Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 38

Estetik, Betimleme, Din ve Freud Hakknda Ders Notlar

Ludwig WITTGENSTEIN

eviren: Zeki ALGN

e-metin: Kerem TOKER

1. Konumuz (estetik) ok geni bir alandr ve grdm kadaryla tamamen yanl


anlalmaktadr. Grld gibi 'gzel' kelimesinin kullanm, baka kelimelere gre
daha yanl anlamaya yol ayor. Eer kullanld cmlenin dilsel yapsna baklacak
olursa 'gzel' (ayn zamanda iyi) bir sfattr, bundan dolay 'bunun belli bir nitelii var,
gzel olmann nitelii' deme eilimi var.

2. Felsefenin bir alanndan dierine geiyoruz, bir kelime grubundan dier kelime
grubuna.

3. Kelime beklerinin, yani kelime eitlerinin alnmas bir felsefe kitabn tasnif
etmenin en akllca yolu olabilirdi. Ancak bunu yaparken kelime beklerini
allagelmi gramerin yaptndan daha fazla birbirinden ayrt etmek gerekir. 'Grmek',
'hissetmek' vs. gibi kiisel deneyimleri anlatan fiiller hakknda saatlerce konuulabilir.
Btn bu kelimelerin beraberinde getirdii karmaann ya da karmaalarn belli bir
tarz vardr*. Daha sonra say sfatlar blmne getiimizde yeni bir tr karmaayla
karlarz; ardndan 'btn', 'herhangi bir ey', 'bazlar' gibi kelimelerin yer ald bir
blme geeriz ve bu gene birok yeni karmaann grlecei bir blmdr; sonra 'sen',
'ben' gibi kelimelerin yer ald karmaalarn grlecei yeni bir blme daha geeriz.
Her defasnda yeni karmaalarla karlarz ve dil bize her seferinde yeni oyunlar
oynar.

*burada da benzerlikler bulabiliriz bu kelimelerde, her birinin beraberinde getirdii,


kendine zg karmaklar vardr.
4. ou zaman dili, iinde eki, kalem keski, kibrit, ivi ve tutkal bulunan bir takm
sandna benzetebilirim. Bu eitli aletlerin arasnda byk farklar olsa da bu nesneler
oraya tesadfen konulmu olamaz; kullanldklar yerler farkl olsa bile aralarnda bir
'aile benzerlii' vardr. Oysa tutkal ve keski arasnda olduka byk fark grlr. Yeni
bir alana yneldiimizde dilin bize oynad oyunlara srekli arrz.

5. Bir kelimeyi tartrken, daima onun bize hangi yollarla retildiini sorarz. Bu bir
anlamda birok karmak dnceyi yok eder, dier yandan ilkel bir dil elde etmi
oluruz. Geri bu yirmi yanda birinin kulland bir dil olmasa da oynanmak istenen
kelime oyunlarna kabaca yaklarz. rnein 'bunun veya unun ryasn grdm'
demeyi nasl rendik? lgin olan bunu bize bir rya gsterildii iin renmi
olmadmzdr. Bir ocuun 'gzel', 'iyi' gibi ifadeleri nasl rendiini dnrsek,
onun bu ifadeleri bir tr nlem gibi rendiini kefederiz. ( Ayrca 'gzel' hakknda her
zaman konuulur, nk pratikte ok az karlarz.) Genelde bir ocuk 'gzel' gibi
kelimeyi yiyeceklerle badatrr. Bu kelimeleri ona retirken abartl el hareketleri ve
yz ifadeleri ok byk nem tar. Kelime bir yz ifadesi veya el hareketi yerine
kullanlr. Burada el hareketleri, ses tonu vs. takdir ifadeleridir. Kelimeyi bir takdir
ifadesi yapan ey nedir?* Bu, kelimenin ifade tarz deil ama ortaya konulduu oyundur.

amzn filozoflar -Moore dahil- dili incelerken yaptklar en byk hata,


kelimelerden oluan biimleri ele alrken bu biimlerin nasl kullanldna dikkat
etmedikleridir. Konumak, yaz yazmak, otobs kullanmak, birine rastland zaman
selamlamak vs. gibi faaliyetlerden oluan byk bir grubun paras olmak dilin
kendine has zelliidir.** ou zaman zne yklem cmlelerinde geen ve bir zellii
olmayan, ancak kullan nedenlerinden dolay -estetik ifadenin yer ald fevkalade
karmak durumlarda- gze arpmayan nerdeyse gz ard edilen bir biimde 'iyi' veya
'kt' gibi kelimelere odaklanmyoruz.

yoksa ayplama ya da srpriz mi? ocua bir eyler retilirken yaptmz el kol
hareketlerini anlyor yoksa bir ey renemez.

** bir evi ina ederken konuur yazarz. Otobse bindiimde biletiye 'elli feniklik tek
gidi' derim. Konuurken kullandmz kelime ve cmlelerin - ne kadar allmn
dnda olduuna- hi dikkat etmeyiz, tersine o kelimeyi hangi nedenle kullandmzla
ilgileniriz: Estetik yargya bu ereve ierisinde pratik olarak hi rastlanmaz.
6. Dilini bilmediimiz, yabanc bir kavime katlsak ve kendi dilimizde 'iyi', 'gzel' vs.
anlamna gelen kelimeleri renmek istesek, bunlar neye gre sememiz gerekir?
Herhalde bir glmseyi, belli bir el kol hareketi, yiyecekler oyuncaklar ararz.

Bir itiraza cevap: Eer mars gezegenine gitsek ve oradaki canllar antenli toplara
benzeseler ya da baka kavime gitsek ve oradaki insanlarn azlardan kan sesler
sadece solunumla veya mzikle ilgili olsa ve kulaklaryla konusalar o zaman neye gre
hareket edeceimizi bilemeyiz. ' aalar rzgarda sallanrken birbiriyle konuurlar'
szn hatrlatmak gerekir. Burada aalarn dallar, insann kollarna benzetiliyor. (her
eyin ruhu vardr) phesiz yabanc bir kavmin insanlarnn el kol hareketlerini
bizimkilere benzer ekilde anlamak gerekir. Bu bizi allm, estetikten (ve etikten) ne
kadar uzaklatryor.! Belli kelimelerden deil de, nedenlerden ve faaliyetlerden dolay
hareket ediyoruz.

7. Bu artlar altnda kullanlan kelimelerin ounun 'gzel', 'ho' vs. gibi sfatlar oluu
dilimizin bir zelliidir. Fakat bunun gerekli olmad da apak ortada. Balangta
bunlarn nlem olarak kullanldn grdk. 'Bu ho!' demek yerine sadece 'Ah!' demem
veya glmsemem ya da karnm okamam bir eyi fark ettirir mi? Bu ilkel dil yeterli
olduu srece, kastetmek istediimiz kelimelerin veya nesnelerin gerek anlamlaryla, (
yani 'gzel' veya 'iyi') ilgili sorun yaanmaz.*

*gerekte iyi olan eyin ne olduu.

8. Gerek hayata hakiki estetik yarglarda bulunduumuz zaman, 'gzel', 'iyi, gibi estetik
sfatlarn nerdeyse hi rol oynamamalar dikkat ekicidir. Mzik eletirisinde estetik
sfatlar var mdr? 'Bu geie dikkat et'** veya 'Bu pasaj uyumsuz' denilir. Ya da iir
eletirilirken: 'mgeleri zenle kullanyor' denilir. Burada kullanlan kelimeler 'gzel' ve
'ho' gibi kelimelerden ok, gnlk dilde kullanlan 'doru' ve 'hatasz' gibi kelimelere
daha yakndr.

*'bu gei iyi'

**'ho' kelimesini yaklak 'gsterili' veya 'hatasz' gibi tanmlayc bir biimde
kullanmak daha doru olur.
9. 'Ho' gibi kelimeler nce nlem olarak, daha sonra ise ok ender olarak kullanlyor.
Bir mzik paras hakknda konuurken onun ho olduunu syleriz, ancak bu, o paray
vmek iin deil, sfatlandrmak iindir. (phesiz kendini ifade edemeyen insanlar bu
tarz kelimeleri sk kullanrlar, fakat bu sadece tepkidir.) 'Hangi melodi iin 'ho'
kelimesi daha uygun olur?' diye sorabilirim: Bir melodiyi 'ho' veya 'genlie zg' diye
tanmlamaya kara verebilirim. Bir melodinin adn 'ilkbahar melodisi' veya 'ilkbahar
senfonisi' koymak gln olurdu, ancak 'ilkbahar andrdn' sylemem tpk 'heybetli'
veya 'grkemli' demem gibi kesinlikle sama ifade olmaz.

10. Eer iyi bir ressam olsaydm drt izgiyle saysz yz ifadeleri ortaya koyabilirdim.
'Heybetli' ve 'grkemli' gibi kelimeler deiik suratlarla ifade edilebilir. O zaman
tasvirlerimiz sfat kullanmndan daha esnek ve biimli olur. Schubert'in bir eserinin
melankolik olduunu sylyorsam, sanki ona bir yz ifadesi de yaktryorum (ama
hogrm ya da honutsuzluumuz aa vurmuyorum) Bunun yerine el kol hareketleri
ya da dans admlar da kullanabilirdim. Gerekten de kk ayrntlar daha belirgin bir
hale getirmek iin el kol hareketlerini ya da yz ifadelerini kullanrz.

11. (Rhees: 'Bu byle doru' derken bunu hangi kurala dayanarak sylyoruz? Bir mzik
parasn yle ya da byle alnmas gerektiini syleyen ve ardndan bu paray alan
bir mzik hocas bunu hangi kurala dayanarak yapyor?)

12. u soruyu ele alalm: 'iir msralarnn nasl okunmas gerekir? Hangisi daha doru
biim?' Yaln msralarda belki de doru bir vurgu sz konusudur -nerede ritmin daha
ok veya daha az vurgulanmas gerektii tartlr. Biri byle okunmas gerektiini
sylyor ve okuyor: 'Ah, evet imdi kulaa ho geliyor.' Msra lsnn berrak olmas
veya tamamen arka planda kalmas iin adeta ritim verilmesi gereken iirler vardr. Bir
kez Klopstock'u okurken byle bir ey bama geldi.* Onu okuduum zaman olduka net
bir biimde ritim verilmesi gerektiini kefettim.

