Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 29

SLAMDA GRETM

Prof. Dr. Hseyin ATAY

retimin nemi:

nsanolunun ve onUn oluturduu toplum ve milletin ykselmesi,


ilerlemesi, saadete erimesi ve refaha kavumas iin gerekli btn yollar
retim ve eitimden geer. nsanolu fert olarak, millet ve devlet de top-
lum olarak buna inanm ve ona zaman ve artlarna gre nem vermi-
ler, imkanlarn seferber etmilerdir. Bunlarda geveklik ve ihmaleilik
balaynca, milletler admlarn ne atma yerine, yerinde saymaya bala-
mlardr ve sonra da admlar gerisin geri gitmeye yz tutmu, ne adm
atma gcn kaybetmilerdir.

OsmanIlarda retimin messeselemesi:

Osmanllarda retim Anadolu Seluklularn bir devamyd. Ancak


Osmanllar Anadolu Seluklu devletinin devlet olarak varisi deildi.
Seluklu devleti ykld ve bir sr beyliklere blnd ve o beyliklerden
biri olan Osman Oullar bir buuk asr sonra hakimiyetini kabul ettire-
rek Anadolu'ya tam hakim oldular. Karklklar ve harpler iinde geen
bu 150 ylda retim nekadar imkan bulmusa o kadar devam etmiti.
Buna ramen Orhan Gazi 1328'de znik'e byk bir medrese kurmutu.
retim her zaman halkn ve devletin himayesini grm ve bu sayede
devam etmiti. Ama retime devlet olarak cl atp onu resmi bir kanuna
ve nizama sokan Fatih Sultan Mehmet idi. Bunun iin Trkiye'de res-
mi yani devlete yrtlen retimi Fatih'in, Fatih'te medreselerini
kurmasiyle balattn syleyebiliriz.

Trkiyede Resmi retimin devreleri:

Trkiye'de resmi retimi u devrelere ayryoruz. 1456 Sultan Fa-


tih'in Fatih medresclerinden 1773 ylnda Mhendishane-i Bahri- H-
mayun'un alna kadar birinci devre, 1773'den 1924 ylnda Tevhid'i
2 HSEyiN ATAY

Tedrisat kanununun kabulne kadar ikinci devre, 1924'den 1949 yln-


da Ankara niversitesinde lahiyat Fakltesinin alna kadar nc
devre ve 1949'dan 1978 ylna yani gnmze kadar olan ve iinde ya-
admz drdnc devredir. retimde izgiler, grafikler, blmleme-
ler ve konular basite indirmek suretiyle problemleri daha kolay anlatma
imkan vardr.

Hatalar dzeltmenin zorluu:

Bir sonraki dnemde ortaya kan problemler, bir nceki dnemin


aksaklndan meydana gelmektedir. Tarihi seyir ve oluma iinde bir
nceki olay bir sonrakinin sebebi oluyor. Bylece meydana gelen sonu
bir ncekinin yanl veya doru olduunu ve ne dereceye kadar yanl
ve hangi adan doru olduunu grmek kolayoluyor. Gene de bu yanl
ve doruluk nisbiliini bir dereceye kadar koruyabiliyor. Bir ncekini
iman derecesinde benimseyenler, onun doruluunu bir sonraki devrede
de ayn ekilde savunmay inan ve ideolojilerinin bir grevi bildikleri
iin, sonraki dnemdeki problemlerin zm, bir ncekinin savunucu-
larnn gl oluu nisbetinde imkansz oluyor.

retim ve eitimin zikrettiim son devreleri ksa bir zaman da ce-


reyan ettikleri iin, uzun mrl bir insan onun iki veya ii.n yaama
imkan bulmu ve hi olmazsa bir nceki dnemi yaayanlarla ayn top-
lum iinde yaama frsatna erimi olmakla bir ilnccki dnemin iyilii
veya ktl hakknda mahcdeye dayanan biIgilere sahib olmak ve
yaayanlarn bilgisine bavurmak mmkn olmutur. Bylece yalnz
tarihin derinliklerinde kalm eserlerde deil onU yaayanlardan da kay-
naklanIm olur. Daha nceki dnemden kalan problemlerden bize in-
tikal eden ve bugnk problemlere yn vermee alan farkl anlay-
larn panoramasn veya simetrisini birka kelime ile izelim.

Batl ilim adamlarnn sliimi sahadaki metodlar:

stisnas bulunabileceini kabul etmek artiyle batl yazarlarn s


lam dini ve eitimi hakknda, ncelikle Cumhuriyet dneminde, yazdk-
lar yazlarda aa yukar btn kaynaklarnn kanunlar, tzkler, res-
mi ve siyasi ahslarn beyan, tebli ve konumalar olup ondan ileri gi-
dememilerdir . Yazlar, fikirleri tek yanI ve eksik, ou kez slam
dini ve onu yaayanlarn aleyhlerine olmutur, tasvirlerinde, meseleleri
SLAMDA GRETM 3

anlatmakta- biz kast aramak niyetinde deiliz-aratrmann eksikliin-


den tr yanlmalar vuku bulmutur veya hala bulmaktadr.
Batl yazarlar rnek alarak yaz yazan aydnlarmz da slam dini-
ni eksik ve memleketin her trl problemlerinin sorumlusu gsterme gay-
reti iinde grlmektedirler. Bir ayet veya hadis yahut ta her hangi is-
lam aliminin asrlar nce olsun, yakn zamanda olsun, bir szn ve fik-
rini slam dininin ittifak edilmi bir ilkesi olarak gsterip slam dini-
nin maksat ve gayesine uymayan ve ona taban tabana zt den bir tas-
vir ve aleyIte bir ma na ortaya atmay olaan hale getirmilerdir.

Trkiyenin din retimindeki durumu:

Uzun bir sre din retimine ve slam dini lehinde yaz yazmaa
msaade edilmedii iin-ve hala tam bir serbestliin olmadn ilave et-
mek gerekir,-tslami sahada, ilmi ve st seviyede yaz yazma sanat ge-
lime imkan bulamamtr. slam dini lehinde yaz yazd grnmn-
de olanlarn ortaya koyduklar tslam anlay arpk, olup gayesi dna
tamakta ve gayesine ters dmektedir; ciddi ve drst olanlarnki de
sadeee tarihi deer ta~maktadr. Gemi zamanlarn kltrel, ilml, siyasi
ve itima art ve seviyesine gre yorumlanan slam dini, bugn iin
eksik, yetersiz bir ekilde, ou kez yanl bir anlam ve tasvir iinde
sunulmaktadr. Dinin aleyhinde olanlarla dinin lehinde olanlar sanki ke
kapmaca oynuyormu gibi her ikisinin de biribirinin tepkisi olarak ortaya
kt grlmektedir. Din hususundaki bilgilerinde ilim ve realite an-
layIarnda birlemekte olup dokUnduklar sorunlarda, yaptklar yanl
yanstmalar bir yana braklrsa, sorun bir btn iinde ele alnd za-
man her iki tarafn mantk i tutarszlklar aka grlebilir durumdadr.
Bunun iindir ki hi bir zaman olumlu bir meselede anlama ve bir ara-
ya gelme imkan olmad gibi zm bekleyen meseleler de yzst kal-
maktadr. Bunun sebebi retim ve kltr eksikliidir. Her iki grubun
da en ok eksik olduklar din kltrdr. Her ikisinin an ve gn-
mzn kltrnde ayn seviyede olduklar sylenebilir.
Genlik din eitiminden mahrum braklnca milli ve tarihi kltr-
den de mahrum braklm oldu. ayet bunun ikisi de kasdedilmi ise
her ikisinde de gayeye ulalmtr. Ama biri kasdedilip de dieri retil-
mek istenmise, sonueun byle olacann kestiriIememi olduu syle-
nebilir. Birinde gayeye ulalnsa tekinde baarszla dlmtr.
Din kltr ile milli kltr birbirinden ayracak seviyede kimselerin
4 HSEYN ATAY

olmadn sylemek, ii ok basit olarak grmek olur. Bin ksr yl birbiri


ile kaynam her iki kltr ayrmak, hele yle bir gn ve bir gecede
yapvermek metafizike imkansz deilse de, fiilen imkansz olduu ai.
kardr.

Din retiminin manevi deeri:


Toplumun ve insamn her hangi bir meselesini anlamak ve ozume
ulatrmakta ilim ve talim, retim ve bilgi art ise, din hususunda da ilim
ve retim arttr. Toplumlar ve toplumun fertlerini maddi bir iple ve.
ya sicimle yahut da yaptrc bir madde ile balamak dinsiz retilerin
hkmran olduu lkelerde bile dnlemeyecek kadar imkanszdr.
nsanlar birbirine balayan, zaman, mekan, renk ve soy unsurunu akn
olan manevi deerlerdir. nsanlar imdiye kadar icad edilmi ideoloji-
lerin iinde dinden baka daha geni ve daha insancl ve insamn grn-
meyen ruh aleminin ihtiyalarna cevap veren ve birbirine balayan da.
ha kuvvetli bir ba yoktur. Bunun dnda kalan dier kltr ve ideolo'
jik gibi manevi balar daha dar ve az kapsamldr. Bunun iindir ki b.
yk bir imparatorluu ve byk bir milleti paralamak isteyen gler
nce onun dinine ve manevi deerlerine hcum ederler ve onlarda gedik
amaya alrlar, bir milleti millet yapan manevi balar zayflatarak,
onlar kopararak byk bir milleti kk etnik paralara airet, kabile
ve blgecilie varana kadar milletin fertlerinin her birine hamilik ve ko-
ruyuculuk davas gderek onlar ayr ayr idare etmeye balarar. Bunu
yapmamn ilk ustalklarnn ve hilelerinin banda dini tenkit etmek gelir.

