Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 235

Fosforlu Cevriye

FOSFORLU CEVRIYE

Yazan: Suat Dervi1

Vayon haklaro: Dogan Kitapolik


Bu kitab1n yayon haklari ONK Ajans arat1h1yla satin alinm11t1r.
I bask1 I nisan 2000
1. bask1 I 1ubat 2004 /ISBN 975-9770-74-0

Kapak ve kitap tasaromo: DPN Design


Basko: efik Matbaasi I Marmara Sanayi Sitesi
M Blok No. 21 lkitelli - ISTANBUL

Dolan Kltapohk A Hurriyet Medya Towers, 34544 Giine1li - ISTANBUL


TI (.111) 677 06 20 - 677 07 16 Faks (212) 677 07 49
www.dopnkltap.com.tr
Fosforlu Cevriye

Suat Dervi

DOGAN
-KITAP
I

"Karakolda ayna var!"

Soguk iliklerine kadar i1;>lerni1;>ti. Karakola getirdiklerinden be


ri on be!? dakika ge<;rni1;>ti. Karakolun i<;i odada yanan kok soba
smdan ve kalabahgm nefesinden <;ok 1smrn11;>tl.
Fakat Cevriye, buna ragmen hfila hafif hafif titriyordu.
Bu titreyi1;>in soguktan bka bir !?eye, yani korku veya endi1;>e
ye atfedilmesine irnkan yoktu.
Cevriye . . . Senelerden beri bu karakolun ve benzerlerinin daimi
misafirlerindendi.
Bu gece hava pek soguktu.
Siyah ve klVIrc1k sa<;lannm i.isti.i benek benek, daha dogrusu
toz halinde islakti.
0, boyle gecelere, lstanbul'da, rutubeti iliklere i1;>leyen soguk
gecelere: "Lanet geceler" derdi.
Boyle gecelerde dogru bir yagmur yagmazd1 ama, sanki gecenin
karanhg1, havadaki rutubeti bir pompayla etrafa pi.iski.irti.irdi.i.
Bu gece onu, kendi tabiriyle, "aynas1zlar" sa<;lannm bu 1slakh
g1 yi.izi.inden gormi.i1;>lerdi.
Halbuki onlann di.idi.iklerini i1;>ittigi, uzaktan ayak seslerini
duydugu zaman hem en kendisini sipere alm11;>tl. . .
Evvela kaldmmlara vuran uzun ok<;eli kunduralann telh ka
<;11;>1Ill duyrnu1;>tU . . . Sonra kd1;>eden iki kadm hayali belirmi1;>ti . . . Bi
risi 1;>i1;>man, oteki incecikti. . . $i1;>mam, lastik top gibi z1playa z1pla
ya ko!?uyor. . . Zay1f1, daha <;abuk ko1;>UP kaybolmas1 icap edeni,
mi.itemadiyen sendeliyor, ko1;>am1yordu. Kapaklanacak, hemen
oraya di.i1;>ecek gibi bir hali vardi. Arkadan ko1;>U1;>an erkeklerin
ayak sesleri duyuluyordu.
8

$imam tamd1.. . Vticudwmn yap1smdan... Top Melahat... Mu


hakkak o ...
0, kolay ele gec;mez... Gecenin bu karanhgmda yusyuvarlak
vticuduyla bir yerde kayboluverirdi. Nitekim yine oyle oldu ...
Siyah ki.ilc;e halindeki binalardan birinin kap1s1 ic;inden birden
bire gozden kayboldu.
Melahat lstanbul'u avucunun ic;i gibi bilirdi. Nerede saklana
cak bir kovuk, nerede sokaktan sokaga yol veren bir gec;it, nere
de ic;inde rahat rahat gizlenebilecek bir stipriintti sand1g1, nerede
mutfagma arka kap1dan dalmacak bir koltuk meyhanesi var onun
malumuydu.
Cevriye de... Bu hususta ondan c;ok geri kalmazd.I anuna! .. Top
Melahat'm tisttine de btittin lstanbul ic;inde kimse yoktu...
Cevriye tamarn1yla kapmm ic;ine btiztilrnti list tiste konmu
stipriintti tenekelerini siper alm1t1. Dizlerini btilanti, kendini tic;
kat yapm1 ve ki.ic;i.iltmtitti. Bald.Irlan, kalc;alarma kadar olan k1-
sm1 ve govdesi adeta dev!?irilip katlanmI!? gibi duruyordu. Beyaz
beyaz goriinrnesin diye ytiztinti dizkapaklarma dayam1, kollarm1
dizine samu, ellerini de bald.Irlanyla kalc;alannm arasmda sakla
m1ti. Yakaland1g1 zaman eger "Top Melahat ele gec;seydi, ayna
s1zlar beni bularnazlard.I" diye dtitinmiitti ...
Evet Melahat bu c;1lanaz sokak ic;inde birdenbire kaybolunca
onu bulmak ic;in kapllarm ic;ine balanaya blam1lard1.
Zay1f klZl yere kapakland1g1 ic;in c;abuk ele gec;irmilerdi ...
Onu yakalad1klan zaman ki.ifredince, Cevriye onu da kalm se
sinden tan1m1t1 ... Bu kadar ktic;tik bir viicutta bu kadar kalm bir
ses! ..
Bu hcrkesi W?1rtird1. Onun ic;in ona "Kos Ayten" derlerdi. ..

Sac;lanm saklamayi hie; hatmna getirmemi!?ti. Zaten hatirlasa


da kafasm1 nereye saklard1.
Kt>!;!cde, epey uzakta bir sokak lambas1 vard1.
l!;lte bu I!;llk sac;larma vurmutu ve sac;lannm tizerindeki toz ha
lindeki 1slakhkt.a binlerce minik ylld1zc1k yaratm1t1 ...
Polisler onu bundan fark etmilerdi... Zaten ilk defa polise dii-
9

tii.i de aym ekilde olmutu.


Yine kai;1p saklannuti... Fakat sai;lannm i.isti.indeki yild1zc1k
lar onu ele vermiti...
Onu ilk yakalayan, iman ve yh bir komiserdi ...
0 gece ona dogru i;evirdigi elektrik 11g1 sai;lanna i;arp1p boy
le bin bir 11k yaratmca: "Burada bir fosforlu var... " demiti. "Kalk
bakay1m oradan Fosforlu ! .. " lte o gi.in bugi.in ismi Fosforlu Cev
riye'ydi.
Ona bu ismi yak1t1rmalarmda daha bka sebepler de vard1.
Bu sebepler onun gozlerinin, sai;lannm ve bi.iti.in varhgmm
sanki hakikaten fosforluyrn gibi, etrafa 11k sai;mas1yd1.
Karanhkta koe blannda beklerlerken, erkekler karanhga
ragmen hep ona dogru gelirlerdi. Onu gori.ip de sei;erek degil...
Klzlar: "Fosforu var derlerdi... Gaze evvela o i;arp1yor."
Evet, hakikaten fosforu varnu gibi erkekler, bi.iti.in klzlar ara
smda onu sei;erlerdi ...
Karanhkta kendisine yakltiklan zaman gozlerinin, dilerinin
pml pml yand1g1m gori.irlerdi. ..
Uzakta yanan bir sokak lambasmm 11g1 bile ondaki bu pmlt1-
lan yaratmaya yeterdi...
Klzlar onu loskanmazlar... Sade onun gibi olmad1klan ii;in esef
duyarlard1.
- Sende ne var Fosforlu! .. Kendisinde ne oldugunu Cevriye de
bilmezdi. Yalmz onlara bir cevap olsun diye:
- Fosfor ! .. derdi. Bir gece kadmma, bir karanlik kmna bundan
daha gi.izel ve onu daha iyi vasdlandrran bir s1fat bulmaya imkan
m1 vard1...
Gi.izelligi kadar ismi de kaldmmlarda mehurdu.
"Fosforlu Cevriye... "

lstanbul'un izbe sokaklannm, yangm yerlerinin, mezarhklarm,


surlann, Tekfur Sarayi harabeleri ve bostanlann en cazip k1z1yd1.
Serseriler onu birbirine tavsiye ederler, onunla birlikte buhm
mu olmak aralannda en bi.iyi.ik ovi.inme mevzuu olurdu...
- Di.in gece sabaha kadar Mecidiyekoy'de Fosforlu oynatt1k.
Cevriye, asil oynadig1 zaman fosforlamyordu...
10

Cevriye'nin oyununu goriip de onun ii;in deli divane olmamak


mtimktin mtiydti ? ..
Kai; kii imdiye kadar bu fosforlu kaldmm yildlz1 ii;in birbiri
ne girmiti?..
Cevriye bugtine kadar kai; gencin canma loyilmasma veya ha
pisanelere dtimesine sebep olmutu ?..
Onu bir tek Allah bilirdi...
Fosforlu bunlardan hii;bir ey bilmezdi ...

Bu gece sai;lanndaki i1lt1yi sei;ip ona dogru gelen polis zayif,


uzun boylu bir adamdi. ..
Elektrik lambasm1 ona dogru tutrnu ve onnn ytiztinti goriince:
- Ay sen misin Fosforlu! .. demiti.
0 lstanbul'un en rnehur simalanndan biriydi... lstanbul polisi
onu pek iyi tamrdi.
- Benim Komiser Abi, diye yerinden i;1knut1...
Btitiin vi.icudu hafif hafif titriyordu.
Nasti titremesin ... Dsttindeki ipek bluz k1sa kolluydu, i;izgili es
ki etegi ince bir ytinltiden yapilrn1tl.
Gece ayazma al11k olan Cevriye'nin boyle titreyii belki de bir
sene hapishanede yat1p, sokagm ayazm1 unutrnu olrnasmdan ile
ri geliyordu.

CPvriye kapmm golgesinden 1kmca Kos Ayten:


- Vay sen misin Fosforlurn ! .. diye oz k1z kardel?ini gorrniil? gibi
sevinIe mum boynnna atilrn11? ve htingtir htingtir aglanrnya b
lmmt.1. ..
Bu giizy:t-;; lan sevin gozylanna benzemiyordu.
C1vriyl' hoymma dolanan kollarm i;ok incelrnil? ve gogstine
ah;man viicmhm tamannyla kernikten ibaret kalrntl? oldugunu
hiss1t.mi!?li.
- K1z sus a lama... 0 iii; ymda laz oglan k1z gibi yoksa tutul
dum diye utannndan 1111 aghyorsun?
Kiis J\ytC'll dl niin aglad1g1m belki bilmiyordu...
Sokak k:mmhk, rut.uhrtli vc soguktu... Kendini fevkalade zayif
11

ve kuvvetsiz hissediyordu...
Her gi.in kuvvetten biraz dti.igi.ini.i anhyordu...
lc;inde s1cak bir koeye k1vnhp bi.izi.ilmek arzusunu en fazla
duydugu bu dakikada belki de soguk, ISlak bir hava ic;inde karan
hkta polisler tarafmdan kovalanmak ona ilk defa ac1 gelmiti...
Polis kuru bir sesle:
- Roi kesmeyin bakayim, dedi ve bekc;iye donerek:
- Sen bunun yanmda dur, ben otekini bulay1m, dedi.
Ayten onun nereden kac;1p gittigini pek iyi biliyordu.
Solugu yetiseydi kendisi de ayrn yerden S1V1acakt1. ..
Ayaklarmdaki ayakkabilar ayagma pek boldu, dizleri de c;ok
dem1ans1zd1.
$imdi kollarm1 Cevriye'nin boyimndan c;ozmii, onun yanmda
duruyor, fakat ona dayanmasa yere yik1lacagm1 zannederek ona
aban1yordu.
0 zan1an Fosforlu Cevriye yamndaki vi.icudun miithi bir hara
retle yand1g1m hissetmiti.
Bu vi.icuttan c;1kan hararet houna gidiyor ve Cevriye de ona
sokuluyordu...
Polis memum Melahat'1 beyhude anyordu. "Uc;mad1 ya! .."
Fakat mantiken uc;mamas1 laz1m gelen Melahat hakikaten yine
uc;mtu.
0 koca govdeyle nerelere saklanir bilinmez ki ! ..

Karakol bir Beyoglu karakoluydu ... Ve sokak ic;inde dort kath


bir binayd1.
Emvali metrukeden kalnu ve vaktiyle hali ve vakti yerinde bir
Rum ailesine ait bir bina olmahyd1.
Karakolun kapilan ve merdiven tirabzanlan hep cevizdendi.
Evvela bir hga oradan da duvarlar1 art1k renkleri solmu ka
g1tlarla kaplanm1 bir sofaya giriliyordu.
Yukanya c;1kan rnerdivenler buzlu camh ve ceviz kap1h came
kanlarla orti.ili.iydii. Tam bu camekanm kafl?1sma gelen duvann
ortasmda cevizden ince oyrnah bir c;erc;eveyle siislii bir endam
aYJ.1as1 vard1. Yerlere kadar inen bu aYJ.lanm iki tarafmda herhal-
de eskiden portmanto gibi bir eyler bulurunu olmahyd1.
$imdi onlann yeri duvar kag1tlarmm daha koyu kalm olma
smdan anl1hyordu.
Cevriye'yi ilk defa bu karakola getirdikleri zaman btiytik bir
sevirn;le:
- Aaa ! .. Karakolda ayna var! .. diye ellerini c;1rpm1 ve aynaya
dogru komutu.
Cevriye'nin kendini bir defada yukandan ag1ya kadar gordti
gii biricik ayna buydu.
Tepesinden t1magma kadar kendi aksini birinci defa olarak
golinekten o akam o kadar btiytik bir zevk duymutu ki, yaka
lannu olrnaktan hissettigi tiztinttiyti hemen unutuvem1iti.
Evet karakolda ayna vard1.
Kimse megul olmad1g1 ve sabahlan temizlige gelen ihtiyar ka
dm da tozunu almay1 dtilinmedigi ic;in bu ayna kirli ve bulan1kt1.
Bu aynaya kimse bakmazd1.
Bir hadisenin heyecan ve asabiyeti ic;inde karakola girip c;1kan
Iarm aklma bu aynaya bakrnak gelmezdi.
Bu karakol aynas1 sadece stirttiklerin kendilerini seyrettikleri
aynayd1. Baz1 geceler ahlak zab1tasmm yaptlg1 taramada birc;ogu
ele gec;er ve ic;erideki oda dolar, merdiven altma yapllm1 dolap
kadar ktic;tik yerde o gece ele gec;mi bir yankesici, bir kac;akc;1
veya bir katil filan bulunursa pek tabii olarak lazlan oraya sok
mazlar, bir k1sm1 sofada kahrd1. Ve o zaman onlar bu karakol ay
nasmda yiizlerini gozlerini dtizeltirler, sac;lanm tararlar, c;orapla
nm c;ekip gerginletirir, bluzlannm eteklerden c;1krn1 bellerini
dtizeltirler veya c;amurlu ayakkab1lanm ttiktiri.ikle ve mendille te
mizlerlerdi.
Cevriye bu aynada kendini ilk gordtigu gtin, tisttinde pembe bir
esvap vard1. Bu esvab1 ona klmlarc1 Vaslf "hapse dmeden" bir haf
ta ewel alm1t1. Bu elbise oldukc;a ltikstti. Gogstintin tam sol tara
fmda pullardan yapihm ytirek bic;iminde bir ktic;tik il11emesi varch.
0 gece buraya gelen k1zlann ic;inde en gaze c;arpan1, en stislti
sti ve en gtizeli Cevriye'ydi.
Bu aam kap1dan girip aynanm ontinden gec;erken lahgmm
13

peanhg1m gorerek aynadan kafas1m c;evirdi. Kos Ayten bile


onun yanmda pek si.isli.iydi.i...
Osti.indeki rnor elbise ne kadar da buruuk olsa hie; olrnazsa
ipektendi.

Onlan arkadaki odaya goti.irdi.iler. Burada i.ic; rnasa vard1.


Masalardan ikisi bo, birinin bmda kafas1 ac;1k, kahn dudak
h, gozlerinin ak1 c;ok gori.inen bir rnuavin oturuyordu.
1smda san benizli, temiz giyinmi bir delikanh ayakta du
ruyordu.
Biraz otede tahta bir iskernle i.isti.inde beyaz sac;lan dag1hp
ornuzlanna doki.ilrni.i ve kmm birinin i.isti.i kanayan yh bir
kadm vard.I.
Dizlerini bititirrni, ellerini i.isti.inden kavuturup parrnaklar1-
m birbirine kilitlerni oturuyordu.
B1 one egik ve gozleri belirsiz bir noktaya baklyordu.
Daha otede ayaklan c;1plak, pantolonu ve gornlegi delik deik
bir koyli.i c;ocugu aglayip duruyordu...
Muavin girenlere balanad.I bile, sade c;ocuga sert bir sesle:
- Ulurna yeter! diye c;1t1 ve h1c;klnklar birdenbire b1c;akla ke
silrni gibi durdu. Gozylan da duruverdi. <;ocuk kirli ellerinin
i.isti.i ve kollanyla gozlerini kurulad.I. Art1k aglarn1yordu.
Muavin yine kar.;;1smdaki soluk benizli gence donerek:
- Bu kadm senin anan ! .. diye bir eyler soylerneye blad1.
Cevriye etrafa balanadan kenardaki taht.a siraya oturdu, Ayten
de yanma c;okti.i... Ve c;oker c;olanez bm1 Cevriye'nin ornuzuna
dayad.I... Bir iki dakika sonra uyurnaya blad.I... Fakat arada bir
s1c;rayarak gozlerini ac;1yor, odayi si.izi.iyor ve anlarnarn1 bakIlar
la dolu gozleri tekrar si.izi.ili.ip kapan1yordu.
Karakolun ic;i s1cakt1. Fakat Cevriye bir ti.irli.i 1smarn1yordu.
Boyle rni.iternadiyen titreine sebep sadece iliklerine kadar
ilern olan ayaz degildi. Onun ic;inde kopan ve bi.iti.in azalanna
sirayet eden bu titreyiin sebebi belki de biraz korkuydu.
Hie; i.iphesiz ki, bu gece karakola ilk getirildigi a kadar
korkuyordu.
14

0 gece ne yapilacag1m bilmedigi, bugiin de ne yap1lacag1m, ba


ma neler gelebilecegini bildigi ic;in korkuyordu.
Hani ic;inde bir korku olmasa bu gece karakolun bu s1cak oda
sma diimii olmaktan zerrece yeis duymayacakt1.
Boyle bir s1caga iliklerinin, kemiklerinin ihtiyac1 vard1.
Sonra da burada imdi ahbaplara, tamd1klara rast gelecekti . . .
Hemen hemen d e hepsini akraba ozler gibi ozlemiti.
Ayten'in ateler ic;inde yanan b1 omzunu 1s1t1yordu.
"Pek zayillam. . . Adamak1lh kotiilemi, galiba nallan dikecek!"
diye hiiziinle diiiindii . . .
lte kap1dan siyah sac;lan omzuna dag1lm1, iistiinde gtimtiJ:
renkte lime lime bir ktirk manto olan sarho bir kadm girmiti.
"Qatlak Marika!" diye yerinden dogrulmak ve ona komak is
tedi.
Fakat Ayten'in s1c;rad1g1m goriince yerinde m1hlanm1 gibi dur
du. Qatlak Marika'ya, muavine gostermemeye gayret ederek ya
mna gelmesi ic;in bir iaret yaptl.
Fakat Marika ona gormeyen dumanh bir bak1la bakt1.
Ayakta giic; duruyordu. Rtizg:lrda kalm1 ince bir fidan gibi sa
ga sola sallamyordu:
"Yine bu akam adamakilh zom !" diye dtiiindti. . . Ve yine ona
iaret vermeye c;abalad1.
Fakat o kapmm oniinde ayakta durarak s1rt1m pervaza dayad1.
Muavin bm1 kaldirarak ona sert sert bakt1:
- Yine mi ? Yine mi bu haldesin!. . Marika?
Marika bir otomat gibi cevap verdi.
- Evet Pasan1!. .
- Utanmas1 d a. . . Qekinmesi d e yok!
- Evet Pasam! . .
Sorulan sualleri anhyor muydu ?. . Dinliyor muydu ?. .
- K1z ben sana n e soyliiyorum . . . Sen n e cevap veriyorsun, de
yince . . . Uyanir gibi gozlerini ac;ti, etrafma bakmd1.
- lsmim Marika dedi, babamm ismi Yorgo . . . Anamm Erifli . . .
925'te dogmuum. lstanbullu, bek:lr, c;ocuk yok, e v yok, koca
yok, kimse yok. . .
15

- Sus otur kenara, diyen bir polis onu kolundan tutarak bir ke-
nardaki tahta iskernleye dogru goti.irdi.i:
- Ortada kalabahk yaprna bakayirn.
Cevriye ona sesleniyordu:
- Marika, Marika, gelsene buraya ..
Cevriye'ye bakt1. S1raya c;okti.i. Bru?1m duvara dayad1. Gozleri
yan arahk, fakat s1zrn1t1.

Cevriye onunla konurnaktan vazgec;ti. Muavin, sigaranm biri


ni sondi.iri.iyor, birini yak1yordu.
Cevriye durnanlan cigerlerine c;elaneye c;abalad1. Ah ... Bir ne
fes c;ekebilse ... Bir tan1dik gelse de, ondan istese ...
Yerinden usul usul yana dogru si.izi.ildi.i. Ayten'in ki.ic;i.ik zay1f
vi.icudunu hafifc;e s1ranm i.isti.ine b1rakt1.
Sag ornzu uyurnutu. Biraz oynatt1.
Marnafih bu omuz hem Ayten'in teriyle nernlenrni, hem de
1smrn1tJ.
Muavinin kismdaki gene; pek sinirli gori.ini.iyordu.
Deroin bir sigara yalanak isterni, fakat rnuavin ona rnani ol
rn ve sigarayi biraz oteye, soba tablasuun oni.ine atrn1t1.
Cevriye yerinden kalk1p o sigarayi alrnak ic;in birkac; adnn att1.
Biraz evvel Marika'yi kenara c;elani olan gene; rnernur:
- Ortalarda dolru?rna diye bagrrdJ... Cevriye:
- Seyri.isefer rnernuru rnusun Abi? dedi. Plakas1z sefer yaprn1-
yoruz ya! Sue; varsa bir belediye cezas1 kes...
Egildi ... Sigarayi kapt1, geri dondi.i ve smtarak rnernura:
- Ateinden yanalun, dedi.
- Hfila sen eski Fosforlu'sun ha!
- Evet agz1rn1z hfila eski yerinde.
- N eredeydin laz bu kadar zarnan?
Hep smt1yordu:
- Karaborsada
Mernur gi.ilerek ona bir sigara uzatt1:
- Birak o izrnariti Cevriye, dedi. Sen bizirn eski itibarh rni.ite
rilerdensin, sana bir tane vereyirn.
16

Ona bir sigara uzatt1... Cevriye iyi sigarayi ald1... Fakat izmari
ti kulagmm arkasma yerletirdi.
Bi.ih.in dilerini gosteren bir smt1la memura bakt1. 0 kendi ya
nan sigarasm1 Cevriye'ye uzatm1 onunkini yak1yordu.
Cevriye sigarasm1 derin derin <;ekti, bi.iti.in cigerlerini nikotin
duman1yla doldurdu. B1 hafif<;e dondi.i, gozleri adeta karanr gi
bi oldu. Bu kuvvetli bir i<;ki i<;mi gibi bir histi. Gozlerini kapach ve
zevkini i<;ine sindinnek i<;in kenara <;ekildi, siraya oturdu... Sigara
<;abuk bitmesin diye art1k idare ede ede onu i<;meye devam etti.
Gozlerini kapam1. .. ayaklanm altma toplam, s1rtlm duvara
dayam1t1.
Hi<;bir ey di.ii.inmek istemiyordu. Sadece u sigaranm zevki
ni doya doya tatmak istiyordu.
Birazdan i.izi.ilebilirdi. $imdi s1cak bir odadaych. Sigaras1 varch.
Siranm i.isti.inde oturuyor ve rahat ediyordu. Biraz da katll
m1 kemikleri yav yav geviyor gibiydi.
"Alollanna yelken edip de bizi mi.idi.iriyete geceyans1 gonder
meseler! .." diye di.ii.ini.iyordu ... Geceyi burada ge<;irse ne iyi ola
cakt1.
Burada bu s1cak havada rahat<;a uyuyabilirdi. Dinlenmeye ha
kikaten ihtiyac1 vardJ.
"Bir sene kodes bizi mahallebi <;ocugu yaptl!" diye di.indi.i.
Otur... Otur ! "Hem de Klzllay menfaatine ! .. " $u eroin inde
zerrece gi.inah1 yoktu. <;opur Veli yok mu... Nasll paketleri eline
s1lotmp ka<;m1tl...
Fosforlu ne oldugunu anlamadan kaJ"l?isma "aynas1zlar" dikil
mlerdi.
"Ver o paketleri..." "Hangi paketleri ?" "Elindekileri !" "Onlar
benim degil ki..." "Ya kimin!" "Bana verdiler, imdi biri verdi ka<;
tl ... "Kim verdi?"
n

Nihayet insan m haysiyeti, insanhg1, namusu, erefi vard1.


$unu bunu ele verir, her gordi.iguni.i karakola, muavinlere, kO
ede bek<;ilere, caddede taharriye anlatrrsa bu lstanbul sokakla
n insana zindan olur !
- Bilmiyorurn...
17

Cevriye sonuna kadar b u cevab1 vennti. "Erkeklige yakJ.liim az


ha:;;ka ti.irliisi.i" diye di.ini.iyordu.

Neticede kendi tabiriyle "KIZ1lay menfaatine" bir sene alm1t1.


Bir sene kodeste yatmak kolay degildi. Sonra da... iki sene de
Bolu'da oturacakt1. lki sene Bolu !
Dile kolayd1...
Zaten iin en koti.i taraf1 bu da degildi.
lstanbul'dan aynlmak gi.i... Kodeste yamak gi.i... Bolu'da
gurbette kalmak gi.i... Pek gi.iti.i.
Fakat en gi.i olan ey bu degildi.
Ona en gi.i gelen ey... lstanbul'dan degil... Ondan aynlmakt1.
$imdi onu di.ii.ini.irken kalbi kuwetle arp1yordu.
Bir sene yinni gi.indi.ir haber alamamJ.liitl.
Onun ne oldugunu, hfila aym yerde olup olmadJg1m bilmiyordu.
Ve aramak iin de gecenin biraz ilerlem olmasm1 bekliyordu.
Onun kendisine tembihi buydu.
Eger polis tarafmdan yakalanmamJ.lii olsaydJ ...
Onu bulabilecek miydi?
Bu korku da, onu bir seneden beri i.izen bir korkuydu...
Vi.icudu yav yav 1s1rumtl art1k... Sigara da keyfmi getir-
miti. Cebinde para olsa, biraz ewel kahveci, muavine ve memu
ra ay getirdigi zaman, o da bir tane 1Smarlard1.
Fakat... Cebinde meteligi yoktu. Zaten karanhkta dolJ.liilmn
sebebi de bu degil miydi? "lstanbul bu. Mangizsiz adun at1lmaz.
Li.iki.is memleket!"
Memur aym1 ierken s1caktan si.izi.ilmi.i gozleriyle ona dik
dik baklyordu.
0, aym1 bir yudwn iince Cevriye gayriihtiyari diliyle kuru
dudaklanm 1slatiyor ve bir kere yutkunuyordu.
Bu hali agozli.i kedilerin sofra bmda yemek yiyenleri seyre
derken yutkunuuna benziyordu.
$imdiki halde burada kendisinden, Ayten'den, <;atlak Mari
ka'dan bka kimse yoktu.
Marika koede b1 oni.ine dmi.i s1zmJ.liitl. Ayten ise arada bir
18

su;rayarak ve anlal?Ilrnaz bir !?eyler sayiklayarak uyuyordu.


"Bu ak!?arn belki de rni.idiiriyete gonderrnezler!" diye di.i!?i.indi.i.
"Nasll olsa kuyrugu kaptrrd1k, bari geceyi burada geirsek ! $irn
di boyle 1smd1ktan sonra bu ayazda Yi.iksekkaldmrn'da taban tep
rnek, kopri.iden gernek ... Mi.iteferrika doludur... Hern belki so
guktur da .. "

li i.irperdi...
"Ben de otekiler gibi yap1p biraz kestireyirn." Fakat rnernur a
yuu bitirrneden gozi.ini.i kapayarnayacagm1 anlad.J ... Ve yine onu
seyre dald.J. Bir de ay ise! ..
<;ay kadehinin dibinde iki parrnak kadar kalrnl!?tt. Birden daya
narnad1:
- Abi, dedi. <;aymm sonunu bana verir rnisin?
Mernur tarn agzma goti.iri.irken durdu. Ona bakt1. <;ay bardag1-
m uzatacak gibi bir hareket yaptt, fakat sonra vazgeti ve sordu:
- Bu ak!?affi tutrnuyor rnusun?
- Bozuk para kullanrn1yorurn Abi... Yanlfllda ek defteri var...
Memur ona bakt1. Cevriye devarn etti:
- Vereyirn sana bir ek, git bankaya burnunu ek. ..
Ve ok zarif bir soz soylemi!? gibi memnun rnernnun smtt1.
- Haydi Fosforlu. <;ayc1 gelsin de sana bir tane 1smarlayaYlfll.
- Eksik olrna Abi.
$irndi yerine daha rahat yerle!?ti ve:
- Zaten di.inya iyi adarnlarm yi.izsuyu hi.irmetine duruyor, dedi,
bu ak!?arn nobet Cemil Abi'de olsa, degil ay 1srnarlarnak, odanm
s1cagmdan faydalanmayaYlfll diye pencereleri aard1.
Muavin kal?tnt kaldirarak:
- Kes sesini! diye tersledi.
- Sustum, sustum ... Kizma Muavin Bey Aroca! ..
Sesini k1st1... Ve ay1 beklemeye bal?ladi. Halbuki o lakrrd.Jy1
dondi.iri.ip dolal?ttrarak bu ak!?arn mi.idiiriyete goti.iri.ili.ip goti.iri.il
meyeceklerini anlarnak istemi!?ti.
Haydi buradan oraya gitmek de bir !?ey degil. Hatta yannki
doktor muayeneleri de bir !?ey degil arna... Ya hasta 1karsa ...
<;1k kodesten gir hastaneye... Aylarca orada kal...
19

Birdenbire aklma bir ey gelerek vticudu rnemnuniyetten titre


di. Hasta c;1krnak demek hastaneye gitrnek... Hastanaye gitrnek
de lstanbul'da kalmak demekti.
"lstanbul'da kahr belki de puntuna getirip cizlarn1 c;ekebilirirn."
Allah1m u polisin elinden ne zarnan yakas1m kurtaracak, ne
zaman oyle rahat nefes alarak elini kolunu sallaya sallaya lstan
bul sokaklarmda dolabilecekti. lki sene Bolu'da da kalsa, yine
ilk geldigi gun sokaklarda kovalarnaca blamayacak rn1yd1?..
"Kimin tavuguna k1t, kirnin kansma pit diyoruz. Allah'm so
kagm1 hiikUrnet bizirn ic;in yapt1rrn1 arna! . " diye ic;ini c;ekti.
.

Ah u Bolu. Giizel yer arna .. Cehennernin de bir bucag1! Ora


dan lstanbul'a paras1z gelrnek ic;in az rn1 c;ekti?
Hmzlf oforiin de gonliinii yapmak kolay olmad1. "Karnyonda
da bir hayli ayaz kestik" diye diii.iniiyordu, "Gonliirn de rnoruga
hie; 1smmad1." ofor yh bir adan1d1. Agzmda dii, bmda sac;1
kalmanut1.
Biiti.in yolculukta Cevriye ic;inden, "Ben sana gosteririm mo
ruk!" diyordu. Ve hani soziinde de durdu. lstanbul'a gelir gelmez
onun ruhu duymadan s1vi1verdi.
"Herif kirn bilir ne afallarn1tir" diye diiiindiikc;e giilecegi geli
yordu.
Cevriye'nin iistiinde rneteligi yoktu. Ama buras1 art1k gurbet
degil, lstanbul'du. Cevriye ic;i titriye titriye:
"Tma topragma kurban oldugurn lstanbul!" diye diii.indii.
Eger aglarnasm1 bilseydi... Aglard1 belki...
Havada sanki bir bka koku ve bir hafiflik var gibiydi.
Sanki her taraf insanm yiiziine giiliiyor, her koesinden ina
bir c;ehre c;1klp onu selarnhyor gibi bir his vard1.
0 da herkese giilrnek, herkese hal hat1r sorrnak ister gibiydi.
Cevriye "avucunun ii;i" gibi tan1d1g1 bu kocarnan ehre gelir
gelrnez, kendisini, muazzarn saraymm ic;inde dolan bir sultan
hanllll gibi bi.iyiik ve kudretli hissetti.

Dogancllar'da biraz doltI... Ve tic; kere yanma yaklan er


keklerle Karacaahmet'e gidip geldi.
20

Bunlardan biri yeni tezkere ahm gene; bir Anadolu c;ocuguy


du.
Digeri bir asker... bteki de bir serseriydi.
K1ya gec;ecek vapur parasm1 degil, karmm doyuracak para
Yl da c;1kamutl.
Hatta Osktidar lskelesi'ne gelip de deniz kenanndaki srralarda
oturunca bir de c;iklet alarak c;ignemeye koyuldu.
Deniz elektrik mavisi muare bir atlas gibiydi. Gok kuuni
renkte.
Benek gibi bir vapur akmttlann ytiziinden hep yana kayiyor,
yampiri yampiri geliyordu.
Denizden kuvvetli bir yosun kokusu, bir senedir hasretini c;ek
tigi koku, batik, midye, tuz kokusu yiikseldi.
Havanm soguguna, iimesine ragmen ic;inden bu mavi sula
ra atllmak ve doya doya, kana kana yiizmek arzusu k1 koyul
maz bir duygu halinde yiikseliyordu.

Vapurun ta arkasma oturdu. Qikleti c;ignedi, c;ignedi, keyfinden


denize tiiktirdii.
Ne yapacagm1 bilmiyor, hatta u anda lstanbul'a nic;in geldigi
ni bile diiiinmiiyordu.
Ve ic;inden: "lmaruru sevdigimin denizi" diye diiniirek deniz
den yiikselen kokuyu ic;ine c;ekmek ic;in ge geni nefes ahyordu.
Nihayet lstanbul'daydi ...
Ve o lstanbul'da olmasa bile, onu bulmak tirnidi olmasa bile ls
tanbul'a gelmek ic;in, lstanbul'a kamak ic;in bu kadar eyi c;ek
mek, hatta daha fazlas1 degerdi.
"Bir sene kodes, iki sene stirgiin. Ne de bitip ti.ikenmek bilme
yen beta!" diye diindti.
Cevriye'ye dogrusu hapishaneden daha fazla bu siirgiin ac1 ge
liyordu.
Hapishanede lstanbul'a degil, hapishaneden bir adlID oteye
gitmeye mtisaade yoktu.
Fakat siirgiinde...
Hem sozde serbest ol, hem de istedigini yapma...
21

1 lakikaten bu ac1... Pek ac1 ve taharnmi.il edilmez bir eydi.


Kopri.iyi.i gordi.igi.i zaman sevincinden bag.rmak istedi. Fakat
zorla kendisini tuttu. Uzun hasret senelerinden sonra babasmm
1 vine kavumu gibi heyecanlan1yordu.
<>nun bi.iti.in c;ocuklugu bu kopri.ini.in i.isti.inde, altmda ve civa
n11da gec;memU, miydi?
Ilk hatrras1 bu dubalara aitti. En uzak hatirasmda bu dubalann
1izl'rinde oynaYll?I aklma geliyordu. Yanmda uzun boylu, incecik
hacakh bir erkek vard1. Kimdi acaba, babas1 m1?
Bu erkek onun elinden tutuyor, gece dubalann i.isti.inde, kenar
da, sert deniz kokusunu duya duya bir yere lavnhp uyuyorlar,
11yand1gmda kendini, adamm i.isti.indeki ceketin ic;ine sokulrn
huluyordu.
Sonra yine bir hatll"a Olm bir adam dubalarm i.isti.inde Sll"
ti.isti.i yatiyor... Agz1 1k. .. Agzmm ic;ine sinekler doluyor... Kendi
si ve bka c;ocuklar orada .. Kendisi aghyor, oteki c;ocuklar agla
m1yor.
Nic;in?.. Bu oli.i, zayif, incecik bacakh adam hep kendi yanmda
olan adam m1? Onu gogsi.ini.in ic;ine sokarak uyutan, babas1 zan
nettigi ve kim oldugunu bilrnedigi adam m1?
Nic;in oteki c;ocuklar aglam1yor da sade kendisi aghyor?
lte ! lte Bogaz lskelesi. Bir kere orada bir dizi boncuk buldu.
Yemyeil boncuklan gi.ine tutup gozi.ini.i dayaymca ne gi.izel ld
tdar yap1yordu.
Onu gogsi.ine takmt1. Kendisini gorebilmek ic;in Eminoni.i'ne
fITlam, di.ikkan camek3nlan oni.inde durmutu. Gece uyurken
onu boynundan c;1kanyor, gogsi.ini.in ic;ine sakl1yordu.
Bi.iti.in c;ocuklar bu yeil boncuga musallattdar... Hepsi onu
elinden almak istiyorlardt.
Nihayet de aldtlar ya!..
Cevriye sanki boncuklanm o anda kaybetmi gibi ic;inin bur
kuldugunu hissetti.
Kopri.iye adtmm1 atar atmaz, hemen oraya .. Necatibey Cadde
si'ne komak istedi.
Fakat "o" kendisini gi.indi.izleri oraya gelrnekten tarnam1yla
men ctmi!1ti. "Gcceleri gel, o da eger arkanda kimse yoksa .. " di
yc ka1; kere tembih etmi!1ti. Evvelleri hi1; gelmemesini istiyordu.
Fakat Cevriye bu yasag1 dinlemiyordu.
Bazen insam inatla takip eden sokak kopekleri varchr, t1pla on
lar gibi... Onu adrm adrm takip ediyor, ondan bir adrm aynlmak
istemiyordu.
Nihayet o, Cevriye'den kurtulamayacag1m anlaymca odaya gir
mesini ve baz1 geceleri odasmda gei;innesini kabul etmi!1ti.
Cevriye'nin vi.icudu bu hatrrayla tututu.
Onun odasmda gei;irdigi mesut geceler... Evet, hayatmm en
gtizel geceleri bu gecelerdi.
Bunlari dtiiindtigti zaman birdenbire b1 dondti ve kendi
kendine:
- Vay canma, dedi. Bu da ne? Sanki mastormum gibi...
Herkese ondan bahsetmek istiyor, fakat kimseye bahsedemi
yordu. 0 da kendisini bundan men ediyordu. "Sakm beni tamdJ
gm1 kimseye soyleme ! Benden kimseye bahsetme !" diye tembih
etmiti. Cevriye "Soylemem !" diyor, yemin ediyordu. Tek o ken
disinin eve gidip gelmesine mtisaade etsin.
Halbuki o, herkese onun ii;in "Kocam !" demek istiyordu. Fakat
bu ne mtithi bir yalan olurdu. Cevriye ii;ini 1;ekerek "Eli elime
degmedi!" diye diintiyordu.
Zaten Fosforlu ii;in bu, maceranm belki de en baglayic1 taraf1y
dJ. Hatrrlamad1g1 kadar eski bir tarihten beri btitiin yabanc1 erkek
lerin kollari arasma terk ettigi bu vi.icudu yeni bir erkege vermek,
onun i1;in mtihim bir mesele degildi. Mtihim olan i!1, btitiin diger
erkeklerin ondan istedigi eyi, onun kendisinden istemeyiiydi.

"Tma topragma kurban oldugum lstanbul" diye belki ytiz ke


re tekrarlayarak kopri.iyti gei;ti.
Galata R1ht1m1'na geldi. Orada durdu. "O", "Gtindtiz buralara
gelme!.." diyordu. Acaba hala orada, o eski handa depolarm ara
smdaki o kti1;tictik odada m1yd1 ?..
0 odada ne yapard1 ?..
Ni1;in polisten bu kadar korkuyordu? ..
Onu ne kadar gorecegi gelm olsa da gi.indtiz o taraflara git
ml'yecekti. Soz vermi!iiti.
Nihayet !iiimdi kendisi de lstanbul'da gizli bulunmuyor muydu ?..
Si1rgi.inden kac;1p buraya gelmi!ii ti. Onu yakaladdar m1 dogru Bo
lu'ya yollayacaklardi.
Yok eger, onu gordtikten, onun ne oldugunu ogrendikten son
ra geri yollasalar o kadar "gam yemezdi", ama "taharrilerin" !iiim
di kendisini gormemesi lazundi.
Kosti'nin meyhanesine kadar gitmek istedi. Barba acaba orada
1111? . Kendisini gorse muhakkak bir kadeh ikram ederdi.
.

Kodesten c;1kt1k, boru degil! Barba ne iyi adamdrr. Gavur oldu


guna bin it ister! u Galat.a'da Barba'dan iyi ad.am bulunmaz.
Kazandig1m fakir, fukaraya verir. Kosti'nin gozi.inden kac;rrarak
az m1 iyilik yapar.

u kadife hrrsizllg1 zamanmda az kaldi Velieddin'le birlikte yana


caktJ.. Barba onu t.am bir ay Kosti'den gizli, meyhanede sakladi.
l!ii meydana c;1lap suc;lular ele gec;tikten sonra Cevriye'yi brraktJ..
Hem de buna kaf!ii1hk Barba hic;bir ey istemez. lnsanm yanak
larm1 bile s1trrmaz.
Melek gibi adam vesselam.
Hem de sanki o kadar ihtiyar m1? Bolu'dan kendisini getiren
!iiOfor ondan "moruktu" ama ..
Allah kahretsin ...
Cevriye hayatmda hic;bir erkege ona k1zdig1 kadar lazmam1!iitI.
Hem boyleleri belal1drr da Kendisini bir yerde gorse, boynuna
at1hr: "Kari bana hastal1k Iladm!" diye vurmaya kalkar.
Yildiz'm bma geleni hatrrlayarak btiti.in vticudu tirperdi. San
sac;h, melek ytizlti bir lazdi Yildiz. Stiti.i bozugun biri "Bana hast.a
hk Iladm !" diye Mecidiyekoy'de kafasm1 la ezdi. Oltisi.inti
gorenler ytizi.ini.in t.amnmaz hale geldigini soylemi!iilerdi.

Cevriye elindeki c;ay kadehini brrakt1, lavnldi, Ayten'in kalc;alan


tisti.ine bInl dayadi. Gozleri kaparuyordu. Yatmca hernen uyudu.
Bu uyku ne kadar si.irdti bilmiyordu. Derin bir uykuydu. lnsan
rahat do!iiekte belki de bu kadar derin uyuyamazdi.
24

Bir sarsmt1yla gozlerini ac;ti. Birden nerede oldugunu anlaya


madan etrafma bo gozlerle bakt1.
Ve sonra yav yav akh bma gelerek karakolda oldugunu
anladi.
Oda hala s1cak olmakla beraber hem terlemiti, hem hafifc;e
i.ii.iyordu.
Kendisini kim uyand1rm1t1 acaba?
Bunu anlamak ic;in ayakucuna bakt1. Top Melahat'1 gordi.i. Ko
caman govdesiyle otururken siray1 sallam1 olacakti. Kendisini
gormi.iyordu. Belki de kendi tarafma bakmam1tl bile. Ag1z dolu
su ki.ifrediyor, muavini k1zdmyordu.
Muavin:
- Kiz seni doverim! .. diye bagmyordu.
- Dovermi. Hele una bak! diye muavine kafa tutuyordu. Mu-
avin "(':attik" der gibi b1m iki tarafa salhyordu.
Herhalde Cevriye'nin uyudugu mi.iddet ic;inde de o yerinden
hie; kimlldamam1ti. Yi.izi.i san, gozleri c;oki.ikti.i.
Pek yorgun bir hali vardi. Tir1 gozle gori.ilecek bir si.iratle bi.i
yi.iyordu. Yi.izi.i imdi iki saat evvelinden daha siyahti.
Oda imdi daha kalabahk ve daha gi.iri.ilti.ili.iydi.i. Her tarafa ka
dmlar dolmu; san, siyah, kumral, eski pi.iski.i eylerle si.islenmi
on on be kadm. Bunlann arasmda yirmi ylannda gori.inen gi.i
mi.ii mantolu, ki.ic;i.ik, boyas1z yi.izli.i bir gene; k1z . . . Ve yanmda ba
1 ac;1k, bej pardesi.ili.i gene; bir adam . . .
- Efendim, diyordu. Rica ederim, bayan benim nianhmdir.
- Nianhs1yla insanm Tk1la s1rtlannda ii ne?
- Nianhm degil mi? lstedigim yere giderim.
- Yok Bay1m, i zannettigin kadar kolay degil. $imdi nianhnm
babasm1 c;ag1rtmz.
Gene; k1z yi.iksek sesle aghyordu:
- 0 benim nianhmla sinemaya gitmeme bile mi.isaade etmez.
$imdi beni gori.irse, Komiser Bey, oldi.iri.ir beni.
Delikanh k1zm toyluguna klz1yor, nianhsma hiddetle c;1k11-
yordu:
- Niye oldi.iri.irm sanki? Ben seni nikahla almayacak m1yim?
25

B1111a emniyeti olmasa seni benimle nanlar m1 ?


Ktz cevap vermiyor, hu;kmyordu. Muavin sert bir sesle:
- Sana klZlm emniyet edip nanlam1!? adama kar!?1 sen de k1z1
eta tepelerinde mi gezdirirsin ? Buna emniyeti suiistimal demez
h r mi? diyordu.
Delikanh sinirleniyordu.
- Bay Memur bana hakaret edemezsiniz.
- Haydi !?imdi i!?imiz var. Siz !?Oyle kenara c;ekilin.
- Biz !?imdi c;1klp gitmeliyiz.
- Oras1 bizim bilecegimiz - Klzm babasm1 c;agutacag1z.
Gene; klz art1k etraftan utannuyor, h1c;kmklar arasmda:
- Yapmayuuz Komiser Beyefendi, yapmayuuz. Babam1 c;ag1rt
maymIZ, diye yalvanyordu.
Cevriye tekrar gozlerini kapat1p uyumaya gayret etti. Fakat i!?
i!?ten gec;mti. Sokak klzlarmm uykusu kISa ve az olur. Be!? daki
ka bir yerde kestirivermek bi.ittin yorgunluklarm1 alrr. kanhk
meselesi. Dogruldu, oturdu, Melahat'm omzuna dokundu.
- Klz Melahat!.. Top... Topac;!
Melahat hiddetle bm1 c;evirdi .. 0 kolay kolay ele gec;mezdi.
.

Bu a onun ic;in c;ok klzgmd1. Fakat Cevriye'yi gori.ir gormez,


yi.izi.intin hiddetli manas1 degti ve birdenbire bi.iti.in gergin c;izgi
ler gev!?eyiverdi:
- Hey bre Fosforlum! diye bag1rdi.
- Sus... Gi.iri.ilti.i etme.
- Gi.iri.ilti.i etmiyorum, konll!?uyorum! dedi. G1rtlagim1za da m1
kontrol ? Ne bu be! lnsana nefes aldmmyorlar.
Cevriye bir gozi.ini.i klrparak:
"Aldirma!" der gibi omzunu ve bm1 sallad1.
Melahat !?imdi onu iri, !?ko elleriyle omuzlarmdan tutmll!? sil
keler gibi salhyor:
- Kan buradasm ha! diyordu. Ha bre Fosforlu vallahi dtinya
benim oldu. Kuyrugu titrettin zannediyorduk. Ne zamand1r go
ri.inmez oldun.
Cevriye yav bir sesle:
- Kodesteydim, diye fIStldadi. Sonra sesini daha alc;altarak:
- Siirgi.indiirn, diye ilave etti. Istanbul' a gizli geldim. Aynasizlar
ilk geceden enselediler.
- Desene iin y.
- Hem de nas1l. amdan beri cizlam1 elanek iin are ara-
dim.
- Kasvet ekme Cevriye. Bir are di.ii.iniiri.iz.
Melahat iyi ve becerikli bir kizdi. Muavine yan gozle aksi aksi
bakt1:
Bu sirada muavin:
- <;ok konuuyorsun, seni ayn bir yere t1kacag1m, dedi.
- Ne hakla? Ben de bu vatamn evlad1yim.
Cevriye ona susmas1m et etmek istedi. Fakat hakikaten sa
tlma mani olunmu bir esnaf gibi kendisini hakh hissediyor ve
mi.inaka ediyordu:
- Umumhaneciler gibi vergi filan vermiyoruz. Vermiyoruz ama,
biz ki.ii.ik esnafiz. Bir b bir tir. Bundan da belediye payi 1-
kar m1 be? .. Onun iin koti.i i oluruz ya ! .. Beni tek blrna t1ka
calan1J?! .. Ne hakla?.. Anlamam. Bir kere u karakola hrrs1zhktan,
yankesecilikten, dolandinc1hktan dtiirn mi.i?.. Namusumla gir
dim buraya namusumla 1kt1m. Almm a1k yi.iziirn pak. Kime ne
yapmlJ?lrn da beni tlkac. lstanbul sokaklan beylik iftligi mi?..
0 da gezer, bu da gezer. Top Melahat da gezer. Hiirriyet bu mu?..
Keyfim ister gi.indi.iz uyur, gece gezerirn. Ayaklar1rn1 hi.ikfunete hi
be etmedim. lllallah bunlann elinden ektiklerirniz. Mi.ithi bir
ki.ifiir de savurdu.
Muavin:
- $imdi zab1t tutanm, dedi. Vazife halinde memura hakaret su
undan seni mahkemeye gonderir kodese tiktmnm.
- Kalem senin elinde Bay Muavin, begendigini yazarsm. Arna bir
de hen kalemi elime alirsam ... Ret dalgalarm1 da hen yazanm.
Oradaki lazlardan biri ii alaya bogmak iin:
- lmzan1 bile atarnazsm, dedi. Senin okuyup yazman yok ki!..
- Yok mu?.. Nah sana Ben geen gi.in Kad1koy lskelesi'ndeki
helanm duvarma kocaman imzanu att1m. Yarm aam yemegini
yerken bak da oku.
Bir kahkaha tufam koptu. Muavin hiddetle memura bakt1. Me-
11111r:
- Susun! diye i;1lati.
lIerinden biri:
- Klakson i;almak yasak, dedi. Belediye nizamatl men eder.
( '.evriye de onlann gi.irtilttisi.ine kmak istiyor, fakat kendini
1.c 1r tutuyordu. Her zaman karakollarda eleb1ych. 0 gi.iriiltti eder;
11111avini, komiseri, memuru o klzdll11", o yattll1l"ch.
Melahat gibi kaba saba konumasm1 da, yumuak bir kedi gibi
yaltaklanmasm1 da bilirdi.
Arkadlarm1 hem gtildtirtir, hem eglendirirdi.
$imdi silik kalmak istiyordu.
Onu fark etmesinler, unutsunlar istiyordu.
$u kap1dan ii;eri girdikten sonra i;abucak i;1lolmayacaglnl bili
yordu. Vaziyeti anlllmca onu yine Bolu'ya, yahut bu defa daha
11zak bir yere gondereceklerdi.
Halbuki "o"nu dtitintiyordu. "O"nu gormek istiyordu. Bir sene
hapishanede "o"nu gorecegi gtini.i di.inmti.i. Bolu'dan buraya
gelinceye kadar hep bu limit kalbini doldurmutu.
Buraya kadar gelmeye de muvaffak olmutu. $imdi "o"nu gor-
meden mi gidecekti ?..
Kabahat hep kendisinde olmtu. Hep kendisinde.
Ortalarda dolmaya ne li.izwn varch.
Gece karanhk basmcaya kadar gidip bir yere btiztilmek, bir ye
re saklanmak, sokaklarda dolmak icap ediyordu.
Halbuki o bunu yapamam1t1. Bilakis aym saatte btittin lstan
bul'u gorebilmek ii;in gitmedigi yer kalmamt1.
Ewela Beyoglu'na i;1b. Tarlab1'ndan gei;m, Taksim Mey
dani'na gelm, abidenin oni.inde biraz gez, sonra lnonti Gezi
si'nde tahta kanepelerin tisti.inde oturm, Gtimuyu'ndan 1-
ya Dolmabahi;e'ye . yeni ai;tlan yoldan Harbiye'nin yaruna i;1-
kmca tekrar Tla'run oralarda oyle bir dinlendikten sonra lnO
nti Gezisi'ne ge ve Tepetistti'nden ya Yeehir'e dogru bir
gitm, fakat sonra tekrar geriye donmtti. Bu yapilir ey degildi.
Kendisi de biliyordu ama .. Dayanama.nw?tl ... Bir sene mahpustu.
28

Bir sene, baldrrlannda kadmmlarda gayesiz ve hedefsiz ko


mak hasreti kanncalanarak demir kapdann arkasmda, demir
pannaklann otesinde oturmutu.
Ona en fena gelen ey sm;suz olarak orada k olmas1yd.I.
Halbuki, eline eroin paketlerini tututuran soysuz kendini belli
etmemek iin hapishaneye bir paket sigara bile getirmemti.
Cevriye "Allah bi.iytik, o bir kanncasmdan vazgemez !" diye
di.ii.ini.iyordu. Zaten Cevriye'nin yamak iin Allah'tan ve hayat
tan istedigi eyler o kadar az, o kadar mi.itevaz1yd1 ki hakikaten
ona bunlann verilmemesi merhametsizlik olurdu.
Melahat imdi kavgayi kesmi, di.ii.inceli gori.ini.iyordu. Odaya
alt1 loz daha getirmilerdi. Tahminen imdi yinni bir iydiler.
Cevriye bm1 tekrar Ayten'in zayif ve s1cak kalasma dayam,
yine uyumaya gayret ediyordu.
Melahat birdenbire onu di.irtti.i:
- Cevriye, dedi, kalk sana bir ey soyleyecegim.
Cevriye isteksiz isteksiz dogruldu.
- Muavin isimleri filan yazmaya blad1. Bu gece burada kalm1-
yoruz, mi.idi.iriyete gonderiyorlar.
Cevriye sokagm rutubetini hatrrlayarak i.irperdi.
- Evet!..
- 1;iimdi sana bir sozi.im var. Kulak ver.
Gayet hafif bir sesle kulagmm iine fISild.Iyordu.
- Bu gece ben yakalanmca, bizim Kovboy Necip hemen Yi.ik
sekkaldmm'a kotu. Mavron'un kahvesi varchr ya!.. lyi dinle ti.i
nel geme!.. 1;iimdi biz you inerken sen hep geri kalmaya bak.
Mavro'nun koesine gelince oras1 zifiri karanbktrr. Hemen ieri
dal. Dikkat et i.ii.inci.i kap1. Solda .. Oi.inci.i kap1... Arahktrr. Ora
dan dal. Kap1yi gi.iri.ilti.isi.iz kapa Zaten si.irgi.i yaghchr ses 1kar
maz. Kap1y1 kapayinca bu defa duvan tuta tuta saga yi.iri.i. Pence
rcler vardir. Bunlardan biri a1ktrr. Oradan ieri atla Aklmda tu
tuyor musun ?
Cevriye heyecanla:
- Evet! diye f1slldad.I.
- 0 pencereden Mavro'nun kahvesinin arkasmdaki Qipil Mus-
29

tafa'nm odasma gireceksin. Kovboy beni orada bekleyecek. Ona


clalgayi anlat. Seni benim yollad1g1m1 soyle. Hastahglffi yok, vu
k 11at1m yok, yarm beni brrakrrlar. Sen orada oturma ha. Yandan
ll'kkeye yol vardir. Tekkenin solundaki avludan Tophane'ye yol
\"tkar. Oradan SIV!ll. btesi art1k senin bilecegin i. Katalaveni ?..
- Anlad1m Topaclffi.
- Bak kendimi feda ediyorum. Andavalhhgm mevsimi degil ! ..
- Korkma .. Beceririm.
imdi muavin lazlarm isimlerini hirer hirer soruyordu.
- Adm ne senin ?
- Gi.ilnaz.
Dileri i;i.iri.ik, sai;lan oksijenli, i.izerinde kanarya rengi bir ce-
ket olan yi.izi.i kat kat boyah, korkuni; bir kadmd1.
Muavin yi.izi.ine bakt1 ve:
- Ne de gi.il... Ne de naz... diye soylendi. Babanm ad1 ?
- Abdullah.
- Ananm ad1 ?
- Havva
- Soyca hangi si.ilaleden ?
- Dari.ilaceze i;ocuguyum.
- Kai; ymdasm
- On be.
- Ne ?
- Ymni be olsun.
Klzlardan biri:
- Satt1m ... Sat1yorum !.. diye bagrrd1. Yrrmi be artiran var nu ?
Zenci bir klz:
- Elli ! diye bag1rd1. Sar1m kadm yerinden firlay1p zencinin
i.izerine atilarak yanagma mi.ithi bir amar indirdi.
lki memur ve muavin, lazlarm gi.iri.ilti.isiini.i kesmek, kavgaclia
n birbirinden ayirmak ii;in zahmet i;ekmediler. Zenci k1z sarho
oldugu ii;in hemen orada y1g1hp kalnut1.
Bka zaman olsa Cevriye boyle eylerden pek hazzeder ve
alaka duyard1. imdi en bi.iyi.ik arzusu polisin elinden "yakay1
kurtarm akti." Bka hii;bir i;;ey di.ii;;i.inmi.iyor ve istemiyordu.
30

Evvela her i l? bitip onlar yola c;1kmadan 1?6yle mi.imktin oldugu


kadar dinlenmek, yorgunlugunu almak arzusundaych. Bu kadar
s1cak bir odada oturmak insana her zaman nasip olamazd1 ki.
Melahat ayaga kalkmI!?, sofaya c;1km1l?tl. Sofada aynanm k1-
smda durmul?, mor esvabmm beline, kabank sac;lanna di.izen ver
meye c;abalayan bir gene; k1za yakl1yordu.
Bu k1z yirmi-yirmi bel? ylannda kadar vard1.
Siyah sac;lan, zenci sac;1 gibi k1V1rc1kt1. Orta boyu, ince mevzun
yap1hyd1. <;at1k klan, hin bakll?h gozleri vard1. Yanagmm bir
tanesinde i.ic; jilet yaras1, otekinde bir c;1ban izi t1yordu.
Melahat ona sokuldu ve:
- Yedi Bela, dedi. Kulag1m bana ver. Sana bir l?ey soyleyecegim.
- Emret Topac1m.
Yedi Bela Gi.ilseren, sozi.ine gi.ivenilir bir k1zd1. Asll ismi Elif'ti
ama, sonra onu pek l?lk bulmamil? olacakt1 ki degil?tirmil?ti. Yedi
Bela Gi.ilseren mert oldugu kadar becerikliydi de.
Melahat'm da bi.ittin bu klzlann ic;inde onu sec;mesine sebep
bu olmU!?tU.
Gi.ilseren'e Cevriye'nin vaziyetini anlatt1. Ve aralannda yav
sesle bir l?eyler konul?tular.
Hep Melahat anlat1yor, oteki hep o gi.ilmeyen as1k surat1yla
"Evet, evet !" der gibi bm1 salhyordu. Melahat sozi.ini.i bitirince:
- Peki, dedi.

Memur:
- Haydi haz1r olun ! dedigi zaman Cevriye ayaga kalkt1. 0 za
mana kadar epeyce dinlenmil?ti. Bu Bolu-lstanbul yolu onu bir
hayli mahvctmi!?ti. Kalbi h1zla vuruyordu. Karm ac;ti, korkuyordu.
Karakolu bo!? sozlerle atlatabilmil?ti. Mi.idi.iriyette her l?eY mey
dana c;1kacakt1.
Mi.idi.iriyete gitmeden evvel. Ah, mi.idi.iriyete gitmeden evvel el
lerinden bir kurtulsayd1.
Kos Ayten'i uyand1m1ak gi.ic; olmad1. Fakat ayaga kalkanuyor
du. B1 doni.iyordu. Kalkmca yik1hyordu. Konul?am1yordu. Cev
riye:
- Hasta! dedi, Muavin Abi ayakta duranuyor.
Muavin balamyordu bile. Her gi.in onun gibi ka tanesini gori.i-
.vonlu.
- Korki.iti.ik sarho! dedi.
- Vallahi sarho degil. Ate iinde, cay1r cayir yamyor.
- Boyah ispirto ateidir.
- Muavin Abi.
- K1s eneni!
Muavin inannuyor, fakat Ayten ayakta duranuyordu. Ayaga
kalkmca atein iddetinden kalbine zaaf gelmi olmal1yd1. He
men yere yik1hvermiti.
Y1lald1g1 yerde istifra etmesi onun sarholugu hakkmdaki ka-
11aati daha kuvvetlendirdi.
Onu ayiltmak iin kenardaki yangm kovasmdan bma biraz
soguk su dokti.iler.
Ayten, imdi tahtalarm i.isti.inde hareketsiz yatiyordu. Onun bu
hali kafilenin yola planasma mani oluyordu. Klzlar etrafm1 alm1
lar, yi.izi.ini.i, salanrn kuruluyor, i.isti.ini.i temizliyorlard1.
Yedi Bela Gi.ilseren lerini g1cirdat1yordu. Fakat bka ii
vard1. Soz dinlemeyen muavine atmak oteki plan1 bozrnak de
mekti.
Fosforlu Cevriye ise Ayten'e yard1rn etmek istemesine ragmen
bir kenara ekilrniti, bu gece birinci planda olmamahyd1.
Muavin:
- Kaldmn onu yerden, dedi, koluna girin. Kollanndan tutun yi.i
..

rur I...
Ayten bir ki.ile gibi ve incecik vi.icudtma ragmen yerden dav
ranam1yordu. Klzlardan biri:
-Agzmdan kan geliyor! diye bagird1. Muavin:
- K1rm1z1 arap, diyecek oldu, fakat dikkatli bakmca anlad1 ve
telland1:
- Agzmdan kan nu geliyor? diyerek yerinden kalkt1. Klzlann
hepsini itiyor, mesul olrnak korkusuyla hiddetleniyordu:
- <;abuk bir irndat otomobili getirin! Telefon et! .. Hemen has
taneye kald1rsmlar.
32

Kan bir ti.irli.i dunnuyordu. Kan1 nasll dindinnek laz1md1?.. Kiz


lar bir i;;ey bilmiyordu. Gem;lerden biri eliyle yi.izi.ini.i kapam1i;; hu;
kmyordu:
- Oli.iyor... Oli.iyi.ir! .. Zaten biarenin ne kadar kan1 var ki ... di
yordu muavin:
- Oise kurtulur, dedi. Bu yai;;ayii;; yai;;ayii;; m1?
A.vten i;;imdi yatt1g1 yerde gozlerini am1i;;ti. Hepsine ayn ayn
baklyordu. Onlan gori.iyor muydu, nerede oldugunu anhyor muy
du '? Bilinmez. Fakat bakli;;lan ok zeki ve ok anlayii;;hyd1.
Bu bakii;; can ekii;;enlerin hemen hemen hepsinde gori.ilen son
i;;uur hamlesine benziyordu.
Orta yai;;h bir kadm yere, onun yanma diz okmi.ii;;ti.i. Salar1m,
almm oki;;uyor:
- Yavrum... yavrum benim. imdi araba geliyor. Hastanede bir
i;;eyin kalmaz ! diyordu.
Bu kadmm yorgun, bitkin ve irkin bir yi.izi.i vard1. Salar1 yan
siyah, yan sanydJ.
Osti.inde gi.il kurusu bir etek vard1. Boynunda kuri;;uni renge
girmii;; beyaz kirli bir ipekli paras1 baghyd1.
Etekleri amurlu, kir1llai;;nui;; siyah eski bir manto, turuncu
si.iveterini ve etegini a1kta b1raklyordu.
Fosforlu Cevriye, Top Melahat ve Yedi Bela Gi.ilseren hirer ke
narda ve bu faciaya gi.iya lakayitm1i;;lar gibi uzakta kahyorlard1.

lmdat otomobili gelince, Ayten'e kan1 durdunnak ve kalbe


kuvvet vermek iin i;;mnga yaptdar. Kaldmp sedyeye koydular.
Ve d1i;;ar1ya giderlerken hastabaklc1ya klzlardan biri sordu:
- Nasd? ..
- Oli.iyor... Belki hastaneye yetii;;mez bile.
K1zlann pk1p gidii;;i bu hadiseden dolay1 bir saat kadar gecik
mii;;ti. Bu vaka hepsini i.irki.itmi.ii;;, bir i;;eyden ekinmez gori.inen
bu kadmlan pek sarsm1i;;a benziyordu.
llerindeki sarhoi;;lar aydm1i;;, ayiklar sarhoi;; gibi ki.ifi.ir ediyor.
Birogu h1kmyor, Fosforlu aglam1yordu.
Yedi Bela Gi.ilseren bir insanla dovi.ii;;mek istiyordu.
33

Sokaga i;1kt1klan zaman art1k rutubet degil, h afif bir yagmur


yag1yordu . . . Yerde kayan bir i;amur vard1.
< '.<>vriye en arkada kahyor, agir adunlarla ytiriiyordu.
< >nlan iki memur gottiriiyordu. Biri ondeydi, digeri arkada ka-
hyordu.
Kap1dan i;1karlarken onlan:
- 24 bru;; diye saynulard1. Kizlardan biri:
- Benimkini kelle say, diye homurdandi. li;lerinden hit;biri bu
seize gtilmedi. Biraz evvel Ayten'in bru;;ma gelenin korkusu hava
da bir ihtar gibi sallan1yordu.
Hepsinin it;inde uurlu veya uursuz bir korku uyarun gibiydi.
Kendilerine nasip olan neticeyi gormtilerdi.
Gtintin birinde bir karakol koesinde, bir kaldmm kenannda,
hir arsanm yabani otlan arasmda, bir hendegin it;inde tek bru;;la
nna bu dtinyadan aynlmak.
Evet havada bir korku vardI. \,irkin bir ekilde ytiztinti goster
mi, aralanndan gei;mi ve Ayten'i al1p si.iriikleyerek peinden
gotilrmti olan Oltimtin korkusu.
Buna ragmen hepsi karakoldan i;1karken aynanm ontinde bir
an olsun durup kendilerine bakmaktan, kendilerini stislemekten
ahkoyamam1lard1.
Karakolda ayna vardI. Bu her karakolda bulunan bir ey degildi.
ans onlan buraya getirmiti bu aam. Kink ayna pari;alann
da ytizlerini, vitrinlerde vticutlann1 ya.nm yamalak goren bu kiz
lar it;in karakolun bu aynas1 btittin kederlerini unutturan , btiti.in
hiddetlerini yatItiran bir eydi.
Kendilerini goriiyorlar, kendilerini stisli.iyorlar, kendilerine
belki de alt1 ayhk bir i;ekidtizen veriyorlardI.
Gi.izelliklerini burada seyrediyorlar, i;irkinliklerini bu aynada
tashih ediyorlard1.
Karakolda ayna vardi. . .
Cevriye aynanm ISmda hepsinden daha uzun kald1. Me
murdan azar itinceye kadar. Kat;abilecegini i.imit ediyordu. Ka
i;acak. . . Biraz bekleyecek, Necatibey Caddesi'ndeki hana gire
cek. .. Gtizel olmas1 lazimdi.
34

Gi.izel olmasuu isterken vi.icudunda 1hk bir i.irperil? dol3.'?1yor


du. <;oktan beri gonnedigi yi.izi.ine bak1yordu.
Kapkara gozleriyle, siyah klvrrc1k sa<;lan ve ince bumu, kalm
ve klz1l dudaklanyla ne kadar gi.izeldi. Gozlerinin i<;inde ufak yd
d1zc1klar, sa<;lanmn siyahhgmdan ufak pmltdar, dudaklanmn
arasmdan gozi.iken dilerinde sanki bir ehrayin vard1.
Fosforlu gibi 1Il 111 yanan yi.izi.i hakikaten gi.izeldi.
Hapishanede hi<;bir ey degimemi, hatta bu yi.ize biraz da
dinlenmi olmanm huzuru gelmiti.
Muhakkak... Bu defa onu kollan arasma almaya tenezzi.il ederdi.
Orada m1ydi ha.la. Hfila orada ise ...
- Sen mi geldin ! .. diye sevinecekti. Sonra manalan degime-
yen bak1larla ona bakarak:
- Peinde kimse var m1yd1? diye soracakt1.
- Ben enayi miyim... Sana aynas1zlan getirir miyim Abi?.. .
Ona "Abi" diye hitap ederdi.
Ona b3.'?ka bir isirn bulam1yordu.
- Ka<;m kuras1yiz!..
Cevabm1 azametle veren Cevriye kenara gidecekti. Sobas1 ya
narsa sobanm arkasmda yerdeki minderin i.isti.ine oturacakt1. Da
ma a<;Ilan tavan aras1 penceresi siyah bir perdeyle s1k1 silo orti.i
li.i, ki.i<;i.ik bir ampulle aydmlanm1 olan bu odada kenardaki de
mir karyola i.isti.inde de "o" oturacak ve kendisine:
- Bu kadar zamandir neredeydin? Seni ozledim! diyecekti. Ah
bunu duymayi ne kadar istiyordu.
- Seni ne kadar <;ok aradun Cevriye!..
- Kodesteydirn Abi.
Bu sozi.i gururla soyleyecekti.
- U<; sene mi yattm?
- Yok can1m bir sene. Yirmi gi.indi.ir ardayim.
- Vay canma Ben i.i<; senedir seni gonni.iyonun zannediyor-
dum.
Onu o kadar ozlern olacakt1. Hapishanede hep onu tahayytil
etmiti.
- Klz, mahpusluk gi.i<; rni.iydi.i?
35

Giic; olmaz mi Abi ?


