Professional Documents
Culture Documents
Bozkırda Bir Kral Lear
Bozkırda Bir Kral Lear
Bozkrda Bir Kral Lear'in hazrlanmasnda, MEB Rus Klasikleri dizisinde yaynlanan
ubat 2000
TURGENYEV
BOZKIRDA
BR KRAL LEAR
Rusadan evirenler:
BOZKIRDA
BR KRAL LEAR
Bir k gecesi, alt yedi kii, eski bir niversite arkadamzn evinde
Hepimiz:
On be yama dek btn ocukluum, kyde, *** ilinde geni topraklar olan annemin
yurtluunda geti. Artk gemie karm olan bu zamandan bende kalan en unutulmaz
an, yakn komumuz Martin Petrovi Harlov'un ansdr. Gerekten byle bir an
kolay kolay unutulamazd. Harlov'a benzeyen birine yaamm boyunca bir daha
raslamadm. Gzlerinizin nne dev gibi bir adam getirin! Kocaman gvdesinin
stnde boyunsuz, korkun, bir az da eri duran bir kafas vard. Hemen gr
duruyordu. Derisi ty yolunmu bir tavuu andran koca yznde iri, etli bir burnu
vard. Gk mavisi kk, ama tepeden bakan iki gz; yzyle bir renkte, eri,
atlam, kk bir az vard. Bu azdan bouk da olsa nlayan bir ses kyor;
bu ses, kt kaldrml bir sokak zerinde demir ubuklar tayan bir arabann
gcrtsn andryordu. Harlov, her zaman rzgrl bir havada, geni bir yarn te
yanndaki bir adamla konuuyor gibi bara bara konuurdu. Yznden neler
okunduunu anlatmak olduka zordu. nk bu yz, yle bir bakta iyice
Petrovi'in iki arn enindeki srtna, deirmen tan andran omuzlarna saygl
benziyordu. Martin Petrovi, k yaz belinden bir erkez kuayla balanm yeil
takmazd, hem nereye takacakt ki? Bir boa gibi, ar ar ve glkle soluk
alrd. Bir odada, her eyi krmaktan, devirmekten saknr gibi yava, dikkatli,
sinsi sinsi ve yan yan yrrd. Gerekten Herkl gibi glyd; bunun iindir ki
bizim oralarda byk bir sayg kazanmt. Halkmz, babayiitlerin nnde bugn
bile saygyla eilir. Onun iin bir takm sylenceler de uydurulmutu: Bir kez
ormanda karsna kan bir ayy elleriyle yere sermi; bir kez de otlanda
grd hrsz bir kyly arabasyla, atyla birlikte itin zerinden atm...
Ksacas, buna benzer daha birok ey! Kendi gcyle hi bbrlenmezdi; "Elim kolum
glyse, bu Tanr vergisidir," derdi. Gene de gururlu bir adamd; ama gcyle
Harlos, pek eski zamanlarda Prens Kara van Vasilyevi dneminde Rusya'ya gelmiti;
ite bu Sive Harlos, kendi yurdunda bir Fin kontu olarak kalmaktansa bir Rus
soylusu olmak istemi, adn soylularn altn kitabna yazdrmt. Grn bakn,
biz Harlovlar nereden gelmiiz? Bunun iindir ki biz Harlovlar hep sar salarla,
bymzdr.
- Ama Martin Petrovi, Kara van Vasilyev diye biri yoktur; Korkun van Vasilyev
Bir gn annem, gerekten pek tok gzl olduunu syleyerek onu yzne kar vmeye
kalkt.
- Eh, Natalya Nikolayevna, bunun iin de insan vlr m hi? dedi. Biz soylular,
baka trl davranamayz ki! Bize bal herhangi bir kylnn bizim iin kt
eyler dnmemesi gerekir. Benim soyum, Harlov'un soyu, pek ykseklerden gelir.
(Bu szleri sylerken parmayla tavan gsterdi.) Bizde onur olmaz olur mu hi?
Bir kez bizde konuk olarak kalan nemli bir kii, Martin Petrovi'le alay etmek
istedi. Martin Petrovi, Rusya'ya gelen o Sive Harlos szne balaynca, bu nemli
Bu bilimsel terimler Martin Petrovi'e pek yabanc geliyordu. Ama nemli kiinin
- Belki, gerekten soyum pek eskidir, dedi. Atam Moskova'ya geldii zaman derler
ki, orada ekselansnzdan pek aa olmayan bir budala yayormu. Byle budalalar
nemli kii, kplere bindi: Harlov ise ban arkaya doru att, enesini ileri
- Yooo hanmefendi, dedi, ona ders olsun! Karsnda kim olduunu renmeden bir
nemli konuk, Harlov'la hemen hemen yatt. Ama bu dev adam, herkesi delikanl
yerine koyuyordu. Kendisine pek ok gveni vard, kimseden de korkusu yoktu. Arada
bir:
- Bana bir ey yapmak, kimin haddine dm, ylesi daha anasndan domamtr,
der, ksk ama insan sar edecek denli gr bir sesle glmeye balard.
II
Annem, dostluklarnda pek titiz davranrd; yalnzca Harlov'u ayr bir sevgiyle
kan fkrd halde gene de tuttuu tekerlei brakmam. Annem onu, evinde
zaman krk yalarndayd. Kars ince yaplyd; onu evine avucu stnde gtrm,
derlerdi. onunla ksa bir sre yaad. Bununla birlikte, kadn ona gene de iki kz
ona bir koca buldu. kinci kz iin de bir ksmet hazrlamt. Harlov, ilerine
iyi bakard. Elinde yz hektar kadar toprak vard, yava yava da bu topran
sylemeye gerek yoktur. Ar gvdeli olduu iin hemen hemen i yrmez, "Toprak
beni tayamaz" derdi. Her yere alak, kk arabasyla gider, otuz yandaki,
yal ve clz ksra kendisi srerdi. Ksran boynunda bir yara izi vard. Bu
almt. Bu ksrak, sanki drt ayayla aksarm gibi yrrd. Yry bilmezdi,
bozuk bir trsla giderdi. Yolun kysndaki mis otlaryla pelinleri yerdi. Bu
zavall ark atn byle bir arl nasl tadna hep aar dururdum.
basnca, nndeki koca kitleye rasgele yapm bir yapra ya da bir bcei
andrrd. Gene bu ocuk, haftada bir Martin Petrovi'i tra ederdi. Bunun iin de
bir masann stne kt sylenirdi. Kimi akaclar da bir yandan bir yana gemek
uzun uzun evde oturmay sevmezdi. Bu yzden emektar arabasyla, bir elinde dizgin
almadk svgler savururdu. Bir gn elimde tfekle yolda bana raslad srada
yolun kysndaki tavan grnce: "Karma! Tavan!" diye yle bard ki akama
III
Annemin, Martin Petrovi'i eve seve seve kabul ettiini biraz nce sylemitim.
kendisine bal bir dev gzyle bakard, hem de kyl kalabalna kar tek bana
gitmekten ekinmeyecek bir dev. Byle bir arpma akla bile gelmemekle birlikte,
gen yata dul kalan annem nedense Martin Petrovi gibi bir koruyucuyu yitirmemek
gerektiine inanrd. Bundan baka Martin Petrovi dost, tok szl, borsuz, arap
imez bir adamd; okuyup yazmas kt olduu halde hi de budala deildi. Annemin
kendisine byk bir gveni vard; vasiyetnamesini hazrlamay dnd zaman, onu
gzlklerini almak iin eve gitmiti; gzlklerini burnuna takt halde yine
oflaya puflaya eyrek saat uraarak ancak sann, adn, soyadn yazabilmiti. Bu
bitirdikten sonra da yorulduunu, kendisi iin yaz yazmakla pire yakalamann ayn
onu yemek odasndan baka bir yere almazd: nk stnden bandan pek keskin bir
koku yaylyordu. Sanki toprak, kuru yaprak, bataklk amuru kokard. Yal dadm
ona, "Ormanda oturan adam azman" derdi. Bizde yemek yedii zaman bir keye onun
iin ayr bir sofra kurulurdu. Martin Petrovi buna hi gcenmezdi; bakalarnn,
onunla birlikte oturmaktan holanmadklarn bilirdi. Hem ayr olunca daha rahat
yemek yiyebilirdi; devler zamanlarndan beri onun kadar ok yiyen biri kmamtr,
diyebilirim. Yemein banda yedek olarak yanna iki kiloluk lapa tenceresi
koydururdu. Annem, "Bu tencere olmazsa beni yersin!" derdi. Martin Petrovi tatl
Annem, sradan bir ift ubuk iinde bile ona danmadan yapamazd. Ama konumasna
da uzun zaman dayanamazd: "N'oluyor sana kuzum?" derdi, "Bari git de kendini
hastalanm deildi.
Yalnz, konuma 1812 ylna gelince (gnlller arasnda hizmet etmi, bayram
gnleri bir Vladimir kurdelesine bal olarak takt bir tun nian almt) seve
IV
Ama, bu boyun emez, kendisine gvenen devin bile kimi zaman kuruntulu, dnceli
anlar olurdu. Grnte hi neden yokken birdenbire stne bir can sknts
heceleye okumay renmi olan Maksimka, vurgular yalan yanl syleyerek var
gcyle yle tmceler okurdu: "Ama, insan tutkulu varlklarda bulduu o boluktan
incecik bir sesle yank bir trk tuttururdu. Bu trkde de ancak u szckler
rzgrlar simgeleyen bir basma resim gemiti. Resmin altnda yle bir satr
gitmiti.
Resmi odasna ast, ama kuruntulu ve zgn olmad zamanlarda kendisini skmasn
diye ters eviriyordu. Bu dev adam lmden korkard, ama kuruntu bunalmlar
arasnda bile dinin, duann yardmn pek seyrek isterdi. Daha ok kendi zeksna
gvenirdi. Ayrca dindar bir yan yoktu. Kilisede pek grnmezdi. Ama vcudunun
ou zaman yle biterdi: Martin Petrovi, slk almaya balar, grleyen sesiyle
sallayarak sanki, 'Bana artk vz gelir,' demek istermi gibi bir komusuna
kardei Bikov'du. Bikov, kk yandan beri Suvenir takma adn tard; herkes,
hizmetiler bile onun bu adla arr, yalnzca onlar Suvenir Timofeyi derlerdi.
Gerek adn, sanrm kendisi de bilmiyordu. Suvenir, yar snt, yar dalkavuk,
Kendisini her yerden kovarlard, o ise biraz bozulur, a gzlerini krpar, bir
ie alkanna benzeyen sesiyle glerdi. Bana yle gelirdi ki, Suvenir'in paras
olsayd, ahlaksz, kt, dahas kat yrekli bir adam olurdu. Ama yoksulluk, hi de
istemedii halde kolunu kanadn krmt. Ancak bayram gnlerinde iki imesine
szlerse "ben, ite, ite izin verin... indik!" szleriydi. Annem biraz can
herhangi bir eyin cn alyormu gibi bir hali olurdu. Martin Petrovi'e
drt dner, "Siz kardeimi, Margarita Timofeyevna'y niin mezara soktunuz?" derdi.
Bir gn scaa, gnee dman olan komumuzun pek sevdii, hi sinek grnmeyen,
alaya alyordu. Sonunda Martin Petrovi'in sabr tkendi, Suvenir'i itmek istedi.
ki elini iter gibi ileri uzatt. Bereket versin Suvenir, bu vurutan kurtulabildi.
