Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 405

Albert Camus VEBA

ROMAN

Franszca aslndan

eviren NEDRET TANYOLA ZTOKAT

CAN YAYINLARI LTD. T.

Hayriye Caddesi. No. 2, 80060 Galatasaray, stanbul Telefon: (0-212) 252 56 75 - 252
59 88 - 252 59 89 Fax: 252 72 33zgn ad La Pete

ALBERT CAMUS'NN

CAN YAYINLARI'NDAK

KTAPLARI

BAKALDIRAN NSAN / deneme DN ve BR ALMAN DOSTA MEKTUPLAR /


anlat

LK ADAM / roman

MUTLU LM / roman

SSFOS SYLEN / deneme

SRGN VE KRALLIK / ykler

TERS VE YZ / anlat

VEBA / roman YABANCI / roman

YAZ / deneme YOLCULUK GNLKLER / izlenimler

Albert Camus, 1913 ylnda Cezayir'de dodu, babas iiydi, annesinin okuma-yazmas
yoktu. Cezayir'de 1934 ylnda evlendi. ki yl sonra boand. Komnist parti yesi
oldu, ama 1937'de atld. lk roman Mutlu lm, ancak lmnden sonra yaymland.
lk genlik yllarnda yakaland tberkloz hi peini brakmad. Yaymlanan ilk
roman Tersi ve Yz'dr (1937). Arkadan pe pee teki romanlar geldi. 1940 ylnda
Paris'e geldi. Genlik yllarnda balad gazetecilii hep srdrd. 1957 ylnda
Nobel Edebiyat dln ald. 1960 ylnda bir otomobil kazasnda yaamn yitirdi.

Bir hapsedilmilii baka bir hapsedilmilikle gstermek, gerekte var olan herhangi
birey-le gstermek kadar manta uygundur.

Daniel de FoeBu gncenin konusunu oluturan ilgin olaylar 194.'te Oran'da meydana
geldi. Genel dnceye gre biraz sra d olduundan bu olaylarn geebilecei yer
buras deildi, ilk bakta Oran gerekten de sradan bir kent, Cezayir 'in Fransz ilinden
baka bir ey deildi.

Kentin kendisi de, itiraf etmek gerekir, irkindir. Dingin grnml bu kenti baka onca
ticaret kentinden farkl klan eyin ne olduunu ayrt etmek iin biraz zaman gerekir.
rnein, ne bir kanat rpn ne de bir yaprak hrtsnn duyulmad, gvercini
olmayan, aasz ve bahesiz bir kent, tam anlamyla yansz bir yer nasl dnlr?
Mevsimlerin deiimi ancak ge baklarak anlalr. lkbahar yalnzca havann
niteliinin deimesinden ya da sokak satclarnn banliylerden getirdikleri iek
sepetleriy-le kendini duyurur; ar pazarda satlan bir ilkbahardr bu. Yazn, gne
fazla kuru evleri kavurur ve duvarlar gri bir klle rter; o zaman artk kapal
kepenklerin glgesinden baka yerde yaanmaz. Sonbaharda, tersine amur tufan olur.
Gzel gnler yalnzca kn olur.

Bir kenti tanmann en bildik yollarndan biri de insanlarn orada nasl altna, orada
birbirlerini sevdiine ve nasl ldne bakmaktr. Bizim kk kentimizde, iklimden
belki de, bunlarn tm bir arada yaplr, ayn tutkulu ve belirsiz havayla. Yani burada
insann can sklr ve alkanlklar edinmeye zen gsterir. Burada yaayanlar ok
alrlar, ancak hep zengin olmak amacyla deil. zellikle ticarete ilgi duyarlar ve
onlarn deyiiyle, nce i yapmakla ilgilenirler. Doal olarak basit keyiflerden de zevk
alrlar; kadnlardan, sinemadan ve deniz banyolarndan holanrlar. Ancak, ok mantkl
olarak; bu zevklericumartesi akamlar ve pazar gnlerine saklarlar, nk haftann tm
teki gnlerinde ok para kazanmaya alrlar. Akam, brolarndan ktklarnda belli
bir saatte karelerde buluurlar, ayn bulvarda gezinti yaparlar ya da kendi balkonlarna
karlar. Daha gen olanlarn zevkleri iddetli ve ksadr, oysa daha yallarn kt
huylar ikolik toplantlar, e dost davetleri ve kt oynanan evrelerle snrldr.

Kukusuz bunun yalnz bizim kente zg bir ey olmad ve sonuta tm adalarmz


byle olduu sylenecektir. Kukusuz, bugn, insanlarn sabahtan akama altklar,
sonra da yaamak iin geri kalan zamanlarn kt oynayarak, kafelerde ve ene alarak
harcamay yeledikleri kadar doal hibir ey yoktur. Ancak baz kentler ve lkeler
vardr, orada insanlar arada srada baka eyden kuku duyarlar. Genelde bu onlarn
yaamn deitirmez. Yalnz kuku ortaya kmtr ve bu da her zaman bir kazantr.
Tersine, Oran kukular olmayan bir kenttir, yani tmyle modern bir kent. Buna bal
olarak, bizim burada insanlarn birbirini nasl sevdiklerini belirtmeye gerek yoktur.
Erkekler ve kadnlar ak edimi denen eyde abucak birbirlerini yutarlar ya da iki
kiilik uzun bir alkanlk gelitirirler. Bu ular arasnda ounlukla bir orta nokta
yoktur. Bu da zgn bir ey deil. Her yerde olduu gibi Oran'da da zamanszlktan ve
dnmemekten insanlar bilmeden birbirini sevmek zorundadr.

Kentimizde daha zgn olan burada lmenin gldr. Aslnda glk doru szck
deil, rahatszlk demek daha doru olacak. Hasta olmak ho bir ey deildir, ancak size
hastalkta destek olan kentler ve lkeler vardr ve buralarda bir bakma insan kendini
brakabilir. Bir hastann efkate gereksinimi vardr, bir eye yaslanmaktan holanr, ok
doaldr bu. Ancak Oran'da iklimin arlklar, burada yrtlen ilerin nemi, dekorun
belirsizlii, afan abuk skmesi ve zevklerin nitelii, her ey salkl olmay
gerektirir. Bir hasta kendini yapayalnz buluverir.

10

Nfusun tmnn telefonda ya da kafelerde polielerden, konimentolardan ve


indirimlerden sz ettii ayn dakikalarda scaktan trdayan yzlerce duvarn ardnda
kapana kstrlm lmek zere olan birini dnelim. Modern bile olsa lmdeki
rahatszlk byle, kurak bir yerde meydana geldiinde anlalacaktr.

Bu birka bilgi belki kentimizle ilgili yeterli bir fikir verir. Hem sonra hibir eyi
abartmamak gerekir. Alt izilmesi gereken, kentin ve yaamn sradan grnmdr.
nsan alkanlklarn edindikten sonra gnlerini kolay geirir. Kentimiz tam da
alkanlklar iin uygun bir yer olduuna gre burada bundan iyisi can sal denebilir.
Bu adan baknca, kukusuz yaamn ok tutku verici olmad grlr. En azndan
bizde karmaa nedir bilinmez. Ve bizim iten, sempatik ve hareketli nfusumuz buraya
yolu dm kiilerde her zaman belli lde sayg uyandrmtr. Renkten, bitkiden ve
ruhtan yoksun kentimiz sonunda dinlendirici bir yer gibi durmaya balad, sonunda
burada uyunuyor. Ancak kentin, mkemmel izilmi bir koyun nnde, plak bir
yaylann ortasnda, kl tepelerle evrili esiz bir manzaraya ilitirilmi olduunu da
eklemek yerinde olacaktr. Yalnzca bu koya srtn evirmi olmas ve bundan dolay,
insann hep arayp bulmak zorunda kald denizi grmenin olanaksz olmas zc
olabilir.

O yln ilkbaharnda meydana gelen ve burada gncesini aktarmaya karar verdiimiz


ciddi olaylar dizisinin ilk gstergeleri olan bunu sonradan anladk olaylar hibir
biimde kentlilerin dnemeyeceini, bu noktada herkes kolayca kabul edecektir. Bu
olaylar kimilerine iyice doal gelecektir, kimilerine de, tersine, inanlmas g. Ancak,
her ey bir yana, bir vakanvis bu elikileri gz nne alamaz. Onun grevi yalnzca,
"unlar meydana geldi," demektir, eer bunlarn gerekten de meydana geldiini ve tm
bir halkn yaamn ilgilendirdiini biliyorsa ve bylece sylediklerinin doruluunu
itenlikle onaylayacak binlerce tank varsa.

11Kald ki, kaderin cilvesiyle belli sayda tanklklar derleme olana bulmasayd ve
anlattn ileri srd eylere ister istemez karmasayd, zamanla tanyacanz
anlatc bu tr bir giriim iinde bir deerlendirmede bulunma sfatn pek kazanamazd.
te ona bir tarihi yapt ortaya koyma hakk tanyan da budur. Tabii ki, amatr de olsa,
bir tarihinin her zaman belgeleri vardr. Bu yknn anlatcsnn da kendi belgeleri
var: ncelikle kendi tankl, sonra bakalarnn tankl; bunun nedeni de rol gerei,
bu gncedeki tm kiilerin anlattn derlemek zorunda olmasyd, son olarak da,
sonunda eline geen metinler. Uygun olduu kansna vardnda bunlardan dile-diince
yararlanmak istemektedir. Bir ey daha istemektedir... Ancak srann anlatya gelmesi
iin belki de artk bu yorumlar ve dilsel nlemleri brakmann zamandr. lk gnlerin
anlatlmas biraz zen istiyor.

12

16 Nisan sabah Doktor Bernard Rieux muayenesinden kt ve sahanln ortasnda l


bir fareyle karlat. O anda fazla nemsemeden hayvan ayayla itti ve merdivenleri
indi. Ancak sokaa geldiinde, bu farenin olmas gereken yerde olmad aklna geldi
ve kapcya haber vermek zere geri dnd. Yal Msy Michel 'in tepkisi karsnda
bu grdnn allmadk olduunu daha iyi hissetti. Bu l farenin varl ona
yalnzca tuhaf gelmiti, oysa kapc iin bir rezaletti. Zaten bu sonuncunun tavr kesindi:
Apartmanda fare yoktu. Doktor bou bouna onu ilk katn sahanlnda muhtemelen l
bir fare bulunduuna inandrmaya alt; Msy Michel'in kans biraz olsun
deimiyordu. Apartmanda fare yoktu, o zaman biri bunu dardan getirmi olmalyd.
Szn ksas, bir aka sz konusuydu.

Ayn akam, Bernard Rieux koridorun iyice dibinde yalpalayan ve slak tyl, byk bir
fare grdnde, apartmann giriinde, dairesine kmadan nce, ayakta durmu
anahtarlarn aryordu. Hayvan dengesini aryormu gibi durdu, kk bir lkla kendi
evresinde dnd ve aralanm dudaklarndan kan fkrtarak sonunda devrildi. Doktor
bir sre onu izledi ve dairesine kt.

Dnd fare deildi. Bu fkran kan, onu kafasn kurcalayan konuya dndryordu.
Bir yldr hasta olan kars ertesi gn dada bir dinlenme yerine gidecekti. Ona tembih
ettii zere, karsn odalarnda yatyor buldu. Bylece kars yol yorgunluuna
hazrlanyordu. Glmsyordu.
Kendimi ok iyi hissediyorum, dedi.

13Baucu lambasnn nda doktor yzn ona evirmi bakyordu. Rieux iin otuz
yandaki bu yz, hastaln izlerine karn hep genlik yzyd, belki de geri kalan her
eyi alt eden u glmseme yznden.

Uyuyabilirsen uyu, dedi Rieux. Hastabakc saat on birde gelecek ve sizi le trenine
gtreceim.

Hafife nemlenmi bir aln pt. Glmseyi kapya kadar ona elik etti.

Ertesi gn, 17 Nisan saat sekizde kapc geerken doktoru durdurdu ve koridorun
ortasna l fare koyarak bu souk akay yapanlara suu ykledi. Onlar byk
kapanlarla yakalam olmallard, nk hayvanlar kan iindeydi. Kapc fareleri
ayaklarndan tutarak, sulularn bu ac alay karsnda kendilerini ele vermeleri
beklentisiyle bir sre kapnn nnde beklemiti. Ama hibir ey olmamt.

Ah u insanlar! diyordu Msy Michel, sonunda elime geireceim onlar.

Kafas karan Rieux, ziyaretlerine mterileri arasnda en yoksullarn oturduu d


semtlerden balamaya karar verdi. Oralarda p toplama ii ok daha ge saatlerde
yaplyordu ve bu semtin dar ve tozlu yollar boyunca ilerleyen araba kaldrm
kenarlarna braklm p kutularna deip geiyordu. Byle ilerledii bir yolda sebze
artklar ve kirli paavralarn zerine atlm bir dzine kadar fare sayd.

lk hastasn yatakta buldu, hem yatak odas hem de yemek odas olarak kullanlan oda
sokaa bakyordu. Sert ve ypranm yzl, yal bir Ispanyoldu. nnde, rtnn
zerinde bezelye dolu iki tencere duruyordu. Doktorun ieri girdii srada yatanda
yar dorulmu yal astml ksrn yeniden yakalamak iin kendini geriye
atyordu. Kars bir leen getirdi.

Ee doktor ortaya kyorlar, grdnz m? dedi ine srasnda.

Evet, dedi kadn, komu tane bulmu. 14

Yal adam ellerini ovuturuyordu.

Ortaya kyorlar, btn p tenekelerinde gryoruz, alktan bu!

ok gemeden Rieux burada oturan herkesin fareleri konutuunu saptamakta glk


ekmedi. Ziyaretleri bitince evine dnd.
Yukarda, size bir telgraf var, dedi Msy Michel. Doktor ona yeni fareler grp
grmediini sordu.

Yo hayr, dedi kapc, kapy gzetliyorum, anlarsnz. O domuzlar da gze


alamyorlar.

Telgraf Rieux'ye annesinin ertesi gn geleceini bildiriyordu. Hastann yokluunda


olunun eviyle ilgilenmeye geliyordu. Doktor evine girdiinde hastabakc gelmiti.
Rieux, tayyr giymi, yzn boyayla renklendirmi, ayakta duran karsn grd. Ona
glmsedi:

yi, dedi, ok iyi.

Bu sre sonra garda onlar yatakl vagona yerletiriyordu. Kars kompartmana


bakyordu.

Bizim iin fazla pahal deil mi?

Gerekli bu, dedi Rieux.

Nedir u fare hikyesi?

Bilmiyorum. Tuhaf, ama geecek.

Sonra karsna abuk abuk ondan zr dilediini, onunla daha yakndan ilgilenmesi
gerektiini ve onu ok ihmal ettiini syledi. Kars susmasn istediini belli
edercesine ban sallyordu. Ama Rieux ekledi:

Geri dndnde her ey daha iyi olacak. Yeniden balayacaz.

Evet, dedi gzleri parlayarak, yeniden balayacaz.

Bir sre sonra kocasna srtm dnyor ve camdan bakyordu. Peronda insanlar aceleyle
koturuyor ve birbirlerine arpyorlard. Lokomotifin tslayan sesi onlara kadar
geliyordu. Karsn adyla ard, kadn ban evirdiinde yznn gzyalaryla
slanm olduunu grd.

Hayr, dedi yumuaklkla.

15Gzyalarnn ardndan biraz buruk, glmsemesi belirdi. Derin bir soluk ald:

Haydi git, her ey iyi olacak.


Karsna sk sk sarld ve imdi peronun zerinde, camn te yannda artk yalnzca,
onun glmsemesini gryordu.

Rica ediyorum, kendine iyi bak, dedi karsna. Ama o duyamyordu.

kn yaknnda, peronda Rieux, olunu elinden tutmu, sorgu yargc Msy Othon'u
burun buruna geldi. Doktor ona yolculua kp kmadn sordu. Biraz eskilerin
sosyete adam dedikleri insanlar, biraz da l tayclarn andran, uzun ve siyah bir
adam olan Msy Othon sevimli bir sesle ancak ksaca yantlad:

Benim aileme sayglarn sunmaya giden Madam Othon'u bekliyorum.

Lokomotifin dd tt.

Fareler... dedi yarg.

Rieux trenin ynne doru bir hamle yapt, ama yeniden k tarafna dnd.

Evet, dedi, nemli deil.

Bu anla ilgili tek aklnda kalan, kollarnn altnda l farelerle dolu bir kasa tayan bir
grevlinin getiiydi.

Ayn gn leden sonra, Rieux muayeneye balarken, gazeteci olduu ve sabah geldii
sylenen gen bir adam kabul etti. Ad Raymond Rambert'di. Ksa boylu, kaln omuzlu,
kararl yzl, ak ve zeki gzleri olan Ram-bert'in srtnda spor giysiler vard ve keyfi
yerinde gibiydi. Dorudan konuya girdi. Paris'teki byk bir gazete adna Araplarn
yaam koullarn aratryordu ve onlarn salk durumlaryla ilgili bilgiler istiyordu.
Rieux bu durumun iyi olmadn syledi. Ancak fazla ileri gitmeden nce, gazetecinin
doruyu syleyip syleyemeyeceini bilmek, renmek istiyordu.

Tabii, dedi beriki.

16

unu demek istiyorum: Tam bir eletiri getirebilir misiniz?

Tam deil, bunu aka belirtmeliyiz. Ancak sanyorum byle bir eletiri dayanaktan
yoksun olurdu.

Rieux yumuak bir tonla gerekten de byle bir eletirinin dayanaktan yoksun olacan,
ancak Rambert'in tanklnn eksiksiz olup olamayacan yalnzca bilmek istediini
syledi.

- Ben tam olmayan tanklk dnda bir ey kabul etmem. Bylece sizin tanklnz da
kendi bilgilerimle desteklemeyeceim.

Bu Saint-Just'n dili, dedi gazeteci glmseyerek. Rieux ses tonunu ykseltmeden o


konuda hibir ey

bilmediini, bunun yaad dnyadan bkm, ancak yine de benzerleriyle ayn zevklere
sahip olan ve kendi adna hakszlk ve dnleri reddetmeye kararl bir insann dili
olduunu syledi. Rambert, boynu omuzlarna gmlm, doktora bakyordu.

Sizi anladm sanyorum, dedi sonunda ayaa kalkarak.

Doktor onunla kapya doru yrd:

Olaylar bu ekilde ele aldnzdan tr size teekkr ederim.

Rambert sabrszlanyor gibiydi:

Evet, anlyorum dedi, sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim.

Doktor onun elini skt ve u sralar kentte bulunan l farelerin miktaryla ilgili ilgin
bir rportaj yaplabileceini syledi.

Evet, beni ilgilendirir bu, dedi cokuyla Rambert. Saat on yedide yeni ziyaretler iin
evden karken doktor merdivenlerde hantal yapl, kaln kalarla belirginlemi geni
ve km yzl, henz gen bir adamla karlat. Apartmannn en st katnda oturan
spanyol danslarda birka kez ona rastlamt. Jean Tarrou ayaklarnn dibinde, bir
basaman zerinde can ekimekte olan bir farenin

Veba

17/2son rpnlarn izleyerek byk bir dikkatle sigara iiyordu. Doktora gri
gzlerinin de biraz destekledii sakin bir bak yneltti, ona merhaba dedi ve farelerin
ortaya knn ilgin bir ey olduunu syledi.

- Evet, dedi Rieux, ancak rahatsz etmeye balad.

- Bir anlamda yle doktor yalnzca bir anlamda. Hi bunun gibi bir ey grmedik, ite
hepsi bu. Ancak bunu ilgin buluyorum, evet, olumlu anlamda ilgin.
Tarrou elleriyle salarn geriye att ve artk hareketsiz olan fareye yeniden bakt, sonra
Rieux'ye glmsedi:

Ama doktor, sonuta bu asl kapcnn ii.

Zaten doktor da, kapcy, o her zamanki kanl canl yznde bir bkknlk ifadesiyle,
giriin yannda duvara srtn dayam, kapnn nnde buldu.

Kendisine yeni buluntuyu bildiren Rieux'ye:

- Evet, biliyorum, dedi yal Michel, imdi ikier er ele geiyorlar. Ama teki
evlerde de ayn ey oluyor.

Bitkin ve dnceli duruyordu. Durmadan boynunu ovuturuyordu. Rieux ona iyi olup
olmadn sordu. Tabii ki kapc ona iyi olmadn syleyemiyordu. Yalnz, rahatszlk
duyuyordu. Ona gre, bu moral iiydi. Bu fareler ona bir darbe indirmiti ve ortadan
kaybolduklarnda her ey ok daha iyi olacakt.

Ancak ertesi sabah, 18 Nisan'da, annesini gardan getiren doktor Msy Michel'i daha
km bir suratla buldu: Mahzenden tavan arasna on kadar fare merdivenlerde
yatyordu. Komu evlerin p tenekeleri de bunlarla doluydu. Doktorun annesi haberi
aknlk duymadan rendi.

Olur byle eyler.

Gm rengi sal, kara gzl ve yumuak bakl bir kadnd.

Seni grmekten mutluyum Bernard, diyordu. Fareler buna kar hibir ey yapamaz.

Rieux onaylyordu; onun yannda her ey her zaman kolay gzkyordu.

18

te yandan Rieux, mdrn tand, belediyenin fareyle mcadele birimine telefon


etti. Ak havada lmeye gelen ok saydaki u farelerden sz edildiim duymu muydu?
Mdr Mercier bundan sz edildiini duymutu, hatta rhtmlarn ok uzanda olmayan
kendi servisinde bile elli tane kadar fare bulunmutu.Yine de bunun ciddi bir ey olup
olmadn dnyordu. Rieux bunu belirleyemezdi, ancak fareyle mcadele biriminin
mdahale etmesinin gerektiini dnyordu.

- Evet, dedi Mercier, bir emirle. Eer bunun gerekten gerekli olduuna inanyorsan bir
emir karmaya alabilirim.
Her zaman iin gereklidir, dedi Rieux.

Temizliki kadn ona, kocasnn alt fabrikada yzlerce l fare toplanm olduunu
bildiriyordu.

Kentliler ite aa yukar bu dnemde kayglanmaya baladlar. Gerekten 18'inden


itibaren fabrika ve antrepolar yzlerce fare cesediyle dolup tat. Baz durumlarda
farelerin uzun uzun can ekimesine son vermek gerekti. Ancak, d semtlerden kentin
merkezine kadar, Doktor Rieux'nn geebildii her yerde, kentlilerin topland her
yerde, fareler ya p kutularnda ylm bir halde ya da akan sularda sra sra
bekliyorlard. Gazetelerin akam basks hemen o gnden balayarak olaya el koydu;
belediyenin harekete gemeyi dnp dnmediini ve bu iren istiladan kentlileri
korumak iin hangi acil nlemleri tasarladn sordu. Belediye hibir ey dnmemi,
kesinlikle hibir eyi de tasarlamamt, ancak kurulda durumu grmek zere
toplantlara balad. Her sabah, afakta l farelerin toplanmas iin farelerle mcadele
birimine emir verildi. Toplama ii bittiinde birimin iki arabas onlar yakmak zere
p yakma merkezine gtrecekti.

Ancak sonraki gnlerde durum ciddileti. Toplanan kemirgenlerin says katlanarak


artyor ve her sabah toplanan fareler giderek oalyordu. Drdnc gnden balayarak
fareler lmek iin toplu halde ortaya kmaya bala-

19dlar. at katlarndan, bodrumlardan, mahzenlerden, lamlardan uzun sralar halinde


sendeleyen bekler, gn nda titremek, kendi evrelerinde dnp insanlarn
yaknnda lmek zere ortaya kyorlard. Gece dar geitlerde ya da ara sokaklarda
kk can ekime lklar rahatlkla duyuluyordu. Sabah kenar mahallelerde dere
boyunca uzanm olarak bulunuyorlard; sivri burunlarnda kk bir kan iei,
bazlar imi ve kokumu, bazlar da katlam ve byklar hl sert. Kentin iinde
de, sahanlklarda ya da avlularda kk ynlar halinde onlarla karlalyordu. Bazen
de idare binalarnn salonlarnda, okul avlularnda, kafelerin teraslarnda tek balarna
lmeye geldikleri oluyordu. akna dnm yurttalarmz onlar kentin en youn
blgelerinde buluyorlard. Place d'Armes, anacadde-ler, Front-de-Mer'in gezi yolu
zaman zaman kirleniyordu. afakta l hayvanlardan arndrlan kent, gn iinde yava
yava giderek artan sayda onlarla yeniden karlayordu. Kaldrmlarda akam
gezintisi yapan birok kiinin, ayann altnda yeni can vermi bir cesedin yumuak
ktlesini hissettii de oluyordu. zerinde evlerimizin dikildii topran kendisi imdiye
kadar derinlerinde iin iin kaynayan ban ve kanl irinlerin artk yzeye kmasna gz
yumuyordu adeta. Tpk sal yerinde bir insann beynine kan hcum etmesi gibi, o
zamana kadar ylesine dingin yaam ve birka gnde allak bullak olan kk
kentimizin geirdii o aknl dnn yalnzca .
ler yle ileri gitti ki, Ransdoc Ajans Renseigne-ment gayri resmi haberleri verdii
radyo yaynnda yalnzca 25 Nisan gn alt bin iki yz otuz bir farenin toplandn ve
yakldn bildirdi. Kentin gndelik grntsne ilikin kesin bir fikir veren bu say
kargaay artrd.

0 zamana kadar yalnzca tiksinti veren bir olaydan yak-mlmt. imdiyse, henz ne
boyutlarnn belirlenebildii, ne de kaynann anlalabildii bu olgunun tehdit edici
bir yan olduunun farkna varlyordu. Yalnz yal span-

1 Renseignement: Bilgi; document: belge. (Fr.) (ev.)

20

yol ellerini ovuturmay srdryor ve yallara zg bir neeyle, "kyorlar,


kyorlar!" diye yineliyordu. te yandan 28 Nisan'da Ransdoc yaklak sekiz bin
farenin toplandn bildiriyordu ve kentte endie dorua ulayordu. Kkten nlemler
isteniyor, yetkililer sulanyor ve deniz kysnda evi olanlar oralara ekilmekten sz
ediyordu. Ancak , ertesi sabah ajans olayn anszn durduunu ve fareyle mcadele
biriminin yalnzca nemsiz miktarda l fare topladn bildirdi.

Oysa ayn gn, le saatinde, Doktor Rieux apartmannn nnde arabasn park ederken
yolun kenarnda, ba ne eilmi, kollaryla bacaklar ayrk, bir kukla gibi glkle
yryen kapcy fark etti. Yal adam bir rahibin koluna tutunuyordu; doktor rahibi
tand. Birka kez gittii ve kentimizde din konusuna ilgi duymayanlarn bile byk bir
sayg gsterdii, ok okumu ve militan bir cizvit olan Rahip Paneloux'yclu bu. Onlar
bekledi. Yal Mic-hel'in gzleri parlyordu ve soluu slk slk kyordu. Kendini iyi
hissetmemi ve hava almaya kmt. Ancak boynunda, koltuk altlarnda ve
kasklarndaki iddetli arlar onun eve geri dnmesini ve Rahip Paneloux'nun
yardmn istemesini zorunlu klmt.

ilikler yznden, dedi. Biraz uramak zorunda kaldm.

Doktor, bir kolu apartman kapsnn dnda, Mic-hel'in ona uzatt boynun alt tarafnda
parman gezdirdi; bir sertlik olumutu.

- Yatn ve ateinizi ln, sizi bu akamst grmeye geleceim.

Kapc gittikten sonra Rieux, Rahip Paneloux'ya u fare hikayesiyle ilgili ne


dndn sordu:

Evet, dedi rahip, bu bir salgn olmal dedi ve yuvarlak gzlklerinin ardndan
gzleriyle glmsedi.

Yemekten sonra, telefon sesi duyulduunda, Rieux salk evine karsnn geldiini haber
veren telgraf okuyordu. Onu arayan, belediyede memur, eski mterilerin-

21den birisiydi. Uzun sre aort daralmasndan sknt ekmiti ve yoksul olduundan
Rieux onu para almadan tedavi etmiti.

Evet, diyordu, beni anmsarsnz. Ama baka birisi iin aryorum. abuk gelin,
komuma bireyler oldu.

Sesi soluk soluayd. Rieux'nn aklna kapc geldi ve hemen onu grmeye karar verdi.
Birka dakika sonra, d mahallelerden Faidherbe sokanda alak bir evin kapsndan
giriyordu. Islak ve pis kokulu merdivenin ortasnda kendisini karlamaya inen memur
Joseph Grand'la karlat. Sar bykl, uzun ve kamburlam, dar omuzlu, kollar
bacaklar zayf, krk elli yalarnda bir adamd.

Durumu daha iyi, dedi Rieux'ye doru gelirken, ancak lyor sandm.

Burnunu siliyordu. kinci ve son katta, sol kapnn zerinde Rieux krmz tebeirle
'Girin, kendimi astm' yazsn okudu.

eri girdiler. Devrilmi bir sandalyeyle, bir keye itilmi masann zerinde bir ip
aslyd. Ama bolukta sallanyordu.

Onu zamannda ipten indirdim, dedi Grand, en basit dille konusa da hep szckleri
aryor gibiydi. Tam o srada evden kyordum ve bir grlt duydum. Yazy grnce,
nasl desem, bir oyun sandm. Ama tuhaf, hatta diyebilirim ki, belli belirsiz bir inilti
duydum.

Kafasn kayordu:

Bence, ac veren bir ilem olmal bu. Tabii ki ieri girdim.

Bir kapy itmilerdi ve aydnlk ancak yoksul biimde denmi bir odann eiinde
duruyorlard. Ufak tefek, tombulca bir adam bakr karyolada yatyordu. Derin derin
soluk alyor ve kanlanm gzleriyle onlara bakyordu. Doktor durdu. Soluk alp
verilerin arasnda kk fare lklar duyuyor gibiydi. Ancak kyda kede hibir
ey kmldamyordu. Rieux yataa doru gitti. Adam ok yksekten dmemiti, ok
fazla sert biimde de dmemiti,

22
omurgalar dayanmt. Tabii ki biraz soluu kesilmiti. Rntgen gerekiyordu. Doktor bir
kfurya inesi yapt ve birka gn iinde her eyin dzeleceini syledi.

- Teekkr ederim doktor, dedi adam bouk bir sesle.

Rieux, Grand'a komiserlie haber verip vermediini sordu, memurun yz akn bir
ifadeye brnd.

- Hayr, dedi, hayr. Dndm ki en abuk ...

Tabii, diye szn kesti Rieux, o ii ben yaparm. Ancak o srada hasta yatakta
kmldand ve iyi olduunu, buna gerek kalmadn syleyerek doruldu.

Sakin olun, dedi Rieux. Bu bir i deil, inann bana, benim durumu bildirmem gerek.

- Hay Allah! dedi teki.

Ve kendini geriye atarak sessiz sessiz alamaya balad. Bir sredir, byklarn
svazlayan Grand ona yaklat.

- Haydi Msy Cottard, dedi. Anlamaya aln. Doktorun sorumlu olduunu


syleyebiliriz. rnein, ya bir daha iinizden buna yapmak geerse...

Ancak Cottard gzyalar arasnda bunu bir daha yapmayacan, bunun yalnzca bir
lgnlk n olduunu ve kendisini yalnzca sakin brakmalarn istediini syledi.
Rieux bir reete yazyordu.

Anlald, dedi. Bunu brakalm, iki ya da gn sonra gene geleceim. Ama bir
budalalk yapmayn.

Sahanlkta Grand'a yetkililere durumu bildirmek zorunda olduunu, ancak komiserlikten


iki gnden nce bir soruturma yapmamalarn isteyeceini syledi.

Bu gece onun yannda kalmak gerek. Ailesi var m? - Tanmyorum. Ama ben
kalabilirim. Ban sallyordu.

Bakn aslnda onu da tandm syleyemem. Ancak tabii ki yardmlamak gerek.

Apartmann koridorlarnda Rieux bilinsizce kelere bakyordu, Grand'a mahallesinde


farelerin tam olarak ortadan kalkp kalkmadn sordu. Memur bu konuda hi-
23bir ey bilmiyordu. Aslnda ona bu hikyeden sz etmilerdi, ancak mahalle
dedikodusunu pek nemsemiyordu.

Benim baka kayglarm var, dedi.

Rieux onun elini skmt bile. Karsna mektup yazmadan nce kapcy grmek iin
acele ediyordu.

Akam gazetesi satan sokak satclar fare istilasnn durduunu bildiriyorlard. Ancak
Rieux, hastasn, beline kadar yatandan sarkm, bir eh karnnda, teki eli boynunun
evresinde, bir p kovasna re re pembemsi bir safra kusarken buldu. Kapc
uzun abalardan sonra soluu kesilmi bir durumda yeniden yatt. Atei otuz dokuzdu;
boyundaki yumrular ve elleriyle ayaklar imiti, brnde iki byk siyah leke
geniliyordu. imdi iindeki bir acdan sz ediyordu.

Yanyor, diyordu, uradaki domuz yakyor beni. Kurum rengindeki az szckleri


doru drst syle-

yememesine neden oluyordu, ba arsndan yaaran, dar frlam gzlerini doktora


eviriyordu. Kars sessiz duran Rieux'ye endieyle bakyordu.

Doktor, diyordu, nedir bu?

Her ey olabilir. Ancak elimizde henz kesin bir ey yok. Bu akama kadar perhiz
ve ishal ilac. Bol bol su isin.

Kapc da susuzluktan kavruluyordu. Evine dndnde Rieux kentin en nemli


doktorlarndan biri olan meslekta Richard'a telefon ediyordu.

Hayr, diyordu Richard, olaanst hibir ey grmedim.

Blgesel iltihapl ate yok mu?

A evet, ok iltihaplanm yumrulu iki vaka.

Anormalin dnda bir iltihaplanma m?

Eh, dedi Richard, normali, bilirsiniz...

Durum ne olursa olsun, akam kapc sayklyordu ve atei krka vurduunda farelerden
yaknyordu. Rieux olgunlam bir ban yarmay denedi. Terebentinin yakmasnn
etkisiyle kapc bard: 'Ah! Domuzlar!'
24

Yumrular daha da imiti, dokununca sert ve ptrl olduklar hissediliyordu.


Kapcnn kars akna dnmt.

- Banda nbet tutun, dedi doktor ve gerekirse beni arn.

Ertesi gn, 30 Nisan'da, lk bir meltem, mavi ve rutubetli gkyznde esiyordu. En


uzak banliylerden iek kokusu getiriyordu. Sokaklardaki sabah grltleri her
zamankine oranla daha canl, daha neeli gibiydi. Hafta boyunca iinde yaad o
sessiz kaygdan kurtulan kk kentimizde o gn bir yeniden dou gnyd. Karsndan
gelen bir mektupla ii rahatlayan Rieux de hafiflik duygusuyla kapcnn dairesine indi.
Ve gerekten de sabah ate otuz sekize dmt. Zayf dm hasta yatanda
glmsyordu.

Durum daha iyi, deil mi doktor? dedi kars.

Bekleyelim daha.

Ancak len, ate birden krk dereceye kmt, hasta durmadan sayklyordu ve
kusmalar yeniden balamt. Boyundaki yumrular dokununca acyordu ve kapc ban
bedeninden olabildiince uzak tutmaya almak istiyor gibiydi. Kars yatan
ayakucuna oturmu, elleri battaniyenin zerinde, hafife hastann ayaklarn tutuyordu.
Rieux' ye bakyordu.

Dinleyin, dedi Rieux, onu tecrit etmek ve zel bir tedavi denemek gerek. Hastaneyi
arayaym, onu ambulansla gtreceiz.

ki saat sonra ambulansta doktor ve kadn, hastann zerine eiliyorlard. Yaralarn yol
at mantarlarla kapl azndan szck krntlar dklyordu: 'Fareler!' diyordu.
Balmumunu andran dudaklar, kurun gibi arlam gzkapaklar, kesik kesik ve ksa
soluklar, yeil surat ile yumrularla can yanan kapc, kk yata kendi zerine
kapamak istiyormu ya da yerin dibinden gelen bir ey durmadan onu aryormu gibi
kk yataa yerlemi,

25grnmez bir arln altnda bouluyordu. Kana al

- Hi mi umut yok doktor?

- ld, dedi Rieux.

l-
26

Kapcnn lm, artc iaretlerle dolu bu dnemin sonu ve ilk zamanlardaki


aknln yava yava panie dnt, greceli olarak daha g bir baka dnemin
balangcn gsteriyordu denilebilir. Bundan byle yurttalarmz bir eyin farkna
varyorlard, kk kentimizin, farelerin gnete lmesi ve kapclarn tuhaf
hastalklardan yaamlarn yitirmesi iin belirlenmi bir yer olabileceini asla
dnmemilerdi. Bu adan, sonuta bir yanlg iindeydiler ve dnceleri yeniden
gzden geirilmeliydi. Olay bununla snrl kalsa bile alkanlklar stn gelecekti
kukusuz. Ama kentliler arasndan, yoksul ya da kapc olmayan baz kiiler de, Msy
Michel'in nclk ettii o yola girmek zorunda kald. te o andan itibaren korku ve
korkuya elik eden bir dnmedir balad.

te yandan bu yeni olaylarn ayrntsna girmeden nce, anlatc az nce anlatlan


dnemle ilgili bir baka tann dncelerine de yer vermenin yararl olduuna
inanyor. Bu anlatnn banda karlam olduumuz Jean Tarrou birka hafta nce
Oran'a yerlemiti ve o zamandan beri merkezde byk bir otelde oturuyordu.
Grnte kendi geliriyle yaayabilecek denli rahat koullar iinde olduu
anlalyordu. Ancak, kentlilerin yava yava ona almasna karn, kimse ne onun
nereden geldiini, ne de niin burada olduunu biliyordu. Onunla halka ak her yerde
karlalyordu. lkbahar daha balarken sk sk kumsallarda grlmt; ounlukla
yzyor ve aka bir keyif ald belli oluyordu. yi yrekli, basit, her zaman gler
yzl olan bu adam, kendini kle gibi kaptrmadan tm normal zevklerle dost gibiydi.
Aslnda onda grdmz tek alkanlk kentimizde olduka ok sayda-

27ki spanyol danslar ve algclarn dzenli olarak ziyaret etmesiydi.

te yandan onun not defterleri de bu g dnemle ilgili bir belge oluturuyordu. Ancak
anlamszlktan yana olmas istenmi gibi zel bir belgeydi bu. lk bakta, Tar-rou'nun
nesneleri ve insanlar dar adan incelemeye alt samlabilirdi. Bu genel karklk
iinde tarihi olmayan eylerin tarihisi olmaya alyordu zetle. Kukusuz bu yanll
bizi zebilir ve notlarndaki duygusuzluk eletirilebilir. Ancak yine de bu not defterleri
bu dnemin bir belgesi olarak, kendi alarndan bir nemi olan ikincil nitelikli bir
yn ayrnt sunabilir; bu ayrntlarn tuhafl da onlar yazan ilgin kiilikle ilgili ok
abuk bir yargya varmay engelleyebilir.

Jean Tarrou'nun ilk notlar onun Oran'a geldii tarihte yazlm. Daha bandan, kendi
bana bylesine irkin bir kentte bulunmann getirdii tuhaf bir memnuniyeti yanstyor.
Belediye binasn ssleyen iki bronz aslann ayrntl betimlemesi, aa yokluu,
sevimsiz evler ve kentin sama sapan plan zerine olumlu dnceler notlarda yer
alyor. Tarrou bunlara tramvaylarda ve yollarda duyduu syleileri de yorum
yapmadan ekliyor; ancak biraz ileride, Camps adnda birinin hakkndaki syleiyle
ilgili bir yorum vard. Tarrou iki tramvay biletisinin konumasna tank olmutu:

Camps' tandn deil mi?

Camps m? Uzun boylu, siyah bykl m?

Hah, ite o! Demiryollarnda makasyd.

Evet, tabii.

Eee, ld m?

Yaa ne sandn?

u fare hikyesinden sonra. - Hay Allah? Nesi vard?

Bilmiyorum, atei vard. Sonra zayft. Kolunun altnda iltihaplar oldu. Dayanamad.

Halbuki herkes gibiydi o da.

28

Hayr, gs zayft ve Orpheon'da alyordu. Bir boruyu srekli flemek, ypratr


adam.

Ama, diye sz bitirdi ikinci adam, insan hastayken borular flememeli.

Bu bilgilerin ardndan Tarrou, Camps'n kendi yararna aka kar gelerek niin
Orpheon'a girdiini ve onu pazar gn yaplan geit trenleri iin yaamn tehlikeye
atmaya ynelten derin nedenlerin neler olduunu kendi kendine soruyordu.

Sonra Tarrou penceresinin karsna gelen balkonda sk sk geen bir sahneden olumlu
ynde etkilenmi gibiydi. Gerekte odas duvarlarn glgesinde kedilerin uyuduu
kk bir sokaa enlemesine bakyordu. Ancak her gn, le yemeinden sonra, tm
kentin scakta uyuklad- saatlerde sokan teki tarafnda yal bir adamcaz bir
balkonda beliriyordu. Beyaz ve taranm salar, asker kesimli giysilerinin iinde
dimdik ve ciddi, ayn zamanda hem mesafeli hem de tatl bir sesle kedileri bir 'pisi
pisi'yle aryordu. Kediler rahatlarn bozmadan, uykudan so-luklam gzlerini
yukar eviriyorlard. Adam sokan ve hayvanlarn tepesinde kk kt paralar
yrtyordu, dikkatleri bu beyaz kelebek yamuruna ekilen kediler son kt paralarna
doru tereddt iinde ayaklarn uzatarak yolun ortasna doru ilerliyorlard. O zaman
yal adamcaz kuvvetli ve belirgin biimde kedilerin zerine tkryordu.
Tkrklerden biri amacna ularsa glyordu.

Son olarak Tarrou, grnm, canll, hatta zevkleri ticaretin gereklilikleri


dorultusunda gelimi bu kentin ticaret kokan havasndan kesin olarak holanm
gibiydi. Bu zellik (not defterinde kullanlan terim bu) Tarrou'nun onayn alyordu ve
hatta vg dolu gzlemlerinden birisi u nlemle son buluyordu: 'Sonunda!' O tarihte
yolcu notlarnn znel bir nitelik kazand tek blm ite bura-syd. u var ki, bunlarn
anlamn ve ciddiliini deerlendirmek g. rnein otel muhasebecisinin bir l fare
bul-

29masnn hesaplarda bir yanl yapmasna yol atn anlattktan sonra Tarrou her
zamankinden daha zor okunur bir yazyla unu eklemiti: 'Soru: Zamann yitirmemek
iin ne yapmal? Yant: Onu alabildiine duyumsamak. Yntem: Bir diinin bekleme
odasnda rahatsz bir koltukta gn geirmek, pazar leden sonrasn balkonda
yaamak, anlamadmz bir dilde konferanslar dinlemek, ayakta yolculuk etmek iin en
uygun olmayan ve en uzun demiryolu gzerghn semek, tiyatro giesi nnde kuyrua
girmek ve bilet almamak, vb.' Ancak dil ya da dnce boyutundaki bu sapmalarn
hemen ardndan not defterleri, sepeti andran biimleri, belirsiz renkleri, allm
pislikleriyle kent tramvaylarnn ayrntl bir betimlemesine el atyor ve bu gzlemleri
hibir ey aklamayan bir 'dikkate deer' tmcesiyle bitiriyordu.

te Tarrou'nun fare hikayesiyle ilgili verdii bilgiler: "Bugn kardaki yal adamcaz
afallad. Hi kedi yok. Gerekten de sokaklarda byk miktarlarda bulunan l fareler
yznden ortadan yok oldular. Bence, kedilerin l fareleri yemesi sz konusu deil.
Benimkilerin bundan nefret ettiini anmsyorum. Yine de mahzenlere melerine ve
yal adamcazn afallamasna engel deil. Bugn daha az zenle taranm, daha az
gl. Endiesi hissediliyor. Bir sre sonra ieri girdi. Ancak bir kez bolua
tkrmt.

"Kentte bugn bir tramvay durdurdular, nk oraya nasl geldii bilinmeyen bir fare
ls bulunmutu. ki kadn indi. Fareyi attlar. Tramvay yeniden yola koyuldu.

"Otelde, gvenilir bir adam olan gece bekisi tm bu farelerle bir felaket beklediini
bana syledi. 'Fareler gemiyi terk ettiinde.' Bunun gemiler iin doru olduunu ancak
kentlerle ilgili olarak hibir zaman dorulanmadn syledim. Yine de buna inanm.
Ona gre nasl bir felaketin beklenebileceini sordum. Felaketin ngrlmesi olanaksz
olduundan bunu bilmiyordu. Ama bu ii bir dep-

30
rem yaparsa armayacakt. Byle bir eyin olabileceini kabul ettim, o da bana bunun
beni endielendirip endielendirmediini sordu.

"Beni ilgilendiren tek ey, dedim, i huzuru bulmak.

"Beni ok iyi anlad.

"Otelin lokantasnda ok ilgin bir aile var. Baba uzun boylu, zayf bir adam; dik yakal;
siyahlar giyen biri. Kafasnn ortas kel, sada ve solda gri iki sa tutam var. Kk,
yuvarlak, sert bakl gzler, ince bir burun, yatay bir az ona iyi yetitirilmi bir
gecekuu havas veriyor. Lokantann kapsna her zaman ilk o geliyor, siyah bir fndk
faresi gibi ufak tefek karsnn gemesi iin kenara ekiliyor, sonra hemen ardnda
gsteri kpekleri gibi giydirilmi kk bir erkek ve kk bir kz ocuuyla ieri
giriyor. Karsna ve ocuklarna, birincisine terbiyeli, kt szler, miraslara da
kesinlii olan szler yadryor:

Nicol muhteem biimde itici grnyorsunuz! "Ve kk kz alamaya hazr.


Gereken de bu.

"Bu sabah kk olan fare hikyesi yznden ok heyecanlyd. Sofrada bir ey


sylemek istedi:

Sofrada farelerden sz edilmez Philippe. Bu szc bundan byle kullanmanz


yasaklyorum.

Babanz hakl, dedi siyah fndk faresi.

"ki kani burunlarn cier ezmelerine daldrdlar ve gece kuu sz fazla uzatmayan
bir ba hareketiyle teekkr etti.

"Bu gzel rnee karn kentte u fare hikyesinden ok sz ediliyor. Gazeteler de ie


kart. Genelde farkllklar gsteren yerel gazeteler bile imdi birlik iinde belediyeye
kar bir kampanyaya giritiler. Belediye bakanlk yeleri bu kemirgenlerin rm
cesetlerinin ortaya karaca tehlikeyi farknda m? Otel mdr baka bir eyden sz
edemez oldu. Ancak bunun bir nedeni, zor durumda kalmas. Saygn bir otelin
asansrnde bir fare ls bulmak ona akl almaz geliyor. Onu avutmak iin ona: 'Ama
herkes bu iin iinde,' dedim.

31 te biz de imdi herkes gibi olduk, diye beni yantlad.

nsanlar endielendirmeye balayan u yksek atele ilgili ilk vakalardan bana sz


eden o. Oda hizmetlilerinden birisi buna yakalanm.

- Ama kesin olarak bulac deil, diye aceleyle belirtti.

Bunun benim iin nemi olmadn syledim.

Anlyorum. Beyefendi de benim gibi, Beyefendi yazgc.

Hi buna benzer bir ey ileri srmemitim, hem zaten yazgc deilim. Bunu ona
syledim...

Bu andan balayarak Tarrou'nun defterleri halk arasnda endie uyandran, u ne olduu


bilinmeyen ateten biraz daha ayrntl biimde sz etmeye balad. Farelerin ortadan
kaybolmasyla yal adamcazn kedilerine yeniden kavutuunu ve sabrla nian
almay srdrdn yazarken Tarrou bu atele ilgili, ou lmle sonlanm on kadar
vaka anlabileceini belirtiyordu.

Belge olmas asndan son olarak Tarrou'nun izdii Rieux betimlemesi yeniden
yazlabilir. Anlatcnn grd kadaryla geree olduka bal kalnm:

"Otuz beinde gsteriyor. Orta boylu. Gl omuzlar. Aa yukar dikdrtgen yz.


Karanlk ve dik bakl gzler, ancak ene kemikleri kk. Burun yapl ve dzgn.
Ksack kesilmi siyah salar. Neredeyse her zaman s-kl duran etli dudaklarla az
yay gibi. Yanm teni, siyah tyleri, hep koyu renkli ancak ona yakan giysileriyle
Sicilyal bir kyl havas var.

"Hzl yryor. Kaldrmlardan duruunu deitirmeden iniyor, ama kar kaldrma


karken her seferden ikisinde hafife zplyor. Arabasnn direksiyonunda dalgn ve
yn belirten sinyallerini hep ak unutuyor, dnn tamamladktan sonra bile. Bana
hibir zaman bir ey takmyor. Bilgi sahibi bir havas var."

32

Tarrou'daki saylar doruydu. Doktor Rieux de bu konuda bireyler biliyordu. Kapcnn


bedeni tecrit edildikten sonra, u kask ateleriyle ilgili olarak sorular sormak zere
Richard'a telefon etmiti.

Bundan hibir ey anlamadm, demiti Rchard. ki l, biri krk sekiz saatte, teki
gnde. Sonuncusunu bir sabah tm nekahet belirtilerini gstermiken brakmtm.

Baka vaka olursa bana haber verin, dedi Reux.


Birka doktoru daha arad. Bylece yrtt soruturma birka gn iinde yirmi kadar
benzer vaka olduu sonucunu verdi. Hemen hemen hepsi lmle sonulanmt. Bunun
zerine Oran Doktorlar Odas Bakan Ric-hard'dan yeni- hastalarn tecrit edilmesini
rica etti.

Bu konuda bir ey yapamam, dedi Richard. Valiliin nlemleri gerekleri. Zaten kim
size bulama tehlikesi var dedi ki?

Hibir ey, ancak belirtiler endie verici.

Yine de Richard 'byle bir sfat olmad'n dnyordu. Tm yapabilecei valilie,


valiye bundan sz etmekti.

Ancak onlar konuadursun, hava bulanyordu. Kapcnn lmnn ertesinde g


byk bir pus kaplad. Seli andran ksa yamurlar kentin zerine indi; bu beklenmedik
su basknlarn frtnal bir scak izliyordu. Deniz bile derin mavi rengini yitirmi, puslu
gn altnda, gz actan gm ya da demir rengi parltlara brnyordu. Bu
ilkbaharn rutubetli sca yaz mevsiminin bunaltc scan zletiyordu. Bir dzlk
zerinde salyangoz biiminde kurulmu, ok az blm denize alan kentte i karartc

Veba

33/3bir uyuukluk egemendi. Kentin sval, uzun duvarlar boyunca, tozlu vitrinli
sokaklar arasnda, kirli sar renkteki tramvaylarda insan kendini biraz gn klesi gibi
hissediyordu. Yalnzca Rieux'nn u yal hastas bu dnemin keyfine varmak iin
astmn alt ediyordu.

Hava snyor, diyordu, bronlara iyi gelir bu. Gerekten de hava snyordu, bir
ateten ne eksik ne

fazla. Tm kentin atei vard, en azndan Rieux, Cot-tard'n intihar giriimiyle ilgili
soruturmaya katlmak zere Fadherbe Sokana gittii sabah bu izlenime kaplyordu.
Ancak bu izlenim ona mantksz geliyordu. Kendisini tedirgin eden uralara ve
sinirlilie balyordu bunu, acele olarak dncelerini bir dzene sokmak gerektiini
kabul etti.

Geldiinde komiser henz orada deildi. Grand sahanlkta bekliyordu, nce onun evine
girmeye karar verdiler, kapy ak braktlar. Belediye memuru iyice batan savma
denmi iki odal bir dairede oturuyordu. Burada yalnzca iki szln ssledii
ahap bir raf ve zerinde yar yarya silinmi, ancak hl okunabilen 'iekli bahe
yollar' szckleri bulunan bir karatahta gze arpyordu. Grand'a gre Cottard geceyi
iyi geirmiti. Ancak sabah ba aalaryla ve hibir tepki gsteremez bir halde
uyanmt. Grand yorgun ve sinirli grnyordu; bir aa bir yukar dolap duruyor, el
yazsyla yazlm sayfalarla dolu bir dosyay bir ayor, bir kapyordu.

Bu arada doktora Cottard' iyi tanmadn, ancak biraz mal mlk olduunu sandn
syledi. Cottard tuhaf bir adamd. Uzun sre ilikileri, merdivende karlatklarnda
birka merhabay gememiti.

Onunla yalnzca iki kez sohbet ettim. Birka gn nce eve getirdiim bir kutu
tebeiri dktm. Mavi ve krmz tebeirler vard. O srada Cottard sahanla kt ve
onlar toplamama yardm etti. Bu deiik renklerdeki tebeirlerin ne ie yaradn
sordu.

34

Grand da ona yeniden biraz Latince altn anlatmt. Liseden bu yana bilgileri
azalmt.

Evet, dedi doktora, Franszca szcklerin anlamn daha iyi bilmek iin bunun
yararl olduunu bana sylediler.

te karatahtasna Latince szckler yazyordu. Szcn ad ve eylem ekimlerine gre


deien blmn mavi tebeirle, szcklerin hi deimeyen blmlerim krmz

tebeirle yazyordu.

Cottard'in iyice anladn sanmyorum, ama ilgilenmi gibiydi ve benden bir krmz
tebeir istedi. Biraz armtm, ama sonuta... Bunu tasars iin kullanacan tahmin
edemezdim elbette.

Reux ikinci sohbetin konusunu sordu. Ancak yannda sekreteriyle komiser geliyordu,
ncelikle Grand'n aklamalarn dinlemek istiyordu. Doktor Grand'n Cottard'dan sz
ederken onu hep 'umutsuz adam' diye andn fark etti. Hatta bir ara 'ldrc karar'
deyimini kulland. ntiharn nedeni zerinde konutular ve Cottard szck seiminde kl
krk yaryordu. Son olarak 'zel aclar' szckleri zerinde durdular. Komiser Cottard'n
davranlarnda onun 'kararllk' dediiyle ilgili herhangi bir ey hissedip etmediini
sordu.

Dn benden kibrit istemek iin kapm ald, dedi Grand. Ona bir kutu kibritimi
verdim. Komular arasnda olur... diyerek zr diledi. Sonra bana kutuyu geri
vereceim vaat etti. Onda kalmasn syledim.
Komiser, memura, Cottard'da bir tuhaflk olup olmadn sordu.

Bana tuhaf gelen, konumay srdrmek istiyormu gibi bir hali olmasyd. Ancak
ben alyordum.

Grand Rieux'ye dnd ve skkn bir havayla ekledi:

Kiisel bir alma.

te yandan komiser, hastay grmek istiyordu. Ancak Rieux ncelikle Cottard' bu


ziyarete hazrlamann yerinde olacan dnyordu. Odaya girdiinde

35yalnzca griye bakan bir flanel giymi olan Cottard yatanda dorulmu ve endieli
bir yz ifadesiyle kapya doru dnmt.

Polis, deil mi?

- Evet, dedi Rieux, hareket etmeyin. ki formaliteden sonra rahata kavuacaksnz.

Ancak Cottard bunun bir ie yaramayacan ve polisten holanmadm syledi. Rieux


biraz sabrszlk gzlemledi.

Ben de polise baylmyorum. Bu ii bir kerede bitirmek iin sorularna abuk ve


doru biimde yant vermek sz konusu.

Cottard sustu ve doktor yeniden kapya doru dnd. Ancak adamcaz yine onu
aryordu ve yataa yaklanca doktorun ellerini tuttu:

Hasta birisine, kendini asm bir adama dokunamazlar deil mi doktor?

Rieux bir an ona dikkatle bakt ve sonunda asla byle bir eyin sz konusu olmadna
ve kendisinin hastasn korumak iin orada olduuna onu inandrd. Adamn gerginlii
azalr gibi oldu ve Rieux komiseri ieri ald.

Cottard'a Grand'n tanklk belgesi okundu ve ona eyleminin nedenlerini aklayp


aklayamayaca soruldu. Komisere bakmadan, yalnzca, 'zel aclar; ok iyiydi,' diye
yant verdi. Komiser buna bir daha girimek isteyip istemediini sorarak onu sktrd.
Cottard canlanarak, hayr, diye yantlad ve tek istediinin rahat braklmak olduunu
syledi.

Komiser sinirli bir ses tonuyla:


Size unu belirteyim, u anda bakalarnn rahatn karan sizsiniz.

Ancak Rieux'nn bir iaretiyle konu burada kesildi. Komiser karken:

- Tahmin edersiniz, u ateten sz edileli beri daha yapacak ok iimiz var, diye i
geirdi.

36

. Doktora bunun ciddi bir ey olup olmadn sordu, Rieux bu konuda hibir ey
bilmediini syledi.

Zaman geldi, hepsi bu, diye sz balad komiser. Kukusuz, zaman gelmiti. Gn
boyunca, zaman getike her ey yze gze bulayordu ve Rieux her ziyarette
kaygsnn arttn hissediyordu. Ayn gnn akam, d mahallede yal hastann bir
komusu ellerini kasklarna bastrm, sayklamalarla kusuyordu. Yumrular kapcnn-
kilerden ok daha bykt. Bir tanesi irinlenmeye balamt ve az sonra bozulmu bir
meyve gibi ald. Rieux eve dnnce ildeki ecza deposunu arad. Meslei gerei ald
notlar o tarihte yalnzca unu gsteriyor: 'Olumsuz yant.' Ve o sralarda benzer vakalar
iin onu aryorlard. banlar yarmak gerekiyordu, oras kesindi. Ha biiminde iki
bisturi darbesiyle yumrulardan kanla kark koyu bir sv akyordu. Ac iindeki
hastalarn kanlar akyordu. Ancak lekeler karn ve bacaklarda da beliriyordu, bir
yumrunun irinlenmesi duruyor, sonra yeniden balyordu. ounlukla hasta berbat bir
koku iinde lyordu. Fare olaynda iyice enesi dk davranan basn artk tek sz
etmez olmutu. nk fareler sokakta, insanlar evlerinde lr. Ve gazeteler yalnzca
sokakla ilgilenir. Ancak valilik ve belediye konu zerinde dnmeye balamlard.
Doktorlarn her birinin iki vaka dnda bir bilgisi olmad srece kimse kln
kprdatmay dnmemiti. Ancak sonunda birisinin aklna bir hesap yapma fikrinin
gelmesi yetti. Hesabn sonucu iler ayd. Hemen hemen birka gn iinde lmle
sonulanan vakalar katland ve bu tuhaf hastalkla ilgilenenlerin gznde gerek bir
salgnn sz konusu olduu kesinlik kazand. Rieux'den ok yal olan meslekta Castel
de onu grmek iin bu n seti.

Tabii ki siz bunun ne olduunu biliyorsunuz Rie-

ux? dedi.

Tahlillerin sonucunu bekliyorum.

37 Ben, biliyorum. Ve benim tahlile ihtiyacm yok. Mesleimin bir blmn in'de
yaptm ve yirmi yl nce Paris'te birka vaka grdm. Yalnz o vakalara hemen bir ad
vermeyi gze alamadlar. Kamuoyu kutsaldr: aknla yer yoktur, zellikle aknlk
olmaz. Hem sonra bir meslektan da dedii gibi: "Olamaz bu, herkes Bat'da bunun
ortadan yok olduunu biliyor." Evet, herkes bunu biliyordu, ller dnda. Haydi Reux,
sz de benim gibi bunun ne olduunu iyi biliyorsunuz.

Rieux dnyordu. Brosunun penceresinden krfezin uzanda bir boaz gibi kapanan
tal yalyara bakyordu. Mavi rengine karn gkyznn saatler akama doru
ilerledike yumuayan solgun bir parlts vard.

Evet Castel, dedi, neredeyse inanlmas olanaksz. Ama aka bu veba gibi
duruyor.

Castel ayaa kalkt ve kapya yneldi.

Bizi nasl yantlayacaklarn biliyorsunuz, dedi yal doktor: Yllardr lman


lkelerde izine rastlanmyor.

Ne demek, izine rastlanmyor? diye yantlad Rieux omuz silkerek.

Evet. Ve unu unutmayn: Paris'te bile oldu, yaklak yirmi yl nce.

yi. imdi bir zamanlar olduundan daha ciddi olmamasn umut edelim. Ama
gerekten inanlmaz!

38

'Veba' szc ilk kez aza alnyordu. Anlatnn bu noktasnda Bernard Rieux
penceresinin gerisinden yalyara bakadursun, anlatcnn, doktorun iinde bulunduu
kararszlk ve aknl aklamasna izin verilecektir; nk farkllklarla da olsa onun
tepkisi yurttalarmzn ounun tepkisiyle aynyd. Gerekten de felaketler ortak bir
eydir, ancak banza geldiinde inanmakta glk ekilir. Dnyada savalar kadar
vebalar da meydana gelmitir. Vebalar da, savalar da insan hazrlksz yakalar.
Kentliler kadar, Doktor Rieux de hazrlkszd; bylece onun kararszlklarn
anlamalyz. Onun endie ve gven arasnda skp kalmasn da bylece anlamalyz.
Bir sava patladnda insanlar : "Uzun srmez bu, ok aptalca!" derler. Ve kukusuz bir
sava ok aptalcadr, ancak bu onun uzun srmesini engellemez. Budalalk hep direnir,
insan hep kendisini dnmese bunun farkna varabilirdi. Bu adan burada oturanlar da
herkes gibiydi, kendilerini dnyorlard; bir baka deyile hmanisttiler; felaketlere
inanmyorlard. Felaket insana yakmaz, onun iin felaket gerekddr, geip gidecek
kt bir ryadr, denir. Ancak her zaman da geip gitmez, kt ryalar arasnda insanlar
geip gider ve nlemlerini almadndan bata hmanistler gider. Yurttalarmz da
bakalarndan daha az ya da ok sulu deildi; alakgnll olmay unutuyorlard, hepsi
bu ve kendileri iin hl her eyin olanakl olduuna inanyorlard; bu durum da
felaketlerin olanakszln varsayyordu. lerini yapmay srdryorlard, yolculuklar
ayarlyorlard ve dnceleri vard. Gelecei, yolculuklar ve tartmalar ortadan
kaldran bir vebay nasl dnecekler-

39di ki? Kendilerini zgr sanyorlard, oysa felaketler olduka kimse asla zgr
olmayacak.

Doktor Rieux, saa sola dalm bir avu hastann, habersizce, vebadan lmeye
gelmesini arkadayla konuurken doruladnda bile tehlike onun iin hl gerek
dyd. Nedeni basit, insan doktor olduunda acyla ilgili bir fikir edinir ve hayal gc
biraz daha fazladr. Doktor penceresinden deiiklie uramam kentine bakarken,
endie diye adlandrlan, gelecek karsnda iinde hafif bir tiksinme duygusunun
doduunu henz hissetmeye balyordu. Bu hastalkla ilgili bildiklerini kafasnda
toparlamaya alyordu. Belleinde saylar uuuyordu ve tarihin grd otuz kadar
byk vebann yaklak yz milyon kiinin lmyle sonulandn aklndan
geiriyordu. Ancak yz milyon l nedir? Savata insan ly diriyi bilmez. Nasl l
bir adam ancak l halde grldnde nem tarsa, tarih sahnesine salm yz
milyon ceset de hayalimizde silik bir grntden baka bir ey deildir. Doktor,
Prokopios'a gre, gnde on bin kurban veren Konstantinopolis vebasn dnyordu.
On bin l byk bir sinemann mteri saysnn be kat eder. te yaplmas gereken
buydu. Be sinemann knda insanlar toplayp kentte bir meydana gtrmek ve
olaylar daha net grebilmek iin onlar ynlar halinde ldrmek. En azndan o zaman
bu adsz kalabala tandk yzler taklabilirdi. Ancak, gerekletirilemeyecek bir ey
bu doal olarak, hem sonra on bin yz kim tanr? Zaten Prokopios gibi, insanlar
saymay bilmiyorlard, herkes bilir bunu. Yetmi yl nce Kanton'da, felaket insanlara
ilimeden, krk bin fare vebadan lmt. Ancak 1871'de fareleri saymann bir yolu
yoktu. Yaklak, toptan hesaplar yaplyordu, belirgin yanlma paylan vard. Yine de,
eer bir fare otuz santimetre boyundaysa, u uca eklenmi krk bin fare...

Ancak doktor sabrszlanyordu. Kendini olaylarn akna brakyordu ve bunu


yapmamak gerekirdi. Birka

40

vakadan salgn olmaz ve nlem almak yeterlidir. Eldeki bilgilere bakmak gerekiyordu:
aknlk ve bitkinlik, kzarm gzler, pis bir az, ba arlar, deri st kabarcklar,
korkun susuzluk, sayklama, bedende lekeler, endie ve tm bunlarn sonunda... Tm
bunlarn sonunda, Rie-ux'nn aklna bir tmce geliyordu, belirtileri sralad el
kitabnn sonunu getiren u tmce: 'Nabz iyice der ve anlamsz bir hareket sonucunda
lm gelir.' Evet, tm bunlarn sonunda, bir ipin uundaydk ve insanlarn drtte ,
kesin say buydu, onlar eken bu anlamsz hareketi yapmak iin sabrszlanyordu.

Doktor hl pencereden bakyordu. Camn dnda ilkbaharn serin g, iinde, odada


nlamasn srdren szck: Veba. Szck, bilimin ona ykledii zellikleri
kapsamyordu yalnzca; olaanst bir dizi grnty de kapsyordu; bu saatte orta
karar bir hareketlilik iinde, grltden ok uultunun duyulduu, ayn anda hem mutlu
hem tasal olunabilirse eer, zetle mutlu diye nitelenebilecek, sar ve gri renkli bu
kentle hi badamayan grntler. Ve ylesine barla dolu ve ylesine kaytsz bir
dinginlik eski felaket grntlerini pek de glk ekmeden yok sayyordu; vebaya
bulanm ve kularn terk ettii Atna, sessizce ac ekenlerle dolu in kentleri,
Marsilya'da sznt iindeki bedenleri ukurlara st ste gmen zindan hkmlleri,
Provence'da vebann deli rzgrn durdurmas iin ina edilen byk duvar, Yafa ve o
iren dilencileri, Konstantinopolis hastanesinin ezilmi toprana yapm nemli ve
rm yataklar, kancalarla yerlerinden ekilen hastalar, Kara Veba srasnda
hekimlerin maskeli karnaval, canllarn Milano mezarlnda birlemeleri, korku
iindeki Londra'da l tayan el arabalar ve her yerde, her zaman insann bitip
tkenmez lyla dolu geceler ve gndzler. Hayr, tm bunlar bugnn huzurunu
bozacak denli gl deildi henz. Pencerenin teki tarafnda seilmeyen bir tramvayn
dd anszn nlyor ve bir saniyede zulm ve acy deersiz klyordu. Ev-

41lerin soluk renkli, damal grntsnn ucundaki deniz dnyada endie ve rahatszlk
verici ne varsa onun kantyd yalnzca. Ve krfeze bakan Doktor Rieux, Lucretius'un
szn ettii ve hastaln akna evirdii Atinallarn denize kar ydklar u
odunlar dnyordu. Gece boyunca buraya lleri tayorlarm, ancak yer
yetmiyormu ve hayatta kalanlar sevdiklerinin cesetlerini buraya koyabilmek iin, onlar
brakmaktansa kanl kavgalara girierek, ellerindeki mealelerle birbirlerine
vuruyorlarm. Dingin ve karanlk sularn karsnda kzaran odunlar, kvlcmlarn tr
tr trdad gecenin iindeki o meale kavgalar ve tetikte duran ge ykselen
zehirli, youn dumanlar dnlebilirdi. Korkuya kaplabilinrdi...

Ancak bu ba dndrc gerek, akl karsnda dire-nemiyordu. 'Veba' szcnn


aza alnd doruydu, tam o anda felaketin sarst ve iki ya da kurban verdii de
doruydu. Ne yapalm, durabilirdi bu. Yaplmas gereken, kabul edilmesi gerekeni kabul
etmek ve son olarak, gereksiz glgeleri kovalamak ve uygun nlemleri almakt. Sonra,
veba duracakt, nk kendinin ne olduunu ya bilmiyor ya da yanl biliyordu. Eer
durursa, bu da en olas durumdu, her ey yoluna girecekti. Tersi durumday-sa, sonradan
onu yenmek iin nceden nlem alma olana bulunmuyorsa, onun ne olduu
renilecekti.
Doktor pencereyi at ve birden kentin grlts kabard. Komu atlyeden elektrikli
bir testerenin ksa ve yinelemeli, vnlayan sesi geliyordu. Rieux silkindi. Gerek orada,
gnlk almadayd. Gerisi olaylarn akna ve anlamsz hareketlere balyd, buna
taklp kalnamazd. Esas olan, iini iyi yapmakt.

joseph Grand'n geldii haber verildii srada Doktor Rieux bu dnceler iindeydi.
Belediye memuru olarak ve orada ok deiik ilere bakmasna karn onu geici olarak
medeni hal istatistik biriminde grevlendiriyorlard. Bylece lmlerin bir toplamn
yapmak durumundayd. Ve kendi isteiyle sonularn bir rneim Reux'ye getirmeye
karar vermiti.

Doktor, Grand' komusu Cottard'la ieri girerken grd. Memur elinde bir kt
sallyordu.

Saylar ykseliyor doktor, dedi: Krk sekiz saatte

on bir l.

Rieux, Cottard'a selam verdi ve nasl olduunu sordu. Grand, Cottard'n doktora
teekkr etmeye ve neden olduu skntlardan tr zr dilemeye geldiini syledi.
Ancak Rieux istatistik raporuna bakyordu:

Haydi, dedi Rieux, belki de artk bu hastal adyla anmaya bir karar vermek gerek.
imdiye kadar sallandk durduk. Ama benimle gelin, laboratuvara gitmeliyim.

Evet evet, diyordu Grand doktorun peinden merdivenleri inerken. Her eyi adyla
anmak gerek. Ama nedir

bu ad?

Size syleyemem, zaten bir iinize de yaramaz.

Gryorsunuz ya, diye glmsedi memur. yle

kolay deil.

Place d'Armes'a yneldiler. Cottard hi konumuyordu. Sokaklar kalabalklamaya


balyordu. Memleketimizin o kaamak gnbatm gecenin karsnda ekilmeye
balamt bile ve ilk yldzlar henz duruluunu yitirme-mi ufukta beliriyordu. Birka
saniye sonra sokaklarn te-

43
42peindeki lambalar yanarak g solgunlatrd ve konumalarn grlts bir ton
daha ykseldi.

- Beni affedin, dedi Grand, Place d'Armes'n kesinde. Ancak bizim oraya giden
tramvaya binmeliyim. Akamlarm kutsaldr. Bizim memlekette dedikleri gibi: 'Bugnn
iini yarna brakma.'

Rieux, Montelimard'da domu olan Grand'n, memleketine zg deyimleri anma ve


ardndan hibir yerde rastlanmayan 'dsel bir zaman' ya da 'masals bir k' trnden
birtakm kalplam szler ekleme huyunu nceden fark etmiti.

Evet, dedi Cottard, bu doru. Akam yemeinden sonra onu evinden dar
karamazsnz.

Rieux, Grand'a belediye adna m altn sordu. Grand hayr, diye yantlad, kendisi
iin alyordu.

Eh! dedi Rieux bireyler demi olmak iin, bari ilerleme var m?

Orada yllardr altma gre, ister istemez var. Ancak yine de bir bakma ok
fazla ilerleme yok gibi.

Ama sonuta nedir sorun? dedi doktor durarak. Grand yuvarlak apkasn byk
kulaklarnn zerine

indirerek aznda bireyler yuvarlad. Rieux bir kiiliin geliimiyle ilgili bireylerin
sz konusu olduunu sezer gibi oldu. Ancak memur onlardan ayrlm, kk aceleci
admlarla incir aalan altnda, Boulevard de la Marne'dan yukar kmaya balamt
bile. Laboratuvarn kapsnda Cottard, bir ey danmak iin doktoru grmeye gelmek
istediini syledi. Elleriyle cebindeki istatistik raporuyla oynayan Rieux onu muayeneye
ard, ancak sonra fikir deitirerek ertesi gn onun mahallesine geleceini ve
akamst onu grmek iin urayacan syledi.

Doktor Cottard'dan ayrlrken Grand' dndn fark etti. Onu bir vebann ortasnda
dnyordu. Ancak, kukusuz ciddi boyuta varmayacak olan imdiki vebann deil de
tarihin u byk vebalarndan birinin ortasnda. 'O, bu gibi durumlardan etkilenmeyecek
insanlardan.' Ve-

44

l
bann zayf yapl insanlar etkilemediini ve zellikle gl yapllar, yok ettiini
okuduunu anmsyordu. Bu konuyu dnrken doktor, memurun gizemli bir havas
olduunu dnyordu.

Gerekten de, ilk bakta Grand kk bir belediye memuruydu; bu da hal ve tavrna
sinmiti. Uzun boylu ve zayf bedeniyle daha uzun kullanrm kandrmacasyla
kendine hep ok byk setii giysilerinin iinde yzyordu. Alt enesindeki dilerinin
ou yerinde duruyorduysa da st enesindekileri yitirmiti. zellikle st dudan
yukar eken gl bylece ona glgeli bir az grnts veriyordu. Bu grntye bir
de papaz okulu rencilerini andran yry, duvar dibinden yrme ve kaplardan
kayarcasna geme sanat, mahzen ve duman kokusu, anlamszln tm yzleri
eklenince, kentin hamam tarifelerini gzden geirme ya da gen bir dzeltmene ev
plerinin kaldrlmasyla ilgili bir rapor iin gereken bilgileri hazrlama iine kendini
vermi, alma masasnn bandan baka bir yerde dnlemeyecei anlalacaktr.
Hibir eyden habersiz birisinin gznde bile o, gnlk altm iki franka geici
belediye hizmetlerinin ufak tefek ancak kanlmaz grevlerini yapmak zere dnyaya
gelmi gibiydi.

e bavuru ktlarnn zerinde, 'meslek' szcnn karsna bunu yazard. Yirmi iki
yl nce, paraszlk yznden nne geemedii bir karmaann ardndanbu ii kabul
etmiti; dediine gre abuk yoldan 'esas atamasnn' yaplacana inandrmlard onu.
Yalnzca, bir sre iin, kentimizin ynetiminde beliren hassas sorunlar karsnda
yeteneini kantlamasyd sz konusu olan. Sonradan, rahat yaamasn salayacak bir
dzeltmen kadrosuna atanmas iten bile deildi, bu konuda gvence vermilerdi.
Kukusuz Joseph Grand' harekete geiren hrs deildi, hznl bir glmsemeyle kendi
yaamnn gvencesi kendisiydi. Ancak drst olanaklarla edinilmi maddi bir yaam
dncesi ve buna bal olarak gzde uralarna hi ekinmeden kendini verme olana
da ona aka gz krpyor-

45du. Ona yaplan teklifi kabul etmesi onurlu nedenlerden, hatta denebilir ki, bir lkye
ballktan ileri geliyordu.

Uzun yllardr, bu geici durum sryordu, yaam snrsz oranlarda pahallanmt ve


birka genel zam yaplmasna karn, Grand'n maa hl glnt. Rieux'ye bundan
yaknmt, ancak kimsenin bunu dnd yoktu sanki. te Grand'n zgnl ya da
en azndan zgnlk gstergelerinden biri de burada bulunmaktadr. Aslnda, kendisinin
de emin olmad haklar deilse bile, en azndan ona verilmi gvenceleri ileri
srebilirdi. Ancak, ncelikle onu ie alan bro efi uzun sre nce lmt, hem zaten
kendisi de verilen szleri tam olarak anmsamyordu. Son olarak ve en nemlisi, Joseph
Grand ne diyeceini bilemiyordu.
Rieux'nn de grd gibi, ite bu zellii hemeri-mz Grand' en iyi biimde
betimliyordu. Gerekten de, uzun uzun tasarlad istek mektubunu yazmasn ya da
koullarn getirdii giriimde bulunmasn hep bu zellii engelliyordu. Ona bakarsanz
zerinde fazla ayak diretmedii 'hak' szcn ya da hak ettiini istemesi ve bylece
ilgilendii ilerin alakgnlllyle pek badamayacak bir kstahlk gibi
alglanabilecek 'verilen szler' szcn kullanma konusunda kendisini zellikle
engellenmi hissediyordu. Bir baka ynden de, 'iyi yreklilik', 'rica etmek', 'minnet'
gibi kendi deeriyle uzlamayacak szleri de kullanmay reddediyordu. te bylece,
doru szc bulamamaktan tr, hemerimiz ok ileri bir yaa kadar ne olduu
belirsiz grevlerini yapmay srdrd. Kald ki, hep u doktor Rieux'nn de dedii gibi,
durum ne olursa olsun, maddi yaamnn gvence altnda olduunu yaayarak grd,
nk her eyden te, gereksinimlerini elindeki kaynaklara gre ayarlamas onun iin
yeterliydi. Bylece kentin nde gelen sanayicilerinden olan belediye bakannn gzde
szlerinden birisinin doruluunu anlad; adam byk bir inanla, (yrtt mantn
tm arln stlenen bu szcn zerinde duruyordu), sonunda kimse-

46

nin alktan ld grlmemitir, diye kesnliyordu. Durum ne olursa olsun, Joseph


Grand'n srdrd yar mnzevi yaants onu bu trden tm kayglardan arndr-
mt gerekten. O kendine uygun szckleri aramay srdryordu.

Bir bakma onun yaamnn rnek bir yaam olduu sylenebilir. Her yerde olduu gibi
kentimizde de az bulunan, hep olumlu duygularnn cesaretini tayan u insanlardand.
Kendi hakknda aa vurduu ok az ey, aslnda onun iyi yanlarn ve gnmzde
aa vurmaya cesaret edemediimiz ballklar gsteriyordu. Ailesinden kalan ve iki
ylda bir Fransa'ya ziyaretine gittii tek akrabas olan kz kardeini ve yeenlerini
sevdiini sylerken yz kzarmyordu. Daha genken yitirdii anne ve babasnn
ansnn ona hzn verdiini kabul ediyordu. Akam saat bee doru mahallesinde tatl
tatl nlayan bir an her eyin tesinde sevdiini saklamyordu. Ancak bylesine basit
duygular dile getirmek iin en ufak bir szck ona binlerce acya patlyordu. Sonunda
bu glk onun en byk derdi olmutu: "Ah doktor," diyordu, "kendimi dile getirmeyi
nasl da renmek isterdim!"

O akam doktor, memurun gidiine bakarken Grand'n ne demek istediini


birden anlyordu: Bir kitap ya da onun gibi bir ey yazyordu kukusuz. Sonunda geldii
laboratuvara varana kadar Rieux'nn bu dncesi ke-sinleiyordu. Bu izlenimin
budalaca olduunu biliyordu, ancak iinde onurlu alkanlklarla uraan alakgnll
memurlarn da bulunabildii bir kentte vebann nasl yerleebileceini anlayamyordu
bir trl. Tam olarak bu gibi alkanlklarn vebann orta yerinde olmasn akl
almyordu ve bylece pratikte vebann kentliler arasnda bir gelecei olmad kansna
varyordu.

47Ertesi gn Rieux gereksiz bulunan bir diretmeyle vilayete bir salk kurulunun
arlmasn salyordu.

- Halkn endielendii doru, diye durumu onaylamt Richard. stelik dedikodular da


her eyi abartr. Vali bana dedi ki: "stiyorsanz hemen yapalm bu , ama sessizce."
Zaten bunun yanl alarm olduuna inanyor.

Bernard Rieux, valilie gitmek zere Castel'i arabasna ald.

lde serum bulunmadn biliyor musunuz, dedi bu sonuncusu.

Biliyorum. Depoya telefon ettim. Mdr aknlktan donakald. Bunu Paris'ten


getirtmek gerek.

Uzun srmeyeceini umarm.

- Telgraf ektim bile, diye yantlad Rieux. Vali scak davranyordu, ancak sinirliydi.

- Balayalm baylar, diyordu. Durumu zetlemeli

mym.''

Richard bunun gereksiz olduunu dnyordu. Hekimler durumu biliyorlard. Sorun


yalnzca hangi nlemlerin alnmasnn uygun olacayd.

Sorun, veba m yoksa baka bir ey mi sz konusu, onu bilmek, dedi anszn yal
Castel.

ki hekim aknlklarn belirttiler. tekiler tereddt ediyor gibiydiler. Vali ise


irkildi ve kapya dnd, sanki kapnn bu feci haberin koridorlarda yaylmasn
engellediini grmek istercesine. Richard aknla boyun ememek gerektiini
dndn belirtti: Kask blgesinde komplikasyonlar karan bir ate sz konusuydu
ve yaamda olduu gibi bilimde de varsaymlar her zaman tehlikeli olacandan, bundan
baka bir ey sylenemezdi. Sa-

48

kin sakin sararm byn kemiren yal Castel ak renk gzlerini Rieux'ye doru
kaldrd. Sonra iyilik dolu bakn toplulua evirdi ve bunun veba olduunu iyi
bildiini ancak kukusuz bunu resmi olarak tanmann acmasz nlemler almay zorunlu
klacan belirtti. Temelde bunun meslektalarnn geri ekilmesine yol atn
biliyordu ve bundan dolay onlarn huzuru iin bunun veba olmadn kabul etmek
istiyordu. Vali yerinde kmldand ve durum ne olursa olsun bunun iyi bir dnce
biimi olmayacan

bildirdi.

nemli olan dnce biiminin iyi olup olmamas

deil, dndrmesidir, dedi Castel.

Rieux sze karmadndan, ona fikrini sordular:

Tifse benzeyen bir ate sz konusu, ama ilikler ve kusmalar da beraberinde


getiriyor. Ben o yumrular yardm. Bylece tahliller iin bireyler elde edebildim, bu
konuda laboratuvar vebann yass basillerini saptadn sanyor. Tam olarak bir ey
sylemek gerekirse, mikrobun baz zgl deiimlerinin geleneksel tanma uymadn
da

sylemek gerekir.

Richard bunun tereddtlere yol atna ve en azndan, birka gn nce balanan tahlil
dizisinin istatistiksel sonucunu beklemenin gerekli olduuna dikkat ekti.

Eer mikrop, dedi Rieux ksa bir sessizlikten sonra, gn iinde bir dala
bytebiliyor, barsak boumlarn bir portakal byklne ve lapa kvamna
dntre-biliyorsa hi de tereddte yol amaz. Enfeksiyonun yuvaland yerler srekli
artyor. Hastaln yaylmasna baknca durdurulmazsa iki ay dolmadan kentin yarsn
ldrebilir. Bylece bunu ister veba, ister ate diye adlandrn, pek nemi yok. nemli
olan tek ey, bunun kentin yarsn ldrmesine engel olmanz.

Richard hibir eyin kt yann grmemek gerektiini, zaten salgnn da


kantlanmadn dnyordu, nk kendi hastalarnn yaknlar hl salamd.

Veba 49/4- Ama bakalar ld,


diye dikkati ekti Rieux. Tabii salgn kesin deil, yoksa sonsuza doru bir matematiksel
art ve yldrm hzn andran bir nfus azalmas olurdu. Sz konusu olan, bir eyin
kt yann grmek deil, nlem almak.

Bununla birlikte Richard, eer hastalk kendiliinden durmazsa, onu durdurmak iin
yasann ngrd koruyucu nlemlerin alnmas gerektiini, bunun iin de vebann sz
konusu olduunu resmen tanmak gerektiini, bu konuda tam bir kesinlie varlmadn,
dolaysyla zerinde dnlmesi gerektiini anmsatarak durumu zetlemeyi
dnyordu.

Sorun, yasann ngrd nlemlerin ciddi olup olmamas deil, diye steledi
Rieux, bunlarn kentin yarsnn lmesini engellemek iin gerekli olup olmad. Gerisi
ynetimin ii ve ite bizim kurumlarmz da bu sorunlar halletmek iin bir vali
ngrm.

Kukusuz, dedi vali, ama benim iin, sizin bir veba salgnn resmen tanmanz
gerekiyor.

Eer bunu resmen tanmasak bile, dedi Rieux, yine de kentin yarsn ldrme
tehlikesi var.

Richard biraz sinirli bir tavrla araya girdi.

Gerek u ki, meslektamz vebaya inanyor. Onun sendromu anlatmas bunu


kantlyor.

Rieux bir sendromu anlatmadn syledi, grdn anlatmt. Ve onun grd,


ikinlikler, lekeler, krk sekiz saatte lmle sonulanan sayklamal atelerdi. Acaba
Msy Richard salgnn ciddi koruyucu nlemler olmakszn duracan ileri srme
sorumluluunu stlenebilir miydi?

Richard duraksad ve Rieux'ye bakt:

Samimi olarak bana ne dndnz syleyin, veba olduundan emin misiniz?

Sorunu ortaya yanl koyuyorsunuz. Bu bir szck sorunu deil, bu bir zaman sorunu.

50

- Anlalan, veba sz konusu deilse bile, yine de veba srasnda bavurulan koruyucu
nlemlerin alnmas gerektii dncesindesiniz, dedi vali.

- Eer bir dncem olmas gerekiyorsa, evet, byle

dnyorum.

Hekimler gr alveriinde bulundu ve Richard sonunda yle dedi:


Bylece bu hastalk vebaym gibi davranma sorumluluunu almamz gerekiyor.

Bu zm scak bir ilgiyle kabul grd:

Siz de byle dnyorsunuz, deil mi dostum? diye sordu Richard.

zm beni ilgilendirmiyor, dedi Reux. Yalnzca yle diyelim, kentin yars lme
tehlikesiyle kar karya gelmeyecekmi gibi davranmalyz, nk o zaman kent bu
tehlikeden uzak kalabilir.

Genel rahatszlk srerken Rieux oradan ayrld. Bir sre sonra, kzartma ve idrar kokan
mahallede, kasklar kan iinde, avaz kt kadar haykran bir kadn ona doru
dnyordu.

51Toplantnn ertesi gn ate biraz daha yayld. Gazetelere bile geti, ancak zararsz
bir biimdeydi, nk gazeteler birka antrmadan ileri gitmiyordu. Bununla birlikte,
Rieux, valiliin kentin en cra kelerine alelacele yaptrd kk beyaz duyurulan
okuyabiliyordu. Bu duyurulara bakarak yneticilerin durumu aklkla deerlendirdiini
sylemek gt. nlemler ok ciddi deildi ve kamuoyunu telalandrmamaya zen
gsterildii belliydi. Gerekten de, duyurunun giri blmnde, henz bulac olup
olmad bilinemeyen birka tehlikeli ate vakasnn Oran kentinde ortaya kt
belirtiliyordu. Bu vakalar gerek anlamda endieye kaplmak iin yeterli zellikler
gstermiyordu ve halkn soukkanlln koruyabileceinden kuku duyulmuyordu.
Bununla birlikte, herkesin anlayabilecei bir saknmllk dncesiyle valilik baz
koruyucu nlemler alyordu. Gerektii biimde anlalan ve uygulanan bu nlemler her
tr salgn tehdidini kesinlikle ortadan kaldracak nitelikteydi. Bylece, vali bu kiisel
abasna halknn da en bal biimde katlacandan bir an bile kuku duymuyordu.

Daha sonra duyuruda, kanalizasyonlara zehirli gaz vererek fareyle bilimsel bir
mcadele ilemi ve su datm ebekesinde sk bir denetim gibi genel nlemler
anlatlyordu. Kentte oturanlara en st dzeyde temizlik salk veriliyor ve son olarak
bitli kiiler belediye dispanserlerine arlyordu. te yandan aileler hekimin tan
koyduu vakalar bildirmek ve hastalarnn zel hastane odalarnda tecrit edilmesini
kabul etmek zorundaydlar. Zaten bu odalar hastalar en ksa zamanda ve en yksek
olaslkla tedavi etmek zere donatlmt. Birka ek madde hasta odasnn

52

mikroptan arndrlmas zorunluluu ve ulam arac konusunda uyulmas gerekenleri


belirtiyordu. Bundan baka, ee dosta salk gzetimine uyulmas konusunda gereinin
yaplmas neriliyordu.
Doktor Rieux birden srtn duyuruya evirdi ve muayenehanesinin yolunu tuttu.
Rieux'y bekleyen Joseph Grand onu grnce kollarn kaldrd.

- Evet, dedi Rieux, say ykseliyor.

Bir gn nce kentte on kadar hasta yaamn yitirmiti. Doktor Grand'a Cottard' ziyarete
gidecei iin belki onu da akama greceini syledi.

Haklsnz, dedi Grand. Ona iyilik etmi olursunuz, nk onu deimi buluyorum.

- Nasl?

Kibarlat.

nceden deil miydi?

Grand duraksad. Cottard'n terbiyesiz olduunu syleyemezdi, doru bir ifade olmazd
bu. e kapal ve sessiz bir adamd; hali tavr biraz yabandomuzunu andryordu. Odas,
alakgnll bir lokanta ve olduka gizemli gezmeler; Cottard'n tm yaam buydu.
Resmi olarak arap ve likr iinde temsilcilii vard. Arada srada mterisi olmas
gereken iki adam onu ziyarete geliyordu. Bazen akamlar evinin karsndaki
sinemaya gidiyordu. Hatta oradaki grevli Cottard'n gangster filmlerini tercih ettiini
fark etmiti. Her koulda, Cottard yalnz ve saknml bir yaam srdryordu.

Grand'a gre tm bunlar epey deimiti. Nasl desem bilmiyorum, ancak bana yle
geliyor ki, insanlarn dostluunu kazanmak, herkesi yanna ekmek istiyor, anlyor
musunuz? Benimle sk sk konuuyor, dar davet ediyor ve her zaman nasl geri
evireceimi bilmiyorum.

ntihar giriiminden beri Cottard' kimse ziyarete gelmemiti. Sokaklarda, yiyecek


iecek dkknlarnda hep sempati toplamak istiyordu. Bakkallarla hi bu denli yu-

53muak konuulmam, ya da bir ttn satcs hi bu denli ilgiyle dinlenmemiti.

- u ttnc kadn, diyordu Grand, tam bir ylandr. Cottard'a syledim bunu, ama bana
yanldm ve grmeyi bilen iin iyi ynleri olduunu syledi.

Sonunda Grand iki kez Cottard' kentin sekin lokanta ve kafelerine gtrmt.
Aslnda bu yerlere sk sk gitmeye balamlard.

nsan oralarda rahat ediyor, diyordu; hem sonra dosta bir ortam.
Grand buralardaki personelin Cottard'a gsterdii zeni fark etmiti ve onun brakt
kabark bahileri grnce bunun nedenini anlamt. efin onu kapya kadar uurlayp,
pardssn giymesine yardm ettii bir gn, Cottard, Grand'a yle demiti:

yi bir ocuk, tanklk edebilir.

Neye tanklk edebilir? Cottard duraksamt.

Benim kt bir adam olmadma.

Kald ki, sa solu belli olmuyordu. Bakkaln daha az sevecen davrand bir gn
adamakll fkelenmi bir halde eve dnmt:

Bakalaryla dp kalkyor, srtk, diye yineliyordu.

Kim bakalar?

Herkes.

Hatta Grand ttnc kadnn dkknnda tuhaf bir sahneye tank olmutu. Heyecanl bir
konumann ortasnda, kadn Cezayir kentinde halkn diline dm yeni bir tutuklama
olayndan sz etmiti. Bir kumsalda bir Arap' ldrm, ticaretle uraan bir memurdu
sz konu-

su.

Tm bu ayaktakmm hapse atsalar, demiti ttnc kadn, namuslu insanlar rahat bir
nefes alabilirdi. Ancak tek bir sz etmeksizin kendisini dkkndan dar atan Cottard'm
beklenmedik bu fkesi karsnda szn kes-

54

mek zorunda kalmt. Grand ve satc kadn elleri kollar havada onun kp gitmesine
bakakalmt.

Daha sonra Grand, Rieux'ye Cottard'n karakteriyle ilgili baka deiiklikleri de


bildirecekti. Bu sonuncusunun her zaman ok liberal fikirleri olmutu. En gzde
tmcesi: 'Byk balk kk bal yutar,' bunu iyice kantlyordu. Ancak bir sredir
Oran'n kurulu dzene uyan gazetesinden baka gazete almyordu; halka ak yerlerde
gstere gstere onu okumas da grmezden gelinecek gibi deildi. Ayn biimde,
yataktan kalktktan birka gn sonra, postaneye giden Grand'dan, uzaktaki bir kz
kardee yz franklk posta havalesi yollamasn rica etmiti; her ay yolluyordu bunu.
Ancak tam Grand'n gidecei srada:

Ona iki yz frank gnderin, diye rica etmiti, ona ho bir srpriz olacak. Hi onu
dnmediimi sanyor. Ama gerek u ki, onu ok seviyorum.

Son olarak, Grand'la aralarnda tuhaf bir konuma gemiti. Grand, her akam giritii
almay merak eden Cottard'n sorularn yantlamak zorunda kalmt.

yi, demiti Cottard, bir kitap yapyorsunuz.

yle diyorsanz yle olsun, ancak o kadar basit de-

il. " '

- Ah, ben de sizin gibi yapmak isterdim, diye bard

Cottard.

Grand arm gibiydi ve Cottard sanat olmann pek ok eyi dzelteceini aznda
gevelemti.

Niin? diye sormutu Grand.

nk bir sanatnn bakasna oranla daha fazla haklan vardr, herkes bunu bilir.
Ona ok daha fazla ey

geer.

Yok canm, dedi Rieux, Grand'a, sabahki duyurular, fare hikyesi ou kiinin olduu
gibi, onun da ban dndrm, hepsi bu. Ya da ateten korkuyor.

Grand onu yle yantlad:

Sanmyorum doktor, eer ne dndm renmek istiyorsanz...

55Pencerenin aasndan byk bir egzoz grlts iinde fareyle mcadele arabas
geti. Birbirlerini duyabilecek hale gelinceye kadar Rieux sustu ve dalgn dalgn
memurun ne dndn sordu. teki ona ciddiyetle bakyordu:

Onun, duyulmasndan ekindii bir ey var. Doktor omuz silkti. Komiserin dedii
gibi daha yaplacak ok i vard.
leden sonra, Rieux, Castel'le bir toplant yapt. Serumlar bir trl gelmiyordu.

Zaten ie yarayacak myd, diye soruyordu Reux. Bu basil bir tuhaf.

Yo, ben sizin gibi dnmyorum, dedi Castel. Bu hayvanlarn hep deiik bir havas
var gibidir. Ama temelde hep ayn eydir.

Bunu varsayyorsunuz en azndan. Aslnda bu konuda hibir ey bilmiyoruz.

Tabii varsayyorum. Ama herkes bu durumda. Gn boyunca doktor vebay


dndnde kendisini

saran ba dnmesinin arttn hissetti. Sonunda kendi kendine korktuunu itiraf etti. ki
kez insanlarla dolup taan kafelere girdi. Cottard gibi o da bir insan scaklna
gereksinim duyuyordu. Rieux bunu budalaca buluyordu, ama bu sayede arap ve likr
temsilcisine bir ziyaret sz verdiini anmsad.

Akam Doktor Cottard' yemek odasnda, masann karsnda ayakta buldu. eri
girdiinde masann zerinde alm bir polisiye roman duruyordu. Ancak akam iyice
inmiti ve kukusuz yeni yeni bastran karanlkta okumak gt. Aslnda Cottard bir
dakika nce oturmu ve yar karanlkta dnm olmalyd. Rieux ona nasl olduunu
sordu. Cottard yerine otururken iyi olduunu ve kimsenin kendisiyle ilgilenmediinden
emin olursa daha da iyi olacan homurdanarak syledi. Rieux her zaman yalnz
olunamayacana dikkati ekti.

56

Hayr, yle deil. Ben ii gc size sknt yaratmak olan insanlardan sz ediyorum.

Rieux susuyordu.

Benim durumum yle deil, dikkat edin. Ama u roman okuyordum. te, anszn bir
sabah tutuklanan talihsiz bir adam. Onunla urayorlard ve o hibir ey bilmiyordu.
Brolarda ondan sz ediliyordu, filere ad yazlyordu. Bu adil mi sizce? Bakalarnn
bir insana bunu yapmaya hakk var m?

Duruma bal, dedi Rieux. Bir adan buna kimsenin hakk yok gerekten. Ama tm
bunlar ok nemli deil. ok fazla kapal kalmamak gerek. Dar kmalsnz.

Cottard sinirlenir gibi oldu, bundan baka bir ey yapmadn ve gerekirse tm


mahallenin buna tanklk edeceini syledi. Hatta mahalle dndan bile tandklar
eksik olmuyordu.

Mimar Msy Rigaud'yu tanyor musunuz? Benim

dostlarmdandr.

Odaya iyice karanlk kyordu. Sokak canlanmaya balyordu; darda sessiz ve


rahatlam bir haykr sokak lambalarnn ynd' n selamlad. Rieux balkona kt,
Cottard da onu izledi. Kentimizde her akam olduu gibi, hafif bir meltem, evredeki
tm mahallelerden fsltlar zgara et kokularm, patrtl, grltl bir genliin
doldurduu soka, yava yava coturan zgrln neeli ve gzel kokulu uultusunu
tayordu. Gece, grnmeyen gemilerin haykrlar, denizden ve sokaklara dklm
kalabalktan ykselen uultu, Rieux'nn ok iyi bildii ve bir zamanlar holand u
saat bugn bildiklerinden tr ona bunaltc geliyordu.

I yakabilir miyiz? dedi Cottard'a.

Ik yanar yanmaz adamcaz gzlerini krptrarak

ona bakt:

- Syleyin bana doktor, eer hastalanrsam beni hastanedeki servisinize alr mydnz?

Niye almayaym?

57Bunun zerine Cottard, bir klinikte ya da bir hastanede bulunan bir insann
tutukland hi oldu mu, diye sordu. Rieux byle eylere rastlandn, ama her eyin
hastann durumuna bal olduunu syledi.

- Ben, dedi Cottard, size gveniyorum.

Sonra doktora arabasyla kendisini kente gtrp g-tremeyeceini sordu.

Kent merkezinde sokaklardaki kalabalk ve klar azalmt bile. ocuklar hl


kaplarn nnde oynuyorlard. Cottard'n istei zerine doktor, arabasn bu
ocuklardan bir grup nnde durdurdu. lklar atarak kaydrak oyunu oynuyorlard.
Ancak aralarndan biri, izgiyle ayrlm gibi duran yapk koyu sal, yz kir iinde
bir olan ak renkli ve sorgulayan gzlerini Rieux'ye dikmiti. Doktor bakn kard.
Kaldrmda ayakta duran Cottard onun elini skyordu. Ksk ve g anlalr bir sesle
konuuyordu. ki kez arkasna bakt.

insanlar salgndan sz ediyorlar. Doru mu doktor?


- insanlar hep konuur, doal bu, dedi Rieux.

Haklsnz. Sonra da on kadar lmz olunca, dnyann sonu gelecek. Bize gereken
bu deil.

Motor homurtuyla almaya balamt. Rieux'nn eli vites kolundayd. Ancak, ciddi ve
sakin tavryla gzn ondan bir trl ayrmayan ocua yeniden bakyordu. Ve birden,
ocuk durup dururken tm dilerini gstere gstere ona glmsedi.

O halde nedir bize gereken? diye sordu doktor ocua glmseyerek.

Cottard birden araba kapsn kavrad ve kamadan nce alamakl ve fke dolu bir
sesle bard:

Bir deprem. Gerek bir deprem!

Deprem olmad ve Reux iin ertesi gn kentin drt kesine kouturmalarla, hasta
aileleriyle grmelerle ve hastalarla konumalarla geti. Rieux mesleinin bu kadar
ar olacan hi dnmemiti. O zamana kadar hastalar

58

onun iini kolaylatryordu, kendilerini ona teslim ediyorlard. lk kez doktor onlarn
ekingen, kukulu bir aknlkla hastalklarnn iine snm olduklarn hissediyordu.
Henz almad bir mcadeleydi. Akam saat ona doru, son olarak ziyaret ettii yal
hastann evinin nne arabasn park eden Rieux koltuundan kmldayamayacak

durumdayd.

Yal astm hastas yatanda dorulmutu. Daha iyi soluk alyor gibiydi ve tencerelerin
birinden tekine aktard bezelyeleri sayyordu. Doktoru neeyle aydnlanan bir yzle
karlad.

- Eee doktor? Kolera m?

Nereden duydunuz bunu? -.Gazetede, radyo da syledi.

Hayr, kolera deil.

Ne olursa olsun, dedi iyice heyecanlanan yal adam, aklllar urap duruyor
deil mi?
Hibir eye inanmayn, dedi doktor.

Yal adam muayene etmiti ve imdi bu yoksul yemek odasnn ortasnda oturuyordu.
Evet, korkuyordu. Ertesi sabah, yine bu mahallede on kadar hastann, iliklerinin
zerine kapanm, onu bekleyeceini biliyordu. Yalnzca iki ya da vakada bu
hyarcklarn kesilmesi ie yaramt. Ancak ounlukla hastaneye gitmek gerekiyordu
ve hastanenin yoksullar iin ne demek olduunu biliyordu. "Onun deneylerde
kullanlmasn istemiyorum," demiti hastalarndan birinin kars. Deneylerde
kullanlmayacakt, lecekti ve hepsi buydu. Alnan nlemler yetersizdi, oras kesindi.
'zel olarak donatlm odalar' a gelince, onlarn ne olduunu biliyordu: Alelacele teki
hastalarn boaltt, bantlanm pencereli, bir kordonla evrilmi iki kou. Eer salgn
kendiliinden durmazsa yneticilerin hayal ettii nlemlerle alt edilemeyecekti.

te yandan, akam resmi aklamalar iyimserdi. Ertesi gn, Ransdoc Ajans, valiliin
ald nlemlerin serinkanllkla karlandn ve imdiden otuz kadar hastann

59bildirildiini haber veriyordu. Castel, Rieux'yi telefonla aramt:

- Koularda ka yatak bulunuyor?

Seksen.

Kukusuz kentte otuzdan fazla hasta vardr, deil mi?

Gmme ilemleri gzetim altnda deil mi?

Hayr. Richard' telefonla aradm, tmcelerin deil kesin nlemlerin gerekli


olduunu ve salgna kar, baka bir ey deil, yalnzca gerek bir engel oluturmamz
gerektiini syledim.

- Ya sonra? Elinden bir ey gelmediini syledi. Bence say ykselecek.

Gerekten de gn iinde iki kou da doldu. Ric-hard bir okulu boaltp yedek bir
hastane ngrleceini dnyordu. Rieux alar bekliyor ve hyarcklar yaryordu.
Castel eski kitaplarna dnyor ve ktphanede uzun sre kalyordu.

Fareler vebadan ya da ona ok benzeyen bir eyden dolay lyorlar, diye bir
sonuca varyordu. Zamannda durdurulmazsa geometrik bir oranla enfeksiyonu yayacak
on binlerce biti yollara dkmlerdi.

Rieux susuyordu.
O dnem zaman donmu gibiydi. Gne, son saanaklarla birikmi sular emiyordu,
iinden sar bir k taan gzel mavi bulutlar, ykselmekte olan scan iindeki uak
homurtular, bu mevsimde her ey dinginlie bir aryd. Oysa drt gn iinde ate drt
kez artc biimde ykseldi: on alt l, yirmi drt, yirmi sekiz ve otuz iki. Drdnc
gn bir anaokulda yedek hastanenin alaca bildirildi. O zamana kadar endiesini
akalarla rtmeyi srdrm olan yurttalarmz sokaklarda daha bitkin ve daha sessiz
grnyordu.

Rieux, valiye telefon etmeye karar verdi:

- nlemler yetersiz.

Elimde saylar var, dedi vali, aslnda endie verici.

- Saylar endie vericiden te, ak.

Genel hkmetin emirlerini isteyeceim. Rieux, Castel'in karsnda telefonu


kapad:

Emirmi! Biraz da hayal gc gerek.

Ya serumlar?

Hafta iinde gelecekmi.

Richard'n araclyla valilik Rieux'den smrge bakentine emirler beklemek zere


gnderilecek bir rapor yazmasn istedi. Rieux rapora klinik bir betimleme ve saylar
yazd. Ayn gn krk kadar l kaydedildi. Vali nlemleri ciddiletirme iini, kendi
deyiiyle, zerine ald. Hastalarn zorunlu bildirimi ve tecridi sk tutuldu. Hastalarn
evleri kapatlacak ve dezenfekte edilecek, yaknlar bir nlem karantinasna alnacak,
gmme ilemleri ileride belirlenecek koullar altnda belediye tarafndan yaplacakt.
Bir gn sonra, serumlar uakla geliyordu. Tedavi durumundaki hastalara yetebilirdi.
Salgnn yaylmas duru-mundaysa yetersizdi. Rieux'nn telgrafna yant olarak nlem
iin ayrlan serum stokunun tkendii ve yemlerinin retilmesine baland
belirtiliyordu.

Bu sre iinde, kenti evreleyen tm banliylerde arya pazara ilkbahar geliyordu.


Binlerce gl kaldrmlar boyunca, satclarn sepetlerinde soluyordu, i bayc kokular
tm kente dalga dalga yaylyordu. Tramvaylar ie gidi ve k saatlerinde yine
kalabalk, gn iinde de bo ve pisti. Tarrou yal adamcaz gzlemliyordu, yal
adamcaz da kedilerin zerine tkryordu. Grand her akam gizemli almas iin
evine dnyordu. Cottard gidip geliyor ve sorgu yargc Msy Othon hl cins
hayvanlarla yaamn srdryordu. Yal astm hastas bezelyeleri kseden kseye
aktaryordu ve bazen sakin ve ilgili havasyla, gazeteci Rambert'e rastlanyordu. Akam,
ayn kalabalk sokaklar dolduruyordu ve sinemalarn nnde kuyruklar uzuyordu. Zaten
salgn biraz geriler gibi oldu ve birka gn boyunca, yalnzca on kadar l kaydedildi.
Sonra, birdenbire, say ok gibi ykseldi. l says yeni-

61

60den otuza ulat gn, Bernard Rieux, valinin uzatt re: mi yazya bakyordu:
"Korktular," diyordu vali. Telgraft yle deniyordu: 'Veba durumunu ilan edin. Kenti
kapa tn!'

62O andan balayarak vebann, hepimizin ura olduu ylenebilir. O na kadar bu


zel olaylarn yurttalarmz- yol at aknlk ve endieye karn, her birimiz elden
diince her zamanki gibi kendi ilerimizle ilgilenmitik. kukusuz bu byle srecekti.
Ancak kentin kapatlmada herkes, hatta anlatc da, ayn kefeye konduklarn ve nn
stesinden gelmeleri gerektiini anladlar. te by-e, rnein, insann sevdiinden
ayrlmas gibi bireysel duygu birdenbire, ilk haftalardan balayarak, tm bir Ikn
duygusuna dnt ve korkunun da etkisiyle, bu [un srgn dneminin balca acs
oldu. [ Aslnda kentin kaplarnn kapatlmasnn en dikkat ken sonularndan biri de
ayrla hazrlksz yakalanan ilerin iinde bulunduklar durumdu. Birka gn nce, cici
bir ayrla gre kendilerini hazrlayan, birka hafta nra birbirleriyle greceklerinden
emin, garmzn pe-plarnda iki tavsiyede bulunarak kucaklaan ve bu aykla gnlk
uralarndan birazck olsun ban kaldr-s anne ve ocuklar, eler, sevgililer
kendilerini, birden-|e aresiz bir biimde birbirinden uzak dm, herhan-bir buluma
ya da haberleme olanandan yoksun bra-m bir halde buldular. nk valilik
kararnn yayn-jmasndan birka saat nce kent kapatld ve doallkla durumlar gz
nne almak olanakszd. Hastaln beklenmeyen istilasnn ilk etkisi, yurttalarmz,
sanki eysel duygular yokmuasna davranmaya itmesiydi lilebilir. Kararn yrrle
konduu gnn ilk saatle-de valilik, telefonla ya da gelip memurlara bireyler so- bir
yn insann hcumuna urad; hepsi ilgin ve ay-zamanda incelenmesi olanaksz
durumlar anlatyorlar-

a 65/5d. Gerekte, k olmayan bir


durumda olduumuzun ve 'uzlama', 'ltuf, 'istisna' gibi szcklerin artk bir anlam
kalmadnn farkna varmamz iin birok gn gemesi gerekti.

Mektup yazmaktan duyulan hafif sevin bile elimizden alnmt. Gerekten de, bir
yandan geleneksel haberleme olanaklar kenti lkenin geri kalan blmne artk
balamaz olmutu, bir yandan da yeni bir karar, mektuplarn enfeksiyon tamasn
engellemek iin, her tr yazmay yasaklad. Balangta, kent kaplarnda baz
ayrcalkl kiiler, darya mesajlarn iletilmesine gz yuman karakol nbetleryle
grebildiler. Salgnn banda, nbetilerin merhamet duygusuyla baz eylere gz
yummay doal bulduklar dnemdi bu. Ancak bir sre sonra ayn nbetiler durumun
ciddiyetini iyice anladklarnda ucunun nereye varaca belli olmayan sorumluluklar
almaktan kandlar. Balangta izin verilen ehirleraras telefon grmeleri telefon
kulbelerinde ve hatlarda yle byk tkanmalara yol at ki birka gn konumalara
ara verildi; sonra lm, doum, evlilik gibi acil diye adlandrlan durumlar dnda
ciddi snrlamalar getirildi. Bunun zerine telgraflar bizim tek kaynamz olarak kald.
Akl, yrek ve tenle birbirine balanan varlklar, on szcklk bir telgrafn byk
harflerinde o eski birlikteliin iaretlerini arayacak hale geldiler. Ve bir telgrafta
kullanlabilecek kalplar abuk tketildiinden uzun, ortak yaamlar ya da acl tutkular
ok gemeden, 'yiyim. Seni dnyorum. Sevgiler' trnden belli aralklarla yinelenen
hazr kalplarla zetlenir oldu.

Bu arada aramzdan bazlar, yazmakta diretiyor ve d-arsyla haberlemek iin bir


kandrmacadan teye gitmeyen zmler tasarlayp duruyorlard. Yine de tasarladmz
yntemlerden birka baarya ulayordu, ancak hibir yant alamadmzdan bu
konuda tek bir bilgimiz yoktu. Bylece, haftalarca hep ayn mektubu yazp, ayn arlar
yineleyip durduk; yle ki nceleri yreimizden

66

kanla canla km olan szckler bir sre sonra anlamlarn yitiriyordu. Biz de onlar
dnmeden, l tmceler araclyla g yaantmzn iaretlerini gndermeye
alarak, yeniden yazyorduk. Ve son olarak, telgrafn geleneksel ars, bu ksr ve
inat monologa, duvarla konumay andran bu kuru syleime ye tutulur gibi
geliyordu

bize.

Zaten birka gn sonunda, kimsenin kentten kamayaca aklk kazannca, salgndan


nce kentten ayrlm olanlarn dnmelerine izin verilip verilmeyeceini sormak
aklmza geldi. Birka gnlk dnme sresinden sonra, valilik olumlu yant verdi.
Ancak geri dnenlerin hibir biimde kentten bir daha kamayacan ve kente girmekte
zgr olsalar bile, kentten kmakta zgr olamayacaklarn kesin olarak belirtti. Bu
konuda bile, sayca az da olsa, baz aileler durumu hafife aldlar ve akrabalarn
yeniden grme isteini her tr sakinimin stnde tutarak, onlar frsat deerlendirmeye
ardlar. Ancak ok gemeden, vebann hapsettii insanlar akrabalarna dayattklar
tehlikeyi anladlar ve bu ayrla katlanmaya raz oldular. Hastaln en ciddi
dneminde, insanlk duygularnn i-kenceli bir lmden daha gl olduu tek bir
duruma tank olundu. Samlabilecei gibi, acnn tesinde, akn birletirdii iki
sevgilinin durumu deildi bu. Sz konusu, uzun yllardr evli olan yal doktor Castel'le
einin durumuydu yalnzca. Salgndan birka gn nce Madam Castel komu bir kente
gitmiti. Ei az grlr bir mutluluun rneini sunan u kar-koca ilikilerinden biri
deildi bu; hatta anlatc, o na kadar elerin birlikteliklerinden duyduklar doyum
konusunda emin olmadklarn, her olasl gz nne alarak ileri srecek durumdadr.
Ancak bu ani ve uzatlm ayrln onlar birbirlerinden uzak yaayamayacaklarna
inanmalarn ve anszn gn na kan bu gerek karsnda, vebann pek de nemi
olmadn anlamalarm salad.

67Bir istisnayd sz konusu olan. ounlukla, ayrlk salgnn son bulmasyla bitecekti,
oras kesindi. Ve biz hepimiz iin, yaammz oluturan ve ok iyi bildiimizi
sandmz duygu (nceden de sylendi, Oran'llarn basit tutkular vardr) yeni bir
ehreye brnyordu. Elerine byk gven duyan kocalar ve sevgililer birden
kskanla-yordu. Ak konusunda kendilerini hercai sanan erkekler sadakate
dnyorlard. Neredeyse yzne bakmadan annelerinin yannda yaam olan erkek
evlatlar, imdi anlarda peini brakmayan bu yzdeki bir krk, tasa ve zntye
bouyordu. Bu ani ayrlk, kusursuz, gelecei ngrlemeyen bu ayrlk bizi, imdi
gnlerimizi dolduran, hl bu denli yakn ve bu denli uzak, bu varln ansna kar
tepki gsteremeyecek, sarslm bir halde brakyordu. Gerekte, iki kez ac ekiyorduk-
ncelikle kendi acmz, sonra da burada olmayanlarn, oul, e ya da sevgilinin
ektiini dndmz acy.

Zaten baka koullarda, yurttalarmza daha darya dnk ve daha etkin bir yaamda
k yolu bulmu olurdu. Ancak ayn zamanda, veba onlar tembelletiriyordu; cansz
kentlerinde dnp duruyorlar ve kendilerini her geen gn anlarn d krklna
uratan oyunlarna kaptryorlard. nk, amasz gezintilerinde hep ayn yollardan
gemek zorunda kalyorlard ve ounlukla, bylesine kk bir kentte, bu yollar imdi
onlarn yannda olmayan kiiyle bir zamanlar yrdkleri yollard.

Bylece, kentin yurttalarmza getirdii ilk ey srgn oldu. Ve anlatc, buraya, o


zaman kendi hissettiklerini herkesin adna yazabileceine inanyor, nk bunlar
yurttalarmzn birouyla ayn anda hissetti. Evet, srekli olarak iimizde tadmz
o boluk, o belirgin heyecan, mantkszca geriye dnme ya da zamann akn
hzlandrma istei, bellein o yanan oklar; ite buydu srgn duygusu. Bazen kendimizi
hayal gcmzn kollarna brakmamz, dardan gelen birisinin kapmz almasn ya
da merdivende tandk bir ayak sesini beklemi ve byle an-

68
larda, trenlerin seferden ekildiini unutmay kabul etmemiz ve normalde akam
ekspresinin getirecei bir yolcunun mahalleye varabilecei saatte evde bulunacak
biimde kendimizi ayarlamamz; tabii ki bu oyunlar sremeyecekti. Hep bir an
geliyordu ve trenlerin kente girmediini aka anlyorduk. Ve o zaman, ayrln uzun
sreli olacan ve zamanla kendimize bir dzen vermemiz gerektiini biliyorduk. te o
andan sonra, hapsedilmilik konumumuza yeniden dnyorduk, artk yalnzca
gemiimiz vard ve aramzdan bazdan gelecei yaamaya eilimli olsa bile, hayal
gcnn kendisine gvenenlerde at yaralan grerek hemen, en azndan ellerinden
geldiince abuk, bundan vazgeiyorlard.

zellikle, yurttalarmzn tm, topluluk iindeyken bile, ayrlk sresini hesaplamaya


alma alkanlndan ok abuk vazgeti. Niin? nk en karamsar olanlar, rnein
alt aylk bir sre bimiken, tm bu gelecek aylarn acsn nceden tketmi,
cesaretlerini bin bir glkle bu deneyimin dzeyine ykseltmi, zayfla kaplmadan
bylesine uzun bir sreye yaylan bu acnn dzeyinde kalabilmek iin son glerini
harcamken, bazen rastlanan bir dost, gazetede verilen bir fikir, kaamak bir kuku ya
da ani bir ngr, her ey bir yana, bu hastaln alt aydan daha fazla, belki bir yl ya
da daha fazla srmemesi iin bir neden olmadn onlarn aklna getiriyordu.

O zaman cesaretlerinin, iradelerinin ve sabrlarnn ykm yle ani oluyordu ki


kendilerini bu ukurdan asla kamayacakm gibi hissediyorlard. Bunun sonucu olarak,
zgr kalacaklar sreyi hi dnmemek, gelecee hi ynelmemek ve bir bakma,
gzlerini yerden baka yne evirmemek zorunda kalyorlard. Ancak doal olarak bu
acy kandrma ve mcadeleye girmemek iin kendini ekme yntemi, bu sakinimin
dl beklendii gibi kmyordu. Ne pahasna olursa olsun, hi istemedikleri bu
ykmdan katka, gelecek birlikteliklerin grntleri iinde vebay unutabildikleri ve
sonuta olduka sk yaanan

69u anlardan kendilerini esirgiyorlard. Bu uurumlarn ve bu tepelerin tam ortasna


dm, yaamaktan ok, yn belli olmayan gnlere ve kuru anlara kendilerini
brakm, aclarnn topranda kk salmay kabul etmedike gcn toplayamayacak
serseri glgeler gibi akp gidiyorlard.

Bylece, tm tutsaklarn ve tm srgnlerin hibir iine yaramayacak bir bellekle


yaamas demek olan o derin acy duyuyorlard. Durmadan dndkleri o gemiin de
zntl bir zlemden baka tad yoktu. Aslnda, bir zamanlar bekledikleri kadn ya da
erkekle yapabilecekleri eyleri zamannda yapmam olmaktan duyduklar pimanl da
buna eklemek isterlerdi ve benzer biimde, greceli olarak ksa bile olsa, bu hapis
yaantsnn her durumuna uzaktaki kiiyi katyorlar ve bir zamanlar yaadklar onlar
tatmin etmiyordu. Yaadklar imdiki zamana kar sabrsz, gemilerine dman ve
gelecei elinden alnm olarak insan kaynakl adaletin ya da nefretin parmaklklar
arkasnda yaamaya mahkm ettii kiilere ben-ziyorduk biz de. Son olarak, bu
dayanlmaz tatilden kaabilmenin tek yolu d gcyle trenleri yeniden harekete
geirmek ve saatleri yine de kararl bir biimde sessiz kalan anlarn sesiyle
doldurmakt.

Ancak bu bir srgn de olsa, ounlukla kendine srgnd. Ve her ne kadar anlatc
bakalarnn srgnne tank olduysa da, bir trl ulaamadklar varlktan ve kendi
memleketlerinden uzak dtkleri iin, veba haberiyle neye uradn arm ve
kentte alkonulmu Rambert ya da bakalar gibi ayrln acsn fazlasyla yaayanlar
da unutmamaldr. Genel srgnde onlar e.n fazla srgn olanlard, nk bizde olduu
gibi zaman onlarda da kendine zg kaygy uyandrsa da, onlar uzamdan kopmu-yorlar
ve kendi veba sinmi smaklarn, yitirdikleri vatandan ayran duvarlara srekli arpp
duruyorlard. Gnn her saati, yalnzca kendi yaadklar akamlar ve kendi lkelerinin
sabahlarn sessizce anarak tozlu kenti bir

70

aa bir yukar dolaanlar da kukusuz onlard. te o zaman, bir krlangcn uuu,


gnbatmnn bir pembe rengi ya da gnein bazen ssz sokaklara brakt u tuhaf
klar gibi ak olmayan iaretler ve aknla iten bildirilerin yol at
rahatszlklarn gelitiriyorlard. Fazlasyla geree yakn dlerim okamakta ve bir
n, iki tepenin, gzde bir aacn ve kadn yzlerinin, onlar iin yeri tutulmaz bir
ortam yaratt bir toprak parasnn imgelerini tm gleriyle izlemekte inat ederek,
insan her zaman, her eyden kurtarabilecek d dnyaya gzlerini kapyorlard.

Srgnler arasnda en ilgin durum olan ve o konuda anlatcnn belki en elverili


durumda bulunduu sevgililerden daha ak bir biimde sz etmek gerekirse, aralarna
pimanl da katmamz gereken daha baka i skntlar ektiklerini belirtmemiz gerek.
Gerekten de bu durum, onlarn kendi duygularn bir tr ateli nesnellikle
gzlemlemelerini salyordu. Ve bu frsatlar karsnda kendi gszlklerini aklkla
grmemeleri ok enderdi. Uzaktaki kiinin yaptklar ve davranlarn tam olarak
dnmekte zorlanmalar ilk frsat veriyordu onlara. O zaman, o kiinin zamann iyi'
deerlendirmemi olmalarna yanyorlar-d; onun zamanyla ilgili daha iyi bilgi
edinmekte ihmalci davrandklarndan, seven kii iin sevilenin zamann nasl
deerlendirdiinin tm keyiflerin kayna olmadna inanm gibi yapmaktan tr
kendilerim suluyorlard. Ve o andan balayarak aklarnn derinine gitmek ve kusurlu
yanlarn incelemek onlar iin kolaylayordu. Normal zamanda, bilinli ya da deil,
kendim aamayacak akn olmadm hepimiz biliyorduk, yine de az ya da ok, belli bir
dinginlikle, kendi akmzn orta karar olduunu kabulleniyorduk. Ancak an daha
titizdir. Ve ok tutarl bir biimde, bize dtan gelen ve tm bir kenti vuran bu talihsizlik,
bizi fkeye boabilecek haksz bir ac getirmekle kalmyordu. Ayn zamanda, kendi
kendimize ac ekmemizi salyor ve bylece bizi acy kabullenmeye itiyor-

71du. te bu da hastaln dikkati baka yne ekme ve ileri kartrma yollarndan


biriydi.

Bylece herkes gn gnne ve gkyzne kar yapayalnz yaamay kabul etmek


zorunda kald. Bu genel terk edilmilik duygusu uzun vadede kiilikleri salamla-
trabilecekken deersiz klmaya balamt. rnein, yurttalarmzdan bazlar o sralar
kendilerini gne ve yamurun hizmetine sokan bir klelie kaplmlard. Onlara
baknca sanki ilk kez ve dorudan olarak havann etkisini duyuyorlarm gibi geliyordu.
Altn renkli bir n yle bir kendini gstermesi yzlerini gldrrken, yamurlu
gnler yzlerine ve dncelerine kaln bir sis perdesi rtyordu. Birka hafta
ncesinden bu zayflk ve bu mantksz klelikten kayorlard; nk d dnyann
karsnda yalnz deillerdi ve belli bir lde, onlarla yaamakta olan varlk onlarn
evreninin nne yerleiyordu. O andan balayarak, tersine, grnte kendilerini
gkyznn kaprislerine braktlar, yani mantkszca umut ettiler ve ac ektiler.

Yalnzln bu u noktalarnda, sonunda kimse komusunun yardmn ummaz oldu ve her


bir kimse kendi urayla yalnz bana ilgilenir oldu. Rastlant olarak, eer aramzdan
birisi iini dkmeye ya da duygularyla ilgili bireyler sylemeye altnda ald
yant, ne olursa olsun, ou zaman onu yaralyordu. O zaman karsndakiyle ayn
eyden sz etmediini fark ediyordu. Gerekte o, dnmeyle ve acyla gemi uzun
gnlerin derinliinden kp kendini anlatyordu; karsndakine aktarmak istedii imge
bekleyiin ve tutkunun ateinde ok uzun sre pimiti. Oysa teki, tersine, allm bir
heyecan, arda pazarda satlan trden bir ac, sradan bir melankoliyi aklna
getiriyordu. ster iyilik ister dmanlk tasn, yant hep yanl ynde oluyordu, her
zaman vazgemek zorunda kalnyordu. Ya da en azndan, sessizlii katlanlmaz
bulanlar, tekiler yrein gerek sesini bir trl duyamadklar iin, ar pazar dilini
kullanmaya ve allm biimde, s-

72

radan iliki ve olan bitenden, bir anlamda gndelik olaylardan sz etmeye raz
oluyorlard. O zaman da, en gerek aclar syleinin sradan kalplar iinde aktarlr
oldu. te ancak bu yoldan, vebann hapsettii insanlar kapclarnn anlayyla ya da
kendilerini dinleyenin ilgisiyle karlaabiliyordu.

te yandan ve en nemlisi, bu i skntlar ne denli


ac verse de, u bo yrei tamak ne denli g olsa da, vebann ilk dneminde bu
srgn edilmi insanlarn ayrcalkl olduu sylenebilir. Gerekten de, halkn
aknla urad srada, dnceleri yalnzca bekledikleri kiilere evrilmiti. Genel
yklmlk duygusu iinde akn bencillii onlar koruyordu ve vebay ancak
ayrlklarnn sonsuza kadar uzamas tehlikesi erevesinde dnyorlard. Bylece
salgna soukkanllk sanlabilecek esenlikli bir duygu kattlar. Umutsuzluklar onlar
panie kaplmaktan kurtaryordu, mutsuzluklarnn iyi bir yan vard. rnein, bir insan
hastala yenilse de, hemen hemen her zaman, dikkat edecek zaman bile bulamadan
oluyordu bu. iinden bir glgeyle yapt uzun syleimden uzaklap dorudan topran
en youn sessizliine atlveryordu. Hibir ey yapmaya zaman olmuyordu.

73Kentliler bu birdenbire gelen srgnle ba etmeye urarken veba kaplara


nbetiler dikiyor, Oran'a doru yol almakta olan gemileri geri dndryordu. Kentin
kapatlmasndan bu yana tek bir ara girmemiti. O gnden balayarak arabalarn
amaszca dnp durmaya baladklar izlenimi uyand. Bulvarlarn yukarsndan
bakanlar iin liman da zel bir grnm sunuyordu. Buray kynn en nemli
limanlarndan biri yapan allm canll anszn snvermiti. Karantinaya alnm
birka gemi hl orada gze arpyordu. Ancak, rhtmlar zerinde, bo duran vinler,
yan devrilmi kk vagonlar, tek balarna duran f ya da uval ynlar veba
yznden ticaretin de lm olduunu gsteriyordu.

Bu allmam grntlere karn, yurttalarmzn balarna geleni anlamakta glk


ektikleri grlyordu. Ayrlk ya da korku gibi ortak duygular vard; ancak bir yandan
da kiisel uralara ncelik tanmay srdryorlard. Kimse hastal gerekten
kabullenmemiti henz. ou, alkanlklarn engelleyen ya da karlarna uyan eylere
kar zellikle duyarlyd. Bu durumdan dolay sklm ve sinirliydiler ve bunlar
vebaya karlk verebilecek duygular deil. rnein, ilk tepkileri ynetimi sulamak
oldu. Basnn da yayd, valinin eletirilere yant ('ngrlen nlemler yumuatlabilir
mi?') pek hesapta yoktu. imdiye kadar ne gazeteler ne de Ransdoc Ajans hastalkla
ilgili resmi istatistikleri almt. Vali gn gnne istatistikleri onlara, haftalk
duyurular halinde yaynlamalarn rica ederek gnderdi.

O zaman bile halktan hemen tepki gelmedi. Aslnda nc haftada vebann yz iki
l saysna ulamas

74

akl alacak bir ey deildi. Bir yandan, belki de bunlarn hepsi vebadan lmemiti. te
yandan normal zamanda haftada ka kiinin ldnden kentte kimsenin haberi yoktu.
Kentin nfusu iki yz bindi. Bu lm orannn normal olup olmad bilinmiyordu. Ak
bir nemi olsa da, hibir zaman ilgilenilmeyen u bilgilerdendir. Bir anlamda, halkn
karlatrma olana yoktu. Ancak uzun vadede, lm saysnn artm grerek
kamuoyu gerein bilincine vard. Gerekten de beinci hafta yz yirmi l,
altncsysa, yz krk be l verdi. Artlar en azndan anlamlyd. Yine de
yurttalarmzn, tam da endielerinin ortasnda, kesinlikle can skc, ancak her eyden
te geici bir kazann sz konusu olduu izlenimine kaplmalar iin

yeterince arpc deildi.

Bylece sokaklarda gezinmeyi ve kafelerin teraslarnda oturmay srdryorlard.


Genelde, bkkn deillerdi, szlanmaktan ok akalayorlar ve geici olduu kesin bu
skntlar iyi niyetle kabulleniyormu gibi yapyorlard. Grn kurtarmlard. Oysa
ay sonuna doru, hemen hemen dua haftas srasnda -bundan ileride sz edilecek-daha
ciddi oluumlar kentimizin grntsn deitirdi. nce, vali ara trafii ve yakt
ikmaliyle ilgili nlemler ald. Yakt ikmaline kstlama getirildi ve benzin karneye
baland. Elektrik tasarrufu bile zorunlu klnd. Yalnzca vazgeilemeyecek maddeler
Oran'a kara ve havayoluyla ulat. Bylece trafiin neredeyse yok denecek denli
azald, lks tketim mallan satan dkknlarn her geen gn kapand, teki
dkknlarn da kaplarnn nnde bireyler satn almak iin bekleyen mteri
kuyruklar birikirken, vitrinlerine 'tkenmitir, bulunmaz' trnden duyurular ast
gzlemlenir olmutu.

Bylece Oran tikel bir grnm ald. Yayalarn says daha da artt; hatta, kentin l
saatlerinde, maazalarn ya da baz brolarn kapanmasyla ii gc kalmayan birok
insan sokaklar ve kafeleri dolduruyordu. imdilik isiz deil, izindeydiler. Bylece,
rnein leden sonra saat e

75doru, parlak bir gn altnda Oran, bir toplu gsterinin gereklemesi iin trafiin
kesildii ve maazalarn kapand, halkn da elencelere katlmak zere sokaklar
doldurduu, yanlsamal bir biimde, bayram havasnda bir kent izlenimi sunuyordu.

Doal olarak, bu genel izin durumundan yararlanyor ve byk krlar elde ediyorlard.
Ancak il iinde filmlerin sinemalara aktarlmas kesintiye uruyordu. ki haftann
sonunda kurulular filmleri deitoku etmeye baladlar ve sonunda hep ayn filmi
gsterir oldular. Yine de gelirleri azalmyordu.

Son olarak, arap ve alkol ticaretinin birinci sray ald bir kentte, depolanm nemli
miktarda stoklar sayesinde kafeler mterilerinin isteklerini karlayabiliyordu. Gerei
sylemek gerekirse ok iiliyordu. Bir kafenin 'Temiz arap mikrobu ldrr' diye
duyuru asmasyla, halk arasnda yaygn olan alkoln bulac hastalklardan koruduu
dncesi iyice glendi. Her gece, saat ikiye doru kafelerden kan olduka nemli
sayda sarho, sokaklar dolduruyor ve iyimser konularda syleerek sokak aralarna
yaylyorlard.

Ancak tm bu deiiklikler, bir bakma, yle olaanstyd ve yle abuk


gereklemiti ki bunlar normal ve srekli diye nitelemek kolay deildi. Sonu olarak
kiisel duygularmz n plana almay srdryorduk.

Kentin kapatlmasndan iki gn sonra, hastaneden karken Doktor Rieux, yznde


honutluk ifadesiyle kendisine bakan Cottard'la karlat. Rieux onu bu halinden tr
kutlad.

Evet, ok iyiyim, dedi adamcaz. Syleyin doktor, u Allann belas veba,


ciddileiyor, deil mi? Doktor onaylad. teki, bir tr keyifle yle bir saptama yapt:

- imdi durmas iin bir neden yok. Her ey altst olacak.

Bir sre birlikte yrdler. Cottard, mahallesinde zengin bir bakkaln yksek fiyata
satmak zere gda mad-

76

desi stokladm ve kendisini hastaneye gtrmek zere evine girdiklerinde yatan


altnda konserve kutular bulduklarn anlatyordu. "Orada ld. Veba para demez."
Cottard salgnla ilgili, doru ya da yanl bu gibi hikyelerle doluydu. rnein, bir
sabah kent merkezinde, veba belirtileri gsteren ve hastaln etkisiyle sayklayan bir
adam kendini evden dar atm, karsna kan ilk kadnn zerine atlm ve ona
vebal olduunu syleyerek sarlmt.

Tamam! Hepimiz delireceiz, oras kesin, anlattna uymayan sevecen bir ses
tonuyla Cottard byle diyor-

du.

Yine ayn gn leden sonra, Joseph Grand sonunda

Doktor Rieux'ye kiisel aklamalarda bulunmutu. al- , ma masasnn zerinde


Madam Rieux'nn fotorafn grm ve doktora bakmt. Rieux karsnn kent dnda
tedavi grdn syledi. "Bir bakma bu bir ans," dedi Grand. Doktor kukusuz bunun
bir ans olduunu ve yalnzca karsnn iyilemesini umut etmek gerektiini syleyerek
ona karlk vermiti.

Ah! dedi Grand, anlyorum.