Gel bakay1m oyle yamma !
< >da, o kadar ki.ic;uktiir ki, Cevriye yerinden kallanadan biraz
N l l rii nerek hemen yatagm yanma gelebilir.
El leri hic;bir i gonnemi gibi dolgun, derileri gergin, uzun par-
1 1 1 a kh, kocaman elleri sac;larm1 oayarak:
- Zavalh Cevriyecik ! .. diyecekti. Zavalh Fosforlu.
Eger boyle dese. Cevriye birden b1111 onun dizine dayar ve ta
1 skiden c;ocuklugunda aglad1g1 gibi, koprii altmda olen adamm
oli isi.i k1smda agladtg1 gibi ulaya ulaya aglard1.
- Zavalh Fosforlu ! .. Zavalh Cevriyecik.
Cevriye aglaymca o bm1 dizlerinden kaldiracak, ellerini
o muzlarma koyacak, onu yav yav yerinden kaldiracak, yh
gozlerini, yh yanaklanm opecek, onu sustunnak isteyecek, onu
gogsiine basacakt1.
Sonra dudaklan dudaklanm arayacak:
- Senin k1ymetini imdi anladtm. Seni sevdigimi imdi anlad1m
Cevriye. . . diyecek ve onu opecekti.
Bu ne c;1lgm, ne miithi, ne fevkalade bir kucaklayi olacakt1.
Bu hayal uzun hapishane gecelerinin ruyas1yd1.
Bir sene, hep bunu diiiinmi.i, hep bunu istemi, hep bunu
kunnutu.
Karakol aynasmm k1smda durup sac;lanm, belini diizeltir
ken yine o ant diiniiyordu.
Melahat'a gi.iveniyordu. 0 bir kere bir ii yapanm dedi mi o ii
yapardt. Eger kendisi ac;1kgozlii olursa muhakkak polisten kurtu
lacakt1.
Hemen oraya gidecekti.
Takip edilmedigini anlar anlamaz ve bir kere kendisini oraya
att1 mi izini kaybettirdi demektir.
- Sen misin k1z? diye polis memuru omzundan diirttii. Baloya
gitmiyoruz. Siise yekiln tut !
Agzm1 bir cevap vennek ic;in ac;ti. Fakat kendini tuttu. imdi
bela c;1kannamak lazundt. Kac;mak, evvela kac;mak lazundt.
Melahat i iyi tanzim etmti. Cevriye de hep geri kal1yor, ar-
36

kadaki polisin ihta.nm duyrnazdan geliyor, mtirnktin oldugu kadar


kalabahktan uzak gidiyordu.
Melahat'm soyledigi ko11eye yaklt1kc;a Cevriye'nin kalbi ye-
rinden firlayacalan gibi vunnaya blam111t1.
Kac;abilecek miydi ?
Melahat soziinde duracak m1ych ?
Ko11eyi biraz gec;tikten sonra Yedi Bela ile Melahat'm ytiksek
sesle kavgaya blachklarm1 duydu. Kendisi heniiz ko11eye gelme
mi!?ti. Klzlar dag1mk yiiriy
i orlarch.
Bu i!?i Melahat tanzim etmi11 bulunuyordu. Evvela Yedi Bela'yla
gorii11tiikten sonra tam bir plan kunnu11tu. 0 da lozlara bunu an
latm1l?tl. Kafile geni!? ve dagm1k oldugu nisbette iki polisin kon
trolii giic;le11ecekti.
Planm tatbik edilmekte oldugunu kavganm blayi11mdan anla
yan Cevriye kalbinde korkuyla kan1?1k dolu bir heyecan hissetti.
Art1k ac;1kgoz olmak ve polisin elinden kurtulmak ona dii11ii
yordu.
Kendisi ile ko11e arasmda birkac; adlffi kalmtl. Birdenbire Me
lahat ile Giilseren'in sesleri biisbiitiin ytikseldi. Ve iki k1z birbirle
rini sac;larmdan yakalayarak doW!?meye bladtlar.
Digerleri de biiytik bir vaveyla kopararak onlara dogru ko11tu
lar.
Ondeki ve arkadaki her iki memur da kavgacdarm yanma se
girtti.
Herkes telh telh hirer tarafa ko11arken Cevriye bir golge gi
bi karanhk ko11eden lovnld1.
Arkasmdan gelen olmad1gm1, ona "Dur !" diyen bulunmad1gm1
biiytik bir sevinc;le tespit ediyordu.
111te bir iki adlID daha. Ondan sonra htirriyet vard.I.
Melahat'm tarif ettigi kap1 bu olacakt1. Kap1ya aband1, ac;dd1 ve
arkasmdan itince sessizce kapand1.
Uzaktan kavgacilarm sesi hfila duyuluyordu.
Bir kedi gibi sessiz sessiz yiiriidti.
Ac;1k pencereyi buldu ve ic;eriye dald1.
Buras1 karanhk bir aral1kt1. Yalonmda da kirli bir apteshane
37

huhmmahyd.I. Pis kokan bir yerdi buras1. Evvela gozlerini karan


h,l:a ah!?tlrmaya ve elleriyle yoklaya yoklaya ilerlemeye c;abala-
1 1 rn;ih.
Birden bir ses:
- Sen rnisin Melahat? dedi ve karanhkta bir el elini tuttu.
II

"Kiz kolunda damga var !"

- 1 <; bre Fosforlum ! . .


Cevriye i<;iyordu. Saatlerden beri dunnadan i<;iyordu.
Buras1 bas1k tavanh bir kll" rneyhanesiydi.
Meyhane olrnadan evvel herhalde burasm1 ahU" olarak kullan-
1111lard1. l<;inde hfila ah1rlara rnahsus olan tezek kokusuyla kari
1k kekrernsi bir koku vard1.
Meyhanedeki on rnasadan dokuzu botu. Birinde i.i<; erkek ile
iki kadm oturuyorlard1.
Be!?i de sarho!?tular ve be!?i de hfila ilk blad.Iklari h1zla i<;iyor
lard1.
Cevriye bu aarn onlarin i<;inde en CO!?kunuydu. Kadehi daha
bo!iialrnadan uzatiyor ve yayvan bir sesle:
- Doldur ! .. diyordu.
- Kiz bir cigara da sarayirn rn1 ?
- Raio ver, ralo ! . .
- Sigara keyfi tarnarnlar.
Arap $evki baygm gozlerle Cevriye'ye balayor:
-Bir cigara i<;sen bir daha <;ennak cura doni.ip bakrnazsm ! .. di
yordu. Cevriye de:
- Birak be sele zeytinirn ! .. diye cevap veriyordu. Mavrorn be-
nirn ver bana !?U aslan si.iti.ini.i.
- l<; bre Fosforlum.
Cevriye i<;iyordu. Cevriye dunnadan i<;iyor:
- $erefe ! .. $erefe !.. diye kadeh kaldirarak i<;iyordu. Kenarda
bir laterna vard.I. Meyhaneci fakir bir tezgahm arkasmda uyuklu
yor, Cevriye arada bir coup da elindeki kadehi duvara frrlatip k1-
40

nnca, o gnt1yla ba.!inm kaldmyor baklyor v e sonra yine bal?I


gogsi.ine di.ierek gene uyukluyordu.
Bu aarnki iten emindi. <;i.inki.i masada Zombi Recep vard1.
Masada Recep oldu mu ! Hesaplann tarnam odeneceginden
emin olmak laz1md1. 0 her eyi yapar, yol keser, kasa krrar, adarn
oldi.iri.ir fakat bir kere yanma kadm al1p da hovardal1ga c;1kt1 ml
ne masraf edildi, ne ziyan yaplld.I ise hepsini g1k demeden oder ve
i.istelik bol b de brrakrrd1.
Ona Zombi lakabmm takllmasma sebep de uydu. Bir gece
onu sokakta s1rtmda bir karnayla vurulm olarak bulmular ve
oli.idi.ir diye morga kald.Irm1lard.I. Morgda yeniden dirildiginden
beri ona art1k Zombi diyorlard.I: "Dolal?an oli.i ... " Bu onun hakkm
da uydurulmu bir efsane mi, yoksa hakikat m1yd.I ? Bilinrnezdi.
Arkadal?lannm i.izerinde eskiden bu kadar bi.iyi.ik bir tesiri yoktu.
Fakat hakkmda morgda dirildigi ayias1 yaylld1g1 ve o yeniden
aralanna kantigmdan beri tabiatm fevkinde bir hususiyeti var
mu;> gibi ona acayip bir hi.innet ve korkuyla yaklal?1yorlard.I.
Aralannda onun hortlad1gma inananlar bile vard.I.
Zombi iriyan bir c;ocuktu. Yi.izi.i bir beygir yi.izi.i gibi uzun, bir
gozi.i digerinden ki.ic;i.ik, rengi tarn bir oli.i rengi gibi yeile kac;an
bir sanhktayd1.
Mi.ithi ic;en, az konuan ve bir otomat gibi vi.icudu klpirdarna
dan yi.iri.iyen, hiddetli, iddetli, kalbi merharnetsiz, bir oli.i kadar
duygusuz bir genc;ti.
Erkeklerden ikincisi Torpil $eref'ti. Galata'nm en iyi c;ocugu
olarak tammyordu. Sicilinde 106 sab1ka olan bir yankesiciydi. Bu
rekom parlak bulanlara k1 o bi.iyi.ik bir azarnetle:
- Tann'nm gi.ini.i cep araklanz. Bir senede kac; gi.in var hesap
et. Ben c;ekirdekten yettim. Zanaat1 Ondortparmak Hoca'dan
ogrendim. Daha be Yal?mdayken iskelelerin koleras1yd1m. Topu
topu sicile bunlann l06's1 gec;mi. Bu da i mi ? derdi.
Neeli bir dclikanhyd1. Tasas1z:
- Ne umur edeyim ? .. Bu can1 Allah verdi. El alemin cebini ken
di cebim gibi karu;>tmyorum. Andavalhlar c;alu;>rr ben yerim. Boy
le saltanat1 Ruzvelt bile tatmad.I be !.. diye omuz silkerdi.
41

( 1\tinci.i Sele $evki'ydi. Onu bu hayata di.iren esrar iptilas1yd.I.


c > digerleri gibi koplii altlarmda bi.iytirnemiti. Eski bir ailenin
c11 1Pktan olan bir zenci baba ile beyaz bir kadmdan dtinyaya gel-
11111 i. Emirgan'da gtil gibi bir evde bi.iytimti.i. l hayatma bir de-
111irci c;1rag1 olarak blanuti. Karakoy'de bir atOlyede c;alird1.
Yim1i be ymdayken, bir arkad1yla birlikte gittigi bir gene
lcvde $iman Hayganou tammti ve onu esrara alt1ran ite bu
kadmd1.
SPle $evki on dort senedir bu ytizden normal hayatmdan ko
pup aynlm1tl.
Esrar kac;akc;1hg1 yapar, birkac; senede bir polise di.ierdi. Ne
l'li degil, uyuuk bir insand.I. Fakat imdiye kadar kimseye b1c;ak
\'l'kmemti. Kimseyle hirgi.ir etmez, herkesle iyi gec;inirdi. Son
z:unanlarda esrardan bka bir yeni iptilas1 daha vard1. Bu da <;o
pur Gi.illi.i'ydi.i.
Gi.illi.i masada oturuyordu.
$iman vi.icutlu, kumral c;at1k kh. yeil gozli.i, beyaz tenli, al
yanakh bir koy i.iftesiydi.
Daha on be ymdayken, babas1yla aralarmda bir smir ihtila-
1'1 olan bir koyli.i, tic; be serseriye para vererek onu, intikam ol
sun diye daga kald1nn1tl.
0 gi.in bugtin Gi.illi.i koy hovardalannm goni.il eglencesi olrnu
bir daha baba evine donmemiti.
Kendisi de bu hayattan holannu m1yd1 ? Bma gelen bu ma
ceradan elem veya utanc; duymu muydu ? Bunu kendisine de
sorsan1z anlatmazd.I.
Neticede kendisine tutulan ve onu daglardan uzaklt1nnak is
teyen on sekiz ymda bir koy c;ocugunun peine tak:tlarak lstan
bul'a gelmiti.
lstanbul'da kolay hayat kazanacag1m limit eden on sekizlik de
likanh paras1zhk ve sefaletten oldi.igi.i zan1an Gi.illi.i'yti dokuz ay
hk gebe b1rakm1t1.
Sele $evki, Gi.illi.i'yti mi.idi.iriyette, ikinci ubede tan1m1ti.
Gi.illi.i Haseki'de dogurdugu c;ocugu bir cami kap1sma b1rak:tr
ken yakalanm1t1. $evki de gi.ic;li.ikle atlatt1g1 bir kac;akc;1hk iin-
42

den dolayi mi.idi.iriyete ahnm1 bulunuyordu.


Sele $evki, kucagmdaki kendisine zorla iade edilen ocuguyla
bu kadm1 mi.idi.iriyette gordi.igi.i zaman onunla alakadar olmutu.
Ve kendi yiyecegini onunla paylm1t1. Onda bu kadar lwuna
giden ey neydi ? $evki bunu kendi kendine izah etmeyi hi alal
etmemi, boyle bir ihtiyac1 hi hissetmemiti.
0, kendi ilkel ve basit gi.izellik telakkisine gore bir Veni.is mi.iy
di.i ?. . . Yoksa dudaklannm kesiliinde annesinin dudaklaruun ke
siliine benzeyen bir benzerlik vard1 da $evki bu benzeyii sez
meden ona m1 kap1lm1t1 ?
On i.i sene esrardan gayn hibir eye baglanmam1 olan $ev
ki Gi.illi.i'ye baglanmt1.
lki senedir bu maceralarla dolu hayatlan iinde hep beraber
lerdi.
Bilinmez aralannda kim kimi beslerdi. Fakat aynld1klanm go
ren olmam1t1.
Gi.illi.i daglann en usta fahiesi olmutu: serserilerin de eglen
ce aleminin de yine gozbebegiydi. Bir Konya havas1 oynar, bir if
tetelli klvmr, bir k1k kullanrrd1 ki, degme rakkase onunla reka
bet edemezdi.
Bu iman ve igren vi.icudun her bir yag ktimbetinin paluzeler
gibi tir tir titreyii hovardalan zevkten cotururdu, "Ya Gi.illi.i ! "
diye e l 1rpanlar, o gi.inkti vurgununu onun almna yap1tlranlar,
pek oktu.
Eglence filemlerinde tam bir fahe olan Gi.illi.i'ni.in bu kazanc1
$evki'ye yedirmesindeki mana pek de anl1lmazdl.
Paralan oldugu zaman Galata otellerinin birinde oda tutarlar
bazen mi.itereken yangm yerlerinde yatarlar, yazm bogaz srrtla
nndaki larlar onlann sayfiyesi olurdu.
$evki mi.idi.iriyete, karakola veya hapishaneye di.itiigi.i zan1an
Gi.illi.i onu bir gi.in brrakmaz, ayn1 macera Gi.illi.i'ni.in bma gelir
se, bu defa $evki bi.iti.in serseriligine ragmen onu sigaras1z b1rak
mazdJ.
Bu garip baghhk ve mi.inasebetin iinde sevginin bir roli.i var
m1ydJ, bilinmez.
43

Kor Abdi'nin meyhaneye giril?i b u sarhoi? masasmda biiytik bir


NPvinc; uyandird1.
Kor Abdi harikulade bir adamd1. Bir motor gibi siiratli ytiriir,
hir gecede Bahkpazan'ndan blar, i?ehrin ic;indeki ve d11?mdaki
hi itiin meyhaneleri dolird1. Kor olmasma ragmen elindeki tek
c IPgneginden gayn rehberi olmayan Abdi her yeri mii1?kiilats1z bu-
1 u rdu. Evvela akl?amcilann devam ettigi meyhanelerden blar,
c lola dola i?ehrin d11?mdakilere kadar ac;1hr ve sabaha kari?I
hoyle yerlere dii1?erdi.
- Abdi gel buraya !
Abdi, isminin seslenildigi tarafa, goriir gibi bir katiyetle ytirii
yordu.
Meyhanenin ic;i sigara dumamndan agirlm11?tl. Bilhassa $ev
ki'nin sigaralanmn dumanlan bu havay1 teneffiis edenlere bir
hoi?luk veriyor, esasen alkolden UYlli?IDUi? k1zlan biisbiitiin ser
semletiyordu.
$evki bir kolunu Giillii'niin boynundan dolamii? avucuyla
omuz b1m s1k11?tlrarak, bm1 kadmm oteki omzuna dayam11?,
uyukluyordu.
Cevriye b1m arkaya dogru atnui? dik gogiislerini bluzu altm
da oynatan bitmez tiikenmez sarhoi? kahkahalarla Torpil $eref'in
anlatt1g1 bir hikayeyi dinliyordu. Zombi Recep ise kolunu Cevri
ye'nin beline dolam11?, onu kendine dogru hafifc;e c;ekmil?, cans1z
gihi hareketsiz duruyordu.
Abdi kap1dan girer girmez sag yumrugunu masaya indiren Re
cep:
- Gel be Abdi, diye mm c;ag1mu1?tI. Gel bize bir i?eyler c;al baka
hm . . .
Abdi masamn bma oturuyor, kirli bir torbadan udunu c;1kar1-
yor, akordunu diizeltirken kendisi de hafif hafif oksiiriiyor, sanki
kendi de sesini diizeltmek istiyordu.
Zombi Recep:
- Cevriye'yi c;al Abdi ! dedi. Arna evvela bir ic;ki ic;mez misin ?
- lc;mem ogul !
Abdi'nin hic;bir i?ey ic;medigini herkes bilirdi. Ymm ilerlemii?
44

olmasma ragmen sesinin boyle giir kalmda belki de sebep buydu.


Her gecesini yetmi <;eit sarho masasmda ge<;irdigi halde ag
zma bir katre i<;ki koymayi1, hakikaten bir irade meselesi olma
hyd1.
- 0 halde bir ey yer misin ?
- Siz keyfinize bakm <;ocuklar, dedi. Meze bol. lstedik<;e yerim.
Torpil $eref:
- Abdi Amca, dedi. Senin mallah gozlerin bizimkilerden kes-
kin. Mezenin bol oldugunu nereden anladm ?
- Benim goziim degil, bumum keskin oglum.
- Seninle ava pkmah be, paranm da kokusunu ahr mISm ?
- Ahnm ogul, dedi. Bu masada da var.. Hem de nerede biliyor
musun ? Zombi'nin cebinde.
Kahkal1alarla giiltiyorlardi. Zombi yayvan bir sesle:
- Cevriyem'i <;al ! diye tekrarlad1 ve Cevriye'ye biraz daha sar1-
larak onu biraz daha gogsii iistiine <;ekti.
Ut blam1t1. $eref arklya kar1mak istedi. Zombi:
- Sus be kel horoz ! diye bagird1. Abdi'yi dinle ! . .
''Karakolda ayna var ayna va:r. . . " diye Abdi okumaya blad1.
Cevriye arkly1 iitince iirperdi. Karakolu hat1rlad1.
Bolu'dan daha o gece lstanbul'a ilk geldigi gece, goziiniin
6niinde canlandI.
0 gece kl yeni bhyordu. Daha kar yoktu. Sulu, rutubetli bir
geceydi. Daha lstanbul'a ayak basar basmaz daha o gece onu tut
mular, karakola gotiirmiilerdi. Kendisini Bolu'ya gonderecek
ler diye ne kadar korkmutu o gece.
lstanbul'a ilk geldigi geceyi ge<;irdigi karakolda ayna vardI.
0 giiniin iistiinden bir hayli zaman ge<;misu. Fakat ark1y1 din
Ierken Cevriye u dakikada, karakoldan <;1karken, kendisini ay
nada siizdiigiinii hatirlad1, limit ve endie dolu gozlerle aynanm
i<;inden kendine bakan hayalini oldugu gibi hat1rlad1. Aynadaki
Cevriye, kar1daki Cevriye'ye sanki o gece: "Ka<;abilecek miyiz ?"
diye soruyordu.
Kai;nulard1 da. . . Ve ite neredeyse yaz olmak iizereydi. Bir da
ha "aynas1zlarm" eline diimemiti.
45

Abdi:
"Kiz kolunda damga var, damga var ! " diye okuyunca Cevri
ye iddetle iki kolunu birden meze tabaklanmn, rak1 ielerinin,
kadeh ve bardaklann arasma uzatti.
Masada bir ang1rt1 oldu. Hepsi masanm iizerine dayanm1 b u
ince, esmer v e giizel kola baktllar.
Bu kollann her iki bileginde de dovmeden yapllm1 hakiki ke
lepc;e biiyiikliigiinde iki kelepc;e resmi vardi.
Onun bu hareketi hepsinin dikkatini onun kollarma c;evirmiti.
Sarho ba1 kfill one, kfill yana diien Cevriye kollanndaki ke
lepc;e resimlerine sabit bir bakila bakarak:
- Abdi Amca sus ! diye bagird1. $ark1yi kes diyorum sana !
Ve sag kolunu masanm ustiinden siiratle s1yirarak sag tarafm-
da c;anak, bardak, tabak, kadeh, ie ne varsa hepsini yere att1.
Giillii hafif bir sesle onun kulagma:
- .Kiz c;amurlama !. . diye f1slldadi.
Abdi bu sesin tonunu duydugu zaman tabaklarm angirt1sm1
beklemeden susmutu.
Cevriye hep kollarma baklyor, gozlerini kollanndan ayimuyordu.
''Kiz kolunda damga var ! " diye ark1yi sarho sarho mml-
dandl.
$imdi iki kolunu masadan kaldlrm1 onlara gosteriyordu:
- Goruyor musunuz ? lki kolumda da damga var.
Torpil $eref:
- Adamakllh zom oldu, dedi. Giillii bir ey bilir gibi bam1 sal
lad1. Meyhane o kadar bas1k tavanh, o kadar gamh, o kadar kas
vetli ve dumanh bir yerdi ki . . . ruha kasvet veriyordu.
Cevriye sabit bir bak1la hep kendi bileklerine bak1yordu.
Hep kendi bileklerinden gozlerini ayirm1yordu.
lstanbul'a ilk geldigi gece, karakolun aynasmda kollanna bak
tig1 zaman; bileklerinde bu kelepc;e resimleri yoktu. Bunu sonra
dan yapt1rm1tl. Barba'ya yalvarm1, Galata'mn en mahir dovme
cisini buldurmutu. Ve kollarm1 ona uzatarak:
- lkisine de kelepc;e resmi yap ! demiti. Sahici bi.iyiikliigunde
olsun !
46

- Daha gtizel bir ey yapahm be loz ! diyen ihtiyar dovmeciye:


- Gtizel ey istemem. Kelep<;e olsun! diye bag1rm1tI.
- Dostum kodeste. Anhyor musun aftosum kodeste! diye ilave
etmiti. Herkese ovtindtigti gibi onun kendi dostu olrnasm1, afto
su olrnas1m ne kadar isterdi.
Fakat o kendisinin hi<;bir eyi degildi. Hi<;bir eyi olmam1t1.
Ve bir daha onu gortip gormeyecegini, bir daha onunla konuup
konumayacaguu bilmiyordu. lsrnini bile bilmiyordu.
Fakat Cevriye onun felaketini paylt1g1m kendine ve herkese
ilan i<;in bu dovme kelep<;eleri kollarmda oltinceye kadar tru?1ya
cakt1.

0 gece polisten ka<;1p kurtulduktan sonra Kovboy Necip ken


disini kahvenin arka kap1smdan bir bka avluya gottirrnti, ora
dan bir bka kap1yla Tophane'ye giden <;amurlu bir yolun tistti
ne <;1karnutI.
- Haydi, derniti, imdi ttiy bakahm.
Ttiyrnek i degildi. Cevriye bacaklanna gtiveniyordu ama, bir
daha ele ge<;mekten korkuyordu.
Ne yapacag1m bilmeden saga sola bakl.yordu. Bir senedir, bu
ralardan uzak kalrn1tI. Bir sene i<;inde kim ole; kim kala. Bilinir
rniydi ? lstanbul'un lo1 rutubetlidir. Sonra da baba rniras1 yiyip
oturdugu yerden klp1rdamayan, mahalle <;ocugu degildi kap1sm1
<;alacaklan.
Kirn yakalandl, kim tutuldu, kim kirni b1<;aklad1, ne oldu bitti,
evvela bir iyice ogrenrnek lazirndl. Mavro'nun kahvesi yerinde
duruyordu ama, Barba'mn rneyhanesi ne oldu? Onun patronu ne
tameli herifin biridir derler. Hem de polisle pek s1k1 flk1drr. lini
yi.irtitmek i<;in herkesi ele verir.
$imdi boyle polisten kurtulur kurtulmaz, hatta daha kurtuldu
guna emin olmadan Necatibey Caddesi'ne gitmek dogru degildi
herhalde. . .
Cevriye bunu da kestiremiyor, fakat bir rtizgar hafifligiyle ade
ta u<;uyordu.
Karanhk sokagm gol haline gelm <;amurlanna bata <;1ka iler-
47

liyor ve zihninde bannacak bir yer anyordu. Dohnabah<;e sntla


n 1 1 a dogru gitse . . . Thk'a <;1ksa . . . Yazhk bah<;elerin baz1 baraka
lanru k1m ydanazlar. Yahut da <;iftlik Park1 i<;inde saklanmak da
f. -11a olmaz.
Tophane Caddesi'ne <;1lanay1 hi<; istemedigi halde, yolun niha
yl'l.i kendini oraya gotiirtiyordu. Yol karanhk, fakat diiz ve uzun
hir yo! oldugu i<;in Cevriye arkasm1 arada bir kontrol ediyor ve
arkasmda kimse ohnad1g1m pekala gortiyordu.
Boyle takip edilmedigini anlamas1 onda Necatibey Cadde
si'ndeki hana gitmek arzusunu dayanilmaz hale getirdi.

Hayir, tarn bir sene yirmi sekiz giin onu gormedikten sonra bir
glin daha gormemeye katlanmak Cevriye'ye pek agrr geliyordu.
Bir an evvel onu gormek istiyordu.
Kendi mevcudiyetini idrak ettigi giinden beri tamdlklan i<;inde
tekrar tekrar ve her zaman gormek istedigi insan yalmz oydu.
Onun bir yabanc1, bir me;hul adam, hayatI, megalesi bilinme
yen bir kimse olu Cevriye i<;in bir mesele degil.
Cevriye'nin biitiin hayat1 esasen, tanmmayan, uzak, yabanc1 ve
me;hul insanlann, hiiviyetleri bilinmeyen kimselerin arasmda
ge<;miti.
Onun ismi daha bilinmeyen, hayati tanmmayan bir adam olma
smm hi; onemi yoktu.
0 bu koskoca lstanbul'da kimin hayatm1, mazisini, ismini ta
nrrd1. Yolunun iistiine <;1kanlar sadece insanlard1.
Ve insan ohnalan Cevriye i;in yeterdi.
Cevriye onu insanlann en harikuladesi olarak tan1yordu. Onu
boyle anrnasma, tan1malarmdaki ve sonra devam eden miinase
betlerindeki garip ekil amil ohnutu.
Onu serin bir sonbahar gecesinde tanim1t1.
Hastaneden yeni 1;1lant1. Tam alt1 hafta hastanede yatm1t1.
Fevkalade yorgun, zayif, ortalarda dolacak hali yoktu.
Elindeki son parayla tramvaya binmil? ve o zaman tarudIW, ve
kendisine alaka gosteren Kayik<;1 Mahrnud'u buhnak ve ondan bir
ka; para ahnak i;in Bebek'e, oradan da yiirtiyerek Hisar'a gi.
48

Fakat MaJunud'un devam ettigi bahkc;1 kahvesinden kendisi


nin art1k Trabzon'a dondiiglinii ogrenmi!?ti.
Geceyi Hisar'da gec;innek icap ediyordu.
<;iinkii geriye donecek paras1 olrnad1g1 gibi, orada yeni bir er
kekle ahbaphk tesis edecek halde de degildi. Dstelik yeniden Ga
lata'ya donrnek ve orada bir sabahc;1 kahvesinde veya Barba'nm
rneyhanesinde bannmak ic;in yiiriiyecek de kuvveti yoktu.
Ortal1k karannca yav yav denize yaklan Cevriye, bagh
kayiklardan birine atlaml!? ve ic;ine upuzun yatm1!?tl.
Hava serindi. Ve hafif ate!?i vard1.
Urperiyor ve iizerindeki eski yiin siivetere sannrnaya gayret
ediyordu. Karanhk bir geceydi. Deniz c;1rpmtllar halinde sahile
c;arp1yor, her c;arp1!?ta yakamozla.r etrafta pmld1yordu.
Cevriye gozlerini kapaml!?, sanki be!?ikte yat1yordu. Ve bu sal
lanl!? ve yorgunlukla orada uyumu!?tu.
Ne kadar uyumul? oldugunu bilrniyordu. Birden sandal devrile
celani!? gibi sallanmca gozlerini korkuyla ac;t1, kISmda karan
hk gecenin ic;inde geceden daha karanhk iri bir golge goriince ha
fifc;e bagirarak dogruldu.
Gelen adamdan korkusundan degil, denize dii!?mek korkusuy
la bagmn!!?tl.
Adam hayretle ve belki de korkuyla:
- Kirn o ? diye f1s1ldami1?tl ve cebinden c;1kardig1 kiic;iik bir
elektrik fenerini ona c;evirmi!?ti.
Cevriye gozlerini kam3l?trran ve bir an yan1p sonen bu l?k al
tmda elleriyle yiiziinti ortmii!?tii.
- Burada ne anyorsun ? diyen adam hernen yere otunnlll?tu.
Kendisini miidafaa etmek ic;in hazrrlanrr gibi bir hali vardJ.
Cevriye:
- Uyuyacak yerirn yoktu. Uyuyordurn . . . dedi.
- Haydi c;1k sandaldan b3l?ka yerde uyu.
Ses sakin ve emin bir ses degildi, Cevriye kalkmak istedi. Fa
kat b3l?1 donerek tekrar yere yilaldJ. bteki:
- Ne yap1yorsun ? diye c;1tl.
- Kalloyorum Abi. Birden h3l?lffi dondii de yilaldlffi.
49

Sonra ilave etti:


- I Iastaneden bugiin c;1ktun. Buraya kadar bir bildige geldim. Pa
ra almak ii;in... 0 da Trabzon'a gitm. Tramvay pararn kalrnamll?tl.
Yc>rgunum da .. $urada uyuyayun da sabaha Allah kerim dedim.
Konuurken dileri birbirine c;arp1yor ve sesi titrek c;1k1yordu.
Adam:
- Birak irndi bunlan, c;1k sandaldan ! dedi ve sert bir hareket-
11' elini ona uzatarak, onu yerinden kaldmll.
Fakat ani ekilde ayaga kaldmh. Cevriye'nin bmda daha
111tithi bir donme yaratt1. Cevriye onun kollan arasmda kendin
cll'n gec;ti.
Adan1 kadmm vi.icudunun hareketsiz ve ktih;elemi olrnasm
dan onun hakikaten baY1lrn1, hatta olrni.i olrnasmdan korlonu
rnuydu ? Nic;in onu sahile b1rak1p uzaklrnan11t1 ?
Nic;in onu sandalm ic;ine yatmm ve ki.ireklere sanlarak sahil
den bir hayIi uzaklt1rd1ktan sonra, onu aYlltrnaya c;abalamll?h?
Onun kiirekleri birakarak kendisini aYlltrnaya ugrt1gm1 hat
ta tistiindeki siyah kalm paltoyu kendi iistiine ortttigi.ini.in farkma
varrnam1t1.
Onu ve yay1 tarzm1 biraz ogrendikten sonra Hisar'dan uzak
l1larmm ve uzaklirken onu sahile btrakrnaYlmm sebebini
ag1 yukar1 tahrnin ediyordu.
Onun bir an evvel bu sahilden uzaklmas1 kendi rnenfaatiney-
di. Kendisinin takipc;i bir polis rnemuru olrnaYlp hakikaten baYll
ffiil? bir kadm oldugunu anlam1 ve onu sahile c;1kanp b1rakrnak
gibi gi.ic; ve vakit alacak !er yapmaktansa evvela selameti sahil
den uzaklrnakta bulrntu.
Sonra onu nic;in terk etmemiti ? Nic;in sahile c;1karken:
- Haydi sen yine sabaha kadar burada yat ! deyip sandal1 bag
lamam1t1. Onun yard1m1yla sandaldan beraber c;ilonll?lard1. Cev
riye'nin b donrnesi hala devam ediyordu. Sahile c;1kt1klan za
man gayriihtiyari bu yabanc1 adamm koluna abann11t1. 0 kendi
sini biraksa yeniden yere yuvarlanrnaktan iirktiyordu.
Adam sandaldan gi.ic;liikle c;1kard1g1 agir bir paketi sag kolunun
altma alrn1ti. Sol koluyla ona destek oluyordu.
so

Onu brralomyordu. Buna sebep merhamet miydi ?


Sandalda bi.iti.in yolculuk boyunca sade birkac; kelime konfili-
mularch:
- imdi naslls1mz ? diye sormutu.
- Daha iyiyim.
Sonra gtilmeye gayret eden, bu suretle oli.imden ne kadar
korkmad1g1m gostermeye c;abalayan, daha dogrusu oli.imden
korktugunu saklamaya gayret eden Cevriye hala zayif ve titreyen
bir sesle:
- Mortuyu c;ekiyorum sand1m. Gi.izelim di.inyayi ayagmun al
tmdan c;ekiverdiler gibi geldi bana "Nallan dikiyoruz Cevriye !"
diyemeden gittim, demiti.
Arkai.isti.i yattyordu. Osti.inde onun kalm paltosu vardi. Denizin
sert kokusu, rtizgar ve simsiyah bir gokte milyonlarca, milyonlar
ca ylld1zlar...
K1smdaki adamm ytizi.ini.i goremiyordu. Onun ytiziini.i he
ntiz gormemiti.
Ytld1zlara baktyor ve olrnediginden bahtiyar, hala yad1gm
dan bi.iytik bir saadet duyarak onlan seyrediyor ve kendisini ha
la yorgun hissediyordu.
Bir dakika ktirekleri b1rakan adam bir elini ona uzatm1, bile
gini parmaklan arasma alarak nabzm1 tutmtu. Ve biraz sonra:
- imdi c;ok daha iyisiniz ! demiti.
Bu karanhk gecede bogaz harikuladeydi. Ccvriye boyle, bir
sandalda uzanm1 ve i.istti orti.ilti olarak yolculuk etmekten bti
ytik bir zevk duyuyordu. Ki.irekleri stiratle c;eken adam yumuak,
tath ve s1cak bir sesle ona: "Siz . . . " diye hitap ediyordu.
Kendi lisanmda mevcut olrnayan bu "siz" hitab1 ona ne kadar
zevkli geliyordu. Kendini hat1rlad1gmdan beri o, imdiye kadar
kimsenin kendisine "siz" dedigini duymam1t1. Kendisi de kimse
ye "siz" dememiti.
Bu, harikulade ve sihirli bir soz gibiydi.
Bununla alay etmek istiyor, gtilrnek istiyor: "Arnma da rnone
rine c;atm11z bu gece !" diye dtitinmek isterken gozlerinin nem
lendigini hissediyordu.
51

I >eniz, onun hayatmda en c;ok sevdigi eydi. Daha ki.ic;tik bir


onikken erkek c;ocuklarla beraber koprti dubalanndan denize
111 layacak ve o derin sulann altmdan bir bal1k rnahareti, tistiinden
h1r motor stiratiyle gidecek kadar ytizmesini bilirdi.
Bu sahilin btitiin sokak c;ocuklan gibi, sanki ytizrnek onun da
1'11 ri kabiliyetleri arasmdaydI. Ytizmeyi ne zaman ogrendigini bil
m iyordu. Konrnaya ve ytiri.imeye ne zaman blad1gm1 hat1rla-
111ad1g1 gibi.
Onun ic;in denizi seviyordu. Bu karanhk gogti, bu yildIZlan, 1s
tanbul'un bu rutubet ve deniz kokan havasm1 seviyordu.

Ona:
- Ne kadar c;ok ydd1z var, demiti. 0 ydd1zlann her biri ic;im
den birinin ydd1z1yrn1, biliyorsun degil mi?
0 da, ki.irek c;eken adama "siz" diye hitap etmek istiyor, bunu
yapam1yordu. Boyle konurnak ona gayet suni geliyor ve eger oy
le konuursa, adam kendisiyle alay edecek zannediyordu.
- Hayrr ! .. bilrniyordurn.
- Evet... Evet oyleyrni, bana <;Irnac1 Mustafa anlatt1. Bu ydd1z-
lann her biri birimizin YJ.ldiz1yrn1. Ve biz oldi.igi.imi.iz zaman onlar
gokten kaybolurlarrn 1 ... biz gortirtiz. . . Yddizlar kayar. 0 zaman
bir adam oltirrnti. Her YJ.ld1z kayta bir adam . . . <;Irnac1 Mustafa
yemin etti. Bir alc?am hep oturuyorlarrn1, deniz kenann da ic;iyor
larrn1. Yanlanndan biri kalk1p denize girm ytizi.iyorrnu. Birden
bir YJ.ldizm kayd1gm1 gorrnler. "Bir adam oli.iyor" diyesilerine
kalmam1, denizde ytizen arkadlannm kayboldugunu gorrnti
ler. Kayan onun YJ.ld1z1yrn1. Denizdeki adam bogulurken . . . Onun
da YJ.ldlZI kaYJ.p gitmi.
Acaba benim ydd1zrm hangisidir?
Ve gozleriyle YJ.ld1zlan aram1 . . . Ve gokte bir tane pek ki.ic;i.ik,
pek rninik ve pek parlag1m bulmutu.
- Fosforlu gibi yanan u ki.ic;i.ik olacak! ..
Gozleriyle hep iri YJ.ld1zlara bak1yordu. Onlan c;ok begeniyor
ama, kendisine ait olmalann1 istemeye bile cesaret ederniyordu.
"O kirn bilir hangi paahm YJ.ldmdrr?" diyordu.
52

- Acaba hen olrn olsaydirn, ydd.Izlann hangisi kayacakt1 ?..


Bilsem irnanma ttiktirdtigiimtin yild1zlanndan hangisi benirnclir;
vallahi goge merdiven kurar t;iviyle onu goge i;akard.Im.
Ktirekteki adamm sesinden gtiltimsedigi anlru;; 1hyordu.
- Siz hayat1 bu kadar i;ok mu seviyorsunuz ?
- Can bu be Abi... Yru;;amak sevilrnez mi ?
Dogrulrnak ister gibi bir hareket yapm1t1.
Bru;;1 dontince yeniden tirlantitti:
- Bru;;Irn dontiyor. Galiba bu gece kuyrugu titretiyoruz, demiti.
Yine onun btiytik eli kendine uzand1 ve yine iki parmak kalm-
d1gmdaki bilegini tuttu:
- Hii;bir eyiniz yok demiti. Mamafih biraz daha k1mddanrna
dan yatm1z, daha bir hayli yol var. Gelinceye kadar daha iyi olur
sunuz. Hastaneden bugtin mti i;1ktm1z?
- Evet bugtin i;1karddar. Arna dinsiz irnans1zlara i;ok yalvar
d1m, bir eyin kalrnad.I diye kopek gibi kap1 d1an att1lar.
Adam cevap vennedi. Hep ki.irek i;ekiyordu.

Nereden karaya pkt1klanm hat1rlam1yordu. Sahile i;1kar i;1k


maz bru;;1 o kadar donmtitti ki, birdenbire onun koluna iki eliyle
sanlarak:
- <;ok fenayim diye mmldanmt1. B1m i;ok dontiyor.
Bru;;1 adamm omzuna kadar ytikselmiyor, kolunun tisttinde ka
hyordu.
Adam Cevriye'nin salland1g1m gortince yere dtimesin diye be
linden yakalamt1 . . .
Beraber ytiriimeye koyulrnulard1. Erkegin sag kolunun altm-
da kocaman ve agir oldugu belli olan bir paket vard.I.
Bru;; donmesinden gozti hep kapal1 ytirtiyen Cevriye:
- Neredeyiz ? diye sonnutu.
- Tophane'ye geldik bile . . .
- Ya. . .
- Siz nereye gideceksiniz ?
- Bilmem ! . cevabm1 vennti. Gidecek yerim yok.
.

- Nit;in ? dedikten sonra:


53

- Benirnle beraber geliniz, diye ilave etti.


- Peki, diye kabul ederken odi.i koprnutu. Bu gece hic;bir er-
kegin kucaklarnasma taharnrni.il ederneyecek kadar zavalhydi.
Sonradan, "O gece beni nic;in gizli odasma goti.irdi.i ?" diye c;ok
diii.inrni.i ve hele irndi onun tevkif edildigini de ogrendikten
sonra u tahrninde bulunrnutu: polis tarafmdan aran1yordu. Giz
lendigi yere koltugunda bu agir paketle degil kolunda bir kadmla
yaklacak olursa daha az i.ipheyi davet edecegini di.ii.inrni.i o
labilirdi. Belki de onu gece evine kadar goti.irdi.igi.ini.in sebebi bu
olabilirdi.
Fakat Cevriye bunu isterniyordu.
Kendisine kar1 duydugu rnerharnetten dolay1 onu evine goti.ir
rni.i olrnasm1 tercih ediyordu.
lster rnerharnet yi.izi.inden, ister hile yaprnak ic;in olsun, o gece,
kendisini onun evine goti.iren sebep veya saiki takdis ediyordu.
Ondan aynlrnaktan korkuyordu.
lstese aynlrnak iten degildi.
Ne var ki ic;inde "Gidiyoruz ! . . " korkusu. Bir daha donrnernek
i.izere gidildigini hissetrnenin i.irperten ve i.ii.iten deheti vardi.
Cevriye, sokagm klZl Cevriye, sokakta yalmz kalrnaktan kor
kuyordu bu gece. Ylld1zlara baka baka, bir kenara klvnlrnaktan
ve bir yild1zm, goge rnerdiven koyup tmnanarak yerine rnlhlaya
cag1 bir yildizm birden kam1 seyretrnek ve o kayim b don
rnesini, goni.il i.irpertrnesini ic;inde duyrnaktan korkuyordu.
Beraber bir si.iri.i karanhk sokaktan yi.iri.idi.ikten sonra, koca
rnan bir hanm c;ift ac;1lan kap1s1 ic;inde tek kanat olarak takllrn1
ki.ic;i.ik bir kap1yi itrniler ve hernen ic;eriye girrnilerdi. Adam
kendini birakarak kap1yi arkadan si.irrneleyip dernirlerni ve son
ra merdivene dogru daha h1zh gidebilrnek ic;in onun vi.icuduna
kolunu dolayip, kavrarn1 ve beraber rnerdivene c;1km1lardi.
Buras1 depo gibi kullan1lan bir han m1ydi ? Gayet kuvvetli bir
rnakine yag1 ve deri kokusu havayi kaplarn1ti.
Kendisini belinden tutup kald1rm olan adarn 11k yakm1yor
du. Bir rni.iddet merdivenleri bir kolunda ag1r bir paket ve bir ko
lunda Cevriye c;1ktllar. Bir hayli merdiven tirrnanmlard1.
54

Ayak seslerini gizleyerek ytiri.iytirdu ve ona:


- Ses .;1karmaym ! Hi.; konmaym !.. diye tembih etmti.
Nihayet bir yere geldikleri zaman adam durdu ve bir mtiddet
soluk aldi. Merdivenleri iki ytikle .;1lanaktan yorulmutu.
Cevriye yav.;a:
- Beni lffia, dedi. imdi ok daha iyiyim. Kendim ytirtirtim.
0 onden ytiri.iyordu. Karanhga ahan gozleriyle merdiven tI-
rabzanlanm tutarak Cevriye .;1layordu.
K.Isa bir mtiddet sonra Cevriye, dizleri lavnlarak oldugu yerde
kaldi.
- Ne yap1yorsunuz ?
- Halim kalmadi... diye adeta inledi. Adam dondti, tekrar onu
belinden kavrad1.
- Gokytiztine mi 1layoruz ?
Merdivenler hfila devam ediyordu. Ve daha bir mtiddet .;1ktdar.
Nihayet adam bir kapuun ontinde onu yere birakt1. Cebinden bir
anahtar 1kararak kap1yi at1. Onu one dogru, aIlan kap1dan ie
ri stirdti, kendi arkadan girdi. Kap1yi itinayla kapad1. Sonra bir
ey daha yaptI. Ne yaptig1m Cevriye lamba yanmadan evvel anla
yamadi. Sonra lamba yandi.
Bu lamba bir pasif korunma lambas1 gibi mavi bir 11k veriyor
ve girdikleri odayi ancak aydinlatabiliyordu.
Bu oda dort koe, .;atdan yat1k bir tavan aras1 odas1ydi.
Cevriye girdikleri odanm kapISmda ve penceresinde kalm per
deler oldugunu gordti.
Cevriye, hfila girdigi gibi ayakta duran siyah paltolu, uzun boy
lu, iri govdeli adama bakt1.
Mavi 1kta rengini seemedigi bu bm sade .;izgilerini gordti.
Bu mavi 1k i.;inde ona bu adamm vticudu hakikatte olmaya
cak kadar iri ve heykelimsi gortinmtiti.i...
Kendisi yataga dogru ilerlerken adam elindeki paketi btiytik
bir ozen ve dikkatle kenardaki masanm bir tarafma biralantI.
Bu odada kenarda bir demir karyola, biraz otede eker sand1k
larmdan yap1lm bir kerevet ve bir de gen masa vardi. Otede,
yerde baz1 .;uvallar ve sand1klar bulunuyordu.
55

Ccvriye, yatagm i.izerine c;oker gibi oturdu. Adam paltosunu c;1-


kanp bir aslahga astiktan sonra ona dondi.i:
- Uzamn, dedi. Rahat edin.
Kendisi yavaJ? yavaJ? ceketini c;1kanyordu.
Sonra kenardaki sac; sobamn baJ?ma giderek ac;t1. Sobanm ic;i
c loluydu. Bir kibritle tututurulmak i.izere haz1rd1.
Adam kibriti c;alap tututurduktan sonra sobanm kapaguu ka
pad1. Sonra yataga dogru yaklaJ?tI. Cevriye onu kendi yani.na geli
yor zannetti.
<;ok rahatsizch. Fakat ona o kadar iyilik yapmt1 ki, itiraz et
meyecekti.
Fakat adan1, talunini hilafma kendi yanma gelmedi. Gidip per
deleri muayene etti. D1ya 11k sizmachgmdan emin olmak isti
yordu herhalde. Buna emin olduktan sonra kenardaki bir baJ?ka
elektrik di.igmesini c;evirdi. Bu defa bi.iyi.ik bir ampulden bot bir
11k etrafa yayilch. Duvarlara, eyalara, perdelere, kap1lara ve yi.iz
Iere hakiki renkleri gelmti.
Cevriye kendisini buraya getiren adama bir kere daha bakt1.
San lavrrc1k sac;lan, yeil gozleri, lanmz1 bir yi.izi.i varch.
Otuz be YaJ?lannda kadar gori.ini.iyordu.
Bu yi.ize renklerle birlikte mana da gelmiti. Ve bu manayi Cev
riye c;ok sevimli, c;ok cana yakm buldu.
0 da Cevriye'ye dondi.i ve Cevriye'nin yi.izi.ine bakt1.
Cevriye'nin rengi sapsan, simsiyah sac;lan daguuktl. Bu si.izi.i
len yi.izde daha bi.iyi.imi.i olan humrnah gozlerle etrafma balam
yordu. Her zaman k1plazII olan dudaklan c;ok solgundu. Adam:
- Ben arkam1 doni.iyorum. Siz rahat rahat soyunup yatagm ic;i
ne giriniz, dedi, Cevriye hayretle:
- Arkan1 nic;in doni.iyorsun? diye sonnlliltu.
Bu suali o kadar tabii bir hayretle sonnlliltu ki, adam gi.ili.imse-
mekten kendini alamad1.
- Daha rahat soyunursunuz diye soyledim.
Cevriye ona bakt1, dudaklanm bi.izerek:
- lster bak, ister bakma! dedi. Bana VIZ gelir, tins gider.
Ve yavaJ? yavaJ? bluzunu i.isti.inden s1yrrch. lc;inde mavi jarseden
56

bir gomlek vard.I. Fakat hastanede eti.ive verilm oldugu im ren


gmi kaybetmti. Etegmi de bacaklanndan ag1ya ekti, Ikard.I.
Hastaneden yeni 1kt1g1 iin vi.icudu temizdi.
0 soyunurken adam b1m bir bka tarafa evirmi!? duruyor-
du. Cevriye yataga girill ce adam da yataga dogru yaklmI!?tI.
Cevriye de karyolada oteye ekilerek sordu:
- Sen de geliyor musun ?
- Hayrr ! .. Ben yatmayacag1m . . . Biraz i!?im var. . .
Cevriye ona hep hayret dolu gozlerle bakmaya devam ediyor
du. Mademki onunla yatmayacakt1, onu niin buraya, evine kadar
getirmi!?, hatta merdivenlerden de yi.ik gibi t1m1!?tl ?
0 hibir menfaat beklemeden insan1 odasmda misafir eden tek
erkek tanrrd1.
Bu da Barba'yd.I.
Fakat o morugun biriydi. Bu adam ise heni.iz genti. Sonra
Cevriye ne de olsa Barba'nm elmde bi.iyi.imi.i!?ti.i. Barba kendismi
"parmak kadar kopil" oldugu zarnandan tanrrd1.
Zaten Fosforlu lakab1yla me!?hur olmadan evvel, onu dairna
"Kopil !" diye ag1rrrd.I. $irndi Barba da ona: "Fosforlu ! " demeye
ah!?mti.

Yabanc1 adam, elmi Cevriye'nin alnma dogru goti.irmti.i. Eli-


nm tersiyle ve sonra avucunun iiyle onun alnma bakm1!?:
- Biraz ate!?iniz var galiba, demi!?ti.
- Bilmem. . .
- Bakalun. . .
Bir ekmeceden 1kard.Ig1 dereceyle Cevriye'nm yanma tekrar
yaklmI!?lI. Dereceyi koltugunun altma koymasm1 ternbih ede
rek ilerdeki sedirill i.isti.ine oturup bir rni.iddet beklerni!?ti.
Sonra:
- Dereceyi verill bana ! diyerek dereceyi elm den almI!?, I!?Iga tu-
tup bakmtl.
Sonra tekrar nabzma halon ve:
- Size !?irndi ate!? di.irecek bir ila vereyirn, derni!?ti.
Onun bu halleri ISmda kibar olmak ihtiyacuu duyan Cevri-
57

y e hastanede kendi yatt1g1 kogutaki ihtiyar bir kadmm doktor


lin "O emraz tabibidir ! " dedigini hatirlam1ti. Ve bunu pek biiyiik
liigat telakki ettigi i<;in yabanc1 adama:
- Sen emraz tabibi misin ? diye sormutu. Adam tekrar giiliim
!-wdi:
- Hayir ! Doktor degilim. Yalmz her insan gibi ben de hastahk
fan biraz anlanm.
Bir hap ve b iraz su getirmiti.
- $imdi unu yutun. Yann geceye kadar burada, bende misafir
siniz. Biitiin giin ve gece yatarsm1z. Eger kendinizi iyi bulursamz
gece <;1kar gidersiniz. $imdi iyi uyuyup istirahat edin, demiti.
Cevriye anlayam1yordu.
- Peki sen ne yapacaksm ? diye sordu.
- Ben sedirde yatacag1m.
- Beni ni<;in buraya getirdin ? diye hayretle onun yiiziine bak1-
yordu. Oteki anlamam1 gibiydi.
- Hastasm1z . . . Dinlenin diye getirdim.
- Hepsi o kadar m1 ?
- Evet.
Cevriye ona bakm1t1 ve sual dolu gozleri k1smda ne oldu
gunu kestiremedigi bir duygu hissetti.
- Evine k1z getiren erkekler ekseriya. . . diye bir ey soylemek
istemi. . . Arkas1m getirememiti. Adam:
- Ben sizi hastasm1z diye buraya getirdim, diyerek sedire dog
ru gitti:
- Siz imdi iyice ortiiniin, sabaha kadar bir eyiniz kalmaz . . .
demi v e ilave etmiti:
- Size bir <;ay yapacag1m. Qay1 i<;tikten sonra rahat rahat uyiir
sunuz.

0 kadar her eyden korktugu ve kendisinin takip edildigini


zannettigi halde ni<;in onu kendi evine gotiirmfu;;tii ve ni<;in son
radan onun bu eve gelmesine miisaade etmti ?
Cevriye o geceden sonra tam bir hafta kuvvetli bir soguk algm
hgmdan yatmtl, o da gen<; kadma bakm1tl. Cevriye onu doktor
58

zannetrnekte hakhydJ. <;tinkti hastaya bir doktor gibi bakmasuu


beceriyordu.
Cevriye hic;bir zaman onun kendisine bu iyiligi nic;in ve ne se
bepten gostermi oldugunu anlayam1yordu. Dzerinden zaman
gec;mi oldugu halde, hfila bugtin bu adamla kendi aralanndaki
miinasebetin onun tarafmdan nasll telakki edildigini bilemiyordu.
Bir hafta sonra iyileip de bir gece onun evinden aynlacag1 s1-
rada ona:
- Sana yine geleyim mi ? diye sormtu.
bteki:
"Nic;in ?" demek ister gibi yi.iztine balom ve sonra losaca:
- Ne ltizumu var? .. demiti.
Bu cevabm kendisine ac1 verdigini hissetmti.
- Bana c;ok biiytik iyilik yaptm, demti. Beni giinlerce kendi
yatagmda yatlrd.In. llaclffila, hastahglffila ugra?tm ve buna k1-
hk benden hic;bir ey istemedin.
- Bana otel veya hastane paras1 m1 vermek istiyorsunuz ? diye
sormutu.
Onun ne soylemek istedigini sanki anlamamtl.
Cevriye onun bu hali k1smda utanc; duymutu.
0 bu adama tesadiif ettiginden beri hayatmda birinci defa ola
rak utanmak hissi duyuyordu.
Uk once bu odaya geldigi zaman, onun yatagma ilk girdigi ve
ona bu yatakta yer vermek ic;in oteye c;ekildigi gece, bu hareketi
anlamaz goriindiigii zaman miith utanmt1.

Kollanm masanm iizerine dayad1g1 zaman:


- Dostum, kodeste ! demiti.
Halbuki ne onun evinde gec;irdigi ilk yedi giin ic;inde ve ne de
ondan sonra hic;bir zaman, kendisini bir kere bile kollannm ara
sma almam, oteki erkeklerle arasmda gec;en mtinasebetlere
benzer bir miinasebet aralannda gec;memti.
Halbuki onun evinde, onun yatagmda gec;irdigi yedi gtin, haya
tuun en mesut hatrrasm1 tekil ediyordu.
Bu saadetin yaratic1s1 neydi ?
59

I lk zamanlar bunu, hasta bir anmda kendisine uzanan bir elin


v11 rhg1yla duyulan bir huzur hissi gibi zannetmiti.
I lastaneden i;1kt1g1, on paras1z olarak Hisar'da kald1g1 ve hasta
v 1 1rndunu zahmetle bir sandalm ii;ine 1d1g1, oliimle kilti
1 1 1 1 zannettigi o giin bu adam kendisini sandaldan d1anya birak
ayd1 ve kai;1p uzakl1p gitseydi, "muhakkak oliirdiim" diye dii-
1;1 1 1 1 1 iiyordu.
Onun sandal ii;inde kendisini al1p gotiinnesi, ayiltmaya i;abala-
1 11as1 ve sonra yine sokakta btrakmaya klyamayip odasma kadar
J.:l'Lirmesi ve ona giinlerce sanki i;ok yakm1 bir insan gibi bakrna
s1, bir doktor gibi muntazam bir ekide ona ilai;larm1 vermesi, s1-
l"ak i;aym1 ve Ihlamurunu eksik etmemesi biitiin bunlar onun ba
sit kalbini minnetle doldurmutu.
Hele onu utan, hayrete diiiiren, hatta arada bir de izzeti
11cfsini ktran ve buna ragmen houna giden ey, onun kendisine
hit;bir zaman bir siirtiik muamelesi yapmam olmas1yd1. Siirtiik
degil; bir cfu;; i , bir kadm oldugunu bile ona hat1..rlatmamt1.
Ona geldigi giinden itibaren hep "siz" diye hitap etmi ve onu
"siz" diye i;agmnakta devam etmti.
Cevriye yatt1g1 yerden hii; kallanam1, "Arnerikan pacfu;;ah1 bile
boyle keyfedemez !" diye ii;inden gei;irerek yatakta uzan1p, onun
etrafmda dol1larmdan, yataga egil, siitiinii, 1;aym1 gelerin
den memnun olmutu. Daha odaya ilk girdigi zaman odanm kap1
ve pencere perdelerini goriinc e, mavi 1g1 ve adamm ihtiyatlanru
sezince bu adamm tabii bir hayat1 olmad.Igm1 anlamti. Yarunda
oturunca onun gizli yyan bir insan oldugunu gormtii .
Cevriye i;ocuk degildi. Her eyi pek iyi anhyordu. Bu adam po
listen kai;an, takipten iirken ve gizli bir eyler yapan bir insandJ.
Giindiizleri hep odada kal1yordu. Sedirin iistiinde arkaiistii yati
yor, iist iiste sigara ii;iyor, knmldam1yor, nefes alam1yor, sanki
Cevriye'ye de knmldanrnamasm1, giiriiltii etmemesini tembih edi
yordu. Mazeret olarak:
- lizim, buras1 bir tiiccarm deposu, o tiiccarm odac1S1 benim
akrabamdrr. Buras1 bo diye bana verdi. Kimse burada oldugumu
bilmiyor, diyordu.
60

Cevriye alakadar olmak istemiyordu. lster bir odaya gizli s1gm


m1 bir isiz, ister vicdamnda on katlin azab1 olan bir cani olsun,
onun kendi nazanndaki loymet ve ehemmiyeti hibir zaman ek
silmeyecekti.
0 kendisini yedi gtin yatagmda yatiran, kendisiyle yedi gtin bru;;
bru;;a kald1g1 halde elini eline degdirmemi, degdirmek istemem
olan tek adamdi.
Onun kadmhgma k1 gosterdigi bu kayits1zhgm onuruna do
kundugu muhakkakt1.
Fakat onun bu hareketinin aym zamanda onurunu oayan
mtihim bir taraf1 da vard1.
"Bana fahie muamelesi yapm1yor. Acaba benim ne mal oldu
gumu anlam1yor mu?" diye dtitintiyordu. Bunu anlamayacak ka
dar da toya benzemiyordu. Onun btiytik bir korkusu vardi.
Btittin gtinti ierde geiriyordu. Geceleri orta.hk iyice karard1k
tan sonra sokaga 1k1yordu. <;1karken:
- Sen salon bir yerlere lomlldama ! diye tembih ediyordu.
Cevriye uvallann iinde ne var diye ok merak ettigi halde:
"Belki ne yap1yorum diye beni gozetler !" korkusuyla elini bir e
ye stirmeden onun dontitinti bekliyordu.
Dontince odayi s1cak bulsun diye sobayi hi sondtirmtiyor,
durmadan yak1yordu.
Merdivenden onun ayak seslerini duymak mtimki.in degildi.
Birdenbire odanm kap1sma vuruyordu. Hafif bir tlkut1ydi bu. 0
zaman Cevriye yatakta.n 1layor, kap1ya yaklru;;1yor ve btiytik lam
bayi sondtirtip mavi 11gi yakarak kap1yi a1yordu.
Sonra kapllann perdesini iyice orttip btiytik lambayi yalayor
lardi. 0, Cevriye'ye:
- Siz yatm, istirahat edin ! .. diyordu.
Ve her zaman da btiyticek ve agir bir paketle geliyordu. Ktile
halindeki paketi bir yere koyuyor, sonra hazirlannu ayi bulun
ca Cevriye'ye dontiyor:
- Hasta hasta niye yaptJ.ruz ? Ben gelince hazirlardun . . . diyor
du.
Cevriye o zaman hi farlana varmadan gayet tabii bir itiyadi
61

t l ' krarlanul? gibi ona i;ay haz1rlam11? oldugunu goriiyordu. Buna


Hl'viniyordu.
lyilel?rneye ytiz tuttugu gtinlerde btittin sokak kadmhg1 tutrnul?
t 11. Ve yatakta yatarken onun kendisinin kadm oldugunu, gtizel ol
d ugunu, arzu edilrneye layik oldugunu anlamas1m isternil? ve ona
hmm anlatrnaya i;ahl?ffill?tI.
Fakat o, kenardaki bir perdenin arkasma gei;rnil?, her aan1
.vapt1g1 gibi ufak rnadeni parc;alan bir sanchk i<;inden alrnaya de
vam etrnil?ti.
Cevriye "Herhalde kai;aki;1hk yap1yor !" diye dtitintiyordu.
Geceleri boy le ne yap1yordu ?
Onun btittin dikkatini rnasanm tisttindeki rnaden par<;alarma
verdigini biliyordu.
"Muhakkak bir dostu vardir. Onu seviyor, ondan boyle kadm
lara bakrn1yor !" diye dtil?tintiyordu. Dostu varsa neredeydi ? Her
aam o dostunu gorrneye mi gidiyordu yoksa? Hayir. . . Onda sev
gilisini ziyarete giden bir adam hali yoktu.
"Kai;ak<;1 !"
Evet, herhalde ya h1rs1z ya da kai;aki;1yd1. Gece <;ahl?1yordu.
Sandall hatirlad1k<;a onun kai;ak<;1 olul?una daha fazla htikrnedi
yordu.
0 halde bu kadar yalmz yayan bir erkegin kendi yatagmda
yedi gun yatan bir kadma tenezztil etrneyil?i de pek anl1hr l?ey
degildi.
"Beni pek degersiz buluyor herhalde. " Kendisi terniz giyiniyor
du. irndiye kadar hayatta Cevriye'nin beraber bulundugu erkek
lerden daha ytiksek !Jir seviyedeydi.
Sabahlan kapmm ontine yiyeceklerini birakan, i<;eriye hi<; gir
rneyen o rnei;hul akrabas1 kendisine gtintin btiti.in gazetelerini de
getiriyordu.
Akl?ama kadar o gazeteleri okuyarak vakit gei;iril?ine, hatta ba
zen de kitap okuyul?una, yaz1 yazd1gma bak1hrsa mektep rnedre
se gorrntil? birisi olrnahych.
Cevriye'ye, "Tekrar gelrneye ne ltizurn var ?" dernil?ti. Arna Cev
riye onun isterneyil?ine ragrnen bu binaya tekrar tekrar gelrnil?ti.
62

Onu buraya getirdigi gibi bir gece, yolu kendi kendine c;1kart
IDl.l?tl. Han caddenin en karanhk bir yerindeydi ama, art1k hasta
olmayan, bru?I donmeyen Cevriye'nin bu yeri tekrar bulamamas1-
na imkan yoktu. 0 Galata'yi avucunun ic;i gibi tanrrd1.
lst.anbul onun kendi malikanesi gibi bir eydi. Hayatl bi.iti.in bu
sokaklarda gec;tigi ic;in bu ehrin tammad1g1 koesi, bucag1 yok
tu . . . Onun yanrndan aynhrken birinci defa olarak bir insandan ay
nlmanm ac1sm1 kalbinde duydu. Bu, kuytu bir koede olmtu.
- Ugurlar olsun...
- Bana o kadar iyilik yaptm ki. . . diyerek omzunu okayan eli,
iki eliyle birden tuttu. Ve bu eli dudaklarma goti.irerek opti.i.
Bu hareketi o kadar ani yapm1tl ki, gene; adam elini c;ekeme
miti. Hafif bir sesle ona:
- Ne yap1yorsunuz ? dedi.
Ve sonra Cevriye birdenbire onun yanmdan kac;mak istegini duy
du. Bu yavru? yavru? aynhta onun kalbini mi.ith i.izen bir ey vardl.
"Bu herif de benim neyim oluyor?" diye kendi kendine di.i!?i.in
di.i ve karanhk sokaklarda bir ri.izgar hafifligiyle uzaklru?tl.
Sokaklar c;amurlu ve rutubetliydi. $arap bodrumlarmdan,
meyhanelerden s1zan kokulan cigerlerine c;ekmek ister gibi derin
nefesler alarak yi.iri.idi.i.
Hastane ve hastaneden sonra bir tavan arasmda az konu!?an ve
o acayip adamla beraber gec;en bir haftahk hayattan sonra irndi
geni bir nefes alabilmekti di.ii.indi.igi.i.
0 gece hru?I donerken yadirgad1g1 sokaklardan ve bannacak
bir yeri olmadan gec;irecegi gecelerden korkmuyordu. <;i.inki.i o
bi.iti.in hayat1m boyle gec;im1iti. Bir hafta iist i.iste aym yerde ya
ad1g1, aym yerde yatt1g1 az vaki olmutu.
Ondan aynhrken duydugu teessi.iri.i imdi sokaklarda yalmz ve
serbest dolru?maktan duydugu sevinc; ic;inde eritip kaybetmi gi
biydi.
0 gece ilk girdigi yer Barba'nm meyhanesi olmutu.
Barba her zamanki gibi uzanu tirru?I, kirli onli.igu, uzun dag1-
mk sac;lanyla tezgahm arkasmda oturuyordu. Akamcllar dagll
m1 oldugu ic;in meyhanede kimseler yoktu.
63

Vay sen misin bre Fosforlu ! diye sevinc;le ellerini ovrn;;tur


m w ;;tu.
'l'Pzgfilun i.istiinden egilip ihtiyar Rum'un boynuna sanlarak iki
y1111agmdan . . .
- Tuh bre . . . Bre, bre k1z ne yap1yorsun ?
- Seni opi.iyorum ekerim. Yedi haftadir kalafata c;ekilmitik.
i mdi yine ortaya c;1kt1k. Biraz c;imleniyoruz be Barbac1g1m ! . .
- Bre Fosforlu . . .
- Sana goni.illi.iyiim bilirsin !
- Hep klzlar goni.illi.i Barba'ya, ne zamanki klzlann dostu yok-
t I l l". . .
- Barba ben senin i.isti.ine hie; gi.il koklar m1yim?
- Sandalc1 Mahmud nerede ?
- Birak be soysuzu. Pic;ini di.ii.irmek ic;in hastaneye yatt1m.
I lastaneye yatt1m da bir paket Yenice degil, bir paket Pa bile
J.:Ptirmedi. <;1ktIID hastaneden bir de bakt1m ki, pinT. . .
- Sen n e yaptm c;ocuk bre Fosforlu.
- Ben yapmad1m Barba, Allah yapt1.
- Allah yapt1 ? Gi.inah Cevriye, Allah yapmaz boyle eyler.
- Yapmaz m1 ? Ya senin Panaiya. . . Ona ne dersin ?
- Birak imdi Panaiya'y1 !
- line gelmeyince b1rak ya ! Panaiya yaparsa sevap, Fosforlu
yaparsa gi.inah. Ona mum yakarsm1z, bana !
- Sana goni.il yakanz Cevriye.
Barba, yanma gelerek yanag1m okad1.
- $imdi sen ne istersin benden ?
-Evvela mangizim yok. Kredimiz varsa odi.inc; bir duble c;er-
mak c;ur isterim. Yok eger gi.ivenin yoksa senden bir ikram bekle
rim.
- <;1km1sm hastaneden, bir tane benden ic; evvela. . .
- lkinci olursa ?
- Kredi. . .
- Hay c; o k yayasm Barba ! Al l ah seni ben oksi.iz kalmayayim
diye yaratm1, diyerek Cevriye tezgfill bmda bir duble ralo ic;
miti.
64

- Soyle bakahm Barba, diyordu, <;ocuklardan kimse yok mu


ortada?
- Biraz evvel Fantoma Atlf gelmiti ama, pek <;ok durmadi.
Ayakta parlatm1 ti<; tane . . . <;ekmi araba gitmi.
- Nereye gitti acaba?
- Bir voli vuracakti. Bilirim ne dalgas1 var.
- Herif lodos havada deniz gibidir, dalgas1 eksik olmaz ki, ya
banka kasas1 kirmaya gitti, ya gaconun birini haraca kesmitir,
kany1 s1zd1rmaya firladi.
- Sen bu akam ne yapacaksm ?
- Barba, oyle bir voli vuracag1m. Eger k1smetimizde bir ey var-
sa k1g1m1zda <;1kar, yoksa . . Gelir arka cam1 tikirdatmm. Yeni
kalkt1m hastahktan geceyi ayazda ge<;irirsem kuyrugu titretirim.
- Buyur bre Fosforlu. Bizim oda Emperyal Otel, Grand Otel ta
bii.
lkinci rak1dan sonra vticudunda kafi dereccde s1cakhk bulan
Cevriye meyhanenin kap1smdan <;1km1, bir deli gibi Karakoy ve
Beyoglu sokaklannda dolt1ktan sonra, yolda rastlad1g1 bir gen<;
sab1kahyla gecenin sonunu ge<;im1iti.
Birdenbire, Necatibey Caddesi'ndeki han, o hanm tisttindeki
gizli oda, bu odanm parlak 11k ve tath hareketi . . . Ve onun ytizti,
onun hasreti kalbini bummtu.
"Ne oluyor acaba bana ?" diye diitinmtitti.
0 dakikada i<;inde duydugu hisleri o btittin hayatmca hi<;bir za
man hissetmemiti.
Erkeklere kar1 bigane bir k1z degildi.
Onlara sade menfaati i<;in, bazen de gonltinti eglendim1ek i<;in
sokulurdu.
Ve her zaman erkekten menfaat bekledigi i<;in, vticudunu onla
ra vermezdi. Bazen karayag1z bir oglan, bazen sanm bir delikan
h, bazen kumral bir babayigit, holma gider ve sm holma gittigi
i<;in ona sokulur, birka<; saatini veya btittin bir gecesini onunla ge
<;irirdi. Fakat onun imdiye kadar erkeklere k1 duydugu alaka
holan ve hazzedi seviyesinden hi<;bir zan1an yukanya <;1kma
m1t1. Onlardan hi<;birini bir kereden fazla gormek istememi, eger
65

giinufu?se boyuna onun tarafmdan yapllan mtihim ISrarlar ve ya


hut her ikisinin de dahli olmayan tesadi.ifler neticesinde olmw;;tu.
Arna o gece, hem de yi.izi.inden hazzettigi bu yeil gozli.i sanm
ve comert delikanhmn yanmda, bol mezeli bu i<;ki masasmm
i>ni.inde birdenbire onu aramitl.
Onu hatirlam1 ve yatakta hasta yatt1g1 gi.inleri, karanhk siyah
hir denizde bir sandal i<;inde i.isti.i kalm bir paltoyla orti.ili.i, sirti.is
ti.i yatarak ve ydd1zlan seyrederek yaptlg1 fevkalade yolculugu
hatirlamiti.
Kendisine "siz" diye hitap eden, ismini bile bilmedigi o sanm
erkegi, onun sesini ve efkatle hasta yatagma egiliini hatirlanu
t1. Ve mi.ithi bir hasret. . . Bir nevi memleket hasreti, ona bu masa
bim zehir etmiti. Yanmdaki comert delikanhdan nefret etme
ye blam1, onu bir an evvel atlatabilmek i<;in birtak1m planlar
hazirlamaya, projeler tertip etmeye blam1ti.
Ona:
- Geleyim mi ? diye sordugu zaman kendisine:
- Ne li.izumu var ? dedigini pek iyi hatirhyordu.
Belki hakikaten boyle bir eyin hi<; de li.izumu yok gibiydi.
Halbuki, imdi u anda Cevriye i<;in oraya gitmek sade li.izumlu
degildi. Bu, imdi onun i<;in en mi.ibrem bir ihtiya<; halini almJJ?tL
Evet, sanki uzun bir itiyadm yarattlg1 bir ihtiya<;tl bu.
Yenmeye muvaffak olamad1g1 bu ihtiya<; i<;inde kivranirken ya
nmdaki yabanc1 delikanhyla birlikte meyhaneden <;1kt1 ve onun
ardmdan Fmdikh'ya gitti.
Fmdikh'da bir tathc1 di.ikkfuunm arkasmdaki bir merdivenle
yukanya <;1ktdar. Kenarda bir tek kerevet ve penceresinin i<;inde
kmk bir ayna olan, sinek pislikleriyle kararm1 bir kordonun
ucunda olgi.in bir ampul yanan bir odaya girdiler.
Cevriye i<;in bu odada ge<;en zaman hi<; i.iphesiz ki, hayatmm
en azaph dakikalan olmutu.
Bu zaman ti.ikenmeyecek, bu sarho kollar, vi.icudundan hi<;
<;6zi.ilmeyecek zannediyordu.
Bi.iti.in vi.icudunun bigane kald1g1 ve kendisine ikrah veren bu
kucaklamalarm sonunu bi.iyi.ik bir sevin<;le klladi. Kmk ayna-
66

n m kan;;1smda sac;lanm di.izeltirken yatagmda uyuklayan erkegi


c;oktan hayatmdan silip atm1t1.
Kap1dan c;1karken onun yanma giderek omuzlarmdan silkti:
- Ayg1r gibi horlamadan uc;lan mangizleri, dedi. Adam gozleri
ni aralad1. Ona bakt1 ve bir ki.ifi.ir savurdu. Sonra kolunu uzatarak
yerde at1h ceketinin cebini arad1. Buldugu parayi Cevriye'nin
avuc;larma s1k1tird1.
Cevriye buradan c;1kmak ic;in duydugu bi.iti.in itiyaka ragmen
profesyonel bir merakla avucunu ac;arak bakt1. Bir gi.imi.i lira ile
iki tane de bozukluk vardi.
Sevindi, avucunu kapad1 ve merdivene dogru segirtti.
Sokaga c;1kt1g1 zaman serin havayi cigerlerine c;ekti. lc;tigi rakl
dan, yedigi ucuz ve c;eitli mezelerden sonra susam yag1, ic;yag1 ve
ti.iti.in kokan bu havas1z odada bulunmak bir hayli midesini bulan
chm11t1. D1ardaki ac;1k hava, gecenin serinligine ragmen houna
gitmiti.
Hastaneden yeni c;1km1 oldugu ic;in kendisini fazla kuvvetli
hissetmemesine ragmen Fmd1kh'dan Karakoy'e kadar yi.iri.iyerek
geldi.
Y i.iri.irken dizleri hafif hafif titriyor, arada bir kenara c;oki.ip bir
nefes almak, biraz dinlenmek ihtiyac1m duyuyordu. Fakat buna
ragmen kendisini adeta zorlayarak h1zh, daha h1zh ve hep daha
hizh ilenneye gayret ediyordu.
Sabn ti.ikendi ti.ikenecekti.
Bir an evvel oraya, Necatibey Caddesi'ndeki o handa mevcut
oldugu hie; de akla gelmeyen o odaya, o gi.izel, temiz ve s1cak oda
ya kavumak istiyordu.
Sanki uzun senelerden beri orada otururmu gibi ozlemiti.
Oyie ozlemiti ki, hana yaklt1gm1 hissettikc;e kalbi sevinc;le c;ar
p1yordu. Oradan aynld1g1 vakit, gece karanhgmda handan c;1k
m1lard1 ama, o bir daha orasm1 bulabilmek ic;in bi.iti.in dikkatiyle
etrafma bakmm1, kendine gore birtak1m iaretler tespit etmi,
onlan zihninde dunnadan tekrarlayarak bellemiti ve bir gi.in de
gi.indi.iz buradan gec;erek bu yeri iyice tayin etmiti.
67