Kardeinin avular bilardonun kysna dedi, bu ar ky bilardosunu demeye
VI
Uzun zamandan beri Martin Petrovi'in evini nasl kurduunu, nasl ekip
evirdiini renmeyi merak ediyordum. Bir kez onu atla Yeskovo'ya (yurtluu
oradayd) dek gtrmeyi nerdim. Martin Petrovi, "Bak sen," dedi, "krallm
grmek istiyorsun ha! Hadi gel, sana baheyi de, evi de, ambarlar da gstereyim.
Gsterecek epey eyim var hani!" Yola ktk. Kymzden Yeskovo'ya ancak
derenin yannda, birbirine yapm birka kt mujik kulbesi vard. Bir bent
zerinde damal bir etek giymi yal bir kadn, skm olduu amarlar sopayla
alabildiine dvyordu. Martin Petrovi, "Aksinya!" diye yle gr bir sesle bard
Yal kadn, birdenbire dnd, yerlere kadar eildi, hafif bir sesle:
- Peki, peki.
Martin Petrovi, yar rm it boyunca trs trs giderek:
ya? Bu da bahem. u elma aalarn, stleri kendi elimle diktim. Eskiden burada
arampolla evrili avluya girdik. Tam kapnn karsnda sap saman rtl ykk bir
aya zerinde duran bir tavuu andran, yaps daha yeni baka bir sundurma
grlyordu.
Harlov seslendi:
- Bak da rnek al. Bir babalarmzn yaad kulbeye bak, bir de benim kendime
kurduum saraya.
Ama bu saray, mukavvadan bir evi andryordu. Hepsi birbirinden irkin, birbirinden
Martin Petrovi:
Yeni sundurmann eiinde uzun bir dokuma kaput giymi gen bir adam grnd.
Martin Petrovi'in byk kznn kocasyd. evik bir kouyla arabaya doru
Harlov'un btn gvdesiyle eilerek arabada oturulan yer zerinden geirdii o dev
ayan tutmak ister gibi davrand. Sonra attan inmem iin bana da yardm etti.
Harlov:
- Var.
- Kaymak var m?
- Var.
- yleyse hepsini masaya getir, ben de o zamana kadar kk beye alma odam
gstereyim.
Evinde bana 'sen' demiyordu. yle ya bir evsahibi nazik olmalyd, deil mi? Beni
Bu alma odas, hemen hemen bo, svasz bir odayd. Duvarlara yer yer aklan
ivilerde iki krba, kzl km ke bir apka, akmakl bir tfek, bir
pala, zerinde bakr levhacklar olan bir at gerdanl, bir de rzgrda yanan
mumu gsteren o nl resim; bir kede i renklerle ssl bir hal rtl tahta
oda serindi, ama Martin Petrovi'in her yerde peinden gelen o orman kokusu burada
daha da glyd.
Harlov:
- ok gzel, dedim.
- Bak, dedi, u Felemenk hamutuna. Ne gzel, ne gzel. Bir Yahudi'den bir eyle
Harlov:
gzlerini kapad, uykuya dalm gibi grnd. Dahas, hafiften solumaya balad.
Ona sessiz sessiz, hayran hayran bakyordum, amamak elimden gelmiyordu; bir da
gibiydi beyler.
Birdenbire silkindi:
- Anna! diye bard. Kocaman karn denizde bir dalga gibi kabarp indi. Neredesin?
onun ardndan salona girdim. Orada beyaz iekli, krmz bir masa rtsnn
stnde gzel bir kahvalt hazrlanmt; peynir, kaymak, has ekmek, toz ekerli
zencefil vard. Ben peyniri yutarken Martin Petrovi tatl bir sesle:
gzlerini yere emi duruyordu; ben de pencereden kocasnn atm avluda nasl
VII
Annem, Harlov'un byk kzn pek sevmez, "Biraz gururluca," derdi. Gerekten Anna
souk, gururlu bir tavr taknrd. Oysa onu yatl okulda okutan, evlendiren,
nikah gnnde kendisine bin rubleyle biraz eskice de olsa bir kemir al veren,
gene annem olmutu. Anna Martinovna orta boylu, ince yapl, evik davranl, sk
ve ak sar sal bir kadnd; gzel esmer yznde biraz garip, ama hoa giden
ak mavi, biraz ekik iki gz beliriyordu. Burnu dzd, dudaklar ince, enesi
sipsivriydi. Onu her gren, kesinlikle, "Ah, pek zekisin, ama yezitsin!" derdi.
Gene de onda ekici bir ey vard. Yznde yer yer grnen benler, bu ekicilii
glmsemenin sanki "Ah, seni mark kk bey seni!" der gibi bir anlam vard.
Her soluk alnda burun delikleri hafife alyordu. Bu da insana olduka garip
grnyordu. Bana yle geliyordu ki, Anna Martinovna beni sevse ya da yalnzca
incecik, diri dudaklaryla pmek istese sevincimden tavana dek zplardm. ok sert,
gibi korkarlard. Ama nasl anlataym, dlemimi altst ediyordu ite. Aslnda on
severler.
gitmez sanrm.
Martin Petrovi:
- Hmmm, dedi, dnceye dald. yleyse ambarm grmek ister misiniz? Sizi Volodka
gtrsn.
- Volodka, diye bard. Kk beyi ambara gtr, btn iftlii gezdir. Ben biraz
Martin Petrovi kt, ben de arkasndan ktm. Anna Martinovna, biraz can
sklm gibi sofray toplamaya balad. Kapnn eiinde dnp onu selamladm. Ama
orada ilgimi ekecek hibir ey yoktu; klavuzum da gen bir ocuun iftlik
ilerine ilgi gstereceini pek dnmedii iin, yan yana baheden geip yola
ktk.
VIII
bakan kk bir memurun oluydu. ocuk denecek yata ksz kalan bu genci annem
pimi mrdm eriini andran, kara ve her zaman nemli gzleriyle, ahin burnuyla,
yayvan krmz azyla tam yahudi tipi vard. Yalnzca teni apakt. Kendisi de
olduka yakklyd. Her zaman hizmete hazrd, yeter ki, i kendi karna
dokunmasn; dokunduu zamansa kzar, kprr; alamaktan bile kendini alamazd. Bir
arrd. Tarlalarda omzunda tfekle dolamay pek severdi. Bir tavan, bir yaban
rdei vurunca esiz bir zevkle av antasna kordu. "E, yeter artk, gezdiin
- Atnz ne gzel, dedi. Ah benim de byle bir atm olsa! Ama nerde bizde o talih.
Bari annenize bir syleseniz...
- Size sz m verdi?
cmertliiyle...
- Martin Petrovi mi? dedi. Ona gre, benimle u uak Maksimka arasnda hibir fark
- Sahi mi?
- Vallahi yle. Bir kez inadm inat dedi mi, ne yapsanz para etmez. Rica etsen de,
etmesen de vz gelir ona. Anna Martinovna yok mu, u karm Anna Martinovna da onun
- Aah ah, diyerek birdenbire kendi szn kesti. Umutsuzlukla ellerini silkti:
- Aman Tanrm! Bakn, bakn, iki lek kadar yulaf bimiler, alan biri bizim
yulaf bimi. Ne insanlar, ha? Gel de byle bir yerde yaa! Haydutlar, haydutlar!
(Bunlar evredeki drt kyn adyd.) Aah ah, Tanrm, bir buuk, belki de tam iki
yolun dnemecinde, Anna Martinovna'nn dedii gibi tarlaya mine iei toplamaya
irkin deildi. Yalnzca bambaka bir tipti. Uzun boylu, iri yaplyd. Her eyi
iriydi; ba, ayaklar, elleri, kar gibi beyaz dileri, koyu mavi patlak gzleri,
her eyi gsteriliydi; aka m bu, Martin Petrovi'in kz! Ama gene de gzeldi.
Gl gibi taze, ahududu gibi krmz, pek ho bir az vard. Konutuu zaman da st
dudann ortas pek sevimli bir durumda yukar doru kalkyordu. Ama iri
gzlerinin baknda yabanl, sert bir anlam vard. Martin Petrovi, ondan sz
aarken "Serbest bir kz, damarlarnda Kazak kan var!" derdi. Bu devanas kz,
Biraz daha uzaklatm. Onun gr, srekli, biraz sert sesiyle, tam bir kyl kz
sesiyle ark sylediini iittim. Sonra birdenbire sustu. Arkama dndm, tepeden
grdm.
Gne uzun boyunu aydnlatyor, bandaki o mine iei elengi mavi mavi
parlyordu.
IX
Beyler, annemin bu ikinci kza da bir nianl hazrladn, sanrm daha nce
Feduli Jitkov'du. Bu adam artk pek gen saylmazd, biraz da vnerek syledii
gibi felein emberinden gemiti. yle byle okur yazard, budalalna da
kendisini yaman bir i adam sayyordu. Dilerini gcrdatarak: "Baka iten pek
akmam ama, kyllerin dilerini dkmeye gelince, benim stme yoktur. Buna
gvenini kazanm, tuttuunu koparan, iten anlar bir adam olan Lehli Kvitsinski'yi
karmas gerecekti. Jitkov'un uzunca yz, bir at suratn andryordu. Tozlu sar
zamanlarda bile yznde, i gibi ter damlalar grnyordu. Annemi grr grmez
hazrola geer, hizmet etmek abasyla saa sola sallanr, iri ellerini kalalarna
vura vura kmldatrd. "Buyur, ne istersen yaparm!" der gibi bir grn vard.
Annem, onun ne mal olduunu iyi bilmekle birlikte, gene de Evlampiya ile evlenme
- Canm, Natalya vanovna, bilmez olur muyum? Gen kz, elbette nazik bir yaratk.
Annem en sonunda:
- Eh, dedi, Evlampiya da kendini kolay kolay ezdirmez.
Bir haziran akam, uak, Martin Petrovi'in geldiini haber verdi. Annem, bu
gelie at. Bir haftadan beri onu grmemitik, ama hi bu denli ge vakit
yle garip, yle dnceli, yle solgun grnyordu ki, annem istemeye istemeye
gene ayn szleri yineledi. Martin Petrovi, anneme kck gzlerini dikip sustu;
ar ar i ekti, yeniden sustu. Sonunda, "bir i iin.. pek zel bir i.."
kt.
yapp edip onu geri evirmesini syledi. Ama o, uak yetiinceye dek, arabasna
annem, ertesi sabah kendisine bir adam gndermeye hazrlanrken Martin Petrovi
- Syle dostum, dedi; syle, ne oldu sana? Ne yalan syleyeyim, dn, bizim ihtiyar
- Hayr hanmefendi, ben akln oynatacak adamlardan deilim. Sizinle bir i iin
- Ne gibi bir i?
Harlov somurttu:
- Hayr, kuruntu deil; kuruntu bende yeni ay dounca olur. Yalnz izin verin de
Annem ard:
- Ne konusunda?
- Bu da nereden geldi aklna senin? imizde eceli gelmeyecek kim var? Dev gibi bir
Annem, sordu:
- Ne diyorsun?
Harlov, gs geirdi:
sonra kanapeye uzanmtm; birden uyuyakalmm! Baktm, odama kara bir tay girdi,
yerine ifte att!.. Uyandm, baktm: kolumu kaldramyorum, sol bacam da yle.
E, dedim, inme indi. Ama gene de kolum biraz sonra kmldamaya balad. Yalnzca
Annem:
- Bir haberdi bu! Yani, hazrlan oul demek istiyordu. Bunun iindir ki
- lm, Tanr'n ben kulunu, beklenmedik bir zamanda, hazrlksz yakalamasn diye
karar verdim.