Ve Rieux onu.tandndan bu yana ilk kez alabildiine konumaya balamt. Yine
szckleri aramasna karn, sanki ne sylemekte olduuyla ilgili uzun sredir
dnm gibi hemen her zaman uygun szc bulmay ba-

aryordu.

ok genken, yaad mahalleden yoksul bir gen

kzla evlenmiti. Hatta evlenmek iin okumay brakm ve bir ie girmiti. Ne Jeanne,
ne de kendisi mahallelerinden dar adm atyorlard. Kz grmeye evlerine gidiyordu,
Jeanne'in anne ve babas bu sessiz ve beceriksiz damat adayyla biraz alay ediyorlard.
Baba demiryolu grevlisiydi. Evde dinlenme zamanlarnda, pencerenin yannda,
dnceli, kocaman elleri bacaklarnn zerinde yaylm, sokaktaki devinimi izleyerek
hep bir kede otururdu. Kars hep ev ii yapard, Jeanne ona yardm ederdi. O kadar
narindi ki, bir sokakta kardan karya getiini grnce

77Grand endieye kaplmadan edemezdi. O zaman tatlar ona dev gibi gelirdi. Bir gn,
Noel iin sslenmi bir dkknn nnde, bylenmiesine vitrine bakan Jeanne "Ne
gzel!" diyerek ona doru yaslanmt. te evlilikleri byle kararlatrlmt.

Grand'a gre hikyenin devam ok basitti. Herkes iin byledir bu: Evlenilir, biraz
daha sevilir, allr. Sevmeyi unutana kadar allr. Bro efinin verdii szler
yerine getirilmediinden, Jeanne da alyordu. Burada, Grand'n ne dediini anlamak
iin biraz d gc gerekiyordu. Yorgunluun da etkisiyle buna gz yummu, giderek
daha suskunlam ve gen karsn sevildiine inandrmaz olmutu. alan bir adam,
yoksulluk, ar ar tkanan gelecek, masa banda akamlarn sessizlii, byle bir
evrende tutkunun yeri yoktur. Byk bir olaslkla Jeanne ac ekmiti. Yine de
durmutu: bazen insann bilmeden ac ektii olur. Yllar gemiti. Daha sonra gitmiti.
Tabii yalnz gitmemiti. 'Seni sevdim, ama artk yoruldum... Gitmekten mutlu deilim,
ama yeniden balamak iin mutlu olmak gerek.' te, kabaca, yazdklar bunlard.

Joseph Grand da ac ekmiti. Rieux'nn syledii gibi, o da yeniden balayabilirdi.


Ama ite, inanc yoktu.

Yalnzca hep onu dnyordu. Yapmak istedii, ona kendini savunmak zere bir
mektup yazmakt. "Ama g bu," diyordu. "Uzun sredir bunu dnyorum. Birbirimizi
sevdiimiz sre iinde szckler olmakszn birbirimizi anladk. Ancak her zaman
insanlar birbirini sevemiyor. Belli bir anda, onun gitmesine engel olabilecek szckleri
bulmalydm, ama yapamadm." Grand kareli bir mutfak bezine burnunu siliyordu. Sonra
byklarn sili-yordu. Rieux ona bakyordu.
- zr dilerim doktor, dedi, ama nasl demeli?.. Size gveniyorum. Sizinle
konuabiliyorum. Bu da bana bir heyecan veriyor.

Gzle grlr biimde,' Grand vebann fersah fersah uzandayd.

78

Akam, Rieux karsna, kentin kapatldn, kendisinin iyi olduunu, salna dikkat
etmeyi srdrmesini ve onu dndn bildiren bir telgraf ekiyordu.

Kaplarn kapatlmasndan hafta sonra, hastane knda Rieux kendisini beklemekte


olan gen bir adamla

karlat,

- Umarm beni tanrsnz, dedi bu sonuncusu.

Rieux onu tanr gibiydi, ama duraksyordu. Bu olaylardan nce sizden Araplarn
yaam koullaryla ilgili bilgiler almaya geldim, dedi teki. Adm Ray-

mond Rambert.

- Ah evet, dedi Rieux. imdi elinizde iyi bir rportaj

konusu var.

teki sinirli gibiydi. Konunun bu olmadn, doktor

Rieux'den bir yardm istemeye geldiini syledi.

- Bunun iin zr dilerim, diye ekledi, ancak kentte kimseyi tanmyorum ve ne yazk ki
gazetemin muhabiri

budalann teki.

Rieux ona kent merkezindeki bir dispansere kadar yrmelerini nerdi,- nk


verilecek baz buyruklar vard. Zenci mahallesinin ara sokaklarndan indiler. Akam
oluyordu, ancak eskiden bu saatte ylesine grltl olan kent, tuhaf bir biimde tenha
gibiydi. Hl altn rengini koruyan gkte ykselen birka borazan sesi askerlerin
grevlerini yaptklar havas verdiklerini kantlyordu yalnzca. Bu srada dik yollar
boyunca, Maripli evlerin mavi, kzl ve mor duvarlar arasnda Rambert ateli ateli
konuuyordu. Gerei sylemek gerekirse, o kars deildi, ama ayn ey demekti. Kent
kapatlr kapatlmaz ona telgraf ekmiti. lkin, gelip geici bir olayn sz konusu
olduunu dnmt ve yalnzca onunla yazmaya almt. Oran'daki meslektalar
bu konuda ellerinden bir ey gelemeyeceini ona sylemilerdi; postane onu geri
evirmi, valiliin bir sekreteri de onunla dalga gemiti. Sonunda bir kuyrukta iki saat
bekledikten sonra 'Her ey yolunda.

79Grmek zere,' diye yazd bir telgraf gndermeye raz olmutu.

Ancak sabah uyandnda her ey bir yana bu durumun ne kadar srebileceini


bilmedii birden aklna gelmiti. Tavsiye edilerek oraya gelmi olduundan (onun
mesleinde baz kolaylklar vard), valilik zel kalem mdrne ulaabilmi ve ona
Oran'la ilikisi bulunmadn, burada bir ii olmadn, bir rastlantyla burada
bulunduunu ve buradan ktktan sonra karantinaya alnma olasl olsa bile,
ayrlmasna izin verilmesinin doru olacan sylemiti. Mdr bunu ok iyi
anladn, ancak bir istisnann olamayacan, sonuta durumun ciddi olduunu ve
hibir kararn alnamayacan ona sylemiti.

- Ama sonuta, ben bu kentin yabancsym, demiti Rambert.

Kukusuz, ama her ey bir yana, salgnn uzun srmeyeceini umut edelim.

Son olarak, Oran'da ilgin bir rportaj konusu bulabileceini ve her olayda iyi bir yan
bulunabileceini belirterek Rambert'i avutmaya almt. Rambert omuz silki-yordu.
Kent merkezine geliyorlard:

- Aptalca bu, doktor, biliyorsunuz. Ben dnyaya rportaj yapmak iin gelmedim. Ama
belki bir kadnla yaamak iin geldim. Bunda ne terslik var?

Rieux tm bunlarn mantkl grndn syledi.

Merkezdeki bulvarlarda her zamanki kalabalk yoktu. Gelip geenlerin bazlar


uzaklardaki evlere koturuyorlard. Kimse glmsemiyordu. Rieux bunun o gn
Ransdoc Ajansnn getii haberin bir sonucu olduunu dnd. Yirmi drt saatin
sonunda, yurttalarmz yeniden umut etmeye balyorlard. Ancak gndz saylar
belleklerde henz tazeliini koruyordu.

- Konu u ki, dedi ekinmeden Rambert, onunla tanal ok olmad ve birbirimizle iyi
anlayoruz.

Rieux hibir ey sylemiyordu.


80

Ama ben sizi skyorum, dedi Rambert. Bu lanet hastala yakalanmadm belirten
bir rapor yazp yazmayacanz sormak istiyordum yalnzca. Bunun iime yarayacan
sanyorum.

Rieux kafasyla onaylad, bacaklarna atlan bir erkek ocuunu dmemesi iin tuttu ve
yavaa ayaa dikilmesine yardm etti. Yeniden yola koyuldular ve Place
d'Armes'a geldiler, incir aalaryla palmiyelerin hareketsiz ve tozdan grilemi dallan
tozlu ve pis bir Cumhuriyet Antnn etrafnda sarkp duruyordu. Rieux beyazms bir
sva bulam ayan birka kez yere vurdu. Rambert'e bakt. Biraz geriye kaym ftr
apkas, uzam tra, kravatn altnda dmeleri ak gmleiyle gazetecinin dik kafal
ve somurtkan bir havas vard.

Emin olun sizi anlyorum, dedi sonunda Rieux, ama yrttnz mantk doru deil.
Size bu raporu veremem, nk gerekten sizde bu hastaln olup olmadm
bilmiyorum; imdi bile, bromdan ktnz saniyeyle valilie vardnz saniye
arasnda mikrop kapmayacanz kantlayamam. Hem sonra...

Hem sonra? dedi Rambert.

Hem sonra, 'size bu raporu versem bile hibir iinize yaramayacak..

- Niin?

nk bu kentte sizin durumunuzda olan ve yine de kmalarna izm verilmeyen


binlerce insan var.

Ama ya onlarda veba mikrobu yoksa?

Bu yeterli bir neden deil. Bu aptalca bir hikye. Biliyorum, ancak hepimizi
ilgilendiriyor. Onu olduu gibi

ele almak gerek.

- Ama ben bural deilim!

Ne yazk ki, bundan byle herkes gibi siz de bural

olacaksnz.

teki yerinde duramyordu:


Bu bir insanlk sorunu, size yemin ederim. Bunun gibi, birbiriyle iyi anlaan iki
insann ayrlnn ne anlama geldiinin farknda deilsiniz belki de.

81/6

VebaRieux hemen yantlamad. Sonra bunun farknda olduunu sandn syledi. Tm


gcyle, Rambert'in karsna kavumasn ve tm sevenlerin birlemesini istiyordu;
ancak genelgeler, yasalar vard, veba vard, onun grevi de

gerekeni yapmakt.

Hayr, dedi Rambert acyla, anlayamazsnz. Siz mantn diliyle konuuyorsunuz, siz
soyutluklar dnyasnda yayorsunuz.

Doktor gzlerini Cumhuriyet Antna evirdi ve konutuu dilin mantk dili olup
olmadn bilmediini, ancak kesinliin dili olduunu ve bunun kesinlikle farkl bir ey
olduunu syledi. Gazeteci kravatn dzeltiyordu:

O zaman, baka yoldan bamn aresine bakaym anlamna m geliyor bu? Ancak bu
kenti terk edeceim, diye bir tr meydan okumayla sz srdrd.

Doktor onu yine de anladm, ancak bunun kendisini ilgilendirmediini syledi.

Evet, sizi ilgilendiriyor, dedi Rambert birden canlanarak. Size geldim, nk alnan
kararlarda sizin byk bir paynz olduunu bana sylediler. O zaman ben de dndm
ki, en azndan bir kiinin durumunda, olumas iin katkda bulunduunuz bir karar siz
bozabilirsiniz diye dndm. Ama sizin iin fark etmiyor bu. Siz kimseyi
dnmediniz. Birbirinden ayr dm insanlar aklnza

getirmediniz.

Doktor bir anlamda bunun doru olduunu kabullendi, bunu aklna getirmek istememiti.

- Evet, gryorum dedi Rambert, halka hizmetten sz edeceksiniz. Ancak herkesin ortak
iyilii tek tek her kiinin mutluluuyla olur.

-Haydi, dedi doktor bir dalgnlktan syrlr gibi, veba da var, baka eyler de var.
Yarglamamak gerek. Ancak kzmakta hakszsnz . Bu iten syrlabilirseniz eer,
bundan sonsuz mutlu olurum Yalnz, grevimin engelledii baz eyler var.

teki sabrszlkla kafasn sallad. 82


Evet, kzmakta hakszm. Sizin de byle ok zamannz aldm.

Rieux giriimlerinden kendisini haberdar etmesini ve hi kinlenmemesini ondan rica


etti. Karlaacaklar bir nokta kukusuz vard. Rambert birden akl karm gibi

durdu.

Evet, buna inanyorum, dedi bir sessizlikten sonra,

kendi dnceme ve sizin tm bana sylediklerinize karn buna inanyorum. Duraksad:

Ama sizin dncenize katlamyorum. apkasn alnna indirdi ve hzl admlarla


ayrld. Rieux onun Tarrou'nun oturduu otele girdiini grd.

Bir sre sonra, Rieux ban sallad. Gazeteci mutluluk iin sabrszlanmakta haklyd.
Ama kendisim suladnda hakl myd? 'Siz soyutluklar dnyasnda yayorsunuz.'
Vebann iyice hz kazand, ortalama kurban saysn be yze kard, kendi
hastanesinde geirdii u gnler gerekten soyutluk muydu? Evet, talihsizliin soyut ve
gerek d bir yan vard. Ancak soyut olan sizi ldrmeye balarsa, o zaman
soyutluklarla ilgilenmek gerekir. Ve Rie-ux bunun en kolay ey olmadn biliyordu
yalnzca. rnein, sorumluluunu yklendii u ek hastaneyi (artk tane vard)
ynetmek kolay deildi. Hastanenin konsltasyon salonuna alan bir odasn hasta
kabul odas olarak dzenletmiti. Kazlm yerde, ortasnda tuladan bir adack bulunan,
mikrop ldrc su gl olumutu. Hasta adann zerine tanyor, abucak soyuluyor
ve giysileri ilal suya atlyordu. Ykanp kurulanm, srtnda kaba kumatan hastane
gmleiyle Rieux'ye geliyordu, sonra onu odalardan birine tayorlard. Bir okulun st
kapal teneffs yerlerini kullanmak zorunda kalmlard; imdi toplam olarak, yars
dolu, be yz yatak kapsyordu. Kendi ynetiminde gerekleen sabah muayenesinin
ardndan hastalar alanp, hyarcklar yarldktan sonra Rieux istatistikleri inceliyor ve
leden sonraki konsltasyonlarnn

83bana dnyordu. Son olarak, akam hastalarn geziyor ve gece ge saatte evine
dnyordu. Bir gece nce annesi, gen Madam Rieux'den gelen telgraf ona uzatrken
doktorun ellerinin titrediini fark etmiti.

Evet, diyordu, ancak, sebatla daha az sinirli olu-

rum.

Gl ve dayanklyd. Aslnda henz yorulmamt. Ancak rnein ziyaretleri


katlanlmaz olmaya balamt. Salgn ateini tehis etmek, hemen hastay hastaneye
kaldrmak demekti. te o zaman, gerekten soyutlama ve glk balyordu, nk
hastann ailesi onu ancak iyilemi ya da lm olarak yeniden grebileceini biliyordu.
"Acyn doktor!" diyordu Madam Loret, Tarrou'nun otelinde alan hizmeti kadnn
annesi. Ne demekti bu? Tabii ki, acyordu. Ancak bu kimseyi bir yere gtrmyor-du.
Telefon etmek gerekiyordu. Az sonra ambulansn sireni nlyordu. Balangta,
komular pencerelerini ap bakyorlard. Daha sonra, alelacele pencerelerini kapatr
oldular. O zaman savamlar, gzyalar, telkin, zetle soyutluk balyordu. Ate ve
kaygyla iyice snan u daireler lgnlklara sahne oluyordu. Ama hasta
gtrlyordu.. Rieux gidebilirdi.

lk zamanlarda, telefon etmek ve ambulans beklemeden baka hastalara komakla


kendini snrlamt. Ancak aileler, vebayla ba baa kalmay artk sonunu bildikleri bir
ayrla ye tutarak kaplarn rtmlerdi. lklar, buyruklar, nce polisin
mdahalesi, ardndan silah gcyle hasta zorla gtrlyordu. lk haflarda, Rieux
ambulans gelene kadar beklemek zorunda kalmt. Sonra, hekimlerin hastalan
dolamalar srasnda her birine gnll bir mfetti elik etmeye balaynca, Rieux bir
hastadan tekine koabildi. Ancak balangta, her akam, Madam Lo-ret'nin yelpaze ve
yapay ieklerle sslenmi kk dairesine girdii o akam andryordu, onu
karlayan anne zoraki bir glmsemeyle yle demiti:

Umarm herkesin szn ettii o ateten deildir.

84

Ve o, rty ve gecelii ap karn ve bacaklardaki krmz lekeleri, boumlar sessizce


inceliyordu. Anne, kznn bacaklarnn arasna bakyor ve kendini tutamadan
baryordu. Her akam, btn lmcl belirtileri tayan karnlar karsnda, bir
ryadaymasna anneler ite byle haykryordu; her akam Rieux'nn kollarna kollar
yapyordu; yararsz szler, vaatler ve alaylar yamur akyordu; her akam ambulans
sirenleri ac kadar yararsz olan krizleri balatyordu. Ve birbirine benzeyen uzun
gecelerin sonunda, Rieux durmadan yinelenen buna benzer uzun bir dizi sahneden baka
bir ey umut edemiyordu. Evet, veba soyutluk gibi tekdzeydi. Belki bir tek ey
deiiyordu ve o da Rieux'nn kendisiydi. Bunu o akam, Cumhuriyet Antnn dibinde,
yalnzca iini doldurmaya balayan o anlalmas g kaytszln bilinciyle, Ram-
bert'in gzden yittii otel kapsna bakarken duyuyordu.

Bu yorucu haftalarn sonunda, kentin bir aa bir yukar dolamak iin sokaklara
dkld tm o erken saatlerde Rieux acma duygusuna kar kendini artk korumasna
gerek kalmadn anlyordu. Acma yararsz olduu zaman ondan bklr. -Ve ar ar
kendi iine kapanan bu yrein duyumsay doktor iin u ezici gnlerin tek
avuntusuydu. Bylece iinin kolaylaacan biliyordu. Bu nedenle bundan keyif
duyuyordu. Annesi, onu sabahn ikisinde karladnda, kendisine olunun ynelttii
bo bakla zntye boulduunda, aslnda Rieux'y rahatlatabilecek tek eyin bu
olmasna da yeriniyordu. Soyutla mcadele edebilmek iin biraz ona benzemek gerekir.
Ama Rambert bunu nasl hissedecekti? Rambert iin soyut, kendi mutluluuna kar olan
her eydi. Ve gerekte, Rieux bir bakmdan gazetecinin hakl olduunu biliyordu. Ancak
bazen soyutluun mutlulua baskn kabileceini ve o zaman yalnzca onu gz nnde
bulundurmak gerektiini de biliyordu. Rambert'in bana gelecek olan da buydu ve
doktor bunu, Rambert'in sonradan kendisine iini amasyla ayrntl olarak renebildi.
Bylece ve yeni bir

85plana gre, bireyin mutluluu ve vebann soyutluu arasnda geen bu uzun dnem
boyunca kentimizin tm yaantsn dolduran u tatsz mcadeleyi srdrebildi.

86

Ancak, bazlarna soyut gibi gelen eyler, bazlarna gre gerekti. Vebann ilk ay,
salgnn nemli lde hzlanmas ve hastalnn banda yal Michel'e yardm etmi
olan czvt papaz Paneloux'nun ateli vaazyla gerekten i karartc bir hal ald. Rahip
Paneloux daha nceden Oran Corafya Dernei'nin bltenine sk sk katkda bulunarak
kendini gstermiti, eski yaztlar gnmze kazandrd almalar onu burada sz
sahibi yapmt. Ancak, bir uzmann evresinde oluabilecek bir kitleden ok daha geni
bir topluluun ilgisini modern bireycilik zerine yapt bir dizi konferansla toplamt.
Modern aa zg inanszlktan da, gemi yzyllarn yobazlndan da uzak, titiz bir
Hristiyanln ateli savunucusu olarak ortaya kmt bu konferanslarda. Bu konuda
dinleyici kitlesinin akln kat gereklerle kartrmamt. n de buradan geliyordu.

Oysa, bu ayn sonuna doru, kentimizin ruhani liderleri kendi bildikleri yntemlerle, bir
haftalk ortak dua ayinleri dzenleyerek, vebayla savamaya karar verdiler. Halkn
inancyla ilgili bu toplantlar vebal aziz olan Saint Roch'a yakardklar grkemli bir
ayinle sona erecekti. Bunu frsat bilerek rahip Paneloux'nun da sz almasn
istemilerdi. On be gndr rahip, kendi tarikatnda kazand zel yeri salayan Saint
Augustin ve Afrika Kilisesiyle ilgili almalarna ara vermek zorunda kalmt.
Cokulu ve tutkulu yapsyla ona verilen grevi kararllkla kabul etmiti. Bu vaaz daha
yaplmadan uzun zaman ncesinden kentte konuulmaya balamt bile ve o dnem
tarihine, kendi zellikleriyle, nemli bir an olarak geti.

87Dua haftasn ok kalabalk bir halk kitlesi izledi. Normal zamanlarda Oran'llarn
zellikle pek inanl olduundan deil. rnein pazar sabahlan deniz banyolar
ayinlerin ciddi bir rakibidir. Birden hidayete erdiklerinden de deil. Ancak, bir yandan
kentin ve limann kapatlmasyla deniz banyolar olanakszlamt; te yandan da,
balarna gelen inanlmaz olaylar henz ilerinde hissetmeseler bile, bireylerin
deimi olduunu kesinlikle bildiklerinden zel bir ruh hali iindeydiler. te
yandan birou, salgnn duracan ve aileleriyle bundan kurtulacaklarn umut
ediyordu. Sonuta, henz hibir konuda bir zorunluluk duymuyorlard. Onlarn gznde
veba, nasl geldiyse bir .gn yle gidecek istenmeyen bir konuk gibiydi. Korkmulard,
ancak umutsuz deillerdi; vebaya kadar srdrdkleri varoluu unutacaklar, vebann
onlarn yaam biimi olarak karlarna kaca o an daha gelmemiti. Sonuta
beklemedeydiler. Baka sorunlara kar olduu gibi, dine kar da veba, kaytszlktan
olduu kadar tutkudan da uzak, 'nesnellik' szcyle tanmlayabileceimiz bir tinsel
nitelik kazandrmt onlara. Dua haftasn izleyenlerin ou, rnein inanmlardan
birinin Doktor Rieux karsnda, "Olsun, bir zarar gelmez naslsa," trnden ettii
szlere katlabilirdi. Tarrou bile not defterine, inlilerin bu gibi durumlarda, veba
tanrs karsnda tef alacaklarn yazdktan sonra, gerekte nlemlerin mi yoksa tefin
mi etkili olduunu bilmenin kesinlikle olanaksz olduunu belirtiyordu. Soruyu kestirip
atmak iin de, bir veba tanrsnn bulunup bulunmadn aratrmak gerektiini ve bu
konudaki bilgisizliimizin akla gelebilecek her tr dnceyi ksrla-trdn
eklemekle yetiniyordu.

Ne olursa olsun, kentimizin katedrali tm hafta boyunca dindarlarla neredeyse doldu. lk


gnlerde, birok kentli ieri girmek yerine ana kapnn nnde uzanan palmiye ve nar
aalaryla dolu bahede kalp sokaklara taan yakarma ve dua selini dinliyordu. Yava
yava, birka kiinin de rnek olmasyla, ayn dinleyiciler ieri girmeye ve

88

topluluktan ykselen ilahilere ekingen sesleriyle katlmaya karar verdiler. Ve pazar


gn, katedral byk bir toplulukla dolup tat. Bir gn ncesinden balayarak, hava
kapamt, bardaktan boanrcasna yamur yayordu. Darda duranlar emsiyelerini
amt. Rahip Paneloux krsye ktnda, katedralin iinde buhur ve slak giysi
kokusu yaylyordu.

Rahip orta boylu, ancak topluydu. Krsnn kenarna yaslanp, iri elleriyle ahab
kavradnda, elik ereveli gzlklerinin altnda beliren iki krmzms lekeyi andran
yanaklaryla youn ve kara bir biim gibi algland. Gl, cokulu, insan uzaklara
tayan bir sesi vard; dinleyenleri ateli ve eki gibi bir tmceyle, "Kardelerim,
felaketin iindesiniz, kardelerim bunu hak ettiniz," diyerek sarstnda dinleyici
topluluundan kilise avlusuna kadar taan bir dalgalanma oldu.

Mantksal adan, bunu izleyen blm, bu etkileyici giri sylemine uymuyor gibiydi.
Yurttalarmz ancak sylevin devamnda rahibin, sz ustal sayesinde, tm vaaznn
anafikrini yumruk gibi, bir kerede sunduunu kavrad. Paneloux bu tmcenin hemen
ardndan, Msr'daki vebayla ilgili, ncil'in G blmne gnderme yaparak yle
dedi: "Tarihte bu felaketin ilk kez ortaya k, Tanr dmanlarnn cezalandrlmas
nedeniyledir. Firavun sonsuz tasarlara kar kyordu ve veba ona diz ktrd. Tm
tarihin bandan bu yana, Tanrnn bu felaketi kibirlileri ve krleri dize getirmitir. Bunu
iyice dnn ve diz kn."

Darda yamur iddetleniyordu ve katksz bir sessizliin tam ortasnda sylenen,


saanan da sesiyle daha derin bir anlam kazanan DU son tmce yle bir tnyla nlad
ki, birka dinleyici, bir saniyelik bir duraksamann ardndan, oturduklar yerden dua
taburesine doru kendilerini kayarcasna braktlar. tekiler bu rnei izlemek gerekir
diye dndler, yle ki birka sandalye trts dnda hibir ses kmadan tm
dinleyici topluluu ok ge-

89meden diz kt. O zaman Paneloux dikleti, derin bir soluk ald ve giderek
ciddileen bir tonlamayla devam etti: "Eer bugn, veba sizi ilgilendiriyorsa, bunun
nedeni dnme zamannn gelmi olmasdr. Drst insanlarn bundan korkmasna
gerek yok, ancak ktler titremekte hakl. Evrenin usuz bucaksz ambarnda, kar
klmas olanaksz bu felaket, saman tohumdan ayrncaya kadar insanlk budayn
dvp duracak. Saman tohumdan ok; kurtulanlardan ok aramzdan ayrlanlar olacak
ve bu felaketi Tanr istemedi. Uzun zamandr, dnya ktlkle uzlat, uzun zamandr
Tanrnn balayclna gvendi. Biraz pimanlk yetiyordu, her eye izin vard. Ve
pimanlk konusunda herkes kendini gl hissediyordu. Zaman gelince naslsa
pimanlk duyulacakt. O zamana kadar, en kolay kendini skntya sokmamakt, gerisini
Tanrnn ba-laycl hallederdi naslsa. Ama ite, bu byle sremeyecekti. Uzun
sredir bu kent halkna acyan bakn evirmi olan Tanr beklemekten bkarak, sonsuz
umudunun boa kmasyla d krklna urayarak, bakn baka yana evirdi. te
imdi, Tanrnn ndan yoksun bir halde vebann cehenneminde uzun sre kalacaz!"

Salonda sabrsz bir at gibi birisi hrltl bir ses kard. Ksa bir aradan sonra rahip
daha alak bir tonla szn srdrd: "'Altns Efsane''de Lombardiya'da, Kral Hum-
bert zamannda, vebann talya'y altst etmesi anlatlr; veba yle iddetliymi ki, ok
az sayda hayatta kalanlar lleri topraa vermekte yetersiz kalyorlarm ve bu veba
zellikle Roma ve Pavia'y krp geiriyormu. Ve bir iyilik melei ortaya km, av
mzra tayan ktlk meleine emirler veriyor, evlerin kapsn almasn buyuru-
yormu; kap ka kez alnrsa, o evden o kadar l kyormu."

Szn burasnda Paneloux, sanki yamurun etkisiyle kprdayan perdenin gerisinde bir
ey gstermek istiyor-muasna, ksa kollarn kilise giriine doru uzatt:
"Kardelerim," dedi gl bir sesle, "bugn sokaklarmzda

90
meydana gelen ayn lmcl av. Grn onu, u veba meleini, Lucifer gibi gzel ve
ktln kendisi gibi parlak; atlarnzn tepesinde dikilmi, sa eli bann
seviyesinde mzra tutuyor, sol eli evlerinizden birini gsteriyor. Belki u anda
parma sizin kapnza yneliyor, mzrak ahabn zerinde tnlyor ve ayn anda veba
evinize giriyor, odanza gidip oturuyor ve dnmenizi bekliyor. Orada, sabrl ve
dikkatli, sanki dnyann kendi dzeni gibi kendinden emin. Yeryznn hibir gc,
hatta unu iyi bilin, insanln ie yaramaz bilimi bile onun size uzatt o elden
kurtulmanz salayamaz. Ve acnn kanl meydannda dvldkten sonra, samanla
birlikte siz de atlp gideceksiniz."

Burada rahip felaketin dokunakl imgesini daha da geni ele ald. Kentin zerinde frl
frl dnmekte olan, kime rast gelirse arpp yeniden kanlar iinde ykselen, insanlk
acsn ve kan 'gerein ekinini oluturacak tohumlar' olarak savuran byk odun
parasn anlatt.

Uzun konuma sresinin sonunda Rahip Paneloux durdu; alnna dm salar,


ellerinden krsye doru akan bir titremeyle gerilmi bedeniyle, daha ksk ancak
sulayc bir tonla sz srdrd: "Evet, dnme zaman geldi. Gnn arlklarndan
kurtulmak iin pazar gnleri Tanry ziyaret etmek yeterli sandnz. Diz kp birka
yakarma bu canice kaytszln bedelini rahata der," diye dndnz. Ancak Tanr
tutku sever. Bu uzak ilikiler onun ateli efkatine yetmez. Sizi daha uzun sre grmek
ister, onun sizi sevme tarz byledir ve gerei sylemek gerekirse, onun tek sevme
biimi budur. te bu yzden, sizin ziyaretinizi beklemekten sklp insanlarn bir tarihi
olduundan beri, felaketin tm gnah kentlerini gezdii gibi, sizi de ziyaret etmesine gz
yumdu. imdi gnah nedir biliyorsunuz, tpk Kabil'le oullarnn, tufan ncesi
insanlarn, Sodom ve Gomor'lularm, Firavun ve Eyp'n ve tm lanetlenmilerin bildii
gibi. Ve tm bu insanlarn yapt gibi, kentin sizi ve felaketi duvarlaryla

91evirdii gnden beri insanlara ve nesnelere yeni bir bak yneltiyorsunuz. Sonunda
artk biliyorsunuz ki, her eyin zne inmek gerekli."

O anda kilise rutubetli bir rzgrla doldu ve mumlarn alevi trdayarak yana doru
yatt. Youn bir balmumu kokusu, ksrkler ve bir haprk, ok beenilen bir incelikle
konusuna dnen Rahip Paneloux'nun bulunduu yere doru ykseldi. Sakin bir sesle
szn srdrd: "Aranzdan birounuz, nereye varmak istediimi merak ediyorsunuz,
bunu biliyorum. Sizi geree yneltmek ve tm sylediklerime karn, size neelenmeyi
retmek istiyorum. Artk tlerin ya da kardee uzatlm bir elin yardmyla iyilie
ynelme zaman deil. Bugn gerek bir buyruk oldu. Ve kurtuluun yolunu size gsteren
ve sizi ona iten krmz bir mzraktr. Kardelerim, her eyin iine iyiyi ve kty,
fkeyi ve acmay, vebay ve kurtuluu katan Tanrsal balayclk ite burada kendini
gsteriyor. Sizi yaralayan, sizi ycelten ve size yol gsteren ite bu felaketin kendisidir.
ok uzun zaman nce, Habeistanl Hristiyanlar vebay, sonsuzlua ulamak iin
Tanrsal kaynakl, etkili bir yol olarak gryorlard. Buna yakalanmam olanlar
kesinlikle lmek iin vebal rtlere sarnyorlard. Kukusuz kurtulua ulamak iin
byle lgnca bir yolu neremeyiz. Kibire ok yakn, gereksiz bir sabrszlktr bu.
Tanrdan daha aceleci olmamak gerekir ve onun kurduu deimez dzeni
hzlandrdn ileri sren her ey sapknla yol aar. Ama en azndan, byle bir
rnekten alnacak ders vardr. Yalnzca daha bilinli ruhlarn, her acnn derininde
yatmakta olan sonsuzluun grkemli n grmesini salar. Bu k kurtulua giden
alacakaranlk yollar aydnlatr. Eksiksiz biimde kty iyiye dntren Tanrsal
iradeyi aklar. Bugn bile, bu lme, acya ve uultuya doru gidiin iinden bizi esas
sessiz-e ve her yaamn ilkesine doru yneltiyor. te kardelerim, buradan ikence
eden szlerle deil, huzur

veren

92

szlerle kmanz iin, size sunmak istediim sonsuz teselli

ite bu."

Paneloux'nun szlerini bitirdii anlalyordu. Darda yamur dinmiti. Islak ve


gneli bir gkten meydana daha taze bir k yansyordu. Sokaktan seslerin, kayarcas-
na giden arabalarn grlts, uyanmakta olan bir kentin sesi ykseliyordu. Sessiz bir
tela iinde dinleyiciler dalgn dalgn eyalarn tepiliyorlard. Ancak o srada rahip
yeniden sze balad ve vebann Tanrsal kaynan ve bu felaketin ceza niteliini
gsterdikten sonra, bylesine trajik bir konuyla ilgili olarak sanatl szlerin gereksiz
olacandan konumasn bitirdiini syledi. Her eyin herkes iin ak seik olduunu
dnyordu. Yalnzca, Marsilya ve-basyla ilgili olarak vakanvis Mathieu Marais
yardmsz ve umutsuz, cehennemin dibinde yaamaktan yaknmt. Hay Allah! Mathieu
Marais krm! Tersine, Rahip Pane-loux herkese ak olan Tanrnn yardmn ve
Hristiyanlk umudunu hi bugn olduu gibi youn hissetmemiti. Yine de, u gnlerin
korkunluuna ve can ekienlerin haykrlarna karn, yurttalarmz Hristiyanla
yakan, sevgi dolu' bir biimde Tanrya sesleneceklerini umut ediyordu. Gerisim Tanr
hallederdi.

93Bu vaazn kentliler zerinde bir etkisi oldu mu, bunu sylemek g. Sorgu yargc
Msy Othon, Doktor Rieux'ye Rahip Paneloux'nun sunuunu 'kesinlikle r-tlemez'
bulduunu aklamt. Ancak herkesin byle kesin bir dncesi yoktu. Rahip yalnzca
baz insanlar, o zamana kadar belirsiz bir dnceden ileri gitmeyen, bilinmedik bir
sutan dolay akla gelmeyecek bir hapis cezasna arptrldklar konusunda daha
duyarl klmt, o kadar. Ve kimileri sradan yaantlarn srdrp drt duvar arasnda
yaamaya alrken kimileri de bu andan balayarak, tersine, bu hapishaneden
kamaktan baka bir ey dnmez oldu.

nsanlar nce d dnyadan kopuk yaamay kabul etmilerdi, tpk yalnzca baz
alkanlklarndan vazgemek zorunda kalacaklar geici herhangi bir sknty
kabullenir gibi. Ancak, bir tr ikencenin anszn bilincine vararak, kzmaya balayan
yaz gnn altnda, bu hapis duygusunun tm yaamlarn tehdit ettiini hayal meyal
hissediyorlard ve akam olduunda, serinlikle gelen enerji onlar bazen umutsuz
edimlere itiyordu.

Her eyden nce, bir rastlant sonucu olsun ya da olmasn, o pazar gnnden sonra,
kentlilerin iinde bulunduklar durumun gerekten bilincine vardklar konusunda kuku
uyandracak denli genel ve derin bir korku yayld. Bu adan bakldnda, kentimizde
yaadmz hava biraz deiti. Ancak, gerekte, bu deiiklik havada myd yoksa
yreklerde miydi, ite sorun buydu.

Vaazdan birka gn sonra, Grand'la bu olay yorumlayan Rieux, kent dndaki


mahallelere ynelirken, yr-

94

meye almadan durup yerinde sallanan bir adam nlerine kverdi. O srada, her
geen gn daha ge saatte yaklan kentimizin sokak lambalar birden parldad.
Gezmenlerin arkasnda kalan yksek lamba, gzleri kapal, sessizce glmekte olan
adam anszn aydnlatt. Sessiz bir kahkahayla gerilmi beyazms suratndan iri iri
damlalar halinde ter akyordu. Geip gittiler.

Delinin teki, dedi Grand.

Onu oradan uzaklatrmak iin kolundan tutan Reux memurun sinirden titrediini fark
etti.

Yaknda evrede deliden baka kimse kalmayacak, dedi Rieux.

Yorgunluun da etkisiyle, boaznn kuruduunu his-

setti.

Bireyler ielim.
Girdikleri kafe-barn zerindeki tek lambayla aydnlanyordu, krmzms ve ar bir
havada, insanlar belli bir nedeni olmakszn alak sesle konuuyordu. Barda, Grand
Rieux'y artarak alkoll bir ey istedi, bir dikite bitirdi ve ok sert olduunu
belirtti. Sonra kmak istedi. Darda Rieux'ye gece inlemelerle dolu gibi geldi. Kara
gn bir yerlerinde, sokak lambalarnn yukarsnda ksk bir fslt ona durup
usanmadan scak havay yourmakta olan o gzle grnmez felaketi anmsatt.

yi ki, iyi ki, diyordu Grand. Rieux ona ne demek istediini sordu.

yi ki, diyordu beriki, benim almam var.

Evet, dedi Rieux, bu bir avantaj.

Ve fsltya kulaklarn tkamaya niyetli, Grand'a bu iten memnun olup olmadn


sordu.

Eh ite, doru yolda olduumu sanyorum.

Bu alma daha uzun srecek mi?

Grand canlanr gibi oldu, alkoln scakl sesine yansd.

Bilmiyorum. Ama sorun bu deil doktor, sorun bu deil, hayr!

95Karanln iinde Rieux onun kollarn hareket ettirdiini tahmin ediyordu. Bir ey
demeye hazrlanyordu ve ite o ey birden sze dkld:

- Doktor, benim istediim, yaznn yayncnn eline getii gn, yazy okuduktan sonra
adamn yerinden kalkp birlikte alt arkadalarna, "Baylar buna apka karlr,"
demesi.

Bu beklenmedik aklama Rieux'y artt. Onun elini bana gtrdn ve kolunu


yanlamasna uzattn fark edince apkasn kardn sand. Yukarda, o tuhaf fslt
giderek gleniyor gibiydi.

Evet, diyordu Grand, mkemmel olmas gerek. Edebiyat yntemleriyle pek ili dl
olmasa da, Rieux

ilerin o kadar basit olmad, rnein yaynclarn brolarnda apkasz olmalar


gerektii duygusuna kaplyordu. Ama yine de belli olmazd ve Rieux susmay yeledi.
Vebann gizemli fsltlarna istemeden kulak kabartyordu. Grand'n mahallesine
yaklayorlard, buras biraz yksekte olduundan hafif bir meltem ikisini de
serinletiyor ve ayn zamanda kenti tm seslerden arndryordu. Grand bu arada
konumasn srdryor ve Reux adamcazn her dediini tam anlayamyordu. Rieux
sz konusu yaptn imdiden ok sayfa tuttuunu, ancak yazarnn onu mkemmel hale
getirmek iin gsterdii abann ok strapl olduunu anlad yalnzca. "Tek bir szck
zerinde geceler, haftalar geiyor... hatta basit bir bala iin bile." Szn burasnda
Grand durdu ve doktoru paltosunun bir dmesinden tuttu. arpk azndan szckler
zar zor kyordu.

- unu iyi anlayn, doktor. Ama ile Ve arasnda gerektiinde kolayca bir seim
yapabilirsiniz. VE ile SONRA arasnda bir seim yapmak daha zordur. Sonra ile
Ardndan-a. gelince i daha gleir. Ancak kesin olarak, en g olan, Ve'yi kullanmak
gerekip gerekmediine karar vermektir.

Evet, dedi Rieux, anlyorum.

96

Yeniden yola koyuldu. teki akn gibiydi, yeniden ona yetiti.

- zr dilerim, diye kekeledi. Bu akam neyim var

bilmiyorum!

Rieux hafife omzuna vurdu; ona yardm etmek istediini ve yksnn kendisini ok
ilgilendirdiini syledi. Grand biraz rahatlam gibi oldu; evin nne geldiklerinde bir
an duraksadktan sonra doktoru yukar davet etti. Rie-ux kabul etti.

Yemek odasnda Grand onu, zerinde minicik yazlarla dzeltmeler yaplm ktlarla
dolu bir masann nne oturmaya davet etti.

Evet, ite bu, dedi Grand gzleriyle sorular soran doktora. Ama bir ey imek ister
miydiniz? Biraz arabm

var.

Rieux istemedi. Ktlara bakyordu.

Bakmayn, dedi Grand. Bu benim ilk tmcem. Beni uratryor, ok uratryor.

O da tm bu ktlara bakyordu ve eli kar konulmaz bir biimde aralarndan birine


uzand, plak ampule doru saydamlam kd kaldrd. Kt elinde titriyordu.
Rieux memurun 'alnnn terden slanm olduunu fark
etti.

Oturun, dedi, okuyun onu bana.

Beriki ona bakt ve bir tr minnet duygusuyla glmsedi.

Evet, dedi, sanrm bunu istiyorum.

Gzleri hl kdn zerinde, biraz bekledi, sonra oturdu. Rieux o srada felaketin
fsltsna karlk veriyormu gibi kulaa gelen kentteki karmak uultuyu da
dinliyordu. Tam o anda, ayaklarnn altnda uzayp giden u kenti, oluturduu kapal
evreni ve gecenin iinde boduu korkun haykrlar keskin bir biimde alglyordu.
Grand'n sesi usulca ykseldi: "Gzel bir mays sabah, zarif bir amazon, al renkli
muhteem bir ksran zerinde Boulogne Ormannn iek am yollarndan
geiyordu."

Veba

97/7Yeniden sessizlik oldu ve sessizlikle birlikte ac eken kentin zor duyulan uultusu.
Grand kd brakmt ve ona bakmay srdryordu. Bir srenin sonunda, gzlerini
kaldrd:

- Ne dnyorsunuz?

Rieux byle bir balangcn, yknn devamn renmesi iin merak uyandrdn
syledi. Ancak teki, heyecanla bu bak asnn doru olmadn syledi. Elinin
iiyle ktlarna vurdu.

- Bu benim istediime yalnzca yaklayor. Dlerim-deki grnty eksiksiz biimde


oluturabildiimde, benim tmcem bu trs trs yaplan gezintinin ritmini yakaladnda,
bir-iki-, bir-ki-, o zaman gerisi daha kolay olacak ve bu d yle gl olacak ki
daha kitabn banda 'apka karlr!' sz sylenebilecek.

Ama bunun iin daha yapacak ii vard. Bu tmceyi o haliyle bir yaynevine vermeye
asla raz olmayacakt. nk, bu tmce bazen onu memnun etse de, onun henz tam
olarak gerekle rtmediini ve belli bir lde, uzaktan uzaa onu kalplam
tmcelere benzeten, kolayc bir nitelii olduunu fark ediyordu. Pencerenin aasnda
insanlarn koutuunu duyduklarnda, Grand en azndan bu anlamda bireyler
sylyordu. Rieux ayaa kalkt.

Ne yapacam greceksiniz, diyordu Grand ve pencereye dnerek ekledi: "Tm


bunlar son bulduunda."

Ancak aceleci ayak sesleri yeniden duyulmaya balyordu. Rieux aa inmeye


balamt bile ve sokaa vardnda nnden iki adam geti. Grne baklrsa, kent
kaplarna doru gidiyorlard. Gerekten de, yurttalarmzdan bazlar scan ve
vebann etkisiyle akllarn yitirerek ii iddete vardrm ve kentin dna kamak iin
bentlerdeki nbetileri kandrmaya kalkmt.

98

Rambert gibi, bazlar da, gn na kmakta olan bu panik havasndan kurtulmak


istiyorlard; ancak onlar, baarl bir sona ulamasalar bile, daha byk bir inat ve
beceriyle bu ie giriiyorlard. Rambert nce yasal giriimleri srdrmt. Dediine
gre, inadn sonunda her eyin stesinden geleceine hep inanmt ve bir bakma iini
bilir olmak onun mesleiydi. Bylece ok sayda memur ve genelde gc tartlmayan
birok insan ziyaret etmiti. Ancak bu konuda gleri onlarn iine yaramyordu. Bunlar
ounlukla, banka, ya da dsatm, ya da narenciye ya da arap ticareti ile ilgili her
konuda kesin dnceleri ve st dzey bilgileri olan; kap gibi diplomalarn ve iyi
niyetlerini de unutmadan, hukuk ya da sigorta ilerinde tartlmaz bilgisi olan
insanlard. Hatta, hepsinde en arpc olan ey, iyi niyettk Ancak veba konusunda,
bilgileri neredeyse bir hiti.

Yine de, olabildiince hepsinin karsnda Rambert kendi davasn savunmutu.


Savunmasnn temelinde hep bu kentin yabancs olduu dncesi ve bylece
durumunun yeniden incelenmesi gerei yatyordu. Genelde, gazetecinin konutuu kiiler
bu noktada anlay gsteriyorlard. Ancak belli sayda baka kiilerin de ayn durumda
bulunduunu ve bunun sonucu olarak, durumunun sand kadar zel olmadn ona
belirtiyorlard. Bunun zerine Rambert, bunun kendi kantlad grn zn
deitirmeyeceini syleyerek karlk veriyordu; bu kez de ona tiksinen bir ifadeyle,
rnek oluturur gerekesiyle her tr gz yummann ynetime glk karacan
sylyorlard. Rambert'in Doktor Rieux'ye nerdii snflandrmada bu tr mantk
yrtenler biimciler snfn oluturuyor-

99du. Onlarn yannda, gzel konuanlar bulunuyordu; istek sahibini bunlarn hibirinin
kalc olamayacana inandryorlar ve kendilerinden bir karar vermeleri istendiinde
bol miktarda iyi t verip, yalnzca anlk bir skntnn sz konusu olduuna karar
vererek Rambert'i avutuyorlard. Bir de nemliler vard, ziyaret sahibinden durumunu
zetleyen bir not yazp brakmasn rica ediyorlar ve bu durumla ilgili bir karara
varacaklarn bildiriyorlard; gereksizler, ona kalacak yer belgesi ya da ucuz pansiyon
adresleri neriyorlard; yntemliler, fi doldurtuyor ve ardndan snflandryordu;
bkknlar, kollarm havaya kaldryordu; tedirginler, gzlerini eviriyorlard; son olarak
da gelenekiler vard; onlar en ok saydaydlar, Rambert'e baka bir broyu ya da
yaplacak yeni bir giriimi gsteriyorlard.

Bylece gazeteci kap kap dolamaktan bitip tkenmiti ve vergiden muhaf hazine
bonosu almaya ya da smrge ordusuna katlmaya aran ilanlarn nnde, deri taklidi
bir srann zerinde otura otura, telli dosyalar ve dosya raflar kadar kendini aa
vuran suratlarn bulunduu brolara gire ka, bir belediyenin ya da bir valiliin tam
olarak ne olduu konusunda kesin bir fikir edinmiti. in olumlu yan, Rambert'in de
Rieux'ye biraz acyla belirttii gibi, tm bunlar onun gerek durumu grmesini
engelliyordu. Gerek yaamda vebann kaydettii ilerleme ondan uzakt. stelik
gnlerin daha abuk getiini de gz ard etmemek gerekirdi ve tm kentin iinde
bulunduu durumda, geen her gnn, lmemesi kouluyla her insan baarmak zere
giritii ilerin sonuna yaklatrd da sylenebilirdi. Rieux bu noktann doruluunu
kabul etmek zorunda kald, ancak bununla birlikte biraz fazla genel bir durumun sz
konusu olduunu da ekledi.

Bir ara Rambert bir umuda kapld. Valilikten ona eksiksiz yantlanmas istenen bo bir
bilgi dosyas geldi. Belgede kimlii, aile durumu, eski ve imdiki maddi kaynaklar ve
zgemiiyle ilgili bilgiler soruluyordu. Ram-

100

bert oturduklar memlekete geri gnderilebilecek kiilerin durumunu saptamak zere


hazrlanm bir soruturmann sz konusu olduu izlenimine kapld. Bir brodan
edindii belirsiz baz bilgiler de bu izlenimini dorulad. Ancak, birka giriimden
sonra ona dosyay gnderen broyu bulabildi ve bu bilgilerin 'gereken durumlar' iin
toplanm olduunu rendi.

Ne durumu iin? diye sordu Rambert.

Bunun zerine, vebaya yakalanr ve lrse bir yandan ailesine haber vermek iin, te
yandan da hastane masraflarnn belediye btesinden mi karlanaca, yoksa
akrabalarn deme yapmasn m beklemek gerekecei konusunda bir karara varmak iin
olduunu ona anlattlar. Tabii ki bu onu bekleyen kadndan tam anlamyla ayr
dmediini kantlyordu, nk toplum vard onlarla ilgilenecek. Ama bu da bir avuntu
deildi. Daha da ilgin olan, Rambert de bunu sonunda fark etti; bir felaketin en youn
annda bir bronun grevini srdrmesi ve normal zamanlarda balatlmas uygun
giriimleri, ounlukla da yetkililerin haberi olmakszn, salt grev gerei gerekleti-
reblmesiydi.

Bunu izleyen dnem Rambert iin hem en kolay, hem de en g dnem oldu. Bir
geveklik dnemiydi bu. Tm brolar ziyaret etmi, tm giriimlerde bulunmutu, o
yndeki tm yollar imdilik tkalyd. O da o kafe senin bu kafe benim gezip duruyordu.
Sabah bir kafenin terasnda, lk bir bira bardann karsnda oturuyor, hastaln son
bulacana ilikin bir belirti bulma umuduyla gazetesini okuyor, sokaktan geenlerin
yzlerine bakyor, onlarn hznl ifadelerinden tiksinerek ba eviriyordu;
karsndaki dkkn levhalarn, artk bulunmayan nl aperitif reklamlarn yznc
kez okuyor, kalkyor ve kentin sar sokaklarnda amaszca dolayordu. Tek bana
yapt gezintilerden kafelere, kafelerden lokantalara bylece akam ediyordu. Rieux
ona bir gece, ieri girip girmemekte du-raksad bir lokantann kapsnda rastlamt.
Sonra gaze-

101

Lteci karar verir gibi oldu ve salonun dibinde bir yere gidip oturdu. Yukardan gelen bir
emirle, kalelerin klarnn olabildiince ge yakld u saatlerdeydi. Alacakaranlk,
gri bir su gibi salonu dolduruyor, gn gnbatmna zg kzll camlarda yansyor ve
masalarn mermerleri, kmeye balayan karanln iinde clz bir parltyla
ldyordu. Bo salonun ortasnda Rambert yitik bir glgeyi andryordu ve Rieux bu
nn onun artk kendini brakt saat olduunu hissetti. Ama bu ayn zamanda da bu
kentin tm tutuklularnn bu duyguya kapldklar and ve kurtulmalar iin bireyler
yapmalar gerekiyordu. Rieux dnp gitmiti.

Rambert garda da byle uzun sre kalyordu. Peronlara giri yasaklanmt. Ancak
dardan gelenler iin bekleme salonlar akt; arada srada dilenciler, glge ve serin
oluundan tr buralarda kalyorlard. Rambert buraya gelip eski tarifeleri, tkrmeyi
yasaklayan afileri ve trenlere ilikin gvenlik ynetmeliini okuyordu. Sonra bir
keye oturuyordu. Salon karanlkt. Eski bir dkm soba aylardan beri soumutu.
Duvarda baz afiler Bandol'de ya da Cannes'da mutlu ve zgr bir yaam
savunuyordu. Rambert ite o zaman, yoksunluun temelinde yatan o korkun zgrlk
trnden bireylere yaklayordu. O zaman onun iin en katlanlmaz grntler, Paris
grntleriydi, en azndan Rieux'ye byle diyordu. Eski talar ve sulardan olumu bir
manzara, Palais Royal'n gvercinleri, Gare du Nord, Pantheon'un ssz mahalleleri ve
bir zamanlar sevmi olduunu bilmedii bir kentin baka grntleri o zaman
Rambert'in yakasna yapyor ve elini kolunu balyordu. Rieux bu grntleri onun
aknn imgelerine balyordu yalnzca. Ve Rambert sabahn drdnde kalkmaktan ve
yaad kenti dnmekten holandn sylediinde, doktor kendi deneyimine
dayanarak onun aslnda geride brakt kadn dnmekten holandn hi glk
ekmeden anlamt. Gerekten de, o kadn avucunda hissettii saatti bu. Sabahn
drdnde genel-
102

likle hibir ey yaplmaz ve uyunur; gece, bir ihanet gecesi olmu olsa bile. Evet, o
saatte uyunur ve bu huzur vericidir, nk endieli bir yrein en byk arzusu, sevdii
kiiye sonsuza dek sahip olmak ya da ayrlk zaman gelip attnda, bu varln ancak
buluma gn gelince son bulacak dsz bir uykuya dalmasn salayabilmektir.

103Vaazdan ksa bir sre sonra scaklar balad. Haziran aynn sonuna gelinmiti.
Vaazn verildii pazar gn yaan ve bu mevsim iin gecikmi diyebileceimiz
yamurlarn hemen ertesinde yaz, gkyznde ve evlerin tepesinde bir anda
bastrverdi. nce yakc, byk bir rzgr patlad; ardndan iki gn boyunca esti ve
duvarlar kuruttu. Gne gkyznde mhland. Ard arkas kesilmeyen dalgalar halinde
scak ve k gn boyu kenti kaplad durdu. Kemerli yollarn ve apartmanlarn dnda,
kr edici yansmann demedii yer kalmamt sanki kentte. Kentin her kesinde gne
yurttalarn yakasna yapyordu ve durduklar zaman da onlar arpyordu. Haftada
yaklak yedi yze ulam, ok gibi frlayan kurban says bu ilk scaklarla aknca,
kente bir tr ykm havas egemen oldu. Kenar mahallelerde, dzayak sokaklarda ve
terasl evlerde canllk azald ve insanlarn hep kap eiinde yaad u mahallede tm
kaplar kapanm, tm kepenkler rtlmt; vebadan m, yoksa gneten m korunmak
istediklerini kendileri de bilemiyordu. Bununla birlikte, baz evlerden inlemeler
ykseliyordu. nceleri byle bir ey olduunda, sokakta durup kulak kabartan
merakllara rastlanrd sklkla. Ancak, bu uzun uyar iaretlerinden sonra, herkesin
yrei sanki sertlemi gibiydi ve sanki bu ilenmeler insanlarn doal diliymi gibi,
herkes bunlar duya duya yryor ya da yaayp gidiyordu.

Kent kaplarnda kopan ve jandarmalarn silaha bavurmak zorunda kaldklar kavgalar


sessiz bir tepki yaratt. Kukusuz yarallar vard, ama her eyin scak ve korkunun
etkisiyle abartld kentte llerden sz ediliyordu. Gerekten de, durum ne olursa
olsun, honutsuzlu

un

104

durmadan artt, yneticilerin en kt durumdan korktuklar ve felaket altndaki halkn


isyana kaplmas durumunda alnacak nlemleri ciddi ciddi dndkleri bir gerekti.
Gazeteler sokaa kma yasan yineleyen ve kar gelenleri hapis cezasyla tehdit eden
kararnameler yaynlyordu. Devriyeler kentte kol geziyordu. ou kez, ar scan
bastrd ssz sokaklarda, ilkin kaldrmlarda nlayan nal sesiyle kendini duyuran atl
nbetilerin sra sra kapal pencerelerin altnda ilerledikleri grlyordu. Yeni bir
emir uyarnca, bit tamas olas kpek ve kedileri vurmakla grevlendirilmi zel
ekiplerin silah sesleri arada srada duyuluyordu. Bu kuru sesler kentteki tehlike havasn
deitiriyordu.

Scan ve sessizliin iinde ve yurttalarmzn rkm yreklerinde, her ey zaten


daha byk bir nem kazanyordu. Mevsim deiimlerini gsteren gn renkleri ve
topran kokularna ilk kez olarak herkes duyarlyd. Herkes korku iinde, scan
salgnn yaylmasna yardm edeceini dnyordu, ayn zamanda da herkes yaz
mevsiminin iyice yerletiini gryordu. Akam gnde keisaan kularnn l
kentin zerinde giderek daha clz-layordu. lkemizin ufuklarn genileten o haziran
gn-batmlarna artk ulaamyordu. Pazardaki iekler artk krpe krpe deil alm
halde geliyordu, sabah mezatn-dan sonra tayapraklar tozlu kaldrmlar kaplyordu.
lkbaharn artk sona erdii, drt bir yanda birbiri ardna alan binlerce iekle salp
gittii; imdi veba ve scan altnda durulup ezilecei aka grlyordu. Tm
yurttalarmzn gznde u yaz g, toz ve skntnn etkisiyle soluklam u sokaklar,
her geen gn kentte arln duyuran yzlerce lyle ayn tehdit anlamn tayordu.
Tkenmeyen gne, uyku ve tatil tadndaki u saatler, artk eskisi gibi elenceye davet
etmiyordu. Tersine, kapal ve sessiz kentte artk bir anlam tamaz olmutu. Esenlikli
mevsimlerdeki bakrms ltlarn yitirmiti. Veba gnei tm renkleri soldurmutu ve
tm keyfi karyordu.

105Hastaln byk devrimlerinden biri de buydu. Normal zamanlarda tm kentliler


yaz mevsimini neeyle karlard. Kent denize koar, genlik kumsallara dklrd. Bu
yaz, tersine, hemen yakndaki deniz yasakt ve bedenin denizin tattraca zevklere artk
hakk yoktu. Bu koullarda ne yapmal? O zamanki yaantmzn en doru grntsn
bize yine Tarrou veriyor. Vebann genelde kaydettii ilerlemeyi izliyordu kukusuz,
radyo haftada yzlerce l deil de, gnde doksan iki, yz yedi, yz yirmi ly
bildirmeye baladnda, Tarrou salgnn bir dnm noktasna gelindiini not ediyordu.
'Gazeteler ve yetkililer vebaya kurnazlk etmeye alyorlar. Yz otuz birin, dokuz yz
ondan daha az ufak say olmasyla vebann puann dreceklerini sanyorlar.' Salgnn
dokunakl ve arpc grnmlerini de anyordu; rnein, kepenkleri kapatlm, ssz
bir mahallede anszn bir pencereyi ap odann koyu karanl zerine kepenkleri
yeniden kapatmadan nce iki kez haykran u kadn gibi. Ama bunlardan baka,
eczanelerde naneli pastillerin tkendiini, nk birok insann olas bir bulama
tehlikesine kar kendini korumak iin bunlar inediini de yazyordu.

Gzdesi olmu kiileri de gzlemlemeyi srdryordu. Kedili yal adamcazn da bu


trajedinin iinde yaadn reniyorduk. Gerekten de, bir sabah silah sesleri
duyulmutu; Tarrou'nun yazdna gre, tkrk gibi gelen birka kurun, kedilerin
ounu ldrm, tekileri de korkudan karmt. Ayn gn yal adam her zamanki
saatte balkonuna km, bir tuhaflk sezmi, eilip sokan iki ucuna bakm, aresiz
beklemeye balamt. Elleriyle balkonun parmaklklarna hafif hafif vuruyordu. Biraz
daha beklemi, biraz kt ufalam ve ieri girmiti, sonra yeniden dar km ve
belli bir sre sonunda, balkon kapsn fkeyle kapatarak kaybolmutu. Sonraki gnlerde
ayn sahne yinelenmiti, ancak yal adamn yz hatlarnda giderek belirginleen bir
hzn ve karmaa okunabiliyordu. Bir haftann sonunda, Tarrou gndelik balkon ziyare-

106

tini bouna bekledi, pencereler anlalmaz bir hznn zerine smsk kapal kald.
'Veba srasnda kedilere tkrmek yasaktr', not defterlerinde varlan sonu buydu.

te yandan, Tarrou akamlar odasna dnerken holde bir aa bir yukar dolaan gece
nbetisinin ask suratyla karlaacandan emindi. Bu adam her nne gelene bu
olanlar nceden bildiini yineleyip duruyordu. Adamn uursuzluu nceden haber
verdiim kabullenmekle birlikte, bunun deprem olacan sylediim anmsatan
Tarrou'ya yal adam yle karlk veriyordu: "Ah, keke bir deprem olsayd! Tam bir
sarsnt... ve bu i biterdi. ller, diriler saylr ve oyun biterdi. Ama u domuz
hastalk! Hastala yakalanmam olanlar bile onu ilerinde tayorlar."

Otel mdr de az skntda deildi. Balangta, ayrlmalar engellenen yolcular kentin


kapatlmasyla otelde kalmlard. Ama yava yava, salgnn uzamasyla birou
dostlarnda kalmay yelemiti. Ve kente artk yeni yolcu gelmediinden, odalarn
dolmasn salayan ayn nedenler, imdi onlarn: bo kalmasn salyordu. Tarrou
burann ender kiraclarndan biri olarak kalmt ve mdr her frsatta ona u son
mterilerini memnun etme istei olmasa uzun zaman nce buray kapatm olacan
belirtiyordu. Sk sk Tarrou'ya salgnn yaklak ne kadar srecei konusunda fikrini
soruyordu: "Bu tr hastalklarn soua gelmedii sylenir," diyordu Tarrou. Mdr
afallyordu: "Ama baym, burada hi gerek souklar olmaz ki. Her halkrda bu i
aylarca srecek gibi." Zaten yolcularn daha uzun bir sre kente uramayacaklar
kesindi. u veba

turizmin ykmyd.

Ksa bir sre ortadan kaybolduktan sonra Msy Othon, u bayku adam, lokantada
yemden ortaya kt, ancak bu kez peinde yalnzca iki sirk kpei vard. Bilgilere gre,
kars kendi annesine bakm ve onu topraa vermiti, u srada da kendisi karantina
altndayd.

107 Bundan holanmyorum, dedi mdr Tarrou'ya. Karantina olsun ya da olmasn,


kadnn durumu kukulu, dolaysyla onlarn da.
Tarrou ona, bu adan baknca, herkesin durumunun kukulu olduunu sylyordu. Ama
teki diretiyordu ve bu konuyla ilgili kesin grleri vard:

Hayr baym, ne sizin ne de benim durumum kukulu deil, onlarnki yle.

Ama Msy Othon yle kolay kolay deimiyordu. Veba bu kez sert kayaya arpmt.
Lokantaya ayn ekilde giriyor, ocuklarndan nce sofraya oturuyor ve onlara hep
mesafeli ve dmanca szler ediyordu. Yalnz kk olann hali deimiti. Kz
kardei gibi siyahlar giymi, biraz kendi iine ekilmi, babasnn glgesini
andryordu. Msy Othon'dan holanmayan gece nbetisi Tarrou'ya yle demiti:

Ah u adam, tepeden trnaa giyinik bir halde geberecek. Bylece cenaze treni iin
bakma gerek kalmayacak. Dosdoru tabuta girecek.

Paneloux'nun vaazn da deftere aktarmt, ancak u yorumla: 'Bu sevimli cokuyu


anlyorum. Felaketlerin balangcnda ve bunlar son bulduunda hep biraz sz sanat
yaplr. Birinci durumda, alkanlklar henz kaybolmamtr, ikinci durumdaysa geri
gelmitir. Asl felaket srasnda geree allr, yani sessizlie. Bekleyelim.'

Tarrou son olarak Doktor Rieux'yle uzun bir konuma yaptn ve bunun olumlu
sonularm anmsadn, konuyla ilgili olarak, anne Madam Rieux'nn ak kestane
rengi gzleri olduunu bildiriyor, iinde bunca iyiliin okunduu bir bakn her zaman
vebadan daha gl olacan beklenmedik bir biimde belirtiyor ve sonunda Rie-
ux'nn tedavi ettii yal astm hastasna olduka uzun blmler ayryordu.

Doktorla grmesinin ertesinde, onunla birlikte yal adam grmeye gitmiti. Yal
adam Tarrou'yu srtarak ve ellerini ovuturarak karlamt. Yastna srtm daya-

108

m, kucanda iki bezelye tenceresiyle yatanda oturuyordu: "te bir tane daha!"
demiti Tarrou'yu grnce. Dnya tersine dnd, hastadan ok doktor var. Hzl
yaylyor ondan, deil m? Rahip hakl, iyice hak etmiiz." Ertesi gn, Tarrou haber
vermeden gelmiti.

Tarrou'nn defterlerine bakarsak, ii manifaturaclk olan yal astm hastas elli


yandayken yeterince altna karar vermiti. Yatana yatm ve bir daha da ayaa
kalkmamt. Oysa ayakta durmak astmna zarar veren bir ey deildi. Kk bir gelirle
yetmi be yana kadar nee iinde yaamt. Saat grmeye dayanamyordu ve
gerekten evinde tek bir saat yoktu. "Bir saat pahal ve ap-talcadr," diyordu. Zaman
kendisi lyordu; zellikle de, gnn tek nemli zaman olan le yemeine sra
geldiini, uyand zaman baucunda bulunan biri bezelye dolu iki tencere sayesinde
anlyordu. Ayn ciddi ve dzenli hareketlerle, bezelyeleri tek tek bo tencereye
aktaryordu. Bylece tencereyle lt gn iinde belli anlar saptyordu. "Her on be
tencerede bir, bireyler yemem gerek," diyordu, "ite bu kadar basit."

Karsna baklrsa, zaten daha ok genken bu yneliini belli etmiti.. Gerekten de,
asla hibir ey onu ilgilen-dirmemiti; ne ii, ne dostlar, ne kafeler, ne mzik, ne
kadnlar, ne de gezintiler. Kentinden dar hi adm atmamt, yalnzca bir gn, bir aile
ii iin Cezayir'e gitmek zorunda kalmt; bu maceray daha ileri gtremeyeceini
anlaynca Oran'a en yakn garda durmutu. lk trenle evine dnmt.

Onun bu drt duvar arasnda srdrd yaama arm gibi duran Tarrou'ya, dine
gre, bir insann yaamnn ilk yarsnn bir ykseli, ikinci yarsnn da bir ini
olduunu, ini dnemindeyse gnlerin artk insana ait olmadn, herhangi bir anda
elinden alnabileceini, bylece gnlerle pek bir ii kalmadn ve belki de en iyisinin
pek bir eye girimemek olduunu biraz olsun anlatmt. Buradaki eliki zaten onu
rktmyordu; nk, aa yu-

109kar Tarrou'ya sylediine gre, Tanrnn kesinlikle olmadn, tersi durumda


rahiplerin bir ie yaramayacan dnyordu. Ama bunu izleyen baz dncelerden
yola karak Tarrou bu felsefenin, onun oturduu evredeki kilisenin onu sk sk para
yardm iin aramasna kzmasndan kaynakland anlad. Tarrou'nun yal adam
betimledii blm, yal adamn ok iten gibi duran ve karsndakine sk sk belirttii
dileiyle son buluyordu: ok yal lmeyi umut ediyordu.

"O bir ermi mi?" diye soruyordu Tarrou. Ve yle yantlyordu: "Evet, ermilik bir
alkanlklar btndr."

Ama ayn zamanda, Tarrou vebal kentte geirilen bir gnn iyice ayrntl bir
betimlemesine de giriiyor ve bylece o yaz boyunca kentlilerin nasl zaman geirdii
ve nasl yaad konusunda kesin bir fikir veriyordu: "Sarholar dnda kimse
glmyor, diyordu Tarrou, onlar da ok fazla glyor." Sonra betimlemesine balyordu:

"Sabahn erken saatinde, henz sszln koruyan kentte bir boydan dierine hafif soluk
sesleri duyuluyor. Gecenin lmleriyle gndzn can ekimeleri arasndaki o saatte,
sanki veba bir an abasn durduruyor, soluk alyor gibi. Tm dkknlar kapal. Ama
bazlarnn zerine aslm 'Veba nedeniyle kapal' duyurusu onlarn biraz sonra teki
dkknlarla birlikte almayacan gsteriyor. Hl uyuklamakta olan gazete satclar
bararak haberleri duyurmuyor, sokaklarn bir kesine srtlarn dayam ellerindeki
gazeteleri bir uyurgezer gibi sokak lambalarna sunuyorlar. Biraz sonra, ilk tramvaylarn
sesiyle uyanp 'Veba' szcnn gze arpt ktlar saa sola uzatp duracaklar.
"Vebann bir sonbahar olacak m?" Profesr B... yle yantlyor: "Hayr. Yz yirmi
drt l, ite vebann doksan drdnc gn bilanosu."

Giderek ciddileen ve baz sreli yaynlar sayfa saysn azaltmaya zorlayan kt


skntsna karn bir baka gazete karlmt: Salgn Postas. Gazete amacn yle
belir-hyordu: 'Hastaln kaydettii ilerleme ya da gerilemeyi

110

yurttalarmza titiz bir nesnellik duygusuyla bildirmek; onlara salgnn geleceiyle ilgili
en gvenilir yetkili azlardan kantlar sunmak; felakete kar savaacak durumda bildik
bilmedik herkese stunlarn amak; halkn moralini yksek tutmak, yetkililerin
emirlerini iletmek ve ksaca, bizi vuran bu ktle kar tm iyi niyetli insanlar bir
araya getirmek.' Gerekte, ok gemeden bu gazete, vebann nlenmesinde gerekli olan
yeni rnlerin duyurularn yaynlamaktan teye geemedi.

"Tm bu gazeteler sabahn altsna doru, daha dkknlar almadan saatler nce
nlerinde uzayan kuyruklarda, kenar mahallelerden tklm tepi gelen tramvaylarda
satlmaya balyor. Tramvaylar tek ulam arac oldu; basamaklar ve korkuluklar
krlacak denli ykl olduundan tramvaylar zar zor ilerliyor. Yine de tuhaf ey,
ierideki herkes bulama korkusuyla birbirlerine srtn dnyor. Duraklarda
birbirinden uzaklamak ve yalnz kalmak iin acele eden bir erkek ve kadn ynn
boaltyor. Sk sk gidererek yaygnlaan ve salt keyifsizlikten kaynaklanan

kavgalar kopuyor.

"lk tramvaylar getikten sonra kent yava yava uyanyor, ilk birahaneler zerinde
'Kahve kalmad', 'ekerinizi yannzda getirin' vb. duyurular asl kaplarn ayor.
Sonra dkknlar alyor, sokaklar canlanyor. Ayn zamanda k ykseliyor ve scak
yava yava temmuz gn kuruni bir renge buluyor. siz gszlerin kendilerini
bulvarlara attklar saat bu. ou, kendi pahal eyalarn sergileyerek vebay kovmay
i edinmi gibi. Her gn saat on bire doru, anayollarda, gen erkek ve gen kzlardan
oluan bir kalabalk geit yapyor, ite o zaman byk, felaketlerin ortasnda byyp
duran u yaama tutkusu his-sedilebiliyor. Eer salgn yaygnlarsa moral de
yaygnlaacak. Mezarlarn yan banda Milano usul lgn elencelere bile
rastlayacaz neredeyse.

"len olunca, gz ap kapayana kadar lokantalar doluveriyor. Yer bulamayanlar


hemen lokanta kaplarnda

111birikmeye balyor. Ar scaktan gkyznn azalmaya yz tutuyor. Gne


altnda kavrulan sokaklarn kenarlarnda, byk tentelerin glgesinde insanlar yiyecek
iin sra bekliyorlar. Lokantalarn byle dolup tamas, birok kiinin gznde yiyecek
iinin basitlemesi anlamna geliyordu. Ama bulama sorunu da olduu gibi duruyordu.
Mteriler dakikalarca atal baklarn temizleyerek zaman yitiriyorlar di. Ksa bir
sre nce, baz lokantalar yle duyurular asyorlard: 'Burada servis takmlar
kaynatlmtr.' Ancak bir sre sonra her tr reklam bir yana braktlar, nk
mteriler gelmeye zorunluydu. Zaten mteri para harcamaktan ekinmiyor. Kaliteli
araplar ya da yle sanlan en pahal mezeler, dizginlenen bir yarn balangc
oluyordu. Bir de kopan panikler vard; bir lokantada fenalk geiren bir mterinin rengi
solmu, ayaa kalkm, sendelemi ve hemen kendini ka atm olmas insanlar allak
bullak etmiti.

"Saat ikiye doru, kent ar ar boalyor, artk sessizlik, toz, gne ve vebann sokakta
bulutuklar an bu. Gri renkli byk binalar boyunca scak durmakszn akyor. Cvl
cvl gevezelik eden kalabalk kentin zerine inen alev gibi akamlara dnerek son
bulan o uzun tutsaklk saatleri bunlar. Scan bastrd ilk gnlerde, nedendir bilinmez,
akamlar giderek sszlamt. Ama imdi, daha ilk serinlikle, umut olmasa bile bir
ferahlk geliyor. O zaman herkes sokaklara dklyor, lgn gibi gevezelik ediyor,
kavgaya tutuuyor ya da birbirlerini arzuluyor ve kzl temmuz gnn altnda kent,
iftlerle ve uultularla ykl bir halde soluk solua bir geceye doru kayyor. Her
akam bulvarlarda, ftr apkas ve boyunba-yla, dinsel bir esinlenie kendini
kaptrm yal bir adam: 'Tanr byktr, ona ynelin', diye yineleyip dursa da, tersine
herkes tam olarak tanmadklar ve kendileri iin Tanrdan daha gerekli olduuna
inandklar bireylere doru yneliyor. Balangta, bunun tekiler gibi bir hastalk
olduuna inandklar zaman, din yerli yerinde duru-

112

yordu. Ancak bunun ciddi olduunu grdklerinde, tat aldklar eyleri anmsadlar. Gn
boyu yzlerinde beliren tm o keder, ite o zaman, ateli ve tozlu gnbatmnda, bir tr
rkek bir cokuya, tm bir halk coturan beceriksiz bir zgrle dnyor.

"Ben de onlar gibiyim. Ama ite, lmn benim gibiler iin bir anlam yoktur. Onlar
hakl karan bir olaydr."

VebaDefterlerde sz edilen grme iin Rieux'den istekte bulunan Tarrou'ydu. Rieux


onu bekledii akam, yemek odasnn bir kesinde durmu, bir sandalye zerine sakin
sakin oturan annesine bakyordu. Ortalkla ilgili ileri bitirdikten sonra gnn orada
geiriyordu. Ellerini dizlerinin zerinde birletirip bekliyordu. Rieux onun beklediinin
kendisi olup olmadndan emin deildi. Yine de, o geldiinde, annesinin yznde
bireyler deiiyordu. almayla gemi bir yaamn bu yze katt suskunluk
trnden ne varsa o zaman canlanr gibi oluyordu. O gece de, artk sszlam sokaa
pencereden bakyordu. Gece yanan lambalarn azalmt. Ve yava yava,
iyice clzlam bir lamba kentteki glgeleri yanstyordu.

Tm veba sresince klar byle az m yanacak? dedi Madam Rieux.

Muhtemelen.

inallah ka kadar srmez. O zaman iyice i kapa-yc olur.

Evet, dedi Rieux.

Annesinin baknn kendi alnna yneldiini grd. Son gnlerdeki endie ve ar


yorgunluktan yznde derin izler meydana geldiini biliyordu.

Bugn iyi gemedi mi?

Yo, her zamanki gibi.

Her zamanki gibi! Yani Paris'ten gnderilen yeni serum ilk serumdan daha az etkili
gibiydi ve istatistikler ykseliyordu. nlem iin olan serumlar da hastala yakalanm
aileler dndakilere vermek her zaman mmkn olmuyordu. Bu serumlarn genel
kullanm iin gereken miktar ancak sanayiden salanabilirdi. Hyarcklarn ou-

114

n yarmak olanakszd, sanki sertleme mevsimine girmilerdi ve hastalara ikence


ektiriyorlard. Bir gn ncesinden balayarak kentte iki tane yeni salgn vakasna
rastland. Veba akcierlere bulayordu. Ayn gn, bir toplant srasnda, yorgunluktan
bitkin doktorlar akcier vebasnda az yoluyla olabilecek bulamay engellemek iin,
artk iyice akna dnm validen yeni nlemler istemiler ve elde etmilerdi. Her
zamanki gibi hl hibir ey bilinmiyordu.

Annesine bakt. Ayn kestane rengi bak onu efkat dolu yllar ncesine gtrd.

Korkuyor musun, anne?

Benim yamda artk pek bir eyden korkulmaz.

Gnler iyice uzad ve ben artk hi burada bulunamyorum.

- Geleceini bilince seni beklemek zor gelmiyor. Burada olmadn zaman da, ne
yaptn dnyorum. Haber var m?

Evet, son telgrafa bakarsak, her ey iyi. Ama onun bunu beni meraklandrmamak iin
sylediini biliyorum.

Kapnn zili ald. Doktor annesine glmsedi ve gidip kapy at. Sahanln yar
aydnlnda Tarrou griler giymi kocaman bir ayy andryordu. Reux konuunu
alma masasnn nne oturttu. Kendisi de koltuunun arkasnda ayakta duruyordu.
Odada yanan tek k, alma masasnn zerindeki lamba, ikisinin ortasnda duruyordu.

- Sizinle sz dolandrmadan konuabileceimi biliyorum, dedi, Tarrou bir giri szne


gerek duymakszn.

Rieux sessizce onaylad.

On be gn ya da bir aya kadar burada artk hibir ie yaramayacaksnz, olaylar


sizi ayor.

Doru bu, dedi Rieux.

Salk biriminin organizasyonu kt. Gerekli sayda adamnz ve zamannz yok.

Rieux bunun doru olduunu gene onaylad.

115- Valiliin, salam insanlarn genel mcadeleye katlmasn zorunlu klacak bir
gnll hizmet birimi tasarladn biliyorum.

yice bilginiz var. Ama byk bir honutsuzluk var ve vali tereddt iinde.

Neden gnlller istenmesin?

Yapld bu, ama katlm ok dk oldu.

- Bunu resmi yoldan yaptlar, biraz da inanmadan. Onlarn eksii d gc. Asla
felaketle boy lecek dzeyde deiller. Ve dnebildikleri ilalar ancak bir beyin
nezlesini tedavi edecek dzeyde. Eer elimiz kolumuz bal, her eyi onlarn yapmasna
izin verirsek, onlar lp gidecek, biz de onlarla.

- Olabilir, dedi Rieux. Yine de, kaba iler diye adlan-drabileceim iler iin
tutuklular dndklerini sylemeliyim.

zgr kiilerin olmasn yelerdim.


Ben de. Ama sonuta niin?

lme mahkmiyetten nefret ederim. Rieux, Tarrou'ya bakt:

- Yani?

Yani, benim gnll salk hizmetlilerinin oluturulmas ve eitimi iin bir


organizasyon planm var. Bununla ilgilenmem iin bana yetki verin ve ynetimi bir ke-
nara brakalm. Kald ki, balarn kayacak halleri yok. Benim her tarafta dostlarm
vardr ve onlar ilk ekirdei oluturacak. Ve doal olarak, ben de bu ie katlacam.

Tabii, bunu cokuyla kabul edip etmeyeceimden kuku duyuyorsunuz, dedi Rieux.
nsanlarn yardma gereksinimi vardr, hele bizim mesleimizde. Bu fikrin valilike
kabul edilmesiyle ilgili stme deni yapacam. Zaten baka seenekleri de yok.
Ancak...

Rieux dnd.

Ancak bu i lmcl olabilir, bunu iyi biliyorsunuz. Ve ne olursa olsun, bu konuda


sizi uyarmam gerek. yi dndnz m?

Tarrou gri gzleriyle ona bakyordu.

116

- Paneloux'nun vaazyla ilgili ne dnyorsunuz doktor?

Soru doallkla sorulmutu ve Rieux doallkla yant verdi.

- Toplumsal bir ceza dncesini kabullenmeyecek denli uzun sre hastanelerde


yaadm. Ama bilirsiniz, Hristiyanlar bazen byle konuurlar, gerekten hi yle d-
nmeseler de. Grndklerinden daha iyidirler.

Yine de, Paneloux gibi, siz de vebann yararl olduunu, insanlarn gzn amaya
yaradn, hatta zorladn dnyorsunuz!

Doktor sabrszlkla ban sallad.

- Bu dnyadaki tm hastalklar gibi. Bu dnyadaki tm hastalklar iin doru olan, veba


iin de doru. Bazlarn olgunlamasna yardmc olabilir. Bununla birlikte, getirdii
sefalet ve acy dnrsek, vebaya boyun emek iin deli, kr ya da korkak olmak
gerekir.
Rieux biraz ses tonunu ykseltmiti ki Tarrou sanki onu sakinletirmek istercesine eliyle
bir hareket yapt, Glmsyordu. :

Evet, dedi Rieux omuz silkerek. Ama siz bana yant vermediniz. yi dndnz m?

Tarrou biraz koltuuna yerleti ve ban a doru yaklatrd.

Tanrya inanr msnz doktor?

Bu soru da doallkla sorulmutu. Ama bu kez Rieux duraksad.

Hayr, ama ne ne demek bu? Bir gecenin iindeyim ve aydnl grmek istiyorum.
Ben bu dnceyi zgn bulmaktan vazgeeli ok oluyor.

Sizi Paneloux'dan ayran bu deil mi?

- Sanmyorum. Paneloux bir incelemeci. Yeterince lm grmemi ve bu nedenle bir


gerek adna konuuyor. evre kilisesine bal dindarlar yneten ve len bir insann
son nefesini duyan en basit bir ky papaz bile be-

117nim gibi dnr. Sefaletin ne yetkin bir ey olduunu kantlamaya girimeden nce,
onu iyiletirmeye alr. Rieux ayaa kalkt, imdi yz karanlktayd.

- Madem yantlamak istemiyorsunuz, bunu bir yana brakalm.

Tarrou koltuunda kmldamadan glmsedi.

Bir soruyla yant verebilir miyim? Bu kez doktor glmsedi:

- Gizemden holanyorsunuz, dedi. Haydi sorun.

te, dedi Tarrou. Eer Tanrya inanmyorsanz niin bunca zveride


bulunuyorsunuz? Sizin yantnz belki benim kendi sorumu yantlamama yardmc olur.

Karanlkta kalarak doktor yle yantlamt:

Eer mutlak gte bir Tanrya inansayd, insanlar iyiletirmeyi srdrmez bu


grevi ona brakrd. Ama dnyada kimse, hayr kimse, Tanrya inandn sanan Pa-
neloux bile, byle bir Tanrya inanmyordu, nk kimse kendini sonuna kadar Tanrnn
ellerine brakmyordu ve bu adan Rieux, yaratlla olduu gibi mcadele ederek, en
azndan kendisinin gerein yolunda olduuna inanyordu.
Ah! dedi Tarrou, mesleinizle ilgili dnceniz bu demek?

Aa yukar, diye yantlad doktor a yaklaarak.

Tarrou yavaa slk gibi bir ses kard, doktor ona bakt.

Evet, dedi, gurur gerekir diye dnyorsunuz. Ama bende de tam gereken gurur
var, fazlas deil, inann bana. Beni bekleyenin ne olduunu, ne de tm bundan sonra
neler olacan biliyorum. imdilik hastalar var ve onlar iyiletirmek gerek. Sonra
onlar bunu dnecekler, ben de. Ama en acil olan onlarn iyiletirilmesi. Onlar
elimden geldiince savunuyorum, ite hepsi bu.

Kime kar?

118

Rieux pencereye doru dnd. Denizin uzak bir noktasnda ufkun daha kara bir
younlua brndn seziyordu. Yalnzca yorgunluunu hissediyor ve ayn zamanda
da, bu tuhaf ama kardee duygular uyandran adama . biraz daha gvenmek iin iinde
doan ani ve manta smayan bir istee kar mcadele ediyordu.

Bununla ilgili hibir ey bilmiyorum Tarrou, yemin ederim hibir ey bilmiyorum.


Bu meslee girdiimde, bir anlamda soyut olarak altm, nk ona gereksinimim
vard, nk bu da genlerin yapmak istedii, tekiler gibi bir iti. Belki de, benim gibi
bir ii ocuuna gre zellikle g bir iti. Sonra lmleri grmek gerekti. lmeyi
reddeden insanlar olduunu bilir misiniz? Bir kadnn lm annda "Asla! " diye
haykrdn hi duydunuz mu? Ben duydum. Ve o zaman buna alamayacam anladm.
Gentim ve nefretim dnyann dzenine ynelmi gibiydi. O zamandan bu yana, daha
alakgnll oldum. Yalnzca, hl lmekte olanlar grmeye alamadm. Bundan
baka fazla bir ey bilmiyorum. Ama her ey bir

yana...

Rieux sustu ve yerine oturdu. Aznn kuruduunu

hissediyordu.'

Her ey bir yana... diye yineledi doktor ve yine du-raksad, Tarrou'ya dikkatle
bakarak, bunu sizin gibi birisi anlayabilir ancak, deil mi, dnyann dzeni lmle
salandna gre belki de Tanr iin en iyisi ona inanmamak ve suskun suskun durduu
ge gzlerimizi evirmeksizin lme kar tm gcmzle savamaktr.
Evet, diye onaylad Tarrou, anlayabiliyorum. Ama zaferleriniz hep geici olacak, ite
hepsi bu.

Reux'nn surat aslr gibi oldu.

Her zaman yle olacak, bunu biliyorum. Mcadeleden vazgemek iin bir neden
deil bu.

- Hayr bu bir neden deil. Ama o zaman, u vebann sizin iin ne anlama geldiini
merak ediyorum.

Evet, dedi Rieux. Sonu olmayan bir ykm.

119Tarrou bir an gzlerini doktora dikti, sonra ayaa kalkt ve ar ar kapya doru
yrd. Rieux de onu izledi. Ayaklarna bakmakta olan Tarrou'nun tam yanna varmt
ki:

Kim retti size bunlar doktor? Yant hemen geldi:

Sefalet.

Rieux alma odasnn kapsn at ve koridorda, Tarrou'ya kendisinin de aa


indiini, bir hastasn grmeye gideceini syledi. Tarrou onunla birlikte gitmeyi nerdi,
doktor da kabul etti. Koridorun ucunda Madam Rieux'yle karlatlar, doktor ona
Tarrou'yu tantrd.

- Bir dost, dedi.

Sizi tandma memnun oldum, dedi Madam Rie-ux.

O gidince, Tarrou arkasndan bakt. Sahanlkta doktor bou bouna otomatikle urat.
Merdivenler gece ka-ranlndayd. Doktor bunun yeni bir tasarruf nlemi olup
olmadn dnyordu. Ama belli deildi. Bir sredir evlerde ve kentte her ey
bozuluyordu. Belki de bu yalnzca, artk kapclarn genelde pek bireyle
ilgilenmemelerinin bir sonucuydu. Ama doktorun bu konuda daha fazla dnecek
zaman olmad, nk geride Tarrou'nun sesi nlyordu:

Bir ey daha syleyeyim, doktor, size gln gelse de, tmyle haklsnz.

Rieux karanlkta kendi kendine omuz silkti.

Bu konuda hibir ey bilmiyorum, gerekten. Ama siz, sz ne biliyorsunuz?


Oo! dedi teki heyecanlanmadan, benim iin renecek az ey var.

Doktor durdu ve arkasnda Tarrou'nun aya ta basamakta kayverdi. Tarrou Rieux'nn


omzuna tutundu.

Yaamla ilgili her eyi bildiinize inanyor musunuz? diye sordu Rieux.

Yant ayn sakin sesle karanln iinden geldi:

120

Evet.

Sokaa ktklarnda, iyice ge olduunu anladlar, belki saat on birdi. Kent sessizlie
gmlmt, yalnzca hrtlar kalabalk ediyordu. ok uzakta, bir ambulans sireni
nlad. Arabaya bindiler ve Rieux arabay altrd

Yarn nleyici ayla hastaneye gelmeniz gerek, dedi. Ama bu ie girmeden ve son
olarak, unu syleyeyim, bu iten sa salim kmanz iin te bir ansnz var.

- Bu deerlendirmelerin bir anlam yok doktor, benim gibi siz de bunu biliyorsunuz. Yz
yl nce bir Iran kentinde veba tm kent halkn ldrm, kendi iini yapmaktan
vazgemeyen l ykaycs dnda.

O nc ansn korumu, ite hepsi bu, dedi Rieux birden daha bouk bir sesle.
Ama uras bir gerek, hepimizin bu konuda daha reneceimiz ok ey var.

imdi kenar mahallelere geliyorlard artk. Farlar ssz sokaklar aydnlatyordu.


Durdular. Arabann nnde, Rieux, Tarrou'ya ieri girmek isteyip istemediini sordu,
teki evet, diye yantlad. Gkten yansyan hafif bir k ikisinin yzn aydnlatyordu.
Rieux birden dosta glmsedi:

Haydi Tarrou, dedi sizi bunlarla ilgilenmeye iten

nedir?

- Bilmiyorum. Belki ahlak grm.

Hangisi?

- Anlay.
Tarrou eve doru dnd ve ikisi yal astm hastasnn evine girene kadar Rieux onun
yzn grmedi.

121Hemen ertesi gn Tarrou ie giriti ve ilk ekibi kurdu, bunu daha biroklar
izleyecekti.

te yandan, anlatc bu salk kollarnn oluturulmasna gereinden fazla nem vermek


niyetinde deil. uras da bir gerek, bugn yurttalarmzn birou, onun yerinde
olsalar, bu kollarn roln abartmaktan kendilerini alamazlard. Ancak anlatc, byle
olumlu eylemlere fazlasyla nem vermekle, dolayl yoldan ve byk bir ballk
duygusuyla, ktln nnde saygyla eilmek gibi bir sonuca varldn dnyor
daha ok. nk o zaman, ktlk ve kaytszlk insanlarn eylemlerinde en sk
karlalan etmenler olduu iin, olumlu giriimler de az sayda gerekletiinden, bu
olumlu eylemlerin bu denli deer kazandklar dnlebilir. Bu, anlatcnn
paylamad bir dnce. Dnyadaki ktlk neredeyse her zaman cehaletten
kaynaklanr ve eer aydnlatlmamsa, iyi niyet de ktlk kadar zarar verebilir,
insanlar kt olmak yerine daha ok iyidir ve gerekte sorun bu deildir. Ancak insanlar
bir eyin farknda deillerdir, u erdem ya da kusur denilen eyin; en umut krc kusur,
her eyi bildiini sanan ve bylece kendine ldrme hakk tanyan cehalettir. Katilin
ruhu krdr ve insan her tr saduyudan yoksunsa gzel ak ve gerek iyilik diye bir ey
olamaz.

Bu nedenle, Tarrou sayesinde gerekletirilen bizim salk kollan nesnel bir honutluk
duygusuyla deerlendirilmelidir. Bu nedenle, anlatc yalnzca mantk erevesinde
nemli grd bir kahramanl ve iyi niyeti gzel szlerle yceltmeyecek. Ama veba
yznden para para olmu ve kl krk yaran yreklerin tarihini yazmay srdrecektir.

122

Salk kollarna gnll katlanlar bunu yaparken byk vglere deer grlm
deillerdi, nk gerekte yapacaklar tek eyin bu olduunu biliyorlard ve o zaman bu
ie girimeye karar vermemek inanlmaz olurdu. Bu kollar kentlilerin daha kalabalk
sayda veba olayna katlmasn salad ve ortada hastalk olduuna gre onunla
savamak iin ne gerekiyorsa yaplmas gerektiine inanmalarna yol at. nk bu
yoldan veba baz kiilerin grevi haline geldi, gerekte ne ise o oldu, yani herkesin
ura ol-du.

Bu iyi. Ama bir retmen iki kere ikinin drt ettiini retiyor diye tebrik edilmez.
Belki bu meslei seti diye tebrik edilir. Biz de Tarrou ve tekilerinin, iki kere ikinin
baka bir ey deil de drt ettiim gsterdikleri iin saygya deer olduklarm
belirtelim, ancak bu iyi niyetin retmenin iyi niyeti, retmenin yrei gibi bir yrek
tayan ve insanlk onuru uruna sanlandan daha kalabalk gruplar halinde bir araya
gelebilecek kiilerin iyi niyeti arasnda ortak bir ey olduunu da belirtelim; en azndan
anlatcnn inanc byle. Kald ki, anlatc kendisine kar klacann da farknda,
nk bu insanlar yaamlarn tehlikeye atyorlard.' Ancak tarihte yle bir an olmutur
ki, iki kere ikinin drt ettiini sylemeye cret edenler lmle cezalandrlmtr.
retmen bunu iyi bilir. Ve byle bir mantk yrtmenin dlle mi yoksa cezayla m
sonulanacan bilmek deildir sorun. Sorun iki kere ikinin drt edip etmediini
bilmektir. te yurttalarmzdan yaamlarn tehlikeye atanlar, vebann iine girip
girmemeye ve onunla savamak gerekip gerekmediine karar vermek zorundaydlar.

O sralar kentimizde treyen birok yeni ahlak hibir eyin ie yaramayacan ve diz
kmek gerektiini sylyorlard. Ve Tarrou, ve Reux, ve onlarn dostlar bu kiilere
yle ya da byle karlk verebilirlerdi, ama varlan sonu hep o bildikleri eydi: u
ya da bu biimde savamak ve diz kmemek gerekiyordu. Tm sorun l sa-

123ysn olabildiince aza indirmek ve ayrlklarn sonsuza dek srmesini


engellemekti. Bunun iin de tek bir yol vard, vebayla savamak. Bu gerek hoa giden
bir ey deildi, yalnzca tutarlyd.

te bu nedenle yal Castel'in tm iyi niyetini ve tm enerjisini elindeki malzemeyle


hemen orackta serum retmeye harcamas doald. Rieux'yle ikisi kente bulam
mikroptan retilmi serumlarn dardan gelen serumlara gre daha etkili olacan
dnyorlard, nk bu mikrop geleneksel anlamda tanmlanan veba basiline oranla
biraz farkllk gsteriyordu. Castel olduka abuk bir biimde ilk serumu elde etmeyi
umuyordu.

Yine bu nedenle, kahramanlkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan Grand'n da, o sralar,
salk kollarnda bir tr sekreterlii stlenmesi doald. Tarrou'nun kurduu ekiplerin
bir blm, gerekten de, ar kalabalk mahallelerde hastala kar nleyici
danmanlk grevi stleniyorlard. Buralara, gerekli salk koullarnn getirilmesine
allyor, dezenfeksiyon yaplmam tavan aralar ve bodrumlarn dkm
yaplyordu. Ekiplerin bir blm de doktorlarn evleri ziyareti srasnda onlara
yardmc oluyor, veballarn tanmasn salyor, hatta, sonradan, uzman personel
yoksa, hastalarn ya da lm kiilerin arabalarn kullanyorlard. Tm bunlar bir kayt
ve istatistik iini gerektiriyordu ve Grand bunu yapmay kabul etmiti.

Bu adan anlatc, salk kollarna yaam veren bu alakgnll erdemin tek gerek
temsilcisi olarak Rieux ve Tarrou'dan da ok, Grand'a sayg duyuyor. Hi
duraksamadan, tmyle kendi iinden gelen bir iyi niyetle evet demiti. Yalnz, ufak
tefek ilerde bir ie yaramak istediini belirtmiti. Geri kalan iler iin ok yalyd.
Saat on sekizden yirmiye kadar zaman ayrabilirdi. Ve Rieux itenlikle ona teekkr
ederken, o aryordu: "Bu deil en g olan. Veba var, kendimizi korumalyz, oras
kesin. Ah, keke her ey byle basit olsayd!" Ve tmcesinin bana

124

dnyordu. Bazen, akamlar, fileme ii bittiinde, Rieux Grand'la konuuyordu.


Sonunda Tarrou'yu da syleilerine katmlard ve Grand giderek daha belirgin bir
keyifle iini bu iki dosta dkyordu. Onlar da, Grand'n vebann tam ortasnda
srdrd bu sabrl almay ilgiyle izliyorlard. Onlar da, sonunda bu sayede biraz
gerginlikten

syrlyorlard.

"Amazon nasl?" diye soruyordu Tarrou sk sk. Ve Grand deimez biimde, "Trs trs
gidiyor," diye zoraki bir glmsemeyle yantlyordu. Bir akam Grand, amazonu iin
'zarif sfatndan kesin olarak vazgetiini ve bundan byle onu 'incecik' diye nitelediini
syledi. "Bu daha somut", diye de eklemiti. Bir baka sefer de, iki dinleyicisine u
biimi alm olan ilk tmcesini okumutu: 'Gzel bir mays sabah, incecik bir amazon,
muhteem bir al ksran zerinde Boulogne Ormannn iek am yollarndan
geiyordu.'

Deil mi? dedi Grand, daha iyi seiliyor, ve 'bir mays sabah'n yeledim nk
'mays ay' biraz ritmi

uzatyordu.

Sonra 'muhtem' sfatna akln takt. Ona gre bu, istediini tam olarak anlatmyordu
ve dledii ihtiaml ksra bir kerede fotoraf gibi sunmuyordu. 'Besili' uymuyordu,
somuttu, ama biraz kltc bir anlam vard.'Il l' onu bir an iin ekmiti, ama
ritmi yoktu. Bir akam, zafer edasyla istediini bulduunu bildirdi: 'Siyah bir al ksrak.'
Siyah, yine ona gre, inceden inceye zarafeti gsteriyordu.

Olamaz bu, dedi Rieux.

Yaa, niin?

Al at, rk deil, rengi belirtir.

Hangi rengi?

Siyah olmayan bir rengi ite! Grand ok etkilenmi gibiydi.


Teekkr ederim, iyi ki siz varsnz. Ama nasl g olduunu gryorsunuz ite.

125 'Grkemli' iin ne dnrsnz? dedi Tarrou. Grand ona bakt. Dnyordu:

Evet, dedi, evet!

Ve yznde yava yava bir glmseme beliriyordu.

Bundan bir sre sonra, 'iek am' szcnn kendisini sktn aklad. Oran ve
Montelimar dnda baka bir yer tanmadndan, bazen arkadalarna Boulogne
Ormannda yollarn nasl ieklendiini soruyordu. Gerei sylemek gerekirse, yollar
Rieux'ye ya da Tarrou'ya hibir zaman Grand'n dnd gibi gelmemiti, ama
memurun bu inanc onlarn ban dndryordu. O ise, dostlarnn bir fikri olmayna
arp kalyordu. 'Yalnzca sanatlar bakmay bilir.' Ama doktor onu bir kez byk bir
heyecan iinde buldu. 'iek am' yerine 'ieklerle dolu' yazmt. Ellerini
ovuturuyordu. 'Sonunda grlr hale geldiler, sonunda hissediliyorlar. apkalar
karn baylar!' Tmceyi zafer edasyla okudu: 'Gzel bir mays sabah, incecik bir
amazon, grkemli bir al ksran zerinde, Boulogne Ormannn ieklerle dolu
yollarndan geiyordu.' Ama yksek sesle okununca tmcenin sonuna doru
tamlayann art arda gelmesi kula trmalad ve Grand biraz kekeledi. Can skkn,
oturdu. Sonra doktordan gitmek iin izin istedi. Biraz dnmeye ihtiyac vard.

Sonradan renildiine gre, ite bu dnemde, dalgnlk belirtileri gsterdi, belediyenin


ezici grevlerle yz yze geldii bir anda bu belirtiler ho karlanmad. Bal olduu
servis bundan rahatsz oldu ve bro efi aka yapmad bir i iin kendisine para
dendii yolunda ciddi ciddi onu uyard, "iinizin dnda, salk kollarnda gnll
olarak alyormusunuz," demiti bro efi. "Bu beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren
sizin almanz. Bu korkun koullar altnda bir ie yaramak istiyorsanz, iinizi yapn.
Yoksa gerisi bir eye yaramaz."

- Hakl, dedi Grand, Rieux'ye.

Evet hakl, diye onaylad doktor.

126

- Ama ben dalgnlatm ve tmcemin sonunu nasl getireceimi bilmiyorum.

Herkesin anlayaca umuduyla 'orman' szcnn nndeki 'Boulogne'u atmay


dnmt. Ama o zaman tmce 'iekler' szcne balanyor gibi duruyordu, oysa
aslnda 'iekler' 'yollar'a balanyordu. yle yazma olana da vard: 'Ormann
ieklerle dolu yollar.' Ama bir adla bir sfatn yannda 'orman' iine sinmiyordu bir
trl. Baz akamlar, gerekten de Rieux'den daha yorgun grnyordu.

Evet, onu tepeden trnaa saran bu almayla yoruluyordu, yine de salk kollarnn
gereksindii istatistik ve hesap ilerini aksatmyordu. Sabrla, her akam, fileri temize
ekiyor, zerlerine eriler iziyor ve olabildiince ak bir biimde durumlar
gstermeye alyordu. Olduka sk, hastanelerden birine, Rieux'yle bulumaya
gidiyordu ve ondan herhangi bir broda ya da hemire odasnda bir masa istiyordu.
Tpk belediyedeki masasna yerletii gibi, ktlaryla oraya yerleiyordu; mikrop
ldrc ilalar ve hastaln kendisiyle arlam havada mrekkebi kurusun diye
'ktlarn sallayp duruyordu. te o anda, drst bir biimde, amazonunu aklna
getirmemeye ve yalnzca yapt ie kendini vermeye alyordu.

Evet, insanlarn kendilerine, kahraman diye adlandrdklar rnekler bulmaya nem


verdikleri doruysa ve bu ykde mutlaka byle birisinin bulunmas gerekiyorsa,
anlatc, yreinde birazck iyilik ve aka budala ii bir lkden baka bir ey
barndrmayan bu anlamsz ve silik kahraman nermektedir. Byle bir ey, gerein, iki
kere ikinin drt ettiinin hakkn verecektir, kahramanla da hak ettii ikinci sray, ne
bir eksik ne bir fazla, cmert bir mutluluk isteiyle verecektir. Byle bir ey, bu gnle
iyi duygularla rlm, yani ne abartl bir biimde kt, ne de sahne gsterilerindeki
gibi baya bir biimde yceltilen duygulardan ayrlan niteliini de verecektir.

127Gazeteleri okurken ya da radyoda d dnyadan vebal kente ulaan arlar ve


cesaret verici duyurulan dinlerken Doktor Rieux'nn kapld fikir en azndan byle bir
eydi. Hava ya da karayoluyla gnderilen yardmlarla ayn anda, her akam radyoda ya
da basnda yer alan acma dolu ya da ynetime ilikin yorumlar, bundan byle yalnzla
mahkm olmu kentin zerine yamur gibi iniyordu. Ve her seferinde destanlara ya da
dl trenlerine yakan vurgulamalar doktorun sabrn taryordu. Kukusuz bu
kaygnn yapmack olmadn biliyordu. Ancak, insanlarn, kendilerini insanla
balayan eyi dile getirmeye altklarnda kulland u geleneksel dilden baka bir
yoldan anlatlamyordu bu kayg. Ve bu dil, rnein Grand'n her gn harcad o kk
abalar yanstmak iin uygun dmyordu, Grand'n vebann ortasnda ne anlama
geldiini anlatmaya yetmiyordu.

Bazen, geceyans, o sralar da boalm olan kentin sessizliinde, ksack bir uyku iin
yatana yatmadan nce, doktor radyosunun dmesini eviriyordu. Ve dnyann uzak
noktalarndan, binlerce kilometre telerden, sahibi bilinmeyen ve kardelik dolu sesler
beceriksizce dayanma duygularn dile getirmeye alyorlard, aslnda bunu
sylyorlard, ama ayn zamanda da, bana gelmesi olanaksz bir acy gerekten
paylama durumunda her insann iinde bulunduu o korkun aresizlii de
kantlyorlard: "Oran! Oran!" Bouna bu ar denizleri ayor, bouna Rieux hazr
bekliyordu, az sonra gzel szler ykseliyor ve Grand'la konuucuyu iki yabancya
dntren temel ayrl daha ak bir biimde ortaya koyuyordu. "Oran! evet, Oran!
Ama olmaz," diye dnyordu doktor, "sevmek ya da birlikte lmek, baka yolu yok.
Onlar ok uzaktalar."

?l

128

Vebann doruk noktasn anlatmaya gemeden nce anmsanacak bir ey daha var,
felaket kenti ele geirip alt etmek zere tm gcn toplarken, Rambert gibi insanlarn
mutluluklarm yeniden yakalamak ve her tr saldrya kar koruduklar, kendilerine ait
olan o paray vebaya kaptrmamak iin harcadklar umutsuz ve tekdze abalardan sz
etmek gerekir. te bu, kendilerini tehdit eden-klelii reddetme biimiydi onlarn ve
grnte bu red- ' dedi bir bakas kadar etkili olmasa bile, anlatc bunun anlaml
olduunu ve elikili de olsa, bunun iimizde barndrdmz en gururlu ey
saylabileceini dnyor.

Rambert vebann kendisine bulamasn engellemek iin mcadele ediyordu. Yasal


yollardan kentten ayrlamayaca kendine kantlanm olduundan, Rieux'ye dediine
baklrsa, baka yollara bavurmaya karar vermiti. Gazeteci, kafe garsonlarndan ie
balamt. Kafede alan bir garson her eyden haberdardr. Ancak ilk sorguladklar,
bu trden giriimlerin ok ar cezas olduunun zellikle farkndalard. Hatta bir
sererinde provokatr yerine bile kondu. Biraz ilerleme kaydetmek iin Rieux'nn evinde
Cottard'la bulumas gerekti. O gn, Rieux'yle ikisi yine gazetecinin ynetim katlarnda
bouna yapt giriimlerden sz etmilerdi. Birka gn sonra Cottard, Ram-bert'e yolda
rastlad ve imdilerde her ilikisinde davrand gibi, onu ak szllkle karlad:

Hl hibir ey yok mu? demiti.

Hayr, hibir ey.

Brolara gvenilemez. Onlar anlay iin yaratlmamtr.

Doru. Ama ben baka bir ey aryorum. Zor bu.

Veba

129/9- Ah anlyorum! dedi Cottard.


i balayacak bir yetkiliyi tanyordu ve buna aran Rambert'e, uzun sredir Oran'n
btn kafelerine dzenli olarak gittiini, oralarda dostlar olduunu ve bu tr ilemlerle
ilgilenen bir rgtn varl zerine bilgi edindiini anlatt. Gerek uydu ki,
harcamalar artk gelirini amaya balayan Cottard karneyle datlan maddelerle ilgili
bir karaborsa iine karmt. Bylece fiyat srekli artmakta olan sigara ve ucuz alkol
satyor ve bunlardan kk bir servet elde ediyordu.

- Bu ie gveniyor musunuz? diye sordu Rambert.

Bana nerdiklerine gre, evet.

- Ve siz bundan yararlanmadnz.

Kukucu olmayn, dedi iyiliksever bir tavrla Cottard, bu frsat kullanmadm, nk


benim gitmek iin bir isteim yok. Hakl nedenlerim var.

Bir sessizlikten sonra ekledi:

Ne gibi nedenlerim olduunu sormuyorsunuz.

Sanyorum bunlar beni ilgilendirmiyor, dedi Rambert.

Bir bakma gerekten de sizi ilgilendirmiyor. Ama baka adan... Aslnda vebayla
yaamaya baladmzdan beri kendimi burada daha iyi hissediyorum.

teki onun szlerini dinledi:

Bu rgte nasl ulalabilir?

Ah bu kolay deil, dedi Cottard, gelin benimle. Saat akamst drtt. Ar bir
gn altnda kent

usul usul kaynyordu. Tm maazalarn kepenkleri inmiti. Yollar sszd. Cottard ve


Rambert kemerli yollara saptlar ve konumadan uzun sre yrdler. Vebann
grnmez hale geldii u saatlerden biriydi. Bu sessizlik, renklerin ve hareketlerin bu
lm, vebaya olduu kadar yaz mevsimine de zg olabilirdi. Tehditlerden mi,
tozlardan m yoksa yakc scaktan m hava arlamt, belli deildi. Vebaya ulamak
iin gzlemlemek ve dnmek gerekiyordu. nk yalnzca olumsuz gstergelerle
kendini ele

veriyordu. Vebayla har neir olmu Cottard, rnein, normal zamanda imknsz bir
serinlii arayarak, apartman girilerinin eiinde bir yana devrilmi, nefes nefese
kpeklerin olmas gerektiini, oysa imdi bunlarn olmadna Rambert'in dikkatini
ekiyordu.

Boulevard de Palmiers'ye saptlar, Place d'Armes' getiler ve Marine Mahallesine


doru indiler. Solda yeil boyal bir kafe verev alm, san, kaba pamukludan tentenin
altna snm gibi duruyordu. eri girerken Cottard ve Rambert alnlarn sildiler.
Yeil sacdan masalarn etrafndaki katlanan bahe sandalyelerine oturdular. Salon tam
olarak botu. Sinekler havada vzldyordu. Ayaklan eril-mi tezghn zerine konmu
sar bir kafesin iinde hi ty kalmam bir papaan tneinin zerine kmt. Kaln
eritler halindeki rmcek alar ve kirle kapl duvarda askerlikle ilgili eski tablolar
aslyd. Sacdan masalarn hepsinin stnde, hatta Rambert'in karsnda, nereden
geldii belli olmayan tavuk pislikleri kurumaktayd, ancak sonunda karanlk bir
keden, biraz patrt grltden sonra bir horoz kanat rparak ortaya knca
pisliklerin kayna anlald.

O srada scak daha da artar gibi oldu. Cottard ceketini kard ve eliyle sacn zerine
vurdu. Uzun mavi bir nln iinde kaybolmu ufak tefek bir adam dipte bir yerden
kt, Cottard' uzaktan daha grr grmez selamlad, kuvvetli bir tekmeyle horozu yolun
zerinden ekerek ilerledi ve tavuk gdaklamalar arasnda beylere ne servis yapmas
gerektiini sordu. Cottard biraz beyaz arap istedi ve Garcia diye birisini sordu. Bodur
adamn dediine gre, birka gnden beri kafede grlmemiti.

Bu akam gelir mi dersiniz?

- Onun aklndan geeni bilemem ki, dedi teki. Ama siz onun gelme saatini biliyor
musunuz?

Evet, ama ok nemli deil. Yalnzca bir dostu ona tantracaktm.

Garson slak ellerini nlne siliyordu.

130

131 Demek beyefendi de ticaretle ilgileniyor?

Evet, dedi Cottard. Bodur adam burnunu ekti:

O zaman, bu akam gelin buraya. Olan yollarm

ona.

Oradan karken, Rambert ne ticaretinden sz edildiini sordu.


- Kaaklk tabii ki. Onlar kente mal sokuyorlar. ok yksek fiyatlara da satyorlar.

yi, dedi Rambert. Ortaklar m?

Tam olarak yle.

Akam tente kaldrlmt, papaan kafesinde gevezelik edip duruyordu, sac masalarn
etraf gmleklerinin kollarn svam erkeklerle evrilmiti. Onlardan biri, hasr
apkasn geriye itmi, yanm toprak rengi gsn akta brakan beyaz gmlekli bir
adam Cottard'n ieri girmesiyle ayaa kalkt. Dzgn ve yank tenli yz, siyah ve
kk gzleri, beyaz dileri, parmanda iki yzk, otuz yalarnda ya var ya yoktu.

Selam, dedi, barda ielim.

Fazla konumadan iki smarladlar.

kalm m? dedi sonra Garcia.

Limana doru indiler ve Garcia kendisinden ne istendiini sordu. Cottard onu Rambert'e
tantrma nedeninin yalnzca i iin deil, kendi deyiiyle 'darya kmak' iin
olduunu syledi. Garcia sigara ierek onun nnde yryordu. Rambert'den, sanki
yanlarnda olduunu fark et-miyormuasma, 'o' diye sz ederek sorular sordu.

Ne yapmak iin? diyordu.

Fransa'da kars var. -Yaa!

Ve bir sre sonra:

Ne i yapyor?

Gazeteci.

Gevezelik mesleidir. Rambert susuyordu.

132

- Bir dost o, dedi Cottard.

Konumadan yrdler. Byk parmaklklarla girii yasaklanm rhtmlara gelmilerdi.


Ama onlar kokusu kendilerine kadar gelen kzarm sardalye satlan kk bir bfeye
yneldiler.

- Ne olursa olsun, benim iim deil bu, Raoul'un ii, diye sz balad Garcia. Onu
bulmam gerek. Kolay olmayacak bu.

Yaa, diye sordu Cottard heyecanla, saklanyor mu? Garcia yant vermedi. Bfenin
yannda durdu ve ilk

kez olarak Rambert'e dnd.

br gn, saat on birde, gmrk binasnn kesinde, kentin tepesinde.

Gidiyor gibi davrand, ama iki adamn yanna dnd.

Masraflar olacak, dedi. Bu bir saptamayd.

Tabii, diye onaylad Rambert.

Biraz sonra gazeteci Garcia'ya teekkr etti.

Yo hayr, dedi teki neeyle. Size hizmet etmek benim houma gider. Hem sonra siz
gazetecisiniz, bunun karln elbet bir gn bana dersiniz.

Ertesi gn Rambert ve Cottard kentimizin tepesine giden, tek glge dmeyen geni
sokaklar trmanyorlard. Gmrk binasnn bir blm hastalarn bakmna ayrlmt
ve byk kapnn nnde, izin verilmesi olanaksz bir ziyaret ya da geerlii bir saatten
fazla srmeyecek bir bilgi edinme umuduyla gelmi insanlar birikmiti. Durum ne olursa
olsun, bu birikme srekli gidi gelilere yol ayordu ve bu adan baknca Garcia'yla
Rambert'in neden burada szletikleri anlatabiliyordu.

- Tuhaf, dedi Cottard, bu gitme saplants. Sonuta olan biten ok ilgin.

Benim iin deil, diye yantlad Rambert.

Aa tabii, bireyleri tehlikeye atyorsunuz. Ama vebadan nce de, ok kalabalk drt
yol azndan geerken ayn oranda bir tehlike vard.

133O srada Rieux'nn arabas onlarn hizasnda durdu. Arabay Tarrou kullanyordu ve
Rieux yar uyank, yar uyukluyor gibiydi. Tantrma fasl iin uyand.

Tanyoruz biz, dedi Tarrou, ayn otelde kalyoruz.


Rambert'i kente gtrmeyi nerdi.

- Hayr burada randevumuz var. Rieux, Rambert'e bakt.

Evet, dedi.

Aa, diye ard Cottard, doktorun haberi var m? Tarrou, Cottard'a bakarak uyarda
bulundu:

te sorgu yargc.

Cottard'n yz deiti. Gerekten de Msy Othon sokaktan aa iniyor ve gl ama


ll admlarla onlara doru geliyordu. Kk topluluun nnden geerken apkasn
kard.

- Merhaba sayn yarg! dedi Tarrou.

Yarg arabann iindekilere selam verdi ve geride kalan Cottard ve Rambert'e bakarak,
bayla ciddi bir selam verdi. Tarrou onu rant ve gazeteciyle tantrd. Yarg bir
saniye ge bakt ve bunun ok hznl bir dnem olduunu syleyerek i ekti.

Msy Tarrou, sizin koruyucu nlemlerin uygulanmasyla ilgilendiinizi sylyorlar.


Size katldm sylemeliyim. Doktor, hastaln yaylacan dnyor musunuz?

Rieux yaylmayacam umut etmek gerektiini syledi, yarg da hep umut etmek
gerektiini yineledi, Tanrnn ne dnd bilinemezdi. Tarrou olaylarla birlikte
ilerinde bir art olup olmadn sordu.

Tersine, kamu hukuku dediimiz trden iler azalyor. Artk yalnzca yeni
dzenlemelerle ilgili ciddi sularn soruturmalaryla ilgileniyorum. Eski yasalara hi
bu denli uyulmamt.

Bunun nedeni, dedi Tarrou, yenilerle karlatrnca, ister istemez, eskiler daha iyi
gibi duruyor.

134

Baklar ge dalp gitmi olan yarg dalgn halinden syrld. Ve Tarrou'yu souk bir
tavrla inceledi.

Ne olmu yani? dedi. nemli olan yasa deil, mahkmiyet. Buna kar elimizden
hibir ey gelmez.
Bu adam var ya, dedi Cottard, yarg gittikten sonra, bir numaral dman ite o.

Araba hareket etti.

Biraz sonra Rambert ve Garcia'nn geldiini grdler. Onlar grdn belli etmeden
yanlarna geldi ve merhaba yerine "Beklemek gerek," dedi.

evrelerinde, ounluu kadnlarn oluturduu kalabalk tam bir sessizlik iinde


bekleiyordu. Neredeyse kadnlarn tmnn yannda sepetler vard, bo bir umutla
onlar kapdan geirip hasta akrabalarna ulatrmay bekliyorlard; kapldklar daha
lgn bir dnce de, ieridekilerin onlarn yiyecek ieceklerini kullanabileceklerini
sanmalaryd. Kapy silahl nbetiler bekliyordu ve zaman zaman, binayla kap
arasnda kalan avluda tuhaf bir lk kopuyordu. O zaman topluluktaki kaygl yzler
hastalarn bakld blme evriliyordu.

adam 'bu sahneyi izlerken geriden gelen net ve ciddi bir 'gnaydn' sesiyle arkalarna
dndler. Scaa karn, Raoul tam takm giyinmiti. Uzun boylu ve yaplyd, koyu renk
bir kruvaze takm ve kenarlar da doru kvrk bir ftr apka giymiti. Yz olduka
solgundu. Kahverengi gzleri ve sk azyla, Raoul abuk ve kesin bir biimde
konuuyordu:

Kente doru gidelim, dedi. Garca, sen bizi brakabilirsin.

Garcia bir sigara yakt ve onlarn uzaklamasna izin verdi. Ortalarna geen Raoul'un
yryne admlarn uydurarak hzl hzl yrdler.

Garcia bana anlatt, dedi. Bu olabilir. Durum ne olursa olsun, bu size on bin franka
patlar.

Rambert kabul ettiini syledi.

135- Yarn, Marina'daki spanyol lokantasnda benimle le yemei yiyin.

Rambert anlatklarn syledi ve Raoul ilk kez glmseyerek onun elini skt. O
gittikten sonra Cottard zr diledi. Ertesi gn bo zaman yoktu ve zaten Rambert'in de
ona artk gereksinimi yoktu.

Ertesi gn gazeteci spanyol lokantasna girdiinde, herkes ban evirip onun geiine
bakt. Sar ve gneten kavrulmu kk bir sokan aasnda bulunan bu lo mahzene
ounlukla spanyol tipli erkeklerden bakas gelmezdi. Ancak, dipte bir masada
oturmu olan Raoul'un gazeteciye bir iaret yapmasyla ve Rambert'in ona ynel-
mesyle yzlerdeki merak kaybolup gitti, herkes tabana dnd. Raoul'un masasnda
zayf ve trasz, son derece geni omuzlu, at suratl, seyrek sal, zayf, uzun bir adam
oturuyordu. Siyah kllarla kapl ince uzun kollan, svanm gmleinden kyordu.
Rambert kendisine tantrlrken kez ban sallad. Ad sylenmemiti ve Raoul
ondan sz ederken 'dostumuz'dan baka bir ey demiyor-du.

- Dostumuz size yardm edebileceini sylyor. Si-

Raoul szn kesti, nk servis yapan kz Rambert'in sipariini almak iin araya
girmiti.

Adammz olan nbetilerle sizi tantracak, iki dostumuzla sizi grtrecek.


bununla bitmiyor. Uygun zaman nbetilerin kendileri belirlemeli. Bunun en basit yolu
kent kaplarna yakn oturanlardan birinin evinde birka gece kalmanz. Ama nce,
dostumuzun gerekli ilikileri size salamas gerek... Her ey ayarlandnda demeleri
ona yapacaksnz.

Dost mideye indirdii domatesli biberli salatasn tp dururken at andran kafasn


bir kez daha sallad. Sonra hafife spanyolcaya alan bir vurguyla konutu. Ram-bert'e
ertesi gn iin, katedralin giriinde randevu vermeyi neriyordu.

136

- ki gn daha, dedi Rambert.

Bu i kolay deil de ondan, dedi Raoul. Adamlar bulmak gerek.

At bir kez daha kafasn ne doru sallad ve Rambert fazla coku gstermeden neriyi
kabul etti. Yemein geri kalan blm konumay srdrmek iin bir konu aramakla
geti. Ama Rambert atn futbolcu olduunu renince her ey kolaylat. Kendisi de
epey futbol oynamt. Bylece Fransa ampiyonasndan, profesyonel ngiliz
takmlarnn neminden ve W taktiinden sz ettiler. Yemein sonunda at iyice
canlanmt ve bir takmda yar sahadan daha iyi bir yer olmayaca konusunda
Rambert' ikna etmek iin sesli benli konuuyordu. "Bilirsin," diyordu, "yar saha
futbolcusu oyunu kurandr. Oyunu kurmak da futboldur." Hep geride oynam olmasna
karn Rambert de byle dnyordu. Konuma yalnzca bir radyo sesiyle blnd,
radyoda alak sesle duygusal ezgiler birbiri ardna aldktan sonra nceki gn vebann
yz elli yedi kiiyi kurban ettii bildirildi. Topluluktan kimse tepki gstermedi. At-
suratl adam omuz silkti ve ayaa kalkt. Raoul ve Rambert de onun gibi yaptlar.

karlarken orta saha oyuncusu Rambert'in elini enerjik biimde skt:


Benim adm Gonzales, dedi.

Bu iki gn Rambert'e bitmeyecek gibi geldi. Rieux'ye gitti ve giriimlerini ayrntsyla


anlatt. Sonra bir hasta ziyaretine giden doktora elik etti. Durumu kukulu bir hastann
kendisini bekledii evin kapsnda ona veda etti. Koridorda bir kouturma grlts ve
sesler doktorun geldiini haber veriyorlard.

- Umarm Tarrou gecikmez, diye mrldand Rieux.

Yorgun bir hali vard.

Salgn hzl yaylyor ha? diye sordu Rambert Rieux sorunun bu olmadn hatta
istatistik erisinin

daha yava ykseldiini syledi. Yalnzca, vebayla mcadele olanaklar ok fazla


deildi.

137 Malzememiz yok, dedi. Dnyadaki tm ordularda genellikle malzeme eksiini


insanla kapatrlar. Ama bizim elimizde insan da yok.

Dardan doktorlar ve salk personeli geldi.

Evet, dedi Rieux. On doktor ve yz kadar insan. Grnte ok bu. Hastaln


imdiki durumu iin ancak yeter. Salgn yaylrsa yetersiz kalacak.

Rieux ieriden gelen seslere kulak kabartt, sonra Rambert'e glmsedi.

Evet, dedi, elinizi abuk tutmalsnz. Rambert'in yznde dnceli bir ifade
belirdi:

Biliyorsunuz, dedi ksk bir sesle, benim buradan gitmemin nedeni bu deil.

Rieux bunu bildiini syledi, ama Rambert szn srdryordu:

Sanrm ben korkak deilim, en azndan ounlukla yle deilim. Bu duyguya


kaplma olanam oldu. Yalnz, katlanamadn baz dnceler var.

Doktor baklarn ona dikti.

Ona kavuacaksnz, dedi.

Belki, ama bunun srmesi ve tm bu sre iinde onun yalanmas dncesine


katlanamyorum. Otuz yanda insan yalanmaya balyor, her eyden yararlanmak gerek.
Bilmem anlayabiliyor musunuz?

Rieux anladn sandn mrldanrken, Tarrou byk bir heyecanla geldi.

Paneloux'dan bize katlmasn rica ettim.

Eee? diye sordu doktor.

Dnd ve olur dedi.

Buna memnun oldum, dedi doktor. Kendisinin vaazndan daha mkemmel olduunu
rendiime memnun oldum.

Herkes byledir, dedi Tarrou. Yalnzca onlara frsat tanmak gerek.

Glmsedi ve Rieux'ye gz krpt.

Yaamn iinde, benim iim bu, frsatlar yaratmak.

138

Beni affedin, dedi Rambert, ama gitmem gerek. Randevunun olduu perembe gn
Rambert sekize be kala katedral giriine gitti. Scak henz bastrmamt.
Gkyznden kk, yuvarlak bulutlar geiyordu, az sonra scan ykselmesiyle
kaybolup gideceklerdi. Kurumu imenlerden belli belirsiz bir nem kokusu ykseliyordu
yine de. Gneydeki evlerin ardndaki gne, meydan ssleyen Jeanne d'Arc'n tmyle
altndan olan miferini styordu yalnzca. Bir duvar saati sekizi vurdu. Rambert ssz
katedral giriinde birka adm att. eriden belli belirsiz dinsel ezgiler, eskimi mahzen
ve tts kokular geliyordu. Anszn arklar sustu. On kadar ufak tefek glge kiliseden
kt ve kk admlarla kente doru yola koyuldular. Rambert sabrszlanmaya balad.
Baka glgeler de byk merdivenlerden trmanyor ve katedral giriine y-
neliyorlard. Rambert bir sigara yakt, sonra bu yerin belki de buna uygun olmad
aklna geldi.

Saat sekizi eyrek gee kilisenin orglar ksk sesle almaya balad. Rambert ieriye,
karanlk kubbenin altna geti. Bir sre sonra sanda nnden gemi olan kara
glgeleri fark etti. Bir kede, zerine kentimizin atlyelerinden birinde alelacele
kotarlm bir Saint Roch heykeli konulmu olan bir tr sunan nnde, kendi
kendilerine toplanmlard. Diz km bu insanlar, orada burada, iinde kayarcasna
dolatklar pustan biraz daha youn glge paralan gibi, kl renginin iinde kaybolmu,
iki bklm gibi duruyorlard. Tepelerinde de orglarn sonsuz eitlemeleri duyuluyordu.

Rambert ktnda, Gonzales merdivenleri inmi, kente ynelmiti bile.

Gittiini sandm, dedi gazeteciye. Olabilir byle eyler.

Oraya yakn bir yerde, saat sekize on kala bir baka randevu iin arkadalarn
beklediini anlatt. Yirmi dakika bou bouna beklemiti.

139 Bir engel var, oras kesin. Bizim iimizde her zaman her ey kolay olmaz.

Ertesi gn iin ayn saatte ehitler Ant nnde bir baka randevu neriyordu. Rambert
i ekti ve ftr apkasn geriye itti.

- Bu bir ey deil, diye sz balad Gonzales glerek. Tm pozisyonlar dn biraz,


gol atmadan nceki hcumlar ve paslan.

- Tabii, dedi Rambert. Ama oyun bir buuk saatten fazla srmyor.

Oran'n ehitler Ant denizin grlebildii tek yer olan, ksack bir mesafede, liman
kuatan yalyarlar boyunca uzanan bir tr gezi yolundadr. Ertesi gn randevuya ilk
giden Rambert savata lenlerin listesini dikkatle okuyordu. Birka saniye sonra iki
adam yaklat, kaytszca ona baktlar, sonra gezi yolunun korkuluk duvarna dayandlar
ve sanki kendilerini kaptrmasna bo ve ssz rhtmlar izlemeye baladlar. kisi de
ayn boydayd, ikisi de mavi bir pantolon ve ksa kollu denizci bluzu giymilerdi.
Gazeteci biraz uzaklat, sonra bir bankn zerine oturdu ve dilediince onlara
bakabildi. O zaman ta atlasa yirmi yandan fazla olmadklarn fark etti. O srada,
zr dileyerek kendisine doru gelmekte olan Gonzales'i grd.

te dostlarmz, dedi ve onu Marcel ile Louis diye tantrd genlerden birinin
yanna doru gtrd. Yzden baknca, birbirlerine ok benziyorlard; Rambert onlarn
karde olduunu dnd.

te, dedi Gonzales. imdi tantrma ii bitti. in kendisini ayarlamak gerek.

Marcel ya da Louis nbet srasnn iki gn sonra kendilerine geleceini, bunun bir hafta
sreceini ve en uygun gnn saptanmas gerektiini syledi. Bat kapsn beklemek
zere drt kii grevliydiler, teki iki kiiyse askerlik mesleindendi. Onlar bu ie
kartrmak sz konusu olamazd. Onlara gvenilmezdi; zaten byle bir ey masrafla-

140
rn artmas demekti. Ama baz geceler o iki nbetinin bildikleri bir barn arka
odasnda bir sre kalmaya gittikleri oluyordu. Bylece Marcel ya da Louis, Rambert'e
kent kaplarnn yaknnda bulunan evlerine gelip yerlemesini ve kendisini almaya
gelmeleri iin beklemesini neriyordu. O zaman gei tam anlamyla kolay olacakt.
Ama acele etmek gerekiyordu, nk ksa bir sredir kent dna ift nbet vardiyas
yerletirilmesinden sz edilir olmutu.

Rambert bunu onaylad ve son sigaralarndan birkan onlara ikram etti. Bunun zerine
ikisinden hi konumam olan Gonzales'e para iinin ayarlanp ayarlanmadn ve
pein bir miktar alp alamayacaklarn sordu.

- Hayr, dedi Gonzales, buna gerek yok, o bir ahbap. Masraflar kta denecek.

Yeni bir randevu iin anlatlar. Gonzales ertesi gn iin bir spanyol lokantasnda
akam yemei nerisinde bulundu. Oradan nbetilerin evine gidilecekti.

lk gece iin senin yannda olacam, dedi Rambert'e.

Ertesi gn Rambert odasna karken, otel merdivenlerinde Tarrou'ya rastlad.

Rieux'yle buluacam, dedi Tarrou, siz de gelmek

ister misiniz?

Onu rahatsz edip etmediimden hi emin deilim, dedi Rambert bir duraksamadan
sonra.

Sanmyorum, bana sizden ok sz etti. Gazeteci dnyordu.

Dinleyin, dedi. Ge bile olsa, akam yemeinden sonra biraz zamannz varsa, ikiniz
otelin barna gelin.

- Bu ona ve vebaya bal, dedi Tarrou.

Yine de akam saat on birde Rieux ve Tarrou kk ve darack bara girdiler. Otuz kii
kadar, dirsek dirsee oturmu epey yksek sesle konuuyorlard. Vebal kentin
sessizliinden kp gelen iki konuk biraz aknlkla durdular. Hl alkoll ikilerin
verildiini grnce bu hareketliliin nedenini anladlar. Rambert barn bir uundayd

141ve onlara taburesinin tepesinden iaret ediyordu. Tarrou yanda oturan grltl bir
mteriyi sakince itti ve Ram-bert'n evresini aldlar.
Alkol sizi korkutmuyor mu?

Hayr, dedi Tarrou, tersine.

Rieux kadehindeki ac otlarn kokusunu iine ekti. Bu grlt patrtnn iinde


konumak gt, ama Ram-bert zellikle imekle megul gibiydi. Doktor onun sarho
olup olmadn henz anlayamamt. Bulunduklar darack lokalin geri kalan ksmn
dolduran iki masadan birinde, iki koluna iki kadn takm bir deniz subay, iman ve
yz kan krmz bir adama Kahire'deki tifs salgnn anlatyordu: "Yerliler iin
kamplar yaplmt," diyordu, "hastalar iin adrlar vard, nbeti kordonuyla
epeevre kuatlmt, el altndan kocakar ilac ulatrmaya alan hasta ailelerine
ate ayorlard. Kolay i deildi, ama doruydu." Zarif giyimli genlerin oturduu teki
masada anlalmayan bir konuma tepeye aslm bir pikaptan yaylan Saint James
Infrmary''nin ritmine karyordu.

Memnun musunuz? dedi Rieux sesini ykselterek.

Yaknda, dedi Rambert. Belki hafta ii.

Yazk! diye bard Tarrou. - Niin?

Tarrou, Rieux'ye bakt.

Aa, dedi beriki, Tarrou sizin burada bize yararl olabileceinizi dnd iin
byle diyor. Ama ben sizin gitme isteinizi ok iyi anlyorum.

Tarrou iki smarlamay nerdi. Rambert taburesinden indi ve ilk kez olarak Tarrou'nn
gzlerinin iine bakt:

Size nasl yararl olabilirmiim?

te, dedi Tarrou, acele etmeksizin elini kadehine uzatarak, bizim salk
kollarmzda.

Rambert o allm dik kafal dnen havasna brnd ve yeniden taburesine kt.

142

- u salk kollar size yararl gibi gelmiyor mu? dedi Tarrou bir yudum itikten sonra,
dikkatle Rambert'e bakyordu.

ok yararl, dedi gazeteci ve ikisini iti.


Rieux elinin titrediini fark etti. Evet, artk tam olarak onun sarho olduunu dnd.

Ertesi gn, Rambert ikinci kez olarak spanyol lokantasna girdi; sandalyelerini lokanta
giriinin nne karm, yeil ve altn rengine brnm ve scan biraz olsun
azalmaya yz tuttuu bir akamn tadn karmakta olan kk bir topluluun ortasndan
geti. Lokantann ierisi neredeyse bombotu. Rambert oturmak iin Gonzales'le ilk kez
karlat masaya gitti. Servis yapan kza bekleyeceini syledi. Saat on dokuz otuzdu.
Yava yava, insanlar yemek blmne getiler ve masalara yerletiler. Yemek servisi
balad, ar alak olan kubbeyi atal bak grlts ve anlalmaz konumalar
doldurdu. Saat yirmide Rambert hl bekliyordu. Iklar yaktlar. Masasna yeni
mteriler oturdu. Yemeini smarlad. Saat yirmi otuzda yemeini bitirmi, ne
Gonzales'i ne de iki gen adam grmt. Birka sigara iti. Yemek salonu yava yava
boalyordu. Darda ok abuk gece oluyordu. Denizden gelen lk bir hava caml
kaplarn perdelerini usul usul kaldryordu. Saat yirmi bir olduunda Rambert salonun
boaldn ve servis yapan kzn akn akn kendisine baktn fark etti. Paray
dedi ve kt. Lokantann karsnda ak bir kafe vard. Rambert bara yerleti ve
lokantann giriini gzlemeye balad. Saat yirmi bir otuzda oteline doru yneldi,
adresini bile almad Gonzales'e nasl ulaacan bou bouna dnp duruyor,
yeniden balatlmas gerekecek tm giriimleri aklna getirerek yrei allak bullak
oluyordu.