Bunun i<;in de hanm kap1sm1 kendisine benzeyen diger kaplla-


111 ve gecenin karanhgma ragmen hemen tan1di.
Ve hi<; tereddi.it gostenueden dogru ona gitti.
( evriye o kap1y1 eliyle ittigi zaman ilk geldikleri gece oldugu
Jlihi yine a<;1k bulundugunu gordi.i.
Ve karanhkta bir golge gibi sessiz sessiz buraya si.iztildi.i.
Eger kan}1sma bir yabanc1 pkacak ve onun ni<;in burada oldu
g11nu soracak olursa tabii ki, hakikatten bahsetmeyecek, yersiz
oldugunu, uyumak i<;in i<;eriye girdigini anlatacakti.
Olsa olsa kendisini h1rs1z diye tutarlard1.
Bu da o kadar mi.ihim bir eyey degildi; n ihayet karakolda herkes
onu tanlfd1. $imdiye kadar hi<;bir hrrs1zhk ieyine ginuiey degildi.
Y11lardlf tek h1rs1zhk sab1kas1 yoktu. Onun <;almak i<;in degil, yat
mak i<;in oraya girdigine inanlflard1.
lnanmasalar da nihayet bir eyey <;almad1gma gore yine onu b1-
raklflard1.
Cevriye'nin bu hususta az m1 tecri.ibesi vard1.
Karanhkta avluda ilerledi. Hatlflad1g1 gibi merdiven sag taraf
tayd1.
Tai;; basamaklar genii;; ve al<;akti. Yavaey yavaey <;1kmaya baeyladi.
Her <;1kt1g1 basamag1 sayiyordu. inerken de boyle yapm1eyti. Basa
maklan sayarak inmieyti.
Bu suretle karanhkta nereye kadar <;1kacagm1 iyice anlam1ey
olacakti.
Yi.iz basamak sayd1.
Yi.iz basamakta onun hesabma gore merdivenin bitmesi laz1m
d1. Halbuki merdiven devam ediyordu. 0, ya daha evvel, inerken
hesepta yanllm1eyt1. Yahut da eyimdi iyi saymam1eyt1. B irden i<;ine
bir i.irkeklik gel di. Ne yapacakt1 ? Bu merdiven bitinceye kadar <;1-
kacak m1yd1 ? Daha <;ok mu <;1kacakt1 ? Kat acaba iki boli.im mi.iy
di.i? Onun odas1 bir tavan aras1 odasiyd1 ama, bina iki boli.im ola
bilir. Bir tarafta son kat oteki bOli.imdekinden daha al<;ak buluna
bilirdi. Buradaki hanlann bir<;ogundaki boyle taksimata rastlan
maz m1yd1 ?
Oldugu yerde durdu. $ai;;k m ve mi.iteessirdi. Onun yerini kay-
68

betrnek ve bulamamak korkusu Cevriye'nin kalbinde kalabal1k


bir sokakta annesini kaybeden ktitik bir ocugun benligini al
ttist eden panigi yaratt1. Neredeyse aglayacakt1.
Ne yapmak lazun diye bir dilijtindti. Demir merdivenleri bitin
ceye, ilk sahanhk gelinceye kadar 1kmaya karar verdi. Daha se
kiz basamak 1kt1.
imdi dar bir sahanhktaydi. Evvela saga dogru yi.iri.idti; bir
adun sonra k3.f!lISina bir kap1 1kt1. Kap1yi takip ederek sola dondti,
yi.iri.idti. Ortada bir kap1 ve nihayet sol tarafta ve sag taraftaki kap1-
nm tam k3.f!lISma tesadi.if eden bir titincti kap1 daha buldu. Ve son
ra merdiven ... Onun odas1 bu ti kap1dan biriydi. Fakat hangisi ?
Odadan 1kt1klan zaman dogru gidivermi!?lerdi. Herhalde !?U
ortadaki kap1yd1. Fakat Cevriye ona da emin olamad1.
Ve yav3!?a kap1lann hepsine giderek o oradayken di!?andan
yemek getiren adamm vurdugu i!?aret !?eklinde vurdu.
Bu basitti. Evvela iki defa tist tiste vurur durur, tekrar ti kere
vurur durur ve bir daha tek bir darbeyle bitirirdi.
D kap1ya da gayet hafif olarak aym i!?areti verdi.
Fakat ses 1kmad1.
Ya evde yoktu, yahut bu odalarm hibiri onun odas1 degildi,
belki de kendisi buradan 1k1p gitmi!?ti.
Cevriye bu son ihtimali hemen h3!?mdan kovdu.
Bu kadar az gtin iinde bu evde o kadar iyi yerle!?IDi!? olan bir
adam birdenbire niin 1klp gitsin ?
Cevriye hayatmda birok insan tanunl!? ve birok insan1 bir da
ha gormemek tizere kaybetmi!?ti.
0 insanlar Cevriye'nin k3r!?ISma hirer sokak ko!?esinde 1kar
lar ve onunla uzun veya k1sa bir mtinasebetleri olur ve yine bir
ko!?e h3!?mda Cevriye'den aynhrlard1.
Kalabal1ktan gelirler ve kalabahga karI!?IP giderlerdi.
Cevriye, bunlann iinde hibirini boyle !?U yabanc1yi gormek
istedigi gibi bir daha gormek istememi!?ti. Ve hibirini "gormeye
cek miyim acaba ?" diye !?U anda duydugu korkuyu duymam1!?tl.
u kapllar aIlmadigma gore ne yapmas1 laz1m geldigini bir an
dti!?tindti ve karar verdi. Belki de di!?andayd1. Evet herhalde boy-
69

11 olacakt1 ? Daha ge<; gelecekti. Onun burada beklemesi daha


clc 1j.(ruydu. Merdivenin son basamagmda oturdu. B1m toz kokan
I arnhzanlara dayach.
(,'.ok yorgundu. Bka bir zaman olsaych muhakkak uyku goz
lninin kapaklanna un gibi iner ve Cevriye oldugu yerde s1-
t.nnh. Fakat bu uyuyamach.
I lalbuki onun her zamanki uyku tarzi buydu. 0 bi.iti.in hayatm
c la, oyle birka<; dakika veya birkar; saat lovnhp oturdugu yerler
clP uyuklayarak uykusunu alJ.rch. Rahat bir doekte uyudugu gi.in
lc ri parmakla sayabilirdi.
Orada kar; zaman o vaziyette kalch bilmiyordu.
Bu yanm saat miydi yoksa, saatlerce miydi ?
Cevriye'ye <;ok uzun, aylar gibi uzun geldi.
li;inin mi.ithi bir i.izi.inti.iye kapdd1g1 ve art1k onun gelmesinden
l amamiyle limit kestigi bir anda merdivende, gayet hafi.f bir p1tlr
ch iitti.
Bu p1tird1 bir insamn r;1karacatJ. ayak sesine hir; de benzemiyor
c lu. Fakat havada, dikkatle dinleyen ve bekleyen biri ir;in bir b
ka insanm gelmekte oldugunu beli eden o anlat1lmaz Y varch.
Gelen, inan1lmayacak kadar sessiz geliyordu. Ayaks1z gibi yak
l;1yor denilebilirdi.
Cevriye heyecan i<;inde: "O !" diye di.indi.i. Eli t1rabzan1 yaka
lad1 ve nefes almaktan dahi i.irkerek dinlemeye blad1.
Evet biri yakl1yordu. Daha yakl1yordu. Merdivenleri r;ok
tan r;ikmtl. Neredeyse... Cevriye korkmaya blad1. Ya o degilse
'? Ya bir bkas1ysa ? Ya kontrole r;1km kap1c1ysa? Onu gorme
den yakalanmak istemiyordu ?
Gelenin kendinin bmda bulundugu merdivenin alt basamag1-
na geldigini hissetti. Zifiri karanhga al1an gozleri imdi bu karan
hk ir;inde ondan daha koyu bir golgenin masif bir kaya gibi ken
dine yaklt1g1m ser;iyordu.
Onun dikkatini celbetmemek ir;in hir; klm1ldanmad1gmdan,
birdenbire mer;hul golge, tam i.isti.ine dogru geldi. Ayaklan ayak
larma i;arpmakla kalmad1. Paltosunun etekleri de tamam1yla yi.i
zi.ini.i kapach.
70

Cevriye, bu palto ytizi.ine degdigi ana kadar kimin geldigini an


lamanutI.
Fakat paltonun etegi ytizi.ine degince, sahibini kokusundan tan1-
nu bir kopek gibi sevindi. Ve kalbi heyecan ve sevirn;le c;1rpmd1.
Bu, biraz nemli olan paltonun eteklerinde yosun ve deniz ko
kusu vard1. Ve onun ic;tigi sigaranm kokusu, onun odasm1 doldu
ran, ona ait olan al1si koku . . . Kendi kokusu vard1.
Yiizi.ine siiriilen bu kuma!? parc;asmda bir sandalda arkai.isti.i
yat1p sonsuz gogii, sayis1 bilinmez yildJzlari seyrettigi ve kendisi
ni mec;hul ve iirpertici bir alemin eiginde karanhk bir uc;urumun
k1yismda hissettigi, evet oli.imi.i 0 kadar yakmdan, 0 kadar kac;1-
mlmaz gordi.igii o korkunc;luguna ragmen harikulade gi.izel, gi.i
zelligi ic;inde inanilnuz derecede hazin gecenin kokusu vard1.
Bu kuma!? parc;as1, onun odasmda gec;en o rahat, o s1cak neka
het gi.inlerinin de tath hatirasm1 1yordu.

0, ayaklar1 Cevriye'ye degince, birdenbire s1c;rach.


Ve sonra umulmaz bir si.iratle yere egilerek c;arpt1g1 insana c;ul
lanmak istedi. Fakat parmag1 Cevriye'nin c;1plak koluna tesadi.if
edince orada bulunanm kim oldugunu anlam1 olacak ki, el sert
ligini kaybetti.
Fakat Cevriye'yi ani hamleyle kolundan tutup ayaga kald1rma
s1 bir oldu.
Onun duyulmaktan ne kadar korktugunu bilen Cevriye, i.istii
ne atild1g1 zan1an kendisine bir fenal1k yapacagm1 zannettigi ve
bWldan c;ok i.irkti.igi.i halde dileriyle dudaklarim 1s1rm1 ve ses c;1-
karmam1t1.
imdi ayakta yan yana duruyorlardJ. Cevriye ondan iki basan1ak
ytiksekte oldugu ic;in nefesinin yi.izi.ini.i is1tt1gm1 hissediyordu.
Biraz evvel gene; bir erkegin bi.iti.in okayilarina bigane kalm1
olan vi.icudu, bu s1cak nefesi alnmda hissetmekle mi.ithil? bir zevk
duydu.
Cevriye'nin kolunu hie; birakmad1. Odaya beraber girdiler.
Evvela mavi I!?1g1 yakm1!?tI. Cevriye, onun ytizi.ini.i bu mavi 11k
ta seyretmeyi c;ok seviyordu.
71

Bu 11k kendisini bir heykele benzetiyor, onda diger insanlara


hmzemeyen bir hal yarat1yordu.
0, kapmm ve pencerenin perdelerinin kapah olup olmad1gm1
tetkik ederken Cevriye agir ad1mlarla sobanm bma yaklm1-
1 1. Yerde duran bir kibrit kutusunu ahp c;akarak, tututurulmak
ilzere kiic;iik tahta parc;alar1 ve kag1tlarla hazirlanm1 olan soba
ya yakltmyordu.
0, perdeleri diizeltip biiyiik elektrik lan1bas1m yakmca hin
hir yiizle Cevriye'ye dondii. Yiiziiniin manasmda onun buraya ge
liinden hie; de memnun olmad1g1 anl1hyordu.
- Nic;in geldiniz ? diye sorarken sesi tutmak istenilen bir hid
detle titriyordu.
- Ben size buraya bir daha gelmemenizi tembih etmemi miy
dim ?
Cevriye kabahat ilerken yakalanm1 bir c;ocuk gozleriyle ona
bak1yordu:
- Evet. . . diye kekeledi.
Dogruydu. Kendisinden buraya bir daha gelmemesini istemi,
bunu s1k1 s1k1 tembih etmiti. Burasm1 bir daha bulamaz zannet
miti.
K1smdaki adanun gozlerinin iipheyle doldugunu goriiyordu.
Bu hareketiyle onun nazarlarmda fena bir numara ald1gmm
farkmdayd1.
0 ha.la hiddetli bir sesle:
- 0 halde nic;in geldiniz ? diye sordu.
Pervaneye: "Nic;in atee kendini at1yorsun" diye sorulabilir miy
di? 0 buraya gelmiti. 1radesinden daha kuvvetli bir duygu orm bu
raya siiriiklemiti ! 0 art1k her zaman buraya gelecekti. Bir giinein
cazibesine kapilm1 hayatiyetini ondan alan bir seyyare gibi o hep
bu mihverin, imdi sobas1 giiriil giiriil yanan u odanm etrafmda
donecekti. Ondan kopup aynlmas1 ic;in bu his nizamm1 bozacak,
onu bu mihverden sokiip ayiracak bir klyamet kopmas1 lazlllld1.

lte birden o k1yan1et kopmutu. Bu nizan1 bozulmu, Cevri


ye'yi zorla giineten kopar1p alm1lar, bir sene her tiirlii manas1y-
72

la onu gtine11ten mahrum etmi11lerdi. Fakat hayata tekrer sahver


dikleri anda, bi.iti.in yasaklara ve si.irgi.inlere ragmen Cevriye yine
gtine11e, gtine11ine ko11mu11tu.
Fakat !
Onu bulamam111ti.
Onu bulamam111 ve ogrenmil?ti ki, 11imdi o, tevkif edilmi11tir.
$imdi o hapishanede bulunuyor.
- .Klz kollannda sahiden damga var ! diyorlard1.
Cevriye'nin iki kolunda da dovmeden birer kelepc;e resmi var-
di. Bu resim kelepc;eleri kollarmda lal?mak basit ruhuna onun ce
zas1m paylmak gibi tatmin edici olmasa bile, azabm1 hafifletici
bir tesir b1raloyordu.
Cevriye sarho11 vi.icuduyla sallana sallana kap1ya dogru gider
ken Zombi onu hakiki bir hortlak gibi takip ediyordu.
Cevriye ag1z dolusu bir ki.ifi.irle:
- $imdi beni b1rakm kopuklar ! diyordu. Kollanmda degil, gon-
li.imde dan1ga var.
Efkar nedir, iyi ogrenmi11 olan kor:
"Gozlerinden bellidir Cevriyem " diye klya devam ediyordu.
Sarho11, kadmm meyhane kap1sma dogru gidi11ine k1ymet ver-
miyordu.
III

"Gozlerinden bellidir Cevriyem"

Evet, Cevriye'nin gozlerinden belliydi...


Bu vi ve iptidai bakll?h gozler, bka kachnlann gozleri gibi
rn hlarmm f1rtmalann1 maskeleyen baktlarla si.isli.i degildi.
Cevriye'nin iri kara gozleri bi.iti.in hissiyatuun, bi.iti.in ic; varhg1-
1 1 111 birer aynas1ydtlar. lc;inde bulunan her duygu en mi.ilevvesin
d1n en temizine kadar bu gozlerde okunuyordu.
Cevriye ona bakarken eger bir de aynada kendisini gorse kabil
cl<>gil tamyamazd1. <;ememeydanhlar mi.imki.in olsa da onu bura
da gorseler: "Bu mu bizirn Fosforlu !" diye hayret ederlerdi.
Bu gozlerin onun odasmda art1k o her zamanki pkin, y:ipran-
1111, s1yrik ve y:irt1k bak1lar1 yoktu.
Bu gozler hayata yeni ac;1lrl11.l? bir gene; loz gozleri gibi her yerde
ve her an aktl almaz bir mucize bekleyen bir bekaretle doluydu.
Hayat1 hie; bilmeyen ve hayattan her eyi bekleyen bir c;ift goz
ancak etrafa bu kadar masum ve bu kadar i.imitli balolarla ba
karch.
Erkekleri en c;irkin meyil ve heveslerinde bile tan1m1, ruhen
ve bedenen hic;bir zaman bakir olmam1 olan bu sokak kad1m,
ona sade bir erkegin bir kadma verebilecegi zevkleri bilmeyen,
sade birtak1m duygulann zorlamas1yla mi.iphem saadetler tahay
yi.il eden ki.ic;i.ik ve gi.inahs1z bir dii itiyakiyle bakmakla kalm1-
yor, ona bakarken imdiye kadar hie; bilmedigi ve koki.i sade
bunda olmayan bka duygularm da ruhunda uyand1g1m hissedi
yordu.
Bu his, girift acayip bir duyguydu.
<;ok kudretli, c;ok korkunc; kendisini 1rtan, imdiye kadar
74

bilmedigi, hissetmedigi ve bilip hissetmedigi i<;in isimlendinnedi


gi bir duyguydu bu.
Onun i<;in o gozlerinden bunu okuyor korkusuyla ve hayatmda
imdiye kadar hi<;bir insan k1smda bir an hissetmedigi bir hi
capla b1m daima bka tarafa <;eviriyor ve bu utanmak hissin
den de aynca utan1yordu.
0 aan1 kendisine:
- Bir daha buraya gelmeseniz daha iyi olur, dedi. Hi<; gelmeyi-
niz.
Cevriye bm1 "Peki !" demek ister gibi hafif hafif sallaimt1.
Ona adeta kendisini unuttunnak istiyordu.
<;tinkti "Haydi imdi git ! " demesinden ve kendisini kovmasm
dan korkuyordu. Bu odada biraz daha kalrnak istiyordu. Madem
ki "Git !" dedigi anda gitmeye mecburdu.
Mademki o bir daha gelmemesini s1k1 s1k1 tembih ediyordu, hi<;
olrnazsa bu geliinde biraz daha uzun kalrnak istiyordu.
bteki paltosunu yerine asm1t1 ve her zaman d1andan gelir

ken beraber 1d1g1 agrr paketi her zamanki gibi perdenin arka
smda brraknut1.
0 bka eyle megulken Cevriye ona dikkatle balayordu. Bu
rada kald1g1 gtinlerde de Cevriye hep oyle yapm1tI. 0 kendisini
uyur zannederken veya bka bir eyle megul olurken losilm1
gozlerle ona bakard1.
Zaten Cevriye onun odasmda kald1g1 zamanlarda o hep gen<;
kadmm mevcudiyetini fark etmez gibi yapnutJ.
imdi de oyle yap1yordu.
0 zaman da oldugu gibi, Cevriye'nin sanki mevcudiyetini fark
etmiyor, onun tarafma hi<; bakmadan odanm i<;inde kendi ufak
tefek ileriyle megul oluyordu.
Ceketini de <;1karnutJ. Gomleginin kollan s1val1yd1.
Kenardaki masaya bir ortti yayiyor, tisttine tabaklar koyuyor
ve btiti.in bunlan kendi iini kendi gom1emi ve bir aile evinden
<;1km1 gorgtisti olan, fakat pratigi olrnayan bir erkek beceriksiz
ligiyle yap1yordu.
Biraz sonra sobanm tizerindeki <;aydanhk kaynamaya bla-
75

ymca kenardaki bir kutudan ona i;ay atrrni;;t1. Biraz demledikten


1mnra Cevriye'ye:
- Gelin bir i;ay i<;in, bir i;;ey yiyin ! demii;;ti.
Cevriye, onu Mila kovmad1g1 i<;in bu gece burada ahkoyacag1-
111 iimit etmekteydi.
Fakat masaya i;agmnca bu endii;; e li funidi birdenbire bi.iyiik se
vin<; oldu.
Gozleri bu sevincini ve onu burada ahkoydugu i<;in bi.itiin min
netini de saklayamanui;;t1.
Cevriye iri, gi.izel kara gozleriyle ona bakarak:
- Peki ! diye yerinden dogruldu. Masanm birer ucuna kari;;1hk
h oturdular.
Hastahgmda bir kere bile onunla boyle kari;;1hkh oturrnam1i;;t1.
$irndi onunla kari;;1 kari;;iya bir sofrada oturrnanm da kendisine
zevk verdigini hissediyordu.
Onun yernek yiyii;;i ni kirnseye benzeterniyordu. 0 bir b1i;akla
tereyagmdan ahyor, ekrnegin ucuna si.irdi.ikten sonra biraz da be
yaz peyniri i.isti.ine koyuyor ve oyle yiyordu.
Cevriye bi.iti.in bir ekrnege yag bulam1i;;t1, onu 1s1ra 1s1ra yerken
sag elinin iki parmag1yla yakalad1g1 peynirleri de bi.iyiik bi.iyiik
agzma at1yor ve onu hayran hayran seyrediyordu.
Ona b1<;ak tutui;;unda, lokrnalar1 i;igneyii;;inde bile bir fevkala
delik var gibi geliyordu . . .
Cevriye i;; irndi d e gozlerini k1srn1i;; , odaya kirpiklerinin arasm
dan bakrnaya bai;; lam1i;;t1.
Onunla boyle kari;;1hkh yernek yerlerken: "Kankocalar da evle
rinde herhalde boyle kari;;1 kari;;1ya oturup yernek yerler. . . " diye
di.ii;;i.indi.i.
Cevriye bai;; ka erkeklerle de rni.ii;;terek hayat gei;irrnii;;ti.
Bir defa Belanm Gozi.i Sabri, kendine Karakoy'deki otellerin
birinde bir oda tutrnui;;tu.
Patron rniisaade etrnii;; oldugu i<;in kendisi de birkai; gi.in ora
da yatrn1i;;t1.
0 zaman iyi bir voli vummi;;tu.
Cevriye'ye tarn bir hafta o bakrn1i;;t1.
76

Yemek i<;mek hep ondancb. Ona elbise de, <;amrr da atI.


<;anta, manto, ayakkab1 da alm1tI.
Arna sonra bunu fitil fitil bumundan getinnti ya!
Hem o gi.inlerde hi<; boyle k1 k1ya oturup bir odada ye
mek yememilerdi.
0 Cevriye'yi koluna takm1, sinemalara gottirmtitti. Aam
meyhanelere gitmilerdi.
Hem de Sancbkbumu'na gitmlerdi her gece, her Allah'm ge
cesi . . .
Mecidiyekoy'deki dutlukta ne filemler ge<;irmilerdi. Fakat bir
hafta sonra polis onu enselemti.
Hayrr ommla ge<;en bir haftasmm kankoca hayatma benzeyen
hi<;bir taraf1 olamazcb ya !
Kankoca hayati buydu . . . Boyle bir oda i<;inde her gi.in bir er-
kekle, fakat aym erkekle ge<;en bir hayat. . .
Birden, bunun <;ok c an s1lac1 bir ey oldugunu di.indi.i.
Hep aym erkekle. . .
"Halbuki kocalarm i<;inde n e sakiller, n e gebeler, n e huysuz
lar, ne andavalhlar vardir. . . " diye di.ii.ini.iyor, "Zavalh nik3.hh kan
lar !" diye i<;inden onlara ac1yordu. Kocalan moruk, surats1z,
mendebur, kakavan da olsa hayatlanm onlarla ge<;iriyorlard1. Her
akam, boyle bir sofrada aym kalmem herifle burun buruna ye
mek yiyorlarcb. Cevriye i<;inden "Ben olsam iflah1m kesilir bir
gi.inde, patlanrn vallahi. Evlilik hayat1 kodese ginnek gibi bir ey !"
derken birdenbire gozi.i ona talo.ld1.
"Ya onunla evli olsam !" diye di.ini.irken kalbi <;ok h1zh vurma
ya blacb.
Evet boyle bir sa<;ma di.ii.ince bile onu heyecana getiriyordu.
Onunla evli olmak. Bu muhakkak gi.izel bir ey olurdu. Onunla
omrtini.in sonuna kadar her gi.in aym sofrada k1 k1ya yemek
yiyecegini ve bundan hi<; b1kmayacag1m anhyordu.
Blllla !?t1 . . .
"Acaba evli mi ?" Parmagmda nik3.h ytizi.igti olmacbginI gorerek:
"Lanet halkas1 takm1yor !" dedi. Mamafih bu ne ifade ederdi.
"Niceleri prangada olduklarm1 gostermemek i<;in ytizi.ikleri zu-
77

l1t,vn aktanyorlar." Onun iin: "Acaba evli mi ?" diye bir sual akh-
1111 Pldi.
"I IPrhalde evli olrnasa bile bir kanyla dalgas1 var" diye bir hiik-
1111 vard1.
'.\inkti Cevriye erkekleri bilirdi. Nihayet o da bir erkekti.
< '.evriye irndiye kadar yoluna tesadtif etmi olan erkeklerin
linde kendine bu kadar lakayt kalrn1 olan1m gormemti.
"Ne kalantor baylar beni bir arnc1k ele geirmek istediler."
Bir kere fiyakal1 bir bay kendisini $ili'de o can1m cadde i.ize-
rinde saray gibi bir apartmana goti.inni.iti.i.
Apartman yukandan ag1ya ipek, kadife hah doeli bir yerdi.
Oyle yerde oturan baylar bile tenezzi.il etmilerdi.
0 yh adarnm kendisini:
- SultanIID, sultamm benim ! diye kucaklaJU?InI hat1rhyordu.
- Onui.imde hen sana benzer kadm gormedirn ! dedik<;e, Cevriye:
- Agzm daha si.it kokuyor bebecik ! diye onunla alay ediyordu.
- Herifi bir matraga alrntIID ki . . . diyordu.
Kendisine avu dolusu para vemtiti bu adarn. Aynca da: "Ne
zaman istersen gel bana... KapIID sana dairna a<;1k !" demti.
Fakat Cevriye o kadar parayi bitirinceye kadar o kadar <;ok za
man ge<;miti ki, paras1 bittigi vakit: "Bir daha gidersem belki he
rif beni tanimaz bile ! KapISmdan kovar !" diye di.inmti.i.
"Zarnparanm zi.ippesi bir ho olur !" kanaati onda kaviydi.
- Bu moerler insanla bir kere konurlar, bayihrlar, gage <;1-
kanrlar, sanki taparlar. Fakat sonra da bir yerde rastladm m1, onu
tamyacaksm diye otleri kopar ! derdi. Bi.iti.in oteki k1zlarda da ay
m kanaat kok etmti.
Ah bu lstanbul, insan pazanydi. Burada neleri, neleri ve kimle
ri tan1IDt1.
Cevriye'ye: "Ona benzeyen hi<; kimseye imdiye kadar rastla-
madim" gibi geliyordu.
Onda buldugu bu harikuladelik neydi ?
"O ne zi.ippelere ne de kopuklara benziyor."
0 halde kime benziyordu. Zi.ippelerle kopuklar arasmda bka
ti.irli.i adarnlar da m1 vardi ?
78

Cevri.ye boyle adamlan imdiye kadar hi<; tammam1!?tl.

0 kendisine hi<; balonadan <;aym1 i<;iyordu.


Onml mevcudiyetini unutmu gibi bir hali vard1. Gozleri taba
gmda ve zihni <;ok meguldi.i.
Belki de Cevriye'ye, gelmi oldugu i<;in <;ok k1z1yordu. Ve onun
gelii can1m s1kt1g1 i<;in boyle asabi ve sabirs1z goriini.iyordu.
Klan <;at1k, gozleri hep aym noktaya dikiliydi. ltahs1z itah
s1z yiyordu.
Cevri.ye de onun k1smda oturup <;ay i<;tigi bu anm1 uzatmak
i<;in yudum yudum i<;iyordu.
Ve ona bu odada, bu s1cak odada onw1 k1smda oturup <;ay
i<;mek, en eski bir itiyad1yrn1 gibi k1yrnetli ve tath geliyor, bunu
vazge<;ilmez bir zevk telakki ediyordu.
Yalmz bu zevki bozan bir ey vardi.

Bu da aym memnuniyct ve huzuru aym hazz1 onun duyrnamak
ta oldugunu hissediiydi.
Cevri.ye bunu anlad1k<;a, kendisi de a<;1k bir ekilde hissetme
mekle beraber, ona biraz kmhyordu.

Cevri.ye bu adan1dan ne istiyordu ? Ni<;in ona gelmiti ? Ni<;in


onu gormek, onun k1smda otummk, onun yi.izi.ine balonak,
onun <;evresinde ve yanmda bulunmak istiyordu ?
Cevri.ye bunu kendi kendine izahtan acizdi.
Halbuki Cevri.ye, Fosforlu Cevri.ye, lstanbul kaldmmlannm <;i
<;egiydi. Ve bir erkek kendisine yaklt1g1 zaman, kendisi bir er
kege sokuldugu zan1an, onun kendisinden ve kendisinin ondan
velhastl birbirlerinden neler istediklerini pek iyi bilirdi.
Cevri.ye oteden beri hayatm bu taraflarm1, bilhassa <;irkin ta
raflanm pek iyi ogrenmiti.
lsmini bilmedigi ve kim oldugunu tan1mad1g1 bu me<;hul ve
me<;hul oldugu nisbctte de esrarengiz olan adamda onu cezbeden
ey imdiye kadar onu holandig1 erkeklere dogru <;eken, yakl
tiran duygu degildi.
Bu duygu onlardan bambka bir eydi.
79

Fakat unsurlan i<;inde ondan da, o duygudan da bir eyler vardI.


Bu duygu garip bir his halitas1, bir his orgiisiiydii. Bunun i<;in
d<' bir de hayranhk duygusu vard1.
Cevriye mavi denizlere, mavi goklere dahp bakt1g1 zaman i<;inde
kmdi kendine tarif edemedigi sonsuz bir hayranhk hissi duyardI.
Bir biiyiikliik kar1smda en had derecesine kadar diien bir kii
<;iilme hissiydi bu.
Onu kendinden sonsuzca yiiksek goriiyordu. Onun ka1smda
kendini sonsuzca kii<;iik ve aciz hissediyordu. Onunla miinasebe
tinin ancak onun tarafmdan himayekar bir alaka olabilecegini
miiphem bir ekilde hissediyor ve eger bu himayeli alaka onun
tarafmdan gosterilmezse, ne yapacagm1 myordu. Adeta ya
mak i<;in buna muhta<; olduguna inanm1 gibi bir hali vard1.
Bu his <;ok acayip, bin bir cepheli bir histi.
Zaman zaman onun gibi bir babas1 olmasm1 istiyordu.
Ona k1 olan bu baghhgma bir de minnet hissi kanm1t1.
Onu diiiiniirken daima:
- Bana <;ok iyilik yapt1, diyordu. Fakat akabinde de daha baz1
insanlann da kendisine zaman zaman bu neviden iyiliklerinin do
kunmu oldugunu, fakat onlardan hi<;birine kar1 boyle bir bagh
hg1 kalbinde duymam1 oldugunu da teslim ediyordu.
Mesela Barba, mesela Kumarc1 F1f1, hatta u esrar tekkesi i
leten Madrabaz Nuri'nin bile kendisine bir<;ok iyilikleri vard1. He
le Arap Cemile'nin . . .
Cevriye onlardan Barba'yi -o da <;ocuklugundan beri tan1d1gm
dan- <;ok severdi. Zavalh Cemile'ye bir k1z karde gibi baghyd1.
Diger ikisine miiteekkir olmakla, yapt1klan iyilikleri daima
hatrrlamakla ve giiniin birinde srras1 gelince onlara bu iyiliklerini
odemesini istemekle beraber, bundan dolayi kendisini onlara
bagh hissetmiyordu.
Barba iyi bir adamd1. Ve Cevriye onun kendisini bir baba gibi
sevdigini bilirdi.
Her mkiil anmda Barba'nm kesesi ona a<;1kt1. Hi<;bir yard1m
etmese miiterilerin mezesinden <;atlar, patrondan gizli onun kar
mm doyururdu.
80

Cevriye bir .;atI altmda bannmaya ihtiya.; hissetti mi, bir ara
saklanmak, bir kenarda sinmek, ortada goliinmemek icap etti mi
o Barba'nm odasmda en emin s1gmag1 bulurdu.
Barba'nm odas1, Barba'nm .;al1!?t1g1 meyhane, Barba'nm kesesi
ve kalbi, hepsi, hepsi Cevriye'ye a.;1kt1.
Cevriye bunlardan gayet nadir zamanlarda istifade ederdi. Ra
io ve yemek ikrammdan gayn yardimlann1, bunlara ancak .;ok
muhtai; oldugu zamanlarda isterdi. Omrn odasrnda ya hasta oldu
gu ya d.J!?anda tahamm iil edilemez bir ayaz, kar f1rtmas1 veya don
bulundugu gecelerde bannmI!?tI. Bir iki kere de belah bir dosttan
saklanmak veya polisten ka.;mak ii;in.
Bir kere bir gece "Mavi Gi.il" i;alg1h lokantasmda kendisiyle
birlikte ytiz elli lira yedigi gecenin -oof ne geceydi o- sabah1 Gidi
nin Halil'in Karakoy'deki sigorta !?irketinin kasasm1 soyan h1rsiz
oldugu meydana i;1km1!?tI. Hali! kendisiyle birlikte bir taksi tut
mak ve sefaya devam etmek ii;in kopliiye dogru giderlerken iki
yanlarmda iki sivil memur peyda olup bir anda kollanna yap
m1!?lard1 ve bu !?ekilde onun sade kai;masrna degil, silah kullan
masma da mani olarak onu tutmlard1. Cevriye kalabal1kta bir
den SlVl!?ffil!? ve tam bir hafta i!?in tahkikat1 bitip de onun hrrs1z
hkta alakas1 olmad.Jg1 anl1hncaya kadar Barba kendisini odada
misafir etmti.
Bir kere de Belanm Gozti Sabri'den saklanmak i.;in o zaman da
tam sekiz gtin galiba. . . Bunlar unutulmazd1 tabii. Qtinkii Barba
Galata'nrn hii;bir kopuguna benzemezdi. Mesela "Ye!?il Transval"
Oteli'nin sahibi Barba'dan yh oldugu halde polisten gizli olarak
bir gece onu otele, hem de paras1yla almak ii;in neler istemezdi.
Mendebur herif!
Bu lstanbul'da i;ok kotti insan vard1.
Yamah Hocanm Hakk1 vard.J. Qok koti.iler ytiztinden bu dtinya
batard1. Fakat dtinya iyilerin ytiz suyu htirmetine duruyordu. ln
sanlar anl1Imaz mahluklard.J dogrusu. u Kumarc1 F1!?f. Az m1
hilebaz, az m1 zorba, az m1 aznavurdu ? Kwnar kavgasmdan insan
!?lemti. Bkalanna sorsan .;amur gibi heriftir diyeceklerdir.
Fakat bir kere Cevriye bir polis baslonmda bir duvar atlayip
81

1&yag11u incittigi ve yfuiiyemedigi zaman kendisine, ayag1yla


lopal topal giderken rasgelmi: "Kiz bu ne hal, lngiliz gemisi gibi
'"' yamuldWl ?" diye sormutu.
VP ondan vaziyeti ogrenince kendisini ta Etyernez'in bilmern
ll 'rl'sindeki bir -;1klk-;1ya taksi tutup goti.irmi.iti.i.
< > gi.in -;1k1k-;1 Cevriye'nin ayag1m sanp sarmalayan ve onu oto-
1 1 1obille tekrar Galata'ya kadar getiren Fl!jfI, onu Si.irnbi.il Du
cl1 1'nun evine goti.irmi.iti.i. Si.irnbi.il Dudu Galata'nm en mehur si
m;L-;1yd1. Belkernigindeki bir hastal1ktan tespihbocegi gibi klvnl-
1 1 1 1t1. Vi.icudu iki bi.ikli.irn, yi.izi.i iki dizkapagma -;evrilmi!jti. Za
man zaman bm1 dogrultabildigi ve yi.izi.i gori.ildi.igi.i vakit, insa-
1 1 111 bu yunuu yunuu vi.icuttan daha fazla bu beyaz iri k1llarla si.is
h i olan agzmda ta onde sade iki yeil ve -;ok kirli di bulunan, a
gozli.i ve -;atik kh yi.izden Odi.i kopardi.
Kirnse kadm cinsinden bu kadar igren-; ve rni.istekreh bir mah
lukun -;1kabilecegine inarunazd1.
Bu kadm hakikaten insan1 i.imitsizlige di.ii.irecek, hayattan
hezdirecek kadar -;irkindi.
Kendi iddiasma gore vaktiyle mehur Abdi.ire r zzak'm kumpan
yasmda kantocuymu. "Kimse arnran'a, Ki.i-;i.ik Virjini'ye bakrnaz
ch. 0 zamanlar rnerhume Peruz'dan sonra ben gelirdim" derdi.
Odasmda, duvarda Sabah Fotografhanesi'nde almrn bir ka
dm resrni dururdu. Bunun kendi resrni oldugWlu iddia ederdi.
Bu resim ancak yirrni-yirrni be ylarmda olan, i.izerinde dar
bir mayo ve ki.i-;i.ik bir ki.ilot bulunan, sa-;lan uzun ve bi.iti.in a-;1k
olarak doki.ilmi.i, bmda -;i-;ekten bir girland ve omzWlda yalan
c1 bir gi.ivercin olan bir kadimn resrniydi.
Bu kadm i.isti.inde saks1 olan bir parmakhgm oni.inde duruyor,
sag elinde ti.iyden bir boa tutuyordu. Kadmm ince bir vi.icudu var
d1. Yi.izi.i hi\ de -;irkin degildi. Eger soyledigi gibi bu kadm haki
katen oyduysa, tabiat bu vi.icudu pek zalim bir degimeye ugrat
rn1t1. imdi u yumru yumru ve tanl bir cad1 tipinde olan insan
mi.isveddesinin resirndeki kadm olduguna kim inan1rd1.
Kurnarc1 F1f1, Cevriye'yi ite bu eve getirm ve Si.imbi.il Du
du'ya:
82

- Bak, demti, klZl sana emanet ediyorum. Ayag1 sakat olmll!i.


Bir kenarda sultan gibi oturacak, yiyecek beslenecek. Anladm
m1?
Stimbi.il Dudu, kendi iki dizkapag1mn hizasma gelen agz1yla
sanki dizkapaklanyla konumr gibi cevap vermiti.
- Sen kasvet etmeyesin Beyzadem. Stimbtil kulun emanetine
lskender Padiah'm tohumundan gelmi bir hakiki sultan hanlffi
gibi bakacak. Benim pansiyonum cihanm aktannda "Premiere
classe" olaraknam vermitir, demiti.
Sonra Kumarbaz F1f1 eline birkac; kag1t parayi sllotmnca
keyfi daha ziyade gelerek:
- Gel yavrusu gel ! diye onun oni.ine dmi.i ve binanm i.ist ka
tma c;Ilamt1.
Bu tic; kath bir binayd1. Altta sokak kap1smm k1smda bir
mutfak vard1. Orta kattaki, en i.ist katta tic; oda, orta katm sokak
i.isti.indeki odasmda rengi solmu ve c;ok eski bir k1rmlZl kadifey
le doeli bir kanepe ve iki koltuk vard1.
Duvarda as1h bir sutyen ilan1, Ahnanya eski imparatoru Kayze
rin lstanbul'u ziyareti sirasmda araba ic;inde almm1 bir resmi
vard1. Bu resim bir gazete veya mecmuadan kesilmi olacakt1.
Sonra tam kapmm tisttinde kerli ferli bir eski Ermeni efendisi
ne benzeyen pos b1y1kh bir adamm fotograf1 vard1.
Yer tahtayd1. Kanepenin ontinde uzun, kirli bir aslan postu, oy
mah yald.Izh bir orta masanm i.isti.indeki yan1 kink bir vazo, sinek
pislikleriyle renkleri degimi yalanc1 c;ic;ekler vard.I. Pencereler
den birinin ic;inde renkleri soluk ve kirli kag1tlarla sanh iki saks1
duruyordu.
Saksllarm birinde iri yapraklar vard1. Biri solmutu. Pencere
lerde uc;lan fisto dantel gibi kesilmi kag1t istorlar vard1. Ve bun
lar ag1ya kadar inikti.
Evvela bu odanm kap1sm1 ac;an Si.imbi.il Dudu, Kumarc1 Ff1'a:
- Biraz istirahati nefsedersin art1k benim beyzadem. Dammla
seni b ba birakaylffi ! deyince Kumarbaz F1f btiyi.ik bir ki.i
fi.ir savurmu:
- Gormtiyor musun cehennem tellal1. Kan tekerleklerden biri-
83

f'lini kaybetmi, Ford otomobili gibi yanpiri gidiyor. Buraya gontil


Pj.'(lcndirmeye gelmedik ! diye bag1rm1tI.
- Aman cigerparem katiyen hiddet etmeyesin. lnsan mahluka-
1 m en nazigidir. Hiddet onun kalpgfilum <;aki<;ak eder. Agnamoor
sun birden. Malum ya senin gibi centilmenler bizim Galata'da
parmak ilen gosterilir. Hem kany1 getir, hem de marizdir diye
adio edip bas git. Bu uliivvticenab nianesidir.
Kumarc1 F1f1:
- Kari degil, makineli tiifek, dedi. Allah seni tevekkeli yamult-
1 11am1. Bu k1zm odas1m goster bakay1m bana !
Dogrusunu soylemek laz1m gelirse Cevriye de bu kadar iyilik
arkasmdan bka eyler beklemiti.
F1f1 onu ii<;iincii katta bir karyola, bir lavabo ve bir tek is
kemleli bir odada b1raklp gittigi zaman dogrusu boyle bir eyin
nasII olabildigine kendisi de inanmam1tI. <;1klk<;1 ovuturmala
rmdan <;ekitirmelerinden beri biisbiitiin zonklayan ayag1yla ya
tagm iistiine kendisini att1g1 vakit: "Diinyadaki insanlann en ki
bar1 u Kumarbaz F1f1'tir !" diye diiiinmiitii. Ve tam bir bu<;uk
gun karyoladan kalkmam1, uyumutu.
Tam bir hafta Siimbiil Dudu, Cevriye'ye kendi soyledigi gibi ls
kender Padiah'm k1z1 gibi bakm1t1.
- Kaymvalidem . . . dedigi ve kendisinden en ag1 be y gen<;
goriinen bir ihtiyar kadm mutfakta yemek piiriyor ve bir tepsi
i<;inde yemekleri odasma kadar getiriyordu.
Yemekler, nefis yemeklerdi. Cevriye'nin hayatta yemedigi lez
zette ve <;eitte eylerdi.
Siimbiil Dudu:
- Benim pansiyonum ei Amerika'nm Parizi'nde, Avrupas1'nda
bilem yoktur. Validemin piirdigi yemekler, yapt1g1 mezeler To
katliyan otellerinde bulunmaz ! diyordu.
Hakikaten bu yemekler ve bilhassa mezeler bir hayli ohret
kazannu olacakt1. <;unkii orta kattaki iki odanm bir giiniin i<;in
de s1k s1k degien <;ift kirac1lan eve girince evvela:
- Siimbtil Dudu tekilath bir <;ermak <;ur festivali hazirla, diyor
lard1.
84

Bu evde tekilath c;ennak c;ur festivali bol mezeli bir rak1 sof
ras1ydJ.
0 zaman Si.imbiil Dudu, ellerini c;1rparak "Kaymvalidem" dedi-
gi kadma sesleniyordu.
- Maynk. .. Maynk. ..
- Hemen bebegim.
- Beyzadem emir buyurdu. Tekilath bir c;ennak c;ur festivali
ediver.
Bunun i.izerine ihtiyar kadm mutfaga giriyordu. Ondan sonra
evin ic;ini itah1 ac;an klzartma kokulan doldururdu.
Mi.iteriler Si.imbi.il Dudu'ya bir iki kadeh ikram ettiler mi a
g1dan o kadma ait olduguna inan1lmayacak kadar berrak ve ade
ta gene; bir ses yi.ikselirdi.

Mavi gtizliik takanm


$1k beylere bakanm
$1k bey bana bakarsa
Bir temenna c;akanm
Lel lel lari lel lel lari
Aglanm zari zari

Bu Si.imbi.il Dudu'nun en c;ok sevdigi arklyd1.


B1 biraz dumanland1 m1, ilk soyledigi ark1 bu olurdu. Sonra
onun repertuvarmda hic;bir yerde duyulmayan bir si.iri.i arkilar
vard1:

Tekerlegi var yallah


Arabas1 var yallah

diye bir tane de pek neeli bir ark1s1 vard1 ama Cevriye onu pek
ogrenememiti.
Bir tane de:
85

Annut dalda laz anoda sallaruyor vay vay


Sa.llancbk<;a, kiraz dudak ballarur vay vay
l lPn kime yand1m yar yar
l lPn sana yandrm yar.

11iy1 Cevriye'nin <;ak hazzettigi b ir bru;;ka arkis1 daha vardl. Hele:


"Ka$inda Kurt evleri. . . " diye Cevriye'nin akhnda tutamadlg1,
rukat pek sevdigi bir bru;;ka hava daha soylerdi.
( evriye yatagmm tisti.inde yatar ru;;ag1dan gelen arki seslerini
c l inlerdi.
Evin i<;ini bu yemek kakulari daldurdu mu, art1k ogrenrniti ki
k 1sa bir zaman sanra elinde bir tabak ve dizkapaklanna bakan
yuztiyle Stimbtil Dudu gortintir:
- Stimbtil Dudu'nun cigerparesi, imrenrnisindir, kaku her bir
y:uu tuttu. Sanra turun<;lar Diyarbekir karpuzu alur ! .. diye i<;eri gi
nr ve ana pen her mezeyle stislenmi <;eitli bir tabak getirirdi.
Bazen de:
- Elimde ne kalantar beyzadeler, ne <;eit <;eit hac1agalar var
:una, sen bana Tanri emanetisin. Emanete hiyanet edecek vicdan
Siimbtil Dudu'nun ten kafesinde bulunmaz ! derdi.
Evet bu hatJ.ra Stimbtil Dudu'nun evinde ge<;en gtinlerin hatJ.ra
s1, Cevriye'nin hayatmm en tath hatJ.ralanndand1.
- Bal ye, bal i<;. Sultanlar gibi yru;;a ve erkek belas1 <;elane !
Bu gtizel haftayi Kubarbaz Ff'a medyundu. Bu iyiliklere
kar1 ne a zaman ne de andan sanra kendisinden hi<;bir rnukabe
le beklemerni, isternerni alan bu adama hfila minnettard1. Fakat
bu rninnet hissi hi<;bir zaman Cevriye'nin kalbinde, irndi isrnini
bilrnedigi bu adama k1 hissettigi bu baghhga benzer bir bagh
hk yaratrnarnt1. Sadece Cevriye Ff1'a k1 bar<;lu bir adarnm
haleti ruhiyesi i<;inde kalrntI. <;ak ltizurnlu bir zamanda bar<;
verrni bir adama k1 duyulan tikran1 hisseden ve ilk fJ.rSatta
bunu ana iade etmek istiyen Cevriye Kurnarc1 Ff'a k1 ken
dini sadece bar<;lu hissediyardu. 0 kadar. . .
Btiti.in Galata'ya yaka silktiren, fileme pes dedirtm, e n azgm
hara<;<;IYJ., en "<;arnur" ktilhanbeyini, en az1h zarlu bayi bile sindir-
86

m olan Madrabaz Nuri'ye gelince, onun iyiligi de kendisine bir


kere havadan elli kag1t vermesiydi.
Cevriye Beyoglu'nda bir camekarun oni.inde durmu, hayran
hayran kunduralara bak1yor ve onlann ic;inde bir tanesini, bir yi
lan derisini c;ok begeniyordu.
0 bu ydan derisine bakarken arkasmdan Nuri'nin k1s1k sesini
iitmiti.
- Ktz, andavalh gibi ne bak1yorsun oyle.
Cevriye pannag1yla yilan derisi iskarpini gostererek:
- Bunu dikiz ediyorum be Nuri Abi... Goz ediyorum, ediyo
rum gelsin diye, saglam demir atrru, hem de imardan anlanuyor !
0 zaman Madrabaz Nuri elini cebine atarak bir ey aim ve
onun avucuna s1trrarak:
- Altm anahtar her kap1yi ac;ar, demiti. Al unu da gir ic;eri.
Bak yilan oglu yilan nasd kuzu olup peine di.iecektir.
Bu inan1lmaz bir eydi.
Bir kere ona Edirnekap1'da bir mezarhkta beraber sabahladtg1
koyli.i bir asker, Hmr Aleyhisselam'1 nasd gordi.igi.ini.i ve onu m
ki.ilden nasd kurtardtg1m anlatm1tl.
0 zamandan beri ne zaman b1 sdoc;a Cevriye bi.iyi.ik bir saf
hkla Hmr Aleyhisselam'1 bekledi.
Her gi.in gidip de vitrinde yilan iskarpini seyrederken gelip ona
bunu satm alacak bir Hmr beklemti, ama Htzrr'm hic;bir zaman
ISma Madrabaz Nuri eklinde c;1kacagm1 aklma getinnemti.
Nuri bu parayi ona verdikten sonra "Gir al da beraber gidelim" de
dememti. 0 erkeklerin ne zamanlarda comert olduklanm pek
iyi bilirdi.
Halbuki Madrabaz Nuri bu iskarpinleri ona, ondan hic;bir ka
hk beklemeden gonli.inden koptugu ic;in satm almtl. Bunlar
olmaz zannedilen eylerdi. Fakat insanlar c;ok acayipti. Boyle
eyler yaparlardt.
Madrabaz Nuri degil o gi.in onu beraber goti.irmesini istemek,
ondan sonra hic;bir zaman yanagm1 bile s1trrmak istememti.
Evet ne ondan sonra ve ne de hic;bir zaman. Cevriye evvela onun
bu parayi ne diye verdigini anlamam da "Bir yerden arakladt da
87

urk;L">mdan geliyorlarch i.isti.inde bulmasmlar diye m i bana verdi ?"


illy di.il?i.inmi.il?ti.i.
l'akat "Ne olursa olsun" diye ic;eriye girmil? ve 42 liraya olan is
karpini hemen satm alm1l?t1.
Kirli ve c;oraps1z ayaklanna ve soluk entarisinin altma bu is
k uvinler pek de yar3l?m1yordu. Fakat, Cevriye bunu sec;ememil?
v.. iskarpinler ayagmda sokaga c;1karken kendini lstanbul'un en

1;11 k kachm zannederek gururla ytiri.imi.il?ti.i.


Bu iskarpinlere sahip olmanm ona verdigi sevinc; ve gururu ol
.. bilmek ic;in ancak Cevriye olmak lazund1.
0 tesadiifen i.isttinden tic; ay gec;tikten sonra bir kere daha Nu
ri 'ye rastlachg1 zaman ayaklannda yine o yilan derili iskarpinler
va.rch.
Cevriye'nin mi.itemadiyen dol3l?an ayaklarmda oldukc;a eski-
mil? ve formlarm1 kaybetmil? olmalanna ragmen hfila gi.izeldiler.
Cevriye ona rastlaymca: "Paray:i geri isterse !" diye bir tirkmtil?tti.
<;i.inki.i onun nasll bir bela oldugunu c;ok iyi bilirdi.
Fakat Nuri bunu yapmamI!?tl. Bilakis Cevriye iskarpinleri ona
gostererek:
- Bunlan Nuri Abirniz sayesinde ald1k, diye cilve yaparken o:
- Kapa kepenkleri ceyran yapmasm, demil?ti. Onda bir yekUn
tut.
- Arna ald.Igun zaman bilsen ne sevindim Nuri Abi.
Nuri onun ytizi.ine dalgm bir bakll?la bakarak:
- Si.iti.i bozuk bir el kansmdan benirn de senin Y3l?Inda bir k1-
z1m var ! irndi kim bilir hangi cehennemde, diye gogi.is gec;irmil?
ti. Sonra agir agIT:
- Dinine imanma ttiki.i.rdi.igi.irni.in karis1 Elenikos'tu. Tam Ta
tavla gi.ili.i. Kaltak benirnle gec;inememil?mil?. Ben o zaman bOyle
degildirn ki, gill gibi delikanhyd.Im. Gi.ini.in birinde Atina da Atina
diye tutturdu. <;ekti taksiyi gitti. Hem saatte 120'yle. Bir gi.in eve
geldim. Koydunsa bul kany:i.
Eliyle il?aret ederek:
- Klz bizd1k kadard1, daha bir Y3l?Indayd.I gittigi zaman. Bir da
ha ne kandan , ne klzandan haber alchm. Hem nereden alacagun ?
88

Maham ya bizi de pullu kag1tlarla ill goren htila1met daireleri pek


ai;maz !
Sonra dalgm bakll?h gozlerle onun yamndan stiztiltip uzakl
m1ta.

Evet Cevriye'ye bir de Arap Cemile c;ok iyilikte bulunmul?tu.


Arna, zaman olur aylarca birbirlerine tesadtif edemezlerdi. Cevri
ye gidip onu bulmak ic;in kalbinde boyle bir il?tiyak duymazd.I.
Halbuki l?imdi ismini dahi bilmedigi bu adama k3rll c;ok minnet
degil, aynca btiytik bir sayg1 da duyuyordu.
Bu sayg1y1 ona hangi sebep telkin ediyordu. $imdiye kadar mu
hitinde gormeye al11k olmad.Ig1 insanlardan olul?u belki ona bu
hissi veriyordu.
0 sanki bambka bir memleketten buraya gelmil?ti.
Konul?tugu dil Ttirkc;e oldugu halde Cevriye'nin konul?tugu ve
illitmeye al11k oldugu dilden pek farkl1yd1. Onlarm kulland1g1 ke
limelerin bir tekini bile kullarumyordu.
Ellerinin derisi hrrpalarunam!lltl. Belli ki hayatmda c;ok agrr illler
yapmamlll olan bir insanch. T1maklan temiz, yakas1 tistti ha!?I te
mizdi. Kitap ve gazete de okuyordu. Yani mektep gormilll, okuyup
yazmasm1 bilen bir adamch. <;ok okuyor, hem de c;ok yaz1yordu.
Belki onun boyle konW?W?U, boyle olW?u, Cevriye'yi rrt1yordu.
Fakat Cevriye l?imdiye kadar birc;ok kereler kendi muhitinden
olmayan erkekler tan1d1gma gore, bu hayatmda kendi muhitin
den olmayan erkekler arasmda ilk tan1chg1 kimse degildi. Esasen
o, bu insanlara da hie; benzemiyordu. 0, herkesten bka bir in
sanch ve Cevriye'ye "insanlar il?te boyle olmah" gibi geliyordu.
Onlara "laf olsun" diye geldikleri izbe meyhanelerde rastlam1l?
t1. Evlerine gitmil?, koyunlarmda yatm1l?t1. Fakat otekilerin de li
sanlarm1 anlamam1l?, taVIrlanm, sozlerini, yiyil? ic;il?lerini yadirga
ID!lltl.
Bir gi.in onu evine gottiren biri kendisine de verdigi ic;ikiyi sa
man c;optiyle ic;meye blaymca Cevriye ona hayran olmam!ll, bi
lakis:
- Voyvo ! diye bagrrarak ellerini birbirine c;arp1p alay etmillti.
89

- Hele una bak, Terkos borusu takmadan kembesi lemiyor !


1 hye giiliip durmutu.
Ziippeler onun bu halinden holan1rlard1. Onu hi<; saymazlar,
koyunlarmda bulundugu zaman bile onunla alay ederler, onu in
s:m yerine koymazlard1. Cevriye de onlann yanma gelince onlara
;r.erre kadar k1ymet vermezdi. Bir kere birine:
- Ulan insan miisveddesi ziippe, demiti, seni saatlerce matra
a ahyorum, matrak ge<;ip duruyorum, ama, senin tmd1gm yok.
Nata kafa, nato mermer, demi, onu hayrette b1rakm1t1 !
Hele bir tanesini, kendisini evinde bir hafta ahkoym olan
zengin ihtiyan $ehir Gazinosu kap1smm oniinde bir aam kendi
tabiriyle "bir bozum, bir bozum etmi"ti ki. . .
Hadise bir yaz gecesi cereyan etmiti.
Gazinonun 11klan pml pml yan1yor, asfaltta 1Iltllar yaratlyor
du. Hava giizeldi.
Cevriye, Arap Cemile'yle kolkola girmi asfaltta dola;nyorlar
d1. Arap Cemile o zaman koede duran dondurmac1ya fu?1kt1. Gi
dip geliyorlar, Arap Cemile dondurmac1ya soz atlyor, o da: "Yan
d1m mavrom benim" diye cevap veriyordu.
$oforlerin hepsi Cevriye'yi tan1yor, sagdan soldan "kopuklar"
merhabayi esirgemiyordu. "Nas1lsm bre Fosforlu" sozleri yolu
nun iistiinde yiikseliyordu.
Miithi neeliydiler. Dondurmac1 bir ara ahbabm1 ileriye yolla
m1 bir ie ap ald1rm1t1. Gazinodan g1ya Tk1la'ya dogru
zaman zaman iniyorlar ve ieden arap i<;iyorlard1. Kafalan du
manlaruyor, neeleri ve c1VIkhklan art1yordu. Sonra yukanya <;1kl
yorlar; otomobilden inip gazinoya giren <;iftleri seY,rediyorlardI.
lte tam bu srrada bir hususi otomobil durmu ve i<;inden bir
hafta kendisini yanmda al1koyan bir ihtiyar ziippe inmiti.
Bu adam k1sac1k boylu, mumula surath, sa<;s1z kafal1yd1. Eli
ni otomobile uzatm1 ve otomobilden iriyan bir kadmm inmesine
yard1m etmiti.
Kadln orta yh bir kadmd1. Qok siisliiydii. Omuzlannda beyaz
tilkiden bir kap vard1. Krrmldad1k<;a etrafa harikulade giizel bir
parfiim yayihyordu.
90

Ccvriye Arap Cemile'ye:


- u herifi gori.iyor musun ? dedi. Kulaklanna kadar bir agz.
var. Sc<;tin mi ? Hani u gtihimseyen herif. Gori.iyorsun degil mi,
yayvan ag1zh herifi ? Yanmda da pek hour bir kan var. Beyaz ti.iy
lii kan. Setin mi? lte onun evinde ben tam yedi gece kalcbm.
Arap Cemile omuz silkerek:
- Deve ! demti.
- Ne devesi be ?
Hanun otomobilin iinde bir ey dfu?i.irmi.i olacakt1. Arand1k-
lan iin yi.iri.imi.iyorlard1.
- Gideyim yanma elini s1kayun m1 ?
- Cart, kaba kag1t...
- Ulan loz, yapan1az m1yun ?
- Atma Recep, camlar beylik, krrarsm odetirler.
Arap Cemile'nin bu kutmas1yla birdenbire tepesi atan Cev
riye:
- Gideyim de gor. Hem de herifi bir bozum edeyim de seyret !
demiti ve birdenbire arkadmm yanmdan ayrilarak ydcbrun gi
bi karanhklardan s1yrilm ve gazino kapISmdaki parlak 1k altm
da yeilli sanh basmadan entarisi, ayagmdaki karyokalanyla gO
ri.ini.ivermti.
Otomobilin ta oni.inde kendisini goren ihtiyar beyin birdenbire
taloncbg1 ehrenin biareligi hakikaten acmacak gibiydi.
0 da Cevriye'yi tanunti. Tan1mamazhga gelerek kendini kur
taramayacagm1 anlamt1.
Cevriye'nin kendisine yaklt1gm1, elini kendine dogru uzatt1-
gm1 gori.iyordu. Cevriye onunla alay eden bir sesle:
- Ver bakal1m elini Babal1k, demti. Biz de fan fan fmfon bili
riz. Biz de seninle oyle bir boncurtalun.
lhtiyar adam daha ne oldugunu anlamadan onun elini avula
nyla kavrayip vi.icudunu sarsa sarsa salun ve bka bir ey yap
madan uzaklm1tl.
Beyaz ki.irkli.i kacbn bir kocasma, bir de sokak lozma hayretle
bakarken, kocas1 onu teskin etmek, i di.izeltmek iin:
- Herhalde sarho bir kacbn olacak ! demti.
91

Cevriye o geceyi hatirlad1kr;a: "Ah ne gi.izel geceydi o" diyordu.


" l >ondurmac1, !;>Ofor yamag1 Ahmet, D1zd1z Mustafa, Arap Cemile
nc gi.ilmi.i!;>ti.ik. 0 gece gi.ilmekten kmlm1!;>t1k valla ! .. "

Evet, onun sade bir bka muhitten olmas1 ona k1 sayg1


d11ymas1 i<;in kMi degildi.
Cevriye onu sade saym1yor, ondan adeta mukadderatma ha
kim olan bir kudretten korkar gibi korkuyordu.
Kendi i.isti.inde hak sahibi bir kudretten r;ekinir gibi ondan r;e
kiniyordu. Cevriye bu hislerinin manasm1 da tahlil edebilmek i<;in
r;ok iptidaiydi.
Onun kendisini begenmesini istiyordu.
Fakat bu begenmenin oteki erkeklerin begenmesinden biraz
farkh olmasm1 bilmeden istiyordu.
- K1z ne gi.izel kollarm var !
- K1z ne gi.izel gogsi.in var !
- Yaktm beni bre Fosforlum ! gibi takdirler ondan da gelsin is-
terdi. Fakat bu kadar1 kMi degildi.
0 farkma varmadan, kendi de iyice anlamadan onun da kendi-
sine biraz daha fazla bir k1ymet vermesini istiyordu.
Bu hissi Cevriye'ye telkin eden yine onun kendisiydi.
0 Cevriye'ye sayg1 gosteren ilk erkekti.
Cevriye'nin mahiyetini anlamamazhktan gelen, onu namuslu,
aile evlad1, bi.iti.in kadmlardan ayrrt ettigini gostermeyen ilk insan
oydu.
0, Cevriye'yi say1yordu. $imdiye kadar hi<; kimse ona "Siz" de
memi!;>ti. 0, Cevriye'ye "Siz" diyordu.
0, Cevriye'yi oldugu gibi gormi.iyordu. Cevriye'ye bir kiymet
izafe eder gori.ini.iyordu.
Cevriye onun yanmda, onun kendisini gormek istedigi gibi ol
mak, daha dogrusu gormemek istedigi gibi olmamak i<;in kendi
de farkma varmadan nefsine cebrediyordu.
Cevriye'yi ona baglayan !;>ey, onun Cevriye'yi kendi k1smda
boyle bkaltiracak bir kudrette olu!;>uydu.
Onu gordi.igi.i zaman onunla konu!;>urken, Cevriye ir;inde kuv
vetli bir duygu hissediyordu.
92

lyi olmak, daha iyi olmak, mtikenunel olmak, herkesten tisttin


olmak iin ruhunun derinliklerinden kopan bir hamleydi bu.
Cevriye'ye sorulsayd1 Cevriye bunu ne kan;nsmdakine, hatta
ne kendi kendine izah edebilirdi. Fakat muhakkak Cevriye'yi ona
baglayan duygu ite bu duygulardan mtirekkepti.
Cevriye, hayatta kendisinin bka ti.irlti olabilecegini, bka
ti.irlti telakki edilebilecegini, bir erkegin kendisiyle sui en basit
hayvani zevkleri tatminin dJmda bir mtinasebet kurabilecegini
hi dtitinmemiti.
<;ocuklugundan beri dilenci ocuk, koprti altl ocugu, sokak
stiprtinttisti, en adi fahe, stirttik telakki edilmiti.
ehvani h1rslar1m tatmin etmek isteyen isimsiz, hatta i;ehresiz
insanlar kendisine yanrr da birok defa bu tan1malar karanhk
bir sokak koesinde blar, karanhk bir yangm yerinde biterdi.
Yahut birtak1m memurlar kendisine hakaret ederler, karakoldan
karakola, ztihrevi hastahk muayenelerine, mtidtiriyetlere gottirtir
dururlardJ.
0, herkes iin, seven ve sevmeyenler iin, hatta Barba iin bi
le "Fosforlu Cevriye"ydi. Karakolda Fosforlu'ydu. Sokakta, mey
hanede, yangm yerlerinde, Ahrrkap1 magaralarmda, Tekfur Sara
Yl harabelerinde, <;ememeydan1'nda her yerde, her yerde "Fos
forlu Cevriye" diye anllrr ve oyle muamele gortirdti.

Halbuki buraya, onun yanma gelince art1k Fosforlu htiviyetini


tamam1yla kaybediyordu.
Sokagm ve sade sokak olan mazisinin btitiin irkinliklerinden
sanki birdenbire bu kapmm eiginde yikan1yor ve bu odadan ie
riye btitiin kirlerinden ve fahieliginden s1ynlmll? bir bka kadm
olarak giriyordu.
Onun kIBmda diger erkekleri tldirtan kaba ve hayvani km
t!!?lanru, galiz ve tahrik edici ntiktelerini yapam1yor, kadinhgw sa
tabilmek iin kullanc1Jg1 btitiin hile ve bilgilerini unutuyor, ii;in ii;in
onun da kendisinin boyle eyler bildigini anlamamasw istiyordu.
Bunu fark edecek diye o zamana kadar kalbinde hi duymadJ
g1 bir hissin kendisine heyecan ve i.iztintti verdigini duyuyordu.
93

I h1 utamt1.
l lt anabilmek.
Bu ne rntithi bir duyguydu ! ..
< ) hayatmda ilk defa olarak onun k3.f!?1smda utanrn1t1.
< > gece onu hasta, adeta yari baygm bir halde odasma getirdi
I i l k gece, itiyatm verdigi bir yatkmhkla ona yatakta yer b1rak-
11 1ak istedigi ve onun bu hareketin rnanasm1 anlarnad1g1 ve anla-
111az gortindtigti o gece, Cevriye hayatmda birinci defa olarak
111iithi utanrn1t1. Ve i<;inde ilk defa orada uyanrn1 olan bu duy
gu onunla olan btitiin rntinasebetinde hakirn olrnutu.
Ancak iffetli ve isternli bir kadmm varhgmda olabilecek zanne
dilen boyle bir duygu Cevriye'de ne ariyordu ?
Ruhunun hangi k1vnrnmda bu iffet ve isrnet duygusu irndiye
kadar bir tohurn halinde rnevcuttu da, birdenbire onun bir hare
ketiyle yeerrni, gelrni ve Cevriye utan<; hissetrniti.
Cevriye'yi bu adarna baglayan ey, onun i<;inde irndiye kadar
mevcudiyetini hissetrnedigi birtalarn duygulari birdenbire uyan
d1rrn1 olmas1yd.I.