Annem:
- Eh, dedi, bu kt bir ey deil! Yalnzca bana yle geliyor ki, bouna acele
ediyorsun?
verilmesi konusunda gereken resmi tutanak ve iki kzmn, evli olan Anna'yla bekar
ediyorum.
glkle bitirdi... nsana, okurken gsnde yetecek kadar hava kalmad gibi
geliyordu. Solmu olan yz gene her zamanki krmzln ald. Birka kez
- Bu mal blm tutanan imdiden yazdn, yle mi? Ne abuk yaptn bu ii?
- Verdim. Yargtay kabul etti. Hemen bir kurul gnderip mal blmnde
Annem glmsedi:
- Anladm Martin Petrovi. Her eyi dnp tanmsn. Bu ite paray pulu
esirgemedin ha?
- Esirgemedim, hanmefendi!
- imdi de bana akl danmaya geldiini sylyorsun. Eh, peki, Mitinka gitsin,
armadn m?
- Gavril Feduli'i mi? Bay Jitkov'u mu? Ona da haber verdim. Nianl olduu iin
gelmesi gerek!
Martin Petrovi'in btn sz gcn tkettii belliydi. Bana yle geliyordu ki,
arpt:
Geri geri ekildi. Her zamanki gibi kapdan yan yan gemek zereyken annem:
- Dur, dur, dedi. Sen iftliin hepsini mi kzlarna pay ediyorsun? Kendine bir ey
brakmyor musun?
- Elbette hepsini.
- Nasl nerede oturacam? Bugn dek nerede oturduysam gene orda otururum.
lnceye dek beni yedirmek, iirmek, giydirmek deil mi? Ben de uzun zaman onlara
Annem:
bakmak! Gcne gitmesin, Martin Petrovi, ama byk kzn Anna pek byklk
etmeyecekler mi? Byle ey onlarn aklndan bile gemez. Bana m kar gelecekler?
Kime, babalarna kar m? Buna cret edebilirler mi hi? lenirim sonra. Btn
- Eh, peki, dedi, ama gene de onlara mlkn niin hemen pay etmeyi dndn
anlamyorum bir trl. Mal mlk senden sonra nasl olsa onlara kalmayacak m?
- Eh, hep kuruntu der, durursunuz. Bunda belki doast bir gcn etkisi vardr.
Gzlerim akken neyin kime deceine karar vermek istiyorum. stiyorum ki,
- Yeter, yeter dostum, dedi. Yoksa bu kez gerekten kara tay grrsn.
Harlov inleyerek:
- Aman, yalvarrm Natalya vanovna, bunu sylemeyin. O, beni almaya gelen lmn
ta kendisi. Neyse bana izin. Kk bey, sizin de, yarn deil br gn bize onur
vermenizi bekleyeceim.
Martin Petrovi kt, annem arkasndan bakt. Ban anlaml anlaml sallad:
- Pek iyi belirti deil, dedi, bana dnd, farknda msn, konuurken gnee
bakyormu gibi hep gzlerini krptryor. Bil ki, bu kt bir belirtidir. Byle
Belli gnde, alt doru at koulu, drt kiilik byk aile arabamz alml alml
"proteg"sine (*) sayg gstermek istiyordu. Kvitsinski'yse her zaman frak giyer,
beyaz boyunba takard. Suvenir yol boyunca, bir papaan gibi hi arasz gevezelik
zerine konutu. Ayn zamanda da onu "kaba herif, ta yrekli adam" diye
niteliyordu. Sonunda ask yzl, titiz bir adam olan Kvitsinski dayanamad, gl
Leh azyla:
Ayn hzla koan atlar, eyrek saat gemeden yepyeni, incecik koumlarn altnda
henz terlemeye balamlard ki, Harlov'un iftlii grnd. Arabamz, ardna dek
ak duran ana kapdan avluya girdi. Atlarn birinin zerinde oturan arabac ocuk
(pek kckt, ayaklar atn yar gvdesine kadar ancak geliyordu) son olarak
Harlov'un gveysi, bizi kap eiinde bekliyordu. O srada ilk gzme arpan ey,
Hamsin Yortusu'nda olduu gibi, eiin iki yannda duran kk kayn aalar oldu.
Gerekten ortalkta bir tren havas esiyordu. Harlov'un gveysi, saten dml bir
kadife boyunba takm, dapdarack bir siyah frak giymiti. Arkasnda duran
bilmiyorum, ama ben gl saygya benzer bir ey duydum. Martin Petrovi kara, dik
yakal, eski kuruni bir kazakin giymiti; belki de 1812'de giydii gnll
sallanyordu. Sol eliyle klcn kabzasna dayanyor, sa eliyle krmz uha kapl
masaya dayanyordu. Masa zerinde, iki yazl kt vard. Harlov, kmldamak yle
dursun soluk bile almyordu. Duruunda byk bir nemlilik, snrsz, kuku
duyulmaz gcne kar byk bir gvenme vard. Bizi yle hafife selamlad, ksk
bir sesle, "Buyurun!" diye mrldandktan sonra sol elinin iaret parmayla
yeil leylak rengi bir giysi vard; Evlampiya, gelincik rengi kurdeleli pembe bir
giysi giymiti. Yannda yeni niformasn giymi Jitkov duruyordu. Yznde her
zamanki budalaca grn, gzlerinde hrsl bir bekleyi, tyl yznde de her
zamankinden daha ok ter damlas vard. Konuk odasnn sol duvarnn yannda, ttn
rengi eski bir cppe giymi bir papaz oturuyordu. Sert, kirli kahverengi salar,
yorgun, zntl gzleri olan, yal bir adamd. ri, nasrl ellerini, ar ar
ok azd. Yannda ufak tefek, imanca, solgun yzl, hrpani klkl, ksa kollu,
kara gzl, krpk bykl polis komiseri oturuyordu; yznde neeli, ama kt bir
bile verilmiti. Ama gene de iftlik sahipleri, kyller ona almlard, onu
severlerdi. evresine biraz alay eder gibi bakyor, sanki btn bu "olup bitenler"
onu elendiriyordu. Ama asl ilgilendii ey, votkayla mezelerdi. Yannda oturan
izliyordu. Pek ho bir adamd, uzun bir yz, kulandan burnuna dein uzanan,
Birinci Aleksandr modas, ince favorileri vard. Bu adam, Martin Petrovi'i ciddi
Suvenir, yanna oturdu, bana dnp "Bu eyaletin ba farmasonu," dedikten sonra
yenin yer almas gerekir. O da komiser yardmcsyd. Ama btn blgenin "Yok"
adn verdii bu adam, bir yerde grnmyordu; gzden yitmiti. Ben Suvenir'in
kimsenin iine yaramayan byle bir yolculukta bou bouna zaman yitirildiini
dnen bir adamn can sknts okunuyordu. Sanki kendi kendine, "Hanmefendi!
XII
iyi bakl, kk gzleriyle szd. Grltl bir i ekiten sonra sze balad:
dtm. imdiden lm belirtileri ortaya kt. lm, bize sinsi sinsi yaklayor!
- Bunun iindir ki, dedi, lm beni hi hazrlksz alp gtrmesin diye una karar
verdim.
Martin Petrovi, burada iki gn nce anneme syledii szleri harfi harfine
yineledi.
- Aldm karara gre, (eliyle masada duran ktlara vurdu) bu tutanak, tarafmdan
imzaland, yetkili kiiler tank olarak arld. Kararm neyse aada nokta nokta
- Ben, mtekait zabitlerden asilzade Martin Harlov; btn melekt- akliyeme sahip
olarak, kendi irademle u taksim kararnda iki kzma (Anna ile Evlampiya'ya
dnerek "Selam verin," dedi; kzlar balarn eerek selam verdi) neler deceini
- Bu kd kendi yazd. Anlatm gzel diye kendi okumak istiyor. Ama yasa
Harlov:
- Her bakmdan uygun, diye karlk verdi. Yalnzca bilirsiniz ki Martin Petrovi,
Harlov, kendisiyle birlikte odaya girip yaltaklanc bir tavrla kap yannda duran
gveysine:
- Hadi oku bakalm. Bana zor geliyor. Yalnzca gzn a, szleri yutma. Burada
bulunan beyler her noktay anlayabilsinler.
Sltkin, kad iki eliyle tuttu; ak, ama biraz titreyen bir sesle, her sze
ki kzkardeten Anna, yerlere eilerek, Evlampiya ise yalnzca ban eerek selam
veriyordu. Harlov da onlara arbal, ama biraz atk bir yzle bakyordu. Asl
yurtluk, yeni yap (kk kz olduu iin, gelenee uygun olarak) Evlampiya'ya
titriyordu. Jitkov ise dudaklarn yalyordu. Evlampiya ona yan yan bakt. Ben
Jitkov'un yerinde olsaydm bu bak pek houma gitmezdi. Byk Rus gzellerinin
Petrovi, oturduu odalarda gene oturmak hakkn, yaamas iin gerekli olan her
- Baba olarak kutsal, kar gelinmez buyruumun Tanr buyruu gibi dinlenmesini
isterim. nk ben Tanr'dan sonra onlarn baym, babasym. Kimseye hesap vermek
zorunluunu duymadm, hesap vermedim. stencime boyun eerlerse benim iyi duam
Harlov, kd bandan yukar kaldrd. Anna, kala gz arasnda diz kt, alnn
Harlov, Evlampiya'ya:
Jitkov, btn gvdesiyle ne doru eildi. Harlov, parmayla kdn alt ucunu
gstererek:
- mza edin, diye bard. nce uraya, "Teekkr eder, kabul ederim, Anna;
ynelirken, Harlov orta parman boyunbann stne dayayp onu yle bir itti ki,
- Neyse, artk her ey sizin, dedi. Masadan kalkp uzaklat. Kzlarla gveysi
baktlar. Ona yaklap dirseinin ucunu pmeye baladlar, boylar omzuna bile
yetimiyordu.
XIII
avukatla birlikte kap nne ktlar. Olup biteni komulara, tanklara, Harlov'un
kaldrp ilgisiz yzne bir sertlik vererek kyllere boyun emelerini tledi. Bu
insanlar olmasa gerekti. Kt bir kaftanla delik deik koyun derisi giymi, ama her
trende olduu gibi kuaklarn adamakll skm olan bu adamlar, put kesilmi
deyiine sanki, buyruk alm gibi yerlere eilerek hep birlikte karlk
olan kzlarnn bu iftlii ele almalarnda yasaca bir engel olup olmadn
Kesik sakalndan, byklarndan emekli bir asker olduu anlalan salam yapl,
Komiser rica ettii halde Harlov, kzlaryla kap nne kmak istemedi:
Tren bittikten sonra zerine sanki bir zn km, yz gene sararp solmutu.
kestirmi ya da ne adam olduunu son olarak gstermek istemi olacak ki, pencereyi
- Boyun emenizi istiyorum, boyun emenizi! diye bard, sonra pencereyi kapatt.
kyllere gre daha ok canllk gsteriyordu. (Aralarnda ksa basma entari giyen
tablosunda grlebilirdi. Bir de kaba uldan bir kaput giymi, yallktan artk
bsbtn km, yar kr bir adam vard. Anlattna gre, Potyomkin zamannda
kap nne kmak gereini duyan nianls Jitkov'u yava yava, ap kalm gibi
szd. Gzel, iri gzleri "Sen ne hakla burada duruyorsun?" der gibiydi. Herkesten
ellerini yle sevinle ayor, omuzlarn, "En sonunda istediime kavutum!" der
Tren bitti, yemek zaman yaklat iin komiserin az sulanmaya balad. "Bir
ovuturmaya balamt. Ama Martin Petrovi'in yemekten nce bir dua okuyup kutsal
su serpilmesini dnd anlald. Yal papaz, lime lime olmu srmal giysisini
giydi. Pek de canl olmayan diyakoz mutfaktan kt, eski bakr buhurdanl soluk
solua fledi. Dua treni balad. Harlov, durmadan oflayp pufluyordu; bedeni yere
dek eilmesini engelliyordu. Ama sa eliyle istavroz karyor, ban eerek sol
bile yaard. Jitkov, tam bir asker gibi elini niformasnn nc, drdnc
olduu iin bitiik odada kalmt. Avukat yle canla bala dua ediyor, Martin
Petrovi'in arkasnda yle ahlar oflar ekiyordu, dualarn o denli iten gelen bir
dindarlkla okuyor, gzlerini nndeki daa yle bir kaldryordu ki, ona bakarken
iime bir dindarlk duygusu geldi. Ben de can ve gnlden dua etmeye baladm. Bu
Kvitsinski bile gzlerini suyla slattlar. Bylece tren bittikten sonra Anna ile
Evlampiya, Martin Petrovi'in buyruu zerine, bir daha onun nnde eilerek
Hepimiz tka basa yedik. En sonra, sofralarda eksik olmayan Don arab geldi.
