Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 200

Hz. M u h a m m e d ' i n Hayat ada bir 'siret'tir.

a d a
mslman yazarn tamas gereken sorumluluk bilinciyle
kaleme alnan bu deerli eser, kkl bir aratrmann rn
olmasnn yansra, yazarnn bir 'edb' oluuyla kazand
ayrc bir nitelie sahiptir. E s e r e hakim olan slup bir
taraftan k o n u s u n u n g e r e k t i r d i i y o u n l u u r a h a t a
srdrebilmektedir. Kitabn anlatm b i i m i y l e kazand
bu e d e b deer, A r a p a ilk k a y n a k l a r e s a s a l m a s y l a
kazand ilm deerle birleince kendisini emsallerinden
ayran temel nitelik, iddial bir tarzda ortaya kmaktadr.
ngiliz asll mslman yazar M a r t i n L i n g s ( E b u b e k i r
S i r a c e d d i n ) yln verdii bu deerli aratrmasyla,
'siyer' bilimiyle uraan ciddi evrelerin hakl takdirlerine
mazhar olmu ve eseri " S R E T D L " n e layk
grlmtr.

ISBN 17S-S74-220-4

T f a i r a a MCC lj 3

insan yaynlar
insan yaynlar: 11 Hz. Muhammed'in Hayat
siyer dizisi: 1

hz. muhammed'i hayat


martin lings MARTIN LNGS
istanbul, 2006 (Ebubekir Siraceddin)

Copyright Martin Lings 1983, 1986, 1988, 1991.


Muhammed: His Life Based on The Earliest Sources by Martin Lings,
The Islamic Texts Society 1991.
insan yaynlar
eviren
eviren NAZFE MAN
nazife iman
ISBN 9 7 5 - 5 7 4 - 2 2 0 - 4

dizgi-idiizen
insan

kapak dzeni
Yaln Yoncalk
revizyon@gmail.com

bask-cilt
Uygun Basm

insan yaynlar
keresteciler sitesi, mehmet akif cad.
kestane sok. no: 1 merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 5 5 4 62 07
www.insanyayinlari.com.'r
insan@insanyayinlari.com.tr insan yaynlar
i n d e k i l e r

Allah'n Evi 7
MARTIN LINGS Bir Byk Kayp 10
(Ebubekir Siraceddin) Vadideki Kurey 12
Bir Kaybn Tekrar Bulunuu 16
Bir Oul Kurban Etmeye iilen And 18
1909 ylnda ngiltere'de dodu. nceleri protestand,
Bir Peygambere Duyulan ihtiya 21
sonra ateist oldu. Oxford niversitesi'nde ingiliz ede-
Fil Yl 25
biyat okudu. Yirmibe yalarnda dier dnya dinleri-
l 29
ni incelemeye balad. 1938'de tant Kuzey Afrika'l ki Kayp 33
mslmanlar vastasyla byk suf eyh Ahmed el Rahip Bahira 35
Alav e-azel ile karlat, mslman oldu. Ebubekir Hilf'l-Fdul 37
Siracddin adn ald. Evlilik Teklifleri 39
1939 ylnda Msr'a gitti. Burada Kahire niversite- Yuva 42
si'nde, zellikle Shakespeare zerine on iki yl ders ver- K'be'nin Yeniden nas 47
di. 1948'de tekrar ngiltere'ye dnd. Londra niver- lk Vahiy 49
Namaz 52
sitesi'nden Arap dili diplomas ald. 1955 ylndan iti-
Aileni Uyarp Korkut 57
baren ngiliz Mzesi Dou elyazmalarnn (zellikle
Kurey Kar kyor 59
Arapa) tasnifine itirak etti. Evs ve Hazrec 63
Eserleri arasnda: Antik inanlar Modern Hurafeler, Ebu Cehil ve Hamza 65
Yirminci Yzylda Bir Veli, Tasavvuf Nedir ve Onbirin- Kurey'in Teklifleri ve stekleri 67
ci Saat Trke'ye evrildi. Elinizdeki bu eser, ile yazar, Kurey'in ileri Gelenleri 71
Pakistan devletince her yl verilen "Siret dln" ka- Korku ve mit 74
zand. Eser belli bal bir ok dile evrilmi ve byk il- Ailelerde Blnmeler 77
gi toplamtr. Yazarn ayrca Trke'ye evrilmemi Es-Sa (Kyamet) 83
Book of Certainty, Shakespeare in the Light of Sacred Soru 85
Art, Quranic Arts of Calligrapy and llumination isimli Habeistan 90
mer 95
kitaplar vardr. yi bir air de olan Lings'in iki de iir
Boykot ve Kaldrl 98
kitab vardr.
Cennet ve Ebediyet 104
Yazd makaleler, "Studies in Comparative Religion", Hzn Yl 105
"The Islamic Quarterly" gibi dergilerin yan sra, The "Senin Yznn Nuru" 111
New Encyclopadia of islam ve Encyclopedia Hzn Ylndan Sonra 115
Britannica gibi belli bal ansiklopedilerde yer ald. Yesrib'in Cevab 120
Yazar, 2005 ylnda vefat etti. Gler 126
Bir Suikast 127
Hicret 131
Medine'ye Giri 137
Ahenk ve Uyumazlk 139
Yeni Yuva 147
Savaa Balang 151
Bedir'e Doru ALLAH'IN EV
Bedir Sava J^J
Yenilenlerin Geri Dn
birler [1]
Beni Kaynuka
lmler ve Evlilikler 1 8 3

Ashab- Suffe (Ehl-i Suffe) 1 8 8 aratl kitab (Tekvin) bize brahim'in o c u u olmadn, o c u k sahibi
Dzensiz Saldrlar
Savaa Hazrlklar
*92
194
Y olmaktan mit kestiini ve Allah'n adrndaki ibrahim'e yle seslen-
diini syler: "imdi gklere bak ve sayabilirsen g k t e k i yldzlar say." ib-
Uhud'a Yry 1 9 9

Uhud Sava 2 0 2 rahim gzlerini yldzlara evirdi ve yle b i r ses duydu: "Senin soyun da
intikam ayn ekilde o a l a c a k " (Tekvin: 1 5 : 5 )
ehitlerin Gmlmesi 215
Kars Sare yetmialt, brahim ise s e k s e n b e yanda idi; kars tbra-
Uhud'dan Sonra 2 ^9
him'e Hacer adnda Msr'l bir cariyeyi ikinci kars o l m a s iin verdi. Fakat
ntikam Kurbanlar 2 2 3

Beni Nadir 2 2 8 hanmla cariye arasnda geimsizlik ortaya kt. Hacer, Sare'nn kzgnln-
Sava ve Bar 23 1 dan kat ve z n t iinde Allah'a yalvard. Allah ona melek'le bir vahiy
Hendek 2 4 2
gnderdi: " S e n i n s o y u n u o kadar oaltacam ki o n u s a y m a k m m k n ol-
Kuatma 2 4 8

Beni Kurayza 2 ^ 9 m a y a c a k . " M e l e k ona unlar syledi: "te, bir o c u u n olacak, bir e r k e k
Kuatmadan Sonra 2("5 ocuu dnyaya getireceksin ve adn ismail k o y a c a k s n ; n k Allah senin
Mnafklar 2 6 8
kederini iitti." (Tekvin: 16: 1 0 - 1 1 ) . Sonra Hacer, i b r a h i m ve Sare'nn yan-
Gerdanlk 2 7 1
na dnd ve onlara melein sylediklerini h a b e r verdi; o c u k doduunda,
ftira 2 7 4

Kurey'in Yaad kilem 2 7 9 brahim ona "Tanr iitir" a n l a m n a gelen ismail adn koydu.
Apak Bir Zafer 2 8 4
o c u k o n yana geldiinde, b r a h i m yz, Sare ise d o k s a n yanday-
Hudeybiye'den Sonra 29 0
d; Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn bir erkek o c u u dnyaya ge-
Hayber 2 9 7

"En ok Sevdiin Kim?" 304 tireceini, adm l s h a k k o y m a s n syledi. B y k o l u n u n Allah katnda


Hayber'den Sonra 3 gzden d e c e i n d e n k o r k a n i b r a h i m Allah'a yalvard: "ismail senin katn-
Umre ve Sonras 318 da yaamaya devam etsin." Allah ona yle cevap verdi: "ismail'le ilgili sy-
lmler ve Bir Doum Vaadi 325
Anlamann Bozulmas lediklerini duydum. z l m e , s e l m m o n u n zerine o l s u n . . . Ben onu b -
Mekke'nn Fethi 3 3 8 y k bir millet yapacam. Fakat b e n i m ahdim ( s z m ) , Sare'nin gelecek yl
Huneyn Sava ve Taif Kuatmas 346 b u vakitte dnyaya getirecei l s h a k ile yerine g e l e c e k . " (Tekvin: 1 7 : 2 0 - 1 ) .
Uzlamalar 351
Sare, shak' dnyaya getirdi ve onu kendisi emzirdi. l s h a k stten kesil-
Zaferden Sonra 356
Tebk 360 diinde, brahim'e artk Hacer ve ismail'in kendi evlerinde kalmasna gerek
Tebk'ten Sonra 364 kalmadn syledi, i b r a h i m , smail'i o k sevdii iin b u n a zld. F a k a t
Dereceler 372 Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn teklifine u y m a s n ve z l m e m e -
Gelecek 376
Veda Hacc 379 sini syledi; ve smail'in k o r u n a n l a r d a n olacan tekrarlad.
Seim 385 brahim bir deil, iki byk milletin atas olacakt - i k i byk millet, ya-
Cenazenin Gmlmesi ve Hilafet 391 ni hidayete erdirilmi iki g, yeryznde Allah'n emirlerini yerine getirecek
Soy Aac 396
Referans Anahtar 397 olan iki a r a - n k Allah din-d (profan) olan bir eyi rahmet olarak va-
de tmez ve Allah katnda ruh yceliinden baka b y k l k yoktur. brahim,
beraberce akmamas bilkis herbirinin kendi yolunda gitmesi gereken iki ma- balarn Hebron'da beraber gmdklerini ve birka yl sonra Esav'n, kuze-
nevi rman kayna olacakt; ve her eyin daha gzel olaca inancyla sma- niyle, yani smail'in kzyla evlendiini yazarken smail'in ad geer. Fakat
il ve Hacer'i Allah'n rahmetine ve meleklerinin gzetimine emanet etti. Mezmur'da, "Ey Mihmandarlarn Rabbi, senin barnaklarn (tapnaklarn)
ki manevi rmak, iki din, Allah iin iki dnya, iki daire, binaenaleyh iki ne gzeldir" adl blm aarken smail ve annesinden ve Zemzem'in onla-
merkez nokta. Bir yer, asla orasn insanlar setii iin deil fakat Gklerde rn vadiden gemesi nedeniyle ktndan bahsedilir: "Mbarek olanlar, g-
seildii iin mukaddes olur. brahim'in sahas dahilinde iki mukaddes mer- cn senden alan, Bekke vadisinden geip, oray bir su kayna yapanlann
kez vard; bunlardan biri yannda, teki belki de daha henz bilmedii bir yolunda olan ve onlar kalbinde tayanlardr." (Mezmur; 8 4 : 5-6).
yerdi. te bu tekisiydi Hacer ve smail'in gtrld; bir kra Arabistan smail ve Hacer gittikleri yere ulatklarnda, brahim'in daha yetmibe
vadisinde, Kenan ilinin krk gnlk deve yolu kadar gneyinde. Vadinin ad yllk mr vard ve olunu o kutsal yerde ziyaret etme frsat buldu. Kur'an
Bekke idi, vadinin darl yznden bu ad vermilerdi ona; sadece geit bize, Allah'n brahim'e smail'le birlikte Zemzem kuyusunun yaknna ina
hari her taraf tepelerle evriliydi. geidin biri kuzeye, biri gneye, di- edecekleri mabedin yerini gsterdiini syler (Hacc: 26); nasl yapacaklar da
eri ise batda Kzl Deniz'e alr ve kyya elli mil uzaklktadr. Kitaplar, onlara bildirilmiti. Bu mabede, ekil olarak "kp"e benzedii iin K'be ad
Hacer ve smail'in Bekke'ye nasl ulat hakknda bilgi vermiyor; kervan verilir; drt kesi, pusulann drt ynne gredir. Fakat bu kutsal yerdeki
yolcularnn yardmyla ulam olmallar, n k vadi byk kervan yolla- en kutsal nesne, yeryzne indiinden beri Ebu Kubays Tepesi'nde bulun-
rndan birinin zerindedir. Bu yol, Gney Arabistan'dan Akdeniz'e gtr- duu ve oradan bir melek tarafndan ibrahim'e getirildii sylenen semavi
len gzel kokular ve misklerin tand yol olduu iin bazen "misk yolu" bir tatr. " O, Cennet'ten yeryzne stten beyaz bir halde indi, fakat Ade-
diye de adlandrlr. Hacer'le smail vadiye vardklarnda, herhalde kervan- molu'nun gnahlar onu karartt." (Hadis: Tir. V I 1 , 4 9 . ) . Bu karata,
dan ayrlm olmallar. Ana-oul susuzluktan kavrulmaya baladklarnda, K'be'nin dou kesine yerletirdiler; mabedin yapm bittiinde Allah tek-
Hacer olunun lmesinden korktu. Atalarnn geleneklerine gre, smail rar brahim'e seslendi ve ona Bekke'ye, veya daha sonra adlandrld gibi
yatt yerden Allah'a yalvard ve annesi biraz tedeki tan stne kp, Mekke'ye Hac geleneini kurmasn emretti:
yardm gelip gelmediini aratrd. Kimseyi gremeyince kardaki yksek "Bana hibir eyi ortak koma, tavaf edenler, kyam edenler, rkua ve sucuda
tepeye kadar kotu, fakat yine kimseyi gremedi. Yar lgn bir halde iki varanlar iin Evimi tertemiz tut. insanlar iinde Hacc' duyur; gerek yaya, gerekse
nokta arasndan yedi kez geti, yedincisinde dinlenmek iin kayann st- uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun dm develer stnde sana gelsin-
ne oturduu srada melek geldi. Tekvin'e gre Melek yle dedi: ler." (Hacc, 26, 27)

"Tanr ocuun sesini duydu; ve Tanr'nn melei gkten Hacer'e ses-


Hacer, brahim'e Bekke'ye ilk geldii gnk yardm arama abalarndan
lendi ve yle dedi: 'Hacer, seni zen ne?' 'Korkma, nk Tanr, yatan o-
bahsetti. O da Hacer'in getii iki nokta olan Safa ve Merve tepeleri arasn-
cuun sesini duydu. Kalk ve ocuu kaldr, kucana al. nk onu byk
dan Haclarn yedi defa gemelerini Hacc'm gereklerinden birisi kld.
bir millet yapacam.' Tanr onun gzlerini at ve o kaynayan bir su gr-
Daha sonra brahim- byk bir olaslkla Kenan'da- etrafndaki geni
d." (Tekvin, 2 1 : 1 7 - 2 0 )
otlaklara, buday ve arpa tarlalarna bakarak yle dua etti:
Allah, smail'in topuunun olduu yerden bir su kayna fkrtt. Bun-
dan sonra vadi, suyunun bolluu ve gzellii nedeniyle kervanlarn konak
"Rabbimiz, gerekten ben, ocuklarmdan bir ksmn Beyt-i Haram (Kutlu ve Korun
yeri oldu ve kaynak Zemzem adn ald.
mu Ev'in) yannda ekini olmayan bir vadiye yerletirdim; Rabbimiz, dosdoru namaz kl
Tekvin, brahim'in dier kolunun kitab deil, lshak ve soyundan gelen-
smlardiye (yleyaptm), bylelikle Sen, insanlarn bir ksmnn kalbleini onlara ilgi duyar
lerin kitabdr. smail'le ilgili unlar yazar: "Ve Tanr ocukla beraberdi, o-
kl ve onlar birtakm rnlerden nzklandr. Umulur ki krederler." (ibrahim, .17)'.
cuk vahi doann iinde byd, yaad ve bir oku oldu." (Tekvin, 21: 17-
* Kitapta kuilanlai ayet meallerinde Ali Bula, Kur'a- Kerim'in Trke Anl.un (Mc.l vc SVl(lk),
2 0 ) . Bundan sonra smail'den ok az bahseder, sadece smail ve lshak'n ba- Pnar Yaynlar, st. 1983 meali esas alnmtr, (ev.)
BR BYK KAYIP
harika suyun kaynam aratrmad. n k o gnlerde, Mekke'de baka
kuyular kazlm ve T a n r n n b u hediyesi bir ihtiya o l m a k t a n km, Kut-
[23 sal Kuyu yar u n u t u l m u bir hatra olarak kalmt.
O halde C r h m l e r i n s u u n a Huzaa'llar da ortak olmulardr. Hu-
- j b r a h i m ' i n duas kabul oldu. Arabistan'dan ve daha uzaklardan gelen hac- zaa'llarn tek suu bu deildir. Onlarn bir efi, Suriye'den d n e r k e n Mo-
11ar tarafndan getirilen zenginlikler Mekke'yi doldurdu. B y k Hac ylda abi'lerden, putlarndan birini vermelerini istedi. O n a Hubel'i verdiler. Bera-
bir kez yaplyordu; fakat K'be, U m r e yaplarak yln istenilen zamannda zi- berinde Mekke'ye getirdii H u b e l , K'be'ye k o n d u ve M e k k e ' n i n ba putu
yaret edilebilirdi; b u ibadetler, i b r a h i m ve ismail'in koyduu kurallara gre oldu.
evk ve ballk iinde yaplmaya devam ediyordu. Ishak'n soyundan gelen-
ler de, K'be'yi i b r a h i m tarafndan yaplan kutsal bir tapnak olarak ziyaret
ediyorlard. Bu onlar iin Tanr'nn var olan mabedlerinden sadece biri idi.
Fakat yzyllar getike tek tanrya olan ibadetin safl bozulmaya ve kirlen-
meye balad. smail'in soyundan gelenler, M e k k e vadisine smayacak kadar
oaldlar; uzaklara g edenler bu kutsal tapmaktan talar alp, K'be adna
onlara sayg gsterdiler. Daha sonralar, k o m u putperest topluluklarn etki-
siyle bu talara putlar da eklendi; ve s o n u n d a haclar b u putlar Mekke'ye ta-
maya baladlar. Bu putlar K'be'nin evresine yerletirildi, ite o zaman ya-
hudiler brahim'in tapman ziyaret etmemeye baladlar. ^
Putperestler, putlarnn Tanr ile insan arasnda araclk yaptn savu-
nuyorlard. Bu nedenle, Tanr ile olan ilikileri gnden gne azald ve Tan-
r onlarn hayatndan uzaklatka, Ahiret'e olan inanlar zayflad, s o n u n -
da ou l m d e n sonraki yaama i n a n m a m a y a balad. F a k a t gerei gre-
bilenler iin, onlarn Hak yoldan saptn gsterir b i r o k delil vard: artk
Z e m z e m kuyusuna n e m vermiyorlard, nerede olduunu bile u n u t m u l a r -
d. B u n u n asl s o r u m l u s u Yemen'den gelen Crhmler'di. O n l a r M e k k e ' n i n
yneticilii grevini stlenmi, brahim'in soyundan gelenler de b u n u ka-
bullenmilerdi, n k smail'in ikinci kars bir C r h m idi. F a k a t Crh-
mler h e r trl adaletsizlii uygulamaya baladnda dier kabileler onlar
M e k k e ' d e n kovdular. C r h m l e r ayrlmadan n c e Z e m z e m k u y u s u n u dol-
durdular ve stn rttler. phesiz b u n u intikam a l m a k iin kinlerinden
yaptlar, fakat yllardan beri haclarn K'be'ye getirdii mcevherleri geri
d n p zengin o l m a k iin kuyuya g m d k l e r i ; ve stn k u m l a kapladkla-
r da olasdr.
Onlarn grevini, yani M e k k e ' n i n yneticiliini Huzaa kabilesi stlen-
di. Bu kabile smail'in soyundan gelen, Yemen'e g eden, daha sonra tek-
rar kuzeye d n e n bir Arap kabilesidir. F a k a t Huzaa da, atalarm verilen bu
1. I.I., 15.
VADDEK KUREY
Haim ve kardelerini destekleyenler Zhre ve Teym'in t o r u n l a n ve en b-
y k o u l u n soyundan olanlar hari t m Kusayy soyundan gelenlerdi. Mah-
[3]
z u m ' u n soyundan gelenler ve dier uzak k u z e n l e r haklarn Abdu'd-Dar'da
kalmas gerektiini savundular. ler o kadar alevlendi ki Abdu M e n a f so-
-i- b r a h i m ' i n s o y u n d a n gelen en gl Arap kavimlerinden biri de Kurey y u n d a n bir grup kadn bir kse gzel k o k u getirip, K'be'nin yanna koydu-
I idi; ve sa'dan yaklak drtyz yl s o n r a , Kurey'ten Kusayy, Huzaa'nn li- lar; Haim, kardeleri ve dier taraftarlar ellerini b u kseye daldrp, birbir-
deri Huleyl'in kz ile evlendi. Huleyl, damadn kendi oullarna tercih et- lerini brakmayacaklarna dair and itiler ve bu anlamay teyid e t m e k iin
ti; n k Kusayy z a m a n n n Araplar arasnda sivrilmi bir ahsiyetti. Hu- k o k u l u ellerini K'be'nin talarna srttler. te b u grup 'Gzel Kokanlar'
leyl'in l m n d e n sonra, iddetli b i r arpma oldu ve sonunda M e k k e ' n i n diye anld. Abdu'd-Dar'n taraftarlar da birleme and itiler ve onlara da
yneticilii ve K'be'nin k o r u y u c u l u u Kusayy'a verildi. 'Mttefikler' ad verildi. iddet ve sava sadece Mabed'in iinde deil M e k -
B u n u n zerine Kusayy yakn akrabalar olan Kureylileri -kardei Zh- ke'yi evreleyen b y k bir daire iinde de yasakt. ki grup, bir anlamazlk
re, amcas Teym, dier bir a m c a s n n olu olan M a h z u m ve daha uzak olan ktnda, savamak iin b u kutsal yerden millerce uzaa gitmek zorunday-
b i r k a k u z e n i n i - vadiye getirdi ve Mabed'in yaknna yerletirdi. B u n l a r ve d. S o n u n d a Abdu M e n a f oullar'nn vergi toplama ve haclara yiyecek ve
yaknlar 'vadi Kurey'leri', Kusayy'n daha uzak akrabalar olan ve evrede- su salama haklarn almasna, Abdu'd-Dar oullar'nn ise K'be'nin anah-
ki tepelerde yerlemi olanlar ise 'civar Kurey'leri' olarak tannr. Kusayy tarlarna ve dier haklara sahip olmasna ve onlarn evinin yine toplanma
bu iki kabileyi de kral gibi y n e t i r ve vergi alr, b u parayla da kendilerini yeri ( D a r ' n - N e d v e ) olarak devam e t m e s i n e karar verildi.
b e s l e y e m e y e c e k kadar fakir olan haclar doyururdu. Bu zamana kadar Ma- Haim'in kardeleri, haclara hizmet grevini Haim'e verdiler. Hac za-
bed'in k o r u y u c u l a r o n u n evresinde adrlarda kalyorlard. F a k a t Kusayy m a n yaklatnda Haim mecliste kalkar ve yle derdi: " E y Kureyliler,
onlara, kendilerine evler yapmalarn syledi, kendisi de Daru'n-Nedve siz Allah'n komularsnz, O ' n u n evinin yaknlarsnz, ite b u bayramda
adyla tannan geni bir ev yapt. Allah'n ziyaretileri, haclar O ' n u n evine geliyor. O n l a r Allah'n misafirleri-
Herey ahenkliydi, fakat karklklar k m a k zere idi. Kusayy soyu- dir ve h i b i r misafir O ' n u n misafirleri kadar c m e r t l i k b e k l e m e z . Eer be-
n u n belirgin zelliklerinden biri de h e r nesilde bir tek sekin kiinin t m n i m k e n d i zenginliim yetse idi, bu yk size y k l e m e z d i m . "
k a v m e h k m e t m e s i idi. Kusayy'n drt o l u n d a n en erefli ve tannm ola- Haim h e m Arabistan iinde, h e m de dnda eref kazand. Mekke'den
n Abdu Menaf't. Fakat Kusayy, en b y k olu Abdu'd-Dr' ilerinde en az k a l k a n iki b y k kervan, Yemen'e giden k kervann ve kuzey-bat Ara-
yetenekli o l m a s n a ramen dierlerine tercih etti ve l m n d e n ksa bir s- bistan'a oradan R o m a mparatorluu'nun bir b l m olarak Bizans yneti-
re n c e ona unlar syledi: " O l u m , insanlar, onlar senden daha erefli ka- m i n d e olan Suriye ve Filistin'e giden yaz kervann o dzenlemitir. ki ker-
b u l etseler de, seni onlarn seviyesine karacam. Sen a m a d k a K'be'ye van da eski " m i s k y o l u " zerinden geerdi ve yaz kervannn en nemli du-
k i m s e giremeyecek. Kurey'in sava sanca senin ellerinde olacak, sen izin raklarndan biri ve ilk dura, kuzeyde Mekke'den onbir g n l k deve yolu
v e r m e d i k e h i b i r hac Mekke'de i e c e k su b u l a m a y a c a k , sen v e r m e d i k e uzaklktaki Yesrib vahas idi. Bu vahada bir zamanlar sadece yahudiler h-
h i b i r yiyecek b u l a m a y a c a k , Kurey s e n i n evinden baka yerde bir mesele- k m sryordu, fakat daha sonra G n e y Arabistan'dan bir Arap kavmi bl-
de a n l a a m a y a c a k . " Kendi hak ve glerinin tmyle birlikte Dar'n-Ned- geyi k o n t r o l altna ald. Yahudiler, t o p l u m u n genel yaamnda rol almaya
ve'nin sahipliini de ona verdi. ve k e n d i dinlerini koruyarak zenginlik iinde yaamaya devam ettiler. Yes-
Evlda yakr bir ekilde Abdu Menaf, babasnn dileklerini tartmasz rib'deki Araplara gelince, onlar ana-erkil gelenekleri devam ettiriyorlard.
kabul etti; fakat bir sonraki nesilde Kurey'in yars, g n n n en ileri gelen Atalarndan bir kadnn l m n d e n sonra Kayle'nin ocuklar adn aldlar,
adam olan Abdu Menaf'n olu Haim'in etrafnda toplandlar ve haklarn fakat Kayle'den sonra kabile, oullar Evs ve Hazre arasnda ikiye ayrld.
Abdu'd-Dar slalesinden Haim'in kendi slalesine aktarlmasn istediler. Hazre'in en etkin ve tannm kadnlarndan biri, N e c c a r slalesinden
Amr'n kz Selna idi. Haim onunla evlenmek istedi. Selma kendisiyle ilgi- cevap verdi. Szlerine karlk olarak verilen selmla birlikteki glmseme,
li ilerin kontrolnn kendisinde olmasn art koarak teklifi kabul etti ve ehirde azdan aza dolaacak olan gen adamla ilgili haberlerin balang-
ayrca bir erkek o c u k dnyaya getirdiinde en azndan drt yana dek Yes- cyd; o gnden sonra gen, Abdu'l-Muttalib olarak anld.
rib'de bytmeyi art kotu. Haim bu artlar kabul etti. nk yeni gelen- Mekke'ye vardktan ksa bir sre sonra, babasnn haklar zerinde Ab-
ler iin daha tehlikeli olan vaha hummas saylmazsa, Yesrib'in iklimi Mek- du'l-Muttalib ile amcas Nevfel arasnda anlamazlk kt: fakat koruyucu
ke'den daha salklyd. Bundan baka Haim sk sk Suriye'ye gidiyordu. amcasnn ve Yesrib'den gelen destein yardmyla Abdu'l-Muttalib, haklar-
Gerek oraya giderken, gerekse dnte Selma ve olunun yannda kalabilir- n kazanabildi. Muttalib'in Yesrib'de verdii szlerden de mit kesmedi. Yl-
di. Fakat Haim'in yaam uzun srmedi, seferlerinden birinde Filistin'de, lar sonra Muttalib ldnde hi kimse yeeninin haclara yiyecek ve su
Gazze'de hastaland ve ld. salama haklarn almasna kar kmad. O n u n bu ii becermekte amcas-
Haim'in Abdu ems ve Muttalib ^ adnda iki z kardei ve Nevfel adn- n ve babasn bile getii sylenirdi.
da bir vey kardei vard. Abdu ems Yemen'de ve Suriye'de ticaretle me-
guld, Nevfel ise rak'ta ticaret yapyordu. Bu nedenle ikisi de ou zaman
Mekke'den uzakta bulunuyorlard. Bu ve daha baka sebepler yznden,
haclara su verme ve onlar beslemek iin vergi toplama haklarn Haim'in
kk kardei Muttalib ald ve kendisinden sonra bu grevleri yklenebile-
cek bir kii dnmeye balad. Haim'in Selma dndaki dier elerinden
olu vard. Fakat sylenenlerin tm doru ise, bunlarn hibiri -ve Mut-
talib'in kendi oullarndan hibiri- Selma'nn oluyla karlatrlamazd.
ok gen olmasna ramen eybe -annesinin verdii isim- liderlik iin z-
gn vasflar gstermeye balamt. Vaha'dan geen yolcular onunla ilgili
ok mkemmel haberler getiriyorlard. Sonunda Muttalib onu grmeye git-
ti, grdkleri onu. Selma'dan yeenini kendisine emanet etmesini istemeye
yneltti. Selma olunu brakmak istemiyordu. eybe de annesinin rzas ol-
madan onu brakmayacan syledi. Fakat Muttalib'in midi krlmamt.
Mekke'nin anne ve oula Yesrib'in salayamayaca olanaklar salayacan
vurgulad. Kutsal Ev'in bekileri ve tm Arabistan'daki Hacc'n merkezi
olan Kureyliler erefe dier Arap kabilelerinden stndler; byk bir ih-
timalle eybe, birgn babasnn grevini stlenecek ve Kurey'in liderlerin-
den biri olacakt. Fakat bunun iin nce kendi halkyla btnlemeliydi.
Dardan gelen bir gmen byle bir erefe tabi ki hak kazanamazd. Selma
onun ne srd dncelerden ok etkilendi. Eer ol Mekke'ye gider-
se onu Mekke'de ziyaret etmesi veya olunun onu ziyaret etmesi zor olma-
yacakt. Bu nedenle onun gitmesine izin verdi. Muttalib yeenini devesinin
arkasna ald ve yola koyuldu. Mekke'ye giderken yolda onlara rastlayanla-
rn, bu yabanc genci grdklerinde "Abd'l-Muttalib" yani "Muttalib'in k-
. " e l " taksnn kaldrld hitaplar dnda isim el-Muttalib'dir. Fakat bu belirlilik taks transkripsi-
lesi" dediklerini duydu. O da "bu benim kardeim Haim'in oludur" diye yonda zorluk yaratt iin, bu ve bunun gibi " e l " taks tayan isimlerde hitap halini kullanmay
tercih ettik.
bays T e p e s i n i ve sar kta kesin izgileriyle belli olan dier tepeleri gre-
BR KAYBIN TEKRAR BULUNUU
biliyordu. Mabed'in etrafnda yedi kez dnd. Her d n n d e k daha
parlaklayordu, n k Arabistan'da alacakaranlk ile afan aras o k ksa-
[4]
dr. Tavaf tamamladktan sonra Hacer'l-Esved'den K'be'nin kapsna git-
ti, kilide asl olan metal halkay tutarak kendisine retilen duay o k u d u .
T T 'be'nin kuzey-bat y n n e bitiik, alak, yar dairesel bir duvarla ev- Yaknnda, k u m u n s t n d e kanat ve ku sesleri duydu. Bir baka ku
I V rilmi bir b l m vardr. Duvarn iki u c u K'be'nin kuzey ve bat ke- daha grnd. Abdu'l-Muttalib ibadetini bitirip, kularn kapnn karsn-
lerine b i r l e e m e y e c e k k a d a r ksadr ve bu da haclara gei salar. Fakat ha- da yaklak yzyldan beri duran kayalara doru ilerleyilerini seyretti. Bu
clarn ou tavaflarm b u noktada geni alrlar ve duvarn dnda tavaf kayalar put olarak kabul edilmiti ve Kureyliler kurbanlarn bu iki kaya
ederler. Bu duvarn b u l u n d u u yer Hicr-i smail adn alr, n k smail ve arasnda kesiyorlard. Kular gibi Abdu'l-Muttalib de kayalarn arasnda kan
Hacer'in mezarlar o n u kaplayan kayalarn altndadr. o l d u u n u biliyordu. G b r e de vard. Oraya yaklatnda bir karnca yuva-
Abdu'l-Muttalib, K'be'ye y a k n olmay o denli seviyordu ki bazen snn da varolduunu grd.
Hicr'e bir ilte serilmesini emrediyordu. Bir gece orada u y u r k e n bir glge Eve gitti ve biri olu Haris, biri de kendisi iin iki kazma ald. Kazma
geldi, ona: "Tatl berrakl kazp k a r " dedi. "Tatl berraklk n e d i r ? " diye sesleri ve garib grnt - n k buras her taraftan rahatlkla grlebilirdi-
sordu, fakat o srada glge kayboldu. Buna ramen uyandnda ruhunda kalabal onlarn yanna ekti. Abdu'l-Muttalib'e duyulan b y k saygya
bir hafiflik ve m u t l u l u k duydu, b u nedenle ertesi geceyi de orada geirme- ramen, kurbanlarn kesildii b u putlarn dibini k a z m a n n h r m e t s i z l i k ol-
ye karar verdi. Ziyareti tekrar geldi ve: "Hayri kaz" dedi. F a k a t Abdu'l- d u u n u ve Abdu'l-Muttalib'in kazmay brakmasn syleyenler kt. O
Muttalib yine sorusuna cevap alamad. n c gece ona yle sylendi: durmayacan, Haris'e arkasnda bekleyip k i m s e n i n m d a h a l e etmesine
" S a k l a n m hazineleri k a z . " Abdu'l-Muttalib'in onlarn ne olduunu sorma- izin v e r m e m e s i n i syledi.
s zerine yine k o n u a n y o k oldu. Fakat drdnc gece emir: " Z e m z e m i Bu heyecanl ve sihirli bir and. S o n u gzel kmayabilirdi. Fakat iki
k a z " idi; ve bu kez " Z e m z e m n e d i r ? " sorusuna k o n u a n u cevab verdi: Haim kararl ve birlik iindeydiler, seyredenler ise aknlk iindeydi, isaf
"Onu kaz, piman olmayacaksn, ve Naile adndaki bu iki put M e k k e putlar arasnda y k s e k bir yere sahip
nk o mirastr deildi, hatta onlarn K'be'nin kudsiyetine tecavz ettikleri iin taa evril-