Onun bir daha buraya donrnernesi haklanda yapt1g1 s1k1 s1k1


ternbihlerin bir ie yarad1g1 yoktu.
Cevriye hep buraya dontiyordu. Cevriye hep buraya geliyordu.
Onun havasmdan, ondan ayn kalrnaya en fazla on-on be gun
mukavernet ediyor ve her defasmda ona biraz daha a<; ve biraz
daha bagh olarak dontiyordu.
Bu k rn1yd.I ?
Cevriye gibi insan duygularimn en ag1hklarm1 tan1yan bir so
kak kadmmm boyle bir sevgi 1rnasma irnkan var rn1yd1 ?
Bu kadar terniz ve rnaddi hi<;bir rnenfaat beklerneyen ve mha
tath bir tizi.intti ve ikence olan bir sevgi beklernek irnkan1 var
rn1yd.I ?
Onu tan1d.Igmdan beri her ey ona harikulade gortintiyordu. ls
tanbul sanki bir sihirle Cevriye'ye birdenbire bkal1verrniti.
Sonbaharm lodos frrtmal1 aarnlannda Alurkap1 Feneri'nin ta dip
lerine yalan oturup gtine batarken un ve balar rengini alan
94

kuduz dalgalan seyrediyor ve onlan seyrederken bbyle b ir denizi


daha evvel ancak ri.iyalarda gormtii;; oldugunu dtii;;tintiyordu.
Renkler ona ok sevdigi renkli filrnlerin parlakhgmda ve gtizel
liginde gortini.iyordu.
Kendini agzma iki koymad1g1 zarnanlarda bile, dairna sarho
hissediyordu. Kuvvetli ve tath bir sarhoi;;luk. . . "Her zarnan sanki
akrrkeyif gibiyirn. . . Neyirn var anlarn1yorurn" diyordu.
Hep coi;;mak, olesiye coi;;mak istiyordu. Ondan uzak oldugu za
manlarda hayat1 garip bir coi;;kunluk iinde geiyordu.
Kendisine yaklai;;an erkeklere "Size bir pul bile vermem !" diye
bir yukardan bak1i;;1 vard1 ki, bu mi.ii;;terilerini kendisine daha faz
la baghyordu.
Onunla arasmda hibir i;;ey olmad1g1 iin ona sad1k olmas1 soz
konusu olarnazd1.
Zaten onun erkeklerle beraber bulunui;;u, onun iin yemek ye
mek, uyumak gibi tabii i;;eylerdendi.
Necatibey Caddesi'ndeki tavan arasmda o esrarengiz, o gizli
odada geen hayatm d1i;;mda Cevriye yine o eski Cevriye'ydi.
Hayatm bai;;ka bir i;;eklini bilmiyordu lei. . . Sokaklarda dolai;;1-
yor, izbelerde, bekar odalarmda, yangm harabelerinde ai;; k m1 ve
kadmhg1m isteyene veriyordu. Yai;;ayacakt1.
0, onun tabii hayat1yd1. Hayatmm fevkalade taraf1, rnasala, ro
rnana benzeyen taraf1. On-on bei;; gtinde bir onun odasmda geir
digi gtinlerdi.

0 Cevriye, bir erkegin bir kadma gosterecegi duygulann ve ala


kalann hibirini gostermiyordu. Bu kadar yalmz ve bu kadar mtin
zevi yai;;ad1g1 halde inamlmaz bir surette ona ilgisiz kal1yordu.
Halbuki Cevriye erkeklerin kolay kolay lakayt kalarnad1klan
kadmlardand1.
Cevriye, yanma yaklai;;an btittin erkeklerde arzu uyandird1g1m
pek iyi bilirdi.
Belki de Cevriye'yi onun kari;;1smda boyle i;;ai;1; rtan i;;ey, onun
kendine kari;;1 erkek olarak bigane ve korkun derecede soguk
olui;;uydu.
95

Onun bir SIITl oldugunu biliyordu. Cevriye hayat1m hep polis


ltn kai;1p saklanan insanlann arasmda gei;irmiti. Yakalanmak
l an korkan insanlann, takip edildiklerini zannedenlerin gozleri-
1 1 in nasll bakt1g1m, nasll her p1tlrt1dan iirktiiklerini, nasll herkes
ltn iiphe edip dostluktan vehim duyduklanm bilirdi.
Bir kere idama mahkUmken temyizden kararm tasdigi gelme
c len evvel hapishaneden kai;maya muvaffak olmu bulunan biri,
Takac1 Siileyman, kendi gozleri oniinde en sevdigi arkad1 Liit
li'yi, kamayla, ii<; yerinden vurarak oldiim1iitii. Onu ele verecek
cliye vehmettigi ii;in. Halbuki Liitfi onu ele vem1ek oyle dursun,
oraya kendini gizleyecek daha emin bir yer buldugunu soylemek
i<;in gelmiti.
Canmdan korkanlar, herkesten iiphelenirler.
Onu kendine kar1 i;ekingen yapan belki korkuydu.
Onun odasma ilk gittigi gece ikisi de sabaha kadar uyan1k kal
nulard1. Cevriye birkai; kere:
"Nii;in uyumuyor ?" diye kendi kendine somrn ve her defasm
da kendine tatmin edici bir cevap verememiti:
"Benden iiphe ediyor, kendisine bir fenahk yapacag1m1 zan
nediyor da onun ii;in mi uyumuyor ?" diiiincesi ona hiiziin ver
miti.
Fakat bazen kendi kendine "Nii;in o da uyuyam1yor?" diye ga
rip ve miiphem bir iimitle sormutu.
S1tmal1 bir insan gibi sabaha kadar dileri birbirine kilitlenmi
bir halde yatm1ti.
$ayan1 hayret olan ey, erkeklere en gizli duygularm1, en ai;1k
sai;1k ifadelerle soylemeye ahnu, viicudunun ve ruhunun, hii;
bir gizlisi sakhs1 kalmam1 sanllan Cevriye'nin o, kendi uyumad1-
g1m anlarsa, kendini saran hissi anlar korkusuyla yatakta hi<; k1-
nuldanmayi1, kmuldanamay11ydi.
Evet bu adamm kendisine telkin ettigi hislerin en kuvvetlisi
utan<; duygusuydu.
Onun, kendisinin hakiki hiiviyetini oyle bir gom1eyii, oyle bir
anlamay11, daha dogrusu oyle bir gormezden, anlamazdan gelii
vardi ki, Cevriye senelerce hi<; s1kllmadan, kotiiliigiinii fark etme-
den ta.<;; 1 d1g1 si.irti.ikltik hi.iviyetinin agirhg1m onun kar.?1smda ta
!?mmaz bir yiik eziciligiyle hissediyordu . . . Ve bu her !?eyden s1ynl
mak isteyen bir ruh hamlesiyle ic;indeki sade kana, ete ve asaba
bagh hisleri anlamasm1 istiyordu.
Gece onu yatagma baglayan his t1pk1 bir bakirenin yanma yak
lan bir erkekte arzu uyand1mrnktan duydugu insiyaki korkuya
benziyordu.
Evet Fosforlu Cevriye tlm1!? gibi hareketsiz yatt1g1 bu te
miz yatak ic;erisinde vi.icudunu saran s1cak arzulanm tah lil ede
memekten, itiraf etmekten t1pk1 bir bakire gibi i;ekiniyordu.
l!?te bu Cevriye, lstanbul'un en siifli serserileri kaf!?1smda c;ml
\Iplak soyunan, sarho meclislerinde c;iftetelli oynay1p gobek
atan, ister para versin, ister vem1esin herhangi bir erkek eli eline
degdi mi ve kendisini istedi mi, hi\ mu kavemet ve itiraz etmeden
ona kendini teslim eden Cevriye, lstanbul sokaklannm me!?hur
Fosforlusu; yatakta ni\in uyuyanrnd1gm1 hissettikc;e hie; k1pirda
nuyor, bari o, bilhassa o bu hissini anlama<>m istiyordu.

0 sabah yataktan kalkt1g1 zaman sac;larm1 ki.ic;iik aynasma ba


karak oyle taramak istemi!?ti. Ve o zaman biiti.in gece hie; uyuma
m1!? olmasma ragmen yiiziiniin ne kadar dinlenmi!? oldugunu ve
yiiz c;izgilerinin nas1J yumu!?anll!? ve tathla'?nll!? bulundugunu gor
mi.i!?ti.i.
Uykusuzluguna ragmen esmer teni her zan1andan taze, kara
gozlerinin bak1!?lan her zan1andan daha parlakt1.
Cevriye sabahleyin ondan evvel kalkm1!?t1. Gi.iri.iltii edip onu
uyandlfl11anrnya gayret ederek arahkta uzun uzun y1kanm1!?t1.
Yi.izi.ini.i, gozlerini, kollarm1 ve ayaklanm iyice temizlemi!?ti.
Sokagm \anlUr ve kirinden kurtulmak ic;in sabah1 beklemi!? ol
masma kendi de k1zd1.
Oni.indeki ki.ivetin ic;indeki su mi.irekkep gibi siyaht1.
Cevriye bu suya hakarken birdenbire kendisine ne kadar itina
etmedigini anlad1 ve:
- Benden tiksiniyordur herhalde, dedi. Kirli oldugum ic;in beni
kucaklanlak istemiyor.
97

Vt bu kadar kirli olu!?u da Cevriye'nin gururuna dokundu.


< >, bir odada y1yor, benim gibi sokaklarda yatm1yor, bulun
cl11g11 yerde lavnhp z1barm1yor ! diye kendi !?ah1s1m bu kadar ih-
11ial t>di!?ini kendine mazur gostermek istedi.

Necatibey Caddesi'ne ikinci geli!?i adamakilh hazrrhkh olmu!?tu.


I >a.ha bir hafta evvelinden kirli bir mendil it;inde saklad1g1 bir
k:u; parayi eski i;orabmm it;ine saklamI!?, oraya gitmeye karar
\'l'rtligi sabah Kapahi;1'nm Mahmutpa tarafmdaki kap1smda
l tu lunan sergilerden biraz sakath bir i;orap, mavi renkte jarse bir
gom lekle bir ki.ilot alm1t1.
Son parasm1 da hamama vererek bir gi.izel yikanm1!?, yikandlk
l an sonra daha lavrrc1klan sai;larm1 taranut1. l!?portada buru!?-
1 1 1 u olan yeni i;amirlanm viicuduna gei;irirken mi.ithi!? bir haz
d uyuyordu. Hamamc1 kadma yalvararak buru!?uk etekligini ve
l i l uzunu i.iti.ilettirmi!?ti.
0 gun ii;in Kos Ayten'den ald1g1 lasa ye!?il bir ceketi, mor etek
ligi kareli, krrm1z1 siyah basmadan, !?Omizinin i.istline giymi!?ti.
Hamamdan i;1kt1g1 zaman ortahk kararmti.
Ona ikinci gidi!?inde oldugu gibi bir bka erkegin kollan ara
smdan i;1lap onu gormek istemiyordu.
Bunun it;in ne yapacagm1 kendi kendine dti!?tinmi.i!?ti.i.
Sai;lar1 bozulmamah, i.isti.i b1 bllrU!?mamah, hamamdan i;1kt1-
g1 gibi tertemiz onun yanma gitmeliydi.
Galata'ya dogru gitmek it;in koprtiyi.i gei;erken: " Kopuklardan
saklanmanm i;aresi" diye kendi kendine soyleniyordu, birdenbi
re aklma Si.imbi.il Dudu geldi.
Onun evinde bir hafta pansiyoner kaldlktan sonra onunla iyi
ahbap olmtu.
Cevriye Si.imbi.il Dudu'nun evine birkai; kere misafrrlige de gel
mi!?ti.
Fakat buraya yalmz geldigi de pek i;ok olurdu.
Si.imbi.il Dudu ve kaymvalidesiyle oturur tath tath dertle!?irler-
di. Si.imbi.il Dudu onlara Abdi Efendi'nin tiyatrosunda kanto soy
ledigi gi.inlerin hatrrasm1 ballandrra ballandrra anlatrrdl.
98

- 0 , n e devirlerdi, derdi. Erkegin kalantorunu o zarnan gorsey


diniz. Fehirn P merhum beni bir gtin davet etti. Kendisiyle diz.
bediz oturduk diye bana tek tru;; bir ytizi.igi.i h1k demeden kado et
ti. Arna irndiki halirne bakmayasm1z. 0 zarnan Si.imbi.il, Stirn
bi.il'di.i. 0 zarnanm uarasmdan Nasuhi Bey vard1. K1yak gazeller,
layak ark1lar ederdi. Benim ismim esasmda Dikranui'dir. Enne
nicesi c;ok Farisi bir isimdir arna Nasuhi Bey mefrum bir a
gozlerimin ta bebeklerine atf1 nazar edip: "Bunlar goz degil, slim
bi.ii c;ic;egi" diye k1yak kelarn etti. "Sana Dikranui ismi olarnaz,
ben sana bugtinden sonram Si.imbtil Han1m diyecegirn" dedi. 0
gi.in birkac; artist bir ekabir sofrasmda bulunuyorduk. lte o gtin
bugi.in Dikranui oldi.i. Si.imbi.il kaldi ortada Cevriye laz1m sen !?U
halime bakmayasm, ben c;ok ah 1m, nazara ugrarnI!?lID, o gti
zelligim, o genc;ligirn, o teleme peyniri gibi vi.icudum heba olmll!?.
Gi.izel kan c;ok ah alrr. Benirn kaplIDm ontinde 18 ymda bir T1b
biyeli tabancayla kalbigfillma n etti. Sonradan duydum. Ogla
nm anas1: "Benim civan gi.ili.im topraga dii!?tii. Sebep olan Stirn
bill'tin beli bi.iki.ili.ip ytizii topraga baksm, topraktan gaynk bir !?ey
gonnesin" demi!?. Onun sozii !?ppadak gelip belime bindi. 0 gtin
bugtin blayan bel agnlanm beni tespihbocegi gibi lavnm lav
run etti. Erkeklere c;ok oyun et. Erkege oyun edilir, edilir arna
pek de ileriye gidip anasmm, k1zmm klsragmm ah ve vahm1 iize
rine celbetmiyesin ...

Siimbiil Dudu o gi.in yalmzd1.


- Kaymvalidem c;af!?1ya nevale diizmeye gitti. Ben de evi temiz
ledirn, !?imdi gelip !?Dyle bir sedire sehvan otunnu!?um.
Cevriye'yi, mi.iki.ilatla bm1 kaldmp si.izdi.igii zarnan:
- 0, Cevriye bugtin senin dost gtini.indtir ? Sende bir ekstra,
ekstral1k gori.iyorum, dedi. Cevriye birdenbire ic;ini garip bir hu
zur kaplad1gm1 ve bu suale cevap vennekten s1klldigm1 hissetti.
- Yok canlffi Si.imbi.il Dudu, harnarna gittim de.
- Gozlerinin nirn nigfilum da keseledin ? Bala!?lann !?emsitap
gibirn k1V1lc1m edor.
Cevriye onun bu sozlerini pek iyi anlarnadi arna gi.ildi.i.
99

lkisi beraber alt kattaki o n odaya girdiler. Ko1?ede bir korniir


sobas1 yamyor, sobanm oniinde tiiyleri pml pml siyah bir kedi
k1vnlrn11? yatiyordu.
- Sende bir fevkaladelik var, dedi. Bu sade harnama benzemo
or Cevriyem gozlerinden belli senin, sende bir fevkaladelik var...
Sayle bakayllTl bugiin kiminle randevu etmi1?sin ?
Cevriye iinde birdenbire ona birtak1rn 1?eyler soylemek ihtiya
cm1 duydu.
Fakat onu, onun mevcudiyetini saklarnak mecburiyetinde ol
dugunu 1?UUru, rnantig1, rnuhakernesi degil, fakat bunlarm fevkin
de olan sokak klZl insiyakl ona ihtar etti.
Ondan bahsetrnernek laz1rndir. Bir sokak klz1 ok 1?ey goriir,
ok 1?ey i1?itir, ok 1?eye 1?ahit olur, susrnas1m bildigi nisbette rahat
ederdi.
- Siimbiil Dudu, dedi, bende dost tutacak enayi surati var mi ?
- Bilinmez yavrus. lnsan bir kere kalbini kaptird1 mi, buna pro-
fesor mani olamam1!?, cengaverler sefer eylemi!?. Sen Ernani pi
yesinde benirn ilen rol alm11? olsaydm bugiin boyle dii!?iinrnezdin,
diye iini ekti... Ve ona biiyiik bir fincan kahve ikrarn ederken:
- $unu sonuna kadar i, bir de alkalayip alabur et. Ben de di
bine bakayirn da, gonliiniin razm1 fehrnedeyim.
Cevriye'nin dudaklan ondan bahsetmek iin tuttl1?uyordu. Onu
anlatrnak istiyordu. Fakat sustu. Eger ondan bahsedecek olsa tll
s1rn bozulacak ve bir daha onu goremeyecekmi1? gibi geliyordu
kendisine. Kahveyi agz1 yanarak iti ve hemen kapatti.
Oda 101?, s1cakt1, tath bir yemek kokusu etraf1 sarrn 11?tl. Kedi
oyle rahat rahat nefes alarak uyuyordu ki... Cevriye de harnarnm
verdigi rehavetle neredeyse uyuyacakti.
lhtiyar Siirnbiil Dudu bir 1?eyler anlatiyor, anlatt1klar1 rnasala
benziyordu:
- Senin gibi masurn bir k1z olsaychrn ben. lstanbul 1?ehrini Ak
saray hariki haline dondertirdirn. Arna sen yavrusu kotii edorsun.
Genligini har vurup harman savuroorsun. Sana $i!?li'de bir apar
tllTlancag1z lazllTl. Kiirk man to, hem oyle yabanmdan degil, Arjan
tin cinsinden bir rnanto lazllTl. Boyle kl1? ortas1 ellerin 1?arhem 1?ar-
1 00

hem... Avc1 zagan gibi caddelerde t.avaf etmek sana Y3.raill ?


Elimde ne parc;alar var. Metres hayat1 gec;irmek isteyen Hac1
Aga... Gorsen hem de yakt!?tkh bir yigit, krrkmda var yok. Kelle,
gobek yerinde. Vallahi herifin koynuna girmek ic;in on be ym
da bir bakire olmaya raz1yim.
Cevriye yav yav gozkapaklanrun agrrlttguu hissediyordu...
- Kendisine bir !?ey bulacaguna parol donor vermi!?im. Anlaya
cagm namusum ve !?erefim iizerine soz etmi!?im. Kendisi bir de
dudu dilli, bir de ho!? sohbet, goriirsiin vallahim agz1mn suyu
akar. Bana dedi ki: "Siimbiil Dudu, sen cihanm aktarmda bulun
maz k1yak ve kiiltiirel kansm. Fakat sen de bilirsin ki c;uval ic;in
deki kedi, denizdeki bal1k pazarhk edilmez. Ankara, Van dersin,
parayi oderiz, ic;inden uyuz sarman c;1kar, yok uskumru, mercan,
levrek dersin kar!?1m1za bir palamut, bir baba torik dikilir. Evve
lan1 loz1 gormeli, c;e!?nisine bakmal1. Sen Bahkpazari'na hie; ugra
madrn ? Katti pasttrmayi alsan, sat1c1, b1c;ag1yla ucundan keser,
sana t.attmr. Sen de elinde loyak !?eyler var deorson, o zaman bir
tanesini sec;er getirir c;e!?nisine baktmrsm. Biz de tad.mi tuzunu
ogrenir, mutab1k isek kaparoyu verir, degil isek zarar ziyan taz
min eder adio edip arabayi bka tarafa c;ekeriz." Dogrusunu is
teorsan Cevriye k1zun, ben de bu sozleri akla yakm buldurn. Seni
dii!?iinmediysem nah kala kala bende iki giizelim goz kaldt, onlar
da oniime aksm. Fakat lstanbul gobeginde Fosforlu bulunur? Sa
ga sorduysam goren yok, sola sorduysam goren yok. K1sme
herhalde ki sen kendin geldin.
Cevriye zorla gozlerini ac;arak onu dinliyordu.
- Evvela biz randevulmz senin ilen, ben de herifi o gece c;a
ginrim, metreslik ic;in kandrrdm ne fila . . Kandrrmazsan ne c;1kar,
loz oglan kiz bekaretini heba edeceksin ? Yoksam tlli? at1p kolla
rm yorulacak?
Cevriye'nin kendisini iyice dinlemedigini hissettigi ic;in onu bi
raz uyandtrmak istedi:
- Gel fincan serinlemi!?, fal edeyim sana, dedi.
0 fincan1 eline almca Cevriye birdenbire uyand1. Kendisine on
dan bahsedecegmi zannediyor, ona dair bir eyler ogrenmek,
1 01

11111 111 hissiyatma dair bir eyler duymak iimidiyle ic;i tutuuyordu.
Eski bir kurt olan Siimbiil Dudu'nun iyi bir psikolog oldugu
11111hakkakt1. Cevriye'ye: "Gozlerinden belli Cevriye" demiti:
Evet onun gozlerinden her eyi okuyordu. Ve bunlan sanki fin-
11111dan okurrn gibi fmcan1 eline alarak yav yav konuma
yu hlad1:
- Cevriye, ahc;iges kulaklarm1 bana dort ver. Senin yiireginin
1 111 ahk yerinde c;oreklenmi bir ydan gibi, bir ahs1 mec;hul oturo
c 1r. Sen ahsen kendisinden fazlacayim mefurn oloorsun. Klz, B1z
cl 1 k Siirnbiil Dudu sana laf edoor ayaguu denk alasm, oylem ite,
kopcge kap1hp hayatm1 heba etmeyesin. Senin ic;in falm ortal1k
)'l'rinde iki yol ac;1lrn1. Bir yolun agzmda tavus kuu var. Oh ta
hmunm dibini optiigiimiin asfas1, sanki tavus ilen k1 k1ya
sm, sen de yolun agzma gelmisin, yolun ortahk yerinde bir bal1k.
Tavus zenginlik, bal1k lasmet, rahat, sefahat, zenginlik, derat,
c lcbdebe, hepsi bu yolda Bir de oteki yol var. 0 yolda gene; bir
adam, hem de yak11kl1. Yiiregin hoppadak agzma gelip onu go
riinces tepeden kaynar sular dokiiloor, arnma ve Jakin ahc;iges
ayag1m denk almak zorundasm, sevgi ve muhabbetin mukabele
si bilrnisil goremoor. Yani sen sevoorsun, o seni sevrnoor.
Cevriye kalbinin ta ic;inden: "Ne kadar dogru soyliiyor" diye
tckrarhyordu.
- Bir bka kadm da var.
Cevriye ic;inde sonsuz bir ac1 hissetti.
"Tabii, yoksa bu kadar uslu olur mu?" diye diiiindii.
- lte Fosforlu goziinii dort ac;asm, oniine c;1kan u iki yoldan
senin ic;in saadet olan1 sec;esin. Ask1sar?
Cevriye:
- Hey agzma saghk Siimbiil Dudu, dedi. Siimbiil Dudu fincan1
alm1 ayaga kalkrn1t1.
- Bizim Hac1 Aga'ya ne zaman ic;in randevu vereyim ? diye sor
du. Arna beni mahc;up b1rakrnayasm Cevriyem ?
- Yoo, bende yalan yok Siimbiil Dudu. Soz bir Allah bir.
- Yarm am erkendir. Belki kendisini goremem. Obiir a
gelirsin he ?
1 02

- Peki ben a ermak ur saati kap1da alesta. Arna sen de


iyi te1?kilath bir ermak ur festivali haz1rla . . Herif mademki Hao
c1 Aga kesenin agzm1 asm.
Giizel mezeli bir sofranm hayaliyle agz1 suland1.
Oda gitgide karanyordu. Siimbiil Dudu kap1ya dogru giderken:
- Elbette asm, pili gibin1 Fosforlu lstanbul'da Ford otomobl
Ii gibi di.izinelerle bulunur? Arna Cevriyem o gece kendini altm gl
bi dirhem ilen, pirlanta gibi k1rat klrat satmahsm !
0, odadan 1kt1ktan sonra Cevriye oturdugu mindere ayaklan
m da ekti, 1?6yle k1vnld1. Uyuyacag1m zannediyordu. Fakat biraz
onceki gibi uykusu yoktu.
- Kar.?isma iki yol i;1k1yor, demi1?ti. Birinde bir erkek var, onu
goriince, urene pilav geliyor. Hakikaten de dogru soylemi1?ti ya,
ama o seni sevmiyor, onun bir bka kadm1 var !
Bir bka kadm. Cevriye onu k1skand1g1m hissediyordu. Ne
hakla. 0 1?imdiye kadar hayatmda hi kimseyi benimsememi1?ti ve
bunun iin olacak, kendini kucaklayan bir erkek be1? dakika son
ra gozi.i oni.inde bir bka kadma donse ve onu sevmeye blasa
bile buna aldirn1anu1?tl.
Bu adanu klskanmaya ve ona sahip 1kmaya ne hakkl varch ?
Kendi kISmda bir kaya, bir agai; gibi cans1z bi.iti.in cisimler
gibi sakindi.
Ona k, sevgi, sadakat vaat etmemi1?ti ki, bunlan kendisine
gostermedigi ii;in ona ki.is olsun.
Boyle bir 1?eye hakkl olmad1gm1 anhyordu. Fakat buna ragmen
hislerine hakim olarn1yor, onlan yenemiyor ve onu k1skan1yordu.
Bir bka kadm...
Bu kadm acaba i;ok mu gi.izeldi ? Kim bilir ne meziyetleri varch
bu kachnm ? Belki bu kachn da onun gibi okunlak yazmak biliyor
du. Yemekleri oyle gi.izel yemesini, oyle konU1?masm1 biliyordu.
Bir mi.iddet gozlerini yumdu. Saatleri gei;irmek iin biraz uyu
mak istiyordu.
"Hac1 Aga .. Kendisini 'metres' tutrnak istiyomm1? !" diye dii-
1?i.indii. Siimbi.il Dudu li'de bir apartmandan bahsetmti:
- Kim benim gibi bir garibe apartman tutar?
1 03

Bir apartman, koltuklar, parmakl1klarmda insanm kendi ytizi.i-


11 ii gordi.igi.i metal karyolayi di.itindi.i.
Pufla gibi bir ilte. Yemek her gi.in masada yenecekti.
"Herif acaba sahiden 'Arjantin' bir ktirk ahr m1 ?" diye kendi
kendine bir sual sorarken birdenbire gozi.ini.in oni.inde ki.irk<;i.ile
rin vitrininde seyrettigi renard argente'ler belirdi. Kendini o gti
zel ktirkler i<;inde gordi.i. Bu olmayacak bir eydi, imdiye kadar
o hayatmda boyle bir f1rsatla karllmam1ti. Boyle bir ey kabil
olmazdi. Hem bi.iti.in bunlar hakikat bile olsa o zan1an bir daha
Necatibey Caddesi'ndeki evde tek gece ge<;iremeyecekti.
Cevriye imdiye kadar hayatmda hi<;bir erkege ciddi surette
haglanmanutl. Tahmin ediyordu ki Si.imbi.il Dudu'nun kendisine
teklif ettigi Hac1 Aga'yla birlikte yamaya blayacak olursa bir
daha onu goremeyecekti.
"Hi<; herif parasm1 verir de insan1 sagda solda dalgaya b1rakir
nu ?" diye di.ii.indi.i. Ve birdenbire i<;ine s1kmtl geldi. Adeta hafa
kanlar bogar gibi oldu.
- Andavallmm apartman1 da Arjantini de kendisinin olsun ! di
ye yerinden firlad1. Cebinden sigara paketini <;1kararak bir sigara
ald1 ve sobanm yanma giderek atete yakt1, odaya girdiginden be
ri hi<; gozi.inti ai;mam1 olan ve gerine gerine mi.itemadiyen uyu
yan kediyi gorerek, bir evde bir s1cak soba yanmda isiz gi.i<;si.iz
aamlara kadar uyan1anm pek ho olacag1m di.ii.indi.i. Ve Hac1
Aga'nm teklifinin eger vaki olursa hi<; de yabana atllacak bir ey
olrnadlg1m kendi kendine teslim etti.
Bu arada oda kapIS1 tekrar a<;1lrnt1. li;eriye giren Si.imbi.il Dudu:
- Ka, karanhkta oturulur ? Sana heyheyler bast! ? Yaksana u
elektrigi, Cenab1 Mevla elektrigi senin benim i<;in halk etmedi ?
diye boynundan <;1kar gibi gori.inen kollanm kaldirarak elektrik
di.igmesini ai;ti. Bir kordon ucunda sallanan kuvvetsiz bir ampu
li.in 11g1 oday1 aydmlatt1g1 zaman Cevriye'nin gozleri kamti.
Si.imbi.il Dudu elinde bir tepsi tutuyordu. li;inde birka<; tabak
meze ve ekmek vard1.
- Bugi.in de pek kesat gitti, dedi, sabahtan beri tek misafir ka
pmm zilini <;ekmedi. Ho dinlenooruz ama, ne de olsa ge<;im bun-
1 04

dan. leride di.inden kalma biraz rakI vard.I. Meze de dtizelttirn.


Akami.istti insanm g1rtlag1 g1c1klamyor.
Rak1yi kadehlere boaltti. Bir tanesini Cevriye'ye uzatt1:
- Al bakal1m Cevriyem, senin canma ielim.
Cevriye rakI kadehini bir yudumda iti. Elinin tersiyle agz1m
sildi.
- Camm rak1 ! .. diye soylendi. lkiyi pek severdi. Olesiye sarhoi,
olmaya da bayihrdi. Fakat giderken fazla imek istemedi. Buna
ragmen saat dokuza dogru kafas1 bir hayli donmeye blam1t1.
Saat yediden beri Stimbi.il Dudu'nun "Kaymvalidem !" dedigi
kadm da eve donmti bulunuyordu.
Mutfakta o da ufak tefek bir eyler hazrrlam1tl.
Saat dokuza dogru bir, saat dokuzda da bir, ayn ayn iki misa
fir gelince Stimbtil Dudu odadan 1kt1.
Oraya gitmek iin geceyansm1 bekleyen Cevriye minderin tis
ttine ayaklarm1 btizdti. Yan hi.ilya, yan rtiya, yar1 uyku, yan uya
mkhk arasmda birka saat geirdi. Sonra saat on ikiye dogru ye
rinden kalkarak, odaya giren Stimbtil'e:
- Stimbtil Dudu ben purr, dedi, ttiytiyorum.
- Randevu saatindir Fosforlum, he deyiver. Esrarengiz yap1-
yorsun.
Cevriye goz larpt1.
- Herkesin gonltinde bir aslan yatar, dedi ve rtizgar gibi kap1yi
vurarak f1rlad.I gitti.

Bu defa onu odasmda buldu.


Yme kendisini aym suratla dad.I ve hiddetini hogan bir sesle:
- Ben size buraya bir daha gelmemenizi soylemitim, dedi.
Hem de s1k1 s1k1 tembih etmitim de. .
- Evet oyle yaptmiz ama ben gelememezlik edemedim.
Bu soz adeta hissiyatm1 itiraf mahiyetinde bir eydi.
Fakat, o, Cevriye'nin bu sozi.indeki manayi anlamaz gortinerek:
- Evet, ok ayaz var, demiti, yatacak yeriniz yoktu herhalde.
Cevriye biraz evvel soyledigi sozden mahcup ve imdi onun
boyle yorumnndan memnun:
1 05

Evet, deti, bu gece c;ok ayaz var.


Sonra birdenbire kis1k hafif bir sesle:
SPni de gormek istedirn ! diye ilave etrni:?ti.
l \11 1m soylemi:?ti ama, o hii;bir :?eY duymamt:? gibi yamndan
111.11 k llli;inll:?tl.
( > gece bundan sonra kendisiyle hii; konu:?rnamt:?tI. Cevriye
11111 111 kendisine bakrnayt:?tndan istifade ederek yerinden kalkrnt:?
\'t' odanm perdeyle aynlan oteki k1smma gei;erek orada birikmi:?

olan lml1klan y1kan1aya kalkI:?InI:?tl.


Kadm ic;gi.idi.isi.iyle kendi rnevcutiyetini burada rne:?ru ve tabii
k llacak :?eyler yaprnak istiyordu.
Cevriye boyle odanm ii;inde, burada bu i:?leri yaprnaya rnezun
v1 adeta bunlan yaprnaya vazifeli bir kirnse gibi dolirken, o bir

tlPnbire odayi ayiran perdenin ate tarafmdan kendisine seslen-


1 1 1iti:
- Biraz bir :?ey yer rnisiniz ? Bir c;ay ic;er misiniz ?
Cevriye, onun kendisini buraya dairna yiyip ic;rnek ic;in geldigi
ni zannetrnesine fena halde k1zd1:
- Hayir bir :?ey isternem, dedi. Patlayacak kadar tokurn.
Onun ic;in o kadar itina etrni:?, o kadar dikkatle giyinip si.islen
mi:? oldugu halde kendisine bir kere bile gozlerini kaldmp bakrna
mI:? olU:?una i.izi.iltiyordu. Dudaklan hafif hafif titriyor, ona birta
k1rn :?eyler soylernek istiyordu. Fakat dudaklan s1rns1k1 kapal1yd1.
Hii;bir zarnan duyrnad1g1 bir ic; disiplin dudaklanm kilitliyordu.

0 gece tarn yatacaklan zarnan Cevriye ona:


- Siz yatag1mzda yatlmz, dedi, ben sedirde uzanrnak istiyorum.
0 bu sozdeki siterni anlarnamazhk edemedi. Ve bi.iti.in gece
ic;inde ilk defa olarak gi.ili.irnseyerek:
- Misafirirn varken nastl olur da yatakta kendim yatartm? dedi.
Bu misafirirn sozi.i Cevriye'ye o kadar tath geldi ki ... Nihayet
kendini rnisafir olarak kabul ediyordu.
- Ben senin rnisafirinsem neden beni her geli:?irnde kovuyor
sun? diye sordu. Kendi de bu suali ani olarak sorduguna, nastl ag
zmdan kac;ird1gma :?Iyordu.
1 06

0, kaba haraketleri ic;in oziir dilernek ihtiyac1m duyan bir ev


sahibi nezaketiyle:
- Fakat, dedi, size her zarnan soyledim. Burada ben gizli ola
rak y1yorum. Ne bu han sahibi ne bu odanm hakiki kirac1s1 be
nim burada yad1g1m1 biliyor. Size soyli.iyonuu, sakland1gun
rneydana c;1karsa ..
Cevriye'nin yanaklar1 ic;tigi rakidan, heyecanmdan ve odamn
s1cagmdan kmmz1 kirm1z1yd1.
- Abi, dedi, anan1 avrad1m olsun, yedigim her lokma ekmek be
ni c;irpsm, ben ne seni ne de seni saklayanlan ele veririm. Birak
ne olur, her zan1an buraya geleyinl. Ne olur?
0 Cevriye'ye bakt1.
Evet Cevriye'nin gozlerinden her ey belliydi.
Bu gozler bir kopek zilleti ve istirhanuyla ona baklyordu. Er
kek, bu kadmdan yakasm1 kurtararnayacagm1 muhakkak hissedi
yordu. Gozlerinin ic;inde ihtiras, k ve itaat yanan bu kadmm
kendisine nasII bagland1gm1 ve bu baghhgm ne kadar c;ozi.ilrnez
oldugunu hissediyordu. Cevriye hie; di.ii.inmeden;
- Benim kimsem yok Abi, diye yalvard1. Ne olur birak arada bir
buraya kendi babanun evine gelir gibi geleyim. Buraya gelmeden
edemiyorum ite.
0, bir ey soylemedi.
Bu gi.izel k1za bak1yordu. Tertemiz yikannu sac;Ian pml pml,
dudaklan ihtirash, gozleri hurnmahyd1.
Bir sevdigi var nuyd1? Yoksa bu gizli yayimda bu k1zla veya
herhangi bir kadmla daha yakm, daha s1k1 mi.iterek bir hayat te
sis etrnekten mi korkuyordu.
Cevriye bunu tahlil etmekten acizdi. Fakat kirn gorse onun bu
kadma yi.iz vem1ek istemedigini, bu kadm1 hayatmm d.lmda tut
rnaya azmettigini anlard1.
Bu vaziyetin daha fazla devarnm1 isternedigi ic;in olacak bir
denbire Cevriye'ye arkasm1 donen erkek:
- Haydi, dedi, imdi yat1p uyuyalun. Siz beninl yatag1rna girin.
Ben de sedirde yatacag1rn.
Bu vaziyet hakikaten gayritabii bir vaziyetti.
1 07

I ltle Cevriye i-;in.


I layatmda buna benzer hi-;bir hadise tanumyordu.
I ) kadar si.islendigi, temizlendigi halde kendisine yine yakla!?-
111a111 t!;l olu!jiundan kalbi bi.iyi.ik azap duyuyordu.
KPndi kendine: "Falda bir ha!?ka gaco -;1kt1" diyordu. Evet
1 11 11111 kendi gacosu var muhakkak. Kari onu bi.iyi.ilemi!jltir.
( '.<'vriye derdini Si.imbi.il'e a-;mad1gma esef duydu. Siimbi.il gibi
kadmlar ne -;e!;lit -;e!;lit biiyi.iler bilirlerdi.
Boyle bir !;ley di.i!;li.indi.igi.i i.;in utand1.
< >nun kendisini bi.iyi.i kuwetiyle sevmesini istemiyordu. Bu
wvgisi dogrudan dogruya ve biiyi.isi.iz olarak dogmahydi ki, Cev
riye ferahlayabilsin.
"Bi.iyi.iyle kurbagaya bile 1k olan varmI!;l !"
Kendisi hayatta hi-; de kurbagaya 1k bir erkek gom1emi!;lti
ama, gorenler yeminle anlat1yorlard1.
Cevriye yine o gece i-;ki i-;mi!;l olmasma ragmen sabaha kadar
11yuyamad1.

Ancak ona i.i<;i.inci.i veya dordiinci.i gidi!;linde birinci defa olarak


kendi geli!jlini itirazs1z kabul etti.
Bu oni.ine ge-;ilmeyen ve zorla kabul ettirilen dostlugu o da be
nimsemek mecburiyetinde kald1. Ve birinci defa olarak o ak!;lam
uzun uzun konu!;itular.
- Sizin kimseniz yok mudur Cevriye ?
- Hayu !
- Annenizi, babanlZl ne zaman kaybettiniz ?
Cevriye ho!;iuna giden bu "siz" hitabm1 zevkle dinliyordu.
"Beni adeta bir bayan zannediyor !" diye bobi.irleniyordu.
- Bizde ana, baba Hak getire Abi ! diye cevap verdi. Oksi.izi.in,
yetimin, kimsesizin biriyin1. Adeta mantar gibi bitmi!;lim.
- lstanbullu musunuz ?
Cevriye, di.inya yi.izi.inde lstanbul'dan ba!?ka bir yer yoknm!;l gi
bi hayretle bakml!;ltl ve:
- Tabii ! demi!;lti. Andavalh degiliz ya ! lstanbul kaldmmmda
bittik be Abi...
1 08

Yerinden kallmu1?tl ve onun boyle kendisine, kendini alakaclar


eden sualler sormasmdan duydugu sevin<;le kenara b1rakt1g1 yiln
ceketinin cebinden bir sigara ahp yakrnak istemi1?ti. 0:
- Bir 1?ey mi anyorsunuz ? deyince:
- Evet bir tiittiirelim dedim ! cevab1m vermi1?ti. 0 zaman cebin-
den bir sigara paketi <;1kararak Cevriye'ye vermi1?ti.
- Alm hirer sigara i<;elim, demti.
Evet, aralannda bir dostluk bir arkadhk peyda olmu1? bulu
nuyordu. Cevriye ilk gi.inden beri burada i1?siz ve yersiz yurtsuz
oldugu i<;in gizli yad1gma inanm1yordu.
Cevriye bi.iti.in hayatmca hapishane ka<;kmlanyla, sab1kalllar
la, polisin arad1g1, pe1?inden ko1?tugu <;eitli kanund11 insanlarla
yam11?t1.
Cevriye onun gizli yamak i<;in gosterdigi azami dikkatte ta
man1iyle kanund11?1 ve gizli bir hayatl oldugunu hissediyordu. Sa
de polisten degil bi.iti.in insanlardan i.irken bir adamd1. Her 1?ey
den <;ekiniyordu, gortinmekten, yaktan, hanm dolu oldugu
saatlerde degil, han bomboken de lap1rdamaktan <;ekiniyordu.
Onun mi.ithi1? bir ihtiyat i<;inde yad1g1m gortiyordu.
Yav yav o da Cevriye'nin bunu anlad.Iguu, Cevriye'den bu
nu saklamanm manas1z oldugunu hissetmiti. Ve nihayet bir gi.in
Cevriye'ye a<;1k<;a:
- Buraya gelirken dikkat edin kuzum, demiti. Arkan1zda polis
filan olur, sizden, nereye gidiyor diye 1?i.iphelenir, burasm1 bulur...
Ve sonra sesini daha al<;altarak ilave etmti:
- Anhyorsunuz tabii, dedi, polisin burasm1 ogrenmesini istemi
yorum.
Cevriye bir sokak <;ocugu gi.ili.i1?i.iyle gi.ili.ip goziini.i klrparak:
- Ben onu <;oktan <;akt1m be Abi, demi1?ti. Bir tek aynasm ar
kama tak1p buraya getirirsem b1Ylklan t1r ederim.
Biiyiik bir ciddiyetle konu1?tuklan bir s1rada Cevriye'nin yapt1-
g1 bu yemin onu birdenbire giildiirmii1?tii.
Onun da Cevriye'ye bir nevi baghhg1 oldugu muhakkakt1.
Bu mi.inzevi, bu gizli, bu kinlsesiz hayatma giren ve oraya bii
tiin sokag1 getiren bu laza, belki de dV?mda ytmak mecburiye-
1 09

tinde kald1g1 hayatm bir pan;as1ym1!? gibi 1smm1!?tI.


Cevriye de ondan kendisine k1 bir yakmhk bulundugunu
hissettikc;e bu odanm ic;inde daha serbestle!?iyor, onunla daha
fazla konu!?uyor, iptidai fikirlerini ve basit mhunu ona kolayhkla
ac;1yordu.
Fakat onda Cevriye'nin bir sokak kIZI oldugunu bilmezden gel
mek adeta vazgec;ilmez bir inatt1. Cevriye'ye kar!?I bir defa bile
imah, manidar sozler soylememi!?, erkeklerin boyle kadmlarla
mutat olan konu!?ma tarzma kac;mamI!?tI.
Ona kendi hakiki huviyetini bildigini bir kere bile ihsas etme
mi!?ti.
Onunla bir sokak kIZiyla degil, basit bir aile kIZiyla konu!?ulan
!?eyleri konu!?IDU!? ve onlara cevap almI!?tI. Onunla olan munase
betlerinde, yani bu acayip dostluklarmm buttin seyrinde Cevri
ye'ye saadet veren birc;ok hat1ra vard1. Fakat bu hat1ralann en gu
zeli onun odasmda gec;irdigi bir yaz gecesiydi.
Bu gecenin hatirasm1 tath bir ruyanm hatiras1 gibi hapishane
de de hep hat1rlam1!?, birc;ok geceler hapishanenin demir parmak
hkh penceresinden gogu seyrederken bir tavan aras1 penceresin
den c;ok yild1zh bir gok seyrettigi bir geceyi dli!?linmli!?tli.
0 gece oraya kendisinden, yirmi be!? glin kadar uzak kald1ktan
sonra gitmi!?ti. Yirmi be!? gun suren bir serserilikten sonra birden
bire kalbinde onun hasreti, bir buhurdandan suztilen guzel koku
lu bir duman gibi buttin benligini sarm1!? ve onu adeta sarho!? et
mi!?ti. Ve butlin b1bo!?lugunu unutarak birdenbire mtithi!? 1stirap
ve uzlintti veren bir i!?tiyakla ona ko!?IDU!?tu.
Uzun muddet kendisini gormedigi ic;in sanki onu ozlemi!? gi-
biydi.
Cevriye'yi gtiler bir ytizle kIlamI!? ve:
- Nerelerdeydiniz bunca zaman ? diye sormu!?tu.
Hava c;ok s1cak oldugu ic;in pencereleri ac;mak icap ediyordu.
Bunun ic;in de elektrikler yanm1yordu. Tavan aras1 pencerelerin
den biri tam onun karyolasmm tistlindeydi.
Perdeler ve pencereler ac;ik, Cevriye onun yatagmm tisttinde
arkatistti yat1yordu. Ac;1k pencereden gokytizline bakiyordu.
1 10

Gok o gece koyu lacivert bir renkteydi. Ve ne c;ok, ne c;ok yd


d1zlan vard1 bu gogi.in.
Cevriye hayatmda en c;ok iki ey severdi. Deniz ve gok. ..
Deniz sanki onun babasmm bahc;esindeki hususi havuz ve
gokyi.izi.i yatak odasmm tavan1yd1.
Son yinni be gi.in bu denizden ve bu gokten aynlmad1g1 ic;in
buraya gelmemiti. Her gi.in denizlerde yi.izmi.i, her gece k1rlarda
ac;1k havalarda yat1p gokyi.izi.ini.i seyretmiti.
Fakat bu gece sade ufak bir parc;as1m u pencereden gordi.igi.i
kadar gi.izel bir gogi.i imdiye kadar hie; gonnemiti.
Hava c;ok s1cakt1. Sinirleri i.izen ve vi.icudu yorgun bir rehavet
ic;inde birakan bir s1cakt1 bu ...
0 da sedirin i.isti.inde yat1yor, karanhkta sigara ic;iyordu. Cevri
ye de sigaranm birini sondi.iri.ip birini yakiyordu. Ve odada bu iki
sigararm uc;lan atebocekleri gibi kfill kiz1lliyor, kfill soni.iyordu.
Cevriye, agir s1cagm vi.icuduna verdigi tath bir geveklik ic;in
de goklere bakarken onunla konmak ihtiyacm1 duyrnutu ve
ona:
- Bu ydd1zlann her biri bir bka di.inyayrn1, oyle mi ? diye
sonnutu.
- Size kim soyledi bunu?
Ona bir lise c;ocugu soylemiti. Bundan birkac; gi.in evvel deniz
kenannda tan1mlard1. 0 da kendisi gibi plajm mda banyo alI
yordu. lkisi yan yana gelmler, konumaya blam1lar ve sonra
geceyi Yeilkoy'i.in kirlannda gec;innilerdi. Ve c;ocuk ona bi.iti.in
gece bu ydd1zlar hakkmda abuk sabuk eyler soylem, bunlann
di.inyadan ve birbirlerinden ne kadar uzak oldugunu sanki olc;i.ip
bic;mi gibi katiyetle anlatm1 ve nihayet can1 s1kdan Cevriye:
- Ulan di.irnbelek kes trr1, dag1tmm c;eneni... diye ona c;1kI
mtI. irndi bilmiyordu nic;in birdenbire ona bunu itiraf etmek
ten utarun ve ona:
- Vallahi bilmem ki, iittim ite... cevabm1 vennti. Sonra
onun gonnedigi kurnaz ve pikin bir gi.ili.ile:
- Bana soylediler ama, hen inanmadllll ki... diye ilave etmti.
Bu kadar ki.ic;i.ik eyler hirer di.inya olurlar m1 hie; ? Onlann ic;in-
111

den Urum, lngiliz, Amerikan, Ttirk, Errneni, Frans1z nasil c;1kar ?


< >nlarm neresi lstanbul, neresi lzmir?
Onun gtiltimsedigi sesinden belliydi.
- Onlar c;ok uzakta da onun ic;in boyle goztiktiyorlar. Yoksa on
lar klic;tik degil ki. . .
- N e kadar uzak olurlarsa olsunlar. Bunlar hirer dtinya olamaz-
lar.
Bir mtiddet susmu;;lardi. Sonra Cevriye birdenbire:
- Hem dtinya olmamalar1 c;ok daha iyi ! demi;;ti.
- Neden ?
- Yild1zlarm yild1z olmalan daha gtizel, sadece 1;;1k olmalan.
Belediyenin nasil fenerleri varsa, bunlar da Allah'm fenerleri. On
lan gokytiztinti stislemek ic;in gage takm1;; olmali. Sen bilir misin
Abi ben goge baktikc;a ne hatirlanm ?
- Bilmem Cevriye.
- Kantoculann pullu elbiselerini hatirlanm. Ben kantoculann
pullu elbiselerine bayihnm. Sen sevmez misin ?
- Kantoculann pullu elbiseleri nasil olur pek bilmem.
- Hie; gorrnedin mi ?
- Pek ktic;tikken annem gottirrnti;;tti, ama ben pek hat1rlanmm.
- Annen mi ?
- N eye ;;a;;tm1z ? Elbette herkes gibi benim de annem var. Be-
nim annem olan1az m1 ?
- Olur elbette. Herkesin bir annesi vardir. Senin de olur.
Sesindeki heyecan1 gizlemeye c;abalayarak:
- Annen ya;;1yor mu ? diye sorrnu;;tu.
- Evet !
- lstanbul'da nu ?
- Hayir uzakta, c;ok uzakta, dedi ve birdenbire sesi garip bir
htiztinle dolmu;;tu.
Cevriye ise ic;inde garip bir hisle:
- Uzakta da olsa, annen var ya ! . . demi;;, sonra:
- Benim hie; annem olmam1;;, diye ilave etmi;;ti. 0:
- Annesiz c;ocuk dogmaz ki ! .. deyince:
- l;;te ben vanm, demi;;ti. Benim annem hie; olmam1;;. Sanki
1 12

ben gokten dumui.im. Beni sahiden bir kadm dogurmUf? mu,


vallahi bilmiyorom.
Gokten dumui.im derken, ytld1zlara bakt1. Ve onlarm 1Iltism1
o kadar sevdi ki, birden cehaletin verdigi garip bir safhkla sordu:
- Oyle ya, mademki oteki y1ld1zlar da birer dunyaym1, belki
ben bizim dunyaya onlarm birinden dumuumdi.ir.
Boyle pmlt1h yild1zlarm insam olmak, ona birdenbire fevkala
de ho goriindu:
- Belki de Fosforlu ismini bana onun ic;in takm1lardir, diye
adeta ic;inde tuhaf bir sevinc; duydu.
0 susuyordu. Ve Cevriye'nin ki.ic;uk bir c;ocugun konumasm1
andiran rab1tas1z, zab1ts1z soyleni!?ini dinliyordu.
Cevriye kendi soziinu yine kendi begenmemiti:
- 0 kadar yi.iksekten duseydim, c;1kartma gibi yamyass1 olur
dum.
Birdenbire gozunun onunde muthi bir levha belirmiti.
Bir gun Kumro Fata ismindeki bir k1z "Beyaz1t Yangm Kule
si'nin tepesine c;1kal1m" diye hepsinin bmm etini yemiti.
0 gun dort k1zdilar. Fevkalade guzel bir haziran gi.inuydu. Ha
va c;ok s1cak degildi. Fakat gok sanki iplere gerilmi c;ivitli c;ama
Irlar gibi tertemiz ve masmaviydi.
Kumro Fata!? hepsinin paras1m vermi ve onlan kulenin tepe
sine c;1karm1t1.
Ve onlar guliiup aka ederlerken ve o da onlarla giilup oynar
ken kimse ne yapt1gm1 anlayamadan, Fata kaldmp kendisini ka
leden ag1ya atmItl. k}ag1ya uc;ar gibi dutugunu gormulerdi.
Sonra zavalh Kumru Fato'u ag1dan lann ustiinde yamya
s1 yap1m1 bir halde gormulerdi.
Uc; k1z feryat ede ede o donen merdivenleri komUlard1.
Ne azaph olmutu o gi.in o merdivenlerden ini, ne azaph ol
mutu.
Kumru Fata neden kulenin tepesinden ag1ya dumUtii ?
Oyle giiler ve konuurken kendisini firlat1p atmasma sepep ney
di ? B1 m1 donmu, muvazenesini mi kaybetmi, ani bir cinnete
mi yakalanmItI ?
1 13

Cevriye de, oteki k1zlar da bunu hie; anlamadllar.


Kumru Fato iyi bir klzd1. Her zan1an c;Ilgm bir neesi vardi.
Kendisi koyli.i c;ocuguydu. Bir zelzelede oksi.iz kalm1, onu ehre
i.:etirmiler, bi.iyi.itmiilerdi. Bir evin evlathg1ydi. Arna nasll evlat
hk. Nihayet bir gi.in burada gordugu eziyete dayanamam1, yakm
apartmanlardan birinin kap1c1s1 olan gene; bir delikanhya kac;m1
t1. Fakat onunla hayatI yalmz bir gece si.im1iitii. Apartman sahip
leri daha o geceden iin farkma varm1lardi. Ve koyi.inde evli olan
kap1c1 kendisini iinden atmasmlar diye Fato'u kap1 d1ar1 et
miti.
Fato kac;t1g1 eve donmeye cesaret edememiti. Hayat1 boyle
devam etmiti.
Akima gelen bir di.ilinceyi yi.iksek sesle soyledi.
- Bir kere Tekfur Sarayi'ndan aag1ya bir adam attllar. Bir ar
sada uzanm1 yat1yordum. Herife bir ey olmadi. Kedi gibi dort
ayak usti.ine diitii. Ondan sonra da kalkt1, aksamadan koa koa
gitti.
- Demek siz yildlzlardan dlinyaya dortayak i.istu di.imliSiinuz ?
- Abi, ben nerden di.iSem her zaman dortayak ustu dlierim.
Denizde kum, bende talih. Sonra karaya di.imek art degil ya !
Sen hie; kopri.iden yi.izmek ic;in denize atlayanlan seyretmedin mi ?
Ben bile vaktiyle Unkapan1 Koprusu'nden atlard1m. Denize diie
ne bir eyler olmuyor. Belki ben de ylld1zlardan denize diitlim.
0 birdcnbire hafif bir glillile:
- Bu iyi bir bulu dogrusu, dedi.
- Sonra da mesela Cumhuriyet Bayram1'nda filan uc;aklardan
paralitle atlayanlar gordi.im. Sallana sallana yere indiler. Bir ta
raflanna bir ey olmadi.
Onun sesinden hfila giili.imsemekte oldugu belliydi:
- Belki de Allah sizi oteki yildlzlardan bu dunyaya parai.itle at
mitir.
Cevriye:
- Hayir, diye cevap vermiti. Zannetmiyorum. Ben herhalde gok
ten dogrudan dogruya denize di.itlim. Qtinkli kendin1i bildigim za
man bir kopri.i altmda yatiyordum ve hep denizde yi.izuyordum.
1 14

Bir miiddet susmular. Sonra Cevriye:


- Kopriiniin altmda denizin rengi ne giizeldir, demiti. CamgQ.
begi gibi yemyeildir ve sonra hep hareli harelidir. Hani Beyoglu
camekanlarma kumlar koyuyorlar ya, onlar gibi hareli. Galata
Kopriisii'niin altmda su korkum; bir derinliktedir. Bir giin dahp
dibinden bir ey almak istedim, vallahi s1fm tiikettim. Hi dibine
varamazsm, kula kula in dibi goriinmez. Oglan ocuklan ora
nm derinligi yedi minare boyuymu derlerdi. Vardir herhalde.
Kopriiniin iistiinde dolmay1 sever rnisin ? Yosun ve vapur du
mam kokar. Mis gibi.
Cevriye pencereye dogru yiiziinii evirerek havayi koklad1.
- Buras1 da her zaman hem duman, hem de yosun kokuyor.
Deniz deniz kokuyor, ondan seviyorum. Deniz ve bal1k kokusu
vardir. Deniz karpuz gibi kokar degil mi? Ben ne zaman gece kop
riiniin altmda oturup bacaklannu denize sark1tsam ve o kokuyu
duysam can1m karpuz ister.
Cevriye gi.ilerek ilave etti:
- Bazen de gernii tenekeli op kay1klan denize op dokerler.
0 zaman aksine bir de lodos oldu mu, pis opler kopriiye dogru
gelir. Can1m deniz kokusuna bir de op kokusu kanir, o zarnan
insamn keyfi kaar. Arna bu defa da rnartllann pandorninas1m
seyret art1k. Zavah mart1lar. Mal bulrnu gibi o op y1gmlannm
iistiine iner kalkar, iner kalkarlar. <;opler k1y1ya vurdugu zaman
da sokak ocuklan martllar gibi onlann i.istiine ullanirlar. Arna
bilsen Abi, o oplerin iinden neler neler 1krnaz. Ne giizel kutu
lar, ne tahta paralan. le yarayacak gibi tahtalan gi.inete kuru
tup, yaksm diye ihtiyar kadmlara satar, ekrnek ahrsm. Benim o
cuklugurn hep boyle deniz yanmda, deniz iinde geti.
- Dernek annenizi, baban1z1 hi tan1m1yorsunuz?
- Annemi hi tanmuyorum. <;ok kiii.ikli.igiimde yanunda bir
hasta adam vardi. Zay1f, uzun boylu bir adam. 0 adam1 ok sev
digirni hatirhyorum. Onu hatirlad1g1m zaman da yine seviyorum.
Niin seviyorum bilmem. Belki de babamd1 o adam.
Cevriye bir an siikUt etmiti. Sonra gi.ilerek:
- Belki de yild1zlardan denize di.itiigi.irn zaman beni denizde
115

hu lmu olan adamd1, diye alay etmiti. 0 da bu aam kendisiyle


11:1 kalmaktayd1.
- Bu akam yild1zlardan diittigiiniize tamam1yla inanm1a
l 1Pnziyorsunuz.
- Bu giizel yild1zlan goriince, ne yalan soyleyeyim, iki elim ya-
11 1ma gelecek. Yani onlardan inmi olmak hoaf1ma gidiyor. Degil
mi ama Abi ? .. Man tar degilim ki yerden biteyim.
Cevriye birdenbire susmutu. Ve ic;ine sonsuz bir hiiziin gel-
miti. Sonra garip bir merakla:
- Senin anan varnu Abi... Soyle bana ana c;ok sevilir mi ?
Onun sesi imdi dolgun manalar t1yan bir sesti:
- Anne c;ok sevilir Cevriye !
- 0 zay1f ve hasta adam herhalde benim babamd1, ben bunun
ic;in hala onu hatirlad1kc;a seviyornm. Bir giin o koprii altmda ol
dii. 0 adam babam olmasayd1, beni o kadar sevmez, bana o kadar
iyi bakmazd1. Sultan gibiydim o varken. Bana s1cak s1cak kesta
neler ahrd1. Kendi yemez bana yedirirdi. Yattlgmuz zaman gogsii
nii ac;ar iiiiyen ayaklar1m1 gogsiine sokar, biitiin ceketi, paltosu,
nesi varsa, hepsini iistiime orterdi. Soguga kar1 beni kendi vii cu
duyla muhafaza ederdi.
Cevriye susmutu, sonra birdenbire:
- Sen de o hasta oldugum gece, paltonu benim iistiine orttiin ! . .
demiti.
Ve onun yapt1g1 bu hareketin hatiras1yla titremiti. Biiyi_ik bir
hayretle bu eyin o gece de kendisine koprii altmda iistiine palto
ortiip onu soguktan muhafaza etmeye c;abalayan adam1 diiiin
diirdiigiinii hatirlad1. Yav bir sesle:
- Babam gibi. . . diye f1sildam1t1.
Cevriye hayatmda kimseye bu eski hatiralardan bahsetmemi
ve hic;bir zan1an bunlar1 hat1rlarken gozlerine s1cak ylar yiiksel
digini hissetmemiti. $imdi ona bunlan anlatirken sanki buz tut
mu, donmu ve lnu gibi olan bu eski hatiralann birdenbi
re buzlar1 c;oziiliiyor ve onlar hayatm s1cag1yla 1sm1yor, canlan1-
yor gibiydi.
Her ey hemen o anda cereyan ediyormu gibi bir mana kaza-
1 16

myordu. Eski sevinc;ler, yeni sevinc;ler, eski kederler, yeni keder


ler gibi kalbe tesir ediyordu. Ve Cevriye imdi bir hasta sayiklar
gibi konuuyordu. Eski hadiseler sanki u anda gozleri oniinde
donen bir sinema eridi gibiydi.
- Evet, evet, herhalde o adam c;ok iyi bir adamd1. Bana c;ok ba
kard1. Koprii sanki babalarmm evleriyrni gibi altmda yatmayi ya
sak ederler. Geceleri babam beni dubalarm en kuytu bir koesi
ne goti.iriirdti. Orada yatard1k. Vallahi bana bir bakar, bir bakarch
ki, lordlar kamarasmdaki hayat halt etmi. Yemez yedirir, ic;mez
ic;irirdi. lstedigim ontimde, istemedigim arkamdayd1.
Onun koprii altmdaki bu sefil hastanm yanmda gec;en hayat1
onda hakikaten ve btittin samimiyetiyle boyle bir hat1ra brraknuij
olacakt1. Hayatmm en mesut ve en muhteem bir devri gibi onu
hatlrhyordu.
Zaten Cevriye nihayet kolay tatmin edilen bir insand1. 0 biitiin
hayatmm hemen hemen her giiniinii boyle memnuniyetle hatrrh
yordu. 0 esasmda hayat1 seven bir tabiattayd1. Hayat ona her
c;ehresiyle sevirnli, giizel ve ahenkli goriiniiyordu.
- 0 oldtigti zaman c;ok aglad1m. Sonra o giin miiydii, yoksa bir
bka giin m\iydti, bilmiyorum; biittin koprii altI kopillerinin par
makla beni gosterdiklerini hala goriir gibi oluyorum. Yalmz iyi se
c;emiyorum. Bir kabahat mi ilemiljtim, yoksa belediyenin yine
gtinii tutmu da sokak c;ocuklar1m Dariilaceze'ye goti.irmek ic;in
artlrma m1 yap1yordu, neydi bilmiyorum. Etrafmu polisler sar
m1t1. Ben kouyordum, dubadan dubaya athyordum. S1c;an deli
gi gibi yerlerden gec;iyordum. Oyle yerlerden gec;iyordum ki, po
lis degil, benden bka ancak yine benim boyumda, benim enim
de bir c;ocuk oralardan gcc;ebilirdi. Nasll oldu bilmiyorum, atlaya,
z1playa, hoplaya, polislerin elinden SIVlljtun kac;tim. Nah u kari
kadar pie; kurusuydum.
Polislere oynad1g1 bu oyunu hatirlam1 ars1z c;ocuk gtiltiljleriy
le gtiliiyordu:
- Sonra nasll trrmand1m bilmiyorum, bir c;emenin bo hazne
si ic;ine saklanchm. Herhalde beni Unkapan1 Kopriisii'nde kovala
IDllj olacaklar. 0 zaman daha o fiyakal1 koprii gelmemiti. Herhal-
1 17

II'. r;i.inki.i yeni kopri.ini.in yap1hm1 da hatrrhyorum. Evet gecele


n 1.;eme haznesinden <;1klyordurn. Bir yerlerde dol1yor ve ktife
kufe sebze si.ipri.inti.ileri buluyordurn. Ben de martllar gibi bu stip
nmti.iler i<;inde g1darn1 anyordurn.
Cevriye susuyor ve btiytik bir stikUnet ve tevekki.ille:
- Allah bi.iytikti.ir, diyordu. Her kulunun g1das1m bir yere koyar.
I lenirn nzk1In1 da <;oplerin arasmda brrak1yordu. R1zklffi oydu.
Ben olrneyecektirn. Vallahi lstanbul omi.ir yerdir. <;ok garip bann
d1m. Burada anafordan yrr vallahi. Tevekkeli 1 toprag1 al
tmdrr dernerniler.
- Sizin g1dan1z1, o kadar sevdiginiz Allah, size daha temiz bir
ekilde verernez rniydi acaba?
Cevriye:
- Allah'm ine kan1lmaz ! dedi. Almmizda ne yaz1hysa onu ya
. klsrnetirniz neredeyse onu orada buluruz.
Hisar'da kendisini onun sandalma kadar si.iri.ikleyen ey talih
degil miydi ?
Cevriye, talihinden ve alnmm yaz1smdan rni.iteki degildi. Ha
yatta daha iyi bir ey oldugunu zannebniyor, daha iyi bir ey tan1-
m1yor ve onun i<;in de hi<;bir ey ozlerniyordu.
Gozleri y:ildIZlarda, irndi hafif bir sesle kah neelenerek, kah
rnahzunlarak, kah kahkaha atarak, k3h i<;li i<;li hayatmm onda
en <;ok tesir yaratrn olan hatJ..ralann1 anlatlyor, devarn ediyordu.
- 0 gi.in bugtin yine hep Allah nzk1Iniz1 veriyor, biz de y1yo
ruz Abi. Konrnaya devarn ederek:
- 0 zarnan bu zarnan si.irt, Allah kerim Cevriye ! .. u lstanbul
sokaklann1 az m1 mladlffi. Allah benden vazge<;ti mi, yoo... u
di.inyada ana yok, baba yok. Koskoca ehri de gavur basm gibi
nereye sokulsan kovulur, kovalanJ..rSm. Yme oyle oldugu halde
katrrlar gibi oldurn. 0 seneden bu seneye kadar beni kirn besler
di ? Di.inyada bir dikili lffi, bir evin rnutfagmda lffi yok. Allah
bi.iytikti.ir. Ben, ona tikrederirn. Yoksa boyle eekler gibi olana,
bu boya gelene kadar beni kirn besledi ? <;ocuklarla beraber ke
narda bir yerde bo bir sandal bulduk mu i<;ine atlard1k. Bahk tut
rnak i<;in a<;1lrrdik denize. l<;irnizde bir <;Irtlak Harndi vardi. Bir
1 18

gun mildiriyetin ikinci ubesinden avluya beyin ilstil indi. Ve ini


o ini. Bahkla biz dondilk mil o bize zeytinyag1 bulur getirirdi. Ne
reden bulurdu bilmiyornm, zeytinyag1 getirirdi. Hemen bir arsa
da ate yakar, ilstilne denizden, c;oph.iklerden toplad1gmuz kon
serve kutularm1 kor, kutulann i<;:ine zeytinyag1 doldurnr, bahkla
nm1z1 bu zeytinyagmda k1zartird1k. Ki gilnleri karda kapan ya
par, tuzak kurar ku yakalar, hemen orac1kta piirir yerdik. Ekse
riye meyve, sebze yilklil kay1klar1 boaltird1k. Malm sahibi bize
para vem1ez, ic;inden yiyebildiginiz kadar yiyin, derdi. Bir kere
bir mumula kayig1 boaltt1k. Adam elimize sepetler verdi. Aa
ma kadar camm1z c;1kt1, ama sonra adam bize bir sepet dolusu
mumula verdi, c;ocuklarla oturup hepsini yedik. Ben o kadar c;ok
yemiim ki, hastaland1m. Mumula zehir mi, degil, degil ama ... l
te her eyin c;ogu c;ok. Hastaland1m. Sokakta diltilm. Hastaneye
kaldird1lar. Midemi y1kad1lar. Az kald1 Darillaceze'yi boylayacak
t1k. Karakolun penceresinden kac;t1m, yakam1 kurtard1m. Hie;
unutmam, o gece bizim zavalh $asi Fati'nin bacaklarm1 tramvay
kesmi. Bilir misin acaba, yukar1da Fatih'e yakm eski bir medre
se vardir, her bir odasmda bir fukara bannirdi. Orada Cadaloz
Emine derlerdi, bir acuze oturuyordu. Bir gun o benim de arala
nnda oldugum birkac; c;ocugu kandirdi. Biz dilenecek, akamlan
ona para getirecektik. 0 da bize bakacak, yikayacak, paklayacak,
bize yemek yedirecekti. Biz de c;al11p param1z1 ona getirecektik.
Hepimiz lstanbul sokaklannda hirer koe b1 tuttuk. Bir hayli
para yaptik. am paralan getirdik. Bize o aam borek yapm1,
borek verdi. Arna ne borek, vallahi parmaklanm1z1 yiyecektik.
Memnun olduk. 0 gece hepimizin altma bir hasir serdi. Yan yana
yatt1k. Ertesi sabah yine bizi sokaga saldi. Yine c;ahtlk. Fakat o
akan1 bize art1k borek degil, bir kurufasulye verdi. Ondan sonra
bir gun de bulgur c;orbas1 ic;tik. Dordilncil gece tek simit. Anlad1k
ki, kan iin dalaveresinde. Bizi ac; birakt1g1 yetimiyormu gibi,
gundilzleri de dilendigimiz koelerden gec;iyor, eger bizi bulun
mam1z icap eden yerde goremezse akam bir de sopa c;ekiyordu.
"Sizi gidi elin gunah tohumlan sizi. Emine Nine size hayrat m1
gelmi bu dilnyaya, aamlar1 o size bakacak da siz gundilzleri
119

gezip azacaksmiz, rahat di:iek mi, s1cak yemek mi bulacaksm1z


burada ?. . . " diye bagmp c;agmyordu. Bir gun c;ocuklarm hepsini
etraf1ma toplad1m, onlara bir nutuk gec;tim: "Camna yand1g1mm
oliisii kandilli acuzesi bizi beylik mal gibi kullan1yor, hem bakm1-
yor, hem h1rpahyor. Onun i<;in nic;in c;ahacakm11z" dedim. "$im
diye kadar bize o mu bak1yordu ? 0 olmazsa a<; nu kalacag1z, ac;1k
nu ?" Bir hayli tir ettim. <;ocuklann akh kesti ve o gun onun he
sabma c;ahmamayi komplolad1k. Ben kendisinin ka1sma dikil
dim. Galiba c;ocuklann en biiyiigii bendim. "Bana bak arkad,"
dedim. "Biz aram1zda konutuk, seninle ortakhk etmemeye karar
verdik. Biz sana her gun para getiriyoruz, sen bize hakkmuz1 ver
rniyorsun. Bizim gibi tiiyii bitmedik i:iksiizlerin hakkm1 yemek gii
nah degil mi ? Senin bir ayagm c;ukurda. Mezarc1 Mahmut'la ni
anhsm; neredeyse gerdege gireceksin. Senin Allah'tan korkun
yak mu? Sen hepimizi anadan dogma enayi pilakisi mi, yoksa alt
nu alt1 eek hiilasas1 m1 sandm. Bundan sonra bizde i yak ! "
Acuze halis sabun gibi ki:ipiirdii. Almca siipiirge sopas1m eline
beni 1slatmaya bladI. Kaburga kemiklerimde hicaz perevi c;al
d1. Ben feryad1 basmca kapmm i:iniinde bekleen bizim haret
i<;eri dald1. Hepsi kopil, ama maim gi:izii. lc;imizde bir Koc; Musta
fa vard1. $imdi ha.la Galata'nm belas1dlr. Yalmz kafas1yla di:iviiiir.
Koc; gibi. Bir tos vurdu mu k1smda Zaloglu Riistem dayana
maz. Kafasma agir makinelinin mermisi bile lemez. Oglan ana
dan sanki tank olarak dogmu. 0 zaman yumruk kadar bir eydi
ama, kafa yine o kafayd1. Kariya bir kelle vurdu. Acuze kaidesi
iizerine oturdu. Derken i:iteki mikroplar taramaya <;1ktilar. Yatak,
yorgan kantirdilar, bir hayli mangiz ortaya <;1kt1. Kadmm elini
bagladlk. Hepsini gozii i:iniinde taksim ettik, ona da aym payi
aYifd1k. Hepimize ii<; be papel dtii. Sonra onun elini <;i:izdiik.
<;1kt1k gittik. Kan karakola ikayet eder mi diye sonradan bir hay
li korktuk. Karakol elimizden parayi almadan bitirmek ic;in evve
la pastac1ya, sonra muhallebiciye girdik. 0 gune kadar hi<; muhal
lebi yememitim. Herif iistiine giil suyu di:iktii. GUI bahc;esi gibi
mis mis kokuyordu. Bir yedim. Bir tane daha yedim. Sonra cad
deye c;1ktrm. Diikkan camekanlanna bak1yordum. Hazir elbiseler
1 20

vard1. Bakarken yamrnda baykru? bakl!?h bir herif peyda oldu.