Hepimizden ok yol yordam bilen komiser, ayrca hkmet temsilcisiyle de kadeh
yrei cokuyla dolup tat; velinimetinin elini pmeye kotu. Harlov'un can
XIV
Yemein bandan beri durmadan ien Suvenir, birdenbire pancar gibi kpkrmz
sesiyle gld:
- Eliak, eliak, diye bard; ama bakalm kar stne rlplak atld zaman
Suvenir:
- Budala! Budala! dedi. Hangimizin budala olduunu Tanr bilir. Siz kardeimi,
Harlov:
- Susun, diye grledi. Sana yle bir vururum ki, ortada kymn bile kalmaz.
- Sen de sus, kpek encii. Seni ilgilendirmeyen ilere burnunu sokma. Ben Martin
Petrovi, byle bir bltrme senedi yapmaya karar verdim, bu kararm kim
sesiyle:
- Martin Petrovi, dedi, ya gerekten bu bey doruyu sylediyse? Siz byk bir ie
giritiniz. Ama Tanr saklasn, demeleri gereken minnet borcuna karlk ya size
Ben iki kzkardei yandan gizlice, yle bir szdm. Anna, gzlerini drt ap
avukata ineler gibi dikmiti. Yaammda bundan daha kt, daha ylanca, btn bu
kalkp azn at, ama bir trl sesi kmyordu... Birdenbire yumruunu masaya
yle bir indirdi ki, odada bulunan her ey grltyle yerinden oynad, ngrdad.
Anna, ivedi ivedi:
- Baba, dedi, bizi tanmyorlar, bunun iin de anlamyorlar. Siz de bou bouna
Harlov, Evlampiya'ya bir bakt. Yanndaki Jitkov, kendisini drtt ama, Evlampiya
- Teekkr ederim Anna kzm, dedi. Sen benim zeki kzmsn. Sana da, kocana da
gveniyorum.
Sltkin, bir daha vzldad; Jitkov gsn kabartt, hafife ayan yere vurdu.
szlerini srdrd:
- Siz beyefendi, Martin Harlov hakknda yargya varacak denli olmadnz daha.
Memursunuz ama, szleriniz pek sama. Aslnda i olup bitti. Kararmdan dnmem...
Hadi hoa kaln, ben gidiyorum, imdiden sonra burada ev sahibi deil, konuum.
Anna, artk ev sahibi sensin, beyleri istediin gibi arlarsn. Ben odama
Martin Petrovi bize arkasn dnd, bir sz sylemeden yava yava odadan kt.
sahibi hanm da ok gemeden ekildiler. Sltkin, bizi alkoymak iin bou bouna
O da:
- Ne yapaym, dedi, vicdanm syletti.
Komiser:
Bu srada papaz, lenin sona erdiini anlayarak ayaa kalkmt, ama gene de
birbiri ardnca bir eyler attrmaktan geri kalmyordu. Sltkin biraz serte:
syleyerek eve yalnz, yaya dnd. Onun yerine arabamza Jitkov oturdu. Emekli
binbann can pek skknd, durmadan bir hamambcei gibi byklarn oynatp
duruyordu.
Suvenir:
- Eee ekselans, diye kekeledi. Demek artk boyun eme filan kalmayacak. Hele durun,
siz daha neler greceksiniz. Size de gsterirler. Ah, siz zavall yavuklu, zavall
duruyordu.
Eve gelince her eyi anneme anlattm. O da beni sonuna kadar dinledi. Birka kez
ban sallad:
- Bunlar pek hayra alamet deil, dedi. Bu yeniliklerin hibiri houma gitmiyor.
XV
- Sen imdi, dedi, zgr bir adamsn. Sanrm byk bir yrek akl duyuyorsun.
Martin Petrovi:
- Evet hanmefendi, yrek akl, byk bir rahatlk duyuyorum, dedi. Ama yznn
Annem:
- Karncalanyor hanmefendi, hem size bir ey syleyeyim mi? Uykuya dalarken, biri
Annem:
Sonra dnk trenden sz at. Blme ilemi srasnda geen kimi eyleri
tlatt.
- Suvenir, bo laflar etti, diye ekledi, ama nemsizdi. Ciddi bir adam olmasna
Annem:
- Ah hanmefendi, sormayn, put kesildi. inde ruh denen bir ey yok mu acaba?
Ablas Anna, eh, her eyi gerektii gibi yapt. Zeki kzdr. Evlampiya ise hi...
Oysa niye saklamal, onu her zaman stn tutardm. Hi bana sevgisi yok mu acaba?
Her eyi onlara braktma gre, demek ki durumum kt. Demek ki artk bu dnyayla
ilgim olmadn anlyorum. O ise bir sz bile sylemeden put gibi duruyor. nmde
Annem:
- Dur, bekle hele. Onu evlendirelim de... Gavril Feduli onu yumuatr.
- Siz daha iyi bilirsiniz, ama unu syleyeyim ki, Evlampiya hk deyip benim
burnumdan dm. Huyumuz ayn. Kan Kazak kan, yrei de kor gibi scak!
Annem:
- E, syle bakalm Martin Petrovi, dedi, imdi ruhunu nasl kurtarmak istiyorsun?
Optina'ya gidersin; oras daha yakn. Hem de Makari Baba adl yle bir keii
varm ki, ondan daha azizi dnyaya gelmemi; insann btn gnahlarn hemen
okuyuverirmi.
- Gerekten iyilikbilmez bir kz karsa, onu kendi elimle ldrmek daha hayrl
olur!
Annem:
beni dinleseydin daha iyi ederdin. imdi boyuna kendi kendini yiyip duracaksn. Ne
ruhunu dnebilecein var, ne bir ey! Kendini yiyip bitirsen de artk i iten
Bu sitem galiba Harlov'a dokundu; her zamanki gururu bir dalga gibi kabard. yle
bir insan olduunuz iin size duygularn anlatmak istedim yalnzca. Ama Tanr
tanm olsun, (elini ba zerinde tutarak) dnya yklsa szm geri almam ya da
benim bir diyeceim yok. Tanr balasn. Byle, kafan patlatmaya ne gerek var!
Martin Petrovi zr diledi, bir iki kez iini ekti, sustu. Annem yeniden
- Evet, evet, gerekli; insann ruhunu dnmesi gerekli, diye karlk verdi, o
kadar.
ant imiti... Hem de, hereyden artk vazgetiine gre, artk neden kzacakt?
Annem esenleirken garip bir tavrla, dnceli, soran bir bakla ona bakyordu.
eline sktrd.
Annem:
- Bu ne? dedi.
Harlov, nceden belirledii yeri gstererek:
- Okuyun, dedi. Bana yle geliyor ki, ok gzel yazlm ama bir trl
anlatrsnz.
Harlov'un belirledii yerde u cmleler yazlyd: "lm, doada byk, nemli bir
itir. Uyduu yasalardan; elektrik gcnden bile daha hafif, daha ince, daha
etkileyici olan ruh, kimyasal olarak temizlenir; kendisine manevi bir yer buluncaya
Annem, bu paray birka kez okudu. "Pf" deyip dergiyi bir yana att.
teyzemin kyne gittik. Gze dek orada kaldk. Ancak eyll sonlarnda kymze
dndk.
XVI
Oradan dner dnmez hem uam, hem ba avcm olan Prokofiy, bana ilk haber olarak,
pek bol olduunu syledi. Yemee daha iki saat vard. Hemen tfeimi, antam,
kpeimi alarak Yeskovo ormancna kotum. Gerekten orada ok ulluk vard. Otuz
kez ate ettikten sonra be alt tane vurduk. Avcyla birlikte hzl hzl eve
dnerken, yolun kysnda ift sren bir kyl grdk. At durmutu. O da fkeli,
alamakl bir sesle svp sayyor; ipten bir dizginle atn bir yana att kafasn
kyasya ekiyordu. Hayvann kemikleri kmt, terli brleri krk gibi kalkp
iniyordu. Boynundaki yara izini grnce uzun yllar Martin Petrovi'e hizmet etmi
- Siz burada yokken dzenler deiti. imdi onlarda her ey Sltkin Bey'in elinde.
- O en sonra gelir. Yetecek kadar yemek bile verdikleri yok. Artk st yann sen
anla. Onu bsbtn perian ettiler. Bir gn tutup evden bile kovabilirler.
Byle bir devi evden kovma dncesini bir trl aklm almyordu. Sonra:
- Yok canm, eve bile brakmyorlar. Sana gereksinmemiz yok, defol buradan,
gensiniz. Ortada yle iler dnyor ki... Bak, bak, Dianka bir ey bulmu.
Gerekten kpek, yolu kesen hendein sonundaki birka mee fidannn yannda, put
gibi durmutu. Ona doru kotuk. Bir ulluk utu. kimiz de ate ettik, vuramadk.
Eve dndm zaman orba, masann stnde duruyordu. Annem bana kt. Serte:
- yle ha, dedi, daha ilk gnde kendini yemekte bekletiyorsun demek.
Vurduum kular, nne koydum. Bakmad bile. Odada Suvenir, Kvitsinski, Jitkov
vard. Emekli binba bir keye sinmi, cezal bir renciyi andryordu. Yznde
zaman zaman anneme yalvaran baklarla bakyor, ama gene de yemekten bir lokma bile
- Vikenti Osipi, dedi, ltfen yarn Martin Petrovi'i getirmek iin bir araba
gnderin. Artk kendi arabas olmadn rendim. Kesinlikle gelmesini, onu grmek
istediimi syleyin.
ekledi.
Jitkov hafif bir sesle:
- Doru, ite bu serseriye... diye sze balad, ama annem ona yle yksekten bir
- Bastne, dedi.
- Ne duruma dtn bir grseniz, insann akl almyor. Bana yle geliyor ki,
XVII
Suvenir'in dedii kt. Martin Petrovi, annemin arsn kabul etmedi. Annem
ayak diredi, ona bir mektup yollad. Martin Petrovi, karlk olarak kk bir
yok olup gideyim daha iyi. Teekkr ederim. Bana daha ok ikence etmeyin. Harlov
Martinko."
Sltkin geldi, yalnzca annemin "buyurduu" gnde deil, tam yirmi drt saat sonra.
