Professional Documents
Culture Documents
Freud - Totem Ve Tabu
Freud - Totem Ve Tabu
SIGMUND FREUD
BLM I
LKELLERN "ENSEST'' KORKUSU
lkel insan, geirmi olduu geliim evreleriyle tanyoruz; yani biz ilkeli bize
brakm olduu cansz antlar ve aralarla, sanatyla, dinsel ve masals, efsanevi
ve dsel ykleriyle, yaam zerine dncelerine ilikin bize ya dorudan
doruya ya da dolayl yoldan gelen bilgilerle ve sonu olarak bizim bugnk
detlerimizde arta kalm bir durumda yaayan dnce biimleriyle tanrz.
stelik bir anlamda o hl bizim adamzdr, yle kimseler vardr ki, biz
onlar hl kendimizden ok ilkel insana daha yakn sayarz ve onlarda eski
insann dorudan doruya asllarn ve temsilcilerini seebiliriz. Vahi ve yar
vahi dediimiz insanlar hakknda bylece bir yargda bulunabiliriz. Onlarn ruh
yaamnn bizim iin zel bir nemi vardr; nk onlarn ruh yaamnda kendi
geliimimizin iyi korunmu ilk evresini buluyoruz.
Bu varsaym doruysa, etnografyann bize rettii "ilkel insan psikolojisi'' ile
psikanaliz aratrmalarnn bize rettii "nevrozlularn psikolojisi'' arasnda
yaplacak bir karlatrma birok benzer noktay ortaya karacak ve az ok
bildiimiz konular aydnlatacaktr.
Gerek i, gerekse d nedenlerden tr bu karlatrma iin etnografyaclar
tarafndan en geri ve en ilkel olarak gsterilecek boylar alyorum: Bugne kadar
en arkaik ve baka yerlerde bulunmayan zellikleri hayvanlar dergisinde bile
saklam olan en yeni anakarann, yani Avustralya'nn yerlilerini seiyorum.
Avustralya yerlileri en yakn komular olan Melanezyallar, Polinezyallar ve
Malayallarla ne bedence, ne de dilce iliiklik gstermeyen ayr bir budun
saylyor. Bunlar ev ya da kalc kulbeler yapmasn bilmez, tarm bilmezler,
kpekten baka evcil hayvanlar da yoktur. Hatta mlek yapmasn bile
bilmezler. Salt avladklar hayvan etleriyle ve topra kazarak kardklar
kklerle yaarlar. Krallar ya da bakanlar yoktur. Tm topluluklar ilgili
sorunlar yallar meclisinde kararlatrlr. Bunlar arasnda yksek varlklara
tapmak biiminde bir din olduu sylenemez. Suyun ktlndan dolay en kat
yaam koullaryla savamak zorunda olan Avustralya'nn i blgelerindeki
boylar, ky blgelerinde yaayanlardan daha ilkel grnyor.
Elbette bu zavall plak yamyamlarn, cinsel yaamlarnda bizim kendi
dncelerimiz bakmndan ahlakl olmalarn ya da cinsel drtlerini byk
lde snrlamalarn bekleyemeyiz. Bununla birlikte yakn akraba arasnda
cinsel ilikide bulunmak yani "ensest''(*) yapmaktan kanmak konusunda
bunlarn en titiz zeni ve en byk iddeti gstermeyi grev saydklarn da
reniyoruz. Gerekte bu insanlarn btn toplumsal rgtlenmesi bu amaca
hizmet ediyor gibi ya da onun elde edilmesiyle ilgili bir duruma getirilmi gibi
grnyor.
Avustralyallar arasnda totemizm sistemi btn dinsel ve toplumsal kurumlarn
yerini almaktadr. Avustralya boylar kk kk birtakm klanlara ayrlmtr.
Bunlarn her biri kendi toteminin adn alr. yleyse totem nedir? Kural olarak
yenebilen, zararsz ya da tehlikeli ve korkun bir hayvan, ender olarak da bir
bitki ya da (yamur, su gibi) bir doa varldr. Totemin btn klanla zel bir
ilikisi vardr. Totem her eyden nce klann atasdr. kincisi, klann koruyucu
ruhu ya da gzetenidir, klan halkna g zamanlarda yol gsterir, ocuklarn
daima tanr ve korur. Bunun iin, totemdalar totemlerini ldrmemek ya da ona
zarar vermemek, onun etini yememek ya da ondan herhangi bir biimde
yararlanmamak konusunda kutsal bir bor altndadr. Bu yasan herhangi bir
biimde inenmesi otomatik olarak cezalandrlr. Bir totemin zellii yalnzca
tek bir hayvann ya da bir varln iinde deil, trn btn yelerinde gizlidir.
Zaman zaman lenler yaplr ve burada totemdalar birtakm trenli danslarla
totemlerinin hareketlerini ve zelliklerini temsil eder ya da onlara yknr.
Toteme bal olma durumu, ya anne tarafndan ya da baba tarafndan elde edilir.
Totemin anne tarafndan geme durumunun, baba tarafndan gemesinden nce
ve daha eski olmas olasdr. Bir toteme ballk, Avustralyalnn btn dier
toplumsal grevlerinin temelini oluturur. Bir yandan boy balarnn, dier
yandan da kan akrabalklarnn stnde bir eydir. (1)
Totem bir topraa ya da yere bal deildir. Ayn totemin yeleri birbirinden
ayr olarak ve dier totemlere bal kimselerle dosta yaarlar. (2)
imdi psikanalizin ilgisini eken totemizm sisteminin zelliklerini ele alalm.
Totemin bulunduu hemen her yerde ayn zamanda u yasa da vardr: Ayn
toteme bal olanlar birbirleriyle cinsel ilikide bulunamaz, birbirleriyle
evlenemezler. Bu, totemle birlikte ekzogami denen kuraln da bulunduunu
gsteriyor.
Bu iddetli yasak ok dikkate deer bir eydir. Bunun, totemin ieriinden ve
zelliklerinden rendiimiz eylerle mantksal bir ilgisi yoktur. Yani onun
totemizm sistemine nasl girdiini anlayamayz. Onun iin baz bilginlerin
balangta ekzogaminin gerek kken, gerekse anlam ynnden totemizmle
hibir ilgisi olmadn, fakat evlenmeyle ilgili snrlamalarn bunu zorunlu
klmas zerine sonradan ona eklendiini kabul etmelerine amamak gerekir.
Ne olursa olsun, totemizmle ekzogami arasnda bir ilgi vardr ve bu da ok
gldr.
Bu yasan anlamn tartarak anlamaya alalm.
(a) Bu yasan inenmesi, dier totem yasaklarnda (rnein totem olan
hayvann ldrlmesinde) olduu gibi otomatik olarak cezalandrlmakla
braklmyor, btn toplumu tehdit eden bir tehlikeden ya da herkesin zerine
gelecek olan bir gnahtan kurtulmak sorunuymuasna btn boy tarafndan
iddetle bunun c alnyor. Frazer'in kitabndan alnacak birka tmce (3) bu
gibi gnahlarn bizim bugnk llerimize gre olduka ahlakd olan bu
vahiler tarafndan nasl karlandn gstermeye yeter. Frazer yle der:
"Avustralya'da yasak olan bir klana bal biriyle cinsel ilikinin cezas daima
lmdr. Kadn ister ayn yerli topluluktan olsun, ister baka bir boydan
karlm olsun, nemi yoktur; onu kars olarak kullanan sulu ve kadn klan
arkadalar tarafndan ldrlebilir. Baz olaylarda belirli bir zaman iin ele
gemekten kurtulursa su unutulabilir. Yeni Gney Gal'de Ta-ta-thi boyunda
grlen ender olaylarda erkek ldrlr, fakat kadn yalnzca ldresiye dvlr
ya da mzraklanr ya da her ikisi birden yaplr. Kadn bsbtn ldrmemenin
nedeni, onlara gre, kadnn zorlanm olma olasldr. Hatta gelip geici
aklarda bile klan yasaklar en korkun eyler olarak dnlr ve lmle
cezalandrlr.'' (Howitt)
(b) ocuk dourmayla sonulanmayan sevimeler iin de ayn iddetli cezann
verilmesi asndan, bu yasaklarn uygulamayla ilgili nedenlerle konmu
olmasn kabul etmeye olanak yoktur.
(c) Totem kaltm yoluyla getii ve evlenmekle deimedii iin, rnein anne
tarafndan gemesi durumunda yasan sonular kolaylkla anlalabir. rnein
erkek klana Kanguruyla balysa ve Emu toteminden bir kadnla evlenirse, kz
ve olan btn ocuklar Emu olur. Totem yasasna gre, kendisi gibi Emu olan
annesi ve kz kardeiyle yasak olan cinsel ilikide bulunmas byle bir
evlenmeyle doan bir oul iin olanakszdr. (4)
(d) Fakat ekzogamiyle bal olan totemin daha baka sonular da olduunu
anlamak iin biraz dikkat yeter. Yani bu durumda ama, anne ya da kz
kardelerle cinsel ilikinin yasak edilmesinden fazla bir eydir. Bu, ayn
zamanda erkein kendi topluluuna bal kadnlarla ve dolaysyla kendisiyle
kan akrabal bulunmayan birok kadnla da cinsel ilikide bulunmasn, bu
kadnlarn hepsini kan akrabalarym gibi saymakla olanakszlatrr. Uygar
uluslarda buna benzer eyleri ok aan bu korkun yasan psikolojik nedenleri
ilk bakta ak deildir. Bizim anlayabildiimiz, bu yasakta totem olan
hayvann ata olduuna gerekten inanlddr. Ayn totemden gelmi olan
herkes kan akrabasdr, yani bir ailedendir ve bu ailede en uzak akrabalk
dereceleri bile cinsel ilikiye kesin bir engel olarak tannmtr. Bylece bu
ilkeller gerek kan akrabal yerine totem akrabaln koyarak bizim iyice
anlayamadmz bir zellikle kark olan "ensest'' isteine kar derin bir korku
ya da duyarllk gsteriyorlar. Fakat bu iki tr akrabalk arasndaki kartl
fazla bytmeyelim ve totem yasaklarnn gerek "ensest''i zel bir durum olarak
ierdiini aklmzda tutalm.
Bir toteme bal olan bir topluluun nasl olup da kk aile yerine getii bir
bilmecedir. Bunun zm totemin kendisinin aklamasna baldr. Cinsel
ilikinin evlilik snrlarn aan bir zgrlk erevesinde oluu kan
akrabalnn ayn zamanda "ensest''i ne kadar nne geilemez bir duruma
getireceini dnrsek, "ensest'' yasann aile balarnn yerine klan balarn
geirdiini varsayabiliriz. yleyse, Avustralyallarn detlerinin, baz toplumsal
durumlarda ve bayramlarda bir erkein, yasal ei olmas bakmndan bir kadn
zerinde sahip olduu kaytsz artsz kocalk hakknn inenebileceini kabul
ettiini kaydetmek gerekir.
Gerek bu boylarn, gerekse dier birok totemli budunun dili, kukusuz bununla
ilgili bir zellik gsterir. Akrabal gstermek iin kullandklar kavramlar iki
birey arasndaki akrabal deil, bireyle topluluun arasndaki ilikiyi gz
nnde tutmaktadr. Bunlar L. H. Morgan'n anlatna gre "snflandrmac''
(classificatory) akrabalk sistemiyle ilgilidir. Yani bir adam yalnzca kendisini
dnyaya getiren adama "baba'' demez; boyun kurallarna gre, annesiyle
evlenebilecek ve bunun iin kendisine baba olabilecek btn erkeklere de baba
der. Bunun gibi, yalnzca kendisini douran kadna "anne'' demez; boy
yasalarna gre kendi anas olabilecek btn kadnlara da anne der. Yalnzca z
anne ve babann ocuklar olanlara "karde'' ya da "kz karde'' demekle kalmaz,
anne ve baba topluluundaki herkesin ocuklarna da karde der, vb. Onun iin
iki Avustralyalnn birbirine verdii akrabalk isimleri, bizim dilimizdeki det
zere, zorunlu olarak aralarndaki bir kan akrabaln gstermez. Maddi
ilikiden ok toplumsal ilikileri anlatr. Bu snflandrmac sistemin anahtarn
belki de kk ocukluk alarnda bulabiliriz. Bu alarda ocuklar anne ve
babalarnn kadn ve erkek ahbaplarna da "amca'' ya da "teyze'' demeye
altrlr. Ayn eyi "frres en Apollon'' ya da "soeurs en Christ'' denildii zaman
eretilemeli bir anlamda sylenmi olarak da gryoruz.
Bize bu kadar garip grnen bu dil alkanlnn aklanmas, rahip L. Fison'un
"topluluk evlilii'' dedii eyin, yani birden fazla erkein birden fazla kadn
zerinde kocalk haklarna sahip olduu evlilik biiminin bir art ve izi olarak
bakarsak basitlemi olur. Bu tr evlilikten doan ocuklar ayn anneden
domadklar halde birbirlerine karde ve topluluun btn erkeklerine de baba
gzyle bakar.
Birok yazar, rnein Edward Westermarck, History of Human Marriage adl
yaptnda (2. basm: 1902) topluluk evliliinin varlndan karlan sonulara
itiraz ediyorsa da, Avustralya hakknda en yetkili kimseler snflandrmac
akrabalk deyilerinin topluluk evlilii zamanndan kalma olduunda
birleiyorlar. Spencer ve Gillen'e gre (5), topluluk evliliinin bir biimi bugn
Urabunna ve Dieri boylar arasnda vardr. Onun iin topluluk evlilii bu
budunlar arasnda bireysel evlilikten ncedir ve dil ve detler zerinde belirgin
izler brakmadan ortadan kalkmamtr. Fakat bireysel evlilik yerine topluluk
evliliini koyarsak, o zaman bu budunlar arasnda grdmz "ensest''
korkusunun neden bu kadar sert olduunu anlayabiliriz. Totem ekzogamisi, yani
klana bal olan bireyler arasndaki cinsel birlemenin yasak edilmesi, topluluk
"ensest''inin nne gemek iin en iyi are olarak grnyor ve bylece totem
ekzogamisi, asl nedenin duraan ve uzun bir art olmu oluyor. Avustralya
vahileri arasndaki evlenme yasaklarnn nedenlerini anladmz sanmakla
birlikte gerek durumlarda ok artc olan ve ilk bakta anlalmayan birok
karkl daha renmek zorundayz. nk Avustralya'da totem yasandan
baka yasak gstermeyen pek az boy vardr. ou, evlilik snflar ya da fratri
denen iki paraya ayrlacak biimde kurulmutur. Bu evlenme kmelerinin her
biri dardan evlenir, yani ekzogamdr ve totem topluluklarnn ounu ierir.
Genellikle bu evlenme kmelerinin her biri de yine iki ikincil snfa ya da ikincil
fratriye ayrlmtr ve btn boy byle drt snfa ayrlm oluyor demektir. Bu
biimde ikincil snflar, fratrilerle totem kmeleri arasnda kalmaktadr.
yleyse Avustralya boylarnn kuruluunun tipik ve ou kez kark olan
emasn u biimde gsterebiliriz:
a ve b fratrileri c, d ve e, f ikincil fratrilerine ve bunlar da on iki totem
topluluuna ayrlr. Her topluluk ekzogamdr. (6) c ikincil snf e ile e ve d
ikincil snf f ile ekzogram bir birlik oluturur. Bu dzenin baars ya da eilimi
ortadadr: Evlenilecek kimselerin seiminin ya da cinsellik zgrlnn alann
snrlamaya yarar. Eer yalnzca bu on iki totem topluluu olsayd, her
toplulukta ayn sayda insan olduunu tasarlayarak bir topluluun her yesi
seecekleri boyun kadnlarnn 11/ 12'sini alabilecekti. ki fratrinin olmas bu
sayy 6/ 12' ye, yani 1/ 2' ye indiriyor. a toteminin bir erkei ancak 1.
topluluktan 6. toplulua kadarki topluluklardan bir kadnla evlenebilecekti. ki
ikincil snfn araya girmesiyle seme 3/ 12' ye, yani 1/ 4' e iniyor. a toteminden
bir erkein ancak 4., 5. ve 6. totemlerden bir kadnla evlenebilmesi gerekiyor.
Evlenme snflarnn (bunlardan baz boylarda sekiz kadar bulunmutur) tarihsel
ilikileri tmyle aydnlanm deildir. Biz yalnzca bu dzenlemelerin totem
ekzogamisi gibi ayn amac ve hatta daha fazlasn elde etmeye altn
gryoruz. Fakat totem ekzogamisi nasl olduunu kimsenin bilmedii bir
biimde oluan kutsal bir yasa, yani teden beri sregelen bir det olduu halde,
evlenme snflar ikincil dalmlar ve bu dalmlarla ilgili birok kouluyla
deta belirli bir ama gzetilerek yaplm gibi, hatta belki de totemin etkisinin
snmekte olduu bir srada "ensest''i yasak etme grevini yapmak iin bilinli ve
bile bile yaplm bir eymi gibi gzkyor. Totem sistemi, bildiimiz gibi,
boyun dier btn toplumsal grevlerinin ve ahlaksal snrlamalarnn temeli
olduu halde, fratrilerin nemi genellikle evlenilecek kimsenin seiminin
dzenlenmesi kesinletirildii zaman sona eriyor.
Evlenme sisteminin snflara ayrlmas yntemi, daha sonraki geliiminde doal
ve topluluk-ii "ensest''i yasaklamakla snrl kalmam, erkek ve kz kardeler
arasnda daima varolagelen yasaklamay karde ocuklarna dek genileten ve
karde ocuklar iin de manevi akrabalk dereceleri icat etmi olan Katolik
Kilisesi'nin yapt gibi, daha uzak ama ayn toplulua bal akrabalar arasnda
da evlenmeyi yasak etmitir. (7)
Evlenme snflarnn kkenini ve anlamn belirlemek iin yaplan ok aprak
ve sonusuz tartmaya dalmann ya da bu snflarn totemizmle ilikisini
incelemeye girimenin bize bir yarar yoktur. Bizim amacmz iin, gerek
Avustralyallarn, gerekse dier ilkellerin "ensest''e engel olmak iin byk bir
aba harcadklarn gstermek yeterlidir. (8) lkellerin "insan gnaha iten nefsin
batan karmalar"na belki de bizden daha fazla maruz kaldklar ve bu yzden
kendilerini ondan daha dikkatli korumalar gerektii iin "ensest''e kar bizden
daha duyarl davranmak zorunda kaldklarn syleyebiliriz.
Fakat bu insanlarn "ensest'' korkusu, her eyden nce bir toplulua bal
bireyler arasnda cinsel ilikiye engel olmak iin kurulmu gibi gzken bu
kurumlar oluturmakla kalmamaktadr. Bu ilikilerin dnda, bireyin bizdeki
anlamyla yakn olan akrabalarna kar nasl davranacan belirleyen birtakm
"detler'' daha vardr. Bu detlerin de hemen hemen dinsel kurallar kadar iddetli
etkileri vardr. Kimsenin onlardan kuku duymaya asla hakk yoktur. Bu detlere
"saknma ya da kanma'' detleri diyebiliriz. Bunlar Avustralya'nn totemli
budunlarnn dnda baka budunlarda da vardr. Fakat biz burada da okura ok
saydaki gereten ancak bir iki rnek vermekle yetineceiz.
Melanezya'da, oullarn kendi anneleri ve kz kardeleriyle ilikilerini
belirlemede bu gibi snrlayc yasaklarn byk bir rol vardr. rnein Yeni
Hebrid Adalarndan Lepers Adas'nda olan ocuk annesinin evini belirli bir
yata brakr ve kendi yanda bulunan dier olanlarla birlikte ayr bir kulbede
yaar, orada uyur ve yer. Yemek istemek iin annesinin evine urayabilir; fakat
kz kardei evdeyse yemek yemeden uzaklap gitmek zorundadr. Eer darda
kz kardeine raslarsa kzn kamas, yzn evirmesi ya da kendini bir yere
saklamas gerekir. Olan kum zerinde kz kardeinin ayak izlerini tanrsa, bu
izlerin arkasndan gidemez, kz da erkek kardeinin izinden gidemez. Olan kz
kardeinin adn azna bile alamaz, hatta onun adnn bir parasn oluturan
herhangi bir szc bile kullanmaktan saknr. Yeniyetmelik treniyle balayan
bu saknma, btn bir yaam boyunca iddetle gzetilir. Anneyle oul arasndaki
saknma yala birlikte artar ve genellikle anne tarafndan daha da zorunludur.
Anne oluna yiyecek getirdii zaman onu oluna kendi eliyle veremez, yalnzca
olunun nne koyar. Birbirleriyle ana-oul gibi konumaz, resmi konuurlar.
Erkek ve kz karde karlatklar zaman kz alla kaar ve olan ban ona
evirmeden geer gider. (9)
Yeni Britanya'da Gazella Yarmadas'nda bir kz evlendii andan balayarak
erkek kardeiyle konuamaz, onun adn azna alamaz, adn ancak bir simgeyle
anlatr. (10)
Yeni Mecklenburg'ta karde ocuklar da kz ve erkek kardelerin bal olduu
ayn kurallara baldr. Onlar da birbirlerine yaklaamaz, birbirlerinin elini
skamaz, birbirlerine armaanlar veremez, birbirlerine ancak be on adm
uzaktan seslenebilirler. Bir kz kardele cinsel ilikide bulunma suunun cezas
aslmak yoluyla lmdr. (11)
Bu ka g kurallar zellikle Fiji Adalarnda iddetlidir ve burada yalnzca kan
bakmndan kz kardeleri kapsamakla kalmaz, ayn zamanda topluluk
bakmndan kz karde olarak grlenleri de iine alr. Bu vahilerin, andmz
yasak akrabalardan olan kimselerle birtakm kutsal orjiler yaparak cinsel ilikide
bulunmalar alacak bir olay olarak gzkmekle birlikte, buna amaktansa bu
cinsel kama detleriyle taban tabana kart gzken bu olay, sz konusu cinsel
yasa aklamak iin kullanabiliriz. (12)
Sumatra'daki Battalar arasnda bu kama kurallar btn yakn akrabalar kapsar.
rnein bir Battalnn bir toplantda kendi kz kardeiyle birlikte bulunmas
olanakszdr. Bir erkek karde bakalarnn da hazr bulunduu bir yerde bile kz
kardeiyle birlikte bulunmaktan bir hayli rahatszlk duyar. kisinden birisi eve
gelirse, dieri evden kmay yeler. Bunun gibi, bir baba evde kzyla, bir anne
de oluyla birlikte yalnz kalmaz. Bu detleri bize anlatan Felemenkli misyoner,
onlar zlerek hakl grmek zorunda olduunu da belirtiyor. Bu insanlar ba
baa kalan bir kadnla bir erkein kesinlikle ar bir yaknla gireceklerini
kuku duymakszn kabul ettiklerinden ve aralarnda kan ba bulunan
kimselerin cinsel ilikide bulunmasndan her tr ktln doacan
dndklerinden dolay bu gibi yasaklarla nefsin bu ayartmalarndan
kurtulmann mmkn olacana inanyorlar. (13)
Afrika'da Delagoa Krfezi'nde Barongolar arasnda baldza, yani karnn kz
kardeine kar ok iddetli bir saknganlkla davranlr. Bir kimse kendisi iin
ok tehlikeli olan bu akrabaya rasgeldiinde, ondan dikkatle kaar. Onunla ayn
kaptan yemek yemeye cesaret edemez, onunla ancak utanarak konuur,
kulbesine giremez ve onu ancak titrek bir sesle selamlar. (14)
ngiliz Dou Afrikas'nda Akamba ya da Wakamba Adas'nda herkesin daha sk
karlaabilecei bir kama kural geerlidir. Bu kurala gre, bir kz
yeniyetmelik ve evlenme alarnda, babasndan kamak zorundadr. Babasna
yolda rasgelirse kendisini hemen bir yere saklar. Babasnn yanna oturmaya asla
yeltenmez. Evleninceye kadar bu biimde davranr. Fakat evlendikten sonra
babasyla toplumsal ilikileri tmyle zgrleir. (15)
Uygar uluslar iin de ok ilgi ekici olan ve birok yerde bulunan, ok iddetli
bir saknma konusu daha vardr ki, o da damatla kaynana arasndaki toplumsal
ilikilere snrlar koyan saknmadr. Avustralya'da bu ok geneldir; fakat
Melanezyallar, Polinezyallar ve Afrika zencileri arasnda da, totemizm ve
topluluk evliliinin izlerinin bulunduu yerlerde de grlr. Bu budunlarn
bazlar arasnda bir kadnn kaynatasyla olan zararsz toplumsal ilikilerine
kar buna benzer yasaklar vardr; fakat bunlar tekiler kadar srekli ve nemli
deildir. Tek tek baz olaylarda kaynanayla kaynatann her ikisinden de kald
grlr.
Biz burada etnografik zmlemeyle deil, kaynanayla damat arasndaki
kanmann temeli ve ieriiyle ilgili olduumuz iin bir iki rnek vermekle
yetineceiz. Banks Adalarnda bu yasaklar ok iddetli ve acmaszca uygulanr.
Damatla kaynana birbirlerine yaklaamaz. Anszn yolda karlasalar kadn bir
yana ekilerek durur, damad geinceye kadar arkasn dner ya da damat bu
biimde davranr. Vanna Lava'da (Port Patterson) bir adam nnde kaynanas
olduu halde kyda dolaamaz, ancak dalgalar kadnn ayak izlerini ykayp
bozduktan sonra damat oradan geebilir. Yalnzca birbirlerine belirli bir
uzaklktan seslenebilirler. Hi kukusuz, her ikisi de birbirinin adn azna bile
alamaz. (16)
Solomon Adalarnda bir adam evlendii andan balayarak kaynanasn ne
grebilir, ne de onunla konuabilir. Kaynanasyla karlarsa kim olduunu
bilmiyormu gibi davranmas ve kendini saklamak iin olabildii kadar hzla
kadndan uzaklamas gereklidir. (17)
Zulu Kafirler arasndaki detlere gre, bir adam kaynanasndan utanmak ve
onunla birlikte bulunmaktan saknmak iin her eyi yapmak zorundadr.
Kaynanasnn bulunduu kulbeye giremez, karlatklar takdirde ikisinden
birinin ekilmesi gerekir ya da kadn bir alln arkasna saklanmak
zorundadr, bu srada erkek de kalkann kaldrarak yzn saklar.
Birbirlerinden kamazlarsa ve kadnn kendini rtecek hibir eyi bulunmazsa,
det yerini bulsun diye kadn bana bir demet ot atar. Ya bir nc kii
araclyla ya da rnein aralarnda doal bir engel varsa uzaktan yksek sesle
konuabilirler. Her ikisi de birbirinin adn azna alamaz. (18)
Nil kaynaklar evresinde yaayan bir zenci boyu olan Basogalarda bir adam
kaynanasyla ancak evin baka bir odasnda ve ona grnmeden konuabilir.
stelik bu insanlar ev hayvanlar arasnda bile "ensest''i cezalandracak kadar bu
iten nefret eder. (19)
Btn gzlemciler, yakn akraba arasndaki kamalarn anlamn ve amacn
"ensest''e kar koruyucu ara olarak yorumladklar halde, kaynanayla ilikiyle
ilgili olan kaytlar ayr biimlerde yorumluyorlar. Bu ilkellerin, bir erkein
annesi yerinde yal bir kadna kar istek duyacandan bu kadar korkmalar
anlalr ey deildir. (20) Ayn itiraz, baz evlilik snf sistemlerinde var olan
ve damatla kaynanann evlenmesini kuramsal olarak mmkn gren baz
kurald durumlara ve byle bir olasla kar gvence verilmesi gerekliliine
dikkati eken Fison'un grne kar da ileri srlebilir.
Sir John Lubbock The Origin of Civilisation adl yaptnda kaynanayla damat
arasndaki bu ilikiyi daha eski olan "karmayla evlenme'' detine kadar
gtryor. "Kadnn gerekten karld zamanlarda kzn anne ve babasnn
fkesi belki de ok ciddi idi. Oysa bu evlilik biiminin yalnzca simgelerinin
kald zamanlarda anne ve babasnn bu fkesi de simgesellemi ve bu det,
kkeni unutulduktan sonra da srmtr" diyor. Fakat Crawley, bu aklamann
olgularn gzlemlenmesiyle varlan sonulara uymadn kolayca gstermitir.
