Ebu Şehbe-Sünnet Müdafaası 02-A

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 344

Prof.Dr.

Muhammetl Ebu ehbe


! lir
REHBER
Prof. Dr. M u h am m ed Ebu EHBE

S NNET M D A F A A S I

Tercme
M ehm ed GRMEZ M. Em in ZAFAR
Eserin zgn ad
*DFAUN A N S SNNE

REHBER YAYINCILIK
Fevzi akmak Sk. 13/2 Kzlay/ANKARA
Tel: 229 00 39
NDEKLER

K N C K IS IM

T arih te ve Mdern Z am aniarda S n n ete YneJti-


len tira zla r v e B u n la ra V erilen lm i C evap lar ... 13

BLM I .......... J , * / . . . <X w: ............................ 13

BLM II ................... * t ~r. '*.. 23


BLM I I I .............................. * . ............................................. 27

BLM I V 7. 3
.

BLM V
./. '..I '!

BLM V I ............................... . ... 51

M sterik lerin B u G r lerin e C evap lar 63


BLM V II ~L.- / )

O ry a n ta listlerin p h e le r in e V erilen A y rn tl Ce-


vaplar . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..75 ... ............... ...

BLM V III ... ... ... ... .;. ... ... ... ... ... ... ... 79
BLM IX ... ... ... ... .r. ... ... ... ... ... ... ... 85
B K M X ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... 91
BLM XI ... ... ... ... . 97

BLM X I I . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... 101

7
Sieirlarm Zekatna Dair Hadisler 103

SONU K
) . A-M.4 107
ada Msteriklerin Hadis Halikndaki Gr
leri ...................................................................................... 109
Msterik Wink ,in Szlerinin Y o r u m u .............. . 113

Btn limlerin Uydurma Olduklarnda tem a Et


tikleri t ki H a d i s ........................................................... 115

SONU 121

Temenni ve Tavsiyeler 125


Tarihte va Modern Zamanlarda Kuku Drl
meye allan Hadisler ..............................................
Ez-Zubab Hadisi ve Onunla ilgili Olarak leri
Srlen p h e le r...........................................................

Zbab Hadisinin z a h ............


Tbb'n Nebevi Vahiy r n d r ............................... 137
Zbab (Sinek) Hadisi Peygam berin Mucizeleri-
d e n d i r ................................................................................ 141
izah ve k a z ..................................................................... 142
Hz. Peygam bere Sihir Yapldna Dair Hadisler 147
Bu Konudaki pheler ve E le tirile ri..................... 149
m am El-Mazeri nin G r ............... ...........
bnul-KayynTm Gr ............................................. 157
SONU 159
Tavsiye ve Temenniler 187
A., i
NC KTSIM
S n n etin Hccet Oluunu n k a r Edenlerin Orta-
ya Attklar K ukular ve Bunlarn Eletirisi .........

I. PHE ........................................................................

II. PHE.......................................................................
III. P H E .....................................................................
Delillerin Korunmasnda Ravilerin Adaleti .........
Hadis'in Hccet Olunda Kitabet (Yazm) in
H k m ..............................................................................
Kitabet (Yaz) Katiyyet fade Etmez .....................
Kitabet (Yazm) ve Hfz (Ezberleme) .....................
Sahabe ve Tabiunun Ezberleme Gleri Daha
F a z la d r .............................................................................
K u r'a n in Katiyyeti Lafzi Tevatrle Sabit Olmu
tu r .............................. ............. .........................................
Konuya likin Deliller ............... .............................
F u ru a Ait Meselelerde Zanni Delillerle Amelin
H k m ..............................................................................

El-Cubba nin Bu Konudaki p h e le r i....................


Yalnzca Kur a n in Yazlmasn Em ir'deki Hikmet
Snnetin Yazmnn Yasaklanmas O'nun Delil Ol
mad Anlamna Gelir m i ? .......................................

S n n e tin Yazmna Getirilen Yasan Hikmeti ...


S n n etin Yazmna Msade E d ilm e s i.....................
Snn^t'in Yazmna zin Veren Hadislerle, Yasak-
Iayan Hadislerin T e 'lif i.................................................
S n n etin Sahabe Devrinde Yazm ve Tedvini ...
Sahabe'nin Bu Konudaki Tutumlarnn Deerlen
dirmesi ..............................................................................
Sahabe nin Snnetleri Rivayetten Kanmalar ve
Bunu Y asa k la m a la r......................................................
Sahabeyi Hadis Rivayetinden Kanmaya ve Bunu
Yasaklamaya Sevkeden S e b e p le r...............................
IV. PHE
S n n etin Hccet Olmadna Dair, Rasulullahtan
Rivayet Edilen H a b e r l e r .............................................

10
KNC KISIM

Tarihte ve Modem Zamanlarda Snnete Yneltilen


tirazlar ve Bunlara Verilen lm i Cevaplar

Prof. Muhammed Ebu ehbe


KNC KISIM
Tarihte ve Modem Zamanlarda Snnete
Yneltilen tirazlar ve Bunlara Verilen
lm Cevaplar

BLM 1

Ahmed Emin, Duha'l-slm adl eserinde u grlere


yer verm ektedir: ...E hl-i kitap'tan m slm an olanlar,
ncil'den aldklar bz szleri slm 'a sokuturm ular ve
onlara, Hz. Peygam berin hadisi ss vermilerdir. stad
Goldzier, hadislere sokuturulan hristiyni unsurlara un
lar rnek v e rm i tir:
1 Sa elinin verdii sadakay, sol eli bilmeyecek
kadar gizleyen kimse, (kymet gnnde Allah'm himye-
sinde olacaktr.)
2 (Reslullah birgn ashabna); benden sonra
hakszlklar ve hounuza gitmeyecek hdiseler greceksi
niz buyurur, ashb, yleyse bizlere n e emir buyurursunuz
ey Allah'n Reslu? derler. Reslullah ise, onlarn hakkna
riyet edin, kendi hakkuuz da Allah'tan isteyin cevabn
verir.
Bu anlay M atta ncil'indeki, Kral'm hakkn kra
la, T an rn n hakkn T an ry a verin sznden alnm
tr. Fakirlerin zenginlerden stn telakki edilmesi de hris-
tiyani b ir bak asnn uzantsdr. Nitekim b ir hadiste,

13
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

mmetimin fakirleri zenginlerinden beyz sene nce


cennete gireceklerdir denilmitir.l
Ahmed Emin, bu fikiriere temelde cevaplar vermek-
le birlikte, Goldzikr'in rnek verdii hadisler konusunda
suskun kalm, onlann sahih olduklarn belirterek m-
dafaa etmemitir. Bu durum da snnete yneltilen eleti-
rileri cevaplandrrken, bize den, b u habislerin Goldzier
ve O'na tbi olanlarn iddia ettikleri gibi olmadn kap-
saml ve ak b ir ekilde ortaya koym aktadr :
Biz hadisiler, birtakm yahudi ve hristiyanla-
rn hadislere sokuturm alarda bulunduklar noktasnda
Goldzier ile ayn dnmekle beraber, slm limlerinin
m steriklerden asrlarca nce bu durum u beyan edip ak-
ladklann da biliyoruz. Hadis ilimleri sahasnda otorite
olan ibn-i Kesir, ez-Zehebi, hoclar ibn-i Teymiye, el-Ir-
k ve ibn-i Hacer'in eserlerini tetkik edenler, bu zatlarn
isril olan haberlerle, olmayanlarn birbirinden ayrdk-
lan n grme imkan bulurlar. Bu limler haberleri objek-
tif ve salam llerle deerlendirmilerdir.
Suyti, Tedibur-Rvi adl eserinde yle demi-
tir o^ mevzu haberlerde olduu gibi, genellikle uy-
duranlar bunlar ya kendilerine, ya hukem a ve zhidlere,
ya da sriliyata isnad etmilerdir, ^ esela, Mide btn
hastalklarn yuvas,/gyreg'ner dev'nn badr gibi ha-
hislerin asil ve esas yoktur. Bu kabil szler ancak bz
doktorlarn szleri olabilir. Nitekim yukarda zikrettii-
miz haber'in chiliye devri Arap tabiplerinden olan Hris
b. Kelde'nin sz olduu E le n m i t ir . el-Irki, Elfiye er-
hinde buna u hadisi rnek v e rm i tir: Dnya sevgisi

1 Ahmed Emin, Duhal-islm, c. 1, s. 340.


SNNET MDAFAASI

her hatann badr O'na gre b u ya, ibn-i Ebi'd-Dnya'-


nn Mekydu'-eytan adl eserinde syledii gibi Mlik
b Dinar'a it b ir sz, veya el-Beyhak'nin ez-Zhd adl
eserinde rivyet ettii zere Hz, s'nn b ir szdr.2
m am ibn-i Teymiye de, hadis olduu iddia edilen :
Beni ne yer, ne de gk kuatam ad. Fakat beni m 'm in
kulum un kalbi iht etti sznn Isriliyattan olduu
nu, Resulullah'tan byle b ir eyin sdr olmadn syle-
mitir.
Bizim burada O'na ve taraftarlarna kar ktmz
nokta bu konuda sahih hadisleri rnek gstermi olm a
lardr. Eer tenkidi m uhaddislerin reddettikleri hadisle
ri rnek olarak gstermi olsalard, bizim onlara herhan
gi b ir itirzmz olmazd. Ama bunu yapamazlard. nk
onlar, bir btn olarak snnete glge drmeyi ve onda
pheler meydana getirmeyi gye edinmilerdir.
2 Islm 'da mevcut olan bz eylerin, Hristiyanlk
ve Yahudilikte de varolmasnn, onlardan alnm olduu
anlam na geldiini sylemek insafszlk olur. Tevtrnde
ve her trl tahriften korunm u olduunda hibir phe
bulunmayan Kur'an- Kerim'in bz kssalar ve ahlki h
kmleri Tevrat ve Incil ile paralellik arzeder. Bu, onlarn
Tevrat ve Incil'den alnm olduu anlamna gelir mi?
Pek tabii ki, hayr.
Burada bilinmesi gereken b ir husus varsa o da,
mav eriatlerin kaynann Allah olduudur, im an ve iti
kada mteallik meseleler, ahlk faziletler ve zaman ve
mekann deimesiyle farkllk arzetmeyen kll kideler
her dinde ayndr. Nitekim Kur'an, bunu ylece bildir-

2 Suyt, Tedribur-RvL bi erhi Takribi1

15
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

inektedir : AJah, size dinden Nuha tavsiye ettiini, sana


vahyettiimizi, brahime, Musaya ve saya tavsiye et
tiimizi eriat (hukuk dzeni) yapt. yle ki, dini ikme
edin ve onda ayrla dmeyin3 Baka bir yette : Sen
den nee hibir peygamber gndermedik ki, Ona Benden
baka ilah yoktur, bana kulluk edin diye vahyetmi ol-
mayalm4 denilmitir. Dier bir yette ise : Sana da ken
dinden nceki kitaplar? dorulayc ve onlar kollayp ko
ruyucu olarak bu kitab gerekle indirdik6 buyrulmutur.
u kadar var ki, bu kll kaideler ve hlki faziletler slm
dininde her zaman ve mekana en uygun, kapsaml ve
mkemmel olarak gelmitir. Ksaca btn semav dinler
de bz hkmlerin ve ahlk faziletlerin mterek olma
s ne akla ne de eriate muhlif deildir. Daha evvelki se-
mv kitaplarn tamam tahrif edilmemitir. Kuran- Ke
rim ise tahrif ve tebdilden tammen korunmu, dier
semvi kitaplara hid, onlar kollayp koruyucu bir ki
tap olarak nzil olmutur. Allah Tela O'nun eksiksiz ola
rak slm mmetine ulamas iin birok sebep ve vesi
leler yaratmtr. Binenaleyh Isrili haberlerden Kuran'a
uygun denler hak, ona muhlif olanlar ise btldr.

Mesela hristiyanlktaki hogr ve balama buna


en gzel rnektir. Hz. sa, en ok, insanlar bu ilkelere
dvet etmitir. Bunun yegne nedeni ise, Yahudilerin zu
lmlerine, son haddine varan can, mal ve rz dmanlk
larna son vermektir.

3 ra, 13.
4 Enbiya, 25.
5 Burada *el-Kitapdan kastedilen cins isimdir. Dolaysyle ge
mi semvi kitaolann hepsini kapsamaktadr.
0 Mide, 48

16
SNNET MDAFAASI

Daha sonra gelen slm, objektif hukuk kural ola


rak ksas ve ktle misli ile kar koymay m bah kl -
m, ancak, bunun yannda, K ur'an'n pek ok yetinde
aff ve ktle kar hogr ile mukabelede bulunm a
y tevik etm itir. Bu durum da, af ve hogr konusunda
slm'n hristiyanlktan etkilendii nasl iddia edilebilir?
Sadakalarn gizli verilmesi hkm , ne hristiyanla
ne de b ir baka dine m ahsus deildir. Bu, btn dinlerin
zerinde ittifak ettikleri bir husustur. Nitekim Allah Te-
breke ve Tela K u ran - Kerim'de ...sadakalar aktan
verirseniz ne gzel! eer gizleyerek fakirlere verirseniz bu
sizin iin daha hayrldr ve sizin gnahlarnzdan bir
ksmna keffarettir. Allah yaptklarnzdan haberdardr.7
buyurm utur. Bu yet'in hkm apak ortadayken, Gold-
zier ve O'nun gibi dnenler bu anlayn hristiyanhm
bir eseri olduunu nasl iddia edebilirler?...
Fakirliin vlmesi hususuna gelince, bu da iddia
edildii gibi srf hristiyanla ait bir olgu deildir. slm,
Yahudilik ve Hristiyanlk bu konuda ayn kana'ate sahip
tir. Amellerin karlnn verilmesi prensibi ise btn
ilhi dinlerde ortak b ir esastr. Bunu Kur'an, u ekilde
ifade etm ektedir : ve ok vefal brahim'in (sahifesinde
yazl olan u gerekler); hi kimse kimsenin gnahn
yklenemez, insana ancak altnn karl. vardr8
Bu hkm karsnda fakir zengin herkes eittir. Fakir,
imanndaki sadakati ve samimiyetiyle, can ve ok az da
olsa mal ile cihad ederek zenginin ulaamyaca dere
celere varabilir. kreden, Allah'n ve kullarn hukukunu
gzeten zengin de fakirin ulaamyaca derecelere eri-

7 Bakara, 271.
8 Necm, 37-39.

17
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

ebilir. Nitekim, Ebu Bekir, Osman b. Affan ve Abdur-


rahm an b. Avf gibi pek ok zengin mslman, fakirlerin
eriemiyecekleri mertebelere ulamtr. yleyse, mesele
asla zenginlik ve fakirlik meselesi deildir.
Allah Tela'nn katnda fakir'in mevkiini ycelten pek
ok yet vardr. Nitekim Cenab- Allah E nsar hakknda
yle buyurm utur : ...ve onlardan nce o yrda (Medi
ne'ye) yerleen, im ana sanlanlar, kendilerine g edip
Ienleri severler. Ve onlara verilen (ganimetlerden) tr
gnllerinde Ibir ihtiya (eilimi) duymazlar. Muhta olsa
lar dhi, (g eden yoksul kardelerini z canlarna) tercih
ederler. Kim nefsinin cimriliinden korunursa, ite onlar
um duklarna erenlerdir.9
Muhcirler hakknda ise yle buyurm aktadr ( Bir
de o mallar), g eden fakirlere a ittir ki, (onlar) yurtla
rndan ve m allarndan (srlp) karlmlardr. Allah'n
lutuf ve rzasn ararlar, Allah'a ve reslne (canlaryla
mallaryla) yardm ederler .te doru olanlar onlardr.10
Bu yetler dorultusunda, Buhar, Mslim ve dier
hadis kitaplarnda pek ok hadis de yer alm aktadr.
Durum byle olunca, Goldzier ve O n u n gibi dnen
lerin grlerini zerine bina ettikleri esaslar yklm, bu
na dair verdikleri rneklerin hibir anlam kalmamtr.
Bunun daha iyi anlalmas iin verdii rnekler zerinde
biraz daha durm ak istiyoruz :
elinin verdii sadakay sol eli bilmeyecek kadar
gizleyen kimse (Allah'm hmayesindedir) Bu hadis, kya
met gn Allah'n himayesinde olacak yedi snf kimse-

9 Har, 9.
10 Har 8.

18
SNNET MDAFAASI

11( n bahseden uzun b ir hadisin paras olup, Buhar ve


Mslim tarafndan sahih b ir isnadla rivayet edilm itir.ll
Ayn ekilde Tirmizi ve Nesi nin de rivyet ettikleri bir
hadistir.
kinci rnek ise : Abdullah b. Mesud un rivayet et-
li Benden sonra hakszlklar (ei-Eseretu) ve holan
mayacanz olaylar greceksiniz... hadisidir. Bu da Bu
har ve M slim H tarafndan rivyet edilen sahih bir ha
dis olup, isnadnda ve metninde, tenkidi gerektiren her
hangi b ir husus yoktur. Hadisten anlalan; mslman-
lar, idarecilerin b u hakszlklarn ve kendi haklarm
gaspettiklerini grdkleri vakit onlara kar hemen isyna
ve ihtilale yeltenmekten sakm drm aktr. Buhar ve Ms
lim'in Sahih'lerinde yer verdikleri baka bir hadiste be
lirtildii gibi, dine taalluk eden konularda apak kfr
lerini grmedike, icraatlarndan holanm asalar bile ayak
lanm aktan menetm ektir. Hadiste geen el-Eseretu ke
limesinin esas manas, halkn haklarnn tam am m veya
bir ksmm gasbetmek demektir. Aslnda bu hikmetli bir
grtr. Zira slm, idarecilerin en ufak bir zulmne kar
hemen ayaklanmaya msade etseydi, slm toplumunda
kan gvdeyi gtrrd. nk, ne kadar dil olursa ol
sun, her idrecinin m utlaka ufak tefek kusurlar bulunur.
Sonra her idarecinin, tebsmn tam am nn beenisini ka
zanmas da m m kn deildir. nsanlarn bu durum una
Allah Tela yle iret etm ektedir : Eer o sadakalar
dan kendilerine bir pay verilirse, holanrlar. Onlardan
kendilerine pay verilmezse hemen kzarlar...13

11 Buhar, Kitabul-Ezan, Mslim, Kitbuz-Zekt.


12 Buhar!, Kitbul-Fiten, Mslim, K. mre.
13 Tevbe, 58.

19
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Hadisteki d ^ ilerin hakk'm vermekten m aksat


ise u d u r : Halkn elinde idarecilerin kfrn isbat eden
apak b ir delil bulunm adka, onlar dinleyip itaat etme
leridir. Hadlerin tatbikine yardmc olmalar; Allah yo
lunda infak edip, cihada itirak etmeleri ve zekatlarm
vermeleridir. Hsl, Allah'n idarecilere kar yapmakla
sorum lu tuttuu mkellefiyetleri yerine getirmeleridir.
Hz. Peygamber'in Adaleti ve hakknz olan eyleri
Allah'tan isteyin sznn anlamna gelince; idarecilerin
size vermekle mkellef olduklar fey ve ganimet gibi hak
larnz Allah'tan isteyin, bunlar elde etm ek iin hemen
onlarla savamayn, onlar Allah'a havle edin. Pek ya
knda Allah, size yardm edecek ve onlarn hakkndan ge
lecektir.
Grld gibi yukardaki hadisin, Hz. I s 'm n :
Kral'n hakkn krala, Tanrnn hakkn Tanrya verin 14
sz ile uzaktan yakndan ilgisi yoktur. Ayn manay ifade
ettii grne katlsak bile, bu, onun Hz. Isa'nn szn
den alnm olduu anlam na gelmez. Zira hem Hz. Mu-
hammed hem de Hz. sa (a.s.) Allah Tela'mn b irer pey
gamberi olup vahye m azhar olmu zatlardr. Bu takdirde,
sz konusu anlay, eriatlerin zerinde ittifak ettii bir
mesele olur.

14 Bilinmesi gereken dier bir husus, batllann bu szle, din


ile devletin birbirinden ayrlmas gerektiine delil getirme-
lerdir. Bu anlay, slm n dndaki dinlerde caiz olsa bile,
byle b ir ey, slm da asla szkonusu deildir nk s
lm kullarn din ve dnya saadetini temin edecek, ticret,
sanat, ziraat, idare, iktisat, siyaset ve beeri m nasebetlere
dair, devleti ilgilendiren h e r hususta hkm ler getirmitir..
Btn bunlar K uran ve snnette bulm ak m m kndr.

20
SNNET MDAFAASI

mmetimin fakirleri, zenginlerinden beyz sene ev


vel cennete gireceklerdir hadisine gelince; bunu imam
Ahmed, Tirmizi ve ibn-i Mce, Ebu H ureyre kanalyla ri-
vayet etmilerdir. Tirmizi ye gre, sahih ve hasen b ir ha
distir Daha nce de belirttiim gibi, fakirlerin vlp,
faziletlerinin dile getirilmesi gibi hususlar btn eriatle-
rin m uvafakat ettikleri b ir nokta olabilir. Ancak bu on
larn m min, salih ve m uttaki olmalar, belalara taham
ml edip, sabretmelerine baldr. Aksi takdirde kreden
zenginler onlardan ok daha stndrler.
BLM II

Ahmed Emin, Duha'l-slm adl eserinin baka bir


yerinde u grlere yer verm itir : Bz oryantalistler
mam Ahmed b. H anberin, Abbsler dneminde, Emev-
lerin menkibine dair rivyetlere yer vererek bir ecaat
rnei gsterdiini ifade etmilerdir. Buhari ve Mslim'de
ise, bunun tam tersi b ir tutum un grldn, bu iki
imamn Abbsilere yaranm ak iin sz konusu menkbe
lere eserlerinde yer vermediklerini iddia etmilerdir. br
taraftan yine imam Ahmed'in Msned'inde Hz. Ali ve ias-
m n menkibelerini zikretm ekten ekinmediine dikkat ek
milerdir.!
Ahmed Emin bu grlere cevap vermi olsa da, ben,
biraz daha geni olarak zerinde durm ak istiyorum :
1 M steriklerin bu sz sarfetmekle esas m aksat
lar, Hadis imamlarnn, idrecilere yaranm ak iin onlar
ven, muhlilferini de yeren hadisler uyduran birer kor
kak olduklarn vurgulayarak hadis ve snen kitaplarnn
gvenilirliine glge drm ektir. Bu gerekletii zaman
slm teriatnm ikinci esas yklm olacak bylece ms-
lm anlann K u ra n , anlamalar zorlaacaktr. K u ra n 'd a
anlalmaz olunca slm kknden yklm olacaktr.
Allah'n izniyle, m slm anlar arasnda, bildikleri ile amel
eden, snneti ve hadisleri seven, ona yneltilen pheleri

1 Ahmed Emin, DuhaT slm, c. 2 s. 122,

23
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

cevaplandrmaya m uktedir limler bulunduu mddete


bu gereklemeyecektir.
2 Mesele ne korkaklk ve kahram anlk, ne de ya
clk ve yaltaklk meselesi deildir. Esas mesele, hadis
leri kabulde ngrlen artlar meselesidir. Hadisiler
eserlerine alacaklar hadislerde baz artlarn bulunm as
n esas alm lar ve bunlara sk skya riyet etmilerdir.
Pek tabii ki, im amlarn kabul ettikleri bu artlarn hep
si ayn dzeyde deildir. Buhari ve Mslim gibi bz
imamlar, ii ok sk tutup, sdece shhati tesbit edilebi
len hadisleri alrken, Ahmed b. Hanbel, Tirmizi ve Nesi
gibi im am lar da faziletlere dair haberlerde daha tolerans
l davranmlardr. te Buhar ve Mslim'in Sahihlerinde
rivayet etmedikleri, Emevlerin faziletine dair rivayetleri,
m am Ahmed'in Msnedinde kaydetmi olmasnn srr
budur.
3 Hibir ilmi mesnede dayanmayan bu iddiay
rten dier b ir husus, Buhar ve Mslim'in eserlerin
de Emevlerin faziletine dir rivyetlere yer vermi olm a
lardr. Emevi soyundan olan, rid hlife Hz. Osmann
fazileti ile ilgili pek ok haberi her iki imam da zikret-
mitir.2
Buhar, Sahabe nin Faziletleri blmnde, Muviye
b. Ebu Sfyan'a ait bir bab amtr. Burada, Hz. Mu-
viye'nin faziletine dir zikredilenler Abbas ve ibn-i Abbas
iin zikredilenlerden fazladr. Hz. Muviye hakknda
Muviye'nin zikri bb diye balk atm olmas O'nun
fazileti'nin olmadna delalet etmez. Nitekim ibn-i Ab
bas ile ilgili blmde de ayn bal atm tr. m am Ms
lim de ayn ekilde davranm, Muviye (r.a.) nin babas

2 Buhar, K itabu Fadilus-Sahbe.

24
SNNET MDAFAASI

Ebu Sfyan b. H arb'in faziletine ilikin bir habere yer


vermitir. Bu da O n u n Mekke'nin fethi srasnda, slm 'a
i>irdikten sonra Resulullah'tan istedii baz eyleri ieren
hadistir.
mesele, korku ve yaclk meselesi olsayd Bu
har ve Mslim, Abbsi'lerin dedesi olan Hz. Abbas ve
olu hakknda ok daha fazlasn zikrederlerdi. Bu ksa
aklamadan aka ortaya kyor ki, mesele ne korkak
lk ve dleklik, ne de kahram anlk ve yaclk meselesi
deildir. Esas mesele; onlarn hadisleri kabulde ngrd
artlarn ar olmasdr. Binenaleyh m am Ahmed'in
aksine Buhar ve Mslim'e gre, Hz. Muviye ve baba
snn fazileti ile ilgili pek az sahih hadis vardr. m am
Ahmedin ise, bu konularda daha toleransl davrandm
belirtmitik. Nitekim O n u n : Biz helal ve haram konu
sunda rivayette bulunduumuz vakit, ii sk tutardk. Fa
ziletler konusunda rivayette bulunduum uz zaman ise to
leransl hareket ederdik. dedii nakledilmitir. Bu yz
den Msned'de Emevler hakknda zikredilen hadisler di
erlerinden fazla olmutur.
4 Bu yanl iddia y rten bir dier husus da,
Buhar ve Mslim'in Hz. Ali ve ia'snn faziletine dir yer
verdikleri hadislerin Hz. Abbas ve olu Abdullah'n
letine ilikin zikrettiklerinden daha fazla olmasdr. Her
iki imam da eserlerinde Hz, Ali hakknda bir, Hz. Haan
ve Hseyin haklarnda da ayr ayr b irer bab amlardr.3
Halbuki, Abbsi halifeleri Hz. Ali taraftarlarn kendile
rine hasm olarak gryorlard. Eer mesele korku ve
Abbsilere yaclk meselesi olsayd, Buhar ve Mslim
eserlerinde bu gibi konularda hibir eye yer vermezlerdi.

3 Buhar, Mslim, K. el-Fadil.


SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Oysa her iki eserde de Reslullah'm Hz. Ali ye : Ya Ai


Harun (a.s.) Musa (a.s.) nin kardei olduu gibi, Sen de
benimle karde olmak iemez misin?, ne var ki, benden
sonra peygamber gelmeyecektir. dedii, Hayber fethi s
rasnda ise onu kastederek : yrn sanca Allah ve Re-
sulu'nun sevgilisi, veya Allah ve fresulunu seven birisine
vereceim buyurduu rivayet edilmitir. Buhar'nin bir
baka rivayetinde ise, Resulullah bir mnasebetle Hz. Ali'
ye : Sen benden, ben de endenim demitir.
Buna dier b ir rnek, Mslim'in bizzat Hz. Ali'den
naklettii u rivayettir : tohumu yaTan, mahlukt ya
ratan Allah'a iandolsun k, Resulullah bana : Seni seven
ler m'min, sana buzedenler ise mnafktr dedi. Bu
hadisin ibn-i Hanbel'in Msned'inde mm Seleme tari
kiyle gelen b ir de hid'i vardr.

2*
BLM III

Ahmed Emin Duha'l slm adl eserinin baka bir


yerinde, m uhaddislerin tenkidiliine deinirken, u g
rlere yer verm ektedir: ...Ne var ki, Hadisiler dhili
tenkide, yni metin tenkidine pek fazla girmediler. Hadis
metinlerinin vka ile uyuup uyumazl ile ilgilenme
diler. Buna imam Tirmizi'nin, Ebu H ureyreden rivayet
ettii: Mantar Allah'n kullarna ltfettii b ir n i'm e t,
suyu da gzler iin ifdr Acve (bir eit Medine hur-
masdr) de, cennetten kma bir meyve olup zehirlenm e-^
nin ilcdr. en gzel delildir. Mesela hadisiler bu hadisi
deerlendirirken, deney yapmak suretiyle m antarn fay
dasnn olup olmadn anlamaya altlar m?. Evet, on
lar, Ebu Hureyre'nin bir m iktar m antar olarak suyunu
bir kab m iine sktm ve gzleri bozuk bir criyeyi
onunla tedvi ettim ve iyileti 1 dediini rivayet etseler
de; bu, hadis'in shhatini tesbit iin yeterli deildir. la
larn tesbitinde m antk olarak cz bir tecrbe kfi deil
dir. Bunun yolu deneyi tekrarlam ak ve bileiklerini kim
yevi bakm dan tahlil etm ektir. O devirde bu m m kn ol
masa da deneme yanlma yoluyla tesbit edebilirlerdi.
te bu nitelikteki hadislerin shhati ancak bu yntemle or
taya konabilir.2

1 Ahmed Emin, ag.e., c. 2, s. 130-131.


2 Buhari, K itabut-Tbb, Msilim, K itbul Eribe.

27
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Cevap
1 Buhar, Mslim, Tirmizi ve ibn-i Mce gibi m u
teber hadis kaynaklarnda yer alan bu haberin ne sene
dinde, ne de metninde akla, nakle ve vk ya m uhlif b ir
durum szkonusu deildir. Hi b ir lim shhatinden p
he etm emitir. Bir szn Hz. Peygamber'den geldii tes-
bit edildii zaman, pheye mahal yoktur. Zira hadis,
vahy eseri ise m antar'n ifa olduu m uhakkaktr. Yok
Resulullah'm b ir itihad olup, Allah Tela da buna
skt buyurm usa bu da Allah'n, R esuln b ir takriri
olarak telakki edilir ve Allah tarafndan O'na vahyedilen-
ler cmlesinden saylr. nk Allah Tel'nm doru ol
mayan bir konuda peygamberini ik rar etmesi muhaldir.
H er halkrda m an tar'm gze ifa olduunda pheye yer
yoktur. Hadisten anlalan da budur. Nitekim Ebu Hu-
reyre de hadisten bunu anlam ve bizzat deneyerek ta t
bik etmitir.
2 M slmanlar t sahbe devrinden gnmze ka
dar tecrbeden geri durm am lardr. bnu'l-Kayym, Z-
du-Med adl eserinde, ileri gelen tp otoritelerinin m an.
ta r suyunun gze iyi geldiini itiraf ettiklerini zikreder.
Aralarnda el-Mesihi ve ibn-i Sina'nn da bulunduu b ir
grup doktora gre, m antarn gz iltihbm a iyi geldiini
de ifade eder.3 Ayn ekilde Davud el-Antki nin et-Tez-
kire'sinde bu kanaate yer verilmitir, im am Nevevi, Ms
lim erhinde kendi zam annda kr olan hadis ilmi ile
uraan slih, b ir limin m antar suyuyla ifa bulduunu
kaydeder.4 Bu ilac deneyen bz kimseler onun baka bir

3 Zdul-Med, c. 4, s. 359.
4 erhu Sahih-i Mslim, (Kastalan kenan) c. 8, s. 312; Feti-
huLBri, c. 10, s. 165.

28
SNNET MDAFAASI

madde ile kullanlmas gerektiini sylemilerdir. Zira b


zd an tek bana m antar suyunun zararl olduunu m
ahede etmilerdir. el-Gfki, el-Mfredat adl eserinde,
m antarn srme ile k a n tm la ra k kullanldnda oTT fay
dal ^"biFHa olduu belirtilm itir. Grld gibi msl-
manlar im kanlar nisbetinde, asrlar boyu tecrbe ve de
neyden geri durm am lardr. Eski tabiblerden bir ksm
bunun bal bana bir ila olduunu sylerken; bir ks
m da baka b ir madde ile kartrlm ak suretiyle kullan
labileceini vurgulamtr.
3 limlerin byk gelimeler kaydettii asrmz
da, tp ilmi ok mesfeler katetmi, h atta doktorlar te
davisi imkansz gibi grnen hastalklarn dahi ilacm
kefetmi, bir insann uzuvlarm dier bir insana naklet
meyi baarm lardr. Eer muhtelif brantaki doktorlar
rivyet ve dirayet bakm ndan hadis ilmiyle itigl eden
limlerin de yardmyla, Tbbu'n-Nebev yi inceleme ve
aratrm aya tbi tutsalar, bundan byk hayrlar elde
edilecei gibi; pekok oryantalist ve onlara tabi olanlarn
phe drdkleri birok hadisin sahih olduu da gn
yzne kar. Dahas bu hadislerin Hz. Peygam berin bi
rer mucizesi olduklar da aka anlalr. nk Resu-
lullah b ir tabib olmad gibi, tp ilmiyle de hi uram a
m tr. te yandan bi'set a sn n d a yaayan tabiblerden bu
hakikatleri bilen birisi yoktu ki, Resulullah'm onlardan
ald sylenebilsin. Bu durum da geriye sdece bu hadis
lerin vahy eseri olduu ihtimli kalyor. Zira : O hev'-
smdan konumaz, O ancak vahyolunan bir vahydir

Bu ve benzeri hadislerde yakmi olarak ne kast


edildii bilinemedii iin shhatlerini aratrrken tecr
be bir ey ifade etmemektedir. Binenaleyh sz konusu

29
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

olan bu hadiste de hangi m antarn kastedildii ak de


ildir. Zira Reslullah zel bir m antar kastetm i olabi
lecei gibi, genel olarak bir tre de iaret etmi olabilir.
Ayrca m antar, btn gz hastalklar iin ifa olmad
gibi her zaman ve herkese de ifa olmayabilir.
Sonra mesele kyamete kadar sbit kalmas gereken
er' bir mesele deildir. Bu nedenle, Rasulullah'n zama
nnda, belirli b ir hastalk iin, zel b ir yerde, yine belirli
bir m antar eidinin ila olmas d m m kndr. Deney
baarszlkla neticelenirse, bu, hadisin sahih olmayp ger
ekle badamad anlam na gelmez. nk zerinde de
ney yaplan m antar, tedavisi arzulanan hastala te'sir
etmeyebilir. Ayrca deneyde kullanlan m antar, hadiste s
z edilen m antar olamyabilecei gibi, deneyin baarsz
l m antarn yapsnn dnda bir sebeple kaynaklanm
olabilir.
Tbb'm gelitii b ir asrda yaadmz halde, ilmen
yzde yz baarl netice verecei kesin olan bz cerr-
hi mdhelelerin baarszlkla neticelendiini grebiliyo
ruz. Bunun sebeplerini u ekilde sralayabiliriz : lacn
yaps dndaki etkenler, havada ve letlerde m ikroplarn
bulunmas, doktorun yanl tehisi ve ilacn hastaln
bulunduu yere isbet etmemesi. Uzman doktor karde
lerimizin bizlerden daha iyi bildikleri gibi, bu t r hadis
lerin shhatini tesbitte deney ve tecrbe yegne yntem
deildir.
Btn bunlara tbbi bitkilerin zamanla zelliklerini
yitirdiklerini de lave etmek lzm. Aslnda m an tar ve
dier varlklar zararsz olarak yaratlm lardn An-
cakrttefia so nra^etli ^etkenlerle, kendilerine "Bz f e tle r ^
a n z olm aktadr, y leyse hupiin m - mantar*

30
SNNET MDAFAASI

larla yaptmz b ir deneyin baarszlkla neticelenmesi,


faydalan zamanla izle olm u olabilecei- iin, hadsin
yalan olduu anlamna gelmez. Nitekim pek ok bitki
de zamanla, ya da kendisini evreleyen ortam n dei
mesiyle zelliklerini kaybedebilmektedir. i JU

Bu sylediklerimizi 6/10/1961 trihinde Khire'de


kan el-Ehram gazetesinin 14. sayfasndaki, Tbb Bit
kiler Bahesi balkl u yaz da d o ru lam ak tad r: Tb
b gzlemler, tpta kullanlan bitkilerin son derece has
sas ldklarn, fprk, scaklk rutubet ve deniz sevi-
yesihden yuksekliklenne~re zellklerini kaybedebile-
cekl erini syler. Bzen de yerlerinin deitirilmesi nede-
- 1 ^ -

niyle bitkilerde yepyeni zellikler ve unsurlar meydana


gelebilmektedir. talya'da bz tarm sal arziler, uyutu
rucu. elde_etmek iin, haha retim ine evrilmi, fakat
bitkiler uyuturucu hibir madde vermemi bunun ye
rine yelkenli gemi haatlarnm^vapm nda kullanlan cok
salam "elyaf vermitir. Halbuki, bu bitkinin elvaf ile
uzaktan yakndan hibir^ alakas yoktur.

31
BLM IV

Almed Emin, Duhal-slm adl eserinin baka bir


verinde, Hadis ,in isnad ve metin tenkidine deinirken u
grleri se rd e tm itir:
... H adisiler, hadis uydurulm asnda nemli b ir fak-
tor olan siys sebeplere deinmemiler.H E m e v T V e T *
bsi idarelerine deslek vereh^nvavetlere kuku ile vak^ :
!amamlardr. Hadislerin, rivyet edildikleri itimi ya- ^
pylaUgilerihi tesbit edebilmek iin, Hz. Peygamber ve
id halifeler dnemi ile Emev ve Abbsi dneminin^
sosyal yapsn ve bu devirlerde ortaya kan siyas ih- ^
t laflar ele alan kapsaml incelemeler yap m am lard r.^
Bunun yannda, rvileri hadis uydurm aya sevKeden psi- s
koljk unsurlar zerinde de durm am lardr. Geri za
man zaman bunlar gznnde bulundurduklarn bildi
ren bz rivayetleri grebiliyoruz bn-i Haldun'un, Ebu
Hanife'nin az hadis rivayet etmesine ilikin u sz bu
na rnek olabilir: Ebu Hanife, rvinin kendi davranyla
eliki arzeden hadisleri zayf telakki ederdi Biraz ka
pal ve veciz bir ifade olmakla beraber, bu sz, hadis
lerin shhati tesbite allrken, yalnzca rvileri tetkik
etmekle yetinilemiyeceine, bilakis hadis metninin beer
tabiat ve sosyal yapsyla uyuup uyumadna da ba
klmas gerektiine dair b ir metoda iret etmektedir.
Rvinin psikolojik durum unun, rivyetine nasl et
ki ettiini gstermesi bakmndan, ibn-i mer'in u ha-
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

beri gzel bir rnektir : Resulullah, davar bekiliinde


kullanlan kpeklerle, av kpeklerinden baka kpek edi
nen kimsenin sevaplarndan hergn iki krat eksilir de
mitir. Fakat ayn hadisi Ebu Hureyre yle rivyet et
m itir : ...A v kpekleri ile davar ve tarla bekiliin
de kullanlan kpekler bundan mstesndr. Grld
i Ebu Hureyre hadise, tarla bekiliinde kullanlan k
pekleri de ilve etm itir. Bu durum ibn-i mer'e akta
rld v a k it: Ee! ne de olsa Ebu Hureyre ziraat ile
rayor d em itir bnri mer'in bu sz, rivayette psi
kolojikunsurlarn ne gibi bir rol oynayacana^ dir l-
tif bir telmiht i r Bu meyanda daha baka rivayetlere
rastlam ak m m kndr. Ancak bunlara verilen nem hi
b ir zaman isnad tenkidine verilen nem kadar olmam
tr. Zten hadisiler sened tenkidine eildikleri kadar, bu
yntemlere de arlk verselerdi, faziletlerle ilgili hadis
ler de dhil, pek ok hadisin uydurm a olduu rahatlkla
ortaya kard. 1
Cevap :
1 Hadisiler, rivyetleri objektif bir biimde ten
kide tbi tutm ular, sened ve metin incelemesinde esas
aldklar kriterler erevesinde sahih ya da zayf olan
haberleri tesbit edip ortaya karmlardr. Daha nce
de zerinde durduum uz gibi, haktan uzaklamak ve h
kmde arla dm ekten korkan her iffetli eletirmen
in yapt gibi, hadisiler de, tenkidlerinde teenni ile ha
reket etmi ve son derece temkinli davranmlardr. Fa
kat msteriklerin ve onlarn borazanlm yapanlarn
esas m aksatlar, cerh ve tdil imamlarn acl, hkm
de acele davranarak kestirip atan kimseler olarak lanse

1 Ahmed Emin, DuhaT slm, c. 2, s. 131-1'32.

34
SNNET MDAFAASI

inektir. Halbuki, bu im amlarn byle olmadklar gn


jihi aikrdr.
Dier yandan hadisilerin : Bidt ve hev shibi
kimselerin rivyetleri m uteber deildir eklindeki pren
sipleri aka ortadayken, Ahmed Emin'in, onlan siysi
unsurlar gzard etmekle sulamasn anlam ak dorusu
mmkn deil. Sz konusu prensibi, bz im am lar farkl
ekilde uygulamlar ve yalnzca bidtinin propaganda
sn yapan kimselerin haberlerini kabul etmemilerdir.
Bunun nedeni ise, kanaatlerindeki taassubun propagan-
dist rvileri rivyetlerde tahrife sevketmesi ihtimlidir.
Ancak cerh, ve ta'dil imamlar hereye ramen, bu t r
rvilerin btn rivyetlerini reddetmemi, kanaatleri ile
eliki arzeden haberleri kabul etmilerdir.
m am larn siysi unsurlar hesaba kattklarna di
er bir delil de onlarn u kideleridir : ii bir rvi'nin
Hz Ali'nin fazileti, ayn ekilde Rfz birinin Ali (r.a.)
kartlarm knayan rivyeti uydurm a kabul edilir.
yle anlalyor ki, Ahmed Emin, mevzu hadisler sa
hasnda yazlan, bnu'l-Cevzinin Kitbu'l-Mevdut,
Suyti nin el-Lelil-Masnas ve bnu'l-Arrak'm Ten-
zihuf-eriasmdan haberdar deildir! Bu kitaplar ince
lemi olsayd mellilferinin ahs, blge, cins ve millet
lerin fazileti ile ilgili hadisler konusunda ne derece titiz
davrandklarn ve eserlerinde herbiri iin a y n birer bab
atklarn grme imkan bulurdu. Sdece Suyt'nin ad-
geen kitabnda, faziletlere dir zikredilen mevz haber
ler yz sayfadan fazla yer tekil etmektedir.
Btn bunlardan sonra, Ahmed Emin, nasl olur da
kalkp : ... Hadisiler sened tenkidine eildikleri kadar,
b u yntemlere de arlk verselerdi, faziletlerle ilgili ha-
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

diler dhil pekok hadisin uydurm a olduu rahatlkla


ortaya kard diyebilir.
yet O, bununla, hadisilerin, faziletlerle ilgili b
tn hadislerin uydurm a olduuna hkmetmediklerini
kastediyorsa biz b u gre asla katlmayz. nsaf sahibi
hi b ir aratrm acnn da bunu syleyebileceini zannet
miyoruz.
imdi basiretli okuyucularmzdan u syleyecekle
rimize de dikkat etmelerini istirham ediyoruz :
a) Bir rivyete gre Hz. Enes : Hamama girdim ,
baktm ki, Resulullah zerinde b ir petemalle oturuyor-
d demitir. IbmT Cevzi bu haberi deerlendirirken :
O zaman Araplar arasnda um m a ait ham am lar yok
tu diyerek rivyetin uydurm a olduuna hkm etm itir.
b) Yine ibnu'l C evzi: bundan yzyl sonra Allah'n
iine yarayacak hikimse domayacaktr eklindeki bir
rivayetin de sened ynnden tahlilini yaptktan sonra :
pek ok deerli lim h. 100'den sonra dnyaya gel
mitir. Byle bir haber nasl sahih olabilir? diyerek uy
durm a olduuna dikkat ekmitir.
c) Hadisilerin, el-Herise (bir eit yiyecek)'nin im
sanm cinsi gcn arttrdn bildiren rivyeti deer-
lendirken, Bu haberi uyduran Muhammed b: el-Haccac
el-Lahmrdir. Bu adam Herise satarak geinirdi tesbitini
yapmalar da, rvinin psikolojik ynne dikkat etmeleri
bakm ndan ilgintir. Daha bunlara benzer pek ok mi
sl bulm ak m m kn. Ne yazk ki, Ahmed Emin hadis
ilerin yazdklarn okum a ve inceleme klfetine katlan
mam, gr ve iddialarnda oryantalistlerin izinden git
meyi tercih etm itir.
SNNET MDAFAASI

Ahmed Emin'in, kpek besleme ile ilgili, Ebu


llurevre rivyeti hakknda ibn-i mer'in szlerini ibn-i
O 'in bu sz, rivyette psikolojik unsurlarm ne gibi
m rol oynayacana dir latif b ir telmihtir diyerek
vnmlamasna birka ynden cevap vermek istiyoruz:
a) Hereyden nce, Ebu Hureyre'nin, tarla beki
liinde kullanlan kpekleri de ieren rivyeti Buhar ve
Mslim'de yer alm aktadr. Sonra bu ekliyle h adis, s-
dcce Eb Hureyre deil daha baka sahabler tarafm-
B unlardan
Sleyman Bu zat Buhari'de yer
Kim davar ve tarla
bekiliinde kulland kpekten baka kpek edinirse
her gn amelinden b ir krat eksilir Bunu Reslullah'tan
bizzat sen mi iittin sorusuna da, Sleyman b. Ebi'z-Z-
b e y r: u Mescid'in rabbine andolsun ki, evet, bizzat
ben iittim cevabn vermitir.
m am Mslim ise, ayn lafzlarla, Yahya b. Said
el-Kattan tarikiyle, Abdullah b. Muaffel'den gelen bir
isnadla bu hadise yer vermitir. Mslim ayrca ibn-i Ebi
H tim den de nakletm itir. Bundan baka, Tirmizi, Nesi
ve ibn-i Mce de eserlerinde bu rivayete yer vermilerdir.
Grld gibi ayn hadis, Ebu Hureyre'den
ka, pek ok tarikle hadiste ziyde yapmalar m m kn
olmayan sahabiler tarafndan da rivyet edilmitir. Kal-
d ki, ayn ziyde bizzat ibn-i mer'den de gelmitir. N-
tekim m am Mslim, hadisin u'be ve E bul-Hakem ta-
rikiyle ibn-i mer'den gelen u varyantna yer e m i t i r :
ziraat, davar ve av kpeinden baka kpek edinil-
se her gn sevbmdan bir krat eksilir2 im am Nesai de
ayn ziydeyi ibn-i mer'den rivyet etmitir.

2 Mslim
37
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

m am Nevevi ise ayn konuda u m utalada bulun


m utur : bn-i mer bu hadisi Ebu Hureyre'den iittik
ten sonra gerekten Resulullahm bunu syleyip syle
mediini tetkik etmi, sylediine kanaat getirince de
Eb H ureyreden duyduu ekliyle rivyet etmi olabilir.
Yahut ibn-i mer nceleri hadisi bu ziyde ile rivayet
ettii halde daha sonra bunu unutm u olabilir. Hsl, bu
ekliyle hadisi rivyet eden yalnz Ebu Hureyre olmayp,
bir grup sahabe de bu konuda ona muvfakat etm iler
dir. Ebu Hureyre bunda m nferid kalsayd, yine de faz
lal ieren rivyeti kabul olunurdu.3
b) Dikkat edilmesi gereken dier bir nokta da u
dur : ibn-i mer'in sz, ne Ebu Hureyre'nin rivyetine
phe drecek ve ne de O'nun doruluk ve emnetini
glgeleyecek bir nitelik tam am aktadr. B urada yalnz
ca Ebu Hureyre'nin onu ezberinde tutm asna yardmc
olan bir niktaya iret edilm itir ki, o da bu sahabinin
ziraatle megul olmasdr. Zten genel olarak insanlar
kendilerini yakndan ilgilendiren eylere daha fazla ilgi
duyar ve kolayca bellerler.
Bu hususta m am Nevev limlerin u deerlendir
melerine yer vermitir. : ... Burada, Ebu Hureyre'nin
rivayetini zayf gsterecek veya onda phe uyandracak
bir ey sz konusu deildr. Bilakis, ibn-i mer'in szn
den anlalan, Ebu H ureyre'nin ziraatle uraan biri oldu
u, dolaysyle kendisini ilgilendiren rivyetin bu ksmn
daha iyi bellediidir. Zira, deten insan ilgi alanna gi
ren eyi dierlerinden ok daha iyi renir ve bakala
rnn bilemiyecei hkm lerini daha iyi muhafaza eder.

3 en-Nevev, erhu Sahih-i Mslim, c. 10, s. 234.

38
SNNET MDAFAASI

;) bn-i mer'in Ebu Hureyre'den tazim ve tak


l l sz etmi olmas ve O n u n kuvvetli bir hafzaya
*.II> olduunu itiraf etmesi de bu anlay kuvvetlen
di! inektedir. Nitekim Ebu Hureyre'nin cenze m erasi
minde O'nu rahmetle a n a ra k : Reslullah'm hadislerini
l/e muhafaza ediyordu dedii sbittir. Ayrca el-Baayi
Sahbe adl eserinde yine ibn-i mer'in O n a hit-
'* ya Eb H ureyre sen, iimizden Reslullah'a en
ok mlazemet eden ve O n u n hadislerini en ok ezber-

.dabenin yaclk ve yaltaklk nedir bilmediklerini,


h k ve hakikat uruna tenkid etm ekten asla ekinmedik-
!t ini farketmemie benziyor. Eer ibn-i mer (r.a.) ha
llise yapt ilveden dolay Ebu Hureyre'yi yalanclkla
ilam edecek olsayd bundan asla geri kalmazd. nk
O'nun Ebu Hureyre'den korkm asn gerektirecek hi bir
neden yoktu.
Rivyet ynnden sbit olan bu ilve, dirayet ynn
de de son derece m a'kuldur. Zira ri'in davar kpek
lerine msaade ederken gz nnde bulundurduu illet,
tarla bekiliinde kullanlan kpekler iin de aynen mev
cuttur. Kald ki hayra ve erre muhtemil olan bir sz,
hayra yormak, brakn sahabeyi, norm al bir m slm ana
yaraan iffetli bir davrantr. Nitekim mer b. H attab
(r.a.) da bu nokta zerinde srarla durarak : Kardei
nizin szn m m kn merebe iyiye hamletmeye aln,
ktye yormayn demitir. Gerek u ki, Ahmed Emin
bu iddialaryla byk hakszlk etmitir.
3
imdi de Ahmed Emin'in u ifadeleri zerinde
duralm : ... Geri onlarn bu kbil bz eyler rivyet
ettiklerini grebiliyoruz. Buna ibn-i Haldun'un, Ebu Ha-
nife'nin az hadis rivayet etmesine ilikin u sz rnek

39
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

olabilir : Ebu Hanife rvinin kendi davranlaryla e


liki arzeden hadisleri zayf telakki ederdi, Biraz kapal
ve veciz b ir ifade olmakla berber bu sz, hadislerin
shhati tesbite alrken, yalnzca rvileri tetkik etmekle
yetinilemiyeceine, bilakis hadis metninin beer tabiat
ve sosyal yapsyla uyuup uyumadna da baklmas
gerektiine dir bir m etoda iret etmektedir.

Cevap
Ahmed Emin, ibn H aldun'un szn tahrif etmi.
-

O nu "kastedilen manasmHan~Iark, hi te tamadgTbir


anlam a ham letm itir. b n Haldun, asla, O'nun dedii gibi;
Yalnzca rivyetlerle yetinilmeyip, onlarn sosyal vakala
ra ve beer tabiatna arzedilmesi gerektiini, sylemek
istememitir.
bn H a d u n u n esas k a s t : Ravi, kendi rivyet ettii
hadisin aksine bir fetv verdii veya O n u n aksine dav
ranta bulunduu zaman, haber-i vhidle amel edilip,
edilemiyeceidir. Zira, Eb Hanife ve ashb, bu gibi du
rum larda, (isnad) bakm ndan sahih bile olsa, hadisin
zayf olduuna hkm etm ektedirler. Usulcler, Hanefilerin
bu kanaati hakknda u mtalaay y a p m a k ta d rla r: Ha-
nefi limler, haber-i vhidle amel edilebilmesi iin
ngrm lerdir. Birincisi, rvinin,''rivyet- ettii-ha
bere muhlif amel etmemesidir. yet, ravi, ameli veya
fetvsyla rivyete ters decek olursa, rivyetine itibr
edilmez. Bilkis m uteber olan ameli ve fetvsdr. Bu
artlarn da izh ederken yle d em ek ted irler: Sh-
benin tamam dil insanlardr. Binaenaleyh bu vasfta olan
b ir rvinin, neshedici baka b ir u n su r bulunmadka, ra-
sulullahm hadisine aykr davranmas asla makul deil
dir. Aksi taktirde bu tutum u, O n u n adlet vasfm zede-

40
SNNET MDAFAASI

*4 Bu izahtan sonra, ibn H aldun'un sznden ne


. . ' iyice anlalm aktadr. Nitekim o , bu szlerin-
sonra, konuyla ilgili olarak, Mliki'lerin grlerine
vermi, haber-i vhidle amel edilebilmesi iin onlarn
, rivayetin 'Medine eBThh tatbikatyla elimemesi
..rlfn aradklsrna H kkat ekmitir.5 Btn bunlarn
.TrkasmdariTBnTfatdun fitteriTgor bal altnda
da u deerlendirmede b u lu n m u tu r: Haber-i vhidle
.nel edilebilmemi iin, im am fii, ne Mliki ve ne de
JJanefilerin artlarna gerek duym am tr"B ilakb O ntn
Irk arad, senedin sahih w* 1 nlmactrlr Sened
sahih veTmuttasl olduu srece, hadis m ehur olsun, ol-
masn, Medine'lilerin tatbikatyla elisin vey elime-
sin, O'nunla amel etmitir. yet hadis, baka hadislerle
muraza tekil ederse, bu d u r a l d a , onu nesheden riv-
yetin olup, olmadna bakm, var ise Onu esas alm-
tr. Yok ise, aralarn cem etmeye alm, buna da imkn
bulamazsa, aralarndaki teruzu giderecek ekilde te'vil
etmitir, im am fi, ittisl artndan dolay m r ^ l ha-
herlerle istidlalde bulunm am tr, zira, mrsel haber, is-
nadndanTsaHabenin dumesT sehebiyle kopukluk olan b ir
haber tldr. Ancak , baka bir rivyetle desteklen-
m ei hlinde bu nevi haberleri delil olarak kabul etmi-
tir. Sid b. el-Mseyyib'in mrselleri ile amel etmesinin
hikmeti de budur. Cnki, onlarn tamamnn baka t a - _
riklerden m uttasToIarak geldiini tesbit etmitir.6
bn Haldun ardndan, ,Hanbelilerin grlerine yer
vermitir. Onlarn da, Mliki ve Hnefilerin artlarna iti-

4 M uhammed elebi, Usil-Fkhl-sLm, c. 1, s. 142.


A.g.e., c. 1, s. 146
6 A.g.e., c. 1, s. 147.

41
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

bar etmemeleri ynnden, m m fii gibi dndkleri


ni, ne varki farkl olarak, ittisl artn da gzetmedikle-
rini belirtm itir. Bilkis, sened sahih olduu srece, m ut
tasl olsun veya olmasn onunla amel ettiklerini, bu yz
den de mrsel haberleri kyasa tercih ettiklerini vurgula
mtr. Snnetle amel konusunda, en geni mezhebin
Hanbeli mezhebi olduu da ibn H aldun'un m talalan
arasm dadr.7
Bu konuda, m am afii'nin grnn en tutarl g
r olduuna dikkt ekmeye bilmem gerek var m? Ka
naatimiz o ki, ravileri dil ve zabt olup, senedi de m u t
tasl bulunduu srece, rvinin ameli veya fetvsyla e
liip elimediine baklmakszn hadisle amel edilme
li dir .8

Bu Konuda Hadis limieri'nin M tlas:


Hadisiler, rvinin rivyeti dorultusunda fetv ver
m esinin veya o ynde amel etmesinin, ne hadisin shha
tine ve ne de rvilerinin adletine hkmetmesi anlamna
gelemiyeceini belirtm ilerdir. Zira, O'nun ihtiyaten by
le hareket etmi olmas ihtimli vardr. Yine, haberle pa
ralellik arzeden b ir baka delile uymu olmas da ihti
ml dahilindedir. Seyfddin el-Amid gibi baz usulcler
bu ekil b ir t utum un, hadisi tashih etmek anlamna gel-
digTcanaatine sahiptirler. Cveyn ise, ihtiyterTyaplma
d taktirde bu m anaya gelebilecei grndedir. b n
Teymiyye'nin ise b u konudaki kanaati, terib ve terhib
ieren haberlerle dierlerinin ay n a y n m taala edilme
si ynndedir.

7 Ayn Yer.
8 Syti, Tedrbr-Rv, s. 305.

42
S N ^ T MDAFAASI

ekilde, rvinin hadise muhalefeti de, tam-


lil baka b ir sebepten kaynaklanm olabilecei iin,
zayii*' olduunu veya rvilerinin sika olm adklarn
MBFgTTiuv Nitekim, im am Mfk,_ alverite \l

K ltr- lacisini rivayet etmi ancak, Medinelilerin taj.-


I .itina ters dt iin, onunla lm el etm em itivFa-

1 sa, hSdlST rvayet eden nFr hakknda bxr

frri saylmamtn

hm Kesir ise rvinin, rivyeti dorultusunda amel


ru m sin e veya fetv vermesine, o konuda baka hi bir
hadisin bulunm amas da yol am olabilir der. El-Irki,
kanaate katlmayarak, u d e erled irm e d e bulunur :
konuda yalnzca bir hadisin bulunmas, ema ve
as gibi baka delillerin de bulnmad anlamna
/.. Som a, hkim veya mft, elindeki btn delilleri
taya koymak zorunda deildir. Fekl, baka b ir dehle
ahip olup, O n u n nda kalbi hadise yatm olabilir. Ya-
1 ta, zayf hadisin, kyasa tercih edilmesi gerektii inan-
n id a d r ...

43
BLM V

Hu blmde de Ali Haan Abdulkdir'in Nazratn


l m tu- Fi T rihil Fkhi'I-slm adl eserinde ortaya a t
i l i * pheler zerinde duracaz. Ali H aan Abdulkdir

k !.hnn bir yerinde u grleri se rd e tm e k ted ir:


[ Allah Tela, Kur'an'da, zekt m slm anlar zerine
I v, klmtr. Fakihler ise, zektn kimlere vcip
uiduunu, btn m slm anlara m? Yoksa, yalnzca belli
miktarda mala sahip olanlara m? farz olduunu ve yine,
/ kat olarak verilecek m iktarn nekadar olmas gerek-
btn tafsilat ile ancak, Raslllah'm hadislerin-
dr bulabilmilerdir.
Juynball gibi baz aratrm aclar ise, b u rivyetlerin
hhaiihcfen endie etm iler ve onlarn tarihiT gereklere
ters' dtn ileri srm lerdir. Sahabenin herbireri
nrTgucu nsbetinde zekt verdiine, bu konuda kendileri
ne tevcih edilmi zel bir tali mat nmenin bulunm adna
dikkat ekmilerdir. Bu aratrm aclar, K ur'an'n hibir
snrlama getirmeden zekt farz kldn, mslmanla-
rn da, t ilk gndenberi onunla amel ederek yanlarnda,
akid para, zinet eyas, ml, elbise v.b. gibi ne varsa
onu zekt olarak vermeyi tiyad edindiklerini savunm u
lardr. Sz konusu hadislerin ise zekat ameliyesine, yirmi
dinara yrm miskal, aasna ise hi zekat gerekmedii
gibi bir takm snrlam alar getirdii de ayn aratrclar
tarafndan kaydedilmitir.

45
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Zekt birim lerinin tafsiltyla ilendii vesiklardan


bir ksmn, Hz. Eb Bekir'in vlilerine gnderdii m ek
tuplar oluturm aktadr. Baz rivayetlerde ise bu m ek
tuplar Rasulullah m yazd, fakat gnderme frsat b u
lam adan veft ettii ifde edilmektedir. Rasulullah'n
lm n mteakip, Hz. Ebu Bekirin onlar yrrle
soktuu, ondan sonra hlife olan mer'in de ayn icraat
devm ettirdii kaydedilmektedir.

Bu m ektuplarda, deve, sr ve davarlardan verilecek


zekt m iktarlar, tafsilatyle ilenmitir. Bylece Allah'n
m utlak olarak farz kld zekt, bir takm snrlar ve
artlar olan tafsilatl bir ameliye haline gelmitir. Bun
dan sonra insanlar, zekatlarn ed ederken, fkh bir ta
km kural ve kaidelere gre hareket edegelmilerdir.. 1

Ali Hasen Abdlkadir, bu elikili szleri nakletmi,


fakat bir cmle olsun eletiri getirmemitir. Bu da, O nun,
oryantalistlerin kanaatlerine katld anlamna gelir.
Byle b ir durum un bir mslmamn, dahas, b ir Ezher
liminin kitabnda yer almas, hi phesiz, yeni yetien
talebelerin, szkonusu hadislerdeki phelerinin artm a
snda, daha etkili b ir vesile olacaktr. Halbuki, bu h a
disler, zektn nisabn, ne kadar m aldan zekt verilme
si gerektiini, o kadar dakik bir biimde ifde etm ekte
dir ki, bu Onlarn Allah tarafndan vahyedildiklerinin bir
iaretidir. Zira Rasulullah m m bir zat olup, bir hadis
te de belirtildii zere, okuma yazma bilmeyen bir top
lum da yetiip bymt.

1 Ali Haan Abdlkadir, Nazratn mme fi TrihiT-Fkhil-s-


lm, s. 16.

46
SNNET MDAFAASI

Ih septik oryantalistler, zekatn nisbna dellet


' hadislerin tarihi gereklerle uyumadn nereden
lluhvorlar? Bu konuda onlarn ve grlerini nakle-
va/arn kaynak g te rm esin i beklerdik. Bizler, tari-
( 'veklerin tesbiti hususunda hadis r a k e t l e r i n e iti-
tniyeceiz de neye gveneeeiz? Hadisilerin yn-
kullanmasna ramen, Taberi gibi eski tarihiler
. i\a\etlerin incelenmesinde onlar kadar mdekkik
l.namlardr. Vaka ortadadr, iin daha da ilgin ta-
)(. aratrm aclarn, sahabeden her bir ferdin gc
Misillinde zekt verdiini, bu konuya ilikin onlara tev-
, edilmi herhangi bir talim atn da bulunmadn id-
. Bu ulu orta k o n ^ ^ k t a n baka birey
* . yet sahabenin gc orannda zekat verdii
olsa bile bu, sdece ilk zam anlara ait b ir uygula-
olabilir. Niekim, bu durum ok fazla devam etme-
zektn a f e d ile c e i yerler tafsilatyle, K ur'an'da
ortaya konm utur. Konuyla ilgili saylamyacak kadar da
hadis vardr. Snnet ise Zekt'a dir btn meseleleri
cc ince tesbit etm itir. Bilindii gibi snnet, Islm
icrii'nin ikinci asldr. K ur'an' tefsir ve izh et-
, mcmelini beyn, m mm tahsis, m utlakm takyid
elmi, bazen de mstakil olarak hkm ler koymutur.
ayet, yalnzca K ur'an'a itim ad edilmi olsayd, dini ve
dnyevi pek ok meseleye fakihler zm b^am azlard.
Ne varki, snnet ve hadislerin, din, dnyev siyas ve
tima g lim e n n rn olduklar, bu phec oryanta-
stlerin byk ounluu tarafndan idda edilip durmak-
tad r.
Yahdi msterik, Goldzier'in snnet hakkndaki
grleri de onlardan pek farkl deildir. H atta o , bu
konuda pekok oryanalistin de fikir babasdr.

47
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

B uhar ve Mslim'de yer alan haberler'den bir tanesi


udur : yam doldurmu be deveden aasnda ze
kt yoktur. Yine be Vesk (60 lek)ten aas da zek
ta dhil deildir. Aynea Buhar, Enes (r.a)in u rivye-
tini k a y d etm itir: Hz. Eb Bekir, O n u Bahreyn'e vli
olarak gnderirken kendisine yle y azd rm tr: Bis-
m illahirrahm nirrahim . Bu, Allah Tela'mn Rasulu ne em
rettii, Rasulunn de m slm anlar zerinde farz kld
zekt farizasdr. M slmanlardan herkim O'nu usul
diresinde isterse, veriniz...2 Deve ve Koyunlarn nis-
bm dan bahseden pek ok sahih ladis bulm ak da m m
kndr. Bu konuda kendisine m racaat edilebilecek en
gzel eser Mecdu'd-Din bn'l Esr'in Cmiu'I-Usi il
ahdsi'r Rasl adl eseridir.3
Zekt m iktarlarnn, Rasulullah (s.a.s.) tarafndan
yazdrlm olmas, ancak O'nun vlilerine gndermeden
vefat etmesi, Peygamber'in vefatn m teakip halife Eb
Bekir (r.a.)'in o n lan yrrle koymas ve O ndan sonra
da Hz. mer (r.a.)'in ayn uygulamay devam ettirmesi
ile ilgili rivayetler; zekt birim lerinin Rasulullah zama
nnda takdir edilip, herkes tarafndan da biliniyor olma
syla eliki arzetmez. Zira, sahbe, hadisleri yazmaktan
men edildikleri zaman onlar ezberledikleri gibi, zekatla
ilgili rivyetleri de ezberlemilerdir. Hadislerin yazmn
yasaklayan rivyet Mslim'de yle yer a lm a k ta d r:
Ben(im hadislerimi) alm yazmayn. Kim benden, Kur'an
dnda birey yazmsa imh etsin. Benden hadis rivyet
etmenizde bir beis yoktur. Kim kasten bana yalan isnad
ederse, cehennemdeki yerine hazrlansn.

2 Buhar, K itbuz-Zekt.
3 bnl-Esir, Cm iuLUsl c. 4, 55.

48
SNNET MDAFAASI

Rasulullah (s.a.s.) zekt birimlerini, vlilerine bizzat


Ulatm ve ifhen retmi olabilir. Zekt ve nisabla-
kaytl bulunduu vesikalar ise, zellikle Rasulul-
vefatndan sonra, kendilerine m racaat edilecek
tlvnilir birer asl olarak kalm olabilirler. Bir baka
Vlimal de, vlilere gnderilen nshalarla zekt m em ur
in in in yannda bulundurulan nshalarn, ana, nshadan
Odtlan yazl vesikalar olmasdr.
3 Srf phe sokuturm ak ve rivyetleri inkar
hlebimek iin, K ur'ann zekat artsz ve m utlak olarak
uz kldn sylemekte garip b ir iddidr. Kur'an'n,

ini hkm lerin tam am n btn detaylaryla zikretmi


Iduunu iddia eden yokki. K u ran, dinin asl ve kayna-
dtr. Allah, bu mmeti, K ur'an' muhafaza etmekle m-
k Ilef tutm utur. Binaenaleyh, O'nun bu derece.veciz ol
mas, slm m m eti iin bir rahm ettir. Sonra, Allah Tela,
ur'an' aklamak zere, Peygamberi Muhammed (s.a.s.)'i
ndermi ve insanlara, kendilerine indirileni aklaya
na diye sana da zikri indirdik. Belki aklederler.4 bu-
vurmutur.
Raslllah, sz, fiil, ahlak ve hayat tarzyla O'nu en-
rzel biimde aklamtr. te, snnet ve hadislerden
meydana gelen bu engin servet, K ur'n' aklamann bir
rndr. Kur'an, namazlarn adedini, rekatlarm , secde
lerini, hangi namazda aktan, hangisinde gizli okunaca
n belirtm em itir. Rku'da ve secdede ne denileceini? bi
rinci ve ikinci oturuta neler okunacan tafsilatyle zik-
retm em itir.

4 NahI, 44.
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

hakk) vermediini ifde etmesi zerine, m e r: Doru


syleyip, sylemediini bilmediimiz bir kadnn szne
bakarak, biz Allah'n kitabn brakamayz. Bu durum da
olan b ir kadnn, hem nafaka ve hem de skn hakk
vardr. demitir.
Buna benzer b ir dier rivyette, Hz. mer'in teyem
m m hakkm daki gr mnsebetiyle zikredilen u h a
berdir : Ammar b. Ysir, mer'in yannda : b ir sefer es
nasnda ihtilm olduunu, su bulam am as zerine cnp-
lk'ten kurtulm ak iin topraa belendiini, sylemi; bil-
here Rasulullah'a durum u haber verince O'nun : u e
kilde yapman yeterliydi, diyerek, ellerini topraa vurup,
sonra da yzn ve kollarn svazladn haber vermi
tir. Ancak, mer, bunu hccet olarak kabul etmemitir.
Zten apak b ir karine olmadka hadisleri kabul et
memek O'nun bir prensibiydi.3

C evap:
1 Sayn, Ali Haan Abdlkdir'in : Yalnzca Kur'-
an ile yetinilmesi ve olduka az hadis rivyet edilmesi
konusunda Hz. mer'in tavr, inkr kbil olmayan bir
gerektir. grne katlm ak m m kn deildir. Zira,
mer, hibir zaman insanlar hadis rivyetinden menet
memi, sadece rivyetlerinde dikkatli olmalarn tenbih
etm itir. Raid hlifelerin hadis rivyetindeki tavrlar
budur, halk da byle olmaya armlardr. Hz. mer'in
hadis rivyetini bsbtn yasaklamay dnmeyip, bil
kis, bu konuda temkinli hareket ettiinin en gzel delili
Istizn hadisini rivyet eden Ebu Mus el Ea'ri'ye sy-

3 Ed-Dihlev, Hccet'Uh el-Blia, c. 1 s. 141; Ali Hasen Ab-


dLkdir, Nazratn mme fil-Fhki'l-slml, s. 71.

52
SNNET MDAFAASI

edii szdr. O, byk sahb, E bu Musa el-Ea rnin


szkonusu hadisi rivyet etmesi zerine, kendisinden bir
ahid getirmesini istemi, Onun da bey b. K abb' hid
olarak getirmesinden s o n r a : Sbhnallah! ben (seni ya
lanclkla ithm etmek istemedim). Yalnzca bir ey iit
tim ve o konuda ihtiyatl hareket etm ek istedim, o ka
dar. demitir. Rivyetin baka b ir varyantnda ise, Hz.
mer'in. Rasulullah'n bu hadimini ijtmekten kendisini
ar pazarda alveriin alkoyduunu, syledii kaydedil
m itir .4 Yani, Rasulullah'm salmla ticretle megul
olmas. Onu bizzat Hz. Peygamber'den iitmesine m ani
olm utur. BuHr ve Mslimin rivyetlerinde ise" "HzT
mer'in, Eb Musa'ya yle dedii nakledilmitir. Ben
seni itham etm ek istemiyorum. Fakat, insanlarn, Rasu-
lullah'a yalan isnad etmelerinden endieleniyorum. Bunu,
m am Mlik te rivyet etm itir. Yine, m am Buhar E!-
Edeb'l-Mfred adl eserinde, Ubeyd b. H annden yap
t b ir rivyette Hz. merin, Eb Musay a : Vallahi,
Raslllah'm hadisleri konusunda gvenilir bir insansn,
fakat ben onu iyice tahkik etm ek istedim. dediini kay
detm itir .5
Btn b u nakiller, mer el-Faruk (r.a.)un, hadis ri
vayetini azaltmaa ve yalnzca K ur an ile yetinmeye a
rmadnn en ak delilleridir. O nu, hadis ve snnet
leri brakarak, yalnzca K ur'an'la yetinmeyi kastetm ekten
Allah korum utur. K u ran da hkm n bulamad mese
lelerde, hadis ve snnetlere bavurduu bilinip d u ru r
ken, nasl olur da, O'nun : Yalnzca K ur'anla iktifa et
meye ard iddia edilebilir? rnein, kadnn dk

4 Mslim, Kitbl-Adb.
5 bn Hacer, FethuT-Bi, c. 11, s. 30.
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

yapmas ve am da beliren veb hastal gibi hadiseler


karsnda taknd tavr en gzel rneklerdir. am ya
knlarnda, Ser denilen mevkiye kadar varmken, Ab-
durrahm an b. Avf'm, Rasulllah (s.a.s) m : Bir yerde,
veb zuhr ettii zaman oraya gitmeyin. Bulunduunuz
yerde belirirse, o zaman da, oradan danya kmayn.
dediini hatrlatm as zerine oraya gitmekten vazgemi
ve geri dnm tr. Hadisi, Buhr rivyet etmitir.
Mslim'de, Msver b. Mahreme nin yle dediini kay
detm itir : Hz. mer, kadnn ocuunun drlmesine
sebep olmann hkm hakknda halkla istire etti. Mu-
ire b. u'be : Resulullah'm bu konuda diyetin, urre, y
ni, kle veya cariye olduuna hkmettiini haber verdi.
mer'in, senden baka buna tank olan var m? diye sor
mas zerine, Muhammed b. Mesleme ona tanklk e tti...6
Hz. merin, K ur'an ve Snnet'te hkm n bulam a
d meselelerde Hz. Eb B ekirin tatbikatn esas ald
da bilinmektedir.
2 Hz. mer'in, sahabeden kiiyi hadis rivye-
tinde ok Heri gittikleri gerekesiyle gzaltna aldna
gelinceTou kesinlikle uydurm adr. Kitaplarda mevcut olan
H aberlerin sahihi de, sakimide bulunabildiine gre, ya
zara den, rivyetleri iyiden iyiye tetkik etmeden kitab
na almamakt. Nitekim, bu rivyet Hz. mer'e isnad edil
mi uydurm a b ir haberdir.
te size, Zhiri mezhebinin, Davut ez-Zhir'den son
ra ikinci imam, hadis ve snnet limi, fkh'l-hadiste
ihtisas sahibi Eb Muhammed b. Hazm ez-Zhiri'nin bu.
konuda syledikleri:

6 Mslim, Kitbul-Kasme Vel-Muhribn, bb 11, no. 34.

54
SNNET MDAFAASI

Hz. mer in, hadis rivyetinde ar gittikleri iin,


ln M e s u d ^ ^ b i H ^ e r d a ve Ebu "Zer rir)T hapseltgi
[\ j ve"i edil m li 1vi ka 11 oldugT n TTvyete itiraz
>1 mistir. ZirTaberin rvlerinden, I bri m 13.Ab d u r-
hliThan b. Avf onu 7 Hz r m ercie n~ iitmemi tr T Bey-
lk'nm ^ a n atT ^ e'^ b tld u . I U r ~ m e ,den bunu iitmi
nlduunu ise, yalnzca, Yakub b. eybe, Taber v.b. kim
s e le r iddia etmitir. Zhir olan iitmediidir. bn HScer.
Tehzibt-Tezhb adl eserinde, brahim 'in 75 yanda
ken, h. 95 veya 96da vefat ettiini sylyor ki,8 bu du
nun O'nun h. 20 senesinde duduunu gsterir. Buna g
re, Hz. mer'in vefatnda O, yanda olmu olur. Bu
va ise, hadis taham m l yann ^ok altndadr. Bu iti
barla, senedindeki inkita'dan dolay rivyet hccet ola
bilecek nitelikte deildir.

bn Hazm konuyla ilgili m talaasna yle devam


eder : Bu haberin yalan ve uydurma olduuna, bizzat
kendisi hitlik etmektedir. nki, byle b ir durumda,
Hz. mer Sahabeyi yalanclkla itham etmi olur ki, ken
disi de bu itham a dahil olur. Yahut ta, bizzat hadis ve
snnetlerin tebliini yasaklam, sahabeyi, onlar gizle
meye ve inkr etmeye zorlam demektir. Bu ise, slm
dan kmak anlamna gelir. Allah, m'minlerin emirini
byle b ir eyden muhafaza buyurm uztur. Bu sz, asla
bir mslm anm syleyebilecei bir sz deildir. Eer, Hz.
mer, thm etmeden onlar, hapsetmi ise, bu da onlara
yaplm bir zulm olur. Binaenaleyh, reddedilmi riva
yetlerle fasid grlerine delil getiren kimseler, u i-

7 b n H a z m , El-hkm fl UsliT-Ahkm, c. 2, s. 139.


3 b n H a c e r , Tehzibt-Tehzb, c. 1, s. 139.
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

ret ettiimiz iki habis yoldan hangisini dilerlerse onu ter


cih etsinler. 9
Bu rivyete phe dren ve sahih olmadm gs
teren hususlardan b ir tanesi de bn Mesud'un (fkhta)
Hz. mer'in mezhebine ve yoluna tabi olmasdr. O : B
tn insanlar bir vdiye ve yola sapsalar (bir gre mey
let selerj, Hz. mer de bir baka yola ve vadiye slk etse
(baka bir gre kil olsa) ben O'nun peinden giderim
(hn grn alrm) 55 demitir:
Hz. mer (r.a.) de, O'nu, Kfe ve muallim olarak gn
derdiinde, Kfelilere : Abdullah' gndermekle, sizi ken
dime tercih ettim demitir.
Yine, bn Mes'ud ve Ammr b. Ysir. hakknda : Bu
ikisi, Muhammed (s.a.s.), ashabnn ileri gelenlerindendir
dedii sabittir. -
Hal byle olunca, ibn Mesud'un, rivayet konusunda,
Hz. mer'in m etoduna muhalefet etmesi nasl makul ola
bilir? byle bir nedenle de, Hz. mer'in O'nu hapsetmi
olmas, nasl dnlebilir?
Ad geen, Fatma binti Kays rivyetindeki aslsz
ilve ise udur : Biz, ne Rabbmzn kitabn ve ne de,
Peygamberlerimizin snnetini, doru syleyip sylemedi
ini bilmediimiz bir kadnn szne bakarak terkede-
meyiz. Mslim'de ise rivayet yle kaydedilm itir:
...Bellediini veya unuttuunu bilmediimiz bir kadnn
szne bakarak, ne Rabbimizin kitabn ve ne de Peygam
berimizin snnetini terkedemeyiz. Kadnn hem skna ve
hem de nafaka hakk vardr.10

9 bn Hazm, El-hkm fi UsliT-Ahkm, c 2, s. 139.