Dinin veya dinsel hkmlerin tenkidi:

Burada nemli bir noktaya iaret etmek gerekmektedir. Din iki tr-
l kiiler tarafndan tenkit edilir. Bunlardan biri ayn dine salik olmayan
kart din dmanlar yani yabanclar tarafndan tenkit edenlerden olu-
ur. Bunlara ana babalar aym dine bal iken oullar yabanclarn te.
siriyle dinsiz olup, babalarnn dinine saldranlar da dahildir. Dier tr
insanlar ayn dine bal olanlardr. Bunlar dinlerini tenkit etmezler. An.
cak dinin kendi din bilgileri tarafndan yaplan izaWarn tenkit ederler ve
onun bilgisinin, fikrinin ve anlaynn yanl ve hatal olduunu ileri
srerler ve kendilerince doru olam ortaya korlar. te bundan tr
yani bu iki tr tenkitten tr biz u terimleri kullanmay uygun gr-
yoruz. Dini tenkit edenler ki bunlar dini ykmay gaye edinirler ve bun-
SLAMDA GRETM 5

larn din dman olduklarn kabul etmek lazmdr. nk dindar dinini


tenkit etmez. Bunlar yabanc olabilecei gibi ayn dinden yz evirmi
veya km kimseler de olabilir. Dierlerine, yani dindar tenkitilere ge-
lince, onlar dini tenkit etmezler, dinin her hangi bir aklamasn her
hangi bir din bilgininin fikrini tenkit ederler ki, bu her din bilgininin
dini ve hem de ilmi grevidir. Bylece dinin gerek anlal ortaya ko-
nur. Bunu ylece ifade etmek de mmkndr. Dine nisbet edilen bir
meseleden dolay dini tenkit etmek, dier bir deyile dini bir meseleyi
ele alp dini tenkit etmek, dieri ise dinde mevcut bir hkm dini n esas-
larna dayanarak tenkit etmek ve o hkmn yanlln ortaya koymak.
Birincisinde bir meselenin yanllndan dinin temelinin yanl olduu-
nu anlatmak ve dini insanlarn gznden drmek vardr. Oysa ikin-
cisinde dinde yanl anlalan bir meselenin doru anlalmasna yardm
etme ve dinin gerekliini anlatmaya gayret etme ve onun tutarlbrn
savunma ve inananlar dine daha ok balama emeli vardr.
imdi dini tenkit edenlerin metotlarna bir iki kelime ile deinelim.
1- Di.n kitaplarnda ve dine dair yazlan kitaplarda, yahut ta her
hangi bir kitabn dini bir meseleyi zikretmesinde, dinin asJna, esasna
aykr bir sz ve bir hkm bulunduu takdirde, dinin nemli h-
kmlerindcn biri sayp onu ele alarak dine hcum etmek.
On drt asrdr slam dinine dair milyonlarca mslman ve binler-
ce de mslman olmayan kimseler yaz yazm, fikir beyan etmitir.
Bunlarn iinde binbir trl gayesi olan vardr. Onlarn hepsinin ve her
birinin fikri ayr ayr ve ou kez eliik olmutur.Dine uygun olan bulun-
duu gibi dine zt olan ve dini, dindenmi gibi ykmak isteyen fikir de
vardr. te o ykc ve 7.t fikri dinin bir hkm olarak gsterip dini tez-
yif etmee ve gzden drmeye almak elbette ilmi metoda aykr-
dr, ama ilmi metodu uygulamayan ve ykc gaye gden szde ilim
adamlarnn bulunduunu da dikkate almak gerekir.
2- Din alimlerince beenilen ve tutulan -bu, mctehit ve bir imam
olabilir- bir zatn eserlerinde rastlanlan veya kasden aranlan tuhaf bir
fikir,zayf ve yanl bir aklama ve hkm ele alnr,dine hctm iin alet
edilir. Bu zat madem ki dini evrelerce tutuluyor,o halde onUn sz dinin
tam ifadesi olacak kaidesinden hareket edilir, ve bylece en kuvvetli
hcum delili elde edilmi olur. Bu gibi hususlarda iki trl ilmi ve meto-
dik yanl vardr. Biri, byle bir fikri bulunan zatn btn eserierine ba
vurularak ve ne dereceye kadar dier fikirleri ile uyutuu ve tutarl
6 HSEyiN ATAY

aratrlr; sonra bu fikI'in sahibine gre deeri tayin edilir; hyle yaplr-
sa fikrin deeri belki sahibine gre de diier ve artk bir <ldil olarak ele
alnamaz. Dieri de Hz.Muhammed'den. baka kim olursa olsun, yanl
yapmas ve yapmamas mmkndr. Bir sz dorudur diye her sz-
niin doruluu kabul edilen hi kimse yoktur. Her insan s7.nde ve fik-
rinde yamlabileeei gibi, her trl ilim adam da yamlabilir. ~itekim
mspet ve deneyle elde edilen ilimlerde bile yalmalar olmaktadr, din
bilgininin s7.nn ve fikirlerinn her zaman doru olmas gerekmez,
onun doru olup olmadbTJmaynea incelemek lazmdr. lmi metodun yo-
lu budur.

retimin neelii:

Milletler ve devletler var olduklarndan beri birbirinin dman ol-


makta devam etmektedirler. Hi bir millet ve devlet aslnda dierinin
dostu deildir. Milletler ve devletler arasndaki dostluklar karlkl
menfaat salamaya dayanr. Menfaatlar azaldka veya bakas daha
ok menfaat salaynca eski dostlat dman ve dmanlar dost olur.
Buun iin devletler birbirinin kuyusunu kazarlar ve bu da kendi mil-
letlerinin menfaatlar icabdr. Uzun vadeli dmanlk srdrlen saha,
milletin ahsiyetini ren unsurlardr, ki bunlar bata din, kltr ve ma-
nevi deer saha1ardr. ahsiyeti tekemmiil etmi kimse ve millet her za-
man gldr ve boyun bkmez, her bakmdan ahsiyerine dkn ola-
ca iin de her ynden, maddi ve manevi kuvvetli olur. Bunu salaya-
cak olan sadece retim, eitim ve onun banda da din retim ve ei-
timi gelir. ktisadi durumun iyi olmas, zengin olmak ve servet sahibi
olmak retimin gayesi deil bir vastasdr. Dier deyimle retim ve
eitim zengin olmann vastas deildir. nsan ve millet tam retimini
ve eitimini yapmsa elbette iktisadi durumunu da en iyi ekilde ayar-
lamasn renecektir. Bu belki ksr dng gibi Lir durum gsterir.
Ama d dmanlara ve kullandklar metodlarma baklnca, iktisadi
durumu vasta edip ideolojilerini yaymyadar m?
slam memleketleri ve bu arada Trkiye, din retim ve eitimine
gerekli nemi vermek zonmdadr. Din retiminde tarihi gelenein tesi-
rinde kalnarak memleketimizde din retimi probleminin zleme-
m~ktc olduuna inamyoruz. Biz, byle hir retirnin yoluna konmasn-
da katkda hulunabilmek iin memleketimizde Yksek din retiminin
naslolduunu tesbit edip neride bulunmay da dnyoruz. Aneak,
SL.UIDA GRETM 7

bu hususta daha nceki tarihi seyre ve retimin geirdii devrclerc


bir gz atmak bize k tutacaktr.

Nazari ve tatbikat:

SLAMDA GRETM VE EGTMN NEM


slamda retim ile ilgili bir konu ilenirken Kuran'n ilk sz olan
"oku" buyruundan hareket edilerek sze balamak adet haline gelmi-
tir. Bu adetin, mslmaulann gerilemeye ba~lamalannn sebebinin
slam dinine ykletilmesinden sonra teekkl ettiini gryoruz. Batl
yazarlardan her eyi yerli yerine koyup yerletirmek isteyen ve yle
gzkenler de bu adete uymaktadrlar. Dorusu, yaplan itham savmak
hususunda gsterilen bu titizlii msbet ynde yani mslmanln
okumaya verdii nemi savunduumuz gibi kendimizi okumaya vermi-
yoruz ve onu tevik edip elimizden gelen imkanlar gerei gibi kullan-
myoru:. Bylece mslmanl savunmamz szde kalyor, fiiliyatta,
ie, aksiyona intikal etmedii iin hep savunmada kalyoruz. Savunma,
pasif kalma ve hareketsizliktir. Bunun geici olmas artiyle meru-
luu olur ama, harekete gemeden ve i yapmadan hibir baar elde
edilemez.

retimin ilim yniin ihmal:

Memleketimizde din retimine halkn ve halkn basksyla hk-


metlerin de nem verdii ilk bakta gze arpar. Oysa iin iine girince,
hele bu meslek sahipleri ile dertletike grlr ki, bir taraftan halk fa-
kiri ve zenginiyle dier taraftan hkmet milyonlar harcayarak bir bi-
na yaparlar ama orada okuyacak rencilerin iyi-ve ok iyi demiyeyim,-
normal bir renim yapabilmeleri iin gereken retmeni temin ve gerekli
aralar, kitap ve benzeri ilim kaynaklarn tedarik e hi aldr etmezler.
te btn sknt buradadr, slamda ilmi savunanIann durumu budur.
Birka retmenle yaptlbrm konumada, halka ilmin kitaba ve baka ara-
lara muhta olduunu da anlatrsanz, istenilen bir ktphane kurabilir-
siniz, dediim zaman, halk gzyle grd binaya para veriyor ve demek
bakanlar da ite size koskoca bir bina diye gsterip vnebiliyorlar.
Oysa kitap ve ilim gzkmedii iin ona yardm etmiyorlar, diye cevap
verdiler. Ama hkmet de yle yapyor. Kitaba be kuru vermiyor, bina-
ya binlerce lira yatryor. Bugnn mslmanlarmn Slamn ilme verdii
8 HSEyiN ATAY

nemi sesleri kt kadar barrIar, ama kendilerinin ilme katks an-


lattm kadar buna bir rnektir. Madde ve gzle grlen ey o kadar
hakim ki dindar ve maneviyaty bile maddeci yapmtr. nk, mad-
de ile kendini tatmin ediyor ve bakasn ona inandryor. Bir hadisi e-
rif te getiine gre bu gibiler dnyada mkafatlarn alm olup ahiret-
te bir sevap alamayacaklardr. nk "desinler iin" verdiler ve yapt-
lar. Grenler onlar iin "verdiler ve yaptlar" dedi. lerinde Allah iin
olanlarn ~phesiz Allah bilir, ama onlar ne kadar azdr veya onlar iin
farknda deil, yanlmaktadrlar.