Diikkana girsem c;ocugurn diye bana elbise vermezler, hem bu
paray:i nerden buldun, diye sormalanndan da korktum. 0 adama:
"Amca, dedim, al !?U paray:i da gir ic;eriden bana !?U klrm1z1 fistam
al. . . " Herhalde elimdeki para o fistarn almaya yetmezdi ama,
adam sesini c;1karmadi. Paray:i al1p ic;eri girdi. Fakat bir daha or
taya c;1kmadi. Haydan gelen huya gider. Herif bizim papellerle be
raber c1zdam1 c;ekmi!?ti. Kocakan sab1kah oldugu ic;in karakola
haber verrnemi!? olacak, polis filan kimse bizi tutmad1. Sonra bir
bka defa da yine k1m1za bir maim gozii c;1kt1. Hepimizi az
kalsm hem esrara, hem yankesicilige al1!?trracakt1. Bak anlatayun
da sen de !? !?U 1stanbul ic;inde ne nurnaralar vardir. Bir giin kar
yagml!?, diz boyuna c;1km1!?t1. Tipi de devam ediyor, tramvay yol
lan temizleniyor, yine doluyor, tramvaylar tek tiik i!?liyor. Oyle ti
pi giinleri vardrr. Sanki 1stanbullular 1stanbul'u sokak c;ocuklan
na emanet edip c;ekilrni!?lerdir. 0 zaman daha M1sirc;IS1 ve ora
daki bahc;e yapilmam1!?tl. Biz c;ocuklar otomobillerin !?imdi dol
mU!? yaptig1 ko!?ede durrnu!?, c;ocuklardan birinin, yahut birkac;1-
nm bir matbaadan arakladig1 birtak1m kag1tlan tutu!?turIDU!?, et
rafma c;evrelenmi!?, 1s1myorduk. Otomobiller lastiklerine zincir
takmI!?lar tek tiik, fakat giirii ltiileriyle gec;iyorlardi. Eminonii
Meydan1, Yenicami kemerinin alti bombo!?, ata bin, cirit oyna. 1!?
te biz burada be!? on kopil yakt1girn1z ate!?in etrafmda 1sm1p oynu
yorduk. Yan1m1zda zebella gibi bir herif peyda oldu. Ustiinde ol
dukc;a yeni, siyah bir paltosu vardi. Yakasmda bir kmn1z1 boyun
atkls1 bulunuyordu. Bir gozii digerinden kiic;iik, karga burunlu zi
bidinin biriydi. Elleri cebinde bizi biraz seyrettikten sonra:
"Ulan yumurcaklar" dedi, "gebereceksiniz burada Sizin eviniz
barlamz yok mu ? Gitsenize evlerinize. Sizin anan1z, baban1z yok
mu?"
Yanirnda bulunanm kolunu diirttii m ve kulagma:
"Arkad, herif aynas1za benziyor, bizi toplayacaklar galiba !"
dedim. Yanirnda olan Topal evket'm:
"Daha iyi ya" dedi. "Belki Karakoy'deki mektebe gotiiri.irler. "
Sonra adama donerek:
12 1

"Evimiz var yok sana ne ?" diye kafa tuttu.


"Sizi doguran analann ii;i d.Jma ugrasm, onlar sizi aramazlar
1111 '!"
" Benimkinin hovardalanyla ugrmaktan beni diii.inecek vak-
1 i yok" dedi. "Kan yinni dart saatin yirmi beini heriflerle yatak-
1 a /.(<'<;iriyor. Eve gidip ne yapayim ? Boynuz mu yald.Jzlayayim ?"
Bizirn Topal $evket o zaman ancak yedi sekiz ymdayd.J. Onun
1111 sozii adamm garibine gitm olacak ki, hem giildii, hem de:
"Enayi" diye cevap verdi. "Sen daha siit kuzususun. Sende boy-
1 111z <;1lanaz ki yald1z1 olsun. Burada kakrrdayacagma git evine.
Ananm hovardalarmdan sana ne ?"
Topal evket horozland.J:
"Arkad sen kendi ine bak" dedi, "o mide bizde yok."
Topal $evket i;ok iyi bir i;ocuktu. En sonunda namusuna yedi
remedi, on sene sonra kahpelik yapan anasm1 vurdu, oldiirdii
kendisi de idamhk oldu. 0 gi.in adam bu cevaba biisbiiti.in giildii.
"Goriiyorum" dedi. "Sizin gidecek yeriniz yok. Tipi de dinece
ge benzemiyor. Sizi kendi evirne gotiireyim. Benim yaptrracak kii
<;iik bir iirn var. Evvela 1Smrrsm1z, karnm1z1 da doyurururn. Siz
de benirn iirni yaparsuuz."
Otekilere yav sesle:
"Herif saglarn ayakkab1ya benzerniyor" dedim. "Anarn avrad.Jm
olun yoksullar evini boylayacag1z. Haydi siz oglansmiz, size gore
bir ey yok. Size Karakoy'deki mektep var. Arna ben ne yapaca
gun ?"
"Sen de pantolon giyiyorsun, dediler. Eger Erninonii merkezi
nin yolunu tutarsak hepirniz bir tarafa ko herifi oyalariz, sen
kai;arsm. "
<;ok iiiiyorduk. Adarnm teklifmi kabul ettik.
Herifm peine diiti.ik ve onunla birlikte Tahtakale'ye kadar
gittik. Orada bizi izbe, acayip bir yere goti.irdii. Bu eski bir hanm
arka tarafmda bir yerdi, fakat buraya hanm avlusundan degil, d1-
ardan bir bka kap1dan giriliyor ve buras1 pis pis baglfSak ko
kuyordu. Girdigimiz odanm ortasmda bir sac soba vard1. Adam
sobayi yakt1. Biz de etrafma belik sirnitler gibi kurulduk. Adam:
1 22

"Evvcla iliginiz kemiginiz lsmsm. Sonra konuuruz" dedi. Bizl


iki lie; saat oyle s1cak sobamn bmda b1rakt1. Bize c;ay da lsmar
l:umt1. <;ayc1 simit de getirdi.
<;; o k memnunduk. Fakat kirnsenin bu kadar c;ocuga iyilik et
meyecegini iyice biliyorduk. lc;imizden imdi iyice hatirlayamad1-
g1m biri atild1:
"Bana bak Amca" dedi. "Eger bize soyledigin i dilencilikse
benden paso."
Ve bir bkas1 da:
"Bizim oyle ie karmm1z tok, agz1m1zm pay1m ald1k" diye onun
sozi.ini.i tasdik etti. Adam bizim c;ocuklara bakt1 ve gi.ildi.i:
"Tellanmaym" dedi. "Bizirn iirniz eglenceli bir i, fakat gori.i
yorum daha yeni lsmd1mz, gevediniz. Biraz dinlenin sizinle son
ra konuacag1m."
btekiler ne yaptilar bilmiyorum. Fakat c;ay, simit ve sobanm s1-
cakhg1 bana mi.ithi rehavet vermiti. Bu adamm niyetinin iyi ol
mad1g1m bilmekle beraber kendimi tutamad1m, gozlerim yav
yav kapand1, uyumuum.
Ne kadar uyudum bilmiyorum, uyand1g1m zan1an, yanrmda
kirnsenin bulunmad1gm1 gordi.im. <;ocuklar kalkrn1lar, bir yere
gitrnilerdi. Elektrik ampuli.i yaniyordu. D1arda ortahk kararrn 1
t1. Hemen yerimden kalkt1rn yan kap1ya gittirn ve kap1ya yanm
ca ic;im rahat etti. Arkadlarm sesi ic;erden geliyordu. lc;eriye ba
11111 uzatt1m. Siyah paltosunu c;1karrn 1 olan adamm i.isti.inde yine
pek eski olrnayan kahverengi bir elbise vard1. KirmIZI atk1s1 boy
nundayd1. lc;ine nefti bir yi.in yelek giymiti. <;ocuklarm ortasmda
duruyor hepsine bir ey veriyordu. Ne veriyor diye dikkat ettirn.
Bu cigarayd1. Ben de ic;eri girdim ve:
"Amca bana da bir cigara ver !" dedim.
Yi.izi.irne bakt1. Gi.ili.irnsedi. Bir sigara da bana verdi.
Sonra hepimize birden:
"SigaranIZI ic;ip lsmm" dedi. "Bugi.in hava c;ok fena, i yap1lrna
yacak."
<;ocuklar hep beraber oteki odadaki sobanm bma dondi.ik.
Atei tekrar kIZItirdik ve sigaralanrn1z1 ti.itti.irmeye bladik.
< '.evriye sustu. Sonra ona:
- Sen hit; esrarlI sigara ii;tin mi ? diye sordu.
- Hayir Cevriye ! ..
- lyi ettin. Diinyada en kotii l?ey bu. Nice civanlar gordiim ona
hir kere al1l?tl m1? Mahvolup gitti. Allah ona kimseyi alll?t1rmasm.
B1nim arada bir ii;tigim oldu. Ben ona ne 1Smd1m ne de 1smmak
1s1 Pdim. 0 gt.in birinci defa esrarh sigara ii;iyordum. 1i;tiki;e bir tu
ha.fltim ve o zaman heniiz kopil oldugum it;in i;abucak kendimi
kaybetmil?im. Ben sizd.Iktan sonra oras1 pek omiir olmu. Kot;
Mustafa "u sigarayi daha sonra ii;erim" diye saklam1l?, hemen ii;
memil?. 1i;meyince de tabii dalgaya diil?memi, her eyi gormiil?. 0
hize soyledi. Ben bilmiyorum, hatirlanuyorum ama, giiya ortaya
1km1l?Im, kanto oynamaya blam11?1m. <;1rtlak Hamdi kendisini
Karakoy'deki il?aret memuru zannetmil? ortaya i;1km1l?. Otomobil
leri tramvaylan idare etmeye blamJ.l?. Birisi "Kopek geliyor, ku
duz kopek !" diye bagrra bag1ra kbl?elere kat;lllll? Bir bkas1 uyu
mul? kalkm1l?. Yani oras1 tam bir timarhaneye donmiil?. Kot; Mus
tafa "Bu sigara insan1 delirtiyor" diye korkmlll? , kendisininkini so
baya atmll?, fakat bizim dumanlar ona da biraz il?lemil?. 0 hmzir,
dinsiz imans1z herif sonunda <;irtlak Hamdi'yi de, Topal evket'i
de esrara al1l?tirdJ. Ben uyand1g1ID zaman berbat bir haldeydirn.
BIm agnyordu. Ha huzurundan Abi saga sola kustum. Aman
oliiyorum galiba, biraz hava alayim diye bir d.Il?anya i;1kt1m, t;lkll?
o i;1k:J.l?. Bir daha geriye dorunedim. Sonradan ogrendim ki, o he
rif anasuun goziiymlll?. Hem orada esrar tekkesi il?letiyor, hem de
kiit;iik i;ocuklan esrara alJ.l?tmp onlan kendine baghyor ve onla
ra zanaat ogretip saga sola sallveriyormlll? . Arna herif el oyunun
da yedi tula sahibiymil?. Parmak yok gibi t;alll?IrmJ.l? kiilliani. Bi
zim arkadlan o yetil?tirdi. Zavalh <;irtlak Hamdi kelleyi betona
i;arpmadan evvel onu bir gormeliydin. Yanmda Zati Sungur i;1rak
kal1r. Tramvayda insarun yanmdan gei;iverse cigerini gogus kafe
sinden sokiip agzmdan i;1kanr gider de herif farlona varmaz. Oy
le el i;abuklugu diinyada kimselerde yoktu. Zaten ustas1 olan o he
rif kendisine: "Sen benim hocamsm !" demil?. Bir kere kodeste tam
on iki din ISmda "Sen benirn hocamsm, ben senin bildigm
124

kolpolan bilmem" diye elini opm. Biz de o gtin kap1dan dap


gitmeseydik herhalde sonumuz pek iyi olmayacakt1. Biz de o :za.
naat1 ogrenip yapacakt1k. Malum ya "Aga yken egilir" derler.

Evet ona boyle mazisini, ocuklugunu, kendini heni.iz hibir


erkegin kollan arasma atmadig1 devirleri yatan bu hatrralan
anlatmaktan sonsuz bir haz duyuyordu.
Bi.iti.in hayat1 olan bu !?eyleri o !?imdiye kadar hibir kimseye
anlatmam1!?tl. Kimse onu boyle alakayla dinlememi!?ti. 0 !?imdiye
kadar daima yadig1 dakikayi yamI!?, daha once bir hayat1 ol
dugunu ve daha sonra da bir hayat1 olacag1m hi dii!?iinmemi!?ti.
$imdi ona bi.iti.in bunlan anlatrrken bu !?eylerin kendine ait ol
dugunu, kendini Cevriye yapan binlerce para oldugunu, kendi
varhgmm atism1 kuran malzemenin bu oldugunu hisseder gibi
oluyordu.
Cevriye zaman zaman susuyor, hat1rasuun karanhklan iinden
bmm aydinhk taraflarma hi.icum eden bu hatrralar iinde ona
anlatllmaya en layik olanm1 semeye abal1yordu.
- lstanbul duvarlanna yakm, galiba <;atlad1kap1'da bir bostan
vard1. Bu bostanm bir ko!?esi mezarhkt1. Ki.ii.ik bir mezarhk. lin
de dort be!? mezar ve kocaman bir sanduka vard1. Bu bostanm bir
inciri vard1 Abi, vallahi tam !?U yumrugum gibi. lstanbul'un hibir
yerinde boyle incir bulunmaz. Sonra da hemen bu bostanm arka
smda Allah'm bo!? arsalan... Viraneler... E!>ki birtakim mazgal de
dikleri. Buras1 gece yatmaya ok elveliydi. lncir zaman1 geldi
mi, hep oraya go ederdi bizim mikroplar. Bol g1da ... Temiz ha
va... Goztini.i sevdigimin lstanbul'u neresine gitsen li.iki.is hayat...
Pad gibi yan1r vallahi. Bostanc1 bizi yakalayinca e!?ek su
dan gelene kadar 1slat1rd1. Fakat biz o yokken incirlerin i.isttine
kurtlar gibi ii!?ii!?iiyorduk. lncirlerin en gi.izeli o mezarhk tarafm
dayd1. Yan yana mezarlarm tam arasmda ve asd sandukanm, ye
!?il sankl1 evliyanm bucunda 0 yatrrm b1daki kavuktan kor
kuyorduk. 0 gi.izelim agaca yanm1yorduk. limizden biri: "O in
cirler yatmn incirleri, alrrsak arp1lmz" demi!?ti. Bizde arpllaca
giz diye nah, yi.irek Selanik. .. lslim alrnaz ii ambarh Mahmudi-
125

y1'11in pervaneleri gibi gi.im gi.im gogus kafesini dovi.iyordu.


< >teki agai;lan tertemiz yapm1l?t1k. Ben bir gi.in gi.indiiz gozi.iyle
1111zarm bucundaki agacm incirlerini dikizledim. Aranuzda ni
an merasimi aktedildi. Akl?ama dogru Allah'm emri Peygam
hdin kavliyle nikfill. k1yild1. Gece gerdege girmek laz1m. k;.1k gi.i
Vl'Yi gibi ben yamp tutul?uyorum. Etimden et koparsalar ac1sm1
d 11ymayacag1m. Gozi.imi.i incirlerin atel?i bi.iri.imi.il?. Bir yatir degil,
hin yatrr karl?lllla i;1ksa beni durduramaz. Gece usuletle bostan
duvarmm etrafma bir teyel att1k. .. Derken ii;eriye zamkinos. Bos
l;ma ginnemle kendimi agacm iisti.inde bulmam bir oldu. 0 kadar
incir yedim, o kadar incir yedim ki, ben diyeyim yinni, sen de
otuz hani ya .. 0 akl?am da gok, tabak gibi. Bir ay I!?1g1, bir ay Il?I
.

g1 ki sonna gitsin. <;ocuklar oteki agai;lardaki bakayayi temizle


mek ii;in hep birden bostana hi.icum etmeye hazrrlanm1l?lar. Tam
bostana yakltlklan srrada agacm i.isti.inde bir l?eyin klprrdad1g1-
m gonni.il?ler. Malum ya incir agai;lanna da tekinsiz derler. Hem
de agai; tarn yel?il sankh sandukanm bucunda <;ocuklar ay I!?I
gmda bir golgenin incir agacmm bir dalmdan otekine s1i;rad1gm1
gori.ince beni iyi saatte olsunlardan zannetmil?ler, k1saca kuyruk
lar1m k1smca i;il yavrusu gibi oradan ti.iymi.il?ler.
Ben onlan gonnedim bile. Agai;tan ag1ya indigim zaman
ad1m atacak halim kalmam1!?tI. Hemen orada bir kenara bi.izi.il
di.im, mezarlarm arasmda uyuyup kald1m.
Cevriye bir mi.iddet sustu. Bir l?eyler di.il?i.ini.iyordu. Sonra:
- Ben o zamanlardan beri mezarlardan hii; korkmam, diye bo
bi.irlendi. Mezarhklar i;ok sessiz olurlar. Evliyalar da sandukadan
dolmaya filan i;1knuyorlar. Sanki oli.i degil, hepsi derin uykuda.
Ben mezarhkta i;ok uyudum. Hii; oli.i gonnedim.
0 mezarhklarda sade uyumamI!?, k1m da ekseriya mezar ara
lannda saga sola satm1l?t1. Fakat garip bir hicap hissiyle bunu ona
soyleyemedi. Ona sade i;ocukluk hikayelerini, bu basit, saf ve eg
lenceli hatiralanm anlat1yordu.
Ve bu i;ocukluktan bugi.ine kadar olan hatirlan ona anlatmayi
di.il?i.inmi.iyordu bile.
Kendini !?Uurlu bir istekle degil, gayriiradi olarak ona hep ken-
! 1 1 1 1 1 hn t a raf1yla bu basit temiz ve canh bir sokak <;ocugu taraf1y
,

l11 )( 14ttn11l'k istiyordu.


J\!'aha o bayle konw;mrken sazi.in mecras1 gen<; k1zhgma dog
rn akacak nuyd1 ? Ve hi<; istemeden ona hayatmm kati.i taraflar1-
m, a<;1k, pis ve giinahh sahillerini de a<;acak nuyd1 ?
Cevriye durmadan anlatiyordu. $imdi bir bru;; ka mevzuya ge<;
mif? bulunuyordu.
- Kimsesiz olmanm gi.i<;li.igi.i hastahkta duyulur. Allah insana
vi.icut saghg1 verdi mi, korkma, 1stanbul'un her bucag1 t1khm t1k
hm nimet doludur. Arna bir de kafayi yere vurdun mu, art1k <;ek
kuyrugu. lmanma ti.iklirdi.igi.imiin hastahg1 bir yaz beni bir yere
vurdu, bir yere vurdu ki. Atef?ler i<;inde yamyordum. Bru;;mu, vi.i
cudumu bir yandan bir yana dondi.iremiyordum. Yaz oldugu i<;in
ekseri vaktimizi bogazda ge<;iriy9rduk. Emirgfm'm i.isti.inde, biraz
sag tarafa, korunun arkasma di.if?en kii<;i.ik bir kaf?k vard1. Yan
m1f?t1. Sonra orasnu ald1lar da ki.ibik bir kaf?k yapt1lar. Daha o za
man orada dams1z dart duvar vard1. Geceleri onun i<;inde yat1yor
duk. Bir akf?am yine oraya gittim. Yatt1m. Sabahleyin yerimden k1-
mildananmd1m. Yalmz degildim. Her zaman dart bef? <;ocuk bera
ber dolru;; 1rd1k. Beni di.irtti.iler, salladilar. Kemiklerim kmhyor,
ganli.im bulamyordu. Arap Cemile: "Kiz ne oluyorsun" dedi, "Bet
beniz kill ohnuf? sende. Nallan m1 dikiyorsun ?" Yannna yaklru;;t 1.
Almma dag1lm1f? sa<;lanm1 ald1. Kadife gibi simsiyah kli<;i.ik elleri
vanh. Ne de gi.izel sedef kakilm1f? gibi de timaklan vard1. "(:ok fe
nay1m Cemile Abla !" dedim. Cemile benden biiyi.ikti.i. "Sen bugi.in
kmuldanm buradan" dedi. "Biz bir voli yapahm. Sana agleye bir
f?eyler getiririz. " Hepsi <;1k1p gittiler. Yerde eski bir yi.in minder. Bu
binanm bulundugu bah<;edeki tavam <;akmi.if? bir ah1rda bu min
deri bulmuf?tuk. Onun iisti.inde Cemile ile ben yat1yorduk. Cemile
kalkt1ktan sonra ben tek bru;;1ma kald1m. Hava s1cakt1. Bacekler
VIZild1yordu. Sinekler i.isti.ime geliyordu. Arap Cemile aglei.isti.i
bana silt getirdi. Si.iti.i bile i<;emiyordum. Halim daha ag1rlru;;m1f?tI.
"Klz Cevriye korkma" diyordu. "Ben buraday1m; sana anne gi
bi bakanm. Hastaneye filan kald1rtmarn seni. "
Biz sokak <;ocuklar1 e n fazla hi.ikllmetin eline di.if?mekten kor-
127

kanz. Malurn ya, insam hemen oraya sakatlann, delilerin yanma


J(iitiiriirler. Dariilaceze'ye. . .
Zavalh Cemile bana "Sen korkma," diyordu. Halbuki o s1ralar
da kendi c;op gibi bir k1zdi. Sonra serpildi. Boyu erkeklerin boyu-
1111 gec;ti. Bir ince beli, bir yuvarlak kalc;alan; bir mini mini, dik
dik gogiisleri oldu sonradan. Hemen biitiin erkekler ona c;ddmr
l ardi. Gec;en sene bozuk slit emmiin biri, iki kiireginin ortasma
hir b1c;ak saplayip aniden temizledi onu. Ben bilmiyorum orada
kac; gun hasta yatt1m. S1rt1m teneire, iki elim yan1ma gelsin,
onun bana bakt1g1 gibi diinyada kimse kimseye bakmanutir. Da
lla kiic;iiktii ama biitiin kir kahvelerinde, kir gazinolannda dol1-
yor, sinemalarda dinleyip ogrendigi ark1lar1 ingilizce taklidi ya
parak soyliiyor ve oradaki "Araplann" oyununu oynuyordu. Val
lahi bu taklidi o kadar miikemmel yap1yordu ki yani, Abi o sine
madaki siyah artistler onun yanmda halt ederlerdi. Zaten sonra
dan kendisi de artist oldu ya ! Mumhane Caddesi'nde artistler
kahvesine gelen c;opur gibi bir herif vardi. 0 kendisini bartist
yapt1. Anadolu'da dolmad1klar1 koy kalmadi. Yunanistan'a,
Arabistan'a bile gittiler. Sonunda o soysuz kdkuyruga tutuldu.
Namussuz herif bir de giizel olsa. Gozlerinin biri Yaradan'a yan
bakar, agz1 poyraza mail, ama Duglas b1y1klar yerinde. Soz soyle
di mi, c;ek sifonu goniil kabarmasm. Zavalh Cemile bir tutuldu
herife, bir tutuldu. Artistligi de yandi. En sonunda kara toprakla
ra pufla doek dedi. Ne diyordum ? lte ben hastayken Cemile
giindiizleri gidip kir kahvelerinde, kir gazinolannda ark1 soylii
yor, parsa topluyor ve akamlar1 gelip beni besliyordu. Bana ba
k1yordu.
Giinlerce kendimi bilmedim; o bana bakt1. Arna sonra Allah
onun bana yaptig1 iyilikleri hep oniine c;1kardi. En sonunda kendi
suc;u yiiziinden yakt1 bm1.
Bir an sustu bir ey diiiindii ve san1imi bir hamleyle:
- All u goniil ! dedi. Ve hemen sustu. Eger oda daha aydmhk
olsaydi. Yiiziiniin k1pk1muz1 oldugu goriiliirdii. Birden acayiple
miti. Tekrar maziye donebilmek, hikayeye b1rakt1g1 yerden b
lamak ic;in adeta gayret sarf etti. l c;ine diitiigii kmhg1 ve bu
128

"Ah u gontil ! " sozi.ini.i ni<;in soylemi oldugunu onun anlam bu


lunmasmdan korkuyordu.
Nihayet kendini toplad1 ve sesine biraz ewelki tabii tonu ver
meye <;abalayarak sozi.ine devam etti. Anlatt1k<;a yine mazi onu
kazand1 ve sesi hi<; gayret sarf etmeye hacet kalmadan tabii bir
ahenkle <;Ilcmaya devam etti:
- Arap Cemile bir zan1anlar hakikaten eller i.isti.inde doltI. 1s
tedigi oni.inde istemed@ arkasmdayd1. Bir kere ben onu Tepei.is
ti.i 'nde seyrettim. Onlann kumpanyalan Tepei.isti.i'nde de oynadI.
Ben boyle oynayan insan ornri.imde gomledirn vallahi. Ah ona la
yan kopuk. $imdi 1 5 seneyi alnu diyorlar. Dilerim Allah'tan o
dort duvar arasmdan kurtulmasm. Gozi.ini.i orada kapasm. Civan
gibi tazeye nasll k1yd1 ? Boylesi dost degil, Allah'm belas1. Tekel
rni.ibarek. Sanki o ya kadar Cernile'yi kendi bi.iyi.itmi.i, kendi
beslern yetitim1i gibi i.isti.ine bandrol koyacak. Cemil'nin pa
tentasm1 ahp tapusunu i.isti.ine ettirecck. Artist bu ! Meslek icab1
seninle de gezer, onunla da. Hem Cemile fantaziye alum1t1. Val
lahi son zamanda hep Bafra Maden i<;erdi. 0 naylon kemerler. 0
naylon tabaka Bir i<;im su olmutu. Hem de kibirlenmemiti. 1n
sam nerede gorse boynuna sar1hr, apur upur operdi.
Evet hakikaten onunla hep iki oz kardei;; gibi semlerdi. Bil
li.in hayatlan mi.iddetince birbirlerine her zaman destek olmui;;lar
dI. Yalmz kendisi artist olup kumpanyaya girdikten sonra uzunca
bir mi.iddet i<;in birbirlerinden aynlmlard1. Fakat son defa 1stan
bul'a geldigi zaman vurulmasmdan birka<; gi.in ewel Cevriye'yi gor
rni.ii;; ve onunla Galata'da bir tan1d1k meyhaneye giriverrnlerdi.
Cevriye'ye "Cevriye bizim <;orbac1ya ben senden bahsettim.
Gi.izel milli oyunlar oynad1g1m soyledim. Bir aya kadar turneye
c;1k1yoruz seni de beraber goti.irecegiz ... " demii;;ti.
Fakat Cevriye bu teklifi kabul etrnemti. <;i.inki.i Arap Cemi
le'nin son gelii;;inde Cevriye art1k "o"nu tanmui;; bulunuyordu.
Ve 1stanbul'dan uzaklrnak kendini korkutuyordu.
Yine onun ic;in Si.in1bi.il Dudu'nun kendisine pei;;ke c;ektigi zen
gin rahyi da atlatnui;;, onunla metres hayat1 ge<;irrnek isterne
rniti.
129

Halbuki Cevriye'ye Siimbtil Dudu n e kadar da israr etmil? ve:


- Cevriye yayrus ah-;iges senin gibisine ancak altml!il alt1 e!ilek
hulasas1 lakab1 yerinde bir kelam olur. Sen akhm irdm ? Yok
sam zihnin art1k sana yan degildir, sevdal1sm ? Herif Kurtulu!l'ta
sana db!i!eli bir apartman a-;acak. Zemin katl memin katl, mer
h um Karacahmet Mezarhg1'ndan, Tklla arsalarmdan daha ko-
1 iidiir? Herif senin cilvenakhgmdan meftun olmu... "Aman Siim
hiil Dudu Fosforlu da Fosforlu" diyem kulaklannu -;aki-;ak ede
o r. Ge-;en ak!i!amm alnmda yine zuhur etti. Oniine biraz meze et
tik, azc1k Ata Bey'le kelan1dan sonra, anla soziim antir parantez
aras1, herif Ata Bey'le biiyiik dost. Oylem bir atoor, oylem bir ato
or ki... Kilolan devireoor. Senden kelama ag1z eyledi vallahim.
Mmakyan Efendi truppusunda merhum Binemeciyan fu?ik kont
roliinii ondan iyi edemezdi. Soyledik-;es co!ltu, CO!ltukcas soyle
di. En sonunda, k1smda beni sen mi hayal etti ne olduysa ol
du, boynuma sanhp iki yanag1mdan !i!apur upur opmez mi. Dog
rusu herif ileriye gidecek diye bayag1 korktum.
Cevriye bu sozleri kahkahalarla dinlemi!lti.
O adamm metresi olrnasm1 isternerni!lti.
Kendisiyle Siimbiil'iin evinin on salonunda bulundugu gece
Cevriye'ye de a-;1k-;a bu teklifi yapm1!ltl. Paras1 oldugu belliydi. 0
aam bol bol para vermi!l ve eger kendisiyle yamaya raz1 olur
sa, be!libirlik takmayi, altm bilezik alrnayi vaat etmi!lti.
Cevriye "Galata'da altm bilezik, be!i!ibirlik taktm rn1, ya biri
boynunu ya bir bkas1 kolunu keser insanm" diye alay etrni!lti.
- Gel seninle haftada bir gorii!lelim Hac1 Aga diye kolunu boy
nuna dolam1t1. Her giin birbirirnizi goriip de ne yapacag1z ? Sen
de bilirsin, her giin baklava borek bile yense b1k1hr.
Hac1 Aga sarholuktan siiziilen gozlerle ona bakarak:
- Ben senden oliinceye kadar b1kmam Cevriye. . . diye onu ate
li gogsiine -;ekmiti. "Hac1 Aga" tra11 oldugu i-;in vaktin<len ev
vel ihtiyarlam1!ila benziyordu. Torun sahibi oldugu haldc ancak
k1rk ya<?mda bir erkekti. Fakat kasabasmda itibarh olrnak i-;in b1-
y1k biralamti. Pos b1yiklan giirdii ve i-;inde beyaz teller de vard1.
Kasabadaki karIS1m -;oktan kucaklamaz olmutu. Kar1s1 kcndi-
1 30

sinden be!? Ya'? kadar bi.iylik bir kadmd1, agabeyinin kans1. Aja
beyi oldi.igi.i zaman o bu kadm1 nika.hlanu!?tL 0 zaman kadm yir
mi, kendisi on be!? Ya.<?mdayd1. Uzun zaman bu kadm1 da imdl
Cevriye'ye kar1 hissettigi arzuyla sevmiti. On sene. On sent>
sonra. Art1k kendi yim1i be, o otuz Ya.<?Ina gelince. onu kocamI!1
bulmutu. 0 zamandan beri, kar1sma her zan1ru\ ihanet ederdi.
Fakat Cevriye'ye gelinceye kadar hibir kadm onun i.izerinde
bu kadar kuvvetli bir tesir yapman11t1.
Son zamanlarda ii icab1 s1k s1k lstanbul'a geliyordu.
Si.imbi.il Dudu'nun soyledigi, zemin katmda dayah doeli bir
apartman degil, bir Rum evinin alt katmdaki iki odayd1. Burada
Rum ailesinin b1rakt1g1 eyalar vard1.
Daha evvel bu eve, gen bir Rum klZI atnu, alt1 ay kadar lstan
bul'a gidip geldike hep oraya, onun yanma inmiti. Son defa ha
bersiz geldigi bir gece klZI evde gen ve yak11kh bir Rum deli
kanhs1yla yakalam1t1. K1z:
- Kardesim bresi... Matoteo kardesim. . . diye onu avutmak,
kandmnak istemiti. Fakat, hibir zaman ehirliye aldan1p, "an
davalh" telakki edilmek istemeyen bi.iti.in ta.<?rahlar gibi o da bu
soze kanmrum ve oglan1 da, onu da bir temiz dovdi.ikten sonra
kap1 d1an etmiti.
$imdi evin kiras1 bir senelik pein verildigi iin daha be bu
uk ay iinde oturacak bir kadma ihtiya vard1.
Cevriye'yi oraya be buuk ay iin atmak istiyordu.
Ba.<?ka bir zamanda olsa, i.iphesiz Cevriye de bi.iti.in sokak klz
lar1 gibi boyle bir teklifi cana minnet bilecekti, fakat Cevriye iste
miyordu.
lstemiyordu ite. Eger bu adamla beraber Ya.<?amaya raz1 olur
sa, ona hasret duydugu geceler nas1! bu "andavalh"nm yanmdan
aynhr da ta buralara kadar gelebilirdi. 0 adamm boynuna dola
nan kollan Cevriye'ye kendisini baglayan zincirler gibi geliyordu.
Kendi kendine: "Zampara dedigin kerata, bir kere gori.ili.ir. Sonra
gider, her gi.in ayn1 adam olur mu hi ?" diyordu.
Hayrr bi.iti.in bunlan, hayatmm bu tarafm1 ona anlatmak istemi
yordu. Akima boyle eyler gelince hemen onu hatrralarmm arka
\'I' karanhk taraflartna tlkltmyordU Ve btntn On pJantna, Utan
lll;H l igl resirnleri <;-ekip ahyordu.
A.rap Cernile'yi tarn kiireginin ortasmdan v11rdu. Densiz
1 1 1 1a 11s1z ! diyordu.
Sonra ic;ini c;ekiyordu.
- Onu oz k1z kardeirn gibi severdirn, diyordu. Bir gun para bi-
1 1 k t irirsern onun ic;in mevlit okutacag1m . . .
Sonra:
- Mevlit okutmak iyidir degil mi ? dedi. Olliler mevlit okunursa
1; o k rahat ederrni. Mevlit okunursa dogrudan dogruya olulerin
rnhuna gidenni.
- Butlin bunlar1 nereden ogrendiniz ?
- Butun bunlar1 ben Krrk Yarnah Hoca'dan ogrendirn.
- Kimdir bu adarn ?
- Kirk Yarna Hoca rn1? 0 ulerna adarndrr Abi. Hani u Sultanah-
met'te Alrnan'm c;emesinin yanmda dilenir. San sakalh bir adan1-
d.1r. lhtiyar da degildir hani, oyle Allahhk olacak yta degil arna.
lc;inde irnan var. lman. Onu dinleyenler var, eskiden sesi pek gti
zelmi!?. Haf1zm1. Bir Kuran okunnu!?, bir Kuran okunnu!?. Sonra
sesinin guzel oldugunu duymular. Kendisini bir <;alg1h gazinoya
gotiirmuler. $arkl okusun diye. <;ok para venniler, adarn da ra
z1 olmu. Arna Allah'm gazabma gelen sesi daha ilk gece ark1
soyleyecegi zarnan birdenbire kesilmi. $imdi sesi nefes gibi ince
<;1kar. Kendi bunu soylemez, saklar. Bana o ogretti bunlan. Allah'1
ve Allah'1 sevmeyi de bana o ogretti. Ben onunla konumay:i <;ok
severim. Her zarnan gordi.im mu yanma otururum. Sozleri insamn
ta ytiregine iner. Cemile oldugu zarnan <;ok aglad1m. <;ok agladlm
o gi.in. Sonra deli gibi dolrrken k1ma <;1kt1. Yanma gittim,
oturdum. Bana <;ok eylerden bahsetti. Kirk Yarnah Hoca diyor
ki, eger insan bir kere ytirekten tOvbe ederse, ne gi.inah yaparsan
yap, Allah affedenni. Arna bir kere i<;ten tbvbe etmek laz1m.
Ona yi.iksek sesle soylemedi, fakat i<;inden: "Ben de bir kere
tbvbe edecegim" diye di.ii.indi.i. "Daha gencim. lhtiyarladlgun za
man, oli.imi.im yakltig1 zarnan... " Ve sonra konmaya devam
etti:
- Kirk Yamah Hoca, benim Cemile ic;in aglad1g1m1 gortince,
M Ncyin var'!" dedi. Neye aghyorsun Cevriye ?" Ben de kendisine
clccli111 ki: "I lani benimle beraber dol1rd1 eskiden bir loz varcb.
Arap ( :l'mile derlerdi. Bilmem sen gordiin mi.i ? Bir imans1zm birl
1 11111 s11tmdan vurdu oldtirdi.i... " "Onu c;ok mu severdin ?" dedi ba
na. Ona dedim ki, "Onu c;ok sevmek de soz mi.i ? bz karde!?imden
yakmd1 bana. Bana hem c;ok iyiligi varcb." Kirk Yamah Hoca'ya
hep anlatt1m. Onu tamd1g1mdan beri bana yapt1g1 iyiligi ve benim
hastahg1mda bana nasll bakt1g1m anlattim. "Ona borc;Iusun" dedi.
"Onun ruhuna mevlit okut o da rahat eder, sen de... " Ben kendi
sine her zaman para verdim. Benim ic;in okusun diye ... Allah her
!?eyi bilir. Elbet onun okudugu dualarm da benim hesab1ma okun
dugunu bilir. Gozi.ini.i sevdigimin Allah'1 ona ne malum olmaz ki...
- Allah'1 c;ok mu seversin Cevriye ?
Cevriye'nin sesi birdenbire derin bir mana alm1!?ll:
- Ondan bka sevecek kimsem yok ki Abi.
- Onu nic;in seviyorsun ?
- lnand1jm ic;in.
- Ona c;ok mu inan1yorsun.
- inan1yorum elbctte. Ona inanmay1p da kime inanayim?
bteki susmu!?tu. Uc;suz bucaks1z bir gok parc;as1, sayilamaz yil
d1zlanyla b1mn i.isti.inde uzan1p gidiyordu.
- Allah bize bu diinyada neye mahrum kald1ksa onlann hepsi
ni oteki diinyada vcrecekmi!?. bteki di.inyada. Belki bana orada
bir de anne verir.
Giiliiyordu. Bu c;ok tuhaf bir fikirmi!? gibi geliyordu ona:
- Sonra da kim bilir, belki de o Beyoglu di.ikkanlanmn came
kanlann da kedi cigcre bakar gibi bakt1g1m tiiyli1, c;ic;ekli !?apkala
n, o can1m ernprime kum3.'?lan verecektir. l nsan m gonli.i ne ister
se onu verecekrni.
Birdenbire gozi.ini.in oniine Kapahc;1'daki bir di.ikkfmda gor
di.igi.i gelin elbisesi ve teller, duvaklar geldi. Ve bu elbiseleri ken
di i.isti.inde gciri.ir gibi oldu.
B eyaz elbiseler, teller, duvaklar ve yanmda gogi.is cebinde k1r
rn1z1 bir rnendil, ayaklarmda yeni boyannu. yeni cilalanm1 pml
133

pml bir iskarpin, boynunda gilllti bir kravatla onu gtivey olarak
lahayytil etti. Esans kokan elini ona uzatacak, onu kolundan tu
lacak ve lacivert ceketi, gri, tittilti pantolonuyla ne 1k bir darnat
olacakt1. Belediye dairesine girerken seyyar fotograf<;1ya resim
1;1.ktireceklerdi.
Cevriye'nin kalbi bu htilyayla tatll tatll <;rrpmmaya blad.I.
11,'.inden. "Enayi pilakiligine ltizum yok" diyordu. "Boyle eyler bu
di.inyada olmaz. Bu ancak ahirette, goni.illerin her anusunun ye
rine geldigi cennette olacakt1. Cennette... "
- Gonltimi.iz neye hasretse hepsine cennette kaacakm11Z.
Sesi bir m1nlt1 gibiydi.
- Ne gonltimtiz <;ekerse hepsi ontimtize geliverecelani. Yiye
cekler, i<;ecekler, giyecekler, hepsi.
0:
- Oltilerin bedenleri yoktur ki, dedi. Yiyecek ve giyecekleri ne
yapacagiz ?
- Klyarnet gtinti dtinya avm; it;i gibi dtimdtiz olacak ve mevta-
lar kefenleriyle mezarlardan f1rlayacaklarm1.
- Bunlan size kirn anlatt1 ?
- Kirk Yarnall Hoca Sen duymarn ffilydm ?
- Hayrr!
Cevriye bir an sustu. Sonra:
- Yoksa sen Allah'a inanmaz mISm ? dedi.
Oteki boguk ve tok bir sesle cevap verdi:
- Hayrr!
Cevriye tirperdi:
- Allah'a inanmazsm da nasll olur da boyle iyi olursun ? dedi.
Tovbe et. Allah'a inanan, cennete inanir. Cennete inanmasak ne
timit ederiz bu dtinyada ..
- Ben de cennete inanrrun. Arna benim cennetim Kirk Yarnall
Hoca'mn cenneti degildir.

Cevriye btittin hayatmda hi<;bir kimseyle bu kadar uzun konu


marn1t1.
Cevriye btittin hayatmda bu kadar uzun konutugunu hatirla-
1 34

m1yordu. Tath bir yorgunluk ve rehavet ic;indeydi, hep arkaiistU


yat1yordu, goge bak1yordu.
Y1ld1zlar nurdan bir yagmur gibi s1k s1k ak1yorlard1.
Hayir ! .. Onunla arasmda hic;bir ey gec;medigi halde mazisinin
en tath hatiralanm ona ckiklip sac;t1g1 bu gC'ccyi ohlnceye kadar
unutmayacak, bu gecenin hat1ras1 onun kalbinde ve ba;anda ha
yatmm en mesut hat1ras1 olarak yru;; ayacakt1.

Cevriye, gun gec;tik<;e kalbinde -kendisi "Tovbe, tbvbe !" diyor


du- Allah'a ay1rd1g1 yerin onun tarafmdan igal edilmeye bru;;lan
d1g11u hissediyordu.
CeVIiye onu sayd1g11u, onu sevdigini, onun her insandan daha
kudretli ve yiiksek olduguna inand1g1m hissediyordu.
Bu hissi kendisini Allah'a baglayan hisse yakm bir his gibiydi.
Kirk Yamal1 Hoca'nm telkinleriyle nasil kalbinde Allah'a ka.njI de
rin bir sevgi ve sayg1 bulmusa, imdi de ona yakm bir hisle bu
yabanc1ya tapmaya bru;; lan11!?t1.
Ona ka.njI olan hayranhg1yla onu kendisinden o kadar ytiksek
telakki ediyordu ki, nas1l Allah'tan, muhabbet, sevgi ve htirmeti
ne ka.njI bir mukabele timit etmezse, ondan da kendi duygularma
ka1hk olarak hic;bir ey beklemiyordu.
Kirli, gtinahkar hayatmda Kirk Yamah Hoca'nm ona ogrettigi
affedici, nzk verici, yarat1c1 Allah'a kar!?I duyulan inane;, nasil te
mizleyen, btittin gtinahlardan y1kayan bir bucak ise, ona ka.njI
duydugu his de kendisini her gtinki.i hayatm kirlerinden, gtinah
kar hislerinden uzaklru;;t1ran bir melce olmu!?tu.
Diger erkeklerden istedigi eylerin hic;birini ondan istemiyor
du. Diger erkeklerin ondan bekledigi eylerin hic;birini de o ken
disinden beklemiyordu.
Buna ragmen ve daha dogrusu bunun ic;in o hayatta btiti.in his
siyatmm mihveri olmu!?tu.
Onu gormek, onunla konumak, onun yanmda birkac; saat ge
c;irmek Cevriye ic;in dtinyanm en btiytik saadetiydi.
Onun odas1 cennetten bir parc;a gibi bir eydi.
Orada imdiye kadar mevcutiyetini tasavvur etmedigi gibi ha-
135

va tenefftis ediyor, bir bru;;ka hayat yru;;1yordu.


Sevgilisine giderken i.isttindeki gi.indelik elbiselerini atan bir
i nsan gibi fahi!i>eligi, sokag1, meyhaneyi, jilet yaralanm , dbvti!i>ti,
ki.iftirleri, rezaleti tizerinden s1ymp at1yor, bru;; ka bir kimlikle stis
h'n iyor ve oraya oyle gidiyordu.
Bi.iti.in varhg1 degi!i'iyordu. lri siyal1 gozlerine btiytik sevda ka
d mlannm manah bir ate!i>le tutu!ilan derin, muammah bak1!i>lar1
doluyor, benzi bir fildh;>i bebek benzi gibi saranyor, k1muz1 du
daklannm kenannda bir i.imidin titre!ilmesi hasil oluyordu. Omit,
korku, saadet, tizi.intti, endi!i>e ve hicap, bu stirttik ve s1ynk gorti
ni.imti, ytiztinden kopanp at1yordu.
Vi.icudunu rasgelene venni!il olan Cevriye umulmaz bir ruh be
karetiyle onu seviyordu ve bu odaya girdigi zaman sac;larmm p1-
nlt1s1 sokak fenerlerinin dibinde durdugu, gec;enleri davet ettigi
zamanlardaki pmlt1ya benzemiyordu. En karanhk gecelerde bile
gontilleri tutu!i'turan ve ona lstanbul kaldmmlannda Fosforlu la
kabm1 kazandmm!il olan sac;lannm bu pmlt1s1 gtinahkar bir da
vetc;i, c;ekici bir I!i>Ilt1 degildi. Hayir bu pmlt1lar onun odasmda,
onun yanmda oldugu zaman adi kartpostallarda melek resimleri
nin bru;; lan etrafma si.irtihnti!i> yald1zlara benziyor ve bu sac;larda
sanki ilahi bir hale yaratiyordu. Cevriye, "Fosforlu Cevriye" kim
liginden tamam1yla soyunarak onun yanma geliyordu.
Evet kendisini verdigi erkeklerin isimlerini, say1s1m, ytizlerini
bilmeyen bu sokak klz1 "Fosforlu Cevriye" i.iphesiz ki, kendisine
bir tek gi.in bir sokak kadmma bakar gibi bakmaml!il veya bakt1g1-
m gostennemi!i' olan bu adamm kar!i>Ismda, eline erkek eli ytizti
ne erkek gozi.i degmemi bir bakire kadar mahc;up ve temiz olu
yordu.
Cevriye, bunu kimseye anlatamaz, anlatsa ona kimse inana
mazd1.
Fakat i!i'te, bu yabanc1 adam onun varhgmda bu acayip degi!ilik
ligi yapIDI!i>tl.
Ruhu bi.ittin tortulanndan, bi.ittin kirli ve kar11k h1rslanndan
si.izi.ili.iyor, onun yanma ic;i bir kristal gibi pm! pm! olan bir hi.ivi
yetle c;1k1yordu.
136

Onun ruh degiildigi gori.intitine de bka bir hususiyet veri


yordu.
Onu kaldmrndan, rneyhaneden, randevuevi veya yangm yerin
den tan1yanlar bir kere de bu odada gorseler, ona Cevriye diye
mezlerdi.
Evet onda art1k ne titreyerek larnildayan ornuzlar ne de ytize
dogru dtien sai;Iari arkaya atrnak it;in tekrarlanan hin, gen
ve sert b hareketleri vard1.
Sesi irretligini kaybediyor, bi.ittin vi.icudu ag1r ve yurnuak ha
reket ediyordu.
Ona giderken ytizi.intin fazla boyalanm, sai;Ianmn i;Ilgm dag1-
mkhgm1 di.izeltmeye, elbiselerinin kir ve pasm1 ternizlerneye itina
ediyordu. Ve Cevriye ona, her zaman ona gitrnek, onun yanmdan
hit; aynlmarnak istiyordu.
Bu yeni hi.iviyetler, eger irnkan olsa, eger zernin bulsa Cevri
ye'nin asII varhg1 olabilirdi.
0, kendi mevcudiyetinin bu klz i.izerinde yapt1g1 tesiri gori.iyor
muydu ?
Onunla acaba neden bu mtinasebeti devam ettiriyordu. Bi.ittin
bir kl ve bir yazm rni.ideaddit gecelerini kendi evinde get;iren bu
kadma neden sahip olrnak hevesine kapilm1yordu?
Acaba onunla boyle bir rni.inasebet tesisinden, onu daha fazla
hayatma katrnaktan korkuyor rnuydu ?
Nihayet kendisi de rni.inzevi yayan bir adam degil miydi ?
Bunlar anlIIIr eyler degildi.
Hatta bir bka yerde bir bka kadim da olsa, boyle bir kmn
bu kadar hususiyetine girrnesinden sonra ona bu derecede bir
uzald1k gosterrnesinin izah1 gi.it; bir eydi.
Bu oyle bir eydi ama hakikatti.
Ve hakikatin boyle olrnasm1 kimse degitiremezdi.
Bazen insanm arkasma sokakta ytiri.irken bir s1ska kedi veya
bir uyuz kopek tak1hr. Bu kedi veya kopegi ne kadar kovsamz, ya
mmzdan ne kadar uzaklt1rrnak isteseniz o sizi takip eder. Evve
la sinirlenir, sonra hiddetlenirsiniz. Fakat, nihayet yurnuar ve
hatta birt;ok kere onu evinize al1rsm1z ve sonunda o sizin hit; ay-
U7

nh11ad1gimz, sevgili bir dostunuz olur.


Belki Cevriye de onun ic;in boyle olmu!iitu. Muhakkak ki evve
la onu istememi!ilti. Sonra geli!iiine hiddetlenmi!il ve en sonra onu
hir emrivaki olarak kabul etmti.
0 da, Cevriye'nin kendisine baghhg1m anlaml!iltl. Ona inanc1
vard1 ve ona adeta gtiveniyordu. Art1k "akrabam" dedigi ve ken
disine yiyeceklerini getiren adam, Cevriye odada oldugu zaman
hunlan kapmm d1!iimda brralamyordu. Cevriye'nin ic;eride bulun
dugu zamanlarda dahi ic;eriye gidiyordu. Ve art1k Cevriye onun
kim oldugunu da ogrenmti. Bu, hanm kap1c1S1ych.

Cevriye onun ozel hayatma girdikc;e gizli ve korkulu bir hayat


gec;irmekte oldugunu anlamakta gecilanemti.
Bu kadar korkulu ve boyle gizli bir hayat gec;iren bu adamm sir
ortag1 olmaktan btiytik bir zevk duyuyordu.
Bu zevkten ziyade gururlanmasma bir vesile oluyordu. Onun
hayatma giren mahdut iki ki!ii iden biri olmakta iftihar ediyordu.
ikincisi belki onun sue; ortag1 olabilirdi. Cevriye biliyordu. Bu
adam polisten korkan bir adamd1. Muhakkak ki bir sue; leyerek
hayatm1 kazan1yordu.
Cevriye onu, bir hapishane kac;Iom, hentiz ele gec;memi!il bir
mticrim, yahut yine kan!il1k i!iiler yapan bir sab1kah zannediyordu.
Kanunla, polisle, me!ilru ve kanuni hayatla normal bagmt1s1
olan tek adam tan1mam1!ilt1 ki, bu ona gayritabii gelsin. Bu adamm
suc;u ne ise onu i!iilemeye devam ediyordu. Cevriye bu hususta
tecrtibeliydi.
Hatta Cevriye ag1 yukan onun suc;unun ne oldugunu da an
lad1g1m zannediyordu.
Bu bir nevi kac;akc;1hkt1. Bu adam sandalla gidip geliyor ve giz
li bulundugu yere daima paket paket agir birtaklm !ileyler 1yor
du. Bu, ya korsanhk veyahut da bir kac;akc;1hk olabilirdi.
Evet, onun bu gizli hayatma giren, onun, gizli yachgi yeri bilen
iki ki!iliydiler. Bunlardan bir tanesi zaruret ytiztinden bunu biliyordu.
Kendisine gelince, kendisini ona baglayan !iley bir i!il zarureti
degildi.
1 38

0 kendisini, butiin gi zl i yamasma ragmen, hasta oldugu ic;in


sokaklarda b1ralanam1, boyle bir eyi vicdam k ab ul etmemi, bu
yabanc1 ve bu mec;hul kadm1 kendi gizlendigi bu yere getirm il?ti .

$imd1 Cevriye onun iti m ad m a lay1k olmak, ona fedakar bir ar


kadru;; olmak istiyordu.

Cevriye'nin, biri onun yanmda, dige1i de onun yanmda bulun


mad1g1 s1 ralarcla, iki apayn , iki bambru;; k a hayat1 vard1.
Bu iki hayat birbi1iyle hi de ic; ic;e degildi. En ufak ekilde bi
ri digc1inin smmm W?nUyor, muayyen ve kesin snurlarla birbirin
den aynhyorlard1.
Ccvriye hem onun yanmda ve hem de sokakta aym derecede
samimiydi.
Her iki tarafa da hi.iviyetini degitinnek ic;in kendini zorlaya
rak degil, gonli_inden geldigi, bW?mdan gec;tigi gibi Ylli?Iyordu.
Onun odasmda olmad1g1 geceler yine koe bW?larmda muteri
bekliyor, yine sarho sofralarmda "YW?a be Fosforlu" alk1lan
arasmda c;iftetelli oynuyordu.
Yine Galata'nm, <;ememeydan1'mn, Beyoglu yan sokaklanmn,
Tophane'nin, TW?klla, Giimuyu, Yeniehir, Kurtulu, Mecidi
yekoy'un biricik Fosforlusu olarak ka11yordu.
Yine sokak serserilerinin, az1h sab1kahlarm, 1stanbul'un yeral
tmm narnh gi.izeli, ateli W?liftesi, Fosforlu Cevriye'ydi.
Yine meyhanede erkekler onun ic;in dovi.ii.iyordu.
Yine o, kaldnunm Fosforlusu, kfill para ic;in, kfill para almay:i
di.ii.inmeden saga sola giizelligini, kadmhg1m dag1t1p duruyordu.
Bi.iyi.ik bardaklarla ac; karmna susuz rakllan ic;en, ag1z dolusu
ki.ifretmesini bilen, c;iftetelli oynarken esmer omuzlarm1 f1kirda
tan c;apkm Cevriye'yeydi o.
Evet bu eski hi.iviyet hie; degimemi ve bu eski hayat devam
edip gitmii;;ti.
Yalmz bu hayatm ic;inde kendi tabiriyle kimsenin gacosu olma
maya, kimsenin kendisine balta olmamasma gayret etmiti. Balta
olmasmlar "asllmasmlar" diye bir kere beraber bulundugu bir er
kekle ikinci defa beraber bulunmamaya c;ok dikkat etmii;;ti.
139

Her tekerriiriin onlarda bir ah;;kanhk dogurdugunu onlarla


olan uzun tecri.ibelerinden iyice bildigi ii;in boyle bir miinasebe
tin kurulmasma meydan vennemeye i;abalanu;;ti.
Halbuki eskiden dost tutulmay1, az1h, belah bir sab1kalmm "ga
cosu" olmayi severdi.
Bir kere diger k1zlar arasmda ne olsa insamn itibar1 olur, son
ra da elin iti, kopugu rasgele bela kesilmezdi.
Fakat ;;imdi Cevriye kimsenin "gaco"su olmak istemiyordu.
Eger oyle olursa bir miiddet ii;in Necatibey Caddesi'ndeki giz
li ziyaretlere veda etmek, pe;;i sira kimseyi onun sakh oldugu ye
rin izine dii;;iirmemek ii;in bir daha o caddeden bile gei;memek
laz1mdi.
Cevriye'nin en fazla dikkat ettigi ;;ey buydu.
Onun varhg1 hakkmda ;;imdiye kadar agzmdan tek soz kai;ir
mam1;;ti. Herhangi bir ihtiyats1zhkla onun varhg1m ve gizli oldu
gu yeri bir ba;; kasma ogretirim korkusuyla her an titremi;; ve ha
yatta en biiyiik degeri bu s1m saklamaya vermi;;ti.
Hem o yerin gizli, mei;hul ve kendi her giinkii hayatmdan apay
n kalmasmda, onunla hi<;bir ili;;igi olmamasmda bir ba;; ka giizel
lik ve lezzet vardi.

Cevriye mevcudiyetinin bir k1smmda bir sokak kadm1, diger


k1smmda bir arkada;;h . Evet, hem de bir erkegin arkada;;1yd1.
Bu erkek kendisine "siz" diye hitap ediyor, elini eline degdirmi
yor, giinlerce ba;; ba;;a kahyorlar da onu kollan arasma almak is
temiyordu.
Onu namuslu bir kadm gibi say1yor: "Kiz bir i;iftetelli oyi1asa
na ! " diyerek ona kanlannu;; hayvan gozleriyle, biitiin digerlerinin
gozleriyle bakm1yordu.
Boyle bir ;;eyi ondan istemek aklmdan gei;miyordu.
Onu art1k her zaman giiler bir yiizle, samimi bir arkada;; kar;;1-
lar gibi kar;;1hyordu.
Evet bu iki hayatm arasmda gecenin kalm duvarlar1 vardi. E n
karanhk geceler o hayat1 b u hayattan aymyordu.
Cevriye biitiin i;irkinligi ve biitiin kiriyle, apai;1k ve meydanda
1 40

olan hayatmdan c;1karak, en karanhk gecelerin orttilerinden s1yn


hp onun hayatmm esrarengiz, fakat temiz goriinen gizliligine giri
yordu.

Cevriye birkac; defa onun hayatm1 ogrenmek istedi.


Bu s1rf bir kadm tecessilsil degildi. Onu daha iyi tan1mak, se
ven kalbinin bir ihtiyac1yd1. Onu boyle gizli YW?arnaya mecbur
eden, her p1t1rt1dan ilrkilten suc;unu ve faaliyetini bilmek istiyor
du.
Cevriye polisten gizli ve kanund11 YW?ayan birc;ok kimseler
gormi.itii.
Fakat onun kadar ihtiyath kimseye raslarnarn1t1.
Ah onun ismini ve hayatm1 ogrenebilseydi ve eger kendisini
tehdit eden tehlikeler varsa, birlikte onlar1 onlemeye c;abalasalar
d1 ne kadar bahtiyar olacakt1.
Bunu ogrenmek ic;in ona soracag1 her sualin onu kukuland1-
racagm1 bildigi, daha dogrusu anlayip sezdigi ic;in susuyor, onun
hayatma ve ahsma gore ne kadar ey biliyorsa o kadarla yetin
meyi tercih ediyordu.
Bir sene ic;inde onun odasmda gec;irdigi gi.inlerin hepsi ilst ils
te hesap edilecek olursa muhakkak iki-iki buc;uk ay1 bulurdu.
Evet hakikaten art1k birbirlerine tanlarniyle ahm1 bulunuyor
lard1.
0 da Cevriye'yi hayatmm ic;ine kabul etmiti.
Belki de bu milnzevi hayat1 ic;erisinde sokaktan gelen, geveze
lik eden, hayatmm biltiln kirli macerlarma ragmen agzm1 ac;tig1
vakit bir c;ocuk safhg1yla konuan bu kaldmm k1zmm anlatt1kla
n onu eglendiriyor ve oyahyordu.
Cevriye onun yanmda gec;irdigi her gilnil, her saati, her an1 ha
yatmm en mesut gilnil, saati ve an1 zanneder, ondan ayn kald1k
c;a bunlarm hangisini digerlerinden sec;ip sec;ip begenmek laz1m
geldigini bilmezdi.
Fakat imdi bu gilnlerin hatiralar1 arasmda en mesut ve en
bedbaht gilnilniln onu son defa gordilgil bir arife gecesi oldugun
dan emindi.
141

Cevriye daha o gtin, giindi.iz den onun ic;in bir paket 1?eker yap
t mm1?, i.istiinde renkli bir Noel Baba, iki c;ocuk, gtine1?li ve yald1z
li bir manzara resmi olan bir kartpostal satm alm11? ve bu kag1t
Plinde bi.iyi.ik postanenin k1smdaki arzuhalcilere gidip kibar
olsun diye daktiloyla "Bayramm1z1 kutlar, ellerinizi samimiyetle
s1kanm" sozlerini yazdrrm11? ve i.isti.i agzmda zarf tutan bir gi.iver
cin resmiyle si.isli.i bir zarf ic;ine yerle1?tirerek bu zarf1 1?eker kutu
suna baglayan renkli ve pmltih sicimin arasma gec;irmiti. Ve
sonra ak1?aml etmek ic;in ne yapacagm1 bilmez bir halde dolma
ya blam1t1.
Eskiden bayram giinlerine bay1hrd1. Bu onlar ic;in en karh, en
kazanc;h ve eglenceli gi.inlerdi.
Fakat bugi.in ortadan SIVI1?1P yok olmak, kimseye gori.inmemek
ve gece ortal1k karannca oraya gitmek istiyordu.
Bunu di.i1?iinerek Bebek tramvaylanmn durak yerine dogru gi
derken kolunu bir elin yakalad.Igm1 hissetmi1?ti.
- Nereye Fosforlum. . . diyen bir ses kulagmda c;mlad1.
lc;inden: "Eyvah kuyrugu k1strrd1k !" diye di.i1?i.inerek bm1 c;e
virince k1smda Cevizli Kahve'nin askerden izinli gelen c;rrag1
Kemal'i gordi.i.
- Vay sen misin ? diye ona bakm11?t1. Kemal:
- Boyle acale acele nereye ? diye sormu1? ve sonra:
- Bugiin seninle bayram 1iierefme bir papaz uc;ural1m, diye ken-
disini davet etmi1?ti. Senin Barba'ya gideriz. Birkac; parlatmz.
Haydi gel !
- 11?im var.
- Bir flrt be Cevriye.
- Sabah sabah zom olacak vaktim yok.
- Ne o tbvbekar m1 oldun ?
Cevriye'nin bu soz birdenbire ic;ine bir 11k vem1i1?ti. Sonra:
- Tovbekar olmak m1 ? diye omuzlanm silkrniti. iirn var be,
demi, bir de goz k1rprn1t1.
- Angajesin galiba! . .
Kemal'i atlatrnak lazrmd.I. Nasll atlatacag1m bilmiyordu.
Kemal 1?imdi onu iki kolundan tutmu1? sarsal1yarak:
1 42

- Seni pek ozledim Fosforlum ! diyordu. Kemal onun eski ah


baplanndand1. Askere gitmeden evvel kendisine adamak1lh tut
kundu.
Askere gitmeden cvvel Kemal de Cevriye'nin houna giderdi.
Esmer, uzun boylu bir delikanhyd1. Arkaya taranan siyah giir s
lar1, muntazarn bir burnu, YJ.rt1c1 bir hayvan agzm1 hatirlatan siv
ri dili, biiyt.ik bir agz1 vardt.
Ve Cevriye'nin o zarnanlar onda ho buldugu ey de bu ag1zd1.
Bu hoyrat delikanhyla s1k s1k bulumak ister, onu bin;oklanna
tercih ederdi.
Kemal askere giderken onu Haydarpa'ya kadar gec;irn1iti. 0
giin Kemal hep "Fosforlu Cevriye" ark1smm bu beyitlerini soyle
yip durmutu:

Koprii iisti.i iskele


Yarim gitti askere
Aylar degil, ytllar degil Cevriyem
Nasti gec;er ii<; sene . . .

Kocarnan delikanlmm gozleri b u son beyitleri soylerken dolu


dolu olmutu.
- Cevriye, donersern beraber yayahrn . . .
- Hele sen bir don bakahm demiti, o goziiniin oniinden uzak-
lt1g1 zaman, Cevriye goz pmarlanna biriken iki darnla y1 ku
rutrnutu.
Cevriye vapurla geriye dondiigii zarnan onu art1k hatirlama
nntI bile.
Halbuki Kernal her izinli gelinde Cevriye'yi araYJ.p bulmu1?, bii
tiin izin giinlerini sabahtan an1a kadar birlikte gec;irrn ilerdi.
Bu defa da ona Kos Ayten:
- Cevizli Kahve'nin Kemah izinli gelrni seni araYJ.p duruyor,
haberini verince kalbi agzma gelrniti. Ve onun kendisini gorebi
lecegi arayabilecegi yerlerden gec;memeye blarn1tI.
Bayram ic;in izinli geldigini ve bayrarnm ilk giin ve gecesini
1 43

k 1 1 u lisiyle beraber ge<;irmek isteyecegini, kendisine bela kesile-


1Tgi11i tahmin ediyor ve ona rastlamak istemiyordu.
Fakat imdi ite k1sma <;1km1 bulunuyordu.
I ki kolundan birden tutmu s1karak:
- Seni <;ok i:izledim Fosforlum, diyordu.
< >nun kollanm s1kan pamrnklarmdan kurtularak Cevriye:
- Ulan, demiti. Kuvvetini mi deniyorsun ? Kollanm <;i.itiiye-
nk.
Ve bundan i.irkmi.iti.i.
Kollannm hakikaten lozard1g1m gi:iri.ince:
- Ulan ne hergelesin, demiti. Kollar1mm haline bak. Bu k1hk-
1a herkesin kar1sma nasli <;1kanm ? diye hiddetlenmiti. Bu sami
mi endie ve hiddet k1smda Kemal de ki:ipi.irmi.i:
- Kaltak ne o ? demiti. Dost mu tuttu n ?
Onun hiddetini gi:iriin ce Cevriye:
- Ulan ne m1gtr, ne kirtipil, ne ki.ili.isti.ir herifsin. Cilve yap1yo
rum sana Biraz nazh han1m roli.i kestik, kopoglusu neredeyse
<;mgar <;1karacak. Sen cilveden <;akmaz m1sm ? Hem kiska<;hg1 an
lamad1m. Bir senedir yemeden i<;meden biz melaikeler gibi mi ya
1yoruz sandm ? Habbeye kaymak laz1m degil mi ? Zil olmadan
ka<; gi.in kuyrugu titretmeden YaJ?arsm ? MaJ?allah. Han, hamam,
apartman, Kredi Liyone, Bank Otoman Bey pederimizden miras
kald1 degil mi ? PaJ?azadem kISkamyormu. Haydi bi:iyle ag1zlar
Galata'da si:ikmez. Bir seneden beri besledin mi ki baJ?kasmm ga
cosu olup olmad1g1m1 soruyorsun ? Bana bak Kemal, ben sana ta
pumu vermedim. Bili.rsin <;amur kanyun. Aslosarhga li.izum yok.
Yalmz unu da bil ki, benim dostum filan yok. Bu aam da senin
le bir papaz u<;urabiliriz. Hem de i:iyle Barba'da ayakta bir f1rt bir
cimcik degil. Adamalolh zom oluncaya kadar daha dogrusu zom
degil, zomtirik degil zomtirilillik oluncaya kadar i<;eriz. Bizim Ke
mal her gi.in burada degil, izin ve bayram erefme bak ne <;iftetel
li k1viracagm1. Arna i;;imdi aslasar alma bana. Bir ii;; im var. Aam
be!?te Barba'ya di.i!?. Herifi gi:irme pek moruklaJ?tI. Ensesinde hel
va kokuyor.
Sonra ona soz soylemeye vakit birakmadan gozi.ini.i krrparak:
1 44

- Arna bayrarn hediyemi isterim, dedi ve tikhm tiklun gelen bir


trarnvaya atladI. Trarnvaydan elini sallayarak tekrar:
- Aic?arn bete Barba'da ! diye bagrrd1.
0 gtin Kemal'e yine rastlarim korkusuyla bir daha ehre don
mek istememti. Trarnvaydan Bebek'te inince Hisar'a kadar de
niz kenarindan agrr agir ytiri.imti sonra hisarlara i;1krn, i;aldarm
arkasmda yatm1 ve oralarda macera arayan serserilerden sakla
narak aarna kadar uzakta bogazm sularim seyretmi ve onu bu
lacag1 saati beklemiti.