Senin byk atalarndan m i C r h m ! bir kadnla bir e r k e k olduu bile syleniyordu. Bu nedenle

O hibir zaman kurumaz, Abdu'l-Muttalib'i d u r d u r m a k iin h i bir aktif hareket m e y d a n a gelmedi. O ,

Ve tm haclar sulamana yeter." kuyuyu kaplayan kayayla karlap, Allah'a krettii srada, kalabaln bir
ksm oradan ayrlmak zereydi. Kalabalk tekrar topland ve oald. Ab-
Daha sonra k o n u a n ona kan, gbre, karnca yuvas ve gagal kuzguni
dlmuttalib, Crhmlerin g m d hazineleri karrken h e r k e s b u n l a r
kularn b u l u n d u u b i r yer aramasn syledi. O n a "Allah'n haclarn tm
zerinde k e n d i n e bir pay karmaya alyordu. F a k a t o, b u hazinelerin
h a c b o y u n c a sulayacak temiz akan su i i n " dua etmesi sylendi. 1
kendisine mi, toplulua m , yoksa K'be'ye mi kalaca k o n u s u n d a kur'a e-
G n e doarken, Abdu'l-Muttalib kalkt ve Irak Ke ad verilen
kilmesine karar verdi. pheli bir eye karar vermekte kullanlan bu usl,
K'be'nin kuzey kesinde Hicr'i terk etti. Kuzey-bat duvar b o y u n c a dier
kabul edilmi bir gelenekti. Bu gelenek K'be'de Moabi putu Hubel n n d e
kedeki K'be'nin kapsna doru yrd; birka adm gittikten sonra dur-
o k e k e r e k uygulanyordu. Bu ekilite hazinenin bir k s m K'be'ye, bir
du, dou kesindeki Hacer'l-Esved'i (Kara Ta) pt. Oradan tavafa ba-
ksm da Abdu'l-Muttalib'e kt ve Kurey'e hibir ey kmad. Ayn za
lad, tekrar Irak Ke'den Hicr'e, oradan bat kesine -Suriye Kesi - ora-
manda Z e m z e m zerindeki k o n t r o l n Haimler'de o l m a s n a karar verildi,
dan da gneydeki Yemen Kesi'ne gitti, ibrahim'in soyundan gelenler, ls-
n k haclara su salamak onlarn greviydi.
hakoullar olsun, Ismailoullar olsun mabedi gnein tersi y n n d e tavaf
. I.I, 93
ederler. Yemen Kesi'nden I lacer'l-Esved'e doru y r d n d e , E b u Ku-
BR OUL KURBAN ETMEYE LEN AND
szden bahsetti. Her oul k e n d i o k u n u hazrlad ve Abdu'l-Muttalib, Hu-
[5] bel'in yannda yerini ald. Yannda getirdii b y k ba kard ve Allah'a
dua etmeye balad. O k l a r ekildi, kan Abdullah'n okuydu. Babas bir
eliyle onu, dier eliyle de ba tutarak o n u kapya doru srkledi, ken-
bdul-Muttalib, cmertlii ve aklll ile Kurey'ten sayg gryordu. O
A o k yakkl b i r adamd, etkili bir grn vard. Zengin oluu da
disine d n m e pay b r a k m a k istemezcesine k u r b a n edecei uygun bir yer
aryordu.
k e n d i n i ansl saymasnn n e d e n l e r i n d e n biriydi; b t n b u n l a r n stne
Z e m z e m ' i n tekrar ina edilmesine vesile olan seilmi kii olmas da ekleni- Fakat o evindeki kadnlar, zellikle de Abdullah'n annesi Fatma'y he-

yordu. Bu ltuflar iin Allah'a o k minettard. F a k a t , Z e m z e m k u y u s u n u saba katmamt. Dier karlar M e k k e dndaki kabilelerdendi, bu neden-

kazmay durdurmas sylendiinde, gnl birtakm dncelerle sklmt. le M e k k e zerinde etkileri o k azd. Fakat Fatma, en gl kabilelerden bi-

Her ey iyi gitmiti, Allah'a k r ! Fakat daha n c e bir oul sahibi o l m a n n ri olan M a h z u m kabilesindendi, yani bir Kurey'liydi. B u n u n yan sra a n n e

eksikliini h i b u kadar hissetmemiti. r n e i n , Abd e m s kabilesinin ba- tarafndan soyu Kusayy'n oullarndan Abd'a dek uzanyordu. Fatma'nn

, k u z e n i Umeyye'ye b i r o k e r k e k evlat lutfedilmiti ve eer kuyuyu kazan t m ailesi bir yardm gerektiinde mdahale edebilecek kadar yakndayd-

M a h z u m ' u n reisi Muire olsayd, oullar o n u n etrafnda b y k ve gl lar. Abdlmuttalib'in o n olundan Fatma'dand: Zbeyr, E b u Talih ve

daire oluturabilirdi. Oysa kendisi, birden fazla kars olmasna ramen o n u Abdullah. Fatma ayn z a m a n d a , kardelerine o k bal olan Abdu'l-Multa-

destekleyecek bir tek e r k e k o c u a sahipti. Buna almt; fakat kendisine lib'in be kznn da annesi idi. Bu kadnlar bo d u r m u y o r d u ve phesiz

Zemzem'i veren Allah o n u baka ynlerde de yceltebilirdi. Bu yeni ltfn kendi oullarnn bana da gelebilecek olan b u tehlike nedeniyle dier ka-

verdii evkle Tanr'ya daha fazla e r k e k o c u k vermesi iin dua etti. Duas- rlar da Fatma'nn yannda yer alyorlard.

na, eer Allah, on evlat verirse ve hepsi de byyp, b l u ana gelirse, Oklara bakldktan sonra b y k bir topluluk fal oklarnn bulunduu
onlardan birini K'be'de k u r b a n edeceini de ekledi. yeri doldurdu. Abdlmuttalib ve Abdullah, K'be'nin kapsnda l gibi
renksiz bir halde belirince M a h z u m l e r arasndan bir mrlt ykseldi, n-
Duas k a b u l o l m u t u ; yllar g e m i ve d o k u z olu daha o l m u t u . O an-
k kendi kardelerinin oullarndan birinin kurban edileceini anladlar.
d itiinde, b u , ona o k uzak bir olaslk gibi g r n m t . Fakat, Abdullah
" O bakla nereye?" diye bir ses ykseldi, halbuki hepsi bu s o r u n u n ceva-
dndaki t m oullan b y d n d e , itii ant dncelerinde yer etmeye
bn biliyordu. Abdu'l-Muttalib ettii yeminden b a h s e t m e y e balad, fakat
balad. B t n oullaryla iftihar ediyordu, fakat ilerinde en o k Abdullah'
M a h z u m ' u n efi Muire o n u n szn kesti: " O n u k u r b a n e t m e y e c e k s i n ,
sevdii akt. Belki Tanr da b u o c u u s e m i ve ona b u belirgin gzellik
o n u n yerine baka bir ey feda et, o n u n bedeli ne kadar o k olursa olsun,
ve iyilikleri vermiti. Belki de o n u n k u r b a n edilmesini istiyordu. Ne olursa
tm Mahzumoullar kendi mallarn feda etmeye hazrdrlar." Bu zamana
olsun, Abdu'l-Muttalib s z n n eri b i r insand, sznden d n m e y i h i b i r
kadar Abdullah'n dier kardeleri de K'be'nin dna kmlard. Hibiri
zaman d n m e m i t i . O ayn zamanda o k adaletli bir insand ve s o r u m l u -
k o n u m a m t , fakat imdi babalarna d n p kardelerini kefaret karln-
luklarnn farkndayd. Hangi olunu k u r b a n edeceini s e m e y k n k e n -
da kurtarmas iin yalvaryorlard. Herkes ayn eyi sylyor ve Abdu'l-
di stne alamazd. Bu nedenle Abdullah b y d n d e , on o l u n u da ev-
Muttalib de ikna o l m a k istiyordu, fakat akl phelerle doluydu. S o n u n d a ,
resine toplad ve onlara Tanr'ya verdii szden bahsetti s z n yerine ge-
b u d u r u m d a kefaretin m m k n olup olmadn sormaya ve m m k n s e na-
tirebilmesi iin onlardan yardm istedi. O n a b o y u n e m e k t e n baka see-
sl olacan r e n m e k iin Yesrib'de yaayan akll bir kadna gitmeye karar
nekleri yoktu. Babalarnn sz k e n d i szleriydi; ve ona ne yapmalar gerek-
verdi.
tiini sordular. Babalar onlara h e r birinin bir o k zerine kendi iaretini
k o y m a s n istedi. O srada Kurey'in oklara b a k a n falcsna K'be'de b u l u n - Abdullah' ve bir veya iki oulunu daha yanna alarak Abdu'l-Muttalib,
mas iin haber gnderdi. Oullarm Kutsal Ev'e s o k t u ve falcya verdii doduu ehre gitti. Orada kadnn Yesrib'in yz mil gneyinde, yahudilo
rin yerletii Hayber'e gittiini rendi. Bu nedenle yollarna devam e t t i l n
ve k a d m buldular. Kadna olaylar anlattklarnda, kadn onlara ruhla ko- BR PEYGAMBERE DUYULAN HTYA
n u m a s gerektiini ve ertesi gn gelmelerini syledi. Abdu'l-Muttalib Al-
lah'a dua etti. Ertesi gn kadn unlar syledi: "Bana ilham geldi. Sizde kan [6]
bedeli n e d i r ? " O n a on deve olduunu sylediler. " M e m l e k e t i n i z e d n n ve
k u r b a n edeceiniz adam bir tarafa, on deveyi bir tarafa k o y u n ve aralarn-
bdu'l-Muttalib hibir zaman Hubel'e ibadet etmedi: o h e p Tanr'ya-Al-
da kura e k i n . O k adamn aleyhine karsa, on deve daha ekleyin ve tekrar
kura e k i n . Fal develere kncaya kadar develeri arttrm. Develeri k u r b a n
A lah'a- ibadet ederdi. Fakat M o a b i putu, nesillerden beri K'be'nin iin-
deydi ve tm mabedlerin en by olan b u mabedi kaplayan ltuf ve ma-
edip adam salverin" dedi.
nevi etkinin yani bereket'in c i s i m l e m i eklini temsil ediyordu. Arabis-
M e k k e ' y e dndler, Abdullah' ve on deveyi K'be'nin avlusuna koydu-
tan'da baka k k m a b e d l e r de vard. Bunlarn en nemlileri Hicaz blge-
lar. Abdu'l-Muttalib, K'benin iine girdi ve Hubel'in yannda durarak, yap-
sindeki "Allah'n kzlar" olarak k a b u l edilen Lat, Uzza ve Menat idi. Dier
tklarn kabul etmesi iin Allah'a yalvard. Oklar ektiler ve o k Abdullah'n
Yesrib Araplar gibi, Abdu'l-Muttalib de k k l n d e n beri, vahann kuze-
aleyhine kt. On deve daha eklediler, fakat oklar yine develerin yaamas,
yinde, Kzl Deniz'deki Kudayd'da b u l u n a n M e n a t ' m tapmana gtrl-
Abdullah'n k u r b a n edilmesi gerektiim sylyordu. Her seferinde o n deve
mt. Kurey iin b u n l a r n en nemlisi, M e k k e ' n i n bir g n l k deve yolu
ekleyerek develerin saysn artrmaya devam ettiler. Develerin says yz
gneyinde, Nahle ovasmdaki Uzza putu idi. Bir g n l k yol daha gidilirse,
b u l u n c a y a dek faln s o n u c u ayn kt. S o n u n d a fal, develerin aleyhine dn-
Havazin kabilesinden Sakif tarafndan y n e t i l e n ve Yeil C e n n e t denilen Ta-
d. F a k a t Abdu'l-Muttalib o k titiz bir insand: b u kadar b y k karara var-
i f e varlr. Lat "Taif'li bir k a d n " d ve o n u n putu gsterili bir tapnaa k o n -
m a k iin bir o k u n s o n u c u n u yeterli grmedi. kez fal o k u e k i l m e s i ze-
mutu. Bu putun koruyucular olduklar iin Sakifliler kendilerini Kurey'le
rinde durdu ve iki kez daha o k ektiler. Her seferinde fal develerin aleyhi-
bir tutarlard: Kurey'liler de M e k k e ve Taif'i kasdettiklerinde, "iki e h i r " di-
ne kt. S o n u n d a Abdu'l-Muttalib T a n r n n kefareti kabul ettiinden emin
y e c e k kadar Taif'i yceltmiti. "Hicaz'n B o s t a n " denilen Taif'in verimlilii
oldu ve develer k u r b a n edildi.
ve i k l i m i n i n gzelliine ramen halk yine de kuzeydeki b o vadiyi kska-
nyordu. n k kendi mabetlerinin, ne kadar ykseltseler de, Allah'n Evi
ile b o y lemeyeceini biliyorlard. T a m a m e n tersi olmasn, yani kendi
tapmaklarnn tercih edilmesini de istemiyorlard, n k onlar da smail'in
soyundandlar ve Mekke'yle b i r o k balar vard. Bu k o n u d a k i duygular
o u n l u k l a k a r m a k ve birbirine kart oluyordu. Dier tarafta Kurey ka-
bilesi h i kimseyi k s k a n m y o r d u . D n y a n n merkezinde yaadklarndan
haberdardlar ve pusulann h e r y n n d e n hac e k e b i l e c e k derecede b y k
bir m a b e d i n sahibi olduklarn biliyorlard. Onlarn yapmas gereken tek ey
kendileriyle dier kabileler arasnda kurulan iyi ilikiyi b o z m a m a y a al-
makt.