Her eyden nce okumak:

slam dini Kur'an'n vahy olunmaya balamasyle olumaya ba-


lam ve Kuran vahyin bitmesiyle son eklini almtr. Kur'ann
ve slamn ilk buyruu "Oku" deil, Kur'ann ve slamn ilk sz "O.
ku" buyruudur, yani "Oku" emrinden nce baka szler sylenmi ve
ondan sonra mnasebeti gelince "Oku" emri verilmi deildir, daha ilk
anda ortada hi bir ~ey yokken "Oku" emri ile balamtr. Bunun iin
Hz.Muhammed "Neyi okuyacam? sorusunu sormak mecburiyetin-
de kalmtr. Eer daha nce bir eyler indirilmi ve vahyediImi olsayd
ve sonra "oku" emri gelseydi, o zaman daha nce vahyedilenin okun-
masna emir verildiini anlayacakt ve neyi okuyacam demiyecekti.
Bunda ayrca bir nemli nokta daha vardr. Eer Hz.Muhammed daha
nce Tevrat ve ncilden haberdar olsayd ve onlardan okumu olsayd
"Oku" emrini alnca onlardan okumasnn emredildiini anlayp bildik.
lerini ezberinden okumaya balard ve neyi okuyacam sorusunu sor-
mas gereksiz kalrd. te bundan dolaydr ki "Oku" yalnz ilk buyruk
deiller eyden nce "ilk ve balanb'1tr".Yce Allal'n buyruuna Hz .
Muhammed'in tepkisi bir soru sormadr: "Neyi"? Yce Allahn bu so-
ruya cevab: "Kuran: Okuma Kitabn". Demek "Oku" emrinin mef'ulu
(tmleci) btn Kurandr. O halde "neyi okuyacam? sorusuna, Kuran
okuyacaksn cevab verilmitir. te slam dini, Lu emir ve cevabndan
ibarettir. Aslnda ayette "Kuran" meful olarak zikredilmedii gibi baka
meful da zikredilmemitir. "Oku" emrinin mefulu (t,mleci) yoktur. Bu
gibi durumlarda "neyi" sorusuna "her eyi" diye cevap verilebilir. An.
cak "Oku" deyince "neyi okuyaym sorusuna verilmesi gereken cevab
"okumaya deer, okunmas gereken eyi" cevab emrin kendi kk,nden

1 bn cI- Hiam. cl- Sirch, V /252.53 1971, Bcyrut.


SJ,A:lIDA CRETlIt 9

alnr. Ve ayn kkten treyen (mutak) olan "Kuram" oku, yani "Oku-
ma kitabn oku" eklinde formlleiI'.

Ar~larda ilim gelenei yoktu:

ki nemli fenom~nle kar karya hulunuyoruz. Biri Araplarn


dini ve ilmi bir gelenee ve hukuki bir dzene sahip olmaylandr. Bu-
nun yannda edebi bir gelenekleri mevcuttu. Hcl' ne kadar ilerinde
yazmay ve okumay bilenler vardysa da, bu sadece okuyahilecek ve
yazabilecek kadard. Ellerinde mevcut dini hir kitaplan ve literatryoktu.
Nesilden nesile yazl veya azdan nakledilen dinle ilgili hilgileri yoktu,
, sadece putlarla ve onlarn hayatlarna tesir eden deer yarglar ile ilgili
pratikleri vard. lmi ve felsefi eserleri ve okullar da yoktu. Bu hususta
bilgileri seyahat ve ticaret esnasnda duyduklar hikmetli szler ve hayat-
lan boyunca elde ettikleri tecrbedir. Devlet kurmadklar ve bir devletin
boyunduruuna da girmediklcri iin devlet hukuku ve idaresi gelenek-
leri de yoktu. Yalmz iirde ok ileri gitmi ve Lu sahada dil ve edebi
ynden ilerlemilerdi. Bu zevk onlar iin bir tabiat ve alkanlk haline
gelmiti. Bu hususta kuvvetli gelenee sahip idiler. airlerini ve iirlerini
kutsallatryorlard. Btn mr boyunca Kutsal Kabeye aslacak bir
kaside yazmaya zenecek kadar edehi zevki sanat haline getirmilerdi.

slanda retim gelenei:

kinci fenomen Kur'ann, btn bu bo olan ve gelenekleri bulunma-


yan sahalara el atmas, onlar doldurmas ve edebi sahadaki hn~rleri-
ni de daha stn bir seviyede, ulaamayacaklar bir derecede gemi ol-
masdr. Bu durum Araplar akna evirmitir. in ilahi ynn kav-
rayanlar, btn varlklaryle ve benlikleri ile ona balanmlar ama onu
kavramak istemeyenler Kur'ana silahla hcum etmilerse de yenik
dtler ve Kur'an hakim oldu.
Bu iki fenomenin sonucU olarak ilk mslmanlar iki eye nem ver-
diler. Biri Arap dili ve edebiyat, dieri de Kur'ann kendisiydi: Birin-
cisi ikincisinin hizmetinde idi. Kur'ann iyi anlalmas iin Arap edebi-
yatn iyi bilmek, Kur'ann dil ve slp zevkini tadabilmek iin Arapa-
nn belagat ve edebi zevkine ulamak lazmd. Kur'ann din kitab, ilim
kitab, hikmet ve felsefe kitab, hukukun eitli konularna dair hkm-
ler, prensipler koyan bir kitap olarak anlalmas ayrca ilk prensibinin
"oku" emri olmas mslmanlara okumaya dair bir ak vermiti. tlk
10 nsEYN ATAY

mslmanlarm Im konularda tevars ettikleri bir gelenekleri olmadn-


dan Kur'an onlara gelenek getirdi. Eski a medeniyetine sahip millet-
lcri de fethettikleri zaman onlarn ilim, felsefe ve kltrlerini Kur'an
anlamak amac ilc okumaya koyulmular ve bylece Kur'an gene de
hakim durumda idi. slamda btn ilimler bu espiri iinde geliti, iler-
ledi ve ycnileri eklendi ve slam medeniyeti, ilimIeri, felsefesi ve hukuk
sistemleri b ruhla vcut buldu. Dardan ve dier milletlerden gelen ve
alnanlar hammadde gibi kullanlp slam ilimIerinin ve sistemlerinin
rlmesine yardmc oldular ve slam kltrnn bir Unsurunu tekil
ettiler. imdiki skntlarmzdan biri de eski mslmanlarn slam an-
lamak, anlatmak vc uygulamak iin kullandklar bu malzemeler sonraki
mslmanlarca slamm ayrlmaz bir unsuru olduklar kabul edilmi ol-
malardr.

slamda ilim metodu ve gayesi:


Kur'ann asl gayesi,ki bu gaye ayn zamanda onun mahiyetini te-
kil eder, insanoluna yol ve yntem gstermesidir. Bu yol ve yntemin
anlam insan retip, eitip yetitirmektir. Bunun iindir ki "oku" em-
riyle ie baladktan sonra onu serbest brakr, her an yeni emekleyen bir
ocuk gibi peini kovalamaz. nsanoluna gnderilen Kuran okumas
halinde ok nemli vc insanolunu btn hayat boyunca ynetecek
ona iki ilke vermitir. Biri yapacak olduu eyi ok iyi bilmesi, delile
dayanarak onun nereye gtreceini renmesidir. Dieri de yapaca
ite gayesini tesbit etmesidir. Kur'ann insanoluna en byk yardm
ve onUn elinden tutmas; yapacak olduunu iyi renmeye almas
ve rendikten sonra da niin yapp veya yapmayacana karar verme-
sini salamaktr. Bu iki ilkeyi uygulamasna gre Allah katnda deeri
olacan ve kendisine meleklerden stn bir ekilde onur verileceine
sz verir. phesiz, byle hareket etmesiyle dnyada insanlar arasndaki
deeri de yksek olur.
slamn douunun ikinci asrndan yani miladi sekizinci asrdan
sonra slam lkelerinde kayna Kur'ana dayansn ve dayanmasn, in-
sanolunun eliyle ve aklyla ortaya koyabilecei her trl ilim okunmu,
okutulmu ve rabet grmtr. Mslmanlar arasnda her hangi bir
hilim dalnn okutulup okutulmamasnn meruluu yukarda zikrettii-
miz iki esas, o ilim dallarna tatbik edi anlaylanna gre tartmalar
kmtr. Bunlarn Kur'anla ilgisi insana getirecei fayda ve zarar y-
nnden olabilir.
SLAMDA GRETM 11

Kur'ann dier btn din icaplarndan ayn olan hir zelliini bura-
da belirtmek gerekmektedir, Kur'an akli ve melafiziki mnakaaya ok
yel' vermi bulunmaktadr. Bu miinakaalar akl i ve tecrbi dclillere ve
verilere dayandnr. Kuran bir tartma, diyalektik ve cedel kitab du-
rumunu arzeder. Bunda en ok dayand ve gvendii okuma ve ilim-
dir.

"Nasl hii.kmedersiniz? dnmyor musunuz? Yoksa ortaya kona-


cakLir ilminiz mi var? Varsa kitabnz getirin (grelim)." (Saffat 154-
57). "Bu Kur'an benden ncekilerin ve bende olan ilimIeri ortaya koy-
maktadr. Haydi siz de dayanacanz delili getirin karlatralm." (En-
biya 24). "ellerinde okuduklar kitaplar yoktur (Sebe' 44)." Okuma
yazma bilmeyen onlar kitab bilmezler (Bakara 78). "Kitapta olan giz-
lerler (Maide IS, Bakara 174). "Kitab yanl okuyup kitapta olmayan
kitapta imi gihi gsterenler vardr (Ali mran 78). "Kendinizi unutup
bakalarna m emrediyorsunuz? Gya kitab okuyorsunuz, dnm-
yor musunuz? (Bakara 44) "Kitab okuyanlar da okumayanlar gibi ko-
nuuyor" (Bakara 113) Kitah gerei gibi okuyanlar ona inanr (Bakara
121). "Allahtan size kolayanlalan ak seik bir kitap gelmitir" (Mai-
de IS) "Allah konusunda bilgisiz, delilsiz ve aklayc kitap olmadan
cedelleenler var" (Lukman 20, Hac 22). "Sana vahy olunan kitah oku"
(Ankebut 45). "Bize kar karacak bir ilminiz var m?" (Enam 148).

Kitapla ilgili birka ayeti buraya alm oluyoruz. Kitap sz Kur'.


anda 260 defa zikrcdilmektedir. Yukarya birka rneini aldmz ki-
tapla ilgili ayetler u hususlara dikkati ekmek istemektedir.

I) Kitaba nem vermi, kitab olmamakla Arap putperestlerini


tenkit etmi ve kitaplar olmad iin de cahilolduklarn, ilmi hir hilgi-
gileri olmadn anlatmtr.

