Professional Documents
Culture Documents
Stephen Arroyo Astroloji, Karma&Dönüsüm C S 1
Stephen Arroyo Astroloji, Karma&Dönüsüm C S 1
FOSFORLU CEVRIYE
Suat Dervi
DOGAN
-KITAP
I
ve kuvvetsiz hissediyordu...
Her gi.in kuvvetten biraz dti.igi.ini.i anhyordu...
lc;inde s1cak bir koeye k1vnhp bi.izi.ilmek arzusunu en fazla
duydugu bu dakikada belki de soguk, ISlak bir hava ic;inde karan
hkta polisler tarafmdan kovalanmak ona ilk defa ac1 gelmiti...
Polis kuru bir sesle:
- Roi kesmeyin bakayim, dedi ve bekc;iye donerek:
- Sen bunun yanmda dur, ben otekini bulay1m, dedi.
Ayten onun nereden kac;1p gittigini pek iyi biliyordu.
Solugu yetiseydi kendisi de ayrn yerden S1V1acakt1. ..
Ayaklarmdaki ayakkabilar ayagma pek boldu, dizleri de c;ok
dem1ans1zd1.
$imdi kollarm1 Cevriye'nin boyimndan c;ozmii, onun yanmda
duruyor, fakat ona dayanmasa yere yik1lacagm1 zannederek ona
aban1yordu.
0 zan1an Fosforlu Cevriye yamndaki vi.icudun miithi bir hara
retle yand1g1m hissetmiti.
Bu vi.icuttan c;1kan hararet houna gidiyor ve Cevriye de ona
sokuluyordu...
Polis memum Melahat'1 beyhude anyordu. "Uc;mad1 ya! .."
Fakat mantiken uc;mamas1 laz1m gelen Melahat hakikaten yine
uc;mtu.
0 koca govdeyle nerelere saklanir bilinmez ki ! ..
- Sus otur kenara, diyen bir polis onu kolundan tutarak bir ke-
nardaki tahta iskernleye dogru goti.irdi.i:
- Ortada kalabahk yaprna bakayirn.
Cevriye ona sesleniyordu:
- Marika, Marika, gelsene buraya ..
Cevriye'ye bakt1. S1raya c;okti.i. Bru?1m duvara dayad1. Gozleri
yan arahk, fakat s1zrn1t1.
Ona bir sigara uzatt1... Cevriye iyi sigarayi ald1... Fakat izmari
ti kulagmm arkasma yerletirdi.
Bi.ih.in dilerini gosteren bir smt1la memura bakt1. 0 kendi ya
nan sigarasm1 Cevriye'ye uzatm1 onunkini yak1yordu.
Cevriye sigarasm1 derin derin <;ekti, bi.iti.in cigerlerini nikotin
duman1yla doldurdu. B1 hafif<;e dondi.i, gozleri adeta karanr gi
bi oldu. Bu kuvvetli bir i<;ki i<;mi gibi bir histi. Gozlerini kapach ve
zevkini i<;ine sindinnek i<;in kenara <;ekildi, siraya oturdu... Sigara
<;abuk bitmesin diye art1k idare ede ede onu i<;meye devam etti.
Gozlerini kapam1. .. ayaklanm altma toplam, s1rtlm duvara
dayam1t1.
Hi<;bir ey di.ii.inmek istemiyordu. Sadece u sigaranm zevki
ni doya doya tatmak istiyordu.
Birazdan i.izi.ilebilirdi. $imdi s1cak bir odadaych. Sigaras1 varch.
Siranm i.isti.inde oturuyor ve rahat ediyordu. Biraz da katll
m1 kemikleri yav yav geviyor gibiydi.
"Alollanna yelken edip de bizi mi.idi.iriyete geceyans1 gonder
meseler! .." diye di.ii.ini.iyordu ... Geceyi burada ge<;irse ne iyi ola
cakt1.
Burada bu s1cak havada rahat<;a uyuyabilirdi. Dinlenmeye ha
kikaten ihtiyac1 vardJ.
"Bir sene kodes bizi mahallebi <;ocugu yaptl!" diye di.indi.i.
Otur... Otur ! "Hem de Klzllay menfaatine ! .. " $u eroin inde
zerrece gi.inah1 yoktu. <;opur Veli yok mu... Nasll paketleri eline
s1lotmp ka<;m1tl...
Fosforlu ne oldugunu anlamadan kaJ"l?isma "aynas1zlar" dikil
mlerdi.
"Ver o paketleri..." "Hangi paketleri ?" "Elindekileri !" "Onlar
benim degil ki..." "Ya kimin!" "Bana verdiler, imdi biri verdi ka<;
tl ... "Kim verdi?"
n
li i.irperdi...
"Ben de otekiler gibi yap1p biraz kestireyirn." Fakat rnernur a
yuu bitirrneden gozi.ini.i kapayarnayacagm1 anlad.J ... Ve yine onu
seyre dald.J. Bir de ay ise! ..
<;ay kadehinin dibinde iki parrnak kadar kalrnl!?tt. Birden daya
narnad1:
- Abi, dedi. <;aymm sonunu bana verir rnisin?
Mernur tarn agzma goti.iri.irken durdu. Ona bakt1. <;ay bardag1-
m uzatacak gibi bir hareket yaptt, fakat sonra vazgeti ve sordu:
- Bu ak!?affi tutrnuyor rnusun?
- Bozuk para kullanrn1yorurn Abi... Yanlfllda ek defteri var...
Memur ona bakt1. Cevriye devarn etti:
- Vereyirn sana bir ek, git bankaya burnunu ek. ..
Ve ok zarif bir soz soylemi!? gibi memnun rnernnun smtt1.
- Haydi Fosforlu. <;ayc1 gelsin de sana bir tane 1smarlayaYlfll.
- Eksik olrna Abi.
$irndi yerine daha rahat yerle!?ti ve:
- Zaten di.inya iyi adarnlarm yi.izsuyu hi.irmetine duruyor, dedi,
bu ak!?arn nobet Cemil Abi'de olsa, degil ay 1srnarlarnak, odanm
s1cagmdan faydalanmayaYlfll diye pencereleri aard1.
Muavin kal?tnt kaldirarak:
- Kes sesini! diye tersledi.
- Sustum, sustum ... Kizma Muavin Bey Aroca! ..
Sesini k1st1... Ve ay1 beklemeye bal?ladi. Halbuki o lakrrd.Jy1
dondi.iri.ip dolal?ttrarak bu ak!?arn mi.idiiriyete goti.iri.ili.ip goti.iri.il
meyeceklerini anlarnak istemi!?ti.
Haydi buradan oraya gitmek de bir !?ey degil. Hatta yannki
doktor muayeneleri de bir !?ey degil arna... Ya hasta 1karsa ...
<;1k kodesten gir hastaneye... Aylarca orada kal...
19
Memur:
- Haydi haz1r olun ! dedigi zaman Cevriye ayaga kalkt1. 0 za
mana kadar epeyce dinlenmil?ti. Bu Bolu-lstanbul yolu onu bir
hayli mahvctmi!?ti. Kalbi h1zla vuruyordu. Karm ac;ti, korkuyordu.
Karakolu bo!? sozlerle atlatabilmil?ti. Mi.idi.iriyette her l?eY mey
dana c;1kacakt1.
Mi.idi.iriyete gitmeden evvel. Ah, mi.idi.iriyete gitmeden evvel el
lerinden bir kurtulsayd1.
Kos Ayten'i uyand1m1ak gi.ic; olmad1. Fakat ayaga kalkanuyor
du. B1 doni.iyordu. Kalkmca yik1hyordu. Konul?am1yordu. Cev
riye:
- Hasta! dedi, Muavin Abi ayakta duranuyor.
Muavin balamyordu bile. Her gi.in onun gibi ka tanesini gori.i-
.vonlu.
- Korki.iti.ik sarho! dedi.
- Vallahi sarho degil. Ate iinde, cay1r cayir yamyor.
- Boyah ispirto ateidir.
- Muavin Abi.
- K1s eneni!
Muavin inannuyor, fakat Ayten ayakta duranuyordu. Ayaga
kalkmca atein iddetinden kalbine zaaf gelmi olmal1yd1. He
men yere yik1hvermiti.
Y1lald1g1 yerde istifra etmesi onun sarholugu hakkmdaki ka-
11aati daha kuvvetlendirdi.
Onu ayiltmak iin kenardaki yangm kovasmdan bma biraz
soguk su dokti.iler.
Ayten, imdi tahtalarm i.isti.inde hareketsiz yatiyordu. Onun bu
hali kafilenin yola planasma mani oluyordu. Klzlar etrafm1 alm1
lar, yi.izi.ini.i, salanrn kuruluyor, i.isti.ini.i temizliyorlard1.
Yedi Bela Gi.ilseren lerini g1cirdat1yordu. Fakat bka ii
vard1. Soz dinlemeyen muavine atmak oteki plan1 bozrnak de
mekti.
Fosforlu Cevriye ise Ayten'e yard1rn etmek istemesine ragmen
bir kenara ekilrniti, bu gece birinci planda olmamahyd1.
Muavin:
- Kaldmn onu yerden, dedi, koluna girin. Kollanndan tutun yi.i
..
rur I...
Ayten bir ki.ile gibi ve incecik vi.icudtma ragmen yerden dav
ranam1yordu. Klzlardan biri:
-Agzmdan kan geliyor! diye bagird1. Muavin:
- K1rm1z1 arap, diyecek oldu, fakat dikkatli bakmca anlad1 ve
telland1:
- Agzmdan kan nu geliyor? diyerek yerinden kalkt1. Klzlann
hepsini itiyor, mesul olrnak korkusuyla hiddetleniyordu:
- <;abuk bir irndat otomobili getirin! Telefon et! .. Hemen has
taneye kald1rsmlar.
32
Abdi:
"Kiz kolunda damga var, damga var ! " diye okuyunca Cevri
ye iddetle iki kolunu birden meze tabaklanmn, rak1 ielerinin,
kadeh ve bardaklann arasma uzatti.
Masada bir ang1rt1 oldu. Hepsi masanm iizerine dayanm1 b u
ince, esmer v e giizel kola baktllar.
Bu kollann her iki bileginde de dovmeden yapllm1 hakiki ke
lepc;e biiyiikliigiinde iki kelepc;e resmi vardi.
Onun bu hareketi hepsinin dikkatini onun kollarma c;evirmiti.
Sarho ba1 kfill one, kfill yana diien Cevriye kollanndaki ke
lepc;e resimlerine sabit bir bakila bakarak:
- Abdi Amca sus ! diye bagird1. $ark1yi kes diyorum sana !
Ve sag kolunu masanm ustiinden siiratle s1yirarak sag tarafm-
da c;anak, bardak, tabak, kadeh, ie ne varsa hepsini yere att1.