Abdu'l-Muttalib'in haclar Mekke'de arlamayla ilgili grevleri, o n u n


t m bunlardan haberdar olmasn salad. O n u n ilevi kabileleraras bir i-
levdi ve bir noktaya kadar tm Kurey tarafndan paylalyordu. Haclara
M e k k e ' n i n bir ev olduu hissettirilmeliydi. Onlar ho karlamak, onlarn
ibadet ettikleri eyleri h o karlamak ve beraberlerinde getirdikleri putlara
saygda k u s u r e t m e m e k anlamna geliyordu. Putlar kabul e t m e n i n ve onla-
rn etkili olduuna inanmann tek delili ve meruiyeti gelenekti: babalar,
m e n d e , Kuzey'de ise Suriye kylarnda bulunuyorlard. Fakat, tm Akde-
babalarnn babalan ve daha byk atalar hep yle yapmt. Bununla bir-
niz'i ve Avrupa'y deitiren Allah'n son vahyi (sa), alt yzyldan beri
likte, Allah, Abdu'l-Muttalib iin byk bir hakikat ifade ediyordu. phe-
Mekke vadisindeki putperest topluluk zerinde hibir nemli etkiye sahip
siz o, brahim'in dinine Kurey, Huzaa, Havzin ve dier Arap kabilelerin-
olamamt. Hicaz Araplar ve dousundaki geni Necd ovasmdaki Araplar
deki adalarndan daha yakn durumdayd.
kutsal kitaplarn mesajna kapal gibi grnyordu.
Fakat brahim'in dinini tam anlamyla srdren bir ka kii vard ve da-
Kurey ve dier putperest kabileler hristiyanlara dman deildiler. H-
ima da olmutu. Onlar putlara ibadetin geleneksel olmaktan ok, sonradan
ristiyanlar bazen brahim'in Mabed'ini ziyarete gelirler ve Araplar tarafn-
ortaya km bir tehlike (bid'at) olduu kanaatindeydiler. Hubel'in lsrailo-
dan dier haclar gibi arlanrlard. Hatta bir hristiyanm K'be'nin iinde
ullan'nn altn buzasndan pek farkl olmadn grebilmek iin tarihe
Meryem ve sa portresi boyamasna izin verilmi, tevik bile edilmiti. Fa-
bir gz atmak yeterliydi. Kendilerine Hanifler^ adn veren bu ahslarn
kat bu resim ve dierleri bir tenakuz tekil ediyordu, Kureyliier ise bu e-
putlarla hi ilgisi yoktu ve putlar Mekke'yi pisleten ve alaltan varlklar
likiye aldrmaz grnyorlard. Onlar iin bu, sadece putlarna iki yeni pu-
olarak gryorlard. Taviz vermekten uzak olular ve ou eye kar k-
tun eklenmesinden ibaretti.
lar onlar Mekke toplumunun dnda kalmaya zorluyordu. Onlara kar ta-
Kabilesindeki ou kiinin aksine Varaka eski kutsal kaynaklan okuya-
knlan tavr, bir bakma da kendilerini korumaya hazr olan kabileler tara-
biliyordu. Onlar zerinde bir aratrma bile yapmt. Bu nedenle O, hristi-
fndan belirleniyordu.
yanlarm ounlukla Hamsin yortusunda kutladklar mucizeye (Pentecost)
Abdu'l-Muttalib drt tane Hanif tanyordu ve onlarn en saygn olan
delalet ettiini syledikleri sa'nn szlerinden bir ksmnn bu anlam at-
Varaka, Esed kabilesinden ikinci kuzeni Nevfel'in^ olu idi. Varaka hristi-
n ve henz ortaya kmam bir eyi kasdettiini farkedebiliyordu. Fakat
yan olmutu. O blgedeki hristiyanlar arasnda bir peygamberin geliinin
bu cmlelerin anlam gizli idi, neye delalet ettii anlalmyordu: "O hibir
yakn olduu fikri yaygnd. Bu inancn bu kadar yaylmasnn sebebi ise
zaman kendiliinden konumaz, onun syledikleri duyduklarndan ibaret-
Doudaki kiliselerden bazlarnn bu inanc desteklemesi ve astrologlarla,
tir." 3
kahinlerin de bu inanc paylamasyd. Yahudilere gelince, onlar da son ge-
Varaka'nn kendine ok yakn olan Kuteyle adnda bir kzkardei vard.
len peygamberin sa olduunu bildikleri iin yeni bir peygamberin gelecei
ounlukla btn bunlar ona anlatrd. Onun syledikleri Kuteyle zerin-
konusunda hemfikirdiler. Yahudi alimleri onlara peygamberin ok yaknda
de o denli etkili olmutu ki beklenen peygamber srekli dncelerinde yer
geleceini, onun geleceine delalet eden birok iaretin grldn ve
ediyordu. O gerekten aralarnda olabilir miydi?
muhakkak onun seilmi kavim olan yahudilerden kacan sylyorlar-
Develer kurban edilir edilmez, Abdu'l-Muttalib kurtulan olunu evlen-
d. Varaka'nn da ilerinde olduu bir grup hristiyan ise bu konuda phe-
dirmeye karar verdi. Biraz aratrdktan sonra, Kusayy'n kardei Zhre'nin
deydiler. Onlara gre peygamberin Arap olmamas iin hibir sebep yoktu.
torunu olan Vehb'in kz Amine'yi uygun bir e olarak setiler.
Araplarn; yahudilerden daha ok peygambere ihiyalar vard, nk en
Vehb, Zhre kabilesinin efiydi, fakat birka yl nce lmt. mine,
azndan yahudiler tek Tanrya tapma bakmndan brahim'in dinini takip
babasndan sonra kabilenin efi olan erkek kardei Vuheyb'in velayeti altn-
ediyor ve putlara tapmyorlard. Araplarn bu yalanc tanrlara tapmalarn
dayd. Vuheyb'in de evlenecek yata Hale adnda bir kz vard. Abdu'l-Mut-
ise sadece bir peygamber nleyebilirdi. K'be'nin iinde ve evresinde top-
talib evlilik kararn onaylatrken Amine'yi oluna, Hale'yi de kendine iste-
lam 3 6 0 put vard. Bunun yan sra Mekke'de her evde, evin merkezini olu-
di. Vuheyb de bu anlamay kabul etti ve ayn zamanda yaplacak olan bu
turan bir put bulunurdu. Yolculua karken ve dnte yaplan ilk i, pu-
ifte dn iin tm hazrlklar yapld. Karar verilen gn Abdu'l-Muttalib
tu okamak ve ondan yardm dilemek olurdu. Bu uygulamalar sadece Mek-
olunun elinden tutup Beni Zhre'nin^ yerletii evlere doru yrmeye
ke'ye zg deildi, tm Arabistan'a yaylmt. Baz yerleik hristiyan Arap
balad. Beni Esed'n evleri de yol zerindeydi. O srada Varaka'nn kardei
topluluklarnn varolduu da bir gerekti: Bunlar Gney'de, Nccran ve Ye-
Kuteyle de, bu mehur dn grebilmek iin evinin kaps nnde otu
FL YL
ruyordu. Abdu'l-Muttalib o sra yetmi yalarmdayd, fakat yama gre her
b a k m d a n hl gen grnyordu. ki damadn yava yava yaklamas,
k u t l a n a n tren nedeniyle daha da ziyadeleen heybetli ve zarif g r n m l e - [7]
ri g e r e k t e n etkileyici bir manzara arzediyordu. Daha da yaklatklarnda
Kuteyle gzlerini g e n adama dikti. Abdullah gzellikte z a m a n n n Yusuf'u yllarda Yemen, Habeistan'n y n e t i m i n d e y d i ve E b r e h e adnda bir Ha-
gibiydi. Hatta Kurey'in en yal erkek ve kadnlar o zamana d e k byle g- O be'li tarafndan ynetiliyordu. E b r e h e , San'a'da b t n Arabistan'n hac
zel k i m s e g r m e d i k l e r i n i sylyorlard. O imdi genliinin baharnda, yir- yeri olarak Mekke'den daha ileri olmasn istedii b y k b i r katedral yap-
mi b e yanda idi. F a k a t Kuteyle bu kez o n u n yznde baka b i r eylerin trd. Bu katedral iin Saba m e l i k e s i n i n terk edilmi saraylarndan mermer-
varolduunu ve alnnda dnyann telerinden gelen bir n u r ( k ) parlad- ler getirtti, altndan halar, fildii ve abanozdan m i n b e r l e r yaptrtt ve Neca-
n fark ederek ard. B e k l e n e n peygamber Abdullah olabilir miydi? Yok- i'ye unlar yazd: " K r a l m , sizden n c e hibir krala nasip olmayan bir ki-
sa o b e k l e n e n peygamberin babas m olacakt? lise yaptrdm. Sizi ve t m Araplar' b u kiliseye h a c c e t m e y e raz edene ka-
Baba-oul tam o n u n yanndan gemilerdi ki " E y Abdullah," diye bir ses dar uraacam." Bu dileini gizli de tutmuyordu. Bu nedenle Hicaz ve
duydular. Babas, sanki o n u n gidip kuzeniyle konumasn istermi gibi eli- Necd Araplar arasnda b y k bir gerginlik ortaya kmt. S o n u n d a Ku-
ni brakt. Abdullah, yzn Kuteyle'ye evirdi, kadn ona nereye gittiini rey'e yakn kabilelerden biri olan Kinane'li bir adam San'a'ya kiliseyi pislet-
sordu. Abdullah bir eyler saklad iin deil, fakat o n u n dne gittiini mek iin gitti. Bir gece gizlice gidip, sa salim geri d n d .
bilmesi gerektiini dnerek sadece "Babamla gidiyorum" diye cevap verdi. Ebrehe b u n u d u y u n c a , K'be'yi yerle bir etmeye and iti. Hazrlklarn
Kuteyle: "Beni imdi ve burada al ve b e n i m l e evlen, sana yerine k u r b a n edi- tamamlayp byk bir ordu ile Mekke'ye doru yola kt. O r d u n u n n n -
len develer kadar deve vereceim" dedi. Abdullah ise "Babamla beraberim, de ise bir fil gidiyordu. S a n ' a ' n m kuzeyindeki birtakm Arap kabileleri onu
o n u n isteklerinin dna k a m a m ve onu b r a k a m a m " diye cevap verdi.^ durdurmaya altlar, fakat Habeistanllar onlar yendi ve Kes'am kabilesi-
Evlilikler planland gibi yapld ve iki ift birka gn Vuheyb'in evin- nin lideri Nufeyl'i esir aldlar. Nufeyl hayatnn balanmasna karlk o n -
de kaldlar. Bu srada Abdullah, k e n d i evinden bir eyler a l m a k zere yola lara rehberlik etmeyi kabul etti.
k m t , yine Varaka'nm kardei Kuteyle'ye rastlad. Kadnn gzleri yz- Ordu Taif'e vardnda S a k f kabilesi, Ebrehe'nin K'be yerine kendi ta-
n yle aratrr baklarla taryordu ki, k o n u m a s n bekler bir ekilde ya- pnaklar Lat' y k m a s n d a n k o r k a r a k onu karlamaya ktlar. Varmak iste-
nnda durdu. Kadn bir ey sylemeyince, bir gn n c e sylediklerini neden dii yere h e n z ulamadn syleyip, geri kalan yolda onlara rehberlik et-
tekrarlamadn sordu. Kuteyle u cevab verdi: " D n y z n d e varolan k mesi iin beraberine bir adam verdiler. E b r e h e yannda Nufeyl olmasna
b u g n y o k . Bugn b e n i m senden istediklerimi bana v e r e m e z s i n . " ramen teklifi kabul etti. F a k a t yanna verdikleri a d a m M e k k e ' y e iki mil ka-
E v l e n m e l e r i n meydana geldii yl M.S. 5 6 9 idi. B u n u takip eden yl Fil la, Muammis'te ld, o n u oraya gmdler. Araplar b u mezar b u g n e dek
yl olarak bilinir ve birden fazla sebep nedeniyle n e m tar. hep talayagelmilerdir.
Ebrehe Muammis'te m o l a verdi ve M e k k e tepelerine atl bir grup gn-
derdi: Bu n c grup yolda ne bulurlarsa aldlar ve Ebrehe'ye Abdu'l-Mutta-
1. Hanif kelimesi (oulu hunef) "ortodoks" anlamn tar. Bak. K. VI. 161. Yazar M. Lings, Hanif
terimini her ne kadar ortodoksluk olarak tarif ediyorsa da, gerekte asl anlam 'Hak dine eilim', 1 ib'in ikiyz devesini de ieren bir sr gnderdiler. Kurey ve k o m u kabi-
'tevhid dini' , 'muvahhid olmak' veya 'Allah' birleyen, bir tanyan' demektir. (nsan Yay.) leler sava konseyi toplad ve d m a n a kar k o y m a n n b i r anlam olmad-
2. Haim'in kardei Nevfel'le kartrlmaktadr. na karar verdiler. O srada E b r e h e , Mekke'ye beraberinde orann efini ge-
3. St. John, 16-13
tirmesi iin b i r eli gnderdi. E l i onlara sava e t m e k istemediklerini, sade-
4. Zhreoullar ve onun soyundan gelenler. Ben, bn'in ouludur.
ce Kabe'yi ykacaklarn ve k a n dklmesini istemiyorlarsa efin kendisiyle
5. I.I., 100.
birlikte Habeliler'in karargahna gelmesi gerektiini syledi.
6. I.I. 101.
yrtp kendilerini takip etmesi iin kaldrmay denediler. Fil kalkt ve pe-
Haklar ve grevler Abdu'd-Dar ve Abdu Menaf slaleleri arasnda b-
lerinden gitti. Orduyu tekrar Mekke ynne evirdiler, fil de o tarafa dn-
ltrldnden beri Kurey'in resm bir bakan yoktu. Fakat herkesin
d, fakat bir adm bile atmadan oraya kt.
fikrinde kabilelerden birinin bakan, Mekke'nin efi olarak yer etmiti. Bu
Bu, bir adm bile ileri gitmemeleri gerektiine ak bir uyar idi. Fakat
kez eli Abdu'l-Muttalib'in evine yneldi ve Abdu'l-Muttalib, oullarndan
Ebrehe yaptrd mabedi kabul ettirmeye ve onun rakibini yok etmeye o
biriyle beraber elinin arkasndan gitti. Ebrehe onu grdnde grn-
kadar kararl idi ki, bu uyary gremez hale gelmiti. Eer geri dnm ol-
nden o denli etkilendi ki selamlamak iin ayaa kalkt ve halnn stne,
salard, belki byk felaketten kurtulabilirdi. Ama ge kalmlard: birden
onun yanna oturdu. Ebrehe tercmana Abdu'l-Muttalib'den bir ey sorup
baLi tarafndaki gkyz karard ve acayip bir ses duyuldu. Denizden gelen
sormak istemediini renmesini syledi. Abdu'l-Muttalib, askerlerin iki-
bu karanlk manzara geniledi ve yukar baktklarnda gkyznn kular-
yi'z devesini aldn ve onlarn geri verilmesi gerektiini syledi. Ebrehe bi-
la dolu olduunu grdler. Kurtulanlar, kularn uuunun krlangca ben-
raz ard ve hayal krklna uradn belirtti. Develerinden o k ykl-
zediini ve her kuun, biri aznda ikisi ayaklarnda olmak zere, kuru fa-
mak istenen dinini dnyor olmalyd. Abdu'l-Muttalib u cevab verdi:
sulye byklnde akl ta tadn sylediler. Askerlerin zerine
"Ben develerin sahibiyim, K'be'nin de onu koruyan bir sahibi vardr". Eb-
ullandlar ve talamaya baladlar; talar o denli sert ve hzl idi ki, zrhla-
rehe: "Bana kar koruyamaz" dedi. Abdu'l-Muttalib: "Bunu greceiz, sen
r bile delip geiyordu. Her ta hedefini buluyor ve ldryordu, nk ta
bana develerimi geri ver" dedi. Ebrehe de develerin geri verilmesi iin emir
bedene deer demez beden yava yava veya aniden rmeye balyordu.
verdi.
Talar herkese isabet etmemiti, neys ve fil de bunlar arasndayd. Kurtu-
Abdu'l-Muttalib, Mekke'ye dnd ve Kureyliler'e ehrin zerindeki te-
lanlardan bir ksm Hicaz'da kald ve obanlk ederek veya baka iler yapa-
pelere ekilmelerini tavsiye etti. Daha sonra ailesinden bir grupla K'be'ye
rak geimlerini saladlar. Fakat ordunun byk bir ounluu tekrar
gitti. K'be'nin yannda durarak, Allah'a, Ebrehe ve askerlerine kar kendi-
San'a'ya dnd. ou yolda ld, Ebrehe'nin de iinde bulunduu dier
lerine g vermesi iin yalvardlar. Abdu'l-Muttalib de K'be'nin kapsnda-
grup ise San'a'ya vardktan sonra ldler. Nufeyl ise ordunun dikkatinin fi-
ki metal halkaya yaparak "Allah'm, kulun kendi evini korudu. Sen de
le evrildii bir srada oradan ayrlm ve Mekke'nin stndeki tepelere ka-
kendi Ev'ini k o r u " diye yalvard. Duay bitirdikten sonra dier Kureyliler'le
mt.
birlikte Mekke'nin dndaki tepelere ktlar, oradan aada ne olup bitti-
O gnden sonra Araplar Kureyliler'e "Tanr'nn halk" adn verdiler ve
ini grebiliyorlard.
daha ok sayg gstermeye baladlar. nk Allah, onlarn dualarn kabul
Ertesi sabah Ebrehe ehrin zerine yrmek iin hazrland. K'be'yi y-
etmi ve K'be'yi yklmaktan korumutu. Kureyliler birincisiyle pek ilgisiz
kp tekrar ayn yoldan San'a'ya dnmeyi dnyordu. Sslenen fil, zaten
olmayan ve ayn ylda, Fil ylnda meydana gelen baka bir olayla da eref
hazr olan ordunun en nne geirildi. Gl hayvan, k o n u m u n u aldktan
ve saygnlk kazanacaklard.
sonra, bakcs neys tarafndan ordunun gittii yne, yani Mekke'ye do-
Abdu'l-Muttalib'in olu Abdullah kularn mucize gsterdii srada
ru evrildi. steksiz olmasna ramen rehber yaplan Nufeyl, ordunun en
Mekke'de deildi. Kervanlardan biriyle Filistin ve Suriye'ye ticaret iin git-
nnde neys'le birlikte gitmek zorundayd. Bu srada neys'ten hayvana
miti; dnte Yesrib'te babaannesinin akrabalarna urad ve orada hasta-
nasl kumanda ettiini de renmiti. Ve neys ilerleme emrini anlayabil-
land. Kervan Mekke'ye onsuz dnd. Olunun hastalk haberini duyunca
mek iin ban evirdii bir anda Nufeyl filin kulana yavaa kmesini
Abdu'l-Muttalib, iyiletiinde kardeini geri getirmesi iin olu Haris'i gn-
fsldad. Bunun zerine fil Ebrehe ve askerlerini artacak bir ekilde ken-
lerdi. Fakat Haris Yesrib'li kuzenlerinin evine vardnda teselli dolu selam-
dini yere brakt. neys ona kalkmasn emretti, fakat lil Nufcyl'in emrinden
lamalar ald ve kardeinin ldn anlad.
kmad. Onu ayaa kaldrmak iin ellerinden geleni yupila, batta bana
Haris dndnde Mekke zntye bouldu. Amine'nin tek tesellisi
demir ubuklarla vurdular, karnn sivri ubuklarla drlklrdiler, fakat fil
doacak olan bebeiydi ve doum yaklatka kederi daha da azald. inde
ta gibi yerinde sabit duruyordu. Daha sonra tm orduyu Yemen tarafna
L
bir nur tadnn farkndayd. Birgn kendisinden yle bir k parlad ki
Suriye'deki Basra kalelerini bile grebildi. Kendisine bir sesin yle dedii- [8]
ni duydu: "Sen karnnda halknn nderi olacak bir ahs tayorsun; do-
duunda yle de: " O n u her trl ktlkten, Allah'n korumas altna
rkek ocuklarn, doduktan sonra le emzirilmek ve belli bir yaa ka-
emanet ediyorum" ve adn Muhammed koy."*
Birka hafta sonra ocuk dnyaya geldi. Amine amcasnn evindeydi.
E dar bytlmek zere gnderilmesi Arabistan'da yaygn bir gelenekti.
ocuk lm orannn yksek ve salgn hastalklarn yaygn oluu nedeniy-
Abdu'l-Muttalib'e gelip torununu grmesi iin haber gnderdi. Abdu'l-Mut-
le Mekke'de de bu gelenek srdrlyordu. Fakat bundan ama sadece o-
talib ocuu kucana ald ve K'be'ye gtrd. Orada verdii hediye iin
cuun ln temiz havasn teneffs etmesi deildi. Bu sadece bedenle ilgi-
Allah'a kretti. Daha sonra ocuu tekrar annesine getirdi. Fakat dnte
li bir sebepti. ln insan ruhu zerinde de birtakm etkileri vard. Kurey
nce kendi evine urad ve ocuu evdekilere gsterdi. Kendisi de Ami-
yerleik hayata yeni gemiti. Kusayy, onlara Mabed'in etrafna evler yapma-
ne'nin yeeni Hale'den ksa bir sre sonra ocuk sahibi olacakt. O srada en
larn syleyene dek yar gebe bir hayat yayorlard. Yerleik hayat tabi
kk olu, yandaki Abbas't. Kapnn nnde durmu babasna bak-
ki kanlmazd, fakat bu trl yerleme sakncalyd. Soyluluk ve zgrlk
yordu. Abdu'l-Muttalib yeni domu bebei ona doru uzatarak: "Bu senin
birbirinden ayrlmaz iki kavramd ve gebe zgrd. lde bir insan, me-
kardein, kardeini p" dedi. Abbas da onu pt.
kna hkmettiinin bilincindeydi; bu hkmetme sayesinde de bir bakma
zamann basksndan kurtuluyordu denebilir. l insan, adr bozarak ge-
mi zaman silebiliyordu; zaman ve yeri henz belirmedii iin yarn bir
hsran olarak grnmyordu. Fakat ehirli insan bir mahpustu. Onun bir
yerde srekli kalmak zorunda oluu hereyi rtyor ve -dn, bugn, ya-
rn- zamann gayesi haline getiriyordu. ehirler bozulma yerleriydi. apal-
lk ve tembellik onlarn duvarlar arasna gizlenmi ve insann uyank ve te-
tikte oluunu kreltmek iin hazr bekliyorlard. Orada her ey, hatta insa-
nn sahip olduu en nemli zellik olan dil bile bozuluyordu. Araplar'n
ok az okuyabilirdi, fakat gzel konuma tm Araplar'n ocuklarnda gr-
mek istedii stn bir meziyetti. nsann deeri gzel konumas ve belaga-
t ile llrd ve belagatn ba da iirdi. Ailede bir airin bulunmas v-
nlecek bir olayd. En iyi airler hemen hemen tamamen ldeki birka ka-
bileden kyordu. nk lde konuulan dil iire ok benziyordu.

Bu nedenle lle balant her nesilde yenilenmeliydi; cierler iin temiz


hava, dil iin saf Arapa, ruh iin zgrlk. Kurey'in erkek ocuklar, l-
den bu faziletleri kapabilmeleri iin, daha ksa sre de yeterli olmasna ra-
men, sekiz yalarna kadar lde kalrlard.
Baz kabileler ocuklara bakma ve bytmede iyi hret kazanmt.
Bunlardan biri de Mekke'nin gneydousunda yerleen, Havazinler'in en
nemli kollarndan biri olan Beni Sa'd lbn Bekr kabilesi idi. Amine olunu
bu kabileden bir kadna vermek istiyordu. Onlar Mekke'ye belirli zamanlar-
t. I.I., 102.
da st ocuu almak iin gelirlerdi ve yaknda bir grubun gelmesi bekleni- olanlaryd. Halime ve dieri arasnda bir tercih ihtimali olduunda, dieri

yordu. Mekke'ye bu kez yaptklar yolculuu, onlardan biri, kocas Hris'le tercih ediliyordu. Sonunda Halime dnda tm Beni Sa'd kadnlar birer o-

birlikte gelen ve yeni doum yapm olan Ebu Zu'ayb'm kz Halime yle cuk sahibi olmulard. Sadece en fakir stanne ocuksuz, en fakir ocuk da
stannesiz kalmt.
anlatyor: "O yl bir ktlk ylyd ve hibir eyimiz kalmamt. Dii eei-
min zerine bindim. Yanmza bir damla bile st vermeyen yal dii deve- "Mekke'den ayrlmaya karar verdiimizde" dedi Halime, "kocama de-
mizi de aldk. Alktan alayan k k olumuz yznden btn gece uyu- dim ki: tm arkadalarmn arasnda emzirecek bir ocuk bulamadan dn-
yamadk. nk gsmde onu besleyecek kadar st yoktu. Eeim o ka- mekten holanmyorum. Gidip o yetimi alacam." "Nasl istersen" dedi.
dar zayf ve gsz idi ki ounlukla dierlerini bekletiyordum." "Onun sayesinde Tanr bize belki ltfeder." Ondan baka bir bebek bulama-

Develerin ve eein beslenip glenebilmesi iin nasl bir damla yamur dm iin dndm ve onu aldm. Onu alp konakladmz yere dndm,

yamasn beklediklerini anlatt. Fakat Mekke'ye varana dek hi yamur onu kucama alp gsme yaklatrdmda gsm onun iin stle dol-

yamad. Beni Sa'dllar st ocuu almak iin etrafa baknmaya baladkla- du. O kendi memesini emdi, dierinden de st kardei doydu. Sonra ikisi

rnda, Amine orada bulunanlara srayla olunu almalar iin teklifte bulun- de uyudular. Kocam yal devemizin yanma gitti, bir de ne grsn! Meme-

du, fakat hepsi reddettiler. Halime: "Bunun sebebi ocuun babasndan bi- leri st doluydu. Onu sad ve doyuncaya dek ikimiz de stten itik. En g-

raz destek beklememizdi. O bir yetim, annesi ve dedesi bize ne salayabilir? zel gecemizi geirdik ve sabahleyin kocam bana yle dedi: "Halime, senin

diyerek onu almadk" dedi. o c u k emzirmek iin dorudan bir cret iste- aldn bu ocuk korunmu bir varlk." "Benim dileim de b u " dedim. Da-

miyorlard, nk ocua verilen st karlnda para almak erefsizlik sa- ha sonra yola koyulduk, ben eee bindim, arkama da ocuu bindirdim:

ylyordu. Aldklar karlk daha dolayl ve uzun sreye balyd. ehirliler- Eeim herkesinkini geti ve hibiri ona yetiemedi. Bana: "Hey, bizi bekle!

le gebeler arasndaki bu dei-toku doal bir eydi, nk birinin zen- Geldiin eek bu m u ? " diye sordular. "Tabi b u " dedim. "Ona bir mucize

gin olduu konuda dieri fakirdi. Gebenin teklif ettii ey Tanr vergisi isabet etmi" dediler.

geleneksel yaam ekliydi. Habil'in yaam ekli. Kabil'in oullar ise -ilk e- "Beni Sa'd yresindeki adrlarmza ulatk. Allah'n yaratt yery-
hirleri kuran Kabil'di- zenginlie ve gce sahiptiler. Bedevi'nin avantaj, b- znde buras kadar ksr ve verimsiz bir toprak daha olduunu sanmyo-
yk ailelerden biriyle srekli bir ba kurmakt. Stanne, kendisine ikinci rum. Fakat biz ocuu beraberimizde getirdikten sonra srmz her sefe-
bir anne gibi balanacak ve yaam boyunca minnettar kalacak bir oul sa- rinden karn tok ve stle dolu olarak eve dnyordu. Dierlerinin bir dam-
hibi oluyordu. O ayn zamanda kendi ocuklarna da karde gibi davrana- la bile st yokken biz onlar sap iiyorduk. Komularmz ise kendi o-
cakt. Bu iliki sadece szde bir iliki deildi. Araplara gre st de veraset banlarna "Gidin ve onlarn obannn otlatt yerlerde srleri otlatn" di-
kanallarndan biriydi ve emzirenin nitelikleri hemen bebee de geerdi. Fa- yorlard. Yine onlarn srleri a ve stsz dnerken, bizimkiler tok ve st-
kat st ocuktan byyene dek hibir ey beklenemezdi, o byyene dek le dolu dnyorlard. o c u k iki yama gelip ben onu stten kesinceye dek
ocuun grevlerini babas yklenirdi. Bir bykbaba (dede) grevler iin Allah'n bu ltf devam etti.^
uzak saylabilirdi. Bu durumda ise Abdu'l-Muttalib'in yall nedeniyle " o c u k iyi byyordu" diye devam etti. "Ve dier ocuklarn hibiri
uzun sre yaayamayaca belliydi. ldnde torunu deil oullan miras bymede ona yetiemiyordu. ki yama geldiinde iyi gelimi bir ocuk-
alacaklard. Amine ise fakirdi; ocua gelince, babas ona zengin bir miras tu, bize getirdii bereket nedeniyle bizde daha ok kalmasn istememize
brakacak kadar yaamamt. Oluna be tane deve, kk bir koyun ve ke- ramen onu annesine geri gtrdk. Ona yle dedim: "Kk olumu da-
i srs ve bir cariyeden baka miras brakmamt. Abdullah'n olu as- ha ok glenene dek benim yanmda brak, nk Mekke'de onun salgn
lnda saygn bir aileye mensuptu; fakat bu yl teklif edili n en fakir ocuktu. hastalklara yakalanmasndan korkuyorum". Onu bize tekrar verene dek
Dier taraftan stanne ve ailesinin zengin olmalar heklenmese de ok annesine srar ettik.
fakir olmamalar istenirdi. Halime ve kocas arkadalar arasnda en fakir "Dnmzden aylar sonra bir gn, o ve kardei adrn arka tarafn-
da kuzularla beraberlerdi. Kardei koarak geldi ve: "Kureyli kardeim, be-
K KAYIP
yazlar giymi iki kii o n u aldlar, yere yatrdlar ve gsn atlar, elleriyle
gsn kartryorlar" dedi. B u n u n zerine b e n ve babas onlarn yanna
[9]
gittik, o n u o t u r u r b u l d u k , fakat yz solgun grnyordu. O n u yanmza
ektik ve " S a n a ne oldu o l u m ? " diye sorduk. yle cevap verdi: "Beyazlar
giymi iki adam y a n m a geldi, beni yatrdlar ve g s m atlar, iinde bil- j - r a l i m e ve Haris s o n u n d a o c u k l a r n doru sylediine inandlar ve b u
m e d i i m bir eyi aratrdlar"2. i i o l a y onlar o k etkiledi. Haris, st o c u k l a r n n kt bir ruha sahip ol-
Halime ve kocas Haris etrafa bakndlar, fakat insana b e n z e r bir ey g- masndan veya byye u r a m a s n d a n k o r k t u ve karsna b u k t l k l e r
remediler. ki o c u u n sylediini dorulayacak bir damla kan veya yara bi- meydana k m a d a n o c u u a n n e s i n e teslim etmeleri gerektiini syledi.
le yoktu. Sorulan sorular ocuklar syledikleri eyden vazgeiremedi. o - Halime o n u bir kez daha M e k k e ' y e gtrd, geri gtrmelerinin asl nede-
c u u n k c k g s n d e bir izik bile yoktu. Normal olmayan tek ey o- nini gizlemek niyetindeydi. F a k a t A m i n e , daha n c e k i fikirlerini n e d e n de-
c u u n srtnda, iki k r e k k e m i i n i n ortasndayd: k k , fakat belirgin yu- itirdiklerini r e n m e k iin o k srar etti, s o n u n d a t m hikyeyi rendi.
varlak bir iaret. Sanki bir bardak k a p a n m gibi orann etleri derinin stn- Her eyi rendikten sonra Halime'yi teskin ederek: " B e n i m k k olum-
de bir y k s e k l i k meydana getiriyordu. Fakat bu iaret doutand. da b y k harikalar gizli" dedi. Sonra h a m i l e y k e n bandan geenleri, kendi
Daha sonraki yllarda o c u k bu olay daha ayrntl bir ekilde anlatabi- iinde b i r n u r tadnn nasl farkna vardn anlatt. Halime o c u u ya-
liyordu: "Beyazlar giymi iki adam yanma geldi, ellerinde karla dolu altn nnda tutmaya raz o l m u t u , fakat b u kez A m i n e o c u u n a k e n d i b a k m a y a
bir leen vard. Sonra beni yatrdlar ve g s m atlar, kalbimi dar - karar verdi: " O n u b e n i m l e brak ve selametle evine d n " dedi.
kardlar. Ayn ekilde o n u da ikiye ayrdlar, i i n d e n siyah bir phty alp at- o c u k , annesiyle Mekke'de yaklak yl kadar m u t l u yaad ve dede-
tlar. Daha sonra kalbimi ve g s m karla y k a d l a r . " 3 unlar da ekledi: sinin, a m c a l a r n n , halalarnn ve k u z e n l e r i n i n beenisini kazand. zellik-
" M e r y e m ve Isa dnda, doduu andan itibaren t m Ademoullarna ey- le ona en yakn olanlar, M u h a m m e d ' i n anne-babasyla ayn gnde evlenen
tan dokunmutur."4 Abdu'l-Muttalib'in son evliliinden olma o c u k l a r Hamza ve Safiye idi.
Hamza, M u h a m m e d ' l e (s.a.v.) ayn yatayd, Safiye ise biraz daha k k t .
Babas tarafndan amca ve halas, a n n e tarafndan ise kuzenleri olan bu iki-
liyle m r b o y u s r e c e k olan gl bir ba kurdu.
Alt yana geldiinde, annesi o n u Yesrib'deki akrabalarna ziyarete g-
trmeye karar verdi. Kuzeye giden bir kervana katldlar, yanlarnda iki de-
ve vard, birinde A m i n e , dierinde cariye ile M u h a m m e d (s.a.v.) gidiyordu.
Daha sonralar, o c u k beraber kaldklar Hazreli akrabalarnn yannda na-
sl u u r t m a u u r m a y ve havuzda yzmeyi rendiini hatrlayp anlatrd.
Fakat Yesrib'den ayrlmalarndan ksa bir sre sonra Amine hastaland ve
kervandan ayrlp orada istirahat e t m e k zorunda kaldlar. Birka gn sonra
A m i n e vefat etti - Yesrib'den o k uzak olmayan bir yerde, Ebva'da- ve oraya
g m l d . imdi iki taraftan da yetim olan o c u u Bereke elinden geldiin-
. I.I., 105. ce teselli etmeye alt. Baz yolcularn yardmyla o n u Mekke'ye getirmeyi
2. A.g.e.
baard.
3. I.S.I/1,96.
imdi artk ondan t a m a m e n dedesi sorumluydu. G n l e r g e t i k e Ab-
4. B. Lx,54.
du'l-Muttalib'in Abdullah'a duyduu zel sevginin o n u n oluna aktarld
RAHP BAHRA
gzleniyordu. Abdu'l-Muttalib her zaman K'be'ye yakn olmay seviyordu.
Zemzem'i kazmas emredildiginde de Hicr'de uyuyordu. Bu nedenle ailesi
[10]
o n u n iin Kutsal Ev'in glgesine hergn bir ilte sererdi. Babalarna duy-
duklar sayg nedeniyle oraya, oullarndan hibiri, hatta Hamza bile onun
yannda oturmaya giremezdi; fakat k k t o r u n u n u n bu tr sorunlar yok- . bdu'l-Muttalib'in mallar hayatnn son d n e m i n d e o l d u k a azalmt,
tu. Amcalar ona b a k a yerde oturmasn sylediklerinde Abd'l-Muttalib A l m n d e n sonra oullarna sadece o k k k bir miras brakmt.
yle derdi: " O l u m u olduu gibi brakn, o n u n gelecei o k b y k . " Mu- Oullarndan bazlar, zellikle E b u L e h e b olarak tannan Abdu'l-Uzza k e n -
h a m m e d , o n u n yannda o t u r u r ve srtna binerdi. Dedesi de o n u n yaptkla- diliklerinden zengin olmulard. F a k a t E b u Talib fakirdi. Bu nedenle yeeni
rn m e m n u n i y e t l e seyrederdi. Hemen h e m e n her gn K'be'de ve Mek- kendisini, yaamn k a z a n m a k iin elinden geleni yapmaya zorunlu hissedi-
ke'nin dier yerlerinde elele grlebilirlerdi. Hatta Abdu'l-Muttalib, Mec- yordu. Hayatn kei ve koyunlara obanlk ederek kazanyordu ve gn ge-
lis'e giderken de o n u beraberinde gtrrd. Hepsi krk civarnda tm ef- tike M e k k e ' n i n stndeki tepelerde veya tesindeki ovalarda yalnz geirdi-
lerin topland bu mecliste o k n e m l i meseleler konuuluyordu ve seksen i gnler artyordu. Buna ramen amcas onu bazen beraberinde yolculua
yandaki yal ef, yedi yandaki bu ocua olaylar k o n u s u n d a k i fikrini so- gtryordu. Bu yolculuklardan birinde, M u h a m m e d (s.a.v.) dokuz, bir g-
ruyordu. Dedesi her seferinde " O l u m u b y k bir gelecek b e k l i y o r " derdi. re gre de oniki yandayken bir ticaret kervanyla Suriye'ye kadar gitti.
Annesinin l m n d e n iki yl sonra yetim, dedesini de kaybetti. Abdu'l- Basra'da, M e k k e kervannn h e r zamanki k o n a k yerlerinden birinde, iinde
Muttalib lrken t o r u n u n u , babasnn z kardei olan, amcas Ebu T a l i b e nesilden nesile bir hristiyan rahibin yaad bir hcre vard. Biri ldn-
emanet etti. E b u Talib de yeenine dedesinden grd sevgi ve efkatin ay- de, dieri o n u n yerini alyor ve eski el yazmalarn da ieren manastrdaki
nsn gsterdi. B u n d a n sonra artk O, E b u Talib'in oullarndan biriydi. Ka- b t n eyaya varis oluyordu. Bu el yazmalarndan birinde Araplar'a bir pey-
rs Fatma da o c u u n annesinin yerini t u t m a k iin elinden geleni yap- g a m b e r gelecei kaytlyd. Manastrda yaayan Rahip Bahira b u kitaplarn
yordu. Daha s o n r a k i yllarda M u h a m m e d (s.a.v.), o n u n kendi ocuklar a h e p s i n d e n haberdard. Bu k o n u y l a ilgilenmesinin asl sebebi ise Varaka gibi
dururken kendisini doyurduundan bahsederdi. o n u n da peygamberin kendisi hayatta iken geleceine inanmasyd.
Bahira M e k k e k e r v a n n n manastrdan p e k u z a k olmayan b i r yerde ko-
nakladn b i r o k defa grmt. F a k a t b u sefer daha n c e h i grmedii
b i r eyle karlat ve dona kald: Alak ve k k bir b u l u t onlarn stnde
yava yava ilerliyor ve srekli yolculardan bir veya ikisi ile gnein arasn-
da yer alyordu. B y k bir ilgiyle onlarn yaklamasn izledi. F a k a t birden
ilgisi aknla dnt. n k konakladklar anda bulut h a r e k e t etmeyi
durdurdu ve altnda glgelendikleri aacn stnde sabit olarak kald. Aa
ise dallarn aa indirerek onlarn iki kat glgede olmalarn salyordu.
Bahira byle bir m u c i z e n i n n e m l i olduunu biliyordu. Sadece yce bir
ahsiyetin varl b u olay aklayabilirdi ve aniden b e k l e n e n peygamber ak-
lna geldi. Sonunda gelmi miydi, b u yolcularn arasnda olabilir miydi?