2) Kitab okuyanlarn kt niyetli olduklar zaman, kitapta olanlar


tahrif ettiklerini ve yanl okuduklarn ortaya koymaya almtr. Bu
gibi bozuk fikirli kimselel'in gerei anlamak ve anlatmakla insanlar
yoldan kardklarn bclgelemektedir.

3) Kitab okuduklar halde kitaba uymayp cahil ve okumam gibi


hareket edenleri yermi, kitab okuyann okuduuna uymas ve bildii.
ne gre davranmas gerektiini anlatmtr. Bunu yapmamann bir akl-
szlk ve dncesizlik olduunu belirtmitir.
12 HSEYN ATAY

4) Kitab gerekten, ciddi olarak, pein fikirli ve kt niyetli ol-


madan okuyanlarn geree ulatklar ve ona inanmalar anlatlm ve
byle yapanlarn doru yolda olacaklar belirtilmitir.
5) Allah konusunda olduu gibi dier konularda da ilim, delil veya
ifadesi mantkl yol gsteren bir kitaba dayanmadan konuann konu-
masnn ilimden yana, cedelden yana bir mana tamayacan anlatm-
tr.
Burada bir sorU insann aklna gelebilir. O da udur: Kuran kitap-
szlkla Araplar yerdi. nk onlarn din kitab yoktu. Kitab olup onu
okumamak veya yanl okumakla Yahudi ve Hristiyanlar yerdi. Oysa
onlarn kitabar din kitabyd. Buradan din kitabnn dnda herhangi
bir kitap okumann sz konusu olup olmayaca ve ne derece Kur'ann
onlarn da okunmasn ayr ekilde isteyecei hususunun aklanmaya
muhta olduu sorusudur.
Buna Kur'ann kabul ettii iki esasa gre cevap vermee alaca-
z.

Kurana Gre lim KaynakIar

nce, Kur'ann akl ilkelerine dayandn ve kendisinin de akl ilke-


lerine gre kabul edilip insanlar ona gre korumaya ardn syle-
mek gerekir. Bunun iin ister kitap ve ister insan olsun onlarn da akl
ilkelerine dayanarak kendisinin karsna kmalarn ve yle yaptklar
takdirde onlar muhatap tanyacan aka anlatr. Bylece birinci
esas akl ilkelerini kabul etmek olur. Bunda pein grll.k, akl ilke-
lerinin, akl ilkelerine eliik decek bir ekilde yoruma tabi tutulmama-
lann, saf, arplmam, saptn1mam, sa duyu sahibi olmak artiyle akl
ilkelerine gre muhakemeyi yrtmek ilk ilkedir.
kinci ilke ise, be duyunun vastasiyle elde edilen kesin bilgidir.
nk Kur'an tecrbeye dayanan ilim verilerini de ilim olarak kabul
etmektedir. Delilsiz (veya bila hudan) sz ile istidIal ilimIerini ve
ilimsiz (ligayri ilmin) sz ile akl ilkelerini ve gz, kulak, kalp sz
ilc de tecrbe ilc elde edilen ilimIeri anlamak mmkndr. O halde,
"hakknda ilmin olmad eye uyma. nk gz, kulak ve kalbden
her biri o iten sorumludur" (tsra 21). Bu ayeti kermeler gerei gibi
deerlendirilmelidir. Hidayet, yol gsterme anlamnda istidUll demek-
tir. nk stidIalde yol gsteren delildir. Mutlak ilmi, akH ilimIeri
SLAIIIDA GRETM 13

anlamak yerindedir. Gz, kulak da be duyu ile elde edilen ilimIeri


anlatr. Kalb veya-fuad sz de vicdani ilimIeri anlatr. H~r ne olursa
olsun, hereyde insann doruluk ls ve uymas gereken ey de
bu yollarla elde edilen ilim verileridir. Vahiy de hidayet ak ilkeler
ve tecrbe ile doruluu sabit olan bir ilim verisidir.
te bu iki esas dahilinde btn kitaplar, Kur'ann kahul
edecei kitabardr. Onlar da insana doru yolu gsterebilecek ki-
taplardr. Bu ekilde u itiraza da cevap vermi oluyoruz. Kuran Kerim
Tevrat ve ncilin okunmasn sahiplerine emir ve tavsiye ediyor. Oysa
onlarda mevcut hirok hkmleri reddediyor ve hele ncildeki saya Al.
lah denmesinin aklszlk ve ok irkin olduunu anlatt ncili okuma)'
nasl bir hidayet kitah olarak tavsiye eder? te onlarn da yukardaki
iki esasa vurulmalarm ~art koarak okunmalarm tavsiye ettiini anla-
mak gerekir. Bu iki esasa gre okunduklar takdirde onlarda olan akl ve
ilim d meselelerini kahul etmeyecekleri aikar olacana gre, akl ve
ilme zt olmayan meseleierde onlarda bile doruya gtren yol buluna-
bilir.
Kuran, onlardan hahsederken, kendisi indii zaman mevcut olduk-
lar durumlarm kabul ederek bahsetmitir ki Kuran- Kerim nazil ol-
duu zaman Tevrat ve ncil ne halde idiyseler o ekilde zamanmza kadar
gelmiler ve o zamandan bu yana, onlarda bir deiiklik olmamtr.
Kuran- Kerimin ayr bir davas daha vardr ki oda Tevrat ve ncilin tah-
rifleridir. Bu olay Kuran nazil olmazdan nce vuku hulmutur. Kuran
Yahudi ve Hristiyanlara kitaplarnz okuyun ve onlara uyun (Maide
44-4766-68) dedii zaman, ellerinde mevcut olan nshalar kastettini
tarihi delil gstermektedir. nsan akl ve ilim esasna dayanarak Tevrat
ve ncili okuyacak olursa, onlardaki yanllar anlamakta zorluk ekmez.

Okumann gayesi:

Kur'ann kendisini akl ve ilim esaslarna gre okumaya davet et-


mesi, Kuramn kendisine olan gvencini gsterir. DDr ve ilim adam-
larnn kullandklar slba ve kelimelere nem verilir ve onlarn bu kul-
lanlarndan manalar karlmaya allr ve ou kez de herkes baka
bir mana hulmaya urar ve hulur da. Hukukular ve avukatlar bu
metodu kanunun mana ve ruhuna, madde-i asliyesi olan kelime ve ifade
tarzlarna tathik ederek olumlu sonulara ve izahara ularlar. En azn-
dan Kuran Kerim de byle muamele grmelidir. Bunu tatbik eden ms-
14 HCSEVb ATAY

lman v~ mslman olmayan bilginler mevcuttur. Ama herkes kendi


konusu ve niyetine gre ve kendi yntemine uygun bir yn bulmas ve
nemli bir noktaya dikkati ekmesi grevi haline gelir. Kur'ann her han-
gi bir emirle deilde "oku" emriyle balamas retim ve eitim asn-
dan bizce nemlidir. Bu Kurann gayesini gstermesi bakmndan da
daha byk bir ne n tamaktadr. Kuran'n ilk ve son ilkesi yce Alla-
hn Birliini anlatmak olduu halde, bunu salayacak bir emir ile bala-
mam ve "oku" diye buyurmutur. Yalnz bu emir ile yetinmemi,
Kuramn birok ayetlerinde ilmin ve alimin stn deeri bildirilmi,
vlm, ilmin karsnda onun zdd olan cehalet yeriImi ve bilgisizlik,
btn ktlklerin kayna olarak kapkaranlk tehlikeli bir boluk ola-
rak anlatlmtr. lim aydnlk, cehalet karanlktr.

Kur'an Kerim'in okumay ve ilmi baa almas ile ana gaye olarak,
ortaya koymak istedii ilkelerin, kanun ve kurallarn,hkm ve fikirlerin
ilme, bilime ve okumaya dayandn ve dayandnlmas gerektiini an-
latmaktadr. Safsata, hurafe, cehalet ve pein fikir ve hele kt niyet ve
sorumsuzca szlerle ilgisi olmadn ak ak belirtmitir. Bu Kuran
insanoluna sadece bir inan ve iman alamaya ve yalnz inancn etra-
fnda birka hareketi ibadet saymaya ve birka cmleyi mndamay
dua kabul etmeye gelmemitir. O, insamn hayat boyunca ve insanolu-
nun nesli boyunca, ona yol gstermee ve k tutmaya gelmitir. Herkes
gneten penceresi ve balkonu kadar faydalanr. Mslmanlarn tarihi
bwun en ak delilidir, yani mslmanlar akl ve anlaylarna gre on-
dan istifade etmilerdir. Anlaylar st dzeyde olduu zaman ok fay.
dalanmlar, ama anlay mercekleri kk ve dar olduu zaman veya
olanlar da o kadar az faydalanmlardr.

Kur'amn akla ve ilme bu kadar nem vermesi, getirdii ve ortaya


koyduu ilke ve fikirlerden emin olmasdr. Akla ve ilme dayanarak Kura-
m okuyandan Kuran korkmaz. Bu demek deildir ki, mutlaka Kur'an onu
ikna eder ve kendisini ona kabul ettirir. Bu Kurann iinde ve gayesinde
saklad ve kabul edileceinden emin oldub'Udavasdr. Ama Kur'an ak-
a unu ifade eder ki, beni pein fikirli olmadan dnerek okuman isti-
yorum, kabul etmeyi veya etmemeyi art komadan, kabul etsen de oku,
etmesen de oku. nk bunun ad "Okuma Kitab" (Kuran)olup okunsun
diye gelmitir. te Kuramn ilme ve okumaya ve bugnn deyimiyle -
retim ve eitime verdii deer budur. O sadece bir inan kitab deil,
ayn zamanda bir okuma kitabdr. inde inan da var yol da ve metod da.
SLAMDA GRETM 15

Kurann zellii:

Kurann Tevrat ve ncilden ayrld en nemli nokta udur. Tev-


rat bir milletin inan hikayesidir. Onun da metodu tahkiye yani hikaye
etmek ve anlatmaktr. ncil de sann hayatnn hikayesidir. Onun da
metodu tahkiyedir. Fakat, Kur'an bir hikaye kitab olmad gibi metodu
da tahkiye deil, diyalektiktir, cedelci, mcadeleci bir karakteri vardr.
Gemi tarihi olaylar tahkiye etmez, onlar kendi metoduna uydurarak,
gayesini aklamak hususunda birer rnek ve delilolarak zikreder.