Giillii hafif bir sesle onun kulagma:
- .Kiz c;amurlama !. . diye f1slldadi.
Abdi bu sesin tonunu duydugu zaman tabaklarm angirt1sm1
beklemeden susmutu.
Cevriye hep kollarma baklyor, gozlerini kollanndan ayimuyordu.
''Kiz kolunda damga var ! " diye ark1yi sarho sarho mml-
dandl.
$imdi iki kolunu masadan kaldlrm1 onlara gosteriyordu:
- Goruyor musunuz ? lki kolumda da damga var.
Torpil $eref:
- Adamakllh zom oldu, dedi. Giillii bir ey bilir gibi bam1 sal
lad1. Meyhane o kadar bas1k tavanh, o kadar gamh, o kadar kas
vetli ve dumanh bir yerdi ki . . . ruha kasvet veriyordu.
Cevriye sabit bir bak1la hep kendi bileklerine bak1yordu.
Hep kendi bileklerinden gozlerini ayirm1yordu.
lstanbul'a ilk geldigi gece, karakolun aynasmda kollanna bak
tig1 zaman; bileklerinde bu kelepc;e resimleri yoktu. Bunu sonra
dan yapt1rm1tl. Barba'ya yalvarm1, Galata'mn en mahir dovme
cisini buldurmutu. Ve kollarm1 ona uzatarak:
- lkisine de kelepc;e resmi yap ! demiti. Sahici bi.iyiikliigunde
olsun !
46
Hayir, tarn bir sene yirmi sekiz giin onu gormedikten sonra bir
glin daha gormemeye katlanmak Cevriye'ye pek agrr geliyordu.
Bir an evvel onu gormek istiyordu.
Kendi mevcudiyetini idrak ettigi giinden beri tamdlklan i<;inde
tekrar tekrar ve her zaman gormek istedigi insan yalmz oydu.
Onun bir yabanc1, bir me;hul adam, hayatI, megalesi bilinme
yen bir kimse olu Cevriye i<;in bir mesele degil.
Cevriye'nin biitiin hayat1 esasen, tanmmayan, uzak, yabanc1 ve
me;hul insanlann, hiiviyetleri bilinmeyen kimselerin arasmda
ge<;miti.
Onun ismi daha bilinmeyen, hayati tanmmayan bir adam olma
smm hi; onemi yoktu.
0 bu koskoca lstanbul'da kimin hayatm1, mazisini, ismini ta
nrrd1. Yolunun iistiine <;1kanlar sadece insanlard1.
Ve insan ohnalan Cevriye i;in yeterdi.
Cevriye onu insanlann en harikuladesi olarak tan1yordu. Onu
boyle anrnasma, tan1malarmdaki ve sonra devam eden miinase
betlerindeki garip ekil amil ohnutu.
Onu serin bir sonbahar gecesinde tanim1t1.
Hastaneden yeni 1;1lant1. Tam alt1 hafta hastanede yatm1t1.
Fevkalade yorgun, zayif, ortalarda dolacak hali yoktu.
Elindeki son parayla tramvaya binmil? ve o zaman tarudIW, ve
kendisine alaka gosteren Kayik<;1 Mahrnud'u buhnak ve ondan bir
ka; para ahnak i;in Bebek'e, oradan da yiirtiyerek Hisar'a gi.
48
Ona:
- Ne kadar c;ok ydd1z var, demiti. 0 ydd1zlann her biri ic;im
den birinin ydd1z1yrn1, biliyorsun degil mi?
0 da, ki.irek c;eken adama "siz" diye hitap etmek istiyor, bunu
yapam1yordu. Boyle konurnak ona gayet suni geliyor ve eger oy
le konuursa, adam kendisiyle alay edecek zannediyordu.
- Hayrr ! .. bilrniyordurn.
- Evet... Evet oyleyrni, bana <;Irnac1 Mustafa anlatt1. Bu ydd1z-
lann her biri birimizin YJ.ldiz1yrn1. Ve biz oldi.igi.imi.iz zaman onlar
gokten kaybolurlarrn 1 ... biz gortirtiz. . . Yddizlar kayar. 0 zaman
bir adam oltirrnti. Her YJ.ld1z kayta bir adam . . . <;Irnac1 Mustafa
yemin etti. Bir alc?am hep oturuyorlarrn1, deniz kenann da ic;iyor
larrn1. Yanlanndan biri kalk1p denize girm ytizi.iyorrnu. Birden
bir YJ.ldizm kayd1gm1 gorrnler. "Bir adam oli.iyor" diyesilerine
kalmam1, denizde ytizen arkadlannm kayboldugunu gorrnti
ler. Kayan onun YJ.ld1z1yrn1. Denizdeki adam bogulurken . . . Onun
da YJ.ldlZI kaYJ.p gitmi.
Acaba benim ydd1zrm hangisidir?
Ve gozleriyle YJ.ld1zlan aram1 . . . Ve gokte bir tane pek ki.ic;i.ik,
pek rninik ve pek parlag1m bulmutu.
- Fosforlu gibi yanan u ki.ic;i.ik olacak! ..
Gozleriyle hep iri YJ.ld1zlara bak1yordu. Onlan c;ok begeniyor
ama, kendisine ait olmalann1 istemeye bile cesaret ederniyordu.
"O kirn bilir hangi paahm YJ.ldmdrr?" diyordu.
52
Onu buraya getirdigi gibi bir gece, yolu kendi kendine c;1kart
IDl.l?tl. Han caddenin en karanhk bir yerindeydi ama, art1k hasta
olmayan, bru?I donmeyen Cevriye'nin bu yeri tekrar bulamamas1-
na imkan yoktu. 0 Galata'yi avucunun ic;i gibi tanrrd1.
lst.anbul onun kendi malikanesi gibi bir eydi. Hayatl bi.iti.in bu
sokaklarda gec;tigi ic;in bu ehrin tammad1g1 koesi, bucag1 yok
tu . . . Onun yanrndan aynhrken birinci defa olarak bir insandan ay
nlmanm ac1sm1 kalbinde duydu. Bu, kuytu bir koede olmtu.
- Ugurlar olsun...
- Bana o kadar iyilik yaptm ki. . . diyerek omzunu okayan eli,
iki eliyle birden tuttu. Ve bu eli dudaklarma goti.irerek opti.i.
Bu hareketi o kadar ani yapm1tl ki, gene; adam elini c;ekeme
miti. Hafif bir sesle ona:
- Ne yap1yorsunuz ? dedi.
Ve sonra Cevriye birdenbire onun yanmdan kac;mak istegini duy
du. Bu yavru? yavru? aynhta onun kalbini mi.ith i.izen bir ey vardl.
"Bu herif de benim neyim oluyor?" diye kendi kendine di.i!?i.in
di.i ve karanhk sokaklarda bir ri.izgar hafifligiyle uzaklru?tl.
Sokaklar c;amurlu ve rutubetliydi. $arap bodrumlarmdan,
meyhanelerden s1zan kokulan cigerlerine c;ekmek ister gibi derin
nefesler alarak yi.iri.idi.i.
Hastane ve hastaneden sonra bir tavan arasmda az konu!?an ve
o acayip adamla beraber gec;en bir haftahk hayattan sonra irndi
geni bir nefes alabilmekti di.ii.indi.igi.i.
0 gece hru?I donerken yadirgad1g1 sokaklardan ve bannacak
bir yeri olmadan gec;irecegi gecelerden korkmuyordu. <;i.inki.i o
bi.iti.in hayat1m boyle gec;im1iti. Bir hafta iist i.iste aym yerde ya
ad1g1, aym yerde yatt1g1 az vaki olmutu.
Ondan aynhrken duydugu teessi.iri.i imdi sokaklarda yalmz ve
serbest dolru?maktan duydugu sevinc; ic;inde eritip kaybetmi gi
biydi.
0 gece ilk girdigi yer Barba'nm meyhanesi olmutu.
Barba her zamanki gibi uzanu tirru?I, kirli onli.igu, uzun dag1-
mk sac;lanyla tezgahm arkasmda oturuyordu. Akamcllar dagll
m1 oldugu ic;in meyhanede kimseler yoktu.
63
ken beraber 1d1g1 agrr paketi her zamanki gibi perdenin arka
smda brraknut1.
0 bka eyle megulken Cevriye ona dikkatle balayordu. Bu
rada kald1g1 gtinlerde de Cevriye hep oyle yapm1tI. 0 kendisini
uyur zannederken veya bka bir eyle megul olurken losilm1
gozlerle ona bakard1.
Zaten Cevriye onun odasmda kald1g1 zamanlarda o hep gen<;
kadmm mevcudiyetini fark etmez gibi yapnutJ.
imdi de oyle yap1yordu.
0 zaman da oldugu gibi, Cevriye'nin sanki mevcudiyetini fark
etmiyor, onun tarafma hi<; bakmadan odanm i<;inde kendi ufak
tefek ileriyle megul oluyordu.
Ceketini de <;1karnutJ. Gomleginin kollan s1val1yd1.
Kenardaki masaya bir ortti yayiyor, tisttine tabaklar koyuyor
ve btiti.in bunlan kendi iini kendi gom1emi ve bir aile evinden
<;1km1 gorgtisti olan, fakat pratigi olrnayan bir erkek beceriksiz
ligiyle yap1yordu.
Biraz sonra sobanm tizerindeki <;aydanhk kaynamaya bla-
75
l1t,vn aktanyorlar." Onun iin: "Acaba evli mi ?" diye bir sual akh-
1111 Pldi.
"I IPrhalde evli olrnasa bile bir kanyla dalgas1 var" diye bir hiik-
1111 vard1.
'.\inkti Cevriye erkekleri bilirdi. Nihayet o da bir erkekti.
< '.evriye irndiye kadar yoluna tesadtif etmi olan erkeklerin
linde kendine bu kadar lakayt kalrn1 olan1m gormemti.
"Ne kalantor baylar beni bir arnc1k ele geirmek istediler."
Bir kere fiyakal1 bir bay kendisini $ili'de o can1m cadde i.ize-
rinde saray gibi bir apartmana goti.inni.iti.i.
Apartman yukandan ag1ya ipek, kadife hah doeli bir yerdi.
Oyle yerde oturan baylar bile tenezzi.il etmilerdi.
0 yh adarnm kendisini:
- SultanIID, sultamm benim ! diye kucaklaJU?InI hat1rhyordu.
- Onui.imde hen sana benzer kadm gormedirn ! dedik<;e, Cevriye:
- Agzm daha si.it kokuyor bebecik ! diye onunla alay ediyordu.
- Herifi bir matraga alrntIID ki . . . diyordu.
Kendisine avu dolusu para vemtiti bu adarn. Aynca da: "Ne
zaman istersen gel bana... KapIID sana dairna a<;1k !" demti.