Manastra ksa bir sre n c e o k miktarda yiyecek gelmiti, elindekile-


rin hepsini birletirerek kervana yle bir haber gnderdi: " E y Kureyliler!
Sizin iin yiyecekler hazrladm ve buraya gelmenizi istiyorum. Yah-gen,
1. Ebu Talib gibi O da Haim'in torunuydu, Abd el-Mmalih'n vay kardcji K-rd'n (I U j u m ofiln) k l e - h r hepinizi davet e d i y o r u m . "
kz d. " '
HILFU'L FUDUL
B u n u n zerine hepsi manastra geldiler, fakat Bahira'mn tembihlerine
ramen M u h a m m e d (s.a.v.)'i develerin ve yklerin yannda gzc olarak b-
[11]
raktlar. Oraya vardklarnda Bahira onlarn yzlerine teker teker bakt. Fa-
kat kitaplarda tarif edilen yze benzer bir yz gremedi. Onlarn arasnda
bu iki m u c i z e y e m a z h a r olabilecek zellikte k i m s e yoktu. Belki de hepsi uriye'deki ticaretini bitirdikten s o n r a E b u Talib, daha n c e k i yalnz yaa-

gelmemiti. " E y Kureyliler," dedi, "geride k i m s e kalmadndan emin mi- S mna devam eden yeeniyle birlikte Mekke'ye dnd. Fakat amcalar,
Abbas ve Hamza gibi o n u n da sava aralarn k u l l a n m a k iin eitimden
s i n i z ? " "Baka k i m s e k a l m a d " dediler, "sadece en k m z olan bir er-
gemesi gerektii kansna vardlar. Hamza fiziksel adan gl bir yapya
k e k o c u k kald". Bahira " O n a yle davranmayn, o n u da arn bizimle
sahipti, gl bir adam olaca n c e d e n b e l l i y d i . yi bir greiydi ve iyi k-
beraber y e m e k t e b u l u n s u n " dedi. Ebu Talib ve dierleri bu dncesizlikle-
l kullanrd. M u h a m m e d ise ortalama uzunluk ve gte bir genti. O k u -
ri iin z r dilediler. lerinden biri yle dedi: "Biz, gerekten suluyuz,
lua zel bir yetenei vard ve b y k atalar smail ve b r a h i m gibi iyi oku
Abdullah'n o l u n u geride brakp, bu ziyafetten m a h r u m etmemeliyiz." Da-
o l m a yolundayd. Bu baardaki en b y k rol ise gzlerinin k e s k i n oluun-
ha sonra M u h a m m e d ' i n (s.a.v.) yanna gitti ve o n u da beraber y e m e k yeme-
dayd: o n u n Sreyya b u r c u n u n o n i k i yldzn sayabildii sylenirdi.
e davet etti.
O yllarda, uzun fakat aralklarda sren ve haram aylardan birinde balad-
o c u u n y z n e bir kez b a k m a k Bahira iin b u mucizeleri aklamaa
iin Ficar Sava denilen avatan baka nemli bir atma olmad. Kinane
yetti. Yemek b o y u n c a o n u dikkatle incelediinde yz ve vcut zellikleri-
kabilesinden bir adam, Necd'deki Havazin kabilelerinden Amir'in bir adamn
nin kendi kitabnda anlatlanlara ne denli yakn olduunu gzledi. Yemek- ldrm ve Hayber kalesine snmt. Olaylar dizisi her zamanki l kural-
ten sonra rahip b u g e n misafirinin y a n m a gitti ve ona yaam ekli, uykula- larna uygun olarak meydana geldi: eref intikam gerektirirdi. ldrlen ada-
r ve genel konulardaki tavrlaryla ilgili baz eyler sordu. M u h a m m e d ona mn kabilesi, Kinane'ye yani ldren adamn kabilesine saldrd. Kurey o sra-
bu konularda ayrntl cevaplar verdi; n k adam saygdeerdi, sorular ise larda Kinane ile mttefik durumdayd. Sava drt yl srd. Fakat gerekte
saygl ve h r m e t k a r c a soruluyordu. Hatta rahip srtna b a k m a k istediinde be gnden fazla atma meydana gelmedi. O sralarda Haim'lerin banda,
gmleini syrmakta tereddt etmedi. Bahira zaten kesinlikle o n u n pey- Ebu Talib gibi Muhammed'in babasnn z kardei olan Abdu'l-Muttalib'in o-
gamber olduu kanaatindeydi. Bir de srtnda, iki k r e k kemii arasnda, ki- lu Zbeyr vard. Zbeyr ve Ebu Talib yeenleri Muhammed'i ilk atmalardan
tabnda anlatlan yerde peygamberlik m h r n g r n c e tm pheleri si- birine gtrdler.Fakat onun savamak iin ok gen olduu kanaatine vard-
lindi. Bahira E b u Talib'e dnd ve: "Bu o c u k l a akrabalk dereceniz n e d i r ? " lar. Bu nedenle onun sadece hedefine ulamayan dman oklarn toplayp, am-
diye sordu. E b u Talib " O l u m d u r " dedi. R a h i p , " O l u n u z deil, bu o c u u n calarna iletmesine izin verdiler. ^ Fakat bunu takip eden atmalarda, Kurey
babas sa o l a m a z " dedi. E b u Talib " K a r d e i m i n o l u d u r " dedi. "Peki baba- ve taraftarlarnn kt bir durumda olduu srada, onun da bir oku olarak ma-
sna ne o l d u ? " dedi rahip. teki "Daha annesi ona h a m i l e y k e n l d " dedi. rifetini gstermesine izin verildi ve baars kutland. 2
"te b u d o r u " dedi Bahira. "Kardeinin o l u n u lkene geri gtr ve o n u Bu sava, yerleik topluluklarla l kanunu arasnda her zaman varolan
yahudilerden koru. n k b e n i m bildiimi onlar da bilirler ve grrlerse honutsuzluklarn artmasna yol at. Kurey'in ileri gelenlerinin ou Suriye'ye
ona k t l k yaparlar. Kardeinin olunun geleceinde b y k srlar gizli." gitmi ve orada Roma mparotorluu'nun uygulad adaleti grmlerdi. Ha-
beistan'da da sava etmeden adaleti salamak mmknd. Fakat Arabistan'da
su kurban kiinin veya ailesinin hakkn alabilecei, bunlarla karlatrabile-
cek bir kanun sistemi yoktu; ve Ficar savann da, kendinden nceki dier ka-
rklklar gibi, birok zihni, bu tr olaylar nleme yollar ve aralaryla ilgili
dnceye sevk etmi o l m a n doald. Fakat bu kez sonu sadece dnceler-
den ve kelimelerden ibaret kalmamt. Kurey bu tr olaylar nlemek iin he-
EVLLK T E K L F L E R
men harekete gemee hazrd. Onlarn bu adalet anlaylar, savan bitimin-
den birka hafta sonra Mekke'de meydana gelen bir olayla snand.
[12]
Zebd kabilesinin Yemen'deki blgesinden bir tccar, Sehm kabilesinin
ileri gelenlerinden birine deerli mallar satmt. Sehmli adam mallar teslim
almt, fakat kararlatrlan fiyat dememekte srar ediyordu. Dolandrlan uhammed (s.a.v.) yirmi yan gemiti ve zaman getike, daha sk akra-
tccar, onu dolandrann da bildii gibi Mekke'li deildi ve tm ehirde ona
yardm edebilecek bir velisi veya mttefiki yoktu. Fakat karsndakinin ks-
M balarndan biri veya dieri ile birlikte sefere kmaya davet ediliyordu. Bir
gn, hastaland iin sefere kamayan bir tccarn mallarn teslim ald ve yal-
taha kendisine gveniinden de rkmyordu. Bu nedenle Ebu Kubays tepe- nz bana gitti. Bu baars bundan sonra da ayn tr teklifler almasn salad.
sine kp, yksek sesle ve beli bir ekilde tm Kurey'i adaleti yerine getir- Artk yaamn daha rahat kazanabiliyordu ve evlilik imkan artyordu.
meye davet etti. lk tepki Sehm kabilesiyle geleneksel balan olmayan kabi- Amcas ve koruyucusu Ebu Talib'in o zaman olu vard: en bykleri
lelerden geldi. Kurey ise her eyin tesinde kabile ayrm gzetmeden bir- Talib, Muhammed'le ayn yatayd; Akil on veya ondrt: Cafer ise drt ya-
leme taraftaryd. Fakat yine de kendi birlikleri iindeki kesin ayrmn, Ku-
ndayd. Muhammed ocuklar ok severdi ve onlarla oynamaktan holanr-
sayy'm miras nedeniyle meydana gelen Mttefikler ve Gzel Kokanlar ayr-
d. lgisi ve sevgisi daha sonra kendisine ballkla karlk verecek olan Ca-
mnn farkndaydlar ve Sehm de Mttefiklerdendi. Dier grubun liderlerin-
fer'de younlamt. Cafer akll ve gzel bir ocuktu. Ebu Talib'in kz ocuk-
den biri, Mekke'nin en zenginlerinden biri olan Teym kabilesinin efi Abdul-
lar da vard, bunlardan biri henz evlenme ama yeni girmiti. Ad Fahite
lah bn Cud'an idi; ve imdi byk evini, tm adaleti sevenlerin toplanma
idi, fakat daha sonra mm Flani adn alm ve bu adla tannmtr. Onunla
yeri olarak ayordu. Gzel Kokanlar grubundan sadece Abdu ems ve Nev-
Muhammed (s.a.v.) arasnda byk bir sevgi vard ve Muhammd (s.a.v.) onu
fel kabileleri orada deildi. Haim, Muttalib, Zhre, Esed ve Teym kabileleri
babasndan evlenmek zere istedi. Fakat Ebu Talib'in, kz iin baka planlar
toplulukta temsil ediliyordu. Bunlara bir de Mttefikler'den Adiy katlmt.
vard: Mahzum kabilesinden daysnn olu Hubeyre de mm Hani'yi iste-
Birlikte yaptklar tartmalar sonucu zayflar kollamak ve adaleti korumak
miti. Hubeyre sadece nemli bir kimse deil, ayn zamanda Ebu Talib gibi iyi
iin bir rgt kurmaya karar verdiler. Hep birlikte K'be'ye gidip Hacer'l-
Esved'in zerine su dkp, bu suyu bir kaba akttlar. Bu ekilde kutsanm bir airdi de. Bunun yansra Mekke'de Mahzum kabilesinin gc artyor; Ha-

olan sudan teker teker itiler ve sa ellerini yukar kaldrarak Mekke'de ne imlerin gc ise azalyordu. Bu nedenlerle Ebu Talib mm Hani'yi Flubey-
zaman bir zulm meydana gelirse, zulmedilen Mekke'li olsun, yabanc olsun re ile evlendirdi. Yeeni ona sitem ettiinde ise ona u cevab verdi: "Onlar bi-
onun hakkn alp, adaleti korumak iin tek bir vcut gibi birleeceklerine ze kzlarn verdiler." - burada phesiz kendi annesini kastediyordu- "cmert
and itiler. Bundan sonra Sehm'li adama borcunu dettiler; bu anlamaya ka- bir adama cmertlik yaplmal" ^ Bu cevap inandrc olmaktan uzakt, nk
tlmayan kabilelerin de hi birinden kar kp Sehm'liyi koruyan olmad. Abdu'l-Muttalib, Atike ve Berre adlarndaki iki kzm Mahzumi'lere vererek
borcunu demiti. Muhammed (s.a.v.) amcasnn kibarca onun evlenecek ko-
Teym'in efi ile birlikte bu dzeni kuranlardan biri de Haim'lerden Z-
numa gelmediini sylemek istediini anlad. Kendisi de bu kanya vard; fa-
beyr idi: Beraberinde ayn and ien yeenini de bu toplantya getirmiti. Mu-
kat beklenmedik durumlar onun fikrini deitirecekti.
hammed (s.a.v.) daha sonraki yllarda yle diyecektir: "Abdullah Ibn
Cud' an n evinde ben de vardm; orada bulunuumu ve o anlamaya katlm Mekke'deki zengin tccarlardan birisi bir kadnd -Esed kabilesinden
bir sr kzl deveye deimem ve imdi, slm'da, o rgte .g lsa memnu- Huveylid'in kz Hatice. Ayn zamanda Hristiyan olan Varakann ve kardei
niyetle katlrm" 3 . Orada bulunanlardan biri de, olu Fb IVki ile birlikte ge- Kuteyle'nin kuzeni idi.- Onlar gibi Hatice de Haimoullarnm uzaktan ye-
len ev sahibinin kuzeni Teymli Ebu Kuhafe idi. Ebu Bekir, Muhamned'den bir enleri oluyordu. O zamana dek iki kez evlenmiti ve ikinci kocasnn l-
veya iki ya kkt ve ileride onun en samimi arkada ola .l<n mnden beri kendi adna ticaret yapacak bir adam grevlendirmeyi adet
edinmiti. Muhammed (s.a.v.) artk Mekke'de el-Emin (gvenilir), erefli
T I. H. 119.
2. I.S.l/l, 81. olarak tannyordu. Bu hreti ise kendisine emanet edilen ticarel kervanla
3. I.I. 86.
n n n sahiplerinden yaylyordu. Hatice de onun hakknda ailesinden ok ra, yznde -babasnda da var olan, fakat olunda daha gl bir ekil alan-
eyler duymutu; birgn Suriye'ye gidecek ticaret kervann ynelmesi iin bir nur vard. Bu k daha ok alnnda ve parlak gzlerinde ldard. Hati-
ona haber gnderdi. creti onun imdiye kadar bir Kureyli'ye dedii en ce, kendisinin de hl gzel olduunun farkndayd, fakat ondan onbe ya
yksek fiyatn iki kat kadard; yanna yolculukta elik etmesi iin Meysere bykt. Buna ramen onunla evlenmeyi kabul eder miydi acaba?
adnda bir de gen kle verdi. Muhammed (s.a.v.) gider gitmez, Hatice, Nufeyse adndaki bir arkada-
M u h a m m e d (s.a.v.), Nestor denilen bir rahibin manastrna yakn bir na dant, o da aralarn yapmaya sz verdi. Meysere sahibine gelip, yol-
yerde bir aacn glgesi altna oturdu. Yolcularn konaklama yerleri hep ay- da grdklerini, iki melei ve rahibin sylediklerini anlatt. Hatice de gidip
n olduu iin, belki de bu on be yl kadar nce amcasyla Basra'ya gider- bunlar kuzeni Varakaya anlatt. Varaka "Eer bu doruysa, Hatice" dedi,
ken altnda oturduu aacn ayns idi. Belki Bahira lm, onun yerini Nes- " M u h a m m e d (s.a.v.) kavmimize gnderilen peygamberdir. Uzun sreden
tor almt. Bu ihtimaller bir yana, Meysere'nin yle bir haber verdiini bi- beri bir peygamberin geleceini biliyordum ve ite geldi.
liyoruz: Rahip manastrdan kt ve ona: "Aacn altnda oturan adam k i m ? "
Bu srada Nufeyse, Muhammed (s.a.v.)'e gitti ve niin evlenmediini
diye sordu. O da "Bir Kureyli" dedi ve aklamak iin unlar ekledi: "Al-
sordu. "Maddi imknlarm yetersiz" diye cevap verdi. "Fakat eer sana im-
lah'n Evi'ni koruyanlardan". Nestor: " O aacn altnda bir peygamberden
kn verilirse; gzellik, zenginlik, soyluluun varolduu bir anlamaya a-
bakas oturmuyor" dedi.^
rlrsan ne dersin?" "O k i m ? " diye sordu. "Hatice" dedi Nufeyse. "Ben by-
Suriye'ye doru ilerlerken Nestor'un szleri Meysere'nin daha ok iine i- le bir evlilii nasl yapabilirim?" dedi. "Orasn bana brak!" dedi. Muham-
ledi, fakat bunlar onu ok artmad; nk yolculuk boyunca imdiye kadar med: " O halde benden taraf tamam." dedi.^ Nufeyse konutuklarn Hati-
beraber olduu kimselere hi benzemeyen bir adamla yolculuk ettiinin farkna ce'ye iletti, o da Muhammed'e (s.a.v.) gelmesi iin haber gnderdi. Geldiin-
vard. Bu dncesi eve dnte grd bir eyle daha da kesinleti: ou za- de ona unlar syledi: "Ey amcamolu, seni akrabam olduun iin ve o ve-
man scan garip denebilecek ekilde az olduunu farketmiti ve bir gn le- ya bu gruba balanmadan orta yolda yer aldn iin seviyorum; seni gve-
ye doru Muhammed'i (s.a.v.) scaktan koruyan iki melei aka grd. nilirliin, doru szl ve gzel huylu olduun iin seviyorum"^ Daha son-
Mekke'ye vardklarnda, Suriye'den sattklar maln karl olarak al- ra ona evlenme teklif etti. Birlikte Muhammed'in (s.a.v.) amcalaryla Hati-
dklar mallarla birlikte Hatice'nin evine gittiler. Hatice, Muhammed ce'nin de babas ld iin Esedoullarndan amcas Amr ile konumas
(s.a.v.)'in yolculuu ve yapt alverileri anlatn dinledi. ok kr etmi gerektiine karar verdiler. Haimler bu trende kendilerini temsil etmesi
grnyordu, nk imdi elindeki mallan maliyetinin iki katna satabilme iin gen olmasna ramen Hamza'y setiler. Bunun nedeni aralarnda Esed
olana vard. Fakat bu tr dnceler onun zihinden uzaklardayd, nk kabilesine en yakn olann Hamza oluuydu. nk Hamza'nn z kardei
Hatice'nin dikkati anlatlanlardan ok anlatan kiide younlamt. O, orta Safiye, ksa bir sre nce Hatice'nin kardei Avvam ile evlenmiti. Hamza
boylu, ince, geni omuzluydu, ba byk ve vcudunun dier organlar da yeeni ile birlikte Amr'a gitti ve Hatice'yi istedi, aralarnda Muhammed'in
orantl bir ekildeydi. Sa ve sakal sk ve siyaht, dmdz deil, hafiften tnehir olarak Hatice'ye yirmi dii deve vermesi kararna vardlar.
dalgalyd. Salar omuzlar ile kulak memesi arasna kadar uzuyor, sakal
ise hemen hemen salannn uzunluuna iniyordu. Geni bir aln vard; gz
. l.S. VIII, 108.
yuvarlaklar geni, kirpikleri uzun, kalar ise geni ve hafif atkt. Eski 2. I. S. l/l, 83. slm inancna gre Muhammed, o gelene dek sa, Yahuda soyundan gelen son peygam-
kaynaklarn ounda gzlerinin siyah olduu sylenir, fakat baz kaynakla- ber olduu iin, yahudilerde kalan manevi otoritenin "ahir zamanda" kendisine aktarld ilo dur.
Bunun lmnden ksa bir sre nce Yakub yle bildirmitir: "Ve Yakub oullarn ard ve onla-
ra gre gzleri kahverengi, hatta ak kahverengidir. Burnu kemerli, az ge-
ra ahir zamanda size neler olacan anlatacam toplann dedi. ilo gelinceye dek hakimiyet Yahu-
ni ve gzel ekilliydi. Sakallarn uzatmasna ramen byklarn hibir za- da'da kalacak; o geldiinde tm insanlar onun etrafnda birleecekler." (Tekvin, 4 9 : 1, 10).
man st dudana dek uzatmad iin dudaklarnn gzellii grlebilirdi. 3. I.I. 121.

Cildi beyazd, fakat gneten bronzlamt. Bu doal gzelliklerin yan s- 4. I. S. 1/1, 84.
5. I.I. 120.
selenin esas ne olursa olsun, bir l ocuu olarak bu durumlarda hibir
[13]
eyin iirden daha anlaml olamayacam biliyordu. Kafasndakileri anlata-
bilmek iin birka msra yazd, fakat bu msralar ifade ettikleri anlamlardan
amat, amcasnn evinden ayrld ve gelinle birlikte yaamak zere onun daha fazlasn ima ediyorlard. Daha sonra Kelb'li haclarn yanma gitti, ken-
D evine yerleti. Hatice kocasna bir e olduu kadar, onun en yakn ar-
disini tantt: "Aileme u msralar okuyun, nk uzun sredir benim iin
zldklerini biliyorum:
kada ve ideallerini ve isteklerini paylaan bir dostu idi. Aclar ve kayplar
olsa da evlilikleri ok mutlu geiyordu. Hatice, Muhammed'e (s.a.v.) alt o-
Kendim uzakta olsam da, szlerimi aln
cuk dourdu, iki erkek ve drt kz. En byk ocuklar Kasm adnda bir
Ve halkma gtrn: Ben imdi Kutsal Ev'de
olan ocuuydu. Bundan sonra Muhammed'e Ebu'l-Kasm (Kasm'n baba-
Tanrnn kutsadg yerde yayorum.
s) denmeye baland. Fakat ocuk iki yan doldurmadan ld. kinci o-
Artk imdiye dek ektiiniz zntleri bir kenara brakn.
cuklar Zeyneb adnda bir kzd. Onu kz ocuu daha takip etti: Rukiy-
Beni aratmak iin develeri yormayn.
ye, m m Glsm ve Fatma. Son ocuklar ise yine ok az bir sre yaa-
nk ben, Allah'a kr, btn silsilesi soylu olan
yan bir erkek ocuuydu.
Byk ve iyi bir ailenin yanndaym."
Evlendii gn Muhammed (s.a.v.), babasndan miras kalan sadk cari-
yeyi, Bereke'yi, azat etti; ayn gn Hatice ona kendi klelerinden birini, on-
Haclar bu haberle yurtlarna dndklerinde, Harise hemen kardei
be yandaki Zeyd'i hediye etti. Bereke'ye gelince, onu Yesrib'li biriyle ev-
Ka'b ile birlikte Mekke'ye doru yola kt. Muhammed (s.a.v.)'e gidip, on-
lendirdiler. O adamdan bir olu oldu ve bundan sonra m m Eymen (Ey-
dan olu Zeyd'i istedii fiyata kendisine satmasn istedi. Muhammed u ce-
men'in annesi) olarak anld. Zeyd ise kendisi gibi genlerle birlikte, Hati-
vab verdi: "Brakn kendisi sesin, eer sizi seerse hibir cret istemeden
ce'nin yeeni, yani kardei Him'n olu Hakim tarafndan Ukaz panayrn-
onu size veririm; eer beni seerse, ben, beni seen birinin stnde karar
dan satn alnmt. Halas onu ziyarete geldiinde, Hakim ona yeni ald
verici deilim." Daha sonra Zeyd'i yanlarna ard ve bu iki adam tanyp
klelerden birini semesini teklif etti. O da Zeyd'i seti.
tanmadn sordu. Zeyd: "Bu amcam, bu da babamdr" dedi. "Beni tanyor-
Zeyd, atalaryla vnrd: babas Harise Suriye ile Irak arasnda yerle-
sun" dedi Muhammed (s.a.v.): "Ve benim sana gsterdiim dostluu da bi-
ik olan Kelb kabilesindendi; annesi ise yine mehur olan komu Tayy ka-
liyorsun. O halde benimle onlar arasnda bir seim yap." Zeyd zaten seimi-
bilesindendi. T m Arabistan'da cmertlii ve belagat ile hret salan air-
ni yapmt, hemen yle dedi: "Senin stne baka adam seecek deilim.
sava Hatim de annesiyle ayn kabiledendi. Yllar nce bir gn annesi
Sen bana annem ve babam gibisin." "Ey Zeyd, klelii zgrle, babana,
Zeyd'i ailesini ziyaret etmek iin kendi kabilesine gtryordu; kaldklar
amcana ve ailene tercih mi ediyorsun?" diye hayretle sordular. Zeyd: "Evet
kye Ben Kayn kabilesinden bir grup adam saldrd, ocuu karp kle di-
yle, nk ben bu adamda yle eyler grdm ki kimseyi ona tercih ede-
ye sattlar. Babas Harise onu mitsizlik iinde aryordu; Zeyd de Kelb kabi-
m e m " dedi.
lesinden babasna haber gnderebilecei kimseye rastlayamamt. Fakat
K'be'ye Arabistan'n her yerinden haclar geliyordu. Muhanmed'in (s.a.v.) Muhammed (s.a.v.) daha sonraki konumalar ksa keserek onlar

klesi olduktan aylar sonra bir gn, Mekke sokaklarnda kendi kabilesin- K'be'ye davet etti. Hicr'de ayakta durarak yksek sesle unlar syledi: "Ey

den adamlara rastlad. Eer onlar bir nceki yl grm olsayd, duygular burada bulunanlar, ahit olun ki Zeyd benim olumdur, ben onun, o da be-

ok farkl olurdu. Byle bir karlamay uzun sredir arzluyordu, fakat nim varisimdir."-'-

