sra, sonsuzluk
konusunda verdikleri rnei hatrlad: 'Bir gvercin, binlerce ve binlerce yl
boyunca yeryzne kadar gelir ve her keresinde bir kum tanesi gtrrse,
yeryznn btn kumlan tkendiinde sonsuzluk ancak balam olacaktr.' Ne
samalk, Tanrm! Hi grlmemiti, gvercinin bu kadar uzun sre byle rezil bir
hayat yaad. Yeniden glmsedi.
Yarn, gnein kesi leni gstermeden (nk, bundan byle dorua
varmayacakt) Pedra kysn seecekti. Yakalad ve tuzlad bal verecek bir
yn insan vard. Birazn kendine ayracakt, geri kalan dul Kzlderili kadnlara ve
ocuklara datacakt.
Eli avucuna son doldurduu kumu aktmadan hareketsiz kald. Demek doktorla
konumak zorunda kalacakt? Yaz geldiinde sa omzunu belli belirsiz szlatan
ufak rahatszlk dnda, hibir derdi olmad halde. Ama bu sz da doktorluk bir
i deildi. Mum nda kzdrlm yunus yayla bir masaj yeterliydi...
Ne acyd kentten gelen bir doktorla karlama dncesi! Kente dnmek
istemiyordu, asla! Ne olursa olsun! Oysa, yoksullarn hastalklarna bakmak
iin oradan kopup gelen bir adam ok iyi olmalyd.
Oturdu, atei fledi ve Rosinha'nn boyas pul pul dklen adna bakt.
"Hznl msn, dostum?"
Kayk iini ekti. Ze Oroco dnd: Yeniden bir aa oluyordu...
"Ben de, Rosinha. nk pek bir ey bilmiyorum, ama bildiim kadarn da
dnmemeyi yeliyorum..."
"Xengo-delengo-tengo... Biliyorum."
"yleyse anlat bana."
"Ayn hikye ite."
"Yine mi, Rosinha?"
"Bugn kavga edecek deiliz. Ama sz verebilirsin."
"Niin?"
"Yalym ve bir ie yaramyorum. Her yanm delik deik."
"Kyde sana, esasl, bir kat katran sreceim."
"Para etmez, Ze Oroco. Bir yandaki delii tkarsn, az tede baka delik alr.
Tahtan rd, hibir ey para etmez."
Bir sre sustular.
Rosinha steledi:
. "Yalym, Ze Oroco. Yal ve arm. Nehrin zerindeyken, zamann,
iimdeki suyu boaltmakla geirdiini grmyor muyum sanyorsun? Her eyi
gryorum. Hem br kayklar gibi olmak istemiyorum, felli, hayvanlara
yemlik olsun diye kumsala atlm kayklar gibi. Atlar, keiler, kzler,
kpekler tarafndan yalanmak ok
ac."

"Ne yapmam istiyorsun?"


"Ka keredir senden istediim eyi."
"Ama, Rosinha, bunca yldr birlikte cebelleiyoruz. u dost nehri ka kere indik,
ktk? Sensiz ne olurum ben?"
"Bunun iin sylyorum ite. Santa sabel kynde, Idiarrure'nin tpk benim gibi bir

kay satmak istediini syledim sana. Tam sevdiin gibi..."


Ze Oroco'nun gzlerinden ya boanacakt neredeyse.
Rosinha susmak istemiyordu:
"Bir leden sonra gne o ok sevdiin krmz papaanlar gibi alalmaya
baladnda, beni beyaz bir kumsala gtrrsn, kumun zerine tarsn ve
kimse fark etmeden yakarsn. Sonra uzaklarsn biraz, nk yok oluumu
grmeni istemiyorum. Gkyzyle geceden baka ey olmasn. Gece rzgr da
topra besleyip yeni aalar yaratmak iin kllerimi ok uzaklara tar."
"Yeter, Rosinha! Yoksa, ite bir para et kzarttmda boazmdan gemeyecek."
"Hayr Ze Oroco. Ya bugn yaparsn, ya hibir zaman. Sz vereceksin bana."
"Ama Rosinha..."
"Hayvanlar iin yemlik olmak istemediimi sana daha nce syledim. Sz veriyor
musun?"
Ze Oroco enine boyuna yrd, ellerini ovuturdu, kaygsn datmak iin plak
ayaklarn souk kuma daldrd. Rosinha'yla tartmak bir yere gtrmyordu
insan.
"Sz veriyorum, ama cehenneme dmesine ac ekeceim."
"Her ey gelip geer."
Scack bir kahve. tein hemen yannda yorgana iyice sarnmak. Saysz, un
tanesi gibi yldzn serpitirildii kapkara gece.
"Bugn Rosinha, sana hi iitmediin bir hikye anlatacam."
"Bir varm bir yokmu, diye mi balyor?"
"Bu kez deil."
"Yazk, nk insanlarn anlattklar eyler 'bir varm bir yokmu'la balad
m daha gzel oluyor."
Ze Oroco, bir ttn yapra parasn avucunun iinde ufalad ve kurutulmu
msr yaprana sard. Gkyzne bakarak, keyifle kzlerden birine uzanp
yakt:
"ki yl nce Leonardo Vilas Boas'n teknesiyle Leopoldina'ya gidiimi hatrlyor
musun? te, o yolculuk srasnda sana hi anlatmadm bir ey oldu."
"apkn apkn glne baklrsa, Ze Oroco, anlatacan hikyede bir kadn
olmal."
"Bir kadn var, gerekten."
Gld, sigarasnn dumann fledi ve balad anlatmaya...
Gne, gzleri actacak kadar yakcyd, nehir boyunca btn aalar raks
ettiriyordu. Ne rzgr vard, ne bir ey. Motor tekneyi ylesine sarsyordu ki,
insann burun kanatlar kanyordu. O saatte, millet zaman unutmak iin
glgelik bir kk ke aramaktayd. Bir kavga yznden Leonardo'nun Xingu'dan
getirdii Cajabi Kzlderilisi Qua, gzleri sonsuzlua dikili dmen tutuyordu...
Ben bir keye uzanm uyuklamaktaydm. Tekne sanki tak-tak-tak-tak, nehrin
zerinde deil de, bedenimin zerinde yol alyordu. Yolculuk sona erdiinde,
nerede olursak olalm, gnlerce bu sallanmay duyacaktk.
Qua, -beyazlar ona 'Cristao de Cirilo' adn vermilerdi, ama kimse bu ad
belleyemedii iin ona Cirilo deniyordu- Leonardo'ya seslendi. Leonardo, kaygl
grnyle hemen ortaya kt, motorda bir bozukluk olmasndan korkard
hep.
Cirilo, bir ba iaretiyle nehrin dirseini gsterdi:

"te Sao Pedro."


Bu aklama insanlar canlandrd. Herkes, ikembesini doldurmak iin Sao
Pedro'dan bir ey almak istiyordu. Teknede kan yemek az ve hep aynyd.
imden glmek geldi. Kamarada -laf aramzda, tek kamarayd bu- kadnlar burunlarn dar
uzatmaya, uykularn datmak iin yzlerini ykamak amacyla ellerini suya daldrmaya ve
salarn taramaya balyorlard. Bir kadn iin gerek felket, kt bir teknede erkeklerle birlikte
yolculuk etmektir. Zavalllar, yolculuk boyunca o kck kamaraya kapanp
oturuyorlard. Zaman zaman, birtakm engeller kyordu nmze. Bir
adamn, tekneyi kurtarmak iin rlplak suya atlamas gerekiyordu... Kadnlar da, pencereleri kapal, bu scakta bir zerre havann ieri girmesine
imkn olmayan kamaraya tklyorlard. Bazan da teknenin bir kumsalda mola
vermesi gerekiyordu. O zaman btn diiler kyya kouyor, denizciler byle
eyleri dnmediklerinden, yeterli zaman braklmayaca korkusuyla
titreyerek, ihtiyalarn gidermek iin allklara dalyorlard.
Kamaraya verilen tabaklara baklrsa, ocuklarn dnda on drt kadn olmas
gerekiyordu ierde. Onlar iin zgrlk, ancak karanlk ktnde,
kumsalda, atein evresinde uyunaca saatte balyordu.
Leonardo, hi durmadan yaknyordu:
"Yolcu almak kazanl deil. nsann bana i amaktan baka ie yaramyor.
Herkes de yaknyor. Hi bu denli zor beenen insanlar grmedim: 'Ah bay
Leonardo, pirara bal yemem, rejimdeyim!.. Kaplumbaa yumurtas istemem,
ardr... Mart yumurtas m, tvbe, dini btn insanm ben."
Leonardo, eliyle bir iaret yaparak noktalyordu szlerini:
"Taak ister adamda bunu ekmek iin!"
Ama imdi durum bakayd: Buharl tekne canlanyor, erkekler uyanyor, kadnlar
bildik kiilerin ya da iyi bir haberin evresinde geirilecek yarm saat
zgrl dnp glmsyorlard.
Tekne koya girdi ve Sao Pedro'nun sarp kylar grnd. Orada, alt ya da yedi kars
olan Caraja Kzlderilisi Cachoeira'nn kulbesi vard. Edepsiz kiiler, Haziran ya
da Temmuza doru ortaya kan balklara karlarn kiraladn sylyorlard.
Ama bir pirarucu'yu zpknlamakta zerine yoktu, ellerinin bo kald da hi
grlmemiti, hi...
Cachoeira'nn karlar teknenin geliini seyretmek iin sarp kyya yaklatlar.
Sarktlan selmlara ksa bir hareketle karlk verdiler, nk Kzlderililer hep
byle yaparlar.
Tekne kk kanalda ilerliyordu. nsanlar doyumsuz gzlerini amaktaydlar. Bay
Aleixo'nun orada, her zaman yumurta, ham eker ve eki peynir vard.
"Durdur motoru.".
Makine sustu ve tekne ar ar limana yaklat, durdu. Bir tayfa, burundan,
elinde halatla yere atlad ve evik hareketlerle yamac trmand.
Ksa srede tekne boald. erde kala kala gzlerini am bakalarnn
mutluluuna gpta eden a kadn kald. Tekneden kmadan her eye
kaytszlkla bakan Cirilo da kald.
Leonardo yan bamda yryordu. Sao Pedro'da topu topu birka ev vard, en byk
olannn kaps nnde kalabalk toplanmt. Halka olmu adamlarn
kahkahalar duyuluyordu, bir kadnn azndan kma ak seik cmleye
glen adamlarn.
br evlerden, kadnlar, dmanca gzlerle erkeklerin edepsizliini

gzlyorlard. Bizi ask yzlerle selmlyorlard.


Kalabala yaklatk. Btn bu grltnn nedeni bir kadnd. iman, bodur,
pembe organzeden bir bluzun iyice ortaya kard yuvarlak memeler;
baldrlarna yapm siyah bir etek; yksek keli pabular -br kadnlarn
yoksulluuna hakaret-; ensede dmlenmi salar tutan bir atk; sa el
kalada, sol el emsiyeli. Disiz azn gstererek glyordu. ok gen
olmalyd..
Leonardo Vilas Boas, beni srkledi:
"Gel, birtakm eyler satn almam gerek, stelik bugn nehirde daha epey
yolumuz var."
Uzaklamadan. nce, kadnn bir szne erkeklerin gldn iittim.
Kaln bir ses kahkahalar atarak yorumlad:
"Ah u Chica Doida!.. Deli Chica!.. Gerekten delisin sen!.."
stne stlk, Sao Pedro'da hibir ey yoktu. Ne yumurta bulabildik, ne ham eker. Arayp
taradktan sonra kadidi km bir tavuk ele geirdik topu topu...
Yolcular armak iin Cirilo'nun bir ddk almaktan baka yapacak ii
kalmyordu. Herkes tekneye bindi, kadnlarn dikkatli admlarla tahta iskeleyi
gemeleri beklendi.
Birden, Leonardo kalarn att. Bakn izledim.
"Hayr! Bunu istemem!"
"Tamam, tamam..."
Erkeklerin maskaralklaryla izlenen Chica Doida, ak emsiyesi, bir elinde bavulu ve
brnde antas, kyya doru iniyordu.
Biri ona bir tavuk uzatt:
"Al, Chica, yrekten bir armaan. Yolda yersin!.."
Kydeki kadnlar mulher-dama'nn gidiine sevinmi olmalydlar. Ama teknede
yolculuk edenler surat astlar. Sava balamt.
Leonardo yorumlad:

"eytan kar! Bir ey demedi, yol parasn konumad, nereye gittiini sylemedi..."
"Tamam, tamam..."
Chica Doida, ilk kapmada altta kalmad. Kadnlar kamarada yolculuk etmesini
istemiyorlar myd?.. yi ya... Teknenin burnunda oturacakt.
nce tekneyi gezdi ve makine dairesinde korunmas iin bavulunu verdi. Sonra, bana
hi aldrmadan tavuu elime kstrd:
"Al unu, moruk. Manyoka unuyla piirir yeriz..."
Tavuu aldm, gidip mutfaa baladm.
Leonardo, kafasn kad. yi yrekli olduundan, bu neredeyse ssz nehirde
birinin teknesine binmesine kar kamazd. zellikle Bananal adasnda.
Gvertede uzanm, her eye bakyordum. Sava balamt.
Chica Doida, teknedeki insanlar ikiye blmt. ki ate. Bir yanda, dman,
azlarn bak amayan kadnlar; te yanda Chica ve erkekler. Chica Doida
anlatyordu:
"Tam o sra beni almaya geldiler. ocuunu douramayan bir kan varm.
Felket. Ben bu iten hi akmam, ama oral olmadmdan akyormu
numarasna yatmam gerekti. Eve girdim, zavall inliyor, inliyordu... ve baylyordu; ama ocuk da bir trl gelmek bilmiyordu. 'Bir ey yap, Chica Doida,

sen kentlisin...' diyordu bana erkekler."


"Ne yaptn?"
Chica Doida, kalalarn kvrp koca memelerini hoplatarak bir kahkaha att:
"Ne mi yaptm? Anlatacam sana."
Uzun bir sreden beri mulher-dama grmeyen erkeklerin baklarna bacaklarn
sunarak, kumsaln kumlar zerine oturdu.
"Kadnn kocasnn yanna gittim. Adamn rengi karadan kuruniye dnmt.
'Mutfakta krmz biberin, msr unun, biraz da ham ekerin var m?' dedim.
Varm."
Chica anlattklarn canlandryordu. Hayali bir tencereyi atein zerine koydu,
iine ince kum aktarak kartrrm gibi yapt.
"Tencerede kaynayan karm aldm... Saf biberdi. Acyordum zavall hatuna. Ama
itoluit veledin de domas gerekiyordu... '' dedim. Elini tutmam ve kendimden emin grnmem gerekliydi. Ama canm baka tarafa bakmak istiyordu."
Chica Doida, bir an sustu. Sonra kadn taklit ederek gzlerini devirdi:
"Kulaklarndan bile ate kt. On dakika gemeden ocuk grnmeye
balamt."
"Krmz biberin bu ie yaradn nereden biliyordun?"
"Bir ey bildiim yoktu. Denedim, baarl oldu."
Herkes gl bir kahkahayla sarsld. Chica Doida, ayaa kalkt ve gerindi:
"Uyku hazrl yapacam."
Bir merakl kp kmadn grmek iin evresine baknd. Ama talihi yoktu,
erkeklerin hepsi evliydi. imdilik hibirinde de, bu atein yannda kalacak
yrek yoktu. Ayak ularna basarak uzaklatlar.
ki gn yolculuk ve hkran, insann burnunu kandran motor... Luis Alves adasnn giriini
gemitik bile; yolumuza devam edersek Montaria iftliine varacaktk.
"Montaria'da, Pedrinho Pinheiro'nun orada, birka para kurutulmu et, un, yumurta ve st
bulabiliriz."
Leonardo'ya glmsedim:
"Bir de ikiye koymak iin limon..."
"Hem sonra kumsal gzeldir. Limann yan bandadr.Ya u?"
'u' dedii Chica Doida'yd. Teknedeki erkeklerin onunla konumas
yasaklanmt. Zavall, a kadnla, benimle ya da Leonardo'yla
konuabiliyordu ancak.
"Leopoldina'ya gideceini sylyor. Oradan da Goiania'ya."
"Zorlu bir yolculuk yapacak."
"Buna alkn."
O sra tekne kuma oturup da kadnlar kamaraya kapamak gerektiinde
Chica Doida'nn gidecek yer bulamadn hatrladm ve glmeye koyuldum.
Ama o, bir kahkahayla yorumlayveriyordu:
"Kerizlik bu, dostlar! Hi bir tavuun bakasnn piliciyle ilgilendiini grdnz m?"
Ze Oroco bir an sustu ve Rosinha'ya bakt: "Ne var? Hikyemi sevmiyor musun?"
"Seviyorum. Bunu hi iitmemitim." "Peki, istersen kesebilirim."
"Hayr. Suskunluuma aldrma. ok zgn olduum iin konuamyorum. Ne
olur, devamn anlat..." "Nerede kaldm unuttum bile." "Montaria iftliine
yaklayordunuz." "Hah! Tamam!"
Makine dairesinin zerinde bir iple bal olan horoz tt. Horoz, Chica Doida'nn
tekneye getirdii tavuktu. lk anlar getikten sonra, tavuun gelimekteki bir horoz
olduu anlalmt. imdi, bulunduu ykseke yerden, bir ev ya da bir insan

grd m, bildirmek iin azn amadan edemiyordu. Hem de gnn her


saatinde. Sesini snayan bu gen horozun neesi hayatn kurtard. Birtakm
insanlar haber veren bir horozu kim yemek isterdi? Sersem bir tavuk olsayd
oktan tencereyi boylamt. Bu tc horozu gerek bir tavukla dei toku
edecektik. Belki de Pedrinho Pinheiro'nun iftliinde. O da, bakla tanacak
yerde, yllar boyu tavuklarn ortasnda yan gelecekti.
Pedrinho Pinheiro'nun, gsterili, pek rahat olmayan ama sevimli evi orackta, kynn
tepesindeydi.
Kadnlar yine hareketlendiler. Horoz birtakm insanlar haber vermeye
grsn, kamarann lumbozu itien kafalarla doluyordu.
Gece, kyda iki ate vard. lki, tek bana, ne talihi ne de bir yolda bulunan
Chica Doida'nnd. Daha byk olan br, battaniyelere ve yorganlarna
sarnm kiilerle evriliydi, nk souu yamand gecenin ve iyden
gzyalar dkyordu...
Kamarada, bazan, iki yal kadn, romatizmalar yznden inliyorlard.
Teknenin gvertesine uzanm, yorganmn iine gmlyordum. Gkyznn
usuz bucakszl bir yldzd topu topu. Gece ve sessizlik. Ormann iri kular,
ateten rkp kayorlard uzaa. Ve uzaktaki baltalklarla otlaklardan gelen
homurtular ylesine i karartcyd ki...
Tam o sra, korkun bir haykr, gecenin sessizliini
datt:
"Ne oluyor? Kim bu? Nereden geliyor bu haykr?"
Btn millet, korkuyla, Chica Doida'nn ateine bakyordu. Kadn ayaktayd, sa
ba darmadankt.
"Ylan m soktu? Bir hayvan m srd?"
Chica Doida baryor, alyor, gzleri yldzlarn aydnlna doru imekler
sayordu.
Kadnlar, onun bir mulher-dama olduunu unuttular. Herkes, battaniyesine sk
sk sarnm, kadn evreliyordu.
Leonardo, teknenin mutfanda asl olan hamandan yere atlad, hkrklarn
geldii yere kotu.

Ben kmldamadm. Gmldm yorganma iyice sarnp kemde


kmldamakszn, ne olup bittiini renmeyi bekleyerek yattm. Naslsa bir
yn kuru kalabalk vard ortalkta...
"Ne oldu, mulher?"
"Ne oldu? Anlatsana!" ,
Chica Doida, lklarm bastrd, hkrarak, yz gzyalarndan srlsklam,
anlatt:
"Bana yardmc olun, yce Lapa sa's!.. Kaybettim..."
Korkudan titreyerek, sesi soluu kesildi.
"Ne kaybettin, mulher?"
"Kaybettim, Tanrm, btn param kaybettim. Hepsini."
"ok muydu?"
"Tabii. yi hatrlyorum. ki be yzlk, iki yzlk, bir onluk, yepyeni bir de
belik, buru buru."
"Peki ama nasl kaybettin bu paray, mulher?"
"Bilir miyim, hann! urada, hep koltuumun altndaki u antann iindeydi."

"Neden bu paray kamarada brakmadn?"


Chica Doida, ellerini ovuturdu ve patlad:
"Ulu Tanrm! Beni ieri almadnza gre param nasl kamarada
brakabilirdim!"
Bir tek Chica Doida'nn hkrklaryla bozulan akn bir sessizlik oldu.
"Giysilerinin iine dp dmediine baktn m?"
"Baktm, bayan."
Ama Chica Doida, herhangi bir kuku beslemek istemedi, atee yaklat ve giysilerini
kaldrd; bacaklarn gsterdi; sonra memelerini sallayarak iyice bir silkindi:
"Ne burada var, ne burada, ne de burada..."
Tam o srada dnyann en gzel eyi oldu. Btn kadnlar birer fener kaptlar;
cep feneri olanlar yanlarna aldlar ve kaybettii paray kumlarn zerinde
aramasnda Chica Doida'ya yardm etmeye koyuldular. Kapkara gece
de, nceki gnler orospuyu aa grdklerini unutan kadnlar kafilesi ilerliyordu.
Ar bir yryle ayaklarn buz gibi kuma daldryorlard.
"Suya dm olmasn?"
Chica burnunu ekiyordu:
"Olabilir. Teknede yzm ykamak iin eilmitim." ' .
"Ah kzm, bunu yaptysan paran balklar bulacak demektir."
Ve ap... ap... ap... yorumlarla kark bir ar yry devam etti. Gece de
ilerliyordu.
Leonardo, t verdi:
"Para buralarda bir yere dtyse, kumda tepinerek onu iyice gmyorsunuz. En iyisi gndz
beklemek. O zaman herkes paray arar."
Kafile, kararsz durdu. Sylenen doruydu. stne stlk, souk da herkese,
kumun zerindeki yatana girmeyi tlyordu.
Lambalar yava yava snd. Karaltlar, belirli bir hznle atee, ikinci atee doru
uzaklat.
Baarsz aratrmasn srdren Chica Doida'nn umutsuzluu yrek
paralaycyd. Sa ba dank, kumlar eeleyen ayaklar, yere dikili
gzleriyle umudu arayarak souk gecede yapayalnzd. Gidiyor, geliyor,
dnenip duruyordu... Alyordu... Yryor, ilerliyor, eiliyordu... daha yksek
sesle alyordu.
Gvertede yreim paralanmaya balad. Bir trl gzme uyku girmiyordu. Bu
zavall yaratk parasn yle byk glkler pahasna kazanyordu ki!
Kopkoyu yoksulluun sokaklarndan geliyordu, aln teriyle, pis erkek teri
kokulu paray kazanarak. Elmas madenlerindeki kokumularn parasn. Kuru
kuru biriktirilen ve imdi.. Rezil hayat! Kahpe felek!
Chica Doida, daha alak sesle alyor, gecenin iinde dnenmeyi srdryordu.
Kumsaln ortasn brakp nehrin kysna yaklat.
imdi, suyun yanstt hkran karalt ilerliyordu. Teknenin iyice yaknma sokuldu. Yeni bir
alama nbetiyle umutsuzluu yeniden patlak verdi:
"Talihsiz bir insandan baka neyim!.."
Romatizmal ihtiyarlardan biri kamarada inledi, br yorumlad:
"Byle konuma, kzm. Tanr verir, Tanr alr. Byle konuma!"
"Ben, bu paray nasl verdiini biliyorum..."
Yal kadn bu kfrn balanmasn Tanr'dan dileyerek Ave Maria'nn bir
blmn mrldand. Chica Doida ve hngrtleri bamn yanndan geti. Dayanama-

dm. Battaniyeme sarnp oturdum.


"Brak artk, hanm. Git uyu. Yarn buluruz paran."
Kadn bir an alamay kesti, bana bakt ve yeniden yaknmalarn srdrd:
"Ah bay Ze Oroco, hep byle oldu! Kklmden beri aklm bamda deil, beyinsizin
tekiyim. Floriano'da dodum, Piaui'nin oralarda, bilir misiniz? Ablam hep, 'Dikkat
et, Chica Doida, fttrn tekisin sen' derdi."
Bir sessizlik oldu. Karmakark suratna den salarn kaldrd ve gzyalarn
tombul ellerinin tersiyle sildi:
"Ah, sizden zr dilerim! Hayatm sizi ilgilendirmez. Ama iimi dkmeye ihtiyacm
vard. ok zgnm..."
"yi ya, dk iini kzm."
Chica Doida burnunu ekti ve anlarnn yuman sad:
"Evden katmda ka yandaydm biliyor musunuz? n yandaydm...
Daha o zamandan imdiki gibi tombuldum ve iim fkr fikirdi. Ama babam
beni o kadar zyordu ki, zorunlu kaldm... O gnden beri grdnz
gibiyim. Herkesin kadn oldum. Askerler, limandaki tayfalar, uzun yol
gemicileri... Sefil pansiyonlara da gittim, gzel evlere de. Her eyi yaadm.
imdi on dokuz yandaym ve otuzumda gsteriyorum. Madenlerde elmas
arayclaryla srttm. Chiqueirao'da biriktirdim param. Goiania'ya gidiyordum,
biliyor musunuz. Bir kuzinim var orada... benim gibi bir kz. Frsattan
yararlanp dilerimi yaptrmak istiyordum. Baaracaktm da belki... Ama ne
gezer!"
Daha sakin alad.
"Gerekten talihsiz bir karym."
Yal kadn, romatizmasn unuttu ve gecenin souunu yard:
"Tanr akna, kzm, byle konumay brak! Bir kazya urayacaz."
"Size yemin ederim ki, bu rezil dnyada romatizmadan ekmektense bylesi daha iyidir! Bunca
zaman yaadktan sonra, lmden niin korkar bu ihtiyarlar acaba?"
Yal kadn, yeniden dua etti.
"Ne diyordum, bay Ze Oroco, gerekten deliyim ben. Bundan nce gemiye biniimde kendime
bir lame kombinezon almtm (lame'nin e'sinin zerine iyice basyordu). Neeli bir
gezgin satcyla epey ekitikten sonra be yz kruzerioya mal olmutu bana.
Gzeldi. Bir kere giydim. Ykadm ve kurumas iin gnee koydum. Balamay
unutmaz mym? Prrrt rzgr alp denizin dibine uurdu!"
Souk, her geen dakika artyordu. Horoz bile, kulbesinin zerinde,
snacak bir delik arayp durmaktayd.
Chica Doida, yorulmaya balamt.
"Git uyu, hanm. Yarn gerekeni yaparz. Herkes paran aramak iin erken
kalkar."
"Peki yleyse, hadi size iyi geceler!"
"yi geceler!"
Kadn, ateinin yalnzlna doru yrd. Alayarak ve yar yarya kllerin
altna gmlm kzleri fleyerek diz kt.

Yorganna sarnd ve atein daha yaknna geldi. Ben de ayn eyi yaptm.
Gzlerimi kapamadan nce geceye baktm. Tam o sra bir kayan yldz
-hayatta grdklerimin en by- sonsuzluk peinde geip gitti. Ondan, zavall kadna yardmc olmasn diledim. Ama yreimin derinliklerinde
imdiden biliyordum ki...

Yine yolculuk. Yine kor gibi yakan gne. Yine geminin sallanmasyla titreen burun
delikleri. Yine kamaraya kapatlan kadnlar.
Ben, mutfakta oturmu, bulank, ac ve scak bir kahve iiyordum. Lanet olasca bir
kasvet kmt teknenin zerine. Kimse Chica Doida'nn bzld buruna
bakma yrekliliini gsteremiyordu. Bylesine byk bir znt, birinin
bana bu biimde gelmemiti hi. Umutsuzluu ylesine bykt ki, omuzlan
daralmt sanki.
A kadn, le yemeinin bulan ykamak iin kovayla nehirden su ekiyordu.
Leonardo Vilas Boas'n mallar, toprak tabaklar ve teneke kupalardan oluuyordu
yalnzca. Gerek tabak anak sz konusu deildi. ok krlyordu. Btn bu
nlemlere karlk, zaman zaman eldekileri de yenilemek gerekiyordu; nk
Araguaia nehri tabaklan yutmay seviyordu. A kadn hep ayn eyi yineleyerek siliyordu tabaklan:
"ok ac, bay Ze Oroco. Nasl olduunu yakndan bilirim. Elmas arayclarnn
dostu olan kzlar tanyorum. Bundan beter hayat olamaz. Nasrl ellerin,
kskye sarlrm gibi, sizi mnckladn duymann ne olduunu bilir
misiniz?"
"Kukusuz,"
"stelik zavall kz o kadar az biriktirmi ki. Biriktirdii para bir d, nk bin
iki yz kruzeirosla kendine portakal kabuundan bile takma di yaptramaz.
Ama neyse... btn parasn kaybetmesi ok ac..."
Nehirden bir kova su daha ekti.
"Yolculuk bedelini bile deyecek paras yok. Bugn bir fincan kahvenin yarsn bile
iemedim. Grtlamdan gemiyor..."
Kahvemi bitirdim. Kupam a kadna verdim. Arl ihtiyar belimi ovuturdum
ve Chica Doida'ya baktm. Yeniden kayan yldz dndm. A kadna:
"Dinleyin, Dona Maria," dedim. "Bana bir yardmda bulunacaksnz."
Ellerini etekliinde kurulad, glmsedi ve gzleri kayan yldzdan da ok
parlad.
"u paray aln ve kadna verin. Ama kimsenin bir ey renmesini
istemiyorum, o da bana teekkr etmesin."
Bin kruzeirosluk kt paray verdiimde a kadnn elleri titredi. Uzaklat,
tekne boyunca ilerledi ve Chica Doida'nn benden yana dndn grdm. Uzakta,
bir kumsalda avlanan bir avukuu srsne bakyormu gibi yaptm. '
Dona Maria, haberle birlikte geri geldi:
"Ne mucize, bay Ze Oroco! Paranz paray ekti. Rio de Coco'lu bir srtma da
Chica Doida'ya iki yz kruzeiros verdi."
"Daha iyi ya."
"Yaptn beendin mi, Ze Oroco?"
Leonardo, kumsalda, atein yanndaki kadn gsteriyordu. Erkekler kadnlarn bar
yapmasndan yararlanm, onu evreliyorlard. O da kahkahalarla glyordu.
"Sava yeniden balad."
"Ne yapsaydm sence? Ona acdm. Hemen paray vermeseydim,
zntsnden lr giderdi!"
"Kukusuz, dediin doru, ama Leopoldina'ya daha yakn olmamz
bekleyebilirdim. una bak..."
lk atein bandaki kadnlar, gidip kocalarnn koluna yaparak elentiyi durdurdular. Bir
amatadr koptu.