Fakat Cevriye o kadar parayi bitirinceye kadar o kadar <;ok za
man ge<;miti ki, paras1 bittigi vakit: "Bir daha gidersem belki he
rif beni tanimaz bile ! KapISmdan kovar !" diye di.inmti.i.
"Zarnparanm zi.ippesi bir ho olur !" kanaati onda kaviydi.
- Bu moerler insanla bir kere konurlar, bayihrlar, gage <;1-
kanrlar, sanki taparlar. Fakat sonra da bir yerde rastladm m1, onu
tamyacaksm diye otleri kopar ! derdi. Bi.iti.in oteki k1zlarda da ay
m kanaat kok etmti.
Ah bu lstanbul, insan pazanydi. Burada neleri, neleri ve kimle
ri tan1IDt1.
Cevriye'ye: "Ona benzeyen hi<; kimseye imdiye kadar rastla-
madim" gibi geliyordu.
Onda buldugu bu harikuladelik neydi ?
"O ne zi.ippelere ne de kopuklara benziyor."
0 halde kime benziyordu. Zi.ippelerle kopuklar arasmda bka
ti.irli.i adarnlar da m1 vardi ?
78
Cevriye bir .;atI altmda bannmaya ihtiya.; hissetti mi, bir ara
saklanmak, bir kenarda sinmek, ortada goliinmemek icap etti mi
o Barba'nm odasmda en emin s1gmag1 bulurdu.
Barba'nm odas1, Barba'nm .;al1!?t1g1 meyhane, Barba'nm kesesi
ve kalbi, hepsi, hepsi Cevriye'ye a.;1kt1.
Cevriye bunlardan gayet nadir zamanlarda istifade ederdi. Ra
io ve yemek ikrammdan gayn yardimlann1, bunlara ancak .;ok
muhtai; oldugu zamanlarda isterdi. Omrn odasrnda ya hasta oldu
gu ya d.J!?anda tahamm iil edilemez bir ayaz, kar f1rtmas1 veya don
bulundugu gecelerde bannmI!?tI. Bir iki kere de belah bir dosttan
saklanmak veya polisten ka.;mak ii;in.
Bir kere bir gece "Mavi Gi.il" i;alg1h lokantasmda kendisiyle
birlikte ytiz elli lira yedigi gecenin -oof ne geceydi o- sabah1 Gidi
nin Halil'in Karakoy'deki sigorta !?irketinin kasasm1 soyan h1rsiz
oldugu meydana i;1km1!?tI. Hali! kendisiyle birlikte bir taksi tut
mak ve sefaya devam etmek ii;in kopliiye dogru giderlerken iki
yanlarmda iki sivil memur peyda olup bir anda kollanna yap
m1!?lard1 ve bu !?ekilde onun sade kai;masrna degil, silah kullan
masma da mani olarak onu tutmlard1. Cevriye kalabal1kta bir
den SlVl!?ffil!? ve tam bir hafta i!?in tahkikat1 bitip de onun hrrs1z
hkta alakas1 olmad.Jg1 anl1hncaya kadar Barba kendisini odada
misafir etmti.
Bir kere de Belanm Gozti Sabri'den saklanmak i.;in o zaman da
tam sekiz gtin galiba. . . Bunlar unutulmazd1 tabii. Qtinkii Barba
Galata'nrn hii;bir kopuguna benzemezdi. Mesela "Ye!?il Transval"
Oteli'nin sahibi Barba'dan yh oldugu halde polisten gizli olarak
bir gece onu otele, hem de paras1yla almak ii;in neler istemezdi.
Mendebur herif!
Bu lstanbul'da i;ok kotti insan vard1.
Yamah Hocanm Hakk1 vard.J. Qok koti.iler ytiztinden bu dtinya
batard1. Fakat dtinya iyilerin ytiz suyu htirmetine duruyordu. ln
sanlar anl1Imaz mahluklard.J dogrusu. u Kumarc1 F1!?f. Az m1
hilebaz, az m1 zorba, az m1 aznavurdu ? Kwnar kavgasmdan insan
!?lemti. Bkalanna sorsan .;amur gibi heriftir diyeceklerdir.
Fakat bir kere Cevriye bir polis baslonmda bir duvar atlayip
81
Bu evde tekilath c;ennak c;ur festivali bol mezeli bir rak1 sof
ras1ydJ.
0 zaman Si.imbiil Dudu, ellerini c;1rparak "Kaymvalidem" dedi-
gi kadma sesleniyordu.
- Maynk. .. Maynk. ..
- Hemen bebegim.
- Beyzadem emir buyurdu. Tekilath bir c;ennak c;ur festivali
ediver.
Bunun i.izerine ihtiyar kadm mutfaga giriyordu. Ondan sonra
evin ic;ini itah1 ac;an klzartma kokulan doldururdu.
Mi.iteriler Si.imbi.il Dudu'ya bir iki kadeh ikram ettiler mi a
g1dan o kadma ait olduguna inan1lmayacak kadar berrak ve ade
ta gene; bir ses yi.ikselirdi.
diye bir tane de pek neeli bir ark1s1 vard1 ama Cevriye onu pek
ogrenememiti.
Bir tane de:
85
I h1 utamt1.
l lt anabilmek.
Bu ne rntithi bir duyguydu ! ..
< ) hayatmda ilk defa olarak onun k3.f!?1smda utanrn1t1.
< > gece onu hasta, adeta yari baygm bir halde odasma getirdi
I i l k gece, itiyatm verdigi bir yatkmhkla ona yatakta yer b1rak-
11 1ak istedigi ve onun bu hareketin rnanasm1 anlarnad1g1 ve anla-
111az gortindtigti o gece, Cevriye hayatmda birinci defa olarak
111iithi utanrn1t1. Ve i<;inde ilk defa orada uyanrn1 olan bu duy
gu onunla olan btitiin rntinasebetinde hakirn olrnutu.
Ancak iffetli ve isternli bir kadmm varhgmda olabilecek zanne
dilen boyle bir duygu Cevriye'de ne ariyordu ?
Ruhunun hangi k1vnrnmda bu iffet ve isrnet duygusu irndiye
kadar bir tohurn halinde rnevcuttu da, birdenbire onun bir hare
ketiyle yeerrni, gelrni ve Cevriye utan<; hissetrniti.
Cevriye'yi bu adarna baglayan ey, onun i<;inde irndiye kadar
mevcudiyetini hissetrnedigi birtalarn duygulari birdenbire uyan
d1rrn1 olmas1yd.I.
11111 111 hissiyatma dair bir eyler duymak iimidiyle ic;i tutuuyordu.
Eski bir kurt olan Siimbiil Dudu'nun iyi bir psikolog oldugu
11111hakkakt1. Cevriye'ye: "Gozlerinden belli Cevriye" demiti:
Evet onun gozlerinden her eyi okuyordu. Ve bunlan sanki fin-
11111dan okurrn gibi fmcan1 eline alarak yav yav konuma
yu hlad1:
- Cevriye, ahc;iges kulaklarm1 bana dort ver. Senin yiireginin
1 111 ahk yerinde c;oreklenmi bir ydan gibi, bir ahs1 mec;hul oturo
c 1r. Sen ahsen kendisinden fazlacayim mefurn oloorsun. Klz, B1z
cl 1 k Siirnbiil Dudu sana laf edoor ayaguu denk alasm, oylem ite,
kopcge kap1hp hayatm1 heba etmeyesin. Senin ic;in falm ortal1k
)'l'rinde iki yol ac;1lrn1. Bir yolun agzmda tavus kuu var. Oh ta
hmunm dibini optiigiimiin asfas1, sanki tavus ilen k1 k1ya
sm, sen de yolun agzma gelmisin, yolun ortahk yerinde bir bal1k.
Tavus zenginlik, bal1k lasmet, rahat, sefahat, zenginlik, derat,
c lcbdebe, hepsi bu yolda Bir de oteki yol var. 0 yolda gene; bir
adam, hem de yak11kl1. Yiiregin hoppadak agzma gelip onu go
riinces tepeden kaynar sular dokiiloor, arnma ve Jakin ahc;iges
ayag1m denk almak zorundasm, sevgi ve muhabbetin mukabele
si bilrnisil goremoor. Yani sen sevoorsun, o seni sevrnoor.
Cevriye kalbinin ta ic;inden: "Ne kadar dogru soyliiyor" diye
tckrarhyordu.
- Bir bka kadm da var.
Cevriye ic;inde sonsuz bir ac1 hissetti.
"Tabii, yoksa bu kadar uslu olur mu?" diye diiiindii.
- lte Fosforlu goziinii dort ac;asm, oniine c;1kan u iki yoldan
senin ic;in saadet olan1 sec;esin. Ask1sar?
Cevriye:
- Hey agzma saghk Siimbiil Dudu, dedi. Siimbiil Dudu fincan1
alm1 ayaga kalkrn1t1.
- Bizim Hac1 Aga'ya ne zaman ic;in randevu vereyim ? diye sor
du. Arna beni mahc;up b1rakrnayasm Cevriyem ?
- Yoo, bende yalan yok Siimbiil Dudu. Soz bir Allah bir.
- Yarm am erkendir. Belki kendisini goremem. Obiir a
gelirsin he ?
1 02
sinden be!? Ya'? kadar bi.iylik bir kadmd1, agabeyinin kans1. Aja
beyi oldi.igi.i zaman o bu kadm1 nika.hlanu!?tL 0 zaman kadm yir
mi, kendisi on be!? Ya.<?mdayd1. Uzun zaman bu kadm1 da imdl
Cevriye'ye kar1 hissettigi arzuyla sevmiti. On sene. On sent>
sonra. Art1k kendi yim1i be, o otuz Ya.<?Ina gelince. onu kocamI!1
bulmutu. 0 zamandan beri, kar1sma her zan1ru\ ihanet ederdi.
Fakat Cevriye'ye gelinceye kadar hibir kadm onun i.izerinde
bu kadar kuvvetli bir tesir yapman11t1.
Son zamanlarda ii icab1 s1k s1k lstanbul'a geliyordu.
Si.imbi.il Dudu'nun soyledigi, zemin katmda dayah doeli bir
apartman degil, bir Rum evinin alt katmdaki iki odayd1. Burada
Rum ailesinin b1rakt1g1 eyalar vard1.
Daha evvel bu eve, gen bir Rum klZI atnu, alt1 ay kadar lstan
bul'a gidip geldike hep oraya, onun yanma inmiti. Son defa ha
bersiz geldigi bir gece klZI evde gen ve yak11kh bir Rum deli
kanhs1yla yakalam1t1. K1z:
- Kardesim bresi... Matoteo kardesim. . . diye onu avutmak,
kandmnak istemiti. Fakat, hibir zaman ehirliye aldan1p, "an
davalh" telakki edilmek istemeyen bi.iti.in ta.<?rahlar gibi o da bu
soze kanmrum ve oglan1 da, onu da bir temiz dovdi.ikten sonra
kap1 d1an etmiti.