10 Mslim, Kitabut-Talk.

56
SNNET MDAFAASI

Burada hata, Ali Haan Abdlkadir'in ve Selefi Ah-


mcd Emin'in m steriklerin szlerine itimad etmeleri, on-
l.rn grlerini deimez gerekler kabul etmelerinden
lu''et etm itir. Hem bu yazarlar ve hem de m sterikler
m konuda MselTems-Sbt adl eserde zikredilen-
vre dayanmlardr. H albuki, O, b ir hadis kitab olmayp
(Tsul-u fkh a dair Kaleme alnm bir eserdir. Ve Prensip
iiharyle, Hadislerin s n h a tb akm ndan vasflarm tesbitte
bu~ibi eserlere baklamaz.
Ali Hasen Abdlkdir, eserinin b ir baka yerinde
Hadis uydurmacl ve b u konuda m steriklerin mii-
talalan bal altnda u grlere yer v e rm e k te d ir:
... Burada son derece nemli bir konuya tafsilatl
olarak temas etmeyi faydal mlahaza ediyoruz. Bu me-
, ilk asrlarda hadis uydurmacl meselesidir. Yakn
zamanlara kadar m sterikler arasnda u gr reva
bulm utur. Hadislerin byk bir ounluu, slm'n, bi
rinci ve ikinci asrdaki, dinT^sya^Tve tima gelime-
sinin b ir neticesidir. Hadislerin slm ,m ilk devrini yan
stan birer vesklT olduklarm sylemek doru deildir
Onlar,- ancak:; slam 'n n k i f devirlerindeki din gayre-
i iri birer rndrler. 1

M sterikler bu grlerini u ekilde izaha al


m lardr : c / Z / h * -
a) Emeviler ile m ttki limler arasndaki husm e
tin had safhaya ulat H. Birinci asrda onlar (limler) da
hadis ve snnetleri toplamaya balamlardr. Ellerindeki
hadislerin gyelerini gerekletirmede yeterli olmyaca-
ma bakarak, slm 'n ruhuna ters dmeyen ve fakat

Bu naklettiim iz gr, Goldziherin Dirst slmiyye adl 11


eserinden alnm tr .
^1t . ^ ^
'
-
/

^ '-*

jJ U /f kyi )*<+
/
m
. .
( V C
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

halkn da tevecchn celbedebilecek nitelikte hadisler


uydurmaya kalkmlardr. Bunu yaparken de, dinin
prensiplerinden uzaklamak, ilhad ve tuyana kar m
cdele maksadiyle yaptklarn dnerek, vicdanen bir
sknt hissetmemilerdir. Bu arada, Emevi saltanatnn
" dman olan Ali taraftarlarna da mid bahettiklerini
nazar dikkate almlardr. lk etapta, Emevile^kar hare-
gemede dolayl bir yol olan, ehl-i beyti ver nite
likteki hadisleri uydurm aya balamlardr. Bylece, ili;
irda hadis, fkh ve teri prensiplere muhlif davranan
lara kar, suskun bir muhalefet eklinde seyretmitir.
b) Mesele bu kadarla da kalmad. Bizzat hkm e
btn bunlar karsnda sessiz kalmad. Bir gre yay
gnlk kazandrm ak ya da m ttk zevt susturm ak iste
diinde, O da, hadise yapt ve hadis uydurmay tezgh
lad. Btn bunlar, grdmzde denilebilir ki, hadis
uydurm a hareketi, b ir ksm hadislerin tervi edilip, b ir
ksmnn karalanm as olduka erken bir dnemde bala
mtr. Zira, siyas veya ktisad hibir ihtilaf yoktur ki,
onu destekleyen sahih isnadl b ir grup hadis bulunmasn.
Emevilerin hadis uydurm ada takib ettikleri metod,
Muaviyenin, Mugir b. u'be'ye syledii u szde ken-
3ini g sterm ek ted ir: ' ^
Ali ye hakareti. Hz. Osman'a rahm et/ okumay, Ali
taraftarlarna svpL hadislerini karalamay ihmal etme.
Tam tersini de Hz. Osman ve ehlini vmek iin yap. Ve
? onlarn bunu duymalarn sala. te, Emevilerin Ali
aleyhindeki hadisleri bu esas zerine kaim olmutur. Eme
vi ve tbilerini, kendi bak alarna uygun olan ha
dislerde yalan olmas pek ilgilendirmiyordu. Zira, yegne
mesele, kendilerine mensup insanlarn oluturulup, o
altlmas idi.
SNNET MDAFAASI

1 l'meviler, hadis uydurm a yolundaki dehlaryle,


- *
Ziihr gibilerini bile elde ettiler, (onun uydurduu)
l-rden birtanesi, sevap kazanmak maksadiyle, yol-
1 1v, yalnzca mescide, benim u mescidime (Medi-
n. mescidi), Mescid-i Harama, ve Mescid i Aksaya, ya-
!l lilir. eklindeki hadistir. Bu, Emevilerin, bu hadis
.,yle, Beytl-makdisi kutsayp, Mescid-i H aram ve
id-i Nebevi ayarna getirmek suretiyle, oray halk iin
i ^iyaretgah yapmadaki siyasi eilimlerini yanstr. in
lr taraf, bu hadisin uydurulmas, bn Zbeyr'in, am~
r'a K beyi ziyaret etmeyi yasaklad zamana rastla-
i* idr. Bunun, Beyt'l-makdis, am ve Medine'nin fazi-
ime dair hadislerle de ilgisi vardr. Nitekim, Medine'yi
*.t/lar Tayyibe diye isimlendirirken, Emeviler hbi-
m baz kimseler de kokumu yer eklinde isim lendir
milerdir.

d) Mesele, siyas m aksatla veya Emevi hanedan ya


n una hadisler uydurm akla da kalmad. Bilkis, dini sa
haya, Medine ehlinin grleri ile, badamayan, ibdete
mteallik konulara da sirayet etti. rnein, herkesin bil- ^

lii gibi, cuma hutbeleri, nceleri, iki hutbeden
kiil ediyor, halifeler hutbeyi ayakta ird ediyorlard. B av-_
!1nr hutbeleri de, namazdan sonra icra ediliyordu. Eme-
iler bunu deitirdiler. Halife, C um autbesini otjardu-
gu yerden vermeye, balarken, Bayram hutbelerini de
namazdan nceve ald. Bu uygulam alarna ise : Rec b.
Ilayve nin Resulullah ve raid halifeler hutbeyi oturduk -
lar yerden irad ediyorlard eklindeki rivayetiyle istid- ^
lalde bulundular; oysa, ayn zamanda, Cabir b. Semre
de kim size. Rasulullah oturarak hutbe irad etti derse,
yalan sylemitir. diyordu.
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Bunn bir benzeri de M ^ v iy e 'n in m inberin basa


m aklarn artrm as, ve Mescidde, daha sonra, Abbsilerin
kaldraca, kendine has m stakil b ir m akam edinmi ol
masdr.
Yine, mesele, istekler dorultusundaki hadisierin ter-
viciyle de kalmam, kendi bak alarn a n s tm a y a n ha-
dileri kraiam aya, onlar gizleyip, zayf gsteraeye ka-
dar u z a m tr . Hi phe yokki, Emevilerin lehine iml
edilen birtakm hadisler, Abbsilerin geliiyle ortadan
k ^b o lu v erm itir.
e) ddia sahibi, szlerini teyid edebilmek iin, il
devir li^erinin, rviler hakkndaki cerh ve ta'dil ifde
eden beyanlarn k ^ ln m tr .1 2 Bunlardan b ir tanesi,
muhaddis sim b. N ebil'inl3 Slih kimselerin, en faz-
la hadiste yalan sylediklerini grdm eklindeki ifa-
desidir. Benzeri bir gr, Yahya b. Said el-K attn'danl4
da rivayet edilmitir. Bu meyanda dier bir sz ise. Ve-
k'in, Ziyd b. Abdullah h a k k n d a k i: Hadiste mevkiinin
yceliine ramen, yalanc idi szyle, Yezid b. Harun'-
un : Bir kii, hari, Kfeli hadisiler, Sfyan b. Uyeyne
ve Sfyan es-Sevri'ye varncaya kadar, hepsi tedlis ya-
parlard. H er iki Sfyan da, tedlis yapan rviler arasn-
da zikredilmilerdir. szdr.
Mslmanlar, ikinci asrda, hadislerin sahih ol-
duunu sylemenin yalnzca ekle rci olduunu, isnad-
ar sahih olan hadisler arasnda, pek ok uydurm a ha-
diin var o lu u n u farketm ilerdir. Bu konuda u ha-

12 Bkz. bn Abdil-Ber, Cml-U Beynil-Ilm TeL

bisTIblis, s. 117.

Ebu Asm en-Nebil, smi, Ed-Dahbk b. Mahleddir 2121 . .
14 .h. 192.

60
SNNET MDAFAASI

<lll r de onlara yardmc o lm u tu r.: Yaknda bana is


imi dilen hadisler oalacaktr. Kim size b ir hadis ri-
ViH-t ederse, Onu, Allahn kitabiyle karlatrn. Ona
mvafk dyorsa, sylemi olsam da, olmasam da bi-
llnU bana aittir. Ibn Mce, ayn hadisi; Hadislerde sy
lediim iddia edilen her gzel sz, m utlaka ben syle-
nimdir.15 eklinde kaydetmitir. Bu dorultuda hare-
t-1 edilerek yaplanlara sahih hadislerden b ir rnek ve-
n lnliriz. Mslimin rivayet ettii b ir hadiste Rasulullah-
, av ve davar kpekleri dnda btn kpeklerin l
d n !meini emrettii, haber verilmitir. b n mere, Eb
Hureyrenin, bu hadise, tarla bekiliinde kullanlan k
pekleri de ilve ettii sylenilince, O, E ne de olsa,
l;bu H ureyrenin ekip, bitii arazisi var dem itir.16 bn
merin b u deerlendirmesi, hadisinin ahsi m aksatlar
dan dolay neler yapabileceine iaret etmektedir.
g) lk devir hadisileri, baz
"
fkh

kaideleri
--------------
ispat / i f
edebilmek iin, ifhi olarak yaplan rivayetlerden b a ~ -
k, Reslullah'in sTeklerini Beyan eden yazl vesikalar s * 2J>
ortaya- karm ak sretiyle yeni b ir yntem daha
ettiler. Bu e s itte ,^ F fasHk a^fci olarak. Emeviler as-
rnda ortaya kmtr. Ama, mesele bu sahifelerin ns
halar etratm d dolat vakit onlarn istinsah edildii
ana nshay soruturup, shhatini incelememilerdir. Biz,
~haBir35'n harekede Uydurmaclarn cretini ortaya ko
yabiliriz : Emeviler devrinde, baz kimseler, Kuzey ve
Gney araplarm m arasn bulm aya almlar ve Tubba.. ,
b. Mdkerib devrinde, gy, Yemenlilerle Rabia arasn-
a a b ir anlamann yapldn ortaya koymulardr. Bu

15 Es-atib, elrMuvfakt, c. 4 s. 18 y ^ 7
16 Mslim Kitbu's-Sayd. r ^
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

anlamaya dair vesikann da, Himyerli b ir em irin torun


larndan bazsnn yannda saklanm olarak bulduklar
n sylemilerdir. imdi, byle bir haberi kabul eden
lere, zaman bakm ndan ok daha yakn olan baka bir
haberi kabul etm eleri zor gelmese gerek. Bu haberden
kastmz, bykba ve kkba hayvanlarda ne kadar
zekt gerektiini ele alan haberdir Bu konuda muhtelif
hadisler varid olmutur Fakat bunlardan sahih kaynak
lara alnabilecek nitelikte, ayrntl olarak zektn nasl
verileceine dair nizam belirten sahih bir haber yoktur.
Bu nedenle, raviler, Rasulullah'm zekt konusunda va-
lilerine yapt vasiyetleri ieren yazl b ir vesikaya ihti
ya duymulardr. Bunlara, Muaz b. Cebele yapt tav
siye ie, muhtevlarn hadis ravilerinin bizlere naklet
tii, Amr b. Hazm ve dierlerine yazd m ektuplar r-
riek olarak verilebilir . * * # *yV.
Raviler, bu asllardan nakledilen nshalarla da ye
tinmediler. Bilakis, daha eski baz asllar ortaya kar
dlar. Bu asllardan, Hz. mer'in ailesinin yannda
lanan b ir nsha v ard r ki, mer b. Abdlaziz, ondan bir
nsha daha nakledilmesini emretmitir. Ebu Davud da,
Zhr'nin onu sahih bulduunu rivayet etm itir. Yine,
Ebu Davud'un bahsettii, Rasulullah m m hrn de ta
yan bir dier vesika daha vardr. Bunu, Sumame b.
Abdullah b. Enes'ten alarak, Ham mad b. same ortaya
karmtr. Bu vesikay, Hz. Ebu Bekir, Enes b. Malik'i,
zekt toplamak iin grevlendirdii vakit, O n a vermitir.
Ali Hasen Abdlkadir, bu grlerin, geen asrda
m sterikler arasnda, reva bulan grler olduunu
ifde ederek u, birka satrla onlara cevap veriyor : Bu
rada m steriklerin mesnedsiz iddialarn, sadan soldan
ele geirdikleri haberler zerine bina ettikleri aktr.
SNNET MDA 7 A s t

m hadslerin teshilindeki ar ihtim am larnn b ir so


ma u olarak sarf ettikleri, cerh ve ta'dil ifadelerini sabit
n u ekler olarak ele almlardr.17
te bu kadar, deerli yazar, stad, doktor Ali Ha-
*en Abdlkadir'in, Yahudi m sterik Goldzierin gr-
yle doldurduu birka sahifeden sonra, ona ynelttii
iki satrlk cevabdr. Halbuki O, slm ve bat kl
li ne vkf b ir Ezher lim idir. O n u n gibi bir limin yap
mas gereken, kitabm okuyanlarn gnlnden ortaya at
lan pheleri izale edecek kadar cevab uzatmakt. ayet
)yle yapm olsayd; Allah'tan engin bir rahm et, Hadis
ve snnetlerin, slm ve K ur'an'daki mevkiini bilen biz
m slm anlardan da teekkr ve vg alrd. Bu m nase
betle ben, snnet ve hadislere bir hizmet, onlara d-
rlmek istenen phelere de b ir reddiye olmas bakm n
dan, cevab uzatmay uygun grdm. slm, K ur'an ve
snnete kar hn duyan bu yahudi m sterikin naza-
riyelerinin ierdii btn kukulara tafsilatyle cevap
vermeden nce, M sterikler arasnda reva bulmu,
pekounun sk skya benimsedii, oysa ok azmin
inceledii, yukarda sunduum grleri takdim etmeyi
mnasip grdm.

Msteriklerin Bu Grlerine Cevaplar:


Rasulullah, sahabe ve onlardan sonra gelen "msl-
naniarn zelliklerinden elde edilen gerekler, Goldzier'-
n grlerini rtm ektedir.
1 Kur'an- Kerim. Rasulullah (s.a.s.; a indirilmi
tir O da hibir ilve veya eksik yapmadan. O'nu aynen
indirildii gibi tebli etm itir. Sahabe ise, K ur'an' Hz.

17 Ali Hasen AbdFKadir, A.g.e., s. 126.

63
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Peygamber'den alarak, iyice ezberleyip, anlamak, bilgi-


sini elde etmek iin bmrlerini vakfetmilerdir. Halis arap
olm alarna ramen K ur'an'daki hereyin bilgisini ihata
edememilerdir. Zira, K u ra n 'm tafsile ihtiya duyan mc-
mel, beyan ve tefsire gereksinimi olan mphem, kapal
taraflarn giderilmesi icab eden mkil ifadeleri vardr.
Ayrea, kendisiyle zel b ir durum kastedilen m, yine
tahsis edilmesi gereken m ve takyid edilmeye muhta
olan m utlak ifadeleri vardr ki, btn bunlar anlamada,
yalmzea lgat bilmek ve baz er-i kaidelerden haberdar
olmak yeterli olm am aktadr. Bu gibi ayetlerin tefsirin-
de m utlak kanun koyucu ve Allah tarafndan bir teb-
lici olan Hz. Peygamber'e m racaat etmek durum unda-
drlar. Nitekim, Allah Tela : insanlara, kendilerine in-
dirileni aklaman iin sana da Kur'an' indirdik* Umu-
lur ki, dnp anlarlar*18 buyurm aktadr. Bir dier
ayetinde ise : Biz bu kitab, sana, srf hakknda ihtilafa
dtkleri konularda, insanlara aklanan ve iman eden
bir topluma da hidayet ve rahmet olmas iin "
buyurm utur.
Dier taraftan, ihtiyalara ve beklentileri olan her ne-
deni toplum gibi, m slm anlar da, bir takm din ve dn-
yev proplemlerle kar karya gelmilerdir. Sade ve be-
devi b ir hayattan, itikad, ibdet, muamelat, ahlak ve ben-
zeri konularda vahy ve Tevhid esas zerine kurulm u
bir hayata intikal etmilerdir.
epyeni bir, inan ve hukuk nizmna kavumular-
'hr. Dinin asl olan K ur'an -1 Kerim gerek din ve ge-
rekse dnyevi hayatlarnda gereksinim duyduklar her ko-
nuda ve ilk defa kar karya geldikleri problemlerde,

18 Nam, 44.
19 Naili,


SNNET MDAFAASI

1edebilecek tafsilatl bir kaynak deildi. Zira,


la, anlama ve amel etmenin de tesinde, Onun
MVC de slm mmetini ykml klmtr. -


hereyi, btn d^aylaryla ierir bir vazi-
olsayd, slm mmetine, Onu muhafaza et-
edecek, dahas buna g e t i r e ^ ^ c e ^ e r d i . Bu
Ih, karlatklar limi ve dnyev btn meseleler-
Hahm hkm nn ne olduunu renebilmek, Kur'-
hikmetlerini renmeye olan arzularn tatm in
mek, O n u n itikd, ibdet, muamelt, ahlak, siya-
[lenzeri konularda ihtiva ettii bilgiye m uttali ola-
k in, mutlaka, ama mutlaka, bir mjdeci, korku-
nuallim ve dosdoru yola b ir klavuz olarak gn-
?eygamber'e bavurm ak zorundaydlar.
Rasulullah (s.a.s.) m, kadn erkek, btn mslman-
her konuda, kendisine bavurduklar yegane merci
, m ehur ve tevatren sabit bir k e m iy e ttir, yleki,

lar, gusl, hayz, nifs, temizlik ve ihtilm olma gibi


A zel meselelerini bile Rasulullah'a soruyorlard. Ra-
1( s.a.s.) da, hibir hrm eti inemeden, ve haya
mrlann amadan, en ak bir ekilde onlara, izahatta
^ulunuyordu. Kadnlar ise, genellikle, utanp, Rasulullah'a
Ilka soram adklar konularda m 'm inlerin anneleri va-
sasyle sorup, yardm alyorlard. Rasulullah (s.a.s.), b-
tn bunlara, ya kendisine vahyolunduu ekliyle cevaplar
veriyor ounlukla byle olm utur yahut da iti-
ladda bulunarak cevaplar veriyordu. Muhakkik limlerin
kanaatine gre, Rasulullah ictihad ediyordu. Ancak iti-

Kadnda hata zerine karr'klinsna msade edilmiyor-


dm KasuiullaJ'n'ithad ettii konuda vahyin g e l m ^ ^
si7~AIJal rel'nn O n u, itihadnda tak rir etmesi a n la ^ .
1

mha gelmektedir.

65
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Sahabe, Rasulullah'tan tene ynelik sadr olanlar,


bu esasa gre deerlendiriyor, hatta harp, siyaset gibi dn
yev meselelerde dahi, tutum unun, Allah'tan gelen vahye
gre olabileceini imkn dahilinde gryorlard Bedir
savanda, Hbb b. Mnzir ile Rasulullah arasnda ge
en u konuma buna gzel bir delil o la b ilir: Ya Rasu-
lallah! Buras bizim iin tercih hakk olmayan, Allah'n
sana karargah edinmesini emrettii bir yer midir? Yoksa,
sizin bir grnz ve harp stratejisi icab (tercih etti
iniz bir yer) midir? Rasulullah; Bilakis, benim, kendi
grm, bir harp stratejisi icab setiim bir yerdir.
Rasulullah'm bu sz zerine, Hubab, baka bir veri
nermi, Hz. Peygamber de, istiare sonucu orduyu, ora
ya istihkam etm itir.
Buraya kadar sylediklerimiz kabul edildikten sonra
ki kabul edilmek durum undadr Rasulullah'm, m uh
telif beyan eitleriyle K ur'an' beyan ve tefsirine dair
byk bir servetin varlna, ayrca, bundan baka, m s
takil olarak, snnetin koyduu hkmlerine ve K ur'anda
bahsi gemeyen bu hkmleri izh eden hadislerin mev
cudiyetine inanmamz gerekecektir, ite bu muazzam ser
vet, ister kavli, ister fiili ve isterse takriri olsun snnet
ve hadislerle bilinen olgudur.
2 Sahabe, kanun koyma yetkisine sahip, Rasu
lullah (s.a.s.)'dan, sadr olanlara, byk bir zen gster
mi, onu kendi canlar ve ruhlar mesabesinde telakki et
milerdir. Sahabeyi Rasulullah'tan sadr olanlar belle
meye, anlayp renmeye ve onlarla amel etmeye sevk
eden unsurlar unlardr :
a) Hereyden nce, takva mertebesine, Rasulullai -
m getirdikleriyle amel etmekle ulalabilmesi, Islm 'da en
SNNET MDAFAASI

i A'iefe de yalnzca, bu takva ile nail olunabilme-


Ih Allah Tela : Allah katnda en keriminiz, en mut-
. I o!;mmzdr.20 buyurm aktadr. Takvaya ise, sadece
U \ * Rasulullah'm snnetiyle amel etmekle eriilebilir.
itibarla onlar, K ur'an' muhafazaya gsterdikleri iti-
aynen, Rasulullah'm snnetlerini m uhafazada da
>uinilerdir. M'minlerin emiri mer b. el-Hattab,
M kke emirine : Yerine, kimi braktn? diye sorduu va-
O na; bn Ebz'y, braktm , cevabm vermi. mer;
i 1 Kbz da kimdir? dediinde ise; Mevllerimizden bir
. sidir, karln vermitir. merin; Bir kleyi nasl
f ine brakabilirsin? demesi zerine; Brakrm, nk
, h u r'an hafz ve feraiz limidir. Zira ben; Rasulullah
<.s.)'n Allah, bu kitapla bir takm toplundan yk-
4-1lir, bir ksmn da alaltr buyurduunu iittim, de
mitir. Hadisi, Mslim rivayet etm itir. Rasulullah'm mec
lisine verilen neme bakn ki, sahabeden herhangi biri
aya giderken arkadana Gel de bir saat iman edelim
!ermi.
b) Din hkmlerin pekou ve Rasulullah'dan ge
lenler, ok m ehur olan ya da baz sahabilere has bu
lunan olaylarla ilgilidir. Veyahut da, hatrda tutulm asn
da byk rol olan soru v.b. hususlarla ilgilidir. Bu ka
bul edilen bir gerek olduuna gre, Goldzier ve onun
gibi dnen oryantalistler, sahabenin, snnet ve hadis
lerin byk bir ksmn ezberleyerek, tabiuna nakletmi
olmalarn, tabiunun da sonraki nesillere aynen iletmek
suretiyle, onlarn ta bize kadar gelmi olmasn neden
imkansz gryorlar?

20 H ucurt, la

6 7
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

c) Sahabenin, Rasulullah a besledikleri sevgi darb-


mesel haline gelmitir. Dost dm an herkes de bunu ik
ra r etm ektedir. H atta, Hudeybiye andlam asm dan son
ra, Rasulullah m m uarzlarndan bazlan m rik kavim-
lerine gelerek : Allah'a yemin olsun ki, K isry da, Kay-
ser'i de m lklerinde grdk. H ibirinin ashab, Muh am
me d fin ashabm m O'nu sevdii kadar, onlardan birine m u
habbet beslemiyordu. demilerdir. Rasulullah'a kar
sevgileri, ondan akp gelen suyu,&e abdest suyunun a r
tn elde edebilmek im birbirleri ile ekiecek kadar
ileri b ir dzeye varm , Rasulullah'm balgamn ve tk-
rn elde edebilmek iin gzlerini drt aacak kadar
had safhaya ulam tr. H adislerin ve snnetlerin ezber
lenmesinde bu sevginin tesirini, vann, siz hesap edin. Bu
gn bile insanlar, baz lider ve politikaclarn pekok s
zn ezberleyebilmektedirler. Peygamberlik ile nderlik
arasndaki, yine, Peygam bere tabi olan sahabe ile, n
derlere balanan kim seler arasndaki engin farka karn,
nasl olur da, sahabenin ok sayda hadis ve snneti ez
berlemeleri ve kendilerinden sonra gelenlere tebli etm e
leri imkansz grlebilir?
3 Sahabe ve tabiim, ,Rasulullah'm vefatndan son
ra, snnete, onun toplanm asna ve korunm asna esiz
bir itina gsterm ilerdir, ite, Cabir b. Abdullah (r.a.); bir
tek hadisi, dorudan Rasulullah (s.a.s.)'dan rivayet eden
birisinden iitebilmek iin tam b ir aylk yol tepmi ve
bu i iin zel olarak bir deve satn almtr. Bunu, Bu-
har m uallak olarak rivayet etm ektedir. Ve yine, ite,
Abdullah b. Abbas (r.a.) sahabeden birinin bir hadisi ku
lana gelmi ve hemen direkt kendisinden iitmek iin
kalkp yanm a gitm itir. Uyumakta olduunu renince,
ridasn yastk edinip kapsnn nne uzanvermi, rz-

68
SNNET MDAFAASI

t kumla
Iiar km ve : Seni buraya kadar getiren nedir?
Illah'n amcasolu. Birini gnderseydin de7 ben
!eydim olmaz myd? demitir Bunun zerine
\bbas, sana gelmek, bana der, demi, sonra da, ha
b/.zat azndan iiterek ayrlp gitmitir. Sahabenin
de Cbir b. Abdullah ve bn Abbas gibileri daha
ktur.
Sahabeden sonra gelen, tabin da, snnet ve hadis
fer Lar ayn itinay m uhafaza etm ilerdir. Said b. C-
v 'in b n Abbas ile yolculuk yapt, bu esnada O'ndan
Im/ i hadisler iittii, bu hadisleri binitindeyken yazp, in
li Uen sonra da kitabna getii rivayet edilmitir.

slm limleri, ta sahabe devrinden itibaren,


metin toplanlp, genel b ir tedvine tabi tutulm as ile
tamamlanncaya kadar, O n u n lafzlarn ezberlemek,
alarm anlam ak ve hkm lerini kavram akla temayz
!inilerdir. Hadiste, uydurm a akm na kar durm ular,
alanc ve uydurm aclan sk bir takibat altm a alm lar
lir. Gizli ve kapal ynlerini aa karp, gerek ve
helerini ortaya koym ulardr. Bylece, insanlar onlardan
kanm ve grnlerine aldanm am lardr

Allame, Ebul-Ferec A bdurrahm an b. el-Cevzi (. h.


597) yle dem ektedir : Hibir kimsenin K ur'ana ilave
de bulunm as m m kn olmaynca, baz zmreler,
sulullahn hadislerine ziyadelerde bulunmaya, sylemedi
i eyleri O'na nisbet etmeye baladlar. Bunun zerine
Allah Tel, rivayetleri tashih edecek, sahihini ortaya
koyup, zayfn gn yzne kartacak b ir topluluk ya
ratt ve hibir asr da onlardan bo brakmad.

69
SNNETE YNELTLEN TRAZLAR VE CEVAPLARI

Sfyan es-S evr de (.h. 161) Melekler, gkyznn


m uhafzlar, h u d isiler de yeryznn muhafzlardr di
yor. Abdullah b. el-Mbarek'e (.h. 181) de. Bu mevzu
hadisler ne ola.cak? diye sorulduu, O n u n : Onlarn i
yzn ortaya koyacak uzm anlar daim a varolacaktr di
ye cevap v erd i i rivayet edilmitir.
im am Ez-Zeheb de Tezkireti-Huffaz adl eserin
de unu k a y d e tm i tir: Halife. Resid. bir znd ldr-
mek iin alp getirdii vakit O: ben, bin tane hadis uydu
rurken, sen n e re d e y d in ? diye sorm, Halife de : Ey Al
la h 'rtlIm n r^ E b fshak el-Fezar21 ve Abdullah h. eh
Mbarek, o n d an tetkik edip, tek tek ortaya karrken,
ess^sen neredeydin ? karlm verm itir.
Yine, b rr l-M b a re k 'in : Eer, lde birisi yalan
Eylem eyi tasarlasa, insanlar O'na yalanc demeye balar-
]ar. dedii d e rivayet edilenler arasndadr.
Yapm olduum uz bu nakiller, hadis limlerinin ya-
lanclara ve h ^ d is uyduranlara kar ne kadar uyank ol-
duklarnj, s rek li denetimde bulundurarak, uydurduk-
lar eyler nedeniyle o n lan knayarak yalanlarn ortaya
kardklarn, ortaya koymaktadr. te bu ekilde hile-
lerini kendilerine evirailerdir. B tn bu ve burada zik-
r ine im kan bulam adm z gerekler bizi, snnet ve ha-
dilerin salam tem eller lizerine oturduu ilgisine ve
inancna g o tu rm ektedir.-G oldzier,in iddia ettii gibi; 0

darn, m sl m an lan n din, siyas ve sosyal alanlardaki


gelimelerinin b ir r n olm adklarn ortava kovmak:
tadr. Blie n n y o rm TJsim. l e m i n i n her tarafnda, ibadet
Ve m uam elata dair kurallarn ve benzeri hususlarn b-

2 1 Hafz, eyhul-Islm, b Miihammed b. el-Harls


el-Kf C.b. '

70
SNNET MDAFAASI

...
nda ittifak sz konusu iken, hadislerin b-
1
w -

.ijgnnLiu, nasTlr da gelimenin rn olabilir?


edildii gibi, mesele^ b ir geliim meselesf
lm anlarTm ittifaka ulaamazlard. Fkhn f -
I; ihtilaflarn ok byk b ir ksm, bak alar-
farkll sebebiyledir. Pek ou da, itihadda takip
l m ynteme, birtek delil zerindeki anlay farkllk-
. yneliktir. Yine, bir takm hadislerin, bir blgede
tnabilmesine karn; baka b ir yerde bulunam am as
hu ihtilaflarda nemli bir faktrdr. Bunun sebebi ise,
,sm sahabinin haberdar olduu hadislere, b ir ki
imin >u m uttali olmamasdr.
Kald ki, biz ilk asr, fkhta b ir ocukluk dnemi
oLak asla kabul etmiyoruz. Bu asr, yalnzca, din ve
hn k k bakm dan bir olgunlama devri olarak telakki edi-
vn uz. limler, teferruata dair konularda, ne kadar ihti
lal ederlerse etsinler, hkm lerin tesbitinde yegane m-
.caat ettikleri kaynaklar K u ra n , snnet veya bu ikisine
kyas ve b ir de icma'dr.
Rasulullah dneminin, din ve fkh bakm dan bir ol
gunlua erime dnemi olduunun en gzel delili, Allah
Tela'mn Veda Hacc'm da indirdii u yettir : Bugn, si
ze, dnnizi ikml ettim . zerinize nimetimi tamamladm.
Ve sizin iin din olarak slm' beendim.22 Rasulul-
lah'n u szleri de buna b ir delildir : Size iki ey b
raktm. Bu ikisine sarldnz mddete sapkla d
mezsiniz. Bunlar Allah'n kitab ve benim snnetimdir.
Rivayete m am Mlik ve Hkim eserlerinde yer verm i
lerdir. Baka b ir hadisinde ise, Rasulullah bu hususa y
le iaret etm itir : Sizi, gecesi gndz gibi olan ve yal-

22 Mide, 3.

71
snnete y n e lt ile n t i r a z l a r ve cevaplari

nzca helak olmu kimselerin sapaca, berrak bir burhan


zere braktm.
Asrlar ve zam anlar ne kadar ilerlerse ilerlesin, ms-
lm anlar; din ve dnyevi konularda ihtiya duyduklar
her hkm, K ur'an'da bulabilirler. ayet, orada bulam-
yacak olurlarsa, snnete bavururlar, eer orada da, b u
lamazlarsa, K ur'an'da veya snnette bulunan benzeri h
km lere kyas ederler. Bunlarn hibirine im kan bulam a
dklar takdirde, K ur'an ve snnetten karlan usul kaide-
leri erevesinde ictihad ederler. slm 'da ictihad, kya
mete kadar baki b ir olgudur. Ancak, ictihad edecek ah
sn, itihada ehil olabilmesi iin, m utlaka, tam as ge
reken b ir takm , artlar szkonusudur. Binaenaleyh, s
lm'n ictihad mesesesi her isteyenin girebilecei bir
kap deildir. slm 'n btn insanlk iin evrensel, k
yamete kadar baki b ir din olmas iin, ictihad kapsnn
da ak ve kyamete kadar O'nun da baki kalmas icab-
eder. Ta ki, din ve dnyev konularda beeriyetin her t r
l ihtiyacna cevap verebilsin. ledikleri fcr mikta-
ntca insanlar iin hkm ortaya karlmas gerekir di
yen kimse, ne kadar doru sylemitir.
slm hukukunun, geirdii gelime dnemlerini, o
cukluk, genlik, olgunluk ve kem l asr gibi devirlere
ayrnak^tslm ^eriat lIenDadamaz7~Zr, slm lerir-
tnn asl, K ur'an, snnet, icma ve kyastr. Byle bir
taksim ancak, beer sistem ler ve vaz' kanunlar iin sz
konusu olabilir.
Oryantalistlerin pekou, slm hukukuna, Allah ka
tndan gelme lh b ir Hukuk nizam olarak bakmyorlar;
onu, dier beeri sistem ler ve vaz' kanunlar gibi deer
lendirmeye tabi tutuyorlar. te bu yzden szkonusu h a
talara dyorlar.
SNNET MDAFAASI

v*, tkh ve ahkam a dair eserlerin tedvininde bir


|Nu* sz konusu olabilir. Bu, Allah'n btn ilimler
kovduu bir kanundur. Hepsi, azdan balar gittike
h, basitten m rekkebe doru ilerler. Fkh ise, Ki-
sinet, cm ve kyas olm ak zere, ilh hukuk ze-
hina edilmitir Ancak, onda asrlar boyunca, anla-
UTcih ve hkm lerin istinbatm da, fakihlerin byk
gayreti szkonusudur.
Ictihad ve istinbat konusunda, mezheplerin yntem
kllna ve okluuna ramen, herhangi b ir fkh ki-
ma m racaat edilecek olursa, K ur'an ayetleri ve Hz.
yam ber'in hadisleri ile dolu olduu m ahede edilir.

i iC e/?

73
BLM VII
ORYANTALSTLERN PHELERNE
VERLEN AYRINTILI EVAPLAR

Biz, m uttaki limlerin, Emeviler aleyhine hadis


uydurduklar, onlardan intikam alm ak iin, dm anlar-
. vgler dizdikleri yolundaki oryantalist iddialara ka-
lnyoruz. Takva ile hadis uydurm ak b ir arada buluna-
!/ Avm, havs, herkesin bildii gibi takva insann,
iiyle ve hem de dyla, dinde istikm et zere olmas
inektir.

[ Burada, muttaki kelimesi, m utaassp m sterik


toldzier'in gyesine sinsice eriebilmek, okuyucuya itha-
! kolayca kabul G ire b ilm e k iin, cmleye sokutur-
b ir lim e d ir. Zira, verm ek istedii intiba udur :
Muttaki limlerin hli bu olunca, takva sahibi olmayan-
hlini, varn, siz hesab edin. Hi phesiz, onlar,
dierlerinden ok daha ileri gidip, hadis uyd^m ada on-
fersah fersah geride brakm olacaklardr.

Biz, bu iftiracnn iddiasnda ne derece hakl oldu-


gunu grebilmek iin; o m u ttak i lim lerden bazsnn
isimlerini vermesini beklerdik. Ta ki, sz konusu kimse-
ler hakknda, cerh ve ta'd ii im am larnn szlerini tesbit
edelim de, iddia edildii gibi, gerekten limler n, yok-
sa iim msveddeleri mi, veya ilinde uzaktan yakndan
ilgisi olmayan kim seler mi, renelim isterdik. Ne var ki,
slm 'a ve m slm anlara hn besleyen b u yahudi yazar.
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

kt m aksadn kamufle edebilmek iin sz mphem


brakm tr.
Biz m slm an limler, Emevileri ve muarzlarm
ven, ya da yeren hadislerin uydurulm u olduunu in
kr etmiyoruz. Nasl, inkr edebiliriz ki, mevzu hadis
lere dir yazlan eserler bunlarn pekounu ortaya koy
m aktadr. Fakat bizim, iddetle kar ktmz husus
bunu yapanlarn m uttaki olm alar iddiasyla; hadisile-
rin mevz haberleri anlam adan, onlar uyduranlarn ay
bm, kusurunu ortaya koymadan* rivyet etmi olm alar
iddiasdr. Nitekim bn Sirn, bu konuda diyor k i : Daha
nceleri, isnad sorulm uyordu. Ne zaman ki, fitne zuhur
etti. O vakit, kendisinden rivyette bulunduunuz kim
seleri syleyin denilmeye baland. Snnet ehlinin hadis
leri alnmaya, bidat ehlininki reddedilmeye baland.
Snnet ehli olanlar, inan ve h att hareketlerinde drst
olan kimselerdi. B idat ehli ise; bunun tam tersi b ir ko
num ierisinde bulunan kiilerdi. Yine, b n rn : Bu
ilim (hadisler) dindir. Dininizi, kim den aldnza iyi dik
k t edin. diyor. Bunu, Mslim, Sahihinin m ukaddim e
sinde rivyet etm itir. Mslim'in bu konuda b ir dier ri-
vyeti de, Abdullah b. M brekin u szdr : snad
dindendir. ayet, isnad olmasayd, isteyen, dilediini sy
lerdi. Ibnu'l-M brek'in Bizimle hadis rivyet eden
u kavm arasnda ayaklar, yani isnad vardr! sz de,

Mslim'in rivyetleri arasnda yer rm aktadr. Knyesi


Ebuz-Zind olan. Abdullah B7 Zekvan'dan da : Medi-

Brada, hadislerin kendisiyle kim olduu isnad, hayvann


zerinde durduu ayaklara benzetilmitir. Nasl ki, hayvan
dan ancak, ayaklan varken istifde edilebilirse, ayn ekil
de, hadislerden de, yalnzca isnadlan olduu vkit istifde
edilebilir, denmek istenmektedir.
SNNET MDAFAASI

l<* yz kadar gvenilir insan tandm . Ne var ki, bu


.11 ehli olm adklarndan kendilerinden hadis alnmazd
>Iligi rivyet edilmitir.2
[ te btn bunlar, limlerin, yalanc ve uydurmac-
I takibt altnda tutup, gerek yzlerini otaya koymada
kadar uyank olduklarna dellet eder. Daha evvel, m
ir. klerin szlerini zet olarak eletirirken, m uttaki lim
lerin, deil hadis uydurm a hareketine ortak olmak, bu
1;diyetler karsnda nasl cihad ettiklerini izah etm itim.
i aret etmek istediim dier b ir nokta da, ilk asr-
, ortaya kan fitne ve ihtilaflara ramen, insanlarda
ki din gdnn, hala kuvvetli olduudur Bu din gd,
muttaki alimlerde ve hak konusunda eletiri alm aktan
saknmayan kim selerde ok daha kuvvetli ve nettir. Ne
knama ve ne de tehdit onlar, hibir zaman korkutam a-
m tr. H er zaman iyilii emredip, ktlkten sakndr
dklar ise bilinen b ir gerektir. ou zaman, b ir lim,
halife ve idarecilere nasihat edebilmi, hakka ve dine m u
halefet ettiklerini onlara syleyebilmitir. Mesele, byle
ulunca, m uttaki limler, niin, m nafklk yapp, ama
larna yalan ve desise ile ulam aya alsnlar? Goldzier'in
de itiraf ettii zere, onlar m uttaki insanlardr. Btn
m slm anlann nazarnda takva vasf Rasulullah (s.a.s.)'a
yalan isnadyle eliir ve onunla, asla, bir arada buluna
maz. Hlife ve idarecilerin gnln alm ak iin, hadis uy
durm a iini, ancak, dinlerini dnya karlnda satan,
ahsiyetsiz, ahlak ve din bakm dan zayf karakterli kim
seler yapabilir.
te yandan, halife ve idareciler de zaten, dindar ve
ahlakl insanlard. Asla, kendileri lehine, Peygamber e ya-

2 Mslim, Nevev erhi, c. 1, s. 78-88.


ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

lan isnadna raz olmazlard. Bunun en gzel rnei, Gy


b. b r h im le ilgili u rivayettir : B ir ^ n , Halife Mehd'J
nin huzuruna giren Gvas O h u n gvercinlerle ovnadg n

gorur hemen O h a : Mzrak, trnak (at, deve) ve kanat
(ku v.b.) m sabakasndan baka yar, m eru deildir
diye b ir hadis rivayet ederek Halife'nin gnln almak
iin kanat kelimesini hadisin sonuna ilave eder. Bu-
rada, uydurulan yalnzca son lafzdr, hadisin dier ksm
sahihtir. m am Ahmed ve Snen-i E rbaa yazarlarnn
eserlerindeki varyantnda kanat kelimesi yer alm am ak
tadr. Hadisi rivayet ettikten sonra Gyas, gitmek mak-
sadiyle kalkt vakit, halife O n u n yalan sylediini fark-
etmi ve o h a Senin yalanc b ir adam olduundan emi-
rm demitir. Bilhere de, Gyas ve benzeri, mnafk, di
ni gevek k i m l e r i n hadis u ^ u re n a la rn a sebep olduu
1 in gvercinlerin kesilmesini emretmitir."
***** * 1
l I

Buna benzer, dier bir hadiseyi de^Hatib el-Badad,


yalanc Ebu'l-Bi^hterhin terceme-i halinde zikretm itir.
Birgn bu zat, kssa anlatm ak iin halife H arun er-Reid'
in huzuruna girmi, b ir de bakm ki, halife gvercin uu-
ruyor hemen b ir hadis uydurm u ve Rasulullah (s.a.s.'
da gvercin uurm utur deyivermi. H arun er-Reid,
O h u n yalan sylediini farketm i ve azarlayarak : Defol,
huzurum dan, eer Kureyli olmasaydn seni azlederdim
dem itir. K e s k ^ azletsevdi, va da tutup, cezalandrsavd.
ne vard?
Baknz halife Mehdi ve H arun Reid, gnlleri aln
m ak iin uydurulan hadislere, nasl da tepki gsteriyor
lar. Bu, halifelerin vicdanlarnn ve din hamiyetlerinin
kuvvetli ve^diri olduuna delalet eder.

. s \ ^ \ -'.;

M r_
7 . ''/ - < ;,\
BLM VIH

B urada ele alacamz phe de, ncekilerde ol-


> iiibi, cidd ve lm meselelerde hibir mesnede da
!imadan, ulu orta, ileri srlm b ir iddiadr. Biz, bu
Ijihcciden Emevi halife ve hkm etlerinin insanlar ha-
.ydurmaya tevik ettiklerini; canlarnn h er istedii-
badis uydurarak desteklediklerini gsteren delilleri
!erimizin nne sermesini beklerdik. Kendisine alda-
anlarn ve onlarn borazanln yapan m slm anlarm
arnda, m uhakkik ve yapt alntlarda gvenilir bir
olan Goldzier'in garipliklerinden birisi de, hadis uy-
rma hareketinin, olduka erken b ir devirde baladm
srmesidir. Bu meyanda, Hz. Muaviye'nin, Muire b
' be'ye syledii u sz de delil getirm ektedir : Aman!
Ali'ye hakaret etmeyi, Osman' rahm etle anmay ve
HiT t a r a f t a r l a r n a s n v m e v i ihmal etme. HadisIerinLd**--e=
k gster... Goidzier, m aksadna nil olabilmek iin,
mn hemen, hadislerini de ifdesini ilave ediver-
itir. Halbuki rivayetin, TarEiTt TaBeTdek ekTFoy
Icclr : Av knayan, O na hakaret eden kim selere ra h ~ ? y*

1 kuTld. *k'anzca Hz. sm an rahm et ve istifarla an
" to m I f c
A *

Al im ffsnab knanmaya p ri s t a h akl r ^ nlrdan uzak dju '


mal ve szlerine kulak verilmemelidir. Hz. O sm ann
taraftarlar ise^ar derececJeovlmeli, onlara yaknlklfu-
* --

ulmal ve onlarla konuulm aldr


Biz, bu metinde, Goldzier'in iddiasna dellet eden
birsey gremiyoruz, ite , m steriklerin iktibaslardaki
w i l l

. ,
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

venirlikleri byledir. Bu sz okuyan kimse yle tahav-


yl eder lk asrda, slm m m etini b ir danklk sar-
m tr. slm ruh b ir tel iinde veya izmihllle kar
karyadr. Aksi takdirde, m uttaki limlerin, Emeviler
aleyhine hadis uydurm alar; Emevilerin de, ayn ekilde
onlara karlk vermeleri neyle izah edilecektir? Eer,
Goldzier yalnzca faziletlere ve karalam aya ynelik hadis-
leri kastetm i olsayd, mesele biraz olsun yumuard. Fa-
kat O, din ilerin hemen hemen tam am nda, okuyucuya,
bu hayl durum u tasavvur ettirm ek istem itir.
Dier taraftan, Goldzierin bir dier iddias da : ister,
din, isterse itikad olsun, ihtilafa m edar olan her mesele-
nin salam isnadl b ir grup hadise dayand o lu n d a k i,
iddiasdr.
Bir defa, ihtilafl olan her konuda, herkesin sahih ha-
: dilere^dayand tezini reddediyouz. Kendirinde ihtilaf
*edilen~o kadar*olTmesele v a r la , taraflar, hi de delil oP
myacak ]hadislere sarlm lardn Ayrca brTconuda m-
c e rrc d -o la ra k lltla edImI~oImas ve onunla ilgili sa-
hih olduu ileri sriilen hadislere dayanlmas, sz ko-
nusu hadislerin uydurm a olm alarn gerektirmez. Fkh
meselelerde ihtilaflarn m akul sebepleri limlerin enine
boyuna zikrettikleri sahih yorum lan vardr.l
Kald ki, ihtilaflardan b ir ksmnn, insanlara geni-
lik olmas bakm ndan, R asulullahm herhangi bir fiili-
nin farkl ekillerde hikaye edilmesi buna yol am olabi-
lir. Sahabeden birisi Rasulullah'n b ir fiilini, baka bir di-
eri de ayr b ir fiilini nakletm i olabilir. Bu gibi -
ram larda, gerekte bir eliki ^ k o n u s u deildir. Zira,

1 Bkz. tbn Teymiye, Reful-Melm aniI-Eimmetil-Alan, Huc-


cetuliah el-Balia, c. 1, s. 1.

80
SNNET MDAFAASI

k davranta m ubah ve m eru b ir davran olabi-


Yaht da, biri mubah, dieri m stahab veya her ikisi
mistehab olabilir. Bu arada, her ikisi de vacip olup,
11 lerinin yerini tutabilecek nitelikte olabilir.

htilaflardan b ir ksm da vardr ki, bunlar, sahabe-


bazlarnn Hz. Peygamberden herhangi b ir hkm
itmi olmas, dierlerinin de onu iitmeyip, er kaide
B t usuller erevesinde, ietihad etm esinden kaynaklana-
h ln . Itihadlar bazen, hadise muvafk dt gibi, ba
zn de dmeyebilir. Bu noktada, sahabenin hepsinin,
Itasulullah ile her zaman berber olma ynnden, ayn d
zeyde olm adklarn hatrlam ak lazm.
Rasulullah (s.a.s.) vefat edince, Sahabe, slm lemi
nin eitli yerlerine daldlar. Kimisinin bildii hadisler
den, kiminin hi haberi yoktu. Medine v.b. yerlerde; yeni
b i r problemle karlald zaman, o konuda hadis bu
lunabiliyor ve hadis dorultusunda hkm e varlyordu.
I akat, daha sonra, baka b ir yerde ayn trden b ir prob
lemle kar karya geliniyor, oradaki sahabilerin, ilgili
hadisten haberleri olmayabiliyordu. Binaenaleyh, onlar da,
mecburen ietihad ediyorlard. Bilahare, konuya ilikin bir
hadis ortaya kyor. Sahabe bu hadisi rivyet ettii va
kit de, onlar, szkonusu meselede, kendilerinin haberdar
olm adklar ve fakat bize kadar naklolunan hadise ters
bir hkm vermi gzkyorlard. Onlarn hadis do
rultusunda amel etmemeleri, kendilerine ulam ad iin,
hadis hakknda b ir cerh unsuru olamaz.
Bazen de, rivayetlerdeki elikinin kayna, Hz. Pey
gam berden m hede ettikleri hali nakildeki, bak a
larnn farkll olabilir. Zaten, b u kabil ihtilaflarn o
u, b u sebeb dolaysyladr. Bunun, en gzel rneini,
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

Rasululllah'm hangi eit hac yaptn dile getiren riv,


yetlerde grmek m m kndr. Bu rivayetlerin b ir ksm
O nun, Hacc- Kran (bir ihram la hac ve umreyi birlikte
yapmak), b ir ksm, Hacc- frd (yalnzca haccetmek),
bir. ksm da, Hacc- Tem ett (Hac ve Umre, her ikisi
iin ayr ayr ihram a girmek) yaptn ifade etmektedir.
Bunun nedeni udur : Sahabeden bazlar, Hz. Peygam
berim hac iin ihram a girdiini grm ve O'nun Hacc-
frd yaptn rivyet etm ilerdir. Bazlar da, haccm ya
nnda Umre de yaptn grm ler ve Haccnm Hacc-
Kran olduunu rivyet etm ilerdir. Hacc- Tem ett yap
tn rivayet edenler ise, Tem ettu'nun eri m a'nasn de
il de, luat m anasm kastetm ilerdir.
Sahabeden gelen rivayetlerdeki eliki, bazen de, ha
disi farkl anlam aktan, ya da, zahiren elikili gibi gr
nen hadislerin arasn cem'deki yntem ayrlndan o rta
ya km olabilir. Yine, hkm n illetine yahut b ir nass
dierine tercih etmeye deiik yaklam tarz da buna ne~
den olmu olabilir.
htilaflarn b ir dier nedeni de, hadislerin m, has,
m utlak, mukayyed, mcmel ve mbeyyen olulardr.
m am lardan b ir ksm, hadisi m olarak telkki ederken,
bir dier ksm, O n u n tahsis edildiini syleyebilir. Yine,
bir ksm hadisin m utlak, dieri de mukayyed olduuna
kanaat getirebilir, v.b. slm ilimlerde, derinlemesine
inceleme yapmayan birisi, ilk bakta bunlar bir eliki
olarak veya uydurm a rn olarak grebilir. Ancak, n
yarglardan ve taassuptan uzak, etrafl bir aratrm a ya
pacak olursa hakikat apak kendisine grnecektir.
Gelelim dier phesine : Goldzier; Emevilerin Zhr
gibi limleri elde ettiklerini, onlarn da, Emevi hanedan

82
SNNET MDAFAASI

ine hadisler uydurduunu iddia ediyor ve sevap mak-


.Myle yolculuk ancak mescide; benim u mescidime,
Mscid-i Harama ve Mescid-i Aksa ,ya, yaplabilir eklin-
ki hadisi de buna rnek veriyor. Goldzier'in buradaki
..s amac, rivayet ilminin zerine kurulduu temel di-
t kleri ykm aktr. B unlar ravilerdir. O n a gre, bu kim-
fcler, halife ve idarecilerin em irlerine tbi ahsiyetlerdir,
lirle, en byk hadis hafz, hadislerin yaymnda byk
inei geen ez-Zhr'nin hali byle olunca, ilim ve merte-
he bakm ndan O'nun altnda kalan ravilerin hali ne ola
r a k ? Elbetteki sultanlarn nzas onlar da cezbedecektir.
Msterikler ez-Zhr'ye dil uzatm akla, zelde, O'nun ko
numunu zedelemek, genelde ise, btn ravilere glge d
rmek istem ektedirler.
Okurlarmzn da hatrlayacaklar gibi, burada ze
rinde durduum uz phe ile ilgili konular zerinde daha
nce de uzun uzadya durm utum .
BLM IX

I Snnete ve snnet limlerine kar kin dolu olan


\'. 111 1 m sterik Goldzier'in, ibadetlere ilikin hkm-
l ilc, M edinelilerin tatbikatyle uyumayan haberlerin
i - Im ma olduklar, iddiasna gelince, bu da, ncekiler gibi
m bir mesnedi olm ayan, b ir iftiradan baka b ir ey de
rili lir. Bu, ancak, ilk devir slm toplum u hakknda hi
im bilgisi olm ayan veya bildii halde iftira eden birinin
.-'i olabilir.
O dnemde, ok sayda sahabi olduu gibi dinleri
mf'iuna en kym etli eylerini h atta canlarn feda eden, hak
rruna eletiri alm aktan saknm ayan ve yalnzca Allah'
m korkan ok m iktarda da tbii vard. Din prensip
lere ilvede bulunm ak ya da onlar deitirmek, ne bir
halifenin ne de b ir bakasnn k n deildi. Zira, din,
insanlarn tahribinden emin klnm tr. M slmanlar,
idarecileri daim a tarassu t altnda tutm ular, baz ibdet
lerde ihdas ettikleri deiikliklere iddetle tepki gster
milerdir. Oysa, idareciler de yapm ak istedikleri eylerde,
bir takm haberlerin tev ilin i esas alm lardr. te, lim
lerin, su ltan lan m rakabedeki sk tu tu m la n n a baz r
nekler :
Ez-Zehebi, Tezkiret'l-Huffz adl eserinde, Ibn mer
(r.a.)'in tercem e-i hlini verirken u haberi nakletm itir :
Haccac hutbe irad ederken,- Ahdnllah ayaa. kalkjn_ye
On a : Ey! Allah'n haram n ineyip hell edinen, Al-
lahn beytini ykan ve O nun dostlann ldren Allah
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

dman diye seslenm itir. Haccac, kim bu? dive sor


mu, Abdullah b /O rner, denilmesi zerine : Sus, ey, b u
nak ihtiyar diye karlk vermitir. 1
Baka b ir rivayette ise, yle denilm itir : Haccac
b ir hutbesinde : Haberiniz olsun, bn Zbeyr, Allah'n
kitabn deitirmitir demi. Bunun zerine, ibn
mer : Yalan sylyorsun, ne ibn Zbeyr, ve ne de sen,
Allah'n kitabm deitirmeye g yetiremezsiniz demi
tir. Haccac'm sen, bunak b ir ihtiyarsm diye karlk
vermesi zerine, O da; Eer, sen sznden dnecek olur
san, ben de ancak o zaman dnerim cevabn verm itir.2
slm m m etine en sert davranan, onlar ezik ezik ezmeye,
hakk syleyen dilleri susturm aya yeltenen Haccac-Zlime
kar bile Abdullah b. mer gibi bir zatn sukut etm edi
ini gryoruz,
Emevilerin uydurm a hadislerle, sultalarn m erula
trm a abalarna, halk tarafndan iddetli bir tepki gs
terilmemesi m akul olamaz. Kald ki, hadis uydurm a gibi
bir olgu, bu kadar erken bir devirde balam am tr. By
le bir durum , ancak, fkh ihtilaflarn kzp, mezhep
taassubunun ayyka kt zam anlarda ortaya kmtr.
Faziletlere dir hadislerde baz lim ler toleransl davran
salar bile, ahkm hadislerinde, gevek davranlmayp, ok
sk b ir tutum sergilenmesi gerektiinde btn lim ler it
tifak etm ilerdir. Zira, hell ve haram ifade eden hkm
ler, ancak bu hadislerle bilinebilmektedir.
2 aknl mucip b ir dier husus da Goldzier'in
iftiralarn desteklemek iin, Emeviler hesabna zikret-

1 Ez-Zeheb, Tezkiretl-Huffz, o 1, s. 37.


2 a.g.e., c 1, s. 37.

86
SNNET MDAFAASI

/ hadislerdir ki, hibiri de davasn destekleye-


ik lc* deildir.
U.iMilllah (s.a.s.)'m, cuma hutbelerini ayakta irad
i m htyet, Hz. Muiaviye nin gelip hutbeleri oturarak
fve balad, in k n kabil olmayan bir husustur.
\Y II/. Muavive nin bunu b ir m azeretinden dolay yap-
imkardr. Tbn Ebi eybe : Muviye iyice iman-
i| da, irileince, hutbeleri oturduu yerden irad etme-
b.r.Iamtr eklinde, bir rivayete yer verirken, Bey-
(it* Snen adl eserinde : Dermanszl, hastahk-
ve yallndan ilen geliyordu diye ilavede, hum-..
pur. Biz, m fteri Goldzier'den iddiasn dorulayacak
jf irk hadis gstermesini beklerdik.
Id-Beyhk, Kab b. Ucre'den de unu rivayet etm itir :
ah, birgn mescide girmi, A bdurrahm an b. Abdlha-
pr i in oturduu yerden hutbe irad ettiini grm. Bu-
i zerine : u habise bakn, oturduu yerden hitab
* h\or. Halbuki, Allah Teala : Onlar b ir ticaret ve s-
1 nee grdkleri zaman, hemen dalp, oraya gittiler ve
ayakta braktlar.3 buyurm aktadr demitir in il-
jnt taraf biz, bn'l-Hakem 'in, oturm asnn meruluu-
dair, bir tek hadisi delil getirdiini gremiyoruz.

Goldzier'in daha nce zikrettii Reca, b. Hayve ha


disine gelince, ona m uttali olmak m m kn olmad. Bu
konuda, bize hadisin kaynan gstermesi icab ederdi.
Keca b. Hayve byk hadis hafzlarndan olup, hadis uy
durmakla da itham edilmemitir.
Cabir b. Semure hadisi ise, bu konuda bilfiil bir ha-
1 is uydurulduuna delil tekil etmez. Bilakis bu, baz in-

3 C u m ' a , 11.

87
I ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

sanlarn, sonradan kan bu deiiklie Hz. Peygam beri


hadisleriyle iaret etm i olabileceini zannetmeleri ihll
maline b ir cevap ayn zamanda, sultanlara yaltaklanan*
zayf imanl baz kimselerin byle bir deiiklie kalk
m alarna da b ir reddiyedir. nsan bazen szn destek^
lemek, hasm m a da yapm olduklar eye sahih snnetten
b ir delil olmadn gstermek iin, byle b ir slba ba
vurabilir.
Bayram hutbelerine gelince, bunu Muaviye ve valile
rinin namazdan nceye aldklar dorudur. Zira, msanlr,
namazdan sonra, oturup hutbeye kulak vermez lmtfcn\
onlar da byle Bir areye bavurm ulardr. Ancak, m
metin, bu tutum larm iA m am asm gaiT ve iddetli tepki gs
term esinden kurtulamamla ir. Buna ramen, biz Mua^
y
viye ve valilerinin yaptklarna birtek hadisi delil getir
diklerini bilmiyoruz.
O a &^
a \//f d o
lF_


. .

-
.

Buhari Sahih'in'de yle bir rivayete yer veriyor,


"
-s J ,^ ^ ^

*: - - . - i ^
"
- v- - .

M uavi yenin Medine vlisi Mervan b. Hakem, bayram


^ */ hutbesini nam azdan nceye almak isteyince, Ebu Said
) ;^ 1 el-Hudri O n a kar km ve elbisesini tutup ekelemi-
tir. Mervan da, O'na, ayn ekilde karlk vererek, kp
nam azdan evvel hutbeyi irad etm itir. Bunun zerine, Ebu
Said Allah'a yemin olsun ki, tayirat yaptnz diye bar
m tr. Mervan : Ey Eba Said Senin bildiin artk kal
mad deyince, Ebu Said Vallahi, bildiim, bilmediim
den daha hayrldr, demitir. Mervan da : Halk namaz
dan sonra bizi dinlemeye kalm yorlard, biz de byle yap
m ak zorunda kaldk. cevabn vermitir.

te, Mervan, yaptm hakl karabilm ek iin, ma-


zeret beyan etmi, bir hadis uydurm am tr. Veya Gold
m ' '

88
SNNET MDAFAASI

>- Ki iddia ettii gibi, hadis uyduracak birini ayarlam a


m .m O y s a bu zaman uydurm aya en m sait bir zamandr,

IVygamber'in, m inberinin basam aklarnn oaltlmas


t .vten byledir. Mervan basam aklarn saysn altya
.Lirmi, bunu da, halk oald iin yaptn sylemi
in Bu, eriat nokta-i nazarndan son derece isabetli bir
v d !amdr. Ama, Mervan'm bu konuda bir tek hadis uy
durduunu gremiyoruz. Dorusu, ben bu msterie, a-
yorum. Koskoca b ir dava ile ortaya kyor, sonra, ona
! lil getirmek isterken, davasn kknden ykp, atacak
bi eyler ortaya koyuyor. Goldzier'e ve aratrm alarna
aldananlar, arpk m antn ve insafl b ir limin el a t
masyla seraba karp, yok olup gidecek b ir delille or
taya kmann, sonunun ne olduunu grsnler.

89
BLM X

l ioldzier'in baz zayf yalanc ve gafil raviler hak-


* ve tadil im am larnn szlerinden getirdii r-
'1 \bizim grmz desteklemekte, ^^m zamanda
* iddialarn da ^ t m e k t e d i r . Bu, cerh ve ta dil
1. uyanklna, hadise sokuturulm ak istenen
haberleri reddetm ekteki gayretlerine, basiretlerine
dduvne tenkidciliklerine en byk delildir. H atta, y-
1 dar, b ir ravi ne kadar salih gzkmeye i yzn
VVmeye alrsa alsn, onun ^izli ynlerini ortaya

.bilmilerdir.

( erh ve ta'dil im am larnn, ravide aradklar vasf-


bir tanesi Adlettir. Yani, O n u n zahiren ve ba-
* dil b ir insan olmasdr. Ebu Asm en-Nebil'in s-
ettii kim seler ise, sfi ve d erv im ereb li kiiler-
< Bu gibileri, caiz olan ile cdmayam, lell ile haram
! binnderTpek ayrd edemezler. Binaenaleyh, tergib ve
1( yani T)ireye tevik veya kandrm ak) maksady-

-, hadis uydurulm asna cevaz verm ilerdir. Veya, sufi-
lkleri ve d e rv i^ k le ri, hadis renmelerine, stadlarm -
l.m hadis iitip, alm alarna ar basm tr da denilebilir.
Hu itibarla, her d u r u k la r n a iltifat etm iler, farknda
olmadan yalana d ^ m le rd ir. ite, bu nitelikteki insan-
lardan hadis alnmazd. limler, bu sz, dervimerep
ve gafil kimselerin zararna kar, bir uyar m a iy e tin d e
sylenmilerdir. Mslim, m u k ^ d ^ s i n d e , rivayette titiz
davranm aktan, itham edilmi ve zayf kimselerin riva-
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

yetinden kanm aktan sz ederken bu sze yer ver


M sterikler ise bu sz asl m aksadndan kartp, fa
Ieti rezlet, m rvveti r klna sokm ulardr.
2 Goldzier'i, Ziyad b. Abdullah el-Beft, hakk
daki kanaatlerinde, aratrm as yanltm tr. Veya,
ei bilmesine ramen, bilm iyor gzkerek, limlere
lan isnad etm itir. Zira, Ziyd yalanc deildir ve asi
yalanclkla da ithm edilmemitir.

m am Ahmed, Ziyad b. Abdullah hakknda : On(u*j


rivayetin)da b ir beis yoktur. Hadisleri, doru kimseleri.-,
hadislerindendir derken, Ebu Davud ise, b n Min'den
naklen : Ziyd el-Bek, bn shak'tan yapt rivayetler
de sikdr. O'nun dndakilerden rivayetinde ise zayf g
rlm tr. tb n shak'tan m eazive dair rivayette bulu
n an lan n en salam, O'dur dem itir.
Bu m fterinin naklettii, Veki'in szn ise. Tirmizi,
K itabu'n-N ikah'ta, Buhari kanalyle rivayet etm itir. Bu
na gre Veki : Ziyd, faziletli biri olmasna ramen, ha-
rivayetnde yalan sylerdi dem itir. Fakat, BuhrT-
nin Tarih'inde kaydettii rivayet buna m uhaliftir. O'nun
kayam a gre riv a y e t: Ziyad, faziletinin yannda, hadiste
d e y lan sylemezdi eklindedir. Bilindii gibi b ir konu-
da7T1akI3e h iu n an ahsla kendisinden nakledilenin sz
leri eliirse, kendisinden nakil yaplann szne itibar
edilir. Bhar'nin nakildeki dikkati ise, izaha m uhta de
ildir. zellikle de, burada olduu gibi, tercih edilmesi
ak olan bir yerde. Zira, Ziyad, asla yalanclkla ithm
edilm em itir. Nitekim, Hakim de El-Kna adl eserinde^
Bhr'nin kaydetti~ekliyle habere yer verm itir
durum da, Tirm izi'nn rivayetinde metinden^ manaya
SNNET MDAFAASI

" kazandran l harfinin dt anlalyor,!


/.<<(.
! Yalan sylemezdi olmas gereken * .'(/
-
.
(. sylerdi eJdhde~~man' k a za n y o r.'

* < bullri, K itabul-Cihadda, M utbi o larak Z - '


' <haberine Mslim ise, Sahihinin birka yerin-
>(
]
gayetlerine yer verm itir. ayet, yalanc ve
hk.lkla itham edilen birisi olsayd ne Buhar ve ne de
[)[, D'nun rivayetini eserlerine almazlard. Bu iki
tivayetini kabul etm e^ suretiyle, Ziyad tezkiye
tli, .ika bulm alar, gvenilirlii hakknda delil olarak
ah[. Bu arada unu da hatrlatalm ki, raviler ara-
aknclar bulunm akla beraber, sika, adil ve zbt
)* . . onlardan kat, k at daha fazladr.

- Goldzierin, Yezid b. H arun dan n a k le tti i: Bir


]]
, , Sfyan b. Uyeyne ve Styan es-Sevriye varn-
> . kadar, b t n K feli hadisiler tedlis yapard. sz
ve ta dil lim lerinin, tedlis yapan ravilere dikkat
.' I[;k iin syledikleri b ir szdr. Kesin olarak, tes-
dilmedike ' ile yaptklar rivayetlerin kabul
dllemesi iin b ir uyar anlam tam aktadr, stelik,
[>Hs, yalan demek deildir. Bu, yalnzca, ravinin. sev-
1 de karlam (lika) olabileceine de, olam yacana
ihtimli olan bir ib are ile, rivayette bulunm as de--
mcktir. Sfyan b. Sid es-Sevri ve Sfyan b. Uyeynenin
((Hislerine gelince; b u , rivayetin lika ve sem a'a (yani
ravinin eyh ile karlatna ve dorudan ondan iitti-
) ] dellet eden b ak a^b r tarik ile gelmesi halinder

( Tehzibt-Tehzib, c. , s. 375-377; Takrib't-Tehzib, c. 1, s.


238 bu Huzeyfe erefuddin Hiczi, Tirmizinin, el-ielinde
2/7 Buhrinln Ziyd b. Abdullah el-Beki Sadk bir ra.
vidir* Uye naklettiini sylemitir.

93
ORYANTALSTLERN PHELERNE OEVAPLAR

tedlis ihtimali izale olur. Hadisiler, bunlarn ve ayn du


rum daki dieF ravilernfhadislerini nakilde bu esasa gre
hareket etm ilerdir. u kadar da var ki Kfe, slm m er
kezlerinden yalnzca birisidir. Kfe dndaki yerlerde ise,
hi tedlis yapm am akla bilinen pek ok ravi vard.
Hakim, Ebu Abdullah, M a'rifet Ulmi'J-Hadis adl
eserinde : Ben aratrm acy, tedlis yapan ve tedlisten
kam an raviler hakknda doruya sevkedecek bir nokta
ya temas etm ek istiyorum, der. Ve unlar kaydeder;
...Hicaz, Harameyn, Msr ve Avl blgesinin mezhep-
lerinde asla tedlis yoktur. Ayn ekilde, Horasan. el-Ci-
b al, Isbahan, Fris, Hzistan ve Maverau n -Nehir, imam-
la rm d a n T b ir tek kiinin dahi tedlis yapt bilinm em ek?
tedir. En ok tedlis yapan ^ d i ile r, Kfe'lilerdir. Bas
r a dan ise, ok az kimse buna yeltenm itir.
Ad geen, her iki Sfyan da, ileri gelen hadis imam-
larm dandr. Kendilerine isnad edilen tedlis, yerilen ted
lis nevinden deildir. Sfyan b. Uyeyne'nin, sadece, sika
kimselerden rivayetinde tedlis yapt bilinm ektedir.

bn Abdilberr, bu konuda, hadis im am larnn u sz


lerim nakle t m i trT Tbn yeynenin tedsi m akbuldr.
Zfra, O, tedlis yapt vakit, bn Creyc, Ma'mer ve ben-
zerlerinTlTarntr. (Bunlar ise makbul ravilerdir). bn
fibban da bunu tercih etmi ve bu durum un, dnyada
yalnzca, Sfyan b. Uyeyneye has b ir zellik olduunu
belirtmitir.2
Sfyn es-Sevr'nin tedlisi ise : isim ve knyeleri bir-
birinin yerine kullanm ak kabilinden bireydir. Beyhaki,

2 erh-U Elfiyetil-Irk, c. 1, s. 84.

94
SNNET MDAFAASI

Medhal adl eserinde, bu konuda, M uhammed b. R-


. u rivayetine yer v erm itir: Ebu mirce; Sf-
. tedlis yapar m^d? diye sordum Hayr, eevabn

d. Peki, Kfe'ye geldii vakit, onlarn, herhangi biri-


inden hadis rivayet etm ed i^erin i anlaynca : bana fa-
kimse rivayet ^tti diyerek, ravi, ismi ile biliniyorsa, '
' ^
knyesini, knyesi ile m aruf ise, ismini rikrederek, liva[ ; '
% etmez miydi? dedim. Bana : Bu tezyin'dir, tedlis de-^ - ? ' rv
rl karln verdi. " t c t tr s

Her halkarda, hadis ila m la r , tedlis yapanlarn ri-


ayetinde ihtiyatl d v ra m n la rd r. Bunun iinde, tedli-
bir ksmm, ravinin cerhine sebep ^ m l a r d r . Bu
nevi tedlis, zayf bir raviyi hazfederek, O nu n yerine si-
ka bir ravi koymak suretiyle yaplan tedlis't-tevsiye
ad verilen tedhstir.3 B ir ksmnn ise, ravinin cerhine
neden tekil etmiyeceini belirtm ilerdir. Bu nevi, tedlis
de, her iki Sfyan'dan nakledilen tedlis eididir. Btn
bu izahlarmzdan, Goldzier'in kendisine yapt eyle-
rin, mesnedsiz eyler olduu, hakka zerre kadar glge
drebilecek nitelikte olm adklar ortaya kmtr.

3 Bu en tehlikeli tedlis eididir. Zira, zayf rvi hazf edildii


iin, sened, sikann sikadan rivayeti eklinde gzkm ekte
dir. ou zam an da bunu farkedem eyenler sahih olmad
halde, hadisin shhatine hkmedip. O n u n la ihticacta bulu
nabiliyorlar.
BLM XI

Goldzierin : kinci asrda m slm anlar, bir hadise


sahih demenin yalnzca ekle ynelik olduunu, isnadlar
sahih olan hadisler arasnda, pekok uydurm a hadisin
bulunabileceini farkettller szne gelince; buna da b ir
ka adan cevap vermek istiyoruz :
Bir defa bu sz, oryantalistlerin b ir iftirasdr. Biz,
hibir im am n szlerinde ve hi b ir gvenilir kaynakta
bunu gremiyoruz. Hem, nasl olur da im am lar sahih ha
disleri tesbit edebilmek ve onlar, uydurm a olanlarndan
ayrm ak iin, btn glerini sarfeder, m rlerini vakfe
derler de, sonra kalkp, sahih olduuna hkm ettikleri ri
vayetler arasnda yalan ve uydurm a haber bulunabilece
ini ngrrler? Bu m antkl b ir ey deildir.
lk devir limleri, yalnzca b ir hadisin sahih, hasen
veya zayf olduuna hkm etm ilerdir. Bu da zann galip
ve zahire gre verilmi b ir hkm dr. Bize de em redi
len, byle hareket etm ektir. Yoksa, onlarn bu ekilde
hkm etm elerinin anlam, hadisin, hakikatte de byle ol
duu m anasna gelmez. nk, yalanc birisinin doru
syleme ihtim ali olduu gibi, sadk birisi de yalan sy
leyebilir; her ikisi de ihtim al dahilindedir. Tabii bu, yal
nzca m antiki b ir tasarm dr. Hadis lim lerini bu ekilde
bir kanaate sevkeden, onlarn ar insaf ve tevazulardr;
Zira, iin iyzn ve m utlak gerei yalnzca, Allah
Tel bilebilir. Btn bunlarla birlikte, nasl ki, pekok

97
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

hadisin kati bir ekilde yalan olduuna hkmetmilerse


ok sayda hadisin kesin olarak sahih olduuna da hk-
m etm ilerdir. Ancak, hadisilerin sahih veya zayf oldu
una hkm ettii haberlerin kesinliine inanabilmesi iin,
bir insann, onlarn kaide ve kurallarndan haberdar ol
mas gerekir. Bunun yannda kiinin hadis kaynaklarna
iyice m uttali olmas, hadis im am larnn ilim deryasna
daldklar gibi, O'nun da kendini bu ilme vermesi bir
zarurettir. Pek tabii ki, byle birisi iin tadna erer bunun
sonucu olarak da hadisilerin faziletini itiraf eder.
Gerekten hayreti mucib dier bir husus da; Goldzi-
er'in iftiralarnn dayanaklar arasnda, hadisilerin ha
dis olduu ileri srlen u szden de destek aldklarn
iddia etm esidir : Yaknda, bana isnd edilen hadisler o
alacaktr. K ur'an'a muvafk olanlar, sylesem de,
lemesem de bana aittir. Halbuki, bu szn uydurm a ol
duunda zerre k ad ar phe yoktur. Yahy b. M'in (.h.
233) gibi, pekok m nekkid ve hadis uzman lim, bunun
uydurm a olduuna dikkat ekmitir. bn Min; O n u zn
dklarn uydurduunu da belirtm itir. Haberin yalan ol
duuna kni bir dier zt ise, A bdurrahm an b. Mehdi
(.h. 198)'dir. bn. Hacer, Et-Takrib isimli eserinde,
O'nun, hafz, sika, gvenilir; hadis ve ricli konusunda
uzman bir zat olduunu sylyor. Zayf ve uydurm a h a
berlere rnek olarak da u sz rnek verdiini kayde
diyor : Benden size b ir hadis nakledildii zaman, hak
ka uygun dyorsa, onu tasdik edin. Ben onu sylemi
olsam da, olmasam da, siz onu aln...
-Sehv, hadisi, Darekutni'nin El-Efrd'da, Ukay-
l'nin Ez-Zuafda, Ebu Ca'fer bn'l-B uhteri nin El-Fe-
vd'de, Ebu Hureyre'den, merf, olarak rivayet ettik-

98
SNNET MDAFAASI

mi, fakat hadisin m nker, olduunu kaydediyor. Ukayl


-, hadisin sahih b ir isnadnn bulunm adn, tariklerin-
l birini, Tabern nin, ibn mer'den m erfu olarak y-
lo rivayet ettiini sylyor : Yahudilere Musa'y sordu-
lu, onlar da, hakknda ok ey sylediler. Baz eyleri
l.ne ederken, bazlarn da kartp attlar ve sonunda
k.r oldular. H ristiyanlara da Isa (a.s.) soruldu. Onlar
hakknda ok ey sylediler. Baz eyleri ilave eder-
k11, bazlarn da kartp attlar. Nihayet, onlar da kafir
oklu. Bana isnad edilen hadisler de oalacaktr. Size bir
hadis ulat vakit, onu Allah'n kitabiyle karlatrn.
Yr O n a itibar edin. Allah'n kitabiyle paralellik arzede-
m utlaka ben sylemiimdir. Ona zt deni ise asla
!en sylememiimdir. bn Hacer de bu hadisin btn
iinikleri hakknda ileri geri sz edildiini haber vermi-
i ir. Hadisin btn tariklerini, Beyhaki El-Medhal isim
li eserinde bir araya getirm itir. Es-Saan de : Size ben
den bir hadis rivayet edildii zaman, onu, Allah'n ki
tabna arzediniz. ayet, ona muvafk derse kabul edin,
:ger m uhalif decek olursa reddedin eklindeki hadi
sin uydurm a olduunu kaydetm itir. 4
Bunlardan baka daha pek ok lim, snnetin, K ur-
an'a arz ile ilgili hadisin uydurm a olduunda ittifak et
milerdir. Neredeyse hadisiler arasnda bu konuda icma
vardr.
zet olarak, ne biz ve ne de, akl sahibi herhangi
biri," GoldzerTn lTeri srd hadis He, ibn Mace'nin ri-
*Vayet ettii : Sylenen h e rg z e l sz Ben sylemiim
gibi (kabul-edin) hadisinin u y lu rm a, metinlerinin_eli
kili ve tutarsz olduSarida^en ufak bir phe d u y m a y z .

4 El-Acln, Kef'l-Haf, c. 1, s. 86.

99
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

H er iki hadisin de m etnine yle derinlemesine b ir b a


kldnda Peygam ber yle dursun, zerre k ad ar akl olan
birisinin bile syleyemiyecei hemen anlalr, yleyse
dost-dm an herkesin, en akll b ir zat olduunu itiraf
ettii Hz. Peygamber, gzel olduu srece, sylemedii
b ir szn kendine ait olabileceini nasl kabullenebilir?
Dahas, nasl olur da, sarfetsin veya sarfetm esin, byle
b ir szn, kendi hadisi olarak alnm asn em redebilir?
Bu, son derece ilgin b ir durum dur.
Goldzierin ibn mer ve Ebu H ureyre'nin Av ve da
var kpeklerinin dm daki kpeklerin ldrlm esine dair,
rivayet ettikleri hadis hakkm daki deerlendirmelerine,
daha nce, ayn, konuda, Ahmed Em in'in grlerini ele
tirirken deinmi ve cevap verm itim . Basiretli okuyu-
culanm z, b u rnek vesilesiyle Goldzier ve Ahmed E m inin
ayn paralelde dndklerini rahatlkla farkedebilecek-
tr. Bylece, b tip M slman aratrc ve yazarlarn,
m sterikleri, nasl, adm adm takip edip, onlara tabi
olduklarn grebilecektir. Ahmed Em in'in, en byk de
has ise, aratrm alarnda fikrini aka sylemeyip zehiri
altn kupada sunmasdr.*
^ ^ ^ - tmm m . - "
- -- - *

* Bu paragraf, kitabn A rapa aslnda, daha evvel sk sk zik


redilen hususlarn yeniden bir tekrar olduu iin, yalnzca
m uhtevaya iaret edecek ekilde, biraz tasarru fla evril
m itir (Mtrc).

100
BLM XII

Oryantalistlerin ounluunun fikirlerine ve yalan


yanl grlerine tabi olduu G oldzierm , hadis kaynak
larn okuduu, ne var ki pek nfz edemedii anlal
yor. tine girdii snnetin engin deryasnda, dalgalarn
kendisini yutacan anlaynca, rasgele yzmeye, karaya
ulaabilmek iin, b ir saa, b ir sola carnm ava-halam ,
Tabi ki neticede de karaya ^ v u a m a m tr.
I M sterikler, edebiyat b an n d ak i baz alm alarda
muvaffak olaKlmBrseTte; snnet e ifgili ineelemefe-
Iin3e ok byk hataya 3um uerdrr7nk!7Tadis ilim-
leriyle m egui 1 m slm an limler" bile, uzun bir ca-
lma, inceleme ve geni vakit ayrm a sonucunda, bu ilme
mteallik baz gereklere ^ ^ b i l i r k e n , slm ve slm
ilimlerin yabancs olan bu kimselerin, hadis konusunu
incelemeye l^ k tk la rn d a , durum lar ne olur? Bunla-
ra ilaveten, b ir de, arkiyat alm alarndaki ard niyet ve
kt m aksatlar, K ur'an ve Snneti tahrife ynelik gay-
retleri de eklenince, tabii, aratrm alarnda hata ve yan-
ltan i ilm e z oluyor. Bu h ^ l a r n bir ksm, kasten ve
kelimeleri asl a b r a l a r n n dna kaydrarak ilenirken,
b ir ksm da, cehaletten ve yeterli derecede bilgi sahibi
olm am aktan ileri geliyor.
Goldzier'in szn ettii, hadis sahifelerine, hadisi-
lerimiz gereken ihtim am vermiler, sahih, zayf ve uy-
durm a olanlarn birbirinden ayrd edip, beyan etmiler-
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

dir. Eb Hdbe, Dinr, Eecc Nastur. Yusr ve._ Nuaym


gibi baz Kimselerin sahifelerinin uydurm a olduklarn da
bir ekilde ortaya koym ulardr.
Hadisilerin ihtim am na m azhar olan bu nshalar
dan bazlar, Rasulullah (s.a.s.) zam annda yazdrlm, bir
ksm da Raid halifeler devrinde kaleme alnm tr. Bu
nshalar zekatlarn nisb ve hangi m allardan zekat verile
ceini ihtiva eden sahifelerdir.
Halife, Eb Bekir (r.a.)in, Enes b. Mlik'i Bahreyn'e
gnderirken, fa~verdii vesika, TTadTsilerin kanaatine
yazl sahfeerin en sahihidir. Bu vesika, Rasulul
lahvm koyduu farizalara dayanlarak tesbit edilen, deve
ve davarlarn nisap m iktarn belirlemektedir.
Ebu Muhammed bn Hazm'n bu vesika hakkm daki
gr udur : Bu m ektup, son derece sahihtir. Eb Be
kir es-^Sddk, sahabenin huzurunda, onunla amel etmi,
fakat hi kimse kendisine kar kmamtr.
Buhr, Eb Davud, En-Nes, m am Ahmed ve Da-
rakulni nin rivayet ettikleri, bu vesika ile ilgili hadisin,
isnadnn sahih, ravilerinin de sika olduu, Darekutn
tarafndan ifade edilm itir. Hadisi, m am f, Beyhki
ve Hkim de rivayet etm ilerdir. Ancak, Eb Dvud, Tir-
mizi ve m am Ahmed tarafndan rivavet edilen Zhri var
yantnda ise ihtilaf edilm itir. Zhrnin, Slim'den,
O'nun da, babasndan yapt bu rivayet yjedir : Rasu-
luTlah (s.a.s.) zektlar yazdrm, fakat, valilerine gn-
deremeden vefat etmiti: lm n m tekibrE B Bekir
* - * * A . a __ _

(r.a.) O1nu vlilere gnderdi ve kendisi lnceye kadar


S lP tatbkat ona gre yapt. Tirmizi, bu rivayetin ha-
sen olduunu sylemitir.
"|B
I ............

i # .
SNNET MDAFAASI

ine Zhr'den m rsel olarak gelen b ir rivayette O,


J/f onusu nshann, Rasulullah'm zekatlar konusunda
l ettirdii m ektubun b ir nshas olduunu, kendi
munnda ise bunun, mer'in ailesinin yannda muha-
/ edildiini sylemitir. Ayrca, Zhr, bu nshann,
m b. Abdlaziz ve Abdullah b. mer'in oullan olan,
Im ve Ubeydullah tarafndan istinsah edildiini, ken-
.inin de O'nu bizzat Slim'den okuyup, ezberlediini
etm itir. Buhr'nin, bu nshann, m uhafaza edil-
s olduunu um duu rivayet edilirken, ibn Min'in de.
j ulisin zayflna hkm ettii nakledilm itir.
. Btn bunlar ortadayken, hadisilerin, szkonusu
hifelerin shhat ve kaynan aratrm adklar sylene-
S ii r ?

SIIRLAR IN ZEKTINA DR HADSLER

l Goldzier'in phe drmeye alt ve alimlerin


jisab m iktarlarn tayinde esas al(m a)dklarm syledii,
rlarn zektm a ilikin hadis'e gelince; b u da m uteber
kaynaklarda rivayet edilmitir, te Ktb- Hamse ve
Mnteka'l-ahbarda yer verilen b ir haberde, Muz b.
t ebel (r.a.) yle dem ektedir : Rasulullah (s.a.s.), beni
Vemen'e gnderirken, her otuz srdan bir yanda bir
dana veya dve almam emretti. m am Ahmed'in Yahya
b. el-Hakem'den yapt b ir rivayette ise, Muaz (r.a.)'m :
*Rasulullah beni, zekt mili olarak Y em ene gnderir
ken, her otuz srdan yan tamamlam bir dana, her
krk srda ise iki yan tamamlam bir dana, almam,
emretti dedii nakledilm itir. Aralarnda, ibn Hbbn ve
Drekutn'nin de bulunduu ok sayda lim bu nsha
larn sahih olduu kanaatine sahip olm ulardr.
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

bn Hazm gibi, baz iim ler ise, hadisin raviierinden


M esrkn, Muaz b. Cebel'i iitmedii gerekesiyie, di-
erlerine m uhlefet ederek, hadisin m unkat olduunu
belirtm ilerdir, ib n Hacer de, Abdulhak'tan, srlarn ze-
katm a dair yainzea b ir hadisin shhatinde ittifak edil-
diini, nakletm itir.
bn Abdilber, ise : Et-Temhid adl eserinde, Muaz
hadisinin senedinin m uttasl, sahih ve sabit, olduunu
sylyor. El-istizkr adl eserinde de; srlarn zekat
konusunda snnetin, Muaz hadisinde, beiirtildii gibi ol-
duunda, btn lim lerin ittifak ve icma ettiklerini kay-
dediyor.l
bn Hazm'm, hadisin m unkat olduu yolundaki g-
rn, O'nun m uttasl ve sahih olduuna hkmeden
lim lerin grne tercih ettireeek herhangi b ir neden
yoktur. Bunu kabul etsek bile, H adis'in m unkat olmas
ay n b ir ey, uydurm a olmas apayr b ir eydir, iin il-
gin taraf Goldzier'in bir rivyetin sahih olup olmad
yolundaki ihtilaf zerine hadisin uydurm a olduu hk-
m n nasl bina ettiidir! Kald ki, bu rivayetin sh-
hatinde ihtilaf edilmi olsa bile, sahih olduklarndan it-
tifak edilen, srlardaki zektn nisabn havi daha ba-
ka rivayetler de vardr.
Beyhki, es-Snen adl eserinde, Eb Bekr b. Mu-
ham m ed b. Amr b. Hazm'm, babasndan, O'nun da, de-
desinden yapt b ir rivayete yer verm itir. Rivayet y-
ledir : Rasulullah (s.a.s.) Y em enlilere feriz, snen ve
diyetleri konu edinen bir m ektup yazd ve O nu da Amr b.
Hazm ile onlara gnderdi, ite bu, onun b ir nshasdr.
Deve, sr ve davarlarn zekat m iktarn belirtm ektedir.