Klopstock iirlerinin nnde u-u (vs.) gibi iaretleri kullanyordu..Onu yeni bir tarzda
okuduum zaman 'evet, bunu neden yaptn imdi anladm!' dedim. Ne olmutur? iiri
okumutum ve olduka sklmaya balamtm ama onu zgn ve youn bir tarzda
okuduum zaman, glmsedim ve 'bu ok muazzam' vs. dedim. Ayn ekilde hibir ey
sylememe de gerek yoktu. nemli olan bu hikayeyi devaml okumamd. Okurken takdir
edilecek el kol hareketleri ve yz ifadeleri kullanyordum. nemli olan hikayeyi
birdenbire deiik ve youn tarzda okumamd ve dierlerine yle dedim: 'Dikkat edin'
Byle okunmas gerekiyor*' Estetik sfatlar neredeyse burada hi rol oynamad.

*Friedrich Gottlieb Klopstock (1724-1803) Wittgenstein 'Die Oden' adl iiri


kastediyor. (Derlenmi eserler, Stuttgart, 1886/87) Klopstock iirsel diksiyonla gnlk
konuma dili arasnda fark gstermitir. Kafiyeyi kaba diye reddetti ve bunun yerine
yeniden antik an msra llerini kulland.

**bir iirin doru bir biimde nasl okunmas gerektii konusunu ele aldmzda genel
olarak deinilse bile burada hogrnn fazla bir rol yoktur.

14. Bir resimde k ve glgelerin dalmn gsterdiim zaman, stndeki nesnenin


eklini de gstermi olurum ama sadece gz alc ekilleri gsterirsem ekiller belli
olmaz.

15. 'Doru' kelimesini kullanrken de birbirine benzeyen birok durum vardr. lk olarak
bir kuraln renildii durumlar sz konusudur. Bir terzi paltonun uzunluunun ve
kollarnn geniliinin vs. ne kadar olmas gerektiini renir. Tpk bir mzik dersinde
harmoni teorisi ve sesleri ayrt etmesini renir gibi, ok sk bir biimde kendisini
yetitirerek kurallar renir. imdi terzilik renmeye karar verdiimi ve ncelikle
kurallar renmeye baladm dnelim. Bundan sonra genel olarak iki farkl tarzda
anlaya sahip olabilirim.

a- Lewy 'Buras ok ksa' diyor. Oysa ben 'Hayr.Bylesi doru. Kurallara uygun'
diyorum.

b- Bu kurallar iin ben bir his gelitiriyorum. Kurallar uyguluyorum. Belki 'Hayr
bylesi yanl Bu kurallar uygun deil' diyorum.* Bununla birinci kurala uygun bir
biimde estetik bir yargda bulunuyorum. Dier taraftan kurallar renmemi olsaydm,
estetik yargda bulunmazdm. Kurallar renerek gittike daha net bir yargya
ulaabilirim. Gerekten de kurallar renildike yarglar deiiyor. (Harmoni teorisi
renilmemi olsa bile, iyi bir kulakla birok akort arasndaki uyumsuzluk
hissedilebilir.)

* 'burasn genilettiin zaman, yanl olacan ve kurallara uygun olmayacan


grmyor musun?'
16. Bir takm elbisenin hazrlan kurallar belli insanlarn isteklerinin bir ifadesi
olarak deerlendirilebilir.* birok anlay bir takm elbisenin hangi llere sahip
olmas gerektii konusunda birbirinden ayrlyor. Baz insanlar iin onun geni veya dar
olmas nemsizdir, ama bakalar iin ok nemlidir.** Harmoni kurallar, insanlarn
akortlar hangi sraya gre duymak istediklerini ifade eder -insanlarn dilekleri bu
kurallara yansr. (Burada dilek kelimesi olduka belirsiz.)*** En nl besteciler bile bu
kurallara uygun almlardr.

Bir itiraza cevap: Her bestecinin bu kural deitirdii sylenebilir ama bu tr


deiiklikler her zaman ok fazla deildir; kurallarn tamam birden deitirilemez.
Mzik de birok eski kural gre hala bir kaliteye sahipti.-ama imdi bu konuya
deinmeyeceiz.

*bunlar fevkalade aklayc ve retici olabilir, ya da hi aklanmam olabilir.

**ama - insanlarn bu tr kurallar belirledii bir gerektir. 'insanlar' diyoruz, ama


gerekte belli bir snf... 'insanlar' dediimiz zaman, onlarn birden fazla insan olduunu
sylemek istiyoruz.

***her ne kadar 'dilekler' hakknda konusak da, bu kurallarn belirlenmi olduu


gereiyle kar karyayz.

17. Sanat dediimiz alanda yarg sahibi olan biri yetiiyor. (Yarg sahibi olan biri belli
nesnelere bakarken 'ahane!' diyen biri deildir)*

Estetik yarg hakknda konuurken binlerce baka eyin yannda sanat da dnrz.
Bir nesne hakknda estetik yargda bulunduumuz zaman sadece ona hayran kalmayz
ayn zamanda 'ah, ne kadar ahane'' demeyiz. Neyden bahsettiini bilenlerle
bilmeyenleri ayrt edebiliriz.**

ngiliz iiri hakknda yarg edinmek isteyen biri ngilizce bilmek zorundadr. Hi
ngilizce bilmeyen bir Rus'un olduka gzel bir soneden etkilendiini varsayalm. Onun
bu sonenin ne anlama geldiini bilmediini syleyebiliriz. Bu durum mzik konusunda
daha da belirginlik kazanyor. Diyelim ki, herkesin houna giden tarzda mziklerden
holanan ve bundan zevk alan ama en basit melodileri bile aklnda tutamayan, bassn
nerede almaya baladn vs. fark etmeyen biri var. O zaman onun hibir eyden
anlamadn syleriz. Tpk mzik dinlediinde bir kpein kuyruunu sallamas gibi
bir mzik paras aldnda 'Oo!' diyen biri iin de 'evet, o bir mzik sever' ifadesini
kullanmayz.***

*sanat dediimiz ey iin 'sanat hekimleri' ve eletirmenler, yani yarg sahibi olan
kiiler kendilerini yetitirmilerdir. Bununla sadece herhangi bir eye hayran kalan veya
kalmayan biri kastedilmiyor. Burada olduka yeni bir eyden bahsediyoruz.

**bu insanlar uzun sre kendi tutarllklarn korurlar. Pek ok konuya hakim olmalar
gerekiyor.

***mzik dinlemesini seven ama bu konuda bilgi sahibi olmayan birini dnelim. 'O
bir mzik sever' ifadesini sadece mzik dinlediinde mutlu olan ve hibir eyden
rahatsz olmayan biri iin kullanmyoruz.

18. 'Anlama, bilme, deerlendirme' hakknda konumamz gerekiyor. yi bir


deerlendirme (appreciate) nasl mmkn olur?

19. Eer biri terzihanede saysz kuma rnei inceleyip 'Hayr, bu biraz fazlaca koyu,
bu ise abartl' vs. derse, o zaman onun bu malzemeyi ok iyi tanyan biri olduunu
syleriz. Onun bu malzeme hakknda bilgi sahibi olduunu, kulland ifadeler deil ama
inceleme ve seim tarz gsterir. Bu durum mzikte de byledir. 'Bu yeterince harmonik
mi? Hayr, bassn biraz daha yksek olmas gerekiyor ve bu ksmn da biraz daha
deiik olmal...' denildiinde, bu durum o konunun iyi bilindiini, yani konunun doru
olarak deerlendirildiini anlatr.

20. Bir eyin nasl deerlendirilmesi gerektiini anlatmak sadece zor deil, hatta
olanakszdr da. Byle bir deerlendirmeyi yapabilmek iin konuyla ilgili olan her eyin
ele alnmas gerekir.

21. Takm elbiseden iyi anlayan birinin terziye gittii zaman neler olacan ok iyi
biliyorum; ama takm elbiseden hi anlamayan birinin terziye gittii zaman nasl
davranacan ok iyi biliyorum.* Bir konuda bilgili olmann fevkalade ok deiik
biimleri vardr. Tabii ki benim bildiim eyler, bilinebilir eylerle kyaslanamaz. Bilgi
sahibi olmann ne anlama geldiini sylemek iin, rnein sanat alan gibi kendine has
hastalklar olan kaynayan akl almaz yaray aklamamz gerekir. Gnmzde
fotoraflarn ne yaptn, bir arkadamdan 10.000 mark denmek istense de bile iyi
bir resim almamn neden olanaksz olduunu da aklamamz gerekir.

22. Yksek kltr diye adlandrlabilen bir ey hakknda, rnein geen asra ve ondan
nceki asra ait Alman mzii hakknda fikir edinilse, o zaman byle bir kltrn
kmesi halinde nelerin olabilecei de grlr. Mimaride taklitilik yapldnda -ya da
binlerce insann en ince ayrntlarla ilgilendiinde- nelerin olaca hakknda bir fikir
edinilebilir. Ayn ekilde, eer tesadfen bir yemek masas seilmise ve kimse bu
masann nereden getirildiini bilmiyorsa neler olaca hakknda da bir fikir elde
edinilebilir.**

*bu estetiktir.

**bir el sanatnn kmesi halinde nelerin olacan aklamak gerekir. Her eyin
belirlendii ve fevkalade bir titizlikle

ayrntlara yansd ve her eyin taklit edildii ve hibir ey hakknda dnlmeyen


bir dnem. -T

nce yemek masasna ait bir sandalyenin ayrntlar pek ok insann ilgisini ektii bir
dnem vard. Sonra bu sandalyenin yemek odasna konulduu ve kimsenin bu
sandalyenin nereden geldiini ya da insanlarn bir zamanlar onun nasl yaplmas
gerektii konusunda ne kadar ok dnce sarf ettiini bilmedii bir dnem balad. -R

23. Doruluk hakknda konumutuk. yi bir terzi sadece 'ok uzun', 'tamam' demenin
dnda bir ey sylemez. Beethoven'in bir senfonisi iin doruluktan bahsetmeyiz.
Burada olduka farkl konular iin iine girer. Sanatta olaanst eyler sadece bilgi
sahibi olunduu iin ele alnmaz. Belli mimari tarzlarda bir kap 'dorudur' ve bu
grlr. Gotik bir katedralde hibir eyi 'doru' bulmayz, o bizim iin baka bir deere
sahiptir.* Bu konu ok farkl. Ayn ekilde bir insann hakknda yargda bulunulduunda
'o iyi davranyor' demekle, 'o benim zerimde ok byk bir etki brakt' demek
arasndaki fark yine ok byktr.

*burada bir l sz konusu deildir.