$imdi evin kiras1 bir senelik pein verildigi iin daha be bu
uk ay iinde oturacak bir kadma ihtiya vard1.
Cevriye'yi oraya be buuk ay iin atmak istiyordu.
Ba.<?ka bir zamanda olsa, i.iphesiz Cevriye de bi.iti.in sokak klz
lar1 gibi boyle bir teklifi cana minnet bilecekti, fakat Cevriye iste
miyordu.
lstemiyordu ite. Eger bu adamla beraber Ya.<?amaya raz1 olur
sa, ona hasret duydugu geceler nas1! bu "andavalh"nm yanmdan
aynhr da ta buralara kadar gelebilirdi. 0 adamm boynuna dola
nan kollan Cevriye'ye kendisini baglayan zincirler gibi geliyordu.
Kendi kendine: "Zampara dedigin kerata, bir kere gori.ili.ir. Sonra
gider, her gi.in ayn1 adam olur mu hi ?" diyordu.
Hayrr bi.iti.in bunlan, hayatmm bu tarafm1 ona anlatmak istemi
yordu. Akima boyle eyler gelince hemen onu hatrralarmm arka
\'I' karanhk taraflartna tlkltmyordU Ve btntn On pJantna, Utan
lll;H l igl resirnleri <;-ekip ahyordu.
A.rap Cernile'yi tarn kiireginin ortasmdan v11rdu. Densiz
1 1 1 1a 11s1z ! diyordu.
Sonra ic;ini c;ekiyordu.
- Onu oz k1z kardeirn gibi severdirn, diyordu. Bir gun para bi-
1 1 k t irirsern onun ic;in mevlit okutacag1m . . .
Sonra:
- Mevlit okutmak iyidir degil mi ? dedi. Olliler mevlit okunursa
1; o k rahat ederrni. Mevlit okunursa dogrudan dogruya olulerin
rnhuna gidenni.
- Butlin bunlar1 nereden ogrendiniz ?
- Butun bunlar1 ben Krrk Yarnah Hoca'dan ogrendirn.
- Kimdir bu adarn ?
- Kirk Yarna Hoca rn1? 0 ulerna adarndrr Abi. Hani u Sultanah-
met'te Alrnan'm c;emesinin yanmda dilenir. San sakalh bir adan1-
d.1r. lhtiyar da degildir hani, oyle Allahhk olacak yta degil arna.
lc;inde irnan var. lman. Onu dinleyenler var, eskiden sesi pek gti
zelmi!?. Haf1zm1. Bir Kuran okunnu!?, bir Kuran okunnu!?. Sonra
sesinin guzel oldugunu duymular. Kendisini bir <;alg1h gazinoya
gotiirmuler. $arkl okusun diye. <;ok para venniler, adarn da ra
z1 olmu. Arna Allah'm gazabma gelen sesi daha ilk gece ark1
soyleyecegi zarnan birdenbire kesilmi. $imdi sesi nefes gibi ince
<;1kar. Kendi bunu soylemez, saklar. Bana o ogretti bunlan. Allah'1
ve Allah'1 sevmeyi de bana o ogretti. Ben onunla konumay:i <;ok
severim. Her zarnan gordi.im mu yanma otururum. Sozleri insamn
ta ytiregine iner. Cemile oldugu zarnan <;ok aglad1m. <;ok agladlm
o gi.in. Sonra deli gibi dolrrken k1ma <;1kt1. Yanma gittim,
oturdum. Bana <;ok eylerden bahsetti. Kirk Yarnah Hoca diyor
ki, eger insan bir kere ytirekten tOvbe ederse, ne gi.inah yaparsan
yap, Allah affedenni. Arna bir kere i<;ten tbvbe etmek laz1m.
Ona yi.iksek sesle soylemedi, fakat i<;inden: "Ben de bir kere
tbvbe edecegim" diye di.ii.indi.i. "Daha gencim. lhtiyarladlgun za
man, oli.imi.im yakltig1 zarnan... " Ve sonra konmaya devam
etti:
- Kirk Yamah Hoca, benim Cemile ic;in aglad1g1m1 gortince,
M Ncyin var'!" dedi. Neye aghyorsun Cevriye ?" Ben de kendisine
clccli111 ki: "I lani benimle beraber dol1rd1 eskiden bir loz varcb.
Arap ( :l'mile derlerdi. Bilmem sen gordiin mi.i ? Bir imans1zm birl
1 11111 s11tmdan vurdu oldtirdi.i... " "Onu c;ok mu severdin ?" dedi ba
na. Ona dedim ki, "Onu c;ok sevmek de soz mi.i ? bz karde!?imden
yakmd1 bana. Bana hem c;ok iyiligi varcb." Kirk Yamah Hoca'ya
hep anlatt1m. Onu tamd1g1mdan beri bana yapt1g1 iyiligi ve benim
hastahg1mda bana nasll bakt1g1m anlattim. "Ona borc;Iusun" dedi.
"Onun ruhuna mevlit okut o da rahat eder, sen de... " Ben kendi
sine her zaman para verdim. Benim ic;in okusun diye ... Allah her
!?eyi bilir. Elbet onun okudugu dualarm da benim hesab1ma okun
dugunu bilir. Gozi.ini.i sevdigimin Allah'1 ona ne malum olmaz ki...
- Allah'1 c;ok mu seversin Cevriye ?
Cevriye'nin sesi birdenbire derin bir mana alm1!?ll:
- Ondan bka sevecek kimsem yok ki Abi.
- Onu nic;in seviyorsun ?
- lnand1jm ic;in.
- Ona c;ok mu inan1yorsun.
- inan1yorum elbctte. Ona inanmay1p da kime inanayim?
bteki susmu!?tu. Uc;suz bucaks1z bir gok parc;as1, sayilamaz yil
d1zlanyla b1mn i.isti.inde uzan1p gidiyordu.
- Allah bize bu diinyada neye mahrum kald1ksa onlann hepsi
ni oteki diinyada vcrecekmi!?. bteki di.inyada. Belki bana orada
bir de anne verir.
Giiliiyordu. Bu c;ok tuhaf bir fikirmi!? gibi geliyordu ona:
- Sonra da kim bilir, belki de o Beyoglu di.ikkanlanmn came
kanlann da kedi cigcre bakar gibi bakt1g1m tiiyli1, c;ic;ekli !?apkala
n, o can1m ernprime kum3.'?lan verecektir. l nsan m gonli.i ne ister
se onu verecekrni.
Birdenbire gozi.ini.in oniine Kapahc;1'daki bir di.ikkfmda gor
di.igi.i gelin elbisesi ve teller, duvaklar geldi. Ve bu elbiseleri ken
di i.isti.inde gciri.ir gibi oldu.
B eyaz elbiseler, teller, duvaklar ve yanmda gogi.is cebinde k1r
rn1z1 bir rnendil, ayaklarmda yeni boyannu. yeni cilalanm1 pml
133
pml bir iskarpin, boynunda gilllti bir kravatla onu gtivey olarak
lahayytil etti. Esans kokan elini ona uzatacak, onu kolundan tu
lacak ve lacivert ceketi, gri, tittilti pantolonuyla ne 1k bir darnat
olacakt1. Belediye dairesine girerken seyyar fotograf<;1ya resim
1;1.ktireceklerdi.
Cevriye'nin kalbi bu htilyayla tatll tatll <;rrpmmaya blad.I.
11,'.inden. "Enayi pilakiligine ltizum yok" diyordu. "Boyle eyler bu
di.inyada olmaz. Bu ancak ahirette, goni.illerin her anusunun ye
rine geldigi cennette olacakt1. Cennette... "
- Gonltimi.iz neye hasretse hepsine cennette kaacakm11Z.
Sesi bir m1nlt1 gibiydi.
- Ne gonltimtiz <;ekerse hepsi ontimtize geliverecelani. Yiye
cekler, i<;ecekler, giyecekler, hepsi.
0:
- Oltilerin bedenleri yoktur ki, dedi. Yiyecek ve giyecekleri ne
yapacagiz ?
- Klyarnet gtinti dtinya avm; it;i gibi dtimdtiz olacak ve mevta-
lar kefenleriyle mezarlardan f1rlayacaklarm1.
- Bunlan size kirn anlatt1 ?
- Kirk Yarnall Hoca Sen duymarn ffilydm ?
- Hayrr!
Cevriye bir an sustu. Sonra:
- Yoksa sen Allah'a inanmaz mISm ? dedi.
Oteki boguk ve tok bir sesle cevap verdi:
- Hayrr!
Cevriye tirperdi:
- Allah'a inanmazsm da nasll olur da boyle iyi olursun ? dedi.
Tovbe et. Allah'a inanan, cennete inanir. Cennete inanmasak ne
timit ederiz bu dtinyada ..
- Ben de cennete inanrrun. Arna benim cennetim Kirk Yarnall
Hoca'mn cenneti degildir.
Cevriye daha o gtin, giindi.iz den onun ic;in bir paket 1?eker yap
t mm1?, i.istiinde renkli bir Noel Baba, iki c;ocuk, gtine1?li ve yald1z
li bir manzara resmi olan bir kartpostal satm alm11? ve bu kag1t
Plinde bi.iyi.ik postanenin k1smdaki arzuhalcilere gidip kibar
olsun diye daktiloyla "Bayramm1z1 kutlar, ellerinizi samimiyetle
s1kanm" sozlerini yazdrrm11? ve i.isti.i agzmda zarf tutan bir gi.iver
cin resmiyle si.isli.i bir zarf ic;ine yerle1?tirerek bu zarf1 1?eker kutu
suna baglayan renkli ve pmltih sicimin arasma gec;irmiti. Ve
sonra ak1?aml etmek ic;in ne yapacagm1 bilmez bir halde dolma
ya blam1t1.
Eskiden bayram giinlerine bay1hrd1. Bu onlar ic;in en karh, en
kazanc;h ve eglenceli gi.inlerdi.
Fakat bugi.in ortadan SIVI1?1P yok olmak, kimseye gori.inmemek
ve gece ortal1k karannca oraya gitmek istiyordu.
Bunu di.i1?iinerek Bebek tramvaylanmn durak yerine dogru gi
derken kolunu bir elin yakalad.Igm1 hissetmi1?ti.
- Nereye Fosforlum. . . diyen bir ses kulagmda c;mlad1.
lc;inden: "Eyvah kuyrugu k1strrd1k !" diye di.i1?i.inerek bm1 c;e
virince k1smda Cevizli Kahve'nin askerden izinli gelen c;rrag1
Kemal'i gordi.i.
- Vay sen misin ? diye ona bakm11?t1. Kemal:
- Boyle acale acele nereye ? diye sormu1? ve sonra:
- Bugiin seninle bayram 1iierefme bir papaz uc;ural1m, diye ken-
disini davet etmi1?ti. Senin Barba'ya gideriz. Birkac; parlatmz.