kinci ve nemli bir fark da Kur'an tarihi olaylardan ve tarihi


delillerden ve tecrheden faydalanarak onlar sahne sahne insann
gz nne serer . Ve bylece insann gr asn ve kltrn
geniletir, onu bulundub'll evrenin dna karr. Oysa Tevrat ve ncil-
de her peygamber ve sa hep kendi evresiyle ilgilenir. Baka toplumlarla
hi ilgilerwnez. En azndan Tevratta bir peygamber kendinden ncekiyle
ve onun bana gelenlerle ilgilendii grlmez. Tevrat ve ncilde yegane
otorite Allah ve peygamberdir. Fakat Kuranda Allah ve Peygamberin
yamnda akl ve ilim de birer otorite kabul edilir. Bunun iin Kur'an sk
sk insanlarn aklna ve ilimierine mracaat etmelerini tavsiye eder, akla
ve ilme gre onlar uyarr ve onlarla insanlar doru yola davet eder. tn-
sanlarn vicdanlarna da arda bulunur. Bu u demektir, akl, ilim ve
vicdan insan doru yoia sevkedecek birer deer kayna ve otoritedir.
Kur'amn dier din kitaplarndan nc bir fark, kutsal kitaplarn
iinde en kk hacimlisi olduu halde hepsinden daha ok muhteval ol-
mas ve her konuya dokunmas ve mlnn insann her trl kabiliyet
ve maharetlerine yn veren ierii olduunun, aa be yukar kabul
edilmesidir. Bu, Kurana bir gz atmak ve onun sayfalarn dikkatlice
evirmekle grlr. te bundan, hedef ve gayesinin derin ve uzak
olmasndan dolay, Kuran, slamda yaplan btn ilmi ve felsefi alma-
lar kucaklam ve onlarn birer hamisi ve tevikisi olmu ve dnya
medeniyetine yeni bir hz verecek katkda bulunmutur.

tim - Hrriyet ve geni ufukluk:

slam tarihinde btn retim ve eitimin dini bir nitelik tad


ve dinden kaynakland, dini anlay ufuklar geni olan insanlar nder
olduklar zaman, ilimIerin ve felsefenin ilerledi i ve dar olan insanlarn
idaresinde de yasakland grlmektedir. Bu gzlemler dorudur.
16 HSEYN ATAY

Ancak iki meseleye aklk getirmenin doruluuna inanyoruz.


Baz kimselerin iddialarna gre bugnk bat medeniyeti Hristiyanl-
n eseri olup onun ruhunu tamaktadr. Oysa yukarda ncilin nasl bir
kitap olduuna bir kelime ile dokunduk. Bunda kk de olsa bir gerek
pay varsa, Kur'ana inananlarn ortaya koyduu fen ve iiimde Kurann
izlerini bulmaktaki gerek pay phesiz daha byktr. lk nce unu
gryoruz. Mslmanlar, Kur'an ve Snnete dayanarak bir veya birka
hul<uk dzeni kurmular ve asrIarea mslim ve gayri msIim milyonlarca
insan ve ek deiik etnik grublar ve toplumlar iyi hir ekilde idare et-
milerdir. Kurulan bu hukuk dzenlerinde mslman dnr, imam ve
mctehitlerinin beeri katklar inkar edilerneyeeel, derecededir. Hukuk
(Fkh) retimine insanlarn ve idarecilerin daha ok ihtiyac olduu ger-
ei karsnda medreselerde okutulan, en ~ok talebesi, locas ve ders
saatleri ok olan Hukuk (Fkh), dini bir hukuka d:yal olduundan dini
hukuk olarak adlandmlmt. Aslnda Fkh bugnk hukuk deyiminden
anlalandan daha geni konulu idi. inde "badetler" blm olduka
bir yer tutard. Bunun da dini hkmler olma>: ve dinle daha ok ilgili
olmas ve aslnda onda beeri bir unsurun olmamas bakmndan tam
dini olan ksm bu ibadetler blm idi. nk ibadetler ve hkmleri
Kur'an ve Snnetle sabitti. Sadece baz metinlerin e~itli anlaylara im-
kan verdii sz konusu idi.

Fkh dnda ayr birer nemli konu olan ve hatta mstakil medre-
seleri olan (Dural Kuran, Durul Hadis) Kur'an ve Snnet medreseleri
vard. Bu arada slami ilim konularnn en nemlisi Kelam lmini de say-
mak gerekir. Medreselerde dinle ok yakndan ilgili veya gerekten dinin
kendisi olan bu ilimler medreseIerdeki dier ilimIerden her bakmdan
ounlukta idi. Bunun iin medrese deyince akla sadece dini ilimler geli-
yor. Yoksa dier tecrbi ve akH ilimIerin okunmad okullar demek de-
ildir. Byle iddia edenler ya tarih bilmiyor veya bilerek yanl sylyor
olmaldr. Bu birinci meseleuir.

kinci meseleye gelince, orta adu tecrbeye dayanan ilimler bu-


giink kadar genilemi, ilerlemi ve tekaml etmi deildi. Bugn Bir
Kimya Fakltesi, Eczaclk Fakltesi, Fen Fakltesi, Hukuk, Siyasal,
Edebiyat, lahiyat Faklteleri vardr. Eskiden bu fakltelerin her biri
bir fak.Itede okunaeak derecede gelimemi ve ilerlememi dersler ve
ilimIerden ibaretti. Eskiden de Hukuk ve lahiyat l"akltelerinin dn-
daki ilimIerin kayna din kitaplar deil, akl ve tecrbe idi. Bunu iin-
SLA!\DA GRETlIl 17

dir ki dier ilimler de okutuluyordu, ama sahalar dard. Bununla bera-


ber daha fazla almaya ve daha geni yere ve mstakil hir binaya muh-
ta olan ilimIere gereken imkanlar verilmi ve onlara medreselerin dn-
da mstakil binalar ve yerler ayrlm ve adlar konularna gre uygun
drlmtr. Mesela, Darel-Tb.Tb Fakltesi, Marsad (Raathane)
meteoroloji, el-Saydele (Eczaclk) gibi.
slamda ilim ve okumann bir iki satrla nemine deinmi oluyo.
ruz. unu tekrar edelim ki slam insamn her i ve davrann, her trl
zihin ve beden faaliyetini deerlendirir iyi ve gzel niteliini, insann iyi-
lii ve saadeti iin olana verir, onu ver, onun zddn ktler ve deer-
siz, zararl sayar. Bundan trdr ki iyiye ynelik her zihin ve beden
faaliyeti slami'dir ve ona uygundur.

Okuma Yerleri ve Medreseler

Okumann yeri, yurdu ve zaman yoktur. Her yerde ve her zaman


okunmutur. Aslnda okumaktan kasdmz retmek ve renmek anla-
mnda olan okumaktr. Yoksa bir kimsenin eline ald bir kitap veya
yazy okumas sz konusu deildir. retim ve eitimde iki unsura ih-
tiya vardr. Biri 'eten, dieri de renen renci. Bu iki kii bir araya
gelince retim ve renim vcut bulUr. retim yerlerini sayp dkme-
e gerek yok, zira wkakta, bahede, parkta, her hangi bir tama vMta-
snda, evde, kkte, sarayda, bakkal dkkannda, kitapda, camide,
mescidde, tekkede, okulda, medrese de retim ve renim tarih boyunca
yaplagelmi ve gene yapla gitmektedir. nemli olan reteni ve re-
neni bulmaktr. Ancak retim ve renim iki kiiden ok olduu zaman
bir yerin tayinine ve orada buluup retimi yapmaya ihtiya vardr.
slatnda byle toplu retirnin yapld ilk yerin A-kam b.Ebu A-kam'.
n evi olduu sabittir. Hz.Muhammed orada mslmanlara Kur'an -
retiyordu. l\lusab b. Umeyr de Medinede, hicretten nce Benu Zafir'in
evinde Kur'an retti. Hz.Peygamber A-abistann birok yerine Kur'an
okuyucular ve dier deyimle reticileri gndererek mslm:ml ya-
yyordu. Bu Kur'an reticiliinin veya okuyup dinlenmesinin belli ve
zel bir yeri olmasna ihtiya, aneak toplananlarn kiiyi getikleri
zaman sz konusu olabilir. Yukarda anlatmaa altmz bir hususa
tekrar dikkati ekmek istiyoruz. tslama davet Kur'an okumakla oluyor-
du. Hz.Muhammed "Akcbe" toplantlarnda Medinelilere Kur'an oku-
yor ve onlar da mslman oluyorlard. Bunun zerinde durmamzdan
18 HeSEYN ATAY

maksat Kur'ann diyalektik ve telkin metodunun messir olmasn gs-


termektir; Arapa anlayan bir kimseye okumann faydas ayrea anlat-
maya aklamaya ihtiya gstermemesidir. Bu ilk andaki karlama
iin byledir. Sonradan phesiz her trl ilmi ve felsefi mnakaaya,
herkesin bilgisinin imkan verdii lde giriilir ve giriilmitir.