imdi aknla dmt. imdi artk hibir ey dnmeden b r a y ter- Amca ve baba isteklerini yerine getiremeden lkelerine dnmek zorun-
kedip ailesine gidemezdi. Fakat onlara nasl bir haber gnderebilirdi? Me- da kaldlar. Fakat kabilelerine anlatmalar gereken hikye, bu evlt edinme-
ye sebep olan karlkl sevgi, utan verici bir ey deildi. Zeyd'in zgrl-
e kavutuunu ve daha sonraki yllarda kardeleri ve akrabalarna da fay-
Fatma'dan biraz byk olan Ali, bu drt kuzeniyle karde gibi byd. Bu
dal olabilecek yksek bir erefe ulatm grdkten sonra mteselli oldu-
be kii ve Zeyd, M u h a m m e d ve Hatice ailesinin zn oluturuyordu. Fa-
lar ve yollarna zntsz devam ettiler. O gnden sonra bu yeni Haim,
kat bunlardan baka onlara ok bal olan ve burada kronolojik olarak ele
Mekke'de Zeyd bn Muhammed diye anlmaya balad.
alman tarihte kk veya byk roller oynayan birok akrabalar da vard.
Muhammed'le (s.a.v.) Hatice'nin evlerine en sk gelen ziyaretilerden
O srada hayatta olmayan en byk amcas Haris geride birok erkek
biri de Muhammed'in (s.a.v.) kendinden bile k k olan en kk halas,
ocuk brakmt. Bunlardan biri, Ebu Sfyan", Muhammed (s.a.v.)'in st
ayn zamanda Hatice'nin yengesi Safiye idi. Beraberinde, aabeyinin l-
kardei idi. nk ondan birka yl sonra o da Beni Sa'd'da Halime tarafn-
mnden sonra Zbeyr adn verdii olunu da getirirdi. Bu nedenle Zbeyr,
dan emzirilmiti. ou kii Ebu Sfyan'm aile benzerlii bakmndan Mu-
Muhammed'in kzlaryla, yani kuzenleriyle k k yalardan beri arkadalk
hammed (s.a.v)'e ok yakn olduunu sylerdi. kisinin ortak zelliklerin-
ederdi. Safiye ile birlikte, Hatice'nin tm ocuklarnn ebesi olan ve kendi-
den biri de gzel konuma sanat idi. Fakat Ebu Sfyan yetenekli bir airdi
sini ev halkndan sayan sadk hizmetlisi Selma da gelirdi.
-belki de amcalar Zbeyr ve Ebu Talib'den daha yetenekliydi.- Oysa Mu-
Yllar getike, Muhammed'in (s.a.v.) stannesi Halime de ara sra on- hammed (s.a.v.), arapa grameri ve gzel konumada rakipsiz olmasna ra-
lar ziyarete gelmeye balad. Hatice ona her zaman gereken saygy gste- men, bir tek iir bile yazmamt.
rirdi. Bu ziyaretlerden biri, Halime'nin srlerinin uzun sren ok sert bir
Hemen hemen kendi yanda olan Ebu Sfyan onun iin hem arkada
kuraklk nedeniyle helk olduu bir zamana rastlad. Hatice ona krk koyun
hem de bir dosttu. Kanla bal akrabalarndan nisbeten daha yakn olanlar,
ve stnde taht ile birlikte bir deve hediye etti. 2 Hicaz'da bir veba gibi ya-
babasnn z kardeleri, yani Abdu'l-Muttalib'in be kznn ocuklar idi.
ylan bu kuraklk aileye yeni bir ferdin katlmasna da neden oldu.
Bu kuzenlerinin en bykleri kuzeydeki Esed kabilesinden Cah adnda bir
Ebu Talib bakabileceinden fazla ocua sahipti ve kuraklk onun beli-
adamla evlenen halas Umeyme'nin ocuklaryd. 3 Cah'm Mekke'de bir evi
ni krmt. M u h a m m e d (s.a.v.) bunu fark etti ve bir eyler yapmas gerek-
vard. Kendi kabilesinden baka bir kabile ile beraber yaayan birinin, o ka-
tii kanaatine vard. Amcalar arasnda en zengin olan Ebu Leheb'di, fakat
bilenin bir yesi ile karlkl anlama yapmas sonuncunda, o kiiyi hakla-
o aileden uzak dururdu. Belki bunun nedeni kendisinin, annesinin tek o-
rm ve grevlerini yerine getirecek bir temsilci olarak tayin etmesi de m m -
cuu oluu ve baka z kardee sahip olmayyd. Muhammed (s.a.v.) ba-
knd. Abdu ems soyunun m e y y e 4 kolundan gelen kabilenin bakan
arl bir tccar olan ve beraber bydkleri iin kendisine ok yakn olan
olan Harb, Cah'm mttefiki olmutu. Bu nedenle Umeyme'nin Cah ile ev-
amcas Abbas'tan yardm istemeyi tercih etti. Muhammed (s.a.v.)'e en yakn
lenmesi aynen onun bir ems'li ile evlenmesi gibiydi. Umeyme'nin aabe-
olanlardan biri de, onu her zaman evinde ho karlayan ve ok seven Ab-
yinden sonra Abdullah adn verdii en byk olu, Muhammed'den (s.a.v.)
bas'n kars mm'1-Fadl idi. Onlara gitti ve iki ailenin Ebu Talib'in duru-
hemen hemen oniki ya kkt ve bu iki kuzen birbirlerini ok severdi.
mu dzelene dek onun oullarndan ikisinin bakmn stlenmesini teklif
Umeyme'nin aabeyinden epey kk olan ve gzelliiyle dikkatleri eken
etti. Hemen karar verdiler ve birlikte Ebu Talib'e gittiler. Onlarn teklifleri-
kz Zeyneb de bu sevgi bann iindeydi. Muhammed (s.a.v.) ikisini de o-
ne kar Ebu Talib: "stediinizi yapn, fakat Akil ile Talib'i bana brakn"
cukluklarndan beri ok severdi; halas Berre'nin olu Ebu Seleme'ye de zel
dedi. Cafer artk onbe yandayd ve ailenin en k de deildi. Annesi
bir sevgi beslerdi.
Fatma, ondan on ya kk bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti; ad-
El-Emin'i evreleyen bu sevgi ve cazibe sadece ailesi ile snrl deildi;
n Ali koymulard. Abbas, Cafer'in bakmn stlenebileceini syledi, bu-
Hatice ile birlikte bu sevgi emberinin merkezinde btn akrabalarn ie-
nun zerine Muhammed (s.a.v.) de Ali'yi ald. Bu sralarda Hatice Abdullah
ren bir daire iindeki tm insanlara sevgi besliyorlard. Hatice'nin akrabala
adnda bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti, fakat Abdullah, Ka-
r da bu emberin iindeydi. Ona en yakn olanlardan biri, olu F.b'l As ile
sm'dan daha az bir zaman yaad. Bir anlamda Ali onun yerini almt. Ru-
onlar sk sk ziyaret eden kardei Hale idi. Hatice yeenini, sanki kendi o
kiye ve mm Glsm'le hemen hemen ayn yata, Zeyneb'den k k ve
luymu gibi seviyordu; bu nedenle Hale kardeinden olu iin bi e mlin.
K'BE'NN YENDEN NASI
sim istedi. -Hatice sk sk onlarn h e r d u r u m d a yardm istemelerini tembih
ederdi.- Hatice k o c a s n a b u k o n u y u atnda o, kzlar Zeyneb'in evlenecek
yaa geldiinde Ebu'l -As'a uygun bir e olabilecei nerisini getirdi. Zama-
[14]
n geldiinde Zeyneb'i k u z e n i ile evlendirdiler.
Politik olarak bir arada anlan Haim ve Muttalib soylarnn zayflayan u bahsettiimiz olaylardan, yani Ali'nin aileye katlmasndan ksa bir za-
politik etkisini tekrar g l e n d i r m e k iin duyulan mitler, Muhammed B m a n n c e , M u h a m m e d (s.a.v.) otuzbe yanda i k e n Kureyliler K'be'yi
(s.a.v.) zerinde younlamt. Soy ayrm olmakszn tm Kurey onu, tekrar ina etmeye karar verdiler. O zamanlar K'be'nin ykseklii, bir in-
Arabistan'da kabilelerinin erefini ve gcn devam ettirebilecek, neslinin san b o y u kadard ve s t n d e at yoktu. Bu nedenle kap kilitlense bile hr-
en yetenekli ahs olarak gryordu. E l - E m i n ' e yaplan vgler herkesin di- szlar kolaylkla ieri girebilirdi. Ksa bir sre n c e , m a h z e n e gmlen ha-
lindeydi; belki de b u nedenle Ebu Leheb yeenine gelmi ve kzlar Rukiy- zinelerden bir k s m alnmt. Ellerinde at yapmaya y e t e c e k kadar keres-
ye ve m m G l s m ' k e n d i oullar Utbe ve Uteybe'ye nianlamak istedi- te vard: Yunanl bir t c c a r n gemisi karaya v u r m u t u ve tamir edilemeye-
ini sylemiti. M u h a m m e d (s.a.v), bu iki k u z e n i n i iyi kimseler olarak ta- c e k kadar dalm b i r halde Cidde kysnda bekliyordu. Bu nedenle onun
nd iin teklifi uygun b u l m u ve nianlar yaplmt. kerestelerini at y a p m a k iin aldlar. O srada M e k k e ' d e yetenekli bir ma-
te b u sralarda m m Eymen'i yine aile fertleri arasnda gryoruz. rangoz olan bir Kpt de b u l u n u y o r d u .
Kaynaklar o n u n bir dul olarak dndn, veya k o c a s n n o n u boadm Fakat K'be'ye duyduklar sayg o denli fazla idi ki ona el srmekte tereddt
belirtmiyorlar. Sebep h e r ne ise, m m E y m e n yerinin oras olduunu bili- ediyorlard. Plnlar, yumuak ve dayanksz talardan yaplm olan tm duvar-
yordu. M u h a m m e d (s.a.v.), ou kez ona " a n n e " diye hitap eder ve baka- lar ykp, yenilerini yapmakt; fakat kutsal olan bu yeri ykarak gnahkr olmak-
larna " O bana ailemden kalan tek ferttir" derdi.^ tan ve belya uramaktan korkuyorlard. Bu tereddtleri, K'be'nin duvarndan
her gn gnelenmek iin dar kan ylan grmeleriyle daha da artt. Kim o
tarafa yaklarsa ylan ban kaldryor, dilini karp tslyordu. Bu da onlar ok
korkutuyordu. Fakat bir gn, ylan gnelenirken, Allah gkten bir kartal gn-
derdi; kartal ylan kapt ve utu gitti. Kureyliler aralarnda yle konutular:
"imdi Allah'n bizim niyetimizi tasdik ettiine inanabiliriz. Bize yardm edecek
bir marangozumuz ve tahtalanmz var, Tanr bizi ylandan da kurtard."
Duvarlarn stnden ilk ta alan, M u h a m m e d (s.a.v.)'in b y k annesi
F a t m a ' n m erkek kardei Mahzum'lu Ebu Vehb idi; fakat o ta alr almaz, ta
elinden kurtulup tekrar eski yerine dnd. B u n u n zerine hepsi ie devam
e t m e k t e n korkarak K'be'den katlar. Daha sonra Mahzumlerin reisi, o za-
m a n hayatta olmayan Muire'nin olu Velid kazmay eline ald. "Ykm iini
sizin yerinize ben y a p a c a m " dedikten sonra K'be'ye gitti ve yle dedi: "Ey
Tanrm, k o r k m a . Ey T a n r m biz iyilikten baka birey istemiyoruz." Daha
1. I.S.III/l, 2 8 . sonra Yemen kesi ile Hacer'l-Esved'in arasndaki gney-dou duvarnn
2. I.S.I/1,71. b i r ksmn ykt; fakat dierleri ie koyulmaktan ekindiler. "Bekleyelim ve
3. Esed bn Huzeyme. Necd ovasnn en kuzeyinde yerlemi olan Mekke'nin ku/ey-dousundaki bir grelim" dediler, " E e r o helk olursa, K'be'ye d o k u n m a y a l m , hatta onu es
kabile. Kureyli Esed kabilesi ile kartrlmamaldr.
ki haline evirelim. Fakn.t eer o arplmazsa, ki b u Allah iimizi onaylyo
4. Abdu ems'n olu ve Harb'in babas Umeyye'ni lmnden sonra byle anlmt..
demektir, onu s o n u n a kadar ykalm." Gece hibir aksilik kmad,; Vclnl .
5. I.&VIII,.W2 ' '
bah erkenden tekrar ie balad, dierleri de ona katldlar. T m duvarlar, b-
[15]
rahim'in att temellere kadar yklnca, yanyana dizilmi deve hrglerine
benzer, byk, yeilimsi talar ortaya kt. Bir adam talardan birini ekip
karmak iin iki tan arasna bir manivela koydu; fakat ilk hareketinde, torite ve saygnlnn da vurmasndan ksa bir sre sonra, Muham-
tm Mekke'yi sarsan ve depreme benzeyen bir sallant oldu. Bunu, temelleri O med (s.a.v.) zaten bilincinde olduu ruhsal olaylarn yan sra baz g-
ykmamalar iin yaplan bir uyar iareti olarak kabul ettiler. l manevi iaretler almaya balamt. Bunlarn nasl olduu sorulduunda
Hacer'l-Esved'in bulunduu kede Sryanice bir yaz buldular. Onu, onlarn, uykuda iken gelen "Sabahn aydnl gibi gerek grntler"^ ol-
bir Yahudi okuyana dek ne olduunu bilmeden sakladlar: "Ben Allah'm ve duunu sylerdi. Bunlarn sonucunda tenha yerleri tercih etmeye balad ve
Bekke'nin Rabbiyim. Bekke'yi, gkleri ve yeri yarattm, Ay'a ve Gne'e e- Mekke'nin stndeki tepelerden birine, Hira dandaki bir maaraya, inzi-
kil verdiim ve Gne'in etrafna dokunulmaz olan yedi melei yerletirdi- vaya ekilmeyi adet haline getirdi. Bu, Kurey geleneklerine yabanc ve ga-
im gn yarattm. O (Bekke), insanlarna st ve su ile yardm eden iki tepe- rip bir olay deildi. nk inziva smail- oullar arasnda gelenek haline
si varolduka varolmaya devam edecektir." Bir para yaz da brahim maka- gelmiti. Her nesilde, belirli bir sre insanlarn dnyasndan el ekip yalnz
mnda, K'be'nin kaps yannda brahim'in ayak izini tayan kayann altn- kalmay tercih eden birka kii bulunurdu. Bu, eski fakat hl uygulanan
da bulundu: "Mekke, T a n r n n kutsal evidir. Onun sreklilii ynden gelenee uygun olarak M u h a m m e d (s.a.v.), yanma biraz yiyecek alr ve bir-
gelir. Onun yaknndaki insanlar onu ilk kirletenler olmasn." ka geceyi Allah'a ibadetle geirirdi. Daha sonra ailesine dner, tekrar yiye-
Kureyliler, binann yksekliini arttrmak iin daha ok ta topladlar. Ay- cek ve gerekli eyleri alp geri giderdi. Bu yllarda ara sra, ehirden ayrlp,
r ayr kabileler srayla altlar. Nihayet bina Hacer'l-Esved'in konulaca maaraya yaklatnda yle sesler duyard: "Ey Allah'n Rasul, sana se-
ykseklie geldi. Bu srada aralarnda iddetli bir tartma kt. nk hibiri lm o l s u n . G e r i y e dnp kimin konutuunu aratrdnda ise kayalar
Hacer'l-Esved'i duvara yerletirme erefini, dier kabileye brakmak istemi- ve aalardan baka kimse gremezdi.
yordu. Bu tartma birka gn srd ve anlamazlk o denli byd ki, taraflar Ramazan, geleneksel inziva ay idi. Krk yanda iken, Ramazan'n son-
savamaya hazrlandlar. O srada yal bir adam yle bir neri getirdi: "Ey Ku- larna doru bir gece yalnzken ona insan eklinde bir Melek geldi. Melek
reyliler, tarttnz konuda sizi uzlatracak bir hakem sein. Mescid'e girecek ona, " O k u ! " dedi. O, "Ben okuma b i l m e m ! " deyince, kendi anlatt ekliy-
olan ilk adam bu konuda hakem olsun."* K'be'nin evresindeki alana Mescid, le unlar oldu: Melek beni ald ve dayanabileceim son noktaya kadar skt.
yani secde edilen yer ad verilir. nk Allah'n Evine ynelerek O'na secde et- Daha sonra beni brakp: " O k u ! " dedi. Ben "Okuma b i l m e m ! " dedim, beni
me gelenei, brahim ve smail'den beri devam edegeliyordu. Yal adamn tav- tekrar ald ve skt ve tekrar takatimin son noktasnda brakp, tekrar
siyesine uymaya karar verdiler. Mescid'e ilk giren kii, belli bir sredir Mek- " O k u ! " dedi, ben yine "okuma b i l m e m " dedim. Beni nc defa aynen
ke'de bulunmayan ve henz dnen Muhammed (s.a.v.) idi. Onun kapdan g- skt ve braktnda yle dedi:
rnmesiyle insanlarn yznde, mutluluk ve sevin ifadeleri belirdi. Daha da
yaklatnda memnuniyetle dolu selmlamalar ve mrldanmalar topluluu Yaratan Rabbinin adyla oku
sard. Bazlar: "O, el-Emin'dir" dediler. Bazlar: "Muhammed (s.a.v.) geldi, O, insan bir kan phtsndan yaratt.
onun kararma uyarz" dediler. Meseleyi ona anlattklarnda o, "Bana bir para Oku, senin Rabbin en byk kerem sahibidir:
kuma getirin" dedi. Getirdiklerinde bezi yere yayd. Hacer'l I sved'i ortasna Ki O, kalemle (yazmay) retendir.
koydu. "Her kabile bezin bir ucundan tutsun" dedi. "Sonra hep birlikte onu nsana bilmediini retti. (A'lak: 1-5) ''
kaldrn". Ta yeteri kadar yerden ykselttiklerinde, onu ald ve K'be'nin k-
esine kendi elleriyle yerletirdi ve bylece inaat devam elli O, bu szleri melein arkasndan tekrarlad ve melek onu brakp gitti.

. 1.1. 125
me arac olan kalem zerine yemin ediliyordu. Kalemden sorulduunda
Daha sonralar yle derdi: "Sanki kelimeler kalbime yazlmt." 4 Fakat
Peygamber yle dedi: "Allah'n ilk yaratt ey kalemdi. Kd yaratt ve
kendisine airlere olduu gibi bir cinin musallat olmasndan korktu. Bu
kaleme 'yaz!' diye emretti. Kalem "Ne yazaym?" diye sordu. Allah: "Kya-
yzden h e m e n maaray terk etti, dadan inerken yukardan bir sesin y-
mete dek yarattklarmla ilgili benim ilmimi yaz" dedi. Daha sonra kalem
le dediini duydu: " E y Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebra-
verilen emri yerine getirdi." 9 Kalem'e and itikten sonra, bir de onun yaz-
il'im." Gzlerini yukar evirdi, onu maarada ziyarete gelen kimse orday-
dklarna and iiliyordu. Semada Meleklerin ktlara yazd eylerden biri
d, fakat imdi aslen melek eklindeydi, tm ufku kaplamt. Tekrar " E y
de, daha sonra indirilen vahiylerde Levh-i Mahfuz'da yazl 'erefi stn bir
Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebrail'im" dedi. Peygamber
K u r ' a n 1 0 ve kitabn anas' (Ra'd: 3 9 ) olarak geen,Kur'an'n semav arketi-
melee bakmaya devam etti; daha sonra gzlerini ondan evirdi. Fakat ne-
pidir. Yani ona da and iiliyor. Bu iki yemini teselli takip ediyor:
reye baksa Melek oradayd; dou, bat, kuzey, gney tm ufku kaplamt.
Nihayet melek ondan ayrld, o da evine dnebildi. Hzl hzl arpan kal-
"Nun. Kaleme ve satr satr yazdklarna andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle bir
biyle yatana uzanp Hatice'ye "Beni rtn! Beni r t n ! " 5 dedi. Birden te-
deli deilsin. Gerekten senin iin kesintisi olmayan bir ecir vardr. Ve phesiz sen,
lalanan Hatice ona hibir ey sormadan bir rt getirdi ve zerine rtt.
pek byk bir ahlk zerindesin." (Kalem: i-4).
Korkusu biraz getiinde Muhammed (s.a.v.), ona, grdklerini ve duyduk-
larn anlatt; bunun zerine Hatice, yal ve kr bir adam olan kuzeni Va-
Bu ilk vahiyler geldikten sonra, belli bir sre vahiy kesintiye urad.
raka'ya gitti ve olanlar haber verdi. O da: "Hay Mbarek" dedi, "Varaka'nn
Peygamber, Hatice'nin srekli teselli etmesine ramen Allah'n gazabna u-
nefsine Hakim olana yemin ederim ki Muhammed'e, Musa'ya gelen N a m u s 6
ram olmaktan korkuyordu. Sonunda bu sessizlik bitti ve onu temin edici
gelmitir. M u h a m m e d halknn peygamberidir. Git onu teskin et." Hatice
bir vahiy geldi:
eve dnd ve ayn szleri Muhammed'e (s.a.v.) tekrarlad. Bunun zerine
Muhammed (s.a.v.), Allah'a adad ibadet gnlerini tamamlamak iin gn-
"Kuluk vaktine andolsun, 'Karanl iyice kt' zaman geceye, Rabbin seni
l rahat olarak maaraya dnd. badetini bitirdikten sonra adeti zere
terk etmedi ve danlmad da. phesiz senin iin son olan, ilk olandan (ahiret, dn-
K'be'ye gitti, tavaf tamamlad. Daha sonra Mescid'de oturanlar arasnda
yadan) daha hayrldr. Elbette Rabbin sana verecek, bylece sen honut kalacaksn.
grd yal ve kr Varaka'y selmlad. Varaka ona da Hatice'ye syledik-
Sen bir yetim iken, seni bulup da barndrmad m? Ve seni yol bilmez iken, seni 'do-
lerinin aynsn tekrarlad. Fakat bu kez unlar da ekledi: "Sana yalanc di-
ru yola'yneltip- iletmedi mi? Bir yoksul iken seni bulup da zengin etmedi mi? y-
yecekler, kt davranacaklar, sana sava aacaklar ve seni kovacaklar; ben o
leyse, sakn yetimi zp-kahretme, isteyip-dilenmi de azarlayp- kma. Rabbinin
gnleri grrsem Allah iin sana yardm e d e c e i m . " 7 Ona doru eildi ve
nimetini ise, durmakszn anlat." (Duha: 1-11).
alnndan pt. Peygamber daha sonra evine dnd.

Hatice ve Varaka'nn ona gven vermesinden sonra kendisine olan g- . B., 3.

veni semadan gelen ikinci vahiyle iyice glendi. kinci vahyin nasl geldi- 2. I.I., 151.

i kaynaklara kaydedilmemi, fakat Peygamber'e nasl geldii sorulduun- 3. B. 1, 3.


4. I.I. 153.
da, "ki ekilde" cevabn vermiti: "Bazen o bana zil sesi gibi geliyordu, bu
5. B. 1. 3.
en zor ve ar olanyd; zil sesleri (nlamalar) mesaj anladm anda kesi-
6. lahi Kanun ve Kutsal Yazt anlamlarna gelen Yunanca Nomos kelimesi burada Vahyi getiren me-
liyordu. Bazen de Melek bir insan eklinde geliyor ve konuuyor, ben de ko- lekle zdeletiriliyor.
Q
nutuklarn ezberliyordum." 0 7. I. 1. 153-4.

Bu ikinci vahiy bir tek harfle, daha sonra Kur'an'daki birok surenin ba- 8. B. I. 3.

nda yer a l c a k olan harflerden, ilkiyle balyordu 1 larfin herrcn arkasn- 9. Tr. 4 4 .
10. te slm'n dayanan tekil eden ilhi vahiy, adn buradan alr. (Brc: 2 1 - 2 2 )
dan ilh bir and geliyordu. lk vahiyde de belirtilen Allah'n insana ret-
NAMAZ
dinin Allah'n yceliinde bir snak bulma ihtiyac nedeniyle, bu iki keli-
meye nem vermitir. Er-Rahm'den (ok merhametli) daha fazla merhamet
[16]
ifade eden er-Rahman kelimesi, rahmetin kkn ve zn ifade eder. S-
nrsz ltuf ve ihsan anlamna gelen bu kelime Kur'an'da Allah'a e tutulur.
u son cmleye uygun olarak Peygamber artk kansndan sonra kendisi- "Allah diye am, 'Rahman' diye arn, ne ile arrsanz ; sonunda en gzel
B ne en yakn ve sevgili bulduu kiilere Melek ve Vahiy hakknda grdk- isimler Onundur.
lerini anlatmaya balad. Henz onlardan hibir ey istemiyordu; istedii Bu isim Peygamber iin ok sevgili bir isimdi ve Abdu'l-Amr (Amr'n
tek ey srrm aa karmamalaryd. Fakat bu durum uzun srmedi. Bir kulu) ismi ok putperese grnd iin, yeni m'mine Abdu'r-Rahman;
gn Mekke'nin zerindeki ykseklikte Cebrail ona geldi ve topuuyla tepe- Rahman'm kulu, sonsuz balaycnn kulu adn verdi. smi Abdu'r-Rah-
nin yamacndaki imenlie vurdu. Oradan hemen bir su fkrmaya balad. man'a evrilen sadece Avf'n olu deildi, daha pek o k kimseye bu ad ve-
Daha sonra namazdan nce kendisini nasl temizliyeceini Peygamber'e - rilmitir.
retmek iin onun nnde abdest ald. Peygamber de onu taklid etti. Sonra islm'a anya ilk olumlu tepkileri gsterenler ounlukla ikna yoluy-
namaz nasl klacan, kyam, rku, scud ve teehhd miktar oturmann la deil birtakm manevi iaretlerle bu yola gelmilerdir. Ebu Bekir uzun s-
nasl yaplacan retti ve bunlarn aralarnda Allahu Ekber - Allah B- reden beri Mekke'de rya tabirindeki yeteneiyle tannrd: Bir sabah ems
yktr- denilecek zamanlan, namaz bittikten sonra da Es-Selam Aleykm kabilesinden gl bir adam olan Sa'id lbnu'l-As'n olu Halid ona beklen-
-selm zerinize olsun (meleklere)- demesi gerektiini syledi. Peygamber medik bir ziyarette bulundu. G e n adamn yz hl, ksa bir sre nce
yine onu taklid etti. Melek oradan ayrld. Peygamber de evine dnd. Dn- korkun bir i tecrbe geirmi olduunu gsteren izlerle doluydu. Aceley-
dnde rendiklerininin tmn Hatice'ye de retti ve birlikte namaz le, gece nemli olduunu sand fakat anlayamad bir rya grdn
kldlar. anlatt. Ryasnda, dibi grnneyecek kadar derin ve ateler iinde bir u-
Din artk abdest ve namaz esaslar zerine kurulmutu. Hatice'den son- kurun hemen kenarnda duruyor. Daha sonra babas geliyor ve onu atee it-
ra bu esaslar ilk uygulayanlar Ali, Zeyd ve Peygamber'in yakn dostu meye alyor. Kenarda mcadele ederken, korkusunun dorua ulat bir
Teym'li Ebu Bekir idi. Ali daha on yandayd. Zeyd'in henz Mekke'de hi- anda iki gl el onu, babasnn tm abalarna ramen ekip alyor. Geri-
bir etkisi yoktu. Fakat Ebu Bekir sevilen ve sayg duyulan bir kimseydi, ye dnp baktnda kurtarcsnn el-Emin, yani Abdullah'n olu Muham-
nk bilgili, anlayl ve yumuak huylu bir adamd. ou kimse u veya med olduunu gryor ve o srada da uyanyor. Ryasn anlatmay bitirdik-
bu konuda danmak iin ona gelirdi. Artk Ebu Bekir, gvenebilecei kim- ten sonra, Ebu Bekr ona "Sana iyilikler temenni ederim" dedi. "Seni kurta-
seleri Peygamber'e uymalar iin yeni dine davet etmeye balamt. Uyan- ran bu adam Allah'n elisidir, o halde ona tbi ol. -hem ona tbi olacaksn,
larn ou yeni dine onun aracl ile girmilerdi. arya ilk karlk ve- hem de onun sayesinde slm'a gireceksin ve slm seni ateten koruyacak."
renlerden biri Zhre kabilesinden Avf'n olu Abdu'l-Anr -Peygamber'in Halid doruca Peygamber'e gitti, ryasn anlattktan sonra mesajnn ne ol-
annesinin uzaktan akrabas oluyordu-, dieri ise Beni'l-Haris kabilesinden duunu ve ne yapmas gerektiini sordu. Peygamber ona ne yapacan gs-
el-Cerrah'n olu Ebu Ubeyde idi.^ terdi ve Halid ailesinden gizlice slm'a girdi.^
Bunlardan ilki olan Abdu'l-Amr ile birlikte daha nce hi olmayan bir Bu srada Suriye'den memleketine dnmekte olan Abdu ems'li bir tc-
olay adet haline geldi. Vahyin en gze arpan zelliklerinden biri de, Al- car da, lde bir gece yle bir sesle uyand: "Ey uyuyanlar, uyanr, nk
lah'n er-Rahman ve er-Rahim isimleriydi. Rahman kelimesi, ok merhamet- Mekke'ye Ahmed g e l d i . B u tccar meyye kabilesinden Affan'n olu Os
li, snrsz balayc anlamna gelen rahim kelimesinin mbalaal eklidir. man'd, ayn zamanda annesi tarafndan, Abdu'l-Muttalib'in kzlarndan t>
Bundan daha youn ve kapsaml bir znlama sahip olan rahman kelimesinin rinin, Peygamberin halas m m Hakim el-Beyza'nn da torunu oluyordu
tam karl bulunmad iin ounlukla yanl anlalmn. Vahiy, yeni Her ne kadar "gelmek" ten ne kastedildiini bilmese ve ok yceltilmi .m
lamndaki "Ahmed"'in, "yceltilmi" anlamndaki Muhammed'in yerine bir emir bld: "Ey brnp rtnen, kalk (ve) bundan byle uyarp -korkut. Rab-
kullanldn fark etmese de, bu szler onun ruhuna iledi. Fakat Mekke'ye bini tekbir et (ycelt). Elbiseni de temizle. Pislikten kanp-uzakla nk o bo-
varmadan, Teym'li bir adamla, Ebu Bekir'in kuzenlerinden Talha ile kar- ruya (sra) frld zaman, ite o gn, olduka zorlu bir gndr; kfirler iinse
lat. Talha, Kutsal Ev'in halk arasndan Ahmed'in meydana kp kmad- hi kolay deildir.Bundan ksa bir sre sonra bir gece yine, kendisinden ve
n soran bir rahibin bulunduu Busra'dan henz dnyordu. "Ahmed de onu takip edenlerden beklenen namaz ve ona yklenen byk sorumlulu-
k i m ? " diye sordu Talha. Rahip "Abdu'l-Muttalib'in olu Abdullah'n olu" u vurgulayan emirlerle uyandrld:
cevabn verdi. "Bu ay onun ortaya kaca ay; ve o peygamberlerin sonun- "Ey rtsne brnen, az bir ksm hari olmak zere, geceleyin kalk; (Gecenin)
cusudur" dedi. Bu szleri, kendi bandan geenleri anlatan Osman'a da yars kadar. Ya da ondan da biraz eksilt. Veya zerine ilave et. Ve Kur'an' da belli
tekrarlad. Dndklerinde Talha, M u h a m m e d (s.a.v.)'in en yakn arkada bir dzen iinde (tertil zere) oku. Gerek u ki biz senin zerine 'olduka ar' bir
olan Ebu Bekir'e gitmelerinin doru olacan syledi. Bunun zerine Ebu sz (vahiy) brakacaz" (Mzzemmil: 1-5).
Bekir'e gittiler ve duyduklarn ona anlattlar. O da hemen onlar, lde duy-
duklarn ve rahibin sylediklerini anlatmalar iin Peygamber'e gtrd. Yine ayn srede yle bir emir vard: "Rabbinin ismini zikret ve her eyden
Balarndan geenleri anlattktan sonra inanlarn dile getirdiler. kendini ekerek yalnzca O'naynel. (Allah) Dounun ve Batnn Rabbi'dir. O'ndan
slm'a giren drdnc kii ise, imana gelme ekli bakmndan bunlar- baka ilah yoktur. u halde (yalnzca) O'nu vekil tut." (Mzzemmil: 8 - 9 ) . Pey-
dan pek farkl olmayan Zhre'nin mttefiki (mevlas) Abdullah lbn Mes'ud gamber'i teskin ve teselli etmek iin indirilen ve daha yumuak tonda olan
idi. Bu konuda yle diyor: "O zamanlar henz olgulua erimi bir gen- vahiyler de geliyordu. Bir seferinde sadece onun grebildii Melek yle de-
tim ve Ukbe lbn Ebi Muayt'n srlerini otlatyordum. Bir gn Peygamber di: "Hatice'ye Rabbin'in selmn ilet." Peygamber (s.a.v.) Hatice'ye: "Ey Ha-
ve Ebu Bekir yaknmzdan geiyordu. Peygamber kendilerine verebilecek tice, ite Cebrail sana Rabbi'nden selm getiriyor" dedi. Hatice aknlktan
stm olup olmadn sordu. Ben de srlerin benim olmadn, bana kurtulup konuacak kelime bulabildiinde yle dedi: "Allah Selmdr, se-
emanet edildikleri iin onlara st veremeyeceimi syledim. Peygamber: lm da O'ndandr, selm Cebrail'in stne olsun!
"Daha zerinden bir ko gememi, k k bir kuzunuz var m ? " diye sor- Yeni dine giren ilk m'minler, Peygamber'i muhatap olan emirlerin ken-
du. Bir tane olduunu syledim ve onu getirdim. Peygamber onu iple ba- dilerini de baladna kanaat getirdiler. Bu nedenle onlar da Peygamber gi-
ladktan sonra ellerini kuzunun memelerine koydu ve dua etti. Bunun ze- bi uzun gece ibadetleri ile megul oluyorlard. Her zaman kldklar nama-
rine kuzunun memeleri stle doldu. Ebu Bekir tas gibi ortas ukur bir ka- za gelince, artk sadece abdest almakla kalmyor, stlerini ve namaz kldk-
ya paras getirdi, Peygamber kuzuyu sad ve hepimiz stten itik. Daha lar yeri temiz tutuyorlard. Ayn zamanda Kur'an'm inen tm blmlerini,
sonra memeye: 'Kuru' dedi, o da kurudu."5 Birka gn sonra Abdullah, Pey- namazda okuyabilmek iin h e m e n ezberliyorlard. Vahiy artk daha sk gel-
gamber'e gitti ve slm'a girdi, bir sre sonra ondan yetmi s r e 6 rendi ve meye balamt. Vahiy geldiinde Peygamber onu evresindekilere aktar-
kendisine verilen bir ltufla onlar ezberledi. Daha sonra Kur'an hafzlar- yor, daha sonra azdan aza okunup ezberleniyordu. Dnyevi eylerin ge-
nn (Kurra) ileri gelen simalarndan biri olmutur. icilii, lm, tekrar dirilme ve Hesap gnnn kesin oluu, Cennet ve Ce-

Vahyin bir sre kesilmesi Peygamber'i ok zmt; lakat kalbi, henz hennem hakknda gittike daha ok yet iniyordu. Fakat tm bunlarn te-

inzal olmayan bir ayette de belirtildii gibi, lh Kelm' almann yk al- sinde en ok, Allah'n yceliine, tek oluuna, Hak olduuna, Hikmet, Rah-

tnda eziliyordu. "ayet bizbu Kur'an' bir dan zerine indirmi olsaydk, andol- met, Mafiret, hsan ve Kudreti'ne dikkat ekiliyordu. Bunlarn yan sra,

sun onu Allah korkusundan sayg ile ba emi, para para grm olurdun. '7 aka Yaratclarnn bir olduuna iaret eden tabiat harikalarna ve evren-