Tam o srada, ambulanslarn deli gibi getii gecenin iinde, sonradan Doktor Rieux'ye
de syleyecei gibi, tm bu sre iinde karsn kendisinden ayran duvarda bir kap
aralamak iin tm gcn harcarken bir bakma onu

143unuttuunu fark etti. Ancak, yine o anda, tm kaplarn bir kez daha kapanmasyla
yeniden kars onun asl istei oluvermiti ve bunu yle ani bir acyla hissetmiti ki,
istese de iinden bir trl atamad ve akaklarn kemiren bu feci yrek yangnndan
kamak iin oteline doru komaya balamt.

Bununla birlikte ertesi gn ok erken saatte Cottard' nasl bulacan sormak iin
Rieux'y grmeye gitti:

- Yapacam tek i var, dedi, o da tm zinciri yeniden balatmak.

Yarn akam gelin, dedi Rieux, Tarrou benden Cottard' davet etmemi istemiti,
nedenini bilmiyorum. Saat onda gelecek. Saat on buukta siz de gelin.

Ertesi gn, Cottard doktorun evine geldiinde Rieux, Tarrou'ya kendi servisinde
meydana gelen beklenmedik bir iyilemeden sz ediyordu.
On kiide bir. Onun ans varm, diyordu Tarrou.

Eh, o zaman veba deilmi, dedi Cottard

Ayn hastaln sz konusu olduuna onu ikna ettiler.

yiletiine gre bu hastalk olamaz. Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz, veba
affetmez.

Genelde etmez, hayr, dedi Rieux. Ama biraz inatla srprizler olabilir.

Cottard glyordu.

Pek yle deil gibi. Bu akam saylar duydunuz mu?

yi niyetle Cottard'a bakan Tarrou saylardan haberi olduunu syledi, durum ciddiydi,
ama bu neyi kantlard? Bu daha da zel nlemler gerektiini kantlyordu.

Eh, o nlemleri siz aldnz zaten.

Evet, ama herkes stne deni yapmal.

Cottard bir ey anlamadan Tarrou'ya bakyordu. Tarrou birok insann elini bir eye
srmediini, salgnn herkesi ilgilendirdiini ve herkesin grevini yerine getirmesi
gerektiini syledi. Salk kollar herkese akt.

144

Bu bir gr, dedi Cottard, ama hibir ie yaramayacak. Veba ok fazla gl.

Greceiz, dedi Tarrou sabrl bir tonla, her eyi

denedikten sonra.

Bu srada Rieux alma masasnda fileri temize ekiyordu. Tarrou sandalyesinde


kprdanmakta olan rantdan gzn ayrmyordu.

Niin bize katlmyorsunuz Msy Cottard? teki hakarete uram bir havayla
kalkt, yuvarlak

apkasn eline ald:


Benim iim deil bu.

Sonra, meydan okur gibi bir tonla:

Hem ben vebann yararn da gryorum, niye onu durdurmak iin ie


karacakmm, anlamyorum.

Tarrou sanki anszn bir gerei anlam gibi eliyle alnna vurdu:

Ah! Doru unutuyordum, bu olmasayd tutuklanacaktnz.

Cottard irkildi ve decekmi gibi sandalyesine tutundu. Rieux yaz yazmay brakt,
ciddi ve ilgili bir tavrla

ona bakyordu.

Kim size bunu syledi? diye bard rant. Tarrou arm gibiydi ve yle dedi:

Siz. Ya da en azndan doktorla biz bunun byle olduunu sandk.

Cottard ise kaldramayaca denli gl bir fkeye kapldndan anlalmaz szler


geveliyordu:

Sinirlenmeyin, diye ekledi Tarrou. Ne doktor ne de ben sizi ele verecek deiliz.
Sizin hikyeniz bizi ilgilendirmez. Hem sonra biz polisten hi holanmayz. Haydi,

oturun.

Rant sandalyesine bakt ve biraz duraksadktan sonra oturdu. Bir srenin sonunda i
geirdi.

Birilerinin ortaya kard eski bir hikyedir, diye durumu kabul etti. Unutulduunu
sanyordum. Ama birisi bunu aklam olmal. Bir gn beni ardlar ve soru-

Veba

145/10turma sonulanana kadar onlarn gz nne bulunmam istediler. Sonunda beni


tutuklayacaklarn anladm.

Ciddi mi? diye sordu Tarrou.

Ne demek istediinize bal. Ne olursa olsun bir cinayet deil.


Hapis mi, zorunlu hizmet mi? Cottard bitkin gibi duruyordu.

Hapis, talihim el verirse...

Ama bir sre sonra ateli bir tavrla sz srdrd:

- Bu bir hata. Herkes hata yapar. Bu yzden ieri tklma fikrine dayanamyorum;
evimden, alkanlklarmdan, tandm herkesten ayrlma fikrine.

- Ah! Bu yzden mi kendinizi asma iini kardnz? diye sordu Tarrou.

Evet, bir budalalk, kesinlikle.

Rieux ilk kez olarak konutu ve Cottard'a kaygsn anlattn, ama belki de her eyin
yoluna gireceini syledi.

Oh! imdilik korkacak hibir eyim yok biliyo-

rum.

Anlyorum, dedi Tarrou, bizim kurululara katlmayacaksnz.

apkasn elinde evirip duran tekiyse kararsz baklarla Tarrou'ya doru ayaa
kalkt.

Bana kzmamanz gerek.

- Tabii ki hayr. Ama en azndan, dedi Tarrou, mikrobu gnll olarak yaymamay
deneyin.

Cottard vebay istemediini, ylesine balarna geldiini ve imdilik iine gelmesinin


kendi suu olmadn syleyerek bu szlere kar kt. Rambet kapya vardnda
rant sesinde byk bir cokuyla unlar ekliyordu:

- Kald ki, hibir yere varamayacanz dnyorum.

Rambert, Cottard'n Gonzales'in adresini bilmediini rendi, ancak her zaman iin o
kk kafeye gidilebilirdi. Ertesi gn iin szletiler. Rieux bu konuyla ilgili bilgi

146

edinmek istediini steleyerek belirtince Rambert, Tar-rou'yla ikisini hafta sonu gecenin
herhangi bir saatinde

odasna davet etti.

Sabah olunca Cottard ve Rambert kk kafeye gittt-ler ve Garcia'ya akam ya da bir


engel kmas durumunda ertesi gn iin bir buluma notu braktlar. Akam onu bou
bouna beklediler. Ertesi gn Garcia oradayd. Konumadan Rambert'in hikyesini
dinledi. Bundan haberi yoktu, ama ikametghlarn denetimi iin yirmi drt saat sreyle
mahallelere giri kn tmyle kaldrldn biliyordu. Gonzales ve iki gen adam
engelleri aamam olabilirlerdi. Ama tm yapabilecei onlarn yeniden Raoul'la
ilikiye gemesini salamakt. Tabii ki bu ertesi gnden

nce olmazd.

Anlyorum, dedi Rambert., her eye yeni batan

balamak gerekecek.

Ertesi gn bir sokak kesinde Raoul, Garcia'nn varsaymn dorulad; aa


mahallelere giri klar durdurulmutu. Gonzales'le ilikiye gemek gerekiyordu, iki
gn sonra Rambert futbolcuyla yemek yiyordu.

- Aptalca bu, diyordu futbolcu. Bulumak iin bir yol saptamalydk.

Rambert de yle dnyordu.

Yarn sabah ufaklklara gideriz, her eyi ayarlamaya alacaz.

Ertesi gn ufaklklar evde yoktu. Onlara ertesi gn Place du Lycee'de le saatinde


bulumak iin haber braktlar. Rambert leden sonra karlat Tarrou'yu akna
eviren bir yz ifadesiyle odasna dnd.

Keyifler iyi deil mi? diye sordu Tarrou.

Yeniden balamak yznden, dedi Rambert. Ve davetini yineledi:

Bu akam gelin.

Akam iki adam Rambert'in odasna girdiinde, onu yatanda uzanm buldular. Kalkt,
hazrlam olduu kadehleri doldurdu. Rieux kendisininkini alrken ona ilerin

147yolunda olup olmadn sordu. Gazeteci yeni batan her eye baladn, ayn
noktaya dndn ve yaknda son bulumaya gideceini syledi. kisinden iti ve
yle dedi:

Tabii ki gelmeyecekler.

Bunu bir ilke haline getirmemek gerek, dedi Tar-rou.

Henz anlamadnz, diye yantlad Rambert omuz silkerek.

Neymi o?

- Veba.

- Ah! dedi Rieux.

Hayr, bunun yeni batan balamak demek olduunu anlamadnz.

Rambert odasnda bir keye gitti ve kk bir pikab at.

Nedir bu plak? diye sordu Tarrou. Biliyorum bunu.

Rambert Saint James Infirmary olduunu syledi. Plan ortasnda uzakta patlayan iki el
silah sesi duyuldu.

Bir kpek ya da kaan biri, dedi Tarrou.

Bir sre sonra plak bitti ve bir ambulans sesi belirgin-leti, oald, otel odasnn
pencerelerinin altndan geti, azald ve sonunda silinip gitti.

Bu plak elenceli deil, dedi Rambert. stelik bugn onuncu kez dinliyorum.

Bu kadar ok mu seviyorsunuz?

Hayr, ama elimde bakas yok. Ve bir sre sonra:

Size sylyorum, yeni batan balamak demek. Rieux'ye kurulularn nasl gittiini
sordu. alan be

ekip vard. Bakalarn da oluturmak istiyorlard. Gazeteci yatann zerine oturmu


trnaklaryla ilgiliymi gibi grnyordu. Rieux onun yatann kenarna toparlanarak
ilimi, ksa ve gl bedeninin genel grnmn inceliyordu. Birden Rambert'in
kendisine baktn fark etti.
148

- Biliyorsunuz, doktor, dedi, u sizin kurulu zerinde ok dndm. Eer sizin


yannzda deilsem, kendi nedenlerim var da ondan. Kald ki, sanrm yine kelleyi
koltua alabilirdim, ben spanya savana katldm.

Hangi taraftaydnz? diye sordu Tarrou.

Yenilenlerin tarafnda. Ama o zamandan beri biraz

dndm.

Neyi? dedi Tarrou.

Cesareti. imdi, insann byk eylemlere giriebileceini biliyorum. Ama yce bir
duyguyu yaayamyorsa eer, beni ilgilendirmiyor.

yle grnyor ki, insan her eyi yapabilecek gte, dedi Tarrou.

Ama hayr, insan ac ekmeyi ya da uzun sre mutlu olmay beceremiyor. Bylece,
deecek hibir eyi beceremiyor.

Onlara bakyordu ve sonra:

Tarrou, bakalm siz bir ak iin lebilir misiniz?

- Bilmiyorum, ama bana yle geliyor ki, imdi olsa

yapamazdm.

te. Ama siz bir dnce uruna lm gze alabilecek gtesiniz, bu aka
grlyor. Ben kahramanla inanmam, bunun kolay olduunu ve lmle sonulandn
bilirim. Beni ilgilendiren insanlarn yaamas ve aktan

lmesi.

Rieux gazeteciyi dikkatle dinlemiti. Ondan gzn ayrmadan yumuak bir sesle yle
dedi:

nsan bir dnce deildir, Rambert.

teki, yz tutkudan kzarm, yatandan atlyordu.


- O bir dncedir ve aka srtn evirdii andan itibaren, gdk bir dncedir. Ve
ite, biz artk ak beceremiyoruz. Bunu kabullenelim doktor. Deimeyi bekleyelim ve
eer bu olanakszsa kahraman rol oynamadan kurtuluu bekleyelim. Benden bu kadar.

Rieux ayaa kalkt, anszn yorgun dm gibi bir hali vard.

149 Haklsnz Rambert, tmyle haklsnz ve dnyada hibir ey adna sizi yapmak
istediinizden alkoya-mam, nk bu bana doru ve iyi grnyor. Ama yine de size
unu sylemeliyim: Tm bunlarda kahramanlk diye bir ey sz konusu deil. Drstlk
sz konusu. Bu gln gelebilecek bir dnce, ama vebayla savamann tek yolu
drstlk.

Nedir drstlk? dedi Rambert, anszn ciddileen bir tavrla.

Bunun genelde ne olduunu bilmiyorum. Ama benim durumumda, mesleimi


yapmaktr.

Ah! dedi Rambert fkeyle, ben mesleimin ne olduunu bilmiyorum. Belki de, ak
seerek hata yapan benim gerekte.

Rieux ona kar kt:

Hayr, dedi gl bir sesle, hatal deilsiniz. Rambert onlara dnceli dnceli
bakyordu.

Siz ikinizin, sanyorum tm bu karmaada kaybedecek bir eyiniz yok. iyilerin


tarafnda olmak daha kolay-dr.

Rieux kadehini bitirdi.

Haydi, dedi, iimiz var. kt.

Tarrou onu izledi, ama kaca srada aklna bir ey gelir gibi oldu ve gazeteciye
dnerek ona yle dedi:

Rieux'nn karsnn buradan yzlerce kilometre uzakta bir salk yurdunda


olduunu biliyor musunuz?

Rambert aknln belirten bir hareket yapt, ama Tarrou gitmiti bile.

Ertesi gn, Rambert ilk i olarak doktora telefon ediyordu.


Kentten ayrlmann yolunu bulana kadar sizinle almam kabul eder misiniz? ,

Hattn ucunda bir sessizlik oldu ve ardndan:

Evet Rambert. Teekkr ederim.

150Bylece hafta boyunca vebann tutsaklar ellerinden geldiince rpnp durdular.


Hatta Rambert gibi, aralarndan bazlarnn da, grld gibi, hl zgr insanlar gibi
hareket ettiklerini, hl seme zgrlkleri olduklarn dledikleri bile oluyordu. Ama,
iin dorusu, o anda, austosun ortasnda, veba her eyin stne kmt. Bylece
bireysel yazg diye bir ey artk yoktu; veba ve herkesin paylat duygulardan olumu
toplumsal bir tarih vard. En nemli duygu ayrlk ve srgnd, bir de bu duygularn
ierdii korku ve bakaldr. te bu nedenle anlatc, scan ve hastaln bu doruk
noktasnda genel durumu anlatmay uygun buluyor, rnek vermek gerekirse, hayattaki
yurttalarn iddeti, llerin gmlmesi ve ayr dm sevgililerin acs.

ite o yln ortalarnda rzgr kt ve vebal kentin zerinde gnlerce esti. Oran'llar
zellikle rzgrdan ekinirlerdi, nk kentin kurulduu orada hibir ey bu rzgrn
karsna kmaz, bylece tm iddetiyle sokaklar doldururdu. Tek bir damla suyun
kenti serinletmedii u uzun aylarn ardndan kent sva gibi gri bir tozla kaplanmt ve
rzgrn esmesiyle pul pul uutu tozlar. Bylece rzgr toz bulutlarn ve kt
ynlarn havaya kaldryor, onlar says giderek azalm gezinti yapan insanlarn
bacaklarna arpyordu. Bu insanlarn sokaklarda iki bklm, mendil ya da elleriyle
azlarn kapam, kouturduklar grlyordu. Akam, her biri son gn olabilecek u
gnleri elden geldiince uzatmaya alan, sokaklarda toplam kalabalklar yerine
evlerine ya da kafelere dnmek iin acele eden insanlara rastlanyordu, yle ki birka
gn boyunca, o sralarda epey erken ken karanlkta so-

153kaklar sszlayor ve yalnzca rzgrn srekli iniltisi duyuluyordu. Bir trl


seilemeyen ve kabarm denizden bir yosun ve tuz kokusu ykseliyordu. Tozdan beyaz
renge brnm, deniz kokusuna doymu, rzgrn lkla-ryla n n ten bu ssz
kent o zaman uursuz bir ada gibi inliyordu.

imdiye kadar daha kalabalk ve daha yoksul olan d mahalleler kent merkezine oranla
vebaya daha ok kurban vermiti. Ama birdenbire kente sokulur gibi oldu ve i
merkezlerine de yerleiverdi. Kentliler rzgr mikrop tamakla suluyorlard. Otel
mdr, "Rzgr ileri kartryor,! diyordu. Ancak ne olursa olsun, merkezdeki
mahalleler srann kendilerine geldiini biliyorlard, nk gecenin bir vakti,
pencerelerinin altnda, vebann donuk ve cokusuz arsn n n duyuran ambulans
sirenlerini giderek daha sk duyar olmulard.

Kentin iinde de zellikle hastalk bulam baz semtlerin tecrit edilmesi ve buralardan
yalnzca gerekli hizmetlerle ykmllerden baka kimsenin kmasna izin verilmemesi
dnld. O zamana kadar buralarda yaayanlar bu nlemi zellikle kendilerine
ynelik zc bir ilem olarak grmekten kendini alamadlar ve her durumda, teki
semtlerde oturanlar zgr insanlar olarak dnyorlard. Buna karlk, o
mahallelerde oturanlar, yaadklar g anlarda, bakalarnn kendileri kadar zgr
olmadn dnerek avunuyorlard. 'Her zaman benden daha tutsak birisi vardr,'
tmcesi o sralar olanakl tek umudu zetliyordu.

Yaklak o dnemde, zellikle elence semtlerinin bulunduu kentin bat kaplarnda


yangn olaylarnda bir art oldu. Alnan bilgilere gre, karantinadan km, yas ve
mutsuzlukla lgna dnm kiiler vebay kurutma hayaline kaplarak evlerini atee
veriyorlard. iddetli rzgrn da etkisiyle mahalleleri srekli bir tehlikeyle kar
karya brakacak sklkta giriilen bu eylemlerle ok zor ba edildi. Belediyenin
yapt mikroptan arndrma ileminin her

154

tr bulama tehlikesini ortadan kaldrd gereksiz yere aklandktan sonra, bu saf


kundaklara kar ok ar cezalarn yasallamas gerekti. Ve uras kesin, bu bahtsz
insanlarn geri ekilmesine neden olan, hapse atlma dncesi deildi; belediye
hapishanesinde grlen ar orandaki lmler sonucu, hapis cezasnn lm cezasyla
edeer olduu inanc etkili olmutu. Tabu ki bu inan bo yere ortaya kmamt. Belli
nedenlerle, vebann zellikle gruplar halinde yaama alkanl edinmi insanlar,
asker, din adam ya da tutuklular ele geirdii grlyordu. Baz tutuklular tek bana
da olsa bir hapishane bir topluluktur ve bunun iyi bir kant da bizim belediye
hapishanemizde gardiyanlar da tutuklular gibi hastaln bedelini dyorlard. Vebann
tepesinden baknca, mdrden en son tutukluya kadar herkes mahkmdu ve belki de ilk
kez olarak hapishaneye mutlak bir adalet egemendi.

Yetkililer grev banda len gardiyanlara madalya vermeyi dnerek bu herkesin eit
olduu yere bou bouna bir hiyerari getirmeye altlar. Skynetim ilan
edildiinden ve belli bir adan, hapishane gardiyanlar da silah altna alndndan,
kendilerine ldkten sonras iin bir askerlik madalyas verildi. Ancak tutuklulardan tek
bir protesto gelmese de, askeri evreler bunu iyi karlamadlar ve hakl olarak,
kamuoyunda zc bir karmaa yaratabileceine dikkat ektiler. Onlarn isteine uyuldu
ve en basit zm olarak, lecek olan gardiyanlara salgn madalyas verilmesini
dndler. Ama ilk gardiyanlar iin olan olmutu ve kendilerine taklan nian geri
almak dnlemezdi bile, askeri evreler ise kendi grlerinde direttiler. te yandan,
salgn madalyasyla ilgili olarak, askeri bir niann verilmesinin getirdii moral etkiyi
salamamak gibi bir sakncas vard, nk salgn dneminde bu trden bir nian elde
etmek sradan bir eydi. Kimse honut deildi.

stelik, cezaevi ynetimi din yetkilileri ya da en azndan askeri yetkililer gibi etkin
olamad. Gerekten de, kentte bulunan iki manastrn keileri geici bir sre iin

155datlarak dindar ailelerin yanna yerletirilmiti. Ayn ekilde, her frsatta kk


birlikler klalardan ayrlm, okullarda ya da kamu binalarnda karargh kurmulard.
Bylece, grnte kentlileri kuatlm insanlara zg bir dayanmaya zorlayan
hastalk, ayn zamanda geleneksel kurumlar paralyor ve bireyleri kendi balarna
kalmaya itiyordu. Bu bir karmaa yaratyordu.

Rzgr da gz nne alnca, tm bu koullarn baz insanlarn akln atee verdii


dnlebilir. Kentin kaplar gece yeniden baskna urad, ama bu kez saldran kk
silahl gruplard. Nbetiler artrld ve bu giriimler olduka abuk bir biimde
kesildi. Bununla birlikte kentte, baz iddet olaylarna yol aacak olan bir devrim
havasnn esmesi iin yeterli oldu. Yangna uram ya da salk nedenleriyle kapatlm
evler yamaland. Gerei sylemek gerekirse, bu eylemlerin nceden tasarlanm
olduunu sylemek g. ounlukla, o na kadar onuruyla yaam insanlar, birden
ortaya kan bir frsatla knanacak eylemlere giriiyor ve bunlar hemen o anda
bakalarnca taklit ediliyordu. rnein alevler iindeki evlere girmeye alan lgnlar
bile oldu, hem de acdan akna dnm ev sahibinin gz nnde. Onun kaytszl
karsnda saldry ilk balatanlar bakalar da izledi ve o karanlk sokakta, yangnn
clz nda, omuzlarda tanan eya ya da mobilyalarn arl altnda ya da snmekte
olan alevlerin etkisiyle arplm glgelerin her bir yandan dar frlad grld. te
bu olaylar yetkilileri veba durumunu skynetime evirmeye ve buna bal olarak
yasalar uygulamaya zorlad. ki hrsz kuruna dizildi, ama bunun bakalar zerinde bir
etki yapp yapmad kuku gtrr, nk yle ok sayda l vard ki, bu iki infaz fark
edilmedi bile. Ve iin gerei, yetkililerin araya giriyormu gibi yapmasna gerek
kalmadan bu gibi olaylar yinelendi durdu. Tm kentlileri etkileyen tek nlem sokaa
kma yasann konulmasyd. Saat on birden sonra kapkaranlk gecenin iine gmlen
kent ta kesiliyordu.

156

Ayn parlad gn altnda, zerine tek bir aa glgesi dmeyen, ne gezinen


birisinin ayak sesi ne de bir kpek bartsnn duyulduu kentin beyazms duvarlar ve
dz izgi halinde uzanan sokaklar sra sra duruyordu. O zaman byk, sessiz kent
kmltsz ve kocaman kp eklinde bir yndan baka bir eye benzemiyordu; bu
ynn arasnda, unutulup gitmi hayrsever kiilere ya da sonsuza dek bronzun iinde
skp kalm eski byk adamlara ait sessiz sedasz duran antlar, tatan ya da
demirden yapay suratlaryla, bir zamanlar insann ne olduuna ilikin artk deerden
dm bir grnt uyandrmaya alyorlard kendi kendilerine. Bu vasat putlar koyu
bir gn altnda yaamdan yoksun ke balarnda taht kurmulard, bu duyarsz kaba
biimler iine girdiimiz duraan evreni ya da en azndan bu evrenin son durumunu,
vebann, tan ve gecenin sonunda her sesi susturaca bir mezarln dzenini
simgeliyordu.

Gece bir yandan da insanlarn yreindeydi ve gmlmelerle ilgili aktarlan, sylenceyi


andran gerekler yurttalarmz rahatlatmaktan uzakt. Burada gmlmelerden de sz
edilmeli ve anlatc bu konuda zr diliyor. Bu adan ona yneltilebilecek eletirinin
iyice farknda, ama onun tek dayana, tm bu dnem boyunca cesetlerin gmlm
olmas ve btn yurttalar gibi kendisinin de gmlme iiyle ilgilenmeye mecbur
edilmesiydi. Yine de bunun nedeni, bu tr trenlerden zevk almas deildi, kendisi tam
tersine yaayanlar tercih eder, rnein deniz banyolarn. Ama sonuta deniz banyolar
da yasaklanmt ve yaayan insanlar topluluu ller topluluunun stnln kabul
etmekten korkuyordu gnler boyunca. Oras kesindi. Tabii ki her zaman iin insan byle
bir eyi grmezden gelmeye alabilirdi, gzlerini yumabilir ve bunu inkr edebilirdi,
ama kesinliin yle bir gc vardr ki sonunda hep o stn gelir. rnein
sevdiklerinizin gml-

157meleri gerektii gn bu ilemleri inkr etmenin yolu nedir?

te, trenlerimizin en belirgin zellii abuk yaplmalaryd! Tm formaliteler


basitletirilmiti ve genelde cenaze alay kaldrlmt. Hastalar ailelerinden uzakta
lyorlard ve geceyi l banda bekleyerek geirme gelenei onlara yasaklanmt;
yle ki, akam lm bir kii gece tek bana braklyor, gndz lense hi
beklemeden gndz gmlyordu. Tabii ki aileye haber veriliyordu, ama ounlukla,
aile hastann yannda yaamsa, karantina altnda olduundan evden kamyordu. Aile
lenden ayr yaamsa, l ykanp tabuta konduktan sonra, mezarla gidi iin
belirtilen saatte orada bulunuyordu.

Bu formalitenin Doktor Rieux'nn ilgilendii ek hastanede yapldn dnelim.


Okulun ana binann gerisinde bulunan bir k kaps vard. Koridora alan byk
depo gibi bir yerde tabutlar bulunuyordu. Koridorun iinde aile, nceden kapatlm tek
bir tabut buluyordu. Hemen ardndan en nemli ie geiliyordu, aile reisine belgeler
imzalatlyordu. Daha sonra l gerek bir cenaze arabasna ya da bu i iin ayrlm
byk bir ambulansa ykleniyordu. Akrabalar yine zel izinle alan taksilerden birine
biniyor, arabalar kent dndaki sokaklardan mezarla varyordu. Kapda jandarmalar
konvoyu durduruyor, yurttalarmzn son durak dedikleri yere gitmelerini salayan
resmi gei belgesine bir mhr vuruyor ve ortadan kayboluyorlard; arabalar
doldurulmay bekleyen ok sayda ukurun bulunduu drtgen bir alann yanna gidip
duruyorlard. ly bir rahip karlyordu, nk kilisenin cenaze hizmetleri
kaldrlmt. Dualar eliinde tabut karlyor, iple balanyor, srkleniyor, kayyor,
dibe iniyordu. Rahip serpmecini sallyor ve tabut kapann zerinde ilk topraklar
salmaya balyordu bile. Dezenfekte edilmesi iin ambulans biraz erken ayrlyordu
ve krek krek topran sesi giderek daha yumuarken aile

158

taksinin iine doluuyordu. Bir eyrek saat sonra evine dnm oluyordu.

Bylece her ey gerekten en hzl biimde ve en az riskle olup bitiyordu. Ve kukusuz,


en azndan balangta, ailelerin iten gelen duygularnn incindii akt. Ama veba
dneminde bu gibi dncelerin dikkate alnmas artk olanakszd: Her ey etkili
zm uruna feda ediliyordu. Kald ki, eer balangta, halkn morali bu gibi
ilemlerle bozulduysa nk usulnce gmlme istei sanldndan daha da
yaygndr ok gemeden, ans eseri, erzak sorunu ciddileti ve kentlilerin dikkati
daha gncel uralara evrildi. Yemek yemek istiyorlarsa girilecek kuyruklar, yaplacak
bavurular, doldurulacak ktlarla ileri bandan akn insanlar, evrelerindeki baka
insanlarn nasl gmldn ve bir gn kendilerinin nasl leceim dnmez oldular.
Bylece, ac olmas gereken bu maddi skntlar sonradan bir iyilie dnt. Ve daha
nce grdmz gibi, eer salgn yaygnlamasayd, her ey ok

iyi olacakt.

nk hastaln yaylmasyla tabutlar azalmaya balad, kefen bezi ve mezarlktaki


yerler yetmez oldu. are bulmak gerekti. En basiti, hep etkili olma amacyla, trenleri
birletirmek ve gerektiinde hastaneyle mezarlk arasndaki seferleri oaltmakt.
rnein Rieux'nn servisiyle ilgili olarak, hastanenin o sralar elinde be tabut vard.
Hepsi dolunca ambulansa ykleniyordu. Mezarlkta kutular boaltlyordu, demir
rengine brnm bedenler sedyelere ykleniyor ve bu i iin hazrlanm bir hangarda
bekletiliyordu. Tabutlar mikrop krc bir svyla sulanyor, hastaneye geri
gnderiliyordu ve gerektike ilem yeniden balyordu. ok iyi bir rgtlenmeydi bu ve
vali memnun kald. Hatta Rieux'ye bunun eski vebalar anlatan tarih kitaplarnda
karlald gibi Zencilerin lleri tad el arabalarndan daha iyi bir ey olduunu
syledi. Evet, dedi Rieux, ayn trden gmme ilemi bu, ama biz filer hazrlyoruz.
Tartmasz bir ilerleme var.

159Ynetimin bu baarlarna karn, artk formalitelerin sevimsiz hale gelmesiyle


valilik akrabalar trenden uzak tutmak zorunda kald. Yalnzca mezarln kapsna
gelmelerine gz yumuluyordu, aslnda bu da resmi bir ey deildi. nk son trenle
ilgili olarak, deiiklikler olmutu. Mezarln ucunda, sakzaalaryla kapl st ak
bir alanda iki kocaman ukur almt. Kadnlar ve erkekler iin birer ukur vard. Bu
adan baknca, ynetim geleneklere uyuyordu, ancak ok sonralar, olaylarn gelimesi
dorultusunda, bu son sayg duygusunun da ortadan kaybolduu ve hi utanma duygusuna
kaplmadan, kadn ve erkekleri st ste karmakark gmdkleri anlald. Allahtan bu
son karmaa felaketin yalnzca son blmne denk geldi. Bizi ilgilendiren 'dnemde
ukurlar ayr ayryd ve valilik bu konuda ok titiz davranyordu. Her ukurun dibinde
kaln bir tabaka kire dumanlar iinde kaynyordu. ukurun kenarlarnda ayn kireten
bir yndan kabarcklar havaya ykselip patlyordu. Ambulanslarn seferleri sona
erdiinde sedyeleri pe pee getiriyorlar, plak ve hafife bklm bedenleri yan
yana ukurun iine brakyorlard; o srada onlar nce kirele sonra toprakla svyorlar,
gelecek konuklara yer kalmas amacyla bu ilemi belli bir ykseklikte yapyorlard.
Ertesi gn akrabalar bir kayt defterini imzalamak zere arlyordu, bu da insanlarla
rnein, kpekler arasnda olabilecek fark gsteriyordu: Denetim her zaman iin
yaplabilirdi.

Tm bu ilemler iin personel gerekliydi ve hep personel eksikliiyle kar karya


kalnyordu. lkin resmi sfat olan, sonradan da hibir eyi gz nne almadan
grevlendirilen bu hastabakc ve mezarclarn ou vebadan ldler. Ne nlem alnrsa
alnsn hastalk er ya da ge ortaya kyordu. Ama iyi dnnce, en artc olan, tm
salgn boyunca bu ii yerine getirenlerin eksik olmamasyd. Kritik dnem vebann
doruk noktaya trmanmasndan az nce yaand ve o zaman Doktor Rieux'nn kayglan
hakl kt. Ne kadrolar, ne de onun ar iler dedii grev-

160

ler iin insan gc yetmez oldu. Ancak vebann gerek anlamda tm kenti ele geirdii
andan balayarak, hastaln bu u noktaya ulamas epey elverili koullan da
beraberinde getirdi, nk bu koullar tm ekonomik yaam altst etti ve bylece
nemli sayda insann isiz kalmasna yol at. ou durumda, isizler kadrolar
doldurmuyordu ama kaba iler iin kolaylk salyorlard. O andan balayarak,
gerekten de sefaletin korkudan baskn kt grld, nk ie denen para risk
oranna gre saptanyordu. Salk hizmet birimlerinin elinde bir bavuru listesi
olumutu ve herhangi bir kiiye gerek duyulur duyulmaz listenin bandakilere haber
veriliyordu, onlar da eer o arada grev alacak durumdalarsa, koa koa iba
yapyorlard. Bylece, mebbet ya da belli bir sreye mahkm olmu tutuklular bu ite
kullanmak konusunda uzun sre kararsz kalan vali o son zme varlmasn engellemi
oldu. sizler olduka, beklenmesinden yanayd.
Bylece olanaklar elverdiince, austos ay sonuna kadar yurttalarmz son
istirahatghlarna sayg snrlar iinde olmasa da, en azndan, yneticilerin
grevlerini tamamlad duygusunu salayacak bir dzen iinde gnde-rlebildiler.
Ancak, yerine getirilmesi gerekecek son ilemleri de nceden belirtmekte yarar var.
Austostan balayarak vebann ulat son basamakta, kurbanlarn says bizim kk
mezarlmzn sunabildii olanaklar kat kat at. Duvarlarn bir blm yklarak
llere evre arazilerde bir yer amak iin urald, ama bouna, hemen baka
zmler bulmak gerekiyordu. nce, gmme ilemlerinin geceye alnmasna karar
verildi, byle bir uygulamayla baz eylere dikkat etmeye gerek kalmyordu.
Ambulanslarn iine giderek ok sayda ceset tkmak mmkn oldu. Ve, her tr kurala
kar, karartmadan sonra ge saatte d mahallelerde dolaanlar (ya da ileri gerei
buralarda bulunanlar) cokusuz sirenlerini ukur sokaklarda nlatarak uzun, beyaz
ambulanslarn sra sra gidiini gryorlard arada srada. Alelacele cesetler ukurlara
atlyordu. Daha

Veba

161/11ukura inmeden bedenlerin yzlerinde krek krek kireler yaylyordu ve


giderek daha derin alan ukurlarn iinde toprak hibirini ayrt etmeksizin onlar
rtyordu.

Yine de daha sonra, baka zmler bulmak ve ii daha geni tutmak gerekti. Bir valilik
emriyle devletin sresiz olarak halka verdii topraklara el kondu ve llerden kalan ne
varsa byk frnlara doru yola kt. Bir sre sonra da vebadan lenlerin de yaklmas
gerekti. Ama bu i iin kentin dousunda, snrlarn dnda kalan p yakma frnnn
kullanlmas gerekti. Gzc nbetiler daha uzaa yerletirildi ve bir belediye grevlisi
imdi kullanlmayan, bir zamanlar kyya ulam salayan tramvaylar kullanmay
nererek yetkililerin iini byk lde kolaylatrd. Bunun iin, yedek ve ekici
arabalarn oturma yerleri kaldrlarak ileri hazrland ve tramvay yolunu frna
evirerek yeni hattn merkezi oluturuldu.

Ve tm yaz sonu boyunca, tpk sonbahar yamurlarnn ortasnda olduu gibi, ky


eridi, her gece yars yol-cusuz garip tramvay konvoylarnn denizin zerine doru
sarsla sarsla getiine tank olundu. Kentliler bunun ne olduunu sonunda rendiler.
Ky eridine geii yasaklayan polis glerine karn insanlar sk sk, grup halinde
dalgalarn zerine doru inen kayalklara gizlice trmanmay ve tramvaylar geerken
arabalarn iine iekler atmay baardlar. Yaz gecesinde iek ve llerle ykl
aralarn sarsla sarsla gittii duyuluyordu bylece.

Ama her durumda, ilk gnler sabaha kar, youn ve mide bulandrc bir duman kentin
dou semtleri zerinde dolayordu. Doktorlarn dncesine gre, ne kadar berbat da
olsalar bu kokular kimseye zarar veremezdi. Ancak bu semtlerde oturanlar, bu yoldan
vebann gkten zerlerine kt inancyla ok gemeden buralar brakp
gideceklerini syleyerek tehditte bulundular, sonunda dumanlar ok karmak bir kanal
sistemiyle baka yne evirmek zorunda kalnd ve burada oturanlar Sakinleti.
Yalnzca iddetli rzgrlar srasnda doudan gelen belli

162

belirsiz bir koku onlara yeni bir dzen iinde yaadklarn ve veba alevlerinin her
akam onlarn haracn yuttuunu

anmsatyordu.

Bunlar salgnn en u noktadaki sonularyd. Ama sonradan vebann hi artmam


olmas sevindiricidir, nk devlet dairelerimizin beceriklilii, valiliin yaklamlar
ve hatta frnlarn emme kapasitesi belki de yetersiz kalacakt. O sralar Rieux,
cesetlerin denize atlmas gibi umutsuz zmler nerildiim biliyor ve cesetlerin mavi
suyun zerinde belirecek korkun kpklerini kolayca hayal edebiliyordu.
statistiklerin artmaya devam ettii srece ne kadar mkemmel olsa da hibir
rgtlenmenin buna kar koyamayacan, insanlarn ynlar halinde leceini, valilie
karn sokaklarda ryeceini de biliyordu; kentin, lmekte olanlarn hakl bir nefret
ve budalaca bir umutla canl kalanlara meydanlarda smsk sarlmaya altna tank
olacan da biliyordu.

te ne olursa plsun, kesinlii ya da ekinilecek yan olan bu tr eyler yurttalarmzda


srgn ve ayrlk duygusunu besliyordu. Bu bakmdan, anlatc buraya gerekten
olaanst saylacak bireyler aktaramamann ne kadar zc olduunu ok iyi biliyor;
rnein, eski anlatlarda bulunan trden huzur getiren herhangi bir kahraman ya da gz
kamatrc bir eylem gibi. Bunun nedeni de, hibir eyin bir felaketten daha az
olaanst olmamasdr ve srelerine bakarsak byk felaketler tekdzedir. Onu
yaayanlarn anlarnda, korkun veba gnleri grkemli ve zalim alevler gibi deildi;
ancak, karsna kan her eyi sonu gelmez bir biimde ezip geiyordu.

Hayr, salgnn banda Doktor Rieux'nn aklndan kmayan o heyecan uyandrc


nemli grntlerle vebann pek ilgisi yoktu. Veba ncelikle zenli ve eksiksiz, iyi
ileyen bir ynetim iiydi. te bylece, hibir eye ihanet

163etmemek zellikle de kendi kendine ihanet etmemek iin anlatcnn nesnellii


amaladn parantez iinde belirtelim. Yalnzca aa yukar tutarl bir ilikinin temel
gereksinimlerini ilgilendiren eyler dnda, neredeyse hibir eyi sanatsal etkiler
uruna deitirmeye yanamad. Ve imdi ona, o dnemin en byk, en genel ve en derin
acsnn ayrlk olduunu syleten nesnelliin ta kendisidir; ak sylemek gerekirse,
vebann o dneminde ayrlkla ilgili yeni bir betimlemeye girimek kanlmaz da olsa,
bu ayrln o zaman dokunaklln yitirecei de bir gerektir.

Yurttalarmz ya da en azndan bu ayrlktan en ok ac ekmi olanlar, duruma altlar


m? Buna evet demek ok da doru olmaz. Fiziksel dzlemde olduu gibi moral
dzlemde de gsz kalmann acsn ektiklerini sylemek daha doru olur. Vebann
banda, yitirdikleri varl gayet iyi anmsyorlar ve znt duyuyorlard. Ancak,
sevilen kiinin yz, gl, sonradan mutlu olduklarn anladklar herhangi bir gn
kesin biimiyle anmsasalar bile, tam bunlar dndkleri anda ve bundan byle, iyice
uzak yerlerde o kiinin ne yapyor olabileceini ok zor hayal ediyorlard. Sonuta, o
srada bellekleri yerinde duruyor, ama hayal gleri yetersiz kalyordu. Vebann ikinci
dneminde belleklerini de yitirdiler. O yz unuttuklarndan deil, onun tenini
yitirmilerdi, onu artk ilerinde hissetmiyorlard, bu da unutmak anlamna geliyordu. Ve
ilk haftalarda, aklaryla ilgili ellerinde glgelerden baka bir ey kalmamasndan
yaknmaya eilimliyken, sonradan, anlarda kalm en ince renkleri bile kaybolunca bu
glgelerin daha da uucu olabileceini fark ettiler. Tm bu ayrlk dneminde bir
zamanlar kendilerine ait olan bu yaknl artk hayal edemiyorlar, her an elinin altnda
olabilen bir varln hemen yan balarnda bir zamanlar nasl yaayabildiini de
dnemiyorlard artk.

Bu adan bakldnda, onlar da vebann dzenine ayak uydurmulard, veba etkili


olduu oranda vasatl da artyordu. Aramzdan hi kimsenin artk yle cokulu

164

duygular yoktu. Herkes tekdze duygular iindeydi. "Artk bunun sonu gelmeli,"
diyordu yurttalarmz, nk felaket zamannda ortak aclarn son bulmasn dilemek
normaldir ve onlar gerekten de bunun son bulmasn diliyorlard. Ama tm bunlar
abartsz, ya da balangtaki burukluk duygusuyla ve hl bizim iin kesinlii bulunan
tek tuk baz nedenlerle sylyorlard. lk haftalarn deli cokusu, yerini bir kntye
brakmt, ama bunu boyun ei olarak grmek doru olmaz, geici bir raz olma
durumundan ok baka bir ey deildi.

Yurttalarmz yola gelmiti, uyum salamlard, yle denir ya, nk baka trl
yapacak bir ey yoktu. Doal olarak talihsizlik ve acnn getirdii bir tutum iindeydiler,
ama ban sivri ucunu artk hissetmiyorlard. Kald ki, rnein Doktor Rieux
talihsizliin asl bu olduunu, umutsuzlua almann umutsuzluktan beter olduunu
dnyordu. nceleri, birbirinden ayr denler gerek anlamda talihsiz deillerdi,
onlarn acsnda bir aydnlan vard, ama o da snvermiti. imdi onlar sokak
kelerinde, kafelerde ya da arkada evlerinde telasz ve dalgn gryorduk; baklar
yle bkknd ki onlar sayesinde kent bir bekleme salonuna benzemiti. Bir meslei
olanlar ilerini vebann gidiine uygun yapyorlard, titizlikle ve abartszca. Herkes
alakgnllyd. lk kez olarak, sevdiinden ayr dm olanlar, uzaktaki kiiden sz
etmekten, herkesin kulland dili kullanmaktan, ayrlklarn veba istatistiklerini
andran bir adan deerlendirmekten kanmyorlard. O zamana kadar, lgnlar gibi
aclarn toplumsal felaketten ayr tutmuken imdi duygusal karmaay
kabulleniyorlard. Belleksiz ve umutsuz, imdiki zamann iinde yerlerini alyorlard.
Gerekte, onlar iin her ey imdiye dnyordu. unu belirtmek gerekir, veba sevme
gcn ve hatta dostluk duygusunu herkesin elinden almt. nk akn biraz olsun
gelecee gereksinimi vardr ve bizler iin ksa anlardan baka bir ey yoktu artk.

165Tabii ki bunlarn hibiri mutlak deildi. nk btn ayr dm olanlarn bu


duruma dtkleri doruysa eer, hepsinin bu duruma ayn anda gelmediini ve bu yeni
tutum iine girdikten sonra imek gibi ani aydnlanmalarla geri dnlerin hastalar
daha gen ve daha ac veren bir duyarla ittiini de eklemek yerinde olur. Vebann
durmu olmasyla ilgili herhangi bir tasar oluturduklar u elence anlar gerekiyordu.
Durup durduk yerde ve herhangi bir rastlant sonucu nedensiz bir kskanln srn
hissetmeleri gerekiyordu. Bakalar da anszn yeniden domu gibi oluyor, haftann
baz gnlerine, doallkla pazara ve cumartesi leden sonrasna zg uyuukluktan
syrlyordu, nk bugnler uzaktaki kiinin olduu dnemde yaplan baz trenlere
ayrlmt. Ya da gn bitiminde kendilerim saran bir melankoli her zaman doru kmasa
da, belleklerinin geri dneceini onlara duyuruyordu. nananlarn vicdanlaryla
hesaplatklar saat olan akamn bu saati, boluktan baka sorgulayacak hibir eyi
olmayan tutsak ya da srgn kiiye zor gelirdi. Onlar ksa bir sre kendine balard,
sonra bu insanlar yeniden uyuukluun iine geri dner, vebann drt duvar arasnda
skp kalrlard.

Bunun insann en kiisel olan eylerini reddetmesine dayand bylece anlalyor.


Vebann ilk zamanlarnda, bakalar iin hibir ey ifade etmeyen, yalnz kendileri iin
ok nemli baz ufak tefek eyler, onlarn akln bandan alyor, onlar da bu yoldan
meslek yaantlarnda deneyim kazanyordu; imdiyse salt bakalarn ilgilendiren
eylere ilgi duyuyorlard, salt genel dncelere sahiptiler, hatta aklar bile onlarn
gznde en soyut biime brnmt. Vebaya ylesine kendilerini brakmlard ki,
bazen yalnzca uykuda umut ettikleri ve 'Bitsin artk u hyarcklar!' diye dndkleri
oluyordu. Aslnda zaten uyuyorlard ve tm bu zaman uzun srm bir uykudan baka bir
ey deildi. Kent ayakta uyuyanlarla dolmutu, grnte kapanm olan yaralarnn
ald gecelerde,

seyrek de olsa gerek anlamda yazglarndan kayorlard. rkilerek uyandklarndaysa


bir tr dalgnlkla bir an iin o yaray yokluyorlar, anszn canlanan alaryla yeniden
yz yze geliyorlar ve acnn yan sra aklarnn allak bullak olmu ehresi yeniden
gzlerinin nnde canlanveri-yordu. Sabah olunca felakete, yani allm dzene geri

dnlyordu.

Peki bu sevdiinden ayr dm insanlar neye benziyordu, diye sorulabilir. Eh, bunun
yant basit; hibir eye benzemiyorlard. Ya da, yle de diyebiliriz, herkes gibiydiler,
tmyle genele uygun bir havalan vard. Kentin sessizliini ve ocuksu heyecanlarn
paylayorlard. Soukkanl grnme brnerek, eletirel baklarn yitiriyor-lard.
rnein, aralarnda en zeki olanlarn, herkes gibi gazetelerde ya da radyo
programlarnda vebann abuk bir sona ulatna inanma nedenleri aryormu gibi
yapmalarna ve grnte dsel umutlara kaplmalarna ya da bir gazetecinin can
skntsyla biraz alakalem yazd dnceleri okurken gereksiz korkular
hissetmelerine tank olunuyordu. Bunun dnda, tpk bakalar gibi, biralarn iiyor ya
da hastalarn tedavi ediyorlar; tembellik ediyor ya da tkeniyorlar; fileri
snflandryor ya da plak alp duruyorlard. Veba deer yarglarn ortadan kaldrmt.
Bu da kimsenin giysilerin ya da satn alnan yiyeceklerin kalitesiyle ilgilenmemesinden
anlalyordu.

Son olarak, sevdiinden ayr dm kiilerin balangta kendilerini koruyan o tuhaf


ayrcalklar artk yoktu denilebilir. Aka zg bencillik ve bundan saladklar yarar
ellerinden gitmiti. En azndan, imdi durum ak seikti, felaket herkesi
ilgilendiriyordu. Kent kaplarnda nlayan bozuk seslerin, yaammzn ya da
llerimizin zerlerine inen damgalarn ortasnda, aalk ama kaydedilen bir lme
yazgl, yangnlarn ve filerin, terrn ve formalitelerin ortasnda, rktc dumanlar
ve sakin ambulans sirenleri arasnda hepimiz ayn srgn ekmeiyle besleniyor, farkna
varmadan, ayn sarsc birlik ve bar

167bekliyorduk. Kukusuz akmz yerinde duruyordu;ama yalnzca artk kullanlmaz


durumdayd; tanmas g, ii-mzde bir ta gibi kmltsz, cinayet ya da mahkmiyet
gi-bi ksrd. Gelecei olmayan bir sabrdan ve inat bir bek-leyiten baka bir ey
deildi artk. Ve bu adan baknca yurttalarmzdan bazlarnn tutumu kentin drt bir
ya-nnda, yiyecek dkknlarnn nnde uzayan u kuyrukla n dndryordu. Hem
snr tanmayan, hem de aya yere basan ayn kabullen ve ayn katlant. Yalnz, ayr
lkla ilgili olarak, byle bir duyguyu ok daha byk bir lekte dnmek gerekiyordu,
nk bu durumda her e-yi yutabilecek, baka bir alk sz konusu olabilirdi.

Hangi durum olursa olsun, kentimizde yaknlarndan ayr dm kiilerin iinde


bulunduu durumla ilgili ke-sn bir fikir edinmek istendiini dnrsek, erkekler ve
kadnlar sokaklara dklrken, aasz kentin zerine men u altn renkli ve toza
bulanm sonsuz geceleri yeni-den anmak gerekir. nk, tuhaf bir biimde, tm kentle-
rin dili olan ara ve makine grltlerinin yokluunda gnein henz ekilmedii
teraslara doru yalnzca sessiz admlardan ve fsltlardan olumu bir uultu,
arlam gn altnda felaketin slna admlarn uydurmu bin-lerce sancl ayak
srme ve son olarak, boucu ve bitmeli bilmez bir gidi geliin sesi ykseliyordu; bu
uultular! kentimizi yava yava dolduruyor ve o srada yreklerimizde akn yerini
tutan kr inadn en geree bal ve en hznl sesi oluyordu.

168Eyll ve ekim aylar boyunca veba kentin zerine kt. Binlerce insan bitip
tkenmek bilmeyen haftalar boyunca oradan oraya gidip gelmeyi srdrdler. Buhar,
scak ve yamur gkyznde birbirini izledi. Gneyden gelen srck ve ard kular
sessiz srler halinde ok ykseklerden getiler, sanki Paneloux'nun felaketi anlatrken
szn ettii o evlerin zerinde tiz bir ses kararak dnen garip tahta paras onlarn
kente yaklamalarn en-gelliyormuasna yle bir dolanp gittiler. Ekim banda
iddetli yamurlar kenti sprd. Ve tm bu sre boyunca, bu sonsuz gidip gelmelerin
dnda nemli hibir ey olmad.

Rieux ve arkadalar o srada ne kadar yorulmu olduklarn anladlar. Gerekten de


salk kollarnda alanlar bu yorgunluu bir trl kaldramyorlard artk. Doktor
Rieux arkadalarn ve kendini dndnde tuhaf bir kaytszln gelimekte
olduunu fark ediyordu. rnein imdiye kadar vebayla ilgili tm haberleri ok iten
bir ilgiyle izlerken, artk bunlarla hi ilgilenmiyorlard. Ksa bir sre nce kendi
otelinde kurulan karantina merkezlerinden birini ynetmekle geici olarak
grevlendirilen Ram-bert gzlem altnda tuttuu kiilerin saysn gayet iyi biliyordu.
Anszn hastalk belirtileri gstermeye balayanlar iin kendi oluturduu acil tahliye
sisteminin en ufak ayrntsn biliyordu. Karantinadakiler zerinde serumun gsterdii
etkilerin istatistik deerleri belleine yerlemiti. Ama vebaya verilen kurbanlarn
haftalk saysn syleyemiyordu, hastaln ilerleyip ilerlemediini, gerileyip
gerilemediini gerekten bilmiyordu. Ve her eye karn yal-

171nzca o yakn gelecekte bir kurtuluun umudunu iinde tayordu.

Bakalanysa, gece gndz kendilerini ilerine kaptrm, ne gazete okuyor ne de radyo


dinliyorlard. Onlara bir sonu bildirildiinde ilgileniyormu gibi yapyorlard, ama
aslnda, almaktan yorulmu, yalnzca gndelik grevlerini eksiksiz yerine getirmekten
baka bir ey dnmeyen ve ne son harekt, ne de atekes gnn umut eden byk
savalarn muhariplerine yaktrlan o dalgn kaytszlk iinde bu sonuca kulak
veriyorlard.

Vebann gerekli kld hesaplan srdren Grand hastalkla ilgili genel sonular
belirtemezdi kukusuz. Gzle grlr biimde yorgunlua dayankl olan Tarrou, Ram-
bert ve Rieux'nn tersine onun sal hibir zaman iyi olmamt. Oysa belediyedeki
yardmc kadrosundaki grevleri, Rieux'nn sekreterlii ve gece srdrd almalar
st ste yklenmiti. Onu srekli bir bitkinlik iinde grebilirdiniz; vebadan sonra en
azndan bir hafta tam bir tatil yapmak ve o zaman elindeki ii, 'apka karttrma'y
baarmak iin almak gibi iki sabit fikirle ayakta duruyordu. Anszn
duygusallat oluyor ve byle zamanlarda hi ekinmeden Rieux'ye Jeanne' anlatyor,
onun tam o anda nerede olabileceini ve gazeteleri okuyorsa eer kendisini merak edip
etmediini merak ediyordu. te bir gn onunlayken Rieux, en sradan bir ses tonuyla
kendi karsndan sz ettiini grnce arp kald, o zamana kadar hi byle bir ey
yapmamt. Karsndan gelen hep ayn rahatlatc telgraflara gvenmek gerektiinden
emin olmad iin karsnn bakm grd bahekime kablolu telgraf ekmeye karar
vermiti. Yant olarak hastann durumunun arlat bildiriliyor ve hastaln
ilerlemesini engellemek iin her eyin yaplaca konusunda gvence veriliyordu. Rieux
bu haberi kimseye duyurmamt ve yorgunluk dnda hangi nedenle bu konuyu Grand'a
atn anlayamyordu. Belediye memuru ona Jeanne'dan sz ettikten sonra ona
karsyla ilgili sorular sormutu. Rieux

172

de yantlamt. "Biliyorsunuz," demiti Grand, "artk ok iyi tedavi ediliyor bu


hastalk." Rieux'yse bunu onaylamt, yalnz ayrln uzun gelmeye baladn
sylemiti, hastaln yenmekte karsna yardm edebilecekken bugn kars kendini
yapayalnz hissediyor olmalyd. Sonra susmutu ve Grand'in sorularna kaamak
yantlar vermekle

yetinmiti.

tekiler de ayn durumdayd. Tarrou daha iyi direniyordu ancak, onun derin merak
azalmadysa da zenginliini yitirdii defterlerden anlalyor. Gerekten de tm bu sre
iinde, grnte Cottard'dan bakasyla ilgilenmiyordu. Hotel karantina merkezine
dntrldkten sonra evine yerletii Rieux'de akamlan Grand'n ya da doktorun
verdii sonular pek dinlemiyordu bile. Konumay hemen Oran yaantsna ilikin ufak
ayrntlara ekiyor, genelde bunlarla ilgileniyordu.

Castel'e gelince, serumun hazr olduunu doktora haber vermeye geldii gn, hastaneye
yeni kaldrlan ve Rieux'ye gre durumu umutsuz olan Msy Othon'un olu zerinde ilk
denemenin yaplmasn kararlatrdktan sonra, doktor eski dostuna son istatistikleri
veriyordu ki karsndakinin koltuuna gmlp derin bir uykuya dalm olduunu fark
etti. Anszn bastran uykunun etkisiyle, aralanm dudaklarnn kenarnda birikmi ince
bir tkrk izgisinin ypranml ve yall aa vurduu bu her zaman yumuak ve
alayc bir ifadeyle srekli bir genlik tayan suratn karsnda Rieux boaznn
dmlendiini hissetti.
te byle zayflklar karsnda Rieux kendi yorgunluunu deerlendirebiliyordu.
Duyarlln yitirmiti. ou zaman dmlenmi, katlam ve kurumu duyarll
zaman zaman atlayp alyor ve onu artk denetleyeme-dii duygulara terk ediyordu.
Onun tek savunmas bu katlamaya snmak ve iinde olumu o dm yeniden
skmakt. Devam etmek iin doru yolun bu olduunu iyi biliyordu. Bunun dnda ok
fazla hayali yoktu ve yor-

173gnlk onun hl koruduu hayallerini elinden alyordu. nk sonunu gremedii


bir dnem boyunca kendi rolnn artk insanlar iyiletirmek olmadn biliyordu.
Onun rol tan koymakt. Bulgulamak, grmek, betimlemek, kayt etmek, sonra mahkm
etmek, ii buydu. Erkeklerin eleri onu bileinden tutup haykryorlard: "Onu yaatn!"
Ama o yaatmak iin orada deildi, tecrit ilemini buyurmak iin oradayd. O zaman bu
yzlerde okuduu nefret ne ie yarard ki? "Kalpsizsiniz," denmiti bir gn kendisine.
Ama hayr, onun bir kalbi vard. Onun, yaamak iin dnyaya gelmi insanlarn her gn
lmesini grd yirmi saate katlanmasna yaryordu. Onun, her gn her eye yeni
batan balamasna yaryordu. Bundan byle yalnzca bu kadarlk bir yrei vard. Bu
yrek nasl olur da yaam verebilirdi?

Hayr, gn boyu datt yardm deil, bilgiydi. Byle bir ey insanlk meslei diye
adlandrlamazd tabii ki. Ama, her ey bir yana, korku iinde ve hastaln krp
geirdii bu insanlar arasnda kimin insanlk mesleini yapmasna izin verilmiti ki? yi
ki yorgunluk vard. Rieux daha az yorgun olsa, kentte her yere yaylm u lm kokusu
onu duygusalla itebilirdi. Ama insan yalnzca drt saat uyku uyursa duygusal olamaz.
Olaylar olduu gibi grr, yani adaletin, o iren ve gln adaletin gzyle grr.
tekilerse, mahkm olanlar, onlar da bunu hissediyorlard. Vebadan nce onu bir
kurtarc gibi grmlerdi. hap ve bir rngayla her eyi dzeltecekti; koridorlar
boyunca onun yannda yrrken kolunu skca tutuyorlard. Bu, insan martan bir eydi,
ama tehlikeliydi de. imdiyse, tersine, yannda askerlerle onlarn karsna kyordu ve
ailenin kapy amaya karar vermesi iin dipik darbeleri gerekiyordu. Onu da, tm
insanl da yanlarnda lme srklemek isterlerdi. Ah! nsann insandan
vazgeemedii nasl da doruydu; onun da u talihsiz insanlar kadar aresiz olduu ve
yanlarndan ayrlrken iini titre-

174

ten o acma duygusunu kendisinin de hak ettii bir gerek-

ti.

ti.
O sonu gelmez haftalar boyunca, kendi ayrlk duru-muyla ilgili dndklerinin yan
sra, Doktor Rieux'nn akln kartran dnceler ite en azndan bunlard. Bir de
arkadalarnn yznde okuduu dnceler. Ama bu felakete kar savaanlar yava
yava ele geiren ypranmann en tehlikeli etkisi, d olaylara kar kaytszlk
duymalar deil, kendilerini bir bo vermilie brakmalaryd. nk hepsi kesinlikle
zorunlu olan ve onlara hep glerinin zerinde gibi gelen eylemlerden kanma eilimi
tayordu. Bylece insanlar kendi nerdikleri salk koullarn giderek daha fazla
ihmal etmeye, kendi kendilerine uygulamalar gereken ok sayda mikrop ldrc
ilemden bazlarn unutmaya baladlar; akcier vebasna yakalanm hastalarn yanna
bazen hi nlem almakszn kouyorlard, nk mikrop bulam evlere gitmeleri
gerektii son anda kendilerine bildirildiinden, gereken temizlik ilemleri iin herhangi
bir yere geri dnmek onlara daha bandan yorucu grnyordu. te, gerek tehlike
buradayd, nk vebaya kar olan bu mcadele onlar vebaya kar daha dirensiz
hale getiriyordu. Sonuta rastlantyla oyun oynuyorlard, ama rastlant kimseye ait
deildi.

Yine de kentte rahatlk duygusunun canl grnts olarak beliren bir adam vard, ne
yorgunluktan tkenmi, ne de cesaretini yitirmiti. Cottard'd bu. Bir kenarda kalmay
srdryor, bir yandan da tekilerle ilikilerini yrtyordu. Ancak Tarrou'nun ii el
verdiince onu grmeye geliyordu, nk Tarrou bir yandan onun durumunu iyi
biliyordu, te yandan da, bu kk rant sahibine deimez bir itenlikle davranyordu.
Bu sonsuz bir mucizeydi, ama ok almasna karn Tarrou hep iyilik dolu ve zenli
davranyordu. Hatta baz geceler yorgunluun arl altnda ezilse bile ertesi gn yeni
bir enerji buluyordu. "Onunla konuulabilir," demiti Cottard, Ram-bert'e, "nk o bir
insan. Sizi hep anlyor." te bu ne-

175denlerle, bu dnemde Tarrou'nun notlan yava yava Cot-tard'n kiilii zerinde


younlayor. Tarrou, Cottard'n tepkileri ve dnceleriyle ilgili, onlarn kendisine
anlatld ya da kendisinin yorumlad biimiyle bir betimleme sunmaya alt.
'Cottard'la Vebann Raporu' bal altnda yapt bu betimleme not defterinin birka
sayfasn kapsyor ve anlatc burada bunun bir /etini vermenin yararl olacan
dnyor. Tarrou'nun kk rant sahibiyle ilgili genel dncesi u yargda zetleniyor
: 'Byme iinde bir kiilik,' Kald ki, grnte keyif iinde bymekteydi. Olaylarn
ald halden honutsuzluk duymuyordu. Bazen Tarrou'nun karsnda u trden szlerle
asl dndn dile getiriyordu: "Tabii, durum iyiye gitmiyor. Ama en azndan herkes
bu ie bulam durumda." "Kukusuz o da herkes gibi tehdit altnda, ama bu durumu
herkesle birlikte yayor. Hem sonra, ciddi biimde vebaya yakalanabileceini
dnmyor, bundan eminim. nemli bir hastaln ya da derin bir acnn penesindeki
bir insann bata tm hastalk ve aclardan korunduu dncesiyle yayor gibi, aslnda
ok da sama deil. nsan hastalklarn hepsini toplayamaz, bunu fark ettiniz mi?' dedi
bana. 'Varsayalm sizin ar ya da tedavi edilemez bir hastalnz, ciddi bir kanser ya
da sk bir vereminiz var, asla vebaya ya da tifse yakalanamazsnz, bu olanaksz.
Kald ki, bunun daha da tesi var, nk bir kanserlinin araba kazasndan ldn hi
grmemisinizdir.' Doru ya da yanl, bu fikir Cottard'n keyfini yerine getiriyor,
istemedii tek ey bakalarndan ayr olmak. Tek bana tutsak olmamaktansa herkesle
birlikte kuatma altnda olmay yeliyor. Veba varken, gizli soruturmalar, dosyalar,
filer ya da eli kulanda tutuklamalar yoktu artk. Akas, artk polis yoktu, artk eski
ya da yeni cinayet yoktu, artk sulu yoktu; yalnzca Tanr ltuflarnn en keyfi olann
bekleyen mahkmlar vard, bir de onlarn arasndaki polisler." Bylece Cottard, yine
Tarrou'nun yorumuna gre, yurttalarmzn gsterdii ac ve aknlk belirtileri-

176

ni u trden hogrl ve anlayl bir rahatlk iinde ele almakta haklyd: 'Siz konuup
durun, ben sizden nce

bunlar yaadm.'

"Bakalarndan ayrlmamann tek yolu her eyden te, iyi bir bilince sahip olmaktr,
dedim ama bouna, bana kt kt bakt ve yle dedi: 'O zaman, bu hesaba gre, kimse
kimsenin yannda deildir.' Sonra: 'Haydi, ben byle sylyorum. nsanlar bir araya
getirmenin tek yolu onlara veba yollamaktr. yle bir bakn evrenize.' Ve gerekte, ne
sylemek istediini ve imdiki yaantnn ona ne kadar rahat gelebileceini tam olarak
anlayamyorum. O zaman, nasl olur da bir zamanlar kendi gsterdii tepkileri
grmezden gelebilir; her kiinin herkesi yannda tutma giriimini; yolunu arm bir
kiiye bazen yardm etme zorunluluu ve eskiden ona gsterilen kabal; insanlarn lks
lokantalara kouturmalarn, orada bulunmaktan ve orada oyalanmaktan duyduklar
doygunluk duygusunu; her gn sinemada kuyrua giren, tm gsteri salonlarn hatta dans
salonlarn dolduran, halka ak her yere kabarm deli bir dalga gibi yaylan o dank
kalabal; her tr temasta geri kamay, yine de dirsek dirsee insanlar, cinsleri
birbirine iten 'o insan scaklna duyulan al? Cottard onlardan nce bunlar yaad,
oras kesin. Kadnlar dnda, nk o suratla... stelik kendini sokak kadnlarna
gitmeye hazr hissettiinde bunu yapmaktan vazgetiini sanyorum, nk byle
uygunsuz bir davrann sonradan kendisine zarar vereceini dnm olabilir.

"Sonu olarak veba ona iyi geldi. Yalnz ve yalnzl istemeyen bir adamken onu
kendine su orta yapmt. nk gzle grnr biimde o bir su orta ve bunun
keyfini karan bir ortak. Grd her eye su ortakl ediyordu: Bo inanlara, bo
korkulara, u diken stnde yaayan ruhlarn alnganlklarna; onlarn vebadan
olabildiince az sz etme saplantsna ve buna kar koyamay-larna; hastaln ba
arlaryla baladn rendiklerinden beri en ufak bir ba arsnda dehetle
aknla d-

Veba 177/12melerine ve
renklerinin solmasna; unutkanlklar hakaret gibi gren ve bir pantolon dmesinin
kaybolmasyla yasa brnen bu insanlarn gerilmi, alngan, deiken duyarllklarna."

Akamlar Tarrou'nun sk sk Cottard'la kt oluyordu. Sonra not defterlerinde,


gnbatmlarnn ya da gecelerin o karanlk kalabalna, lambalarn ara ara seyrek
parltlarla aydnlatt beyaz ve kara bir ktlenin iine, omuz omuza vererek nasl
daldklarn ve insanlarn sr halinde, vebann soukluuna yakalanmamak iin uzak
durmalar gereken scak zevklere kendilerinin de elik etmelerini anlatyordu. Birka ay
nce, Cottard'n halka ak yerlerde arad lks ve rahat yaam, bir doygunlua
ulamakszn dledii, yani snrsz keyif, ite tm bir halk imdi bunlara kaplyordu.
Tm bunlarn fiyat kar konmaz biimde artadursun, asla bylesine para boa
harcanmam, ounluun en gerekli eyleri bulamad bir srada gereksiz eyler asla
bylesine salp savrulmamt. Her tr oyunun aylakl artrr biimde oald
grlyordu, aslnda aylaklk gibi grnen ey isizlikten baka bir ey deildi. Eskiden
aralarndaki ba gizli tutmaya zen gsteren, imdiyse, evrelerindeki kalabal gr-
meksizin, byk tutkulara zg o deimez umursamazlkla, birbirlerine smsk
sarlm, baka hibir ey dnmeden kentin iinde yryen u iftlerden birini Tarrou
ve Cottard bazen dakikalarca izliyorlard. Cottard duygulanyordu: "Ah u neeli
insanlar!" diyordu. Ve yksek sesle konuuyordu, topluca yaanan bu hummann
ortasnda, evrelerinde ngr ngr ten krallara layk bahilerin ve gzleri nnde
evrilen entrikalarn ortasnda Cottard aldka alyordu.

te yandan Cottard'n davrannda fazla ktlk olmadn dnyordu. Onun, "Ben


onlardan nce bunlar yaadm," sz, zaferden ok mutsuzluu vurguluyordu.
"Gkyzyle kent duvarlarnn arasnda hapsedilmi bu insanlar sevmeye baladn
sanyorum," diyordu Tar-

178

rou. rnein, elinden gelse tm bunlarn o kadar da korkun olmadn onlara seve
seve anlatabilirdi: "Onlar duyuyorsunuz., dedi bana: Vebadan sonra bunu yapacam,
unu yapacam... Sakin duracaklar yerde varolularm zehirliyorlar. Ve ellerindeki
avantajlarn farknda deiller. Acaba ben, tutuklanmamdan sonra unu yapacam,
diyebilir miydim? Tutuklanma bir balangtr, bir son deil. Oysa veba... Ne
dndm bilmek ister misiniz? Onlar talihsiz, nk kendilerini olaylarn akna
brakmyorlar. Ve ben ne dediimi biliyorum."

"Gerekten de ne dediini biliyor," diye ekliyordu Tarrou. Bir yandan kendilerini


bakalaryla yaknlatracak bir scaklk gereksinimini en derinlerinde duyarken, te
yandan da birbirlerinden uzak durmalarm salayan kuku yznden bu duyguya
kendilerini kapp koyverme-yen Oran'llarn elikilerini doru tartabiliyor. Kimse artk
komusuna bile gvenemeyeceini ok iyi biliyor, nk siz farkna varmadan size veba
tayabilir ya da sizin kendinizi brakmlnzdan yararlanp size hastalk
bulatrabilir. nsan Cottard gibi, zamannn ounu, birlikte olmak istedii herkeste baz
iaretler aramakla geirmise, bu duyguyu anlayabilir. Akamdan sabaha vebann
yakalarna yapabilecei ve belki de tam sa salim yayor olmann keyfine vardklar
srada vebann byle bir hazrlk iinde olabilecei dncesiyle yaayan insanlar
anlamak kolaydr. Cottard bu korku ortamnda olabildiince rahat. Tm bunlar onlardan
nce hissetmi olsa da bu belirsiz durumun acmaszln tmyle onlarla hissettiini
sanmyorum. Sonuta, bizlerle, henz vebann ldrmedii bizlerle, zgrlnn ve
yaamnn her gn yklabileceini de hissediyor. Ancak kendisi bir korku ortamnda
yaadna gre, bakalarnn da bunu yaamasn normal buluyor. Daha dorusu,
korkuyu bakalaryla birlikte tamak, onu tek bana yklenmekten daha iyi geliyor ona.
ite bu noktada yanlyor ve bakalarna oranla onu anlamak gleiyor. Ama her ey bir
yana, yine bu noktada,

179bakalarndan daha ok anlalmay hak ediyor." Son olarak, Tarrou'nun yazdklar,


hem Cottard'da hem de veballarda ortaya kan bu zel bilinle ilgili bir anlatyla sona
eriyor. Bu anlatda o dnemdeki g ortam, aa be yukar yeniden ele alnyor ve
bu nedenle anlatc bunu nemsiyor.

Orpheus ile Eurydice'j izlemeye Belediye Operasna gitmilerdi. Cottard, Tarrou'yu


davet etmiti. Vebann balad ilkbaharda, bir dizi gsteri iin kentimize gelmi bir
topluluktu. Hastalk yznden burada kalnca, Ope-ra'mzla anlaarak gsterisini
haftada bir kez yinelemek zorunda kald. Bylece, aylardr, her cuma bizim belediye
tiyatrosu Orpheus'un ezgili yakarmalar ve Eurydce'nin aresiz arlaryla nlyordu.
te yandan halk bu gsteriye youn ilgi gstermeyi srdryor ve oyun byk baar
kazanyordu. En pahal yerlere oturan Cottard ve Tar-rou en k yurttalarmzn st ste
oturduu partere bakyordu. Gelenler oyuncularn sahnede yer almalarn karmamak
iin gzle grlr bir aba gsteriyorlard. Perdenin nndeki gz kamatrc k
altnda, mzisyenler sessizce enstrmanlarn akort ederken glgeler birbirinden
ayrlyor, bir sradan tekine geiyor ve nezaketle eiliyorlard. Uygun tonda bir
uultunun iinde insanlar birka saat nce kentin karanlk sokaklarnda bulamadklar
bir gven duygusuna kavuuyorlard yeniden. Smokin vebay kovuyordu.

Tm ilk perde boyunca Orpheus zorlanmadan yaknd durdu, tunikli birka kadn onun
talihsizliini incelikle yorumlad ve ariettalarla akn arks sylendi. Salon ll bir
scaklkla karlk verdi, ikinci perdede Orpheus'un, oyunda yer almayan titremeli bir
tonu arksna katmas ve Cehennemin efendisine gzyalarna kaytsz kalmamas iin
yalvarmas pek de fark edilmedi. Elinde olmadan yapt baz ani hareketler uyank
izleyicilere sanatnn yorumuna katt bir slup zellii gibi geldi.

180

Salonda belli bir aknlk havasnn esmesi iin, nc perdedeki Orpheus'la


Eurydice'nin o nl deti gerekti (Euridice'nin sevgilisinden kat an). Ve sanki
Orpheus'u oynayan sanat halktan yalnzca bu tepkiyi bekliyormu ve sanki parterden
gelen uultu onun hissettiklerini doru-luyormu gibi, antik kostm iinde kollaryla
bacaklarn aarak gln bir biimde sahnedeki rampay kmak ve dekordaki oban
yaantsna ilikin ayrntlarn ortasnda yere ylmak iin bu n seti, batan beri
oyunun getii dnemi yanstmayan o dekor paralar ilk kez izleyicinin gznde, ilk kez
ve korkun bir biimde, o tarihe aykr niteliine brnverdi. nk ayn anda orkestra
sustu, parterdeki izleyiciler ar ar yerlerinden kalkmaya ve salonu boaltmaya
baladlar, nceleri bir cenaze duasndan sonra kiliseden ya da bir l odasndan kar
gibi sessizce kyorlard, karken balarn emi kadnlar eteklerini topluyor,
erkeklerse katlanr koltuklarn elerine arpmasn engellemek iin onlar
dirseklerinden tutarak elik ediyorlard. Ama yava yava hareket hzland, fsltlar
haykrlara dnt ve kalabalk klara komaya ve son olarak, kta bara ara
kapya doru itiip kakmaya balad. Yalnzca yerlerinden kalkm olan Cottard ve
Tar-rou, bir zamanlar kendilerinin de yaadklar bir grnt karsnda yapayalnz
duruyorlard: Sahne zerinde, her yana eilip bklen kt bir oyuncu grnmne
brnm veba; salondaysa krmz koltuklarn zerinde unutulmu yelpazeler ve dantel
paralarnn yanstt, artk gereksiz olmu bir lks.

181Eyll aynn ilk gnlerinde Rambert ciddi ciddi Rieux'nn yannda almt. Erkek
lisesinin nnde Gonzales ve iki genle buluaca gn izin istemiti yalnz-

ca.

O gn len on ikide Gonzales ve gazeteci iki ocuun glerek geldiklerini grd.


Geen sefer bir talihsizlik olduunu, ama byle bir eyi beklediklerini sylediler. O
hafta nbet sras kendilerinde deildi zaten. Gelecek haftaya kadar sabretmek
gerekiyordu. O zaman yeniden ie balayacaklard. Rambert bu szn doru olduunu
syledi. Bylece Gonzales gelecek pazartesi bulumalarn nerdi. Ama bu kez
Rambert'i MarcePle Louis'nin evine yerletireceklerdi: "Seninle bir buluma saati
saptayacaz. Eer ben yoksam, sen dorudan onlarn evine gideceksin. Onlarn nerede
oturduklarn sana anlatacaz." Ama o srada Marcel, ya da Louis, dostlarn imdi
oraya gtrmenin en iyisi olacan syledi. Eer fazla mklpesent deilse, drt
kiilik yemekleri vard. Bylece durumu grebilecekti. Gonzales bunun iyi bir fikir
olduunu syledi ve limana doru indiler.

Marcel ve Louis, Marina Mahallesinin bir ucunda, kentin sahile alan kaplarna yakn
bir yerde oturuyorlard. Kaln duvarl, boyal ahaptan kepenkleri, plak ve gnesiz
odalar olan kk bir spanyol eviydi. Pilav vard, ocuklarn annesi servis yapyordu,
gler yzl ve yz krklarla dolu yal bir spanyoldu. Gonzales ard, nk
kentte pirin bulunmuyordu. "Kent kaplarnda bu ileri ayarlyoruz," dedi Marcel.
Rambert yiyip iiyordu, Gonzales onun gerek bir dost olduunu sylerken gazete-

182

ci burada geirecei haftadan baka bir ey dnmyordu.

Gerekte iki hafta beklemesi gerekti, nk ekiplerin '

saysn azaltmak iin nbet sras iki haftaya karld. Ve on be gn boyunca Rambert
kendini saknmakszn, hi durmadan, sabahn ilk klarndan akama kadar, bir bakma
gz kapal alt durdu. Gece ge saatte yatyor ve derin bir uykuya dalyordu.
Tembellikten insan tketen bir didinmeye byle ani bir gei onu hemen hemen hayalsiz
ve gsz brakyordu. Yaknda gerekleecek olan kandan fazla sz etmiyordu. Tek
bir nemli olay: Bir haftann sonunda, ilk kez doktora bir gece nce sarho olduunu
aklad. Bardan ktktan sonra, kasklarnn itii ve kollarn koltuk altlarndan
yukarya zor kaldrd hissine kaplmt. Aklna veba gelmiti. te o zaman tek bir
tepki, Rieux'yle birlikte kendisine de mantksz gelen o tepkiyi duymutu: Kentin
tepesine doru komu, orada denizin her zaman seilemedii ancak gn biraz daha
iyi grld kk bir meydandan, kenti evreleyen duvarlarn stnden karsna
byk bir haykrla seslenmiti. Eve dndkten sonra, bedeninde hibir belirti
kalmadn grnce bu beklenmedik krizden pek gurur duymamt. Rieux byle bir
davran ok iyi anladn syledi: "Durum ne olursa olsun, insann can byle eyler
yapmak ister."

Rambert ayrlrken Rieux birden: Msy Othon bana sabah sizden sz etti, dedi
Rieux. Sizi tanyp tanmadm sordu. "Kaaklarn bulunduu yerlere sk sk
gitmemesini tleyin, dedi bana. Uyarda bulundu."

Ne demek bu?

Acele etmeniz gerek.

Teekkr ederim, dedi Rambert, doktorun elini skarken.


Kapda birden geri dnd. Rieux onun vebann balangcndan beri ilk kez
glmsediini grd.

183- Niin gitmemi engellemiyorsunuz? Elinizde bu. Rieux allm bir hareketle
ban sallad ve bunun Rambert'in ii olduunu, onun mutluluu setiini,

Reux'nn ise ona kar ileri srecek savlar olmadn syledi. Bu konuda neyin iyi,
neyin kt olduuna karar veremeyeceini syledi.

- Bu koullarda, niin bana elimi abuk tutmam gerektiini sylyorsunuz?

Bu kez Rieux glmsedi.

- Kimbilir, belki ben de mutluluk iin bireyler yapmak istiyorum.

Ertesi gn, baka bir eyden artk sz etmediler, ancak birlikte altlar. Ertesi hafta,
Rambert kk spanyol evine yerlemiti. Ortak oturma odasnda ona bir yatak
yapmlard. Genler yemee dnmediklerinden ve ondan evden olabildiince az
kmasn rica ettiklerinden ounlukla orada tek bana yayor, ya da yal anneyle
sohbet ediyordu. Kuru ve hareketli bir kadnd, siyahlar giyiyordu, tertemiz beyaz
salarnn altnda esmer ve kr kr bir yz vard. Sessiz sedasz duruyor, Rambert'e
baktnda gzlerinin iiyle glmsyordu.

Bazen ona, karsna veba tamaktan korkup korkmadn soruyordu. O ise bunun,
ufack bile olsa denenmesi gereken bir ans olduunu, oysa kentte kalmakla ikisinin de
sonsuza kadar ayr kalma riskini gze aldklarn sylyordu.

Kibar m? diyordu yal kadn glmseyerek.

- ok kibar.

- Gzel mi?

Sanyorum.

Ah, diyordu, ite bu nedenle...

Rambert dnyordu. Tabii ki nedeni buydu, ama tek neden bu olamazd.

Tanrya inanmyor musunuz? diyordu her sabah ayine giden yal kadn.

184
Rambert inanmadn syledi ve yal kadn yine, bu

nedenle, dedi,

Haklsnz, ona kavumanz gerek. Yoksa elinizde

ne kalr?

Kalan zamanda Rambert odalar arasndaki blmelere aslm yelpazeleri okayarak


plak ve kaba sval duvarlar arasnda drt dnyor ya da masa rtsn evreleyen
iplikten toplar sayyordu. Akam genler dnyordu. ok konumuyorlard, yalnzca
henz zamann gelmediini sylyorlard. Akam yemeinden sonra, Marcel gitar
alyor, anasonlu bir likr iiyorlard. Rambert'in dnyor

gibi bir hali vard.

aramba gn Marcel, "Yarn akam, gece yars. Hazr ol!" diyerek dnd. Onlarla
birlikte nbet tutan iki adamdan birisi vebaya yakalanm ve onunla ayn oday paylaan
tekisi gzlem altna alnmt. Bylece iki gn Marcel ve Louis yalnz kalacaklard.
Gece boyunca son ayrntlar yoluna koyacaklard. Ertesi gn i hallolabi-lecekti.
Rambert teekkr etti. "Memnun musunuz?" diye sordu yal kadn. Memnun olduunu
dnd, ama baka

bir ey dnyordu.

Ertesi gn, ar bir gn altnda nemli ve boucu bir scak vard. Vebayla ilgili
haberler ktyd. Yine de yal spanyol kadn soukkanlln koruyordu. "Dnyada
gnah var," diyordu. "O zaman, byle olur ite!" Marcel ve Louis gibi Rambert'in de
st plakt. Ama ne yaparsa yapsn, omuzlarnn arasndan ve gsnden ter akyordu.
Kepenkleri kapal evin yar glgesinde esmer ve parlak erkek gvdeleri grlyordu.
Rambert konumadan drt dnyordu. Birden, akamst saat drtte giyindi ve dar

kacan syledi.

Dikkat, dedi Marcel, bu geceyars i tamam. Her

ey yolunda.

Rambert doktorun evine gitti. Rieux'nn annesi, onu kentin yukar blgesindeki
hastanede bulacan syledi. Nbeti birliinin nnde ayn kalabalk dnp duruyor-

185du. "Daln!" diyordu patlak gzl bir avu. tekiler de dalyordu, ama daireyi
bozmadan. "Bekleyecek hibir ey yok," diyordu ceketinden ter fkran avu. tekiler
de bu dncedeydi, ama ldrc scaa karn yine de bir yere ayrlmyorlard.

Rambert gei belgesini avua gsterdi, o da Tar-rou'nun brosunu iaret etti. Bronun
kaps avluya bakyordu. Brodan kan Rahip Paneloux'yla karlat.

ila ve slak araf kokan, kk, beyaz, pis bir odada Tarrou siyah ahap alma
masasnn banda, gmleinin kollarn svam, bir mendille dirseinin iinde birikmi
teri kuruluyordu.

Hl burada msnz?

Evet, Rieux'yle konumak istiyordum.

Odada. Ama onu kartrmadan iinizi hallederseniz daha iyi olur.

- Niin?

Ar yorgun. Elimden geldiince iini hafifletmeye alyorum.

Rambert, Tarrou'ya bakyordu. Zayflamt Tarrou. Yorgunluktan gzleri donuklam,


yz izgi izgi olmutu. Gl omuzlan bzlmt. Kap vuruldu ve beyaz maske
takm bir hastabakc ieri girdi. Tarrou'nun alma masasna bir tomar fi brakt ve
bezin bouklatr-d bir sesle yalnzca "Alt," dedi ve dar kt. Tarrou gazeteciye
bakt ve yelpaze gibi yayd fileri ona gsterdi.

Gzel filer, deil mi? Yoo, bunlar gece lenler. Aln ukurlamt. Fi tomarn
toplad.

Artk yapabildiimiz tek ey var, kayt tutmak. Tarrou masadan destek alarak ayaa
kalkt.

Gidiyor musunuz yaknda?

Bu akam, gece yans.

Tarrou bunun houna gittiini ve Rambert'in kendisine dikkat etmesini syledi.

Bunu itenlikle mi sylyorsunuz?

186
Tarrou omuz silkti:

- Benim yamda ister istemez itenlik oluyor. Yalan

sylemek ok yorucu.

Tarrou, dedi gazeteci, doktoru grmek istiyorum.

zr dilerim.

- Biliyorum. O benden daha insancl. Deil mi?

- Sorun bu deil, dedi Rambert skntyla. Ve durdu. Tarrou ona bakt ve birdenbire ona
glmsedi.

Bir akvaryum nn yayld, ak yeile boyanm duvarl kk koridoru izlediler.


Gerisinde tuhaf hareketler eden karaltlarn seildii caml kapya gelmeden tam nce
Tarrou Rambert' tm duvarlar dolaplarla kapl, kk bir odaya soktu. Dolaplardan
birini at, bir steriliza-trden iki gazl bezli maske kard, birini Rambert' e uzatt ve
azn rtmesini istedi. Gazeteci bunun bir ie yarayp yaramadn sordu, Tarrou ie
yaramadn ancak bakalarna gven verdiini syledi.

Caml kapy ittiler. Mevsime karn pencereleri smsk kapal, geni bir koutu.
Duvarlarn tepesinde, havay tazeleyen aletler vnlyordu, eik pervaneler iki sra
halinde dizili gri yataklarn zerinde bask ve iyice scak havay kartryordu. Her
taraftan bouk ve tiz iniltiler tekdze bir szlanma halinde ykseliyordu. Beyazlar
giymi insanlar parmaklklarla evrili yksek pencerelerden dklen acmasz n
iinde ar ar hareket ediyorlard. Rambert kouun korkun scanda kendini
rahatsz hissetti ve inleyen bir karaltnn zerine eilmi Rieux'y tanmakta glk
ekti. Doktor yatan yannda iki hastabakcnn, kollarndan ve bacaklarndan tuttuu
hastann kasklarn yaryordu. Dorulduunda bir yardmcnn ona uzatt tasa
aletlerini brakt ve pansuman yaplmakta olan hastaya bakarak bir an kmldamadan
durdu. Yeni haber var m? dedi yaklaan Tarrou'ya. - Paneloux karantina merkezinde
Rambert'in yerini almay kabul etti. Zaten ok alt. Rambert'siz nc denetim
ekibini toplamak gerekecek.

187Rieux bayla onaylad.

Castel hazrlklarn tamamlad. Bir deneme neriyor.

Ah bu iyi! dedi Rieux.


Son olarak, Rambert var burada.

Rieux arkasna dnd. Gazeteciyi grnce maskenin zerinden gzleri ksld.

Ne yapyorsunuz burada? dedi. Baka yerde olmalydnz.

Tarrou gidiin bu akam gece yars olacan syledi Rambert de ekledi: "lkece."

Aralarndan biri her konutuunda gazl bezden maske iiyor ve az blgesinde


slanyordu. Bu, syleiyi biraz geekd klyordu, sanki heykellerin diyalogu gibi.

Sizinle konumak istiyordum, dedi Rambert.

Birlikte kalm, eer isterseniz. Beni Tarrou'nun brosunda bekleyin.

Bir sre sonra Rambert ve Rieux doktorun arabasnn arka koltuunda oturuyorlard.
Arabay Tarrou sryordu.

Benzin bitti, dedi arabay altrrken. Yarn yryerek gideceiz.

- Doktor, dedi Rambert, gitmiyorum ve sizinle kalmak istiyorum.

Tarrou ses karmad. Arabay sryordu. Rieux yorgunluktan syrlacak gibi deildi.

Ya o? dedi ksk bir sesle.

Rambert yine bu konuyu dndn, inand eye inanmay srdrdn, ama eer
giderse bundan utan duyacan syledi. Uzaklarda brakt kiiyi severken byle bir
ey onu rahatsz edecekti. Ama Rieux yerinde doruldu; bunun sama olduunu ve
mutluluu semenin utanlacak bir yan olmadn syledi.

Evet, dedi Rambert, ama tek bana mutlu olmakta utanlacak bir yan vardr.

188

O na kadar susmu olan Tarrou ban onlara evirmeden, eer Rambert insanlarn
mutsuzluunu paylamak istiyorsa, artk mutlulua zaman bulamayacana dikkati ekti.
Bir seim yapmak gerekiyordu.

Sorun bu deil, dedi Rambert. Her zaman bu kentin yabancs olduumu ve sizlerle
yapabileceim hibir eyin olmadn dndm. Ama imdi greceimi grdm,
bural olduumu biliyorum, istesem de istemesem de. Bu olay hepimizi ilgilendiriyor.
Kimseden bir yant gelmedi ve Rambert sabrszlanr

gibi oldu.

Siz zaten bunu biliyorsunuz! Yoksa u hastanede ne yapardnz? Peki siz seim mi
yaptnz, mutluluu mu

reddettiniz?

Ne Tarrou ne de Rieux yine yant vermedi. Uzun bir

sessizlik oldu, doktorun evine yaklaana dein srd. Ve Rambert yine son sorusunu,
daha da gl bir biimde sordu. Ve yalnzca Rieux ona doru dnd. Bir abayla

yerinde doruldu:

Beni affedin Rambert, dedi, ama bilmiyorum. Eer

istiyorsanz, kaln bizimle.

Arabann birden yn deitirmesiyle sustular. Sonra nne bakarak yeniden sz


srdrd:

- Dnyada hibir ey insann sevdiinden vazgemesine demez. Oysa nedenini


bilmeden ben de bundan vazgetim.

Kendini yeniden koltua brakt.

Oldu ite, hepsi bu, dedi bezginlikle. Kayda geirelim ve sonular karalm.

Hangi sonular? diye sordu Rambert.

Ah, ayn zamanda hem iyiletirip hem de bilgiye ulaamyoruz. O halde


olabildiince abuk iyiletirelim.

En acil olan bu.

Geceyars Tarrou ve Rieux, Rambert'in denetlemekle sorumlu olduu semtin plann


yapyorlard, Tarrou bir-

189den saatine bakt. Ban kaldrnca Rambert'in bakyla karlat.


Onlara haber verdiniz mi? Gazeteci gzlerini kard.

Sizi grmeye gelmeden nce bir not yollamtm, dedi bir gayretle.

190

Ekim aynn ancak son gnlerinde Castel'in serumu denendi. Pratikte bu, Reux'nn son
umuduydu. Rieux yeni bir baarszln kenti hastaln kaprislerine teslim edeceine
inanyordu, ya salgn daha aylarca etkisini srdrecek, ya da bir neden olmakszn
duracakt.

Castel'in Rieux'y ziyarete gelmesinden bir gn nce Msy Othon'un olu hastalanm
ve tm aile karantinaya alnmak zorunda kalmt. Ksa bir sre nce karantinadan
km olan anne bylece ikinci kez tecrit ediliyordu. Saptanan kurallara saygl olan
yarg ocuun vcudunda hastalk belirtileri grr grmez Doktor Rieux'y armt.
Rieux geldiinde babayla anne yatan ayakucunda ayakta duruyorlard. Kk kz
uzaklatrlmt. ocuk umutsuz durumdayd, muayeneye ses karmad. Doktor ban
kaldrdnda, yargcn gerisinde duran, azn mendille kapatm ve alm'gzlerle
doktorun hareketlerini izleyen annenin solgun yz ve yargcn bakyla karlat.

Ondan deil mi? dedi yarg souk bir sesle.

Evet, diye yantlad Rieux yeniden ocua bakarak. Annenin gzleri byd, ancak
suskunluunu bozmuyordu. Yarg da susuyordu, sonra daha alak bir sesle:

Peki doktor, ynergeye gre ne yaplmas gerekiyorsa onu yapmalyz.

Rieux mendilini aznda tutan anneye bakmamaya alyordu.

abuk olacak bu, dedi duraksayarak, bir telefon

edebilirsem.

Msy Othon onu arabayla gtreceini syledi.

Ama doktor, kadna doru dnd:

191 zgnm. Birka eya hazrlamalsnz. Ne olduunu biliyorsunuz.

Madam Othon akn gibiydi. Yere bakyordu.

Evet, dedi ban sallayarak, ben de bunu yapacak-


tm.

Onlardan ayrlmadan nce, Rieux bir eye gereksinimleri olup olmadn sormaktan
kendini alamad. Kadn sessizliim bozmadan ona bakyordu. Ancak bu kez yarg
baklarn kard.

Hayr, dedi sonra yutkundu, ama ocuumu kurta-

rn.

Balangta basit bir formaliteden baka bir ey olmayan karantinay Rieux ve Rambert
son derece ciddi bir biimde yrtyordu. zellikle de bir ailenin yelerinin
birbirlerinden ayr olarak tecrit edilmesine zen gsteriyorlard. Eer ailenin bir yesi
bilmeden mikrop kapm-sa, hastaln yaylma olasln artrmamak gerekiyordu.
Rieux bu gerekeleri yargca anlatt, o da bunlar doru buldu. te yandan, karsyla
birbirlerine yle bir bakyorlard ki, doktor bu ayrln onlar ne derece zorda
braktn hissetti. Madam Othon ve kk kz, Rambert'in ynettii karantinaya
ayrlan otele yerletirilebildiler. Ama karayollarnn salad adrlar sayesinde
valiliin belediye statnda kurmakta olduu tecrit kamp dnda sorgu yargcna yer
yoktu. Rieux bu durumdan tr zr dileri ama Msy Othon herkes iin tek bir kuraln
geerli olduunu ve buna uymann doru olacan syledi.

ocua gelince, ek hastaneye, on tane yatan yerletirildii eski bir snfa gtrld.
Yirmi saat kadar sonra Rieux durumunun umutsuz olduu sonucuna vard. Enfeksiyon hi
tepki gstermeyen kk bedeni kemiryor-du. Yeni yeni beliren kck arl
hyarcklar ocuun gsz kol ve bacak eklemlerinin kmldamasn engelliyordu.
imdiden yenik durumdayd. Bu nedenle Rie-ux'nn aklna Castel'in serumunu ocukta
deneme fikri geldi. O akam yemekten sonra ilk ay yaptlar, ocuk-

192

tan hibir tepki gelmedi. Gn aarrken, ertesi gn hepsi bu nemli deneyin sonucunu
deerlendirmek zere ocuun yanna kotular.

ocuk uyuukluktan syrlm, araflarn iinde kaslmalarla dnp duruyordu. Doktor,


Castel ve Tarrou sabahn drdnden beri ocuun yannda duruyorlar, hastaln
aamalarm adm adm izliyorlard. Yatan baucun-da Tarrou'nun yapl vcudu biraz
kamburlamt. Yatan ayakucunda ayakta duran Reux'nn yannda oturmakta olan
Castel son derece sakin grnerek eski bir yapt okuyordu. Eski ilkokul snfnn iinde
gn yayldka, yava yava tekiler de geliyordu. nce Paneloux geldi, Tarrou'nun
karsna, yatan teki yanna gidip srtn duvara dayad. Yznde acl bir ifade
okunuyordu ve kiiliinden vererek yaad tm bu srenin yorgunluuy-la krmz
alnnda izgiler belirmiti. Sonra Joseph Grand geldi. Saat yediydi ve soluk solua
geldii iin zr diledi. ok kalamayacakt, belki kesin bireyler biliyorlard. Tek sz
etmeden Rieux ona ocuu gsterdi; darmadan olmu yz, kapal gzleri, smsk
kenetlenmi dileri, hareketsiz bedeniyle yz taklmam yastn zerinde ban saa
sola evirip duruyordu. Sonunda, snfn dibinde duran yerinden kmldatlmam
karatahtann zerindeki eski denklem izleri seilecek denli gn aarnca Rambert geldi.
Komu yatan ayakucuna yasland ve bir paket sigara kard. Ama ocua bir kez
baknca paketi yeniden cebine koydu.

Castel hep oturuyor, gzlklerinin zerinden Rieux'ye

bakyordu.

Babadan haber var m?

Yok, dedi Rieux, tecrit kampnda.

Doktor ocuun inledii yatan kenarn gl bir biimde skyordu. Kk hastadan


gzlerini ayrmyordu, anszn ocuk kaskat kesildi, dileri yeniden kenetlendi, vcudu
biraz belden bkld, ar ar kol ve bacaklar iki yana ald. Asker battaniyesi
altndaki kk beden-

Veba - . 193/13den yn ve eki bir


ter kokusu ykseliyordu. ocuk yava yava gevedi, kol ve bacaklar yatan ortasna
doru uza- di, her zamanki kr ve dilsiz haliyle daha sk nefes alr gibi oldu. Rieux'nn
gzleri ban eviren Tarrou'nun bak-yla karlat.

Aylardr ocuklarn lmn gryorlard, nk bu iddetli olay seim yapmyordu,


ancak ocuklarn ektikleri acy bu sabahtan beri yaptklar gibi dakikas dakikas-na
izlememilerdi. Ve tabii ki, bu masum ocuklarn urad ac gerekte ne idiyse, onlara
hep yle, yani utan verici bir ktlk gibi gelmiti. Ama en azndan imdiye kadar
soyut olarak bu utanc yayorlard, nk masum bir ocuun ektii acy hi bu kadar
yakndan izlememilerdi.

Tam o srada sanki karnndan srlm gibi, ince bir inlemeyle ocuk yeniden iki
bklm oluyordu. Saniyeler boyunca, nbet titremeleri ve rpermelerle byle iki
bklm kald, sanki zayf gvdesi vebann korkun rzgr altnda bklyor ve atein
yinelenen nefesi altnda krlp dklyordu. Frtna geince, biraz gevedi, atei der
gibi oldu, dinlenmenin lm andrd slak ve zehirli bir kumsalda soluk soluayd.
nc kez ate dalgas ocuu sarp onu dorultuyordu, o srada cayr cayr yakan
korkun alev onu yatan dibine doru itti , ocuk lgn gibi ban saa sola eviriyor,
stndeki rty atyordu. Alev alev gzkapaklarndan kocaman gzyalar fkrarak,
kire gibi beyaz yzne akmaya balad, krizin sonunda bitkin bir halde, ocuk bir deri
bir kemik kalm bacaklaryla krk sekiz saatte etleri erimi kollarn bztrd ve
darmadan yatan iinde armha gerilmi gibi gln ve ackl bir durumda kald.

Tarrou eilerek iri eliyle ocuun yznde biriken teri ve gzyalarn sildi. Bir sredir
Castel kitabn kapatmt ve hastay izliyordu. Bir tmceye balad, ama sonunu
getirmek iin ksrmek zorunda kald, nk sesi birden atallamt:

194

Sabah durumda hafifleme olmad deil mi Rieux? Rieux hafifleme olmadn ancak
ocuun normalden daha uzun sre dayandn syledi. Bunun zerine srtn duvara
dayam, km gibi duran Paneloux sessizce: Eer lecekse, daha uzun ac ekmi
olacak. Rieux birden ona dnd ve konumak zere azn at ama sustu, kendim tutmak
iin gzle grlr bir aba harcad ve bakn yeniden ocua evirdi.

Odada k artyordu. teki be yatakta karaltlar sanki tasarlanmasna ll


biimde kprdanyor ve inliyordu. Odann teki ucunda, tek baran hasta dzenli
aralklarla acdan ok aknl da vuran lklar atyordu. Sanki hastalar iin bile
balangtaki korku artk azalmt. imdi hastal kabullenirken bir tr rza
gsteriyorlard. Yalnz ocuk tm gcyle savayordu. Arada srada Rieux onun
nabzn tutuyordu, aslnda buna gerek yoktu, daha ok iinde bulunduu bu aresizlikten
kurtulmak iindi; gzlerini kapaynca bu rpnn kendi kannn gmbrtsne
kartn hissediyordu. O zaman ikence altndaki ocukla bir oluyor ve saf olan tm
gcyle ona destek olmaya alyordu. Ancak, yrekleri bir dakikalna bulusa da,
ayr ayr atyordu, ocuu elinden kar-yordu ve abas bolua gmlyordu. O
zaman ocuun incecik bileini brakyor ve yerine dnyordu.

Kirele boyanm duvarlarda k pembeden sarya dnyordu. Camn gerisinde scak


bir sabah cayr cayr kendini duyurmaya balyordu. Grand'n geri geleceini syleyerek
ayrlmas zor fark edildi. Hepsi bekliyordu. Hl gzleri kapal olan ocuk biraz
sakinleiyor gibiydi. Elleri trmk gibi yatan kenarlarn hafife iziyordu. Eller
havaya kalkt, dizlerin yaknndaki battaniyeyi kazd ve birden ocuk bacaklarn bkt,
karnna ekti ve hareketsiz kald. lk kez olarak gzlerini at ve nnde duran Rie-ux'ye
bakt. imdi gri bir kile dklm gibi duran yznn ortasnda az ald, hemen
ardndan soluk sesinin de kart tek ve kesintisiz bir lk ykseldi; tekdze ve

195ahenksiz bir itiraz sesi anszn oday doldurdu; lk ylesine insans olmaktan
uzakt ki sanki tm insanlardan geliyor gibiydi. Rieux dilerini skyordu, Tarrou
arkasn dnd. Rambert yataa, dizleri zerinde ak kalm kitabn kapatan Castel'in
yanna yaklat. Paneloux hastaln kirlettii, tm alara ait o lkla dolu u ocuksu
aza bakt. Ve kendini brakarak dizleri zerine kt; herkes onun biraz bouk, ama
durmak bilmeyen o oul yakarn gerisinde belirgin bir biimde ykselen bir sesle
"Tanrm, kurtar u ocuu!" demesini doal karlad.

Ama ocuk haykrmay srdryordu ve evresindeki tm hastalar kmldandlar.


Odann teki ucunda durmadan aknlkla baran hasta, szlanmasn hzlandrd ve
sonunda onu gerek bir la dntrd; o srada teki hastalar da giderek daha
yksek sesle inliyorlard. Oday bir hkrk dalgas kaplad, Paneloux'nun duasn
bastrd; yatan ucuna yapm duran Rieux yorgunluk ve tiksintiden ba dnm
halde gzlerini kapad.

Gzlerini atnda yannda Tarrou'yu buldu. - Gitmem gerek, dedi Rieux. Bunlara artk
dayanamyorum.

Ama birden teki hastalar sustu. O zaman doktor ocuun lnn hafiflediini fark
etti, hafifledi ve durdu. Etrafta teki inlemeler sryordu, ama daha sessiz biimde ve
henz sona eren u mcadelenin uzaktan gelen bir yanks gibiydi. nk mcadele sona
ermiti artk. Castel yatan teki tarafna gemiti; artk bitti, dedi. Az ak ama artk
ses karmayan ocuk darmadan olmu rtlerin ortasnda anszn ufalm, yznde
gzyalar izleriyle uzanyordu.

Paneloux yataa yaklat ve ocuu kutsad. Sonra eteklerini toplad ve ana giriten
kt.

Her eye yeniden mi balanacak? diye sordu Tarrou, Castel'e.

Yal doktor ban sallyordu.

196

Belki, dedi zorlama bir glmsemeyle. Her eyden

te ok direndi.

Ama Rieux odadan ayrlmt bile, yle hzl admlarla ve yle bir tavrla kmt ki,
Paneloux'nun yanndan geerken rahip onu tutmak iin kolunu uzatt. - Haydi doktor,
dedi.

Ayn fkeli tavrla Rieux dnd ve ona u szleri savurdu:


Ah u ocuk, en azndan masumdu, bunu siz iyi bilirsiniz!

Sonra arkasn dnd ve Paneloux'nun nnde kapdan geerek okulun avlusunun


dibine doru yrd. Ufak, tozlu aalar arasndaki bir bankn zerine oturdu ve
gzlerine men teri sildi. Yreini ezen u feci dm zmek iin daha haykrmak
istiyordu. Scaklk incir aalarnn dallan arasna iniyordu. Sabahn mavi g havay
daha da boucu klan beyazms bir rtyle kaplyordu. Rieux bankn zerinde kendini
iyice brakt. Dallara, ge bakyor, azar azar yorgunluunu bastrarak, yava yava

soluklanyordu.

Niye benimle byle fkeli konutunuz? dedi arkasnda bir ses. Benim iin de bu
grnt dayanlmazd.

Rieux, Paneloux'ya doru dnd:

Doru, dedi. Beni affedin. Ama yorgunluk bir delilik. imdeki isyandan hibir ey
hissetmediim saatler var

bu kentte.

Anlyorum, diye mrldand Paneloux. Bu isyan ettiriyor, nk bizim snrmz


ayor. Ama belki de anlayamadmz eyleri de sevmeliyiz.

Rieux birden dikleti. Hissedebildii tm g ve tutkuyla Paneloux'ya bakyor ve bam


sallyordu.

Hayr peder, dedi. Sevgi deyince baka bir ey anlyorum ben. Ve lnceye kadar
ocuklarn ikenceden getii u yaradl reddedeceim.

Paneloux'nun yzn bir glge kaplad.

197 Ah doktor! dedi zntyle, Tanrnn ltf denilen eyi imdi anladm.

Ama Rieux yeniden kendini banka brakmt. Yeniden onu saran yorgunluun derininden
gelen, daha yumuak bir sesle yantlad:

te bende bu yok, biliyorum. Ama bunu sizinle tartamam. Bizi lanetlerin ve


dualarn tesinde bir araya J getiren bir ey uruna alyoruz. Yalnzca bu nemli.

Paneloux, Rieux'nn yanna oturdu. Heyecanl bir hali vard.


Evet, dedi, evet, siz de insann selameti iin alyorsunuz.

Rieux glmsemeye alt.

nsann selameti benim iin fazla iddial bir laf. O kadar uzaa gitmiyorum ben. Beni
ilgilendiren onun sal, ncelikle sal.

. Paneloux duraksad.

Doktor, dedi.

Ama durdu. Onun alnndan da ter akmaya balamt. "Allahasmarladk," diye


mrldand ve kalktnda gzleri parlyordu. Tam gidecekken dnmekte olan Rieux de
kalkt ve ona doru bir adm att.

Bir kez daha zr dilerim, dedi. Bir daha byle bir parlama olmayacak.

Paneloux elini uzatt ve zntyle: - Ama sizi inandramadm!

Ne fark eder? dedi Rieux. Benim nefret ettiim, lm ve ktlk; bunu iyi
biliyorsunuz. Ve siz isteseniz " de istemeseniz de, bunlara katlanmak ve bunlarla sava-
mak iin birlikteyiz.

Rieux, Paneloux'nun elini tutuyordu.

Gryor musunuz, dedi gzlerini kararak, Tanr bile imdi bizi ayramaz.

198

Paneloux salk kollarna katldndan beri hastanelerden ve vebann olduu yerlerden


ayrlmamt. Kurtarclarn arasnda, kendine ait olduunu dnd yerde yani ilk
srada yer almt. lmlere tank olmaktan geri kalmamt. Ve ilkece serumla
korunmasna karn, kendi lmyle ilgili bir kuku da ona yabanc deildi artk.
Grnte dinginliini hep korumutu. Ama bir ocuun lmn uzun uzadya izledii
o gnden sonra deimi gibiydi. Giderek artan bir gerilim yznden okunuyordu. Bir
gn glmseyerek Rieux'ye; "Bir rahip bir doktora danabilir mi?" konulu bir deneme
zerinde altn sylediinde doktor, Paneloux'nun dediinden daha ciddi bir eyin
sz konusu olduu izlenimine kaplmt. Doktor bu almayla ilgili bireyler renmek
iin istekli davrannca Paneloux ona ayinde bir vaaz vermesi gerektiini ve bu frsatla
en azndan grlerinden bazlarn sunabileceini

syledi.
- Gelmenizi isterdim doktor, konu ilginizi ekecektir.

Deli gibi rzgrn estii bir gn rahip ikinci vaazn verdi. Doruyu sylemek gerekirse,
dinleyici topluluu ilk vaaza oranla daha azd. Bunun nedeni de artk bu tr olaylarn
yurttalarmzn gznde bir yenilik olmaktan kmas, ekiciliini yitirmesiydi. Kentin
geirdii bu g dnemin koullarnda 'yenilik' szc bile anlamn yitirmiti. Zaten
insanlarn ou tmyle dinsel grevlerini brakmasa ya da bu grevleri iyice ahlaksz
bir zel yaamla rastlatrmasa da, sradan dinsel edimlerin yerine pek manta
uymayan bo inanlar getirmilerdi. Ayine git-

199mekten ok nazarlk ya da Saint Roch muskalarn seve seve takyorlard.

Buna bir rnek olarak, yurttalarmzn ar biimde kehanetlere bavurmas verilebilir.


Gerekten de ilkbaharda her an hastaln sona ermesini beklemilerdi ve bir nc
kiiye salgnn sresiyle ilgili kesin bilgiler sormak kimsenin aklna gelmiyordu, nk
herkes bunun son bulacana inanmt. Ama gnler getike bu uursuzluun gerekten
bir sonu olmamasndan korkulmaya baland ve ayn anda tm umutlar salgnn
bitmesine baland. Bylece khinlerden ya da Katolik kilisesinin azizlerinden tevatr
kehanetler azdan aza dolar oldu. Kentteki bas-mevleri bu cokudan
salayabilecekleri yarar hemen gr-verdiler ve ok sayda elden ele dolaan metinler
yaymladlar. Halkn doymak bilmeyen merakn grnce, ksack tarihin sunabildii bu
trden tm tanklklarla ilgili olarak belediye ktphanelerinde aratrmalara giritiler
ve bunlar kente yaydlar. Tarihin elindeki kehanetler tkenince gazetecilere yenilerini
smarladlar; onlarn da, en azndan bu konuda, gemi yzyllardaki meslektalar
kadar uzman olduklar anlald.

Hatta bu kehanetlerden bazlar gazetelerde yaz dizisi olarak yaymland ve salk


zamannda, gazete sayfalarnda karlatklar ak dizilerini okur gibi byk bir itahla
bunlar da okuyorlard. Burada kestirilen sonularn bazlar tuhaf hesaplara
dayanyordu; paralarn zerindeki yl says, l says ve vebann egemenliinde
geirilen aylar iin iine giriyordu. Bakalar tarihteki byk vebalarla bir karlatrma
yapyor, benzerlikler ortaya koyuyor (kehanetlerde bunlara 'deimez'ler deniyordu) ve
daha az tuhaf olmayan hesaplarla, imdiki olaya ilikin retiler elde etmeye
alyorlard. Ama halkn en ok takdir ettii kehanetler, kukusuz, kyameti anlatan bir
dille, kenti byle bir snavdan geirebilecek ve her tr yoruma ak bir karmaklk
ierebilecek bir olaylar dizisini haber veren kehanetlerdi. Bylece Nostradamus ve
Sainte Odile'e her gn

200

bavuruluyor ve karl alnyordu. Zaten tm kehanetlerin ortak yan olarak beliren


ey, sonuta bunlarn rahatlatc olmasyd. Yalnzca vebayd rahatlatmayan.

te bu bo inanlar yurttalarmzda dinin yerini tutuyordu ve bu nedenle Paneloux'nun


vaaz ancak drtte dolmu bir kilisede yapld. Vaaz akam, Rieux geldiinde, yayl
giri kapsndan ieri ince ince szlen rzgr dinleyenler arasnda rahat rahat
geziniyordu. te byle souk ve sessiz bir kilisede, tmyle erkeklerden olumu bir
topluluun ortasnda Rieux kendine bir yer buldu ve rahibin krsye kn izledi.
Rahip ilk vaaza oranla daha yumuak ve daha dnceli bir ses tonuyla konutu; ayine
katlanlar sk sk onun duraksadn fark ettiler. in dahada ilgin yan, artk 'siz' deil,
'biz' diyordu.

Yine de sesi yava yava ykseldi. Bize aylardr vebann aramzda olduunu anmsatt
ve soframza ya da sevdiklerimizin baucuna defalarca oturmu olduundan, yan
bamzda yrdnden ve i dnnde yolumuzu gzlediinden, imdi onu daha iyi
tanyorduk. lk aknln etkisiyle daha nce belki de iyi dinlemediimiz, ama onun
bkp usanmadan bize syledii eyi imdi daha iyi kavrayabilirdik. Ayn yerde Rahip
Paneloux'nun vaaznda syledii ey bylece doru olarak beliriyordu en azndan o
buna inanyordu. Ancak belki de, hepimizin bana geldii gibi, bunu Tanr sevgisi
olmadan dnm ve dile getirmiti, imdi buna pimand. te yandan gerek olan, her
eyde unutulmayacak bir yan olmasyd. En g snama bile bir Hristiyan iin yarar
demekti. Ve ite o Hristi-yann aramas gereken, kendi yararna oland, o yararn nasl
bir ey olduu ve onun nasl bulunacayd.

O srada Rieux'nn evresindeki insanlar, sralarn dirsek koyma yerleri arasnda


kmldanarak, olabildiince rahat edecek biimde yerlerine yerletiler. Giriteki kuma
kapl kaplardan biri hafif hafif arpyordu. Birisi onu tutmak iin yerinden kalkt. Bu
kmldanmalarla dikkati dalan Rieux yeniden sze balayan Paneloux'yu zor duyu-

201yordu. Vebann sahneledii bu gsteriye kendi bana bir aklama bulmak yerine
bundan renilebilecek eyleri renmeye almak gerektiini sylyordu. Rieux
rahibe gre aklanacak hibir ey olmadn az ok sezinledi. Paneloux gl bir
biimde Tanr asndan aklanabilecek eyler olduunu, ama baz eylerinse
aklanamayacan sylediinde Rieux dikkat kesildi. yilik ve ktlk kukusuz vard
ve genelde onlar birbirinden ayran eyler kolayca aklanrd. Ama sorun ktlkte
balyordu. rnein, grnte gerekli olan ktlk ve grnte gereksiz olan ktlk
vard. Cehenneme dm Don Juan vard ve bir ocuun lm vard. apknn cezaya
arptrlmas ne kadar adilse, ocuun acsn anlamak o kadar zordu. Ve gerekte,
yeryznde bir ocuun acsndan, o acnn beraberinde getirdii nefretten ve bunu
aklamak iin aranacak nedenlerden daha nemli hibir ey yoktu. Yaamn geri kalan
blmnde Tanr bizim iin her eyi kolaylatryordu ve o na kadar dinin takdir
edilecek bir yan yoktu. Oysa imdi, Tanr bizi duvarn dibine koyuyordu. Bylece
vebann duvarlar dibindeydik ve onlarn lmcl glgesinde bizim yararmza olan
bulmamz gerekiyordu. Rahip Paneloux kendisinin duvara trmanmasn salayacak
kolaylklar bile reddediyordu. ocuu bekleyen gzelliklerin sonsuzluu onun acsn
telafi edecektir, demek onun iin kolay olurdu, ama gerekte bu konuda hibir ey
bilmiyordu. Bir keyfin sonsuzluunun insan acsn bir an telafi edebileceini kim ileri
srebilirdi? Bu bir Hristiyan olamazd; kollarnda, bacaklarnda ve ruhunda acy
tanm bir Efendisi olan bir Hristiyan olamazd bu kesinlikle. Hayr, armhn
simgeledii bu paralana sadk olarak ve bir ocuun acsyla yz yze kalarak rahip
duvarn dibinden ayrlmayacakt. Ve kendisini o gn dinleyenlere hi korkmadan yle
diyecekti: "Kardelerim, o an geldi. Ya her eye inanmal ya da her eyi yadsmal. Ve
aranzda kim her eyi yadsmay gze alabilir?"

202

Rieux, rahibin sz dinsizlie getirdiini bir anda fark etti, o ise bu buyruun, bu istein
Hristiyanlarn yararna olacan belirtmek iin byk bir kuvvetle szn
srdryordu. Bu ayn zamanda Hristiyanlarn erdemiydi de. Rahip, birazdan szn
edecei erdemin fazlasnn, daha hogrl ve daha klasik bir ahlak anlayna alm
baz kiileri aknla dreceini biliyordu. Ama veba srasndaki din anlay her
zamanki din anlayyla bir olamazd; Tanr mutlu zamanlarda ruhun huzur iinde ve
neeli olmasn kabul etse de, hatta bunu arzu etse bile, mutsuzluun en ileri noktasnda
ruhun da lmllktan uzaklamasn isteyebilirdi. Bugn Tanr yaratt insanlara bir
iyilikte bulunup onlar yle bir mutsuzluk iine itmiti ki, insanlar en byk erdem olan,
ya her ey ya da hi ilkesini yeniden kefetmek ve stlenmek zorundaydlar.

Geen yzyldan inansz bir yazar, gnahlardan arnma yeri diye bir ey olmadn
syleyerek Hristiyan kilisesinin srrn akladn ileri srmt. Byle bir eyi
sylerken Cennet ve Cehennem dnda ara bir yer olmadn ve insann kendi seimine
gre, kurtuluu ya da laneti bulacan anlatmak istiyordu. Paneloux'ya baklrsa bu,
ancak dinsiz bir ruhun iinde filizlenecek trden bir dinden sapmayd. nk
gnahlardan arnlan bir yer vard. Ama kukusuz bu yere ok fazla umut balanmamas
gereken baz dnemler olmutu; balanabilir trden hafif gnahlardan sz bile
edilemeyecei baz dnemler olmutu. Her gnah lmcld ve her kaytszlk sutu. Ya
her

eydi ya da hi.

Paneloux durdu ve o srada Rieux kapnn altndan,

darda iddetini artrmakta olduu anlalan rzgrn inleyen sesini daha iyi duydu.
Tam o srada rahip szn ettii her eyi kabullenme erdeminin her zaman ona
yklediimiz dar anlamda anlatlamayacan, sradan bir boyun eiin, hatta zor gelen
bir alakgnllln sz konusu

' olmadn sylyordu. Alakgnllln de rzasyla onurun krlmas sz


konusuydu. Kukusuz bir ocuun

203acs ruh iin de yrek iin de onur krc bir eydi. Ama bu nedenle bunu yaamak,
bu nedenle bunu istemek gerekliydi; Paneloux syleyecei eyin kolay olmad
konusunda dinleyicilerine gvence verdi; bunu istemek gerekiyordu, nk Tanr bunu
istiyordu. te bylece yalnz Hristiyan hibir eyden kanmayacak ve tm k yollar
kapalyken bile temel seim hakkn sonuna kadar kullanacakt. Her eyi yadsma
durumuna dmemek iin her eye inanmay yeleyecekti. Vcutta oluan iliklerin
enfeksiyonu doal yoldan dar atma biimi olduunu renen kadncazlarn u
sralar kiliselere gelip 'Tanrm ona ilikler nasip et!' demeleri gibi, Hristiyan da,
anlalmaz bile olsa, Tanrnn isteine boyun emeyi renecekti. "unu anlyorum; ama
bu kabul edilemez," denilebilirdi, ite bizim seimimizi yapabilmemiz iin de, bize
sunulmu bu kabul edilemeyen eyin tam iine dalmak gerekiyordu. ocuklarn acs
bizim ac ekmeimizdi, ama bu ekmek olmakszn ruhumuz kendi ruhsal alnn iinde
lp gidecekti.

Bu srada, genelde Paneloux'nun szne ara vermesiyle balayan sessiz kprdanlar


yeniden duyulmaya balamt ki, vaiz anszn , sonuta nasl bir tavr almak gerektiini
dinleyicilerin yerine soruyormu gibi yaparak gl bir biimde yeniden sze balad.
Kuku duyduu bir ey vard; o korkun 'yazgsallk' szcn kullanacaklard. Eh o da
eer 'etkin' sfatn da eklerlerse, bu terim karsnda geri ekilmeyecekti. Kukusuz,
szn ettii Habeistan Hristyanlarna yknmemek gerekiyordu. Hristiyan salk
kuvvetlerinin zerlerine eski psk giysilerini atan, bir yandan da Tanr tarafndan
yollanan ktlkle savamak isteyen bu kfirlere veba bulamas iin dualar eden u
vebal ranllar gibi davranmay akla bile getirmemek gerekiyordu. Ama bunun tersine,
geen yzyllardaki salgnlarda, kudas ayinini yaparken scak ve nemli azlara
enfeksiyon sinmitir diye el dedirmemek iin maayla kutsal ekmei tutan Kahireli
keilere de yknmemek ge-

204

rekiyordu. Hem ranl veballar hem de keiler gnah iliyorlard. nk ranllar iin
bir ocuun acsnn nemi yoktu; keiler iinse tersine, acdan son derece insana zg
kayglarla korkmak her eyden stnd. ki durumda da, sorun bir kenara itilmiti.
Hepsi Tanrnn sesine kulaklarn tkamt. Ama Paneloux'nun anmsatmak istedii
baka rnekler de vard. Byk Marsilya vebasnn vaka-nvisine gre Mercy'deki
manastrda yaayan seksen bir dindardan yalnzca drd salam kalmt. Ve bu
drdnn kamt. Vakanvisler byle diyordu ve daha fazlasn sylemek onlarn
grevini ayordu. Ama Panelo-ux'un bunu okurken, yetmi yedi ceset ve zellikle
din kardeinin rneine karn yalnz kalan dindar aklndan kmyordu. Ve rahip
krsnn kenarna yumruuyla vurarak haykrd: "Kardelerim, kalan kii biz
olmalyz!"

nlemlere, bir felaketin danklna bir toplumun getirdii zekice dzenlemelere kar
kmamak gerekliydi. Diz kp her eyi terk etmek gerektiini syleyen u ahlaklara
kulak asmamak gerekiyordu. Karanln iinde, biraz da krlemesine, ileriye doru
yrmeye balamak ve iyilik etmeye almak gerekiyordu yalnzca. Bunun dnda
sakin olmak ve kiisel bir yardm aramadan, ocuk lmlerinde bile Tanrya gvenmek
gerekiyordu.

Szn burasnda Rahip Paneloux Marsilya vebasnda ad geen nl sima, piskopos


Belzunce'u and. Salgnn sonuna doru, gereken her eyi yapm olan piskopos, artk
hibir are kalmadn grnce yiyeceklerle birlikte evine kapanm, evin evresine
duvar rdrmt; onu yceltmi olan kentliler, ancak ok byk aclarda
rastlayabileceimiz trden bir dn yaparak ona fkelenmiler ve enfeksiyon
bulatrmak iin evinin evresini cesetlerle evirmiler, hatta lmesini kesinletirmek
iin duvarlarn zerinden cesetler atmlard. Bylece piskopos, son bir zayflkla,
kendisini lmn dnyasndan uzak tutacan sanmt, ancak ller gkten bana
dyordu. te, vebada bir ada olmayacana inanmamz gerekirken, bizler de

205byle yapyoruz. Hayr, orta nokta yoktu. Bu utan verici durumu kabullenmek
gerekiyordu, nk Tanrdan nefret etmek ve onu sevmek arasnda seim yapmamamz
gerekiyordu. Peki kim Tanr nefretini semeyi gze alabilirdi?

"Kardelerim," dedi Paneloux sonuca geldiini bildirerek, "Tanr sevgisi zor bir
sevgidir. nsann kendinden vazgemesini ve kendini hor grmesini gerektirir. Ama
yalnzca o ocuklarn acsn ve lmn silebilir, yalnzca o bu acy gerekli klabilir,
nk bunu anlamak olanakszdr ve insan byle bir eyi tabii ki ister. te sizinle
paylamak istediim zor ders bu. te, insanlarn gznde zalim, Tanrnn gznde kesin
olan imana yaklamamz gerek. Bu korkun imge karsnda hepimiz eit bir noktaya
gelmeliyiz. O doruun tepesinde her ey birbirine karacak ve eitlenecek, grnteki
adaletsizlikten doruluk fkracak. Fransa'nn gneyindeki birok kilisede veballar
koronun bulunduu yerdeki ta demelerin altnda yzyllardr uyuyor ve papazlar
onlarn mezarlarnn zerinde konuuyor ve yaydklar dnce ocuklarn da katkda
bulunduu u kllerden fkryor."

Rieux dar ktnda aralk kapdan sert bir rzgr ieriyi doldurdu ve dindarlarn
yzne arpt. Kilisenin iine bir yamur kokusu, slak kaldrm kokusu getiriyor, onlar
da dar kmadan kentin nasl olduunu tahmin ediyorlard. Doktor Rieux'nn nnden
kmakta olan yal bir rahiple gen bir papaz mezi o anda apkalarn zor tuttular.
Daha yal olan yine de vaizi yorumlamaktan geri kalmad. Paneloux'nun hitabetinden
vgyle sz ediyor, ama rahibin sergiledii dncelerdeki cretten endie duyuyordu.
Bu vaizin gl olmaktan ok, endie sergilediini dnyordu ve Paneloux yanda
bir rahibin endie duymaya hakk yoktu. Rzgrdan korunmak iin ban een papaz
mezi, rahibe sk sk gittiini, onun geirdii deiimin farknda olduunu, szlerinin
daha da cretli olabileceini ve kukusuz yaym iin baslma izni alamayacan belirtti.

206

- Nedir dnd? dedi yal rahip. Kilisenin nne gelmilerdi, rzgr uuldayarak
ve gen olann szn keserek onlar sarmalyordu. Konuabilecek duruma geldiinde
yalnzca unu syledi:

Bir rahip bir doktora danrsa, eliki olur. Tarrou, Paneloux'nn szlerini aktaran
Rieux'ye sava srasnda gzleri oyulmu bir gencin yzn grnce inancn yitirmi
bir rahip tandn syledi.

Paneloux hakl, dedi Tarrou. Masumiyetin gzleri oyulunca Hristiyan ya inancn


yitirmeli ya da gzleri oyulmal. Paneloux inancn yitirmek istemiyor, sonuna kadar
gidecek. Sylemek istedii bu.

Tarrou'nn bu gzlemi, Paneloux'nun tavrnn evresindekilere anlalmaz geldii,


bundan sonraki talihsiz olaylar aklamak iin yeterli mi? Bu konu deerlendirilecektir.

Vaazdan birka gn sonra Paneloux tanma iiyle urat. Hastaln gelimesinin neden
olduu tanmalarn younlat dnemdi. Tarrou'nun otelinden ayrlp Rie-ux'ye
tanmas gibi, rahip de bal olduu tarikatn kendisini yerletirdii daireden ayrlp
kilisenin mdavimlerinden ve henz vebaya yakalanmam yal bir hanmn evine
tand. Tanma srasnda rahip yorgunluunun ve kaygsnn arttm hissetti. Ve
bylece ona evini aan hanmn gznde saygsn yitirdi. nk hanm ona, Sainte
Odile'in kehanetlerini byk bir cokuyla anlatrken, rahip kukusuz bkknlktan, hafif
bir sabrszlk gstermiti. Sonradan yal kadnn en azndan iyilikle kark yansz bir
tavr gstermesi iin ne kadar aba harcadysa da baarya ulaamamt. Kt izlenim
uyandrmt. Ve her akam, azna kadar t ii dantellerle dolu odasna dnmeden,
salonda oturan ev sahibesinin srtn seyretmek zorunda kalyor, ayn zamanda da
yzn bile evirmeden kuru kuruya sylenmi bir yi akamlar peder'i bir hatra eyas
gibi odasna gtryordu. te byle bir akam, kafas kazan gibi, tam yatarken gnlerdir
iinde birikmekte
207olan bir atein zincirinden boanm dalgalarnn bileklerine ve akaklarna aktn
hissetti.

Bundan sonra olanlar ancak ev sahibesinin anlattklar araclyla renilebildi. Sabah


yal hanm her zamanki alkanlyla erken kalkmt. Bir sre sonra rahibin odasndan
kmamasna ararak epey duraksamadan sonra kapsn tklatmaya karar vermiti.
Uykusuz bir gecenin ardndan, onu hl yatarken bulmutu. Bir baskyla skmt ve
yz her zamankinden daha da krmz gibiydi. Kendi dediine gre, yal hanm ona
nazike bir doktor armay nermiti, ama ona zc gelen bir sertlikle nerisi geri
evrilmiti. Oradan ekilmekten baka bir ey yapamamt. Bir sre sonra rahip zili
alm ve onu yanna armt. Bu anlk parlamadan dolay zr dilemi ve ona
vebann sz konusu olamayacan, kendisinde hastalkla ilgili hibir belirti olmadn
ve bunun geici bir yorgunluk olduunu sylemiti. Yal hanm onu yantlarken,
nerisinin bu trden bir kaygdan kaynaklanmadn, Tanrnn elinde olan kendi
gvenliini dnmediini, kendisini bir para sorumlu hissettii rahibin salndan
baka bir ey dnmediini onurlu bir biimde dile getirmiti. Ama rahip baka bir ey
sylemediinden ev sahibesinin dediine baklrsa, grevini eksiksiz yerine getirmek
arzusuyla, yeniden ona doktorunu armay nermiti. Rahip yal hanma ok karmak
gelen aklamalarla neriyi yine gen evirmiti. Yal hanm yalnzca anladn
sanyordu, ama rahibin ilkelerine uymadndan konsltasyonu reddetmesi ona
anlalmaz geliyordu. Kiracsnn akln atein kartrd sonucuna varmt ve ona
bitki ay getirmekle yetinmiti.

Yal kadn durumundan ileri gelen zorunluluklar tam tamna yerine getirmeye kararl,
hastay iki saatte bir dzenli olarak yoklamt. Onu en ok arpan ey rahibin btn
gn rpnarak geirmesiydi. rtleri bir atyor, bir kendine ekiyor, elini srekli slak
alnnda gezdiriyor, bouk, ksk ve nezleli bir sesle iinden sklrcesine ge-

208

len bir ksr atmak iin doruluyordu. Sanki onun soluunu kesen pamuk paralarn
boaznn dibinden kazyp atmann olanakszl iindeymi gibiydi. Bu krizlerin
sonunda, bitkinliin tm belirtileriyle kendini geriye doru brakyordu. Son olarak, bir
daha hafife doruluyor ve ksa bir sre nceki btn o rpnmadan daha ateli bir
biimde gzlerini nne dikiyordu. Ama yal kadn bir doktor armak ve hastann
isteine kar kp kmamakta duraksyordu. Ne kadar heyecan verici gibi gelse de,
basit bir ate nbeti olabilirdi bu.

Yine de, leden sonra yal hanm rahiple konumaya alt ve yant olarak birka
karmak szden baka bir ey elde edemedi. nerisini yineledi. Ama o srada rahip
kalkt ve neredeyse boulurcasna bir doktor istemediini aka syledi. O anda ev
sahibesi ertesi sabaha kadar beklemeye ve rahibin durumunda dzelme olmazsa radyoda
Ransdoc Ajansnn gnde onlarca kez yineledii numaraya telefon etmeye karar verdi.
Grevlerim hep nemseyerek gece boyunca kiracsn yoklamay ve baucunda
beklemeyi dnyordu. Ama akam, ona yeni demlenmi bitki ayn verdikten sonra
biraz uzanmak istedi ve ancak ertesi sabah uyand. Odaya kotu.

Rahip uzanmt, tek bir hareket yoktu. nceki gn ar krmz olan yzde imdi bir tr
solgunluk vard, yz hatlar gerginlemiti. Rahibin gzleri yatan zerinde asl olan
rengrenk incilerle bezeli kk avizeye dikilmiti. Yal hanmn girmesiyle ban ona
evirdi. Ev sahibesinin dediine gre, o srada tm gece dayak yemi ve kmldayacak
hi gc kalmam gibiydi. Yal hanm ona nasl olduunu sormutu. Kadnn tuhaf bir
biimde kaytsz olduunu fark ettii bir sesle iyi olmadn, doktora gerek olmadn
ve her eyin kurallara uygun olmas iin hastaneye kaldrlmasnn yeterli olacan
sylemiti. Yal hanm korku iinde telefona komutu.

Rieux le saatinde geldi. Ev sahibesinin anlattna gre, Paneloux'nun hakl olduunu


ve artk ok ge olaca-

Veba 209/14m syledi yalnzca.


Rahip onu ayn kaytsz tavrla karlad. Reux onu muayene etti; tkanklk ve
akcierlerdeki bask dnda iliklerle beliren hyarckl vebaya ya da akcier
vebasna zg hibir temel belirti grmeyince ok ard. Durum ne olursa olsun nabz
yle dk ve genel durum yle kayg vericiydi ki, fazla umut yoktu.

- Hastaln temel belirtilerinden hibiri sizde yok, dedi Paneloux'ya. Ama iin gerei,
durum kukulu ve sizi tecrit etmek zorundaym.

Rahip sanki nezaketle, tuhaf bir biimde gld, ama konumad.

Yannzda kalacam, dedi yavaa ona.

Rahip canlanr gibi oldu ve yeniden bir scakla kavuan baklarla doktora bakt.
Sonra, zntyle mi syle- .-dii anlalmayan bir biimde, glkle konutu:

Teekkr ederim, dedi. Ama din adamlarnn dostlar yoktur. Her eylerini Tanrya
balamlardr.

Yatan baucunda duran ha istedi, eline alnca ona, bakmak iin ban evirdi,
arkasn dnd.

Hastanede Paneloux'nun azndan tek sz kmad Ona yaplan tm tedavilere kendini


bir eya gibi brakt ama elinden ha hi brakmad. Bu arada rahibin duru-mundaki
karklk sryordu. Rieux'nn akln kurcala yan kuku hafiflemiyordu. Hem vebayd
hem deildi. Za ten birka zamandr hastalk, tanlar artmaktan zevk alr olmutu.
Ama Paneloux'nun durumunda gelimeler bu belirsizliin nemsiz olduunu
gsterecekti.

Ate ykseldi. ksrk daha da bouklat ve hastay gn boyu kvrandrd durdu.


Sonunda akam rahip onu bomakta olan u pamuu ksrerek att. Krmzyd. Atein
kargaasnda Paneloux'nun bak kaytszln yi- tirmiyordu ve ertesi sabah, bedeninin
yars yatandan sarkm, l olarak bulunduunda bak hibir eyi dile getirmiyordu.
Fiinin zerine 'Kukulu durum' yazld.

210

O yl kasm ayndaki Toussaint Yortusu her zamanki gibi gemedi. Kukusuz havann
bunda pay vard. Birden deimi ve uzayan scaklar birden yerini serinlie brakmt.
teki yllarda olduu gibi, imdi souk bir rzgr esip duruyordu. Koca koca bulutlar
ufukta bir utan tekine koturup duruyor, evleri glgeliyor, geip gittikten sonra da,
evlerin zerine kasm gnn souk ve altns dyordu. lk yamurluklar ortaya
kmt. Ama kauuklu ve parlak kumalarn ok sayda oluu dikkat ekiyordu.
Aslnda gazeteler, iki yzyl nce byk Gney vebalar srasnda hekimlerin
kendilerini korumak iin yalanm bezlerden giysiler giydiklerini bildirmiti.
Dkknlar da modas gemi giysi stoklarn eritmek iin bunu frsat bilmilerdi, bunlar
sayesinde herkeste bir baklk umudu domutu.