Son tranwayla Galata'ya gelmi, tranwaydan indikten sonra


arkasmda kimsenin olmad1g1m gorerek memnuniyetle hana dog
ru ilerlemiti. Hanm ktii;tik kap1s1 bu gece de ai;1kt1.
Cevriye gogstinde s1ms1k1 tuttugu eker paketiyle merdivenle
ri i;1krn1t1.
En tist kattaki odanm kap1sma geldigi zaman hafif bir p1t1rt1
yapm1 ve kap1 hemen ai;Ilm1t1.
li;eriye girer girrnez Cevriye yemek masasmm iizerinde terniz
bir ortti oldugwm gorrntti.
Odada mavi lIk yan1yordu. 0, kap1y1 hemen ortiip kilitlerken
Cevriye'ye gtiltimstiyordu.
Yemek masasmda iii; tabak vardI. 0 elektrik diigmesini i;evirip
btiytik larnbayi yakarken Cevriye:
- Misafir mi bekliyordun ? diye sorrnutu.
- Evet !
- 0 halde ben seni rahats1z etmeyeyim, gideyim, diye kekele-
miti.
- Arna ben seni bekliyordum Cevriye ! dedigini duyunca Cevri
ye bayilacagm1 zannetti. Kalbi o kadar bi.iyi.ik bir heyecanla vur
mutu.
- Beni mi bekliyordun ?
Birinci defa ona "sen" diye hitap etmiti.
- Evet seni bekliyordum.
Ona hem art1k sen diye hitap ediyor, hem de bekledigini soyli.i
yordu oyle m i ?
1 45

Cevriye elindeki paketi nereye b1rakacaguu bilrneden orada


c luruyordu.
- Bayrarnlru;;rnaya gelecegini di.i1?i.indi.irn.
- Pek dogru di.inrni.i1?si.in.
Cevriye kendi kendine "Ya 1?eytana uyup da Kernal'le gitsey
c lim ?" diye di.i1?i.ini.iyordu.
Cevriye sofraya bak1yor ve bu kadar saadete inanmak istemi
yordu.
Dernek kendi gelecegini di.i1?i.inmi.i1? ve daha evvel ona sofra bi
le haz1rlarn11?tl.
Dernek onun gelrnesini isterni1?, i.irnit etrni1? ve buna hazrrlan
nu1?t1.
Bunu ogrenrnek Cevriye'yi heyecandan oldi.irecekti. Sabahtan
beri tru;;1d1g1 ic;in biraz bozulrnu1? olan paketi ona uzat1.
0 pakete bakarak:
- Bu ne? dedi.
- Bayrarndrr diye sana bunu getirrni1?tirn.
- Ne zahrnet ettin ? diyerek paketi Cevriye'nin elinden alrn11?tI.
Ayagmda abadan terlikler, i.izerinde gi.irni bir pantolon, losa
kollu ve ac;1k yakah bir gornlek vardl.
Larnba yakabilrnek ic;in perdeleri ve pencereleri suns1k1 kapa
rnt1 ve bunun ic;in de oda oldukc;a s1cakt1.
0 rnasarun bru;;ma dogru yi.iri.idi.i ve Cevriye ardmdan ilerledi. Bir
rni.iddet beraber sofraya bakttlar. Sonra Cevriye heyecanuu gizle
rnek ic;in c;enesiyle sofradaki tabaklari et etti ve hafif bir sesle:
- Benden bru;;ka daha kirni bekliyorsun ? diye sordu.
Obi.iri.i bru;; i1?aretiyle ru;;ag1 katI anlatrnak isteyerek:
- Bizirnki de 1?irndi c;1kacak, dedi.
Cevriye rnasanm bru;;ma otururken, onun kendi paketi i.izerin-
deki zarf1 sicirnlerin arasmdan c;ekip ald1g1m gordi.i.
- Bir de zarf var, diyordu.
- Evet !
- 0 da bana rn1 ?
Cevriye kendinden rnernnun bir gi.ili.irnserneyle:
- Elbette sana ! dedi. Sokakta bi.iyi.idi.ik, arna biz de usul biliriz.
146

1;)imdi o, zarf1 eline alm1t1. Baloyor:


- Oo ! . Bu ne gi.izel zarf, diyordu. Sonra bir c;ocugu memnun et
.

mek isteyen yetkin bir adam ifadesiyle kartpostah ve arkasm


daki yaz1yi begeniyordu.
- Ne gi.izel bir kartpostal bu. Vay. . . Vay hem de daktiloyla yazll
m1, diye onun gonli.ini.i almak ic;in pek bi.iyi.ik takdirler goster
miti.
- Ben de senin bayramm1 tebrik ederim, demiti.
Ve iki elini birden ona dogru uzatm1t1.
Cevriye kalbinin tath tath c;arptig1m hissediyor, saadetten ya
nan ve aym zamanda titreyen ellerini ona dogru uzat1yordu.
Teni onun tenine imdi temas edecek, Cevriye'nin elleri onun
avuc;lan ic;inde imdi saadetin en bi.iyi.igi.ini.i tadacakti.
Bu kadar zaman buraya gidip gelmi, fakat hie; birbirlerinin el
lerini s1lanam1lard1.
:;iimdi o kendisine iki clini birden uzat1yordu.
Cevriye imdiye kadar onun elinin kendisine kac; defa dokun
dugunu biliyordu.
Bir defa onu ilk tamd1g1 gece sandalda nabzma birkac; kere
bakm1t1. Sonra sandaldan c;ikarm1, yolda koluna girmi, merdi
vende belinden ka\Tayarak 1m1t1. Hastal1gmda birkac; defa
ateini anlan1ak ic;in elinin tersiyle almm yoklam1t1, sonra birkac;
defa da yine nabzma bakm1t1 ve hepsi bu. Bir seneye yakm bir
zamandrr onu tan1yordu. Bir daha eli eline, hatta selam vennek
ic;in dahi, temas etmemiti.
:;iimdi elini uzat1yor, onun elini avucunun ic;ine ahyordu.
Onun k1smda daima onun c;ok bi.iyi.ik ve kendisinin ondan
c;ok kiic;i.ik oldugunu hissetmi olan Cevriye !?imdi kendi elinin de
onun kocaman avucu ic;inde ne kadar mini mini oldugunu hayret
le gori.iyordu.
Bu kocan1an s1cak ve dost el onun elini efkatle tarnamen sa
rarken Cevriye bu temasm vi.icudunda uyandirdig1 ihk bir sarho
luk ic;inde, hayatmda daha evvel hissetmemi oldugu garip bir
zevk duyuyordu.
Ona boyle bir saadeti imdiye kadar hic;bir kimse verm degildi.
1 47

Ve gayriihtiyari bir hareketle Cevriye bu kocaman eli dudakla


rma dogru yakltird1.
Kendisine verdigi saadete tel?ekki.ir etmek ister gibi o eli du
c laklanna goti.irdi.i ve optii.
Cevriye imdiye kadar kimsenin elini opmemiti. Ve dudaklan
onu n elinin i.isti.ine degdigi anda ic;inde ibadete benzeyen bir duy
gu belirdi.
Bu duyguda hem zevk, hem saadet, hem de 1st1rap vard1.
0 kadar c;ok saadet ve zevk veriyordu ki, belki de saadetin bu
kadar fazlas1 ona 1st1rap gibi geliyordu.
Dudaklan onun eline deger degmez gozleri yard1 ve iki dam
la y onun elini 1slatt1. 0 kadar. Cevriye mi.ithi bir cebri nefsle
gozylanm tuttu. Ve o , elini iddetle c;ekerken, yh gozlerini
gostermemek ic;in b1m yana c;evirdi .
0 da sanki elinin i.isti.ini.i evvela yakan, sonra kumdukc;a soguk
iki nokta gibi kalan bu gozylar1m fark etmemi gibi davrand1.
Cevriye, bir mi.iddet konuamad1. Agzm1 bir soz soylemek ic;in
ac;sa bogazmda bir parc;as1 gibi di.igi.imlenen eyin birbirini ta
kip eden bir h1c;klnk dalgas1 halinde dudaklanndan boanacagm1
anhyordu.
Nic;in boyle aglamak istiyordu ? Onu aglatacak kadar heyecan
lanchran duygu minnettarhk m1ych ?
lte bir sofra hazirlarum ve ona da bu sofrada bir tabak konul-
mul?tu. Bir bayram gecesi onu diliji.inen, onu bekleyen olmutu.
Fakat onu bu gece bir bka bekleyen daha yok muydu ?
Vard1 ...
Onu bu aam Cevizli Kahve'nin c;irag1 Kemal de bekliyordu.
Barba'nm meyhanesinde. Evet, bayram ve Fosforlu Cevriye
erefine kim bilir nasu bir masa kurdunnutu.
Bu di.ii.ince birdenbire onun bumuna meyhanenin ic;ki ve me
ze kokulanm getirdi. Arkada ocakta c;1t1rdayarak klzaran s1cak
mezeler. Sonra bir de latema.
Dudaklan onun eline degdigi andan beri Cevriye ic;inde mi.ithi
bir cokunluk hiss ediyordu.
Bi.iyi.ileruni gibi bir hali vard1.
/ 4H

Iha iiyle bir haldi ki, bunu ancak sokak k1z1 i;Ilgmhklanyla tes
ki11 l'llPl>ilirdi.
Altv dalgalan yanaklanna i;arparken dudaklann1 onun elinden
\'l'ktigi andan beri Cevriye konW?am1yordu. Gozleri iri iri ai;Ilm1!1,
henzi umulmaz derecede san, solgun, dudaklan hafi.f arahk ona
bak1yordu. Eger konuacak olsa ilk sozti:
"Beni kollarmm arasma al. Allahm ii;in, dinin ii;in, kitabm ii;in
sev beni. . . Beni sev... " yalvar1lan olacakt1.
Evet burnunda meyhanelerin kokusu vard1.
Kahveci i;Irag1 deyip de gei;memeli; Kemal bir kere masrafa
blad1 m1 lordlar bile onun gibi para harcedemezdi.
Cevriye ii;mek istiyordu. Latemayi sabaha kadar i;aldmnak,
kadeh k1rmak, nara atmak, bela i;1karmak, comak, comak; Ga
lata'ya parmak 1s1rtacak kadar comak istiyordu.
Evet btittin bunlan yapmal1, ii;indeki cokunlugu sondtirmek
ii;in polislik olmahyd!.
li;i tamanuyla alttisttti. li;inde bir k1yametin il?aretleri vard!.
Gozlerini imdi kapam1l?t1. Hep kapal1 tutuyor. Ai;arsa o birdenbi
re bu gozlerden, ii;indeki karg1g1 anlayacak diye korkuyordu.
Goztintin ontinde Galata sokaklanmn pari;a pari;a manzaralan
beliriyor, meyhanelerinin kokusu, boyal1 k1zlarm i;atlak sesi has
retie ii;inde tutuuyordu.
li;indeki herctimeri; ancak rak1 kadehleri arasmda kendini bil
mez bir halde bir kol?ede slZlp kalmcaya kadar ii;mek suretiyle di
nebilirdi.
Ancak, o suretle.
0, Cevriye'nin bu halini seziyor muydu, sezmiyor muydu ? Yok
sa anlamak istemiyor muydu ?
Cevriye, bu halini anlayacak diye pek korkuyordu.

Birden kap1 hafifi;e t1kirdam1!?, Cevriye gozlerini aralam!!?tI. Ve


gozlerini aralaymca yeniden bu sakin oday1, temiz sofrayi gore
rek sokag1, meyhaneyi, her eyi unuttu ve burada kalmak, bura
dan hii; aynlmamak il?tiyakiyle tutul?tu.
Eger o bir kere isteseydi buradan hii; i;Ilanayacak, daima onu-
149

nun yanmda kalacak, onun Forforlusu olabilecekti. Bunu yapabi


lecegini sarnimiyetle diindii.
Eger hakikaten o, Cevriye'den bunu isteseydi. Cevriye bunu
yapabilir miydi ?
Belki devarnh bir !?ekilde yaparnazd.J arna !
$u dakikada onu, bu !?eyin daha ileride bir Fosforlu Cevriye
ic;in c;ok giic; bir !?ey olacagm1 inandrrmak pek mii!?kl.ildii.
Boyle bir !?eyin olabilmesi ic;in Cevriye'nin miithi!? bir istihale
gec;irmesi icap edercli.
Cevriye'de bir si.i.Iii itiyatlar, bir siirii zaaflar vard.J.
Cevriye'yi !?imdiye kadar Cevriye yapml!? olan !?eylerdi bunlar.
$imcliki halde, Cevriye hfila ve hfila o eski Cevriye'ycli. Ve bu
mec;hul adarn1 bir c;Ilgm gibi seviyordu.
Hayatta ilk defa seviyordu. Biitiin insanlarm kaderinde var
olan o biiyi.ik sevdayla seviyordu.
Onu goriince, yine biitiin hayat1 goziinden silinmil?ti.
Onun kar!?1Smda oldugu zamanlar, Galata'nm me!?hur "Fosforlu-
su"nun kenclisi olduguna kenclisinin bile inanmayaca@. geliyordu.
lc;eriye giren kap1c1yd.J. . . 0:
- Geciktin Kerim ! demil?ti.
Cevriye bu Kerim'i c;ok seviyordu. Onu birkac; kere bu odada
gormtii. Bu odada ilk gordiigii giinden itibaren ona bir muhab
bet baglarnl!?tI.
Zaten sevcliginin etrafmda ve ona yakm ne vard.J lei Cevriye'nin
ho!?una gitmesin. Cevriye'ye fevkalade giizel ve iyi goriinmesin.
Kerim de Cevriye'yi insan yerine koyarak konu!?uyordu.
Kerim, onun gibi agrr, sessiz ve ne!?esiz degildi. Babacan bir
adarnd1, iyi kalpli goriiniiyordu.
Daima !?aka ederek konll!?uyordu. Ve !?akalan Galata'da i!?ittigi
akalar gibi laubali ve ac;1k sac;1k olmuyordu.
Yhyd1. Eski padil?ahlar zarnanmda, birinci seferberlikte as
kerlik yapm1!?tI.
Tuhaf tuhaf hikayeleri vard1. Oyle hikayeler ki, insan1 kahka
halarla giildi.i.Iiiyordu.
Cevriye ic;ine miistehcen niikteler kanmadan bir hikayenin
1 50

gi.izel ve eglenceli olabilecegini bilmiyordu. Kerim'in hikayeleri


ise hie; de boyle !?eyler degildi.
Onunkiler basit mevzular, kendi hayatmm, !?U veya bu devre
sinde bma gelmi!? bulunan mi.i!?ki.il bir dalgmhgm hikayesiydi.
Cevriye bunlan dinlemekten zevk duyuyordu.
Kerim de Cevriye'yi dinlemekten zevk duyar gortini.iyordu.
Cevriye, sevdigine ac;amad1g1 kalbini daha kolayhkla ona ac;a
bilecegini hissediyordu.
Ona !?imdiye kadar hic;bir itiraft.a bulunmam1!?, kendi ic;ine ait
hic;bir !?eyden bahsetmemti ama, bu adamda kendisine koprti
altmda olmi.i!? olan adam1 hatirlat.an bir !?ey vard.J.
Cevriye'nin en ho!?una giden !?eY Kerim'in sevdigine kan;;1 gos
terdigi mfik alakayd.J.
Onu c;ok seviyor, onu c;ok koruyor, onun itiyatlar1m biliyor,
ona bir baba gibi yakl1yordu. Cevriye bin;ok kere ic;inden:
"Acaba babas1 m1 ?" diye di.i!?i.innli.i!?ti.i.
Fakat sakh bir adamm babasmm yanma saklanmas1 olamazcb.
Bu dogru bir !?ey degildi. Herhalde bu adam ona c;ok yalon biri
siydi. Aralannda sonsuz bir sevgi bag1 var gibiydi. Birbirlerini c;ok
seviyorlard1.
Kerim zaman zaman onun c;ocuklugundan bahsederdi. Bu c;o
cukluga ait hikayeler anlatird.J. Onun c;ocuklugunu ogrennlek n e
ho!? oluyordu.
Ne gi.izel !?eydi bu.
Kerim ona hic;bir zaman ismiyle hit.ap etmezdi ve i!?te bunun
ic;in de Cevriye onun ismini hie; ogrenemiyordu.
Cevriye birkac; kere Kerim o hikayeleri anlatlrken bu hikayele
rin arasmda onun ismini ogrenecegini zann etmti.
Fakat her zaman bu i.irnidi bo c;1kmu;;ti. Kerim hic;bir zaman
bir dalgmhk gosterip, bu ismi onlann yanmda soylememti.
Kerim, altnu!?ma yalon bir adamd1. Sac;lan t.amam1yla beyaz,
aim klsm1 ac;1k, yi.izi.i derin c;izgili ve esmerdi. Gen omuzlan ha
la c;oktik degildi ...
Sol elinin iki parmagi eksikti. Umumi Harp'te kaybettigini soy
lerdi.
Konurken hafif bir rah !?ivesiyle konurdu. Fakat bunun
nereli oldugunu Cevriye kestiremiyordu.
Esasen onlann baba ogul ohnayt!iilanna htikmedi!?iiliil bir se
hebi de buydu. 0, tamam1yla lstanbul lehc;esi konu!?uyordu.
Onun lstanbullu oldugundan !?tiphe etmeye imkan yoktu.
Onlar konu!?urlarken Cevriye daima onun hayatma ait biraz
tafsilat i!?itmek istiyordu.
Bu dogrudan dogruya bir merak degildi.
Onun hayatmm her safuasmda ve her hususiyetinde sevmeye
ihtiyac1 varch.
Bir de ic;inin btiytik ve mtithi!? bir korkusu varch. Bu da onun
hayatmda bir bka kachnm obna ihtimaliydi.
Onun kendismi sevmedigini bildigi, sevmeyecegmi anlachg1
halde onun hayatmda bir bka kachnm bulunmas1 ihtimalini en
kotti bir felaket olarak 1hyordu.
Bunu ogrerunek istiyordu. Var m1ych ? Yok muydu ? Daha dog
rusu onlann konmalanndan boyle bir kaduun olmachgm1 og
renmek istiyordu.
Ve eger onlar konurlarken bazen onlari dikkatle dinlediyse
bunun sebebi te buydu.

imdi sofraya otunnlarch. Kerim yine ne!?eliydi. Onlara tuhaf


hikayelerini anlat1p duruyordu.
Cevriye onu dinlerken tahla yemek yiyordu. <;tinkti btittin
gi.in ac; dolmI!?tl. Ve !?imdi btittin saadetmm verdigi heyecana
ragmen i!?tah kesilmemti.
Nadiren iyi !?eyler yiyebilen bir insamn ac;hg1 ve ac;gozltigtiyle
yemek yiyordu.
Cevriye yemek yemekle me!?guldti ve her zaman oldugu gibi
daha fazla onlar konuyorlar, Cevriye susuyordu. Ve kendi ken
dine: "Bu saate kadar neden yemek yememi!?ler ? .. " diye soru
yordu.
"Beni mi beklediler acaba ?"
Kerim uzaktan gehne benziyordu. Odaya ilk girdigi zaman
tisti.inde bir yorgunluk varch.
1 52

Fakat i;;imdi sofra bW?ma oturdugundan beri bu yorgunlugu


tizerinden att1g1m hissediyordu.
Cevriye'nin i<;inde sonsuz bir huzur vardi.
Sofrada i;;arap i<;iliyordu.
$ii;;eyi biraz evvel a<;tiklan sirada Kerim birdenbire gayet ciddi
bir <;ehre takmm1i;; ve:
- Burada sarhoi;; olman1ak laz1m ! demii;;ti.
Cevriye hissetmii;;ti. Kerim bunu kendisi i<;in soylemii;;ti: "Zorn
olur, c1VItmm diye korkuyor !" diye diii;;iinmiii;;tii.
Ve sarhoi;; olmamaya, i<;ki i<;mesini pek gtizel bildigini ona gos
termeye karar vermii;;ti. Kerim:
- l<;ince insana ne de olsa dokunur, diyordu. Ytiksek sesle filan
konui;;maya kalkarsak. Halimiz duman !
Cevriye bir goztinti k1rparak:
- Abi, demii;;ti. Evvelallah bir ktiptinti devirsek, dili tutmak la
z1m gel<U mi dizgini <;ekerim.
Boyle soylemesine ragmen, kendi kadehine daha ilk i;;arap ko-
nuldugu zaman:
"Bu aam bana <;arpacak !" diye diii;;iintiyordu.
l<;inde esasen sarhoeyluga benzeyen bir eyey vardi.
l<;indeki bu his haleti o kadar kuvvetliydi ki, bunun tesiriyle
Cevriye'nin <;abucak "zomlayacag1" muhakkak gortiniiyordu.
Boyle onun yamnda, onun masasmda, onunla birlikte sarhoi;;
olmanm mtithii;; bir zevk oldugunu hissediyordu.
Dsttine tabak konulmuey bir sofrada, onun kendisini bekledigi
bu sofrada i<;mek !
Kirk Yamal1 Hoca bile cennette bu kadar btiytik bir saadet ola
cag1m anlatamam1i;;ti.
Kerim kmmz1 eyarab1 kalm bardagm i<;ine boeyaltrrken Cevriye
"l<;mesem mi ?" diye diii;;iindti.
Evet, eyarap ona muhakkak dokunacakti. $arap dokundu mu
Cevriye muhakkak bir <;1lgmhk yapardi.
Bu adetiydi.
Fakat bu <;Ilgmhg1 acaba burada da yapar m1yd1 ?
Bir an "$arap i<;meyeyim. l<;mem dersem flyakah da olur" diye
1 53

<li.iiindti. Sonra "Onlar benim ne mal oldugurnu anlanuyorlar m1?


araba bay:tld1g1m1 da anlarlar, kan rol kesti derler..." diye bir
bka htikme vard1 ve daha sonra "Ne dtiiiniirlerse dtinstinler
iecegim !" dedi ve arabm kendisine dokunacag1m bile bile ilk
dolan kadehi birdenbire sonuna kadar boaltt1. Daha birinci bar
dak onda tahmin ettigi iddette bir tesir uyandrrdt. Kadehlerle de
gil, bardaklarla, hatta i.l;;elerle rak1 iebilen Cevriye'ye bu arabm
boyle tesir etmesi llacak eydi.
Bir bardak arap onu adeta sarho etrni.l;;ti.
lkinci bardag1 sahiden sarho olmaktan duydugu btiytik kor
kuya ragmen reddedemedi.
Fakat onu da bir tek yudumda bitirmek istedigi halde, sarho
olacaglffi korkusuyla bunu yapmadi.
"Ne kadar c1vik oldugumu ona gostermeye ne ltizum var ?" di
ye dtitintiyordu. "O benim bu taraflffit hi de gormek istemiyor,
bana sanki bayannulffi gibi muamele ediyor..."
lkinci kadehi ikinci defada yanlad1g1 zaman iinden oyle bir
dtince geti: "Sanki benirn bir bayandan ne farlam var ? Onu
da, beni de aym Allah yaratmam1 m1 ?"
Fakat sonra btiytik bir katiyetle: "Aym Allah yaratt1 ama... B
ka bka yaratt1" dedi. "Bu dtinyaya bir de benirn gibi Fosforlu la
z1mdt. Allah Fosforlu'yu yaratmasayd1, Galata'mn kopuklan ne
yapardt?"
Kendi kendisiyle yapt1gi bu akay:t ytiksek sesle yapmak istedi.
lkinci kadehin titincti yudumunu da almti. Bardakta Cevri
ye'ye gore bir yudumluk arap kalrn1t1.
Sarho oldugunu anlayacaklar korkusuyla sessiz oturmakta
devam etti. Onlar konuuyorlard1. Onlarm ne konutugunu da
Cevriye dinlemiyordu. Yalmz btittin bu konma iinde Cevriye
tek ey duymak istiyordu. Onun ismini.
Kendisini bir kere ismiyle tan1yabilseydi, ona bir kere ismiyle
hitap edebilseydi...
Onun ismi ne olabilirdi ?
Ahmet mi ?
Ahmet'i begenmedi. Kofteci Ahmet'i hatrrlam1ti.
1 54

Ne igrem; herifti o Ahrnet.


Belki de ismi Osman'd1. Osman isrni c;ok gtizel bir isimdi. Cev
riye bu isrni c;ok severdi. $irndiye kadar hayatmda ne kadar Os
man tan1chysa hepsi iyi insanlarch. Kopri.i altmda oynt1g1 c;ocuk
lar ic;indeki <;alor Osman.
Ah <;akir Osman ... Ne oglanch o ...
Bir kere Cevriye denizde boguluyor zannetmi!? Galata Koprti
sii'ni.in ta iistiinden firlat1p kendisini denize atm1!?t1. Hem de par
mak kadar boyuyla
Sonra :;iofor Osman ... :;iofor Osrnan'm da ona az m1 iyiligi var
d1. Otomobille kendisini az rn1 imcytl. Hern de tipkI Barba gibi
hic;bir k3r!?1hk beklemeden, bir kere bile ona l?Oyle kotii bir !?ey
tek.lif etrnernti. Onu gori.ince "Gel bakalun Cevriye" derdi. "Bin
yanuna biraz dolal1rn. Bana ugur getiriyorsun."
Ve Cevriye'ye otomobilden inerken para da verirdi. Hern valla
hi bir !?ey yaprnazd1. Sade ikisi abuk sabuk, ac;1k sac;1k konU!?UP
giilerlerdi.
Sonra Bekc;i Osman ve karakoldaki Komiser Muavini Osman.
Hepsi iyi insanlarch. Osman'm her ttirli.isii iyi olurdu. Bekc;i Os
man kac; kere kendisini goz yurnup kac;irrncyti.
Komiser Muavini Osman ise karakola her dfulfuliinde kendisi-
ne sigara verir, bir de c;ay ikrarn ederdi.
Fosforlu'ya bir kere de bir paket sigara alrn1!?tl bile.
"Aynas1z bile olsa Osman isrninde oldu mu iyidir !" dedi.
Ve bmda ona Osman diye hitap etrneye karar verdi.
Fakat :;ierafettin. Hiisarnettin gibi kibar isirnler de varch. Baha,
Biilent, Turgut... Hayir... Hayir... Ona hic;bir isirn Osman ismi ka
dar yakcym1yordu.
"Eger ben onun anas1 olsaydnn rnuhakkak ona Osman isrnini
takardun" diye dfuli.indii.
"Osman. . . Osman... Osman !" diye tekrarlad1.
Herkesin ismi, her e!?yanm ismi varch.
Biiti.in bunlara biiti.in bu isirnleri kirnler takard1 acaba ?
- lnsanlarm i!?leri giic;leri yok zahir, rastlachk.lari l?eye isirn tak
mcylar, dedi ve sonra zihni birdenbire bir bka tarafa taktlarak:
1 55

Acaba bana Cevriye ismini kim ta.kt! ? dedi. Ben kendimi bildi
gimden beri hep bana Cevriye derler. . .
Bu sozi.i yi.iksek sesle soylemiti. Ona hayretle baktllar ve Ke
rim sessiz sessiz gi.ilerek:
- Bu nereden geldi akhna Cevriye ? dedi. Herkese ismini ya
anas1 takar ya babas1.
- Benim ne anam var ne de babam.
- Herhalde bir zamanlar olmutur. lnsanlar bka ti.irli.i di.inya-
ya gelemezler ki.
0 ismini imdiye kadar kendisine bir annenin verm oldugu
nu hie; di.ii.inmemiti.
Bu isim imdi o mec;hul anne ile kendi arasmda esrarengiz bir
bag, onu annesine kadar goti.iren bir rab1ta gibi geliyordu ona.
Kendi kendine: "Benim de bir anam vard1 ki bana isim koyrn !"
diye adeta gururland1.
Bu c;ok tath bir di.itinceydi.
0 imdiye kadar, bi.ittin hayatJ ic;inde kendisinin de bir annesi ola
bilecegini hie; di.inme, ooyle bir yi hie; tasavvur etmeti.
Anne sahibi olmak !
Hayatta boyle bir eyin kendisi ic;in bir kere var olmu bulun
masuu bile zihni kabul etmiyordu.
Ne zaman dogunu di.inse:
- Goztini.i sevdigimin Allah'i, beni herhalde mantar gibi yerden
bitirdi. Yahut da yagmur gibi gokten di.irdi.i ! der ve omuzlarm1
silkerdi.
Anne ! Bu ona o kadar uzak gelen bir kavramd1 ki...
lnsan larm annesiz dtinyaya gelemeyeceklerini pek iyi bildigi
halde kendisinin bir anne sahibi olmu bulunmasma ihtimal ve
remiyordu.
Bir kadm... Acaba hakikaten kendisini karnmda Inl, onu
kanla beslemi ve ona hayat vermek ic;in IStrrap c;elan bir kadm
var m1ych ?
Onun kundaguu kucagmda tutm, ona si.iti.ini.i ve, ona gi.i
li.ici.ikler yaptmn bir kachn !
- Ah boyle bir Y olsa pek fmo olurdu ! dedi ve kendi kendine
156

bunu ne kadar ho:;; buldugunu tespit etti.


Hayatmda o hic;bir kadm muhabbeti, kadm :;;efkati, kadm ya
kmhg1 tammamI!?tI. Hic;bir zaman bir kadmm, bir anne muhabbe
tiyle kendisine yaklbilecegini aklmdan gec;iremiyordu.
Sokak klzlan ic;inde pek c;ok arkad1 vardI. Sevdigi iyi insan-
lar ve onu sevenler pek c;oktu.
Fakat bu bir kadm :;;efkati ifade etmezdi.
Ona en yakm olan bir insan vard1:
Arap Cemile !
Arap Cemile'yle o uzun seneler arkadhk yapml!?tI.
Arna Cemile kendi akran1ydI.
Bu :;;efkat ve muhabbet sadece bir loz karde:;; sevgisine benze
yebilirdi.
"lyi iki loz karde:;; gibi sevi:;;mek ic;in yine bir anadan dogmak
laz1m !" diye dti:;;tindti.
"lki arkad birbirini ne kadar sevse yine iki karde:;;in birbiri
ne sevgisi bkad1r !" dedi. Gogtis gec;irdi. lc;inde bilmedigi, tam
mad1g1 ve bu sevgileri ogrenmek ve tatmak i:;;tiyakmm bir an tu
tu:;;tugunu hissetti.
Ne oldugunu tahlilden aciz oldugu bir ac1 burnunun direkleri
ni s1zlatt1.
"Neredeyse aglayacag1m !" diye kendi kendine :;;ti.
- lmanma ttiki.irdtigtimtin :;;arab1 bu gece bana aroma da do
kundu ha! dedi.
- Bayram gecesi de ondan olacak !
<;ocuklugunda anne tamyanlar ic;in kim bilir bu bayramlar ne
gtizeldi.
Bayram meydanlanna sokulduklan gtinleri dti:;;tindti.
Al, mor, kibrit b1, san, turuncu, ye:;;i l, pernbe esvaplar giyen
kIZ c;ocuklannm, bahriyeli elbiseleri, setre pantolonlu c;ocuklann
hayali gozlerinde canlandI.
0, bu meydanlara, c;1plak ayaklan c;:a.mur ic;inde, i.isti.inde vticu
dunu ancak ortebilen bir entariyle gelir... Onlarm taranm1:;; sac;la
nna, bellerine takt1klan ipek mendillere sac;lanndaki kurdelelere
hayran hayran bakard1.
157

Onlan hi<;bir zaman laskanmazd1. Onlan harikulade bir li.ituf


gibi seyrederdi.
Onlar gibi olmayi hi<; istemez, onlan gormeyi isterdi.
Belki o hayatmda hi<;bir zaman onlar gibi olabilecegini di.itin
memti. Boyle bir eye ihtimal vermedigi i<;in onlar gibi olmad1-
gma hi<; i.izi.ilmezdi.
Ah o bayram gi.inleri ...
Cevriye o gi.inleri bu si.isli.i <;ocuklardan daha bi.iyi.ik bir sab1r
s1zhkla bekler, arife gi.ini.i toplar at1lmaya blaymca art1k uyku
sunu kaybeder, bayram yerine gidecegi an1 hayal ederek kalbi
iddetli iddetli <;arpar, nerede yat1yorsa orada doner durur, bir
ti.irli.i sabah1 edemezdi.
Zaten bir gi.in evvelden salmcak<;Ilann salmcaklan kurmalan
m seyretmek i<;in oralara gider:
- Amca sana yard1m edeyim, ne olur yann beni bedava bindir
athkanncaya ! der, onlara yarchrn etmek \<;in tahta, <;ivi 1r, erte
si gi.in athkanncaya binmek i<;in hakiki bir kale gibi onlara <;ah
mlI. Fakat ertesi gi.in salmcak<;1, o <;ocuk kalabahg1 ve ak1m i<;in
de onu tamyamaz ve o kendisine:
- A . Amca hen sana di.in <;ahtim. Di.in sen bana bugi.in beda
.

vaya sallanacag1m1, athkanncaya binecegimi soylememi miy


din ? dedik<;e salmcak<;I ona:
- Haydi git. .. Ben anlamam ! derdi. Cevriye ka<; defa boyle <;a
lm1 ve boyle kovulmutu.
Yemekten sonra Cevriye sofrayi toplad1. Bul1klan y1karken
iki erkek i<;eride yav sesle konumaya bladilar. Onlan dinle
mek istemiyor, boyle bir merakm "onu" lozdiracagmdan pek kor
kuyordu. Fakat buna ragmen ona ait bir ey ogrenebilmek istegi
de bazen kalbinde birdenbire oyle bi.iyi.ik bir iddetle beliriyordu
ki, bu, adeta k1 konulmaz bir ihtiya<; oluyordu.
Konulan eyler tam manas1yla bir fisilt1 halindeydi.
Yalmz onun Kerim'e:
- Agladi m1 ? diye sordugunu duydu.
Kerim'in cevabm1 duymad1. Sonra o tekrar yi.iksek bir sesle:
- Zavalh kadin ! dedi.
1 58

Zavalh kadm ! Kimden bahsediyordu ? Bu kadm kimdi ?


Cevriye bul1k yikayan ellerinin titredigini ve kalbinin burkul
dugunu hissetti.
Bu kadm, bahsettigi annesi de olabilirdi ya !
Hem eger sevgilisi de olsa, Cevriye'nin buna k1zmaya veyahut
acmmaya ne hakk1 vard1.
0, Cevriye'yi bir kere bile kollan arasma alnu!? nuyd1 ?
Esasen bu bahsedilen kadm belki de Kerim'e ait bir insand1.
Muhakkak ona ait, onun sevdigi bir kadm olmas1 !?art degildi ya !
Kendisini teskin etmek istiyordu. Bu gecenin saadetini boz
mak istemiyordu.
Onun arkadhgma sahip oldugunu hissediyordu. Ondan ken
disine verebildigi, verdigi, vermek istedigi !?eylerden fazlasm1 is
temek ve beklemek dogru degildi.
Bul1klan bitirip de i<;eriye dondi.igti zan1an, onun biraz evvel
ki ne!?esini kaybetmi!? oldugunu gordi.i. Di.i!?tinceliydi.
Masanm oniinden <;ekilmi!?, sedirin iisttine oturmu!?tu. Elleri
<;enesinde dirsekleri dizleri i.isti.i ndeydi.
Kerim masanm bmda oturuyordu. Oni.inde hala bir !?arap ka
dehi vard1.
Nc!?eli ve babacand1. Okstiri.igtini.i tutturan hafif kahkahalarla
ona tuhaf bir hikaye anlat1yordu.
0 pek glilmi.iyordu. Kerim'in kendi anlattlgma kendinin kahka
hayla gi.ildi.igi.i ycrde o dalgm dalgm tebessiim ediyordu.
Kerim, cebinden bir !?ey <;ekip <;1kard1. Bu, ipekli koyu renkli
bir kravatt1. Gi.ilerek:
- Az kald1 unutup cebimde ahkoyup tistiine otumyordum. Sa
na bayram hediyesi bir kravat aim!!?, aynhrken vermeyi unutmu!?.
Cevriye "O kadm !" diye dti!?iindi.i, kravata at1lmak ve par<;ala
mak arzusunu duydu.
"Demek onunla gori.i!?i.iyor ! "
Bu, me<;hul rakibcnin mevcudiyeti b u bayranl gecesinin btittin
tad1m ka<;myordu.
Gen<; adam, kendisine uzanan kravat1 ald1. Rengi sapsar1 ol
mu!?tu. Gozlerine sonsuz bir htiztin dolmu!?tu. Cevriye bir kra-
159

vat parc;asmm onu nasll olup da bu kadar duygulandird1gma


a.!?tl.
Hediyenin geliine mi duygulanm1t1, yoksa onu yollayam ha
tirlayarak m1 heyecanlan1yordu? Anla.!?Ilmazd1.
Yalmz bu ufak ipek parc;asm1 iki avucuyla oar gibi tuttugunu
gordi.i.
- Onu ne kadar i.izi.iyordum, dedi. Onu ne kadar behbaht edi
yordum.
Kerim cevap vermedi.
Neeli gori.inmek istegine ragmen onun da gozlerine di.ii.ince
dolmtu.
- Bu gece bayram, dedi. Dziinti.i gecesi degil.
- Uziinti.i gecesi ! diye o tekrarlad1 ve agir ag1r ba.!?Inl sallad1.
- Ne bitmek, ne tiikenmez geceler bunlar? dedi.
Kerim cevap vermedi. Sustular, nihayet Kerim:
- <;ok i.iki.ir ki yann bayram, dedi. Bu gece c;ok oturduk. Yann
rahat rahat uyuruz.
0, Kerim'e:
- Hemen gitmek mi istiyorsun ? diye sordu.
Cevriye: "Art1k onu lafa tutmasa da gitse. . . " diye diiiiniiyordu.
0 kadar sevdigi Kerim'e ic;erlemiti galiba !
<;i.inki.i ona o kadmdan bir kravat getirmiti.
Yarabbi bu kadm kim oluyordu ? Nic;in onun buradaki hayatm1
payla.!?m1yordu ?
"Ben onun kans1 olsayd1m, o nerede oturursa ben de orada
otururdum."
Bu kadm belki de kans1 degil, sadece onu seven bir kadmd1.
Ondan ayn bir hayatl olan bir kadm.
Cevriye'nin ic;inde sonsuz bir tecessiis hissi vard1. Bu hisse ay
m zamanda da bir hayranhk hissi kan1yordu. Onun sevdigi kad1-
nm fevkalade bir ey olmas1 laz1m geldigini ve kendisinin hic;bir
zaman o kadmm seviyesine yiikselemeyecegini biliyordu.
Bu kadm ne kadar mesut bir kadm olmahyd1.
Gozlerine Ya.!?lann c;1kt1guu hissediyordu. Yerlere yiizi.istii yat
mak, tepinerek ve ki.ifrederek aglamak, aglamak, aglan1ak, ona:
I flU

- Sm111 l 111 kravat1 yollayan kadm kimdir? diye sormak ic;in ku-
clurnyon 111.
1-'akal ona bu suali soram1yordu.
< >na boy le bir sual sormaya hakk1 olmad1g1m biliyordu.
Onu klskanmaya hakk1 yoktu.
Onu boyle olesiye, boyle kopek gibi sevdigi halde onun tarafm
dan sevilmeye, istenmeye ve sevilmedigini anlad1g1 zaman las
kanmaya hakk1 olmad1g1m biliyordu. Bu ac1 bir !?eydi.
$imdiye kadar bilmedigi boyle bir 1stirab1 ogrenmekte de bir
lezzet vard1.
Ondan gelen her !?eyi seviyordu. Bu 1st1rab1 da. . .
"Bu kravat1 sana kim yollad1 ? " sozti dudaklarm1 yakarken su
sup OtUITilU!?tU.
Oturmu ona bak1yordu: "Onu sevecegine beni sevseydi ne
olurdu Allah1m !" diye di.i!?i.ini.iyordu.

$imdi odada yalmzdllar.


Bir hayli mi.iddet kaf!?1hkh oturdular ve hie; konu!?madllar.
0 kendi di.i!?i.incelerine dalm1!?tl. Cevriye ona bak1yordu.
Bir saat kadar boyle gec;ti. Sonra o, yerinden dogruldu:
- Az kald1 unutuyordwn Cevriye... dedi. Sana bir !?eY hazirla-
m1!?t1m.
- Bana bir !?ey mi haz1rlam1!?tm ?
- Evet !
- Ne gibi bir !?ey '?
- Bayran1 hediyesi. Senin bayran1 hediyelerin var Cevriye !
- Benim mi '?
- Evet !
Yerinden kalkt1, dolabm bir gozi.ini.i ac;t1 ve i<;inden bir c;ift ipek
c;orap ve bir boyun atk1s1 c;1kard1.
Cevriye o anda bilmedigi, tammad1g1, onunla mi.inasebetinin
!?eklini tahmin edemedigi bir kadmm ona kravat yollam1!? olma
smdan duydugu k1Skanc;hg1 unutmu!?tu. Bi.iyi.ik bir heyecanla:
- Bana m1 ? Bana nu ? diye birkac; kere tekrarladJ.
Ellerini bu hediyelere si.inneye cesareti yoktu.
161

- Begenrnedin mi? diye sordu.


- Aman ne gtizel !leyler?
Cevriye bunlan parmaklanmn m;lanyla olc?uyordu. Ona soyle
yecek soz bulam1yordu. Boyle bir hediye ahndig1 zaman te!lekktir
etmek h;in soylenen nezaket kelirnelerini bilrniyordu.
- Beni hatrrlay1p da aldin oyle mi?
- Nic;in seni hatrrladig1ma 1yorsun Cevriye ? dedi. Biz arka-
d degil miyiz? ..
Sonra tath bir sesle:
- Sen de beni hatrrlamadin m1 ? dedi. Cevriye ona gayriihtiya-
ri:
- Seni hie; unutmuyorum lei... diye kaf!11hk verdi.
0 kendisine tath, sonsuzca tath bir bla balayordu.
Bu soz onun i.izerinde nasll bir etki yapml!ltI. Cevriye bunu ol-
1,;ebilecek bir dwumda degildi. Kendisine gi.ili.imsi.iyordu ve:
- Ben de seni her zaman bekliyorum. Olrnadigm zaman anyo
rum! diyordu.
Cevriye ona mesut bir c;ocuk gibi gi.ilerek balayordu. Bi.iti.in bu
gece ne umulrnaz bir geceydi.
Ah !?U loymetli bayrarn hediyeleri.
Onun kendisini di.i!li.inmi.i!l oldugunun delilleri...
"Hey Allalum bu ne gtizel bayrarn !" diyordu. Bu kadar saadete
inananuyordu.
Ne olurdu ?
Ne olurdu ?
u oteki kadin mevcut olrnasaydi...
u oteki kadin ona bu kravatI vermi!l bulunmasaydi...
Cevriye hediyelerini ok!larken kendisinde ondan !lbyle bir su
al sormaya hak ve cesaret bulrnll!ltu:
- Sana o gi.izel kravatl kann gonderdi degil mi ?
Onun yi.izi.i bu soru 1Smda birdenbire ciddi, c;ok ciddi,
mahzun ve kederli bir mana ahverdi:
- Benim kanm yok Cevriye ! dedi. Sonra daha agrr kon:
- Artlk benim kanm yok ! diye tekrarladi.
- 0 halde sevdigin kadin bunu gonderdi. Cevriye onun koca-
1 62

man elinin yanagma dogru yaklt1guu gordti. S1cak avucu yana


g1m bir ocuk ytizti o gibi oyarak:
- Evet yavrurn , dedi. Bu kravat1 bana ok sevdigim bir kadm
gondermi!?.
Bunu soylerken sesi titriyordu. Ve gozleri de sanki ylanmJ.ll
gibi dumanlanm1!?tl.
Bunu gonderen kad1mn onun tarafmdan sevildigi, pek sevildi
gi belliydi.
0 gozylanm zaptetmek isteyen insanlann dolgun sesiyle:
- <;ok sevdigim ve beni ok seven bir kachn. Kendisini ok
bedbaht ettigirn ve her !?eye ragrnen beni sevrnekte ISrar eden,
inat eden rnukaddes bir kadm gonderdi bunu Cevriye. Bunu
anarn gonderm.
- Annen burada rn1 ? lstanbul'da m1 ?
- Evet.
- Onu her zarnan gormtiyor musun ?
- Hayrr.
- Bu halin ne kadar devarn edecek ? Boyle gizli ym, boy-
le saklanl!?m ne zarnan bitecek ?
Eliyle bir et yaparak bunun pek uzayabilecegini, belki de
ebediyen boyle olacaguu anlatt1.
- Senin in bana 1k geliyor, dedi. Nedir ? Buna bir .;are
bularnayacak rn1yiz ?
Gtildti ve yanagmdan .;oztilen eli yav yav ornzuna dogru
kayd1.
Ve birden onu iki ornuzundan tuttu.
Cevriye bir tirpein vticudunda dalgalandlgm1 hissetti.
Onun bu elleri, bu rnfik s1cak elleri ornuzlanndan hi.; .;oztil
mesin istiyordu.
Boyle kalsmlar ve o, gozlerine hep boyle tath balo!?larla bak-
sm.
- Cevriye sen .;ok iyi bir kJZSm, dedi.
Cevriye:
- Ben Allah'm bir garibiyirn, diye cevap verdi. Bu halim senin
houna gider herhalde.
1 63

- Sen benirn en iyi arkaunsm Cevriye. Dert ortagunsm sen.


Ben sana ok ahtun. Anhyor musun ?
Gozlerine baloyordu.
- Buradaki hayatum bana kolayltrran biraz da sen oldun, de-
di. Sonra:
- lnsanlan seversin degil mi ? diye sordu.
- Severirn kopoglularm1, diye cevap verdi. Ne kadar da fena ol-
salar yine de insanogludurlar. Hepsinin bir iyi taraf1 bulunur.
- lnsanlardan uzak yak giittir Cevriye. lnsanlann m
da yak. Mtitemadiyen onlardan uzak yaya mecbur ol
mak.
- Sana efkar bas1yor biliyorum, dedi. Bayram gtinti hem anan
olsun, hem de ondan uzak kal. Hem evin olsun, hem de orada bu
lunma Anhyorum.
Ona bakt1:
- Benirn anam yok, benirn evim yok ama, hen anhyorum. irn-
di hen ok ey anhyorum.
Ve birdenbire hayret etti.
Hakikaten irndi degiik bir insan olm gibiydi.
Eskiden dtirunedigi eyleri biliyor, eskiden hissetmedigi ey
leri hissediyor, eskiden mevcudiyetlerinden haberi bile olmadig1
kavramlan zihni kavnyordu. Ve eskiden hi tammad1g1 gtinahs1z
bir hisle ve sanki hibir erkege verilmem kadar tertemiz bir vti
cutla onu seviyordu.
Onun omuzlarma dokunan bu s1cak ellerin kalbinde yaratt1g1
tath heyecan1 o irndiye kadar bir tek defa olsun duymamt1.
Onu sevmek Cevriye'ye kendi kendini birdenbire ,kefetmek gibi
bir eydi.
- Sen insanlarm iinde en iyisisin Cevriye, dedi. Sen ok iyisin.
Ve seni odamda yanlIDda bulduka ..
Bir ey daha soyleyecekti.
Acaba daha ne soyleyecekti ?
Cevriye bunu bir daha ogrenemedi.
Qtinkti o boyle konurken, birdenbire oda kapIS1 tikrrdam
tl. Birbirlerinden birka arum aynldilar.
1 64

Ve o, kap1ya dogru gitti. Kap1yi a<;tJ..


Kerirn kap1da gortindti.
Cevriye'ye Kerirn'in rengi biraz u<;rnru;; gibi geldi.
Ve onun kulagma bir !?eyler fISildadi. Onun ytiztintin martas1
degi!?rnedi. Fakat rengi birdenbire sarardi.
- Yok camrn , diyordu.
Kerirn yav sesle konu!?maya devarn etti.
Cevriye irndi geriye <;ekilmi!?ti. Yatagm tizerine otumltn;;tu. Bi-
raz sersernlrni!?, fakat mesuttu. Onlarm konru;;ru;;lalindan kru;;ku
lanrnas1 bile gonltindeki bu sonsuz saadet hissini karartm1yordu.
Ne olmru;;tu bu gece, Yarabbi ?
Hayat ne kadar gtizel. Yak ne gtizel bir !?eydi.
Dtinyada kotti hi<;bir !?ey yok gibi geliyordti ona
Dtinyada her !?ey gtizel ve saadet her yerdeydi.
Kerim'in ytizti ni<;in boyle soguktu ve orada yava!? sesle neler
f1slldiyorlardi acaba?
Btittin bu konru;;ulan !?eyler acaba Cevriye'ni.n !?U anda i<;ine
dti!?mti!? oldugu saadeti bozabilecek !?eyler miydi ?
Cevriye bunu kendi kendine sonnaya dahi cesaret edemiyordu.
Onlar bir hayli uzun ve <;ok a sesle konru;;rnu!?lardi. Sonra
o, duvarda asl11 duran ceketini alrn ve sessiz sessiz arkasma ge
<;irmi!?ti.
Bu da neydi ?
Kerirn ona ne soylemi!?ti ? Nereye gidiyordu ?
Yoksa uzun zarnanlardan beri onu tehdit eden tehlike !?irndi
birdenbire patlak m1 vermti ?
Cevriye'ye dondti. Kls1k bir sesle:
- Cevriye sen yat ! .. dedi. Benirn biraz dya gitmem icap et-
ti. Ben anahtan ahyorurn. Gelince kap1yi hen a<;arirn , sen uyu.
Dya <;1ktllar.
"Sen uyu !" deti. Uyurnak. ..
Cevriye bu gece kadar hi<;bir gece boyle bir istekle uyan1k kal
mayi ozlernemi!?ti. Saadetini dfultinmek ve tatmak i<;in uyan1k
kalrnak istiyordu.
Ona ne gmel hediyeler vermi!?ti. Ne ho!? !?eyler soylemi!?ti.
1 65

Nereye gidiyordu ?
Cevriye yerinden kallap kap1ya gitti ve kulaguu dayayip dinle-
di. Onun merdivenden inini duymak istiyordu.
Fakat hibir i;;ey duyam1yordu.
Sozti yanm kalmii;;ti.
Cevriye bir daha f1rsat olup da bu soztin gtintin birinde tamam
lamp tamamlanmayacag1m hi bilmiyordu.
"Beni seviyor mu ?" diye dtii;;tinerek, yemek masasma dogru
ilerledi.
$arap i;;ii;;esinin dibinde kalimi;; olan iki parmak i;;arab1 bardaga
boi;;altarak bir yudumda iti.
"Bu aki;;am ktipleri devirebilirim !" diye dtii;;tindti.
"Zil tak1p ne gtizel klVlrabilirirn !" Bir latema olsayd1... Mecidi
yekoy'deki gazinoda ve Galata'da Yorgi'nin meyhanesinde hirer
eski latema vard1. Cevriye keyiflendi mi oralarda bu latemalann
sap1m tutar, evirir, evirirdi.
Latema alard1.
Kopuklar:
- Yai;;a bre Fosforlu ! derlerdi. Bu gece latemalar alsaydl ... Ka-
g1t fenerler yansaydi...
Kag1t fenerleri ve renkli kag1ttan iekleri pek severdi.
Cevriye kadeh larsaydi.
Evet, bir kadeh krrsaydi...
- Ugruna can fener, mui;;amba bile olsa yanar... Bre Forforlum !
diye kopuklar nara atsaydllar...
Bugtin Cevriye'nin bayram1 vardl. Cevriye'nin hakiki bayram1
vardl.
- Yandun Allah ! diye nara at1p masanm tisttindeki rak1 kadehi
ne avucunun iiyle VW"arak larmak ve gtinlerce yaralanm1i;; avu
cunu beyaz bezlerle sanp gezmek istiyordu. Keyfmden sol kolu
nu aralayip arasmdan geriye ttiki.inn ek istiyordu.
Fis diye fiyakal1 bir ttiktirtik atarak "Hepinizin canma ttiktire
yirn. Sevdigim beni seviyor. Ben art1k onun gacosuyum !" diye ko
puklara kafa tutmak istiyordu.
"Onun gacosu ! "
1 66

Ovtinmek istiyordu.
Onu omuzlanndan tutmtu. Onun yanaklann1 oamt1.
Bu aam onu beklemiti.
Ona ne giizel sozler soylemti. Katip gibi konuyordu bu
adam.
Bka arap yoktu. ag1ya inip biraz almak istedi. Fakat bu
nu tehlikeli buldu.
Herhalde onlar bo yere gitmemilerdi. Muhakkak bir tehlike
vard1.
Fakat bu ne eit bir tehlikeydi? Bunu anlayam1yordu.
Bu adam1 insanlardan uzak tutan bi.iytik srrr1 anlayam1yordu.
Ona ait hibir ey anlayam1yordu.

$arap imekten i.imidini kesince, sarho olmamasma ragmen


sarho gibi sallanarak yatagma gitti.
Yatagm i.isti.ine ytizi.isti.i yatt1.
Bm1 yastiklara gomdi.i. Ve hi anlamachg1 bir sebepten, saadet
ten mi, yoksa i.izi.inti.iden mi o da bilmiyordu, uzun uzun aglach.

Cevriye'nin hayatta nasibi olan saadet herhalde en ytiksek zir


vesine ulm1 olacakt1. Bu noktadan itibaren yeniden talihi ko
ti.iledi.
Ve felaketler, i.izi.inti.iler birbirini takip etti.
0 gece, o, soyledigi gibi hemen donmedi. Dondi.igi.i zaman or-
tal1k ayd.mlanmak i.izereydi.
Cevriye'ye:
- Sen hemen kalk git, dedi. Oyle icap ediyor.
Yi.izi.i -;ok solgundu.
Fazla izahat vermedi. Cevriye de fazla izahat istemedi.
Omri.i bi.iti.in kanund11 yayanlann arasmda gemti.
Bir erkegin ytizi.i boyle -;at1hr, akaklan oynamaya blar, agz1-
m b1-;ak amazsa yakmda yakayi ele veriyor demekti.
Cevriye yataktan kalkt1, acele giyindi.
Hediyelerini eline alch ve kap1dan -;1karken o kendisine tekrar
elini uzattl:
1 67

- Cevriye, dedi. <;ok fena bir 11ey olmtlll diin gece. Bir mi.iddet
huraya gelme. Beni gonneye kimsenin gelmemesi lazun.
Cevriye bunun bir ihtiyat olmad1g1m biliyordu. Bu defa hakiki
hir tehlike vard.I.
- Ne 0Imu11 ? dedi. Bana hepsini soyleyebilirsin. Beni kfili dere
cede tan1yorsun.
- Cevriye, c;ocugum. Biliyorsun gizli y1yordum. Di.in aam
hir ihtiyats1zhk yaptun. Senelerdir gonnedigim anam1 gordi.im.
lzimi bulmak ic;in onu takip ediyorlarml!l. Bulu11tugumuzdan !li.iP
helenmi olacaklar. Beni bulamam1lar, annemi tutmtllllar. Ann e
mi . . .
Rengi sapsanych. Devam etti:
- Buraya gizli girip c;1kmak tehlikeli olacak. Annem sorgudan
kurtuluncaya kadar sen buraya gelme.
- Bunu ben nereden bilecegim ? dedi. Seni ne zaman gorece
gim ?
- Bir ay sonra Tam bir ay sonra buradan gee;. Anhyor musun.
Eger saat ogleden sonra i.ic;te kapmm oniinde Kerim bir iskemley
le oturuyorsa, o gece her zamanki gibi buraya gelirsin. Yoksa, yi
ne bir ay bekle. Her aym aym gi.ini.inde saat, ogleden sonra i.ic;te
bunu tekrarla.
Cevriye h1c;lonklarla bogulan bir sesle:
- Bunu hep yapacagun ! dedi. Tehlike gec;ip sana tekrar kavu
uncaya kadar...
Ve sonra yalvaran gozlerle ona bakarak:
- Nic;in bunu yap1yorlar? dedi. Seni nic;in anyorlar? Suc;un bi.i-
ytik mi.i ?
- Ben bir idam mahkfunuyum.
Cevriye evvela anlayamad1. Bi.iti.in vi.icudu titriyordu. bteki:
- Bir g1yap karanrn var ! dedi. Ele gec;ersem ... Anhyor musun?
<;ok iyi anhyordu. Bag1nnak, fecyat etmek istiyordu. Onu elin-
den alacaklar, idam sehpasma goti.irecekler diye korkuyordu.
- Suc;un nedir? diye sordu.
- Birak imdi bunlan. Yalruz anla lei, yapacagun1z her ihtiyat-
s1zhk benim canuna mal olabilir.
1 68

Cevriye art1k dudaklanna <;1kan itiraflan tutanuyor ve gozyrur


Ian nas1l zaptedilmez bir i;;iddetle gozlerinden boi;;an1yorsa bu iti
raflar da dudaklanndan oyle doktili.iyordu:
- Seni oldi.irmek mi ? Seni oldi.irecek eller kmlsm. Seni nastl
sevdigirni, nasil kopegin oldugumu gormi.iyor musun ? Y1llarca
seni gom1eyeyim. Seni bundan sonra hi<; gormeyeyim. Fakat sen
ya... Ben oleyim, sen ya... diyordu.
0, Cevriye'ye sozle mukabele etmemii;;ti. Onun iki omzundan
tutarak vi.icudunu kendine dogru <;elanii;; ve o gogsi.inde h1<;kmr
ken onun sa<;lanndan operek:
- Yavrum benim, demii;;ti.
Bu sirada merdivende yine hafif bir p1t1rt1 olmui;;tu. Kap1ya vu
rulmui;; :
- <;abuk <;1ksm, diyerek Kerim i<;eri girmii;;ti. Cevriye elinin ter
siyle gozylanm silerek:
- Patlamadm ya ! Kerim Ahi, diye kap1dan <;1knut1.
Elinde sevgiyle gogsi.ine bast1rd.Ig1 hediyeler vard1.

Bu, onunla son bului;; ui;; Ian olmui;;tu. Onu art1k bir daha gorme
mii;;ti.
Bi.iti.in bir sene Cevriye'yi bir mum gibi yaklp eriten mi.inasebet
bu i;;ekilde sona em1ii;;ti.
Bi.iti.in bir senc Cevriye, boi;; olan hayatmm i<;inde mukabele
gormeyen bu sevgiyle yamp erimekten de bka haz bulmutu.
Bi.iti.in bir sene onun kendisini sevmedigini, sevmeyecegini di.i
i;;i.inerek, kendinde bir kadm hi.iviyeti gormedigini hissederek ve
kendine sade bir dost eli uzatt1gm1 bilerek yan11i;;t1.
Fakat buna ragmen her gi.in de, onun bir zanmn gelip kendisi
ni kadm olarak gorecegini, kadm olarak sevecegini i.imit etmii;;t i.
Zaman zaman kuduran bir coi;; kunlukla kendisini sefaletin, i<;
kinin, serseriligin en son merhalesine, u<;urumun ta dibine att1g1
vaki olmakla beraber umumiyet itibariyle onu tan1m1i;; olmaktan,
onu sevm bulunmaktan ruhuna uyui;;turucu bir zevk sinmii;;ti.
Cevriye'yi ona baglayan duygu bir kas1rga i;;iddetindeydi.
Ve Cevriye bu hissin oni.inde mi.ithii;; bir kasirgaya kap1lmC? ince
1 69

bir dal pan;as1 iradesizligi ic;inde ona dogru stirtiklenip gitrnti.


Onu tamdJgmdan beri ic;inde imdiye kadar hep golgede ve
uyuuk kalm olan, hie; uyanmanu bulunan c;eitli sevgi hisleri
birdenbire klp1rdanut1. Hepsi birden canlanm1t1.
Cevriye onu tan1mad1g1 ic;in sevemedigi anasmm, hayali kal
binde olmemi olan babasmm, di.inyaya gelmemi olan, geldiyse
kendisinin tan1madJg1 kardelerinin, hic;bir zaman bir gene; klz ol
mad1g1 ic;in k1sma c;1kmam1 bulunan nianhsmm, kendisine
hie; de kismet olmayacak kocasmm yerine sevmiti.
Onu hepsi ic;in ve hepsi kadar sevmiti.

Onu bir ay sonra gorebilecekti.


Bu bir ay1 beklemek, hem de onu tehlike ic;inde bildikten son
ra, bu bir ay1 beklemek Cevriye ic;in cehennem azabmdan da da
ha koti.iydi.i.
Nereye gidecegini bilemiyordu.
lstanbul sanki birdenbire ki.ic;i.ili.ivem1iti. Her taraf1 daralm1
geliyordu bu lstanbul'un ona
Sokaklar bunalt1c1 ve kasvetliydi. Halk meyhaneleri ic;ki kadar
ki.if ve si.ipriinti.i kokuyordu.
Deniz koyu uni rengindeydi.
Havalar pek koti.i gidiyor, kurundan bir kubbeye benzeyen bir
gok ehrin i.isti.ine kapanm1 bulunuyordu.
Cevriye bir yerde duram1yordu. Oradan oraya kouyordu. Bir
saat evvel kendisini Edimekap1'da, bir saat sonra Mac;ka'da, T
hk'ta gori.iyordu.
Ona gitmek ic;in tembih ald1gmdan beri lstanbul'da gidecek
yer bulam1yordu.
Sanki her aam Necatibey Caddesi'ndeki hana gidermi gibi
bir hali vardJ.
Evinden kovulm bir ev kedisi gibi km bir bedbahtt1:
"Onu bir ay gormeyeyim neysc yine ama" diyordu. "Ya onu en
selerlerse. . . "

Ve o zaman bi.iti.in vi.icudu irkiliyordu.


Onun bir idam hi.iki.imli.isi.i oldugunu ogrendigi dakikadan beri
1 70

yak ona bir il?kence ohnW?tu...


- imdiye kadar saldarum, yine ele ge<;mez inallah, diyordu.
Sonra btiytik bir hiddet i<;inde: Ne vardJ unu bunu il?leyecek ! di
ye homurdamyordu.
- Onda adam oldiirecek bir hal de yok ama !..
Onun boyle iler yapmJ.l? ohnasma irnkan veremiyordu.
- Bazen oyle kotti kimseler olur ki, Oltimti zorla dilenirler...
Sm;u ne olursa olsun, bu idam htikmtinti ne sebepten a.lmJ.l?
olursa olsun bu Cevriye'nin urn urunda degildi.
0, Cevriye i<;in, kendisini hastayken sokakta brrakmamJ.l? olan
ve bir idam mahkumu oldugu halde ona ac1yip kendi odasma ka
dar gottirmti bulunan ve bu odada bir hafta hastahgma bakmJ.l?
olan iyi bir adamd1.
0 sakin, gtizel adam. . .
Bir bayram gecesi...
Onu bekledigi i<;in sofrasm1 hazrrlam1. ona hediyeler vermil?
olan arkadtl bu.
Kendisine kimsenin gostermemil? oldugu sayg1 ve arkadhg1 o
gostermiti.
- K1VIr bakahm Fosforlu ! diye ondan kendisine gobek atmas1-
m istememi. sarho dudaklanyla dudaklanm opmemi olan er
kekti o . . .
0 bka bir insand1. Hi<;bir insana benzemeyen fevkalade bir
insand1. Onun yakmhg1 kendisinde bir bka benlik yaratm1t1.
Cevriye birinci defa olarak onun yanmda kendisinin bir insan
oldugunu hissetmiti. 0 kendisine "Sanki bir bayarum !.. " gibi
muamele etmiti.
- Sanki koprti alt1 ocugu degilirn de ana baba yanmda yeti
miim gibi ! diyordu.
Ona kar.;;1 btiytik minnettarhg1 btiytik sevgisi vardJ.
Onun yanmda birinci defa olarak oldugundan daha bka tiir-
lti olmak istemiti.
Onun yanmda
Acaba bir daha onun yanma gidebilecek miydi ?
"Ya onu enselerlerse ! .. " diye odti kopuyordu.
1 71

"Ya onu kodese tikarlarsa !"


"Kodes" yine bir ey degildi. Fakat o "idam hiilanii" giym bi-
riydi.
Cevriye idam hiilanii giym insanlar gonniitii.
Allahirn, ne azaph bir omiirdii onlann hayat1.
Ya onlan seven kadmlann hayatI.
Cevriye Qatlak Marika'yi diiniiyordu.
Onun idam mahla1mu oldugunu ogrendiginden beri Qatlak Ma
rika hep goziiniin oniine geliyordu.
0 zaman ona Qatlak Marika demezlerdi. "Fmdik Marika"ydI is
mi. Galata'nm en akrak k1z1ydI. Cevriye onun sirto oynayilan
m, Rumca soyledigi o i;apkm arkilan hii; unutmazd1. Marika bir
gi.ildi.i mil meyhanenin ii;i i;m i;m oterdi.
Zavalh Marika. . .
Sonra ite Yogurti;u Etem'i vuran Cafcof Omer'i sevmiti.
Omer yak1kh biri degildi. Arna oyle afili bir hali vard1.
lar hep i;atik, ceket bir omuzda, kollan kabar1k yiirtirdii.
B1yigm1 elinin tersiyle oyle bir silerdi. Marika onun bu afili hali
ne tutulm olacakt1.
Galata'ya Bursa'dan dmiitii. Bursalilar hep belal1 olur.
Cafcof Omer'i ilk gordiigii giin Cevriye.
- Bu i;emi mal ! .. demti.
Marika onu birdenbire nasil sevmiti.
Nasil olesiye sevmiti Yarabbi ! Halbuki o Marika'yi doverdi.
Canm1 i;1karrrd1 vallahi Marika'nm. . .
Bir kere, bir iki kiiyle Barba'nm meyhanesinde i;atmyorlar
d1. llerideki bir masada da Marika ile Cafcof Omer otwuyorlardI.
Yan masadaki sarholardan biri:
- Ciger kebab1 yap Barba ! .. derken yan gozle Marika'ya bak-
m1t1. te bu bak1 Cafcofu kudurtmaya kfili gelmiti.
"Herif i;amurdu ! .. " Ne belaydI, ne bela. . .
Birden ciger kebab1 isteyene donmii:
- YandI ciger kebab1 oldu demekle, sen benim gacoma senin
ii;in cigerim kebap oldu dedin ! diye saldlnn, girtlagmdan yaka
laymca al1 etmti.
1 72

Aman Allahirn Cevriye hfila o geceyi unutmuyordu. 0 masada


oturanlar da ayaga kalknu:;;lardI.
Bir ala ala heydir gitmi:;;ti.
Ne layametti o ... Bu kavgayla hi<; de rntinasebeti olmayan diger
masalardan da kavgaya kan:;;anlar olrnu:;;tu. Havada tabaklar, ka
dehler ui;u:;;rn u:;;tu.
Barba'nm o gtinkti ytiztinti hala unutrnuyordu. Adeta burnu
uzam1:;;t1. Zavalh Barba ..
Cevriye'nin ba:;;ma da bir kadeh isabet etrni:;;ti.
Sag ka:;; mm arasmda hala yeri vard1.
0 gece Cafcof, herifi sag kas1gmdan yaralarn1:;;t1. Onlan da :;;a
hit yazrn1:;;lard1. Hakin1in kar:;;1sma i;1kt1g1 zan1an :;;ip:;;ak mahke
rnelerinin hakirni ona ters ters bakm1:;; ve sonra usul tizere adw
sorunca:
- Bir yerde cmgar pkarsa :;;ahidin ad1 ne olur, Reis Bey ? de
rni:;;ti. Ad1m Cevriye . . . Soyad1m da Fosforlu. . .
Hakinlden bir de azar i:;;itmi:;;ti o gtin . . .
Marika ona tutkundu. Herif kar1 s1zdlrmanm usultinti biliyordu
vesselam.
Marika ona para yeti:;;tirmek ii;in arkada:;;lanmn mti:;;terilerini
zorla elinden al1rd1. Cevriye onun i<;in arkada:;;lanna:
- Kan, kar1 degil, dolmu:;;a taksi gibi i;ah:;;1yor, derdi.
Ah zavalh Marika. Omer acaba Yogurti;u'yu oldtirtirken kendi
sine de idam vereceklerini hi<; aklma getirrnerni:;; rniydi ?
Bir kurnar kavgas1 ytiztinden boyle kurup kurup da adam ol
dtirmek. .. btesi be:;; bui;uk liral1k bir i:;;ti bu.
Yogurti;u kumarbazlarm ba:;; 1yd1.
Hile de yapar, :;;undan bundan dayak yerdi. 0 zarnan btittin Ga
lata Cafcof'un kendisini oldtirdtigtinti duyduklan zarnan:
- Eceli gelen kopek carni . . . demi:;;lerdi.
Eceli gelen kopek. .. Oyle ya Cafcof'a da ktil yutturulur mu ?
Herif kerizde birinciydi. Ne kolpolar1 vard1. Oyle oldugu halde
Yogurti;u'nun dalaveresini anlayamrum:;;, be:;; bui;uk papel. . . Be:;;
bui;uk papelcik kaybetmi:;;ti.
Gtin olur be:;; bui;uk kuru:;;un bile k1ymeti olur arna ..
1 73

Be!? bw;uk papel ir;in de bu kadar hmr; beslenmezdi dogrusu.


Cevriye onun yakaland1g1 gi.inlerde Marika'yi gonnll!?tti. Sar;
b dannadag1mk tevkithanenin kap1smdan aynhmyordu.
Aylarca belki de bir seneden fazla bu boyle si.innti!?tti.
Zavalh Marika
Nihayet ona idam venni!?lerdi. Marika'yi o gece gonnll!?tti.
Kopri.intin tisttinde ona rastlarnI!?tI. Marika'nm ytizti ktil gibiydi.
Dudaklan klsdrn1!?, gozleri btiytirnii!?, bir noktaya bak1yordu. Ken
disini gonntiyordu.
- Marika .. Marika ! .. diye seslenrni!?ti. Zavalh Marika. Allah1rn
nas1l bir ytizdti o ytiz.
Bu ne korkulu, bu ne bitkin, bu ne pe bir ytizdti.
- Marika ..
- Sus bre Cevriye, derni!?ti sus ! ..
- N ereye gidiyorsun ?
- Bilir rniyirn, derni!?ti, nereye gittigirni.
- Gel, Barba'ya kadar gidelim, gel. Ytiztin pek solgun. Bir !?eY
ir;elirn.
- lsternern.
- Gel diyorum sana Yahut dur, in g1 kopri.intin altma otur,
beni bekle. Bekle beni sana ir;ki getireyirn.
Cevriye gitrni!?, cebindeki btittin parayla bir !?i!?e rala alrnJ!?tI.
Kopri.intin altmda Kadtlcoy lskelesi'nden Halir; lskelesi'ne ger;en
ktir;tik kopri.intin yarunda ayakta Marika onu birden ir;rni!?ti. Sonra
bm1 Cevriye'nin omzuna daya.DW?, !?i!?eyi sulara firla.trru!?tI.
- Onu idam edecekler.
Buu Cevriye'nin ornuzundan kalchrnu!?tI.
- Olrnaz... Olrnaz... Olrnaz ! .. diye avaz avaz btI.
Cevriye onun agz1m eliyle kapanu!?tI:
- Ulan, r;enen pirt1, derni!?ti, post.a edecekler bizi. Sarho!? oldu
gunu anlayacaklar.
Cevriye fena kiz degildi. Ona ac1yordu ama, rnerkezlerde sa
bahlamak isterniyordu.
0 gece onu zorla Barba'ya gottinnll!?lerdi.
Barba kepenkleri kap, sabaha kadar Marika'ya ir;lerdi.
1 74

Ne aslan herifti u Barba. Barba efkardan anlar. "Yiirek dokto


ru, kalp tabibi u Barba !" diye di.itindi.i.

Omer'in idam edildigi sabah1 hatirhyordu. Allahun o ne mi.ith


bir sabaht1.
Onun idam mahkUmu oldugunu ogrendigi gi.inden beri ... Hep o
Sultanahmet Meydan1'mn hali... Hep o kalabal1k. .. Hep o sehpa,
gozi.ini.in oni.inden gitmiyor. Meydanda halk eglence seyretmeye
gelm gibi toplanmt1 o gi.in.
Bir simitc;i:
- Taze simit ... Taze simit ! .. S1cak s1cak ! diye bagrrarak halk
arasmda dolmaktayd1.
Cevriye simidin mis kokusunu hala duyar gibi oluyordu.
Omer'in idam1m beklerlerken halk mis kokulu simitleri kap1
kap1a yemiti.
Cevriye o sahneyi gozi.ini.in oni.ine getiriyordu. Hapishane ara
bas1mn meydana geldigi zaman bile.
Cafcof'u gormek ic;in Galata'mn bi.iti.in kopuklan idam sehpa
sma en yakm yeri alm1lardl.
Cafcof erkek c;ocuktu vesselam. ldama gelirken tir olmtu.
Sac;lanm IBlatarak taram1, lacivert ceketinin on cebine mor ipek
ten bir mendil koymtu.
me afili ve yine fiyakahydl. Cevriye onun sehpaya dogru aza
metli yi.iri.itini.i hfila gotiir gibi oluyordu.
Cevriye otesini gormek istememi, gonli.i bulanm, bm1 ar
kaya c;evirerek yere ti.iki.irmi.i ve oradan kac;mit1.
Birkac; gi.in sonra Marika'yi Galata nht1mmda yerde upuzun
yatar gormi.iti.i.
Oldi.i, bayildl zannetmiti. Korki.iti.ik sarhotu.
Zorn, ama ne zomdu.
Onu oradan kaldlrmaya gayret etm, o anda polisler gelmiler,
ikisi beraber zannetmiler, Marika'yi hastaneye, Cevriye'yi mer
keze gotiirmlerdi.
Muayenede o da hasta c;dmuti. Birkac; hafta Zi.ihrevi Hastal1k
lar Hastanesi'nde kalnut1.
Mtihirn bir hastahk degildi bu. Her zaman olan !?eylerdi.
Ondan sonra ne Cevriye ne de btittin lstanbul merkezleri, ka
rakollan Marika'yi bir daha ayik gormemi!?lerdi.
Marika bir daha kendine gelmemi!?ti. Hep ier, hep ierdi. Ken
dini bilmeyecek kadar.
Ra.lo bulursa ralo, !?a.rap bulursa !?a.rap, hibir !?ey bulamazsa
renkli ispirto ierdi.
Yav3!? yav3!? bu daimi sarho!?luk hali onun zihnine de dokun
IDU!?tu. Kendisine bunun iin "Qatlak Marika !" diyorlard1.
Qatlak Marika ! ..