1 Es-evkni, NeylT-Evtr, c. 4, s. 182-192.

104
SNNET MDAFAASI

m am Ahmed b. Hanbel'e, zekatlara dair bu hadisle


ilgili gr sorulmu, O da, sahih olduunu, um duunu,
sylemitir. m am n, hadisin shhatini, kesin olarak ifa
de* etmemesi O n u n takvasnn b ir iaretidir.
[ B tn bunlardan sonra, birtakm hadislerin shhati
ve baz nshalarn gvenilirlii konusunda, lim lerin ih-
nlaflarndan hareket ederek, hadis uydurm aclnn ilk
asrda balad gibi bir netice karm ak, ilim adam na
yakr m? Ayrca, b ir hadisin sahih olmamas ile uy
durma olmas arasnda fark olduu da bilinmelidir. Evet,
bir hadis sahih olmayabilir. Bu, asla onun uydurm a ol
duu anlam na gelmez. Olsa, olsa O n u n hasen olabile
cei ihtim alini tar.
2 Bana yle geliyorki, Goldzier, szkonusu mek-
lub ve nsha arm yalnzcafyazl olarak nakledildiini zan
nediyor. Bu doru deildir. nk, daha nce~~3TTaret
ettiimiz gibi, b u m ektup ve sahifeler, sahih ve m u tta
sl isnadlarla, szl olarak da rivayet edilmilerdir. Nite
kim, Buhar, Sm m e b. Abdullah b. Enes'ten, Enes (r.a.)
in : Eb Bekir (r.a.) bu m ektubu, beni Bahreyn'e gn
derirken yazmtr dediini kaydetm itir. Ayrca, Z hrf-
nin, bu vesikay Slim'den okuyub ezberledii de daha
nce gemiti. Bu durum da, demek ki itirmd, yalnzca
yazya deil, ayn zam anda szl rivayetedir.
te yandan, rvide gvenilirlik vasf bulunduka ve
sik kimselerden rivayet yoluyla alnd m ddete, ya
zl b ir vasiyete m racaat etmenin, ne m ahzuru olabilir,
buna da b ir m ana veremiyorum. Goldzier, snnet ilmin
den haberdar olmayan okuyuculara, Kuzey ile Gney
araplar arasndaki anlam aya dair bir vesikay ve insan
larn derhal O nu tasdik edilerini rnek gsteriyor. Ama.
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

byle b ir anlamann, zekt ve nisap m iktarlarn dinde


ki mevkiini, hell ve haram n ne olduunu bilmek ka
dar, ehemmiyeti haiz b ir konu olmadm farkedemiyor.
Unutm am ak lazm ki, Snnet teri'in ikinci asldr ve
ancak, o bilindii taktirde hell ve haram renebilme
im kan vardr. Bu nedenle, Snnetin, m slm anlarm na
zarndaki sekin yerini alm olmas, alacak b ir durum
deildir. Hadis sahifelerini, sz konusu antlama}^ hv
sahifeye kyas etmek, btl bir kyastr.

106
SONU

yle inanyoruz ki, bu uzun eletirilerimiz netice-


Uule, m antk ve insaf sahibi okuyucumuz, Goldzier'in
Mimet'in bana rm ek istedii orabn ne kadar zayf ol
duunu grm, O'nun snnete ynelttii phelerin, ob-
1klif ve drst b ir inceleme karsnda yok olup gittik-

ni farketm itir. Bu meyanda, ileriye srd btn


iddialar mesnedsiz ve hayal rn olduuna gre, ha
di in, m slm anlarm , din, siyas ve sosyal gelimelerinin
m rn olduu yolundaki gr de yklp gitmitir.
imdiye kadar ortaya koyduumuz delillerden ha
dislerin salam ve kuvvetli tem eller zerine km oldu-
on anlalmtr. Hadisler, slm 'n ilk asr, peygamber
devrinin doru bir tasviridir. Zira onlar, Rasulullah'n
sz, fiil ve takrirleri, veya, O'nun, ahlak ve yaratlla
ilgili tavsifleridir. Daha geni bir ifadeyle, hadisler Ra-
sullah'n, inan, hukuk, slm ahlk ve slm 'n tebliin
deki en nemli unsurlardan olan meazi ve seriyelerle
dgili sireti, O gnn dnyasndaki kral ve idarecilerin
Islm'a girmelerini tem inde takip ettii m etodun en do
ru bir tasviridir diyebiliriz.
K ur'an ve Snnet, ashabn, Rasulullah (s.a.s.)m b
rakt istikm ette devm edebilmeleri iin, slm 'n do
u dnemini yanstan en doru iki vesikadr. Birinci ve
sika, yani K ur'an, gerek b ir btn ve gerekse tafsilat
itibariyle, katiyyet ve yakin ifde eden b ir tevatrle tes-

107
ORYANTALSTLERN PHELERNE CEVAPLAR

bit edilmitir. kinci vesika, snnet ise, bizlere kadar, gl


veilir nakil yollarnn en hassas ve en titiziyle, ulam
tr. Nitekim b u almamzda zikrettiklerim iz konuyu, ol
duka aklar b ir biimde ortaya koym utur. Ben bu
kitabn, Allah katnda benim iin bir azk olmasn um u
yorum. Rasulullah (s.a.s.)'dan hadisi, dil, sika ve son de
rece zabt olan sahabe nakletm itir. Sahabeden, tbiun
alp stlenm i, onlardan da, tebeut-tbi'n alm ve bu
ekilde nesilden nesile devam etm itir. Daha, nc asr
tam am lanm adan hadis ve snnetler, sahih, msned, snen,
cami ve m u'cem trnden eserlerde tedvin edilmitir.
Bu nedenle, biz, hadislerin ok byk b ir ksm nn sa
hih, az b ir m iktarnn uydurm a olduunu sylyoruz.
Btn slm limlerinin kanaati de bu dorultudadr ve
bu : Allah Tela nm : Zikri biz indirdik, O'nu koruya
cak olan da biziz sznn b ir tecellisidir.
ADA MSTERKLERN HADS
HAKKINDAKI GRLER

Ali Hasen Abdlkadir, Nazratn mme f Trih'i-


kh'Lslm adl eserinde, yerinde b ir davranla, a
da m steriklerin hadis hakkm daki nazariyelerine de
yer vermi ve yle dem itir : Modem asrda, m sterik
ler arasnda, ncekinin aksine, netice itibariyle, slm 'n
bak asyla uyuan ikinci b ir nazariye rev bulm utur.
M sterik Wink, b ir almasnda, hadisilerin, ha
dis tetkiklerinde gsterdikleri gayretlerine deindikten
sonra, onlarn oynadklar role ilikin olarak yle diyor :
Mslmanlarn, dhili ve harici b ir takm nedenlerle sa
hih olmayan hadislerin btn nevilerini tesbit edememi
olm alarndan hareketle, btn hadislerin gvenilirlikleri
ni reddetm ek m akul b ir tutum olamaz. Zira, slm h a
dis salam b ir esas m uhtevidir. Hadisin, ancak, birinci
ve ikinci asrdaki uydurm alardan ibaret olduu; Onun,
yalnzca Rasulullah (s.a.s.) ve ashab dneminin tasvirine
dellet edebilecei eklindeki kanaat, Peygamberim ah
siyetinin, m slm anlar zerindeki tesirinden tam am en h a
bersizdir. Ayn zamanda bu kanaatte olanlar, Rasulllah'-
m snnet ve hadisteki tarihi izlerini iptale yeltenen gay
retleri de bilm iyorlar, dem ektir. Byle b ir gr, m ad
deci tarih anlaynn bir sonucu olup K ur'an'daki ilh,
itikdi meselelerin de vcud bulm asn istememektedir.
Bunlarn, binlerce tasvir ve tem silden ibret olduklarn
dnm ekte, Islm kltrnn de, henkli ve yeknesk

109
ADA MSTERKLERN GRLER

olmayp, m uhtelif ekil ve renklerde, eitli milletlerle ka


rm n bir rn olduunu zannetm ektedir.
Byle b ir yaklama gre srdrlen incelemeler ve
bunun temel varsaym olan aksine delil bulunm adk
a, her fkh hadis uydurm adr kanaati, sonsuz bir fa
raziye ve phe kapsnn almas sonucunu douracak
tr. O zaman da, sahih, genel ve m uteber grlen bir me
selede, herhangi b ir tenkide itib ar etmemiz m m kn ol
mayacaktr.
Bununla birlikte, yukardaki kanaati tayan bu kim
seler, Peygamberim ne ahs ve ne de misyonu ile
damayan konularda genel bir ittifaka varabiliyorlar. Bu
nun en arpc rnei, pekok meselede phe ierisinde
olm alarna karn, Garanik vak'asm daki ittifaklardr. 1
Mslman rvilerin, sbjektif ve m utaassp olduk
lar sylenemez. Nasl sylensin ki, bu raviler, Rasulullah
(s.a.s.)m Ben kavmimin dininde iken, Uzza'ya toprak ren-

1 G aranik V akas, slm dman zndklarn uydurduu bir


hadisedir, z e t olarak yledir : Rasulullah (s.a.s.1, Mekke'
de Necm suresi geldii vakit, Onu okumu ve : Grdnz-
m O lt ve Uzzay ve ncleri olan teki menat ye
tine gelince, eytan Resulullah'a : Bunlar, yce Garanikler-
dir. Onlarn da efaatlan umulur. dedirtiverm itir Ne Re-
sulullah ve ne de m slm anlar, Cebrail uyarncaya kadar,
bunun farkna varamamlardr. Bu hem naklen ve hem de
aklen batl bir kssadr. Geni bilgi iin bkz. es-Siretn-
Nebeviye fi DaviT-Kurn-i ves-Snne, c. 1, s. 375-387.
K uran Meli Yazan, Fransz M sterik R.L. Blachere em ne
te hiynet etmi ve en-Necm suresinin melini yaparken,
bu yalan da> K uran nassna sokuturm utur. Bu bir emnet-
sizlik olmann yannda, Blacherenin yapt d bir desise
ve Allaha kar apak bir iftiradr.
SNNET MDAFAASI

mile bir koyun kurban ettim dediini, yine Onun; o-


aklarna Abd'l-Uzza, Abdu m enaf ve Kasm gibi
isimler koyduunu rivayet edenlerin ta kendisidir.
Ayn ekilde, Zeyneb binti Cah kssas, ifk olay ve
i lafsa hadisesi gibi, Peygamberim ahsi ve ilevi b irta
km meselelerini dile getiren rivayetleri de sahih h a d ;s
mecmualarnda grebilmekteyiz. Prensip olarak, hadisle
rin bir ksmnn sahih olduu itiraf edildii zaman; Ra
sulullah'in konum u ile uygunluk arzetmeyen ok az say
da rivayetin sahih olabileceini, bunun dnda kalanlarn
ise, aksine delil bulunm adka uydurm a olacaklarn sy
lemek tutarszlk olur.
M slmanlarn, hayat tarzlaryla alakal, kk-b-
yk her meseledeki ittifaklar, snnete sk skya sarl
may, deimez bir gaye hline getiren hadisin; artlarn
bir gerei olmadm, ve daha sonraki m slm an nesil
lerin, tutarsz birtakm fikirleri zerine bina edilmedi
ini, gsteren en gzel delildir.
Daha sonra, Wink, Goldzier'in iine dt baz ya
nlglar zikrederek eletirisini yapm ve O'nun gr
lerinde hatal olduunu vurgulam tr. 2

2 Ali Hasen Abdlkdir, A.g.e., s. 131-136


V1STERK W iN K 'iN SZLERNN YORUMU

Wink ve onun gibi dnenlerin szleri, arkiyat ta-


!))de, nemli b ir dnm noktas olarak deerlendi-
1< bilir, ?ekok m steriin, itirak ettii, Goldzierin
ileri, b ir m ddet reva bulduktan sonra, yine, ken-
) ilerinden W inkin onlara cevap verdiini, hadis ve ha-
iler hakkm daki nazariyelerini r tt ^ in ve hadis
konusunda hakk dile getirdiini mahede ediyoruz.
Wink, salam ve m uhkem b ir esastan hareketle, hadisi
Kasulullah (s.a.s.) dnemine kadar gtrm , Onun, Gold-
/ier'in idida ettii gibi, sosyal, siyasal ve dini geliimin
)> rn olmadn vurgulam tr. Gerekten, Wink ve
o 'n n n gibi dnenlerin grleri, hadis konusunda, is-
lm limlerinin, teden beri syleyegeldiklerine en yakn,
hatta, hemen hem en ayn paralelde grlerdir.
W inkin en hassas m lhazalarndan b ir tanesi u
tespitidir : M steriklerin byk ounluu, Garanik ks-
sasnn sahih olduunda ittifak etm ilerdir. H albuki bu
hadise, imkansz ve sam adr. Zira, ?eygam ber'in isme-
tini zedelemekte, ?eygmberlllne dil uzatm aktadr. Fa-
kat, ayn zamanda, b u m sterikler, en sahib haberleri,
uydurm a olarak yaftalam akta veya en azndan phe d-
rm ektedirler. M ttefekun aleyh olan, Buhari ve Ms-
rivyet ettikleri Sevap maksadyle yolculuk, yal-
nazca mescide, benim u mescidime. Mescid i Harama
ve Mescid-i Aksya yaplabilir hadisi hakknda ne iddia-
ettiklerini daha nce grmtk.

13
ADA MSTERKLERN GRLER

M steriklerin ounluunun tavn, sahihi zayf, mev


zu ,yu sahih gsterm ektir. Onlar buna sevkeden yegne
sebep ise; taassuptur: slm 'a ve slm Peygamberine,
K ur'an'a ve Snnet-i Nebeviyye ye kar, gnllerinde giz
ledikleri hntr.
Yine, W ink'in orjinal tesbitlerinden b ir dieri de,
m slm an rvilerin, sbjektif ve m utaassb saylamaya
caklardr. Zira onlar, b ir taraftan tevhid ve nbvvete
halel getirmeyecek nitelikte, Rasulullah'm ismetine de
llet eden hadisleri rivayet ederlerken, dier taraftan,
Peygamberlie ve O n u n ismetine glge drecek u n su r
lar ieren hadisleri de rivayet edebilmilerdir. ayet, ilk
ksmla yetinmi olsalard bile, bu onlar iin naksa ol
mazd. Ancak, nakildeki emsalsiz em net anlaylar, sahih
akideye dokunsa da, ismeti zedeleyecek unsurlar tasa
da, rivayetlerden hibireyi gizlememe prensipleri buna
mani olm utur.
Fakat, bunun manas, asla rivayet ettikleri eylerin,
derece bakm ndan, sahih, hasen, zayf veya uydurm a ol
duklarm beyan etm edikleri anlam n tamaz. Onlar, ri
vayetlerin yukarda iaret ettiimiz vasflarn da beyan
etm ilerdir.
B tn Islm limleri, mevz haberin, ancak, uydur
m a olduu sylenilerek rivayet edilebileceinde, aksi tak
tirde, O'nu rivayet edenin son derece byk b ir gnah i
lemi olacanda ittifak etmilerdir.

114
BTN LMLERN UYDURMA
OLDUKLARINDA CMA ETTKLER
K HADS

Bu arada, W in k ln el-Kelbnin Kitbu 1-Asnm s.


19 adl eserini kaynak gstererek z ik re tti i: Ben Kav-
m im in dinindeyken, Uzza'ya, toprak renginde b ir koyun
kurban ettim eklindeki hadisin hadisilerin icma' ile
uydurm a olduunu da hatrlatalm . Zira, hadis, bizzat
kendi kendisinin uydurm a olduuna en ak delildir. n
k, Rasulullah'm, Peygamberlik ncesi hayat bile, bra
kn sonrasn, inan, hukuka riyet, ilim, amel, ahlak ve
davran bakm ndan, dnyann tand en rnek bir
hayattr. Bundan baka, Hz. Peygamber'e isnad edilen sz-
konusu davrann, imkansz olduuna dellet eden akl ve
nakl deliller de vardr. Hadis olduu ileri srlen bu uy
durm a haberi m sterik E .Dermenghem Muhammed'in
Hayat3 adl eserinde zikretm itir. Bu da, bizim, arzu
larna uyduu m ddete m steriklerin, zayf ve uydur
m a haberleri sahih addetm ekte b ir beis grmedikleri,
eklindeki kanaatim izi dorulam aktadr.
Nitekim, buna bir dier rnek de, Peveamber'in --------------- * m m

es-Sfra adl putu svazlad^ yolundaki rivyettir.


Malesef, Hseyin Heykel de Hayt ^M uhammed adl
eserinde, b rivayete yer "vermeKTe, byle, hir hata et-_
mitr.

3 E. Dermenghem, Hayat Muhammed, Arp. ev Adil Zuay


tr, s. 20.

115
ADA MSTERKLERN GRLER

Bu meyanda nakletm ekten haya etm edikleri baka


bir rivayet de, Rasulullah (s.a.s.)m, M riklerin nemli
gnlerinde, onlarn toplant ve program larna itirak etti
ini dile getiren rivayettir.
Bu ve benzeri haberler, itim ada ayan olmayan ba
z kitaplarn ihtiva ettii haberlerdir. M sterikler ve on
larn izinden giden baz m slm an yazarlar, hibir ara
trm a ve tetkike tbi tutm adan o n lan kitaplarnda, sa
hihm i gibi nakletm ilerdir. Halbuki, Rasulullah (s.a.s.)n
en fazla buzettii husus, p u tlara perestitir. H atta, on
lara dokunm aya bile ok kzar, bunu yapanlar, bu dav
rantan, iddetle menederdi. te. el-Bevhk, buna dir
Zeyd b. H risem n u szlerini naklediyor. Bakrdan
yaplm T ls t 'denilen b ir p u t ile m riklerin tavaf es-
nsm da svazladktan Nile~lsimli b ir dier put vard.
Birgn, Rasulullah (s.a.s.), tavaf ediyordu. Ben de, O nun-
la ta v a f etmeye batadm . F u tu n yamndan_ geerken, O'na
'dokunuverdim. Rasulullah, derhal, O'na elini jirne
dedi. Tavafa devam ettik, kendi kendime bir daha doku-
nacaimi bkalm pne olacak, dedim ve Putu svazladm.
Rasulullah hemen, sen bundan men olunm adn m? diye
kar kt" Zeyd, Kasulullah kerim klan* ve O'na
K ur1aff indiren Allah'a yemin olsun ki, Allah Ona risaleti
ikrm edinceye ve K ur'an' kendisine jndirinceye kadar
Bile, asla, bir p utu selamlamamtr. diyor.
M slman rvilerin, sbjektif ve m utaassp olmadk
larna delil olarak, m sterik yazar W ink'in zikrettii di
er b ir haber de u i d i : Peygamber (s.a.s.) ocuklarna
Abduluzza, Abd Menf ve Kasm ismini vermitir. Bu
ir nceki gibi, hadisilerin uydurm a olduunda icma
leri b ir haberdir. Nitekim isnadm da, Buhari, Yahya
d, ve Ebu Davud'un yalanc olduunu syledikleri,

116
SNNET MDAFAASI

sem b. Ad et-Ty Ebu A bdurrahm an el-Menbc, var


Ib n Adyde n n d k .a z
^ 3aha"*ok, birtakm haberlerin rivay~ ,
/? "
'

Yeri gelmiken una da iaret edelim; rivyetle i-


tigl eden ve kendilerine ahhryyun"denilen b ir zm
savardr ki, bunlar sahih dlani da, olmayan da rivayet

ederler, H asenT zayf 'birbirinden ayrdedemezler. Zira


TJnlSfFtlgflendiren, haberleri toplamaktr. 'BiriTr gece
-odun ^toplayan kimse gibidirler.* Bu nedenle, hadisi-
ler Talanca kimse ahbrdir, dediklerinde, bununla, o
gvenilir ve itim ada ayan Hadis ehlridch o

^/:^jadgn kastederler,
m am Nes, ocuklarna ad koymas ile ilgili riva-
yetin, Peygamber'den sadr olm asnn imkanszln be-
lirterek, ravi H eysem m m nker'H adis olduunu sy-
lyor. Buhari kendisinden rivayet ettiini sylemekle
Heysem'in, byk b ir ihtimalle, Hiam b. Urve'ye iftira
ettiini de vurguluyor.
Ebu H atim ise, Vkidi'den nakillerde bulunduu iin
Heysem'in, m etruku'l-hadis o ld u ^ m u sylyor el-Icl'de
yalanc biri olduuna iaret ederken, Ya'kub b. eybe :
nsanlarn b ir takm haberlerini bilirdi, fakat, hadiste
kavi olmad gibi, bu konuda pek m alm at da yoktu
diyor. m am Ahmed, es-Sci, bn's-Seken, b n hn,
bn'l-C rd ve ed-Drekutn gibi baz lim ler de O'nu
zayf rviler arasnda zikretm ilerdir.

Htbu leyi Gece odun toplayan kimse demektir. Bu gibi


ler gece karanlnda odunun iyisini ktsnden ayrdede-
mezler. H atta ou zam an odun zannyla akrep ve ylan
avular da bu yzden sokulurlar.
ADA MSTERKLERN GRLER

zet olarak; W ink'in zikrettii bu hadis, ravilerin-


den Heysem sebebiyle uydurm a olduu kaydedilen bir
hadistir. Bu konuda, Tahv M kill-Hadis Beyhk
es-Snen en-Nakk ve el Czekn, mevzuta dir yaz
dklar, eserlerinde sz etm ilerdir. Mesd'nin Mur-
cz-Zeheb adl eserinde kaydettiine gre, Heysem h.
206 veya 207 de veft etm itir.4 B tn bu sraladklar
mzdan sonra, haberin uydurm a ve yalan olduunda en
ufak b ir phe kalr m?
W ink'in : Mslmanlarn, dahili ve hrici neden
lerden dolay, sahih olmayan hadislerin btn nevilerini
ayrm aya m uvaffak olam adklarna bakarak, b t n ha
dislerin gvenilirliklerini reddetm ek m a'kul b ir tutum de
ildir. Zira, slm hadisi, salam b ir esas m uhtevidir...
eklindeki szlerine gelince; bu konuda biz onunla ayn
dnmyoruz. nki limlerimiz her rivyetin, sahih,
hasen, zayf ve uydurm a oluu bakm ndan vasfm be
yan etm ilerdir. Fakat, bunu tesbit edebilmek, sabr, me-
tnet ve uzun b ir inceleme ister. Bunun en gzel delili
de, sahih, hasen, zayf ve uydurm a haberlerin her bireri
iin m stakil eserlerin te lif edilmi olmasdr. Tabii, bun
larn hepsine m uttali olmak byk b ir sabr ve m etanet
ister.
Daha evvelki eletirim de, hadisilerin, niin sened
tenkidine gsterdikleri ihtim am , m etin tenkidine de gs
term ediklerine ve bu tutum larnn hakllna iaret et
mitim. Bunun nedeni olarak da, hadis m etninin mte-
abih, hakikatten ziyade mecaz olabileceine, veya Allah'n,
srrn daha sonralar ortaya karabilecei bir m etin ola
bileceine dikkat ekmitim. Bu noktada u beklentimizi

4 bn Hacer, LisnT-Mizn, c. 6, s. 209-210.

118
SNNET MDAFAASI

t 1> etmek istiyoruz: Allah'n fazl ve m slm an lim


imin abalanyle, Goldzier'in peinden giden pekok ms-
^ k in, Islm teriatm m asllarndan kincisi olan sn-
hakkmdaki kanaatlerini deitirip, hak sze gelme-
tn, bu gn gibi aikr gerei kabullenerek, ilerin
im birisi olan Wink gibi, onu dile getirmelerini bek-
t y> uz. Bu gerek u d u r: Peygamberin hadisleri, yce
.. ve salam tem eller zerine kimdir. Onlar, asla ne
111 ne siys ve ne de sosyal gelimenin b ir sonucu de-
cllrrdir.

119
SONU

Bu kitapta u ana kadar zikrettiimiz pheler; pek


in mutassp, slm 'a ve m slm anlara kin gden ms-
iklerin hazrlad slm A nsiklopedisinde, uzman
lan tarafm dn evirisi gerekletirilen oryantalist rn
eserlerde, iddia ve grlerinin ounluunda m sterik
le re tabi olan m slm an yazar ve aratrclarn eserle-
ide rastlayp, zerinde durduum uz phelerdir.

Ancak, buraya kadar deinmediimiz birtakm p


heler daha var. Bu nedenle biz, daha evvel zikrettikleri
mizle yetinmeyerek, incelememize biraz daha devam ede
cek ve bu pheleri ele alacaz. Bylece, eserimiz, snnet
ve hadise dil uzatan dm anlarnn btn sylediklerini,
onlara verilen ilmi cevaplan kapsayan b ir eser olacak
tr. Zaten, bendeniz, t, talebelik yllanm dan beri, K ur'an
ve Snneti M dafaa eden bir eser yazmay kendi kendime
ahdetm itim .
Kanaatime gre, bu eit cihad, slm daki cihad e
itlerinin en ycesidir. Biz, slm 'n dnyaya hakim ve
yeryznde hkm rn olduu zam anlarda bile, buna ih
tiya duymusak, bugn, bu cihada ok daha fazla muh-
tcz demektir. m am Ahmed, Eb Dvud, En-Nesi, bn
Hbbn ve H kim in riv ay et-ettik k ri. b ir hadiste, Rasu-
lullah (s.a.s.) : Kfirlere kar m allannz, canlarnz ve
dillerinizle cilad edin buyurm aktadr.
ADA MSTERKLERN GRLER

Bugn er gler, her taraftan azgn dilerini gs


tererek, m slm anlann zerine saldrm aktadrlar. Geri,
ou zaman kfirlerin, kendi aralarnda ihtilfa dtk
leri, birbirlerini her trl vesileyle yok etmeye altk
lar da grlm ektedir. Bunun en gzel delili, iki askeri
blok arasnda mevcud olan ihtilaftr. Bu bloklardan birisi,
ismen H ristiyan olan bat bloku, dieri ise ateist dou
blokudur. Fakat, hereye ramen, aralarndaki mcadele
nin birbirlerini helk edecek dzeye erimeden, dengeli
b ir ekilde srdn de h atrlatm ak ta fayda var.
Ancak, mesele, m slm anlarla ilgili olup, Islm sz-
konusu olunca, hepsi bir safta yer alveriyorlar. Bugn
bu, hepimizin, bizzat, m ahede ettii b ir durum dur.
Eer, b ir ksm m slm anlara sevgi gsterisinde bulu
nup, sem patik davranyorsa, bilm ek lazm ki, bu men-
fa a tla n gereidir.
limlerimizin kfr tek millettir szn hi akl
dan karm am ak lazm. nk bu sz, Allah'n, onlarn
diliyle sylettii son derece byk esprisi olan b ir sz
dr. Bugn, batnn veya dounun iml ettii, baz, szm
ona m slm anlar, bu sz b ir taassup rn sayarak,
ondan kurtulm aya alm aktadrlar. Allah biliyor ki,
O n u n taassupla hibir alakas yoktur. Yalnzca, amaz
bir hakikatin ifadesidir.
Bunun en gzel delili, gasbedilen Filistin'de meyda
na gelen hadiselerdir. ayet, ngilizler ve yardaklar ol
masayd, Yahudiler Filistin'de vcud bulamazd. Yahudi-
lerin Filistin'i ihlllerine im kn hazrlayan onlardr ve yi
ne bu sz b ir hakikatin ifadesi olmasayd, ngilizlerin
eseri olan bu devlet, O rtadou'da kurulam azd, ite, bu
devleti ilk tanyan da kom nist Rusya olm utur. Btn
SNNET MDAFAASI

bunlardan sonra, b ir m slm an, kfirlerin tek millet ol


duklarndan hl nasl phe edebilir!?
Allah Tel, t ezelden beri, limlerden, hakk syle
yip, onu gizlemiyeceklerine, hak yolunda, batl zelil et
me uruna cihad edeceklerine dair sz aldna gre, bu
aklam alar yapmamz zorunludur. Hssaten, vatanlar
na, dinlerine, kitaplarna ve peygm berlerinin snnetine;
kafir, azgn ve dm an devletlerin m usallat olduu bir
dnemde m slm an limlerin zerine, bu b ir vecibedir.
Artk, btn dnyadaki m slm an limlerin, slm
eriatnn gzelliklerini ortaya koyma zaman gelmitir.
K uran ve snneti m dafa iin mcadeleye bilenmeleri
b ir zarurettir. slm dm anlarnn, batllarna hak,
satalarna hccet ve burhanla karlk verilmelidir.
Bu azametli slm dini, tembellik, geveklik ve ra
zerine
faa, ehdet sevgisi, can, evladu iyli ve mal kurban
etm e esas zerine kurulm utur. Klla cihaddan evvel,
szle cihad zerine bina edilmitir.
Ben, lim kardelerim i ve evlatlarm , hep birlikte,
kendi ihtisas alanlar dairesinde, Islm ', Allahn kitabn,
Peygamberin snnetini, slm ilimleri ve Islm klt
rn m dfa etmeye aryorum. yet, Islm kltr
olmasayd, beeriyet bugnk fikri terakkiye ulaamaz
d. Bu itibarla, dnya Islm 'a m edyndur.
Islm ' savunan, O n a davet eden, O n u n faziletlerini
ve gzelliklerini ortaya koyan limlere, Rasulullah'n tev
cih ettii u tc y e te r : imler, peygmberlerin varisle
ridir. Peygmberier miras olarak para pul brakmam
lardr* Onlarn miras yalnzca ilimdir. Kim O'nu elde
ederse, en byk nasibi elde etm i demektir.
ADA MSTERKLERN GRLER

Peygamberliin stnde hibir m ertebe olmadna,


bu mertebeye vris olm ann tesinde b ir eref bulunm a
dna gre, Allah'a yemin olsun ki, dnyadaki, mal, mlk,
saltanat, m akam , mevkii, oluk ocuk, hepsi, bu varis
liin yannda bir hi kalr.
Btn bunlardan sonra, eer, sylediklerim doru
ise Allah'tan ve O'nun tevfikiyledir. Yok, eer hatal ise,
bu taktirde benden ve eytandandr. Ne varki, ben yal
nzca hayr m urad ettim , o kadar Ben, sadece, gcmn
yettii kadar slah etmek istiyorum* Fakat, baarmam,
ancak, Allah'm yardmyladr. Yalnz O'na dayandm ve
yalnz O'na dneceim.5

5 Hd. 88

l?4
TEMENN VE TAVSYELER

Goldzier'in El-kide ve'-eria adl eseri, kendisi


ne en ok m uttali olmak ve iindekilere cevap vermek
istediim b ir kitaptr. Ne var ki, Allah buna frsat ver
medi. yle zannediyorum ki, ierisinde pekok mesnetsiz,
hayal rn iddialar vardr. Bu yzden szkonusu ki
taptaki phe kaplarn kapatacak nitelikli b ir reddi
yenin yazlmas lim ler zerine b ir vecibedir.
Temennim, bu kitab grp ierisindeki sam alkla
ra m uttali olan limler, ona cevap vermeyi kendine vazife
bilsin. Bylelikle, zerindeki slm b ir vecibe yi gerek
letirm i ve Allah'n kendilerine byk m kfatlar vere
cei kim seler arasna girmi olur. Kim, Allaha ve Ras-
lne itaat ederse ite onlar Allah'n kendilerine lutuflar
da bulunduu, peygmberler, sddikler, ehidler ve slih
kiilerle beraberdir. Bunlar, ne gzel arkadatr. 1
Asil slm kltr iin, ciddi tehlikeler arzedea_ki
taplardan b ir tanesi de, Goldzier'in, Mezhibt -Tefsri1-
slmi adl eseridir. Bu kitap, m steriklerin en byk t *t
putu Goldzierin kalem e ald en t ehlikeli kitap olarak f *w
deerlendirO eb !
Kitap, Dr. Abdlhlim en-Neccr tarafndan Arap
a'ya evrilmitir. Ne var ki, ihtiva ettii samalklar,
safsatalar ve K ur'an tefsirine yapt iftiralar reddeden,

l Nis&, 60.

125
ADA MSTERKLERN GRLER

ikn edici yorum lar yaplmam, dipnotlar konulmam-


tr. Uslddin Fakltesine* ilk girdiim yllar bu kitab
okum utum . Kitabn her sahifesi tahkik ve yorum a muh-
tat. T o zam andan bu k ita p ta k i,sl m kltrne yo-
nelik iftira, karalam a ve tahriflere cevap vermeye az-
m etm itim . Fakat, Snnet-i nebeviyenin enine boyuna
tedrisi ile megl olmam, beni bundan alkoydu, Hadis
ve snnetlerle olan megaleme, b ir de, B unrnin erhi
^ ^ M " , , ,

ST pklpnnre, Kma bi dp frla t bulam adm . Kitap ve


surmeTHmlerinde ihtisas yapanlardan birisi, bu kitap-
taki sakat ve yanl grlere cevaplar verecek b ir a-
lma yapsa, ne kadar da, gzel olurdu. H atta, bu son
derece tehlikeli kitaba verilecek reddiye, b ir doktora tezi
bile olabilir. Doktora talebelerinden bu grevi stlenecek
birinin kmasn, ne kadar, arzu ediyorum, b ir bilseniz.
Allah'n bunu gerekletireceine inanyorum.
eyrek asrdan uzun zam andr, snnetin tedri-
siyle, 'n a yneltilen, ^u p h e, iftira ve sam alklara ce-
vaplar vermekle geen uzun m rm n, kalbm m ^klfm n
ve zihnimin b r hlasas oTaTb kitabn son Volmnde
zerine phe drlmeye allan b ir grupTadisi ele
alm ak istiyorum. Bu arada, daha 1 detayl olarak
bahsettiim hadislere deinmiyeceim. Yalnzca, slm 'a
ve m slm anlara hn besleyen, snnet d ^ a ^ a r n m
zerinde m nakaay c m la trp , phe sokuturm a-
ya altklar hadisieri zikredeceim.

* Uslddin Fakltesi, dou ve bat niversitelerinin anas sa


ylan El-Ezher niversitesine bal fakltelerden br tanesidir

126
TARHTE VE MODERN ZAMANLARDA KUKU
DRLMEYE ALIILAN HADSLER

Gerek eskiden, gerek, imdilerde zerine phe d


rlm ek istenen baz hadislere deinmek istiyorum. Bun
lardan b ir ksm iin ileri srlen kukular, olduka er
ken devirlere, t ikinci ve nc asra kadar uzanr.
Bunlar, M uhammed b. Abdullah b. Mslim b. Kuteybe
(.h. 276) Te'viL M uhtelifl-Hadis adl eserinde dile
getirm itir. Bu pheler, En-Nazzm* ve benzeri mu'-
tezillerin ileri srdkleri phelerdir. rnein bu hadis
lerden bir tanesi sinekle ilgili olan, Ez-Zbb hadisi
dir. Bugn bile, hl, etrafnda baz kukular vardr. Fa
kat m odem tp ilmi, bu hadisin, Rasulullahn mucize
lerinden biri saylabileceini ortaya karm, tbb tah
liller O n u n baz srlarn tesbit etm itir. Bunlara ileride
deineceiz.
Buhar, Mslim ve dier hadis kolleksiyonlannda ri-
vyet edilen, bu kabil, hadisleri ylece sralayabiliriz :
Rasulullah'a sihir yapld yolundaki hadis,
Cessse hadisi,
Mesih, deccl hadisi,
Ahir zamanda, s (a.s.)nn nzl ile ilgili hadis.

* .h. 220.

127
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

lm melei ile Musa (a.s.) arasnda geenleri


m uhtevi hadis,
s r ve Mira ile ilgili hadis,
Rasulullah (s.a.s.)m gsnn yarlm as ile ilgili
hadis,
eytann, Meryem ve olu Isa (a.s.) dnda dn
yaya gelen h er insana t a n ettii yolundaki hadis v.b.
birtakm hadisler.

128
EZ ZBB HADS VE O NUNLA LGL
OLARAK LER SRLEN PHELER

Hadisi, Buhr iki tarikten rivayet etm itir. Birisi


yledir : Bize, Halid b. M ahledl, Sleyman b. Bill'den,
O, Akbe b. Mslim'den, O, Abd b. Huneyn'den, O da,

1 Ebul-Heysem, Hlid b. Mahled, el-Katavn, el-Kuf, Kufede


Katan isimli bir yere nisbeten bu ismi almtr. B uharinin
nde gelen stad lan n d an d r Buhar Ondan hem dorudan
ve hem de dolayl olarak rivayette bulunm utur. Hakknda
ihtilf edilmitir. Bazlan sika olduunu sylerken, bir ks
m da hakknda menfi beyanda bulunm ulardr. Bunlardan
birisi Ahmed b. Hanbeldir. Onun m nker rivayetleri oldu
unu sylemitir. Knand yegne nokta ise ia ta ra fta n ,ol
m asdr. Byle birisinin ise hadisi, ancak bidatinin propogan-
disti olduu ve hadis bidatim destekler m ahiyette bulundu
u zam an reddedilebilir. Aksi takdirde reddedilmez, zellik
le de rvi sdk ve emnetle biliniyorsa, Ibn Hacer, Onun
m nker rivayetlerini ibn Acfym aratrp, El-Kmilinde
kaydettiini, bunlardan hibirisinin Buhari'nin rivayetleri
arasnda yer almadn, belirttiini sylemitir. bn Hacer,
B uharinin ondan yalnzca Ebu H ureyrenin Kim benim bir
dostum a dm an olursa... diye balayan hadisini rivyet et
tiini de vurgulam tr. Bunun dnda kalan hadislerinin
rivayetine ise, zten bakalar da m uvafakat etmitir. Yine
bn Hacer, O'nun sadk ve ia ta ra fta n bir rv olduunu
da haber verm itir Mslim, Tirmiz, en-Nes, bn Mce,
Mlik ve Ebu Davud da Ondan rivayette bulunanlardandr.
Hakknda menfi konuanlarn gr, bu limlerin tevsiki
ile eliki arzetmektedir. (Ibn Hacer, Hedys-Sr Mukad-
dimet- Fethul-Bri, s. 400; Takribt-Tehzib, c. 1, s. 213)
Halid b. M hledin lm tarihi h 213tr.
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

Ebu Hureyre (r.a.)den yle dediini iittiini rivayet et


m itir : Rasulullah (s.a.s.) sizden birinizin iecei ieri
sine b ir sinek dt vakit, onu iyice daldrsn, ondan
sonra kartp atsn. nki, sinein b ir kanadnda zehir,
dierinde ise ifa (panzehir) vardr, demitir.2
Dieri ise u e k ild e d ir: Bize, Kuteybe b. Said,
smil b. Ca'ferden, O, Ben T em im in mevlas, Akabe b.
Mslim'den, O, Ben Zreyk'm mevlas, Abd b. H uneynl
den, O da, Eb Hureyre'den, Rasulullah (s.a.s.)m yle
dediini rivayet etm itir : Sizden birinin kabna sinek
dt zaman, onu tam am en daldrsm.3
Hadisi, m am Ahmed,4 Ebu Dvud,5 Nes Ibn Ma-
ce.7 Drimi8 ve Bezzar da9 m uhtelif tariklerden rivavet
/ mU

etm ilerdir.

Hadis sah ih tir:


Ez-Zbb hadisi, sahih ve shhatin de en st de
recesindedir. Bu nedenle O'nu, hadis im am larndan yedi
tanesi rivyet etm ilerdir. H erbirerinin isnad da sahih
tir. Bunda hibir kuku yoktur. Metin ynnden ise, tp,
hadisi pheye mahal brakm yacak ekilde isbat etm i
tir. Hadisin m anas sahihtir.

2 Buhrl, Kitab-u Bedil-Halk.


3 Buhr, K itbut-Tb.
4 Ahmed, Msned, c. 3, s. 34, 67.
5 Avnl-Mbd erh- Snen-i Eb Dvud, c. 3, s. 430.
6 Snen-i Nes, Ki tabu1-Fer ,i vel-Atra, c. 7, s.178-179.
7 Snen-i Ibn Mce, K itabut-Tb, h no. 3505.
8 Snen-i Drim, Kitbu'l-Etime, c. 2, s. 98.
9 Bezzr, M ecmauz-Zevid, c. 5, s, 38.
* N o t : B uralarda zikredilen varyantlarn metinleri ayn ol
duu iin yalnzca yerlerine iaret ettik (Mtrc).

!3 0
SNNET MDAFAASI

yet, sinekte, hastalklara yol aan m ikroplarn ve


ldrc nitelikte bir m addenin bulunduu neticesini ve
ren deneyleri m slm an doktorlar yapm olsayd, birisi
kp, onlar hadisi kayrm lardr, diyebilirdi. Fakat, bu
deneyleri yapanlarn hibirinin de slm'la ilgisi yoktur.
Ne var ki, inceleme ve tbbi aratrm alar, onlar bu neti
ceye gtrm tr. Mslman doktorlarn tek yapt ise,
deney ve aratrm alardaki bulgular lm kaynaklardan
terceme etmek olm utur. Bu hizmetlerinden tr, Allah
kendilerini engzel ekilde m kfatlandrsn.
Varyantlardan bazlar ok basit lafz farkllklar ile
gelmitir. rnein birisinde iki kanadndan biri anla
mna gelen lafz ihd cenheyhi~ekIinde Tse7dierin-
de Ahad cenheyhi eklindedir. Bunun sebebi de Ka
nat- anlamna gelen cenh kelimesinin hem mzekker
Eem de mennes b ir lafz olarak kullanlabilmesidir. Bu
-

gbTunsurlar rivayetin shhatini etkileyebilecek nitelikte


deildir. Binaenaleyh varyantlarnn bu her iki ekli de
sahihtir. Hakiki manasyle cenh lafz kular iin kul
lanlr. Onun dndakiler iin ise kullanm mecazidir.
u ayeti kerimede olduu gibi : onlar esirgeyerek, zer
lerine kanat ger. 10
Eb Davud'un, Said el-Makbur tarikiyle, Eb Hurey-
re'den gelen bir rivayetinde : nk, o, zehir olan ka
nad ile korunur ifadesi, dier rivayetlerden farkl ve
fazla olarak yer almtr. Ibn Hbban'm kanaatine gre,
bu fazlalk sahihtir. Kanaatimize gre ise, bu, kanadn
daki zehir, Onun silah yerine kaim olduu iin byle-
dir. Ibn Hacer, Fethul-Bari adl eserinde : Hadisin
tariklerinden hibirisinde sinein hangi kanadnda zehir,

10 Isr, 24.

131
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

hangisinde panzehir olduunu aklayan bir ifdeye rast


lamadm. Ancak, baz limler, O'nun sol kanad zerine
konduuna bakarak, sa kanadnda panzehir olduu ne-
tieesine varm lardr ki, b u da 1 demekte-
dir. Bize gre bunun nedeni, sa tarafta hayr bulun-
masdr. Nitekim Rasulullah temizliine a r n c a y a kadar
her iini sadan balayarak yapmay itiyad haline getir-
miti. Sol tarafta ise, erre iret vardr.
ib n Mce'nin, Ebu Said el-Hudri'de yapt bir riv-
yette : , nee zehiri, daha sonra if y brakr. den-
nektedir. Buradaki, Zehirden m urad, U sta lk lara ne-
den olan m ikroplardr ve Rasulullah bununla, hastal-
a yol aan eyleri kastetm itir. ifa ifadesi ise ifa
nedeni, anlamnadr. Nitekim, m odem tp a m ^ r m a la r
da hunu te y id etmitir.*

Zbb* Hadisinin izh


Sinein bir takm zellikleri ve ilgin nitelikleri var-
dr. ok kamasndan ve h^eketliliinden dolay bu is-
min verildii sylenmitir. K ur'an'da da zbb kelimesi
yer ^ m a k ta d r. Allah Tela : Allah' brakp da yalvar-
dklannz, bir araya gelseler bile, bir sinei dahi yara*
tamazlar. Sinek, onlardan 1> ey kapsa, Onu d geri ala-
mazlar. isteyen de aciz, kendisinden istenen 2. bu-
^ rm u tu r.

11 ibn Hacer, FethuIrBri, c. 10, s. 251.


* Bundan $enra ksa bir paragraf, tam am en lgavi tahlil ol
duu iin eviriye alnm am tr (Mtrc).
* Bu kelim enin Etimolojisi iin, bkz : Kmusul-Muhit* z.b.b.
maddesi.
12 Hac, 73.

132
SNNET M DAFAASI

Halifelerden birinin m am fi'ye : Allah sinei ni


in yaratt? diye sorduu; O'nun da : Krallar rezil et
mek iin, cevabn verdii, hikye edilir, im am fi,
kendisine soruyu soran, halifeye, daha evvel b ir sinein
m usallat olup, O n u ok g durum lara soktuunu bil
dii iin, cevabyla bu hadiseye telmihte bulunm utur.
Sinein ierisine debilecei ey de baz rivyet-
lerde kab bazsnda iecek b ir ksmnda da yiyecek
olarak gemektedir. Bunlardan en kapsamls kab laf
zdr. nki bu lafz, scak olsun, souk olsun, yiyecek
ve ieceklerin tam am na amildir.
Sinein tam amen kaba daldrlmas yolundaki emir,
panzehirin, zehiri karlamas iin b ir ynlendirmeye m a
tuftur. Tamamnn daldrlmasnn istenmesi ise, bir ks
mn daldrm akla mecz kastedilmi olmas tevehhmn
ortadan kaldrm aktadr. Eb Ubeyde bunu yle izah edi
yor : Yani,, zehirini kard gibi, panzehirini de kar
mas iin onu, yiyecee ve iecee iyice batrn. Zira bu,
Allah'n ona ilham ile olan bir itir Baz varyantlarda
daldrmak anlam na gelen farkl farkl fiiller kullanl
mtr.
Rasulullah, daha sonra da, sinein kartlp, atlm a
sn em retm itir. Bu em ir iin de, rivayetlerde, ayn m a
naya gelen farkl fiiller kullanlmtr. Abdullah b. El-M-
senn'mn, amcas Smme'den yapt bir riv a y e tte :
Enes'in yanndaydk. Yemek kabm a sinek dt. Enes,
parmayle Onu, kaba, kere daldrd, sonra da bismil
lah diyerek (yemee balad). Arkasndan, byle yapma
larn, onlara Rasulullah (s.a.s.)m emrettiini syledi.
. eklinde yeralmtr.

133
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

Hadis Sahih'tir
Buhari, Ebu Davud, En-Nes, Ibn Mce, Ibn Hb-
bn ve El-Bezzr'dan yaptmz rivayetler muvcehesin-
de, aratrm alarnda hakk arayan, insaf sahibi herkes,
zbb hadisinin pekok tarikten ve ok sayda sahabi ta
rafndan rivayet edildiini grecektir.
Hibir hadisinin, bu hadisin senedi hakknda m en
fi tavr sergilediklerine rastlamyoruz. Binaenaleyh isnad
cihetiyle son derece sahihtir. Metnine ynelik baz ele
tiriler ise, birtakm cahil, gevek ve bidat sahibi ahsi-
yetlerden gelmektedir. Bunlarn itirazlar yle zetle
nebilir :
Pisliklerin zerine konan, m ikrop yuvas b ir hay
vanda, nasl olur da, ifa bulunabilir? Sonra Allah, has
talkla, devasn bir yerde nasl birletirebilir? Kald ki,
sinek, kanatlarndan birini dierinden nce kullanmas
gerektiini bilen akll b ir varlk mdr? vb.
Bu hadis, t ilk devirlerden bu yana, zerinde phe
lerin younlatrlmak istendii b ir hadistir. Ibn Kuteybe
(h. 276) konuya deinmi fakat sadece hadisin sahih
ve farkl lafzlarla da rivayet edilmi olduunu iret et
mek b ir de, daha evvel kaydettiimiz, Enes b. Mlik ri
vayetini nakletmekle yetinmitir.
Ibn Kuteybe, bu hadis mnasebetiyle, hadisleri hak
sz yere eletirmenin, onlar iptal etmek ve Islm 'dan k
m ak anlamna geleceini, rivayetleri reddetmenin, Rasu-
lullah'm getirdii dine, sahabe ve tabin un m etoduna ters
deceini vurgulamtr 13 Snnete dil uzatanlara ce-

13 bn Kuteybe Tevil-u Muhtelefil-Hadis, s. 228-229.

134
SNNET M DAFAASI

vaplar verdiinden dolay, Allah kendisinden honud ve


raz olsun,
ilk devir limlerimizden bazlar bu pheleri ce
vaplandrm aya gayret etm ilerdir, Allah kendilerinden
raz olsun. Bunlardan b ir tanesi de akli ve nakli ilim
lerde m tebahhir olan, H am m ad b, Muhammed b. tbr-
him b, el-Hattb el-Bst (.h. 388)'dir. O, bu konuda
u deerlendirmeyi yapyor : ... Duyduumuza gre, n-
sipsizlerden biri, bu hadis hakknda ileri geri lf etmi.
Sinein kanadnda da nasl oluyor da zehir ile ifa b ir
arada bulunabiliyor? Sinek, kendi kendine bunu nasl ak-
ledebiliyor ki, nce zehir1olan kanadn, sonra da dierini
koyuyor? O'nu, buna kim zorlamtr? diye sorular sor
mu, Bu sorular y chil veya chil gzken birisinin
sorulandr. Zira pekok hayvan bnyesinde Allah Tela
zt nitelikleri bir arada yaratm tr. Bylece, hayvann
kuvvelerini meydana getirmitir, ite, arya, ierisinde bal
yapaca, acaib b ir yer edinme gdsn vermitir. Ayn
ekilde karncaya, ihtiya zaman iin azk biriktirm e ve
tohum un yeniden brtleyip bitmemesi iin, onu, ikiye bl
me gdsn vermitir. Bunlar yapan Allah, sinee de
kanadnn birini nce, dierini de sonra koyma gdsn
vermeye kadirdir. 14
Allame, Ebu'l-Ferec Ibn'l-Cevzi ise (.h. 597); bu
nakillerde alacak bir tarafn bulunmadm; nk
arm n azyla bal yaparken, zehirini altndan attn; l
drc ylanlarn, zehirinin etleri ile karm olduunu
ve gz parlatm ak iin, sinein, srmeyle birlikte gze
ekildiini hatrlatm tr.

14 b n Hacer, FethuT-Bri, c. 10, s. 251, 252.

135
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

Baz tp otoriteleri de sinekte zehirli bir maddenin


varlna sokmasndan mtevellit, vcudda bir takm i-
ik ve kabarklarn olumasn delil getirmilerdir. Bu ze-
hiri, silah olarak kullanr, kendisine eziyet verecek bir
yere dtnde silahn ona alar. Bu nedenle, Allah
Tela, dier kanadna yerletirdii panzehirle, bunun kar
lanmasn irade buyurm utur. Bylece iki madde birbi
rine karm tr. 15
b n u l-Kayym, emsddin, Eb Abdullah Muham-
med b. Eb Bekir ed-Dmek (.h. 751) ise bu konuda
u m tlaada b u lu n m a k ta d r: Sinekte zehirli b ir m ad
denin bulunduu bilinm ektedir. Bunun delili ise, sokma
sndan mtevellit, vcutta oluan i ve kabarcklardr.
Bu zehir Onun silah yerindedir. Kendisine ez verecek
bir yere konduunda, silah ile korunur. Bu nedenle,
Allah Tela, dier kanadnda, onu karlayacak b ir pan
zehir koymay irade etm itir. Bu hikmete binaen, Ra
sulullah (s.a.s.) da, yiyecek ve ieceklere dt zaman,
iyice daldrlmasn em retm itir. Bu, o devirdeki tp oto
ritelerinin ulaabilecei b ir ey deildir. Bilkis, peygam
berlik pnarndan fkrm hakikatlerden sadece b ir ta
nesidir. Bununla birlikte, uzman b ir doktor, o maddenin
ila olabileceini kabullenir, onu haber veren zatn, alel
tlak, btn m ahlkatm en mkemmeli olduunu, beer
kuvvetlerin dnda, lhi vahiyle desteklendiini ikrr
eder. Hatta, pekok doktor, akrep ve zenbr (bir t r s
rc sinek) sokuunun sinekle ovulmas halinde faydas
dokunup, ary teskin ettiini sylemilerdir. Bunun si-
nekte bulunan panzehirden kaynakland gn gibi ai
krdr.

15 a.g.e., Ayn Yer.

136
SNNET MDAFAASI

Yine, kirpiklerde meydana gelen iiklerin de sinek


lerin kafas kopartlp, srlmesi halinde iyiletii syle-
negelmitir.16

TIBBN NEBEV VAHY RNDR

Modem tbbn ez-Zbb hadisi ile ilgili grn


zikretmeden nce u noktay belirtm ek istiyorum. Ben,
Tbb- Nebevi nin, Rasulullah (s.a.s.)m hata yapmas caiz
olan, dnya ilerinden olduunu savunan tredilerden biri
deilim. Ne yazk ki bunlardan b ir ksm da lim geinen
kimselerdir. Onlar, bunu, Mslim'in Hz. Enes'ten rivayet
ettii, hurm alarn alanmas nevinden b ir hadise olarak
deerlendirmektedirler. H urm alarn alanmas ile ilgili
rivayet yledir : Rasulullah hurma alayan br grup
kimsenin yanna gelm i bakm ki, erkek tohum lan dii
lerinin zerine gelecek ekilde ahyorlar, onlara, keke
byle yapmasamz, daha iyi olurdu, demitir. (Rasulul
lah'm tavsiyesine uyarak, o iten vazgemiler) Fakat, hur
malar, o mevsim, iyi rn vermemi. Rasulullah (s.a.s.)
bir ara yine, onlarn yanna uradnda Hurmalarnz
dan ne haber? diye sormu. Onlar da, Siz byle, byle
demitiniz am a... diye karlk vermiler. Bunun ze
rine Rasulullah (s.a .s.) Siz dnya (ilgi alannza giren)
ilerinizi benden daha iyi bilirsiniz demitir.

Rafi b. Hadc'ten gelen bir varyantnda ise, en son


onlara : Ben de, sadece bir beerim. Size, dininizle ilgili
birey emrettiim vakit, onu, aln. Ama, szlere, kendi

10 Ibnu 1-Kayym, Zd'I-Med fi Fedy-i HayrVl-bd, c. 4, s. 111.

137
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

grme gre birey emrettiim vakit bilin ki, yainzca,


ben de sizin gibi bir beerim.17
Rasulullah (s.a.s.) Sinein kanatlarndan birinde zc-
hir, dierinde Panzehir olduunu tekitli b ir ekilde sy-
lemiken, onlarn bunu, h u ^ a l a r n alamas nevinden
bir hadise gibi telkki etmeleri m antkl b ir davran de-
ildir. Byle tekidli b ir davran, zan ve tahminin eari
olduu dnya ileri kategorisine giremez.
Ayn ekilde, Rasulullah (s.a.s.)'m Buhar ve Mslim
tarafndan rivayet edilen : Kim, her sabah yedi tne Me-
dine hurmas yerse, O na ne zehir ve ne de sihir zarar
vermez sz de dnyev nitelikte deerlendirilemez.
Tbba ilikin hadislerde kullanlan slup ile, hurm a-
la n n alanmas hadisindeki uslp arasnda ok fark var-
dr. Zira, Rasulullah (s.a.s.) hurm alarn alanmas ola-
ymda, kesin bir ifade kullanmam : Keke, byle yapma-
saydnz, daha iyi olurdu demek suretiyle temennisini
dile getirmitir. Halbuki, Rasulullah, tbb hadislerin, hep-
sinde olmasa bile, byk ounluunda, onlarn vahiy
^in olduklarn ima edecek ekilde, kati ifadeler kul-
lanmtr.
Zaten iki eit tedavi vardr. Birisi, Peygmberlerin
yapt kalp ve inan tedavisi, dieri de bedene ait teda-
vidir. Bu da ruhan ve cisman olmak zere iki ksm-

7 limler, Rasulullahm buradaki r e yinin, teri konusunda de.


ii, dnya ileri ve geimiyle ilgili olduunu belirtm ilerdir,
itihad ve reyine d ayanarak syledii hususlarda, onunla
am el etmek vciptir. F akat hurm alarn alanm as terii de-
il, dnyevi bir hadisedir. limler, Resulullahm buradaki
sznn bir haber olmadn, bilkis, h er iki rivayette de
belirtildii gibi, bir zan olduunu da belirtm ilerdir.

138
SNNET M DAFAASI

dr. Birincisinde, rukye ve dua ile b ir tedavi yntemi


uygulanrken, dierinde, bal, hurm a, m an tar v.b. m ad
delerle bir tedavi m etodu uygulanr.
Peygmber'in temel ve esas grevi, kalp ve inan
larn tedavisidir. Ancak, O n u n eriat, hem cismani ve
hem de ruhani tedaviye ilikin pekok hususu ihtiva et
mitir. Bunun en gzel delilini de, hadis m ecm ualarnda
yer alan Kitabu't-Tp adl blm ler tekil eder. H atta,
baz hadisiler, bu konuda m stakil eserler de yazmlar
dr. Ebu Nuaym, Es-Suyt bnu'l-KayynTm Et-Tb-
b'n-Nebev adl eserleri buna rnek olarak zikredile
bilir.
Btn bunlardan sonra, beni esas ilgilendiren, Tbb-
Nebev'nin dnyev iler Tcatfsinde saylaca kanaa
tinde olan tredilerin gnlnden bu yanl inanc silip
atm aktr.
Eb Sd el-Hudr'den gelen b ir rivayette : Bir zat,
Rasulullah (s.as.)'a gelerek, kardeinin midesinden ika
yeti bulunduunu, bu konuda ne tavsiye edebileceini
sormu. Rasulullah (s.a.s.) da O'na, bal erbeti iirmesini
tlemi. Adam birka kere byle ayn nedenle gelmi.
Rasulullah (s.a.s.) her seferinde de ayn tavsiyede bulun
mu. Fakat, drdnc seferinde, Adam : Ya Rasulullah!
iirdim, fakat iyilemedi, demitir. Bunun zerine Allah
Rasulu Allah Tela, hi kukusuz doru sylemitir.
Kardeinin kam nda bireylervar. HeleTsen bir daha bal
erbeti iir, ona demitir. AdairTda, derhal, hastaya bal
erbetT iirmi veTasta iyilemitin Bu hadisi, Buhari,
MusTm, Tirmizi ve En-Nesa rivayet etmilerdir.
Bu noktada, konuya ilikin olarak, bn'l-KayynTm
szlerini nakletm ek istiy o ru m :

139
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

...Doktorlarn tbbTnm, Rasulullah'm tbb yann


daki konumu, baz Sf Merebli kimselerin ve kocaka
rlarn tedavi yntem lerinin tabiblerin tedavisine nisbe-
ti gibidir. Nitekim bunu baz tp otoriteleri de itiraf et
milerdir. Zira, bu insanlarn tababet konusunda esasl
bir bilgileri yoktur. Kimileri bilgi kaynaklarna, kyas, tec
rbe, ilham, rya ve sezgi derken, pekou da, hayvanlar
dan gzlemlenerek birtakm neticelere varldn syl
yorlar. ..
... Byle eyler, faydal ve zararl >lan hereyi Rasu-
lne vahyeden, Allah'n vahyinde grlemez. nsanlarn
tp konusundaki bilgilerinin, Allah'n vahyine nisbeti, b
tn ilimlerin, peygmberlerin getirdii bilgiye nisbeti gi
bidir. Hatta, tedevide kullanlan yle ilalar vardr ki, b
yk tp uzm anlan akl erdirememi, ilim, tecrbe ve ba
ka ilalara kyaslar da, onlara b ir yarar salamamtr.
Bu, doktorlann akl erdiremedii ilalar arasnda unlar
sayabiliriz : Kalb ve ruhan b ir takm ilalar, Allah'a da
yanp, gvenme, O n a dayanp, hkm ne raz olarak, te-
vazuya brnm e, skntda kalanlara yardm eli uzatma
ve m eakkatleri kaldrm aya aba gsterme, dinlerinin ve
mezheplerinin farkllna ramen btn milletler bu ila
lar tecrbe etm iler ve tp otoritelerinin, ne bilgi, ne de
ney ve ne de kyaslarnn eriemiyecei ifay verdiini
gzlemlemilerdir.
Herkes gibi, bizler de bu konuda tecrbelerde bulun
duk ve bu eit ilalarn, m add ilalarn yapamadn
gerekletirdiini grdk. Bilkis, Rasulullah (s.a.s.)m
tavsiye ettii ilalar yannda m add (tbb) ilalarn, tbb
tedavi m etodlarm a nazaran sfilerin tedavi ekilleri me
sabesinde kaldm mahede ettik. Bu, lhi hizmet ka
nununa gre tahakkuk eden bir durum dur. Tabii sebep

140
SNNET MDAFAASI

lerin farkl farkl olabileceini de unutm am ak lzmdr.


Binaenaleyh insan lemlerin Rabb olan derdin de deva
nn da yaratcs, btn kainat idare edip, diledii gibi ta
sarruf eden birtek Allah'a inand zaman, Cenab- H ak'tan
yz evirip uzaklaan kimselerin asla mahede edemiye-
cei ilalan elde edebilir. Malum olduu zere, ruh, beden,
ve insan tabiat kuvvetli olduka, hastalklann definde ve
bastrlm asnda birbirlerine yardmc olurlar. O takdirde,
nasl olur da, tabiat ve beden kuvvetli olan, Allah'a ya
knl, tinsiyet ve sevgisiyle, O'nu zikrederek kavutuu
nimetlerle, btn kuvvelerini O'na yneltip, O'nda birle
tirmesiyle, yardm O ndan dileyip, O'na tevekkl ile fe
raha kavumu birisine, btn bunlarn en byk ila ola
ca, O'nun btn skntlarn giderecei, inkr olunabilir.
Bunu yalnzca, insanlarn en chil, en kaba, Allah'tan ve
hakiki insanlktan en uzak olan inkr edebilir...18*

ZBB (SNEK) HADS PEYGAMBER N


MCZELERNDENDR

Sinekte panzehir bulunduuna dair, 1927 ylnda bi.


limseFdeney ve tbbi incelemeler gerekletirilmitir. Bu
incelemelerin bulgular bir makle halinde Ingiliz Tp
Mecmuasnda yaynlanmtr. O gnden, bu gne kadar
da, bu t r deney ve aratrm alar srdrlm tr. Bun-

18 Ibnl-Kayym, Zdl-Med, c. 4, s. 11-12.


* Bundan sonra yazar kitabn aslnda, modem tbbn Zbb

Bu blm, Kitabn !
hadisi ile ilgili grn ifde eden bir blm zikretmitir.
ksmnda aynen verildii iin tekrar
na lzum grmedik. Okuyucularmz ilgili blme tekrar ba
kabilirler.

14!
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

larm neticesinde, ak ve seik olarak, Zbb hadisinin,


Hz. Peygmber,in mucizelerinden biri olduu ortaya k
mtr. Binaenaleyh, bundan sonra, deerli okuyucular
mzn ve basiret sahibi aratrm aclarn, zbab hadisinin,
hem rivayet ve hem de diryet bakm ndan sahih oldu
una kati olarak, kanaat getireceklerini umuyoruz. Ayn
zamanda, Rasulullah (s.a.s.)dan, sahih olarak gelen haber
leri kabul edip, benimsemenin titiz bir m mine yakan
en gzel davran olacann da farkna vardklarn m id
ediyoruz.
Gnbegn gelimekte olan, bilimsel tesbitler saye
sinde, Allah Teala, K ur'an ve Hz. Peygamber'in dorulu
una dellet eden ,enfs, afk ve kevni yetlerini o rta
ya karm aktadr. Nitekim o, yle buyurm utur : Ufuk
larda, (yer, gk, ve dnya memleketlerinde) ve kendi ne
fislerinde, insanlara, yetlerimizi gstereceiz ki, o (Kur'-
anJ'nml gerek olduu, onlara iyice belli olsun. Rabb'-
rn, hereye ahid olm as yetmez mi?20 Evet, Ya Rabbi!
ben buna ahid olanlardanm.

zh ve kz
Burada, Rasulullah'm sinein iyice batrlp, sonra da
kartlp, atlm asna ilikin emrinin vcb iin deil,
yalnzca ta'lim ve tavsiye iin olduuna iaret etm ek is
tiyorum. Ayn ekilde, hadiste, kendisine sinek daldrlp,
karlan yemein veya iecein, yenilmeye devam edile
cei yolunda da bir em ir yoktur. Bilakis, bu, her insann
kendisine braklm bir durum dur. Kim, yemee veya
imee devam etm ek isterse buna bir mani yoktur. Kim

19 K uran ve snnet kastedilm ektedir.


20 Fussilet, 53.

142
SNNET MDAFAASI

de, tiksinirse onda b ir m ahzur szkonusu deildir. Birey,


hell olduu halde insan bazen ondan tiksinti duyabilir.
Bu gayet tabii bir hadisedir. Bunun engzel rnei, ke
ler dir. Rasulullah ondan tiksinmi ve yememitir. Zira,
O, memleketinde yenmesi adet olan bir hayvan deil
di. stelik, rii hakim ve vahye m azhar olan birisinin
tavsiyesi, mal zayi olm aktan korum aya ynelik olarak
deerlendirilmelidir.
Fakir m uhitlerde pek ok insan, iine sinek den
yiyecek ve iecekleri dkmyorlar. Bilakis, hibir mahzur
grmeden ve tiksinmeden, sinei kartp attktan sonra,
onlar yiyip imee devam ediyorlar. nk, bu yiyecek
ve iecekleri ok byk sknt ve m eakkatlere katlana
rak elde edebiliyorlar. Bendeniz, bilfiil bunu yapanlar
grdm. Yiyecek ve ieceklerinden gzleri gibi m em nun
dular.
Bu arada bir dier noktaya daha deinmek ve dikkt
ekmek istiyorum. Biz hadisilerin, hadisi erifin rivayet
ve m ana ynnden sahih olduunu savunmamz, insan
lar sineklere kar korunm aktan, evleri, cadde ve sokak
lar onlardan arndrm aktan, yiyecek ve iecekleri sinek
lerden muhafaza etmeye tevik etm ekten vazgetiimiz
anlamna gelmez. slm, kelimenin tam anlamyle bir te
mizlik, hastalklardan ve ktlklerden korunm a dinidir.
Ayrca, slm, tedaviye ynelik tbbi yntem ler getirdii
gibi koruyucu tedavi usulleri de nermitir. H atta, ancak
m odem alarda tesbit edilebilen baz yntemleri ilk de
fa o getirmitir. Buhari ve Mslim'in, Cbir b. Abdullah'
tan yaptklar b ir rivayette, Allah Rasulu : Yemek kap
larnn zerini rtn, iecek kaplarnn da azn ba
layn ki, sular pislenm esin, zararl bcekler girmesin. Ak
am, karanl bast vakit ocuklarnz yannza aln
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

buyurm utur. te, Hz. Peygamber bizlere, yemek ve su


kaplarmz korumamz, olaki, gece karanlnda balar
na. birey gelir diye, ocuklarmz muhafaza etmemizi
tlyor. Ne hazindir ki, hadisin uydurm a olduunu sa
vunan baz cahil grhu, O'nui hem isnad ve hem de
m ana ynnden sahih olduunu m dfaa edenlere, Si-
nekiler diyecek kadar ileri gitmilerdir. Allah yoluna
davette, kitab ve snneti m dafada incitilmek, biz lim
leri m teessir etmemektedir. Ayrca*Rasulullah (s.a.s.)'m
zaman zaman yalanclkla, bazen de airlik ya da kahin
likle itham edilmesinden dolay ektii skntlar ile As-
hab'n slm 'a davet ve O'nun yaylmas yolunda gs
ledikleri zorluklar yannda, bugnk limlerin bana ge
lenler nedir ki?.. Sahabeden sonra gelen m slm anlarm
karlatklar skntlarn hepsi bir araya getirilse hor
lanmak, hakrete uram ak ve ezilmek sretiyle Rasulul
lah (s.a.s.) ve ashabnn bana gelenlerin binde biri bile
etmez.
Sonra, en ufak b ir pheden dolay hemen sahih ha
disleri yalanlamamz veya zayf grmemizi isteyenlerin
grleri ne oldu? Bilahere, m odern ilim ve tp geldi,
zbb, hadisinde olduu gibi, bu sahih hadislerde gizli
olan, insaf ehlinin, Rasulllah'm mucizelerinden telakki
ettii, srlan ortaya karmad m? Bundan sonra, daha
evvel uydurm a olduuna hkmedip, yalanladmz ha
dislerin, dnp, sahih olduklarn m syliyeceiz? Yoksa,
ne yapacaz?
Snnet ve hadislere kar ilerinde hn duyan bu
kimseler, bizim, hadisleri, elence ve oyuncak edinme
mizi istiyorlar. Dn, ulemann sahih bulduklarn, bugn
bizim yalanlamamz ve yine, dn, kendi yalanladklar-
mz, bugn tashih etmemizi arzuluyorlar. Bu m m kn

144
SNNET MDAFAASI

deildir ve Allah Tel, kyamete kadar hakka davet ede


cek bir zmreyi daima varettike m m kn de olmaya
caktr! Nitekim, Allah Rasulu (s.a.s.) yle buyuruyor :
mmetimden bir taife, srekli hak zere ve galip ola
caklardr. Onlar, hakim bir vaziyette iken, Allah'n emri
gelinceye kadar muhalifleri onlara bir zarar veremi ye-
ceklerdir.21 Hadisi, Buhari ve Mslim rivayet etm iler
dir. Bu taife, insanlarn Allah'n huzuruna gidecekleri
gne kadar, iman, yakin, hccet ve burhan ile hakim
olacaktr. Allah Tela, destek ve yardmn, onlardan esir-
gemiyecektir Muhlifleri ise, asla, onlara b ir zarar vere-
miyeceklerdir.

2J B u h n . K iU bu'i M enA klb, bab 2. M s lim . KitAbi mu

m . m -
w

HZ. PEYGAMBER E SHR YAPILDIINA


DR HADSLER

ilk devirlerden bu yana, phe drlmeye al


lan, m nakaa konusu yaplan hadislerden bir ksm da,
Hz. Peygamber'e sihir yapldn ifade eden hadislerdir.
Halbuki, bu hadisler, Buhari, Mslim ve dier hadis
im am larnn rivayet ettikleri, son derece sahih, hadis
lerdir.
Buhari ve Mslim'in Hz. ie'den yaptklar bir ri
vayette yle denilm ektedir : Ben Zreyk'tenl, Lebid b.
el-'Asam, denilen birisi, Rasulullah (s.a.s.)'a sihir yapm
t. yleki, Hz. Peygmber bunun etkisiyle yapmad bir-
eyi, yaptn zannediyordu. Nihayet bir gn akam, be
nim yanmda b ir m ddet dua etti ve : Ey ie! Allah'n
isteime icbetle bulunduunu, farkettin mi? Yanma iki
kii geldi. Birisi ba ucuma, dieri de ayak ucuma otu r
du. Biri dierine, (beni kast ederek), bu adamn sknts
nedir? diye sordu. br: O'na sihir yaplm, dedi.
Dieri Kim sihir yapm? deyince, te k i: Lebid b. el-'
Asam, cevabn verdi. br, tekrar; sihiri nereye yap
m? diye sorunca, br; Bir sa kl ile, hurm a tohu-

1 Ben Zreyk. Ensarm Hazre kabilesine bal bir koludur.


slm ncesi Yahudilerle Ensar arasnda bir dostluk anla
mas vard. slm gelip def Ensr mslman olunca, Yah-
dilerden ayrldlar. Bu kssa Resulullah (s.a.s.)'in Zilhicce
aynda, Hudeybiyeden dnn mteakip, H. 7. yl, Mu
harrem'inde vuku bulmutur.

147
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

m u ierisine, diye karlk verdi. Dierinin peki imdi


nerededir? eklindeki sorusuna da. Zervn kuyusunda, ce
vabn verdi dedi. Daha sonra, Rasulullah (s.a.s.), asha
bndan b ir grup kimse ile oraya, gitti geldi. Sonra da :
Ey ie! Kuyunun suyu, sanki kna rengi gibi bulankt;
hurm a tohum larnn tepesi de, eytanlarn kafas gibiydi,
dedi. Ben de; Ey Allah'n Rasul! Onu karttn m? diye
sordum. Bana; Allah, Tela, beni afiyete kavuturduktan
sonra, insanlarn arasnda b ir fitne olmamas iin onu
kartmadm, dedi. Sonra da, kuyunun kapatlm asn em
retti ve kuyu doldurularak, kapatld.2
Ayn hadisin, baka bir varyantnda ise u farkllk
lar vardr. Birincisi, sihir yaplan m addenin sakland
kuyunun ismi Z Ervn3 olarak gemektedir kincisi
ise, Rasulullah (s.a.s.)'m : ...sihir yznden insanlarn fit
neye dmelerinden endie ettim ifadesidir.
Yine, Buhari'nin bir rivayetinde, bunu ilk rivayet ede
nin, bn Creyc4 olduuna iaret edildikten sonra, Hz.
Peygamber'in yapmad halde, yaptn zannettii fiilin
ne olduu sarahaten zikredilmektedir. y lek i: O, ha
nmlar ile cinsi m nasebette bulunmad halde, kendi
sini birlemi zannederdi 5 denilmektedir.

2 Buhri, K itbt-Tb, C. VII. Bbs-S h r: FethuTBr, C. 10,


s. 181.
3 ok kullanld iin halk arasnda Zervn denilegelmitir.
4 Abdlmelik b. Abdlaziz b. Creyc, dil ve sika b ir rvidir.
5 Bunun anlam u d u r : Hz. Peygam ber hanm lar ile cinsel
tem asa g yetireceini zanneder, fak at onlara yaklanca,
dm lenm i (sihir yaplm) bir kim se gibi, kendisinde
bir istek bulamazd. Bu rivyet, dierlerindeki kapakl iz
le etm ektedir.

14S
SNNET M DAFAASI

Bu hadisi birbirine yakn lafzlarla, Buhari; Mslim,


m am Ahmed,6 bn Sa'd7 ve tbn Mce de8 rivayet et
milerdir.

BU KONUDAK PHELER VE ELETRLER

Sihir hadisi hakkm daki pheler, ilk asrlara kadar


uzanr. b n Kuteybe, Tevil-b M uhtelifiI-H adis adl ese
rinde, dini ynden gevek olan, Nazzam ve benzerlerinin

* Hadisin baz varyantlarnda, sihirde kullanlan m addenin k u


yudan kartlm as konusunda farkl ifadeler yer alm akta
dr. rnein, Mslimin ibn N m eyrden yapt rivyet ile,
bn Uyeyne riv a y e tin d e : Nihayet, onun kartlm asn is
tedi denilirken, Buhri ve Mslimin Ebu Usm eden yap
tklar bir rivayette Rasulullahn kartlm asn istem edi
i, belirtilm ektedir. bn Uyeyne zabt ve hfz ynnden daha
kuvvetli olduu iin, ibn Battal, Onu n rivayetini tercih et
mi, sonra da, kuyudan kartld sylenilen ey hurm a
kozalaklardr. kartlm ad ifade edilenler ise bu koza
laklarn ierisindekilerdir demitir. Buna gre, kozalaklarn
ierisinde R asulullahn timsli bulunduu ve ona dm ler
atlm olduunu belirten rivyetlere phe dm ektedir. Ka
naatim ize gre ise kuyudan karld sylenen eyler ko
zalak ve Onun iin d ekil erdir. K uyudan birey karlm ad
eklindeki rivyetlere gelince, bu, insanlar arasnda niz ve
ekimeye yol am am as iin, kozalaklarla ilgili durum un,
yaylp, iln edilmediine dikkat ekm ektedir. Bu yorum un
bn B attalnkinden daha tutarl olup, hibir itiraza meydan
brakm ad inancndayz.
6
Buhar, Kitabu Bedil-Halk, 17. bab K itabul-Edep, 56. bab,
K itabd-D aavt, 57. bab. Ahmed, Msned, C. 4, s. 367 C. 6,

, L s. . C. . ..
8 bn Mce, es-Snen, K itbut-Tb, bab. 45.

49
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

dil uzattklar hadis ve s e n e t l e r arasnda, bunu da zik-


reder.9
Son asrda da, akl hereyde hakim klan eerh ve
tadil ilminden nasibini alm am baz kimseler de b u
hadisi reddetmeye yeltendiler.
Bu asrda, szm ona, bir ilim adam! 10 kp, sn-
net konusunda bir kitap yazarak, snnet ve hadislere gl-
ge dreeek ne varsa, hepsini orada b ir araya getirdi.
Bu hadisi reddederken de Muhammed Abduh'un apa-
k, delillerle o 'n u inkar ettiini kaydetmitir.
Abduh'un ve ondan ok daha evvel, Mu'tezili limle-
rin, bu hadisi reddederken dayandklar hususlar, un-
lardr :
a) Hadis, her ne kadar, Buhari ve Mslim'in riva-
yeti olsa da, ahad b ir haberdir. Bu itibarla, itikadi -
nularda, delil olamaz. P e y ^ m b e rin , sihir ve benzeri ey-
lerle akli fc ^ s iy o n la rn yitirmesi, O'nun masumiyeti
ile dorudan ilgilidir, ism et ise itikadi b ir meseledir. B-
naenaleyh byle bir meselede, aneak, m tevtir ile amel
d ile b ilir. Zan ile yetinilemez.
b) Hadis, Rasulullah (s.a.s.)'a asla, sihir yaplmad-
n syleyen, sarih K ur'an ayeti ile elimektedir. Ayet,
Peygamber'in sihire dr olduu iddiasn, mriklere
nisbet etm ekte ve bu iddialarndan dolay o n lan kna-
m aktadr.
Allah Tela : . . . Ve zlim ler: siz, baka deil, sa-
deee bylenmi bir adama uyuyorsunuz, dediler. Bak,

ibn Kuteybe, Tevil-i M uhtelefii-Hadis, s, 177.


10 Bu zat, Ebu Reyye'dir. Kitab ise : Adv ales-Snnetri-M u-
hammediye adl eserdir.

150
SNNET MDAFAASI

senin iin na m isal verdiler de saptlar- Artk, br daha


yolu bulamazlar 11 buyurm aktadr. Bir baka ayette de :
Biz, onlann, seni dinlerken ne sebeple dinlediklerini,
kendi aralarnda, gizli konuurlarken de, o zalimlerin :
siz, bylenmi bir adamdan bakasna uymuyorsunuz
dediklerini gaye iyi baliyoruz. Bak nasl m isal verdiler de
saptlar. Artk, bir daha yolu bulamazlar12 buyurm ak
tadr.
c) ayet, Rasulullah (s.a.s.)'m bir eyi yapmad
halde yaptn zannetmesi caiz olsa, bu durum da, tebli
etmedii halde bir eyi tebli ettiini, veya kendisine
indirilmemesine ramen, bir eyin, indirildiini de tahay
yl etmesi caiz olurdu. Bunun imkanszl ise; izaha ih
tiya duymayacak kadar aktr.