Onu "beni rtn, beni rtn" demeye zorlayan rpcrmc yine zaman zaman deki dengeye, O n u n yetleri olarak deiniliyordu. Tabiattaki ahenk Tev-

geliyordu. Bir gece rtsne b r n m bir halele yalarken, inzivasn, daha hid'in okluklar dnyasna aksetmesidir ve Kur'an bu ahenge insann d

sert ve nemli bir lh Emir, insanlar Kyamet Ciimi ile ya masn isteyen nce duyularn harekete geiren bir tema olarak deinir.
f

D m a n olan inanszlarn b u l u n m a d yerlerde m'minler birbirleri-


ALEN UYARIP KORKUT
ne, C e n n e t e h l i n i n selmyla, Cebrail'in P e y g a m b e r i selmlad ekilde se-
lm veriyorlard: " S e l m n aleykm (selm zerinize o l s u n ) " , kardakinin
[17]
cevab ise: "Ve a l e y k m selm (selm sizin de zerinize o l s u n ) " oluyordu.
Burada o u l zamir ( k m ) kullanlmas, selm verilen kiinin iki yannda
duran m e l e k l e r i de selma dahil e t m e k iindir. k r ve kutsama ile ilgili enz ak olarak slm'a bir ar yaplmamt, fakat gn getike bu fe-
yetler de o n l a r n yaamnda ve hayat grlerinde nemli rol oynuyordu. H dakr mminler ve abidler grubuna kadn-erkek birok yeni gen katl-
Kur'an k r zerinde o k duruyordu ve k r n ifade e t m e n i n yolu ise: yordu. Daha nce bahsettiklerimizden baka slm'a ilk girenler arasnda Pey-
'Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah'adr' demekti. Ballk ve itaatin ifadesi gamber'in kuzenleri Cafer ve Zbeyr de vard; bunlar, daha baka kuzenler ta-
ise ' R a h m a n ve R a h i m olan Allah'n adyla' d e m e k idi. Bu, Kur'an'daki h e r kip etti. Halas Umeyye'nin oullan, Abdullah bn Cah ile kardei Ubeydullah
srenin ^ ilk yetiydi. M'minler de Peygamber'den rendikleri gibi her ve dier halas Berre'nin olu Ebu Seleme de slm'a girdi. Annesi tarafndan iki
Kur'an okuyularnda besmele ekiyorlard. Genileterek okuduklar h e r e- kuzeni de, Zhre'li Ebu Vakkas'n olu Sa'd ve onun kk kardei Umeyr de
yin banda ve daha sonra balanan h e r eyden n c e besmeleyi o k u m a y yeni dine girenler arasndayd. Fakat Peygamber'in drt amcasndan hibiri
adet haline getirdiler. Yeni din, ldin olan h i b i r eyi kabul etmiyordu. onun peinden gelmeye yatkn grnmyordu: Ebu Talib oullan Cafer ve
Ali'nin slm'a girmesine kar kmt. Fakat kendisinin, atalarnn dinini terk
etmeye hazr olmadn sylyordu. kisi de Peygamberi kiisel olarak ok
sevdiklerini gsterdikleri halde Abbas slm'a girme konusunda ekimser dav-
ranyor, Hamza ise anlamaz grnyordu. Fakat Ebu Leheb aka yeeninin
bir saptmc deilse bile, bir sapk olduunu sylyordu.
"(ncelikle) En yakn hsmlann (airetini) uyarp korkutyeti geldikten
sonra Peygamber (s.a.v.), Ali'yi ard ve ona: "Allah bana en yaknlarmdan
balayp ailemi ve akrabalanm uyarmam emretti. Fakat b u i b e n i m g c m
ayor. Bu yzden bir y e m e k vereceim. Bir koyun budundan yemek hazrla,
bir marapa da st bul ve tm Beni Abdu'l-Muttalib'i bir araya topla. Bylece
ben de bana verilen emri yerine getirebileyim" dedi. Ali, kendisine sylenen-
1. Bak. soy aac.
leri yapt, ne az ne fazla, ne sylendi ise onlar hazrlad ve Haim Kabilesinin
2. sra: 110. Bundan sonra rahman ve rahim isimlerini karlarken, Arapa'daki gibi tek isim kullan-
mak iin (esirgeyen ve balayan) kelimelerini kullanacaz. Belirlilik taks ise (the: el) bu sfatla- h e m e n h e m e n tm, krk adam geldiler. "Onlar bir araya geldiinde" dedi
rn Mutlak oluuna dellet eder. Ali, "Peygamber bana hazrladm yemei getirmemi syledi. Tabaktan Dr
3. I. S. IV/ 1,68. lokma et ald, onu srd ve tekrar tabaa koydu ve "Allah'n adyla o n u gtr"
4. I. S. III/ 1, 37. dedi. Adamlar grup grup srayla hepsi doyuncaya dek yediler. " F a k a t " dedi
5. I. S. 111/ 1, 107.
Ali, "yemekte hi azalma yoktu, sadece insanlarn el demesiyle paralanm-
6. Kur'an, uzunluklar birbirine eit olmayan 114 sreden meydana gelir. En uzun sre, 2 8 5 ; en ksa
t. Hayatm zerine yemin ederim ki eer bir tek adam olsayd, benim koydu-
sure ise yetten meydana gelmitir.
7. Har: 21., Kur'an'da, birinci ahstan (Biz) nc ahsa (Tanr, O) geiler ok kullanlmtr.
um yemekle a n c a k doyard. Daha sonra Peygamber: "Onlara iecek ver" de-
8. (Mddessir: 1-10) di, ben de marapay getirdim, herkes doyana dek iti. Halbuki o kaptaki s-
9. I. H. 156. t bir tek kii bitirebilirdi. Fakat Peygamber tam onlara hitap e d e c e k k e n E b u
10. Sadece bir tek surenin (Tevbe) banda besmele yoktur. Fakat bu sure henz o dnemde nazil ol- Leheb o n u n szn kesti ve: " E v sahibiniz sizi byledi" dedi. Bunun zeri-
mamt.
ne o n u n k o n u m a s n a frsat kalmadan daldlar."
KUREY KAR KYOR
Ertesi gn Peygamber Ali'ye bir n c e k i gn yaptklarnn aynsn yap-
masn syledi. Ve yine bir n c e k i gibi y e m e k hazrland, her ey n c e k i gn
[18]
gibiydi: Fakat b u kez Peygamber (s.a.v.), etkisini gsterip onlara hitap et-
meyi baard: " E y Abdu'l-Muttalib oullar," dedi, " b u halka b e n i m k i n d e n
daha soylu bir m e s a j getiren hibir Arap tanmyorum. Size h e m b u dnya, -j-sln'n ilk gnlerinde, Peygamber'in etrafndakiler sk sk gruplar halin-
h e m de ahiret iin k u r t u l u getiriyorum. Allah b a n a , sizi O'na armam 1 d e Mekke'nin dndaki derelere gider ve kimseye g r n m e d e n cemaatla
emrediyor. O halde iinizden k i m b a n a b u k o n u d a yardmc olacak, b e n i m namaz klarlard. F a k a t bir g n b i r k a putperest, o n l a r n a m a z klarken yan-
vekilim, kardeim ve varisim o l a c a k ? " T m kabile sessizlik iindeydi. Cafer larna geldiler ve alay etmeye baladlar. S o n u n d a karlkl atma balad
ve Zeyd bir eyler syleyebilirlerdi; fakat onlar meselenin kendi M s l m a n - ve Zhre kabilesinden Sa'd kfirlerden birine bir devenin kaburgas ile vur-
lklar olmadn ve bu meclisin dierlerini slm'a a r m a k iin topland- du ve onu yaralad. slm'da ilk kan d k m e b u olay srasnda meydana gel-
n dnyorlard. Sessizlik b o z u l m a y n c a o n yandaki Ali, kendisini di. Fakat o g n d e n sonra, Allah aksini emredinceye dek iddetten kanma-
k o n u m a k zorunda hissetti ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, b e n senin ya karar verdiler. n k Vahiy srekli olarak Peygamber'e dolaysyla onla-
yardmcn o l a c a m . " Peygamber elini Ali'nin ensesine koydu ve: "Bu, sizin ra sabr tavsiye ediyordu: "Onlarn demelerine kar sen sabret ve onlardan gzel
aranzda b e n i m vekilim, varisim ve kardeimdir. O n u dinleyin ve ona itaat kopma (dnce ve eylem bakmndan kkl bir tutum) ile kopup ayrl" (Mzzem-
e d i n " dedi. Adamlar ayaa kalktlar ve glerek E b u Talib'e : " O , sana, o- mil: 1 0 ) ve "Sen imdi o kfretmekte olanlara bir mhlet ver, kendilerine az bir s-
l u n u dinlemeni ve o n a itaat e t m e n i e m r e d i y o r " d e d i l e r . 2 re tan." ( M z z e m m i l : 10,1.1. 1 6 8 )
Peygamberin halalarndan Safiye de olu Zbeyr gibi ona uymakta te- Bu iddet eylemi iki taraf iin de bir istisna tekil ediyordu. n k Ku-
reddt etmedi, fakat o n u n be kz kardei bir trl karar veremediler. Er- rey'in tm, Peygamber (s.a.v.) onu aka tebli ettikten sonra bile, yeni di-
v a h n t u t u m u , onlarn hepsinin b u l u n d u u d u r u m u aydnlatacak nitelikte- ne hogr gsteriyordu. Bu hogr, yeni dinin kendi tanrlarna, ilkelerine
dir: "Ben dier kz kardelerimin ne yapacaklarn b e k l i y o r u m " derdi. Dier ve kklemi geleneklerine kar ktn fark etmelerine dek devam etti. Bu-
taraftan yengesi, kararsz olan Abbas'n kars mm'1-Fadl, Hatice'den s o n - nun farkna varr varmaz, bir grup ileri gelen adam Ebu Talib'e gitti ve onun
ra slm'a giren ilk kadnd. Daha sonra kz kardeini de Peygambere ge- yeeninin faaliyetlerini snrlamas gerektiini sylediler. Ebu Talib onlara ya-
tirmeyi baarabilmiti. - z kardei M e y m u n e ve vey kardeleri Selma ile ttrc bir cevap verdi; fakat onun hibir ey yapmadn grnce tekrar gel-
E s m a - Cafer, U m m ' l - F a d l ' n evinde b y m t ve ksa bir sre n c e ev- diler ve yle dediler: " Ey E b u Talib, sen aramzda en erefli ve en yce ko-
lendii Esma'y bu evde tanmt ve sevmiti. Hamza da o n u n kardei Sel- numa sahip olansn ve biz senden kardeinin olunu kontrol altnda tutman
ma ile evlenmiti. slm arsna ilk icabet edenlerden biri de m m Ey- istedik, fakat sen byle yapmadn. T a n r i y a andolsun ki, babalarmzn hor
m e n idi. Peygamber o n u n h a k k n d a yle derdi: " C e n n e t ehlinden biriyle grlmesine, tanrlarmzla alay edilmesine ve tanrlarmza kfredilmesine
evlenmek isteyen m m Eymen'le e v l e n s i n . " 3 Bu szleri, Zeyd'i o k etkile- dayanamayz. Ya onu engelle, ya da biz her ikinize de sava aalm." Ebu Ta-
miti. m m E y m e n Zeyd'den o k yal idi, fakat Zeyd iin b u n u n bir ne- lib byk bir znt iinde yeenine haber gnderdi. Geldiinde ona kendi-
mi yoktu. Bu nedenle Peygamber'e kararm aklad; o da m m F.ymen'i sini tehdit ettiklerini syledi ve: " E y kardeimin olu, kendini ve beni koru.
kolayca b u evlilie raz etti. Benim stme tayabileceimden fazla yk y k l e m e " dedi. Fakat Peygamber
mm Eymen, Zeyd'e bir erkek ocuu verdi ve adn same koydular. sa- (s.a.v.) ona u cevab verdi: "Allah'a andolsun ki, b e n i m bu yolu brakman
me, kendisini ok seven Peygamberin yannda onun torunu imi gibi yetiti. iin Gne'i sa elime, Ay' da sol elime verseler, Allah dinini zafere ulatr-
madka veya ben bu yolda harap olmadka b r a k m a m " (1.1. 1 6 8 ) . Daha son-
1. uar: 2 1 4 .
ra gzlerinde znt belirtileriyle gitmek zere ayaa kalkt. Fakat amcas
2. Tab. 1171.
o n u geriye ard ve yle dedi: "Ey kardeimin olu, git ve istediini yap,
3. I. S. VIII, 162.
nk Tanrya andolsun ki seni hibir konuda yzst brakmayacam."
sip, yolcular bu konuda uyarmaya da karar verdiler. nk onlar Muham-
Szlerinin Ebu Talib tarafndan yerine getirilmediini grmelerine ra-
med (s.a.v.)'in insan kazanmada ne denli baarl olduunu biliyorlard. Bu
men, Kureyliler yine de onun yeenine dorudan saldrmakta tereddt et-
tr vaazlar vermeye balamadan nce O, Mekke'nin en sevilen adam deil
tiler. nk kabilesinin efi olarak Ebu Talib, onu koruyabilecek gteydi
miydi? Ne dili belagatn, ne de grn etkileyiciliini kaybetmemiti.
ve Mekke'deki her ef, kendi adna eflik kurumuna saygl olunmasn is-
Plnlar titiz bir ekilde uyguladlar. Sadece bir zel durumda balang-
terdi. Bu yzden, ilk olarak Mekke'de hibir koruyucusu bulunmayan ve
ta yanla dtler. Beni Gfar kabilesinden Ebu Zer adndaki bir adam -bu
yeni dine giren zayf kiilerle uramaya karar verdiler.
kabile Mekke'nin kuzey batsnda, Kzl Deniz yaknlarnda yerleiktir- Pey-
O gnlerde, birlikte meselenin zn tesbit etmek iin bir danma ku-
gamber (s.a.v.) ve ona kar kanlar hakknda ok eyler duymutu. Kabi-
rulu oluturdular. Durum ok ciddiydi, Hac zamanna ksa bir sre kalm-
lesindeki dier insanlar gibi, Ebu Zer de bir ekiya idi; fakat onlarn aksine
t ve Arabistan'n her tarafndan Araplar Mekke'ye geleceklerdi. Kureyliler
Tann'nn birliine inanyor ve putlara sayg beslemeye kar kyordu. Kar-
konukserverlikleri ile mehurdular. Onlar konuklarna sadece yiyecek ve
dei neys bir i iin Mekke'ye gitmi ve dnnde Ebu Zer'e Mekke'de
iecek salama bakmndan deil, her geleni tanrlaryla birlikte kabul ettik-
peygamber olduunu iddia eden ve 'Allah'tan baka tanr yoktur' diyen bir
leri iin konukseverdiler. Fakat bu yl haclar, Muhammed (s.a.v.) ve taraf-
adamn varlndan ve o n u n kabilesi tarafndan dlandndan bahsetmiti.
tarnn, putlar horgrdn fark edecekler ve babalarnn dinini brakp
Orada gerek bir peygamberin varolduuna inanan Ebu Zer hemen Mek-
birok dezavantajlara sebep olacak yeni dine girmeye arlacaklard. p-
ke'ye doru yola kt. Mekke'ye girite yolunu kesen Kureyliler onun tm
hesiz onlarn birou bir daha Mekke'ye gelmeyecekler, bu da hem ticareti
renmek istediklerini sormasna gerek kalmadan anlattlar. Ebu Zer zorluk
hem de Mescid'in koruyucularnn erefini ve haysiyetini kt duruma so-
ekmeden Peygamber'in evini buldu. Peygamber o srada avlunun bir ke-
kacakt. En kt ihtimal ise Arablarn birleerek Kurey'lileri Kutsal Mes-
sinde yzn rtsyle rtm bir halde, bir ilte zerinde uyuyordu.
cid'den karmalar ve oray baka bir kabilenin kontrolne vermeleriydi,
Ebu Zer onu uyandrd ve selm verdi. "Selm zerine olsun" dedi Pey-
aynen Kurey'in Huzaa'llan, Huzaa'llarn da Crhmleri kovmalar gibi.
gamber. Ebu Zer, "Szlerini bana oku" dedi. Peygamber: "Ben air deilim; be-
O halde Mekke'ye gelen Arablar'a Muhammed'in (s.a.v.) Kurey'i temsil et-
nim okuduum ey Kur'an'dr ve konuan ben deilim Allah konuuyor" dedi.
medii iletilmeliydi. Fakat onun Peygamber olduunu yalanlamak kolay ol-
Ebu Zer: "O halde benim iin oku" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona bir sure oku-
sa da, bu, insanlar onun konumalarn dinlemeye dolayl bir tevikten te
du, bunun zerine Ebu Zer: "Allah'tan baka tanr olmadna ve Muhammed
gitmiyordu. nk onlar da merak edip kendileri karar vermek isteyecek-
(s.a.v.)' in O'nun rasul olduuna ehadet ederim" dedi. Peygamber "Hangi ka-
lerdi. Bunun yan sra onlara sylenecek baka eyler de olmalyd; ite Ku-
biledensin?" diye sordu, adamn cevab zerine aknlk iinde onu szd ve:
reyliler'in zaaf buradayd. Bazlar onun iin mecnun (deli) demeyi uygun
"phesiz Allah kimi dilerse, hidayete ulatrr" eledi. Beni Gfar kabilesinin
buldu. Bazlarna gre ise o bir khin, bir air veya bir byc olmalyd. Bu
hemen hemen tmnn hrsz olduu biliniyordu. Ona Islm emirleri ret-
sfatlardan hangisinin haclar daha o k etkileyip ikna edecei konusunda,
tikten sonra, Peygamber (s.a.v.), halknn yanna dnmesini ve emirlerini bek-
kabilenin en etkili adam olan Mugirenin olu Velid'e dantlar. Velid, bu
lemesini syledi. Bu yzden Ebu Zer, Beni Gfar'a dnd ve onun aracl ile
sfatlarn hedeften uzak olduunu syledi. Fakat ikinci bir kez dnd-
ou kii slm'a girdi. O srada yine eski mesleine devam ediyordu, fakat bu
nde sz konusu adamn gerekte bir byc olmasa da, byclerle or-
kez Kurey kervanlarna zel bir ilgi gsteriyordu. Bir kervann yolunu kesti-
tak bir noktas olduuna karar verdi. O bir adam, babasndan, kardelerin-
inde eer kervandakiler Allah'n birliini ve Muhammed (s.a.v.)'in O'nun Ra-
den, karsndan veya genelde tm ailesinden ayrma gcne sahipti. Bu yz-
sul olduunu kabul ederlerse, ald mallan geri veriyordu.
den Velid onlara Muhammed (s.a.v.)'in kanlmas gereken bir by gc-
ne sahip olduu fikrinin ortak h c u m alan olmas gerektiini syledi. Bu Baka bir karlama ise, Gfar gibi batda yerleen bir baka kabilenin,
tavsiyeye uymaya karar veren Kureyliler, Mekke'ye ulaan tm yollar ke- ISeni Devs'in slm'a girmesine neden oldu. Devs'li bir adam olan Tufeyl da
ha sonralar, Mekke'ye vardnda byc Muhamed'le konumamas ve
kendisini ailesinden ve halkndan ayrlabileceinden dolay h i d i n l e m e m e - EVS VE HAZRE
si iin nasl uyarldn anlatr. Kurey bu uyarlara o k n e m veriyor ve
yolcular o k etkiliyordu. Tufeyl b y l e n m e k t e n o denli k o r k m u t u ki Mes- [19]
cid'e g i t m e d e n n c e kulaklarna p a m u k tkamt. Peygamber (s.a.v.) ora-
dayd, adeti olduu zere Yemen kesi ile Hacer'l-Esved arasnda, yz vs ve Hazre kabileleri kendileriyle birlikte Yesrib'de yaayan baz yahudi
Kuds y n n e evrili ve K'be'nin gney-dou duvar h e m e n n n e gele-
c e k ekilde n a m a z iin yerini almt. " O k u d u u Kur'an yetleri o kadar
E kabileleriyle mttefiktiler. Fakat aralarndaki iliki ounlukla kt duy-
gularla rlmt. Bunun nedeni ise tek t a n n c yahudilerin, Allah'n seilmi
yksek tonda deildi, fakat buna ramen yetlerden bir ksmn bana iittir- kullan olarak, o k tanrc Araplara glerinden dolay sayg duymalanna ra-
di, d u y d u u m eyler o k gzeldi. Bu yzden kendi k e n d i m e yle dedim: men bir kskanlk beslemeleriydi. Yahudiler skntya dtklerinde ise y-
Ben saduyulu bir a d a m m ve airim, yanl ile doruyu ayramayacak ka- le diyorlard: "Gnderilecek olan Peygamber'in zaman imdidir. O bize gel-
dar cahil de deilim. O halde neden bu adamn sylediklerini iitmemeli- diinde biz sizi, Ad ve Irem^ kavimlerinin yerle bir edilmesi gibi y o k edece-
yim? E e r doruysa kabul ederim, yanlsa brakrm. Peygamber (s.a.v.) iz." Yahudi alimleri ve khinler, Peygamber'in nereye geleceini soranlara
oradan ayrlana dek bekledim ve giderken o n u takip ettim. Tam evine gir- ounlukla Mekke ile ayn ynde olan Yemen tarafn iaret ederlerdi. Bu ne-
dii srada h e m e n arkasndan ben de girdim ve: 'Ey M u h a m m e d (s.a.v.)! Se- denle Yesribliler, Mekke'de Peygamber olduunu iddia eden bir adamn orta-
nin k a b i l e n d e k i adamlar bana byle byle dediler, ben de o kadar k o r k t u m ya ktn duyunca dikkat kesildiler. Getirdii mesajn zelliklerini duyduk-
ki senin szlerini d u y m a m a k iin kulama p a m u k tkadm. Fakat i m k n - larnda ise daha o k ilgi duydular, n k onlar eskiden beri tektanrc akide-
sz olduu halde Allah bana senin szlerini iittirdi. O halde kim o l d u u n u ye ainaydlar. Yahudiler, onlarla daha iyi geindikleri zamanlarda, Tanr'nn