Ama mevsimin getirdii tm bu iaretler mezarlklarn bombo kalmasn unutturamazd.


Eski yllarda tramvaylar kasmpatlarnn buruk kokusuyla ykl olur ve kadnlar
mezarlar ieklendirmek zere kafileler halinde yaknlarnn gml olduu yerlere
giderlerdi. Vefat edeni aylar boyunca yalnz brakm ve unutmu olmann telafi
edilmeye alld gnd bu. Ancak o yl, kimse lleri dnmek istemiyordu. Zaten
onlar fazlasyla dnlyordu. Biraz znt ve oka da melankoliyle onlarn yanna
gitmek sz konusu deildi artk. Kendini rahatlatmak iin ylda bir kez yanlarna
uranacak terk edilmi kiiler deildi artk onlar. Onlar unutulmak istenen keyif karc
kiilerdi. te bu nedenle o yl ller Gn bir anlamda es geildi. Cottard'n deyiiyle,
zaten her gn ller G-

211n'yd. Tarrou onun konumasnda giderek ac bir mizah kullandn fark ediyordu.

Gerekten de vebann tututurduu keyif ateleri byk frnlarda her gn artan bir
cokuyla yanp duruyor-. du. uras gerek, l says her geen gn bir art
gstermiyordu. Ama vebann son derece rahat bir biimde doruk noktaya yerletii ve
gnlk cinayetlerine iyi bir memura yakacak bir dzenlilik ve gvenilirlik
kazandrd dnlebilirdi. lkece ve uzmanlarn grne gre, bu iyiye iaretti.
Durmadan ykselen art erisini uzun bir dorunun izledii vebann geliim grafii
rnein Doktor Richard'a tmyle avutucu geliyordu. "Bu iyi, harika bir grafik!"
diyordu. Hastaln, istikrar dnemi diye adlandrd bir noktaya ulatn
dnyordu. Bundan byle hastalk ancak inie geebilirdi. Bunda Castel'in serumunun
katks olduuna inanyordu, gerekten de serum son zamanlarda umulmadk baarlar
kazanmaya balamt. Yal Castel buna kar kmyordu, ama aslnda hibir eyin
ngrlemeyeceini, salgnlar tarihinin beklenmedik ini klarla dolu olduunu
dnyordu. Uzun sredir kamuoyunu rahatlatmak isteyen, ancak veba yznden byle
bir ie giriemeyen valilik, doktorlar bu konuda dncelerini almak zere bir araya
getirmeyi amalyordu ki, veba, hem de istikrar dneminde Doktor Richard' da ortadan
kaldrverdi.

Kukusuz etkileyici, ancak her ey bir yana, hibir ey kantlamayan bu rnek karsnda
yneticiler iyimserlie nasl gnllerini atlarsa, ayn kaytszlkla ktmserlie dn
yaptlar. Castel ise elinden geldiince zenli bir biimde serumunu hazrlamakla
ilgileniyordu yalnzca. Zaten hastane ya da karantina yerme dntrlmemi kamu
binas kalmamt; eer valilik hl yerinde duruyorsa, insanlarn bir araya gelecek bir
yerleri olmas iindi. Ama aslnda genelde ve o dnemde vebann greceli durgunluu
nedeniyle Rieux'nn ngrd dzenlemenin dna kmaya hi gerek kalmad.
Ypratc bir aba gsteren dok-

212

torlar ve hastabakclar daha da byk abalar akllarna getirmek zorunda


kalmyorlard. Bu insanst diyebileceimiz almay dzenli bir biimde yrtmek
zorundaydlar yalnzca. Daha nceden ortaya km olan akciere bal enfeksiyon tr
imdi kentin drt kesinde oalp duruyordu, sanki rzgr cierlerde yangnlar
tututurup krklyordu. Hastalar kan tkre tkre hzla lyordu. imdi salgnn bu
yeni biimiyle, bulacln daha da artma tehlikesi belirmiti. in gerei, uzmanlarn
grleri bu noktada hep elikiliydi. Yine de daha gvende olmak iin salk personeli
gazl bezlerin altnda solumay srdryordu. Aslnda ilk bakta hastaln yaylmas
gerekirdi. Ama hyarckl veba vakalarnn azalmasyla terazi dengede duruyordu.

te yandan, giderek artan yiyecek skntsna bal baka skntlar da oluyordu.


Speklasyonlar ie karmt ve arda pazarda bulunmayan temel gereksinim
maddelerine inanlmaz fiyatlar deniyordu. Bylece zengin ailelerin neredeyse hibir
eksii yokken, yoksul aileler ok g durumda kalyorlard. Veba kendi ynetim
merkezinde o etkin yanszlyla yurttalarmz arasnda eitlii glendirecekken,
tersine, o normal bencillik oyunuyla, insanlarn yreinde adaletsizlik duygusunu daha
da keskin hale getiriyordu. Tabii ki lmn o mkemmel eitlii yerinde duruyordu, ama
byle bir eitlii de kimse istemiyordu. Byle alk eken yoksullar, yaamn zgr,
ekmein ucuz olduu komu kentleri ve kasabalar daha byk bir zlemle dnyordu.
Kendilerine yeterince gda salanamyorsa, gitmelerine izin verilmeli diye pek de
mantkl olmayan bir duyguya kaplmlard. yle ki sonunda bazen duvarlara yazlan,
bazen de valinin getii srada bardan bir slogan ortaya kmt: 'Ya ekmek ya
zgrlk!' Bu alayc sz baz gsteri yrylerine bir iaret olduysa da bunlar abucak
bastrlmt, ama durumun ciddilii de kimsenin gznden kamyordu.

213Doal olarak gazeteler, kendilerine yollanan o iyimserlik ynergesine ne olursa


olsun uyuyorlard. Gazeteleri okurken durumu belirgin klan, halkn 'sakinlik ve
soukkanllk konusunda etkileyici bir rnek' sunmasyd. Ama kendi iine kapanm,
hibir eyin gizli kalamayaca bir kentte kimse toplumun sunduu 'rnek' konusunda bir
yanlgya demezdi. Ve sz geen sakinlik ve soukkanlln ne olduu konusunda
doru bir fikir edinmek iin ynetimce oluturulmu bir karantina merkezine ya da tecrit
kamplarndan birine girmek yeterliydi. Baka yerlerde grevi olan anlatc buralar
tanmamtr. Bu nedenle burada yalnzca Tarrou'nun tanklna bavurmak durumunda.

Tarrou gerekten de not defterlerinde belediye stadna kurulmu bir kamp Rambert'le
ziyaret ediini anlatr. Stad hemen hemen kent kaplarnda bulunmaktadr ve bir yan
tramvaylarn getii sokaa, teki yan da kentin kurulmu olduu ovann snrna kadar
uzanan bo arazilere bakar. Genelde olduu gibi, byk imentodan duvarlarla
evrilidir ve kalar zorlatrmak zere drt giri kapsna nbetiler dikmek yeterli
olmutu. Ayn biimde, duvar-lar, dardakilerin karantinaya alnm talihsizleri merak-
laryla rahatsz etmelerini engelliyordu. Buna karlk, ka-rantinadakiler gn boyu
grmedikleri trenlerin getiini duyuyor ve trenlerin tad uultunun artmasndan eve
dn ve iyerlerinden k saatinin geldiini tahmin ediyorlard. Bylece dlandklar
yaamn kendilerinden birka metre tede srdn ve imentodan duvarlarn sanki
baka baka gezegendenmi gibi birbirine yabanc iki dnyay ayrdn biliyorlard.

Tarrou ve Rambert stada doru yola kmak iin bir pazar akamstn setiler.
Yanlarnda Rambert'in yeniden bulduu futbolcu Gonzales de vard, dnml olarak
stadn gzetiminde grev almay kabul etmiti. Rambert onu kamp yneticisiyle
tantracakt. Gonzales bulutuklar srada, Tarrou ve Rambert'e, bunun vebadan

214

nce maa balamak zere formasn giydii saat olduunu syledi. imdi stadlara el
konduundan artk byle bir ey olanakszd ve Gonzales kendini isiz gsz
hissediyor, yle de grnyordu. te bu gzetim iinde almay kabul etmesinin
nedenlerinden birisi de buydu, yalnzca hafta sonlar almak kouluyla. Gkyz yar
bulutlu yar akt, Gonzales burnunu havaya dikmi, ne yal ne de scak olan bu
havann iyi bir oyun iin en uygun hava olduunu zlerek belirtti. Soyunma odalarna
sinmi kfur kokusunu, yklan tribnleri, pas rengine alan sahann zerindeki canl
renkli formalar, devre arasnda yenen limonu ya da kurumu boazlar binlerce
serinletici ineyle yakan limonatay anlatyordu elinden geldiince. Zaten Tarrou da, yol
boyunca semtin eri br sokaklar boyunca futbolcunun karsna kan kk talara
durmadan tekme attn yazyor. Onlar kanalizasyon mazgallarna atmaya alyor,
baarnca da, "Bir - sfr," diyordu. Sigarasn bitirince izmaritini ileriye doru
tkryor ve yere dmeden ayayla yakalamaya alyordu. Stadn yaknnda top
oynayan ocuklar gemekte olan gruba topu yolladlar ve Gonzales topu tam isabet
onlara geri yollamak zere yolunu deitirdi.

Sonunda stada girdiler. Tribnler insanlarla doluydu. Ama saha yzlerce krmz adrla
kaplanmt, uzaktan adrlarn iindeki yatak yorganlar ve denkler grlyordu.
Scaklarda ya da yamurlu havalarda burada kalanlarn snabilmeleri iin tribnlere
dokunulmamt. Yalnzca gn batmnda adrlarna geri dnmek zorundaydlar.
Tribnlerin altnda dularla oyuncularn eski soyunma odalar bulunuyordu; dularn
bulunduu yere yeni bir dzen verilmi, soyunma odalar da bro ve revirlere
dntrlmt. Burada kalanlarn ou tribnleri doldurmutu. tekiler saha
kenarlarnda dolayorlard. Bazlar adrlarnn giriinde melmi, her eye dalgn
dalgn bakyordu. Tribnlerdekerin ou km, bireyler bekliyor gibiydiler.

215rou.

Gndz ne yapyorlar? diye Rambert'e sordu Tar-

- Hibir ey.

Gerekten de hemen hemen hepsinin elleri kollan bo bo sallanp duruyordu. Bu byk


insan topluluu tuhaf bir biimde sessizdi.

lk gnler burada insan neredeyse kendi sesini du-yamyordu, dedi Rambert. Ama
gnler getike, daha az konuur oldular.

Notlara baklrsa, Tarrou onlar anlyordu ve nceleri onlar adrlarnda ylm,


sinekleri dinlerken ya da kanrken, kendilerini dinleyen birisini bulunca fkelerini ve
korkularn haykrrken gryordu. Ama kampn dolup tamaya balamasyla onlar
dinleyecek anlayl insanlarn says da azalmt. Gerekten de gri gkyznden kzl
kampn zerine inen bir kuku havas vard, yine de aydnlk bir havayd bu.
Evet, hepsinde o kukulu hava vard. Onlar tekilerden ayrdklarna gre, nedensiz
deildi bu ve nedenler arayan ve korkan insanlarn ehresini tayorlard. Tar-rou'nun
grd herkesin baklar botu; yaamlarn oluturan bir eyden genel bir anlamda
ayr dmenin acsn ekiyor gibiydi hepsi. Ve hep lm dnemeyeceklerine gre,
hibir ey dnmez olmulard. Tatildeydiler. 'Ama en kts, unutulmu olmalar ve
bunu bilmeleriydi,' diye yazyordu Tarrou. 'Onlar tanyanlar buradakileri unutmutu,
nk baka eyler dnyorlard ve bu da anlalabilir bir eydi. Onlar
unutmulard, nk onlar buradan karmak iin giriimlerle ve tasarlarla kendilerini
tketiyorlard. k iin yollar dnmekten karlmas gereken kiiyi
dnemiyorlard. Bu da normaldi. Ve son olarak, en byk talihsizliklerde bile olsa,
kimsenin kimseyi gerekten dnecek hali kalmamt. nk birisini gerekten
dnmek, baka hibir eyle, ne temizlik, ne uan sinek, ne yemekler, ne kantlar,
hibir eyle ilgilenmeden onu her dakika dnmektir. Ama sinekler ve

216

kantlar hep vardr. te bu nedenle yaamak zordur. Onlar bunu iyi bilirler."

Onlara doru gelen kamp yneticisi Msy Ot-hon'un kendilerim grmek istediini
syledi. Gonzales'i brosuna gtrd, sonra Rambert'le Tarrou'yu tribnlerin bir
kesine, herkesten uzak oturan Msy Othon'un yanna gtrd; Msy Othon onlar
karlamak zere ayaa kalkt. Yine her zamanki gibi giyinmiti ve her zamanki
yakaln takmt. Tarrou yalnzca akaklarndaki salarn daha da kabardn ve
ayakkab balarndan birinin zlm olduunu fark etti. Yarg yorgun gibi duruyordu
ve bir kez olsun konuurken onlarn yzne bakmad. Onlar grmekten mutlu olduunu
syledi ve Dok-, tor Rieux'ye yaptklarndan tr kendi adna teekkr etmelerini rica
etti.

Tarrou'yla Rambert sustu.

Yarg bir sre sonra:

Philippe'in ok ac ekmemi olduunu umarm,

dedi.

Tarrou ilk kez onun olunun adn sylediini duyuyordu ve bireylerin deimi
olduunu anlad. Gne ufukta kayboluyordu', iki bulut arasndan gne nlar
tribnlere yanlamasna giriyor, nn yzne altns bir

renk veriyordu.
Hayr, dedi Tarrou, hayr, gerekten ac ekmedi. Onlar oradan ayrlrken, yarg
gnein geldii yne

dalp gitmiti.

Dnml nbet izelgesini inceleyen Gonzales'e

veda etmeye gittiler. Futbolcu ellerini skarken gld.

En azndan soyunma odalarm buldum, diyordu,

hep ayn.

Az sonra, kamp yneticisi Tarrou ve Rambert'i geri gtryordu ki tribnlerin arasnda


korkun bir czrt duyuldu. Mutlu zamanlarda ma sonularn duyurmaya ya da
takmlar sunmaya yarayan hoparlrlerden bouk, genizden gelen bir sesle, akam
yemeinin datlabilmesi

217iin kampta kalanlarn adrlarna dnmeleri gerektii duyuruldu, insanlar ar ar


tribnlerden indiler ve ayaklar-n srkleyerek adrlarna dndler. Hepsi adrlarna
yerletiklerinde garlarda bulunan trden iki elektrikli ara-' ba kocaman kazan tayarak
adrlarn arasndan geti. insanlar kollarn uzatyor, iki kepe iki kazana dalyor sonra
iki sefertasnn iine dnyordu. Araba yemden alyordu. Bir sonraki adrda ayn
ilem yeniden balyordu.

Bilimsel bu, dedi Tarrou yneticiye.

Evet, dedi o da memnuniyetle ellerini skarken, bilimsel bu.

Gnbatmyd ve gkyz akt. Kamp tatl ve serin bir kla ykanyordu. Gecenin
dinginliinde drt bir yandan kak ve tabak grltleri ykseliyordu. adrlarn
zerinden yarasalar uutu ve hemen kayboldu. Duvarlarn tesinde, bir tramvay
makaslarda lk layd.

Zavall yarg, diye mrldand Tarrou kaplardan geerken. Onun iin bireyler
yapmal. Ama bir yargca nasl yardm edilir ki?

Kentte byle daha birok kamp vard, anlatc bunlar hakknda, dorudan bir bilgi
edinmedii ve titizlik gsterdii iin, fazla bir ey syleyemiyor. Ama syleyebildii
tek ey, bu kamplarn varl, buralardan gelen insan kokusu, gnbatmnda duyulan
hoparlr sesleri, duvarlarn gizi, bu toplum dna itilmi- yerlerin uyandrd korkunun
yurttalarmzn moralini fazlasyla etkiledii ve hepimizin iinde bulunduu karmaa ve
rahatszl artrdyd. Ynetimle yurttalar arasnda geen olaylar ve atmalar
oalyordu.

te yandan kasm sonunda sabahlar iyice serinledi.

Saanaklar ta deli yollar bol suyla ykad, g temizledi ve prl prl sokaklarn
zerinde parlayan g bulutlardan arndrd. Gsz bir gne, her sabah kentin
zerinde parldayan,buz gibi bir k gezdirdi. Oysa akama doru hava yeniden
lnyordu. te Tarrou, Doktor Rieux'ye almak iin byle bir n seti.

Bir gn, saat ona doru, uzun ve yorucu bir gnn ardndan Tarrou yal astm hastasna
akam muayenesine giden Rieux'ye elik etti. Eski semtin evleri zerinde gk yumuak
bir kla parlyordu. Hafif bir rzgr sessiz sedasz, karanlk kavaklarda esiyordu.
Sakin sokaklardan gelen iki adam, yal astmlnn gevezeliiyle karlat. Baz
kiilerin anlaamadm, tabaktaki yiyecein hep ayn insanlar iin olduunu, su
testisinin su yolunda krlacan ve byk olaslkla, ite burada ellerini ovuturdu,
kavgann kopacan onlara syledi. O yorumlarn srdredur-sun doktor onun
tedavisini yapt.

Yukarda birilerinin yrdn duyuyorlard. Yal kadn Tarrou'nn ilgilendiini


grnce, komu kadnlarn

219

218terasta olduunu syledi. Yukardan gzel bir manzarann grldn ve


ounlukla evlerin teraslarnn bir cepheden birbirine bitiik olduunu, bylece
kadnlarn evlerinden kmadan birbirlerini ziyaret edebildiini rendiler.

-Evet, dedi yal adam, kn bakn. Yukarda gzel hava var.

Teras bo buldular, sandalye vard. Bir taraftan bakldnda, gz alabildiine


uzakta, karanlk ve tatan bir ktleye gelip dayanan teraslar grlyordu yalnzca; bu
ktlenin ilk tepe olduunu fark ettiler. teki taraftan bakldnda da, birka sokan ve
karanlk limann zerinde gn ve denizin belli belirsiz titreen bir noktada bulutuu
ufuk, insann bakn iine alyordu. Yalyar olduunu bildikleri yerin tesinde nereden
geldiini gremedikleri hafif bir k dzenli aralklarla beliriyordu: lkbahardan ben
boazdaki fener baka limanlara doru giden gemileri aydnlatyordu. Rzgrn silip
sprd ve parlatt gkyznde, przsz yldzlar ldyordu, fenerin uzaktan
gelen zayf gkyzne zaman zaman geici bir kl rengi prlt katyordu. Esinti
baharat ve ta kokusu getiriyordu. Tam bir sessizlik vard.
Hava gzel, dedi Rieux, otururken. Sanki veba hi yukarlara kmam gibi.

Tarrou ona srtn dnm denize bakyordu.

Evet, dedi bir sre sonra, hava gzel.

Gelip doktorun yanma oturdu ve ona dikkatle bakt. Fenerin kez gkyznde
belirdi. Bir tabak anak angrts sokan derinliklerinden kendilerine ulat. Evin
iinde bir kap arpt.

Rieux , dedi Tarrou son derece doal bir ses tonuyla, benim kim olduumu hi
merak etmediniz m? Bana kar dostluk duyuyor musunuz?

Evet, diye yantlad doktor, size kar dostluk duyuyorum. Ama imdiye kadar
zamanmz olmad.

yi, bu beni rahatlatt. u saatin dostluk saati olmasn ister misiniz?

220

Yant olarak Rieux glmsedi.

- Evet, ite...

Birka sokak tede bir araba sanki uzun uzun slak yolda kayd. Sonra uzaklat,
arabadan sonra, uzaktan gelen ne olduu anlalmaz barmalarla sessizlik yine
bozuldu. Sonra sessizlik sanki tm gn ve yldzlarn ar-lyla iki adamn zerine
kt yeniden. Tarrou, sandalyesine gmlm oturan Rieux'nn karsnda, terasn
korkuluuna dayanmak zere ayaa kalkmt. Tarrou'yla ilgili olarak gn zerinde
izilmi gibi duran bir biimden baka bir ey grlmyordu. Uzun sre konutu ve
syledikleri aa yukar yleydi:

Basite sylemek gerekirse, Rieux, diyebilirim ki ben bu kenti ve bu salgm


tanmadan nce de vebay ekiyordum. Bu da benim herkes gibi olduum demektir. Ama
baz insanlar bunu bilmezler, bazlar sonuna kadar bu durumun iindedir, bazlar da
bunu bilirler ve bundan kurtulmak isterler. Ben hep bundan kurtulmak istedim.

"Genken susuz olduum dncesiyle yaardm, yani hibir dncem olmakszn.


Benim yle aman aman bir yaantm olmad, nasl uygun geldiyse yle baladm. Her
ey bana uyuyordu, zekiydim, kadnlarla aram iyiydi, baz endielerim olsa da geldii
gibi geiyordu. Bir gn dnmeye baladm. imdi...
"Sizin gibi yoksul olmadm sylemeliyim. Babam savc yardmcsyd, bu da yksek
dzey bir grevdi. Yine de yle grnmezdi, iten gelen bir drstl vard. Annem
basit ve silik bir kadnd, onu hep sevdim, ama ondan sz etmemeyi yelerim. Babam
sevgiyle ilgilenirdi benimle, hatta beni anlamaya altn da sanyorum. Ev dnda
servenleri oluyordu, imdi bundan eminim, tabii bu yzden fkelenecek de deilim.
Tm bu ileri yaparken nasl davranmas gerekiyorsa yle davrand, kimseyi
incitmeden. Ksaca sylemek gerekirse, ok ilgin biri deildi ve bugn artk
yaamadna gre, bir azz gibi yaam olmadn, ama kt bir adam da olmadn
anlyorum.

221Orta izgideydi, hepsi bu; ilikiyi kopartmadan, ll bir ,|| sevgi duyulabilecek
trden bir adamd.

"Oysa bir zellii vard: O koca Chaix tren tarifesi onun baucu kitabyd. yle
yolculuk ettiinden deil, yalnzca tatillerde Brtanya'da bulunan kk mlkn
grmeye giderdi o kadar. Ama Paris-Berlin aras kalk ve var saatlerini, Lyon-
Varova arasnda hangi saatlerde tren bulunabileceini ve dilediiniz bakentler
arasnda tam olarak ka kilometre olduunu size syleyebilirdi. Brian-on'dan
Chamonix'ye nasl gidilebileceini siz bilebilir misiniz? Bir istasyon efi bile arrd
da babam armazd. Neredeyse her akam bu konuda bilgisini zenginletirmeye alr
ve bundan bir bakma gurur duyard. Bu beni ok elendirirdi; sk sk ona sorular sorar,
yantlarn tarifeden dorulamaktan ve onun yanlmam olduunu grmekten
holanrdm. Bu kk altrmalar bizi birbirimize ok balamtr, nk ben, iyi
niyetini takdir ettii izleyici kitlesini oluturuyordum babamn. Bana gelince,
demiryollar konusundaki bu stnln bir bakas kadar deerli olduunu
dnyordum.

"Ama kendimi braktm ve bu drst adama ok fazla nem vermi oldum. nk, sz
balamak gerekirse, benim kararlarmda yalnzca dolayl bir etkisi olmutur. En fazla,
bana bir frsat vermitir. Gerekten de, on yedi yama geldiimde, babam kendisini
dinlemem iin beni davet etti. Ceza mahkemesinde grlen nemli bir davayd ve
kukusuz kendisi iin iyi bir gn olacana inanyordu. Genlerin d gcne arpc
gelecek olan bu trensi havann beni kendisiyle ayn meslei semeye ynelteceine de
inandn sanyorum. Gitmeyi kabul etmitim, nk bu babamn houna gidecekti; onu
aramzda oynad roln dnda bir rolde grmek ve duymak benim de merakm
ekiyordu. Baka hibir eyi dnmyordum. Bir mahkemede olan bitenler bana hep
bir 14 Temmuz gsterisi ya da bir dl treni kadar doal ve kanlmaz grnmt.

Bu konuda iyice soyut ve beni hi rahatsz etmeyen bir

dnceye sahiptim.
"Oysa o gnle ilgili aklmda tek bir grnt kald, sulunun grnts. Aslnda onun
sulu olduunu sanyorum, nedeninin ne olduu pek nemli deil. Ama kzl sal ve
yoksul, otuz yalarndaki adamcaz her eyi kabullenmeye yle kararl, yaptndan ve
kendisine yaplacak olandan yle itenlikle korkmu grnyordu ki, birka dakikann
sonunda artk ondan baka hibir ey gremez olmutum. ok fazla i bir kla diken
diken olmu bir baykua benziyordu. Kravatnn dm yakasnn orta yerinden yana
kaymt. Tek bir elinin, sa elinin trnaklarn kemiriyordu. Uzatmayaym, onun canl
olduunu anladnz,.

"Ama ben o na kadar onu yalnzca o allm 'sulu'

kategorisi erevesinde dndm anszn fark ediyordum. O srada babam


unuttuumu syleyemem, ama bireyler midemi sktryor, tutukluya ynelttiim dikkati
yok ediyordu. Neredeyse hibir eyi dinlemiyordum, bu canl adam vurmak
istediklerini hissediyordum ve dalga gibi olaanst bir igd, beraberindeki inat
bir krlemeyle beni sarp. sarmalyordu. Ancak babamn iddianamesiyle kendime
geldim.

"Krmz cppesinin iinde deiime uram, ne o sevecen kii, ne de o saf adamd;


azndan ylan gibi durmadan kp duran koca koca tmceleri yine azyla eziyordu. Ve
toplum adna bu adamn lmn, hatta kafasnn kesilmesini talep etti. Yalnzca yle
diyordu: 'Bu ba d-meli', gerek bu. Ama sonuta arada ne fark vard ki? Ve sonu
deimedi, nk o ba elde etti. Yalnzca o ii gerekletiren kendisi deildi. Ve ben,
bandan sonuna kadar bu davay eksiksiz izlemi bir kii olarak babamn hissede-
meyecei trden ba dndrc bir yaknlk duydum o talihsiz adama. te yandan
babam, nazike denildii gibi sulunun son anlarna katlmak zorundayd usl gerei,
aslnda buna cinayetlerin en irenci demek gerekir.

223

222"O gnden sonra Chaix rehberine bakarken hep bir mide bulants duydum. O
gnden sonra irenerek adaletle, lm cezalaryla, infazlarla ilgilendim ve babamn
cinayete birok kez katlm olmas gerektiini ayn ba dnmesiyle anladm, zellikle
ok erken kalkt gnlerde. Evet, alar saatini kurard byle durumlarda. Anneme
bundan sz etmeye cesaret edemiyordum, ama o zaman annemi daha dikkatle inceledim;
aralarnda hibir ey olmadn ve onun her eye srt evirerek bir yaam
srdrdn anladm. O zamanlar dediim gibi, bu benim onu balamam salad.
Daha sonra onun balanacak hibir eyi olmadn rendim, nk evleninceye
dein tm yaam boyunca yoksul olmutu ve yoksulluk ona boyun emeyi retmiti.

"Hemen evden ayrldm sylememi bekliyorsunuz kukusuz. Hayr, aylarca orada


kaldm, neredeyse bir yl kadar. Ama iim rahat deildi. Bir gn babam alar saatini
istedi, nk sabah erken kalkmas gerekti. O gece uyumadm. Ertesi gn o eve
dndnde, ben ayrlmtm. Hemen syleyeyim, babam beni her yerde aratt, onu
grmeye gittim ve hibir aklama yapmadan, eer beni geri dnmeye zorlarsa kendimi
ldreceimi ona sakin sakn syledim. Sonunda kabul etti, nk yumuak mizalyd;
kendi hayatn yaamak istemenin samal zerine bir nutuk ekti (benim davranm
byle aklyordu, ben de buna kar kmadm), binlerce tte bulundu ve itenlikle
gzlerine dolan yalar bastrd. Sonradan, epey sonra, dzenli olarak annemi grmeye
gittim, o zaman onunla da karlatm. Sanrm bu ilikiler ona yetiyordu. Kendi
amdan ona dmanlk duymuyordum, yalnzca yreimde bir para znt. ldnde
annemi yanma aldm ve sras gelince o da lmeseydi hl yanmda olacakt.

"Bu balang zerinde fazlasyla durdum, nk her eyin balangc bu oldu. imdi
hzlanacam. On sekiz yamda rahat bir yaamdan kp yoksulluu tandm. Yaamm
kazanmak iin binlerce i yaptm. Yararn da gr-

224

medim deil. Ama beni asl ilgilendiren lm mahkmiyetiydi. Kzl baykula hesab
kapatmak istiyordum. Sonuta siyaset yaptm, yle denir ya. Bir vebal olmak
istemiyordum, hepsi bu. iinde yaadm toplumun lme mahkmiyet zerine kurulu
olduunu biliyordum ve onunla mcadele etmekle cinayetle de mcadele edeceime
inandm. Buna inandm, bakalar da bunu bana syledi ve son olarak byk lde
bunun doru olduunu sylemeliyim. Bylece sevdiim ve her zaman seveceim
kiilerin yannda yer aldm. Orada uzun sre kaldm ve Avrupa'da mcadelelerine
katlmadm lke yoktur. Geelim.

"Tabii ki bizlerin de frsat bulunca mahkmiyetleri azmza aldmz biliyordum. Ama


bu birka lnn kimsenin ldrlmedii bir dnyaya ulamak iin gerekli olduu
syleniyordu bana. Bir bakma bu doruydu Ve her eyden te, belki de ben bu tr
gereklerin iinde yer alacak durumda deildim. Kesin olan, benim tereddt etti-imdi.
Ama baykuu dnyordum. Bir infaza tank olduum (Macaristan'dayd) gne ve
ocukken beni saran o ba dnmesinin benim kocaman adam gzlerimi karartt gne
kadar byle srebilirdi bu.

"Bir insann kuruna dizildiini hi grdnz m? Hayr, tabii, genellikle davetli olmak
gerekir ve izleyiciler nceden seilir. Sonuta siz resimlerde ve kitaplarda kalmsnz.
Bir bant, bir direk ve uzakta birka asker. Hi yle deil! Tetiki birliinin, tam tersine,
mahkmun bir buuk metre yaknnda durduunu bilir misiniz? Mahkmun iki adm atsa
gsyle silahlara arpabileceini bilir misiniz? Bu ksack mesafede tetii ekenlerin
kalbe nian aldn ve hep birlikte orada bir yumruun girebilecei byklkte bir
delik atklarn bilir misiniz? Hayr, bunu bilmezsiniz, nk bunlar konuulmayan
ayrntlardr. nsanlarn uykusu veballarn yaamndan daha kutsaldr. yi insanlarn
uyumasna engel olmamak gerekir. Kt bir tat brakrd byle bir ey ve tadn yerinde
olmas iin srara yer yoktur, herkes bilir bunu. Ama ben, o zamandan bu
Veba 225/15yana iyi uyuyamadm. Kt tat
azmda kald ve srar etmekten yani bunu dnmekten vazgemedim.

"O zaman anladm ki, en azndan ben, vebayla mcadele ettiimi sandm o uzun yllar
boyunca bir vebal olmaktan teye gidememiim. O zaman anladm ki, dolayl yoldan
binlerce insann lmne gz yummuum, hatta o lm kanlmaz biimde getiren
eylem ve ilkeleri doru bularak buna kendim yol amm. Bakalar bundan rahatszlk
duymuyor gibi ya da en azndan asla bu konuyu kendiliinden amyorlard. Benim
boazm dm dmd. Ben onlarn arasndaydm, ama yalnzdm. Kayglarm dile
getirdiim zamanlarda olan biteni dnmem gerektiini bana sylyorlar ve bir trl
yutamadm eyi bana yutturmak iin ou kez etkileyici nedenler nme sryorlard.
Ama ben karlk olarak, o byk veballarn, krmz cppelilerin de bu gibi durumlar
iin harika nedenleri olduunu ve kk veballarn szn ettii nemli nedenleri ve
gereklilikleri kabul edersem byk veballarn nedenlerini reddedemeyeceimi
sylyordum. Bana diyorlard ki, krmz cppelilere hak vermenin en iyi yolu
mahkmiyetleri onlarn tekeline brakmaktr. Ama o zaman ben de diyordum ki, bir kez
gz yumuldu mu, vazgemek iin bir neden kalmaz. Bana yle geliyor ki, tarih beni hakl
kard; bugn kim daha fazla ldrrse o en byk. Herkes ldrme lgnlna
kaplm ve ellerinden baka trls gelmiyor.

"Ne olursa olsun benim derdim akl yrtmek deildi. O kzl baykutu, o berbat
hikyeydi, o pis vebal azlarn zincirler iindeki bir adama leceini syledii ve o
geceler boyu gzleri ak lme gidecei gn neredeyse bir can ekimesiyle
beklerken tekilerin onun lmesi iin her eyi yola koyduu o pis hikyeydi. Benim
derdim o gste alan delikti. O arada ben de en azndan kendi adma, bu iren
kasaplk iin tek bir neden bile ileri srmeyeceimi kendi kendime sylyordum. Evet,
daha ak grmeyi beklerken bu inat krlemeyi setim.

226

"O zamandan beri deimedim. Uzun sredir utanyorum, uzaktan bile olsa, iyi niyetle
bile olsa ben de bir katil olmaktan lesiye utan duyuyorum. Zamanla bakalarndan ok
daha iyi olanlarn bile bugn ldrmekten ya da lme gz yummaktan kendilerini
alamadklarn gryorum, nk iinde yaadklar mantk byle gerektiriyordu ve
lme neden olmakszn u dnyada tek bir hareket bile yapamyorduk. Evet, utan
duymaya devam ettim, unu rendim; hepimizin vebann iinde olduunu rendim ve
i huzurumu yitirdim. Onlar anlamaya ve kimsenin can dman olmamaya alarak
bugn hl onu aryorum. Artk bir vebal olmamak iin ne yapmak gerektiini ve huzuru
ya da huzur yoksa eer, iyi bir lm umut etmemizi salayacak eyin yalnzca bu
olduunu biliyorum. te insanlar kurtarmasa da avutabilecek, ya da en azndan onlara
en az zarar verecek, hatta bazen de iyilik yapabilecek ey bu. te bu nedenle, uzaktan ya
da yakndan, hakl ya da haksz nedenlerle insanlar ldren ya da ldrmeyi hakl
karan ne varsa hepsini reddetmeye

karar verdim.

"te, yine bu nedenle bu salgnn bana rettii hibir ey yok, onunla sizin yannzda
mcadele etmekten baka. Salam bilgilere dayanarak (gryorsunuz ya Rieux, yaamla
ilgili her eyi biliyorum) herkesin vebay kendi iinde tadn nk kimsenin, hayr
kimsenin bundan kurtuluu olmadn biliyorum. Bir dikkatsizlik srasnda bakasnn
yzne doru soluk vererek ve ona hastalk bulatrmamak iin hep dikkatli olmak
gerektiini de biliyorum. Doal olan, mikroptur. Gerisi, salk, drstlk, saflk; bunlar
iradenin, hi susmamas gereken bir iradenin bir sonucudur diyebiliriz. Drst insan,
kimseye mikrop bulatrmayan insan, en az dalgnlk yapandr. Ve hi dalgnlk
yapmamak iin irade ve elik gibi gergin olmak gerekir! Evet Rieux, bir vebal olmak
ok yorucudur. Vebal olmamay istemekse daha da yorucudur. te bu nedenle herkes
yorgun gibi duruyor, nk bugn herkes biraz ve-

227bal. Ama ite bu nedenle, artk vebal olmak istemeyen baz kiiler sonsuz bir
yorgunlukla kar karya ve bundan onlar ancak lm kurtarabilir.

"Bu dnya iin bir hibir deerim olmadn ve ldrmeyi reddettiim andan
balayarak kendimi belirli bir srgne mahkm ettiimi biliyorum. Tarihi bakalar
yapacak. Bakalarn yarglayamayacam da biliyorum kesinlikle. Saduyulu bir katil
olmak iin gereken bir zellik eksik ben de. Bu da bir stnlk deil. Ama imdi,
gerekte olduum kii olmaya raz geliyorum, alakgnlll rendim. Yeryznde
felaketler ve kurbanlar olduunu ve elden geldiince felaketin yannda yer almamak
gerektiini sylyorum yalnzca. Belki size basit gelecektir bu ve ben basit olup
olmadn da bilmiyorum, ama gerek olduunu biliyorum. Bam dndrecek ve
bakalarn cinayete raz edecek denli ba dndrm yle ok kant duydum ki,
insanlarn tm mutsuzluunun ak konumamalarndan kaynaklandn anladm. O
zaman, doru yolda olmak iin ak konumak ve ak davranmay setim. Sonuta,
felaketlerin ve kurbanlarn olduunu sylyorum, baka da bir ey demiyorum. Eer
bunu sylerken kendim bir felakete dnyorsam, en azndan gnl rzamla deildir
bu. Masum bir katil olmaya alyorum. Gryorsunuz ya, byk bir hrs deil bu.

"Tabii ki bir nc kategorinin, gerek doktorlarn da olmas gerekirdi, ama bunun ok


karlalan bir ey olmad ve g bir ey olduu bir gerek. te bu nedenle, her
frsatta zarar azaltmak amacyla, kurbanlarn yannda yer almaya karar verdim.
Kurbanlarn ortasnda nc kategoriye, yani huzura nasl ulalr, en azndan bunu
aratrabiliyorum."

Tarrou szlerini bitirirken bacan sallyor ve ayayla hafife yere vuruyordu. Bir
sessizlikten sonra doktor biraz doruldu ve Tarrou'nun huzura ulamak iin nasl bir

228

yol izlenmesi gerektii konusunda bir fikri olup olmadn sordu.

Evet, anlayla.

Uzaktan iki ambulans sireni nlad. Az nce anlalmaz olan barmalar kent
snrlarnda, tal tepenin yaknlarnda younlat. Ayn anda patlamay andran bir ses
duyuldu. Sonra sessizlik kt yine. Rieux fenerin iki kez yanp snmesini izledi.
Rzgr artar gibi oldu ve ayn anda denizden gelen bir esinti tuz kokusu getirdi. imdi
yalya-ra arpan dalgalarn sessiz soluk alp verileri belirgin bir

biimde duyuluyordu.

Sonuta, beni. ilgilendiren nasl aziz olunduu, dedi

Tarrou doal bir tavrla.

Ama siz Tanrya inanmyorsunuz ki.

Tabii. Tanrsz bir aziz olunabilir mi, imdi aklm-

daki en somut soru bu.

Birdenbire lklarn geldii ynde byk bir k parlad ve rzgrn akyla


anlalmaz bir uultu ikisine doru ykseldi. Hemen ardndan uzakta k snd ve
teraslarn kysnda bir kzllk kald yalnzca. Rzgrn bir ara kesilmesiyle belirgin
biimde insanlarn lklar duyuldu, sonra bir yaylm atei ve kalabaln uultusu.
Tarrou ayaa kalkmt ve dinliyordu. Artk bir ey duyulmuyordu.

Yine kaplarda atma oldu.

Artk bitti, dedi Rieux.


Tarrou bunun hibir zaman bitmeyeceini, her zaman kurbanlarn olacan, nk
dzenin byle olduunu mrldand.

Belki de, diye karlk verdi doktor, ama biliyorsunuz, azizlerden ok yenilmilere
kar bir dayanma duygusu iindeyim. Sanrm yiitlik ve azizlie kar eilimim yok.
Beni ilgilendiren, bir insan olmak.

Evet, ikimiz de ayn eyin peindeyiz, ama ben daha az hrslym.

229Rieux, Tarrou'nun aka yaptn sand ve ona bakt. Ama gkyznden inen belli
belirsiz kta hznl ve ciddi bir yz grd. Rzgr yeniden esmeye balyordu ve
Rieux bedeninin lk olduunu hissetti. Tarrou silkindi:

Dostluk iin ne yapabilirdik, biliyor musunuz, dedi.

Neyi isterseniz, dedi Rieux.

Denize girmek. Mstakbel bir aziz iin bile onurlu bir zevk.

Rieux glmsyordu.

Gei belgelerimizle dalgakrana gidebiliriz. Sonuta, yalnzca vebann iinde


yaamak ok sama. Tabii ki insan kurbanlar iin mcadele etmeli. Ama baka hibir
eyden holanmaz hale gelmise, ne ie yarar mcadelesi?

Evet, dedi Rieux, haydi gidelim.

Bir sre sonra araba limann demir parmaklklar yaknlarnda duruyordu. Ay


ykselmiti. St gibi bir gkyznden her yere solgun glgeler salyordu. Arkalarnda
kent uzayp gidiyordu; oradan gelen scak ve hastalkl bir esinti ikisini denize doru
itiyordu. Belgelerini bir nbetiye gsterdiler, adam onlar uzun uzun inceledi. Getiler,
arap ve balk kokular arasnda flarn yayld dolgu sahay geerek dalgakrana
yneldiler. Oraya varmalarna az kala, iyot ve yosun kokusu onlara denize
yaklatklarn duyurdu. Sonra denizin sesini duydular.

Deniz dalgakrann byk kayalarnn eteklerinde fsl fsl oynayordu; onlar kayalara
trmanrken deniz kadife gibi youn, bir hayvan gibi esnek ve kaygand. Ak denize
bakan kayalarn zerine yerletiler. Sular ar ar kabaryor ve ekiliyordu. Denizin bu
dingin soluklaryla sularn yzeyinde ya tabakalar bir beliriyor bir kayboluyordu.
nlerinde, gece snrszca uzanyordu. Parmaklarnn altnda kayalarn ptrl yzeyini
hisseden Rieux'nn iini tuhaf bir mutluluk doldurmutu. Tarrou'ya doru dnerek
arkadann da sakin ve ciddi yznde, hibir eyi, cinayeti bile unutmayan ayn
mutluluu grd.

230

Soyundular. lk Rieux denize dald. nce souk gelen sular yzeye knca ona lk gibi
geldi. Birka kula attktan sonra o gece denizin lk olduunu biliyordu artk, aylar
boyunca yeryznde biriken sca eken o sonbahar denizlerinin lklndayd bu gece.
Durmadan yzyordu. Ayaklarn rpmasyla ardnda kpkler brakyordu, su kollarn
syrp bacaklarna dolanyordu. Ar bir su apr-tsyla Tarrou'nun da denize daldn
anlad. Rieux srtst dnd, yzn ay ve yldzlarla dolu ge vererek hareketsiz
kald. Uzun uzun soludu. Sonra giderek daha belirgin biimde, suya inen vurularn
grlts duyuldu, gecenin sessizliinde ve yalnzlnda tuhaf bir biimde, ak seik
duyuluyordu. Tarrou yaklayordu, az sonra soluk alp verileri duyuldu. Rieux geri
dnd, arkadann yanna geldi ve onunla ayn ritimle yzmeye balad. Tarrou ondan
daha kuvvetli bir biimde ilerliyordu ve Rieux hzlanmak zorunda kald. Birka dakika
boyunca, ayn hzla ve ayn canllkla, yalnz balarna, dnyadan uzak, sonunda kentten
ve vebadan kurtulmu, yzdler. lk Rieux durdu ve ar ar geri dndler, yalnz souk
bir akntya girdikleri srada hzlandlar. Denizin bu artmacasyla kamlanm gibi,
hibir ey sylemeden ikisi de hareketlerini hzlandrd.

Yeniden giyindikten sonra tek sz sylemeden yola ktlar. Ama ikisinin de iinde ayn
duygular vard ve bu gecenin ans ikisi iin de hotu. Uzaktan vebann nbetisini
grdklerinde, Rieux kendisi gibi Tarrou'nun da, hastaln onlar bir sreliine
unuttuunu, bunun da iyi bir ey olduunu ve imdi yeniden balamak gerektiini
dndn biliyordu.

231Evet, her eye yeniden balamak gerekiyordu ve veba kimseyi uzun sreliine
unutmuyordu. Aralk ay boyunca yurttalarmzn gslerinde alev alev yand, yksek
frnlar aydnlatt, kamplar eli bo glgelerle doldurdu, sonu olarak o sabrl ve
sarsntl yryn kesmedi. Yetkililer bu ilerleyiin durmas iin souk gnlere
gvenmiti; ama o, mevsimin ilk sert gnlerine karn yoluna amadan devam ediyordu.
Daha beklemek gerekiyordu. Ama bekleye bekleye insan artk bekleyemez duruma gelir
ve kentimiz gelecei olmadan yayordu.

Doktora gelince, kendisine sunulan o ufack huzur ve dostluk n uzun srmedi. Bir
hastane daha almt ve Rieux hastalar dnda kimseyi grmyordu. te yandan, bu
aamada salgnn giderek akcier vebas biimini aldn grd, hastalar bir bakma
doktora yardmc oluyordu. Balangtaki derin zntye ya da lgnlklara kaplmak
yerine, kendi yararna olan eyler konusunda daha doru dnyor gibi bir halleri
vard ve kendileri iin en uygun olabilecek eyleri kendiliinden istiyorlard. Durmadan
su imek istediklerini belirtiyor, hepsi snmak istiyorlard. Doktorun yorgunluunda bir
azalma olmasa da, bu gibi durumlarda kendini daha az yalnz hissediyordu.

Aralk sonuna doru, hl kampta bulunan sorgu yargc Msy Othon'dan, kendi
karantina sresinin dolduunu, yneticilerin buraya giri tarihini bulamadklarn ve
kendisini kesinlikle yanllkla burada tutmaya devam ettiklerini belirten bir mektup
ald. Bir sre nce km olan kars valilie gidip bu duruma kar kmt, ona orada
iyi davranmamlar ve hibir zaman yanllk olamayacan sylemilerdi. Rieux araya
Rambert'i soktu ve

232

Msy Othon kendisini grmeye geldi. Gerekten de bir yanllk olmutu ve Rieux
buna biraz kzd. Ama zayflam olan Msy Othon gsz elini ona doru kaldrp
szlerini tartarak herkesin yanllk yapabileceini sylemiti. Doktor bireylerin
deimi olduunu dnd yalnzca.

- Neler yapacaksnz, yarg bey? Dosyalarnz sizi

bekliyor, dedi Rieux.

Yo hayr, dedi yarg. Tatile kmak istiyorum.

Doru, dinlenmeniz gerek.

Ondan deil, kampa geri dnmek istiyorum.

Rieux ard:

Ama yeni ktnz!

yi anlatamadm. Bu kampta ynetime gnll olarak yardm edenlerin bulunduunu


sylediler bana.

Yarg yuvarlak gzlerini biraz ovuturuyor, akakla-rndaki tutam yattrmaya


alyordu...

Anlyorsunuz, bylece bir uram olur. Sonra, bunu sylemek budalaca ama,
olumun ayrln daha az

hissederim bylece.
Rieux ona bakyordu. Onun sert ve duygusuz gzlerine anszn bir yumuakln
yerlemesi olanakszd. Ama baklardaki keskinlik gitmi, gzlerin madensi safl
kaybolmutu.

Tabii, dedi Rieux, bununla ilgilenirim, madem

byle istiyorsunuz.

Gerekten de doktor bu ile ilgilendi ve vebal kent Noel'e kadar her zamanki yaamn
srdrd. Rambert iki nbeti ocuk araclyla karsyla gizli bir haberleme yntemi
gelitirdiini doktora aklad. Arada srada ondan bir mektup alyordu. Bundan
yararlanmas iin Rieux'ye neride bulundu, o da kabul etti.

Uzun aylar sonunda ilk kez olarak ve bin bir zorlukla bir mektup yazd. Yitirmi olduu
bir dil vard. Mektup yolland. Yant gelmekte gecikiyordu. te yandan Cot-tard varlk
iindeydi ve kk speklasyonlar onu zengin

233ediyordu. Grand'a gelince, kutlama gnleri ona pek iyi-; gelmeyecekti.

O yln Noel kutlamas ncil'de belirtilenden ok, Ce- hennem kutlamas oldu. Bo ve
ksz dkknlar, vitrin-lerdeki yalanc ikolatalar ya da ii bo kutular, ask yzlerle
dolu tramvaylar, hibir ey eski Noelleri anmsatmyordu. Bir zamanlar yoksul zengin
herkesin bir araya geldii bu bayramda, tek bana yaplan ve utan verici baz keyifler
dnda hibir eye yer yoktu; bir dkknn pislik iindeki deposunda inanlmaz paralar
karl ayrcalkl kiilere salanyordu bunlar. Kiliseler yardmdan ok yakarlarla
dolmutu. Cansz ve buz kesen kentte, kendilerini tehdit eden eyin henz farkna
varmam birka ocuk kouturuyordu. nsanln acs kadar yal, ama taze bir umut
kadar gen bir Tanrdan armaanlarla ykl o eski gnlerin Tanrsndan onlara sz
edecek cesareti kimse bulamyordu. Kimsenin yreinde ok eski ve neesiz bir umuttan
baka bir eye yer yoktu, insanlarn lm semesine engel olan ve yaamak iin
duyduklar basit bir saplantdan baka bir ey olmayan u umut vard yalnzca
yreklerde.

nceki gn, Grand randevusuna gelmemiti. Rieux sabah ona uram, ama bulamamt.
Herkese haber brakmt. Saat on bire doru, Rambert Grand' uzaktan, keyifsiz bir
yzle sokak sokak gezerken grdn doktora haber vermek zere hastaneye geldi.
Sonra onu kaybetmiti. Doktorla Tarrou onu aramaya ktlar.

leyin on ikide, buz gibi bir saatte, Rieux arabasndan km, uzaktan Grand'a
bakyordu, Grand ahaptan kabaca yontulmu oyuncaklarla dolu bir vitrine neredeyse
yapmt. Yal memurun yznden durmadan yalar akyordu. Ve bu gzyalar
Rieux'y altst etti, nk bunlar anlyor ve kendi boaznda dm dm
hissediyordu. O da bir Noel vitrini karsnda bu talihsiz adamn niann, memnun
olduunu sylemek iin ban ona doru emi Jeanne' anmsyordu. ok uzaklarda
kalm yl-

234

larn iinden, bu lgnln iinden, Jeanne'm przsz sesi Grand'a ulayordu, oras
kesindi. Alayan yal adamn u dakika ne hissettiim Rieux biliyordu ve Grand gibi
kendisi de, sevgisiz bir dnyann l bir dnya gibi olduunu ve bir an gelip insann
hapishanelerden, almadan ve cesaretten usanp, bir varln yzn ve efkatle
aydnlanm bir yrek dilediini biliyordu.

Ama Grand camda onu grd. Alamasn kesmeden, geriye dnd ve onun geliini
grmek iin srtn vitrine

dayad.

Ah doktor, ah! diyordu.

Rieux syleyecek sz bulamyor, onu bayla onaylyordu. Onun bu znts ayn


zamanda kendi znt-syd ve o anda yreini burkan, insanlarn paylat ac
karsnda insann kapld o sonsuz fkeydi. - Evet Grand, dedi.

Ona mektup yazacak zamanm olmasn isterdim... Bilsin diye... ve pimanla


kaplmadan mutlu olabilsin diye...

Bir tr zorlamayla Rieux, Grand' gtrmeye alt.

Otekiyse krk dkk tmceler gevelemeyi srdryor, neredeyse kendisini brakm


srklenerek yryordu.

Uzun zamandr sryor bu. nsan kendini brakmak istiyor, zorunlu bu. Ah doktor!
Byle, huzurlu gibi duruyorum. Ama yalnzca normal olmak iin hep ok byk aba
harcamak zorunda kaldm. Oysa imdi, ok fazla

bu.

Tepeden trnaa titreyerek durdu, gzleri deli gibiydi.

Rieux elini tuttu, alev alev yanyordu.


Dnmemiz gerek.

Ama Grand ondan uzaklat ve birka adm kotu, sonra durdu, kollarn at ve bir ileri
bir geri sallanmaya balad. Kendi evresinde dnd ve buz gibi kaldrmn zerine
dt, yz durmadan akan gzyalaryla kirlenmiti. Yoldan geenler yerlerinde
aklm gibi durup yak-

235lamaya cesaret edemeden uzaktan baktlar. Rieux'nn yal adam kollarna


almas gerekti.

imdi Grand yatanda boulur gibi nefes alyordu: Cierler hastalk kapmt. Rieux
dnyordu. Memurun ailesi yoktu. Onu gtrmeye ne gerek vard? Ona tek ban-na,
Tarrou'yla bakacakt.

Yeile dnm rengi ve feri snm gzleriyle Grand yastna gmlmt. Bir kasann
artk tahtalaryla mi-nede ate yakan Tarrou'ya gzlerini dikmi bakyordu.
"Ktym," diyordu. Alev alev cierlerinin derininden tuhaf bir hrt ykseliyor,
syledii her eye elik ediyordu. Rieux ona susmasn ve yine geleceini syledi.
Hastann yznde tuhaf bir glmseme belirdi ve glmsemeyle birlikte yzn bir
yumuaklk kaplad. Bir abayla gz krpt. "Bunu atlatrsam, doktor, apka karlr!"
Ama hemen ardndan derin bir zntye bouldu.

Birka saat sonra, Rieux ve Tarrou hastay yatanda dorulmu bir halde buldular, onu
iin iin kavuran hastaln ilerlediini yznden okuyan Rieux korkuya kapld. Ama
Grand daha akl banda gibi duruyordu ve hemen, tuhaf bir biimde derinden gelen bir
sesle, ekmecesine koyduu elyazmasn getirmelerini rica etti. Tarrou ktlar ona
verdi, Grand onlara bakmadan skca sarld, sonra doktora geri verdi. Elli sayfalk ksa
bir elyazmasyd. Doktor sayfalar kartrd ve tm bu sayfalarda tek bir tmcenin,
sonsuz sayda yeniden yazlm, deitirilmi, zenginletirilmi ya da ksaltlm o hep
ayn tmceden baka bir eyin yazl olmadn grd. Mays ay, amazon ve Boulogne
Ormannn yollar durmadan kar karya ve trl trl bir araya geliyordu. almada
bazen son derece uzun aklamalar ve deikeler de yer alyordu. Ama sonuncu sayfann
sonunda zenli bir el yle yazmt: "Sevgili Jeanne'm, bugn Noel..." ve mrekkebi
daha kurumamt. Yukarda, zenli bir el yazsyla tmcenin son biimi yer alyordu.
"Okuyun," diyordu Grand. Rie-ux de okudu.

"Gzel bir mays sabah, incecik bir amazon grkemli bir al ksran zerine binmi,
ieklerin arasnda, Boulogne Ormannn yollarndan geiyordu..."

- Byle mi? dedi yal adam ateli bir sesle.


Riex ona bakmad.

teki heyecanla:

Ah, dedi biliyorum. Gzel, gzel, uygun szck bu

deil.

Rieux battaniyenin zerindeki eli tuttu.

- Brakn doktor. Zamanm kalmad.

Gs glkle inip kalkyordu ve birden bard:

Yakn onu!

Doktor duraksad, ama Grand yle korkun bir tonla ve sesinde yle byk bir acyla
yineledi ki, Rieux neredeyse snm olan atee ktlar atverdi. Oda bir anda
aydnland ve ksack bir scaklkla yeniden snd. Doktor hastann yanna dndnde,
srtn dnmt ve yz neredeyse duvara deiyordu. Tarrou sanki bu sahneyi izle-
miyormu gibi pencereden bakyordu. Serum inesini yaptktan sonra Rieux arkadana
Grand'n geceyi karamayacam syledi, Tarrou da kalmay nerdi. Doktor kabul

etti.

Grand'n lecei dncesi tm gece aklndan kmad. Ancak ertesi gn, Rieux
Grand' yatanda oturmu, Tarrou'yla konuurken buldu. Ate kaybolmutu. Genel bir
yorgunluktan baka bir iz kalmamt.

Ah doktor! diyordu memur, yanlmm. Ama yeniden balayacam. Her ey


aklmda, greceksiniz.

Bekleyelim, dedi Rieux, Tarrou'ya.

Ama le zaman da bir deiiklik olmad. Akam Grand'a kurtulmu gzyle


baklabilirdi. Rieux bu dirilie

hibir anlam veremiyordu.

Oysa hemen hemen yine o dnemde Rieux'ye bir hasta getirildi, doktor durumunun
mitsiz olduuna ve tecrit edilmesi gerektiine karar verdi. Gen kz sayklamalar
iindeydi ve akcier vebasna ilikin tm belirtileri
237

236gsteriyordu. Ancak ertesi gn, ate dmt. Doktor, Grand'n durumunda olduu
gibi, bunu basit bir sabah iyilemesi. olarak grd, deneyimlerine dayanarak sabah
saatlerindeki dzelmeleri ktye iaret olarak grmeye almt. Oysa le saatinde
ate ykselmedi. Akam yalnzca biraz oynad ve ertesi sabah ate bitmiti. Zayf
olmasna karn gen kz yatanda rahat rahat soluk alp veriyordu. Rieux, Tarrou'ya
kzn tm kurallara kar kurtulduunu syledi. Ancak hafta ii Rieux'nn servisinde
benzer vakalar ortaya kt.

Ayn haftann sonunda yal astm hastas doktorla Tarrou'yu ok byk bir heyecan
iinde karlad.

Tamam, diyordu, yeniden ortaya kyorlar. - Kimler?

Fareler tabii ki!

Nisan ayndan beri hibir fare ls bulunmamt.

Yeniden mi balyor? dedi Tarrou Rieux'ye. Yal adam ellerini ovuturuyordu.

Nasl koutuklarn grmek gerek! Bir zevk bu. Sokak kapsndan evine iki farenin
girdiini grm-

t. Komular, kendi evlerinde de hayvanlarn yeniden ortaya ktklarn ona bildirmiti.


Baz doramalarn iinde, aylardr unutulmu olan hummal alma yeniden duyulur
olmutu. Rieux her hafta ba yaynlanan genel istatistikleri bekledi. Saylar hastalkta
bir gerilemeyi gsteriyordu.

238Hastaln bu beklenmedik gerilemesi umutlarn dnda bir ey olsa da, kentliler


sevinmek iin acele etmediler. Geen aylar, bir yandan ilerindeki kurtulma isteini
oaltm, bir yandan da onlara saknml olmay retmi, onlar salgnn yakn bir
gelecekte son bulmas dncesine fazla kaplmamaya altrmt. te yandan, bu yeni
olay herkesin dilindeydi ve yreklerin ta derininde gizli, byk bir heyecan
dalgalanyordu. Geri kalan ne varsa, ikinci plana atlyordu. Vebann yeni kurbanlar bu
kurallar altst eden olay karsnda pek nemsenmez olmutu: statistikler de
gemiti. Aka umut edilmese de, salk dneminin yine de gizliden gizliye
beklendiinin gstergelerinden biri de, kentlilerin o andan balayarak umursamaz bir
havayla da olsa, vebadan sonra yaamn yeni bir dzene nasl girecei konusunda istekli
konumalar yapmalaryd.
Herkes eski yaantlarnn kolaylklarna hemen ulalamayacan ve bozmann
yapmaktan daha kolay olacan dnyordu. Yalnzca yiyecein daha kolay
salanabilecei ve bylece en acil skntdan kurtulunabilecei sanlyordu. Aslnda bu
saf szlerin altnda, ayn zamanda lgn bir umut dizginlerinden kurtuluyordu ve bu yle
bir noktada oluyordu ki, kentliler bazen bunun bilincine varyor ve o zaman, her ne
olursa olsun, kurtuluun hemen ertesi gn gereklemeyeceini hemen szlerine
ekliyorlard.

Gerekten de, veba hemen ertesi gn durmad, ama grne baklrsa, mantk
erevesinde umut edilenden daha hzl bir biimde geriliyordu. Ocak aynn ilk
gnlerinde souklar allmadk bir srarla bastrd ve kentin

Veba

241/16zerinde buz kristalleri gibi asl kald. Bununla birlikte, gkyz hi bu kadar
mavi olmamt. Gnler boyunca, deimeyen ve buz gibi muhteem bir hava kenti
tkenmek bilmeyen bir kla donatt. Bu temizlenen havada, veba birbirini izleyen
dler gstererek haftada giderek azalan sayda cesetler dizerek kaybolmaya yz
tuttu. Ksa bir sre iinde aylarca biriktirdii gcn neredeyse hepsini yitirdi. Vebann,
Grand ya da Rieux'nn hastas gen kz gibi belirlenmi kurbanlarn elinden
karmasna, baka semtlerde tmyle ortadan kalkarken baz mahallelerde iki gn
boyunca deli gibi ortal kavurmasna, pazartesi kurbanlarnn saysn artrp aramba
hepsini elinden karmasna, onun byle soluk solua kalna ya da acele ediine
bakarak sinirden ve yorgunluktan daldn, kendi imparatorluuyla birlikte, gcn
oluturan saysal stnln ve egemenliini yitirdii sylenebilir. O zamana kadar
baars tartlan Castel'in serumu, birdenbire bir dizi baar kazanyordu. Doktorlarn
ald ve nceleri hibir sonu vermeyen nlemlerin her biri birden etkili oluyor
gibiydi. Sanki vurulma sras vebaya gelmiti ve onun anszn gszlemesi o zamana
kadar karsna karlan paslanm silahlara g kazandryordu. Yalnzca, zaman
zaman hastalk etkisini sertletiriyor ve bir tr krle-mesine atlayla iyilemesi umulan
drt hastay alveri-yordu. Onlar, umudun tam orta yerinde lenler, vebann
talihsizleriydi. Karantina kampndan karlan Msy Ot-hon'un durumu da byle oldu;
Tarrou onun gerekten de talihsiz olduunu, lm m yoksa yarg yaantsn m
dndnn anlalamadn sylyor.

Ama genelde, enfeksiyon bir izgi boyunca geriliyordu; ilk nce ekingen ve gizli bir
umut uyandrm olan valilik bildirileri kamuoyunda zaferin kazanld ve hastaln
geri ekildii inancn sonunda dorulad. Gerekte, bir zaferin sz konusu olup
olmadna karar vermek kolay deildi. Hastaln geldii gibi gittii sylenmeliydi
yalnzca. Ona kar srlen stratejiler deimemiti, dn bir
242

ie yaramyordu, bugnse grnte olumluydu. Hastaln kendiliinden tkendii ya


da belki tm hedefine ulatktan sonra ekildii izlenimi vard yalnzca. Bir bakma

grevi sona ermiti.

Yine de kentte hibir eyin deimedii sylenebilir. Gndz her zamanki gibi sessiz
sokaklar gece pardsl ve earpl bir kalabalkla dolup tayordu. Sinema ve kafe-ler
hep ayn ii yapyordu. Ama daha yakndan baknca, yzlerin daha rahatlam olduu
hatta bazen glmsedii grlyordu. Bylece, o zamana kadar sokaklarda kimsenin
glmsemedii de fark ediliyordu. Gerekte, aylardr kenti sarmalayan kaln rt bir
yerinden yrtlmt ve pazartesileri radyo -haberinden anlald kadaryla, bu yrtk
byyordu ve sonunda insanlar soluk alabilecekti. Bu da olumsuzluk ieren bir
avuntuydu ve i ac bir ifadeye ulaamyordu bir trl. Ama, bir zamanlar bir trenin
gittii ya da bir geminin geldii ya da arabalara tekrar yola kma izni verilecei
inanlmaz gelirken, tersine, ocak ortasnda bunlarla ilgili yaplan duyuru hibir aknlk
uyandrmad. Kukusuz az bir eydi bu. Ama bu incecik fark yurttalarmzn umut
yolunda nasl bir ilerleme kaydettiini gsteriyordu aslnda. Zaten en ufak umudun tm
bir halk iin olanakl hale geldii anda vebann kesin egemenlii sona erdi denilebilir.

Bununla birlikte, tm ocak ay boyunca kentliler elikili davranlarda bulundu.


Aslnda tam olarak, ar heyecanla depresyon arasnda gidip geldiler. rnein,
istatistiklerde en olumlu saylarn ortaya kt anda yeni kama giriimleri saptand.
Bu, yetkilileri ok artt, kalarn ounun baarl olduuna baklrsa nbetiler de
byk bir aknla dmt. Ama aslnda, o sralarda kaan insanlar doal duygulara
boyun eiyorlard. Veba baz insanlarda derin kuku tohumlar ekmiti, bundan kurtu-
lamyorlard. Umudun sz gemiyordu onlara. Veba dnemi gemi olsa da hl onun
kurallarna gre yayorlard. Olan biteni geriden izliyorlard. Baka insanlardaysa,

243tersine bir durum sz konusuydu, evlere ya da kamplara kapatlarak ve ruhsal


kntlerle geen bir sreden sonra, sevdikleri ancak o zamana kadar ayr yaadklar
insanlar zellikle evlerinde arlyorlard; ykselen umut rzgr, bu insanlar,
kendilerini tutmalarn engelleyen bir ate ve bir sabrszlkla tututurmutu. Sonucun bu
kadar yakmndayken, belki de lebilecekleri, sevdikleri insanlar gremeyecekleri ve
bu uzun srm aclarn karln alamayacaklar dncesiyle bir tr panie
kaplyorlard. Aylarca nereye varaca belirsiz bir inatla, tutsaklk ve srgne karn,
sebatla beklemiler, korku ve umutsuzluun ykamadn ilk umut yerle bir etmeye
yetmiti. Son dakikaya kadar onun yryne ayak uyduracak durumda deillerdi, ama
vebann nne gemek iin lgn gibi acele ediyorlard.
Ayn zamanda iyimserlik belirtileri de kendiliinden ortaya kmaya balad. te
bylece fiyatlarda hissedilir bir d kaydedildi. Salt ekonomi asndan baknca, bu
hareketin aklamas yoktu. Skntlar hep ayn skntlard, kaplarda karantina
formaliteleri srdrlyordu ve yiyecek salanmas hl zmszd. Bylece tmyle
moral bir olguyla kar karyaydk, sanki vebann gerilemesi her yerde kendini
duyuruyordu. Ayn zamanda nceleri toplu halde yaayan ve hastalk yznden ayrlmak
zorunda kalan insanlar da iyimserlie kaplmaya balamt. Kentin iki manastr
yeniden dzenlendi ve ortak yaama balanabildi. Askerler iin de ayn ey sz
konusuydu, boaltlan klalarda askerler yeniden bir araya geldi: Yeniden normal bir
garnizon yaantsna baladlar. Bu olaylar nemli gstergelerdi.

Halk 15 Ocak'a kadar bu gizli coku iinde yaad. O hafta istatistikler ylesine dt
ki, doktorlar kuruluna dantktan sonra valilik salgnn sona ermi olarak
grlebileceini duyurdu. Gerek u ki, halkn benimsemezlik edemeyecei bir saknm
dncesiyle yazda, kent kaplarnn iki hafta daha kapal kalaca, nleyici kurallarn
da

244

bir ay srdrlecei ekleniyordu. Bu dnem boyunca tehlikenin yeniden belireceine


ilikin en ufak belirtide, 'Statko' korunacak ve nlemler srdrlecekti".

te yandan, herkes bu eklemeleri biemsel kayglarla eklenmi maddeler olarak grd


ve 25 Ocak akam kenti neeli bir coku kaplad. Valilik bu genel canllkta bir pay
bulunsun diye salk dnemindeki aydnlatmann yeniden kurulmas emrini verdi. Bunun
zerine souk ve duru bir gn altnda, kentliler grltl ve kahkahalar atan
topluluklar halinde aydnlatlm sokaklara dkld.

Kukusuz, birok evin kepenkleri kapal durdu ve bakalarnn lklarla doldurduu


bu geceyi sessizlik iinde geirdi. te yandan, yas tutan bu varlklarn ou iin derin
bir teselli de vard; bunun nedeni de, ya baka yaknlarn lmesinden duyulan korkunun
sonunda yatmas ya da kiisel korunma duygusunu artk bir yana brakmalaryd. Ama
genel neeye en yabanc kalan aileler, kukusuz tam o srada bir hastanede vebayla
cebelleen bir hastas olan ve karantina merkezlerinde ya da kendi evlerinde vebann
bakalarnn yakasn brakt gibi, kendi yakalarn da gerek anlamda brakmasn
bekleyen ailelerdi. Onlar da bir umut duyuyorlard kukusuz, ama bunu yedekte tutmay
yeliyorlar ve gerekten hak kazanmadan bu umudu tketmekten ekmiyorlard. Ve bu
bekleyi, acyla neenin tam ortasnda geen bu sessiz gece genel cokunun arasnda
onlara daha da korkun geliyordu.

Ama bu istisnalar teki insanlarn doygunluk duygusuna glge drmyordu. Kukusuz


veba henz bitmi deildi ve bunu kantlayacakt. Yine de, haftalar ncesinden, herkesin
dncesinde trenler sonsuza giden raylarn zerinde ddk alarak yola koyuluyor,
gemiler l l denizlere doru szlyordu. Ertesi gn dnceler durulacak ve
kukular yeniden ba verecekti. Ama imdilik tm kent sarslyor, salam kkler sald
u kapal, karanlk ve hareketsiz yerleri terk ediyor ve sa kalanlar srtlayarak yeniden
yaama geri dnyordu sonunda. O akam

245Tarrou ve Rieux, Rambert ve tekiler, kalabaln ortasnda yryor ve ayaklarnn


yerden kesildiini hissediyorlard. Bulvarlardan ayrldktan uzun bir sre sonra Tarrou
ve Rieux, kepenkleri kapal pencereler boyunca yrdkleri o saatte, o neenin hl
pelerinden geldiini duyuyorlard. Ve yorgunluklar yznden, kepenklerin ardnda
sren o acyla az tede sokaklar dolduran neeyi birbirinden ay-ramyorlard.
Yaklaan kurtuluun kahkaha ve gzya karm bir ehresi vard.

Uultunun en yksek ve en neeli nnda Tarrou durdu. Karanlk kaldrmn zerinde,


hafif admlarla bir glge kouyordu. Bir kediydi bu, ilkbahardan beri grlen ilk kedi.
Yolun ortasnda bir an hareketsiz kald, duraksad, ayan yalad, sonra abucak sa
kulanda gezdirdi, yeniden sessiz kouturmasna dnd ve gecenin iinde kayboldu
gitti. Tarrou glmsedi. Yal adam da memnun olacakt.

ne

Veba sessizce kt o nerede olduu bilinmeyen ini-ne geri dnmek zere


uzaklaadursun, Tarrou'nn notlarna gre, kentte bu gidie derin derin zlen en
azndan bir

kii vard, Cottard'd bu.

Gerei sylemek gerekirse, istatistiklerin d gstermeye balad andan itibaren


bu defterler olduka tu-haflayor. Yorgunluktan m acaba, iyice okunaksz el yazsn
zmek gleiyor ve sk sk bir konudan tekine atlanyor. stelik, ilk kez olarak,
defterlerdeki nesnellik de bir yana braklp kiisel saptamalara yer veriliyor. rnein
Cottard'n durumuyla ilgili uzun bir blmn ortasnda kedili yal adamla ilgili kk
bir yaz yer alyor. Tar-rou'ya baklrsa, veba onun bu kiiye duyduu saygy bir an
olsun azaltmamt, nceden nasl onun ilgisini ektiy-se, yal adam vebadan sonra da
ilgisini ekmiti, ancak ne yazk ki, Tarrou'nn iyi niyetine karn artk ilgisini eke-
meyecekti. nk Tarrou onu yeniden grmek iin epey uramt. O 25 Ocak
akamndan birka gn sonra, kk sokan kesinde nbet tutmaya balamt.
Kediler oradayd, randevuya sadk, gnete snyorlard. Ancak her zamanki saatte,
kepenkler srarl biimde kapal kald. Bunu izleyen gnlerde de Tarrou aldklarn
grmedi. Merak iinde, yal adamn alnm ya da lm olabileceini dnd,
alnm olabilirdi, nk yal adam hakl olduunu dnyordu ve veba ona hakszlk
etmiti; ama eer lmse, tpk yal astm hastas gibi onun da bir aziz olup olmadn
dnmek gerekiyordu. Tarrou yle olduunu sanmyordu, ama yal adamn durumunda
bir 'iaret' bulunduunu dnyordu. "Belki de azizlikle ilgi-li yalnzca yaklak bir
dnceye varlabilir," diye gz-

li yalnzca yaklak

247

246lemde bulunuyordu, "Bu durumda alakgnll ve iyilik-sever bir eytana taparlkla


yetinilebilir."

Defterlerde Cottard'la ilgili dncelerin arasnda hibir eyi olmam gibi


almasna koyulan, o sralar ne kahet dnemindeki Grand'la, doktorun annesine ilikin'
gzlemler de dank bir biimde yer alyordu. Birlikte oturmann izin verdii lde,
Tarrou'yla anne arasnda geen sohbetler srasnda, yal kadnn tavrlar, glmseyii,
veba zerine gzlemleri zenle not edilmiti. Tarrou zellikle Madam Rieux'nn kendini
ne karmaktan kanmas, her eyi yaln tmcelerle anlatma biimi, sessiz| sokaa
bakan belli bir pencereye kar duyduu zel zevki zerinde duruyordu; yal kadn
akamlan bu pencere nnde biraz dik, huzurlu elleri ve dikkatli baklaryla i odaya
karanlk basncaya ve ar ar koyulan gri n iinde kara bir glgeye dnp sonra
n iinde eriyinceye kadar otururdu. Tarrou baka eyler zerinde de duruyordu;
onun bir odadan br odaya nasl hafif admlarla getiinden; onun iyiliinden de sz
ediyordu, bunu Tar-rou'nun nnde hi aa vurmazd, ancak her syledii ve her
yapt eyde bu iyiliin belli belirsiz n yakalard Tarrou; son olarak onun
dnmeden her eyi bildii zerinde duruyordu Tarrou ve ona gre, bunu yle sessiz,
yle glgede kalarak yapyordu ki, ne olursa olsun, veba bile olsa, her trl k
dzeyinde kalabiliyordu. Burada Tarrou'nun el yazs tuhaf bir yumuama izleri
tayordu. Sanki bu yumuamay kantlarcasna bundan sonraki satrlar ok zor
okunuyordu ve son szcklerde ilk kez olarak kiisellik grlyordu: "Annem de
byleydi, kendini ne karmayn severdim ve hep onunla olmak isterdim. Sekiz yl
oluyor, ld diyemiyorum. Her zamankinden biraz daha silikleti ve geri dnp
baktmda artk yoktu."

Ama sz Cottard'a getirmek gerek. statistikler dmeye baladndan beri Cottard


eitli bahanelerle Rieux'y birok kez ziyaret etmiti. Aslnda her seferinde Rieux'den
vebann gidiiyle ilgili bir tahminde bulun-

248
masn istiyordu. "Byle bir anda, hi iaret vermeksizin durabileceine inanyor
musunuz?" Bu noktada kukuluydu, ya da en azndan yle olduunu sylyordu. Ama
yineleyerek sorduu sorular ok salam olmayan bir inanc gsteriyor gibiydi. Ocak
ortasnda Rieux olduka iyimser bir biimde yant vermiti. Ve bu yantlar Cottard'
neelendirecei yerde, her seferinde, gnne gre deien, keyif karmaktan ykma
kadar uzanan tepkiler uyandrmt onda. Sonradan doktor ona, istatstiklerdeki olumlu
gstergelere karn zafer ilan etmemenin uygun olacan sylemiti:

- Bir baka deyile, hibir ey bilinmiyor, bir gn

kald yerden balayabilir! diye gzlemde bulunmutu

Cottard.

- Evet, iyileme hznn artmas gibi, bu da olas. Herkes iin endie verici olan bu
belirsizlik, gzle grlr biimde Cottard' rahatlatmt ve Tarrou'nun nnde,
Rieux'nn dncesini yaymaya alarak, oturduu semtteki tccarlarla syleilere
girimiti. Bunu yapmaktan ekinmiyordu, oras doru. nk ilk zaferlerin
cokusundan sonra birok kiinin aklna bir kuku dmt; valilik aklamasnn yol
at heyecandan sonra da varln srdrecekti. Cottard'n bu endie tablosu
karsnda ii rahatlyordu. Ama baka zamanlar cesaretini yitirdii de oluyordu.
"Evet," diyor Tarrou'ya, "sonunda kaplar alacak. Ve greceksiniz, hepsi beni yzst
brakacak!"

25 Ocak'a kadar herkes onun kiiliindeki bu ani deiiklikleri fark etti. Gnler boyu
semttekilerle ve grt insanlarla uzun uzun anlamaya altktan sonra, onlara
verip veritiriyordu. O zaman en azndan grnte, dnyadan el etek ekiyor ve bir
anda kendini yabanl bir yaamn iine atyordu. Kimse onu ne lokantada, ne tiyatroda,
ne de o sevdii kafelerde gryordu. te yandan, vebadan nce srdrd ll ve
karanlk yaama geri dnmyordu. Tmyle dairesine kapanarak yayor ve komu
lokantadan yemek getirtiyordu. Yalnz akamlan

249

kaamak olarak dar kyor, gereksinim duyduu eyleri alyor, maazalardan kp


kendini ssz sokaklara atyor-' du. O zaman Tarrou onunla karlarsa eer, azndan;
cmbzla tek tuk laf kyordu, o kadar. Sonra birdenbire, insanlarn arasnda, bol bol
vebadan sz ederken, herkesin fikrini sorarken ve her gece dalga dalga kalabaln
iinde! keyifle salnrken onu grebiliyordunuz.

Valilik aklamasnn yapld gn, Cottard tmyle ortadan yok oldu. ki gn sonra,
Tarrou onu isiz gsz, sokak sokak gezerken grd. Cottard ona mahallesine ka-dar
elik etmeyi nerdi. zellikle o gnn younluunu fazlasyla hisseden Tarrou
duraksad. Ama teki steledi. ok heyecanl gibi duruyordu, elleri kollaryla
karmakark hareketler yapyor, hzl ve yksek sesle konuuyordu. Valilik
aklamasnn gerekten vebaya bir nokta koyduunu dnp dnmediini sordu
dostuna. Tabii ki, Tarrrou yetkililerin yapt bir aklamann bir felaketi durdurmak iin
yeterli olmayacan dnyordu; ama beklenmedik bir durum dnda, yaknda
salgnn duracann akla uygun gelebileceini syledi.

Evet, dedi Cottard, beklenmedik bir durum dnda. Ve her zaman beklenmedik bir
durum vardr.

Tarrou kaplar almadan iki haftalk bir sreye uyulmasn isteyen valiliin zaten
beklenmedik bir gelimeyi bir anlamda ngrdne dikkati ekti.

yi de etti, dedi Cottard, hl dnceli ve heyecanlyd, nk valilik olaylarn


gidiine bakarak, bo yere konumu olabilirdi.

Tarrou byle bir eyin olabileceine inanyordu, ama kaplarn almasn ve normal bir
yaama dnlmesini dnmenin daha uygun olacan syledi.

Tamam, yle kabul edelim, dedi Cottard, ama normal yaama dn derken neyi
kastediyorsunuz?

Sinemada yeni filmler, dedi Tarrou glmseyerek. Ancak Cottard glmyordu.


Vebann kentte hibir

eyi deitirmeyecei ve her eyin eskisi gibi, yani hibir

250

ey olmam gibi yeniden balayaca dnlebilir mi, onu renmek istiyordu. Tarrou
vebann deieceini, kenti deitirmeyeceini dnyordu ve tabii ki, kentlilerin en
gl istei hibir ey deimemi gibi davranmakt ve yle olacakt; bundan dolay, bir
ynden hibir ey deimeyecekti, ama baka bir ynden, yeterli derecede istense de
hibir ey unutulmayacak ve veba en azndan yreklerde bir iz brakacakt. Kk rant
insanlarn yreiyle ilgilenmediini, bunun en son srada yer alan bir kayg olduunu
ak ak syledi. Onu ilgilendiren, kentteki dzenlemenin deitirilip
detirmeyeceiydi, rnein tm hizmetler eskisi gibi mi yrtlecekti? Tarrou bu
konuda hibir ey bilmiyordu. Salgn srasnda aksayan tm hizmetlerin yeniden
balatlabilmesinin de biraz glk kacan dnyordu. En azndan eski
hizmetlerin yeniden dzenlenmesini gerektirecek yeni sorunlarn kabilecei de
dnlebilirdi.

- Ah! dedi Cottard, bu olabilir, gerekten de, herkes

her eye yeniden balayacak.

ki yry Cottard'n evinin yaknlarna gelmiti. Cottard canlanmt, kendini


iyimser olmaya zorluyordu. Sfrdan balamak- zere gemiini silip yeniden yaamaya
koyulan kenti hayal ediyordu.

yi, dedi Tarrou. Her ey bir yana, sizin iin de iler yoluna girecektir. Bir bakma,
yeniden balayacak bir

yaam var.

Kapnn emindeydiler ve birbirlerinin elini skyorlar-

d.

- Haklsnz, diyordu Cottard, giderek artan bir heyecanla, sfrdan balamak, bu iyi bir
ey olur.

Ama koridorun karanlnda iki adam belirmiti. Tarrou yanndakinin bu iki adama ne
istediklerini .sorduunu duydu. Bayramlklarn giymi memurlar andran adamlar
Cottard'a adnn Cottard olup olmadn soruyorlard, o ise, sessiz bir aknlk l
atarak arkasn dnd ve karanla dalp kamaya balad; ne adamlar ne de Tarrou

251yerlerinden kmldayacak zaman bile bulamad. aknlk getikten sonra, Tarrou


adamlara ne istediklerini sordu. Mesafeli ve terbiyeli bir tavr taknarak, baz bilgilerin
sz konusu olduunu sylediler ve ar admlarla Cottard'n gittii yne doru
yryerek ayrldlar.

Evine dnen Tarrou bu sahneyi yazyor ve hemen ardndan yorgun olduunu belirtiyordu
(yazs da bunu kantlyordu). Daha yapacak ok ii olduunu, ama bunun hazr durumda
beklememesi iin bir neden olmadn ekliyor ve kendi kendine hazr olup olmadn
da soruyordu. Son olarak ite defterler de burada bitiyor, Tarrou yle bir yant
veriyordu: Gndz ya da gece olsun, yle bir saat vardr ki, insan korkaklar, ite
Tarrou yalnzca bu andan korkuyordu.

Sonraki gn, kaplarn almasndan birka saat nce, Doktor Rieux kendisini bekleyen
bir mektup olup olmadn merak ederek, len evine dnyordu. Gnleri vebann en
youn dnemindeki kadar yorucu gemekle birlikte, kesin kurtulu beklentisi her tr
yorgunluu unutturuyordu. imdi umut ediyordu ve bunun keyfine varyordu. nsan her
zaman elik gibi iradeli olamaz, her zaman dimdik duramaz ve sonunda mcadele iin
rlm o g yuman coku iinde zmek de bir mutluluktur. Beklenen telgraf da
olumlu olsayd, Rieux de yeni bir balang yapabilirdi. Herkesin yeni bir balang
yapmas gerektii

dncesindeydi.

Kapc dairesinin nnden geiyordu. Yz karoya yapm yeni kapc ona


glmsyordu. Merdivenlerden karken Rieux onun yorgunluklarla ve yoksunluklarla
solgunlam yzn gryordu.

Evet, soyutlama sona erince, o da yeniden balayacakt ve biraz da talihi varsa eer...
Ama kapy at srada annesi gelerek Msy Tarrou'nn iyi olmadn haber verdi.
Sabah kalkmt ancak, dar kamamt ve az nce yeniden yatmt. Madam Rieux
endieliydi. Belki nemli bir ey deildir, dedi olu. Tarrou boylu boyunca uzanm,
ar kafas yasta gmlm, kat kat rtlerin altnda gl gsnn biimi
beliriyordu. Atei vard, ba aryordu. Vebay da dndrecek belli belirsiz
belirtiler olduunu syledi Rieux'ye. Hayr, henz hibir ey belli deil, dedi Rieux
onu

muayene ettikten sonra.

253

252Ama Tarrou susuzluktan kavruluyordu. Koridorda doktor, annesine bunun veba


balangc olabileceini syledi.

Oh hayr, olamaz bu, imdi olamaz! dedi anne. Hemen ardndan:

Evde tutalm onu Bernard! dedi. Rieux dnyordu:

Buna yetkim yok, dedi. Ama kaplar alacak. Sanyorum sen olmasaydn kendi
zerime alacam ilk yetki bu olacak.

Bernard, dedi, ikimizi de burada tut. Biliyorsun, ksa sre nce yeni bir a daha
oldum.

Doktor, Tarrou'nun da a olduunu ama belki de yorgunluktan son serum inesini


atlam ya da baz nlemleri unutmu olabileceini syledi.
Rieux muayene odasna gidiyordu. Odaya geri dndnde, Tarrou elinde koca koca
serum ampulleri tuttuunu grd.

Ah ite o! dedi.

Hayr, bu bir nlem.

Tarrou yant olarak kolunu uzatt ve kendisinin baka hastalara uygulad o sonu gelmez
ineyi oldu.

Bu akam duruma bakacaz, dedi Rieux ve Tarrou'nun karsna geip yzne bakt.

Ya tecrit, Rieux?

Veba olduunuz kesin deil ki! Tarrou bir abayla gld.

lk kez tecrit nerisi olmadan bir serum inesi yapldn gryorum.

Rieux arkasn dnd:

Annemle sizi tedavi edeceiz. Burada daha rahat edersiniz.

Tarrou sustu ve ampulleri dizen doktor yeniden ona dnmek iin konumasn bekledi.
Sonunda yataa, yneldi. Hasta ona bakyordu. Yz yorgundu, ama gri gzleri sakindi.
Rieux ona glmsedi.

254

Uyuyabilirseniz uyuyun. Biraz sonra yine gelece-

im.

Kapya geldiinde Tarrou'nun onu aran sesini duydu. Ona doru dnd.

Ama Tarrou sanki sylemek istedii eye kar sava veriyordu:

Rieux, diyebildi sonunda, bana her eyi sylemeniz gerek, buna ihtiyacm var.

Bunun iin size sz veriyorum.

teki glmsemeden, iri yzn biraz buruturdu.


Teekkr ederim. lmek istemiyorum ve savaacam. Ama sava kaybedersem, iyi
bir son olsun istiyorum.

Rieux eildi ve onun omzunu skt.

- Hayr, dedi. Bir aziz olmak iin yaamak gerek. Savan.

Keskin souk gn iinde biraz azalarak akamst yerini byk bir yamur ve dolu
saanana brakt. Gn batarken gkyz biraz ykselir gibi oldu ve daha da ie
ileyen bir souk bastrd. Rieux akam evine dnd. Pard-ssn karmadan
arkadann odasna girdi. Annesi rg ryordu. Tarrau yerinden kmldamam
gibiydi, ama ateten bembeyaz olmu dudaklar onun giritii mcadeleyi anlatyordu.

Ya imdi? dedi doktor.

Tarrou yatan dna doru gl omuzlarn kaldrd.

imdi, dedi, mcadeleyi kaybediyorum.

Doktor, Tarrou'nun zerine eildi. Alev alev yanan derinin altnda bezeler dm
dm olmutu, gs bir yeralt demirhanesinin karabilecei tm seslerle
sarslyordu. Tarrou tuhaf bir biimde, iki tr belirtiyi de tayordu. Rieux dorulurken
serumun henz tam etkisini gstermediini syledi. Ama Tarrou'nun sylemeye alt
birka szc de, boazndan aa doru akan bir ate dalgas bouverdi.

255Akam yemeinden sonra, Rieux ve annesi hastann yanna yerletiler. Onun iin
mcadele iinde bir gece balyordu ve Rieux veba meleiyle arasndaki bu sert
mcadelenin afaa kadar sreceini biliyordu. Tarrou'nun en gl silah salam
omuzlar ve geni gs deil, daha ok kanyd, az nce Rieux'nn inenin ucundan
fkrtt kan; bu kann iinde, hibir bilim dalnn gn na karamad, ruhtan da
derin olan eydi onun silah. Ve o, arkadann mcadelesini izlemek zorundayd
yalnzca. Yapaca eyleri, apseleri hafifletmeye almak, yara kapayc ilalar
srmek; st ste gelen baarszlklarla dolu aylar boyunca bunlarn etkisini takdir
etmeyi renmiti. Aslnda, onun tek grevi, ounlukla kkrtlmadka rahatn
bozmayan u talihe frsatlar vermekti. Ve talihin rahatnn kamas gerekiyordu. nk
Rieux onu aknla iten bir veba ehresiyle kar karyayd. Bir kez daha veba
kendisine kar oluturulmu stratejileri altst etmeye hazrlanyor, iine yerlemi gibi
durduu meknlardan ekilerek insanlarn beklemedii meknlarda ortaya kyordu.
Bir kez daha artmaya alyordu.

Tarrou savayordu, hareketsizdi. Gece boyunca bir kez olsun acya heyecanla karlk
vermedi, tm arl ve tm sessizliiyle savayordu yalnzca. Yine bir kez olsun
konumad, bylece, baka bir ey dnmenin artk elinden gelmediini kendince belli
ediyordu. Rieux mcadelenin aamalarn arkadann bir alp bir kapanan
gzlerinden izliyordu yalnzca, gzkapaklar, gzyuvarlana smsk yapyordu ya da
tersine, geviyor, baklar bir eyaya dikiliyor ya da doktora ve annesine evriliyordu.
Doktor bu bakla her karlatnda Tarrou byk bir abayla ona glmsyordu.

Bir an sokakta aceleci ayak sesleri duyuldu. nce uzaktan gelen yava yava yaklaan
ve akyla soka dolduran bir gmbrtden kayor gibiydiler: Yeniden balayan
yamura, ok gemeden kaldrmlarda nlayan dolular karyordu. Pencerelerin
nndeki byk tenteler dal-

256

galand. Odann karanlnda, bir an yamurla dikkati dalan Rieux, bir baucu
lambasnn aydnlatt Tarrou'yu izliyordu yeniden. Annesi rg ryordu, zaman
zaman ban kaldrarak hastaya bakyordu. Doktor yaplacak her eyi yapmt imdi.
Yamurdan sonra, yalnzca grnmez bir savan sessiz grltsyle dolu odadaki
sessizlik younlat. Uykusuzluktan olduu yerde bzlen doktor sessizlik elverdiince,
tm salgn boyunca ona elik etmi olan tatl ve dzenli slk sesini duymay hayal
ediyordu. Annesine yatmas iin bir iaret yapt. Anne ban hayr anlamnda sallad,
gzleri parldad, sonra ilerin ucunda emin olmad bir ilmei dikkatle inceledi.
Rieux hastaya su iirmek zere kalkt, sonra gelip yerine oturdu.

Sokaktan geenler yamurun yatmasndan yararlanarak kaldrmda hzl hzl


yryordu. Adm sesleri azalyor ve uzaklayordu. lk kez olarak doktor, ge saate
kalm gezginlerle dolu, ambulans seslerinin nlamad bu gecenin eskilere
benzediini fark etti. Bu gece vebadan kurtulmutu. Souun, klar ve kalabaln
kovduu hastalk kentin karanlk kuytularndan karak, son darbesini Tarrou'nun
hareketsiz bedenine indirmek zere bu scak odaya snmt sanki. Felaket artk kentin
gn kartrmyordu. Ama odann ar havasnda usul usul slk alyordu. Saatlerdir
Rieux'nn duyduu ses, ite onun sesiydi Ve burada da son bulmasn, vebann yenik
dmesini beklemek gerekiyordu.

afaktan az nce Rieux annesine doru eildi:

Saat sekizde yerimi almak iin yatmalsn. Yatmadan nce damlatma ilemini yap.

Madam Rieux kalkt, rgsn katlad ve yataa doru ilerledi. Bir sredir Tarrou
gzlerini kapamt. Sert alnnda terden salar kvrcklamt. Madam Rieux i
geirdi ve hasta, gzlerini at. zerine eilmi tatl yz grd ve atein oynaan
dalgalar altndan sebatl bir glmseme yeniden belirdi. Ama hemen ardndan gzler
kapand. Yalnz kalnca Rieux annesinin koltuuna oturdu.

Veba

257/17Sokaktan tek ses gelmiyordu ve imdi tam bir sessizlik var-di. Sabahn souu
odada kendini hissettirmeye balamt. Doktor biraz kestirdi, ama afakta geen ilk
araba onu uykudan uyandrd. rpedi ve Tarrou'ya baknca, bir srelik rahatlama
olduunu ve hastann uyuduunu grd. Atl arabann odun ve demirden tekerlekleri
dnerek uzaklayordu. Pencerede gn henz aarmamt. Doktor yataa doru
ilerlediinde Tarrou sanki hl uykudaym gibi, ona ifadesiz gzlerle bakyordu.

Uyudunuz deil mi? diye sordu Rieux.

- Evet.

Daha rahat soluk alyorsunuz deil mi?

Biraz. Bunun bir anlam var m? Rieux sustu ve bir sre sonra:

Hayr Tarrou, hibir anlam yok. Sabah dzelmelerini benim gibi siz de
biliyorsunuz.

Tarrou onaylad.

Teekkr ederim, dedi. Bana hep doruyu syleyin.

Rieux yatan ayakucuna oturmutu. Hastann, llerin kol ve bacaklarn andran uzun
ve kat bacaklarm hissediyordu. Tarrou daha kuvvetle soluk alp veriyordu.

Ate yeniden kacak, deil mi Rieux, dedi soluu kesilircesine.

Evet, ama len kesin bir karara varacaz. Tarrou gcn toplamak istercesine
gzlerini kapad.

Yznden bir bkknlk okunuyordu. inde bir yerlerde kpr kpr olmaya balam
atein ykselmesini bekliyordu. Gzlerini atnda, baklar snklemiti. Yalnzca
Rieux'nn yan banda eilmi olduunu grnce yemden ldad.

in, diyordu doktor.

teki suyu iti ve ban yeniden yasta brakt.


- Ne kadar uzun sryor, dedi.

Rieux onun kolunu tuttu, ama Tarrou baklarn baka yana evirmi, artk tepki
vermiyordu. Ve birden ate,

258

sanki Tarrou'nn iinde bir bendi yerle bir ederek alnna doru gzle grnr ekilde
ykseldi. Bakn Rieux'ye evirdiinde, onun gergin yzyle cesaret vermeye
altn grd. Tarrou'nun bir abayla gndermek istedii glmseme sklm ene
kemikleri ve beyazms bir kpkle mhlanm dudaklarndan teye gidemedi. Ama bu
katlam yzde gzler prl prl bir cesaretle yeniden parlad.

Saat yedide, Madam Rieux odaya girdi. Doktor hastaneye telefon etmek ve yerine
birisini bulmak iin alma odasna geti. Muayenelerini de ertelemeye karar verdi,
muayene odasndaki divana bir sre uzand, ama hemen kalkt ve odaya dnd. Tarrou
ban Madam Rieux'ye evirmiti. Yan banda bir sandalyenin zerine yerlemi,
ellerini bacaklar zerinde birletirmi o ufak tefek glgeye bakyordu; onu yle bir
younlukla izliyordu ki, Madam Rieux parman dudaklarna gtrd ve baucu
lambasn sndrmek zere ayaa kalkt. Ama perdelerin gerisinden gn hzla
szlyordu ve az sonra hastann yz hatlar karanln iinde seilmeye balaynca,
Madam Rieux onun hl kendisine bakmakta olduunu grebildi. Ona doru eildi,
yastn dzeltti, ayaa kalkarken bir an onun slak ve kvrcklam salarna elini
koydu. O zaman bouk ve uzaktan gelen bir sesin kendisine teekkr ettiini ve imdi
her eyin iyi olduunu sylediim duydu. Yeniden yerine oturduunda, Tarrou gzlerini
kapamt ve bitkin yz, mhrlenmi azna karn, yeniden glmsyor gibiydi.

len ate doruk noktasndayd. Cierlerinden sk-lrcesine gelen bir ksrk, artk
kan tkrmeye balayan hastann bedenini sarsyordu. Bezeler artk imiyordu.
Eklemlerin iine aklm ivi gibi, hep oradaydlar. Ate ve ksrk nbetlerinin
arasnda Tarrou arada srada arkadalarna bakyordu. Ama ok gemeden gzleri daha
seyrek olarak almaya balad ve harap olmu suratm aydnlatan k her seferinde
daha da soluklayordu. rpnmalarla bu bedeni sarsan frtna, giderek azalan
imeklerle

259onu aydnlatyor ve Tarrou bu frtnann iinde srklenip gidiyordu. Rieux'nn


karsnda artk kmldamayan, glmsemesi kaybolmu bir maskeden baka bir ey
yoktu. Ona bu kadar yakn olmu, imdi mzrak darbeleriyle delik deik, insanst bir
acyla kavrulan, gkyznn tm nefret rzgrlaryla kvranan insan grnts, Rie-
ux'nn gznde vebann sular altnda kalyor ve bu batma karsnda elinden hibir ey
gelmiyordu. Kendisyse eli bo, yrei burulmu, bir kez daha bu felakete kar
savunmasz ve aresiz, kyda durup bakyordu. Ve sonunda, Reux'nn, birden duvara
dnerek sanki iinde bir yerlerden yaamsal bir tel kopuyormuasna derin bir iniltiyle
can veren Tarrou'yu grmesini engelleyen, aresizlik gzyalar oldu.

Bunu izleyen gece mcadelenin deil, sessizliin gecesi oldu. Dnyadan el etek ekmi
bu odada, imdi giydirilmi bu l bedeninin zerinde artc bir huzurun gezindiini
hissetti; geceler nce, vebaya tepeden bakan teraslarda kent kaplarndaki saldrnn
ardndan duyulan huzurdu bu. Zaten o dnemde, eli kolu bal, insanlarn lmesini
izledii yataklardan ykselen o sessizlii dnmt. Her yerde ayn duraklama, ayn
grkemli sre, mcadeleyi izleyen hep o ayn yatma; bu, bozgunun sessizliiydi. Ama
imdi arkadan rten adam iin, bu sessizlik yle youndu, sokaklarn ve vebadan
kurtulmu kentin sessizliine yle uyuyordu ki, Rieux bu kez, savalara son veren ve
bar iyileme umudu olmayan bir acya dntren kesin bir yenilginin sz konusu
olduunu iyi biliyordu. Son olarak doktor, Tarrou'nun huzura kavuup kavumadn
bilmiyordu; ancak en azndan o anda, tpk olundan koparlm bir anne, ya da
arkadan gmen bir insan iin nasl atekes diye bir ey yoksa, kendisi iin de artk
olanakl bir huzur bulunmadn biliyordu.

Darda hep ayn souk gece, ak ve buz gibi bir gkte buz tutmu yldzlar vard. Yar
karanlk odada cama km souk, bir kutup gecesinin renksiz soluk alp verii

260

hissediliyordu. Yatan yannda Madam Rieux allm duruuyla, sa taraf baucu


lambasyla aydnlanm, oturmaktayd. Odann tam ortasnda n uzanda Rieux
koltuunda beklemekteydi. Kars aklna geliyordu, ama her seferinde bu dnceyi
uzaklatryordu.

Gece balarken sokaktan geenlerin topuk sesleri souk gecenin iinde nlamt.

- Her eyle ilgilendin mi? demiti Madam Rieux.

- Evet telefon ettim.

Sonra lnn bandaki sessiz bekleyilerini srdrmlerdi. Madam Rieux arada


srada oluna bakyordu. Bu baklardan biriyle karlanca Rieux ona glmsyordu.
Geceye zg bildik grltler sokakta birbirini izlemiti. Henz izin verilmese de,
birok araba yeniden sokaklardan geiyordu. Yollar yutuyor, yok olup yeniden ortaya
kyorlard. Sesler, barmalar, gen gelen sessizlik, bir nal sesi, bir dnemete
gcrdayan iki tramvay, belirsiz uultular ve yeniden gecenin soluk alp verii.
Bernard?

Efendim.

- Yorgun deil misin?

Hayr.

Annesinin ne dndn ve kendisini sevdiini biliyordu o anda. Ama bir varl


sevmenin ok byk bir ey olmadn ya da en azndan asla bir sevginin dile
getirilecek kadar gl olmayacan da biliyordu. rnein, annesiyle birbirlerini hep
sessizce seveceklerdi. Ve yaamlar boyunca duygularn birbirlerine daha rahat
aklayamadan; sras gelince annesi ya da kendisi lecekti. Ayn biimde, Tarrou'nun
yan banda yaayp gitmiti ve dostluklar gerek anlamda yaamaya zaman bulamadan
bu akam lmt Tarrou. Dedii gibi oyunu kaybetmiti. Ama Rieux, o ne kazanmt?
Yalnzca vebay tanm olmak ve bunu anmsamak, dostluu tanm olmak ve bunu
anmsamak, efkati tanmak ve bir gn bunu anmsamak, buydu ite kazand. nsann
veba ve yaam oyunundan elde

261edecei tek ey bilgi ve bellekti. Belki de Tarrou'nun oyu-nu kazanmak dedii


buydu!

Yine bir araba geti ve Madam Rieux sandalyesinin zerinde biraz kmldad. Rieux ona
glmsedi. Annesi ona yorgun olmadn syledi ve hemen ardndan:

- Oraya, daa dinlenmeye gitmelisin.

- Tabii anne.

Evet, orada dinlenebilirdi. Neden olmasn? Anmsamak iin de bir bahane olurdu bu.
Ama oyunu kazanmak bu idiyse, insann umuttan yoksun, yalnzca bildii ve anmsad
eyle yaamas g olmalyd. te, kukusuz Tarrou da byle yaamt ve dlere
kaplmadan srdrlen bir yaamn iinde kuruluk adna ne varsa hepsinin
bilincindeydi. Umutsuz huzur olmaz ve insanlarn kimseyi mahkm etme hakk
olmadna inanan ama yine de kimsenin bakalarn mahkm etmekten kendini
alkoyamadn ve hatta kurbanlarn bazen cellata dntn de bilen Tarrou ikilem
ve elikinin iinde yaamt, asla umut nedir bilmemiti. Acaba bu nedenle mi aziz
olmay istemi ve huzuru insanlara hizmet ederek aramt? Gerekte Rie-ux bu konuda
hibir ey bilmiyordu, bunun da pek nemi yoktu. Tarrou'yla ilgili aklndan silinmeyen
tek grnt, kendisini gtrmek zere arabann direksiyonuna smsk sarlan bir adam
ya da imdi hareketsiz yatan u kaln bedenin grntsyd. Bir yaam scakl ve bir
lm grnts, ite buydu bilinen.

te kukusuz bu nedenle, Doktor Rieux, sabah karsnn lm haberini sakinlikle


karlad. alma odasndayd. Annesi neredeyse koarak ona telgraf getirmi, sonra
postacya bahi vermek zere kmt. Geri dndnde olu alm telgraf elinde
tutuyordu. Ona bakt, pencereden limann zerinde ykselmekte olan inanlmaz bir
sabah izlemeye kaptrmt kendini.

Bernard , dedi Madam Rieux. Doktor dalgn dalgn ona bakt.

u telgraf? diye sordu

262

- te bu, dedi doktor, sekiz gn olmu.

Madam Rieux ban pencereye evirdi. Doktor susuyordu. Sonra annesine


alamamasn, bunu beklediini, ama yine de g bir ey olduunu syledi. Bunlar
sylerken, acsnda bir aknlk bulunmadn biliyordu yalnzca. Aylardr ve iki
gndr, srp giden o ayn acyd.

263Gzel bir ubat sabah gn doarken, halkn, gazetelerin, radyo ve valilik


duyurularnn selamlamasyla kentin kaplar sonunda ald. Bylece anlatcya,
kaplarn almasn izleyen cokuya bandan sonuna kadar katlabilme zgrl
olmamakla birlikte, bu nee dolu saatlerin vaka-nvis olmak kalyor. Gndz ve gece
iin byk elenceler dzenlenmiti. Ayn zamanda, uzak denizlerden gelen gemiler
limanmza ynelirken, garlarda trenlerin dumanlar ttmeye balamt bile, bylece
her biri kendince, bugnn, ayr dmekten tr ac ekenler iin byk buluma gn
olduunu belirtiyordu.

Burada, onca yurttamzn iine yerlemi olan ayrlk duygusunun ne olabilecei


kolayca hayal edilebilir. Gn boyu kente giri yapan trenler kentten ayrlanlar kadar
doluydu. ki haftalk bekleme sresinde, son na kadar valilik kararnn iptal
edilmesinden korkarak herkes o gn iin yer tutmutu. Kente yaklaan yolcularn
bazlar gerginlikten tam anlamyla kurtulamamt zaten, nk yaknlarnda bulunan
insanlarn sonlarn biliyorlard genelde; tekilere ve kente ne olduu konusundaysa
hibir ey bilmiyorlard, akllarnda kentin kukulu bir ehresi vard. Ancak bu, tm bu
sre iinde tutku ateiyle yanmam kiiler iin doruydu yalnzca.

Gerekten de, tutkulular kendilerini bir sabit fikre kaptrmlard. Onlar iin tek bir ey
deimiti: Aylarca sren srgnleri boyunca abuk gemesine uratklar, deli gibi
hzlandrmaya altklar o zaman imdi kente yaklatklar bir anda, trenin duraktan
nce fren yapmaya balamasyla yavalatmay dilemilerdi. Aklarnn tm o kaybolmu
aylar, ilerine belirsiz ve keskin bir duygu sal-

264

yor ve buna bal olarak, bu neeli zamann bekleyi dnemine oranla iki kat daha yava
gemesini bir tr telafi olarak gryor ve belli belirsiz bunu istiyorlard. Haftalar nce
haber iletilen karsnn buraya gelmesi iin elinden geleni yapan Rambert gibi,
sevdiklerini bir odada ya da peronda bekleyenler ayn sabrszlk ve ayn karmaa
iindeydiler. nk veba aylar boyunca bir soyutlamaya dnm bu ak ya da
sevgiye destek olan etten kemikten kiiyle bu duygular karlatrmay Rambert bir
rperile

bekliyordu.

Salgnn banda bir solukta kentin dna kamay ve koarcasna sevdiiyle bulumak
iin buradan ayrlmak isteyen kii olmak isterdi yeniden. Ama artk bunun
olanakszln biliyordu. Deimiti o, ama veba onun dikkatim baka yne ekmiti, o
ise tm gcyle bunu yadsmaya alm, ancak yine de iinde sessiz bir ac gibi
yaayadur-mutu bu duygu. Bir anlamda, vebann ok ani biimde bittii duygusuna
kaplyordu, sanki bunu dnmeye hazr deildi. Mutluluk tm hzyla geliyordu, olay
bekleyiten ok daha hzl geliiyordu. Rambert her eye bir anda kavuacan, neenin
tad karlmayan bir yank gibi olduunu anlyordu!

Kald ki, hepsi az ya da ok, belli bir bilinle onun gibiydi ve aslnda hepsinden sz
etmek gerek. zel yaamlarna yeniden balayacaklar bu istasyon peronunda,
birbirlerine baklar atarken ya da glmserken, paylatklar ortakl hissediyorlard
hl. Ama trenin duman grnr grnmez srgn duygusu, karmak ve sarho edici
bir nee saana altnda bir anda snp gitti. Tren durunca ounlukla yine bu peronda
balam olan sonu gelmez ayrlklar burada son buldu; bir saniye iinde, canl
biimlerini unuttuklar bedenlere byk bir sevincin elik ettii bir cimrilikle kollarn
sarld anda. Rambert'in kendisine koan ve gsne kapanan o bedene bakacak
zaman olmad. Kollar arasnda onu tutarken, gvdesine yumulmu o tandk sal ba
skarken gzyalarna engel olamad,

265bunlarn o anki mutluluktan m, yoksa ok uzun sredir bastrlm bir acdan m


olduunu bilmiyordu; en azndan bu yalarn, u anda omzuna gmlm duran bu yzn,
onca dledii yz m, yoksa tersine, bir yabancnn yz m olduunu bilmesini
engellediinden tr bir rahatlk iindeydi. Bu kukunun doru kp kmayacan
sonradan renecekti. imdilik, vebann geri gelebileceine ve insanlarn yreinde
hibir deiiklik yapmadan gidebileceine inanyor gibi bir hali olan evresindekiler
gibi davranmak istiyordu.

Birbirlerine sk sk sarlm insanlar, dnyada geri kalan her eye gzlerini yummu,
grnte vebay alt etmi, tm sefaleti ve ayn trenle gelip karlarnda kimseyi
bulamam herkesi unutmu olarak evlerine dndler; peronda yalnz kalanlarsa eve
dnnce uzun srm suskunluklarn yreklerine sald korkuyu dorulayan bir ey
bulmaya hazrlanyorlard. Artk taptaze bir acdan baka kendilerine elik eden hi
kimseleri olmayan bu insanlar iin, o anda artk yaamayan bir varln ansna
sarlanlar iin her ey farklyd ve ayrlk duygusu doruk noktasna ulamt. Onlar iin,
imdi ortak bir ukura atlm ya da bir kl ynnda eriyip gitmi o varla ilikin tm
neeyi yitiren anneler, eler, sevgililer iin veba hl vard.

Ama kim dnyordu bu yalnzlklar? le olunca gne sabahtan beri bir mcadele
halinde havann iinde dolanp duran souk esintileri alt ederek deimeyen bir
srekli yinelenen dalgalarla kentin zerine sayordu. Gn sanki akmyordu. Tepelerden
kalelerin toplar durgun gkyznde ara vermeden patlamaya balad. Aclarn son
bulduu ve unutuun henz balamad, iki arada kalm bu dakikada tm kent kendini
dar att.

Btn meydanlarda dans ediliyordu. Bir gnde trafik younluu hissedilir biimde
artm ve saylar giderek oalan arabalar insan seli altndaki sokaklarda glkle
ilerliyordu. Kentin anlar tm akamst en yksek perdeden ald. Mavi ve altns bir
g nlamalaryla dolduru-

266

yorlard. Gerekten de kiliselerde kr dualar okunup duruyordu. Ama ayn zamanda


elence yerleri azna kadar dolmu, gelecei dnmeden ellerindeki son alkoll
iecekleri datyorlard. Tezghlarn nnde hepsi de heyecan iinde bir kalabalk iti
kak duruyordu, aralarnda evredeki baklardan ekinmeyen, sarma dola birok ift
vard. Hepsi bara ara konuuyor ya da glyordu. Herkes iine kapand aylar
boyunca yaam biriktirmi, imdi hayatta kalmalarn kutlarcasna onu harcyorlard.
Ertesi gn asl yaam balayacakt, nlemleriyle. imdilik ok farkl kkenlerden
insanlar dirsek dirsee karde gibiydiler. lmn varlnn gerekletiremedii eitlik,
en azndan birka saatliine kurtuluun cokusunda ortaya kyordu.

Ama bu sradan coku her eyi aklamyordu ve akamst ge saatte Rambert'in


yannda sokaklar dolduranlar soukkanl bir tavrn altnda, ounlukla epey hassas
mutluluklar gizliyordu. Gerekten de, ok sayda ift ve ok sayda aile sakin sakin
gezinen insanlar gibiydiler yalnzca. Gerekteyse ou ac ektikleri yerleri hassaslkla
ziyaret ediyorlard. Yeni gelenlere vebann ak ya da sakl iaretlerini, vebann
tarihinin kalntlarm gstermek sz konusuydu. Baz durumlarda, veba srasnda ok ey
grm olanlara rehberlik etmekle yetiniliyor ve korku uyandrmadan tehlike
anlatlyordu. Bu gibi keyifler zararszd. Ama teki durumlarda, daha tehlikeli
gezintiler olabiliyordu, anlarn sevgi dolu acsna kendini brakm bir sevgili
yanndakine yle diyebiliyordu: "O srada, bu yerde yanmda olman arzuladm ve sen
yoktun." Bu tutku gezginlerini tanmak kolayd: inde yol aldklar grlt patrtnn
ortasnda fslt ve itiraf adacklar oluturuyorlard. Gerek kurtuluu, ke
balarndaki orkestralardan daha iyi mjdeliyordu onlar. nk bu sevin iinde, sk
sk birbirine sarlm ve suskun iftler grlt patrtnn iinde, mutluluun tm zaferi
ve adaletsizliiyle vebann bittiini, korkunun geride kaldn doruluyordu. Her

267tr kesinlie kar, insanlarn ldrlmesinin sineklerin ldrlmesi kadar gndelik


sayld u anlamsz dnyay tandmz sakin sakin yadsyorlard; u snrlar iyi
izilmi vahilii, u hesaplanm lgnl, imdinin dnda ne varsa her eye kar
korkun bir zgrlk duygusunu da beraberinde getiren u tutsakl, u lm kokusunu,
ldrmedii herkesi akna eviren u lm kokusunu, son olarak da bir blm her
gn bir frnn azna ylm, yal kokular kararak havaya karan, teki blm de
gszlk ve korkunun zincirlerine vurulmu kendi srasn bekleyen u akna dnm
insanlardan olduumuzu inkr ediyorlard.

D mahallelere ulamaya alan ve akamst an ve top sesleri, ezgiler ve sar


edici lklar arasnda tek bana yryen Doktor Reux'nn gzne arpan ite buydu.
Meslei sryordu, hastalar iin tatil yoktu. Kentin zerine inen tatl n iinde eski
gnlerin zgara et ve anason kokular ykseliyordu. evresinde glen yzler ge doru
evriliyordu. Yzleri al al olmu kadn ve erkekler istekle gerilerek ve lklar atarak
birbirlerine dolanyordu. Evet, veba bitmiti, korku da ve imdi sarma dola olan
kollar aslnda en derin anlamyla srgnn ve ayrln ne demek olduunu anlatyordu.

lk kez olarak Rieux aylarca her gelen geenin yznde okuduu u tamdk havaya bir ad
verebiliyordu. imdi evresine yle bir bakmas yeterliydi. Vebay, sefaleti ve
yokluklar geride brakan herkes, uzun sredir oynamakta olduu roln giysisine
brnmt, yokluu ve uzaktaki lkeyi nce yzleriyle, imdi de giysileriyle belli eden
gmen rolne brnmlerdi. Vebann kent kaplarn kapad gnden balayarak
yalnzca ayrl yaamlard, her eyi unutturan o insancl scaklktan ayr
dmlerdi. Deiik derecelerde, kentin her kesinde bu kadnlar ve bu erkekler,
herkes iin ayn olmayan ama yine hepsi iin olanaksz bir bulumay zlemilerdi.
ou tm gcyle orada bulunmayan birisini, bir bedenin scakln, sevgiyi ya

268
da alkanl haykrmt. Bazlar insanlarn dostluklarndan uzak dmenin, onlara
mektup, tren, gemi gibi dostluklara zg allm yollardan ulaamayacak olmann
ounlukla farkna varmadan acsn ekiyordu. Daha az sayda bir baka grup insan da,
belki Tarrou gibileri, tanm-layamadklar bireylerle istemilerdi birlii, ama bunlar da
istenecek tek eydi onlarn gznde. Baka bir ad bulamadklarndan buna bazen huzur
diyorlard.

Rieux hl yryordu. lerledike evresindeki kalabalk artyor, grlt oalyor ve


ulamak istedii mahalleler uzaklayor gibi geliyordu. Yava yava bu barp aran
kitleye karyordu ve bu haykrn bir bakma kendi haykr olduunu da anlamaya
balyordu. Evet, hem bedensel hem de ruhsal adan hepsi birlikte ac ekmiti, hepsi
g bir tatil dnemine, umarsz bir srgne ve hi gi-derilmemi bir susuzlua birlikte
katlanmlard. Bu st ste ylan ller, ambulans sirenleri, u yazg denilen eyin
ihtarlar, korkunun yinelenen ayak sesleri ve yreklerdeki korkun bakaldr arasnda
hep bir sylenti yaylp durmu ve korku iindeki bu insanlara gerek vatanlarn
bulmalar gerektiini syleyerek onlar uyarmt. Onlarn hepsi iin gerek vatan, bu
boulan kentin duvarlarnn tesindeydi. Tepelerdeki gzel kokulu allklarda, denizde,
zgr lkelerde ve akn gcndeydi. Ve geri kalan her eye tiksintiyle srt evirerek o
lkeye, mutlulua dnmek

istiyorlard.

Bu srgnn ve bu birleme duygusunun ne anlama gelebileceini Doktor Rieux hi


bilmiyordu. Durmadan yrrken her yandan sktrlm, kendisini aran hastalarna
giderken, yava yava yk azalm sokaklara yaklayor ve bu eylerin bir anlamnn
olup olmamasnn nemli olmadn, yalnzca, insanlarn umudunun bir karlk
bulmasn grmek gerektiim dnyordu.

Karln ne olduunu bundan byle o biliyordu ve d mahallelerin neredeyse ssz o


ilk sokaklarnda bunu daha iyi gryordu. Yalnzca aklarnn yaad eve dn-

269meyi istemi olanlar, saylar azalsa da bununla yetinmesini bilerek arada srada
dllerini alyorlard. Kukusuz aralarndan bazlar, bekledikleri kiiden yoksun, tek
balarna kentte yrmeyi srdryorlard. Salgndan nce, aklarn daha bandan
yoluna koyamam ve birbirine dman sevgilileri birbirine bal tutan o g anlamay
yllarca kr krne izleyen bazlar gibi, einden iki kez ayrlmak durumuna dmemi
olanlar da mutluydu. Rieux gibi onlar da her eyi zamana brakmann hafifliini
duymulard: Onlar sonsuza dek ayrlmlard. Ama, Doktor Rie-ux'nn sabah yanndan
ayrlrken "Haydi, cesaret, imdi hakl kmann zaman," dedii Rambert gibi bakalar
da, yitirdiklerini sandklar kiiyi hi duraksamadan bulmulard. En azndan bir sre
iin mutlu olacaklard. Her zaman istenebilecek ve bazen elde edilebilecek bir ey
varsa, onun da insan sevgisi olduunu imdi onlar biliyordu.

Tersine, hayal bile edemedikleri bir eyi dilemi olanlarn hibirine bir karlk
gelmemiti. Tarrou szn ettii o ulalmas g huzura kavuur gibi olmu, ama onu
iine yaramayaca bir anda, lmde bulmutu. Tersine, Rieux'nn kap eiklerinde,
azalan n altnda grd, tm gleriyle sarlm, heyecan iinde birbirine bakan
bakalar eer istediklerini elde etmilerse, bunun nedeni yalnzca kendi ellerinde olan
bir ey istemi olmalaryd. Ve Rieux, Grand'la Cottard'n bulunduu sokaa saparken
insanla, onun yoksul ve inanlmaz akyla yetinenlerin de en azndan arada bir neeyle
dllendirilmesinin yerinde olacan dnyordu.

270

Bu gnce burada sona eriyor. Doktor Rieux'nn bunun yazar olduunu belirtmenin
zaman geldi. Ama son olaylar aktarmadan nce, en azndan niin araya girdiini
aklamak ve tarafsz tank slubunu semeye zen gstermesinin anlalmasn istiyor.
Tm veba sresince meslei gerei kentlilerin birounu grme ve onlarn duygularn
derleme olana buldu. Bylece grdklerini ve duyduklarn rahata aktarma
durumundayd. Ama bunu uygun, ll bir tutumla yapmak istemitir. Genel olarak
grdklerinden fazlasn anlatmamaya, veba dostlarna, gerekte sahip olmayacaklar
dnceleri yaktrmamaya ve yalnzca rastlant ya da kt talihin kendisine sunduu
metinleri kullanmaya zen gstermitir.

Bir tr cinayet nedeniyle tanklk etme durumunda kalarak, iyi niyetli her tann
yapmas gerektii gibi, belli bir sakinimi elden brakmamtr. Ama ayn zamanda da,
drst bir yrein kurallarna uygun olarak, isteyerek kurbann tarafm tutmu ve
insanlar, ayn kenti paylat insanlar, yalnzca ak, ac, srgn gibi ortak inanlar
evresinde birletirmek istemitir. te bylece, tek bir ac yoktur kentlilerce
paylamasn, ya da tek bir durum yoktur kendisi de sahiplenmesin.

Sadk bir tank olmak iin zellikle olaylar, belgeleri ve sylentileri aktarmalyd. Ama
kiisel olarak kendi syleyeceini, kendi bekleyiini, kendi geirdii snavlar dile
getirmemeliydi. Bunlardan yararlandysa bile, yalnzca ayn kenti paylat kentlileri
anlamak ve onlarn anlalmasn salamak ve onlarn ounlukla karmakark biimde
hissettiklerine olabildiince kesin bir biim vermek iindi. Gerei sylemek gerekirse,
bu saduyulu aba fazla zor

271olmad. Kendi iindekilerin dorudan o binlerce vebal sese karmak zere


olduunu hissettiinde, tek tek her acsnn ayn zamanda bakalarnn da acs olduu ve
acnn ou kez tek bana yaand bir dnyada bunun bir avantaj olduu dncesi
onu durdurmutu. Kukusuz herkes adna konumalyd.
Ama yurttalarmz arasnda bir kii vard ve Rieux onun adna konuamazd. Tarrou'nun
bir gn Rieux'ye szn ettii kii bu: "Onun tek gerek cinayeti ocuklar ve insanlar
lme yollayan neyse onu yreiyle onaylam olmasdr. Geri kalann anlyorum, ama
bu konuda onu yaptndan tr balamak zorundaym." Bu gncenin byle eylerden
habersiz, yani yalnz bir yrein sahibiyle son bulmas da yerinde olur.

Kutlamann yapld grltl patrtl caddelerden kp Grand'la Cottard'n oturduu


sokaa saparken bir polis engeliyle karlat. Byle bir eyi beklemiyordu. Elencenin
uzaktan gelen uultusu mahalleyi sessizletiriyor ve Rieux'ye bir l gibi ssz
geliyordu. Kartm kard.

Olanaksz doktor, dedi polis memuru. Kalabala ate eden bir deli var. Ama burada
kaln, size gerek olabilir.

O srada Rieux, Grand'n kendine doru geldiini grd. Onun da hibir eyden haberi
yoktu. Gemesine izin verilmiyordu ve atein kendi evinden aldn renmiti.
Gnein stmayan son klaryla altn rengine brnm evin cephesi uzaktan
grlyordu. Kardaki kaldrma kadar uzanan bo bir uzam evi evreliyordu. Yolun
ortasnda bir apka ve kirli bir para kuma seiliyordu. Reux ve Grand iyice uzakta,
yolun teki tarafnda kendilerini durduran polis kordonuna paralel ve gerisinde
mahallelilerin hzl hzl durmadan getikleri bir polis kordonunu grebiliyorlard.
Dikkatlice baknca, ellerinde tabanca, evin karsnda bulunan apartmanlarn kaplarna
sinmi polis memurlarm da grdler. Evin tm kepenkleri kapalyd. Yine de ikinci
katta kepenklerden biri yar yar-

272

ya alm gibiydi. Sokakta tam bir sessizlik vard. Kent merkezinden gelen belli
belirsiz ezgiler duyuluyordu yalnzca.

Bir ara evin karsndaki apartmanlardan birinden iki el ate sesi duyuldu ve ak olan
kepenkte paralar havaya srad. Sonra yeniden sessizlik oldu. Uzaktan baknca, gnn
younluundan sonra bu olanlar Rieux'ye biraz gerekd gibi geliyordu.

Bu Cottard'n penceresi, dedi birdenbire Grand heyecanla. Ama Cottard ortada yok.

Niye ate ediliyor? diye sordu Rieux memura.

Onu oyalamaya alyorlar. Gerekli malzemeyi getirecek bir otobs bekliyoruz,


nk kapdan girmeye alanlara ate ediyor. Kurun isabet eden bir memur var.
Niye ate etti?

Bilmiyoruz. Sokakta insanlar eleniyordu. lk tabanca sesi duyulduunda hibir ey


anlamadlar. kinci seste bar ar oldu, bir kii yaraland ve herkes kat.

Delinin biri ite.

Yeniden sessizlik olduunda dakikalar gemek bilmedi. Birden sokan teki tarafndan
bir kpein kageldi-ini grdler, Rieux'nn uzun sredir grd ilk kpekti, byk
bir olaslkla o zamana kadar sahiplerinin saklad pis bir spanyol kpeiydi, duvar
boyunca koup gidiyordu. Kapya yaklanca duraksad, arka ayaklar zerine oturdu ve
bitlerini kemirmek zere yanlamasna uzand. Polislerden gelen birok ddk sesi onu
uyard. Bam kaldrd, sonra apkay koklamak zere ar ar yolun ortasna ilerledi.
Ayn anda ikinci kattan bir el ate edildi ve kpek ayaklaryla debelenerek bir anda
kendi evresinde dnd ve brnn zerine devrilerek uzun uzun sarsld. Karlk
olarak, evin karsndaki kaplardan be ya da alt patlamayla kepenk biraz daha
ufaland. Yeniden sessizlik kt. Gne biraz ekilmiti ve Cottard'n penceresine
glge dmeye balyordu. Doktorun arkasndaki sokakta bir fren sesi duyuldu.

Veba

273/18 te geldiler, dedi polis memuru.

Ellerinde ipler, bir merdiven ve yal beze sarlm iki uzun paketle tam arkalarnda
polisler belirdi. Greand'n dairesinin karsnda bulunan bitiik dzen evleri eviren bir
sokaa daldlar. Bir sre sonra bu evlerin kaplarnda bir hareket olduu grlmedi,
ancak tahmin edildi. Sonra kalabalk ve polisler bekledi. Kpek artk kmldamyordu,
ama koyu renk bir su birikintisinin iinde slak yatyordu.

Birdenbire polis memurlarnn tuttuu evlerden bir makineli tabancayla ate ald.
Atein sonunda, nian alnan kepenk tam anlamyla yaprak gibi dkld ve pencerede
karanlk bir boluk belirdi, Rieux ve Grand bulunduklar yerden hibir ey
seemiyordu. Ate kesilince kn-c bir tabanca sesi baka bir adan, daha uzaktaki bir
evden geldi. Kurunlardan biri bir kiremit parasn srattna gre kurunlar
penceredeki kare bolua da isabet ediyordu kukusuz. Ayn anda polis koarak yolu
geti ve giri kapsndan ieri daldlar. Hemen ardndan polis daha ieri kotular ve
ate sesi kesildi. Kalabalk biraz daha bekledi. Apartmann iinde, derinden gelen iki
patlama sesi duyuldu. Sonra bir uultu ykseldi ve neredeyse srk-lercesine kollan
svanm, durmadan baran ufak tefek bir adamn dar karld grld. Sanki bir
mucize olmu gibi, sokaktaki tm kapal kepenkler ald ve merakllar pencerelere
t; bir yandan da insanlar kalabalklar halinde evlerinden kp polis engellerinin
arkasna kotular. Bir an, adamcaz yolun ortasnda grdler, sonunda ayaklan yere
basyor, polis ellerini arkadan tutuyordu. Baryordu. Bir polis ona yaklat ve
yumruunun tm gcyle, ciddi bir tavrla iki kez ona vurdu.

Cottard bu, diye kekeledi Grand. ldrm. Cottard yere dmt. Polisin bu kez
yerde uzanan

bu insan yntsna tm gcyle tekme indirdiini grdler. Sonra karmakark bir


kalabalk harekete geti, doktora ve onun eski dostuna doru yneldi.

Aln! dedi polis.

274

Kalabalk nnden geerken Rieux gzlerini kard. Grand ve Rieux hava kararrken
oradan ayrldlar. Bu olay, semti sanki iine dald uyuukluktan ekip karm gibi
uzaktaki sokaklardan gelen keyif sarhou kalabaln uultusuyla doldu yeniden. Evin
giriinde Grand doktorla vedalat. Gidip alacakt. Ama tam yukar kaca srada,
Jeann'a mektup yazdn ve imdi honut olduunu syledi doktora. Hem sonra yeniden
tmcesini yazmaya balamt: "Ne kadar sfat varsa hepsini attm," dedi.

Hnzr bir glmsemeyle trensi bir selam iin apkasn kard. Ama Rieux, Cottard'
dnyordu, yal astm hastasnn evine giderken onun yzne inen yumruklarn tok
sesi peini brakmyordu. Sulu bir insan dnmek, l birisini dnmekten daha
zordu belki de.

Rieux eski hastasnn evine vardnda gece tm g yutarcasna kaplamt. Odadan,


zgrln o uzaktan gelen uultusu duyuluyordu ve yal adam her zamanki tavryla
bezelyeleri bir kaptan tekine aktarmay srdryordu.

Elenmeye haklan var, diyordu, bir dnya kurmak iin her ey gerek. u alma
arkadanz, o ne oldu?

Patlama sesleri geliyordu, ama bunlar barla ilgiliydi: ocuklar fiek patlatyorlard.

ld, dedi doktor, hastann hrltl gsn dinlerken.

Ah! dedi yal adam aknlk iinde.

Vebadan, diye ekledi Rieux.

Evet, dedi yal adam bir sre sonra, hep en iyiler gider. Yaam byle. Ama o ne
istediini bilen bir adamd.

Niye bunu sylyorsunuz? dedi stetoskopunu yerletiren Rieux.

Hi. Konumak iin konumazd. Nihayet, benim houma gidiyordu. Ama byle ite.
Bakalar: "Veba bu, veba geirdik," diyorlar. Bir anlamda dllendirilmek istiyorlar.
Ama ne demek veba? Yaam bu, ite hepsi bu kadar.

Buunuzu aksatmayn.

275 Yoo korkmayn. Daha zamanm ok benim ve tekilerin ldn greceim.


Ben yaamay biliyorum.

Nee dolu haykrlar uzaktan ona karlk verdi. Doktor odann ortasnda durdu.

Terasa karsam sizi rahatsz eder miyim?

Yo hayr! Onlar tepeden grmek istiyorsunuz, deil mi? Dilediiniz gibi yapn. Ama
onlar hep ayn.

Rieux merdivenlere yneldi.

Syleyin doktor, vebadan lenler iin bir ant yaplaca doru mu?

Gazeteler yle diyor. Bir gmt ta ya da bir pla-ka.

Bundan emindim. Ve nutuklar atlacak. Yal adam bouk bouk glyordu.

Buradan duyuyorum onlar: 'llerimiz...' sonra da gidip karnlarn doyuracaklar.

Rieux merdivenleri kmaya balamt bile. Souk, kocaman gkyz evlerin tepesinde
parldyordu, tepelerin yaknnda yldzlar akmakta gibi sert, younlayordu.
Tarrou'yta vebay unutmak zere bu terasa ktklar geceden ok da farkl deildi bu
gece. Yalyarlarn eteklerinde deniz o zamankinden daha grltlyd. Hava kprtsz
ve hafifti, sonbahar rzgrnn tad kirli soluklardan arnmt. te yandan kentin
uultusu hl teraslarn altnda dalgalarn sesi. gibi nlyordu. Ama bu gece kurtuluun
gecesiydi, bakaldrnn deil. Uzakta, koyu bir kzllk aydnlatlm bulvar ve
meydanlarn bulunduu yerleri belli ediyordu. Artk zgrle kavumu gecenin iinde,
istek engel tanmyordu, Rieux'ye ulaan da onun uultusuydu.

Karanlk limandan resmi kutlamann ilk fiekleri ykseldi. Kent uzun ve bouk bir
haykrla selamlad fiekleri. Cottard, Tarrou, Rieux'nn sevdii ve yitirdii kadn ve
erkekler, l ya da sulu, hepsi unutulmutu. Yal adam haklyd, insanlar hep aynyd.
Ama her acnn te-

276

sinde, onlar birbirine balayan gleri ve susuzluklaryd ve Rieux bunu burada


hissediyordu. Kuvveti ve sresi iki katna kan, nlamas terasn altna kadar uzanan
haykrlarn ortasnda, rengrenk k demetlen gkyznde oalarak ykselirken,
Doktor Reux, susanlarn arasnda yer almamak, o veballardan yana tanklk etmek,
onlara ynelik adaletsizlie ve iddete ilikin en azndan bir an brakmak ve
felaketlerin ortasnda neler renildiini, insanlarn iinde hor grlecek eylerden ok,
hayranlk duyulacak eylerin bulunduunu sylemek iin burada son bulan anlaty
kaleme almaya karar verdi.

Ancak bir yandan da bu gncenin kesin bir zafer gncesi olmadn biliyordu. Bu,
yalnzca kendi grd kadaryla korkuya ve onun tkenmez silahna kar yaplmas
gerekenlerin bir tanklndan baka bir ey olamazd; ama ayn zamanda da, ilerinde
kopan frtnalara karn, bir aziz olamadklarna gre, felaketleri kabullenmeyi
reddederek, yine de doktorluk yapmaya alan tm insanlarn bu korkuya kar daha
neler yapabileceine de tanklk

edecekti bu anlat.

Gerekten de, kentten ykselen sarholuk lklarn dinlerken Rieux bu hafifleme


duygusunun hep tehdit altnda olduunu dnyordu. nk bu nee iindeki
kalabaln, kitaplardan da renilebilecei gibi, veba mikrobunun hibir zaman
lmedii ya da yok olmadndan, yllarca mobilyalarda ve amarlarda uykuya
daldndan, odalarda, mahzenlerde, sandklarda, mendillerde ve ktlarda
beklediinden ve belki bir gn, insanlarn bir mutsuzluk yaamas ya da bireyler
renmesi iin vebann kendi farelerini uyandrp mutlu bir kente lmeye
yollayabileceinden haberi olmadn biliyordu Rieux.

277Bu kitap, Patates Bask Ekibi tarafndan tek kopya olarak, Beyazt Devlet
Ktphanesi Grme Engelliler blmnde kullanlmak zere grmeyen okuyucularn
yararlanabilecei hale dntrlmtr.