E.B. Tylor'e gre, kaynanann damada kar byle davranmasnn nedeni,
damada karsnn ailesi arasndaki yerinin henz geici olduunu anlatmaktan
baka bir ey deildir, yani adamcaza ilk ocuu dnyaya gelinceye kadar
yabanc gibi davranlr. Fakat ilk ocuk doduu halde kamann yine
srdne baklrsa, Tylor'n bu aklamas glklerle karlayor, kaynanayla
damat arasndaki ilikinin ieriini kesin olarak aklayamyor ve bylece cinsel
etmeni savsaklyor. Bu ilikilerle ilgili kama kurallarnda anlatlan
tiksinmedeki kutsal eyi hesaba katmyor. (21)
Bu yasan nedeni kendisinden sorulan Zululu bir kadn, verdii yantta byk
bir duygu incelii gsteriyor: "Onun, kendi karsn bytm olan memeleri
grmesi doru deildir.'' (22)
Uygar uluslar arasnda da damatla kaynana arasndaki ilikinin aile kurumunun
en przl taraflarndan biri olduu bilinen bir gerektir. Geri Avrupa ve
Amerika beyazlarnn toplumsal yaamnda kaynanayla damat arasndaki kama
detleri artk kalmamtr; fakat kalsayd ve bireyler tarafndan yine ayr ayr
bunu yapma zorunluluu ortaya kmasayd, birok uyumazln ve belann
nne belki de geilmi olurdu. Birok Avrupal, ilkellerin birbirine bu kadar
yakn akraba olan iki kimse arasnda herhangi bir yaknlamann nne gemek
iin koyduklar bu kanma detlerinde herhalde yksek bir hikmet grrd. Hi
kukusuz, kaynanayla damadn psikolojik durumlarnda, aralarndaki
ekememezlii artran ve bir arada yaamay gletiren bir ey vardr.
Kaynanayla damat arasndaki ilikilerin uygar uluslar arasnda alay konusu
olmas, bana yle geliyor ki, ikisi arasndaki ilikilerin birbirine olduka kart
birtakm duygularn etkisi altnda olduunu kantlyor. Demek istediim, bu
iliki gerekte iftdeerlidir, yani sempatiyle nefret gibi birbirine kart
duygulardan olumutur.
Bu duygularn bazlarnn aklamas kolaydr: Kaynana kzndan ayrlmak
istememekte, kzn eline teslim ettii yabanc adama gvenmemekte, kendi
evinde zerinde hep egemen olmaya alt kzna kar bu egemen konumunu
korumak istemektedir. Erkee gelince, kendisini bir yabancnn istemine
brakmamaya karar vermitir, karsna olan sevgisine kendisinden nce sahip
olanlara kar kskanlk duymakta ve gen karsnn deeri hakkndaki abartl
kuruntusunu bozmak istememektedir. Oysa bu kuruntuyu en ok bozan, birok
ortak niteliiyle kzn anmsatan, ama gzellik gibi, karsn o denli sevdiren
tazelik ve genlik gibi eylerin bysnden yoksun bulunan kaynanasdr.
Bireyler zerinde yaplan psikanaliz incelemelerinin bize gizli duygular zerine
rettii bilgiler, yukarda saydmz nedenlerden baka nedenler daha
eklememizi mmkn klar. Kadnlarn psiko-cinsel gereksinimlerinin aile
yaamnda ve evlenmede doyurulmam olduu yerlerde, kar koca ilikisinin
eksik bir biimde son bulmas ve kadnn cinsel heyecanlarn yaaynn
tekdzelemesi sonucunda, srekli bir doyumsuzluk durumunun ortaya kma
tehlikesi vardr. Yalanmakta olan anne, ocuklarnn yaamn yaama yoluyla
kendini onlarla bir sayma, onlarn heyecanlarn kendi heyecan yapma yoluyla
kendini bu tehlikeye kar korur. Ana baba ocuklaryla gen kalr, derler.
Gerekte ana babann en deerli ruhsal kazanc da budur. Ksr kadn, evlilik
yaamnda katland yoksunluklara karlk avuntularn ve dnlerin en
iyisinden yoksun kalmaktadr. Kzyla bu duygu katlmn anne o kadar ileri
gtrebilir ki, kznn sevdii adama bile k oluverir. Bu ak baz durumlarda,
bu tr duygusal eilimlere evrilmi olan iddetli ruhsal diren yznden
iddetli nevroz biimlerine yol aar. Btn olaylarda byle bir lgnca sevdaya
kar, kaynanann ruhunda yaayan kart glerin atmas da katlr. ou kez
damada gsterilmesi yasak olan sevgi duygularnn rtbas edilmesine neden olan
etken, kaynanann damadna duyduu akn bu hain ve sadiste ieriidir.
Kocann kaynanayla ilikisi de, baka kaynaklardan gelmekle birlikte buna
benzer duygularla karktr. Kendisine nesne seerken hep annesinin ya da belki
de kz kardeinin imgesi egemen olur; fakat "ensest'' yasa yznden ocukluk
yaamnn bu iki sevgili kiiliine kar olan bu yelemesi yn deitirir, o
zaman onlarn imgesini yabanc nesnelerde bulmay baarr. O zaman
kaynanasnn, kendi annesinin ve kz kardeinin annesinin yerini tutmakta
olduunu grr ve iinde direnmekte olduu eski seiine doru bir eilim
uyanmaya balar. Oysa "ensest'' korkusu bu ak nesnesinin "gemii"nin
anmsanmamasn buyurur. Annesinin imgesi bilin dnda deimemi olarak
kald halde, bilin dnda teden beri deimeden sren bir kaynana
imgesinin bulunmamas bu yadsmay kolaylatrmaktadr.
Bu dirence katlan ve kaynanaya kar gsterilen rahatszlk ve kskanlk
karl bir duygu, gerekte kaynanann da damatta bir "ensest'' hevesi
uyandrdndan bizi phelendiriyor. Nitekim eilimlerini daha kzna
yanstmadan gelecekteki kaynanasna k olan kimseler vardr.
lkeller arasnda kaynanayla damat arasndaki kamay gerektiren etmenin, bu
"ensest'' etmeni olduunu kabul etmemek iin bir neden gremiyorum. yleyse,
bu ilkel insanlarn bu kadar dikkatle uyduklar bu kama detlerinin aklamalar
arasnda ilk olarak Fison tarafndan ileri srlen bak asn yelememiz
gerekir; nk Fison btn bu kurallarda, olas bir "ensest'' giriimine kar bir
korunma aresi olmaktan baka bir ey gremiyor. Ayn ey, gerek kan, gerekse
evlenme yoluyla akraba olanlar arasnda geerli olan kamalar iin de dorudur.
Yalnzca bir fark vardr ki, o da birincisinde "ensest'' dorudan doruyadr,
bylelikle de kamadaki ama bilinlidir; kaynanayla damat ilikisine ilikin
kamadaysa "ensest'' bilinli olmayan ara evrelerin getirdii dsel bir hevesten
baka bir ey deildir.
Buraya kadar psikanaliz ynteminin uygulanmasyla toplumsal psikolojinin yeni
bir k altnda grlebileceini kantlamamza pek fazla frsat dmedi; nk
ilkellerin "ensest'' yapmaktan korktuklar oktan beri bilinen bir eydi ve daha
fazla yoruma gereksinimi yoktur. "Ensest'' korkusunun daha iyi anlalabilmesi
iin bizim ekleyebileceimiz ey, onun esas itibaryla bir ocukluk nitelii
olduunu ve nevrozlularn ruhsal yaamna kesin olarak benzediini
gstermektir. Psikanaliz bize ocuun ilk nesne seiinin "ensest'' eilimini
gsterdiini, bu eilimin anne ve kz karde gibi yasak olan nesnelere
evrildiini retmitir. Yine psikanaliz, bize ergin bireylerin kendilerini bu
trden eilimlerden nasl kurtardklarn da gstermektedir. Bununla birlikte
ocuklua zg psiko-cinsel eilimlerden kurtulamamtr ya da bu eilimlere
dnmektedir (ki buna gerileme ya da "regression'' diyoruz). Bu yolla libidonun
"ensest'' isteine saplanmas onun bilinli olmayan ruhsal yaamnda ayn rol
oynamay srdrmekte ya da yeniden oynamaya balamaktadr. "Ensest''
isteklerinin anne ya da babaya kar kkrtt bu duygular nevrozun merkez
dmdr diyecek kadar ileri gidiyoruz. "Ensest''in nevrozlarda oynad rol
hakkndaki bu dnce elbette ergin ve normal kimselerin genel gvensizliiyle
karlaacaktr. Bu "ensest'' konusunun ne dereceye kadar airlerin ilgi merkezini
oluturduunu ve saysz tr ve biim deitirme altnda nasl iir gereci
olduunu gsteren Otto Rank'n aratrmalar da ayn biimde kar klarla
karlanacaktr. Bu direncin, her eyden nce, bugnn tmyle bastrlm eski
"ensest'' isteklerine kar insanlarn duyduu derin nefretin rn olduuna
inanmak zorundayz. Buna dayanarak, sonralar bilinli olmamaya mahkm olan
"ensest'' isteklerinin tehlikesini sezen ilkellerin bu isteklere kar en iddetli
savunma yollaryla kendilerini koruduklarn gstermek nemlidir.
BLM II
TABU VE
KARIT DUYGULAR
1
Tabu szc Polinezyaca bir szcktr, tam evirisi gtr; nk karlad
anlam bugn bizde kalmamtr. Eski Romallar zamannda byle bir szck
vard: sacer szc Polinezyallarn tabusuna karlkt. Yunanllarn goV
szc, branlerin kodaush szc, Polinezyallarn ve Afrika'daki
(Madagaskar), Kuzey ve Orta Asya'daki birok budunun benzer szcklerle tabu
deyimiyle karladklar anlamda bir szck olsa gerektir.
Bizim iin tabunun birbirine kart iki anlam vardr: bir yandan kutsal (sacr),
kutsallatrlm (consacr) anlamlarna; dier yandan da tehlikeli, korkun,
yasak, kirli anlamlarna gelir. Tabunun kart Polinezya'da noa szcyle
sylenir ve sradan, yanalabilir, tutulabilir bir ey anlamlarna gelir. Bu
biimde tabu szcnde saknmllk kavram gibi bir anlam da gizlidir;
kendini temel olarak yasaklarda gsterir. Bizdeki "kutsal korku'' tamlamas ou
durumda tabu anlamn karlar.
Tabu snrlamalar din ya da ahlk yasaklarndan farkldr. Bunlar bir tanrnn
egemenliine bal olmaktan ok kendinden yasaktrlar, yasak olmalarn
kendileri gerektirir. Bunlarn ahlk yasaklarndan ayrl: Tabu yasaklar
doruluklar iin akla uygun hibir neden gsteremezler, kkenleri de belli
deildir. Bizce anlalamaz olmakla birlikte onun egemenlii altnda olanlar iin
bu yasaklar bir zorunluluk, bir gerek olarak kabul edilir.
Wundt (1) tabuya insanln yazlmam en eski yasas der. Tabunun tanrlardan
daha eski olduu ve bu eskiliin dinden nceki bir dneme kadar gittii herkes
tarafndan kabul edilmitir.
Tabu sorununu psikanaliz ynnden incelemeden nce, sorunu yansz olarak
ortaya koymak iin antropoloji bilgini Northcote Thomas'n Encyclopedia
Britannica'ya yazd "Taboo'' makalesinden bir para alacam: (2)
zel anlamnda tabu, (a) kiilerin ya da eylerin kutsal (ya da kirli) ieriini, (b)
bu ierikten kan yasan trn ve (c) bu yasan inenmesinden kan
kutsall (ya da kirlilii) anlatr. Polinezya'da tabunun kart "noa'' szcdr
ve bunun "genel'' ve "ortak'' anlamna gelen yakn biimleridir...
"Daha geni anlamda, tabunun trl biimlerini ayrabiliriz: 1. Doal ya da
dorudan doruya olan, bir kiide ya da bir eyde ikin olan, gizemli "anlam''
(erk)'in sonucu olan tabu; 2. Birinden bakasna geebilen, dolaysyla olan ve
yine "anlam''n rn ama (a) ya edinilen ya da (b) bir rahip, bakan ya da baka
biri tarafndan konmu olan tabu; 3. Bir kadnn kocasna zg oluunda olduu
gibi, her iki etkinin de bulunduu ara tabu.
"Tabu terimi farkl bir biimde ayn zamanda minseklerle ilgili yasaklara da
uygulanr; fakat bu anlamda kullanmamak daha iyidir. Tabu deyiinin iine
yaptrm tanr ya da cin olan trleri, yani byyle ilgili yasaklardan farkl olan
dinsel yasaklar da alarak geni anlamda kullanmak gerektii savlanabilirse de,
bu dinsel yasaklarda ne otomatik bir edim, ne de bulama olay olmamas
nedeniyle buna en iyisi, dinsel yasaklar demelidir.
"Tabunun amalar eitlidir: 1. dorudan doruya tabular (a) nemli kiilerin,
bakanlarn, rahiplerin ve benzerleriyle eyann ktlkten korunmasn; (b)
zayflarn, yani kadnlarn, ocuklarn ve genellikle sradan halkn, bakan ve
rahiplerin erkinin anlamndan, yani byl etkisinden korunmasn; (c) belli
besinleri yeme, vb. yoluyla, cesetlerle birlikte bulunup konuma yoluyla ya da
dokunmayla oluacak tehlikelere kar korunmay; (d) yaamn balca
edimlerini, doumlar, erdirmeyi (initiation), evlenmeyi ve cinsel etkinlikleri
korumay; (e) insanlar tanrlarn ve cinlerin fkesinden ya da gcnden (3)
korumasn: (f) domam ocuklarn ve ana babalarna bal kk ocuklarn
belli edimlerin sonularndan ve zellikle baz besinlerden kt varsaylan
zglklerin gemesinden korunmasn salar. 2. Bir bireyin maln, tarlalarn,
aralarn, vb. hrszlardan korumak iin konmu olan tabular da vardr.''
Makalenin dier blmleri yle zetlenebilir: nceleri tabunun inenmesinin
cezas belki de iten kendiliinden gelen birtakm yarglara braklmt.
Tabunun tanr ve eytan kavramlaryla birlikte bulunduu yerlerde byk
Tanr'nn erkinden otomatik bir biimde ceza beklenir. Dier durumlarda,
olaslkla daha ileri bir evrede, davranyla bakalarna zarar veren sulunun
cezasn toplum kendi eline alyor. Bylece, insanln ilk ceza sistemleri de
tabuyla ilgilidir. "Tabunun inenmesi sulunun kendisini de tabu yapar.'' Yazar
bundan sonra, bir tabunun inenmesinden kan baz tehlikelerin, ceza edimleri
ve temizlenme treniyle de oluturulmas olasl olduunu sylyor.
Tabunun kayna, insanlarda ve hortlaklarda bulunan ve cansz eyaya da
geebilen garip bir gte grlyor. Makalenin bu paras yledir: "Tabu
saylan kimseler ve eyler elektriklenmi eyaya benzetilebilir. Bu gibi insanlar
ya da eya yle korkun g kaynaklardr ki, elektrikleri dokunmayla geebilir
ve bu elektriin boalmasna neden olan canl dayankl deilse zerinde ykc
etki yapar. Bu tabunun inenmesinin ortaya karaca sonular, bir yandan
tabu olan kimsede ya da eyde sakl olan byl etkinin gcne, dier yandan da
tabuyu ineyenin manasnn gcne baldr. rnein krallarn ve bakanlarn
byk gc vardr, uyruklarnn onlarla dorudan doruya konumas lm
demektir. Oysa halktan daha byk manas olan bir bakan ya da bu boydan biri
kral ya da bakana zarar grmeden yaklaabilir. Bu bakanlardan daha aa
olanlar da onlara tehlikesizce yaklaabilir. Demek ki dolayl olan tabularn g
derecesi, bu tabularn ilgili olduu kimsenin manasna baldr; eer bu kimse
bir bakan ya da bir rahip ise onun tabusu halkn aa tabakasndan gelen
tabulardan daha gl olur.''
Madem ki tabu bir eyden baka bir eye geebilir, yleyse birtakm kefaret
trenleriyle tabuyu kaldrmann bir yolunun olmas gerekir. Frazer, bir srekli
tabulardan, bir de geici tabulardan sz eder. Srekli tabular rahipleri,
bakanlar, lleri ve bunlarla ilgili her eyi kapsar. Geici tabularsa, rnein
kadnn ayba durumu ve lohusal gibi, savann seferden nceki ya da
seferden sonraki durumu gibi, zellikle av ya da srgn av ve benzeri iler gibi
belli durumlarda olur. Bundan baka tpk kilise aforozlar gibi bazen byk bir
alann tabu olduu duyurulur ve bu yerin tabuluu yllarca srer.
Okurlarmn btn bu rneklerden kard sonu zerine bir yargya varmam
doruysa, btn bunlar grdkten sonra tabunun ne olduunu ve tabu hakknda
neleri zihinlerimize yerletirmek gerektiini renmekten okurlarmn henz
ok uzak bulunduklarn syleyeceim.. Bu bir yandan, verdiim bilgilerin
eksikliinden ve tabuyla bo inanlar, cin inanc ve din arasndaki ilginin ne
olduu sorununda geen btn tartmalar bir yana brakmamdan ileri geliyor.
Dier yandan, tabu hakknda bilinen her eyi ayrntlaryla anlatmann zihinleri
kartracandan korkuyorum. Onun iin okura, sorunun gerekten aydnlanm
olmaktan uzak olduuna gvence verebilirim. Bununla birlikte bizi asl
ilgilendiren ey, bu ilkel insanlarn kendilerini bir sr kayt ve baskya baml
klmalardr. Ak ve akla uygun hibir nedeni yokken u ya da bu yasak
saylmakta ve niin yasak sayld sorusu onlarn aklna bile gelmemektedir;
nk kendilerini bu balarla gayet doal olarak bal grmektedirler; bunlara
kar herhangi bir saldrnn iddetle ve otomatik olarak cezalandrlacana
inanmaktadrlar. Bu yasaklar istemeden ineyenlerin bile gerekten otomatik
olarak cezalandrldn gsteren gvenilir gzlemler de vardr. rnein yasak
olan bir hayvann etini yiyen susuz bir kii derin bir acya kaplarak leceine
inanm ve gerekten lmtr.
Bu yasaklar en ok insanlara zevk veren eylerle ilgilidir. rnein istediini
yapmak, kaytsz artsz iftlemek gibi istekleri ilgilendirir. Baz durumlarda bu
yasaklar oru ve perhiz gibi pek kark biimlerde, baz durumlardaysa sama
gibi grnen birtakm davran ve trenler biiminde grnrler ve ierikleri
bakmndan anlamlar anlalr gibi deildir. Btn bu yasaklarn kuramsal bir
temeli var: Bu yasaklar baz kimselerde ve baz eyada, adeta bulac
hastalklarda olduu gibi dokunmayla geebilen bir g olduuna inanld iin
tehlikelidir. Bu tehlikeliliin derecesi de deiir. Baz kimselerde ya da eyada
bu tehlikelilik ok yksektir. Tehlikeliliin derecesi o kimsenin ya da eyin
tad g ykyle orantldr. Tabu yasan ineyen bir kimsenin, sanki bu
tehlikeli g ykn emmi gibi, tabu olan eyin ieriine girdiine inanlyor.
Bu g kral, rahip, yeni domu ocuk gibi az ya da ok nemli bir durumu olan
kimselerde; ayba, yeniyetmelik, lohusalk gibi kurald baz bedensel
durumlarda; hastalk, lm gibi uursuz durumlarda; dokunma ya da etkileme
yoluyla bu durumlarla ilgili olan eylerde sakldr.
Bununla birlikte "tabu'' dendii zaman bundan, bu gizemli kendine zgln
taycs ya da kayna olan btn kimseler, yerler, eyler ya da geici durumlar
anlalr. Bu kendine zglkten doan yasak da tabudur. Sonu olarak szck
anlamyla, tabu dendii zaman bir de olaanst kutsal, ayn zamanda da
tehlikeli, kirli ve gizemli olan her ey anlalr.
Gerek bu szck ve gerek onun karl olan sistem, bizce gerekten
anlalamayan bir ruhsal yaamn bir parasn anlatr. Gerekten de ilkel
toplumsal evrim evresinde bulunan budunlara zg cin ve eytan inanlarn
incelemeye girimeden tabuyu anlamann olanaksz olduunu grrz.
Acaba tabunun giziyle neden ilgileniyoruz? Kanmca her psikolojik sorun
yalnzca kendisi iin deil, ayn zamanda baka nedenlerden dolay da
incelenmeye deerdir. Polinezya ilkellerinin tabularnn, balangta sandmz
kadar bize yabanc olmadn syleyebiliriz. Bizim boyun ediimiz ve ok
eski alardan gelen ahlak kurallarnn ilkellerin bir tabusuyla herhalde esasl bir
ilgisi olacaktr. lkellerin tabusunu aydnlatmakla, bizim "koulsuz
buyruk''umuzun karanlk kaynaklar da aydnlanm olacaktr.
te bundan tr, W. Wundt gibi bir aratrmacnn tabu konusundaki
yorumunu, zellikle "tabu inancnn ta kklerine kadar gitmeye'' sz vermesi
bakmndan herhalde derin bir ilgiyle dinlemek isteriz.(4) Wundt'a gre, tabu
dncesinde "baz eylerden korkmay anlatan detler ve bu detlere karlk
olan tapnma dnceleri ya da davranlar vardr.''(5) Baka bir yerde der ki:
"Szcn genel anlamna gre, tabu deyiiyle detlerin, grenein ya da
yasalarn koyduu yasaklar, bir eye dokunmamay, bir eyi kullanmak
amacyla almamay ya da baz szckleri aza almamay anlyoruz...'' Yasak
tabular bulunmayan hibir budun ya da hibir uygarlk aamas grlemez.
Wundt bundan sonra tabunun ieriini anlamak iin uygarlk olarak daha yksek
olan Polinezyallar deil, daha ilkel olan Avustralya yerlilerini incelemenin
daha yararl olduunu gsterir. Avustralya'daki tabu yasaklarn hayvanlarla,
insanlarla ve eyayla ilgili tabular olmak zere e ayrr. Baz hayvanlar
ldrmeyi ve yemeyi yasak eden hayvan tabusu totemciliin ekirdeini
oluturmaktadr.(6) Konusu insan olan ikinci tr tabularn ierii z olarak
bakadr. Bu gibi tabular, yalnzca tabulu olan kimselerde ve allann dndaki
durumlarda olur; rnein erdirme treninde delikanllar, ayba dnemlerinde ve
lohusalklarnda kadnlar, yeni domu ocuklar, ller tabudurlar. Bir kimsenin
giysisi, aralar, silahlar ve bunlar gibi hep kulland mallar bakalar iin her
zaman tabudur. Avustralya'da bir delikanlnn erdirme treninde ald yeni ad,
kendisinin zel mlknn bir paras olur; bu ad tabudur ve gizli tutulmas
gerekir. Aalara, bitkilere, evlere, semtlere konan nc tr tabulara gelince,
herhangi bir nedenden tr korku uyandran ya da gizemli olan her eyin tabu
olmas kuralna gre konurlar.
Wundt, Polinezyallarn ve Malaya takmadalar halknn daha zengin ekininde
tabunun derin deiikliklere uramadn kabul ediyor. Bu budunlarn
toplumsal bakmdan daha ok farkllatn, bunlardan krallarn, bakanlarn ve
rahiplerin ok etkili tabusu olmasndan ve bu gibi kimselerin kendilerinin ok
gl tabu kurallarna bal olmalarndan anlarz.
Fakat tabunun gerek kaynaklar, ayrcalkl snflarn karlarnda olmaktan ok
uzak ve ok daha derinlerdedir: "Tabular, en ilkel ve ayn zamanda en srekli
igdlerin kaynaklarnda, yani eytanlarn etkisine kar duyulan
korkulardadr.''(7) "Aslnda tabulu eylerde sakl olduuna inanlan eytansal
gce kar duyulan korkularn nesnelletirilmesinden baka bir ey olmayan tabu
bu gcn kzdrlmasn yasaklar ve bilerek ya da bilmeyerek tabu inendii
zaman eytann fkesinin yattrlmasn ister.''
yleyse tabu yava yava eytan inancndan ayrlarak kendi bana bir gce
dnmektedir. detlerin, geleneklerin ve sonuta yasalarn zorlad bir ey
olmaktadr. "Fakat yere ve zamana gre deien tabu yasaklarnn arkasnda
gizli olan buyruun kkensel anlam: eytanlarn fkesinden sakn buyruuydu.''
Demek ki Wundt, tabunun ilkel budunlarn eytansal gce inanmalarnn bir
anlatm ve geliimi olduunu, tabunun daha sonra bundan ayrlarak bir tr ruh
uyuukluuyla bir gce dntn, bizim det ve geleneklerimizin kknn
de burada olduunu gstermektedir. Bu anlatmn ilk parasna ne kadar kar
klrsa klsn, ben Wundt'un bu grn kandrc grmyorum. Birok
okurumun da byle dndn seziyorum.
Wundt'un aklamas, tabu dncesinin ve bu dncenin en derin kklerinin
kaynaklarna kadar gitmekten ok uzaktr. nk ne korkuyu, ne de eytan
psikolojide daha teye gtrlemez olgular olarak kabul etmeye olanak yoktur.
Eer gerek eytan diye bir varlk olsayd byle olabilirdi: Fakat tanrlar gibi,
bunlarn da insanln ruhsal glerinin bir rnnden baka bir ey olmadn
bilmekteyiz.
Wundt, tabunun anlam zerine de pek aydnlk olmayan nemli dnceler ileri
srer. Ona gre kutsalla kirlinin ayrlmas, tabunun ilkel evrelerinde
grlmemektedir. Bunun iin bu kavramlar, o zaman ancak daha sonralar
aldklar anlamdan tmyle yoksundular. Tabulu olan hayvan, insan ya da semt
eytanldr. Yani kutsal deildir ve dolaysyla, sonraki anlamda, henz kirli de
deildir.
Burada tabu deyimi, daha sonralar hem kutsalla, hem de kirliyle ilgili olan bir
nitelii, yani dokunma korkusunu gstermesi ynnden, dokunulamaz ey
anlamna gelen, fakat henz farkllamam bir anlam tayan eytanllk
dncesine uygundur. Fakat bu nemli ayrc niteliin her zaman ortak olarak
gz nnde tutulmas, daha sonraki koullar altnda birbirinden ayrlan ve en
sonunda birbirinin kart saylan iki alan arasnda kkende bir birliktelik
bulunduunu bize gsterir.
Eyada gizli eytansal bir gcn, bir eyaya dokunanlar ya da onu kullanmaya
kalkanlar arptna inanan ilk tabu inanlar, ilk evrede tmyle
nesnelletirilmi bir korku biimindeydi. Bu korku, bu ilk evrede henz korku
ve nefret biiminde ikiye ayrlmamt; bu ancak daha ileri bir evrede oldu.
Acaba bu ayrlma nasl oldu? Wundt'a gre bu, tabu yasaklarnn eytanlarn
alanndan tanrsallk alanna gemesiyle olmutur. Kutsal ve kirli karsav,
ikinci evre geldii zaman henz daha ortadan kalkmam ama yava yava
nemi gzden dm olan bir mitoloji evresinin ardndan yeni bir mitoloji
evresinin gelmesiyle ortaya kmtr. Bir evreyi, daha yksek ikinci bir evre
yenerek geriye att zaman, birinci evrenin ikincinin yannda yine aa bir
durumda yaamas, sayg konusu olan elerinin nefret konusuna dnmesi
mitolojide genel bir yasadr.(8)
2
Tabu sorununa, ruhsal yaamn bilin d ksmyla uraan psikanaliz ynnden
baktmz zaman, tabu olaylarnn bize hi yabanc olmadn hemen anlarz.
Tpk ilkellerin kendi boy ya da toplumlarna zg olan tabulara baemeleri
gibi, kendi kendine birtakm kat tabu yasaklar yaratan kimseler olduunu
psikanalizciler pekl bilirler. Eer bunlara psikanalizde "zorlanma nevrozlular''
demeye (*) almam olsaydk, bu insanlara "tabu hastas'' demek ok yerinde
olurdu.
Psikanaliz aratrmalar bize bu "zorlanma'' hastalnn klinik etiyolojisini ve
psikolojik mekanizmasnn nasl olduunu retmitir. Bu bilgimizi toplumsal
psikolojide bu duruma karlk olan grnlere uygulamaktan kendimizi
alamyoruz.
Bu giriimde bulunurken bir eyden saknmak gerekir. Tabuyla zorlanma
hastal arasndaki benzerlik, ikisinin de gerek ieriiyle ilgili olmaktan ok
yalnzca her ikisinin de grnleriyle ilgili olduu iin, tmyle dtan bir
benzerlik olabilir. Doa birbirinden ok farkl olan biyolojik durumlarda
birbirinin ayn olan biimleri kullanmay sever. rnein mercan dizilerinde,
bitkilerde ve hatta baz billurlarda ya da baz kimyasal keltilerin oluumunda
olduu gibi. Yalnzca otomatik birtakm koullara dayanarak i ilikilerle ilgili
sonular karmak kukusuz ok eksik ve yararszdr. Bunun iin, bu gibi
yanllara dme olasln hesaba katarak, ancak ekince notunu unutmamak
kouluyla, tasarladmz karlatrmay yapabiliriz.