24. 'Doru', 'byleyici', 'gzel' vs. gibi szler deiik roller stlenir. Olaanst adam
olan Buffon'un nl konumasn* ve sadece hala meyal anladm, ama onun hi de
hayal meyal anlalmasn istemedii, 'olaanst', 'ekici', 'zarif', gibi bir sr deiik
kelimelerin belirginlik kazand ince farklardan oluan tarzn hatrlamamz gerekir.

*Discours sur le style: Buffon'un 1753 ylnda Franais Academie'ye kabul edilmesi
nedeniyle yapt konuma.

25. Estetik yarg ifadeleri olarak gsterebileceimiz kelimeler ok karmak ama


yerlemi rol oynarlar, bunu bir an kltr olarak adlandrabiliriz. Bunun veya
kltrl bir beeninin ne anlama geldiini tarif edebilmek iin, kltr aklamak
gerekir.* Bugn kltrl bir beeni olarak tarif ettiimiz kavram, belki de Orta ada
yoktu. Deiik dnemlerin tamamen deiik deerleri vardr.

*birtakm estetik kural tamamen aklamak, gerekte onun ait olduu an kltrn
aklamaktr.

26. Bir kelime oyununa btn kltr dahidir. Eer mzik beenisini tarif etmek istesek,
o zaman acaba ocuklar da konser veriyorlar m, acaba kadnlar da bunu yapyor m ya
da sadece erkekler mi yapyor vs... diye anlatmamz gerekirdi.*

Viyana'nn aristokrat evrelerinde insanlarn (belli) beenileri vard, bunun dnda


koraya katlan kentsoylu kadnlar vard vs. Bu mzik gelenei konusunda bir rnekti.

*...ocuklarn konsere giden bykler tarafndan eitilmesi; okullarn okul olmas gibi
vs.

27. Rhess: Zenci sanatnda bir gelenek var mdr? Bir Avrupal zenci sanatn
anlayabilir mi?

28. Zenci sanatnda bir gelenein olmas ne anlama gelir? Bir Avrupal zenci sanatndan
anlayabilir mi? Kadnlarn ottan yaplm etek giymeleri mi? Vs vs, bilmiyorum. Frank
Dobson'un zenci sanat hakknda yargsn kltrl bir zencininkinden nasl ayrt
edileceini bilmiyorum.* Onun bu sanattan anlad sylense bile, gene de bunlarn ne
anlama geldiini bilemem** Dobson odasn sanat eserleriyle doldurabilir. Sonra
sadece 'Ah' m der? Yoksa, rnein en iyi zenci mzisyenlerin yaptklar eyin aynsn
m yapar? Bir dnceyi bakalaryla paylar m veya kimseyle paylamaz m? Onun
yaptna anlay denilebilir. Bu anlay kltrl bir zencinin anlayndan apayr bir
eydir. Kltrl bir zencinin de odasnda zenci sanatna ait eserler vardr. Bir zencinin
anlay Frank Dubson 'un anlayndan ok farkldr. Bu anlay tamamen deiik
kullanyor. Zencilerin kendi ulusal giysilerini giydiklerini ve benim bu ulusal giysileri
bir sanat anlayna gre incelediimi varsayalm, bu benim kendime byle bir
giysyaptrmay istediim ve terzideki gibi, 'Hayr buras ok uzun', ya da 'Oo! ahane!'
diyeceim anlamna m gelir?

*Frank Dobson (1888-1963), ressam be heykeltra. Birinci Dnya Sava ncesinde ve


sonrasnda Piccasso'yu ve dier kbistleri de etkileyen, ngiltere'de ilk olarak Afrika ve
Asya kkenli heykeltrala kar ilgi uyandrd.

**burada 'zenci sanatn anlamak' denildiinde ne sylemek istenen ey tam akla


kavumamtr. -T

29.Lewy'in ressaml deerlendirilirken 'kltrl beeni' denilen bir yetiye sahip


olduunu farz edelim. Bu 15. Yzyln kltrl beenisinden olduka farkl bir ey
olurdu. Bu beeni o zamanlar tamamen deiik bir deere sahipti. Lewy, artk kltrl
beenisiyle o zaman yaplan ilerden ok daha farkl eyler yapyor.

30. yi okullara gitmi, seyahat edebilen ve Lour mzesini ziyaret edebilecek bir sr
varlkl insan var. Onlar ressamlk hakknda ok biliye sahipler ve birok ressam
hakknda olduka rahat bir ekilde konuabilirler. Dier taraftan ok az resim grm
ama bir veya iki resmi youn olarak incelemi biri var* Bir bakas biraz daha fazla
ama ne derin ne de kapsaml bilgiye sahip. Bir drdncnn ise ok dar ama youn ve
snrl ilgi alanlar var. Bunlarn hepsi sanat anlaynn deiik biimleri olabilir mi?
Hepsi 'anlay' olarak adlandrlabilir.

*fazla gezip grmemi, ama 'gerekten anladn' gsteren belli gzlemler yapan biri...
bir konuya odaklanan ve derinlerine ulaabilen, yle ki uruna son kuruunuzu bile feda
edebileceiniz bir anlay.
31.(tiraf -T) Eduard II'nin kral cppesi hakknda bir fraktan sz edilir gibi
konuulmuyor. O zamanlar kral cppeleri hakknda ne deniliyordu ve bunlarla ne
yaplyordu? Kral cppesi bir terziye mi yaptrlmt? Bu cppe muhtemelen kendi
gelenekleri olan talyan sanatlar tarafndan yaplmt ve Eduard II onu ta giymeden
nce hi grmemiti. 'O zaman ne gibi standartlar vard?' tarzndaki sorular, 'Bu cppeyi
o dnemde olduu gibi eletirel bir biimde yrglayabilir misin?' sorusu ok nemlidir.
Bugn bu sorular amamen deiik bir biimde deerlendiriyoruz; anlaymz o
zamanki tasarmcnn anlayndan tamamen farkldr. Dier taraftan bugn de
sylediimiz gibi, o ada yaayan biri de 'Bu gzel bir cppe!' diyebilirdi.

32. Dikkatleri farkllklara ekiyorum ve diyorum ki: 'Bakn, bu farklar ne kadar


deiik!' , 'eitli durumlarn ortak noktalarna bakn!' , 'estetik yarglarn sahip olduu
ortak noktalara bakn'. Birok karmak durumdan geriye, o parlak lar, yani hayranlk
ifadesi, bir glmseyi, bir el kol hareketi vs. kalyor.

33. (Rhess, Wittgenstein'a dekadenz teorisyle ilgili bir soru yneltiyor) Bu teoriye sahip
olduumu mu dnyorsunuz? Dekadenz'in ne olduunu syleyeceimi mi
dnyorsunuz? Sadece dekadenz denen deiik ekilleri aklyorum. Muhtemelen
ben de dekadenz yanls olabilirim. -Mkemmelletirilmi mzik kltr ok gzel ama
yine de bugn bir harmoni teorisi retilmedii mutluyum.

Rhess: Sizin syledikleriniz 'dekadenz'in belli kullanm tarzlarnn tercih edildiini


anlatmyor mu? Gzel, nasl kabul edersiniz ama sadece tali bir ey -hayr, bunun hi
nemi yok. Dekadenz iin verebileceim rnek, benim bildiim bir ey iin, belki de
sevmediim rneidir. Bilmiyorum. 'Dekadenz' belki de bildiklerimin kk bir
blmne uygundur.

34. Giysilerimiz bir anlamda 18. Yzyla gre daha basit ve bisiklet, yry vb. gibi
hareketli faaliyetler iin daha uygun. Buna benzer deiiklikler mimaride veya sa
modellerinde vs. fark ettiimizi farz edelim. Hayat tarznn dekadenze uradn
varsayalm.* Bana biri 'Dekadenz ile ne kastediyorsun?' diye sorduunda, aklyorum,
rnekler veriyorum. Dekadenz bir taraftan gelimenin belli bir biimini tanmlamak
iin, dier taraftan da ho grlmeyen bir eyi ifade etmek iin kullanlyor. Belli bir
gelime sevdiim eyler arasnda yer alyor, bir bakas iin bakas iin sevmedii
eyler arasnda yer alyor. oktan gemite kalan belli olaylar aklamak iin
'dekadenz' kelimesi hibir duygusal unsura bavurmadan kullanlabilir.** Daha ok
terminus technius gibi... phesiz zorunlu olduu iin deil ama muhtemelen naho bir
tesirle kullandm. Dekadenz hakknda konutuum zaman itiraz edilebilir ve: 'Ama bu
ok iyiydi!' denilebilir. Bu durumda. 'Tamam, ama onun hakknda bir ey sylemedim ki.
Belli birgelime trn aklamak iin bu ifadeyi kullandm' derim.

*biimin ve hayat tarznn dekadenze uramas. -R

**'Dekadenz' gsterebildiim rneklerle anlam kazanyor.'Bu dekadenz' ho grlmeyen


bir eyi veya bir aklamay ifade ediyor.

35. Estetik ifadeler hakknda kesin bir fikir edinebilmek iin hayat tarzlarn tanmlamak
gerekir.* Estetik yarglardan bahsederken 'Bu gzel' gibi ifadeler hakknda konumamz
gerektiini dnyoruz ama daha sonra estetik yarglar hakknda konutuumuz zaman
bu kelimelere hi rastlamadmz kefediyoruz, ancak el kol hareketi kullanlan
karmak bir faaliyetin elik ettii bir kelimeye rastlyoruz.**

*'bu iyi bir elbise'

**yarg, faaliyetlerden oluan geni apl bir yapya elik eden ama yargyla ifade
edilmeyen bir el kol hareketleridir. -R

'bu gzel' ifadesi, bir el kol hareketi ile ayn seviyededir. -neredeyse baka trden el kol
hareketleriyle ve eylemlerle ya da kltrle balantldr. Estetikte ve sanatta, tepki
dediimiz olaylarn rol ok kktr. Kullanlan sfatlar 'doru' ifadesiyle yakndan
ilgili. -T

36. (Lewy: Ev sahibim bir resmin ok gzel olduunu sylyor oysa ben onun ok
iren olduunu sylyorum fakat genelde birbirimize itiraz etmi olmuyoruz). Aslnda
bir anlamda (ve beli rneklerde -R) birbirinize itiraz etmi oluyorsunuz. Ev sahibiniz
zenle resmin tozlarn siliyor, sk sk ona bakyor vs. oysa siz onu atee almak
istiyorsunuz. te bu felsefede srekli verilen ve en aptalca olandr, sanki 'Bu iren,
veya 'Bu gzel' gibi ifadeler kullanabileceimiz ek eymi gibi. Burada szn ettiimiz
ey baka konular da kapsayan geni bir alan iinde zel bir konuma sahip. Ev
sahibiniz 'bu iren' ve sizin 'bu gzel' dediinizi varsayalm -ne yapalm yani, byle
ite.
1.nsanlarn estetii bir tr bilim dal olarak ne karmalar ilgintir. Onlarn estetikle
neyi kastetmek istedikleri hakknda onumay isterdim.