Chica Doida, tehlikeli mulher-dama, yalnzlna dnd. Ertesi sabah, kamarann


kaps etli butlu bedenine kapalyd. Fenerlerin ve cep fenerlerinin nda
kzn parasn aramaya yardm eden kadnlar, ayn kadnlar deildi sanki.
Ama Chica Doida, yinelenen bu durumdan dertlenmedi. Burundaki kesine oturmu, zaman
zaman, ak ve mutluluktan sz eden arklar sylyordu,
Leonardo, yolculuk hesaplarn yapmaktayd:
"Bugn, ikindiye doru Cocalinho'ya varrz. Kumsalda uyuruz, yarn saat ikiden
nce de Leopoldina'ya ularz."
"Orada uzun sre kalacak msn?"
"Hayr. Yk alacak ve biraz gezecek kadar. En ok iki gn."
"Seninle dneceim. Param alacak, haberleri renecek, bir gazete okuyacak,
ondan sonra da kulbeme dneceim..."
Tekne Cocalinho kumsalna yanamt. Nehir ok kuruydu, iskeleye yanaacak
kadar derin deildi su.
"Cocalinho'ya kadar gitmek istiyorsanz, sandal, nehri gemek zere bekliyor."
Dona Maria, hsmlarn ziyaret etmek iin ssleniyordu.
"Siz gitmiyor musunuz, bay Ze Oroco?"
"Hayr senora. Miskinlik var zerimde."
Sandal, tklm tklm, uzaklat. Bir sabun ve bir havlu aldm, ykanmaya gittim.
Dnmde, ho bir durgunluk iinde, akamn yava yava kn
seyrettim. Uzakta, tinamu'nun l iime hafif bir hzn dolduruyordu.
Kumsalda arkamdan yaklaan ayak sesleri iittim. Dndm. Gelen Chica
Doida'yd.
"Sen gitmedin mi?"
"Hayr, senor. Sizinle konumak istiyordum."
Bir tedirginlik her yanm kaplad. Acaba bu kadn... kendisine bin kruzeiros
verdiim iin... her neyse...
Kadn, bir hayvann alakgnlllyle bana bakt. Szne nasl devam
edeceini kestiremeden, ayann ucuyla kumu eeliyordu. .
"Biliyor musunuz, bay Ze Oroco, siz ok iyisiniz. Para konusunda sylyorum bunu."
"Samalama. Unut bunu. Bir daha szn etmeyelim..."
"Ama benim szn etmem gerek."
Ve zorlu bir patlamayla, gzyalar szlerini anlalmaz klmadan itiraf etti:
"Biliyor musunuz, bay Ze Oroco, ben sfr tketmi bir kzm, be para etmem.
Felketimi aryorum..."
"Neden gelip btn bunlar bana sylyorsun?"
"Sylemem gerek dedim ya. sterseniz paray geri veririm. te."
Tombul elini at ve ypranm, buruuk para ortaya kt.
"Para senin. Sana verdim. Oldu bitti."
"Ama size gerei aklamam gerek. Be para etmediimi syledim. Bir
kuruum yoktu. Hibir ey kaybetmedim ben..."
Ne diyeceimi bilmeden iimi ektim, ama Chica Doida devam ediyordu:

"Grdnz, deil mi, ha? Bu teknede bir ey yapamazdm. Karlarn


yznden bir tek adam yanma yaklaamazd. Oysa benim Goiania'ya
gitmem gerekiyordu. Bunun iin uydurdum o hikyeyi. Erkeklerin bana
acyacan biliyordum. Srf bunun iin. Paranz eri vermemi istiyor
musunuz?"
Kaytsz, akp giden nehre baktm. lk kez, mucizeler yaratan bir nehirdi bu.

"Para sende kalabilir, dona. Yarn Goiania'ya gideceksin... stediin de bu deil


miydi?"
"Sa olun, bay Ze Oroco. Benim gibi insanlarn dualarnn Tanr katnda be para
etmediini bilirim, ama yine de sizin iin dua edeceim."
Yumruklar skl, geri dnd. Yrrken, tembul bacaklar darack giysisinden
dar uruyordu. Durdu ve bana dnd yine. Gen ve ok ypranm yznde
bir melek glmsemesi vard:
"Ama lame kombinezon hikyesi, en kutsal neyim varsa onun zerine yemin ederim ki,
doruydu, bana inanmalsnz!"
"Houna gitti mi, Rosinha?"
"Evet."
"Uyuyalm m?"
"Uyumadan nce syle bana: Hangi yl oldu bu?"
" yl nce. Senin adn yazmak iin krmz boya aldm sra."
"Ha! Ya o?"
"O mu? Kim?"
"Chica Doida!..Ne oldu?"
"Leopoldina'ya ayak bast leden sonra, Goias Velho'ya ve Goiana'ya bir
kamyon gidiyordu. ofrle yardmcsnn arasnda da, kahkahalarla glen
Chica Doida oturuyordu..."
"Ya tahta blmenin tepesindeki horoz?"
"Montaria iftliinde, Pedrinho Pinheiro'nun orada kald. Kmesin kral olmas
ve btn gen pililerle krtrmas gerekti. Uyuyalm m?"
"Hadi."
"Yarn Pedra'ya ularz. yi uykular, Rosinha."
Bir sre yorgannn iinde dnd durdu. Uyumakta glk ekiyordu.
Gsndeki ar bir ey znt bildiriyordu... Az sonra Ze Oroco uykuya
dalmt.

Bir ift beyaz galo


Ormann en gzel olduu saatte, gnein, nehrin kysna sralanm aalarla
neredeyse gizlendii ve rzgrn soluk alrm gibi ok hafif estii sra, sularn
gecenin huzurunu beklemek iin edindikleri o durgunluk annda... ite tam o
saatte, kapya yaslanp avluya bakan Madrinha Flor, kyya yanaan Ze
Oroco'nun kaym grd.
Madrinha Flor glmsedi. Evin iine doru dnd ve yeni ykand iin ho kokulu,
yumuak, nemli salarn tarayan doktora:
"Beklediiniz adam geldi, doktor," dedi.
Doktor kapya yaklat, limana bakt. Gl gs hafife Madrinha Flor'a
yasland.
Madrinha Flor, elini sinirli sinirli eteine sildi ve gizlemeye alt gerei
yeniden dnmeye koyuldu. Ze Oroco geri dnmt ve anlald kadaryla
doktor onu gtrecekti. Ama onu gtrse de gtrmese de, gerek olan
doktorun gideceiydi. Bylece o tatl yalnzlk geri dnecekti evine.
Braklmlk ve pimanlk, tencerelerin kulplarna ve haman gcrtsna
szlecekti. Uzun sre, yalanmaya balayan gvdesinin scakln arayacak
kadife peneler de ayr.
kisi de ses karmadan, kayn balayan adama bakyorlard. Adam, kaynn, iinden sakin
sakin torbasn alyordu. Bildik kiilerin ilerini skyor, meltemin ve uzakln iitilmesini
olanaksz kld eyler sylyordu.
Sonra Ze Oroco yamac trmand, dingin karalts evinin oralarda yitip gitti.
Madrinha Flor, erkein scaklndan uzaklap mrldand:
"Henz ortalk ok aydnlk."
"Neden sylyorsun bunu?"
"Aalara bakn, doktor."
Parman uzatt. Kular, kaygl, birbirlerine bir eyler anlatp tyorlard. Bu
arya koan baka kular da ortaya kyordu.
"Tanagralar, picui gvercinleri, gvercinler, her tr ku var, doktor. Saylar ok olunca
hepsi Diquizeiro'ya doru uacaklar. Hep byle olur. Seyretmesi gzeldir."
Madrinha Flor, iki metre ilerledi ve doktora neride bulundu:
"Yaklaabiliriz. Bakn, hi byle ey grdnz m?"
Yeni bir ku srs aalan kaplad. Kulaklar sar eden, en bir grlt karan
maria-preta'lard bunlar.
"Hi fkelenmez mi?"
"Hi. Ama kular rktmemek iin uzak durmamz gerek."
Birbirlerine, sokulmu, yrdler. Zaman zaman, doktorun eli hafife Madrinha Flor'un
gvdesine dokunuyordu. Kimse grmeden den bir iek yaprann yere deii gibi
hissediyordu kadn bunu. Bu gecenin hzn br gecelerinden daha
glyd. Btn gzelliini brakmasa bile, hzn doluydu.
Gne grnmemek zere gizlenmiti; geceden hemen nceki o lgn kta yryorlard.
Uzakta kulbeler imdiden kara ynlara dnyordu. Az sonra birka gaz
lambas ve birka mum yanacak, btn benzerleri gibi, bir gece daha, hayat
yinelenecekti.
Kyn br ucundan biri, eski bir akordeonu almaya koyuldu. O gn, mzik sesi Madrinha
Flor'un ruhunun derinliklerine iliyor, cann yakyordu.
Yksek bir ot kmesinin ardnda, her eyi gzleyerek durdular.

Ze Oroco, bir pencere amt. Bir fener yakmt. Samann aralklarndan atein
duman szyordu.
Son yamur, nehri oraya kadar getirmiti. Su evin iini kaplam, kaba
kerpiten duvarlarn birkan ykmt.
Piqui'nin evresinde btn gleriyle ten kular grmek gerekliydi. Kular eve kadar
uuyor, saman dama konuyor, piquizeiro'ya dnyorlard.
Adam br pencereyi at, sonra glmseyerek kapda grnd. ,
Sevinten lgna dnm kular yaklatlar. Pencerelere, adamn omuzlarna,
bana kondular. Adam yle tatl, ama yle tatl konuuyordu ki, onu
iitenlerin yrei yatyordu.
"Geri dndm, kk hayvancklarm benim, geri dndm. Siz de sevindiniz, deil
mi? Tamam, ate yand. Herkese pirin piireceim. Sizin iin tabaklara
manyoka unu koyacam, kk sar kanaryalar. Siz, geveze maria-pretalar, bundan
byle gn domadan bana sesleneceksiniz, deil mi?"
Evine girdi.
"Hep byle midir?"
"Hep, doktor. Hayvanlar onu uzaktan tanrlar. Bir keresinde, kimsenin yaklaamad
bir kuduz kpei yakaladn grdm."
Doktor ellerini hafife kadnn omuzlarna koydu ve onu gsnde skt. Madrinha
Flor, yakn gelecekteki ayrlk acsn daha gl hissetti. Elinden hibir ey
gelmezdi, hibir ey. Aa yukar bir hafta sreyle kendisinin olmayan birinin
metresi olmutu. imdi dn sevginin, ortaya kt kadar basit bir biimde,
geri verilmesi gerekiyordu.
Ze Oroco, Kzlderililerin yapt iki toprak tabakla dar kt, tabaklan yere
koydu:
"te pirin. Ama dikkat edin, scaktr, dilinizi yakarsnz.
Yine ieri girdi. Sonra yine geri dnd:
"imdi de siz, agzl maria-pretalar iin un."
Unu bir hasr parasnn zerine koydu.
Son bir kere ieri girdi ve bir tas dolusu su getirdi.
"Yemek yedikten sonra susayacanz biliyorum. Nehrin kysna gidip su
iilmeyecek kadar ge oldu."
Ze Oroco, sra niyetine kulland bir aa ktnn zerine oturdu ve
kularn cmbne bakarak kulbenin duvarna yasland. Telsz elini
cebine soktu, bir ttn yapra kard, avucunda ufalad, parmaklarnn
ucuyla bir sigara sard. akmayla yakt, sonra uzun bir soluk ekti.
Kular aaca dnmeye baladlar. Adam glmsyordu:
"Tamam. Uyku saati geldi. yi geceler, kk dostlarm!"
Bir tek maria-preta'lar, grltyle, manyoka ununu sap en iri taneleri seerek hasr
gagalayp duruyorlard.
Ve adam glyordu.
Madrinha Flor doktora dnd.
Ve adam alyordu.
"Gidelim. Gnn geri kalanndan yararlanmak gerek. Akam yemeini
piirmeliyim."
Bu szde mutluluu gereksiz yere uzatmak iin ar ar yryerek geri
dndler.

Doktor, kahvesini itikten sonra parmaklarn dalgal, lambann nda gms bir
renk alan salarnda gezdirdi. Bu belli belirsiz bir kararszlk hareketiydi.
Yemek boyunca szn ettikleri sorunu kafasnda evirip eviriyordu. Ayaa
kalkt, glmseyerek:
"Benimle geleceine inanyor musun?" dedi. "Hibir eyden
kukulanmayacana?"
"Hibir zaman kimseden kukulanmaz. Birinin, ktln isteyebileceini
dnmez."
"Hep byle miydi?"
"Balangta, hayr. Ama kay edineli beri..."
Doktor bir sigara yakt, cep fenerini ald:
"Onun evine gidiyorum."
Yeri aydnlatt ve dar kt.
"Ulu Tanrm! Olur ey mi bu? Ne ok yldz byle! Ze Oroco'nun hasrn zerine
koyduu manyoka tanelerinden de ok!"
Bir Kzlderilinin kpei evlerden birinde havlad. Bir erkek sesi homurdand:
"Kes sesini, pis hayvan! Yat!"
Kpek sustu, doktorun admlar yolu trdatmaya devam ediyordu.
Kulbeye yaklat. Gaz lambasnn fitili uzundu, gl bir k, yans bo oday
aydnlatyordu. Doktor, ak kapnn nnde durdu. Geldiini bildirmeden nce
evin yoksulluunu inceledi. lkel bir masa. ki yannda birer sra. Masann
zerinde bir su leeni. Frnlanm topraktan tabaklar, bir kak ve bir atalla
birlikte leenin iindeydi. Odann bir kesinde, bir sehpann zerinde, yine
yerli yapm bir kp.
Kapnn eiine doru ilerledi. Konumasna gerek kalmad, adam dostlukla
onu ieri ard:
"eri girin, ltfen, doktor."
Doktor ieri girdi, odann henz gremedii kesinde, Ze Oroco aynaya
bakarak tra oluyordu. Belden yukars plakt. Yznn yars tra edilmiti.
"Sizi aynadan grmtm."
Usturasn sa elinde tutarak yaklat. Usturay sol eline geirdi, nce
pantolonuna silip sa elini doktora uzatt.
"Sizi grmeye gelecektim. Bunun iin tra oluyordum. Bir yere temiz pak gitmek her
zaman daha iyidir."
Gld:
"Oturun, doktor. Buras sizin eviniz."
Doktor arya uydu.
"zin verirseniz, bir rpda bitiriveririm."
Tran bitirdi, kpten, bir marapa su ald, yzne arpp kalan sabunlan
temizledi. Pantolonunun cebinden kareli bir mendil kard, yzn sildi.
"Bir gmlek giyip hemen geliyorum."
Ama doktor onu durdurdu.
"Olduunuz gibi kaln. Kendi evinizdesiniz."
Ze Oroco, doktora bakarak masann br yanna oturdu.
"Byle oturmak ok rahat, nk bu lanet olasca gnein altnda epey debelendim,
gece de serinlemedi daha."
Bir sessizlik oldu. Birbirlerini inceliyorlard.

Ze Oroco'nun yznde, birka gnlk sakaldan artakalan o mavimtrak beyazlk doktoru


etkiliyordu.
"Kahve ier misiniz?"
Gld ve dzeltti:
"Kahve gibi bir ey ite."
Ze Oroco br odaya yneldi, duman tten bir kahvelik ve iki fincanla geri dnd:
"Kentten gelen biri iin kahvemiz ok ktdr. Ama bu yrede bir ay geirdikten sonra, byle
yalnz bir gecede, yine de hoa gider..."
Doktor fincan ald, parmaklarnn arasnda evirdi ve masann zerine koydu.
Nereden sze balayacan kestiremiyordu. Ama teki, durumu kurtard:
"Gelmem iin bana haber yolladnz biliyorum, doktor."
"Evet, yle. Araguiaia boyunca insanlar teker teker muayene ettim. Daha dorusu,
bulabildiim btn insanlar. Burada, sanyorum, sizden baka grmediim
kalmad. Tp asndan size bir yararm dokunursa... eer..."
Doktor, alnndaki ter damlasn sildi. Tedirgin olmaya tedirgindi konuma.
Byle srerse onu muayene edemeyecekti. yle kardan bakldnda,
adamn baknda olaanst bir salk ve iyilik vard.
"Bir tek derdim var, doktor, hzn... Ama bu derdi insan ya tek bana geirir, ya da bu
dertten lr."
"Bugn leden sonra geliinizi grdm. Kular sizi hep tanrlar m?"
"Hep tanrlar. Ama bunu herhangi bir insan da baarabilir. Onlara yiyecek
verdiim iindir beni tanmalar."
Doktor bir dikite kahvesini iti, gmleinin cebinden bir sigara paketi kard. Ze
Oroco'ya bir sigara uzatt, sigaray alan el sakin ve titremesizdi.
akma akarken, adamn yzne bakarken, doktor aknlkla kendi
kendine soruyordu: Ne yapmal? Deli olup olmadn dorudan sormal m?
Kayyla gerekten konuup konumadn sormal m? Aalarla konuan
birinin deli olup olmadn sormal m? Bir tek zm yolu vard: Madrinha
Flor'un kendisine verdii tleri izlemek.
"Bana byk bir yardmda bulunacak tek kii olduunuzdan sizinle konumaya
geldim. Uzun bir yolculuktan dndnz bugn sizden bunu istemek g.
Ama bu evrede, byle bir i iin gereken yreklilie sahip tek insansnz.
Ze Oroco, sigarasnn dumann uzun uzun fledi.
"Zavally rahat brakmak daha iyi deil mi?"
"Bir insann varl, dosta bir sz ona yardm eder belki..."
"Kimseyi yaklatrmyor. Uzak duruyor, biri grnd m ormanda kayboluyor."
"Ne durumda?"
"Neredeyse hi parma, hi kula yok. Grebildiim bu kadar. Onda yle de
byk bir hzn var ki insann yrei paralanyor."
"Neden holandn biliyor musunuz?.. Nelerden?"
"Ben oradan getiimde ona hep tuzlanm balk, ham eker ve ttn brakrm."
"Btn bunlar ona gtrebiliriz, biraz da illa birlikte... Bana yardm etmek
isterseniz oraya giderdik..."
"Gitmek iin gn, dnmek iin de bir buuk gn gerekli."
"Nehrin kysnda deil mi?"
"Hayr. Bir buuk gn sreyle nehrin kaynana doru klyor, sonra yarm
gn sreyle bir geit izleniyor. Bu dnemde her yer kuru olduundan, gle

ulamak iin orman ve otlan kesmek gerekiyor. Onun kulbesine giden gizli
bir kk yol var." "yleyse, gidiyor muyuz?"
yilii, Ze Oroco'nun kukuculuunun hakkndan geldi.
"Evet, doktor, gidiyoruz. Ancak burada bir gn daha kalmam gerekli. Yapacak ok iim var.
br gn sabah erkenden yola karz."
Doktor yerinden kalkt:
"Sa olun. Bu uzun yolculuk sizi yormu olmal."
Adam onu kapya kadar geirdi:
"yi geceler doktor. Yarn size urar, yolculuk iin neye gerek duyacanz
sylerim."
Gerekte Ze Oroco'nun btn yapaca, kulbesini biraz daha temizlemek ve
Kzlderililerle yre halkna tuzlanm balk datmakt. Bir ey daha vard:
Kular iin sahanlar dolusu yiyecek hazrlamas ve Giribel'den her gn birazn
kulara vermesini rica etmesi gerekiyordu.
Hayatnda ilk kez kumsalda uyuyordu. Gece iyice kmeden adam kay
ekmiti.
"Biraz bekleyin, doktor. Ate yakmak iin odun toplayacam."
"Size yardm edebilirim."
"Hi uramayn, doktor. Alkn kiilere gre bir itir bu. Kayn yannda
kaln, ama isterseniz uyumamz iin gereken eyalar karmama yardm
edin..."
Uzaklaacakt ki doktor ona seslendi:
"Kay balamyor musunuz?"
"Gerek yok. Olduu yerden kmldamaz."
Kumsalda uzaklat.
Doktor kaya dnd.
Onu tepeden trnaa inceledi. Eninde sonunda, btn benzerleri gibi bir kaykt
ite. Hele pek deniz ya da nehir deneyi olmayan kendisi gibi biri iin.
Ama yreinde garip bir rknt bydke byyordu. Ya kayk konumaya
balayverse? Hi kukusuz hayatnn en byk korkusunu duyacakt, o
zaman.
Kayn burnuna yaslanarak meldi. Baldrlar yoruldu, ayaklarn duru ve
lk suya daldrarak oturdu.
Alak sesle kayn adn okudu: Rosinha. Kt boyanm, siyahla evrelenmi
krmz harfler. Rosinha'yd bu. Herkesin ekindii kayk. Ama enikonu eskimi
(zamann, gnein, rzgrn, yamurun her yannda yol at arzalar
grlyordu) sradan bir kk kayk, hayatn ypratt bir kk kayk,
blgede bu korku ve lgnlk efsanesini nasl yaratabilirdi? Aslnda, itiraf
etmeliydi bunu, Rosinha'ya bakarken zorlu bir tedirginlik duyuyordu.
Elini suya soktu ve bu tedirginlii datmak iin avucuna su doldurdu. Gzleri kt
boyanm harflerle gitgide byleniyordu: Rosinha. Belki de, burann ilk
scayla karlatnda duyduu uyuukluk gibi, onda bylesine byk bir
gszle yol aan ey, iinde byk bir bulua can veren tekdzelikti,
kendine ramen grntyle btnleen, tepki gstermeden ya da mcadele
etmeden kendini iklime brakan insand... Belki de, kaykla ilgili olarak
anlatlan btn o hikyelerle kula dolmu, ekiciliinden kurtulamadan
orada duruyordu...
Yerinden kalkt ve bakn baka bir yana evirmeye alt. Uzakta, Ze Oroco,
bir tepeciin ardnda gzden yitmiti, kuru dallan kesen tahrann sesi

iitiliyordu. Tatl tatl serinleten akam rzgr, gmleinin ve pantolonunun


kuma dahil, her eyi kmldatyordu. Nehrin kysn hafife dalgalandryor,
suyun kaya demesiyle dalgalar oluuyordu.
"Hayvana dnyorum!"
Gld. Orallar byle konuuyorlard. Neyse ki yola kmak zereydi, yoksa
sonunda btn yerel deiimleri benimseyecekti.
Yine glme istei duydu, yksek sesle glme istei. Ve bu onu gldrd.
Brezilya'nn bu yitik kesinde herkes gibi olmak kt deildi.
Doktor, aya sularn iinde, yrmeye koyuldu. Yeni bir keifte bulunmutu.
Burada hayat ylesine gzeldi ki, bir gn, almaktan bezdiinde, bura
hayatnn gerektirdii dinginlikle ayn yerleri yeniden dolaacakt.
te yine kaykla kar karyayd. Merakla kark bir kayg kafasn kurcalyor, istemese de
saplant haline geliyordu. Gerekten konuuyor muydu, bu kayk? Ya da milleti budala yerine mi
koyuyordu? Kendini tutamayp u szleri sylemeden edemedi:
"Demek sensin Rosinha?.. nl Rosinha, ha? Konuan, her eyi bilen kayk?.. Sanki bu
mmknm gibi..."
Kaya kt kt bakt. Ama kayk gk demiyordu. "Byk bir matrinxaos srs
gelmiyor mu, Rosinha? Matrinxaos diyorlard, deil mi?"
nsan bartacak kadar ezici sessizlik sryordu.
"Ama konu, konu sersem kayk! Konuursan deli ben olacam, daha dorusu
delilerden biri. Ne demek istediimi anlamyor musun?"
Kumsaln beyazln slatan dalgalardan baka ey yoktu... '
Doktor kendini daha fazla tutamazd. Korkusunu ortaya dkmesi, onlarn deyimiyle
rahatlamas gerekiyordu:
"Konu, Rosinha! Dona Rosinha, yalvarrm, konusana Tanr akna! Ben de, deli
olduuna inandrlmak gereini duyuyorum..."
Belli belirsiz krgn, vazgeti:
"Konumadna gre, arkadan buradan ok uzaa gtrmek zorunda
kalacam."
Doktor, bitik, kayktan uzaa oturdu. Akam rzgrnn dar kard
yorganlarn zerine ince bir kum tozu serperek hzn arttrdn fark etti. Bu
yar kaygl durumda -kendini hem sakin hem de bitkin hissettiinde en kt
durumdu bu- ellerini minik kum taneciklerinin arasna gmd. Ellerini
kaldryor, kumu parmaklarnn arasndan aktyordu. Kum bir hayat tohumu,
sonsuz ve aklanmaz, karmak ve kasvetli bir hayat gib dyordu.
Yaad srece, imdi duyduu huzur ve kendini brakml unutmayacakt.
Souk rzgrn yalad atein trts, uzakta kularn t, hepsi
birbirinden deiik ve Chico do Adeus'un ok iyi seebildii garip lklar.
Gvde yan yarya battaniyeye sarnm, kumsaln buz gibi kumu, zellikle de
denizin mavisi ve ok yakn bir gkyzndeki bu ok fazla yldz...
"Bir bardak kahve, doktor?"
Kabul etti.
"Rahat m, yatak, doktor?"
Kumda alan ve hl gnein scakln koruyan, kentte kimsenin varlndan
bile kukulanamayaca souu hafifletmeye yardm eden oyua bakt.
"Biraz serin mi, doktor?"
Adam gld.
"Henz haya ok souk da deil, doktor. Siz Haziran sonunu ya da Temmuz
ortasn grmelisiniz... O zaman gerekten souktur..."