Toplum yeri olarak evden sonra ilk defa karmza cami veya mes-
cit kyor. Aslnda mesci mslmanlarn aka ve zamanndaki duru-
rumun gerei olarak resmen toplandklar, hem ibadet edilen, hem ilim
okunan ve hem sosyal ve siyasi ilerin grld yerdi. Cuma, s-
lam toplumunun btn ilerini grmek zere haftada bir resmi ve
zorunlu bir toplantdan baka bir cy deildir. Cami ve mescit gnm-
ze kadar bir retim yeri olarak grevini srdrmtr. Ancak slam
toplumu geniledike ocuklarn eitiminin, caminin dna kaydrldna
tank oluyoruz. Dorusu kesinlikle mesciUe yapldm da bilmiyoruz.
Bunun eitli sebebIeri olabilir. Cami ayn zamanda ibadet yeri olduu
iin ocuklarn camiyi kirletmeleri, grlt etmeleri ve her zaman d-
ar kp ieri girmeleri orada yksek retim yapanlarn zihinlerini ve
dikkatlerini databilecei vakasndan hareket A!"dilerek ocuklarn
baka bir binada, evde, "Kttap" (mekteplerde) okumasna gidilmi
olabilir.

slam toplumu ilk anda geleneksel retim ve renim kurumlar


olmayan basit bir toplumdu. Toplum genileyip devlet byyp bir
imparatorluk halini alnca, fethedilen dnya milletleri iinde retim
ve rcnim, ilmi ve felsefi gelenekleri olan milletlerin nemlileri slam
toplumunun iine girmi ve onu tekil eden unsurlardan biri olmutur.
Bu, slami retirnde de nemli gelimelcre yol amtr. slamn, by-
yen toplumun siyasi, idari ve hukuki ihtiyalarn grecek ilim adamlar
ve dnrleri yetimiti. Bunlar tedrislerini, retim ve renimlerini
camilerde yapyorlard. mam Azam Ebu Hanife ve mam Malik Cami-
de derslerini vermilerdi. Toplum byd.ke ve ihtiyalar oaldka
i blm, saha blm. ve bu arada ilmi faaliyetlere verilmesi gereken
ihtiya oalm, retim caminin dna tamak zorunda kalmtr.
Ama cami de bir yandan retim merkezi ve yeri olmakta devam etti.
Toplumun gelimesinden u gerek de ortaya kyor. Daha nce tek
bir retim birimi ve sistemi vard. Mesela sadece okuma-yazma ve Ku-
ran-Hadis gibi bir insana gnlk hayatta ve belki basite mrnn
sonuna kadar yeteeek hilgiler veriliyordu, Sonralar bu tetim geni-
SLAMDA GRETM 19

leyip bakalarn da okutacak bir retime gitmeye zorunlu ihtiya du-


yuldu. lk ve hayati bilgileri veren yerlere Kttap denilip bunlar cami-
lerden ayrlm oldular ve cami yksek tahsile tahsis edilmi oldu. Bunu
ortaya koyan toplumun ve rencilerle retmenlerin artlar idi. Tarih
al3lndan sabit olduuna gre mstakil ve srf retim, renim ve
aratrma kurumlar yaplmadan nce ve yapldktan sonra da camiler
yaln;>;din ilimIerinin tahsil edildii yer olmayp ayn zamanda her eit
ilim, kozmografya ve tb gibi ilimler de dahil camiIerde okutulurdu.
Mslman olmayan kimseler de okutma ve okuma maksadyla camilere
devam ederdi. slam dnyasnda mstakil aratrma enstitleri (Beyt
l-Hikme, Dar l-Hikme) veya Akademiler kurulmadan ve hele med.
rcseler dnemine geilmeden ok nce slam aleminde ilmi almalar
balam ve ana eserleri vermee koyulmulard.

Medreselerin kuruluundan nce yetien byk bilginler:

Mesela, Halil bn Ahmed ( 791 M. 175 H.) lgat alannda nemli


ilk eseri olan "Kitab ul-Ayn" yazmt.

Ebu Amr shak bn Mirar eybani (94-206: 712-821) lgatta


"Kitab ul-Cim" veya "Kitab ul-Hurfif"u yazmt.

Ebu Ubeyd Kasm bn Sellam (107-223 H. 725-837 M.) "el-Garib


el-Musannaf" adl lgat eserini vermiti. Arap edebiyatnda en nemli
eseri Sibeveyh (180 H. 796) vermi olup ad Kitab Sibeveyh olarak bili.
nr.
mam Ebu Abdullah Malik bn Enes (95-179 H., 713-795 M.) Ha.
diste ve F.khta mehur eseri "cl-Muvatta"y yazd. Medinede okuduu
ve okuttuu yer cami idi.
EbuHanifenin talebesi mam Ebu Yusuf Yakub bn brahim
(113-182 H. 731-798 M.) Maliyeye dair olan "Kitab ul-Harac"nn ya-
nnda baka fkh kitaplar da yazd.
Ebu Abdullah Muhammed bn Hasan eyhani (132-189 H., 749-
804 M.) Hanefi fklnn ana eserlerini telif eden zatn "el-Cami' el-Kebir'
ve el-cami el.Sair" eserleri en mehurlardr.
Muhammed bn dris afii (150-204 H. 767-819) slam Hukuk
Felsefesine ait ilk nemli eseri olan el-Risale" ile Fkhta nemli olan
"el-Vmmu" yazmtr.
20 HSEYN ATAY

Ebu Bekir Abdurrazzak bn Hammam San'ani (126-211 H. 743-


826 M.) Hadis ve Fkha dair eseri olan "cI.Musannaf" yazmtr2
Yabanc kltrn ve ilmin Arapaya tercmesine dair ilk rnek.
lerine gene "Beyt l-Hikme"den nce rastlyoruz.
Hakim Hermes'e nisbet edilen "Arz Miftah el-Nueum" 124 H.
741 M. Arapaya tercme edilmitir3
Abbasi Halifesi Mensur zamannda Batlomyos 'un Kitab el-Erba
Makalat (quadripratitm) Patrik Ebu Yahya tarafndau Arapaya
evrildi4

Halife Mensur zamannda mehur felekiyati brahim bn Habib


Fezari (180 H 796 M) fcIekiyata dair eserler yazmtr. "Kitap el-Zic"
ve cI-Kaside fil-Nueum, Kitap el.Amal bil-Usturlab"s Haeeae bn
Yusuf bn Matar ( ) klidisin "Unsurlar" adl eserinin tercmesini
yapm ve Harun-u Reide sunmutut6
Yahya bn Ziyad mam Ferra (207 H 822 M.) zamann ilimIerinde
n yapm ve "Meani el-Kuran" adl eseri baslmtr.
Ebu Ubeyde Ma'mer bn Musenna (209 H 824 M.) Edebiyatta
nde gelen ve "Meani cI-Kuran" adl eseri baslmtr.
Muhammed bn Sa'd (230 H 844 M.) biyografiye dair "el-Tab akat
el-Kbra" adl eserini yazmtr.

Buraya aldm bir ka rnekle yetinmek istiyoruz. slam da -


retim iin resmi ve hk mi messeseler kurulmadan nce ilmi alma-
lann baladn ve epeyce mesafe alndn elimize kadar gelme imkan
bulan eserlerle anlyoruz. Srf ilim gayesi ile meydana getirilmi mes-
seseler phesiz bu ilmi almalara daha ok imkan vermitir. Ama
idareciler ve siyasiler hocalar ve proramlara mdahele edince ilmi al
malar duraklam ve gerilemitir.
slam aleminde retirnin pek eski devirden belki de hemen Pey-
gamberden sonra iki devreye ayncln gryoruz. lk tahsil ve yksek
tahsiL. tk tahsilde okuma yazma, Kur'an, gnlk ilere yetecek kadar

2 1973'de Beynta 12 eilt olarak basld.


3 Carlo Nallino. tm l-Felek. Tariluhu indel-Arab 112-143 Roma 1911.
4 A e. 146.
5 A e. 156-162.
6 C.Brockelman. lslam \1illetleri ve Devletleri Tarihi 116. Prof.Dr.Neet aatay terc-
mesi.
S.A~IDA GRETIII 21

hes ab ve gramer veya basit edebiyat. Bu, ocuklara verilen retimdi.


Bundan sonra herkes ve imkan nisbetinde :r.amann yksek ilimIerini
okurdu. Gnmzdeki gibi belli bir program, zaman ve mekan yok
tu. Her okuyabilen, istediini okuyabilecei alimi ve reticiyi bulunca
ondan okumaya koyulurdu. Bu okuduu ilimde veya kitaha daha stn
birini bulduu zaman, ondan da okur ve kendini yetitirirdi. Genellikle
her alim bir dalda ve bir ilirnde ilerler ve ona merak sarard ki bu ilk anda
ihtisaslama ve derinliine ineelemeye gitme ve bylece dersin deiik
merak ve arzusu ilim dallannn insanlar arasnda tevziini kendiliinden
gerekletiriyord li.

lk tahsilin "Kttab" denilen yazhanelerde olduu, cami ve mes-


citten ayn olarak yapld anlalyor. Zaten Hz. Peygamber Medineye
g etmeden nee bulumalar, okumalar genellikle evlerde ve sakl yer-
lerde yaplyordu. Medineye hicretten sonra cami ve mescit slamn
sosyal yapsna giren ilk messese oluyor. Bu arada okumalar da aka
orada oluyor. Ama gene de ocuklann ilk devirlerde bile camide okuma
yazma rendiini kesinlikle kabul etmek zordur. Belki baz durumlarda
olmutur. Ama tu'iM delillere ihtiya vardr. Yalnz sonralar yani bir
asr getitken sonra ocuklann camiye gelmesinin doru olmadn sy-
leyenlere rastlyoruz. Bence, bu durum ilk andan heri devam eden bir
olayn nne gemek iin deildir. Cami ve mescitler artk yksek tahsil
iin en msait ve mnasib bir yer olduu ve ilmi almalarn ve toplan-
tlarn oralarda yaplmaya balamasyla, ilmi faaliyetin younlatj::,'J.
bir dnemde, ocuklarn da camiye gelip ders grmclerine, ~renmeleri
ve retmenlerinin de bunu daha kolay ve erefli grmesi ile ilk tahsilin
de camiye kayma ve merkezleme duru.mu ortaya km olabilir. o-
cuklann caminin namaz klnan yerde toplanmalannn eitli saknca-
lan vardr. nce caminin temiz tutulmas sonra ocuklarn grltc
olmalanyle baka ilmi almalara engel olmas ve yksek ilm mesele
lerin oeuklann kafasn ters ynde etkilernesi gelmektedir. Aynea Hi-
cazdaki bina ve yap stili de Irak, Suriye, ran ve Msrdaki ve dier
memeleketler arasndaki fark gz nnde bulundurarak tetim mes-
seselerini ve caminin yapm ve hizmetleri arasnda da fark dnmek
gerekir. ocuklann bahelerde, parkarda ve evlerde bir araya getirilip
okutulmas daha kolaydr. Byklerin her hangi bir evde toplanmalar
iin evde her hangi bir hazrln olmas gerekir. Ama camiIerde hyle
bir hazrla ihtiya duyulmaz.
22 HSEyiN ATAY

badetlerin sosyal yn:

slam dininin sosyal hizmetlere ve messeselere verdii nem bir


btn ve sistem halinde grlmelidir. Bylece sosyal hizmetlerden ve
messesekl'den her biri brnn tamamlaycs ve yardmcs duru-
mundadr. slamda ibadetin ve zellikle gnde be vakit toplu halde
namaz klmann gerckli grlmesi, mslmanlarn dier bir ok sosyal
ilerini kolaylatrmtr. :Mslmanlar ilk ayak bastklar yerde belki
de ikamet edecekleri ev ve meskenden nee nerede namaz klacaklarn
dnmlerdir. Bylece cami bir kyn, kasabann ve ehrin odak
noktasn ve merkezini tekil etmitir. te okuma ve retim yeri olan
cami ve mescitin temeli atlyor ve ayrca okula ihtiya kalmadan -
retim ve r~nim bir messeseye kavuuyor ve ie balyor. Kur'an zaten
okumaya verdii nemi dier ilkeleri ile babaa yrtyor. Ancak b-
yk fetihler ve yaylma dnemi geip yerleme dnemi balaynca, ileri
gelen devlet adamlarnn insanlarn genel ve ortak bir mal olan insann
tecrbe ve akl ile ortaya koyduu ilimIere daha ok nem verdikleri,
hu hususta zel ktphaneler, aratrma ve tercme binalar yaptrdk-
lar gze arpyor.