Annem onu alma odasna almalarn syledi... Tanr bilir ne konutular, ama
konumalar uzun srmedi, yalnzca bir eyrek saat kadar konutular. Sltkin,
annemin odasndan yznde zehirli, acmasz, kstah bir anlatmla, kpkrmz
Herkesin iitecei bir sesle Bay Sltkin'in, bir daha ne nedenle olursa olsun asla
kardm, adam ettim. Her eyi bana borludur. imdi de, ilerine bou bouna
sonunda Tanr'nn kendisine bir sz sylemek frsatn verdiini sand. Ama azn
- Sen de adam msn sanki? Szde subay olacaksn, bir kz bile yola getiremedin!
Blk ynetmimi, hh! Bln senin buyruklarn nasl yerine getirdiini gzmn
nne getiriyorum da! Bir de kahyam olmak istiyordun ha! Ama ne de kahya olurdu
senden!
Masann ucunda oturan Kvitsinski, honut honut glmsedi. Zavall Jitkov ise
rtyordu. Yemekten sonra her zaman yapt gibi bir pipo tttrmek iin kap nne
knca bana o denli zavall, yle yalnz grnmt ki, hi sevmediim halde gene
evlendiinizi sanyordum.
Emekli binba yzn buruturarak beni szd. Her szn ayr ayr her harfine
- Zehirli bir ylan o! Bana da zehrini aktt. Btn umutlarm yok etti. Size
Bu kadar da...
- ekmekten baka yolu yok! dedi. ek koca asker, ek. ar'a candan bal olarak,
kusursuz hizmet ettim: kanm da esirgemedim. Karl buymu demek. - Ksa bir
Suvenir koa koa geldi, binbayla alay etmeye balad. Yanlarndan ayrldm. Ne
olursa olsun Martin Petrovi'i kendim gidip grmeye karar verdim. ocuk merakm
alabildiine canlanmt.
XVIII
ormanna yollandm. Pek gzel bir gnd. Bana yle geliyor ki, ancak Rusya'da eyll
aynda byle gnler olur. Sonsuz bir sessizlik iinde, insan, yz admdan bir
dallara arpa arpa, ar ar, yumuak ot stne rmek zere den krk bir
Ortasnda beyaz bir yuvarlac olan, ipek gibi hafif bir rmcek a, tfeime
gsteriyordu. Gne parlyordu, yalnzca yle tatl, yle solgundu ki, sanki ay
andryordu. nme ulluklar kyordu, ama bu kez pek aldr etmiyordum. Ormann,
hemen hemen Harlov'un evine, ta bahe itine dek uzandn biliyor, oraya doru
yol alyordum. Ama dorusunu sylemek gerekirse evin iine nasl gireceimi pek
bilmiyordum. Annemin yeni mlk sahiplerine bu denli kzd bir zamanda ieri
Olduka yakndan sesler iittim. Kulak kabarttm... Ormandan, tam bana doru
Sesler, tandm seslerdi. Artk seyreklemi olan fndk fidanlar arasnda mavi
bir kadn entarisi, yannda da koyu bir kaftan grnd. Biraz sonra ayrda, benden
fundala ekildi, Sltkin, biraz dnd, sonra bana yaklat. Yznde bundan drt
ay nce Harlov'un avlusunda atmn suluunu srte srte temizledii zaman grdm
gibi taze, ekici grnyordu. Yalnz daha erkeke, daha ciddiydi. apkasn
- Epey ulluk vurdunuz mu? diye sordu. Siz, ormanmzda avlanyorsunuz. Buyurun,
- Rica ederim, sizi kovmuyoruz. Buyurun, diyoruz. Evlampiya Martinovna da ayn eyi
Son zamanlarda daha da gzellemiti; sanki daha bym, daha gsterili olmutu.
asla dinlemek istemediler. Ben de Tanr'nn nnde olduu gibi sizin nnzde de
syleyeyim ki, bu ite hi sulu deilim. Martin Petrovi'e baka trl davranmak
ya! Yoksa ona gereken saygy gstermekte kusur etmiyoruz. sterseniz Evlampiya
Martinovna'ya sorun.
Evlampiya, hi kmldamadan duruyordu. Dudaklarnda her zamanki aa gren
- Ama dedim, Vladimir Vasilyevi, siz ne diye Martin Petrovi'in atn sattnz?
- Niin mi sattk? Aman efendim, ne ie yaryordu ki? Yalnzca bou bouna yem
yiyordu. Bir kylnn elindeyse gene i grr, toprak srer. Martin Petrovi, bir
yere gitmek aklna eserse, bizden at isteyebilir... Biz ona araba vermezlik de
sesle:
- Bir de u uak Maksimka konusu var, dedi, Martin Petrovi ne diye onu rak
verdiniz, diye tutturuyor. Ama kendiniz bir dnn, Martin Petrovi'in yannda
biri. imdi bir saracn yanna verdik. yi bir usta olur; hem kendisine yarar
olur, hem bize. Bizim kk iftlikte byle eylerin byk nemi vardr. Burada
Kendi kendime, "Bu adama da Martin Petrovi paavra diyordu," dedim. Sltkin'e
dndm:
- Kitap m? Okuyacak bir ey yok ki. Bir kitap vard, o da iyi ki yitti. Hem bu
yata okuyup da ne olacak?
Yeniden sordum:
- Hi... kim tra edecek! lk zamanlarda sakaln mumla yakyordu, ama imdi
Evlampiya, sabrszlanarak:
olsa her eyin bizim elimize getiini anlamas gerekirdi. Bir de kendisine
ayln vermediimiz iin una buna szlanyormu. Bizde de her zaman para olmuyor
ki! Burada her ey varken paray ne yapacak? Biz ona vallahi oul gibi bakyoruz.
Oturduu odalar bize nasl da gerekli, bilseniz! Ev iinde kmldayacak yer yok;
gene de ona brakyoruz. Nasl elendirelim diye dnyoruz bile. Ad gnnde ona
kk bir ngiliz zokas armaan ettim, oturup balk tutsun diye. Bizim glmzde
ne krmz balklar var. Bir iki saat otursa balk orbas hazr olur. Tam
Evlampiya nc kez:
Elinde tutup evirdii filizi uzaa frlatt. "Gidiyorum," dedi. Gzleri gzlerimle
karlat, "Gidiyorum," diye yineledi. Sonra fundaln arkasnda gzden yitti.
Sltkin:
- Martin Petrovi, kendisi de artk bize hak vermeye balad. Daha nce gerekten
alnyordu; kzyordu bile. Ama sonradan anlad. Bilirsiniz, fkeli, sert bir
adamdr. imdiyse yle uysal oldu ki! nk karnn bizde olduunu anlad. Aman
Tanrm, anneniz bana nasl saldrd... yle ya, eskiden Martin Petrovi
gelin grn. Frsat dke de annenize syleyin. Ben Natalya vanovna'ya minnet
- Ha, u Feduli denen serseriyi mi? Bizim ne iimize yaryabilirdi ki? Btn
- Hey, hey!
Sltkin:
- imdi, imdi, diye karlk verdi. Bana elini uzatt. stemeyerek de olsa elini
sktm.
- zninizi diliyorum. stediiniz kadar ulluk vurun. Uup geen bir ku, kimsenin
mal deil. Ama karnza tavan karsa dokunmayn. O, bizim avmzdr. Sizin
- Hey, hey!
XIX
Anmsyorum, tek bama kalnca hep unu dnyordum: Nasl oldu da Harlov bir
ki, birdenbire tam ayaklarmn altndan iri bir uluk kalkp kanatlarn byk bir
grltyle rpa rpa ormann iine dald. Nian aldm, ama tfeim ate almad.
ok canm skld. Ku pek gzeldi. Arayp bulmak iin ormana girdim. Utuu yere
doru ilerledim, iki yz adm gittikten sonra bir alanda, gzel bir kayn aacnn
altnda kuumu deil, gene bay Sltkin'i grdm. ki elini bann altna koymu,
sanrm otlar arasnda mantar aryordu. Zaman zaman elini uzatyor, hafif bir
sesle bir eyler mrldanyordu. Hemen durdum, kulak kabarttm. lk nce neler
sylediini anlayamadm. Ama biraz sonra eski bir halk trksnn u bilinen
dizelerini iittim:
Evlampiya:
Evlampiya:
Ben ormandan hzl hzl getim. Dar bir ayrdan getim, sonra kendimi Harlov'un
bahesinin nnde buldum. Grdm eyleri dnmeye zamanm yoktu.
XX
atm 'Ak arab' sz aklma geldi. it boyunca yrdm. Birka dakika sonra,
bir akkavan arkasndan (henz tek bir yapra bile dmemiti; yapraklar gnete
temiz, daha bakml grnd. Her yerde srekli, titiz bir bakmn izleri
- Grmedim... yok.
Kyl, szlerini uzata uzata, sanki olduu yeri gsteriyormu gibi bir sa elini,
- Martin Petrovi mi? dedi. Bendin kysnda oltasyla oturuyor. Balk m tutuyor,
Anna Martinovna:
- Peki, git, dedi. u tekerlei de kaldr. Gryorsun ya bouna durup duruyor
orada.
Kyl, koarcasna buyruu yerine getirmeye gitti, kadnsa birka dakika daha
sahanlkta durdu, hep ormana doru bakyordu. Sonra, elini gzda verir gibi
hafife sallad. Yava yava evine dnd. Kapnn arkasnda, buyurgan sesiyle:
Anna Martinovna, fkeli grnyordu. Aslnda pek ince olan dudaklarn her
her zamanki gibi ekiciydi. Bir iki kez zlen sa rgsn eliyle arkaya att,
XXI
grnrde yoktu. Bendin bir yan boyunca yrmeye baladm; sonunda bendin banda,
darmadankt, her yan skk bir kaftan giymi, ayaklarn altna alm, hi
kmldamadan kuru toprak zerinde oturuyordu. yle kprtsz duruyordu ki, iki
adm tesinde, kurumu amur stne konmu olan bir karabatak, yaklatm duyunca
kanat rparak slk ala ala su zerinde umaya balad. Demek ki epey zamandan
beri bu kuun yaknnda kimse kmldamyor, onu korkutmuyordu. Harlov'un oturuu
yle garipti ki, kpeim onu grnce durdu, kuyruunu bacaklar arasna alp
hrlamaya balad. Harlov, ban hafife evirdi, yabanl gzlerini bir bana, bir
ucu suya dokunuyordu. Yreime bir yumruk tkanm gibiydi. Ama cesaretimi
toplayarak yanna yaklap selam verdim. Sanki uykudan uyanan bir adam gibi
gzlerini ap bakt.
- Evet, balk dedi. Oltay yukar ekti. Oltann ucunda bir iki metrelik bir ip
Ben hemen:
- Zokanz kopmu, dedim. Martin Petrovi'in yannda ne balk koyacak bir kap, ne de
Martin Petrovi:
- Varsn kopsun!
Yeniden oltay suya att. Bir iki dakika bir sessizlik oldu. Onu akn akn
szyordum.
- ok iyidir, diye yant verdim. Ama gelmemenize ok can skld. arsn kabul
etmeyeceinizi hi ummuyordu.
- Nereye?
- Oraya, yurtlua gitmedin mi? Git oraya. Burada yaplacak bir i yok. Git. Benimle
Yalnzca benim babam... Onu nasl da sayardm. Zamane ocuklar gibi deil. Babam
byle ite.
- Sen burada durma, oraya git, dedi. Orada iler imdi tkrnda. Volodka... (Sesi
ksld.) Her ey elinden gelir onun. Yaman adam, hem de keratann biri!