Ze Oroco ayaa kalkt:


"Yorgunsunuz doktor. Uyumalsnz."
"Ya siz nerede yatacaksnz?"
"urada kayn yannda. Ama hibir eyden korkmayn. Atein kysnda
yeterince odun braktm. Ate gemeye baladnda kalkacak, gelip odun
atacam. Hayr, nemli bir ey deil bu. Orman insanlar buna alkndr. yi
geceler, doktor."
Kumsaln kysna doru giden karalty gzleriyle izledi. Adam onda ylesine
byk bir gven uyandryordu ki, bir benekli parsn ya da bir timsahn geceyi
geirdikleri yere yaklaabilecei olasln kafasndan att. Gkyznn
gzelim usuz bucakszlna bakt, gzleri kapanp uykuya dalana dek...
Doktor, uykusunun ne kadar srdn syleyemezdi, yine de bann altna
koyduu kollarnn tutulmasyla uyand. Atein gc azalmt, ama hl kk
trtlar karyordu. Kollarn ovuturdu ve kaa geldiini anlamak iin kol
saatine bakt: Yarm. Yldzlar yer deitirmi, gece yolculuklarnda ok
ilerlemilerdi.
Gzleri kapanyor, ama bir trl uyuyamyordu. Dnce krntlar, rengrenk
paralarn bir araya gelmesiyle ortaya kan bir rt oluturuyordu sanki.
Gld.
Bir kaykla konumak budalacayd! Zavall bir kayn konumasn istemek!
Ya Dona Flor? Ne olacakt kendisi gittiinde? Sonbaharn son klarn yaayan
bu kadn iin ne byk yalnzlk! Giderken, bir zamanlar Dona Flor'a ait olan
br adam da gtrecekti.
Elini kll gsnde gezdirdi, yava yava. Ne hayat, Tanrm! Belki de
haklydlar, byk kentlerde, acmaszlk, basn ve anlayszlk arasnda,
byk bakentlerin bencilliinde ve kaytszlnda yaamann gl... Ormanda geirdii gnler bitmek zere olduuna gre byle aprak eyleri
dnmek neden? imdiden, bir zlem tohumu yeeriyordu ruhunda.
Ya adam? Kendisiyle gelmeye ve tedaviye balamaya nasl kandrbilecekti onu? Ya
Madrinha Flor? Gsnde
okaynn ateini, bu kadn ellerinin verebilecei son sevgiyi duyuyordu.
Doktor, durumunu dzeltmek iin kumdan yatanda dnd. Rzgr, yn deitirerek
onu az kald korkudan olduu yere oturtuyordu. Alak sesle konuan Ze Oroco'nun
sesini iitmekteydi. Ya kayk ona konuma giriiminden sz ediyorsa?
Rzgr glenmekteydi, mrltyla bireyler syleyen adamn sesini seti. Ve...
Doktor, korkuyu uzaklatrmak iin elini alnnda gezdirdi. ok konumu
gibiydi, evet, ok konumua benziyordu. Bitmek zere olan bir konumay
andryordu bu ve rzgr bir srr korumutu. Kulak kabartt ve iitti:
"yi bir adam, Rosinha...
"Yaknda dnecek, Rosinha...
"Vebaya yakalanan adam greceiz, Rosinha...
"Souktan yaknd, Rosinha..."
O an doktorun kalbi duracak gibi oldu.
Madrinha Flor'un eli bile o ann rkntsn yattramazd. nk bir kadn sesi,
bir ey iitmiti... Bunu iittiine yemin ederdi. Bir kadnn ak seik
konutuuna ocuklarnn ba zerine yemin ederdi:
"Bu zamanda m souktan yaknd?"
Ze Oroco, glmsemiti karlk verirken:
"Alkanl yok. Bural deil o."

imdi, Ze Oroco'nun esnemesine kadar her eyi iitiyordu:


"Haydi uyuyalm, Rosinha. Yarn nmzde epey yol var. iyi geceler..."
Odun czrtsnn herhangi bir eyden daha ok nem kazand, gecenin
sessizlii kt.
Yrei yatt. Gzlerini ovuturdu. D gryordu. Evet, d gryordu.
Kendi kendine telkin, basit bir telkin. Kayktan sz edildiini duya duya
dnde grmecesine etkilenmiti. Saatine bakt. Bire eyrek var. Saat,
mantn yalanlyordu. Kaya, o lnetli kaya son bir gz attnda, uyuyan
Ze Oroco'nun tortop olmu karaltsn seti...
Doktor yaknlarn dnd. Hukuk diplomas almak zere olan olunu,
konservatuarda okuyan kzn, kendisi iin ald geceleri, yemeklerde futbol
tartmas yapan br ocuklar dnd... Bir sevgi ve duygusallk dalgas
her yann kaplad. Ancak bylece yeniden uykuya dalabilmeyi baard.
"Zamanmz boa geirdik, dilimizde ty bitti, Ze Oroco."
Ayn anda gldler. Artk aralarnda teklif kalmamt. Birlikte yolculuk eden
ayn yataki iki adamdlar, iki arkada.
"Sizi uyarmtm, doktor..."
"Ama gzel bir gezimi oldu. Hayatmda hi bylesine gzel bir gl grmedim."
"Gl ilkbaharda grmeliydiniz... evresindeki aalar, iekler sayesinde her rengi
aldnda. Akam oldu mu btn ku trleri, btn uucu hayvanlar, srler
halinde dallara konarlar. Evet, ok gzeldir. Bunun iin bura insanlar gle
Lago Rico adn takmlardr."
Yryerek, zaman zaman sk dallar budayarak geri dnyorlard. Bazan da,
uzaktan gkyznn mavisiyle kararak yeil renklerini yitiren byk bitkileri
budayarak.
Doktor belli bir znt duymaktayd. Ama adam kendisiyle konumak istememiti.
Ormann iinde, hastalnn yalnzlna snmt. Ona seslenmek, ortaya
kmas iin yalvarmak bir ie yaramamt. Hibir ie. Bunun zerine, adama
il, ham eker ve ttn, tuzlanm balk ve biraz para brakmlard. Bu
yoldan, hastann yalnzln hafifletmeye almlard. Btn yapabildikleri
buydu.
"len olmadan nehri grebiliriz."
"zlemeye balyordum."
"Daha uzun sre kabanz, bu nehri iyi tanynca ondan uzak yaanmayacam
grrdnz. nsan ona delice tutulur."
Doktor, inansz, gld.
"Caraja Kzlderililerinin Araguaia nehrine ne dediklerini biliyor musunuz,
doktor? Bahse girerim ki duymamsnzdr."
Ve dostluk dolu bir sesle aklad:
"Bee-Rokan derler. 'Byk Sular' anlamna gelir."
Yolun geri kalann, konumadan, ama tadklar ykn arlndan kurtulmu
olarak yrdler.
"te!"
Nehir, mavimsi, henz ok uzakta, grnd.
"u gzelim nehir!"
Doktora dnd:
"Dn daha abuk olacak. sterseniz gece yolculuk edebiliriz, nk akntyla
giderken yol almak kolaydr."
"Hayr, Ze Oroco. Sakin sakin, yoldan yararlanarak gitmek istiyorum."
Yksek otlarla kapl bir patikaya daldlar, sonra sarp bir tepeye ulatlar, dikenli

sarandi'lerden oluan bir engeli atktan sonra kumsala vardlar. Kayk ayn yerdeydi.
pi zlm ve her gn biraz daha alalan nehrin kysna hafife ekilmi.
Ze Oroco, kay dostlukla yumruklad:
"Ne haber, kmencik! ok geciktim mi?"
Yamatan aa inmesine yardm etmek iin doktora elini uzatt.
"nce bir suya gireceim. Byle bir yryten sonra nehre dalmak kadar gzel ey
yoktur. Siz de ayn eyi yapmak istemez misiniz?"
Doktor gmleini karmaya balad:
"Burada piranha yok ya?"
"Var. Ama canavar deildir buradakiler. Evcil piranhalardr. lk byk grltde
kirii krarlar."
Ilk suya dald. Doktor da onu izledi.
Yarm saat sonra, derin sular kollayarak nehrin zerinde ilerliyorlard.
"Biliyor musunuz doktor, Araguaia'nn slklar hi ayn yerde deildir. Her yl, her
yamurda deiir. Kuma oturmadan yol amak iin insann nehri iyi tanmas
gerek. Kaykla deil tabii, byk teknelerle. Kayklar hafiftir, hangi akarsu olsa
geerler. Saat olunca bir kumsal ararz, kahve piiririz."
"ok gzel!"
Ze Oroco, alak sesle ark sylyor, belli belirsiz bir uyuklamayla doktorun
gzleri kapanyordu. Ama dnmekteydi. Adam yolculua hazrlamaya
koyulmann zaman gelmiti. Kararl olarak gzlerini at. Ya imdi konuulurdu bu, ya hibir zaman.
"Ze Oroco!"
"Evet, doktor."
"Herhangi birine ktlk edebilecek insan mym sizce?"
"Sanmam doktor. Niin sordunuz?"
"Hi. Dostunuz olduuma inanyor musunuz?"
"Canm bundan niin kukum olsun, doktor?"
Doktor bir an sustu. Srr kefetmesi iin insann bir ocuk gibi olmas
gerekiyordu: nk, tbbn btn gizlerine ramen, ne istediini
renebilmesini salayacak tek bir gedik bulamamt.
Sizden bir ey istediimde bana kzmadan karlk verirmisiniz?"
"Yeter ki gemiimle ilgili bir ey olmasn."
Belirli bir hznle syledi bunu.
"Hayr. Gemiiniz sz konusu deil. Ama insanlarn ne kadar ok
konutuklarn biliyorsunuz, Bana anlatlanlardan tr..."
Kayk da Ze Oroco'ya dnm, kaygl gzlerle bu iyi yrekli adama
bakyordu.
"Size ne anlatld?"
"Kaynzla ilgili. Rosinha'yd, deil mi?"
Sakin bir glmseme belirdi Ze Oroco'nun yznde:
"Demek bu? krler olsun, doktor! Ne anlatld size? Kayn beni anlad ve
kaykla konutuum, deil mi?"
"Evet. Ama ben buna inanmadm. ardm. Bir adamn, sylenenleri anlayan ve
yant veren bir kaykla konumas dnlemez."
Ze Oroco bir kahkaha att: .
"nanmadnz m? Ama Sertao'da bundan ok daha karmak birtakm esrarl
olaylar vardr!"

"Olduundan kukum yok. Ama bir adamn sylenenleri anlayan bir kaykla
konumas... ocuk masal bunlar."
Adamn gzleri keyifle ldad:
"Size bir gsteri yapsam ne tepki gsterirdiniz?"
"Klm kprdatmazdm, nk bu dnceye kendimi altrdm bile, ama
Aziz Thomas gibiyim, bu tr eyleri grmem gerek..."
"yleyse, bakn doktor. Gryor musunuz?"
Ze Oroco, bacaklar kayn kpetesinde, yatt ve krei gsne yerletirdi.
Ba daha nce oturduu yere yaslanmt.
"Krei gryor musunuz, doktor? Kay ynetmediimi gryorsunuz, deil
mi? Bakn yleyse..."
Ve sesinde byk bir sevgiyle mrldand;
"Rosinha, yle biraz ilerle, dmdz."
Kayk, saa sola kaymadan syleneni yapt.
"imdi, Rosinha, yan dnp on metre git."
Kayk, yan dnp on metre gitti, sonra eski yerine geldi.
"imdi, Rosinha, burnun arkaya gelsin, yle ilerle."
Kayk olduu yerde dnd ve k burnunun olduu yere geldi. Ze Oroco,
doktora glmsedi:
"Ona baka emir vermezsem, durumunu hi deitirmeden sonsuza dek gider."
"nanlr gibi deil, Ze Oroco! Hi byle ey grmedim."
Doktor etkilenmiti. Ama acaba Ze Oroco, kay gvdesiyle ynetiyor olamaz myd?
"Evet. Ama bu ie daha tam inanmyorsunuz doktor. Kay yneten ben deilim.
Saat ka?"
Durumunu deitirmeden sormutu bu soruyu.
"Neredeyse ."
"Gzel. Kahve piirmenin zamandr. Dikkat edin, doktor, yerimden
kmldamyorum."
Yeniden tatl bir. sesle konutu:
"imdi, Rosinha, yerine gel yine, sonra da u kumsala doru git. Kumsaln yannda biraz
ykseke olan u aday gryor musun? Oraya."
Doktor, aknlk iinde izliyordu bu manevralar. Kayk yava yava kumsala
yaklamaktayd.
"uraya yanaacaz."
Ze Oroco, yeri eliyle gsterdi.
Kayk boyun edi. Ama durmak zereyken baka bir buyruk iitti:
"Biraz ilerisi, u dirsekten sonras iyi olacak, daha derin."
Bunun zerine, doktor, hayatta rastlad en byk mucizeye tank oldu. Kayk bir an
durdu, sonra geri geri gitti, burnunu dzeltti, biraz ilerledi, kumsala doru
dnd ve kumun zerinde durdu.
Ze Oroco doktorun aknlna glyordu.
"Ya imdi, doktor?"
Doktor kumsala atlad, ne diyeceini bilemiyordu. Eildi, bileklerini slatt, sonra
slak elleriyle ensesini ovalad.
Yeniden bir kumsaln zerinde, bir atein basndaydlar, snyorlard. Doktorun
yata, nehrin kysnda, Ze Oroco'nun yatann yanna kazlmt.
Kukuculuunu yenen ve adamn srrna ortak olan doktor, bu durumu in-

celemek zorundayd. Ama, ne denli garip gelirse gelsin, bu aratrmalarn


gereklilii karsnda imdi bir hzn ve bir bakaldrma hissediyordu. Korkun
bir devam etme zorunluluu duyuyordu. Beriki, ruhunu tmyle amt.
Bunlar baka hi kimseye anlatmam olduunu bile itiraf etmiti.
"Bugn suskunsunuz, doktor..."
"Kk sorunlar dnyorum."
"Belki yolculuk size uzun geldi."
"Hayr. Sz konusu olan bu deil."
"Rosinha'yla konutuum dncesine alp almadnz merak ediyorum."
"Hl kavrayamadm birtakm eyler var."
"Ne gibi?"
"Rosinha'nn sylediklerini anlayabilen bir tek siz varsnz, deil mi?"
"Bir tek ben varm."
"Ya o, bakalarnn sylediklerini anlyor mu?"
Ze Oroco, en bir kahkaha att:
"Evet, anlyor."
"Konuabildiini, birtakm eyleri anladn nasl kefettiniz?"
"Bir gn, doktor, szn etmekten hi holanmadm byk bir acm vard. Bana,
okumam iin azizlerden birinin kitabn verdiler. Ben, Tanr'nn dnda dinle
ilgili eylere pek inanmazdm, ama azizin hayat bana ok iyi geldi."
"Hangi azizdi bu?"
"Assisili San Francesco. Onu biraz bilir misiniz?"
"Pek az. Genellikle anlatld kadaryla."
"Yazk, doktor. Aziz benim ylesine dostum oldu ki, iimden ona Chico
demek alkanln edindim."
Doktorun yrei, bunca sadelik ve saflk karsnda duygulanmaya balyordu.
steksizce glmsedi:
"Gzel, ama bu bir aklama balangcndan baka bir ey deil."
2e Oroco, bir kz alp izmaritini yakmak iin bir an sustu. Uzak bir gemii iine
ekercesine ekti duman:
"nsanlarn hayatnda yle anlar vardr ki, yitip gitmekten baka ey
dnmezsiniz. Gitmek, l olup olmadnz kimsenin renemeyecei bir
yere gitmek. Byle oldu. O ada imdiki gibi yolculuk edilemiyordu. Gkyznden geen btn bu uaklar yoktu. Yolculuk etmek iin her ey daha
gt. Bir gn, Xingu'da, bay Orlando Vilas Boas'n yannda almaya
baladm hatrlyorum. Capitao Vasconcelos denen yerde. Hi sznn
edildiini iittiniz mi, doktor?"
"Evet. Hatta salk birlikleriyle arasra oraya gidilmesini istiyorlard."
"Tamam. Yalnzlk, Xingu'da varolan tek eydi. bu. Bir ynde be yz metre
gidiliyordu, br ynde yz. Balk avlamak bile mmkn deildi.
Kzlderililer drt yandan yorlard, ilca, yiyecee gerek duyduklarndan... Konuacak kimse bulamyordum. Ttn tkeniyordu, kahve, ya,
fasulye. Helvac kabayla tuzsuz pirin kalmt... nsann midesini
bulandrd ve damana yapt iin de bunu abucak yutmak
gerekiyordu."
Konumasn srdrmeden nce biraz sigara iti:
"Yamur mevsimi, artan sivrisineklerin at yaralardan tr daha da
beterdi. Geceler bir vzltdan baka ey
deildi. Bir keresinde, sanyorum Nisan ayyd, yollar ve patikalar henz ok

slakt, eski noktadan yaplmakta olan yenisine gidiyordum. Su birikintilerinin


zerinden atlayarak kuru yerler arayarak yryordum. Bugnm gibi hatrlyorum, beyaz galolarmn burnuyla..."
Gld:
"Gzel bulmuyor musunuz, bir ift beyaz galou doktor?"
Doktor ban kad, nk hi bir ift beyaz galoa bakmamt.
"Gzel olmal."
"Gzeldi. Bir yerde sryor, bir baka yerde yryordum, derken kupkuru bir kil
paras grdm. Bir yn da krmz karnca, koca kafal ve parlak gzl
olanlardan. Galolarmn burnuyla hayvancklarn kafalarn ezmeye
koyuldum. at, at, at... Birden byk bir rperti dolat srtm.
Parmaklarmn ucundan salarmn dibine dek. Ayam havada durmu,
yreim yerinden hopluyor, karnca srs de bu arada uzaklamaya
balyordu. Bir ses beni durdurmutu: 'Niin bunu yapyorsun u kk hayvanlara? Sana bir ktlk etmediler ki!' Kalbim daha br gl att. evremde
birinin olup olmadn anlamak iin bakndm. Hi kimse yoktu. Ne bir Beyaz,
ne bir Zenci, ne de bir Kzlderili. 'Karncalar rahat brak. Tanr'nn eseridir
onlar. Bizler gibi ac ekerler... biz aalar gibi.' evreme daha dikkatlice
baktm ve sk dall, byk yamurun ardndan yapraklan prl prl, yemyeil,
yal bir jatoba grdm. Oydu konuan ve de haklyd. O gnden beri bir daha hi
hayvan ldrmedim, doktor."
"Sivrisinek de mi?"
"Sivrisinekler beni pek rahatsz etmezler."
"Sonra?"
"Sonra m? Sonra bir ey olmad. Zamanla nesnelerin dilini anlamaya
baladm. Ama zellikle aalar anlyorum...
Doktor, iki elini yznde gezdirdi. Gzleri neredeyse nemliydi, ama konumas gerekiyordu:
"Ze Oroco, dostunuz olduumu gryorsunuz deil mi? Bunu size bir kere daha
sormutum. Size bir ktlk yapabileceimi sanyor musunuz?"
"Sanmyorum, doktor. Kt insanlarn baka bir grnleri olur."
"yleyse, dostum, siz hastasnz. Sandnzdan daha da hasta. Benimle kente
gelmeniz gerekli. Kimsenin size bir ktlk yapmayacana sz veriyorum.
Ama gelmeniz gerekli."
Atein nda baktlar. Hibirinde dmanlk yoktu.
Ancak... Ze Oroco ayaa kalkt ve elini kayn zerinde gezdirdi. Heyecann bir
nebze yattrmaya alt ve ar ar konutu:
"Rosinha bana her eyi sylemiti, doktor."

7
Yallk arks
Giribel kulbenin nnden geti, Madrinha Flor'u, ellerini dizlerinin zerinden sarktm
buldu. Kapnn kasasna yaslanm, nehrin dirseinde kaybolmak zere olan
motora bakyordu. Tok-tok-tok sesi boluu dvmekteydi.
Pencereden eilen Chico do Adeus da, akarsuyun parltsnda yitip giden
tekneye bakyordu. Yksek sesle konutu:
"Vay anasn, gnn birinde kelleyi tecek olsam herkese veda ederdim.
Ama insan kkleriyle birlikte dodu mu hi yolculuk etmiyor."
Giribel, Madrinha Flor'a bakt:
"Ze Oroco da gitti, deil mi Madrinha?"
Madrinha, ocuun ksack salarn okad:
"Gitti."
Elini ekti, cansz, bir kurun paras gibi dt eli. Gsn, varlnn her
zerresini iiren o kurun gibi. Gc kuvveti, eti umutsuz bir arkyla lp
gidiyordu. Hibir zaman kendisinin olmam bir ey, ksack sren diriliini de
yanna alarak yola kmt. Bundan byle geceler daha uzun olacak,
gndzler iki sonsuz paralel gibi ilerleyecekti; hi kesimeden.
Madrinha Flor, kulbeye girebilmeyi baard. Ama uzakta motorun homurtusu
zamann sarkacyd. Ona ac bir gerei gsteren zamann. Uzun salarna
karacak aklan gizlemek iin ban bir atkyla rtmeye koyulacakt.
Baka terleri ykayacak, baka boazlan doyuracakt, ama her ey deiik
olacakt... l, snk.
Aynay ald ve srann zerine oturdu. Dirseklerine yasland ve aynadaki
grntsne bakt. Ayna yalan sylemiyordu. De yer brakmyordu. ki derin
krkla evrelenen az sarkyordu. Gne gzlerinin evresinde byk
halkalar oluturmutu, gzleri acnma ve yenilenme diliyordu...
Ellerini prsk gsne bastrd, yrei korkuyla yorumlarken, dudaklarn dost
aynaya yaptrp alak sesle mrldand:
"Yalym... Yalym..."

KNC BOLUM

Rosinha, sevgilim

arksz geceler
Uzakta, ok uzakta her eyi yitirmiti... Ya ormann usuz bucaksz geceleri?.. Orada
gizlenen orman arklar?.. Ne manguari'nin bezdirici homurtusu, ne de dudu kularnn
lklarn iitiyordu karanlk ktnde. Neredeydi btn bunlar? Benekli
parsn izledii, suya atlan ve bazan yanna Bee-Rokan paralarn da alp
srkleyen tombul capibara'larn delice koumalar ne olmutu? Bilmiyordu...
Anmsamak iin gsterdii en ufak aba yreini skan gizli bir kaygya yol
ayor, bu hzn arttryor, gitgide daha da arttryordu...
Balangta, kentten uzak, pas kapl yal aalarla evrili byk binaya
gelmiti. Almaz, yksek duvarlardan, kklerinden kesilmi kuru sarmak
paralar sarkyordu. Ask yzl, kuru yapraklarla kapl drt ke avlular,
dzensiz admlarn tekdze srklenmesiyle nlyordu. Suskun, sessiz, bazan

oraya kadar szan azck gneten de kaan ok adam vard.


Umudu krlm, bunlar geiriyordu kafasndan Ze Oroco. Btn olup bitenleri
yeniden gzden geiriyor ve her eyin kendini yineleyerek srdn
dnyordu; Her yeni yinelenmede, grntler, donuk ve uzak belirmekteydi. Dnd, gerekten bana gelmi miydi, ya da btn bu sre
boyunca d grm ve douundan beri bu yerden hi ayrlmam myd
yoksa? Hi kimse ona saldrmyordu. Hi kimse, kir pas iinde, sa ba
dank, ounluk kaytsz, bilinsiz, kendisi gibi bitkisel yaayan tekilerdi.
lerinden kendisine daha az l gelen ikisiyle konumay balatma abasna girimiti. lki
glmsemekle yetiniyor ve beklediini sylyordu... Neyi bekliyordu? Bildii yoktu. Mallarm
ele geirmek iin lmesini dileyen bir ailenin hakszlklarnn sz konusu olduu bir hikyeyi
geveliyordu aznda. lmedii iin de onu buraya getirmilerdi. Ama o... (o an
saldrgan oluyor, barmaya koyuluyor, kollarn gkyzne kaldryor,
azndan salyalar akyor ve akmak akmak gzleri kayyordu) Tanrsal
adaletin iyiliini bekliyordu. Bekliyordu -ve yeniden glmsyordu- Tanr'nn
kendisini hatrlamasn. Bekleye bekleye, aklar arasnda gbel fark edilen
kara rengini yitirmiti salar. Yllar sonsuz bir zincir gibi oalm, Tanr'nn tek
umut olduu sonu gelmez halkalar oluturmutu. Kukusuz, Tanrsal adalet
ortaya ksayd, uzun sredir grmedii ve grnnn deimi olmas
gereken bir aileyi cezalandracak gc ve yetenei bulmaz myd? kinci adam
konumamay yeliyordu. Korkun i dramn unutmutu. Gnlerini
tekilerden uzak durarak, yrmekle geiriyordu. Pabu giymiyordu, ama
bunun ona ac ektirdii yoktu, nk ayaklan yrmekten sert nasr tabanlar
edinmiti. Ailesinden birinin her hafta getirdii bir pijama giyiyordu. n ak
ceket, her harekette sallanan ve admlarna uyup hoplayan beyaz, koca bir
karn ortaya koyuyordu. Koltuunun altnda, destelerle buruuk gazete tard.
Yamur da yasa, gne de ksa, bunun farkna varmazd. Kim bilirdi, bu
sayfalarda gereksiz yere bir haber, bir iln arayp aramayacan? Bu adam
aa yukar hi konumuyordu. Kendisine yaklaabilmeyi baard bir gn Ze
Oroco adama bir sigara sundu. Gazeteli adam sigaray kabul etti, gld ve Ze
Oroco'ya bir gazete sundu. Yeniden yrmeyi srdrd, sonsuzluu
arnlayarak.
Ze Oroco, gazetenin sararm yapraklarm at. Hi bir ilgin ey yoktu. Eski
tarihler. On yl ncesinin eskimi basklar alyordu parmaklarnn altnda.
Bitkinin, oturdu ve bu iin nasl baladn anmsad. Korkusu o denli bykt ki
yreinin atn iitiyordu. Hayatn bu hortlaklar arasnda ve irkinlik dolu
terk edilmilikte srkleme korkusu... Ne byk budalalkt buraya gelmek!
Doktorun szlerine inanp byle bir yolculuu yapmak. Btn srlarn alan iyi
dosta inanmak. imdi, kukusuz, her eyi bildiinden, Araguaia'ya dnecek,
kayn alacak ve aalarla konumay renecekti. Btn sevincini almt
elinden. Diledii kadar yal aalara sokulsun, iniltilerini bile anlamyordu.
Nasl anlayabilirdi ki? Budakl, zsudan yoksun, gvdesi rm ve dallan
krlm, azck yaprakl yal aalard bunlar!.. Gnee engel olmaktan,
byk avlular daha da irkin klan kasvetli uzun glgeler oluturmaktan
baka ie yaramazlard.
Herkesin davranlarn ve hareketlerini kollayan beyaz gmlekli adamlar vard
hep, bu yaratklarn hayatnn garipliklerine kaytsz.
Ka kiiydiler? Bilene akolsun... Bazan avlu ve koridorlar dolu olurdu. Baz kereler de,

yamur yadnda, revir adn verdikleri iren odalardan pek az insan kard. Bazlar, iyi davranmadklarnda, birka gnlne gtrlrd: geri
dndklerinde suratlar arplm gibi olurdu ve uzayan sakallar akmak
akmak gzlerini evrelerdi.
Dardan bakldnda byk baheler bina iinde egemen olan ylgnn bir
zerresini bile aklamazd gelenlere. Kimse kestiremezdi orada olup bitenleri...
lk koridorlar -doktorlarn koridorlar- odalar -doktorlarn odalar- temizdi. Beyaz duvarlar.
Sessizlik. Birbirleriyle karlaan salkl kiiler. alan telefonlar. Kendisine glmseyen ve
kapatlaca yere kadar gtren doktor. Ona dostlukla kar kyor, her eyin, onun iyilii
iin yaplacan sylyordu boyuna. Bir gn, kendisi iin yaptklarndan tr,
minnet duyacakt.
Fiini dzenlemilerdi. Ad? Bunu hibir zaman kimseye syleyemezdi. Ama
orada Ze Oroco olmasnn mmkn yoktu. Kendisini her zaman ok zen eski
adn almak zorundayd: Jose Augusto. Yan sylemiti. Doduu yeri
sylemiti.
Bir hastabakc kadnn varlna ramen soyunmasnn istendii bir salona
gtrlmt. Byle soyunmak ok kltcyd. Baka adamlarla nehrin
sularna rlplak dald anlarn soyluluu bile yoktu bunda. stemeyerek
boyun emiti. Giysilerini almlard, ona kaba kumatan, bedenini diken
diken eden, ok scak ve dman bir niforma vermilerdi. akmayla
sigarasn yanna almt. Gen kz, sigaradan hi yoksun kalmayacana gvence vermiti. Doktor hep salayacakt sigarasn.
Sonradan, bu salona ok gelmiti. Oradan, binann eitli blmlerini dolamt.
Doktorlarla konuurdu:
"Doktor, beni buradan karn, ne olur. ren, le kokulu bir salon buras. Ben
byle yerlere alkn deilim."
Yaknda daha iyi yere aktarlacana sz veriyorlard. Ama bu bir trl
gereklemiyordu.
"Doktor, bu adamlar deli. Hepsi lgn."
"Kendini nerede sanyorsun?"
"Ama ben deli deilim. Deli deilim." Doktorlarn elenen baklar karsnda
fkeye kaplyordu:
"Btn bunlar o'nun uydurmalar (imdi doktor 'o'dan bankas deildi). Srrm
renmek istiyordu. Ne zaman gideceim buradan? Kk evim, kaym var
doktor..."
"Yaknda gideceksin, iyiletiinde."
"Ama iyiyim. ok iyiyim. Srf aalarla konuabildii iin bir adam akl
hastanesine tkmaya haklan yok. Rosinha adnda bir kay olduu iin akl
hastanesine tkmaya haklar yok..."
Adamlar onunla eleniyorlard. Kimse sylediklerine inanmyordu.
O zaman da u lanet olasca kudurganlk kaplyordu her yann. Bir gn de,
doktorun zerine mavi mrekkep dolu bir hokkay frlatmasna yol amt.
Doktor eilmiti ve mrekkep, beyaz gmleim lekelemiti yalnzca. Ama
duvarn zerinde mavi bir iz olumutu.
Adamlar ve hastabakclar gelmi, zorla yapmlard kollarna. Onu parmaklkl
bir hcreye atmlard. Biri niformasn karmakla ie balad. Onu
kendinden gemi, herkese barp arrken braktlar. Sonra byk bir

hortum getirdiler. Byle barp arrsa tatsz bir banyo yapacan syleyip
kendisini uyardlar.
syan artyordu:
"Deli deilim!.. Deli deilim!.."
Elleri parmakla yapyor, anlatlmaz bir fkeyle sarsyordu.
Denetleyemedii, zellikle sesiydi... Dileri gcrdyordu:
"Deli deilim!.."
Hortumlu adam parmakla yaklat. Adamn kendisine sylediklerini bir trl
anlayamyordu. Glmsemelerle kesilen cmleler sayklamasn daha da
artyordu sanki.
Derken adam uzaklat. Hortumun bal olduu musluu at ve su olanca
sertliiyle Ze Oroco'nun karnna arpt. Ac, onu bir an susturdu.
"Hadi dostum, yat artk! Yoksa seni hrpalamak zorunda kalacam!"
Zedelenen yerine gtrd elleri, yeniden, artan bir iddetle parmaklklara
yapt. Bilekleri acyor, damarlarnda akan kan atyor, gsnden, ruhundan,
fkeden gelen bir ate yzn yakyordu.
"Seni uyardm, dostum..."
"Beni ldrebilirsiniz, buradan kmayacam. Deli deilim."
Salyalar akyor ve inanlmaz bir titreme bedeninin her zerresini sarsyordu.
"Uyarmamt deme!"
Adam hortumun ucunu kaldrd. Suyun arpmasyla kaslar kaskat kesildi. Su drt
yandan zerine geliyordu. , Acnn iddeti duyduu nefrete eklenmekteydi. Bu
ac, mideden bacaklara geti. Suyun gc dizlerini datyordu sanki. Ama
ellerini brakmayacakt. Ac yeniden karnna doru kt. Su gitgide
ykseliyordu. Gsnn kllarm koparyor gibiydi. Tanrm! Kaburgalarn
kran, kemiklerini yakan, derisini kesen bu korkun ac... Ama ellerini
ekmiyordu. Onlar skp atamazd. Fkran suyun gcnden kurtulmaya
alrken bouluyordu. lmekte olduunu hissediyordu. Bu aalanmadan,
klmeden yedi lm.
Adam yaklayordu. Hedefini ama tehlikesi yoktu. Onu. hortumdan fkran
suyla, krbalamadan nce setii yere nian alyordu. nce sol elin
parmaklan. Hortumun ucunu biraz daha kaldrd ve sa elini eklemlerine
yneltti. Parmak kemikleri acyla eziliyordu. Ama pes etmeyecekti! Hibir
zaman! Sular yzne fkryor ve soluunu kesiyordu.
Hortumlu adam suyun akn denetlemekteydi. Basncn azaltt.
"Hadi, kes sesini!"
Rahatlamt, soluk ald ve gcn toplamaya alt. Bileklerinin acsn yendi
ve am yarmasnn zerine tkrmeye alt. Adam o an yakalasa, kafasn
parmaklklara vura vura krard.
"Hadi, ihtiyar! Yeter artk. ok yalsn. Peki... Anlamak istemiyorsan..."
Ze Oroco'nun gzleri, eri br parmaklarn hareketlerine takl kalmt. Bu
parmaklar, sakin ve yanlmaz, suyun gcn arttrarak dnyordu borunun
evresinde. Adam ar ar yapyordu her eyi, ama bu iten yorulmu
gibiydi. Birden suyu olanca gcyle fkrtt. Su ayaklardan omuzlara, erkeklik
organna kt. iddetle karnndan geti ve yznde patlad. Gzlerini
kapamaya alt, ama olanakszd. Dayanlmaz bir ac. Kulaklar slk slkt,
sesi kesilmiti; ateten su koca koca dalgalarla soluunu kesiyor, gzlerini
kafasnn iine gmyordu. Titremekteydi. nlemek, alamak istiyor, ama

bunu baaramyordu. Parmaklar, birden btn glerini yitirmilerdi. Ve


gvdesi, serte, yere devrildi. Ayaa kalkmaya alyordu, ama su buna
engel oluyordu. Su, onu, iren bir paket gibi drt bir yana savururken, yerde
kayd. Parmaklarm demenin inilerine dayyor, ama tutunacak hibir ey
bulamyordu. Bedeni kayyordu, dnyordu, doruluyordu ve yeniden
dyordu. Duvara erimemesi gerekti. Eriirse, amanszca tlecekti. Ama
suyun gc artmaktayd. Glkle at gzleri, parmaklklarn uzaklatn
ve suyun korkun bir biimde kabardm gryordu. Bu da duvara yaklat
anlamna geliyordu. Hibir ey, iradesine boyun emiyordu. Birden doruldu.
imdi, baka hortumlarla baka adamlar vard. Beyaz duvarlara yapp kald.
Suya srtn dnd. Her ey cann yakyordu; alev alm gibi. Ba patlyordu,
bir bak gmlyordu ensesine. Acyd bu... Kulaklar kafasndan kopacakt
sanki. Salar beyaz inilerin zerinde saklyordu. Ayakta duramaz olmutu;
ama gln bir biimde armha gerilmi durumdayd. imdi her eyin
kavramn yitirmekteydi. Soluk alamaz olmutu. Boulur gibi ksryordu ve
cierleri suyla doluydu. Sarslmaya balamt. Sonsuz bir ac dnda, hibir
eyin anlam kalmamt.
Hortumlar bir anda hareketsiz kald. Bedeni, gsz, sarsld. Bacaklar dik
duramyor, dizkapaklar artk ona boyun emiyordu. Duvar boyunca kayd. Su,
hcrenin kelerinden akyordu. Duyular deimekteydi. Soluk almak cann
yakyordu, dnmek cann yakyordu. Birden soluk almay renen bir et
yn gibi, yerde uzandkald. Bir su birikintisinin iinde oturmay baard. Titreyen elleri, salarn yznden ekti ve glkle gsn okad. Gzlerini
ancak aralayabiliyordu. Bir insan topluluunca gzlendii izlenimindeydi. Kulaklar
birtakm szckleri alglyordu. Ne id belirsiz szcklerdi bunlar... ihtiyar...
ihtiyar...
Ze Oroco, alama istei duydu, ancak kendisi iin duyduu hzn ve
aalanma iin alack sesle mrldanmay baarabildi:
"Deli deilim... Deli deilim..."
Adamlar hortumlar braktlar ve parmakla yaklatlar:
"Artk, anladn ihtiyar. Ama yeniden balarsan grrsn gnn."
Adamlardan biri arkadana sigara uzatt:
"Yine mi bu ihtiyar?"
"lk kez ykanyor. (Glmsedi.) lk kez iin esasl bir banyo yapt, deil mi?"
Ze Oroco, utanla letini bacaklarnn arasna gizledi. Berelenen yzn ellerinin
arasna gmd. nsanln ktlk suratn grmek istemiyordu.
"imdi biraz burada kalacaksn, renmek iin..."
Onu umutsuzluuyla ba baa braktlar.
Ac yava yava azalyordu. Zedelenen yerlerini ovuturmay baryordu Ze
Oroco. Yanma duygusunun yerini btn bedenini mesi almaktayd.
Oturduu yerden, kalkmak istiyordu, ama bunu yapacak gc bulamyordu.
Su akp gitmekte gecikiyordu. Lam borular tkanm olmalyd...
Uzun sre oturdu. Kalarnda rpertiler dolayordu. Titremeler acy
oaltmaktayd. Grnmeyen ineler beynini oymaktayd. i gzleri
akyordu. Suyun yanstt bedenine bakarak, hafiften alyordu:
"Deli deilim. Bana bunu yapmamalydlar. Pek aklm bamda olmasa bile,
bana sayg gstermeliydiler... Yam bam aldm."
Ateten bir ine, midesini yakt. Uyluklarna kustu.
Titreyen elleriyle su ald ve ykad stn ban. Ba dnmesi ve ac, alnn

souk, hastalkl bir terle kaplyordu.