Bu alma Patates Bask'nn sz konusu kamu hizmetine destek salamak amac ile
gnll olarak yrtt bir faaliyettir.
ADA DNYA YAZARLARI

1. basm: 1997

2. basm: 1998

ISBN 975-510-767-3

Editions Gallimard 1956 / Onk Ajans Ltd. ti. / Can Yaynlar Ltd. ti. (1994)

Bu kitap, stanbul'da Can Yaynlar'nda dizildi, zal Basmevinde basld. (1998)

Albert Camus VEBA

ROMAN

Franszca aslndan

eviren NEDRET TANYOLA ZTOKAT

CAN YAYINLARI LTD. T.

Hayriye Caddesi. No. 2, 80060 Galatasaray, stanbul Telefon: (0-212) 252 56 75 - 252
59 88 - 252 59 89 Fax: 252 72 33zgn ad La Pete

ALBERT CAMUS'NN

CAN YAYINLARI'NDAK

KTAPLARI

BAKALDIRAN NSAN / deneme DN ve BR ALMAN DOSTA MEKTUPLAR /


anlat

LK ADAM / roman

MUTLU LM / roman

SSFOS SYLEN / deneme

SRGN VE KRALLIK / ykler

TERS VE YZ / anlat
VEBA / roman YABANCI / roman

YAZ / deneme YOLCULUK GNLKLER / izlenimler

Albert Camus, 1913 ylnda Cezayir'de dodu, babas iiydi, annesinin okuma-yazmas
yoktu. Cezayir'de 1934 ylnda evlendi. ki yl sonra boand. Komnist parti yesi
oldu, ama 1937'de atld. lk roman Mutlu lm, ancak lmnden sonra yaymland.
lk genlik yllarnda yakaland tberkloz hi peini brakmad. Yaymlanan ilk
roman Tersi ve Yz'dr (1937). Arkadan pe pee teki romanlar geldi. 1940 ylnda
Paris'e geldi. Genlik yllarnda balad gazetecilii hep srdrd. 1957 ylnda
Nobel Edebiyat dln ald. 1960 ylnda bir otomobil kazasnda yaamn yitirdi.

Bir hapsedilmilii baka bir hapsedilmilikle gstermek, gerekte var olan herhangi
birey-le gstermek kadar manta uygundur.

Daniel de FoeBu gncenin konusunu oluturan ilgin olaylar 194.'te Oran'da meydana
geldi. Genel dnceye gre biraz sra d olduundan bu olaylarn geebilecei yer
buras deildi, ilk bakta Oran gerekten de sradan bir kent, Cezayir 'in Fransz ilinden
baka bir ey deildi.

Kentin kendisi de, itiraf etmek gerekir, irkindir. Dingin grnml bu kenti baka onca
ticaret kentinden farkl klan eyin ne olduunu ayrt etmek iin biraz zaman gerekir.
rnein, ne bir kanat rpn ne de bir yaprak hrtsnn duyulmad, gvercini
olmayan, aasz ve bahesiz bir kent, tam anlamyla yansz bir yer nasl dnlr?
Mevsimlerin deiimi ancak ge baklarak anlalr. lkbahar yalnzca havann
niteliinin deimesinden ya da sokak satclarnn banliylerden getirdikleri iek
sepetleriy-le kendini duyurur; ar pazarda satlan bir ilkbahardr bu. Yazn, gne
fazla kuru evleri kavurur ve duvarlar gri bir klle rter; o zaman artk kapal
kepenklerin glgesinden baka yerde yaanmaz. Sonbaharda, tersine amur tufan olur.
Gzel gnler yalnzca kn olur.

Bir kenti tanmann en bildik yollarndan biri de insanlarn orada nasl altna, orada
birbirlerini sevdiine ve nasl ldne bakmaktr. Bizim kk kentimizde, iklimden
belki de, bunlarn tm bir arada yaplr, ayn tutkulu ve belirsiz havayla. Yani burada
insann can sklr ve alkanlklar edinmeye zen gsterir. Burada yaayanlar ok
alrlar, ancak hep zengin olmak amacyla deil. zellikle ticarete ilgi duyarlar ve
onlarn deyiiyle, nce i yapmakla ilgilenirler. Doal olarak basit keyiflerden de zevk
alrlar; kadnlardan, sinemadan ve deniz banyolarndan holanrlar. Ancak, ok mantkl
olarak; bu zevklericumartesi akamlar ve pazar gnlerine saklarlar, nk haftann tm
teki gnlerinde ok para kazanmaya alrlar. Akam, brolarndan ktklarnda belli
bir saatte karelerde buluurlar, ayn bulvarda gezinti yaparlar ya da kendi balkonlarna
karlar. Daha gen olanlarn zevkleri iddetli ve ksadr, oysa daha yallarn kt
huylar ikolik toplantlar, e dost davetleri ve kt oynanan evrelerle snrldr.

Kukusuz bunun yalnz bizim kente zg bir ey olmad ve sonuta tm adalarmz


byle olduu sylenecektir. Kukusuz, bugn, insanlarn sabahtan akama altklar,
sonra da yaamak iin geri kalan zamanlarn kt oynayarak, kafelerde ve ene alarak
harcamay yeledikleri kadar doal hibir ey yoktur. Ancak baz kentler ve lkeler
vardr, orada insanlar arada srada baka eyden kuku duyarlar. Genelde bu onlarn
yaamn deitirmez. Yalnz kuku ortaya kmtr ve bu da her zaman bir kazantr.
Tersine, Oran kukular olmayan bir kenttir, yani tmyle modern bir kent. Buna bal
olarak, bizim burada insanlarn birbirini nasl sevdiklerini belirtmeye gerek yoktur.
Erkekler ve kadnlar ak edimi denen eyde abucak birbirlerini yutarlar ya da iki
kiilik uzun bir alkanlk gelitirirler. Bu ular arasnda ounlukla bir orta nokta
yoktur. Bu da zgn bir ey deil. Her yerde olduu gibi Oran'da da zamanszlktan ve
dnmemekten insanlar bilmeden birbirini sevmek zorundadr.

Kentimizde daha zgn olan burada lmenin gldr. Aslnda glk doru szck
deil, rahatszlk demek daha doru olacak. Hasta olmak ho bir ey deildir, ancak size
hastalkta destek olan kentler ve lkeler vardr ve buralarda bir bakma insan kendini
brakabilir. Bir hastann efkate gereksinimi vardr, bir eye yaslanmaktan holanr, ok
doaldr bu. Ancak Oran'da iklimin arlklar, burada yrtlen ilerin nemi, dekorun
belirsizlii, afan abuk skmesi ve zevklerin nitelii, her ey salkl olmay
gerektirir. Bir hasta kendini yapayalnz buluverir.

10

Nfusun tmnn telefonda ya da kafelerde polielerden, konimentolardan ve


indirimlerden sz ettii ayn dakikalarda scaktan trdayan yzlerce duvarn ardnda
kapana kstrlm lmek zere olan birini dnelim. Modern bile olsa lmdeki
rahatszlk byle, kurak bir yerde meydana geldiinde anlalacaktr.

Bu birka bilgi belki kentimizle ilgili yeterli bir fikir verir. Hem sonra hibir eyi
abartmamak gerekir. Alt izilmesi gereken, kentin ve yaamn sradan grnmdr.
nsan alkanlklarn edindikten sonra gnlerini kolay geirir. Kentimiz tam da
alkanlklar iin uygun bir yer olduuna gre burada bundan iyisi can sal denebilir.
Bu adan baknca, kukusuz yaamn ok tutku verici olmad grlr. En azndan
bizde karmaa nedir bilinmez. Ve bizim iten, sempatik ve hareketli nfusumuz buraya
yolu dm kiilerde her zaman belli lde sayg uyandrmtr. Renkten, bitkiden ve
ruhtan yoksun kentimiz sonunda dinlendirici bir yer gibi durmaya balad, sonunda
burada uyunuyor. Ancak kentin, mkemmel izilmi bir koyun nnde, plak bir
yaylann ortasnda, kl tepelerle evrili esiz bir manzaraya ilitirilmi olduunu da
eklemek yerinde olacaktr. Yalnzca bu koya srtn evirmi olmas ve bundan dolay,
insann hep arayp bulmak zorunda kald denizi grmenin olanaksz olmas zc
olabilir.

O yln ilkbaharnda meydana gelen ve burada gncesini aktarmaya karar verdiimiz


ciddi olaylar dizisinin ilk gstergeleri olan bunu sonradan anladk olaylar hibir
biimde kentlilerin dnemeyeceini, bu noktada herkes kolayca kabul edecektir. Bu
olaylar kimilerine iyice doal gelecektir, kimilerine de, tersine, inanlmas g. Ancak,
her ey bir yana, bir vakanvis bu elikileri gz nne alamaz. Onun grevi yalnzca,
"unlar meydana geldi," demektir, eer bunlarn gerekten de meydana geldiini ve tm
bir halkn yaamn ilgilendirdiini biliyorsa ve bylece sylediklerinin doruluunu
itenlikle onaylayacak binlerce tank varsa.

11Kald ki, kaderin cilvesiyle belli sayda tanklklar derleme olana bulmasayd ve
anlattn ileri srd eylere ister istemez karmasayd, zamanla tanyacanz
anlatc bu tr bir giriim iinde bir deerlendirmede bulunma sfatn pek kazanamazd.
te ona bir tarihi yapt ortaya koyma hakk tanyan da budur. Tabii ki, amatr de olsa,
bir tarihinin her zaman belgeleri vardr. Bu yknn anlatcsnn da kendi belgeleri
var: ncelikle kendi tankl, sonra bakalarnn tankl; bunun nedeni de rol gerei,
bu gncedeki tm kiilerin anlattn derlemek zorunda olmasyd, son olarak da,
sonunda eline geen metinler. Uygun olduu kansna vardnda bunlardan dile-diince
yararlanmak istemektedir. Bir ey daha istemektedir... Ancak srann anlatya gelmesi
iin belki de artk bu yorumlar ve dilsel nlemleri brakmann zamandr. lk gnlerin
anlatlmas biraz zen istiyor.

12

16 Nisan sabah Doktor Bernard Rieux muayenesinden kt ve sahanln ortasnda l


bir fareyle karlat. O anda fazla nemsemeden hayvan ayayla itti ve merdivenleri
indi. Ancak sokaa geldiinde, bu farenin olmas gereken yerde olmad aklna geldi
ve kapcya haber vermek zere geri dnd. Yal Msy Michel 'in tepkisi karsnda
bu grdnn allmadk olduunu daha iyi hissetti. Bu l farenin varl ona
yalnzca tuhaf gelmiti, oysa kapc iin bir rezaletti. Zaten bu sonuncunun tavr kesindi:
Apartmanda fare yoktu. Doktor bou bouna onu ilk katn sahanlnda muhtemelen l
bir fare bulunduuna inandrmaya alt; Msy Michel'in kans biraz olsun
deimiyordu. Apartmanda fare yoktu, o zaman biri bunu dardan getirmi olmalyd.
Szn ksas, bir aka sz konusuydu.

Ayn akam, Bernard Rieux koridorun iyice dibinde yalpalayan ve slak tyl, byk bir
fare grdnde, apartmann giriinde, dairesine kmadan nce, ayakta durmu
anahtarlarn aryordu. Hayvan dengesini aryormu gibi durdu, kk bir lkla kendi
evresinde dnd ve aralanm dudaklarndan kan fkrtarak sonunda devrildi. Doktor
bir sre onu izledi ve dairesine kt.

Dnd fare deildi. Bu fkran kan, onu kafasn kurcalayan konuya dndryordu.
Bir yldr hasta olan kars ertesi gn dada bir dinlenme yerine gidecekti. Ona tembih
ettii zere, karsn odalarnda yatyor buldu. Bylece kars yol yorgunluuna
hazrlanyordu. Glmsyordu.

Kendimi ok iyi hissediyorum, dedi.

13Baucu lambasnn nda doktor yzn ona evirmi bakyordu. Rieux iin otuz
yandaki bu yz, hastaln izlerine karn hep genlik yzyd, belki de geri kalan her
eyi alt eden u glmseme yznden.

Uyuyabilirsen uyu, dedi Rieux. Hastabakc saat on birde gelecek ve sizi le trenine
gtreceim.

Hafife nemlenmi bir aln pt. Glmseyi kapya kadar ona elik etti.

Ertesi gn, 17 Nisan saat sekizde kapc geerken doktoru durdurdu ve koridorun
ortasna l fare koyarak bu souk akay yapanlara suu ykledi. Onlar byk
kapanlarla yakalam olmallard, nk hayvanlar kan iindeydi. Kapc fareleri
ayaklarndan tutarak, sulularn bu ac alay karsnda kendilerini ele vermeleri
beklentisiyle bir sre kapnn nnde beklemiti. Ama hibir ey olmamt.

Ah u insanlar! diyordu Msy Michel, sonunda elime geireceim onlar.

Kafas karan Rieux, ziyaretlerine mterileri arasnda en yoksullarn oturduu d


semtlerden balamaya karar verdi. Oralarda p toplama ii ok daha ge saatlerde
yaplyordu ve bu semtin dar ve tozlu yollar boyunca ilerleyen araba kaldrm
kenarlarna braklm p kutularna deip geiyordu. Byle ilerledii bir yolda sebze
artklar ve kirli paavralarn zerine atlm bir dzine kadar fare sayd.

lk hastasn yatakta buldu, hem yatak odas hem de yemek odas olarak kullanlan oda
sokaa bakyordu. Sert ve ypranm yzl, yal bir Ispanyoldu. nnde, rtnn
zerinde bezelye dolu iki tencere duruyordu. Doktorun ieri girdii srada yatanda
yar dorulmu yal astml ksrn yeniden yakalamak iin kendini geriye
atyordu. Kars bir leen getirdi.

Ee doktor ortaya kyorlar, grdnz m? dedi ine srasnda.


Evet, dedi kadn, komu tane bulmu. 14

Yal adam ellerini ovuturuyordu.

Ortaya kyorlar, btn p tenekelerinde gryoruz, alktan bu!

ok gemeden Rieux burada oturan herkesin fareleri konutuunu saptamakta glk


ekmedi. Ziyaretleri bitince evine dnd.

Yukarda, size bir telgraf var, dedi Msy Michel. Doktor ona yeni fareler grp
grmediini sordu.

Yo hayr, dedi kapc, kapy gzetliyorum, anlarsnz. O domuzlar da gze


alamyorlar.

Telgraf Rieux'ye annesinin ertesi gn geleceini bildiriyordu. Hastann yokluunda


olunun eviyle ilgilenmeye geliyordu. Doktor evine girdiinde hastabakc gelmiti.
Rieux, tayyr giymi, yzn boyayla renklendirmi, ayakta duran karsn grd. Ona
glmsedi:

yi, dedi, ok iyi.

Bu sre sonra garda onlar yatakl vagona yerletiriyordu. Kars kompartmana


bakyordu.

Bizim iin fazla pahal deil mi?

Gerekli bu, dedi Rieux.

Nedir u fare hikyesi?

Bilmiyorum. Tuhaf, ama geecek.

Sonra karsna abuk abuk ondan zr dilediini, onunla daha yakndan ilgilenmesi
gerektiini ve onu ok ihmal ettiini syledi. Kars susmasn istediini belli
edercesine ban sallyordu. Ama Rieux ekledi:

Geri dndnde her ey daha iyi olacak. Yeniden balayacaz.

Evet, dedi gzleri parlayarak, yeniden balayacaz.

Bir sre sonra kocasna srtm dnyor ve camdan bakyordu. Peronda insanlar aceleyle
koturuyor ve birbirlerine arpyorlard. Lokomotifin tslayan sesi onlara kadar
geliyordu. Karsn adyla ard, kadn ban evirdiinde yznn gzyalaryla
slanm olduunu grd.

Hayr, dedi yumuaklkla.

15Gzyalarnn ardndan biraz buruk, glmsemesi belirdi. Derin bir soluk ald:

Haydi git, her ey iyi olacak.

Karsna sk sk sarld ve imdi peronun zerinde, camn te yannda artk yalnzca,


onun glmsemesini gryordu.

Rica ediyorum, kendine iyi bak, dedi karsna. Ama o duyamyordu.

kn yaknnda, peronda Rieux, olunu elinden tutmu, sorgu yargc Msy Othon'u
burun buruna geldi. Doktor ona yolculua kp kmadn sordu. Biraz eskilerin
sosyete adam dedikleri insanlar, biraz da l tayclarn andran, uzun ve siyah bir
adam olan Msy Othon sevimli bir sesle ancak ksaca yantlad:

Benim aileme sayglarn sunmaya giden Madam Othon'u bekliyorum.

Lokomotifin dd tt.

Fareler... dedi yarg.

Rieux trenin ynne doru bir hamle yapt, ama yeniden k tarafna dnd.

Evet, dedi, nemli deil.

Bu anla ilgili tek aklnda kalan, kollarnn altnda l farelerle dolu bir kasa tayan bir
grevlinin getiiydi.

Ayn gn leden sonra, Rieux muayeneye balarken, gazeteci olduu ve sabah geldii
sylenen gen bir adam kabul etti. Ad Raymond Rambert'di. Ksa boylu, kaln omuzlu,
kararl yzl, ak ve zeki gzleri olan Ram-bert'in srtnda spor giysiler vard ve keyfi
yerinde gibiydi. Dorudan konuya girdi. Paris'teki byk bir gazete adna Araplarn
yaam koullarn aratryordu ve onlarn salk durumlaryla ilgili bilgiler istiyordu.
Rieux bu durumun iyi olmadn syledi. Ancak fazla ileri gitmeden nce, gazetecinin
doruyu syleyip syleyemeyeceini bilmek, renmek istiyordu.

Tabii, dedi beriki.


16

unu demek istiyorum: Tam bir eletiri getirebilir misiniz?

Tam deil, bunu aka belirtmeliyiz. Ancak sanyorum byle bir eletiri dayanaktan
yoksun olurdu.

Rieux yumuak bir tonla gerekten de byle bir eletirinin dayanaktan yoksun olacan,
ancak Rambert'in tanklnn eksiksiz olup olamayacan yalnzca bilmek istediini
syledi.

- Ben tam olmayan tanklk dnda bir ey kabul etmem. Bylece sizin tanklnz da
kendi bilgilerimle desteklemeyeceim.

Bu Saint-Just'n dili, dedi gazeteci glmseyerek. Rieux ses tonunu ykseltmeden o


konuda hibir ey

bilmediini, bunun yaad dnyadan bkm, ancak yine de benzerleriyle ayn zevklere
sahip olan ve kendi adna hakszlk ve dnleri reddetmeye kararl bir insann dili
olduunu syledi. Rambert, boynu omuzlarna gmlm, doktora bakyordu.

Sizi anladm sanyorum, dedi sonunda ayaa kalkarak.

Doktor onunla kapya doru yrd:

Olaylar bu ekilde ele aldnzdan tr size teekkr ederim.

Rambert sabrszlanyor gibiydi:

Evet, anlyorum dedi, sizi rahatsz ettiim iin zr dilerim.

Doktor onun elini skt ve u sralar kentte bulunan l farelerin miktaryla ilgili ilgin
bir rportaj yaplabileceini syledi.

Evet, beni ilgilendirir bu, dedi cokuyla Rambert. Saat on yedide yeni ziyaretler iin
evden karken doktor merdivenlerde hantal yapl, kaln kalarla belirginlemi geni
ve km yzl, henz gen bir adamla karlat. Apartmannn en st katnda oturan
spanyol danslarda birka kez ona rastlamt. Jean Tarrou ayaklarnn dibinde, bir
basaman zerinde can ekimekte olan bir farenin

Veba
17/2son rpnlarn izleyerek byk bir dikkatle sigara iiyordu. Doktora gri
gzlerinin de biraz destekledii sakin bir bak yneltti, ona merhaba dedi ve farelerin
ortaya knn ilgin bir ey olduunu syledi.

- Evet, dedi Rieux, ancak rahatsz etmeye balad.

- Bir anlamda yle doktor yalnzca bir anlamda. Hi bunun gibi bir ey grmedik, ite
hepsi bu. Ancak bunu ilgin buluyorum, evet, olumlu anlamda ilgin.

Tarrou elleriyle salarn geriye att ve artk hareketsiz olan fareye yeniden bakt, sonra
Rieux'ye glmsedi:

Ama doktor, sonuta bu asl kapcnn ii.

Zaten doktor da, kapcy, o her zamanki kanl canl yznde bir bkknlk ifadesiyle,
giriin yannda duvara srtn dayam, kapnn nnde buldu.

Kendisine yeni buluntuyu bildiren Rieux'ye:

- Evet, biliyorum, dedi yal Michel, imdi ikier er ele geiyorlar. Ama teki
evlerde de ayn ey oluyor.

Bitkin ve dnceli duruyordu. Durmadan boynunu ovuturuyordu. Rieux ona iyi olup
olmadn sordu. Tabii ki kapc ona iyi olmadn syleyemiyordu. Yalnz, rahatszlk
duyuyordu. Ona gre, bu moral iiydi. Bu fareler ona bir darbe indirmiti ve ortadan
kaybolduklarnda her ey ok daha iyi olacakt.

Ancak ertesi sabah, 18 Nisan'da, annesini gardan getiren doktor Msy Michel'i daha
km bir suratla buldu: Mahzenden tavan arasna on kadar fare merdivenlerde
yatyordu. Komu evlerin p tenekeleri de bunlarla doluydu. Doktorun annesi haberi
aknlk duymadan rendi.

Olur byle eyler.

Gm rengi sal, kara gzl ve yumuak bakl bir kadnd.

Seni grmekten mutluyum Bernard, diyordu. Fareler buna kar hibir ey yapamaz.

Rieux onaylyordu; onun yannda her ey her zaman kolay gzkyordu.

18
te yandan Rieux, mdrn tand, belediyenin fareyle mcadele birimine telefon
etti. Ak havada lmeye gelen ok saydaki u farelerden sz edildiim duymu muydu?
Mdr Mercier bundan sz edildiini duymutu, hatta rhtmlarn ok uzanda olmayan
kendi servisinde bile elli tane kadar fare bulunmutu.Yine de bunun ciddi bir ey olup
olmadn dnyordu. Rieux bunu belirleyemezdi, ancak fareyle mcadele biriminin
mdahale etmesinin gerektiini dnyordu.

- Evet, dedi Mercier, bir emirle. Eer bunun gerekten gerekli olduuna inanyorsan bir
emir karmaya alabilirim.

Her zaman iin gereklidir, dedi Rieux.

Temizliki kadn ona, kocasnn alt fabrikada yzlerce l fare toplanm olduunu
bildiriyordu.

Kentliler ite aa yukar bu dnemde kayglanmaya baladlar. Gerekten 18'inden


itibaren fabrika ve antrepolar yzlerce fare cesediyle dolup tat. Baz durumlarda
farelerin uzun uzun can ekimesine son vermek gerekti. Ancak, d semtlerden kentin
merkezine kadar, Doktor Rieux'nn geebildii her yerde, kentlilerin topland her
yerde, fareler ya p kutularnda ylm bir halde ya da akan sularda sra sra
bekliyorlard. Gazetelerin akam basks hemen o gnden balayarak olaya el koydu;
belediyenin harekete gemeyi dnp dnmediini ve bu iren istiladan kentlileri
korumak iin hangi acil nlemleri tasarladn sordu. Belediye hibir ey dnmemi,
kesinlikle hibir eyi de tasarlamamt, ancak kurulda durumu grmek zere
toplantlara balad. Her sabah, afakta l farelerin toplanmas iin farelerle mcadele
birimine emir verildi. Toplama ii bittiinde birimin iki arabas onlar yakmak zere
p yakma merkezine gtrecekti.

Ancak sonraki gnlerde durum ciddileti. Toplanan kemirgenlerin says katlanarak


artyor ve her sabah toplanan fareler giderek oalyordu. Drdnc gnden balayarak
fareler lmek iin toplu halde ortaya kmaya bala-

19dlar. at katlarndan, bodrumlardan, mahzenlerden, lamlardan uzun sralar halinde


sendeleyen bekler, gn nda titremek, kendi evrelerinde dnp insanlarn
yaknnda lmek zere ortaya kyorlard. Gece dar geitlerde ya da ara sokaklarda
kk can ekime lklar rahatlkla duyuluyordu. Sabah kenar mahallelerde dere
boyunca uzanm olarak bulunuyorlard; sivri burunlarnda kk bir kan iei,
bazlar imi ve kokumu, bazlar da katlam ve byklar hl sert. Kentin iinde
de, sahanlklarda ya da avlularda kk ynlar halinde onlarla karlalyordu. Bazen
de idare binalarnn salonlarnda, okul avlularnda, kafelerin teraslarnda tek balarna
lmeye geldikleri oluyordu. akna dnm yurttalarmz onlar kentin en youn
blgelerinde buluyorlard. Place d'Armes, anacadde-ler, Front-de-Mer'in gezi yolu
zaman zaman kirleniyordu. afakta l hayvanlardan arndrlan kent, gn iinde yava
yava giderek artan sayda onlarla yeniden karlayordu. Kaldrmlarda akam
gezintisi yapan birok kiinin, ayann altnda yeni can vermi bir cesedin yumuak
ktlesini hissettii de oluyordu. zerinde evlerimizin dikildii topran kendisi imdiye
kadar derinlerinde iin iin kaynayan ban ve kanl irinlerin artk yzeye kmasna gz
yumuyordu adeta. Tpk sal yerinde bir insann beynine kan hcum etmesi gibi, o
zamana kadar ylesine dingin yaam ve birka gnde allak bullak olan kk
kentimizin geirdii o aknl dnn yalnzca .

ler yle ileri gitti ki, Ransdoc Ajans Renseigne-ment gayri resmi haberleri verdii
radyo yaynnda yalnzca 25 Nisan gn alt bin iki yz otuz bir farenin toplandn ve
yakldn bildirdi. Kentin gndelik grntsne ilikin kesin bir fikir veren bu say
kargaay artrd.

0 zamana kadar yalnzca tiksinti veren bir olaydan yak-mlmt. imdiyse, henz ne
boyutlarnn belirlenebildii, ne de kaynann anlalabildii bu olgunun tehdit edici
bir yan olduunun farkna varlyordu. Yalnz yal span-

1 Renseignement: Bilgi; document: belge. (Fr.) (ev.)

20

yol ellerini ovuturmay srdryor ve yallara zg bir neeyle, "kyorlar,


kyorlar!" diye yineliyordu. te yandan 28 Nisan'da Ransdoc yaklak sekiz bin
farenin toplandn bildiriyordu ve kentte endie dorua ulayordu. Kkten nlemler
isteniyor, yetkililer sulanyor ve deniz kysnda evi olanlar oralara ekilmekten sz
ediyordu. Ancak , ertesi sabah ajans olayn anszn durduunu ve fareyle mcadele
biriminin yalnzca nemsiz miktarda l fare topladn bildirdi.

Oysa ayn gn, le saatinde, Doktor Rieux apartmannn nnde arabasn park ederken
yolun kenarnda, ba ne eilmi, kollaryla bacaklar ayrk, bir kukla gibi glkle
yryen kapcy fark etti. Yal adam bir rahibin koluna tutunuyordu; doktor rahibi
tand. Birka kez gittii ve kentimizde din konusuna ilgi duymayanlarn bile byk bir
sayg gsterdii, ok okumu ve militan bir cizvit olan Rahip Paneloux'yclu bu. Onlar
bekledi. Yal Mic-hel'in gzleri parlyordu ve soluu slk slk kyordu. Kendini iyi
hissetmemi ve hava almaya kmt. Ancak boynunda, koltuk altlarnda ve
kasklarndaki iddetli arlar onun eve geri dnmesini ve Rahip Paneloux'nun
yardmn istemesini zorunlu klmt.

ilikler yznden, dedi. Biraz uramak zorunda kaldm.


Doktor, bir kolu apartman kapsnn dnda, Mic-hel'in ona uzatt boynun alt tarafnda
parman gezdirdi; bir sertlik olumutu.

- Yatn ve ateinizi ln, sizi bu akamst grmeye geleceim.

Kapc gittikten sonra Rieux, Rahip Paneloux'ya u fare hikayesiyle ilgili ne


dndn sordu:

Evet, dedi rahip, bu bir salgn olmal dedi ve yuvarlak gzlklerinin ardndan
gzleriyle glmsedi.

Yemekten sonra, telefon sesi duyulduunda, Rieux salk evine karsnn geldiini haber
veren telgraf okuyordu. Onu arayan, belediyede memur, eski mterilerin-

21den birisiydi. Uzun sre aort daralmasndan sknt ekmiti ve yoksul olduundan
Rieux onu para almadan tedavi etmiti.

Evet, diyordu, beni anmsarsnz. Ama baka birisi iin aryorum. abuk gelin,
komuma bireyler oldu.

Sesi soluk soluayd. Rieux'nn aklna kapc geldi ve hemen onu grmeye karar verdi.
Birka dakika sonra, d mahallelerden Faidherbe sokanda alak bir evin kapsndan
giriyordu. Islak ve pis kokulu merdivenin ortasnda kendisini karlamaya inen memur
Joseph Grand'la karlat. Sar bykl, uzun ve kamburlam, dar omuzlu, kollar
bacaklar zayf, krk elli yalarnda bir adamd.

Durumu daha iyi, dedi Rieux'ye doru gelirken, ancak lyor sandm.

Burnunu siliyordu. kinci ve son katta, sol kapnn zerinde Rieux krmz tebeirle
'Girin, kendimi astm' yazsn okudu.

eri girdiler. Devrilmi bir sandalyeyle, bir keye itilmi masann zerinde bir ip
aslyd. Ama bolukta sallanyordu.

Onu zamannda ipten indirdim, dedi Grand, en basit dille konusa da hep szckleri
aryor gibiydi. Tam o srada evden kyordum ve bir grlt duydum. Yazy grnce,
nasl desem, bir oyun sandm. Ama tuhaf, hatta diyebilirim ki, belli belirsiz bir inilti
duydum.

Kafasn kayordu:

Bence, ac veren bir ilem olmal bu. Tabii ki ieri girdim.


Bir kapy itmilerdi ve aydnlk ancak yoksul biimde denmi bir odann eiinde
duruyorlard. Ufak tefek, tombulca bir adam bakr karyolada yatyordu. Derin derin
soluk alyor ve kanlanm gzleriyle onlara bakyordu. Doktor durdu. Soluk alp
verilerin arasnda kk fare lklar duyuyor gibiydi. Ancak kyda kede hibir
ey kmldamyordu. Rieux yataa doru gitti. Adam ok yksekten dmemiti, ok
fazla sert biimde de dmemiti,

22

omurgalar dayanmt. Tabii ki biraz soluu kesilmiti. Rntgen gerekiyordu. Doktor bir
kfurya inesi yapt ve birka gn iinde her eyin dzeleceini syledi.

- Teekkr ederim doktor, dedi adam bouk bir sesle.

Rieux, Grand'a komiserlie haber verip vermediini sordu, memurun yz akn bir
ifadeye brnd.

- Hayr, dedi, hayr. Dndm ki en abuk ...

Tabii, diye szn kesti Rieux, o ii ben yaparm. Ancak o srada hasta yatakta
kmldand ve iyi olduunu, buna gerek kalmadn syleyerek doruldu.

Sakin olun, dedi Rieux. Bu bir i deil, inann bana, benim durumu bildirmem gerek.

- Hay Allah! dedi teki.

Ve kendini geriye atarak sessiz sessiz alamaya balad. Bir sredir, byklarn
svazlayan Grand ona yaklat.

- Haydi Msy Cottard, dedi. Anlamaya aln. Doktorun sorumlu olduunu


syleyebiliriz. rnein, ya bir daha iinizden buna yapmak geerse...

Ancak Cottard gzyalar arasnda bunu bir daha yapmayacan, bunun yalnzca bir
lgnlk n olduunu ve kendisini yalnzca sakin brakmalarn istediini syledi.
Rieux bir reete yazyordu.

Anlald, dedi. Bunu brakalm, iki ya da gn sonra gene geleceim. Ama bir
budalalk yapmayn.

Sahanlkta Grand'a yetkililere durumu bildirmek zorunda olduunu, ancak komiserlikten


iki gnden nce bir soruturma yapmamalarn isteyeceini syledi.
Bu gece onun yannda kalmak gerek. Ailesi var m? - Tanmyorum. Ama ben
kalabilirim. Ban sallyordu.

Bakn aslnda onu da tandm syleyemem. Ancak tabii ki yardmlamak gerek.

Apartmann koridorlarnda Rieux bilinsizce kelere bakyordu, Grand'a mahallesinde


farelerin tam olarak ortadan kalkp kalkmadn sordu. Memur bu konuda hi-

23bir ey bilmiyordu. Aslnda ona bu hikyeden sz etmilerdi, ancak mahalle


dedikodusunu pek nemsemiyordu.

Benim baka kayglarm var, dedi.

Rieux onun elini skmt bile. Karsna mektup yazmadan nce kapcy grmek iin
acele ediyordu.

Akam gazetesi satan sokak satclar fare istilasnn durduunu bildiriyorlard. Ancak
Rieux, hastasn, beline kadar yatandan sarkm, bir eh karnnda, teki eli boynunun
evresinde, bir p kovasna re re pembemsi bir safra kusarken buldu. Kapc
uzun abalardan sonra soluu kesilmi bir durumda yeniden yatt. Atei otuz dokuzdu;
boyundaki yumrular ve elleriyle ayaklar imiti, brnde iki byk siyah leke
geniliyordu. imdi iindeki bir acdan sz ediyordu.

Yanyor, diyordu, uradaki domuz yakyor beni. Kurum rengindeki az szckleri


doru drst syle-

yememesine neden oluyordu, ba arsndan yaaran, dar frlam gzlerini doktora


eviriyordu. Kars sessiz duran Rieux'ye endieyle bakyordu.

Doktor, diyordu, nedir bu?

Her ey olabilir. Ancak elimizde henz kesin bir ey yok. Bu akama kadar perhiz
ve ishal ilac. Bol bol su isin.

Kapc da susuzluktan kavruluyordu. Evine dndnde Rieux kentin en nemli


doktorlarndan biri olan meslekta Richard'a telefon ediyordu.

Hayr, diyordu Richard, olaanst hibir ey grmedim.

Blgesel iltihapl ate yok mu?

A evet, ok iltihaplanm yumrulu iki vaka.


Anormalin dnda bir iltihaplanma m?

Eh, dedi Richard, normali, bilirsiniz...

Durum ne olursa olsun, akam kapc sayklyordu ve atei krka vurduunda farelerden
yaknyordu. Rieux olgunlam bir ban yarmay denedi. Terebentinin yakmasnn
etkisiyle kapc bard: 'Ah! Domuzlar!'

24

Yumrular daha da imiti, dokununca sert ve ptrl olduklar hissediliyordu.


Kapcnn kars akna dnmt.

- Banda nbet tutun, dedi doktor ve gerekirse beni arn.

Ertesi gn, 30 Nisan'da, lk bir meltem, mavi ve rutubetli gkyznde esiyordu. En


uzak banliylerden iek kokusu getiriyordu. Sokaklardaki sabah grltleri her
zamankine oranla daha canl, daha neeli gibiydi. Hafta boyunca iinde yaad o
sessiz kaygdan kurtulan kk kentimizde o gn bir yeniden dou gnyd. Karsndan
gelen bir mektupla ii rahatlayan Rieux de hafiflik duygusuyla kapcnn dairesine indi.
Ve gerekten de sabah ate otuz sekize dmt. Zayf dm hasta yatanda
glmsyordu.

Durum daha iyi, deil mi doktor? dedi kars.

Bekleyelim daha.

Ancak len, ate birden krk dereceye kmt, hasta durmadan sayklyordu ve
kusmalar yeniden balamt. Boyundaki yumrular dokununca acyordu ve kapc ban
bedeninden olabildiince uzak tutmaya almak istiyor gibiydi. Kars yatan
ayakucuna oturmu, elleri battaniyenin zerinde, hafife hastann ayaklarn tutuyordu.
Rieux' ye bakyordu.

Dinleyin, dedi Rieux, onu tecrit etmek ve zel bir tedavi denemek gerek. Hastaneyi
arayaym, onu ambulansla gtreceiz.

ki saat sonra ambulansta doktor ve kadn, hastann zerine eiliyorlard. Yaralarn yol
at mantarlarla kapl azndan szck krntlar dklyordu: 'Fareler!' diyordu.
Balmumunu andran dudaklar, kurun gibi arlam gzkapaklar, kesik kesik ve ksa
soluklar, yeil surat ile yumrularla can yanan kapc, kk yata kendi zerine
kapamak istiyormu ya da yerin dibinden gelen bir ey durmadan onu aryormu gibi
kk yataa yerlemi,

25grnmez bir arln altnda bouluyordu. Kana al

- Hi mi umut yok doktor?

- ld, dedi Rieux.

l-

26

Kapcnn lm, artc iaretlerle dolu bu dnemin sonu ve ilk zamanlardaki


aknln yava yava panie dnt, greceli olarak daha g bir baka dnemin
balangcn gsteriyordu denilebilir. Bundan byle yurttalarmz bir eyin farkna
varyorlard, kk kentimizin, farelerin gnete lmesi ve kapclarn tuhaf
hastalklardan yaamlarn yitirmesi iin belirlenmi bir yer olabileceini asla
dnmemilerdi. Bu adan, sonuta bir yanlg iindeydiler ve dnceleri yeniden
gzden geirilmeliydi. Olay bununla snrl kalsa bile alkanlklar stn gelecekti
kukusuz. Ama kentliler arasndan, yoksul ya da kapc olmayan baz kiiler de, Msy
Michel'in nclk ettii o yola girmek zorunda kald. te o andan itibaren korku ve
korkuya elik eden bir dnmedir balad.

te yandan bu yeni olaylarn ayrntsna girmeden nce, anlatc az nce anlatlan


dnemle ilgili bir baka tann dncelerine de yer vermenin yararl olduuna
inanyor. Bu anlatnn banda karlam olduumuz Jean Tarrou birka hafta nce
Oran'a yerlemiti ve o zamandan beri merkezde byk bir otelde oturuyordu.
Grnte kendi geliriyle yaayabilecek denli rahat koullar iinde olduu
anlalyordu. Ancak, kentlilerin yava yava ona almasna karn, kimse ne onun
nereden geldiini, ne de niin burada olduunu biliyordu. Onunla halka ak her yerde
karlalyordu. lkbahar daha balarken sk sk kumsallarda grlmt; ounlukla
yzyor ve aka bir keyif ald belli oluyordu. yi yrekli, basit, her zaman gler
yzl olan bu adam, kendini kle gibi kaptrmadan tm normal zevklerle dost gibiydi.
Aslnda onda grdmz tek alkanlk kentimizde olduka ok sayda-

27ki spanyol danslar ve algclarn dzenli olarak ziyaret etmesiydi.

te yandan onun not defterleri de bu g dnemle ilgili bir belge oluturuyordu. Ancak
anlamszlktan yana olmas istenmi gibi zel bir belgeydi bu. lk bakta, Tar-rou'nun
nesneleri ve insanlar dar adan incelemeye alt samlabilirdi. Bu genel karklk
iinde tarihi olmayan eylerin tarihisi olmaya alyordu zetle. Kukusuz bu yanll
bizi zebilir ve notlarndaki duygusuzluk eletirilebilir. Ancak yine de bu not defterleri
bu dnemin bir belgesi olarak, kendi alarndan bir nemi olan ikincil nitelikli bir
yn ayrnt sunabilir; bu ayrntlarn tuhafl da onlar yazan ilgin kiilikle ilgili ok
abuk bir yargya varmay engelleyebilir.

Jean Tarrou'nun ilk notlar onun Oran'a geldii tarihte yazlm. Daha bandan, kendi
bana bylesine irkin bir kentte bulunmann getirdii tuhaf bir memnuniyeti yanstyor.
Belediye binasn ssleyen iki bronz aslann ayrntl betimlemesi, aa yokluu,
sevimsiz evler ve kentin sama sapan plan zerine olumlu dnceler notlarda yer
alyor. Tarrou bunlara tramvaylarda ve yollarda duyduu syleileri de yorum
yapmadan ekliyor; ancak biraz ileride, Camps adnda birinin hakkndaki syleiyle
ilgili bir yorum vard. Tarrou iki tramvay biletisinin konumasna tank olmutu:

Camps' tandn deil mi?

Camps m? Uzun boylu, siyah bykl m?

Hah, ite o! Demiryollarnda makasyd.

Evet, tabii.

Eee, ld m?

Yaa ne sandn?

u fare hikyesinden sonra. - Hay Allah? Nesi vard?

Bilmiyorum, atei vard. Sonra zayft. Kolunun altnda iltihaplar oldu. Dayanamad.

Halbuki herkes gibiydi o da.

28

Hayr, gs zayft ve Orpheon'da alyordu. Bir boruyu srekli flemek, ypratr


adam.

Ama, diye sz bitirdi ikinci adam, insan hastayken borular flememeli.

Bu bilgilerin ardndan Tarrou, Camps'n kendi yararna aka kar gelerek niin
Orpheon'a girdiini ve onu pazar gn yaplan geit trenleri iin yaamn tehlikeye
atmaya ynelten derin nedenlerin neler olduunu kendi kendine soruyordu.
Sonra Tarrou penceresinin karsna gelen balkonda sk sk geen bir sahneden olumlu
ynde etkilenmi gibiydi. Gerekte odas duvarlarn glgesinde kedilerin uyuduu
kk bir sokaa enlemesine bakyordu. Ancak her gn, le yemeinden sonra, tm
kentin scakta uyuklad- saatlerde sokan teki tarafnda yal bir adamcaz bir
balkonda beliriyordu. Beyaz ve taranm salar, asker kesimli giysilerinin iinde
dimdik ve ciddi, ayn zamanda hem mesafeli hem de tatl bir sesle kedileri bir 'pisi
pisi'yle aryordu. Kediler rahatlarn bozmadan, uykudan so-luklam gzlerini
yukar eviriyorlard. Adam sokan ve hayvanlarn tepesinde kk kt paralar
yrtyordu, dikkatleri bu beyaz kelebek yamuruna ekilen kediler son kt paralarna
doru tereddt iinde ayaklarn uzatarak yolun ortasna doru ilerliyorlard. O zaman
yal adamcaz kuvvetli ve belirgin biimde kedilerin zerine tkryordu.
Tkrklerden biri amacna ularsa glyordu.

Son olarak Tarrou, grnm, canll, hatta zevkleri ticaretin gereklilikleri


dorultusunda gelimi bu kentin ticaret kokan havasndan kesin olarak holanm
gibiydi. Bu zellik (not defterinde kullanlan terim bu) Tarrou'nun onayn alyordu ve
hatta vg dolu gzlemlerinden birisi u nlemle son buluyordu: 'Sonunda!' O tarihte
yolcu notlarnn znel bir nitelik kazand tek blm ite bura-syd. u var ki, bunlarn
anlamn ve ciddiliini deerlendirmek g. rnein otel muhasebecisinin bir l fare
bul-

29masnn hesaplarda bir yanl yapmasna yol atn anlattktan sonra Tarrou her
zamankinden daha zor okunur bir yazyla unu eklemiti: 'Soru: Zamann yitirmemek
iin ne yapmal? Yant: Onu alabildiine duyumsamak. Yntem: Bir diinin bekleme
odasnda rahatsz bir koltukta gn geirmek, pazar leden sonrasn balkonda
yaamak, anlamadmz bir dilde konferanslar dinlemek, ayakta yolculuk etmek iin en
uygun olmayan ve en uzun demiryolu gzerghn semek, tiyatro giesi nnde kuyrua
girmek ve bilet almamak, vb.' Ancak dil ya da dnce boyutundaki bu sapmalarn
hemen ardndan not defterleri, sepeti andran biimleri, belirsiz renkleri, allm
pislikleriyle kent tramvaylarnn ayrntl bir betimlemesine el atyor ve bu gzlemleri
hibir ey aklamayan bir 'dikkate deer' tmcesiyle bitiriyordu.

te Tarrou'nun fare hikayesiyle ilgili verdii bilgiler: "Bugn kardaki yal adamcaz
afallad. Hi kedi yok. Gerekten de sokaklarda byk miktarlarda bulunan l fareler
yznden ortadan yok oldular. Bence, kedilerin l fareleri yemesi sz konusu deil.
Benimkilerin bundan nefret ettiini anmsyorum. Yine de mahzenlere melerine ve
yal adamcazn afallamasna engel deil. Bugn daha az zenle taranm, daha az
gl. Endiesi hissediliyor. Bir sre sonra ieri girdi. Ancak bir kez bolua
tkrmt.
"Kentte bugn bir tramvay durdurdular, nk oraya nasl geldii bilinmeyen bir fare
ls bulunmutu. ki kadn indi. Fareyi attlar. Tramvay yeniden yola koyuldu.

"Otelde, gvenilir bir adam olan gece bekisi tm bu farelerle bir felaket beklediini
bana syledi. 'Fareler gemiyi terk ettiinde.' Bunun gemiler iin doru olduunu ancak
kentlerle ilgili olarak hibir zaman dorulanmadn syledim. Yine de buna inanm.
Ona gre nasl bir felaketin beklenebileceini sordum. Felaketin ngrlmesi olanaksz
olduundan bunu bilmiyordu. Ama bu ii bir dep-

30

rem yaparsa armayacakt. Byle bir eyin olabileceini kabul ettim, o da bana bunun
beni endielendirip endielendirmediini sordu.

"Beni ilgilendiren tek ey, dedim, i huzuru bulmak.

"Beni ok iyi anlad.

"Otelin lokantasnda ok ilgin bir aile var. Baba uzun boylu, zayf bir adam; dik yakal;
siyahlar giyen biri. Kafasnn ortas kel, sada ve solda gri iki sa tutam var. Kk,
yuvarlak, sert bakl gzler, ince bir burun, yatay bir az ona iyi yetitirilmi bir
gecekuu havas veriyor. Lokantann kapsna her zaman ilk o geliyor, siyah bir fndk
faresi gibi ufak tefek karsnn gemesi iin kenara ekiliyor, sonra hemen ardnda
gsteri kpekleri gibi giydirilmi kk bir erkek ve kk bir kz ocuuyla ieri
giriyor. Karsna ve ocuklarna, birincisine terbiyeli, kt szler, miraslara da
kesinlii olan szler yadryor:

Nicol muhteem biimde itici grnyorsunuz! "Ve kk kz alamaya hazr.


Gereken de bu.

"Bu sabah kk olan fare hikyesi yznden ok heyecanlyd. Sofrada bir ey


sylemek istedi:

Sofrada farelerden sz edilmez Philippe. Bu szc bundan byle kullanmanz


yasaklyorum.

Babanz hakl, dedi siyah fndk faresi.

"ki kani burunlarn cier ezmelerine daldrdlar ve gece kuu sz fazla uzatmayan
bir ba hareketiyle teekkr etti.

"Bu gzel rnee karn kentte u fare hikyesinden ok sz ediliyor. Gazeteler de ie


kart. Genelde farkllklar gsteren yerel gazeteler bile imdi birlik iinde belediyeye
kar bir kampanyaya giritiler. Belediye bakanlk yeleri bu kemirgenlerin rm
cesetlerinin ortaya karaca tehlikeyi farknda m? Otel mdr baka bir eyden sz
edemez oldu. Ancak bunun bir nedeni, zor durumda kalmas. Saygn bir otelin
asansrnde bir fare ls bulmak ona akl almaz geliyor. Onu avutmak iin ona: 'Ama
herkes bu iin iinde,' dedim.

31 te biz de imdi herkes gibi olduk, diye beni yantlad.

nsanlar endielendirmeye balayan u yksek atele ilgili ilk vakalardan bana sz


eden o. Oda hizmetlilerinden birisi buna yakalanm.

- Ama kesin olarak bulac deil, diye aceleyle belirtti.

Bunun benim iin nemi olmadn syledim.

Anlyorum. Beyefendi de benim gibi, Beyefendi yazgc.

Hi buna benzer bir ey ileri srmemitim, hem zaten yazgc deilim. Bunu ona
syledim...

Bu andan balayarak Tarrou'nun defterleri halk arasnda endie uyandran, u ne olduu


bilinmeyen ateten biraz daha ayrntl biimde sz etmeye balad. Farelerin ortadan
kaybolmasyla yal adamcazn kedilerine yeniden kavutuunu ve sabrla nian
almay srdrdn yazarken Tarrou bu atele ilgili, ou lmle sonlanm on kadar
vaka anlabileceini belirtiyordu.

Belge olmas asndan son olarak Tarrou'nun izdii Rieux betimlemesi yeniden
yazlabilir. Anlatcnn grd kadaryla geree olduka bal kalnm:

"Otuz beinde gsteriyor. Orta boylu. Gl omuzlar. Aa yukar dikdrtgen yz.


Karanlk ve dik bakl gzler, ancak ene kemikleri kk. Burun yapl ve dzgn.
Ksack kesilmi siyah salar. Neredeyse her zaman s-kl duran etli dudaklarla az
yay gibi. Yanm teni, siyah tyleri, hep koyu renkli ancak ona yakan giysileriyle
Sicilyal bir kyl havas var.

"Hzl yryor. Kaldrmlardan duruunu deitirmeden iniyor, ama kar kaldrma


karken her seferden ikisinde hafife zplyor. Arabasnn direksiyonunda dalgn ve
yn belirten sinyallerini hep ak unutuyor, dnn tamamladktan sonra bile. Bana
hibir zaman bir ey takmyor. Bilgi sahibi bir havas var."
32

Tarrou'daki saylar doruydu. Doktor Rieux de bu konuda bireyler biliyordu. Kapcnn


bedeni tecrit edildikten sonra, u kask ateleriyle ilgili olarak sorular sormak zere
Richard'a telefon etmiti.

Bundan hibir ey anlamadm, demiti Rchard. ki l, biri krk sekiz saatte, teki
gnde. Sonuncusunu bir sabah tm nekahet belirtilerini gstermiken brakmtm.

Baka vaka olursa bana haber verin, dedi Reux.

Birka doktoru daha arad. Bylece yrtt soruturma birka gn iinde yirmi kadar
benzer vaka olduu sonucunu verdi. Hemen hemen hepsi lmle sonulanmt. Bunun
zerine Oran Doktorlar Odas Bakan Ric-hard'dan yeni- hastalarn tecrit edilmesini
rica etti.

Bu konuda bir ey yapamam, dedi Richard. Valiliin nlemleri gerekleri. Zaten kim
size bulama tehlikesi var dedi ki?

Hibir ey, ancak belirtiler endie verici.

Yine de Richard 'byle bir sfat olmad'n dnyordu. Tm yapabilecei valilie,


valiye bundan sz etmekti.

Ancak onlar konuadursun, hava bulanyordu. Kapcnn lmnn ertesinde g


byk bir pus kaplad. Seli andran ksa yamurlar kentin zerine indi; bu beklenmedik
su basknlarn frtnal bir scak izliyordu. Deniz bile derin mavi rengini yitirmi, puslu
gn altnda, gz actan gm ya da demir rengi parltlara brnyordu. Bu
ilkbaharn rutubetli sca yaz mevsiminin bunaltc scan zletiyordu. Bir dzlk
zerinde salyangoz biiminde kurulmu, ok az blm denize alan kentte i karartc

Veba

33/3bir uyuukluk egemendi. Kentin sval, uzun duvarlar boyunca, tozlu vitrinli
sokaklar arasnda, kirli sar renkteki tramvaylarda insan kendini biraz gn klesi gibi
hissediyordu. Yalnzca Rieux'nn u yal hastas bu dnemin keyfine varmak iin
astmn alt ediyordu.

Hava snyor, diyordu, bronlara iyi gelir bu. Gerekten de hava snyordu, bir
ateten ne eksik ne

fazla. Tm kentin atei vard, en azndan Rieux, Cot-tard'n intihar giriimiyle ilgili
soruturmaya katlmak zere Fadherbe Sokana gittii sabah bu izlenime kaplyordu.
Ancak bu izlenim ona mantksz geliyordu. Kendisini tedirgin eden uralara ve
sinirlilie balyordu bunu, acele olarak dncelerini bir dzene sokmak gerektiini
kabul etti.

Geldiinde komiser henz orada deildi. Grand sahanlkta bekliyordu, nce onun evine
girmeye karar verdiler, kapy ak braktlar. Belediye memuru iyice batan savma
denmi iki odal bir dairede oturuyordu. Burada yalnzca iki szln ssledii
ahap bir raf ve zerinde yar yarya silinmi, ancak hl okunabilen 'iekli bahe
yollar' szckleri bulunan bir karatahta gze arpyordu. Grand'a gre Cottard geceyi
iyi geirmiti. Ancak sabah ba aalaryla ve hibir tepki gsteremez bir halde
uyanmt. Grand yorgun ve sinirli grnyordu; bir aa bir yukar dolap duruyor, el
yazsyla yazlm sayfalarla dolu bir dosyay bir ayor, bir kapyordu.

Bu arada doktora Cottard' iyi tanmadn, ancak biraz mal mlk olduunu sandn
syledi. Cottard tuhaf bir adamd. Uzun sre ilikileri, merdivende karlatklarnda
birka merhabay gememiti.

Onunla yalnzca iki kez sohbet ettim. Birka gn nce eve getirdiim bir kutu
tebeiri dktm. Mavi ve krmz tebeirler vard. O srada Cottard sahanla kt ve
onlar toplamama yardm etti. Bu deiik renklerdeki tebeirlerin ne ie yaradn
sordu.

34

Grand da ona yeniden biraz Latince altn anlatmt. Liseden bu yana bilgileri
azalmt.

Evet, dedi doktora, Franszca szcklerin anlamn daha iyi bilmek iin bunun
yararl olduunu bana sylediler.

te karatahtasna Latince szckler yazyordu. Szcn ad ve eylem ekimlerine gre


deien blmn mavi tebeirle, szcklerin hi deimeyen blmlerim krmz

tebeirle yazyordu.

Cottard'in iyice anladn sanmyorum, ama ilgilenmi gibiydi ve benden bir krmz
tebeir istedi. Biraz armtm, ama sonuta... Bunu tasars iin kullanacan tahmin
edemezdim elbette.

Reux ikinci sohbetin konusunu sordu. Ancak yannda sekreteriyle komiser geliyordu,
ncelikle Grand'n aklamalarn dinlemek istiyordu. Doktor Grand'n Cottard'dan sz
ederken onu hep 'umutsuz adam' diye andn fark etti. Hatta bir ara 'ldrc karar'
deyimini kulland. ntiharn nedeni zerinde konutular ve Cottard szck seiminde kl
krk yaryordu. Son olarak 'zel aclar' szckleri zerinde durdular. Komiser Cottard'n
davranlarnda onun 'kararllk' dediiyle ilgili herhangi bir ey hissedip etmediini
sordu.

Dn benden kibrit istemek iin kapm ald, dedi Grand. Ona bir kutu kibritimi
verdim. Komular arasnda olur... diyerek zr diledi. Sonra bana kutuyu geri
vereceim vaat etti. Onda kalmasn syledim.

Komiser, memura, Cottard'da bir tuhaflk olup olmadn sordu.

Bana tuhaf gelen, konumay srdrmek istiyormu gibi bir hali olmasyd. Ancak
ben alyordum.

Grand Rieux'ye dnd ve skkn bir havayla ekledi:

Kiisel bir alma.

te yandan komiser, hastay grmek istiyordu. Ancak Rieux ncelikle Cottard' bu


ziyarete hazrlamann yerinde olacan dnyordu. Odaya girdiinde

35yalnzca griye bakan bir flanel giymi olan Cottard yatanda dorulmu ve endieli
bir yz ifadesiyle kapya doru dnmt.

Polis, deil mi?

- Evet, dedi Rieux, hareket etmeyin. ki formaliteden sonra rahata kavuacaksnz.

Ancak Cottard bunun bir ie yaramayacan ve polisten holanmadm syledi. Rieux


biraz sabrszlk gzlemledi.

Ben de polise baylmyorum. Bu ii bir kerede bitirmek iin sorularna abuk ve


doru biimde yant vermek sz konusu.

Cottard sustu ve doktor yeniden kapya doru dnd. Ancak adamcaz yine onu
aryordu ve yataa yaklanca doktorun ellerini tuttu:

Hasta birisine, kendini asm bir adama dokunamazlar deil mi doktor?

Rieux bir an ona dikkatle bakt ve sonunda asla byle bir eyin sz konusu olmadna
ve kendisinin hastasn korumak iin orada olduuna onu inandrd. Adamn gerginlii
azalr gibi oldu ve Rieux komiseri ieri ald.

Cottard'a Grand'n tanklk belgesi okundu ve ona eyleminin nedenlerini aklayp


aklayamayaca soruldu. Komisere bakmadan, yalnzca, 'zel aclar; ok iyiydi,' diye
yant verdi. Komiser buna bir daha girimek isteyip istemediini sorarak onu sktrd.
Cottard canlanarak, hayr, diye yantlad ve tek istediinin rahat braklmak olduunu
syledi.

Komiser sinirli bir ses tonuyla:

Size unu belirteyim, u anda bakalarnn rahatn karan sizsiniz.

Ancak Rieux'nn bir iaretiyle konu burada kesildi. Komiser karken:

- Tahmin edersiniz, u ateten sz edileli beri daha yapacak ok iimiz var, diye i
geirdi.

36

. Doktora bunun ciddi bir ey olup olmadn sordu, Rieux bu konuda hibir ey
bilmediini syledi.

Zaman geldi, hepsi bu, diye sz balad komiser. Kukusuz, zaman gelmiti. Gn
boyunca, zaman getike her ey yze gze bulayordu ve Rieux her ziyarette
kaygsnn arttn hissediyordu. Ayn gnn akam, d mahallede yal hastann bir
komusu ellerini kasklarna bastrm, sayklamalarla kusuyordu. Yumrular kapcnn-
kilerden ok daha bykt. Bir tanesi irinlenmeye balamt ve az sonra bozulmu bir
meyve gibi ald. Rieux eve dnnce ildeki ecza deposunu arad. Meslei gerei ald
notlar o tarihte yalnzca unu gsteriyor: 'Olumsuz yant.' Ve o sralarda benzer vakalar
iin onu aryorlard. banlar yarmak gerekiyordu, oras kesindi. Ha biiminde iki
bisturi darbesiyle yumrulardan kanla kark koyu bir sv akyordu. Ac iindeki
hastalarn kanlar akyordu. Ancak lekeler karn ve bacaklarda da beliriyordu, bir
yumrunun irinlenmesi duruyor, sonra yeniden balyordu. ounlukla hasta berbat bir
koku iinde lyordu. Fare olaynda iyice enesi dk davranan basn artk tek sz
etmez olmutu. nk fareler sokakta, insanlar evlerinde lr. Ve gazeteler yalnzca
sokakla ilgilenir. Ancak valilik ve belediye konu zerinde dnmeye balamlard.
Doktorlarn her birinin iki vaka dnda bir bilgisi olmad srece kimse kln
kprdatmay dnmemiti. Ancak sonunda birisinin aklna bir hesap yapma fikrinin
gelmesi yetti. Hesabn sonucu iler ayd. Hemen hemen birka gn iinde lmle
sonulanan vakalar katland ve bu tuhaf hastalkla ilgilenenlerin gznde gerek bir
salgnn sz konusu olduu kesinlik kazand. Rieux'den ok yal olan meslekta Castel
de onu grmek iin bu n seti.

Tabii ki siz bunun ne olduunu biliyorsunuz Rie-

ux? dedi.

Tahlillerin sonucunu bekliyorum.

37 Ben, biliyorum. Ve benim tahlile ihtiyacm yok. Mesleimin bir blmn in'de
yaptm ve yirmi yl nce Paris'te birka vaka grdm. Yalnz o vakalara hemen bir ad
vermeyi gze alamadlar. Kamuoyu kutsaldr: aknla yer yoktur, zellikle aknlk
olmaz. Hem sonra bir meslektan da dedii gibi: "Olamaz bu, herkes Bat'da bunun
ortadan yok olduunu biliyor." Evet, herkes bunu biliyordu, ller dnda. Haydi Reux,
sz de benim gibi bunun ne olduunu iyi biliyorsunuz.

Rieux dnyordu. Brosunun penceresinden krfezin uzanda bir boaz gibi kapanan
tal yalyara bakyordu. Mavi rengine karn gkyznn saatler akama doru
ilerledike yumuayan solgun bir parlts vard.

Evet Castel, dedi, neredeyse inanlmas olanaksz. Ama aka bu veba gibi
duruyor.

Castel ayaa kalkt ve kapya yneldi.

Bizi nasl yantlayacaklarn biliyorsunuz, dedi yal doktor: Yllardr lman


lkelerde izine rastlanmyor.

Ne demek, izine rastlanmyor? diye yantlad Rieux omuz silkerek.

Evet. Ve unu unutmayn: Paris'te bile oldu, yaklak yirmi yl nce.

yi. imdi bir zamanlar olduundan daha ciddi olmamasn umut edelim. Ama
gerekten inanlmaz!

38

'Veba' szc ilk kez aza alnyordu. Anlatnn bu noktasnda Bernard Rieux
penceresinin gerisinden yalyara bakadursun, anlatcnn, doktorun iinde bulunduu
kararszlk ve aknl aklamasna izin verilecektir; nk farkllklarla da olsa onun
tepkisi yurttalarmzn ounun tepkisiyle aynyd. Gerekten de felaketler ortak bir
eydir, ancak banza geldiinde inanmakta glk ekilir. Dnyada savalar kadar
vebalar da meydana gelmitir. Vebalar da, savalar da insan hazrlksz yakalar.
Kentliler kadar, Doktor Rieux de hazrlkszd; bylece onun kararszlklarn
anlamalyz. Onun endie ve gven arasnda skp kalmasn da bylece anlamalyz.
Bir sava patladnda insanlar : "Uzun srmez bu, ok aptalca!" derler. Ve kukusuz bir
sava ok aptalcadr, ancak bu onun uzun srmesini engellemez. Budalalk hep direnir,
insan hep kendisini dnmese bunun farkna varabilirdi. Bu adan burada oturanlar da
herkes gibiydi, kendilerini dnyorlard; bir baka deyile hmanisttiler; felaketlere
inanmyorlard. Felaket insana yakmaz, onun iin felaket gerekddr, geip gidecek
kt bir ryadr, denir. Ancak her zaman da geip gitmez, kt ryalar arasnda insanlar
geip gider ve nlemlerini almadndan bata hmanistler gider. Yurttalarmz da
bakalarndan daha az ya da ok sulu deildi; alakgnll olmay unutuyorlard, hepsi
bu ve kendileri iin hl her eyin olanakl olduuna inanyorlard; bu durum da
felaketlerin olanakszln varsayyordu. lerini yapmay srdryorlard, yolculuklar
ayarlyorlard ve dnceleri vard. Gelecei, yolculuklar ve tartmalar ortadan
kaldran bir vebay nasl dnecekler-

39di ki? Kendilerini zgr sanyorlard, oysa felaketler olduka kimse asla zgr
olmayacak.

Doktor Rieux, saa sola dalm bir avu hastann, habersizce, vebadan lmeye
gelmesini arkadayla konuurken doruladnda bile tehlike onun iin hl gerek
dyd. Nedeni basit, insan doktor olduunda acyla ilgili bir fikir edinir ve hayal gc
biraz daha fazladr. Doktor penceresinden deiiklie uramam kentine bakarken,
endie diye adlandrlan, gelecek karsnda iinde hafif bir tiksinme duygusunun
doduunu henz hissetmeye balyordu. Bu hastalkla ilgili bildiklerini kafasnda
toparlamaya alyordu. Belleinde saylar uuuyordu ve tarihin grd otuz kadar
byk vebann yaklak yz milyon kiinin lmyle sonulandn aklndan
geiriyordu. Ancak yz milyon l nedir? Savata insan ly diriyi bilmez. Nasl l
bir adam ancak l halde grldnde nem tarsa, tarih sahnesine salm yz
milyon ceset de hayalimizde silik bir grntden baka bir ey deildir. Doktor,
Prokopios'a gre, gnde on bin kurban veren Konstantinopolis vebasn dnyordu.
On bin l byk bir sinemann mteri saysnn be kat eder. te yaplmas gereken
buydu. Be sinemann knda insanlar toplayp kentte bir meydana gtrmek ve
olaylar daha net grebilmek iin onlar ynlar halinde ldrmek. En azndan o zaman
bu adsz kalabala tandk yzler taklabilirdi. Ancak, gerekletirilemeyecek bir ey
bu doal olarak, hem sonra on bin yz kim tanr? Zaten Prokopios gibi, insanlar
saymay bilmiyorlard, herkes bilir bunu. Yetmi yl nce Kanton'da, felaket insanlara
ilimeden, krk bin fare vebadan lmt. Ancak 1871'de fareleri saymann bir yolu
yoktu. Yaklak, toptan hesaplar yaplyordu, belirgin yanlma paylan vard. Yine de,
eer bir fare otuz santimetre boyundaysa, u uca eklenmi krk bin fare...
Ancak doktor sabrszlanyordu. Kendini olaylarn akna brakyordu ve bunu
yapmamak gerekirdi. Birka

40

vakadan salgn olmaz ve nlem almak yeterlidir. Eldeki bilgilere bakmak gerekiyordu:
aknlk ve bitkinlik, kzarm gzler, pis bir az, ba arlar, deri st kabarcklar,
korkun susuzluk, sayklama, bedende lekeler, endie ve tm bunlarn sonunda... Tm
bunlarn sonunda, Rie-ux'nn aklna bir tmce geliyordu, belirtileri sralad el
kitabnn sonunu getiren u tmce: 'Nabz iyice der ve anlamsz bir hareket sonucunda
lm gelir.' Evet, tm bunlarn sonunda, bir ipin uundaydk ve insanlarn drtte ,
kesin say buydu, onlar eken bu anlamsz hareketi yapmak iin sabrszlanyordu.

Doktor hl pencereden bakyordu. Camn dnda ilkbaharn serin g, iinde, odada


nlamasn srdren szck: Veba. Szck, bilimin ona ykledii zellikleri
kapsamyordu yalnzca; olaanst bir dizi grnty de kapsyordu; bu saatte orta
karar bir hareketlilik iinde, grltden ok uultunun duyulduu, ayn anda hem mutlu
hem tasal olunabilirse eer, zetle mutlu diye nitelenebilecek, sar ve gri renkli bu
kentle hi badamayan grntler. Ve ylesine barla dolu ve ylesine kaytsz bir
dinginlik eski felaket grntlerini pek de glk ekmeden yok sayyordu; vebaya
bulanm ve kularn terk ettii Atna, sessizce ac ekenlerle dolu in kentleri,
Marsilya'da sznt iindeki bedenleri ukurlara st ste gmen zindan hkmlleri,
Provence'da vebann deli rzgrn durdurmas iin ina edilen byk duvar, Yafa ve o
iren dilencileri, Konstantinopolis hastanesinin ezilmi toprana yapm nemli ve
rm yataklar, kancalarla yerlerinden ekilen hastalar, Kara Veba srasnda
hekimlerin maskeli karnaval, canllarn Milano mezarlnda birlemeleri, korku
iindeki Londra'da l tayan el arabalar ve her yerde, her zaman insann bitip
tkenmez lyla dolu geceler ve gndzler. Hayr, tm bunlar bugnn huzurunu
bozacak denli gl deildi henz. Pencerenin teki tarafnda seilmeyen bir tramvayn
dd anszn nlyor ve bir saniyede zulm ve acy deersiz klyordu. Ev-

41lerin soluk renkli, damal grntsnn ucundaki deniz dnyada endie ve rahatszlk
verici ne varsa onun kantyd yalnzca. Ve krfeze bakan Doktor Rieux, Lucretius'un
szn ettii ve hastaln akna evirdii Atinallarn denize kar ydklar u
odunlar dnyordu. Gece boyunca buraya lleri tayorlarm, ancak yer
yetmiyormu ve hayatta kalanlar sevdiklerinin cesetlerini buraya koyabilmek iin, onlar
brakmaktansa kanl kavgalara girierek, ellerindeki mealelerle birbirlerine
vuruyorlarm. Dingin ve karanlk sularn karsnda kzaran odunlar, kvlcmlarn tr
tr trdad gecenin iindeki o meale kavgalar ve tetikte duran ge ykselen
zehirli, youn dumanlar dnlebilirdi. Korkuya kaplabilinrdi...
Ancak bu ba dndrc gerek, akl karsnda dire-nemiyordu. 'Veba' szcnn
aza alnd doruydu, tam o anda felaketin sarst ve iki ya da kurban verdii de
doruydu. Ne yapalm, durabilirdi bu. Yaplmas gereken, kabul edilmesi gerekeni kabul
etmek ve son olarak, gereksiz glgeleri kovalamak ve uygun nlemleri almakt. Sonra,
veba duracakt, nk kendinin ne olduunu ya bilmiyor ya da yanl biliyordu. Eer
durursa, bu da en olas durumdu, her ey yoluna girecekti. Tersi durumday-sa, sonradan
onu yenmek iin nceden nlem alma olana bulunmuyorsa, onun ne olduu
renilecekti.

Doktor pencereyi at ve birden kentin grlts kabard. Komu atlyeden elektrikli


bir testerenin ksa ve yinelemeli, vnlayan sesi geliyordu. Rieux silkindi. Gerek orada,
gnlk almadayd. Gerisi olaylarn akna ve anlamsz hareketlere balyd, buna
taklp kalnamazd. Esas olan, iini iyi yapmakt.

joseph Grand'n geldii haber verildii srada Doktor Rieux bu dnceler iindeydi.
Belediye memuru olarak ve orada ok deiik ilere bakmasna karn onu geici olarak
medeni hal istatistik biriminde grevlendiriyorlard. Bylece lmlerin bir toplamn
yapmak durumundayd. Ve kendi isteiyle sonularn bir rneim Reux'ye getirmeye
karar vermiti.

Doktor, Grand' komusu Cottard'la ieri girerken grd. Memur elinde bir kt
sallyordu.

Saylar ykseliyor doktor, dedi: Krk sekiz saatte

on bir l.

Rieux, Cottard'a selam verdi ve nasl olduunu sordu. Grand, Cottard'n doktora
teekkr etmeye ve neden olduu skntlardan tr zr dilemeye geldiini syledi.
Ancak Rieux istatistik raporuna bakyordu:

Haydi, dedi Rieux, belki de artk bu hastal adyla anmaya bir karar vermek gerek.
imdiye kadar sallandk durduk. Ama benimle gelin, laboratuvara gitmeliyim.

Evet evet, diyordu Grand doktorun peinden merdivenleri inerken. Her eyi adyla
anmak gerek. Ama nedir

bu ad?

Size syleyemem, zaten bir iinize de yaramaz.


Gryorsunuz ya, diye glmsedi memur. yle

kolay deil.

Place d'Armes'a yneldiler. Cottard hi konumuyordu. Sokaklar kalabalklamaya


balyordu. Memleketimizin o kaamak gnbatm gecenin karsnda ekilmeye
balamt bile ve ilk yldzlar henz duruluunu yitirme-mi ufukta beliriyordu. Birka
saniye sonra sokaklarn te-

43

42peindeki lambalar yanarak g solgunlatrd ve konumalarn grlts bir ton


daha ykseldi.

- Beni affedin, dedi Grand, Place d'Armes'n kesinde. Ancak bizim oraya giden
tramvaya binmeliyim. Akamlarm kutsaldr. Bizim memlekette dedikleri gibi: 'Bugnn
iini yarna brakma.'

Rieux, Montelimard'da domu olan Grand'n, memleketine zg deyimleri anma ve


ardndan hibir yerde rastlanmayan 'dsel bir zaman' ya da 'masals bir k' trnden
birtakm kalplam szler ekleme huyunu nceden fark etmiti.

Evet, dedi Cottard, bu doru. Akam yemeinden sonra onu evinden dar
karamazsnz.

Rieux, Grand'a belediye adna m altn sordu. Grand hayr, diye yantlad, kendisi
iin alyordu.

Eh! dedi Rieux bireyler demi olmak iin, bari ilerleme var m?

Orada yllardr altma gre, ister istemez var. Ancak yine de bir bakma ok
fazla ilerleme yok gibi.

Ama sonuta nedir sorun? dedi doktor durarak. Grand yuvarlak apkasn byk
kulaklarnn zerine

indirerek aznda bireyler yuvarlad. Rieux bir kiiliin geliimiyle ilgili bireylerin
sz konusu olduunu sezer gibi oldu. Ancak memur onlardan ayrlm, kk aceleci
admlarla incir aalan altnda, Boulevard de la Marne'dan yukar kmaya balamt
bile. Laboratuvarn kapsnda Cottard, bir ey danmak iin doktoru grmeye gelmek
istediini syledi. Elleriyle cebindeki istatistik raporuyla oynayan Rieux onu muayeneye
ard, ancak sonra fikir deitirerek ertesi gn onun mahallesine geleceini ve
akamst onu grmek iin urayacan syledi.

Doktor Cottard'dan ayrlrken Grand' dndn fark etti. Onu bir vebann ortasnda
dnyordu. Ancak, kukusuz ciddi boyuta varmayacak olan imdiki vebann deil de
tarihin u byk vebalarndan birinin ortasnda. 'O, bu gibi durumlardan etkilenmeyecek
insanlardan.' Ve-

44

bann zayf yapl insanlar etkilemediini ve zellikle gl yapllar, yok ettiini


okuduunu anmsyordu. Bu konuyu dnrken doktor, memurun gizemli bir havas
olduunu dnyordu.

Gerekten de, ilk bakta Grand kk bir belediye memuruydu; bu da hal ve tavrna
sinmiti. Uzun boylu ve zayf bedeniyle daha uzun kullanrm kandrmacasyla
kendine hep ok byk setii giysilerinin iinde yzyordu. Alt enesindeki dilerinin
ou yerinde duruyorduysa da st enesindekileri yitirmiti. zellikle st dudan
yukar eken gl bylece ona glgeli bir az grnts veriyordu. Bu grntye bir
de papaz okulu rencilerini andran yry, duvar dibinden yrme ve kaplardan
kayarcasna geme sanat, mahzen ve duman kokusu, anlamszln tm yzleri
eklenince, kentin hamam tarifelerini gzden geirme ya da gen bir dzeltmene ev
plerinin kaldrlmasyla ilgili bir rapor iin gereken bilgileri hazrlama iine kendini
vermi, alma masasnn bandan baka bir yerde dnlemeyecei anlalacaktr.
Hibir eyden habersiz birisinin gznde bile o, gnlk altm iki franka geici
belediye hizmetlerinin ufak tefek ancak kanlmaz grevlerini yapmak zere dnyaya
gelmi gibiydi.

e bavuru ktlarnn zerinde, 'meslek' szcnn karsna bunu yazard. Yirmi iki
yl nce, paraszlk yznden nne geemedii bir karmaann ardndanbu ii kabul
etmiti; dediine gre abuk yoldan 'esas atamasnn' yaplacana inandrmlard onu.
Yalnzca, bir sre iin, kentimizin ynetiminde beliren hassas sorunlar karsnda
yeteneini kantlamasyd sz konusu olan. Sonradan, rahat yaamasn salayacak bir
dzeltmen kadrosuna atanmas iten bile deildi, bu konuda gvence vermilerdi.
Kukusuz Joseph Grand' harekete geiren hrs deildi, hznl bir glmsemeyle kendi
yaamnn gvencesi kendisiydi. Ancak drst olanaklarla edinilmi maddi bir yaam
dncesi ve buna bal olarak gzde uralarna hi ekinmeden kendini verme olana
da ona aka gz krpyor-

45du. Ona yaplan teklifi kabul etmesi onurlu nedenlerden, hatta denebilir ki, bir lkye
ballktan ileri geliyordu.

Uzun yllardr, bu geici durum sryordu, yaam snrsz oranlarda pahallanmt ve


birka genel zam yaplmasna karn, Grand'n maa hl glnt. Rieux'ye bundan
yaknmt, ancak kimsenin bunu dnd yoktu sanki. te Grand'n zgnl ya da
en azndan zgnlk gstergelerinden biri de burada bulunmaktadr. Aslnda, kendisinin
de emin olmad haklar deilse bile, en azndan ona verilmi gvenceleri ileri
srebilirdi. Ancak, ncelikle onu ie alan bro efi uzun sre nce lmt, hem zaten
kendisi de verilen szleri tam olarak anmsamyordu. Son olarak ve en nemlisi, Joseph
Grand ne diyeceini bilemiyordu.

Rieux'nn de grd gibi, ite bu zellii hemeri-mz Grand' en iyi biimde


betimliyordu. Gerekten de, uzun uzun tasarlad istek mektubunu yazmasn ya da
koullarn getirdii giriimde bulunmasn hep bu zellii engelliyordu. Ona bakarsanz
zerinde fazla ayak diretmedii 'hak' szcn ya da hak ettiini istemesi ve bylece
ilgilendii ilerin alakgnlllyle pek badamayacak bir kstahlk gibi
alglanabilecek 'verilen szler' szcn kullanma konusunda kendisini zellikle
engellenmi hissediyordu. Bir baka ynden de, 'iyi yreklilik', 'rica etmek', 'minnet'
gibi kendi deeriyle uzlamayacak szleri de kullanmay reddediyordu. te bylece,
doru szc bulamamaktan tr, hemerimiz ok ileri bir yaa kadar ne olduu
belirsiz grevlerini yapmay srdrd. Kald ki, hep u doktor Rieux'nn de dedii gibi,
durum ne olursa olsun, maddi yaamnn gvence altnda olduunu yaayarak grd,
nk her eyden te, gereksinimlerini elindeki kaynaklara gre ayarlamas onun iin
yeterliydi. Bylece kentin nde gelen sanayicilerinden olan belediye bakannn gzde
szlerinden birisinin doruluunu anlad; adam byk bir inanla, (yrtt mantn
tm arln stlenen bu szcn zerinde duruyordu), sonunda kimse-

46

nin alktan ld grlmemitir, diye kesnliyordu. Durum ne olursa olsun, Joseph


Grand'n srdrd yar mnzevi yaants onu bu trden tm kayglardan arndr-
mt gerekten. O kendine uygun szckleri aramay srdryordu.

Bir bakma onun yaamnn rnek bir yaam olduu sylenebilir. Her yerde olduu gibi
kentimizde de az bulunan, hep olumlu duygularnn cesaretini tayan u insanlardand.
Kendi hakknda aa vurduu ok az ey, aslnda onun iyi yanlarn ve gnmzde
aa vurmaya cesaret edemediimiz ballklar gsteriyordu. Ailesinden kalan ve iki
ylda bir Fransa'ya ziyaretine gittii tek akrabas olan kz kardeini ve yeenlerini
sevdiini sylerken yz kzarmyordu. Daha genken yitirdii anne ve babasnn
ansnn ona hzn verdiini kabul ediyordu. Akam saat bee doru mahallesinde tatl
tatl nlayan bir an her eyin tesinde sevdiini saklamyordu. Ancak bylesine basit
duygular dile getirmek iin en ufak bir szck ona binlerce acya patlyordu. Sonunda
bu glk onun en byk derdi olmutu: "Ah doktor," diyordu, "kendimi dile getirmeyi
nasl da renmek isterdim!"

O akam doktor, memurun gidiine bakarken Grand'n ne demek istediini


birden anlyordu: Bir kitap ya da onun gibi bir ey yazyordu kukusuz. Sonunda geldii
laboratuvara varana kadar Rieux'nn bu dncesi ke-sinleiyordu. Bu izlenimin
budalaca olduunu biliyordu, ancak iinde onurlu alkanlklarla uraan alakgnll
memurlarn da bulunabildii bir kentte vebann nasl yerleebileceini anlayamyordu
bir trl. Tam olarak bu gibi alkanlklarn vebann orta yerinde olmasn akl
almyordu ve bylece pratikte vebann kentliler arasnda bir gelecei olmad kansna
varyordu.

47Ertesi gn Rieux gereksiz bulunan bir diretmeyle vilayete bir salk kurulunun
arlmasn salyordu.

- Halkn endielendii doru, diye durumu onaylamt Richard. stelik dedikodular da


her eyi abartr. Vali bana dedi ki: "stiyorsanz hemen yapalm bu , ama sessizce."
Zaten bunun yanl alarm olduuna inanyor.

Bernard Rieux, valilie gitmek zere Castel'i arabasna ald.

lde serum bulunmadn biliyor musunuz, dedi bu sonuncusu.

Biliyorum. Depoya telefon ettim. Mdr aknlktan donakald. Bunu Paris'ten


getirtmek gerek.

Uzun srmeyeceini umarm.

- Telgraf ektim bile, diye yantlad Rieux. Vali scak davranyordu, ancak sinirliydi.

- Balayalm baylar, diyordu. Durumu zetlemeli

mym.''

Richard bunun gereksiz olduunu dnyordu. Hekimler durumu biliyorlard. Sorun


yalnzca hangi nlemlerin alnmasnn uygun olacayd.

Sorun, veba m yoksa baka bir ey mi sz konusu, onu bilmek, dedi anszn yal
Castel.

ki hekim aknlklarn belirttiler. tekiler tereddt ediyor gibiydiler. Vali ise


irkildi ve kapya dnd, sanki kapnn bu feci haberin koridorlarda yaylmasn
engellediini grmek istercesine. Richard aknla boyun ememek gerektiini
dndn belirtti: Kask blgesinde komplikasyonlar karan bir ate sz konusuydu
ve yaamda olduu gibi bilimde de varsaymlar her zaman tehlikeli olacandan, bundan
baka bir ey sylenemezdi. Sa-

48

kin sakin sararm byn kemiren yal Castel ak renk gzlerini Rieux'ye doru
kaldrd. Sonra iyilik dolu bakn toplulua evirdi ve bunun veba olduunu iyi
bildiini ancak kukusuz bunu resmi olarak tanmann acmasz nlemler almay zorunlu
klacan belirtti. Temelde bunun meslektalarnn geri ekilmesine yol atn
biliyordu ve bundan dolay onlarn huzuru iin bunun veba olmadn kabul etmek
istiyordu. Vali yerinde kmldand ve durum ne olursa olsun bunun iyi bir dnce
biimi olmayacan

bildirdi.

nemli olan dnce biiminin iyi olup olmamas

deil, dndrmesidir, dedi Castel.

Rieux sze karmadndan, ona fikrini sordular:

Tifse benzeyen bir ate sz konusu, ama ilikler ve kusmalar da beraberinde


getiriyor. Ben o yumrular yardm. Bylece tahliller iin bireyler elde edebildim, bu
konuda laboratuvar vebann yass basillerini saptadn sanyor. Tam olarak bir ey
sylemek gerekirse, mikrobun baz zgl deiimlerinin geleneksel tanma uymadn
da

sylemek gerekir.

Richard bunun tereddtlere yol atna ve en azndan, birka gn nce balanan tahlil
dizisinin istatistiksel sonucunu beklemenin gerekli olduuna dikkat ekti.

Eer mikrop, dedi Rieux ksa bir sessizlikten sonra, gn iinde bir dala
bytebiliyor, barsak boumlarn bir portakal byklne ve lapa kvamna
dntre-biliyorsa hi de tereddte yol amaz. Enfeksiyonun yuvaland yerler srekli
artyor. Hastaln yaylmasna baknca durdurulmazsa iki ay dolmadan kentin yarsn
ldrebilir. Bylece bunu ister veba, ister ate diye adlandrn, pek nemi yok. nemli
olan tek ey, bunun kentin yarsn ldrmesine engel olmanz.
Richard hibir eyin kt yann grmemek gerektiini, zaten salgnn da
kantlanmadn dnyordu, nk kendi hastalarnn yaknlar hl salamd.

Veba 49/4- Ama bakalar ld,


diye dikkati ekti Rieux. Tabii salgn kesin deil, yoksa sonsuza doru bir matematiksel
art ve yldrm hzn andran bir nfus azalmas olurdu. Sz konusu olan, bir eyin
kt yann grmek deil, nlem almak.

Bununla birlikte Richard, eer hastalk kendiliinden durmazsa, onu durdurmak iin
yasann ngrd koruyucu nlemlerin alnmas gerektiini, bunun iin de vebann sz
konusu olduunu resmen tanmak gerektiini, bu konuda tam bir kesinlie varlmadn,
dolaysyla zerinde dnlmesi gerektiini anmsatarak durumu zetlemeyi
dnyordu.

Sorun, yasann ngrd nlemlerin ciddi olup olmamas deil, diye steledi
Rieux, bunlarn kentin yarsnn lmesini engellemek iin gerekli olup olmad. Gerisi
ynetimin ii ve ite bizim kurumlarmz da bu sorunlar halletmek iin bir vali
ngrm.

Kukusuz, dedi vali, ama benim iin, sizin bir veba salgnn resmen tanmanz
gerekiyor.

Eer bunu resmen tanmasak bile, dedi Rieux, yine de kentin yarsn ldrme
tehlikesi var.

Richard biraz sinirli bir tavrla araya girdi.

Gerek u ki, meslektamz vebaya inanyor. Onun sendromu anlatmas bunu


kantlyor.

Rieux bir sendromu anlatmadn syledi, grdn anlatmt. Ve onun grd,


ikinlikler, lekeler, krk sekiz saatte lmle sonulanan sayklamal atelerdi. Acaba
Msy Richard salgnn ciddi koruyucu nlemler olmakszn duracan ileri srme
sorumluluunu stlenebilir miydi?

Richard duraksad ve Rieux'ye bakt:

Samimi olarak bana ne dndnz syleyin, veba olduundan emin misiniz?

Sorunu ortaya yanl koyuyorsunuz. Bu bir szck sorunu deil, bu bir zaman sorunu.

50
- Anlalan, veba sz konusu deilse bile, yine de veba srasnda bavurulan koruyucu
nlemlerin alnmas gerektii dncesindesiniz, dedi vali.

- Eer bir dncem olmas gerekiyorsa, evet, byle

dnyorum.

Hekimler gr alveriinde bulundu ve Richard sonunda yle dedi:

Bylece bu hastalk vebaym gibi davranma sorumluluunu almamz gerekiyor.

Bu zm scak bir ilgiyle kabul grd:

Siz de byle dnyorsunuz, deil mi dostum? diye sordu Richard.

zm beni ilgilendirmiyor, dedi Reux. Yalnzca yle diyelim, kentin yars lme
tehlikesiyle kar karya gelmeyecekmi gibi davranmalyz, nk o zaman kent bu
tehlikeden uzak kalabilir.

Genel rahatszlk srerken Rieux oradan ayrld. Bir sre sonra, kzartma ve idrar kokan
mahallede, kasklar kan iinde, avaz kt kadar haykran bir kadn ona doru
dnyordu.

51Toplantnn ertesi gn ate biraz daha yayld. Gazetelere bile geti, ancak zararsz
bir biimdeydi, nk gazeteler birka antrmadan ileri gitmiyordu. Bununla birlikte,
Rieux, valiliin kentin en cra kelerine alelacele yaptrd kk beyaz duyurulan
okuyabiliyordu. Bu duyurulara bakarak yneticilerin durumu aklkla deerlendirdiini
sylemek gt. nlemler ok ciddi deildi ve kamuoyunu telalandrmamaya zen
gsterildii belliydi. Gerekten de, duyurunun giri blmnde, henz bulac olup
olmad bilinemeyen birka tehlikeli ate vakasnn Oran kentinde ortaya kt
belirtiliyordu. Bu vakalar gerek anlamda endieye kaplmak iin yeterli zellikler
gstermiyordu ve halkn soukkanlln koruyabileceinden kuku duyulmuyordu.
Bununla birlikte, herkesin anlayabilecei bir saknmllk dncesiyle valilik baz
koruyucu nlemler alyordu. Gerektii biimde anlalan ve uygulanan bu nlemler her
tr salgn tehdidini kesinlikle ortadan kaldracak nitelikteydi. Bylece, vali bu kiisel
abasna halknn da en bal biimde katlacandan bir an bile kuku duymuyordu.

Daha sonra duyuruda, kanalizasyonlara zehirli gaz vererek fareyle bilimsel bir
mcadele ilemi ve su datm ebekesinde sk bir denetim gibi genel nlemler
anlatlyordu. Kentte oturanlara en st dzeyde temizlik salk veriliyor ve son olarak
bitli kiiler belediye dispanserlerine arlyordu. te yandan aileler hekimin tan
koyduu vakalar bildirmek ve hastalarnn zel hastane odalarnda tecrit edilmesini
kabul etmek zorundaydlar. Zaten bu odalar hastalar en ksa zamanda ve en yksek
olaslkla tedavi etmek zere donatlmt. Birka ek madde hasta odasnn

52

mikroptan arndrlmas zorunluluu ve ulam arac konusunda uyulmas gerekenleri


belirtiyordu. Bundan baka, ee dosta salk gzetimine uyulmas konusunda gereinin
yaplmas neriliyordu.

Doktor Rieux birden srtn duyuruya evirdi ve muayenehanesinin yolunu tuttu.


Rieux'y bekleyen Joseph Grand onu grnce kollarn kaldrd.

- Evet, dedi Rieux, say ykseliyor.

Bir gn nce kentte on kadar hasta yaamn yitirmiti. Doktor Grand'a Cottard' ziyarete
gidecei iin belki onu da akama greceini syledi.

Haklsnz, dedi Grand. Ona iyilik etmi olursunuz, nk onu deimi buluyorum.

- Nasl?

Kibarlat.

nceden deil miydi?

Grand duraksad. Cottard'n terbiyesiz olduunu syleyemezdi, doru bir ifade olmazd
bu. e kapal ve sessiz bir adamd; hali tavr biraz yabandomuzunu andryordu. Odas,
alakgnll bir lokanta ve olduka gizemli gezmeler; Cottard'n tm yaam buydu.
Resmi olarak arap ve likr iinde temsilcilii vard. Arada srada mterisi olmas
gereken iki adam onu ziyarete geliyordu. Bazen akamlar evinin karsndaki
sinemaya gidiyordu. Hatta oradaki grevli Cottard'n gangster filmlerini tercih ettiini
fark etmiti. Her koulda, Cottard yalnz ve saknml bir yaam srdryordu.

Grand'a gre tm bunlar epey deimiti. Nasl desem bilmiyorum, ancak bana yle
geliyor ki, insanlarn dostluunu kazanmak, herkesi yanna ekmek istiyor, anlyor
musunuz? Benimle sk sk konuuyor, dar davet ediyor ve her zaman nasl geri
evireceimi bilmiyorum.

ntihar giriiminden beri Cottard' kimse ziyarete gelmemiti. Sokaklarda, yiyecek


iecek dkknlarnda hep sempati toplamak istiyordu. Bakkallarla hi bu denli yu-
53muak konuulmam, ya da bir ttn satcs hi bu denli ilgiyle dinlenmemiti.

- u ttnc kadn, diyordu Grand, tam bir ylandr. Cottard'a syledim bunu, ama bana
yanldm ve grmeyi bilen iin iyi ynleri olduunu syledi.

Sonunda Grand iki kez Cottard' kentin sekin lokanta ve kafelerine gtrmt.
Aslnda bu yerlere sk sk gitmeye balamlard.

nsan oralarda rahat ediyor, diyordu; hem sonra dosta bir ortam.

Grand buralardaki personelin Cottard'a gsterdii zeni fark etmiti ve onun brakt
kabark bahileri grnce bunun nedenini anlamt. efin onu kapya kadar uurlayp,
pardssn giymesine yardm ettii bir gn, Cottard, Grand'a yle demiti:

yi bir ocuk, tanklk edebilir.

Neye tanklk edebilir? Cottard duraksamt.

Benim kt bir adam olmadma.

Kald ki, sa solu belli olmuyordu. Bakkaln daha az sevecen davrand bir gn
adamakll fkelenmi bir halde eve dnmt:

Bakalaryla dp kalkyor, srtk, diye yineliyordu.

Kim bakalar?

Herkes.

Hatta Grand ttnc kadnn dkknnda tuhaf bir sahneye tank olmutu. Heyecanl bir
konumann ortasnda, kadn Cezayir kentinde halkn diline dm yeni bir tutuklama
olayndan sz etmiti. Bir kumsalda bir Arap' ldrm, ticaretle uraan bir memurdu
sz konu-

su.

Tm bu ayaktakmm hapse atsalar, demiti ttnc kadn, namuslu insanlar rahat bir
nefes alabilirdi. Ancak tek bir sz etmeksizin kendisini dkkndan dar atan Cottard'm
beklenmedik bu fkesi karsnda szn kes-

54
mek zorunda kalmt. Grand ve satc kadn elleri kollar havada onun kp gitmesine
bakakalmt.

Daha sonra Grand, Rieux'ye Cottard'n karakteriyle ilgili baka deiiklikleri de


bildirecekti. Bu sonuncusunun her zaman ok liberal fikirleri olmutu. En gzde
tmcesi: 'Byk balk kk bal yutar,' bunu iyice kantlyordu. Ancak bir sredir
Oran'n kurulu dzene uyan gazetesinden baka gazete almyordu; halka ak yerlerde
gstere gstere onu okumas da grmezden gelinecek gibi deildi. Ayn biimde,
yataktan kalktktan birka gn sonra, postaneye giden Grand'dan, uzaktaki bir kz
kardee yz franklk posta havalesi yollamasn rica etmiti; her ay yolluyordu bunu.
Ancak tam Grand'n gidecei srada:

Ona iki yz frank gnderin, diye rica etmiti, ona ho bir srpriz olacak. Hi onu
dnmediimi sanyor. Ama gerek u ki, onu ok seviyorum.

Son olarak, Grand'la aralarnda tuhaf bir konuma gemiti. Grand, her akam giritii
almay merak eden Cottard'n sorularn yantlamak zorunda kalmt.

yi, demiti Cottard, bir kitap yapyorsunuz.

yle diyorsanz yle olsun, ancak o kadar basit de-

il. " '

- Ah, ben de sizin gibi yapmak isterdim, diye bard

Cottard.

Grand arm gibiydi ve Cottard sanat olmann pek ok eyi dzelteceini aznda
gevelemti.

Niin? diye sormutu Grand.

nk bir sanatnn bakasna oranla daha fazla haklan vardr, herkes bunu bilir.
Ona ok daha fazla ey

geer.

Yok canm, dedi Rieux, Grand'a, sabahki duyurular, fare hikyesi ou kiinin olduu
gibi, onun da ban dndrm, hepsi bu. Ya da ateten korkuyor.

Grand onu yle yantlad:


Sanmyorum doktor, eer ne dndm renmek istiyorsanz...

55Pencerenin aasndan byk bir egzoz grlts iinde fareyle mcadele arabas
geti. Birbirlerini duyabilecek hale gelinceye kadar Rieux sustu ve dalgn dalgn
memurun ne dndn sordu. teki ona ciddiyetle bakyordu:

Onun, duyulmasndan ekindii bir ey var. Doktor omuz silkti. Komiserin dedii
gibi daha yaplacak ok i vard.

leden sonra, Rieux, Castel'le bir toplant yapt. Serumlar bir trl gelmiyordu.

Zaten ie yarayacak myd, diye soruyordu Reux. Bu basil bir tuhaf.

Yo, ben sizin gibi dnmyorum, dedi Castel. Bu hayvanlarn hep deiik bir havas
var gibidir. Ama temelde hep ayn eydir.

Bunu varsayyorsunuz en azndan. Aslnda bu konuda hibir ey bilmiyoruz.

Tabii varsayyorum. Ama herkes bu durumda. Gn boyunca doktor vebay


dndnde kendisini

saran ba dnmesinin arttn hissetti. Sonunda kendi kendine korktuunu itiraf etti. ki
kez insanlarla dolup taan kafelere girdi. Cottard gibi o da bir insan scaklna
gereksinim duyuyordu. Rieux bunu budalaca buluyordu, ama bu sayede arap ve likr
temsilcisine bir ziyaret sz verdiini anmsad.

Akam Doktor Cottard' yemek odasnda, masann karsnda ayakta buldu. eri
girdiinde masann zerinde alm bir polisiye roman duruyordu. Ancak akam iyice
inmiti ve kukusuz yeni yeni bastran karanlkta okumak gt. Aslnda Cottard bir
dakika nce oturmu ve yar karanlkta dnm olmalyd. Rieux ona nasl olduunu
sordu. Cottard yerine otururken iyi olduunu ve kimsenin kendisiyle ilgilenmediinden
emin olursa daha da iyi olacan homurdanarak syledi. Rieux her zaman yalnz
olunamayacana dikkati ekti.

56

Hayr, yle deil. Ben ii gc size sknt yaratmak olan insanlardan sz ediyorum.

Rieux susuyordu.

Benim durumum yle deil, dikkat edin. Ama u roman okuyordum. te, anszn bir
sabah tutuklanan talihsiz bir adam. Onunla urayorlard ve o hibir ey bilmiyordu.
Brolarda ondan sz ediliyordu, filere ad yazlyordu. Bu adil mi sizce? Bakalarnn
bir insana bunu yapmaya hakk var m?

Duruma bal, dedi Rieux. Bir adan buna kimsenin hakk yok gerekten. Ama tm
bunlar ok nemli deil. ok fazla kapal kalmamak gerek. Dar kmalsnz.

Cottard sinirlenir gibi oldu, bundan baka bir ey yapmadn ve gerekirse tm


mahallenin buna tanklk edeceini syledi. Hatta mahalle dndan bile tandklar

eksik olmuyordu.

Mimar Msy Rigaud'yu tanyor musunuz? Benim

dostlarmdandr.

Odaya iyice karanlk kyordu. Sokak canlanmaya balyordu; darda sessiz ve


rahatlam bir haykr sokak lambalarnn ynd' n selamlad. Rieux balkona kt,
Cottard da onu izledi. Kentimizde her akam olduu gibi, hafif bir meltem, evredeki
tm mahallelerden fsltlar zgara et kokularm, patrtl, grltl bir genliin
doldurduu soka, yava yava coturan zgrln neeli ve gzel kokulu uultusunu
tayordu. Gece, grnmeyen gemilerin haykrlar, denizden ve sokaklara dklm
kalabalktan ykselen uultu, Rieux'nn ok iyi bildii ve bir zamanlar holand u
saat bugn bildiklerinden tr ona bunaltc geliyordu.

I yakabilir miyiz? dedi Cottard'a.

Ik yanar yanmaz adamcaz gzlerini krptrarak

ona bakt:

- Syleyin bana doktor, eer hastalanrsam beni hastanedeki servisinize alr mydnz?

Niye almayaym?

57Bunun zerine Cottard, bir klinikte ya da bir hastanede bulunan bir insann
tutukland hi oldu mu, diye sordu. Rieux byle eylere rastlandn, ama her eyin
hastann durumuna bal olduunu syledi.

- Ben, dedi Cottard, size gveniyorum.

Sonra doktora arabasyla kendisini kente gtrp g-tremeyeceini sordu.


Kent merkezinde sokaklardaki kalabalk ve klar azalmt bile. ocuklar hl
kaplarn nnde oynuyorlard. Cottard'n istei zerine doktor, arabasn bu
ocuklardan bir grup nnde durdurdu. lklar atarak kaydrak oyunu oynuyorlard.
Ancak aralarndan biri, izgiyle ayrlm gibi duran yapk koyu sal, yz kir iinde
bir olan ak renkli ve sorgulayan gzlerini Rieux'ye dikmiti. Doktor bakn kard.
Kaldrmda ayakta duran Cottard onun elini skyordu. Ksk ve g anlalr bir sesle
konuuyordu. ki kez arkasna bakt.

insanlar salgndan sz ediyorlar. Doru mu doktor?

- insanlar hep konuur, doal bu, dedi Rieux.

Haklsnz. Sonra da on kadar lmz olunca, dnyann sonu gelecek. Bize gereken
bu deil.

Motor homurtuyla almaya balamt. Rieux'nn eli vites kolundayd. Ancak, ciddi ve
sakin tavryla gzn ondan bir trl ayrmayan ocua yeniden bakyordu. Ve birden,
ocuk durup dururken tm dilerini gstere gstere ona glmsedi.

O halde nedir bize gereken? diye sordu doktor ocua glmseyerek.

Cottard birden araba kapsn kavrad ve kamadan nce alamakl ve fke dolu bir
sesle bard:

Bir deprem. Gerek bir deprem!

Deprem olmad ve Reux iin ertesi gn kentin drt kesine kouturmalarla, hasta
aileleriyle grmelerle ve hastalarla konumalarla geti. Rieux mesleinin bu kadar
ar olacan hi dnmemiti. O zamana kadar hastalar

58

onun iini kolaylatryordu, kendilerini ona teslim ediyorlard. lk kez doktor onlarn
ekingen, kukulu bir aknlkla hastalklarnn iine snm olduklarn hissediyordu.
Henz almad bir mcadeleydi. Akam saat ona doru, son olarak ziyaret ettii yal
hastann evinin nne arabasn park eden Rieux koltuundan kmldayamayacak

durumdayd.

Yal astm hastas yatanda dorulmutu. Daha iyi soluk alyor gibiydi ve tencerelerin
birinden tekine aktard bezelyeleri sayyordu. Doktoru neeyle aydnlanan bir yzle
karlad.
- Eee doktor? Kolera m?

Nereden duydunuz bunu? -.Gazetede, radyo da syledi.

Hayr, kolera deil.

Ne olursa olsun, dedi iyice heyecanlanan yal adam, aklllar urap duruyor
deil mi?

Hibir eye inanmayn, dedi doktor.

Yal adam muayene etmiti ve imdi bu yoksul yemek odasnn ortasnda oturuyordu.
Evet, korkuyordu. Ertesi sabah, yine bu mahallede on kadar hastann, iliklerinin
zerine kapanm, onu bekleyeceini biliyordu. Yalnzca iki ya da vakada bu
hyarcklarn kesilmesi ie yaramt. Ancak ounlukla hastaneye gitmek gerekiyordu
ve hastanenin yoksullar iin ne demek olduunu biliyordu. "Onun deneylerde
kullanlmasn istemiyorum," demiti hastalarndan birinin kars. Deneylerde
kullanlmayacakt, lecekti ve hepsi buydu. Alnan nlemler yetersizdi, oras kesindi.
'zel olarak donatlm odalar' a gelince, onlarn ne olduunu biliyordu: Alelacele teki
hastalarn boaltt, bantlanm pencereli, bir kordonla evrilmi iki kou. Eer salgn
kendiliinden durmazsa yneticilerin hayal ettii nlemlerle alt edilemeyecekti.

te yandan, akam resmi aklamalar iyimserdi. Ertesi gn, Ransdoc Ajans, valiliin
ald nlemlerin serinkanllkla karlandn ve imdiden otuz kadar hastann

59bildirildiini haber veriyordu. Castel, Rieux'yi telefonla aramt:

- Koularda ka yatak bulunuyor?

Seksen.

Kukusuz kentte otuzdan fazla hasta vardr, deil mi?

Gmme ilemleri gzetim altnda deil mi?

Hayr. Richard' telefonla aradm, tmcelerin deil kesin nlemlerin gerekli


olduunu ve salgna kar, baka bir ey deil, yalnzca gerek bir engel oluturmamz
gerektiini syledim.

- Ya sonra? Elinden bir ey gelmediini syledi. Bence say ykselecek.


Gerekten de gn iinde iki kou da doldu. Ric-hard bir okulu boaltp yedek bir
hastane ngrleceini dnyordu. Rieux alar bekliyor ve hyarcklar yaryordu.
Castel eski kitaplarna dnyor ve ktphanede uzun sre kalyordu.

Fareler vebadan ya da ona ok benzeyen bir eyden dolay lyorlar, diye bir
sonuca varyordu. Zamannda durdurulmazsa geometrik bir oranla enfeksiyonu yayacak
on binlerce biti yollara dkmlerdi.

Rieux susuyordu.

O dnem zaman donmu gibiydi. Gne, son saanaklarla birikmi sular emiyordu,
iinden sar bir k taan gzel mavi bulutlar, ykselmekte olan scan iindeki uak
homurtular, bu mevsimde her ey dinginlie bir aryd. Oysa drt gn iinde ate drt
kez artc biimde ykseldi: on alt l, yirmi drt, yirmi sekiz ve otuz iki. Drdnc
gn bir anaokulda yedek hastanenin alaca bildirildi. O zamana kadar endiesini
akalarla rtmeyi srdrm olan yurttalarmz sokaklarda daha bitkin ve daha sessiz
grnyordu.

Rieux, valiye telefon etmeye karar verdi:

- nlemler yetersiz.

Elimde saylar var, dedi vali, aslnda endie verici.

- Saylar endie vericiden te, ak.

Genel hkmetin emirlerini isteyeceim. Rieux, Castel'in karsnda telefonu


kapad:

Emirmi! Biraz da hayal gc gerek.

Ya serumlar?

Hafta iinde gelecekmi.

Richard'n araclyla valilik Rieux'den smrge bakentine emirler beklemek zere


gnderilecek bir rapor yazmasn istedi. Rieux rapora klinik bir betimleme ve saylar
yazd. Ayn gn krk kadar l kaydedildi. Vali nlemleri ciddiletirme iini, kendi
deyiiyle, zerine ald. Hastalarn zorunlu bildirimi ve tecridi sk tutuldu. Hastalarn
evleri kapatlacak ve dezenfekte edilecek, yaknlar bir nlem karantinasna alnacak,
gmme ilemleri ileride belirlenecek koullar altnda belediye tarafndan yaplacakt.
Bir gn sonra, serumlar uakla geliyordu. Tedavi durumundaki hastalara yetebilirdi.
Salgnn yaylmas duru-mundaysa yetersizdi. Rieux'nn telgrafna yant olarak nlem
iin ayrlan serum stokunun tkendii ve yemlerinin retilmesine baland
belirtiliyordu.

Bu sre iinde, kenti evreleyen tm banliylerde arya pazara ilkbahar geliyordu.


Binlerce gl kaldrmlar boyunca, satclarn sepetlerinde soluyordu, i bayc kokular
tm kente dalga dalga yaylyordu. Tramvaylar ie gidi ve k saatlerinde yine
kalabalk, gn iinde de bo ve pisti. Tarrou yal adamcaz gzlemliyordu, yal
adamcaz da kedilerin zerine tkryordu. Grand her akam gizemli almas iin
evine dnyordu. Cottard gidip geliyor ve sorgu yargc Msy Othon hl cins
hayvanlarla yaamn srdryordu. Yal astm hastas bezelyeleri kseden kseye
aktaryordu ve bazen sakin ve ilgili havasyla, gazeteci Rambert'e rastlanyordu. Akam,
ayn kalabalk sokaklar dolduruyordu ve sinemalarn nnde kuyruklar uzuyordu. Zaten
salgn biraz geriler gibi oldu ve birka gn boyunca, yalnzca on kadar l kaydedildi.
Sonra, birdenbire, say ok gibi ykseldi. l says yeni-

61

60den otuza ulat gn, Bernard Rieux, valinin uzatt re: mi yazya bakyordu:
"Korktular," diyordu vali. Telgraft yle deniyordu: 'Veba durumunu ilan edin. Kenti
kapa tn!'

62O andan balayarak vebann, hepimizin ura olduu ylenebilir. O na kadar bu


zel olaylarn yurttalarmz- yol at aknlk ve endieye karn, her birimiz elden
diince her zamanki gibi kendi ilerimizle ilgilenmitik. kukusuz bu byle srecekti.
Ancak kentin kapatlmada herkes, hatta anlatc da, ayn kefeye konduklarn ve nn
stesinden gelmeleri gerektiini anladlar. te by-e, rnein, insann sevdiinden
ayrlmas gibi bireysel duygu birdenbire, ilk haftalardan balayarak, tm bir Ikn
duygusuna dnt ve korkunun da etkisiyle, bu [un srgn dneminin balca acs
oldu. [ Aslnda kentin kaplarnn kapatlmasnn en dikkat ken sonularndan biri de
ayrla hazrlksz yakalanan ilerin iinde bulunduklar durumdu. Birka gn nce, cici
bir ayrla gre kendilerini hazrlayan, birka hafta nra birbirleriyle greceklerinden
emin, garmzn pe-plarnda iki tavsiyede bulunarak kucaklaan ve bu aykla gnlk
uralarndan birazck olsun ban kaldr-s anne ve ocuklar, eler, sevgililer
kendilerini, birden-|e aresiz bir biimde birbirinden uzak dm, herhan-bir buluma
ya da haberleme olanandan yoksun bra-m bir halde buldular. nk valilik
kararnn yayn-jmasndan birka saat nce kent kapatld ve doallkla durumlar gz
nne almak olanakszd. Hastaln beklenmeyen istilasnn ilk etkisi, yurttalarmz,
sanki eysel duygular yokmuasna davranmaya itmesiydi lilebilir. Kararn yrrle
konduu gnn ilk saatle-de valilik, telefonla ya da gelip memurlara bireyler so- bir
yn insann hcumuna urad; hepsi ilgin ve ay-zamanda incelenmesi olanaksz
durumlar anlatyorlar-

a 65/5d. Gerekte, k olmayan bir


durumda olduumuzun ve 'uzlama', 'ltuf, 'istisna' gibi szcklerin artk bir anlam
kalmadnn farkna varmamz iin birok gn gemesi gerekti.

Mektup yazmaktan duyulan hafif sevin bile elimizden alnmt. Gerekten de, bir
yandan geleneksel haberleme olanaklar kenti lkenin geri kalan blmne artk
balamaz olmutu, bir yandan da yeni bir karar, mektuplarn enfeksiyon tamasn
engellemek iin, her tr yazmay yasaklad. Balangta, kent kaplarnda baz
ayrcalkl kiiler, darya mesajlarn iletilmesine gz yuman karakol nbetleryle
grebildiler. Salgnn banda, nbetilerin merhamet duygusuyla baz eylere gz
yummay doal bulduklar dnemdi bu. Ancak bir sre sonra ayn nbetiler durumun
ciddiyetini iyice anladklarnda ucunun nereye varaca belli olmayan sorumluluklar
almaktan kandlar. Balangta izin verilen ehirleraras telefon grmeleri telefon
kulbelerinde ve hatlarda yle byk tkanmalara yol at ki birka gn konumalara
ara verildi; sonra lm, doum, evlilik gibi acil diye adlandrlan durumlar dnda
ciddi snrlamalar getirildi. Bunun zerine telgraflar bizim tek kaynamz olarak kald.
Akl, yrek ve tenle birbirine balanan varlklar, on szcklk bir telgrafn byk
harflerinde o eski birlikteliin iaretlerini arayacak hale geldiler. Ve bir telgrafta
kullanlabilecek kalplar abuk tketildiinden uzun, ortak yaamlar ya da acl tutkular
ok gemeden, 'yiyim. Seni dnyorum. Sevgiler' trnden belli aralklarla yinelenen
hazr kalplarla zetlenir oldu.

Bu arada aramzdan bazlar, yazmakta diretiyor ve d-arsyla haberlemek iin bir


kandrmacadan teye gitmeyen zmler tasarlayp duruyorlard. Yine de tasarladmz
yntemlerden birka baarya ulayordu, ancak hibir yant alamadmzdan bu
konuda tek bir bilgimiz yoktu. Bylece, haftalarca hep ayn mektubu yazp, ayn arlar
yineleyip durduk; yle ki nceleri yreimizden

66

kanla canla km olan szckler bir sre sonra anlamlarn yitiriyordu. Biz de onlar
dnmeden, l tmceler araclyla g yaantmzn iaretlerini gndermeye
alarak, yeniden yazyorduk. Ve son olarak, telgrafn geleneksel ars, bu ksr ve
inat monologa, duvarla konumay andran bu kuru syleime ye tutulur gibi
geliyordu

bize.
Zaten birka gn sonunda, kimsenin kentten kamayaca aklk kazannca, salgndan
nce kentten ayrlm olanlarn dnmelerine izin verilip verilmeyeceini sormak
aklmza geldi. Birka gnlk dnme sresinden sonra, valilik olumlu yant verdi.
Ancak geri dnenlerin hibir biimde kentten bir daha kamayacan ve kente girmekte
zgr olsalar bile, kentten kmakta zgr olamayacaklarn kesin olarak belirtti. Bu
konuda bile, sayca az da olsa, baz aileler durumu hafife aldlar ve akrabalarn
yeniden grme isteini her tr sakinimin stnde tutarak, onlar frsat deerlendirmeye
ardlar. Ancak ok gemeden, vebann hapsettii insanlar akrabalarna dayattklar
tehlikeyi anladlar ve bu ayrla katlanmaya raz oldular. Hastaln en ciddi
dneminde, insanlk duygularnn i-kenceli bir lmden daha gl olduu tek bir
duruma tank olundu. Samlabilecei gibi, acnn tesinde, akn birletirdii iki
sevgilinin durumu deildi bu. Sz konusu, uzun yllardr evli olan yal doktor Castel'le
einin durumuydu yalnzca. Salgndan birka gn nce Madam Castel komu bir kente
gitmiti. Ei az grlr bir mutluluun rneini sunan u kar-koca ilikilerinden biri
deildi bu; hatta anlatc, o na kadar elerin birlikteliklerinden duyduklar doyum
konusunda emin olmadklarn, her olasl gz nne alarak ileri srecek durumdadr.
Ancak bu ani ve uzatlm ayrln onlar birbirlerinden uzak yaayamayacaklarna
inanmalarn ve anszn gn na kan bu gerek karsnda, vebann pek de nemi
olmadn anlamalarm salad.

67Bir istisnayd sz konusu olan. ounlukla, ayrlk salgnn son bulmasyla bitecekti,
oras kesindi. Ve biz hepimiz iin, yaammz oluturan ve ok iyi bildiimizi
sandmz duygu (nceden de sylendi, Oran'llarn basit tutkular vardr) yeni bir
ehreye brnyordu. Elerine byk gven duyan kocalar ve sevgililer birden
kskanla-yordu. Ak konusunda kendilerini hercai sanan erkekler sadakate
dnyorlard. Neredeyse yzne bakmadan annelerinin yannda yaam olan erkek
evlatlar, imdi anlarda peini brakmayan bu yzdeki bir krk, tasa ve zntye
bouyordu. Bu ani ayrlk, kusursuz, gelecei ngrlemeyen bu ayrlk bizi, imdi
gnlerimizi dolduran, hl bu denli yakn ve bu denli uzak, bu varln ansna kar
tepki gsteremeyecek, sarslm bir halde brakyordu. Gerekte, iki kez ac ekiyorduk-
ncelikle kendi acmz, sonra da burada olmayanlarn, oul, e ya da sevgilinin
ektiini dndmz acy.

Zaten baka koullarda, yurttalarmza daha darya dnk ve daha etkin bir yaamda
k yolu bulmu olurdu. Ancak ayn zamanda, veba onlar tembelletiriyordu; cansz
kentlerinde dnp duruyorlar ve kendilerini her geen gn anlarn d krklna
uratan oyunlarna kaptryorlard. nk, amasz gezintilerinde hep ayn yollardan
gemek zorunda kalyorlard ve ounlukla, bylesine kk bir kentte, bu yollar imdi
onlarn yannda olmayan kiiyle bir zamanlar yrdkleri yollard.
Bylece, kentin yurttalarmza getirdii ilk ey srgn oldu. Ve anlatc, buraya, o
zaman kendi hissettiklerini herkesin adna yazabileceine inanyor, nk bunlar
yurttalarmzn birouyla ayn anda hissetti. Evet, srekli olarak iimizde tadmz
o boluk, o belirgin heyecan, mantkszca geriye dnme ya da zamann akn
hzlandrma istei, bellein o yanan oklar; ite buydu srgn duygusu. Bazen kendimizi
hayal gcmzn kollarna brakmamz, dardan gelen birisinin kapmz almasn ya
da merdivende tandk bir ayak sesini beklemi ve byle an-

68

larda, trenlerin seferden ekildiini unutmay kabul etmemiz ve normalde akam


ekspresinin getirecei bir yolcunun mahalleye varabilecei saatte evde bulunacak
biimde kendimizi ayarlamamz; tabii ki bu oyunlar sremeyecekti. Hep bir an
geliyordu ve trenlerin kente girmediini aka anlyorduk. Ve o zaman, ayrln uzun
sreli olacan ve zamanla kendimize bir dzen vermemiz gerektiini biliyorduk. te o
andan sonra, hapsedilmilik konumumuza yeniden dnyorduk, artk yalnzca
gemiimiz vard ve aramzdan bazdan gelecei yaamaya eilimli olsa bile, hayal
gcnn kendisine gvenenlerde at yaralan grerek hemen, en azndan ellerinden
geldiince abuk, bundan vazgeiyorlard.

zellikle, yurttalarmzn tm, topluluk iindeyken bile, ayrlk sresini hesaplamaya


alma alkanlndan ok abuk vazgeti. Niin? nk en karamsar olanlar, rnein
alt aylk bir sre bimiken, tm bu gelecek aylarn acsn nceden tketmi,
cesaretlerini bin bir glkle bu deneyimin dzeyine ykseltmi, zayfla kaplmadan
bylesine uzun bir sreye yaylan bu acnn dzeyinde kalabilmek iin son glerini
harcamken, bazen rastlanan bir dost, gazetede verilen bir fikir, kaamak bir kuku ya
da ani bir ngr, her ey bir yana, bu hastaln alt aydan daha fazla, belki bir yl ya
da daha fazla srmemesi iin bir neden olmadn onlarn aklna getiriyordu.

O zaman cesaretlerinin, iradelerinin ve sabrlarnn ykm yle ani oluyordu ki


kendilerini bu ukurdan asla kamayacakm gibi hissediyorlard. Bunun sonucu olarak,
zgr kalacaklar sreyi hi dnmemek, gelecee hi ynelmemek ve bir bakma,
gzlerini yerden baka yne evirmemek zorunda kalyorlard. Ancak doal olarak bu
acy kandrma ve mcadeleye girmemek iin kendini ekme yntemi, bu sakinimin
dl beklendii gibi kmyordu. Ne pahasna olursa olsun, hi istemedikleri bu
ykmdan katka, gelecek birlikteliklerin grntleri iinde vebay unutabildikleri ve
sonuta olduka sk yaanan

69u anlardan kendilerini esirgiyorlard. Bu uurumlarn ve bu tepelerin tam ortasna


dm, yaamaktan ok, yn belli olmayan gnlere ve kuru anlara kendilerini
brakm, aclarnn topranda kk salmay kabul etmedike gcn toplayamayacak
serseri glgeler gibi akp gidiyorlard.

Bylece, tm tutsaklarn ve tm srgnlerin hibir iine yaramayacak bir bellekle


yaamas demek olan o derin acy duyuyorlard. Durmadan dndkleri o gemiin de
zntl bir zlemden baka tad yoktu. Aslnda, bir zamanlar bekledikleri kadn ya da
erkekle yapabilecekleri eyleri zamannda yapmam olmaktan duyduklar pimanl da
buna eklemek isterlerdi ve benzer biimde, greceli olarak ksa bile olsa, bu hapis
yaantsnn her durumuna uzaktaki kiiyi katyorlar ve bir zamanlar yaadklar onlar
tatmin etmiyordu. Yaadklar imdiki zamana kar sabrsz, gemilerine dman ve
gelecei elinden alnm olarak insan kaynakl adaletin ya da nefretin parmaklklar
arkasnda yaamaya mahkm ettii kiilere ben-ziyorduk biz de. Son olarak, bu
dayanlmaz tatilden kaabilmenin tek yolu d gcyle trenleri yeniden harekete
geirmek ve saatleri yine de kararl bir biimde sessiz kalan anlarn sesiyle
doldurmakt.

Ancak bu bir srgn de olsa, ounlukla kendine srgnd. Ve her ne kadar anlatc
bakalarnn srgnne tank olduysa da, bir trl ulaamadklar varlktan ve kendi
memleketlerinden uzak dtkleri iin, veba haberiyle neye uradn arm ve
kentte alkonulmu Rambert ya da bakalar gibi ayrln acsn fazlasyla yaayanlar
da unutmamaldr. Genel srgnde onlar e.n fazla srgn olanlard, nk bizde olduu
gibi zaman onlarda da kendine zg kaygy uyandrsa da, onlar uzamdan kopmu-yorlar
ve kendi veba sinmi smaklarn, yitirdikleri vatandan ayran duvarlara srekli arpp
duruyorlard. Gnn her saati, yalnzca kendi yaadklar akamlar ve kendi lkelerinin
sabahlarn sessizce anarak tozlu kenti bir

70

aa bir yukar dolaanlar da kukusuz onlard. te o zaman, bir krlangcn uuu,


gnbatmnn bir pembe rengi ya da gnein bazen ssz sokaklara brakt u tuhaf
klar gibi ak olmayan iaretler ve aknla iten bildirilerin yol at
rahatszlklarn gelitiriyorlard. Fazlasyla geree yakn dlerim okamakta ve bir
n, iki tepenin, gzde bir aacn ve kadn yzlerinin, onlar iin yeri tutulmaz bir
ortam yaratt bir toprak parasnn imgelerini tm gleriyle izlemekte inat ederek,
insan her zaman, her eyden kurtarabilecek d dnyaya gzlerini kapyorlard.

Srgnler arasnda en ilgin durum olan ve o konuda anlatcnn belki en elverili


durumda bulunduu sevgililerden daha ak bir biimde sz etmek gerekirse, aralarna
pimanl da katmamz gereken daha baka i skntlar ektiklerini belirtmemiz gerek.
Gerekten de bu durum, onlarn kendi duygularn bir tr ateli nesnellikle
gzlemlemelerini salyordu. Ve bu frsatlar karsnda kendi gszlklerini aklkla
grmemeleri ok enderdi. Uzaktaki kiinin yaptklar ve davranlarn tam olarak
dnmekte zorlanmalar ilk frsat veriyordu onlara. O zaman, o kiinin zamann iyi'
deerlendirmemi olmalarna yanyorlar-d; onun zamanyla ilgili daha iyi bilgi
edinmekte ihmalci davrandklarndan, seven kii iin sevilenin zamann nasl
deerlendirdiinin tm keyiflerin kayna olmadna inanm gibi yapmaktan tr
kendilerim suluyorlard. Ve o andan balayarak aklarnn derinine gitmek ve kusurlu
yanlarn incelemek onlar iin kolaylayordu. Normal zamanda, bilinli ya da deil,
kendim aamayacak akn olmadm hepimiz biliyorduk, yine de az ya da ok, belli bir
dinginlikle, kendi akmzn orta karar olduunu kabulleniyorduk. Ancak an daha
titizdir. Ve ok tutarl bir biimde, bize dtan gelen ve tm bir kenti vuran bu talihsizlik,
bizi fkeye boabilecek haksz bir ac getirmekle kalmyordu. Ayn zamanda, kendi
kendimize ac ekmemizi salyor ve bylece bizi acy kabullenmeye itiyor-

71du. te bu da hastaln dikkati baka yne ekme ve ileri kartrma yollarndan


biriydi.

Bylece herkes gn gnne ve gkyzne kar yapayalnz yaamay kabul etmek


zorunda kald. Bu genel terk edilmilik duygusu uzun vadede kiilikleri salamla-
trabilecekken deersiz klmaya balamt. rnein, yurttalarmzdan bazlar o sralar
kendilerini gne ve yamurun hizmetine sokan bir klelie kaplmlard. Onlara
baknca sanki ilk kez ve dorudan olarak havann etkisini duyuyorlarm gibi geliyordu.
Altn renkli bir n yle bir kendini gstermesi yzlerini gldrrken, yamurlu
gnler yzlerine ve dncelerine kaln bir sis perdesi rtyordu. Birka hafta
ncesinden bu zayflk ve bu mantksz klelikten kayorlard; nk d dnyann
karsnda yalnz deillerdi ve belli bir lde, onlarla yaamakta olan varlk onlarn
evreninin nne yerleiyordu. O andan balayarak, tersine, grnte kendilerini
gkyznn kaprislerine braktlar, yani mantkszca umut ettiler ve ac ektiler.

Yalnzln bu u noktalarnda, sonunda kimse komusunun yardmn ummaz oldu ve her


bir kimse kendi urayla yalnz bana ilgilenir oldu. Rastlant olarak, eer aramzdan
birisi iini dkmeye ya da duygularyla ilgili bireyler sylemeye altnda ald
yant, ne olursa olsun, ou zaman onu yaralyordu. O zaman karsndakiyle ayn
eyden sz etmediini fark ediyordu. Gerekte o, dnmeyle ve acyla gemi uzun
gnlerin derinliinden kp kendini anlatyordu; karsndakine aktarmak istedii imge
bekleyiin ve tutkunun ateinde ok uzun sre pimiti. Oysa teki, tersine, allm bir
heyecan, arda pazarda satlan trden bir ac, sradan bir melankoliyi aklna
getiriyordu. ster iyilik ister dmanlk tasn, yant hep yanl ynde oluyordu, her
zaman vazgemek zorunda kalnyordu. Ya da en azndan, sessizlii katlanlmaz
bulanlar, tekiler yrein gerek sesini bir trl duyamadklar iin, ar pazar dilini
kullanmaya ve allm biimde, s-
72

radan iliki ve olan bitenden, bir anlamda gndelik olaylardan sz etmeye raz
oluyorlard. O zaman da, en gerek aclar syleinin sradan kalplar iinde aktarlr
oldu. te ancak bu yoldan, vebann hapsettii insanlar kapclarnn anlayyla ya da
kendilerini dinleyenin ilgisiyle karlaabiliyordu.

te yandan ve en nemlisi, bu i skntlar ne denli

ac verse de, u bo yrei tamak ne denli g olsa da, vebann ilk dneminde bu
srgn edilmi insanlarn ayrcalkl olduu sylenebilir. Gerekten de, halkn
aknla urad srada, dnceleri yalnzca bekledikleri kiilere evrilmiti. Genel
yklmlk duygusu iinde akn bencillii onlar koruyordu ve vebay ancak
ayrlklarnn sonsuza kadar uzamas tehlikesi erevesinde dnyorlard. Bylece
salgna soukkanllk sanlabilecek esenlikli bir duygu kattlar. Umutsuzluklar onlar
panie kaplmaktan kurtaryordu, mutsuzluklarnn iyi bir yan vard. rnein, bir insan
hastala yenilse de, hemen hemen her zaman, dikkat edecek zaman bile bulamadan
oluyordu bu. iinden bir glgeyle yapt uzun syleimden uzaklap dorudan topran
en youn sessizliine atlveryordu. Hibir ey yapmaya zaman olmuyordu.

73Kentliler bu birdenbire gelen srgnle ba etmeye urarken veba kaplara


nbetiler dikiyor, Oran'a doru yol almakta olan gemileri geri dndryordu. Kentin
kapatlmasndan bu yana tek bir ara girmemiti. O gnden balayarak arabalarn
amaszca dnp durmaya baladklar izlenimi uyand. Bulvarlarn yukarsndan
bakanlar iin liman da zel bir grnm sunuyordu. Buray kynn en nemli
limanlarndan biri yapan allm canll anszn snvermiti. Karantinaya alnm
birka gemi hl orada gze arpyordu. Ancak, rhtmlar zerinde, bo duran vinler,
yan devrilmi kk vagonlar, tek balarna duran f ya da uval ynlar veba
yznden ticaretin de lm olduunu gsteriyordu.

Bu allmam grntlere karn, yurttalarmzn balarna geleni anlamakta glk


ektikleri grlyordu. Ayrlk ya da korku gibi ortak duygular vard; ancak bir yandan
da kiisel uralara ncelik tanmay srdryorlard. Kimse hastal gerekten
kabullenmemiti henz. ou, alkanlklarn engelleyen ya da karlarna uyan eylere
kar zellikle duyarlyd. Bu durumdan dolay sklm ve sinirliydiler ve bunlar
vebaya karlk verebilecek duygular deil. rnein, ilk tepkileri ynetimi sulamak
oldu. Basnn da yayd, valinin eletirilere yant ('ngrlen nlemler yumuatlabilir
mi?') pek hesapta yoktu. imdiye kadar ne gazeteler ne de Ransdoc Ajans hastalkla
ilgili resmi istatistikleri almt. Vali gn gnne istatistikleri onlara, haftalk
duyurular halinde yaynlamalarn rica ederek gnderdi.
O zaman bile halktan hemen tepki gelmedi. Aslnda nc haftada vebann yz iki
l saysna ulamas

74

akl alacak bir ey deildi. Bir yandan, belki de bunlarn hepsi vebadan lmemiti. te
yandan normal zamanda haftada ka kiinin ldnden kentte kimsenin haberi yoktu.
Kentin nfusu iki yz bindi. Bu lm orannn normal olup olmad bilinmiyordu. Ak
bir nemi olsa da, hibir zaman ilgilenilmeyen u bilgilerdendir. Bir anlamda, halkn
karlatrma olana yoktu. Ancak uzun vadede, lm saysnn artm grerek
kamuoyu gerein bilincine vard. Gerekten de beinci hafta yz yirmi l,
altncsysa, yz krk be l verdi. Artlar en azndan anlamlyd. Yine de
yurttalarmzn, tam da endielerinin ortasnda, kesinlikle can skc, ancak her eyden
te geici bir kazann sz konusu olduu izlenimine kaplmalar iin

yeterince arpc deildi.

Bylece sokaklarda gezinmeyi ve kafelerin teraslarnda oturmay srdryorlard.


Genelde, bkkn deillerdi, szlanmaktan ok akalayorlar ve geici olduu kesin bu
skntlar iyi niyetle kabulleniyormu gibi yapyorlard. Grn kurtarmlard. Oysa
ay sonuna doru, hemen hemen dua haftas srasnda -bundan ileride sz edilecek-daha
ciddi oluumlar kentimizin grntsn deitirdi. nce, vali ara trafii ve yakt
ikmaliyle ilgili nlemler ald. Yakt ikmaline kstlama getirildi ve benzin karneye
baland. Elektrik tasarrufu bile zorunlu klnd. Yalnzca vazgeilemeyecek maddeler
Oran'a kara ve havayoluyla ulat. Bylece trafiin neredeyse yok denecek denli
azald, lks tketim mallan satan dkknlarn her geen gn kapand, teki
dkknlarn da kaplarnn nnde bireyler satn almak iin bekleyen mteri
kuyruklar birikirken, vitrinlerine 'tkenmitir, bulunmaz' trnden duyurular ast
gzlemlenir olmutu.

Bylece Oran tikel bir grnm ald. Yayalarn says daha da artt; hatta, kentin l
saatlerinde, maazalarn ya da baz brolarn kapanmasyla ii gc kalmayan birok
insan sokaklar ve kafeleri dolduruyordu. imdilik isiz deil, izindeydiler. Bylece,
rnein leden sonra saat e

75doru, parlak bir gn altnda Oran, bir toplu gsterinin gereklemesi iin trafiin
kesildii ve maazalarn kapand, halkn da elencelere katlmak zere sokaklar
doldurduu, yanlsamal bir biimde, bayram havasnda bir kent izlenimi sunuyordu.

Doal olarak, bu genel izin durumundan yararlanyor ve byk krlar elde ediyorlard.
Ancak il iinde filmlerin sinemalara aktarlmas kesintiye uruyordu. ki haftann
sonunda kurulular filmleri deitoku etmeye baladlar ve sonunda hep ayn filmi
gsterir oldular. Yine de gelirleri azalmyordu.

Son olarak, arap ve alkol ticaretinin birinci sray ald bir kentte, depolanm nemli
miktarda stoklar sayesinde kafeler mterilerinin isteklerini karlayabiliyordu. Gerei
sylemek gerekirse ok iiliyordu. Bir kafenin 'Temiz arap mikrobu ldrr' diye
duyuru asmasyla, halk arasnda yaygn olan alkoln bulac hastalklardan koruduu
dncesi iyice glendi. Her gece, saat ikiye doru kafelerden kan olduka nemli
sayda sarho, sokaklar dolduruyor ve iyimser konularda syleerek sokak aralarna
yaylyorlard.

Ancak tm bu deiiklikler, bir bakma, yle olaanstyd ve yle abuk


gereklemiti ki bunlar normal ve srekli diye nitelemek kolay deildi. Sonu olarak
kiisel duygularmz n plana almay srdryorduk.

Kentin kapatlmasndan iki gn sonra, hastaneden karken Doktor Rieux, yznde


honutluk ifadesiyle kendisine bakan Cottard'la karlat. Rieux onu bu halinden tr
kutlad.

Evet, ok iyiyim, dedi adamcaz. Syleyin doktor, u Allann belas veba,


ciddileiyor, deil mi? Doktor onaylad. teki, bir tr keyifle yle bir saptama yapt:

- imdi durmas iin bir neden yok. Her ey altst olacak.

Bir sre birlikte yrdler. Cottard, mahallesinde zengin bir bakkaln yksek fiyata
satmak zere gda mad-

76

desi stokladm ve kendisini hastaneye gtrmek zere evine girdiklerinde yatan


altnda konserve kutular bulduklarn anlatyordu. "Orada ld. Veba para demez."
Cottard salgnla ilgili, doru ya da yanl bu gibi hikyelerle doluydu. rnein, bir
sabah kent merkezinde, veba belirtileri gsteren ve hastaln etkisiyle sayklayan bir
adam kendini evden dar atm, karsna kan ilk kadnn zerine atlm ve ona
vebal olduunu syleyerek sarlmt.

Tamam! Hepimiz delireceiz, oras kesin, anlattna uymayan sevecen bir ses
tonuyla Cottard byle diyor-

du.
Yine ayn gn leden sonra, Joseph Grand sonunda

Doktor Rieux'ye kiisel aklamalarda bulunmutu. al- , ma masasnn zerinde


Madam Rieux'nn fotorafn grm ve doktora bakmt. Rieux karsnn kent dnda
tedavi grdn syledi. "Bir bakma bu bir ans," dedi Grand. Doktor kukusuz bunun
bir ans olduunu ve yalnzca karsnn iyilemesini umut etmek gerektiini syleyerek
ona karlk vermiti.

Ah! dedi Grand, anlyorum.