bana syle' d e d i m . " birliini ve insann esas amacnn ne olduunu anlatrlar ve birlikte b u k o n u -
yu tartrlard. ldkten sonra dirilme fikri o k t a n n c putperestler iin ka-
Peygamber (s.a.v.) ona slm' anlatt ve Kur'an okudu; Tufeyl de kelime-
bul edilmesi zor bir konuydu. Bir keresinde Yahudi alimlerinden biri bu ko-
i ehadet getirdi. Daha sonra slm' tebli etmek iin halknn yanna dnd.
nuyla ilgili olarak gneyi iaret ederek, orada tekrar dirili gereini tasdik
Babas ve k a n s slm'a girdiler, fakat geri kalan Devs'liler kfrde srar etti-
edip ispatlayacak bir peygamberin geleceini sylemiti.
ler. O da Mekke'ye byk d krkl iinde dnd ve Peygamber'den onla-
Araplarn Mekke'den gelecek olan haberlere bu kadar dikkat kesilmeleri,
ra beddua etmesini istedi. Fakat b u n u n yerine Peygamber onlarn doru yo-
dolayl olarak, bnu'l-Heyyebn adnda Suriye'den Yesrib'e g m ve yamur
lu bulmalar iin dua etti ve Tufeyl'e yle dedi: "Halknn yanna dn, onlar
sularyla vadiyi birka kez kuraklktan kurtarm olan bir Yahudi'den kaynak-
slm'a ar ve onlara tatllkla muamele et."^ Tufeyl bu tavsiyelere harfiyyen
lanyordu. Bu dindar adam, Peygamber (s.a.v.)'e ilk Vahy'in geldii sralarda
uydu ve yllar getike daha ok Devs'li aile slm'a girdi.
ld. leceini anlaynca etrafndakilere yle dedi: " E y Yahudiler, beni ek-
P e y g a m b e r l e karlamadan n c e Tufeyl, sadece o n u n dmanlarna m e k ve arabn bol okluu bir lkeden alk ve zorluk ekilen b u lkeye ge-
rastlamt; fakat dier haclar, kendilerine d m a n l a r n k i n d e n o k farkl tiren sebebi bir d n n ? " "Sen daha iyi bilirsin" dediler. "Bu lkeye, gelme-
bir hikye anlatan Peygamber (s.a.v.) taraftarlaryla karlatlar ve h e r biri si yakn olan Peygamber'i karlamak iin geldim. O bu lkeye hicret edecek.
yaratlnn gerei olarak iman etti. T m b u n l a r n s o n u c u n d a , Arabistan'n Benim yaamm sresinde gnderileceini ve benim de ona tabi olacam
her yerinde iyi veya kt olarak yeni dinden bahsedilmeye balad. F a k a t mit ediyordum. O n u n size gelmesi yakndr" ^ cevabn verdi. Bu szler baz
yeni din h i b i r yere Yesrib vadisindeki kadar yaygn bir k o n u m a temas ha- Yahudi genlerini o k etkiledi ve Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Yahudi olma-
line gelmemiti. masna ramen onu kabul etmelerini salad.
F a k a t genelde, Araplar kiiyi tasdik ederken getirdii mesaj kabul et
miyor, yahudiler ise mesaj kabul ediyor, a n c a k yanl kiiyi olduunu di
1. I. S. IV, 164.
nyorlard. n k Allah, seilmi milletten olmayan birini nasl Peygam
2. I.I., 2 5 2 - 4 .
b e r gnderebilirdi? B u n u n l a birlikte haclar Peygamber'le ilgili haberleri
Yesrib'e ulatrdnda, yahudiler k e n d i l e r i n d e n olmamasna ramen bu ha-
EBU CEHL VE HAMZA
berlere ilgi d u y u y o r ve daha ayrntl bilgi istiyorlard. Yesrib Araplar bu il-
giyi fark ettiklerinde ve yahudi alimlerinin ilgisinin daha o k m e s a j n tek
[20]
tanrc o l m a s zerinde younlatn grdklerinde, bu haberi tayanlar
gibi o n l a r da e t k i l e n m e k t e n kendilerini alkoyamadlar.
Bunlarn yan sra Hazreliler, i m d i bir Peygamber olduunu iddia k ekke'de m m i n l e r i n saysndaki art, beraberinde kfirlerin dmanl-
eden ve daha n c e o c u k k e n annesiyle, sonralar da Suriye'ye giderken bir- J V L n d a k i art da getirdi. Bir gn Kurey ulular Hicr'de toplanm, Pey-
o k kez Yesrib'e uram olan bu adamla aralarnda gl kan ba olduu- gamber'e kar birbirlerinin kzgnlklarn alevlendiriyordu. Tam o srada
n u n farkndaydlar. Evs'e gelince, onlarn ileri gelenlerinden biri, E b u Kays, Peygamber (s.a.v.) Mescid'e girdi. K'be'nin dou kesine giderek Hacer'l-
Hatice ve Varaka'nn halas olan bir Mekke'li ile evlenmiti. E b u Kays o- Esved'i pt ve tavafa balad. O Hicr'in yanndan geerken Hicr'dekiler o n u n
unlukla M e k k e ' d e , karsnn ailesiyle birlikte kalyor ve V a r a k a n n yeni aleyhine syledikleri eyleri daha yksek sesle sylyorlard. Peygamber'in
Peygamber'le ilgili grne katlyordu. onlar iittii yznden belli oluyordu. Hicr'in yanndan ikinci kez geti, o n -
Haclar ve Mekke'yi ziyaret edenlerin getirdii haberlerle desteklenen tm lar tekrar hakaret ettiler. Fakat n c kez geiinde onlarn n n d e durdu
bu faktrler, vadi halk zerinde etkisini gstermeye balad. Fakat o an iin asl ve: "Ey Kurey, beni iitiyor m u s u n u z ? Nefsim elinde olana yemin ederim ki
nemli olan kendi i sorunlaryd. Bir Evs'li ve bir Hazre'li arasnda kan dkl- sizi helak e d e c e i m . " 1 Bu szler ve onlarn yleni ekli o n l a n sanki by-
mesiyle biten atma, iki kabileden de birok boyun savaa girmesine sebep ol- lemiti. lerinden hibiri ne hakaret edebildi, ne de konuabildi. Sonunda i-
du. Hatta yahudiler bile bir tarafla mttefik oldular. atma olmutu, fakat lerinde en sinirli ve sert yapl olan, b y k bir nezaket iinde: " E y Ebu'l-Ka-
bu atmalar engelleyici olmaktan ok insanlarn kin ve c alma duygulann sm, yoluna git, n k Tanr'ya andolsun sen cahil bir aptal deilsin" diyerek
kabartmt. Dierlerinden daha byk drdnc bir atma kanlmaz gr- sessizlii bozdu. Fakat herkesin sessiz kald b u sre uzun srmedi. n k
nyordu. Bu nedenle Evs'in ileri gelenleri Mekke'ye, Kureylilerden Hazrec'e orada bulunanlar bu denli korktuklar iin kendilerini sulamaya baladlar
kar yardm istemek zere bir delege gndermeye karar verdiler. ve imdiki zayflklarn gelecekte tamir edeceklerine yemin ettiler.
Delegeler, Kurey'ten cevap beklerken Peygamber (s.a.v.) onlarn yanlar- slm'n en kt d m a n l a r n d a n biri, ailesi ve arkadalar arasnda
na gitti ve geldikleri eyden daha gzel ve iyisini isteyip istemediklerini sor- E b u ' l - H a k e m diye anlan m ' m i n l e r i n s e adn E b u Cehil (cehaletin b a b a s )
du. Bu daha iyinin ne olabileceini sordular; o da grevinden ve tebli etmek- koyduklar M a h z u m kabilesinden Amr idi. Muire'nin t o r u n u , o z a m a n
le y k m l olduu dinden bahsetti. Daha sonra onlara Kur'an'dan bir b l m M a h z u m l e r i n banda b u l u n a n yal Velid'in de yeeni oluyordu. E b u C e -
okudu. Bitirdiinde Muaz'm olu lyas yle dedi: "Arkadalar, bu bizim gel- hil a m c a s n d a n sonra o n u n yerini alacandan emindi. Kendisi iin imdi-
diimiz eyden daha iyidir". Fakat delegenin lideri yerden bir avu toprak al- den M e k k e ' d e belirli bir k o n u m salamt. Bu k o n u m h e m zenginlii, h e m
d ve gencin yzne atarak: "yleyse, o senin olsun, hayatma yemin ederim k o n u k s e v e r l i i , h e m de kendisine kar kanlardan alma k o n u s u n d a
ki biz b u n d a n baka bir ey iin geldik" dedi. lyas sesini karmad ve Pey- gsterdii sertlik ve acelecilikten kaynaklanyordu. O geen h a c d n e m i n -
gamber (s.a.v.) onlarn yanndan ayrld. Kurey o n l a n n yardm isteklerini ge- de haclar Peygamber (s.a.v.)'e kar uyarmak iin alanlarn en u s a n m a -
ri evirdi, onlar da Medine'ye dndler. Bundan ksa bir sre sonra lyas ld, z ve P e y g a m b e r (s.a.v.)'i b y c diye adlandranlarn en bargan idi. K e n -
lmnde yannda olanlar onun lene kadar Allah'n birliine ehadet getir- di kabilesindeki aresiz m'minlere kar acmaszlkta o k ar ve dier ka-
diini sylediler. Bu nedenle O, slm'a giren ilk Yesrib'li olarak saylabilir.
bileleri de ayn eyi yapmaya tevik e t m e k t e o k etkindi. Fakat birgn, k e n -
disine ramen yeni dine b y k b i r hizmette b u l u n d u .
1. Ad ye irem, kendilerine gnderilen peygamberlere uymry reddettikleri iin birdenbire helak olan Peygamber (s.a.v.), Mescid'in dnda Safa kaps yaknnda oturuyordu.
eski arap kavimleridir.
2. I. I. 136. Haclar kapya yakn olan Safa tepesinde balayan ve 4 5 0 yarda kuzeydeki
Merve tepesinde biten yedi kez gidip gelme ibadetine, bu kapdan ktktan
h e m e n sonra baladklar iin kapya Safa kaps ad verilmitir. Safa'nn KUREY'N TEKLFLER VE STEKLER
eteklerindeki bir kaya paras bu ibadetin balang yerini iaret eder. E b u
Cehil y a n n d a n getiinde Peygamber (s.a.v.) bu kutsal yerde tek bana [21]
oturuyordu. M a h z u m l u n u n , bir n c e k i seferde k o r k m a d n gstermek
iin bir frsat k m t ; P e y g a m b e r i n n n d e durarak azna gelen tm k-
gnden sonra Hamza teslim o l u u n u k o r u d u ve P e y g a m b e r i n tm is-
frleri ona kar syledi. Peygamber sadece ona bakt, fakat hibir ey sy-
V _ y teklerine uydu. O n u n slm'a girmesi Kurey'i o k etkiledi; artk Pey-
lemedi. S o n u n d a yapabilecei tm hakaretleri bitirdikten sonra E b u Cehil,
gamber'e, Hamza'nn k o r u y a c a n d n e r e k , dorudan saldrlarda b u l u -
Hicr'de toplanm olan dier Kureyliler'e k a t l m a k zere Mescid'e girdi.
namyorlard. Dier taraftan, b u b e k l e n m e d i k olay onlarn meselenin asl
Peygamber zntyle ayaa kalkt ve evine dnd.
nemini daha iyi kavramalarn salad ve Araplar arasndaki yksek ko-
O gittikten h e m e n sonra, yay boynunda asl bir halde avdan d n e n
numlarna zarar verecek olan b u gelimeyi n l e m e k ve durdurmak iin ye-
Hamza kardan gzkt. Avdan dndkten sonra, ailesinin yanna gitme-
ni z m l e r arama abalarn da artrd. Bu tehlikeyi d n e r e k taktik de-
den n c e K'be'yi ziyaret e t m e k o n u n adetiydi. O n u n yaklatn grnce,
itirmeye ve Abdu ems'in ileri gelenlerinden U t b e l b n Rebia'nn mecliste
Safa kapsnn yaknlarnda bir evden bir kadn kt ve o n u durdurdu. Bu ka-
yapt neriyi k a b u l e t m e y e karar verdiler. Utbe: "Niin Muhammed
dn, imdi hayatta olmayan ve yirmi yl kadar n c e Hilfu'l-Fudl'u kuranlar-
(s.a.v.)'e gidip k a b u l edecei baz tekliflerde b u l u n m u y o r u z ? " dedi. " K a b u l
dan biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah l b n Cud'ann azatllanndand.
ettiklerini, bizi rahat b r a k m a s karlnda veririz." Peygamber (s.a.v.)'in
Cud'an ailesi, E b u Bekir'in kuzenleri oluyordu. Peygamber (s.a.v.)'e ve dini-
K'be yaknnda yalnz bana oturduu haberi geldi. U t b e h e m e n meclisten
ne bal olan bu kadn E b u Cehil'in hakaretlerini d u y m u ve o k sinirlen-
ayrld ve Mescid'e gitti. O b u grevi, Haim'in kardei Abdu ems'in toru-
miti. Hamza'ya: " E b u U m a r e " 2 dedi. "Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'in, karde-
nu olduu iin stlenmiti. Kusayy'n olu Abdu Menaf'tan sonra iki olu
inin olu M u h a m m e d ' e nasl davrandn bir grseydin. O burada oturur-
Abdu ems ve Haim kabileleri birbirinden ayrlm iseler de, farkllklar
k e n geldi ve ona hakaret etti, onunla alay etti. Daha sonra ekip gitti." -Ne-
byk atalarnn ortak oluuyla kapatlabilirdi. Bunlarn yan sra Utbe, Ku-
reye gittiini belirtmek iin K'be'ye doru iaret etti- " M u h a m m e d ise bir
rey iinde en az iddet taraftar olan ve daha o k uzlamac karaktere sahip
tek kelime bile sylemedi". Hamza, y u m u a k huylu ve anlamas kolay bir
bir adamd; ayn zamanda o k da akllyd.
insand. B u n u n l a birlikte Kurey'in en cesuru idi, kzdnldnda ise en ba-
Peygamber'e: " E y k a r d e i m i n olu," dedi, " S e n , bildiin gibi kabilenin
emez ve en sert adam olurdu. u anda o n u n gl yaps kzgnlktan sar-
soylularndansn ve senin s o y u n sana erefli bir k o n u m salyor. Fakat sen
slyordu. O n u n bu kzgnl ruhundan baz eyleri kaldrd, zgrle ka-
halkna ciddi ve tehlikeli bir mesele getirdin, b u n u n l a onlar birbirinden
vuturdu, ruhunda daha n c e varolan baz eylerin tamamlanmasn salad.
ayryor, onlarn yaam tarznn sama olduunu sylyor, dinlerini ve tan-
K'be'ye giren Hamza doruca Ebu Cehil'in yanna gitti, yannda ayakta du-
rlarn k m s y o r s u n ve onlarn atalarna kfir diyorsun. imdi b e n i m
rarak elindeki yay tm gcyle arkasna indirdi. " O n a hakaret e t m e k h a ? "
nerdiklerimi dinle, sana uygun olan kabul et. E e r istediin zenginlikse,
dedi, "Ben de o n u n dinindenim, o n u n iddia ettiklerinin hepsini onaylyo-
mallarmz birletirir seni aramzda en zengin k i m s e yaparz. E e r istediin
rum. Eer kar kmaya g c n varsa bana kar k . " E b u Cehil k o r k a k de-
erefse, seni liderimiz yaparz ve senin s z n d e n h i kmayz. Ve eer kral
ildi, fakat bu kez meselenin kapanmasnn daha iyi olacan dnyordu.
o l m a k istiyorsan seni kral yaparz. Eer sana musallat olan cinden ve hasta-
Bu yzden ona yardm e t m e k iin yerlerinden kalkan Mahzumlere oturma-
lktan kurtulamyorsan sana bir h e k i m b u l u r u z ve iyileene dek senin iin
larn iaret etti ve yle dedi: "Brakn, E b u U m a r e istediini yapsn. n k
tm servetimizi harcarz." K o n u m a s n bitirdiinde Peygamber ona: " E y
T a n r i y a andolsun o n u n kardeinin oluna i r k i n c e kfr ettim."
Velid'in babas, imdi beni dinle" dedi. Utbe " d i n l e y e c e i m " deyince, Pey-
. I.I. 183.
gamber (s.a.v.) kendisine, yeni gelen surelerden birini o k u d u .
2. Umare, Hamza'nn kzyd. Araplar arasnda birbirine hitap etmenin en kibar yolu erkeklere "u-
nun babas" (Ebu), kadnlara da "bunun annesi" (mm) diye hitap etmektir. Utbe, k a z a n m a k istedii kiiyi etkilemek iin biraz olsun dikkatle din-
liyor izlenimini vermek istiyordu. Fakat birka cmle dinledikten sonra
rn deitirdiini dnerek hzla yanlarna gitti. Onlar geree (Hakk'a)
tm bu dnceler yerini okunan kelimelerin anlamlarn dnmeye b-
ulatrmak istiyordu, fakat onlar kendisine daha nce yaplan teklifleri sra-
rakt. Ellerini arkasna dayayarak oraya oturdu, dinledike ellerinin stne
lamaya balaynca btn mitleri kayboldu. Konumalarn bitirdiklerinde
daha ok ykleniyordu; kulaklarna nfuz eden lisann gzellii karsnda
onlara yle dedi: "Ben bylenmi deilim, aranzda en erefli olmay ve-
armt. Okunan yetler 1 Vahy'in kendisinden, yerlerin ve gklerin yara-
ya kralnz olmay da istemiyorum. Bilkis Allah beni size bir eli olarak
tlndan bahsediyordu. Eski peygamberlere, onlara tabi olmay reddeden
gnderdi ve bana bir kitap verdi, sizi hem uyarmam h e m de mjdelememi
topluluklara ve onlarn nasl Cehennemi boyladklarna deinen ayetler bu-
emretti. Size Rabbimin mesajn ilettim ve iyi tavsiyelerde bulundum. Eer
nu takip ediyordu. Daha sonra inananlara deinen ve onlara bu dnyada
size getirdiklerimi kabul ederseniz bu sizin iin hem bu dnyada hem de
melekler tarafndan korunmay, ahirette de ebedi mutlulua ulamay vade-
ahirette kurtulutur; fakat eer getirdiklerimi kabul etmezseniz, o zaman si-
den bir pasaj geliyordu. Peygamber (s.a.v.) okumasn u cmlelerle bitirdi:
zinle benim aramda Allah'n h k m vermesini b e k l i y o r u m . " 2
Kureyliler'in tek cevab daha nce kaldklar yerden devam etmeleriy-
"Gece, gndz, Gne ve Ay O'nun yetlerindendir. Siz Gne'e de, Ay'a da sec-
di. Eer onlarn tekliflerini kabul etmiyorsa, Allah'n elisi olduunu ispat-
de etmeyin. Allah'a secde edin ki, bunlar kendisi yaratmtr. Eer O'na ibadet ede-
layacak bir eyler gstermeliydi, o zaman mesele hallolurdu. "Rabbinden
cekseniz" (Fussilet: 37).
evremizdeki dalar kaldrmasn, topra dmdz yapmasn ve lkemiz-
den Irak ve Suriye'deki gibi nehirler aktmasn iste. Atalarmzdan birinin,
Bunun zerine Peygamber h e m e n ban yere koyarak secde etti. Daha rnein Kusayy'n dirilmesi iin dua et. Biz de ona sylediklerinin doru
sonra yle dedi: "Ey Ebu'l-Velid, duyduklarn duydun, imdi her ey on-
olup olmadn soralm. Veya eer bizim iin bunlar istemeyeceksen ken-
larla (duyduklarnla) senin aranda."
din iin bireyler iste. Allah'tan senin szlerini dorulayp bizimkileri yalan-
Utbe arkadalarnn yanna dndnde onlar, Utbe'nin yzndeki ifa- layacak bir melek indirmesini iste. Sana baheler, saraylar, altn ve gm
de deiikliine yle armlard ki "Sana ne oldu ey Ebu'l-Velid?" demek- hazineleri versin ki senin Allah katnda ne kadar deerli olduunu grebi-
ten kendilerini alamadlar. Utbe u cevab verdi: "imdiye dek hi duyma- lelim." Peygamber onlara yle cevap verdi: "Ben Allah'tan byle eyler is-
dm szler duydum. O iir deil, Tanrya andolsun by ve kehanet de teyecek deilim, nk O beni uyarmam ve mjdelemem iin gnderdi."
deil. Ey Kureyliler, sylediklerime kulak verin ve benim dediklerimi ya- Onu dinlemeyi reddederek yle dediler: "O zaman gkyzn para para
pn. Bu adamla ii arasna girmeyin, onu kendi haline brakn, nk Al- zerimize indir." Bunu u yete kar sylyorlard: "Eer biz dilersek onlar
lah'a yemin ederim ki ondan duyduum szler byk haberlerdir. Eer yerin dibine geirir, ya da gkten zerlerine paralar drrz." (Sebe\ 9 . ) 'Ka-
Araplar onu yok ederse onu bakalarnn ellerinde kaybetmi olursunuz, rar verecek olan Allah'tr, dilerse yapar" diye cevap verdi Peygamber (s.a.v.).
ama eer Araplar'a stn gelirse, onun hakimiyeti sizin hakimiyetiniz, onun
Alayl baklarla, cevap vermeden baka bir konuya getiler. Onlara g-
gc sizin gcnz olur. Bylece insanlann en ansls olursunuz."' "Seni
re, Vahyin en artc ve etkileyici yn Rahman isminin ok sk gemesiy-
diliyle bylemi" diye onunla alay ettiler. Utbe "Size benim kiisel fikrimi
di, bu Peygamber (s.a.v.)'in herhalde ilham kayna olmalyd. Srelerden
syledim, neyin en iyi olduunu dnyorsanz onu yapn" dedi. Onlara
biri "Rahman, Kur'an' retti" (Rahman, 1.) szleriyle balyordu. Muham-
daha fazla kar kmad, Kur'an yetleri onda ok ksa sreli bir etki yarat-
med (s.a.v.)'in syledii eyleri Yemame'li bir adamdan rendii sylentisi-
mt. O srada, Utbe Peygamber'e sorduu sorularn hibirine cevap getire-
ni kabul etmek ilerine geldii iin yle diyorlard: "Sana retilen her e-
medii iin, ilerinden biri yle dedi: "Muhammed'e haber gnderelim
yin Yemame'li Rahman adndaki bir adamdan kaynaklandn duyduk, biz
onunla konualm ve tartalm ki denenmemi hibir yol brakmayalm."
Rahman'a kesinlikle inanmayz." Peygamber sessiz kald, onlar yle devan
Bunun zerine ona yle bir haber gnderdiler: "Kabilenin ileri gelen soy-
ettiler: "Muhammed (s.a.v.), imdi biz szlerimizin doruluunu ispatladk
lular seninle konumak iin topland." Peygamber (s.a.v.) onlarn tutumla-
ve Tanr'ya andolsun ki seni rahat brakmayacaz. Sen bizi veya biz seni
yok edinceye kadar savaacaz." lerinden biri unlar da ekledi: "Sen bir KUREY'IN LER G E L E N L E R
merdiven alp ge trmanncaya ve sylediklerini dorulayacak drt melek
gelinceye dek sana inanmayacam. O zaman bile sanrm sana inanmam." [22]
Bunlar syleyen Mahzum'lu Ebu Umeyye'nin olu Abdullah idi. Abdullah
babas tarafndan Ebu Cehil'in kuzeni oluyordu; fakat annesi tike, Abdu'l-
- p e y g a m b e r (s.a.v.)' e tabi olanlar srekli bir art gsteriyordu, fakat yeni
Muttalib'in kzyd ve kardeinin, yani Peygamber'in babasnn lmnden
i d i n e girenlerin hemen h e m e n hepsi ya kle, ya azatl, ya da Mekke d-
sonra oluna onun adn koymutu. Halknn ileri gelenleriyle arasndaki
ndaki Kureylilerden oluuyordu. slm'a girenler Vadi Kureylilerden ol-
bu uzakln zntsne bir de en yakn akrabalarndan birinden bu szle-
sa bile, nfuzlu bir aileden gelen fakat kendileri nfuzlu olmayan ve slm'a
ri duyma znts eklenmiti.
girileriyle ailelerinin ve akrabalarnn dmanln zerlerine eken zayf
Kendisine kar en fazla nefret besleyen kavim olan Mahzumlerden sa-
kiiler oluyordu. Abdurrahman, Hamza ve Erkam istisna idi, fakat onlar da
dece bir kii, halas Berre'nin olu Ebu Seleme slm'a girmiti ve yine o ta-
lider konumunda olmaktan uzaktlar. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) ilerin-
raftan yeni dine beklenmedik gl bir destek geliyordu. Ebu Seleme'nin
den hibirinin, hatta amcas Ebu Talib'in bile kendisine uymaya yanamad-
babas tarafndan kuzeni olan Erkam adnda zengin bir akrabas vard -iki-
Kurey ileri gelenlerinden hi olmazsa bir kan kazanmak istiyordu.
sinin Mahzumlu olan dedeleri kardeti- ve Erkam, Peygamber (s.a.v.)'e ge-
Eer Ebu Cehil'in amcas Velid gibi gl bir ahsiyetin -Velid hem Mahzu-
lip "La ilahe illlallah" (Allah'tan baka tanr yoktur) "Muhammedn Rasu-
mlerin efi, hem de Kurey'in gayri resm efi idi- desteini kazanrsa, da-
lllah" (Muhammed O'nun elisidir) diye inancn aklad. Daha sonra Sa-
vetini daha kolay bir ekilde yapabilecei inanandayd. Velid ayn zamanda
fa Tepesi eteklerindeki byk evini slm'n hizmetine verdi. O zamandan
dier Kurey liderlerine gre daha anlayl ve tartmaya ak bir kimseydi
sonra m m i n l e r , Mekke'nin ortasnda grlme ve rahatsz edilme kaygs
ve bir gn Peygamber (s.a.v.) Velid'le yalnz konuabilecei bir frsat buldu.
tamadan snabilecekleri ve birlikte ibadet edebilecekleri bir yere kavu-
Fakat onlar sohbete dalm bir haldeyken henz slm'a girmi kr bir adam
tular.
yanlarndan geti; Peygamber (s.a.v.)'in sesini duyunca orada durup kendi-
sine Kur'an'dan bir blm okumasn rica etti. Biraz sabrl olmas ve uygun
bir zaman beklemesi sylendiinde kr adam o kadar srar etti ki, sonunda
Peygamber hiddetlendi ve yzn evirdi. Sohbeti yarda kesilmiti; fakat
bu b l n m e hibir kayba sebep olmad, nk Velid zaten, mesaja, mit-
siz denebilecek derecede kapalyd.

O anda u szlerle balayan yeni bir sre nazil oldu:

"Surat ast ve yz evirdi; kendisine o kr geldi diye"

Vahiy yle devam ediyordu:

"Fakat kendini mstani (hibir eye ihtiyac olmayan) gren ise, ite sen, onda
'yank uyandrmaya alyorsun.' Oysa, onun temizlenip arnmasndan sana nc?
Ama koarak sana gelen ise, ki o 'ii titreyerek korkar' bir durumdadr, sen ona al
1. Kur' an'm her cmlesi 'yet adn alr, yani ders veren iaret. dr etmeden oyalanyorsun." (Abese- 5 - 1 0 ) .
2. 1,1. 188.
Bundan ksa bir sre sonra Velid kendini beenmiliini u szlerle or-
Bununla birlikte, Kurey liderlerinin Peygamber (s.a.v.)'e kar tutum-
taya koyuyordu: "Ben Kurey'in en stn ve efi olduum halde, bana gel-
lar farkl olsa da, hepsi de mesaj reddetme konusunda ayn fikirdeydiler.
miyor da Muhammed'e vahiy geliyor? kimiz de iki ehrin iki by oldu-
Hayatta belirli bir baar kazanm olarak, hepsinde btn Arabistan'da ka-
umuz halde o ne bana ne de Sakf'in reisi Ebu Mes'ud'a gelmiyor da ona
bul edilen, bir insann hamiyeti ideali hakimdi. Zenginlik bu e r e f i n bir y-
m geliyor?'' (Zuhruf: 3 1 ) . Ebu Cehil'in kar k ise daha az cretli fakat
n deildi, fakat bu amaca ulamak iin zenginlik gerekliydi. erefli ve ke-
daha tutkulu idi. "Biz ve Abdu Menaf oullar aramzda eref konusunda ya-
rem sahibi bir adam, bir koruyucu ve mttefik olmalyd, yani kendisinin
r ederiz. Onlar bakalarm doyururlar ve korurlar, biz de aynsn yaparz.
de dayand baz mttefikler varolmalyd. Bunu da kendi evlilikleri, kzla-
Onlar verirler, biz de onlarla ayn yarta burun buruna giden atlar gibi eit
r ve oullarnn evlilikleriyle kurduu balar sayesinde baarabilirdi. Eakat
oluncaya dek veririz. imdi onlar "Bizim adamlarmzdan biri Peygam-
byle bir konumu kazanmada en nemli etken zenginlikti, n k erefli bir
berdir, ona gkten vahiy geliyor" diyorlar. Biz onun bir eini ne zaman el-
adam iyi bir ev sahibi olmak zorundayd. Birtakm iyi zelliklere sahip ol-
de edeceiz? Tanr'ya andolsun ona hibir zaman inanmayacaz ve onun
mak szkonusu idealin gereklemesi iin gerekliydi. zellikle cmertlik
gerei sylediini kabul etmeyeceiz." ems'li Utbe'nin tutumu daha az
bu idealde byk bir rol oynuyordu fakat bu iyi davranlarn hibiri ahiret-
olumsuzdu, fakat deerlendirmede onlarla ayn hatalar yapyordu. nk
te karlk almak iin yaplmyordu. Btn Arabistan'da, ok cmert, cesa-
onun ilk dncesi 'eer Muhammed gerekten peygamberse ona uyulma-
retli ve koruma, ittifak, garanti veya baka herhangi bir ey iin verdii sz-
ldr' deil, onun Peygamberlii Abdu Menaf oullarna eref getirecek' ol-
de duran biri olarak tannmak ve ldkten sonra da byle anlmak, onlar
mutur. Bir gn Ebu Cehil bu konudaki kzgnln belirterek Utbe'ye: "Ey
iin yaama asl anlamn veren byk bir eref ve lmszlk idi. Velid gi-
Abdu Menaf oullar, ite sizin Peygamber'iniz var" dediinde Utbe iddet-
bi adamlar byle bir erefe sahip olduklarndan emindiler; bu da onlarn, bu
le u karl verdi: "Biz bir krala veya bir Peygambere sahip olduumuz
hayatn -yani onlarn baar ve eref kazandklar hayatn- geiciliini vur-
iin siz gcenmek zorunda msnz?" Buradaki kral kelimesi Kusayy iin
gulayan bir davete kulaklarn kapatmalarna neden oluyordu. Onlarn eref
kullanlyor ve Mahzumlere, Abdu Menaf'n Kusayy'n olu olduu, halbu-
ve lmszlkleri Arabistan'n ayn kalmasna, Arap ideallerinin gemiten
ki Mahzum'un sadece Kusayy'n yeeni olduu hatrlatlmak isteniyordu.
gelecee srekli aktarlmasna balyd. Hepsi de deiik derecelerde Vahyin
Peygamber (s.a.v.), bu sylenenleri duyacak kadar yakndayd, hemen yan-
diline ve slubuna kar duyarlydlar. Fakat anlamna gelince, aadaki gi-
larna geldi ve onlara " E y Utbe, sen ne Allah, ne de onun rasul iin tart-
bi babalarnn hibir ey kazanmadn ve onlarn tm abalarnn boa git-
yorsun. Sana gelince ey Ebu Cehil sana bir felket gelecek ve sen ok a-
tiini vurgulayan yetlere gnllerini kapatmlard: "Bu dnya hayat, yal-
layp az gleceksin." (Tab. 1 2 0 3 , 3 . ) .
nzca bir oyun ve (elence trnden) ' tutkulu bir oyalanmadr.' Gerekte ahiret yur-
Kurey'in eitli boylar arasnda rekbet sryor ve en gl olanlar
du ise, asl hayat odur. Bir bilselerdi." (Ankebut: 3 4 ) .
srekli deiiyordu. O zamanlar en gl iki boy Abdu ems ve Mahzum
idi. Utbe ve kardei eybe, ems boyunun bir blmnden sorumluydular.
Kuzenleri Umeyye kolunun lideri Harb lm, yerine Utbe'nin kz Hind'le
evlenen Ebu Sfyan gemiti. O n u n hem politikada hem de ticarette baa-
rl olmas bir bakma adaleti korumasna, soukkanllna ve bir avantaj
kazanacana inandnda sabrl olmasna balanabilirdi. O n u n bu souk-
kanll, ok abuk sinirlenen ve aceleci olan Hind'in sk sk kzmasna ne-
den oluyordu, fakat Ebu Sfyan kararn verdikten sonra karsnn fikirleri-
ni o k az dinlerdi. Beklendii gibi, o Peygamber'e kar Ebu Cehil'den daha
az dmanlk besliyordu.
KORKU VE MT rndr, bu Rabbmm zerinde istenen bir va'didir." (Furkan: 1 5 - 1 6 )
Gerek m'minler "Bizimle karlamay umanlar" diye tanmlanmtr.
[23] Oysa kfirler:

lbette genlerin ve zayflarn hepsi, hemen ilhi daveti kabul etmemiti, "Bizimle karlamay ummayanlar, dnya hayatna raz olanlar ve bununla
E fakat hi olmazsa kk yaamlarn bir klarnetin notalar gibi blen
tatmin olanlar ve bizim yetlerimizden habersiz (gafil) olanlar." (Yunus: 7 - 9 ) dr.