- Bilirsin ya, benim kzlarm vard. Onlar da pek becerikli ktlar. Ben artk
evreme bakarak kendi kendime, "Amma da rahat ediyor ha!" diye dndm. Sonra
yksek sesle:
- Git!
Harlov yeniden ban edi. Bana yle geldi ki kararm, sanki toprakla rtlm
- Vallahi gelin, diye srdrdm, ne diye burada oturup kendi kendinize ile
dolduruyorsunuz?
- Ben her eyi biliyorum, Martin Petrovi, her eyi; gveyinizin, kzlarnzn da
Harlov, hep susuyordu. Yalnzca oltasn drmt. Bense kendimi o anda nasl da
Geri bir ey diyemem. Bizim zamanmzda binde bir raslanr bir ey. Ama kzlarnz
byle iyilikbilmez olunca sizin de onlar hie saymanz gerekir. Cannz skmayn,
- Kes! diye mrldand. stme dikilen gzleri korkun bir alevle parlad... Git
buradan!
Harlov'un sesi, gsnden bir aslan kkremesi gibi kyordu, ama gene ban
Ben "Belki de delirmi!" diye dndm. Ona daha byk bir dikkatle baktm.
diye!
Birdenbire bir yaban domuzu gibi dilerini gcrdatarak vcudunu yana att.
o da korkmutu. Eve geldikten sonra, elbette ki anneme grdklerimi bir tek szle
uursuz adam, anlattklarm dinledikten sonra yle sevindi, yle zplamaya, katla
- Ah, byk "Sive Harlos" budalasnn batakla girip oturduunu bir grsem...
diyordu.
Jitkov'a anlatt. O da ie baka trl bakt, "Polise haber vermeli, belki de bir
XXII
avluya, daha tedeki yola bakyordum. Hava, be gnden beri pek kt gidiyordu. Ava
gitmeyi dnmek bile samayd. Canl olan ne varsa bir yere saklanmt. Sereler
bile susmu, ulluklarsa oktan ortadan yitmilerdi. Rzgr ara sra bouk bouk
kesi kalmam olan bask gkyz, kirli beyaz renkten, insana korku veren kuruni
renge geiyordu. Hi arasz yaan yamur, birdenbire daha iri damlalarrla yan yan,
yapraklarn dkmler, kuruni bir renk almlard. zerlerinde hemen hemen bir
ey kalmamt; ama rzgr, onlar durup durup yine sarsmaya balyordu. Her yanda,
bir amur vard. Oda iinde, giysi altnda bile souk iliklerimize iliyordu. nsan
istemeye istemeye bir rperme geiriyor, iinde bir burkulma duyuyordu. Ama bu
duygu, znt deildi. nsana yle geliyordu ki, artk dnyada bir daha ne gne,
karanlk bast; mavi bir karanlk; oysa saat, ancak leyi gsteriyordu. Bana yle
geldi ki, bir ay avlumuzdan, d kapmzdan sahanla dein koarak geti. Ama bu
ay, drt ayakl deil, arka ayaklar stne kalkm bir ayyd. Gzlerime
koptu. Belki de hi beklenmeyen, korkun bir ey eve dalmt. Bir karklk, bir
koumadr balad...
frlayan o dev, diz km duruyor, lecek gibi "Ah! Oh!" ekiyordu. Bu korkun dev
kimdi? Harlov'du! Yanna yaklatm. Yzn deil, ama ban tandm. ki eliyle
su kaynamas gibi bir fokurtu iitiliyordu. Btn bu amurlu, kara ynda yalnzca
kii aklma geldi. Gerekten bataklklar arasnda zerine atlan daha gl bir
hayvandan kam olan, tufandan nceki bir hayvann, sanrm byle bir grn
- Bu amur iinde. Adama benzeyen halin yok. nsanlktan kmsn. Bir yere otur
hi olmazsa.
Ba uaa dnerek:
Bauak eliyle, bu boya giysi mi uyar, der gibi birtakm iaretler yapt:
Harlov birdenbire:
stavroz kard:
kestiremiyorlard.
Bauak, byk bir battaniyeyle geldi, o da aknlk iinde durdu. Suvenir, kap
arkasndan grnp kayboldu.
- Martin Petrovi, ayaa kalk! Otur uraya! Her eyi srayla anlat bana, dedi.
Harlov, ayaa kalkt... Bauak ona yardm etmek istedi, ama yalnzca elini
kirletti, parmaklarn silkerek kapya doru kotu. Harlov, saa sola yalpalaya
XXIII
Gzlerinin saa sola kaymas beni yeniden kaygya drd. - Size her eyi olduu
- Ah, suum bu deil hanmefendi, suum hep gururumda. Beni bitiren ey,
Buhtunnasr'da (*) olduu gibi, gururdur. Kendi kendime, "Tanr bana herkes gibi
akl verdi," diye dnyordum. Bir eye karar verdim mi, olmal. Bir de buna lm
korkusunu katn... bsbtn yolumu ardm. imden, bari son olarak kendi gcm
(Harlov birdenbire rperdi.) Beni pis bir kpek gibi evden kovdular. te buymu
vermediler; yani her bakmdan kolumu kanadm krdlar. Her eye katlandm. Oof of!
Bu da gene gururumdan. Azl dmanlarmn, "Bak ite budala moruk, bin piman"
ekmitiniz. nsan kendi dirseini sramaz, demitiniz. Bunun iin uzun zaman
katlandm... Ama bugn odama girdim, bir de ne greyim, odam almlar. Yatam
sandk odasna atmlar. "Orada yatabilirsin, acdmz iin seni tutuyoruz, oda
ev ilerinde gerekli," diyorlar. Hem bana bunlar syleyen kim, biliyor musunuz?
verdim, t verdim; nlerinde eildim bile; ite byle eildim... (Harlov nasl
kendime her eyi krp dkeyim, bir zerre bile kalmasn ortalkta, diyordum. Ders
olsun onlara, diyordum. Ama sonra boyun edim. Alnmn kara yazs, dedim. Artk
lme hazrlanmalym, dedim. Ama birdenbire bugn beni bir kpek gibi kovdular!
Hem bunu yapan kim? Volodka! Kzlarm iin sormutunuz. Onlarda g kalmad ki!
Annem, at kald:
- Anna iin sylediinize aklm erer. Ne de olsa kars. Ama br, nasl olur?..
yzden de askerinizi kabul etmedi. Volodka'nn buyruuyla! Anna, doal olarak, buna
Anneciim, biraz kaygyla bana bakt. Ben, odadan bsbtn karmasnlar diye nlem
Annem:
- Eski evlatlmn sana byle aclar ektirmesi, byle kt bir adam kmas, beni
hanmefendi! Onlara varm youmu verdim! Vicdanm da beni rahat brakmyor. Bendin
kysnda oturup balk tutarken neler dnmedim. Kendi kendime yle diyordum,
"Hi olmazsa, bir kimseye bile bir yararn dokunsayd; yoksullara el uzatsaydn.
seni boacak!" Siz onlarn durumunu asl imdi grn. Geri benim zamanmda da
derin bir uurumdaydlar. Ama bugn uurumun dibi de grnmyor. Btn bu gnahlar
Annem:
- Volodkanz bana artk odamda oturamayacam syledi. O oda ki, her kiriini
kendi elimle koymutum. Bu szleri iitince iimden neler geti, bir Tanr bilir.
Bam dnd. Yreime sanki bir haner saplanmt... Ya onu ldrmeli, ya evden
baka kimsem yok ki! Darda yamur, amur, belki yirmi kez dtm. imdi de bu
klkla...
Harlov kendisine bir bakt. Kalkmaya savar gibi sandalyesinde bir davrand.
Annem ivedilikle:
Harlov zntyle:
- Ah, hanmefendi, dedi, Natalya vanovna, nasl uyurum. Kafama sanki bin bir eki
Annem, direnerek:
- Yat, uyu, dedi. Sonra ay ier, gene konuuruz. Kendini salverme, eski dost!
Seni kendi evinden kovdularsa, benim evimde her zaman bir snak bulursun.
- Elimden geldiince sana yardma hazrm, Martin Petrovi. Ama bundan sonra beni
Ama bunlar sonra konuuruz. imdilik kendine ekidzen ver. Hele bir yat uyu.
- Martin Petrovi'i rahmetli beyefendinin yeil odasna gtr. Bir dedii iki
- Bastne.
- Bir de uyanr uyanmaz, terzi lsn alsn. Sakaln da kesmeli. Ama imdi
dursun, sonra...
Bauak:
Harlov, ayaa kalkt. Anneme bir bakt, yaklamak istedi. Sonra durdu, yerlere dek
eilerek selam verdi; kutsal tasvir nnde kez istavroz kard. Uan ardndan
XXIV
Bauak, Harlov'u yeil odaya gtrd. Yatak takmlar olmad iin hemen
amarcya kotu. Sofada karmza kan Suvenir, bizimle birlikte odaya girdi.
tutarak:
- Hey Sive Harlov, diye vzldad. nl Harlov soyunun kurucusu. Torununa bak,
nasl buluyorsun? Onu tanyabildin mi? Ha, ha, ha! Ekselans, elinizi verin de
- Bana snt, haylaz, diyordun! "Senin yatan, yerin yurdun yok!" diyordun.
imdi sen de bak benim gibi bir snt oldun. Artk Martin Petrovi de bir,
serseri Suvenir de bir. Sen de benim gibi el eline bakacaksn! Bir kpein koklayp
bir yanda brakt kuru ekmek kabuunu alp nne atarlar, hadi ye bakalm derler!
- Martin Harlov, byk soylu! Ne kurumlanrd. fff... Var m bana yan bakan,
derdin. Fazla aklllk edip iftliini pay etmeye kalktn zaman da ne kadar
niin unuttun? Bana niin bir ey ayrmadn? Belki ben tekilerden daha hayrl
sylemiim.
denli slak olduunu duyuyor, birinin gelip giysinin karmasn bekliyordu. Ama
marifet deil. Sizin yaptnz bu; ama bir kz, yere ayak vurup stne yrd m
dn patlar...
Harlov, Suvenir'e yle yan yan bir bakt. O ana dek, sanki onun varln bile
ayrmsamamt. Yalnzca benim haykrm dikkatini ekmiti:
- Dikkat et karde, diye bouk bouk homurdand. Bana bir bela gelmesin!
imdi o gklere kardnz ocanz? Hep "Benim ocam var, senin yok," der
dururdun. "Bu benim aile ocam," derdin. (Suvenir nerden de bu ocak szn
kard!)
dnyordu. Bauakla amarc hl gelmemiti! ime byk bir korku dt. Annem
konuurken yava yava rahatlayan, sonuna doru yatp tmyle boyun een
Kulann alt birden ier gibi oldu. Parmaklar kmldamaya, gzleri amurlu
- Evet sayn kardeim, dedi. Bak imdi sizinle birlikte ne durumlara dtk!
bile yapmak elinizden gelmedi. Siz Vladimir Vasilyevi'le boy lecek adam
deilsiniz ki aslnda! Hem de ona "Volodka!" derdiniz. Sizin iin Volodka olur mu
kim oluyorsun?
- Ocak m diyorsun! dedi. len mi, diyorsun! Yok, onlara ilenmeyeceim! len
onlara vz gelir! Ama ykacam ocaklarn! Benim ocam olmad gibi onlarn da
Donakaldm. Hi byle lsz bir fke grmemitim. Karmda duran bir insan deil,
yabanl, yrtc bir hayvand! Donakaldm. Suvenir ise korkusundan masann altna
saklanmt.