Ve Rieux onu.tandndan bu yana ilk kez alabildiine konumaya balamt. Yine


szckleri aramasna karn, sanki ne sylemekte olduuyla ilgili uzun sredir
dnm gibi hemen her zaman uygun szc bulmay ba-

aryordu.

ok genken, yaad mahalleden yoksul bir gen

kzla evlenmiti. Hatta evlenmek iin okumay brakm ve bir ie girmiti. Ne Jeanne,
ne de kendisi mahallelerinden dar adm atyorlard. Kz grmeye evlerine gidiyordu,
Jeanne'in anne ve babas bu sessiz ve beceriksiz damat adayyla biraz alay ediyorlard.
Baba demiryolu grevlisiydi. Evde dinlenme zamanlarnda, pencerenin yannda,
dnceli, kocaman elleri bacaklarnn zerinde yaylm, sokaktaki devinimi izleyerek
hep bir kede otururdu. Kars hep ev ii yapard, Jeanne ona yardm ederdi. O kadar
narindi ki, bir sokakta kardan karya getiini grnce

77Grand endieye kaplmadan edemezdi. O zaman tatlar ona dev gibi gelirdi. Bir gn,
Noel iin sslenmi bir dkknn nnde, bylenmiesine vitrine bakan Jeanne "Ne
gzel!" diyerek ona doru yaslanmt. te evlilikleri byle kararlatrlmt.

Grand'a gre hikyenin devam ok basitti. Herkes iin byledir bu: Evlenilir, biraz
daha sevilir, allr. Sevmeyi unutana kadar allr. Bro efinin verdii szler
yerine getirilmediinden, Jeanne da alyordu. Burada, Grand'n ne dediini anlamak
iin biraz d gc gerekiyordu. Yorgunluun da etkisiyle buna gz yummu, giderek
daha suskunlam ve gen karsn sevildiine inandrmaz olmutu. alan bir adam,
yoksulluk, ar ar tkanan gelecek, masa banda akamlarn sessizlii, byle bir
evrende tutkunun yeri yoktur. Byk bir olaslkla Jeanne ac ekmiti. Yine de
durmutu: bazen insann bilmeden ac ektii olur. Yllar gemiti. Daha sonra gitmiti.
Tabii yalnz gitmemiti. 'Seni sevdim, ama artk yoruldum... Gitmekten mutlu deilim,
ama yeniden balamak iin mutlu olmak gerek.' te, kabaca, yazdklar bunlard.
Joseph Grand da ac ekmiti. Rieux'nn syledii gibi, o da yeniden balayabilirdi.
Ama ite, inanc yoktu.

Yalnzca hep onu dnyordu. Yapmak istedii, ona kendini savunmak zere bir
mektup yazmakt. "Ama g bu," diyordu. "Uzun sredir bunu dnyorum. Birbirimizi
sevdiimiz sre iinde szckler olmakszn birbirimizi anladk. Ancak her zaman
insanlar birbirini sevemiyor. Belli bir anda, onun gitmesine engel olabilecek szckleri
bulmalydm, ama yapamadm." Grand kareli bir mutfak bezine burnunu siliyordu. Sonra
byklarn sili-yordu. Rieux ona bakyordu.

- zr dilerim doktor, dedi, ama nasl demeli?.. Size gveniyorum. Sizinle


konuabiliyorum. Bu da bana bir heyecan veriyor.

Gzle grlr biimde,' Grand vebann fersah fersah uzandayd.

78

Akam, Rieux karsna, kentin kapatldn, kendisinin iyi olduunu, salna dikkat
etmeyi srdrmesini ve onu dndn bildiren bir telgraf ekiyordu.

Kaplarn kapatlmasndan hafta sonra, hastane knda Rieux kendisini beklemekte


olan gen bir adamla

karlat,

- Umarm beni tanrsnz, dedi bu sonuncusu.

Rieux onu tanr gibiydi, ama duraksyordu. Bu olaylardan nce sizden Araplarn
yaam koullaryla ilgili bilgiler almaya geldim, dedi teki. Adm Ray-

mond Rambert.

- Ah evet, dedi Rieux. imdi elinizde iyi bir rportaj

konusu var.

teki sinirli gibiydi. Konunun bu olmadn, doktor

Rieux'den bir yardm istemeye geldiini syledi.

- Bunun iin zr dilerim, diye ekledi, ancak kentte kimseyi tanmyorum ve ne yazk ki
gazetemin muhabiri
budalann teki.

Rieux ona kent merkezindeki bir dispansere kadar yrmelerini nerdi,- nk


verilecek baz buyruklar vard. Zenci mahallesinin ara sokaklarndan indiler. Akam
oluyordu, ancak eskiden bu saatte ylesine grltl olan kent, tuhaf bir biimde tenha
gibiydi. Hl altn rengini koruyan gkte ykselen birka borazan sesi askerlerin
grevlerini yaptklar havas verdiklerini kantlyordu yalnzca. Bu srada dik yollar
boyunca, Maripli evlerin mavi, kzl ve mor duvarlar arasnda Rambert ateli ateli
konuuyordu. Gerei sylemek gerekirse, o kars deildi, ama ayn ey demekti. Kent
kapatlr kapatlmaz ona telgraf ekmiti. lkin, gelip geici bir olayn sz konusu
olduunu dnmt ve yalnzca onunla yazmaya almt. Oran'daki meslektalar
bu konuda ellerinden bir ey gelemeyeceini ona sylemilerdi; postane onu geri
evirmi, valiliin bir sekreteri de onunla dalga gemiti. Sonunda bir kuyrukta iki saat
bekledikten sonra 'Her ey yolunda.

79Grmek zere,' diye yazd bir telgraf gndermeye raz olmutu.

Ancak sabah uyandnda her ey bir yana bu durumun ne kadar srebileceini


bilmedii birden aklna gelmiti. Tavsiye edilerek oraya gelmi olduundan (onun
mesleinde baz kolaylklar vard), valilik zel kalem mdrne ulaabilmi ve ona
Oran'la ilikisi bulunmadn, burada bir ii olmadn, bir rastlantyla burada
bulunduunu ve buradan ktktan sonra karantinaya alnma olasl olsa bile,
ayrlmasna izin verilmesinin doru olacan sylemiti. Mdr bunu ok iyi
anladn, ancak bir istisnann olamayacan, sonuta durumun ciddi olduunu ve
hibir kararn alnamayacan ona sylemiti.

- Ama sonuta, ben bu kentin yabancsym, demiti Rambert.

Kukusuz, ama her ey bir yana, salgnn uzun srmeyeceini umut edelim.

Son olarak, Oran'da ilgin bir rportaj konusu bulabileceini ve her olayda iyi bir yan
bulunabileceini belirterek Rambert'i avutmaya almt. Rambert omuz silki-yordu.
Kent merkezine geliyorlard:

- Aptalca bu, doktor, biliyorsunuz. Ben dnyaya rportaj yapmak iin gelmedim. Ama
belki bir kadnla yaamak iin geldim. Bunda ne terslik var?

Rieux tm bunlarn mantkl grndn syledi.

Merkezdeki bulvarlarda her zamanki kalabalk yoktu. Gelip geenlerin bazlar


uzaklardaki evlere koturuyorlard. Kimse glmsemiyordu. Rieux bunun o gn
Ransdoc Ajansnn getii haberin bir sonucu olduunu dnd. Yirmi drt saatin
sonunda, yurttalarmz yeniden umut etmeye balyorlard. Ancak gndz saylar
belleklerde henz tazeliini koruyordu.

- Konu u ki, dedi ekinmeden Rambert, onunla tanal ok olmad ve birbirimizle iyi
anlayoruz.

Rieux hibir ey sylemiyordu.

80

Ama ben sizi skyorum, dedi Rambert. Bu lanet hastala yakalanmadm belirten
bir rapor yazp yazmayacanz sormak istiyordum yalnzca. Bunun iime yarayacan
sanyorum.

Rieux kafasyla onaylad, bacaklarna atlan bir erkek ocuunu dmemesi iin tuttu ve
yavaa ayaa dikilmesine yardm etti. Yeniden yola koyuldular ve Place
d'Armes'a geldiler, incir aalaryla palmiyelerin hareketsiz ve tozdan grilemi dallan
tozlu ve pis bir Cumhuriyet Antnn etrafnda sarkp duruyordu. Rieux beyazms bir
sva bulam ayan birka kez yere vurdu. Rambert'e bakt. Biraz geriye kaym ftr
apkas, uzam tra, kravatn altnda dmeleri ak gmleiyle gazetecinin dik kafal
ve somurtkan bir havas vard.

Emin olun sizi anlyorum, dedi sonunda Rieux, ama yrttnz mantk doru deil.
Size bu raporu veremem, nk gerekten sizde bu hastaln olup olmadm
bilmiyorum; imdi bile, bromdan ktnz saniyeyle valilie vardnz saniye
arasnda mikrop kapmayacanz kantlayamam. Hem sonra...

Hem sonra? dedi Rambert.

Hem sonra, 'size bu raporu versem bile hibir iinize yaramayacak..

- Niin?

nk bu kentte sizin durumunuzda olan ve yine de kmalarna izm verilmeyen


binlerce insan var.

Ama ya onlarda veba mikrobu yoksa?

Bu yeterli bir neden deil. Bu aptalca bir hikye. Biliyorum, ancak hepimizi
ilgilendiriyor. Onu olduu gibi
ele almak gerek.

- Ama ben bural deilim!

Ne yazk ki, bundan byle herkes gibi siz de bural

olacaksnz.

teki yerinde duramyordu:

Bu bir insanlk sorunu, size yemin ederim. Bunun gibi, birbiriyle iyi anlaan iki
insann ayrlnn ne anlama geldiinin farknda deilsiniz belki de.

81/6

VebaRieux hemen yantlamad. Sonra bunun farknda olduunu sandn syledi. Tm


gcyle, Rambert'in karsna kavumasn ve tm sevenlerin birlemesini istiyordu;
ancak genelgeler, yasalar vard, veba vard, onun grevi de

gerekeni yapmakt.

Hayr, dedi Rambert acyla, anlayamazsnz. Siz mantn diliyle konuuyorsunuz, siz
soyutluklar dnyasnda yayorsunuz.

Doktor gzlerini Cumhuriyet Antna evirdi ve konutuu dilin mantk dili olup
olmadn bilmediini, ancak kesinliin dili olduunu ve bunun kesinlikle farkl bir ey
olduunu syledi. Gazeteci kravatn dzeltiyordu:

O zaman, baka yoldan bamn aresine bakaym anlamna m geliyor bu? Ancak bu
kenti terk edeceim, diye bir tr meydan okumayla sz srdrd.

Doktor onu yine de anladm, ancak bunun kendisini ilgilendirmediini syledi.

Evet, sizi ilgilendiriyor, dedi Rambert birden canlanarak. Size geldim, nk alnan
kararlarda sizin byk bir paynz olduunu bana sylediler. O zaman ben de dndm
ki, en azndan bir kiinin durumunda, olumas iin katkda bulunduunuz bir karar siz
bozabilirsiniz diye dndm. Ama sizin iin fark etmiyor bu. Siz kimseyi
dnmediniz. Birbirinden ayr dm insanlar aklnza

getirmediniz.

Doktor bir anlamda bunun doru olduunu kabullendi, bunu aklna getirmek istememiti.
- Evet, gryorum dedi Rambert, halka hizmetten sz edeceksiniz. Ancak herkesin ortak
iyilii tek tek her kiinin mutluluuyla olur.

-Haydi, dedi doktor bir dalgnlktan syrlr gibi, veba da var, baka eyler de var.
Yarglamamak gerek. Ancak kzmakta hakszsnz . Bu iten syrlabilirseniz eer,
bundan sonsuz mutlu olurum Yalnz, grevimin engelledii baz eyler var.

teki sabrszlkla kafasn sallad. 82

Evet, kzmakta hakszm. Sizin de byle ok zamannz aldm.

Rieux giriimlerinden kendisini haberdar etmesini ve hi kinlenmemesini ondan rica


etti. Karlaacaklar bir nokta kukusuz vard. Rambert birden akl karm gibi

durdu.

Evet, buna inanyorum, dedi bir sessizlikten sonra,

kendi dnceme ve sizin tm bana sylediklerinize karn buna inanyorum. Duraksad:

Ama sizin dncenize katlamyorum. apkasn alnna indirdi ve hzl admlarla


ayrld. Rieux onun Tarrou'nun oturduu otele girdiini grd.

Bir sre sonra, Rieux ban sallad. Gazeteci mutluluk iin sabrszlanmakta haklyd.
Ama kendisim suladnda hakl myd? 'Siz soyutluklar dnyasnda yayorsunuz.'
Vebann iyice hz kazand, ortalama kurban saysn be yze kard, kendi
hastanesinde geirdii u gnler gerekten soyutluk muydu? Evet, talihsizliin soyut ve
gerek d bir yan vard. Ancak soyut olan sizi ldrmeye balarsa, o zaman
soyutluklarla ilgilenmek gerekir. Ve Rie-ux bunun en kolay ey olmadn biliyordu
yalnzca. rnein, sorumluluunu yklendii u ek hastaneyi (artk tane vard)
ynetmek kolay deildi. Hastanenin konsltasyon salonuna alan bir odasn hasta
kabul odas olarak dzenletmiti. Kazlm yerde, ortasnda tuladan bir adack bulunan,
mikrop ldrc su gl olumutu. Hasta adann zerine tanyor, abucak soyuluyor
ve giysileri ilal suya atlyordu. Ykanp kurulanm, srtnda kaba kumatan hastane
gmleiyle Rieux'ye geliyordu, sonra onu odalardan birine tayorlard. Bir okulun st
kapal teneffs yerlerini kullanmak zorunda kalmlard; imdi toplam olarak, yars
dolu, be yz yatak kapsyordu. Kendi ynetiminde gerekleen sabah muayenesinin
ardndan hastalar alanp, hyarcklar yarldktan sonra Rieux istatistikleri inceliyor ve
leden sonraki konsltasyonlarnn

83bana dnyordu. Son olarak, akam hastalarn geziyor ve gece ge saatte evine
dnyordu. Bir gece nce annesi, gen Madam Rieux'den gelen telgraf ona uzatrken
doktorun ellerinin titrediini fark etmiti.

Evet, diyordu, ancak, sebatla daha az sinirli olu-

rum.

Gl ve dayanklyd. Aslnda henz yorulmamt. Ancak rnein ziyaretleri


katlanlmaz olmaya balamt. Salgn ateini tehis etmek, hemen hastay hastaneye
kaldrmak demekti. te o zaman, gerekten soyutlama ve glk balyordu, nk
hastann ailesi onu ancak iyilemi ya da lm olarak yeniden grebileceini biliyordu.
"Acyn doktor!" diyordu Madam Loret, Tarrou'nun otelinde alan hizmeti kadnn
annesi. Ne demekti bu? Tabii ki, acyordu. Ancak bu kimseyi bir yere gtrmyor-du.
Telefon etmek gerekiyordu. Az sonra ambulansn sireni nlyordu. Balangta,
komular pencerelerini ap bakyorlard. Daha sonra, alelacele pencerelerini kapatr
oldular. O zaman savamlar, gzyalar, telkin, zetle soyutluk balyordu. Ate ve
kaygyla iyice snan u daireler lgnlklara sahne oluyordu. Ama hasta
gtrlyordu.. Rieux gidebilirdi.

lk zamanlarda, telefon etmek ve ambulans beklemeden baka hastalara komakla


kendini snrlamt. Ancak aileler, vebayla ba baa kalmay artk sonunu bildikleri bir
ayrla ye tutarak kaplarn rtmlerdi. lklar, buyruklar, nce polisin
mdahalesi, ardndan silah gcyle hasta zorla gtrlyordu. lk haflarda, Rieux
ambulans gelene kadar beklemek zorunda kalmt. Sonra, hekimlerin hastalan
dolamalar srasnda her birine gnll bir mfetti elik etmeye balaynca, Rieux bir
hastadan tekine koabildi. Ancak balangta, her akam, Madam Lo-ret'nin yelpaze ve
yapay ieklerle sslenmi kk dairesine girdii o akam andryordu, onu
karlayan anne zoraki bir glmsemeyle yle demiti:

Umarm herkesin szn ettii o ateten deildir.

84

Ve o, rty ve gecelii ap karn ve bacaklardaki krmz lekeleri, boumlar sessizce


inceliyordu. Anne, kznn bacaklarnn arasna bakyor ve kendini tutamadan
baryordu. Her akam, btn lmcl belirtileri tayan karnlar karsnda, bir
ryadaymasna anneler ite byle haykryordu; her akam Rieux'nn kollarna kollar
yapyordu; yararsz szler, vaatler ve alaylar yamur akyordu; her akam ambulans
sirenleri ac kadar yararsz olan krizleri balatyordu. Ve birbirine benzeyen uzun
gecelerin sonunda, Rieux durmadan yinelenen buna benzer uzun bir dizi sahneden baka
bir ey umut edemiyordu. Evet, veba soyutluk gibi tekdzeydi. Belki bir tek ey
deiiyordu ve o da Rieux'nn kendisiydi. Bunu o akam, Cumhuriyet Antnn dibinde,
yalnzca iini doldurmaya balayan o anlalmas g kaytszln bilinciyle, Ram-
bert'in gzden yittii otel kapsna bakarken duyuyordu.

Bu yorucu haftalarn sonunda, kentin bir aa bir yukar dolamak iin sokaklara
dkld tm o erken saatlerde Rieux acma duygusuna kar kendini artk korumasna
gerek kalmadn anlyordu. Acma yararsz olduu zaman ondan bklr. -Ve ar ar
kendi iine kapanan bu yrein duyumsay doktor iin u ezici gnlerin tek
avuntusuydu. Bylece iinin kolaylaacan biliyordu. Bu nedenle bundan keyif
duyuyordu. Annesi, onu sabahn ikisinde karladnda, kendisine olunun ynelttii
bo bakla zntye boulduunda, aslnda Rieux'y rahatlatabilecek tek eyin bu
olmasna da yeriniyordu. Soyutla mcadele edebilmek iin biraz ona benzemek gerekir.
Ama Rambert bunu nasl hissedecekti? Rambert iin soyut, kendi mutluluuna kar olan
her eydi. Ve gerekte, Rieux bir bakmdan gazetecinin hakl olduunu biliyordu. Ancak
bazen soyutluun mutlulua baskn kabileceini ve o zaman yalnzca onu gz nnde
bulundurmak gerektiini de biliyordu. Rambert'in bana gelecek olan da buydu ve
doktor bunu, Rambert'in sonradan kendisine iini amasyla ayrntl olarak renebildi.
Bylece ve yeni bir

85plana gre, bireyin mutluluu ve vebann soyutluu arasnda geen bu uzun dnem
boyunca kentimizin tm yaantsn dolduran u tatsz mcadeleyi srdrebildi.

86

Ancak, bazlarna soyut gibi gelen eyler, bazlarna gre gerekti. Vebann ilk ay,
salgnn nemli lde hzlanmas ve hastalnn banda yal Michel'e yardm etmi
olan czvt papaz Paneloux'nun ateli vaazyla gerekten i karartc bir hal ald. Rahip
Paneloux daha nceden Oran Corafya Dernei'nin bltenine sk sk katkda bulunarak
kendini gstermiti, eski yaztlar gnmze kazandrd almalar onu burada sz
sahibi yapmt. Ancak, bir uzmann evresinde oluabilecek bir kitleden ok daha geni
bir topluluun ilgisini modern bireycilik zerine yapt bir dizi konferansla toplamt.
Modern aa zg inanszlktan da, gemi yzyllarn yobazlndan da uzak, titiz bir
Hristiyanln ateli savunucusu olarak ortaya kmt bu konferanslarda. Bu konuda
dinleyici kitlesinin akln kat gereklerle kartrmamt. n de buradan geliyordu.

Oysa, bu ayn sonuna doru, kentimizin ruhani liderleri kendi bildikleri yntemlerle, bir
haftalk ortak dua ayinleri dzenleyerek, vebayla savamaya karar verdiler. Halkn
inancyla ilgili bu toplantlar vebal aziz olan Saint Roch'a yakardklar grkemli bir
ayinle sona erecekti. Bunu frsat bilerek rahip Paneloux'nun da sz almasn
istemilerdi. On be gndr rahip, kendi tarikatnda kazand zel yeri salayan Saint
Augustin ve Afrika Kilisesiyle ilgili almalarna ara vermek zorunda kalmt.
Cokulu ve tutkulu yapsyla ona verilen grevi kararllkla kabul etmiti. Bu vaaz daha
yaplmadan uzun zaman ncesinden kentte konuulmaya balamt bile ve o dnem
tarihine, kendi zellikleriyle, nemli bir an olarak geti.

87Dua haftasn ok kalabalk bir halk kitlesi izledi. Normal zamanlarda Oran'llarn
zellikle pek inanl olduundan deil. rnein pazar sabahlan deniz banyolar
ayinlerin ciddi bir rakibidir. Birden hidayete erdiklerinden de deil. Ancak, bir yandan
kentin ve limann kapatlmasyla deniz banyolar olanakszlamt; te yandan da,
balarna gelen inanlmaz olaylar henz ilerinde hissetmeseler bile, bireylerin
deimi olduunu kesinlikle bildiklerinden zel bir ruh hali iindeydiler. te
yandan birou, salgnn duracan ve aileleriyle bundan kurtulacaklarn umut
ediyordu. Sonuta, henz hibir konuda bir zorunluluk duymuyorlard. Onlarn gznde
veba, nasl geldiyse bir .gn yle gidecek istenmeyen bir konuk gibiydi. Korkmulard,
ancak umutsuz deillerdi; vebaya kadar srdrdkleri varoluu unutacaklar, vebann
onlarn yaam biimi olarak karlarna kaca o an daha gelmemiti. Sonuta
beklemedeydiler. Baka sorunlara kar olduu gibi, dine kar da veba, kaytszlktan
olduu kadar tutkudan da uzak, 'nesnellik' szcyle tanmlayabileceimiz bir tinsel
nitelik kazandrmt onlara. Dua haftasn izleyenlerin ou, rnein inanmlardan
birinin Doktor Rieux karsnda, "Olsun, bir zarar gelmez naslsa," trnden ettii
szlere katlabilirdi. Tarrou bile not defterine, inlilerin bu gibi durumlarda, veba
tanrs karsnda tef alacaklarn yazdktan sonra, gerekte nlemlerin mi yoksa tefin
mi etkili olduunu bilmenin kesinlikle olanaksz olduunu belirtiyordu. Soruyu kestirip
atmak iin de, bir veba tanrsnn bulunup bulunmadn aratrmak gerektiini ve bu
konudaki bilgisizliimizin akla gelebilecek her tr dnceyi ksrla-trdn
eklemekle yetiniyordu.

Ne olursa olsun, kentimizin katedrali tm hafta boyunca dindarlarla neredeyse doldu. lk


gnlerde, birok kentli ieri girmek yerine ana kapnn nnde uzanan palmiye ve nar
aalaryla dolu bahede kalp sokaklara taan yakarma ve dua selini dinliyordu. Yava
yava, birka kiinin de rnek olmasyla, ayn dinleyiciler ieri girmeye ve

88

topluluktan ykselen ilahilere ekingen sesleriyle katlmaya karar verdiler. Ve pazar


gn, katedral byk bir toplulukla dolup tat. Bir gn ncesinden balayarak, hava
kapamt, bardaktan boanrcasna yamur yayordu. Darda duranlar emsiyelerini
amt. Rahip Paneloux krsye ktnda, katedralin iinde buhur ve slak giysi
kokusu yaylyordu.

Rahip orta boylu, ancak topluydu. Krsnn kenarna yaslanp, iri elleriyle ahab
kavradnda, elik ereveli gzlklerinin altnda beliren iki krmzms lekeyi andran
yanaklaryla youn ve kara bir biim gibi algland. Gl, cokulu, insan uzaklara
tayan bir sesi vard; dinleyenleri ateli ve eki gibi bir tmceyle, "Kardelerim,
felaketin iindesiniz, kardelerim bunu hak ettiniz," diyerek sarstnda dinleyici
topluluundan kilise avlusuna kadar taan bir dalgalanma oldu.

Mantksal adan, bunu izleyen blm, bu etkileyici giri sylemine uymuyor gibiydi.
Yurttalarmz ancak sylevin devamnda rahibin, sz ustal sayesinde, tm vaaznn
anafikrini yumruk gibi, bir kerede sunduunu kavrad. Paneloux bu tmcenin hemen
ardndan, Msr'daki vebayla ilgili, ncil'in G blmne gnderme yaparak yle
dedi: "Tarihte bu felaketin ilk kez ortaya k, Tanr dmanlarnn cezalandrlmas
nedeniyledir. Firavun sonsuz tasarlara kar kyordu ve veba ona diz ktrd. Tm
tarihin bandan bu yana, Tanrnn bu felaketi kibirlileri ve krleri dize getirmitir. Bunu
iyice dnn ve diz kn."

Darda yamur iddetleniyordu ve katksz bir sessizliin tam ortasnda sylenen,


saanan da sesiyle daha derin bir anlam kazanan DU son tmce yle bir tnyla nlad
ki, birka dinleyici, bir saniyelik bir duraksamann ardndan, oturduklar yerden dua
taburesine doru kendilerini kayarcasna braktlar. tekiler bu rnei izlemek gerekir
diye dndler, yle ki birka sandalye trts dnda hibir ses kmadan tm
dinleyici topluluu ok ge-

89meden diz kt. O zaman Paneloux dikleti, derin bir soluk ald ve giderek
ciddileen bir tonlamayla devam etti: "Eer bugn, veba sizi ilgilendiriyorsa, bunun
nedeni dnme zamannn gelmi olmasdr. Drst insanlarn bundan korkmasna
gerek yok, ancak ktler titremekte hakl. Evrenin usuz bucaksz ambarnda, kar
klmas olanaksz bu felaket, saman tohumdan ayrncaya kadar insanlk budayn
dvp duracak. Saman tohumdan ok; kurtulanlardan ok aramzdan ayrlanlar olacak
ve bu felaketi Tanr istemedi. Uzun zamandr, dnya ktlkle uzlat, uzun zamandr
Tanrnn balayclna gvendi. Biraz pimanlk yetiyordu, her eye izin vard. Ve
pimanlk konusunda herkes kendini gl hissediyordu. Zaman gelince naslsa
pimanlk duyulacakt. O zamana kadar, en kolay kendini skntya sokmamakt, gerisini
Tanrnn ba-laycl hallederdi naslsa. Ama ite, bu byle sremeyecekti. Uzun
sredir bu kent halkna acyan bakn evirmi olan Tanr beklemekten bkarak, sonsuz
umudunun boa kmasyla d krklna urayarak, bakn baka yana evirdi. te
imdi, Tanrnn ndan yoksun bir halde vebann cehenneminde uzun sre kalacaz!"

Salonda sabrsz bir at gibi birisi hrltl bir ses kard. Ksa bir aradan sonra rahip
daha alak bir tonla szn srdrd: "'Altns Efsane''de Lombardiya'da, Kral Hum-
bert zamannda, vebann talya'y altst etmesi anlatlr; veba yle iddetliymi ki, ok
az sayda hayatta kalanlar lleri topraa vermekte yetersiz kalyorlarm ve bu veba
zellikle Roma ve Pavia'y krp geiriyormu. Ve bir iyilik melei ortaya km, av
mzra tayan ktlk meleine emirler veriyor, evlerin kapsn almasn buyuru-
yormu; kap ka kez alnrsa, o evden o kadar l kyormu."

Szn burasnda Paneloux, sanki yamurun etkisiyle kprdayan perdenin gerisinde bir
ey gstermek istiyor-muasna, ksa kollarn kilise giriine doru uzatt:
"Kardelerim," dedi gl bir sesle, "bugn sokaklarmzda

90

meydana gelen ayn lmcl av. Grn onu, u veba meleini, Lucifer gibi gzel ve
ktln kendisi gibi parlak; atlarnzn tepesinde dikilmi, sa eli bann
seviyesinde mzra tutuyor, sol eli evlerinizden birini gsteriyor. Belki u anda
parma sizin kapnza yneliyor, mzrak ahabn zerinde tnlyor ve ayn anda veba
evinize giriyor, odanza gidip oturuyor ve dnmenizi bekliyor. Orada, sabrl ve
dikkatli, sanki dnyann kendi dzeni gibi kendinden emin. Yeryznn hibir gc,
hatta unu iyi bilin, insanln ie yaramaz bilimi bile onun size uzatt o elden
kurtulmanz salayamaz. Ve acnn kanl meydannda dvldkten sonra, samanla
birlikte siz de atlp gideceksiniz."

Burada rahip felaketin dokunakl imgesini daha da geni ele ald. Kentin zerinde frl
frl dnmekte olan, kime rast gelirse arpp yeniden kanlar iinde ykselen, insanlk
acsn ve kan 'gerein ekinini oluturacak tohumlar' olarak savuran byk odun
parasn anlatt.

Uzun konuma sresinin sonunda Rahip Paneloux durdu; alnna dm salar,


ellerinden krsye doru akan bir titremeyle gerilmi bedeniyle, daha ksk ancak
sulayc bir tonla sz srdrd: "Evet, dnme zaman geldi. Gnn arlklarndan
kurtulmak iin pazar gnleri Tanry ziyaret etmek yeterli sandnz. Diz kp birka
yakarma bu canice kaytszln bedelini rahata der," diye dndnz. Ancak Tanr
tutku sever. Bu uzak ilikiler onun ateli efkatine yetmez. Sizi daha uzun sre grmek
ister, onun sizi sevme tarz byledir ve gerei sylemek gerekirse, onun tek sevme
biimi budur. te bu yzden, sizin ziyaretinizi beklemekten sklp insanlarn bir tarihi
olduundan beri, felaketin tm gnah kentlerini gezdii gibi, sizi de ziyaret etmesine gz
yumdu. imdi gnah nedir biliyorsunuz, tpk Kabil'le oullarnn, tufan ncesi
insanlarn, Sodom ve Gomor'lularm, Firavun ve Eyp'n ve tm lanetlenmilerin bildii
gibi. Ve tm bu insanlarn yapt gibi, kentin sizi ve felaketi duvarlaryla

91evirdii gnden beri insanlara ve nesnelere yeni bir bak yneltiyorsunuz. Sonunda
artk biliyorsunuz ki, her eyin zne inmek gerekli."
O anda kilise rutubetli bir rzgrla doldu ve mumlarn alevi trdayarak yana doru
yatt. Youn bir balmumu kokusu, ksrkler ve bir haprk, ok beenilen bir incelikle
konusuna dnen Rahip Paneloux'nun bulunduu yere doru ykseldi. Sakin bir sesle
szn srdrd: "Aranzdan birounuz, nereye varmak istediimi merak ediyorsunuz,
bunu biliyorum. Sizi geree yneltmek ve tm sylediklerime karn, size neelenmeyi
retmek istiyorum. Artk tlerin ya da kardee uzatlm bir elin yardmyla iyilie
ynelme zaman deil. Bugn gerek bir buyruk oldu. Ve kurtuluun yolunu size gsteren
ve sizi ona iten krmz bir mzraktr. Kardelerim, her eyin iine iyiyi ve kty,
fkeyi ve acmay, vebay ve kurtuluu katan Tanrsal balayclk ite burada kendini
gsteriyor. Sizi yaralayan, sizi ycelten ve size yol gsteren ite bu felaketin kendisidir.
ok uzun zaman nce, Habeistanl Hristiyanlar vebay, sonsuzlua ulamak iin
Tanrsal kaynakl, etkili bir yol olarak gryorlard. Buna yakalanmam olanlar
kesinlikle lmek iin vebal rtlere sarnyorlard. Kukusuz kurtulua ulamak iin
byle lgnca bir yolu neremeyiz. Kibire ok yakn, gereksiz bir sabrszlktr bu.
Tanrdan daha aceleci olmamak gerekir ve onun kurduu deimez dzeni
hzlandrdn ileri sren her ey sapknla yol aar. Ama en azndan, byle bir
rnekten alnacak ders vardr. Yalnzca daha bilinli ruhlarn, her acnn derininde
yatmakta olan sonsuzluun grkemli n grmesini salar. Bu k kurtulua giden
alacakaranlk yollar aydnlatr. Eksiksiz biimde kty iyiye dntren Tanrsal
iradeyi aklar. Bugn bile, bu lme, acya ve uultuya doru gidiin iinden bizi esas
sessiz-e ve her yaamn ilkesine doru yneltiyor. te kardelerim, buradan ikence
eden szlerle deil, huzur

veren

92

szlerle kmanz iin, size sunmak istediim sonsuz teselli

ite bu."

Paneloux'nun szlerini bitirdii anlalyordu. Darda yamur dinmiti. Islak ve


gneli bir gkten meydana daha taze bir k yansyordu. Sokaktan seslerin, kayarcas-
na giden arabalarn grlts, uyanmakta olan bir kentin sesi ykseliyordu. Sessiz bir
tela iinde dinleyiciler dalgn dalgn eyalarn tepiliyorlard. Ancak o srada rahip
yeniden sze balad ve vebann Tanrsal kaynan ve bu felaketin ceza niteliini
gsterdikten sonra, bylesine trajik bir konuyla ilgili olarak sanatl szlerin gereksiz
olacandan konumasn bitirdiini syledi. Her eyin herkes iin ak seik olduunu
dnyordu. Yalnzca, Marsilya ve-basyla ilgili olarak vakanvis Mathieu Marais
yardmsz ve umutsuz, cehennemin dibinde yaamaktan yaknmt. Hay Allah! Mathieu
Marais krm! Tersine, Rahip Pane-loux herkese ak olan Tanrnn yardmn ve
Hristiyanlk umudunu hi bugn olduu gibi youn hissetmemiti. Yine de, u gnlerin
korkunluuna ve can ekienlerin haykrlarna karn, yurttalarmz Hristiyanla
yakan, sevgi dolu' bir biimde Tanrya sesleneceklerini umut ediyordu. Gerisim Tanr
hallederdi.

93Bu vaazn kentliler zerinde bir etkisi oldu mu, bunu sylemek g. Sorgu yargc
Msy Othon, Doktor Rieux'ye Rahip Paneloux'nun sunuunu 'kesinlikle r-tlemez'
bulduunu aklamt. Ancak herkesin byle kesin bir dncesi yoktu. Rahip yalnzca
baz insanlar, o zamana kadar belirsiz bir dnceden ileri gitmeyen, bilinmedik bir
sutan dolay akla gelmeyecek bir hapis cezasna arptrldklar konusunda daha
duyarl klmt, o kadar. Ve kimileri sradan yaantlarn srdrp drt duvar arasnda
yaamaya alrken kimileri de bu andan balayarak, tersine, bu hapishaneden
kamaktan baka bir ey dnmez oldu.

nsanlar nce d dnyadan kopuk yaamay kabul etmilerdi, tpk yalnzca baz
alkanlklarndan vazgemek zorunda kalacaklar geici herhangi bir sknty
kabullenir gibi. Ancak, bir tr ikencenin anszn bilincine vararak, kzmaya balayan
yaz gnn altnda, bu hapis duygusunun tm yaamlarn tehdit ettiini hayal meyal
hissediyorlard ve akam olduunda, serinlikle gelen enerji onlar bazen umutsuz
edimlere itiyordu.

Her eyden nce, bir rastlant sonucu olsun ya da olmasn, o pazar gnnden sonra,
kentlilerin iinde bulunduklar durumun gerekten bilincine vardklar konusunda kuku
uyandracak denli genel ve derin bir korku yayld. Bu adan bakldnda, kentimizde
yaadmz hava biraz deiti. Ancak, gerekte, bu deiiklik havada myd yoksa
yreklerde miydi, ite sorun buydu.

Vaazdan birka gn sonra, Grand'la bu olay yorumlayan Rieux, kent dndaki


mahallelere ynelirken, yr-

94

meye almadan durup yerinde sallanan bir adam nlerine kverdi. O srada, her
geen gn daha ge saatte yaklan kentimizin sokak lambalar birden parldad.
Gezmenlerin arkasnda kalan yksek lamba, gzleri kapal, sessizce glmekte olan
adam anszn aydnlatt. Sessiz bir kahkahayla gerilmi beyazms suratndan iri iri
damlalar halinde ter akyordu. Geip gittiler.

Delinin teki, dedi Grand.

Onu oradan uzaklatrmak iin kolundan tutan Reux memurun sinirden titrediini fark
etti.

Yaknda evrede deliden baka kimse kalmayacak, dedi Rieux.

Yorgunluun da etkisiyle, boaznn kuruduunu his-

setti.

Bireyler ielim.

Girdikleri kafe-barn zerindeki tek lambayla aydnlanyordu, krmzms ve ar bir


havada, insanlar belli bir nedeni olmakszn alak sesle konuuyordu. Barda, Grand
Rieux'y artarak alkoll bir ey istedi, bir dikite bitirdi ve ok sert olduunu
belirtti. Sonra kmak istedi. Darda Rieux'ye gece inlemelerle dolu gibi geldi. Kara
gn bir yerlerinde, sokak lambalarnn yukarsnda ksk bir fslt ona durup
usanmadan scak havay yourmakta olan o gzle grnmez felaketi anmsatt.

yi ki, iyi ki, diyordu Grand. Rieux ona ne demek istediini sordu.

yi ki, diyordu beriki, benim almam var.

Evet, dedi Rieux, bu bir avantaj.

Ve fsltya kulaklarn tkamaya niyetli, Grand'a bu iten memnun olup olmadn


sordu.

Eh ite, doru yolda olduumu sanyorum.

Bu alma daha uzun srecek mi?

Grand canlanr gibi oldu, alkoln scakl sesine yansd.

Bilmiyorum. Ama sorun bu deil doktor, sorun bu deil, hayr!

95Karanln iinde Rieux onun kollarn hareket ettirdiini tahmin ediyordu. Bir ey
demeye hazrlanyordu ve ite o ey birden sze dkld:

- Doktor, benim istediim, yaznn yayncnn eline getii gn, yazy okuduktan sonra
adamn yerinden kalkp birlikte alt arkadalarna, "Baylar buna apka karlr,"
demesi.

Bu beklenmedik aklama Rieux'y artt. Onun elini bana gtrdn ve kolunu


yanlamasna uzattn fark edince apkasn kardn sand. Yukarda, o tuhaf fslt
giderek gleniyor gibiydi.

Evet, diyordu Grand, mkemmel olmas gerek. Edebiyat yntemleriyle pek ili dl
olmasa da, Rieux

ilerin o kadar basit olmad, rnein yaynclarn brolarnda apkasz olmalar


gerektii duygusuna kaplyordu. Ama yine de belli olmazd ve Rieux susmay yeledi.
Vebann gizemli fsltlarna istemeden kulak kabartyordu. Grand'n mahallesine
yaklayorlard, buras biraz yksekte olduundan hafif bir meltem ikisini de
serinletiyor ve ayn zamanda kenti tm seslerden arndryordu. Grand bu arada
konumasn srdryor ve Reux adamcazn her dediini tam anlayamyordu. Rieux
sz konusu yaptn imdiden ok sayfa tuttuunu, ancak yazarnn onu mkemmel hale
getirmek iin gsterdii abann ok strapl olduunu anlad yalnzca. "Tek bir szck
zerinde geceler, haftalar geiyor... hatta basit bir bala iin bile." Szn burasnda
Grand durdu ve doktoru paltosunun bir dmesinden tuttu. arpk azndan szckler
zar zor kyordu.

- unu iyi anlayn, doktor. Ama ile Ve arasnda gerektiinde kolayca bir seim
yapabilirsiniz. VE ile SONRA arasnda bir seim yapmak daha zordur. Sonra ile
Ardndan-a. gelince i daha gleir. Ancak kesin olarak, en g olan, Ve'yi kullanmak
gerekip gerekmediine karar vermektir.

Evet, dedi Rieux, anlyorum.

96

Yeniden yola koyuldu. teki akn gibiydi, yeniden ona yetiti.

- zr dilerim, diye kekeledi. Bu akam neyim var

bilmiyorum!

Rieux hafife omzuna vurdu; ona yardm etmek istediini ve yksnn kendisini ok
ilgilendirdiini syledi. Grand biraz rahatlam gibi oldu; evin nne geldiklerinde bir
an duraksadktan sonra doktoru yukar davet etti. Rie-ux kabul etti.

Yemek odasnda Grand onu, zerinde minicik yazlarla dzeltmeler yaplm ktlarla
dolu bir masann nne oturmaya davet etti.

Evet, ite bu, dedi Grand gzleriyle sorular soran doktora. Ama bir ey imek ister
miydiniz? Biraz arabm

var.

Rieux istemedi. Ktlara bakyordu.

Bakmayn, dedi Grand. Bu benim ilk tmcem. Beni uratryor, ok uratryor.

O da tm bu ktlara bakyordu ve eli kar konulmaz bir biimde aralarndan birine


uzand, plak ampule doru saydamlam kd kaldrd. Kt elinde titriyordu.
Rieux memurun 'alnnn terden slanm olduunu fark

etti.

Oturun, dedi, okuyun onu bana.

Beriki ona bakt ve bir tr minnet duygusuyla glmsedi.

Evet, dedi, sanrm bunu istiyorum.

Gzleri hl kdn zerinde, biraz bekledi, sonra oturdu. Rieux o srada felaketin
fsltsna karlk veriyormu gibi kulaa gelen kentteki karmak uultuyu da
dinliyordu. Tam o anda, ayaklarnn altnda uzayp giden u kenti, oluturduu kapal
evreni ve gecenin iinde boduu korkun haykrlar keskin bir biimde alglyordu.
Grand'n sesi usulca ykseldi: "Gzel bir mays sabah, zarif bir amazon, al renkli
muhteem bir ksran zerinde Boulogne Ormannn iek am yollarndan
geiyordu."

Veba

97/7Yeniden sessizlik oldu ve sessizlikle birlikte ac eken kentin zor duyulan uultusu.
Grand kd brakmt ve ona bakmay srdryordu. Bir srenin sonunda, gzlerini
kaldrd:

- Ne dnyorsunuz?

Rieux byle bir balangcn, yknn devamn renmesi iin merak uyandrdn
syledi. Ancak teki, heyecanla bu bak asnn doru olmadn syledi. Elinin
iiyle ktlarna vurdu.

- Bu benim istediime yalnzca yaklayor. Dlerim-deki grnty eksiksiz biimde


oluturabildiimde, benim tmcem bu trs trs yaplan gezintinin ritmini yakaladnda,
bir-iki-, bir-ki-, o zaman gerisi daha kolay olacak ve bu d yle gl olacak ki
daha kitabn banda 'apka karlr!' sz sylenebilecek.

Ama bunun iin daha yapacak ii vard. Bu tmceyi o haliyle bir yaynevine vermeye
asla raz olmayacakt. nk, bu tmce bazen onu memnun etse de, onun henz tam
olarak gerekle rtmediini ve belli bir lde, uzaktan uzaa onu kalplam
tmcelere benzeten, kolayc bir nitelii olduunu fark ediyordu. Pencerenin aasnda
insanlarn koutuunu duyduklarnda, Grand en azndan bu anlamda bireyler
sylyordu. Rieux ayaa kalkt.

Ne yapacam greceksiniz, diyordu Grand ve pencereye dnerek ekledi: "Tm


bunlar son bulduunda."

Ancak aceleci ayak sesleri yeniden duyulmaya balyordu. Rieux aa inmeye


balamt bile ve sokaa vardnda nnden iki adam geti. Grne baklrsa, kent
kaplarna doru gidiyorlard. Gerekten de, yurttalarmzdan bazlar scan ve
vebann etkisiyle akllarn yitirerek ii iddete vardrm ve kentin dna kamak iin
bentlerdeki nbetileri kandrmaya kalkmt.

98

Rambert gibi, bazlar da, gn na kmakta olan bu panik havasndan kurtulmak


istiyorlard; ancak onlar, baarl bir sona ulamasalar bile, daha byk bir inat ve
beceriyle bu ie giriiyorlard. Rambert nce yasal giriimleri srdrmt. Dediine
gre, inadn sonunda her eyin stesinden geleceine hep inanmt ve bir bakma iini
bilir olmak onun mesleiydi. Bylece ok sayda memur ve genelde gc tartlmayan
birok insan ziyaret etmiti. Ancak bu konuda gleri onlarn iine yaramyordu. Bunlar
ounlukla, banka, ya da dsatm, ya da narenciye ya da arap ticareti ile ilgili her
konuda kesin dnceleri ve st dzey bilgileri olan; kap gibi diplomalarn ve iyi
niyetlerini de unutmadan, hukuk ya da sigorta ilerinde tartlmaz bilgisi olan
insanlard. Hatta, hepsinde en arpc olan ey, iyi niyettk Ancak veba konusunda,
bilgileri neredeyse bir hiti.

Yine de, olabildiince hepsinin karsnda Rambert kendi davasn savunmutu.


Savunmasnn temelinde hep bu kentin yabancs olduu dncesi ve bylece
durumunun yeniden incelenmesi gerei yatyordu. Genelde, gazetecinin konutuu kiiler
bu noktada anlay gsteriyorlard. Ancak belli sayda baka kiilerin de ayn durumda
bulunduunu ve bunun sonucu olarak, durumunun sand kadar zel olmadn ona
belirtiyorlard. Bunun zerine Rambert, bunun kendi kantlad grn zn
deitirmeyeceini syleyerek karlk veriyordu; bu kez de ona tiksinen bir ifadeyle,
rnek oluturur gerekesiyle her tr gz yummann ynetime glk karacan
sylyorlard. Rambert'in Doktor Rieux'ye nerdii snflandrmada bu tr mantk
yrtenler biimciler snfn oluturuyor-

99du. Onlarn yannda, gzel konuanlar bulunuyordu; istek sahibini bunlarn hibirinin
kalc olamayacana inandryorlar ve kendilerinden bir karar vermeleri istendiinde
bol miktarda iyi t verip, yalnzca anlk bir skntnn sz konusu olduuna karar
vererek Rambert'i avutuyorlard. Bir de nemliler vard, ziyaret sahibinden durumunu
zetleyen bir not yazp brakmasn rica ediyorlar ve bu durumla ilgili bir karara
varacaklarn bildiriyorlard; gereksizler, ona kalacak yer belgesi ya da ucuz pansiyon
adresleri neriyorlard; yntemliler, fi doldurtuyor ve ardndan snflandryordu;
bkknlar, kollarm havaya kaldryordu; tedirginler, gzlerini eviriyorlard; son olarak
da gelenekiler vard; onlar en ok saydaydlar, Rambert'e baka bir broyu ya da
yaplacak yeni bir giriimi gsteriyorlard.

Bylece gazeteci kap kap dolamaktan bitip tkenmiti ve vergiden muhaf hazine
bonosu almaya ya da smrge ordusuna katlmaya aran ilanlarn nnde, deri taklidi
bir srann zerinde otura otura, telli dosyalar ve dosya raflar kadar kendini aa
vuran suratlarn bulunduu brolara gire ka, bir belediyenin ya da bir valiliin tam
olarak ne olduu konusunda kesin bir fikir edinmiti. in olumlu yan, Rambert'in de
Rieux'ye biraz acyla belirttii gibi, tm bunlar onun gerek durumu grmesini
engelliyordu. Gerek yaamda vebann kaydettii ilerleme ondan uzakt. stelik
gnlerin daha abuk getiini de gz ard etmemek gerekirdi ve tm kentin iinde
bulunduu durumda, geen her gnn, lmemesi kouluyla her insan baarmak zere
giritii ilerin sonuna yaklatrd da sylenebilirdi. Rieux bu noktann doruluunu
kabul etmek zorunda kald, ancak bununla birlikte biraz fazla genel bir durumun sz
konusu olduunu da ekledi.

Bir ara Rambert bir umuda kapld. Valilikten ona eksiksiz yantlanmas istenen bo bir
bilgi dosyas geldi. Belgede kimlii, aile durumu, eski ve imdiki maddi kaynaklar ve
zgemiiyle ilgili bilgiler soruluyordu. Ram-

100

bert oturduklar memlekete geri gnderilebilecek kiilerin durumunu saptamak zere


hazrlanm bir soruturmann sz konusu olduu izlenimine kapld. Bir brodan
edindii belirsiz baz bilgiler de bu izlenimini dorulad. Ancak, birka giriimden
sonra ona dosyay gnderen broyu bulabildi ve bu bilgilerin 'gereken durumlar' iin
toplanm olduunu rendi.

Ne durumu iin? diye sordu Rambert.


Bunun zerine, vebaya yakalanr ve lrse bir yandan ailesine haber vermek iin, te
yandan da hastane masraflarnn belediye btesinden mi karlanaca, yoksa
akrabalarn deme yapmasn m beklemek gerekecei konusunda bir karara varmak iin
olduunu ona anlattlar. Tabii ki bu onu bekleyen kadndan tam anlamyla ayr
dmediini kantlyordu, nk toplum vard onlarla ilgilenecek. Ama bu da bir avuntu
deildi. Daha da ilgin olan, Rambert de bunu sonunda fark etti; bir felaketin en youn
annda bir bronun grevini srdrmesi ve normal zamanlarda balatlmas uygun
giriimleri, ounlukla da yetkililerin haberi olmakszn, salt grev gerei gerekleti-
reblmesiydi.

Bunu izleyen dnem Rambert iin hem en kolay, hem de en g dnem oldu. Bir
geveklik dnemiydi bu. Tm brolar ziyaret etmi, tm giriimlerde bulunmutu, o
yndeki tm yollar imdilik tkalyd. O da o kafe senin bu kafe benim gezip duruyordu.
Sabah bir kafenin terasnda, lk bir bira bardann karsnda oturuyor, hastaln son
bulacana ilikin bir belirti bulma umuduyla gazetesini okuyor, sokaktan geenlerin
yzlerine bakyor, onlarn hznl ifadelerinden tiksinerek ba eviriyordu;
karsndaki dkkn levhalarn, artk bulunmayan nl aperitif reklamlarn yznc
kez okuyor, kalkyor ve kentin sar sokaklarnda amaszca dolayordu. Tek bana
yapt gezintilerden kafelere, kafelerden lokantalara bylece akam ediyordu. Rieux
ona bir gece, ieri girip girmemekte du-raksad bir lokantann kapsnda rastlamt.
Sonra gaze-

101

Lteci karar verir gibi oldu ve salonun dibinde bir yere gidip oturdu. Yukardan gelen bir
emirle, kalelerin klarnn olabildiince ge yakld u saatlerdeydi. Alacakaranlk,
gri bir su gibi salonu dolduruyor, gn gnbatmna zg kzll camlarda yansyor ve
masalarn mermerleri, kmeye balayan karanln iinde clz bir parltyla
ldyordu. Bo salonun ortasnda Rambert yitik bir glgeyi andryordu ve Rieux bu
nn onun artk kendini brakt saat olduunu hissetti. Ama bu ayn zamanda da bu
kentin tm tutuklularnn bu duyguya kapldklar and ve kurtulmalar iin bireyler
yapmalar gerekiyordu. Rieux dnp gitmiti.

Rambert garda da byle uzun sre kalyordu. Peronlara giri yasaklanmt. Ancak
dardan gelenler iin bekleme salonlar akt; arada srada dilenciler, glge ve serin
oluundan tr buralarda kalyorlard. Rambert buraya gelip eski tarifeleri, tkrmeyi
yasaklayan afileri ve trenlere ilikin gvenlik ynetmeliini okuyordu. Sonra bir
keye oturuyordu. Salon karanlkt. Eski bir dkm soba aylardan beri soumutu.
Duvarda baz afiler Bandol'de ya da Cannes'da mutlu ve zgr bir yaam
savunuyordu. Rambert ite o zaman, yoksunluun temelinde yatan o korkun zgrlk
trnden bireylere yaklayordu. O zaman onun iin en katlanlmaz grntler, Paris
grntleriydi, en azndan Rieux'ye byle diyordu. Eski talar ve sulardan olumu bir
manzara, Palais Royal'n gvercinleri, Gare du Nord, Pantheon'un ssz mahalleleri ve
bir zamanlar sevmi olduunu bilmedii bir kentin baka grntleri o zaman
Rambert'in yakasna yapyor ve elini kolunu balyordu. Rieux bu grntleri onun
aknn imgelerine balyordu yalnzca. Ve Rambert sabahn drdnde kalkmaktan ve
yaad kenti dnmekten holandn sylediinde, doktor kendi deneyimine
dayanarak onun aslnda geride brakt kadn dnmekten holandn hi glk
ekmeden anlamt. Gerekten de, o kadn avucunda hissettii saatti bu. Sabahn
drdnde genel-

102

likle hibir ey yaplmaz ve uyunur; gece, bir ihanet gecesi olmu olsa bile. Evet, o
saatte uyunur ve bu huzur vericidir, nk endieli bir yrein en byk arzusu, sevdii
kiiye sonsuza dek sahip olmak ya da ayrlk zaman gelip attnda, bu varln ancak
buluma gn gelince son bulacak dsz bir uykuya dalmasn salayabilmektir.

103Vaazdan ksa bir sre sonra scaklar balad. Haziran aynn sonuna gelinmiti.
Vaazn verildii pazar gn yaan ve bu mevsim iin gecikmi diyebileceimiz
yamurlarn hemen ertesinde yaz, gkyznde ve evlerin tepesinde bir anda
bastrverdi. nce yakc, byk bir rzgr patlad; ardndan iki gn boyunca esti ve
duvarlar kuruttu. Gne gkyznde mhland. Ard arkas kesilmeyen dalgalar halinde
scak ve k gn boyu kenti kaplad durdu. Kemerli yollarn ve apartmanlarn dnda,
kr edici yansmann demedii yer kalmamt sanki kentte. Kentin her kesinde gne
yurttalarn yakasna yapyordu ve durduklar zaman da onlar arpyordu. Haftada
yaklak yedi yze ulam, ok gibi frlayan kurban says bu ilk scaklarla aknca,
kente bir tr ykm havas egemen oldu. Kenar mahallelerde, dzayak sokaklarda ve
terasl evlerde canllk azald ve insanlarn hep kap eiinde yaad u mahallede tm
kaplar kapanm, tm kepenkler rtlmt; vebadan m, yoksa gneten m korunmak
istediklerini kendileri de bilemiyordu. Bununla birlikte, baz evlerden inlemeler
ykseliyordu. nceleri byle bir ey olduunda, sokakta durup kulak kabartan
merakllara rastlanrd sklkla. Ancak, bu uzun uyar iaretlerinden sonra, herkesin
yrei sanki sertlemi gibiydi ve sanki bu ilenmeler insanlarn doal diliymi gibi,
herkes bunlar duya duya yryor ya da yaayp gidiyordu.

Kent kaplarnda kopan ve jandarmalarn silaha bavurmak zorunda kaldklar kavgalar


sessiz bir tepki yaratt. Kukusuz yarallar vard, ama her eyin scak ve korkunun
etkisiyle abartld kentte llerden sz ediliyordu. Gerekten de, durum ne olursa
olsun, honutsuzlu
un

104

durmadan artt, yneticilerin en kt durumdan korktuklar ve felaket altndaki halkn


isyana kaplmas durumunda alnacak nlemleri ciddi ciddi dndkleri bir gerekti.
Gazeteler sokaa kma yasan yineleyen ve kar gelenleri hapis cezasyla tehdit eden
kararnameler yaynlyordu. Devriyeler kentte kol geziyordu. ou kez, ar scan
bastrd ssz sokaklarda, ilkin kaldrmlarda nlayan nal sesiyle kendini duyuran atl
nbetilerin sra sra kapal pencerelerin altnda ilerledikleri grlyordu. Yeni bir
emir uyarnca, bit tamas olas kpek ve kedileri vurmakla grevlendirilmi zel
ekiplerin silah sesleri arada srada duyuluyordu. Bu kuru sesler kentteki tehlike havasn
deitiriyordu.

Scan ve sessizliin iinde ve yurttalarmzn rkm yreklerinde, her ey zaten


daha byk bir nem kazanyordu. Mevsim deiimlerini gsteren gn renkleri ve
topran kokularna ilk kez olarak herkes duyarlyd. Herkes korku iinde, scan
salgnn yaylmasna yardm edeceini dnyordu, ayn zamanda da herkes yaz
mevsiminin iyice yerletiini gryordu. Akam gnde keisaan kularnn l
kentin zerinde giderek daha clz-layordu. lkemizin ufuklarn genileten o haziran
gn-batmlarna artk ulaamyordu. Pazardaki iekler artk krpe krpe deil alm
halde geliyordu, sabah mezatn-dan sonra tayapraklar tozlu kaldrmlar kaplyordu.
lkbaharn artk sona erdii, drt bir yanda birbiri ardna alan binlerce iekle salp
gittii; imdi veba ve scan altnda durulup ezilecei aka grlyordu. Tm
yurttalarmzn gznde u yaz g, toz ve skntnn etkisiyle soluklam u sokaklar,
her geen gn kentte arln duyuran yzlerce lyle ayn tehdit anlamn tayordu.
Tkenmeyen gne, uyku ve tatil tadndaki u saatler, artk eskisi gibi elenceye davet
etmiyordu. Tersine, kapal ve sessiz kentte artk bir anlam tamaz olmutu. Esenlikli
mevsimlerdeki bakrms ltlarn yitirmiti. Veba gnei tm renkleri soldurmutu ve
tm keyfi karyordu.

105Hastaln byk devrimlerinden biri de buydu. Normal zamanlarda tm kentliler


yaz mevsimini neeyle karlard. Kent denize koar, genlik kumsallara dklrd. Bu
yaz, tersine, hemen yakndaki deniz yasakt ve bedenin denizin tattraca zevklere artk
hakk yoktu. Bu koullarda ne yapmal? O zamanki yaantmzn en doru grntsn
bize yine Tarrou veriyor. Vebann genelde kaydettii ilerlemeyi izliyordu kukusuz,
radyo haftada yzlerce l deil de, gnde doksan iki, yz yedi, yz yirmi ly
bildirmeye baladnda, Tarrou salgnn bir dnm noktasna gelindiini not ediyordu.
'Gazeteler ve yetkililer vebaya kurnazlk etmeye alyorlar. Yz otuz birin, dokuz yz
ondan daha az ufak say olmasyla vebann puann dreceklerini sanyorlar.' Salgnn
dokunakl ve arpc grnmlerini de anyordu; rnein, kepenkleri kapatlm, ssz
bir mahallede anszn bir pencereyi ap odann koyu karanl zerine kepenkleri
yeniden kapatmadan nce iki kez haykran u kadn gibi. Ama bunlardan baka,
eczanelerde naneli pastillerin tkendiini, nk birok insann olas bir bulama
tehlikesine kar kendini korumak iin bunlar inediini de yazyordu.

Gzdesi olmu kiileri de gzlemlemeyi srdryordu. Kedili yal adamcazn da bu


trajedinin iinde yaadn reniyorduk. Gerekten de, bir sabah silah sesleri
duyulmutu; Tarrou'nun yazdna gre, tkrk gibi gelen birka kurun, kedilerin
ounu ldrm, tekileri de korkudan karmt. Ayn gn yal adam her zamanki
saatte balkonuna km, bir tuhaflk sezmi, eilip sokan iki ucuna bakm, aresiz
beklemeye balamt. Elleriyle balkonun parmaklklarna hafif hafif vuruyordu. Biraz
daha beklemi, biraz kt ufalam ve ieri girmiti, sonra yeniden dar km ve
belli bir sre sonunda, balkon kapsn fkeyle kapatarak kaybolmutu. Sonraki gnlerde
ayn sahne yinelenmiti, ancak yal adamn yz hatlarnda giderek belirginleen bir
hzn ve karmaa okunabiliyordu. Bir haftann sonunda, Tarrou gndelik balkon ziyare-

106

tini bouna bekledi, pencereler anlalmaz bir hznn zerine smsk kapal kald.
'Veba srasnda kedilere tkrmek yasaktr', not defterlerinde varlan sonu buydu.

te yandan, Tarrou akamlar odasna dnerken holde bir aa bir yukar dolaan gece
nbetisinin ask suratyla karlaacandan emindi. Bu adam her nne gelene bu
olanlar nceden bildiini yineleyip duruyordu. Adamn uursuzluu nceden haber
verdiim kabullenmekle birlikte, bunun deprem olacan sylediim anmsatan
Tarrou'ya yal adam yle karlk veriyordu: "Ah, keke bir deprem olsayd! Tam bir
sarsnt... ve bu i biterdi. ller, diriler saylr ve oyun biterdi. Ama u domuz
hastalk! Hastala yakalanmam olanlar bile onu ilerinde tayorlar."

Otel mdr de az skntda deildi. Balangta, ayrlmalar engellenen yolcular kentin


kapatlmasyla otelde kalmlard. Ama yava yava, salgnn uzamasyla birou
dostlarnda kalmay yelemiti. Ve kente artk yeni yolcu gelmediinden, odalarn
dolmasn salayan ayn nedenler, imdi onlarn: bo kalmasn salyordu. Tarrou
burann ender kiraclarndan biri olarak kalmt ve mdr her frsatta ona u son
mterilerini memnun etme istei olmasa uzun zaman nce buray kapatm olacan
belirtiyordu. Sk sk Tarrou'ya salgnn yaklak ne kadar srecei konusunda fikrini
soruyordu: "Bu tr hastalklarn soua gelmedii sylenir," diyordu Tarrou. Mdr
afallyordu: "Ama baym, burada hi gerek souklar olmaz ki. Her halkrda bu i
aylarca srecek gibi." Zaten yolcularn daha uzun bir sre kente uramayacaklar
kesindi. u veba
turizmin ykmyd.

Ksa bir sre ortadan kaybolduktan sonra Msy Othon, u bayku adam, lokantada
yemden ortaya kt, ancak bu kez peinde yalnzca iki sirk kpei vard. Bilgilere gre,
kars kendi annesine bakm ve onu topraa vermiti, u srada da kendisi karantina
altndayd.

107 Bundan holanmyorum, dedi mdr Tarrou'ya. Karantina olsun ya da olmasn,


kadnn durumu kukulu, dolaysyla onlarn da.

Tarrou ona, bu adan baknca, herkesin durumunun kukulu olduunu sylyordu. Ama
teki diretiyordu ve bu konuyla ilgili kesin grleri vard:

Hayr baym, ne sizin ne de benim durumum kukulu deil, onlarnki yle.

Ama Msy Othon yle kolay kolay deimiyordu. Veba bu kez sert kayaya arpmt.
Lokantaya ayn ekilde giriyor, ocuklarndan nce sofraya oturuyor ve onlara hep
mesafeli ve dmanca szler ediyordu. Yalnz kk olann hali deimiti. Kz
kardei gibi siyahlar giymi, biraz kendi iine ekilmi, babasnn glgesini
andryordu. Msy Othon'dan holanmayan gece nbetisi Tarrou'ya yle demiti:

Ah u adam, tepeden trnaa giyinik bir halde geberecek. Bylece cenaze treni iin
bakma gerek kalmayacak. Dosdoru tabuta girecek.

Paneloux'nun vaazn da deftere aktarmt, ancak u yorumla: 'Bu sevimli cokuyu


anlyorum. Felaketlerin balangcnda ve bunlar son bulduunda hep biraz sz sanat
yaplr. Birinci durumda, alkanlklar henz kaybolmamtr, ikinci durumdaysa geri
gelmitir. Asl felaket srasnda geree allr, yani sessizlie. Bekleyelim.'

Tarrou son olarak Doktor Rieux'yle uzun bir konuma yaptn ve bunun olumlu
sonularm anmsadn, konuyla ilgili olarak, anne Madam Rieux'nn ak kestane
rengi gzleri olduunu bildiriyor, iinde bunca iyiliin okunduu bir bakn her zaman
vebadan daha gl olacan beklenmedik bir biimde belirtiyor ve sonunda Rie-
ux'nn tedavi ettii yal astm hastasna olduka uzun blmler ayryordu.

Doktorla grmesinin ertesinde, onunla birlikte yal adam grmeye gitmiti. Yal
adam Tarrou'yu srtarak ve ellerini ovuturarak karlamt. Yastna srtm daya-

108

m, kucanda iki bezelye tenceresiyle yatanda oturuyordu: "te bir tane daha!"
demiti Tarrou'yu grnce. Dnya tersine dnd, hastadan ok doktor var. Hzl
yaylyor ondan, deil m? Rahip hakl, iyice hak etmiiz." Ertesi gn, Tarrou haber
vermeden gelmiti.

Tarrou'nn defterlerine bakarsak, ii manifaturaclk olan yal astm hastas elli


yandayken yeterince altna karar vermiti. Yatana yatm ve bir daha da ayaa
kalkmamt. Oysa ayakta durmak astmna zarar veren bir ey deildi. Kk bir gelirle
yetmi be yana kadar nee iinde yaamt. Saat grmeye dayanamyordu ve
gerekten evinde tek bir saat yoktu. "Bir saat pahal ve ap-talcadr," diyordu. Zaman
kendisi lyordu; zellikle de, gnn tek nemli zaman olan le yemeine sra
geldiini, uyand zaman baucunda bulunan biri bezelye dolu iki tencere sayesinde
anlyordu. Ayn ciddi ve dzenli hareketlerle, bezelyeleri tek tek bo tencereye
aktaryordu. Bylece tencereyle lt gn iinde belli anlar saptyordu. "Her on be
tencerede bir, bireyler yemem gerek," diyordu, "ite bu kadar basit."

Karsna baklrsa, zaten daha ok genken bu yneliini belli etmiti.. Gerekten de,
asla hibir ey onu ilgilen-dirmemiti; ne ii, ne dostlar, ne kafeler, ne mzik, ne
kadnlar, ne de gezintiler. Kentinden dar hi adm atmamt, yalnzca bir gn, bir aile
ii iin Cezayir'e gitmek zorunda kalmt; bu maceray daha ileri gtremeyeceini
anlaynca Oran'a en yakn garda durmutu. lk trenle evine dnmt.

Onun bu drt duvar arasnda srdrd yaama arm gibi duran Tarrou'ya, dine
gre, bir insann yaamnn ilk yarsnn bir ykseli, ikinci yarsnn da bir ini
olduunu, ini dnemindeyse gnlerin artk insana ait olmadn, herhangi bir anda
elinden alnabileceini, bylece gnlerle pek bir ii kalmadn ve belki de en iyisinin
pek bir eye girimemek olduunu biraz olsun anlatmt. Buradaki eliki zaten onu
rktmyordu; nk, aa yu-

109kar Tarrou'ya sylediine gre, Tanrnn kesinlikle olmadn, tersi durumda


rahiplerin bir ie yaramayacan dnyordu. Ama bunu izleyen baz dncelerden
yola karak Tarrou bu felsefenin, onun oturduu evredeki kilisenin onu sk sk para
yardm iin aramasna kzmasndan kaynakland anlad. Tarrou'nun yal adam
betimledii blm, yal adamn ok iten gibi duran ve karsndakine sk sk belirttii
dileiyle son buluyordu: ok yal lmeyi umut ediyordu.

"O bir ermi mi?" diye soruyordu Tarrou. Ve yle yantlyordu: "Evet, ermilik bir
alkanlklar btndr."

Ama ayn zamanda, Tarrou vebal kentte geirilen bir gnn iyice ayrntl bir
betimlemesine de giriiyor ve bylece o yaz boyunca kentlilerin nasl zaman geirdii
ve nasl yaad konusunda kesin bir fikir veriyordu: "Sarholar dnda kimse
glmyor, diyordu Tarrou, onlar da ok fazla glyor." Sonra betimlemesine balyordu:

"Sabahn erken saatinde, henz sszln koruyan kentte bir boydan dierine hafif soluk
sesleri duyuluyor. Gecenin lmleriyle gndzn can ekimeleri arasndaki o saatte,
sanki veba bir an abasn durduruyor, soluk alyor gibi. Tm dkknlar kapal. Ama
bazlarnn zerine aslm 'Veba nedeniyle kapal' duyurusu onlarn biraz sonra teki
dkknlarla birlikte almayacan gsteriyor. Hl uyuklamakta olan gazete satclar
bararak haberleri duyurmuyor, sokaklarn bir kesine srtlarn dayam ellerindeki
gazeteleri bir uyurgezer gibi sokak lambalarna sunuyorlar. Biraz sonra, ilk tramvaylarn
sesiyle uyanp 'Veba' szcnn gze arpt ktlar saa sola uzatp duracaklar.
"Vebann bir sonbahar olacak m?" Profesr B... yle yantlyor: "Hayr. Yz yirmi
drt l, ite vebann doksan drdnc gn bilanosu."

Giderek ciddileen ve baz sreli yaynlar sayfa saysn azaltmaya zorlayan kt


skntsna karn bir baka gazete karlmt: Salgn Postas. Gazete amacn yle
belir-hyordu: 'Hastaln kaydettii ilerleme ya da gerilemeyi

110

yurttalarmza titiz bir nesnellik duygusuyla bildirmek; onlara salgnn geleceiyle ilgili
en gvenilir yetkili azlardan kantlar sunmak; felakete kar savaacak durumda bildik
bilmedik herkese stunlarn amak; halkn moralini yksek tutmak, yetkililerin
emirlerini iletmek ve ksaca, bizi vuran bu ktle kar tm iyi niyetli insanlar bir
araya getirmek.' Gerekte, ok gemeden bu gazete, vebann nlenmesinde gerekli olan
yeni rnlerin duyurularn yaynlamaktan teye geemedi.

"Tm bu gazeteler sabahn altsna doru, daha dkknlar almadan saatler nce
nlerinde uzayan kuyruklarda, kenar mahallelerden tklm tepi gelen tramvaylarda
satlmaya balyor. Tramvaylar tek ulam arac oldu; basamaklar ve korkuluklar
krlacak denli ykl olduundan tramvaylar zar zor ilerliyor. Yine de tuhaf ey,
ierideki herkes bulama korkusuyla birbirlerine srtn dnyor. Duraklarda
birbirinden uzaklamak ve yalnz kalmak iin acele eden bir erkek ve kadn ynn
boaltyor. Sk sk gidererek yaygnlaan ve salt keyifsizlikten kaynaklanan

kavgalar kopuyor.

"lk tramvaylar getikten sonra kent yava yava uyanyor, ilk birahaneler zerinde
'Kahve kalmad', 'ekerinizi yannzda getirin' vb. duyurular asl kaplarn ayor.
Sonra dkknlar alyor, sokaklar canlanyor. Ayn zamanda k ykseliyor ve scak
yava yava temmuz gn kuruni bir renge buluyor. siz gszlerin kendilerini
bulvarlara attklar saat bu. ou, kendi pahal eyalarn sergileyerek vebay kovmay
i edinmi gibi. Her gn saat on bire doru, anayollarda, gen erkek ve gen kzlardan
oluan bir kalabalk geit yapyor, ite o zaman byk, felaketlerin ortasnda byyp
duran u yaama tutkusu his-sedilebiliyor. Eer salgn yaygnlarsa moral de
yaygnlaacak. Mezarlarn yan banda Milano usul lgn elencelere bile
rastlayacaz neredeyse.

"len olunca, gz ap kapayana kadar lokantalar doluveriyor. Yer bulamayanlar


hemen lokanta kaplarnda

111birikmeye balyor. Ar scaktan gkyznn azalmaya yz tutuyor. Gne


altnda kavrulan sokaklarn kenarlarnda, byk tentelerin glgesinde insanlar yiyecek
iin sra bekliyorlar. Lokantalarn byle dolup tamas, birok kiinin gznde yiyecek
iinin basitlemesi anlamna geliyordu. Ama bulama sorunu da olduu gibi duruyordu.
Mteriler dakikalarca atal baklarn temizleyerek zaman yitiriyorlar di. Ksa bir
sre nce, baz lokantalar yle duyurular asyorlard: 'Burada servis takmlar
kaynatlmtr.' Ancak bir sre sonra her tr reklam bir yana braktlar, nk
mteriler gelmeye zorunluydu. Zaten mteri para harcamaktan ekinmiyor. Kaliteli
araplar ya da yle sanlan en pahal mezeler, dizginlenen bir yarn balangc
oluyordu. Bir de kopan panikler vard; bir lokantada fenalk geiren bir mterinin rengi
solmu, ayaa kalkm, sendelemi ve hemen kendini ka atm olmas insanlar allak
bullak etmiti.

"Saat ikiye doru, kent ar ar boalyor, artk sessizlik, toz, gne ve vebann sokakta
bulutuklar an bu. Gri renkli byk binalar boyunca scak durmakszn akyor. Cvl
cvl gevezelik eden kalabalk kentin zerine inen alev gibi akamlara dnerek son
bulan o uzun tutsaklk saatleri bunlar. Scan bastrd ilk gnlerde, nedendir bilinmez,
akamlar giderek sszlamt. Ama imdi, daha ilk serinlikle, umut olmasa bile bir
ferahlk geliyor. O zaman herkes sokaklara dklyor, lgn gibi gevezelik ediyor,
kavgaya tutuuyor ya da birbirlerini arzuluyor ve kzl temmuz gnn altnda kent,
iftlerle ve uultularla ykl bir halde soluk solua bir geceye doru kayyor. Her
akam bulvarlarda, ftr apkas ve boyunba-yla, dinsel bir esinlenie kendini
kaptrm yal bir adam: 'Tanr byktr, ona ynelin', diye yineleyip dursa da, tersine
herkes tam olarak tanmadklar ve kendileri iin Tanrdan daha gerekli olduuna
inandklar bireylere doru yneliyor. Balangta, bunun tekiler gibi bir hastalk
olduuna inandklar zaman, din yerli yerinde duru-

112

yordu. Ancak bunun ciddi olduunu grdklerinde, tat aldklar eyleri anmsadlar. Gn
boyu yzlerinde beliren tm o keder, ite o zaman, ateli ve tozlu gnbatmnda, bir tr
rkek bir cokuya, tm bir halk coturan beceriksiz bir zgrle dnyor.
"Ben de onlar gibiyim. Ama ite, lmn benim gibiler iin bir anlam yoktur. Onlar
hakl karan bir olaydr."

VebaDefterlerde sz edilen grme iin Rieux'den istekte bulunan Tarrou'ydu. Rieux


onu bekledii akam, yemek odasnn bir kesinde durmu, bir sandalye zerine sakin
sakin oturan annesine bakyordu. Ortalkla ilgili ileri bitirdikten sonra gnn orada
geiriyordu. Ellerini dizlerinin zerinde birletirip bekliyordu. Rieux onun beklediinin
kendisi olup olmadndan emin deildi. Yine de, o geldiinde, annesinin yznde
bireyler deiiyordu. almayla gemi bir yaamn bu yze katt suskunluk
trnden ne varsa o zaman canlanr gibi oluyordu. O gece de, artk sszlam sokaa
pencereden bakyordu. Gece yanan lambalarn azalmt. Ve yava yava,
iyice clzlam bir lamba kentteki glgeleri yanstyordu.

Tm veba sresince klar byle az m yanacak? dedi Madam Rieux.

Muhtemelen.

inallah ka kadar srmez. O zaman iyice i kapa-yc olur.

Evet, dedi Rieux.

Annesinin baknn kendi alnna yneldiini grd. Son gnlerdeki endie ve ar


yorgunluktan yznde derin izler meydana geldiini biliyordu.

Bugn iyi gemedi mi?

Yo, her zamanki gibi.

Her zamanki gibi! Yani Paris'ten gnderilen yeni serum ilk serumdan daha az etkili
gibiydi ve istatistikler ykseliyordu. nlem iin olan serumlar da hastala yakalanm
aileler dndakilere vermek her zaman mmkn olmuyordu. Bu serumlarn genel
kullanm iin gereken miktar ancak sanayiden salanabilirdi. Hyarcklarn ou-

114

n yarmak olanakszd, sanki sertleme mevsimine girmilerdi ve hastalara ikence


ektiriyorlard. Bir gn ncesinden balayarak kentte iki tane yeni salgn vakasna
rastland. Veba akcierlere bulayordu. Ayn gn, bir toplant srasnda, yorgunluktan
bitkin doktorlar akcier vebasnda az yoluyla olabilecek bulamay engellemek iin,
artk iyice akna dnm validen yeni nlemler istemiler ve elde etmilerdi. Her
zamanki gibi hl hibir ey bilinmiyordu.
Annesine bakt. Ayn kestane rengi bak onu efkat dolu yllar ncesine gtrd.

Korkuyor musun, anne?

Benim yamda artk pek bir eyden korkulmaz.

Gnler iyice uzad ve ben artk hi burada bulunamyorum.

- Geleceini bilince seni beklemek zor gelmiyor. Burada olmadn zaman da, ne
yaptn dnyorum. Haber var m?

Evet, son telgrafa bakarsak, her ey iyi. Ama onun bunu beni meraklandrmamak iin
sylediini biliyorum.

Kapnn zili ald. Doktor annesine glmsedi ve gidip kapy at. Sahanln yar
aydnlnda Tarrou griler giymi kocaman bir ayy andryordu. Reux konuunu
alma masasnn nne oturttu. Kendisi de koltuunun arkasnda ayakta duruyordu.
Odada yanan tek k, alma masasnn zerindeki lamba, ikisinin ortasnda duruyordu.

- Sizinle sz dolandrmadan konuabileceimi biliyorum, dedi, Tarrou bir giri szne


gerek duymakszn.

Rieux sessizce onaylad.

On be gn ya da bir aya kadar burada artk hibir ie yaramayacaksnz, olaylar


sizi ayor.

Doru bu, dedi Rieux.

Salk biriminin organizasyonu kt. Gerekli sayda adamnz ve zamannz yok.

Rieux bunun doru olduunu gene onaylad.

115- Valiliin, salam insanlarn genel mcadeleye katlmasn zorunlu klacak bir
gnll hizmet birimi tasarladn biliyorum.

yice bilginiz var. Ama byk bir honutsuzluk var ve vali tereddt iinde.

Neden gnlller istenmesin?

Yapld bu, ama katlm ok dk oldu.


- Bunu resmi yoldan yaptlar, biraz da inanmadan. Onlarn eksii d gc. Asla
felaketle boy lecek dzeyde deiller. Ve dnebildikleri ilalar ancak bir beyin
nezlesini tedavi edecek dzeyde. Eer elimiz kolumuz bal, her eyi onlarn yapmasna
izin verirsek, onlar lp gidecek, biz de onlarla.

- Olabilir, dedi Rieux. Yine de, kaba iler diye adlan-drabileceim iler iin
tutuklular dndklerini sylemeliyim.

zgr kiilerin olmasn yelerdim.

Ben de. Ama sonuta niin?

lme mahkmiyetten nefret ederim. Rieux, Tarrou'ya bakt:

- Yani?

Yani, benim gnll salk hizmetlilerinin oluturulmas ve eitimi iin bir


organizasyon planm var. Bununla ilgilenmem iin bana yetki verin ve ynetimi bir ke-
nara brakalm. Kald ki, balarn kayacak halleri yok. Benim her tarafta dostlarm
vardr ve onlar ilk ekirdei oluturacak. Ve doal olarak, ben de bu ie katlacam.

Tabii, bunu cokuyla kabul edip etmeyeceimden kuku duyuyorsunuz, dedi Rieux.
nsanlarn yardma gereksinimi vardr, hele bizim mesleimizde. Bu fikrin valilike
kabul edilmesiyle ilgili stme deni yapacam. Zaten baka seenekleri de yok.
Ancak...

Rieux dnd.

Ancak bu i lmcl olabilir, bunu iyi biliyorsunuz. Ve ne olursa olsun, bu konuda


sizi uyarmam gerek. yi dndnz m?

Tarrou gri gzleriyle ona bakyordu.

116

- Paneloux'nun vaazyla ilgili ne dnyorsunuz doktor?

Soru doallkla sorulmutu ve Rieux doallkla yant verdi.

- Toplumsal bir ceza dncesini kabullenmeyecek denli uzun sre hastanelerde


yaadm. Ama bilirsiniz, Hristiyanlar bazen byle konuurlar, gerekten hi yle d-
nmeseler de. Grndklerinden daha iyidirler.
Yine de, Paneloux gibi, siz de vebann yararl olduunu, insanlarn gzn amaya
yaradn, hatta zorladn dnyorsunuz!

Doktor sabrszlkla ban sallad.

- Bu dnyadaki tm hastalklar gibi. Bu dnyadaki tm hastalklar iin doru olan, veba


iin de doru. Bazlarn olgunlamasna yardmc olabilir. Bununla birlikte, getirdii
sefalet ve acy dnrsek, vebaya boyun emek iin deli, kr ya da korkak olmak
gerekir.

Rieux biraz ses tonunu ykseltmiti ki Tarrou sanki onu sakinletirmek istercesine eliyle
bir hareket yapt, Glmsyordu. :

Evet, dedi Rieux omuz silkerek. Ama siz bana yant vermediniz. yi dndnz m?

Tarrou biraz koltuuna yerleti ve ban a doru yaklatrd.

Tanrya inanr msnz doktor?

Bu soru da doallkla sorulmutu. Ama bu kez Rieux duraksad.

Hayr, ama ne ne demek bu? Bir gecenin iindeyim ve aydnl grmek istiyorum.
Ben bu dnceyi zgn bulmaktan vazgeeli ok oluyor.

Sizi Paneloux'dan ayran bu deil mi?

- Sanmyorum. Paneloux bir incelemeci. Yeterince lm grmemi ve bu nedenle bir


gerek adna konuuyor. evre kilisesine bal dindarlar yneten ve len bir insann
son nefesini duyan en basit bir ky papaz bile be-

117nim gibi dnr. Sefaletin ne yetkin bir ey olduunu kantlamaya girimeden nce,
onu iyiletirmeye alr. Rieux ayaa kalkt, imdi yz karanlktayd.

- Madem yantlamak istemiyorsunuz, bunu bir yana brakalm.

Tarrou koltuunda kmldamadan glmsedi.

Bir soruyla yant verebilir miyim? Bu kez doktor glmsedi:

- Gizemden holanyorsunuz, dedi. Haydi sorun.

te, dedi Tarrou. Eer Tanrya inanmyorsanz niin bunca zveride


bulunuyorsunuz? Sizin yantnz belki benim kendi sorumu yantlamama yardmc olur.

Karanlkta kalarak doktor yle yantlamt:

Eer mutlak gte bir Tanrya inansayd, insanlar iyiletirmeyi srdrmez bu


grevi ona brakrd. Ama dnyada kimse, hayr kimse, Tanrya inandn sanan Pa-
neloux bile, byle bir Tanrya inanmyordu, nk kimse kendini sonuna kadar Tanrnn
ellerine brakmyordu ve bu adan Rieux, yaratlla olduu gibi mcadele ederek, en
azndan kendisinin gerein yolunda olduuna inanyordu.

Ah! dedi Tarrou, mesleinizle ilgili dnceniz bu demek?

Aa yukar, diye yantlad doktor a yaklaarak.

Tarrou yavaa slk gibi bir ses kard, doktor ona bakt.

Evet, dedi, gurur gerekir diye dnyorsunuz. Ama bende de tam gereken gurur
var, fazlas deil, inann bana. Beni bekleyenin ne olduunu, ne de tm bundan sonra
neler olacan biliyorum. imdilik hastalar var ve onlar iyiletirmek gerek. Sonra
onlar bunu dnecekler, ben de. Ama en acil olan onlarn iyiletirilmesi. Onlar
elimden geldiince savunuyorum, ite hepsi bu.

Kime kar?

118

Rieux pencereye doru dnd. Denizin uzak bir noktasnda ufkun daha kara bir
younlua brndn seziyordu. Yalnzca yorgunluunu hissediyor ve ayn zamanda
da, bu tuhaf ama kardee duygular uyandran adama . biraz daha gvenmek iin iinde
doan ani ve manta smayan bir istee kar mcadele ediyordu.

Bununla ilgili hibir ey bilmiyorum Tarrou, yemin ederim hibir ey bilmiyorum.


Bu meslee girdiimde, bir anlamda soyut olarak altm, nk ona gereksinimim
vard, nk bu da genlerin yapmak istedii, tekiler gibi bir iti. Belki de, benim gibi
bir ii ocuuna gre zellikle g bir iti. Sonra lmleri grmek gerekti. lmeyi
reddeden insanlar olduunu bilir misiniz? Bir kadnn lm annda "Asla! " diye
haykrdn hi duydunuz mu? Ben duydum. Ve o zaman buna alamayacam anladm.
Gentim ve nefretim dnyann dzenine ynelmi gibiydi. O zamandan bu yana, daha
alakgnll oldum. Yalnzca, hl lmekte olanlar grmeye alamadm. Bundan
baka fazla bir ey bilmiyorum. Ama her ey bir
yana...

Rieux sustu ve yerine oturdu. Aznn kuruduunu

hissediyordu.'

Her ey bir yana... diye yineledi doktor ve yine du-raksad, Tarrou'ya dikkatle
bakarak, bunu sizin gibi birisi anlayabilir ancak, deil mi, dnyann dzeni lmle
salandna gre belki de Tanr iin en iyisi ona inanmamak ve suskun suskun durduu
ge gzlerimizi evirmeksizin lme kar tm gcmzle savamaktr.

Evet, diye onaylad Tarrou, anlayabiliyorum. Ama zaferleriniz hep geici olacak, ite
hepsi bu.

Reux'nn surat aslr gibi oldu.

Her zaman yle olacak, bunu biliyorum. Mcadeleden vazgemek iin bir neden
deil bu.

- Hayr bu bir neden deil. Ama o zaman, u vebann sizin iin ne anlama geldiini
merak ediyorum.

Evet, dedi Rieux. Sonu olmayan bir ykm.

119Tarrou bir an gzlerini doktora dikti, sonra ayaa kalkt ve ar ar kapya doru
yrd. Rieux de onu izledi. Ayaklarna bakmakta olan Tarrou'nun tam yanna varmt
ki:

Kim retti size bunlar doktor? Yant hemen geldi:

Sefalet.

Rieux alma odasnn kapsn at ve koridorda, Tarrou'ya kendisinin de aa


indiini, bir hastasn grmeye gideceini syledi. Tarrou onunla birlikte gitmeyi nerdi,
doktor da kabul etti. Koridorun ucunda Madam Rieux'yle karlatlar, doktor ona
Tarrou'yu tantrd.

- Bir dost, dedi.

Sizi tandma memnun oldum, dedi Madam Rie-ux.

O gidince, Tarrou arkasndan bakt. Sahanlkta doktor bou bouna otomatikle urat.
Merdivenler gece ka-ranlndayd. Doktor bunun yeni bir tasarruf nlemi olup
olmadn dnyordu. Ama belli deildi. Bir sredir evlerde ve kentte her ey
bozuluyordu. Belki de bu yalnzca, artk kapclarn genelde pek bireyle
ilgilenmemelerinin bir sonucuydu. Ama doktorun bu konuda daha fazla dnecek
zaman olmad, nk geride Tarrou'nun sesi nlyordu:

Bir ey daha syleyeyim, doktor, size gln gelse de, tmyle haklsnz.

Rieux karanlkta kendi kendine omuz silkti.

Bu konuda hibir ey bilmiyorum, gerekten. Ama siz, sz ne biliyorsunuz?

Oo! dedi teki heyecanlanmadan, benim iin renecek az ey var.

Doktor durdu ve arkasnda Tarrou'nun aya ta basamakta kayverdi. Tarrou Rieux'nn


omzuna tutundu.

Yaamla ilgili her eyi bildiinize inanyor musunuz? diye sordu Rieux.

Yant ayn sakin sesle karanln iinden geldi:

120

Evet.

Sokaa ktklarnda, iyice ge olduunu anladlar, belki saat on birdi. Kent sessizlie
gmlmt, yalnzca hrtlar kalabalk ediyordu. ok uzakta, bir ambulans sireni
nlad. Arabaya bindiler ve Rieux arabay altrd

Yarn nleyici ayla hastaneye gelmeniz gerek, dedi. Ama bu ie girmeden ve son
olarak, unu syleyeyim, bu iten sa salim kmanz iin te bir ansnz var.

- Bu deerlendirmelerin bir anlam yok doktor, benim gibi siz de bunu biliyorsunuz. Yz
yl nce bir Iran kentinde veba tm kent halkn ldrm, kendi iini yapmaktan
vazgemeyen l ykaycs dnda.

O nc ansn korumu, ite hepsi bu, dedi Rieux birden daha bouk bir sesle.
Ama uras bir gerek, hepimizin bu konuda daha reneceimiz ok ey var.

imdi kenar mahallelere geliyorlard artk. Farlar ssz sokaklar aydnlatyordu.


Durdular. Arabann nnde, Rieux, Tarrou'ya ieri girmek isteyip istemediini sordu,
teki evet, diye yantlad. Gkten yansyan hafif bir k ikisinin yzn aydnlatyordu.
Rieux birden dosta glmsedi:

Haydi Tarrou, dedi sizi bunlarla ilgilenmeye iten

nedir?

- Bilmiyorum. Belki ahlak grm.

Hangisi?

- Anlay.

Tarrou eve doru dnd ve ikisi yal astm hastasnn evine girene kadar Rieux onun
yzn grmedi.

121Hemen ertesi gn Tarrou ie giriti ve ilk ekibi kurdu, bunu daha biroklar
izleyecekti.

te yandan, anlatc bu salk kollarnn oluturulmasna gereinden fazla nem vermek


niyetinde deil. uras da bir gerek, bugn yurttalarmzn birou, onun yerinde
olsalar, bu kollarn roln abartmaktan kendilerini alamazlard. Ancak anlatc, byle
olumlu eylemlere fazlasyla nem vermekle, dolayl yoldan ve byk bir ballk
duygusuyla, ktln nnde saygyla eilmek gibi bir sonuca varldn dnyor
daha ok. nk o zaman, ktlk ve kaytszlk insanlarn eylemlerinde en sk
karlalan etmenler olduu iin, olumlu giriimler de az sayda gerekletiinden, bu
olumlu eylemlerin bu denli deer kazandklar dnlebilir. Bu, anlatcnn
paylamad bir dnce. Dnyadaki ktlk neredeyse her zaman cehaletten
kaynaklanr ve eer aydnlatlmamsa, iyi niyet de ktlk kadar zarar verebilir,
insanlar kt olmak yerine daha ok iyidir ve gerekte sorun bu deildir. Ancak insanlar
bir eyin farknda deillerdir, u erdem ya da kusur denilen eyin; en umut krc kusur,
her eyi bildiini sanan ve bylece kendine ldrme hakk tanyan cehalettir. Katilin
ruhu krdr ve insan her tr saduyudan yoksunsa gzel ak ve gerek iyilik diye bir ey
olamaz.

Bu nedenle, Tarrou sayesinde gerekletirilen bizim salk kollan nesnel bir honutluk
duygusuyla deerlendirilmelidir. Bu nedenle, anlatc yalnzca mantk erevesinde
nemli grd bir kahramanl ve iyi niyeti gzel szlerle yceltmeyecek. Ama veba
yznden para para olmu ve kl krk yaran yreklerin tarihini yazmay srdrecektir.

122
Salk kollarna gnll katlanlar bunu yaparken byk vglere deer grlm
deillerdi, nk gerekte yapacaklar tek eyin bu olduunu biliyorlard ve o zaman bu
ie girimeye karar vermemek inanlmaz olurdu. Bu kollar kentlilerin daha kalabalk
sayda veba olayna katlmasn salad ve ortada hastalk olduuna gre onunla
savamak iin ne gerekiyorsa yaplmas gerektiine inanmalarna yol at. nk bu
yoldan veba baz kiilerin grevi haline geldi, gerekte ne ise o oldu, yani herkesin
ura ol-du.

Bu iyi. Ama bir retmen iki kere ikinin drt ettiini retiyor diye tebrik edilmez.
Belki bu meslei seti diye tebrik edilir. Biz de Tarrou ve tekilerinin, iki kere ikinin
baka bir ey deil de drt ettiim gsterdikleri iin saygya deer olduklarm
belirtelim, ancak bu iyi niyetin retmenin iyi niyeti, retmenin yrei gibi bir yrek
tayan ve insanlk onuru uruna sanlandan daha kalabalk gruplar halinde bir araya
gelebilecek kiilerin iyi niyeti arasnda ortak bir ey olduunu da belirtelim; en azndan
anlatcnn inanc byle. Kald ki, anlatc kendisine kar klacann da farknda,
nk bu insanlar yaamlarn tehlikeye atyorlard.' Ancak tarihte yle bir an olmutur
ki, iki kere ikinin drt ettiini sylemeye cret edenler lmle cezalandrlmtr.
retmen bunu iyi bilir. Ve byle bir mantk yrtmenin dlle mi yoksa cezayla m
sonulanacan bilmek deildir sorun. Sorun iki kere ikinin drt edip etmediini
bilmektir. te yurttalarmzdan yaamlarn tehlikeye atanlar, vebann iine girip
girmemeye ve onunla savamak gerekip gerekmediine karar vermek zorundaydlar.

O sralar kentimizde treyen birok yeni ahlak hibir eyin ie yaramayacan ve diz
kmek gerektiini sylyorlard. Ve Tarrou, ve Reux, ve onlarn dostlar bu kiilere
yle ya da byle karlk verebilirlerdi, ama varlan sonu hep o bildikleri eydi: u
ya da bu biimde savamak ve diz kmemek gerekiyordu. Tm sorun l sa-

123ysn olabildiince aza indirmek ve ayrlklarn sonsuza dek srmesini


engellemekti. Bunun iin de tek bir yol vard, vebayla savamak. Bu gerek hoa giden
bir ey deildi, yalnzca tutarlyd.

te bu nedenle yal Castel'in tm iyi niyetini ve tm enerjisini elindeki malzemeyle


hemen orackta serum retmeye harcamas doald. Rieux'yle ikisi kente bulam
mikroptan retilmi serumlarn dardan gelen serumlara gre daha etkili olacan
dnyorlard, nk bu mikrop geleneksel anlamda tanmlanan veba basiline oranla
biraz farkllk gsteriyordu. Castel olduka abuk bir biimde ilk serumu elde etmeyi
umuyordu.

Yine bu nedenle, kahramanlkla uzaktan yakndan ilgisi olmayan Grand'n da, o sralar,
salk kollarnda bir tr sekreterlii stlenmesi doald. Tarrou'nun kurduu ekiplerin
bir blm, gerekten de, ar kalabalk mahallelerde hastala kar nleyici
danmanlk grevi stleniyorlard. Buralara, gerekli salk koullarnn getirilmesine
allyor, dezenfeksiyon yaplmam tavan aralar ve bodrumlarn dkm
yaplyordu. Ekiplerin bir blm de doktorlarn evleri ziyareti srasnda onlara
yardmc oluyor, veballarn tanmasn salyor, hatta, sonradan, uzman personel
yoksa, hastalarn ya da lm kiilerin arabalarn kullanyorlard. Tm bunlar bir kayt
ve istatistik iini gerektiriyordu ve Grand bunu yapmay kabul etmiti.

Bu adan anlatc, salk kollarna yaam veren bu alakgnll erdemin tek gerek
temsilcisi olarak Rieux ve Tarrou'dan da ok, Grand'a sayg duyuyor. Hi
duraksamadan, tmyle kendi iinden gelen bir iyi niyetle evet demiti. Yalnz, ufak
tefek ilerde bir ie yaramak istediini belirtmiti. Geri kalan iler iin ok yalyd.
Saat on sekizden yirmiye kadar zaman ayrabilirdi. Ve Rieux itenlikle ona teekkr
ederken, o aryordu: "Bu deil en g olan. Veba var, kendimizi korumalyz, oras
kesin. Ah, keke her ey byle basit olsayd!" Ve tmcesinin bana

124

dnyordu. Bazen, akamlar, fileme ii bittiinde, Rieux Grand'la konuuyordu.


Sonunda Tarrou'yu da syleilerine katmlard ve Grand giderek daha belirgin bir
keyifle iini bu iki dosta dkyordu. Onlar da, Grand'n vebann tam ortasnda
srdrd bu sabrl almay ilgiyle izliyorlard. Onlar da, sonunda bu sayede biraz
gerginlikten

syrlyorlard.

"Amazon nasl?" diye soruyordu Tarrou sk sk. Ve Grand deimez biimde, "Trs trs
gidiyor," diye zoraki bir glmsemeyle yantlyordu. Bir akam Grand, amazonu iin
'zarif sfatndan kesin olarak vazgetiini ve bundan byle onu 'incecik' diye nitelediini
syledi. "Bu daha somut", diye de eklemiti. Bir baka sefer de, iki dinleyicisine u
biimi alm olan ilk tmcesini okumutu: 'Gzel bir mays sabah, incecik bir amazon,
muhteem bir al ksran zerinde Boulogne Ormannn iek am yollarndan
geiyordu.'

Deil mi? dedi Grand, daha iyi seiliyor, ve 'bir mays sabah'n yeledim nk
'mays ay' biraz ritmi

uzatyordu.

Sonra 'muhtem' sfatna akln takt. Ona gre bu, istediini tam olarak anlatmyordu
ve dledii ihtiaml ksra bir kerede fotoraf gibi sunmuyordu. 'Besili' uymuyordu,
somuttu, ama biraz kltc bir anlam vard.'Il l' onu bir an iin ekmiti, ama
ritmi yoktu. Bir akam, zafer edasyla istediini bulduunu bildirdi: 'Siyah bir al ksrak.'
Siyah, yine ona gre, inceden inceye zarafeti gsteriyordu.

Olamaz bu, dedi Rieux.

Yaa, niin?

Al at, rk deil, rengi belirtir.

Hangi rengi?

Siyah olmayan bir rengi ite! Grand ok etkilenmi gibiydi.

Teekkr ederim, iyi ki siz varsnz. Ama nasl g olduunu gryorsunuz ite.

125 'Grkemli' iin ne dnrsnz? dedi Tarrou. Grand ona bakt. Dnyordu:

Evet, dedi, evet!

Ve yznde yava yava bir glmseme beliriyordu.

Bundan bir sre sonra, 'iek am' szcnn kendisini sktn aklad. Oran ve
Montelimar dnda baka bir yer tanmadndan, bazen arkadalarna Boulogne
Ormannda yollarn nasl ieklendiini soruyordu. Gerei sylemek gerekirse, yollar
Rieux'ye ya da Tarrou'ya hibir zaman Grand'n dnd gibi gelmemiti, ama
memurun bu inanc onlarn ban dndryordu. O ise, dostlarnn bir fikri olmayna
arp kalyordu. 'Yalnzca sanatlar bakmay bilir.' Ama doktor onu bir kez byk bir
heyecan iinde buldu. 'iek am' yerine 'ieklerle dolu' yazmt. Ellerini
ovuturuyordu. 'Sonunda grlr hale geldiler, sonunda hissediliyorlar. apkalar
karn baylar!' Tmceyi zafer edasyla okudu: 'Gzel bir mays sabah, incecik bir
amazon, grkemli bir al ksran zerinde, Boulogne Ormannn ieklerle dolu
yollarndan geiyordu.' Ama yksek sesle okununca tmcenin sonuna doru
tamlayann art arda gelmesi kula trmalad ve Grand biraz kekeledi. Can skkn,
oturdu. Sonra doktordan gitmek iin izin istedi. Biraz dnmeye ihtiyac vard.

Sonradan renildiine gre, ite bu dnemde, dalgnlk belirtileri gsterdi, belediyenin


ezici grevlerle yz yze geldii bir anda bu belirtiler ho karlanmad. Bal olduu
servis bundan rahatsz oldu ve bro efi aka yapmad bir i iin kendisine para
dendii yolunda ciddi ciddi onu uyard, "iinizin dnda, salk kollarnda gnll
olarak alyormusunuz," demiti bro efi. "Bu beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren
sizin almanz. Bu korkun koullar altnda bir ie yaramak istiyorsanz, iinizi yapn.
Yoksa gerisi bir eye yaramaz."

- Hakl, dedi Grand, Rieux'ye.

Evet hakl, diye onaylad doktor.

126

- Ama ben dalgnlatm ve tmcemin sonunu nasl getireceimi bilmiyorum.

Herkesin anlayaca umuduyla 'orman' szcnn nndeki 'Boulogne'u atmay


dnmt. Ama o zaman tmce 'iekler' szcne balanyor gibi duruyordu, oysa
aslnda 'iekler' 'yollar'a balanyordu. yle yazma olana da vard: 'Ormann
ieklerle dolu yollar.' Ama bir adla bir sfatn yannda 'orman' iine sinmiyordu bir
trl. Baz akamlar, gerekten de Rieux'den daha yorgun grnyordu.

Evet, onu tepeden trnaa saran bu almayla yoruluyordu, yine de salk kollarnn
gereksindii istatistik ve hesap ilerini aksatmyordu. Sabrla, her akam, fileri temize
ekiyor, zerlerine eriler iziyor ve olabildiince ak bir biimde durumlar
gstermeye alyordu. Olduka sk, hastanelerden birine, Rieux'yle bulumaya
gidiyordu ve ondan herhangi bir broda ya da hemire odasnda bir masa istiyordu.
Tpk belediyedeki masasna yerletii gibi, ktlaryla oraya yerleiyordu; mikrop
ldrc ilalar ve hastaln kendisiyle arlam havada mrekkebi kurusun diye
'ktlarn sallayp duruyordu. te o anda, drst bir biimde, amazonunu aklna
getirmemeye ve yalnzca yapt ie kendini vermeye alyordu.

Evet, insanlarn kendilerine, kahraman diye adlandrdklar rnekler bulmaya nem


verdikleri doruysa ve bu ykde mutlaka byle birisinin bulunmas gerekiyorsa,
anlatc, yreinde birazck iyilik ve aka budala ii bir lkden baka bir ey
barndrmayan bu anlamsz ve silik kahraman nermektedir. Byle bir ey, gerein, iki
kere ikinin drt ettiinin hakkn verecektir, kahramanla da hak ettii ikinci sray, ne
bir eksik ne bir fazla, cmert bir mutluluk isteiyle verecektir. Byle bir ey, bu gnle
iyi duygularla rlm, yani ne abartl bir biimde kt, ne de sahne gsterilerindeki
gibi baya bir biimde yceltilen duygulardan ayrlan niteliini de verecektir.

127Gazeteleri okurken ya da radyoda d dnyadan vebal kente ulaan arlar ve


cesaret verici duyurulan dinlerken Doktor Rieux'nn kapld fikir en azndan byle bir
eydi. Hava ya da karayoluyla gnderilen yardmlarla ayn anda, her akam radyoda ya
da basnda yer alan acma dolu ya da ynetime ilikin yorumlar, bundan byle yalnzla
mahkm olmu kentin zerine yamur gibi iniyordu. Ve her seferinde destanlara ya da
dl trenlerine yakan vurgulamalar doktorun sabrn taryordu. Kukusuz bu
kaygnn yapmack olmadn biliyordu. Ancak, insanlarn, kendilerini insanla
balayan eyi dile getirmeye altklarnda kulland u geleneksel dilden baka bir
yoldan anlatlamyordu bu kayg. Ve bu dil, rnein Grand'n her gn harcad o kk
abalar yanstmak iin uygun dmyordu, Grand'n vebann ortasnda ne anlama
geldiini anlatmaya yetmiyordu.

Bazen, geceyans, o sralar da boalm olan kentin sessizliinde, ksack bir uyku iin
yatana yatmadan nce, doktor radyosunun dmesini eviriyordu. Ve dnyann uzak
noktalarndan, binlerce kilometre telerden, sahibi bilinmeyen ve kardelik dolu sesler
beceriksizce dayanma duygularn dile getirmeye alyorlard, aslnda bunu
sylyorlard, ama ayn zamanda da, bana gelmesi olanaksz bir acy gerekten
paylama durumunda her insann iinde bulunduu o korkun aresizlii de
kantlyorlard: "Oran! Oran!" Bouna bu ar denizleri ayor, bouna Rieux hazr
bekliyordu, az sonra gzel szler ykseliyor ve Grand'la konuucuyu iki yabancya
dntren temel ayrl daha ak bir biimde ortaya koyuyordu. "Oran! evet, Oran!
Ama olmaz," diye dnyordu doktor, "sevmek ya da birlikte lmek, baka yolu yok.
Onlar ok uzaktalar."

?l

128

Vebann doruk noktasn anlatmaya gemeden nce anmsanacak bir ey daha var,
felaket kenti ele geirip alt etmek zere tm gcn toplarken, Rambert gibi insanlarn
mutluluklarm yeniden yakalamak ve her tr saldrya kar koruduklar, kendilerine ait
olan o paray vebaya kaptrmamak iin harcadklar umutsuz ve tekdze abalardan sz
etmek gerekir. te bu, kendilerini tehdit eden-klelii reddetme biimiydi onlarn ve
grnte bu red- ' dedi bir bakas kadar etkili olmasa bile, anlatc bunun anlaml
olduunu ve elikili de olsa, bunun iimizde barndrdmz en gururlu ey
saylabileceini dnyor.

Rambert vebann kendisine bulamasn engellemek iin mcadele ediyordu. Yasal


yollardan kentten ayrlamayaca kendine kantlanm olduundan, Rieux'ye dediine
baklrsa, baka yollara bavurmaya karar vermiti. Gazeteci, kafe garsonlarndan ie
balamt. Kafede alan bir garson her eyden haberdardr. Ancak ilk sorguladklar,
bu trden giriimlerin ok ar cezas olduunun zellikle farkndalard. Hatta bir
sererinde provokatr yerine bile kondu. Biraz ilerleme kaydetmek iin Rieux'nn evinde
Cottard'la bulumas gerekti. O gn, Rieux'yle ikisi yine gazetecinin ynetim katlarnda
bouna yapt giriimlerden sz etmilerdi. Birka gn sonra Cottard, Ram-bert'e yolda
rastlad ve imdilerde her ilikisinde davrand gibi, onu ak szllkle karlad:
Hl hibir ey yok mu? demiti.

Hayr, hibir ey.

Brolara gvenilemez. Onlar anlay iin yaratlmamtr.

Doru. Ama ben baka bir ey aryorum. Zor bu.

Veba

129/9- Ah anlyorum! dedi Cottard.

i balayacak bir yetkiliyi tanyordu ve buna aran Rambert'e, uzun sredir Oran'n
btn kafelerine dzenli olarak gittiini, oralarda dostlar olduunu ve bu tr ilemlerle
ilgilenen bir rgtn varl zerine bilgi edindiini anlatt. Gerek uydu ki,
harcamalar artk gelirini amaya balayan Cottard karneyle datlan maddelerle ilgili
bir karaborsa iine karmt. Bylece fiyat srekli artmakta olan sigara ve ucuz alkol
satyor ve bunlardan kk bir servet elde ediyordu.

- Bu ie gveniyor musunuz? diye sordu Rambert.

Bana nerdiklerine gre, evet.

- Ve siz bundan yararlanmadnz.

Kukucu olmayn, dedi iyiliksever bir tavrla Cottard, bu frsat kullanmadm, nk


benim gitmek iin bir isteim yok. Hakl nedenlerim var.

Bir sessizlikten sonra ekledi:

Ne gibi nedenlerim olduunu sormuyorsunuz.

Sanyorum bunlar beni ilgilendirmiyor, dedi Rambert.

Bir bakma gerekten de sizi ilgilendirmiyor. Ama baka adan... Aslnda vebayla
yaamaya baladmzdan beri kendimi burada daha iyi hissediyorum.

teki onun szlerini dinledi:

Bu rgte nasl ulalabilir?

Ah bu kolay deil, dedi Cottard, gelin benimle. Saat akamst drtt. Ar bir
gn altnda kent

usul usul kaynyordu. Tm maazalarn kepenkleri inmiti. Yollar sszd. Cottard ve


Rambert kemerli yollara saptlar ve konumadan uzun sre yrdler. Vebann
grnmez hale geldii u saatlerden biriydi. Bu sessizlik, renklerin ve hareketlerin bu
lm, vebaya olduu kadar yaz mevsimine de zg olabilirdi. Tehditlerden mi,
tozlardan m yoksa yakc scaktan m hava arlamt, belli deildi. Vebaya ulamak
iin gzlemlemek ve dnmek gerekiyordu. nk yalnzca olumsuz gstergelerle
kendini ele

veriyordu. Vebayla har neir olmu Cottard, rnein, normal zamanda imknsz bir
serinlii arayarak, apartman girilerinin eiinde bir yana devrilmi, nefes nefese
kpeklerin olmas gerektiini, oysa imdi bunlarn olmadna Rambert'in dikkatini
ekiyordu.

Boulevard de Palmiers'ye saptlar, Place d'Armes' getiler ve Marine Mahallesine


doru indiler. Solda yeil boyal bir kafe verev alm, san, kaba pamukludan tentenin
altna snm gibi duruyordu. eri girerken Cottard ve Rambert alnlarn sildiler.
Yeil sacdan masalarn etrafndaki katlanan bahe sandalyelerine oturdular. Salon tam
olarak botu. Sinekler havada vzldyordu. Ayaklan eril-mi tezghn zerine konmu
sar bir kafesin iinde hi ty kalmam bir papaan tneinin zerine kmt. Kaln
eritler halindeki rmcek alar ve kirle kapl duvarda askerlikle ilgili eski tablolar
aslyd. Sacdan masalarn hepsinin stnde, hatta Rambert'in karsnda, nereden
geldii belli olmayan tavuk pislikleri kurumaktayd, ancak sonunda karanlk bir
keden, biraz patrt grltden sonra bir horoz kanat rparak ortaya knca
pisliklerin kayna anlald.

O srada scak daha da artar gibi oldu. Cottard ceketini kard ve eliyle sacn zerine
vurdu. Uzun mavi bir nln iinde kaybolmu ufak tefek bir adam dipte bir yerden
kt, Cottard' uzaktan daha grr grmez selamlad, kuvvetli bir tekmeyle horozu yolun
zerinden ekerek ilerledi ve tavuk gdaklamalar arasnda beylere ne servis yapmas
gerektiini sordu. Cottard biraz beyaz arap istedi ve Garcia diye birisini sordu. Bodur
adamn dediine gre, birka gnden beri kafede grlmemiti.

Bu akam gelir mi dersiniz?

- Onun aklndan geeni bilemem ki, dedi teki. Ama siz onun gelme saatini biliyor
musunuz?

Evet, ama ok nemli deil. Yalnzca bir dostu ona tantracaktm.


Garson slak ellerini nlne siliyordu.

130

131 Demek beyefendi de ticaretle ilgileniyor?

Evet, dedi Cottard. Bodur adam burnunu ekti:

O zaman, bu akam gelin buraya. Olan yollarm

ona.

Oradan karken, Rambert ne ticaretinden sz edildiini sordu.

- Kaaklk tabii ki. Onlar kente mal sokuyorlar. ok yksek fiyatlara da satyorlar.

yi, dedi Rambert. Ortaklar m?

Tam olarak yle.

Akam tente kaldrlmt, papaan kafesinde gevezelik edip duruyordu, sac masalarn
etraf gmleklerinin kollarn svam erkeklerle evrilmiti. Onlardan biri, hasr
apkasn geriye itmi, yanm toprak rengi gsn akta brakan beyaz gmlekli bir
adam Cottard'n ieri girmesiyle ayaa kalkt. Dzgn ve yank tenli yz, siyah ve
kk gzleri, beyaz dileri, parmanda iki yzk, otuz yalarnda ya var ya yoktu.

Selam, dedi, barda ielim.

Fazla konumadan iki smarladlar.

kalm m? dedi sonra Garcia.

Limana doru indiler ve Garcia kendisinden ne istendiini sordu. Cottard onu Rambert'e
tantrma nedeninin yalnzca i iin deil, kendi deyiiyle 'darya kmak' iin
olduunu syledi. Garcia sigara ierek onun nnde yryordu. Rambert'den, sanki
yanlarnda olduunu fark et-miyormuasma, 'o' diye sz ederek sorular sordu.

Ne yapmak iin? diyordu.

Fransa'da kars var. -Yaa!

Ve bir sre sonra:


Ne i yapyor?

Gazeteci.

Gevezelik mesleidir. Rambert susuyordu.

132

- Bir dost o, dedi Cottard.

Konumadan yrdler. Byk parmaklklarla girii yasaklanm rhtmlara gelmilerdi.


Ama onlar kokusu kendilerine kadar gelen kzarm sardalye satlan kk bir bfeye
yneldiler.

- Ne olursa olsun, benim iim deil bu, Raoul'un ii, diye sz balad Garcia. Onu
bulmam gerek. Kolay olmayacak bu.

Yaa, diye sordu Cottard heyecanla, saklanyor mu? Garcia yant vermedi. Bfenin
yannda durdu ve ilk

kez olarak Rambert'e dnd.

br gn, saat on birde, gmrk binasnn kesinde, kentin tepesinde.

Gidiyor gibi davrand, ama iki adamn yanna dnd.

Masraflar olacak, dedi. Bu bir saptamayd.

Tabii, diye onaylad Rambert.

Biraz sonra gazeteci Garcia'ya teekkr etti.

Yo hayr, dedi teki neeyle. Size hizmet etmek benim houma gider. Hem sonra siz
gazetecisiniz, bunun karln elbet bir gn bana dersiniz.

Ertesi gn Rambert ve Cottard kentimizin tepesine giden, tek glge dmeyen geni
sokaklar trmanyorlard. Gmrk binasnn bir blm hastalarn bakmna ayrlmt
ve byk kapnn nnde, izin verilmesi olanaksz bir ziyaret ya da geerlii bir saatten
fazla srmeyecek bir bilgi edinme umuduyla gelmi insanlar birikmiti. Durum ne olursa
olsun, bu birikme srekli gidi gelilere yol ayordu ve bu adan baknca Garcia'yla
Rambert'in neden burada szletikleri anlatabiliyordu.
- Tuhaf, dedi Cottard, bu gitme saplants. Sonuta olan biten ok ilgin.

Benim iin deil, diye yantlad Rambert.

Aa tabii, bireyleri tehlikeye atyorsunuz. Ama vebadan nce de, ok kalabalk drt
yol azndan geerken ayn oranda bir tehlike vard.

133O srada Rieux'nn arabas onlarn hizasnda durdu. Arabay Tarrou kullanyordu ve
Rieux yar uyank, yar uyukluyor gibiydi. Tantrma fasl iin uyand.

Tanyoruz biz, dedi Tarrou, ayn otelde kalyoruz.

Rambert'i kente gtrmeyi nerdi.

- Hayr burada randevumuz var. Rieux, Rambert'e bakt.

Evet, dedi.

Aa, diye ard Cottard, doktorun haberi var m? Tarrou, Cottard'a bakarak uyarda
bulundu:

te sorgu yargc.

Cottard'n yz deiti. Gerekten de Msy Othon sokaktan aa iniyor ve gl ama


ll admlarla onlara doru geliyordu. Kk topluluun nnden geerken apkasn
kard.

- Merhaba sayn yarg! dedi Tarrou.

Yarg arabann iindekilere selam verdi ve geride kalan Cottard ve Rambert'e bakarak,
bayla ciddi bir selam verdi. Tarrou onu rant ve gazeteciyle tantrd. Yarg bir
saniye ge bakt ve bunun ok hznl bir dnem olduunu syleyerek i ekti.

Msy Tarrou, sizin koruyucu nlemlerin uygulanmasyla ilgilendiinizi sylyorlar.


Size katldm sylemeliyim. Doktor, hastaln yaylacan dnyor musunuz?

Rieux yaylmayacam umut etmek gerektiini syledi, yarg da hep umut etmek
gerektiini yineledi, Tanrnn ne dnd bilinemezdi. Tarrou olaylarla birlikte
ilerinde bir art olup olmadn sordu.

Tersine, kamu hukuku dediimiz trden iler azalyor. Artk yalnzca yeni
dzenlemelerle ilgili ciddi sularn soruturmalaryla ilgileniyorum. Eski yasalara hi
bu denli uyulmamt.

Bunun nedeni, dedi Tarrou, yenilerle karlatrnca, ister istemez, eskiler daha iyi
gibi duruyor.

134

Baklar ge dalp gitmi olan yarg dalgn halinden syrld. Ve Tarrou'yu souk bir
tavrla inceledi.

Ne olmu yani? dedi. nemli olan yasa deil, mahkmiyet. Buna kar elimizden
hibir ey gelmez.

Bu adam var ya, dedi Cottard, yarg gittikten sonra, bir numaral dman ite o.

Araba hareket etti.

Biraz sonra Rambert ve Garcia'nn geldiini grdler. Onlar grdn belli etmeden
yanlarna geldi ve merhaba yerine "Beklemek gerek," dedi.

evrelerinde, ounluu kadnlarn oluturduu kalabalk tam bir sessizlik iinde


bekleiyordu. Neredeyse kadnlarn tmnn yannda sepetler vard, bo bir umutla
onlar kapdan geirip hasta akrabalarna ulatrmay bekliyorlard; kapldklar daha
lgn bir dnce de, ieridekilerin onlarn yiyecek ieceklerini kullanabileceklerini
sanmalaryd. Kapy silahl nbetiler bekliyordu ve zaman zaman, binayla kap
arasnda kalan avluda tuhaf bir lk kopuyordu. O zaman topluluktaki kaygl yzler
hastalarn bakld blme evriliyordu.

adam 'bu sahneyi izlerken geriden gelen net ve ciddi bir 'gnaydn' sesiyle arkalarna
dndler. Scaa karn, Raoul tam takm giyinmiti. Uzun boylu ve yaplyd, koyu renk
bir kruvaze takm ve kenarlar da doru kvrk bir ftr apka giymiti. Yz olduka
solgundu. Kahverengi gzleri ve sk azyla, Raoul abuk ve kesin bir biimde
konuuyordu:

Kente doru gidelim, dedi. Garca, sen bizi brakabilirsin.

Garcia bir sigara yakt ve onlarn uzaklamasna izin verdi. Ortalarna geen Raoul'un
yryne admlarn uydurarak hzl hzl yrdler.

Garcia bana anlatt, dedi. Bu olabilir. Durum ne olursa olsun, bu size on bin franka
patlar.
Rambert kabul ettiini syledi.

135- Yarn, Marina'daki spanyol lokantasnda benimle le yemei yiyin.

Rambert anlatklarn syledi ve Raoul ilk kez glmseyerek onun elini skt. O
gittikten sonra Cottard zr diledi. Ertesi gn bo zaman yoktu ve zaten Rambert'in de
ona artk gereksinimi yoktu.

Ertesi gn gazeteci spanyol lokantasna girdiinde, herkes ban evirip onun geiine
bakt. Sar ve gneten kavrulmu kk bir sokan aasnda bulunan bu lo mahzene
ounlukla spanyol tipli erkeklerden bakas gelmezdi. Ancak, dipte bir masada
oturmu olan Raoul'un gazeteciye bir iaret yapmasyla ve Rambert'in ona ynel-
mesyle yzlerdeki merak kaybolup gitti, herkes tabana dnd. Raoul'un masasnda
zayf ve trasz, son derece geni omuzlu, at suratl, seyrek sal, zayf, uzun bir adam
oturuyordu. Siyah kllarla kapl ince uzun kollan, svanm gmleinden kyordu.
Rambert kendisine tantrlrken kez ban sallad. Ad sylenmemiti ve Raoul
ondan sz ederken 'dostumuz'dan baka bir ey demiyor-du.

- Dostumuz size yardm edebileceini sylyor. Si-

Raoul szn kesti, nk servis yapan kz Rambert'in sipariini almak iin araya
girmiti.

Adammz olan nbetilerle sizi tantracak, iki dostumuzla sizi grtrecek.


bununla bitmiyor. Uygun zaman nbetilerin kendileri belirlemeli. Bunun en basit yolu
kent kaplarna yakn oturanlardan birinin evinde birka gece kalmanz. Ama nce,
dostumuzun gerekli ilikileri size salamas gerek... Her ey ayarlandnda demeleri
ona yapacaksnz.

Dost mideye indirdii domatesli biberli salatasn tp dururken at andran kafasn


bir kez daha sallad. Sonra hafife spanyolcaya alan bir vurguyla konutu. Ram-bert'e
ertesi gn iin, katedralin giriinde randevu vermeyi neriyordu.

136

- ki gn daha, dedi Rambert.

Bu i kolay deil de ondan, dedi Raoul. Adamlar bulmak gerek.

At bir kez daha kafasn ne doru sallad ve Rambert fazla coku gstermeden neriyi
kabul etti. Yemein geri kalan blm konumay srdrmek iin bir konu aramakla
geti. Ama Rambert atn futbolcu olduunu renince her ey kolaylat. Kendisi de
epey futbol oynamt. Bylece Fransa ampiyonasndan, profesyonel ngiliz
takmlarnn neminden ve W taktiinden sz ettiler. Yemein sonunda at iyice
canlanmt ve bir takmda yar sahadan daha iyi bir yer olmayaca konusunda
Rambert' ikna etmek iin sesli benli konuuyordu. "Bilirsin," diyordu, "yar saha
futbolcusu oyunu kurandr. Oyunu kurmak da futboldur." Hep geride oynam olmasna
karn Rambert de byle dnyordu. Konuma yalnzca bir radyo sesiyle blnd,
radyoda alak sesle duygusal ezgiler birbiri ardna aldktan sonra nceki gn vebann
yz elli yedi kiiyi kurban ettii bildirildi. Topluluktan kimse tepki gstermedi. At-
suratl adam omuz silkti ve ayaa kalkt. Raoul ve Rambert de onun gibi yaptlar.

karlarken orta saha oyuncusu Rambert'in elini enerjik biimde skt:

Benim adm Gonzales, dedi.

Bu iki gn Rambert'e bitmeyecek gibi geldi. Rieux'ye gitti ve giriimlerini ayrntsyla


anlatt. Sonra bir hasta ziyaretine giden doktora elik etti. Durumu kukulu bir hastann
kendisini bekledii evin kapsnda ona veda etti. Koridorda bir kouturma grlts ve
sesler doktorun geldiini haber veriyorlard.

- Umarm Tarrou gecikmez, diye mrldand Rieux.

Yorgun bir hali vard.

Salgn hzl yaylyor ha? diye sordu Rambert Rieux sorunun bu olmadn hatta
istatistik erisinin

daha yava ykseldiini syledi. Yalnzca, vebayla mcadele olanaklar ok fazla


deildi.

137 Malzememiz yok, dedi. Dnyadaki tm ordularda genellikle malzeme eksiini


insanla kapatrlar. Ama bizim elimizde insan da yok.

Dardan doktorlar ve salk personeli geldi.

Evet, dedi Rieux. On doktor ve yz kadar insan. Grnte ok bu. Hastaln


imdiki durumu iin ancak yeter. Salgn yaylrsa yetersiz kalacak.

Rieux ieriden gelen seslere kulak kabartt, sonra Rambert'e glmsedi.

Evet, dedi, elinizi abuk tutmalsnz. Rambert'in yznde dnceli bir ifade
belirdi:
Biliyorsunuz, dedi ksk bir sesle, benim buradan gitmemin nedeni bu deil.

Rieux bunu bildiini syledi, ama Rambert szn srdryordu:

Sanrm ben korkak deilim, en azndan ounlukla yle deilim. Bu duyguya


kaplma olanam oldu. Yalnz, katlanamadn baz dnceler var.

Doktor baklarn ona dikti.

Ona kavuacaksnz, dedi.

Belki, ama bunun srmesi ve tm bu sre iinde onun yalanmas dncesine


katlanamyorum. Otuz yanda insan yalanmaya balyor, her eyden yararlanmak gerek.
Bilmem anlayabiliyor musunuz?

Rieux anladn sandn mrldanrken, Tarrou byk bir heyecanla geldi.

Paneloux'dan bize katlmasn rica ettim.

Eee? diye sordu doktor.

Dnd ve olur dedi.

Buna memnun oldum, dedi doktor. Kendisinin vaazndan daha mkemmel olduunu
rendiime memnun oldum.

Herkes byledir, dedi Tarrou. Yalnzca onlara frsat tanmak gerek.

Glmsedi ve Rieux'ye gz krpt.

Yaamn iinde, benim iim bu, frsatlar yaratmak.

138

Beni affedin, dedi Rambert, ama gitmem gerek. Randevunun olduu perembe gn
Rambert sekize be kala katedral giriine gitti. Scak henz bastrmamt.
Gkyznden kk, yuvarlak bulutlar geiyordu, az sonra scan ykselmesiyle
kaybolup gideceklerdi. Kurumu imenlerden belli belirsiz bir nem kokusu ykseliyordu
yine de. Gneydeki evlerin ardndaki gne, meydan ssleyen Jeanne d'Arc'n tmyle
altndan olan miferini styordu yalnzca. Bir duvar saati sekizi vurdu. Rambert ssz
katedral giriinde birka adm att. eriden belli belirsiz dinsel ezgiler, eskimi mahzen
ve tts kokular geliyordu. Anszn arklar sustu. On kadar ufak tefek glge kiliseden
kt ve kk admlarla kente doru yola koyuldular. Rambert sabrszlanmaya balad.
Baka glgeler de byk merdivenlerden trmanyor ve katedral giriine y-
neliyorlard. Rambert bir sigara yakt, sonra bu yerin belki de buna uygun olmad
aklna geldi.

Saat sekizi eyrek gee kilisenin orglar ksk sesle almaya balad. Rambert ieriye,
karanlk kubbenin altna geti. Bir sre sonra sanda nnden gemi olan kara
glgeleri fark etti. Bir kede, zerine kentimizin atlyelerinden birinde alelacele
kotarlm bir Saint Roch heykeli konulmu olan bir tr sunan nnde, kendi
kendilerine toplanmlard. Diz km bu insanlar, orada burada, iinde kayarcasna
dolatklar pustan biraz daha youn glge paralan gibi, kl renginin iinde kaybolmu,
iki bklm gibi duruyorlard. Tepelerinde de orglarn sonsuz eitlemeleri duyuluyordu.

Rambert ktnda, Gonzales merdivenleri inmi, kente ynelmiti bile.

Gittiini sandm, dedi gazeteciye. Olabilir byle eyler.

Oraya yakn bir yerde, saat sekize on kala bir baka randevu iin arkadalarn
beklediini anlatt. Yirmi dakika bou bouna beklemiti.

139 Bir engel var, oras kesin. Bizim iimizde her zaman her ey kolay olmaz.

Ertesi gn iin ayn saatte ehitler Ant nnde bir baka randevu neriyordu. Rambert
i ekti ve ftr apkasn geriye itti.

- Bu bir ey deil, diye sz balad Gonzales glerek. Tm pozisyonlar dn biraz,


gol atmadan nceki hcumlar ve paslan.

- Tabii, dedi Rambert. Ama oyun bir buuk saatten fazla srmyor.

Oran'n ehitler Ant denizin grlebildii tek yer olan, ksack bir mesafede, liman
kuatan yalyarlar boyunca uzanan bir tr gezi yolundadr. Ertesi gn randevuya ilk
giden Rambert savata lenlerin listesini dikkatle okuyordu. Birka saniye sonra iki
adam yaklat, kaytszca ona baktlar, sonra gezi yolunun korkuluk duvarna dayandlar
ve sanki kendilerini kaptrmasna bo ve ssz rhtmlar izlemeye baladlar. kisi de
ayn boydayd, ikisi de mavi bir pantolon ve ksa kollu denizci bluzu giymilerdi.
Gazeteci biraz uzaklat, sonra bir bankn zerine oturdu ve dilediince onlara
bakabildi. O zaman ta atlasa yirmi yandan fazla olmadklarn fark etti. O srada,
zr dileyerek kendisine doru gelmekte olan Gonzales'i grd.
te dostlarmz, dedi ve onu Marcel ile Louis diye tantrd genlerden birinin
yanna doru gtrd. Yzden baknca, birbirlerine ok benziyorlard; Rambert onlarn
karde olduunu dnd.

te, dedi Gonzales. imdi tantrma ii bitti. in kendisini ayarlamak gerek.

Marcel ya da Louis nbet srasnn iki gn sonra kendilerine geleceini, bunun bir hafta
sreceini ve en uygun gnn saptanmas gerektiini syledi. Bat kapsn beklemek
zere drt kii grevliydiler, teki iki kiiyse askerlik mesleindendi. Onlar bu ie
kartrmak sz konusu olamazd. Onlara gvenilmezdi; zaten byle bir ey masrafla-

140

rn artmas demekti. Ama baz geceler o iki nbetinin bildikleri bir barn arka
odasnda bir sre kalmaya gittikleri oluyordu. Bylece Marcel ya da Louis, Rambert'e
kent kaplarnn yaknnda bulunan evlerine gelip yerlemesini ve kendisini almaya
gelmeleri iin beklemesini neriyordu. O zaman gei tam anlamyla kolay olacakt.
Ama acele etmek gerekiyordu, nk ksa bir sredir kent dna ift nbet vardiyas
yerletirilmesinden sz edilir olmutu.

Rambert bunu onaylad ve son sigaralarndan birkan onlara ikram etti. Bunun zerine
ikisinden hi konumam olan Gonzales'e para iinin ayarlanp ayarlanmadn ve
pein bir miktar alp alamayacaklarn sordu.

- Hayr, dedi Gonzales, buna gerek yok, o bir ahbap. Masraflar kta denecek.

Yeni bir randevu iin anlatlar. Gonzales ertesi gn iin bir spanyol lokantasnda
akam yemei nerisinde bulundu. Oradan nbetilerin evine gidilecekti.

lk gece iin senin yannda olacam, dedi Rambert'e.

Ertesi gn Rambert odasna karken, otel merdivenlerinde Tarrou'ya rastlad.

Rieux'yle buluacam, dedi Tarrou, siz de gelmek

ister misiniz?

Onu rahatsz edip etmediimden hi emin deilim, dedi Rambert bir duraksamadan
sonra.

Sanmyorum, bana sizden ok sz etti. Gazeteci dnyordu.


Dinleyin, dedi. Ge bile olsa, akam yemeinden sonra biraz zamannz varsa, ikiniz
otelin barna gelin.

- Bu ona ve vebaya bal, dedi Tarrou.

Yine de akam saat on birde Rieux ve Tarrou kk ve darack bara girdiler. Otuz kii
kadar, dirsek dirsee oturmu epey yksek sesle konuuyorlard. Vebal kentin
sessizliinden kp gelen iki konuk biraz aknlkla durdular. Hl alkoll ikilerin
verildiini grnce bu hareketliliin nedenini anladlar. Rambert barn bir uundayd

141ve onlara taburesinin tepesinden iaret ediyordu. Tarrou yanda oturan grltl bir
mteriyi sakince itti ve Ram-bert'n evresini aldlar.

Alkol sizi korkutmuyor mu?

Hayr, dedi Tarrou, tersine.

Rieux kadehindeki ac otlarn kokusunu iine ekti. Bu grlt patrtnn iinde


konumak gt, ama Ram-bert zellikle imekle megul gibiydi. Doktor onun sarho
olup olmadn henz anlayamamt. Bulunduklar darack lokalin geri kalan ksmn
dolduran iki masadan birinde, iki koluna iki kadn takm bir deniz subay, iman ve
yz kan krmz bir adama Kahire'deki tifs salgnn anlatyordu: "Yerliler iin
kamplar yaplmt," diyordu, "hastalar iin adrlar vard, nbeti kordonuyla
epeevre kuatlmt, el altndan kocakar ilac ulatrmaya alan hasta ailelerine
ate ayorlard. Kolay i deildi, ama doruydu." Zarif giyimli genlerin oturduu teki
masada anlalmayan bir konuma tepeye aslm bir pikaptan yaylan Saint James
Infrmary''nin ritmine karyordu.

Memnun musunuz? dedi Rieux sesini ykselterek.

Yaknda, dedi Rambert. Belki hafta ii.

Yazk! diye bard Tarrou. - Niin?

Tarrou, Rieux'ye bakt.

Aa, dedi beriki, Tarrou sizin burada bize yararl olabileceinizi dnd iin
byle diyor. Ama ben sizin gitme isteinizi ok iyi anlyorum.

Tarrou iki smarlamay nerdi. Rambert taburesinden indi ve ilk kez olarak Tarrou'nn
gzlerinin iine bakt:
Size nasl yararl olabilirmiim?

te, dedi Tarrou, acele etmeksizin elini kadehine uzatarak, bizim salk
kollarmzda.

Rambert o allm dik kafal dnen havasna brnd ve yeniden taburesine kt.

142

- u salk kollar size yararl gibi gelmiyor mu? dedi Tarrou bir yudum itikten sonra,
dikkatle Rambert'e bakyordu.

ok yararl, dedi gazeteci ve ikisini iti.

Rieux elinin titrediini fark etti. Evet, artk tam olarak onun sarho olduunu dnd.

Ertesi gn, Rambert ikinci kez olarak spanyol lokantasna girdi; sandalyelerini lokanta
giriinin nne karm, yeil ve altn rengine brnm ve scan biraz olsun
azalmaya yz tuttuu bir akamn tadn karmakta olan kk bir topluluun ortasndan
geti. Lokantann ierisi neredeyse bombotu. Rambert oturmak iin Gonzales'le ilk kez
karlat masaya gitti. Servis yapan kza bekleyeceini syledi. Saat on dokuz otuzdu.
Yava yava, insanlar yemek blmne getiler ve masalara yerletiler. Yemek servisi
balad, ar alak olan kubbeyi atal bak grlts ve anlalmaz konumalar
doldurdu. Saat yirmide Rambert hl bekliyordu. Iklar yaktlar. Masasna yeni
mteriler oturdu. Yemeini smarlad. Saat yirmi otuzda yemeini bitirmi, ne
Gonzales'i ne de iki gen adam grmt. Birka sigara iti. Yemek salonu yava yava
boalyordu. Darda ok abuk gece oluyordu. Denizden gelen lk bir hava caml
kaplarn perdelerini usul usul kaldryordu. Saat yirmi bir olduunda Rambert salonun
boaldn ve servis yapan kzn akn akn kendisine baktn fark etti. Paray
dedi ve kt. Lokantann karsnda ak bir kafe vard. Rambert bara yerleti ve
lokantann giriini gzlemeye balad. Saat yirmi bir otuzda oteline doru yneldi,
adresini bile almad Gonzales'e nasl ulaacan bou bouna dnp duruyor,
yeniden balatlmas gerekecek tm giriimleri aklna getirerek yrei allak bullak
oluyordu.