Cevriye bunu hatrrladika:


- Hayir. . . Hayir, diyordu. 0 yakalanmayacak !
Onun yakalanmasmdan en ziyade korktugu zaman bu iimide
sanhyordu. "Niin yakalansm ? Mademki !?irndiye kadar ele ge
memi!?. . . " diye dti!?tintiyordu.
Cevriye onun ele gemesi ve onu bir daha gorememek korku
su iinde Y3.!?arken bir yerlere s1gam1yordu.
Bir ayi bitirmek, Necatibey Caddesi'ndeki ha.nm ontinden ge
mek ve Kerim'i onun soyledigi gibi kap1 oniinde bir iskemlede
oturur gormek iin o kadar ok sevdigi omrtiniin yansm1 verirdi.
- Yans1 da soz mti ? diyordu. Btittin canlffi1 onu gormeye feda
ederim. Zaten onun derdinde gebermek tizereyim ...

Barba'ya bugtinlerde birka kere ugraml!?tl. Gozlerinden Bar


ba fevkalade giinler Y3.!?amakta oldugunu anllyordu.
Her !?ey, her !?ey Cevriye'nin o siyah gtizel gozlerinden okuna
bilirdi.
Sokak kadmlannm belki de hibirinde Cevriye'nin gozleri ka
dar ifadeli, iinin derdini ve sevincini cl..l!?ma vuran temiz goz
yoktu.
Her !?ey onun gozlerinden belliydi.
Barba ona:
- Matoteo, matostavro Cevriye senin kalbisinde bir fu?iklik var.
Bir baba kadar sevdigi Barba'ya dert yanmak istiyordu.
1 76

Fakat dudaklan mtihtirliiydi.i. Eger onun hakkmda bir tek kim


seye bir soz soylerse tdslID bozulacakt1 ve onu belki bir daha gO
rerneyecekti.
Cevriye onu anrnamn ne kadar tehlikeli oldugunu biliyordu.
Onu kimsenin bilmernesi laz1rndi. 0 Cevriye ic;in lstanbul gece
lerin karanhgma gomi.ili.i en tath bir sir olarak kalmahyd1.

u eroin i1?i hie; de ununad1g1, hie; de beklemedigi bir zarnanda


bma geldi.
Hayatta bu kadar bi.iyi.ik bir talihsizlik kimsenin bma gele
rnezdi.
Cevriye gi.inleri pannaklan i.isti.inde saya saya nihayet hemen
hemen ti.iketmi1?ti.
Necatibey Caddesi'ndeki binanm oni.inden gec;rnesine bir haf
ta kadar bir 1?ey kalm11?t1.
Onu arayacag1 gi.inler yaklt1kc;a Cevriye yeniden i.irnitlenme
ye bhyor, onun nikbin kalbi: "O bu vartayi da atlatrr !" diye di.i-
1?iinerek seviniyordu.
Onu gorecekti.
- Ben kendi talihime inan1r1ID ! Ben kendi talihime gi.ivenirim,
diyordu. Ve hakikaten kendi 1?afiSina fevkalade bir itimach vardi.
Bir hafta sonra hanm oni.inden gec;tigi zaman Kerim'i iskernle
nin i.isti.inde gorecekti.
Beyaz sac;h b1 keyifle yana atllm11?, dudaklannda hie; eksik
olmayan gi.ili.irnsemesi ve sigaras1yla ..
Sonra ..
Ah sonra ..
0 gece, karanhk basmca, hayrr gece bir hayli ilerledikten son
ra oraya gidecekti.
Merdivenleri tLrmanacak, hayrr adeta kanatlanrn11? kadar ken
dini hafif hisederek o merdivenlerden c;1kacaktl.
Aynlmadan evvel, Kerim odaya girmeden evvel art1k Cevri
ye'yi gogsi.i i.isti.inde, "Yavrurn" diye sdaruti.
Hic;bir erkek ona boyle tath ve bOyle mfik bir sesle, "Yav
rurn" dememi1?ti.
Erkekler Cevriye'den hep kendi zevklerinin tatminini istem
lerdi. Cevriye'ye zevk ve saadet vermeyi, Cevriye'yi korumay:i,
Cevriye'yi kendileri ic;in degil, Cevriye ic;in oamay:i bilmem
lerdi.
Cevriye'ye o kadar temiz bir efkatle yakl, ona yakmhk gos
teren, onu o kadar temiz oamasm1 bihn olan tek erkek oydu.
Cevriye onun odasma dondiigii ve onu buldugu zaman acaba
ne olacakt1 ?
Art1k Cevriye ona her eyi soylemi bulunuyordu.
Evet, Cevriye ona her eyi soylemi ve o Cevriye'yi gogsii iis-
tiinde s1k1p, "Yavrum benim" demiti.
Bundan sonra hayat ona bambka bir yiiz gosterecekti.
- Onun aftosu olacag1m ? ! diyordu.
Zaten en miihim olan bu degildi. Onun tarafmdan k1ymetlendi
rilmek diinyadaki saadetlerin en umulmaz1ydi.
Onun benimsedigi, onun kendisine yalan gordiigii bir kadin ol
mak. ..
Fakat ite bu eroin ii hepsini altiist etmiti. En aksi bir zaman
da gelip c;atm1t1 ve onu biisbiiti.in kaybetmesine, bir daha gorme
mesine sebep olmutu.
Cevriye o bir ay ic;inde yine yamak ic;in, yine yad1g1 ic;in, yi
ne elanek parasm1 ve ic;kisini kazanmak ic;in viicudunu una bu
na vermiti.
1te yine bir akan1 bir koe bmda bekledigi bir sirada o, "Sii
tii bozuk namussuz !" eline eroin paketlerini s1Iatmm, "Aman
sen unlan tut. . . Ben senden sonra almm" demiti.
Cevriye daha ne oldugunu anlamadan, eline verilen kiic;iik pa
ketin ne oldugunu kestiremeden birkac; polisin etrafm1 c;evirdigi
ni gormiitii.
Pis bir iti bu.
Memurlar kendi avucunda paketi tutmulard1.
- Bunlar nedir k1z ?
Sualine biiyiik bir samimiyetle:
- Ben de bilmiyorum Abi. ..
Cevab1m vermiti.
1 78

Fakat memurlann kimler oldugunu goriip tamd.Iktan sonra


elindeki paketin i.;indekinin ne oldugunu tahminde mkiilat
.;ekmemil?ti.
Bu eroindi.
Memurlardan biri ona:
- $imdi eroin mi satmaya b3l?lad.In Fosforlu ? diye sormlll?tu.
lkincisi:
- Kendini tonlarla satiyordu. $imdi dirhem dirhem satmayi og-
renir ! diye gi.iya bir ni.ikte yapmll?tl.
D.;i.inci.isi.i sertti:
- Demin senin yanma gelen adam kimdi ?
- Hangi adam ?
- Sana bu paketleri veren adam. . .
- Tamnuyorum b e Abi !
- Biz sana onu tan1ttirmasmm yolunu biliriz.
Karakollan, merkezleri, mi.idi.iriyeti tan1rd1.
Oralarda ii;ine korku gelmezdi. Hi.;bir zaman. Fakat bu defa..
Kendi kendine:
"Elin fakiri Cevriye kime soz anlatabilir?" diye di.il?i.ini.iyordu.
Yakasm1 kolay kolay bu il?ten kurtaramazd1.

Hakikaten de il? oyle oldu.


Cevriye bu il?ten s1ynhp yakasm1 kurtaramad1. Onda bir sokak
ahlak1 inanc1 vard1.
Cevriye'ye gore eline o paketleri s1kll?trran "o di.irzi.i" kendisine
su.;unun s1mm da vermil? bulunuyordu.
Cevriye l?imdiye kadar kendisine soylenmil? bir sozi.i, bir b31?
kasma yetil?tirmil? degildi.
0 kendisine "saklamas1" kayd.Iyla a.;1lm11? bir s1m degil, iste
meden ve tesadi.ifen l?ahidi oldugu bir vakay1 bile kimseye soyle
memil?ti.
Boyle ketwn olul?undaki sebep onun sokakta edindigi bir ter
biyeydi.
Bir vakaya l?ahit olup da onu soyledin mi "Alimallah insanm
imanm1 gevretirlerdi." ll?in gi.ici.in yoksa otuz iki merkez dol31?.
1 79

Kimse derdini anlamaz, !iiahitlik edeyim derken suc;lu c;1kardm.


Yalmz i!ii merkezde bitse pekfila .. Fakat sonra mahkeme fash
blar. Sekiz kere c;agmrlar. Ali'yle yi.izle!iitirirler, Veli'yle yi.izle!ii
tirirler. Sonra da suc;lanclrrdig1mz insanm veya haks1z c;1kard1gm1z
insanm veya haks1z c;1kardig1mz tarafm size bir bakl!iil olur. Bir
bakl!iil olurdu ki. . . Oli.im daha iyi.
"Reislerin kaf!ii1sma da hep yalanc1, martavalc1, dalgacllar !iiahit
diye c;1kar galiba !" diye Cevriye di.i!iii.ini.irdi.i.
"Reis Bey" hic;bir zaman soylenilen soze inanir gori.inmez.
Sagdan sorar, soldan sorar, !iiutmaca yapar, nihayet insan ilk
soyledigini, hatta ne gordi.igi.ini.i bile !iimrd1.
lin selameti, "dilinin yulanm klsmak" ve sana bir ey sordular
m1:
- Gormedirn, i!iiitmedirn, duyrnad1m, bilrnem, diye gec;mekti.
lin en selameti buydu.
Cevriye senelerden beri bunu yapardi. ahit olarak c;1kt1g1 her
mahkemede reis ona:
- Oradayrn1m sen. Adam senin kaf!iimda b1c;aklanm1 . . . dedi
mi ?
- Yedigim ekmekler gozi.irni.i kor etsin Reis Bey, ne gordi.im, ne
i!iiittim, ne duydurn.
- Orada degil miydin ?
- Oradaydun.
- Kaf!iimda bu ey olur da senin gozi.in nasd gormez ?
- llacak !iiey Reis Bey, o anda bir gaflet uykusu beni bastirdi.
Bu dereceye kadar inkar ederdi. Bu kendisinde bir alkanbktl.
Galata'da k1zm boylesi makbuldi.i. Saksagan kuu gibi cir cir
konul?anlann hic;bir k1yrneti yoktu.
Bi.iti.in kopuklar bilirlerdi:
- Cevriye'yi diri diri kes bildigi !iieyi soylemez.
- Sir ki.ipi.idi.ir o, derlerdi. Cevriye bunu marifet olsun diye yap-
mazd1. Onun yaradihl?l buydu. Bu yaradilm Wl?Ina c;1kamaz da
Nitekim bu i!iite de yine c;eneleri kilitlendi.
- Bu eroinleri sana kim verdi ?
- Bilmiyorum Abi.
1 80

- 0 yanma yaklru;;an adamm ismi nedir ?


- Bilmiyorum Abi.
Hakikaten bu ahlaks1z herifm ismini bile bile susmak ok m
kill bir eydi.
Buradan bir an evvel kurtulmak iin can atarken susmak.
Kimse Cevriye'nin iinde bulundugu his haletini anlayamazdi.
Kimse Cevriye'yi anlayamazdi.
Soylemek istedigi halde o adamm ismini soylememiti.
Buna belki az da olsa bir korku mani oluyordu. Galata kiilha
nileri i!;inde kin giiden, kendisini ele vereni kodesten pkar 1k
maz ileyen az m1dir?
Cevriye hapishaneye ilk at1ld1g1 gi.inlerde pek sinirli oldu, gar
diyan kadma ierliyor, herkese ag1z dolusu kiifrediyor, yerine s1-
gam1yordu.
Bu bir hafta on gun, boyle siirdii, saatler gemek bilmiyor, kal
bi adeta s1kIir gibi oluyordu.
lki haft.a sonra siikfmet devrine girdi. Yiiziistii ranzaya yat1yor,
gozlerini kap1yor, onu diiiiniiyordu:
- Olanlar oldu, bir daha onun izini bulamayacag1m, diye diiii
niiyordu.
- Onu bir daha goremezsem oliiriim, diyordu.
Tevkifhane'de bulundugunun dordiincii haftasmda Mika is
minde gen bir kadmla arkadru;; oldu.
Diger kadmlar ona "Edah $efika" diyorlar, onun nazhhg1yla
alay ediyorlardi.
Halbuki bu nazh kadm bir katildi.
Bir gece Cevriye'ye kendisi de bunu anlatm1tI.
Sevdigi erkegi oldiirmi.itii.
- Sevdigin bir cana nasil k1ydm?
- Beni aldat1yordu.
- Suu seni aldatmak m1yd1 ?
- Evet Cevriye ... Hem de evvela igfal ettikten sonra. Beni sev-
digini zaIUlediyordum, halbuki sonra.
Gozleri nemliydi.
- Namusumu mahvetmiti, demiti.
181

Narnus ! . .
Cevriye bunun n e oldugunu bihniyordu. Hic;bir insanm onun
narnusunu mahvetmesine imkan yoktu.
"Acaba Allah beni neden bbyle narnussuz yaratm !" diye di.i-
1?i.ini.iyordu. Bu kadar k1ymetli olan bu i?eyden Allah nic;in onu
mahrum etmi1?ti. Nic;in ona hie; namus verrnemi1?ti ?
"Halbuki ben iyi bir klZlm."
Cevriye iyi bir k1zdJ.
Bunu kendisi de gayet iyi idrak ediyordu.
0 halde namussuz insanlann da iyi olmasma imkan varsa, ne
den "Edal1 $efika" bir adarn1 narnusunu mahvettigi ic;in bldi.iri.i
yordu.
"lnsanlarm hepsi e1?it dogarlar" diye di.ii?i.ini.iyordu. "Herhalde
ben de dogdugum zarnan benim de bir namusum vardJ. Benim
narnusumu kim mahvetti ?"
Sokaklan di.ii?i.ini.iyordu. Sokaklar, kalabal1k insanlar gozi.ini.in
oni.ine geliyordu. Kendisinin boyle olui?undan kirnseye k1 hmc;
duyarn1yordu.
"Biz kopri.ialtI c;ocuguyuz. Kopri.i altmda narnus Hak getire ! "
diyordu.
"Kopri.ini.in altmda narnus olur mu ?"
Sonra $efika'ya doni.iyordu:
- Onu sade narnusunu mahvettigi ic;in mi oldi.irdi.in ?
- Hayrr sade ondan degil, biraz da sevdigim ic;in onu oldi.ir-
di.im.
Sevdigi ic;in ?
Acaba "o" nic;in idarnhk ohnul?tu, sevdigi bir kadm1 oldi.irdi.igi.i
ic;in mi ?
Nic;in ?
$efika da kendisine "Edal1" denecek kadar nazh, nazik ve c;1tI
p1tI bir i?eydi. 0 da kendisinin bir adam oldi.irebilecegi di.ii?i.ini.ile
meyecek kadar yumk ve tatil bir insandJ.
"Dogrusu ben tavuk bile kesemem !" diye di.i1?i.ini.iyordu.
"Gori.ini.ii?te Edail $efika'dan daha c;o k katile ben benzerirn."
Edal1 $efika oldi.irmti.i.
1 82

Oldi.inntti ve hfila seviyordu.


Ondan bahsederken aghyordu. Ziyaret gi.inleri kendisini gor
meye gelen ihtiyar annesinden onun mezanm yaptmnas1m isti
yordu. Ve annesine bu mezann yapdmas1 ii;in mticevherlerini sat
mas1m soyli.iyordu.
Bunun ii;in ona i;1k1nyordu.
Ve aglayarak ziyareti;ilerinin yanmdan doni.iyordu.
Cevriye $efika'yla birlikte yiyor ve onun ine bakt1g1 ii;in o
kendine para veriyordu.
- Akhm arda olrnasa, gonli.ime bir kdi;1k takllrnll? bulunma-
sa burada lordlar kamarasmda gibi Ya.!1Iyorum, diyordu.
Tevkifhanenin en mel?hur tipi Ufiirtiki;ti Arap Fazile'ydi.
Ne kanydI o...
Tevkifhane'ye kendisini zorla attmnll?tI. Mahsus ci.innti me!t"
hutlar sui;tisttiler yaptmrd1. <;tinkti en fazla para kazandig1 yer
buras1yd1.
Burada geni; kadinlara ne muhabbet muskalan yapm1yor, ne
btiytiler tertip etmiyor, mahkemeye girerken hakirnin agzlill, dili
ni baglamak ii;in ne dualar, ne tdsunlar ogretmiyordu ! ..
Kahve falma mtikemmel baklyordu. Mahkfun kadmlann hepsi
onun fal1 i;ok iyi dtirdtigi.inden emindiler.
Arap Fazile'nin en mel?hur btiytisti muhabbet btiytistiydti. Ha
pishanede genel bir kanaat vard1. 0 bir erkegi bir kadina bagladI
m1, bir daha o erkek o kadmdan oli.inceye kadar aynlmazdI.
Cevriye de cebinde para olunca hemen ona kol?uyordu. Ona fal
baklyordu. Kadm kai; kere kendisine btiyti yapmayi teklif etmti.
Fakat Cevriye her defasmda azametle: "Sevdigirn zaten beni
seviyor !" diye reddetmti. "Btiytiye ihtiyacun yok. .. "
Arna fala ihtiyac1 vardI.
Arap Fazile Cevriye'nin falm1 hii; de dtinemiyordu.
Cevriye sl1Tll1 1 o kadar iyi sakhyordu ki, Btiyticti Arap Fazi
le'nin bu s1rn bilip ona gore kahve fmcanmda okumasma irnkan
yoktu.
- Fazile Teyze, gozi.inti oyacagun, benirn derdimi gormtiyorsun !
diye bagrrdI.
1 83

Buna ragmen yine her giin kahve cezvesiyle yaruna giderdi.


Bir kere bile endielerine yalon bir ey soylememti.
Bir kere bile kahve fincamnda "o"nu gormemti.
Cevriye ondan haber almak im yan1p tuuyordu.
Burada kald1g1 mi.iddete onun haklanda bir ey ogrenmesme
imkan yoktu.
Sade kendi kendine, onun bma bir ey gelmemesmi temenni
ediyordu. Hepsi bu kadar ! ..

Alb. ay si.iren tutukluluk devresi bir senelik bir hi.iki.imle sona


erdi.
Cevriye mahkfimiyetinm sonunu da ayru hapishanede geirdi.
Hi.irriyetinden mahrum olmak hele Cevriye gibi b1bo bir loz
im dayarulmaz bir ikenceydi.
Ka kere kapah kapilara, 1lmaz duvarlara saldmnak, kuduz
bir hayvan uursuzluguyla kafas1m bu duvarlara arpa arpa ag
lamak ihtiyac1 hissetmti.
Bu yma kadar maddi ve manevi hibir kayda tabi ohnadan
y bulunan Cevriye'ye bir tevkifhane disiplinmin ne kadar
ac1 gelecegmi tahmm etmek gi.i bir ey degildi. Ona en gi.i gelen
ey hi.irriyetinden mahrum kal1 degildi.
Cevriye'ye en agrr gelen ey, en zor gelen taraf ondan uzak ka-
11, ondan haber alamayi1, ondan haber almak ihtimalmden
mahrum oluydu.
Eger 1ktig1 gi.in yine onu aym yerde bulacagmdan emin olsay
dt, belki de hapishanede geirdigi gi.inler ona bu kadar eziyetli
gehneyecek, uzun gori.inmeyecekti.
0 tutuhnam bu defa da bir bka ene onun kalbini ke
miriyordu.
Eger tutuhnama, Cevriye hakkmda ne di.ii.ini.iyordu ?
Cevriye'nm bir daha Necatibey Caddesi'ndeki odaya gelmeyi
ine, bir daha kendismi aramama acaba ne mana verirdi ?
"Serseri loz... Ne olacak, herhalde bir yere taloldt" diye mi di.i
i.inmi.iti.i.
Yahut da ve daha fenas1: "Benim idam mahkfunu oldugumu
1 84

duyunca korktu, bir daha gelmedi" demi olabilirdi.


Cevriye en c;ok onun boyle di.ii.inmi.i olabileceginden korku
yordu.
Bu aklma gelince doeginde rahat edemiyor, sagdan sola dO
ni.iyor ve sabahlara kadar uyuyam1yordu.

Ya tutulduysa ! ?
Bunu nereden ogrenecekti ? Erkek tevkithanesi iki achm ote
deydi ama. . . Oradan buraya ancak gacolan burada olanlardan ha
ber gelirdi.
Onun ismini bile bilrniyordu lei onu bka kadmlar vas1tas1yla
oradan sordursun.
Hapishaneden c;1Iancaya, cezasm1 dolduruncaya kadar ondan
tek haber alamad1. Eline pakete sarilrn gazeteler gec;tikc;e bunu
okuma yazmas1 olanlara goti.irtir:
- Bak oku kuzurn, ic;inde idam haberleri var rn1 ? diye sorard1.
Bir kere yine aym !?eyi Edah $efika'ya yapmI!?tl.
Cevriye bu yapt1g1 hareketi hatrrlachkc;a hfila utan1yordu.
Di.ii.irunesi lazirnch. Halbuki di.ii.irunemiti. $efika katil suc;un-
dan ve "idam maddesiyle" mahkemeye verilrniti. 0 da davanm
sonunu ve savcmm iddianamesini bekliyor ve hakkmda idam ta
lebinde bulunulmasmdan korkuyordu.
Bu durumda bir insana, idamdan bahsetrnek hie; olur muydu ?
Halbuki Cevriye hie; di.ii.inmemiti ve eline yine bir gazete gec;ti
gi gi.in, hernen onu "Edal1 $efika"ya goti.irrni.i ve:
- Oku, bak kuzwn ic;inde idam edilenlerin haberi var rn1 ? diye
sormutu.
Cevriye o anda $efika'nm yi.izi.ini.in ald1g1 sapsan renkten i.irk
mti.i dogrusu.
Sinirli kachn eline uzatllan gazeteyi hiddetle Cevriye'nin yi.izi.i
ne c;arprn ve boguk bir sesle:
- Seni gebertirirn ! diye bagrrrntl. Her zaman gi.izel olan yi.izi.i
o anda ne korkunc; bir rnana a.lnru?tI. Dudaklan kas1lm, bala
n hayvanlrn ve burun delikleri acayip bir ekilde las1lmtl.
Yi.izi.ine bir rnaske taknu gibiydi.
1 85

Cevriye:
- Ulan enayi dtirnbelegi... Burada delikli demir yok, senin ka
badayihgm bana sokmez ! . diye omzunu kabartrnI!?, fakat bela c;1-
.

karmamak ic;in oradan uzaklm1!?t1. Sonra boyle bir hareketi ni


c;in yaptig1m evvela anlayamam1!?t1.
Fakat o uzaklrrken efika bir kahp gibi yere dfu?iip bayilm1!?t1.
Cevriye:
- Ulan c;att1k, diye geri donmii!?tii. Bir !?ey degil ni.ifusta kayd1
var, onu da insandan sayip hesab1 bizden isteyecekler !
Edah efika yerde yat1yordu.
Tam bir isteri krizi ic;indeydi.
Viicut tam manas1yla gergin, eller kilitlenm, gozler yan ara
hk, di!?ler kilitli ve boyun damarlan !?i!?m, c;1klk bir vaziyetteydi.
- Nallan dikti mi, ne oldu be bu kanya ? Ne yaptik, kendisine
bir gazete gosterdik. ..
Yanlarmda pleyda olan orta yh bir kadm:
- A klzirn, demti. Onun idam maddesiyle mahkemeye verildi
gini bilmiyor musun ? Ya kendisine nisbet veriyorsun, yahut da
kendi idam hiikmii c;1kt1 sand!.
- Sahi be Teyze. Biz baltayi vurduk, ama iki goztirn ontirne
aksm ki hen bunu dfu?iinrned.im.
- Dii!?iinmek lazirn Cevriye...
Bir c;ocuk dfu?iirtmek inden yatan bir ebe olan orta yh ka
dm da yere diz c;okmii!?tii.
Yumruklanyla Edah efika'nm kas1klan iizerine bas1yor ve

Cevriye'ye:
- Haydi oyle aptal aptal bilcacagma ko!? git, biraz SU ile kolon
ya getir ! diyordu.
Cevriye suc;lu bir kedi gibi ayaklarm1 ucuna basa basa oradan
uzaklmtI.
Edal1 efika'nm !?imdi yav yav nefes almaya bladlg1 go
rilliiyordu. Bu nefesler yav yav h1c;kmk oluyordu. Ve h1c;kl
nklar gitgide biiyiiyor, kil degtiriyor ve ac1 bir feryat halinde
hapishanenin ic;ini c;mlatiyordu.
Birbirini takipeden ve sanki kadirun etinden et kop gi-
1 86

bi atllan feryatlarla kogW?un nihayetindeki sahncakta uyuyan ki.i


<;tik <;ocuk uyannut1. <;ocugun annesi <;atalca'run bir koytinden
olan, bir eek lurs1zhgmdan dolayi buraya getiri ve hfila hi<;
bir ey bilmedigini, su<;suz oldugunu iddia eden gen<; bir koylti
kadmd1.
Edah uyanmca hemen ki.ifrti basm1tl:
- Sanki etinden et kopanyorlar kahpenin ! diyordu.
Edah $efika'nm edasma taharnmi.il edemeyenler pek <;oktu.
Hapishanede kimseye kendisini sevdirrn em, hep tek bma
yarnI!?tl.
Cevriye mtistesna: fakat ona da biraz kendi hizmet<;isi gibi ba
klyordu.
Mtitekait bir memurun klZI. Zengin degil, orta halliydi.
<;Ilgm bir k onun goztinti karartrnasaydi hi<;bir zarnan hayat
ta gelecegi yer buras1 olmazdi.
Fakat talihi ve gonltintin zoruyla buralara dmtiti.i.
Felaket arkadlarma k1 en ufak bir anla1, onlan teselli
edici en ki.i<;tik sozti yoktu.
Onlarm arasmda, fakat onlarla arasmda bir cam duvar V3.fllllii
gibi y1yordu. Bunun i<;in de oteki kadmlarm hi<;biri ona yardun
etmek i<;in sokulmuyorlar, bir ho!? temyrn gibi onun bu hali
ni seyrediyorlardi.

Cevriye yapt1g1 hatayi tarnir etrnek i<;in hemen ko!?mW? su, ko


lonya getirrn , onun kollarm1 ovuyordu.
$efika'yi seyretrnek i<;in etrafta toplananlara btiytik bir hiddetle:
- Baron Agob'un !?U kaz stirtistine bakwz ! diye bag1rdi. Ulan
burada mayrnun mu oynuyor, yoksa Peruz Anarn1z kanto mu soy
ltiyor. lnsanhkt1r bu... Klza bir kabal1k yaptlk, dti!?ti.i bayildi. Bun
dan zevkleniyor musunuz ?
Bir koylti kadm1:
- Arnanun, dedi. Kan timmtigti diirtilm ishakkW?u gibi c1k
c1k oterken insan zevklenir mi hi<; ! Ac1yip da baklyoz.
Ebe Hanun da:
- Haydi !?Oyle etrafi a<;m. Hepimiz kachruz. Sinirdir bu, hepimi-
1 87

zin bru;;ma gelir, diyordu. efika'nm ayilmas1, daha dogrusu feryat


larmm dinrnesi i-;in belki de bir yanm saat beklemek icap etti.
0 gtinden sonra Cevriye her ne kadar ondan oztir dilediyse de
o, bir daha Cevriye'ye kar.;;1 iyi olamadi. Onu her zaman adeta bir
di.i!?man gibi gordi.igu anlru;;1hyordu.
Esasen o gtin gelen bu kriz bundan sonra s1k s1k tekeniir etti.
Gen-; kadin daimi bir korku i-;inde yru;;1yordu.
Savcmm iddianarnesini okuyacag1 gi.intin sabah1 bir ara helaya
gitti ve orada kendisini asmaya te!?ebbi.is etti.
Zor kurtardilar.
Cevriye "Allah Allah en fena ak1bet onu asacaklar, fakat belki
asmazlar, sonuna kadar beklemek daha dogru olmaz m1ydI ?" di
ye dll!?i.ini.iyordu.
Cevriye hayat1 her zaman seviyordu. Hi-; olmek istemiyordu.
Burada ge-;irdigi gi.inlerde ve onu kaybettigini zannederek son
suz bir korku ve istirap duydugu dakikalarda bile hayatI seviyordu.
Hayat urnrnakt1.
Hayat her !?eydi. Yru;;arsa onu tekrar bulabilir, yru;;arsa onu tek-
rar gorebilir, yru;;arsa ona tekrar kavuilirdi.
Cevriye oli.imi.i imkfutlarm en sonuna kadar mubah gormi.iyordu.
Hi-;bir !?eyin kalmadiguun zannedildigi zamanda bile i.imit vardI.
<;i.inki.i hayat sayisIZ ihtimal ve imkanlar demekti.
Nitekirn savc1 da efika'run bu cinayeti i!jlemesinde hafifletici
unsurlar bulmu!? ve onun idarnuu degil, ancak on be!? sene mah
kfuniyetini istemi!jti.
"Edal1 efika" on be!? seneyi duydugu gi.in hapishaneye ne!?eli
olarak dondi.i. Herkese kahve ismarladi ve birinci defa olarak
kendisinden ki.i-;i.iklerle konll!?UP onlarla arkadru;; olmak arzusu
nu duydu ve teklif etti:
- Bu gece bir filem yapalirn.
Randevuevi sahibi Lamia:
- 1-;kiler benden ! dedi.
Ve o gece mi.ithi!j bir filem yaptilar. RakI da i-;ildi. Hem de bol
bol. Bunu randevucu Lamia bulmu!?tu. Nasil yapmI!?tI, kirnseye
Slmru soylemedi.
1 88

"Edah 1;1efika"nm idarndan kurtulmasma, Cevriye gozlerinden


y getiren bir sevirn; duydu. 0 gece Cevriye bir c;iftetelli oyna
dI, bir c;iftetelli oynadI ki, biittin kadmlar cotu. Randevucu La
mia:
- Cevriye c;1karsak buradan, b1mm tac1sm ! diyordu ve akhn-
da da ona nasll c;ekidiizen verilir, onu diiiiniiyordu.
- Buradan c;1karsam Lamia Ahia, dedi, beni bulan olwsa iki ola ! ..
- Nereye gideceksin Cevriye ?
- Oras1 Allah ile benirn ararnda
Yankesici Melahat:
- Vay, dedi, Allah'la bile aranda bir eyler mi var?
Ebe Hanun hiddetlendi:
- Klz tovbe et, dedi. Ne geliyorsa bun1za sizin gibi dinsizlerin
yiiziinden geliyor.
Yankesici Melahat:
- Bizim yliziimiizden mi, yoksa sizin yiiztinden mi geliyor Ebe
Han1m? dedi. Allah'tan o kadar korkuyorsan, elin subyanm1 ana
rahminden nasll kopardm ?
- Ben bunu yapmadun. Eger yapsaydun sevap olsun diye para-
s1z yapardun. Fakat gtinahtrr diye yapmadun.
- Ben daha paras1z kiirtaj yapan ebe, hekirn gormedim.
- Herkesin yaptlg1 beni alakadar etmez.
- Senin yaptlgm da bizi alakadar etmez. Biz buraya hepirniz ca-
miye namaz k1lmaya, vaaz dinlemeye gidiyoruz veya fukaraya sa
daka verdik diye tlkllmad1k ya ! Hepimizin bir suc;u var.
- Var belki ama, benim yok.
Oradan Daktilo Emine atlld1:
- Ebelere soz yok, dedi. Onlar olmasa ve bize de yardun etme
seler halirniz nice olur.
Daktilo Emine patronuyla seirken patronun kans1 tarafmdan
ciirmii mehut yaplln ve zina suc;undan hapishaneye atllmt1.
- Ben kendi hesabuna, bize yardun edenlere hiirmet bile ede
rim, dedi. Biz blarmm etini yer, ellerini ayaklanru oper, bizi
kurtarmalan ic;in hem yalvanr, hem de elimizden geldigi kadar
para teklif ederiz.
1 89

Yankesici Melahat:
- Onlar da bir kere halimize acayip !?U il?i paras1z yapmazlar,
dedi.
Ebe Hamm:
- Nerede o bolluk, dedi. Hem mesuliyeti iistiine al, hem de il?i
be paras1z yap. Siz heriflerle goniil eglendirirken gelip bizden
bedava ki.irtaj yapanz diye soz ahyor musunuz ?
Cevriye birden atlld1:
- Baba miras1 paylir gibi ne girdiniz birbirinize be ablalar ?
dedi. Siz okumul? yazmll?$llllZ. Bizim bu laflara karmm1z tok. e
fika karde kelleyi kurtard1. Biz onun l?erefine egleniyoruz bu ak
am. Birak.m girgm, size bir sepetc;ioglu oynayayim da bakm.
Tavuk HJIS1z1 Pembe:
- Ya be Cevriye Abla ! dedi. Kemaneyi alayim da sana bir
dokti.ireyim. Susun bre kanlar.
Ve keman1 c;almaya blamll?tl. Cevriye ne giizel oynuyordu.
Cevriye sevinc;le oynuyordu. Aylardir ic;ememil?, l?imdi ic;ebil
miti. Ve ic;tiginin tesiri altmda ve bir insanm idam cezasmdan
kurtulmu olmas1 sevinci ic;inde diinyay1 pembe goriiyordu.
"Yok canim onu bulamazlar. byle iyi saklan1yor ki . " diye dii
. .

l?iiniiyordu.

Tutuklulugu ve mahkUmiyeti hep ayn1 hava ic;inde gec;ti. Ona


esasen en giic; gelen l?eY bu mahpusluk devrinden daha fazla Bo
lu'ya siirgiinii oldu.
Eger Bolu'ya gitmemi olsayd1, hapishaneden kurtulmamn
belki onca bir manas1 olabilirdi. Fakat Bolu'ya gittigi ic;in bu de
mir kapllarm dJma c;1kmll? olmaktan hic;bir zevk duymad1. Hele
nisbi bir hiirriyete sahip oldugu halde lstanbul'da kalamamak,
Necatibey Caddesi'ne gidememek ve ondan haber almamak ka
dar biiyiik bir ikence olabilir miydi ?
Cevriye Bolu'ya yapt1g1 seyahati, Bolu'da gec;irdigi giinleri ve
Bolu'da rastlad1g1 kamyon oforiiyle yapt1g1 anlmay1 hep bir rii
ya, daha dogrusu bir kabus gibi hatirhyordu.
Art1k Bolu'da kaldJktan sonra onun biitiin gayreti buradan kur-
1 90

tulmak iin bir plan kunnaya matuftu. Gi.inlerce di.ii.inmti ve ni


hayet Bolu'ya gidip gelen veya Bolu'dan geen kamyon oforle
rinden birini kandmnaya karar vermti.

lstanbul'a geldikten sonra yakayi ele verip soma hemen kaa


bilmi olmas1 ayn bir anst1.
"Top Melahat'tan Allah raz1 olsun" diye dtii.intiyordu.
Melahat olmasayd1 yakayi kurta.ran1ayacakt1. Mi.idtiriyetten
muayeneye oradan yine si.irgtine gidecekti.
0 gece Mavro'nun kahvesinin arka penceresinden girip arka
yoldan Tophane'ye gittikten ve bir mtiddet dontip doltiktan
sonra pek tabii olarak hanm ontine gitmekten kendini ahkoya
mam1t1.
0 dakikada arkasmda polis olmad1g1m biliyordu.
Bir kere daha polisin gozi.ine gori.inrneden evvel, yakalanrna
dan evvel ona ne oldugunu anlamak istiyordu.
Gecenin serin karanhgmda hanm kap1s1 ontine geldigi zaman
kalbinin atlayacakm1 gibi vurmakta oldugunu hissediyordu.
Eger hibir ey olmama, eger hfila oradaysa be dakika ge
meden onu gorecekti. Merdivenleri 1kacak, kapmm oni.inde du
racak, kap1y1 t1krrdatacakt1. Belki ierde uyuyordu. Fakat o ka
dar ihtiyath bir insand1 ki ve o kadar her gtiri.ilti.iyti dinlerdi lei,
Cevriye'nin kap1yi tiklrdatt1gm1 itmemesine imkan yoktu. Cev
riye onun ayak seslerinin kap1ya yaklt1g1m duymayacakt1.
Onun ayak seslerini Cevriye hibir zaman duymazd1. Gizli y
mak onda oyle bir itiyat olmtu ki ayak sesleri hi duyulmadan
ytiri.irdi.i. T1pkl bir ri.iya adam1, bir hayal gibi.
Yine kap1 birdenbire aIlacakt1 ve o ... Cevriye'yi gortince mu
hakkak sevinecekti.
- .KJz Cevriye sen misin ? diyecekti. Neredeydin bu kadar za
man ?
Bu sozti kap1yi ihtiyatla arkasmdan kapad1ktan sonra soyleye
cekti. Cevriye sevinli ytizi.ini.i ona evirecek ve:
- Sorma, diyecekti. Evvela kodeste sonra si.irgi.indeydim.
- Yook canun !
191

Ne kadar hayret edecekti, hayret edecek ve bunun boyle oldu


guna muhakkak sevinecekti.
Cevriye'nin kendisini terk etmeyip, unutmay1p, "kodeste" ol-
dugu ic;in gelmedigine c;ok memnun olacakt1.
- Bakayim degil?tin mi ?
- Bilmem ! diyecekti.
- Biraz sararm1l?sm galiba. . .
Bi.iyi.ik Il?1g1 yakacaklardi. Ve onu b u bi.iyi.ik J.l?Ikta bi.iti.in renk
leri ve bi.iti.in yi.izi.ini.in c;izgileriyle art1k bir ri.iya gibi degil, ri.iyala
nnda gordi.igi.i gibi degil, tam hakikat olarak gorecekti.
- Ben de, sen art1k bizi ozlemiyorsun sanm1l?tim, diyecekti ve
Cevriye:
- Mi.imki.in mi.i? diye cevap verecekti. Seni c;ok ozledim . . .
Ve sonra onun elini alacak, almm elinin i.isti.ine dayayacak ve
aglayacakt1.
- Aglama .. Yavrum ! . . diyecekti. . . Mi.il?fik ve s1cak elleriyle ev
vela omuzblanm tutacak, sonra sag eli yanagma yi.ikselecek ve
yanagm1 okl?arken tekrarlayacakt1:
- Yavrum benim. . .
Ve o tath macera yarun kald.Ig1 yerden blayacakt1.
Cevriye bunun nasll devam edecegini dlll?i.inmi.iyordu bile, fa
kat ordan blayacag1m biliyordu.

Cevriye'nin bu tath hi.ilyas1 eli kapmm oyulmul? tek kanadma


degdigi zaman sondi.i.
Kap1 kilitliydi.
Kap1 neye delalet edebilirdi ?
$imdiye kadar hi.ilyasm1 yanlJ.l? kurduguna...
Muhakkak fena bir l?ey di.il?i.inmeye ne li.izum vard.I. Kap1 o ic;er
de oldugu ic;in orti.ili.iydi.i ? Belki l?imdi bunu mahsus boyle yap1-
yorlard.I. lhtiyat olsun diye. . .
Cevriye adeta stiri.intir gibi oradan uzakltl.
Utanmasa uluyarak aglayacak, geceyi birbirine katacakt1.
lstanbul'a nic;in gelmil?ti?
$imdi nereye gidecekti ?
1 92

Kap1yi kapah buldugundan itibaren sanki kendini yeniden bir


hapishane kapISI arkasmda gibi c;aresiz Ve aciz hissediyordu.
"Olanlar oldu !" diye dtintiyordu.
"Onu yakalad1lar."
Hayir, nic;in onu enselemi olacaklardI ? Belki bir bka tarafa
ttiymttir.
Evet, onun kac;m1 olmas1m istiyordu.
"Belki de ne olur ne olmaz deyip, imdi kap1yi kap1yorlardI."
Cevriye btittin gec;irdigi maceralardan yorgundu. Gecenin so-
gugundan titriyordu.
B1m sokacak bir delik arayarak Tophane'ye dogru gitti. Ora
da eski bir hamam viranesinin kenanndaki kap1yi tikirdatt1. lc;er
den bir okstirtik sesi duyuldu.
- Kirn o ?
- Sat1lrn1 orada m1 ?
Erkek sesi gibi kahn olan c;atlak ve bozuk bir kadm sesi:
- Satllm1'1 ne edeceksin ? diye sordu.
- Hanife Kadm ac; kap1y1. Ben... Ben Cevriye...
Viranenin eski kap1s1 g1c1rdayarak ac;Ild1.
- Cevriye de kimmi bakahm ?
llerideki koede yanan bir lambanm 11g1 Cevriye'nin sac;lanna
vuruyordu.
- Ha g1z Fosforlu sen misin ? diyen kadm onu ic;eri ald1.
- Bu gece sende kalacag1m Hanife Teyze, dedi. Satilm1'1 onun
ic;in aradim.
Hanife Kadm:
- Sazilm1'1 hie; aranrn ! dedi.
- Satilrn1'a ne oldu ?
- Onun ne oldugunu Mezarc1 Mahmud'a som1ah gayri ! .. diyen
ihtiyar kadm Cevriye'nin tizerinde bu soztiyle korkunc; bir tesir
b1rakt1.
- Sat1lm1 oldti mti ?..
- Evet, eti, belki de kemigi bile kalmadI.
- Amma yaptm ha Hanife Kadm ! dedi. Onu daha bir sene ev-
vel gordtim.
1 93

- Bir sene evvel mi ? Yok camm . . . 0 oleli be sene mi ne oldu.


Lambanm yanma gelmilerdi.
Cevriye, Hanife kadmm yi.izi.ini.i o zaman iyice gordi.i.
Bir sene evvel daha cildi gergin, gozleri gene; bakIh, agz1 gi.i
li.imseyen bir kadmd1 bu.
$imdi yi.izi.i seksen ymdaym1 gibi burumutu.
Kirli bir orti.ini.in altmdan c;1kan sac;lan agarnutI. Dudaklan kI
s1k, klan c;at1k ve bakI1 delimsi korkunc; bir mahluktu bu.
- Parayi pein ver de buradan ic;eriye oyle gir ! dedi.
- Birak Hanife Kadm imdi, kodesten c;1kt1m. Osti.imde tek me-
telik yok.
- Buras1 hayrat nu ?
- Degil Hanife Kadm ... Arna sen beni tanirmyor musun ? .. Satil-
m1 beni buraya kac; kere getinnti.
- Zaten Satlim1'm bma ne geldiyse sizin gibi kahpelerin yi.i
zi.inden geldi ya !
- Hanife Kadm bugi.in buraya mi.iteri olarak geliyorum ... Sen
beni unutmun...
- Unutur muyum ? Fosforlu'sun.
- Fosforlu'yum ama sen benim soztimde durdugumu bilmez gi-
bi davran1yorsun.
- $imdi zaman degiti. Eskiden sozlerinde duranlar imdi insa
na nasli kaz1k atacaklar onu anyorlar. Zamanlar koti.i. Baksana
urada aylarca bedava barmdrrdigrm serserinin biri Sattlm1'1 bir
kahpe yi.izi.inden iledi.
Hanife Kadin bir gogi.is gec;irdi:
- Dogurdugum dokuz oglanm sonuncusuydu o ...
le; kapmm oni.inde duruyordu. Cevriye'ye ic;eri ginnesi ic;in yol
vermiyordu.
- $imdi lafm lasas1, ben sana mangiz uc;lanmazsam, taksiyi si.i
ri.ip gideyim mi? .. Hadi soyle bakalrm... Ac;1kc;a yelkenliyelim mi ?..
Kadin bir an soz soylemeden Cevriye'nin yi.izi.ine bakt1:
- Haydi, dedi, z1bar bu gece . .. Yarm paralan getinnezsen seni
bir daha ic;eriye almam.
lc;erisi yikll hamamm ortas1ydi. Mermerleri sbki.ilm go-
1 94

bemm iistiinde .;uvallara biiliinmii be on i yat1yordu.


1.;erisi dumanh ve s1cakt1. Ve i.;eride b dondiiriicii bir hava
vard1.
- Kabak da ister misin ?
Bu kokudan gonlti bulanan Cevriye:
- Aman istemem ! dedi.
- Bir kere nastlsa i<;eri girdin. Bor.; kabanr o kadar. Sen bilirsin.
- Sen beni kendi odana gotiir, dedi. Burada .;ok duman var.
- Benim odam da boyle. Oras1 da hem duman hem koku i.;inde.
- Ne o Hanife Kadm, sen de mi kullanmaya bladm ?
Omuzlarm1 kaldudI:
- Ne yaparsm g1z Cevriye, dedi. Oglanun gittiginden beri gozii
mi.i uyku tutmuyor. Hadi Cevriye z1bar urada.
Hava bunaltic1yd1. Cevriye uyumak i.;in birka.; nefes .;ekmenin
hi.; de fena olmayacaguu di.iiindi.i. Fakat i.;inde bulundugu "ef
karla" bir kere buna blarsa bir daha bu tekkeden aynlamayaca
gm1 takdir edecek kadar uuru vardI.
Ka.; kii bu e bOyle blamtI.
Cevriye Hanife kadma tekrar dondi.i:
- Belki senin odanda kalsam daha iyi olacak, dedi. Seninle bi
raz Satilm'tan da konurduk.
lhtiyar kadm omuzlarm1 silkti:
- Ondan ne konual1m ? dedi. Ondan konumak i.;imizi yak
maktan bka neye yarar? Hem hen odamda rahat etmek isterim.
Sen ite urada yat. Onu bu kapISI bir .;ulla ortiilii bir sogukluga
soktu. Yerde bir ot minder vardI.
Cevriye:
- Satilm beni buraya getirdigi geceler kendi odasmda yatmr-
dI. Sonra da sabahlama paras1 filan istemezdi.
l htiyar kadm uzakl1rken, Fosforlu:
Satilm nasil olm, diye diiniiyordu.
Nasil olmtii o koskoca adam ?
Daha pek gen.;ti, eger biri ilemem olsa kim bilir k sene
ydI.
blmtii imdi.
195

Bir sene iinde yok oluvermi!;;ti.


Onu yok etrnh;;lerdi.
Cevriye o mindere uzamrken bunu dti!?iintiyordu.
Zavalh Satllm1!?...
Kendisini buraya getirdigi son giintin tistiinden dort ay ya ge-
ti ya gernedi.
Serserinin biri bir kahpe ytiztinden onu !?i!?lemi!?.
Hamn kap1s1 da kapal1ych. Onu da bulmu!? olabilirlerdi.
Tutrnll!? Ve maazallah, fazla dti!?tinrnek istemiyordu.
Ot minderin tisttinde yatlyor kap1daki ulun arasmdan esrar
ke!?lere bak1yordu.
Her biri kendinden gerni!?ti. Gobekta!?mm bir kenarma kon
IDU!? bir mum varch. Onun titrek u;;1gmda gobekta!?1 tistiinde ya
tanlan gortiyordu. llerinde bir kachn da varch. Gtizel bir kadmd1
bu. 'Osttinde yut1k ve kirli paavralar vard1, kestane rengi salan
dagm1kt1. 0 da kabak irni!? miydi?
Herhalde. Fakat otekiler horlarken, o kadm uyuyam1yordu.
Satllm1!?'m oltirntinti ogrenrnek, hele kap1yi kapah bulduktan
sonra ona daha korkun geliyordu.
"ln!?allah ona bir !?ey olmarn1!?tlr" diyordu.
Oltirn bir oyuncakt1. Satilrnu;; ondan ok daha genken oltip
gitrni!?ti.
Yorgunluguna ragrnen goziine uyku girrniyordu "Sabah olsa
Kerim Amca'ya gidip sorsarn" diyordu.
Burasmm havas1 bogucuydu. Bu agrr hava gitgide onun b3!?ma
vuruyordu.
Bayag1 sersernle!?rni!;;ti . Dti!?iinceleri bulan1yordu.
"Bayag1 rnastar oluyorum" diyordu.
Halbuki sabah erken buradan 1kmas1, Kerim'i bulmas1, ona
sorup her !?eyi ogrenmesi laz1Ind1.

Uyanchg1 zaman kap1dan ieri kirli bir I!?Ik giriyordu.


Cevriye'nin b3!?I zonkluyordu.
- u rneredi sevrnern vesselarn! Dumaru bile insam mahveder,
dedi.
1 96

Marnafih kendisini uyuturrn u ve uyutmu olmasmdan hi<; de


ikayet<;i degildi. Hi<; olrnazsa gecenin sonunu uyuyarak ge<;ire
bilmiti ya . . imdi vi.icudunda o karnyon yolculugumm yorgunlu
gu, lstanbul'a geli, yakalan1 ve ka1m yaratt1g1 heyecanm yor
gunlugu, her ey, her ey vardi.
Cevriye hapishanedeyken, hatta si.irgi.in olacagm1 bile bile ha
pishanedeyken 1k1m ne de olsa zevkli bir ey olacagm1 di.ii.ine
rek bi.iti.in varhgmm titredigini hissederdi.
Hapishaneden 1k1m bu kadar i.izi.inti.ilii olacagm1 hi<; zannet
memiti. Cevriye yatagmdan kalkarak d1anya <;1kt1g1 zarnan, Ha
nife Kadm i.isti.i a<;1k avluda eski tenekeden yap1lrn1 bir maltlz
i.izerinde bahk k1zart1yordu.
Cevriye bahklar1 gori.ince ve bu kokuyu duyunca yalan1p yut
kunmutu.
Hanife Kadm bal1klan <;evirdigi mayla taYadan bir bahk ala-
rak Cevriye'ye uzatt1:
- At da z1klomlan ! dedi. Yorgunlugunu aldm m1?
- Ald1m eksik olma Hanife Kadm ...
- Bizim oglan seni getirdi buraya degil mi ? .. Zavalh Sat1lm1 ...
- Zavalh Sat1lm1 ! . diye Cevriye tekrarladi.
.

S1cak bal1g1 yerden ald1g1 bir kag1dm i.isti.ine koyrnutu. Dudak


lan yana yana onu ismyordu.
- Gozi.ini.i sevdigirnin palarnutu, diyordu. Vallahi di.inyada pala-
mut olmasa yaya degmezdi be . . .
Hanife Kadtn:
- Sat1hm sevmezdi, dedi. 0 oldi.igi.inden beri yap1yorum.
Sonra ilave eti:
- Ktzartmas1 kolay oluyor.
- Lezzeti de gi.izel dogrusu.
- Sat1lm1 unankt1. Dokuz oglumdan bir tanesiydi. Hepsini
daha evvel kara topraga vermtim.
Gi.ildi.i:
- Ben dogurrnasaydtm topragm gozi.ini.i ne doyururdu acaba?
Hanife Kadm irndi biraz daha uyan1ga benziyordu. Cevriye i<;i
titreyerek:
1 97

- Kara topragm gozti doymaz Hanife Kadm ! dedi ve onu dti


tindti. Hayir burada daha fazla kalarnazd1. Bir an evvel oraya git
rneli, ogrenmeliydi.
Bahg1 <;igneye <;igneye kap1ya dogru kotu.
- Hey k1z nereye ?. .
- Yann sana yirrni be ku getiririrn Hanife Kadm.
- Yirrni be kuruu <;al bma. Seni buraya Satilnu getirirdi.
Satilrnl}j'm rnisafirisin sen.
Hanife Kadm gozlerinin pmarlarmda biriken ylan sildi. Bun
lar belki de yanan tahtalarm durnanmdan ileri geliyordu.

Cevriye sokaga <;1kmca kapmm ontinde bir duraklad.I. Sokak


<;arnur i<;indeydi. Nereye gidecekti ?
Hentiz ortahk karannarnl}jtI. Dernek gece sabaha kadar uyuya
rnayan Cevriye, gtindtiz aarna kadar uyurnutu.
Ta ileride bir havagaz1 larnbas1 irndiden yanrnarnl}j olsayd.I,
Cevriye katiyen am oldugunu anlarnayacakt1.
Hava kapah oldugu i<;in karanhk zannedecekti.
$irndi Cevriye gtintin bu saatinde caddeye <;1kt1 rn1, hernen en-
selenecekti. lyisi mi yeniden i<;eriye girrneliydi.
Geri dondti. . .
Hayir. . .
Art1k her dakika Satilrn1'tan, oltirnden bahseden b u kad.Im
gorrneye taharnrntil edemeyecekti.
Bu yere girernezdi.
Birdenbire aklma Stirnbtil Dudu geldi. En iyisi ona ugrarnak,
onu gorrnek degil rniydi ?
Stirnbtil Dudu'ya caddeye <;1krnadan gidebilirdi.
Keke dtin aarn onu dtitinrnti olsayd.I.
On dakika sonra Stirnbtil Dudu ona kap1yi a<;ml}j bulunuyordu.
- Cevriyern yavrus... Ah mega asfas gozlerimin bebeklerine
inanarnaz oloorurn ... diye bagmyordu.
- Benim Stirnbtil Teyzern . . .
- Stimbtil Teyzesi'nin gonca giilti gir i<;eri. D1da zemheri so-
gugu vardrr nedir ? lliciklerirnin ta gobegi prr prr etti. Kan bu ka-
1 98

dar zamanlardrr hangi cehennernin esefili si.ifelasmda tavattun


ettin ?
- Daha beter yerdeydirn Si.irnbtil Teyze . . . Kadesteydim.
- Kan ne i c;1kardm bma? Sende a nevi den ince iler yaktu.
H1rs1zhk yaptm ?. .
- Sen haltetrnisin Si.irnbtil Teyze . . .
- N e bileyirn ben ... Zina senin vazifen ... Hie;, bir kiiyi icray1 sa-
nat ettiginden hapse atarlar ?
- Ayal neler soyli.iyarsun ? Zinadan ne diye gideyim ben? Orta
oyuncusu muyum ? Eroin den t1klld1rn, eroinden . . .
- Ah cahil klz ne yaptm ? Senin eroin gibi dalgalar n e vazifen ?
Mukunun pusesi seni kfili derecede mest etmaar art1k ? .. Boy
le neler kar1tlfdm ?
- Ben kant1rmad1m.
- Tabii sen kantlfffiadm. Agnaarum . . . Agnaarum . . . Seni aylar-
dtr deli divane 1k eden aftasun dalgasmdan aklnt1ya kap1hp ya
kayi kurtaramadm.
- Degil be Si.imbtil Teyze. . . Bir si.iti.i bozugun biri tenha bir sa
kakta ben i beklerken, kIrna c;1kt1 ve ellerime bir paket s1k1
lird1. Arkadan aynas1zlar yetti. "Elindekini goster" dediler, gos
terdik. lc;inden eroin c;1kt1.
- Hayret dagrusu, a benim agzmm tanl artahk yerine kurban
olduumun aggucuk bebegi, agzm daha si.it kakaar. . . Sen agnanla
dm herifin yapt1g1 dalavereyi ?
- Sen bugi.in benden laf istiyarsun Si.imbtil Teyze. Ben herifin
dalaveresinden ne anlayayirn.
- Nasll agnan1azsm. Sen u Galata'y1 bilmezsin. Herif kalbinin
mukuydu ?
- Yak be can1m, kapuk k1rtipil herifin biriydi.
- Gozlerimin bebecegine dikkatle bak Cevriye. Eger beni al-
datmak istaarsan bende i yak ! ..
- Vallal1i, billahi Si.imbi.il Teyze, herif kopugun biriydi. Zaten ne
karniseri ne ube mi.idi.irtini.i ne de kimseyi bunun boyle aldugu
na inandirabildim. Sue; bize yi.iklendi. Karanhkta herifm gacasu
nu gormemiler. Taptanc1yla kantugunu gormi.iler a kadar. Bir
1 99

sene ekrnek elden su golden Klzday menfaatine gittik yatt1k. $im


di pannak izi sab1ka, her i;;eyimiz tamam.
- lftihar edesin lozim.
- Ediyoruz be Si.imbi.il Dudu. Bizirn anam1z, soyumuz sopumuz
belli degil. Bundan sonra sab1kam1z artt1kc;a yeni bir ri.itbe alm1i;;,
yeni bir isim, unvan kazanm1i;; olacag1z.
- Sen namusuna nanmslu, iffetine iffetli bir lozsm. Sade sende
ismet yoktur o kadar. Pakidamen degilsin, o kadar. Senin sozleri
ne inan1rim. Mademki bugi.in arzm gobecik yerinde bulunooruz,
felaketin her cilvesi kafam1zda raksedebilir. li;;in ehem taraf1 her
i;;eye tahammi.il etmesini bilmektir, o kadar. Bencileyin ister hero
inden, ister kokainden giresin zerrece k1ymeti yok. Hem i;;irndi
heroin ii;;i d1i;; ticaret meselesi olmui;;tur. Bizirn kopuklan elde et
mek ic;in Amerika'dan hususi dedektifler geloor. . .
- Ayol ayak i.isti.inde elli bin soz soyleyecegine beni ic;eriye c;a
g1rsana
- Ah cigerparem, Allah beni bu ylar1mda gene; du! brrakt1.
Evlat sahibi olmadlm. Seni kendi ozbeoz klZlm gibi sevmtirn.
Benim evim sen in evin Cevriyem. Burada sana buyur ister hie; ?
lkisi beraber yan odaya girdiler. Cevriye zaten buras1mn soba
h oldugunu evelden tahmin ettigi ic;in bir an evvel buraya girme
yi istemti.
lc;eriye girince bi.iti.in vi.icuduyla i.irpererek:
- Soguk iliklerime ii;;lemii;; , dedi.
Si.imbi.il Dudu:
- Amerikan viskisi ic;ersin ? .. diye sordu.
- Amerikan viskisi mi?
- Sen bir sene mahpushanede kaldln Cevriyem. Buralan deg-
ti. $irndi misafirlerin gustosu degti. Herif Hac1 Aga ta cehenne
min bucac1k yerinden geloor, ama, yekten, Amerikan viskisi, cin
fis, minfis istoor. Bir tanesi gec;en gi.in gelmti. Canh hayvan tica
reti yapar. $irndileyin celebin de ismi degti, canh hayvan taciri
oldu. $u Si.imbi.il Dudu ileri di.ii;;i.inceli bir kand1r. Zaman sana uy
mazsa sen zamana uy diye atasozi.i fetvasmca celebe biz de canh
hayvan taciri unvan1 soylooruz... Ha, ne deoordum... Oyle de bir
200

canh hayvan taciri ki ... Beylik haralara herifi gooder danuzhk ola
rak ondan iyi canh hayvan olrnaz. Hayvan neslini islah etsin.
Onun sulbi.inden gelen oki.izler milletleraras1 hayvanat fuarlann
da altm madalya almazsa :;; u gi.izelim gozlerim oni.ime aksm. Bi
zim $a:;;kaloz Sara yok ? 1:;;te o sa<;lan sanya boyanu:;;, ayagmda
ok<;esiz, darnat terligi kibim bir pabu<;, i.isti.inde etekleri yellim
yelloz bol etekler... Omuzlanndan a:;;ag1 sozi.im meclisi umwni
mizden cb:;;an, <;ingene sepetini andiran bir hasir <;anta. . . Kap1yi
onunla <;aldllar. Ben kap1yi a<;ar a<;maz $a:;; kaloz Sara "Havaryu
Hello . . . " <;akmaz ? .. Si.imbi.il Dudu ii bozuntuya verir hi<; . . . Renk
vermedim, hemen onun oni.ine "Okey" edip b1raktird1m.
- 1Iahi Si.imbi.il Dudu, demek sen de Arnerikanvari oldun ? ..
- $a:;; kaloz Sara olduktan sonrarn ... Ben neye olrnayay1m ? .. 0
yine bir :;; ey degil... Hayvan taciri de giderken bana "Si.imbi.il Du
du bay bay ?" dernez ? .. Ve sonrarn da cebinden <;1kanp bir dolar
da aynyetten elirne s1k1:;;tmp "Bunu kendine hat1ra et" demez ...
1:;;te o kan1ma dokundu. <;i.inki.i Si.imbi.il Dudu, bu ya:;;ma kadar
hi<;bir kirli i:;; e el solanarn1:;; d1:;; ehleti bir kar1dir. Ben dolan ahp
da ezip ezip suyunu i<;ecem ? .. Yoksam bir dolar i<;in karaborsa
larda ecnebi paras1 ka<;ak<;1hgma di.i:;;i.icem ? . . Herif bol para har
cettiyse, eh ben de yapt1g1 bu harekattan oti.iri.i ona tmmad1rn.
Tmmad1rn arna .. $u di.inyanm Cenab1 Mevlas1 iyi bilir. Kamm :;;oy
le a:;;aya dogru bir hi.icum etti tam beynime f1rlad1.
Bunu sbylerken eliyle de dizkapaklarma dogru egilrni:;; ba:;;m 1
gosteriyordu.
- Zavah Si.imbi.il Du du . . .
- Si.imbi.il Dudu'nun yavrusu . . . Biz oyle cinfisten filan <;alana-
yiz. Sbzi.im rneclisi ki.iberadan d1:;;an ben bylem hayvan taciri :;;ek
linde dola:;;an hayvanattan, $a:;;kaloz Sara kibim sa<;m1 s1m1a pi.is
ki.ili.i yap1p :;; iklet <;igneyerek "Havaryu" eden ha:;;arattan <;1k
mam . . . Sen Fosforlum benim cigerparemsin. Seni bir mi.i:;;teriye
prezanta ettigim zan1an gogsi.im maderane bir iftiharla dolar. . . 1:;;
te Galatam1z, <;e:;; merneydan1rn1zm, Edimekap1, Topkap1, Yeni:;; e
hir'in yeti:;;tirdigi nevcivan derim.
- Eksik olrna Si.imbi.il Teyze . . .
201

- Kiz ben b u rneslekte c;ok yosrna gormi.il?i.irn, gordi.irn arna,


sen lstanbul sokaguun tarn kendisisin, senin kadar sevdigirn ic;le
rinde yoktur.
Sevilrnek tiyakiyle birdenbire gonli.i tut Cevriye elini uzat
t1, Si.irnbi.il Dudu'nun elini yakaladl. Onu dudaklanna goti.iri.ip seve
seve opti.i ve yanagma dayadl. Birdenbire Iuc;kumaya blad1.
- Ah aglarna Fosforlurn ... Benirn de gonli.irni.i c;ahi c;ak etrne . . .
Yavrus. . .
Si.irnbi.il Dudu elinin birini kendi gozlerinin kenarlanna goti.ir
rni.il?, uc;lar1 l?il? parrnaklanyla gozlerini siliyor, orada peyda olan
ylan orada kurutrnak istiyordu.
- Soyle bakayim . . . Ne aghyorsun Cevriyern ?. . .
B u l?efl<at havas1 ic;inde ona birdenbire her l?eyi soylernek ihti
yacm1 duydu. Fakat sustu.
Hayir "o"nun rnevcudiyetini saklarnak rnecburiyetinde oldugu
nu, aksinin onun ic;in tehlikeli olabilecegini pek iyi biliyordu.
- Bir sene rnahpushane kolay rn1, Si.irnbi.il Teyze ? dedi. Bir se
ne hepinizden uzak... 0 gi.izelirn lstanbul'dan uzak yarnak. . .
- Hayrr k1z1rn... Seni de bir ozlernil?tirn ki. . .
- Ben d e hepinizi ozledirn. .. Hele seni pek ozledirn, Si.irnbi.il
Dudu.
- Sil gozlerinin ym1 Cevriyern. Ben ic;eriye gidip sana acele
bir rneze edeyirn. Seninle biraz c;ermak c;ur nUJ? edelirn. Bizi Arne
rikan viskisi ac;rnaz.
Gi.ili.iyordu:
- Kirk yilhk kani, olur mu yani ?
- Olrnaz Si.irnbi.il Dudu ...
- Zavah rahrnetli Maynk rnerhurn oldugundan beri kendi b1-
rna onun kadar lezzetli rnezeler edernoorurn ... Hern de pek buna
loorurn . . .
Cevriye birdenbire irkildi.
- Ne soyli.iyorsun Si.irnbi.il Dudu, dedi, Maynk oldi.i rni.i?
- Ah evladrm duyrnadm ? Sahi sen o zarnan karaborsaya intikal
etrntin herhaldern. Zavalh Maynk. .. Dogru cennete gitti. Cenab1
Mevlarn onu aral1k yerlerde brralanarn11?trr. Bir gece yatagma b-
202

cag1zuu koydu. Ertesi sabah uyandnn, o kalkmarm. Halbuld. sa


bahm ezan vakti rnutfakc;1gma inerdi. Kendisini Maynk edip c;a
grrd1ysarn, o her zarnanki gibi "Ne var bebegirn !" diye ses etmedi.
Odasma girdigirn zarnan u levhaylarn k1bek1 gelmiim:
kendisi yatagmm i.izerine uzanrn1, eli kalbinin tarn i.istelik yerin
de . . . Yaklt1rn yataga .. Gozleri uyku uyur gibi kapah, fakat ag1z
bir bic;irnsiz ekilde ac;1k. Eline bakt1ysarn, Meyrern Anarn1zm
nevzat lsa'y1 kucagmda tutan bir tasviri var. Melekler gelip vefa
tmdan sonra onu oraya koymu ? Yoksarn kendisi bir fenahk du
yup feral1layayirn diye onu kalbinin i.isti.ine c;ekmi ? Bilrnoorum.
Arna vallahi de billahi de melekler gibi, gi.inahs1z ve tertemiz tes
lirni ruh etrni.
Sesi biraz garip c;1loyordu:
- Ben onu goztirni.in bebegi gibi severdirn. Hayatta ondan b
ka kirnsern yoktu. Kayuwalide ne dernek, sanki ben onun karnm
dan c;1km11m, dedi. Cevriye bka sbz sbylerniyordu. Sade titre
yen bir sesle:
- Zavalh . . . Zavalh kadm. . . diye f1s1ld1yordu. 0 da kuyrugu tit
retti desene ! . .
Sanki bhim earneti onu ad1m adlffi takip ediyordu.
Kafasmm ic;indeki vehimle, bu bli.irnlerin, bu yak olulann ka
ti ve hi.iztinlti manasm1 iyi anhyordu. Ve bu bli.im haberleri onun
kalbindeki vehrne dayanllrnaz bir iddet veriyordu.
Si.i rnbi.il Dudu anlat1yordu:
- Ona bir cenaze merasimi yaptlrn, bir cenaze rnerasirni yap
t1m, vallahi, yani kendisi bir Amerikan padiahmm kerirnesi ol
sayd1 boyle debdebeyle gorntilmezdi. Bi.iti.in Galata cenazesine
geldi. Bakkal, kasap esnafmdan yi.irek beklenrnez degil mi ? Arna
her insanoglunun gogi.is kafesinin ic;inde bir yi.irek vardrr. Yalmz
her yi.iregin dili ayndir. Nas1l Si.ileyman Peygarnber kurtlarm,
kularm, bilci.irnle nebatat ve hayvanatm lisanm1 tekelli.im ettiyse
mi.ikernrnel olan bir insar10glu bi.iti.in yi.ireklere kendi diliyle hitap
etrnesine agah olrnal1. Benim kayinvalidem onlarm hepsinin dili
ni bilirrn i besbellirn. Zavalh Maynk'm cenazesi ti.ikanlan oni.in
den seyri.isefer ederken, hepsi ti.ikanm kepenklerini cenazenin al-
203

mna k1 kapayiverdiler. Kasap Rasim Efendi kiliseden itibaren


cenaze merasimini takip etti. Herkes aglad1. "O bir mi.ibaret ka
nyd1" dediler. 0 bir mi.ibarek kadmd1.
Ccvriye de gozya.;;lanm sildi:
- Vallahi ben de onu i;ok severdim, dedi.
Si.imbi.il Dudu:
- Aglamaya degmez Cevriyem, dedi. Allah bestir, bakisi bu fa
ni di.inyada bir hevestir. Mademki ten kafesinde can var; melaike
Azrail onu bizden alacak. .. lin otesi felsefeye kar1Ir. Nur ii;inde
yatsm ilk zevcin1 Si.iflor Hai;ik Efendi, bunun i.izerine bana Sok
rat'tan k1yak soz ederdi. Arna seneler kafamda hatmm pay1mal
etti. Hem bilirsin, senin benim gibi uh kanlara gam kasvet yara
maz da, yaklmaz da. $imdi sana biraz meze ile rakly1 getireyim.
Gei;mie mazi, yenmie kuzu derler.
Ve Si.imbi.il Dudu kap1dan i;1k1p giderken:
- "Giden gelmoor, bu nasll itir ! " diye bir arkl nunldanmaya
ba.;;lad1.
Cevriye sobanm yanma bakt1: siyah tembel kedi oradayd1.
Uzannu gerine gerine yat1yor ve uyuyordu.
Birden i.imitlendi. Kara kedi orada sobanm yanmdayd1. Kendi
si de belki bu gece o sobanm yanmda t1pk1 kara kedinin zevkiyle
oturacakt1.
Galata'da en i;ok sevdigi yer Si.imbi.il Dudu'nun eviydi.
Burasm1 adeta s1cak bir aile ocag1 gibi severdi. Onun ii;in de
min ii;eri girdigi zaman da her vakit oldugu gibi bu evin havasm1
s1cak bulmutu.
Halbuki ihtiyar kadmm oli.imi.ini.i ogrendiginden beri bu ev ona
birdenbire bo. kimsesiz ve metruk bir hal aim gibi geli
yordu.
Vi.icudu hii; gori.inmeyen o ihtiyar kadm sanki bu evin bi.iti.in
havas1m dolduran insand1. Bu eve bir aile yuvas1 ozelligini veren
ey, girilir girilmez insanm genzine dolan yemek kokular1yd1. Bu
kokulan duyunca neredeyse sofra ba.;;mda bir aile toplanacak gi
bi bir his gelirdi insana.
$imdi oli.imi.i ogrendigi andan beri ev bombo gibiydi.
204

Cevriye sobamn yamndan aynhp mindere dogru gitti ve otur-


du. Tam bu srrada Si.imbi.il Dudu elinde bir tepsiyle ii;eriye girdi.
- lte sana aslan si.iti.i ! dedi. Sonra viskiyi di.ii.inerek:
- Tahtakurusu ezmesi degil ! diye ilave etti.
Tepsiyi aralanna koydular.
- imdi bana s1k s1k gel Cevriye, dedi. Her zaman affaire yani
aksuata ii;in olmaz. S1k s1k ziyarete gel.
- Gelirin1 Si.imbi.il Dudu ! ..
- Kiz sen serserisin ... Senin ipinle kuyuya inilmez.
- Seninle bir yapt1g1m1z zaman kai; kere seni kuyu dibinde
birak1p da bogdum ?
- Hayu seninle affaire yaniya ki aksuata iyi olur, sozi.ini.in eri
bir k1zsm. Her zaman rahmetli Maynk'a da soylerdim; Cevriyem
iyi klzdir, namusludur, iffetlidir. Onda sade ismet yoktur, derdim.
Cevriye bu sozi.in manasm1 anlamadan tasdik makammda ba-
m1 sallacb.
Birlikte hemen ilk kadehi yuvarlacblar.
Si.imbi.il Dudu:
- Merhum kaymvaldemin ruhuna ! dedi. Cevriye de:
- Canma degsin ! .. diye mukabele etti. Si.imbi.il Dudu:
- Nur ii;inde yatsm, diye ilave etti. Biraz meze aldilar. . . Cevri-
ye ii;inden:
"Talihli kIZimdir vesselam" diye di.ii.indi.i. "Nereye gitsem Al-
lah nzk1m1 oni.ime i;1kanr. "
Hele bugi.in kendi talihine inanmaya mi.ith ihtiyac1 vard1.
0 talihli bir k1zcb ... 0 i;ok talihli bir k1zd1.
Ve bu aam gece bir hayli ilerledikten sonra tekrar oraya don
di.igi.i zaman kap1y:i ai;1k bulacakt1.
Evet... Bir seneden fazla bir zamandan beri i;ok i.izi.inti.i i;ek-
miti.
Bu boyle devam edemezdi. Di.inyada sade i.izi.inti.i yoktu ya !
lte aksilikler bitmti.
Hapishane bitm, si.irgi.inden kai;abilm, lstanbul'a gelir gel
mez enselenmti ama hemencecik kurtulrntu.
lnsanm omlii di.imdi.iz ve gi.ii;li.iksi.iz gei;mezdi ya ! ..
: .w s

llk gi.ini.i gitmi, kap1yi kapah bulmW?tu. Fakat b u defa gi<liin


de muhakkak kap1yi ac;1k bulacakti . . .
- $erefine benim gi.izel Si.imbi.il Teyzem . . .
- E h gi.iz elligine, eskiden gi.izeldik. Sonralanm bozulduk ama
i;;eref tam on sekiz lorat. .. Onu hie; bozmad1k.
- Yai;;a Si.imbi.il Dudu ! . .
Rakmm ikinci kadehinden sonra Cevriye hayat1 biraz daha ko-
lay gormeye bai;;l am1i;;t1.
- Si.imbi.il Dudu, senin ic;in can fener, mui;;amba olsa yanar be !
- Eksik olmayasm !
Oc;i.inci.i kadehte Cevriye:
- Si.imbi.il Dudu, dedi. Ben hapishaneden dondi.im ama, polisle
biraz daha ilii;;igim var, ortalarda pek dolai;;am1yorum. Metelige de
un atiyorum. Sen bana bir i.i;;ler hazITlar mism, i;; oyle ben do
lai;;madan. Beni sen birilerine prezanta eder misin ?
- Denizde kum, bende hovarda Fosforlum ... Yarm aki;;am . ..
- Gi.indi.iz daha iyi ...
- Gi.indi.iz mi.i ?
- Gece biraz i.i;;i m var...
- Sana bir garabet c;okti.i Fosforlum ... Natpinkerton'sun, $er-
lok Holmes'sin ? Yoksam Fantoma'ylan Arsen Hi.iyen'e tahvil ol
dun ?
- Benden oyle bir i;;ey bekler misi.n ? Yaz1klar olsun sana !
- lnsan kisnunm azamisi c;ig si.it emrnii;;tir. Qig si.it emmi.i;;se mi-
desinin ortal1k yerinde oturmu11tur. te bu si.it zaman zaman ek
iyip insanm midesine dokunoor. Midesinden kanma kanmdan
beynine, beyninden ahvalisine sirayet edoor.. Fehmedoorsun ? ..
- Qaktim be Si.imbiil Dudu ... Arna bende oyle ii;;ler yok. .. Benim
dalgam malum, kahpe dalgas1 .. .