Cevap :
Hakkn insanlarla bilinmeyecei, bilakis, insanlarn
hak ile bilinecei bir gerektir. Nitekim, Ali b. Ebu Tlib
bir sznde : Hakk tan, ehlini de tanrsn demitir.
stad Muhammed Abduh, sihir hadisi hakknda ilk
konuan ahs deildir. O, sadece kendinden nceki, Mu -
tezililere ve onlarn izinden gidenlere tbi olmutur. lim
lerin szlerinden delil getiren (Ebu Reyye), hakk insan
larla tandna gre, biz de, mukabelede bulunarak ken
dilerine unu izah ediverelim : Sahih hadislerle amel edip,
onlar hemen reddetmemek, akl ve m tevatir nakil
nda te'vil etmek, limlerin ounluunun kabul ettii
bir grtr. En ufak bir pheden dolay veya akla ve
K ur'an'a ters dt kuruntusuyla, hadisleri reddetmek,

11 Furkn, 8-9.
12 sr, 47-48.

151
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

asla bilimsel bir davran deildir. Sahih hadisler, hi-


rete mteallik itikadi konularda, kesinlik ifade etmese
ler bile, en azndan b ir zanm galip ifade ederler. Bizler,
Allah'n varl, tevhid, ldkten sonra dirilme, Peygam
berlerin eliliini ispat gibi temel itikad esaslarnda, an
cak, kesinlik ifade eden delillerle hareket edileceini, za
ten inkar etmiyoruz.
Abduh, sihir hadisini inkr etmi ise, akli ve
nakli ilimlerde sz sahibi, el-Mziri, el-Hattbi, Kad tyaz,
Ibn Teymiyye, bn'l-Kayym, Ibn Kesir, en-Nevevi, bn
Hacer, el-Kurtub ve ls gibi pek ok lim de, O n u n
hem rivayet ve hem de dirayet ynnden sahih olduunu
isbat etmilerdir.
Bu im am lar gibi dnen Buhari, Mslim ve daha
sonra gelen limler hadisi deerlendirirken; Rasulullah'a
anz olan hususun, Peygamberlerin bana gelmesi caiz
olan, bedeni hastalklar ve beer arzalar kabilinden bir
olduunu sylemilerdir. Hadis, Buhari ve Mslim'in
dndaki hadis kaynaklarnda da, ok sayda sahabiden
gelen tariklerle rivayet edilmitir. Bu sahabiler arasn
da, Hz. Aie, Ibn Abbas, Zeyd b. Erkm ve hata, u n u t
ma ve yalan syleme ihtimali ok uzak olan nice kimse
ler vardr.
Hadisin baz varyantlarnda : yle ki, O'na birey,
yapmad halde, yapm gibi gsterildi denilmektedir.
Ancak, Sfyan b. Uyeyne'den gelen sahih bir rivayet, bu
radaki kapall gidermektedir. Bu rivayeti, Sfyan'dan,
Buhari'nin hocas olan iki byk zat rivayet etmitir.
Bunlardan bir ta n e s i: el-Msned diye bilinen Abdul
lah b. Muhammed b. Abdullah b. Ca'fer el-Cf, Ebu Ca'fer
el-Buhari'dir. Ibn Hacer, O'nun; Onuncu tabakadan, si
SNNET MDAFAASI

ka ve hafz bir zat olup, msnedi cem' ettiini ve h. 229'da


vefat ettiini,13 sylemitir. Bu zat kanalyle, gelen ri
vayet, Buhari nin Kitabu't-Tb blm nde kaydedil
mitir.
kinci imam ise : Abdullah b. ez-Zbeyr b. sa el-
Humeyd, el-Kurei el-Mekki, Ebu Bekir'dir. Bu zat bn
Uyeyne'nin ileri gelen talebelerinden olup, onuncu taba
kamdan sika ve hafz bir zattr; h. 229'da vefat etmitir. 14
Hakim, Buhari'nin, hocas Humeyd'nin rivayet etti
i bir hadis bulunduu vakit, bakasna, iltifat etm edi
ini sylyor. Bu iki zatn Sfyan'dan yaptklar rivayet
ise y le d ir: Rasulullah (s.a.s.)'a sihir yaplmt. yle-
ki, hanmlar ile cinsi m nasebette bulunmad halde,
bulunduunu zannederdi. Sfyan, bunun en iddetli si
hir eidi olduunu sylemitir.
tim ada ayan olan rivayet budur. Bu yzden, Kad
yaz : Rasulullah, daha evvel, cinsi tem asa dair iktidar
konusunda nsiyet ettii dinlii hisseder, ancak, eine
yaklat zaman, balanm (sihir yaplm) kimselerde
olduu gibi bunun kaybolduunu farkederdi15 diyor.
te yandan lm aratrm alarda; maksad'n hilafna
delalet eden bir haberle, m aksada uygun b ir haber riva
yet edildii zaman, kural, kincisine gre mel etmektir.
Bu durum da, ortada, Rasulullah'n ismetini ihll ede
cek birey kalmadndan; hadisi inkar edenlerin esas al
dklar temel de yklm demektir.

13 bn Hacer, Takribut-Tehzib, C. 1, s 447.


14 a.g.e, C. 1, s. 415.
15 Fethu l-Bri, C. 10, s. 227.

153
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

te yandan, hadisin K ur'an'a ters dt iddias


na da katlmyoruz. Zira, mrikler, siz, ancak, kendi
sine sihir yaplm bir adama tbi oluyorsunuz, derken,
bununla, Rasulullah'a b ir m ddet tesir edip, daha sonra
Allah'n ifa verdii b ir sihirlenmeyi kastetmiyorlar. On
larn, yegane kast; Rasulullah'n getirdiklerinin vahiy ol
mayp, her sylediinin bir hayal ve cinnet eseri olduu
dur. Binaenaleyh am alan, risaletini ortadan kaldrm ak
tr. Kafirlerin hi b ir sz ve tutum da sebat etmedikleri
de bilinmektedir. Onlar, Rasulullah'a bazen air, bazen
khin, bazen de sihirbaz demilerdir.
Rasulullah (s.a.s.)'m, din olmayan meselelerde ta
hayyle maruz kalmas, dini konularda da vehme kap-
labilecei anlamna gelmez.

Daha nce hadisi aklarken sylediklerimiz hatrla


nacak olursa bunun ne derece tutarsz bir gr olduu
anlalacaktr. Zira, sihir O'nun, bedenine tesir etmi,
akln etkilememitir. ayet, rivayetin zahiren dellet et
tii husus, kabullenilecek olsa bile, yine onlarn dedik
leri anlam a gelmez. nki, vahiy ve risalete mteallik
ileri, dnya ilerine kyas etmek batldr. Rasulullah, di
ni konularda, hata, tayir ve tebdilden korunm utur. Dn
ya ilerinde ise, byle b ir durum u szkonusu deildir.
Rasulullah (s.a.s.) iki ynyle yani bir beer ve b ir de
peygamber olmas ynyle deerlendirmek gerekir. Be
er olmas bakm ndan dier insanlar iin szkonusu olan
btn hususlar O'nun iin de geerlidir. Risalet ynn
den ise, m asum olduuna dair, akli ve nakli delillerin
bulunmas nedeniyle, risaletini ihlal edecek bir durum
O'nun iin asla caiz deildir.

154
SNNET MDAFAASI

Sonra, hadisi inkr eden bu kimseler, Musa (a.s.)'nn,


sihirbazlarn iplerini ve bastonlarn, canl b ir ylan ek
linde tahayyl ettiine dair, K ur ,an ayetlerine ne diye
cekler, acaba? M tevatir ve kat'i olan K ur'an' da inkar
edebilecekler mi? Yoksa, bu durum un, Hz. Musa'nn, pey
gamberlik ve tebli m akam na halel getirdiini mi syle
yecekler?
K ur'an'm ortaya koyduundan kaamyacaklarma
gre, niin sihir hadisindeki, tahayyl, ismete mnafi
olarak deerlendiriyorlar?
Allah Teala, insanlara, peygamberlerin de, tpk ken
dileri gibi birer beer olduklarm gstermek iin, onlar
eitli musibetlere dar klm, risalet grevlerini ye
rine getirirken ve Allah'n dinini tebli ederken katlan
dklar bel ve m eakkatler sebebiyle, sevaplarn ve mev
kilerini daha da ykseltmek iin, onlar, muhtelif m u
sibetlerle yzyze getirmitir.
Akli ve nakli ilimlerde otorite olan, limlerin bu ko
nudaki szlerini fazla uzatm ak istemiyorum. Ancak on
lardan yalnzca iki tanesinin grn nakletmeden de
geemiy eceim

MAM EL-MAZER'NN GR

Peygamberlik m akam na phe drp halel getir


dii iddiasyle baz bidatlar, bu hadisi inkr etmiler
ve bu neticeye gtren hereyin de batl olduunu sy
lemilerdir. Hadiste belirtilen hususu m m kn grme
nin, Peygamber'in eriat konusunda vaz' ettiklerinde de,
gvenilirliini zedeleyeceini, nk buna gre, Cebrail'i
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

grmedii halde, grd, kendisine vahyedilmedii hal


de vahyedildii zannma kaplabileceini ileri srm ler
dir. Bunlarn hepsi de m erduddr. nk Peygamber'in
Allah'tan tebli ettii konularda, sadk ve m asum oldu
una dair kesin deliller vardr. Mucizeler de bunu tas
dik eden delillerdendir. Bu mnasebetle, aleyhinde kesin
bir nas bulunan eyin m uhtem el olduunu kabullenmek
batldr.
Peygamberlerin grevleri arasnda yer almayan dn
ya ilerine gelince; Hz. Peygamber de, btn beere arz
olan, hastalk v.b. unsurlara yakalanabilir. Bu itibarla,
dini meselelerde m asum olmasna ramen, hibir ger
eklii bulunm ayan dnyev b ir meseleyi, olmu gibi ta
hayyl edebilmesi m m kndr. Nitekim bazlar, hadisi
izah ederken : Rasulullah'n eleri ile cinsi tem asta bu
lunmad halde, kendisini onlarla birlemi zannettiini,
bu gibi eylere insann genellikle uykuda m aruz kaldn
ancak, Rasulullah'n byle bir eyi uyankken de tahay
yl etmi olmasnn dnlebileceini, sylemilerdir.17

16 Ebu Abdullah, M uham m ed b. Ali b. mer b. M uhammed


et-Temimi el-Mzer; Sicilya adasnn gneyinde bulunan
Mzere veya Mzer* ismindeki yere nisbeten bu ad al-
m tr. Mezhebte m ctehid derecesine k ad ar erim i bir M-
liki fakihidir. ok sayda ilimle itigal etmi, hayli eser b-
rakm tr. Eserleri arasn d a *El-MuIim fi erh-i Shih-i M s-
lim de vardr. Bu eseri, Kad lyz tam am lam ve ikm-
l I-Mulim adn verm itir. M zeri> h. 536'da vefat etm itir.
17 FethuI Bri, c. C, s. 226-227.

156
SNNET M DAFAASI

BNUT.-KAYYIMIN 18 GR

... Bu hadis, hadisiler tarafndan sahih grlerek


kabul edilmi ve shhatinde hibir ihtilafa dlmemitir.
Pek ok kelm limi ise, hadisi anlayam adklar iin,
iddetle kar kp, inkr etmilerdir. Hatta, bazlar, bu
konuda mstakil eser yazarak, hadisin ravilerinden Hi-
am b. Urve b. ez-Zbeyr'e satam ve en iyimser kabul
edilebilecek bir ifade ile yle dem itir : ... Byle bir
ey yoktur. Ravi (Him) hata etmi ve kartrm tr.
nk, Rasulullah'a sihir yaplabilmesi m m kn deil
dir. Zira bu, kafirlerin Siz ancak, sihir yaplm bir
adama tbi oluyorsunuz szn tasdik etmek anlamna
gelir. Allah'n, kendilerini himaye etmesi ve eytanlardan
korum as sebebiyle, Peygamberlere sihir yaplmas m m
kn deildir.
Bu gibi szler limlerin yannda m erduddur. nk
Hiam en sika ravilerden birisidir. m am lardan hibirisi,
hadislerinin reddini gerektiren b ir sebeple O'nu cerh etme
milerdir. Byle bir konuda kelmclara sz dmeyece
i kanaatindeyiz.
Hadis, Hiam 'dan baka, Hz. Aie'den de rivayet edil
mitir. Buhari ve Mslim, hadisin sahih olduunda ittifak
etm ilerdir. Ayrca, hadisilerden hibir kimse bu hadis
hakknda ileri geri laf etmemitir. Hadis, tefsir, tarih ve

18 Muhaddis, Mfessir, Fakih, emsddin Ebu A bdullah Mu-


ham m ed b. Ebu Bekir ed-Dmek, .h. 751. bn Teymiyyenin
talebesidir. ok sayda kymetli eseri vardr. Zdl-Med,
rimul-Muvakkiyn, et-TurukTl-Hkmiyye, Mifthus-
Sde ve Tarikl-Hicreteyn adl eserleri bunlardan ba
zlardr.
PHE DUYURULMAYA ALIILAN HADSLER

fkh ehli tarafndan bilinen m ehur b ir hadistir. Bu kim


seler, byle konular, kelmclardan ok daha iyi bilir
ler. Sonra, Rasulullah (s.a.s.)'m bana gelen sihir, gelip
geici, Allah'n kendisini ifayab ettii bir hastalkt. Bun
da ise, ne b ir ayp vardr, ne de b ir kusur. nk, Pey
gamberler de, pekala hastalanabilirler, h atta baylabilirler
de. Nitekim, Rasulullah (s.as.), b ir hastal esnasnda
baylmtr. Aya kt zaman da, dm ve br
yzlmtr. Bunlar, birtakm belalardr ki, Allah onlar
la Rasulunn derecesini artrr. Bilindii gibi, insanlar
ierisinde en iddetli musibetlere dr olanlar peygam
berlerdir. Bu itibarla onlar, m m etleri tarafndan d
vlmek, ldrlmek, hakarete uram ak ve hapsedilmek
gibi eylerle kar karya kalmlardr. Binaen aleyh, Ra-
sulullah'n da dm anlar tarafndan baz skntlarla yz-
yze braklm as yeni birey deildir. Nitekim, birisi ok
atp, O'nu yaralam, baka birisi de, secdede iken, dk
dolu ikembeyi zerine brakm tr. Bunlarn hepsi b ir
takm belalardr ve peygamberler iin ne bir noksanlk
ve ne de r deildir. Bilakis, onlarn kemalinden ve Allah
katndaki derecelerinin yksekliindendir.20

1 O nlarn dirayet ve rivayet b ^ m n d a n hadis ilmine vakf


olm adklarm sylemek istiyor. bnul-Kayym hakldr. On-
la r hadis ve hadis ilim lerinin ancak zahirini bilebiliyorlar.
Allah bilir ya, hadisleri reddetm edeki hatalarnn ou bu
cehaletlerinden kaynaklanyor.
20 bnul-Kayym, et-Teksir, s. 564-572.

158
SONU

Mutezil Nazzm ve benzerlerinin zamanndan, g


nmze kadar, slm dm anlarnn, hadis ve snnetler
hakknda ileri srdkleri phelere uzun uzun temas et
tikten sonra, bu etrafl incelememizin sonunda ulat
mz neticelerin de bir zetini vermede fayda gryoruz.
1 slm, Allah Tela'nm buyurduu zere, O'nun
btn beeriyet iin honud olduu genel ve ebed bir
dindir. Allah katnda din, slm'dr! Kim, slm'dan
baka bir din ararsa bilsinki, (O din) ondan kabul edilme
yecek ve O, hirette kaybedenlerden olacaktr.2
Bu din, Rasulullah dneminde, mrik, putperest,
Yahd ve H ristiyanlar tarafndan, apak dmanla
m aruz kalm, insan ve cin eytanlarnn vesvesesiyle o r
taya atlan phelerle yzyze gelmitir. Fakat bu d
m anlklar cihad ve verilen mcadeleler neticesinde yok
olup, snp gitmitir. Binaenaleyh, irk ve mrikler, ba
tl ve ehli, zevle m ahkum olmu, geriye, yalnzca, apak
hak kalmtr. Nitekim, Allah Tela; Deki Hak geldi,
batl zil oldu. Zaten, btl yok olmaa mahkumdur. Biz,
Kur'an' m'miniere rahmet ve ifa olarak indiriyoruz,
ve O, zalimlerin ziyanm artrmaktan baka onlara bir
katkda bulunmaz3 buyurm utur. Baka b ir ayetinde ise;
1 li m rn, 19
2 li mrn, 85.
3 Isr, 81-82.

ro
SONU

Hayr, Biz, hakk batln zerine atan z da, O, onun bey


nini paralar . Derhal batln can kar. Allah'a yaktrd
nz niteliklerden tr de vay siz(in haliniz) 'e4 bu
yurm aktadr.
Rasulullah (s.a.s.)'m vefatn mteakip, sahabenin
eliyle, dnyann drt b ir tarafna eriip yayldktan son
ra slm, b ir takm Rum, Frs ve Yahudi zndklan, Hris-
tiyanlar ve baz m nafklar tarafndan tezgahlanan yep
yeni kom plolarla yzyze gelmitir. Bu zmreler, yery
znde hakim olan Allah'n dinine ve yeryznde tatbik
edilen eriatna harp am alarndan dolay, Allah'n oplar
hakkndaki hkm nden emniyette olabilmek iin, kfr
lerini gizleyip, m slm an gzkyorlard.
Onlar, kuvvete ba vurm adlar. Zaten, adil ve m er
ham et sahibi Allah'n, yeryzndeki sultanna kar ka
bilecek gte de deillerdi. O zaman, desise, uydurma, Al
lah ve Rasulune yalan isnad etme yolunu tercih ettiler.
Onlardan bir ksm, baz senbollerin ardna sakland. Is
lm'n yiidi Hz. Ali'nin ve ehl-i beytin sevgisiyle ortaya
ktklar gibi. Bu sapk grhun banda da, habis ya-
hudi, hilebaz Abdullah b. Sebe, vard. O, m aksadna eri
ebilmek iin, btn limlerin uydurm a olduunda itti
fak ettikleri, u hadisi ortaya a t t : Her peygamberin bir
vasisi vardr. Benim vasim ise Ali'dir.
b n Sebe ve avnesinin sapkl, bu noktada da kal
mad. Bilakis, daha iddetli ve akide bakm ndan daha da
zararl b ir boyuta ulat. Onlar, mlhid ve kafirlerin tav
sifinden mnezzeh olan Allah'n, efendimiz Ali'ye hulul
ettiini iddia ettiler.

4 Enbiy, 18.

160
SNNET MDAFAASI

B unlan, nce Hz. Osman, ondan sonra da, Hz. Ali


takibat altnda tutm u, bir ksmnn cezasn vermiler,
ancak bir ksm kap, gzlerden uzaklamay baarabil
milerdir. te bu yahudi Abdullah b. Sebe, slm ta ri
hindeki en byk fitnenin sebeplerinden biridir. Hz. Os
m an'n ldrlmesiyle neticelenen byk bir fitnenin ka
psn am ve bu, nce Hz. Ali ve Osman taraftarlar,
sonra da Ali ve Muaviye arasnda, kanl arpm alara
neden olmutur. Geri biz, onlarn ihtilaflarn itihad
bir farkllk olarak gryor; isabet edenin iki, -hata ede
nin ise bir ecir aldna inanyoruz. Bunun yannda s
lm birliini zedeleyen en byk darbenin, bu habis, hi
lebaz yahudi ve muhtelif renk ve cinsteki zndklardan
geldiine kaniyiz.
slm' kabul edenlerin byk bir ksmnn, kendi
arzu ve istekleri ile onu benimsedikleri iyice bilinme
lidir. Onlar, slm'la hair neir olm ular ve ilerinden
slm 'a ve slm ilimlere, slm kltrne son derece
yararl ahsiyetler kmtr. Bunun en gzel delili, lm
ilimlere ve slm kltrne hizmet edenlerin, Allah'n di
ni uruna, cihada hayatn vakfedenlerin byk oun
luunun Araplarn dndaki m slm anlardan olmasdr.
slm 'a ve m slm anlara kar kin dolu zndklar ise,
eskiden kalma batl inanlarndan, cahili detlerinden ve
fasid trelerinden arnp, kurtulam am lardr. Cins, din
ve dil taassubu onlara hakim olmutur. Fakat bu kimse
ler, m'min olanlarn yannda yok denecek kadar azn
lkta kalmlardr. Bu aznl, halifeler, idareciler ve lim
ler srekli tarassut altnda tutm ular; idareciler ceza
meyyideyi hak edenleri idama m ahkum ederken, lim
ler de iddialarn rtp, samalklarn ortaya koymu
lardr.
161
SONU

2 slm, usul ve f u r bakm ndan iki yce asl-


da temessl eder. Bunlardan, birincisi, dinin asl ve dos
doru yolun kayna olan Kur'an- Kerim, dieri ise;
K ur'an'm izah ve tefsiri olan,, snnet ve hadislerdir. Sn
net, K ur'an'm mcmelimi izah, m'mn tahsis ve mut-
lakn takyid ettii gibi, m stakil olarak hkm ler de
koymutur.
Zaman zaman, slm dm anlar bu iki asla ilimi
ve onlara phe drmeye yeltenmitir. Kuran- Ke-
rim'i, binlerce kadn, erkek, mekteplerdeki ocuklar, med
rese ve fakltelerdeki talebeler ezberlediinden dolay,
O'na ilavelerde bulunm a veya bir takm eksiltmeler yap
mak imkansz denilemese bile, son derece g bir iti.
Bu nedenle de, slm dm anlan, O nun tefsirinde uy
durm a ve m analarnda tahrif yntemini setiler. Binaen
aleyh, rivayet ve dirayet tefsirlerinin ihtiva ettii, ok
m iktardaki, uydurm a haberler, israili rivayet ve hurafe
ler; bylece olumu oldu.5
Her asrda ve her yerde, gulat a, karm tiler, b-
tnler, cahil sofu ve zndklar, bidat, sapk dnce ve
kt niyet sahibi kimseler, Kur an yetlerinin tefsiri sa-
detinde, hayretamiz ve sama te'viller yapagelmitir. y
le te viller ki, bunlar ne Kur'an dili, ne davetteki slu
bunun gzellii ve ne de O'nun belagatyle uyumayan,
eriat ve akim tasvip etmedii yorum lardr. Ne hazindir
ki, bu cahili ve batl yorumlar, kendilerine kulak vere
cek, hasta kalpli, dini gevek, ebleh kafal kimseler b u
labilmi ve bu kimseler, insanlar arasnda onlarn reva
bulup, yaygnlamas iin aba sarfetmilerdir.

5 Bkz. E bu ehbe, El-sriliyyt vel-Mevzuat fi Ktbit-Tefsir.

162
SNNET MDAFAASI

Ancak, bu mm etin iindeki m'min, selim akll ve


aydn fikirli limler, szkonusu samalklar ve tahrifat
lar tespit edip, ortaya koymulardr. Bylece, bu kimse
lerin hilelerini kendilerine geirmiler, Rasulullah (s.a.s.)
m buyurduu gibi Kur an bki kalm tr : K u ra n a tbi
olan arzular saptmaz, O'nu okurken diller dolamaz,
ilmine limler doymad gibi, ok okunarak tekrarndan
dolay bir bkknlk da gelmez insan hayran brakan yn
leri ise asla tkenmez.6
Metinde yeralan L tezgu bihi ifadesi, O n a tbi
olmakla arzular hakdan uzaklamaz anlamna geldii gi
bi, sapk arzular O n u istikmetten, erilie eviremez m a
nasna da gelebilir.
O n u okuyan dillerin dolamayacandan m aksat ise
Arap olm asalar dahi, m 'm inlerin O'nu okurken bir skn
t ekmiyeceklerine iarettir. Nitekim, Allah Tela : And-
olsun ki, biz Kur'an' t alnmas iin kolaylatrdk,
t alan yok mudur? 7 buyurm aktadr.
Baka bir yetinde ise : Biz, o (Kur'an)'!, senin di
linle (indirerek) kolaylatrdk ki, O'nunla, korunanlar
mjdeleyesin ve inat bir kavmi, Onunla uyarasm.8
buyurm utur.

6 Tirmizinin Haris el-Averden naklettii rivyetl erdendir. O na


gre isnad m ehuldr. H arisin rivayeti hakknda da ileri
geri sz edilmitir. Suyti, Tirmizi ve D arim inin rivyet et
tiini sylemitir. bn Kesir de, hadisi Fazaill-K uranda
zikretm itir.
7 Kamer, 17, 22, 32, 40.
8 Meryem, 97.

163
SONU

K ur'an a her zaman sataan ve 0 'a phe drmek


isteyenler olm utur. Fakat bunlar, her seferinde deta sert
kayaya arparak param para olup gitmilerdir. O n a dil
uzatanlarn hali airin benzetmesine nasl da uyuyor :
Paralamak iin kayaya toslayan (kei gibi)
Onu paralayamad, lkin boynuzlarn krd.
Kur'an, ondrt asrdan fazla b ir zam andr Hz. Pey-
gamber'in en byk mucizesi, bir .mjde, ikaz, nr ve
hidayet kayna olarak, kalmtr. Kyamete kadar da,
byle devam edecektir. K ur'an'a dil uzatanlar beyhde u
ramayp samalklarndan ve safsatalarndan vaz ge
meli ve kendilerini O'nunla huzura kavuturm aldrlar. Zi
ra, Kur'an, tahrif ve tebdilden korunm u ilahi b ir kitap,
Allah'n muhafazasn stlendii yegane eserdir. Allah Te-
la : Kuran biz indirdik, O'nu koruyacak olan da bi-
ziz9 buyurm aktadr. Bu ilahi kitap ondrt asrdr, ms-
lman olan ve olmayanlar iin, insan fikrinin b ir m uhar
riki ve melesi olmutur.
M slmanlara gelince : Kur'an, onlarn, hidayet kay
na, inanlarnn, hukuk ve ahlak dzenlerinin, siyas ve
ktisad yaplarnn menba'dr. Gayri mslimler iin ise,
O'nun me'ale oluu; btn zam anlar boyunca, insanlk
iin yaratlm en hayrl mmetin, inancnda, hukuk ve
ahlknda, hayat anlaynda (adil) vasat m m etin teek
klne sebep olan, psikolojik, bilimsel, siyas, toplum
sal, ahlak ve din temelleri, K uran' tahlil etmek sure
tiyle grebilmeleri bakm ndandr. Nitekim Allah Tela
yle buyurm aktadr : Bylece, sizi orta bir mmet yap-

9 Hicr, 9.

164
SNNET MDAFAASI

olsun 10 siz insanlar ierisinden karlm en hayrl


bir mmetsiniz, iyilii emreder, ktlkten menedersi-
n iz ... ll Allah Tela, K ur'an'a yneltilen pheleri redde
dip, batl olduklarn ortaya koyacak, limler zmresini
her zaman varedegelmitir.12
3 Malm zmreler, K u r a n a dil uzattklar gibi,
snnete ve hadislere de satam lardr. Snneti tahrif et
menin kendileri iin, K ur an'dan daha kolay olacana
inanm lardr. Zira, Kur'an- Kerim, gerek btn halin
de, gerekse tafsili olarak, kesinlik ve yakin ifade eden bir
tevatrle 13 sabit olm utur. Snnet ve hadislere gre,
m slm anlarm gnlnde daha byk bir kudsiyeti haiz
dir. nki, snnet ve hadislerin ounluu, had isnad-
larlal4 tesbit edilmitir. Ve onlarn kudsiyeti mslman-
la n n nazarnda, K ur'an kadar deildir.
Snnet ve hadislere aadaki yollarla iliilmeye a
llmtr :
a) ncelikle, sahabe ve onlardan sonraki hadis ra-
vileri karalanmaya allmtr. Zira, onlar nakledenle
rin gvenilirlii azaltld zaman, haliyle, nakledilen e
yin de ayn vasf azalacaktr. O nlann da istedikleri, bu-

10 Bakara, 143.
11 li m rn, 110.
12 Bkz. Ebu e h b e : <El-medhl ! D irsetii-K uranil-Kerim
Yazar, bu eserinde K uran'n cemi, yazm resmi, Mekki ve
Medeni yetler gibi konular hakknda ileri sriilen elli ka~
d a r pheyi ele alm ve onlara cevaplar verm itir.
13 M te v tir: stlahta; adeten ve aklen yalan zerine anlap,
ittifak etm eleri im kansz olan bir kalabaln yine ayn ni~
telikte dier kalabalklardan naklen rivayet ettii haberdir.
14 Ahad Mehur, mstefiz, aziz, garib, haberler de dahil, m-
tevtir olm ayan bir haberdir.
SONU

d u r zaten. Bu am alarna ulaabilmek iin, sahabe ie


risinden, en fazla hadis rivyet eden Ebu Hureyre ve ta-
biundan, am ve Hicaz'n imam bn ihb ez-Zhr'yi
dillerine dolamlardr. Bu iki imamn gvenilirlii aza
lnca, evleviyetle, dierlerinin ki de azalacaktr.
b) snad sistemini ktleyerek, onun konum unu ze
delemek. Genellikle bu konuya deinirken yle d e r le r :
Mslmanlarn nezdinde, isnad tenkidi ve rical tarihine
ilikin incelemeler had safhaya erimise de, senedlerin
tetkiki esnasnda, baz noktalar farketmemi, onlara y
nelip, gerekli itinay sarf etmemilerdir.
slm ncesi, hibir mmette, m slm anlardaki ka
d ar gelitirilmedii bilinip dururken ve snad sisteminin
m slm anlara has b ir yntem olduu deerlendirmesi ya
plrken, onlar, yine de bu sz sylemekten ekinmez
ler. Hatta, sahih, m uttasl isnad uygulamasnn, dnya ta
rihinde yalnzca m slm anlarda grlen bir metod oldu
unda ittifak edilmitir.
c) Bu arada ortaya attklar dier bir iddia da, ms-
lman limlerin, rical tarihi ve isnad tenkidi ile ok sk
ilgilenmelerine karn, metin tenkidini ihmal ettikleridir.
Bu iddialarn da, birtakm hadislerin birbiri ile e
litii, bazsn da vakann yalanladn syleyerek, des
teklemeye alrlar. Ayrca, astronomi, tp v.b. modern
ilmin elde ettii verilerin de baz hadisleri rttn,
birtakm hadislerin de, sahih olup, olmadklarn anla
yabilmek iin tecrbe ve deneyime ihtiya olduunu, ge
velerler.
4 Msterikler, Yahudi bilim adamlar, Hristiyan
papazlar, slm dman Yahudilerin, Fris ve Rum zm-

166
SNNET MDAFAASI

dklannm ve Yunan felsefesi kalntlarnn iftiralarn


onaylamlar, bunlara, canlarnn istedii hereyi de kat-
mak suretiyle ilavelerde bulunarak, sonunda pireyi deve
a p m la rd r.
Bu iftiralarda da yahudi asll, m sterik Goldzier
ba ekmi, bu konuda pekok oryantalist de O n a tbi
olarak, hadis hakkndaki m talalarn, mnakaaya da-
hi gerek gstermeyen kesin yarglar olarak kabul etmi-
lerdir. Avrupa ve dier lkelerde bunlar yaymlar, ba-
t niversitelerinde master, doktora gibi lm payeler ka-
zanmak maksadyle, oralara giden baz m slm anlar da,
maalesef, onlara aldanmtr. Geri dndklerinde ise, s-
lm memleketlerinde, bu iftiralar efkr umumiyeye sun-
mak suretiyle, zellikle niversite rencilerine telkin et-
milerdir. Ve nihayet o ^ a n ta lis t fikirler, slm lemi-
nin byk b ir ksmnda yaylma imkn bulm utur. Me-
sele, yalnzca talebelerle de snrl kalmamtr, niversi-
telerde, gzde yerlere gelmi, krs sahibi, baz ilim
adam larnn da, m steriklere tbi olduklar kitaplar va-
stasyle, onlarn zehirlerini, slm mmetine rnga et-
meye altklar grlm tr.
5 Baz yahudi ve papaz m steriklerinin hadis in-
eemelerinde grlen h atalan , slm' ifsd etmek, ms-
lim an lar kopmaz slm ipinden ayrabilmek iin ilem
mi kastl hatalardr. Tek m aksatlar, bu lh dinin g-
venilirliini sarsm aktr. Bunu da slm 'n iki yee asl,
K ur'an ve Snneti k a rla m a k la gerekletirmek istiyor-
lar. Bu konular zerinde daha evvel rnekler verip, uzun
uzun durm utuk.
Aslnda, oryantalist almalar, ne ilme ve ne de
slm kltriine hizmet etmek iin var olmu deildir.

16?
SONU

Onun arkasnda, sadece, Islm' karalam a ve mslman-


lar dinlerinden evirebilme politikas yatm aktadr. zel
likle de K uran ve snnetten soutabilme politikas. Bu
uurda, onlar, m slm anlarm gnlndeki cihad ruhunu
takviye eden, ok sayda K uran ve snnet nassn tahrif et
mek istiyorlar. M slmanlarm gnlndeki cihad ruhunu
sarsmadan, slm memleketlerine sahip olamyacaklanna,
oralarn yeralt ve yerst kaynaklarn smremiyecek-
lerine inanyorlar. Bu iki asla itim ad sarsld zaman,
m minler, cihad farizasndan kopacaklar ve bylece, va
tanlarnn dman eline gemesi kolaylam olacaktr.
Nitekim, bu gereklemitir de. nk, bat, Islm bel
delerini tahrip etmeyi, ancak, onlardaki cihad ruhunun
zayflamas ve dnyaya ynelmelerinden, sonra, baara
bilmitir. B uharinin, Ebu mme el-Bhil'den yapt
bir rivayette, Ebu mme, bir saban ve tarm aleti gr
dkten sonra, yle d e m i tir: Rasulullahm u hangi
kavmin eline girerse, m utlaka Allah onlar zelil klar de
diini iittim .15 Yanl anlalmasn, hadis, mslmanla-
r ziraat ve tarm la megul olm aktan nehyetmemekte-
dir. Nasl nehyedebilir ki? Bizzat sahih hadislerle byle
bir anlay reddedilmektedir. Buhari, Mslim ve dier,
hadis kaynaklarnda, Enes b. Mlik (r.a.)'m yle dedii
rivayet edilmitir : Rasulullah (s.a.s.) : Aa diken veya
ekin eken her mslmana onlardan, ku, hayvan ve in
sann istifadesinden dolay, Allah sadaka ecri verir de
mitir. Allah Rasulu, birinci hadisinde, cihad tam am en
terkederek, kendini tarm , ziraat ve dnya ilerine veren
kimseleri kastetm itir. Allah Rasul, ne kadar da doru
sylemitir, ite, Islm dmanlar, mslm anlara, an-

15 Buhr, K itabul-Hars vel-M zraa.


SNNET MDAFAASI

cak omlardaki cihad ruhu geveyip, Allah yolunda


det ak yok olduktan, cihad terkedip, baka eylerle me
gul olmaya baladktan sonra, hkim olabilmilerdir. Ra-
sulullah'm ashab, ticaret, ziraat ve bostanlanyle ilgileni
yorlard. Fakat, daim a gnlleri, cihaddayd. Cihada a
rldklar zaman, derhal icabet ediyorlard. Onlar cihada
kotuklar gibi, ne ee, ne evlada, ne eve ve ne de mala
kouyorlard.
Ebu Hureyre (r.a.)'nin bir rivayetinde, Rasulullah
(s.a.s.) yle buyurm aktadr : nsanlarn en hayrl ya-
yanlarndan birisi Allah yolunda, atnm dizginini tutup,
onun srtnda uan, dman sesi veya dmana hcm
ars iittike at koturan, ldrmeyi ve lm, harp
meydanlarnda arayan adamdr. 16 Bu szn anlamn
m slm anlar iyi dnm elidirler ve yeniden izzetlerini
yeryzndeki sultalarn elde etm ek istiyorlarsa, cihada
hazr, cihad ak ile dolu olmaldrlar. Bu arada, dm an
larna kar, gerekli olan silahlarn da hazrlamak zorun
dadrlar.
6 Baz m steriklerin ve hadis tetkiki ile uraan
kimselerin hatalar ise; Snnet ilimlerini anlayamayp,
om runu
m am aktan ileri geliyor. Bunun sebebi ise, snnet ilimle
rinin, sabr, m etnet ve uzun zaman isteyen b ir alan, en
gin bir derya olmasdr. Bu nedenle, orada yzecek olan
birinin, nasl yzleceim, hangi kylarda durulabileceini
bilmesi gerekir, inci; mercan ve yakutlarn tetkik ede
cek birisinin, sathtakilere ve yzeydeki talara taklp
kalmayan, m hir bir uzman olmas icab eder. yet, on
lar, derinliklerine inebilmi, m aksat ve m eram n anla-

16 Mslim, Kitabul-mre, bab. 34.

169
SONU

yabilmi olsalard, iine dtkleri hatalara maruz kal


mazlard. Hadis ve snnetlerle megul olan pekok ms-
lman bile bu dereceye ulaamadna gre, mslman
olmayanlar nasl ulaacaklardr?
7 Msterik Goldzier ve ekol, b ir mddet, pek
ok oryantalisti hakimiyeti altnda tutm utur. Fikirleriyle,
O'm kendilerine en byk put ittihaz edinmiler; Snnet
ve hadis tetkiklerinde, eserlerini yegne kaynak olarak
grmlerdir. Bu arada, ok az m sterik O'nun btn
fikirlerine itirak etmemeyi baarabilmi; baz kanaat-
lerini eletiri konusu edebilmilerdir. H atta, snnet hak-
km daki yarglarnn, byk b ir zulm olduunu syle
yebilmilerdir. Muhtemelen, olduka az saydaki m s
teriki, szkonusu tavrlarn sergilemeye sevkeden, on
larn h r dnceli olular ve mslman limlerin, Gold-
zier'in K ur'an ve snnet hakkm daki iddialarna verdik
leri, cevaplar olsa gerektir.
Aslnda, Goldzier, habis yahudi Abdullah b. Sebe'nin
bir uzantsdr. slm ' ykmay kendilerine biricik gaye
edinen ada, taraftarlarndan b ir tanesidir. Btn dn
ya mslmanlar, zellikle de, niversitelerde renim
gren m 'm in genler bu gerein farknda olmal, bu
msteriin K ur'an ve snnet tetkiklerindeki samalk
larna ve sunmak istedii zehirlerine kar uyank bulun
maldrlar.
8 Baz msteriklerin, snnet ve hadis ilimleri sa
hasnda kranla karlanacak, inkar gayr kabil al
m alar yaptklar da b ir gerektir. Bu almalar, hadis
ilminin kaynak eserlerini neretm ek ve bu sahada incele
me yapanlar kaynaklara ulatrm ada anah tar rol oyna
yacak, te'lif eserler vermek suretiyle tezahr etm itir.

170
SNNET MDAFAASI

Bunun en gzel rnei, m sterik W insek,in Mifth-u


KnzVSme adl eseri ile b ir grup m sterik ta ra
fndan hazrlanan El-Mu'ceml-Mfehres li elfazi'I-Ha-
disi'n-Nebev adl eserdir. Bu t r almalar kranla
karlamamz, bizim, faydal, lm gayretleri takdirimizin
bir gstergesidir. Biz, ne m steriklerin tamamn yeri
yor ve ne de hepsini vyoruz; tek yaptmz iyi yapan
la, kt yapan tefrik etmektir. uras da bir gerek ki,
bu bahsettiimiz, teekkrle karlanan almalar ya
panlara, tam am en kendilerini bu ie vakfetmelerini temin
edecek, madd ve manev yardm lar, yaplm, gerekli ko
laylklar salanmtr. ayet btn bu yardm ve imkan
lar mslman limlere de salanm olsa, slm kltr
iin ok daha hayrl sonular ortaya kard.
Ancak, esefle belirtmeden geemiyoruz. Aslnda, s
z geen iki faydal eserin benzerlerini yapmak msl-
m anlarm iiydi. Lkin yapam adlar ve yine, maalesef, s
lm niversiteleri, ilim ve ilim adam larm tevik konu
sunda, bat niversitelerinin yaptklarn yapamyorlar.
Bu durum bizi zntye bouyor; fakat bu b ir hakikat
tir. Gnl, bunlar sylemek istemezdi, ama, unutm am ak
lazm, hakk itiraf etmek de bir fazilettir.
9 Hadis sahasnda aratrm alar yapan, Ebu Reyye
gibi, lim geinen, baz m slm an aratrclar, syledik
leri her hususta, adm adm m sterikleri takib etm i
lerdir. Bunun da tesinde okuyucularn kafasna daha da
yatkn hale getirmek iin, onlarn grlerini sslemeye,
hak elbisesine brndrm eye gayret etmilerdir. Byle-
ce bu kendileri iin, kam bur stne kam bur, olmutur.
Bu neid belirsiz herif, byk sahabi, Ebu Hureyre (r.a.)
yi, ele alrken, O'na svp, hakaret edecek kadar ileri
gitmi ve alalmtr.

17i
SONU

H akikat u ki, yahudi m sterik Goldzier, bu byk


sahabiyi tenkid ederken, Ebu Reyyeden ok daha iffetli
ve edepli davranm; O'nun kadar basitlememitir. (Da
ha nce bu konuya temas etmitik)
10 M slmanlarn akl hayat, slm ilimlerin do
uu, gelimesi ve tarihi konusunda eserler veren baz
mslman aratrm aclar da, grlerinin byk b ir ks
mnda m steriklere tbi olmular, ancak, baz mesele
lerde onlara katlmayarak, ok faydal m nakaalarda da
bulunm ulardr. rnein, Ahmed Emin, Fecru'l-Islm
ve Duha'l-slm adl eserlerinde byle yapanlardan bir
tanesidir. Ahmed Emin, Edebiyat Fakltesi dekanlna
kadar ykselmi, Islm leminde byk n olan b ir zat
tr. Biz, O'nun ve benzerlerinin, m steriklerin fikirlerine
tbi olm aktan kanmalarn, aynen bizlerin yapt gibi,
snnet ve hadis kaynaklarn kendilerinin tetkik etmele
rini beklerdik. yet byle yapm olsalard, bizlerle ayn
neticeye ular, snnetin salam b ir esas zerine kim ol
duunu, hadislerin ounun, Rasulullah zamanna kadar
uzandn grrlerdi. Ayrca, Allah Tela'nm, bu hadis
leri, Rasulullah (s.a.s.)'dan alp, rivayet eden, dil ve za
bt insanlar yarattnn da farknda olurlard. Bu insan
lar, srasyla adalet ve zabt vasfn haiz sahabi, tabiun,
tebeut tabiin va onlardan sonra gelen kimselerdir. Hadis
ler, sahih, msned, snen, m u cem ve cam i1 trnden
eserlerde toplanmcaya kadar, bu nitelikteki raviler riva
yet yntemini devam ettirm ilerdir.
Hadislerin tenkidi, sahih, hasen ve zayflarnn bir
birinden ayrm ilemi, t sahbe ve tbiun zamanndan
beri rivayetten ayrlmam, hadislerin cem'i ve tenkidi hep
birlikte srdrlm tr. Bu meyanda, byk sahabi, tbn
Mesud : Kiiye yalan olarak her duyduunu sylemesi

172
SNNET MDAFAASI

yeter derken, b n Abbas : Bir zamanlar, bir kimseyi


Rasulullah yle buyurdu derken iittiimizde, hemen
gzlerimizi ona diker, kulaklarmz ona verirdik. Ne za
m an ki, insanlar, sahih zayf ayrdetmeksizin hepsini ri
vayet etmeye baladlar artk, biz de bildiklerimizden ba
kasn onlardan, almaz olduk demektedir.
m am Mlik de : Haberiniz olsun ki, her iittiini
syleyen kimse, selmete eremez. H er duyduunu syle
yip dururken (hadiste) imam da olamaz diyor.
Eb'z-Zind ise : Medinede hepsi de gvenilir yz
kii grdm, hadiste ehil olmadklar gerekesiyle hibi
rinden hadis alnmazd demektedir.
bn irin de : Fitne kncaya kadar, eskiden, isnad
sorulmazd. Ne zaman ki fitne kt. O vakit ravilerin isim
leri sorulmaya, snnet ehlinin hadisleri kabul edilmeye
bidat ehlinin ki ise reddedilmeye baland diyor.
Abdullah b. El-Mbarek de : snad dindendir. Eer
isnad olmasayd, dileyen, dilediini sylerdi. Bizimle (ha
dis nakleden) u kavim arasnda ayaklar, yani, isnad var
dr diyor.
Sfyan : snad, m minin silahdr. derken Abdur-
rahm an b. Mehd de : Bir insan, iittii eylerin bazsn
da, dilini tutm adka, (hadiste) tbi olunacak b ir imam
olam az17 diyor.
m am afi de, isnadsz, hadis taleb edenin, gece odun
toplayan kimse gibi olacana dikkat ekiyor. snad ve ra
vilerin tenkidine dair daha, buna benzer pekok sz sy
lenmitir. ayet byle olmasayd, slm dman zndk-

17 Bu rivayetlerin hepsi, Mslimin m ukaddim esindedir.

173
SONU

lar karlarnda yalanlarn ortaya karp, hilelerine ce


vaplar verecek hi kimse bulunmad iin, hadisler yo
luyla, din ve ahlak tahrib etme frsatn, ok rahat bu
labilirlerdi.
Yukarda, bu mey anda kaydettiimiz szler, nasl
oluyor da mslman aratrclarn gznden kaabili
yor? Biz, Ahmed Emin ve benzerlerinin, msteriklere
kuyruk olmalarm deil, tetkiklerinde mstakil ahsiyet
lerini ortaya koymalarn arzu ederdik.
11 Bugn, mslman ad tayan baz kimseler,
eski b ir bidati, hadis ve snnetleri brakarak, yalnzca,
K ur'an'la yetinme bidatini hortlatm aya alm aktalar ve
Bize Allahn kitab yeter (slogann) azlarndan ek
sik etmemekteler. Oysa onlar, bu szleriyle bizzat, Allahn
kitabna ters dtklerinin farknda deiller. nk, Ra-
sul, size neyi verirse onu alm, sizi, neden men ederse on
dan da saknn. 18 Biz sana da, kendilerine indirileni,
insanlara aklayasm diye, zikri indirdik 19 Biz, sana ki
tab, ancak, ihtilf ettikleri konulan onlara, aklayasm
diye indirdik20 gibi, saylamyacak kadar ok K u ra n ye
tine ters dmektedirler.
Malesef, baz Islm beldelerinde bu irkin bidate ar
ka kanlar var. Halbuki bu, ahm aka ve aptalca ortaya
atlm bir bidattir. Bu bidat, en azndan, Islm mmetini
K ur'an (doru) anlam aktan uzaklatracaktr. Snnet ve
hadisler terkedilip, K ur'an da anlalmaz bir hale gelince,
Islm n ruhuna fatiha demekten baka birey kalmaya-

18 Har, 7.
19 Nahl, 44.
20 Nahl, 64.

174
SNNET MDAFAASI

aktr. Fakat, Allahn izniyle bu gereklemiyecektir.


Ferdlerin yapmas bile irkin grlen bu daveti, m stem
leke olan baz slm memleketlerinin idarecilerinin st
lenmesi, pek tabii ki daha ahm aka ve daha irkindir. Za
ten onlar, bu ie kalkmakla, bilmediklerini samayla-
yan, bir konuma dmlerdir.
Benzerlerinin, tarihte gmlp gittii gibi; m odem
asrda hortlayan bu iddia da yok olup gidecektir. slm
limleri ve m minlerin byk b ir ounluu, apak, hak
ka ve srat m stakim e davet ettike ona hayat hakk
olmayacaktr.
Bugn, slm leminde, samimi olarak, Allahn kitab
ve Rasulu'nun snneti ile amel etmeye aran, ayan- tak
dir olan bir dirili vardr. Zaten, mslmanlarn, kendi
lerini epe evre kuatan tehlikelerden kurtulm alar iin,
bu iki yce asla sarlm aktan baka areleri yoktur. Pek
ok slm lkesinde bu diriliin alametleri ortaya km;
Allahn kitab ve Rasulunn snneti ile amel edilmesine
dair arlar, karlk bulm utur. slm to p lu ndan kitap
ve snneti hakim kldklar zaman muzaffer olacaklardr.
nk, kim Allahn dinine yardm ederse, Allah da Ona
yardm eder. Nitekim, Allah Tela : Allah, kendi (dini)ne
yardm edene, elbette yardm eder. phesiz, Allah kuv
vetlidir, galiptir21 buyurm aktadr.
slm toplumlar, K uran ve Snneti hakim kldklar
zaman, kendilerini tanyacaklar. Onlar, bakalanndan
ayran, inan, hukuk ahlak, hayat tarz v.b. hususlarda
slm ahsiyetlerini yeniden kazanacaklardr.

21 Hac, 45.

175
SONU

Ey slm mmeti! Allah'n kitab ve Rasulu nn Sn


netine sk sarln, size lemlerin Rabbm dan tebli eden
zatn u sz yeter : Size iki ey braktm . Onlara, sa
rldnz mddete saptmazsnz. Bu iki ey Allah'n ki
tab ve benim snnetimdir.
12 Allah Tela, her asrda ve her yerde, dinini m-
dafa eden O'nun gzelliklerini ve meziyetlerini ortaya ko
yan, K ur'an ve Snnete yneltilen pheleri tek tek redde
den limler var etmitir, Hakk savunan ve m dafa eden
byle b ir taife her zaman var olacaktr. nk Allah Te-
ala'nm kanunu budur. ayet, batl stn gelse, yardm
clar oalsa bile, m utlaka hakka arka kan O'na des
tek veren de bulunur. Buhari ve Mslim, Muire b. u'be
tarikiyle gelen bir rivayette, Rasulullah (s.a.s.)'m yle
dediini kaydetm ilerdir : mmetimden bir taife daima
stn olacaklardr. Btf halleri, Allah'n emri (kyamet) ge
linceye kadar devam edecektir.22 Mslim'in kaydettii
baka b ir varyantta ise : mmetimden bir topluluk, in
sanlara daima stn olacaklardr... eklindedir. Yine, Bu
hari ve Mslim, Muaviye b. Eb Sfyan'm yle dediini
rivayet e tm ile rd ir: Rasulullah (s.a.s.) : mmetimden
b ir topluluk, Allah'n emrini tatbike devam edeceklerdir.
O nlan, aalayan veya m uhalefet edenler, onlara b ir za-

vaziyette iken gelecektir derken, iittim.

Buradaki stnlk, hccet ve delil bakm ndan s


tn gelmek anlamnadr. Bu itibarla, o, her zaman ve me
kanda cari olabilen bir eydir. Bazen, ilk asrlarda olduu
gibi, g ve sulta ile birlikte de bulunabilir.

22 Buhr, K itabul-M enkb; Mslim, K itabul-lmre.

176
SNNET MDAFAASI

slm devleti, oniki asrdan fazla b ir zaman zarfn


da dnyaya hkm etm itir. Sonunda, nceki mm etlerin
bana gelen, tefrika, blnme ve Allah'n kitabn terket-
me gibi hususlara o da maruz kalm, bunun neticesinde
m m et zlp dalm ve dm anlarnn nnde par
alanm b ir av haline gelmitir. te bugn, bu mmet,
uykusundan kalkm, gfletten uyanm, esaret ve klelik
balarndan, zorba gasplarm sultasndan syrlmtr. B
tn slm devletleri h r ve kendi kendilerini idare et
m ektedirler (!) Biz byle bir ortam da saflarn yeniden b ir
letirilmesini, tek kelime etrafnda toplanlp, yeniden bu
devletlerin Allah'n ipine sarlm alarn umuyorduk. Ne
var ki, hl aralarnda b ir tefrika ve paralanm a var hatta,
baz mslm anlar, birbirleri ile sava halindedirler. nan
yoruz ki, yegane g ve kuvvet Allahm'dr. Sulhu sknu
temin etmeye; mm eti birtek kelime etrafnda toplamaya
va saflar birletirmeye O, kadirdir o vakit, slm m
meti, izzet ve kuvvetini yeniden kazanacak, yeryznde
elinden karm olduu gcn yeniden elde edecektir.

Buhari ve Mslim, Muaviye (r.a.) tarikiyle, Rasulullah


(s.as.)'m u szne yer verm ilerdir : Allah, kime hayr
murad ederse, O'nu dinde fakih klar. Mslmanlardan
bir cemaet, daima, kyamete kadar, hak uruna savaa
cak ve dmanlarna stn gelecektir.
m am Mslim de, Sevbn (r.a.)'dan Rasulullah'm
mmetimden bir topluluk daima stn olacaktr. On
lar aalayan veya muhalefet edenler, onlara bir zarar
veremiyecek nihayet, onlar stn bir vaziyette iken, Allah'
n emri (kyamet) gelecektir. dediini kaydetmitir. C-
bir (r.a.)'in : Rasulllah (s.a.s.) mmetimden bir toplu
luk, daima hak uruna savaacak ve kyamete kadar s
SONU

tn olacaklardr dediini iittim, sz de, Mslim'in bu


meyanda zikrettii rivayetlerdendir.
Bugn, slm m m etinin maruz kald, za'fiyet, tef
rika ve paralanmaya bakarak, baz m slm anlarm mid-
sizlie dmemeleri iin bu mjdeleyici hadislerin hepsini
zikretmeye zen gsterdik. Allah'n rahm etinden ve bu
rahm etin slm m m etine erieceinden mid kesmek ne
b ir m slm ann ve ne de bir m 'm inin ahlak ile uyu
maz. Allah Teala Peygamberi Hz. Yakub'un, oullarna
sylediklerini hikaye ederken baknz ne diyor : Ey Oul
larm! gidin. Yusuf'u ve kardeini aratrn, Allah'n rah
metinden mid kesmeyin. Zira, kafirlerden bakas, Allah'
n rahmetinden midini kesmez.23 Bu yet, hak din ve
hak davet uruna canlarn kurban eden mcahidlerin
kalbine sebat versin, her nekadar, skntlarla kar k ar
ya gelseler, bellara dr olsalar da, bu apak yolda
devam etmeleri iin, onlara bir tevik olsun.
Yukarda zikrettiimiz hadislerdeki, hak zerine se
bat eden topluluun kim ler olduu hususunda ihtilaf edil
mitir. Buhari, Onlar, ilim ehlidir derken, m am Ah-
med; eer, bunlar hadisiler deilse, baka kim olabi
lir? demitir. Kad lyaz, im am Ahmed'in bu szyle,
ehli snnet ve'l-cemaati ve hadisilerin mezhebince itikad
edenleri, kastettiini sylemitir. Bu sz daha farkl an
layanlar da olm utur. Bu yzden, biz, btn ilim ehlinin,
hadiste kastedilenin kendileri olduunu izaha abaladk
larn gryoruz. Gerek ise, imam Nevev'nin Mslim er
hinde yapt yorum dorultusundadr. Ibn Hacer, baz
ilvelerle, O'nun yorum unu yle naklediyor.

23 Yusuf, 87.

178
SNNET MDAFAASI

Bunun, m 'm inler ierisinden m teaddid cemaat


lar olmas m m kndr. (u kimselerden herbireri kast
edilmi olabilir) kahram anlar ve harp sanatn bilen kim
seler; fukaha, mfessir ve m uhaddisler, iyilii em r kt
lkten sakndrm a grevini ifa edenler, zahid ve abid kim
seler v.b. Ayrca, bunlarn hepsinin bir memlekette bulun
m alar da icab etmez. Bilakis, hepsi b ir yerde toplanm
olabilecekleri gibi, btn yeryzne dalm da olabilir
ler. Yine bir memlekette bulunup, bazlarnda bulunm a
yabilirler. Ayrca, btn yeryz, peyderpey, sadece bir
memlekette, ilerinden tek b ir frka kalncaya kadar, di
erlerinden boalm olabilir. Onlar gittikten sonra da,
Allah'n emri (kymet) gelir...24
Kitap ve snneti m dafa etmenin insana kazandr
d erefle, hibir ey mukayese edilemez. Zaten herey
mevzusunun erefi ile erefyb olur. Allah (c.c.)'m sz,
szlerin en ereflisi, Rasulu'nun sz ise, O minkinden
sonra en erefli szdr. Bununla, ne soy, ne mevk, ne
mal isterse Karun unki kadar olsun ne emirlik ve ne
de vezirlik erefi kyaslanamaz. nk bunlarn hepsi, ar
zi, ireti ve fanidir. Fakat, Allah'n kitabm ve Rasulu'nun
snnetini m dafann erefi bakidir, cennete ulatran yol
larn en ycesidir.
Genel olarak btn ilim adamlarnn, zellikle de ha-
disilerin bu noktay iyi kavram alarn rica ediyoruz.
K ur'an ve snneti m dafaa bir eit cihaddr. Nitekim,
Hz. Peygamber, bunu yle dile g e tirm itir: Mrik
lerle mallarnz, canlarnz ve dikerinizle cihad ediniz
(Hadisi Ebu Davud rivayet etmitir.)

24 bn Hcer, FethuT-Bri, C 13, s. 295.

179
SONU

Kafirlere kar, dille yaplacak olan cihadn ierisine


kalemle, yani kitap ve makale ile yaplan cihad da girer.
Mal ve canla savan yerini kalem ve kitapla mcadelenin
ald, m slm anlann tepesine er unsurlarn tebelle ol
duu, en byk kavgann szle yapld bu ada, bu ba
zen basn, bazen radyo, zaman zaman da televizyon ka-
nalyle yle nemli bir konum a gelmitir ki, mslman-
larn hereyden ok ona ynelmelerinin zarureti apak
ortadadr.
13 in en ilgin yan da udur. Onca, cahillerin
tevilleri, sapklarn samalamalar ve phecilerin vesve
seleri tepesine mesine ramen, K ur'an ve Snnet,
ondrt asrdan beri, olduklar gibi, ayn salamlk, ayn
hakkniyet, ayn sebat ve ayn kuvvet zere kalabilmitir.
Ne bir za'fiyet, ne bir geveklik ve ne de bir zlmeye
dr olmamlardr. nki K ur'an ve Snnet her ikisi
birden Hakk'n katndan indirilmi iki gerektir. Bu iki
sini getiren, Peygamber de haktr. Bu itibarla, Allah Te-
la'nm, hak olan peygamberinden ve yine hak olan K ur'an
ve Snnetten, hakk soyup almas, hem aklen ve hem de
er'an imkanszdr. Bunu, Italyan m sterik Carediu da
itiraf etmekten kendini alamam ve : Kur'an'n zerin
den, on asrdan fazla zaman gemitir, fakat, o hl, san
ki dn dnyaya yeni gelmi gibi taze ve diridir. demitir.
Bu, gayri mslim birisinin, hak adna yapt doru bir
tanklktr.
Bu noktada, K ur'an ve Snnetin bunca zamandr, sa
fiyetini kaybetmemesinin hikmeti sorulabilir. Bu yerinde
bir sorudur ve izaha m uhtatr.
Allah'n btn beeriyet iin raz olduu genel ve ebe-
d bir din olan Islm 'da, ok stn manev unsurlar var

180
SNNET MDAFAASI

dr. Bu unsurlar, h r iradesi ve iman ile ona teslim olan


insanlar, onun yolunda, dnyann en byk sknt ve
bellarn omuzlamaya, canlarn, ailelerini, evlatlarn ve
dnyadaki en deerli eylerini yoluna kurban etmeye
sevkeder. Bu manev unsurlar, kitap ve snnette temes-
sl ederler. Tarih buna en gzel tanktr. Eer, slm ta
rihini, ondrt asrdr onu yok edip, silmek gayesiyle tez
gahlananlar yle b ir aratracak olursak, bunun sayla-
myacak kadar ok rneklerini bulabiliriz.

te slm da mevcud olan bu manev unsurlar, O'nun


bir peygamber, b ir erkek, bir kadn, bir hr, b ir kle ve
bir ocukla balamas ve nihayet bugn dnyann be k
tasna yaylmasn salyan unsurlardr.
Allah yolunda azaba dar olan Bill b. Rebah ve
benzerlerinin, dinlerinden dnmeyen kararl kahram anlar
olarak, dayanlamyacak kadar, ar ikencelere taham
ml etmelerini salayan da ite bu ok stn manev un
surlardr.
Azgn ve zorba meyye b. Hlef, Bill b. Rebah
anasndan domu (plak) bir vaziyette alr, kzgn yaz
gnlerinde Mekke scann etleri dalayacak kadar, bey
nini eritecek derecede iddetli olduu vakitlerde, kum
lar zerine y atn r, gsnn stne de kocaman b ir ka
ya koyarak ona Muhammedi ve Tanrsn inkr etm e
dike seni brakmyacam derdi. Halbuki b u durum,
O'nun dinindeki ve inancndaki sebatn a rtn r, bir an
olsun Allah bir, Allah bir demekten ayrlmazd. By-
lece, azabn acs, imann tadm a karr, imann tad i
kencenin acsna stn gelirdi. Sanki azb O'na serin ve
salim olurdu.

181
SONU

Ysir ailesi!, Ammar b. Ysir, babas ve annesi, hi


bir ailenin taham m l edemiyecei, ikence ve aclara kat
lanmtr. Ammar'n baba ve annesi ikence altnda lp
gitmitir. Melun Ebu Cehil, annesinin edep yerine b ir
mzrak saplam ve kadncaz ruhunu teslim etmitir.
Bylece slm 'daki ilk ehid kii b ir kadm olm utur.
Sonra, pek fazla zaman gemeden, babas da inanc u
runa ehdet erbetini imitir.
Hz. Peygmber, onlar Allah yolunda ikence grr
ken, yanlarndan geer de, Sabredin ey Ysir ailesi! Sab
redin. phesiz varacanz yer, cennettir demekten ba
ka birey yapamazd. Fakat, bu szler, onlarn kalbine
serinlik ve rahatlk verirdi.
Mriklerin, onlara ikence yaparken kullandklar
aletlerden biri de zrh idi. Onu atete kzdrrlar, sonra
da Ammar'a giydirirlerdi. Ammar'n azab, o kadar id-
detlenirdi ki, artk, ne dediini bilemez bir hale gelirdi.
Bu arada, kalbi imanla dolu olduu halde, azndan kf
r gerektiren szler karr, sonra da alayarak doru
Rasulullah'm yanna gelirdi. Rasulullah, O na: Neyin var?
ne oldu? diye sorar, O da : felket, ey Allah'n Rasul
felaket! Sana dil uzattm, onlarn ilahlarn hayrla an
dm derdi. Rasulullah, peki, kalbin nasld? diye so
rar, O d a : m anla dop dolu derdi. Bunun zerine,
Allah Rasul, Ammar'n gzlerini eliyle svazlar v e :
Eer sana, tekrar ikence edecek olurlarsa, sen de on
lara, daha nce sylediklerini, yine tekrarla. derdi.
Ammar'n ikence esnasnda, istemeyerek syledik
leri yznden, baz kimseler, O'nun kafir olduunu sy
leyecek oldular. Fakat hevasmdan konumayan Allah Ra
sul : Hayr, h ayr, phesiz ki Ammar, tepesinden tr-

182
SNNET MDAFAASI

nana kadar imanla doludur. man, O'nun eti ve kanyla


karmtr dedi. Bilhere de, Ammar'm sadakatine
dair Allah'n tankln ifade eden vahiy geldi ve Allah
Tela : nandktan sonra, Allah' inkr eden, kalbi
imanla yatm olduu halde (inkara) zorlanan deil,
fakat kfre gs aan-kimselere Allah'tan bir gazap iner
ve onlar iin byk bir azab vardr25 buyurdu.
Ayeti kerime, Allah yolunda ikence eken bu kim
selere, kalpleri imanla dolu olduu srece, azlarndan
kfr szn karvermelerinin bir vebl getirmiyece-
ini, bunun, lmle tehdid edilen kimselere bir ruhsat
olduunu ifade ediyordu. Yasir ailesinden baka, daha
pek ok kimse ikenceye arptrlyordu.
nan uruna, ikencelere tahamm ldeki kahram an
lklar, yalnzca erkeklere has bir olgu olarak kalmam
tr. Allah younda pekok kadn da ikenceye reva grl
m, onlar da byk bir sabr, diren ve kahram anlk
rnei gstermilerdir. Bunun en gzel rnei, mer b.
el-H attb'm criyesi Zenre'dir. mer, kollar yorulup,
takati kesilinceye kadar, O'nu dver, h atta Ebu Cehil de
O'na yardmc olurdu da, btn bunlar sadece O'nun, di
nindeki sebatn artrrd. Bundan, baka Ben Zhre'nin
klesi, mm neys, Bill b. Rebah'm annesi Hamme,
Benu'l-Memmil'in cariyesi, yine En-Nehdiye isimli bir
cariye ve kz bunlara misal verilebilir.
Ebu Cehil bu insanlar grnce kzar ve; unlara
ve pelerinden gidenlere amyor musunuz? ayet, Mu-
hammed'in getirdii hayr ve hak olsayd, bizden nce,
bunlar O'na gitmezdi. Zenire bizden nce mi, hakka gi
dip, erecek? derdi.
25 N ahl, 106.
183
SONU

Evet, ey Ebu Cehil! Senin hibir stnln yok.


Zenire senden nce hakka kavumutur. Yeryznde bir-
tek mslman olduka, o eref ve honudlukla anlacak,
sana ise, kyamete kadar herkes lanet edecektir. Ey Ebu
Cehil! artk, soy sop gitmi, geriye yalnzca, takva kal
m tr : Allah katnda en stn olannz, en m ttaki ola-
nnzdr.
Allah'n Islm 'a ve sadk m slm anlarn kalplerine
yerletirdii bu, gizli ve stn manev unsurlar, am ve
Beyt'l-Makdis'i istilaya alan, hl savalarnda, ba
t ittifakna ve ordularna kar m slm anlara dayanma
gc veren unsurlardr. Hristiyan taassubunun hortlat
t bu hal saldrlan, doksan seneden fazla bir sre,
o beldeleri istila etmitir. Fakat, byk Islm kahram a
n, Selahaddin Eyybi kom utasndaki Islm ordular,
am ve Beytl-Makdis'i geri alm, rsvay ve perian
bir vaziyette o n lan pskrtm tr. En byk kom utan
larndan birisi Msr, Mansure'de esir edilmi, ok ksa
bir sre sonra da, Msr ve am'da Islm ordular onlar
kahru perian edip, denize dkm ve unutam yacaklar
bir ders vermitir.
Moollann Islm memleketlerini istila edip, tahri
binden, insanlar katledip, Islm medeniyetinin em are
lerini yok etmesinden sonra, m slm anlara yeniden eski
gcn veren, yine bu, Islm 'da sakl manev unsurlardr.
Ve yine, bu unsurlar, Mool im paratorunu msl-
m anlarn hi b ir g ve kuvvetinin bulunmad bir za
manda, slm 'a sokm utur. Oysa, o vakit, tek g kuv
vet ve hakimiyet Moollann elindeydi. O'nun mslman
oluuyla, ok sayda Mool da Islm' kabul etmi ve
Islm'a kar m uharip olduktan sonra, O n u n davetile-

184
SNNET MDAFAASI

ri ve koruyucular haline gelivermilerdir. Nitekim Allah


Tel yle b u ^ r u y o r Allah, kinl doruya iletm ek is-
terse, o'nun gsn slm'a aar. Kimi de saptrmak
dilerse, o'nun gsn (adeta) ge kyorm u gibi dar
ve tkank yapar.26 Muhakkak ki, bunda, kalbi olan ve-
yahud ahid olarak kulak veren kim se iin bir d var-
27

Son iki asrdr, azgn er glerin mesi karsn-


da, m s l ^ a n l a r a diren veren yine bu manev unsurlar-
dr. Hristiyan hallar eski hallerine dnm, belki daha
beter bir vaziyete dmlerdir, o 'n u n yerine yeni bir er
g ortaya kmtr. Bu g, eski ve yeni her trl tahrip
vastasyle, btn memleketleri kasp kavuran, harap eden
si^nizm dir.
Ne var ki, slm hakknda, hertrl ktlkleri d-
nen O'nu yok etmeye alanlarn nne dikilip, gzn-
de byyen de yine bu manev unsurlardr. Mslmanla-
ra, btn dm anlar karsnda diren veren bu unsur-
lardr ve Allah'n izniyle, kyamete kadar da, bu hak din
ve onu savunan ballar baki kalacaklardr. Bu syledik-
lerimizle tebli grevimizi yapm sayyoruz. Allahm a-
hid ol.

6 Enam. 125
27 KAf. 37,

185
TAVSYE VE TEMENNLER

1 Dnyada, Snnet ve hadis tetkikleri ile me


gul olanlarn, koordineli olarak, ortak b ir strateji ere
vesinde hareket etmeleri kanlmazdr. Dou'da, Hint
O kyanusundan, Bat'daki, Atlas Okyanusu'na kadar
btn slm leminde snnet-i nebeviyeye hizmet iin
ortaya km cem aatlar vardr. Bu cem aatler bir'
birleri ile irtibat halinde alacak olsalar, phesiz bun
dan ok hayrl neticeler elde edilir. Dnyann drt b ir
yanna yaylm olan bu cemaatlerin snnet'e hizmette
ortak bir plan ve projeye ihtiyalar vardr. Pln ne ka
dar iyi; proje ne kadar belirgin olursa, o zaman, bu m~
teaddid cemaatler daha iyi rn verebilir ve Allah'n iz
niyle her vakit bunun meyvesi grlr.

ayet, Rasululah'm snnetine hizmet iin ortaya k


m bulunan bu cemaatler, tslm leminin eitli yerle
rinde, yllk konferans ve toplantlar dzenlemi olsalar;
bu vesileyle tanp, kaynama salanr ve bu ulv gaye et
rafnda bir yardm lam a zemini oluturulurdu. Nitekim,
Allah Tela yle b u y u ru y o r: yilik ve takva zerinde
yardmlan, gnah ve dmanlkta yardmlamayn 1
Allah'n kitabna ve Rasul'nn snnetine hizmetten daha
byk iyilik var m ki?

Mide, 2.
TAVSYE VE TEMENNLER

lk asrlarda, hadisiler, hadisleri toplam ak gayesiy


le, stadlarla karlamak, onlardan hadis dinlemek su
retiyle bu tanmay ve yardmlamay gerekletirmi
lerdir. Bu uurda pek ok meakkatli ve skntl yolcu
luklar yapmlardr. Ta sahabe devrinden beri, hadisi-
lerin, hadis ve snnetlerin toplanm a ii tamamlanncaya
kadar, bu yolda srdrdkleri seferler sonraki nesille
rin hl saygyla andklar bir davrantr. Bu durum yal
nzca slm m m etine has b ir olaydr.
Buhari, Cabir b. Abdullah (r.a.)'n Rasulullah (s.a.s.)
dan bizzat hadis iiten, byk sahabi, Abdullah b. neys'-
ten birtek hadisi renebilmek iin, bir aylk b ir yolcu
lua katlandn rivayet etmitir.
Cabir (r.a.)'in Msr'da bulunan bir zatn, Rasulul
lah (s.a.s.)'dan b ir hadis naklettii kulama geldi. Hemen
bir deve satn alp, Msr'a kadar gittim ve hadisi bizzat
kendisinden dinledim dedii de rivayet edilmitir. Ayn
hadiseyi Taberani, Mesleme b. Mahled tarikiyle rivayet
etmitir.
mam Ahmed de, birtek hadis iin, byk Sahabi,
Ebu Eyyb el-Ensari (r.a.)'nin Ukbe b. Amir'in yanma
yolculuk ettiini kaydetmitir.
Ebu Davud da, b ir sahabinin ayn gaye ile Msr'daki
Fudale b. Ubeyd'e k ad ar gittiini nakletm itir.
Ayn ekilde, bu uygulamay, tbiun ve onlardan son
ra gelen hadis imamlar da devam ettirm ilerdir.
El-Hatib el-Badadi, Abdullah b. Ady'nin yle de
diini rivayet e tm i tir : Alinin bir hadis rivayet ettiini
duydum. Eer, lrse, bakasnda bulamam diye, yola
kp Irak'a kadar gittim.

188
SNNET MDAFAASI

m am Malik de, Said b. el-Mseyyib'in : Birtek ha


dis iin gnlerce ve gecelerce yolculuk yaptm dediini
nakletmitir.
Yine, el-Hatib, Ebu'l-liye'nin : Rasulullah'n asha
bndan nakledilen hadisler duyardk, gnlmz raz ol
mazd, kalkp, bizzat kendilerine gider, dinlerdik dedi
ini rivayet etmitir.
a'bi de bir konuda fetva verdikten sonra, fetvay
sorana : Sana, bunu hibir karlk olmadan verdik. Bir
zamanlar, bundan ok daha basit bir ey iin, ta Medine'ye
yolculuk yaplrd demitir.
Darim de, Bsr b. Ubeydullah'n, birtek hadis iin
muhtelif ehirlere yolculuk yaptn, nakletm itir.
Ebu Klbe ise; srf, acaba b ir tek hadis iitebilir mi
yim diye, ii olmad halde gn Medine'de kaldn
sylemitir .2
Mesafelerin uzaklna, yolculuun skntsna, mal
ve vastann azlna, ramen ilk asrlarda bunlar ger
ekletiine gre, yolculuk skntlarnn ortadan kalkt
; glklerin kolaylat, yolculuk vastalarnn ve kon
forun son derece bollat asrmzda, neden bu tanm a
ve kaynama gerekleirilemesin?
2 Snnet'i Nebevi ye hizmet gayesiyle ortaya
kan bu cem aatlara den dier bir grev de; snnet ve
hadislerin muhtelif cihetlerinde hizmet verecek birim
ler oluturm aktr. Bir birim, Islm kltrnde, hadis
ilimlerine dair eserlerin nerini stlenirken; dieri bu sa
hada erh edilmemi bulunan eserlerin erhini veya erh
2 fbn Hcer, FethuT-B&r, C. ! s. 174.
TAVSYE VE TEMENNLER

edilmi olup da, ok m uhtasar bulunanlar geniletmek


grevini yerine getirecektir. Byle olan eserlerin banda
Mslim'in Salih'i, m am Ahmedin Msned'i, Snen-i
Nesei ve Snen-i b n Mce gelmektedir. Bu arada, bir
dier birim de mkil hadisler zerinde alacaktr. H a
dislerde grlen bu problemler, bazen ak bir ekilde
farkedilebilir. Yahut da akla ve mahedeye ters d
mekten ileri gelebilir. Veya, tabiat ve astronomi ilimle
rinin gelimesi sonucu elde edilen bulgularla elimekten
ileri gelebilir. Bu birim, kapsaml br inceleme ve ara
trm adan sonra, ele alm an konuda tek b ir gr olu
turacaktr. Bylece, bugnk mslm an genler, mkil
hadisler konusunda ileri srlenleri cevaplarken, kltr
ve dnce farkll sonucu, iine dtkleri fikr bu
lankla maruz kalmyacaklardr.
slm dmanlar, ki bunlara snnet ve hadis d
manlar da denilebilir snnete bu mkil hadislerden
hareket ederek dil uzatm aktadrlar. Bugnk mslman
genler, bu phelerden kendilerini uzak tutacak, klt
rel birikime, hadis bilgisine ve din gayrete sahip deil
lerdir.
Bu genler, biz limlerin boynundaki birer em anet
tir. Onlan, bu phe ve kukularla babaa braktmz
taktirde fitnenin kucana atm oluruz. slm'n istikbli
bu genlere baldr. Gcmz nisbetinde, inanlarm ko
rum ak, fitnelerle aralarnda perde olmak en bata gelen
grevimizdir.
Dier bir birimin grevi de, hadis ve hadis ilimleri
zerindeki almalar, genlerin anlyaca b ir seviyeye
getirmektir. Hadis sahasnda ihtisas yapan rencilere bi
le, ilk hadis kaynaklarna m racaat etmek g geliyor;

190
SNNET MDAFAASI

anlyamadklar iin erhleri okum akta sknt ekiyorlar


sa, hadis talebesi olmayanlar ne yapsn?
Bu kolayln salanmas iin, kapal ifdelerden uzak
ak ve akc b ir uslupla kitap ve kitapklar yazlmaldr.
Hadis ve hadis ilimlerine dair almalar, ancak, byle
sevdirilebilir.
3 Snnet ilimlerinde ihtisas yapan, severek, sn
net kitaplarm okumann faydasna inanan limler, n
ceki m uhaddisler gibi bunu srf Allah rzas iin yapm a
l; mal ve vazife kaygusu ile bu ie kalkmamaldrlar.
Birisi, Sahih-i Buhari yi sened ve metniyle okutmal;
bu arada, metinde geen garib kelimeleri aklamal, fk-
h ve ilm bakmdan, psikolojik, ahlak sosyal ve eitim
ynnden hadislerden ne gibi sonular elde edilebilecei
ne deinmelidir. Bir bakas, ayn yntemle Sahih-i Ms
lim i okutmaldr. Bu arada b ir dieri m utabi ve ahid ola
rak kaydedilen rivayetlerdeki, hadis ilmi bakm ndan or
taya kan inceliklere deinmeli, ihtiva ettii ahlak ve
hukuk noktalar belirtmelidir.
Ayn tarzda, Ebu Davud, Nese, Tirmizi, b n Mace,
Ahmed, Darekutn (Snen), Hkim, Beyhki, (Snen) gibi
zatlarn eserleri de okutulmal; imkan nisbetinde izahlar
yaplmaldr. Bylece hadis kitaplarnn hepsi zerinde,
uzman bir lim veya bir grup mtehasss alma yapm
olmaldr. Ayrca, bu derslerin halka ak olan cami ve
mescidlerde yaplmasnda da byk faydalar szkonu-
sudur.
Bu noktada, hadis tedrisi ile uraanlarn geimleri
ni nasl temin edecekleri sorulabilir. Gemi dnemler
deki limlerimiz nasl geinmilerse onlar da yle geine-

191
TAVSYE VE TEMENNLER

eklerdir. lk devir limlerimizin byk bir ksm; hadis


rivayeti, hatta ilm retme karlnda cret almann ha
ram olduu grndeydiler. Pekok, tefsir, hadis, fkh
ve usl limi, aza kanaat etmi, Allah'n verecei m ka
fatla yetinmilerdir. Kald ki bugn, ok sayda slm dev
letinin hzinelerinde bu grevi karlayacak kadar zekt
ve dier gelirler de mevcuttur. Allah'n ihsan ettii kay
naklardan, bu limlerin geimini salayacak, hayatlarnn
idamesine yetecek kadar mebla da temin edilebilir. Hep
sinin de tesinde, slm niversitelerinin sahip olduklar
mlkiyet de, bu limlerin ihtiyacn karlayabilecek gce
sahiptir. Zaten, kitap ve snnete hizmet etmek, slm dev
letlerinin ve niversitelerinin en byk ykmlldr.

4 slm niversitelerinden her birerinin btn ih


tiyalarna yetecek kadar konforu salamak suretiyle,
bir grup samimi limi, kitap ve snnetin hizmetine tah
sis etmesi gerekir. Bu aynen gayn mslim devletlerin
yaptklar gibi yaplmal; lm cemiyet mensuplarna ilgi
gstermeli; aratrm a yapanlarn ara ve gereleri ta
mamlanmaldr. Batllar bundan dolay byk netice
ler alabilmi; faydal almalar ortaya koyarak ilme b
yk katkda bulunabilmilerdir.

5 slm niversitelerinin pek ou, hl hazrdaki


durum laryla hibir branta, hkm, fetva, hitabet ve
vaaz sahalarnda kendisine bavurulabilecek nitelikte lim
yetitirmemektedir. Bunun sebebi ise, slm 'm altn de
virlerinde olduu gibi, eitim ve retimin, ilim iin, ilim
anlay zerine bina edilmemesidir. Bugn, niversiteler
deki eitim kap ka esas zerine kurulm utur. Bunun ne
deni ise, devlet grevinde alabilecek, grevli m em ur ve
retmen nesli oluturabilm e kaygusudur.

192
SNNET MDAFAASI

Gnmzde niversiteden mezun olan pek ok kim


seyi, yalnzca para ilgilendirmektedir. Bylelerine devlet-
iinde grev almasn salayacak bir diploma veya belge
de verilebilir. Hakiki m anada retimi iin seneler gere
ken ilimlerin tahsilinde, saat veya saatcikler ne ifade ede
bilir ki? Dahas, hastal istisnasz btn slm niver
sitelerini saran u tezler, uzun uzun yazlan eserlerin ne
kadarndan insan mstani klabilir ki? Bunlar, ancak,
bir fitil, lambadan; bir damla, deryadan ne kadar m sta
ni kalabilirse, o kadarn yapabilirler.
niversitelerimizin, kurulu gayeleri, metodlar, ei
tim ve retim yntemleri konusunda, yeniden kendile
rini gzden geirip, deerlendirmeye tbi tutm alar, n
san bir fazilet, edeb b ir ecaat olacaktr. stisnasz b
tn niversite yetkililerine bu meyanda, Hz. mer'in, yar
g ve edepleri konusunda, Ebu Musa el-Ea'ri ye syledik
lerini hatrlatyorum : Dn verdiin bir hkm, dorusu
sana gsterildikten sonra, nceki kararm yeniden gzden
geirmene mani olmasn. Zira, hakka dnmek, batlda s
rar etmekten ok daha hayrldr
Allah'n salt ve selm, efendimiz Muhammed
(s.a.s.)'e, O'nun l ve ashabna olsun.

Muhammed b. Muhammed Ebu ehbe

193
SNNET N HCCET OLUUNU NKR
EDENLERN ORTAYA ATTIKLARI KUKULAR
VE BUNLARIN ELETRS

Bu blm, Abdlni Abdlhhk tarafndan kaleme


alnm olup, yazar, tedenberi snnetin hccet oluunu
reddedenlerin ortaya attklar drt temel kukuyu ele al
m akta ve bunlara cevaplar vermektedir.
S N N ETN HCCET OLUUNU NKR
EDENLERN ORTAYA ATTIKLARI KUKULAR
VE BUNLARIN ELETRS

I. PHE

Deniliyor ki; Allah Tela kitabnda Biz, kitapta hi


bir eyi eksik brakm adk,1 ve ../Bu kitab sana, here-
yin b ir aklamas olarak indirdik,2 buyurm aktadr.
Bu yet-i kerimeler, K ur'an'm , dine tealluk eden her-
eyi, ve din hkm lerin tam am n ierdiini ifade eder.
O nun, dini her bakm dan izah ederek, tafsilatyla ortaya
koyduunu belirtir. Bu durum da, snnet gibi baka b ir e
yin, dini hkm lere kaynaklk etmesine, onu aklayp
tafsiltn ortaya koymasna gerek kalm am tr. Bunun ak
sini savunmak; kitabn din konusunda yetersiz kaldn
ve hereyin bir aklamas olmadn sylemek olur. By
le b ir sz ise; Allah le la 'n m bizzat kendi haberine m u
halefet etmesi dem ektir ki, bu da imkanszdr.

C evap:
Hereyden nce, birinci yet-i kerimede geen el-Ki-
tb ile kastolunan, Kur'an- Kerim deil, Levh-i Mah
fuz dur. nk, hereyi ieren, btn mahlukat, by,

1 Enm, 38.
2 Nahl, 89.

197
SNNET HAKKINDA K PHELER VE CEVAPLARI

yoluna karman iin, sana indirdiimiz bir kitaptr.4


Sana da, kendilerine indirileni, insanlara aklayasm di
ye zikri indirdik., Sana bu kitab, her eyin bir akla
mas (beyan) bir hidayet ve rahmet, m slm anlar i bir
mjde olarak indirdik., Ayn ekilde, sana da emrimiz
den bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir bil
miyordun. Fakat, biz onu, kullarmzdan dilediklerimizi,
kendisiyle hidayete kavuturduumuz bir nr laldk. Mu
hakkak ki, sen doru yola iletensin.
...B urada beyan, usl ve fur ile ilgili hereyi kapsa
yan b ir kelimedir. Bu m analar iin, en azndan sylenebi
lecek ey udur : Kur'an, b u m analar aralarnda tedavl
eden kimseler iin b ir beyandr. O zaten onlarn lisan ile
indirilmitir. Beyan nokta-i nazarndan, bu m analarn bir
ksm dierinden kuvvetli olabilir. Fakat, her halkarda,
dili konuanlar iin anlalmalar ynnden seviyeleri bir
birine yakndr. Arap lisann bilmeyenlerin yannda ise
bu m analar birbirinden ok farkldr...
...Allah'n kitabnda verdii hkm lere gre, kullar
nn ubudiyette bulunm alar iin beyan edilenler birka
ynden ele alnabilir :
a) Bunlardan bir ksm, bizzat K ur'an'da, aka
zikredilerek (ns'la) beyan e d ilm itir: Namaz, zekt, hac
ve oru gibi, kullann zerine den farizalarn tamam,
ak ve gizli fuhiyatm hepsi, zina, iki, domuz eti, kan
ve l eti gibi eylerin haram olduunun aklanmas bu
beyan eidi ile tesbit edilmitir. Ayrca, Allah Tela, ab-
destin farziyeti ve daha baka buna benzer hususlar, biz
zat nas ile beyan etmitir.