Nevrozlulardaki zorlanma yasaklaryla tabular arasndaki ilk ve gze arpar
benzerlik, bu yasaklarn kaynaklarnn da tpk tabularda olduu gibi nedensiz ve
anlalmaz grnmesidir. Gnn birinde ortaya kan bu yasaklarn etkisiyle
birey yenilmez bir korku altnda, onlarn basksn duymak zorunda kalr, bireyin
zerine dardan gelen bir ceza tehdidi olmas art deildir; nk yasan
inenmesi durumunda arkasndan kesinlikle dayanlamaz bir ykm geleceine
hasta iinden (vicdanndan) gelen bir kanyla inanmaktadr. Bu zorlanma
hastalar her zaman, bu yasaklardan birinin inenmesi durumunda,
yaknlarndan birinin bundan kesinlikle zarar greceini bize anmsatrlar. Bu
zararn ne olabilecei belli deildir. leride kefaret ve kar koyma edimlerini
tartrken de, bu yasaklarn kendilerinin tartmasnda olduu gibi, yine bu
yetersiz bilgiyi elde edeceiz.
Tabuda olduu gibi, nevrozlulardaki yasaklarn ekirdei de dokunma edimidir,
"dokunma korkusu'' (dlire de toucher) deyii buradan gelir. Yalnzca bir cisme
dorudan doruya dokunmak yasak olmakla kalmaz, ayn zamanda rnein
"biriyle iliki kurmak", "biriyle ya da bir eyle ilikide bulunmak'' gibi ancak
dolayl yoldan dokunma anlamn veren edimleri de kapsar. Yasak olan eyi
anmsatan ve bylece o eyle zihinsel de olsa bir iliki kuran her ey, dorudan
doruya bedenle dokunma kadar yasak oluyor. Bylesi bir kapsam
genilemesini tabuda da aynen grmtk.
Baz yasaklar, gttkleri amalarndan kolayca anlayabiliriz; fakat baz kurallar
anlalr gibi deildir, sama ve anlamsz gibi grnrler. Bu gibi kurallara
"teaml'' grenek, formalite diyoruz. Tabu detlerinin de ayn eitlilii
gsterdiini gryoruz.
Zorlama yasaklarnn byk bir yer deitirme yetenei vardr; bir eyden dier
bir eye yaylmak iin her nedenden yararlanrlar ve o eyi de (hastalarmdan
birinin yerinde bir deyimiyle) "ekilmez'' bir duruma getirirler. yle ki hasta en
sonunda her eye ambargo koyar. Nevrozlular, bu "ekilmez'' kimse ya da eyler
sanki tehlikeli bir bulac hastala yakalanm ve dedii yerlere bunu
geirecekmi gibi davranr. Tabu yasaklarn gzden geirirken aynen bu yer
deitirme ve geme niteliklerine raslamtk. Bundan baka tabu olan bir eye
dokunmakla, ona dokunann da tabu olduunu ve kimsenin onunla ilikiye
girmediini grmtk.
Bu geme ya da daha iyi bir deyimle yer deitirme konusunda, biri Maorilerin
yaamndan, dieri bir zorlama nevrozu eken bir kadnn yaamndan, iki rnek
alarak bunlar burada karlatracam:
"Maorilerin bakan atee asla kendi azyla fleyemez; nk o kutsaldr,
kutsalln fledii atee ve atein stndeki kabn iindeki ete geirir, buradan
da o yemei yiyen kimsenin iine geer ve bylece yemei yiyen kimse
bakann soluuyla alanarak kesinlikle lr.''(9)
Hastam, kocasnn satn alarak eve getirdii bir mutfak takmnn, evi kendisine
ekilmez bir duruma getirecei korkusuyla, kaldrlmasn istiyordu. nk bu
eyin Hirschen sokandaki bir maazadan alndn renmiti. Bu Hirschen
szc, vaktiyle genliinde bekrken tand ve imdi uzak bir kentte
bulunan ve kendisi iin artk "olanaksz'', yani tabu olan bir dostunun ad olduu
iin, Viyana'da satn alnan bu ey, imdi kadnn iliki kurmak istemedii dostu
kadar tabu olmutur.
Zorlanma yasaklar da tabu yasaklar gibi yaamda en olaanst zveriler ve
saknmalar oluturur; fakat bunlarn bazlar, baz edimlerde bulunma yoluyla
kaldrlabilir ve bu edimler de zorlayc bir nitelik kazanarak zorunlu olur. Bu
edimler tvbe, balanmay dileme, kendini hakl karma, temizlenme
trnden edimlerdir. Bu zorlayc edimlerin en yaygn olan suyla ykanmadr
(ykama obsessionu). Tabu yasaklarnn bir blm de bu biimde kaldrlabilir,
yani bu tabularn inenmesi byle bir trenle onarlabilir ve bu ite suyla gusl
(boy abdesti) en ok yelenen yntemdir.
imdi tabu detleriyle zorlanma nevrozlarnn belirtileri arasnda en ak
karlkl noktalar zetleyelim: (1) Bu yasaklarn nedensizlii, (2) Bunlarn
iten gelme bir gereksinimle zorlanmalar, (3) Kolayca yer deitirmeleri ve
yasak olan eyden bulama tehlikesi tamalar, (4) Yasak olan eyden kan
trenlerin ve buyruklarn nedenlii bakmndan her ikisinin benzerliini
grmekteyiz.
Bununla birlikte psikanaliz bize zorlanma nevrozunun gerek ruhsal
mekanizmasn, gerekse klinik tarihini retmi bulunuyor. te tipik bir
dokunma korkusu olaynn tarihi: lk ocukluk andan bu yana olay konusu
olan kii, kendi bedenine dokunmakla byk bir haz duyuyordu, bu hazzn
nesnesi kestirilebileceinden fazla duyarllamt. Fakat bu ok haz verici
dokunma edimi, dardan gelen bir yasak buyruuyla atr..(10) Bu yasak
buyruu kabul edilir; nk iten gelen birtakm zorlu glerin (11) yardmn
gryordu; bu dtan gelen yasak, dokunma biiminde kendini gstermek
isteyen igdden daha zorlu olduunu kantlar. Byle olmakla birlikte ocuun
ilk ruhsal yuurumu yznden bu yasak teki igdy ortadan kaldramamtr.
Baarabildii tek ey, bu igdy (yani dokunma hazzn) bastrmak ve onu
bilinaltna tkmak oldu. Hem yasak, hem igd birlikte kaldlar. Birincisi
kald; nk yalnzca bastrlm ama yok edilmemiti. kincisi de kald; nk
eer kalmam olsayd, igd bilince frlayacak ve darya kacakt. Bylece
zmlenmemi bir durum, ruhsal bir saplanma oluur. Bundan sonra yasak ve
igd arasndaki srekli savatan kan birok sonucun kayna bu savatr.
Bu biimde duraanlaan ruhsal kuruluun balca ayrt edici nitelii, bu bireyin
nesneye, daha dorusu bu nesneyle ilgili edime kar ald ve (12) ift deerli
diyeceimiz tavrda grlr. Birey bu edimi (yani dokunma edimini) hep
srdrmek ister, onda en yksek zevki tadar; fakat onu srdremez, hatta ondan
nefret eder. Bu iki ak arasndaki kartlk kolay kolay zmlenemez; nk
-nasl diyeyim- bunlarn ruh yaamnda yerleri karamayacak denli ayrlmtr.
Yasak tmyle bilin blmnde yerlemitir, oysa hl yaamakta olan
dokunma zevki bilinaltnda kalmtr, kiinin ondan haberi yoktur. Eer bu
psikolojik etmen olmasayd, ift duygular ne bu kadar uzun sre yaayabilir ne
de bundan sonraki patlak vermelere yol aard.
Olayn klinik tarihinde, ilk ocukluk anda yasan belirleyici bir etmen olarak
grnne nem verdik; fakat nevrozun daha sonraki ilerleyiinde bu rol, bu
yata gzken itme oynuyor. Unutma (amnesie) ile ilgili olan bu itme olgusu
yznden bilinli duruma gelen yasan nedenleri bilinemez. Onu zihni olarak
skp atmak iin yaplan btn giriimler, hcum noktas yakalanamad iin,
baarszla mahkmdur. Yasak kendi gcn, zorlaycln bilinmeyen
kartyla, yani gizli ve snmemi kalan zevkle, baka bir deyimle, bilinli bir
sezgisi olmayan i gereksinimle olan birlikteliine borludur. Yasan istein
yerine geebilme ve yeniden yaratma gc, bilinli olan zevkle uyutuunu ve
bilinaltnn psikolojik etmenlerinden ok da kolaylk gremediini anlatr.
gdnn verdii haz, karlat engellerden kurtulmak iin srekli yer
deitirir. Yasak edilenin yerine konmu eyler ve edimler biiminde kendine
vekiller arar. Ayn nedenden tr yasak da onun peinden dolar, yasaklanm
igdnn yeni hedeflerine de yaylr. Geri itilmi libido her yeni admnda yeni
bir iddetle, yasan kar koymasyla karlar. Bu iki kart gcn karlkl
olarak birbirini itmesi, boalma ve var olan gerginlii gevetme gereksinimini
dourur. te zorlayc edimlerin nedenlerini burada bulmaktayz. Nevrozlarda,
bir yandan pimanlk belirtisi, temizlenme ura ve buna benzer davranlarda
saylabilecek edimler; te yandan da igdye yasak edilen edimin yerine
geecek edimler olan uzlatrc edimler aka grlmektedir. Bu zorlayc
edimlerin igdye srekli yardm etmesi ve yasak edilen ilk edime gittike
yaklamas, nevroz hastalklarnn bir yasasdr.
imdi tabunun i yzn, hastalarmzn zorlayc yasaklaryla aynym gibi ele
alarak inceleyelim. nceleyeceimiz birok tabu yasann ilk biiminden
uzaklam, yer deitirmi ve bozulmu olduunu aka bilmemiz gerekir; bu
nedenle en eski ve en nemli tabu yasaklarn ancak biraz aydnlatmakla
yetinmek zorunda kalacaz. Yine, ilkellerle nevrozlular arasnda tam
karlkll ve birbirine noktas noktasna benzerlii olanaksz klacak kadar
nemli farklar olduunu anmsamalyz.
Her eyden nce ilkeller arasndaki yasaklarn gerek kaynan, yani tabunun
gerek douunu aratrmann yararsz olduunu sylemeliyiz. Bizim
varsaymmza gre, bu kaynak onlarca "bilin d'' olduu iin tabular bize bu
kayna bildiremez. Fakat nevrozlardaki yasa model olarak alp tabunun
tarihini u biimde kurabiliriz: Tabular tarihlerinin bir evresinde ilkellere
dardan zorlanm ok eski yasaklardr, yani daha nceki bir kuan daha
sonraki bir kuaa zorlad kurallardr. Bunlar, iddetle istenen edimlere kar
konmu yasaklardr. Belki ataerkil ve toplumsal yetkenin koyduu gelenein bir
sonucu olarak bu yasaklar kuaktan kuaa geerek srm ama sonraki
kuaklara kalt olarak kalm ruhsal bir kendine zglk durumunda
"biimlenmitir.'' Bu gibi "doutan dnceler'' var m yok mu, bunlar
kendiliklerinden mi yoksa eitim yoluyla birleerek mi tabunun duraan bir
duruma geliini etkilemilerdir; bunu burada belirlemenin olana yoktur.
Bununla birlikte tabunun sreklilii bize bir ey retmektedir: Yerine
getirilmesi yasaklanm olan ilk istek, bu tabulara karn bu budunlar arasnda
yaamay srdrmektedir. yleyse bu insanlar tabu yasaklarna kar ift deerli
(ambivalent) bir tavr almaktadr: Bilindlarnda bu kurallar dinlememekten
baka bir ey istememekte ama ayn zamanda bunu yapmaktan da
korkmaktadrlar. Korkmaktadrlar; nk onu dinlememek istedikleri halde,
korku hazdan daha gl gelmektedir. Fakat tpk nevrozda olduu gibi bu istek,
bireylere kurallara aykr olarak kalmaktadr.
En eski ve en nemli tabu yasaklar totemciliin iki yasasdr, yani totem olan
hayvan ldrmemek, kadn cinsinden olan totemdalarla cinsel ilikiden
saknmak.
yleyse bunlarn, insanln en eski ve en gl istekleri olduu grlmektedir.
Totemciliin anlam ve kayna bizce gizli olarak kaldka bunu anlayamayz ve
bu rneklerle varsaymmzn doruluunu deneyemeyiz. Fakat bu tabularda
kullanlan anlatm ve bu tabularn bir arada olumalar durumu, bireyler
zerinde yaplan psikanaliz aratrmalarnn sonularn bilenlere, ocuktaki
istek yaamnn merkez noktas ve nevrozlarn ekirdei dediimiz eyi
anmsatacaktr.(13)
Yukarda sylediimiz biimde snflandrlmaya allan dier btn tabu
trlerini bir tmcede zetlersek, hepsi birletirilmi olur: Tabunun temeli bilin
dnda gl bir eilimin istedii yasak bir edimdir.
Nedenini bilmemekle birlikte yasak olan edimi gerekletiren ve bylece tabuya
kar gelen kimselerin de tabu olduunu bilmekteyiz. Fakat tabunun yalnzca
yasak olan edimi gerekletiren kiiye kar deil de, kurald durumlarda
bulunan kimselere, bu kurald durumlara ve kiisel olmayan eyaya kar da
uygulanmasyla bunu nasl birletirmeli? Btn bu deiik koullar, daima ayn
kalan tehlikelilik nitelii nedir? Bu, insann ift deerli isteklerini uyandran,
yasa bozmaya kar insan itahlandran bir nedenden baka bir ey olamaz.
Tabuyu ineyen kimsenin kendisi de tabu olmaktadr; nk bakalarn da
bunu yapmaya itahlandrmak gibi tehlikeli bir kendine zgl vardr. Herkesi
kendisine imrendirmektedir; herkese yasak olan eyi o niye yapsn? Onun iin o
gerekten bulacdr. Her rnek, bakalarn da yknmeye srkleyecei iin
onu yapann kendisinden saknmak gerekir.
Fakat bir kimse bir tabuyu inemeden de geici ya da srekli olarak tabu
olabilir. Bunun basit nedeni, bu gibi kimselerde bakalarna yasaklanm olan
istekleri uyandracak ve onlarda ift deerli duygularn atmasna yol aacak
bir kendine zglk olmasdr. Kurald konumlarn ve durumlarn ounda bu
kendine zglk vardr ve bunlar tehlikeli bir etki gc tarlar. Kral ya da
bakan, evresindekileri kendisine imrendirir, belki herkes de kral olmak ister.
ller, yeni domu ocuklar, kadnlar kendilerini savunamayacak bir durumda
olduklar iin cinsel olgunlua erimi bireylerin, yeni bir zevkin batan
karmasyla itahlandklar bir srada bunlar kendi zerlerine kkrtmalar
olasl vardr. Onun iin bu gibi kimseler bu gibi durumlarda tabu olmaktadr.
Onlarn uyandrabilecei isteklere kimsenin kaplmamas gerekir.
imdi trl kiilerin manalarndaki glerin niin birbirini ortadan kaldrarak
etkisiz bir duruma getirdiini de anlam oluyoruz. Kraln tabusu, uyruklar iin
ok gldr; nk aralarnda ok byk toplumsal farklar vardr. Fakat
rnein bir bakan, kral ile uyruklar arasnda zararsz bir arac olabilir. Tabu
dilinden normal psikoloji diline evrildiinde, bunun anlam udur: Kral ile
ilikiye girme halkta gl bir imrenme duygusu yarataca ve bundan
ekinmesi gerektii halde, konumuna o kadar imrenilmeyen ve elde ettii
konuma herkesin pekl eriebilecei yksek bir grevliyle ilikiye girmek
mmkndr. Bakan krala kar bir kskanlk duymakla birlikte elde ettii etkiyi
gz nnde tutmakla bu kskanl hafifletebilir. yleyse byl gteki
isteklere yol aan kk farklar, son derece byk farklardan daha az
tehlikelidir.
Baz tabu yasaklarnn inenmesinin, herkese ktlk getirecei korkusuyla
cezalandrlmas ya da toplumun btn bireyleri tarafndan kefareti denmesi
gereken toplumsal bir tehlike saylmasnn nedeni de bylece aydnlanm
oluyor. Eer bilinlenmemi isteklerin yerine gerek itepileri getirirsek,
gerekten byle bir tehlike vardr. Bu tehlike, ok gemeden btn toplumun
sonunda dalmasna neden olacak olan yknmeye yol amas olasldr. Eer
bir yasak inendii zaman bu cezasz braklrsa, herkesin bu ktl ileyene
yknmek isteyecei ortadadr.
Bir tabu yasann gizli anlamnn nevroz olaylarnda olduu kadar zel nitelikte
olmas olanaksz olmakla birlikte, dokunmann "dlire de toucher'' dokunma
korkusunda oynad role benzer bir rol tabu yasaklarnda da grrsek
amamalyz. Dokunmak, bir edinme ediminin bir kiiyi ya da eyi kullanmaya
kalkmann balangcdr.
Tabuda sakl bulunan bulama gcn, insan batan karma, yknmeye
srkleme zgl olarak yorumladk Bu yorum, tabunun bulaclnn her
eyden nce eyaya da gemesiyle kendini gstermesi ve eyann da tabulu
olmas durumuna uymuyor gibi gzkmektedir.
Tabuda grlen bulaclk, nevrozlarda grdmz gibi bilinlenmemi
itepilerin arm kanallaryla baka eyler zerine kaydrlmas eiliminin bir
anlatmdr. Bylece gryoruz ki manann tehlikeli byl gc iki gerek
yetiye, yani yasaklanm istekleri anmsama yeteneiyle yasa bu istekler
uruna ineme gibi daha nemli olan bir eilime denk dmektedir.
Fakat ilkelin ruhsal yaamnda yasaklanm bir edimin ansnn uyanyla
birlikte her zaman bu edimi gerekletirme eiliminin de uyandn kabul
edersek, o zaman bu iki g tek g olarak yeniden birleiyor demektir. Bu
dne gre, anlarla istekler yeniden birbirine kavumaktadr. Bir yasaa
kar gelen bir kimsenin bu davran, bakalarn da ayn ii ilemeye gtrrse,
tpk tabunun bir kiiden bir eye ve bu eyden baka bir eye geii gibi yasaa
boyunemezliin de bulama yoluyla getiini kabul etmek gerekir.
Eer bir tabunun inenmesi, elde bulunan bir eyden ya da bir zgrlkten
vazgemek demek olan kefaret ya da tvbe yoluyla dzeltilebilirse, bir tabu
kuralna boyun emenin de gerekten istenilen bir eyden vazgemek demek
olduunu gstermi oluruz. Bir zverinin savsaklann, baka yerde baka bir
eyden zveride bulunma gidermektedir. Bundan karacamz sonu, tabu
trenleri ynnden tvbenin, temizlenme treninden daha eski olduu
yolundadr.
imdi tabunun nevrozlularda grlen zorlayc yasaklarla karlatrlmasndan
neler rendiimizi zetleyelim. Tabu (bir yetke tarafndan) dardan ykletilen
ve insann en zorlu isteklerine kar evrilmi olan ok ilkel bir yasaktr. Onu
inemek istei bilin dnda bir yerletirme yaar; tabuya boyun een kimseler
tabunun yasaklad eye kar ift deerli duygular duyarlar. Tabuda grlen
byl g, insan batan karma zglne dnebilir; bulac bir hastalk
gibidir; nk ortadaki rnek daima bulacdr ve nk yasaklanan istek bilin
dnda baka bir eyin zerine kaydrlabilir. Bir tabunun inenmesinin kefaret
yoluyla temizlenmesi, tabuya boyunemenin temelinde bir vazgeme
bulunduunu gsterir.
3
imdi tabuyu zorlanma nevrozuyla karlatrmaktan ne elde ettiimizi ve bu
karlatrmaya dayandrlan yorumun deerini aratralm. Baka bir yolun
veremeyecei yarar vermedike ve tabuyu bize anlatacak baka aralardan daha
iyi anlatmadka, hi kuku yoktur ki, yaptmz yorumun hibir deeri olamaz.
Geri buraya kadar sylediklerimizle bu yorumun yararn gstermi
olduumuzu savlayabiliriz; fakat bunu tabu yasaklarnn ve detlerinin daha
incelikleriyle aklamasn uygulama yoluyla glendirmeye almalyz.
imdi bambaka bir yntem kullanabiliriz. Aratrmamz, nevrozlardan alarak
tabuya uyguladmz varsaymlarn ya da vardmz sonularn ne dereceye
kadar tabu olaylarnda dorudan doruya kantlanabileceini belirtecek biime
sokabiliriz. Fakat nce aradmz eyin ne olduunu belirtmeliyiz. Tabunun
balangc hakkndaki varsaym, yani tabunun vaktiyle dardan ykletilmi
ilkel bir yasaktan kt varsaym kukusuz kantlanamaz. Onun iin
nevrozlarda grdmz tabunun psikolojik koullarn daha ok aydnlatmaya
alacaz. Nevrozlardaki bu psikolojik etmenleri nasl reniyoruz? Bunu,
belirtilerin ve zellikle zorlayc edimlerin, savunma tepkilerinin ve peini
brakmayan buyruklarn psikanaliz ynnden incelenmesiyle reniyoruz. Bu
mekanizmalar ift deerli itepilerden ya da eilimlerden gelmi olduklarn
kantlayacak her nitelii gstermektedir; bunlarda ya istekle kartn ayn
zamanda gryoruz ya da atan eilimlerden birinin tekini yenerek stn
geldiini grrz. yleyse tabu kurallarnda da bu ift deerliliin, yani kart
eilimlerin egemen olduunu gsterebilirsek ya da tabu mekanizmalarnda
nevroz belirtilerinde olduu gibi her iki eilime birden yol veren baz
mekanizmalar bulacak olursak, o zaman tabuyla zorlama nevrozlar arasndaki
psikolojik karlatrmada en nemli olan noktay yakalam oluruz.
Tabu yasaklarnn balca ikisinin, totemcilikle ilgili olmasndan tr
incelememize giremeyeceine az nce deinmitik. Tabu kurallarnn dier bir
ksm da sonradan kma olduu iin bizim iimize yaramazlar. nk ilkeller
arasnda tabu, bizim toplumumuzda yasa koyucularn koyduu yasalara benzer.
Ve rnein, bakanlarn ve rahiplerin kendi mallarn ya da ayrcalklarn
gvenceye almak iin koyduklar tabularda olduu gibi, toplumsal eilimleri
kabul ettirmeye yararlar. Yine bununla birlikte geriye, inceleyebileceimiz
birok yasa kalyor. Bunlar arasnda (a) dmanlara, (b) bakanlara ve (c)
llere uygulanan tabular ele alacam. Aratrmamzn gereleri J.G. Frazer'in
byk yapt olan The Golden Bough ("Altn Dal") adl kitaptan alnmtr (14).
(A) Dmanlara kar
Vahi ve yar vahi budunlarn dmanlarna kar acmaszca ve sonsuz
derecede kyclk yaptklarn sandmz iin, bunlar arasnda bir adamn
ldrlmesinin bile tabu detleriyle ilgili birtakm kurallara bal olduunu
renmek bizi artr. Bu kurallar kolayca drt bee ayrabiliriz: (1)
ldrlen dmanla uzlamay, (2) yasaklar, (3) ldrdkten sonra ldrenin
balanmay dileme ve temizlenme etkinliklerini ve (4) baz ayinler yaplmasn
buyuran kurallar. Bu tabu detlerinin hangileri bu budunlar arasnda yaygndr,
hangileri deildir? Bu budunlar zerine bilgilerimizin eksiklii yznden bunu
kesin olarak bilememekteyiz: Fakat bizim bu olaylara olan ilgimiz bakmndan
dnrsek, bu sorun bizim iin o kadar nemli bir sorun deildir. Kald ki biz
tek zelliklerle deil, olduka yaylm olan detlerle ilgiliyiz.
Timor Adas'nda savalar dmanlarn yenip bunlarn koparlm kafalaryla
geri dndkleri zaman, birtakm uzlama trenleri yaplr; bu det, byle bir
seferin nderi olan adam stelik birtakm ar yasaklara bal klmas
bakmndan zellikle nemlidir. "Yenenler utku kazanm olarak geri dndkleri
zaman dmanlarn ruhunu bartrmak iin kurbanlar verilir; bu yaplmazsa
savatan dnenlerin yanna yaklaanlara kesinlikle bir zarar gelir. Bu ayinde
dans edilir, ark sylenir, bu arklarda ldrlen dman iin yas tutulur ve
ondan af dilenir: "Kzma; nk senin ban burada bizimle birliktedir; oysa biz
daha anssz olsaydk, imdi bizim bamz senin kynde sergilenecekti. Bu
kurban seni yattrmak iin veriyoruz. Niin bize dman oldun? Dost
kalsaydk daha iyi olmaz myd? O zaman senin kann akmaz, ban kesilmezdi"
denir. (15)
Buna benzer detler Keleb Adas'nda Palular arasnda grlr; Gallalar kendi
kylerine dnmeden nce l dmanlarnn ruhu iin kurban verir. (16)
Dier baz budunlar da ldrdkleri eski dmanlarndan dostlar, gzetenler ve
koruyucular kazanmann yolunu bulmutur. Bu da kesilmi balara kar efkatli
davranmaktan ibarettir. Borneo'nun birok ilkel boyu bunu yapmaktadr.
Sarawak'ta Dayaklar seferden dnte yurtlarna getirdikleri balara aylarca en
byk sayg ve efkati gsterir, onlara dillerinin en sevimli adlaryla seslenirler.
Yemeklerinin en iyi paralarn, en sevilen yemeklerini, sigaralarn onlarn
azna koyarlar. Eski dostlarndan yz evirerek sevgisini yeni dostlarna
vermeleri iin l dmanlara srekli yalvarlr; nk onlar artk kendilerinden
olmutur. Bize korkun bile gelse, buna kastl bir alay kartn sanmak byk
bir yanl olur. (17)
Kuzey Amerika'nn birok vahi boyunun arasnda yaayanlar, bunlarn
dmanlarn ldrdkten ve derilerini yzdkten sonra tuttuklar yasa ap
kalmtr. Bir Choctaw bir dman ldrnce bir ay yasa girer, bir ay kendini
belli bal birtakm yasaklar altna koyar. Dakota yerlileri de bunun gibi yas
tutarlar J. O. Dorsay adl bir yetkeye gre, Osaga kzlderilileri kendi lleri iin
yas tuttuktan sonra, dmanlar iin de sanki dostlarym gibi yas tutar. (18)
Dmanlara uygulanan dier tabu detlerine gemeden nce, yerinde bir itiraza
kar durumumuzu belirtmeliyiz. Bu uzlatrma kurallarnda nedenlerin ok
yaln olduunu ve ift deerli duygularla hibir ilgisi olmadn bize gstermek
iin gerek Frazer gerekse dier yetkeler ne srlebilir. Bazlar diyebilirler ki:
bu budunlar ldrdkleri kimselerin ruhuna inandklar iin bunun etkisi altnda
korkuyorlar. Bu korku klasik ilkada da vard; byk ngiliz dram yazar onu
Macbeth'in ve nc Richard'n "hallucination"laryla sahneye getirmitir.
Gerek btn uzlatrma detleri, gerekse daha sonra ele alacamz birok yasak
ve balanma dilei byle bir inantan mantksal olarak karlabilir; stelik
drdnc bee giren ayinler de byle bir yorum iin kant olarak gsterilebilir.
nk bunlar ancak ve ancak ldrenlerin peinden ayrlmayan llerin
ruhlarn srp karmakla aklayabiliyoruz. (19) Bundan baka, vahilerin
kendileri de ldrdkleri dmanlarn ruhundan korktuklarn aka bildiriyor
ve bu tabu detlerinin kkn de kendileri bu korkuda buluyorlar.
Bu kar k kukusuz yerindedir, eer doru olsayd baka bir aklama
bulmak iin uramaktan sevinerek vazgeerdik. Bu kar kn incelenmesini
sonraya brakyoruz; imdilik onu, tabu konusunda daha nce yaptmz
incelemeden edindiimiz yorumla karlatryoruz. Btn bu tabu kurallarndan
vardmz sonu, dmanlara kar alnan tavrlarda yalnzca dmanca
itepilerin deil, baka itepilerin de anlatlmakta olduudur. Bunlarda dmana
kar pimanln, saygnn ve ldrmenin dourduu vicdan azabnn tepkilerini
grmekteyiz. Demek ki, inenmesi kesinlikle cezayla karlanan
"ldrmeyeceksin!" buyruu insanlara Tanr elinden yasa gelmeden nce bile
bu ilkeller arasnda varm.
imdi tabu kurallarnn geri kalanlarna dnelim. Dman ldrenlere
ykletilen yasaklar ok eitli ve ok ciddidir. Timor Adas'nda (yukarda
sylenen uzlatrma detleriyle karlatrnz) seferin nderi kendi evine
dnemez. Kendisine zel bir kulbe yaplr. Burada eit eit temizlenme
kurallarna uyarak iki ay kalr. Bu iki ay iinde karsnn yzn gremez, kendi
kendine yiyemez, yemeini azna bakas koyar. (20)
Baz Dayak boylar arasnda, baarl gemi bir seferden dnen savalar
gnlerce karantina altnda kalmak ve belirli yiyeceklerden kanmak zorundadr.