2. Estetiin neyin gzel olduunu aklayan bir bilim dal olduu dnlebilir, bunu
sylemek bile ok gln olur. Sanrm o zaman bize hangi kahve trlerinin tadnn
gzel olduunu da sylemesi gerekir.

3. Bu olay kabaca yle dnyorum: Gzel bir yemek yenildiinde veya gzel bir
koku duyulduunda vs. zevkin ortaya kt bir alan vardr. Bir de her ne kadar gzel
bir yemek yediimizde ya da gzel bir mzik paras dinlediimizde de ayn yz
ifadesini yapsak da tamamen deiik olan bir sanat alan vardr. ( Ayrca ok sevilen bir
eye de alayabiliriz.)*

*orada snrlar bulmak zordur.

4. Sokakta en iyi arkadan kaybetmi birine rastladmz farz edelim ve bu kii ses
tonuyla ve el kol hareketleriyle bunu aka ifade etsin.* "Onun kendini ifade edi tarz
ok gzeldi!" enilebilir. Diyelim ki, sonra kendi kendimize u soruyu soruyoruz:
"Vanilyal dondurmay sevmemle bu kiinin kendini ifade edi tarzna duyduum
hayranln nasl bir benzerlii var?" Bu kyas olduka sama grnebilir. (Fakat her
ikisi arasnda bir ba kurulabilir) Birinin, "Fakat bu, zevkin bambaka tr!" dediini
farz edelim. O zaman "zevk"in farkl anlama geldiini mi reniriz? Her iki durumda da
ayn kelime kullanlyor.** Her ne kadar birinci durumda zevk hissi bulunduumuz
yargda yer almasa da,*** bu tr zevkler arasnda her hangi bir iliki vardr.

*tatl bir ses tonuyla arkadan kaybettiini syleyen biri.

**burada ayn kelime kullanlyor ama bunu ('parktaki bank' veya 'kredibank') derken
tamamen deiik eyler iin kullanlan 'bank' szc ile ayn biimde kullanlmadna
dikkat etmek gerekiyor. -T
***zevki ifade eden her neyse, birinci durumda el kol hareketi nemsiz olabilir -T

5. Sanki, "Sanat eserlerini byle deerlendiriyorum; bazlarn ho, bakalarn ise hor
gryorum." deniliyormu gibi. Bu olduka ilgin olabilir.* Sanat eserlerini ve baka
eyleri ho veya hor grmemize neden olan her trl ilikiyi kefedebiliriz. rnein
vanilyal dondurma yemekten holandmz kefetsek, belki de artk bu honutlua fazla
nem vermeyiz. Bir eyin houma gittiine veya gitmediine karar verebileceim
tecrbelerle dolu kk bir alan olabilecei gibi, hibir sonu karamayacam bir
alanda olabilir.** rnein bir toplumda mavi veya yeil giymek pantolon giymek ok
anlaml olabilir, baka bir toplumda ise hibir anlam ifade etmeyebilir.

*houmuza giden eylerde yeni zellikler kefedebiliriz. -R

**bu tr alanlarda tespit ettiimiz anlam, olmas gerektiinden ak daha abartlm


olabilir.

6. Bir eyden holandmz nasl ifade ederiz? Sadece tepkilerimiz ve yz ifadelerimiz


mi sz konusu olur? Genelde bu bir eyi ne kadar sk okuduuma veya bir takm elbiseyi
ne kadar sk giydiime baldr. Belki de bir kez olsun "Bu takm elbise gzel" demem,
sadece sk sk giyer ve ona bakarm.

*bir takm elbise houma gittii zaman tepki vermeksizin ve belli bir yz ifadesi
gstermeksizin onu satn alrm ve sk sk giyerim -R

7. Bir ev ina ettiimiz farz edelim. Pencereleri ve kaplar belli llere gre
yapyoruz. Bu llerin houmuza gitmesi sylediklerimizden dolay m olur? Houmuz
giden eyler honutluun bir ifadesi olarak m adlandrlr?*

ocuklarn pencere resmi izdiklerini ve yanl izdiklerinde onlar cezalandrdmz


farz edelim ya da biri bir ev ina ediyor ve biz bu evin iinde oturmay reddediyoruz
veya hzla oradan uzaklayoruz.

*bir eyden holandmz hemen kendisini ifade eder -T


8. rnein moday ele alalm. Moda nasl ortaya kar? Etek geniliinin geen yla
gre daha geni olmasyla m? Bu, terzilerin bu tarzdan daha ok holandklar anlamna
gelir mi? Tabii ki zorunluluktan deil. te bu yl eteklerin modelini byle yapyor ve
daha geni dikiyor. Belki de geen yln etek modellerini ok dar buldular, (bu nedenle)
bu sene daha geni dikiyorlar. Belki de bunu yaparken hibir honutluk ifadesi
kullanlmyor.*

*ama terzi 'bylesi gzel' demiyor. O iyi bir terzi. O sadece memnun -Rbunu, 'bu yl
etekleri daha geni dikiyor' diye dndmz zaman syleyebiliriz. Bylece memnun
kalyoruz baka trl deil. -T

9. Bir kap tasarlanr, ona baklr ve: "Yksek, daha yksek, daha daha yksek... tamam
bylesi iyi" denir.* (El kol hareketi.) Bu nedir? Bir honutsuzluk ifadesi mi?

* '... evet krler olsun!' -R '... evet bylesi doru.' -T

10. Belki de estetik iin nemli olan eyi, rnein honutsuzluu, tiksinmeyi ve
huzursuzluu estetik tepki diye adlandrabiliriz. Honutsuzluun ifadesini huzursuzluun
ifadesi ile bir tutamayz. Honutsuzluk yle ifade edilebilir: "Daha yksek yap, bu ok
alak!... Bir eyler yap ite!"

11. Honutsuzluk ifadesi dediimiz ey, huzursuzluk ifadesi art bu huzursuzluun


sebebinin kavranmas ve bu huzursuzluun sebebinin ortadan kaldrlmas talebi mi?
"Bu kap ok alak, bunun daha yksek olmas gerekiyor!" dediimde, huzursuzluumun
sebebini bildiimi syleyebilir miyim?

12. "Sebep" szc ok deiik tarzlarda kullanlyor:

a- "sizliin sebebi nedir?" , "Bu ifadenin sebebi nedir?"

b- "rkilmenin sebebi nedir?" diye sorulduunda sebep olarak "u grlt." denilir.
c- "Bu dilinin dnmesinin sebebi nedir?" diye sorulduunda, sebep olarak mekanizma
gsterilir.*

*sebep1) Deney ve istatistik, 2) iin asl, nedeni, 3) mekanizma -T

13. (Redpath: "Eer kap daha yksee yerletirilirse memnuniyetsizliimiz giderilir")

Wittgenstein: "Bu ifade biimi neden kt?" Bu ifade biimi yanl, nk giderilmesi
gerektiini art kouyor.

14. Huzursuzluumuzun sebebini bildiimizi sylediimizde, bu iki anlama gelebilir:

a- Eer kap alaltlrsa nceden kesin olarak memnun kalacam sylyorum.

b- "Kap ok fazla yksek." dediim zaman, bu durumda "ok fazla yksek" sz bir
tahmini ifade etmiyor. "ok fazla" szn, "galiba bugn ok fazla domates yedim" sz
ile kyaslayabilir miyiz?

15. "Kap daha alaa yerletirilirse honutsuzluun gider mi?" diye sorduum zaman,
"Evet, bundan emin olabilirsin!" diye cevap alabilirim. nemli olan "ok fazla
yksek!" denilmesidir. Bu tepki, elini kzgn bir sobadan ekmem gibi bir tepkiye
benzetilebilir -ki bu da huzursuzluumu gidermez. "ok yksek", ya da bunun gibi bir
ey bu huzursuzluuma denk den bir eydir.

16. "Huzursuzum ve bunun sebebini biliyorum." denildii zaman, bu ok yanltcdr,


nk "sebebini bilmek" normal olarak bambaka bir anlama geliyor. Bunun ne kadar
yanltc olduu "sebebini biliyorum" derken bir aklama yaplp yaplmayacana
baldr. "Huzursuzum ve sebebini biliyorum" derken kulaa sanki ruhumda huzursuzluk
ve bunun sebebinin kavranmas gibi iki farkl gelime varm gibi geliyor.

17. "Sebep" kelimesi bu durumda pek az kullanlyor. "Neden?" ve "nk" deniliyor,


ama "sebep" ten asla sz edilmiyor.*

*neden fkelisin? nk bu ok fazla yksek. -R

18. Burada "Bir eye ynelik" olduunu syleyebileceimiz bir tr huzursuzluk sz


konusudur: rnein korktuum zaman, huzursuzluum o kiiye yneliktir.* "Bunun
sebebini biliyorum" dediim zaman, bu bana istatistiklikleri ve bir mekanizmann
kefinin sz konusu olduu durumlar hatrlatr. "Sebebini biliyorum" dediimde, sanki
duygularm analiz etmiim gibi grnyor (kendi sesimi duyduumda ve ayn zamanda
ellerimi ovduumda hissettiim duyguyu analiz etmiim gibi) Tabii ki byle bir ey
yapmadm. Burada adeta (duygunun bir eye ynelik olduunu syleyerek) dramatik bir
aklama yaptk.

*"korkum buna ynelik..." dememim "sebebini biliyorum" demem karsnda avantaj


nedir? -R

19. Estetik huzursuzluk konusunda "neden?" sorusu vardr ama "sebep" yoktur.
Huzursuzluk ifadesi eletiri eklini alr ve bu "duygularm bastramyorum" ifadesinden
baka bir anlam tar, ya da buna benzer bir eydir. Bu ifade u ekli de alabilir, rnein
bir resmi inceliyorum ve "bu resmin neresi hatal" diyorum.*

*bir resmi inceleyip ve "bunun neresi hatal?" dediim zaman, duygularmn bir sebebi
vardr ve sebebini biliyorum demek yerine, duygularmn bir eye ynelik olduunu
sylemek daha iyi olur. Yoksa "ac" ile "acnn sebebi" arasndaki kyas, yaklak
yediimiz bir ey gibi, birbirine ok yakn kullanm oluruz. Bu yanl veya (en azndan)
yanltcdr, nk her ne kadar "sebep" kelimesini, "bir eyden kaynaklanmak, bir
eyden ileri gelmek" anlamnda kullansak da, (irkilmenin sebebi neydi? O, kapda
birden bire belirdii iin) gibi, sk sk baka anlamlarla ilikilendiriyoruz.