4 brahim, 1.

200
SNNET MDAFAASI

b) Farziyeti, kitabla hkm e balanan, keyfiyetinin


izah ise peygambere braklan h u s u s la r: Namaz ve ze
katn miktar, vakitleri vb. konular buna rnekdir.
c) Allah'n hakknda nas zikretmeyip, Hz. Peygam
berim snnetiyle hkme balanan hususlar : Allah Tela.
Kur'an- Kerim'de, Rasul'e itaati ve hkm ne m racat
farz klmtr. Rasulullah'n verdii hkm leri kabul eden,
Allah'n bunu farz klmasndan dolay kabul etmektedir.
d) Allah Tela'nm, hakknda itihad farz kld h u
suslar: Allah Tela, bizzat farz kld konularda, nasl kul
larnn itaatini deniyorsa, byle durum larda da, onlarn ic-
tihad hakkm daki tutum larm denemektedir. Nitekim,
yetlerinde yle buyurm utur : Yemin olsun ki, iiniz
den cihad edenlerle, sabredenleri belirleyinceye kadar ve
haberlerinizi aklaymcaya kadar, sizi imtihan edeceiz.5
Allah iinizdekileri yoklamak, ve kalplerinizdekileri te
mizlemek iin (byle yap t)...6 Umulur ki, Rabbmz,
dmannz helk eder ve onlarn yerine sizi yeryzne
hakim klar da, nasl hareket edeceinize bakar.7

m am afii szlerine yle devam eder :


... (Bir dier beyan eidi de) K ur'an'da zikredilme
yen konularda, Hz. Peygamberim snneti ile koyduu h
kmlerdir. Bizim, bu kitabmzda, kaydettiimiz, zere
Allah Teala'nn kullarna kitab ve snneti renmelerine,
ilikin, yapt tavsiyeler, hikmetin, Hz. Peygamberim sn
neti olduunu gstermektedir. Bununla birlikte, Allah'n,
Rasule itaati farz kldna, O n u n dindeki konum una dair

5 Muhammed, 31.
6 li m rn, 154.
7 rf, 129.

201
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

zikrettiklerimiz de bunu desteklemektedir. K ur'an'da biz


zat zikredilerek farz klnanlarn beyan ise u ekillerde
olur :
a) K ur'an'm son derece ak b ir ekilde beyan ettik
leri : Bu durum da, K ur'an'm yannda baka b ir eye ihti
ya duyulmaz.
b) Gayet ak b ir ekilde farz k ln a n la r: Allah
Tela, Rasulune itaati farz klmtr. Binaenaleyh O da;
Allah'n emri ile, farziyyetin niceliini, kirlere farz oldu
unu, ne zaman farziyettinin icab edip, hangi durum larda
ortadan kalkabileceini beyan eder.
c) K ur'an'da, hakknda hibir nas bulunmayp da,
Hz. Peygamber ,in snneti vastasyle beyan edilenler: Sn
netteki herey Kitab'm beyandr. Allah'n kitabndaki
farzlarn tam am n kabullenen b ir kimse, O'nun, kullar
zerine Rasul'ne itaat etmelerini ve hkm ne m racaat
edip, boyun emelerini farz klndan tr, Rasulullah
(s.a.s.)'m snnetini de kabullenirler. Kim, Rasulullah
(s.a.s.)'m hkm n kabullenirse, filhakika, Allah'n hk
m n kabullenmi demektir. nk Allah Tela, O'na ita
ati farz klmtr.
H er nekadar, Yce Allah diledii gibi8, muhtelif ne
denlerden dolay farz klm ak hell veya haram etmek su
retiyle hkm koysa da, Yine, Allah ve Rasulnn herbire-
rinden hkm leri kabul etm enin sebepleri farkl, farkl ol
sa da, K ur'an'daki hkmlerle, snnetteki hkm leri ka
bullenmek, aslnda, berikisini birden Allahtan kabullen
mek anlamna gelir.

S Enbiy, 23
SNNET M DAFAASI

Bu son m talaadan, Dr. Tevfik Sdk'm n Islm Yal-


Kur'an'dan ibarettir* adl makalesindeki : Niin,
dinin bir ksm Kur'an, dier bir ksm hadis olsun ki?
Bunun hikmeti, ne olabilir? eklindeki o r a la r n a verile-
cek eevap n la la b ilir.
Nakledildiine gre, m am afi, birgn Mescid-i Ha-
ram 'da otururken : Bana, ne o ra rs a n z sorun, cevabm
Allah'n kitabndan verebilirim, demitir. Bunun zerine
birisi, ihram l iken, eek a n s ldrmenin hkm n sor-
mu. mam, b ir ey g e k m iy e c e in i, E ylem i, sora sa-
hibi. Peki, bu, Allah'n kitabnn neresinde? deyince,
m am : Allah Tela : Rasul size neyi verirse onu alm ...
buyuruyor, karln vermi ve u rivayeti zikretm itir :
Etenim snnetime ve benden sonraki raid halifelerin sn-
netine yapnz. Daha sonra da Hz. mer'in : ihram l
birisi, eek ars ldrebilir dediini h ^ r l^ m tr . By-
lece, imam, delille, Allah'n kitabndan hkm ka-
rarak, kendisine tevcih edilen soranun cevabn vermi-
tir. Benzeri bir rivayet de, dme yaptranlar hakknda
ib n Mesud (r.a.)'dan rivayet edilmitir.
Hatrlanaca zere, zina eden ii ile ilgili hadiste,
iinin babas, Hz. Peygamber'e : Bize, Allah'n kitabyla
hkmet demitir. Rasulullah (s.a.s.) da; Sizin, aranzda,
Allah'n kitabyla hkm vereceim demi, daha sonra
da; iiye b ir yl srgn ve sopa cezas, kadna da, itiraf
ettii takdirde, recm, cezas hkm n veroitir. Buradan
hareketle, el-V ahid: Allah'n kitabnda ne recm ve ne de

* Dr. Tevflk Sdkfnm Ei-slam HveT-Kurn-u Vahdeh isim_


m akalesi el-Menr dergisinin (9-12) ciitlerinde yaynlan-
mtr. Y azar bu m akalesinde snneti kknden reddetm i-
tir. Bkz. : Abdlgni Abdlhlik, Hucciyyets-Sjme, s. 22
(ev.).
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

srgn cezas zikre^lm em ektedlr. yleyse bu, RasuluUah*.


m verdii btn hkm lerin, tpk, K ur'an mesabesinde
olduuna delalet eder dem ektedir.9
2 Ayet-i kerimelerin bir dier te'vili ise yledir :
K ur'an b ir btn olarak, dine tealluk eden hibir eyi ek-
sik brakm am , detaylarna iaret etmeksizin, eriatn te-
mel prensiplerini beyan etm itir, ibadet ve m uam elata
dair hususlarn, aratrlp, tesbit edilmesi esnasnda mc-
tehidlerin istinbatta bulunabilm eleri iin bunun yeterli ol-
madii m alum dur. Bu yzden, mutlakh, mcmeli tafsil
edip aklayan bir kaynaa m racaat etmeleri gerekmek-
tedir. Snnetin teri'de m stakil oluundan bahsederken,
bu konu zerinde d r a la c a k tr .
Ebu Sleyman el-Hattabi, Mealimu's-Snen adl-
eserinde, Sneni Ebu Davud'u dinlerken, tbnu'l-Arabi'nin,
eliyle nndeki nshaya iaret ederek, yle dediini nak-
leder : Eer b ir kimsenin yannda, Allah'n kitab, ve bir
de u kitap (Ebu Davud'un Sneni) bulunsa, ilim konu-
sunda, asla, baka b ir eye ihtiya duymaz ib n Arabi, S -
znde yerden ge kadar hakldr. Zira, Allah Tela, kita-
bm hereyi aklamak zere gndermi ve Biz kitapta,
hibireyi eksik brakmadk demitir. Allah Tela, dinin
kapsam na giren her konuyu, K ur'an'm iermekte oldu-
unu haber e r m i tir . u kadar var ki, beyan iki ekilde
o lu r:
a) Beyan- Celi (Ak beyan): Bizzat nass zikredile-
rek yaplan beyandr.
b) Beyan Hafi (Gizli beyan) K ur'an lafzlarnn
zmnen ifade ettii m analardr. Bu eidin etraflca izah,

Fahruddin er-Rz!, MeftihuT-Gayb, c . 4, s. 40-41.

204
SNNET MDAFAASI

Hz. Peygam bere braklm tr. Allah T e la 'n m : nsan


lara ndirileni, kendilerine aklayasm diye, sana da ki
tab verdik, umulur ki tefekkr ederler yetinin ifade et
tii m ana da budur. Kitab ve Snneti, her ikisini birden
idrak eden kimse beyann iki ynn de elde etmi olur.
3 Ayetlerin bir baka ekilde tevili konusunda,
m fessir Alsi baz limlerin u grn nakleder : ler,
din ve dnyev olmak zere iki ksmdr. Dnyev olan
lar ile, Peygamberim bir ilgisi yoktur. nk, onlar iin
gnderilmemitir. Din olanlar ise : Ya asl'dir veya fer'-
dir. Asl konularn yannda feri meselelerin pek ehemmi
yeti yoktur. Zira hereyden nce, peygamberlerin gnde
rilmesindeki yegane hikm et tevhid ve benzeri hususlar
dr. Dahas, kullar, Allah' bilmek iin yaratlm lardr.
Nitekim Allah Tela : Ben, insanlar ve cinleri, ancak,
bana, kulluk etsinler diye yarattm. 10 buyurm aktadr.
Mfessirler buradaki kulluk kelimesini marifet; Allah'
n bilinmesi olarak yorum lam lardr. Ayrca, tasavvuf
ehlinin sahih kabul ettii, m ehur b ir kuds .haberde de :
Ben gizli bir hazine idim. Tannmay arzuladm ve bu
maksatla mahlukat yarattm 11 denilmektedir. Kur'an-
azimn, dinin asl meselelerini, en km il b ir ekilde te
keffl etm itir. Ayette geen herey den m aksat da bu
olsa gerektir. 12

10 Zriyt, 56,
11 bn A rrk, Tenzihu-eia, C. 1, s. 148. bn Teymiyye bunun
uydurm a olduunu sylemitir.
12 Alsi, RuhuT-Man, C. 14, s. 197.
II. PHE

Snneti inkr edenlerin, bir dier iddialar da udur :


Allah Tela Kur'an' biz indirdik. O'nu muhafaza edecek
olan da biziz buyurm aktadr. Bu ayetin ifade ettii m a
na; Allah'n yalnzca, K ur'an'n muhafazasn tekeffl et
tiidir. Snneti deil. Eer, snnet de, K ur'an gibi, hc
cet ve delil olmu olsayd, Allah Tela, m utlaka, O'nu da
korum as altna a lrd .

Cevap
Allah Tela, kitabyla, snnetiyle, btn eriat m u
hafaza etmeyi tekeffl etm itir. u sz de, buna dellet
etm ektedir : Allah'm nurunu azlanyie sndrmek is
tiyorlar. Allah ise : Kfirler istem ese de, nurunu tamam
lamay murad etmektedir 13 Allah'n nurundan maksat,
O'nun eriat, kullar iin honud olup, onlar, kendisiyle
mkellef tuttuu dindir. Bu din insanlarn m aslahatlarn
iermektedir. Zira, Allah Onu; gerek K ur'an ve gerekse
K ur'an dnda gnderdii vahiyle, Rasulune inzal etm i
tir. Ta ki, insanlar onunla amel ederek dnya ve hirette
saadet ve hayrlarna olan eylere eriebilsinler.
Allah Teala'nn : Zikri biz indirdik, O'nu koruya
cak olan da biziz szne gelince; ayetin metnindeki lehu
zamiri hakknda iki gr ileri srm lerdir :

13 Tevbe, 32.

207
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

a) Bu zamir, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e iaret etm ek


tedir. Eer byle anlalacak olursa, ayet-i kerimeden ken
dilerine delil getirmelerine imkn yoktur. (Zira bu durum
da, kastolunan, K ur'an deil, Peygamber (s.a.s.) olmu
oltr.)
b) Zamir, daha nce geen ez-Zikr kelimesine i-
ret etmektedir. Eer Ez-Zikri de, kitap ve snnet ile be
raber, eriat'm tam am olarak yorumlarsak, yine O'nunla
delil getirmelerinin imkn kalmayacaktr. K ur'an olarak
tefsir etmek durum unda kalrsak, o zarqan da, ayette,
Kur'an dndakilere nisbetle hakiki bir tahsisin varln
sylemekten kurtulamyacaz. nk, Allah Tela, Kur'-
an'dan baka, daha pekok eyi muhafaza etmitir. r
nein, Rasulullah (s.a.s.)' lmden ve hileden korumu,
kyamete kadar, ar, gkler ve yeri yok olup gitmekten
muhafaza buyurm utur. ayet, buradaki tahsis izafi olup,
zel b ir ey (Kur'an) iin ise, bu durum da, ona iaret eden
karine veya delil olmas gerekir. Halbuki, ister snnet ol
sun, isterse baka birey, byle b ir delil sz konusu de
ildir. Metindeki lehu cr ve m ecrurun ne alnmas da,
h asr iin olmayp, ayetler arasndaki m nasebetten do
laydr.
Dahas, ayet-i kerimede, zel b ir eye nisbetle izafi bir
hasr bulunsayd, bu snnet olamazd. nk, K ur'an'm
muhafazas, snnetin korunm asna dayanm akta ve bunu
gerektirm ektedir. nk, snnet, K ur ,an'm en salam ka
lesi ve kalkan en gvenilir muhafz ve en ak arihidir.
O, K ur'an'm mcmelini tafsil, mkilini tefsir, m phem i
ni tavzih, m utlakm takyid ve has ifadelerini genelletirir.
Bununla birlikte O'nu, hevlarna uyan ve abesle itigl
edenlerin keyfi te'villerinden korur. Dolaysyle, snnetin
muhafaza edilmesi, K ur'an'm korunm asnn b ir gerei ve
yine O'nun korunmas, K ur'an'm muhafazas demektir.
SNNET MDAFAASI

Allah Tela, aynen K ur'an' muhafaza buyurduu gi


bi, snneti de muhafaza etmi, bunun bir sonucu olarak
da, her ne kadar, m m etin her ferdi tek tek tam amn
renmese de, slm mmetinin btnne snnetin hi
bir unsuru gizli kalmamtr.
m am afii, Arap dilinden sz ederken u grlere
yer verm itir : Arap dili, lisanlar arasnda, en fazla lafz
ve en geni m analar ieren bir dildir. Peygamberim dn
da, bu dilin btnn ihata eden birisini bilemiyoruz. An
cak dilin hibir eyi Onu konuanlarn tam am na gizli kal
mam tr. Binaenaleyh, dili bilen kimsef yoktur denilemez
(Yani, b ir dili konuanlarn, o dil hakkm daki tek tek bilgi
leri bir araya gelince dilin btn ortaya kar)
...Araplarn lisan bilgisi, fukahanm snnet bilgisi gi
bidir. Hibir eyi kendisine gizli kalm am ak zere, snne
tin tam am n ihata eden birisini bilmiyoruz. Fakat, snnet
limlerinin hepsi b ir araya getirilince, snnet ilminin ta
mam elde edilmi olur. H erbirerinin bilgisi ayrlnca, ba
zs b ir ksmndan yoksun kalr. Ama, ona gizli kalan, ba
ka birisinin yanmda m utlaka mevcuttur.
...Snnet limleri derece derecedir. Bir ksm, snnet
lerin ounu bilmektedir. Bazlar, daha azmin bilgisine
sahiptir. Snnetlerin ounu bilen birisinin, bilmediini,
ille de kendi dzeyinin stndekilerden renmesi diye
bir zaruret yoktur. Pekla kendi seviyesinde olanlardan
da renebilir. Neticede de, btn b ir snnet bilgisini
elde eder. Snnetlerin tam am hususunda, limlerin cm
lesi tek bir fert gibidir. Ama, her bireri, belledikleri sn
net orannda derece derecedirler. 14
Allah Tela, kitabm, her asrda, b ir nceki nesilden
dierine nakledecek, ok sayda gvenilir hafzlar yarat-

14 f ii, e s s B is le , s. 42-43.
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

t gibi, ayn ekilde, snneti iin de, bir o kadar, belki


de daha fazla itim ada ayan insanlar yetitirmitir. Bu in
sanlar, mrlerini snneti tetkike vakfetmiler, kendileri
gibi adil ve gvenilir kimseler vastasyle (isnadla) hadis
leri, Rasulullah (s.a.s.)'dan nakledegelmilerdir. Sonunda,
sahihini sakiminden ayrarak, her trl pheden ari ve
hereit aibeden beri olarak bize kadar ulatrm lardr.
Bu durum, btn berrakl ile ortadadr. Bylece sn
net, hilebazlarn phelerine ve mnafklarn saptrm a
larna kar keskin b ir kl, her zaman zndklarn g
znde b ir ptrak ve mlhidlerin fioazmda bir dm
olm utur.
Allah Tela, aynen K ur'an' koruduu gibi, Rasulunun
snnetini de muhafaza buyurm utur. O'nu kitabnn ka
lesi ve kalkan, bekisi ve arihi klmtr.
Hi phesiz, slm dmanlarnn, snnetin hccet
oluunu ibtal etm ekteki yegane gayeleri dini ykmaktr.
Fakat, Kafirler hoianmasalar da, Allah nurunu tamam
lamay dilemektedir,

210
III. PHE

Bir dier iddialar da u d u r : Snnet hccet olsayd,


Hz. Peygamber, yazlmasn emreder. Sahabe ve tbin da,
cem7ve tedvini iin gerekli giriimlerde bulunurlard. n
k, snnetin hccet oluu, ona, gereken ihtim amn veril
mesini; korunm as iin icab eden titizliin gsterilmesini
ve bu uurda gerekli almalarn yaplmasn zorunlu k
lar. Zira, bylece snnet, tahrif ve tebdilden, unutularak
kaybolup gitmekten ve ehliyetsiz kimselerin, onda, hata
etmelerinden korunm u olur. Bu ise; ancak, gelecek ne
sillerin, subutu kati b ir tarzda, onu, elde etmelerine im
kan salamakla m m kndr, subutu zann olanlarla ih-
ticacta bulunm ak doru deildir. Nitekim, Allah Tela :
Bilmediin eyin peine dme, onlar ancak, zanna
tabi oluyorlar buyurm aktadr. Subutunun kati olabilme
si ise; ancak ve ancak, K ur'an'da olduu gibi, yazya ge
irilmesi ve tedvin edilmesi ile m m kndr. Fakat, byle
yaplmamtr. nk, Rasulullah (s.a.s.) yalnzca, hadis
lerin yazlmasn emretmemekle kalmam, daha da ileri
ye giderek yazlmalarm yasaklamtr. nceden yazlm
bulunanlarn da im ha edilmesini em retm itir. Sahabe de
ayn tarzda hareket etmiler, hadis rivayetinden kan
makla kalmayp, bakalarn da ok hadis rivayet et
mekten menetmilerdir. Aralarndan bununla itigal eden
ler de ok az rivayette bulunm ulardr.
Snnetin yazm ve tedvini ise, hata, nisyan, tebdil ve
tayirin anz olmasna imkan verecek kadar uzun bir m d

211
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

det getikten sonra gerekletirilmitir. Bu da, b ir ks


mnda phelere yol ap, katiyyetine blge drm ve
O'nu itim ada ayan olm aktan uzaklatrm tr.
Hasl, Rasulullah'n, sahabe ve tabiun'un davranla
r, ariin, snnetin kati bir ekilde sbutunu m urad etme
diine en ak delildir. Ayn zamanda bu irade, ariin na
zarnda, snnetin m uteber bir delil olmadnn ve hccet
olarak kullamlamyacanm da bir delilidir. ddiamz u
rivayetler tarafndan da ak bir ekilde teyid edilmek
tedir :
Ebu Said el-Hudri, Hz. Peygamberin yle dedi
ini haber verm itir : Benim szlerimi yazmaynz, kim,
benden, Kur'an dnda birey yazmsa, onu derhal yok
etsin. Benden, rivayette bulunmanzda ise bir mahzur yok
tur. Kim, bana yalan isnd ederse cehennemdeki yerine
hazrlansn. (Mslim)
Yine, Ebu Said el-Hudri yle dem itir : Biz o tu r
mu Rasulullah (s.a.s.)'dan iittiklerimizi yazyorduk. Bu
arada, Rasulullah kageldi ve : Ne yapyorsunuz? dedi.
Senden iittiklerimizi yazyoruz diye karlk verdik. Bu
nun zerine : Allah'n kitabnn yannda, baka bir kitap
daha m istiyorsunuz? O'nu hereyden tecid edin b u
yurdu. Bizler de, yazdklarmzn hepsini b ir araya top
ladk ve ateleyip yaktk. Sonra da; Ey Allah'n Rasulu!
senden hadis rivayet edebilir miyiz? diye sorduk, O da :
Evet, srail oullarndan da, rivayette bulunmanzda bir
sakmca yoktur. nk, sizin onlardan rivayette bulundu
unuz eylerin, daha da garipleri onlarda vardr kar
ln verdi. (Msned-i Ahmed)
Muttalib b. Abdullah b. H antab yle d e m i tir:
Birgn, Zeyd b. Sbit Muaviye'nin huzuruna girdi, Mua-
viye O'na bir hadis sordu. Zeyd, hadisi haber verince de,

212
SNNET MDAFAASI

birisinden onu yazmasn istedi. Bunun zerine Zeyd;


Rasulullah, bizlere, hadisleri yazmamamz emretmiti
diye hatrlatt. Muaviyede isteinden vazgeip,, yazy sil
dirdi. (Snen-i Ebu Davud)
Kasm b. Muhammed yle dem itir : Hz. Aie di
yor ki : Babam, Hz. Peygamber'in beyz kadar hadisini
bir araya getirmiti. Bir gece O'nu ok skntl b ir halde
grdm. Ben O n u n bu durum undan husursuz oldum ve
bir rahatszlndan dolay m yoksa kt bir haber ne
deniyle mi kederlendiini sordum. Sabahleyin, yanmda
bulunan hadisleri getirmemi istedi; ben de, gtrdm.
Ate istedi ve onlar yakt. Sonra da ierisinde kendilerine
itim ad ettiim kimselerden rivayetler vard. Dndm
de; onlar, aslnda bana rivayet ettikleri gibi olmayabilir.
Binaenaleyh, onla stm e alm aktan endie ettim. Onlar
senin yannda iken lp gitmekten korktum dedi. (H
kim)
Ayn rivayetin, baka b ir varyantnda ise u ilve
yer alm aktadr : ...B urada benim kaydetmediim b ir ha
dis olabilir. O zaman insanlar : Eer, Hz. Peygamber bunu
sylemi olsayd, Ebu Bekir'in bundan haberi olmas ge
rekirdi, derler. Bilemem, belki de, ben size naklettiim
rivayetleri harfi harfine iitmemi olabilirim.15 (Mun-
tahab- Kenzi'l-Umml)

15 bn Kesir, rivyetin, bu ekliyle garip olduunu sylemitir.


Zira, h er iki v ary an tta da Al b. Slih isimli bir ravi vardr
ki, m a'ruf olmayan birisidir. Rasulullah (s.a.s.)dan rivayet
edilen hadisler, bu m iktardan binlerce k a t d ah a fazladr.
Belki de, Ebu Bekir (r.a.) ancak bu kadarn toplam aya m uvaf
fak olabilmitir. D aha sonra da-, szn ettii k an aat kendi
sinde olum utur. Suyuti bunu yle d e e rle n d irir: Belki de
Ebu Bekir (r.a.) bizzat kendisinin Hz. Pey gam berden iittikleri

213
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

-Zeheb Tezkiret'l-Huffaz adl eserinde, Hkim


tarikiyle nakletmi ve sahih olmadn sylemitir.

Yine O, ayn eserinde unu kaydeder : bn Ebi Mley-


ke'den gelen bir rivayete gre : Hz. Ebu Bekir (r.a.) Rasu
lullah (s.a.s.)'m veftm m teakib insanlar toplam ve
onlara yle dem itir : Sizler, Hz. Peygamber'den hadis
rivayet ediyor ve onlarda da ihtilafa dyorsunuz, sizden
sonrakilerin ihtilaf ise daha fazla olacaktr. Bunun iin,
Rasulullah (s.a.s.)'dan hibirey rivayet etmeyin. Kim siz
den, rivayette bulunmanz isterse, O n a; aramzda, Allah'
n kitab var helln hell, haram kldklarn da haram
olarak kabul edin, deyin. 16
Karaza b. Ka'b da yle d e m i tir: Bizler, Irak'a
gidiyorduk. Hz. mer de bizimle birlikte srr mevkiine
kadar geldi ve azalarn ikier kere ykamak suretiyle bir
abdest ald. Sonra da : Sizinle, niin yrdm biliyor
musunuz? diye sordu. Evet, Allah Rasulu'nun ashab oldu
umuzdan dolay, bizimle yrdn, dedik. Bunun zeri
ne O : Kukusuz siz K ur'an okurken ar uuldar gibi
uuldaan bir beldeye gidiyorsunuz. Onlar hadislerle
K ur'an'dan alkoyup megul etmeyin. Rasulullah'tan ha
dis rivayetini azaltn K ur'an' hereyden tecrid edin, haydi
imdi gidin, dedi. Karaza, K feye geldii vakit, hadis
rivayet etmesini istemiler. O : mer, bize bunu yasak
lad karln verm itir (bn Abdilberr Cmi-u Beyni'I-
lm . Ez-Zehebi de m uhtasar olarak kaydetmitir."!

ile, yalnzca, baz sahabilerin rivayetlerini toplam tr. Zahir


olan da, byle rivayetlerin bu m iktardan fazla olamyaca-
dr Bilhere de h ab er verdii hususlarn m eydana gelme
sinden korkm u ve endielenmi olabilir.
16 Ez-Zeheb, TezkiretT-Huffz, C. 1, s. 3-4.

214
SNNET MDAFAASI

Ebu Hureyre (r.a.) ye : Sen, mer (r.a.) zama


nnda da, byle rivayette bulunabiliyor muydun? diye
sormular, O da Eer ben, mer devrinde, imdiki gibi
rivayette bulunsaydm, beni sopalard, demitir. (Ez-Ze-
hebi, Tezkiret'l-Huffaz)
u'be, Sa'd b. brahim den, O da, babasndan, Hz.
merin, hadis rivayetinde ok ileri gittikleri gerekesiy
le, bn Mesud, E bud-Derd ve Ebu Mesud el-Ensari yi
hapsettiini, rivayet etm itir.
Urve b. Zbeyr, yle dem itir : mer b. el-Hat-
tb, Snnetlerin yazlmasn istedi ve bu konuda, ashb
ile istire etti. Onlar da, yazlmas ynnde gr beyan
ettiler. mer (r.a.) bir ay sreyle, Allah Tela'ya istihrede
bulunduktan sonra, Allah O'nun kalbinin b ir ynde itm i
nan bulmasna yardm etti ve b ir sabah O; Ben, snnet
lerin yazlmasn istiyordum. Fakat, sizden nceki birta
km milletleri hatrladm . Onlar, baz kitaplar yazmlar
ve Allahn kitabn terkederek, onlarn zerine m-
ierdi. Allaha yemin olsun ki, ben O'nun kitabna hibir
eyi kartrm ak istemem dedi. (Beyhki, El-Medhal,
bn Abdilberr, Cmiu Beynil-ilm.)
bn Vehb, m am Malikin yle dediini haber
verm itir : Hz. mer, hadisleri yazmak istemi veya yaz
drmt. Bilhere, Allahn kitab ile birlikte, baka bir ki
tabn daha olamyacam syledi.
m am Mlik, bn ihab'm, yalnzca, kavminin nese
bini ieren b ir kitaba sahip olduunu, zira, o zamanki
hadisilerin yazma adetlerinin bulunmadn, sylemi
tir. O vakit limler, yalnzca ezberlerlermi. Yazanlar da,
ezberliyebilmek iin yazar, sonra da onu imha ederler
mi. (bn Abdilberr.)

215
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Yahya b. Ca'de'den : Hz. mer'in, bir ara, sn


netlerin yazlmasn arzu ettii, ama, daha sonra, yazl
mamas gerektii kanaati kendisinde hasl olarak, ehir
merkezlerine yollad bir tamimle; yannda, yazl ha
dis bulunanlarn, onlar imha etmelerini, istedii rivayet
edilmitir... (tbn Abdilberr.)
Cabir b. Abdullah b. Yesar, Hz. Ali'nin bir hutbe
sinde : Yannda, yazl hadis sahifesi bulunan herkesin,
onlar imha etmesini istiyorum. Zira, nceki milletler,
limlerinin szlerine tbi olup, Allah'n kitabn terket-
tikleri iin helak olmulardr. dediini haber vermitir,
(ibn Abdilberr)
Ebu Nadra, yle demitir : Ebu Said el-Hudri
(r.a.)'ye Hadisleri bize yazdrr msnz? diye sorulmu,
O da; Hayr, yazdrmayz. Biz, nasl Rasulullah'tan aldy-
sak, siz de, ylece, bizden aln, demitir. (bn Abdilberr)
Baka bir varyantnda ise : Senden iittiimiz ha
disleri, yazabilir miyiz? dedik. Hayr, yoksa siz onlar,
m ushaflar haline getirmek mi istiyorsunuz? Peygamber
(s.a.s.) bizlere konuur, biz de ezberlerdik. Biz, nasl ez-
berlediysek, sizler de ylece ezberleyin dedi. (bn Abdil
berr.)
Cabir (r.a.) yle d e m i tir: Ebu Said el-Hudri
(r.a.) ye : Sen bize, Hz. Peygamber'den gzel hadisler ri
vayet ediyorsun. Biz ise : Onlara birtakm ilavelerde bu
lunm aktan veya baz eyler karm aktan korkuyoruz, de
dim. O da : Siz hadisleri, K u ra n m yapmak istiyorsuniz?
hayr, hayr. Biz, Rasulullah'tan nasl almsak, siz de,
bizden ylece aln dedi, (bn Abdilberr)
Ebu Kesir, Ebu Hureyre (r.a.) nin : Biz, hadisleri
ne yazar, ne de yazdrrdk, dediini haber vermitir.
SNNET MDAFAASI

bn Abbas'tan da : Biz ilmi (hadisleri) ne yaza


rz ve ne de yazdrrz dedii rivayet edilmitir.
bn Abbas'm hadisleri yazm aktan nehyettii, ve :
sizden evvelki milletler, yalnzca, b u t r kitaplarla ilgi
lenmilerdir dedii rivayet edilmitir.
Ebu Brde de; babasndan pek ok kitap yazd
n, birgn babasnn onlar isteyerek, su ile sildiini,
sylemitir.
Sleyman b. el-Esved el-Muharib ise; bn Me-
sud'un hadislerin yazlmasndan holanmadn, haber
vermitir.
Esved b. Hill de yle d e m i tir: Abdullah b.
Mesud, ierisinde hadis yazl olan bir sahife getirdi,
isteyerek, Onu ykayp, zerindeki yazlar sildi. Sonra da,
yaklmasn istedi. Arkasndan Allah akna, yannda ya
zl sahife bulunan birini bilen varsa, onu bana sylesin.
o sahifenin t, Hind diyarnda olduunu bilsem,
kalkar, oraya giderim. nk, sizden nceki, kitap ehli,
Allah'n kitabna yz evirdikleri iin, helk olmulardr
dedi.
Abdurrahm an b. Esved, babasnn yle dediini
rivayet etm itir; Alkame ile birlikte, b ir sahife bulduk ve
doru bn Mesud'un yanma gittik. Bu srada vakit, le
sular olduu iin, kapda bir m ddet oturduk. Sonra ca-
riyesine : Bak, bakalm kapdakiler kim? dedi. Alkame ile
Esved, diye karlk verdi. yleyse, m sade et de, ieriye
girsinler, dedi ieriye girdik. Bize : ok beklemie benzi
yorsunuz, dedi. Evet, dedik. Peki, neden izin istemediniz?
deyince. Uykuda olduunuzu zannettik diye karlk ver
dik. Bunun zerine. Hakkmda, byle dnmenizden ho
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

lanmam. Zira bu vakit yle bir vakit ki, biz onu gece na
mazyla kyas ederdik, dedi. Bir m ddet sonra, biz sahi-
feyi kartarak : u sahifede gzel b ir hadis var bir bakar
msnz? dedik. Hemen, cariyesinden bir tas su isteyerek,
onu eliyle silmeye balad Biryandan da, Allah Telann :
Biz sana kssalarn en gzelini haber verdik ayetini oku
yordu. Biz : Bak hele, onda ok enterasan b ir haber var,
dediysek de, O, hi aldr etmeden, b ir yandan onu sil
meye alyor, b ir yandan da; Bu kalpler, birer kap mi
salidir, onlar K ur'anla megul edin, baka eylerle oyala
mayn diyordu. (bn Abdilberr)
Ebu Brde yle dem itir Ebu Musa, bizlere ha
dis rivayet ediyordu. O nlan, yazmaya yeltendik, Benden
iittiklerinizi mi, yazacaksnz? dedi. Evet, karln ver
dik. Getirin, onlar bana dedi ve su isteyerek, onlar sildi
sonra da : Biz nasl ezberlediysek, szler de ylece ezber
leyin, dedi. (bn Abdilberr)
Said b. Cbeyr de yle dem itir : Kfelilere bir
takm meseleleri yazmtm. Orada, bn mer'le gr
mek istiyordum. Nihayet O'nunla karlatm. Mektuptan
haberi olup olmadm sordum. Eer, yanmda yazl bir-
eyler bulunduundan haberi olsayd, aramzda i bi
terdi. Baka b ir rivayette ise :
Biz, baz konularda ihtilaf eder, onlar da yazardk.
Sonra ben, onlar b n m ere gtrr, gizli gizli yazdk
larmza bakarak, sorardm . ayet, onlarn yazl olduk
larn farketse, aramzda i biterdi. demitir. (bn Ab
dilberr)
Mesruk'un, Alkame'den baz fkh meseleleri yaz
vermesini istedii, O'nun da, yazmann m ekruh olduunu
hatrlatarak kar kt, bunun zerine, M esruk'un yal

218
SNNET MDAFAASI

nzca, ezberlemek maksadyla yazmay arzulad, rivayet


edilmitir.
b n irin, Ubeyde ye : Senden iittiklerimi yaza
bilir miyim? diye sormu O da : Hayr, cevabn vermi-
tir. Peki, hadislerin yazl olduu b ir kitap bulursam , O nu,
sana okuyabilir miyim? demi, yine, hayr, karlm ver
mitir. (bn Abdilberr)
tbrhim de yle dem itir : Ubeyde nin rivayet
lerini yazyordum. Bana : Benden duyduklarnz, kitap
haline getirerek, ebediletirmeyin dedi.
Ebu Yezid, el-Murad de, Ubeyde'nin lm de
inde iken btn yazdklarn isteyip, imha ettiini, haber
vermitir.
N u m an b. Kays da yle dem itir : Ubeyde, lme
den nce, yazdklarn istedi ve onlar imha etti. Kendi
sine mdahale edilmek istenince de : Bir neslin, gelip, on
lar m aksatlarnn dnda kullanm alarndan endie ediyo
rum, dedi.
Kasm b. Muhammed ve Said b. Abdlazizin de
asla hadis yazmadklar, rivayet edilmitir.
a'bi de : Ne beyaz bir kada izgi izdim, ne de
bir hadisi iki kere tekrarlattm demitir. Baka bir riva
yette ise : Eer ehli olanlar, ezberlememi olsalard, bir
hayli hadisi unutm u olacaktm demitir.
brahim en-Nehanin de, hadislerin yazlmasn
kerih grd ve : Hadisleri yazmayn, aksi taktirde gev
eklie dersiniz dedii rivayet edilmitir.
shak b. smail et-Tlekani yle dem itir : Cerir
b. Abdulhamid'e M ansur b. el-Mu'temir'in hadislerin ya
zlmasn kerih grp, grmediini sordum. Evet, Man
sur, Muire ve Ame hepsi de hadislerin yazlmasndan
holanmazlard, dedi.

219
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Yahya b. Said ise yle dem itir : Bir zamanlar,


insanlarn kitabetten sakndrdklarn grmtk. im
di, onlarn hepsi hadis oluverdi. Eer biz, yazacak olsay
dk. Said'in ilminden ve rivayetlerinden ok eyler yazar
dk.
El-Evz de yle d e m i tir: Bir zam anlar bu
ilim, ok kymetli ve deerli bir eydi. O vakitler, insanlar,
birbirleri ile karlam alar ve mzakereleri esnasnda,
szl olarak onlar naklederlerdi. Ne zaman ki, kitaplara
geti. O vakit, hem n u ru kayboldu, hem de, ehli olma
yan kimselerin eline dt.
bn Salah Ulumu l-Hadis adl eserinde, el-Evznin
bu szn yle nakleder : Bu ilim, insanlar onu m lakat
yoluyla tahsil ederlerken ok deerliydi. Ne vakit, kitap
lara geti. O zaman ehli olm ayanlar ona kart.
Cevap :
Bu pheler, birka meseleyi birden iine alm akta
dr. Bunlar ileri srenler, hak yoldan km, doru yol
dan alabildiine uzaklamlardr. Bu itibarla, bize de,
onlar mesele mesele aklamak, herbirerindeki hata ve
yanl dnceleri ortaya koymak dmektedir. Bylece,
ileri srlen pheler, her ynyle izah edilsin, btl ol
duklar ortaya ksn ve okuyucularmz onlarn yanl
lna iyice kani olsunlar.

DELLLERN KORUNMASINDA RAVLERN


ADALET
Hccet olabilecek delillerin, muhafaza edilip, korun
masnda, yegane dayanak, onlar, adil ve gvenilir olan
kimselerin, yine kendileri gibi, ayn vasflar tayan kim
SNNET MDAFAASI

selerden n a k le d e g ln le rid ir. ster bu 1 rivayetlerin


lafzlarn ezberlemek, isterse yazmak yoluyla olsun. Ya-
hut da m anasna net bir ekilde dellet edeeek lafzlar-
la, yani m ana yoluyla r i a y e t , edilsin ferketmez. Bu
ekilden hangisiyle olursa olsun adlet art kmilen bu-
lunduu srece, delil, gvenilirlii haizdir. Eer, b ir de, bu
birden, adlet artyle birleecek olursa o taktirde,
delilin korunm as en ideal biimde gereklemi demek-
tir. Fakat, bu unsur bulunm asna karn, adalet art
olmasa, bu taktirde, onlarn birlemesi hibir m ana ifade
etmez. Zira, byle b ir durum da, delilin tahrif edildiinden
emin olamayz. Hele yazma ii de ezberden olduu, yaz-
l nshay rivayet edenin adletine de baklmad durum-
larda, biz o yazl nshaya asla itim ad edemeyiz, ite,
Yahudi ve Hristiyanlar, Tevrat ve ncili yazdklar halde,
onlarda nasl tahrifat yapldn hepimiz biliyoraz. Bu,
o n a r n yazm esnasnda adalet artn aram am alarndan
kaynaklanmtr. Bu nedenle* bugn, her iki kitapta bulu-
nanlardan herhangi bir eyin shhatini kestirip atamyo-
ruz. Bilkis, asllarna m uhalif olduklarm kesin b ir ekil-
de syleyebiliyoruz. Nitekim Allah Tela yle bu^nm yor :
Vay haline kimselerin, kitab elleriyle yazarlar, son-
ra, O yazdklar eyi az bir para karlnda satmak iin;
Bu Ailah katmdandr derler. Ellerinin y a zd k la rd a n
tr vay haline onlarn Yine yazdklarndan tr vay
haline ?

HADSN HCCET OLUUNDA


KTABET (YAZIM) N HKM
Hangi yolla nakledilirse edilsin, deliiin korunmasn-
da nemli 1 Onu nakledenin adaleti olduu iin, ha-

17 Bakara, 79
221
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

dilerin yazm hccet olabilmelerinin bir art deildir.


Ayrca, yazm da, delillerin muhafazasnda tek yol deil
dir. Bu son derece ak bir mesele olmakla birlikte biz,
aada zikredeceimiz deliller muvacehesinde konuyu bi
raz daha aydnlatmaya alacaz.
a) Hepimiz, Rasulullah (s.a.s.)'m, baz sahabileri,
muhtelif kabileleri slm 'a davet etmek, onlara dinlerini
retmek ve aralarnda dinin kurallarn tatbik etmek iin,
eli olarak gnderdiini biliyoruz. Rasulullah, her bir
eli ile birlikte, gittikleri yerlerdeki insanlara ulatra
caklar ahkamn btne delil olabilecek, onlan balaya
cak bir Kur an paras da gndermiyordu. Hi kimse de
bunun aksini ispat edemez. Rasulullah (s.a.s.)'m ou za
m an yapt, elinin eliliini isbatlayan. Peygamber ta
rafndan oraya gnderildiini dorulayan bir m ektup yaz-
masyd. Bazen de, K u ran nass' bulunmayan veya tebli
edilecek ahkamn tam am n ierecek m iktarda yet olm a
yan konularda, snnetle tesbit edilen hkm leri havi ge
nie bir m ektup yazard.
Btn bunlardan anlalyor ki; Rasulullah (s.a.s.)
elilerinin adil olmas ile Kur an ve Snnet'ten bildii ka
darn tebli etmesini davet edilen topluluk iin hccet
olarak yeterli grm, itaatleri iin kafi addetm itir.
b) Yine biz hibir m ctehid'in slm'n ikinci temel
prensibi olan namazn nasl klnacan yalnzca Kur'an'-
dan hareketle ortaya koyamyacam da biliyoruz. Bilkis,
bu konuda, mutlaka, Rasulullah (s.a.s.)'n beyanna ihti
ya duyacaktr. Halbuki, Rasulullah (s.a.s.); sz ve dav
ranlaryla izah ettii namazn keyfiyetinin yazlmasn,
hibir zaman em retm em itir. Eer, yazm, hcciyetin ge
reklerinden olsayd; Hz. Peygamber'in, tabiun ve sonra ge
SNNET MDAFAASI

len mctehidlerin m erred akllan veya yalnzca Kur'an'-


dan yaptklar ictihadlarla, mahiyetini ortaya koyam-
yacaklar, bu son derece nemli hususu yazlmasn em
retmeden geri durm as caiz olmazd.
c) Biz, daha evvel, Snnetin din bir zaruret ve hc
cet olduunu beyan etmi, bunun zerine, phe ve inkara
yer vermiyecek deliller serdetmitik. Bununla birlikte,
Hz. Peygamber, kendisinden sadr olan hereyin m utlaka
yazlmasn da em retm em itir. Eer, Snnet'in hccet olu
u, yazl bulunm asna bal olsayd, Rasulullah'm bu ii
ihmal edip, sahabeyi bununla grevlendirmemesi, asla,
caiz olmazd.
Sonra, eer Yahudi ve Hristiyanlar, bu phenin sa
hiplerine gelseler : Kur'an hccet deildir. nk o, gk
ten yapl olarak inmemitir. ayet hccet olsayd, ari
ona nem verir, ncil ve Tevrat' indirdii gibi, O'nu da
yazl olarak indirirdi, dese yazmn hcciyetin gerekle
rinden olduunu savunup duran, bu kiiler, acaba, on
lara ne cevap verirlerdi?
Eer, onlara : Peygamber (s.a.s.)'in K ur'an' tahrif et
mekten m asum olduunu, bunun da, K ur'an'm yazl ola
rak nzlne gerek brakmadn, sylecek olsalar, onlar
da : Musa ve sa (a.s.) dahi senin bahsettiin gibi masum
idiler. Fakat, ri, O ikisinin kitabna nem vermi ve ya
zl olarak indirm itir. Bu da yalnzca byle bir konuda,
sm et'in kifayet etmiyeceindendir eklinde cevap vere
ceklerdir.
Halbuki, biz m slm anlarm kanaati u d u r : Hz. Pey
gamber'in masum oluu. K ur'an'm yazl olarak inzaline
gerek brakm am tr. Ayn ekilde ravilerin adil olmas
da, K ur'an ve snnetin hccet olularnda buna gerek b-
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

r ^ m a m tr . Bu konuda, yegane sylenebilecek ey : is-


met, bize yakin ifade ederken, adalet'in zan ifade ettii-
dir. rii hakim, frua ait meselelerde bizim zanla kul-
lukta bulunmamz yeterli grm, sknt ve meakkte
sokacandan dolay, her hkm de yakini biJgiyi ara-
makla bizi mkellef tutm am tr. Allah, b!r nefse, ancak
takatinde olan ykler.18
Ancak, delili bize nakledenler, tevatr derecesine ula-
tklar vakit her ne kadar yazm yoluyla olmasa da, on-
larm nakli bizim iin yakin ifade eder. Aynen ism et'de
olduu gibi. Zaten snnetlerin pek o ^ da bu yolla nakle-
dilmitir*
Bu pheyi ileri srenler, snnet hibir ekilde hc-
cet deildir. Tek hccet varsa, da, K ur'an'dr, diyebilir-
ler. Fakat, eer m slm an iseler; bizimle birlikte d-
np, h ^ c iy y e t konusunda yazmn art olmadn itiraf
etmek zorundadrlar. Bununla birlikte : Ravilerin herbi-
reri, adalet ve zabt sahibi kimseler olmas hasebiyle, te-
vatr derecesine ulatklar vakit, bu, delilin korunmasn-
da ve hcciyetin ih a tn d a . Peygamber'in ismeti yerine
kaim olm aktadr. Bunu da Yahudi ve H ristiyanlarm y-
nelttikleri sonlara cevap verebilmek iin kabul etm ek Z O -
randadrlar-

KTABET (YAZI) KATYYET FADE ETMEZ


Grld zere, adil olmayan birisinin kitabeti, bi-
zim iin ne katiyyet ne de zan ifade etmektedir. Ayn

18 Bakara, 286.
* Bu gr, yan s ra tle rin pekounun tevtrle nakledil-
dii gr mnakaaya a ktr im tr c ).

224
SNNET MDAFAASI

ekilde adil birisinin yazdn, adalet vasfna sahip olma


yan bir bakas bize nakledecek olsa, bu da, ne zan ne de
katiyyet ifade etmez.

Adalet vasfn haiz birisinin yazdn, ayn vasfta bi


risi bize nakledecek olursa, bu da, katiyyet deil, zan ifade
eder. Zira, adalet sfatna ramen, zayf bir ihtimal olm ak
la birlikte, hata ve tahrifat imkan szkonusudur. Evet,
eer, yazanlar ve rivayet edenler, hepsi tevatr derecesine
ulaacak olsalar bu durum da delil katiyyet ifade eder. Yi
ne, bir kii hadisi yazar, yazlan nshay, tevatr dere
cesinde bir kalabalk ikrar eder, ayn nitelikte bir ce
m aat da bize naklederse, ite bu da, katiyyet arzeder.
Herhalukarda, katiyyet yazmdan ileri gelen bir husus
ve O'nun belirgin bir vasf deildir. Ancak birinci du
rum da yazl bir tevatr, kincisinde ise ikrardan dolay
szl bir tevatr sz konusudur.

KTABET (YAZIM) VE HIFZ (EZBERLEME)


Bilindii zere, kitabet zan ifade etmektedir. Bu du
rum da mertebe itibariyle O, ezberlemenin altndadr. Bu
nedenle, usl limlerinin iitilerek alman bir hadisle ya
zl olarak alnan hadisin elimesi gibi durum larda, bi
rinciyi tercih ettikleri grlr. El-Amid rivayet yoluyla
gelen haberlerin tercihini yle izah e d e r :
Haberlerden birinin ravisi, Onu, Hz. Peygamber'den
bizzat iiterek alm, dieri ise kitbet yoluyla almtr.
itme (sema) yoluyla alman rivayete, hata ve tahrif arz
olmas ihtimali daha az olduu iin, bu kabule daha ev
l d r. ^

19 El-Amidi, El-hkm, C 4, s. 334.

225
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

te yandan, hadisiler, sem a yoluyla yaplan riva


yetin shhatinde ittifak ettikleri halde, mnavele ve m-
katebe tarikiyle yaplan rivayetlerin shhatinde ihtilaf et
milerdir. Bazlar m katebe'nin cevazna kail olmular ve
Buhari'nin muallak haberlerinden biri olan, u rivaveti
delil getirmilerdir : Rasulullah bir seriye kumandanna
mektup vermi ve onu belli bir yere kadar amamasn
tenbih etmi. Oraya varncaya kadar okumamasn iste
mitir. Kumandan da sz konusu yerde am ve Rasu-
lullah'n emrini maiyetindekilere duyurmutur.
Baz hadisiler ise : Hz. Peygamber'in bu mektubu
ile delil getirmenin vacib olmasn sahabenin adaletine
balamlar, bu sfatn tebdil ve tayire imkan brakm a
dn sylemilerdir. Sahabeden sonraki nesillerde ise
byle bir nitelik bulunmadndan mkatebeyi delil ka
bul etmemiler ve kitabete cevaz vermemilerdir. Ancak,
bu itiraz zayftr. Doru olan; ravide adalet vasf bulun
duu, yazl nshada da, ona phe drecek bir unsur
bulunmad mddete her iki yolla da rivayetin m ute
ber olmasdr.
bn Hacer bu konuda u grlere yer verm itir :
Mkatebe yoluyla hccetin olabilmesi iin mektubun m
hrl ve onu tayann gvenilir olmas arttr. Bununla
birlikte : Mektubu gnderen eyhin yazsn (hattn), ken
disine m ektup gnderilen zatn bilmesi gerekm ektedir...20

Hlasa; yazma yoluyla yaplan rivayetlerde hata ih


timali ifahi tarzda yaplanlardan ok daha fazladr. Bu
yzden bn Hacer'in de temas ettii artlara riayet edil
diinde, kendisine itimad etmek caiz olmakla beraber,

20 bn Hcer, FethuT-Bri C. 1, s. 115


SNNET MDAFAASI

yine de, kitabet yoluyla rivayette ihtilaf szkonusu ol


m utur.
Araplarn mmi bir millet olup, ilerinde yaz bilene
ender rastland, herkesin bildii b ir husustur. Bilenler
de gzel bir surette yazamaz, dolaysiyle, yazdklarna
hata karm a ihtimali ok kuvvetli olurdu. Yazanlar, g
zel b ir biimde yazsalar, bile, bu sefer de ilerinden oku
ma bilenler, doru drst okuyamazlard. Bunun bir ne
ticesi olarak, zellikle, Abdlmelik b. Mervan dneminden
evvel, harekeli ve harekesiz harflerin birbirinden ayrl
masn, temin eden noktalam a iaretleri tesbit edilme
dii iin, yazda hata ve karklk ihtimali olduka faz
layd. Bu itibarla, tarih vakalarn kaydnda, haberleme,
al veri ve sair ilerinde tek gvenceleri hafzalar ol
m utur. yle ki, sonunda bu melekeleri, b ir hayli gelimi
ve ezberledikleri konularda, hata ve unutkanla maruz
kalmalar ihtimali olduka azalmtr. Bu durum, yazya
gvenen yazy alkanlk haline getirmi milletlerde bu
nun aksinedir. nk, onlarda ezberleme melekeleri ge
rilemi, bunun b ir sonucu olarak da, ezberledikleri hu
suslarda hata ve unutm a oranlar fazlalamtr. Bu du
rumlar, gnlk hayatmzda mahede edebiliyoruz. r
nein, m olan birisinin, gzleri grenden daha kuvvetli
bir hafzaya sahip olduunu grrz. Bunun nedeni, O'nun
btn gvencesini hafzasna vermi olmasdr. Ama, g
ren kimsede bu, byle deildir. nk O, ihtiya duyduu
zaman bakabilecei b ir kitaba itimad etm ektedir. Ayn
ekilde, okuma yazma bilmeyen bir tccar da, bir gnde
yzlerce sat yapar, buna ramen, kime ne verdiini,
kendine denin ne olduunu, bir tanesinde dahi yanlp,
unutm adan hafzasnda tutabilir. Ancak, ayn eyi, eitim
den gemi bir tccarda grmek m m kn deildir. nk
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

O, ticarethanesinde defter tutar, ne gibi anlam alar yap


t, alacann vereceinin ne olduu konusunda, defter
lerine itim ad eder. Bu yzden, yazmadklar vakitlerde,
onlarn ok abuk unuttuklarm mahede ederiz.
Bunun bir benzerini de, krlerin iitme duyularnda
grmek m m kndr. Onlarn bu duyular gzleri g-
renlerinkinden ok daha kuvvetlidir. Bunun nedeni ise :
grme hassalanm yitirdikleri vakit, daha nce gzleri ile
temyiz edecekleri pekok eyay anlamada, iitme organ
larn kullanyor olmalardr. Bylece iftme duyular kuv
vetlenmitir.
Yine, yrtc hayvanlarn grme, iitme ve koklama
duyularnn, insanmkinden kat kat kuvvetli olduu da m
ahedelerimiz arasndadr. Zira onlar, hayatlarnda, bu
duyulara insandan daha fazla m uhtatrlar.
Araplarn, hafza melekelerinin glenmesine de, hi
phesiz, iinde bulunduklar tabiat artlan , hayat artla
r, keskin zekalar, anlaylanm n kuvvetli oluu dillerinin
slubu ve beyan yollar konusundaki engin yetenekleri
yardmc olmutur.

SAHABE VE TABUNUN EZBERLEME


GLER DAHA FAZLADIR:
Yukarda iaret ettiklerimiz, Araplarn cahiliyye dev
rindeki durum landr. Allah'n, eriat muhafaza etmek ve
onu daha sonraki nesillere nakletme grevi iin alketti-
i Sahabe'nin hafzas ok daha gldr. Allah onlarin
kalplerini iman, takva ve kendi korkusuyla doldurm u
tur. Ta ki, sonraki nesillere dinin ahkmn ve Rasulul-
lah'tan grp, iittiklerini salam bir ekilde nakletsin
ler. Onlar, Hz. Peygamber'in sohbetinin bereketine erm i
SNNET MDAFAASI

ler, nnde diz kp, O n u n tarafndan yetitirilm iler


dir. Kalpleri Rasulun (s.a.s.) nuru ile aydnlanm, O'nun
edebiyle edeplenmiler, hidayetine tbi olup, snnetine
yapmlardr. bn Abbas ve Ebu Hureyre (r.a.)'nin riva
yetlerinde varid olduu zere, Rasulullah (s.a.s), onlarn
hfz, ilmi ve fkhlar iin dua ve niyazda bulunm utur.
Sahabeye bu mertebede en yakn olanlar ise, hi p
hesiz, onlarla bir araya gelen, hallerini mahede edip,
pelerinden giden Tabiilerdir. te btn bunlar, sahabe
den hadis iiten birisinde, hata, unutkanlk, tebdil ve uy
durm a bulunmas gibi endieleri neredeyse ortadan kal
dryor.
Araplarn hafza glerine dellet eden, avam havas
herkesin bildii ok sayda haber vardr. Sahabe ve ta-
biundan, bn Abbas, e-a'bi, ez-Zhr, En-Neha ve Ka-
tade gibi pek ok kimse hafzalar ile temayz etmi kim
selerdir. te bn Abbas, mer b. Ebu Rebia nm yetmi-
be beyitlik kasidesini b ir sefer dinlemekle ezberleyiver-
mitir. Ve yine, m am Zhr nin u sz : Ben, Baki'den
geerdim, bu srada kulama kt laflarn taklmasn
dan korkarak, kulaklarm kapatrdm . Allah'a yemin ol-
sun ki; duyduum hibir eyi asla unutmadm. dikkate
deerdir. Bunun bir benzeri de e-a'b'den nakledilmi
tir.
Hulasa; ezberleme ve kitabet, b ir eyi muhafazada,
birbirinin yerine kaim olan unsurlardr. Genellikle, birisi
gelitii vakit, dieri zayflamaktadr. te, buradan ha
reketle; Sahabenin rencilerini, niin ezberlemeye tevik
edip, yazmaktan alkoyduklarn anlayabiliyoruz. nk
onlar, yazya itim ad etmenin, ezberleme melekelerini k
relteceini biliyorlard. Ezberleme Onlarn tabiatlarnda

229
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

var olan kuvvetli bir melekeydi. Elbette ki nefis, tabiatn


da olan eylere meyleder. Ona muhalif den veya g
gelen eyleri ise, ho karlamaz.

EZBERLEME NN FAYDALARI
ou zaman ezberleme, anlamak, manay zmsemek
ve hakikatine ermekle gerekleir. Bylece insan, lafzlar
unutm am asna destek edinmi olur. Daha sonralar da,
zaman zaman, ezberlediklerini tekrarlam ak ve hatrlam ak,
suretiyle, bir an gelir ki, artk onlar unutm a diye bir
endiesi kalmaz. Ayrca, ezberinde olan ey her an ve me
kanda onunla birliktedir. Hi b ir m eakkat ve skntya
dar olmadan ihtiya halinde, her durum ve artta, ona
m racaat imkan vardr. Ama, yaz byle deildir. nk
o, genellikle manas anlalmadan gerekletirilir. leri
de, yazlanlarn kaybolmas veya ihtiya annda yann
da hazr bulunmamas ya da onlar anlayp izah edecek
birinin bulunm amas ihtimali de mevcuttur. Ayrca, ya
zan insan, ou zaman yazdklarn yeniden gzden ge
irmek iin bir saik bulamayabilir. Bundan baka, her
zaman ve her yerde yazl nshalar bulundurm akta s
knt ve m eakkat szkonusudur. Btn bu nedenlerden
dolay da, ilim nakliyle uraanlar cahil olurlar, onlann
misali kitap ykl m erkeplerin misali gibidir. lmin
kaybolup gitmesi, cehaletin yaylmas iin, bu ne kadar
da byk b ir vasta!!!
Okuyucularmz, btn bu sylediklerimize, brahim
en-Neha'nin : Yazmayn, geversiniz sz irad edebi
lir. Ayrca daha evvel kaydettiimiz el-Evzi ve benzerle
rinin szleri de bu konuya k tutabilir. Bundan baka
Araplarn kalbindeki b ir harf, kitaplardaki on harften

230
SNNET MDAFAASI

daha hayrldr sz ile Yunus b. H abibin : :<lm kat


paralarna terketti de, ondan yoksun oldu. dmi kait
paralarna terkeden kimse, ne kt kimsedir diyen biri-
sini iitinee : lm ve hafzann korunmas konusunda ne
kadar da titiz, nk, insann ilmi ruhundadr mal da be-
deninde yleyse, ruhunu muhafaza ettiin gibi, ilmini de
koru, bedenini muhafaza ettiin gibi de malm demesi
de sylediklerimize k tutabilir.

Halil b. Ahmed de ilim, sandklarn iinde deil,


ilim aneak, gslerdedir demitir. Bu meyanda daha
ok eyler s y len m itir.

KUR'ANTN KATYYET LAFZ t e v t r e


s a b it o l m u t u r

K ur'an'm btn lafzlaryla birlikte, katiyyetne olan


itimadmz, o 'n u n lafzi tevatr yoluyla bize kadar gel-
meine dayanmaktadr. H er ne kadar, zan ifade ettii, iin
bir te'kid arac olsa Dle, kitabetin bunda bir fonksiyonu
yoktur. Eer, K ur'anm lafzi tevatr derecesine 1 lat-
m, ama y^lm adn fareetsek, bu durum da yine de
K ur'an katiyyet ifade edecektir. Eakat, aksi farzedilse ka-
tiyyet szkonusu o l^ y a c a k tr . Zira vahiy katiplerinin
yazm olduklar nsha veya nshalar, bugn, elimizde
yoktur. Var olduklarn farzetsek bile, onlardaki hatt'm ,
vahiy katiplerine ait olduunu nereden bilebileceiz? Yine
herhangi bir deiiklik, eksiklik veya fazlala dar ol-
madiini, nasl kestirebileceiz? Bu durum da, ona katiy-
yet nazariyle bakabilmemiz iin, m utlaka tevatr derece-
sinde bir kalabaln, hibir noksanlk ve fazlalk olmak-
szn, tahrife de uramadan, yazlarn vahiy katiplerine ait
olduunu bildirmelerine ihtiyacmz olacaktr. Ayn e

23
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

kilde, vahiy katiplerini, Kur'an' yazarlarken gren, her


harfin yazm konusunda ittifak eden, tevatr derecesin
deki kitlelerin ehadetlerine ihtiya duyulacakt". Herke
sin, pek tabii olarak bildii gibi bu, tahakkuk etmemi
tir. Ama vahiy katiplerini K ur'an' yazarken gren ilk ne
sil hari, biz ve bizden ncekiler bunun tahakkukunu
farzedip de lafzi tevatre dayanarak, bu yaznn vahiy
katiplerine ait olduunu kabulleniyoruz. Eer bu lafzi
tevatr bulunmasayd, asla katiyyet tahakkuk etmezdi.
Bu konuda sylenebilecek yegane ey udur : Bizler, K ur
ann lafzi tevatrn, ilk K ur'an nshalarndaki hattn,
vahiy katiplerine ait olduunu bildiren bir te v a t r ola
rak telakki ediyoruz. Vahiy katiplerini, K ur'an' yazarken
grenlere gelince; onlarn K ur'an lafzlarn kesin olarak
tayinde, ne kitabete ve ne de lafzi bir tevatre ihtiya
lar yoktur. nk vahiy katipleri nasl K ur'an' Rasu-
lullah'tan iitmilerse, onlar da ylece O'ndan iitmiler-
dir. Bylece, yukardaki hususlara ihtiyalar kalmamtr.
Buradan, K ur'an'n katiyyetinin, hibir nesilde kit-
bete dayanmad neticesini karabiliriz. Ama, birisi kal
kp, yle diyebilir : Bizim, ne vahiy katiplerinin yazd
nsha veya nshalara ve ne de, bahsettiin nitelikte bir
topluluun haber vermesine ihtiyacmz yoktur. nk
Raid Halifelerden sonraki dnemde ortaya kan yazl
tevatr, ikinci asrda ve daha sonralar, btn harfle
rinde ittifak edilen yazl nshalarn, herhangi bir tahrif,
fazlalk veya eksiklie meydan vermeyecek ekilde oal
m olmas, bize yetmektedir. Zira, bu kadar, yazl ola
nn tam am nn K ur'an olduu hakknda kesin bir kanaate
sahip olmamza yetmektedir.
Bu durum da yle sylenebilir : Elimizde olan son
raki dnemlere ait nshalarn, bahsedilen nitelikteki, ilk
SNNET MDAFAASI

m teaddid nshalardan istinsah edildiini nasl tesbit


edeceiz? Hepsinin kaynann Hz. Osman veya Zeyd b.
Sabit'e ait, tek bir nsha olduunu sylemek mmkn
deil m idir? Bilakis, K ur'an tarihi hakknda birazck m a
lum at sahibi olanlarn da bildii gibi, vaka byledir. Ana
nsha tek olunca, ondan alnanlara katiyyet nazariyle
bakmamz, nasl m m kn olacaktr? Eer, nshalara ke
sin gzyle bakmann, sahabe'nin hemen hepsinin, ana
nshadakileri ikrar etmelerinden ve shhatini itiraf etme
lerinden kaynakland sylenecek olursa, bu durum da
da yle d e n ilir: in sonunda, ana nshadakilerin hi
bir deiiklie uramadan, K ur'an'm tam am n tekil et
tii yolundaki lafzi tevatre gelinmi olur. Halbuki, da
ha evvel, katiyyet konusunda, lafzi tevatr yeterli grl
myor, bu konuda yegane dayanan yazmak olduu sa
vunuluyordu.

KONUYA LKN DELLLER


Mushaflar konusunda, Ibn Hacer yle d iy o r; Hz.
Osman'n mushaflar, dier ehir merkezlerine gnderme
sinden anlalan; onlarn yazm sitilini kendisine isnad
iin byle yaptdr. Yoksa, K ur'an'm aslm isbat iin
deildir. nk bunu, zten, tevatren bilmektedirler.
bnl-Cezeri ise bu konuda u m talda bulunu
yor : Kur ann naklinde yegane dayanak hfz'dr. Mushaf
ve kitaplarda yazlmas deil. Bu, Allah Tel'mn, slm
mmetine tahsis ettii yce b ir ereftir. Zira; Mslim'in
rivayet ettii sahih bir hadiste, Hz. Peygamber, yle de
m ektedir : Rabbm bana : Kalk, Kureyi inzr et, dedi.
Ben de : Y Rabbi! O vakit, bam ezip tuz gibi da
trlar, dedim. Allah Tela; Ben, hem seni ve hem de se-
SNNET HAKKINDA K PHELER VE CEVAPLARI

Evet, m slm anlar tevatrle elde edilen bilginin na


zari mi, yoksa zaruri mi olduunda ve tevatrn tahak
kuku iin gerekli olan artlarda ihtilaf etmilerdir. An
cak, bu ihtilaf, sz konusu iddia sahiplerine hi bir ey
kazandrmaz. Zira, m slm anlar arasnda, Hz. Peygam
b e rd e n tevatren sabit olan bir haberle taabbdde bulu
nulaca konusunda, hibir ihtilaf mevzubahis deildir.
Ve bu tema; Yalnzca, K ur'an'm kat'i olduunu ileri s
rerek, Onun dnda delil bulunmad yolundaki iddia
y ryp atacaktr. nk, Rasulullah (s.a.s.)'dan tevatr
yoluyla bize kadar nakledilen bir hayli haber mevcuttur.
Haber-i Vahid'e22 gelince, ravisi dil olmad tak
tirde, ne ilim ve ne de zan ifade eder. Ancak, herhangi

22 Cum hura gre, Haber-i Vhid, m tevtir derecesine ula


mayan haberdir. Bazen mehur diye de isim lendirilen,
mstefiz de, Hber-i Vhid nevindendir. M stefiz haber :
Lk rvisinden sonra, oalp, yaygnlaan haberdir. Rvi sa
ysnn, en az ik i, ve drt olmas gerektii yolunda gr
ler ile ri srlm tr. (Bkz. erh-u Cemi*l-Cevm\ C. 2, s.
88). M stefiz haber de, dier vhid haberler g ib i zan ifde
eder. Ebu Ishk ve Ibn Frek gibi baz lim ler, bunun, na
zari b ir ilim ifde edecei grndedirler.
H anefilerin geneline gre ise : Mehur, m tevtir ve H
ber-i Vhidin karldr. Onu kayna (ilk r v ile ri) hd
iken ikin c i ve nc asrda, mmetin kabulyle b irlik te
tevatr derecesine ulaan haber olarak, ta rif etm ilerdir.
Onun d e lilin kendisinden kaynaklanan en ufak b ir ih tim a l
ve pheye mahal brakm yacak ekilde, yakin mesabesinde,
kuvvetli b ir zan ifde edeceini sylemilerdir. Bu ilm e de
lm-i Tumeninye adn verm ilerdir. Ebu Bekir el-Cassas
ise : O nun lm-i Zrr ifde eden m tevtirlerin dnda,
lm-i Nazari ifde eden b ir m tevtir t r olduu kanaa
tindedir. (Bkz. erhul-Mseliem, C. 2, s. 111). Burada, Ha
ber-i Vhidin, Peygamberin haber ve rd ikle rin in dnda ka
lanlar olduu b ilinm elid ir. nk, Masumun haberi (bizzat
kendisinden dinleyenler iin) yakin ifade eder

236
SNNET MDAFAASI

bir karine veya tariklerinin okluuyla desteklenecek olur


sa, bu ikisinden ne'et eden b ir te'kit szkonusu olabilir.
I Eer, ravi adalet artn tayorsa, bu nitelikte bir
haberin, delil olma bakm ndan kymet ifade ettiinde
icma vardr. Ancak, ilim mi, yoksa zan m ifade ettii
noktasnda yine ihtilaf edilmitir.
limlerin cum huru, bu nevi b ir haberin, zan ifade
edeceini, ayet, ilim ifade eden b ir karineyle desteklenir
se, o zaman kati bilginin hasl olacam savunmulardr,
m am Ahmed ise; bu nitelikte b ir haberin, dorudan,
ilim ifade edecei kanaatine sahiptir.
Bu mesele zerinde, sz daha fazla uzatm ak iste
miyoruz. Zanm galibimize gre, m uhataplarm z da, Ha
ber-i Vhid'in zan ifade ettii konusunda bizim gibi d
nyorlardr. Ama, enniyet dam arlar k a b a n p da, O n u n
ne ilim ve ne de zan ifade etdiini syleyecek olurlarsa
icma' burunlarm yere srtecektir. Yok eer, m am Ah
med gibi dnyorlarsa, bizi rahatlatm , phelerini de
izale etmi olurlar.
Rvisi adil olan bir Haber-i Vahid'in, zan ifade etti
i tesbit edildikten sonra : Bu Haber-i Vahid'in ierdii
hkmlerle amel etm enin de, mutezili im am lardan el-Cb-
ba hari, cum hur limlere gre, aklen caiz grld
bilinmelidir. Usul yazarlarnn pekou bu konuda ortaya
kan ihtilaflara temas etmilerdir. Ancak, Cemu'l-Cev-
m i yazar, bu konuda onlara muhalefet etmi ve bu
mevzuya deinmemitir. O'nun, Haber-i vahid'le amel ko
nusunda, el-Cubbl'den naklen zikrettikleri unlardr
El-Cbb, Haber-i Vahid'le amel edilebilmesi iin :
en az iki kiinin rivayet etmesini veya baka b ir delil-
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

le takviye edilmi olmasn art koar. Nitekim, Sahabe


den bazlar da, bu artlar mvacehesinde O nunla amel
etmiler ve aralarnda bu anlay yaygnlamt 23 m
ellifin, Cbb'den yapt bu nakli, dier mellifler,
O'nun rivayet a rtla n konusundaki, grleri arasnda
zikretmilerdir.
te yandan, bn's-Sbk, erhu'l-Minhc adl eser
de, bu iki nakli elikili bulmu ve u ekilde cevap
verm itir Eer, ileride kendisinden naklolunaca ze
re; Cbb'nin bir taraftan, Haber-i Vhid'le amel etme
yi, aklen m m kn grmezken, dier taraftan , say ar
tn ileri srmesi, Haber-i Vahid'le ameli onaylamak an
lamna gelir denilirse bu eliki yle te'vil edilebilir : Bi
rincisi, O'nun reddettii Haber-i vhid, stlah anlam n
daki, yani; m tevtir derecesine ulaamayan her Haber-i
vhid, deil, bilakis, adalet artm tayan tek bir kiinin
yapt rivayettir (Yani, fert haberdir). Bu itibarla, m -
m l Harameyn yle dem itir : El-Cbba, b ir kiinin
haberinin kabul edilemiyecei grndedir. O'na, gre
kabul edilebilmesi iin, m utlaka say gerekmektedir. Bu
da, en az, iki kii olmasdr. kincisi ise; O bu meseleyi
ehadet konusunda olduu gibi, m tala etmektedir.24

23 Suyti bu konuda yle dem ektedir : Mutezilemden Ebu A li


el-Cbbi, adlet va sfn tayan adil b ir rvin in haberini,
ancak ayn nitelikte baka b ir ravin in riv y e tiy le O nu des
teklem esi v e y a K itab n zah irin e y a da, d i e r b ir haberin
zah irin e m u vfk dm esiyle kabul eder. Sahabe arasnda
hret bulmu olm as v e y a bir ksm sahbenin onunla am el
etm esi de kabulnde etken dir Bunu, Ebu'I-Hasen el-Basri
El-Mutemed adl eserinde kaydetm itir. Ebu N a s r et-Te-
m io ise : Cbbnin, H aber-i V h id i, ancak, d rt kiinin
riv a y e t etm esi kouluyla kabul etti in i kaydetm itir. (Bkz.
Tedribr-Rv, s. 17).
24 C. 2, S. 197.

238
SNNET MDAFAASI

El-Cbbf nin, Haber-i Vahid'le amel etmeye mani ol


duunu ileri srd pheye bakldnda, ayn engelin,
tevatr derecesine ulamadka, iki veya daha fazla kim
senin yapt rivayetlerle amelde de, mevcut olduu gr
lr. nk, bunlarn rivayetleri ancak, zan ifade etm ek
tedir.
Fakat, el-Cubb, Ebu shak ve tbn Frek gibi d
nyor; Mstefiz (mehur) haberin, nazari ilim ifade
ettii yolundaki kanaata katlyorsa, bu takdirde, szko-
nusu phenin ileri srlemeyecei gayet aktr. El-Cb-
bnin bu grte olduuna dellet eden dier bir husus
da Adududdin (el-yc)'nin, O'nun, rivayette adedin art
olduu konusundaki, istidlllerini zikrederken : Bilme
diin eyin peine dme v.b. ayetlere yer vermi olma
sdr. El-Cbb'nin bu ayeti kerime ile istidllde bulun
mas bize; yeterli say bulunduu takdirde, Haber-i V
h idin O'na gre, ilim ifade ettii hissini vermektedir.
Bununla birlikte, yle sylemek de m m kndr :
El-Cbb, bir ara, taabbud konularda, Haber-i Vahidle
amel edilemiyecei grnde olabilir. Sonradan, bu ka
naatinden vazgeerek, O nunla amel edileceini belirtm i
tir. Ne var ki; bazlar, hala O'nun evvelki grnde de
vam ettiini zannederek, ilk grn b ir ksm da, ikinci
grn nakletmi olabilirler. Bilahere de, Usl yazar
lar, ikisi arasndaki elikiyi farketmeden, her iki gr
de bir arada zikretmilerdir.
Belki de; bn Sbk, Cemu'l-Cevmi adl eserini
yazarken, en son bu kanaat kendisinde hsl olmu ve
aklen taabbud konularda, Haber-i Vahid'le, amel edilip
edilemiyeceinin cevazna dair ihtilaf nakletmemitir.
Haber-i Vhid'le amel'in cevazna dellet eden dier
bir husus da; racih olanla (kuvvetle muhtemel) amel et-

239
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

menin zaruriliidir. Zira, haber, Allah'n hkm n tayin


de, en azndan b ir zan ifade eder. Kuvvetle muhtemel olan
delille amel etm enin ise, ma'kul olduuna, hibir ekilde
itiraz edilemez.

EL-CBB'NN BU KONUDAK PHELER


a) Taabbd konularda, Haber-i Vahidle amel et
mek, ravinin yalan sylemesi halinde, helali haram , ha
ram da, helalle t irmeye yol aar. Zira Haber-i Vahid ra
vinin doruluunda katiyyet ifade etmez. Bu ise her ne-
kadar, uzak bir ihtim al de olsa, O'nun yalanc olabilecei
anlamm tar. Bunun gerekletiini farzedersek; haber
de, haram olan bir eyin hell olduunu belirtiyorsa, bu
durum da, haram n helalletirilmesi sz konusu olacak-
tr. Eer, tersi olduu farzedilse; zaman da, b ir he
ll haram latrlm olacaktr. Byle bir eyin vukuu im-
kanszdr. Binaenaleyh, Ona gtren ey de, tabiatyle
imkansz olacaktr.25

El-Cbbi'nin ileriye srd bu pheye, u ekil-


de cevap vermek m ^ k n d r
Turcvdcn nce, Cemu'l-Cevnf adil eserde
de nakledildii gibi, Mfti ve ahidlerin beyanna daya-
narak, taabbd konularda, amel etmenin eevazma dair
icma' vardr.26 Mfti ve ahidlerin de yalan syleme h-
timalleri olduu in, sz konusu icma', yukardaki itiraz
yok eder. Bu yaianm tahakkuk ettii farzedilecek olursa,
el-Cbb'nin burada da ayn gr iieri srmesi gerekir.
Fakat o , bu konuda byle dnmemektedir.

25 Rkz. erhul-Muhtasar, c. 2, s. 58 erhul-MseUem, c. 2, s. 131


26 C em 'ul-Cevm , s. 159.

240
SNNET MDAFAASI

2 Dier taraftan; b ir mctehid, adil bir ravinin ha


berini iitir, itihad sonunda da, ravinin adil, haberinin
doru olduuna kanaat getirirse, o taktirde, bu gr
tasvip edenlere gre haberin ierdii hkm, Allah'n
kendisiyle mkellef tuttuu hkm dr. Onlara gre bu
mctehidin itihadna muhalif den b ir hkm n olabi
leceinden bahsedilemez. Binaenaleyh, bu gibi durum lar
da, helali haram , haram helal etm ek gibi birey mevzuba
his deildir.
Ancak, byle dnmeyenlere gre, b ir helalin veya
haram n deitirilmesi szkonusudur. Ancak biz, zann
galip ve ictihaddan neet ettii iin byle b ir eyin im kan
sz olduunu syleyemiyoruz. Ama, filvaki' mevcud olan
hkmn, zaten O'nun zerinden dm olacam syl
yoruz. Nasl ki; mkellef olan birisi ei zannederek, ya
banc bir hanmla birlese, bu taktirde zerine haram lk
terettp etmez; ayn ekilde temiz zann ile, necis
bir suyla abdest alnsa, abdest sahih olur. Yine bir kimse
kbleye yneldii zannyla, baka b ir yne doru namaza
dursa, namaz, sahih olur. Buna herkese malum olan, da
ha pekok misal verilebilir.
b) Ayn dzeyde iki adil r^vi, elikili rivayette
bulunduklar taktifde, bu haberlerle amel etmek, iki zt
eyi birletirmek, demek olur. ki zttm b ir araya gel
mesi ise, muhaldir. Pek tabii olarak, bu neticeyi dou
ran ey de m uhal olur. 27
El-Cbb'nin bu phesine de, u ekilde karlk
verilebilir:
1 Daha evvel zikrettiimiz, m fti ve ahidlerin be
yanlar ile amel'in meruiyyetine dair icma bunu da
rtr.

27 erhu1-Msellem, C 2, s. 131.