Bunlar demire dokunamaz, karlarndan ayr kalmalar gerekir. Yeni Gine
yaknlarndaki Logea Adas'nda bir dman ldren ya da bunda eli olanlar
kendilerini bir hafta evlerine kapatr; karlaryla ve dostlaryla ilikiden saknr,
yiyeceklerine elleriyle dokunmazlar. Kendileri iin zel kaplarda ayr pien
sebze yemeklerinden baka bir ey yemezler. Bu sonuncu nlemin nedeni olarak
bunlarn ldrdkleri dmann kann koklamazlarsa hastalanp leceklerini
ileri srerler. Yeni Gine'de Taoripi ya da Motumotu boylar arasnda insan
ldren bir savann karsna yanamamas ve yemeine parmaklaryla
dokunmamas gerekir. Ona baka bir kiinin zel olarak yaplan yemekleri
yedirmesi gerekir. Yeni ay douncaya kadar bu byle srer.
Burada, utku kazanan savalar hakknda Frazer'in dedii btn tabu olaylarn
saymaktan ekinirim, yalnzca tabunun zelliini gze arptran ya da tabu
yasaklarn temizlenme ve ayinle bal olarak gsteren olaylar ele alyorum.
Alman Yeni Ginesi'nde Monumbolar arasnda dvte dman ldren adam
"kirli" olur ve bu deyim, det gren ya da lohusa olan kadna da verilen adn
ayndr. Bu adamn uzunca zaman erkeklerin toplanma odasndan kmasna izin
verilmez. Bu sre iinde kyn erkekleri onun evresinde toplanr, arklar ve
danslarla utkusunu kutlarlar. Bu adam hibir eye, hatta karsna ve ocuklarna
bile dokunamaz, eer dokunursa vcutlarnda yaralar ve banlar kar. Bu adam
ancak ykanma, vb. trenlerle temizlenebilir.
Kuzey Amerika'da Natchezler arasnda ilk kelleyi kesip getiren delikanl
savalar, alt ay birtakm eylerden vazgemek zorundadr. Karlaryla birlikte
yatmalarna ya da yemek yemelerine izin verilmez; besin olarak ancak balk ve
msr yiyebilirler. Bir Choctaw bir dman ldrp kellesini kestii zaman bir
ay srecek bir yasa balar; bu srada san taramas yasaktr. Ba kand
zaman eliyle kayamaz, ban kamak iin ancak kk bir denek
kullanabilir.
Pimal bir kzlderili bir Apache kzlderilisini ldrd zaman enikonu bir
temizlenme ve balanmay dileme trenine uymak zorundadr. On alt gnlk
bir oru dneminde yemee ya da tuza dokunmas, atee bakmas, konumas
yasaktr. Ormanda tek bana yaar, orada kendisini yalnzca bir yal kadn
bekler, kendisine biraz yiyecek verir. ou kez en yakn derede ykanr ve yas
belirtisi olarak banda bir balk paras tar. On nc gn genel bir ayin
yaplr ve bu ayinde hem kendisi, hem silahlar temizlenir. Pima kzlderilileri
insan ldrme tabusunu dmanlarndan daha ciddiye aldklar iin
balanmay dileme ve temizlenme iini seferin sonuna brakmazlar, bu yzden
ahlk bakmndan drstlkleri (ya da isterseniz sofuluklar yznden diyelim),
savataki kahramanlklar ok zarar grr. Son derece cesur olmalarna karn
bunlar, Apachelara kar yaplan savalarda beyazlarn iine yaramaz
badaklar olduklarn gstermilerdir.
Dman ldrdkten sonra yaplan bu balanmay dileme ve temizlenme
trenlerinin ayrntlar ve trleri daha titiz bir aratrma bakmndan dikkate
deerdir; fakat bunlar burada daha fazla saymay gereksiz gryorum. nk
bize yeni bir gr vermezler. unu da ekleyeyim ki, profesyonel cellatlarn
zamanmza kadar gelen bir ynteme gre geici ya da srekli olarak toplumdan
yaltlmalarnda bu detin izlerini buluruz. Ortaa toplumundaki malikane
sahiplerinin (feodal beylerin) durumu, ilkellerin tabusu zerine bize gzel fikir
verebilir. (21)
Bu uzlatrma, saknma, balanmay dileme ve temizlenme kurallar hakknda
yazarlarn yapt aklamalar iki ilkeyi, yani lnn tabusunun, kendisiyle
ilikiye giren her eyi iine almas ilkesiyle ldrlm adamn ruhundan
korkma ilkesini birletiriyor. Bu iki ilke bu treni ne oranda birlikte
aklayabiliyor, eit deerli mi, yoksa biri birinci derecede, dieri ikinci
derecede mi saylyor? Bunlar hibir yerde gsterilmemitir, belirlenmesi de
kolay bir i deildir. Bunlara kar, btn bu detleri ilkellerin dmanlarna
kar gsterdikleri ift deerli duygudan karma yoluyla biz aklamamzn bir
birlie ulatn belirtmek isteriz.
(B) Hkmdar Tabusu
lkellerin bakanlarna, krallarna ve rahiplerine kar olan davranlar birbirine
kart olmaktan ok, birbirini tamamlayan iki ilke tarafndan ynetilir. Hem
onlar korurlar, hem de onlardan korunurlar. (22)
Bu hedeflerin ikisi de saysz tabu kuralyla elde edilir. Bakanlardan niin
korunmak gerektiini biliyoruz; bakanlar tehlikeli ve gizemli sihir gcne
sahiptir. Bu g, elektrik yk gibi dokunmayla geer ve buna benzer bir ykle
korunmayan bir kimsenin lmne ya da yok olmasna neden olur. yleyse bu
tehlikeyi kutsallkla (ister dorudan doruya, ister dolayl yoldan olsun)
ilikilendirmekten saknmak gerekir. Saknlmad zaman hi olmazsa bunun
korkun sonularn kaldrmak iin bir ayin yaplmaldr. rnein Dou
Afrika'da Nubalar, rahip-kraln evine girenin leceine inanr; fakat girerken sol
omuzlarn soyarak kraln elini oraya dedirirlerse bu tehlikeden kurtulduklarna
inanrlar. Burada kraln dokunmasnn, kralla ilikiden doan tehlikelere kar
iyiletirici ve koruyucu bir araca dnmesi gibi dikkate deer bir olay
gryoruz. Fakat bu olaslk, krala dokunma tehlikesinden farkl olarak, kraln
bir yerine bilerek dokunmann iyiletirici gc sorunu, yani krala kar
edilgenlikle etkenlik arasndaki kartlk sorunudur.
Hkmdara dokunmann iyiletirici gcne rnek bulmak iin vahiler arasna
kadar gitmeye gerek yok. Olduka yakn zamanlara dein ngiliz krallar bu
gle sraca hastalarn iyiletirirdi ve bundan dolay bu gce "King's Evil''
( kraln ktl) denirdi. Gerek Kralie Elisabeth gerekse ondan sonra gelenler
bu hkmdarlk ayrcaln brakmamlardr. Sylendiine gre, Birinci
Charles 1633'te bir defada yz hastay iyiletirmiti. Byk ngiliz devriminden
sonra olu kinci Charles zamannda kraln sraca iyiletirmesi en yksek
derecesine kmt. Sylendiine gre, bu kral hkmdarlnda yz bin
sracalya dokunmutur. Bu yntemle iyiletirilmek isteyenler o kadar okmu
ki, bir keresinde alt yedi hasta, iyileeyim derken, kalabalk arasnda ezilerek
lm. Stuartlarn dmesinden sonra ngiliz tahtna geen pheci Orange
soyundan nc William bu byy yapmak istemedi; bir defa hastalara
dokunmaya raz edildii zaman dokunurken u szleri sylemi: "Tanr size
iyilik ve akl versin.'' (23)
Aadaki olay, bilmeyerek bile olsa, krala ya da onunla ilgili bir eye
dokunmann dourduu korkun etkiyi gsterir. Yeni Zelanda'da yksek
konumlu ve ok kutsal saylan bir kral, naslsa, yemeinin artklarn bir yolun
kysnda brakm. Yoldan geen gen ve salkl bir kle bu artklar grerek
yemee balam; fakat daha bitirmeye vakit kalmadan korkun bir tayf
kendisine bakann yemeini yemekte olduunu bildirmi. Adamcaz gl ve
cesur bir sava olduu halde, bunu iitir iitmez yere ylm ve korkun
rpntlar iinde kvranmaya balam ve ertesi gn gnein batmasna doru
bu yzden lm (24). Maorili bir kadn bir meyvay yedikten sonra onun tabulu
bir yerden geldiini renmi. Bu davranyla bakann ruhunu rahatsz etmi
olduundan arplacan dnerek alamaya balam. Bu olay leden sonra
olmutu. Ertesi gn saat on ikide kadn lmt (25). Maori bakannn
akma bir keresinde birok insann yaamna mal olmutu. Bakan akma
yitirmi, onu bulanlar da ubuklarn yakmak iin kullanmlard. Fakat
akman kimin olduunu renince hepsi de korkudan lm (26).
Bakan ve rahip gibi tehlikeli kiileri, bakalaryla iliki kurmasn nleyecek
duvarlarla evirerek ayrma gereksiniminin duyulmas alacak bir ey deildir.
Aslnda tabu kurallarndan kan bu engellerin, bugn saray treni biiminde
hl yaamakta olduunu gryoruz.
Fakat bakanlara kar konan bu tabunun byk bir ksmnn kkeni, onlardan
korunma gereksinimine dayandrlamaz. Ayrcalkl kimselere kar alnan baka
bir tavr da, bu kimseleri kar karya bulunduklar tehlikelere kar koruma
gereksinimidir.Bu durumda, tabunun olumasnda ve dolaysyla saray etiketinin
kkeninde bunun da ayr bir pay vardr.
Kral herhangi olas bir tehlikeden koruma zorunluluu, krallarn uyruklarnn
mutluluk ve ykmlar ynnden sahip olduu byk nemden doar. Daha zel
bir deyimle, hkmdar dnyann gidiini dzenleyen bir kiidir; yalnzca
topran meyvalarn byten yamur ya da gne iin deil, kylarna gemileri
getiren rzgrdan ya da ayaklarnn bast topraktan tr bile ulusu ona kran
doludur (27). Bu ilkel krallar, tanrlar kadar byk bir gc ve mutluluk verme
yeteneini tar; kukusuz, uygarln daha sonraki evrelerinde ancak en kle
ruhlu uluslar, hkmdarlarna bunlara benzer nitelikler verme derecesinde
ikiyzllk gstermitir.
Bu kadar yetkin bir gce sahip olan kiilerin, kendilerini tehdit eden
tehlikelerden korunmak iin bu kadar ok zene gereksinimi olmas apak bir
kartlk gibi grnr; fakat ilkellerin krallara kar davranlarnda ortaya kan
tek kartlk yalnzca bu deildir. Bu insanlar krallarn kendi ellerinde olan
gleri iyi kullanp kullanmadklarn denetlemeyi zorunlu sayar; onlarn iyi
niyetlerinden ve vicdanlarndan asla emin deildirler.
Krallar iin olan bu tabu kurallarnn kaynanda bir gvensizlik vardr. Frazer
yle der (28) "lk krallklar, halkn yalnzca hkmdar iin yaadn kabul
eden bir ynetim biimi deildi. Aksine, onlarda hkmdar yalnzca uyruklar
iindir; onun yaam, ancak doann gidiini halkn karlarna uygun olarak
ynettike, konumunun gerektirdii grevleri yaptka deerlidir. Bunu
yapmaktan aciz oldu mu, ona kar o zamana kadar gstermekte olduklar zen,
ballk, dinsel sayg kesilir, nefret ve aalamaya dnr, kral utan verici bir
biimde yerinden kovulur; cann kurtararak kaabilirse kretsin. Bir gn tanr
diye tapnlan adam, ertesi gn bir sulu gibi ldrlebilir. Fakat halkn bu
deien tavrnda bir kapris ya da tutarszlk yoktur. Aksine, davranlar tmyle
tutarldr. Eer krallar onlarn tanrs ise, onlarn koruyucusu da olmaldr. Oysa
onlar korumazsa, yerini bunu yapacak birine brakmas gerekir. Fakat onlarn
gereksinimlerini karlad srece ona kar gsterdikleri zenin sonu yoktur.
Bu trden bir kral, birok yasa ve trenle rl tren etiketlerinden kurulu bir
itin iinde yaar. Bunun amac ona grkem salamak anlamna deil, doann
uyumunu bozma yoluyla kendisini, halkn ve btn dnyay genel bir knt
iine drebilecek bir davrannn nne geme anlamna gelir. Bu tren onun
rahatln artrmaktan ok, her davrannn nne bir olta koyarak onun
devinimlerini kstlar ve hatta korunmas halkn amac olan yaamn kendisine
bir yk ve ac kayna durumuna getirir."
Tabu treniyle kutsal bir bakan zincir altna almann ve alkoymann en gz
kamatran rneklerine, ilk yzyllarda olduu gibi, Japon Mikadosu'nun gnlk
yaamndaki detlerde varlmtr. ki yzyl nceyle ilgili bir betimleme (29)
bunu yle anlatyor: "Mikado ayaklaryla yere basmay grkem ve kutsallna
zarar verecek bir ey sayar; bu yzden bir yere gitmek istedii zaman, oraya
ancak adamlarn omuzunda tanabilir. Kutsal bedenini ak havaya
gstermesinden ac duyarlar, gne onun ba zerinde parlayacak kadar deerli
saylmaz. Bedeninin btn paralarna o kadar kutsallk yklenmitir ki, san,
sakaln ve trnaklarn bile kesemez. Bununla birlikte ok pis olmamas iin de,
geceleyin uyurken onu temizleyebilirler; nk byle zamanda bedeninden
alnan eylerin ondan alnm olduunu ve byle bir hrszln onun grkem ve
kutsalln bozmayacan sylerler. Eski zamanlarda, her sabah banda
imparatorluk tac bulunduu halde tahtnn zerine oturmas gerekirdi; fakat taht
zerinde ellerini, ayaklarn, ban ya da gzlerini ve bedeninin hibir parasn
kmldatmakszn put gibi oturmak zorundayd; nk bu biimde imparatorluu
iinde dirlik ve bar salayabileceine inanlr. Tanr gstermesin, eer bir
yana dnse ya da imparatorluunun herhangi bir ksmna biraz olsun baksa
sava, alk, yangn ya da ok uursuz bir eyin lkeyi harap etmek zere
olduunu anlarlard.''
Barbar krallarn bal olduklar tabularn bazlar, katillerin bal tutulduu
kaytlar anmsatr. Dou Amerika'da Aa Gine'de Padron Burnu'nda Shak
Point'te Kukulu ad verilen rahip-kral bir ormanda yalnz bana yaar. Kadna
dokunmas ya da evinde oturmas yasaktr, hatta sandalyesinden kalkamaz bile;
bu sandalyenin stnde, oturur durumda uyumak zorundadr. Eer yatacak
olursa rzgr kesilir, gemiler denizde hareket edemez. Onun grevi frtnalar
buyruu altna almak ve genellikle havann tam ve salkl olmasn salamaktr
(30). Bastian yle der: "Bir kral ne kadar gl olursa o kadar ok tabuya
boyunemelidir. Tahtnn aday da ocukluundan balayarak ayn tabularla
baldr; daha byrken bile onun evresinde tabular birikmeye balar ve tahta
kmasyla birlikte bu tabularn altnda adeta boulur".
Hkmdarla rahibin konumlarna yapk olan bu tabular hakkndaki rnekleri
oaltmaya ne yerimiz, ne amacmz uygundur. Yalnzca, devinme ve yemek
yeme zgrl zerine konan snrlamalarn bunlar arasnda balca rol
oynadn ekleyelim. Fakat uygar uluslardan ve ok daha yksek bir ekin
dzeyinden alnan tabu trenine ilgili iki rnek, bu ayrcalkl kiilerle ortakln
eski detleri ne dereceye kadar korumaya altn bize gsterir.
Roma'da Juppiter'in byk rahibi Flaman Diabis alacak kadar ok tabu
kuralna balyd. Ata binemez; bakamaz; silahl bir adama bakamaz; krlmam
bir yzk takamaz; giysilerinde bir dm yapamaz; buday ununa ya da
hamura dokunamaz; keinin, kpein, i etin, bakla ve sarman adn
anamaz; salarn ancak zgr bir adam , o da yalnzca bronz bir bakla
kesebilir, sa ve trnak paralar tekin bir aacn altna gmlr; lye
dokunamaz, dar ancak ba ak kabilirdi ve bunun gibi daha birok yasak
altndayd. Kars Flaminica'nn da ayr yasaklar vard: Baz merdivenlerde
basamaktan yukar kamaz ve baz bayramlarda salarn tarayamazd;
ayakkablarnn derisi doal bir lmle len hayvan derisinden olamaz, ancak
ldrlm ya da kurban edilmi hayvann derisinden olabilirdi; gk
grltsn iittii zaman bir kefaret kurban kesinceye kadar kirli olurdu (31).
rlanda'nn eski krallar bir sr garip kurallar altndayd, bunlara boyunemenin
yurda mutluluk getirdii, ememenin ise ktln her trlsne neden olduu
sanlrd. Bu tabulara ilikin bilgiler, en eski yazmalar 1390 ile 1418 arasnda
bulunan Book of Knights adl bir kitaptadr. Bu yasaklar ok ayrntldr ve ayr
yer ve zamanlarda baz etkinlikleri ierir. rnein kral haftann belirli bir
gnnde baz kentlerde duramaz, u ya da bu saatte unun ya da bunun stnden
geemez, belirli bir ovada tam dokuz gn adr kuramaz, vb. (32).
Birok vahi budun arasnda rahip-krallarn zerine konan tabu kurallarnn
iddeti zellikle bizim grmze gre ok nemli olan tarihsel sonular
yaratmtr. Rahip-kral olma onuru bu yzden istenilmeyen bir ey olmutur; bu
yere geme sras kendisinde olan birok kimse bundan kamak iin her trl
yola bavururdu. rnein Kombodscha'da ate ve su kralnn yerine geecek
olan bu oruna getirmek iin zorlamak gerekirdi. Pasifik Okyanusu'nda bir
mercan adas olan Niue ve Savage Adas'nda krallk ortadan kalkmt; nk bu
sorumluluk gerektiren ve tehlikeli grevi stne almaya istekli kimse
kmamt. Bat Afrika'nn baz yerlerinde kraln lmnden sonra yerine
geecek adam kararlatrmak iin bir kurultay toplanr. zerinde karar klnan
adam derhal yakalanr, balanr ve taht kabul edeceini ilan edinceye kadar
feti evine kapatlr. Bazen tasarlanan ardl bu onurdan kamann yolunu ve
aresini bulur; hatta bir bakann zorla tahta oturtulma tehlikesine kar kendini
savunmak iin geceli gndzl silahl dolat aktarlmaktadr (33). Sierra
Leone zencileri arasnda krallk onurunu kabule kar o kadar byk bir diren
vardr ki birok boy, krallarn yabanclar arasndan semek zorunda kalr.
Frazer bu durumlarn nedenini, tarihin gelimesinde ilk rahip-kralln bir
ruhani, bir de cismani gce ayrlmasnda bulur. Kutsallklarnn yk altnda
ezilen krallar, gleri gerek eya zerinde etkili olamayacak duruma
geldiinden, bu ii aa ama krallk grkeminin onurlarndan vazgemeye
istekli kiilere brakmaktadrlar. te cismani hkmdarlk bu biimde ortaya
kmakta, artk uygulamada bir nemi kalmayan ruhani hkmdarlk ise eski
tabu krallara kalmaktadr. Bu varsaymn ne dereceye kadar salam olduunu
eski Japonya'nn tarihi bize pek iyi gstermektedir.
lkel insanlarla hkmdarlar arasndaki ilikilere ilikin olarak aktardmz bu
bilgilerden psikanalitik anlaya ilerlememizin zor olmayacan umabiliriz. Bu
ilikiler son derece karktr ve kartlklarla doludur. Hkmdarlara byk
ayrcalklar verilmekte, fakat baka alanlarda onlarn karsna bu ayrcalklar
hie indirecek tabu yasaklar kmaktadr. Bu insanlar ayrcalkl kiilerdir,
tabularn dnda her istediklerini yapabilirler. Fakat bu zgrle karlk
herkese zarar olmayan baka tabularn basks altndadrlar. Bylece burada ilk
kartlk, hatta tutarszlkla karlayoruz: Bir yanda snrsz bir zgrlk, dier
yanda snrsz bir bask ayn insana uygulanmaktadr. Kendilerine ok yksek
byl gler verilmekte, onun iin onlarla ya da onlarla ilgili eylerle ilikiden
korkulmaktadr; oysa dier yandan bu ilikilerden en yararl sonular
beklenmektedir. Bu da ikinci ve ak bir tutarszlk olarak grnmektedir; ancak
bunun yalnzca bir grn olduunu anlam bulunmaktayz. Kraln kendisinin
iyi niyetle kurduu iliki koruyucu ve ifa vericidir; ancak sradan bir adam
krala ya da onunla ilgili eyaya dokunduu zaman bu iliki tehlikeli olmaktadr,
bunun da nedeni, bu dokunmann saldrganlk eilimlerini anmsatmas
olasldr. Bunun kadar kolay zlmeyen dier bir tutarszlk, hkmdarda
doast byk bir g varsayld halde, bu gc yetmezmi gibi kendisini
tehdit eden tehlikelere kar onu korumaya almalardr. Kralla uyruklar
arasndaki ilikide karlalan dier bir glk, hkmdarn bu byk gcn,
kendi kendini korumak iin kullanacandan emin olmadklar gibi uyruklarnn
karlarn koruma yolunda kullanacana da gvenememelerinden kmaktadr.
Onun iin hkmdara gvenilmemekte, onun gz hapsine ve denetim altna
alnmas gerekmektedir. Kraln yaamnn bal olduu tabu etiketi hem kraln
zerinde bir vesayet kurmaya, hem onu tehlikelerden korumaya, hem de onun
uyruklarna getirecei tehlikeden uyruklarn korumaya yarar.
lkel insanlarn hkmdarlaryla olan bu karlkl ve kartlk ieren ilikisi
bizce yle aklanabilir: Hkmdarlara kar bulunulan davranta, gerek bo
inanlar, gerekse baka nedenlerle birbirinden farkl eilimler kendini
gstermekte ve bunlarn her biri dierinden bamsz olarak en ar biimine
kadar gitmektedir. Bunun sonucunda, sorun yalnzca bir din sorunu ya da
yalnzca bir "ballk'' sorunu olarak kald srece ortaya yle tutarszlklar
kmaktadr ki bunlar iine sindirmekte ilkel insan uygar insandan hi de daha
ileri gitmi olmamaktadr.
Bu aklama buraya kadar gzel; fakat psikanalitik teknik sorunun daha
derinlerine girmemizi ve birbirinden ayr eilimlerin ierii hakknda bir ey
eklememizi mmkn klyor. Anlan rnekleri, nevroz belirtileri varsayar ve
psikanalize uygularsak, tabu treninin dibinde bulduumuz korkulu zntlerin
iddeti derhal gzmze arpacaktr.
Bu kadar ar bir efkat, nevrozlarda ve zellikle karlatrma iin ele aldmz
zorlanma nevrozlarnda ok yaygn olarak grlr. Bu efkatin kaynan imdi
tmyle anlamaktayz. Egemen olan sevgi duygularnn yannda, ona kart ama
bilin d olan bir nefret duygusu da vardr. Yani bu, tipik bir ift deerli
duygunun oluturduu bir eydir. Bu nefret duygusu, efkat duygusunun stn
gelmesiyle bastrlmakta ve znt biiminde anlatlmaktadr; byle olmasayd,
kart duygu bilin d bir durumda baskda tutmaktan ibaret olan grevini
yapamayacandan, zorlayc bir grn kazanmaktadr. Her psikanalist son
derece acl ve tutkulu olan bu efkat duygusunun (rnein anneyle ocuk
arasnda ya da birbirini seven evli iftler arasnda olduu gibi) en umulmaz
durumlarda bile hep abartl bir zntye dntn bilir. Ayrcalkl kiilerle
olan ilikilerde de, duygularn bu kart iftelii gr sayesinde, halkn onlara
verdii btn konumlara, btn tanrlatrmalara karn bilin dnda youn bir
nefret eilimini yaamakta olduu grlr, yani kart duygululuk durumu ayn
derecede burada da geerlidir. Kral baskda tutan tabularn kayna olan
gvensizlik duygusu, ayn bilinsiz nefretin dier bir grnmdr. Gerekten
de bu atmann yaratt sonular farkl uluslarda o kadar eitlidir ki, bu
nefretin varln bize kolayca bulduracak rnekleri bol bol elde edebiliyoruz.
Frazer'den (34), Sierra Leone'nin vahi Timmolarnn, setikleri kral ta giyme
gnnn gecesi dvme hakkna sahip olduunu reniyoruz. Ve bu anayasal
haklarn o kadar eksiksiz biimde yerine getirmektedirler ki, zavall hkmdar
ou kez tahta getikten sonra uzun sre yaayamamaktadr. Bu yzden lkenin
ileri gelenleri, kin besledikleri kimselerin seilmesini bir yasa haline getirmitir.
Byle olduu halde, bu kadar ak durumlarda bile, kin duygusu aa vurulmaz,
sanki bir trenmi gibi gsterilir.
lkel insanlarn hkmdarlarna kar aldklar tavrda grdmz baka bir
zellik, ruh hastalklarnda her zaman grlen ve "itisafi mni" adn verdiimiz
rahatszla dnen baka bir mekanizmada grlmektedir. Bu rahatszla
yakalananlar hep belirli bir kiinin nemini son derecede bytrler. Hasta,
bana gelen her ykmn sorumluluunu kolayca ona yklemek iin, o kiinin
gcn eriilmeyecek derecelere ykseltir. Gerekte vahilerin de
hkmdarlarna yamura, gnee, rzgrlara egemen olma gcn ykledikten
sonra, iyi bir av ya da olgun bir rn bekledikleri halde doann kendilerini
aldattn grnce hkmdar tahtndan indirerek ya da ldrerek hnlarn
aldklar zaman yaptklar, bundan farkl bir ey deildir. Paronayallarn "itisafi
mni"lerinde kurduklar kiinin prototipinin, ocuk-baba ilikisinde bulunduu
grlmtr. Oulun imgesinde babada hep byle kesin bir g olduu
varsaylr. Babaya kar beslenen gvensizlik, yine ona kar gsterilen yksek
bir saygyla sk skya baldr. Paranoyak da kendisine kar kyclk yaptna
inand kimsenin yaptklarn sylerken, onu babasnn dzeyine ykseltir, onu
bana gelen btn ansszlklarn nedeni olabilecek bir konuma getirir. Bu yolla
ilkelle nevrozlu arasndaki bu ikinci benzerlik bize ilkelin hkmdarna kar
tavrnn, ocuun babasna kar tavrna ne kadar benzediini gstermektedir.
Fakat tabu yasaklarn nevroz belirtileriyle karlatrmaya dayanan kurammzn
en gl kantlarn, hkmdarlk kurumunda ok byk nemini gstermi
olduumuz tabu trenlerinin kendisinde buluruz. Tabu trenlerinin yaratt
sonularn aslnda gtt sonular olduunu kabul edersek, bu trenlerin her
zaman ifte anlam olduunu ve kkeninde "ift deerli" eilimler bulunduunu
grrz. Bu trenler yalnzca krallar bakalarndan ayrmakla ve onlar sradan
lmllerin zerine ykseltmekle kalmaz, ayn zamanda onlarn yaamn bir
ikenceye, dayanlamaz bir yke dntrr, onlar uyruklarnnkinden ok daha
kt olan bir tutsaklk iine srkler. yleyse bu, nevrozlarda grdmz
durumun tam karldr. Nevrozlarda bilin dna itilen itepiyle onu iten
itepinin ikisi de karlkl olarak birlikte doyurulur. Nevrozdaki zorlanmal
davran, yasak olan edime kar szde bir korunma edimidir, oysa gerekte o
yasaklanm olan edimin kendisinin bir yinelenmesidir. "Szde" szc bilinli
ruh yaamna, "gerekte" deyii ise bilin d yaama denk der. Bylece
krallarn tabu trenleri de, grnrde onlara gsterilen en yksek saygnn ve
onu koruma yollarnn bir anlatmdr; fakat gerekte onu ykseltmelerinin
cezas, uyruklarn ondan ald tr. Cervantes'in Sancho Panza'y bir adaya
vali yaparak orada bandan geirdii olaylara baklrsa, saray terifatnn bu
biimde yorumlanmasnn doru yorum biimi olduunu Cervantes'in anlad
grlr. Bugnk krallarn ve hkmdarlarn iinden geenleri syletmek
elimizde olsayd, belki onlar da bunu onaylard.