Harlov son olarak, "Evleri olmayacak!" diye bard. Odaya giren bauakla
amarc kadn devirircesine iterek evden dar frlad... Avludan bir top gibi
XXV
Annem fkeyle:
Onu kovdu, sonra zili ald, Kvitsinski'yi ard, arabayla Yeskovo'ya gitmesini,
"Onu almadan gelmeyin!" diye bitirdi. Ask yzl Kvitsinski, sessizce ban edi;
Odama dndm, yeniden pencere nne oturdum. Olup bitenleri uzun zaman dndm.
kmt, bunu bir trl anlayamyordum. Kimi zaman kk grnen bir insann
azndan kt zaman bile bo bir sitemde nasl da dayanlmaz bir aclk olduunu
henz bilmiyordum... Suvenir'in azndan kan pek tiksindii Sltkin ad, barut
iine den bir kvlcm olmutu. Harlov'un aryan yeri bu son ineye dayanamad.
Aradan bir saat getikten sonra arabamz avluya girdi. Ama iinde yalnz kahyamz
- Hibir ey olmad.
- Nasl? Nasl?
- Yeni evinin damna km, ykyor. imdiden otuz krk bedavra tahtasyla drt
- Evet, dediim gibi. atnn stnde dolayor, sanda solunda neye raslarsa
hepsini ykyor. Bilirsiniz ya, insanst bir gc vardr onun! Ama unutmamal ki,
dam da pek salam deil. Lata tahtalar arasnda boluklar var, tablal ivilerle
aklm.
Annem, gerekten byle mi, der gibi bana bakt. "Lata tahtalar, tablal iviler"
- Size danmaya geldim; yanma adam almadan bir ey yapmaya olanak yok. Oradaki
- Ya kzlar ne yapyor?
- Kzlarnn da bir ey yapabildikleri yok, barp aryorlar, oradan oraya
- Sltkin de orada m?
Annem:
Yemee gelen Jitkov da armt. Gene blk sz etti ama doru drst hibir ey
salk veremedi. Yalnzca boyun eme, ballk okunan gzlerle anneme bakyordu.
alacan syledi...
- Evet, evet, bir eyler yapn azizim Vikentiy Osipi, dedi. Yalnz ne olur, abuk
- Yalnz hanmefendi, nce unu aklamama izin verin, sonucu yzde yz kestiremem,
uram sayyor.
Annem:
- Evet, evet, diye balad, btn bunlar hep u pis Suvenir yznden; bu
alp gidin!
- Olabildiince ok urgan, yangn engeli aln bakahya, diye mrldand. Varsa bir
- Ltfen, bana ders vermeyin, sayn bay, dedi. Siz olmadan da ne yapacam
bilirim.
- Hayr, hayr, sen kal burada. Vikentiy Osipi iini kendi bana grsn. Haydi
XXVI
Yamur dinmiti, ama rzgr daha byk bir hzla yzme doru esiyordu. Yolun
Ben de ite bak, Harlov'un kendi izinden kouyorum. Byle bir eyi insan lse gene
gremez!
Ben, fkeyle:
Atma atladm. Drtnala koturdum. Ama yorulmak bilmeyen Suvenir, arkada kalmyor,
gene o uzun it ve evin evresindeki stler grnd... Ben ana kapya yaklatm.
nip atm baladm ve aknlmdan donakaldm. Yeni evin damnn te biri, orta
katn da, ancak iskeleti kalmt. Yerde, evin iki yanndan latalar, dkntler,
pek salam deildi. Ama ne de olsa Harlov'un grd i, inanlmaz bir eydi. Kara
kuruni bir kitle, atnn stnde, yrd yerden toz toprak kaldrarak hzl
hzl, ama hantal hantal kmldyor, kh yaplan bacay sarsyor (teki baca
grnd. Ba, srt, omuzlar, tpk ayy andryordu. Birbirinden ayr, btn
tabanyla basan ayaklar da ay ayana benziyordu. Sert bir rzgr, drt bir
toplanmt. Tandm yal papaz, teki evin sahanlnda apkasz duruyor, tun
ha iki eliyle tutmu, sanki Harlov'a gstermek ister gibi sessizce, umutsuzca
dik dik bakyordu. Anna, ban pencereden uzatyor, sonra ekiliyor, bir avluya
frlyor, bir eve dnyordu. Sltkin'in yz kl gibiydi; eski bir hrka giymi,
banda takke, elinde tfek, bir teye bir beriye ksa admlarla kouyordu. Bu
veriyor, nian alyor, sonra tfeini omzuna asyor, yeniden nian alyor, barp
- Bakn, bakn buraya, neler oluyor, diye inledi. ldrd, bsbtn ldrd.
Yaptklarna bakn! Polise adam gnderdim, ama ne gelen var, ne giden! stne ate
etsem bana yasa ceza veremez. nk kendi mlkn savunmak her insann hakkdr.
Yukardan uzun bir tahta utu. Havada bir iki kez dndkten sonra tam Sltkin'in
ayaklarnn ucuna dt. Sltkin, arkaya srad. Harlov ise kahkahay bast. Biri
arkamda "Tanrm!" diye mrldand. Arkama baktm, Suvenir'di. imden, "Ha," dedim
Kyl, bir iki adm ilerledi, sonra ban arkaya att, elini sallad:
- Ey, siz! Beyefendi! diye bard; biraz yerinde sayd, bir daha dnd. Sltkin,
Kyller:
- Merdiven olsa bile kmay kim gze alabilir, dedi. Hangi budala kar? Bir anda
boynumuzu koparverir.
tekiler:
Bana yle geldi ki, tehlike olmasa da kyller, yeni efendilerinin buyruunu gene
Tam bu srada son baca da byk bir grltyle devrildi. O anda ykselen sar toz
bulutu iinde Harlov, keskin bir sevin lyla dnd, kanl ellerini ge
uzatt.
Sltkin, ona bir daha nian ald, ama Evlampiya onun dirseini itti. Sltkin,
Evlampiya da:
Sltkin, fkeli fkeli gs geirdi. Evlampiya, ona gene dik dik bakt. Harlov,
damn stnden:
- Oo, merhaba, merhaba sevgili kzm, merhaba Evlampiya Martinovna, dedi. Eee,
Yznde gzle grnr, garip bir glmseme belirdi. Bu glmseme, duru, neeli bir
glmsemeydi; byle olduu iin de daha korkun, daha hoa gitmez grnyordu. Uzun
zaman sonra, ayn glmsemeyi aslmak zere olan bir adamn yznde grmtm.
Evlampiya:
- Yeter beybaba, dedi, in aa! (Evlampiya "baba" demiyordu.) Biz suluyuz. Sana
her eyi geri vereceiz. Yalnz in aa.
- Bana deni sana vereceim, hepsini vereceim. Yalnz brak, in, beybaba, bizi
- iten geti yavrum, geti artk, diye sze balad; her sz tun gibi
nlyordu:
bakma imdi. Ben yok olmu bir adamm. yisi mi, Volodka'ya bak! Baksana
gzelliine diyecek yok, dorusu! Ya ylan kzkardeine ne dersin? Bak nasl tilki
yzn pencereden karyor, nasl kocasn kkrtyor. Hayr beyler, beni her
kendi elimle ykacam, hem de yalnz ellerimle! Bakn, balta bile almadm.
Evlampiya gene:
- Brak artk, beybaba, brak artk, diyordu. Sesinde esiz bir sevecenlik vard:
- Gemii unut, bana inan, bana... Bana her zaman inanrdn. n, in artk aa,
odama gel, benim yumuack yatama gel. Seni kurutacam, stacam, yaralarn
saracam. Bak ellerin yara bere iinde. Benim yanmda cennette gibi yaayacaksn.
- Ya, syle, syle kzm. nandm m, sanyorsun? Yama yok! imdeki gven
duygusunu ldrdnz, her eyimi ldrdnz. Bir kartal gibiydim. Sizin gznzde
bcek gibi oldum. Siz bu bcei de ezdiniz. Yeter artk. Seni seviyordum, kendin de
biliyorsun. Ama artk benim kzm deilsin. Ben de senin baban deilim. Ben yok
- Ate etsene, yalanc pehlivan! Ne diye yalnzca nian alyorsun? Yoksa yasay m
dndn? Harlov, her szn tarta tarta, yasa maddesini syledi: "Ba alan
isteyebilir." Ha, ha, ha! Korkma yasac herif, hibir eyi isteyecek deilim... Her
- Sus!
Suvenir, kekeleyerek:
Harlov:
- Sus kanck kpek, diye bard. Suvenir'e bakmad bile. Yalnzca onun olduu yana
doru tkrd.
XXVII
gcyle:
- Vay gidi vay! Ordu, ite ordu geldi! Bana kar btn bir ordu gnderiyorlar. Ama
imdiden syleyeyim ki, buraya, dama kim gelirse onu hemen tepesi aa atarm. Ben
ki eliyle "saak aya" denen iki n at kiriini tutup var gcyle sallamaya
balad. Damn kysnda duruyor, kirileri sanki kendisiyle birlikte stne doru
olmamasn" rica etti. Dnd plan uygulamaa koyuldu. Kendisi evin nnde
durdu. Dikkatini o yana ekmek iin Harlov'a dnd, yapt iin soylulara pek
evin arkasna gnderdi. Onlar da oradan dama kacaklard. Ama bu saldrma plann,
Harlov sezmiti. Birdenbire at kirilerini brakt. Ara katn arka blmne doru
kotu. Grn yle korkuntu ki ara kata kabilen iki seyis su borusuna
dnerek gene arksn tutturdu; eski iine koyuldu. Birdenbire durdu. Dikkatle
uzaa bakt:
glmseyerek dilerini gsterdi, ne doru yrd. Ustas olan sara, belki de onu
- Bana bak, buraya gel Maksimuka, benim sadk uam. k buraya, k yanma. Bu
Maksimka hep glmseyerek hemen dama trmanmaya balamt ki, onu tutup geri
ektiler. Bunu niin yaptklarn Tanr bilir; belki de bakalarna rnek olsun
- Vikenti Osipi, dedi, izin buyurun da ate edeyim; elbette korkutmak iin daha
grltyle dt, artk yukarda tutunacak yer bulamayan Harlov da btn arlyla
Herkes, Harlov'a doru kotu. zerinden kirileri kaldrp attlar, onu srt st
evirdiler; yznde kprt yoktu. Aznda kan grnyordu. Soluk almyordu. Yanma
yaklaan kyller:
- Ruhunu teslim ediyor, diye mrldandlar; kuyuya doru kotular, bir kova su
ekip Harlov'un bana dktler; amurlar, tozlar yznden syrld, ama canszl
sryordu. Bir peykeyi srkleye srkleye getirip ta evin dibine koydular, byk
uzatt; eski efendisinin elini, biraz da yapmack bir tavrla tuttu. lm gibi
solgun yzl Evlampiya, babasnn tam nnde durdu, iri gzlerini ona dikti. Anna
Sonunda Harlov'un grtlandan, suda boulmaya balayan adam gibi kesik kesik
destekliyordu.) Sa gzn at, yava yava, sanki korkun sarho olmu bir adam
Birdenbire azndan kan boand, btn vcudu rperdi... "Bu son artk!" diye
dndm. Ama Harlov, gene sa gzn at. (Sol gz kapa, bir lnn gz kapa
gibi hi kmldamyordu.) Evlampiya'ya dikerek g iitilir bir sesle:
ard. Yal papaz, zayf dizleri darack cppesine dolaa dolaa yaklat. Ama
biimde rperdi, deiti. Maksimka, istavroz karmaya balad... Beni bir korkudur
ald. Kapya doru kotum. Arkama bakmadan, kap kanadna dayandm. Bir dakika
sonra arkamda azdan aza mrldanmalar iitildi. Anladm ki, Martin Petrovi,
XXIX
Atma binmi eve dnyordum; yolda, lrken kzna acaba ne sylemek istemiti;
dnyordum. Yamur yeniden balamt, ama ben yava yava ilerliyor, daha bir
ile gelen arabalarn birinde yer bulmutu. Geri o zaman daha gen, havaiydim, ama
Evet, armtm, ama gene de ocuk bakm, birok eyin ayrmna varmt.