241
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

2 Burada, iki zt eyin hrietirilm esi diye b ir


sz konusu deildir. nk, metehid, aralarndaki eli-
kiden dolay, bu haberlerden herhangi biriyle amel et-
mez. Bilakis, birisini tereih etmesine yardme olaeak bir
delil buluneaya kadar, tevakkuf eder.
e) Eer, fura ait meselelerde, Haber-i Vahid'le
amel etmek caiz olsayd, ayn ekilde; itikad, K ur'an'm
nakli ve mucize gstermeksizin peygamberlik iddiasn
kabulde de, amel etmek caiz olurdu. Halbuki bu, batl-
dr.28
Bunun cevab da u d u r :
<
Evvela, adeten, davrana ait konulardaki haber
lerle, itikad v.b. konulardaki haberler arasnda grlen ba
riz farktan dolay el-Cbb'nin olmasn dnd
reklilik szkonusu deildir. nk, itikadi konularda, hata
etmek kafir olmay ve sapkl douracandan, bu ko
nulardaki haberlerde aranan, ilim (kesin bilgi) ifade et
mesidir. Haber-i Vahid ise, ilim ifade etmez. K ur'an a
line; hfzn ve naklini icap ettiren o kadar
var ki, yalnzca, b ir kii naklettii zaman, yalan syleyip
sylemedii kesinlikli bilinebilir. Mucizesiz peygamberlik
iddias ise, adeten muhaldir, itikad ve peygamberlere it-
tiba konularnn dnda, her meselede, delilin kati olma
sn aram ak son derece g bir itir.
2 Haber-i Vahid'le fura ait konularda, amel et
mek ille de, itikad v.b. meselelerde de, O nunla amel et
meyi gerekirmez. nk, bu meselelerde, Haber-i Vahid'le
amel edilemiyecei, akl deil, er' bir gerektir. er'an
imkansz olmas, aklen de imkansz olmasn gerektir

28 Ayn Yer.
SNNET MDAFAASI

mez. Ancak, bizim zerinde durduum uz konu, bunun,


aklen de imkansz olup olmaddr.
Rafz ve Zahiriler ,in dnda, Haber-i Vahid'le, iti-
kad konularda, amel etm enin aklen caiz olduunu sy
leyenler, bunun er'an da m m kn olduunu belirtiyor
lar. Buna dair de, pekok delil zikrediyorlar. Biz, sade
ce, en nemlilerinden bir kan kaydetmek istiyoruz :
1 Ravisi adil olan bir Haber-i Vahid, ierdii hk
mn Allah'n hkm olduu hususunda, zann galip ifa
de eder. Byle bir durum da da, aynen K ur'an'm zahiri
gibi, kendisiyle amel etmek vacip olur. Haber-i Vahid'in
zann- galip ifade ettiine dair zannmz, snnetin hcci-
yetini ele alrken delilleriyle birlikte, daha nce gemiti.
Orada kaydettiklerimiz muvacehesinde, Snnetin katiy-
yetini gerektiren eyler, O'nunla amel etmenin de vacip ol
masn gerektirir. Bu ise; amel edilen hkm n hi p
hesiz Allahn hkm olmasn icap ettirir. nk, ittif-
ken; yalnz Allah'n hkmyle amel etmek vaciptir. Ni
tekim, bir eyin vacip olmasm gerektiren ey de vaciptir.
Binaenaleyh, Snnetin katiyyeti b ir zorunluluktur. y
leyse, ierdii hkm lerin Allah'n hkm olmas da bir
zorunluluktur. Ayn ekilde, (unutm am ak lazm ki,) ge
rei ileri srlen eyin kesinlii, onu gerektiren eyin de
kesinliini ifade ettii gibi, gereine inanlan eyin zanni-
lii, onu icab ettiren eyin de zanniliini icab eder. Bu
itibarla; ravileri adil olan b ir Haber-i Vahid, ierdii
snnetin zanniliini ifade eder. Bu ise; o haberin de zanni
olmas demektir.
Sadece Msellem's-Subtta yer verilen bu delili,
kitabn arihi izah etmi, bu arada, mellife itirazda b u
lunarak yle d e m i tir: Mutlak olarak, delilin zan ifa
de etmesinden hareketle, bunun o delille amelin vcu-
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

biyetini gerektirecei eklindeki kanaate katlamyoruz.


ayet, zannilik, K uran'm zahirinde olduu gibi, kati bir
metinden kaynaklanm aktadr denilecek olursa; o zaman
yle cevap verilir : Bunu birbirinden ayrmak tahakkm
olur. Zira metnin zanni oluu, aneak, tesbit edilen hk-
m n de zanniliini ifade eder. Nitekim, K ur'an'm zahirin-
de de durum byledir. (Yani o da zan ifade eder). Eer
bu zannilik, orada (Kur'an'da) vcbiyet ifade ediyorsa
aym ekilde, burada (hadisler) da vcbiyet ifade eder.
K ^ a a tim iz e gre her kim, hkm istinbat ederken,
snnetin getirdii er' m ana ve lafzlar terkederek, Arap
dili b id e le rin e gre, K ur'an'a dayanmak isterse, bu du-
rum da da, takip ettii m etodun zanniliinden kurtulam -
yacaktr. Zira K u ra n lafzlanm n, ar'n stlahlatrd
anlam da deil de m cerret luavi m analarnda kullanl-
dklarm farzetse bile, Araplarn l l a n d r r k e n gz-
nnde b ^ u n d u rd u k la r artlar olmadan, o lafzlar, lu-
gav anlam larna delalet edemiyeceklerdir. nk bu art-
larm, o m analara dellet etmeleri, m cerred akl bir ha-
dise deildir. Ne insan, bunlan doutan bilebilir ve ne
de akl tek bana bu artlar drak edebilr. Bunlar an-
cak, baka brlerinn haber vermesiyle renilebilir. La-
fzlarn tadklar m analarn pek ou ise, isrer szl,
ister yazl olsun, bize ahad yolla ulamtr. Son asr-
larda, m ehur veya m tevtir olan m analarn ekseriyeti,
asllarm da ahaddrlar. El-Esm veya Ebu '< <gibi
birtek kiinin nakline nasl gvenilebilir ki? ou zaman
onlar, bu manalar, yalan, uydurm a ve fskla m ehur ol-
mu, mer b. Ebu Rabia, Bear ve Ebu Nuvas gibi kim-
selerin iirlerinden almlardr.
Hulasa : K uran, her ne kadar, lafz itibariyle kat'
olsa da, snnetin yardm olmadan, m analarn mlanak

244
SNNET MDAFAASI

lafzlarn lgav anlam larnn tesbitindeki metodun, zan-


niliine dayanr. Bu zauilik, Allah'n kullarna ihsan
olan, K ur'an' aklayan, snnetin zanniliinden ok daha
zayftr. nk, snneti, masum olan peygambc me, biz
zat Allah indirmi ve dinlerine drt elle sarlan, ihlas sa
hibi, m uttaki, gvenilir insanlar da, onu nakledegelmi-
lerdir.
Sahabe, Zhri, Malik, afii, Ahmed, Buhar ve Ms
lim gibi zevat ile, haklarnda sylenmedik sz brakl
mayan Hlef el-Ahmar gibi lugatlar kyas etmek m m
kn m dr? Bunun benzeri, yalan, dolanla m ehur ol
mu pek ok dilci vardr. Onlarn, lgav uralarndaki
yegane gayeleri, dnya hreti, sultanlara yaltaklanp, on
lara yaklaabilme arzusudur. Nitekim, Onlardan herhangi
birini lafzlar kendi arzusuna gre yorumlayp iddias
n kuvveltendirmek iin, bir beyit uydurarak, mriul'-Kays
ve benzeri airlere isnad etmekten, ne dini ve ne de Allah
korkusu alakoymazd. Bu nedenle, lafzlarn lgav anlam
larnda pek ok uydurm a ve eliki meydana gelmitir.
Evet, dinlerine ihlasla yapp, Allah'n nzasn ka
zanmak isteyen, o ilk devir m uttaki limlerle, bu gibilerini
kyaslamak, asla, m m kn deildir. airin dedii gibi :
Sreyya Yldz nerede, Yeryz nerede?
Ali'nin yannda, Muaviye nerede?*

* Allah yazara rahmet etsin. O na yakan, bu beyitle delil


getirmekten itinap etmekti. nk, bunda, her ikisi de
sahbi vahiy katiplerinden olan, Hz. Ali veya Hz. Muaviyeye
satama szkonusudur. Ehl-i Snnetin, fitne konusundaki tu
tumu, yorum yapmamaktr. Yine Ehl-i Snnet nezdinde Hz.
Ali, Hz. Muviyeden daha faziletli olsa da, bu, kincisinin
kymetini drmek iin aralarnda bir mukayese yapmay
gerektirmez (Nir).

245
SNNET HAKKINDAKt PHELER VE CEVAPLARI

ayet bu iki zmrenin arasnda b ir mukayese yap


mak, bu iki yoldan hangisinin daha stn olduunu ortaya
koymak doru olsa hadisilerin metodu daha hayrl,
zan icab etmesi bakm ndan daha kuvvetli, gnllerin ya
tmas iin daha uygun ve netice itibariyle daha garan
tilidir.
Dier taraftan; eer, mutlaka, Arap'tan nakledilen
lere itimad etmemiz gerekiyorsa; Allah'n kelamn izah
sadedinde sylediklerinde, Arab'n en fasihi ve belii olan
Peygamber, O n u n hidayetine tbi olan%sahabe, fsk ve i
ret meclislerinde, sarho sarho szler sarfedip, iirler
inad eden dier Araplar'dan ok daha itimada ayan
drlar.
Tekrar, delile dnecek olursak; muarzlarmz, bu
noktada, yle diyebilirler : Burada yaplan, usulden kay
naklanan bir kyastr. Biz onu, hccet olarak kabul etmi
yoruz. Sonra, bir anlk kabullenecek bile olsak, bu ancak
zan ifade edebilir. Halbuki, zerinde durduumuz mese
le, katiyyet meselesidir.
Kanaatimize gre : Msellem>s-Subt'un mellifi,
kendisine tevcih edilen bu itirazdan u ekilde kurtulabi
lirdi. B irin cisi: delilini u ekilde, m antk bir kyas ola
rak su n a c a k t: Ravileri, adalet vasfn tayan Haber-i
Vahid, ieriinin, Allah'n hkm olduu yolunda, mc-
tehide zann galip kazandrr, ite bu durum da olan bir
delille de, amel etm ek vaciptir. kincisi : Kk nerme
(Kazyye-i Sur) ye de, fer'deki illetin beyann isbat
hususunda, daha evvel getii zere delil getirmeliydi.
Byk nerme (Kaziyye-i Kbra)'ya ise; im am afi'nin
Er-Risale im am Gazalinin de El-Mustasfa adl eser
lerinde naklettikleri ekliyle, fkhn tarifinde zikrettikleri
gibi cevap vermeliydi. Yani; mctehidin zanni galibiyle

246
SNNET MDAFAASI

amel etmesinin vacib olduuna dair, icma'y delil getir-


meliydi.29
2 kinci delil : Aralarnda Ali (r.a.)'nin de bulundu
u sahabenin, ravileri adil olan, Haber-i Vahid'le amelin
vacip oluuna dair icmalardr. Mtevatir derecesine ula
masa bile, tek tek rivayetlerin, muhtelif vak alarda, ze
rinde birletikleri nokta, m tevatir kabul edilir. Bu ka
bil rivayetleri tek tek ele alp gstermeye ne takat yeter
ve ne de kat. Fakat biz, btn bu rivayetlerin zerin
de ittifak ettikleri noktann u olduunu biliyoruz : Sa
habe, yeni ortaya kan hadiselerde, problemleri zmek
iin haber-i vahid e m racaat eder, ilgili konularda, Hz.
Peygamber'den nakledilen haberlerin ne manaya geldii
ni anlamaya alrlard. Kendilerine, bir hadis rivayet
edildii vakit, hibir itirazda bulunmakszn, derhal,
O'nunla amel etmeyi iar edinmilerdi. ite bu, inkrna
veyahut da birka meseleye inhisarna imkan olmayan bir
keyfiyettir.
Fakat, yle bir itirazda bulunulursa : Evet, saha
benin, Ahad haberlerle amel ettiklerine dair rivayetler var.
Ancak, O nu reddettiklerine ilikin rivayetler de grmek
mmkn, ite, Ebu Bekir (r.a.) : Ninenin m iras konusun
da Ibn Mesleme riyayet edinceye kadar, Muire'nin ha
berini reddetmitir. Ayn ekilde : Hz. mer (r.a.), Ebu
Said el-Hudr (r.a.), gelip rivayet etmedike, isti zan konu-
sunda, Ebu Musa el-Eri'nin rivayetlerini kabul etm em i
tir. Yine, Hz. Ali Ma'kil b. Sinan (r.a.)'n byle bir habe
rini reddetm itir. Zaten Hz. Eb Bekir dndakilerden,
rivayetleri kabul ederken, yemin ettirm ek O nun prensi
biydi. Hz. Alie nin de, lnn yaknlarnn alamasn-

29 Es-Sbk, erhul-Minhc, C. 1, s. 22.


SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

dan dolay, azab grd yolundaki, bn mer rivayetini


reddettii de bilinm ektedir.30

yle cevap v e rilir: Byle durum larda, sahabenin


duraksamas, ravi nin sdknda veya hafzasndaki endi
eden kaynaklanm aktadr. Yoksa, haberin ahad oluun
dan deil. Nitekim, yeminle veya baka birisinin daha
rivayet etmesiyle desteklendii durum larda, haber-i va-
hidle amel etmilerdir. Halbuki, her iki halde de, haber
ahad olma vasfn korum aktadr. Muarzlarmz, taabbd
konularda, Haber-i Vahidle ameli inkr ettikleri vakit,
iki kiinin de, yeminle beraber b ir kiinin de rivayetiyle
ameli reddetmi oluyorlar. Bu durum da, Hz. Ebu Bekir,
mer ve Ali'nin uygulamalar onlarn aleyhine bir delil
tekil eder. Bizim, Haber-i Vahid'in makbul olduunu
sylememiz, O n u n pheden ari, muarz bulunmayp, za
yflatc bir unsur da tamad durum lardadr.31
3 nc delil de udur : Hz. Peygamberin, hell
ve haram lan aklamak, slm hkmleri tebli etmek
maksadyle eliler gnderdii tevatren bilinmektedir. Bu
elilerin berberinde, ancak bazen yazl bireyler bulun
duu olur. Rasulullah'm emirlerini nakletmeleri ahad ta
rikiyle gereklcirdi. Hibir zaman, elilerin masum ol
malar aranmad gibi, bazen, itimad etmiyenlerin th
metleriyle de kar karya gelmilerdir. Eer, ahad h a
berler, delil olmasalard, tebli bir m an, ifade etmez,
bilakis, insanlar sapkla sevketmek anlamna gelirdi.
ayet, mnakaa mevzuumuz, mtehidin amelinin
vacip olup olmad noktasndadr. Yoksa; eli olarak gn-

30 erh u T M seltem C. 2, s. 133-134.


31 erhul-Msellem, C. 2f s. 133-134.

24
SNNET MDAFAASI

derilen kimseler, mukallid olabilirler, denilecek olursa,


yle karlk verilir :
Hz. Peygam berin mctehid olan sahabilere hkm
lerin tebli edilmesinde, tevatr derecesinde b ir sayya
ihtiya duymad, bilakis, tek tek ferdler gndermekle
yetindii tevatren bilinmektedir.
yleyse, itikad konularn da zann delillerle
tespit edilmesi, ya da, haber-i v ah id in ilim ifade etmesi
gerekir. nk, eli olarak gnderilenlerden, Hz. Muaz'a
Rasulullah (s.a.s.) : Sen, Kitap ehli olan bir toplulua
gidiyorsun, onlan, ilk nce, Allahtan baka ilah olmad
na ehdet etmeye ar, demitir denilecek olursa;
karl udur :
ehadetle emretmek, herkesin tevatrle bildii bir
keyfiyetti. Kald ki, hi kimsenin, Hz. Peygamber ta ra
fndan gnderilen elilerin, bunu yerine getirmekle grev
lendirildiklerinde en ufak b ir phesi yoktu. Muaz (r.a.)'a
ise. Sadece Rasulullah (s.a.s.) hereyden evvel ona davet
etmesini em retm itir. Zira, Kafirlerin onu kabule arl
m alar kati ve mesnun bir durum dur. Hemen imana gire
rek byk b ir sevaba nail olmalar arzulanan bir hu-
sustur.32
Rafzler ve onlar gibi dnenler, Haber-i V ahidin
yalnzca, zan ifade ettiini, bu nedenle byle bir haberle
amel etmenin m m kn olmadn, ileri srm lerdir.
Allah Teala, zanna tabi olmay yasaklam ve yermitir.
O : Hakknda bilgi sahibi olmadn eyin peine d-
me33, Onlar, baka deil, sadece, zanna tabi oluyor-

32 erhuT-MseUem, C. 2, s. 134.
33 El4sr, 36.

249
SNNET HAKKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Lar. Zan ise; hak konusunda hibir ey ifade etmez.34


buyurm aktadr. Bu ayetlerdeki, knama ve yasaklama,
(hrmete) zan'la amelin haram olduuna delalet etm ek
tedir, demilerdir.
Bu anlay, birka noktadan ele almak m m kndr :
a) Mevzubahis edilen konu, k a ti bir konudur. Ayet
ler ise, her ikisi de, m kabilinden olduu iin zannidir-
ler. Bu kabil ayetler tahsis edilmedikleri srece, yukar
da ad geen zmreler nezdinde de zan ifade ederler. a
yet, Hanefilerin dedii gibi; m olun ayetler, tahsis edil
medikleri srece katiyyet ifade eder, denilecek olursa, bu
szkonusu zmrelere birey kazandrmaz. Zira, Hanef ile
rin kastettii katiyyet daha umumi manada bir katiyyet-
tir. Yani; Ayetin, herhangi bir delilden tr, ihtimaliy-
yet arzetmemesi demektir. Szkonusu mesele ise, daha
zel m anada bir katilii haizdir. Yani, bir delilden dolay
olsun veya olmasn herhangi bir ihtimale imkan verme
mesidir. Bu itibarla, um m anlam da k a ti olduklar
olunsa bile bu iki ayet, daha zel manada katiyyeti haiz
bir meseleye delil getirilemez. nk, bu her an kendisine
ihtimal arz olabilir demektir. Byle olan bir eyle de,
asla ihtimale mahal olmayan b ir mesele tesbit edilemez.
b) Ayetlerin zanla ameli iptal ettikleri sahih olsa,
o zaman, K ur'an'n zahiriyle de amel etmenin iptal edil
mesi gerekecektir. nk, bu zanla ameldir. Byle bir
ey ise icma'en batldr. Kald ki, biz, her iki ayetin de
K itab in zahirinden olduunu sylyoruz. Bu nedenle,
K ur'an'n zahiriyle ameli iptal ettikleri zaman, hkm
kendilerine de raci olacak ve ayetlerle istidlalde buluna-
myacaklardr.

34 EnNecm, 28
SNNET MDAFAASI

c) Ayet-i kerimelerde, amel etmenin haram olduu,


szkonusu edilen zan, Allah'n birlii gibi, itikada ve
usulu'd-Dine mteallik meselelerdeki zandr. Amel mev
zularda ve fkh meselelerde zanna itibarn vacip oldu
u, daha evvel geen kati delillerle ortaya konmutu. Bu
nedenle, ayetlerde geen zann, belirttiimiz ekilde an
lamak gerekir.
d) Zan ile, amelin haramln ifade eden bu ayet
lerin bizi m uhatap aldn kabul etmiyoruz. nk; ilk
ayet, dorudan, Hz. Peygamber'e hitap etm ektedir. Rasu
lullah (s.a.s.)'m vahyi bekleyerek, yakini bilgiyi elde etme
imkan varken, zanna tabi olmasnn haram oluu, yakini
bilgiyi elde edebilme imkanna sahip olmayan bizler iin
de haramln icap ettirmez. Ayrca, ayette geen ilim'-
den, zann da ieren, m utlak bir tasdik kastedilmi ola
bilir. Zira, zanna da, ilim isminin tlak edildii yaygndr.
O zaman mana yle olur : Bilmediin veya endielendi
in ya da phe ettiin eyin peine dme. Yine : Hak
knda bilgi sahibi olmadn ey'den m aksat da : Aksi,
sana malum olmayan ey olabilir. Bu durum da, ayet, zan-
n iine almaz. nk sadece, aksi bilinmemekte ve vehme,
dilmektedir.
kinci ayette ise, zannn yerilmesi, sadece baz vakit
lerde ona tbi olunduundan dolay deildir. Bilakis, on
larn, her zaman zanna tbi olup, hibir vakit ilme tbi
olm am alarndan dolaydr. Bunun da yerilen bir davra
n olduunda hibir phe yoktur. nk, byle bir dav
ranta kati olarak bilinen eyleri de terketm ek szkonu-
sudur.

25 i
YALNIZCA KURANIN YAZILMASINI
EMRDEK HKMET

Madem ki, Hz. Peygamber K ur'an'n yazmm hucci-


yetini tesbit etm ek iin em retm i ve yaz da, katiyyet ifade
etmiyorsa, byle bir em rin verilmesindeki hikmet ne ola
bilir? Ayn ekilde, snnetin yazlmasnn istenmemesin-
deki hikmet ne olabilir? diye sorulacak olursa, buna y
le cevap veririz :
K ur'ann yazlmasna dair emirdeki hikmet; ayetle
rin tertibini izahtr. Bu itibarla limler, bu tertibin Ceb
rail (a.s.) tarafndan, Rasulullah (s.a.s.)'a getirildiinde ve
tevfik olduunda ittifak etmitir.
Bir dier hikm et ise; srelerin tertibini beyandr.
Kuvvetli ve tercih edilen gre gre srelerin tertibi de
tevfikdir.
Biz, yaznn, herhangi bir eyi tespit yollarndan biri
oluunu inkr etmiyoruz ne var ki, bu yntem, brakn
lafz tevatr, m cerred szl rivayetten dahi zayf bir
yntemdir. Ancak, daha kuvvetli bir tespit yntemiyle
birletii zaman herhangi b ir hususun zabtnda te'kid ara
c olabilir.

Dier taraftan, K ur'an'n yazmna ihtiya gsteren,


daha baka unsurlar da vardr. Bunlar, ylece sralana
bilir : Kur'an, Allah'n kitab ve Kyamete kadar btn
m ahlkata gnderilmi b ir eli olan, Hz. Muhammed

253
SNNET HAKKINDA K PHELER VE CEVAPLARI

(s.a.s.)'in en byk mucizesi olmas hasebiyle, O'nun zab


tndaki te'kidi artrm ak. Zira, O, Hz. Peygamberdin muci
zeleri arasnda, sonraki nesillere, O'nun nbvvetini ispat
eden en kati ve en ak bir delil olarak kalacaktr. B ir di-
husus. Kur'an'n, slm eriatnn esas olmasdr. a-
rin delil olarak itibar ettii dier asllar da ona racidir.
tikada ve furua ait ana meseleler de K ur'an'da tespit edil
mitir. Bu nedenle, K ur'an'n yok olup, kaybolmas, btn
bu hususlarn da ortadan kalkmasn ve eriatm yok ol
masn inta edecektir. Aynca, Allah Tla, gerek namazda
ve gerekse, namaz dndaki ibadetlerimizde, O'nu okum a
mz bizden istemi, birtek harfini dahi deitirmemize
izin vermemitir.
te Kur'an, bu son derece nemli mevzular ihtiva et
tiinden dolay, ri olan Allah Tela, Ona ok byk bir
nem vermi, O n u kendi gzetimine almtr. Bu sebep
le de, insanlarn, sbutu konusunda tam am en m utm ain
olmalar iin, lafzlarn v e metnini, nemli nemsiz, kuv
vetli zayf, m m kn olan her trl tespit vastalaryla
detmi, kyamete kadar gelecek olan insanlarn elinde bu
lunmasna imkan hazrlamtr. Ayn ekilde, Kur'an'n
m analarn da, O'nun arihi olan, Snnet vastasyle m u
hafaza buyurm utur.
Hadislerin birbirleri ile m nasebeti bakm ndan bir
tertip szkonusu olmadndan snnet, tanzim nokta-i na
zarndan K ur'an gibi deildir. Snnet, mcize de olm a
d gibi, Allah Tela, lafzlarn okum ak suretiyle ibadet
etmemizi de bizden istememitir. Hakiki manasn ko
rum ak artyle, lafzlarnn deitirilmesine msade edil
mitir. nk, Snnetin gayesi kitab- izah etmek ve h
kmlerini vuzuha kavuturm aktr. Binaenaleyh, bu am a
cn gereklemesinde, m anann anlalmas yeterlidir. An
SNNET M DAFAASI

lam bozulmadk t an sonra, lafzlarn Rasulullah (s.a.s.)'dan


sadr olmas ile, b ir bakasndan sadr olmas nem arz-
etmez.
Kur an, dier delilerin tesbitinde, itikad esaslarnn
tayini ve fura ait temel prensiplerin ortaya konmasnda,
bize yeterli olm aktadr. Bundan dolay r, K ur'an'a gs
terdii ihtimam, snnete gstermemi, O n u n naklinde bir
tek delili, yani, szl rivayeti yeterli bulm utur. Eer,
szl rivayet, yazm ve tevatr gibi btn tespit vastalar
bir arada bulunm u olsa, bu taktirde aliyy'l-l olur.
Btn bunlarn yannda, Kur an'm hacmi ile, gre
vi O nu aklamak ve izah etmek olan Snnetin hacmi
arasndaki, apak fark da gzard etm em ek lazmdr. Bi
lindii zere, erh, her zaman, erh edilenden daha ha
cimli ve daha kabark olur. Adeten, hacmi kk olan
eyin ise, btn nakil im kanlar ile nakli daha kolaydtr.
Ama, hacmi kabark olan ey byle deildir. zellikle de,
mmi bir toplum olan. Araplarn bu eyi nakletm eleri sz
konusu olunca. Yine Snnetin, Rasulullah (s.a.s.) m sz,
fiil ve takrirlerinden meydana geldii gz nnde bulun
durulunca, btn tespit vastalaryle zabt glemekte
dir. Rasulullah (s.a.s.)n her halinde, tevatr derecesinde
bir kitlenin ve yazma im kanna sahip b ir grup sahabinin,
O'nunla birlikte bulunmas m m kn deildir. Binaen
aleyh, her duyduklarn ve mahede ettiklerini, kendile
rinden sonrakilere veya yanlarnda bulunm ayanlara, hem
yazl ve hem de szl tevatr yoluyla bildirmeleri ne
m m kn ve ne de zorunludur.
Bilkis, Rasulullah (s.a.s.)'m, bazen, bir sz ya da ey
lemi, okuma yazma bilmeyen bir tek sahabinin nnde
vukubulmu ve b ir daha da, Hz. Peygamber, onu tekrar
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

lamam olabilir. Ama, K ur'an'da durum byle deildir


nk, Rasulullah (s.a.s.), ayet ve sreleri m uhtelif kitlele
rin huzurunda okuyordu. Bu kitlelerin ierisinde okuma
yazma bilen de, bilmeyen de bulunabiliyordu. Yine, K ur an
ayetleri, Hz. Peygamber tarafndan farkl zaman ve ze
minlerde hibir deiiklie uratlmadan, birtek lafzla
tek rar ediliyordu. te, b t n bunlardan dolay, K ur'an'n
zabt ve naklinde, nakil vastalarnn hepsini bir arada bul
ma im kn sz konusu olm utur.

256
SNNETN YAZIMININ YASAKLANMASI O'NUN
DELL OLMADII ANLAMINA GELR M?
ayet; Mesele, yalnzca, snnetin yazlmasn emret-
memekle kalm olsayd, syledikleriniz iknaya yeter,
pheleri giderebilirdi. Ne var ki, mesele, bununla kalm a
mtr. Bilakis, snnetin yazmnn yasaklanmasna, hatta,
daha nce yazlm olanlarn yok edilmesine kadar uzan
mtr. te bu da, Hz. Peygamber'in, snnetin sonraki
nesillere nakledilmemesini istediine bir delil tekil eder.
O'nun bu arzusu ise, snnetin hccet olamyaca neti
cesini dourur. Zira, hccet olsayd, nakil yollarndan her
hangi birisiyle nakline asla engel olunmazd denilecek
olursa, yle cevap veririz :
Daha evvel de izah ettiimiz zere, yazl bulunm ak
delil'in artlarndan deildir. stelik, yaz katiyyet de ifa
de etmez. Bir anlk, yaznn katiyyet ifade ettiini kabul-
lensek bile, delilin kati bir yolla tespit edilmi olma zara-
reti yoktur. Bu mnasebetle, Hz. Peygamber'in snnetin
yazmn yasaklam olmas, suret-i katiyyede ne O'nun
naklini istemediine ve ne de snnetin hccet olamya-
cama delil tekil etmez. Rasulullah (s.a.s.), bu yasan he
men ardndan, daha etkili ve kuvvetli b ir nakil yoluyla,
hadislerinin rivayet edilmesini emretmiken, nasl olur
da, sz konusu yasann, snnetin hccet olamyacama
delil tekil ettii ileri srlebilir? Mslim'in, Ebu Said
el-Hudr (r.a.) tarikiyle rivayet ettii bir haberde, Hz. Pey
gamber'in; kendisine kasten, yalan isnadnda bulunan
kimselere, iddetli bir azab vadettii de unutulm am aldr.

257
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Buhari ve Mslim'in Ebu Bekir (r.a.) tarikiyle yap


tklar bir rivayette ise, Hz. Peygamber yle dem ektedir :
Burada bulunanlar, bulunm ayanlara (szlerimi) iletsin.
Zira, szm duyan birisi, onu kendisinden daha iyi kav
rayacak birisine ulatrm olabilir.
mam Ahmed'in, Zeyd b. Sabit'ten yapt bir ri
vayette de : Bir hadisimizi iitip te, onu bir bakasna
nakledinceye kadar belleinde tutann, Allah yzn ak
etsin. Nice kimseler vardr ki, kendilerinden daha fakih
olanlara fkh (malzemesi) aktarrlar. Nice fkh (malze
mesi) tayanlar vardr ki, fakih deildirler. buyur
m utur.
Tirmizi nin, bn Mes'ud kanaliyle yapt bir riva
yette de : Bizden birey iitip de, duyduu gibi onu, ba
kalarna ileten kimsenin, Allah yzn, ak etsin. Kendile
rine haber iletilen, nice insanlar var ki, O'nu bizzat ii
tenden ok daha iyi kavrarlar. demitir.

m am Ahmed, Cbeyr b. M utm tarikiyle yapt


bir rivayette ise, Hz. Peygamber'in yle dediini kaydet
m itir : Allah szm iitip, belleyen, sonra da onu iit-
meyenlere nakleden kimsenin yzn ak etsin. Zira, nice
fkh (malzemesi) tayanlardan, ok daha fakih olan kim
seler vardr,
B uharinin kaydettii bir rivayette ise, Hz. Pey
gamber, Abdl-Kays heyetine, bir takm tavsiyelerde bu
lunduktan sonra yle demektedir : Bunlar iyi belleyin
ve (memleketinize) dndnz vakit hemehrilerinize
iletin.
mam afii'nin Ebu Rafi'den yapt bir rivayet
te ise : Sizden birinizi, koltuuna yaslanm bir vaziyette,
SNNET M DAFAASI

bir emrin veya yasan kendisine ulap da : Biz anlama


yz, Allah'n kitabnda ne buluyorsak, sadece ona, tbi
oluruz, derken grmeyeyim. demitir. Bu kabil rivayet
leri daha da oaltmak m m kndr.
Hz. Peygam berin, hadislerin ezberlenip, rivayet edil
mesini emretmesiyle, kendisine yalan isnad edilmesine
karlk iddetli bir cezay va'detmesi; dier taraftan, sn
nete muhalefet etmekten sakndrarak, hem iitenler ve
hem de, kendilerine iletilenler iin, O'nun ne kadar nem
li bir konum unun olduunu vurgulamas, snnetin ina
nanlar iin byk faydalar ieren bir hccet olduunun
en ak delilidir.
Daha nce zikrettiimiz rivayetlerde getii zere,
Hz. Peygamber'in, hadislerin tebliini em rettikten son-
ra : Nice fkh (malzemesi) tayanlar vardr ki, fkh ne
dir bilmezler. Ve yine, nice fkh (malzemesi) tayanlar
vardr ki, onlardan ok daha fakih olanlar vardr. buyur
mas, snnet'in dinde bir hccet ve er' hkm lerde bir
kaynak olduuna en gzel bir delildir. Rasulullah'm bu
sz; hadisleri bizzat iiten kimselerin, onlar, sonraki
nesle iletmelerindeki gayenin, bu neslin hadislerin ier
dii fkh ve er' hkm leri istinbat etmelerine imkan
verme anlam*tar. Bu ise; hadisler hccet kabul edil
meden, tazammun ettikleri hkm ler tespit edilmeden,
m m kn deildir. Zerre kadar akl ve iman olan birisi,
Hz. Peygamber'in, hadislerin rivayet edilmesine dair em
rini, bir takm idareci ve sultanlarn, m uhataplarn tes-
liyeye ve meclislerde konum a mevzuu edilmeye ynelik
irad ettikleri em im m elerine kyas edemez. Allah Rasu-
lu (s.a.s.), mmetine oyun ve elence olacak, onlara hibir
fayda salamayacak eyleri em retm ekten ok yce ve be-
ridir.
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

ite, im am afii (r.a.)'nin, Ibn Mesud hadisini yorum


larken kaydettikleri de, bizim kanaatlerimizi destekle
m ektedir : Hz. Peygamber, szlerine kulak verilip, ez
berlenilerek, onlann, bakalarna iletilmesine tevik et
tiine gre; bu, Rasulullah (s.a.s.)'m, ancak duyan kimse
ler iin hccet tekil edecek nitelikteki eylerin, kendi
sinden nakledilmesini, emrettiine delalet eder. Binaen
aleyh, Rasul'den ancak, yerine getirilmesi icab eden bir
helal veya kanlmas gereken b ir haram ya da tatbik edi
lecek b ir had (ceza-i meyyide) yahut, alnp verilecek bir
mal, yahut da, din ve dnyaya mteallik b ir nasihat tebli
edilebilir. Ayrca bu; fakih olmayan ve fkhna eremedii
halde hadisleri ezberleyen kimselerin de fkh (nitelikli
hadisleri) nakledebileceklerine delalet eder.35
stelik, Rasulullah (s.a.s.)'a yalan isnad edilmesi ne
den byk b ir gnah telkki edilmi ve bunun zerine
ok iddetli bir cezann terettp edecei va'dedilmitir?
Bakalarna isnad edilen yalan da haram olmasna karn,
byle deerlendirilmemitir. Bakalarna yalan isnad ile,
Rasulullah (s.a.s.)'a yalan isnad ayn dzeyde bir crm
olsayd, bunun ayrca zikredilmesinin bir hikmeti olmazd.
phesiz, Rasulullah (s.a.s.)'m, kendisine yalan isnad
edilmesine, zellikle iaret etmesi, bu crme karlk
iddetli bir azab mjdelemesinin, bir hikmeti vardr.
nk, byle bir durum, eriat hkmlerinin tebdilini,
hellin haram , haram n da, hell telakki edilmesini in
ta eder. Byle b ir tehlike ise; Snnetin hccet oluun
dan ve eriat hkm lerine kaynak tekil etmesinden ileri
geliyor.
Bu grmz, Buhari ve Mslim'in, Muire (r.a.)
kanalyla yaptklar u rivayet de dorulam aktadr. Rasu-

35 E-afi, Er-Risle, s. 462.

260
SNNET MDAFAASI

lullah (s.a.s.) yle buyurm utur : isnad edilen ya-


lan, herhan^ birine isnad gibi deildir. Kim, kas-
ten, bana yalan isnadnda bulunursa, cehennemdeki yeri-
ne hazrlasn.
Bu meyanda, ayrca, Mslim Ebu Hureyre (r.a.) den
unu rivayet etmitir: Rasulullah (s.a.s.) yle buyurmu-
tu r : Ahir zamanda, yalanclar, deccallar kacak. Ne siz-
lerin ve ne de, babalanmzm duymad hadisleri size ge-
tirecekler. Aman onlardan saknn, sizi saptrmasnlar,
sizi fitneye drmesinler.
Allah iin soruyoruz; Hz. Peygamber'in hadisleri, din-
de hccet olmasayd, O'na isnad edilen uydurm a hadis-
lere kar, sakndrm ann ne anlam olurdu? Niin by-
le bir durum, fitne ve sapkl beraberinde getirirdi?
ayet hadisleri rivayetteki gaye, Araplarn ve dier mil-
letlerin haberlerini ve bir takm iirleri rivayette olduu
gibi, mcerced, teselli ve elence olsayd; bu noktada,
yalanc ile doru syleyenin eit olmas icap etmez miydi?
Aralarnda bir fark olsa bile, bu, fitne ve sapklktan, has-
sasiyetle sakndracak kadar byk b ir fark olur muydu?
zet olarak, buraya kadar z^rettiklerim izin hepsi,
snnetin hccet olduunu apak ortaya koymaktadr.
Btn bunlar, akl ve idrak sahibi olanlarn yannda, Hz.
Peygamberin bizzat kendi aklamas mesabesindedir. Ve
O nun, snnetin nakil ve muhafazasna olan rabetinin
bir ifadesidir. Bunlar ortadayken, nasl olur da Rasulullah
(s.a.s.)n snnetlerinin k o k m a s n a nem vermedii; bi-
naenaleyh dinde hccet olamayaca iddia edilebilir? Fa-
kat, Allah Teala yle b u ^ r m a k ta d r : Elbette sen, l-
lere duyuramazsm; arkalarm dnp giden sarlara da-
veti ittiremezsin. Ancak, (can- gnlden) teslimiyyet gs-
teren ve ayetlerimize inananlara duyurabilirsin.36
36 Rm, 52-53.
SNNETN YAZIMINA GETRLEN YASAIN
HKMET

Eer imdiye kadar, K ur'an'm yazlmasyla, sn


netlin kaydedilmemesine ilikin emrin hikmetlerini beyan
ettiniz. Ne var ki, syledikleriniz, snnet'in yazmn ya
saklamann da bir gerekesi olamaz. nk, O'nun m u
cize olmay, okunmak suretiyle ibadet edilmeyii, Kur'-
an'm izah ve aklaycs konum unda bulunmas, yazm
nn yasaklanmasna bir neden tekil etmez. Bu, olsa olsa,
ancak, sahabenin yazp yazmamada serbest braklmasn
icab ettirebilir. Ayrca, siz snnetin hccet oluuna dair
delillerden hareketle, sz konusu yasan, O n u n hcciye-
tini iptal edemiyeceini ileri srdnz. Fakat, yasakla
mann da bir nedeni olmas gerekmez mi? Bunun ne ol
duunu bize izah edebilir misiniz? denilecek olursa, u
ekilde cevap veririz :
limlerimiz yasan hikmetine dair, birka gr ile
ri srm lerdir.
a) Hz. Peygamber, Snnet'in, K ur'an'a kartrlm a
s endiesiyle, ashab bundan men etmitir.37
Bu noktada yle bir itiraz vaki olabilir: Byle bir
karkln herhangi bir zararndan bahsedilemez. Zira,
Kur'an da, Snnet de, er' hkm lerin kaynadr. Bina
enaleyh, bizim iin nemli olan, hkm ler tesbit edilir
ken dayandmz delilin Rasulullah'tan sadr olmasdr.

3? Tevcihun-Naz&r, s. 5,
SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Bunun Kur an veya snnet olmas o kadar nemli deil.


Yeter ki, bu ikisinden baka birey olmasn.
Bu itiraz, m akul deildir. nk Kur an pekok ba
kmdan, Snnetten temayz edip ayrlmtr. Hereyden
nce, tilaveti ibadettir. caz ile, Peygamber'in eliliine
delalet etmesi, kyamete kadar baki kalacak b ir keyfi
yettir. Bu itibarla, O, her ne kadar, hccet olma bak
mndan, snnetle bir birliktelik ifade ediyorsa da, ayrl
d noktalardan dolay, m utlaka snnetten farkl deer
lendirilmesi gerekir.
Yine : K ur'an'm icaz O'nun snnetten farkedilme-
si iin yeterlidir. Ayrca yazyla temyizine gerek yoktur.
eklinde b ir itiraz gelebilir. Ancak, bu da tutarl bir itiraz
olamaz. nk; K ur'an'm icazn, ancak, Arap belagat
nn zirvesinde olduu ilk devirlerdeki, belagatta otorite
olmu kimseler anlayabilir. Fakat, hangi asrda olursa ol
sun, belagatla ilgisi olmayanlar ki bunlar hep oun
lukta olm utur O n u snnetten ayrt edemezler. zellik
le de, kavli snnetin, Arab'n en fasihi ve belii b ir zattan
sadr olduunu ve neredeyse belagat bakm ndan K ur'an'a
yakn bulunduunu nazar- dikkate aldmz vakit, bu
nu daha iyi anlayabiliriz. Bu nedenle, Snnetle K ur'an'
birbirinden temyiz edebilmek, sdece parm akla gsteri
len belagat ve beyan ustalarnn iidir. Belagatla ilgisi bu
lunmayanlar, K ur'an'm icazn kendiliklerinden kavraya-
mazlar. Onlar bunu ancak, Hz. Peygamber'in, belagat ve
fesahat ustalarna, K ur'an'm en ksa sresinin b ir ben
zerini yapm alar yolundaki meydan okumasndan hare
ketle farkedebilirler. Bu ekilde K ur'an'm icaz tespit edil
dii vakit, Onlar iin, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygam
berlii de sabit olmu demektir. Binaenaleyh* bu durum
da, O'nun u sre veya u ayet, ya da u kelime Kur'an'-

264
SNNET MDAFAASI

dandr diye haber verdiinde doru syledii bedihi olur.


Peygamber'in bu ekilde haber vermesi de, Arap Acem
belii beli olmayan btn m m et iin, K ur'an'm , Pey
gamber'in dnda b ir kaynaktan geldiini ortaya koyma
ya yeter.
Pek tabii olarak, Rasulullah'm bizzat haber vermesi
yalnzca kendi asrndakiler iin m m kndr. Btn m
met iin byle bir ey sz konusu deildir. Bu nedenle,
Hz. Peygamber, K ur'an' iitenlerin iyice belleyememesi,
insanlar arasnda tam am en yaylmamas sebebiyle, uzun
zaman sonra, O'nda birtakm karklklarn meydana gel
mesinden endieleniyordu, zellikle de ayet, kelime veya
harflerinin kartrlm as O'nu tedirgin ediyordu. te bu
yzden, K ur'an'm yazlmak suretiyle, kendisinden sadr
olan dier szlerden temyiz edilmesine iddetle zen gs
teriyordu. Bu itibarla, K ur'an herkes tarafndan gzelce
renilip, halk arasnda yaylncaya ve dier szlerden
tefrik edilebilir hale gelinceye kadar, herhangi b ir ihti
laf vukuunda ya da birisinin hata etmesi halinde kalaba
lk halk kitlelerinin szkonusu hata ve ihtilaflar dzel
tebilecekleri b ir konum a gelinceye kadar yazy sadece
K ur'an'a tahsis etm itir. Ne zaman ki, bu konum a gelin
diine kanaat getirmi, ite, o zaman snnetin yazlma
sna msade buyurm utur. Nitekim bu konuya ileride
deinilecektir.
b) Rasulullah, snnet'in yazmn; Sahabenin yaz
dklarna gvenerek, gevemeleri, bu nedenle de en belir
gin vasflar olan, ezberleme hassalarm ihmal etmeleri
sonucunda, bu melekelerinin giderek zayflamas endie
siyle yasaklamtr.38

38 Es-Suyuti. TeUr'ibur-Ravi, s. 150.


SNNET HARKINDAK PHELER VE CEVAPLARI

Yazya dayanp, gvenerek ezberlemeyi ihmal etm e


nin, ilmin kaybolmasnda ne derece etken olduu herkes
e m alum dur. Bunu daha evvel izah etmitik.
Bundan tr, yazm yasa, yalnzca hafzas kuv
vetli, unutkanlktan emin olan kimselere getirilmitir. Bu
nun yannda, Ebu ah kssasnda deinilecei zere, haf
zas zayf olanlara izin verilmitir. Ayn ekilde, kuvvet
li bir hafzaya sahip olup da, ok sayda hadis toplad
iin, hepsini ezberlemekte glk eken, Abdullah b.
Amr gibilerine de m sade edilmitir.
Eer; hafzann zayflamasna, ilmin yok olup git
mesine neden olacak kadar, yazya gvenip geveme,
K ur'an iin de sz konusudur. Bu taktirde, niin O'nun
yazm yasaklanmamtr? denilecek olursa, yle deriz :
Burada, K ur'an sz konusu olunca, bu hikmetle e
lien ve K ur'an'm yazlmasn gerektiren birtakm sebep
ler vardr. yle ki bu sebepler, szkonusu hikmete ar
basm, O na stn gelmitir. Binaenaleyh, K ur'an yazl
d vakit meydana gelebilecek zararlar bertaraf etm i
tir. Bilindii gibi bu sebepler, K ur'an'm icaz ve kraatiyle
ibadet olunmas keyfiyetidir. Bundan baka daha nce
temas ettiimiz hususlardr. Bylece, K ur'an'm niin ya
zlmasnn emredildiini anlam oluyoruz.
K ur'an'm yazmndan doabilecek olan, zararlarn gi
derilmesi ise u nedenle m m kndr : Bir defa, Krati ile
ibadet edilmesi art, mkellefin onu ezberlemesini ge
rektirir. Ayrca O'nun yazm, icaz, nazmnn akcl, s
lbunun cazibesi gibi hususlar da, yazan ezberlemeye
tevik eder.
c) slm 'n ilk devirlerinde yazma bilenlerin oran
olduka azd. Bu da, ehemmi mhimme tercih ederek,

266
SNNET MDAFAASI

yaz bilenlerin gayretlerini K ur'an'm yazmna teksif et


melerini ve ondan maadasn yazmakla uram am alarn
icap ettirmitir.39
Bu yzdei, yazma bilenler artnca. Rasulullah (s.a.s.)
hadislerin yazlmasna izin vermitir. Nitekim, Abdullah
b. Amr'a syledii ile, lm deinde iken yazmaya ni
yetlendiine dair rivayetler ileride gelecektir.
d) Ashab, istenilen dzeyde yaz bilmedikleri iin,
kelime ve harfleri gzelce yazamamaktan mtevellit, sn
netlerin kaydnda hata etmeleri endiesiyle, yazmaktan
menedilmilerdir.40
Buna gre, Hz. Peygamber'in yazmamalarn istedii
kimseler, gzel yaz yazamayan kimselerdir. Bu ii iyi be
cerenlere ise msade edilmitir.
Buna, belki yle bir itirazda bulunulabilir : Sn
netlerin yazmndaki yasan tesbitinde yegane delil, Ebu
Said el-Hudr'nin rivayetidir. Ondan ilk bakta anlalan
ise, Snneti yazmalar yasaklanan kimselere, K ur'an' ya
zabilecekleri yolunda izin verilmi olduudur. Eer, ya
san illeti, yazda meydana gelebilecek hata endiesi ise,
onlarn K ur'an'^ yazmalarna, nasl msade edilebilir?
Bunun makul olduunu ispatlayabilmek iin, Ebu Said
rivayetinden ilk bakta anlalann tersini ispat etmek
mecburiyeti vardr.

39 Miftahus-Srme, s. 17.
40 Ibn Kuteybe, Tevil- Muhtelefil-Hadis. s. 366 Tevciho-Na-
zar, s. 10.

267
S N N ETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Snnetin yazyla tespit edilmemi olmasndan dola


y hccet olamyaca eklindeki pheyi kknden yok
edecek dier b ir husus da, Hz. Peygamber'in snnetin ya
zmna izin vermi olmasdr.
bn Abdilberr, Abdullah b. Memmil, b n Creyc ve
Ata tarikiyle, Abdullah b. Amr'n yle dediini rivayet
e tm i tir: Rasulullah (s.a.s.)'a ilni kaydedeyim mi, diye
sordum bana; Evet kaydet, cevabm verdi. Ata, ilmin
kaydedilmesi nedir? diye sormu, Abdullah da, yazl
masdr, karlm vermitir.41
Baka bir rivayette ise : Abdullah bn A m r : Ey
Allah'n Rasulu! lm in kaydedilmesi ne demektir? diye
sormu. Rasulullah (s.a.s.) da : yazlmasdr, eklinde
cevap vermi tir .42 Ayn rivayeti, b n Ku teybe de, b n C
reyc ve Ata tarikiyle kaydetmi, lmden m uradn ha
dis olduunu sylemitir.43
mam Ahmed de, Abdullah b. Amr'm u szn riva
yet etm itir : Rasulullah'tan her duyduum eyi yazyor
ve ezberlemek istiyordum. Kureyliler, beni bundan men
ettiler ve Sen Rasulullah'tan her iittiini yazyorsun.
Halbuki O'nun, neeliyken de, sinirli halinde de konu
tuu oluyor, dediler. Ben de, yazmaktan vazgetim. Bi-

41 bn Kuteybe, Tevil-i Muh telef il-H adis, s, 365.

43 bn Abdilberr, Cami-u Beyanil-lm, c. 1, s. 70-71.


SNNETN Y A Z ^ N A MSADE EDLMES

lahere konuyu, Rasulullah'a atm bana : Yazabilirsin.


Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, ben yalnzca
hakk konuurum dedi.
bn Abdilberr ise, ayn rivayeti yle k ay d etm itir:
Ey Allah'n Rasulu! Senden her duyduumu yazabilir
miyim? dedim. Evet, ^ a b i l i r s i n , buyurdu. Peki, neeli ol-
sanz da, sinirli olsanz da m? dedim. Yine : Evet, n-
k, ben herhalkarda haktan baka birey sylemem,
karln verdi.
Eer; bn'l-Memmil ve bn uayb tarikleri ihti-
cacta bulunulacak nitelikte deildir, nk bn- Main,
En-Nesai, Darekutni ve el-Mnzir, bnu'l-M em m irin za-
yf olduunu sylemilerdir. Ebu Hatim'le Ebu Zur'a ha-
dite kavi olmadm belirtirlerken, b n Main'den hadis-
!erinin tam am nn m nker olduu nakledilmitir. Keza,
m am Ahmed'in de ayn kanaatte olduu nakledilirken,
bn Adi, hadislerinin tam am nn zayf olduunu syle-
mtir. bn uayb, Ebu Davud'a; Amr'm babas vasta-
syla, dedesinden yapt rivayetler, dinde hccet olabi-
r mi? diye sorulduunda, O nun, Hayr, delil olmala-
rnm sz bile edilmez, diye eevap verdiini, sylemi-
tir. Yine, b n uayb; Ahmed b. Hanbelin : Hadisilerin,
Amr'in babas vastasyla dedesinden naklettii haberleri
bazan kabul edip, bazan da etmediklerini sylediini, ha-
ber vermitir. Tabii ki, bununla, Amr b. uayb'm ha-
ndeki endielerini kastediyor Abdlmelik b. Meymun
ise; Ahmed b. Hanbel'in, Amr b. uayb'm, babas ka-
nalyle, dedesinden yapt pek ok m nker haber var-
dr. Biz, hadislerini, sadece t almak maksadyla ya-
zardk. Hccet olmalar ise, asla m m kn deildir. de-
diini haber vermitir. Ayrca, Yahya b. Said el-Kattan
da, hadislerinin zayf olduuna dikkat ekmitir. Abbas

270
SNNET MDAFAASI

ise, Ibn Main'in : ayet babas vastasyia dedesinden


rivayet ederse, bu haberi kitaptan alm demektir. (Zayrf
olmas da buradan ileri gelmektedir). Fakat, Said veya
Sleyman b. Yesar ya da, Uruc kanalyla rivayet ederse,
o zaman, sikadr. Veya yle kabul edilebilir. dediini,
E ylem itir. Ibn Ebi eybe de : bnu'l-Medini'ye, Amr
b. uayb'm durum unu sordum, bana : Eyyb ve Ibn
Creyc kanalyla gelen rivayetlerinin hepsi, sahihtir. Ama,
babas kanalyla dedesinden naklettiklerini b ir kitaptan
alm tr. Dolaysyla za^nftr. karln verdi demitir.
Kald ki, bnu'l-Memmil ve Amr b. uayb'n bu tari-
kiyle, sadece cerh ve ta'dil de gevek davranan baz son
devir limleri ihticacta l^ u m m la rd r. Bildiimiz kada-
ryle, rivayetin nc b ir isnad da yoktur. Binaenaleyh
haber sahih deildr.44 denilecek olursa, cevabmz u
olur
ibn Sa'd, Ib m 'l- ^ e m m il'in sika olduunu syle-
mitir. Ibn Huzeyme, Ibn Hbban ve daha bakalar ise,
hadislerini sahih b ^ m u la rd r. Ibn Main de iki rivaye-
tin de sika, birinde zay olduunu E ^ m i t i r .4 5
Grlyor ki, imamlar, cerh edilip (Eilmeyeceinde
ihtilaf etmilerdir. Cerhedenlerden bir ksm ise, hadisle-
rinin tamamn* terketmemiler, bilakis bazsn kabul et-
milerdir. Ayrca; zellikle o 'n u n bu rivayetini, Ibn Ab-
dilberr ve ez-Zeheb'nin, Abdulhumeyd b. Sleyman, Ab-
dullah b. el-Msenna ve Smame tarikiyle, Enes (r.a.) den
merfu olarak rivayet ettikleri : ilmi, yazyla kaydedi-
niz46 eklindeki hadis de, deteklem ekted ir.

44 M ecelletT-M enar, yl 10, say 10, s. 765-766.


45 El-M unzlrl, et-Tergib vet-Terhib, c. 4, s. 2S.
46 bn Abdilberr, Cami-U B eyaniT-lm , c. 1, s. 72 Ez-Zehebl,
El-M izan, c. 2, s. 95.

271
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

bn Main, bnu'l-Medin, en-Nesa ve D arekutn-


nin Abdulhumeyd'i zayf bulmalarnn buna b ir tesiri ola
maz. Zira, Ebu Davud ve daha baka kimseler, Onun sika
olduuna hkmetmilerdir. Enes (r.a.) rivayetini ise, Ha-
kim-i Tirmizi nin yapt, merfu bir rivayet de destekle
mektedir.
bn uayb'a gelince; Zeheb, O nun, zamannn
alimlerinden birisi olduunu sylemitir.47 bn Main, bn
Raheveyh ve Salih b. Cezre ise, sika olduunu belirt
milerdir. El-Evza de; Amr b. uaybdan daha kmil
bir Kureyli grmedim, Mekhul otururken, O, bana hadis
rivayet etmitir demitir. shale b. Raheveyh de : Amr
b. uayb'n, babas kanalyla, dedesinden yapt rivayet
lerin Eyyub'un Nafi vastasyla bn mer'den yapt ri
vayetler mesabesinde olduunu sylemitir. Ebu Hatim
ise : Amrn babas kanalyla dedesinden naklettii ri
vayet, Behz b. H akim in babas araclyla, dedesinden
naklettii rivayetlerden, bana ok daha sevimlidir de
mitir. Ayrca O, Yahya b. Maine, Amr b. uayb'n duru
m unu sorduunu, O'nun da kzarak : Ben ne diyeyim
ki? mamlar, ondan rivayette buulnmulardr. eklinde
cevap verdiini sylemitir. bn Mainin, O'nu sika bul
duunu nakledenlerden bazlar da, Abbas ve Muaviye
b. Salih'tir. shak b. Mansur, Ebu Ya'kub el-Mervez,
el-Kevsec de, O'nun : Amr'm hadisi yazlr dediini nak-
letmitir. Ebu Zr'a ise : Kendisinin sika olmasna k a r
n, O'ndan gelen m nker haberlerin ekseriyetinin, el-M-
senna b. es-Sabah ve bn Lheya'dan kaynaklandn be
lirtm itir. Yahya b. Said el-Kattan da; Ondan sika bir
ravi rivayette bulunm as artyla, haberinin hccet ola
ca grne kail olm utur.48

47 Ez-Zehebi, El-Mizan, c. 2, s. 269


48 A.g.e. s. 291.
272
SNNET MDAFAASI
m am Ahmed'den, nakledilen hadisiyle ihticacta
bulunulamyaca eklindeki gr ayet sahih ise, O n u n
bu konudaki teredddnn b ir ifadesidir. Kesin kanaati
nin bir sonucu deil. Nitekim, bilahere bu tereddd
kalkm ve hccet olduu grn belirtm itir.
m am Ahmed'in sz konusu grnn teredddn
den kaynaklandna, El-Esrem 'in u sz delalet et
mektedir : Ahmed b. Hanbel'e, Amr b. uayb'n durum u
sorulduu vakit : Bazan, hadisleriyle ihticacta bulunuyo
ruz. Fakat, bazen de kalbimizde, b ir phe belirdii olu
yor, demitir. 49
mam Ahmed'in sz konusu endiesinin kalkp, ha
dislerinin hccet olabileceine kail olduuna ise, Buha-
rinin Et-Tarihindeki u sz delalet etm ektedir : Amr
b. uayb'n hadisleriyle Ahmed b. Hanbel, Ali b. El-Me-
din, shak b. Raheveyh, Humeyd, Ebu Ubeyd ve dier
hadsilerin delil getirdiklerini grdm. M slmanlardan
hi kimse, O'nu m etrk addetmemitir.50 Buhari'nin nak
li (dierlerinden) daha sahih ve daha kuvvetlidir.
Abbas'm, Yahya b. Main'den, sz konusu isnadn
zayf olduu yolundaki nakli de, O'nun nceleri mte-
reddid bulunduuna, fakat bilahere bu teredddnn
!kalkarak, isnadla*ihticacta bulunulabileceine kail oldu
una hamledilir. Aksi taktirde, bu rivayetin, Ebu Hatim,
|el-Kevsec, Muaviye b. Salih ve bizzat Abbas'm kendi ri
vayetine ters dmesi szkonusudur. Ayrca, Buhari'nin
p u szyle de eliki arzetm ektedir : Ali, Yahya b. Main,
bu Huzeyme ve ilim ehlinden baz meayih b ir araya
\%eldiler ve Amr b. uayb'n hadisleri konusunda mzake
rede bulundular. Bunun sonunda, hadislerinin hccet ol-

40 Aym yer.
j BO Fethul
-Muis, c. 4, s. 67; El-Mia
an, c. 2, s. 290.

273
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

duu kanaatine vardlar.51 Burada sylenebilecek tek


ey, Buhari'nin naklinin, Abbas'nkinden ok daha kuv
vetli olduudur.

bn-i Ebi eybe'nin, bnu'l-Medin'den yapt na


kil de ayn ekilde deerlendirilmelidir.
Ebu Davud'dan yaplan, O'nun zayf olduu yo
lundaki rivayet de, bizzat Ebu Davud'un kendi tutumuyla
eliki arzetmektedir. nk O; Habib b. Muallim'in, Amr
b. uayb, tarikiyle naklettii, u hadise yer verm itir :
Cumada b ir ksm dua eden, b ir ksm lakrd, b ir dier
ksm da sukut eden, snf insan bulunur.52
zet olarak O'nun m ecruh olduu yolundaki aznlk
gr ile sika olduu eklindeki kuvvetli ve cum hura ait
olan gr elimektedir. in ilgin taraf ise, itiraz sa
hiplerinin bu noktaya hi temas etmemeleridir. Adeta,
hakknda pek ok imamn sika olduuna dair gr be
yan ettii birisinin, mecruh olduu iddia edilirken, hi
kimsenin bunu tetkik etmeyeceinden emin olmua ben
ziyorlar.
Bundan baka, tereddde ve cerhe u hususlar
da neden olmu olabilir : Birincisi; baz im am lar hadisin
mrsel bir tarikle geldiini zannederek, O nunla ihticacta
bulunmam veya tevakkuf etmilerdir. te bn Adiy :
Amr b. uayb'n kendisi sikadr. Fakat, babas vasta
syla, dedesinden rivayet ettii vakit, haberi mrsel ol
maktadr. demitir. Ez-Zeheb de O n u n dedesi Muham-

51 Fethul-M uis, c 4, s. 68, j


52 El Mizan, c. 2, s. 289 Snen-i Ebu Davud, c. 1, s. 291 (Burada
ki lafzlar, el-M izandakinden farkldr.) Ebu Davud ayn
tarikle Diyetuz-Zimmi babnda da bir habere yer vermitir.
SNNET M DAFAASI

med b. Abdullah b. Amr ile grmediine iaret etmi-


tir.53 bn Hbban ise : Amr b. uayb hakknda doru
olan, O'nun sika ravilerden olduudur. nk, adaleti
tespit edilmitir.54 Babas kanalyla, dedesinden yapt
m nker haberlerin hkm ise, sika ravilerin, m aktu ve
mrsel rivayetlerinin hkm gibidir. Byle b ir durum
da, m aktu ve mrsel olan rivayetleri terkedilir. Sahih
olan haberleriyle ihticacta bulunulur. demitir.
kincisi; O'nun bu tarikle yapm olduu rivayetle
rin ,ya tam am b ir sahifeden vicade yoluyla yapt ri
vayetlerdir veya bunlarn bir ksm vicade b ir ksm da
sema tarikiyle yaplm rivayetlerdir. Szl (sema) ola
rak yaplan rivayetlerin aksine, sahifelerden yaplan ri
vayetlerde tashif ihtimali olduundan, onlara itim ad et
mek sahih deildir. Nitekim Muire, Abdullah b. Amr'm
sahifesine sahip olmam beni, iki hurm a tanesine veya iki
kurua sahip olmak kadar sevindirmez demi tir.55

Kanaatmza gre, bu her iki ihtimal de tutarszdr.


Birincisi hakknda ez-Zehebi, yle d iy o r : Bu birey
ifade etmez. nk, uayb hn, Abdullah' iittii bilinmek
tedir^ Zaten, kendisini yetitiren de O'dur. H atta Muham-
med'in, babas *Abdullah'n salnda ld, uayb'm
bakmn ise, dedesi Abdullah'n stlendii, sylenmek
tedir. Bu nedenle, isnadda, nce an Ebih-babasmdan
sonra da an ceddihi-dedesinden denildii vakit, b u ra
da uayb'm dedesi kastedilm ektedir.56 Ali b. el-Medi-
n, uayb b. Muhammed'in, Abdullah b. Amr' iittiini

53 Ez-Zeheb, El-Mizan, c. 2, s. 289-290.


54 a.g.e. s. 291.
55 a.g.e. S. 290-291.
56 Ayn yer.
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

sylerken, Ez-Zehebi buradaki uayb hn, Abdullah'n to-


runu olduuna dikkat eker.57 Hafz el-Irak ise; uayb'-
n, Abdullah b. Amr' iittiinin sahih olduunu kayde-
derek, bunu, Buhari'nin et-Tarih'in de, Darekutni ve
Beyhak'nin de es-Snende sahih b ir isnadla rivayet
ettiklerini iaret eder. Ayrca im am Ahmed de bunu ri-
vayet edenler a r g n d a d r .58
Bu konuda, bn's-Salah da yle kaydeder : Ha-
diilerin ounluu, buradaki ced ifadesini uayb'n
babas olan olu Muhammed'e deil de Sahabi Abdul-
lah b. Amra hamlederek hadisleriyle ihticacta bulunmu-
lardr. Ced kelimesinden bunu anlamlardr.59

kinci ihtimal hususunda da, ez-Zehebi yle diyor :


Hadislerinin vicade yoluyla veya bir ksmnn Sema' bir
dier ksmnn da vicade'yle olduu, zerinde dnl-
mesi gereken b ir husustur. Biz, hadislerinin, shhatin en
st derecesinde olduunu iddia etmiyoruz. Bilakis, onla-
rm hasen A legorisinde olduunu sylyoruz.60
Amr b. uayb'm rivayetlerinin, szl deil de, sahi-
feden yapldn kabul etsek bile, her ikisi de sika olan
Amr ve babas uayb'm, sahifedeki yaznn bizzat Abdul-
lah b. Amr'a ait oldu^nu, metinlerde en ufak bir tashi-
fatn meydana gelip gelmediini tetkik etmeden rivayet
etmi olmalar kanaatim e gre uzak b ir ihtimaldir.
Kukusuz, sika limlerin, hepsi diyemesek bile, b-
yk bir ekseriyeti, sahifedeki rivayetlerin sahih olduunu

s? Ayn yer.
53 FethuT-M uis, c. 4, s. 68-69.
59 FethuT-M uis, c. 4, s. 63-69.
60 El-M izan, c. 2, s. 291.

276
SNNET MDAFAASI

ve onlarla ihtcacta bulunulabileceini sylemilerdir. Ah-


med b. Salih; Abdullah'n ailesinin, sahifenin O'na ait
olduunda ittifak ettiklerini, sylemi tir .61 bnu'l-Kayym
ise : Abdullah b. Amr'dan gelen sahih rivayetlere gre
O, hadislerini yazard. Yazdklar arasnda bir de sahife
vard ki, ona es-Sadka denirdi. Bu sahife en sahih ha
disleri iermektedir. Baz hadisiler onu isnad ynnden
Evyub'un, Nafi kanalyla, b n mer'den yapt rivayet
ler seviyesinde kabul etmektedirler. Drt byk imam
ve daha bakalar O n u n la ihticacta bulunm ulardr de
mitir. Bundan baka bnu'l-Kayym, Amr b. uayb'm
babas vastasyla dedesinden naklen yapt rivayetlere,
sadece, b n Hazm, Ebu H atim el-Busti ve benzeri, fkh
ve fetva ile ilgisi bulunm ayanlarn dil uzattn da kay
detm itir .62

Muarzlarmz burada : Bizim delil getirdiimiz ha


dis, o sahifede bulunan bir hadis deildir. Bilakis o, ok
sayda hadisi ieren bu sahifenin yazlmasna izin veril
diini ifade eden b ir baka hadistir. Bu hadisin sz ko
nusu sahifenin rivayet edildii isnadla rivayet edilmi ol
mas, bu hadisin de sahifedeki hadislerden olmasn ge
rektirmez diyebilirler.63
Bu isnadla yalnzca, cerh ve ta'dil konusunda gev
ek davranan, baz son devir limlerinin ihticacta bulun
duu iddias aslszdr. Nitekim, Buhari, bnu's-Salah
ve bnu'l-Kayym'n, daha evvel naklettiimiz szleri de
buna iaret etmektedir. Buna, b ir dier delil de, Ahmed
b. Said ed-Darim'nin : Ashabmz hadisiyle ihticacta bu-

61 ltuT Muvkkyn, c, 1, s. 116-317.


62 ZduT-Mead, erhuT-Mevahib'in kenarnda, c. 4, s. 352-353.
63 Tamul-Muvakkiyn, c. ! s. 116-317.

277
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

lunmutur64 eklindeki szyle, el-Munziri'nin : Cum


hur, O n u n sika olduu, babas vastasyla dedesinden
naklen yapt rivayetlerle de, ihticacta bulunulaca g
rndedirler szdr.65
Hadis'in bir nc isnadnn daha olmad id
dias da ayn ekilde aslszdr. Ebu Davud ve m am Al-
med, Yahya b. Said kanalyla, Abdullah b. Amr'm : Ko
nuyu, Rasulullah a atm. Parma ile azn iaret ede
rek : Y az N e fs im e lin d e o la n A llah 'a y e m in e d e r im k i,
b u r a d a n h a k ta n b a k a b ir e y sa d r o lm a z , diye karlk
verdi.66 dediini kaydetmilerdir. Bu rivayetlerin isnad
ise son derece sahihtir. Ayn ekilde, Beyhak E l-M ed h a l
ve Darimi E s-S n e n de rivayete yer vermilerdir.
E l-F eth u r'r-R a b b a n i de yle denilmektedir : Bu
nu, Hakim de rivayet etmi ve snad sahih, hasen bir
hadistir demitir. Hadislerin yazm konusunda asl olan
bir haberdir. Buhari ve Mslim eserlerinde habere yer ver
memilerdir. Ancak onlar, hadisin ravileri arasnda, am
limlerinden Abdulvahid b. Kays ve hadis imamlarndan,
olu mer b. Abdulvahid ed-Dmeki, dnda btn ra-
vileriyle ihticacta bulunm ulardr demitir. Ez-Zeheb de
bunu te'kid etmitir.67
Btn bunlar daha da kuvvetlendiren, mam Ah-
med, Buhari ve Tirmizi nin, Vehb. b. Mnebbih'in karde
i Hem m am'dan naklettii u rivayete yer verm ektedir :
Ebu Hureyre'nin yle dediini iittim : Rasulullah'n
ashab ierisinde, benden daha fazla hadise sahip olan

64 FethuT-Mugis, c_ 4, s. 68.
65 El-Munziri, Et-Tergib vet-Terhb, c. 3, s. 284.
66 Es-Snen, c. 4, s. 289.
67 EI-Fethur-Rabbani, c. 1, s. 172-173.
SNNET M DAFAASI

yoktur. Ancak, Abdullah b. Amr. bundan haritir. nk,


0 hadisleri yazyordu, ben ise yazmyordum. Bunu, Ab-
drrezzak da Musannefinde kaydetmitir.
Bedruddin el-Ayn ise, yle dem ektedir : Sahabenin
en faziletlilerinden olan, Abdullah b. Amr, Rasulullah'tan
duyduklarn yazyordu. ayet, ^ z m a k caiz olmasayd,
O asla bunu yapmazd. Sahabenin fiili hccettir dediimiz-
de, mnakaaya mahal yoktur. Aksi taktirde ise, yazmn
cevazna, Rasulullahn O'nun fiilini tak rir etmesiyle, de-
getirmek icapeder. Ebu Hureyre'nin bu hadisine, T 1 -
mizi, Kitabu'l-ilm ve Kitabu'l-Menakipte yer vermi,
hasenun-sahihun demitir, fm am Nesa de Kitabu'l-
lhmde hadisi rivayet etmitr.68
Rasulullah (s.a.s.)'n Abdullah b. Amr'a izin verdi-
ine dair bir dier haberi de, Amr b. uayb vastasyla
Mcahid ve Muira b. Hakim'den naklen im am Ahmed
ve Beyhaki zikretmilerdir. Raviler yle demilerdir Ebu
Hureyre (r.a.) Rasulullah (s.a.s.)'n hadislerini, Ab-
dullah b. Amr'm dnda benden daha iyi bilen kimse
yoktu. Abdullah, hadisleri hem yazar, hem de ezberler-
di. Ben yazmazdm. Sadece, ezberlemekle yetinirdim, o,
Rasulullah'tan yazm iin, izin istemi, Hz. ?eygamber de
bu izni kendirine* vermitir. demitir.
bn Hacer bu rivayetin isnadnn hasen olduunu,
bundan baka bir isnadn da, ukayl'nin, A d u rra h m a n
b. Stil terceme-i halinde zikrettiini kaydetmi-
tir.69 Haberi ayn isnadla ed-Darimi de en-Nakz adl
eserinde rivayet etm itir.70
68 Ayni, U m detl-Kari, c. 2, s. 168-169
69 Fethul-Bari, c. 1, s. 148-149.
70 Ed-Darirai, en-Nakz, s. 131.

279
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Buhari ve Mslim de; Ebu Hureyre'nin u riva


yetine yer verm itir : Allah Tela, Mekke'nin fethini na
sip ettii vakit, Hz. Peygamber, cemaatn iinde ayaa
kalkm, Allah'a ham d ve sena ettikten sonra, yle de
m itir : A llah T e la , M ek k e'd e sa v a kmasna mani
olarak f il ordusunu oradan uzak tutm utur. Fakat, Ra-
s u lu y le m 'm in le r i, o ra y fe th e m u v a ffa k k lm tr . Mek
ke, b e n d e n n c e , h i k im s e y e k a tiy y e n h e la l o lm a m tr .
B a n a is e , y a ln z c a g n d z n b ir k a s a a tin d e h e la l k ln
m tr . B e n d e n so n r a d a, y in e h i k im s e y e h e la l o lm a
y a c a k tr . B in a e n a le y h , M ek k e'd e a v h a y v a n r k t le -
m ez, d a lla n k e s ile m e z , o r ta d a k a y b o la n e y a h e la l o lm a z .
M eer k i, o n u a la n , ila n e tm e k a m a c y la a lm o ls u n . Ki
m in b ir y a k n ld r le c e k o lu r sa , ik i e y d e n b ir in i te r
cih e d e b ilir : Y a k e n d is in e v e r ile n fid y e y i k a b u lle n ir , y a
hut d a katilin ld r lm e s in i i s t e y e b i l i r : Rasulullah'm
bu szleri zerine Hz. Abbas : Ya Rasulullah zhir (otu
var), biz onu evlerimizde ve kabirlerimizde kullanyoruz
ona ne dersin? d ed i. Rasulullah : yleyse, z h ir (otu)
m s te s n a k ln m tr . (O nu k o p a r a b ilir sin iz ) karln
verdi. Bu arada, Yemenli bir zat olan Ebu ah, ayaa
kalkt ve : Ey Allah'n Rasulu! (bu hutbeyi) benim iin
yazdrverir misin? dedi. Hz. Peygamber de : Ebu a h 'n
is te in i y e r in e g e tir iv e r in , buyurdu. 71

Buhari ve Mslim, hutbenin irad sebebini ak-


lavan fazlal da havi bir varyant, yine, Ebu Hu-
reyre kanalyla rivayet etm ilerdir : Huza'a kabilesi, Mek
ke'nin fethedildii sene, Beni Leys kabilesinin kendile
rinden birini ldrmesine karlk, bir adam ldrm
lerdi. Bu durum Rasulullah'a haber verilmi, O da binitine

71 Buhari, c 3, s. 125 Mslim* c. no.


280
SNNET M DAFAASI

binerek gelmi ve bu hutbeyi irad etmitir.72 Rivayetle


rin lafzlar arasnda ufak tefek farkllklar mevcuttur.

Beyhaki de, Ebu Hureyre (r.a.)'den gelen u ri


vayete yer verm itir : Ensar'dan b ir zat, Rasulullah ,a gel
mi v e: Ey Allah'n Rasulu! hadislerinizi dinliyorum,
fakat ezberleyemiyorum diye dert yanmt. Rasulul
lah da : (e lin e i a r e t e d e r e k ) e lin d e n fa y d a la n (Y a n i y a z)
karln vermitir. Buna Tirmizi de Cami'inde yer ve
rerek, haberin sahih olduuna dikkat ekmitir. Ne var ki,
bazlar O'nun : snad o kadar salam b ir hadis deil
dir. nk Buhari, isnadndaki Halil b. M rre'nin Mn-
keru'l-hadis olduunu sylemitir. dediini kaydetmi
lerdir.73
mam Ahmed, Buhari ve Mslim : Yezid b. erik
et-Teymi'nin yle dediini rivayet etm ilerdir : Ali b.
Ebu Talip, bizlere bir hutbe irad etti ve yle dedi : Her
kim, yanmzda, Allah'n Kitab ile u klcmn knnda
asl olan sahifeden baka b ir ey olduunu iddia eder
se, O yalancnn tekidir. Bu sahifede develerin yalar
ile, yaralam alara ait baz hkm ler yer alm aktadr. Ay
rca, bir de Rasulullah'm u buyruu v a r d r : Medine'nin
Avr ile Sevr (dalar) aras harem dir. Kim orada bir bidat
iler veya bidatcy barndrrsa, Allah'n, meleklerin ve
btn insanlarn laneti O'nun zerine olsun. Allah, kya
met gnnde, O'nun ne tevbesini ve ne de fidyesini kabul
edecektir. Btn m slm anlarn zimmeti eittir. Sra
dan bir m minin dahi buna hakk vardr. H er kim, ba
basndan bakasnn olu olduunu iddia ederse veya (bir
kle) sahiplerinden bakasna intisap ederse, Allah'n, me.

72 Buhari, c. 1, s. 29-30; Mslim, c. 4, s. 111.


73 TeysiruI-Vusul, c. 3, s. 176.

281
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

leklerin ve tm insanlarn laneti O n u n da zerine olsun.


Kyamet gnnde Allah, O'nun da, ne ma'zeretini ne de
fidyesini, kabul edecektir.74
im am Ahmed ve Buhari, Ebu Cuhayfenin yle
dediini rivayet etmilerdir; Hz. Ali'ye, yannda herhan
gi b ir kitap var m? diye sordum. Bana : Hayr, Allah'n
Kitab, O'nun m 'm in insana verdii anlay ve b ir de u
sahifedekiler var cevabm verdi. O, sahifede, neler var
ki? diye sordum. O'nda, diyet, esirlerin salverilmesi
ve bir kafire karlk m slm anm ldrlemeyeceine
dair hkm ler var, dedi.75

Mslim de, Ebu't-Tufeyl'in yle dediini rivayet


etm itir : Hz. Ali'ye, Rasulullah (s.a.s.), zel bir ey ve
rerek, size herhangi bir ayrcalk tand m? diye sorul
du. O da Klcmn knnda asl bulunan u sahifeden
baka, insanlarn haberdar olmad bir eyi vermek s u
retiyle, Rasulullah bize bir ayrcalk tanmamtr. dedi.
Daha sonra da, sahifeyi kard. Orada unlar yazlyd :
Allah'tan bakas adna kurban kesene, Allah lanet et
sin. Yerin alametlerini alana (snrlar deitirene) Allah
lanet etsin. Babasna lanet okuyana, Allah lanet etsin.
Bidaty barndrana da Allah lanet etsin.76
mam Nesa ise, Kays b. Ubad'm yle dediini
rivayet etm itir : Eter ile birlikte, Hz. Ali'ye gittik ve
O'na; Rasulullah'm, dier insanlarn dnda, yalnzca sa-

?4 Buhar, K. Ttisam, 5-6 Mslim, K. Hac, 403.


?5 Fethui-Bari, c. I, s. 146 Ibn Hacer, Ebu Cuhayfe'nin bunu
sorm asna, Ehl-i beytin yannda, zellikle de Alide Hz Fey-
gam berin bakalarndan gizlice, onlara verdii b ir vahyin
olduu yolundaki ia iddiasnn neden olduunu sylemitir.
76 Mslim, c. 4, s. 45.
SNNET MDAFAASI

na verdii bir ey oldu mu? diye sorduk, O da : Hayr,


yalnzca, u yazdklarm mstesna dedi ve klcnn k
nndan bir sahife kard. inde unlar yazlyd : M'-
minlerin kanlar eittir. Onlar, kendi dndakilere kar
yekvucuddurlar. lerinden, sradan birinin dahi zimmet
verme hakk vardr. Haberiniz olsun ki, bir kafire kar
lk bir m m in ldrlemez. Ahd-i eman sahibi kimse
ler de ldrlemezler. Kim bir bidat ilerse, vebali boy-
nunadr. Kim de bir bidatcy barndrrsa, Allah'n, me
leklerin ve btn insanlarn laneti, O'nun zerine olsun.
bn Hacer'in sylediine gre, mam Ahmed de
hasen bir isnadla Tark b. ihab'm yle dediini ri
vayet etm itir : Hz. Ali'yi m inberin zerinde, yle der
ken grdm : Allah'a yemin ederim ki, yanmzda, Allah'
n kitab ve bir de u sahifede olanlardan baka, size
okuyabileceimiz bir kitap yoktur. Bunu Rasulullah'tan
aldm. erisinde ise, zekatla ilgili hkm ler var.

bn Hacer, bu rivayetlerin arasm ylece birletir


menin m m kn olduunu sylyor : Sahife bir tanedir
ve rivayet edilenlerin hepsi de bu sahifede yazldr. An
cak, her ravi ne kadarn ezberleyebilmise, O'nu rivayet
etmitir. Dorusunu Allah bilir Katade, bu hadisi, Ali'den
Ebu Haan vastasiyle rivayet edilen b ir isnadla rivayet
etmi ve bizim iaret ettiimiz noktaya temas etmitir.
Hz. Ali'ye bu sorunun niin sorulduu konusuna da ak
lk getirmitir. Rivayeti, Ahmed Msned'inde, Beyhaki
de Delil,n-Nbvve'sinde, Ebu Haan tarikiyle kay
detmilerdir. (Rivayetin ncesi yledir) : Hz. Ali bir ta
km emirler verirdi de Ona : Biz onu yapmtk, deni
lirdi. Bunun zerine O, Allah ve Rasulu doru syle
mitir, derdi. Bir gn E ter : Bu sylediin husus, Ra-
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

sulullah'n dier insanlann dnda, yalnzca sana vadet-


tii b ir ey mi? diye sorm utur....

bn Abdilberr de; Ebu Cafer Muhammed b. Ali nin


u szlerini rivayet etm itir : Hz. Peygam berin klcnn
kabzasnda bir sahife bulundu. erisinde unlar yazlyd:
Bir insan doru yoldan saptran, snrlar deitiren, efen
disinden baka efendi edinen m el'undur, kendisine iyi
likte bulunann iyiliini inkar eden de melundur.77
Ebu Davud ise, Ebu Said el-Hudr'den gelen u
rivayete yer verm itir : Biz, teehhd ve K uran dan ba
kasn yazmazdk.
Bilindii zere, teehhd de snnetle sabit olan hu
suslardandr. O'nun yazldn ise, aleltlak snnetin ya
zmnn yasaklandna dair rivayetin sahibi olan, Ebu
Said el-Hudri haber vermektedir.78

Er-Ramahrmiz nin ise, Rafi b. Hadc'in u s


zne yer verdiini gryoruz : Ey Allahn Rasulu! Siz
den baz eyler iitiyoruz, onlar yazalm m? Ne dersin?
dedim. Bir m ahzuru yok, yazabilirsiniz, karln ver
di. 79
Ed-Deylem de, Hz. Ali kanalyla gelen bir haberi
ylece kaydetm itir : Hadisi yazdnz vakit, isnadyla
birlikte yaznz.80
m am Buhari, birbirine yakn lafzlarla, tarik
ten, Ez-Zhrinin, Abdullah b. Abdullah b. Utbe'den, Onun

77 M uhtasar Cam i-u Beyani l-tlm, s. 36-37.


78 Ebu Davud, Snen, c. 3, s. 319.
79 Tedribus-Ravi, s. 150.
80 Ayn yer.

284
SNNET M DAFAASI

da, bn Abbas'tan naklen rivayet ettii u haberi kayde


der : bn Abbas yle dem itir : Rasulullah (s.a.s.) lm
deinde idi. Bu srada evde de b ir takm kimseler var
d. Bunlardan biri de, mer b. el-Hattb idi. Rasulullah
(s.a.s.) : Getirin, size bireyler yazdraym da bu sayede,
daha sonra ebediyen saptmayasnz, dedi. Hz. mer :
Rasulullah (s.a.s.)'m arlar oald, aklm bandan al
d. Yanmzda K ur'an var. Bize Allahn kitab yeter, di
yerek mdahale etti. Bunun zerine evdekiler anlamazl
a derek, mnakaaya baladlar. Bir ksm, Getirin,
Allah Rasulu ne yazdrmak istiyorsa yazdrsn, bu sayede,
daha sonra saptmayalm, diyor, bir dier ksm da
mer'in grn tekrarlyorlard.81 H uzurunda grl
t ve mnakaay ilerlettiklerini grnce Rasulullah
(s.a.s.) onlara Yanmdan kn dedi.82 Abdullah, bn
Abbas'm : En byk musibet ihtilaf ve grltleri ne
deniyle, Rasulullah'm arzu ettii eyi yazdrmasna engel
ulan eydi, dediini naklediyor. (Bu rivayetlerden bir ta
nesi ne merin, ne de baka birisinin ismini tasrih et
memitir). Bunu, mam Ahmed, Mslim, smail ve bn
Sa'd da rivayet etmilerdir. m am Ahmed'in rivayetinde,
yazmakla grevlendirilen zatn, Hz. Ali olduu kaydedil
mektedir.

Buhari ve Mslim, Said b. Cbeyr'in yle dedi


ini rivayet e tm ile rd ir: Perembe gn nedir bilir mi
siniz? O gn, O; Bana (kt kalem) getirin, size daha
onra ebediyyen saptmamanz iin bireyler yazdraym.
demitir. Bunun zerine orada bulunanlar anlamazla
dmlerdir. Halbuki bir Peygamber ,in yannda byle

B1 Fethul-Bari c. 1, s, 149-150.
62 Buhari, C. 9, s. 111-112; c. 6, s . 9-10; C. 1, s. 30.
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

bir davran hi de ho deildir, Kendi kendilerine : Ra-


sulullah'a ne oluyor? (hastalndan mtevellid) ne dedi
inin farknda deil mi yoksa? diyerek, durum unu anla
maya almlard. Yanna vardklarnda, onlara! Beni
yalnz brakn. Benim bu halim, sizin arzu ettiinizden
daha hayrldr. Size eyi tavsiye ediyorum... demi
ti 83
bn Hacer genel olarak zerinde durduumuz bu ko
nuda u deerlendirmeyi yapm tr : Buhari, ilk olarak,
Hz. Alinin Hz. Peygamberden yazdna dair rivayete yer
vermitir. Bunda, Rasulullahm vefatndan sonra, yaz
mn yasaklandna dair rivayetin Ali'ye ulamam olma
ihtimali vardr. kinci olarak ise Buhari, Ebu Hureyre
hadisini zikretmitir. Bu hadis, yazmn yasaklanmasna
ilikin rivayetten sonra varid olmutur. Dolaysyla onu
neshetmi olur. Buhari, nc olarak, Abdullah b. Amr
hadisini nakletm itir. Ben bu rivayetin baz tariklerinde,
Hz. Peygamberin yazmaya izin verdiine dair ifadeler
bulunduu zerinde durm utum . Binaenaleyh bu haber,
yazmn cevaz hakknda, Ebu ahla ilgili rivayetten da
ha kuvvetlidir. nk onda, Ebu ahn okuma yazma
bilmemesi veya m olmas gibi hususiyetlere nazaran
yazverilmesi emrinin bulunm a ihtimali vardr. Buhari,
son olarak da, ibn Abbas rivayetine yer vermitir. Bu ri
vayet, mmet'in ihtilaftan kurtulm alar iin, Rasulullahm
onlara bireyler yazdrvermeye dair arzusunu ifade et
mektedir. Rasulullahm sadece hak olan bir eye ilgi du
yup, ona ihtim am gsterecei ise aikardr.84
Rasulullahn, diyet, miras ve daha pekok konuda
m ektuplar dikte ettirdii bilinmektedir. Nitekim, Amr b.