Hkmdarlara kar alnan duygusal tavrn niin byle gl bilin d bir kin
pay tad sorunu, bu kitabn alann aan, ok ilgi ekici bir sorundur.
imdiye dein ocuun baba kompleksine iaret etmitik; buna, kralln ilk
tarihinin incelenmesinin, bize bu sorun hakknda kesin bir yant verebileceini
de ekleyelim. Frazer olduka dikkate deer bir kuram ileri srer: "lk krallar
yabanclard, bunlar ksa bir hkmdarlktan sonra, tanrln temsilcisi olarak
grkemli lenlerde kurban edilmeye mahkmdu." Fakat Frazer'in kendisi
olaylarn tmyle kandrc bulmamaktadr (35). Kralln bu ilkel tarihinin
yanksn Hristiyanln mitoslarnda bulabiliriz.
(C) ller Tabusu
llerin yaayanlar zerinde egemen olduklarna inanldn biliyoruz. Fakat
llerin ayn zamanda dman sayldn sylersek buna aarsnz..
Birok ilkel insan arasnda ller tabusunun (daha nce yaptmz gibi
bulaclk benzetmemizi korursak) zel bir iddet gsterdiini syleyebiliriz.
Bunu lye dokunmann dourduu sonularda, bir de l iin yas tutanlara
kar davranta grrz. Maoriler arasnda bir cesede dokunmu ya da
gmlmesine katlm olan bir kimse olaanst kirli olur ve btn
arkadalaryla hemen hemen her trl ilikisi kesilir; deta ona kar boykot
yaplr. Bir eve girecek olursa, insanlara ya da eyaya yanaacak olursa, kendi
kirliliini bakalarna bulatrm olur. Hatta kendi yemeine ok kirli olan
eliyle dokunamaz. Yemei yere konur, onu ellerini arkasna alarak dudaklaryla
ve dileriyle yemekten baka aresi yoktur. Bazen yemeini baka biri yedirir ve
bu anssz adama dokunmamak iin kollar darya doru gerilmi durumda ona
yardm eder; ve bu yardmcya da hemen hemen ayn bask ve yasaklar
uygulanr. Hemen hemen her toplumda dlanm, saygnl olmayan, kimsesiz
ve ancak halkn sadakasyla yoksul yaamlarn srdrebilen kimseler bulunur.
te ancak bu gibi kimseler lme son grevini yapm olanlara bir kol
uzunluunda yaklamaya yetkilidir. Bu yaltlma dnemi geer gemez ve
cesede dokunarak kirlenen bu kii yeniden arkadalar arasna karr karmaz,
tehlikeli dnem srasnda kulland btn kaplar atlr.
lnn cesedine dokunmayla ilgili tabular Polinezya'da, Melanezya'da ve
Afrika'nn bir ksmnda ayndr; en deimez yan yiyeceklere dokunma yasa
ve bakas tarafndan yedirilme zorunluluudur. Polinezya'da ya da belki de
yalnzca Hawai'de (36) rahip-krallarn da kutsal grevlerini yaparken ayn
yasaklara uymak zorunda olmas dikkate deer bir eydir. Tonga Adas'ndaki
l tabusunda, yasan sresi ve iddeti bireyin dokunduu lnn tabusunda
gizli olan gce gre deiir. lm bir bakann cesedine dokunmu olan bir
kimse on ay boyunca kirli saylr; fakat bu adamn kendisi bakansa lnn
dzeyine gre ancak , drt ya da be ay boyunca kirli saylr; eer ceset
tanrlatrlm bir st bakann cesediyse en byk bakanlar bile on ay tabu
olurlar. Bu ilkeller o kadar kaba sofudurlar ki, bu tabu kurallarn bozan bir
adam iddetle hastalanp lr ve bir gzlemcinin dncesine gre hibir zaman
bunun aksine inanmak istemezler (37).
lnn cesediyle maddi anlamda deilse bile dolayl olarak bir ilikisi olduuna
inanlan dul kadn ya da erkek gibi yasl akrabalarn durumu da temel olarak
yukarda anlattklarmz gibidir; fakat bunlara bizim amzdan ok daha byk
bir ilgi gsterilmeye deer. imdiye dein anlattmz kurallarda yalnzca
tabunun iddetinin ve yaylma gcnn tipik anlatmn grmekteyiz; imdi
vereceimiz rneklerdeyse, tabunun hem grnteki rgelerini, hem de temel
ve gerek rgelerini grebileceiz.
ngiliz Kolombiyas'nda Shuswap'da dul kalan kadn ve erkekler yas dnemleri
srasnda yaltlm olarak kalmak zorundadr; balarna ya da vcutlarna
ellerini dokunduramazlar, onlarn kulland eyay kimse kullanamaz. Avclar,
iinde byle bir yaslnn bulunduu bir kulbeye yaklamaz; nk bu,
kendisine uursuzluk getirir; eer yasllardan birinin glgesi onun zerine
derse, kesinlikle hasta olur. Yasllar dikenli allar stnde uyur. Yataklar da
dikenli allarla evrilidir. Bunun nedeni lnn ruhunun ieriye girmesine
engel olmaktr. Kuzey Amerika boylarnda dul kadnn, kocas ldkten sonra
lnn ruhunun yaklamasna engel olmak iin kuru otlardan yaplm bir tr
pantolon giymek zorunda olma deti de anlamldr. Bu rneklerde, benzetme
anlamndaki dokunmann da tpk cesede dokunma gibi sayld aka
grlmektedir; nk lnn ruhu akrabasndan ayrlmamakta, yas dnemi
boyunca onlarn "evresinde dolamaktan" vazgememektedir.
Filipin Adalarndan biri olan Palawan Adas'nda yaayan Agutainolar arasnda,
dul kalan kadn, kocas ldkten sonra, ilk yedi ya da sekiz gn kulbesinden
dar kamaz; ancak kimseyle karlamas olasl olmayan bir zamanda, yani
geceleyin dar kabilir. Eer onu birisi grrse, gren adam derhal lm
tehlikesi altnda kalr. Onun iin bakalarnn kendisine yanamasna engel
olmak iin her admnda elindeki bir denekle allara vurarak yrr. Dier bir
gzlem de, bize dullarn tehlikeliliini gstermektedir. ngiliz Yeni Ginesi'ndeki
Mekeo evresinde dul bir erkek btn yurttalk haklarndan yoksun kalr ve bir
sre deta srgn gibi yaar. Topra ekemez. Halk iine kamaz, kye
giremez, sokaklarda dolaamaz. Adeta vahi bir hayvan gibi, yksek otlar ve
allklar arasna kaar. zellikle de yaklamakta olan bir kadn grrse, koyu
allar arasnda saklanmak zorundadr. Bu olay, dul kadn ya da erkekteki
tehlikenin, batan karma tehlikesinden doan bir ey olduunu gstermeye
yarar. Karsn yitirmi olan bir adam, karsnn yerine baka bir kadn koyma
isteinden korunmak zorundadr; dul kadn da istee kar koymaldr. Kocasz
kald iin baka bir erkee kar istek duyabilir. Oysa yerine geirme yoluyla
isteklerin doyurulmas, yas tutmada gzetilen eree uymaz ve lnn ruhunun
fkelenmesine yol aar. (38)
lkel insanlar arasnda yas tabusu detlerinin en artc ve ayn zamanda en
retici olan bir dieri, lmn adn anma yasadr. Bu yasak ok yaygndr
ve nemli sonular olan birok klk deitirmeye uramtr.
Tabu detlerini bize en iyi durumuyla korunmu olarak gsteren
Avustralyallardan ve Polinezyallardan baka, bu yasa ayn zamanda Sibirya
Samoyetleri, Gney Hindistan Todalar, Tataristan Moollar ve Sahra
Tuaregleri, Japonya Ainolar, Orta Afrika Akamba ve Nandileri, Filipin
Tinguaneleri Nikobar ve Madagaskar Adalar ve Borneo gibi birbirinden ok
ayr ve uzak olan yerlerin halklarnda grmekteyiz. (39) Bu budunlarn bazlar
arasnda bu yasak ve yasan dourduu sonular yalnzca yas dnemi srasnda
geerlidir, oysa dierlerinde srekli olarak kalr; fakat hepsinde de lmden
sonra geen zamann oalmasyla azalr.
lmn adndan saknmaya, kural olarak son derece iddetle uyulur. rnein
Gney Amerika yerlileri arasnda, lmn adn, yaayanlarn huzurunda
anmak en korkun tecavz saylr ve cezas kendini asmaktan daha hafif
deildir. (40)
lk bakta bir adn sylenmesinin niin bu kadar yasak olduunu kestirmek
kolay deildir; fakat onun birlikte getirdii tehlikeler bundan saknmay
gerektirecek birok ilgin ve nemli nlem yaratmtr. Bunun iin Afrika'da
Masailer lnn adn, lr lmez deitirerek bu tehlikeden kurtulmann
hilesini bulmutur; o zaman lnn yeni ad hi korkmakszn sylenebilir ve
bundan sonra yasaklar eski adn zerinde kalr. Ruhun bu yeni ad
bilemeyeceine ve onu bulamayacana inanlr. Adelaide ve Encounter
Krfezi'ndeki Avustralya yerlileri o kadar tutarl bir biimde dikkatlidir ki, bir
lm olmas durumunda ayn ad ya da ona benzer bir ad tayan hemen herkes
adn deitirir. Bazan, Viktoria ve Kuzey Amerika'daki birok boyda grld
gibi, bu yolda daha da ileri gidilerek lnn btn akrabalar, adlar lnn
adna ses bakmndan benzemese bile, kendi adlarn deitirir. Paraguay'da
Guaycurular arasnda bu gibi lm durumlarnda bakan, boyun btn yelerine
yeni adlar takar ve onlar da sanki eskiden beri bu adlarla anlrlarm gibi
davranrlar (41).
Hatta eer lnn ad bir hayvann ya da eyann adna benziyorsa, az nce
anlan baz boylar bu hayvanlara ya da eyaya yeni adlar takmak zorunda kalr,
bylece bunlarn adn sylerken lnn adn anm olmann nne geerler. Bu
yzden misyonerlere birok glk karan ve kullanlan dilin hi durmadan
deimesi gibi bir sonuca varlmaktadr, zellikle bir ad zerine konan yasan
srekli olduu yerlerde bu daha da oktur. Misyoner Dobrizhofer'in Paraguay'da
Abiponlar arasnda geirdii yedi yl iinde Gney Amerika'nn Jaguar
kaplannn ad kez deimi ve kertenkele, diken ve hayvan boazlamann
adlarnn bana da ayn ey gelmitir (42).
lm biriyle ilgili olan bir ad anma korkusu, lm adamla bir ilgisi olan her
eyin adnn anlmasna dein etkisini gstermektedir. Bu detin daha nemli bir
sonucu da, bu boylarn geleneklerinin ya da tarihsel anlarnn olmamasna yol
amas ve bu yolla onlarn gemiteki tarihlerini incelemeyi bir hayli
gletirmesidir. Bu ilkel insanlarn bir ksmnda ayn zamanda, uzun bir yas
dneminden sonra llerin adn yeniden canlandrmak iin birtakm dn
detleri vardr; bu adlar lnn dirilmii saylan ocuklara verilmektedir.
lkellerin kendi adlarna, kiinin temel bir paras ve nemli bir mal gibi
baktn ve eyann btn anlamn szcklere yklediini dnrsek, bu ad
tabusunun gariplii azalr. Baka bir yaptmda gsterdiim gibi, bizim
ocuklarmz da ayn eyi yapmaktalar ve bunun iin de szck benzerliklerinin
bir anlam olmayacan anlayamyorlar, iki ey ayn ad tad takdirde bu iki
ey arasnda tam bir karlkllk olmas gerektiinde diretiyorlar. Hatta uygar
erginlerin birok durumda ald tavr incelersek, onlarn bile zel adlara bir
deer vermekle ve adlarnn kendi kiilikleriyle bir olduunu sanmakla ayn eyi
yaptn grrz. Bilin d yaamda birok kez adlarn nemini gsteren
psikanalitik deneyimler de bunu pekitirmektedir. (43)
Zorlanma nevrozlular da adlara kar tpk ilkeller gibi davranr. Baz adlarn
sylenmesine ya da iitilmesine kar (dier nevrozlularn yapt gibi) ayn
duyarllk kompleksini gsterir ve kendi adlarna kar alnan tavrdan birok ve
ounlukla ciddi yasaklamalar karrlar. Bu tabu hastalarndan tandm bir
kadn, kendi adnn baka birisinin eline gemesiyle kendi kiiliinin
alnacandan korktuu iin adn yazmaktan saknyordu. Dleminin
heveslerinden kendini korumak iin gerekli grd bu lgnca ballk, ona
kiiliinden hibir ey kaptrmamasn buyuruyordu. nceleri ad, kiiliinin bir
parasyd, sonra el yazsn kiiliinin bir paras sayarak sonunda yaz yazmay
bile brakmt.
Bu yolla ilkellerin, lm bir adamn adn onun kiiliinin bir paras saymas
ve onun da lm kimsenin baml olduu tabuya tutulmas bize artk garip
grnmez. lm bir adam adyla armak, ayn zamanda onunla iliki
durumunda olmak da demektir; yleyse daha genel bir anlatmyla, lyle
ilikinin niin bu kadar iddetli bir tabuyla karlat sorusuna geliyoruz.
En yakn neden, zellikle lmden hemen sonra cesette grlen deiiklikler
gz nnde tutulursa, lnn verdii doal korku olabilir Fakat ceset korkusu,
tabu kurallarnn btn ayrntlarn aklamamaktadr; yas bize lnn adn
anmann geride kalanlara kar niin iddetli bir tecavz sayldn asla
aklayamaz. Aksine, yas tutmak, lm kimseyle zihnen uramay, onun
ansn saklamay ve onu olabildiince uzun sre anmsamay gerektirir.
Tabu detlerinin zelliklerinin nedeni yastan baka bir ey, aka baka bir
amaca yarayan bir ey olsa gerek. Adlar zerindeki tabu, imdiye kadar
bilmediimiz bu gizli nedeni ortaya karmaktadr; eer detler bunun zerine
bize bir ey sylemiyorsa, onu yas tutan ilkellerin kendi anlatmlarnda
bulabileceiz.
nk ilkeller lm kimsenin ruhunun geri gelmesinden korktuklarn
gizleyememekte, bundan kendilerini koruyacak, onu uzaklatracak birok tren
yapmaktadrlar. (44) Onun adnn anlmas lnn derhal gelmesiyle
sonulanacak bir ykm saylmaktadr. (45) Bunun iin son derece doal olarak
l bir kimseyi ktlk etmeye kkrtmaktan ve uyandrmaktan
ekinmektedirler. lnn ruhu kendilerini tanmasn diye adlarn baka biime
sokmakta (46), ya onun adn ya da kendi adlarn deitirmekte, acmasz bir
yabanc lnn adn akrabalarnn huzurunda and zaman bu davran lnn
ruhunu armak demek olduundan, son derecede kzmaktadrlar. Wundt'un
anlatmna gre, onun "imdi bir eytan olan ruhu"ndan korktuklar sonucuna
varmaktan kendimizi alamyoruz (47).
Bununla, grlyor ki, tabunun ieriini eytan korkusunda gren Wundt'un
anlayna yaklayoruz.
Bu kurama gre, lmden sonra bir ailenin sevgili bir bireyi derhal bir eytan
olmaktadr. Yaayan akrabalar bu eytandan ktlkten baka bir ey
bekleyemez, onun iin ruhun kt isteklerine kar her areye bavurarak
kendilerini korumak zorunda kalmaktadrlar. Bu gr ilk anda inanmak
istemeyeceimiz kadar gariptir. Bununla birlikte btn uzmanlar bu grte
birlemektedir.
Kanmca tabuya pek az nem vermi olan Westermarck (48) yle der: "Btn
olgular beni llerin dost olmaktan ok genellikle dman sayld sonucuna
gtryor. Prof. Jevons ve Mr. Grant Allen'in ilkellerin inanlarnda llerin
kendi ocuklarna ve kalandalarna iyilik ettiini, buna kar ktlklerinin
daha ok yabanclara evrilmi olduunu savlamalar yanltr."
R. Kleinpaul, yazd ok esinleyici kitapta, yaayanla l arasndaki ilikiyi
gstermek iin uygar uluslar arasndaki ruh inancnn artklarn kullanmaktadr.
(49) Yine ona gre, bu iliki, insan kanna susayan lnn, canllar kendine
ekmek istemesi kansnda kendini gstermektedir. lmn gerek biiminin
simgesi olan iskelet, lmn kendisinin lm bir adamdan baka bir ey
olmadn gsterir. Canllar, llerle kendi aralarna bir su paras koymadka
kendilerini llerin izlemesinden korunuyor saymazlar. te llerin adalara
gmlmesini yelemenin ya da onlar bir rman te yakasna gtrmenin
nedeni budur: "Burada" ve "tede" anlatmlar da bu biimde ortaya kmtr.
Daha sonraki deimelerle lnn ktlk yapma dncesinde de deiiklikler
olmu, ktcl bir ruh biiminde katilin peinden ayrlmayan ldrlmlerde
ve dnya zevklerini tatmadan len gelinlerde olduu gibi, garip bir kin duyma
hakk llere verilmitir. Kleinpaul'e gre, balangta ller hortlak (vampire)
idiler; bunlar canllara kar kt niyetler tar, onlara ktlk etmeye ve onlar
ldrmeye alrlard. Kt ruh kavramn ilk hazrlayan ceset olmutur.
En ok sevdiimiz insanlarn ldkten sonra eytan olduu varsaym, bizi
aka bir soru sormaya yneltmektedir. Sevilen lye kar byle bir duygu
deiikliine ilkelleri srkleyen neydi? Onlardan niin eytan karyorlard?
Westermarck'a gre, bu sorunun yant kolaydr (50): "lmn insann
dalabilecei suskunluklarn en kts olmas ynnden, llerin bu sonlarndan
dolay doyumsuz kaldna inanlr. lkellerin inanna gre lm, ister zorla,
ister byyle olsun, ancak ldrlme yoluyla gerekleir ve bunu ruhun
incinmesi ve kin gtmesi iin yeterli bir neden sayarlar. ok doal olarak l
canllar kskanr ve eski akrabalaryla birlikte olmak ister; bu durumda, ruhun
onlarla birlemek iin onlar hastalklarla ldrmeye alacan anlayabiliriz..."
"...Ruhlara yklenen ktln dier bir aklamas da, llerden korkma
igdsdr ve bu da lmden korkmann bir sonucudur."
Bizim psikanaliz hastalklar zerine incelemelerimiz, Westermarck'nkini de
iine alan daha geni bir aklama verebilir.
Bir kadn kocasn ya da bir kz annesini yitirdii zaman, genellikle sa kalann
birtakm azap verici kukulara sapland grlr, bunlara "saplant biiminde
kendini sulu bulma" adn veriyoruz; bu, sevdii kimsenin lmne acaba
dikkatsizlik ya da savsaklama yznden kendisinin mi neden olduu yolundaki
dncedir. Bu dnceye saplanan kimse, len kimseye ne kadar iyi baktn
istedii kadar anmsasn, ona kar bir gnah ilediini istedii kadar yadssn,
yine de azap duymaktan kurtulamaz; bu durum, yasn patolojik anlatmdr ve
zamanla azalr. Bu gibi olaylarn psikanalizle incelenmesi bize bu saplantlarn
gizli kaynaklarn retir. Bu saplant biiminde kendini sulu bulmalarn, belirli
bir anlamda hakl olduklar ve bylece ret ya da kar kma dinlemedikleri
belirlenmitir. Bu, yasl kiinin lm olaynda sulu oluundan ya da gerekten
zensizliinden dolay sulu oluundan ileri gelmemektedir; onda hl yaayan
baka bir eyin varlndan ileri gelmektedir. Bu ey onun kendisinin de
bilmedii bir istek, lenin lnden gerekte pek de zgn olmayan ve hatta
elinden gelse bu lme bizzat neden olacak olan bir istektir. imdi kendi kendini
beenmeme durumunun yaratt ey, sevilen kiinin lm zerine, onun
lmn isteyen bu gizli ve bilinsiz istee kar verilen bir tepkidir. Sevilen
kiinin arkasnda yaayan ve bilin dnda varln srdren bu tr gizli bir kin,
belirli bir kimseye kar beslenen btn duygusal ballk durumlarnn hemen
hepsinde vardr ve klasik bir durumu, yani insan duygularnda bulunan ikiliin
ilk tipini temsil eder. Duygulardaki bu ift deerlilik hemen herkeste az ok
vardr; normal durumlarda bu, anlattmz takanakl biimde kendini
beenmeme durumlarna yol aacak kadar gl deildir. Fakat duruma uygun
koullar bulundu mu, en ok sevdiimiz insanlara kar hi beklenmedik
yerlerde kendini gsterir. ou kez tabu sorunlaryla karlatrdmz zorlanma
nevrozlar gibi zgn duygu ifteliini yksek derecede gstermeleri
bakmndan zellikle ayrt edilir.
imdi, lenlerin ruhunun eytan olduuna niin inanld ve birtakm tabu
kurallaryla bu ruhlarn yapabilecei ktlklerden niin korunma zorunluluu
duyulduunu anlayacak duruma geliyoruz. Psikanalizin zorlanma nevrozlarna
tutulmu olanlarda grd duygu ifteliinin, bu ilkel budunlarn duygu
yaamnda da bulunduunu kabul edince, tpk nevrozlunun yakasn
brakmayan sululuk duygusunun gerisinde bilin dnda yaayan dmanlk
duygusuna kar uyanan tepkiye benzer bir tepkinin, sevilen kimsenin ac verici
lmnden sonra ilkelin ruhunda da bir zorunluluk durumuna geldiini kolayca
anlarz. Fakat sevilen kimsenin lmesiyle bilin dnda ac duyularak doyurulan
bu dmanlk duygusu, ilkellerde farkl bir sonu dourmaktadr. Bu duyguya
kar savunma, dmanlk nesnesinin zerine, yani lnn zerine kaydrma
(dplacement) yoluyla yaplr. Gerek normal, gerekse hastalkl ruhsal yaamda
ok sk grlen bu savunma yoluna "stne atma" (projection) adn veriyoruz.
Yaayan, sevgili lsne kar dmanca bir duygu tadn yadsr; fakat
lnn ruhu onlar unutmaz ve yas dnemi bitince onlar aklamaya alr.
stne atma yoluyla baarl savunmaya karn, bu duygusal tepkide kendi
kendini cezalandrma ve pimanlk duyma nitelii vardr ve bu, korku
biiminde, nefsi birok eyden yoksun brakma biiminde, dman eytana kar
korunma nlemleri ad altnda kendini birtakm yasaklara bal klma biiminde
gsteriyor. Bylece yine tabunun duygularn ift deerliliinden km
olduunu gryoruz. lnn tabu olmas da, bilinli keder duygusuyla lm
karsnda kurallara aykr duruma gelen doyum duygusu arasndaki atmadan
domaktadr. Eer ruhlarn fkesinin kayna buysa, yaayanlar iinde en
yaknlarnn ve en sevdiklerinin ondan en ok korkmas gerektii de aktr.
Nevroz belirtilerinde olduu gibi, tabu kurallar da kart duygular gsterir. Bu
kurallarn yasak edici nitelii yas anlatr; dier yandan yine bu kurallar,
gizlemek istedikleri eyi, yani imdi kendini savunma biimine brnm olan
lye kar dmanlk duygusunu aklar. Tabu kurallarnn birtakm batan
karma olgularndan korkma biiminde anlalmas gerektiini grmtk. l
bir kii savunmaszdr; kendisine kar beslenen dmanca istekleri doyurmak
iin bir kkrtma nedeni olabilir; elbette bu batan karmaya birtakm
yasaklarla kar koymak gerekir.
Fakat Westermarck, vahiler arasnda ldrlm olanlarla doal bir lmle
lm olanlar arasnda bir fark gzetildiini kabul etmemekte hakldr ve daha
sonra gstereceimiz gibi (51), dnn bilin d biiminde doal lm bile
bir ldrme saylr; kiinin kt isteklerle ldrldne inanlr. Anne, baba,
erkek ve kz kardeler gibi en sevilen yaknlarn lmne ilgili dlerin kkeni
ve anlamyla ilgilenenler, ocuk olsun, ilkel olsun d grenler lye kar ayn
tavr aldklar iin, ift deerli duygunun egemen olduunu grecektir. (52)
Biraz nce tabunun ieriini eytanlardan korkmayla aklayan Wundt'un
grn tartmtk. Bununla birlikte l tabusunu, ldkten sonra eytana
dnen lnn ruhundan duyulan korkuyla aklayan gr kabul etmitik. Bu
bir tutarszlk gibi grnmektedir; fakat bunu aklamak g deildir. Geri
eytan dncesini kabul ettik ama bunun, psikolojinin daha ileri elere
dayandramayaca bir son olmadn da bilmekteyiz. Biz eytanlar, yaayann
lye kar besledii dmanca duygularn baka yere evrilmii olarak
gstermitik.
lme kar beslenen ifte duygu, yani efkat ve dmanlk duygular, sevilen
kimsenin lm karsnda kendini yas ve doyum biiminde anlatmaya alr,
bu kart duygular arasnda doal bir atma ba gsterir; bunlarn bir tanesi,
yani dmanlk duygusu, tmyle ya da byk lde bilin d olduu iin, bu
atma (rnein sevdiimiz bir kimsenin bizi incittii zaman onu
balamamzda olduu gibi) dmanlk ya da efkat biiminde bilinli bir
ayrmayla sonulanmaz. Bu i genellikle, psikanalizde stne atma ad verilen
zel bir ruhsal mekanizma araclyla baarlr. Bilgisiz olduumuz ve bilmek
de istemediimiz bu bilinmeyen dmanlk, i dnyamzdan d dnyaya evrilir
ve bylece kendi benliimizden sklp karlr, bakasnn stne atlr.
lm olandan kurtulduumuz iin sevinmeyiz, tersine onun iin yas tutarz;
fakat o zaman, gariptir, o da bizim kederimizden zevk alan ve bizim lmemizi
isteyen bir cadya dnr. O zaman yaayanlar kendilerini bu kt dmandan
korumak ister; bylece ilerinden gelen baskdan kurtulurlar. Fakat ancak bu
basknn yerine dtan gelen bir basky koymakla bunu yapmay baarrlar.
ly kt bir dman dntren bu stne atma durumunun gerek bir
destei olmad sylenemez. nk yaayanlarla len arasndaki gerek
nefretler unutulmamtr ve bunlar anmsandka l hakl olarak
beenilmeyebilir. Bu nefretler, birbirine kar yaplan sert davranlara egemen
olma istei, hakszlk gibi, ksaca, insanlar arasndaki en yumuak ilikilerin bile
iinde bulunan duygulardr. Fakat durum, yalnzca bu etmenin tek bana
cadlarn kkenini stne atmayla aklamay mmkn klacak kadar basit
olamaz. Kukusuz lnn sular, yaayanlarn ksmen dmanln
uyandrmaktadr; fakat bu dmanl uyandrmam olsalar, byle bir sonu
oluturmayacaklardr ve o zaman lm olay lye kar hakl olarak evrilmi
olan sularn ansnn uyanmasna neden olmayacaktr. Bilin d dmanl,
srekli ve gerekten kkrtc neden olarak kabul etmek zorundayz. En
yaknlara ve en sevgililere kar olan bu dmanca eilim onlar yaad srece
gizli kalr, yani ya dorudan doruya ya da bir yerine koyma araclyla kendini
bilinte ele vermekten ekinir. Bununla birlikte hem sevilen, hem de kin
duyulan kii ld zaman, bu artk daha fazla mmkn olmaz ve atma iyice
iddetlenir. Artan efkatten doan yas, bir yandan uyuyan dmanla, dier
yandan da bu dmanln tam bir doyum duygusunu dourmamasna daha fazla
dayanamaz. Bylece bilin d, stne atma araclyla atlr ve eytanlar
tarafndan cezalandrlma korkusunun bir anlatm olan ayin oluur. Yas
dneminin sonucuyla atma da korkutucu yann yitirir, bylece l tabusu
giderek ortadan kalkar ve sonunda unutulup gider.