Haydi gel !
- 11?im var.
- Bir flrt be Cevriye.
- Sabah sabah zom olacak vaktim yok.
- Ne o tbvbekar m1 oldun ?
Cevriye'nin bu soz birdenbire ic;ine bir 11k vem1i1?ti. Sonra:
- Tovbekar olmak m1 ? diye omuzlanm silkrniti. iirn var be,
demi, bir de goz k1rprn1t1.
- Angajesin galiba! . .
Kemal'i atlatrnak lazrmd.I. Nasll atlatacag1m bilmiyordu.
Kemal 1?imdi onu iki kolundan tutmu1? sarsal1yarak:
1 42
Iha iiyle bir haldi ki, bunu ancak sokak k1z1 i;Ilgmhklanyla tes
ki11 l'llPl>ilirdi.
Altv dalgalan yanaklanna i;arparken dudaklann1 onun elinden
\'l'ktigi andan beri Cevriye konW?am1yordu. Gozleri iri iri ai;Ilm1!1,
henzi umulmaz derecede san, solgun, dudaklan hafi.f arahk ona
bak1yordu. Eger konuacak olsa ilk sozti:
"Beni kollarmm arasma al. Allahm ii;in, dinin ii;in, kitabm ii;in
sev beni. . . Beni sev... " yalvar1lan olacakt1.
Evet burnunda meyhanelerin kokusu vard1.
Kahveci i;Irag1 deyip de gei;memeli; Kemal bir kere masrafa
blad1 m1 lordlar bile onun gibi para harcedemezdi.
Cevriye ii;mek istiyordu. Latemayi sabaha kadar i;aldmnak,
kadeh k1rmak, nara atmak, bela i;1karmak, comak, comak; Ga
lata'ya parmak 1s1rtacak kadar comak istiyordu.
Evet btittin bunlan yapmal1, ii;indeki cokunlugu sondtirmek
ii;in polislik olmahyd!.
li;i tamanuyla alttisttti. li;inde bir k1yametin il?aretleri vard!.
Gozlerini imdi kapam1l?t1. Hep kapal1 tutuyor. Ai;arsa o birdenbi
re bu gozlerden, ii;indeki karg1g1 anlayacak diye korkuyordu.
Goztintin ontinde Galata sokaklanmn pari;a pari;a manzaralan
beliriyor, meyhanelerinin kokusu, boyal1 k1zlarm i;atlak sesi has
retie ii;inde tutuuyordu.
li;indeki herctimeri; ancak rak1 kadehleri arasmda kendini bil
mez bir halde bir kol?ede slZlp kalmcaya kadar ii;mek suretiyle di
nebilirdi.
Ancak, o suretle.
0, Cevriye'nin bu halini seziyor muydu, sezmiyor muydu ? Yok
sa anlamak istemiyor muydu ?
Cevriye, bu halini anlayacak diye pek korkuyordu.
Acaba bana Cevriye ismini kim ta.kt! ? dedi. Ben kendimi bildi
gimden beri hep bana Cevriye derler. . .
Bu sozi.i yi.iksek sesle soylemiti. Ona hayretle baktllar ve Ke
rim sessiz sessiz gi.ilerek:
- Bu nereden geldi akhna Cevriye ? dedi. Herkese ismini ya
anas1 takar ya babas1.
- Benim ne anam var ne de babam.
- Herhalde bir zamanlar olmutur. lnsanlar bka ti.irli.i di.inya-
ya gelemezler ki.
0 ismini imdiye kadar kendisine bir annenin verm oldugu
nu hie; di.ii.inmemiti.
Bu isim imdi o mec;hul anne ile kendi arasmda esrarengiz bir
bag, onu annesine kadar goti.iren bir rab1ta gibi geliyordu ona.
Kendi kendine: "Benim de bir anam vard1 ki bana isim koyrn !"
diye adeta gururland1.
Bu c;ok tath bir di.itinceydi.
0 imdiye kadar, bi.ittin hayatJ ic;inde kendisinin de bir annesi ola
bilecegini hie; di.inme, ooyle bir yi hie; tasavvur etmeti.
Anne sahibi olmak !
Hayatta boyle bir eyin kendisi ic;in bir kere var olmu bulun
masuu bile zihni kabul etmiyordu.
Ne zaman dogunu di.inse:
- Goztini.i sevdigimin Allah'i, beni herhalde mantar gibi yerden
bitirdi. Yahut da yagmur gibi gokten di.irdi.i ! der ve omuzlarm1
silkerdi.
Anne ! Bu ona o kadar uzak gelen bir kavramd1 ki...
lnsan larm annesiz dtinyaya gelemeyeceklerini pek iyi bildigi
halde kendisinin bir anne sahibi olmu bulunmasma ihtimal ve
remiyordu.
Bir kadm... Acaba hakikaten kendisini karnmda Inl, onu
kanla beslemi ve ona hayat vermek ic;in IStrrap c;elan bir kadm
var m1ych ?
Onun kundaguu kucagmda tutm, ona si.iti.ini.i ve, ona gi.i
li.ici.ikler yaptmn bir kachn !
- Ah boyle bir Y olsa pek fmo olurdu ! dedi ve kendi kendine
156
- Sm111 l 111 kravat1 yollayan kadm kimdir? diye sormak ic;in ku-
clurnyon 111.
1-'akal ona bu suali soram1yordu.
< >na boy le bir sual sormaya hakk1 olmad1g1m biliyordu.
Onu klskanmaya hakk1 yoktu.
Onu boyle olesiye, boyle kopek gibi sevdigi halde onun tarafm
dan sevilmeye, istenmeye ve sevilmedigini anlad1g1 zaman las
kanmaya hakk1 olmad1g1m biliyordu. Bu ac1 bir !?eydi.
$imdiye kadar bilmedigi boyle bir 1stirab1 ogrenmekte de bir
lezzet vard1.
Ondan gelen her !?eyi seviyordu. Bu 1st1rab1 da. . .
"Bu kravat1 sana kim yollad1 ? " sozti dudaklarm1 yakarken su
sup OtUITilU!?tU.
Oturmu ona bak1yordu: "Onu sevecegine beni sevseydi ne
olurdu Allah1m !" diye di.i!?i.ini.iyordu.
Nereye gidiyordu ?
Cevriye yerinden kallap kap1ya gitti ve kulaguu dayayip dinle-
di. Onun merdivenden inini duymak istiyordu.
Fakat hibir i;;ey duyam1yordu.
Sozti yanm kalmii;;ti.
Cevriye bir daha f1rsat olup da bu soztin gtintin birinde tamam
lamp tamamlanmayacag1m hi bilmiyordu.
"Beni seviyor mu ?" diye dtii;;tinerek, yemek masasma dogru
ilerledi.
$arap i;;ii;;esinin dibinde kalimi;; olan iki parmak i;;arab1 bardaga
boi;;altarak bir yudumda iti.
"Bu aki;;am ktipleri devirebilirim !" diye dtii;;tindti.
"Zil tak1p ne gtizel klVlrabilirirn !" Bir latema olsayd1... Mecidi
yekoy'deki gazinoda ve Galata'da Yorgi'nin meyhanesinde hirer
eski latema vard1. Cevriye keyiflendi mi oralarda bu latemalann
sap1m tutar, evirir, evirirdi.
Latema alard1.
Kopuklar:
- Yai;;a bre Fosforlu ! derlerdi. Bu gece latemalar alsaydl ... Ka-
g1t fenerler yansaydi...
Kag1t fenerleri ve renkli kag1ttan iekleri pek severdi.
Cevriye kadeh larsaydi.
Evet, bir kadeh krrsaydi...
- Ugruna can fener, mui;;amba bile olsa yanar... Bre Forforlum !
diye kopuklar nara atsaydllar...
Bugtin Cevriye'nin bayram1 vardl. Cevriye'nin hakiki bayram1
vardl.
- Yandun Allah ! diye nara at1p masanm tisttindeki rak1 kadehi
ne avucunun iiyle VW"arak larmak ve gtinlerce yaralanm1i;; avu
cunu beyaz bezlerle sanp gezmek istiyordu. Keyfmden sol kolu
nu aralayip arasmdan geriye ttiki.inn ek istiyordu.
Fis diye fiyakal1 bir ttiktirtik atarak "Hepinizin canma ttiktire
yirn. Sevdigim beni seviyor. Ben art1k onun gacosuyum !" diye ko
puklara kafa tutmak istiyordu.
"Onun gacosu ! "
1 66
Ovtinmek istiyordu.
Onu omuzlanndan tutmtu. Onun yanaklann1 oamt1.
Bu aam onu beklemiti.
Ona ne giizel sozler soylemti. Katip gibi konuyordu bu
adam.
Bka arap yoktu. ag1ya inip biraz almak istedi. Fakat bu
nu tehlikeli buldu.
Herhalde onlar bo yere gitmemilerdi. Muhakkak bir tehlike
vard1.
Fakat bu ne eit bir tehlikeydi? Bunu anlayam1yordu.
Bu adam1 insanlardan uzak tutan bi.iytik srrr1 anlayam1yordu.
Ona ait hibir ey anlayam1yordu.
- Cevriye, dedi. <;ok fena bir 11ey olmtlll diin gece. Bir mi.iddet
huraya gelme. Beni gonneye kimsenin gelmemesi lazun.
Cevriye bunun bir ihtiyat olmad1g1m biliyordu. Bu defa hakiki
hir tehlike vard.I.
- Ne 0Imu11 ? dedi. Bana hepsini soyleyebilirsin. Beni kfili dere
cede tan1yorsun.
- Cevriye, c;ocugum. Biliyorsun gizli y1yordum. Di.in aam
hir ihtiyats1zhk yaptun. Senelerdir gonnedigim anam1 gordi.im.
lzimi bulmak ic;in onu takip ediyorlarml!l. Bulu11tugumuzdan !li.iP
helenmi olacaklar. Beni bulamam1lar, annemi tutmtllllar. Ann e
mi . . .
Rengi sapsanych. Devam etti:
- Buraya gizli girip c;1kmak tehlikeli olacak. Annem sorgudan
kurtuluncaya kadar sen buraya gelme.
- Bunu ben nereden bilecegim ? dedi. Seni ne zaman gorece
gim ?
- Bir ay sonra Tam bir ay sonra buradan gee;. Anhyor musun.
Eger saat ogleden sonra i.ic;te kapmm oniinde Kerim bir iskemley
le oturuyorsa, o gece her zamanki gibi buraya gelirsin. Yoksa, yi
ne bir ay bekle. Her aym aym gi.ini.inde saat, ogleden sonra i.ic;te
bunu tekrarla.
Cevriye h1c;lonklarla bogulan bir sesle:
- Bunu hep yapacagun ! dedi. Tehlike gec;ip sana tekrar kavu
uncaya kadar...