Sltkin, ivedi ivedi sanki alnm bir eya gibi, gizlice tfeini bir yana
atmt; herkes ona ve karsna birdenbire aa gren baklarla bakmaya
daha az olmamakla birlikte, ona bu gzle bakan yoktu. len babasnn ayana
kapand zaman, az da olsa acma duygusu bile uyandrmt. Ama yine de, herkes
onu da sulu sayyordu. Koca kafal, kr sal, sakall bir kyl, eski bir bilge
Bu "hakszlk" sz, herkese kar klmaz bir yarg olarak kabul edilmi,
Sltkin'in eskisi gibi buyurmay gze alamadn grmtm. Ona bir ey sormadan
cesedi kaldrmlar, eve gtrmlerdi. Papaz bir ey sormadan, gerekli olan eyler
iin kiliseye gitti. Muhtar da, kente haber gndermek zere kye kotu. Anna
sylerken, her zamanki buyurgan tavrn brakmt; szleri daha ok bir ricaya
benziyordu. Ona da kabaca karlk verildi. Hep "acaba kzna ne sylemek istedi?"
kiliseye gitmedi, dedii gibi: "Orada iki alak kadnla u aalk ft" grmek
Bylece gzden dmek, Suvenir'e pek ar gelmiti. Her zaman annemin bulunduu
duruyordu.
Bana yle geldi ki, kilisedeki cenaze treni srasnda, Sltkin yeniden eski
tavrlarna dnmt. Saa sola eskisi gibi kouyor, buyruklar veriyor, para
cebinden kmad halde bir kapik bile fazla harcanmamasna dikkat ediyordu.
Annemin armaan ettii yeni bir ceketi giymi olan Maksimka, koroda yle yksek
olarak, yas giysisi giymilerdi; ama ikisi de, sanki daha ok, zgn deil de
utanm gibi grnyorlard. Anna, kendi halinde, tvbe etmi bir tavr taknmt,
ama, gene de kendini alamaya zorlamyor, yalnzca gzel, kuru eliyle salarn,
genel, o kar klmaz yarg, imdi de, bana yle geliyordu ki, kilisedeki btn
durgun, sanki daha ilgisizdi. Sanki oradaki btn insanlar Harlov ailesinin dt
o byk gnah iin verilecek yargy, artk o tek byk Yarg'n eline
dahas, korkulan rahmetlinin ruhu iin can ve gnlden dua ediyorlard; lm, pek
de anszn gelmiti. Kilisenin avlusunda bir kyl tekine:
Birinci kyl, o yarg szn, "Hakszlk ettiler!" szn yineledi. teki kyller
Kyl:
mezarn banda kendini yitirmi gibi duruyordu. Sanki iini ar bir dnce
kaplamt. Kendisiyle birka kez konumak isteyen Sltkin'le, daha nce Jitkov'la
mlkn kzkardeiyle enitesine brakarak, bir daha dnmemek zere baba ocandan
ayrld haberi yayld. Annem "Anna, kocasn kurtard sanrm!" diye sylendi.
Pike oynad Jitkov'a (artk masada Suvenir'in yerini almt) dnerek ekledi:
"Yalnz seninle benim ellerimiz pek beceriksiz!" diye sylendi. Jitkov, kocaman
penelerine zgn zgn bakt. Sanki "Bu eller mi beceriksiz?" diye dnyordu.
ok gemeden Moskova'ya gidip yerletik, aradan uzun yllar getikten sonra Martin
XXX
Evet, onlar yeniden grdm. Anna Martinovna'ya pek doal bir durumda rasladm.
iinde bir yargya varmak zere birka komuyla birlikte dul Anna Sltkin'in evine
gitmek iin arldm. Dorusunu syleyeyim, annemin "ftk" dedii kara erik
gzl herifin lm olduu haberi, bana hi dokunmad. Ama dul karsn grmek
ilgimi ekiyordu. Blgede onun yaman bir iftlik sahibi olduu syleniyordu.
Gerekten btn iftlik, oturma evi, br eklenti yaplar, yurtluk, (elimde olmadan
boyanmt da; Anna Martinovna, sanki bir Alman kadnyd. Tabii, yalanmt;
ancak beni bir zamanlar o denli heyecanlandran, o kendisine gre kuru ve yabanl
dosta deilse de (bu szck ona hi yakmyor) incelikle kabul etti. Beni, o
korkun olayn tann grnce kln bile kprdatmad. Sanki azna su alm da
de kocasndan sz at.
kisi de gzel, yakkl, tatl yzl, kara gzlerinden sevin ve sevgi okunan iki
kz vard; bir de olu... Olan biraz babasna benziyordu ama gene de pek ho bir
hi kimse onun gibi karlarn dnmyor, haklarn onun gibi kandrc bir dille
ortaya atmyor, gl bir biimde savunamyordu. le ilgili btn yasalar;
bakanlk genelgelerini bile pek iyi biliyordu. Hafif, tatl bir sesle konuuyor,
azndan kan her sz amacna ulayordu. Sonunda, btn isteklerini kabul ettik.
yle uzlamalara yanatk ki, kendimiz de sonradan atk kaldk. Dnte kimi
balarn sallyorlard. Biri, "Amma da cin fikirli kadn ha!" diyordu. Baka bir
iftlik sahibi szlerinde daha az incelikli davranarak, "Yaman bir dzenbaz! Yata
yumuak yapar, ama zerine yatmak zor olur," diye homurdanyor; bir ncs de,
"Hem de ne pinti!" diyordu, "Bize yalnzca biraz havyarla, birer kadeh votka ikram
etti. Olur ey deil!" O ana dek susan bir iftlik sahibi, birdenbire, "Bu kadndan
buna pek atm. Beni daha ok artan baka bir nokta da uydu: Anna Martinovna
iin sylenen hoa gitmeyen szlere karn, herkes, byk iftlik sahipleri bile
ona biraz sayg duyuyordu. Hakem, biraz cokuya kapld: "Onu tahta geirin, bir
Semiramis olur, ikinci bir Katerina olur. ilerinin boyun eii, rnek bir boyun
Semiramis'le ikinci Katerina'y bir yana brakalm, ama Anna Martinovna'nn pek
rahat bir yaam srd kukusuzdu. Kendisinden, ailesinden, btn yaayndan hem
bir gnl rahatl, hem de bir ruh salaml havas esiyordu. Bu mutluluun ne
kadarn hak etmiti? Bu da baka bir soru. Hem bu gibi sorular genlikte ortaya
atlr. yi, kt, dnyada olan her ey, insann yapt ilere gre deil, bir
takm bilinmez, ama gene de mantkl yasalara gre oluyor. Ama bu yasalarn ne
olduunu anlatmaya kalkacak deilim. Yalnzca bana yle geliyor ki, kimi zaman bu
XXXI
ayrldktan sonra, ondan hibir haber alnamad; belki de oktan beri gklerde
yayordur," dedi. Hakemimiz byle syledi, ama ben Evlampiya'y grdme yzde
yaknlarnda, orta halli insanlarn pek iyi bildii Murino adl kk bir yazlkta
avlanmaya giderdim. Orta tabakadan Vikulov adl bir arkadam vard. Olduka zeki,
ho bir ocuktu. Ama kendisinin de syledii gibi yaamda "pimi" bir adamd.
yalnzca avla araptan holanyordu. Bir kez Murino'ya dnerken, iki yolun
kavanda, yksek bir duvarla evrili, tek bana duran bir evin nnden
geiyorduk. Bu evi ilk kez grmyordum. Her grmde bende bir merak uyanrd.
Burada gizemli, kapal, i karartc bir ey vard; bir tutukevini, bir sayrevini
andryordu. Yoldan, yalnzca koyu bir renkle boyal dimdik dam grnyordu. Btn
duvarda bir tek kaps vard. Hi almamasya kapanm gibi grnyor, ierden
hibir ses iitilmiyordu. Gene de, iinde insan yaad belliydi. nk evin
bombo bir grnm yoktu. Tersine her ey o denli salam, o denli temelliydi ki,
sanki bir saldrya kar koymaya hazrlanm gibiydi. Arkadama "Buras kale mi?"
diye sordum. Vikulov, anlaml anlaml gz krpt, "Garip bir yap, deil mi?
- Nasl i bu?
- ittim.
- Kadn m?
- Ne diyorsunuz?
- Dediim gibi. Hem o kadar sertmi, yle buyruklar veriyormu ki... Elinden
binlerce ruble geermi. Btn bu Tanr annelerini bir elime geirsem... Neyse,
brakalm bu konuyu.
Vikulov, kpei Pegaka'y ard. Pegaka, yaman bir kpekti. Dehetli koku
Onun szleri kafamda yer etti. Gizemli evin nnden gemek iin, kimi zaman bile
bile yolumdan saptm olurdu. Bir gn evin avlu kapsnn nnden geiyordum;
garip deil mi, anahtarn kapda gcrdadn iittim, sonra kap kanatlar yava
yava ald, byk bir at kafas grnd. Altn yeleleri yukarya doru
balanmt. At cambazlaryla at yetitirenlerin kulland hafif bir araba yola
kt. Arabann maroken yast zerinde, benden tarafta, otuz yalarnda bir erkek
oturuyordu. Pek yakkl, pek gsterili bir adamd. Tertemiz, ksack bir kaftan
giymiti, yalnzca alnnn stnden aa sarkan siyah kasketi deil, her eyi
kl yutmu gibi dimdik bir kadn oturuyordu. Deerli, siyah bir alla ban
rtmt. Zeytin renginde ksa bir kadife kaftan, mavi bir yn eteklik giymiti.
soldaki yola sapmt. Kadn iki adm teme geldi. Ban bana doru biraz evirdi.
Ben de Evlampiya Harlova'y tandm. Onu hemen tandm; bir an bile duraksamadm.
Tanmamak olanakszd. Byle gzleri, hele hem gururlu, hem tutkulu dudak
Yznn nasl da kendine gvenir, sert, gururlu olduunu szle anlatmak gtr. Her
nemsemez baknda, yine herkeste tam bir boyun ei grme alkanl okunuyordu.
Bu kadn, belliydi ki yalnzca kendisine tapanlarla deil, kendisine kul kle olan
Yksek sesle:
- Evlampiya Martinovna! dedim. Biraz rperdi, bana ikinci kez bakt. Korkuyla
deil, aa gren bir fkeyle. "Beni kim rahatsz etmeye yelteniyor?" der gibi
bakt. Dudaklarn yar aarak bir buyruk verdi. Yannda oturan erkek bir silkindi.
Dizginlerle ata vurdu, at gl, hzl bir trsla ilerledi, araba uzaklap gzden
yitti.
anas klna nasl girmiti, bunu bir trl anlayamyordum. Kimbilir, bir gn
syleyeceklerim bu kadar.
yky anlatan arkada sustu; biraz daha konutuk, sonra evlerimize daldk.
Weimar, 1870.