4
l tabusunun olumasnn dayand temeli bylece aklarken bu vesileyle
genellikle tabunun anlalmasnda nemi olan bir iki noktay daha ekleyeyim.
l tabusunda bilin d dmanln eytann zerine evrilmesi, ilkellerin
ruhsal yaamnn yapsnda ok byk bir etkisi olan birok ruhsal durumun
yalnzca tek bir rneidir. Yukarda aktarlan olayda baka yere evirme
mekanizmas, duygularn atmas sorununu zmeye yaramaktadr;
nevrozlulua gtren birok durumda da ayn amaca yarar; fakat baka yere
evirme salt savunma amacyla yaplmaz, atmann olmad yerlerde de olur.
duyularn darya evrilmesi, rnein duygusal alglarmz da etkileyen
ilkel bir mekanizmadr ve bunun, normal olan d dnyamza biim vermede ok
byk bir pay vardr. Henz yeterli derecede belirlenmemi olan koullar
altnda dnsel ve duygusal durumlarmzn i alglar bile, duygusal alglar
gibi darya doru evrilir ve bunlar i dnyada kalmalar gerekirken, d
dnyamza bir biim vermeye yarar. Kken bakmndan bu belki de, dikkat
ilevinin balangta i dnyaya deil de d dnyadan gelen uyarlara evrilmi
olmas ve "endopsiik" durumlardan yalnzca haz ve znt almasyla ilgilidir.
Szck temsillerinin duyularda braktklarnn i durumlarla arm yapmas
araclyla soyut bir dnce dilinin gelimesiyledir ki dikkat yava yava
alglayabilir bir duruma gelmitir. Bu evreye gelmeden nce ilkel, i alglarn
darya doru evirerek d dnya grn oluturmutur. Biz imdi glenmi
bilinli algmzla bu gr yine psikoloji diline evirmeye alyoruz.
Bireyin kt itepilerinin cadlar zerine evrilmesi, ilkellerin dnya grnn
ancak bir parasdr; bu dnya grn ileride "animism" bal altnda
greceiz. O zaman byle bir dnya gr kurmann psikolojik ieriini
belirleyeceiz ve bu dnya grnn zmlemesinde bulacamz dayanak
noktalar bizi yine nevrozlarla karlatracaktr. imdilik yalnzca dlerin
ieriine ilikin "ikincil ayrntlar"n btn bu dnya grlerinin bir prototipi
olduunu sylemek isteriz. (53) Yine dnya gr kurma evresinden
balayarak bilincin egemen olduu her edimin iki kayna, yani sistematik
kaynakla gerek ama bilin d kaynann bulunduunu unutmayalm. (54)
Wundt (55) "efsanelerin her yerde eytanlara ykledii etki arasnda daima kt
etkiler stn gelir, yle ki budunlarn dinlerine gre, kt eytanlar iyi
eytanlardan daha eskidir" der.
eytan kavramnn, llerle diriler arasndaki ok nemli ilikiden domu
olmas olasdr. nsanlarn evriminin daha sonraki dnemlerinde bu ilikide gizli
olan ift deerlilik birbirine kart iki ruhsal oluumun, yani eytan korkusuyla
hortlak korkusu ve atalara sayg duygusunun bir kkten kmasna yol amakla
kendisini gstermitir (56). eytan inanc zerinde yasn etkisini en iyi gsteren
olay, eytanlarn her zaman yaknlarda lm olan kimselerin ruhlar olarak
kabul edilmesidir. Yasn belirgin rol, yaayanlarn lden anlarn ve
umutlarn kesmeye yaramasdr. Bu i yapld m keder ve onunla birlikte
pimanlk ve kendini sulu bulma durumu da azalr ve bu yolla eytan korkusu
da hafifler. Fakat nce eytan diye korkulan yine bu ruhlarla, daha sonra dost
olunur; bunlar ata saylr, tehlike zamanlarnda yardmlarna bavurulur.
Gemi yzyllar iinde yaayanlarla llerin ilikisini incelersek, duygulardaki
ift deerliliin son derece azaldn aka grrz. Biz bugn lye kar olan
bilin d dmanl, byk bir ruhsal aba harcamadan kolaylkla
kavrayabiliyoruz. nceleri doyurulmu kin ve acl efkat birbiriyle atrken,
imdi bir yara izi gibi gzken ve demortuis nil nisi bene diyen sofuluu
gryoruz. Psikanalizin eski ift deerli duygudan baka bir ey olmadn bize
gstermi olduu kendini sulu bulma durumlaryla sevilenin lmne, imdi
yalnzca nevrozlular yas tutuyor. Bu deimenin nasl olduunu, aile
ilikilerindeki deimelerin ift deerli duygularn azalnda ne dereceye kadar
pay olduunu burada tartmann gerei yoktur. Fakat bu rnek bize unu kabul
ettirebilir: lkellerin ruhsal itepilerinde bugnk uygar insanlar arasnda
grlenden fazla bir ift deerlilik vardr. Bu ift deerliliin azalmasyla ift
deerli duygular arasndaki atmann uzlamnn bir belirtisi olan tabu da
yava yava ortadan kalkar. atmay ve onun sonucu olan tabuyu yinelemeye
srklenen nevrozlularn, arkaik bir bnye biiminde atavistik bir art
tadn ve bunun uygar yaamn zorunluluklaryla baskya uramasnn,
onlara, korkun bir ruhsal enerji harcamasna mal olduunu syleyebiliriz.
Burada, Wundt'un tabu szcnn ifte anlam, yani kutsal ve kirli anlam
hakknda verdii kuku uyandran bilgileri anmsayabiliriz. (Yukarya baknz).
Tabu deyiminin, kkeninde kutsal ve kirli anlamlarna deil, eytanl bir ey,
dokunulamaz bir ey anlamlarna geldii sanlmakta ve bu yolla bu sonuncu
anlamn her iki kutbuna zg olan karakteristie nem verilmekte ve bu srekli
ortak nitelii, daha sonralar birbirinden ayrlm olan kutsalla kirli arasnda
balangta bir karlkllk olduunu gsterdii sanlmaktayd.
Buna kar, bizim incelememiz tabu szcnde sz konusu olan iftanlamn
balangtan beri var olduunu kolayca gsteriyor ve hem belirli bir ift deerli
duygu, hem de bu temele dayanarak ortaya km olan eyleri anlatyordu.
Tabunun kendisi de ift deerli bir szcktr ve unu da ekleyebiliriz ki, zaten
bu szcn yerlemi anlam ayrntl bir incelemenin sonunda vardmz
sonucu, yani tabu yasann ift deerli duygunun rn olarak
aklanabileceini bize kendiliinden tahmin ettirebilirdi. En eski dillerin
incelenmesi, bize, bir zamanlar kendi kartlarn iine alan byle szcklerin
bulunduunu ve bunlarn, tabu szcndeki anlamda olmamakla birlikte belirli
bir anlamda ift deerli olduunu gsterir (57). ki kart anlam tayan bu ilkel
szcn urad hafif ses deiimleri, balangta bir szcn iinde birleen
iki kart anlam iin sonralar ayr bir dil anlatm oluturulmasna yol amtr.
Tabu szcnn sonu baka trl olmutur: Tad ift anlamn neminin
azalmasyla kendisi de kaybolmu ya da daha dorusu ona benzer szckler
szlkten silinmitir. leride baka bir nedenle bu kavramn yok olmasnn
arkasnda olaslkla belirgin bir tarihsel deiimin gizli olduunu, szcn
balangta belirli insan ilikileriyle birlikte kullanldn, bu ayrt edici
niteliinin byk bir ift deerli duygu olduunu ve bundan dier benzer
ilikilere de yayldn gsterebileceimi umuyorum.
Eer yanlmyorsak, tabunun anlalmas bize vicdann i yzn ve kkenini de
aydnlatacak gibidir. Kavramlarmz zorlamakszn, bir tabu vicdannn ve
tabunun inenmesinden sonra ortaya kan bir gnah duygusunun olduunu
syleyebiliriz. Tabu vicdan, vicdan olaylarnn belki de rasgeldiimiz en eski
biimidir.
"Vicdan'' nedir? Szck anlamna gre, en emin olarak bildiimiz eye iaret
eder; baz dillerde anlam "bilin''ten kolayca ayrlamamaktadr.
Vicdan, iimizde bulunan belirli isteklere kar gelen eylerin ierdeki
duyuluudur; fakat asl sorun, bunun baka bir eye bal olmamas, yani kendi
kendinden emin olmasdr. Bu, gnahkr bir vicdanda kendini daha aka
gsterir, gnahkr vicdann, belirli istek ve itepilerimizin bazlarn
gerekletiren edimlere iimizde ilendiini duyarz. Bunu daha fazla aklamaya
gerek yoktur. Her vicdanl adam kendi iinde bu ilencin hakl olduunu
duyumsar ve davranndan dolay pimanlk duyar. Ancak bu ayn nitelik
ilkellerin tabuya kar ald tavrda da grlr. Tabu, vicdann bir buyruudur.
Onun inenmesi, kayna gizli olmakla birlikte kendisi belli olan korkun bir
gnah duygusunun domasna neden olur (58).
yleyse vicdann da duygularn ift deerlilii temeline dayanarak yine ift
deerli olan baz insan ilikilerinden domu olmas olasdr. Belki de hem tabu,
hem de zorlanma nevrozunda olduu gibi oluur, yani iki kart duygunun biri
bilin d olur, tekinin zoru altnda itilir. Nevrozlarn zmlemesinden
rendiimiz birok ey bunu dorulamaktadr.
Birincisi, zorlanma nevrozlarnda acl bir vicdanlln belirgin nitelikte
olduunu grrz. Bu vicdanllk bilin dnda kirli olan batan karmalara
kar verilen tepkinin bir belirtisidir; nevrozlular, hastalklar arttka gnahkr
vicdanlln en son derecesine gelirler. Bunun iin, hatta unu bile savlayabiliriz
ki, eer gnahkr vicdann kkenini zorlanma nevrozlularnda bulamazsak onu
baka bir yerde kefetmekten umudumuzu kesmeliyiz. Bireysel nevroz
olaylarnda bu kkeni kesin olarak bulmu oluyoruz. Budunlar arasnda da
sorunun buna benzer zmn bulduumuza inanyoruz.
kincisi, gnah duygusunun iinde znt (i sknts) gibi eyler bulunduunu
sememek olanakszdr; bu znty hi ekinmeksizin "vicdan korkusu''
deyiiyle anlatabiliriz. Fakat korku bize bilin d kaynaklar olduunu gsterir.
Nevrozlularn psikolojisi bize gsterir ki istek duygular itildii zaman, libido
znt biimini alr. Yine gnah duygusunda ayn zamanda bilinmeyen ve bilin
d olan bir eyin, yani geri itme nedeninin de bulunduunu anmsamak gerekir.
Gnah duygusundaki skntnn i yz bu bilinmeyen eye baldr.
Madem ki tabu kendini her eyden nce yasaklarda gsteriyor, o takdirde
nevrozlara kadar giderek benzetme yoluyla kantlamaya gerek kalmakszn onun
kesin birtakm isteklere dayandn pekl aka grebiliriz. nk kimsenin
yapmak istemedii eyleri yasaklamaya gerek yoktur ve hi kukusuz aka
yasak edilen eyler kesinlikle bir istein hedefi olan eylerdir. Akla yakn gelen
bu gr ilkellere uygularsak, u sonucu karrz: lkelleri drten en zorlu
duygular arasnda krallarn ve rahiplerini ldrmek, "ensest'' yapmak, llerine
kt davranmak, vb. istekler vard. Yine ayn gr, kendi vicdanmzn sesini
iittiimiz durumlara uygularsak, aka elikilerin en byne dm
oluruz. nk o zaman bu buyruklarn hibirini, rnein "ldrmeyeceksin''
buyruunu inemeye kar en kk bir istek bile duymadmz, byle bir
dnceye kar iimize irenmeden baka bir ey gelmediini kesin olarak
savlarz.
Fakat vicdanmzn kendi hakkndaki bu tankln kabul edersek, o zaman ister
tabu biiminde, ister ahlk kural biiminde olsun, btn yasaklarn hibir
anlam kalmaz, o zaman vicdann varlnn hikmeti aklanmam olur; vicdan,
tabu ve nevroz arasndaki ba ortadan kalkar. Soruna psikanaliz asndan
bakmadka, sonu yine bugnk anlaymza dnmekten ibaret kalr.
Oysa psikanalizin vard u sonular gz nnde tutarsak sorun aydnlanr:
Normal insanlarn ryalarnn zmlenmesi, bakalarn ldrmeye kar
iimizde duyduumuz drtmelerin sandmzdan daha zorlu ve daha sk
olduunu ve bilincimize kmadklar zaman bile ruhsal etkiler yaptklarn
gstermitir. Baz nevrozlularn yakasna yapan kurallarn, iddetlenen
ldrme itepisinin karsna dikilen bir sigortadan ve kendini cezalandrma
aracndan baka bir ey olmadn da renince, her yasan bir istei
gizlediini savlayan varsaymmzn doruluunu bir kez daha grebiliriz. O
zaman bu ldrme isteinin gerekten var olduunu ve gerek tabu gerekse ahlk
yasaklarnn psikolojik bakmdan hi de bo eyler olmadn kabul edebiliriz,
tersine bunlar ldrme itepisine kar aldmz iki cepheli tavrla aklanabilir
ve varlklarnn hikmeti budur.
Temellilii zerinde sk sk durulan bu ift deerli tavrn i yz, yani olumlu
istein bilinlenmi olmas, bunun daha baka sonulara bal olduunu
gstermek ve baka sorunlar aklama olanan vermektedir. Bilin dndaki
psiik sreler, bilinlenmi psiik yaammzda bizce bilinen srelerin
tmyle ayn deildir, bunlar bilin yaammzdaki srelerin yoksun olduu
baz nemli zgrlklerden yararlanr. bilin d bir itepinin kendine gsterdii
yerde domu olmas art deildir, bsbtn baka bir yerde de patlak verebilir;
kkensel olarak baka kiilere ve baka ilikilerle ilgili olmakla birllikte yer
deitirme mekanizmas araclyla bize kendini gsterdii noktaya gelmi
olabilir. Bilin dnda olup bitenler yok edilemediklerinden ve
dzeltilemediklerinden dolay itepiler ilgili olduklar dnemlerden daha sonraki
dnem ve koullarda ortaya kabilir ve o zaman baka koullar altnda gayet
doal olarak bize yabanc ve yersiz gibi gzkrler. Btn bunlar grnten
baka bir ey deildir; fakat derinlerine gidecek olursak, uygarln geliimini
anlamakta bunlarn ne kadar nemli olduunu grrz.
Bu tartmalar sona erdirirken, daha sonraki aratrmalarmz iin yararl olacak
bir gzlemi unutmak istemiyoruz. Tabuyla ahlk yasaklar arasnda temelde
benzerlik olduunda ayak diresek bile, aralarnda psikolojik bir fark olduuna
kuku yoktur. Yasan artk tabu biiminde grnmemesinin biricik nedeni,
temel ift deer koullarnn deimesinde aranmaldr.
Tabu olaylarnn psikanaliz ynnden aklamasnda bize buraya kadar yol
gsteren ey, bu tabularn zorlanma nevrozuyla olan ak benzerliiydi; fakat
tabu nevroz olmayp toplumsal bir rn olduuna gre, nevrozla tabu gibi bir
ekin rn arasndaki temel farkn ne olduunu gstermek greviyle
karlayoruz.
Burada da balang noktas olarak yine tek bir olay ele alacam. lkel
budunlar, bir tabunun inenmesinden gelecek cezadan, genellikle ar bir
hastalktan ya da lmden korkarlar. Bu ceza, yalnzca tabuyu ineme gnahn
ilemi olan korkutur. Oysa bu durum, zorlanma nevrozunda bakadr. Hasta
kendisine yasaklanm olan bir eyi yapmak istedii zaman bundan kendine
gelecek bir cezadan korkmaz, bakasnn bana gelecek bir cezadan korkar, bu
kii genellikle belli deildir; fakat analiz araclyla, bu kimsenin kendine ok
yakn olan, ok sevdii bir kii olduu kolayca anlalr. Onun iin nevrozlu
zgeciymi gibi davrand halde, ilkel adam bencil gibi gzkmektedir. Ancak
bir tabuyu ineyen hemen ve otomatik olarak yaptnn cezasn grmezse, o
zaman ilkeller arasnda toplumsal bir duygu uyanr, hepsinde bu tehlikenin
tehdidi altnda olduklar duygusu doar ve savsaklanan bu cezay derhal
kendileri verirler. Bu dayanma mekanizmasn aklamak bizim iin kolaydr.
Bu, olayn bulac bir masal olmasndan, yknme hevesinden, yani tabunun
bulama yeteneinden doan bir korku sorunudur. Eer bir kimse itilen bir istei
doyuma ulatrmay baarrsa, ayn istek bakalarnda da kendini gsterebilir;
bundan dolay bu hevesi bastrmak iin, bu imrenilen kimsenin cretinin
meyvesinden yoksun edilmesi gerekir. ou kez suu ileyenler, verilen cezayla
sutan temizlendiklerini ve bylece yasallatklarn gereke gstererek
iledikleri gnah yeniden ileme frsatn elde eder. Gerekten de insanlarn
ceza yasalarnn temel ilkelerinden biri budur; bu yasalar gerek sulunun,
gerekse onu cezalandrmakla toplumun cn alanlarn ayn yasak itepilerin
etkisi altnda olduunu kabul eder.
Psikanaliz burada, hepimizin zavall gnahkrlar olduumuzu savlayan sofularn
dncesini pekitirmektedir. yleyse, kendisi iin korkmayan, sevdiklerinin
adna her eyden znt duyan nevrozlunun bu beklenmeyen soyluluunu nasl
aklamal? Psikanaliz incelemeleri, bu soyluluun temel olmadn gsteriyor.
Kkende, yani hastaln balangcnda, birey cezadan kendisi iin korkmu, her
zaman kendi yaam zerine titremi; lm korkusu ancak sonralar sevilen kii
zerine kaydrlmtr. Bunun oluu az ok kark olmakla birlikte bugn
tmyle aklanmtr. Her yasan temelinde daima sevilen kiiye kar kt bir
itepi, yani lm istei vardr. Bu istei bir yasak ieri iter ve kaydrma yoluyla
sevilen kimselerin yerine dman kimseyi koyan belirli bir edimle yasak
birleerek bu edimin gerekletirilmesini lm korkusuyla tehdit eder. Fakat
sonu daha da ileri gider ve sevilen kiinin lmn istemek yerine bu defa
onun lecei korkusu geer. yleyse nevrozlunun efkatli zgecilii, bu
duygunun temelinde ve ona kart olan kaba bencilliin yerine ar basar. Cinsel
nesne olarak alnmayan kimselere kar sayg biimindeki duygulara toplumsal
duygular adn verirsek, bu toplumsal etmenlerin ortadan kalkmasn nevrozun
sonralar ar "compensation'' ile kln deitiren temel nitelii sayabiliriz.
Bu toplumsal itepilerin kkeni ve insann dier temel itepileriyle ilikisi
konusunda sz uzatmakszn, baka bir rnekle nevrozun dier bir temel
devinimsizliini gsterelim. Tabunun kendini gsterdii biim, nevrozlunun
dokunma korkusuna ("dlire de toucher"sine) bir hayli benzer. Bu nevroz temel
olarak cinsel ilikiyle ilgilidir ve psikanaliz, nevrozdaki yolundan evrilip
kaydrlm olan gcn kkeninin cinsel olduunu pekl gstermitir. Tabudaki
yasak dokunmalar, kukusuz yalnzca cinsel anlamda deil, daha ok daha
yaygn olan saldrma, elde etme ve kendinin olduunu savlama itepilerinden
domadr. Bakana ya da onunla ilikide bulunan bir eye dokunmak yasaksa,
bunun amac baka durumlarda bakann kukulu bir gzle grlnde kendini
gsteren ve hatta bakanla geiriliinde ona gsterilen kt davranlarda
grlen itepinin nne bir duvar ekmektir (yukarya bakn). Bu yolla itepinin
cinsel elerinin toplumsal e karsnda stn gelmesi nevrozun karakteristik
niteliini oluturur. Fakat toplumsal itepilerin kendileri de benci ve erotik
elerin birlemesinden doar. Tabuyla zorlanma nevrozu arasndaki bu son
karlatrmadan, nevrozun eitli biimleriyle ekin oluumlar arasndaki
ilikileri ve nevroz psikolojisinin incelenmesinin, ekinin geliimini anlatmadaki
nemini kestirebiliriz.
Nevrozlar bir yandan sanat, din ve felsefe gibi byk ekin rnleriyle sk ve
derin bir iliki gsterir, dier yandan da bu toplumsal rnlerin bozuk biimleri
gibi grnr. Adeta, histeri bir sanat yaptnn karikatr, zorlanma nevrozu bir
dinin karikatr, paranoya manisi bir felsefe sisteminin karikatrdr. Son
zmlemede bu arpkln kkeni, nevrozlarn toplumsal rnler olmasnda
bulunur. Toplumda kollektif almayla oluan eyi nevrozlar zel aralarla
yapmaya alr. Nevrozlarn temelini oluturan eilimleri aratrmakla kkeni
cinsel olan glerin bunlarda belirleyici bir rol olduunu, bunlara denk den
ekin rnlerindeyse toplumsal itepilere ve benci elerle erotik elerin
birlemesinden kan eilimlere dayandn renmekteyiz. Cinsel
gereksinimin, kendi kendini koruma davrannn yapt gibi insanlar
birletirmeye yetecek gte olmad grlmektedir: Cinsel doyum, her eyden
nce bireysel, zel bir itir.
Genetik bakmdan, nevrozun toplumsal ierii onun zgn bir eiliminden ileri
gelir ve bu da, gerekliin doyumsuzluklarndan dlem dnyasnn zevklerine
snma isteidir. Nevrozlularn kat gereklik dnyasna insanlarn
oluturduu toplum ve kurduu ilikiler egemendir; bu gereklikten yzn
eviren nevrozlu, ayn zamanda kendini insan toplumundan da dar ekiyor
demektir.
BLM III
Animizm bir dnce sistemidir, tek bir olay aklamakla kalmaz, btn
dnyay bir noktadan bir sreklilik (continuit) olarak kavrayan bir aklama
verir. Yazarlar, zamann gemesiyle bu trden dn sisteminin, dnya
sisteminin ortaya ktn kabul etmektedir: animistik (mitolojik) dn,
dinsel dn ve bilimsel dn sistemleri. Bunlardan ilk sistem olan
animizm, belki de en tutarl ve en kapsaml olan ve dnyann i yzn
btnl iinde aklayan tek sistemdir. nsanln bu ilk dnya sistemi bugn
bir psikoloji kuramdr. ster bo inanlarda olduu gibi eski alardan kalma bir
kalnt biiminde, ister dilimizin, inanlarmzn, felsefemizin temelinde olduu
gibi yaayan bir biimde olsun, bu grn bugnk yaammzda hl ne kadar
yeri olduunu gstermek konumuzun dnda kalr.
Birbiri ard sra gelen bu dnya gr evresini gz nnde tutarak diyoruz
ki, animizmin kendisi henz bir din deildir, ancak daha sonra dini douracak
olan ilk koullar tamaktayd. Efsanelerin (mitoslarn) animizmin temelleri
zerine kurulmu olduu aktr; fakat bunlarn animizmle olan ilgisinin
ayrnts baz temel noktalarda henz aydnlatlm deildir.
Sihir ok eitli amalara yarar. Doa olaylarn insann istencine baml klar,
insan dmanlardan ve tehlikelerden korur, insanlara dmanlarna zarar verme
gc kazandrr. Fakat sihir etkinliinin dayand ilkeler o kadar ortadadr ki
btn yazarlar ayn eyi grmtr. rnein E. B. Tylor'un dncesine gre
sihri en ksa bir biimde onun u szleriyle anlatabiliriz: "Zihinde kurulan bir
ilikiyi gerekte olan bir iliki sanmak.'' Bu zellii iki tr sihri ele alarak
aklayalm.
Dmana zarar vermek iin kullanlan en yaygn sihir yntemi bir dmann
herhangi bir maddeden bir figrn yapmaktan ibarettir. Tpk benzemek art
deildir, hatta herhangi bir ey onun figr saylabilir.
Bundan sonra bu imgeye ne yaplrsa, nefret edilen aslnn bana geleceine
inanlr. rnein figr herhangi bir yerinden incitilirse, dmann vcudunda
ona karlk olan yer hastalanacaktr. Ayn sihir teknii, ktlk yapmak iin
kullanld gibi iyi amalar iin de kullanlabilir; rnein kt eytanlara kar
tanrlara yardm etmek iin de kullanlabilir. Frazer (10) yle der: "Eski
Msr'da Gne-Tanr Ra her gece karanlk batdaki yerine batt zaman, ba
eytan Apepi'nin nderlii altnda btn eytanlar ona saldrr. Ra, btn gece
onlarla dvr ve hatta bazen karanln gleri mavi Msr gklerinde onun
n karartmak ve zayflatmak iin bulutlar gnderir. Gne Tanr'ya bu her
gnk savanda yardm etmek iin Thebes'deki tapnanda her gn yin
yaplr. Dman Apepi, mumdan yaplm korkun ehreli bir timsah suretinde
ya da kangall bir ylan biimiyle simgelenir ve zerine eytann ad yeil
mrekkeple yazlr. zerine yeil mrekkeple Apepi'nin dier bir resmi izilen
bir papirs bir koruyucuya sarlarak resim siyah sala balanr, zerine
tkrlr, ta bir bakla zerine vurularak yaralanr ve yere atlr. O zaman
rahip onun zerine sol ayayla yeniden basar ve sonunda onu belirli bir aatan
ya da ottan yaplm bir atete yakar.
Buna benzer amalarla yaplan daha bir sr sihir ilemi vardr; fakat ilkel
budunlar arasnda hep byk bir rol oynayan ve evrimin daha yksek
evrelerinde grlen efsanelerde ve kltlerde ksmen kalan iki sihir biimi
zerinde duracam, bunlar sihirle yamur yadrma ve meyve verdirme
sanatdr. Yamur sihrinde, yamura yknerek ve hatta yamuru yadran
bulutlara ve frtnalara yknerek yamur yadrlr. Bu det, "yamur oyunu
oynamak'' gibi bir eydir. rnein Japonya'nn Ainolar, byk bir kalburdan su
dkerek yamur yadrrlar, baka yerlerde byk bir kaba tpk bir gemi gibi
yelken ve krek takarlar, ondan sonra bu kab kyn ve bahelerin evresinde
srklerler. Topran verimlilii iin yaplan sihir ise, topran stnde insanlar
arasnda cinsel ilikide bulunmaktan ibarettir. Birok rnekten bir tanesini
analm: Java'nn baz yerlerinde, pirinlerin ieklenme zamannda, pirinlerin
iyi rn vermesi iin rnek olsun diye kyller geceleyin tarlalara karak
iftleirlerdi (12). Ayn zamanda yasak olan "ensest''in yaplmasnn, topra
zararl otlarla dolduracandan ve rn verdiremeyeceinden de korkulur (13).
Baz olumsuz kurallar, yani sihirle ilgili saknma nlemleri vardr ve bunlar da,
bir tr sihir biimine sokulabilir. rnein Dayak kylerinde kyllerin bazlar
yabandomuzu avna ktklar zaman, kyde kalanlarn av sresince elleriyle
yaa ya da suya dokunmalar yasaktr, dokunurlarsa bu hareketleri avclarn
parmaklarnn yumuamasna ve avn ellerinin arasndan syrlp kamasna
neden olur (14). Gilyakl bir avc ormanda av peinde koarken, ocuklarnn
aa ya da kum zerine resim izmesi yasaktr. nk sk ormanlardaki
patikalar bu resimlerdeki izgiler kadar karabilir ve bylece avcnn avnn
yolunu armasna neden olabilir (15).
Gerek bu rneklerde gerekse bunlar gibi olan daha birok rnekte uzakln
hesaba katlmamas, telepatinin doal bir ey gibi kabul edilmesi, sihrin
zelliklerini kavramamz kolaylatrr.
Sihrin dier bir trnde ise benzerlik ilkesi yoktur, bunlarda baka bir ilke
vardr, bu ilkeyi u rnekler anlatabilir.
Bir dmana ktlk etmek iin baka bir yntem daha kullanlabilir. Onun
stnden herhangi bir ey, rnein bir sa, trnak paras ve hatta giysinin bir
paras elde edilir ve bunlara dmanca bir ey yaplr. Adeta o adamn
kendisine yaplm gibi, bunlarn etkisi olduuna ve ona ilgili olan eyann
bana gelenlerin onun da bana geleceine inanlr. rnein ilkel adamn
dncesine gre, ad, bir adamn kiiliinin bir parasdr; onun iin bu adamn
ya da bir ruhun ad bilinirse, o ad tayann zerine de etki etme gc
kazanlm olur. te tabuyu irdelerken deinmi olduumuz (16) adlarn
kullanlmasndaki dikkate deer saknma ve snrlamalar bu aklar. Bu
rneklerde benzerlik yerine parann btn yerine konmas ilkesi gemektedir.
nce yknmeyle yaplan sihrin daha basit ve daha nemli olan biimini ele
alalm. Frazer'e gre, bulakan sihir kural olarak yknmeyle yaplan sihrin
varlna bal olduu halde, yknmeyle yaplan sihir kendi kendine yaplabilir
(20). Bir kimseyi sihir yapmaya ynlendiren nedenler ortadadr. Bu nedenler,
insanlarn istekleridir. Yalnzca ilkel adamn, kendi isteklerinin gcne kar
byk bir gveni olduunu kabul etmemiz gerekir. lkelin sihir aralaryla elde
ettii eyler, salt bu eyleri istemesinden tr yaplmas gereken eylerdir. Bu
yolla balangta, sihirde yalnzca ilkelin isteinin byk rol vardr.