20. "Bu benzerlikten nasl kurtulabiliriz?" demekte haklyz. Hayr kurtulamayz.


Huzursuzluu dndmz zaman -sebep, ac- "acnn, sebebi" kendini zorla kabul
ettiriyor.

21. Bu sebep, duygularmzn yneldii konular anlamnda sebep olduu gibi,


kelimelerin geri kalan anlamlarnn da sebebidir. Bu sebepler ortadan kaldrldklar
zaman huzursuzluumuz da giderilmi olur vs.

22. "Dorudan doru sebebin bilincine varabilir miyiz?" sorusunu sorduumuzda, ilk
olarak (isizliin art sebebini gsteren istatistikler gibi -R) bir istatistik dnlmez,
fakat bir mekanizmann kefi dnlr. Bir ey baka bir eyden kaynakland, bunun
sadece bir birlikte kma olay olduu o kadar ok sylenmitir ki. Bu ne kadar garip
deil mi? ok garip! "Burada sz konusu olan sadece gzlenen sonu olmas", baka bir
eyin de olabileceini uyandryor.* Bu bir tecrbe olabilir ama o zaman bunun ne
anlama gedii hakknda bir bilgim olmaz. Bunu sylediimiz zaman, baka eyleri de
yani balantlar da bildiimizi gstermi oluruz. nsanlar "zorunlu bir balant yok"
diyerek bunu neden inkar ediyor?

*"bir gelimenin hakknda konumak sadece dsal sebeplerden konumak anlamna


gelir" dendiinde, -"sebep srf dsal nedenlerden ibarettir" ve burada "srf"
kelimesinin vurgulanmasyla, konunun bambaka bir biimin olabilecei de itiraf
edilmi olunuyor. Bu baka eyin de bilindii anlamna geliyor. -R

23. Felsefede srekli bu tr eyler sylenir: "Bir sper mekanizmann olduu syleniyor
ama byle bir ey yok." Hi kimse sper mekanizmann ne olduunu bilmiyor.

24. (Burada aslnda sper mekanizma dncesinin yeri yoktur fakat sper mekanizma
dncesi burada bir rol sleniyor.)

25. Bir sper mekanizmay dndmzde, rnein fizik tasarlarnn, olaylar


mekanizmalara veya baka eylerle arptran bir eye dayandrmaya alan mantkl
bir zorunluluktan bahsederiz.*

*"tabii ki balant var" demek isteniyor. Ama balant nedir? Bu durumda: kaldralar
zincirler, dililer. Bunlar sahip olduumuz balantlar. Sadece "sper" szcnn ne
anlama geldiini aklamamz gerekiyor -R.

26. nsanlarn birilerini idam ettiini sylyoruz ve birini kanunun idam ettiini de
sylyoruz. "Jri yeleri onu balayabilir ama kanun asla" ( Bu, kanunun asla rvetle
kandrlamayaca anlamna gelebilir vs.)

Sper sertlik dncesi tm hakimlerden daha kat olan bir eydir.* nemli olan: "daha
kat olan bir eyi dnebilir miyiz?" sorusunu sorma eilimini gstermemizdir.
Glkle ama kendimizi sper latif olarak ifade etme eilimindeyiz.

*bklmeyen bir et -R

27. u kaldraca bakalm. te sper sertlik fikri. "Geometrik kaldra dier btn
kaldralardan daha serttir. Asla bklmez." te burada mantkl bir zorunluluk
durumuyla kar karyz. "Mantk sonsuz sert malzemelerden yaplm bir
mekanizmadr, asla bklmez."* (Ne yapalm bklmyor ite) Bu yolla sper eylere
ulayoruz. Bylece sper latifler ve kullanmlar, rnein sonsuzluk kavram mmkn
oluyor.

*konumuz kinematik olduunu farz edelim. Kaldracn denge noktasyla kaldra


zerindeki baka bir noktaya olan mesafesini alalm ve kaldrma erisini hesaplayalm.
Fakat "kaldra metalden yaplmsa bile, ne kadar sert olursa olsun, biraz bklr ve
istediimiz nokta olarak hesapladmz yede olmaz." Bylece bklmelik dncesi
doar. Asla bklmeyen bir kaldra dncesi. Bununla birlikte mantksal zorunluluk
fikrini de elde etmi oluruz. Sonsuz sertlii olan bir malzemeyle yaplm bir
mekanizma fikrini. -R

Eer biri "Mantn sonsuz sertlii olan bir malzemeden yapldn dnmemelisin"
derse, "Peki neden dnmemem gerekir?" diye sormamz gerekiyor.

28. Bir mekanizmay kefederken olaylarn birbirlerini izledikleri sylenebilir ama


bunun byle olmas gerekiyor mu? pin ucundaki teki kiiyi buluna dek ipi takip
ediyorum.

29. pteki bir mekanizmann bir sper mekanizma anlamna geldiini farz edelim. Byle
bir mekanizma olsayd bile, hibir ie yaramazd. Bir mekanizmann kefinin, zgn
nedensel bir balantnn kefedilmesi gibi olduu dnlmyor.
30. Genel olarak balanm olma dncesinden kurtulmak isteniyor. "Bu da sadece bir
arada ortaya kyor" Buna eklenebilecek bir ey yok.* Hangi durumda byle
konuulamayaca konusunda kesin bir aklama yaplmas gerekir. "Bir mekanizmann
kefinde sadece birlikte kan eyler kefedilir. Sonuta her ey buna balanabilir"
Belki de, insanlarn eer birok tecrbeyi edinmezlerse asla bir mekanizmay
kefedemeyecekleri ispat edilebilir. Bunu yle ifade edebiliriz: "Her ey olanlarn
sadece ilikisine balanabilir."

*"alama" dediimiz ey, bir balant eklidir, oysa balantlardan tamamen kurtulmak
istiyoruz. Mekanizma kavramndan kurtulmak istiyoruz ve: "bunlarn hepsi sadece
birlikte ortaya kan eylerdir!" diyoruz. "Neden sadece bunlar?" -R

31.rnein: "Fizik, birbirini takip eden olaylarn dnda hibir eyi alamyor"

32. "Sper mekanizma yoktur" denildiinde u kastedilir: "Kaldrata atomlarn


arasnda bir mekanizma olduunu dnme! Orada bir mekanizma yoktur."* Atomizm
doal olarak karlanyor.** Bu nereye varr? Sanki hepimizin daha nceden atom
grmz gibi bu dnceye o kadar almz ki. Sekiz yanda olan her akll ocuk
nesnelerin atomlardan olutuunu bilir. Bir kaldracn atomlardan olumadn dnen
birini cahil olarak nitelendiririz.

*gerek mekanizmann atomik bir mekanizmadan kaynakland syleniyor ama bunun


tesine gidilmiyor.

**ilkel bir mekanizmay ele alalm . Bizde mekanizmann tmnn paracklardan -


atomlardan vs.- dncesi doar. imdi belki unu sylemek isteriz: "artk atomlar
arasnda baka atomlar bulunduunu sanma!" Atomizmin doal olduunu dnyoruz -
ve bu garip bir hikaye. Sper mekanizmann ne olduunu sylememiz gerekseydi,
atomlardan olumayan bir ey olduunu syleyebilirdik: Mekanizmann tek tek
paralarnn kendi iinde sabit olduunu syleyebiliriz. -R

33. (Mekanizmann birbirini takip eden fenomenlerden olutuu sylenebilir. Ama tabii
ki byle dnmyoruz.) "Biri bunu ve bu da dierini harekete geiriyor" vs. deniliyor.

34. Mekanizmann kefi (bir ey iin) bir tr sebep bulma biimidir. Bu durumda buna
"sebep" deniliyor ama dililer elik gibi grnd halde aslnda tereyandan
olmalarna sk sk rastlansa, belki o zaman "Bu (dili) aslnda tek sebep deil ki; belki
sadece bir mekanizma gibi grnyor"* denir.

*her zaman olaylar baka olaylara dayandrma eilimindeyiz. Bir eyin sadece bir
baka eyle birlikte ortaya ktn kefetmek yle heyecan verici olmal ki, neredeyse
bunun gerekte de byle olduunu sylemeye niyetleniyoruz. -T

35. Sk sk estetiin psikoloji biliminin bir dal olduu sylenir. Bunun altnda, adm
attka ve ilerledike, btn her eyi -sanatn tm gizemliliini- psikolojik deneylerin
yardmyla anlayacamz yatyor. Olduka sama bir dnce ama yaklak bu
ekildedir.

36. Estetik sorunlarn psikolojik deneylerle hibir ilgisi yoktur ancak baka bir
yntemle cevaplanr.*

*estetiin nemli sorunlarnn psikolojik deneylerle zlemeyeceine aklk getirmek


istiyorum. Bu sorunlar baka yntemle zlr -daha ok bu ekilde: "byle ya da yle
dediim zaman, aklmdan neler geiyor? -R

37. "unu veya bunu sylerken aklmdan neler geiyor" Bir cmle yazyorum. htiya
duyduum ey sadece bir kelime deil. Doru kelimeyi buluyorum. "Ne anlatmak
istiyordum?" -"Ah evet, sylemek istediim ey uydu!"* Byle durumlarda bizi
memnun eden ey bir cevaptr, rnein (felsefede sk sk yaptmz gibi) biri "esasen
neyi dnyorsun sana syleyeceim..." "evet, aynen!" dedii zaman.

Eer birinin ne dndn biliyorsam ve bunu onaylarsa o zaman bu byle bir eyin
ltdr. Bu psikolojik deney denilen ey deildir. Psikolojik deneye u rnek
olabilir:

On iki denekten her birine ayr soru yneltilmesi ve her birinin bu soruya deiik
cevaplar vermesi halinde istatistik bir sonu elde edilir.
*kyas: "insanlarn gerekten grmek istedii ey..." -R

**bu "psikolojik deney" ifadesinin anlamnn kstlan m? -T

38. Estetik bir aklamann, nedensel bir aklama olmad sylenebilir.*

*"psikolojinin" ok deiik anlamlarda kullanld doru. Estetik aklamalarn,


nedensel aklamalar olmadklarn syleyebiliriz ya da nedensel bir aklama u
ekilde olur: Biriyle hemfikir olan sebebi hemen anlar. -R

39. Bunu Freud'un "esprinin bilinaltyla ilikisi" tezi ile kyaslayn. Freud espriler
hakknda yazmt. Freud'un yapt aklama, nedensel bir aklama olarak
adlandrlabilir. "Nedensel bir aklama olmadan, aklamann doru olduu nasl
bilinebilir?" "Evet, bu doru!" deniliyor.* Freud, espriye bizleri esprinin bir ucundan
dier ucuna gtren dnce zincirinin bir ifadesi olarak anladmz farkl bir biim
veriliyor. Bu olduka yeni bir doru aklama yntemi. Tecrbelerle badamayan ama
kabul edilen bir aklama. Kabul edilen bir aklamann yaplmas gerekir. Bu aklama
yapld anda nem kazanr.