Ze Oroco, yava yava, daha az slak bir yere srnd. Titremelerle sarslmaktayd.
meyi azaltmak ve acsn bastrmak iin tortop oldu.
Belli belirsiz bir uyuma istei, btn duyularn yok etmeye balyordu.
Srtndan kardklar kaba giysiyi arayarak, olduu yerde uyudu.
Zifir gibi karanlkt ve Ze Oroco souktan titriyordu. Yerdeki su kaybolmu,
iniler bir lm souuna brnmt. Buydu ite. Bu lnetli gece lmesini
bekliyorlard. Usuz bucaksz kumsallar dnd yine, atein yannda,
Rosinha'nn yannda. Bolukta ve anlarda yiten clz kayk, umutsuzluunu
biraz olsun stt.
Bu arksz gecede, bir yerlerde biri inliyordu. Baka biri glyordu. Deli gibi
glyordu. Kesilmeler oluyordu ve yeniden glmeye koyuluyordu. Kim bilir,
belki kendisi de nedenini kestirmeksizin her eye glerek byle olacakt?
Gnn ilk klar daha da artan bir souk getirerek belirdi. Ana rahmindeki bir
ocuk gibi tortop olmutu. Acl bir alk duyuyor ve nceki gn yemek
yemediini biliyordu. inde patateslerin kabuklaryla yzd o iren, yal
orbay vermemilerdi.
Uyukluyordu ve gzlerini araladnda, gnein avluda alabildiine gl olup
olmadna bakyordu.
Sinekler giriyordu hcresine, kurumu kusmuk kalntsna konuyorlard.
Koridorlarda, zindannn yaknnda ayak sesleri duyuluyordu. Oysa gelip onu
almakta gecikiyorlard. Belki de onu burada bir sre daha byle braklm,
durumda tutmaya kararlydlar.
Kaslarn ovuturarak, derisini starak, kaburgalarn ovalayarak, sallana
sallana yryordu. Her eyden nce, hrpalanan bedenine can vermeye
alyordu. Ama zaman zaman oturmak zorunda kalyordu, o denliydi
gszl.
Ze Oroco, kulak kabartt, dikkatini toplad. Yanlmyordu. Bu kez hcreye
yaklamaktaydlar.
Hortumlu adam, bir hastabakcyla birlikte geliyordu:
"Ne var ne yok ihtiyar, daha yumuamadn m?"
Utan iinde gzleri ne eik,'hibir ey istemeden oturdu. .
"Daha uslu durursan, giysilerine kavuursun, iittin
mi? Yakla."
Glkle ayaa kalkt ve adamn dediini yapt. Ama gzlerini kaldrmyordu.
Hastabakcnn elinde tuttuu kahvenin kokusunu duymaktayd.
Hastabakcnn gl elinin enesini tuttuunu ve kaldrdn hissediyordu.
Elinde olmakszn, i gzleri yalarla doldu.
Hastabakc gld.
"Bylesi daha iyi. Hadi, i u kahveyi."
Doyumsuzlukla bir yudum ald.
"Al u ekmei de."
Kuru ekmei kahveye batrd ve arl eneleri arasnda inedi. Biraz
bireyler yemek gzeldi.
Minnet dolu, geri verdi kahve fincann.
"Giysilerini ver una! Hadi, toplan! Giyin!"
Boyun emekten baka ey gelmezdi elinden. Kaba giysi imdi ona belirli bir
rahatlk salyordu.

Giyindi ve bekledi.
Anahtar kilitte dnd.
"imdi avluya dnebilirsin. Ama yaptn en ufak bir densizlikte yeniden buraya
gelirsin."
Ze Oroco, hastabakc ve hortumlu adam arasnda sendeleyerek srklendi. Elini
cebine att: akmak ve sigaralar yok olmutu. Nedenini anlyordu. Bundan
byle ate vermeyeceklerdi ona. Kukusuz, tehlikeliler arasna sokulmutu.
Avluya girdi. lgn gne hint kiraz aalar arasnda donup kalmt. Bir
saksaan tyordu uzakta; pek gzel ve pek hznlyd sesi.
Bo bir yer arad ve gnee oturdu. Btn bir gece sresince iliklerine ileyen
nemi kurutmak istiyordu. Ama buras iyiydi, yzne, omuzlarna, ellerinin
zerine yaylan gnein scaklyla...
Gazeteli adam, her eye kaytsz, tell bir uyumla sallyordu i gbeini.
Gazeteler, bzlm hayatnn bir blm gibi, koltuunun altndayd.
. Tanr'nn adaletinin kurban olan teki dost, btn bir geceyi darda
geirdiini fark etmemiti. Kimse bir ey fark etmiyordu. nk beyinler,
unutulmuluun uurumlarna, belleksiz ve arksz srekli bir lme gmlm gitmitiler...

Ormann yasas, Urupianga


Ze Oroco, konuma isteini yitirmekteydi. Kiminle ve niin konuacakt? lk
zamanlar, kamak, daha az zntnn bulunduu, zgrce gnein tadm
karabilecei bir yer aramak istei duymutu delicesine. Ama gerekliini
yava yava yitiriyordu bu. Umudunu elekten geirir ve tmyle yitene dek
un ufak edermi gibi.
Ayn yerleri aramaya koyulmutu, ona bir sigara verdiklerinde de, bolua,
hilie bakarak, son nefese kadar dudandan ayrmazd.
Byle dalgn oturduu gnler hastabakc geliyor ve Ze Oroco'yu gtryordu.
Durumunun ktlediini sylyorlard; ve Ze Oroco, hibir ey anlamadan,
elektrooklar iin damarlarna ineler yiyordu. Beynini uyuturan eyler
iiyordu. ki kere dnmt dua. Ama kendisini bekleyeni bildiinden, o
kadar ac ekmemiti. Bir baka kere, bir hastabakcy bomaya kalktnda
ya da tekilerden birinin bana duvardan skmeyi baard bir tulayla
vurduunda, kollar srtta balanan uzun kollu gmlei geirmilerdi srtna. O
kadar skyd ki gmlek, ancak soluk alabiliyordu. Bu klkta gn bal
kalm, sonra karanlk ve havasz bir hcreye atlmt. Yeniden a kavutuunda gzlerini glkle ayordu.
Kendini savunmak bir yere gtrmyordu kiiyi; ne de dlediklerini anlatmak. Srekli gzel
eyler dnyordu; doktorlar duysalar... Dnmenin bile yasak olduu gzel eyler.
Sonunda azn amaz olmutu. Gnler boyu tek sz sylemedii oluyordu.
Doktor, o hrsz, aa yukar her hafta kendisini grmeye geliyordu. Sigara
getirmiyordu, sz verdii gibi. Grkemli bir davranla eliyle paketten bir tane
karp uzatyordu onu. Dosta yolculuklar srasnda olduundan tmyle
farklyd bu.
Daha temiz bir yere gnderilmesini kolaylatrmak artk sz konusu deildi. Hem, Ze
Orocp, buna artk dikkat etmiyordu. kp gidemediine gre, neredeyse
isteyerek bu bitiklik iinde kalmay yeliyordu.
Doktor avluya giriyor, yaklayor, ona elini uzatyordu. Ama Ze Oroco karlk
vermiyordu ona. Bunun, iyilii iin olduunu, bir gn btn bu olup
bitenlerden tr kendisine minnet duyacan yineliyordu hep.
Son geliinde bir haber vermiti Ze Oroco'ya: Sertao'da yolculua kyordu. Nereye
gittiini sylememiti. Yolculuk edecek, bakalarn yakalayacakt. O zaman
Ze Oroco, bakyla doktoru kuruna dizerek gzlerinin iine bakmt. Nereye
gittiini biliyordu. Hayale kapld yoktu. Geri dnp kayn alacakt ve
kulbesini, kularn, nehir kysndaki konumalar ele geireceini biliyordu.
Doktora srtm dnm, insanlk denen rezilliin geri kalanna duyduu nefreti
gsteren o suskunlukla gidip oturmutu.
Her hafta gelip onu gtryorlard. Balangta, yeni illar, yeni ineler, ,yeni
elektrooklar iin geldiklerini sanyordu. Ama hayr. Gen bir kzla konumas
iin onu temiz bir odaya sokuyorlard. Aslnda, tek bana kz konuuyordu
hep. Birtakm eyleri aklyordu ona. Bilmem kimin asistan olduunu ve
kendisine yardm etmek iin geldiini sylyordu. Bir yn ey anlatyordu;
ak seik bir biimde ve yznde iyilik dolu bir anlamla. Ama Ze Oroco artk
dnyann iyiliine inanmyordu. Gen kz sevimliydi, gzeldi hatta.
Gzlklerini karm ve sar salarn zm olsa, bir Meryem Ana heykeli
denebilirdi.
"Aa aatr. Yineleyin bu sz."

Susuyordu ve karlk vermiyordu.


Gen kz bir sigara paketi alyor ve uzaktan ona bir sigara uzatyordu.
"Syleyin: Aa aatr ve aalar konumazlar."
Can ylesine sigara imek istiyordu ki, inadndan daha glyd bu. Makine
gibi yineliyordu:
"Aa aatr ve aalar konumazlar."
Bir leden sonra, gazeteli adam gtrdler. Bir daha geri getirmemek
zere gtrdler. Yrrken duruvermi, ve birden kaskat dmt.
Hastabakclarla doktor gelmisti. lmt gazeteli adam. ly, koltuunun
altnda gazeteleriyle gtrmlerdi.
Yarm saat sonra kimse onu hatrlamyordu. Ze Oroco, gidip bir hintkiraznn
glgesine oturmutu. Karncalarn hayatna bakyordu. Karlatklarnda ksa
konumalar yapyorlard, ayn yapraklan kemiriyorlard, l bir crcr bceini
tamak iin toplanyorlard.
Ba ineler ve elektrooklar yznden daha az aryordu imdi. Ban
glk ekmeden eebiliyordu. Ba dnmeleri kaybolmutu ve gen kz,
hastaneye gireli ay getiini sylemiti.
"Aa aatr."
Bu dersi ezberlemesi gerekliydi. inden glmsedi. Evet, nk yz artk hibir
duyguyu da vuramayacakt. Her eyden korkuyordu; yeni dulardan.
Sertao'nun gneinden uzakta aklamaya balayan ellerine bakyordu. tekilerle birlikte
ykandnda ve niforma deitirdiinde, teninin gitgide solgun ve saydam
olduunu gryordu; tekilerin teni gibi. Hareketsizlikten, kollar ve karn ya balamaya
balamt.
Hareket niyetine tek yapt: "Aa aatr."
Yeni bir tr geveklik dolduruyordu bezginliini. leden sonrann durgun bir
saatiydi. Herkes kendi kesinde, kendi dnyasna ekilmi masmavi
gkyzne bakyordu. ay olmutu buraya gireli! ay! yleyse, ormanda
ilkbahar balamt... Byk, dokunakl bir zlemle gzlerini kapad.
yi bildii ve kesinlikle yasaklanan bir ses kulana mrldand:
"lkbahardayz, Ze Oroco. Hayr, Ze Augusto."
Hafif bir rzgr yzne esiyordu ve okay sevgi doluydu, okaylarn en
gzeliydi.
Gzlerini at ve avlunun duvarnn kmldanmaya baladn grd. Tulalar
soluk almaya balyordu. Tulalar gitgide daha belirgin hareket ediyorlar,
dalgalanyorlard neredeyse. Ve tulalar dnmeye koyuluyorlard. Dnerken
ynlar oluturuyorlar, ynlar slk alyor, anafora dnyordu. Rzgr da
onlar kuru yapraklarn raksna evirerek nne katp gtryordu.
Hayatn sesi ilkbaharn trksn armaktayd:
"Dinle Ze Oroco. lkbaharn trks bu."
Her eyi iitiyor, her eyi duyuyor,'her eyi iine ekiyordu.
Nehrin kys altn sars bir patlamayd batan aa; gnein salarndan
paralar! Renk renk yapraklarn arasnda eflatun simbaibinha'lar ayordu. Yeil,
sar, krmz, mavimsi yapraklarn arasnda.
"lkbaharn arks Ze Oroco."
Nehir rzgr, suyun yzeyinde pullar oluturuyordu. Kular cokuyla
akyorlard. Btn hayvanlar mutluydu, birbirleriyle dalamyorlard, nk Orman
Yasas Urupianga'y bekliyorlard.
"yi dinle Ze Oroco."
Ve Rosinha, yeniden, braklm yreine gzel eyler anlatyordu:

Benekli pars grnd, ilkbahar geldiinden krknn ltl lekeleri daha iyi
parlyordu.
Leylekler, jaribu'lar, slk alan sorgulu yaban rdekleri, rdekler, keten kular, su tavuklar,
su yelveleri, manguariler, yeil papaanlar, hepsi bulutlara kar bir perde oluturup geliyor,
nehrin karsndaki aalara konuyorlard... Aalara tneyen bunca ku yznden, ilkbahar,
yapraklarnn rengini yitiriyordu.
Nehirde bir balk hareketsizdi, ban karan bir timsahn yannda hareketsiz.
Piranhalar, yeni domu kk kaplumbaalarla yan yana yzyorlard; hibir
ktlk etmeden. Kk hayvancklar; piranhalarn sylendii kadar kt
olmadklarna inanyorlard neredeyse. Dev su samuru, kocaman kedibalnn
srtn okuyordu kumsaln kysnda.
Capibara grnd, paa grnd, kk ay grnd. Bir iftlikten kaan ve
Urupianga'nn koruyucu kanad altna snan bir boa bile ilkbahar
toplantsn! beklemeye gelmiti.
Bir geyiin yannda, uzun bacaklar zerinde dikilen kzl tilki, sabrszlkla
beklenen nn ardndan i ekiyordu:
"Urupianga, selm sana!"
"Selm! Yaknda burada olacak."
"Hayr, ge oldu bile."
"Bir sar kanaryayla bir maria-preta, martlara aldrmadan kumun zerinde
oynuyorlard. Bir papaan, Urupianga'nn grnn karmamak iin
homurtusunu kesiyordu.
Bir azdan ykselen ses ortal nlatt:
"Urupianga, selm sana!"
Gne ynnde, yeryzne ait olmayan bir rzgrn ittii altn bulutlar kayyordu.
"Urupianga'nn altn atlar selm size!"
Altn tozundan bulutlar,, bembeyaz ve gzelim kumsaln zerinde durdular.
Derken altn toz dald ve Urupianga kumun zerine atlad.
Gl kollaryla gerindi ve glmsedi. Uzun, siyah, parlak salarn silkeledi.
Rzgr, badndrc bir kokunun kaplad tatl bir mzikle geiyordu bu
salarn arasndan.
Btn hayvanlar, btn uan yaratklar, btn kular, sessizlik iinde onu
seyrederek sustular. Bir dua annn dalgnl iindeydiler.
Derken Urupianga, telsz, acelesiz, ar bir yryle nehri geti. zerinde
yrd su gzelliinin aynas oluyordu.
"Urupianga, Ormann Yasas."
"Ne kadar da gzel bizim tanrmz!"
Urupianga da bunu biliyordu, nk geni, esmer omuzlarn silkti, gnein gelip kendini
seyrettii adaleli gsn iirdi.
Nehrin kysnda durdu, ayaklar lk lk sularn iinde oynarken bir bakta
her eyi szd. Glmsedi. Bu glmseme, kk zevk ebemkuaklar
sayordu. Gl bacaklarn tembelce gererek oturdu. Hayvanlarn yaklamalarn bekledi. nce benekli parslar gelip ona srtndler. Sonra, bin
parmakl tlsml elleriyle btn kular, btn hayvanlar bir bir karlad.
"Aym getirdin mi bana, Urupianga?" diye sordu dev su samuru.
"Getiremedim, kk. Aynn bu iklime gelmeyecek kadar kaln bir krk var."
Kahkahayla gld: "Aylarn oradayken, birka ay nce, ne istediler benden biliyor
musun?"

Yeniden gld: "Bir papaan.'Buras ok souk. papaanlar burada lr,'


cevabn verdim."
"yleyse bir ey getirmedin?"
"Yok! Bir srprizim var!"
Ellerini arkasndan ekip su dolu bir kavanozu ve kavanozun iinde yzen
uzun kuyruklu bir ift krmz bal gsterdi.
"Ay! Ne kadar da gzel!"
Ama piranha burun kvrd:
"Sen bu harikay suya salver de bak nasl yiyorum."
"Gerekten yer misin?"
"Salver de grrsn, Urupianga."
Piranha bununla Ormann Yasas'na saygszlk etmiyordu. Yrei, dost olduu
hayvanlara duyduu zlemle dolu olarak gelen Urupianga'y. bu oyun
elendiriyordu.
"Hadi yleyse piranha. Erkeksen yakala bunlar."
Kavanozu nehre boaltt. Krmz balklar aceleyle kaygl yzyorlard. Piranhalar
onlar kuatmaya almaktaydlar. Birbirlerine yapk, birbirlerini
yreklendirerek yzyorlard.
Btn hayvanlar keyiflenmi, onlan izlemekteydi. Piranhalar btn gleriyle saldryorlard
ama kk balklara bir trl yaklaamyorlard, nk bu balklar yvk ve
kaygan bir kabukla evriliydi. Gzel kuyruklarn yakalamay baaryorlard,
ama dileri yams koruyucu tabakada kayyordu.
Yorulan, bitik den, kafas terden ve utantan kzaran piranha, Urupianga'ya
yaklat. Urupianga, atak baln boa giden abalarna katla katla
glyordu:
"Ele geirebildin mi onu?"
"Bu sefer saylmaz..."
Glkle soluyarak, yrei delice arparak, homur dand yine:
"Onu bu kez yakalayamadm... ama daha sonra bir yolunu bulacam. Sonunda
onlar ele geireceim, Urupianga, greceksin."
"O zamana kadar, oul, saylar ok artacak. reyecekler ve ayn ey olacak,
baaramayacaksn..."
Gerinerek geveke esnedi, gerinirken de btn gzelliini hayranlkla seyrettiriyordu.
Urupianga mrldand:
"Yorgunum. ok yolculuk ettim. yi bir uyku ekmeye ihtiyacm var."
evresine bakt ve gzel bir mavi papaan kendisiyle gelmeye ard.
"imdi, biliyorsunuz, biraz uyuma gereini duyuyorum. ok grlt yapmayn. Bu
gece ayrlarda toplanacaz. Ciao!"
Dev bir palmiyenin tepesine trmand ve dallarndan birinin iine uzand.
Mavi papaan da orada durdu, bann hemen dibinde. Urupianga'nn
buyruklarn unutan dalgn bir hayvan grlt yaparsa, kadifemsi bir uula
havalanacak ve onu sessiz durmaya aracakt.
Ama buna gerek kalmad, nk hayvanlar sorunlarn tartmak iin ormann en
derin kelerine daldlar.
Uykulu Urupianga, aralk gzleriyle papaann mavimsi siyah tylerini
okuyordu:
"Ne var ne yok?"
"ler kt gidiyor, Urupianga..."
"Byle gzel bir gecede hzn verici eylerden sz etmeyelim."

"yleyse neden sen konumuyorsun? Burada, her eyin dndayz. ok yolculuk eden,
karl lkeleri, usuz bucaksz dalar, derin denizleri bilen sen, niin bunlarn
szn etmiyorsun? Bugn nereden geliyorsun, Urupianga?"
"Ben mi?" Aksan rzgrnn tanrsal tabanlarna srtnp getiini hissederek
gerindi.
"Byk llerdeydim. Hayvanlarn susuzluunu hafifletmek iin gzel bir vaha
yarattm."
"Ama insanlar da o vahadan su imek isteyecekler mi?"
"Kukusuz. Ama vaha kervan yollarndan o kadar uzakta ki bulmalar ok uzun
zaman alacak. Sonra, ylanlarla da ilgilendim. Gen aslan yavrularnn
doumunu grmeye gittim. Beni grmeye gelen btn hayvanlara dilimin
dndnce t verdim. Geceler, geceler boyu ln kumlarnda uyudum.
Orada hava karard m ne biim bir souk bastrdn bilemezsin."
"Hava kararnca ate yakyor muydun?"
"Evet, yakyorduk, ben ve erkek kardelerim, Saritianga ve Anatianga."
"Niin onlar hi buralara gelmezler?"
"Zamanlar yok. Biri Asya'nn byk ormanlaryla urayor, br de gney
denizlerinin byk kumsallaryla. Ben, burada, alt ay sren yamurla bir
para tatil yapabileceim."
"Miskinin tekisin, Urupianga!"
Birlikte gldler. Urupianga, elini, ar ar kuun banda gezdirdi.
"ok gzeldir, Piramitler... nsanlarn istediklerinde nasl gzel eyler
yapabildiklerini gsteriyor. Rzgrn, altndan bir gnete, ucu buca
grnmeyen llerde esti mi kumu savuruunu grmek de gzel."
Yine esnedi. imdi szleri uykuyla kesilerek geliyordu papaann kulana:
"Gzeldir... o..."
Kollar bedeni boyunca kayd. Palmiyenin girintisine iyice yerleti.
Urupianga uyuyordu.
Gece, btn hayvanlar ayrlarda hazrd. Hepsinin de kaygl bir grn vard.
Urupianga ortalarnda, eski bir beyaz karnca yuvasnn zerine oturmutu.
Dnyordu.
ok gzel olan ay, Urupianga'nn szlerini dinlemek ve bilgeliini renmek iin
iyice yaknma gelmiti.
Timsah da yaklamt ve hayvanlar adna konuuyordu:
"Hayr Urupianga, bu i byle srp gidemez! ler gnden gne ktye
gidiyor. Eskiden de ok ldryorlard, ama imdi pek ok. Onlara ne ktlk
ediyoruz? Nehri l hayvanlardan, l balklardan temizliyoruz.
Kaplumbaalarn en k bile ellerinden kurtulamaz. htiyarlarmz,
kumsallarda gnelenemez oldular; Vakitlerini romatizmadan yaknmak ve
acdan inlemekle geiriyorlar."
"ok ciddi, oul."
"Asl kts bu da deil. Byk avlar dzenlemeleri iin Kzlderililere para
dyorlar. Kzlderililerin de avlanmay herkesten iyi bildiinden haberin
vardr. Seslerimizi taklit ediyorlar, birinin yardm istediini sanarak ortaya
kyoruz. Bu da lmemize yetiyor."
Urupianga enesini kayordu, gzelim tanr enesini. Beyazlarn Kzlderilileri
aldattklarn ve buna karn elinden bir ey gelmeyeceini biliyordu, nk
Kzlderililer onun yarg yetkisinin dnda kalyorlard. Yine de beyaz insanlarn
acmaszln edinmemilerdi daha. Byk balk avlarnda ve avlarda aylar

geirdiklerini biliyordu. Bu ii kylerindeki hayatn yoksulluunu hafifletmek


iin yapyorlard. Ama abalan bir eye yaramyordu. Av dn, hesaplama
srasnda, beyaz insanlar onlara biraz iki ve gln bir para veriyorlar,
bunlara birka metre de kt kuma ekliyorlard...
"Bu kadarla da bitmiyor. byk timsahlarla bitse, sorun yok. Oysa beyaz
adamlar ormann hayatn da ldryorlar, Urupianga. Dev su samuru, insanlarn kendi
kendilerine koyduklar yasaklara karn, her kede kovalanyor. ldrmek iin
ldryorlar. Gzelliinin doruuna varmas iin on belki daha da uzun bir
sre gereken gzel bir geyii, srf boynuzlarn almak iin ldrmek olacak i
deil! Sonra, gnlerce rmeye terk edilen, akbabalara yem olan bir et yn
brakyorlar."
Urupianga, gzel ban sallad ve altndan bir gzya boynuna doru akt.
"Elinden bir ey gelmez mi, Urupianga?''
"Buras Brezilya, ocuklarm. Bir gn ormanlardaki btn aalar bitirecekler.
Bir gn btn hayvanlarn, btn kularn kkn kurutacaklar. Urupianga
insanlara kar bir ey yapamaz, nk onlarn tanrs benden gl bir
tanrdr."
"yleyse ne yapmalyz, Urupianga?"
"Kamalsnz. Bundan baka yapacak ey yok. Bir kere, gerek bir ar
olduuna gven getirmeden hibir arya karlk vermemelisiniz.
Yapacamz tek ey var. Bu yl, byk yamurlar bastrdnda, nehrin sularn
byk, gllere doru ynelteceim. Pek ok baln oraya gittiini
greceksiniz. On be gn sren byk yamurlar sona erdiinde akarsular
kuruyacak ve bir yl sreyle sizi besleyecek yiyeceiniz olacak. Btn
hayvanlar, insanlarn ktlnden uzakta, byk gllerin evresine
yerleebilecekler. Yerli kayklarnn girememesi iin akarsular abucak
kurutacam. Bylece, insanlarn ava ktklarn grp onlar atlatacak kadar
uzakta olursunuz."
Timsah karlk verdi:
"Btn bunlar ok iyi, ama Kzlderililer bizi hemen bulurlar. Onlar iin uzakln
nemi yok."
"Her yl, sular baka bir gle ynelteceim. Sizi uyaracam; bylece onlara
yine izinizi kaybettirebiliriz. Ve de yaayabiliriz, ncelikle yaayabiliriz."
"Bylece belki..."
"Baka bir ey daha var. Btn kara leylekler, jaribu'lar, btn kular, yuvalarn her zaman
gln yaknna yapmallar. Hepsi ormann gbeinde, byk aalarn
tepesinde uyumallar. Nehirdeki kumsallarn yaknnda yatmak sz konusu
deil. Biliyorsunuz, imdi, Kzlderililerin elektrik fenerleri var ve sinsice
kumsala kadar gelip gzlerinizi kr ediyorlar. O zaman da tamam. Bir varm
bir yokmu, bir jaribu varm... Anlald m?"
Btn hayvanlar balaryla onayladlar.
"Uzaklk, kap kurtulmanza yardmc olabilir. Hem, dinleyin ocuklarm,
kamak korkuyla e anlaml deildir. Bizim durumumuzda, kamak hayat
korumaktr."
"Ya ben, Urupianga?"
Urupianga, yalvaran bakl bir kaplumbaaya dnd. Hznle iini ekti.
"Kumsaln zerine yumurtlayamazsam, nereye yumurtlarm?"
Urupianga zlmt, eildi ve kk eyi kollarna
ald.

"Sizin durumunuz gerekten g... Kumsalsz yaayamazsnz."