Dier bir yazmzda, buna benzer ruhsal koullar iinde bulunan ama henz daha
devinimsel etkinlikte bulunmayan ocuun durumunu zmlerken, ocuun
nce kendi isteklerini birtakm "hallucination''larla gerekten doyurduunu, yani
bu "hallucination''larda duyu organlarnn merkezinden gelen komutlarla
kendine doyurucu bir durum yarattn ileri srmtk (21). Ergin ilkel ise
baka bir yol bilmektedir. Isteklerine devinimsel bir zorlamay da, yani istenci
de katmaktadr, daha sonralar isteklerin doyumu uruna dnyann yzn
deitirecek olan bu isten, ilkel insanda isteklerin doyumunun simgesi
olmaktadr ve bu doyum hareketi "hallucination''larla elde
edilebilmektedir.Doyurulmu istein bu biimdeki simgeletirilmesini
ocuklarn oyunlaryla karlatrabiliriz; ocuklarda oyun salt kendine doyum
salama tekniinin yerine geer. Eer oyun ve yknmeyle canlandrma ocuu
ve ilkeli doyuruyorsa, bunu ne bizim anladmz anlamda bir alakgnlllk
belirtisi ne de gszlklerini anlamaktan ileri gelen bir boyun ei rn
saymalyz; bu, salt isteklere ya da istee dayanan istence ve istein tuttuu yola
pek fazla deer verilmesinin doal bir sonucudur. Fakat zamanla sihir ediminin
nedenlerinin nemi kalkarak onun yerine sihrin aralar, yani sihir ediminin
kendisi nem kazanr. Belki de doru olan, ilkel insann, kendi ruhsal edimlerine
haddinden fazla deer verdiini sihirde kulland aralarla aka grnceye
kadar bu davrannn farkna varmamasdr. Hatta belki de istenen eye
benzedii iin sihir ediminin kendisinin, isteklerin doyurulmasna insan
srkledii sanlmaktadr. Animist dn evresinde olaylarn gerek durumu
henz daha nesnel bir biimde gsterilememektedir; fakat daha sonraki bir
evrede bu yntemler yine kullanladursa bile, kukuculuk adn verdiimiz ruh
olay istekleri iten bir g halinde kendini gsterdii zaman bu mmkn
olmaktadr. Bu evrede insanlar inan olmadka ruhlara yalvarmann para
etmediini, duaya inanmaynca da duann hibir sihir etkisi olmadn
anlamlardr (22).
una da iaret edelim ki armn iki ilkesi, yani benzerlik ve bitiiklik ilkeleri,
dnp dolap yine dokunu ilkesinde birleir. Bitiiklikle arm dorudan
doruya anlamnda dokunutan ibarettir, benzerlikle arm da, szcn
mecazi anlamnda dokunu demektir. Tabunun zmlemesinde bulduumuz
dokunu kavram da bu kategoriye girer (23).
Eer insann dnya anlaynn yukarda sylenen evrimini kabul edersek, yani
animistik evreden sonra dinsel evre ve ondan sonra bilimsel evre geldiini kabul
edersek, "dncelerin salt erki"nin gelimesini btn bu evrelerde izlemekte
glk ekmeyiz.
Animistik evrede insan, salt erkin kaynann kendisi; dinsel evredeyse tanrlar
olduuna inanr; fakat onu yine ciddi olarak brakmaz; nk isteklerinin
karlar, tanrlarn davranlarn denetleme hakkn kendine brakr. Yaama
kar bilimsel tavrdaysa artk insann salt erkine yer kalmamtr; insan
kkln kabul etmitir ve bir boyuneme duygusu iinde btn dier doal
zorunluluklar gibi lme de boyun emitir.
Daha nce birbirinden ayrlm olan cinsel itepilerin bir btn halinde birletii
ve egonun nesne olarak alnd bu narsist evre henz kat bir biimde ayrt
edilemese de, narsistliin bundan sonra asla kaybolmadn syleyebiliriz.
nsan belirli bir dereceye kadar, hatta libidosu iin darda nesneler bulduu
zaman bile narsist kalr ve libidosunu ynelttii bu nesneler, egosuyla birlikte
kalan ve egosunun iine ekilebilen libidonun grnmlerini simgeler. Olduka
dikkate deer psikolojik bir olay olan ve normal bir psikoz prototipi olan k
olma durumu, kendi kendine k olma evresinin kart olarak, bu libido
grnmlerinin en yksek evresine denk der.
Dncelerin salt erki kendi uygarlmzda yalnzca bir alanda, sanat alannda
kalmtr. nsanlar bugn yalnzca sanat alannda isteklerine uyarak, bu
isteklerin doyumuna benzer bir ey yaratyor ve bu oyun, sanatsal imgeler
sayesinde gerekmi gibi sonular ortaya karyor. Sanatn sihrinden hakl
olarak sz ediyoruz ve sanaty sihirbazla hakl olarak karlatryoruz. Fakat
bu karlatrma, savlandndan belki de ok daha nemlidir. Hi kukusuz,
sanat sanat iindir biiminde balamam olan sanat, kkensel olarak bugn
byk bir blmyle artk varolmayan eilimlerin iine yaramt. Bunlar
arasnda eitli sihirsel amalarn bulunduunu varsayabiliriz (29).
Sihir, dncelerin btn salt erkini henz korurken, animizm bu salt erkin bir
parasn cinlere vermi ve bu yolla bir din oluturmaya yneltilmitir. yleyse
ilkel insan bu ilk vazgeme davranna srkleyen acaba neydi? Bunun nedeni,
varsaymlarnn yanlln derinden anlamak olamazd; nk yine sihir
tekniini korumay srdryordu.
Daha nce baka bir nedenle yaptmz iin (34), psiik sreleri d dnyaya
atma eiliminin kkeni sorununu tartmayacaz. Bununla birlikte bu d
dnyaya atma eiliminin ruhsal bir hafiflik verdii zaman daha gl olduunu
syleyebiliriz. tepiler salt erki elde etmek iin birbirleriyle attklar zaman
byle bir durumu kesinlikle bekleyebiliriz; nk bu itepilerin hepsi birden
byle bir erk sahibi olamaz. Paranoyadaki hastaln geliimi psiik yaamda
gzken bu gibi atmalar ortadan kaldrmak iin bu stne atma (projection)
mekanizmasn kullanr. Bununla birlikte, bir karsavn iki paras arasndaki
byle bir atmann rnei, sevilen bir kimsenin lm karsnda yas tutma
sorununda incelediimiz iftdeerli duygu duyma durumudur. Byle bir durum
darya evirme mekanizmasn altrmaya en uygun olan durumdur. Burada
da yine, cinler arasnda ilk nce kt cinlerin doduunu kabul ederek ruh
kavramlarnn kkenini lmn yaayanlar zerinde brakt izlenimlerde bulan
yazarlarla birleiyoruz. Ayrldmz nokta, lm olaynn yaayanlar zerine
yapt dnsel etkiye birinci derecede nem vermeyiimizdedir, biz onun
yerine lm olay karsnda yaayan kimselerin iine dtkleri duygu
atmasn incelemeye bizi srkleyen gcn zerinde duruyoruz. yleyse,
insanlarn ilk kuramsal baars olan ruh dncesi de, insanlarn ilk boyun
edikleri ahlk kurallaryla, yani tabu kurallaryla ayn kaynaktan kmtr.
Fakat bunun byle oluu, nceden, onlarn zaman bakmndan da ayn olduu
yargsna varmamz gerektirmez. Eer ilkel insanda dnmeyi ilk uyandran
olay gerekten de lmle karlamas ve bunun karsnda kendi erkinin bir
parasn ruhlara brakmas, devinim ve isten zgrlnn bir blmndan
vazgemesi olmusa, bu ilk ekin rnleri, insanlarn narsizminin karsna
dikilen anagch'nn ilk kez tannmas demektir. lkel adam lm yadsr
grnrken, imdi lmn stn erkine boyun emektedir.
Bir nevroz rnei bunu pek gzel betimler. Tabu konusundaki blmde
obsessionlarnn Maoriler arasndaki tabu kurallarna benzediini grdmz
bir yanl anmtm (38). Bu kadnn nevrozu, kocasna kar evrilmiti ve
kocasnn lmne kar yaayan bilind istee kar kendini savunma
biiminde gzkyordu. Fakat kadnn grnteki sistematik fobisi, genellikle
lmn sznn edilmesine karyd; bunda kocas tmyle ortadan kalkmt,
bilinli kuruntu nesnesi deildi. Bu kadn bir gn kocasnn, krleen
usturalarn biletmek iin bir dkkna verilmesini buyurduunu syler, garip bir
rahatszln ynlendirmesiyle kadn kendisi dkkna gider, dnnde bu
usturalardan salt kendi iyilii iin vazgemesini kocasndan rica eder; nk
usturalarn gnderildii dkknn yannda tabut ve cenaze gereleri satan bir
dkkn bulunduunu grmtr. Kadnn savna gre, kocas srekli olarak
usturalarla lm dncesi arasnda karsna kasten bir iliki karyordu.
yleyse sistemde korkunun nedeni bu olay gibi gzkmektedir, hastann,
oradaki dkkn grmemi olsayd bile eve yine bu ustura yasayla
dneceinden emin olabiliriz; dkkna giderken yolda bir cenaze arabasna,
yasl bir adama ya da elenk tayan bir kimseye rasgelmesi
yeterliydi.Etmenlerin oluturduu a kendine hep bir av yakalamaya hazrdr, bu
av ana ekip ekmemesi basit bir itir. Kadnn baka durumlarda da bu gibi
raslantlara gz yumacan ve eve dnd zaman herhalde "gzel bir gezinti"
yaptn syleyeceini kesinlikle syleyebiliriz. Ustura korkusunun asl
nedeninin, kocasnn bu keskinlemi usturalarla grtlan kesmesi gibi kadnn
aklna gelen zevkle kark bir dnceye kar gsterdii direni olduunu
kolayca kestirebiliriz.
Yine bu biimde, belirti bir kez bilind bir istei temsil etmeyi ve bu istee
kar savunma dzeni oluturmay baard m, "abasite" ya da alan korkusu
(agoraphobie) biiminde devinimsel bir yasaklama kkleir ve dal budak salar.
Hastann yaayan btn bilind fantezileri ve anlar bir kez ald m, artk bu
kanaldan belirti biiminde kendilerini gstermeye alrlar ve devinim
bozukluklar alannda yeni bir dzenle sralanrlar. yleyse, rnein bir
agorafobinin belirtilerinn yapsn ve ayrntlarn bu hastaln kendi savlaryla
anlatmaya kalkmak bouna ve gerekten sama bir ey olur. nk bu savlarn
btn mantkll ve gsterdii ilikilerin btn kesinlii yalnzca grnten
ibarettir. Dlerdeki faade'n oluumunda olduu gibi, belirtilerin yapsnda da
byk bir tutarszlk ve keyfilik olduunu daha dikkatli bir gzlem bize gsterir.
Byle bir fobi sisteminin ayrntlarnn asl nedenleri, yrme yasayla hibir
ilgisi olmayan gizli etmenlerden gelir; ite bunun iindir ki bu gibi fobilerin
saysz biimi vardr ve ayr ayr kimselerde birbirine o kadar kart biimlerde
grnrler.
imdiye kadar aklanmam olan bir iki tabu kuraln daha anmak isterim;
nk bunlar da psikanalizin yorumlar altna girebilir. Birok ilkel budun
arasnda baz durumlarda evde keskin silahlarn ve kesici aletlerin
bulundurulmas yasaktr (41). Frazer, ban keskin yan yukarya dnk olarak
bir yere braklmamasn, nk tanrnn ve meleklerin bundan zarar greceini
buyuran bir Alman boinancn anar. Bu tabuda, keskin silahn bilind kt
itepilerce kullanlmasn mmkn klan baz "belirti niteliindeki edimler"e
(42) kar bir uyarnn sakl olduunu grmemek mmkn m?
BLM IV
2- Bunlardan kazayla len olursa onun iin yas tutulur ve oyman bir bireyine
kar gsterilen sayg hayvana da gsterilerek gmlr.
3- Yeme yasa bazen hayvann yalnzca belirli bir parasyla snrl olur.
10- Totem olan hayvan oymak yelerini korur ve onlara yol gsterir.
11- Totem olan hayvan kendisine inananlara gelecei bildirir ve onlara nderlik
grevi yapar.
12- Bir totem oymann yeleri ou kez totem hayvana ortak bir kken
bayla bal olduklarna inanr.
Reinach'n bir zamanlar bir totem sistemi olduunu gsteren btn iaretleri ve
ipularn da kullanm olduunu anmsarsak, totem dininin bu kateizminin
deerini daha iyi kavrayabiliriz. Bu yazarn sorunu ele alndaki zellikler,
totemizmin temel niteliklerini bir dereceye kadar savsaklamasnda kendini
gsterir. leride bu yazarn, totemizmin kateizminin belli bal iki kuralndan
birini ikinci derecede gsterdiini greceiz, dierini ise bsbtn gzden
karmaktadr.
Frazer ilk yaptnda (5) yle der: "Bir totem vahilerin sayg gsterdii bir
maddi eya beidir; ilkel kendisiyle bu topluluun iinde bulunan eya arasnda
sk ve zel bir iliki olduuna inanr.
Totemle birey arasndaki bu balln iki yana da karlkl yarar vardr; totem
insan korur, insan da eer bu totem hayvansa ldrmeme, bitkiyse kesmeme ya
da toplamama yoluyla eitli biimlerde ona sayg gsterir.
Totem, fetiten farkl olarak tek bir ey deil, her zaman bir eya beidir,
bunlar genellikle bir hayvan ya da bitki tr, ara sra da cansz doa eyas ve
pek az da yapma eyadr."
En az totem tr ayrlabilir:
1- Btn boyun ortak totemi olan ve kuaktan kuaa geen boy totemi,
Son iki tr totem, boy totemine oranla daha az nem tar. Eer yanlmyorsak
bunlar sonradan ortaya kmlardr ve tabunun ierii ynnden nemsizdirler.
Boy totemi (klan totemi), adlarn bu totemden alan, kendilerini ortak bir atadan
gelme ve birbirlerinin kan akrabas sayan ve gerek totem inanlarnda, gerekse
birbirleriyle ilikilerinde ortak borlarla sk skya bal olan erkek ve
kadnlardan kurulu bir topluluun sayg konusudur.
Totemizm, toplumsal olduu kadar dinsel bir sistemdir. Dinsel cephesinde bir
kimseyle totemi arasnda karlkl sayg ilikisinden, toplumsal cephesinde de
boy yelerinin birbirlerine ve dier oymaklara kar borluluk ilikilerinden
ibarettir. Totemizmin daha sonraki tarihinde bu iki cephe birbirinden ayrlmaya
doru bir eilim gsterir; toplumsal sistem genellikle dinsel sistemin izlerini
yaatr ve buna karlk totemizm zerine kurulu toplumsal sistemin kaybolduu
lkelerin dininde totemizmin arta kalanlar yaar. Totemizmin kkeni
konusundaki bilgisizliimiz karsnda, bu iki cephenin balangta nasl
birbirine kark bir durumda olduunu kesin olarak sylemek olanakszdr.
Fakat genel grnm asndan balangta totemizmin bu iki cephesinin
birbirinden ayrt edilebilmesi olasdr. Dier bir deyile geriye doru gittike, bir
boyun bir bireyinin totemiyle kendisini birtrden saymakta olduunu ve totemle
olan ilikileriyle boy arkadalaryla olan ilikileri arasnda bir ayrlk
grmediini daha aydnlk olarak gryoruz. Dinsel bir sistem olma asndan
totemizmi betimlerken Frazer, bir boyun yelerinin, totemlerinin adn aldn
ve ayn zamanda kural olarak bu totemden geldiklerine inandklarn srarla
gstermektedir. Bu kan yznden ilkeller totem olan hayvan avlamaz,
ldrmez ya da yemezler ve totem eer hayvan deilse onu hibir biimde
kullanmazlar. Totem tabular, totemin ldrlmesi ya da kesilmesi yasandan
ibaret deildir; bazen toteme dokunmak ya da hatta bakmak bile yasaktr; birok
yerde totem kendi adyla anlmaz bile. Totemi koruyan tabularn dikine bir
davran, vahim bir hastalkla ya da lmle otomatik olarak cezalandrlr (6).
Boy, toteminden korunma ve sabr bekler. Totem tehlikeli bir hayvansa (rnein
yrtc ve vahi ya da zehirli bir hayvansa) bir zarar vermeyeceine inanlr ve bu
inancn doru kmad zamanlarda saldryla karlaan kii boydan atlr.
Frazer'e gre, antlar kkensel olarak "ordalie'' (*) idiler, bir kimsenin soyu bu
yntemle totemler tarafndan belirlenirdi. Totem hastalk durumlarnda yardm
eder ve boya uyarlarda bulunur. Totem olan hayvann bir ev yaknnda
grnmesi ou kez bir lm haberi saylr, totem kendisinin olan almaya
gelmitir" denir (8).
Daha sonraki gelimelere ya da gerilemeye denk dme olasl olan her eyi
eleyerek ilk totemizmin zyapsal niteliklerini bulmak istersek, u temel olaylar
buluruz: Totemler balangta yalnzca hayvandlar ve tek boylarn atalar
saylmlardr. Totem yalnzca anne yoluyla geerdi; totemi ldrmek (ya da
yemek, ki bu ilkellere gre ayn ey demekti) yasakt; bir totemin yelerinin
birbiriyle cinsel ilikide bulunmalar yasakt (12).
Reinach'n izdii Code du totmisme'de ikinci tabu, yani totem hayvandan
geldiine inanma gr anld halde, birinci tabu, yani ekzogaminin
anlmamas bize garip grnyor.
Totemizmin, kesinlikle her ekinin bir evresi olduuna ne kadar inanrsak, onu
anlama ve i yznn bilmecesini zme zorunluluu da o kadar artar. Evet,
totemizm zerine her ey bilmece niteliindedir; kesin sorun, totemin kkeni,
ekzogaminin (ya da onun temsil ettii ensest tabularnn) kaynaklaryla ikisi
arasndaki, yani totem rgtyle ensest yasa arasndaki iliki sorunudur.
Sorunu hem tarihsel, hem de psikolojik ynden kavrayabiliriz; bu bize, bu garip
kurumun ne gibi koullar altnda gelitiini ve insann hangi ruhsal
gereksinimlerini anlattn gsterecektir.
Peru nkalarndan gelme bir kii olan ve on yedinci yzylda kendi budununun
tarihini yazan Gracilaso de la Vega totem olaylarn, boylarn birbirlerini adlarla
ayrmalar gereksiniminden doduu biiminde yorumlar (18). Ayn dnce
yzyllarca sonra A.K. Keane'nin Ethnology adl yaptnda da grlmektedir,
burada totemlerin heraldik imlerden doduu ve bireylerin, ailelerin ve
oymaklarn bu imlerle kendilerini bakalarndan ayrmak istedikleri sylenir
(19).
Eski ad Sir John Lubbock'la tannm olan Lord Avebury de bu yanl anlamaya
nem vermemekle birlikte, totemizmin kkeni zerine ayn dncededir.
Hayvanlara kar gsterilen saygy aklamak istersek, insan adlarnn ou kez
hayvanlardan alndn unutmamalyz. Ay ya da aslan diye arlan bir
adamn ocuklar ve torunlar doal olarak bu ad ata ad olarak alrlar. Bu yolla
hayvann kendisi bir sayg ve en sonunda da bir tapnm konusu olmaktadr.
Buraya kadar gsterilen grler aka yanltr. Bunlar, hayvan adlarnn ilkel
oymaklara nasl verildiini aklayabilir ama totemik sistemi oluturan ad
vermeye gsterilen nemi asla aklayamazlar. Bu topluluun en dikkate deer
gr, Andrew Lang tarafndan Social Origins (1903) ve The Secret of the
Totem adl kitaplarnda ileri srlmtr. Lang, bu grte adlandrmay
sorunun merkezi olarak ele alr; fakat ilgin iki psikolojik etmeni de araya sokar.
Bundan dolay totemizm sorununun son zmne yardm etmi olduunu
savlayabilir.
Andrew Lang'a gre, boylarn hayvan adlarn almalar sorunu nemli deildir.
Bugnk ilkeller iin olduu gibi insanlar iin de ve hatta ocuklarmz iin de
(24) ad, bizim sandmz gibi anlamsz ve keyfi olarak konmu bir ey deil,
nemli ve temel bir eydir. Bir adamn ad onun kiiliinin balca elerinden
birisidir ve belki de onun ruhunun bir parasdr. Hayvanlarn adlarnn ayn olan
adlar tamalar durumu, ilkel insanlarda herhalde kiilerle zel hayvan trleri
arasnda gizli ve nemli bir ba olduu kansn dourmutur. Bu ba kan
bandan baka ne olabilirdi? Fakat adlarn benzerlii bir kez byle bir kanya
yol anca, ekzogami de iinde olmak zere kan tabusuyla ilgili btn totemik
yasaklarn nedeninin bu olmas gerekir...
Ayn yorum E. Durkheim'n 1912'de kan Din Yaamnn lkel Biimleri adl
yaptnda grlr. Durkheim'a gre, totem bu budunlarn toplumsal dininin bir
simgesinden baka bir ey deildir. Totem gerek sayg hedefi olan toplumu
gsterir.
Dier yazarlar, totemik kurumlarn ortaya knda toplumsal zorlamalarn
roln daha gl nedenlerle gstermeye almtr. rnein A.C. Haddon her
ilkel boyun kkensel olarak zel bir bitki ya da hayvan tryle yaadn ve
belki de bu maddeyle ticaret yaptn ve onu dier boylarla deitirdiini kabul
etmektedir. Bu durumda bir boyun, dier boylar bu kadar nemli bir rol
oynam olan hayvann adyla tanmas gerekiyordu. Ayn zamanda oyman
hayvana kar bir tr alkanlk kazanm olmas, ona kar zel bir ilgi
duymasn gerektiriyordu ve bu da insann en ilkel ve zorunlu gereksinimi olan
alk gibi ruhsal bir kaynaa dayanmaktayd (26).
Gillen ve Spencer, Arunta denen boylar beinin birok garip kurumunu, detini
ve dncesini betimlemitir, Frazer de onlarn irdelemesine dayanarak bu
zelliklerin en ilkel evrenin zyapsal nitelikleri olarak ele alnmasn ve
bunlarn totemizmin ilk ve asl anlamn aklayabileceini kabul eder.
3- Totem oymann ilevi sihir yoluyla yenebilen totem hayvann reten bir
ayin yapmaktan ibarettir. (Bu ayine Intiiuma denir).
Sistem "ortak sihir"in bir parasndan baka bir ey deildi. lkel insanlar,
sihirsel bir ele geirme ve tketme kooperatifi diyebileceimiz bir ey
kurmulard. Her totem oyma, belirli bir tr besin maddesinin temizliini
salamay stne almt. Zararl hayvan, yamur, rzgr ya da bunlara benzer
eyler gibi yenmeyen totemlerdeyse totem oymann grevi, bu doa olaylarna
egemen olmak, onlar zararsz duruma getirmekti. Her oyman abas, btn
dier oymaklarn iyilii iindi. Klan kendi totemini yiyemedii iin ya da
yalnzca ok kk bir blmn yiyebildii iin, bu deerli rn dierleri iin
hazrlyordu ve karlk olarak da onlarn totem konusundaki toplumsal
grevlerine kar gsterdikleri zenden yararlanyordu. ntiiuma treninin bu
biimde yorumlanmasyla Frazer, totemi yemeye kar konan yasan, bu
ilikinin ok daha nemli dier bir ynnn, yani bakalarnn gereksinimi iin
yenebilen totemi olabildii kadar ele geirme ynnn, gzlemcilerin gznden
kamasna yol amtr.
Frazer, her totem oymann balangta hibir koula bal olmakszn yalnzca
kendi totemiyle geindiini syleyen Arunta geleneini kabul eder. Bu yolla,
bunu izleyen evreyi anlamak glemektedir, bu evrede vahilerin niin totemin
yenmesini kendilerine yasaklarken bakalarna izin verdikleri
anlalmamaktadr. O zaman Frazer, bu yasan asla bir tr dinsel sayg sonucu
olmadn, hayvanlarn kendi trlerini yemediini grerek ortaya ktn,
yleyse bu noktada da totem gibi davranlmazsa hayvan zerinde egemen olma
erkini elde edemeyeceklerini anladklarndan bu yasan ortaya ktn kabul
ediyor ya da hi olmazsa kendisine kar ilgi duyulan hayvan ldrmeme
isteinden domakla aklayabiliyordu. Frazer bu aklamann glklerini
saklamamaktadr (29). Aruntalarn efsanelerindeki totem iinde evlenme
detinin nasl ekzogamiye dntn gstermeye de cesaret edemiyor.
Biraz nce sylediimiz gibi, Aruntalar gebelikle cinsel davran arasnda bir
ba grmyorlard. Bir kadn kendisini anne olarak duyumsuyorsa, bunun
anlam yeniden domay bekleyen evredeki en yakn ruhlardan birisinin
vcuduna girmi ve bir ocuk olarak domu olmas demekti. Bu ocuun
totemi de o belirli yerdeki ruhlarn toteminin aynsyd. Fakat bir adm daha
ilerlemek istersek ve kadnlarn, kkensel olarak bir hayvann, bir bitkinin ya da
bir tan ya da gebe olduunu duyumsamaya balad anda imgeleminde yer
alan baka bir eyin gerekten vcuduna girdiine ve insan biiminde
vcudundan doduuna inandn kabul edersek, o zaman bir insann totemiyle
aynl, gerekten annenin inan zerine kurulabilecek ve dier btn totem
yasaklar (ekzogami dnda) kolayca bu inantan karlabilecekti. nsanlar o
belirli hayvan ya da bitkiyi yemekten ekineceklerdi; nk bu kendi
kendilerini yemek anlamna gelecekti. Fakat bazen totemlerinin bir blmn
trenlerle yemek zorunda kalmaktadrlar; nk bununla totemizmin temel bir
blm olan totemle kendilerini bir sanmalarn glendirmi olmaktadrlar.
W.H.R. Rivers'in Bank Adalar halk zerindeki gzlemleri, byle bir gebelik
kuramn, yani kendilerini totemleriyle dorudan doruya bir sandklarn
kantlar gibidir (34).
Bunlar bir ruh araclyla gebe kalma efsanesini genel bir gebelik grne
gtryorlarsa da, biz bu nedenden tr onlar, iftlemeyle gebelik durumu
konusunda, Hristiyanlk efsanelerinin ortaya kmas srasnda yaam olan
eski uluslardan daha da bilgisiz sayamayz.
Totemizmin kkeni zerine dier bir psikolojik gr, Hollandal yazar G.A.
Wilcken tarafndan ileri srlmtr. Bu gr, totemizmle ruh g arasnda
bir ballk bulur. "Yaygn inanca gre, lnn ruhunun getii hayvan bir kan
akrabas, bir ata olur ve bu onur nedeniyle sayg grr." Fakat ruhlarn
hayvanlara gemesi inanc totemizmi dourmam, totemizmden kmtr (37).
Totemizm zerine dier bir gr, nl Amerikan etnologlar Franz Boas, Hill
Tout ve dierlerince ileri srlmtr. Bu gr, totemli Amerika Kzlderili
oymaklar zerinde yaplan gzlemlere dayanr; buna gre, totem kkensel
olarak bir atann dnde alarak soyuna brakt koruyucu ruhudur. Totemizmi
tek bir bireyin kaltmyla karmann glkleri bilinir; bundan baka
Avustralya gzlemleri, totemin gzeten ruha dayandrlmasn dorulayacak
nitelikte deildir (38).
ilikisi
Totemizm grlerini olduka geni olarak ele aldm; bununla birlikte srekli
konuyu toparlama zorunluluundan tr, onu yeterli derecede
aydnlatamadm sanyorum. Okurun karn dnerek, kacak dier
sorunlar da zetleme cesaretini gsteriyorum. Totemli budunlarn ekzogamisi
konusundaki tartmalarn, kullanlan gerelerin ierii yznden zellikle
karmak, inat ve hatta kark olduu sylenebilir. Bereket versin ki bu yaptn
amac, yol gsterici noktalara iaret etmekle ve konunun daha geni olarak
incelenmesi iin sk sk alntlar yaptm uzmanlar gstermekle yetinmeme
uygundur.