Tam o srada, ambulanslarn deli gibi getii gecenin iinde, sonradan Doktor Rieux'ye
de syleyecei gibi, tm bu sre iinde karsn kendisinden ayran duvarda bir kap
aralamak iin tm gcn harcarken bir bakma onu

143unuttuunu fark etti. Ancak, yine o anda, tm kaplarn bir kez daha kapanmasyla
yeniden kars onun asl istei oluvermiti ve bunu yle ani bir acyla hissetmiti ki,
istese de iinden bir trl atamad ve akaklarn kemiren bu feci yrek yangnndan
kamak iin oteline doru komaya balamt.

Bununla birlikte ertesi gn ok erken saatte Cottard' nasl bulacan sormak iin
Rieux'y grmeye gitti:

- Yapacam tek i var, dedi, o da tm zinciri yeniden balatmak.

Yarn akam gelin, dedi Rieux, Tarrou benden Cottard' davet etmemi istemiti,
nedenini bilmiyorum. Saat onda gelecek. Saat on buukta siz de gelin.

Ertesi gn, Cottard doktorun evine geldiinde Rieux, Tarrou'ya kendi servisinde
meydana gelen beklenmedik bir iyilemeden sz ediyordu.

On kiide bir. Onun ans varm, diyordu Tarrou.

Eh, o zaman veba deilmi, dedi Cottard

Ayn hastaln sz konusu olduuna onu ikna ettiler.

yiletiine gre bu hastalk olamaz. Siz de benim kadar iyi biliyorsunuz, veba
affetmez.

Genelde etmez, hayr, dedi Rieux. Ama biraz inatla srprizler olabilir.

Cottard glyordu.

Pek yle deil gibi. Bu akam saylar duydunuz mu?

yi niyetle Cottard'a bakan Tarrou saylardan haberi olduunu syledi, durum ciddiydi,
ama bu neyi kantlard? Bu daha da zel nlemler gerektiini kantlyordu.

Eh, o nlemleri siz aldnz zaten.

Evet, ama herkes stne deni yapmal.

Cottard bir ey anlamadan Tarrou'ya bakyordu. Tarrou birok insann elini bir eye
srmediini, salgnn herkesi ilgilendirdiini ve herkesin grevini yerine getirmesi
gerektiini syledi. Salk kollar herkese akt.

144
Bu bir gr, dedi Cottard, ama hibir ie yaramayacak. Veba ok fazla gl.

Greceiz, dedi Tarrou sabrl bir tonla, her eyi

denedikten sonra.

Bu srada Rieux alma masasnda fileri temize ekiyordu. Tarrou sandalyesinde


kprdanmakta olan rantdan gzn ayrmyordu.

Niin bize katlmyorsunuz Msy Cottard? teki hakarete uram bir havayla
kalkt, yuvarlak

apkasn eline ald:

Benim iim deil bu.

Sonra, meydan okur gibi bir tonla:

Hem ben vebann yararn da gryorum, niye onu durdurmak iin ie


karacakmm, anlamyorum.

Tarrou sanki anszn bir gerei anlam gibi eliyle alnna vurdu:

Ah! Doru unutuyordum, bu olmasayd tutuklanacaktnz.

Cottard irkildi ve decekmi gibi sandalyesine tutundu. Rieux yaz yazmay brakt,
ciddi ve ilgili bir tavrla

ona bakyordu.

Kim size bunu syledi? diye bard rant. Tarrou arm gibiydi ve yle dedi:

Siz. Ya da en azndan doktorla biz bunun byle olduunu sandk.

Cottard ise kaldramayaca denli gl bir fkeye kapldndan anlalmaz szler


geveliyordu:

Sinirlenmeyin, diye ekledi Tarrou. Ne doktor ne de ben sizi ele verecek deiliz.
Sizin hikyeniz bizi ilgilendirmez. Hem sonra biz polisten hi holanmayz. Haydi,

oturun.
Rant sandalyesine bakt ve biraz duraksadktan sonra oturdu. Bir srenin sonunda i
geirdi.

Birilerinin ortaya kard eski bir hikyedir, diye durumu kabul etti. Unutulduunu
sanyordum. Ama birisi bunu aklam olmal. Bir gn beni ardlar ve soru-

Veba

145/10turma sonulanana kadar onlarn gz nne bulunmam istediler. Sonunda beni


tutuklayacaklarn anladm.

Ciddi mi? diye sordu Tarrou.

Ne demek istediinize bal. Ne olursa olsun bir cinayet deil.

Hapis mi, zorunlu hizmet mi? Cottard bitkin gibi duruyordu.

Hapis, talihim el verirse...

Ama bir sre sonra ateli bir tavrla sz srdrd:

- Bu bir hata. Herkes hata yapar. Bu yzden ieri tklma fikrine dayanamyorum;
evimden, alkanlklarmdan, tandm herkesten ayrlma fikrine.

- Ah! Bu yzden mi kendinizi asma iini kardnz? diye sordu Tarrou.

Evet, bir budalalk, kesinlikle.

Rieux ilk kez olarak konutu ve Cottard'a kaygsn anlattn, ama belki de her eyin
yoluna gireceini syledi.

Oh! imdilik korkacak hibir eyim yok biliyo-

rum.

Anlyorum, dedi Tarrou, bizim kurululara katlmayacaksnz.

apkasn elinde evirip duran tekiyse kararsz baklarla Tarrou'ya doru ayaa
kalkt.

Bana kzmamanz gerek.


- Tabii ki hayr. Ama en azndan, dedi Tarrou, mikrobu gnll olarak yaymamay
deneyin.

Cottard vebay istemediini, ylesine balarna geldiini ve imdilik iine gelmesinin


kendi suu olmadn syleyerek bu szlere kar kt. Rambet kapya vardnda
rant sesinde byk bir cokuyla unlar ekliyordu:

- Kald ki, hibir yere varamayacanz dnyorum.

Rambert, Cottard'n Gonzales'in adresini bilmediini rendi, ancak her zaman iin o
kk kafeye gidilebilirdi. Ertesi gn iin szletiler. Rieux bu konuyla ilgili bilgi

146

edinmek istediini steleyerek belirtince Rambert, Tar-rou'yla ikisini hafta sonu gecenin
herhangi bir saatinde

odasna davet etti.

Sabah olunca Cottard ve Rambert kk kafeye gittt-ler ve Garcia'ya akam ya da bir


engel kmas durumunda ertesi gn iin bir buluma notu braktlar. Akam onu bou
bouna beklediler. Ertesi gn Garcia oradayd. Konumadan Rambert'in hikyesini
dinledi. Bundan haberi yoktu, ama ikametghlarn denetimi iin yirmi drt saat sreyle
mahallelere giri kn tmyle kaldrldn biliyordu. Gonzales ve iki gen adam
engelleri aamam olabilirlerdi. Ama tm yapabilecei onlarn yeniden Raoul'la
ilikiye gemesini salamakt. Tabii ki bu ertesi gnden

nce olmazd.

Anlyorum, dedi Rambert., her eye yeni batan

balamak gerekecek.

Ertesi gn bir sokak kesinde Raoul, Garcia'nn varsaymn dorulad; aa


mahallelere giri klar durdurulmutu. Gonzales'le ilikiye gemek gerekiyordu, iki
gn sonra Rambert futbolcuyla yemek yiyordu.

- Aptalca bu, diyordu futbolcu. Bulumak iin bir yol saptamalydk.

Rambert de yle dnyordu.

Yarn sabah ufaklklara gideriz, her eyi ayarlamaya alacaz.


Ertesi gn ufaklklar evde yoktu. Onlara ertesi gn Place du Lycee'de le saatinde
bulumak iin haber braktlar. Rambert leden sonra karlat Tarrou'yu akna
eviren bir yz ifadesiyle odasna dnd.

Keyifler iyi deil mi? diye sordu Tarrou.

Yeniden balamak yznden, dedi Rambert. Ve davetini yineledi:

Bu akam gelin.

Akam iki adam Rambert'in odasna girdiinde, onu yatanda uzanm buldular. Kalkt,
hazrlam olduu kadehleri doldurdu. Rieux kendisininkini alrken ona ilerin

147yolunda olup olmadn sordu. Gazeteci yeni batan her eye baladn, ayn
noktaya dndn ve yaknda son bulumaya gideceini syledi. kisinden iti ve
yle dedi:

Tabii ki gelmeyecekler.

Bunu bir ilke haline getirmemek gerek, dedi Tar-rou.

Henz anlamadnz, diye yantlad Rambert omuz silkerek.

Neymi o?

- Veba.

- Ah! dedi Rieux.

Hayr, bunun yeni batan balamak demek olduunu anlamadnz.

Rambert odasnda bir keye gitti ve kk bir pikab at.

Nedir bu plak? diye sordu Tarrou. Biliyorum bunu.

Rambert Saint James Infirmary olduunu syledi. Plan ortasnda uzakta patlayan iki el
silah sesi duyuldu.

Bir kpek ya da kaan biri, dedi Tarrou.

Bir sre sonra plak bitti ve bir ambulans sesi belirgin-leti, oald, otel odasnn
pencerelerinin altndan geti, azald ve sonunda silinip gitti.
Bu plak elenceli deil, dedi Rambert. stelik bugn onuncu kez dinliyorum.

Bu kadar ok mu seviyorsunuz?

Hayr, ama elimde bakas yok. Ve bir sre sonra:

Size sylyorum, yeni batan balamak demek. Rieux'ye kurulularn nasl gittiini
sordu. alan be

ekip vard. Bakalarn da oluturmak istiyorlard. Gazeteci yatann zerine oturmu


trnaklaryla ilgiliymi gibi grnyordu. Rieux onun yatann kenarna toparlanarak
ilimi, ksa ve gl bedeninin genel grnmn inceliyordu. Birden Rambert'in
kendisine baktn fark etti.

148

- Biliyorsunuz, doktor, dedi, u sizin kurulu zerinde ok dndm. Eer sizin


yannzda deilsem, kendi nedenlerim var da ondan. Kald ki, sanrm yine kelleyi
koltua alabilirdim, ben spanya savana katldm.

Hangi taraftaydnz? diye sordu Tarrou.

Yenilenlerin tarafnda. Ama o zamandan beri biraz

dndm.

Neyi? dedi Tarrou.

Cesareti. imdi, insann byk eylemlere giriebileceini biliyorum. Ama yce bir
duyguyu yaayamyorsa eer, beni ilgilendirmiyor.

yle grnyor ki, insan her eyi yapabilecek gte, dedi Tarrou.

Ama hayr, insan ac ekmeyi ya da uzun sre mutlu olmay beceremiyor. Bylece,
deecek hibir eyi beceremiyor.

Onlara bakyordu ve sonra:

Tarrou, bakalm siz bir ak iin lebilir misiniz?

- Bilmiyorum, ama bana yle geliyor ki, imdi olsa


yapamazdm.

te. Ama siz bir dnce uruna lm gze alabilecek gtesiniz, bu aka
grlyor. Ben kahramanla inanmam, bunun kolay olduunu ve lmle sonulandn
bilirim. Beni ilgilendiren insanlarn yaamas ve aktan

lmesi.

Rieux gazeteciyi dikkatle dinlemiti. Ondan gzn ayrmadan yumuak bir sesle yle
dedi:

nsan bir dnce deildir, Rambert.

teki, yz tutkudan kzarm, yatandan atlyordu.

- O bir dncedir ve aka srtn evirdii andan itibaren, gdk bir dncedir. Ve
ite, biz artk ak beceremiyoruz. Bunu kabullenelim doktor. Deimeyi bekleyelim ve
eer bu olanakszsa kahraman rol oynamadan kurtuluu bekleyelim. Benden bu kadar.

Rieux ayaa kalkt, anszn yorgun dm gibi bir hali vard.

149 Haklsnz Rambert, tmyle haklsnz ve dnyada hibir ey adna sizi yapmak
istediinizden alkoya-mam, nk bu bana doru ve iyi grnyor. Ama yine de size
unu sylemeliyim: Tm bunlarda kahramanlk diye bir ey sz konusu deil. Drstlk
sz konusu. Bu gln gelebilecek bir dnce, ama vebayla savamann tek yolu
drstlk.

Nedir drstlk? dedi Rambert, anszn ciddileen bir tavrla.

Bunun genelde ne olduunu bilmiyorum. Ama benim durumumda, mesleimi


yapmaktr.

Ah! dedi Rambert fkeyle, ben mesleimin ne olduunu bilmiyorum. Belki de, ak
seerek hata yapan benim gerekte.

Rieux ona kar kt:

Hayr, dedi gl bir sesle, hatal deilsiniz. Rambert onlara dnceli dnceli
bakyordu.

Siz ikinizin, sanyorum tm bu karmaada kaybedecek bir eyiniz yok. iyilerin


tarafnda olmak daha kolay-dr.
Rieux kadehini bitirdi.

Haydi, dedi, iimiz var. kt.

Tarrou onu izledi, ama kaca srada aklna bir ey gelir gibi oldu ve gazeteciye
dnerek ona yle dedi:

Rieux'nn karsnn buradan yzlerce kilometre uzakta bir salk yurdunda


olduunu biliyor musunuz?

Rambert aknln belirten bir hareket yapt, ama Tarrou gitmiti bile.

Ertesi gn, Rambert ilk i olarak doktora telefon ediyordu.

Kentten ayrlmann yolunu bulana kadar sizinle almam kabul eder misiniz? ,

Hattn ucunda bir sessizlik oldu ve ardndan:

Evet Rambert. Teekkr ederim.

150Bylece hafta boyunca vebann tutsaklar ellerinden geldiince rpnp durdular.


Hatta Rambert gibi, aralarndan bazlarnn da, grld gibi, hl zgr insanlar gibi
hareket ettiklerini, hl seme zgrlkleri olduklarn dledikleri bile oluyordu. Ama,
iin dorusu, o anda, austosun ortasnda, veba her eyin stne kmt. Bylece
bireysel yazg diye bir ey artk yoktu; veba ve herkesin paylat duygulardan olumu
toplumsal bir tarih vard. En nemli duygu ayrlk ve srgnd, bir de bu duygularn
ierdii korku ve bakaldr. te bu nedenle anlatc, scan ve hastaln bu doruk
noktasnda genel durumu anlatmay uygun buluyor, rnek vermek gerekirse, hayattaki
yurttalarn iddeti, llerin gmlmesi ve ayr dm sevgililerin acs.

ite o yln ortalarnda rzgr kt ve vebal kentin zerinde gnlerce esti. Oran'llar
zellikle rzgrdan ekinirlerdi, nk kentin kurulduu orada hibir ey bu rzgrn
karsna kmaz, bylece tm iddetiyle sokaklar doldururdu. Tek bir damla suyun
kenti serinletmedii u uzun aylarn ardndan kent sva gibi gri bir tozla kaplanmt ve
rzgrn esmesiyle pul pul uutu tozlar. Bylece rzgr toz bulutlarn ve kt
ynlarn havaya kaldryor, onlar says giderek azalm gezinti yapan insanlarn
bacaklarna arpyordu. Bu insanlarn sokaklarda iki bklm, mendil ya da elleriyle
azlarn kapam, kouturduklar grlyordu. Akam, her biri son gn olabilecek u
gnleri elden geldiince uzatmaya alan, sokaklarda toplam kalabalklar yerine
evlerine ya da kafelere dnmek iin acele eden insanlara rastlanyordu, yle ki birka
gn boyunca, o sralarda epey erken ken karanlkta so-

153kaklar sszlayor ve yalnzca rzgrn srekli iniltisi duyuluyordu. Bir trl


seilemeyen ve kabarm denizden bir yosun ve tuz kokusu ykseliyordu. Tozdan beyaz
renge brnm, deniz kokusuna doymu, rzgrn lkla-ryla n n ten bu ssz
kent o zaman uursuz bir ada gibi inliyordu.

imdiye kadar daha kalabalk ve daha yoksul olan d mahalleler kent merkezine oranla
vebaya daha ok kurban vermiti. Ama birdenbire kente sokulur gibi oldu ve i
merkezlerine de yerleiverdi. Kentliler rzgr mikrop tamakla suluyorlard. Otel
mdr, "Rzgr ileri kartryor,! diyordu. Ancak ne olursa olsun, merkezdeki
mahalleler srann kendilerine geldiini biliyorlard, nk gecenin bir vakti,
pencerelerinin altnda, vebann donuk ve cokusuz arsn n n duyuran ambulans
sirenlerini giderek daha sk duyar olmulard.

Kentin iinde de zellikle hastalk bulam baz semtlerin tecrit edilmesi ve buralardan
yalnzca gerekli hizmetlerle ykmllerden baka kimsenin kmasna izin verilmemesi
dnld. O zamana kadar buralarda yaayanlar bu nlemi zellikle kendilerine
ynelik zc bir ilem olarak grmekten kendini alamadlar ve her durumda, teki
semtlerde oturanlar zgr insanlar olarak dnyorlard. Buna karlk, o
mahallelerde oturanlar, yaadklar g anlarda, bakalarnn kendileri kadar zgr
olmadn dnerek avunuyorlard. 'Her zaman benden daha tutsak birisi vardr,'
tmcesi o sralar olanakl tek umudu zetliyordu.

Yaklak o dnemde, zellikle elence semtlerinin bulunduu kentin bat kaplarnda


yangn olaylarnda bir art oldu. Alnan bilgilere gre, karantinadan km, yas ve
mutsuzlukla lgna dnm kiiler vebay kurutma hayaline kaplarak evlerini atee
veriyorlard. iddetli rzgrn da etkisiyle mahalleleri srekli bir tehlikeyle kar
karya brakacak sklkta giriilen bu eylemlerle ok zor ba edildi. Belediyenin
yapt mikroptan arndrma ileminin her

154

tr bulama tehlikesini ortadan kaldrd gereksiz yere aklandktan sonra, bu saf


kundaklara kar ok ar cezalarn yasallamas gerekti. Ve uras kesin, bu bahtsz
insanlarn geri ekilmesine neden olan, hapse atlma dncesi deildi; belediye
hapishanesinde grlen ar orandaki lmler sonucu, hapis cezasnn lm cezasyla
edeer olduu inanc etkili olmutu. Tabu ki bu inan bo yere ortaya kmamt. Belli
nedenlerle, vebann zellikle gruplar halinde yaama alkanl edinmi insanlar,
asker, din adam ya da tutuklular ele geirdii grlyordu. Baz tutuklular tek bana
da olsa bir hapishane bir topluluktur ve bunun iyi bir kant da bizim belediye
hapishanemizde gardiyanlar da tutuklular gibi hastaln bedelini dyorlard. Vebann
tepesinden baknca, mdrden en son tutukluya kadar herkes mahkmdu ve belki de ilk
kez olarak hapishaneye mutlak bir adalet egemendi.

Yetkililer grev banda len gardiyanlara madalya vermeyi dnerek bu herkesin eit
olduu yere bou bouna bir hiyerari getirmeye altlar. Skynetim ilan
edildiinden ve belli bir adan, hapishane gardiyanlar da silah altna alndndan,
kendilerine ldkten sonras iin bir askerlik madalyas verildi. Ancak tutuklulardan tek
bir protesto gelmese de, askeri evreler bunu iyi karlamadlar ve hakl olarak,
kamuoyunda zc bir karmaa yaratabileceine dikkat ektiler. Onlarn isteine uyuldu
ve en basit zm olarak, lecek olan gardiyanlara salgn madalyas verilmesini
dndler. Ama ilk gardiyanlar iin olan olmutu ve kendilerine taklan nian geri
almak dnlemezdi bile, askeri evreler ise kendi grlerinde direttiler. te yandan,
salgn madalyasyla ilgili olarak, askeri bir niann verilmesinin getirdii moral etkiyi
salamamak gibi bir sakncas vard, nk salgn dneminde bu trden bir nian elde
etmek sradan bir eydi. Kimse honut deildi.

stelik, cezaevi ynetimi din yetkilileri ya da en azndan askeri yetkililer gibi etkin
olamad. Gerekten de, kentte bulunan iki manastrn keileri geici bir sre iin

155datlarak dindar ailelerin yanna yerletirilmiti. Ayn ekilde, her frsatta kk


birlikler klalardan ayrlm, okullarda ya da kamu binalarnda karargh kurmulard.
Bylece, grnte kentlileri kuatlm insanlara zg bir dayanmaya zorlayan
hastalk, ayn zamanda geleneksel kurumlar paralyor ve bireyleri kendi balarna
kalmaya itiyordu. Bu bir karmaa yaratyordu.

Rzgr da gz nne alnca, tm bu koullarn baz insanlarn akln atee verdii


dnlebilir. Kentin kaplar gece yeniden baskna urad, ama bu kez saldran kk
silahl gruplard. Nbetiler artrld ve bu giriimler olduka abuk bir biimde
kesildi. Bununla birlikte kentte, baz iddet olaylarna yol aacak olan bir devrim
havasnn esmesi iin yeterli oldu. Yangna uram ya da salk nedenleriyle kapatlm
evler yamaland. Gerei sylemek gerekirse, bu eylemlerin nceden tasarlanm
olduunu sylemek g. ounlukla, o na kadar onuruyla yaam insanlar, birden
ortaya kan bir frsatla knanacak eylemlere giriiyor ve bunlar hemen o anda
bakalarnca taklit ediliyordu. rnein alevler iindeki evlere girmeye alan lgnlar
bile oldu, hem de acdan akna dnm ev sahibinin gz nnde. Onun kaytszl
karsnda saldry ilk balatanlar bakalar da izledi ve o karanlk sokakta, yangnn
clz nda, omuzlarda tanan eya ya da mobilyalarn arl altnda ya da snmekte
olan alevlerin etkisiyle arplm glgelerin her bir yandan dar frlad grld. te
bu olaylar yetkilileri veba durumunu skynetime evirmeye ve buna bal olarak
yasalar uygulamaya zorlad. ki hrsz kuruna dizildi, ama bunun bakalar zerinde bir
etki yapp yapmad kuku gtrr, nk yle ok sayda l vard ki, bu iki infaz fark
edilmedi bile. Ve iin gerei, yetkililerin araya giriyormu gibi yapmasna gerek
kalmadan bu gibi olaylar yinelendi durdu. Tm kentlileri etkileyen tek nlem sokaa
kma yasann konulmasyd. Saat on birden sonra kapkaranlk gecenin iine gmlen
kent ta kesiliyordu.

156

Ayn parlad gn altnda, zerine tek bir aa glgesi dmeyen, ne gezinen


birisinin ayak sesi ne de bir kpek bartsnn duyulduu kentin beyazms duvarlar ve
dz izgi halinde uzanan sokaklar sra sra duruyordu. O zaman byk, sessiz kent
kmltsz ve kocaman kp eklinde bir yndan baka bir eye benzemiyordu; bu
ynn arasnda, unutulup gitmi hayrsever kiilere ya da sonsuza dek bronzun iinde
skp kalm eski byk adamlara ait sessiz sedasz duran antlar, tatan ya da
demirden yapay suratlaryla, bir zamanlar insann ne olduuna ilikin artk deerden
dm bir grnt uyandrmaya alyorlard kendi kendilerine. Bu vasat putlar koyu
bir gn altnda yaamdan yoksun ke balarnda taht kurmulard, bu duyarsz kaba
biimler iine girdiimiz duraan evreni ya da en azndan bu evrenin son durumunu,
vebann, tan ve gecenin sonunda her sesi susturaca bir mezarln dzenini
simgeliyordu.

Gece bir yandan da insanlarn yreindeydi ve gmlmelerle ilgili aktarlan, sylenceyi


andran gerekler yurttalarmz rahatlatmaktan uzakt. Burada gmlmelerden de sz
edilmeli ve anlatc bu konuda zr diliyor. Bu adan ona yneltilebilecek eletirinin
iyice farknda, ama onun tek dayana, tm bu dnem boyunca cesetlerin gmlm
olmas ve btn yurttalar gibi kendisinin de gmlme iiyle ilgilenmeye mecbur
edilmesiydi. Yine de bunun nedeni, bu tr trenlerden zevk almas deildi, kendisi tam
tersine yaayanlar tercih eder, rnein deniz banyolarn. Ama sonuta deniz banyolar
da yasaklanmt ve yaayan insanlar topluluu ller topluluunun stnln kabul
etmekten korkuyordu gnler boyunca. Oras kesindi. Tabii ki her zaman iin insan byle
bir eyi grmezden gelmeye alabilirdi, gzlerini yumabilir ve bunu inkr edebilirdi,
ama kesinliin yle bir gc vardr ki sonunda hep o stn gelir. rnein
sevdiklerinizin gml-

157meleri gerektii gn bu ilemleri inkr etmenin yolu nedir?

te, trenlerimizin en belirgin zellii abuk yaplmalaryd! Tm formaliteler


basitletirilmiti ve genelde cenaze alay kaldrlmt. Hastalar ailelerinden uzakta
lyorlard ve geceyi l banda bekleyerek geirme gelenei onlara yasaklanmt;
yle ki, akam lm bir kii gece tek bana braklyor, gndz lense hi
beklemeden gndz gmlyordu. Tabii ki aileye haber veriliyordu, ama ounlukla,
aile hastann yannda yaamsa, karantina altnda olduundan evden kamyordu. Aile
lenden ayr yaamsa, l ykanp tabuta konduktan sonra, mezarla gidi iin
belirtilen saatte orada bulunuyordu.

Bu formalitenin Doktor Rieux'nn ilgilendii ek hastanede yapldn dnelim.


Okulun ana binann gerisinde bulunan bir k kaps vard. Koridora alan byk
depo gibi bir yerde tabutlar bulunuyordu. Koridorun iinde aile, nceden kapatlm tek
bir tabut buluyordu. Hemen ardndan en nemli ie geiliyordu, aile reisine belgeler
imzalatlyordu. Daha sonra l gerek bir cenaze arabasna ya da bu i iin ayrlm
byk bir ambulansa ykleniyordu. Akrabalar yine zel izinle alan taksilerden birine
biniyor, arabalar kent dndaki sokaklardan mezarla varyordu. Kapda jandarmalar
konvoyu durduruyor, yurttalarmzn son durak dedikleri yere gitmelerini salayan
resmi gei belgesine bir mhr vuruyor ve ortadan kayboluyorlard; arabalar
doldurulmay bekleyen ok sayda ukurun bulunduu drtgen bir alann yanna gidip
duruyorlard. ly bir rahip karlyordu, nk kilisenin cenaze hizmetleri
kaldrlmt. Dualar eliinde tabut karlyor, iple balanyor, srkleniyor, kayyor,
dibe iniyordu. Rahip serpmecini sallyor ve tabut kapann zerinde ilk topraklar
salmaya balyordu bile. Dezenfekte edilmesi iin ambulans biraz erken ayrlyordu
ve krek krek topran sesi giderek daha yumuarken aile

158

taksinin iine doluuyordu. Bir eyrek saat sonra evine dnm oluyordu.

Bylece her ey gerekten en hzl biimde ve en az riskle olup bitiyordu. Ve kukusuz,


en azndan balangta, ailelerin iten gelen duygularnn incindii akt. Ama veba
dneminde bu gibi dncelerin dikkate alnmas artk olanakszd: Her ey etkili
zm uruna feda ediliyordu. Kald ki, eer balangta, halkn morali bu gibi
ilemlerle bozulduysa nk usulnce gmlme istei sanldndan daha da
yaygndr ok gemeden, ans eseri, erzak sorunu ciddileti ve kentlilerin dikkati
daha gncel uralara evrildi. Yemek yemek istiyorlarsa girilecek kuyruklar, yaplacak
bavurular, doldurulacak ktlarla ileri bandan akn insanlar, evrelerindeki baka
insanlarn nasl gmldn ve bir gn kendilerinin nasl leceim dnmez oldular.
Bylece, ac olmas gereken bu maddi skntlar sonradan bir iyilie dnt. Ve daha
nce grdmz gibi, eer salgn yaygnlamasayd, her ey ok

iyi olacakt.

nk hastaln yaylmasyla tabutlar azalmaya balad, kefen bezi ve mezarlktaki


yerler yetmez oldu. are bulmak gerekti. En basiti, hep etkili olma amacyla, trenleri
birletirmek ve gerektiinde hastaneyle mezarlk arasndaki seferleri oaltmakt.
rnein Rieux'nn servisiyle ilgili olarak, hastanenin o sralar elinde be tabut vard.
Hepsi dolunca ambulansa ykleniyordu. Mezarlkta kutular boaltlyordu, demir
rengine brnm bedenler sedyelere ykleniyor ve bu i iin hazrlanm bir hangarda
bekletiliyordu. Tabutlar mikrop krc bir svyla sulanyor, hastaneye geri
gnderiliyordu ve gerektike ilem yeniden balyordu. ok iyi bir rgtlenmeydi bu ve
vali memnun kald. Hatta Rieux'ye bunun eski vebalar anlatan tarih kitaplarnda
karlald gibi Zencilerin lleri tad el arabalarndan daha iyi bir ey olduunu
syledi. Evet, dedi Rieux, ayn trden gmme ilemi bu, ama biz filer hazrlyoruz.
Tartmasz bir ilerleme var.

159Ynetimin bu baarlarna karn, artk formalitelerin sevimsiz hale gelmesiyle


valilik akrabalar trenden uzak tutmak zorunda kald. Yalnzca mezarln kapsna
gelmelerine gz yumuluyordu, aslnda bu da resmi bir ey deildi. nk son trenle
ilgili olarak, deiiklikler olmutu. Mezarln ucunda, sakzaalaryla kapl st ak
bir alanda iki kocaman ukur almt. Kadnlar ve erkekler iin birer ukur vard. Bu
adan baknca, ynetim geleneklere uyuyordu, ancak ok sonralar, olaylarn gelimesi
dorultusunda, bu son sayg duygusunun da ortadan kaybolduu ve hi utanma duygusuna
kaplmadan, kadn ve erkekleri st ste karmakark gmdkleri anlald. Allahtan bu
son karmaa felaketin yalnzca son blmne denk geldi. Bizi ilgilendiren 'dnemde
ukurlar ayr ayryd ve valilik bu konuda ok titiz davranyordu. Her ukurun dibinde
kaln bir tabaka kire dumanlar iinde kaynyordu. ukurun kenarlarnda ayn kireten
bir yndan kabarcklar havaya ykselip patlyordu. Ambulanslarn seferleri sona
erdiinde sedyeleri pe pee getiriyorlar, plak ve hafife bklm bedenleri yan
yana ukurun iine brakyorlard; o srada onlar nce kirele sonra toprakla svyorlar,
gelecek konuklara yer kalmas amacyla bu ilemi belli bir ykseklikte yapyorlard.
Ertesi gn akrabalar bir kayt defterini imzalamak zere arlyordu, bu da insanlarla
rnein, kpekler arasnda olabilecek fark gsteriyordu: Denetim her zaman iin
yaplabilirdi.

Tm bu ilemler iin personel gerekliydi ve hep personel eksikliiyle kar karya


kalnyordu. lkin resmi sfat olan, sonradan da hibir eyi gz nne almadan
grevlendirilen bu hastabakc ve mezarclarn ou vebadan ldler. Ne nlem alnrsa
alnsn hastalk er ya da ge ortaya kyordu. Ama iyi dnnce, en artc olan, tm
salgn boyunca bu ii yerine getirenlerin eksik olmamasyd. Kritik dnem vebann
doruk noktaya trmanmasndan az nce yaand ve o zaman Doktor Rieux'nn kayglan
hakl kt. Ne kadrolar, ne de onun ar iler dedii grev-

160
ler iin insan gc yetmez oldu. Ancak vebann gerek anlamda tm kenti ele geirdii
andan balayarak, hastaln bu u noktaya ulamas epey elverili koullan da
beraberinde getirdi, nk bu koullar tm ekonomik yaam altst etti ve bylece
nemli sayda insann isiz kalmasna yol at. ou durumda, isizler kadrolar
doldurmuyordu ama kaba iler iin kolaylk salyorlard. O andan balayarak,
gerekten de sefaletin korkudan baskn kt grld, nk ie denen para risk
oranna gre saptanyordu. Salk hizmet birimlerinin elinde bir bavuru listesi
olumutu ve herhangi bir kiiye gerek duyulur duyulmaz listenin bandakilere haber
veriliyordu, onlar da eer o arada grev alacak durumdalarsa, koa koa iba
yapyorlard. Bylece, mebbet ya da belli bir sreye mahkm olmu tutuklular bu ite
kullanmak konusunda uzun sre kararsz kalan vali o son zme varlmasn engellemi
oldu. sizler olduka, beklenmesinden yanayd.

Bylece olanaklar elverdiince, austos ay sonuna kadar yurttalarmz son


istirahatghlarna sayg snrlar iinde olmasa da, en azndan, yneticilerin
grevlerini tamamlad duygusunu salayacak bir dzen iinde gnde-rlebildiler.
Ancak, yerine getirilmesi gerekecek son ilemleri de nceden belirtmekte yarar var.
Austostan balayarak vebann ulat son basamakta, kurbanlarn says bizim kk
mezarlmzn sunabildii olanaklar kat kat at. Duvarlarn bir blm yklarak
llere evre arazilerde bir yer amak iin urald, ama bouna, hemen baka
zmler bulmak gerekiyordu. nce, gmme ilemlerinin geceye alnmasna karar
verildi, byle bir uygulamayla baz eylere dikkat etmeye gerek kalmyordu.
Ambulanslarn iine giderek ok sayda ceset tkmak mmkn oldu. Ve, her tr kurala
kar, karartmadan sonra ge saatte d mahallelerde dolaanlar (ya da ileri gerei
buralarda bulunanlar) cokusuz sirenlerini ukur sokaklarda nlatarak uzun, beyaz
ambulanslarn sra sra gidiini gryorlard arada srada. Alelacele cesetler ukurlara
atlyordu. Daha

Veba

161/11ukura inmeden bedenlerin yzlerinde krek krek kireler yaylyordu ve


giderek daha derin alan ukurlarn iinde toprak hibirini ayrt etmeksizin onlar
rtyordu.

Yine de daha sonra, baka zmler bulmak ve ii daha geni tutmak gerekti. Bir valilik
emriyle devletin sresiz olarak halka verdii topraklara el kondu ve llerden kalan ne
varsa byk frnlara doru yola kt. Bir sre sonra da vebadan lenlerin de yaklmas
gerekti. Ama bu i iin kentin dousunda, snrlarn dnda kalan p yakma frnnn
kullanlmas gerekti. Gzc nbetiler daha uzaa yerletirildi ve bir belediye grevlisi
imdi kullanlmayan, bir zamanlar kyya ulam salayan tramvaylar kullanmay
nererek yetkililerin iini byk lde kolaylatrd. Bunun iin, yedek ve ekici
arabalarn oturma yerleri kaldrlarak ileri hazrland ve tramvay yolunu frna
evirerek yeni hattn merkezi oluturuldu.

Ve tm yaz sonu boyunca, tpk sonbahar yamurlarnn ortasnda olduu gibi, ky


eridi, her gece yars yol-cusuz garip tramvay konvoylarnn denizin zerine doru
sarsla sarsla getiine tank olundu. Kentliler bunun ne olduunu sonunda rendiler.
Ky eridine geii yasaklayan polis glerine karn insanlar sk sk, grup halinde
dalgalarn zerine doru inen kayalklara gizlice trmanmay ve tramvaylar geerken
arabalarn iine iekler atmay baardlar. Yaz gecesinde iek ve llerle ykl
aralarn sarsla sarsla gittii duyuluyordu bylece.

Ama her durumda, ilk gnler sabaha kar, youn ve mide bulandrc bir duman kentin
dou semtleri zerinde dolayordu. Doktorlarn dncesine gre, ne kadar berbat da
olsalar bu kokular kimseye zarar veremezdi. Ancak bu semtlerde oturanlar, bu yoldan
vebann gkten zerlerine kt inancyla ok gemeden buralar brakp
gideceklerini syleyerek tehditte bulundular, sonunda dumanlar ok karmak bir kanal
sistemiyle baka yne evirmek zorunda kalnd ve burada oturanlar Sakinleti.
Yalnzca iddetli rzgrlar srasnda doudan gelen belli

162

belirsiz bir koku onlara yeni bir dzen iinde yaadklarn ve veba alevlerinin her
akam onlarn haracn yuttuunu

anmsatyordu.

Bunlar salgnn en u noktadaki sonularyd. Ama sonradan vebann hi artmam


olmas sevindiricidir, nk devlet dairelerimizin beceriklilii, valiliin yaklamlar
ve hatta frnlarn emme kapasitesi belki de yetersiz kalacakt. O sralar Rieux,
cesetlerin denize atlmas gibi umutsuz zmler nerildiim biliyor ve cesetlerin mavi
suyun zerinde belirecek korkun kpklerini kolayca hayal edebiliyordu.
statistiklerin artmaya devam ettii srece ne kadar mkemmel olsa da hibir
rgtlenmenin buna kar koyamayacan, insanlarn ynlar halinde leceini, valilie
karn sokaklarda ryeceini de biliyordu; kentin, lmekte olanlarn hakl bir nefret
ve budalaca bir umutla canl kalanlara meydanlarda smsk sarlmaya altna tank
olacan da biliyordu.

te ne olursa plsun, kesinlii ya da ekinilecek yan olan bu tr eyler yurttalarmzda


srgn ve ayrlk duygusunu besliyordu. Bu bakmdan, anlatc buraya gerekten
olaanst saylacak bireyler aktaramamann ne kadar zc olduunu ok iyi biliyor;
rnein, eski anlatlarda bulunan trden huzur getiren herhangi bir kahraman ya da gz
kamatrc bir eylem gibi. Bunun nedeni de, hibir eyin bir felaketten daha az
olaanst olmamasdr ve srelerine bakarsak byk felaketler tekdzedir. Onu
yaayanlarn anlarnda, korkun veba gnleri grkemli ve zalim alevler gibi deildi;
ancak, karsna kan her eyi sonu gelmez bir biimde ezip geiyordu.

Hayr, salgnn banda Doktor Rieux'nn aklndan kmayan o heyecan uyandrc


nemli grntlerle vebann pek ilgisi yoktu. Veba ncelikle zenli ve eksiksiz, iyi
ileyen bir ynetim iiydi. te bylece, hibir eye ihanet

163etmemek zellikle de kendi kendine ihanet etmemek iin anlatcnn nesnellii


amaladn parantez iinde belirtelim. Yalnzca aa yukar tutarl bir ilikinin temel
gereksinimlerini ilgilendiren eyler dnda, neredeyse hibir eyi sanatsal etkiler
uruna deitirmeye yanamad. Ve imdi ona, o dnemin en byk, en genel ve en derin
acsnn ayrlk olduunu syleten nesnelliin ta kendisidir; ak sylemek gerekirse,
vebann o dneminde ayrlkla ilgili yeni bir betimlemeye girimek kanlmaz da olsa,
bu ayrln o zaman dokunaklln yitirecei de bir gerektir.

Yurttalarmz ya da en azndan bu ayrlktan en ok ac ekmi olanlar, duruma altlar


m? Buna evet demek ok da doru olmaz. Fiziksel dzlemde olduu gibi moral
dzlemde de gsz kalmann acsn ektiklerini sylemek daha doru olur. Vebann
banda, yitirdikleri varl gayet iyi anmsyorlar ve znt duyuyorlard. Ancak,
sevilen kiinin yz, gl, sonradan mutlu olduklarn anladklar herhangi bir gn
kesin biimiyle anmsasalar bile, tam bunlar dndkleri anda ve bundan byle, iyice
uzak yerlerde o kiinin ne yapyor olabileceini ok zor hayal ediyorlard. Sonuta, o
srada bellekleri yerinde duruyor, ama hayal gleri yetersiz kalyordu. Vebann ikinci
dneminde belleklerini de yitirdiler. O yz unuttuklarndan deil, onun tenini
yitirmilerdi, onu artk ilerinde hissetmiyorlard, bu da unutmak anlamna geliyordu. Ve
ilk haftalarda, aklaryla ilgili ellerinde glgelerden baka bir ey kalmamasndan
yaknmaya eilimliyken, sonradan, anlarda kalm en ince renkleri bile kaybolunca bu
glgelerin daha da uucu olabileceini fark ettiler. Tm bu ayrlk dneminde bir
zamanlar kendilerine ait olan bu yaknl artk hayal edemiyorlar, her an elinin altnda
olabilen bir varln hemen yan balarnda bir zamanlar nasl yaayabildiini de
dnemiyorlard artk.

Bu adan bakldnda, onlar da vebann dzenine ayak uydurmulard, veba etkili


olduu oranda vasatl da artyordu. Aramzdan hi kimsenin artk yle cokulu

164

duygular yoktu. Herkes tekdze duygular iindeydi. "Artk bunun sonu gelmeli,"
diyordu yurttalarmz, nk felaket zamannda ortak aclarn son bulmasn dilemek
normaldir ve onlar gerekten de bunun son bulmasn diliyorlard. Ama tm bunlar
abartsz, ya da balangtaki burukluk duygusuyla ve hl bizim iin kesinlii bulunan
tek tuk baz nedenlerle sylyorlard. lk haftalarn deli cokusu, yerini bir kntye
brakmt, ama bunu boyun ei olarak grmek doru olmaz, geici bir raz olma
durumundan ok baka bir ey deildi.

Yurttalarmz yola gelmiti, uyum salamlard, yle denir ya, nk baka trl
yapacak bir ey yoktu. Doal olarak talihsizlik ve acnn getirdii bir tutum iindeydiler,
ama ban sivri ucunu artk hissetmiyorlard. Kald ki, rnein Doktor Rieux
talihsizliin asl bu olduunu, umutsuzlua almann umutsuzluktan beter olduunu
dnyordu. nceleri, birbirinden ayr denler gerek anlamda talihsiz deillerdi,
onlarn acsnda bir aydnlan vard, ama o da snvermiti. imdi onlar sokak
kelerinde, kafelerde ya da arkada evlerinde telasz ve dalgn gryorduk; baklar
yle bkknd ki onlar sayesinde kent bir bekleme salonuna benzemiti. Bir meslei
olanlar ilerini vebann gidiine uygun yapyorlard, titizlikle ve abartszca. Herkes
alakgnllyd. lk kez olarak, sevdiinden ayr dm olanlar, uzaktaki kiiden sz
etmekten, herkesin kulland dili kullanmaktan, ayrlklarn veba istatistiklerini
andran bir adan deerlendirmekten kanmyorlard. O zamana kadar, lgnlar gibi
aclarn toplumsal felaketten ayr tutmuken imdi duygusal karmaay
kabulleniyorlard. Belleksiz ve umutsuz, imdiki zamann iinde yerlerini alyorlard.
Gerekte, onlar iin her ey imdiye dnyordu. unu belirtmek gerekir, veba sevme
gcn ve hatta dostluk duygusunu herkesin elinden almt. nk akn biraz olsun
gelecee gereksinimi vardr ve bizler iin ksa anlardan baka bir ey yoktu artk.

165Tabii ki bunlarn hibiri mutlak deildi. nk btn ayr dm olanlarn bu


duruma dtkleri doruysa eer, hepsinin bu duruma ayn anda gelmediini ve bu yeni
tutum iine girdikten sonra imek gibi ani aydnlanmalarla geri dnlerin hastalar
daha gen ve daha ac veren bir duyarla ittiini de eklemek yerinde olur. Vebann
durmu olmasyla ilgili herhangi bir tasar oluturduklar u elence anlar gerekiyordu.
Durup durduk yerde ve herhangi bir rastlant sonucu nedensiz bir kskanln srn
hissetmeleri gerekiyordu. Bakalar da anszn yeniden domu gibi oluyor, haftann
baz gnlerine, doallkla pazara ve cumartesi leden sonrasna zg uyuukluktan
syrlyordu, nk bugnler uzaktaki kiinin olduu dnemde yaplan baz trenlere
ayrlmt. Ya da gn bitiminde kendilerim saran bir melankoli her zaman doru kmasa
da, belleklerinin geri dneceini onlara duyuruyordu. nananlarn vicdanlaryla
hesaplatklar saat olan akamn bu saati, boluktan baka sorgulayacak hibir eyi
olmayan tutsak ya da srgn kiiye zor gelirdi. Onlar ksa bir sre kendine balard,
sonra bu insanlar yeniden uyuukluun iine geri dner, vebann drt duvar arasnda
skp kalrlard.
Bunun insann en kiisel olan eylerini reddetmesine dayand bylece anlalyor.
Vebann ilk zamanlarnda, bakalar iin hibir ey ifade etmeyen, yalnz kendileri iin
ok nemli baz ufak tefek eyler, onlarn akln bandan alyor, onlar da bu yoldan
meslek yaantlarnda deneyim kazanyordu; imdiyse salt bakalarn ilgilendiren
eylere ilgi duyuyorlard, salt genel dncelere sahiptiler, hatta aklar bile onlarn
gznde en soyut biime brnmt. Vebaya ylesine kendilerini brakmlard ki,
bazen yalnzca uykuda umut ettikleri ve 'Bitsin artk u hyarcklar!' diye dndkleri
oluyordu. Aslnda zaten uyuyorlard ve tm bu zaman uzun srm bir uykudan baka bir
ey deildi. Kent ayakta uyuyanlarla dolmutu, grnte kapanm olan yaralarnn
ald gecelerde,

seyrek de olsa gerek anlamda yazglarndan kayorlard. rkilerek uyandklarndaysa


bir tr dalgnlkla bir an iin o yaray yokluyorlar, anszn canlanan alaryla yeniden
yz yze geliyorlar ve acnn yan sra aklarnn allak bullak olmu ehresi yeniden
gzlerinin nnde canlanveri-yordu. Sabah olunca felakete, yani allm dzene geri

dnlyordu.

Peki bu sevdiinden ayr dm insanlar neye benziyordu, diye sorulabilir. Eh, bunun
yant basit; hibir eye benzemiyorlard. Ya da, yle de diyebiliriz, herkes gibiydiler,
tmyle genele uygun bir havalan vard. Kentin sessizliini ve ocuksu heyecanlarn
paylayorlard. Soukkanl grnme brnerek, eletirel baklarn yitiriyor-lard.
rnein, aralarnda en zeki olanlarn, herkes gibi gazetelerde ya da radyo
programlarnda vebann abuk bir sona ulatna inanma nedenleri aryormu gibi
yapmalarna ve grnte dsel umutlara kaplmalarna ya da bir gazetecinin can
skntsyla biraz alakalem yazd dnceleri okurken gereksiz korkular
hissetmelerine tank olunuyordu. Bunun dnda, tpk bakalar gibi, biralarn iiyor ya
da hastalarn tedavi ediyorlar; tembellik ediyor ya da tkeniyorlar; fileri
snflandryor ya da plak alp duruyorlard. Veba deer yarglarn ortadan kaldrmt.
Bu da kimsenin giysilerin ya da satn alnan yiyeceklerin kalitesiyle ilgilenmemesinden
anlalyordu.

Son olarak, sevdiinden ayr dm kiilerin balangta kendilerini koruyan o tuhaf


ayrcalklar artk yoktu denilebilir. Aka zg bencillik ve bundan saladklar yarar
ellerinden gitmiti. En azndan, imdi durum ak seikti, felaket herkesi
ilgilendiriyordu. Kent kaplarnda nlayan bozuk seslerin, yaammzn ya da
llerimizin zerlerine inen damgalarn ortasnda, aalk ama kaydedilen bir lme
yazgl, yangnlarn ve filerin, terrn ve formalitelerin ortasnda, rktc dumanlar
ve sakin ambulans sirenleri arasnda hepimiz ayn srgn ekmeiyle besleniyor, farkna
varmadan, ayn sarsc birlik ve bar
167bekliyorduk. Kukusuz akmz yerinde duruyordu;ama yalnzca artk kullanlmaz
durumdayd; tanmas g, ii-mzde bir ta gibi kmltsz, cinayet ya da mahkmiyet
gi-bi ksrd. Gelecei olmayan bir sabrdan ve inat bir bek-leyiten baka bir ey
deildi artk. Ve bu adan baknca yurttalarmzdan bazlarnn tutumu kentin drt bir
ya-nnda, yiyecek dkknlarnn nnde uzayan u kuyrukla n dndryordu. Hem
snr tanmayan, hem de aya yere basan ayn kabullen ve ayn katlant. Yalnz, ayr
lkla ilgili olarak, byle bir duyguyu ok daha byk bir lekte dnmek gerekiyordu,
nk bu durumda her e-yi yutabilecek, baka bir alk sz konusu olabilirdi.

Hangi durum olursa olsun, kentimizde yaknlarndan ayr dm kiilerin iinde


bulunduu durumla ilgili ke-sn bir fikir edinmek istendiini dnrsek, erkekler ve
kadnlar sokaklara dklrken, aasz kentin zerine men u altn renkli ve toza
bulanm sonsuz geceleri yeni-den anmak gerekir. nk, tuhaf bir biimde, tm kentle-
rin dili olan ara ve makine grltlerinin yokluunda gnein henz ekilmedii
teraslara doru yalnzca sessiz admlardan ve fsltlardan olumu bir uultu,
arlam gn altnda felaketin slna admlarn uydurmu bin-lerce sancl ayak
srme ve son olarak, boucu ve bitmeli bilmez bir gidi geliin sesi ykseliyordu; bu
uultular! kentimizi yava yava dolduruyor ve o srada yreklerimizde akn yerini
tutan kr inadn en geree bal ve en hznl sesi oluyordu.

168Eyll ve ekim aylar boyunca veba kentin zerine kt. Binlerce insan bitip
tkenmek bilmeyen haftalar boyunca oradan oraya gidip gelmeyi srdrdler. Buhar,
scak ve yamur gkyznde birbirini izledi. Gneyden gelen srck ve ard kular
sessiz srler halinde ok ykseklerden getiler, sanki Paneloux'nun felaketi anlatrken
szn ettii o evlerin zerinde tiz bir ses kararak dnen garip tahta paras onlarn
kente yaklamalarn en-gelliyormuasna yle bir dolanp gittiler. Ekim banda
iddetli yamurlar kenti sprd. Ve tm bu sre boyunca, bu sonsuz gidip gelmelerin
dnda nemli hibir ey olmad.

Rieux ve arkadalar o srada ne kadar yorulmu olduklarn anladlar. Gerekten de


salk kollarnda alanlar bu yorgunluu bir trl kaldramyorlard artk. Doktor
Rieux arkadalarn ve kendini dndnde tuhaf bir kaytszln gelimekte
olduunu fark ediyordu. rnein imdiye kadar vebayla ilgili tm haberleri ok iten
bir ilgiyle izlerken, artk bunlarla hi ilgilenmiyorlard. Ksa bir sre nce kendi
otelinde kurulan karantina merkezlerinden birini ynetmekle geici olarak
grevlendirilen Ram-bert gzlem altnda tuttuu kiilerin saysn gayet iyi biliyordu.
Anszn hastalk belirtileri gstermeye balayanlar iin kendi oluturduu acil tahliye
sisteminin en ufak ayrntsn biliyordu. Karantinadakiler zerinde serumun gsterdii
etkilerin istatistik deerleri belleine yerlemiti. Ama vebaya verilen kurbanlarn
haftalk saysn syleyemiyordu, hastaln ilerleyip ilerlemediini, gerileyip
gerilemediini gerekten bilmiyordu. Ve her eye karn yal-

171nzca o yakn gelecekte bir kurtuluun umudunu iinde tayordu.

Bakalanysa, gece gndz kendilerini ilerine kaptrm, ne gazete okuyor ne de radyo


dinliyorlard. Onlara bir sonu bildirildiinde ilgileniyormu gibi yapyorlard, ama
aslnda, almaktan yorulmu, yalnzca gndelik grevlerini eksiksiz yerine getirmekten
baka bir ey dnmeyen ve ne son harekt, ne de atekes gnn umut eden byk
savalarn muhariplerine yaktrlan o dalgn kaytszlk iinde bu sonuca kulak
veriyorlard.

Vebann gerekli kld hesaplan srdren Grand hastalkla ilgili genel sonular
belirtemezdi kukusuz. Gzle grlr biimde yorgunlua dayankl olan Tarrou, Ram-
bert ve Rieux'nn tersine onun sal hibir zaman iyi olmamt. Oysa belediyedeki
yardmc kadrosundaki grevleri, Rieux'nn sekreterlii ve gece srdrd almalar
st ste yklenmiti. Onu srekli bir bitkinlik iinde grebilirdiniz; vebadan sonra en
azndan bir hafta tam bir tatil yapmak ve o zaman elindeki ii, 'apka karttrma'y
baarmak iin almak gibi iki sabit fikirle ayakta duruyordu. Anszn
duygusallat oluyor ve byle zamanlarda hi ekinmeden Rieux'ye Jeanne' anlatyor,
onun tam o anda nerede olabileceini ve gazeteleri okuyorsa eer kendisini merak edip
etmediini merak ediyordu. te bir gn onunlayken Rieux, en sradan bir ses tonuyla
kendi karsndan sz ettiini grnce arp kald, o zamana kadar hi byle bir ey
yapmamt. Karsndan gelen hep ayn rahatlatc telgraflara gvenmek gerektiinden
emin olmad iin karsnn bakm grd bahekime kablolu telgraf ekmeye karar
vermiti. Yant olarak hastann durumunun arlat bildiriliyor ve hastaln
ilerlemesini engellemek iin her eyin yaplaca konusunda gvence veriliyordu. Rieux
bu haberi kimseye duyurmamt ve yorgunluk dnda hangi nedenle bu konuyu Grand'a
atn anlayamyordu. Belediye memuru ona Jeanne'dan sz ettikten sonra ona
karsyla ilgili sorular sormutu. Rieux

172

de yantlamt. "Biliyorsunuz," demiti Grand, "artk ok iyi tedavi ediliyor bu


hastalk." Rieux'yse bunu onaylamt, yalnz ayrln uzun gelmeye baladn
sylemiti, hastaln yenmekte karsna yardm edebilecekken bugn kars kendini
yapayalnz hissediyor olmalyd. Sonra susmutu ve Grand'in sorularna kaamak
yantlar vermekle

yetinmiti.

tekiler de ayn durumdayd. Tarrou daha iyi direniyordu ancak, onun derin merak
azalmadysa da zenginliini yitirdii defterlerden anlalyor. Gerekten de tm bu sre
iinde, grnte Cottard'dan bakasyla ilgilenmiyordu. Hotel karantina merkezine
dntrldkten sonra evine yerletii Rieux'de akamlan Grand'n ya da doktorun
verdii sonular pek dinlemiyordu bile. Konumay hemen Oran yaantsna ilikin ufak
ayrntlara ekiyor, genelde bunlarla ilgileniyordu.

Castel'e gelince, serumun hazr olduunu doktora haber vermeye geldii gn, hastaneye
yeni kaldrlan ve Rieux'ye gre durumu umutsuz olan Msy Othon'un olu zerinde ilk
denemenin yaplmasn kararlatrdktan sonra, doktor eski dostuna son istatistikleri
veriyordu ki karsndakinin koltuuna gmlp derin bir uykuya dalm olduunu fark
etti. Anszn bastran uykunun etkisiyle, aralanm dudaklarnn kenarnda birikmi ince
bir tkrk izgisinin ypranml ve yall aa vurduu bu her zaman yumuak ve
alayc bir ifadeyle srekli bir genlik tayan suratn karsnda Rieux boaznn
dmlendiini hissetti.

te byle zayflklar karsnda Rieux kendi yorgunluunu deerlendirebiliyordu.


Duyarlln yitirmiti. ou zaman dmlenmi, katlam ve kurumu duyarll
zaman zaman atlayp alyor ve onu artk denetleyeme-dii duygulara terk ediyordu.
Onun tek savunmas bu katlamaya snmak ve iinde olumu o dm yeniden
skmakt. Devam etmek iin doru yolun bu olduunu iyi biliyordu. Bunun dnda ok
fazla hayali yoktu ve yor-

173gnlk onun hl koruduu hayallerini elinden alyordu. nk sonunu gremedii


bir dnem boyunca kendi rolnn artk insanlar iyiletirmek olmadn biliyordu.
Onun rol tan koymakt. Bulgulamak, grmek, betimlemek, kayt etmek, sonra mahkm
etmek, ii buydu. Erkeklerin eleri onu bileinden tutup haykryorlard: "Onu yaatn!"
Ama o yaatmak iin orada deildi, tecrit ilemini buyurmak iin oradayd. O zaman bu
yzlerde okuduu nefret ne ie yarard ki? "Kalpsizsiniz," denmiti bir gn kendisine.
Ama hayr, onun bir kalbi vard. Onun, yaamak iin dnyaya gelmi insanlarn her gn
lmesini grd yirmi saate katlanmasna yaryordu. Onun, her gn her eye yeni
batan balamasna yaryordu. Bundan byle yalnzca bu kadarlk bir yrei vard. Bu
yrek nasl olur da yaam verebilirdi?

Hayr, gn boyu datt yardm deil, bilgiydi. Byle bir ey insanlk meslei diye
adlandrlamazd tabii ki. Ama, her ey bir yana, korku iinde ve hastaln krp
geirdii bu insanlar arasnda kimin insanlk mesleini yapmasna izin verilmiti ki? yi
ki yorgunluk vard. Rieux daha az yorgun olsa, kentte her yere yaylm u lm kokusu
onu duygusalla itebilirdi. Ama insan yalnzca drt saat uyku uyursa duygusal olamaz.
Olaylar olduu gibi grr, yani adaletin, o iren ve gln adaletin gzyle grr.
tekilerse, mahkm olanlar, onlar da bunu hissediyorlard. Vebadan nce onu bir
kurtarc gibi grmlerdi. hap ve bir rngayla her eyi dzeltecekti; koridorlar
boyunca onun yannda yrrken kolunu skca tutuyorlard. Bu, insan martan bir eydi,
ama tehlikeliydi de. imdiyse, tersine, yannda askerlerle onlarn karsna kyordu ve
ailenin kapy amaya karar vermesi iin dipik darbeleri gerekiyordu. Onu da, tm
insanl da yanlarnda lme srklemek isterlerdi. Ah! nsann insandan
vazgeemedii nasl da doruydu; onun da u talihsiz insanlar kadar aresiz olduu ve
yanlarndan ayrlrken iini titre-

174

ten o acma duygusunu kendisinin de hak ettii bir gerek-

ti.

ti.

O sonu gelmez haftalar boyunca, kendi ayrlk duru-muyla ilgili dndklerinin yan
sra, Doktor Rieux'nn akln kartran dnceler ite en azndan bunlard. Bir de
arkadalarnn yznde okuduu dnceler. Ama bu felakete kar savaanlar yava
yava ele geiren ypranmann en tehlikeli etkisi, d olaylara kar kaytszlk
duymalar deil, kendilerini bir bo vermilie brakmalaryd. nk hepsi kesinlikle
zorunlu olan ve onlara hep glerinin zerinde gibi gelen eylemlerden kanma eilimi
tayordu. Bylece insanlar kendi nerdikleri salk koullarn giderek daha fazla
ihmal etmeye, kendi kendilerine uygulamalar gereken ok sayda mikrop ldrc
ilemden bazlarn unutmaya baladlar; akcier vebasna yakalanm hastalarn yanna
bazen hi nlem almakszn kouyorlard, nk mikrop bulam evlere gitmeleri
gerektii son anda kendilerine bildirildiinden, gereken temizlik ilemleri iin herhangi
bir yere geri dnmek onlara daha bandan yorucu grnyordu. te, gerek tehlike
buradayd, nk vebaya kar olan bu mcadele onlar vebaya kar daha dirensiz
hale getiriyordu. Sonuta rastlantyla oyun oynuyorlard, ama rastlant kimseye ait
deildi.

Yine de kentte rahatlk duygusunun canl grnts olarak beliren bir adam vard, ne
yorgunluktan tkenmi, ne de cesaretini yitirmiti. Cottard'd bu. Bir kenarda kalmay
srdryor, bir yandan da tekilerle ilikilerini yrtyordu. Ancak Tarrou'nun ii el
verdiince onu grmeye geliyordu, nk Tarrou bir yandan onun durumunu iyi
biliyordu, te yandan da, bu kk rant sahibine deimez bir itenlikle davranyordu.
Bu sonsuz bir mucizeydi, ama ok almasna karn Tarrou hep iyilik dolu ve zenli
davranyordu. Hatta baz geceler yorgunluun arl altnda ezilse bile ertesi gn yeni
bir enerji buluyordu. "Onunla konuulabilir," demiti Cottard, Ram-bert'e, "nk o bir
insan. Sizi hep anlyor." te bu ne-

175denlerle, bu dnemde Tarrou'nun notlan yava yava Cot-tard'n kiilii zerinde


younlayor. Tarrou, Cottard'n tepkileri ve dnceleriyle ilgili, onlarn kendisine
anlatld ya da kendisinin yorumlad biimiyle bir betimleme sunmaya alt.
'Cottard'la Vebann Raporu' bal altnda yapt bu betimleme not defterinin birka
sayfasn kapsyor ve anlatc burada bunun bir /etini vermenin yararl olacan
dnyor. Tarrou'nun kk rant sahibiyle ilgili genel dncesi u yargda zetleniyor
: 'Byme iinde bir kiilik,' Kald ki, grnte keyif iinde bymekteydi. Olaylarn
ald halden honutsuzluk duymuyordu. Bazen Tarrou'nun karsnda u trden szlerle
asl dndn dile getiriyordu: "Tabii, durum iyiye gitmiyor. Ama en azndan herkes
bu ie bulam durumda." "Kukusuz o da herkes gibi tehdit altnda, ama bu durumu
herkesle birlikte yayor. Hem sonra, ciddi biimde vebaya yakalanabileceini
dnmyor, bundan eminim. nemli bir hastaln ya da derin bir acnn penesindeki
bir insann bata tm hastalk ve aclardan korunduu dncesiyle yayor gibi, aslnda
ok da sama deil. nsan hastalklarn hepsini toplayamaz, bunu fark ettiniz mi?' dedi
bana. 'Varsayalm sizin ar ya da tedavi edilemez bir hastalnz, ciddi bir kanser ya
da sk bir vereminiz var, asla vebaya ya da tifse yakalanamazsnz, bu olanaksz.
Kald ki, bunun daha da tesi var, nk bir kanserlinin araba kazasndan ldn hi
grmemisinizdir.' Doru ya da yanl, bu fikir Cottard'n keyfini yerine getiriyor,
istemedii tek ey bakalarndan ayr olmak. Tek bana tutsak olmamaktansa herkesle
birlikte kuatma altnda olmay yeliyor. Veba varken, gizli soruturmalar, dosyalar,
filer ya da eli kulanda tutuklamalar yoktu artk. Akas, artk polis yoktu, artk eski
ya da yeni cinayet yoktu, artk sulu yoktu; yalnzca Tanr ltuflarnn en keyfi olann
bekleyen mahkmlar vard, bir de onlarn arasndaki polisler." Bylece Cottard, yine
Tarrou'nun yorumuna gre, yurttalarmzn gsterdii ac ve aknlk belirtileri-

176

ni u trden hogrl ve anlayl bir rahatlk iinde ele almakta haklyd: 'Siz konuup
durun, ben sizden nce

bunlar yaadm.'

"Bakalarndan ayrlmamann tek yolu her eyden te, iyi bir bilince sahip olmaktr,
dedim ama bouna, bana kt kt bakt ve yle dedi: 'O zaman, bu hesaba gre, kimse
kimsenin yannda deildir.' Sonra: 'Haydi, ben byle sylyorum. nsanlar bir araya
getirmenin tek yolu onlara veba yollamaktr. yle bir bakn evrenize.' Ve gerekte, ne
sylemek istediini ve imdiki yaantnn ona ne kadar rahat gelebileceini tam olarak
anlayamyorum. O zaman, nasl olur da bir zamanlar kendi gsterdii tepkileri
grmezden gelebilir; her kiinin herkesi yannda tutma giriimini; yolunu arm bir
kiiye bazen yardm etme zorunluluu ve eskiden ona gsterilen kabal; insanlarn lks
lokantalara kouturmalarn, orada bulunmaktan ve orada oyalanmaktan duyduklar
doygunluk duygusunu; her gn sinemada kuyrua giren, tm gsteri salonlarn hatta dans
salonlarn dolduran, halka ak her yere kabarm deli bir dalga gibi yaylan o dank
kalabal; her tr temasta geri kamay, yine de dirsek dirsee insanlar, cinsleri
birbirine iten 'o insan scaklna duyulan al? Cottard onlardan nce bunlar yaad,
oras kesin. Kadnlar dnda, nk o suratla... stelik kendini sokak kadnlarna
gitmeye hazr hissettiinde bunu yapmaktan vazgetiini sanyorum, nk byle
uygunsuz bir davrann sonradan kendisine zarar vereceini dnm olabilir.

"Sonu olarak veba ona iyi geldi. Yalnz ve yalnzl istemeyen bir adamken onu
kendine su orta yapmt. nk gzle grnr biimde o bir su orta ve bunun
keyfini karan bir ortak. Grd her eye su ortakl ediyordu: Bo inanlara, bo
korkulara, u diken stnde yaayan ruhlarn alnganlklarna; onlarn vebadan
olabildiince az sz etme saplantsna ve buna kar koyamay-larna; hastaln ba
arlaryla baladn rendiklerinden beri en ufak bir ba arsnda dehetle
aknla d-

Veba 177/12melerine ve
renklerinin solmasna; unutkanlklar hakaret gibi gren ve bir pantolon dmesinin
kaybolmasyla yasa brnen bu insanlarn gerilmi, alngan, deiken duyarllklarna."

Akamlar Tarrou'nun sk sk Cottard'la kt oluyordu. Sonra not defterlerinde,


gnbatmlarnn ya da gecelerin o karanlk kalabalna, lambalarn ara ara seyrek
parltlarla aydnlatt beyaz ve kara bir ktlenin iine, omuz omuza vererek nasl
daldklarn ve insanlarn sr halinde, vebann soukluuna yakalanmamak iin uzak
durmalar gereken scak zevklere kendilerinin de elik etmelerini anlatyordu. Birka ay
nce, Cottard'n halka ak yerlerde arad lks ve rahat yaam, bir doygunlua
ulamakszn dledii, yani snrsz keyif, ite tm bir halk imdi bunlara kaplyordu.
Tm bunlarn fiyat kar konmaz biimde artadursun, asla bylesine para boa
harcanmam, ounluun en gerekli eyleri bulamad bir srada gereksiz eyler asla
bylesine salp savrulmamt. Her tr oyunun aylakl artrr biimde oald
grlyordu, aslnda aylaklk gibi grnen ey isizlikten baka bir ey deildi. Eskiden
aralarndaki ba gizli tutmaya zen gsteren, imdiyse, evrelerindeki kalabal gr-
meksizin, byk tutkulara zg o deimez umursamazlkla, birbirlerine smsk
sarlm, baka hibir ey dnmeden kentin iinde yryen u iftlerden birini Tarrou
ve Cottard bazen dakikalarca izliyorlard. Cottard duygulanyordu: "Ah u neeli
insanlar!" diyordu. Ve yksek sesle konuuyordu, topluca yaanan bu hummann
ortasnda, evrelerinde ngr ngr ten krallara layk bahilerin ve gzleri nnde
evrilen entrikalarn ortasnda Cottard aldka alyordu.
te yandan Cottard'n davrannda fazla ktlk olmadn dnyordu. Onun, "Ben
onlardan nce bunlar yaadm," sz, zaferden ok mutsuzluu vurguluyordu.
"Gkyzyle kent duvarlarnn arasnda hapsedilmi bu insanlar sevmeye baladn
sanyorum," diyordu Tar-

178

rou. rnein, elinden gelse tm bunlarn o kadar da korkun olmadn onlara seve
seve anlatabilirdi: "Onlar duyuyorsunuz., dedi bana: Vebadan sonra bunu yapacam,
unu yapacam... Sakin duracaklar yerde varolularm zehirliyorlar. Ve ellerindeki
avantajlarn farknda deiller. Acaba ben, tutuklanmamdan sonra unu yapacam,
diyebilir miydim? Tutuklanma bir balangtr, bir son deil. Oysa veba... Ne
dndm bilmek ister misiniz? Onlar talihsiz, nk kendilerini olaylarn akna
brakmyorlar. Ve ben ne dediimi biliyorum."

"Gerekten de ne dediini biliyor," diye ekliyordu Tarrou. Bir yandan kendilerini


bakalaryla yaknlatracak bir scaklk gereksinimini en derinlerinde duyarken, te
yandan da birbirlerinden uzak durmalarm salayan kuku yznden bu duyguya
kendilerini kapp koyverme-yen Oran'llarn elikilerini doru tartabiliyor. Kimse artk
komusuna bile gvenemeyeceini ok iyi biliyor, nk siz farkna varmadan size veba
tayabilir ya da sizin kendinizi brakmlnzdan yararlanp size hastalk
bulatrabilir. nsan Cottard gibi, zamannn ounu, birlikte olmak istedii herkeste baz
iaretler aramakla geirmise, bu duyguyu anlayabilir. Akamdan sabaha vebann
yakalarna yapabilecei ve belki de tam sa salim yayor olmann keyfine vardklar
srada vebann byle bir hazrlk iinde olabilecei dncesiyle yaayan insanlar
anlamak kolaydr. Cottard bu korku ortamnda olabildiince rahat. Tm bunlar onlardan
nce hissetmi olsa da bu belirsiz durumun acmaszln tmyle onlarla hissettiini
sanmyorum. Sonuta, bizlerle, henz vebann ldrmedii bizlerle, zgrlnn ve
yaamnn her gn yklabileceini de hissediyor. Ancak kendisi bir korku ortamnda
yaadna gre, bakalarnn da bunu yaamasn normal buluyor. Daha dorusu,
korkuyu bakalaryla birlikte tamak, onu tek bana yklenmekten daha iyi geliyor ona.
ite bu noktada yanlyor ve bakalarna oranla onu anlamak gleiyor. Ama her ey bir
yana, yine bu noktada,

179bakalarndan daha ok anlalmay hak ediyor." Son olarak, Tarrou'nun yazdklar,


hem Cottard'da hem de veballarda ortaya kan bu zel bilinle ilgili bir anlatyla sona
eriyor. Bu anlatda o dnemdeki g ortam, aa be yukar yeniden ele alnyor ve
bu nedenle anlatc bunu nemsiyor.

Orpheus ile Eurydice'j izlemeye Belediye Operasna gitmilerdi. Cottard, Tarrou'yu


davet etmiti. Vebann balad ilkbaharda, bir dizi gsteri iin kentimize gelmi bir
topluluktu. Hastalk yznden burada kalnca, Ope-ra'mzla anlaarak gsterisini
haftada bir kez yinelemek zorunda kald. Bylece, aylardr, her cuma bizim belediye
tiyatrosu Orpheus'un ezgili yakarmalar ve Eurydce'nin aresiz arlaryla nlyordu.
te yandan halk bu gsteriye youn ilgi gstermeyi srdryor ve oyun byk baar
kazanyordu. En pahal yerlere oturan Cottard ve Tar-rou en k yurttalarmzn st ste
oturduu partere bakyordu. Gelenler oyuncularn sahnede yer almalarn karmamak
iin gzle grlr bir aba gsteriyorlard. Perdenin nndeki gz kamatrc k
altnda, mzisyenler sessizce enstrmanlarn akort ederken glgeler birbirinden
ayrlyor, bir sradan tekine geiyor ve nezaketle eiliyorlard. Uygun tonda bir
uultunun iinde insanlar birka saat nce kentin karanlk sokaklarnda bulamadklar
bir gven duygusuna kavuuyorlard yeniden. Smokin vebay kovuyordu.

Tm ilk perde boyunca Orpheus zorlanmadan yaknd durdu, tunikli birka kadn onun
talihsizliini incelikle yorumlad ve ariettalarla akn arks sylendi. Salon ll bir
scaklkla karlk verdi, ikinci perdede Orpheus'un, oyunda yer almayan titremeli bir
tonu arksna katmas ve Cehennemin efendisine gzyalarna kaytsz kalmamas iin
yalvarmas pek de fark edilmedi. Elinde olmadan yapt baz ani hareketler uyank
izleyicilere sanatnn yorumuna katt bir slup zellii gibi geldi.

180

Salonda belli bir aknlk havasnn esmesi iin, nc perdedeki Orpheus'la


Eurydice'nin o nl deti gerekti (Euridice'nin sevgilisinden kat an). Ve sanki
Orpheus'u oynayan sanat halktan yalnzca bu tepkiyi bekliyormu ve sanki parterden
gelen uultu onun hissettiklerini doru-luyormu gibi, antik kostm iinde kollaryla
bacaklarn aarak gln bir biimde sahnedeki rampay kmak ve dekordaki oban
yaantsna ilikin ayrntlarn ortasnda yere ylmak iin bu n seti, batan beri
oyunun getii dnemi yanstmayan o dekor paralar ilk kez izleyicinin gznde, ilk kez
ve korkun bir biimde, o tarihe aykr niteliine brnverdi. nk ayn anda orkestra
sustu, parterdeki izleyiciler ar ar yerlerinden kalkmaya ve salonu boaltmaya
baladlar, nceleri bir cenaze duasndan sonra kiliseden ya da bir l odasndan kar
gibi sessizce kyorlard, karken balarn emi kadnlar eteklerini topluyor,
erkeklerse katlanr koltuklarn elerine arpmasn engellemek iin onlar
dirseklerinden tutarak elik ediyorlard. Ama yava yava hareket hzland, fsltlar
haykrlara dnt ve kalabalk klara komaya ve son olarak, kta bara ara
kapya doru itiip kakmaya balad. Yalnzca yerlerinden kalkm olan Cottard ve
Tar-rou, bir zamanlar kendilerinin de yaadklar bir grnt karsnda yapayalnz
duruyorlard: Sahne zerinde, her yana eilip bklen kt bir oyuncu grnmne
brnm veba; salondaysa krmz koltuklarn zerinde unutulmu yelpazeler ve dantel
paralarnn yanstt, artk gereksiz olmu bir lks.
181Eyll aynn ilk gnlerinde Rambert ciddi ciddi Rieux'nn yannda almt. Erkek
lisesinin nnde Gonzales ve iki genle buluaca gn izin istemiti yalnz-

ca.

O gn len on ikide Gonzales ve gazeteci iki ocuun glerek geldiklerini grd.


Geen sefer bir talihsizlik olduunu, ama byle bir eyi beklediklerini sylediler. O
hafta nbet sras kendilerinde deildi zaten. Gelecek haftaya kadar sabretmek
gerekiyordu. O zaman yeniden ie balayacaklard. Rambert bu szn doru olduunu
syledi. Bylece Gonzales gelecek pazartesi bulumalarn nerdi. Ama bu kez
Rambert'i MarcePle Louis'nin evine yerletireceklerdi: "Seninle bir buluma saati
saptayacaz. Eer ben yoksam, sen dorudan onlarn evine gideceksin. Onlarn nerede
oturduklarn sana anlatacaz." Ama o srada Marcel, ya da Louis, dostlarn imdi
oraya gtrmenin en iyisi olacan syledi. Eer fazla mklpesent deilse, drt
kiilik yemekleri vard. Bylece durumu grebilecekti. Gonzales bunun iyi bir fikir
olduunu syledi ve limana doru indiler.

Marcel ve Louis, Marina Mahallesinin bir ucunda, kentin sahile alan kaplarna yakn
bir yerde oturuyorlard. Kaln duvarl, boyal ahaptan kepenkleri, plak ve gnesiz
odalar olan kk bir spanyol eviydi. Pilav vard, ocuklarn annesi servis yapyordu,
gler yzl ve yz krklarla dolu yal bir spanyoldu. Gonzales ard, nk
kentte pirin bulunmuyordu. "Kent kaplarnda bu ileri ayarlyoruz," dedi Marcel.
Rambert yiyip iiyordu, Gonzales onun gerek bir dost olduunu sylerken gazete-

182

ci burada geirecei haftadan baka bir ey dnmyordu.

Gerekte iki hafta beklemesi gerekti, nk ekiplerin '

saysn azaltmak iin nbet sras iki haftaya karld. Ve on be gn boyunca Rambert
kendini saknmakszn, hi durmadan, sabahn ilk klarndan akama kadar, bir bakma
gz kapal alt durdu. Gece ge saatte yatyor ve derin bir uykuya dalyordu.
Tembellikten insan tketen bir didinmeye byle ani bir gei onu hemen hemen hayalsiz
ve gsz brakyordu. Yaknda gerekleecek olan kandan fazla sz etmiyordu. Tek
bir nemli olay: Bir haftann sonunda, ilk kez doktora bir gece nce sarho olduunu
aklad. Bardan ktktan sonra, kasklarnn itii ve kollarn koltuk altlarndan
yukarya zor kaldrd hissine kaplmt. Aklna veba gelmiti. te o zaman tek bir
tepki, Rieux'yle birlikte kendisine de mantksz gelen o tepkiyi duymutu: Kentin
tepesine doru komu, orada denizin her zaman seilemedii ancak gn biraz daha
iyi grld kk bir meydandan, kenti evreleyen duvarlarn stnden karsna
byk bir haykrla seslenmiti. Eve dndkten sonra, bedeninde hibir belirti
kalmadn grnce bu beklenmedik krizden pek gurur duymamt. Rieux byle bir
davran ok iyi anladn syledi: "Durum ne olursa olsun, insann can byle eyler
yapmak ister."

Rambert ayrlrken Rieux birden: Msy Othon bana sabah sizden sz etti, dedi
Rieux. Sizi tanyp tanmadm sordu. "Kaaklarn bulunduu yerlere sk sk
gitmemesini tleyin, dedi bana. Uyarda bulundu."

Ne demek bu?

Acele etmeniz gerek.

Teekkr ederim, dedi Rambert, doktorun elini skarken.

Kapda birden geri dnd. Rieux onun vebann balangcndan beri ilk kez
glmsediini grd.

183- Niin gitmemi engellemiyorsunuz? Elinizde bu. Rieux allm bir hareketle
ban sallad ve bunun Rambert'in ii olduunu, onun mutluluu setiini,

Reux'nn ise ona kar ileri srecek savlar olmadn syledi. Bu konuda neyin iyi,
neyin kt olduuna karar veremeyeceini syledi.

- Bu koullarda, niin bana elimi abuk tutmam gerektiini sylyorsunuz?

Bu kez Rieux glmsedi.

- Kimbilir, belki ben de mutluluk iin bireyler yapmak istiyorum.

Ertesi gn, baka bir eyden artk sz etmediler, ancak birlikte altlar. Ertesi hafta,
Rambert kk spanyol evine yerlemiti. Ortak oturma odasnda ona bir yatak
yapmlard. Genler yemee dnmediklerinden ve ondan evden olabildiince az
kmasn rica ettiklerinden ounlukla orada tek bana yayor, ya da yal anneyle
sohbet ediyordu. Kuru ve hareketli bir kadnd, siyahlar giyiyordu, tertemiz beyaz
salarnn altnda esmer ve kr kr bir yz vard. Sessiz sedasz duruyor, Rambert'e
baktnda gzlerinin iiyle glmsyordu.

Bazen ona, karsna veba tamaktan korkup korkmadn soruyordu. O ise bunun,
ufack bile olsa denenmesi gereken bir ans olduunu, oysa kentte kalmakla ikisinin de
sonsuza kadar ayr kalma riskini gze aldklarn sylyordu.
Kibar m? diyordu yal kadn glmseyerek.

- ok kibar.

- Gzel mi?

Sanyorum.

Ah, diyordu, ite bu nedenle...

Rambert dnyordu. Tabii ki nedeni buydu, ama tek neden bu olamazd.

Tanrya inanmyor musunuz? diyordu her sabah ayine giden yal kadn.

184

Rambert inanmadn syledi ve yal kadn yine, bu

nedenle, dedi,

Haklsnz, ona kavumanz gerek. Yoksa elinizde

ne kalr?

Kalan zamanda Rambert odalar arasndaki blmelere aslm yelpazeleri okayarak


plak ve kaba sval duvarlar arasnda drt dnyor ya da masa rtsn evreleyen
iplikten toplar sayyordu. Akam genler dnyordu. ok konumuyorlard, yalnzca
henz zamann gelmediini sylyorlard. Akam yemeinden sonra, Marcel gitar
alyor, anasonlu bir likr iiyorlard. Rambert'in dnyor

gibi bir hali vard.

aramba gn Marcel, "Yarn akam, gece yars. Hazr ol!" diyerek dnd. Onlarla
birlikte nbet tutan iki adamdan birisi vebaya yakalanm ve onunla ayn oday paylaan
tekisi gzlem altna alnmt. Bylece iki gn Marcel ve Louis yalnz kalacaklard.
Gece boyunca son ayrntlar yoluna koyacaklard. Ertesi gn i hallolabi-lecekti.
Rambert teekkr etti. "Memnun musunuz?" diye sordu yal kadn. Memnun olduunu
dnd, ama baka

bir ey dnyordu.

Ertesi gn, ar bir gn altnda nemli ve boucu bir scak vard. Vebayla ilgili
haberler ktyd. Yine de yal spanyol kadn soukkanlln koruyordu. "Dnyada
gnah var," diyordu. "O zaman, byle olur ite!" Marcel ve Louis gibi Rambert'in de
st plakt. Ama ne yaparsa yapsn, omuzlarnn arasndan ve gsnden ter akyordu.
Kepenkleri kapal evin yar glgesinde esmer ve parlak erkek gvdeleri grlyordu.
Rambert konumadan drt dnyordu. Birden, akamst saat drtte giyindi ve dar

kacan syledi.

Dikkat, dedi Marcel, bu geceyars i tamam. Her

ey yolunda.

Rambert doktorun evine gitti. Rieux'nn annesi, onu kentin yukar blgesindeki
hastanede bulacan syledi. Nbeti birliinin nnde ayn kalabalk dnp duruyor-

185du. "Daln!" diyordu patlak gzl bir avu. tekiler de dalyordu, ama daireyi
bozmadan. "Bekleyecek hibir ey yok," diyordu ceketinden ter fkran avu. tekiler
de bu dncedeydi, ama ldrc scaa karn yine de bir yere ayrlmyorlard.

Rambert gei belgesini avua gsterdi, o da Tar-rou'nun brosunu iaret etti. Bronun
kaps avluya bakyordu. Brodan kan Rahip Paneloux'yla karlat.

ila ve slak araf kokan, kk, beyaz, pis bir odada Tarrou siyah ahap alma
masasnn banda, gmleinin kollarn svam, bir mendille dirseinin iinde birikmi
teri kuruluyordu.

Hl burada msnz?

Evet, Rieux'yle konumak istiyordum.

Odada. Ama onu kartrmadan iinizi hallederseniz daha iyi olur.

- Niin?

Ar yorgun. Elimden geldiince iini hafifletmeye alyorum.

Rambert, Tarrou'ya bakyordu. Zayflamt Tarrou. Yorgunluktan gzleri donuklam,


yz izgi izgi olmutu. Gl omuzlan bzlmt. Kap vuruldu ve beyaz maske
takm bir hastabakc ieri girdi. Tarrou'nun alma masasna bir tomar fi brakt ve
bezin bouklatr-d bir sesle yalnzca "Alt," dedi ve dar kt. Tarrou gazeteciye
bakt ve yelpaze gibi yayd fileri ona gsterdi.
Gzel filer, deil mi? Yoo, bunlar gece lenler. Aln ukurlamt. Fi tomarn
toplad.

Artk yapabildiimiz tek ey var, kayt tutmak. Tarrou masadan destek alarak ayaa
kalkt.

Gidiyor musunuz yaknda?

Bu akam, gece yans.

Tarrou bunun houna gittiini ve Rambert'in kendisine dikkat etmesini syledi.

Bunu itenlikle mi sylyorsunuz?

186

Tarrou omuz silkti:

- Benim yamda ister istemez itenlik oluyor. Yalan

sylemek ok yorucu.

Tarrou, dedi gazeteci, doktoru grmek istiyorum.

zr dilerim.

- Biliyorum. O benden daha insancl. Deil mi?

- Sorun bu deil, dedi Rambert skntyla. Ve durdu. Tarrou ona bakt ve birdenbire ona
glmsedi.

Bir akvaryum nn yayld, ak yeile boyanm duvarl kk koridoru izlediler.


Gerisinde tuhaf hareketler eden karaltlarn seildii caml kapya gelmeden tam nce
Tarrou Rambert' tm duvarlar dolaplarla kapl, kk bir odaya soktu. Dolaplardan
birini at, bir steriliza-trden iki gazl bezli maske kard, birini Rambert' e uzatt ve
azn rtmesini istedi. Gazeteci bunun bir ie yarayp yaramadn sordu, Tarrou ie
yaramadn ancak bakalarna gven verdiini syledi.

Caml kapy ittiler. Mevsime karn pencereleri smsk kapal, geni bir koutu.
Duvarlarn tepesinde, havay tazeleyen aletler vnlyordu, eik pervaneler iki sra
halinde dizili gri yataklarn zerinde bask ve iyice scak havay kartryordu. Her
taraftan bouk ve tiz iniltiler tekdze bir szlanma halinde ykseliyordu. Beyazlar
giymi insanlar parmaklklarla evrili yksek pencerelerden dklen acmasz n
iinde ar ar hareket ediyorlard. Rambert kouun korkun scanda kendini
rahatsz hissetti ve inleyen bir karaltnn zerine eilmi Rieux'y tanmakta glk
ekti. Doktor yatan yannda iki hastabakcnn, kollarndan ve bacaklarndan tuttuu
hastann kasklarn yaryordu. Dorulduunda bir yardmcnn ona uzatt tasa
aletlerini brakt ve pansuman yaplmakta olan hastaya bakarak bir an kmldamadan
durdu. Yeni haber var m? dedi yaklaan Tarrou'ya. - Paneloux karantina merkezinde
Rambert'in yerini almay kabul etti. Zaten ok alt. Rambert'siz nc denetim
ekibini toplamak gerekecek.

187Rieux bayla onaylad.

Castel hazrlklarn tamamlad. Bir deneme neriyor.

Ah bu iyi! dedi Rieux.

Son olarak, Rambert var burada.

Rieux arkasna dnd. Gazeteciyi grnce maskenin zerinden gzleri ksld.

Ne yapyorsunuz burada? dedi. Baka yerde olmalydnz.

Tarrou gidiin bu akam gece yars olacan syledi Rambert de ekledi: "lkece."

Aralarndan biri her konutuunda gazl bezden maske iiyor ve az blgesinde


slanyordu. Bu, syleiyi biraz geekd klyordu, sanki heykellerin diyalogu gibi.

Sizinle konumak istiyordum, dedi Rambert.

Birlikte kalm, eer isterseniz. Beni Tarrou'nun brosunda bekleyin.

Bir sre sonra Rambert ve Rieux doktorun arabasnn arka koltuunda oturuyorlard.
Arabay Tarrou sryordu.

Benzin bitti, dedi arabay altrrken. Yarn yryerek gideceiz.

- Doktor, dedi Rambert, gitmiyorum ve sizinle kalmak istiyorum.

Tarrou ses karmad. Arabay sryordu. Rieux yorgunluktan syrlacak gibi deildi.

Ya o? dedi ksk bir sesle.


Rambert yine bu konuyu dndn, inand eye inanmay srdrdn, ama eer
giderse bundan utan duyacan syledi. Uzaklarda brakt kiiyi severken byle bir
ey onu rahatsz edecekti. Ama Rieux yerinde doruldu; bunun sama olduunu ve
mutluluu semenin utanlacak bir yan olmadn syledi.

Evet, dedi Rambert, ama tek bana mutlu olmakta utanlacak bir yan vardr.

188

O na kadar susmu olan Tarrou ban onlara evirmeden, eer Rambert insanlarn
mutsuzluunu paylamak istiyorsa, artk mutlulua zaman bulamayacana dikkati ekti.
Bir seim yapmak gerekiyordu.

Sorun bu deil, dedi Rambert. Her zaman bu kentin yabancs olduumu ve sizlerle
yapabileceim hibir eyin olmadn dndm. Ama imdi greceimi grdm,
bural olduumu biliyorum, istesem de istemesem de. Bu olay hepimizi ilgilendiriyor.

Kimseden bir yant gelmedi ve Rambert sabrszlanr

gibi oldu.

Siz zaten bunu biliyorsunuz! Yoksa u hastanede ne yapardnz? Peki siz seim mi
yaptnz, mutluluu mu

reddettiniz?

Ne Tarrou ne de Rieux yine yant vermedi. Uzun bir

sessizlik oldu, doktorun evine yaklaana dein srd. Ve Rambert yine son sorusunu,
daha da gl bir biimde sordu. Ve yalnzca Rieux ona doru dnd. Bir abayla

yerinde doruldu:

Beni affedin Rambert, dedi, ama bilmiyorum. Eer

istiyorsanz, kaln bizimle.

Arabann birden yn deitirmesiyle sustular. Sonra nne bakarak yeniden sz


srdrd:

- Dnyada hibir ey insann sevdiinden vazgemesine demez. Oysa nedenini


bilmeden ben de bundan vazgetim.
Kendini yeniden koltua brakt.

Oldu ite, hepsi bu, dedi bezginlikle. Kayda geirelim ve sonular karalm.

Hangi sonular? diye sordu Rambert.

Ah, ayn zamanda hem iyiletirip hem de bilgiye ulaamyoruz. O halde


olabildiince abuk iyiletirelim.

En acil olan bu.

Geceyars Tarrou ve Rieux, Rambert'in denetlemekle sorumlu olduu semtin plann


yapyorlard, Tarrou bir-

189den saatine bakt. Ban kaldrnca Rambert'in bakyla karlat.

Onlara haber verdiniz mi? Gazeteci gzlerini kard.

Sizi grmeye gelmeden nce bir not yollamtm, dedi bir gayretle.

190

Ekim aynn ancak son gnlerinde Castel'in serumu denendi. Pratikte bu, Reux'nn son
umuduydu. Rieux yeni bir baarszln kenti hastaln kaprislerine teslim edeceine
inanyordu, ya salgn daha aylarca etkisini srdrecek, ya da bir neden olmakszn
duracakt.

Castel'in Rieux'y ziyarete gelmesinden bir gn nce Msy Othon'un olu hastalanm
ve tm aile karantinaya alnmak zorunda kalmt. Ksa bir sre nce karantinadan
km olan anne bylece ikinci kez tecrit ediliyordu. Saptanan kurallara saygl olan
yarg ocuun vcudunda hastalk belirtileri grr grmez Doktor Rieux'y armt.
Rieux geldiinde babayla anne yatan ayakucunda ayakta duruyorlard. Kk kz
uzaklatrlmt. ocuk umutsuz durumdayd, muayeneye ses karmad. Doktor ban
kaldrdnda, yargcn gerisinde duran, azn mendille kapatm ve alm'gzlerle
doktorun hareketlerini izleyen annenin solgun yz ve yargcn bakyla karlat.

Ondan deil mi? dedi yarg souk bir sesle.

Evet, diye yantlad Rieux yeniden ocua bakarak. Annenin gzleri byd, ancak
suskunluunu bozmuyordu. Yarg da susuyordu, sonra daha alak bir sesle:

Peki doktor, ynergeye gre ne yaplmas gerekiyorsa onu yapmalyz.


Rieux mendilini aznda tutan anneye bakmamaya alyordu.

abuk olacak bu, dedi duraksayarak, bir telefon

edebilirsem.

Msy Othon onu arabayla gtreceini syledi.

Ama doktor, kadna doru dnd:

191 zgnm. Birka eya hazrlamalsnz. Ne olduunu biliyorsunuz.

Madam Othon akn gibiydi. Yere bakyordu.

Evet, dedi ban sallayarak, ben de bunu yapacak-

tm.

Onlardan ayrlmadan nce, Rieux bir eye gereksinimleri olup olmadn sormaktan
kendini alamad. Kadn sessizliim bozmadan ona bakyordu. Ancak bu kez yarg
baklarn kard.

Hayr, dedi sonra yutkundu, ama ocuumu kurta-

rn.

Balangta basit bir formaliteden baka bir ey olmayan karantinay Rieux ve Rambert
son derece ciddi bir biimde yrtyordu. zellikle de bir ailenin yelerinin
birbirlerinden ayr olarak tecrit edilmesine zen gsteriyorlard. Eer ailenin bir yesi
bilmeden mikrop kapm-sa, hastaln yaylma olasln artrmamak gerekiyordu.
Rieux bu gerekeleri yargca anlatt, o da bunlar doru buldu. te yandan, karsyla
birbirlerine yle bir bakyorlard ki, doktor bu ayrln onlar ne derece zorda
braktn hissetti. Madam Othon ve kk kz, Rambert'in ynettii karantinaya
ayrlan otele yerletirilebildiler. Ama karayollarnn salad adrlar sayesinde
valiliin belediye statnda kurmakta olduu tecrit kamp dnda sorgu yargcna yer
yoktu. Rieux bu durumdan tr zr dileri ama Msy Othon herkes iin tek bir kuraln
geerli olduunu ve buna uymann doru olacan syledi.

ocua gelince, ek hastaneye, on tane yatan yerletirildii eski bir snfa gtrld.
Yirmi saat kadar sonra Rieux durumunun umutsuz olduu sonucuna vard. Enfeksiyon hi
tepki gstermeyen kk bedeni kemiryor-du. Yeni yeni beliren kck arl
hyarcklar ocuun gsz kol ve bacak eklemlerinin kmldamasn engelliyordu.
imdiden yenik durumdayd. Bu nedenle Rie-ux'nn aklna Castel'in serumunu ocukta
deneme fikri geldi. O akam yemekten sonra ilk ay yaptlar, ocuk-

192

tan hibir tepki gelmedi. Gn aarrken, ertesi gn hepsi bu nemli deneyin sonucunu
deerlendirmek zere ocuun yanna kotular.

ocuk uyuukluktan syrlm, araflarn iinde kaslmalarla dnp duruyordu. Doktor,


Castel ve Tarrou sabahn drdnden beri ocuun yannda duruyorlar, hastaln
aamalarm adm adm izliyorlard. Yatan baucun-da Tarrou'nun yapl vcudu biraz
kamburlamt. Yatan ayakucunda ayakta duran Reux'nn yannda oturmakta olan
Castel son derece sakin grnerek eski bir yapt okuyordu. Eski ilkokul snfnn iinde
gn yayldka, yava yava tekiler de geliyordu. nce Paneloux geldi, Tarrou'nun
karsna, yatan teki yanna gidip srtn duvara dayad. Yznde acl bir ifade
okunuyordu ve kiiliinden vererek yaad tm bu srenin yorgunluuy-la krmz
alnnda izgiler belirmiti. Sonra Joseph Grand geldi. Saat yediydi ve soluk solua
geldii iin zr diledi. ok kalamayacakt, belki kesin bireyler biliyorlard. Tek sz
etmeden Rieux ona ocuu gsterdi; darmadan olmu yz, kapal gzleri, smsk
kenetlenmi dileri, hareketsiz bedeniyle yz taklmam yastn zerinde ban saa
sola evirip duruyordu. Sonunda, snfn dibinde duran yerinden kmldatlmam
karatahtann zerindeki eski denklem izleri seilecek denli gn aarnca Rambert geldi.
Komu yatan ayakucuna yasland ve bir paket sigara kard. Ama ocua bir kez
baknca paketi yeniden cebine koydu.

Castel hep oturuyor, gzlklerinin zerinden Rieux'ye

bakyordu.

Babadan haber var m?

Yok, dedi Rieux, tecrit kampnda.

Doktor ocuun inledii yatan kenarn gl bir biimde skyordu. Kk hastadan


gzlerini ayrmyordu, anszn ocuk kaskat kesildi, dileri yeniden kenetlendi, vcudu
biraz belden bkld, ar ar kol ve bacaklar iki yana ald. Asker battaniyesi
altndaki kk beden-

Veba - . 193/13den yn ve eki bir


ter kokusu ykseliyordu. ocuk yava yava gevedi, kol ve bacaklar yatan ortasna
doru uza- di, her zamanki kr ve dilsiz haliyle daha sk nefes alr gibi oldu. Rieux'nn
gzleri ban eviren Tarrou'nun bak-yla karlat.

Aylardr ocuklarn lmn gryorlard, nk bu iddetli olay seim yapmyordu,


ancak ocuklarn ektikleri acy bu sabahtan beri yaptklar gibi dakikas dakikas-na
izlememilerdi. Ve tabii ki, bu masum ocuklarn urad ac gerekte ne idiyse, onlara
hep yle, yani utan verici bir ktlk gibi gelmiti. Ama en azndan imdiye kadar
soyut olarak bu utanc yayorlard, nk masum bir ocuun ektii acy hi bu kadar
yakndan izlememilerdi.

Tam o srada sanki karnndan srlm gibi, ince bir inlemeyle ocuk yeniden iki
bklm oluyordu. Saniyeler boyunca, nbet titremeleri ve rpermelerle byle iki
bklm kald, sanki zayf gvdesi vebann korkun rzgr altnda bklyor ve atein
yinelenen nefesi altnda krlp dklyordu. Frtna geince, biraz gevedi, atei der
gibi oldu, dinlenmenin lm andrd slak ve zehirli bir kumsalda soluk soluayd.
nc kez ate dalgas ocuu sarp onu dorultuyordu, o srada cayr cayr yakan
korkun alev onu yatan dibine doru itti , ocuk lgn gibi ban saa sola eviriyor,
stndeki rty atyordu. Alev alev gzkapaklarndan kocaman gzyalar fkrarak,
kire gibi beyaz yzne akmaya balad, krizin sonunda bitkin bir halde, ocuk bir deri
bir kemik kalm bacaklaryla krk sekiz saatte etleri erimi kollarn bztrd ve
darmadan yatan iinde armha gerilmi gibi gln ve ackl bir durumda kald.

Tarrou eilerek iri eliyle ocuun yznde biriken teri ve gzyalarn sildi. Bir sredir
Castel kitabn kapatmt ve hastay izliyordu. Bir tmceye balad, ama sonunu
getirmek iin ksrmek zorunda kald, nk sesi birden atallamt:

194

Sabah durumda hafifleme olmad deil mi Rieux? Rieux hafifleme olmadn ancak
ocuun normalden daha uzun sre dayandn syledi. Bunun zerine srtn duvara
dayam, km gibi duran Paneloux sessizce: Eer lecekse, daha uzun ac ekmi
olacak. Rieux birden ona dnd ve konumak zere azn at ama sustu, kendim tutmak
iin gzle grlr bir aba harcad ve bakn yeniden ocua evirdi.

Odada k artyordu. teki be yatakta karaltlar sanki tasarlanmasna ll


biimde kprdanyor ve inliyordu. Odann teki ucunda, tek baran hasta dzenli
aralklarla acdan ok aknl da vuran lklar atyordu. Sanki hastalar iin bile
balangtaki korku artk azalmt. imdi hastal kabullenirken bir tr rza
gsteriyorlard. Yalnz ocuk tm gcyle savayordu. Arada srada Rieux onun
nabzn tutuyordu, aslnda buna gerek yoktu, daha ok iinde bulunduu bu aresizlikten
kurtulmak iindi; gzlerini kapaynca bu rpnn kendi kannn gmbrtsne
kartn hissediyordu. O zaman ikence altndaki ocukla bir oluyor ve saf olan tm
gcyle ona destek olmaya alyordu. Ancak, yrekleri bir dakikalna bulusa da,
ayr ayr atyordu, ocuu elinden kar-yordu ve abas bolua gmlyordu. O
zaman ocuun incecik bileini brakyor ve yerine dnyordu.

Kirele boyanm duvarlarda k pembeden sarya dnyordu. Camn gerisinde scak


bir sabah cayr cayr kendini duyurmaya balyordu. Grand'n geri geleceini syleyerek
ayrlmas zor fark edildi. Hepsi bekliyordu. Hl gzleri kapal olan ocuk biraz
sakinleiyor gibiydi. Elleri trmk gibi yatan kenarlarn hafife iziyordu. Eller
havaya kalkt, dizlerin yaknndaki battaniyeyi kazd ve birden ocuk bacaklarn bkt,
karnna ekti ve hareketsiz kald. lk kez olarak gzlerini at ve nnde duran Rie-ux'ye
bakt. imdi gri bir kile dklm gibi duran yznn ortasnda az ald, hemen
ardndan soluk sesinin de kart tek ve kesintisiz bir lk ykseldi; tekdze ve

195ahenksiz bir itiraz sesi anszn oday doldurdu; lk ylesine insans olmaktan
uzakt ki sanki tm insanlardan geliyor gibiydi. Rieux dilerini skyordu, Tarrou
arkasn dnd. Rambert yataa, dizleri zerinde ak kalm kitabn kapatan Castel'in
yanna yaklat. Paneloux hastaln kirlettii, tm alara ait o lkla dolu u ocuksu
aza bakt. Ve kendini brakarak dizleri zerine kt; herkes onun biraz bouk, ama
durmak bilmeyen o oul yakarn gerisinde belirgin bir biimde ykselen bir sesle
"Tanrm, kurtar u ocuu!" demesini doal karlad.

Ama ocuk haykrmay srdryordu ve evresindeki tm hastalar kmldandlar.


Odann teki ucunda durmadan aknlkla baran hasta, szlanmasn hzlandrd ve
sonunda onu gerek bir la dntrd; o srada teki hastalar da giderek daha
yksek sesle inliyorlard. Oday bir hkrk dalgas kaplad, Paneloux'nun duasn
bastrd; yatan ucuna yapm duran Rieux yorgunluk ve tiksintiden ba dnm
halde gzlerini kapad.

Gzlerini atnda yannda Tarrou'yu buldu. - Gitmem gerek, dedi Rieux. Bunlara artk
dayanamyorum.

Ama birden teki hastalar sustu. O zaman doktor ocuun lnn hafiflediini fark
etti, hafifledi ve durdu. Etrafta teki inlemeler sryordu, ama daha sessiz biimde ve
henz sona eren u mcadelenin uzaktan gelen bir yanks gibiydi. nk mcadele sona
ermiti artk. Castel yatan teki tarafna gemiti; artk bitti, dedi. Az ak ama artk
ses karmayan ocuk darmadan olmu rtlerin ortasnda anszn ufalm, yznde
gzyalar izleriyle uzanyordu.

Paneloux yataa yaklat ve ocuu kutsad. Sonra eteklerini toplad ve ana giriten
kt.
Her eye yeniden mi balanacak? diye sordu Tarrou, Castel'e.

Yal doktor ban sallyordu.

196

Belki, dedi zorlama bir glmsemeyle. Her eyden

te ok direndi.

Ama Rieux odadan ayrlmt bile, yle hzl admlarla ve yle bir tavrla kmt ki,
Paneloux'nun yanndan geerken rahip onu tutmak iin kolunu uzatt. - Haydi doktor,
dedi.

Ayn fkeli tavrla Rieux dnd ve ona u szleri savurdu:

Ah u ocuk, en azndan masumdu, bunu siz iyi bilirsiniz!

Sonra arkasn dnd ve Paneloux'nun nnde kapdan geerek okulun avlusunun


dibine doru yrd. Ufak, tozlu aalar arasndaki bir bankn zerine oturdu ve
gzlerine men teri sildi. Yreini ezen u feci dm zmek iin daha haykrmak
istiyordu. Scaklk incir aalarnn dallan arasna iniyordu. Sabahn mavi g havay
daha da boucu klan beyazms bir rtyle kaplyordu. Rieux bankn zerinde kendini
iyice brakt. Dallara, ge bakyor, azar azar yorgunluunu bastrarak, yava yava

soluklanyordu.

Niye benimle byle fkeli konutunuz? dedi arkasnda bir ses. Benim iin de bu
grnt dayanlmazd.

Rieux, Paneloux'ya doru dnd:

Doru, dedi. Beni affedin. Ama yorgunluk bir delilik. imdeki isyandan hibir ey
hissetmediim saatler var

bu kentte.

Anlyorum, diye mrldand Paneloux. Bu isyan ettiriyor, nk bizim snrmz


ayor. Ama belki de anlayamadmz eyleri de sevmeliyiz.

Rieux birden dikleti. Hissedebildii tm g ve tutkuyla Paneloux'ya bakyor ve bam


sallyordu.
Hayr peder, dedi. Sevgi deyince baka bir ey anlyorum ben. Ve lnceye kadar
ocuklarn ikenceden getii u yaradl reddedeceim.

Paneloux'nun yzn bir glge kaplad.

197 Ah doktor! dedi zntyle, Tanrnn ltf denilen eyi imdi anladm.

Ama Rieux yeniden kendini banka brakmt. Yeniden onu saran yorgunluun derininden
gelen, daha yumuak bir sesle yantlad:

te bende bu yok, biliyorum. Ama bunu sizinle tartamam. Bizi lanetlerin ve


dualarn tesinde bir araya J getiren bir ey uruna alyoruz. Yalnzca bu nemli.

Paneloux, Rieux'nn yanna oturdu. Heyecanl bir hali vard.

Evet, dedi, evet, siz de insann selameti iin alyorsunuz.

Rieux glmsemeye alt.

nsann selameti benim iin fazla iddial bir laf. O kadar uzaa gitmiyorum ben. Beni
ilgilendiren onun sal, ncelikle sal.

. Paneloux duraksad.

Doktor, dedi.

Ama durdu. Onun alnndan da ter akmaya balamt. "Allahasmarladk," diye


mrldand ve kalktnda gzleri parlyordu. Tam gidecekken dnmekte olan Rieux de
kalkt ve ona doru bir adm att.

Bir kez daha zr dilerim, dedi. Bir daha byle bir parlama olmayacak.

Paneloux elini uzatt ve zntyle: - Ama sizi inandramadm!

Ne fark eder? dedi Rieux. Benim nefret ettiim, lm ve ktlk; bunu iyi
biliyorsunuz. Ve siz isteseniz " de istemeseniz de, bunlara katlanmak ve bunlarla sava-
mak iin birlikteyiz.

Rieux, Paneloux'nun elini tutuyordu.

Gryor musunuz, dedi gzlerini kararak, Tanr bile imdi bizi ayramaz.
198

Paneloux salk kollarna katldndan beri hastanelerden ve vebann olduu yerlerden


ayrlmamt. Kurtarclarn arasnda, kendine ait olduunu dnd yerde yani ilk
srada yer almt. lmlere tank olmaktan geri kalmamt. Ve ilkece serumla
korunmasna karn, kendi lmyle ilgili bir kuku da ona yabanc deildi artk.
Grnte dinginliini hep korumutu. Ama bir ocuun lmn uzun uzadya izledii
o gnden sonra deimi gibiydi. Giderek artan bir gerilim yznden okunuyordu. Bir
gn glmseyerek Rieux'ye; "Bir rahip bir doktora danabilir mi?" konulu bir deneme
zerinde altn sylediinde doktor, Paneloux'nun dediinden daha ciddi bir eyin
sz konusu olduu izlenimine kaplmt. Doktor bu almayla ilgili bireyler renmek
iin istekli davrannca Paneloux ona ayinde bir vaaz vermesi gerektiini ve bu frsatla
en azndan grlerinden bazlarn sunabileceini

syledi.

- Gelmenizi isterdim doktor, konu ilginizi ekecektir.

Deli gibi rzgrn estii bir gn rahip ikinci vaazn verdi. Doruyu sylemek gerekirse,
dinleyici topluluu ilk vaaza oranla daha azd. Bunun nedeni de artk bu tr olaylarn
yurttalarmzn gznde bir yenilik olmaktan kmas, ekiciliini yitirmesiydi. Kentin
geirdii bu g dnemin koullarnda 'yenilik' szc bile anlamn yitirmiti. Zaten
insanlarn ou tmyle dinsel grevlerini brakmasa ya da bu grevleri iyice ahlaksz
bir zel yaamla rastlatrmasa da, sradan dinsel edimlerin yerine pek manta
uymayan bo inanlar getirmilerdi. Ayine git-

199mekten ok nazarlk ya da Saint Roch muskalarn seve seve takyorlard.

Buna bir rnek olarak, yurttalarmzn ar biimde kehanetlere bavurmas verilebilir.


Gerekten de ilkbaharda her an hastaln sona ermesini beklemilerdi ve bir nc
kiiye salgnn sresiyle ilgili kesin bilgiler sormak kimsenin aklna gelmiyordu, nk
herkes bunun son bulacana inanmt. Ama gnler getike bu uursuzluun gerekten
bir sonu olmamasndan korkulmaya baland ve ayn anda tm umutlar salgnn
bitmesine baland. Bylece khinlerden ya da Katolik kilisesinin azizlerinden tevatr
kehanetler azdan aza dolar oldu. Kentteki bas-mevleri bu cokudan
salayabilecekleri yarar hemen gr-verdiler ve ok sayda elden ele dolaan metinler
yaymladlar. Halkn doymak bilmeyen merakn grnce, ksack tarihin sunabildii bu
trden tm tanklklarla ilgili olarak belediye ktphanelerinde aratrmalara giritiler
ve bunlar kente yaydlar. Tarihin elindeki kehanetler tkenince gazetecilere yenilerini
smarladlar; onlarn da, en azndan bu konuda, gemi yzyllardaki meslektalar
kadar uzman olduklar anlald.
Hatta bu kehanetlerden bazlar gazetelerde yaz dizisi olarak yaymland ve salk
zamannda, gazete sayfalarnda karlatklar ak dizilerini okur gibi byk bir itahla
bunlar da okuyorlard. Burada kestirilen sonularn bazlar tuhaf hesaplara
dayanyordu; paralarn zerindeki yl says, l says ve vebann egemenliinde
geirilen aylar iin iine giriyordu. Bakalar tarihteki byk vebalarla bir karlatrma
yapyor, benzerlikler ortaya koyuyor (kehanetlerde bunlara 'deimez'ler deniyordu) ve
daha az tuhaf olmayan hesaplarla, imdiki olaya ilikin retiler elde etmeye
alyorlard. Ama halkn en ok takdir ettii kehanetler, kukusuz, kyameti anlatan bir
dille, kenti byle bir snavdan geirebilecek ve her tr yoruma ak bir karmaklk
ierebilecek bir olaylar dizisini haber veren kehanetlerdi. Bylece Nostradamus ve
Sainte Odile'e her gn

200

bavuruluyor ve karl alnyordu. Zaten tm kehanetlerin ortak yan olarak beliren


ey, sonuta bunlarn rahatlatc olmasyd. Yalnzca vebayd rahatlatmayan.

te bu bo inanlar yurttalarmzda dinin yerini tutuyordu ve bu nedenle Paneloux'nun


vaaz ancak drtte dolmu bir kilisede yapld. Vaaz akam, Rieux geldiinde, yayl
giri kapsndan ieri ince ince szlen rzgr dinleyenler arasnda rahat rahat
geziniyordu. te byle souk ve sessiz bir kilisede, tmyle erkeklerden olumu bir
topluluun ortasnda Rieux kendine bir yer buldu ve rahibin krsye kn izledi.
Rahip ilk vaaza oranla daha yumuak ve daha dnceli bir ses tonuyla konutu; ayine
katlanlar sk sk onun duraksadn fark ettiler. in dahada ilgin yan, artk 'siz' deil,
'biz' diyordu.

Yine de sesi yava yava ykseldi. Bize aylardr vebann aramzda olduunu anmsatt
ve soframza ya da sevdiklerimizin baucuna defalarca oturmu olduundan, yan
bamzda yrdnden ve i dnnde yolumuzu gzlediinden, imdi onu daha iyi
tanyorduk. lk aknln etkisiyle daha nce belki de iyi dinlemediimiz, ama onun
bkp usanmadan bize syledii eyi imdi daha iyi kavrayabilirdik. Ayn yerde Rahip
Paneloux'nun vaaznda syledii ey bylece doru olarak beliriyordu en azndan o
buna inanyordu. Ancak belki de, hepimizin bana geldii gibi, bunu Tanr sevgisi
olmadan dnm ve dile getirmiti, imdi buna pimand. te yandan gerek olan, her
eyde unutulmayacak bir yan olmasyd. En g snama bile bir Hristiyan iin yarar
demekti. Ve ite o Hristi-yann aramas gereken, kendi yararna oland, o yararn nasl
bir ey olduu ve onun nasl bulunacayd.

O srada Rieux'nn evresindeki insanlar, sralarn dirsek koyma yerleri arasnda


kmldanarak, olabildiince rahat edecek biimde yerlerine yerletiler. Giriteki kuma
kapl kaplardan biri hafif hafif arpyordu. Birisi onu tutmak iin yerinden kalkt. Bu
kmldanmalarla dikkati dalan Rieux yeniden sze balayan Paneloux'yu zor duyu-

201yordu. Vebann sahneledii bu gsteriye kendi bana bir aklama bulmak yerine
bundan renilebilecek eyleri renmeye almak gerektiini sylyordu. Rieux
rahibe gre aklanacak hibir ey olmadn az ok sezinledi. Paneloux gl bir
biimde Tanr asndan aklanabilecek eyler olduunu, ama baz eylerinse
aklanamayacan sylediinde Rieux dikkat kesildi. yilik ve ktlk kukusuz vard
ve genelde onlar birbirinden ayran eyler kolayca aklanrd. Ama sorun ktlkte
balyordu. rnein, grnte gerekli olan ktlk ve grnte gereksiz olan ktlk
vard. Cehenneme dm Don Juan vard ve bir ocuun lm vard. apknn cezaya
arptrlmas ne kadar adilse, ocuun acsn anlamak o kadar zordu. Ve gerekte,
yeryznde bir ocuun acsndan, o acnn beraberinde getirdii nefretten ve bunu
aklamak iin aranacak nedenlerden daha nemli hibir ey yoktu. Yaamn geri kalan
blmnde Tanr bizim iin her eyi kolaylatryordu ve o na kadar dinin takdir
edilecek bir yan yoktu. Oysa imdi, Tanr bizi duvarn dibine koyuyordu. Bylece
vebann duvarlar dibindeydik ve onlarn lmcl glgesinde bizim yararmza olan
bulmamz gerekiyordu. Rahip Paneloux kendisinin duvara trmanmasn salayacak
kolaylklar bile reddediyordu. ocuu bekleyen gzelliklerin sonsuzluu onun acsn
telafi edecektir, demek onun iin kolay olurdu, ama gerekte bu konuda hibir ey
bilmiyordu. Bir keyfin sonsuzluunun insan acsn bir an telafi edebileceini kim ileri
srebilirdi? Bu bir Hristiyan olamazd; kollarnda, bacaklarnda ve ruhunda acy
tanm bir Efendisi olan bir Hristiyan olamazd bu kesinlikle. Hayr, armhn
simgeledii bu paralana sadk olarak ve bir ocuun acsyla yz yze kalarak rahip
duvarn dibinden ayrlmayacakt. Ve kendisini o gn dinleyenlere hi korkmadan yle
diyecekti: "Kardelerim, o an geldi. Ya her eye inanmal ya da her eyi yadsmal. Ve
aranzda kim her eyi yadsmay gze alabilir?"

202

Rieux, rahibin sz dinsizlie getirdiini bir anda fark etti, o ise bu buyruun, bu istein
Hristiyanlarn yararna olacan belirtmek iin byk bir kuvvetle szn
srdryordu. Bu ayn zamanda Hristiyanlarn erdemiydi de. Rahip, birazdan szn
edecei erdemin fazlasnn, daha hogrl ve daha klasik bir ahlak anlayna alm
baz kiileri aknla dreceini biliyordu. Ama veba srasndaki din anlay her
zamanki din anlayyla bir olamazd; Tanr mutlu zamanlarda ruhun huzur iinde ve
neeli olmasn kabul etse de, hatta bunu arzu etse bile, mutsuzluun en ileri noktasnda
ruhun da lmllktan uzaklamasn isteyebilirdi. Bugn Tanr yaratt insanlara bir
iyilikte bulunup onlar yle bir mutsuzluk iine itmiti ki, insanlar en byk erdem olan,
ya her ey ya da hi ilkesini yeniden kefetmek ve stlenmek zorundaydlar.
Geen yzyldan inansz bir yazar, gnahlardan arnma yeri diye bir ey olmadn
syleyerek Hristiyan kilisesinin srrn akladn ileri srmt. Byle bir eyi
sylerken Cennet ve Cehennem dnda ara bir yer olmadn ve insann kendi seimine
gre, kurtuluu ya da laneti bulacan anlatmak istiyordu. Paneloux'ya baklrsa bu,
ancak dinsiz bir ruhun iinde filizlenecek trden bir dinden sapmayd. nk
gnahlardan arnlan bir yer vard. Ama kukusuz bu yere ok fazla umut balanmamas
gereken baz dnemler olmutu; balanabilir trden hafif gnahlardan sz bile
edilemeyecei baz dnemler olmutu. Her gnah lmcld ve her kaytszlk sutu. Ya
her

eydi ya da hi.

Paneloux durdu ve o srada Rieux kapnn altndan,

darda iddetini artrmakta olduu anlalan rzgrn inleyen sesini daha iyi duydu.
Tam o srada rahip szn ettii her eyi kabullenme erdeminin her zaman ona
yklediimiz dar anlamda anlatlamayacan, sradan bir boyun eiin, hatta zor gelen
bir alakgnllln sz konusu

' olmadn sylyordu. Alakgnllln de rzasyla onurun krlmas sz


konusuydu. Kukusuz bir ocuun

203acs ruh iin de yrek iin de onur krc bir eydi. Ama bu nedenle bunu yaamak,
bu nedenle bunu istemek gerekliydi; Paneloux syleyecei eyin kolay olmad
konusunda dinleyicilerine gvence verdi; bunu istemek gerekiyordu, nk Tanr bunu
istiyordu. te bylece yalnz Hristiyan hibir eyden kanmayacak ve tm k yollar
kapalyken bile temel seim hakkn sonuna kadar kullanacakt. Her eyi yadsma
durumuna dmemek iin her eye inanmay yeleyecekti. Vcutta oluan iliklerin
enfeksiyonu doal yoldan dar atma biimi olduunu renen kadncazlarn u
sralar kiliselere gelip 'Tanrm ona ilikler nasip et!' demeleri gibi, Hristiyan da,
anlalmaz bile olsa, Tanrnn isteine boyun emeyi renecekti. "unu anlyorum; ama
bu kabul edilemez," denilebilirdi, ite bizim seimimizi yapabilmemiz iin de, bize
sunulmu bu kabul edilemeyen eyin tam iine dalmak gerekiyordu. ocuklarn acs
bizim ac ekmeimizdi, ama bu ekmek olmakszn ruhumuz kendi ruhsal alnn iinde
lp gidecekti.

Bu srada, genelde Paneloux'nun szne ara vermesiyle balayan sessiz kprdanlar


yeniden duyulmaya balamt ki, vaiz anszn , sonuta nasl bir tavr almak gerektiini
dinleyicilerin yerine soruyormu gibi yaparak gl bir biimde yeniden sze balad.
Kuku duyduu bir ey vard; o korkun 'yazgsallk' szcn kullanacaklard. Eh o da
eer 'etkin' sfatn da eklerlerse, bu terim karsnda geri ekilmeyecekti. Kukusuz,
szn ettii Habeistan Hristyanlarna yknmemek gerekiyordu. Hristiyan salk
kuvvetlerinin zerlerine eski psk giysilerini atan, bir yandan da Tanr tarafndan
yollanan ktlkle savamak isteyen bu kfirlere veba bulamas iin dualar eden u
vebal ranllar gibi davranmay akla bile getirmemek gerekiyordu. Ama bunun tersine,
geen yzyllardaki salgnlarda, kudas ayinini yaparken scak ve nemli azlara
enfeksiyon sinmitir diye el dedirmemek iin maayla kutsal ekmei tutan Kahireli
keilere de yknmemek ge-

204

rekiyordu. Hem ranl veballar hem de keiler gnah iliyorlard. nk ranllar iin
bir ocuun acsnn nemi yoktu; keiler iinse tersine, acdan son derece insana zg
kayglarla korkmak her eyden stnd. ki durumda da, sorun bir kenara itilmiti.
Hepsi Tanrnn sesine kulaklarn tkamt. Ama Paneloux'nun anmsatmak istedii
baka rnekler de vard. Byk Marsilya vebasnn vaka-nvisine gre Mercy'deki
manastrda yaayan seksen bir dindardan yalnzca drd salam kalmt. Ve bu
drdnn kamt. Vakanvisler byle diyordu ve daha fazlasn sylemek onlarn
grevini ayordu. Ama Panelo-ux'un bunu okurken, yetmi yedi ceset ve zellikle
din kardeinin rneine karn yalnz kalan dindar aklndan kmyordu. Ve rahip
krsnn kenarna yumruuyla vurarak haykrd: "Kardelerim, kalan kii biz
olmalyz!"

nlemlere, bir felaketin danklna bir toplumun getirdii zekice dzenlemelere kar
kmamak gerekliydi. Diz kp her eyi terk etmek gerektiini syleyen u ahlaklara
kulak asmamak gerekiyordu. Karanln iinde, biraz da krlemesine, ileriye doru
yrmeye balamak ve iyilik etmeye almak gerekiyordu yalnzca. Bunun dnda
sakin olmak ve kiisel bir yardm aramadan, ocuk lmlerinde bile Tanrya gvenmek
gerekiyordu.

Szn burasnda Rahip Paneloux Marsilya vebasnda ad geen nl sima, piskopos


Belzunce'u and. Salgnn sonuna doru, gereken her eyi yapm olan piskopos, artk
hibir are kalmadn grnce yiyeceklerle birlikte evine kapanm, evin evresine
duvar rdrmt; onu yceltmi olan kentliler, ancak ok byk aclarda
rastlayabileceimiz trden bir dn yaparak ona fkelenmiler ve enfeksiyon
bulatrmak iin evinin evresini cesetlerle evirmiler, hatta lmesini kesinletirmek
iin duvarlarn zerinden cesetler atmlard. Bylece piskopos, son bir zayflkla,
kendisini lmn dnyasndan uzak tutacan sanmt, ancak ller gkten bana
dyordu. te, vebada bir ada olmayacana inanmamz gerekirken, bizler de

205byle yapyoruz. Hayr, orta nokta yoktu. Bu utan verici durumu kabullenmek
gerekiyordu, nk Tanrdan nefret etmek ve onu sevmek arasnda seim yapmamamz
gerekiyordu. Peki kim Tanr nefretini semeyi gze alabilirdi?

"Kardelerim," dedi Paneloux sonuca geldiini bildirerek, "Tanr sevgisi zor bir
sevgidir. nsann kendinden vazgemesini ve kendini hor grmesini gerektirir. Ama
yalnzca o ocuklarn acsn ve lmn silebilir, yalnzca o bu acy gerekli klabilir,
nk bunu anlamak olanakszdr ve insan byle bir eyi tabii ki ister. te sizinle
paylamak istediim zor ders bu. te, insanlarn gznde zalim, Tanrnn gznde kesin
olan imana yaklamamz gerek. Bu korkun imge karsnda hepimiz eit bir noktaya
gelmeliyiz. O doruun tepesinde her ey birbirine karacak ve eitlenecek, grnteki
adaletsizlikten doruluk fkracak. Fransa'nn gneyindeki birok kilisede veballar
koronun bulunduu yerdeki ta demelerin altnda yzyllardr uyuyor ve papazlar
onlarn mezarlarnn zerinde konuuyor ve yaydklar dnce ocuklarn da katkda
bulunduu u kllerden fkryor."

Rieux dar ktnda aralk kapdan sert bir rzgr ieriyi doldurdu ve dindarlarn
yzne arpt. Kilisenin iine bir yamur kokusu, slak kaldrm kokusu getiriyor, onlar
da dar kmadan kentin nasl olduunu tahmin ediyorlard. Doktor Rieux'nn nnden
kmakta olan yal bir rahiple gen bir papaz mezi o anda apkalarn zor tuttular.
Daha yal olan yine de vaizi yorumlamaktan geri kalmad. Paneloux'nun hitabetinden
vgyle sz ediyor, ama rahibin sergiledii dncelerdeki cretten endie duyuyordu.
Bu vaizin gl olmaktan ok, endie sergilediini dnyordu ve Paneloux yanda
bir rahibin endie duymaya hakk yoktu. Rzgrdan korunmak iin ban een papaz
mezi, rahibe sk sk gittiini, onun geirdii deiimin farknda olduunu, szlerinin
daha da cretli olabileceini ve kukusuz yaym iin baslma izni alamayacan belirtti.

206

- Nedir dnd? dedi yal rahip. Kilisenin nne gelmilerdi, rzgr uuldayarak
ve gen olann szn keserek onlar sarmalyordu. Konuabilecek duruma geldiinde
yalnzca unu syledi:

Bir rahip bir doktora danrsa, eliki olur. Tarrou, Paneloux'nn szlerini aktaran
Rieux'ye sava srasnda gzleri oyulmu bir gencin yzn grnce inancn yitirmi
bir rahip tandn syledi.

Paneloux hakl, dedi Tarrou. Masumiyetin gzleri oyulunca Hristiyan ya inancn


yitirmeli ya da gzleri oyulmal. Paneloux inancn yitirmek istemiyor, sonuna kadar
gidecek. Sylemek istedii bu.

Tarrou'nn bu gzlemi, Paneloux'nun tavrnn evresindekilere anlalmaz geldii,


bundan sonraki talihsiz olaylar aklamak iin yeterli mi? Bu konu deerlendirilecektir.
Vaazdan birka gn sonra Paneloux tanma iiyle urat. Hastaln gelimesinin neden
olduu tanmalarn younlat dnemdi. Tarrou'nun otelinden ayrlp Rie-ux'ye
tanmas gibi, rahip de bal olduu tarikatn kendisini yerletirdii daireden ayrlp
kilisenin mdavimlerinden ve henz vebaya yakalanmam yal bir hanmn evine
tand. Tanma srasnda rahip yorgunluunun ve kaygsnn arttm hissetti. Ve
bylece ona evini aan hanmn gznde saygsn yitirdi. nk hanm ona, Sainte
Odile'in kehanetlerini byk bir cokuyla anlatrken, rahip kukusuz bkknlktan, hafif
bir sabrszlk gstermiti. Sonradan yal kadnn en azndan iyilikle kark yansz bir
tavr gstermesi iin ne kadar aba harcadysa da baarya ulaamamt. Kt izlenim
uyandrmt. Ve her akam, azna kadar t ii dantellerle dolu odasna dnmeden,
salonda oturan ev sahibesinin srtn seyretmek zorunda kalyor, ayn zamanda da
yzn bile evirmeden kuru kuruya sylenmi bir yi akamlar peder'i bir hatra eyas
gibi odasna gtryordu. te byle bir akam, kafas kazan gibi, tam yatarken gnlerdir
iinde birikmekte

207olan bir atein zincirinden boanm dalgalarnn bileklerine ve akaklarna aktn


hissetti.

Bundan sonra olanlar ancak ev sahibesinin anlattklar araclyla renilebildi. Sabah


yal hanm her zamanki alkanlyla erken kalkmt. Bir sre sonra rahibin odasndan
kmamasna ararak epey duraksamadan sonra kapsn tklatmaya karar vermiti.
Uykusuz bir gecenin ardndan, onu hl yatarken bulmutu. Bir baskyla skmt ve
yz her zamankinden daha da krmz gibiydi. Kendi dediine gre, yal hanm ona
nazike bir doktor armay nermiti, ama ona zc gelen bir sertlikle nerisi geri
evrilmiti. Oradan ekilmekten baka bir ey yapamamt. Bir sre sonra rahip zili
alm ve onu yanna armt. Bu anlk parlamadan dolay zr dilemi ve ona
vebann sz konusu olamayacan, kendisinde hastalkla ilgili hibir belirti olmadn
ve bunun geici bir yorgunluk olduunu sylemiti. Yal hanm onu yantlarken,
nerisinin bu trden bir kaygdan kaynaklanmadn, Tanrnn elinde olan kendi
gvenliini dnmediini, kendisini bir para sorumlu hissettii rahibin salndan
baka bir ey dnmediini onurlu bir biimde dile getirmiti. Ama rahip baka bir ey
sylemediinden ev sahibesinin dediine baklrsa, grevini eksiksiz yerine getirmek
arzusuyla, yeniden ona doktorunu armay nermiti. Rahip yal hanma ok karmak
gelen aklamalarla neriyi yine gen evirmiti. Yal hanm yalnzca anladn
sanyordu, ama rahibin ilkelerine uymadndan konsltasyonu reddetmesi ona
anlalmaz geliyordu. Kiracsnn akln atein kartrd sonucuna varmt ve ona
bitki ay getirmekle yetinmiti.

Yal kadn durumundan ileri gelen zorunluluklar tam tamna yerine getirmeye kararl,
hastay iki saatte bir dzenli olarak yoklamt. Onu en ok arpan ey rahibin btn
gn rpnarak geirmesiydi. rtleri bir atyor, bir kendine ekiyor, elini srekli slak
alnnda gezdiriyor, bouk, ksk ve nezleli bir sesle iinden sklrcesine ge-

208

len bir ksr atmak iin doruluyordu. Sanki onun soluunu kesen pamuk paralarn
boaznn dibinden kazyp atmann olanakszl iindeymi gibiydi. Bu krizlerin
sonunda, bitkinliin tm belirtileriyle kendini geriye doru brakyordu. Son olarak, bir
daha hafife doruluyor ve ksa bir sre nceki btn o rpnmadan daha ateli bir
biimde gzlerini nne dikiyordu. Ama yal kadn bir doktor armak ve hastann
isteine kar kp kmamakta duraksyordu. Ne kadar heyecan verici gibi gelse de,
basit bir ate nbeti olabilirdi bu.

Yine de, leden sonra yal hanm rahiple konumaya alt ve yant olarak birka
karmak szden baka bir ey elde edemedi. nerisini yineledi. Ama o srada rahip
kalkt ve neredeyse boulurcasna bir doktor istemediini aka syledi. O anda ev
sahibesi ertesi sabaha kadar beklemeye ve rahibin durumunda dzelme olmazsa radyoda
Ransdoc Ajansnn gnde onlarca kez yineledii numaraya telefon etmeye karar verdi.
Grevlerim hep nemseyerek gece boyunca kiracsn yoklamay ve baucunda
beklemeyi dnyordu. Ama akam, ona yeni demlenmi bitki ayn verdikten sonra
biraz uzanmak istedi ve ancak ertesi sabah uyand. Odaya kotu.

Rahip uzanmt, tek bir hareket yoktu. nceki gn ar krmz olan yzde imdi bir tr
solgunluk vard, yz hatlar gerginlemiti. Rahibin gzleri yatan zerinde asl olan
rengrenk incilerle bezeli kk avizeye dikilmiti. Yal hanmn girmesiyle ban ona
evirdi. Ev sahibesinin dediine gre, o srada tm gece dayak yemi ve kmldayacak
hi gc kalmam gibiydi. Yal hanm ona nasl olduunu sormutu. Kadnn tuhaf bir
biimde kaytsz olduunu fark ettii bir sesle iyi olmadn, doktora gerek olmadn
ve her eyin kurallara uygun olmas iin hastaneye kaldrlmasnn yeterli olacan
sylemiti. Yal hanm korku iinde telefona komutu.

Rieux le saatinde geldi. Ev sahibesinin anlattna gre, Paneloux'nun hakl olduunu


ve artk ok ge olaca-

Veba 209/14m syledi yalnzca.


Rahip onu ayn kaytsz tavrla karlad. Reux onu muayene etti; tkanklk ve
akcierlerdeki bask dnda iliklerle beliren hyarckl vebaya ya da akcier
vebasna zg hibir temel belirti grmeyince ok ard. Durum ne olursa olsun nabz
yle dk ve genel durum yle kayg vericiydi ki, fazla umut yoktu.

- Hastaln temel belirtilerinden hibiri sizde yok, dedi Paneloux'ya. Ama iin gerei,
durum kukulu ve sizi tecrit etmek zorundaym.

Rahip sanki nezaketle, tuhaf bir biimde gld, ama konumad.

Yannzda kalacam, dedi yavaa ona.

Rahip canlanr gibi oldu ve yeniden bir scakla kavuan baklarla doktora bakt.
Sonra, zntyle mi syle- .-dii anlalmayan bir biimde, glkle konutu:

Teekkr ederim, dedi. Ama din adamlarnn dostlar yoktur. Her eylerini Tanrya
balamlardr.

Yatan baucunda duran ha istedi, eline alnca ona, bakmak iin ban evirdi,
arkasn dnd.

Hastanede Paneloux'nun azndan tek sz kmad Ona yaplan tm tedavilere kendini


bir eya gibi brakt ama elinden ha hi brakmad. Bu arada rahibin duru-mundaki
karklk sryordu. Rieux'nn akln kurcala yan kuku hafiflemiyordu. Hem vebayd
hem deildi. Za ten birka zamandr hastalk, tanlar artmaktan zevk alr olmutu.
Ama Paneloux'nun durumunda gelimeler bu belirsizliin nemsiz olduunu
gsterecekti.

Ate ykseldi. ksrk daha da bouklat ve hastay gn boyu kvrandrd durdu.


Sonunda akam rahip onu bomakta olan u pamuu ksrerek att. Krmzyd. Atein
kargaasnda Paneloux'nun bak kaytszln yi- tirmiyordu ve ertesi sabah, bedeninin
yars yatandan sarkm, l olarak bulunduunda bak hibir eyi dile getirmiyordu.
Fiinin zerine 'Kukulu durum' yazld.