limlere ihtiya:

Araplann bu ilimIerde tarihten beri gelen bil' gelenekleri


yoktu. tk mslmanlar tekil edenler de Arapt. Bunun iin ilk
mslmanlann tecrbi ve felsefi ilimIerde sregelen bir gelenee sahip
olmamalar ve bu ilimIere de byyen toplumlannda ok muhta olma-
lar onlar iin zel ve ayn bir gayret gstermelerini gerektirdi. Bu ana
kadar Kur'an ve Hadisi anlamak iin gerekli olan anlay metodlarnda
epeyce yol alm ve bir gelenek meydana getirmi ve metod gelitirmi-
lerdi. Bu gelenein iine girmemi ve dier milletlerden alnan eserlerle
yani bir ilim ve dnce sistemi. ilc karlamalar, aralarnda fikir ayr-
hklanna sebeb olmutur. Fakat sonralan hu yeni kltr ve ilim msl-
manlarn ufuklarm, dnce sistemlerini geniletmekte faydah olmu-
tur. Bu yeni ilimiere deiik adlar verilir. Araplarda olmadklar iin
dardan gelen anlamnda "ulum-u dahile" ithal edilen ilimier, Araplar
bunlar daha nceki milletlerden tevars ettikleri iin de "ulum- evail"
nceki milletlerin iimIeri de denmitir. nk mslman Araplar bu
milletleI'in yerlerini alnca, yerlerine varis olup o milletler son buldu ve
hylece onlar nceki milletler, mslmanlar da sonraki millet olmu oldu.
SLA:lfDA CRETM 23

Tahsilin merkezlemesi:

lk drt halifemn saray yoktu. Sonraki halifeler zel saraylarnda


Qocuklarn okutmak iin hocalar tutuyorlard Bylece kapal veya zel
okul kendiliinden ortaya kyordu. Bunun yannda sarayn bir de k-
tphanesi olmas gerekli idi. Tarih.i sayfalarn arasndan yle gzkyor
ki, bu zelokul ve ktphane ilk nce ve daha ok tecrbi ve akli ilimIere
kaplarn amt Sonradan camilere de intikal ettiler. Ama mam Ma-
lik, Harun-u Reid'in evinde ocuklarn okutmas isteini red etmiti.
Bu, dini ilimlerin halka ve topluma daha ak olduunu ve camide
merkezletiini ifade etmenin yannda din alimlerinin din ve ilim hu-
susunda duyduklar ve tadklar sorumluluu ve bu sorumluluu h.ayat-
lar pahasna da olsa koruduklarn gsteriyor.

Emevi hilafet ailesine mensub Yezid'in olu Halid' (85 H. 704 M.)
in bir Rum papazndan tp ve kimya okumas elbetteki saray okullarna
balang saylmaktadr. Bunlar her halifenin imkan ve arzusu nisbetinde
dkn olduu ilim dalna gre nem kazanmtr. Abbasi Halifesi Man-
sur'un da miUeccimlie nem verdii bilinmektedir. Ama genel anlam-
da ve resmi sarayn dnda herkese ak ilk okuma ve daha dorusu
aratrma enstit veya akademisinin Abbasi Halifesi Memun tarafndan
kurulduu anlalyor, "Beyt l-Hikme". Bu akademi bugnk deyimi
ilc bir retim sitesi, rasathaneyi iine alacak derecede geni idi. Bu
ana ka.dar geen zaman iinde "Medrese" kelimesine rastlamyoruz.
Anlalyor ki, Beyt l-Hikme ilk medrese oluyor. Belki de medercse,
Beyt-l-Hikme'nin ve benzerinin resInilemesi oluyor. Fakat asl ve
nemli bir gelime gze arpmaktadr. Beytl-Hikme'de "ul1m-u da-
hile" tecrbi ve akli ilimler okunuyor, yazlyor, tercme ediliyor ve
okutuluyor. Cami, Ku'ran ilimIerine ve fkha ait retimin merkezi olu-
yor. Bylece camide okunan ilimler ile Beytl-Hikme'de okunan ilimler
ayni deildir. Medrese, cami ilimIerinin okunduu yer olarak camiden
vazifeyi devralyor. Camideki dersler halka ve herkese ak, her kes is-
tediini okutuyor ve istediini okuyor. Beytl-Hikme de byle. Ama
medreseler camiler kadar halka ak olmad gibi onlarda belli bir gaye
iin tedrisat ve retim yaplyor. renciler ve reticiler i<,inzel artlar
ve bei bir bilgi ve renim seviyesi istiyor. Bir bakma st dzeyde,
lisans sonras bir retim gibi grnyor, bir bakma devlete ve belli bir
gayeye hizmet etmei ba ama olarak gznnde bulundurduu iin
ilmi almalar da duraklatt grnmn veriyor. Tarihi fcnomen de
2.1, HSEYN ATAY

bunu d~stcklcr gibidir. mam iil-Raremeyni Cveyni ve mam Gazali


gibi alimler bu ilk kurulan medresclerde hocalk yapmlard. Fakat bu
gibi medreselerde yetimcmilcrdi. Ve bunlann seviyesinde bunlardan
sonra yetien ilim adamlarnn tahsil grdklerini az mahede ediyoruz.
Ama aslolan slam dnyasnda her taraftan sekin ilim adamlarnn bu
rncdrcse1cre g~tirilmeEiydi.

Devetin retimi resmileirmesi:

slam dnyasnda resmi mcdreselerin kuruluunun sebebini ikiye


ayrmak mmkn grlyor. Herkese ak caminin dnda mstakil
olarak ina edilen medrescler. Bunlarda iiretin camilerdeki gibi hrri.
yct ve yaygn eitime girer. l\"izamul-Mlk tarafndan ina edilen Niza-
miye medreselerinde slam lkesinde retim birliinden giderek impara-
torlukta bir manevi ve kltrel birlie gitme ve onu hazrlama hedefi
grlmektedir. Bunun iin Nizamiye medreselerini ve onun gibi olanlar
devletin resmi medresesi grmek gerekir. stanbul'un fethinden sonra
Fatih Sultan Mehmed'in de kurduu Fatih Medreseleri bu trdendir. Ama
Imnlann dda hem camiler ve hem de dier zel ve mstakil med.
rescler de retime devam etmil'~rdi. Bir medresenin devletin resmi
medresesi olmas belli bir gaye ve bir programa gre ve mezunlarna
bei bir vazife verne gibi artlarla belirlenebileceine kaniyiz. Bunun
dnda devlet bakannm, Sultann, valinin yaptrm olduu her hangi
hir medrese bu artlar haiz deilse, bizce o resmi ve hkm i bir medrese
saylmaz. Serbest ve yaygn tedrisat yapan, genel hir medrese olur.

slam aleminde toplum genileyince ve ihtiyalar oaldka ilk


dnemlerde her trl, sosyal hizmetlere ak ve yeter olan cami, yetmez
olmu ve dier sosyal messeseler zaman gelince ayrlp gitmilerdir.
Tedris iin de yle olmutur. Her zaman cami'yi igal etme ve retirnin
artan ihtiyalar bir sorUn olunca, caminin dnda, bazan ona bitiik ve
bazan da ayr bir medrese "okuma yeri" ina etme mecburiyeti hasl ol-
mutu. Taiebclerin zamanlarndan tasarruf ta bulunmak iin namaz.
larn en abuk ve kolay ifa edecekleri ekilde medreseler camiye yaknd.
Eer medrese uzakta ina edilmise, bu sefer medresenin iinde veya
bitiiinde bir cami yaplmt. Bu surette iki tip cami-medrese kompleksi
dodu. Kompleksten maksat cami ise medrcseli cami ve eer tedris ise
camili medrese hina tipi ortaya kt.
-L

/
SJ,AMDA CRETM 25

tk medl'eler:

slam tarihinde ilk ina edilen medresdere Iir ka rnek:


1- 960 !'ii. ~49 H. tarihinde Ebul Valid Hassan lbn Muhammed
Emevi'nn Niahur'da yaptrd medrese,
2-- 965 M. 354 H. den nce bn Hihhan Teymini'nin Niabur'da
ina ettirdii medrese,
:)- 1011 M.402 H. den nce Niabur'da y.1pllan el-Saidye Medresesi,
4- 1014 M. 405 H. den nce Niabur'da yaplan Ehu Osman Sabuni
]'ledresesi,
5- 1015 M. 405 H. den nce Niabr'da yaplan bn Fi'rek IHedre-
scsi,
6-- 1058 M. 450 H. den nce Buih'tc yaplan Iln Gadret el.Esedi
Medrr:sesi7

Niz:miye Medreseseleri:
Niabur Nizamiyesi 450 H. 1087 M. Bu, mam l.Haremeyi Ab-
dulmelik Cveyni iin ina edilmiti. Badad Nizamiyesi (459 LI .1065
M.) Merv, Herat, Isfehan, Bclh, Basra, Musul, Aml Teferistan ve Cezi-
ret bn mer'de de Nizaml.Mlk medreseler ina etmi ve bylece
on medrese yaptrm olduu teshit edilmiti's.
NizamI-Mlk ,;afii olduu iin Nizamiye medreselerini talehe ve
hoca olarak afiilere hasr ve vakfetmiti. Bu medreseler tek mezheb o]an
!lfiilii okutuyodard. Bunun yannda merhum Prof. Naci Maruf, med.
reseleri guruplara ayryor. Drt snni mezhepten sadece birini okutan
medreseler ki bunhra"Tekli medresselcr"adnl veriyor, mesela, Nizamiye
medreseleri gibi ki, her yerde bir ka tane haka adlarla anlan Zmrt
Hatun, Taeiye, Kemaliye, Falriye, Kaymaz ve Saire medreseleri vard.
Sadeee Hancfilii okutan tekli nedreselerden de Ebu Hanife, Mu-
isiye, Muvaffakiye, Zeyre (Badadda), Ttiye, Trkan Hatun vesaire
medreseleri.
Hanbelilere ait tekli medreselerden hir ka unlardr: Ahdulkadir
Cili, Mucahidiye, attiye, meriye, erifiye vs.