*bu konuda sylenebilecek tek ey, aklandktan sonra birinin "Evet, bu byle
olmutur" demesidir.

40. "Neden hep daha yksek diyorum?" sorusunu "Neden acm var diyorum?" sorusuyla
kyaslayn.*

*bu, burada "neden" sorusunun verdii rahatszlk, bizlere mekanizmay arttran


"neden"in verdii rahatszla benziyor. Burada "aklama" bir nlemle ayn
seviyededir. Sadece belli bir adan bu seviyededir. Daha nce kelime oyunlarn "onun
ars var" cmlesi ile kyaslayn. -T

Burada "aklama" nlem (rnein bir arnn hissedilmesi ve sylenmesi) tek lt


olduu zaman nlemle ayn dzeydedir. Burada aklama baka birinin yardmyla
yaplan, rnein birine ac haykrlarnn retilmesi gibi bir nlemdir. (Bir
aklamada nemli olan ey aklanmas gereken gerein srprizini tar. nlemler
kabuln belirtisi gibi grnen bu aklamalara uyuur, ayn ekilde iddia gibi grnen
nlemler de vardr. - R

."Bu bana neyi hatrlatyor?" gibi bir soru soruluyor ya da bir mzik paras hakknda
"bu bir cmleye benziyor ama hangi cmleyi andryor?" diye soruluyor.* Deiik
neriler yaplyor ama ilerinden biri sylenme istenmek eye "cuk" diye oturuyor. Peki
bu ne anlama geliyor? "Cuk diye oturma" sesiyle kyaslanabilen bir ey mi oluyor?
"Cuk" ya da buna benzer bir ey mi var?** *"bu bana neyi hatrlatyor?" sorusu iin
"aklama" tarznda bir cevap olabilir. Bir mzik paras hakknda ... sylemek
istediim bir ey var -R

**her hangi bir anlamda "cuk" diye bir ses var m? Bu "evet, ite bu ses!" denebilecek
bir biimde mi? Tabii ki hayr. Burada "cuk"u neyle kyaslyoruz? "Bir duygu ile!" "Yani
senin bir duygun mu var?" "Cuk diye oturduuna" dair herhangi bir iaret var m? -R

2. Sanki, bir dorunun olabilmesi iin lte, yani "cuk"a gerek varm gibi.*

*bu olay iin gerekli bir lt var m? -T

3. "Evet bu doru" dememle, ayrca belli fenomenlerin ortaya kmas ortak bir lttr.
"Aklamalarn en dorusu cuk diye oturan aklamadr" deniliyor. Birinin yle
dediini farz edelim: "unu ve bunu anlalr bir biimde dinleyebiliyorsam, o zaman
arknn temposu durudur"* Burada, ortaya ktnda beni memnun edecek bir
fenomene iaret ettim.

*eer yava sylenirse...-T ...alldndan daha hzl sylenirse... -T

4. "Cuk diye oturma"nn anlam memnun kalmama baldr denebilir. Aa yukar bir
gstergede, iki ibrenin birbirine doru hareket gibi. ki ibre st ste geldiinde memnun
oluruz.* Bu olay nceden de sylenebilirdi.**

* (Daire eklinde hareket eden bir eyin ngrlen delie dtkten sonra "cuk" sesi
karmas.)

** "cuk diye oturma"nn bir honutluk ifadesiyle balantl olduu neden sylenmiyor?
Sanki "cuk diye oturmasn" beklediim ey baka bir eymi ve ben bu gerekletiinde
memnun oluyormuum gibi. Baz durumlarda buna benzeyen fenomenler gsterilebilir. -
R

5. Bu benzetme sk sk kullanlyor, sanki bir eyler "cuk diye oturuyor" veya bir eyler
bir yerlere uyuyor, oysa gerekte "cuk diye oturan" bir ey yok.

6. Estetik bir etkiyle konuulduunda, yaplmak istenen aklama tarzndan bahsetmeyi


ok istiyorum.

7. nsanlar hala gnn birinde psikolojinin tm estetik yarglarmz aklayabileceini


dnyorlar ve bunu sylerken sadece psikolojik deneyleri kastediyorlar. Bu komik -
gerekten ok komik. Psikologlarn yaptklar ile sanatsal yarglar arasnda hibir iliki
yok gibi. Estetik yargnn aklanmas diye adlandrdmz eyi deerlendirebiliriz.

8. Tm yarglarmzn beyinde olup biten sreler olduunu farz edelim. O zaman


beyinde belli trden mekanizmalar kefederiz, genel nermeleri formle ederiz vs.
Belli seslerin srayla alnmasnn dinleyen deneklerde nasl bir tepkiye yol at,
onlarn glmsemeleri ve "ahane" demeleriyle gsterilebilir.* (ngiliz dilinin
mekanizmas vs.)** Bunu nceden tahmin edebileceimizi varsayalm, o zaman bir
kiinin nelerden holanp holanmayacan syleyebiliriz. Bu olaylar hesaplayabiliriz.
Estetik etkilerden rahatszlk duyduumuzda, acaba istediimiz aklama tarz bu muydu
sorusu douyor -rnein: "Neden bu ritimler benim zerimde byle zgn bir etki
brakyor?" Belli ki bu durumda istediimiz bir tepkinin sunulmas veya hesaplanmas
sz konusu deil - bu durumun bunun dnda olanaksz olduu anlalyor.

*hem beyindeki molekller hem de bir mzik parasndaki seslerin sralann bilirsek,
ite o zaman... gsterebiliriz. -R

**birinin Franszca deil de ngilizce konuabilmesi, beyninde bir eylerin sabit olduu
gerei ile aklanabilir, farkllklar grnebilir. -R
9. Grld gibi, bahsettiim karmaa sadece belli bir tarzda aklamalarla
dzeltilebilir, rnein, etkisini kyasladmz mziin belli biimlerinin uyumu ile.*
"Bir akordu ele aldmzda belli bir etkisi olur, baka birinde olmaz." Ayn ekilde bir
cmleyi ele alabilir ve: "bu cmle kulaa tuhaf geliyor" da diyebiliriz. Cmlenin
tuhafln gsterebiliriz. Tuhafln doru gsterildii hangi ltlere gre
deerlendirilir? Bir iirin kulaa, modas gemi gibi geldiini farz edelim... Bu iirin
modasnn gemesi hangi lte gre deerlendirilir? Memnun brakc bir aklama
yaplrsa bir lt mmkndr. "Gnmzde artk hi kimse bu kelimeyi kullanmyor"
denilmesi de baka bir lttr** Oysa bir szlkten yararlanlabilir veya baka
insanlara sorulabilir vs. Karmdaki insan memnun etmek iinde yanl bir aklama
yapabilirim.

*yazlm notlar veya alnm sesler sunulduunda ... denilir -T

** "Gryor musunuz, bu kelimeden kaynaklanyor! Gnmzde hi kimse ... demez" -R

***farz edelim u soru soruluyor: "Bu cmlenin neresi kulaa Amerikanca geliyor?"
Sz edilen kelimenin Amerikanizmle ilgili olup olmad bulunabilir ve baka insanlar
bunu onaylayabilir. -R

10. Brams'tan derlenmi bir parann dinlendiini ve: ("titrememe sebep olan bu tuhaf
ritim de ne byle?" diye sorulduunu farz edelim. -R) "Bu drt lk l." Bu
paradan biraz daha alnabilir ve "evet, ite kastettiim tuhaf drt lk l bu"
denilebilir. Kimse bunu onaylamyorsa, o zaman doru aklamay onaylamamz
demektir.

11. Aradmz aklama tarz, estetiin etkisinden dolay rahatszlk duyulduunda


insanlarn tepkilerinden doan tecrbeleriyle veya istatistiklerle glendirilmi bir
aklama tarz deildir.*

Psikolojik deneylerin tuhaf (karakteristik -R) zelliklerinden biri de, onun birok denek
zerinde uygulamas gerekmesidir. Bir aklama yapmaya izin veren ey, Smith, Jones
ve Robinson arasndaki uyumadr -bu anlamda aklama, rnein bir mzik paras,
psikoloji laboratuarnda denebilir. Eer denek zel bir uyuturucunun etkisi altnda ise,
denek zerinde mziin belli bir etki yaratt tespit edilebilir,** ama bu, estetik
inceleme ile kastedilen veya varlmak istenilen yer deildir.
*aklama psikolojik deneylerle bulunmaz. -R

**ya da baka rktan insanlar zerinde. -R

12. Burada sebebi motiften farkl bir iliki var. Mahkeme nnde, ilenen bir suun
motifi sorulur ve bu motifin bilindii varsaylr. Eer yalan sylenmiyorsa motifin doru
tanmlanabilecei varsaylr ama bedenin ve akln itaat ettii konularn bilindii
dnlmez. nsanlar, (motifin) bilinebileceini neden dnyorlar? nsan kendisiyle
birok tecrbe edindii iin mi? Bazen, "hi kimse bir insann iini bilemez ama kendi
iinde olup bitenleri grebilir" deniyor, sanki biz, biz olduumuz iin, kendimize bu
kadar yakn olduumuz iin, kendi mekanizmamz daha iyi tanyabilirmiiz gibi.*
Acaba bu gerekten byle midir? Tabii ki insann bunu neden yaptn veya niin
sylediini bilmesi gerekir!"

*bunun kendimizi sk sk gzlemlememizle bir ilgisi olmad ak, ( kendimize yakn


olmamzdan dolay, sk sk iimizde olup bitenleri bildiimizi varsayyoruz. Bu bizim
kendi mekanizmamz bildiimiz anlamna gelir.) -R

13. Yaplan bir eyin sebebinin gsterebilecei bir durum vardr.* "Neden izginin
altna 6249 yazdn?"

Yaplan arpm ilemi aklanr. "Bu arpmdan dolay bu sonuca vardm" denir. Bu
aklama mekanizmasnn ifadesiyle kyaslanabilir. Rakamlarn yazlmas bu olayn
motifi olarak adlandrlabilir. Bu, belli bir dnce srecinden getiim anlamna
gelir.** Burada, "bunu neden yaptn sorusu", "bu sonucu nasl elde ettin" anlamna gelir.
Bir sonucu elde etmenin yolu sebepten geer.