210

O yl kasm ayndaki Toussaint Yortusu her zamanki gibi gemedi. Kukusuz havann
bunda pay vard. Birden deimi ve uzayan scaklar birden yerini serinlie brakmt.
teki yllarda olduu gibi, imdi souk bir rzgr esip duruyordu. Koca koca bulutlar
ufukta bir utan tekine koturup duruyor, evleri glgeliyor, geip gittikten sonra da,
evlerin zerine kasm gnn souk ve altns dyordu. lk yamurluklar ortaya
kmt. Ama kauuklu ve parlak kumalarn ok sayda oluu dikkat ekiyordu.
Aslnda gazeteler, iki yzyl nce byk Gney vebalar srasnda hekimlerin
kendilerini korumak iin yalanm bezlerden giysiler giydiklerini bildirmiti.
Dkknlar da modas gemi giysi stoklarn eritmek iin bunu frsat bilmilerdi, bunlar
sayesinde herkeste bir baklk umudu domutu.
Ama mevsimin getirdii tm bu iaretler mezarlklarn bombo kalmasn unutturamazd.
Eski yllarda tramvaylar kasmpatlarnn buruk kokusuyla ykl olur ve kadnlar
mezarlar ieklendirmek zere kafileler halinde yaknlarnn gml olduu yerlere
giderlerdi. Vefat edeni aylar boyunca yalnz brakm ve unutmu olmann telafi
edilmeye alld gnd bu. Ancak o yl, kimse lleri dnmek istemiyordu. Zaten
onlar fazlasyla dnlyordu. Biraz znt ve oka da melankoliyle onlarn yanna
gitmek sz konusu deildi artk. Kendini rahatlatmak iin ylda bir kez yanlarna
uranacak terk edilmi kiiler deildi artk onlar. Onlar unutulmak istenen keyif karc
kiilerdi. te bu nedenle o yl ller Gn bir anlamda es geildi. Cottard'n deyiiyle,
zaten her gn ller G-

211n'yd. Tarrou onun konumasnda giderek ac bir mizah kullandn fark ediyordu.

Gerekten de vebann tututurduu keyif ateleri byk frnlarda her gn artan bir
cokuyla yanp duruyor-. du. uras gerek, l says her geen gn bir art
gstermiyordu. Ama vebann son derece rahat bir biimde doruk noktaya yerletii ve
gnlk cinayetlerine iyi bir memura yakacak bir dzenlilik ve gvenilirlik
kazandrd dnlebilirdi. lkece ve uzmanlarn grne gre, bu iyiye iaretti.
Durmadan ykselen art erisini uzun bir dorunun izledii vebann geliim grafii
rnein Doktor Richard'a tmyle avutucu geliyordu. "Bu iyi, harika bir grafik!"
diyordu. Hastaln, istikrar dnemi diye adlandrd bir noktaya ulatn
dnyordu. Bundan byle hastalk ancak inie geebilirdi. Bunda Castel'in serumunun
katks olduuna inanyordu, gerekten de serum son zamanlarda umulmadk baarlar
kazanmaya balamt. Yal Castel buna kar kmyordu, ama aslnda hibir eyin
ngrlemeyeceini, salgnlar tarihinin beklenmedik ini klarla dolu olduunu
dnyordu. Uzun sredir kamuoyunu rahatlatmak isteyen, ancak veba yznden byle
bir ie giriemeyen valilik, doktorlar bu konuda dncelerini almak zere bir araya
getirmeyi amalyordu ki, veba, hem de istikrar dneminde Doktor Richard' da ortadan
kaldrverdi.

Kukusuz etkileyici, ancak her ey bir yana, hibir ey kantlamayan bu rnek karsnda
yneticiler iyimserlie nasl gnllerini atlarsa, ayn kaytszlkla ktmserlie dn
yaptlar. Castel ise elinden geldiince zenli bir biimde serumunu hazrlamakla
ilgileniyordu yalnzca. Zaten hastane ya da karantina yerme dntrlmemi kamu
binas kalmamt; eer valilik hl yerinde duruyorsa, insanlarn bir araya gelecek bir
yerleri olmas iindi. Ama aslnda genelde ve o dnemde vebann greceli durgunluu
nedeniyle Rieux'nn ngrd dzenlemenin dna kmaya hi gerek kalmad.
Ypratc bir aba gsteren dok-

212
torlar ve hastabakclar daha da byk abalar akllarna getirmek zorunda
kalmyorlard. Bu insanst diyebileceimiz almay dzenli bir biimde yrtmek
zorundaydlar yalnzca. Daha nceden ortaya km olan akciere bal enfeksiyon tr
imdi kentin drt kesinde oalp duruyordu, sanki rzgr cierlerde yangnlar
tututurup krklyordu. Hastalar kan tkre tkre hzla lyordu. imdi salgnn bu
yeni biimiyle, bulacln daha da artma tehlikesi belirmiti. in gerei, uzmanlarn
grleri bu noktada hep elikiliydi. Yine de daha gvende olmak iin salk personeli
gazl bezlerin altnda solumay srdryordu. Aslnda ilk bakta hastaln yaylmas
gerekirdi. Ama hyarckl veba vakalarnn azalmasyla terazi dengede duruyordu.

te yandan, giderek artan yiyecek skntsna bal baka skntlar da oluyordu.


Speklasyonlar ie karmt ve arda pazarda bulunmayan temel gereksinim
maddelerine inanlmaz fiyatlar deniyordu. Bylece zengin ailelerin neredeyse hibir
eksii yokken, yoksul aileler ok g durumda kalyorlard. Veba kendi ynetim
merkezinde o etkin yanszlyla yurttalarmz arasnda eitlii glendirecekken,
tersine, o normal bencillik oyunuyla, insanlarn yreinde adaletsizlik duygusunu daha
da keskin hale getiriyordu. Tabii ki lmn o mkemmel eitlii yerinde duruyordu, ama
byle bir eitlii de kimse istemiyordu. Byle alk eken yoksullar, yaamn zgr,
ekmein ucuz olduu komu kentleri ve kasabalar daha byk bir zlemle dnyordu.
Kendilerine yeterince gda salanamyorsa, gitmelerine izin verilmeli diye pek de
mantkl olmayan bir duyguya kaplmlard. yle ki sonunda bazen duvarlara yazlan,
bazen de valinin getii srada bardan bir slogan ortaya kmt: 'Ya ekmek ya
zgrlk!' Bu alayc sz baz gsteri yrylerine bir iaret olduysa da bunlar abucak
bastrlmt, ama durumun ciddilii de kimsenin gznden kamyordu.

213Doal olarak gazeteler, kendilerine yollanan o iyimserlik ynergesine ne olursa


olsun uyuyorlard. Gazeteleri okurken durumu belirgin klan, halkn 'sakinlik ve
soukkanllk konusunda etkileyici bir rnek' sunmasyd. Ama kendi iine kapanm,
hibir eyin gizli kalamayaca bir kentte kimse toplumun sunduu 'rnek' konusunda bir
yanlgya demezdi. Ve sz geen sakinlik ve soukkanlln ne olduu konusunda
doru bir fikir edinmek iin ynetimce oluturulmu bir karantina merkezine ya da tecrit
kamplarndan birine girmek yeterliydi. Baka yerlerde grevi olan anlatc buralar
tanmamtr. Bu nedenle burada yalnzca Tarrou'nun tanklna bavurmak durumunda.

Tarrou gerekten de not defterlerinde belediye stadna kurulmu bir kamp Rambert'le
ziyaret ediini anlatr. Stad hemen hemen kent kaplarnda bulunmaktadr ve bir yan
tramvaylarn getii sokaa, teki yan da kentin kurulmu olduu ovann snrna kadar
uzanan bo arazilere bakar. Genelde olduu gibi, byk imentodan duvarlarla
evrilidir ve kalar zorlatrmak zere drt giri kapsna nbetiler dikmek yeterli
olmutu. Ayn biimde, duvar-lar, dardakilerin karantinaya alnm talihsizleri merak-
laryla rahatsz etmelerini engelliyordu. Buna karlk, ka-rantinadakiler gn boyu
grmedikleri trenlerin getiini duyuyor ve trenlerin tad uultunun artmasndan eve
dn ve iyerlerinden k saatinin geldiini tahmin ediyorlard. Bylece dlandklar
yaamn kendilerinden birka metre tede srdn ve imentodan duvarlarn sanki
baka baka gezegendenmi gibi birbirine yabanc iki dnyay ayrdn biliyorlard.

Tarrou ve Rambert stada doru yola kmak iin bir pazar akamstn setiler.
Yanlarnda Rambert'in yeniden bulduu futbolcu Gonzales de vard, dnml olarak
stadn gzetiminde grev almay kabul etmiti. Rambert onu kamp yneticisiyle
tantracakt. Gonzales bulutuklar srada, Tarrou ve Rambert'e, bunun vebadan

214

nce maa balamak zere formasn giydii saat olduunu syledi. imdi stadlara el
konduundan artk byle bir ey olanakszd ve Gonzales kendini isiz gsz
hissediyor, yle de grnyordu. te bu gzetim iinde almay kabul etmesinin
nedenlerinden birisi de buydu, yalnzca hafta sonlar almak kouluyla. Gkyz yar
bulutlu yar akt, Gonzales burnunu havaya dikmi, ne yal ne de scak olan bu
havann iyi bir oyun iin en uygun hava olduunu zlerek belirtti. Soyunma odalarna
sinmi kfur kokusunu, yklan tribnleri, pas rengine alan sahann zerindeki canl
renkli formalar, devre arasnda yenen limonu ya da kurumu boazlar binlerce
serinletici ineyle yakan limonatay anlatyordu elinden geldiince. Zaten Tarrou da, yol
boyunca semtin eri br sokaklar boyunca futbolcunun karsna kan kk talara
durmadan tekme attn yazyor. Onlar kanalizasyon mazgallarna atmaya alyor,
baarnca da, "Bir - sfr," diyordu. Sigarasn bitirince izmaritini ileriye doru
tkryor ve yere dmeden ayayla yakalamaya alyordu. Stadn yaknnda top
oynayan ocuklar gemekte olan gruba topu yolladlar ve Gonzales topu tam isabet
onlara geri yollamak zere yolunu deitirdi.

Sonunda stada girdiler. Tribnler insanlarla doluydu. Ama saha yzlerce krmz adrla
kaplanmt, uzaktan adrlarn iindeki yatak yorganlar ve denkler grlyordu.
Scaklarda ya da yamurlu havalarda burada kalanlarn snabilmeleri iin tribnlere
dokunulmamt. Yalnzca gn batmnda adrlarna geri dnmek zorundaydlar.
Tribnlerin altnda dularla oyuncularn eski soyunma odalar bulunuyordu; dularn
bulunduu yere yeni bir dzen verilmi, soyunma odalar da bro ve revirlere
dntrlmt. Burada kalanlarn ou tribnleri doldurmutu. tekiler saha
kenarlarnda dolayorlard. Bazlar adrlarnn giriinde melmi, her eye dalgn
dalgn bakyordu. Tribnlerdekerin ou km, bireyler bekliyor gibiydiler.

215rou.
Gndz ne yapyorlar? diye Rambert'e sordu Tar-

- Hibir ey.

Gerekten de hemen hemen hepsinin elleri kollan bo bo sallanp duruyordu. Bu byk


insan topluluu tuhaf bir biimde sessizdi.

lk gnler burada insan neredeyse kendi sesini du-yamyordu, dedi Rambert. Ama
gnler getike, daha az konuur oldular.

Notlara baklrsa, Tarrou onlar anlyordu ve nceleri onlar adrlarnda ylm,


sinekleri dinlerken ya da kanrken, kendilerini dinleyen birisini bulunca fkelerini ve
korkularn haykrrken gryordu. Ama kampn dolup tamaya balamasyla onlar
dinleyecek anlayl insanlarn says da azalmt. Gerekten de gri gkyznden kzl
kampn zerine inen bir kuku havas vard, yine de aydnlk bir havayd bu.

Evet, hepsinde o kukulu hava vard. Onlar tekilerden ayrdklarna gre, nedensiz
deildi bu ve nedenler arayan ve korkan insanlarn ehresini tayorlard. Tar-rou'nun
grd herkesin baklar botu; yaamlarn oluturan bir eyden genel bir anlamda
ayr dmenin acsn ekiyor gibiydi hepsi. Ve hep lm dnemeyeceklerine gre,
hibir ey dnmez olmulard. Tatildeydiler. 'Ama en kts, unutulmu olmalar ve
bunu bilmeleriydi,' diye yazyordu Tarrou. 'Onlar tanyanlar buradakileri unutmutu,
nk baka eyler dnyorlard ve bu da anlalabilir bir eydi. Onlar
unutmulard, nk onlar buradan karmak iin giriimlerle ve tasarlarla kendilerini
tketiyorlard. k iin yollar dnmekten karlmas gereken kiiyi
dnemiyorlard. Bu da normaldi. Ve son olarak, en byk talihsizliklerde bile olsa,
kimsenin kimseyi gerekten dnecek hali kalmamt. nk birisini gerekten
dnmek, baka hibir eyle, ne temizlik, ne uan sinek, ne yemekler, ne kantlar,
hibir eyle ilgilenmeden onu her dakika dnmektir. Ama sinekler ve

216

kantlar hep vardr. te bu nedenle yaamak zordur. Onlar bunu iyi bilirler."

Onlara doru gelen kamp yneticisi Msy Ot-hon'un kendilerim grmek istediini
syledi. Gonzales'i brosuna gtrd, sonra Rambert'le Tarrou'yu tribnlerin bir
kesine, herkesten uzak oturan Msy Othon'un yanna gtrd; Msy Othon onlar
karlamak zere ayaa kalkt. Yine her zamanki gibi giyinmiti ve her zamanki
yakaln takmt. Tarrou yalnzca akaklarndaki salarn daha da kabardn ve
ayakkab balarndan birinin zlm olduunu fark etti. Yarg yorgun gibi duruyordu
ve bir kez olsun konuurken onlarn yzne bakmad. Onlar grmekten mutlu olduunu
syledi ve Dok-, tor Rieux'ye yaptklarndan tr kendi adna teekkr etmelerini rica
etti.

Tarrou'yla Rambert sustu.

Yarg bir sre sonra:

Philippe'in ok ac ekmemi olduunu umarm,

dedi.

Tarrou ilk kez onun olunun adn sylediini duyuyordu ve bireylerin deimi
olduunu anlad. Gne ufukta kayboluyordu', iki bulut arasndan gne nlar
tribnlere yanlamasna giriyor, nn yzne altns bir

renk veriyordu.

Hayr, dedi Tarrou, hayr, gerekten ac ekmedi. Onlar oradan ayrlrken, yarg
gnein geldii yne

dalp gitmiti.

Dnml nbet izelgesini inceleyen Gonzales'e

veda etmeye gittiler. Futbolcu ellerini skarken gld.

En azndan soyunma odalarm buldum, diyordu,

hep ayn.

Az sonra, kamp yneticisi Tarrou ve Rambert'i geri gtryordu ki tribnlerin arasnda


korkun bir czrt duyuldu. Mutlu zamanlarda ma sonularn duyurmaya ya da
takmlar sunmaya yarayan hoparlrlerden bouk, genizden gelen bir sesle, akam
yemeinin datlabilmesi

217iin kampta kalanlarn adrlarna dnmeleri gerektii duyuruldu, insanlar ar ar


tribnlerden indiler ve ayaklar-n srkleyerek adrlarna dndler. Hepsi adrlarna
yerletiklerinde garlarda bulunan trden iki elektrikli ara-' ba kocaman kazan tayarak
adrlarn arasndan geti. insanlar kollarn uzatyor, iki kepe iki kazana dalyor sonra
iki sefertasnn iine dnyordu. Araba yemden alyordu. Bir sonraki adrda ayn
ilem yeniden balyordu.
Bilimsel bu, dedi Tarrou yneticiye.

Evet, dedi o da memnuniyetle ellerini skarken, bilimsel bu.

Gnbatmyd ve gkyz akt. Kamp tatl ve serin bir kla ykanyordu. Gecenin
dinginliinde drt bir yandan kak ve tabak grltleri ykseliyordu. adrlarn
zerinden yarasalar uutu ve hemen kayboldu. Duvarlarn tesinde, bir tramvay
makaslarda lk layd.

Zavall yarg, diye mrldand Tarrou kaplardan geerken. Onun iin bireyler
yapmal. Ama bir yargca nasl yardm edilir ki?

Kentte byle daha birok kamp vard, anlatc bunlar hakknda, dorudan bir bilgi
edinmedii ve titizlik gsterdii iin, fazla bir ey syleyemiyor. Ama syleyebildii
tek ey, bu kamplarn varl, buralardan gelen insan kokusu, gnbatmnda duyulan
hoparlr sesleri, duvarlarn gizi, bu toplum dna itilmi- yerlerin uyandrd korkunun
yurttalarmzn moralini fazlasyla etkiledii ve hepimizin iinde bulunduu karmaa ve
rahatszl artrdyd. Ynetimle yurttalar arasnda geen olaylar ve atmalar
oalyordu.

te yandan kasm sonunda sabahlar iyice serinledi.

Saanaklar ta deli yollar bol suyla ykad, g temizledi ve prl prl sokaklarn
zerinde parlayan g bulutlardan arndrd. Gsz bir gne, her sabah kentin
zerinde parldayan,buz gibi bir k gezdirdi. Oysa akama doru hava yeniden
lnyordu. te Tarrou, Doktor Rieux'ye almak iin byle bir n seti.

Bir gn, saat ona doru, uzun ve yorucu bir gnn ardndan Tarrou yal astm hastasna
akam muayenesine giden Rieux'ye elik etti. Eski semtin evleri zerinde gk yumuak
bir kla parlyordu. Hafif bir rzgr sessiz sedasz, karanlk kavaklarda esiyordu.
Sakin sokaklardan gelen iki adam, yal astmlnn gevezeliiyle karlat. Baz
kiilerin anlaamadm, tabaktaki yiyecein hep ayn insanlar iin olduunu, su
testisinin su yolunda krlacan ve byk olaslkla, ite burada ellerini ovuturdu,
kavgann kopacan onlara syledi. O yorumlarn srdredur-sun doktor onun
tedavisini yapt.

Yukarda birilerinin yrdn duyuyorlard. Yal kadn Tarrou'nn ilgilendiini


grnce, komu kadnlarn

219
218terasta olduunu syledi. Yukardan gzel bir manzarann grldn ve
ounlukla evlerin teraslarnn bir cepheden birbirine bitiik olduunu, bylece
kadnlarn evlerinden kmadan birbirlerini ziyaret edebildiini rendiler.

-Evet, dedi yal adam, kn bakn. Yukarda gzel hava var.

Teras bo buldular, sandalye vard. Bir taraftan bakldnda, gz alabildiine


uzakta, karanlk ve tatan bir ktleye gelip dayanan teraslar grlyordu yalnzca; bu
ktlenin ilk tepe olduunu fark ettiler. teki taraftan bakldnda da, birka sokan ve
karanlk limann zerinde gn ve denizin belli belirsiz titreen bir noktada bulutuu
ufuk, insann bakn iine alyordu. Yalyar olduunu bildikleri yerin tesinde nereden
geldiini gremedikleri hafif bir k dzenli aralklarla beliriyordu: lkbahardan ben
boazdaki fener baka limanlara doru giden gemileri aydnlatyordu. Rzgrn silip
sprd ve parlatt gkyznde, przsz yldzlar ldyordu, fenerin uzaktan
gelen zayf gkyzne zaman zaman geici bir kl rengi prlt katyordu. Esinti
baharat ve ta kokusu getiriyordu. Tam bir sessizlik vard.

Hava gzel, dedi Rieux, otururken. Sanki veba hi yukarlara kmam gibi.

Tarrou ona srtn dnm denize bakyordu.

Evet, dedi bir sre sonra, hava gzel.

Gelip doktorun yanma oturdu ve ona dikkatle bakt. Fenerin kez gkyznde
belirdi. Bir tabak anak angrts sokan derinliklerinden kendilerine ulat. Evin
iinde bir kap arpt.

Rieux , dedi Tarrou son derece doal bir ses tonuyla, benim kim olduumu hi
merak etmediniz m? Bana kar dostluk duyuyor musunuz?

Evet, diye yantlad doktor, size kar dostluk duyuyorum. Ama imdiye kadar
zamanmz olmad.

yi, bu beni rahatlatt. u saatin dostluk saati olmasn ister misiniz?

220

Yant olarak Rieux glmsedi.

- Evet, ite...

Birka sokak tede bir araba sanki uzun uzun slak yolda kayd. Sonra uzaklat,
arabadan sonra, uzaktan gelen ne olduu anlalmaz barmalarla sessizlik yine
bozuldu. Sonra sessizlik sanki tm gn ve yldzlarn ar-lyla iki adamn zerine
kt yeniden. Tarrou, sandalyesine gmlm oturan Rieux'nn karsnda, terasn
korkuluuna dayanmak zere ayaa kalkmt. Tarrou'yla ilgili olarak gn zerinde
izilmi gibi duran bir biimden baka bir ey grlmyordu. Uzun sre konutu ve
syledikleri aa yukar yleydi:

Basite sylemek gerekirse, Rieux, diyebilirim ki ben bu kenti ve bu salgm


tanmadan nce de vebay ekiyordum. Bu da benim herkes gibi olduum demektir. Ama
baz insanlar bunu bilmezler, bazlar sonuna kadar bu durumun iindedir, bazlar da
bunu bilirler ve bundan kurtulmak isterler. Ben hep bundan kurtulmak istedim.

"Genken susuz olduum dncesiyle yaardm, yani hibir dncem olmakszn.


Benim yle aman aman bir yaantm olmad, nasl uygun geldiyse yle baladm. Her
ey bana uyuyordu, zekiydim, kadnlarla aram iyiydi, baz endielerim olsa da geldii
gibi geiyordu. Bir gn dnmeye baladm. imdi...

"Sizin gibi yoksul olmadm sylemeliyim. Babam savc yardmcsyd, bu da yksek


dzey bir grevdi. Yine de yle grnmezdi, iten gelen bir drstl vard. Annem
basit ve silik bir kadnd, onu hep sevdim, ama ondan sz etmemeyi yelerim. Babam
sevgiyle ilgilenirdi benimle, hatta beni anlamaya altn da sanyorum. Ev dnda
servenleri oluyordu, imdi bundan eminim, tabii bu yzden fkelenecek de deilim.
Tm bu ileri yaparken nasl davranmas gerekiyorsa yle davrand, kimseyi
incitmeden. Ksaca sylemek gerekirse, ok ilgin biri deildi ve bugn artk
yaamadna gre, bir azz gibi yaam olmadn, ama kt bir adam da olmadn
anlyorum.

221Orta izgideydi, hepsi bu; ilikiyi kopartmadan, ll bir ,|| sevgi duyulabilecek
trden bir adamd.

"Oysa bir zellii vard: O koca Chaix tren tarifesi onun baucu kitabyd. yle
yolculuk ettiinden deil, yalnzca tatillerde Brtanya'da bulunan kk mlkn
grmeye giderdi o kadar. Ama Paris-Berlin aras kalk ve var saatlerini, Lyon-
Varova arasnda hangi saatlerde tren bulunabileceini ve dilediiniz bakentler
arasnda tam olarak ka kilometre olduunu size syleyebilirdi. Brian-on'dan
Chamonix'ye nasl gidilebileceini siz bilebilir misiniz? Bir istasyon efi bile arrd
da babam armazd. Neredeyse her akam bu konuda bilgisini zenginletirmeye alr
ve bundan bir bakma gurur duyard. Bu beni ok elendirirdi; sk sk ona sorular sorar,
yantlarn tarifeden dorulamaktan ve onun yanlmam olduunu grmekten
holanrdm. Bu kk altrmalar bizi birbirimize ok balamtr, nk ben, iyi
niyetini takdir ettii izleyici kitlesini oluturuyordum babamn. Bana gelince,
demiryollar konusundaki bu stnln bir bakas kadar deerli olduunu
dnyordum.

"Ama kendimi braktm ve bu drst adama ok fazla nem vermi oldum. nk, sz
balamak gerekirse, benim kararlarmda yalnzca dolayl bir etkisi olmutur. En fazla,
bana bir frsat vermitir. Gerekten de, on yedi yama geldiimde, babam kendisini
dinlemem iin beni davet etti. Ceza mahkemesinde grlen nemli bir davayd ve
kukusuz kendisi iin iyi bir gn olacana inanyordu. Genlerin d gcne arpc
gelecek olan bu trensi havann beni kendisiyle ayn meslei semeye ynelteceine de
inandn sanyorum. Gitmeyi kabul etmitim, nk bu babamn houna gidecekti; onu
aramzda oynad roln dnda bir rolde grmek ve duymak benim de merakm
ekiyordu. Baka hibir eyi dnmyordum. Bir mahkemede olan bitenler bana hep
bir 14 Temmuz gsterisi ya da bir dl treni kadar doal ve kanlmaz grnmt.

Bu konuda iyice soyut ve beni hi rahatsz etmeyen bir

dnceye sahiptim.

"Oysa o gnle ilgili aklmda tek bir grnt kald, sulunun grnts. Aslnda onun
sulu olduunu sanyorum, nedeninin ne olduu pek nemli deil. Ama kzl sal ve
yoksul, otuz yalarndaki adamcaz her eyi kabullenmeye yle kararl, yaptndan ve
kendisine yaplacak olandan yle itenlikle korkmu grnyordu ki, birka dakikann
sonunda artk ondan baka hibir ey gremez olmutum. ok fazla i bir kla diken
diken olmu bir baykua benziyordu. Kravatnn dm yakasnn orta yerinden yana
kaymt. Tek bir elinin, sa elinin trnaklarn kemiriyordu. Uzatmayaym, onun canl
olduunu anladnz,.

"Ama ben o na kadar onu yalnzca o allm 'sulu'

kategorisi erevesinde dndm anszn fark ediyordum. O srada babam


unuttuumu syleyemem, ama bireyler midemi sktryor, tutukluya ynelttiim dikkati
yok ediyordu. Neredeyse hibir eyi dinlemiyordum, bu canl adam vurmak
istediklerini hissediyordum ve dalga gibi olaanst bir igd, beraberindeki inat
bir krlemeyle beni sarp. sarmalyordu. Ancak babamn iddianamesiyle kendime
geldim.

"Krmz cppesinin iinde deiime uram, ne o sevecen kii, ne de o saf adamd;


azndan ylan gibi durmadan kp duran koca koca tmceleri yine azyla eziyordu. Ve
toplum adna bu adamn lmn, hatta kafasnn kesilmesini talep etti. Yalnzca yle
diyordu: 'Bu ba d-meli', gerek bu. Ama sonuta arada ne fark vard ki? Ve sonu
deimedi, nk o ba elde etti. Yalnzca o ii gerekletiren kendisi deildi. Ve ben,
bandan sonuna kadar bu davay eksiksiz izlemi bir kii olarak babamn hissede-
meyecei trden ba dndrc bir yaknlk duydum o talihsiz adama. te yandan
babam, nazike denildii gibi sulunun son anlarna katlmak zorundayd usl gerei,
aslnda buna cinayetlerin en irenci demek gerekir.

223

222"O gnden sonra Chaix rehberine bakarken hep bir mide bulants duydum. O
gnden sonra irenerek adaletle, lm cezalaryla, infazlarla ilgilendim ve babamn
cinayete birok kez katlm olmas gerektiini ayn ba dnmesiyle anladm, zellikle
ok erken kalkt gnlerde. Evet, alar saatini kurard byle durumlarda. Anneme
bundan sz etmeye cesaret edemiyordum, ama o zaman annemi daha dikkatle inceledim;
aralarnda hibir ey olmadn ve onun her eye srt evirerek bir yaam
srdrdn anladm. O zamanlar dediim gibi, bu benim onu balamam salad.
Daha sonra onun balanacak hibir eyi olmadn rendim, nk evleninceye
dein tm yaam boyunca yoksul olmutu ve yoksulluk ona boyun emeyi retmiti.

"Hemen evden ayrldm sylememi bekliyorsunuz kukusuz. Hayr, aylarca orada


kaldm, neredeyse bir yl kadar. Ama iim rahat deildi. Bir gn babam alar saatini
istedi, nk sabah erken kalkmas gerekti. O gece uyumadm. Ertesi gn o eve
dndnde, ben ayrlmtm. Hemen syleyeyim, babam beni her yerde aratt, onu
grmeye gittim ve hibir aklama yapmadan, eer beni geri dnmeye zorlarsa kendimi
ldreceimi ona sakin sakn syledim. Sonunda kabul etti, nk yumuak mizalyd;
kendi hayatn yaamak istemenin samal zerine bir nutuk ekti (benim davranm
byle aklyordu, ben de buna kar kmadm), binlerce tte bulundu ve itenlikle
gzlerine dolan yalar bastrd. Sonradan, epey sonra, dzenli olarak annemi grmeye
gittim, o zaman onunla da karlatm. Sanrm bu ilikiler ona yetiyordu. Kendi
amdan ona dmanlk duymuyordum, yalnzca yreimde bir para znt. ldnde
annemi yanma aldm ve sras gelince o da lmeseydi hl yanmda olacakt.

"Bu balang zerinde fazlasyla durdum, nk her eyin balangc bu oldu. imdi
hzlanacam. On sekiz yamda rahat bir yaamdan kp yoksulluu tandm. Yaamm
kazanmak iin binlerce i yaptm. Yararn da gr-

224

medim deil. Ama beni asl ilgilendiren lm mahkmiyetiydi. Kzl baykula hesab
kapatmak istiyordum. Sonuta siyaset yaptm, yle denir ya. Bir vebal olmak
istemiyordum, hepsi bu. iinde yaadm toplumun lme mahkmiyet zerine kurulu
olduunu biliyordum ve onunla mcadele etmekle cinayetle de mcadele edeceime
inandm. Buna inandm, bakalar da bunu bana syledi ve son olarak byk lde
bunun doru olduunu sylemeliyim. Bylece sevdiim ve her zaman seveceim
kiilerin yannda yer aldm. Orada uzun sre kaldm ve Avrupa'da mcadelelerine
katlmadm lke yoktur. Geelim.

"Tabii ki bizlerin de frsat bulunca mahkmiyetleri azmza aldmz biliyordum. Ama


bu birka lnn kimsenin ldrlmedii bir dnyaya ulamak iin gerekli olduu
syleniyordu bana. Bir bakma bu doruydu Ve her eyden te, belki de ben bu tr
gereklerin iinde yer alacak durumda deildim. Kesin olan, benim tereddt etti-imdi.
Ama baykuu dnyordum. Bir infaza tank olduum (Macaristan'dayd) gne ve
ocukken beni saran o ba dnmesinin benim kocaman adam gzlerimi karartt gne
kadar byle srebilirdi bu.

"Bir insann kuruna dizildiini hi grdnz m? Hayr, tabii, genellikle davetli olmak
gerekir ve izleyiciler nceden seilir. Sonuta siz resimlerde ve kitaplarda kalmsnz.
Bir bant, bir direk ve uzakta birka asker. Hi yle deil! Tetiki birliinin, tam tersine,
mahkmun bir buuk metre yaknnda durduunu bilir misiniz? Mahkmun iki adm atsa
gsyle silahlara arpabileceini bilir misiniz? Bu ksack mesafede tetii ekenlerin
kalbe nian aldn ve hep birlikte orada bir yumruun girebilecei byklkte bir
delik atklarn bilir misiniz? Hayr, bunu bilmezsiniz, nk bunlar konuulmayan
ayrntlardr. nsanlarn uykusu veballarn yaamndan daha kutsaldr. yi insanlarn
uyumasna engel olmamak gerekir. Kt bir tat brakrd byle bir ey ve tadn yerinde
olmas iin srara yer yoktur, herkes bilir bunu. Ama ben, o zamandan bu
Veba 225/15yana iyi uyuyamadm. Kt tat
azmda kald ve srar etmekten yani bunu dnmekten vazgemedim.

"O zaman anladm ki, en azndan ben, vebayla mcadele ettiimi sandm o uzun yllar
boyunca bir vebal olmaktan teye gidememiim. O zaman anladm ki, dolayl yoldan
binlerce insann lmne gz yummuum, hatta o lm kanlmaz biimde getiren
eylem ve ilkeleri doru bularak buna kendim yol amm. Bakalar bundan rahatszlk
duymuyor gibi ya da en azndan asla bu konuyu kendiliinden amyorlard. Benim
boazm dm dmd. Ben onlarn arasndaydm, ama yalnzdm. Kayglarm dile
getirdiim zamanlarda olan biteni dnmem gerektiini bana sylyorlar ve bir trl
yutamadm eyi bana yutturmak iin ou kez etkileyici nedenler nme sryorlard.
Ama ben karlk olarak, o byk veballarn, krmz cppelilerin de bu gibi durumlar
iin harika nedenleri olduunu ve kk veballarn szn ettii nemli nedenleri ve
gereklilikleri kabul edersem byk veballarn nedenlerini reddedemeyeceimi
sylyordum. Bana diyorlard ki, krmz cppelilere hak vermenin en iyi yolu
mahkmiyetleri onlarn tekeline brakmaktr. Ama o zaman ben de diyordum ki, bir kez
gz yumuldu mu, vazgemek iin bir neden kalmaz. Bana yle geliyor ki, tarih beni hakl
kard; bugn kim daha fazla ldrrse o en byk. Herkes ldrme lgnlna
kaplm ve ellerinden baka trls gelmiyor.

"Ne olursa olsun benim derdim akl yrtmek deildi. O kzl baykutu, o berbat
hikyeydi, o pis vebal azlarn zincirler iindeki bir adama leceini syledii ve o
geceler boyu gzleri ak lme gidecei gn neredeyse bir can ekimesiyle
beklerken tekilerin onun lmesi iin her eyi yola koyduu o pis hikyeydi. Benim
derdim o gste alan delikti. O arada ben de en azndan kendi adma, bu iren
kasaplk iin tek bir neden bile ileri srmeyeceimi kendi kendime sylyordum. Evet,
daha ak grmeyi beklerken bu inat krlemeyi setim.

226

"O zamandan beri deimedim. Uzun sredir utanyorum, uzaktan bile olsa, iyi niyetle
bile olsa ben de bir katil olmaktan lesiye utan duyuyorum. Zamanla bakalarndan ok
daha iyi olanlarn bile bugn ldrmekten ya da lme gz yummaktan kendilerini
alamadklarn gryorum, nk iinde yaadklar mantk byle gerektiriyordu ve
lme neden olmakszn u dnyada tek bir hareket bile yapamyorduk. Evet, utan
duymaya devam ettim, unu rendim; hepimizin vebann iinde olduunu rendim ve
i huzurumu yitirdim. Onlar anlamaya ve kimsenin can dman olmamaya alarak
bugn hl onu aryorum. Artk bir vebal olmamak iin ne yapmak gerektiini ve huzuru
ya da huzur yoksa eer, iyi bir lm umut etmemizi salayacak eyin yalnzca bu
olduunu biliyorum. te insanlar kurtarmasa da avutabilecek, ya da en azndan onlara
en az zarar verecek, hatta bazen de iyilik yapabilecek ey bu. te bu nedenle, uzaktan ya
da yakndan, hakl ya da haksz nedenlerle insanlar ldren ya da ldrmeyi hakl
karan ne varsa hepsini reddetmeye

karar verdim.

"te, yine bu nedenle bu salgnn bana rettii hibir ey yok, onunla sizin yannzda
mcadele etmekten baka. Salam bilgilere dayanarak (gryorsunuz ya Rieux, yaamla
ilgili her eyi biliyorum) herkesin vebay kendi iinde tadn nk kimsenin, hayr
kimsenin bundan kurtuluu olmadn biliyorum. Bir dikkatsizlik srasnda bakasnn
yzne doru soluk vererek ve ona hastalk bulatrmamak iin hep dikkatli olmak
gerektiini de biliyorum. Doal olan, mikroptur. Gerisi, salk, drstlk, saflk; bunlar
iradenin, hi susmamas gereken bir iradenin bir sonucudur diyebiliriz. Drst insan,
kimseye mikrop bulatrmayan insan, en az dalgnlk yapandr. Ve hi dalgnlk
yapmamak iin irade ve elik gibi gergin olmak gerekir! Evet Rieux, bir vebal olmak
ok yorucudur. Vebal olmamay istemekse daha da yorucudur. te bu nedenle herkes
yorgun gibi duruyor, nk bugn herkes biraz ve-

227bal. Ama ite bu nedenle, artk vebal olmak istemeyen baz kiiler sonsuz bir
yorgunlukla kar karya ve bundan onlar ancak lm kurtarabilir.

"Bu dnya iin bir hibir deerim olmadn ve ldrmeyi reddettiim andan
balayarak kendimi belirli bir srgne mahkm ettiimi biliyorum. Tarihi bakalar
yapacak. Bakalarn yarglayamayacam da biliyorum kesinlikle. Saduyulu bir katil
olmak iin gereken bir zellik eksik ben de. Bu da bir stnlk deil. Ama imdi,
gerekte olduum kii olmaya raz geliyorum, alakgnlll rendim. Yeryznde
felaketler ve kurbanlar olduunu ve elden geldiince felaketin yannda yer almamak
gerektiini sylyorum yalnzca. Belki size basit gelecektir bu ve ben basit olup
olmadn da bilmiyorum, ama gerek olduunu biliyorum. Bam dndrecek ve
bakalarn cinayete raz edecek denli ba dndrm yle ok kant duydum ki,
insanlarn tm mutsuzluunun ak konumamalarndan kaynaklandn anladm. O
zaman, doru yolda olmak iin ak konumak ve ak davranmay setim. Sonuta,
felaketlerin ve kurbanlarn olduunu sylyorum, baka da bir ey demiyorum. Eer
bunu sylerken kendim bir felakete dnyorsam, en azndan gnl rzamla deildir
bu. Masum bir katil olmaya alyorum. Gryorsunuz ya, byk bir hrs deil bu.

"Tabii ki bir nc kategorinin, gerek doktorlarn da olmas gerekirdi, ama bunun ok


karlalan bir ey olmad ve g bir ey olduu bir gerek. te bu nedenle, her
frsatta zarar azaltmak amacyla, kurbanlarn yannda yer almaya karar verdim.
Kurbanlarn ortasnda nc kategoriye, yani huzura nasl ulalr, en azndan bunu
aratrabiliyorum."

Tarrou szlerini bitirirken bacan sallyor ve ayayla hafife yere vuruyordu. Bir
sessizlikten sonra doktor biraz doruldu ve Tarrou'nun huzura ulamak iin nasl bir

228

yol izlenmesi gerektii konusunda bir fikri olup olmadn sordu.

Evet, anlayla.

Uzaktan iki ambulans sireni nlad. Az nce anlalmaz olan barmalar kent
snrlarnda, tal tepenin yaknlarnda younlat. Ayn anda patlamay andran bir ses
duyuldu. Sonra sessizlik kt yine. Rieux fenerin iki kez yanp snmesini izledi.
Rzgr artar gibi oldu ve ayn anda denizden gelen bir esinti tuz kokusu getirdi. imdi
yalya-ra arpan dalgalarn sessiz soluk alp verileri belirgin bir

biimde duyuluyordu.

Sonuta, beni. ilgilendiren nasl aziz olunduu, dedi


Tarrou doal bir tavrla.

Ama siz Tanrya inanmyorsunuz ki.

Tabii. Tanrsz bir aziz olunabilir mi, imdi aklm-

daki en somut soru bu.

Birdenbire lklarn geldii ynde byk bir k parlad ve rzgrn akyla


anlalmaz bir uultu ikisine doru ykseldi. Hemen ardndan uzakta k snd ve
teraslarn kysnda bir kzllk kald yalnzca. Rzgrn bir ara kesilmesiyle belirgin
biimde insanlarn lklar duyuldu, sonra bir yaylm atei ve kalabaln uultusu.
Tarrou ayaa kalkmt ve dinliyordu. Artk bir ey duyulmuyordu.

Yine kaplarda atma oldu.

Artk bitti, dedi Rieux.

Tarrou bunun hibir zaman bitmeyeceini, her zaman kurbanlarn olacan, nk


dzenin byle olduunu mrldand.

Belki de, diye karlk verdi doktor, ama biliyorsunuz, azizlerden ok yenilmilere
kar bir dayanma duygusu iindeyim. Sanrm yiitlik ve azizlie kar eilimim yok.
Beni ilgilendiren, bir insan olmak.

Evet, ikimiz de ayn eyin peindeyiz, ama ben daha az hrslym.

229Rieux, Tarrou'nun aka yaptn sand ve ona bakt. Ama gkyznden inen belli
belirsiz kta hznl ve ciddi bir yz grd. Rzgr yeniden esmeye balyordu ve
Rieux bedeninin lk olduunu hissetti. Tarrou silkindi:

Dostluk iin ne yapabilirdik, biliyor musunuz, dedi.

Neyi isterseniz, dedi Rieux.

Denize girmek. Mstakbel bir aziz iin bile onurlu bir zevk.

Rieux glmsyordu.

Gei belgelerimizle dalgakrana gidebiliriz. Sonuta, yalnzca vebann iinde


yaamak ok sama. Tabii ki insan kurbanlar iin mcadele etmeli. Ama baka hibir
eyden holanmaz hale gelmise, ne ie yarar mcadelesi?
Evet, dedi Rieux, haydi gidelim.

Bir sre sonra araba limann demir parmaklklar yaknlarnda duruyordu. Ay


ykselmiti. St gibi bir gkyznden her yere solgun glgeler salyordu. Arkalarnda
kent uzayp gidiyordu; oradan gelen scak ve hastalkl bir esinti ikisini denize doru
itiyordu. Belgelerini bir nbetiye gsterdiler, adam onlar uzun uzun inceledi. Getiler,
arap ve balk kokular arasnda flarn yayld dolgu sahay geerek dalgakrana
yneldiler. Oraya varmalarna az kala, iyot ve yosun kokusu onlara denize
yaklatklarn duyurdu. Sonra denizin sesini duydular.

Deniz dalgakrann byk kayalarnn eteklerinde fsl fsl oynayordu; onlar kayalara
trmanrken deniz kadife gibi youn, bir hayvan gibi esnek ve kaygand. Ak denize
bakan kayalarn zerine yerletiler. Sular ar ar kabaryor ve ekiliyordu. Denizin bu
dingin soluklaryla sularn yzeyinde ya tabakalar bir beliriyor bir kayboluyordu.
nlerinde, gece snrszca uzanyordu. Parmaklarnn altnda kayalarn ptrl yzeyini
hisseden Rieux'nn iini tuhaf bir mutluluk doldurmutu. Tarrou'ya doru dnerek
arkadann da sakin ve ciddi yznde, hibir eyi, cinayeti bile unutmayan ayn
mutluluu grd.

230

Soyundular. lk Rieux denize dald. nce souk gelen sular yzeye knca ona lk gibi
geldi. Birka kula attktan sonra o gece denizin lk olduunu biliyordu artk, aylar
boyunca yeryznde biriken sca eken o sonbahar denizlerinin lklndayd bu gece.
Durmadan yzyordu. Ayaklarn rpmasyla ardnda kpkler brakyordu, su kollarn
syrp bacaklarna dolanyordu. Ar bir su apr-tsyla Tarrou'nun da denize daldn
anlad. Rieux srtst dnd, yzn ay ve yldzlarla dolu ge vererek hareketsiz
kald. Uzun uzun soludu. Sonra giderek daha belirgin biimde, suya inen vurularn
grlts duyuldu, gecenin sessizliinde ve yalnzlnda tuhaf bir biimde, ak seik
duyuluyordu. Tarrou yaklayordu, az sonra soluk alp verileri duyuldu. Rieux geri
dnd, arkadann yanna geldi ve onunla ayn ritimle yzmeye balad. Tarrou ondan
daha kuvvetli bir biimde ilerliyordu ve Rieux hzlanmak zorunda kald. Birka dakika
boyunca, ayn hzla ve ayn canllkla, yalnz balarna, dnyadan uzak, sonunda kentten
ve vebadan kurtulmu, yzdler. lk Rieux durdu ve ar ar geri dndler, yalnz souk
bir akntya girdikleri srada hzlandlar. Denizin bu artmacasyla kamlanm gibi,
hibir ey sylemeden ikisi de hareketlerini hzlandrd.

Yeniden giyindikten sonra tek sz sylemeden yola ktlar. Ama ikisinin de iinde ayn
duygular vard ve bu gecenin ans ikisi iin de hotu. Uzaktan vebann nbetisini
grdklerinde, Rieux kendisi gibi Tarrou'nun da, hastaln onlar bir sreliine
unuttuunu, bunun da iyi bir ey olduunu ve imdi yeniden balamak gerektiini
dndn biliyordu.

231Evet, her eye yeniden balamak gerekiyordu ve veba kimseyi uzun sreliine
unutmuyordu. Aralk ay boyunca yurttalarmzn gslerinde alev alev yand, yksek
frnlar aydnlatt, kamplar eli bo glgelerle doldurdu, sonu olarak o sabrl ve
sarsntl yryn kesmedi. Yetkililer bu ilerleyiin durmas iin souk gnlere
gvenmiti; ama o, mevsimin ilk sert gnlerine karn yoluna amadan devam ediyordu.
Daha beklemek gerekiyordu. Ama bekleye bekleye insan artk bekleyemez duruma gelir
ve kentimiz gelecei olmadan yayordu.

Doktora gelince, kendisine sunulan o ufack huzur ve dostluk n uzun srmedi. Bir
hastane daha almt ve Rieux hastalar dnda kimseyi grmyordu. te yandan, bu
aamada salgnn giderek akcier vebas biimini aldn grd, hastalar bir bakma
doktora yardmc oluyordu. Balangtaki derin zntye ya da lgnlklara kaplmak
yerine, kendi yararna olan eyler konusunda daha doru dnyor gibi bir halleri
vard ve kendileri iin en uygun olabilecek eyleri kendiliinden istiyorlard. Durmadan
su imek istediklerini belirtiyor, hepsi snmak istiyorlard. Doktorun yorgunluunda bir
azalma olmasa da, bu gibi durumlarda kendini daha az yalnz hissediyordu.

Aralk sonuna doru, hl kampta bulunan sorgu yargc Msy Othon'dan, kendi
karantina sresinin dolduunu, yneticilerin buraya giri tarihini bulamadklarn ve
kendisini kesinlikle yanllkla burada tutmaya devam ettiklerini belirten bir mektup
ald. Bir sre nce km olan kars valilie gidip bu duruma kar kmt, ona orada
iyi davranmamlar ve hibir zaman yanllk olamayacan sylemilerdi. Rieux araya
Rambert'i soktu ve

232

Msy Othon kendisini grmeye geldi. Gerekten de bir yanllk olmutu ve Rieux
buna biraz kzd. Ama zayflam olan Msy Othon gsz elini ona doru kaldrp
szlerini tartarak herkesin yanllk yapabileceini sylemiti. Doktor bireylerin
deimi olduunu dnd yalnzca.

- Neler yapacaksnz, yarg bey? Dosyalarnz sizi

bekliyor, dedi Rieux.

Yo hayr, dedi yarg. Tatile kmak istiyorum.

Doru, dinlenmeniz gerek.


Ondan deil, kampa geri dnmek istiyorum.

Rieux ard:

Ama yeni ktnz!

yi anlatamadm. Bu kampta ynetime gnll olarak yardm edenlerin bulunduunu


sylediler bana.

Yarg yuvarlak gzlerini biraz ovuturuyor, akakla-rndaki tutam yattrmaya


alyordu...

Anlyorsunuz, bylece bir uram olur. Sonra, bunu sylemek budalaca ama,
olumun ayrln daha az

hissederim bylece.

Rieux ona bakyordu. Onun sert ve duygusuz gzlerine anszn bir yumuakln
yerlemesi olanakszd. Ama baklardaki keskinlik gitmi, gzlerin madensi safl
kaybolmutu.

Tabii, dedi Rieux, bununla ilgilenirim, madem

byle istiyorsunuz.

Gerekten de doktor bu ile ilgilendi ve vebal kent Noel'e kadar her zamanki yaamn
srdrd. Rambert iki nbeti ocuk araclyla karsyla gizli bir haberleme yntemi
gelitirdiini doktora aklad. Arada srada ondan bir mektup alyordu. Bundan
yararlanmas iin Rieux'ye neride bulundu, o da kabul etti.

Uzun aylar sonunda ilk kez olarak ve bin bir zorlukla bir mektup yazd. Yitirmi olduu
bir dil vard. Mektup yolland. Yant gelmekte gecikiyordu. te yandan Cot-tard varlk
iindeydi ve kk speklasyonlar onu zengin

233ediyordu. Grand'a gelince, kutlama gnleri ona pek iyi-; gelmeyecekti.

O yln Noel kutlamas ncil'de belirtilenden ok, Ce- hennem kutlamas oldu. Bo ve
ksz dkknlar, vitrin-lerdeki yalanc ikolatalar ya da ii bo kutular, ask yzlerle
dolu tramvaylar, hibir ey eski Noelleri anmsatmyordu. Bir zamanlar yoksul zengin
herkesin bir araya geldii bu bayramda, tek bana yaplan ve utan verici baz keyifler
dnda hibir eye yer yoktu; bir dkknn pislik iindeki deposunda inanlmaz paralar
karl ayrcalkl kiilere salanyordu bunlar. Kiliseler yardmdan ok yakarlarla
dolmutu. Cansz ve buz kesen kentte, kendilerini tehdit eden eyin henz farkna
varmam birka ocuk kouturuyordu. nsanln acs kadar yal, ama taze bir umut
kadar gen bir Tanrdan armaanlarla ykl o eski gnlerin Tanrsndan onlara sz
edecek cesareti kimse bulamyordu. Kimsenin yreinde ok eski ve neesiz bir umuttan
baka bir eye yer yoktu, insanlarn lm semesine engel olan ve yaamak iin
duyduklar basit bir saplantdan baka bir ey olmayan u umut vard yalnzca
yreklerde.

nceki gn, Grand randevusuna gelmemiti. Rieux sabah ona uram, ama bulamamt.
Herkese haber brakmt. Saat on bire doru, Rambert Grand' uzaktan, keyifsiz bir
yzle sokak sokak gezerken grdn doktora haber vermek zere hastaneye geldi.
Sonra onu kaybetmiti. Doktorla Tarrou onu aramaya ktlar.

leyin on ikide, buz gibi bir saatte, Rieux arabasndan km, uzaktan Grand'a
bakyordu, Grand ahaptan kabaca yontulmu oyuncaklarla dolu bir vitrine neredeyse
yapmt. Yal memurun yznden durmadan yalar akyordu. Ve bu gzyalar
Rieux'y altst etti, nk bunlar anlyor ve kendi boaznda dm dm
hissediyordu. O da bir Noel vitrini karsnda bu talihsiz adamn niann, memnun
olduunu sylemek iin ban ona doru emi Jeanne' anmsyordu. ok uzaklarda
kalm yl-

234

larn iinden, bu lgnln iinden, Jeanne'm przsz sesi Grand'a ulayordu, oras
kesindi. Alayan yal adamn u dakika ne hissettiim Rieux biliyordu ve Grand gibi
kendisi de, sevgisiz bir dnyann l bir dnya gibi olduunu ve bir an gelip insann
hapishanelerden, almadan ve cesaretten usanp, bir varln yzn ve efkatle
aydnlanm bir yrek dilediini biliyordu.

Ama Grand camda onu grd. Alamasn kesmeden, geriye dnd ve onun geliini
grmek iin srtn vitrine

dayad.

Ah doktor, ah! diyordu.

Rieux syleyecek sz bulamyor, onu bayla onaylyordu. Onun bu znts ayn


zamanda kendi znt-syd ve o anda yreini burkan, insanlarn paylat ac
karsnda insann kapld o sonsuz fkeydi. - Evet Grand, dedi.

Ona mektup yazacak zamanm olmasn isterdim... Bilsin diye... ve pimanla


kaplmadan mutlu olabilsin diye...

Bir tr zorlamayla Rieux, Grand' gtrmeye alt.

Otekiyse krk dkk tmceler gevelemeyi srdryor, neredeyse kendisini brakm


srklenerek yryordu.

Uzun zamandr sryor bu. nsan kendini brakmak istiyor, zorunlu bu. Ah doktor!
Byle, huzurlu gibi duruyorum. Ama yalnzca normal olmak iin hep ok byk aba
harcamak zorunda kaldm. Oysa imdi, ok fazla

bu.

Tepeden trnaa titreyerek durdu, gzleri deli gibiydi.

Rieux elini tuttu, alev alev yanyordu.

Dnmemiz gerek.

Ama Grand ondan uzaklat ve birka adm kotu, sonra durdu, kollarn at ve bir ileri
bir geri sallanmaya balad. Kendi evresinde dnd ve buz gibi kaldrmn zerine
dt, yz durmadan akan gzyalaryla kirlenmiti. Yoldan geenler yerlerinde
aklm gibi durup yak-

235lamaya cesaret edemeden uzaktan baktlar. Rieux'nn yal adam kollarna


almas gerekti.

imdi Grand yatanda boulur gibi nefes alyordu: Cierler hastalk kapmt. Rieux
dnyordu. Memurun ailesi yoktu. Onu gtrmeye ne gerek vard? Ona tek ban-na,
Tarrou'yla bakacakt.

Yeile dnm rengi ve feri snm gzleriyle Grand yastna gmlmt. Bir kasann
artk tahtalaryla mi-nede ate yakan Tarrou'ya gzlerini dikmi bakyordu.
"Ktym," diyordu. Alev alev cierlerinin derininden tuhaf bir hrt ykseliyor,
syledii her eye elik ediyordu. Rieux ona susmasn ve yine geleceini syledi.
Hastann yznde tuhaf bir glmseme belirdi ve glmsemeyle birlikte yzn bir
yumuaklk kaplad. Bir abayla gz krpt. "Bunu atlatrsam, doktor, apka karlr!"
Ama hemen ardndan derin bir zntye bouldu.

Birka saat sonra, Rieux ve Tarrou hastay yatanda dorulmu bir halde buldular, onu
iin iin kavuran hastaln ilerlediini yznden okuyan Rieux korkuya kapld. Ama
Grand daha akl banda gibi duruyordu ve hemen, tuhaf bir biimde derinden gelen bir
sesle, ekmecesine koyduu elyazmasn getirmelerini rica etti. Tarrou ktlar ona
verdi, Grand onlara bakmadan skca sarld, sonra doktora geri verdi. Elli sayfalk ksa
bir elyazmasyd. Doktor sayfalar kartrd ve tm bu sayfalarda tek bir tmcenin,
sonsuz sayda yeniden yazlm, deitirilmi, zenginletirilmi ya da ksaltlm o hep
ayn tmceden baka bir eyin yazl olmadn grd. Mays ay, amazon ve Boulogne
Ormannn yollar durmadan kar karya ve trl trl bir araya geliyordu. almada
bazen son derece uzun aklamalar ve deikeler de yer alyordu. Ama sonuncu sayfann
sonunda zenli bir el yle yazmt: "Sevgili Jeanne'm, bugn Noel..." ve mrekkebi
daha kurumamt. Yukarda, zenli bir el yazsyla tmcenin son biimi yer alyordu.
"Okuyun," diyordu Grand. Rie-ux de okudu.

"Gzel bir mays sabah, incecik bir amazon grkemli bir al ksran zerine binmi,
ieklerin arasnda, Boulogne Ormannn yollarndan geiyordu..."

- Byle mi? dedi yal adam ateli bir sesle.

Riex ona bakmad.

teki heyecanla:

Ah, dedi biliyorum. Gzel, gzel, uygun szck bu

deil.

Rieux battaniyenin zerindeki eli tuttu.

- Brakn doktor. Zamanm kalmad.

Gs glkle inip kalkyordu ve birden bard:

Yakn onu!

Doktor duraksad, ama Grand yle korkun bir tonla ve sesinde yle byk bir acyla
yineledi ki, Rieux neredeyse snm olan atee ktlar atverdi. Oda bir anda
aydnland ve ksack bir scaklkla yeniden snd. Doktor hastann yanna dndnde,
srtn dnmt ve yz neredeyse duvara deiyordu. Tarrou sanki bu sahneyi izle-
miyormu gibi pencereden bakyordu. Serum inesini yaptktan sonra Rieux arkadana
Grand'n geceyi karamayacam syledi, Tarrou da kalmay nerdi. Doktor kabul

etti.

Grand'n lecei dncesi tm gece aklndan kmad. Ancak ertesi gn, Rieux
Grand' yatanda oturmu, Tarrou'yla konuurken buldu. Ate kaybolmutu. Genel bir
yorgunluktan baka bir iz kalmamt.

Ah doktor! diyordu memur, yanlmm. Ama yeniden balayacam. Her ey


aklmda, greceksiniz.

Bekleyelim, dedi Rieux, Tarrou'ya.

Ama le zaman da bir deiiklik olmad. Akam Grand'a kurtulmu gzyle


baklabilirdi. Rieux bu dirilie

hibir anlam veremiyordu.

Oysa hemen hemen yine o dnemde Rieux'ye bir hasta getirildi, doktor durumunun
mitsiz olduuna ve tecrit edilmesi gerektiine karar verdi. Gen kz sayklamalar
iindeydi ve akcier vebasna ilikin tm belirtileri

237

236gsteriyordu. Ancak ertesi gn, ate dmt. Doktor, Grand'n durumunda olduu
gibi, bunu basit bir sabah iyilemesi. olarak grd, deneyimlerine dayanarak sabah
saatlerindeki dzelmeleri ktye iaret olarak grmeye almt. Oysa le saatinde
ate ykselmedi. Akam yalnzca biraz oynad ve ertesi sabah ate bitmiti. Zayf
olmasna karn gen kz yatanda rahat rahat soluk alp veriyordu. Rieux, Tarrou'ya
kzn tm kurallara kar kurtulduunu syledi. Ancak hafta ii Rieux'nn servisinde
benzer vakalar ortaya kt.

Ayn haftann sonunda yal astm hastas doktorla Tarrou'yu ok byk bir heyecan
iinde karlad.

Tamam, diyordu, yeniden ortaya kyorlar. - Kimler?

Fareler tabii ki!

Nisan ayndan beri hibir fare ls bulunmamt.

Yeniden mi balyor? dedi Tarrou Rieux'ye. Yal adam ellerini ovuturuyordu.

Nasl koutuklarn grmek gerek! Bir zevk bu. Sokak kapsndan evine iki farenin
girdiini grm-

t. Komular, kendi evlerinde de hayvanlarn yeniden ortaya ktklarn ona bildirmiti.


Baz doramalarn iinde, aylardr unutulmu olan hummal alma yeniden duyulur
olmutu. Rieux her hafta ba yaynlanan genel istatistikleri bekledi. Saylar hastalkta
bir gerilemeyi gsteriyordu.

238Hastaln bu beklenmedik gerilemesi umutlarn dnda bir ey olsa da, kentliler


sevinmek iin acele etmediler. Geen aylar, bir yandan ilerindeki kurtulma isteini
oaltm, bir yandan da onlara saknml olmay retmi, onlar salgnn yakn bir
gelecekte son bulmas dncesine fazla kaplmamaya altrmt. te yandan, bu yeni
olay herkesin dilindeydi ve yreklerin ta derininde gizli, byk bir heyecan
dalgalanyordu. Geri kalan ne varsa, ikinci plana atlyordu. Vebann yeni kurbanlar bu
kurallar altst eden olay karsnda pek nemsenmez olmutu: statistikler de
gemiti. Aka umut edilmese de, salk dneminin yine de gizliden gizliye
beklendiinin gstergelerinden biri de, kentlilerin o andan balayarak umursamaz bir
havayla da olsa, vebadan sonra yaamn yeni bir dzene nasl girecei konusunda istekli
konumalar yapmalaryd.

Herkes eski yaantlarnn kolaylklarna hemen ulalamayacan ve bozmann


yapmaktan daha kolay olacan dnyordu. Yalnzca yiyecein daha kolay
salanabilecei ve bylece en acil skntdan kurtulunabilecei sanlyordu. Aslnda bu
saf szlerin altnda, ayn zamanda lgn bir umut dizginlerinden kurtuluyordu ve bu yle
bir noktada oluyordu ki, kentliler bazen bunun bilincine varyor ve o zaman, her ne
olursa olsun, kurtuluun hemen ertesi gn gereklemeyeceini hemen szlerine
ekliyorlard.

Gerekten de, veba hemen ertesi gn durmad, ama grne baklrsa, mantk
erevesinde umut edilenden daha hzl bir biimde geriliyordu. Ocak aynn ilk
gnlerinde souklar allmadk bir srarla bastrd ve kentin

Veba

241/16zerinde buz kristalleri gibi asl kald. Bununla birlikte, gkyz hi bu kadar
mavi olmamt. Gnler boyunca, deimeyen ve buz gibi muhteem bir hava kenti
tkenmek bilmeyen bir kla donatt. Bu temizlenen havada, veba birbirini izleyen
dler gstererek haftada giderek azalan sayda cesetler dizerek kaybolmaya yz
tuttu. Ksa bir sre iinde aylarca biriktirdii gcn neredeyse hepsini yitirdi. Vebann,
Grand ya da Rieux'nn hastas gen kz gibi belirlenmi kurbanlarn elinden
karmasna, baka semtlerde tmyle ortadan kalkarken baz mahallelerde iki gn
boyunca deli gibi ortal kavurmasna, pazartesi kurbanlarnn saysn artrp aramba
hepsini elinden karmasna, onun byle soluk solua kalna ya da acele ediine
bakarak sinirden ve yorgunluktan daldn, kendi imparatorluuyla birlikte, gcn
oluturan saysal stnln ve egemenliini yitirdii sylenebilir. O zamana kadar
baars tartlan Castel'in serumu, birdenbire bir dizi baar kazanyordu. Doktorlarn
ald ve nceleri hibir sonu vermeyen nlemlerin her biri birden etkili oluyor
gibiydi. Sanki vurulma sras vebaya gelmiti ve onun anszn gszlemesi o zamana
kadar karsna karlan paslanm silahlara g kazandryordu. Yalnzca, zaman
zaman hastalk etkisini sertletiriyor ve bir tr krle-mesine atlayla iyilemesi umulan
drt hastay alveri-yordu. Onlar, umudun tam orta yerinde lenler, vebann
talihsizleriydi. Karantina kampndan karlan Msy Ot-hon'un durumu da byle oldu;
Tarrou onun gerekten de talihsiz olduunu, lm m yoksa yarg yaantsn m
dndnn anlalamadn sylyor.

Ama genelde, enfeksiyon bir izgi boyunca geriliyordu; ilk nce ekingen ve gizli bir
umut uyandrm olan valilik bildirileri kamuoyunda zaferin kazanld ve hastaln
geri ekildii inancn sonunda dorulad. Gerekte, bir zaferin sz konusu olup
olmadna karar vermek kolay deildi. Hastaln geldii gibi gittii sylenmeliydi
yalnzca. Ona kar srlen stratejiler deimemiti, dn bir

242

ie yaramyordu, bugnse grnte olumluydu. Hastaln kendiliinden tkendii ya


da belki tm hedefine ulatktan sonra ekildii izlenimi vard yalnzca. Bir bakma

grevi sona ermiti.

Yine de kentte hibir eyin deimedii sylenebilir. Gndz her zamanki gibi sessiz
sokaklar gece pardsl ve earpl bir kalabalkla dolup tayordu. Sinema ve kafe-ler
hep ayn ii yapyordu. Ama daha yakndan baknca, yzlerin daha rahatlam olduu
hatta bazen glmsedii grlyordu. Bylece, o zamana kadar sokaklarda kimsenin
glmsemedii de fark ediliyordu. Gerekte, aylardr kenti sarmalayan kaln rt bir
yerinden yrtlmt ve pazartesileri radyo -haberinden anlald kadaryla, bu yrtk
byyordu ve sonunda insanlar soluk alabilecekti. Bu da olumsuzluk ieren bir
avuntuydu ve i ac bir ifadeye ulaamyordu bir trl. Ama, bir zamanlar bir trenin
gittii ya da bir geminin geldii ya da arabalara tekrar yola kma izni verilecei
inanlmaz gelirken, tersine, ocak ortasnda bunlarla ilgili yaplan duyuru hibir aknlk
uyandrmad. Kukusuz az bir eydi bu. Ama bu incecik fark yurttalarmzn umut
yolunda nasl bir ilerleme kaydettiini gsteriyordu aslnda. Zaten en ufak umudun tm
bir halk iin olanakl hale geldii anda vebann kesin egemenlii sona erdi denilebilir.

Bununla birlikte, tm ocak ay boyunca kentliler elikili davranlarda bulundu.


Aslnda tam olarak, ar heyecanla depresyon arasnda gidip geldiler. rnein,
istatistiklerde en olumlu saylarn ortaya kt anda yeni kama giriimleri saptand.
Bu, yetkilileri ok artt, kalarn ounun baarl olduuna baklrsa nbetiler de
byk bir aknla dmt. Ama aslnda, o sralarda kaan insanlar doal duygulara
boyun eiyorlard. Veba baz insanlarda derin kuku tohumlar ekmiti, bundan kurtu-
lamyorlard. Umudun sz gemiyordu onlara. Veba dnemi gemi olsa da hl onun
kurallarna gre yayorlard. Olan biteni geriden izliyorlard. Baka insanlardaysa,

243tersine bir durum sz konusuydu, evlere ya da kamplara kapatlarak ve ruhsal


kntlerle geen bir sreden sonra, sevdikleri ancak o zamana kadar ayr yaadklar
insanlar zellikle evlerinde arlyorlard; ykselen umut rzgr, bu insanlar,
kendilerini tutmalarn engelleyen bir ate ve bir sabrszlkla tututurmutu. Sonucun bu
kadar yakmndayken, belki de lebilecekleri, sevdikleri insanlar gremeyecekleri ve
bu uzun srm aclarn karln alamayacaklar dncesiyle bir tr panie
kaplyorlard. Aylarca nereye varaca belirsiz bir inatla, tutsaklk ve srgne karn,
sebatla beklemiler, korku ve umutsuzluun ykamadn ilk umut yerle bir etmeye
yetmiti. Son dakikaya kadar onun yryne ayak uyduracak durumda deillerdi, ama
vebann nne gemek iin lgn gibi acele ediyorlard.

Ayn zamanda iyimserlik belirtileri de kendiliinden ortaya kmaya balad. te


bylece fiyatlarda hissedilir bir d kaydedildi. Salt ekonomi asndan baknca, bu
hareketin aklamas yoktu. Skntlar hep ayn skntlard, kaplarda karantina
formaliteleri srdrlyordu ve yiyecek salanmas hl zmszd. Bylece tmyle
moral bir olguyla kar karyaydk, sanki vebann gerilemesi her yerde kendini
duyuruyordu. Ayn zamanda nceleri toplu halde yaayan ve hastalk yznden ayrlmak
zorunda kalan insanlar da iyimserlie kaplmaya balamt. Kentin iki manastr
yeniden dzenlendi ve ortak yaama balanabildi. Askerler iin de ayn ey sz
konusuydu, boaltlan klalarda askerler yeniden bir araya geldi: Yeniden normal bir
garnizon yaantsna baladlar. Bu olaylar nemli gstergelerdi.

Halk 15 Ocak'a kadar bu gizli coku iinde yaad. O hafta istatistikler ylesine dt
ki, doktorlar kuruluna dantktan sonra valilik salgnn sona ermi olarak
grlebileceini duyurdu. Gerek u ki, halkn benimsemezlik edemeyecei bir saknm
dncesiyle yazda, kent kaplarnn iki hafta daha kapal kalaca, nleyici kurallarn
da

244

bir ay srdrlecei ekleniyordu. Bu dnem boyunca tehlikenin yeniden belireceine


ilikin en ufak belirtide, 'Statko' korunacak ve nlemler srdrlecekti".

te yandan, herkes bu eklemeleri biemsel kayglarla eklenmi maddeler olarak grd


ve 25 Ocak akam kenti neeli bir coku kaplad. Valilik bu genel canllkta bir pay
bulunsun diye salk dnemindeki aydnlatmann yeniden kurulmas emrini verdi. Bunun
zerine souk ve duru bir gn altnda, kentliler grltl ve kahkahalar atan
topluluklar halinde aydnlatlm sokaklara dkld.

Kukusuz, birok evin kepenkleri kapal durdu ve bakalarnn lklarla doldurduu


bu geceyi sessizlik iinde geirdi. te yandan, yas tutan bu varlklarn ou iin derin
bir teselli de vard; bunun nedeni de, ya baka yaknlarn lmesinden duyulan korkunun
sonunda yatmas ya da kiisel korunma duygusunu artk bir yana brakmalaryd. Ama
genel neeye en yabanc kalan aileler, kukusuz tam o srada bir hastanede vebayla
cebelleen bir hastas olan ve karantina merkezlerinde ya da kendi evlerinde vebann
bakalarnn yakasn brakt gibi, kendi yakalarn da gerek anlamda brakmasn
bekleyen ailelerdi. Onlar da bir umut duyuyorlard kukusuz, ama bunu yedekte tutmay
yeliyorlar ve gerekten hak kazanmadan bu umudu tketmekten ekmiyorlard. Ve bu
bekleyi, acyla neenin tam ortasnda geen bu sessiz gece genel cokunun arasnda
onlara daha da korkun geliyordu.

Ama bu istisnalar teki insanlarn doygunluk duygusuna glge drmyordu. Kukusuz


veba henz bitmi deildi ve bunu kantlayacakt. Yine de, haftalar ncesinden, herkesin
dncesinde trenler sonsuza giden raylarn zerinde ddk alarak yola koyuluyor,
gemiler l l denizlere doru szlyordu. Ertesi gn dnceler durulacak ve
kukular yeniden ba verecekti. Ama imdilik tm kent sarslyor, salam kkler sald
u kapal, karanlk ve hareketsiz yerleri terk ediyor ve sa kalanlar srtlayarak yeniden
yaama geri dnyordu sonunda. O akam

245Tarrou ve Rieux, Rambert ve tekiler, kalabaln ortasnda yryor ve ayaklarnn


yerden kesildiini hissediyorlard. Bulvarlardan ayrldktan uzun bir sre sonra Tarrou
ve Rieux, kepenkleri kapal pencereler boyunca yrdkleri o saatte, o neenin hl
pelerinden geldiini duyuyorlard. Ve yorgunluklar yznden, kepenklerin ardnda
sren o acyla az tede sokaklar dolduran neeyi birbirinden ay-ramyorlard.
Yaklaan kurtuluun kahkaha ve gzya karm bir ehresi vard.

Uultunun en yksek ve en neeli nnda Tarrou durdu. Karanlk kaldrmn zerinde,


hafif admlarla bir glge kouyordu. Bir kediydi bu, ilkbahardan beri grlen ilk kedi.
Yolun ortasnda bir an hareketsiz kald, duraksad, ayan yalad, sonra abucak sa
kulanda gezdirdi, yeniden sessiz kouturmasna dnd ve gecenin iinde kayboldu
gitti. Tarrou glmsedi. Yal adam da memnun olacakt.

ne

Veba sessizce kt o nerede olduu bilinmeyen ini-ne geri dnmek zere


uzaklaadursun, Tarrou'nn notlarna gre, kentte bu gidie derin derin zlen en
azndan bir
kii vard, Cottard'd bu.

Gerei sylemek gerekirse, istatistiklerin d gstermeye balad andan itibaren


bu defterler olduka tu-haflayor. Yorgunluktan m acaba, iyice okunaksz el yazsn
zmek gleiyor ve sk sk bir konudan tekine atlanyor. stelik, ilk kez olarak,
defterlerdeki nesnellik de bir yana braklp kiisel saptamalara yer veriliyor. rnein
Cottard'n durumuyla ilgili uzun bir blmn ortasnda kedili yal adamla ilgili kk
bir yaz yer alyor. Tar-rou'ya baklrsa, veba onun bu kiiye duyduu saygy bir an
olsun azaltmamt, nceden nasl onun ilgisini ektiy-se, yal adam vebadan sonra da
ilgisini ekmiti, ancak ne yazk ki, Tarrou'nn iyi niyetine karn artk ilgisini eke-
meyecekti. nk Tarrou onu yeniden grmek iin epey uramt. O 25 Ocak
akamndan birka gn sonra, kk sokan kesinde nbet tutmaya balamt.
Kediler oradayd, randevuya sadk, gnete snyorlard. Ancak her zamanki saatte,
kepenkler srarl biimde kapal kald. Bunu izleyen gnlerde de Tarrou aldklarn
grmedi. Merak iinde, yal adamn alnm ya da lm olabileceini dnd,
alnm olabilirdi, nk yal adam hakl olduunu dnyordu ve veba ona hakszlk
etmiti; ama eer lmse, tpk yal astm hastas gibi onun da bir aziz olup olmadn
dnmek gerekiyordu. Tarrou yle olduunu sanmyordu, ama yal adamn durumunda
bir 'iaret' bulunduunu dnyordu. "Belki de azizlikle ilgi-li yalnzca yaklak bir
dnceye varlabilir," diye gz-

li yalnzca yaklak

247

246lemde bulunuyordu, "Bu durumda alakgnll ve iyilik-sever bir eytana taparlkla


yetinilebilir."

Defterlerde Cottard'la ilgili dncelerin arasnda hibir eyi olmam gibi


almasna koyulan, o sralar ne kahet dnemindeki Grand'la, doktorun annesine ilikin'
gzlemler de dank bir biimde yer alyordu. Birlikte oturmann izin verdii lde,
Tarrou'yla anne arasnda geen sohbetler srasnda, yal kadnn tavrlar, glmseyii,
veba zerine gzlemleri zenle not edilmiti. Tarrou zellikle Madam Rieux'nn kendini
ne karmaktan kanmas, her eyi yaln tmcelerle anlatma biimi, sessiz| sokaa
bakan belli bir pencereye kar duyduu zel zevki zerinde duruyordu; yal kadn
akamlan bu pencere nnde biraz dik, huzurlu elleri ve dikkatli baklaryla i odaya
karanlk basncaya ve ar ar koyulan gri n iinde kara bir glgeye dnp sonra
n iinde eriyinceye kadar otururdu. Tarrou baka eyler zerinde de duruyordu;
onun bir odadan br odaya nasl hafif admlarla getiinden; onun iyiliinden de sz
ediyordu, bunu Tar-rou'nun nnde hi aa vurmazd, ancak her syledii ve her
yapt eyde bu iyiliin belli belirsiz n yakalard Tarrou; son olarak onun
dnmeden her eyi bildii zerinde duruyordu Tarrou ve ona gre, bunu yle sessiz,
yle glgede kalarak yapyordu ki, ne olursa olsun, veba bile olsa, her trl k
dzeyinde kalabiliyordu. Burada Tarrou'nun el yazs tuhaf bir yumuama izleri
tayordu. Sanki bu yumuamay kantlarcasna bundan sonraki satrlar ok zor
okunuyordu ve son szcklerde ilk kez olarak kiisellik grlyordu: "Annem de
byleydi, kendini ne karmayn severdim ve hep onunla olmak isterdim. Sekiz yl
oluyor, ld diyemiyorum. Her zamankinden biraz daha silikleti ve geri dnp
baktmda artk yoktu."

Ama sz Cottard'a getirmek gerek. statistikler dmeye baladndan beri Cottard


eitli bahanelerle Rieux'y birok kez ziyaret etmiti. Aslnda her seferinde Rieux'den
vebann gidiiyle ilgili bir tahminde bulun-

248

masn istiyordu. "Byle bir anda, hi iaret vermeksizin durabileceine inanyor


musunuz?" Bu noktada kukuluydu, ya da en azndan yle olduunu sylyordu. Ama
yineleyerek sorduu sorular ok salam olmayan bir inanc gsteriyor gibiydi. Ocak
ortasnda Rieux olduka iyimser bir biimde yant vermiti. Ve bu yantlar Cottard'
neelendirecei yerde, her seferinde, gnne gre deien, keyif karmaktan ykma
kadar uzanan tepkiler uyandrmt onda. Sonradan doktor ona, istatstiklerdeki olumlu
gstergelere karn zafer ilan etmemenin uygun olacan sylemiti:

- Bir baka deyile, hibir ey bilinmiyor, bir gn

kald yerden balayabilir! diye gzlemde bulunmutu

Cottard.

- Evet, iyileme hznn artmas gibi, bu da olas. Herkes iin endie verici olan bu
belirsizlik, gzle grlr biimde Cottard' rahatlatmt ve Tarrou'nun nnde,
Rieux'nn dncesini yaymaya alarak, oturduu semtteki tccarlarla syleilere
girimiti. Bunu yapmaktan ekinmiyordu, oras doru. nk ilk zaferlerin
cokusundan sonra birok kiinin aklna bir kuku dmt; valilik aklamasnn yol
at heyecandan sonra da varln srdrecekti. Cottard'n bu endie tablosu
karsnda ii rahatlyordu. Ama baka zamanlar cesaretini yitirdii de oluyordu.
"Evet," diyor Tarrou'ya, "sonunda kaplar alacak. Ve greceksiniz, hepsi beni yzst
brakacak!"

25 Ocak'a kadar herkes onun kiiliindeki bu ani deiiklikleri fark etti. Gnler boyu
semttekilerle ve grt insanlarla uzun uzun anlamaya altktan sonra, onlara
verip veritiriyordu. O zaman en azndan grnte, dnyadan el etek ekiyor ve bir
anda kendini yabanl bir yaamn iine atyordu. Kimse onu ne lokantada, ne tiyatroda,
ne de o sevdii kafelerde gryordu. te yandan, vebadan nce srdrd ll ve
karanlk yaama geri dnmyordu. Tmyle dairesine kapanarak yayor ve komu
lokantadan yemek getirtiyordu. Yalnz akamlan

249

kaamak olarak dar kyor, gereksinim duyduu eyleri alyor, maazalardan kp


kendini ssz sokaklara atyor-' du. O zaman Tarrou onunla karlarsa eer, azndan;
cmbzla tek tuk laf kyordu, o kadar. Sonra birdenbire, insanlarn arasnda, bol bol
vebadan sz ederken, herkesin fikrini sorarken ve her gece dalga dalga kalabaln
iinde! keyifle salnrken onu grebiliyordunuz.

Valilik aklamasnn yapld gn, Cottard tmyle ortadan yok oldu. ki gn sonra,
Tarrou onu isiz gsz, sokak sokak gezerken grd. Cottard ona mahallesine ka-dar
elik etmeyi nerdi. zellikle o gnn younluunu fazlasyla hisseden Tarrou
duraksad. Ama teki steledi. ok heyecanl gibi duruyordu, elleri kollaryla
karmakark hareketler yapyor, hzl ve yksek sesle konuuyordu. Valilik
aklamasnn gerekten vebaya bir nokta koyduunu dnp dnmediini sordu
dostuna. Tabii ki, Tarrrou yetkililerin yapt bir aklamann bir felaketi durdurmak iin
yeterli olmayacan dnyordu; ama beklenmedik bir durum dnda, yaknda
salgnn duracann akla uygun gelebileceini syledi.

Evet, dedi Cottard, beklenmedik bir durum dnda. Ve her zaman beklenmedik bir
durum vardr.

Tarrou kaplar almadan iki haftalk bir sreye uyulmasn isteyen valiliin zaten
beklenmedik bir gelimeyi bir anlamda ngrdne dikkati ekti.

yi de etti, dedi Cottard, hl dnceli ve heyecanlyd, nk valilik olaylarn


gidiine bakarak, bo yere konumu olabilirdi.

Tarrou byle bir eyin olabileceine inanyordu, ama kaplarn almasn ve normal bir
yaama dnlmesini dnmenin daha uygun olacan syledi.

Tamam, yle kabul edelim, dedi Cottard, ama normal yaama dn derken neyi
kastediyorsunuz?

Sinemada yeni filmler, dedi Tarrou glmseyerek. Ancak Cottard glmyordu.


Vebann kentte hibir

eyi deitirmeyecei ve her eyin eskisi gibi, yani hibir

250

ey olmam gibi yeniden balayaca dnlebilir mi, onu renmek istiyordu. Tarrou
vebann deieceini, kenti deitirmeyeceini dnyordu ve tabii ki, kentlilerin en
gl istei hibir ey deimemi gibi davranmakt ve yle olacakt; bundan dolay, bir
ynden hibir ey deimeyecekti, ama baka bir ynden, yeterli derecede istense de
hibir ey unutulmayacak ve veba en azndan yreklerde bir iz brakacakt. Kk rant
insanlarn yreiyle ilgilenmediini, bunun en son srada yer alan bir kayg olduunu
ak ak syledi. Onu ilgilendiren, kentteki dzenlemenin deitirilip
detirmeyeceiydi, rnein tm hizmetler eskisi gibi mi yrtlecekti? Tarrou bu
konuda hibir ey bilmiyordu. Salgn srasnda aksayan tm hizmetlerin yeniden
balatlabilmesinin de biraz glk kacan dnyordu. En azndan eski
hizmetlerin yeniden dzenlenmesini gerektirecek yeni sorunlarn kabilecei de
dnlebilirdi.

- Ah! dedi Cottard, bu olabilir, gerekten de, herkes

her eye yeniden balayacak.

ki yry Cottard'n evinin yaknlarna gelmiti. Cottard canlanmt, kendini


iyimser olmaya zorluyordu. Sfrdan balamak- zere gemiini silip yeniden yaamaya
koyulan kenti hayal ediyordu.

yi, dedi Tarrou. Her ey bir yana, sizin iin de iler yoluna girecektir. Bir bakma,
yeniden balayacak bir

yaam var.

Kapnn emindeydiler ve birbirlerinin elini skyorlar-

d.

- Haklsnz, diyordu Cottard, giderek artan bir heyecanla, sfrdan balamak, bu iyi bir
ey olur.

Ama koridorun karanlnda iki adam belirmiti. Tarrou yanndakinin bu iki adama ne
istediklerini .sorduunu duydu. Bayramlklarn giymi memurlar andran adamlar
Cottard'a adnn Cottard olup olmadn soruyorlard, o ise, sessiz bir aknlk l
atarak arkasn dnd ve karanla dalp kamaya balad; ne adamlar ne de Tarrou

251yerlerinden kmldayacak zaman bile bulamad. aknlk getikten sonra, Tarrou


adamlara ne istediklerini sordu. Mesafeli ve terbiyeli bir tavr taknarak, baz bilgilerin
sz konusu olduunu sylediler ve ar admlarla Cottard'n gittii yne doru
yryerek ayrldlar.

Evine dnen Tarrou bu sahneyi yazyor ve hemen ardndan yorgun olduunu belirtiyordu
(yazs da bunu kantlyordu). Daha yapacak ok ii olduunu, ama bunun hazr durumda
beklememesi iin bir neden olmadn ekliyor ve kendi kendine hazr olup olmadn
da soruyordu. Son olarak ite defterler de burada bitiyor, Tarrou yle bir yant
veriyordu: Gndz ya da gece olsun, yle bir saat vardr ki, insan korkaklar, ite
Tarrou yalnzca bu andan korkuyordu.

Sonraki gn, kaplarn almasndan birka saat nce, Doktor Rieux kendisini bekleyen
bir mektup olup olmadn merak ederek, len evine dnyordu. Gnleri vebann en
youn dnemindeki kadar yorucu gemekle birlikte, kesin kurtulu beklentisi her tr
yorgunluu unutturuyordu. imdi umut ediyordu ve bunun keyfine varyordu. nsan her
zaman elik gibi iradeli olamaz, her zaman dimdik duramaz ve sonunda mcadele iin
rlm o g yuman coku iinde zmek de bir mutluluktur. Beklenen telgraf da
olumlu olsayd, Rieux de yeni bir balang yapabilirdi. Herkesin yeni bir balang
yapmas gerektii

dncesindeydi.

Kapc dairesinin nnden geiyordu. Yz karoya yapm yeni kapc ona


glmsyordu. Merdivenlerden karken Rieux onun yorgunluklarla ve yoksunluklarla
solgunlam yzn gryordu.

Evet, soyutlama sona erince, o da yeniden balayacakt ve biraz da talihi varsa eer...
Ama kapy at srada annesi gelerek Msy Tarrou'nn iyi olmadn haber verdi.
Sabah kalkmt ancak, dar kamamt ve az nce yeniden yatmt. Madam Rieux
endieliydi. Belki nemli bir ey deildir, dedi olu. Tarrou boylu boyunca uzanm,
ar kafas yasta gmlm, kat kat rtlerin altnda gl gsnn biimi
beliriyordu. Atei vard, ba aryordu. Vebay da dndrecek belli belirsiz
belirtiler olduunu syledi Rieux'ye. Hayr, henz hibir ey belli deil, dedi Rieux
onu

muayene ettikten sonra.

253
252Ama Tarrou susuzluktan kavruluyordu. Koridorda doktor, annesine bunun veba
balangc olabileceini syledi.

Oh hayr, olamaz bu, imdi olamaz! dedi anne. Hemen ardndan:

Evde tutalm onu Bernard! dedi. Rieux dnyordu:

Buna yetkim yok, dedi. Ama kaplar alacak. Sanyorum sen olmasaydn kendi
zerime alacam ilk yetki bu olacak.

Bernard, dedi, ikimizi de burada tut. Biliyorsun, ksa sre nce yeni bir a daha
oldum.

Doktor, Tarrou'nun da a olduunu ama belki de yorgunluktan son serum inesini


atlam ya da baz nlemleri unutmu olabileceini syledi.

Rieux muayene odasna gidiyordu. Odaya geri dndnde, Tarrou elinde koca koca
serum ampulleri tuttuunu grd.

Ah ite o! dedi.

Hayr, bu bir nlem.

Tarrou yant olarak kolunu uzatt ve kendisinin baka hastalara uygulad o sonu gelmez
ineyi oldu.

Bu akam duruma bakacaz, dedi Rieux ve Tarrou'nun karsna geip yzne bakt.

Ya tecrit, Rieux?

Veba olduunuz kesin deil ki! Tarrou bir abayla gld.

lk kez tecrit nerisi olmadan bir serum inesi yapldn gryorum.

Rieux arkasn dnd:

Annemle sizi tedavi edeceiz. Burada daha rahat edersiniz.

Tarrou sustu ve ampulleri dizen doktor yeniden ona dnmek iin konumasn bekledi.
Sonunda yataa, yneldi. Hasta ona bakyordu. Yz yorgundu, ama gri gzleri sakindi.
Rieux ona glmsedi.
254

Uyuyabilirseniz uyuyun. Biraz sonra yine gelece-

im.

Kapya geldiinde Tarrou'nun onu aran sesini duydu. Ona doru dnd.

Ama Tarrou sanki sylemek istedii eye kar sava veriyordu:

Rieux, diyebildi sonunda, bana her eyi sylemeniz gerek, buna ihtiyacm var.

Bunun iin size sz veriyorum.

teki glmsemeden, iri yzn biraz buruturdu.

Teekkr ederim. lmek istemiyorum ve savaacam. Ama sava kaybedersem, iyi


bir son olsun istiyorum.

Rieux eildi ve onun omzunu skt.

- Hayr, dedi. Bir aziz olmak iin yaamak gerek. Savan.

Keskin souk gn iinde biraz azalarak akamst yerini byk bir yamur ve dolu
saanana brakt. Gn batarken gkyz biraz ykselir gibi oldu ve daha da ie
ileyen bir souk bastrd. Rieux akam evine dnd. Pard-ssn karmadan
arkadann odasna girdi. Annesi rg ryordu. Tarrau yerinden kmldamam
gibiydi, ama ateten bembeyaz olmu dudaklar onun giritii mcadeleyi anlatyordu.

Ya imdi? dedi doktor.

Tarrou yatan dna doru gl omuzlarn kaldrd.

imdi, dedi, mcadeleyi kaybediyorum.

Doktor, Tarrou'nun zerine eildi. Alev alev yanan derinin altnda bezeler dm
dm olmutu, gs bir yeralt demirhanesinin karabilecei tm seslerle
sarslyordu. Tarrou tuhaf bir biimde, iki tr belirtiyi de tayordu. Rieux dorulurken
serumun henz tam etkisini gstermediini syledi. Ama Tarrou'nun sylemeye alt
birka szc de, boazndan aa doru akan bir ate dalgas bouverdi.

255Akam yemeinden sonra, Rieux ve annesi hastann yanna yerletiler. Onun iin
mcadele iinde bir gece balyordu ve Rieux veba meleiyle arasndaki bu sert
mcadelenin afaa kadar sreceini biliyordu. Tarrou'nun en gl silah salam
omuzlar ve geni gs deil, daha ok kanyd, az nce Rieux'nn inenin ucundan
fkrtt kan; bu kann iinde, hibir bilim dalnn gn na karamad, ruhtan da
derin olan eydi onun silah. Ve o, arkadann mcadelesini izlemek zorundayd
yalnzca. Yapaca eyleri, apseleri hafifletmeye almak, yara kapayc ilalar
srmek; st ste gelen baarszlklarla dolu aylar boyunca bunlarn etkisini takdir
etmeyi renmiti. Aslnda, onun tek grevi, ounlukla kkrtlmadka rahatn
bozmayan u talihe frsatlar vermekti. Ve talihin rahatnn kamas gerekiyordu. nk
Rieux onu aknla iten bir veba ehresiyle kar karyayd. Bir kez daha veba
kendisine kar oluturulmu stratejileri altst etmeye hazrlanyor, iine yerlemi gibi
durduu meknlardan ekilerek insanlarn beklemedii meknlarda ortaya kyordu.
Bir kez daha artmaya alyordu.

Tarrou savayordu, hareketsizdi. Gece boyunca bir kez olsun acya heyecanla karlk
vermedi, tm arl ve tm sessizliiyle savayordu yalnzca. Yine bir kez olsun
konumad, bylece, baka bir ey dnmenin artk elinden gelmediini kendince belli
ediyordu. Rieux mcadelenin aamalarn arkadann bir alp bir kapanan
gzlerinden izliyordu yalnzca, gzkapaklar, gzyuvarlana smsk yapyordu ya da
tersine, geviyor, baklar bir eyaya dikiliyor ya da doktora ve annesine evriliyordu.
Doktor bu bakla her karlatnda Tarrou byk bir abayla ona glmsyordu.

Bir an sokakta aceleci ayak sesleri duyuldu. nce uzaktan gelen yava yava yaklaan
ve akyla soka dolduran bir gmbrtden kayor gibiydiler: Yeniden balayan
yamura, ok gemeden kaldrmlarda nlayan dolular karyordu. Pencerelerin
nndeki byk tenteler dal-

256

galand. Odann karanlnda, bir an yamurla dikkati dalan Rieux, bir baucu
lambasnn aydnlatt Tarrou'yu izliyordu yeniden. Annesi rg ryordu, zaman
zaman ban kaldrarak hastaya bakyordu. Doktor yaplacak her eyi yapmt imdi.
Yamurdan sonra, yalnzca grnmez bir savan sessiz grltsyle dolu odadaki
sessizlik younlat. Uykusuzluktan olduu yerde bzlen doktor sessizlik elverdiince,
tm salgn boyunca ona elik etmi olan tatl ve dzenli slk sesini duymay hayal
ediyordu. Annesine yatmas iin bir iaret yapt. Anne ban hayr anlamnda sallad,
gzleri parldad, sonra ilerin ucunda emin olmad bir ilmei dikkatle inceledi.
Rieux hastaya su iirmek zere kalkt, sonra gelip yerine oturdu.

Sokaktan geenler yamurun yatmasndan yararlanarak kaldrmda hzl hzl


yryordu. Adm sesleri azalyor ve uzaklayordu. lk kez olarak doktor, ge saate
kalm gezginlerle dolu, ambulans seslerinin nlamad bu gecenin eskilere
benzediini fark etti. Bu gece vebadan kurtulmutu. Souun, klar ve kalabaln
kovduu hastalk kentin karanlk kuytularndan karak, son darbesini Tarrou'nun
hareketsiz bedenine indirmek zere bu scak odaya snmt sanki. Felaket artk kentin
gn kartrmyordu. Ama odann ar havasnda usul usul slk alyordu. Saatlerdir
Rieux'nn duyduu ses, ite onun sesiydi Ve burada da son bulmasn, vebann yenik
dmesini beklemek gerekiyordu.

afaktan az nce Rieux annesine doru eildi:

Saat sekizde yerimi almak iin yatmalsn. Yatmadan nce damlatma ilemini yap.

Madam Rieux kalkt, rgsn katlad ve yataa doru ilerledi. Bir sredir Tarrou
gzlerini kapamt. Sert alnnda terden salar kvrcklamt. Madam Rieux i
geirdi ve hasta, gzlerini at. zerine eilmi tatl yz grd ve atein oynaan
dalgalar altndan sebatl bir glmseme yeniden belirdi. Ama hemen ardndan gzler
kapand. Yalnz kalnca Rieux annesinin koltuuna oturdu.

Veba

257/17Sokaktan tek ses gelmiyordu ve imdi tam bir sessizlik var-di. Sabahn souu
odada kendini hissettirmeye balamt. Doktor biraz kestirdi, ama afakta geen ilk
araba onu uykudan uyandrd. rpedi ve Tarrou'ya baknca, bir srelik rahatlama
olduunu ve hastann uyuduunu grd. Atl arabann odun ve demirden tekerlekleri
dnerek uzaklayordu. Pencerede gn henz aarmamt. Doktor yataa doru
ilerlediinde Tarrou sanki hl uykudaym gibi, ona ifadesiz gzlerle bakyordu.

Uyudunuz deil mi? diye sordu Rieux.

- Evet.

Daha rahat soluk alyorsunuz deil mi?

Biraz. Bunun bir anlam var m? Rieux sustu ve bir sre sonra:

Hayr Tarrou, hibir anlam yok. Sabah dzelmelerini benim gibi siz de
biliyorsunuz.

Tarrou onaylad.

Teekkr ederim, dedi. Bana hep doruyu syleyin.


Rieux yatan ayakucuna oturmutu. Hastann, llerin kol ve bacaklarn andran uzun
ve kat bacaklarm hissediyordu. Tarrou daha kuvvetle soluk alp veriyordu.

Ate yeniden kacak, deil mi Rieux, dedi soluu kesilircesine.

Evet, ama len kesin bir karara varacaz. Tarrou gcn toplamak istercesine
gzlerini kapad.

Yznden bir bkknlk okunuyordu. inde bir yerlerde kpr kpr olmaya balam
atein ykselmesini bekliyordu. Gzlerini atnda, baklar snklemiti. Yalnzca
Rieux'nn yan banda eilmi olduunu grnce yemden ldad.

in, diyordu doktor.

teki suyu iti ve ban yeniden yasta brakt.

- Ne kadar uzun sryor, dedi.

Rieux onun kolunu tuttu, ama Tarrou baklarn baka yana evirmi, artk tepki
vermiyordu. Ve birden ate,

258

sanki Tarrou'nn iinde bir bendi yerle bir ederek alnna doru gzle grnr ekilde
ykseldi. Bakn Rieux'ye evirdiinde, onun gergin yzyle cesaret vermeye
altn grd. Tarrou'nun bir abayla gndermek istedii glmseme sklm ene
kemikleri ve beyazms bir kpkle mhlanm dudaklarndan teye gidemedi. Ama bu
katlam yzde gzler prl prl bir cesaretle yeniden parlad.

Saat yedide, Madam Rieux odaya girdi. Doktor hastaneye telefon etmek ve yerine
birisini bulmak iin alma odasna geti. Muayenelerini de ertelemeye karar verdi,
muayene odasndaki divana bir sre uzand, ama hemen kalkt ve odaya dnd. Tarrou
ban Madam Rieux'ye evirmiti. Yan banda bir sandalyenin zerine yerlemi,
ellerini bacaklar zerinde birletirmi o ufak tefek glgeye bakyordu; onu yle bir
younlukla izliyordu ki, Madam Rieux parman dudaklarna gtrd ve baucu
lambasn sndrmek zere ayaa kalkt. Ama perdelerin gerisinden gn hzla
szlyordu ve az sonra hastann yz hatlar karanln iinde seilmeye balaynca,
Madam Rieux onun hl kendisine bakmakta olduunu grebildi. Ona doru eildi,
yastn dzeltti, ayaa kalkarken bir an onun slak ve kvrcklam salarna elini
koydu. O zaman bouk ve uzaktan gelen bir sesin kendisine teekkr ettiini ve imdi
her eyin iyi olduunu sylediim duydu. Yeniden yerine oturduunda, Tarrou gzlerini
kapamt ve bitkin yz, mhrlenmi azna karn, yeniden glmsyor gibiydi.

len ate doruk noktasndayd. Cierlerinden sk-lrcesine gelen bir ksrk, artk
kan tkrmeye balayan hastann bedenini sarsyordu. Bezeler artk imiyordu.
Eklemlerin iine aklm ivi gibi, hep oradaydlar. Ate ve ksrk nbetlerinin
arasnda Tarrou arada srada arkadalarna bakyordu. Ama ok gemeden gzleri daha
seyrek olarak almaya balad ve harap olmu suratm aydnlatan k her seferinde
daha da soluklayordu. rpnmalarla bu bedeni sarsan frtna, giderek azalan
imeklerle

259onu aydnlatyor ve Tarrou bu frtnann iinde srklenip gidiyordu. Rieux'nn


karsnda artk kmldamayan, glmsemesi kaybolmu bir maskeden baka bir ey
yoktu. Ona bu kadar yakn olmu, imdi mzrak darbeleriyle delik deik, insanst bir
acyla kavrulan, gkyznn tm nefret rzgrlaryla kvranan insan grnts, Rie-
ux'nn gznde vebann sular altnda kalyor ve bu batma karsnda elinden hibir ey
gelmiyordu. Kendisyse eli bo, yrei burulmu, bir kez daha bu felakete kar
savunmasz ve aresiz, kyda durup bakyordu. Ve sonunda, Reux'nn, birden duvara
dnerek sanki iinde bir yerlerden yaamsal bir tel kopuyormuasna derin bir iniltiyle
can veren Tarrou'yu grmesini engelleyen, aresizlik gzyalar oldu.

Bunu izleyen gece mcadelenin deil, sessizliin gecesi oldu. Dnyadan el etek ekmi
bu odada, imdi giydirilmi bu l bedeninin zerinde artc bir huzurun gezindiini
hissetti; geceler nce, vebaya tepeden bakan teraslarda kent kaplarndaki saldrnn
ardndan duyulan huzurdu bu. Zaten o dnemde, eli kolu bal, insanlarn lmesini
izledii yataklardan ykselen o sessizlii dnmt. Her yerde ayn duraklama, ayn
grkemli sre, mcadeleyi izleyen hep o ayn yatma; bu, bozgunun sessizliiydi. Ama
imdi arkadan rten adam iin, bu sessizlik yle youndu, sokaklarn ve vebadan
kurtulmu kentin sessizliine yle uyuyordu ki, Rieux bu kez, savalara son veren ve
bar iyileme umudu olmayan bir acya dntren kesin bir yenilginin sz konusu
olduunu iyi biliyordu. Son olarak doktor, Tarrou'nun huzura kavuup kavumadn
bilmiyordu; ancak en azndan o anda, tpk olundan koparlm bir anne, ya da
arkadan gmen bir insan iin nasl atekes diye bir ey yoksa, kendisi iin de artk
olanakl bir huzur bulunmadn biliyordu.

Darda hep ayn souk gece, ak ve buz gibi bir gkte buz tutmu yldzlar vard. Yar
karanlk odada cama km souk, bir kutup gecesinin renksiz soluk alp verii

260

hissediliyordu. Yatan yannda Madam Rieux allm duruuyla, sa taraf baucu


lambasyla aydnlanm, oturmaktayd. Odann tam ortasnda n uzanda Rieux
koltuunda beklemekteydi. Kars aklna geliyordu, ama her seferinde bu dnceyi
uzaklatryordu.

Gece balarken sokaktan geenlerin topuk sesleri souk gecenin iinde nlamt.

- Her eyle ilgilendin mi? demiti Madam Rieux.

- Evet telefon ettim.

Sonra lnn bandaki sessiz bekleyilerini srdrmlerdi. Madam Rieux arada


srada oluna bakyordu. Bu baklardan biriyle karlanca Rieux ona glmsyordu.
Geceye zg bildik grltler sokakta birbirini izlemiti. Henz izin verilmese de,
birok araba yeniden sokaklardan geiyordu. Yollar yutuyor, yok olup yeniden ortaya
kyorlard. Sesler, barmalar, gen gelen sessizlik, bir nal sesi, bir dnemete
gcrdayan iki tramvay, belirsiz uultular ve yeniden gecenin soluk alp verii.

Bernard?

Efendim.

- Yorgun deil misin?

Hayr.

Annesinin ne dndn ve kendisini sevdiini biliyordu o anda. Ama bir varl


sevmenin ok byk bir ey olmadn ya da en azndan asla bir sevginin dile
getirilecek kadar gl olmayacan da biliyordu. rnein, annesiyle birbirlerini hep
sessizce seveceklerdi. Ve yaamlar boyunca duygularn birbirlerine daha rahat
aklayamadan; sras gelince annesi ya da kendisi lecekti. Ayn biimde, Tarrou'nun
yan banda yaayp gitmiti ve dostluklar gerek anlamda yaamaya zaman bulamadan
bu akam lmt Tarrou. Dedii gibi oyunu kaybetmiti. Ama Rieux, o ne kazanmt?
Yalnzca vebay tanm olmak ve bunu anmsamak, dostluu tanm olmak ve bunu
anmsamak, efkati tanmak ve bir gn bunu anmsamak, buydu ite kazand. nsann
veba ve yaam oyunundan elde

261edecei tek ey bilgi ve bellekti. Belki de Tarrou'nun oyu-nu kazanmak dedii


buydu!

Yine bir araba geti ve Madam Rieux sandalyesinin zerinde biraz kmldad. Rieux ona
glmsedi. Annesi ona yorgun olmadn syledi ve hemen ardndan:

- Oraya, daa dinlenmeye gitmelisin.


- Tabii anne.

Evet, orada dinlenebilirdi. Neden olmasn? Anmsamak iin de bir bahane olurdu bu.
Ama oyunu kazanmak bu idiyse, insann umuttan yoksun, yalnzca bildii ve anmsad
eyle yaamas g olmalyd. te, kukusuz Tarrou da byle yaamt ve dlere
kaplmadan srdrlen bir yaamn iinde kuruluk adna ne varsa hepsinin
bilincindeydi. Umutsuz huzur olmaz ve insanlarn kimseyi mahkm etme hakk
olmadna inanan ama yine de kimsenin bakalarn mahkm etmekten kendini
alkoyamadn ve hatta kurbanlarn bazen cellata dntn de bilen Tarrou ikilem
ve elikinin iinde yaamt, asla umut nedir bilmemiti. Acaba bu nedenle mi aziz
olmay istemi ve huzuru insanlara hizmet ederek aramt? Gerekte Rie-ux bu konuda
hibir ey bilmiyordu, bunun da pek nemi yoktu. Tarrou'yla ilgili aklndan silinmeyen
tek grnt, kendisini gtrmek zere arabann direksiyonuna smsk sarlan bir adam
ya da imdi hareketsiz yatan u kaln bedenin grntsyd. Bir yaam scakl ve bir
lm grnts, ite buydu bilinen.

te kukusuz bu nedenle, Doktor Rieux, sabah karsnn lm haberini sakinlikle


karlad. alma odasndayd. Annesi neredeyse koarak ona telgraf getirmi, sonra
postacya bahi vermek zere kmt. Geri dndnde olu alm telgraf elinde
tutuyordu. Ona bakt, pencereden limann zerinde ykselmekte olan inanlmaz bir
sabah izlemeye kaptrmt kendini.

Bernard , dedi Madam Rieux. Doktor dalgn dalgn ona bakt.

u telgraf? diye sordu

262

- te bu, dedi doktor, sekiz gn olmu.

Madam Rieux ban pencereye evirdi. Doktor susuyordu. Sonra annesine


alamamasn, bunu beklediini, ama yine de g bir ey olduunu syledi. Bunlar
sylerken, acsnda bir aknlk bulunmadn biliyordu yalnzca. Aylardr ve iki
gndr, srp giden o ayn acyd.

263Gzel bir ubat sabah gn doarken, halkn, gazetelerin, radyo ve valilik


duyurularnn selamlamasyla kentin kaplar sonunda ald. Bylece anlatcya,
kaplarn almasn izleyen cokuya bandan sonuna kadar katlabilme zgrl
olmamakla birlikte, bu nee dolu saatlerin vaka-nvis olmak kalyor. Gndz ve gece
iin byk elenceler dzenlenmiti. Ayn zamanda, uzak denizlerden gelen gemiler
limanmza ynelirken, garlarda trenlerin dumanlar ttmeye balamt bile, bylece
her biri kendince, bugnn, ayr dmekten tr ac ekenler iin byk buluma gn
olduunu belirtiyordu.

Burada, onca yurttamzn iine yerlemi olan ayrlk duygusunun ne olabilecei


kolayca hayal edilebilir. Gn boyu kente giri yapan trenler kentten ayrlanlar kadar
doluydu. ki haftalk bekleme sresinde, son na kadar valilik kararnn iptal
edilmesinden korkarak herkes o gn iin yer tutmutu. Kente yaklaan yolcularn
bazlar gerginlikten tam anlamyla kurtulamamt zaten, nk yaknlarnda bulunan
insanlarn sonlarn biliyorlard genelde; tekilere ve kente ne olduu konusundaysa
hibir ey bilmiyorlard, akllarnda kentin kukulu bir ehresi vard. Ancak bu, tm bu
sre iinde tutku ateiyle yanmam kiiler iin doruydu yalnzca.

Gerekten de, tutkulular kendilerini bir sabit fikre kaptrmlard. Onlar iin tek bir ey
deimiti: Aylarca sren srgnleri boyunca abuk gemesine uratklar, deli gibi
hzlandrmaya altklar o zaman imdi kente yaklatklar bir anda, trenin duraktan
nce fren yapmaya balamasyla yavalatmay dilemilerdi. Aklarnn tm o kaybolmu
aylar, ilerine belirsiz ve keskin bir duygu sal-

264

yor ve buna bal olarak, bu neeli zamann bekleyi dnemine oranla iki kat daha yava
gemesini bir tr telafi olarak gryor ve belli belirsiz bunu istiyorlard. Haftalar nce
haber iletilen karsnn buraya gelmesi iin elinden geleni yapan Rambert gibi,
sevdiklerini bir odada ya da peronda bekleyenler ayn sabrszlk ve ayn karmaa
iindeydiler. nk veba aylar boyunca bir soyutlamaya dnm bu ak ya da
sevgiye destek olan etten kemikten kiiyle bu duygular karlatrmay Rambert bir
rperile

bekliyordu.

Salgnn banda bir solukta kentin dna kamay ve koarcasna sevdiiyle bulumak
iin buradan ayrlmak isteyen kii olmak isterdi yeniden. Ama artk bunun
olanakszln biliyordu. Deimiti o, ama veba onun dikkatim baka yne ekmiti, o
ise tm gcyle bunu yadsmaya alm, ancak yine de iinde sessiz bir ac gibi
yaayadur-mutu bu duygu. Bir anlamda, vebann ok ani biimde bittii duygusuna
kaplyordu, sanki bunu dnmeye hazr deildi. Mutluluk tm hzyla geliyordu, olay
bekleyiten ok daha hzl geliiyordu. Rambert her eye bir anda kavuacan, neenin
tad karlmayan bir yank gibi olduunu anlyordu!

Kald ki, hepsi az ya da ok, belli bir bilinle onun gibiydi ve aslnda hepsinden sz
etmek gerek. zel yaamlarna yeniden balayacaklar bu istasyon peronunda,
birbirlerine baklar atarken ya da glmserken, paylatklar ortakl hissediyorlard
hl. Ama trenin duman grnr grnmez srgn duygusu, karmak ve sarho edici
bir nee saana altnda bir anda snp gitti. Tren durunca ounlukla yine bu peronda
balam olan sonu gelmez ayrlklar burada son buldu; bir saniye iinde, canl
biimlerini unuttuklar bedenlere byk bir sevincin elik ettii bir cimrilikle kollarn
sarld anda. Rambert'in kendisine koan ve gsne kapanan o bedene bakacak
zaman olmad. Kollar arasnda onu tutarken, gvdesine yumulmu o tandk sal ba
skarken gzyalarna engel olamad,

265bunlarn o anki mutluluktan m, yoksa ok uzun sredir bastrlm bir acdan m


olduunu bilmiyordu; en azndan bu yalarn, u anda omzuna gmlm duran bu yzn,
onca dledii yz m, yoksa tersine, bir yabancnn yz m olduunu bilmesini
engellediinden tr bir rahatlk iindeydi. Bu kukunun doru kp kmayacan
sonradan renecekti. imdilik, vebann geri gelebileceine ve insanlarn yreinde
hibir deiiklik yapmadan gidebileceine inanyor gibi bir hali olan evresindekiler
gibi davranmak istiyordu.

Birbirlerine sk sk sarlm insanlar, dnyada geri kalan her eye gzlerini yummu,
grnte vebay alt etmi, tm sefaleti ve ayn trenle gelip karlarnda kimseyi
bulamam herkesi unutmu olarak evlerine dndler; peronda yalnz kalanlarsa eve
dnnce uzun srm suskunluklarn yreklerine sald korkuyu dorulayan bir ey
bulmaya hazrlanyorlard. Artk taptaze bir acdan baka kendilerine elik eden hi
kimseleri olmayan bu insanlar iin, o anda artk yaamayan bir varln ansna
sarlanlar iin her ey farklyd ve ayrlk duygusu doruk noktasna ulamt. Onlar iin,
imdi ortak bir ukura atlm ya da bir kl ynnda eriyip gitmi o varla ilikin tm
neeyi yitiren anneler, eler, sevgililer iin veba hl vard.

Ama kim dnyordu bu yalnzlklar? le olunca gne sabahtan beri bir mcadele
halinde havann iinde dolanp duran souk esintileri alt ederek deimeyen bir
srekli yinelenen dalgalarla kentin zerine sayordu. Gn sanki akmyordu. Tepelerden
kalelerin toplar durgun gkyznde ara vermeden patlamaya balad. Aclarn son
bulduu ve unutuun henz balamad, iki arada kalm bu dakikada tm kent kendini
dar att.

Btn meydanlarda dans ediliyordu. Bir gnde trafik younluu hissedilir biimde
artm ve saylar giderek oalan arabalar insan seli altndaki sokaklarda glkle
ilerliyordu. Kentin anlar tm akamst en yksek perdeden ald. Mavi ve altns bir
g nlamalaryla dolduru-

266
yorlard. Gerekten de kiliselerde kr dualar okunup duruyordu. Ama ayn zamanda
elence yerleri azna kadar dolmu, gelecei dnmeden ellerindeki son alkoll
iecekleri datyorlard. Tezghlarn nnde hepsi de heyecan iinde bir kalabalk iti
kak duruyordu, aralarnda evredeki baklardan ekinmeyen, sarma dola birok ift
vard. Hepsi bara ara konuuyor ya da glyordu. Herkes iine kapand aylar
boyunca yaam biriktirmi, imdi hayatta kalmalarn kutlarcasna onu harcyorlard.
Ertesi gn asl yaam balayacakt, nlemleriyle. imdilik ok farkl kkenlerden
insanlar dirsek dirsee karde gibiydiler. lmn varlnn gerekletiremedii eitlik,
en azndan birka saatliine kurtuluun cokusunda ortaya kyordu.

Ama bu sradan coku her eyi aklamyordu ve akamst ge saatte Rambert'in


yannda sokaklar dolduranlar soukkanl bir tavrn altnda, ounlukla epey hassas
mutluluklar gizliyordu. Gerekten de, ok sayda ift ve ok sayda aile sakin sakin
gezinen insanlar gibiydiler yalnzca. Gerekteyse ou ac ektikleri yerleri hassaslkla
ziyaret ediyorlard. Yeni gelenlere vebann ak ya da sakl iaretlerini, vebann
tarihinin kalntlarm gstermek sz konusuydu. Baz durumlarda, veba srasnda ok ey
grm olanlara rehberlik etmekle yetiniliyor ve korku uyandrmadan tehlike
anlatlyordu. Bu gibi keyifler zararszd. Ama teki durumlarda, daha tehlikeli
gezintiler olabiliyordu, anlarn sevgi dolu acsna kendini brakm bir sevgili
yanndakine yle diyebiliyordu: "O srada, bu yerde yanmda olman arzuladm ve sen
yoktun." Bu tutku gezginlerini tanmak kolayd: inde yol aldklar grlt patrtnn
ortasnda fslt ve itiraf adacklar oluturuyorlard. Gerek kurtuluu, ke
balarndaki orkestralardan daha iyi mjdeliyordu onlar. nk bu sevin iinde, sk
sk birbirine sarlm ve suskun iftler grlt patrtnn iinde, mutluluun tm zaferi
ve adaletsizliiyle vebann bittiini, korkunun geride kaldn doruluyordu. Her

267tr kesinlie kar, insanlarn ldrlmesinin sineklerin ldrlmesi kadar gndelik


sayld u anlamsz dnyay tandmz sakin sakin yadsyorlard; u snrlar iyi
izilmi vahilii, u hesaplanm lgnl, imdinin dnda ne varsa her eye kar
korkun bir zgrlk duygusunu da beraberinde getiren u tutsakl, u lm kokusunu,
ldrmedii herkesi akna eviren u lm kokusunu, son olarak da bir blm her
gn bir frnn azna ylm, yal kokular kararak havaya karan, teki blm de
gszlk ve korkunun zincirlerine vurulmu kendi srasn bekleyen u akna dnm
insanlardan olduumuzu inkr ediyorlard.

D mahallelere ulamaya alan ve akamst an ve top sesleri, ezgiler ve sar


edici lklar arasnda tek bana yryen Doktor Reux'nn gzne arpan ite buydu.
Meslei sryordu, hastalar iin tatil yoktu. Kentin zerine inen tatl n iinde eski
gnlerin zgara et ve anason kokular ykseliyordu. evresinde glen yzler ge doru
evriliyordu. Yzleri al al olmu kadn ve erkekler istekle gerilerek ve lklar atarak
birbirlerine dolanyordu. Evet, veba bitmiti, korku da ve imdi sarma dola olan
kollar aslnda en derin anlamyla srgnn ve ayrln ne demek olduunu anlatyordu.

lk kez olarak Rieux aylarca her gelen geenin yznde okuduu u tamdk havaya bir ad
verebiliyordu. imdi evresine yle bir bakmas yeterliydi. Vebay, sefaleti ve
yokluklar geride brakan herkes, uzun sredir oynamakta olduu roln giysisine
brnmt, yokluu ve uzaktaki lkeyi nce yzleriyle, imdi de giysileriyle belli eden
gmen rolne brnmlerdi. Vebann kent kaplarn kapad gnden balayarak
yalnzca ayrl yaamlard, her eyi unutturan o insancl scaklktan ayr
dmlerdi. Deiik derecelerde, kentin her kesinde bu kadnlar ve bu erkekler,
herkes iin ayn olmayan ama yine hepsi iin olanaksz bir bulumay zlemilerdi.
ou tm gcyle orada bulunmayan birisini, bir bedenin scakln, sevgiyi ya

268

da alkanl haykrmt. Bazlar insanlarn dostluklarndan uzak dmenin, onlara


mektup, tren, gemi gibi dostluklara zg allm yollardan ulaamayacak olmann
ounlukla farkna varmadan acsn ekiyordu. Daha az sayda bir baka grup insan da,
belki Tarrou gibileri, tanm-layamadklar bireylerle istemilerdi birlii, ama bunlar da
istenecek tek eydi onlarn gznde. Baka bir ad bulamadklarndan buna bazen huzur
diyorlard.

Rieux hl yryordu. lerledike evresindeki kalabalk artyor, grlt oalyor ve


ulamak istedii mahalleler uzaklayor gibi geliyordu. Yava yava bu barp aran
kitleye karyordu ve bu haykrn bir bakma kendi haykr olduunu da anlamaya
balyordu. Evet, hem bedensel hem de ruhsal adan hepsi birlikte ac ekmiti, hepsi
g bir tatil dnemine, umarsz bir srgne ve hi gi-derilmemi bir susuzlua birlikte
katlanmlard. Bu st ste ylan ller, ambulans sirenleri, u yazg denilen eyin
ihtarlar, korkunun yinelenen ayak sesleri ve yreklerdeki korkun bakaldr arasnda
hep bir sylenti yaylp durmu ve korku iindeki bu insanlara gerek vatanlarn
bulmalar gerektiini syleyerek onlar uyarmt. Onlarn hepsi iin gerek vatan, bu
boulan kentin duvarlarnn tesindeydi. Tepelerdeki gzel kokulu allklarda, denizde,
zgr lkelerde ve akn gcndeydi. Ve geri kalan her eye tiksintiyle srt evirerek o
lkeye, mutlulua dnmek

istiyorlard.

Bu srgnn ve bu birleme duygusunun ne anlama gelebileceini Doktor Rieux hi


bilmiyordu. Durmadan yrrken her yandan sktrlm, kendisini aran hastalarna
giderken, yava yava yk azalm sokaklara yaklayor ve bu eylerin bir anlamnn
olup olmamasnn nemli olmadn, yalnzca, insanlarn umudunun bir karlk
bulmasn grmek gerektiim dnyordu.

Karln ne olduunu bundan byle o biliyordu ve d mahallelerin neredeyse ssz o


ilk sokaklarnda bunu daha iyi gryordu. Yalnzca aklarnn yaad eve dn-

269meyi istemi olanlar, saylar azalsa da bununla yetinmesini bilerek arada srada
dllerini alyorlard. Kukusuz aralarndan bazlar, bekledikleri kiiden yoksun, tek
balarna kentte yrmeyi srdryorlard. Salgndan nce, aklarn daha bandan
yoluna koyamam ve birbirine dman sevgilileri birbirine bal tutan o g anlamay
yllarca kr krne izleyen bazlar gibi, einden iki kez ayrlmak durumuna dmemi
olanlar da mutluydu. Rieux gibi onlar da her eyi zamana brakmann hafifliini
duymulard: Onlar sonsuza dek ayrlmlard. Ama, Doktor Rie-ux'nn sabah yanndan
ayrlrken "Haydi, cesaret, imdi hakl kmann zaman," dedii Rambert gibi bakalar
da, yitirdiklerini sandklar kiiyi hi duraksamadan bulmulard. En azndan bir sre
iin mutlu olacaklard. Her zaman istenebilecek ve bazen elde edilebilecek bir ey
varsa, onun da insan sevgisi olduunu imdi onlar biliyordu.

Tersine, hayal bile edemedikleri bir eyi dilemi olanlarn hibirine bir karlk
gelmemiti. Tarrou szn ettii o ulalmas g huzura kavuur gibi olmu, ama onu
iine yaramayaca bir anda, lmde bulmutu. Tersine, Rieux'nn kap eiklerinde,
azalan n altnda grd, tm gleriyle sarlm, heyecan iinde birbirine bakan
bakalar eer istediklerini elde etmilerse, bunun nedeni yalnzca kendi ellerinde olan
bir ey istemi olmalaryd. Ve Rieux, Grand'la Cottard'n bulunduu sokaa saparken
insanla, onun yoksul ve inanlmaz akyla yetinenlerin de en azndan arada bir neeyle
dllendirilmesinin yerinde olacan dnyordu.

270

Bu gnce burada sona eriyor. Doktor Rieux'nn bunun yazar olduunu belirtmenin
zaman geldi. Ama son olaylar aktarmadan nce, en azndan niin araya girdiini
aklamak ve tarafsz tank slubunu semeye zen gstermesinin anlalmasn istiyor.
Tm veba sresince meslei gerei kentlilerin birounu grme ve onlarn duygularn
derleme olana buldu. Bylece grdklerini ve duyduklarn rahata aktarma
durumundayd. Ama bunu uygun, ll bir tutumla yapmak istemitir. Genel olarak
grdklerinden fazlasn anlatmamaya, veba dostlarna, gerekte sahip olmayacaklar
dnceleri yaktrmamaya ve yalnzca rastlant ya da kt talihin kendisine sunduu
metinleri kullanmaya zen gstermitir.

Bir tr cinayet nedeniyle tanklk etme durumunda kalarak, iyi niyetli her tann
yapmas gerektii gibi, belli bir sakinimi elden brakmamtr. Ama ayn zamanda da,
drst bir yrein kurallarna uygun olarak, isteyerek kurbann tarafm tutmu ve
insanlar, ayn kenti paylat insanlar, yalnzca ak, ac, srgn gibi ortak inanlar
evresinde birletirmek istemitir. te bylece, tek bir ac yoktur kentlilerce
paylamasn, ya da tek bir durum yoktur kendisi de sahiplenmesin.

Sadk bir tank olmak iin zellikle olaylar, belgeleri ve sylentileri aktarmalyd. Ama
kiisel olarak kendi syleyeceini, kendi bekleyiini, kendi geirdii snavlar dile
getirmemeliydi. Bunlardan yararlandysa bile, yalnzca ayn kenti paylat kentlileri
anlamak ve onlarn anlalmasn salamak ve onlarn ounlukla karmakark biimde
hissettiklerine olabildiince kesin bir biim vermek iindi. Gerei sylemek gerekirse,
bu saduyulu aba fazla zor

271olmad. Kendi iindekilerin dorudan o binlerce vebal sese karmak zere


olduunu hissettiinde, tek tek her acsnn ayn zamanda bakalarnn da acs olduu ve
acnn ou kez tek bana yaand bir dnyada bunun bir avantaj olduu dncesi
onu durdurmutu. Kukusuz herkes adna konumalyd.

Ama yurttalarmz arasnda bir kii vard ve Rieux onun adna konuamazd. Tarrou'nun
bir gn Rieux'ye szn ettii kii bu: "Onun tek gerek cinayeti ocuklar ve insanlar
lme yollayan neyse onu yreiyle onaylam olmasdr. Geri kalann anlyorum, ama
bu konuda onu yaptndan tr balamak zorundaym." Bu gncenin byle eylerden
habersiz, yani yalnz bir yrein sahibiyle son bulmas da yerinde olur.

Kutlamann yapld grltl patrtl caddelerden kp Grand'la Cottard'n oturduu


sokaa saparken bir polis engeliyle karlat. Byle bir eyi beklemiyordu. Elencenin
uzaktan gelen uultusu mahalleyi sessizletiriyor ve Rieux'ye bir l gibi ssz
geliyordu. Kartm kard.

Olanaksz doktor, dedi polis memuru. Kalabala ate eden bir deli var. Ama burada
kaln, size gerek olabilir.

O srada Rieux, Grand'n kendine doru geldiini grd. Onun da hibir eyden haberi
yoktu. Gemesine izin verilmiyordu ve atein kendi evinden aldn renmiti.
Gnein stmayan son klaryla altn rengine brnm evin cephesi uzaktan
grlyordu. Kardaki kaldrma kadar uzanan bo bir uzam evi evreliyordu. Yolun
ortasnda bir apka ve kirli bir para kuma seiliyordu. Reux ve Grand iyice uzakta,
yolun teki tarafnda kendilerini durduran polis kordonuna paralel ve gerisinde
mahallelilerin hzl hzl durmadan getikleri bir polis kordonunu grebiliyorlard.
Dikkatlice baknca, ellerinde tabanca, evin karsnda bulunan apartmanlarn kaplarna
sinmi polis memurlarm da grdler. Evin tm kepenkleri kapalyd. Yine de ikinci
katta kepenklerden biri yar yar-
272

ya alm gibiydi. Sokakta tam bir sessizlik vard. Kent merkezinden gelen belli
belirsiz ezgiler duyuluyordu yalnzca.

Bir ara evin karsndaki apartmanlardan birinden iki el ate sesi duyuldu ve ak olan
kepenkte paralar havaya srad. Sonra yeniden sessizlik oldu. Uzaktan baknca, gnn
younluundan sonra bu olanlar Rieux'ye biraz gerekd gibi geliyordu.

Bu Cottard'n penceresi, dedi birdenbire Grand heyecanla. Ama Cottard ortada yok.

Niye ate ediliyor? diye sordu Rieux memura.

Onu oyalamaya alyorlar. Gerekli malzemeyi getirecek bir otobs bekliyoruz,


nk kapdan girmeye alanlara ate ediyor. Kurun isabet eden bir memur var.

Niye ate etti?

Bilmiyoruz. Sokakta insanlar eleniyordu. lk tabanca sesi duyulduunda hibir ey


anlamadlar. kinci seste bar ar oldu, bir kii yaraland ve herkes kat.

Delinin biri ite.

Yeniden sessizlik olduunda dakikalar gemek bilmedi. Birden sokan teki tarafndan
bir kpein kageldi-ini grdler, Rieux'nn uzun sredir grd ilk kpekti, byk
bir olaslkla o zamana kadar sahiplerinin saklad pis bir spanyol kpeiydi, duvar
boyunca koup gidiyordu. Kapya yaklanca duraksad, arka ayaklar zerine oturdu ve
bitlerini kemirmek zere yanlamasna uzand. Polislerden gelen birok ddk sesi onu
uyard. Bam kaldrd, sonra apkay koklamak zere ar ar yolun ortasna ilerledi.
Ayn anda ikinci kattan bir el ate edildi ve kpek ayaklaryla debelenerek bir anda
kendi evresinde dnd ve brnn zerine devrilerek uzun uzun sarsld. Karlk
olarak, evin karsndaki kaplardan be ya da alt patlamayla kepenk biraz daha
ufaland. Yeniden sessizlik kt. Gne biraz ekilmiti ve Cottard'n penceresine
glge dmeye balyordu. Doktorun arkasndaki sokakta bir fren sesi duyuldu.

Veba

273/18 te geldiler, dedi polis memuru.

Ellerinde ipler, bir merdiven ve yal beze sarlm iki uzun paketle tam arkalarnda
polisler belirdi. Greand'n dairesinin karsnda bulunan bitiik dzen evleri eviren bir
sokaa daldlar. Bir sre sonra bu evlerin kaplarnda bir hareket olduu grlmedi,
ancak tahmin edildi. Sonra kalabalk ve polisler bekledi. Kpek artk kmldamyordu,
ama koyu renk bir su birikintisinin iinde slak yatyordu.

Birdenbire polis memurlarnn tuttuu evlerden bir makineli tabancayla ate ald.
Atein sonunda, nian alnan kepenk tam anlamyla yaprak gibi dkld ve pencerede
karanlk bir boluk belirdi, Rieux ve Grand bulunduklar yerden hibir ey
seemiyordu. Ate kesilince kn-c bir tabanca sesi baka bir adan, daha uzaktaki bir
evden geldi. Kurunlardan biri bir kiremit parasn srattna gre kurunlar
penceredeki kare bolua da isabet ediyordu kukusuz. Ayn anda polis koarak yolu
geti ve giri kapsndan ieri daldlar. Hemen ardndan polis daha ieri kotular ve
ate sesi kesildi. Kalabalk biraz daha bekledi. Apartmann iinde, derinden gelen iki
patlama sesi duyuldu. Sonra bir uultu ykseldi ve neredeyse srk-lercesine kollan
svanm, durmadan baran ufak tefek bir adamn dar karld grld. Sanki bir
mucize olmu gibi, sokaktaki tm kapal kepenkler ald ve merakllar pencerelere
t; bir yandan da insanlar kalabalklar halinde evlerinden kp polis engellerinin
arkasna kotular. Bir an, adamcaz yolun ortasnda grdler, sonunda ayaklan yere
basyor, polis ellerini arkadan tutuyordu. Baryordu. Bir polis ona yaklat ve
yumruunun tm gcyle, ciddi bir tavrla iki kez ona vurdu.

Cottard bu, diye kekeledi Grand. ldrm. Cottard yere dmt. Polisin bu kez
yerde uzanan

bu insan yntsna tm gcyle tekme indirdiini grdler. Sonra karmakark bir


kalabalk harekete geti, doktora ve onun eski dostuna doru yneldi.

Aln! dedi polis.

274

Kalabalk nnden geerken Rieux gzlerini kard. Grand ve Rieux hava kararrken
oradan ayrldlar. Bu olay, semti sanki iine dald uyuukluktan ekip karm gibi
uzaktaki sokaklardan gelen keyif sarhou kalabaln uultusuyla doldu yeniden. Evin
giriinde Grand doktorla vedalat. Gidip alacakt. Ama tam yukar kaca srada,
Jeann'a mektup yazdn ve imdi honut olduunu syledi doktora. Hem sonra yeniden
tmcesini yazmaya balamt: "Ne kadar sfat varsa hepsini attm," dedi.

Hnzr bir glmsemeyle trensi bir selam iin apkasn kard. Ama Rieux, Cottard'
dnyordu, yal astm hastasnn evine giderken onun yzne inen yumruklarn tok
sesi peini brakmyordu. Sulu bir insan dnmek, l birisini dnmekten daha
zordu belki de.
Rieux eski hastasnn evine vardnda gece tm g yutarcasna kaplamt. Odadan,
zgrln o uzaktan gelen uultusu duyuluyordu ve yal adam her zamanki tavryla
bezelyeleri bir kaptan tekine aktarmay srdryordu.

Elenmeye haklan var, diyordu, bir dnya kurmak iin her ey gerek. u alma
arkadanz, o ne oldu?

Patlama sesleri geliyordu, ama bunlar barla ilgiliydi: ocuklar fiek patlatyorlard.

ld, dedi doktor, hastann hrltl gsn dinlerken.

Ah! dedi yal adam aknlk iinde.

Vebadan, diye ekledi Rieux.

Evet, dedi yal adam bir sre sonra, hep en iyiler gider. Yaam byle. Ama o ne
istediini bilen bir adamd.

Niye bunu sylyorsunuz? dedi stetoskopunu yerletiren Rieux.

Hi. Konumak iin konumazd. Nihayet, benim houma gidiyordu. Ama byle ite.
Bakalar: "Veba bu, veba geirdik," diyorlar. Bir anlamda dllendirilmek istiyorlar.
Ama ne demek veba? Yaam bu, ite hepsi bu kadar.

Buunuzu aksatmayn.

275 Yoo korkmayn. Daha zamanm ok benim ve tekilerin ldn greceim.


Ben yaamay biliyorum.

Nee dolu haykrlar uzaktan ona karlk verdi. Doktor odann ortasnda durdu.

Terasa karsam sizi rahatsz eder miyim?

Yo hayr! Onlar tepeden grmek istiyorsunuz, deil mi? Dilediiniz gibi yapn. Ama
onlar hep ayn.

Rieux merdivenlere yneldi.

Syleyin doktor, vebadan lenler iin bir ant yaplaca doru mu?

Gazeteler yle diyor. Bir gmt ta ya da bir pla-ka.


Bundan emindim. Ve nutuklar atlacak. Yal adam bouk bouk glyordu.

Buradan duyuyorum onlar: 'llerimiz...' sonra da gidip karnlarn doyuracaklar.

Rieux merdivenleri kmaya balamt bile. Souk, kocaman gkyz evlerin tepesinde
parldyordu, tepelerin yaknnda yldzlar akmakta gibi sert, younlayordu.
Tarrou'yta vebay unutmak zere bu terasa ktklar geceden ok da farkl deildi bu
gece. Yalyarlarn eteklerinde deniz o zamankinden daha grltlyd. Hava kprtsz
ve hafifti, sonbahar rzgrnn tad kirli soluklardan arnmt. te yandan kentin
uultusu hl teraslarn altnda dalgalarn sesi. gibi nlyordu. Ama bu gece kurtuluun
gecesiydi, bakaldrnn deil. Uzakta, koyu bir kzllk aydnlatlm bulvar ve
meydanlarn bulunduu yerleri belli ediyordu. Artk zgrle kavumu gecenin iinde,
istek engel tanmyordu, Rieux'ye ulaan da onun uultusuydu.

Karanlk limandan resmi kutlamann ilk fiekleri ykseldi. Kent uzun ve bouk bir
haykrla selamlad fiekleri. Cottard, Tarrou, Rieux'nn sevdii ve yitirdii kadn ve
erkekler, l ya da sulu, hepsi unutulmutu. Yal adam haklyd, insanlar hep aynyd.
Ama her acnn te-

276

sinde, onlar birbirine balayan gleri ve susuzluklaryd ve Rieux bunu burada


hissediyordu. Kuvveti ve sresi iki katna kan, nlamas terasn altna kadar uzanan
haykrlarn ortasnda, rengrenk k demetlen gkyznde oalarak ykselirken,
Doktor Reux, susanlarn arasnda yer almamak, o veballardan yana tanklk etmek,
onlara ynelik adaletsizlie ve iddete ilikin en azndan bir an brakmak ve
felaketlerin ortasnda neler renildiini, insanlarn iinde hor grlecek eylerden ok,
hayranlk duyulacak eylerin bulunduunu sylemek iin burada son bulan anlaty
kaleme almaya karar verdi.

Ancak bir yandan da bu gncenin kesin bir zafer gncesi olmadn biliyordu. Bu,
yalnzca kendi grd kadaryla korkuya ve onun tkenmez silahna kar yaplmas
gerekenlerin bir tanklndan baka bir ey olamazd; ama ayn zamanda da, ilerinde
kopan frtnalara karn, bir aziz olamadklarna gre, felaketleri kabullenmeyi
reddederek, yine de doktorluk yapmaya alan tm insanlarn bu korkuya kar daha
neler yapabileceine de tanklk

edecekti bu anlat.

Gerekten de, kentten ykselen sarholuk lklarn dinlerken Rieux bu hafifleme


duygusunun hep tehdit altnda olduunu dnyordu. nk bu nee iindeki
kalabaln, kitaplardan da renilebilecei gibi, veba mikrobunun hibir zaman
lmedii ya da yok olmadndan, yllarca mobilyalarda ve amarlarda uykuya
daldndan, odalarda, mahzenlerde, sandklarda, mendillerde ve ktlarda
beklediinden ve belki bir gn, insanlarn bir mutsuzluk yaamas ya da bireyler
renmesi iin vebann kendi farelerini uyandrp mutlu bir kente lmeye
yollayabileceinden haberi olmadn biliyordu Rieux.

277

You might also like