- Var olasm Fosforlum...


- Bir belal1dan i.irki.iyorum bir de polis beni gi.indi.iz gormesin
istiyorum. lyi adamda koti.i soz kalmaz; i.i;;in ac;1kc;as1 ben bir sene
hapisten sonra bir sene de Bolu'ya si.irgi.in edildim.
- Onun katipc;esi Bolu'da ikametgaha memurdur. Boyle soyler
sen seni memur sarup itibar ederler.
206

- Birak imdi matrag1. Ben Bolu'ya gittim duramadnn. Gizli


olarak buraya geldim.
- Allah Allah. . . Bolu'da aksuata yoktur? Bolu erkeklerinde ha-
if <;1kadir? Bak helem. ..
Cevriye:
- Ben lstanbul'dan uzak yayam1yorum, dedi.
- Yanrnaz Cevriyem. . . Bir kere ilk seferberlikte levent gibi
bir Alman bahriyelisi beni Almanya'ya gotiirmek istedi... 0 za
man ben ge<;erdim. .. Onun validesinin Hamburg ehrinde bir
umumhanesi. . . varm1 .. Arna promiyer klas. . . Beni oraya sevk et
mek istedi... Arna Samatyah Siimbiil Dudu ihracat mah olur ?..
Oleyim, Galata'da oleyim dedim. $u Galata'mn pis kokusu yok
mu ?
Giizel bir koku almak ister gibi geni ve derin bir nefes ald1:
- Bu taaffiin cigerimin ortahk yerine sinmezse karaya vurm
torik bal1g1 gibim sadir darhgma ugranm.
Cevriye boynunu btiktti:
- Ah Siimbiil Teyze, dedi. Hani danlma soziin geli sen gavur
sun . . . Gavur saydmazsm ama, ne de olsa yine yabanc1sm, gene u
lstanbul'u boyle seversin, ya ben . . . Ya ben . . .
- Ah hi<; giilecegim yoktu bugiin Cevriyem ... Arn a hi<;... Sen
<;ok yayasm he mi? Benim gavurlugumlan senin Mtisliimanhgm
lafa peresenk olur sakin ? Ben hi<; olmazsam bir kilisenin i<;inde
vaftiz olmum. Senin Mtisliimanhgm isem o kadar da yoktur.
Sen Mtisltiman ben gavur. Buna kopekler dahim giiler. Biz heniiz
seninle in dogrusuna bakdirsa insan dahi olmam11z.
Cevriye:
- Danlma Siirnbiil Dudu, dedi. Danlma ben fenal1kla soyleme
dim. Cahillikten o soz agzmdan <;1kt1. Ben lstanbul'u ne kadar oz
ledigimi sana anlatmak istiyordum. Beni Bolu'ya gotiirdtikleri za
man... l<;ini <;ekerek devam etti:
- Akhnu oynat1yordum vallahi !
Gozlerini losti, ralo kadehini kaldirch.
- Goziinii sevdigimin lstanbul'u, dedi. lstanbul'un erefme ie
lirn...
207

- l c;elirn Cevriyem ...


Stimbi.il Dudu kadehini kaldrrdI. Cevriye comutu.
- Yeil deniz gtine dogarken bir k1zanr diye dtitintirdtim ve
goztimtin ontine yeil bir kabugun yanhp ic;inden k1pklrm1z1 bir
karpuzun gortintiti gelirdi. Ah, deniz zaman zaman ne giizel kar
puz kokar. Sen biliyor musun Siimbi.il Dudu, lstanbul'un en c;ok
nesini b1rakmak istemiyordum: kaldmm ta:?lanm. Guz gtinleri
yagmur serpeleyince boyle iri benekli boz bir kuma benzer so
kaklar. Canm1 sevdigimin lstanbul sokaklan. Yagmur yagmca
misk misk kokar degil mi ?..
- Allah'm sevgili kansmm Cevriye, c;tinkti o seni sokakta halk
etmi, sokakta yatoor...
- Talihli kanyim vallahi degil mi Stimbi.il Dudu ?.. Allah beni
sever.
- Elbette Cevriyem bu kadar ite kopege, bu kadar ac;hga
soguga nasil tahammiil ettin. . . Eger seni sevmeseydi bunu yapar
d1 ? ..
- Yapmazd1 Slimbi.il Dudu ...
- Yapmazd1 ya ! ..
- Goziinii sevdigirnin Allah1, sever beni o... 0 benirn bahts1z
yamam1 istemez, o benirn her zaman dilegirni verir.
Bunu soylerken Allah'm o aam da kendisini istedigine
kavuturacagm1 limit ediyordu.

Fakat bu ikinci gidite de yine Cevriye kap1yi kapal1 buldu. Ar


tik beyhude yere limit etmeye ne ltizum vardI. Orada degildi.
"Ya onu yakalamlar, yahut da yakayi ele vermemek ic;in bas-
m gitm. . . diye dtintiyordu.
n

Art1k boyle bir ene ic;ersinde yamaya tahanun iilti yoktu.


Ne yapacagw bilmiyordu.
Ne olursa olsun ertesi gtirl gtindtiz oraya gidecek ve Kerirn'i
arayacakt1.
Kerirn'i bulmak, Kerirn'den her eyi ogrenmek istiyordu.
Ondan bir haber almadan yakayi ele vermekten miith tir
ktiyordu. Ortalarda dolmaktan c;ok c;ekiniyordu.
208

Arzusu bir kere hakikati ogrenmekti.


Eger o buradaysa, onu gonuek ihtimali varsa fevkalade ihtiyat
h bir ekilde ya<jamaya karar venuiti.
Yok, eger o yoksa, o zaman "Satanm kainatm anasm1 !" diye
km1 kaldmp omuz silkiyordu.
0 zaman ne olursa olsun umrunda degildi.
Gecenin sonunu nerede gec;irecegini bilemiyordu.
Barba akhna geldi. Barba'nm odasmm camma birkac; tane
ufak tru? att1.
Bu Barba ile Cevriye arasmda bir nevi parolaydi.
- Bugiin bizim odaya nereden di.itiin ?
- Birak beni rahat. Bir ey sorma Bugi.in koncak keyfim
yok. Yann aam bee kadar buradayim. Dilini kes, uyuyacaglffi !
cevab1m verdi.
Fakat Barba'nm kendisine terk ettigi yatagm ic;inde sabaha
kadar dondi.i durdu, uyuyamadi.
Dc;i.inci.i giini.in a1 be!?te Necatibey Caddesi'ne gitti. Kalbi
i.imit ve i.imitsizlikler ic;inde c;1rpm1p duruyordu.
Kerim'i gori.irse onu bulabilecegini, Kerim'i de gormezse her
eyin mahvolacagm1 di.iiini.iyordu.
Onu tanlffiadan ve sevrneden evvel acaba hayatm1 ne dol
duruyordu ?
$imdi ona ait olmayan tek di.i!?i.incesi yoktu.
Necatibey Caddesi'ndeki hanm kap1c1 odas1 geni!? ve derli top
lu bir odaydi.
Kerim ta ileride bir kerevette srrti.isti.i yatm}!?tI.
Kollanm ba<jmm altmda c;aprazlamJ!? ba<jmI yast1k gibi bu kol
lara dayam}!?tI.
Onu gormek bile Cevriye'ye baygmhklar verecek kadar tesirli
oldu.
Kerim buradaydi ha ! ..
Ufak ampuliin }!?Igmda Cevriye odanm ortasma dogru ilerler
ken Kerim hayretle yerinden dogruldu.
Yi.izi.inde adeta rnemnuniyet ifade eden bir c;izgi vardi:
- Vay bizim Cevriye ! .. dedi.
209

Cevriye kalbi korkuyla titreyerek ve onun bu kIlayima


gi.ilerek rnukabele etti.
- Tabii ben ya, dedi, ne sanrn1tm ?
- Klz bunca zan1an neredeydin ? diyen Kerirn ayaklanm yere
dogru sark1trn1t1.
- Neye hit; gelrniyordun ? Ne oldun ?
- Sus be Abi, sus, diye it;ini i;ekti. Bir ugursuz rnendeburun
ytiziinden bir sene kodeste kald1rn.
- Hit; haberirniz olrnad1.
Haberirniz derken ondan da bahsediyordu.
- Nas1I haberiniz olurdu '? Garip Cevriye'nin isrni ve resrni
gazetelerin birinci sahifesinde ilan edilrnez ya !
- Ne zarnan i;1ktm ?
- On be yirrni gi.in oldu Abi.
- kolsun, on be yim1i giindiir bizi ararnadm m1 '?
"Bizi diyor!" diye tekrar it;inden sevindi. "Ona bir eycikler ol
rnarn1."
- Daha tit; gi.indi.ir lstanbul'da serbest kald1m. Ho ona da ser
best denrnez ya !
- Anlayarnadm1.
- Anlayacak bir ey yok Abi, beni bir sene de Bolu'ya ikamet-
gah ettiler.
Siirnbi.il Dudu'nun soyledigi sozii hatirlarn1, kibar gori.inrnek
it;in "ikarnete rnernur ettiler" dernek isterni, fakat mp ikarnet
gah derniti.
- Bu da ne dernek '?
- Yani senin benirn anlayacag1rn1z kaba Tiirki;esi beni Bolu'ya
siirdiiler.
- Peki burada iin ne '?
- Kat;tlrn.
- Kai;tm rn1 '?
Kerim'in ytizi.i ciddi bir mana alrn1t1.
Cevriye bir rnarifet yapm1 gibi smt1yordu.
- Kai;t1m elbette. Kodes, kodestir, duvan ytiksek, kap1s1 siin
giilii, avlusu, koguu gardiyanh, arna Bolu Allah'm memleketi.
210

Oradan da ttiyemezsek yuf ohnah bizim ervah1mIZa.


Yaptig1 i!?le iftihar ediyor, adet.a gogsti gururla kabararak ovtin
mek istiyordu.
- Oi; gtindi.ir hep sizi aradun, bulamad.Im. Geceleri hep kap1
kapahyd.I. imdi ayaz var, galiba i.i!?i.iyorsunuz ?
Kerim gtiltimsedi.
- imdi kapllan kapal1 tutuyorurn, dedi.
Kerim'in ytizi.i !?imdi oyle bir mana alm1!?tl lei Cevriye birden
bire tirkti.i ve endi!?esini gizlemeye i;abalayarak:
- Ni<;in ? diye sordu.
- Art1k geceleri onun a<;1khgmdan istifade edecek kirnse yok
da onun i<;in.
- Anlayamadun Abi.
Cevriye oni.inde durdugu masaya hafifi;e dayarunI!?tl. Kendisini
pek yorgun hissediyordu.
"Sabahtan beri agz1ma Tann nafakas1 di.i!?medi, gonltim
bulan1yor !" diye di.i!?i.intiyordu.
- 0 nerede ? diye ytiksek sesle sordu.
- 0 mu ? dedi. Bir an sustu. Hakikati ona soyleyip soy-
lememekte mtitereddit duruyordu.
Sonra birden karar vermi!? gibi k1sa bir sesle:
- Yakaland1. . .
- Annesi konu!?tu demek ? diyen Cevriye oldugu yere <;omeldi.
Dizlerinde hi<; kuvvet kalmadigm1 hissediyordu.
"Hani hen talihli k1zdun, hani hen talihliydim ?" diye dti!?i.indti.
Bu inan1hr !?ey degildi. Bu inanllmaz, bu korkun<; !?ey vaki ol-
mu!?tu. Onu polisler tutmu!?lardi. Ve... imdi...

Hayrr, hay1r... Boyle bir !?eye dayanacak gticti yoktu.


Bag1rmak istiyordu "Ke!?ke hapishanede olseydim de boyle bir
!?ey duymasaydun" diye di.i!?tintiyordu.
Kerim:
- Annesi konll!?mamJ!?, dedi. 0 zaman ann esini brraktllar, !?im
di kendisini bir b3!?ka i!? ytizi.inden su<;tisti.i tuttular. Bu su<; yeni
bir su<;tu.
211

Cevriye:
- Bu yeni su da btiytik mti ? diye sordu ve akahind( o m m rs

ki suunu bilmekte oldugunu a1ga vurdugunu anlayurnk 111.suuh.


- Hayir mtihim bir l?eY degil. Fakat eger onun htiviyt t inl ltMplt
' .

ederlerse . . .
Cevriye:
- Onun kim oldugunu daha bilmiyorlar ffil ? dedi.
- Hayir ! .. Arna eziyetle, il?kenceyle onu ogrenebilirler.
- Demek onun kim oldugu meydana 1Ianazsa hafi.f bir cezay-
Ia kurtulacak, oyle mi?
- Evet.
- Fakat aksi olursa ! . .
Art1k onlann ellerindeydi. Bir kere k im oldugu meydana 1kar
sa eski htiki.irn de meydana 1kacak ve onu idam edeceklerdi. 1!?
kence ve cezayla onu soyletebilirlerdi.
Cevriye avaz avaz baglTffiak ihtiyac1yla tutul?urken orada hep
omelmil? duruyordu.
Ytizti pek sakindi. Sade ba!?l dontiyor, sanki Kerim oldugu yer
de durmuyordu. Ve onun ytiztine dikkatle balanak Cevriye'yi
mtithil? yoruyordu.
- Kerim Abi, dedi. Bir l?eY yapahm. Onu ellerinden kurtaralun.
Kurtaral1m onu, karral1m. Ne merhametsizdirler bilirim, onu
soyletirler eninde sonunda
- Onun konW?acag1m pek zann etmiyorum, dedi.
Birden agzmdan karrd.I:
- Arna eski sab1kadan polisler onu tanrr. ldamhydi o.
- ldam1 ona g1yaben verdiler. 0 zaman o ele gememil?ti. Ar-
kada!?lar1 gemil?ti.
- Onlarla ytizlel?tirirler l?imdi.
- lIerinde Ya!?ayanlan kalmad1 gibi bir l?ey, kalanlar da konul?-
maz.
- 0 gizli Ya!?IYOrdu, ama, yine belki tamyan1 1kar.
- Onu tan1yanlar pek azd1. Bu defa ondan gayn kimse ele ge-
medi. Ben kendisini ele verecegini zannetmiyorum.
Cevriye inledi:
212

- Ah brmm kara yazIS1 ah . . .

Qomeldigi yerden dogruldu. Ona bi.iti.in lstanbul imdi bir


hapishane gibi dar ve kasvetli geliyordu.
Cevriye nefes alamaz gibi oluyordu.
Onu hem oli.im tehlikesi k1smda hem de hapishanede bil
mek ona i;ok agir geliyordu.
Bu azab1 o bir sene tatm1t1. Demir kapilann, demir parmakhk
larm arkasmdaki hi.iznu biliyordu. 0 aczin 1stirabm1 biliyordu.
Hayatmm sahibi olmamanm ac1sm1 duyuyordu. Bkalarmm
i;izdigi hudutlar ii;inde yamak zorunda olmanm ne agir ol
dugmm anhyordu.
Hapishanenin dort duvan arasmdayken, yasaks1z, jandar
mas1z, nobet<;isiz, duvars1z ve kap1s1z bir filemde alabildigine
yi.iri.imek ihtiyacm1 o da hissetmi, davran1larma sahip ve hakim
olmak isteginin yak1c1 susuzlugunu o da tatnut1.
Kimseye dan1madan her istedigini yapmak i<;in yan1p tutu
mutu. En basit bir istegini yapmak i<;in gardiyanlardan izin is
temek laz1m gelince bu izni istememek i<;in en basit isteklerinden
de vazge<;miti.
Cevriye imdi onun bi.iti.in <;ektiklerini biliyordu. Ostelik de
onun hayat1 da tehlikedeydi.
Onu konuturmak i<;in kim bilir ne eziyet edeceklerdi ona.
- Agabey ben aynas1zlan bilirim, dedi, onlarda din iman Hak
goti.ire. Belki eziyetle onu konutururlar. Onu kurtaralrm. Boyle
durulmaz onu kurtarmak i<;in bir eyler yapahm.
Kerim'in "Ne yapabiliriz" demek ister gibi a<;1lan kollan
arasma atilan Cevriye, onun omuzlannda uzun uzun aglam1tI.
IV

"Sende karasevda var"

Utu !;iarlaya devarn ediyordu:

Sende karasevda var

Evet, onda karasevda varch.


Cevriye de bunu hissediyordu. Cevriye "$imdiye kadar !;ill dtin
yada kimse kimseyi benim onu sevdigim kadar sevmemi!;itir" diye
dti!iitini.iyordu.
Yeis iinde olan kalbi kuduz bir canavar gibi gogstini.i di!?liyordu.
Sokaklarda, caddeler ortasmda feryat etmek, onu kurtarsmlar
diye bi.ittin di.inyayi ayaga kaldrrmak istiyordu.
Kerim'e suunu sorm3.11iltl? l. Bu kadar iyi bir insarun idarnbk
bir suu nasd il;;lemil;; oldugunu anlayarn1yordu.
Dtinyada ona benzer, onun kadar uslu, ciddi, merharnetli insan
bir erkek gormemi!;iti.
0 kim olursa olsun, suu ne olursa olsun, ismi ne olursa olsun
yasm1 istiyordu.
Birka kere polis mi.idi.iriyetine gidip onu gormek istedi. Onu
hangi isimle soracakt1 ? Hem onun ismini bilse dahi onu aramas1
tehlikeliydi. Polis onu taruyan bir adarn bulmayi kim bilir ne
kadar isterdi. Sonra da kendisini Bolu'ya gonderirlerdi. Garip
mahpus, arayan1 soraru olmayan mahpustur.
Kerim'e arada bir gidiyordu, bir gidil;;inde:
- Anas1 varch, onu anyor mu? .. diye sordu.
- Nasti arar, onun kim oldugu o zaman meydana 1kar. KadJn
214

evinde bulunan ona ait btiti.in resimleri yakt1. 0 tltm;alar


benim oglum degil diye inkar edecek.

Hapishanede bulundugu zaman balu;edeki kti;tik havuzun


suyuna bakar, denizi tahayytil ederdi. imdi ise Marmara'ya bak
tlk;a hapishane havuzunu hat1rhyordu.
Art1k onun i;in lstanbul'da olmak da bir zevk ifade etmiyordu.
imdi sokaklar onun i;in hapishane kogul?lanndan daha kasvet
liydi.
Aynca da Kerim'e arada bir ugrayip ondan haber almak i;in,
Bolu'ya gonderilmemeye baklyor, polisin eline ge;memek i;m
gizli y1yordu.
Bu da Cevriye'yi aynca s1kan bir l?eydi.
Qtinkti nihayet para kazanmak zorundayd1.
Gtindtizleri k3.h Barba'mn odasmda, k3.h Stimbill Dudu'da
uyuyordu. Btittin gece ise sokaklardaydl.
Zaten paras1 da olsa boyle yapardi. Qtinkti geceleri i<;min btiytik
ac1s1yla ;amurlara bata ;1ka sokaklarda kol?mak, yagmur yanan
ytiztinti 1Slat1rken deli gibi oradan oraya dol8l?mak istiyordu.
ll?te bu gecelerin birinde Galata'nm en mel?hur dovmecisme
gitmil? iki bilegine iki kelep;e resmi yaptll"IDJl?tl. l;i i<;ine s1g
m1yordu. Polisten saklanmas1 icap ettigi halde ekseri gecesmi bir
belayla bitiriyordu.
Evvela bir erkek yakal1yordu. Onunla i;meye bhyordu, o
kadar i;iyordu lei, neticede kendmi tutam1yor, kadeh klrmaya,
kavga etmeye, yanmdakilere ;atmaya ve bka masalara sebepli
sebepsiz l?il?eler atmaya bhyordu. Bazen b yanyor, bazen
dayak yiyor veya dovtil?tiyor, olesiye harap olmadan, kendmi bil
mez bir halde bir yerde sizmadan rahat edemiyordu.
Bilegine kelep;e resimlerini, onlara bakt1k1;a sevdiginin kelep
<;eli oldugunu hat1rlamak ve azap c;ekmek ic;in yaptll"ID1l?t1.
Bu kelep;eleri bileginde 1dikc;a Cevriye'ye onun cezasm1 ve
mahpuslugunu payl1yormlll? gibi geliyordu.
Onu kurtarmak i;in bir l?ey yapmamak agrma gidiyordu.
Onu bu beladan kurtaracak bir kuvveti olmadlg1m, aczini, bu
215

kelep.;e resirnlerinde okuyarak daha harap olmak istiyordu.


Ona Stimbtil Dudu:
"Karasevdalrm" diyordu.
Sele $evki onun halini anhyor, kendisine:
- Ahia ! Gel sen !?U Mekke topraguu bir dene, diy'' l'Mmr ltkllr
ediyor ve. Vallahi .;ok fino bir !?eydir. Di.inyada gam, k1Lttvtl h1ro.k
maz insanda Hem de vticuda yarar, diyerek elindeki ufak hlr par
.;ayi ok!?uyor. Sanlaz1m benirn, diyordu. Hayatta iki !1eyim var: hlr
Gtilltim, bir sanlazim ... B3l?ka !?eyim yok.
Cevriye'nin esrardan btiytik bir korkusu vardi. Ona birka ken
vermi!?ler, fakat buna al1!?maJlillltl.
- Asian stitti daha iyi . . . Stilaleden gordtigfuntizden caymayiz !
diyordu.

Kerim'in kollan arasmda aglad1g1 gi.inden sonra Cevriye'nin


gozlerini kirnse Y3l?h gormemi!?ti. Gozleri kuru, dudaklan kuru,
bogaz1 kuruydu.
Konll!?3cak m1, konu!?mayacak m1 ? Htiviyetini itiraf edecek ve
omm eski idam karan meydana .;1kacak m1?
Cevriye bu korkunun ytikti altmda, bu vehirn i.;inde Y3l?Iyordu.
Gozi.inde bir sabahm alacakaranhgmda Sultanahmet'te dikilmi!?
olan bir daragac1, bir adam hayali vardi.
0 idam sahnesinin senelerden beri unuttugu btiti.in teferruat1
gozi.ini.in oni.indeydi. Yemye!?il ytizlti, gozleri .;ok btiytik ve .;ok
sabit bala!?h adamm hayali, t.am ip boynuna ge.;erken .;ehresini
birdenbire degi!?tiriyor ve onun ytizi.ine btirtintiyordu.
Onun ytizti ... l!?te o zaman Cevriye yerinde duram1yor, sokak
lara ugruyor, meyhanelerde kendine e!? anyor, kendini rasgelenin
kollan arasma at1yor, unutmak, unutmak, unutmak, bu man
zarayi gozlerinin oni.inden silmek istiyordu.
Fakat iki kol kendi vticudunu kavradig1 ve pis pis soluyan i.;ki
kokan kirli bir ag1z, dudaklarm1 arandig1 zaman Cevriye'nin bir
denbire o kollardan s1ynldig1, o adanu bir kenara itip deli gibi
ktifrederek ktlg1 .;ok oluyordu.
lnsanm bir kirnsenin ibadetten sonra duydugu stikllnet gibi
216

tath bir his olarak kalbine girmi!l olan bu sevgi, !limdi harap eden,
kas1p kavuran afet gibi bir !iiey oluvermi!lti.
Cevriye i!lte yine masanm blll?mda kalmI!ii ve ilerlemi!ii bulunu
yordu.
Yine kti<;i.ik meyhanenin ii;i ona dar gelmi!l, bu !iiarkl, Zombi
Recep'in kucaklamalan, her !iiey onda dayanllmaz bir azap halini
almaya blll?lam1!iitl.
Her zaman b6yle yap1yordu. Zombi de onun arkasmdan kalk
mI!ii bulunuyordu.
D1!iiar1da soguk bir gece, parlak bir mehtap, donmu!ii gibi tit
reen yild1zlar vard!.
Cevriye, dI!iiandaki soguk havayi teneffi.is ederek ilerlerken
Zombi Recep sert bir sesle:
- Nereye gidiyorsun? diye arkasmdan seslendi. Ve geni ad!m
larla hemen ona yeti!iierek belinden sanld!. Cevriye ne s6yledigini
bilmiyordu:
- Haydi, diye cevap veriyordu. Yelkenle bakayim. Beni yalmz
b1rak.
- 1i;erdeki sofrayi sonunda sen di.imen klrasm diye mi hazirlat
tlk ? Yoksa on belik taze gibi naza m1 blll?lad!n ?
Cevriye uyurgezer gibi ytirtimeye devam ediyordu. Sanki gozi.i
sag1 solu gormi.iyor, 6ntine dogru ilerliyordu.
Cevriye ag1z dolusu bir ktifi.ir savurdu:
- Klr boynunu; bas gaza, haydi git !
Zombi belini kuvvetli koluyla kavrayarak onu durdurdu:
- Don bakayim geriye kaltak, herkese yapt1gm numaralar bana
s6kmez, anladm m1 ?..
Cevriye yan insan, yan canavara benzeyen bu korkuni; surath
adama bak1yor, fakat ii;kiden bulan1k goren gozleri 6ntinde bu
yi.iz d6ni.iyor, par<;alan1yor, bi.iyi.iyor, ktii;i.ili.iyor, alelacayip !iiekil
ler al1yordu. Cevriye blll?Inl zahmetle dik tutarak ona:
- Benden ne istiyorsun ? diye sordu.
l;iimdi Zombi Recep'in kolu, beline dolanan kolu, onun vi.icu
dunu kendine dogru <;ekiyordu.
- Benden ne istiyorsun ? diye tekrarlad1.
217

Recep'in yi.izi.i gozlerinin oni.inde oyle doni.iyordu ki daha fazla


bakamad1 ve yi.izi.ini.i onun gogsi.i i.isti.inde saklach.
Dili sarholuktan dolanarak:
- Gormi.iyor musun, dedi, halimi gormi.iyor musun ?
Ai;1k kalm1 meyhane kap1smdan uti;unun sesi s1z1yordu.

Gi:izlerinden bellidir Cevriye


Sende karasevda . .

Cevriye:
- Bende karasevda var ! dedi. Gormi.iyor musun bende
karasevda var.
Ve h1i;klrmaya blad1.
Ne kadar ii;se, olesiye ii;se unutam1yor, onun oli.irn mahkfunu
oldugunu ve onun hayatmm u anda tehlikede oldugunu ve ken
disinin ona k3.fl?I biiyi.ik bir hasret i;ektigini unutam1yordu.
Zombi Recep onu gogsi.i iisti.inde s1klyordu.
Mehtap soguk ve kupkuru bir 11k sai;1yor. Yerler donm talar
takrr ve soguktu. Ve... uti;u arkiy1 okumaya devam ediyordu.

Haniya da Fosforlwn
Moriya da Fosforlwn.

Cevriye'nin kulaklan ugulduyordu. Bu la sesi ve bu sozler:

Y be Fosforlwn
Haniya Fosforlwn.

Evet, lstanbul sokaklanrun , izbelerin ve meyhanelerin fosfor


lusu, Fosforlu Cevriyesi imdi ii;inde sonsuz bir korkunun velunini
1yan bu laz rruych ? Sarho sofralanrun nligi cokun Cevriye.
Fosforlu Cevriye imdi Zombi'nin omzunda lui;laran bii;are miydi ?
218

Cevriye birdenbire buu Zombi'nin gogstinden c;ekti ve bu


sert hareketi sac;lannda ytldizlar yarattI. lki yumruguyla gozlerini
bastrrarak kurulad.I, kolunun tisttiyle bumunu silerek:
- Gel ic;eri, dedi. lc;eri gel ... Oynamak istiyomm.
Ve kolundan yakalad1g1 adam1 kap1S1 ac;1k meyhaneye dogru
adeta stirtikledi.

1;)irndi rneyhanenin ortasmda durmw;;tu ve kendisi aria soy


ltiyordu:

Koprii i.isti.i iskele


Yarim gitti askere
Aylar degil , ytllardir c;ocuklar
Nastl gec;er i.ic; sene.

Ve otekiler hep bir ag1zdan:

Haniya da Fosforlum
Moriya da Fosforlum.

diye el c;rrp1yorlard.I.
Fosforlu utc;uya:
- "(::admmm Dsttine"yi c;al be Abdo ! diye bag1rd.I.
Ve utc;u havayi degitirdi. Cevriye imdi ortada hem aria soy
ltiyor, hem de oynuyordu.
Oynad.Ikc;a c;arpt1g1 rnasalan, iskernleleri bir telane vurarak
deviriyordu. Kimse onun kadar gtizel oynayamazd.I.
Bi.ittin vticudu ahenge uyuyor, ornuzlan titriyor, beli alev gibi
k1vnhyor, ayaklan sanki yerden kesilmi, uc;uyordu. Zornbi
kapmm ontinde duruyor. Olti balah gozlerle onu seyrediyordu.
Digerleri ellerini c;1rp1yorlard1.
Sele i;>evki'nin b1 Gi.illi.i'ntin man gogstinde, gozleri baygm.
Gtillti ellerini birbirine vuruyor:
:.! 1 9

- Y be Fosforlu, diye bagmyordu.


Torpil ref:
- Abla .. Senin iin can fener, muarnba olsa yanar be, diyordu.
Cevriye oynuyordu:
- Kesme Abdo ! diye bagmyordu. B1akla oyup iki kor goziim'i
aar1m. $imdi de: "Seni de Bana Verseler Loy"u al ! .. Kesme !
Abdi'nin sesi, meyhanede gitgide bir nee yarat1yordu.

Salann gi.imlerim
Seni de bana verseler lo.
Kolen olur ilerim.

Kor utu arkl soyliiyordu:

Dediler yarin hasta lo


Yetitim son nefeste.

Cevriye ac1 bir sesle:


- Sus ! diye bagrrd1. Sus Abdo ! Beynini patlatmm.
Viicudu titriyerek orada duruyordu.
Masadan kaptig1 ieyi havaya kaldlrm1J?t1.
"Yetitim son nefeste ... " Oliim ... Son nefes .. ldarn sehpas1 . . .
Sabahm alacakaranhg1...
B31 doniiyor... Meyhane dontiyor... Diinya doniiyor... Klyamet
kopuyordu.
Torpil ref pire gibi s1rayarak elinden ieyi kapt1:
- Abla .. Pek ki.ilhandrr. Yaa be Fosforlu ! .. diyordu.
Cevriye bir miiddet ieyi elinden brrakmarnak istedi. Ve Tor
pil $erefle debeleti, fakat o ne kadar olsa erkek ve kendisi
kadm ve hem de ayakta durarnayacak kadar sarhotu.
Torpil $eref elinden ieyi ekip almca, dayandlg1 bir destek
yik1lnl1J? gibi birdenbire yere diitii. Yerde lovraruyor, hiingtir hiin
gi.ir aghyordu.
220

Sele $evki:
- Amma da zomlru;;tl, dedi.
Torpil $eref:
- Zorn degil zomtirik, dedi.
Zombi agrr bir sesle:
- Boylesine zomtiriklilik derler, diyerek ona yaklru;;ti. Omuz
larmdan tutarak onu yerden kald1rdJ ve kolunu beline dolayarak,
masaya getirdi. Onu zorla yanma oturttu:
Gi.ilhi:
- Ne var be Cevriye ? diyordu. Nen var?..
Cevriye hu;lonklar iinde:
- Bende karasevda var, diye inledi. Bende karasevda var.
Ondaki bu karasevda art1k mezara kadar si.irecege benziyordu.
Bu dertten kurtulacag1m i.imit etmiyordu.
Ne iki, ne sefahat, ne eglence, hibir ey Cevriye'ye onun
vaziyetini bir dakika unutturam1yordu. Gitgide bi.iti.in di.incesi
bir tek noktada onun iinde bulundugu tehlike i.izerinde yogun
lru;;1yordu.
Cevriye'nin art1k eskisi gibi yru;;amasma ve eskiden oldugu gibi
hayatmdan zevk almasma imkan yoktu. linde bulundugu artlar
hi de parlak degildi.
Polisin eline getigi takdirde Bolu'ya si.irtilecegi muhakkakt1.
Aylld1g1 zamanlarda geceleyin hadise 1kanm olmaktan
utan1yor, yapt1klanna piman oluyor; "Allah belas1m versin !
Karakolluk olacakt1k !" diye kendi kendine soyleniyordu.
Gi.indi.izleri arka sokaklardan si.izi.ili.iyor, Si.imbi.il Dudu'nun
kap1sm1 ahyordu.
Bu evde Si.imbi.il Dudu onu her zaman giller yi.izle k1hyordu:
- Ah ! Bir tanem sensin, diye ona iltifat ediyor:
- Bir gi.in kap1yi t:ak t:ak etmesen Di.irdanem nerede kald1, diye
yi.irek bru;; 1ma hafakan oturoor, diyordu.
Cevriye'ye kahve piriyor, kahve fmcanm1 kapatmasm1 tem
bih ediyor, onun falma baklyor, onun alt kattaki odada bir kenara
bi.izi.ili.ip akama kadar uyumasma mi.isaade ediyordu. 0
konursa konuuyor, o konumazsa sesini kesiyordu.
22 /

Gelen ziyaret<;ileri agirhyor, eger yukanya meze rak1 isteyen


olursa Cevriye'ye de ondan bir tepsi getiriyordu.
Kahve fah Cevriye'nin en bi.iyiik merak1yd1.
- Haydi Si.imbt.il Dudu fmcan kurudu, diye sesleniyor<tu.
lhtiyar kadm pencerenin i.isti.inde oturuyor, vi.icudunu arkaya
dogru atarak fincan1 okumaya bw;; hyordu.
- Cevriyem, Cevriyem nedir sana bu olanlar? Yi.ireginin ortahk
yeri gecenin semavat1 gibi zifir rengi olmutur. Kalpgfiluna kafan1
kadar tw;; oturmutur. Sana gozyw;;1 var Cevriyem. Arna gern:;sin,
sen kendi kendini bo yere i.izt.ip durum, her ey Allah'tan gelip
Allah'tan gider. Mega asfas sana yard1m etmez samrsm ?. .
Cevriye gozlerinin i<;inde i.imitler titreyerek onu dinlerdi.
- Daha ne var Si.imbi.il Dudu ?
- Daha ne olsun ki. .. Daha ne olmasm ki. . . Bir yerde elini
akagma dayam1 oturan gen<; bir erkek seni can ve goni.ilden
di.ii.inoor. . . Varsa Fosforlum yoksa Fosforlum door. . . Arna aran1z
da maniahklar var. Bunu s1<;rar atlarsamz. lki goni.il bir olunca
sarnanhk da seyran olur.
Cevriye'nin gozi.ini.in i<;ine bakarak onun agzmdan o farkma
varmadan fu;; 1 k oldugunu anlatan birtak1rn sozler ald1g1 i<;in, ona
uygun laflar uyduruyor ve onu teselli etmek tarafma gidiyordu.
- Cevriyem, Cevriyem . . . Suspus ol ! .. Sana bir yerden bir ydd1z
dogacak. Agzmm ortahk yerinde bir kismet tutan bu tavus kuu,
sen lskender Padiah'm k1z1ym1sm gibi ayagma kapanm1tir.
ans, talih sende fevkalade . . . Amma ve Jakin sen gormoorsun.
Nasd soyleyim . . . A benim gi.ivercin kuum. .. Seni Allah'm cehen
nem zebanileri sankileyim bir di.izenin tan1 noktasma atm1lar. . .
Ne kadar pir pir etsen kanatpklarm hava alamoor. . . U<;amoorsun
Cevriyem ! .. lnsan yiiregi bir bi.ilbi.ildi.ir, feryat edemezse ortahk
yerinden <;atlar, ru;; k dedigin bir atetir, i<;inde yanan kebap olur.
Sende karasevda var Cevriyem. . . Sen at bu sevdayi . . . Vazgei;,
sana hayatta li.iki.is yollar1 a<;Ilm1 . . . Cephene bak, gerine bakma. . .
G e<;mie mazi, yenmie kuzu derler. . . Falmda <; 1kan iaretleri feh
medebilsen hayatm abus mendebur c;ehresi sana tebessi.imnak
olur. . . Arna sende karasevda var ! . .
222

Cevriye ii akaya dolonek istiyor:


- Bana bir haber yok mu Si.imbi.il Dudu, aftosumu bir daha gor
meyecek miyim ? diye soruyordu.
- Giden gelse Kazaz Artin lstanbul valisi olurdu . . . Sen gidenin
dondi.igi.ini.i gordi.in ?.. Kac; hovarda degitirdin hayatta ? Eskiye
ragbet olsa bitpazanna nur yagar. Cevriyem, k midye tavasma
benzer; s1cag1 s1cagma lezzetlidir. Biraz soguttun mu bir daha
yenmez. Birinci seferberlikte bir Alman bahriye neferiyle
hk etmitim. 0 menur bir Alman airinin filozofane sozi.ini.i eder
di. Kac;an bir tramvay arabas1yla senden uzaklan bir sevgilin ar
kasmdan vesvese etme, hemen bir tane yenisi gelir.
Cevriye gozlerini ona dikmi tekrarhyordu:
- Demek haber yok oyle mi? Onu hie; gormeyecek miyim ?
- Goreceksin Cevriyem, goreceksin ama, sana bir ay mi de-
sem, bir sene mi desem ... Hafta, gi.in degil, ama bir hayli zaman
gec;ecek, diye onu avutuyordu.
- Beni di.ii.ini.iyor oyle mi ? ..
- Fosforlum ilen bir alem eden onu unutur ?. . Yavrus kendini
ki.ic;i.ik gorme, seni bir kerem prezanta ettigim mi.iterinin heni.iz
bana bir ikayet ettigini duymad1m. Seni hepsi koyunlarmm ku
zusu gibi sevoorlar. Her biri Cevriyem nerededir ? Onu bize bir
daha bul diye kapmu mdmyorlar. Senin eski Hac1 Aga yok mu?
Yine lstanbul'a gelmi, seni aroor. Sana ilia apartman tutup i.isti.i
ne bma manto fistan etmeyi istoor.
Cevriye validen olmaz isem de bol bol ablan olurum. k bir
yaredir, melhemin bulunmaz ise genc;lik bir gi.il goncesidir, gi.il
blar tebah olur, ac; gozi.ini.i Fosforlu Dudu. Son pimanhk para
etmez. Son vapurunu kac;mrsan kopri.ibmda el bogi.irde kal1r
sm. Vaktin zamanmda menur bir filozof k1yak kelam etmi:

Genken bil kadrini


lhtiyarhk tez gelir.
Ben de vaktinde civandrm,
$imdi beyaz sa1m var...
223

Ah anlamazsm Cevriyem, genc;sin, ama insan1 saf eden sevda


drr. Eski tarihleri laraat etsen neler ogrenirsin. Biz vaktiyle mer
hum Abdi.irrezzak Efendi'nin kumpanyasmda 'Ernani ', 'Zalim.
9oban'i oynard1k. .. k1 orada goresin. Otello'yu eli kanh eden,
Desdemone'yi gene; ymda kara toraga di.i1?i.iren, Ofelya'yi c;Ildir
tan nedir? k ve sevda degildir ? .. ktan kim hayir gormi.i1? ?..
lskender Paah bile k yi.izi.inden vefat etmi1?, ben tarihi c;ok
bilirim. Genc;ligimi bo1? gec;irmedim ? Leyla ilen Mecnun'u oku
madm ? .. $air ne demi1?.

ktir beni Oldi.iren


Gec;sin de kurtulayun . . .

N e bi.iyi.ik kelam etmi1?. Anloorsun n e bi.iyi.ik kelam ! . . Bunlar1


temasa geldigim bi.iyi.ik 1?ahsiyetler, hep bir bir kulaglffim dibinde
okumll1?tur. Biz gi.in gordi.ik Cevriyem, km ortahk yerini, k1yis1-
m, bucag1m ogrendik. Ne k1y1smda selamet, ne ortahk yerinde
merhamet vardir. Bir zamanlar 1?U Galata'nm me1?hur Benli Hay
gano1?'u vardi. Hayatta saadet, sevdirip sevmemektir; derdi. Altm
madeni ke1?fine Amerika'nm 1?imaline gidip, cenubunda karar k1-
lanlar o madenin kendilerinde oldugunu bilernediler. Kristof Ko
lornb ywnurta ticareti ic;in bahri okyanuslan arken o gi.izelirn
hayatm1 tehlikeye atrn11?, halbuki sevdirip sevmeyen o madenin
hip demi1? i.izerine oturmu1?tur.
Si.irnbi.il Dudu boyle konu1?urken Cevriye'nin yav yav goz
leri si.izi.ili.ir, gecenin yorgunlugunu gidermek isteyen bir uyku
gozkapaklarm1 orterdi.

Bir iki ay boyle gec;rni1?ti.


Zaman zaman Kerim'e ugruyan Cevriye ondan dogru dtiri.ist
haber alam1yordu.
Hanm kap1c1 odasmda oturuyordu. Sobanm bmda konu1?u
yorlardi.
Kerim ona c;ay piriyordu: k1hkh yudum yudurn c;ay ic;erek
224

ondan konm;;manm bile Cevriye ic;in tarif edilmez bir zevki varclI.
Bir alc?am titreyen bir sesle:
- Ne sue; i!?lemi!? de ona idam hi.ikmi.i vermi!?ler? .. diye sormak
cesaretini buldu ve Kerim cevap vermedcn aglamaya blad1.
- Ne aghyorsun? diye Kerim ona yaklt1.
Onun yanaklarm1 avuc;lar1yla tuttu. Ve onun bm1 gogsi.i i.ize
rinde s1kt1.
- Onu c;ok mu seviyorsun ? diyc sordu.
Cevriye'nin hayatmm bu an, en mesut an1 oldu. Onu sevdigini
soylemek ihtiyac1 her zan1an dudaklarm1 yakmI!?, bu sevgiyi her
zaman herkese, meydanlarda bag1rmak istemi!?ti. Bu k onun
gururuydu. Onu sevmekle bi.iyi.idi.igi.ini.i, i;; imdiye kadar erieme
digi bir mertebeye eri!?tigini zannediyordu.
Ylarla dolu gozlerini ona kaldird1.
- Onu c;ok mu seviyorsun ?
- Geberesiye ! .. dedi. Onu gebcrcsiye scviyorum.
Biiyi.ik bir yi.iki.i omuzlanndan firlat1p atmI!? gibi geni!? bir nefes
ald1.
Kerim'in !?efkat dolu bir bakli;;la kendisine bakt1g1m gori.iyordu.
Kcnarda soba c;1tird1yarak yan1yordu, sobanm i.istiinde bir kir-
mlZl ibrik kaymyor, ibrigin iistiinde bir c;aydanhk demleniyordu.
Odada gi.izel bir c;ay kokusu ve lo!?luk vard1.
Kerim onun omuzlar1m ve yanaklanm ok!?ad1:
- Zavalh c;ocuk ! . .
Cevriye art1k kendisini tutam1yor, !?imdiye kadar dii!?iindi.igiini.i
ve hissettigini, anlamad1g1 !?eyle i:i ona soyli.iyordu:
- Onu geberesiye seviyorum Abi. Belki fosuna gider. Dersin ki;
bu bir sokak !?Irfmt1s1dir. Belki de yalan soyli.iyor. Arna anam av
rachm olsun ki dogru soyli.iyorum, nah yedigim ekmekler gozi.ime
dizime dursun, onun yanma geldigim zan1an, hayat1mda hic;bir er
kek eli eline degmemi on bei;;I ik taze gibi !?km oluyorum. Onun
yanmda konu!?maya bile utan1yordum. Ona bir ey soyleyemiyor
dum. Hani Abi tOvbe estagfurullah insan nasII Allah'1 sever de Al
lah'tan kendisinin sevgisine hemen bir kar.?1hk beklemez; ben
onu oyle seviyorum. 0 ister beni sevsin, ister sevmesin. Onun ya-
225

l?arnas1m istiyorurn. Onun bma bir l?ey gelirse ... Nasll soyleye
yim ... Anlatarnarn ki. . . Onun tutuldugunu ogrendigirnden beri bi.i
ti.in insanlara dlll?rnan oldurn. Onu oldi.irecekleri akhma geldikc;e,
evleri atel?lernek, insanlan tokatlarnak, carnlan krrrnak, kuduz
kopekler gibi ulurnak istiyorurn. 0 yasm, ben Oleyim raz1y1m.
Ben oleyim ... Bu gene; y1rnda ve bu genc;ligime doyrnadan ole
yim ... Bu tath can1rn1 Allah tenimden alsm urnrurnda degil. Urn
rurnda degil Abi... Ben hapishanelerin ne oldugunu biliyorurn.
Ben kapah, kilitli kapllan, demir parmakl1klan, ben kelepc;eleri
tan1yorurn. Gardiyanlarm sanki siz tanlllli?sm1z gibi olan rnu
arnelelerini, bir bardak suyu bkalarmdan beklernenin ac1sm1
biliyorurn. Dll?arda di.inyalar, sokaklar, insanlar varken, hava, gi.i
nel?, gok, deniz varken, kapal1 kapllar, yikllas1 duvarlar arkasmda
olrnak. Serbest olrnarnak nedir biliyorurn. Kelepc;e Imayan bi
lekler onun agrrhgm1 ne bilsin. Kodesteyken gi.in oluyordu Abi,
sokaklan dlll?i.ini.iyordurn. <;arnurlu sokaklar1, yagrnur yagan so
guk, pis ve c;arnurlu sokaklan ve ayaklarima baklyordurn. Yi.iri.i
rneyen ayaklarima baklyor ve onlarla hem de c;1plak olarak o c;a
rnurlarm ic;inde yi.iri.ime k, yi.iri.ime k, sonra kol?rnak, kol?rnak, kol?
mak istiyordurn. <;arnurlu sokaklara, gecelere, yagrnur altmda 1s
lanrnaya, kopri.i altmda yatmaya, ayaklarim1 nhtimdan salland1-
rarak koti.i bir gi.inde denizi seyretmeye, Gi.ilhane Park1'nda bir s1-
raya oturup s1rtim1 gi.inel?te 1s1tmaya can atiyordurn. Buna hasret
c;ekiyordurn ben. Yi.iri.imek, kafl?Ima bir duvar, bir kap1 c;1krnadan,
kimse: "Dur ! Gec;rne, yasak !" derneden gozi.irn alabildigine yi.iri.i
mek, yi.iri.im ek istiyordurn. Tikanmcaya, nefesim kesilinceye, ne
fesim kesilip yikllmcaya kadar kelepc;esiz, jandarmas1z yi.iri.irnek
istiyordurn. Onun l?imdi neler c;ektigini bilrniyor rnuyum ? . Onun.

ben l?imdi dar bir yerde uc;suz bucaks1z, sonu gelmez gi.inel?li yol
lan di.il?i.inerek kafesteki bir aslan gibi h1zla ag1yi yukan nasll
doltig1m gorrni.iyor muyum ? Onun c;ektiklerinin hepsi benim
yi.iregirni yaklyor. Onun kelepc;eleri sanki benirn bileklerirnde gi
bi bana ac1 veriyor, onun i.isti.ine orti.ilen dernir kapllar, onu ben
den gizleyen duvarlar bir zelzele olsun da yikllsm istiyorurn. 01-
mek istiyorurn. Anlatarnarn ki . . . Sanki nefes aldlrrn1yorlar gibi ge-
226

liyor bana Bagumak, her rneydanda bagumak, her tru;;a kafarn1


vurrnak, her insanla bogw;;rnak istiyorum.
Onu kurtannak istiyorum. 0 kurtulsun ve herkes gibi bilekleri
kelepc;esiz, etraf1 jandannas1z yfuiisiin istiyorurn. lnsanlar saray
ister, para ister, ltiks ister, baklava borek ister, hen bir kere onu
serbest olarak uzun bir yolda ilerliyor gorrnek istiyorurn. Onu yti
rtir gorrnek istiyorum, ayaklanm, ad1rn atan ayaklanm gorrnek is
tiyorurn. Uzun bir yolda onun yfuiiytitinti seyretrnek benirn ic;in
Allah'm en btiytik rntikfilatt olacak.
Bir an sustu:
- Onu kurtarahrn Kerirn Abi, dedi.
Kerirn ontine baktyordu. Klan c;attkt1. Bir ey dtitindtigti
belliydi. Birden bir eye karar verrn gibi bm1 kaldtrd1 ve:
- Onu bu beladan kurtannak ancak onu kirn oldugunu meyda
na c;1krnamasma yardtrnla kabil olur. Sen ona yardun edebilirsin.
- Deme Kerirn Abi, diye gozlerinin y1 kurumadan gtiltirnsedi.
- Evvelki gece iki i daha tutmular. Bunlardan biri beni t.a-
mr. Onun burada oturrn u oldugunu t.ahmin edebilir. 0 konuur
sa i fena olur, polis yukarda ona ait baz1 eyayi bulursa onun kirn
oldugunu t.ahmin edebilir. Bunlar yaktlacak eyler degil, madeni
baz1 eyler. Onlarm denize attlrnas1 icap ediyor, bunlan tru;; 1y1p
denize atrnak ic;in bana yard1rn eder rnisin?
- Elbette ...
- 0 halde bu gece ortal1k karardtg1 zaman buraya gel. Sana bir
paket verecegim. Bu agir bir pakettir. Ben de elirne iki tane ala
cag1rn ve . . .
Kerim ona o gece nereden sandala bineceklerini iyice anlatt1,
bu paketleri denizin en derin noktas1 olan Ktz Kulesi'nin ontinden
denize at.acaklardt.
Kerirn talirnat1m verdikten sonra onun elini tuttu:
- 0 kurtuldugu zaman senin bu yardtrn1 yapt1g1m duyarsa, se-
ninle iftihar edecek, dedi.
Cevriye:
- tftihar mi edecek? .. diye heyecanla sorarken gozleri doldu:
- Ona gontil verrnesern bile, hen yine bunu yapardun, dedi. Ba-
227

na hayatimda bir tek o bayan muamelesi etti. Beni insan yerine o


koydu.
$ubat aymda olunmasma ragrnen 1hk bir aamd1. Bu badem
aga<;lanm aldat1p onlan tomurcuklandiran yalanc1 bir ilkbahar
havas1yd!.
Evlerin i<;i soguktu daha, fakat darda bir ilkbahar havas1 yiiz
leri ouyordu.
Cevriye kararltrrd1klan saatte Kerim'e gitmi paketi alm1!iitl.
Planlan hazrrd!. Karar verdikleri Fmd!kh sahilinde bagh bekle
yen sandala evvela Cevriye binecek, Kerim'i bekleyecekti. Sonra
denize a<;llacaklar, paketleri ald!ktan sonra bka bir yerde sahil
den <;1kacaklar, her ikisi bka bka ta.rafa gideceklerdi. Yalmz
her biri digerinin bma bir ey gelip gelmedigini anlamak i<;in er
tesi gi.in tam ogleiistii Karakoy'deki pa<;acmm oni.inde bulunacak,
fakat birbirlerini tan1maz gibi oradan uzaklacaklard!. Bir ay
sonra ancak Cevriye gidip Kerim'i gorecekti.
- 0 seninle iftihar edecek, dernti Kerirn.
$imdi Cevriye kollanna agrr gelen bu paketiyle tenha yollarda
ilerlerken hep bu sozii diiiiniiyordu.
Eger kurtulur da yine buluurlarsa o:
- Seninle iftihar ediyorum, diyecekti.
Bunun i<;in de iisti.ine ald1g1 i!iii hakk1yla barmas1 artt1, ald1-
g1 vazifeyi tamamlamas1 laz1md!.
Kendisini tan1yan bir polise tesadiif ederse "ller duman" olur
du. Onu hemen tevkif ederler, bu paket de meydana <;1kard1. 0 za
man o duyarsa, kendisini ganuuazlad! zannedebilirdi... "Oliiriim
hicab1mdan o zaman" diyordu. Zaten oyle olmad1g1m da anlasa
ne <;1kar. Bunlarm ele ge<;mesi onun i<;in tehlikeliydi. Tehlike ne
demek, oliimdii.
Bu tehlikenin <;ok miithi!ii oldugunu biliyor, fakat onlan hayli
tehlike i<;inde ve soluk soluga yatan faaliyetlerinin ne oldugu
nu kestiremiyordu.
Bunun i<;in ihtiyath olmak laz1md!.
Cevriye pe!iiinde adam var rn1, yok mu diye fevkalade dikkat
ederek yfuiiyordu.
228

0, esasen, Bolu'dan dondi.igunden beri hep boyle ihtiyathych.


Zaten kendi vaziyetinde bir insan bi.iti.in hayatl boyunca polis
le "koe kapmaca", "kovalamaca" oynar !
Onun saklanmakta mahareti ve melekesi varch.
Fakat hic;bir kere o bu kadar mi.ihim bir ey ic;in polisten sak
lanmam1t1.
Bunu, onu kurtarmak ic;in yap1yordu ve onun ic;in her eyden
korkuyordu. Arkadan ishk c;alarak gelen yolcudan, bir duvardan
atlay:ip acele acele k3.fl?I kaldmma gec;en kediden, bir sokak fene
rinin 11g1 yi.izi.inden birdenbire oni.ine serilen kendi golgesinden
korkuyordu.
$imdi tenha yollar bitmti. Caddeye c;1kmak iizereydi. $imdi
tan1d1k birine, bir polise rastlamak ele gec;mek ve onu ele vermek
ihtimali daha c;oktu.
Eski kunduralannm okc;eleri kaldmmda amma da gi.iri.ilti.i c;1-
kanyordu. $imdiye kadar bu kadar gi.iri.ilti.ili.i achmlarla yi.iriidi.i
guni.i bilmiyordu.
Caddeye vannca geni bir nefes alch. Buras1 da gecenin bu sa
atinde korktugu gibi kalabal1k degildi.
"Korkudan pek enayile!ltim, bu saatte caddede kim olur !"
Bir mi.iddet 11kh yolda yi.iriidi.ikten sonra bir c;emenin yanm
dan deniz tarafma klvnlch. Ve bir erkekle k3.fl?Ilt1. Bu bir mahal
Ie bekc;isiydi. Cevriye'nin kalbi gogsi.inii delecek gibi vurdu. "On
lar aynas1zlardan da koti.idiirler" diye di.indii. "Bu saatte elinde
kocaman bir paketle kly:iya yaklacak her insandan kukulan1r
lar. Hele boyle tenha bir yerde olursa. . . "
Bekc;i elindeki feneri yakt1 ve onun yi.izi.ine tuttu. Cevriye bay:i
lacak kadar korktu. "Bu semtte c;ok dolmam, allah beni ta
mmaz" diye di.ii.indi.i ve fi.itursuz ad1mlarla yoluna devam etti.
Bekc;i oldugu yerde durmutu. Arkasma doni.ip bakmad1g1 hal
de, onun yerinde durm oldugunu hissediyordu. Cevriye'den
!li.iphelendigi muhakkakt1.
$u tahta evi donebilse, onun gozlerinden saklanacak ve o za
man elli-altm1 achm otedeki kiic;i.ik iskelede bagh olan sandala
ulacakti.
229

lr;inden: "Erkekten iyi ktirek r;ekerim, nefesi yeterse bekr;i ar


dundan yiizsiin" diyordu. lnl?allah, Kerim kendisinden evvel k1y1-
ya gelrnil? ve kendisini sandalda bekliyordur.
Cevriye kbl?eyi doner donmez kol?maya blad1. Bekr;inin ken
disini goremeyecegini iyi hesaplamtl?ll ama, ko1?311 ayaklanm lal?
lara r;arpan sesinin onun tarafmdan duyabilecegini hie; de akhna
getirememil?ti. Bekr;i, k1hk ktyafetini begenmedigi ve elindeki ko
caman paketi gordiigii bu sokak k1zmm kendisiyle kafl?dt1ktan
sonra kol?maya blad1gm1 il?itir il?itmez hemen kbl?eye segirtmi!?
ve !limdi Cevriye'nin arkasmdan bagmyordu:
- Hey... Hey dur ! .. Dur ! .. Ko!?ma ! ..
Cevriye bekr;inin sesini duyunca daha h1zh kol?maya blam11?
t1. lr;inde miithi!l bir korkuyla: "Allah1m... Allahun beni koru" di
yordu. "Yakalanirsam hem onun canma k1yilacak hem de o ken
disini gammazladtm zannedecek. .. "

Elinde kocaman bir paketle kendisinden kar;an bu kadtmn bir


hrrs1z veya bir kar;akr;1 olduguna emin olan bekr;i bu kocaman vti
cuduyla onun gibi ko!lamayacagm1 anlayinca diidiigunii tiz tiz ot
tfumeye blamt!lll.
Cevriye bekr;inin r;ald1g1 diidiige bir bka diidiigiin cevap ver
digini duydu. Ad1mlar. Ko!?an adtmlar geceyi dolduruyordu.
Paket ne kadar agird1 ve bu agir paketle ko!lmak ne kadar zor
du. Ah yinni-otuz ad1m daha gitse sandahn bagh oldugu iskeleye
ulacakt1. Ko!?arken birkar; kere kapaklanacak gibi oldu fakat.
toparland1. Art1k k1yiya yeti!lmil?ti. Arkasmdan: "Dur ! .. " diye bag1-
ranlann sozlerini dinlemeden sandala atladt Kerim daha gelme
mi!lti ama ne yapabilirdi ? Sandalm ipini r;ozdii Kerim bu kadar
polis ve bekr;i diidiigii duyarsa elbette buralara yaklmaz kar;ar
d1. Kiyidan ister istemez ar;dd1.
Kiireklere var kuvvetiyle sanlmt!l r;ekiyordu. Deniz bombo
bir ev gibi sessizdi. Hir;bir taraftan ses gelrniyordu. Geceye hAkim
olan kendi kiireklerinin sesiydi ve inan1lrnayacak kadar tirkilnr;
tti. U k h1zla k1y1dan epeyce uzaklll. Talihi de yerindeydi bu gc
ce: Bogazm sulan, bu gece onun i!line elveril?li bir h1zla ak1yor vc
onu kty1dan uzakltmyordu. Cevriye: "Damdan dtiem dart
230

ayak derim" diye kendi sma bir kere daha hayran oldu. Fa
kat canm1 s1kan bir !?ey vardi: "lmanma ti.iktirdi.igi.imtin, !?U gemi
!?i tenekeli ki.irekleri, aroma da !?amata yap1yorlar be" diye soyle
niyordu. Ki.ireklerin sesinin 1kmamasm1 istiyordu fakat tel3!?lan
dika denize daha kuvvetli vuruyordu ve 1kan sesin k1ydarda da
ha kuvvetli duyuldugunu zannediyordu.
Onun pe!?inden k1yiya gelenler, bu zifiri karanhkta onu gore
meseler bile bu ktirek seslerini duyunca onun denize add1gm1
anlayacaklardi. K1yidan bir hayli uzakl3!?IDl!? oldugu halde hfila
ayak seslerini, di.idi.ik seslerini, yi.iksek sesle konu!?an erkek ses
lerini duyuyordu.
Her zamanki iyimserligiyle: "Sanki gelebilirler mi ?" diyordu.
"lskelede bir b3!?ka sandal yoktu ki ?" Ve ktireklere daha bi.iyi.ik
bir gayretle sar1hyordu. Bir taraftan ki.iregi ekerken bir taraftan
da: "Paketi acaba hemen atmal1 m1yun ?" diye kendi kendine so
ruyordu, "Kerim Abi onu k1y1dan uzaklara atmam1 istemi!?ti ben
den ... ne yapsam acaba ? .. Atsam sesi duyup ar3!?tmrlar m1 o za
lim aynasizlar?. . "
Birden korktu. Ne oluyordu ? .. Alesi bir alont1ya m1 kap1lm11?tl
birdenbire, yoksa korkudan m1 ona boyle geliyordu. Sanki deniz
ziftlenmi!?, ag1rl3!?IDl!?tl, sanki ktireklere agdalanmll? gibi yapl!?l
yordu. Cevriye bir denizde ki.irek ekmiyor da sanki bir batakh
ga gomi.ili.iyor gibi bir korku iindeydi.
Geriye baktlg1 zaman nefesini kesen bir korku iinde loy1da
ko!?U!?an l!?lklan ve o elektrik fenerlerinin l!?1gmda ko!?U!?an insan
golgelerini gori.iyordu ve: "Bi.iti.in omri.imce bu aynas1zlardan
korktum ama bu kadar korkabilecegimi hi di.inmedim . . . " diye
di.ini.iyordu.
0 soguk kl!? geceleri, paras1z oldugu zamanlarda kendisini ya
kalayip karakola goti.irmelerini adeta ister, karakollan bir ban
nak gibi severdi bile ... Hele o Beyoglu'ndaki karakolu, o semtte
yakalandi rm Cevriye:

Karakolda ayna var.. .


diye m111ldamrch. Ve Cevriye o karakol aynasmda kendiMinl 11ey
retmeyi ve stislemeyi ok severdi. Eskiden onun i<;in twr 'l'Y
oyundu, ama irndi... irndi onu gorenler:

Kiz kolunda damga var !

diyorlarch... Evet Cevriye'nin kolunda damga vardi. .. Dovmeden


yapdm1 kelepe resirnleriydi bu damgalar... Onun kelep<;elerini,
onu mahpuslugunu paylmak iin yaptJ.mutJ. bu dovmeyi kolla
nna
Cevriye'nin kollan damgal1ych ve gozleri ektiklerini gizleye
mez olmutu. Onun iin de Si.imbi.il Dudu ona her zaman:
- Sende bir hal var Cevriye, diyordu.

Gozlerinden bellidir Cevriye


Sende karasevda var. . .

Ona k1 olan sevgisi bir ktan daha fazla bir eydi . . . bir ka
rasevda .. Basta bir gecesinde kendisini evine alan ve ondan bu
gtine kadar btittin erkeklerin istedigini istemeyen onun bir zaval
h stirttik oldugunu anlamaz gortinerek onu sayarak, ona insanhk
gururunu iade etmi olan bu adanu, bu zavalh mahpusu karasev
day1 hatrrlatan bir kla seviyordu.
Hele onun iinde bulundugu tehlikeyi anlachgmdan beri kara
sevdalara tutulacak kadar onu seviyordu.
"Bana siz diyen ilk hem de son insan oydu" diyordu "ona ca
mm feda.. Fosforlu Cevriye polisten, bekiden korkar m1yd1
hi ... laf be." 0 bu karasevda ytiztinden kendini 1rm1ti. Bcki;i
ytiztine balanca her zamanki sogukkanhhgm1 kaybetm ve ko
maya blamt1:
"lyi halt ettirn, boylelikle kuduz kopek stirtistini.i peime tak
trrn" diye dtintiyordu.
Ularmdan 1klI damlac1klar akan ktirekler her dakika kendi-
sine biraz daha agrr geliyordu. Bu ugursuz ki.irekler. Bir katran
denizine dahp bir tiirli.i c;1lanayan bu ki.irekler...
Cevriye'nin bilekleri s1zhyordu. 0 kadar iyi ki.irek c;eken bu
Marmara c;ocugu 1?InIU1?tL . . korkuyordu. . . 1?kmhk ve korku
ic;inde ki.irek c;elanesini unutmu1?tu, ellerini birbirine vuruyordu.
Qi.inki.i denizin i.isti.inde ki.irek, motor ve insan sesleri vardl.
Parmaklar1 ki.ilc;ele1?iyor, bilekleri ki.ilc;ele1?iyor. Bileklerindeki
damgalar iki sahici kelepc;e gibi ona agrr geliyordu.

Bir projektor denizi taradl. Ve sonra Cevriye kendini bu I1?Ik


ic;inde buldu:
- Vay yandlk ! diye inledi.
Ele gec;mi1?ti. Motor sesleri yaklm11?t1. Bir iki saniye ki.irekle
ri birakmad1 ve I1?Iga yakalanm11? pervane gibi projektori.in huz
mesi ic;inde c;1rpmdl. Ki.ireklere olanca kuwetiyle asllm11?tl. Bu
I1?Iktan kurtulmak, karanhklara gomi.ilmek istiyordu. Evet karan
hk, yalmz karanhk isterken de denizin i.isti.inden gelen seslerin:
"11?te orada. . . yakalad1k" dediklerini iittigini zannediyordu.
Bir hareket yapmas1, bu elindeki paketi yok etmesi lazlffid1. 0
hareketi yapt1, yerinden frrlad1 paketi kavrad1 kaldird1 ve hemen
denize attl. Fakat bu hareketi o kadar c;abuk yapm11?tl ki sandal
dengesini kaybetmi1? ve kapaklanrrken Cevriye de denize f1rladl
gm1 hissetmi1?ti. Bir bal1k gibi yi.izmesini bilirdi, denize di.i1?mek
ten korkmad1 ama denizin suyumm bu ak1?am c;ok soguk olacag1-
m di.i1?i.indi.i ve: "Olan oldu bu ak1?am, bir de buz banyosu laz1md1"
diye di.i1?i.indi.i.
Ve bu di.i1?i.ince onun son di.i1?i.incesi oldu: denize uc;arken kapak
lanm11?, sandalm kenan bma 1?iddetle vurmu1? ve onu baydtm11?t1.
Denize gomi.ihirken gene korkudan irkilerek kendi kendine:
"$u goklere perc;inlemek istedigim imanma ti.iki.irdi.igi.imi.in ylldl
z1 yoksa kayiyor mu ?" diye soramad1.
Halbuki herhalde o ylld1z kayip sulara di.i1?mi.i1? olacakt1 c;i.inki.i,
Cevriye'nin denize gomi.ildi.igi.i yerde su, iisti.ine bir yild1z di.i1?i.iP
de parc;alanm11? gibi yakamozdan pml pml panld1yordu.
Denizin i.isti.inde motor gi.iri.ilti.ileri. Canavar di.idi.iklerinin sesi
233

ve insan haylan!iilan birbirine kan!iirrken denize demir atmll? bir ta


karun iistiinde tek bma oturan bir gemici, tepelerin ardmdan bir
denbire ytikselmi!? olan loplamuz1 aya baloyor, cura <;ahyor ve bir
zamanlar dilden dile dolrru!ii olan bir ttirkti okuyordu. Bu ttirkti
karakoldaki aynalarda kendini seyreden, kollarmda damga olan,
gozlerinde karasevdas1 okunan fosforlu bir giizeli anlatiyordu. Ka
ranl1k bir gecede gokten dii!iiiip par<;alanan bir yddiz gibi sular i.is
ttinde fosforlu bir iz brrakarak kaybolmll!? Fosforlu Cevriye'yi...

Denizlerin kumuyum
Bahklann puluyum
A<; koynunu Cevriye
Ben de Allah kuluyum.

You might also like