Ve sonra yalvaran gozlerle ona bakarak:
- Nic;in bunu yap1yorlar? dedi. Seni nic;in anyorlar? Suc;un bi.i-
ytik mi.i ?
- Ben bir idam mahkfunuyum.
Cevriye evvela anlayamad1. Bi.iti.in vi.icudu titriyordu. bteki:
- Bir g1yap karanrn var ! dedi. Ele gec;ersem ... Anhyor musun?
<;ok iyi anhyordu. Bag1nnak, fecyat etmek istiyordu. Onu elin-
den alacaklar, idam sehpasma goti.irecekler diye korkuyordu.
- Suc;un nedir? diye sordu.
- Birak imdi bunlan. Yalruz anla lei, yapacagun1z her ihtiyat-
s1zhk benim canuna mal olabilir.
1 68
Bu, onunla son bului;; ui;; Ian olmui;;tu. Onu art1k bir daha gorme
mii;;ti.
Bi.iti.in bir sene Cevriye'yi bir mum gibi yaklp eriten mi.inasebet
bu i;;ekilde sona em1ii;;ti.
Bi.iti.in bir senc Cevriye, boi;; olan hayatmm i<;inde mukabele
gormeyen bu sevgiyle yamp erimekten de bka haz bulmutu.
Bi.iti.in bir sene onun kendisini sevmedigini, sevmeyecegini di.i
i;;i.inerek, kendinde bir kadm hi.iviyeti gormedigini hissederek ve
kendine sade bir dost eli uzatt1gm1 bilerek yan11i;;t1.
Fakat buna ragmen her gi.in de, onun bir zanmn gelip kendisi
ni kadm olarak gorecegini, kadm olarak sevecegini i.imit etmii;;t i.
Zaman zaman kuduran bir coi;; kunlukla kendisini sefaletin, i<;
kinin, serseriligin en son merhalesine, u<;urumun ta dibine att1g1
vaki olmakla beraber umumiyet itibariyle onu tan1m1i;; olmaktan,
onu sevm bulunmaktan ruhuna uyui;;turucu bir zevk sinmii;;ti.
Cevriye'yi ona baglayan duygu bir kas1rga i;;iddetindeydi.
Ve Cevriye bu hissin oni.inde mi.ithii;; bir kasirgaya kap1lmC? ince
1 69
Narnus ! . .
Cevriye bunun n e oldugunu bihniyordu. Hic;bir insanm onun
narnusunu mahvetmesine imkan yoktu.
"Acaba Allah beni neden bbyle narnussuz yaratm !" diye di.i-
1?i.ini.iyordu. Bu kadar k1ymetli olan bu i?eyden Allah nic;in onu
mahrum etmi1?ti. Nic;in ona hie; namus verrnemi1?ti ?
"Halbuki ben iyi bir klZlm."
Cevriye iyi bir k1zdJ.
Bunu kendisi de gayet iyi idrak ediyordu.
0 halde namussuz insanlann da iyi olmasma imkan varsa, ne
den "Edal1 $efika" bir adarn1 narnusunu mahvettigi ic;in bldi.iri.i
yordu.
"lnsanlarm hepsi e1?it dogarlar" diye di.ii?i.ini.iyordu. "Herhalde
ben de dogdugum zarnan benim de bir namusum vardJ. Benim
narnusumu kim mahvetti ?"
Sokaklan di.ii?i.ini.iyordu. Sokaklar, kalabal1k insanlar gozi.ini.in
oni.ine geliyordu. Kendisinin boyle olui?undan kirnseye k1 hmc;
duyarn1yordu.
"Biz kopri.ialtI c;ocuguyuz. Kopri.i altmda narnus Hak getire ! "
diyordu.
"Kopri.ini.in altmda narnus olur mu ?"
Sonra $efika'ya doni.iyordu:
- Onu sade narnusunu mahvettigi ic;in mi oldi.irdi.in ?
- Hayrr sade ondan degil, biraz da sevdigim ic;in onu oldi.ir-
di.im.
Sevdigi ic;in ?
Acaba "o" nic;in idarnhk ohnul?tu, sevdigi bir kadm1 oldi.irdi.igi.i
ic;in mi ?
Nic;in ?
$efika da kendisine "Edal1" denecek kadar nazh, nazik ve c;1tI
p1tI bir i?eydi. 0 da kendisinin bir adam oldi.irebilecegi di.ii?i.ini.ile
meyecek kadar yumk ve tatil bir insandJ.
"Dogrusu ben tavuk bile kesemem !" diye di.i1?i.ini.iyordu.
"Gori.ini.ii?te Edail $efika'dan daha c;o k katile ben benzerirn."
Edal1 $efika oldi.irmti.i.
1 82
Ya tutulduysa ! ?
Bunu nereden ogrenecekti ? Erkek tevkithanesi iki achm ote
deydi ama. . . Oradan buraya ancak gacolan burada olanlardan ha
ber gelirdi.
Onun ismini bile bilrniyordu lei onu bka kadmlar vas1tas1yla
oradan sordursun.
Hapishaneden c;1Iancaya, cezasm1 dolduruncaya kadar ondan
tek haber alamad1. Eline pakete sarilrn gazeteler gec;tikc;e bunu
okuma yazmas1 olanlara goti.irtir:
- Bak oku kuzurn, ic;inde idam haberleri var rn1 ? diye sorard1.
Bir kere yine aym !?eyi Edah $efika'ya yapmI!?tl.
Cevriye bu yapt1g1 hareketi hatrrlachkc;a hfila utan1yordu.
Di.ii.irunesi lazirnch. Halbuki di.ii.irunemiti. $efika katil suc;un-
dan ve "idam maddesiyle" mahkemeye verilrniti. 0 da davanm
sonunu ve savcmm iddianamesini bekliyor ve hakkmda idam ta
lebinde bulunulmasmdan korkuyordu.
Bu durumda bir insana, idamdan bahsetrnek hie; olur muydu ?
Halbuki Cevriye hie; di.ii.inmemiti ve eline yine bir gazete gec;ti
gi gi.in, hernen onu "Edal1 $efika"ya goti.irrni.i ve:
- Oku, bak kuzwn ic;inde idam edilenlerin haberi var rn1 ? diye
sormutu.
Cevriye o anda $efika'nm yi.izi.ini.in ald1g1 sapsan renkten i.irk
mti.i dogrusu.
Sinirli kachn eline uzatllan gazeteyi hiddetle Cevriye'nin yi.izi.i
ne c;arprn ve boguk bir sesle:
- Seni gebertirirn ! diye bagrrrntl. Her zaman gi.izel olan yi.izi.i
o anda ne korkunc; bir rnana a.lnru?tI. Dudaklan kas1lm, bala
n hayvanlrn ve burun delikleri acayip bir ekilde las1lmtl.
Yi.izi.ine bir rnaske taknu gibiydi.
1 85
Cevriye:
- Ulan enayi dtirnbelegi... Burada delikli demir yok, senin ka
badayihgm bana sokmez ! . diye omzunu kabartrnI!?, fakat bela c;1-
.
Cevriye'ye:
- Haydi oyle aptal aptal bilcacagma ko!? git, biraz SU ile kolon
ya getir ! diyordu.
Cevriye suc;lu bir kedi gibi ayaklarm1 ucuna basa basa oradan
uzaklmtI.
Edal1 efika'nm !?imdi yav yav nefes almaya bladlg1 go
rilliiyordu. Bu nefesler yav yav h1c;kmk oluyordu. Ve h1c;kl
nklar gitgide biiyiiyor, kil degtiriyor ve ac1 bir feryat halinde
hapishanenin ic;ini c;mlatiyordu.
Birbirini takipeden ve sanki kadirun etinden et kop gi-
1 86
Yankesici Melahat:
- Onlar da bir kere halimize acayip !?U il?i paras1z yapmazlar,
dedi.
Ebe Hamm:
- Nerede o bolluk, dedi. Hem mesuliyeti iistiine al, hem de il?i
be paras1z yap. Siz heriflerle goniil eglendirirken gelip bizden
bedava ki.irtaj yapanz diye soz ahyor musunuz ?
Cevriye birden atlld1:
- Baba miras1 paylir gibi ne girdiniz birbirinize be ablalar ?
dedi. Siz okumul? yazmll?$llllZ. Bizim bu laflara karmm1z tok. e
fika karde kelleyi kurtard1. Biz onun l?erefine egleniyoruz bu ak
am. Birak.m girgm, size bir sepetc;ioglu oynayayim da bakm.
Tavuk HJIS1z1 Pembe:
- Ya be Cevriye Abla ! dedi. Kemaneyi alayim da sana bir
dokti.ireyim. Susun bre kanlar.
Ve keman1 c;almaya blamll?tl. Cevriye ne giizel oynuyordu.
Cevriye sevinc;le oynuyordu. Aylardir ic;ememil?, l?imdi ic;ebil
miti. Ve ic;tiginin tesiri altmda ve bir insanm idam cezasmdan
kurtulmu olmas1 sevinci ic;inde diinyay1 pembe goriiyordu.
"Yok canim onu bulamazlar. byle iyi saklan1yor ki . " diye dii
. .
l?iiniiyordu.
canh hayvan taciri ki ... Beylik haralara herifi gooder danuzhk ola
rak ondan iyi canh hayvan olrnaz. Hayvan neslini islah etsin.
Onun sulbi.inden gelen oki.izler milletleraras1 hayvanat fuarlann
da altm madalya almazsa :;; u gi.izelim gozlerim oni.ime aksm. Bi
zim $a:;;kaloz Sara yok ? 1:;;te o sa<;lan sanya boyanu:;;, ayagmda
ok<;esiz, darnat terligi kibim bir pabu<;, i.isti.inde etekleri yellim
yelloz bol etekler... Omuzlanndan a:;;ag1 sozi.im meclisi umwni
mizden cb:;;an, <;ingene sepetini andiran bir hasir <;anta. . . Kap1yi
onunla <;aldllar. Ben kap1yi a<;ar a<;maz $a:;; kaloz Sara "Havaryu
Hello . . . " <;akmaz ? .. Si.imbi.il Dudu ii bozuntuya verir hi<; . . . Renk
vermedim, hemen onun oni.ine "Okey" edip b1raktird1m.
- 1Iahi Si.imbi.il Dudu, demek sen de Arnerikanvari oldun ? ..
- $a:;; kaloz Sara olduktan sonrarn ... Ben neye olrnayay1m ? .. 0
yine bir :;; ey degil... Hayvan taciri de giderken bana "Si.imbi.il Du
du bay bay ?" dernez ? .. Ve sonrarn da cebinden <;1kanp bir dolar
da aynyetten elirne s1k1:;;tmp "Bunu kendine hat1ra et" demez ...