"Nasl bir alnyazs bizimki, Urupianga? Her ey kt. Yzden fazla yumurta
yumurtlayp kuma gmmek zorunluluu yetmiyor;.. Bu ilem srasnda,
gzlerimiz kum dolu, glkle soluyabiliyoruz... Her ey g. Neyse. Kkler
douyor ve herkes yor. Yumurtalarmzn peinde koan Kzlderililer
deilse, kklerimizi avlamak isteyen hayvanlar oluyor bunlar. Zavallcklar,
doar domaz huzuru nehirde aryorlar... Oysa orada kendilerini bekleyen bir
benekli pars... gkyznde dnp duran atmaca var... Nehre ulaabilenler de
piranhalar grev banda buluyorlar. Hayat bu mu, Urupianga?"
Urupianga, yzn minik baa srtt ve gld:
"Orman Yasas bu, kzm. unu yap: Yumurtlama dneminde ormann ok yaknndaki
kumsallar ara. Belki kum tepelerinin zerinde..."
"Evet ama oralar kazmak ok daha g. Oralardan rmaa ulamak da ok
daha uzun sryor.'"
"Biliyorum, kzm, ama sabrl olmalsn. Bylesi biraz daha gvenli. teki
soruna, piranhalar sorununa gelince, yavrular doduunda nehir kysnda
kalmalsnz. Doar domaz onlara hemen suya atlamalarn ve bulank
diplerde, amurun iinde gizlenmelerini tlersiniz. Ta ince kabuklar
sertleene ve piranhalarn srklarna dayanana dek."
Ay, geceyarsn bildirerek gkyzndeki gezintisini srdryordu.
"Artk yatp uyuyun. Ge oldu."
Hayvanlar harekete getiler.
"Ama unutmayn: Kamakla direnebilirsiniz."
Ormann iindeki ka balad. Hepsi girintilerin ve yuvalarn snan
aryorlard.
Urupianga, hareketsiz, onlar seyrediyordu. Yetersiz gcnden tr zgnd,
stelik cesareti de krlmt.
Ayla ikisi kaldlar geride. Aya bakt ve glmsedi Urupianga.
Beyaz karnca, yuvasndan kayd ve ormann gbeine doru ilerledi. Her
trden sarmak, ho kokulu bir hamak oluturmak iin birbirine sarlmt. Bu
hamaa uzand ve sallanmaya koyuldu.
Gn doarken, hayvanlar uyanmadan, yol aracn hazrlamak iin bulutlarn
ard ve havaland; grltszce.
Kumsallarn zerinden alaktan utu. Glmsyordu. Glmsyordu, nk
kumsallar, bacaklarn kvrm, gecenin son anlarndan yararlanarak uyuyan
jaribularla, sorgulu leyleklerle ve kara leyleklerle doluydu.
Hayvanlar anlamaya ve balamaya alarak glmsedi. Kukusuz, bu gece,
ok uzakta kalmlar ve daha gvenilir snaklara uacak zaman
bulamamlard.
Sabah, orman pek gzel buldu. Ama Urupianga'nn atlarnn kaldrd rzgr,
ilkbahar ieklerini drmt ve iekler btn kumsal kaplamt.
Rzgrn drt yandan, tatl tatl, giderek hafifleyen bir okayla getii hl
hissediliyordu.
Kuru bir yaprak Ze Oroco'nun zerine dt. Gzlerini at ve aknlkla ilkbahar yine
yitirdiini grd. Yeniden irkin, rengi atm, kirli birer tula halini alan duvarn tulalarna bakarken gzleri sertleti.
nnde bir doktorla bir hastabakcnn karaltlar dikiliyordu. Sylediklerini
iitiyordu:
"Yeni bir nbet geliyor. ok ge olmadan onu gtrmek daha iyi."

Ze Oroco ban sallad. Konuma yeteneini yitiriyordu, bir ey yapmadn,


bir ey duymaz olduunu sylemek gereksizdi.
Hastabakcnn gl kollar kalkmasna yardmc olarak, omuzlarna yapt.
syan ederek, yreinde usuz bucaksz bir acyla ilerliyordu. Ban sarsp duran, btn
bedenini titreten ve onu yava yava ldren ineleri yapacaklard yine.

10
Maria Antonia'nn trks
Sonu gelmeyen gecelerde, br yandan gelen lklar, iniltiler sk sk iitilirdi. br
yanda kadnlar pavyonunun bulunduunu biliyordu. Birtakm adamlar, arasra
kadnlarn zorla rzna gemek iin aradaki duvardan atlamaya, kaplar ve
koridorlar amaya kalkmlard. tekiler deliydiler. Bir ey sylemeden yrdklerinde,
byk lgnlklar yaptklarnda da deliydiler... Ama istek gelip att m,
kadnlarn nerede olduklarn ok iyi hatrlyorlard.
Kadnlarn da kaba kumatan niforma giydikleri, temizlik ynnden ayn
skntlar ektikleri ve durmadan glerek aa yukar, hep stleri balan
dklerek, yalnayak gezdikleri syleniyordu. Pislik ve kt kokular da cabas;
nk bir kadn bedeni doar domaz kokmaya balar. Ama erkekler, buna
ramen, yapacak baka eyleri yokmu gibi, kendilerini tatmin etmek iin
gardiyanlarn denetiminden syrlarak o yana szlmeye alyorlard. Bu
kaamaklar birtakm doumlara bile yol amt.
Yataklarn neredeyse birbirine dedii revirde yatyordu Ze Oroco. Baka

insanlarn, yerde, sidik kokan saman ilteler, uval ynlar ve gazete


destekleri zerinde uyuduklarn biliyordu. Bunun nemi yoktu, nk tekiler
bir ey hissetmezlerdi.
Kt ruhlarla ilikisi olduu sylenen, gzleri hep prl prl yanan, gr sakall,
ok zayf bir adam vard. Avludayken, tahtakurularnn srmalarndan tr
tekilerin kandklarn grdke glmserdi. Tanr'nn adaletinin kurban ona
sorard:
"Sen bir ey duymuyor musun?"
Bostan korkuluu glmserdi yine. "Gece, tahtakurularn duymaman olacak ey
deil." "Evet, duyuyorum onlar. Ama tahtakurularn iren buluyorum, bu
nedenle pire olduklarn dlyorum. Bylece uyuyabiliyorum."
Karanlk gecede, parmaklkl pencerelerden szar dank klarda, Ze Oroco
kuru hintkirazlarnn uzun karaltlarn seiyordu. .
Adamlar uyuyorlard. nliyorlard, glyorlard, d gryorlard ve tahtakurular
onlarn gvdeleriyle besleniyordu.
Doktor onu ne zaman buradan karacakt? Gideli ok olmutu. Bir keresinde, bu
gecelerin ikencesinden toplumsal hizmetlerde grevli gen kza sz etmi,
daha iyi olduundan, aa, aa olduunda, baka bir hastaneye aktarlacan
belirtmiti kz. Umut verici belirtiler gstermeye balamt bile...
Ama Ze Oroco'nun ii iine smyordu. Ya, kaslarn kapladka, evikliini
boduka, ldn hissediyordu. Sinirli ellerle, kendini yok etmek istedii
ellerle, kendi kendini ldrmeyi dnerek saatler boyu babaa oturuyordu.
Bu sefil hayvan durumundaki anlarnn tutsa bu ac eken insanlar arasnda
kalmak, kiiyi bir yere gtrmyordu. Bir gn, bu hayat denen pislikten kurtulmann yolunu
bulacakt.
Scakln her kesine sindii, ter kokularn imi olan iltenin zerinde
dnd. Revirin ucunda (hareketleri gz kapal izleyebilirdi) biri ksryordu.
Bir bakas kalkyor, hep dolu, hi boaltlmayan bir kovaya grltyle
iiyordu. Haftada bir kere, bir hastabakc kovaya bir kutu dolusu katran ruhu
dkerdi. Yaknda, iren koku btn reviri kaplayacakt. Ama herkes buna
imdiden
almt.
renmek istiyordu -nedenini de anlamyordu- saatin ka olduunu. Yaad
btn br gecelerden farkl olan karanlk gece, ona yol gsterebilecek, zaman
zmesine yardm edebilecek bir tek yldz karmyordu ortaya. yleyse,
saati renmek niindi? rmesindeki gelimeyi lmek, uzatmak,
glendirmek iin mi?
iltenin bu kesi yine snmt. Biraz daha teye kayd. Komusu oraya dizini koymutu.
Uyandrmamak iin adamn bacan hafife itti. Bazan bunu kt niyetlerle yapard. Kadnsz
yerlerde insann bana gelirdi bu. Bylesine durumlar grlmt burada. Adamlar
hayvanslklarn hintkirazlarnn altnda yattrmaya giderlerdi. Neyse ki adam
gerekten uyuyordu ve bir ey duymad.
Byk kouun ar, iren kokulu havasn iine ekti. Uyumak istiyordu.
Ama acmasz uykusuzluk ayn dncede deildi. Havaszlktan sklmaya
balayacakt ki, bir ey irkiltti onu. br yanda bir kadn sesi ark sylyordu.
Syledii havay bildii iin, bylenmi gibi kalakald. Araguaya Irma zerinde
herkesin yapt gibi, kulaklarn tkamaya kalkmad. Hi deilse, bu onu deli
edemeyecekti. Daha fazla deli edemeyecekti. Kadn, pek iyi seemedii szler
sylyordu, ama hava aynyd. Glmsedi.

Ayn drt dnemi var


Drt zgn dnemi
Umutsuz ve acmasz
Souk, hzn dolu...
Bin yl yaasa bu szleri hi unutmayacakt. Pedra'dan Leopoldina'ya, San Pedro'dan rio de
Coco'ya dek herkes bu trky bilir ve szn etmekten holanmazd.
Kim bu arky umursamazsa, en ufak bir rzgrla karlamakszn kaynn
devrildiini grrd. Birok motorlu teknenin bat nedeni anlalmaz olarak
kalmt. Aa kt bulunmayan yerlerde, yerli kayklarnn burunlar aa
ktklerine arpp delinirdi. Gidip bir gz atlrd ve hep Maria Antonia'nn arksyla
alay eden biri olurdu iin iinde.
Uzakta ark ykseliyor ve szler gsnde byyordu.
Yeniden grnty canlandrmaktayd. Ama bu kez ok daha yksekti ve
Araguaya usuz bucaksz bir genilikteydi. yle ki kaykla geilebilecek
yerlerini aramak gerekiyor ve nehrin yata, aklna estii gibi, drt yana kvrlp bklyordu. Bazan, byk kum tepeciklerinin evresini dolanyordu Ze
Oroco; bazan da nehrin ortasndan gidiyordu; bu gnein altnda onu aramak
insann gzlerini yoruyordu. Pek ok kii, ilk bakta, Araguaia zerinde
tekneyle gitmenin ok kolay olduunu dnrd. Ne gezer! Byk
yamurlardan sonra, sularn alalmasnn ardndan, nehrin yatann nceki
yl olduu yerde bulunmad grlrd. Kumsallar bile ayn yerde kalmamak
gibi bir alkanla sahiptiler. En beklenmedik zamanda, bulunabileceinin bile
dlenemedii bir yerde, gzel ve byk bir kumsal beliriverirdi.
San Pedro'dan olduka aa inmilerdi bile ve Bela Vista'ya ulamalar iin daha
koca fersah gerekiyordu onlara. Ze Oroco, Pedrinho Pinheiro'nun
Montaria'sndan dn bir kayk uydurmutu. Yol arkada, Beyazlarn
Crisostomo'dan yozlatrp Grisosti dedikleri, Cue-Bero kynden, Siroe Larrori
adnda bir caraja Kzlderilisiydi. Larrori'yi, Piedade'de bir tat acarken
bulmutu. Ama nehir gerek bir ld; hibir ey gemiyordu zerinden, ne
motorlu tekne, ne yerli kay. Ze Oroco grnene dek.
Dost Kzlderiliyle konumak iin durdu. Kaba saba, ok uzun boylu, n
dilerinden yoksun, ama gln bir biimde iki koca kpek dii sergileyen
azyla, belli belirsiz kaygl, konuuyordu Larrori.
"Nasl oluyor da, buraya, kynden bu kadar uzaa dyorsun sen, oul?"

"Biliyor musun, Ze Oroco, aslnda buraya gelmemem gerekirdi."


Portekizceye caraja yerlilerinin szcklerini kartrarak konuuyordu.
"Anam yollara dmemi istemiyordu, ama bilirsin sen. Ne balk avlamak iin
zpkn yapmnda kullandm bambular kalmt, ne de taquari'lerim.
Antonio Pereira'nn teknesinde i buldum, Leopoldina'ya dek dmen
tuttum. Btn bir gn boyunca Tigre glne trmandm ve taquari kestim
orada."
"ok getirdin mi?"
"Bana bak. Kardeim ve kuzenim iin de kestim."
"Nasl oluyor da siz carajalar bu kadar ok bambu kullanyorsunuz?"
"Turistler st resimli ok satn almak istedikleri iin. Rastgele ryorsun bir
tane ve hop, satveriyorsun."
"Ka gndr bekliyorsun Piedade'de?"
"Burada da deilim ki. Sao Jose'nin fersah yukarsndaym. Ama

ilerim ters gidiyordu. Beni evlendirmek istiyorlard."


"Beyaz bir kzla m?"
"Bir toriyle mi yani? Hayr, bir caraja'yla."
"Anlat."
"Carajalarn, baka bir kydeki hsmlarn ziyarete gittiklerinde oraya
hi gndz varmadklarn, evlerin nnden gemediklerini bilirsin. Ben
de, gece kuzenlerimi grmeye gitmitim. Orada, Narruria adl bir kadn
tandm... Birbirimizden holanyorduk. Kuzenler honuttu. Evlenmem
iten deildi. Ama dndm: 'Ya bu i anamn houna gitmezse?' Bunu
dndm ve kirii krdm. Hem o Cue-Bero'ya gelmek, anasyla
babasndan ayrlmak istemiyordu. in yrmeyeceini grdm... ve
vazgetim. Svtm oradan, Piedade'ye varp baladm bir tekne gesin
diye beklemeye. Sonunda sen getin."
"Hadi. Tekne bizi bekliyor."
"Senin Rosinha m bu?" "Hayr."
Kizlderili, tekneyi dikkatle inceledi.
"Kaar kuvvetliye benziyor."
"Kaar kuvvetli ve ok hafif. Uzaklk muzaklk tanmaz."
Ze Oroco, Kzlderilinin plsn prtsn kaya yerletirmesini bekledi.
"Nasl bir eydi nianln?"
Siroe Larrori bir an durdu ve can skkn karlk verdi:
"Bilmem."
"Nasl bilmezsin?" Ze Oroco bast kahkahay. "Gzel miydi, iko
muydu, clz myd, gen miydi, yal myd?"
Siroe dnceli duruyordu. Eyalarn kaya yerletirirken eli ayana
dolar gibiydi.
"Bilmiyorum. nk geceleri, karanlkta gryorduk."
Ze Oroco hznlendi. Kukusuz bir tuzakt bu, saf delikanly kafeslemek
isteyen yal bir Kzlderili kadnn dmeniydi. Aa caraja'larn hibir
ey bilmedikleri ve safn saf olduklar herkese bilinir.
stelemedi, ama iin iin bunca safla glyordu. imdi, sorguya ekilmesi
sras Ze Oroco'dayd: "Bu ne?"
Kzlderiliye bakt.
"Bu bir fotoraf makinesi. Resim ekmek iin bir makine. Dergilerdeki
resimler gibi, biliyor musun?" "Grdm, evet."
"Makine benim deil. Leopoldina'da bir adam, bir turist, gzel
grntlerin resmini ekmek istedi. Resimler iyi karsa bana bilmem
ne kadar para verecek." "Resim ekmeyi biliyor musun?" "yi ekmeyi
bilmiyorum. Ama adam her eyi hazrlad brakt. Btn yapacan i u
kk dmeye basmak ve t sesi karmak. Sonra, film makaras
evriliyor ve u ndeki kk kol kaldrlyor, yeni bir resim ekmek iin."
"yleyse, ekilen resimler tpk oltann inesini kapan balklar gibi."
Ze Oroco olumlu yant verdi, ama karlatrmay pek yerinde bulmuyordu.
Her neyse, Kzlderilinin kafasnn iinden geenleri bilmediine gre
tartmak neye yarard?

"lemez oldu. Dme skt, t sesi kmyor. t sesi duyulmadka da


resim ekilmez." "Tkand m?"
"Tkand."
Siroe pek honut deildi. Bu resim hikyesi kafasn kurcalyordu.
"Niin adam nehrin resmini ekmeni istiyordu? Kendisi gidemez mi oralara?"
"O kadar uzaa hi gitmemitir. Kent insanlarnn zamanlar hep nceden
hesapldr. Bu kadar byk uzaklklara gidemezler, zamanlan yoktur."
"nsan istese zaman bulur."
"Resimler iyi karsa, bir Noel takvimi iin satacan syledi. Ama ben
sylediklerine pek inanmyorum, nk kadn ve erkek Kzlderililerin
rlplak resimlerini ekmemi istedi. Ama bu i iin bakasn bulsun.
Evet, tamam myz?"
Siroe, koca gvdasinin btn arlyla ayaa kalkt:
"Tamam, Ze Oroco. imdi sen dinlenirsin. Yer deitiriyoruz. Sen buruna
oturuyorsun. Krei bana geiriyorsun."
Koca kpek dilerinin arasndan fkran en bir kahkaha att. Gsn
yumruklad:
"Greceksin krek ekmekte ne kadar gl olduumu."
Ve durup dinlenmeksizin krek ekmeye, kay ilerletmeye koyuldu. Siroe'nin
acelesi vard, bir an nce anasn, babasn, kuzenlerini, yeenlerini grmek
istiyordu. Ancak hava iyice karardnda ve alacakaranlkta beliren
sivrisinekler kumsaldan uzaklatnda, durabilirdi.
imdi, le sonrasnn acmasz gnei altnda krek ekiyordu. Alev alev bir gneti bu.
Her eyin tanrs Canansiue, gnein suratlara ynelttii keskin ba serinletecek
en ufak bir bulut paras yollamamt.
Ayn dn dnemi var
Drt zgn dnemi
Umutsuz ve acmasz
Souk, hzn dolu...
Bouk ses, ufack esintiden yoksun nehrin hareketsiz ve scak havasn
bu dizelerle dolduruyordu.
"uradan geliyor."
Siroe kaygyla kyy gsteriyordu.
Sonra ses kesildi, trk yerine yardm isteyen lklar geliyordu imdi.
"Gidelim mi, Larrori?"
"Gitmeyelim, Ze Oroco. By var. u Maria Antonia delisinin ii, gitmeyelim Ze Oroco.
Onu grrsek byleniriz."
"Samasapan eyler bunlar Larrori. Zavall kadn yardm istiyor. Dinle! Onun gibi
yal bir kadnn gzel bir ark syleyerek insanlar delirttiine nasl
inanrsn? Gidelim."
Can sklan Siroe, krei kayn br yanndan suya daldrd ve bu kez
acele etmeden krek ekmeye koyuldu. Btn bunlarn kt eyler
olduunu dostuna sylemek bir ie yaramyordu. Beyazlar byye
inanmazlard. Yani, birka Beyaz, nk bu blgede yolculuk eden kiilerin
ou Maria Antonia'nn sesini iitmektense eytann ta kendisini grmeyi
yelerlerdi.

Havann rzgrsz oluundan tr clz bir duman dimdik ykseliyordu.


Byk bir kum tepesi, yamur glendiinde nehrin srkledii bir yumuak
kum tepesi. Kaygan ve zahmetli. Ancak lgn, kafay tm biri durmak iin bu
yeri seebilirdi.
Kayk yaklatnda, yal kadn bir yn kuru ot arasndan ayaa kalkt.
Siroe bakmak istemiyordu, ama bylenmiti. lk kez yal kadn etiyle, kemiiyle
gryordu. imdi iler sarpa saracakt... Byk bir dikkatle krek ekmek
gerekiyordu. Yal kadn grmek ve trksn iitmek sras onundu.
Yapmas gereken ey, olabildiince abuk Santa sabel kyne ulamak,
bir hsmndan iyi bir yerli kay istemek ve Cue-Bero'ya doru kamakt.
Oras kt ruhlardan, tlsmlardan yoksun bir yerdi. Byle bir korkudan
sonra, koca gvdesini bir daha o ok sevdii yerin iki metre tesinden
uzaa srklememeye ant iiyordu.
Ze Oroco, yal kadna glmseyerek bakt:
"Banza ne geldi, dona?"
Ya iyi anlamadndan, ya da neredeyse kr olmu gzleriyle konuann kim
olduunu anlamaya altndan, yal kadn hemen karlk vermedi.
zerinden iren, pislikten vck vck bir etekliin biimsizce sarkt
kalalarn kamakla yetindi nce. Bir baka paavra da bluz yerini
tutuyordu. Yap yap, birbirine karm salar ban rten pis bir
kumatan kyor, yznn iki yanndan inanlmaz pisliinin daha da
belirginletirdii yalln buruuklar zerine sarkyordu.
"Yardm m istiyordunuz, dona?"
Ze Oroco, yant almad. Bir yn kirli pasl gerdanla, her trden inciye
karm, biimsiz gsne sarkan koca bir ha grd.
Yal kadn, neredeyse eci bc gvdesinin boyutlarnda byk bir
bak kapt ve az kald tepeden aa yuvarlanyordu. K st otlarn
zerinde kayd ve kendisini aa att.
Kayn yaknna geldiinde gvdesinden ykselen papaan kafesi
kokusu daha da belirginleti.
Ama Ze Oroco bundan hi rahatsz olmad:
"Konuun, dona. Neden yardm istediinizi syleyin bize."
Kadnn gevek, salyalar aktan, di etleri kararm az ald, sonunda
konutu:
"Kaymla nehire gidiyordum, oul. Kayk alabora oldu ve buraya
dtm, gn oluyor. Dilediim kadar baraym, kimse yakma gelerek
ne olup bittiini anlamak istemiyor. lk gelen sizlersiniz."
Ze Oroco dnd. Bylesine yal bir kadn nasl oluyordu da tek bana krek
ekebiliyordu? stelik kk bir tekne de deildi, koca bir sandald bu...
"Yukar m gidiyordunuz, dona?"
"Sao Pedro'ya doru. Pedra'dan bu aramba yola ktm. Beni oradan
kovdular. Ama grecekler gnlerini, Tanr yallara ktlk eden insanlar
cezalandrr. Bunun iin Sao Pedro'ya doru gidiyordum."
Rezillik mi rezillikti bu yal kadnnki... lm bile istemiyordu Maria
Antonia'y. Ze Oroco zld:
"Yemek yediniz mi, Madrinha?"

"Ne yemei? Yaktm u kk atei gryor musunuz? Yaklaabilecek


benekli parslar uzaklatrmak iin. Pirincimi bile piiremedim, su imek
iin de kk bir sukabandan baka eyim yok. Bir tencerem ya da
kk bir kabm olsayd. Hep peimden gelen siyah bir tavuum var,
yukarda." .
Ze Oroco, ilgilenerek yukar doru bakt. Ama otlar her eyi gizliyordu. Bu
eytan kadnn nasl olup da imdiye kadar su imeye gelen bir ngrakl
ylan tarafndan sokulmadm, ldrlmediini anlamyordu. Ya atein bilinmeyen bir gc vard, ya da yal kadn lmle bozumutu. Neden,
Tanrm, byle bir yal kadn yardm istiyordu?

"imdi ne yapalm, Madrihha?" "Beni burada tek bama


brakmayacaksnz herhalde?"
Gzlerini Kzlderilinin gzlerine dikti, ama Siroe dehete dp hemen
kard gzlerini. Grn kurtarmak iin uzaklamt ve biraz serinlik
peinde, ayaklarn suya sokuyordu.
"Ortadaki paketleri ekeriz ve bu yal kadn Bela Vista'ya gtrrz."
Siroe, homurdanarak ona yardm etti. Kayk kendinin olsayd, yal kadn
parasyla bile binemezdi. Ze Oroco'nun aklndan zoru olduunu
sylyorlard hep. Ayn zamanda da, bir adamn bu denli iyi
olabilmesine hayranlk duyuyordu.
"Yukarda neniz var? Gidip getireyim."
"Balanm bir siyah tavuk var. Pirin dolu bir uval, bir de kafa
biiminde bir sukaba var."
Ze Oroco, imdiden enikonu yorgun olan bacaklarn biraz zorlad ve tepeye
trmand. Geri dndnde, yal kadn kaya rahata yerlemiti bile.
Gld:
"Madrinha, sizi Bela Vista'da brakrm. Orada biri, gelip devrilen kaynz
gtrmenize yardm eder."
By ve tlsmla bile, sonsuzluktan daha da yal bir kadnn ar sandal
krekle ilerleterek fersah fersah yol almasna inanmyordu. Ama
tartmak neye yarard?
"Gidiyor muyuz, Larrori?"
Siroe oturdu ve kay kyya balayan halat zmek iin ZeOroco'nun
yerlemesini bekledi.
Ama nasl olurdu bu? Tahta kayk bin kilo arlamt. yle ard ki her
krek insann belini artyordu. Ze Oroco bunu hissediyor, ama
Kzlderiliye bir ey sylemiyordu. Kzlderili kprmekteydi.
Kayk bulunduu yerden kmak istemediinden, Siroe btn gcyle
aslyordu kreklere. Balydlar sanki. Ama eninde sonunda,
paavralarla kapl bir yal bir kadnd binen... Etten ok kemii vard!.. Bir
de kart tavuk, bir de bak... in iinde by ve gnah olmalyd. Asl
kts, Siroe'nin ban evirmek, burnunu tkamak ve olabildiince az
soluk almak zorunda kalyd. nk namussuz rzgr tam kardan
esiyor ve yalnzca kayn ilerlemesini gletirmekle kalmyor, bu

yaratn birlikte srkledii le kokusunu da oaltyordu.


Ze Oroco, yakndaki bir kumsal gsterdi: "urada mola verir, yal kadn
iin bireyler kzartrz." Kay kumsala ynelttiler.
Tavuk, kadnn eteinin altnda debeleniyordu. Maria Antonia, bann
keskin olmayan yanyla hayvann srtna vurmaktayd.
"Kes sesini, sefil! Rahat dur!"
Kumsala vardklarnda tavada zeytinyan kzdrmaya ve kadna iki
yumurta piirmeye yetecek kadar bir ate yaktlar. Kadn, manyoka
ununa belenmi yumurtalar yerken, moladan yararlanp nehre daldlar.
Rzgrdan tr sivrisineksiz ve sineksiz bir yer buldular.
Suyun iinde, ayn eyleri dnerek duruyorlard. Ancak Ze Oroco
sorduunda sessizlik bozuldu: "Bella Vista ne kadar uzakta, Larrori?"
"Aa yukar drt fersah." "Cehenneme kadar yolu var." Saat drde
gelmeden Bela Vista'ya varyorlard. Kancann ok yardm olmutu;
kayn m hafiflediini, yoksa bedenlerinin mi uyum saladn
kestiremiyorlard. Ama baaryorlard. Zaman kt eyleri
unutturduundan, kendilerini yeniden nehirde ilerler, Maria Antonia'nn
kokusundan, arlndan, byclnden ve gnahlarndan
kurtulmu buldular. Bu onlardan neredeyse bir glme istei
uyandryordu. Ama onlar asl artan, orallarn, yal kadnn
gerekten byk sandalyla nehirde yol aldn sylemeleriydi. Onu
birka gn yrede barndrmak iin ne byk glkler kardklarn da
fark etmilerdi.
Bunu hatrlayan Ze Oroco, birden makaralar koyverdi.
Siroe de onun neye gldn anlad ve glmsedi. Gzelim bir le sonrasnda
ne gzel bir kahkahayd bu! ok daha az yakc olan gne, nehrin zerinde
parlyordu. Hafif bulutlar da yukarda koca kmeler halinde birikmeye
balyorlard. Nehir her eyi yanstan bir aynaya benziyordu.
Ze Oroco, kendi kendine konuur gibi sylendi:
"Ne gzel bir fotoraf olurdu!"
Gzlerinin grdklerini bakalarna da gsteren, duvarlara asl takvimleri
dnyordu.
Dnd ve makineyi ald. t tnn almamas ok yazkt. Makineyi ellerinin
arasnda evirdi evirdi. Birden, merak makineyi gzlerine kadar kaldrmaya
itti onu ve grnty objektife yerletirdi. Ancak O'nun yapabildii ne gzel
bir eydi bu! Yrei, arpt srece, bu usuz bucaksz gzellii
unutmayacakt. ylesine, hibir ey dnmeksizin dmeye bast ve solunu
kesildi. t sesi kmt. Makaray evirdi ve kendisine boyun een kk
dmeyi tlatt, tlatt. Bu kutunun iinde tlsm vard... nk Leopoldina'da
herkes makineyi incelemi., drtklemiti... Namussuz, bana msn
dememiti! imdi hi beklenmedik bir anda yeniden ilemeye koyuluyordu!
Bunun Maria Antonia'yla bir ilgisi var myd? Baka ey olamazd.
"Bak Larrori, makine yeniden iliyor."
Kzlderili elini suya daldrd, yanaklarm iirdi. ini ekti ve istemeyerek
karlk verdi:
"By var iinde."

Ama baka ey konumadlar.


Gzlerine kadar battaniyelerine brnm, atein dibinde yatyorlard. Biraz daha
gitseler battaniyeleri alev alacakt. Souk yakcyd, acmaszd nk. Gece
daha da
ilerlediinde balarn rtecekler ve hayat anlamn yitirecekti. Krek
ekmekten bitkin den beden dinlenmek istiyordu.
imdilik ikisi de uyumuyordu.
"Ne var, compadre?"
"Bir ey yok, Ze Oroco."
"Uyumuyorsun, niin?"
"Uykum yok!"
"Ama btn gn debelendin durdun, uyuman gerek. Bylesine uykusuzluk eken bir
Kzlderili grmedim hi. Bir caraja, yatar yatmaz uyur. Konualm m?"
"Konumuyor muyuz?"
"Tersini sylemedim... Ama daha nemli bir konuma..."
"Peki."
Ze Oroco, battaniyenin scaklnda gerindi. Ellerini bacaklar arasnda gezdirdi
ve kendini gl hissetti. Ama bunu bir yana brakp yukar bakt. Daha
dorusu, ok fazla yldzyla alack gkyzne bakmak iin ban kaldrd.
Glmsedi:
"Larrori, yukarda u yldzlarda akl almaz eyler olduunu biliyor musun?
Sylendiine gre her yldz -ve bu sylenen doru olmal- yaadmz
yeryznden daha byk."
Siroe, en ufak bir aknlk belirtisi gstermeksizin karlk verdiinden, nutku
tutulan Ze Oroco'nun az ak kald.
"Evet, biliyorum. Kklmden beri bunun sznn edildiini biliyorum.
Yukarda nehirler, aalar, hayvanlar olduu syleniyor, ancak kimse grmeye
gitmiyor. Eskiden beri, Kzlderililer, ldklerinde yldzlara uup orada
avlanacaklarn dnrler... Daha dorusu ruhlarnn.
"Btn carajalar bunu bilirler mi?"
"En azndan retirler bize..."