7 Prof.Or.:\uci :\Iarf, Ulema ek\izumiyat ve Medar;s e1-Menk el-slirui, 4-5, Bada!


1973.
8 XoMaruf A-g.e.19-76.
26 USEYN ATAY

::vIaliki mezhebini okutanar: Sadriye, erabisiye (am), Salihiye


(Msr).
ki mezhebin beraberc~ okunduu medrescler: Hanefiye. afiiye:
Escdiye, Ayraviye, erkesiye (am), Mercaniye.
Hanefi ve Maliki mezheplerinin okunduu Msrda Emir Seyfeddin
Mengutemr'in ina ettii medrese.
afii ile Maliki mezheplerinin okunduu Medinede ihabiyc ve
Fadiliye.
afii ve Hanbeli mezheplerinin okunduu Medinede ihabiye med.
resesi. Emev camisinde (am) mezhehin okutulduu da sabittir9
Bu medreselerden sonra drt mezhebin eit seviyede okutulduu
:\fustansiriye Medrcsesi ortaya kyor. Bu, slamda bugnk anlam ile
tam bir niversite nizam ve havas iinde kurulmutur. 625 H. 1224 M.
ylnda inasna balanm 631 H. 1233 M. ylnda tedrise almtr. Bu
medreseyi Abbasi Halifesi el.Mustansr billah (623-640 H. 1226-1242
M.) yaptrmtr. Drt mezhebin dnda zamann ilimIeri de ayrca med.
resede ayr blmler (faklteler) halinde tedris ediliyordu. Mustansri.
yenin alndan sonra on seneyi gemeden slam dnyasnda benzerleri
almaya balamt. 641 H. 1243 M. ylnda Mclik Salih Necmeddin
Eyyb Kahire'de "Salihiye" medresesini drt mezhebi okutmak zere
tedrise amtlO.
Mustansiriye hakknda bize gerekli olan, tzndeki artlar bil.
mektir. :Naei Marufun eserinden rendiimiz kadar udur:
Mustansiriye medresesine kabul edilen renciler, telif ve tcdriste
hret yapm, zeki fakiWer arasndan seiliyordu.
Mustansiriyede eyWer (ordinarys profesre tckabul eder), m.
derrisler (profesr) ve muidler (asistan) slam aleminin her yerinden
seilerek getirilirdi.
Byk alimIerin iinde iffet ve tekvasndan tr Mustansiriyede
hocal kabul etmeyenler vard. Bir ok alimler arasnda zalim hk9m-
dann basks ilc halka adaleti tam uygulamamaktan ve zulmetmekten
korkarak kadl (hakimlii) kabul etmeyen az deildill.

9 N.Manf. l;lema cl-Mustansiriye 4-6 Badad 1959.


10 K.M. Llema Mustansiriyede Im hususta daha fazla bilgi vermektedir.
LI Naei )Iaruf, A.g.e.16.
.------~_.
__ ._---- - -------

27

Burada talebelerin kabul artna baknca, buradaki tahsilin lisans


st olduunu kabul etmek gerekiyor. Zira zamanmzda lise mezunu,
ilimde ~lret yapm ve eser verecek bir seviyede deildir. niver~ite
mezUnu da mezun olduu anda ayn seviyede deildir. Mezun olduktan
sonra zel almas ile bu art haiz olabilir ve ondan sonra doktora
takbesi kabul edilir.

Mustamiriye niverstesinde (medrese) u faklteleI'in bulunduu-


nu gryoruz:
Drt Fkh Mezhebi
1- Hanefi Fkh
II- afii Fkh
III- Maliki Fkh
IV - Hanbeli Fkh
Bunlarn herbiri bir hukuk sistemi ve bugnk deyimi ile birer
Hukuk Fakltesidir.
Herbir Fkh mezhebi bugnk u fakltelerin yapt retimi
iine alrd .
1- Hukuk
2- lahiyat
3- Siyasal Bilgiler Faklteleri
Her mezhebin profesr olan (mderris) bir reisi ve drt doent i
bulunurdu. Her mderrisin g.nlk ihtiyac ve yiyecei verilirdi. Ayrca
aylk 12 altn alrd. MkMatlar ve ek denekler bunun dndadrD.
V- Medreset-Kur'un veya Darul-Kur'an (Kuran ilimIeri Fak.lte-
si) 30 talebesi vardr.
VI- Medresetl-Hadis veya Darul-Hadis (Hz. Peygamberin sn-
netlerini inceleme fakltesi) lOtalebesi bul un ur.
VII- Medresetl-Tb "Tp Fakltesi" (Hastanesi de vardr).
Tp medresesinde 10 mslman talebe ve bir tane maharetli msl-
man doktor (tabib) bulunurdu.

12 A.g.e.42-48.
13 Naci Marur, A.g.c.49.
28 HSEYN ATA Y

Mustansr Billah'm niversitesinde Tp Fakltesinin hoea ve


talebderine mslmanln art konmasmn sebebi yle anlatlyor.
Mslman olmayanlar Tpta ok ileri gitmi ve ona hakim olmu-
lar, istediklerini yapyor ve halk soyuyor ve bu ilmi bir tcaret sanat
yaparak hakkn da vermiyorlarcl. Mustansiriye mderrisi bn Fadlan
hu hususta Halife Ldiuillah'a u raporu vermitir.
" ... Tabipler, devletin ileri gelenlerinin, zenginlerinin evlerine gi-
derek ok servet elde ediyorlar. Halk, doktorun lak ettiinden fazlasn
vermeye zorlanyor. Ayrea doktorlara byk mk:ifatlar da veriyorlar.
Bunlara karlk doktorlar tedavide doru hareket etmiyor ve insanlarn
normal shhatlarn da bozuyor. Bunlar)! yannda okuyan talebeler
Humyn'den on mesele ve Srmeeilerin (Kehhalin) tezkiresinden be
nesele okumadan mezun oluyor, doktor elhise ve sann giyip sokak
ve eadde ba!jlarmda oturarak gelen geeni tedaviye balyor, herkese
zarar veriyor. Kiminin gzne, kiminin bedenine. Ama akam eve dn-
di;riizaman kesesi altn dolmu oluyor. Sokak banda dura dura kendisi
tannan hale geliyor ve sonra evleri dolayor ... !4
Muhammed bn Yahya bn Ali bn Fadlan Badad'ldr (568-631
II. II 72-1233 M.) Ehli Zimmetin (Yahudi ve Hristiyan) vergilerinin
"Divan el-Cevnli" daire bakam iken Halife Nasrlidinillaha verdii
UZUnbir rapordan tpla iligili bir ksm yukarya alnmtr. Rapor ok
ilgintir. Yahud ve Hristiyanlarm yaptklar sanatlar ve fesatlklar,
milletin maln, servetini nasl c1e geiriclikleri ve alon ve gmte yap-
tklar hilelerden de bahsetmitir.
VIII- Edebiyat Fakltesi: EI- .Adab elMArabiye
x- Fen Fakltesi: el-UhIm el-Riynziye.
Burada: Hesab, Mesahat, Feraiz ve Terekeler taksimi Menafiil-
hayvan15 okutuluruu.
Mustansriyedcki retim yelerinin retirnde tam hrriyetleri
olup istedikleri mezhehi destekler ve benimser ve kendi fikirlerini aka
anlatrlard, bakalarnn fikrine bal deillerdi. Bunu kendilerine ha-
karet sayarlard.
64.5 h.12.H 1\1 ylnda Mustansriye mderrisleri "vezirin evine da-
vet edilirler ve kendi eserIerini okutmamalar ve fukalay (rencileri)

14 NJ.1:aruf, a.g.e.118-120, 245.


15 N.)L a.g.e., 259.
SLAMDA GRETM 29

onlardan sorumlu tutmamalar kendilerinden istenir. Yalnz gcmi


alimlerin ve imamlann eserlerini ve szlerini retmeleri ile onlara kar
nezakctli davranmaya ve onlardan bereket elde etmeye dair kendilerine
emir verilir. mderris: afiilerin eyhi (reisi) Muhammed ihabuddin
Zincani (573-656 H.1l77-1258 M.), ve Hanefilerin eyhi Bakad (Ada-
let Bakan) Abdurrahman bn Abdsselam bn smail Lamani (564/
649 H.1l68-1251 M.) cevaplarnda yle dediler: "Bizden nceki eyhler
(alimler) ilim adam idi, biz de ilim adamy2'. "kanu ricalen ve nehnu
riealn", demek sutetiyle onlara eit olduklann ifade etmilerdi. Sonra
Halife araya girdi ve onun szn kabul ettilerl6 Malikilerin eyhi
Siraeuddin Abdullah bn Abdurrahman bn Omer el-Msri (.669
H.1270 M) u ekilde cevap verdi:
"Bizim Maliki fukahasnn aklamalar (talik) yoktur, ihtilafl
meseleleri ben kendim dzenlerim" demek sureti ile bakalarnn eser-
lerini okutamayacan anlatm oldu. Bu gibi alimler, yani Mustan-
sriye mderrisleri ncekileri taklit etmeyi reddetmilerdi. Ancak ha-
life araya girdikten sonra, kabul ettiler. Bunlar devletin ileri ge-
lenleri ile sk sk bulumaktan kanr ve onlarla yz gz olmayp
onlarn tesirinden uzak kalarak halka Zulmetmekten ekinirlerdils
Bylece unu tespit etmi oluyoruz ki, devlet bakan (halife) ilmi
hrriyete mdahale etmitir. Me'mun da ayn eyi yapmt. Onunki fi-
kirhrriyetine mdahale olup buradaki retim hrriyetine mdahale
idi. Bunun tesiri daha baka idi. nk retim resmilemi ve
devletin nezaretinde yaplyordu. Bundan sonra devlet otoritesi olan
yerde bu gibi bask kendini gsterecekti, bylece ilim milletin elinden
alnarak devletletirilmiti.

16 A.g.e., 124.
17 A.g.e., lll.
18 A.g.e., 312.

You might also like