1:;;te o kan1ma dokundu. <;i.inki.i Si.imbi.il Dudu, bu ya:;;ma kadar
hi<;bir kirli i:;; e el solanarn1:;; d1:;; ehleti bir kar1dir. Ben dolan ahp
da ezip ezip suyunu i<;ecem ? .. Yoksam bir dolar i<;in karaborsa
larda ecnebi paras1 ka<;ak<;1hgma di.i:;;i.icem ? . . Herif bol para har
cettiyse, eh ben de yapt1g1 bu harekattan oti.iri.i ona tmmad1rn.
Tmmad1rn arna .. $u di.inyanm Cenab1 Mevlas1 iyi bilir. Kamm :;;oy
le a:;;aya dogru bir hi.icum etti tam beynime f1rlad1.
Bunu sbylerken eliyle de dizkapaklarma dogru egilrni:;; ba:;;m 1
gosteriyordu.
- Zavah Si.imbi.il Du du . . .
- Si.imbi.il Dudu'nun yavrusu . . . Biz oyle cinfisten filan <;alana-
yiz. Sbzi.im rneclisi ki.iberadan d1:;;an ben bylem hayvan taciri :;;ek
linde dola:;;an hayvanattan, $a:;;kaloz Sara kibim sa<;m1 s1m1a pi.is
ki.ili.i yap1p :;; iklet <;igneyerek "Havaryu" eden ha:;;arattan <;1k
mam . . . Sen Fosforlum benim cigerparemsin. Seni bir mi.i:;;teriye
prezanta ettigim zan1an gogsi.im maderane bir iftiharla dolar. . . 1:;;
te Galatam1z, <;e:;; merneydan1rn1zm, Edimekap1, Topkap1, Yeni:;; e
hir'in yeti:;;tirdigi nevcivan derim.
- Eksik olrna Si.imbi.il Teyze . . .
201
Cevriye:
- Bu yeni su da btiytik mti ? diye sordu ve akahind( o m m rs
ederlerse . . .
Cevriye:
- Onun kim oldugunu daha bilmiyorlar ffil ? dedi.
- Hayir ! .. Arna eziyetle, il?kenceyle onu ogrenebilirler.
- Demek onun kim oldugu meydana 1Ianazsa hafi.f bir cezay-
Ia kurtulacak, oyle mi?
- Evet.
- Fakat aksi olursa ! . .
Art1k onlann ellerindeydi. Bir kere k im oldugu meydana 1kar
sa eski htiki.irn de meydana 1kacak ve onu idam edeceklerdi. 1!?
kence ve cezayla onu soyletebilirlerdi.
Cevriye avaz avaz baglTffiak ihtiyac1yla tutul?urken orada hep
omelmil? duruyordu.
Ytizti pek sakindi. Sade ba!?l dontiyor, sanki Kerim oldugu yer
de durmuyordu. Ve onun ytiztine dikkatle balanak Cevriye'yi
mtithil? yoruyordu.
- Kerim Abi, dedi. Bir l?eY yapahm. Onu ellerinden kurtaralun.
Kurtaral1m onu, karral1m. Ne merhametsizdirler bilirim, onu
soyletirler eninde sonunda
- Onun konW?acag1m pek zann etmiyorum, dedi.
Birden agzmdan karrd.I:
- Arna eski sab1kadan polisler onu tanrr. ldamhydi o.
- ldam1 ona g1yaben verdiler. 0 zaman o ele gememil?ti. Ar-
kada!?lar1 gemil?ti.
- Onlarla ytizlel?tirirler l?imdi.
- lIerinde Ya!?ayanlan kalmad1 gibi bir l?ey, kalanlar da konul?-
maz.
- 0 gizli Ya!?IYOrdu, ama, yine belki tamyan1 1kar.
- Onu tan1yanlar pek azd1. Bu defa ondan gayn kimse ele ge-
medi. Ben kendisini ele verecegini zannetmiyorum.
Cevriye inledi:
212
tath bir his olarak kalbine girmi!l olan bu sevgi, !limdi harap eden,
kas1p kavuran afet gibi bir !iiey oluvermi!lti.
Cevriye i!lte yine masanm blll?mda kalmI!ii ve ilerlemi!ii bulunu
yordu.
Yine kti<;i.ik meyhanenin ii;i ona dar gelmi!l, bu !iiarkl, Zombi
Recep'in kucaklamalan, her !iiey onda dayanllmaz bir azap halini
almaya blll?lam1!iitl.
Her zaman b6yle yap1yordu. Zombi de onun arkasmdan kalk
mI!ii bulunuyordu.
D1!iiar1da soguk bir gece, parlak bir mehtap, donmu!ii gibi tit
reen yild1zlar vard!.
Cevriye, dI!iiandaki soguk havayi teneffi.is ederek ilerlerken
Zombi Recep sert bir sesle:
- Nereye gidiyorsun? diye arkasmdan seslendi. Ve geni ad!m
larla hemen ona yeti!iierek belinden sanld!. Cevriye ne s6yledigini
bilmiyordu:
- Haydi, diye cevap veriyordu. Yelkenle bakayim. Beni yalmz
b1rak.
- 1i;erdeki sofrayi sonunda sen di.imen klrasm diye mi hazirlat
tlk ? Yoksa on belik taze gibi naza m1 blll?lad!n ?
Cevriye uyurgezer gibi ytirtimeye devam ediyordu. Sanki gozi.i
sag1 solu gormi.iyor, 6ntine dogru ilerliyordu.
Cevriye ag1z dolusu bir ktifi.ir savurdu:
- Klr boynunu; bas gaza, haydi git !
Zombi belini kuvvetli koluyla kavrayarak onu durdurdu:
- Don bakayim geriye kaltak, herkese yapt1gm numaralar bana
s6kmez, anladm m1 ?..
Cevriye yan insan, yan canavara benzeyen bu korkuni; surath
adama bak1yor, fakat ii;kiden bulan1k goren gozleri 6ntinde bu
yi.iz d6ni.iyor, par<;alan1yor, bi.iyi.iyor, ktii;i.ili.iyor, alelacayip !iiekil
ler al1yordu. Cevriye blll?Inl zahmetle dik tutarak ona:
- Benden ne istiyorsun ? diye sordu.
l;iimdi Zombi Recep'in kolu, beline dolanan kolu, onun vi.icu
dunu kendine dogru <;ekiyordu.
- Benden ne istiyorsun ? diye tekrarlad1.
217
Cevriye:
- Bende karasevda var ! dedi. Gormi.iyor musun bende
karasevda var.
Ve h1i;klrmaya blad1.
Ne kadar ii;se, olesiye ii;se unutam1yor, onun oli.irn mahkfunu
oldugunu ve onun hayatmm u anda tehlikede oldugunu ve ken
disinin ona k3.fl?I biiyi.ik bir hasret i;ektigini unutam1yordu.
Zombi Recep onu gogsi.i iisti.inde s1klyordu.
Mehtap soguk ve kupkuru bir 11k sai;1yor. Yerler donm talar
takrr ve soguktu. Ve... uti;u arkiy1 okumaya devam ediyordu.
Haniya da Fosforlwn
Moriya da Fosforlwn.
Y be Fosforlwn
Haniya Fosforlwn.
Haniya da Fosforlum
Moriya da Fosforlum.
diye el c;rrp1yorlard.I.
Fosforlu utc;uya:
- "(::admmm Dsttine"yi c;al be Abdo ! diye bag1rd.I.
Ve utc;u havayi degitirdi. Cevriye imdi ortada hem aria soy
ltiyor, hem de oynuyordu.
Oynad.Ikc;a c;arpt1g1 rnasalan, iskernleleri bir telane vurarak
deviriyordu. Kimse onun kadar gtizel oynayamazd.I.
Bi.ittin vticudu ahenge uyuyor, ornuzlan titriyor, beli alev gibi
k1vnhyor, ayaklan sanki yerden kesilmi, uc;uyordu. Zornbi
kapmm ontinde duruyor. Olti balah gozlerle onu seyrediyordu.
Digerleri ellerini c;1rp1yorlard1.
Sele i;>evki'nin b1 Gi.illi.i'ntin man gogstinde, gozleri baygm.
Gtillti ellerini birbirine vuruyor:
:.! 1 9
Salann gi.imlerim
Seni de bana verseler lo.
Kolen olur ilerim.
Sele $evki:
- Amma da zomlru;;tl, dedi.
Torpil $eref:
- Zorn degil zomtirik, dedi.
Zombi agrr bir sesle:
- Boylesine zomtiriklilik derler, diyerek ona yaklru;;ti. Omuz
larmdan tutarak onu yerden kald1rdJ ve kolunu beline dolayarak,
masaya getirdi. Onu zorla yanma oturttu:
Gi.ilhi:
- Ne var be Cevriye ? diyordu. Nen var?..
Cevriye hu;lonklar iinde:
- Bende karasevda var, diye inledi. Bende karasevda var.
Ondaki bu karasevda art1k mezara kadar si.irecege benziyordu.
Bu dertten kurtulacag1m i.imit etmiyordu.
Ne iki, ne sefahat, ne eglence, hibir ey Cevriye'ye onun
vaziyetini bir dakika unutturam1yordu. Gitgide bi.iti.in di.incesi
bir tek noktada onun iinde bulundugu tehlike i.izerinde yogun
lru;;1yordu.
Cevriye'nin art1k eskisi gibi yru;;amasma ve eskiden oldugu gibi
hayatmdan zevk almasma imkan yoktu. linde bulundugu artlar
hi de parlak degildi.
Polisin eline getigi takdirde Bolu'ya si.irtilecegi muhakkakt1.
Aylld1g1 zamanlarda geceleyin hadise 1kanm olmaktan
utan1yor, yapt1klanna piman oluyor; "Allah belas1m versin !
Karakolluk olacakt1k !" diye kendi kendine soyleniyordu.
Gi.indi.izleri arka sokaklardan si.izi.ili.iyor, Si.imbi.il Dudu'nun
kap1sm1 ahyordu.
Bu evde Si.imbi.il Dudu onu her zaman giller yi.izle k1hyordu:
- Ah ! Bir tanem sensin, diye ona iltifat ediyor:
- Bir gi.in kap1yi t:ak t:ak etmesen Di.irdanem nerede kald1, diye
yi.irek bru;; 1ma hafakan oturoor, diyordu.
Cevriye'ye kahve piriyor, kahve fmcanm1 kapatmasm1 tem
bih ediyor, onun falma baklyor, onun alt kattaki odada bir kenara
bi.izi.ili.ip akama kadar uyumasma mi.isaade ediyordu. 0
konursa konuuyor, o konumazsa sesini kesiyordu.
22 /
ondan konm;;manm bile Cevriye ic;in tarif edilmez bir zevki varclI.
Bir alc?am titreyen bir sesle:
- Ne sue; i!?lemi!? de ona idam hi.ikmi.i vermi!?ler? .. diye sormak
cesaretini buldu ve Kerim cevap vermedcn aglamaya blad1.