"Ama sen, Larrori, ay ve yldzlar grdnde bunu dnyor musun?"


"Pek ok kere."
Sustular ve korkun bir sigara ime istei duydular. Bir sigara sarmak iin oturdular,
nk Siroe piposunu getirmemiti. Getirse bile ttn bitmiti.
Gecenin yabanl grkemini seyrederek birka nefes ektiler. Bu ok gzel ve
terk edilmi dnyann tesinde hibir ey yoktu sanki.
"Avlanmay sever misin? Sevmez misin yoksa?"
Larrori, atei yanstarak prl prl parlayan siyah sal ban sallad:
"Sevmem, hayr. Ancak bir sr caraja varsa toriler iin ava karm. Tek bama,
torilerle ava gitmem."
"Ama ben, bir Beyaz deilimiyim Larrori."
"Sen bakasn, Ze Oroco. Tori deilsin. Kzlderili deilsin. yisin. Bak. Para
detmeden beni teknene alyorsun. Yeni bir gmlek verdin, battaniyeni dn
verdin. Dn bana bir oltayla ine verdin. Ham ekerin varsa bizlerle
paylarsn. teki toriler bunu yapmazlar. Ancak emeimizle dei toku ederek
birtakm eyler verirler. stelik bizi hep soyarlar. ay sreyle avlanmak,

sonra da iinde soluk bile alnmayan kaba kumatan bir cibinlikle rak kmak
ho deil bizim iin... Sen, Ze Oroco, bakasn, seni tanyorum, oktandr.
Btn carajalar seni severler. br torileri sevmezler."
"Yolculuk bile etmez misin torilerle?"
"Baka Kzlderili yoksa, hayr."
"Ama niin?"
"Sanrm korkuyorum."
O zaman Ze Oroco, Orlando Vilas Boas'n ok nemli olan bir szn hatrlad. lk
kez bir Kzlderili gren Beyazlar ayn eyin Kzlderili iin de sz konusu olduunu unuturlar, diyordu bu cmle.
"Evet..."
Tembel, telsz bir esnemeyle ald az. Ze Oroco sormay akl etti:
"Uykun var m imdi, Larrori?"
Siroe de karlk verdi esneyerek:
"Hmmm... Hmmm..."
"yleyse uyuyalm m?"
Bu sorulan soruyordu, nk bir Kzlderilinin, uykusuzluktan lse ayn eyi
sormayacan biliyordu. Her zaman Beyaz adamn arsn bekleyecekti.
Yan dndler.
Buz gibi bir hava giderek krlyordu. Ate byd. Alevler onlar kzartyordu
neredeyse. Ate, soluklarn kesiyordu, bedenleri terden srlsklamd.
Kumsaln yumuack kumu pis kokulu ve terden nemli bir ilteye dnyordu.
Ze Oroco gzlerini at ve yldzlar gremedi. Ayaklarnn dibinde inleyen de
Siroe deildi.
br yanda, ses, belli belirsiz Maria Antonia'nn trksn sylyordu:
Ayn drt dnemi var...
Szckleri seemezdi, ama korkusu, sesleri iitmedii cmlelere eviriyordu.
Biri iemiti ve tkanan helalarn sidik kokusu btn reviri le gibi kaplad.
Ses, trk sylyordu. Gitgide uzaklaarak. Ze Oroco, hzn iinde, tkrn, yuttu.
Aklnn banda olmadm kefetmiti. Hayatnn altst oluunu trknn
szcklerine borluydu. Pek az tand bir turist hesabna fotorafn ekmi
olmas gereken o gzelim grnty bir daha dnerek, felketinin ortasnda
glmsedi.

11
Calamanta
Biri vard... bir adam; ama gerekten bir adam olduu sylenemezdi.
Neredeyse bir ocuk; daha sakal kmam. lk delifiek kllar, irkin sar
lleler halinde ancak belirmeye balyordu. Clzd, konumay bilmiyordu.
Yalnzca anlalmaz sesler karmaktayd. Gs ieri kk, yry
sarsak. Baksz gzler, ok byk bir kafa. br insanlarn kendisinde
uyandrd korkuyu hafifletmek iin glmsemekten baka ey
bilmiyordu. Ad Pedrinho'ydu.
Ze Oroco, frsat bulduka kimse bir ktlkte bulunmasn diye, ocuun
yannda dururdu. nk tekiler, ocuun yiyeceini alyorlard elinden ve
bundan yaknamyordu bile garip. Kadnszlktan bunaldklarnda, k,
ne anlama geldiini hi mi hi bilmedii eyler yapmaya zorluyorlard. Bir
gn Tanr ie karmazsa, Pedrinho insanlarn ounun ne okumay, ne de
iitmeyi sevmedii eylemlerin kurban olabilecekti.
Ama Tanr, beklendiinden abuk kart ie. ocuk dizanteriye yakaland.

Her yeri pisletiyordu. Hastabakclar onu dvyorlard; nk iini batakl


andran yataa boaltyordu. Akllarna estii gibi srklyorlard onu. Bir
keresinde Pedrinho yere yapp tutunmaya alt. Ama adamlar ok
glydler. Avluya vardnda, trnan yere geirmekten sa el iaret
parmann kemii dar frlamt. Onu avluya baladlar ve unuttular.
Gece oldu, yamur bastrd. Pedrinho'nun cierleri zayft. Tanr ona acd
ve azgn bir. verem yollad. O durumda, dizanteriden pislik iinde, eci bc,
sa ba karm, parmann kemii darda, kimseyi sulamadan ld.
Ze Oroco, Pedrinho'nun lsnn ykanmasna yardm etti. in en ilgin yan
ocuun yzndeki her trl delilik belirtisinin silinmi olmasyd. Gzleri
dingin bir uykuyla kapanmt, uykularn en dinginiyle.
Kimse gelip balmumundan minik yze sahip kmad. Hibir zaman, hibir
dnemde, hibir insan eli dememiti melek yznn tylerine.
Bunu dndnde, Ze Oroco ok duyguland. ok!
Kimsesiz olmak! Bir iek getirecek, "zavall" diyecek birinden yoksun bulunmak.
Bunun zerine, Ze Oroco, Pedrinho'nun gzel bir motorlu teknede yolculuk etmesi,
konumas, ark sylemesi iin yrekten yakard. Araguaia'ya, btn
iekleri kendisine dn vermesi iin yalvard; zellikle eflatun
simbaibinhalar gndermesi iin. Ve karsnd. Simbaibinhalar, yumuack
murure ieklerine.
Hastabakclar, kimbilir nereye gtrmek zere -souk bir odaya ya da bir
ukura- balmumundan yz bir sedyenin zerine attklarnda, Ze Oroco
daha da zld.
Bu ie alkn, gl hastabakclarn koridorlarda ve daha sonra kapda
yitip giden srtlarndan baka ey grmyordu.
Bunun zerine Ze Oroco, olanca hznyle bakaldrd. Chico'dan, Pedrinho'yu,
Brezilya'nn en gzel melei yapmasn istedi. Onu yardmc olarak yanna
almasn bile diledi.
Ve bu kez, tek bana konumak insan bir yere gtrmediinden, Ze Oroco
alad.
Aa aatr!

Gen kz kukusuz baka eyler de sylyordu, ama zntsnn ezberleme


olana verdii tek eydi bu.
Bezginlik, btn bedenini kaplamt. Dinlemeye alyor, elinden geldiince
abalyordu, ama bouna. Bak gen kzn ayaklarna taklp kalyordu. Ve
beyaz sandallar, iyi yaplm birer deri galotan baka ey olmayan pabular,
korkusunu inemekteydi.
"Bugn neyiniz var, ZeAugusto?"
Konuma yeteneini yitirmiti. Grtlana bir ey dmlenmiti, yusyuvarlak
bir ey. Ban nne eiyordu. Hibir ey aklamak elinden gelmiyordu.
"Bugn ne oluyor size? zgn msnz? Bir ey mi geldi banza?"
Kzn gzlerinin arln tayamyordu. Dev bir cavlann gcyle boalan iki
nehir, iki akarsu gibiydi bu gzler.
"Bir sigara imek ister misiniz? Bakn, yanmda sigara getirdim..."
Gzleri beyaz galolardan ayrlmyordu. Ayn yanstacak kadar byk gzl
karncalar da yoktu.
"Yaknda iyileeceksiniz. Biliyor musunuz, sizi kimin bu duruma soktuunu

kefettiinizde daha iyi olacaksnz. imdi sigara iin. Sizdeki gelimeleri Dr.
Paiva'ya anlattm, buradan daha iyi bir yere gideceinize sz verdi."
Daha iyi bir yere gitmek! yi davranrsa, sradan bir kolejli gibi bir madalyaya hak
kazanacakt. Yal, hibir eysiz, kimsesiz, kayndan, nehrinden bile yoksun
olduunu unutuyorlard...
Ve gzleri beyaz sandallardan ayrlmyordu.
Koca gzl karncalar kannn her damlasna szlyorlard. Birden, kimse
sormadan sesi patlayverdi ve varlnn en derin kesinden unutmak istedii
bu acl itiraf fkrd. Hibir zaman, hi kimseye amad itiraf:
"Uzaklarda olmann ve zerinde yalnzca: 'Maria Elisa bugn ld' yazan bir telgraf
almann ne demek olduunu bilir misiniz. Ama Maria Elisa'nn kzm olduundan haberiniz
yok tabii."
Masann zerinden sigaray ald, gen kz sigarasn yakt. Titreyen alev deil,
elleriydi.
"Maria Elisa benim kzmd, biliyor muydunuz?"
Uzun uzun sigara iti, nk beyaz galolarn arlndan biraz olsun kurtulmutu.
"O kadarla kalmyor, kk hanm. Felket geldi mi tek bana gelmez. Bir yl
gemeden, karmla olum bir kazada ldler. Olum yaasa Pedrinha gibi
olacakt."
Gen kzn yzne bakt. Kz o denli zgnd ki, gzlklerinin ardndaki
gzleri slakt.
"imdi syleyin kk hanm: Ben mi deliyim, yoksa Tanr bilerek mi yapyor
bunu bana?"
Konumadlar. Ze Oroco bir sigara daha iti. Birbiri ardndan sekiz yz sigara
iebilirdi. Kendi kendine ihanet ettiini ve bir srr akladn unutmak iin,
dumandan olumu bir Araguaia nehrini bile iebilirdi. Sonra budala olduunu
kefederek umutsuzca ban sallad. nk yeryzndeki bir yn insan
kendininkinden bin beter durumlar yaamt.
Maria Antonia'nn arks, Pedrinho'nun balmumundan yz, zellikle de
derisini delip geen parmak kemii, Joao ve Maria'nn hikyesindeki kk
parmak gibi nemsiz kk kemik, kararn vermesine yol amt: lecekti,
gp gidecekti br dnyaya. nk insan doar domaz ufak ufak lmeye
balyordu, tpk acdan bir yap oyunu kararm gibi. Sonuna geldiinde
tamam, pes ediyordu, yok oluyordu, dinleniyordu.
Karncalar, modas gemi eski bir gramofon pla gibi, czr czr, her an
t veriyorlard ona:
"lmelisin!.."
Denetlenmez bir umutsuzluk kageliyordu derken, ellerinin herhangi bir ey
peinde kvranp duran bin parma vard. Yatan parmaklklar boyunca
trmanyor, duvarlar boyunca kayyorlard.
"leceksin!.."
Oysa elleri bir ey bulamyordu. Kendini asmak iin bir ip, damarlarn kesmek
iin bir bilet bulamyordu. Kendini frlatp ataca bir ykseklik bile.
"lmen gerektiine gre, ara!"
Acl bir gt hayat! Bir ey anlayabilmekten, grmekten yoksun, dokuz ay
ana karnnda yaamak. Sefil, samasapan bir ocukluk geirmek. Bir erkek
olmak! Hi kukusuz, kanlmaz ve kesin bir biimde gelecek olan lme
kar direniyormu gibi inanlmaz bir biimde savamak. Ama lm, byk ve
acmasz varln zorla kabul ettirerek, ancak karar verdiinde geliyordu.

Sorunun yn deimekteydi. Byk beyaz galolarla, gzlerinde, gsnde


tepinen karncalard. Ne denli iyi olduunu anlamak iin!
Avluda bir robot gibi dolap durmaktayd. Braklmln soldurduu yznde
gnein yakcln duyarak, kilometreler boyunca yryordu. Yorgun, gsz,
sesten kamaya alarak duruyordu, ama her ey bounayd.
stemeden, zerinde dnmeden, belirli bir dncesi olmakszn, duvara gml eski bir pasl
ivi kefetti. Glkle, hayvans hastabakclara yakalanmaktan kanarak, yava yava iviyi
karmay baard...
kere kendini ldrmeye kalkt. kere ya da daha fazla, hatrlamyordu. Ama
tam zamannda fark edildi. Damarlarna soktuu ivi onu az kald baarya
gtryordu.
Karncalarn, kulana samasapan eyler fsldamaktan yorulduklar da
gerekti.
Brakyorlard avluda dnp dursun ve btn bu zntyle, iine kapanm,
yaama isteinden yoksun, byk hintkiraznn glgesinde kalyordu.
"Nedir bu znt, Ze Oroco?"
Ona Ze Oroco diyorlard, Ze Augusto deil.
Cansz boyun, ba kaldrmaya alt.
"Seni bulabilmek iin ok byk glkler ektim, dostum. imdi de beni tanmyorsun."
evresine bakt, ama bir ey gremedi. tekiler, uykulu, kanarak baka
kelere ylmlard.
"Beni hatrlyor musun? Benim ben, Calamanta."
Hintkirazna dnd, ok yeil, ok iri iki gzle, yeilimsi bir svdan olumua
benzeyen ve hintkirazndaki bir yaradan fkran iki uzun el kefetti.
"Benim, Ze Oroco, hatrlamyor musun? Belki beni hi grmedin, ama hi deilse
benden ok sz edildiini iittin deil mi? Calamanta'ym ben, bitkilerin
tanrs. Aalara sabr veren, onlara doay en gzel biimde sslemeyi
reten tanr. Benim retimim olmasa, bir hayat ayn yerde ve bozan iren
kelerde geiren aalarn umutsuzluu ne denli byk olurdu!.."
Ze Oroco, yeil gzlerdeki iyilii ayrt etti.
Calamanta'da ormandaki byk gllerin dinginlii vard, o huzur veren yeilin
deerini de bir tek jaribu bilirdi.
"Karncalar, Calamanta..."
"Bundan byle bam artmamalarn buyurdum onlara."
"Beyaz galolar, Calamanta..." "Her trl tahta parasna beyaz galoa dnmeyi
yasakladm. Hadisene, glmse! Senin dostunum."
Ve uzun parmaklaryla Ze Oroco'nun umutsuz ban kaldrd. Sesinde,
yumuack yapraklara esen bir rzgrn iyilii vard. Sevgiyi iinde tayan
birinin sesiydi bu.
"Bylesine iyi bir adam! Bu denli sevimli bir yz! Bir sinema oyuncusuna benziyorsun! Hayat
hl gzelse ve sna sunacak bunca eyi varsa bu kadar umutsuzluk niin?"
Ze Oroco, hintkiraznn gzel bir aa olduunu ayrt etti.
"Biraz daha yakla, dost."
Ze Oroco syleneni yapt. Chico'nun bir mucizesi olmalyd bu. zntden eriyip
gittiini grm, ye onu oyalamann bir yolunu bulmutu. Tpk yal
jatoba'nn Nininha'ya yapt gibi.
"Benim lmmden utan duymana gerek yok. Btn insanlar byle anlardan geerler, sevgi

gereksinen gerek birer ocuk olduklar anlardan."


"Biliyor musun, Calamanta, beni buradan karmyorlar. Her eyimi aldlar. Btn
varm youmu. Bunu bildiini biliyorum."
"Yoksa niin burada olaym? Neyseki senin kk bir bitkisel yann var,
nesnelerin iiri bir ken. Bir fidann znt duymaya baladn, yaamaktan
vazgetiini grsen..."
Ze Oroco'nun enesini brakt; boynunun, ba daha byk bir gle tadn
grd.
"imdi oldu. Sana bir hikye anlatmam ister misin?"
Bayla evetledi, Ze Oroco.
"Ancak biz bitkiler, topu topu hikye biliriz. Senin haberin var bundan. Hangisini istersin."
Ze Oroco, timsahn hikyesini istemek iin fazla dnmeye gerek duymad.
Lago Rico, insanlarn gle yerdikleri add. Ama aalar, kular, btn hayvanlar
ve Urupianga'nn kendisi, ona Lagoa Bonita derlerdi.
"Evet, nk onun her eyi gzeldi, kedibalklarnn gmld beyaz kumu
evreleyen otlardan, k yamurlarndan korunmak iin uzun ayakl byk kularn
yuva yapt aa tepelerine dek.
Timsah, mehtapl gecelerde, kzl bir yldz karrd ortaya: Aynn kk
krmz gzlerinde yansmasyd bu. Atebcekleri, murure'lerin arasnda gezinen
birer iektiler. Hayvanlar, hibir eyden kayglanmakszn, huzur iinde
yayorlard. Aslna baklrsa gl olanlar gszleri yiyorlard; hibir ackl
duruma yol amadan, hayatn doal bir sahnesi gibi.
Kuyruklarn ve kahverengi kanatlarn kabartan papaanlar ylesine oktular
ki, aalarn rengini deitiriyorlard.
Dev susamuru, krkn nehirde parlatarak lgnca eleniyordu. Gnn birinde -hep
bir gnn biri vardr- insanlar ortaya ktlar. Hayvanlar onlar tanmyorlard ve
kamadlar. O zaman insanlar, madeni tpl koca sopalarn gzlerine dek
kaldrdlar. Parmaklarn bastrdlar, bu nesne patlyor ve yaralanan hayvan
debeleniyordu. Yusyuvarlak gzleriyle, deiik bir acnn damgalad bu yeni
lm mesajn alyordu.
Bazlar tmyle kurnazlktan yoksundu; insanlara maskaralk yapmak iin
yaklaan bir ebek srs gibi. nsanlar, onlarn yaklamalarndan
yararlandlar, ateli sopalarn gzlerine gtrdler ve zavalllar acmadan
ldrdler.
Bunun zerine garip sylenti, korkunun sesi, Lagoa Bonita'daki hayvan trleri arasnda
dolat:
"Dikkat, insanlar!"
"ldryorlar!"
"Kan onlardan!"
"Gizlenin insanlardan!"
Korku ve ka egemen oldu. Hayvanlar, yaamak iin gecenin ge saatlerini
bekliyorlard.
Bununla birlikte, insanlar her geen gn daha honuttular. Gece, kamp atelerinin evresinde,
pek ok gerecek deri ve tuzlanacak balk olduundan, uyumaya zaman bulamyorlard. Bolluk haberini br balklarla avclara da yaydlar.
Yollar ald, kayklar geti, Lagoa Bonita evresinde kamp kurdular.
Kum tepelerinin zerinde asl rezil alar grlyordu. Ormanlarda, gln
evresinde tuzaklar vard.
Prl prl derili dev susamurlar,
"Ne yapacaz?" diye soruyorlard.

"Vay bamza gelenler!" diye inliyordu timsahlar.


"En iyisi, Urupianga'y yardma armak."
"Ama Urupianga, uzakta, kuzeydounun kuraklnda susuzluktan len hayvanlarla
urayor."
Durum dayanlmaz olduundan, bunu zerine toplanmaya karar verdiler.
Saatler boyu tarttlar; ac ve umutsuzluk dolu saatler boyu.
"En ok aradklar da timsahlar. stelik her eyi yaparlar; onlarn sesini,
ln, arsn taklit ederler."
Bir timsah, kuyruunu sallad:
"Hayat bilen ben bile az kald yakalanyordum."
"Ne yapacaz?"
"Sanrm, gen bir timsah semeli ve..."
"Ben de bunu dnmtm. Onu iyice besleriz. Byk ve gl olmas iin bol vitamin
veririz. Derisi de nefis olmal. Sonra, byk timsah insanlara sunarz. Belki bu
dev deriyi grnce, balklar, Urupianga'nn geliine dek bizi rahat brakrlar."
"Ama kk timsah bir ey bilmemeli," dedi gzleri sulanan bir dii.
"Ancak sras geldiinde renecek."
"Anasyla babas da oullarnn seimine kar kamazlar."
Acl bir sessizlik oldu. Ama kabul etmek zorunda kaldlar.
"Btn istekleri yerine getirilsin."
"Ona Kral diyeceiz."
Bir hafta boyunca, btn evlerde, hangi timsahn kurban edilmek iin gerekli
niteliklere sahip olduunu aratrdlar. Ayaklar esnek, kuyruu uzun ve srt
geni birini buluncaya dek.
"te bu. Kral'mz bulduk."
Her eyden habersiz olan Kral, gtrld ve kabilenin bilge ihtiyarlaryla evrili olarak
yaamaya koyuldu. Lezzetli ve en iyi olan yiyerek, karn tok olarak yayordu.
Onun iin avlanyorlar, aklna eseni yapmasna kzmadan gz yumuyorlard.
Onu saatler boyu yzdryorlar, leden sonralar yrtyorlard.
br kk timsahlar, Kral'n prestijinin yansna sahip olamadklar iin zgndler.
O, tersine, gnden gne irileiyordu. en ve delifiek bir yaradl vard,
kendisini evreleyen gten habersiz grnyordu. Daha kk olan br
timsahlarla nehirde yzmeyi seviyordu. Hayranlk gsterileri yapldnda,
honutlukla glmsyordu:
"Bakn, ne kadar byk bizim Kral'mz!"
"Bu ne g!"
teki timsahlar srtnda tamakla, kaplumbaalarla oynamakla, koca
kuyruunun bir vuruuyla kme kme su bitkisi koparmakla, gcn
kantlyordu.
. Ve aylar, zaman saarak, eit bir zincir halinde birbirini izliyordu. Bir gn,
blgenin yallar Kral' incelemeye geldiler. Gen srngenin boyu ve gzellii aknlk
uyandryordu. Ve Kral bu durumundan kvan duyarak glmsyordu. nk,
yallara gre, Nil nehrindeki timsahlar bile onun yar boyunda deildiler.
"Seni bekleyen sonu renmenin sras geldi, olum."
Yzlerin ve baklarn ciddilii ylesineydi ki, ilk kez, Kral yreinin sktn
duydu.
Ona planlarn btn ayrntlaryla anlattlar. Trnn yaamas iin yola
koyulmas, kurban olarak kendini sunmas gerekiyordu. Bir Kral'n uymas gereken
zorunluluklar vard hayvanlar arasnda bile.

O ban eiyor ve nehir sularnn grnnn deitiini gryordu. Sular


zntyle doluyor ve kararyordu, imdiye kadar rastlayamad bir durumdu
bu.
"Ne zaman?"
Sesinin, korkusunu yanstmasn istemiyordu.
"Yarn, olum. Gne, uyumak iin aalardan aa indiinde, seni byk
kum tepesinin yanna kadar gtreceiz, hi duraklamadan tepeye
kacaksn... nk, bir Kral'sn sen."
O yce an'a dek kimse bir ey sylemedi. Saat aldnda da, ne bir gzya, ne de bir
veda iareti. Sadece, onurlu bir sessizlik.
Suda ilerleyenlerden en ufak bir ses kmyordu. Yalnzca, gln sularnda seilen ve
anaforlar oluturan o kocaman V.
"imdi uzakla olum!"
Ses titredi, Kral az kald iki damla gzya dkyordu.
Ama kendini toparlad. Topluluktan ayrld ve alnyazsna doru ilerledi. Birka
dakika iinde bir efsaneden baka ey olmayacan biliyordu. Yalnzca,
kendini kurban ediinin bu hakl ve soylu davay kurtarmasn, yallarn
yreindeki umudu baarya ulatrmasn diliyordu.
Bunun zerine Kral alak sesle veda duasn okumaya balad.
"Urupianga, dost Tanrm benim, sonunu bir tek senin bildiin bir yolculua
kyorum.
"Benim dlek olmadm biliyorsun, Urupianga. ok sevdiim halk
umutsuzlua drmek istemem.
"Bana oraya varma gcn vermeni istiyorum. lk atelerin klarn grmeye
baladm bile buradan.
"Bunlar insan, Urupianga! nsanlar! Onlara ne ktlk yaptm? Yalnzca
itiklerinde hasta olmamalar iin gln kirli sularn temizlemelerine yardm
ettim.
"Ama bana verdiin bu gzel anlardan tr sana teekkr ederim.
"Gzlerim, varolduklar srece, gkyznn gzelliini ve ormann aalan
zerinde esen rzgrlarn mziini unutmayacak.
"Gsz ve minik yreim trmn mutlu ve gl yaamasn istiyor, hem de
zaman azaldndan ok abuk.
"Onlara elveda demek iin bam evirmeyeceim, nk alayacam biliyorum
ve Kral olduum iin gszle hakkm yok.
"Kum tepesinin kysna eritiim u andan sonra, arpan gencecik yreimin
sesinden baka ey iitmez olacam.
"Ama her ey ve her ey iin saol, Urupianga!"
Koca gvdesini dorulttu ve kydan yukar kaygyla trmanmaya balad. Daha
gece olmamt. Ama akamst sona ermiti.
Ateler ve hamaklar ynnde ilerledi. O an bir bozgun balangc oldu ve lklar
ykseldi:
"Silah bana!"
"Bu bir canavar!"
"44'leri ve 22'leri aln!"
"abuk!"
"Yeryznn en byk timsah bu."
Ve Kral, kaderine boyun emi, bekleyi iinde durdu. Silahl adamlar evresinde
halka oluturdular.

"Hey, dikkatli olun! Hayvan kmldamyor, kamyor!.."


"Sanki hayatnda hi gerek bir insan grmemi gibi!"
Tahralar ve zpknlarla silahlanm br adamlar halkay daraltyorlard.
"aret verdiimde herkes ate etsin."
"Dn! Gece, biz uyurken buraya trmanm olsayd yarmz teki dnyay
boylard."
Silahlar dorultuldu ve yaylm ate balad. Kral byk bir ac duydu, gzlerinin
arasndan ve ayaklarnn altndan kanlar akmaya balad.
Son ahlarnda, kocaman kuyruu, can ekimesini dverken, insanlarn bar
bir grevle oraya geldiinden, kimseyi ldrmek istemediinden
kukulanmadklarn dnyordu.
Gencecik, atein alevlerini ve daha yukarda, yldzlarla dolu gkyznn gzelliini
yanstarak len gzelim iri gzlerindeki iyilii bile grmyorlard.
Yeni bir yaylm ate; ama bu kez hibir ey duymad.
nsanlar, pek honut, iki iiyor ve ark sylyorlard:
"Gl epeevre dolamal. Bu boyda bir hayvan olduuna gre, daha bunun gibi
biroklar bulunmal."
"Bunun gibi on deri bulduk mu zengin olduk demektir."
"Elmastan da salam bir ey bu..."
Calamanta, alalmaya balayan sesini kesti ve Ze Oroco'ya glmsedi.
"Gryorsun ya, dostum. Urupianga'y bekleyecek sabr gstermediler. Yal
aalarn sabr yok onlarda."
Tatl tatl gld:
"yileeceksin Ze Oroco. Sana biraz sabr sunmak iin geldim buraya. Seni
bu kadar uzaklarda bulana dek btn aalar sorguya ekmemin ne denli
g olduunu dnemezsin. yileeceksin. Sana sz veriyorum. Sabrl
olmalsn, nk aalarn dostusun sen."
Ze Oroco'nun gzleri buland.
Calamanta'nn sesi atlak, bouk bir grltye dnyordu. Bedeni, uzun
yeil elleri, yar sv gzleri, aa
gvdesinin iinde yitip gitmeye balyordu. Ama aa direnmekteydi. Yal
hintkiraz delirmiti. Dallar, tanrsnn bedenini krbalyordu. Yapraklan, sesini
kesmeye alarak azna doluyordu. Onu bomaya, hatta ldrmeye
alarak. Byk dallar geriliyor ve Calamanta'y lme doru iten byk yeil
eller oluyordu.
Sonra eller ona doru uzand. Saylar da oktu. Gzleri korkuyla doldu. Yeil
eriyor ve eller beyaz, kll oluyordu. Bu ellerin ardnda da, kendisin tutan ve
avlunun dna srkleyen hastabakclar...
"Yeni bir nbet... Yeni bir nbet..."
Beyninin her zerresini tutuklamlard. Durumunun bilincine varyordu yeniden.
Her ey yeniden gerek olduunda hep ayn belirtiler. Elektrooklarn ve
inelerin etkisi getiinde. Bu durumda kalmaktan her yan aryan bedenini
duymamak iin kmldamak istemiyordu.
Kestirebildii kadaryla, orada gn geirmiti, belki
daha da fazla.
Kollarn oynatmaya almyordu, nk bunun olanaksz olduunu
biliyordu. Uzun kollu gmlek ona engeldi. Birka gnlk sakal batyordu, ama

yzn rahatlatacak eli yoktu. Kendi bedeninden gelen sidik kokusu burun
deliklerine ykselmekteydi. Bacaklarn yakyordu bu, ama elinden bir ey
gelmezdi.
Yalnzca adamlarn, iyiletiine inanmalarn ve gerisin geri bitkisel
dnyasna gtrmelerini beklemekten baka yapacak ey yoktu.
yi yrekli tanr Calamanta'nn sabryla beklemek, en iyisiydi. Kar duvarda, kk bir
pencere, gnn szdryordu. Belki gpegndzd ortalk, timsahlarn bir snak aradklar
saat myd yoksa?
Telsz, iini ekti, nk en ufak hareket cann yakyordu.
Umut dolu, ufack pencereye bakt. Ik ona bir mesaj iletir gibiydi.
Miniminnack neminin bilincine vardnda yrei ezildi. nsanlar be para
etmezdi. Hayvanlar, gvenilir ve salamd.
Yorgun gzlerinin nemlendiini duydu ve sesi alakgnlllkle yalvard:
"Chico, brak da iyileeyim. Yardm et bana. Hayatm boyunca deli olmak
istemiyorum. Bir iaret yap bana, bir umut ver..."
Birka dakika sreyle, durup pencerenin ufak na bakt. Oradan bir umut
gireceini biliyordu... Ama yorgun gzleri kapand.
Ne kadar zaman uyuduunu syleyemezdi, ancak zindannn iinde kmldayan
bir ey vard. Ik ok azaldndan, korkulu, karanl deerek gzlerini at.
Mucizeyi semeyi baard. Bir sere kk pencereye konmutu. Sonra, bir
yere arpmadan, daireler izerek kk odann iinde utu. Hibir rknt
duymakszn, bann hemen yanna, yrtk prtk ot iltenin zerine kondu. Bir
dakikadan uzun sre yznn yaknnda zplayp durdu. Sonra, geldii gibi
yeniden uua geti ve en bir cvlt koyverdi. Ardndan, gnnn geri
kalanyla birlikte yitip gitti.
Ze Oroco'nun yreinde huzur yeniden domaya balad. Assisili Chico'dan
istedii iaretin bu olduunu biliyordu.
ok da garip gelse, o gnden sonra iyilemeye balad.