*burada mekanizma bilinciyle kyaslanabilen bir olay sz konusu -"Bunu neden


yaptn veya niin sylediini bilmesi gerekiyor" "Ama bir eyin niin yapld nasl
bilinir?" Cevabn, sebebini gsterdii mevcut durumlar vardr: Bir arpm ilemi
yazlr ve ben sorarm... -R

**bu anlamda gsterdiim sebep... -R


14. Biri hangi yolla belli bir sonucu el ettiini anlatt zaman: "Sadece o bu sonuca
varan sreci biliyor" demeye eilimliyiz.

15. Bir sebep gstermek bazen "bu sonuca gerekten vardm" demektir, bazen de "bu
yolu da kullanabilirdim" deriz, yani bazen sylediklerimiz, bir gereke ve olup biten
eyler hakknda bir aklama deildir. rnein, bir sorunun cevabn hatrlarsam; bu
cevab neden verdiim sorulduunda, bu sonuca ulamak iin kullanmadm yolu
anlatrz.*

*daha nce bu sonuca varmamz salayan yolu gsteriyoruz. imdi sonucu doru klan
bir eyde grmemiz mmkn. -R

16. "Bunu neden yaptn?" diye sorulduunda, "dndm ki..." diye cevap veririz. Pek
ok durumda, bizlere bir ey sorulduunda motifimizi syleriz.*

*bu yzden "sebep" her zaman ayn anlama gelmez. Ayn ekilde "motif" de yle. "Bunu
neden yaptn" diye sorulduunda, bazen "hasta olduu iin onu ziyaret etmem gerektiini
dndm" diye cevap verilir -ve gerekten de dndmz eyleri hatrlarz. Baka
bir ok durumda bize sorulan gereke bir motiften baka bir ey deildir. -R

17. "Bunu neden yaptn" diye sorulduunda, insanlar hemen her zaman kendisin emin bir
biimde hi armadan cevap verirler, ou zaman bu cevab kabulleniriz. Baka
durumlarda ise insanlar motiflerini unuttuklarn sylerler.

Bir eyi yaptktan hemen sonra ardmz ve kendi kendimize: "Bunu neden yaptm?"
diye sorduumuz durumlar vardr.* Taylor'un ruh hali byle olduunu ve benim "gryor
musun" Taylor, kanepenin molekllerinin beynindeki molekller zerinde bir ekim
kuvveti var..." dediimi farz edelim.

*burada neden arld gayet ak. -R

18. Taylor'la birlikte nehir kysnda gezindiimizi ve Taylor'un kolunu uzatp beni suya
ittiini farz edelim. Ona bunu neden yaptn sorduumda, "size bir ey gsterecektim"
diye cevap veriyor. Oysa bir psikanalizci, Taylor'un bilinaltnda benden nefret ettiini
savunurdu.* Farz edelim iki insan nehir kysnda geziyor ve;

a -Dosta muhabbet ediyor

b- Biri bir eye iaret edip dierini suya itiyor.

c- Suya itilen kii, onu suya iten kiinin babasna benziyor

Bu durumun iki aklamas vardr:

a- Bu itme bilinsiz bir nefretten oldu.

b- Kiilerden biri bir eye iaret etti.

*bunlarn dnda her ey bunu glendirmektedir. Ayn zamanda psikanalizcinin baka


aklamalar da var. -R Belki psikanalizcinin aklamalarnn doru olduuna dair baka
ipular da var. -R

19. Aklamalarn her ikisi de doru olabilir. Peki Taylor'un yapt aklamann doru
olduuna ne zaman karar verirdik? Ya bana hibir zaman kaba davranmadysa, ya
Taylor'un gr sahasnda benimle birlikte bir de bana gstermek isteyecei bir an
kulesi varsa ya da Taylor drst biri olarak tannyorsa. Ama ayn koullar altnda
psikanalizcinin de aklamalar doru olabilir.* Burada biri bilinli dieri bilinsiz iki
motif sz konusu. Motiflerin dahil olduklar oyunlar tamamen farkl.** Bu aklamalarn
ikisi de bir bakmdan eliiyor (sevgi ve nefret gibi) ama yinede doru olabilir.***

*ona bir ey hatrlattm iin, benden nefret ediyordu. Psikanalizcinin iddias bunu
glendirir. Ama nasl glendirir? -R

**bilinli motifin ifadesi, bilinsiz motifin ifadesinden tamamen farkl kullanlyor.

***biri sevgi, dieri nefret olabilir. -R

20. Bu Freud'un anlattklaryla balantldr. Freud'un anlattklar bana ok ters geliyor.


D yorumu diye adlandrd bir eyleri aklyor. "D Yorumlar" adl kitabnda
"gzel rya" diye adlandrd bir eyi anlatyor.* Bir hastas gzel rya diye bir rya
grdn anlatm. Ryasnda bir tepeden indiini, iekler,

aalar grdn ve aatan bir dal kopardn sylemi. Freud bu ryann


"anlamn" aklyor. A'dan z'ye kadar edebe aykr, en kaba ve cinsel eyleri anlatyor.
"Edebe aykr derken eyler" derken ne sylemek istenildiini biliyorsunuz. Bir ima
konuya uzak olanlar iin masum olabilir ama konuyu bilenler bu imay duyduklar zaman
kkr kkr glmeye balarlar. Freud, bu ryann edebe aykr olduunu sylyor. Peki
gerekten edebe aykr m? Freud, ryada grlen eylerle belli nesneler arasnda
cinsel bir balant kuruyor. Bu balant yaklak olarak arm zincirinde birbirini
izleyen eylerin belli koullar altnda anlalmas gibi vs. bir ey** Bu, ryann edebe
aykr olduunu gsterir mi? Tabii ki hayr. Biri edebe aykr konutuu zaman, masum
zannettii eylerden sz etmiyorsa ancak o zaman psikanalize edilir.*** Freud bu ryay
"gzel" olarak adlandrd ve "gzel" kelimesini trnak iinde kulland.**** Peki bu rya
gzel deil miydi? Ben olsaydm hastaya: "Bu armlar ryay irkin mi yapyo?"
diye sorardm. Rya gzeldi. Neden gzel olmasn ki?

Freud hastasn kandrmtr demek istiyorum. Deiik maddelerden retilen iren


kokulu parfmleri dnelim. Bu yzden "en iyi" parfmn aslnda slfrik asitten
baka bir ey olmadn syleyebilir miyiz?***** Freud bunu neden bu ekilde
aklad? Bunun

iki tr cevab olabilir:

a- Ya edebe aykr konular sevdii iin, gzel olan her eyi iren bir tarzda aklamak
istiyor. Tabii ki bu doru deil.

b- Ya da oluturduu ilikiler insanlarn sadece uzaktan ilgisini ekiyor. likilendirdii


eylerin belli bir cazibesi var. nyarglar ortadan kaldrmak cezbedicidir.******

*Freud'un "gzel bir rya"s, ("D Yorumu" adl eseri, Fischer Yaynlar 428/29,
Frankfurt 1961, s.240) hastann anlatt "gzel rya"nn zelliklerini iermiyor ama
gerekten de "gzel" olarak adlandrlan "iek rya" (a.k s.289) adl eserinde bu
zelliklere rastlamak mmkn: "Bu rya yorumlandktan sonra ryay gren bayann
houna gitmemeye balamt" -Cyril Barret.

**iein bir eyi simgelemesi, aacn bir eyi simgelemesi vs. -R


***eer birinin niyeti masumsa edebe aykr bir ey konuamaz. -T

****gzel denilen ey budur. -T

*****eer kt kokan ya asidiyle en iyi parfm arasnda bir iliki varsa, yine de "en
iyi parfm" szn trnak iinde kullanabilir miyiz? -T

****** ...baz insanlar iin... -R

21. rnein: Bay Redpath' 200 derece suda kaynattmzda, nce su buharlar, geride
sadece biraz kl vs. kalr.* Gerekte Redpath sadece bundan ibarettir. Bunu sylemek
caziptir ama -yumuak bir dille ifade edilecek olursa- artcdr da.

*bu adam 200 derece suda kaynatrsak, su buharlar... -R

22. Belli tarz aklamalarn cazibesi muhteemdir. Belli anlarda belli tarz aklamalarn
cazibesi, dnldnden de fazladr.* Bu zellikle, "Bu gerekte sadece byledir"
tarzndaki aklamalar iin geerlidir.

*eer doru rnekler el altnda bulundurulmasa. -T

23. "Bu ryann yle ya da byle olduu gereini gz ard edemeyiz" deme eilimi
ok yaygndr.* Belki de insanlar bu aklamay bu kadar itici olduu iin kabul ediyor.

*bu gzel ryann, irkin bir eyle ilikisini grrsek... -R

24. Biri, "Neden konunun gerekte bu olduunu iddia ediyorsun. Belli ki konu baka."
dediinde, ortada olan konuyu baka bir ey olarak grmek gerekten zordur.

25. Gerekte byle bir dnceye sahip olunmadn halde, kiiye belli bir dncesi
olduunu syleten bu irkin aklama olduka ilgin psikolojik bir fenomendir.

a- Ryann belli blmlerini belli nesnelerle dmleyen bir sre ("serbest arm"
-R) vardr.

b- "Gerekten kastettiim ey bu" denilen bir sre vardr. Bu insanlarn


kaybolabilecekleri bir labirenttir.*

*bunlarn her ikisinin de birlikte ortaya kmalarna gerek yok. Belki biri bir ie yarar,
dieri yaramaz. -R

26. Birinin kekeledii iin analiz edildiini farz edelim.

a- Kekelemeyi ortadan kaldran aklamann (analizin -R) doru olduu sylenebilir.

b- Kekeleme tedavi edilmezse, "bu aklama doru"* diyen veya aklamay onaylayan
analize tabi tutulmu kiinin bir lt olduu sylenebilir.

c- Sz konusu kii belli tecrbe kuralarna** gre yaplan aklamay kabul etse de
etmese de, aklamann doru olmas baka bir ldr.*** Bu aklamalarn ou
zgn, bir cazibeye sahip olduklar iin, kabul ediliyor.

nsanlarn bilinsiz dncelere sahip olduklar hayali olduka cezbedicidir. Bu gizemli


bir dnyann, gizli bir evrenin hayali. Bu sakl, tekin olmayan bir ey. Keller'in eserinde
geen, canl bir sinei oyuncak bebein kafasndan ieri sokan ve bebei gmdkten
sonra kaan iki ocuk gbi.**** (Neden byle eyler yaparz? Bu da yaptmz eylerin
bir rnei ite)

Gizemli olduklar iin, insan birok eye inanmaya hazrdr.