83 Buhari, c. 6, s. 9 Mslim, c. 5, s. 75; FethuT-Bari, c. 8, s. 93-94.


84 FethuT-Bari, c. 1, s. 150.
SNNET M DAFAASI

Hazm', Necran'a, Muaz b. Cebel'i de, Yemene gnde


rirken bunu yapmtr. Eer, konuyu uzatma ve okuyu
cuyu da skma endiesi olmasayd, bunlarn sahih kay
naklarn da zikrederdim. Okuyucularmz, b u kaynakla
ra m racaat ederek, konu hakknda teferruatl bilgi edi-
nebilirler.85

85 bn Sad, Tabaka, c. 2 Cemheret- Resailil-Arap, c. 1 Kita-


buT-Emval, s. 27, 125, 358 Ebu Yusuf, K itabu!-Hara, s. 85;
El-Kurei, el-Hara, s. 116, 119 Siret ve Tarihe d air kitaplar.
Nesai, Ebu Davud, Darim i ve D arakutninin snenleri, el-Mu-
halla v.b

287
SNNET N YAZIMINA ZN VEREN
HADSLERLE, YASAKLAYAN HADSLERN
T E LF

Eer; snnetin yazmn yasaklayan rivayetler, bu


na izin verenlerle eliki arzetmektedir. Bunlarn aralar
n telif etmek nasl m m kn olacaktr? stelik, bu konu
zerinde kalem oynatan bazlarnn da dedii gibi,86 ya
saklayan rivayetlerin izin verenleri neshetmi olmas
mmkn deil mi? diye sorulacak olursa, u ekilde
cevap veririz :
Bu iki eit hadislerin, aralarnn te'lif edilmesi hu
susunda, limler birka gr ileri srm lerdir :
a) Yaznn yasaklanmas, K u r a n a hariten bir ta
km eylerin kartrlmas endiesinden dolay, yalnzca,
Kuran'n nazil olduu dneme hastr. Bu konudaki izin
ise, daha sonraki dnemlere aittir.87
b) Yasaklama, yalnzca, Kur'an ve hadis metinleri
nin ayn sahifeye yazlmasn iermektedir. Zira, saha
be ayetlerin yorum una dair, Hz. Peygamber'den iittikle
rini ayetlerin yanma yazyorlard. Karklk meydana ge
lebilir endiesiyle bundan men olundular, izin ise, Kur'-
an'm bulunmad, m stakil sahifelere hadislerin yaz
labileceine dairdir.88

86 (Bu zt, Reid R zadr) M ecelletbM enr, Yl 10, Say 10,

87 TedribY-RvI, s. 151 Fecrul-slm, C 1, s 248.


88 Tedribtir-Rvl, s. 150-151 FethuI-Muis, C 2, s. 18
S N N ETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Yorumlarn, ayetlerin kenarlarna yazlm olduun


dan hareketle, baz limler, z kraatlarm meydana gel
mesine bunun sebep olmu olabileceini ileri srm ler
dir. nk, daha sonra gelen Tabi'Ier bu izahlar, Kur'-
an ayeti zannetmilerdir. Sahabe, ayetlerin izahn ta-
biun'a zikretmi, onlar da bunlar, K ur'an'la birlikte ay
n yere yazmlar, daha sonra gelenler de, izah sadedinde
kaydedilenleri K ur'andan zannetmi olabilirler.
c) Yasaklama, Peygamberin evinde korunm ak ze
re, ana nshay yazmakla mkellef, onu tek tek sayfalara
yazan, vahiy katiplerine getirilmitir. Onlarn, hadisleri
de yazmalarna izin verilmi olsayd, bu taktirde, Kur'-
an'la hadisi birbirine kartrm ayacaklarndan emin olu
namazd. zin ise, vahiy katibi olmayan kimselere veril-
mitir.89
d) Bu yasak, unutm a endiesi olmayan, bu itibar
la hafzasna gvenen ve fakat yazdnda, ona dayanp,
geveklie deceinden endie edilen kimselere m atuf
tur. izin ise; unutm a korkusundan dolay, hafzasna
gvemiyen, yazd vakit, ona gvenip de geveklie d
me kaygusu olmayan kimselere verilmitir.90
e) Hz. Peygamber bu izni, sadece Abdullah b. Amr a
vermitir. nk O, hem eski kitaplar okuyabiliyor, hem
de Srynce ve Arapa'y yazabiliyordu. Zaten, sahabe
nin ierisinde okuma yazma bilen tek tk kimse vard.
Onlar da iyi dzeyde yazamyorlard. H ata yapmalar en
diesiyle onlara sz konusu yasaklama getirilmi, Abdul-

89 M zekkiret- TarihiT-Ter, s. 197-198 bn Salah, Ulml-


Hadis, s. 171.
90 Tedribr-Rvj s. 150; Fethul-Mugis, C. 2, s. 18 U lm l-
Hadis, s. 171.
SNNET M DAFAASI

lah b. Amr'a ise msade edilmitir. Bu gr ibn Kutey-


be Tevil- Muhtelefi'l-Hadis adl eserinde zikretmi-
tir-91
Kanaatime gre, Rasulullah'n Benim hadislerimi
yazmaynz. Kim benden, Kur'an dnda bireyler yaz-
msa, onu imha etsin sz ile, Allah'n kitabm her-
eyden anndnn szlerinden anlalan; o 'n u n snneti
yazmalarm yasaklad kimseler, K ur'an' yazabilecekle-
rine dair izin verdii kiilerdir. Binaenaleyh, Rasulullah'-
m, hata yapmalar endiesiyle onlar yazdan men edip,
dier taraftan. K ur'an' ^ z ^ l a r n a m sade buyurmu
olmas m a'kul olmasa gerektir. nk Kur'an, daha b-
yk bir ihtimam re ttirm e k te d ir.
Buraya kadar zikrettiklerimizden anlalm aktadr ki,
yukarda geen her iki griin sahipleri de, yazm ko-
nusundaki birbirine zt iki eit haberden, birinin die-
rini neshettii kanaatinde deildirler. Nesh grn yal-
nzca, aada k n a a tle rin i kaydedeceimiz limler ileri
srm tr.
f) Buradaki yasaklama, snnetin yine snneti nes-
hetmesi kabilinden bir olaydr. Adeta, Rasulullah (s.a.s.),
nee szlerinin yazlmasn yasaklam, fakat, daha son-
ra; Snnet'in fazlalamas sebebiyle, muhafazasndaki
gl sezerek, yazlp, kaydedilmesine m sade etmi-
tir. bn Kuteybe de, bu kanaattadr. El-Hattabi ise :
Melim's Snen adl eserinde yle dem ektedir : y-
le grnyor ki, yasaklama nceleri sz konusuymu. Fa-
kat, son gr yazmann m bah olduu yolunda vuku
bulmutur.92

91 UlmLHadis, s. 365, 366.


92 M elims-Snen, c . 18, s. 130.

291
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Bu limlerin szlerinden anlalan, hem yasaklama


nn ve hem de iznin, btn zaman, ahslar ve her trl
sahifeleri ierdiidir. Daha evvelki grlerde ileri srl
d gibi, bu konuda hibir tahsis sz konusu deildir.
Buradan anlalan dier b ir husus da; kartrm a endi
esi olsun-olmasm yasaklamann ilk zam anlarda kondu
u, daha sonra ise, m utlak olarak yazmaya izin verildi
idir.
Ancak, bu grlere, u nedenlerle katlm ak m m
kn deildir : ncelikle, karklk endiesinin bulunm a
d b ir ortam da, yasak getirmenin bir anlam olamaz.
Fakat mesele taabbd'dir denirse, elbette o m stesnadr.
kincisi; kartrm a endiesi var olduu mddete,
yazya izin verilmesi makul deildir. Ancak, yle deni
lebilir : Hadislerin yazmna izin verildii vakit, Kur'an
kafalarna iyice yerleip, aralarnda tevatr derecesine
ulam, O'nu dier unsurlardan ayrt edebilecek duru
ma gelmilerdi. Vaziyet, kyamete kadar ylece devam
edebilecek bir nitelik kazanmt. Binaenaleyh, Kur an'-
n baka eylerle kartrlm as diye bir endie tamamen
ortadan kalkmt.
Ne var ki, b u da, pek akla yakn gzkmyor. nk,
Islm 'a yeni giren baz kimseler, Kur'an konusunda ken
dilerini doruya irad edecek birisini bulamayarak, pe
kala, onu bakasyla kartrabilirler. Byle bir durum
da ise, bizden kendilerine K ur'an' yazmamz istedikle
ri vakit, (onun yannda) baka eyleri de yazmamz caiz
olmayacaktr. yleyse; snnetin yazlabileceine dair ve
rilen izni, kartrlm a endiesinin bulunmamasyla kayt
lamak gerekmektedir.
Bu nedenle, im am Suyut, szkonusu gr destek
leyerek yld dem itir : Rasullah (s.a.s.), Snnetin, Kur'-
SNNET MDAFAASI

a n la kartrlm as endiesi bulunduu srece, yazlmas


n yasaklam, bundan emin olunduu vakit ise, yazma
izin vermitir. Binaenaleyh, (O na gre) yasaklamaya
dair emir neshedilmitir. Ayn ifadeleri Nevevi'nin Ms
lim erhi'nde de grmek mmkndr.93 ib n Hacer de,
yasaklamann daha nce vuku bulduunu, karklktan
emin olunduu zam anlarda ise yazma izin verildiini,
bunun da ilk em ri nesh ettiini, sylyor.94
ibn Hacer'in szlerinden, burada bir nesh olduu
aka anlalmaktadr. nk, m utlak olarak serdettii
sznn ifadesi, yasaklamann evvel olup, kartrm a en
diesi bulunsun-bulunmasn, her iki durum da da bu yasa
n cari olduudur. Ancak, bilahere, karklk endiesinin
ortadan kalkt zam anlarda yazma izin verilmesi, daha
evvel, ayn durum da szkonusu olan yasa ortadan kal
drmtr. Geriye ise, kartrm a endiesi bulunduu sre
ce, daimi olarak yazmn yasak olduu hususu kalm ak
tadr.
Suyuti ve im am Nevevi'nin szlerine gelince; bun
lardan nesh olduunu anlamak m m kn deildir. nk,
ilk zamanlarda getirilen yasaklama, kartrm a endie
si bulunduu taktirdedir, izin ise; bu endienin olmad
durum lara pastr. Bu nedenle, iznin, nehyi ortadan
kaldrmas szkonusu olamaz. Zira, her ikisi de ayn nok
tada varid olmamlardr. Bilakis, her bireri ay n bir
durum ve ayr b ir illetten neet etm itir. Binaenaleyh k
yamete kadar da hkm leri mstakil olarak devam ede
cektir. K artrm a endiesinin bulunduu durum larda
yasak devreye girecek, bulunmad zam anlarda ise, izin
tahakkuk edecektir. yleyse nesh aram ak beyhudedir.

93 En-Nevev, erh-i, Mslim, C. 18, s, 130.


94 Fethul-Bri, C. 1, s. 149.
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Aneak, yle bir itirazda bulunulabilir : Yasakla-


ma, Kur'an'n Islm m m eti tarafndan zmsenip, di-
er unsurlardan tamamiyle tefrik edebilecekleri bir or-
tam m teekkl etmemesinden dolay meydana gelebile-
ee^ bir karklk endiesinin varolduu dneme hastr.
Yazma izin verildii vakitten, kyamete kadar ise; Kur'-
an'm tevatr derecesine ulamas, m m etin tamamyla
O n u ayrt ^ b i l e c e k bir nitelie kavumas nedeniyle,
byle bir karklk korkusu szkonusu olamaz. Eer, bi-
risinin byle bir kantrm aya maruz kaldm farzetsek
bile. Onu bu konuda, aydnlatp, doruya irad edecek,
pekok kimseye m raeat etme imkanna sahip olduun-
dan dolay, neticede k a t r m a d a n emin olacaktr. Ya-
saklamaya neden olan illet ortadan kalkt, iznin veril-
dii tarihten itibaren bir daha ortaya kmas szkonusu
olmad iin, yasaklama sona ermi demektir, ite bu
da, nesh'in t kendisidir.

Bunda ihtilaf vardr. Zira; ileriye srdkleri szle-


rin dora olduu farzedilse hile, iznin ^ sa k la m a y nesh-
ettii sylenemez. S ^ n e b ile c e k yegane husus ise udur :
illetin sona ermesi ve daha sonra bir daha ortaya kma-
masndan dolay, hkm n bu illetle ilgisi sona ermitir.
Buna ise nesh denilemez. nk nesh, er'i b ir hkmn,
yine riin hitabyla ortadan k^dm lm asdr.
Bir baka ihtilafl nokta da daha nee bahsettiimiz,
slm 'a yeni giren kimselerle ilgili ksmdan u la la b ilir.
Neshi, yalnzca, ib n Kuteybe, H attab ve ibn Ha-
cer'in e l e r i n d e n anlam ak m m kndr ki bunlara da-
ha evvel temas etm itik u kadar var ki, ilk ikisinin
szlerinde nesh olay, hem karklk endiesinin var ol-
duu ve hem de bundan emin olunduu durum lar kap

294
SNNET MDAFAASI

samaktadr. bn Hacer'in grne greyse sadece, g


ven ortam ndaki yasa iermektedir.
limlerin ounluu nesh grne kail olmulardr.
M teahhirundan baz limler de b u kanaattadr. Kanaa
timize gre ise, asla, b ir nesh szkonusu deildir. Kar
klk endiesi sz konusu olduunda yasak, bunun or
tadan kalkt durum larda ise izin szkonusudur. Her
ne zaman ki, byle b ir korku ortaya ksa, o zaman der
hal yasak gndeme gelir; ne zaman da byle bir korku
bulunmazsa, izin gndeme gelir. Zira, nesih grn,
iki durum u cem' etme im kannn bulunmad pozisyon
larda kabul etmemiz gerekmektedir. Burada ise; yasa
, endie haline, izni de, byle bir endieden emin olun
duu durum a tahsis etmekle (arasn bulma) cem' imka
nmz vardr. Bu da gayet m akuldur. yleyse, bizi nesh
grne zorlayan nedir?
Sonra daha evvel getii zere (bu mey andaki em ir
leri) birtakm ahs, sahife ve zamanla tahsis yoluna git
menin de bir anlam yoktur. Bilakis, yasaklamann sz
konusu olduu durum, kartrm ann doabilecei her du
rum dur : Bunun K ur'ann Snnet'le bir araya (ayn say
faya) veya m stakil olarak yazlmasndan doabilecek bir
karlk olmas ile vahiy katipleri ya da baka ya
zanlardan kaynaklanan bir karklk olmas yahut da
vahyin nazil olduu dnem veya daha sonraki d
nemlerde olmas fark etmez, bu sonucu deitirmez, izin
ise, hangi durum szkonusu olursa olsun, kartrm a en
diesinden emin olunduu dnemde geerlidir.
Yasaklamaya dair emrin, msadeye ilikin emri nesh-
etmesi ise, nedenden dolay doru olamaz;
a) Birincisi; msadenin, yasaklamay neshettii yo
lundaki gr iptal sadedinde zikrettiklerimizdir. Nesh
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

grne, ancak, birbiri ile elien iki delilin arasn bul


ma imkan olmad zamanlarda, gidilebilir. Burada ise,
delillerin arasn bulm ak m m kndr. Bu nedenle biri
nin dierini neshettii doru olamaz.
b) kincisi; Yazma msade eden hadisler, daha son
ra varid olmulardr. Ebu ah hadisi, Rasulullah'm ve
fatna yakn, Mekke'nin fethi ylnda vuku bulmutur.
Ebu Hureyre'nin, Abdullah b. Amr'la, kendisi arasnda
mukayeseyi ieren rivayeti de daha sonraki dnemlere
aittir. nk, Ebu Hureyre (r.a.)'nin mslman oluu son
zam anlara rastlar. Bu da, Onun mslman olduu vakit,
Abdullah b. Amr'n hadisleri yazdna delalet eder. Ra-
sulullah'n mmeti saptmamas iin, onlara bireyler yaz
drm a arzusu da, O n u n lm deinde vukubulmutur.
Ebu Said el-Hudr rivayetinin, zellikle Rasulullah'm yaz
maya teebbs ile ilgili rivayet bata olmak zere za
man bakmndan, btn bu rivayetlerden sonra vuku bul
mas uzak bir ihtimaldir. Sonra olsayd, sahabenin m ut
laka bundan haberi olurdu.
c) nc neden ise udur : Sahabe ve Tabiun as
rndan sonra, slm mmeti, yazmaya izin verilip, bunun
m bah olduunda ve iznin yasaklamadan sonra vuku
bulduunda icma' etmilerdir. Sahabe asrndan sonra v-
cud bulan, slm mm etinin bu icma' tevatren sabit
olmutur.95 Hatta, asrmzda yasaklamann, izni neshet
tii grn savunanlar bile, eserlerinde, Hz. Peygam-
ber'in hadislerine yer vermektedirler.

95 Ahmed kir, EI-BsuT-Hasis, s. 159.

296
SNNET N SAHABE DEVRNDE YAZIMI VE
TEDVN

ayet : Rasulullah'm vefatndan sonra, sahabe ve


Tabiun'un tutum una bakm ak lazm. Zira onlar, snneti
yazp, tedvin etmekten kanmlar, bakalarm da bun
dan men etmilerdir. H atta yazdklarn alp yakm lar
dr. Bunu yaparken de, Rasulullah'm, snnet'in yazlma
sn yasaklad yolundaki rivayetleri delil getirmilerdir.
Btn bunlar, Snnetin hccet olmadna, Rasulullah'm
getirdii yasan, izinden sonra olup, onu neshettiine
dair b ir delil tekil etmez mi? Aksi taktirde onlarn, iz
nin icab, hareket etmeleri gerekmez miydi? denilecek
olursa; yle cevap veririz :
Sahabeyi bu konuda b ir btn olarak deerlendir
meye tabi tutm ak gerekir. nk, onlarn pek ou, ya
zya cevaz veriyor, yazl snnetleri yanlarnda m uha
faza ediyorlard.1 Bazs da, bilfiil yazyordu.2
te bu konuda varid olan haberler :
Buhari, Ebu Davud ve Nesei'nin kaydettikleri bir
rivayette, Hz. Ebu Bekir'in, Enes (r.a.)'i, Bahreyn'e zekat
grevlisi olarak gnderirken, onlara yle yazd belirtil
mektedir : Bunlar, Rasulullah'm btn m slm anlara
vecibe kld, zekat farizalardr. Onlar, Rasulne Allah
Tela, emretm itir. Kim onlar, usul dairesinde isterse,

1 Kad lyaz, C. 2, s. 167.


2 Drmi, en-Nakzt s. 130-132.

297
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

m slm anlar versinler, kim de, daha fazlasm talep eder


se, o taktirde vermesinler.
bn Abdilberr'in, Abdlmelik b. Sfyan'dan naklet
tii b ir rivayette ise; Hz. mer'in : lmi, yazyla kayde
diniz dediine yer v e rilm itir: Bunu, Hakim ve Dari-
mide rivayet etm itir. bn Abdilberr, benzeri b ir rivaye
ti, Yahya b. Kesir kanalyla, bn Abbas'tan nakletmitir.
bn Abdilberr, bn Abbas'n, Harun b. Antere nin ba
basna, yaz iin msade verdiini, rivayet etm itir. Ay
rca, Said b. Cbeyr'in, bn Abbas'la birlikteyken, ondan
iittii hadisleri, binitinin zerinde yazdn, indikten
sonra da, yazdklarn oalttn, rivayet etmitir.
m am Mslim ise; bn Eb Mleyke'nin u szne
yer verm itir: bn Abbas'a, bana baz eyleri yazver
mesi iin b ir m ektup gnderdim. Bu arada baz eyleri
de gizli tutm asn istedim. O da (hakkmda) : Samimi
bir ocuktur. Ben O'nun namna hereyi adam akll se
iyor, bazlarn da kendisinden gizliyordum, deyesiy-
mi (Ravi diyor ki) : bn Abbas, Hz. Alinin mahkeme ka
rarlarn istedi ve onlardan baz eyler yazmaa balad.
Bu arada, yle eylere rastlyordu ki : Allah'a yemin
olsun, bu hkm Ali vermemitir. O n u n bu hkm ve
rebilmesi iin, ancak, saptm olmas gerekir, diyordu.
Sfyan b. Uyeyne tarikiyle de, Tavus un yle dedi
ini rivayet etm itir : bn Abbas'a, Hz. Ali'nin m ahke
me kararlar getirilmiti de, O, onlardan (Sfyan, dirse
ini iaret ederek) u k a d a n hap, hepsini imha etti.
m am Ahmed, Ka'ka' b. Hakim'in yle dediini ri
vayet etm itir . Abdlaziz b. Mervan, bn mer'e bir
m ektup yollayarak, ne ihtiyac varsa kendisine bildir
mesini sylemitir : bn mer de cevaben O n a : Rasu
lullah (s.a.s.) veren el, alan elden daha hayrldr, infaka

298
SNNET M DAFAASI

ehlinden bala demitir. Ben senden herhangi bir ey


istemiyorum. Ama, senin vastanla, Allah'n bana verece
i rzk da, reddetmek istemem diye yazmtr.
b n Hacer, Fethul-Bari adl eserinde yle demek
tedir : Ebu Kasm b. M ndenin Kitabul Vasiyyesinde
Buhari nin, Ebu Abdurrahman el-Hublli'ye kadar va
ran sahih bir isnadla zikrettii u rivayete rastladm :
Ebu Abdurrahman, Abdullah'a, ierisinde hadis yazl
olan bir kitap getirmi ve : u kitab incele. Bildiin ha
disler kalsn, bilmediklerini aradan sil, demitir. B ura
daki Abdullah'n, mer b. el-H attab'm olu olmas m uh
temeldir. nk, el-Hubulali, Ondan hadis iitmitir.
nun, Amr b. el-As'm olu da olmas muhtemeldir. Zira,
l-Hubulali, O'ndan yapt rivayetlerle m ehur olmutur.

bn Abdilberr, Mchid'den gelen u rivayete yer ver


mitir : Abdullah b. Amr yle dem itir : Beni hayata
levik eden iki ey var : Bunlardan birisi, es-Sdka, di-
eri ise eI-Vehttir. Es-Sdka Rasulullah'tan yazd
m hadisleri muhtevi sahifedir. El-Veht ise; Amr b.
As'm bana tasadduk ettii arzdir.
Yine, bn Abdilberr, FudayI b. Hasen b. Amr. b.
meyye ed-Damr'nin, babasndan naklen yle dediini
rivayet etm itir : Eb Hureyre (r.a.)'nin yannda, b ir ha
dis zikrettim. O n u hemen reddetti. Bu hadisi, senden
iittim, dedim. Eer O n u benden iittiysen mutlaka,
yanmda yazl olmas gerekir, diye karlk verdi. Elim
den, tutup, beni evine kadar gtrd. Bize, Rasulullah'n
hadisleri yazl olan, pekok kitap gsterdi. Kitaplardan
bu hadisi de buldu ve bana Eer bu hadisi ben rivayet
ettiysem m utlaka yanmda yazldr diye sylememi miy
dim? dedi. bn Hcer de, benzeri bir rivyete yer ver

299
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

mitir. bn Abdilberr, Ebu H ureyrenin bu rivayetinin, da


ha nce geen kendisinin yazmayp, Abdullah b. Amr'n
yazm olduu yolundaki rivyetiyle eliki arzettiini,
evvelki rivayetin nakil bakm ndan daha sahih olduunu
sylemitir.
bn Hacer ise, yle d e m e k te d ir: Bu rivyet daha
nce geen Abdullah b. Amrn yazp da, kendisinin
madii eklindeki, rivyetle eliki arzetmez. nk, ara
larn bulma imkn m m kndr. yle ki; Ebu Hureyre
(r.a.) Rasulullah zamannda hadisleri yazmazken, daha
sonra yazmaya balam olabilir. Kald ki, hadislerin ya
zl olarak, yannda bulunmas, onlan kendisinin yazd
anlamna gelmez. nk, (daha nce) yazmad bilin
mektedir. Bu durum da, yanndaki yazl hadislerin baka
lar tarafndan kaleme alnd ihtimali kuvvet kazanr.
bn Abdilberr, Ber b. Nehk'in de yle dediini ri
vayet e d e r : Ben, Ebu Hureyre'den iittiklerimi yazar
dm. O n dan ayrlacam vakit, yazdklarm getirdim ve
O na; Bunlar senden iittim, ne dersin? dedim. O da,
bunu onaylad. I
Mslim de, Enes b. Malik'ten gelen u rivyete yer
verm itir : Bana Mahmud b. Reb', Itbn b. Malikten
rivyet etti ve dedi k i : Medine'ye gelmitim. Orada, It-
bn ile karlatm. Senin bir hadisini iittim, ne dersin?
dedim. yle cevap verdi : Gzlerimden rahatszlanm
m . Rasulullah'a haber gnderdim ve evime gelip namaz
klmasn, zira namaz kld yeri, kendime namazgh edin
mek istediimi, syledim. Rasulullah da b ir grup ashabiy-
le birlikte geldi. girdiler. Rasulullah, bir kede na-
maz klarken, ashab da kendi aralarnda konuuyorlard.
Sonra, (szkonusu olan eylerin) en ounu ve en by-
SNNET MDAFAASI

f'.n. Malik b. Dhum'a isnad ettiler. Peygamber'in, O'na


beddua etmesini ve bu sebeple Onun helk olmasn is-
tediler. Bu arada, Rasulullah namazm bitirdi ve o,
Allah'tan baka 1 olmadna, de, Allahn elisi
olduuma ehadet etmiyor mu? diye sordu. Ashab; Evet,
bunu sylyor, ama, kalbiyle ona inanmyor, dediler. Ra-
sulullah Allahtan baka ilh olmadna, benim de,
Allah'n elisi olduuma, ^hdet getiren hi bir kimse, ce-
hermeme girmeyecek ve onu tatmayacaktr, dedi. Enes
(r.a.) Bu hadis, benim ok houma gittii iin, oluma
yazmasn syledim. da, yazd, demitir.
ibn Abdilberr, Smme'den, Enes (r.a.)'in : Yavrula-
! lm, yazyla kaydedin, dediini rivyet etmitir.
Ayn haberi, Hkim de kaydetmitir.
bn Abdilberr, bu konuda, ayrca, u rivayetlere yer
vermitir :
Rabi' b. Sa'd Cbir b. Sebt' levhalara yazar-
ken grdm, demitir.
Abdullah b. Huneys de : (baz hadisileri), el-Be-
rnm yannda, ellerinde kam, yazarken grdm, de-

M an yle dem itir : Abdurrahman b. Abdullah


b. Mes'd, bana bir kitap gsterdi, ve O'nu bizzat baba
snn yazdna da yemin etti.
Haan b. Cbir de : Ebu Umme ye lm (hadis-
ler)'in yazlmasnda, bir m ahzur olup, olmadn sordum.
Bunda bir saknca olmadn belirtti, demitir.
Hrre gnnde, Him b. U rvenin babasnn ki
taplar yanm ve O, yle dem itir : Keke btn ma

301
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

lm ve ehlim gitseydi de, kitaplarm yanmda kalsayd.


Ser b. Yahya, H asenin ilmn yazlmasnda bir beis
grpaediini, Tefsirini iml ettirdiini, kendisinin de ya
zverdiini sylemitir.

brahim en-Neh, el-Atrf'm yazlmasnda bir


beis yoktur, demitir.

Ebu Krn, Dahhk'm : Birey duyduun vakit,


duvara bile olsa, onu yaz dediini, Hasen b. kil'in de :
Dahhak bana, Haccm mensikini iml ettirdi dediini
rivyet etmitir.

Halid b. Nizr, yle dem itir : Hiam b. Abdl-


melik, Zhr nin rivyetlerini yazmak zere iki tne ktip
tutm u, bir sene boyunca yazmlardr.

M am er de yle dem itir : Yahya b. Kesir, bana


baz hadisler zikretti ve falanca hadisleri, bana yazver,
dedi. lm in yazlmasn kerih grmyor musun? diye sor
dum! Yaz; nk, yazmazsan ilmi kaybedersin veya on
da yetersiz kalrsn, dedi.
mir e- ab de : Yaz ilmin kayddr demitir.

Vehb b. Cerr ise, u b e nin kendilerine bir hadis


olduunu
lirttiini nakletm itir.
ebbe de yle dem itir : ube; hadisleri ar
ka arkaya sralayp, zikrettiimi grdnz vakit, bilin
ki, ben onlar kitaptan ezberlemiimdir, dedi.
Sleyman b. Musa da : lim kiinin yanma
oturur. Birincisi, her iittiini alan kimse; bu gece vakti

302
SNNET M DAFAASI

odun toplayan gibidir. kincisi, yazmayp, yalnzca din


lemekle yetinen kimsedir; buna, limin meclisinde bulu
nan kii denilir. Bir ncs de vardr ki; Rivyetleri
seer. te O, en hayrllardr. bir baka seferinde ise
te O, esas limdir, demitir.
Sfyan ise; Baz idareciler, ibn brm eve : ne
bu Rasulullah'a isnad edilerek, bize rivyet ettiin hadis
ler? diye sorduunu Onun da : Onlar, yanmzda bulu
nan bir kitaptan naklediyoruz diye cevap verdiini, nak-
letmitir.
Htim el-Fhri de yle dem itir : Sfyn es-
Sevr'nin; hdisi ekilde yazmak houma gider :
z hadisleri din edinmek zere yazarm. Bazlarn da sa
dece yazarm, ne terkeder ve ne de din edinirim. Bir de
zayf hadis vardr, O'nu tanm ak houma gider, fakat
nunla pek ilgilenmem, dediini iittim.
Hlid b. Hd el-Badd de : Mlik b. Enes'e
ved ediyordum. Ey Ebu Abdullah! bana ne tavsiye eder
sin, dedim. Gizli ve ikr, her hlinde, Allah'tan sakn,
m slm anlara nasihat et. Ehlini bulduun vakit de, lm
yaz, dedi. dejnitir.
shk b. Mansr da yle dem itir : Ahmed b.
H anbele lm (hadisler),in yazlmasn kimler kerih
ryordu. diye sordum. Bir ksm limler bunu kerih
grrken, bazs da buna ruhsat vermitir, dedi. Eer,
lim yazlmam olsayd, kaybolup, gitmez miydi? dedim.
Evet, ilim yazlmasayd, imdi hlimiz ne olurdu (bilmem
ki?) dedi.
shk b. Mansur diyor ki : Ayn soruyu, shk b.
Rheveyhe sordum, O da, tpk, Ahmed b. Hanbel gibi
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Ebu Klbe; yazmak bana, unutm aktan ok daha


sevimlidir, demitir.
Ebu Melih yle dem itir : Yazdmz iin, bizi
ayplyorlar. Halbuki, Allah Tela : De k i : Onlarn bil
gisi, Rabbmn yannda bir kitaptadr. Rabbm amaz
ve unutmaz,3 buyurm aktadr. Bunu, Suyt de Tedr-
bV-Rvi adl eserinde rivyet etmitir.
Abdurrahman b. Hermele de : Ben, hafzas, pek
iyi olmayan birisiydim. Bu nedenle, Said b. el-Mseyyib
yazmama msade etti, demitir.
m am Malik de, Yahy b. Sad'in : her iittiimi
yazmam, bana, malmn bir misli daha fazlalamasndan
ok daha sevimlidir, dediini haber vermitir.
Sevde b. Hayyn da, Muaviye b. K urra'nm : lm
yazmayan kimseyi, lim saymayn dediini nakletm itir.
Abdurrahman b. Ebu z-Zind, babasnn yle de
diini haber v e rm i tir: Biz (yalnzca) hell ve haram (a
dair rivayetler)i yazardk. bn ihb ise, her iittiini ya
zard. Kendisine ihtiya hissedildiini grnce, O'nun in
sanlarn en limi olduunu anladm.
Ed-Derverd de yle dem itir : lm (hadisler)'i
ilk tedvin eden kii bn ihbtr. m am Mlik de ayn
sn sylemitir. Ma'mer ise, Zhr'nin u szn naklet
m itir : Emirler zorlaymcaya kadar, biz ilm (hadisler)'in
yazlmasn ho karlamyorduk. Sonunda, mslman-
larn hibirinin bunu yapmasna mani olmamamz gerek
tiini anladk.
Eyyb b. Ebi Temizi de, Zhr'nin u szn nak
letm itir : idareciler, benden yazmam istediler. Ben de

3 T h a , 52
304
SNNET MDAFAASI

bunu yap . Onlarn b u isteklerini yapnca, bakalarna


da yazvermemekten dolay haya ettim.
Ma'mer, Slih b. Keysn'm u szn nakletmitir:
-bn ihab'la birlikte ilm (hadisler)i reniyorduk. Bir-
giin, snnetleri de yazmaya k arar verdik ve Rasulullah'-
lan gelen hereyi yazdk. Sonra O : Sahabeden gelenleri
de yaz, dedi. Ben : Hayr, olmaz. nk, onlar snnet
deildir, dedim. O; Bilkis, onlar da snnettir dedi ve
yazmaya devam etti. Ben ise yazmadm. Bylece, O ba
arl oldu, ben ise kaybettim.
Ebu Zr a da : Ahmed b. Hanbel ile Yahy b.
Main,in : Hadisleri yazmayan b ir kimsenin hata yapma
yacandan emin olunamaz, dediklerini haber vermitir.
Er-Riya de, Halil'in : Yazdklarn beyt'l-mal
say ezberlediklerini de nafaka, dediini nakletmitir.
M berrid de, yine Halil'in : iittiim hereyi yaz
lm. Yazdm da ezberledim. Ezberlediim hereyin ise,
utlaka faydasn grdm dediini rivayet etmitir.
SAHABNN BU KONUDAK TUTUMLARININ
DEERLENDRMES

Bu konuda, baz sahabilerin tutum unu esas alsak bi


le, bu asla, Snnetin hccet olamyaca anlamna gelmez.
nk, Hz. Peygamber'in yazmaktan nehyettiine dair
emri herkese m alum dur. Nitekim daha nce de bu hu
suslar zerinde durm utuk. Burada ise, sahabeyi yazmak
tan alkoyan dier nedenlere temas etmek istiyoruz :

Baz sahabilerin, hadisleri yazmaktan kanmas, ya


saklamann, izinden sonra olduuna ve onu neshettiine
dir bir delil olamaz. nk, b n Kuteybe ve el-Hattab'-
nin kanaatlar dorultusunda; hem yasaklamann ve hem-
de iznin btn ahs ve durum lar kapsadm syleyecek
olursak, o taktirde, sahabenin, Hz. Peygmber'in vefatn
dan sonra da, nceki hl zere devam ettiklerini belirt
memiz gerekir. Onlar, Rasulullah'n r a y sadesine m utta
li olamam, nceki hkm n nesh' olunmayp, devam et
tiini zannetmilerdir. Yoksa, yasan, izinden sonra olup,
onu neshettii gibi bir anlaya sahip olmamlardr. Boy
lu olsayd, onlardan sonraki neslin, yazmaya izin verilip,
O nun m bahlm da icma' etmemeleri gerekirdi.
Yasak ve iznin herbirerini, daha nce zikredilen hu
suslarla, tahsis edenlerin grn benimsediimiz tak
tirde ise; yazmaktan kanan, bakalarna mni olan ve
yazl olan sahifeleri imha eden, sahabi ve Tabiilerin, yaz
maya engel tekil eden unsurlardan herhangi birisi sebe

307
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

biyle, byle yaptklarn sylememiz gerekecektir. Bu se


bepler; K ur'an ve snnetin yazlmasnn karkla yol a
mas, yazya gvenilerek, geveklie dlmesi, bunun
sonucu olarak da, ilim, fkh ve anlayn kaybolmas gibi
nedenler olabilir.
Ayn eyleri, Snnetin tedvin edilip, tpk, K ur'an gibi
bir kitapta toplanlmas konusunda da syleyebiliriz. Kal
d ki tedvinin, hcciyetin artlarndan olduu yolundaki
gr tam amen yanltr.
Eer tedvin edilmeyi, hcciyete mani b ir unsur ol
sayd, yle demek doru olurdu : Hz. Ebu Bekir ve
Zeyd b. Sabit, ilk etapta, K ur'an'n cem edilmesinden ka
ndklar vakit, K ur'an'n hccet olmad anlayyla by
le yapmlardr. Bu ise, bu iki ahs hakknda, tasavvu
ru m m kn olmayan b ir husustur. Fakat, gerek u ki,
onlar, ilk etapta K ur'an'm cem edilmesi fikrine yana
madlar. nk, Rasulullah, bunu yapmam, yaplmas
n da emretmemiti. Sonradan, m aslahatn ve hayrn cem'
edilmesinde olduunu grnce, derhal bu ii gerekletir
milerdir.
Buhari, b n ihb tarikiyle yer verdii b ir rivayette
Zeyd b. Sabit'in yle dediini k a y d e d e r: Yemme sa
vanda ldrlenlerden dolay, Hz. Ebu Bekir beni a
rtt. Vardmda, mer (r.a.) de oradayd. Ebu Bekir
(r.a.) bana : mer geldi ve Yemme gnnde ok sayda
K ur'an hafz lp gitmitir. Ben, dier blgelerde de Kur
an hafzlarnn ldrlmesinden ve bu sebeple, K ur an -
m ekseriyetinin kaybolmasndan endie ediyorum. Ka
naatimce, K ur'an'm cem' edilmesini em ir buyurmanz ye
rinde olur, dedi. Ben de O'na : Rasulullah'n yapm
d b ir ii, nasl yapabiliriz ki? dedim. m e r : Allah'a

308
SNNET M DAFAASI

yemin olsun ki, bu hayrl bir itir. diyerek, srarla bana


m racaatta bulundu. Sonunda, Allah, benim de kalbimi
mer'in grne sndrd. Ben de O'nun gibi dnm e
ye baladm. dedi.
Zeyd diyor k i : Hz. Ebu B e k ir : Sen gen ve akll
bir adamsm. stelik, hakknda menfi b ir eyde bilmiyo
ruz. Daha nce, Rasuiullah'n vahiy katipliinde de b u
lunm utun (zerinde) K ur'an (yazl olan) paralan ara
tr onlar b ir araya getir, dedi. Allah'a yemin olsun ki,
eer b ir dan yerini deitirmek gibi b ir grev verseler-
di, bu bana, Ebu Bekir'in, K ur'an'm cem' edilmesi iini
em ir buyurm asndan daha ar gelmezdi.
Onlara : Rasulullah (s.a.s.)'n yapmad bir eyi, na
sl olur da, sizler yapmaya kalkrsnz, dedim. Ebu Be
kir : Allah'a yemin olsun ki, bu ok hayrl bir itir,
dedi ve bana bu konuda, ok srar etti. Sonunda, Allah
benim de kalbimi, o ikisinin kanaatlerine sndrd. Kur'-
an' cem' edebilmek, iin; hurm a yapra, ta ve K ur'an'
ezbere bilen kimseleri, aratrm aya, toplamaya baladm.
Tevbe sresi'nin son yetini : Andokun, iinizden size y
le bir peygamber geldi ki; skntya uramanz, O'na ar
gelir... Yalnzca, Ebu Huzeyme el-Ensari'nin yannda
bulabildim. Baka, hi kimsede bulamadm. Mushaf (ta
mamlandktan sonra) lnceye kadar, Ebu Bekir (r.a.)'in
yannda kald. Sonra, hayat boyunca mer'de, kald, l
mn mteakip ise, Hz. Hafsa'ya intikal etti.
te bu da, tedvinin hcciyete tesir etmediinin en
ak delilidir. Snnet'in tedvin edilmeyiinin daha baka
sebepleri olabilir. Bunlara ileride temas edeceiz.
Sonra biz; Hz. mer'in, Snnetin tedvini ve bir ki
tapta cem'edilmesi konusunda m tereddid olduunu, bu

309
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

konuda, Ashb ile istirede bulunduunu gryoruz. Ni


tekim, ilerinden bir ksm, tedvin edilmesi yolunda fikir
beyan etmilerdir. Eer tedvin edilmi olmak, hcciyet'in
bir art olsayd, O taktirde, Hz. mer'in tedvin konusun
daki teredddnn, snnetin hccet olup olmadndaki
teredddnden kaynaklandn, sylemek gerekirdi. Kim
bunun byle olduunu syleyebilir? Hz. mer'in msl-
man oluundan itibaren, hilafeti zamannda tedvin konu
su ortaya kncaya kadar, Snnetin hcciyetinden tered
dt ettiini sylemek asla m m kn deildir. nk O, ok
daha basit meselelerde Rasulullah'n hkm nn ne ol
duunu renmeye byk zen gsterirdi. Bu durumda,
O nunla ilgili olarak iki ey sylenebilir. O, ya Snnet'in
hccet olduu grndeydi, yahut da bu kanaatte deil
di. Ama, her halkarda, tedvin konusundaki tereddd,
Snnet'in hccet oluundaki teretddnden kaynaklanm
olamaz. Ancak, teredddnn, O n u Snnet konusunda
aratrm aya sevkeden dier sebeplerden ne'et etmi ol
mas m m kndr.

Baz sahabilerin tedvinden kanmalar veya tedvin


edilmi bulunan sahifeleri yakmalar konusunda ise, iki
sebep zikredilebilir:
a) Bu sahabiler son derece m ttaki ve ver' sahibi
kimselerdir. Bu nedenle kendilerinden sonra, baz kimse
lerin, onlarn tedvin etmi olduklar hadislerle amel et
mesinden endie etmilerdir. Bunun sebebi ise; hadisi ken
dilerine rivayet eden ahsn, zahiren sika grnmekle be
raber, aslnda yalanc olmas ihtimali veya hafzas kuv
vetli gibi gzkmekle birlikte, gerekte zayf olmas, ya
hut da, bizzat kendilerinin Rasulullah'tan iittikleri hadis
lerde, hata yapmalar ihtimalidir. Nitekim, Hz. Ebu Be-

310
SNNET MDAFAASI

i in, tedvin ettii hadis sahifelerini, niin yaktn, Hz.


\ ie ye izah ederken syledikleri de buna iaret etm ek
ledir. O yle dem itir : O, senin yannda iken lp, git
mekten korktum . Ola ki, ierisinde kendisine gvenip, sika
zannettiim bir zatn rivayetleri bulunur da, aslnda, ha
disleri bana rivayet ettii gibi olmayabilir. Fakat, sorum
luluu ben zerime alm olurum. Baka bir rivayette ise,
zleri yledir : Size b ir takm hadisler rivayet ettim.
Kimbilir, belki de kelimesi kelimesine iitmemiimdir.

b) Kur an'da olduu gibi, Sahabeden bir iki, on veya


z tanesinin, Rasulullah'tan sadr olan her eyi bir ki
tapta toplama imkanlar yoktur. nk, btn risleti
boyunca, her an Rasulullah (s.a.s.)'la beraber olan birini
gstermek m m kn deildir. Bunun bulunabilecei farz-
rdilse bile, bu sefer de, her iittiini ezberlemesi, onlar
hatrlamas ve tedvin etmesi imkn dahilinde deildir. Yi
ne, ilerinden belli sayda kimsenin, nbetlee, Rasulul-
lah'la beraber olduklar.1 ve ondan sad ^o lan hereyi ha
lfa la rn a aldklar da m m kn gzkmemektedir. Ba
zen, ilerinden birisi bir vakit Rasulullah'la yalnz kalm
ve bu arada bakalarnn m uttali olamad baz eyleri
mahede etmi olabilir. Bu itibarla, sahabeden herbiri,
dierlerinin sahip olmad snnet bilgisine sahip olabi-
bil irler. Ne kadar yetki verilirse verilsin, hibir kimse
nin, Rasulullah,n vefatndan sonra, saylar vzbinleri
bulan sahabiyi bir araya toplayarak, snnet bilgilerini bir
uaya getirmesi m m kn deildir. 1

Suytl Tedribr-Rvi, (s. 206),da yle dem ektedir: Bi


risi Ebu Zra er-Rziye : R asulullahm hadislerinin drtbin
tane olduu sylenemez mi? diye sormu. Bunun zerine :
I Kim sylyor bunu? Allah, Onun dilerini dksn. Bu zn-

311
S ^ E T N YAZIMINA MSADE EDLMES

Sahabe, buna m uktedir olmadklarn anlaymea; ken-


dilerinden sonra gelenlerin, aynen Kur'an da olduu gibi,
onlarn btn glerini sarfederek, snnetin tam am m bir
kitap haline getirdikleri inancna derler korkusuyla, ted-
vin iinden k m m la rd r. Bu nedenle, daha nce yazl-
m olanlar da a k m la rd r. Ayrca; szl rivyetlerin
snnetten olmad inancna kaplp, eliki halinde, ted-
vin edilmi bulunanlar, szl rivayetlere tercih ederler
endiesini de tamlardr. Halbuki, byle bir durumda
szl rivayet, tedvin edileni neshetmi de olabilir. za-
man, er'i hkm lerin byk bir ksmnn kaybolmas
tehlikesiyle kar karya kalnm olurdu.

d k lan n szdr. Rasulullahn hadislerini, kim sayabilir ki?


, vefat ettii vakit, kendisinden rivayette bulunan 114 bin
sahbi vard. diye cevap verdi. Peki, bu sahbiler neredey-
diler ve nasl iittiler? diye sorulunca; Mekke,
Medine ve bu ikisi arasnda yaayan Araplar; Ved haccn
d a hazr bulunanlar ve hayatnda Onu grp, A rafatta
dinleme im kan bulanlardr, karln verm itir. El Iraki :
bnl-Medininm verdii r u a m n da, Ebu Zura nnkine ya-
km olduunu sylemitir. bnul-Medini, Rasulullah vefat et-
tiinde, Onu gren, kadn, erkek 100 binin zerinde insan
vard, diyor. Bu itibarla, her ta ra fa dalm olan sahbeyi
tesbit etmek m m kn olm ayan bir itir. Buhr, Kab b. M
Jikin, Tebk seferine itirak etmemesiyle ilgili rivyette.
Onun ^le dediini kaydetm itir Rasulullah (s.a.s)jn
ashab k ad ar ok ki. O nlarn (isimlerini) bir divanda top
lam ann im kn yoktur. El-Irki de, E6-Scinin el-Menakb
adl eserde, Er-Rafin yle dediini kaydettiini, n a k le d e r:
Rasulullah veft ettii vakit, m slm anlarm says altm
bindi. Bunlardan 30 bini M edinede, geri kalan a sair yer
lerdeydi. Bununla berber, Rasulullah zam annda vefat eden-
leri, Onun ada olanlar ve Onu kkken grenleri bile
zikretm elerine ram en, Sahabe hakknda eser *
kaydettikleri say onbine ulam am aktadr.

312
SNNET M DAFAASI

Snneti, tedvin edenler, Rasulullah (s.a.s.) ile, uzun


mddet beraber yaam, ileri gelen sahabiler olaca iin,
zellikle de, Hz. Ebu Bekir ve mer (r.a.) gibileri
sonraki m slm anlarm , szkonusu m uhtem el inanca sa
hip olacaklar aikrdr. Hz. Ebu Bekir'in : Benim bu
lamadm hadisler kalm olabilir. Bu nedenle de; eer
Rasulullah, bunlar sylemi olsayd Ebu Bekir'in m u tla
ka onlardan haberdar olmas gerekirdi. sz de, kanaa
timizi kuvvetlendirmektedir.
Fakat, tedvin iini, Rasulullah ile uzun m ddet bir
arada kalmad bilinen birisi gerekletirecek olursa, o
taktirde byle bir endieye mahal kalmaz. Bundan da
ha uzak olan ise; Zhr, Buhari ve Mslim gibi, hadis
leri toplayp, tedvin etmeye son derece gayret sarfetmi
bir imamn, Snnet'in tam am n bir araya getirme im
kanna sahip olduunun zannedilmesidir. nk aradan
uzun zaman gemi, slm topraklar genilemi, sahabe
nin pekou lmtr. Tabiun ve onlardan sonra snnet
bilgisine sahip olanlar ise; alabildiine oalmtr. yle-
ki, akl, Zhr gibi bir tek kiinin btn bunlarla kar
lamasn ve rivayetlerinin tam am n almasn imkan da
hilinde grmemektedir.
Sz konusu ihtimal, bu kimseler iin mevcut olm a
ynca, tabii olarak, onlarn ve benzerlerinin, snneti ted
vin etmelerinde de bir saknca kalm am aktadr. Bilakis,
aradan uzun zaman gemesi, gvenilir ravilerin vefat et
mi olmalar ve ezberleme melekesinin zayflamas nede
niyle, bu tedvin ii zaruret kesbetmitir.
Bir taraftan, Acemler, Araplarla karm, medeniyet
leri Araplar arasnda yaylmtr. Bunun sonucu olarak
pekou yaz renmi ve O, evvelki hafzaya gvenen

313
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

tabiatlarndan syrlmlardr. te yandan; mezheplerin


oalp, frkalarn tezahr, zndk ve mlhidlerin ortaya
kmas sonucu, Hz. Peygamber e uydurm a hadis isnad,
o kadar oalmtr ki, artk, Rasulullah'tan sadr oldu
u bilinenlerin, gvenilir ve tenkidci limler tarafndan
yazlp, tedvin edilmesi b ir zaruret haline gelmitir. T ki;
bylece, sahih olanlar, yalanlarndan tamamen ayrmak
m m kn olabilsin.
bn Hacer, Fethul-Bri adl eserinin m ukaddim e
sinde yle dem ektedir : Hadislerin, Sahabe ve Tabin'-
un bykleri zamannda, cm' trnden eserlerde top
lanp, tertip edilmedii bilinmelidir. Bunun iki sebebi
vardr : Birincisi : (slm'n) ilk devirlerinde, hadislerin
K ur'an'la kartrlm as endiesinden dolay, tedvin iinin
sahabeye yasaklanm olmasdr. kincisi ise : Sahabenin
kvrak zek ve kuvvetli ezberleme gcne sahip olmas
dr. nk pekou yaz bilmiyordu. Sonralar, Tbin
asrnn sonuna doru, lim ler muhtelif ehir merkezleri
ne dalmlar. Bu arada, Harici, Rafizi ve kaderi inkr
eden pek ok bidat sahibi frkalar zuhur etmitir. Bu se
beple, hadislerin tedvin edilip, bablara ayrlmas zarureti
hasl olm utur. 2
te bu nedenlerle, mer b. Abdlaziz, vali ve lim
lere, hadisleri toplayp tedvin etmelerini em retm itir. Ya
zl olan nshalardan da her ehre, birer tne gnder
mitir.
Buhar'nin muallak olarak kaydettii bir haberde
yle denilmektedir : mer b. Abdlaziz, Ebu Bekir b.
Hazm'a bir m ektup gndererek; Rasulullah'n hadisle

2 FethuT-Bri, C. 1, s. 4.

314
SNNET MDAFAASI

ri aratr ve yaz. nk ben, limlerin lp, ilmin yok


olmasndan korkuyorum. Yalnzea, Rasulullah'n hadis-
lerini kabul et. ilm i yayn. Bu maksatla, ilim meelisleri
oluturun da, b ilm ^ e n le r de rensin. Zira, ilim, gizli kal-
d zaman yok olur. demitir. M uvatta'm Muhammed
b. Hasen, rivayetinde de rivayete, m uhtasar olarak yer
verilmitir .3
El-Herev de Zemm'l-Kelm adl eserinde, Yahya
b. Sad vastasyla, Abdullah b. Dinar'n yle dediini
rivayet etm itir : Ne sahabe ve ne de Tabiun, hadisleri
^ m l a r d r . Zektla ilgili m ektuplar ve az m iktarda-
ki hususlar dnda, hadisleri ezber yoluyla alp, szl ola-
rak nakletmilerdir. Ne zaman ki, hadislerin yok olmasn-
dan endie duyuldu, limler lp gitmeye balad, o vakit,
mer b. Abdlaziz, Ebu Bekir b. Hazm'a b ir m ektup
gndererek, snnet ve hadisleri aratrp yazmasn em-
retti.4
Ebu Nuaym ise : Tarih-U Isb ah n adl eserinde ri-
vyeti yle nakletm itir : mer b. Abdlaziz, tara ya
mektuplar gndererek : R u lu lla h 'n hadislerini ara-
lrm ve onlar toplayn emrini verdi.5

A l^ r r e z z a k ise Mus^mefinde, b n Vehb'in yle


dediini k ^ d e tm i tir : m am Malik'in : mer b. Abdl-
aziz, ehir merkezlerine m ektuplar gndererek, onlara
snnet ve fkh hakknda bilgi verirdi. Medine'ye yazd
mektuplarda ise, daha evvelki tatbikatlannn nasl oldu-
unu sorar, ^ n la rn d a k ile rle amel etmelerini isterdi. Ebu

Kasm, K avidt-Tahds, s. 46*47.


Kasim, a.g.e., s. 46 -47 .

315
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Bekir b. Hazm'a da b ir m ektup gndermi, snnetleri


toplayarak, kendisine gndermesini istemitir. Bunun
zerine; Ebu Bekir b. Hazm da, hadisleri b ir kitapta top
lam; ne var ki, gndermeden evvel, mer b. Abdlaziz
vefat etm itir.6 dediini iittim.
b n Abdilberr de, Zbeyr'in mevls Ziyd'm yle
dediini rivayet etm itir : bn ihab'n, Sa'd b. b ra
him e : mer b. Abdlaziz, bize snnetleri toplamamz
emretti. Biz de onlar defterler halinde yazdk. O da : emi-
ri bulunan her bir blgeye, bir defter gnderdi, derken
iittim.
bn Hacer ise Fethu'l-Brnin m ukaddim esinde:
daha evvel iktibs ettiimiz szlerinden sonra yle
demektedir : Hadisleri ilk defa cem edenler, Rabi1 b.
Sabh, Said b. Arbe ve benzerleridir. nc tabakann
byk limleri ahkm (hadislerini) tedvin edinceye ka
dar, imamlar, her bb mstakil olarak tasnif ediyorlar
d. m am Mlik el-Muvattam tasnif etti ve O'na, Hi-
cazl hadisilerin, kuvvetli olan rivayetlerini almaya itina
gsterdi. Bu arada, sahbe szlerine, Tbin ve onlardan
sonra gelenlerin fetvalarna da yer verdi. Mekkede, Ebu
Muhammed Abdlmelik b. Abdlaziz b. Creyc; am'da,
Ebu Amr Abdurrahm an b. Amr el-Evz; Kfe'de, Ebu Ab
dullah Sfyn b. Sid es-Sevri; Basra'da ise, Ebu Seleme
Ham mad b. Seleme b. Dnr, ilk tasnif ilemini gerek-
letirenlerdir. Daha sonra da, kendi asrlarndaki pekok
kimse, tasnif ileminde o n lan takip etmilerdir. Ta ki,
yalnzca, Rasulullah'n hadislerinin bir araya getirilme
si gerektii grne sahip olan im am lar gelinceye ka
dar, bylece devam etm itir. Bu ise, h. 2. asrn balar
na tesadf eder. Ubeydullah b. Musa el-^Abes el-Kf,

31 6
SNNET MDAFAASI

Msedded b. Mserhed el-Basri, Esed b. Ms el-mev,


Msr a yerlemi olan; Nuaym b. H am m ad el-Huz birer
msned hazrlamlardr. Sonra gelen im am lar da on
lar takip etmilerdir. Pekok imam, hadislerini Ms
ned halinde bir araya getirmilerdir. Bunlara, Ahmed
b. Hanbel, shk b. Rhaveyh, Osman b. Ebu eybe ve di
er sekin hadisiler rnek verilebilir.
...Ebu Bekir b. Ebu eybe gibi, baz hadisiler ise;
hem m sned ve hem de bablara gre haberleri, birlik
te tasnif etm ilerdir. Ne zaman ki, Buhar! bu musannef-
leri grp, tetkik etti; onlarn sahih ve hasen rivyetlerin
yannda, pek ok zayf haberleri de ihtiva ettiini, b u iki
eit haberlerin ise biribirinden tefrik edilemiyeceini
farketti, o vakit, shhtinde hi kimsenin phe edemiye-
cei sahih hadisleri toplamaya azmetti. stdmn bu ko
nuya ilikin teviki de, O'nun azmini kamlad; shk
b. Rhaveyh, ilerinde Buhari'nin de bulunduu bir grup
kim seye: Keke, Rasulullahm sahih snnetlerini ihti
va eden, m uhtasar b ir eser meydana getirseniz (ne iyi
olur), demitir. Buhari diyor k i : Bu sz, kalbime yer
etti ve el-Cmis-Sahihi yazmaya baladm.
Kavaidt-Tahdis adl eserin yazan el-Ksm de
yle d iy o r : mam S u y t: hadisleri ilk cem eden zat
lar olarak isimleri zikredilen bu ahslann hepsi, h. ikin
ci yzyln ortalarnda yaamlardr diyor. Hadis ted
vininin balangc ise h. birinci yzyln balarnda, mer
b. Abdlaziz'in hilafeti zamanna rastlar.
Bunu, b n Hacer de Fethul-Br'de ifade etm i
tir : yle ki; Ebu Nuaymm, Muhammed b. Hasen ta
rikiyle, m am Malik'ten n a k le tti i: lm (hadisler)i, ilk
tedvin eden b n ihb ez-Zhrdir eklindeki rivayete

317
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMED

gre : mer b. Abdlazizin emriyle, hadisleri ilk tedvin


eden zt bn-hb'tr.7
te bu yzden, Tbin asrndan sonra, Yazmann ve
Snnet tedvin etmenin m bah o ld u rm a dair b ir iema'
tahakkuk etm itir. H atta bazlar, bunun mendb ve va-
eip olduu grne sahip olmulardr.8
Kad iyz yle diyor : lm {hadisler)'in yazm ko-
nusunda, Sahabe ve Tbin arasnda, pek ok ihtilf var-
d. ou bunu kerih grrken, bir ksm da caiz olduu-
nu y i t i y o r d u . Daha sonra m l m a n la r bunun cniz ol-
duunda icma' ettiler. Bylece, daha nce var olan h-
tilaf ortadan kalkt.9
bns-Salah ise : ilk devir m ^ l m a n la n , hadisle-
rin yazm konusunda ihtilf ettiler, ilerinden bir ks-
m, hadislerin ve ilmin yazmn kerih grp, ezberleme-
yi emrederken, bazs da buna cevaz verdi. Sonradan bu
ihtilf ortadan kalkt ve m r i ^ a n l a r yaznn caiz ve m-
bah olduunda icm' ettiler. Eer hadisler, kitaplar ha-
linde tedvin edilmemi olsayd, sonraki a r l a r d a kay-
bolup giderlerdi... dem itir.10
ibn Hacer de yle diyor : Selef limleri yazmn
yaplp, a c m a y a c a n d a ihtilf etmilerdir. Geri, da-
ha sonra mesele vuzha kavumutur, ilm (hadisler)'i
yazmann caiz, hatta m stahap olduuna dair, icm a h-
sil olmutur. Kald ki, hadisleri tebli ile ykml olup
da; onlar unutm a endiesi toyanlann, yazmalarnn va-
cip olaca, gayet aktr.ll

7 Fethul-Bri4 c 1, s. 146-149.
6 El-Ayni, Umdetl-Kri, c 2, s. 158.
9 Nevev, Mslim erhi, c. 18, s. 129-130.
10 bnu's-Salh, Ulmul-Hadis, s. 164-171.
11 Fethul-Br, c . 1, s. 146-149.

318
SAHABE'NN SNNETLER RVAYETTEN
KAINMALARI VE BUNU YASAKLAMALARI

Eer; Sahabe'nin, snnetin yazm ve tedvininden ka


nmalarnn hikmeti anlalmtr. Fakat, snneti riva
yetten saknmalarna ve O n u yasaklamalarna ne denile
cektir? Bu tutum lar, snneti hccet olarak grm edik
lerinin bir delili olamaz m? Aynca, er hkm lerde de
lil olarak kullanlmamas iin, riin, O nun nakledilme
sini istemediine m uttali olduklar anlamna gelmez mi?
denilecek olursa; yle cevap veririz :
Sahabenin, m utlak olarak hadis rivayetinden kan
dklarn zannetmek doru deildir. Baz durum larda, ha
dis rivayetinden kanm olmalar da, snnetin hccet
olamyaca manasn tamaz.
Rasulullah (s.a.s.), onlara, hadisleri rivayet etmele
rini ve kendilerinden sonrakilere teblide bulunm alar
na emretmiken, bu kruntu nasl doru olabilir. bn Ab-
bas Hz. Peygamber'in : Sizler (hadisleri) iitiyorsunuz.
Sonrakiler de, onlar sizden duyup (alacaklardr), dedi
ini, haber vermitir.
Sahabenin hemen hepsinin; ister hadis rivayetin
den, kaman, ister bunu yasaklayan, isterse bunda bir
beis grmeyenleri olsun; snnete en ok sarlan, ve bir
mni olmadka, snnetin rivayetine ve tebliine en ok
zen gsteren kimseler olduu tevatren bilinmektedir.
Onlar, m uarzlarna kar snnetle delil getirmiler, ken

319
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

dilerine de, snnetle kar kld zaman, grlerinden


dnerek, ikn olmulardr. Yeni zuhr eden hdiseler k ar
snda, snnete m racaat etmiler, bakalarn da, onun
la amele tevik etmilerdir. Byle davranrlarken de, hi
kimse onlara kar kmamtr.
te, Hz. Ebu Bekir; Sakife gnnde, E nsar a kar
mamlar, Kureytendir. hadisini delil getirmi ve onlar
da ikna olm ulardr. Hz. Fatm a ya kar : Biz, peygam
berler topluluu miras brakmayz. Geriye braktklar
mz sadakadr. hadisini ileriye srm ve O da ikn ol
m utur. Yine, O; Muhammed b. Mesleme'nin rivayetiyle
pekitirdikten sonra, ninenin miras(daki pay) hususunda
Muire (r.a.) nin rivayetiyle hkm vermitir. (Zektlar
n vermeyenlere kar, sava iln ettii vakit) Hz. mer'
in : nsanlar, Allahtan baka ilh yoktur deyinceye ka
dar, onlarla, savamakla emrolundum hadisiyle kar
kmas zerine, hadisin sonundaki Hakkn alnmas iin
(sava) mstesna ifadesiyle cevap vermitir.
te, Hz. mer; Hacer'l-Esved'i p e rk e n : Eer,
Allah Rasulunu, seni perken grmeseydim, asla pmez-
dlm demitir. Rasulullah'm minberinden, in s a n la ra :
Ameller, niyetlere gredir hadisini bizzat O, rivyet et
mitir. Ebu Said'in, shhatine ehadette bulunm as ze
rine, Ebu Musa (r.a.)'nm, isti'zn'a dair rivayetini, kabul
etm itir. Yine, pek ok vesileyle insanlara : Rasulullah'-
tan (herhangi b ir konuda) bireyler bilen varsa, onu ge
tirsin diyen de, Hz. mer'dir. Kadnn, kocasnn diye
tine miras olabilmesi, iskat- cenin meselesi ve daha
evvel zikrettiimiz dier konulardaki, m am Malik ve di
er hadisilerin naklettii rivayetler de misal verilebilir.
Btn valilerine m ektup gndererek : Kur'an' rendi
iniz gibi, Snneti ve Arap dilini de reniniz diyen

320
SNNET MDAFAASI

yine, Hz. mer'dir. Re'y'den saknnz. nk, re'y sa-


hipleri, snnetlerin dm andrlar. Hadisler onlar, snnet-
leri ezberlemekten ciz brakmtr. diyen; Hid
rin en hayrls, Muhammed'i hidayetidir. diyen; le-
ride bir takm insanlar, K ur'an'n m teabihat ile kar-
jnza kacaktr. Onlara kar, snnetlere sarln. Zira,
snnetlere vakf olanlar, K ur'an' en iyi bilenlerdir di-
yen de Hz. mer'dir.
Ve ite Hz. Ali : Size, Rasulullah'tan b ir hadis ri-
vyet edildii zaman, Rasulullah'm ondan daha nezih ve
daha m ttaki olduunu bilin, demitir. Baka bir riva-
yette ise ; Rasulullah'm daha nezih, daha m ttak! ve
daha fazla hidayet zere olduunu biliniz. (nk, Ra-
sulullah'm anna bu yakr ve o yalmzca hayr emre-
der.)

te, Abdullah b. Mesud; (Dme yaptran bir kad-


na kar) Allah, dvme yapan ve yaptranlara lnet
etmitir hadisini delil getirmitir. Ebu Davud'un, Alka-
me tarikiyle yapt bir rivayette, Hz. Osman'a, Rasu-
lullah'n u hadisini rivayet etm itir : Alkame diyor ki :
-sMina'da, Abdullah b. Mesudla yryordum. Hz. Osman'-
karlaverdi. CTnunla yalnz kalmak istedi. Abdullah,
1 Osman'n bir ihtiyac olmadn grnce bana Ey
Alkame, buraya gel dedi. Gittim. Bu arada, Hz. Osman
O na Ey Ebu A d u rra h m a n ! Seni bakire bir cariyeyle
evlendireyim mi, (ne dersin?). Belki de, nefsinin ^agel-
ilii eyi, sana yeniden kazandrr, diyordu. Bunun ze-
*ne Abdullah Sen byle diyorsan, ben de, Rasulullah'm
j. szn iittim : Sizden kim evlenmeye g yetirir-
e, evlensin. nk bu, gz korum ak ve iffeti muhafa-
I I I etmek iin daha elverilidir. Kim de evlenmeye g

321
SNNETN YAZiMiNA MSADE EDLMES

yetiremezse, oru tutsun, zira oru o'nun iin bir mu-


hafazadr dedi.
te, Ebu Hureyre (r.a.), ibn mer (r.a.)'i verek,
yle diyor : Birlikte, Rasulullah'm yannda bulunduk
ve hadislerini rendik, Allah O'na rahm et etsin, Pey-
gam berlerinin hadislerini, m slm anlara muhafaza edi-
veriyordu.
Buhari E t-T a ^ 'n'de, Beylaki de el-Medhal ad-
l eserinde, Muhammed b. Umre b. Hazm'n yle dedi-
ini rivyet e tm ile rd ir: On kii kadar yal sahabenin
bulunduu b ir meclise itirak etmitim. Ebu Hureyre
(r.a.) Rasulullahtan, oradakilerin baztlarnn bilmedii,
hadisler rivayet etmeye balad. Onlar, hadisler hakknda
soru sorup, Ebu Hureyre de cevaplayarak kendilerini ay-
" sonra baka bir hadise geiyordu. Bu byle
birka kere tekrar etti, ite, o zaman anladm ki, Ebu
Hureyre insanlarn en fazla hadis bilenidir.
Buhari, baka bir rivayetinde, Ebu Hureyre nin y-
le dediini k ^ e t m i t i r : insanlar, Ebu Hureyre hadis
rivayetinde ok ileri gidiyor, diyorlar. Eer, Allah'n ki-
tabndaki, u iki yet olmasayd, b ir tek hadis dahi riva-
yet etmezdim . indirdiimiz ak delilleri ve hidayeti
biz kitapta, insanlara aka belirttikten sonra gizle-
yenler (varya), ite onlara, hem Allah lnet eder, hem b-
tn lnet edebilenler lnet eder. Ancak, tevbe edip, (du-
rumlann) dzeltenler, (gerei) aklayanlar baka, on-
lan balanm . nk ben tevbeyi ^k kabul edenim. ok
esirgeyenim.l Muhcirnden olan kardelerimiz arj
pazarda, al verile megul olurken, E nsardan karde-

1 B ak ara, 15-160.
SNNET MDAFAASI

Ierimiz de m allan ile ilgilenirken, Ebu Hureyre, k a n n


tokluuna Rasulullah ie birlikte kalyor, on lan n elde ede-
ld ik le r in i reniyor, b ^ l i ^ m e d i k l ^ n i ezberliyordu.
0, Hz. ie'nin heresinin yanna gelir, o tu ru r ve dinle,
ey hcrenin sahibesi diyerek, hadis okurdu.2
te Ebu Zer (r.a.) ( Eliyle kafasn! gstererek)
Eer, kle uraya davasamz, ben de, kafam kesilmeden
nce Rasulllah'tan iittiim b ir kelimeyi syleyebilecei-
mi bilsem, onu m utlaka sylerdim, diyor.
te, Ber b. zib (r.a.), Ahmed b. Hanbel'in yapt
bir rivyette Btn hadisleri, Rasullah'n a b n d a n iit-
mi deiliz. Develerimizi gtmek bizleri megul ettii iin,
arkadalarmz o 'n d an duyduklann bize rivayet eder-
lerdi. demitir.
Mslim'in kaydettii bir rivayette ise Mcahid, ibn
Abbas'Ia ilgili olarak unu n ak led iy o r: Beyr el-Adev,
ibn Abbas'a geldi ve : Rasulullah yle dedi... Rasulul-
lah byle dedi..., diyerek, hadis rivayet etmeye balad,
bn Abbas ise, szlerine kulak vermeyip, O'na bakmad
bile. Bunun zerine; Ey ib n Abbas! He oluyor da, hadi-
sime kulak vermiyorsun? Ben, sana Rasulullah'tan hadis
rivayet ediyonm. Sen ise, e n e m iy o rs u n bile, dedi, ibn
Abbas da : Biz bir z ^ a n l a r birisi :Allah Rasulu yle
buyunnutur dedii vakit gzlerimizi drt aar, iyice
kulak verirdik. Ne zaman ki, insanlar, sahih, zayf deme-
den her eyi nakletmeye baladliar, biz de, iyice bildik^
erimizden bakasn kabul etmez olduk. diye eevap
verdi.
Bu konuda, pekok 1 * kadar
ok haber vardr. Snnet'in hcciyeti konusunda b ir ks-

2 Ebu Dvud, c . 3 s. 0
.
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

mma deinilmiti. Bunlarn hepsi bize, sahabenin hadis


rivayetinden kanmalarnn, ne bizzat hadisin kendisin-
den ve ne de, Onlarn nazarnda hadisin hccet olmad
ndan, ileri gelmediini kati bir ekilde gsteriyor. Bu
tutum larnn, szkonusu bir takm engellerden kaynak
landn ifde ediyor. Ayrca, onlarn yannda snnetin
eksiz phesiz hccet olduuna, bu konuda icm ettik
lerine de iaret ediyor.
Bu durum, bizim, onlar hadis rivayetinden kanma
ya ve onu yasaklamaya sevkeden sebepleri aratrm am
z gerektirmektedir. (Buna ileride deineceiz). nk,
Rasulullah'm hadis rivayeti ve tebliini emrettii; saha-
be'nin snnetin hccet olduuna dair icm a'lar ve Rasu-
lullah'n szkonusu emrine imtisldeki gayretleri bilin
dikten sonra; bunun yannda, snnetin hcciyeti ile ilgili
kesin deliler ortada olduktan sonra, onlarn snnet hc
cet olmad iin hadis rivayetinden kandklarn zan
netmek doru olmasa gerektir.
Sahabenin hadis rivayetinden kandklarnn ve bu
nu yasakladklarnn tesbit edildiini farzedelim. Ayn
ekilde, farzedelim ki; bu tutum lar da, snnetin hccet
olmadna delalet ediyor. Peki bu durum; akl sahibi
birisinin, K ur'an'dan baka delil olmayp, slm yalnz
Kur an'dan ibarettir demesine yetecek mi? Yine, vahye
m uhatap olup hevasmdan konumayan peygamberin fiili
veya sz bile olsa, hkm lere dellet edemiyeceini, bu
hususta yegane delilin K ur an olduunu savunan kimse;
Rasulullah'm szleri, mmetin icma', bizzat K ur'an'm
delleti ve snnetin hccet olduuna dair pekok dier
delil varken, b ir ka sahabinin hadis rivayetinden kan
malarnn; ariin nazarnda, snnetin hccet olarak ka
bul edilmediine delil tekil edeceini, syleyebilecek
mi?
324
SNNET MDAFAASI

Hayr, bunu yapmak asla ciz olamyacaktr. nk


bu, bizzat iddia sahiplerinin, slm yalnzca K uran'dan
ibarettir eklindeki kaidelerine terstir. Bu ayn zamanda
bizim de; Snnet ve Sahabenin icma aynen K ur an
gibi b irer hccettirler, eklindeki kaidemizle de eliecek
tir. Sahabenin ameli ve sz hccet deildir. Hccet
olabileceini farzetsek bile, rivyetten kanmalar ve
onu yasaklamalar, eitli sebeplerden olabilir. Bunun,
hccet olup, olmamanm dnda b ir sebepten kay
naklanm bulunmas, iddia sahiplerinin ileri srd
nedenden kaynaklanmasndan daha fazla ihtiml
dahilindedir. Nitekim, daha nce kaydettiimiz ve ileride
temas edeceimiz haberler de buna dellet etmektedir.
Diyelim ki, Sahabeden bazlannn bu tutum lar, yalnz
ca, iddia sahiplerinin ileri srd hususa muhtemil ol
sun; o zaman da bu; rivyetten kaman ve bunu yasak
layan sahabelerin yaptklar rivyet ve ounluktaki sa
habelerin rivayetleriyle eliki arzedecektir. Bundan ba
ka, sahabenin.bu konudaki icm alar ve Rasulullahdan
geldii sabit olan rivayetlere de ters decektir. Biz, e
liki tabirini kullanmakla aslnda, iddia sahiplerine kar
gevek davranm oluyoruz. nk; bize gre, Sahabe
sz veya icma ile, Rasulullahm sz arasnda bir e
likinin bulunabileceini sylemek doru olamaz. Bize
gre, her ne kadar iddia sahipleri holanm asalar da, Ra
sulullah'm sz ve icm a dierlerinden nceliklidir.
ddia sahiplerinin ileri srdkleri ne onlarn ve ne
de bizim kaidelerimize uygun dmediine gre, onlar
sadece laftan ibarettirler. Binaenaleyh, onlarla istidlalde
bulunulmas da, balayclklar olmas da doru olamaz.
SAHABEY HADS RVAYETNDEN
KAINMAYA VE BUNU YASAKLAMAYA
SEVKEDEN SEBEPLER

Ortada, en ufak br phe kalmamas iin biz; Sa


habeyi hadis rivayetinden kanmaya ve onu yasaklama
ya sevkeden sebepler, ve bu yolda onlardan nakledilen
haberler nelerdir, bunlar da aklamak istiyoruz :
1 phe sahiplerinin, sahabe'nin hadis rivayetin
den kandna ve ok hadis rivayetini yasakladna
dair, kendisine yaptklar haberler; btnyle, ashabn
hadis rivayetinden kandklar ya da buna mani olduk
lar anlamn tam am aktadr. Bunun yegane sebebi ok
hadis rivayet edenlerin, farknda olmadan, hata yapm ala
r ve kendisinde yanllk meydana gelen hadisin, kya
mete kadar amel edilecek bir hccet telakki edilmesi en
diesidir. Evet, ok rivayette bulunm ann bu rizikosu
vardr. Geri, bu ekil bir hatada, gnah sz konusu de
ildir. u kadar var k i hatann sudur edebilecei unsu
ra teebbs etmek, yalana teebbs etmek mesabesinde
dir. nk : Koru etrafnda dolaan kimsenin, oraya
dmesi mmkndr.
te bu n e d e n le : Sahabe rivayetten son derece sa
knmlar, m m kn olduu kadar bunu azaltmaya al
arak ancak, emin olduklar hadisleri rivayet etmiler
dir. Bununla birlikte, oka rivayette bulunduu zaman
dahi kendilerinden emin olabilenler fazlaca rivayet et
milerdir.

327
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

te onlarn, bol m iktarda hadis rivayetinden kan


malarnn ve bunu yasaklamalarnn yegane sebebinin,
hataya dme endiesi olduuna ve ancak gvenip, iti-
mad ettikleri haberlerle amel ederek, onlan rivayet et
tiklerine dair rivayetler :
m am Ahmed, Ibn Abbas tarikiyle, Hz. Peygm-
ber'in yle dediini rivayet etm itir : Ben'den hadis ri
vayet ederken dikkatli olunuz. Yalnzca ok iyi bildikle
rinizi rivayet ediniz. nk; kim, bana kasten yalan is
nadnda bulunursa, cehennemdeki yerine hazrlansn.
m am Ahmed, bn Mce ve ed-Drim, Ebu Ka-
tade nin yle dediini rivayet e tm ile rd ir: Rasulullah'-
m u m inber zerinde : Ey insanlar! Benden ok fazla
hadis rivayet etmekten saknnz. Kim, bana bir sz isnad
ederse, sadece hak ve doru olan sylesin. nk, kim
bana sylemediim bir eyi isnd ederse, cehennemdeki
yerine hazrlasn, dediini iittim. Bunu, Hkim de riv-
yet etmi ve Mslim'in artlarm tadn sylemitir.
im am Ahmed, Semure b. Cndb tarikiyle, Hz.
Peygamber in yle dediini rivayet etm itir : Kim ya
lan olduunu bile bile, benden bir hadis rivayet ederse,
O yalanclardan birisidir. Baka b ir rivayette ise; ok
yalan syleyenlerden birisidir. eklinde gemektedir. Ri
vayeti, Mslim, Tirmizi, Ibn Mace ve dier im am lar da
eserlerinde kaydetmilerdir. Ayrca, benzeri bir rivayete,
Muire b. ube tarikiyle de yer verilmitir.
Mslim, Ebu Hureyre (r.a.)nin : Rasulullah, ki
iye yalan olarak her duyduunu sylem esi yeter, buyur
mutur. dediini rivyet etmitir.
Ibn Abdilberr de, im m Mlik, M'mer ve daha
bakalar tarafndan gelen bir isnadla Sakife hadisin

328
SNNET M DAFAASI

de Hz. mer in bir cuma gn hutbe ird ederek :


Allah'a ham d ve sen ettikten sonra, yle dediini riva
yet etm itir: ...Benim iin sylenmesi m ukadder olan
ne varsa, hepsini syleyeceim. Kim onu beller, anlar ve
ezberlerse, binitinin varabildii yere kadar, insanlara teb
li etsin. Kim de, belleyemeyeceinden korkarsa, onun
bana yalan isnad etmesini hell grmem. Allah Tela,
Hz. Muhammed'i peygamber olarak gnderdi, beraberin
de de bir kitap indirdi. Recm de O'na indirdikleri cm-
lesindendi...
bn Abdilberr, Mslim b. el-Haccc'm, Kays b.
Ubde'den unu naklettiini z ik re d e r: mer b. el-Hat-
tab'm yle dediine tank oldum : Kim b ir hadis iitir.
ittii gibi de O'nu rivyet ederse, kurtulm utur.
Mslim de, Hz mer'in; Kiiye yalan olarak her
duyduunu sylemesi yeter, dediini rivyet etm itir.
b n Uleyye ise, Rec b. Ebu Seleme'nin yle de-
diini rivyet e tm i tir : Muviye'nin : Hz. mer devrin-
de mevcud olan hadisleri !nk o, insanlar. Ra-
sulullah'tan (geliigzel) rivyette bulunm alarna kar,
korkutmutu. dediini duydum. Bunu, ez-Zeheb de
TteJdret'I-Huffazda kaydetmitir.
m am Ahmed ve el-Beyhaki de, Hz. Ali'nin u S -
zn rivayet etm ilerdir : Rasulullah (s.a.s.)'dan b ir ha-
dis iittiim zaman, Allah ondan ne kadar istifade etmemi
dilemise, ondan o kadar faydalanrdm. Ama, ashabn-
dan birisi, O n d an hadis rivyet ettiinde, o 'n a yemin
ettirirdim . Yemin ederse, o 'n u tasdik ederdim. Ebu
kir (r.a.) Rasulullah'm yle dediini, iittiini bana ha-
ber v e r d i: Yakinen imn eden bir kul, gnah iler, son
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

ra da gzelce abdest alarak, iki rekt namaz klarsa ve


Allah'tan da balanmasn dilerse, Allah, mutlaka Om
affeder.
El-Beyhak'nin, Hasen'den yapt b ir rivayette
ise, Semre yle dem itir : Rasulullah'tan iki yerde
sekte yapldn rendim. Birisi, tekbir getirdii za
man, dieri de, sreyi okumay bitirdii zaman'dr. Bu
nun zerine, m rn b. Husayn, konuyu bir mektupla,
bey b. K a'b'a sormu; O da; Semre'nin doru sy
lediini ifade eden bir m ektupla : Semre, hadisi Ra
sulullah'tan renmitir, diye cevap vermitir.
m am Ahmed, M utarrf b. Abdullah'n yle de
diini rivayet etm itir : m rn b. Husayn bana dedi ki;
Ey Mutarrf! Allah'a yemin olsun ki; isteseydim, bir tek
hadisi dahi tekrarlam adan, iki gn stste, Rasulullah'
tan hadis rivyet edebilirdim. Ama bu konuda bana bir
arsama ve honudsuzluk geldi. nk, Hz. Muhammed
(s.a.s.)'in ashabndan bazlar, grdklerini, benim de gr
dm, iittiklerini yine benim de iittiim baz hadis
ler rivyet ediyorlar. Fakat, aslmda, onlar, syledikleri gi
bi deil. Sahabenin hayrdan geri durm ayacaklarm da
biliyorum. Ama, ben de, onlarn rivyet ederken kartr
dklar gibi kartrm aktan korkuyorum ... Bazen de
(m rn) yle d e r d i: Keke, doru sylediimden emin
olsam da, Rasulullah'm yle, yle dediini iittim di
yerek size hadis nakletsem. Baz kere de; Rasulullah'
yle derken iittim, derdi.
Mslim, Enes (r.a.)'in yle dediini rivyet et
m itir : Beni, sizlere oka hadis rivyet etmekten, Ra-
sulullah'm : Kim bana kasten yalan isnad ederse, ce
hennemdeki yerine hazrlansn, sz alkoymaktadr.