12

Hayal krklna dn
Yeniden doktorun karsndayd. Onu son grnden bu yana hi deimemiti.
Bir alma masasnn ardnda oturuyor ve kk bir ekici evirip eviriyordu.
"Evet, Ze Augusto, neredeyse yl. ok zaman, deil mi?"
Glmsedi. Yitirdii zamana yaknmas neye yarard? Biraz kk omuzlarnn
zerine ktn duyduu yallkla savamak istemesi, keskinlii gnden
gne azalan gzlerinin zayflamasyla savamak istemesi gibiydi bu. Yreini
glendirmesi, hi deilse mutsuz olmay bilme gcne sahip olmas
gerektiine inandrmas daha iyiydi.
"Evet, doktor."
"imdi baka bir adamsn. Aynada kendi yzn grdn m? Sakin, rahat bir
grnn var. imdi, normal bir adamsn. Bunu duymuyor musun?"
Ze Oroco glmsedi:
"Evet, doktor. Hzn salk demekse, yeryznn en salkl adamym."
"Ne duyduunu biliyorum. Balangta byledir, ama sonra hayata yeniden
uyacaksn, yaamak iin yeni bir ilgi duyacaksn. Seni gneye yollamay
dnyorum. Belki Rio de Janeiro'da bir i buluruz."
"Hayr, doktor. Rio de Janeiro'ya hayr. ren bir kent oras."
"Ya Sao Paulo?"
"Belki daha iyi."
"Sao Paulo'da byk bir dostum var. Seninle ilgilenebilir, bir i bulabilir. Byk bir kentte
kimse bakalarnn hayatn bilmez."
Ze Oroco, ban olumlu anlamda sallad.
Bylece Ze Oroco, alt gnde Santos'a ulaan kk bir gemiye bindi. Sonra,
Sao Paulo'ya gitmek isteyen herkesin yapt gibi da at.
On be gn sonra, Lapa'da, Cincinato Pomponet sokan kesen kk bir sokaa

yerlemiti. Yoksul bir evdi buras; her trden insana daire daire kiraya
veriliyordu; penceresi, byke bir bitkinin boulup lecei darack bir
koridora bakt iin kt aydnlanan, kasvetli bir oda.
nsanlarn, normale uygun olarak tanmladklar hayat hakknn balangc burasyd.
Onu karlayan ve yol gsteren doktorun ad Dr. Osorio Cesar'd. Juqueri
hastanesinde alyordu. Ze Oroco, iki doktorun niin dost olduundan
kukuland. Dr. Osorio, yle kaln, yle kaln caml gzlkler takyordu ki, bu
gzlkler olmasa gkyznn yolunu bulamazd.
Bir gn, rengi ve yeri ne olursa olsun herkesle konutuu gibi, dosta:
"Ze Augusto, sana bir i buldum," dedi.
"Saolun doktor."
"Sakin ve sevimli bir barda iyi dostlarm var. Modern Sanat Mzesi dostlarnn yeni
ban buras. Barmen yardmcs olarak ie balayacaksn. Oldu mu?"
Ze Oroco elini banda gezdirdi, bembeyaz, kvrck ve parlak salarn kad.
Kayglandn duyuyordu. Durumunun renilmesi korkusuyla ii iini
yiyordu.
"Nereden geldiimi biliyorlar m?"
Doktor Osorio bir kahkaha att:
"Kimsenin bilmesine gerek yok. Kuzeyden geldiini, bir eker fabrikasnda altn
syleriz, eyde..."
Biraz dnd ve zm yolunu buldu:
"Evet, biliyorum... Ceara-Mirim'de, Rio Grande do Norte'de. Gerekten oradan gelip
gelmediini kim renecek? Hem sonra, caboclo, mthi bir adamsn sen, sanatlar
arasnda alacaksn... sanatlar da, ister burada olsun ister baka yerde,
bizden ok daha lgn kiilerdir."
Ze Oroco bara gitti. Orada kald. Oray sevip sevmediini bilmiyordu. stelik,
bunun bir nemi de yoktu. Cincinato Pomponet'in yaknnda -bu yle de gzel bir add
ki hep kent radyolarndaki ilanlarda grlrd- o sefil sokaktaki kk odann
parasn demek iin. hayatn kazanmas gerekiyordu.
Ze Oroco, leden sonra saat ten akam saat ona kadar alyordu. Baka
bir ite almas iin aa yukar btn sabahlar botu, ama kendini o denli
bezgin, o denli gereksiz, baka bir i yapmak iin o denli yreksiz hissediyordu ki, Dr. Osorio'nun dn verdii ve mthi skc bulduu kitaplar
glkle okumak iin minik odasna kapank kalmay yeliyordu. Bir de, hayat ad
verilen, kreksiz ve kancasz bir kay yrtmek zorundayd. Dncelerinin
izledii yolu abucak deitirdi, nk kayklar anlarna kabul edilmiyorlard.
"Aa aatr."
Balangta, gmleinin kollan sval, barn ardndaki kk yerde bardak
ykayarak, sandvi hazrlayarak ayakta duruyordu. Ama ksa srede, barmen
Artur ona bir ceket, bir papyon kravat buldu ve Ze Oroco garsonlua balad.
Doktor Osorio'nun hakk vard: Darnn insanlar deliydi. Aralarnda sevimli
kiiler vard, ama bo, geveze, ayya, elendirici bir dnyayd bu.

Oraya ressamlar, yazarlar, gazeteciler, sinema oyuncular ve casse pied'ler1 geliyordu.


Barn karasnda, ada resim sergileri dzenleniyordu; diledii kadar
baksn, bu izgilerden, dairelerden, hatlardan bir ey anlad yoktu. Kimi
harika buluyor, kimi bakmyordu bile, nk burada aradklar ey
dinlenmekti, yorucu bir gnn iinde bir kadeh viski biiminde dinlenmek.
Artur aklyordu:

"Bu, Dr. Sergio Milliet iin. Viskisini byle sever. Bu da, Ciccilao Matarazzo iin,
sanatlar koruyan ve iki ylda bir alan sergiyi dzenleyen adam iin."
Ze Oroco, iki ylda bir dzenlenen serginin ne olduunu sorma yrekliliini
bulamad. Zamanla renecekti: Her ey iin de zaman vard.
"Yksek sesle gelen, Dr. Luis Coelho!"
Ulu Tanrm! Bu adam nasl da glyordu! ok ykseklerde dolaan
kahkahas, Araguaia zerindeki bir frtna gibi gmbr gmbrd. Bir
insann bylesine glebilmesi, kulaklar, ruhu rahatsz ediyordu. Bu adam
hi kimseyi yitirmemi miydi, kanserli bir dostu yok muydu, ya da..? Ama
kiide aalarn sabrnn bulunmas gerekliydi. Gerekliydi, evet, zellikle
Dr. Luis Coelho iyi yrekli ve mert bir insan olduu iin.
Zaman zaman, bir kadeh guarana'yla akam yemeinin yoksulluunu karlamak
iin bir peynirli sandvi yiyen yoksul sanatlar da geliyordu. Onlar ancak
barn dnda, merdivenlere yakn duran beyaz bahe koltuklarnda oturma
hakkna sahiptiler. Yaz sereleri gibi, bara dolumadan, iyi mterilerin
daha byk harcama yapmalarn engellemeden, orada oturuyorlard.
Kimseyi tedirgin etmiyorlard ve bazan, darda bardakinden fazla insan
oluyordu.
"Dr. Almeida Sales'e bir viski."
1

Casse pied: Metinde Franszca. Can skc kiiler Anlamna.

Durmadan telefon eden ve sinema konusunda tartmalar yapan Dr. Sales'in


viskisine bir yn buz koyuyordu.
Ona yakn davranyorlard, ama gen bir kz, Glorinha, srrnn birazn
kefetti:
"Ze Augusto'ya dikkat ettiniz mi? Hi glmyor. Zor glmsyor."
"Doru."
"Glmsediinde bile, gzleri hznl."
Gzlerini nne edi, artk konumadklarndan, bir ey istemediklerinden,
gidip barn ardna snd. Ama kendini tuttu, nk "aa aat, viski de
viski." Evet, byle, Ze Oroco, dedi hzn ona. "Daha uygun bir yer
buldun."
Belki de, bir garson ceketinin ardnda herhangi biriyle ayn dertlere sahip bir
adam bulunabileceini dnmemilerdi.
Artur bir konyak kadehini parlatyordu. Gzlerini barn giriine doru kaldrd ve
bir ba iareti yaparak, Ze Oroco'ya:
"Ze Oroco, sanatlarn oturduu sraya bir git," dedi. "Bay Matarazzo
oturuyor orada. Belki bir ey istiyordur." Bo ban geti ve girie yneldi Ze
Oroco: "Gnaydn, bay Matarazzo. Bir ey ister miydiniz?" Adam soluk ald
ve glmsedi. Sakin sakin kendini gstermeye balayan yall
aklamaya alt:
"Yorgunum. Bu merdivenleri kmak pek g. Soluk solua kaldm."
Ze Oroco, tepeden trnaa iyilik olan adama bakyordu. Btn ressamlara
yardm ederdi. Bir oklarnn karlnda ona nankrce davrandklar
sylenirdi. Bir an byk kelebek boyunbana bakt, dnyann en byk
kelebek boyunbayd ve niin byle bir boyunba taktn dnd. Ama
yant bulamyordu. Sanatlarn dnyasnda, herkes aklna eseni yapard.

"Artur'e bir Campari hazrlamasn rica et. Nasl istediimi bilir."


"Buraya m getireyim, yoksa barda m iersiniz?"
"Buraya getir. erisi ok scak."
Ze Oroco, ksa sre sonra kk bir tepsinin zerinde krmz sv dolu bardakla
dnd. Ciccilao Matarazzo, barda ald ve glmsedi.
"Baka bir ey ister misiniz, bay Matarazzo?"
"Dur."
Hareketsiz, adamn bolca bir yudum almasn bekledi. Zengin bir adam kendisini
szdnde rahatszlk duyard. stnn bann dzgn olduunu, ne
ceketinde ne de gmleinde kir bulunmadn biliyordu. Pabular boyalyd
ve pantolonunun ts iyiydi. Adam kendisiyle konumak ister gibi
glmsyordu. Gerekten de istedii buydu:
"Ne kadar zamandr burada alyorsun?"
"Aa yukar sekiz aydr, baym."
"Ama houna gitmiyor, deil mi?"
Ze Oroco, kaytszlkla omuz silkti:
"almam gerekli."
"Kenti sevmiyorsun, yle mi? Bunu iittim."
Kafasnda, bir dnce yeniden kendini kabul ettiriyordu, genellikle Lapa'daki
kk odasnda gizledii, durup dinlenmeksizin unutmaya alt bir
dnce. Bir kulbe dnyordu, nehrin yannda, kularla dolu. Basit bir
kulbe, basit kayyla ve hibir zellii bulunmayan aalarla. Ze Oroco iini
ekti.
"Ben, tam tersine, kent kaldrmlarndan uzakta yaayamam. Dostlarm, sinemam
gerekli bana..." dedi bay Matarazzo.
Buydu ite. Ceviz grmeye bile katlanamayanlara ceviz veren Tanr'nn bitmez tkenmez
hikyesi. Kukusuz -ve doru olmalyd bu- Ciccilao Matarazzo diledii kadar
ok iftlie sahip olabilirdi, diledii kadar yazlk eve de, ama bundan
holanmyordu...
"Niin Sertao'ya1 dnmyorsun?"
Bir titreme Ze Oroco'nun dem elmasn sarst. Bunu nereden biliyordu? Biri ona
sylemiti, bunda kukusu yoktu.
"Meraklanma. Haberim' var."
Ze Oroco, sinirli sinirli ellerini ovuturdu:
"Nasl dnebilirim, bay Matarazzo? Hayat her geen gn biraz daha pahal.
Tek kuru biriktiremiyorum."
"Ama seni Sertao'dan buraya getirmelerinden nce kk bir emeklilik maan yok
muydu?"
"Ne olduunu bilmiyorum. Dileke vermekten korktum, bir akl hastanesinden
ktm kefedeceklerdi."
Ciccilao Matarazzo'nun yz ok zntl bir havaya brnd:
"Oraya dnmek iin sana ka para gerekli?"
"ok para. Pahalya patlayacak bir yolculuk var nmde. Yamurun herhalde
ok harap ettii, onarm isteyen evim var. Yeni bir kayk gerekli bana. Birtakm
eyler de ekmeliyim. Ynla ey..."
"Btn bunlar aa yukar ka para gerektirir?"
"ok para. Otuz bin kruzeiro kadar."
"Sana bu paray bulacam."
"Ama hibir zaman size geri veremem..."
"Geri vermekten sz eden kim?"

Adam ar ar, bir yudum daha iti. Ze Oroco da orackta, ne diyeceini


kestiremeden, dikilmi duruyordu. Assisili Aziz Francesco'nun kendisi iin
yapt ikinci mucizeydi bu...
Ciccilao Matarazzo ayaa kalkt ve barn kapsnda durdu:
1

Sertao: Brezilya'nn i blgelerinde kra ve ekime elverisiz blge. Bozkr.

"Avukatmla konuacam, Demir-elik'in avukat. Yeniden emekli


maan alacaksn. Yarn ile uramaya balarm.
Bara girdi. Ze Oroco, daha da sersemlemi, barda evirip evirerek oyaland;
bo ve souk barda evirip evirerek. Bu adam iin ne yapabileceini
bilemiyor, kestiremiyordu. Ama adam istese, pabularn boyayabilirdi.
Eski hayatna doru yola kmak zereydi imdi. Dr. Osorio,
gidebileceini, bir eyinin kalmadn, iyiletiini sylemiti.
Cruzeiro do Sul'un bir uana bindi, Ribeirao Preto, Sao Joaquim de Barra,
Pires do Rio, Goiana, Goias Velho'ya uradlar. Sonra byk ku,
Araguaia'nn zerinde utu. Gnete kocaman, beyaz kumsallarla
evrili prl prl nehrin yapt dn izledi. O zaman Ze Oroco, biraz
daha mutlu, ilk kez glmsedi.
Uygar insanlarn Aruana's, nehir kylarnn Leopoldina's. Topran, evlerin,
kulbelerin, kendinin olan her eyin kokusunu iine ekerek yryordu.
Eski dostlar, byyp erkek olmu ocuklar grd. Baka yere giden ya
da len kiiler hakknda bilgi ald. leden sonra, byk aacn altnda,
Ze Oroco, sevgi dolu dost nehre bakt. Eskisi gibi olsayd, nehrin kendini
nasl hissettiini sorduunu bilirdi. Eskisi gibi olsayd, daha az zgn
olduu yantn verirdi o da.
Limanda demirli motorlu tekneler ve Vermelho rmandan gelen deli suyun
zerinde sallanan, bir yn balanm kk kayk grd. Btn byk
motorlu tekneler demir almaya hazrlanyordu. Uak tepeden trnaa
silahl bir yn turist getirmiti, her eyi yiyip yutmaya hazr bir
yn ekirge. Bir tek kara leylek, bir tek su tavuu grseler rahat
durmazlard. Her eye ate ayorlard. Nehri altst ediyorlard.
Ormanda yaayanlarn yine de talihi vard ki turistler, avclar kadar
nianc deillerdi. leden sonra Leopoldina'nn bir barnda, Araguaia
nehrinin de, Brezilya'nn geri kalan her eyi gibi lp gideceini rendi. Bir garson, tezghn ardnda iinerek anlatyordu:
"Kaplumbaa yumurtas dsatmn yasaklayacaklar kesin. Ben, geen
yl, bir kerede alt bin tane yolladm Goiania'ya..."
Timsahlarn kk kurumak zereydi. Avclar bu hayvan trnn
hakkndan gelmek zereydiler. Bykleri, ancak yitik gllerde kalmt.
Piraracu, gnete dizi dizi kurumu eritler oluturuyordu. Dev
susamuru tfek ya da ala avlama yasana ramen ok para
ediyordu... Her ey iin durum byleydi, nk Brezilya'nn kkn gerekten kurutmak istiyorlard.
ki gn sonra Ze Oroco, Antonio Pereira'nn motorlu teknesiyle nehrin azna doru yol

alyordu. yi adamd Antonio Pereira. Becerikli ve alkan. Goiania'da ticaret yapyordu,


deliler gibi debelenip durarak. Nehri avucunun ii gibi biliyordu, saatine bakp bir
limandan tekine ne kadar zamanda gideceine bahse girmek gibi bir
tutkusu da vard. Bazan bunu bildii olurdu.
Kumsallarda, kuru dallarla yaklan atein yaknnda uyunan souk geceler
geldi att. Uzun geceler, yldzlarla ve uzak kularn lklaryla dolu.
Gne domadan yola koyuluyorlard; teknenin yolunu kesen soukla
birlikte. Gneli saatler tekdzeydi. Gn alev alev yakan o yere
batasca gne. Ze Oroco sinirleniyordu. Hedefe varmak iin
sabrszlktan ldryor, Antonio Pereira da her yerde sprntlerini,
mallarn satmaya alyordu! Ama bir gn hedefe varacaklard.
Vardlar da.
"Geldik, Ze Oroco. Evindesin. Gnlerden beri beklediin Pedra'da."
O scakta, yaklaan tm grnty yenibatan gznn nne
getiriyordu. Yrei her eye sevgiyle bakyor ve honut, kendisini bekleyeni
kabul etme yrekliliini kazanabilmek iin yakaryordu. Bulaca hayal
krkl ynn biliyordu, ama Tanr da yardmc olacakt. Mutlu bir son
ya da hi deilse, fazla ac ekmeden eski hayatna almann bir yolu.
Kyya kmas iin ona elini uzatan Coro oldu, glmsediinde disiz az
ortaya kan bir adam:
"Demek geri dndnz, Ze Oroco?"
"Geri dndm ite."
Madrinha Flor'un kulbesine doru ilerledi. Hayat ayn gibiydi. Kendine
yneltilen kukulu baklar hissediyordu. Tmyle iyiletiini
kantlamak iin kaytszlkla
glmsemeye alyordu.
Ama Madrinha Flor'la karlamak ac oldu. kisi de yorgun gzlerle
birbirlerini szdler. Birbirlerini sulamadan kar karya gelen iki
ihtiyardlar. Ank baka kiiler olduklarndan, ne anlar yeniden
yaayabilir, ne de cinsellik anlamna gelen baka eylerden sz
edebilirlerdi. Baka bedenlerdi o ileri yapan. Glmsemek yetiyordu,
bir ey sylemeden; bu beceriksiz uzun sessizlikte.
Madrinha Flor, beli bklm, kuru, memesiz, terliklerini kapya doru sryerek
yryordu. atlak bir sesle bard:
"Hey! Kk! Yakala u hint tavuunu!"
Ayn biimde yryerek dnd, yorgun belini ovuturarak Ze
Oroco'nun yanna oturdu.
"Yalyz artk, Ze Oroco."
"Evet, Fro. nsanlar gelip geiyor, hayat sryor."
Birbirlerine btn syledikleri bu oldu. Sonra, bakalarnn hayat zerine bir
konumaya girdiler, nk yallar ancak baa gelenleri ya da baa
gelmi olanlar yorumlamaya yararlar. Bunu biliyorlar ve kendilerini
buna uyduruyorlard:
"Ya kulbem?"
"Hl ayakta, ama bir sr hasar var. Onarmazsan ilk yamur alp gtrr onu."

"Gerekeni yaparz. Sular ok kabard m?"


"Sen gideli beri, iki kere ok kabard. Su mutfama girdi."
"Ulu Tanrm!"
Birini hatrlad:
"Chico do Adeus, yolculuk yapt m hi?"
Madrinha Flor ha kard ve baparman pt:
''Bir gn bala kt, sonradan kayn ve iinde Chico do Adeus'un lsn
buldular. Kayyla gkyzne doru yolculuk yapt."
Ze Oroco elini salarnda gezdirdi, ar ar:
"Ya Rosinha, kaym?"
Madrinha Flor'un ypranm gzleri onu biraz kaygyla szd.
"Merak etme. yiletim, hibir eyim kalmad. Bir kulbeden, bir sebze
bahesinden sz eder gibi sz ediyorum kayktan..."
"urada."
Pedra kysnn son ucunu gsterdi.
"Orada olmal, otlan iinde, bir kaza balanm."
Ze Oroco, Madrinha Flor'un bana balad yemeniden fkran bembeyaz
salarna bakt. Kadn, elini etekliinin cebine soktu bir pipo kard.
"Eskiden herkesin nnde imezdin, Fro."
"O eskidendi."
Akam, manyoka ununa bulanarak kzartlm hint tavuu yediler. Ze Oroco,
yapmas gereken ynla eyi dnyordu. Kulbenin onarlmasndan
yeni bir kayk satn almaya dek.
Sessizce Ciccilao Matarazzo'yu dnd ve iyiliinden tr ona yrekten
teekkr etti. O olmasa, bir daha buralar gremezdi.
"yi geceler!"
Uzun boylu, sevimli ve adaleli bir Zenci ieri girdi: "yi geceler, Madrinha Fro.
Yanlmyorsam siz de Ze Oroco'sunuz."
"Sen de Giribel deil misin?"
Cokuyla tokalatlar.
"Bir erkek olmusun, Giribel. O da nesi?"
Zencinin br eline bakyordu. Bu elde l bir kara
leylek vard.
"Bu ok garip. Aadaki kumsaln yaknnda balk avlyordum, bir de baktm, bu
sersem kara leylek kumsalda oynuyor. Kara leylekler rkektir, deil mi? Kirii
krmalar iin biraz yaklamak yeter... Bu hi tnmad. Yaklatm. 22'lik
tfeimi aldm. Asl garibi, onu vurdum."
l kara leylei masann zerine att ve parmaklarnn ucuyla l kuun
gzlerini aralad:
"Bakn, kuun hayatmda grmediim gibi mavi gzleri var."
Madrinha Flor, aknlkla bard:
"Credo! Ben de hi grmedim! Sanki insan gzleri!"
Ze Oroco soluk alamaz olmutu. Kendi sesini iitti, titrek, bakas anlayamayacandan
kendi kendine sylendi:
"Bu ku oydu..."
Ama hemen heyecann bastrd, nk bu hikye unutulmutu ve bir daha

hatrlamayacana sz vermiti. Gerekten en iyisi, u nefis hint tavuunu


yemekti.

13
Sevgilim, Rosinha
Ze Oroco kulbenin kapsna vard. Bir mucize sonucu, kulbesi hl ayaktayd.
Nehrin kabarp taan sular duvarlarn aa yukar btn kuru topran alp
gtrmt. Yamurlar, damda koca koca delikler amt. Gece, yldzlar,
delik ve tmsek dolu yerlere dantelli ekiller iziyordu. Her kede inek pislii
vard. erde sivrisinekler vzldyordu. Zaman ne byk hasar yapmt! Oysa
aradan drt yl bile gememiti!
Darda, bir zamanlar evinin kaps olan yere yaslanp durdu. nce, yeni,
yabanc sular srkleyen, dost, kat, duyarsz nehre bakt.
Hava scakt ve kstah bir sivrisinek gelip kollarnn beyaz derisini soktu. Ter
biraz ikinleen karnndan aa akyor, bacak arasnda yol yol oluyordu.
Sivrisinekleri kovalamak iin elini sallad.
Neredeyse akam olacakt. Dnd ve bir eyi hatrlad. Oradayd, yallktan
yklan, souktan ve braklmlktan lmek zere olan eski tatan ocak.
Ze Oroco, dar bir daha gz att, gzleri piqui fidanna takld.
"Aa aatr!"

Piqui fidan, byk bir kaytszlkla, dallarn ikindi rzgrnda belli belirsiz
sallayarak bitkisel hayatn srdryordu.
Btn kular neredeydi? Avucundan yiyen dostlar? Islk almak bir ie yaramyordu,
yankland yoktu ki. Ku bellei zayft. Herhalde beklemekten bezmiler, bir
daha dnmemek zere uup gitmilerdi. Hem bylesi daha iyiydi; nk Ze Oroco'nun Pedra'da
kalmaya niyeti yoktu. Kk hayvanlar da kendisine almaya balarsa, bir kere daha
ayrln acsn ekeceklerdi. Onun uzaklara gittiini bilen ocuklar, talar ve
sapanlarla buraya dolumu olmalydlar. Orada oturduu srece, sapan
kularna kar kullanmalarna asla izin vermemiti. Belki de kular
Urupianga'nn buyruklarna boyun emek iin gitmilerdi?
Elini banda gezdirdi. Urupianga, ne samalk! Bir zamanlar sevdii eyleri
dnmek ie yaramyordu, nk hibir eyin eski tad kalmamt.
Nehir sevimsizdi. Grnt i karartc ve irkindi. br kydaki balk kayklar
tekdzeydiler. Sular da irkindi, hl son yamurun amuruyla doluydu.
Btn bunlarn byk sessizlii onu biraz sinirlendiriyordu. Bir hayat boyu
burada bulduu huzur ve ka neredeydi?
Hibir ey kalmamt. Elleri terk edilmilikten ve sessizlikten ard. Umut
krklyla dolu and bu.
"Aa aatr."
Gen kzn hakk vard ve bu sze glmsemeyi bile baaramyordu. Belki de,
ruhunun gizli kelerinde, bu yakc grntnn gizinde eski sevincini yeniden
kefetmek, ona yeniden kavumak umudunu tayordu...
Geecek ilk motora binip nehrin kaynana doru yola kacakt. Ama nereye
gidecekti? Nereye varmak zere yola kacakt? Niin? Byk kentlerin en
lgn saatlerinde durup dinlenmeden hznn gevelemek daha da beter bir
ikenceydi. Baka yerler aramak, baka bir hayata balamak m? Nasl? Bunu
dnmek ban dndryordu. Naslsa herhangi bir eye balamak iin ok
yalyd ve nereden balayacan da bilemiyordu. En iyisi saatlere katlanmak,
yaklaan yall sabrla beklemek ve sonularna, genlerin acmasna
katlanarak, tad yllarn arlyla
bakalar iin yeni balayan hayata ayakba olmamaya alp yaamakt.
yleyse uzaklamak gerekiyordu: Uzaklamak ve yrmek. Hareketsiz, bu
ikence, bu korku onu
felce uratyordu.
Verdii sz tutmak kalyordu geriye. akaklarn ellerinin arasnda skt.
Yalyd. Salar bembeyazd. Yllarn ve hastaln kendisinde ne izler
braktn Madrinha Flor'un ypranm gzlerinde grmt! Yal, tkenmi,
en ufak yreklilikten yoksun. Souktan ve braklm olmaktan len eski ocak
kadar gereksiz. En iyisi sigara imek ve yreksizlii karsnda kaytsz, az
sonra kecek olan akam beklemekti.
Artk uzun boylu bir srtma, gler yzl ve sevimli bir Zenci olan Giribel'e,
kaynn nerede olduunu sormutu. tekilerin baklarnda yaratt
rahatszl grmt aka. Hepsi ayn eyi dnyorlard: "Yeniden
karacak m? Yeniden mi balyor? O eski tutku geri mi geliyor?" Yalnzca
verilmi bir sz yerine getirmek istediini anlamyorlard. Verilmi sz de
verilmi szden baka ey deildi, ister bir insana, ister bir hayvana, ya da
ister basit bir kaya verilmi olsun...
"urada, srlarn getii yerde nehrin otlann yaknnda..."
Nehrin otlann, yaknnda o le kokulu balkta, amurun inek pisliine ve at

bokuna kart yerde. Eski kayn, gnn doldurmas iin oraya


brakmlard. Yamurun altnda rmesi, hayvanlarn prtkl dilleriyle
yalanp yemlik olmas iin kyda yle braklm olmasna da kretmeliydi.
Ze Oroco, dncelerinin akn deitirdi. Andedura'y sorduunu hatrlad. lp
gitmiti Andedura, Belki sularn dibinde yatyordu ya da bir yldza doru
umutu. Zavall Andedura!
"Zayf, bir deri bir kemik ld... ksrk onu iten kemiriyordu. Sonunda kan
tkrmeye balad..."
Andedura glyd. Kollarn ve evikliini timsahlarn, su samurlarnn
avlanmas iin bakalarna kiralamt. Zpkn, Beyazlar iin kaplumbaalar ve
piraracular vurmutu. Bedeli de kan olmutu. Bir deri bir kemik kalm
gsnde dalga dalga fkran kan. Beyazlarn hastalklaryla krlp giden
tand btn Kzlderililer gibi, Andedura'nn da nefretin krntsndan yoksun
ldne bahse girerdi. 'Krmz papaan' anlamna gelen Andedura, yolda,
gnee, nehre, kumsallara ya da belki, byk yamurlara bakarak lmt.
Hi deilse bu avuntuyu bulmutu. ok iyi tand u duvarlarn arasnda
lmek daha da ktyd...
Eklemlerini tlatt ve sigarasnn gereksiz pis bir koku kardn grd. Snk
sigaray yere att; bu da, taze bir srgn kemiren bir crcr bceini korkuttu.
Saat drt olmalyd. Gerek, kaykla karlaaca an geciktirmek iin
yreklenmeye alt ve nedenler aradyd.
Ze Oroco, ayaklarn birbirine srtt. Scaktan iliklerini hissediyordu.
Hadi, samalk yeter, gitmesi gerekiyorsa buna bir an nce kara vermek en
iyisiydi. Giribel'den dn ald krei kapt ve kulbeden kt. Yeil bir ot
bitmiti her yanda, evinden nehre giden yolu kaplamt, btn bunlarn imdi
onda brakt izlenim garipti. Yalln etkisi olmalyd. Ya da, herhangi bir
Kzlderili gibi, iki amazn ortasndayd. Ne burada kalmak, ne de kente dnmek
istiyordu. Yeniden Andedura'y dnd. ki amaz olmutu. Ama acmasz bir
biimde yazlmt bunlar alnna. Bir Kzlderili olmak istemiyordu, bir Kzlderili
de olamazd ve gidip kentte de yaayamazd. izgilerle dolu yz gerei ok
ak gryordu.
Ze Oroco ilerlemez olmutu. znts her zamankinden bykt Bedeninin her zerresinin iki
kat arlatn hissediyordu. Gereksiz ve kuru dili de byk bir aclk brakarak
dnyordu aznda. ki kere, kararsz durdu. Ama vicdan onu paylamaktayd:
"Bu kadar fazla! Basit bir kk kayk! Oraya gitmek istemezsen gerekten
korkuyorsun demektir. Hasta olduunu dnmekten korkuyorsun. Oraya
gitmezsen, budala, btn bunlarn gerek olduunu kantlarsn. Hem,
denecek bir borcun var. Git, greceksin onun ne durumda olduunu. Hl suda
yzebiliyorsa onu nehre indirirsin, birlikte iyice uzak bir kumsala doru gidersiniz. Suda
yzemiyorsa, karanln iyice kmesini beklersin, kimsenin seni
grmemesini..."
Nehirdeki kulbeleri geti. ki Kzlderili kulbesini de geti.
xerreru, kapda belirdi, btn adaleli gvdesiyle, btn azyla, Ze Oroco'yu yeniden grmenin
sevincini ortaya koydu:
"Dndn demek, Ze Oroco?"
"Dndm."
"ok iyi, mutluyum."
"Saol. imdi srlarn otla nerede?"