- Ne aghyorsun? diye Kerim ona yaklt1.
Onun yanaklarm1 avuc;lar1yla tuttu. Ve onun bm1 gogsi.i i.ize
rinde s1kt1.
- Onu c;ok mu seviyorsun ? diyc sordu.
Cevriye'nin hayatmm bu an, en mesut an1 oldu. Onu sevdigini
soylemek ihtiyac1 her zan1an dudaklarm1 yakmI!?, bu sevgiyi her
zaman herkese, meydanlarda bag1rmak istemi!?ti. Bu k onun
gururuydu. Onu sevmekle bi.iyi.idi.igi.ini.i, i;; imdiye kadar erieme
digi bir mertebeye eri!?tigini zannediyordu.
Ylarla dolu gozlerini ona kaldird1.
- Onu c;ok mu seviyorsun ?
- Geberesiye ! .. dedi. Onu gebcrcsiye scviyorum.
Biiyi.ik bir yi.iki.i omuzlanndan firlat1p atmI!? gibi geni!? bir nefes
ald1.
Kerim'in !?efkat dolu bir bakli;;la kendisine bakt1g1m gori.iyordu.
Kcnarda soba c;1tird1yarak yan1yordu, sobanm i.istiinde bir kir-
mlZl ibrik kaymyor, ibrigin iistiinde bir c;aydanhk demleniyordu.
Odada gi.izel bir c;ay kokusu ve lo!?luk vard1.
Kerim onun omuzlar1m ve yanaklanm ok!?ad1:
- Zavalh c;ocuk ! . .
Cevriye art1k kendisini tutam1yor, !?imdiye kadar dii!?iindi.igiini.i
ve hissettigini, anlamad1g1 !?eyle i:i ona soyli.iyordu:
- Onu geberesiye seviyorum Abi. Belki fosuna gider. Dersin ki;
bu bir sokak !?Irfmt1s1dir. Belki de yalan soyli.iyor. Arna anam av
rachm olsun ki dogru soyli.iyorum, nah yedigim ekmekler gozi.ime
dizime dursun, onun yanma geldigim zan1an, hayat1mda hic;bir er
kek eli eline degmemi on bei;;I ik taze gibi !?km oluyorum. Onun
yanmda konu!?maya bile utan1yordum. Ona bir ey soyleyemiyor
dum. Hani Abi tOvbe estagfurullah insan nasII Allah'1 sever de Al
lah'tan kendisinin sevgisine hemen bir kar.?1hk beklemez; ben
onu oyle seviyorum. 0 ister beni sevsin, ister sevmesin. Onun ya-
225
l?arnas1m istiyorurn. Onun bma bir l?ey gelirse ... Nasll soyleye
yim ... Anlatarnarn ki. . . Onun tutuldugunu ogrendigirnden beri bi.i
ti.in insanlara dlll?rnan oldurn. Onu oldi.irecekleri akhma geldikc;e,
evleri atel?lernek, insanlan tokatlarnak, carnlan krrrnak, kuduz
kopekler gibi ulurnak istiyorurn. 0 yasm, ben Oleyim raz1y1m.
Ben oleyim ... Bu gene; y1rnda ve bu genc;ligime doyrnadan ole
yim ... Bu tath can1rn1 Allah tenimden alsm urnrurnda degil. Urn
rurnda degil Abi... Ben hapishanelerin ne oldugunu biliyorurn.
Ben kapah, kilitli kapllan, demir parmakl1klan, ben kelepc;eleri
tan1yorurn. Gardiyanlarm sanki siz tanlllli?sm1z gibi olan rnu
arnelelerini, bir bardak suyu bkalarmdan beklernenin ac1sm1
biliyorurn. Dll?arda di.inyalar, sokaklar, insanlar varken, hava, gi.i
nel?, gok, deniz varken, kapal1 kapllar, yikllas1 duvarlar arkasmda
olrnak. Serbest olrnarnak nedir biliyorurn. Kelepc;e Imayan bi
lekler onun agrrhgm1 ne bilsin. Kodesteyken gi.in oluyordu Abi,
sokaklan dlll?i.ini.iyordurn. <;arnurlu sokaklar1, yagrnur yagan so
guk, pis ve c;arnurlu sokaklan ve ayaklarima baklyordurn. Yi.iri.i
rneyen ayaklarima baklyor ve onlarla hem de c;1plak olarak o c;a
rnurlarm ic;inde yi.iri.ime k, yi.iri.ime k, sonra kol?rnak, kol?rnak, kol?
mak istiyordurn. <;arnurlu sokaklara, gecelere, yagrnur altmda 1s
lanrnaya, kopri.i altmda yatmaya, ayaklarim1 nhtimdan salland1-
rarak koti.i bir gi.inde denizi seyretmeye, Gi.ilhane Park1'nda bir s1-
raya oturup s1rtim1 gi.inel?te 1s1tmaya can atiyordurn. Buna hasret
c;ekiyordurn ben. Yi.iri.imek, kafl?Ima bir duvar, bir kap1 c;1krnadan,
kimse: "Dur ! Gec;rne, yasak !" derneden gozi.irn alabildigine yi.iri.i
mek, yi.iri.im ek istiyordurn. Tikanmcaya, nefesim kesilinceye, ne
fesim kesilip yikllmcaya kadar kelepc;esiz, jandarmas1z yi.iri.irnek
istiyordurn. Onun l?imdi neler c;ektigini bilrniyor rnuyum ? . Onun.
ben l?imdi dar bir yerde uc;suz bucaks1z, sonu gelmez gi.inel?li yol
lan di.il?i.inerek kafesteki bir aslan gibi h1zla ag1yi yukan nasll
doltig1m gorrni.iyor muyum ? Onun c;ektiklerinin hepsi benim
yi.iregirni yaklyor. Onun kelepc;eleri sanki benirn bileklerirnde gi
bi bana ac1 veriyor, onun i.isti.ine orti.ilen dernir kapllar, onu ben
den gizleyen duvarlar bir zelzele olsun da yikllsm istiyorurn. 01-
mek istiyorurn. Anlatarnarn ki . . . Sanki nefes aldlrrn1yorlar gibi ge-
226
ayak derim" diye kendi sma bir kere daha hayran oldu. Fa
kat canm1 s1kan bir !?ey vardi: "lmanma ti.iktirdi.igi.imtin, !?U gemi
!?i tenekeli ki.irekleri, aroma da !?amata yap1yorlar be" diye soyle
niyordu. Ki.ireklerin sesinin 1kmamasm1 istiyordu fakat tel3!?lan
dika denize daha kuvvetli vuruyordu ve 1kan sesin k1ydarda da
ha kuvvetli duyuldugunu zannediyordu.
Onun pe!?inden k1yiya gelenler, bu zifiri karanhkta onu gore
meseler bile bu ktirek seslerini duyunca onun denize add1gm1
anlayacaklardi. K1yidan bir hayli uzakl3!?IDl!? oldugu halde hfila
ayak seslerini, di.idi.ik seslerini, yi.iksek sesle konu!?an erkek ses
lerini duyuyordu.
Her zamanki iyimserligiyle: "Sanki gelebilirler mi ?" diyordu.
"lskelede bir b3!?ka sandal yoktu ki ?" Ve ktireklere daha bi.iyi.ik
bir gayretle sar1hyordu. Bir taraftan ki.iregi ekerken bir taraftan
da: "Paketi acaba hemen atmal1 m1yun ?" diye kendi kendine so
ruyordu, "Kerim Abi onu k1y1dan uzaklara atmam1 istemi!?ti ben
den ... ne yapsam acaba ? .. Atsam sesi duyup ar3!?tmrlar m1 o za
lim aynasizlar?. . "
Birden korktu. Ne oluyordu ? .. Alesi bir alont1ya m1 kap1lm11?tl
birdenbire, yoksa korkudan m1 ona boyle geliyordu. Sanki deniz
ziftlenmi!?, ag1rl3!?IDl!?tl, sanki ktireklere agdalanmll? gibi yapl!?l
yordu. Cevriye bir denizde ki.irek ekmiyor da sanki bir batakh
ga gomi.ili.iyor gibi bir korku iindeydi.
Geriye baktlg1 zaman nefesini kesen bir korku iinde loy1da
ko!?U!?an l!?lklan ve o elektrik fenerlerinin l!?1gmda ko!?U!?an insan
golgelerini gori.iyordu ve: "Bi.iti.in omri.imce bu aynas1zlardan
korktum ama bu kadar korkabilecegimi hi di.inmedim . . . " diye
di.ini.iyordu.
0 soguk kl!? geceleri, paras1z oldugu zamanlarda kendisini ya
kalayip karakola goti.irmelerini adeta ister, karakollan bir ban
nak gibi severdi bile ... Hele o Beyoglu'ndaki karakolu, o semtte
yakalandi rm Cevriye:
Ona k1 olan sevgisi bir ktan daha fazla bir eydi . . . bir ka
rasevda .. Basta bir gecesinde kendisini evine alan ve ondan bu
gtine kadar btittin erkeklerin istedigini istemeyen onun bir zaval
h stirttik oldugunu anlamaz gortinerek onu sayarak, ona insanhk
gururunu iade etmi olan bu adanu, bu zavalh mahpusu karasev
day1 hatrrlatan bir kla seviyordu.
Hele onun iinde bulundugu tehlikeyi anlachgmdan beri kara
sevdalara tutulacak kadar onu seviyordu.
"Bana siz diyen ilk hem de son insan oydu" diyordu "ona ca
mm feda.. Fosforlu Cevriye polisten, bekiden korkar m1yd1
hi ... laf be." 0 bu karasevda ytiztinden kendini 1rm1ti. Bcki;i
ytiztine balanca her zamanki sogukkanhhgm1 kaybetm ve ko
maya blamt1:
"lyi halt ettirn, boylelikle kuduz kopek stirtistini.i peime tak
trrn" diye dtintiyordu.
Ularmdan 1klI damlac1klar akan ktirekler her dakika kendi-
sine biraz daha agrr geliyordu. Bu ugursuz ki.irekler. Bir katran
denizine dahp bir tiirli.i c;1lanayan bu ki.irekler...
Cevriye'nin bilekleri s1zhyordu. 0 kadar iyi ki.irek c;eken bu
Marmara c;ocugu 1?InIU1?tL . . korkuyordu. . . 1?kmhk ve korku
ic;inde ki.irek c;elanesini unutmu1?tu, ellerini birbirine vuruyordu.
Qi.inki.i denizin i.isti.inde ki.irek, motor ve insan sesleri vardl.
Parmaklar1 ki.ilc;ele1?iyor, bilekleri ki.ilc;ele1?iyor. Bileklerindeki
damgalar iki sahici kelepc;e gibi ona agrr geliyordu.
Denizlerin kumuyum
Bahklann puluyum
A<; koynunu Cevriye
Ben de Allah kuluyum.