330
SNNET M DAFAASI

Imam Ahmed, bn Sirinin u szn rivyet et


m itir : Enes b. Mlik, Rasulullah'tan b ir hadis rivyet
ettikten sonra ya da, Rasulullah'm dedii gibi derdi,
El-Fethu'r-Rabbn adl eserde, b u haberin sahih b ir
isnad olduuna iretle, rivyete, Suyt'nin Cmu'l-
Kebir'inde yer verdii, ayrca, E bu Y ala, Bey hki ve
Ibn A skirln de rivyet ettiklerine iaret ettii kaydedil
mitir.
El-Feih* adl eserde ise yle denilmektedir :
Hrmz'n klesi Attb'n rivyetinde yle kaydedil
m itir : Enes (r.a.) Eer, hata yapm aktan korkmasay-
dm. Rasulullah'm syledii eyleri size rivayet ederdim.
demitir.
Buhari, Abdullah b. Zbeyr'in yle dediini ri
vyet etm itir : Zbeyr'e, senin falanca, falanca kimse
ler gibi. Rasulullah'tan hadis rivyet ettiini, niin, iit
miyorum? dedim. Ben, Rasulullah'tan hi ayrlm dei
lim. Fakat, O'nun : Bana yalan isnad eden, cehennem
deki yerine hazrlansn buyurduunu, iittim, cevbm
verdi.
Mslim de, Tvus'un yle dediini rivyet et
m itir : Beyr b. Ka'b, Ibn Abbas'a gelerek, hadis ri
vyet etmeye balad. bn Abbas O'na; falanca, falanca
hadisleri b ir daha tekrarla, dedi. O da, tekrarlad. Sonra,
yine rivyete devam etti. bn Abbas; u, u hadisleri tek
rarlar msn? dedi. O da; tekrarlad ve : Bilemiyorum.
Btn hadislerimi bildin de birtek bunu m u tanyamadm?

* M utlak o larak hadis k itap la rn d a *El-Feth denildii zam an


anlalan, bn H acerin Fethul-Br,sidir. F ak at b u ra d a d a
h a nce m am A hm edin M sned'nin erhi olan *El-Fethur -
Hah b an zikredildii iin O 'nun olm as d a m uhtem eldir.

331
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Yoksa, hepsini m nker buldun da, yalnzca bunu mu,


bildin? dedi. Bunun zerine b n Abbas : Bizler, Rasu-
lullah'a yalan isnad edilmezken, O'ndan hadis rivyet edi
yorduk. Ne zaman ki, insanlar, salam, rk demeden
(rivyete baladlar) O vakit, O'ndan hadis rivyet etmez
olduk dedi.
Beyhaki, Ber b. zib'in yle dediini rivyet et
m itir : Bizler hepimiz, iimiz gcmz olmasndan do
lay, Rasulullah'm huzurunda bulunanlar, bulunm ayan
lara anlatyorlard. Fakat, insanlar asla yalan sylemi
yorlard
Beyhaki, Katde'den gelen u rivayete yer ver
m itir : Birisi, Hz. Peygmber'den bir hadis rivayet etti.
Baka b ir zat da O'na : Sen, bunu Rasulullah'tan iittin
mi? diye sordu. O da Evet. Fakat, yalan syleme ihti
mali bulunmayan birisi de, bunu bana haber vermi ola
bilir. Allah'a yemin olsun ki, bizler, yalan sylemez, yalan
nedir bilmezdik. cevbn verdi.
Buhari ve Mslim, Urve b. Zbeyr'in yle dedi
ini rivayet e tm ile rd ir: Hz. Aie dedi ki : Ey kzkar-
deimin olu! Duyduuma gre, Abdullah b. Amr hacca
giderken, buradan geecekmi, O'na yeti de sor. nk
O, Rasulullah'tan pek ok ilim almtr. Urve diyor k i :
O'na yetitim ve Rasulullah'tan naklettii baz konular
hakknda, kendisine sorular sordum. Bahsettikleri ara
snda, u da v a r d : A llah T e la ilm i, in sa n la r d a n e k ip
a lm a z. F a k a t, lim le r in r u h u n u a lr . lim d e o n la r la b ir
lik te k a lk a r g id e r . B y le c e , in sa n la r a r a sn d a c h il n d e r
le r k a lr v e b ilg is iz c e fe tv a v e r ir le r . (Buhari'de : re y le -
r iy le fe tv a v e r ir le r eklindedir.) B y le lik le , h e m k e n d ile
r i s a p tr , h e m d e b a k a la r m sa p k l a se v k e d e r le r . Bu
SNNET M DAFAASI

nu, Hz. Ale'ye sylediim vakit, gzne byd ve onu


garipsedi. Sonra da Bunu, ^ s u lu lla h 'ta n iittiini sana
syledi mi? diye sordu. Ben de : Evet, syledi, dedim.
Ertesi yl, bana bn Amr' gelmi, git ve meseleyi a
sana, ilm konusunda, rivyet ettii hadisi, b ir daha sor,
dedi. Ben de gidip, O'nu buldum ve meseleyi sordum.
da, ilk sefer ne dediyse, aynsn tekrarlad. Durumu,
Hz. ie'ye haber verdiim vakit; inanyorum ki, bn
Amr doru sylyor. Rivayete ne b ir ilvede bulunm u ve
ne de bir eksiklik yapmtr dedi. Buhari'nin rivye-
tinde Allaha yemin olsun ki, Abdullah b. Amr. bunu
iyice renmi eklindedir.

m a m Mslim, Ebu Rafi' kanalyla, Ibn Mesuddan


gelen bir rivyette, Rasulullah'm yle dediini kaydet-
m itir : A llah T e l n m b e n d e n e v v e l g n d e r d i i pey-
g a m b e r le r in in , m u tla k a , s n n e tle r in e y a p a n , e m ir le r in e
sa r la n b ir a sh a b v e h a v a r ile r i o la g e lm i tir . Fakat, -
d an so n r a b ir ta k m k im s e le r g e lm i , y a p m a d k la r n s>'~
ler, e m r o lu n m a d k la r m y a p a r o lm u la r d r . O n la ra k a r ,
k im d iliy le c ih a d e d e r s e , o m u in in d ir . O n la ra k a r , k a l-
b iy le c ih a d e d e n d e m 'm in d ir . B unur te s in d e is e , h a rd a l
ta n e si k a d a r im a n d a n e s e r y o k tu r . Ebu Rafi' diyor ki :
Bunu, Abdullah b. mer'e, rivyet ettim. Bana itiraz et-
ti. (Bu arada) Abdullah b. Mes'ud gelmi (Medine'nin
radilerinden) K ant'da k o ^ k la m t. Abdullah b. mer
abuk davranp, ziyaretine gitmek isteyince, ben de git-
tim. Yanma oturduum vakit, O'na bu hadisi sordum.
O da, tpk benim, bn mer'e naklettiim gibi hadisi
r iv y e t etti.

2 Sahabe, slm 'a yeni girmi, K ur'an' henz


zmseyememi kimselere rivyette bulunmay yasakl
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

yor, kendileri de byle kimselere rivyet etm ekten ka


nyorlard. nk onlarn, K ur'an'dan baka eylerle me
gul olmalarndan korkuyorlard. nk, Kur an ilmin as
l ve temeli idi.
Hz. mer (r.a.)'in u sz de buna iret etm ekte
dir : Siz b ir memlekete gidiyorsunuz ki, halk K u ra n
okurken, ar uuldar gibi uuldarlar. Hadislerle on
lara mani olmayn. Yani, bu belde halk, slm 'a daha
yem girmilerdir. K ur'an' bellemeye balam lar ve he
nz O'nu ezberlemeleri de tam am lanm am tr. Bu yz
den onlar, daha nemli olan K ur'an'dan alkoymayn.
3 S ah ab en in fazla m iktarda hadis rivayetinden
kanmalar ve bu yasaklamalar, ok sayda hadis du
yanlarn, onlar ezberlemekle megul olurken, anlamak,
m analarn tefekkr etm ekten uzaklamalar korkusuna
mebnidir. Nitekim, ok hadisle megul olanlarn, hemen
her zaman hadisleri anlamayp, m anasna eremedikleri
mahede olunm aktadr.
4 Sahabe, kt akll, sradan kimselere; anlayam-
yaeaklan; bu nedenle de, kastedilen manann aksine an
lam lar kararak, beyinsizlerin ortaya att birtakm
eylere, hadislerin zahiriyle istidlalde bulunm ak suretiy
le mesnedler bulmaya alacaklar ihtimali olan kim
selere, m tebih olan hadisleri rivyetten kanmlar
ve bunu yasaklamlardr. Yahut da, kt akllaryla, bu
t r hadislerin m analarn anlayam adklarndan dolay,
itiraz temelleri, bu sebeple de Allah ve Rasuln yalanla
m olmakla kar karya gelmeleri endiesiyle bu tavr
taknm lardr.
Bu yzden, Mslim'in bir rivyetinde bn Mes'ud
( r .a ) yle dem itir : Bir toplulua akllarnn ermeye-

334
SNNET M DAFAASI

cei bir sz sylersen, bu sz, onlarn bazsnn fitneye


dmelerine yol aar.
Buhari'nin rivayetinde i s e : Hz. Ali : Allah ve Rasu-
lnn yalanlanmasndan holanr msnz? demektedir.
bn Hacer ise, yle dem ektedir : Adem b. ys, Ki-
tbu'l-lm'de, u fazlala yer verm itir : nsanlarn
yadrgyacaklar (anlamakta glk ekip, inkr edecek
leri) eyleri brakn. Bir takm haberlerin rivyet edil
mesine taraftar olmayanlardan birisi de, m am Ahmed'-
dir. O, zhirleri, Sultanlara kar ayaklanmay ifde eden
haberlerin rivyet edilmesini ho karlamazd. m am Ma
lik, Cenb- Hakk'n sfatlarna dair, Ebu Yusuf da grib
ile ilgili haberlerin rivyet ini ho bulmazlard. Onlardan
nce, Ebu Hureyre (r.a.), B uhari'nin kaydettii b ir riv
yette yle dem ektedir : Rasulullah'tan iki kap (dolusu)
ilim rendim. Birisini yaydm (anlattm, herkese duyur
dum). kincisini syleyecek olsam, u boazmdan beni
keserler. limler, Ebu Hureyre nin gizledii trden ha
berleri, kt idarecilerin hallerini ve dnemlerini szko-
nusu eden hadislere hamletmilerdir. Bunlar, er' h
kmleri ieren haberler deillerdir. Aksi, taktirde gizlen
mesi ciz olmazd. Nitekim, ilmi gizlemeyi knayan yeti
kerimeyi bizzat Ebu Hureyre zikretm itir. Yine, szko-
nusu trden haberlerin, kyamet almetleri, insanlarn
durum unun deimesi ve melhim cinsinden hadisler ol
mas da, ihtiml dahilindedir. nk, bunlara nsiyet
peyd etmeyen kimseler, inkr edebilirler muhtevasna
intibak edemiyenler itiraz edebilirler. Yahut da bunlar,
Buhari ve Mslim'in, Enes (r.a.)'den rivyet ettikleri u
hadiste olduu gibi, ekseriyeti, insanlar geveklie sevk-
edecek nitelikte hadisler olabilir; Birgn, Rasulullah,
terkisinde Muaz b. Cebel'le devesine binmi.

335
SNNETN Y A Z I^ N A MSADE EDLMES

Ey Muaz! diye seslenmi. Muaz :


Eebbeyk Ya Rasulullah ve Sa'deyk, demi. Ra-
s u lu lla h yine

Ey Muaz, diye seslenmi, Muaz :


L^bbeyk, Ya Rasulullah ve Sa'deyk demi. Pey-
gamber (s.a.s.) ^ n e sefer, ayn ekilde seslenmi ve
A lla h ta n b a k a il h o lm a d n a , M u h a n u n ed 'in ,
o 'n u n k u lu v e R a su lu o ld u u n a e h a d e t g e tir e n h i b ir
k u l y o k tu r k i, A lla h , o 'n u c e h e n n e m e h a ra m k lm a sn ,
b u y u r m u la r d r . M u az

E y A lla h 'n R a s u lu B u n u , in sa n la r a h a b e r v e-
r e y im d e , m i? d e m i. H z. P e y g m b e r :

A m a, ta k tir d e , itim a d e d e r le r d e (a m e li b o -
la r la r ) demitir. Bunun zerine, Muaz (r.a.) da, t (lm
deine dneeye kadar o 'n u haber vermemi) aneak,
lm esnasnda, gnah boynundan gitsin diye O'nu ri~
vyet etm itir.
Bu, geveklie dmeyeceinden emin olunan kim-
selerden, ilmi gizlemenin gnahdr. Muaz (r.a.)'m bu ana
kadar susup, sylememesi ise; bu hadisin ^ ^ ]lm a m a -
$ dair emre itaattan ileri gelmektedir. Nitekim, Buhri
de, hadise Anlyamamalar endiesiyle, b ir eemaat b-
rakip, dier bir eem aata ilmi konularda ayrcalk, tan-
ma isimli babda, yer vem itir.
b n Hacer, bu konuda etrafndaki griileri naklettik-
ten sonra, yle devam etm itir Muaz (r.a.) u hadise-
ye bakarak. Rasulullah'm yasaklamadan gayesinin ha-
ram klmak olmadn anlamtr. Rasulullah byle bir
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

eyle insanlar mjdelemesini, Ebu Hureyre'ye emretmi,


O da, Hz. mer'le karlam (ve O n a mjdelemitir.)
Bunun zerine, mer (r.a.); Ebu Hureyre ye; Dn
demitir. Peisrada kendisi gelip; Rasulullah'a : Ey
Allah m Rasulu: byle yapma. Ben, onlarn, buna daya
np, gevemelerinden korkuyorum. Brak, insanlar, amel
etsinler, demitir. Rasulullah da : yleyse, brakn, de
mitir.
Rivvete, Mslim de yer vermitir. Anlalan, Rasu-
lullah'm, Muaz'a : Onlarn gevemelerinden korkuyo
rum sz, Ebu Hureyre kssasndan sonra olmua ben
ziyor. Bu durum da, yasak m aslahat iin olup, haram kl
ma gayesine m atuf deildir. Bu nedenle, Muaz (r.a.); teb
lii emreden ayetin um um u ile amel ederek, lmeden
nce, hadisi rivyet etmitir.!

Fethul-Br, C. 1

337
IV. PHE
S N N E T N H C C E T O L M A D I IN A D A R ,
R A SU L U L L A H 'T A N R V A Y E T E D L E N
HABERLER

Rivayet edildiine gre, Rasulullah (s.a.s.) Yahudi-


leri arm ve onlara baz eyler sorm utur. Onlar da,
anlatm lar ve bu arada Hz. s ya b ir hayli yalan isnad
etmilerdir. Bunun zerine, Rasulullah minbere karak,
bir hutbe ird etmi ve : (lerde) b a n a o k s a y d a h a
d is isn a d e d ile c e k tir . Oniar'dan, K u r'a n 'a m u v a fk olarak
s iz e g e le n le r , b a n a a ittir . K u r'a n 'a te r s d e n le r is e , a sla ,
b a n a a it d e ild ir . demitir.

Bu meyanda, m uhtelif isnadlarla rivyet edilen ok


sayda haber vardr. Bu haber; Rasulullah a isnad edi
len hadislerin, K ur'an'a arzedilmesi gerektiini onlardan
yalnzca, her bakm dan K ur'an'a uygunluk arzedenlerin
alnabileceini *ifade etmektedir. Bunun dnda, m sta
kil olarak getirdii hkmlerle, K ur'an'n mcmelini izah
sadedinde ortaya koyduu hkm ler kabul edilemezler.
nk, bunlarn her ikisi de, K ur'an'da mevcut deildir.
Bu durum da, snnet'in grevi, yalnzca (Kur'an') te'kit-
ten ibret olm aktadr.
yleyse, snnet, er' b ir hkme delil olamaz. Zira,
herhangi bir konudaki delilin ona delleti, o konunun
baka bir delille tesbit edilmi olmasna dayanmaz. Da
has, snnetin te'kid iin bile olmad sylenebilir. n
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

k, te'kid, bir hkm n tesbitinde tek bana yeterli olan


delilin bir fer'dir. O zaman, te'kid iin gelen eyin an
cak, delile uygun olmas gerektii sylenebilir.

Aynca, Rasulullah'm yle dedii de rivayet edil


m itir : Bana isnad edilerek size rivayet edilen bir h a
dise kalbiniz yatyor ve onu kerih grmyorsanz, ben
onu sylemi olsam da olmasam da, onu tasdik edin.
nk ben, m nker olan deil, ancak, m a'ruf olan sy
lerim. Yine, size, bana isnad edilen ve fakat kalbinizin
yatp, hogrmedii bir ey rivayet edilirse, onu tasdik
etmeyin, nk ben, m nker olan veya m a'ruf olmayan
bireyi sylemem. Bu m anada b ir hayli rivyet mev
cuttur. Bu da, Rasulullah'a isnad eden hadislerin, in
sanlarn Kitap ve akla dayanarak hogrdkleri eylere
arzn ifade etmektedir. yleyse snnet tek bana hc
cet deildir.

Yine, Rasulullah'm yle dedii de rivyet edilmi


tir : Ben, Allah'n, kitabnda hell kldndan bakas
n hell etmedim. Yine, Allah'n kitabnda haram kldk
larndan gayrisini da haram etmedim.

m am Suyuti, afii ve Beyhki'nin, Tavus'tan gelen


bir isnadla, rivyeti bylece naklettiklerini kaydeder. 1
(mam afii'nin) Cimau'l-Im adl eserinde ise rivyet
yledir : Rasulullah (s.a.s.) : nsanlar beni hibir eyle
muaheze etmesinler. Ben, onlara yalnzca, Allah'n hell
kldn hell ve yine O'nun haram kdn haram et
tim, demitir.

1 Suyt, M fthl-Cenne, s. 19.

340
SNNET MDAFAASI

lk rivyet, Rasulullah'tan sadr olanlarn, mutlaka,


K ur'ana uygun dmesi gerektiine, binaenaleyh, daha
evvel getii zere, snnetin hceet olamyacama del-
let etmektedir.
kincisi ise : Snnete yapp, onu delil getirmeyi ya-
saklam aktadr.
Rivayet edildiine gre, sahabe'den bazlar, Hz.
?eygamber'e : Kusma'dan dolay, yeniden abdest almak
icap eder mi? diye sormular. da : Eer gerekseydi,
mutlaka, Allah'n kitabnda bulurdum, cevabn ver-
mitir.
Bu da, sadece kitapta bulunanlarn ^ k ^ l l k ge-
tireceini, snnetin hibir eyi zorunlu k l^ y a c a n ifa-
de etmektedir.
Cevap :
Hadisler'in K ur'an'a arzn ifade eden rivyetlerin
hepsi de zayftr. Bu mnasebetle, onlardan delil getir-
mek doru olamaz. Bu rivyetlerin b ir ksm m unkat; bir
ksmmn ise ravilerinden bazlar, ya sika deil veya me-
huldr. Bazs ise hem sika deil hem de mehuldr.
Bu durum u, ib n Hazm; E- h k m adl eserinde2 Su-
yuti de M ift h u ,l-C en n e 'd e3 Beyhak'den naklederek, taf-
silatyla izah etmilerdir, im am afii ise E r -R is le 'd e
yle demektedir. Byk kk, herhangi b ir meselede
hadisi kabul edilen hibir ravi, bu haberi rivyet etme-
m i tir : Dolaysyla bize; siz bunu rivyet edenin hadi-
sini u meselede (delil olarak) kabul ettiniz, denilemez.
stelik, bu rivyet mehul bir raviden gelen, m unkat'-
2 c. 2. s. 76-79.
3 s. 6-13-19

341
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

bir rivyettir. Biz byle bir haberi, hibir meselede ka


bul edemeyiz. 4
b n Abdilberr de C a m i-u B e y n il- lm adl eserin
de u grlere yer verm ektedir : Abdurrahman b. Meh
di, bu hadisi, zndklarn uydurduunu sylemitir. Sa
hih haberleri, zayfndan temyiz kudretini haiz ilim ehline
gre, bu lafzlarn, Hz. Peygamber'den sadr olmas m m
kn deildir. Baz limler ise, bizzat bu hadisi Allah'n Ki
tabna arzetm iler ve yle demilerdir : O'nu, Allah'n
Kitabna arzettiimiz vakit grdk ki, Allah'n kitabna
ters dmektedir. nk, Allah Tela'mn Kitabnda, ha
disler'den yalnzca, kendisine uygun deni kabul
etmemiz gerektiine dair, hibir ey gremedik. Bilkis
O nun, m utlak olarak Peygam berin rnek alnmasn, O'na
itaat edilmesini, herhal ve artta emrine muhalefetten ka
nlmasn tenbihlediini grdk,5 Bylece, haber ken
di kendinin aslsz olduunu ortaya koymu oluyor.
Ayrca; hadisin Ebu Hureyre (r.a.)'den, m erfu olarak
gelen baz tariklerinde, Rasulullah (s.a.s.) : B e n d e n siz e
m u h te if h a d is le r g e le c e k tir . O n la rd a n , A lla h 'm K ita b n a
v e S n n e tim e u y g u n d e n le r , b a n a a ittir . B u ik is iy le e
li k i a r z e d e n le r is e , b a n a a it d e ild ir . demektedir.6
Bu rivyet de zayf olmakla beraber, dierlerinden
daha zayf deildir. Bu mnasebetle O da bizim gr
mz desteklemektedir. Aleyhimize bir husus ihtiva et
memektedir.
Bu haberin uydurm a olduuna dellet eden dier bir
husus da, Rasulullah'm, bize kad ar sahih olarak gelen,

4 s. 225
5 C. 2, S. 191.
6 Ay n Yer.
SNNET M DAFAASI

u szdr : S iz d e n b ilin i, k o ltu u n a y a sla n m b ir v a


z iy e tte y k e n , e m ir le r im d e n v ey a y a sa k la r m d a n b ir i k e n
d isin e g e lip de; b e n a n la m a m , b iz , A lla h 'n K ita b n d a n e
b u lu y o r sa k , o n a ta b i o lu r u z , d e r k e n g r m e y e y im .
m am afii Er-Risale'de, bu hadisi rivayet ettik
ten sonra : Allah'n, Peygamber'in emrine itaati farz kl
masyla, Allah Rasul, insanlarn, emirlerini reddetmeleri
yolunu yice kapatmtr. demitir.
Hadis'in K ur'an'a arz ile ilgili haberin sahih ola
bileceini farzetsek bile; hibir m slm am n, Rasulullah'-
tan sudr edenlerin iki ksm olduunu; bunlardan bir
ksmnn K ur'an'a uygun dp kendisiyle amel edilebi
lecek nitelikte; dierinin de K ur'an'a ters dt iin
reddedilebilecek vasfta olduunu dnebileceine ihti
mal vermiyoruz. Nitekim, rivayetlerden birisinde : O,
bana aittir, denilirken; dierinde : O, bana ait deildir
denilmektedir. Ayrca, Ibn Hazm'm naklettii baz var
yantlarda ise; Allah kendisine hidayeti nasip etmiken;
Allah'n Rasulune ne oluyor ki, K ur'an'a uygun dme
yeni sylesin? denmektedir.
Rasulullah'm, K ur'an'a muhalefet etm ekten masum;
insanlarn en kuvvetli hafzaya sahip; K ur'an ayetlerini
en fazla dnen ve K ur'an' en ok zikreden; olduu it
tifakla kabul edilmiken, nasl olur da, sz konusu ha
disin, Rasulullah'm da K ur'an'a muhalefet edebilecei ih
timalini ifade ettii sylenebilir? Halbuki, Allah Teala
yle buyurm aktadr : D e k i; b e n , O nu k e n d i a rzu m a
g r e d e itir e m e m . B e n , s a d e c e b a n a v a h y o lu n a n a ta b i
o lu y o r u m . H er mslman, pek tabii olarak, Rasulullah'-
tan K ur'an'a muhalif hi b ir eyin sadr olmayacana
inanr.

343
SNNETN YAZIMINA MSADE EDLMES

m am afii, C im a u l-!m adl eserinde yle de


m ektedir : Allah Tela, Peygamberi nin K ur'an'daki ve
dindeki konumunu, K ur'an'da belirtmitir. Bu nedenle,
Kullarna farz olan; Allah'n kendisine vahyettii konu
larda, Peygamber'in, sadece vahyolunan syleyeceini;
Allah'n kitabna asla muhalefet etmeyeceini ve O nun;
Allah'n indirdiklerindeki maksadnn ne olduunu beyan
ettiini bilmeleridir. Hibir Snnet ebediyyen K ur'an'a
muhalif deildir.7
Hadisin sahih olduu farzedilirse, anlam u olur :
Size bir hadis rivyet edildii zaman, doru olarak an
lam akta glk ekerseniz, O'nu, Allah'n Kitabna arz-
edin. eliirse reddedin, nk O, benim szlerimden
deildir.
Sonra, Rasulullah'tan sadr olan eylerin, K ur'an'a
muhalif dmemesi, snnetin hccet olamyaca anla
mm ifade etmez. Yine, O'nun, K ur'an'm , mcmelini izah,
m m 'm tahsis, m utlakm takyit edemiyecei; b ir hk
m sona erdirip, nesh edemiyecei ve mkil ifdeleri
ni akla kavuturamyaca, anlam da tamaz. n
k (Rasulullah'm) beyan, Allah'n m uradm a tamamyla
uygun dmektedir. K ur'an lafzlarnn zahirine bakld
nda, sz konusu beyann onlara uygun dmeyip, ih~
timalli olduunu b ir anlk kabullensek bile; bu, K ur'an'a
muhalif telakki edilemez. Rasulullah ise, yalnzca K ur'
an'la elienlerin reddedilmesini em retm itir. Bundan,
K ur'an'a uygun dmeyen ve fakat O nunla eliki de arz-
etmeyen haberlerin reddedilmesi gerektii anlalamaz.
Bu hususa, bn Hazm'm rivyet ettii, konuyla ilgili
u rivyet de dellet e tm e k te d ir: Rasulullah (s.a.s.) y

7 s. 118-134.

344
SNNET MDAFAASI

le buyurm utur : B a n a isn a d e d ile r e k r iv a y e t e d ile n le r


e itd ir . A lla h 'n k ita b n a b a k t m z d a , m a 'r u f o ld u u
n u g rd n z h e r h a d is i k a b u l e d in . A lla h 'n k ita b y la
k a r la tr p d a k e n d is in i r e d d e d e b ile c e k b ir e y b u la m a
d n z; fa k a t, K u r'a n 'd a k i y e r in i d e te s b it e d e m e d i in iz
h a d isle r i d e k a b u l e d in . B e n d e n s iz e r iv y e t e d ile n ; a n
ca k , k a lp le r in iz titr e y ip , d e r e r in iz in r p e r d i i, K u r'a n 'd a
d a ta m te r s in i g r d n z h e r h a d is i r e d d e d in z .
Grld gibi, K uran'a uygun dmeyen ve fakat
O nunla eliki de arzetmeyen haberlerin kabulu zorun
lu klnmtr. Bu rivyet, zayf olmakla birlikte, phe
sahiplerinin delil getirdii hadislerle ayn eitdendir.
Bu durumda, sz konusu rivyetlerde; K ur'an'da te
mas edilmeyen, snnetin m stakil olarak tespit ettii
hkmlerde, bizzat snnetten delil getirmenin m uteber
olmadna dair bir dellet szkonusu deildir. nk by
le bir hkm, K ur'an'a ters dmemektedir. Yalnzca,
Kur'an O'na temas etmemitir.
Kald ki, Allah Tela : R a su l, s iz e n e y i v e r ir se , O 'nu
a ln ; n e d e n sa k m d r r sa , o n d a n d a k a n n demekle, Ra-
sulullah'm K ur'an'la genel bir uygunluk ierisinde oldu
una temas etmftir. stelik bu uygunluu um um iletir
mi, Rasulullah'n O'na, hem icml, hem de tafsili ola
rak her bakm dan uygun dmesi gerektiini belirte
rek tahsis etmemitir. nk, Rasulullah, K ur'an'dan,
bakalarnn anlayamadklarn, idrk edebilecek nitelik
tedir. Binaenaleyh, bizim K ur'an'da mevcut olmadn
zannettiimiz bireyin, O'nda bulunduunu pekla Rasu
lullah bilebilir.
Nitekim, kendisine el-Hamr sorulduunda; bu ko
nuda bana, u kapsaml yetten bakas indirilmemitir,

345
S N N ETN YAZIMINA M SADE EDLMES

demi ve : Kim zerre arlnca hayr yaparsa onu g


rr, kim de, zerre m iktar, er ilerse onu grr, ayetini
okum utur.
imdi Snnete dayanmadan, hkm istinbatm da, sa
dece K ur'an'a dayanmak gerektiini ileri srenler, bak
snlar bakalm, bu yetten sz konusu hkm n kabi
leceine akllar yetiyor mu?

bn Mesud (r.a.) yle dem itir : Herey, K ur'an'da


beyan edilmitir. Fakat bizim aklmz, onlar idrak et
m ekten acizdir. Bu nedenle, Allah Tela : Kendilerine in
dirileni, insanlara aklayasm diye sana da K uran in
dirdik, buyurm aktadr. Sahabenin ileri gelenlerinden ve
ilk m slm anlardan biri olan, bn Mesud'un bu sz iyi
dnlmelidir.
Herkesin bildii arz hadisine gelince; Beyhak, bn
Hazm ve daha bakalarnn dedii gibi, btn tarikleri
m unkat'dr. stelik : Sylemi olsam da, olmasam d a r
size gelen o haber bana aittir, denmekle, Rasulullah a
yalan isnadn iermektedir.
Beyhaki El-Medhal isimli eserinde yle demek
tedir : Bu m anada nakledilen rivayetlerin isnadlar ie
risinde en iyi olan Rebi'a'nm, Abdlmelik b. Said'den,
O'nun da Ebu Ham id'den veya Ebu seyd'den oluan
isnaddr. Ve bu haberde Rasulullah yle dem ektedir :
Kalplerinizin yatp, derilerinizin ve tylerinizin yu
muad, kendinize de yakn bulduunuz bir hadis duy
duunuz vakit, (bilin ki) ben ona, sizden daha evlym.
Kalplerinizin holanmad, deri ve tylerinizin rperip,
diken diken olduu bir hadise ise ben sizden daha uza-

346
S N N ET M DAFAASI

Bkeyr, Abdlmelik b. Said'den, O, bn Abbas b.


Sehl'den, O da, bey'den naklen, O'nun yle dedii ri-
vyet edilmitir : Rasulullah'tan duyunca derilerinizin
yumuayp, m a'ruf olduunu bildiiniz bir ey size ula
nca bilin ki o, Allah Rasulne aittir. nk, O, yalnzca
hayr olan syler, bakasn sylemez.

Buhari, bu rivyetin daha sahih olduunu sylemi


tir. Yni O'nun, Ebu Hamid veya Ebu seyd'den rivyet
edenlerin rivayetlerinden daha sahih, olduunu syle
mitir.
Aynsn, Ibn Lheya, Bkeyr b. el-Eec'ten, O, Ab
dlmelik b. Said'den, O ise, Ksm b. Sheyl'den O da,
bey b. K a'b'tan rivyet etmilerdir. Bylece msed
olan bu hadis'in illetli olduu (anlalmtr).
Her halkrda, Rasulullah'tan geldii sabit olan bu
hadis, hem akla yakn ve hem de usle uygundur. Allah'
n dinde, Rasulne verdii konumu kavrayan, O'na itaat
etmelerini farz kldn bilen birisi bunu inkr edemez.
Rasuln szlerinin dorulanmas, hkm lerine ittiba edil
mesi gerektiine inanan birisinin kalbi de ondan nefret
edemez. Nitekim bu hadis, er' bakm dan m uteber ol
duu gibi, akl sahipleri yannda da, ahlaki ynden de m u
teberdir. Bu haberlerin lafzlarndan sahih olarak anla
labilecek olan da budur. Beyhaki'nin szleri burada
bitiyor.
Rasulullah'dan sadr olan herey, iyidir ve gzeldir.
Selim akl sahiplerine gre m a'ruftur. Bizim aklmz
O'nun iyiliini ve gzelliini idrk etmeyebilir. Dolaysy
la byle olmas, onlarn, Rasulullah tarafndan sylenilip,
yaplamyacama veya hccet olam yacaklanna sebep te

347
S N N ETN YAZIMINA M SADE EDLMES

kil edemez. Bilkis, gvenilir kimseler rivyet ettikleri za


man; O n u kabul etmemiz, hakknda iyi duygu besleme
miz, icb ile amel edip, acziyyeti kendi aklmzda aram a
mz, zerimize vcip olur.

bn Abdilberr Ebu shak brhim b. Seyyar'm y


le dediini nakletm itir : Ben hadis rivyetiyle megul
ken, Rasulullahn, su kaplarnn azn ak brakm ak
tan ve byle braklan kaplardan su imekten nelyetti-
ini duydum. Daha evvel ben, bu hadiste b ir ey var.
Kabn azndan su imenin nesi var ki, bu yasaklama sz
konusu olsun? dedim. Ne zamanki bana, bir adam n bu
kaplardan su ierken, ylan tarafndan sokulduu ve bu
yzden ld; ylanlarn su kaplarnn azndan ieriye
girdikleri sylendi, O vakit; hadiste te vilini bilemedi
imiz bir noktann var olabildiini, biz bilmesek de O n u n
ifade ettii bir ynnn bulunabileceini, anladm.

bn Abdilberr, Said b. el-Mseyyib,in, ib n Abbas'tan


naklettii u haberi rivyet etm itir : hasleti tadm
srece ben kmil bir insanm. Onun tesinde ben de,
dier insanlardan biriyim. Rasulllahtan iittiim her s
zn, Allah tarafndan (gnderilmi) b ir hak olduunu bil-
miimdir. Hibir namazda, sonuna kadar, gnlm baka
bir eyle megul etmemiimdir. H er cenzede, m utlaka
kendimi hesaba ekmiimdir. Said : bu hasletlerin yal
nzca bir Peygamberde bulunacan zannederdim de
mitir.
Tavus'tan nakledilen rivayete gelince, fi, Beyhk
ve bn Hazmm dedii gibi, her iki isnad da m unkat'dr.
bn Hazm, yine Tavus'dan gelen bir baka isnadla da
haberi rivyet etmitir.

!


SNNET M DAFAASI

Sahih olduunu farzetsek bile, iki rivyette de, Sn


netin hccet olamayacana, Rasulullah'n, hell ve haram
konusunda, yalnzca, K ur'an'da bulunan hkm leri te'kid
edebileceine dair b ir dellet yoktur. nk rivyetteki,
K itap'tan maksat, K ur'an deildir. Bilkis, Beyhak nin
de dedii gibi, Hz. Peygamber e vahyedilenlerin tam am
dr. O n a gelen vahiy de tilvet olunan ve tilvet olun
mayan vahiy olmak zere, iki ksmdr.
Bizi bu te'vili yapmaya sevkeden ise, Rasulullah'n da
ha nce geen El-Erke hadisidir. Zira, O, Hz. Peygam
ber'in K ur'an'da bulunmayan baz eyleri hell veya ha
ram klabileceine dellet etm ektedir. Hadislerde, Ki-
tab ifdesinin, Rasulullah'a inzl olunanlarn tam am an
lamna kullanld variddir. El-mm'de yle bir riv
yet vardr : Bir adam n olu, baka birisinin hanmyla zi
na etmi. Delikanlnn babas, kadnn kocasna bir hiz
meti ve bir de koyun vermek suretiyle anlam a yapm
tr. Bunu Rasulullah'a sylediinde ise, Rasulullah yle
dem itir : Nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki,
sizin aranzda Allah'n kitabyla hkm vereceim. Koyun
ve hizmeti sana geri verilecektir. tiraf ettii takdirde, ha
nm recmedilecektir. Rasulullah delikanlya ise yz sopa
vurm u ve b ir yl srgne gndermitir.
Grld gibi, Rasulullah, recm ve srgn cezas
hkmn, Allahn kitabndan saymtr. Bu ise, Hz. Pey-
gamber'in, bu ifadeyle, m utlak olarak kendisine indirilen
leri kastettiini gsterir.
Kitaptan maksadn, Levhu'l-mahfuz olmas da
m m kndr. Nitekim : Biz, kitapta hibir eyi eksik b
rakmadk, yetinin tefsirinde baz m fessirler bu yoru
mu yapmlardr.
S N N ETN YAZIMINA MSADE EDLMES

Eer Kitap,tan m uradn, K ur'an olduunu kabul


edecek olsak bile, K ur'an'da zikredilmedii halde, Rasu-
lullah'n hell veya haram kld eyler, yine de, Kur'an'-
m hell veya haram kld eyler demektir. Zira, Allah
Tela : R asul, sze n ey i verirse, o 'n u alm . S izi, n ed en ka-
n d n r sa on d an da k an n , b u y u ^ a k ta d r . ^ite^im ,
daha evvel buna deinmitik.
kinci rivyetteki, Rasulullah'm : insanlar, beni hi-
bireyle muahaze etmesinler sznn anlam, O'ndan sa-
dr olan bir eye yapmay haram klmak veya nunla
ihticacta bulunmay yasaklamak, deildir. Bilkis, Onun
manas udur : insanlar, Allah'n bana tand ayrca-
lklardan ve benim iin tayin ettii hususi hkm lerden
birisiyle beni muahaze etmesinler. Bana, itirazda bu-
lunup da; Rasulullah baz eyleri bize haram klar-
ken, kendisi, niin onlar yapyor? veya, bize hell kl-
d eyerden, o niin kamyor? demesinler. Veya, bu
gibi konularda, kimse kendini bana kyas etmesin, ^ n k ;
benim onlarla, kendim arasnda baz {arkllklar gzete-
rek, hell veya haram kldm, her konuda, hkem Allah
Tela'dr. Yine, baz hkmlerde, onlarla beni eit sayan,
bir ksmnda da benim hkmm , onlarnkinden ayran,
Allah Telanm t kendisidir.
im am afi, Tvus hadisini rivyet ettikten sonra,
yle dem itir : Rivyet, m unkatdr. Biz Tavussun fk-
hn biliriz. Eer, Rasulullah'tan geldii sbit olsa bile
rivyetin, benim tavsif ettiim m anada olduu gyet ak-
tr. Rasulullah : insanlar beni, herhangi bireyle muha-
ze demitir. Bana sarlmayn dememitir.
Bilkis, kendisine ^ p lm a sn re tm i tir. Allah Tela
da bunu is^nitir.8

8 C i m a l lm, s. 113-115.
SNNET M DAFAASI

bn Uyeyne, Ebu Nadr'dan, O, Ubeydullah b. Ebi Ra-


f'den, O ise, babasndan, Rasulullah'm yle dediini ha
ber verm itir : S izd en b rin ize, em retti im veya y a sa k la
d m b irey g elip d e : O'nu, k oltu u n a y a sla n m b ir v a
ziy ette : B iz b u n u b ilm eyiz, A llah'n k ita b n d a n e varsa,
biz on a tb i olu ru z, d erk en grm eyeyim . Rasulullah
(s.a.s.) bize, emirlerine tabi olup, yasaklarndan kanma
mz em retm itir. Allah, bunu, kitabnda, kullarna farz
klmtr. Bu konuda, insanlarn yapabilecei yegne ey;
Allah ve Rasulnden gelenlere yaparak, onlarn delle
tine uymaktr.
Ancak, yet sylemise bile, Rasulullah'm : nsan
lar, beni hibireyle muhaze etmesinler, sz, yalnzca
una dellet eder : Rasulullah en gzel rnektir. O n a bir
takm hususiyetler tannarak, insanlara m bah klnma
yan baz eyler O n a m bah klnmtr. Ayn ekilde, in
sanlara haran klnmayan birtakm hususlar da O n a ha
ram klnmtr. Bu itibarla O da : insanlar, kendileri d
nda, bana hell veya haram klnan herhangi, bir eyden
dolay; beni muhaze etmesinler. Kendilerinin dnda,
lehime vey aleyhime olan eylere yapmasnlar.
Kusmak sebebiyle, abdest gerekip gerekmeyeceine
dair soruya gelince; bunu, yalnz, M ecelletu 'l-M en aV d a
yaynlanan, Dr. Tevfik Sdk'nm maklesinde gryoruz.9
Ne senedi ve ne de, nereden nakledildii belirtilmitir.
Belki de, m odem asrn bir uydurmasdr.10

9 Y l 9, S a y 7, s. 515
10 M e s e le m e llif in d e d i i g ib i d e ild ir . H a d is s b i t t i r . Y a z a r
b u n u , k i t a b n n a s l n s h a s n d a , d i p n o t t a z i k r e t m i t i r y le
d e m e k t e d i r : B u s z le r i y a z p , e s e r in i ta k d im e t t i k t e n s o n
r a , h a d is e , Z e y d b. A li'n in E I-M e c m u u n d a n n a k le n , ev -

351
S N N ETN YAZIMINA M SADE EDLMES

Sahih olduu farzedilse bile, nasl cevap verilecei


Tavus, hadisinin ilk rivyetinde kaydedilmitir.
Dr. Sdk'nn : Bu hadis, sahih olsa da, olmasa da,
akla yatyor ve akl O'nu destekliyor. Bunun mslman-
Iann, asla, kendisinden ayrlamayacaklar bir prensip ol
mas ise zarridir sz de, zikrettiimiz deliller mv-
cehesinde, sama b ir szdr.
Allah'a hamdolsun, m slm anlann selim akllar,
sululiah'm, Allah ile kullar arasnda bir eli olmas ha
sebiyle, her ne kadar, K ur'an'da zikredilmese de; O nun
getirdiklerini almay, zorunlu grmektedir. Nasl ki, Sul
tann teb'asm a den, elilii sabit olduktan sonra, her
ne kadar onlara yazl bir m ektup getirmese de, sultann
szn dinleyip, eliye itaat etmeleriyse, bu da byledir.
Bu tabii olarak herkese bilinen b ir keyfiyettir. Belki
de, kusm akla ilgili haber'in zahirini makul gren akl, sa
dece Dr. Sdk'nm akldr.
M slmanlarn akllar ise; kusm uk haberiyle pis
lenmemi, tertemizdir. Allah, hepimizi hayr ve doru
olana hidyet etsin.
Hamd, iyilik ve gzelliklerin, nimetiyle tamamlad-
Allah'adr.
Abdlgni ABBLHLIK

k a n in in NeytI-Evtr adl eserinde rastladm . Bu d u ru m


d a cevabn, hadisin b ir aslnn olduunu gznnde bu lu n d u
rarak , biraz deitirm esi gerekiyordu. Fakat, A llah rah m e t
etsin. Y azar cevabn deitireneden vefat etmitir.
! CLT AHIS SMLER NDEX

A b d u l-A z iz b a h V e liy y u lla h D ih le v i : 29.


A b d u lg a n i M u h a m m e d A b d u l-H a lk : 32.
A b d u lla h b. A m r b. A s : 62, 63, 114, 11?, 149, 151, 242, 283, 315, 316,
324, 343, 380, 381.
A b d u lla h b. B u r e y d e : 69.
Abdullah 6 -h e y si : 121, 206.
A b d u lla h b. Mesud : 57, 89, 111, 229 ,226 ,222 ,211 ,124 ,117 2.

A b d u lla h b. M b a r e k : 71, 293.


A b d u lla h b. m e r : 200, 229, 283.
A b d u lla h b. Y e s a r : 149, 150.
A b d u l-M u n im e l-H s e y in ; 298.
A b d u l-M u n im S a lih e l-A y li : 22
A b d u l- V e h b a b e n - N e c c a r : 354.
A b d u r - R a h m a n b. E b iz -Z e n d : 64, 344.
A b d u r - R a h m a n b. M e h d i : 383.
A b d u r - R a h m a n b. Y a h y a e l- M u a llim i : 21, 45.
A b d u r - R a h m a n b. Y e z id : 58.
A b d u r-R e z z a k H a m z a : 49.
e l-A c a c e r-R a z i : 283.
A h m e d D a v u d o g lu : 25, 28, 57, 107
A h m e d E m in : 21, 32, 42, 307, 316, 342, 346, 347, 387.
A h m e d H a m d i A k s e k i : 23, 24, 30.
A h m e d M u h a m m e d a k i r : 328, 393.
A. M u h t a r B y k m a r : 30.
e l-A l : 128.
H z. A li : 114, 137, 191, 192, 209, 210, 212, 217, 220, 247, 268, 269,
284
283
279
31
278
276
271
,,,,,, 349
343
340.,,
A li H a s e n A b d l- K a d ir : 32.
A li J b n u l M e d e n : 162, 243, 386, 399.
A li b. M u h a m m e d e l- Y u n in i : 395.
A li O s m a n K o k u z u : 27, 29.
A li z e k : 24.
A liyyl K r i: 98, 100.
A lu s i : 174, 264, 329, 374.
A m e : 201, 223.
A m r b. A h te p : 272.
A m r b. H a z m : 6366 .

A m r b. M e y m u n : 112.
Artin : 300.
A sm e l-A h v e l : 367.
A z im A m a d : 54.

B abanzade Ahmed Naim : 22 .


B a k lla n i: 286.
Baky bn M ahled : 197, 307.
B aryan : 300.
B edrud-Dem m ni : 370, 371.
B edruddin A yni : 158, 159, 162.
Begav : 166 , 221 .
B e k ir S a d a k : 25.
Beyhaki : 183, 247, 281, 293, 337.
el-Bezzar 247 ,231 .
Bir b. E rtt : 401.
B la n te r : 300.
Busre bint-i G azvan : 92, 195, 196.
Busr b. U beydullah : 70.

C abir b. A bdullah : 69, 219, 303.


C abir b. S em ure : 326.
C afer el-E sk af : 223, 229, 283.
C afer es-Sadk : 174.
Cahz : 152.
C erir b Abdu'l-Ham id : 71.
C er m an : 300.
Cessase : 163, 164, 165, 168.
C e v h e ri: 370.
Cifris : 300.
Cihad T u n : 26.
C zekani : 122.

354
D ahhak b. Kays : 153.
Davud ez-Zahir 3 ^?.
D eccal: 163, 167, 327, 328, 329.
ed-Demiri 231 .
R. P. A. Dozy : 19.
-
Hz. Ebu Bekr : 184, 226, 398, 399, 336, 349, 349.
Ebu Bekr el-K at: 393.
Ebu Busra el-Gffari : 159
Ebud-Derda 111 ,89 .
Ebu Eyyub el-E n sar: 69.
Ebul-Ferec : 81.
Ebu H anife; 223, 224 , 360. 364, 365, 366. 367, 368, 492, 403.
Ebul-Hasan el-Ear : 286.
Ebul-Hasan el-K erh: 226.
Ebul-Hasan es-S an : 379.
Ebul-Hattab b. Dihye : 154, 155.
Ebu H ureyre : 21, 91, 92, 117, 138, 139, 142, 158, 166, 169, 179, 185,
201 .299 ,198 ,197 .196 .195 ,194 ,193 191
189
188
187
86
. , 92
, ,
292, 203, 204,295, 206, 297, 298, 209, 219, 211, 213, 215, 216, 217,
218, 219, 221, 222, 223, 224,225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232,
283, 234. 235249 237
236. 238
2
, 1*
2 244
243
242
,. 245 2,6,
250, 25265 ,282 .261 ,260 ,259 .258 ,257 ,256 ,255 ,254 ,253 252,
266, 267, 268,279, 271, 272, 273, 274, 276, 277, 278, 279, 281, 282,
283, 284, 285,286, 287. 288. 299, 292, 293, 294, 392. 393, 306, 307,
308, 319, 311,318, 399, 492
Ebul-Hseyln erefddin 821 : - .
Ebu M ansur M a tu rid : 286.
Ebu M usa el-Ea r i : 184, 226.
Ebu M usa el-Medlnl 394 .
Ebu Nuaym : 66, 143, 165, 175, 196, 204, 344.
Ebu Said el~Hudri: 62, 242, 259, 259, 290.
Ebu Sfyan 319 ,135 .
Ebu 343 63.
Ebu Yal a : 68, 128, 231, 232.
Ebu Y u su f: 360.
Ebu Z 6 r315 ,111 ,101 .
Edip Gdnen : 30.

5
Enes b. M lik: 114, 151, 152, 153, 224, 232, 256, 381.
Esat K ler: 24.
el-A nsi: 329.

Fadl bn-i Abbas : 210. 215, 216.


F ah ru ddin e r-R a z i: 173, 174.
F a r m e r : 300.
Fatim a bint-i Kays : 165.
Fazlur-Rahm an : 21.
Fuat Sezgin : 24.
Fudayl b. Yezid : 367.

t G azzali: 110.
i. Geldzier : 20, 25, 26, 176, 199, 203, 229, 251, 252 307.
Gulam Ahmed el-Kadyani : 329.

Halid b. M ahled : 398.


Halid b. M uhalled : 246.
H a lili: 116.
Halime es-Sadiye : 175.
H aris b. Esed el-M uhasibi : 327
H arun er-R e^d : 223, 228.
H aan b. Ali el-K erab isi : 27.
H asan B a s r : 83, 122.
,- 1

Haan Basri antay : 25.


Haan Hsni Erdem : 23.
Hassan b. Atiyye : 50.
Hatip el-B adadi: 26, 122, 384.
H attabi : 54, 118, 216, 232, 248.
H aydar Hatipolu : 30.
Hayreddin K aram an : 25.
H ayri Krbaolu : 28.
H er A m es de Yunus : 355.
el-H erevi: 341.
Hiam b Abdulmelik : 341.
H ^am b. Urve : 64, 344, 377.
Hueym b. Beir : 71.
Hseyin A rslan : 31.
1
I r a k : 04 116
23,.
Irbad b. Sariye : 55

bn- Abdil-Rerr : 58, 191, 202, 275, 2383 ,367 ,366 ,365
bn- A sak ir: 137, 143, 208, 273, 282.
bn- Dakik el-Id : 127, 128, 141.
bn- Eb Hadid : 283.
bn- Ebi Hatim : 116, 220, 334.
bn- Eb eybe : 222, 277.
bn- Hacer : 25, 26, 61, 74, 99, 104, 106, 107, 113, 114, 117, 118, 125,
126, 2 165
148
143
135
130
, 166
, , , , , 169, 171203
,200
180
175,, , ,
258
257
254
248
247
239
,238
,231
,225
,222
,221
,219
,216
,215
,,,,,,
385
381
380
379
378
374
,347
,345
,325
,317
,288
,275
,271
,270
, , , , ,,
388, 391.
bn H aldun : 146, 323, 370, 371, 401, 402.
bn Hazm : 89, 110, 111, 116, 138, 197, 200, 222, 225, 227, 307, 327,
328 , 342.
bn Hbban : 144, 158, 324, 401.
bn Huveyz M indad : 327.
bn Huzeyme : 131, 215.
bn-i shak : 93, 190.
b n u l-C ev zi: 98, 99, 118, 122, 141, 144, 234, 282, 325, 326.
bnui-E sr:57, 107.
bn-i K e sir: 104, 136, 140, 148, 150, 155, 188, 192, 208, 231, 236,
374 ,282 ,281 ,280 ,269 ,243 37
ibn-i Kudame ei-Hanbeii 153 ,124 .
bn-i Kuteybe : 28, 41 43, 118, 185, 186, 211, 285.
bn-1 Main : 116, 382.
bn-i M erdye : 335.
bn-i M n z ir: 160, 216.

* .

,.
bn-i irin : 82, 83, 188, 258.
bn-i ihap ez-Z hr: 27, 64, 66, 142, 341, 345.
bn-i Teymiye : 90, 137, 141, 147, 148, 219, 310, 311, 327, 393, 402.
Hz. brahim : 289.
brahim C a n a n : 28.
brahim D eirm enci: 31.

357
brahim b. Ebi Y a h y a : 243, 244.
brahim b. M usa : 385.
brahim en -N e h : 83, 222, 223.
ikrim e b. A m m a r: 320.
mam Evzai : 50, 364, 368.
m am M alik : 30, 82, 240382 ,364 ,363 ,342 ,241 .
im ran b. H u s a y n : 50.
mruu*l-Kays : 291.
Hz. sa : 163, 167, 169, 170, 175, 176, 354, 355, 356, 357, 358.
sa b. Eban : 226-
shak b Rahye : 72, 136.
smail Cerrahoglu : 24.
smail Hakk nal : 31.
smail Ltfi akan : 29.
smail b. Umeyye : 243, 244.

J a m e s Robson : 24.
Ju y n b o ll: 20-21.

Kabul-A h b a r: 90, 143, 144, 145, 146, 147, 149, 151, 153, 207, 229
235, 236, 237, 242, 243, 244, 327.
Kad A ^ 'l-C b b ar: 170, 173, 174.
Kad iyaz : 289, 325, 326, 374.
Kamil M iras : 22 .
Kasm b. M uhammed : 82.
K a sta la n : 341.
Katade : 173
K aynul E ^cai: 217.
Kays b. Ubade : 271.
Kvamuddin B u rsla n : 23.
Kook : 300.
Kortis Himene : 300.

Lebid : 321, 372.


L eknevi: 217.
Leys b. S a d : 382.
Hz. L u t: 289.
M ahmud Ebu Reyye : 21, 31, 32, 42, 44, 85, 88, 93, 115, 179.
Dr. M ahmud K em al: 298.
M ahmud b. R e b i: 75.
M ahmud Selame : 318
Malik b. Yuhamir : 182.
M akcevan : 300.
M a'm er b. Raid : 71.
M ansur Ali Nasif : 25.
el-M azeri: 289, 374, 376.
Mehmet Sait Hatipolu : 28, 28, 29, 30.
M ehmet Soluolu : 25.
Mehmet ^e^i M ellam ehm edolu: 28.
M ek h u l: 51
Hz. Meryem : 189, 171, 172, 173.
Mesih : 187.
Mesleme b. Mahled : 89.
Hz. Meymune : 158, 157, 159, 180.
Meymun b. M ihran : 53.
M ikdad b. M adikerib : 53, 361.
M irza B k r: 20.
Mofti : 300.

Hz. M uaviye: 135, 137, 138, 143, 144, 145, 153, 162, 191, 192, 229.
278, 277, 279, 319, 401, *02.
Muaviye b H ^ el : 166.
Muaz b. C e b e l: 57, 226, 247, 267.
M udarib b. Cz : 196.
M uire b. ube 283 ,161 .
M uhammed Abduh : 333, 372, 373, 374, 378, 403.
M uhammed A bdurrezzak Ham za : 21.
M uhammed Accac el-*Hatip : 22.
M uhammed Ebu ^ehbe : 22, 32, 35, 36, 406.
M uhammed H am idullah : 23, 26.
M uhammed b. H aan el-A skeri: 323.
M uhammed b. Haan e-eybanl : 66.
M uhammed es-Samahi : 22
M uhammed Tahir Hekim : ^1.
M uhammed Tayyib Oki : 24.
Dr. M uhammed V a sf: 103.
M uhammed b. Y a h y a : 288.
M uhammed b. Yusuf el-F erbev: 386.
M uhammed Zbeyr S d d k i: 24, 25.
M uharrem Tan : 31, 86.
M uhibbuddin el-Hatip : 21, 89.
Muhyiddin el-K ure: ^27, 228.
W. Muir 19 .
M ulm uhr : 355.
Hz. M u s a : 287, 288, 289, 375.
M ustafa es-S b ai: 21, 30, 44.
M barekfri : 221.
Mcahid : 293.
M n zir: 118.
MseyJemetl-Kezzab : 166, 329.

Nazif D an m an : 23.
Nazzam : 41, 185, 186,203, 205, 210, 211, 399 ,286 ,221 8.
Nevevi: 23, 104, 115, 126, 152, 234, 260, 261, 275, 390, 9

Hz. m er: 65, 89, 110, 111, 112, 116, 124 125,1 13, 151 152, 158 5 .
183, 184, 187, 188, 189, 191, 197, 199, 209, 212, 2219 ,215 3 21
286, 308, 310, 311, 334, 335, 337405 ,404 ,399 ,367 .
mer b. Abdulaziz : 65, 66, 71, 337, 340, 341, 342, 344, 345, 404.
mer Nasuhi Bilmen : 25.
m er Rza Kehhale : 57, 122.

Pavles : 355.
Pezde^i : 227.

Rebi b. H a b ip : 19.
Rebi b. Huseym : 98.
Rebi b. Hseyin : 140.
Rebi b. Subeyh : 346.
Reca b. Hayve : 82.
Reit Rza : 20, 109, 110, 138, 139, 164, 166, 167, 285, 331, 333, 334,
379 380, 389, 395, 396 400, 403,
Rolyos : 300.
Rous A tlencer : 300.

S a d b. Ebi V akkas : 162, 226, 256, 259, 316.


S ad b M uaz : 100.
360
Sad Ebu Ceyb : 223.
Said b. Cbeyr : 64, 344, 387.
Said b. Ebu Arube : 346.
Said b. Zeyd : 220.
Salebe b. Malik : 204.
J. S c h a c t: 20.
es-Seibi : 191.
es-S ehav: 122.
Sehl b. S ad : 219, 250.
es-S em an: 142
Selahaddin P o la t: 29.
Sibeveyh : 370.
A. Sprenger : 19 229.
Suat Yldrm : 27.
Dr Subh Salih : 27.
Suyuti : 104, 118. 201, 266, 283, 323, 329, 330, 345.
Sfyan es-S evri: 71, 81, 368.
Sfyan b. Uyeyne : 80, 129, 207, 253, 374, 383.
es-Slemi : 130.
Sleyman b. Musa : 79.
Sleyman en-Nedv : 21.

atbi : 109, 360.


erif er-Radiy : 96.
evkan : 51, 58, 219, 323, 331.
ureyk b. A bdullah: 246.

T a b e ra n i: 122, 130, 247, 324, 329.


Tahir el-C ezairi: 104, 120, 132, 392, 395.
fak y u ddin es-S bki: 227.
Talat K oyiit: 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30.
T eh av i: 323.
Temim ed-Dari : 163, 164, 165, 166, 167, 168.
Tevfik S d k : 20.

Ubeydullah b. Adiy : 70.


Ubey b. Kb : 267.
Ukbe b. Am ir el-Chen 69 .
Urve b. Zubeyr : 65, 283, 337.

361

m eyye b. Ebis-S a lt: 320.
m m Habibe : 320.

Vakd : 135, 230.


Vasile b. Esk : 232.
Vehb b. M nebbih : 143, 145, 147, 247 4
,
Veki b. C errah : 320, 368.
Velid b. A bdurrahm an : 221.
Velid b. Rebah : 273
G. W il: 19.
Won K ram er : 176.

Yahya b. Main : 320, 383, 386, 399.


Yahya b. Said : 70, 78.
M. Y aar K an d em ir: 26, 30.
Y aar Kaplan : 31.
Yezld b Abdlmelik :341.
Yezid b. H arun : 208.
Yezid tb n u l Esved : 153.
Yezid b. Muaviye : 65, 277, 344.
Yezid er-Rekbas : 232.
Yusuf Ziya Kavak : 25.

Zafer Ahmed el-Osmani : 28.


Zahid el-K evser: 36, 143, 144.
Zakir Kadiri Ugan : 23.
Zebidi : 22.
ez-Zeheb: 143, 398.
Zemaheri : 169, 170, 171, 174, 264.
Z erk ei: 214.
Zeyd b. Harise ; 76.
Zeyd b. S a b it: 200, 267.
Zeynep bint-i Cah : 378.
Zbeyr b. Avvam : 114.
Zbeyr b. N e f ir : 217.
Zheyr b. M uaviye : 366.

362
II. CLT AHIS SMLER NDEX

Hz. Abbas : 24, 25.


Abdulaziz b M ervan 298 .
Abdulgani Abdulhalik : 195, 203, 352.
Abdulhalim en-Neccar : 125.
Abdulhum eyd b. Suleym an : 271.
Abdullah b. Abbas : 68, 69, 173, 217, 229, 285, 298, 323, 328, 331.

Abdullah b. Adiy : 188, 274.


Abdullah b. el-A lai: 51.
Abdullah, b. A m r : 286, 290, 291, 296, 299, 333.
Abdullah b. D inar : 315.
Abdullah b Huneys : 301.
A bdullah b. Mesud : 19, 55, 56, 172 ,203, 215, 217, 258, 260, 321.

: mUm =* .
Abdullah b. M ubarek : 70, 76, 173.
Abdullah b. M uem m il: 269, 270, 271.
Abdullah b. M u sen n a: 133, 271.
Abdullah b. Sebe : 160* 161, 170.
Abdullah b. Utbe : 284.
Abdullah b. Zekvan : 76.
Abdullah b. Z u b e y r: 331 .
Abdulmelik b. M ervan : 227.
A bdulmelik b. Said : 346, 347.
A bdu'l-U zza: 111, 116.
A bdu'r-Rahm an b. Abdulhakem : 87.
Abdur-Rahm an b. A v f : 18, 54.
A bdur-Rahm an b. Ebiz-Zin4d : 304.
Abdu'r-Rahm an b. E sv e d : 217.

363
A bdur-Rahm an b. Hermele : 304.
A bdur-Rahm an b Mehdi : 98, 73
A bdu'r-Rahm an b. S ley m an : 279.
Abdulvahid b. Kays : 278.
Abdu M enaf : 111, 116.
A bid b. Huneyn : 129, 130.
el-A clun: 99.
Adem b. iyas 335 .
Adudiddin el-^yei: 239.
Ahmed E m in: 13, 14, 23, 27, 33, 34, 35, 36, 37, 39, 40, 57, 100,

Ahmed b. Hanbel : 23, 24, 105, 129, 270, 273, 303, 317, 323.
Ahmed a k r : 296.
Akabe b M slim : 129, 130.
Hz. Al : 23, 25, 26, 35, 58,79, 151,160282
281
248
247
245
216
,,,,,
283, 2335 ,321 4 298
286,,
Ali Hasan A bdulkadir: 45, 46, 51, 52, 57, 62, 63, 109, 1
Ali b. el-M edin: 273, 274312 ,275 .
Ali b. Salih : 213.
A kame : 217, 218.
Alusi : 152, 205.
Am m ar b. Y a s ir: 52, 56, 182.
A m id : 225.
A m ir e-abi : 302.
Amr. b. Hazm : 62, 286
A m r b. uayb : 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 2ro.
Asm b. N e b il: 60, 91.
Ata : 269.
A ttab : 331.

el-B agav: 39
Bedrddin el-A yn: 279, 318.
Bera b. Azb : 323, 332.
Ber b. Nehik : 300.
Beyhaki : 15, 87, 94, 99, 102, 104, 116, 118, 191, 215, 276, 278, 281
283, 330, 340, 341, 346, 348.
B ezzar: 130, 134
Biial b. Rebah : 181, 183.
R. L. Blaehere : 110.
Bkeyr b. el-Eec : 347.

364
Bsr b. Ubeydullah : 189.
Beyr el-A dev: 323.
Beyr b Kab : 331.

Cabir b. Abdullah : 68, 69 143, 188, 216.


Cabir b. S e b a t: 301.
Cabir b. Sem ure : 59, 87.
C erir b. Abdlham id : 219.
el-Cubbi : 237, 238. 239. 240. 241.
Cbeyr b. M utm : 258.
C v ey n : 42.
C zek an : 118.

D a re k u tn : 98, 102, 103, 117, 191, 270, 272 287


Davud el-A ntak: 28.
Davud ez-Z ahr: 54.
ed-D eraverdi: 304.
E. Dermenghem : 115
ed-D ihlevi: 52.
D in a r : 102.

Ebu A b d u llah : 94.


Ebu A bdur-Rahm an el-H ubull: 299.
Ebu A bdur-Rahm an el-M enblc: 117.
Ebu A m ir: 95.
Hz. Ebu B ekir: 18, 46, 48, 54, 62, 102, 105 213, 24T 247,
278, 297, 308, 309, 310, 313, 320, 329,
Ebu Bekr el-Cessas : 236.
Ebu Bekr b. Hazm 316 ,314 .
Ebu1-Buhteri: 78.
Ebu Brde : 218.
Ebu C afer el-B u h ar: 152.
Ebu C afer tbnul-Buhteri : 98.
Ebu C afer M uhammed b. A li: 284.
Ebu Cehil : 182, 183, 184.
Ebu Cuhayfe : 282.
Ebud-Derda : 215.
Ebu Eyyb el-E n sar: 188.
Ebul-Hakem : 37.
Ebu Hamd : 346.
Ebu Hanife : 33, 39, 40.
Ebu Hasen el-B asr: 238.
Ebu Hudbe : 102.
Ebu H ureyre 131 ,130 ,129 ,100 ,98 ,61 ,39 ,38 ,37 ,34 ,28 ,27 ,21 ,
166, 171 216, 261, 2335 ,328 ,323 .322 ,300 299 ,296 ,286 ,281 0 ,
337, 342.
Ebu Huzeyfe erefuddin H ic a z : 93.
Ebu Huzeyme : 273, 309
Ebu shak : 236, 239.
Ebu shak el-F ezar: 70.
Ebu Kasm b. Mnde : 298
Ebu Klbe : 189, 304.
Ebu Kiran : 302.
Ebu Meiih : 304.
Ebu Mesud el-E n sari: 215.
Ebu M uhammed b. Hazm : 54, 102.
Ebu N adra : 216, 351.
Ebu N asr et-Temimi : 238.
Ebu Nuaym 317 ,315 ,139 .
Ebu Navas : 244.
Ebu B ey y e: 150, 151, 172.
Ebu Said el-Hudr : 88, 132, 139, 212, 216, 247, 257, 267, 284, 296, 320.
Ebu Sfyan b. H arb : 25.
Ebu ah 296 ,286 ,267 .
Ebu Ubeyd : 244, 273.
Ebu Umame el-Bahili : 168.
Ebu sam e : 189.
Ebu Yusuf :287, 335.
Ebu Zer: 323
Ebu Zin^d : 173.
Ebu Zra : 305, 311, 312.
Hz. Enes b. Malik: 36, 48, 62, 102, 105, 133, 134, 137, 168, 271, 272,
297, 300, 301, 330, 331, 335,
el-Esmai : 244.
el-Esrem : 273.
Esved b. H ila l: 217.
E ^ c c : 102.
Eter : 282. 283,
el-Evza : 220, 230, 316.
Eyyub b. Ebi T em izi: 304.

366
Fahruddin er-R az: 204.
Hz. Fatm a : 320.
Fatim a bint-i Kays : 51, 56.
Fudale b. Ubeyd : 188.

el-G afiki: 29.


. Gazzali : 246.
Gyas b. brahim : ?8.
Goldzier : 13, 14, 18, 47, 57, 63, 67, 70, 75, 77, 79, 80, 82, 83, 85, 86
100
99
98
97
95
,93
,92

,91
,89
,88
, ,,, 111
107
105
103
01
,,,,
113, 119, 125, 167, 170, 172.
H
Habib b. Mualiim : 274
Haa : 85, 86.
Hz. Hai'sa : 309.
Hkim : 71, 92, 121, 191, 298, 301.
Halef el-A h m ar: 245.
Halid b. Hda el-B adad: 303.
Halid b. Mahled : 129.
Halid b. Nizar : 302
Halil b. Ahmed : 231
Halil b. M rre : 281.
Hamame : 183.
Hammad b. sam e : 62.
Hz. H arun : 26.
H arun b. Antere 298 .
Hmds el-A ver: 163.
Harun er-Re$id : 7
Hz. Haan : 25.

Haan b. C b ir: 301.
Haan b. Akil : 302.
Hatip el-Badadi : 78, 188.
el-H erev i: 315.
Heysem b. Adi et-Ti : 117.
Hiam b. Urve : 117, 157, 301.
Hubab b. M n zir: 66.
Humeydi : 153, 273.
Hrm z : 331.
Hz. Hseyin : 25.
Hseyin H ey k el: 115.
367
e M ra k : 14, 43, 312.
Itban b. Malik : 300.

bn Abdil-Berr : 60, 104, 214, 215, 216, 218, 269, 271, 284, 298, 299,
300, 301, 316, 329, 342, 348.
bn A ra b i: 204
bn A rrak : 36, 205.
bn Crud : 117.
bn Cevzi : 35, 39, 40, 41, 42.
bn Gezeri : 233, 234.
bn Creyc : 94, 148, 261, 316.
bn Ebid -D n y a: 15.
bn Ebi Hatim : 37.
bn Ebi Mleyke : 214, 298.
bn Ebi ey b e:8 7 , 271.
bn Ebz : 67.
bn Esir : 48.
bn Furek : 236.
bn H acer: 14, 55, 98, 99, 118, 129, 131, 132, 135, 152, 153, 178,
316
314
300
3299
295
294
,7293
,283
,279
,233
,226
,189
,179
, ,, , , ,
8 335
331,, 6
ibn Haidun 33. 39, 40, 41, 12
bn H a z ^ : 55, 56, 104, 2^7, 341, 343, 344, 348.
bn Hbban : 103, 121, 131, 134, 271, 275.
bn Huzeyme : 270.
bn shak : 92.
ibn Kesir : 14, 43, 152, 163, 213.
bn Kuteybe : 134, 149, 150, 152, 267, 269, 291, 294, 307.
bn Luheya : 272, 347.
bn Main : 92, 98, 103, 270, 271, 272, 273.
ibn N u m e y r: 149.
bn mer: 33, 34, 37, 38, 39, 61, 85, 86, 99, 100, 103, 218, 248, 272,
298, 322, 333.
ibn Raheveyh : 272, K)3. 7 .
bn S ad : 51, 149, 271, 285, 287.
bn Saiah : 220, 276, 277, 290, 318.
bn Seken : 117.
bn-i S in a : 28.

368
bn irin : 76, 173, 219, 331.
Ibn S b k i: 238, 239.
bn ahin : 117.
bn Teymiye : 14, 15, 42, 8 157
152
2,5,
bn V e h b : 215
bn Zbeyr : 59, 86.
Hz. brahim : 16, 17.
brahim b. A bdurrahm an b. Avf 55 .
brahim en -N eh ai: ^19, 229, 230, 302.
1 : 7
im ran b Husayn 330 .
m rul-Kays : 245.
Hz. I s a 339 ,223 ,128 ,127 ,99 ,20 ,16 ,15 .
shak b. smail et-T alek an : 219.
shak b. M a n s u r: 272, 303.

Kab b. M a lik : 312.


Kab b Ucre : 87.
Kad ^yaz 318 ,297 ,178 ,156 ,152 .

Kaka b. Hakim : 298.
K araza b. Kab : 214
Kasm 116 ,111 .
K asm i: 317.
Kasm b. M uhammed : 51, 213, 219.
Kasm b. Sheyl 347 .
K atad e: 229, 328, 332.
Kays b, Ubad 329 ,282 .
el-K elbi: 115.

Lebid b. cl-Asam : 147.


M
M ahmud b. Rebi : 300,
Makil b Sinan : 247.
i. Malik : 43, 71, 173, 189, 215, 303, 304, 315, 316, 317, 335,
Malik b. D inar : 15.
Malik b. Dhum : 301.
M aner : 94, 302, 304.
M ansur b. el-Mute m ir : 219.

369
Maziri : 152, 155, 156.
M eh d i: 78.
M ek h u l: 272,
M ervan b. Hakem : 88, 89.
Hz. Meryem 128 ,
Mesleme b. Mahled : 188.
Mesruk : 218.
M esu d i: 118.
Msver b. M ahreme : 54.
Hz. Muaviye : 24, 58, 60, 79, 87, 161, 176, 177, 212, 245, 329
Muavye b. K u r r a : 304.
Muaviye b. Salih : 272, 273,
Muaz b. C ebel: 62, 103, 104, 249, 287, 335, 336, 337.
Mugir b. Hakim : 279.
M ugir b. ube : 54, 58, 79, 176, 247, 260.
M uhammed A b d u h : 150, 151, 152.
M uhammed Ebu e h b e : 193.
M uhammed b. Haccac el-L ahm i: 36.
M uhammed b. Mesleme : 54, 320.
M uhammed b. R a f i: 95.
M uhammed e le b i: 41.
Hz. Musa 223 ,155 ,128 ,26 ,16 .
M u tarn f b. Abdullah : 330.
M uttalip b A bdullah b. Han tap : 212.
Mcahid : 279, 294, 323.
el-Mnziri : 270, 278.
M senna b. es~Sabah : 272.
Mslim b. el-Haccac : 329.
N
en-Nakka : 118.
N a s tu r: 102.
Nazzam : 127, 159.
en-Nehdiye : 183.
Nevev : 28, 38, 152, 178, 293.
Nuaym : 102.
Hz. Nuh : 16.

Hz. Osman b Affan : 18, 58, 79, 161, 233, 321.


Osman b. Ebu eybe : 317.

370
Hz. m er: 46, 48, 51, 52, 53, 54. 55, 56, 62, 6?, 163, 193, 2214 3,
2329 ,321 ,320 ,313 ,310 ,309 ,308 ,299 ,298 ,285 ,248 ,247 ,216 5

mer b, Abdul-Aziz : 62, 103, 314, 315, 316, 317, 318.


mer b. Abdulvahid e d - ^ m e k i: 278.
m er b. Ebu Rebia : 229, 244.

Rabi b. S ad : 301.
Rafi b. Hadic : 1^7, 284.
er-Ram ahurm iz 284 .
R e b ia : 346.
Reca b. Ebu Seleme : 329.
Reea b. Hayve : 59, 87.
Reit Rz 2 8 9 : .
er-R iyai: 305.

S
es-S ei: 117, 312.
Sad b. brahim : 215.
es-S a an : 99.
Said b. Abdulaziz : 219.
Said b Cbeyr : 69, 218, 285, 298.
Said el-Makbri : 131.
Sid b. el-Mseyyib : 41, 189, 304348 .
Salih b. Cezce : 272.
Salih b. Keysan : 5 .
Selahaddin Eyybi : 184.
Sem ure b. Cndb : 328.
Seri b. Y a h y a : 302.
Sevde b. Hayyan : 304.
Sevban : 177.
Seyfddin el-A m idi: ''2
Suyut : 14, 15, 35, 42, 139, 213, 238, 265, 292, 293, 317, 331, 340, 341
S b k i: 247.
Sfyan es-Sevri : 60, 7316 ,303 ,173 ,94 ,93 , .
Sfyan b. Uyeyne : 60, 93, 94, 152, 298.
Sleyman b. Bilal : 129.
Sleyman b. Ebi Zuheyr : 37.

371
Sleym an b. Esved el-M uharib: 217.
Sleym an b. M usa 302
.
Sleym an b. Yesar 271 .
Sm am e b Abdullah : 62, 105, 133, ^71.

a'bi 189, 2229 .


. afii: 41, 42, 102, 133, 173, 199, 201, 203, 209, 246, 258, 260, 340,
341, 343, 344, 348, 350.
a tib i : 61.
e v k a n l: 104, 351,
uayb b. M uham m ed : 275, 276.
ube : 37.

Taber : 47.
T a b e ra n : 99, 188.
T a h a v i: 118.
T ank b. ihab : 283.
Tavus : 298, 331, 340, 348, 350, 352.
Dr. Tevflk Sdk : 203, 351, 352.
T ubba b. M adikerb : 61.
- -
Ubeyd b. Hanin : 53.
Ubeydullah b. Eb ^ a f ! : 351.
Ubey b. Kab : 53, 330, 347.
U kayll:98, 99, 279.
Ukbe b. A m ir: 188.
Urve b. Zbeyr : 215, 332.

m eyye b. H alef : 181


mm Seleme : 26.
mm neys : 183.

V akd: 117.
Vehb b. C erir : 302.
Vehb b. Mnebbih : 278.
V ek i: 60, 92.
W ink: 109, 111, 113, 114, 115, 116, 118, 119.
Wlnsek : 171.
Y ahya b. Cade : 216.
Y ahya b. el-H akem : 103.
Yahya b. K e s ir: 302.
Y ahya b. Said : 220, 278, 304, 315.
Yahya b. Said el-Kattan : 37, 60, 116, 270, 272.
Hz. Y a k u b : 178.
Yakup b. eybe : 55, 117.
Yezid b. H arun : 60, 93.
Yezid b. erik et-Teyml : 281.
Yunus b. H a b ib : 231.
Y u s r: 102.
Hz. Yusuf :178.

ez-Zeheb : 14, 51, 70 , 85, 86, 214, 215, 271, 272, 274, 275, 276, 278, 329.
Zenire : 183.
Zeyd b. A : 351.
Zeyd b. Erkam : 152.
Zeyd b. Harise : 116.
Zeyd b. S ab it: 212, 213, 233, 258, 308, 309.
Zeynep bint-i Cah : 111.
Ziyad b. A b d u llah : 60, 92, 93.
. Z h ri: 59, 62, 82, 83, 102, 103, 166, 229, 284, 304, 313, 317, 318.
BBLYOGRAFYA

Abdulhahk, A b d u lg n i: Hucciyets-Snne.
AbduIkadir, Ali H a s a n : N azratun Amme fi T arihiI-FikhiI-Is-
l m i.
El-Acluni, Ism a il: Kefu!~Hafa ve Muzil'l-Elbas.
Ahmed b. H an b el: el-Msned.
lusi : E uhuI-Meni.
El-midi, Seyfddin : el-Ihkm fi Usulfl-hkm.
Ayni, Bedruddin Um detul-Kri.
El-A zim badi: AvnuI-Mabud
Bezzar : M ecmanz-Zevald.
Buhari, Ism a il: el-Camius-Sahih.
el-Cezairi, Tahir Tevcihun-Nazar.
ed-D rim i: en*Nakz.
ed-D rim i: es-3nen.
ed-D ihlevi: H uccetullah el-Bliga.
Ebu Davud : es-Snen.
Ebu ehbe, M uham m ed: es-Siretun-Nebeviyye fi-Davil-Kuran
ves-Snne.
Ebu ehbe, M uhammed : el-Isriliyyt ve*I-Mevzut fi Kiitbit
Tefsir.
Ebu ehbe, Muharhmed : el-Medhal li D irsetri-K uraniLKerim.
Ebu Yusuf : K itabul-H ara .
Emin Ahmed : D uhal-islm.
Emin Ahmed : FecruI-tsIm.
E. Dermenghem : H ayat M uhammed.
el Firuzabdi: Kamusul^M uhit.
Goldzier, I. : D irasat islmiyye.
el:Hattabi : M ealimus-Snen.
Ibn Abdilber : Camiu Beyani'l-Hm ve Fadlili.
fbn Abdu'-ekur, M uhibbullah : M sellemus-Sbt.
Ibn A rrak : Tenzihu-eri.

375
Ibnul-C ezer: en-Ner.
bnul-Esr, Mecduddn : CamiuI-Usul il Ahadi
bn H acer: FethuL-Bar.
Ibn Hacer Hedys-Sr fl Mukaddimet-i Feth'
bn H acer: Takribut-Tehzib
bn H acer: Lisanul-Mizn.
bn Hazm : el-Ihkam fi UsulTl-Ahkm.
bn Kayym : lam ul Muvakkn,
bn Kayym : Zdul-Med.
bn Kayym : TelbisT-blis.
bn Kuteybe : Tevil-i Muhtelefil-Hadis.
bn Mce : es-Snen.
bn Sa'd : Tabakatl-Kbra.
bn Salah : Ulumul-Hadis.
bn Sellm, Ebu Ubeyd Kasm : Kitabu*l-Emvl.
bn Teymiyye : Reful-Melm anil-EimmetiVAlm.
el-Kasm, Cemaleddin : Kavaidut-Tahdis.
el-Kure : el-Harac.
el-Mnziri : et-Tergib vet-Terhib.
Mslim : el-Camius-Sahih.
en-Nesa : es-Snen.
en-Nevevi : erh-u Mslim.
er-Raz, Fahruddin : Mefatihul-Gayb.
es-Sahv : Fethul Mugis.
es-Sehvi: erh-u Elfiyetil-Irak.


es-Suyut : Tedribur-Ravi fi erhi Takribin - Nevev es-Suyut :
Mi f t al u s-S nne.
akir Ahmed : el-Raisul-Hasis.
e-afi: er-Ri6le.
e-afii : Cimaul-llm.
e atb i: el-Muvafakat.
elebi, Muhammed : Usul'l-Fkhi-slm.
e-evkni : Neylul-Evtr.
Tac Abdurrahman ve Seyis Muhammed : Mzekkiret-u Tarihit
TeriiI-Islm.
et-Tirmiz : es-Snen (el-Camius-Sahih).
et-Tirmizi: el-le.
ez-Zeheb : el-Mizan.
ez-Zeheb : Tezkire tul-H uffaz.

376
Snnet Mdafaas II

Gnmzde bir takm insanlar, S ize d e n


K u rana sa rlm a k tr, o n u n h e la l d ed i in i
h e la l, h aram d e d i in i d e h aram sa y d n zd a
k u rtu lu a e r e r s in iz ! diyerek inanan insanlar
sadece bir kaynaa yneltmekte ve bilerek Allahn
Rasulun ve hadisi devreden kartarak:
s n n e tsiz b ir h a y a t rf savunuculuunu
yapmaktadrlar.
Tam bir msterik kafasyla hareket eden bu
yerli o ry a n ta list i b ir lik ile r i nin asl amalar
sadece snneti devreden kartmak deil, koskoca
bir hadisler deryasn bir rpda yok saymak ve
dolaysyla da onlar rivayet eden esiz sahabiyi
neredeyse yalan h a d is gibi ar bir ithamla
sulayarak inananlarn gznden^sahabinin
etkinliini silmektir.
Bu yzden olsa gerek, imdilerde her nne
gelen bir ahkm kesmekte, hadisleri reddetmekte,
snneti kabul etmemekte ve esiz sahabiye dil
uzatabilmektedir. Bu hastaln ifas da hi
phesiz Rasulullah sevgisinde, snnet ve hadis
sevgisinde yatmaktadr. Nitekim Ali Imran
Sresinin 3 1 . ayetinde: D e k i, A lla h
se v iy o r sa n z b ana u y u n , A llah da sizi s e v s in
denilerek bu reete vahiyle teyid edilmitir.
Gnmzde hadis, snnet, mezhep ve tasavvuf
inkarclarna kar bu sahada yazlm en ciddi
reddiye mahiyetinde olan Prof. Dr. Ebu
ehbe'nin S n n e t M d afaas adl elinizdeki
iki ciltlik bu eserle, insanmz Rasulullaha ve onun
snnetine daha ok yaklaacak ve bu deerlere
daha scak sarlacaktr.

You might also like