Bir yazarn ekzogami sorunlarna kar ald tavr, totem grlerinden birine
kar ald durumdan hi kukusuz bamsz deildir. Totemizmin bu
aklamalarndan bazlarnn ekzogamiyle hibir ball yoktur, bunlar iki
kurumu birbirinden ayrmaktadr. Demek ki birbirine kart iki gr buluyoruz;
birisi, ekzogaminin totemik sistemin temel bir paras olduunu kabul ettii
halde, dieri byle bir ballktan kuku duymakta ve en eski ekinlerdeki bu iki
niteliin raslant sonucu bir arada bulunduuna inanmaktadr. Son yaptlarnda
Frazer iddetle bu ikinci grten yanadr.
Andrew Lang ekzogaminin bir kkeni daha olduuna inanmakta (aaya bakn)
ve bu iki aklamann birbiriyle ne dereceye kadar ilgili olduunu kukulu
brakmaktadr.
Aksine, dier yazarlar, ekzogaminin ensestin nne geen bir kurum saylmas
gerektiini kukusuz hakl olarak kabul etmektedir (46).
Avustralya'daki evlenme kurallarnn gittike karmaklamasn incelersek,
Morgan, Frazer, Howitt ve Baldwin Spencer'n sandklar gibi (47), bu
kurumlarn Frazer'in deyiiyle bilinli bir plan damgasn tadn ve edim
olarak yapmakta olduklar ilevi yerine getirmek amacyla oluturulduunu
kolay kolay kabul edemeyiz.
uras dikkate deer ki, evlilik snflarnn kurulmasnn ortaya kard ilk
yasaklar, gen kuan cinsel zgrln, yani erkek kardelerle kz kardeler
arasnda ve oullarla anneler arasndaki ensest ilikisini etkiledii halde, babayla
kz arasndaki ensest yalnzca daha kkten nlemlerle kaldrlmtr.
ocukluklarn bir arada geiren kimseler arasnda cinsel ilikiye kar doutan
gelen bu nefreti, Westermarck'n biyolojik bakmdan ieriden remenin tr iin
zararl oluunun psikolojik bir anlatm olarak dnmesi, bana ok dikkate
deer geliyor. Byle bir biyolojik igdnn psikolojik grnmnn, reme
bakmndan zararl olan kan akrabalar arasnda evlenmeyi etkilemekle kalmayp
bu bakmdan zararsz olan ayn at altnda yaayan kimseler arasndaki
evlenmeyi de etkilemesi kabul olunamaz. Burada, Frazer'in Westermarck'a kar
ileri srd yetkin eletirileri anmaktan kendimi alamyorum. Frazer, cinsel
duyarlln bugn ayn at altnda yaayan kimseler arasnda cinsel ilikiye asla
engel olmad halde, bu isteksizliin bir sonucu olduu savlanan, ensest
korkusunun bugn bu kadar etkili olmasn anlayamadn sylemektedir. Fakat
Frazer'in eletirileri daha da ileriye gider, tabu konusundaki blmmzde ileri
srdm savlara temel bir biimde uyduu iin bunlar olduu gibi buraya
geiriyorum.
Frazer'in bu deerli savna ben unu katarak diyeceim ki, psikanaliz denemeleri
ensest ilikilerine kar doutan bir tiksinme olduunu kabul etme olanan
ortadan kaldrmtr. Tersine, bu denemeler genlerin ilk cinsel itepilerinin
daima ensest yapmaya eilimli olduunu ve bu edinilmi itepilerin, daha
sonraki nevrozlarn nedeni olarak kabul edebileceimiz bir rol oynadn
gstermitir.
Burada, imdiye kadar sylenen grlerden tmyle ayr bir ierikte olan ve
ensestin kkenini aklamaya alan dier bir gr daha anmalym. Buna
tarihsel aklama diyebiliriz.
ocuun hayvanlarla olan ilikisinin ilkel adamn ilikisiyle birok ortak yan
vardr. Ergin uygar adama kendisiyle btn dier hayvanlar arasnda bak
kesmiesine bir ayrm yaptran gururun ocukta henz daha hibir izi
grlmez. ocuk hi ekinmeksizin hayvanlar kendisiyle eit sayar; hayvanla
kendisi arasnda, hi kukusuz daha gizemli olan erginden ok daha sk bir
iliki grr ve bunu kendi gereksiniminin ynlendirdii bir zgrlk iinde
yapar.
Bundan sonra ayn yazar durumu yle zetler: "ocuun kpek fobisi gerekte
kpek zerine kaydrlm baba korkusudur; nk 'kpek, uslu duracam', yani
'mastrbasyon yapmayacam' anlatm gerekte kendisine mastrbasyonu
yasaklam olan babasna iaret ediyordu.'' Yazar bundan sonra, benim
deneyimimle tmyle birleen ve ayn zamanda bu gibi deneyimlerin bolluuna
tanklk eden baz eyler ekler: "Bu gibi (at, kpek kedi, tavuk, vb. evcil hayvan)
fobiler, kanmca, ocukluktaki pavor nocturnus kadar sklkla grlr ve
genellikle zmlemede kendilerini ana babadan birine kar olan korkunun
hayvanlar zerine kaydrlmasyla gsterirler. ok yaylm olan fare fobisinin
de ayn mekanizmay tadn savlamaya hazrlanm deilim.''
Fobinin zlnn dier bir evresinde ana babasn dier byk hayvanlarla
zdeletirmekten ekinmedi (61).
ocukta olumlu totemizm olay demek gereken gzel bir bireysel gzlemi S.
Ferenczi'ye borluyuz (62). Ferenczi'nin anlatt kk Arpad'da totemik ilgiler
Oidipus karmayla dorudan doruya ilgili olarak uyanmamakta, narsistik bir
temelle, yani hadm edilme korkusuyla balamaktadr. Fakat kk Hans'n
gemiine dikkatle baklacak olursa, orada da, babann reme organlar byk
olduu iin ocuun ona hayranlk ve korku duyduu, ocuun kendi
r#########eme organlarn tehdit etmesinden korkulduunu gsteren birok
kant olduu grlr. Hadm edilme karmanda olduu kadar Oidipus
karmanda da, baba, ocuun cinsel ilgilerine kar korkulan bir karc
roln oynamaktadr. Hadm edilme ve onun yerine geen krlk, ocuun
korktuu cezadr (63).
Ferenczi'ye gre tavuk kmesinde olan bitenlere kar ocuun gsterdii ilginin
kkeni kuku duyulamayacak kadar ortadadr: "Tavukla horoz arasndaki srekli
cinsel etkinlik, yumurtlama ve civcivlerin kmas, bu ilginin kkenidir." (65).
Bu olaylar, ocuun insanlar arasndaki ilikilere kar duyduu cinsel merak
doyurmuyordu. Komu bir kadna syledii u szlerde grld gibi nesne
isteyi biiminde tavuun yaam kendisine rnek oluyordu: "Seninle, kz
kardeimle, kuzenimle ve ayla evleneceim; hayr, ann yerine annemle
evleneceim."
Bu yer deitirmenin ilk sonucu olduka dikkate deer. Totem olan hayvan eer
babaysa, o zaman totemizmin balca iki buyruu, yani onun ekirdeini
oluturan iki tabu kural (totem hayvan ldrmeme ve ayn toteme bal kadn
cinsel amalar iin kullanmama kurallar) ierik asndan, babasn ldren ve
annesiyle evlenen Oidipus'un iki cinayetinin; ve ocukta yeterli derecede
itilmemesi ya da yeniden uyanmas yznden btn nevrozlarn ekirdei olan
iki ilkel istein aynsdr. Eer bu benzerlik raslantnn aldatc bir oyunu
deilse, tarihten nceki zamanlardaki totemizmin kkeni aydnlatlabilecektir.
Dier bir deyile, kk Hans'n hayvan fobisi ve kk Arpad'n tavuk saptm
nasl Oidipus karman oluturan koullar altnda gereklemise, totemik
sistemin de byk bir olaslkla bu koullar altnda olutuu gsterilebilecektir.
Bu olanan nasl ortaya ktn gstermek iin totemik sistemin ya da totemik
dinin imdiye kadar tartma konusu yapmadmz bir zelliini inceleyeceiz.
1894'te len ve fiziki, filolog, Kutsal Kitap uzman ve bir arkeolog, keskin ve
zgr dnceli olduu kadar ok ynl bir bilgin olan W. Robertson Smith,
The Religion of the Semites (68) adl yaptnda, totem leni denen garip bir
trenin balangtan beri totemik sistemin tamamlayc bir paras olduu
varsaymn ortaya atmt. Bu varsaymn kant olarak da, elinde o zaman .S.
500 ylndan kalma tek bir belge vard; bununla birlikte eski Samiler arasndaki
kurbann i yz zerine yapt zmlemede varsaymna byk bir olaslk
derecesi verebilmitir. Kurbanda tanrsal bir kii dncesi olduu iin, burada
yksek bir dinsel tapnm evresinden en aa evreye, yani totemizme geri gitme
sorunuyla karlayoruz demektir.
Robertson Smith'in bu yetkin yaptndan (69) bizim iin byk bir nemi olan
kurban ayininin kken ve anlam konusundaki satrlar alacam; yalnzca ok
ayrntya giren blmleri ve daha sonraki geliimlerle ilgili olan yerlerini
atlayacam. Byle bir parada yaptn zgn sav gcn, akcln okura
duyurmak olanakszdr.
Dilde kalan izler, tanrya sunulan kurbann onun gerekten besini sayldn
kesin olarak gstermektedir. Zamanla tanr maddi olmayan bir varlk olarak
grldke, bu gr saldrgan bir nitelik kazand ve tanrya yalnzca etin su
blmnn sunulmasyla yetinilmeye baland. Daha sonralar kurban etini
dumanlar iinde sunaktan ykselten atein kullanlmasyla tanrlar iin daha
uygun bir besin olarak insan besinlerinin sunulmas balamtr. ki kurban,
kkensel olarak, kurban edilen hayvanlarn kanyd; sonralar bunun yerine arap
konmutur. lkel insan araba, bugn hl airlerimizin de dedii gibi, "zmn
kan" gzyle bakard.
zetle, kurban genel bir ayin, btn klann bir treniydi. Temelde btn din bir
kamu sorunuydu; dinsel grev, toplumsal borlarn bir parasyd. Kurban ve
len btn budunlarda hep birlikte bulunurdu; her kurbann bir bayram vard,
hibir bayram kurbansz kutlanmazd. Kurban leni, herkesin seve seve kendi
karlarnn stne ykseldii, toplumun ve toplumla birlikte tanrnn
ykseltildii bir vesileydi.
Genel kurban leninin ahlksal gc, hep birlikte yeme ve ime kurallar
zerine kuruluydu. Bakalaryla birlikte yeme ve ime, ayn zamanda topluluun
ve karlkl ballklarn tanndnn bir iareti ve dorulanmasyd; kurban
yeme inananlarn arasndaki ilikileri glendirerek btn inananlarn bir tanrya
erdiini dorudan doruya gstermeye yaryordu. Bugn l Araplar arasnda
yaamakta olan baz detler, bir arada yemek yemenin oluturduu balayc
gcn dinsel bir etmen olmadn, ama bu yemekten sonra oluan karlkl
borlarn yeme ediminin sonucu olduunu kantlar. Bir Bedeviyle birlikte bir
lokma yiyen ya da stnden bir yudum ien bir kimsenin artk ondan bir dman
olarak korkmasna gerek yoktur, onun koruma ve yardmna her zaman
gvenebilir. Birlikte yenen yemek bedende kald kabul olunmakla birlikte, bu
sonsuza kadar sremez. te bunlarn anladklar birlik ba dncesi bu kadar
gerekidir; glenmesi ve srmesi iin yinelenmesi gerekir.
yleyse kurban yemei, ancak bir soptan (kin) olanlarla birlikte yemek yenebilir
kural uyarnca, kkensel olarak bir akraba leniydi. Bizim toplumumuzda
yemek, aile yelerini birbirine balar; oysa kurban yemeinin aileyle bir ilgisi
yoktur. Sopdalk (kinship) aileden daha eskidir; bildiimiz en eski aileler hep
ayr ayr akrabalk beklerine bal olan kimseleri ierir. Erkekler yabanc
oymaktan kadnlarla evlenmi ve ocuklar annenin oymana gemitir; erkekle
ailenin dier bireyleri arasnda hibir akrabalk yoktur. Byle bir ailede ortak
hibir yemek yoktu. Bugn bile ayr ve yalnz yerler ve totemizmin yemek
konusundaki dinsel yasaklar ou kez onlar karlar ve ocuklaryla birlikte
yemek yemekten alkoyar.
Frazer, son kan byk yaptnn iki blmnde de bu ve buna benzer olaylar
uzun uzadya anlatr (72). Kaliforniya'da yrtc bir tr byk ahine tapan bir
Kzlderili oyma, bu hayvan her yl bir defa dzenledii ayinlerle ldrr,
ondan sonra ku iin yas tutulur, derisi ve tyleri saklanr. Yeni Meksika'daki
Zuni yerlileri de kutsal kurumlar iin ayn eyi yaparlar.
Frazer'e gre, dier durumlarda yasak olan totemin kutsal trenle yenmesinin en
iyi rnei Bat Afrika'da Binilerin gmme treninde grlr (73).
imdi bu totem yemei evresini ele alarak onu ncelikle dnlmesi olana
bulunmayan baz olas niteleklerle ssleyelim. imdi elimizde, totemini haince
bir ayinle ldren, onun i olarak kann, etini ve kemiklerini yiyen oymak var.
Ayn zamanda da oyman yeleri toteme yknerek giyimlerini deitirmekte
ve sanki onunla ortak ayin yerlerini belirtmek ister gibi onun btn ses ve
davranlarna yknmektedir. Bundan baka btn bireylere yasak olan ve
ancak herkesin katlmyla doru saylabilen ve bu ldrme ve len trenine
herkesin katlmak zorunda olduu bir iin yapld da bilinli olarak
bilinmektedir. Bu i yapldktan sonra ldrlen hayvan iin alanmakta ve yas
tutulmaktadr. lm yas zorunludur; nk olas bir ceza korkusu bunu
gerektirmektedir ve balca hedefi, Robertson Smith'in buna benzer bir vesilede
iaret ettii gibi, herkesi kendini ldrme sorumluluundan temize karmaktr
(75).
Fakat bu yastan sonra, btn itepileren zincirlerinin krlmas ve istenildii gibi
doyurulmasna izin verilmesi anlamna gelen byk bir len neesi gelir.
Burada bayramn i yzn kolayca anlayabiliriz.
Bayram, bir yasan resmi olarak inenmesine izin verir ya da bunu zorunlu
klar. Bayramlara zg ar davranlar herkes bir bayram durumuna girsin gibi
bir buyrukla yapmaz, bayramn i yznn kendisinde arlk vardr; bayram
durumu, dier durumlarda yasak olan eylerden kurtulmayla ortaya kar.
te yandan totemizmin bir din giriimi olarak dnlmesi sav, totem hayvann
yaamn koruyan teki tabuyla ilgilidir. Oullarn duygular babann yerine
hayvanda doal ve uygun bir vekil bulmutur; fakat ona kar gsterdikleri
yreksiz davran, pimanlk gsterme gereksiniminden daha glyd.
Gnahlarnn yakc duygusunu dindirmek ve babayla bir tr uzlama
salayabilmek iin, belki de babann bu vekilini kullanmak istemilerdir.
Totemik sistem babayla bir tr uyuma biimi olmutur; baba, ocuk
fantezisinin kendisinden bekledii her eyi, koruma, zen ve sabr gstermeyi
sz verir, buna karlk da yaamna sayg gstermek, yani gerek babay
ortadan kaldran davran toteme kar yinelememek iin sz verilir.
Totemizmde bunu yasallatran bir aba vardr. "Eer baba bize totem gibi
davranrsa, biz de asla onu ldrmeye kalkmayz.'' Bylece totemizm, durumu
tatlya balamaya ve insana kkenini borlu olduu olay unutturmaya yardm
etmitir.
Robertson Smith, eski totem leninin kurbann zgn biimi olduunu bize
gstermitir. kisinin de anlam ayndr: Yani birlikte yemek yemekle
kutsallamaktr. Kurbanda, ancak btnn katlmyla dindirilebilecek olan
gnah duygusu da srer. Buna ek olarak, huzurunda kurbann kesildii
varsaylan boy tanrs da vardr ve o da, boyun bir bireyi gibi yemee katlr ve
bu yeme edimiyle boy kendisini onunla zdeletirir.
Acaba tanr kkensel olarak kendisine yabanc olan byle bir duruma nasl
gelmitir?
Bunun yant u olabilir: Bu srada -ne zaman olduunu kimse bilmez- tanr
dncesi ortaya km, btn yaama egemen olmu, olduu gibi kalmak
isteyen her ey gibi totem leni de kendini yeni sisteme uydurmak zorunda
kalmtr. Bununla birlikte bireyler zerindeki psikanaliz incelemeleri, bize
zellikle tanr kavram rneinin hep baba olduunu, tanryla kiisel ilikimizin
vcudumuzun babasna olan ilikisine baml olduunu, onunla birlikte
dalgalanp deitiini retmektedir. Tanr aslnda ykseltilmi bir babadan
baka bir ey olmamtr. Totemizmde olduu gibi burada da psikanaliz, tpk
ilkellerin totemlerine ata dedikleri gibi tanrya baba diyen dindara inanmay
tlemektedir. Tanrnn psikanaliz tarafndan aydnlatlmayan btn dier
kken ve anlamlar ne olursa olsun, eer psikanalizin dikkate alnmaya deer bir
deeri varsa, babann tanr kavramndaki paynn ok nemli olmas gerekir.
Fakat baba ilkel kurbanda iki defa temsil edilmi oluyor demektir, birincisinde
tanr olarak, ikincisinde de kurbanlk totem hayvan olarak temsil edilmi olmas
gerekir, psikanalizin verdii snrl hal suretlerini kabul edersek, bunun mmkn
olup olmadn ve anlamnn ne olabileceini aratrmamz gerekir.
1. Genellikle bir hayvan, hatta bazen birok hayvan her tanr iin kutsaldr.
yleyse totemin, babann yerine ilk geen biim olmas, babann kendi insan
biimini yeniden kazand daha sonraki bir dnemde, tanrnn babann dier bir
biimi olmas gerekir. Btn dinsel evrimin kknden byle yeni bir rnn,
yani babaya zlemin ortaya kmas, zamanla babayla ve belki de hayvanla
ilikide oluan bir deiikliin sonucunda mmkn olmu olabilir.
Hayvandan ruhsal bir soumann balamasn, ayn zamanda hayvanlarn
evcilletirilmesiyle totemizmin bozulmaya balamasn bir yana braksak bile,
bu deiiklikleri yine de kolayca ortaya karabiliriz (82).
Babann yenilmesiyle ortaya kan durumda, zaman getikte son derece oalan
bir baba zlemiyaratmas gereken bir etmen vard. nk babay ldrmek iin
glerini birletirmi olan oullarn her biri, baba gibi olma isteinin basks
altndayd, bu isteklerini babann yerine koyduklar eyin paralarn totem
leninde birletirmelerinde gstermilerdir. Karde oymann her bir bireye
yapt bask sonucunda, bu istek doyurulmam olarak kalmtr. Hi kimsenin
babann tam erkini elde etmesine (hepsinin arad ey bu olduu halde) izin
verilmemi ve hi kimse de bunu baaramamtr. Bylece oullar cinayete
ynelten, babaya kar duyulan bu ac duygunun zaman getike dinmi ve baba
zleminin oalm olmas mmkndr; ierii oullar babaya baml klma
istei kadar gl olan, yenilgiye uram babann yasaklarndan kurtulu
demek olan bir ideal domas mmkndr.
Belki de her yerde baba tanrlardan nce gelen byk ana tanrlarn bu
evrimdeki yerini gstermem olanaksz. Fakat baba-oullar ilikisindeki
deiikliin yalnzca dine zg kalmad kesin gibidir, babann sessizliinden
etkilenen insan yaamnn dier cephesine, yani toplumsal rgte dein doal
olarak geniletilmitir. Baba-tanr kurumuyla babasz toplum yava yava ata
erkil bir duruma gelmitir. Aile, daha nceki ilk srnn yeniden kurulmas ve
ayn zamanda babalarn eski haklarnn byk bir blmnn kendilerine geri
verilmesi demekti. Bu durumda, yine aile bakan babalar vard; fakat karde
oymann elde ettii toplumsal baarlardan vazgeilmemiti ve yeni aile
bakanlaryla hibir snr tanmayan eski baba arasndaki asl fark, dinsel
gereksinimin, yani babaya kar duyulan doyurulmam zlemin snmemesini
salayacak kadar bykt.
yleyse boyun tanrsndan nce baba, kurban sahnesinde gerekte iki kez, yani
bir keresinde tanr olarak, ikinci keresinde de kurbanlk totem hayvan olarak
grnyor demektir. Fakat bu durumu anlamaya alrken, bunu stnkr bir
benzetme deyip geivermek isteyen, bu olutaki tarihsel evreleri unutan
yorumlara kar uyank davranmalyz. Babann iki biimde grn, sahnenin
birbiri ardna gelen iki anlamna denk der. Gerek babaya kar duyulan ift
duygular, gerekse oullarn sevgi duygularnn dmanlk duygularn yenmesi,
burada esnek bir anlatm bulmaktadr. Bunda babann yenilgiye uratlmas,
drlmesi oullarn en byk utkusunu gsteren gere olmaktadr.
Frazer byk yapt olan The Golden Bough'da, Latin boylarnn ilk krallarnn,
tanr rol oynayan ve bu rolnde zel bayramlarda trenle kurban edilen
yabanclar olduu sansn ileri srmektedir. Bir tanrnn yllk kurban edilii
(kendi kendini kurban bundan farkldr) Sami dinlerin nemli bir nitelii olarak
grnmektedir. Dnyann eitli insan yaayan yerlerinde yaplan insan kurban
treni, bu insanlarn yaamlarna tanrnn temsilcileri sfatyla son verdiklerini
kesin olarak gstermektedir. Bu kurban detinin izlerini daha sonraki
zamanlarda, canl kii yerine cansz bir eyin (manken) taklidinin konmasnda
buluruz. Ne yazk ki hayvan kurbann incelediim kadar salkl bir incelemeye
giriemeyeceim, teheoanthropik tanr kurban, kurbann en eski biimlerini
kesin olarak aydnlatr. Fakat kesin kanmza gre, kurban ediminin nesnesi hep
ayn ey olmutur, bu ey de bir tanr olarak sayg gsterilen eyin, yani babann
kendisidir.
Bylece ilk byk kurban ediminin ans, btn unutma abalarna karn yok
edilemez olduunu gstermektedir. nsanlar bu kurban ediminin nedenlerinden
mmkn olduu kadar kendilerini kurtarmaya abaladklar anda o yine eski
biimini deitirmeksizin bu kez tanr kurban olarak ortaya kmaktadr. Bu
yeniden grn birtakm yeniden yorumlamalarla mmkn klan dinsel
dnn geirdii evrim aamalarn burada tmyle gsterecek deilim.
Kurban insanln ilk tarihinin bu byk olayna geri gtrme dncesinden
hi kukusuz ok uzak olan Robertson Smith, eski Samilerin tanrnn lmn
kutladklar len trenlerinin "efsanevi bir trajedinin ansnn anlmas''
olduunu, bu trenle birlikte yaplan alamalarn zelliklerinin kendiliinden
sevimli olmayp zorlayc bir nitelik gsterdiini, bunun tanrsal bir fkeden
korku olduunu bize syler (85).
imdi, dinlerin daha sonraki geliiminde bu iki temel etmenin, yani oulun
gnah duygusuyla bakaldrma duygusunun asla kaybolmadn bir gerek
olarak kabul edebiliriz. Dinin ortaya koyduu sorunun zmne doru yaplan
her giriim, birbirine kart iki ruhsal gcn uzlatrlmas giriimleri, ekin
deimelerinin, tarihsel olaylarn ve ruhsal i deimelerin belki de hep birden
etkisi altnda, yava yava ortadan kalkar.
Oulun, kendini baba-tanrnn yerine koyma abas gittike daha belirgin olarak
gzkmektedir. Tarmn ortaya kmasyla ataerkil ailede oulun nemi artar. O
zaman oul, ana-topra altst ederek ilemekte simgesel anlatmn bulan
ensesti libidosuna yeni bir anlatm verme cesaretini gsterir. Attis, Adonis,
Tammuz, vb. tanr biimleri ortaya kar; bunlar bereket tanrlar olduu kadar
ana-tanrlarn yaknlk gstermesinden yararlanarak babaya bakaldran ve
anneleriyle ensest yapan gen tanrlard. Fakat bu simgelerle dindirilmeyen
gnah duygusu, efsanelerde ana-tanrlarn bu gen klarna ksa mr verme,
onlar hadm etme cezasyla ya da hayvan biiminde grnen baba-tanrnn
fkesiyle cezalandrma biiminde kendini anlatr.
Gen ran tanrs Mitra'nn parlak ehresi gzden kamtr. Mitra'nn kzleri
ldrdn gsteren tasarmlardan, Mitra'nn, babay yalnz bana kurban
ederek kardeleri olaya karma glklerinden kurtaran olu simgeledii
sonucunu karabiliriz.
lk babann kardeler birlii tarafndan ortadan kaldrl gibi bir olayn insanlk
tarihinde silinmez izler brakm olmasnn, kendini hi olmazsa anmsanacak
birok yerine geirme biimiyle sk sk gstermesi gerekir. (91) Bu izleri,
bulunmas pek g olmayan mitolojide gstermek hevesinden saknyorum,
yalnzca S.Reinach'n Orpheus'un lm zerine yapt esinleyici incelemedeki
bir kayd izleyerek baka bir alana geiyorum (92).
Fakat daha fazla dnrsek, bizim kendimizin, byle bir cretin btn
sorumluluunu tamak zorunda olmadmz grrz. Toplulua ilikin bir
ruhu kabul etmeden ya da bireylerin ortadan kalkmasnn sonucu olarak ruhsal
edimlerin kesintilerini dikkate almamamz mmkn klan bir sreklilii
insanln coku yaamnda kabul etmeden, toplumsal psikoloji asla mmkn
olamaz. Eer bir kuan ruhsal sreleri ondan sonra gelen kuakta srmeseydi,
eer her kuak yaama kar tavrn yeniden dzenleseydi, bu alanda hibir
ilerleme ve hibir gelime olamazd. O zaman iki yeni soruyla karlayoruz:
Kuaklarn birbiri ardnca geliinde bu ruhsal sreklilie ne dereceye kadar
nem verilebilir ve bir kuak kendi ruhsal durumlarn gelecek kuaa geirmek
iin ne gibi yntem ve aralar kullanr?
lkel adam iin de durum ayn olamaz myd? lkellerin narsisizmlerinin ksmi
bir grnm olarak ruhsal durumlarna olaanst deer verdiini
savlayabiliriz (96). Buna gre, babaya kar sradan dmanlk itepileri ve
babay ldrmek ve yemek gibi fantezili bir istek, totemizmle tabuyu yaratan
ahlksal tepkiyi ortaya karmaya yeterliydi. yleyse, pek hakl olarak gururunu
duyduumuz ekinsel varlmzn balanglarn, btn duygularmz yaralayan
korkun bir cinayete geri gtrme zorunluluundan kendimizi kurtaryoruz. Bu
sayede bu balangla imdiki zaman birletiren nedensel ballk kopmam
olur, nk ruhsal gereklik btn bu sonularn nedeni olarak dnlecek
kadar nem kazanm olur. Baba srsnden karde oymana kadar toplumun
biiminde gerekten bir deiikliin olduu kabul edilebilir. Bu gl bir savdr;
fakat kesin deildir. Bu deiiklik daha hafif bile olsayd, yine de ahlkn
olumasna neden olabilirdi. lk babann basks duyumsandka, ona kar
duyulan dmanca duygular yaayacak, baka bir frsat gelinceye kadar bu
duygulardan pimanlk duyulmayacakt. kinci itiraz, yani tabularn, kurban
kurallarnn hep babaya kar beslenen kart duygulardan karlmasna kesin
olarak inanlmasna ve bunun gerek olarak kabul edilmesine yneltilecek itiraz
ise pek yerinde deildir.
Burada gerekte pek kolay olmayan bir kararla karlamaktayz. Fakat nce,
bakalarna temel grnen farkn, bizim dncemizde konunun en nemli
blmne deinmediini kabul etmekle ie balamalyz. Eer istekler ve
itepiler ilkel adam iin tam bir olay deerine sahipse, bize den ey, byle bir
dnceyi kendi llerimize gre dzeltmek deil, onu anlamaya almaktr.