"urada,"
Parmayla, nehrin dirseine doru kyn sonunu gsterdi.
"Yeri deitirildi, nk pek fazla hrgl kz vard, pis kokuyordu."
"Oraya bir uzanaym."
Kyn sonu grnd, byk aalarla evrili nehrin dirseini de seiyordu. Oraya,
u yksek kazklarn arasna, Goias'dan Mato Grosso'ya giden srleri
salveriyorlard.
Ze Oroco, kt dikilmi, neredeyse yere devrilen kazklar gryordu.
Yreklenmek iin daha derin bir soluk ald.
Aln amurlu, zerinde tepinilmi toprana doru indi. Glkle soluk
alabiliyordu. Kendi kendini uyutmaya alyor, btn bunlarn yallktan ileri
geldiini dnyordu.
Gzleri yerde, ilerleyen ayaklarndan baka eye bakmadan daha da indi. Irman
kysnda durdu ve akntnn gl, hzl anaforlarla dolu olduunu grd.
Aramas gerekiyordu. nce sol yanda. Gzlerini kaldrd, kyy inceleyerek. O
yanda hibir ey yoktu. Ama saa dndnde, dmemek iin kree
yaslanmak zorunda kald: Rosinha oradayd.
Gzleri nemlendi. Bunun, nehir zerinde harcad abalarn, almasnn, eski bir
yoldan byle tkenmi, neredeyse lm grmekten ileri geldiine emindi.
Ze Oroco, pantolonunun paalarn svad ve kendisini ondan ayran kyy geti.
Tkrk yerine bir yudum hzn yuttu. Kk, minicik ve neredeyse biimsiz
bir eye dnm kay okarken elleri titriyordu. Kpeteleri gitmiti.
Kurtlar aa yukar btn burnunu yemiti. Yamur ve gne, vuruntular ve
dalgalar krmz harfleri yutmutu. . Uzun sre nce, boyayla Rosinha adn
yazd yerde hl birka krmz iz direniyordu. rm bir ip mucize sonucu
kay tutuyordu hl; elini atar atmaz koptu.
i su doluydu. Ze Oroco, elleriyle suyu boaltmaya koyuldu. Kendisinden de yalyd, zavall!
Onu biraz kyya ekti. Deliklerini inceledi. Delikleri tkamak gerekiyordu. Ama
nasl? Bunun bir tek yolu vard. Gmleinden bir para yrtt ve tka yapt.
Kayn hl ykn tayabildiinden emin olmas gerekiyordu. Dikkatle,
kayn burnuna yerleti. Neyse ki batmyordu. Onun yaptklarn gren biri on
metre gidebileceine hele bu noktada bir kilometre genilii bulan nehri
geebileceine hi inanmazd.
lk krei sallad. ylesine dikkatliydi ki, kendi yreini itiyordu sanki. Hafife soluk alyordu,
en ufak bir sert harekette batma korkusuyla doluydu.
Nehrin ortasnda, pek hassaslam derisini yakan gnein altnda, aknt
ynnde evirdi kay. Pek narinleen elleri yanyordu, btn bu yllar
sresince dokunmad krei ekme alkanln yitirmiti.
Nehir rzgr bir sivrisinek bulutunu uzaklatrd ve ona rahat bir soluk getirdi.
Aslnda, iyi dnrse, bu rahatln kayna kavumasndan geldiini
bulurdu.
Ze Oroco dmene geti ve Rosinha'y bir kumsala doru yneltti. Pedra kysndan
uzaktayd. Gece, her ey bittiinde, kumsala dnecek ve nehri geip kendisini
almas iin Giribel'e seslenecekti.
Bundan uzak, bundan gizli kumsal yoktu. Kalyordu geriye gecenin, karanln
basmasn beklemek.
Zaman olduundan suya girmeye karar verdi. Uzun sreden beri yapmamt
bunu. Soyundu ve nehre dald, su damlacklarn yutarak, yal bir yunus gibi
azna ald sulan fkrtarak. Ah! Kum balklar beyaz bedenini gdk-

lyorlard! Onlar uzaklatrmak iin elleriyle suya vuruyordu. d ve


rzgrn sivrisinekleri uzaklatrd kuma uzand.
Gne, Mato Grosso'nun byk kylardaki aalarn arasna kayyordu. Bir saat
gemeden gece, temkinli, kecekti. Ama Ze Oroco onun geliini beklerken,
elleri nemli salarnn altnda srtst uzand, gkyznn cmbne
bakarak. Bulutlarn ald renklere, oluturduklar ateten ekillere bakarak.
Tepesinde, jaribu srleri daireler izerek rzgrda dnp duruyorlard. rileri, daha
kkleri. Bir ey dnd yoktu. Akamn dinginliine bakyordu.
O sra garip bir ey oldu. Bedenindeki btn kllar teker teker dikildi. ok
yaknndan gelen bir inilti. Bir ara dalm olmalyd, buna inanamazd. Ama
inilti artyordu ve clz bir ses kulana kadar geldi:
"Benim ben, Ze Oroco."
Ses, imdi, bouk ve yalyd.
Korkuyla dnd ve srtna yapan kumu silkti. Kumsaln kysna yaklat,
yerinden kalkmadan. Byk zntsn srklyordu titreyerek. D
gryordu herhalde.
"Aa aatr. Bir kayk da konumaz."
Oysa, bu garip, kk gezintiyi yapmaktan kendini alamyordu. Bedenini dirsekleri
zerinde ekiyor ve ayaklarnn ucuyla itiyordu. Yzndeki sakallar kayn
tahtasna deiyordu neredeyse.
"Ne olursun," diye yalvard neredeyse alayarak, "Ne olursun, Rosinha,
konutuunu syleme. Seni anladm syleme."
Tkrn yuttu, aznda bir kan tad vard. Heyecan ylesine bykt ki
yreinin kumda zpladn duyuyordu.
"Ne olursun, Rosinha, bir ey syleme. yiletiimden emin olmalym."
Yorgun bir glmseme ona karlk verdi:
"Niin, budala? Kimsenin bunu renmesine gerek yok... Hem o kadar az bir
zaman iin ki..."
Ze Oroco, ne yapacan kestiremeden elini azna gtrd. Souk terler
dkyor, bedeni tir tir titriyordu.
Rosinha konumasn srdrmekteydi:
"O kadar geciktin ki, Ze Oroco. Sen dnene kadar canl kalmak iin harcamak zorunda
kaldm abalan bir bilsen! Ne oldu?"
Kayk gzlerinin iine bakyordu. Ruhunun derinliklerini lmek ister gibiydi:
"Byle olma. Sana ne ktlk edebilirim? Hem, aslnda bunu beklediini biliyorum.
Yoksa, niin gelesin?"
"Verdiim szden tr..."
"Ya bana hi sz vermeseydin, hl hayatta m olurdum sanyorsun?"
Rosinha, kesik kesik soluk alyordu. Szlerinin her l)iri byk uykudan nce
duyulan yorgunlukla kesiliyordu:
"Ama o kadar geciktin ki, Ze Oroco. Bir kayk eninde sonunda bir aatr ve
aalarn hzn de sabrlar kadar byktr."
Ze Oroco, artk Rosinha'yla konumay bilmiyordu. ylesine uzun bir zaman
gemiti ki ve stelik kentte bunun bir daha olmayaca inancn kesinlikle
edinmiti.
"Demek hl deliyim. Koltuunun altnda gazetelerle yryen, Tanr'nn
adaletinden yaknan adamlar gibi."

"Sen mi delisin? Aalar anladn, nesnelerle konutuun iin mi? Ne


sersemlik! Asl deli Tanr'nn iirini yitiren, yreklerini katlaman ve artk
birbirlerini bile anlamaktan yoksun olan br insanlardr, onlardr deli olan."
Hl kendine gelemeyen Ze Oroco, bu grlere ne karlk vereceini
kestiremediinden, beyaz salarn kad.
Ama Rosinha susmuyordu. Snmeye hazr bu minicik ince sesi, bir tek gece
susturabilecekti:
"Hem sonra Chico hakknda bana btn anlattklarn unuttun! Chico kurtlarla
konumuyor muydu? Oysa insanlar ona deliymi gibi davranmyorlard, yle
deil mi?"
"Ama Chico bir azizdi."
"Hangi insanlarn aziz olduuna karar vermek bize dmez..."
Ksa sren bir sessizlik oldu.
Gecenin glgeleri kumsal zerinde uzanyordu. Gkyz iri kularndan
boalmaktayd. Uykuyu bildiren bu hzn iinde birka geciken ku
uuuyordu.
Birine sylendiini iittii bir cmleyi yineleyen, Ze Oroco oldu sonunda:
"Yreimi boaltmak gereini duyuyorum, Rosinha."
"yleyse boalt, Ze Oroco. Bir ana yrei benimkinden daha dikkatli olamaz..."
Ze Oroco her eyi anlatt. Akl hastanesinde kendisine nasl davranldn, o
hayvans bakm yntemlerini, ineleri, elektrooklar, cezalar, "aa aatr"
derslerini, gn grmeyen ve salk kurallarna aykr hcreleri, deli
gmleklerini...
"Arasra Rosinha'y dnyor muydun?"
"Frsat bulduka, gizliden gizliye. Dndm grrlerse beni alp
gtryorlard ve ayn ikence balyordu. Karanlkta ve dte ok daha
kolayd bu."
"Zavallck!"
"Anlamadm bir ey var: Tedavi greceimi rendiinde bana niin bir ey
sylemedin?"
"Sen hibir ey sormadn ki?"
"Doru."
"imdi kendini nasl hissediyorsun?"
"Daha hznl. Ya sen, sana neler yaptlar?"
Her eyi anlatma sras Rosinha'ya geldi. Ama hikyeleri daha ksa ve daha
akt. Yalnzca kendisine ne denli kt davranldn syleyebilirdi. ine
kimseyi bindirmemiti ama, evet! zerine krekle vuruyorlard, ta bile atmlard.
Ama onu tartaklayan herkes cezasn gryordu. Ya attan dmekti bu, ya bir
hayvan sryd. Mikroplu bir dikenin batmas, bir ie kr. Olanlarn en
hafifi, ayan arpan ve baparmann trna sklen bir ocuun bana
gelmiti. te. Bu ona ktlk etmenin bir baka biimiydi. Ondan sonra
Rosinha'y rahat brakmlard. nk ksa bir ipte balayp brakmlard. yle
ki, sular iyice kabardnda boaz sklyor ve boulacak gibi oluyor, sularn
lgnlyla drt yana sarslyordu kyya vurup durarak.
Rosinha, ac ac gld.
"Bylendiim, kt olduum sylentisi dolat. Curumare'nin btn, gcnn
tahtamda gizli olduunu kefettiler ve bir daha ilimemek zere beni rahat
braktlar. Bu kadar."
Dalp gittiklerinden, byk gecenin, doaya dinlenmeyi kabul ettirerek
indiini grmediler.

"imdi..."
Bu soruyu soruyordu ama yrei yantn nceden biliyordu.
"Karanlk kyor, karanlkla birlikte de rzgr, Ze Oroco."
"Hayr, Rosinha. Benim yelediim..." "Otlan pis kokular arasnda
rmem mi?" Ze Oroco ellerini ovuturuyordu. "Ya da beni burada m
brakmak istiyorsun? Bir gn yamur decek, nehir kabaracak ve hayrsever
bir el beni bir atein bana srkleyene dek ac ekeceim. Gryorsun ya,
aalarn alnyazs hep ayndr..."
Ze Oroco, hl oturmu, rzgrn lle lle ve beyaz salarn uurmasna
aldrmadan ban nne eiyordu.
"Bunun iin geldin, deil mi? yleyse? Sevilen birinin yannda leceini bilmek
kadar tatt bir son olamaz." Rosinha gld:
"O kadar yal ve yorgunum ki, u son aylarda batmamak iin ne abalar
harcadm bir tek Tanr bilir. Sana yemin ederim, Ze Oroco, nehri bir daha
geersem dayanamam. Yalym, Ze Oroco. Yalln btn gereksizliiyle
birlikte."
Sesi ylesine bouk, ylesine snkt ki adamn yreini paralyordu. Bu ses
soluk solua kulana geliyor, bazan rzgr syledii baz szleri alp gtryordu:
"Veda dualarm okuyacam, ama beni iitince alama. Calamanta, gerek
duyduum sabr verdi bana imdi. Bunu yapacaksn, Ze Oroco. Bir buyruk
deil benimkisi, ama dosta bir yakar. nce, gzel bir ate yakmak iin
kumsaldan tahta toplayacaksn. Gcn boa harcamamak iin atei benim
yaknmda yak. Sonra, ate iyice kzla dndmde, beni iyice yanna
srklersin. O zaman dualarm okurum O kadar. Hadi."
Ze Oroco, ruhunu yitirmi gibi ayaa kalkt. Bu nefis yldzlarla dolu gece lm
gibiydi. Ve hayatnn tm yalnzl bir tek lde topland, sonsuz bir
tkenmezlikte.
Rosinha, dostunun uzaklamasna bakarken iki damla gzya dkt. Yreinin
btn sevgisini toplad ve gkyzne bakt. Veda yakarna balad:
"Ulu Tanrm!
"Her ey iin sana teekkr ederim!
"Gzelim bir pazartesi gn beni dnyaya getirdiin iin sana teekkr ederim!"
"Kzlderililerin ben bulmalarn saladn iin sana teekkr ederim."
"Kzlderililer beni gzel bir kayk yaptklar iin sana teekkr ederim."
"Yaadm ve bir daha gremeyeceim btn gzel geceler ve gne
batlar iin sana teekkr ederim."
"Nehrin byk rzgrlarna direnmemi saladn iin sana teekkr ederim."
"Nehrimin, yeryznn en gzel nehri Araguaia olmasn saladn iin sana teekkr
ederim!"
"Bana iki sahip verdiin iin sana teekkr ederim: Btn gcmle hizmet
ettiim Surumare ve tm akmla sevdiim Ze Oroco!"
"En zgn anlarma katlanmam salayan sabrdan tr sana teekkr
ederim!"
"Her ey iin teekkr ederim. Bir de: her zaman dilediim gibi, hep sevdiim birinin
yannda lmeme izin verdiin iin."
"Teekkr ederim, Tanrm, nk her eye ramen hayat gzel!"
Sustu, nk sesi artk bir mrltdan baka ey deildi. stese bile daha fazlasn

syleyemezdi.
Kumda yryen Ze Oroco'nun ayak seslerini izlemek iin yal kulaklarn kabartarak
adamn dnn bekledi.
Adam, srtnda bir al rp demetiyle dnd. Yk tama alkanln
yitirdiini kendi kendine itiraf ediyordu; ykn srt kaslarn acttn, omuzlarn
krp dktn.
al rp demetini grltyle yere att, eliyle aryan yerlerini ovalad.
"Oldu, Rosinha."
Ze Oroco meldi, iyice kurumu birka p toplad ve rzgrdan koruyarak bir kibrit
akt. nce mavimsi bir kk alev dili, ardndan bir trt koptu ve ate
byd.
Ze Oroco, kararsz, atee yaklat. Yreklenmek iin bir ey sylemek
istemiyordu.
"Beni daha yakna srkle. Balamadan nce kurumam gerek."
Ze Oroco, kayn burnuna yapt. O kadar eskiydi ki her yer toz olup
dklyordu.
"Meraklanma, Ze Oroco. Beni sudan kardndan beri alayamaz oldum, bir ey
de gremiyorum. Hibir ey duymuyorum."
"Alayan benim."
"Sama, dostum! Eninde sonunda her yer karanlk, kimse seni grmeyecek..."
Gcn toplayarak ayaklarn kuma gmd. Szn tutmalyd.
Biraz dinlendi ve kaya bakt. Bir ey duymadn syleyip kendisini uyardna
gre konumak bir ie yaramyordu.
Atein nda, kayn l gvdesini gryordu. Ne ac! Tohumdan kan
kk bir aa olmak iin ok uzun zaman gemesi gerekiyordu! Sonra,
byk bir aa olmak iin yllar sren mcadeleler veriliyordu. Ardndan Kzlderililer gelip aac kesiyor ve kayk yapyorlard... Ya imdi? ki saat
gemeden, yal lifleri, ihtiyar gvdesi, rzgrda dne dne uuan, nehirde
yitip giden ya da kumsaln kumlarna karan kle dnecekti.
Ama Ze Oroco szn tuttu, kumsal mavimtrak bir klle rtldnde ve ate
sndnde rzgr gelip kumlar kartrarak Rosinha'dan artakalan eyi insan
anlaynn kavrayamayaca bir yere gtrdnde, kumsalda ar ar
yrd. Bir hafiflik duymuyordu, bir arlk da duymuyordu. Yalnzca
zntsnn birazn atmt.
Rzgr giysilerinde ark sylyor ve onu bir kl zerresiymi gibi itiyordu.
Sonunda, kendi hayatn yakarak szn tutmutu.
Artk gitmekten baka yapacak ey yoktu, nk hibir eyden emin deildi,
deli olup olmadndan da. Normal bir insann m, yoksa bir delinin mi daha iyi
olduundan da emin deildi? O an ak ve belirgin olan, o yerden
olabildiince abuk uzaklamann gerekliliiydi.
Giribel'e seslendi ve sesinin yittiini grd.
Tepki gsterdi ve gerekten bard. Zenci kar kydan yantlad onu.
Kumsalda uzanm Zenciyi beklerken, hzla planlar yapyordu.
Orada kalmak, kulbesini onarmak, asla! Bir daha dnmeyecek olan kular besleyecek
sabr yoktu artk.
Rosinha'y yitirdikten sonra nehir bitmiti onun iin! Bitmiti nehir kylan!
Yolculuk etmek istiyordu. Yalnzca alt ayda bir dk maan almak iin bir
yerde mola vermek. O kadar. Geri kalan srede yol almak. nk yallk
bedenine damgasn basyor ve kaslarnda kalan eviklii gtryordu.
Yapaca ey uydu: lk kez dnmyordu bu ii. Bir at alacakt. Evet! Bir ok

ey iinde en pratik olan att. nk hem arkadat kiiye, hem de binekti.


Karanln bast yerde yatp uyuyacakt. Yemek yemek iin dere kylarnda
mola verecekti. Bu, insana bir zgrlk duygusu veriyordu. Bir rman
mavimtrak suyunun kysnda bir kk balk, bir dilim et kzartmak. Gece
haman iki dal arasna asacak ve yldzlarn sallanna bakarak
yaylanacakt. O uyuyana dek de yldzlar sada solda parlayacaklard.
Kk bir at, evet, kk bir at. Cokun bir iri hayvana gerek duymuyordu, nk kimsenin
dikkatini ekmek istedii yoktu. Dikkati ekmek iin deil, bir can yoldann
bulunmas iindi at edinmesi. Bir serseri hayat m? Ne nemi vard! Bu yata
kimseye hesap vermek zorunda deildi. Yaptm onaylayan yal yreinin
dnda. leri! Kk atna binecek ve Brezilya ilerinde dosdoru ilerleyecekti.
stelik dnn ki Brezilya ok byk, bitmek tkenmek bilmeyen bir lkeydi.
Hibir zaman br ucuna varmayacakt, varsa da gerisin geri dnecek ve
baka bir ynde yol alacakt.
Ze Oroco glmsedi, nk imdi en samasapan eyleri bile ho bulmaya balyordu.
Neyse ki Brezilya'dayd, nk Avrupa'da olsa bu frsat bulamazd; Avrupa,
eninde sonunda, byk bir ey deildi; nsan iki gn yrr ve svire'den
kard, iki gn yrr ve Portekiz'in br ucuna ulard, gn yolculuk edilir
ve btn Fransa geilirdi. yoktu byle yerlerde. Gerekten byk lke
olarak bir tek Rusya'dan sz ediliyordu, o da snrdan ieri braklrsa.
Dncelere dalmt; Giribel'in kaynn kyya yanatn fark etmedi.
"Geliyor musunuz, bay Ze?"
"Geliyorum."
Mutlak bir sessizlik iinde yeniden nehrin br yakasna getiler.
Limandan yukar kan patikay trmand ve kpekleri havlatmaktan kanarak
Madrinha Flor'un kulbesine yneldi.
"Sen misin, Ze Oroco? Yemein atein kysnda. Nehrin br yakasnda ne
yapyordun? Gelmek bilmedin. Chavanti'ler yznden kayglanyorduk."
Ze Oroco kurnazca gld. Onlar kayglandran Chavanti'ler deildi. Artk
uygrlaan Chavanti'ler yle bir yozlama iindeydiler ki, rio das Mortes boyunca iniyor,
srtlarnda giysileri, i isteyerek, yalvararak geziyorlard.
"Eskiden olduu gibi geceye bakyordum."
Madrinha Flor lambay masaya koydu. Geni kanatl bcekler yemeye
alarak uuuyorlard. Ban rten yemeni, salarn kaplayan beyazl
gizliyordu. Sonra, yallarn sakin yryyle ilerledi ve gidip Ze Oroco'nun
taban ald.
"Satlk kk at olan birini tanyor musun, Madrinha Flor?"
Madrinha bir sraya oturdu, eli birden kupay, ceraja yapm testiye doru itti.
"Kk bir at, kk bir at. Hayr."
Sonra Madrinha Flor yallna boyun emi, bunu kimseden gizlemeyerek, elini
yeniden etekliinin cebine soktu. Piposunu kard. Onun yandaki btn yal
kadnlar pipo iiyorlard. Ttn kokusu ortal kaplad.
"Kk bir ksrak olabilir mi?"
Ze Oroco bunu dnmemiti. Ama srpriz hotu.
"Bak sen, hi de fena deil bu ksrak dncesi."
"Pedro Curimba'da bir tane var, harika bir ey."
"Gen mi?"
"Drt yanda yok."
"Satlk m?"

"yi bir fiyat verirsen sanrm satar."


Ze Oroco, kalan yemeini farkna varmadan yedi. Bir para manyoka unu
enesine dtnde elinin tersiyle siliyordu.
Hamanda, iebildii kadar sigara ier ve Rosinha'y yitirmenin zntsn
bastrrken yeni planlar yapyordu, iyiydi de bu, nk ne ok yal ne de
gereksiz olduunu kantlyordu. Ak olan bir ey vard. Yal bir hayvan satn
almak istemiyordu. Herhangi bir eyi yitirmek istemiyordu artk. Demek ksrak
genti! Kendisini gmerdi o zaman. Ya Pedro Curimba satmak istemezse? Sylediinin
iki katn verirdi.
Madrinha Flor'un sesi geldi odadan:
"Uyuyor musun Ze Oroco?"
"Tam uyumuyorum, tam uyumuyorum. Niin sordun?"
"Nehirden ayrlacak msn?"
"Belki."
"Hi geri dnmeyecek misin?"
"nsan bir gn dner hep. Hayvanlarn itii su bile geri dner. Ben neden
dnmeyeyim?"
Madrinha Flor sustu ve Ze Oroco ksra dnmeye koyuldu.
Ama fiyat iki katna karmak gerekmedi. Pedro Curimba aklanmaya balayan
kvrck salarn kartrarak:
"Bana bir yardm yapm oluyorsunuz, bay Ze Oroco," dedi.
"Niin? Ksrak hasta m?"
"Hasta olur mu? Hi bile, gneten daha gl."
"yleyse?"
"stediklerimin hibirini yapmyor. almaya gelince nanay."
"Ne yapyor yleyse?"
"Babo, gezgin. Drtnal komaktan sz edin ona, en sevdii itir."
"Bana da gerekli olan bu. Ne kadar gezginse o kadar iyi."
Gidip ksra otlakta grdler. Hayvan, iri saf gzleriyle iki adama bakarak
kulaklarn oynatyordu:
Tahta perdeyi atlar ve gidip dilerini incelediler.
"Onu alyorum. Bana bir eyer ve gerekenleri bulursanz fiyat biraz daha
ykseltirim."
"Hayvan sizindir."
"imdi yolcu yolunda gerek, Ze Oroco."
Kulbeler, ormann dirseinde yitip gitti.
Kendisine bir veda iareti yapan Madrinha Flor'un titrek elini dnmek istemiyordu.
"Hadi bakalm, Ze Oroco. Brezilya byk, ok gzel ve tahta perdesiz bir
lkedir. leyin, gzel bir kede iki lokma yemek yeriz."
Ve ikisi, lk-lk-lk-lk, yolu tuttular. Derken Ze Oroco'nun can ark sylemek istedi.
Yllar oluyordu can ark sylemek istemeyeli! Rosinha'nn kendisinden istedii eskinin arklarn avaz kt kadar sylemeye koyuldu. Btn
arklarda da bir kayk sz konusuydu:
Birlikte gezeceiz
Kaym Rosinha
Balk avna ktmz
Dost gl dnerek...
Bir sevin balangc douyordu gsnde. imdi, birtakm eyleri

dndnde hepsi gzeldi.


Byk mucize akama doru oldu.
Srtk ksra balamt ve ate yakyordu. Manyoka unuyla birlikte yiyecei
bir et parasn ie geiriyordu. Ksrak, yemyeil ve yumuack otu
inemekteydi.
Akamst, doann kendine zg bilgeliiyle, o hi acele etmeme tutkusuyla
geip gidiyordu. Ze Oroco yere oturdu, sonra otlara uzand. Bir yaprak alp
inedi. Bir sofre kuu, bir cagaia fidannn tepesine yuvasn yapyordu. Bir
alakarga kasvetli sesiyle tyordu.
"yiyiz, deil mi?"
Bir ses iittii ve konuan kendisi olmad iin irkildi.
"O da nesi?"
Kulaklarna inanamyordu: Ksrak konuuyordu.
"Sen de mi?"
"Ben, hayr... Sen.'.."
Bunun zerine Ze Oroco gld. Yrekten gld, yllar boyunca bask altnda tutulan
yreinin btn itenliiyle gld.
Hl kukucu, duralad:
"Demek sen de konuuyorsun? Ne iyi!"
Hayvann daha yaknna geldi. Yrei sevinten atlyordu. Her ey yeniden
balamaktayd. Calamanta'ya, Urupianga'ya inanabilirdi. zgrd. Bir
eekarsnn vzltsndan kk bir yapran douuna dek gzellii grmekte
zgrd. Gkyz btn yldzlarna kavumutu, rzgr da okayna. Ak
salarn bile bir gzellii vard.
"Tanr'ya kr, yeniden deliyim. Saol, Chico!"
Artk kendini tutamad. Ksran ban gsnde skt.
"Sen ok tatlsn."
"Ben de senin hakknda ayn eyi dnyorum, Ze Oroco."
"Adm biliyorsun demek?"
"Kular bana sylediler. Beni satn alman yle istiyordum ki."
"Doru mu?"
"Sana yemin ederim ki doru."
"Demek yolculuk etmeyi seviyorsun?"
"Hayatta baka sevdiim i yok. Yarn erkenden yola kacaz deil mi? Bir sr
gzel ey greceiz, deil mi?"
"Sanrm... Brezilya'y kuzeye, gneye, douya, batya doru arnlayacaz.
Baarabilirsek, denizi bile greceiz."
"Piiiiih! Harika! renmek istediim bir ey var."
"Neymi o?"
"Bana bir ad takacaksn deil mi?"
"Gerekli mi?"
Ksraktan uzaklat ve gzlerinin iine bakt. Geceden nceki gnn son
nda gzlerinde iki kk izgi grd. Ama iki izgi deildi grd. En
kutsal neyi varsa onun zerine yemin edebilirdi. ki izgi deildi. Ksran gzlerinde,
dingin ve uzak nehirde kayan iki Rosinha gryordu. Aklna bir ey geldi.
"Rosinha adn sevdin mi?"
"Adlarn en gzeli!"
Ze Oroco iini ekti, ama bu son iini ekiiydi.
"yleyse adn Rosinha olacak."

Kk ksran ban dirilen yreinin zerine bastrrken, yeryznn tm


sevgisini sundu:
"SEVGLM ROSNHA olacaksn."
SON

You might also like