* "Evet, kastettiim ey buydu". -R Ya da analiz edilen kiinin onayndan sonra, kyasn


doru olduu sylenebilir. -T

** ...buna benzer fenomenleri aklayan tecrbe kurallar. -R

***ya da genel olarak kabul edilen kyasn doru olduunu syleyebiliriz. Normalde
yaplan kyas. -T

**** Gottfried Keller, (1819-1890). Wittgenstein burada "Romeo ve Juliet Kyde" adl
eserde kyde geen bir olay ele alyor. -Cyril Barret.

27. (Fizikte -R, -T) bir aklama iin en nemli olan ey, bir ilevin olmas, bir eyleri
harekete geirmesi, bir eyleri (baaryla -T) tahmin etmemize yardmc olmasdr.
Fizik, mhendislik bilimiyle balantldr. Bir kprnn kmemesi gerekir.

28. Freud deiik ruhsal sreler olduunu sylyor. (yasalarla kyaslaynz)*


Psikoanalitk aklamalarn ou, tecrbelerden dolay fiziksel aklamalar kadar aklk
kazanmyorlar.** Bu aklamalar ifade eden anlay ok nemli. Bizi zgn cazibesiyle
etkileyen bu anlay dncelerimize araclk ediyor.***

*Freud'un aklama olarak verdii rnekleri gz nnde bulundurursak, hekim


yntemiyle deil de, rnein (yksek adli "sre" anlamnda) deiik "srelerden"
geerek ruhumuza bir takm eyler anlatyoruz.

**ou zaman deiik anlamda aklamalar sz konusudur. Aklamann cazibesi,


fiziksel aklamaya gre daha nemli -T

***bu dnce herhangi bir tahminde bulunmaya yardmc olmaz ama kendine zg bir
cazibesi vardr. -R

29. Freud'un bunlar anlatmasnn zekice sebepleri var. O insanlar artacak kadar
yksek hayal gcne ve nyarglarna sahip biriydi.*

*insanlar anlatlan eylere gre ikna edilebilir. -R

30. Freud gibi cinsel motiflere olduka fazla arlk veren birini dnelim.

a- Cinsel motiflerin nemi ok byktr.

b- Cinsel bir motifi, motif olarak gizlemesinin hakl sebepleri vardr.*

*bunu sk sk itiraf etmek, pek sevindirici deil.


31. Cinsel motifi itiraf ederken bunlar sylemek iyi bir gereke deil midir? "Asl konu
hep budur." Belli bir aklama tarznn, birini itiraf yapabilecei yeterince ak deil
mi? Redpath'a belli bir motifi itiraf edecei kadar elli kadar rnek gsterdiimizi farz
edelim. Ona bu rneklerin yirmisinde motifin nemli bir balanty (eylemin
aklanmasn m?) oluturduunu her koul altnda itiraf ettirebilirim.

*onu, konunun aslnda ayn olduuna ikna ederlerse, o zaman konu yine ayn m olur?
Sylenebilecekler bu kadar. Baz insanlar, bir eyin yle ya da byle olduunu
dnmeleri iin ikna edilebilir. -T

32. rnek olarak Darwin teorisi hakknda yaplan yaygaray ele alalm. Teoriyi
destekleyen ve "tabii ki!" diyen evreler vardr; bir de "tabii ki hayr" diyen (kart -R)
evreler vardr.* Hangi mantkla "tabii ki" denilebilir? (Tek hcreli organizmalarn
zamanla daha karmak organizmalara dntkleri ve memeli hayvanlardan insanlara
kadar gelitikleri dncesi savunuluyordu.) Peki bu sreci gzlemleyen biri var m?
Hayr. Peki bu sreci u anda kimse gzlemliyor mu? Hayr. Yaplan gzlemler bir
damla suyun kzgn bir taa damlatlmas gibi. Buna ramen binlerce kitapta bu teorini
akla en yakn zm olduu yazyor. nsanlar ok zayf kantlara ramen bu teorinin
doruluundan emin. Peki, "Bilmiyorum. Bu ilgin bir hipotez ama daha fazla
glendirilmesi gerekir" gibi bir tutum savunulamaz myd? Bu, nasl herhangi bir eye
ikna olunabileceini gsteriyor. Sonunda cevapsz kalan sorular unutuluyor ve kiiler
bunun byle olduuna kanaat getiriyorlar.

*tek zm saylan bu teorinin tek prensip ve tekdze olmas insanlar cezbediyordu.


Teorinin ("tabii ki") kesinlii, tekdze oluunun cazibesiyle daha da glendirildi.
rnein "...belki sebeplerini belli bir aamadan sonra buluruz" denilebilir. Neredeyse
hi kimse bunu sylemiyor; ya insanlar bunun byle olduuna emindirler ya da emin
deildirler. -R

33. Birinin psikanaliz sayesinde eitli dncelere ve motiflere sahip olduuna kanaat
getirilirse, bu onda bir eyler kefedildii iin deil, onun ikna edilmesi ile ilgilidir.*

Baka eylerle de ikna olunabilirdi. Psikanaliz bir kekemeyi tedavi ettii zaman, onu bu
anlamda tedavi ediyor yleyse baardr. Psikanalizin sonularnn Freud tarafndan
kefedildii yolunda sylentiler var. Bu bir psikanalizcinin anlattklarn olduka farkl
bir ey. Burada bunun byle olmadn sylemek istiyorum.

*bir kiinin analiz esnasnda, psikanalizin etkisi altnda kalmakszn herhangi bir eyi
dndn itiraf ettiini dnmeye yatknz. -R

34. zellikle "bu gerekte byledir" (Bunun anlam bu. -R) tarzndaki cmlelerin ikna
edici bir yan var. nemli farklarn gz ard edilebilecei kadar ikna olunmutur.* Bu
bana "Her ey naslsa yledir, baka bir ey deildir" tekerlemesini hatrlatyor: D
edebe aykr deildir, sadece baka bir eydir.

*yani bir eyleri ihmal etmek iin ikna olunmutur. -R

35. Sk sk okuyucunun dikkatini belli farkllklara ekiyorum, rnein bu ders


notlarmda sonsuzluun grnd gibi gizemli olmadn gstermeye altm. Bir
anlamda ben de ikna edici olmaya alyorum. Bir kii "Burada bir fark var" dedii
zaman ve ben de "Hayr burada bir fark yoktur" diye karlk verdiimde, ona "Bu
konuya baka bir adan bakmanz istiyorum" diyerek ikna etmeye balam oluyorum.*
Diyelim ki Cantros'un kulland ifadelerin ne kadar artc olduklarn gstermek
istiyorum. Bana "artc derken ne anlatmak istiyorsun?, bu bizi nereye gtrr? Diye
sorulabilir.

*bu konuya baka bir adan bakmak istediimi syledim. -T

36. James Jeans adl fiziki "The Mysterious Universum" (gizemli evren) adl kitap
yazmt. Bu kitabn ieriinden tiksiniyorum ve artc buluyorum. Zaten kitabn ad
artc* rnein ba parman yakalamak isterken insan yanlmyor mu? ** Jeans
evrenin gizemli olduunu sylerken yanlm myd?

Kitabn adnn "gizemli evren" oluunun bir tr putperestlii ifade ettiini


syleyebilirim. Burada put, bilim ve bilimadamlar anlamna geliyor.

*kitabn ad gerekten artc? Gerekten gizemli mi, yoksa deil mi? -R


**"ba parma yakalamak" derken, ba parma yakalama oyununu kastettim. Bunun
neresi yanl? -R

Ba parma yakalama oyunu: sa ba parmak sol avuca konur ve sa elle yakalamaya


allr. Sa ba parmak daha yakalanmadan "gizemli bir ekilde" avu iinde
kaybolur. -Cyril Barrett.

37. Aslnda belli bir dnce tarz iin propaganda yapyorum ve dier dncelerine
karym. Drst olmak gerekirse dierlerinden tiksiniyorum. Ayrca dndklerimi
ifade etmeye alyorum. Yine de "Ne olur bunu yapmayn diyorum!" diyorum.*
rnein: Ursell'in kantlarn tek tek yrttm. Hemen ardnda kantlarnn cezbedici
olduunu sylemiti. Bunun zerine sadece "Cezbedici bulmuyorum. Bu kantlar;
rnein: "asl saylarn asal says ifadesini tiksindirici buluyorum" dedim**

*kara kara dnmeyi brakp dier kiiyi baka bir ey yapmaya ikna ediyorum. -T

**Cantros'un kantlarna gelince. Hangi cazibenin bu kantlar ekici hale getirdiini


gstermeye alrdm. (Ursell bu konuyu benimle tartt ve bana hak verdii halde
"ama yine de ... "diye itiraz etti.) -R

38. rnein: Cantor, bir matematiki hayal gcyle tm (ruhsal -T) snrlar tanmasnn
ne kadar muhteem olduunu sylyor.

39. nsanlar etkileyen eyin bu cazibenin olduunu, tm var gcmle gstermek


istedim.* Konu matematik veya fizik olunca, olaylar tartlmaz hal geliyor ama bu
tartlmazln cazibesi daha byk oluyor. fade ekillerine baktmz zaman, birtakm
eylerin deiik bir tarzda da aklanabileceini gryoruz. Bir eyi pek ok insan iin
ve zellikle benim iin cazibesini kaybetmi bir tarzda da ifade edebilirim. **

* "matematiin" artrd eyi ve bu cazibenin etkilerini gsterebilmek iin her


eyimi verirdim. -T

**eer kantn erevesini tanmlarsam o zaman konunun tamamen farkl ifade


edilebilecei grlr ve alef sfr ile asal say arasndaki benzerliin ok az olduu
grlr. Konu birok insan iin cazibesini yitirecek bir biimde ifade edilebilir. -R
40. Yaptmz eylerin ne kadar dnce tarznn deiimine ynelik. Yaptklarmn
ka dnce tarzn deitirmeye ynelik ve yaptklarmn ka insanlar ikna ederek
dnce tarzlarn deitirmeye ynelik.?

41. Yaptklarmzn ou dnce tarznn deiiminden ibaret.

You might also like