davet ve vaazlarn nem ve iddetine kar kulaklarn tkamalarna neden M'min'in tutumu, her konuda kfirinkinin aksi olmaldr. nkarclarn
olacak bir kendini beenmilikleri yoktu. Osman'n lde duyduu: "Ey uy- dald kfrn bir zellii de onlarn tabiat grntlerini sorgulamadan ka-
kudakiler uyann" sesi vahyin kendisiydi ve daveti kabul edenler, imdi san- bul etmeleri ve onlardan ders almamalardr. Geree (Hakk) uyank olmak
ki uykudan uyanmlar ve yeni bir yaama girmilerdi. sadece insann mitlerini bu dnyadan ahirete evirmesi deil, ayn zaman-
Gemiteki ve u andaki kfirlerin tutumu u szlerle ifade edilebilir: da bu dnyada her tarafa serpilmi olan Allah'n yetlerinden de ders alma-
"Bu dnya hayatmzdan bakas yoktur. Ve bizler diriltilecek de deiliz." (En'am sdr:
2 9 ) . Bu szlere ilahi cevap olarak unlar syleniyordu: "Biz g, yeri ve iki-
si arasndakileri oyun ve elence olsun diye yaratmadk." (Enbiya: 16, Duhan: "Gkte burlar klan, onlann iinde bir aydnlk ve nurlu bir ay vareden (Al-
3 8 ) . "Bizim bo bir ama urunayarattamm ve sizin gerekten bize dndrliip- lah) ne ycedir. O gece ile gndz birbiri ardnca klandr; t alp-dnmek is-
getirilmeyeceinizi mi sanmtnz?" (M'minn: 1 1 5 ) . Kfrn henz tam ola- teyenler ya da kretmek isteyenler iin." (Furkan: 6 1 - 6 2 )
rak yerlemedii kiilerde bu szler etkisini gsteriyordu. Bu etki, kendisi-
ni bir nur ve hidayet (doru yola ulatrc) olarak niteleyen vahyin tm Kurey liderleri kstaha peygamberden bu yetleri (iaretleri veya mu-
iin de geerliydi. Mesaj kabul etmeye iten baka bir neden de onu getiren cizeleri) gstermesini, ya gkten onu destekleyen bir melek gelmesini, ya
elinin kiiliiydi. O, bakalarn ktle ynlendirmeyecek denli hakikat- da onun ge ykselmesini istiyorlard. Ve birgn, dolunayn henz Hra
le dolu ve kendisi de saptmayacak kadar hikmet ve fazilet sahibiydi. Yap- dann tepesine kp ortal aydnlatt bir gecede, bir grup kfir pey-
lan arda h e m bir uyar, hem de bir vaad vard. Uyar onlar iyi iler yap- gambere yaklat. Ve eer gerekten Allah'n Rasul ise Ay' ikiye blmesini
maya yneltiyor, mjde ise onlar mutlu klyordu. istediler. M'minleri ve kararszlar da ieren byk bir topluluk vard ve bu
"phesiz'Bizim Rabbimiz Allah'tr deyip sonra da dosdoru bir istikmet tut- istek yerine getirildiinde tm gzler parlayan Ay'a evrildi. Byk bir a-
turanlar (yok mu) onlann zerine melekler iner (ve der ki): "Korkmayn ve hzne knlk iindeydiler, nk Ay ikiye ayrlm ve her biri dan bir ynnde
kaplmayn, size vadolunan cennetle sevinin. Biz dnya hayatnda da, ahirette de si- parlyordu. Peygamber "te ahit olun"' dedi. Fakat asl ay' ikiye blmesini iste-
zin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzulad her ey s izindir ve istemekte olduu- yenler bu optik mucizeyi reddettiler ve onun by olduunu sylediler (Kamer: 1-
nuz her ey de sizindir. ok balayan, ok esirgeyen (Allah)tan bir arlanma ola- 2 ) . Dier taraftan inananlar sevindiler ve kararszlardan bazlar imana yak-
rak." (Fussilet: 3 0 - 3 2 ) lat, bazlar ise gerekten iman etti.
Byle isteklere kar, Allah'tan gelen bu cevap bir istisnayd. nk Ku-
Cennetten bahseden ve yeni nazil olan ayetlerden biri de takva sahiple- rey'in istedii dier mucizeler onlar istediinde deil, Allah'n diledii za-
rine vaat edilen ebed Cennet'e deinen u ayettir. man meydana gelmilerdir. Bunlardan baka sadece inananlarn ahit olduu
kk mucizeler de vard. Fakat bu tr harikuladelikler yeni dinin merkezin-
"Bu mu daha hayrl, yoksa takva sahiplerine vadedilen cennet mi? Ki onlar iin de bir konuma sahip deildi, nk sa'nn bir nceki vahyin mucizesi olma-
bir mkfat ve son duraktr. inde ebed kalclar olarak, orada her istedikleri onla-
B.LXI, 24.
s gibi, bu vahyin mucizesi de Kur'an'n kendisiydi. Kur'an'a gre sa, h e m Al- ALELERDE BLNMELER
lah'n elisi h e m de "O'un kelimesidir. Onu (OL kelimesini) Meryem'e yneltmi-
tir ve O'ndan bir ruhtur" (Nisa: 1 7 1 ) . Aynen Allah'n kelimesi olan sa'da oldu- [24]
u gibi imdi de Allah'n kelimesi olan Kur'an'la slm gerek bir din oluyor-
du. Bu kelmn (Kur'an) ilevlerinden biri de, slm'a hanif bir din olarak ba-
b u Talib'in b y k oullar, Talib ve Akil, k k kardeleri Cafer ve
kldnda ( R u m : 3 0 ) insanda zaman getike krelen ve yanllklara yne-
Z Ali'nin aksine m s l m a n olmadlar ve aynen babalar gibi yeni dine gir-
len duygular tekrar uyandrmakt. Bu nedenle Kurey Peygamber'den muci-
m e k t e tereddt ettiler, fakat h o g r l kaldlar. Yeni dine kar t u t u m u o k
ze gstermesini istediinde Kur'an'n cevab onlar her zaman grdkleri, fa-
farkl olanlardan biri de E b u L e h e b idi: Kureylilerin bir n c e k i toplantsn-
kat zerinde dnp ibret almadklar eylere yneltmek olmutur:
dan beri yeni dine d m a n o l d u u n u daha ak sylemeye balamt. E b u
Leheb'in kars ve ems'li lider E b u Sfyan'm kardei olan m m C e m i l de
"Kendileri bir bakmyorlar m o deveye, nasl yaratld? Ge; nasl ykseltildi?
Peygamber'e (s.a.v.) kar zel bir d m a n l k besliyordu. Aralarnda iki
Dalara; nasl oturtulup-kuruldu? Yere; nasl yaylp, dendi?" (Gaiye: 1 7 - 2 0 )
oullarn, Peygamberin kzlar Rukiye (r.a.) ve m m G l s m ' (r.a.) b o -
amaya zorlamaya karar verdiler. -O zaman oullarnn Peygamber'in
nananlardan b e k l e n e n k o r k u ve m i d i n h e r ikisi de Allah'a gtren
(s.a.v.) kzlaryla evli mi yoksa h e n z nianl m olduu hakknda kesin bil-
davranlardr. Allah'a k r belirtisi olarak sylenen "Hamd lemlerin Rab-
gi yoktur.- Fakat m m Cemil'in b u boamalardan duyduu sevin, zengin
bi olan Allah'adr" sz ayn zamanda k o r k u da tar ve hamdeden kiiyi ve
m e y y e k u z e n i O s m a n Ibn Affan'n Rukiye'yi istediini ve o n u n l a evlendi-
h a m d o l u n a n eyi doruca tm iyiliklerin kayna olan uluhiyete gtrr.
ini duyduunda yokoldu. Bu evlilik Peygamber (s.a.v.) ve Hatice (r.a.) iin
" R a h m a n ve R a h i m olan Allah'n adyla" sz insan mitle ayn y n e y-
bir n c e k i n d e n daha sevindirici idi. Kzlar m u t l u y d u ve yeni damatlar h e m
neltir. B u k o r k u ve mit en belirgin bir ekilde Fatiha suresinde toparlan-
kzlarna h e m de onlara kar sayg ve sevgi besliyordu. kretmeleri gere-
mtr (Bu sreye Kur'an'n ilk suresi" olduu iin " A a n " anlamnda "Fati-
h a " ismi verilmitir: k e n b a k a bir k o n u daha vard: Rukiyye kzlar arasnda en gzeli ve t m
M e k k e ' d e kendi akranlarnn en gzeli idi. O s m a n da o k yakkl bir
adamd. kisini bir arada g r m e k bir sevin kayna oluyordu. "Allah gzel-
"Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din gnnn maliki olan Al-
dir ve gzellii s e v e r " . 1 Evliliklerinden ksa bir sre sonra ikisi de M e k k e
lah'adr. Biz yalnzca sana ibadet eder ve yalnzca senden yardm dileriz. Bizi dos-
dndayken Peygamber (s.a.v.) onlardan h a b e r a l m a k iin b i r adam gnder-
doru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba urayanlarn ve sa-
pklarnkine deil..." (Fatiha 2 - 7 ) . di, fakat adam b e k l e n i l e n d e n o k ge geri dnd. Geciktii iin zr dile-
m e y e baladnda, Peygamber (s.a.v.) s z n kesti ve "Brak, seni neyin
ge braktn b e n syleyeyim; orada O s m a n ve Rukiye'nin gzelliklerini
slam retisinin en gzel ve tam ifadesini ortaya koyan dier bir sre
seyretmeye daldn ve o yzden de ge k a l d n " 2 dedi.
de Kur'an'n s o n srelerinden biri olan ihlas sresidir. Bu sre, putperestler
Peygamberden Allah' tanmlamasn istediinde indirilmitir: Peygamberin halas Erva, slm'a g i r m e k iin kararn vermiti. Bu ani
kararnn en n e m l i sebebi ise o n b e yandaki olu Tulayb'n ksa bir sre
"De ki: O Allah birdir. n c e E r k a m ' n evinde iman ettiini aklamasyd. slm'a girdiini annesi-
Allah Samed'dir (her ey ona muhtatr, daimdir, hibir eye ihtiyac olmayandr). ne h a b e r verdiinde annesi: "Biz, erkeklerin yapabildiini yapabilirsek, kar-
O, dourmamtr ve dourulmamtr. deimizin olunu koruyacaz" dedi. Fakat Tulayb b u tr belirsiz bir ifadey-
Ve hibir ey O'nun dengi deildir" (hlas Sresi). le y e t i n m e d i ve " S e n i islm'a girip, O'na tabi o l m a k t a n alkoyan nedir? Kar-
dein Hamza da m s l m a n o l d u " dedi. Annesi her zamanki gibi dier kz
Son dzenlemede ilk sradadr, fakat nzulde ilk deildir. Fatiha'nn slm'daki yeri byktr ve
her m'min onu gnde en az onyedi defa okur. kardelerinin kararn bekledii zrn dile getirdiinde ise Tulayb o n u n
szn kesti: "Allah adna sana yalvaryorum, git ve onu selamla, ona inan- olduu baka durumlarda da gzleniyordu: Ebu Bekir mslman olduun-
dn syle ve Allah'tan baka tanr olmadna ehadet getir". Erva olu- da kars m m Ruman ve baka bir karsndan olan olu Abdullah'la kz
nun dediklerini yapt; mslman olduktan sonra cesareti artt ve kardei Esma ona uymular ve slm'a girmilerdi. m m Ruman ksa bir sre n-
Ebu Leheb'i yeenine yaptklarndan dolay azarlad. ce Aie adn verdikleri ve Zeyd'in olu same gibi slm'n ilk ocuklarn-
Hatice'nin akrabalarna gelince, slm'n Mekke'de tannmaya balama- dan olan bir kz ocuu dnyaya getirmiti. Ebu Bekir birok kimsenin
sndan ksa bir sre sonra vey kardei Nevfel, islm'n en kt ve en azgn mslman olmasna vesile olduu halde en byk olu Abdu'l-K'be'nin
dman oldu. Fakat onun bu dmanl olu Esved'in yeni dine girmesi- mslman olmasn salayamamt. O, annesi m m Ruman ve babasnn
ni nleyemedi. Esved'in mslman oluu Hatice'ye bir bakma Nevfel'in tm abalarna ramen yeni dine girmemekte srar ediyordu.
dmanln unutturuyordu. Fakat ne yazk ki en sevdii yeeni ve birka M'minler, hayal krkl iindeydiler. Kfirlerse, Mekke'de yaam tarz-
yldan beri de damad olan ems'li Ebu'l-As, kars Zeyneb slm'a girdii larn tehdit eden ve gelecekle ilgili, zellikle ocuklarnn evlilikleriyle il-
halde mslmanl kabul etmiyordu. Kars mslman olduu iin kabile- gili projelerini suya dren bir olayla kar karya bulunduklarnn fark-
nin ileri gelenleri ders olsun diye onu boamas iin Ebu'l-As' zorluyorlar- na varmlard. Mahzumlerden Abdullah'n mecliste kuzeni Muhammed'e
d. O kadar ileri gittiler ki Zeyneb'i boamasna karlk Mekke'den en g- (s.a.v.) sert bir ekilde kar ktnda, Beni Mahzum ok sevinmiti. Ab-
zel, en zengin ve en soylu kadnla evlenebilmesi iin tm olanaklarn bu dullah'n kardei Zheyr de, yeni dine ondan daha az dmanlk beslemesi-
yolda harcayacaklarna sz verdiler. Fakat Zeyneb'le Ebu'l-As birbirlerini se- ne ramen mslman olmay reddetmiti. Abdullah gibi Zheyr de Abdu'l-
viyorlard. Zeyneb (r.a.) her zaman kocasnn da mslman olmas iin dua Muttalib'in kz Atike'nin oluydu, fakat imdi hayatta olmayan babalar
ediyor ve yle olmasn mit ediyordu, kocas da Zeyneb'i sevdii iin ken- Atike adnda baka bir kadnla evlenmi ve ondan bir kz ocuu olmutu.
disini boamaya zorlayanlara istedii kadnn evde olduunu ve baka bir Ad Hind olan bu kz ondokuz yandayd ve o k gzeldi. Ksa bir sre n-
kadn da istemediini syledi. Hatice'nin yeenlerinden bir dieri olan Ha- ce de iki vey aabeyinin kuzeni olan Mahzum'un dier kolundan Ebu Se-
kim de- kendisine yirmi yl kadar nce Zeyd'i hediye eden kardei Hiam'n leme ile evlenmiti. Bu evlilik kabilenin iki kolunu birbirine balad iin
olu- Ebu'l-As gibi halasna ve halasnn ev halkna kar sevgi ve sayg bes- tm kabileyi m e m n u n etmiti. Fakat Ebu Seleme'nin mslman olduunu
lemeye devam ediyor, fakat Kurey tanrlarna da kar kmyordu. Ha- duyduklarnda bu m e m n u n l u k znt ve kzgnla dnt: Hind'in -ve-
kim'in kardei Halid ise mslman olmutu. ya her zamanki lakab ile m m Seleme'nin- kocasn brakmak yerine,
onunla birlikte en samimi mslmanlardan biri olduunu duyduklarnda
ise iki katna kt.
"Gerek u ki, sen, sevdiini hidayete eritiremezsin, ancak Allah dilediini hi-
dayete eritirir." (Kasas: 5 6 ) . Ebu Seleme'nin babas ldnde, annesi Berre, Kurey'in Amir kolun-
dan bir adamla evlendi ve ondan Ebu Sabra adnda bir olu oldu. Amir'in

Bu yetle ifade edilen gerek Kur'an'n her yerinde tekrarlanr. Fakat bu efi olan Sheyl ksa bir sre nce kz m m Glsm u Ebu Sabra'yla ev-

tr ayetler, Peygamberin (s.a.v.) stnden sorumluluk ykn kaldrsa da, lendirmiti. Berre, kardei Erva'nm aksine henz slm'a girmemiti. Fakat

onun Mahzum'lu kuzeni Abdullah'n kfrne zlmesini engelleyemiyor- Ebu Sabra hem vey kardei Ebu Seleme, hem de vey annesi, babasnn

du. Onu ok zen bir baka durum daha vard: byk amcas Hris'in olu, ikinci kars Meymune sayesinde yeni dine ilgi duymaya balamt. Pey-

bir zamanlar ok samimi arkada olan Ebu Sfyan da mslman olmay ka- gamber "Gerekten u kz kardeler gerek m m i n l e r d i r " 5 , derken Mey-

bul etmiyordu. Peygamber (s.a.v.) onun mesaja kar duyarl olacan mit mune'yi ve Abbas, Hamza ve Cafer'in hanmlar olan kz kardeini kas-

ediyordu, fakat aksine slm aralarna bir engel oldu. Byk bir ihtimalle dediyordu. Meymune'nin Ebu Sabra'nm babasyla evlenmesi, Amir kabilesi-

amcas Ebu Leheb'in etkisiyle Ebu Sfyan'n vahye ve Peygambere (s.a.v.) ne gl bir iman rnei gsterdi.

kar soukluk ve anlayszl gn getike artt Yukardaki yetin gerek Sheyl, dier kz Sehle'yi, ems lider Utbe'nin olu Ebu Huzeyfe'ylc
nedenle Zeyd ve Hattab anne tarafndan karde oluyorlard. Zeyd, Varaka
evlendirmiti. Amir kabilesi g ynnden ilerlemede biraz ge kalmt, bu
gibi Kurey'in putperest geleneklerinin yanl olduunu grebilen ender in-
nedenle bu evlilik onlar iin ve dier kabile iin avantajlyd. Evlendikten
sanlardan biriydi. Sadece putlara tapmamakla kalmaz, onlar iin kesilen
ksa bir sre sonra bu ift islm'a girdi. Onlar Ebu Sabra ve m m Glsm
kurbanlarn etinden de yemezdi. O, brahim'in Allah'na inandn syler
ikilisi izledi. Yani Sheyl iki kzn ve dikkatle seilmi iki damad yeni di-
ve Kureyliler'i topluluk iinde azarlamaktan ekinmezdi. Dier taraftan
ne kaptrmt. Ayn ekilde kardei Hatib, Salit ve Sekran' ve Sekran'n
Hattab, Kurey geleneklerine sk skya balyd ve Zeyd'in kendi taptkla-
kars, kuzenleri Sevde'yi de kaybetmiti. Fakat Sheyl'e gre en kt olan
r tanr ve tanralara hakaret etmesine ok kzyordu. Bu yzden Zeyd'i
en byk olu Abdullah'n da Peygamber'in (s.a.v.) en hzl takipilerinden
Mekke dndaki tepelerde yaamaya zorlad, daha da ileri giderek Zeyd'in
biri olmasyd. Abdullah babasnn da bir gn hidayete erip, kendilerine ka-
K'be'ye yaklamasn nleyecek gen bir ordu kurdu. Bunun zerine top-
tlacan mit ediyordu, Peygamber de ayn midi tayordu, nk Sheyl
lumdan srlen Zeyd, Hicaz' terk ederek rak'n kuzeyindeki Musul'a gitti,
dier liderler iinde en merhametli ve en akllsyd, uzun sreden beri de
oradan da gneybatdaki Suriye'ye gitti. Gittii yerlerde rastlad rahib ve
sk sk manevi dinlenme ve tefekkr iin inzivaya ekilirdi. Fakat buna ra-
yahudi bilginlerine brahim'in dini ile ilgili sorular soruyordu. Sonunda ona
men o yeni dine dman oldu, ok iddetli olmasa da dmanln korudu.
terk ettii lkede ortaya k m a k zere olan ve brahim'in dinini tekrardan
ocuklarnn kendisine itaat etmemesi de bu dmanl besleyen bir unsur
vazedecek olan bir peygamberin geleceinden bahseden bir rahibe rastlad.
oldu.
Bunun zerine Zeyd geri dnmeye karar verdi, fakat Suriye'nin gney sn-
Abdu ems iinde Ebu Huzeyfe, anne-baba otoritesine kar kan tek
rndaki Lahm blgesinden geerken saldrya urad ve ldrld. Varaka
lider olu deildi. Ryasnda Peygamber'in (s.a.v.) kendisini ateten kurtar-
onun lmn duyunca ok zld ve bir at yazd. Peygamber (s.a.v.) de
dn gren Halid, ilk zamanlar slm'a girdiini ailesinden gizlemiti. Fa-
onu vd ve onun Kyamet gnnde "Byk bir halkn deerini kendinde
kat babas bunu duyduunda eski dine dndn iriraf etmesini istedi.
tayarak diriltileceim''^ syledi.
Bunun zerine Halid: "Muhammed'in (s.a.v.) dininden vazgemektense
lrm daha iyi"^ dedi. Babas bu szleri duyunca onu acmaszca dvd Zeyd'in lmnden sonra yllar gemiti: Hattab da lmt ve mer

ve yiyecek ve iecek vermeksizin bir odaya kapatt. Fakat gn sonra Ha- (olu) kardei Fatma ile evlenen Zeyd'in olu Sa'id'le iyi anlayordu. Fa-

lid kamay baard; babas daha fazla ileri gitmedi, fakat onu evlatlktan kat islm'n geliiyle aralarndaki bu dostluk kesildi. nk Sa'id islm'a ilk

reddetti. Utbe, olu Ebu Huzeyfe'ye kar, Halid'in babasndan daha sabrl girenlerden biriydi ve kars Fatma da ona uyarak mslman olmutu. Fa-

ve dikkatli davranyordu. Babasna bal olan Ebu Huzeyfe de babasnn bir kat annesi Ebu Cehil'in kzkardei olan mer, yeni dine kar kanlardan

gn putperestliin yanl olduunu greceini mit ediyordu. biriydi. Sa'id ve Fatma, mer'in ok hiddetli olduunu bildikleri iin s-
lm'a girdiklerini ona sylememeyi tercih ettiler. mer'in slm'a kaptrd
Abdu ems'in meyye boyuna gelince, Osman'n (r.a.) mslman olu-
birileri daha vard: kars Zeyneb, Cumah kabilesinden Ma'zun'un olu Os-
undan ve Rukiye'yle evleniinden daha byk kayplar vard. Mttefikleri
man'n kardeiydi; Osman eskiden beri zhd hali ile yaar ve vahiy gelme-
Beni Esed bn Hzeyme'nin byk bir ounluu yeni dine girmiti. le-
den nce bile tek tanrya inanrd. O ve iki erkek kardei yeni dine ilk gi-
rinde Peygamberin (s.a.v.) kuzenleri ve lider olan Cah ailesinin de bulun-
renler arasndayd. Onlarn ve Zeyneb'in slm'a giren yeenleri vard. Bu
duu on drt kii Mslman olmutu. Bu deerli mttefiklerin yan sra
dnemde Zeyneb'in mslman olup olmad hakknda hibir kayt yoktur.
meyyelerin efi Ebu Sfyan, Abdullah'n kk kardei Ubeydullah bn
nk onun bu konudaki eilimlerini gizli tutacak yeterli nedeni vard.
Cah'la evlendirdii kz m m Habibe'yi de yeni dine kaptrmt.
Aabeyi Osman, geri m e r kadar hiddetli deildi ama uzlamaz bir yapya
Adiy kabilesinin ileri gelen ailelerinden birinde ise Hak bann dier
sahipti.
balar nasl krd son nesilde gzleniyordu. Nufeyl'in iki ayr karsndan
Hattab ve Amr adnda iki olu vard. Nufeyl'in lm zerine Hattab'n an- Zeyneb ve erkek kardeleri, kabilelerinin efi ve slm'n en azl d-

nesi vey olu Amr ile evlenmi ve ondan Zeyd adnda bir olu olmutu. Bu manlarndan olan meyye bin H a l e f i n kuzenleri oluyorlard. Bir gn kuru
m u bir k e m i i alp Peygamber'e (s.a.v.): " M u h a m m e d (s.a.v.) Allah'n bu- ES-SA (KIYAMET)
nu dirilteceini mi iddia e d i y o r s u n ? " diyen meyye'nin kardei b e y idi.
Daha s o n r a alayl bir glmsemeyle k e m i i elleri arasnda ezmi ve tozlar- [25]
n P e y g a m b e r i n y z n e doru savurmutu. B u n u n zerine Peygamber:
"Evet iddia e d i y o r u m ki: Allah o n u diriltecek ve seni de u andaki halinle firlerin sk sk n e srd eylerden biri de, eer Allah g e r e k t e n va-
diriltecek, daha sonra da seni C e h e n n e m e a t a c a k " ^ demiti. Aadaki yet-
ler bey'e h i t a b e n inmitir:
K hiy gnderdiyse bir m e l e k gndermeliydi fikri idi. Buna kar Kur'an'm
cevab uydu:

"Kendi yaratln unutarak bize bir rnek verdi; dedi ki: 'rm bozulmu-
ken bu kemikleri kim diriltecekmi?' De ki: 'Onlar, ilk defa yaratp, ina eden diril- "Eeryeryznde (insan deil de) tatmin bulmu yryen melekler olsayd, biz

tecek. O, her yaratmay bilir." (Yasin 7 8 - 7 9 ) . de onlara gkten eli olarak elbette melek gnderirdik." (Isrcu 95).

Cebrail'in zaman zaman yeryzne inmesi, o n u Kur'an anlamda eli


(rasul) yapmyordu. Eli olabilmek iin, mesaj getirilen insanlar arasnda
yeryznde y e r l e m e k gerekliydi. Kur'an yle diyordu:

"Bize kavumay ummayanlar dediler ki: "Bize meleklerin indirilmesi ya da


Rabbimizi bir grmemiz gerekmez miydi?" Andolsun onlar kedi nefislerinde byk-
le kapldlar ve byk bir azgnlkla ba kaldrdlar. Melekleri grecekleri gn, su-
lu-gnahkrlara bir mjde yoktur. Ve o gn (melekler onlara) derler ki: "(Size se-
vinli haber) yasaktr, yasak" (Furkan: 21-22).

Bu yasaklama, onlarn dnya ile Ahiret arasna bir perde ekilmesi iin
yalvarmalarna, ama kibir iinde yalvarmalarna karlktr. Semavt ile di-
rekt balantya geildiinde ve dnya yerle bir olup zaman ve m e k n an-
lamszlatnda ebedi son gelmi olacaktr. "nsanlarn, her yana dalm
'pervaneler gibi olacaklar gn ve dalarn da etrafa salm' renkli ynler gibi ola-
caklar (gn) (Kria: 4-5) ve "ocuklarn salarn aartan bir gn" (Mzzemmil:
11). Bu son, Kur'an'n t m n d e srekli tekrarlanr. Bu, saat'tr ve o k yakn-
dr. "O gklerde de yerde de arlat" (Araf: 187). Kyamet vakti h e n z gelme-
mitir, o n u n yakn olduu sylendiinde ise, "Gerekten senin Rabbinin katn-
da bir gn, sizin, saymakta olduklarnzdan bin yl gibidir" (Hacc: 47) yeti hatr-
1. Hadis, A.H.IV 133-4
lanmaldr. Fakat yine de vahyin geldii d n e m b o y u n c a srekli kyamet
2. S. 2 0 5
beklenmitir.
3. I.S. VIII, 2 0 3
Bu eyann tabiat gereidir. n k ne zaman Vahiy insanlarla m u h a t a p
4. I. S. IV, 1, 68
5. I I . 145
oluyor ve yeni bir din ortaya k o n u y o r s a , S e m a ve dnya arasndaki perde
6. I I. 2 3 9 biraz aralanmaldr. Bu perdenin kaldrlmas dnyann artlarn deitire-
t

c e k lde b y k deildir, fakat Peygamber'in grev sresini, sa, Musa, b- SORU


rahim ve Nuh zamanlarnda olduu gibi istisna klmaya yetecek kadardr.
Kur'an, Cebrail'in Hira dandaki maaradayken M u h a m m e d ' e (s.a.v.) ilk [26]
geldii gece olan Kadir gecesi hakknda yle der: "Kadir gecesi bin aydan da-
ha hayrldr. Melekler ve ruh, onda Rablerinin izniyle her bir i iin inerler" (Kadir:
ureyliler toplandklar her seferde, k e n d i l e r i n c e en b y k problem
3-4). Kadir g e c e s i n i n b u esizlii bir b a k m a Cebrail'in Peygamber'e (s.a.v.)
vahiy getirdii srenin t m iin de geerlidir.
K telakki ettikleri k o n u h a k k n d a mutlaka k o n u u r l a r d ve b u kez Yes-
Kyameti b e k l e m e k m u h a k e m e y i b e k l e m e k t i r : Kur'an da kendini, el- rib'deki Yahudi alimlerine d a n m a k zere adam g n d e r m e y e karar verdiler.
F u r k a n (bu b i r s r e n i n addr), doruyu yanltan ayran kriter, h a k e m ola- Gnderecekleri iki eliye: " O n l a r a M u h a m m e d ' d e n b a h s e d i n , o n u tarif edin
rak niteler. Bu nitelik, tm vahy! kitaplar iin de geerlidir. n k vahiy ve sylediklerini iletin; n k onlar ilk kutsal kitaba inanyorlar ve mutla-
ezel ve ebed olann fan olanda grnmesidir ve bu uhrev varolu niha ka Peygamberler h a k k n d a bilgileri vardr. Oysa b i z i m b u k o n u d a hibir bil-
m u h a k e m e y e n c l k eder. Bu da b i r o k defalar, Peygamber'in (s.a.v.) gay- gimiz y o k " dediler. Yahudi alimleri onlara u cevab gnderdi: " O n a bizim
b b i l m e s i n d e n bamsz bir ekilde Cennet'le C e h e n n e m ' i n o k ak olarak syleyeceimiz u soruyu sorun. Eer bu sorulara cevap verebilirse O Al-
grnmesi demektir. yilik ve k t l n gizlilikleri artk ortaya kmtr. lah'n Peygamberidir, fakat eer cevap veremezse yalanc ve sahtekrdr.
Peygamberin (s.a.v.) varl da iyinin k t d e n ayrlmas dorultusunda ay- Ona, eski gnlerde lkesini terk eden g e n adamlar, onlara ne olduunu ve
n grevi ifa eder. n k o n u n doru yola armas kendisine kar koyan- ilgin hikyelerini sorun. Yeryznn tesine, d o u s u n a ve batsna ulaan
larn sapklm tespit ettii gibi, kendisine tabi olanlar da m k e m m e l l i k uzak yollarn y o l c u s u n d a n h a b e r vermesini isteyin. Bir de Ruh'u o n u n ne
derecesine ulatrr. olduunu sorun. E e r size bunlar syleyebilirse ona u y u n n k O bir pey-
Vahyin, iyi olanlar, kendilerini m m t a z klmakla y k m l tuttuu he- gamberdir".
m e n anlalyordu. F a k a t , o zamana kadar k t olmadna inandklar bir- Eliler Mekke'ye b u haberle dndnde, Kurey liderleri Peygamber'e
o k kiinin aniden k t ve d m a n diye n i t e l e n m e s i m'minleri h e m ar- haber gnderdi ve b u soruyu sordu. Peygamber: "Yarn size bunlarn ce-
tyor, hem de duygusal bask altnda brakyordu. Kur'an inananlara, b u n u vabn vereceim" dedi, fakat "lnaallah (Allah d i l e r s e ) " demeyi unuttu. Er-
kabul etmeleri gerektiini sylyordu, n k O'na kar kanlarla dost olu- tesi gn Kureyliler cevap iin geldiinde onlar geri gnderdi. O gnden
namazd. Bu k o n u d a b i r o k yet indirilmitir. itibaren o n b e gn b o y u n c a hibir vahiy gelmedi, Cebrail de h i yanna u-
ramad. Mekke'liler o n u n l a alay ettiler, o ise bu szler iin ve bekledii yar-
"Andolsun, biz bu Kur'an'da eitli aklamalar yaptk, t alp-dimsnler dm almad iin o k zlyordu. E n s o n u n d a Cebrail, o n u teselli eden ve
diye. Oysa bu, onlarn daha da uzaklamalarndan bakasn getirmiyor" (Isra: 41). u soruya da cevap veren Vahyi getirdi. Bu uzun bekleyiin sebebi u yet-

"Biz onlar korkutmaktayz Fakat (bu) onlarda byk bir azgnlktan baka bir lerle aklanyordu:

ey artrmyor" (tsra 60). "Hibir ey hakknda 'Ben bunu yarn mutlaka yapacam' deme. Ancak: "Al-
lah dilerse" (yapacam de)" (Kehf: 23-24).
Hi k i m s e daha n c e E b u Leheb'in asl tabiatn bilmiyordu; b u n a bir
dier rnek de A b d u r r a h m a n bn Avf'n, C u m a h ' n lideri ve slm'a d m a n Vahyin bu gecikii h e r ne kadar Peygamber ve m'minleri zmesine
olan meyye bn H a l e f l e eskiden arkada olmasyd. Buna paralel olarak ramen ayn zamanda m'minlere g kazandrmtr. Her ne kadar kafirler
Kur'an, Nuh'un getirdii mesajn kendisiyle kavminin arasn ayrdndan bu g e c i k m e d e n s o n u karmay reddettilerse de, kafalarnda phe olan
ve onlarn daha da sapmasna yol at iin N u h ' u n nasl Allah'a ikyet et- b i r o k Kurey'li iin bu Vahy'in Peygamber (s.a.v.) tarafndan uydurulma-
tiinden bahseder ( N u h : 6 ) . dna, bilkis Allah'tan geldiine delil idi. Eer M u h a m m e d (s.a.v.) daha
nceki Vahiyleri uydurdu ise bu kadar alay edilme ve zntye ramen bu
n verince, kendilerinin her konuda bilgiye sahip olduklarn syleyerek
kez Vahyi geciktirmesi anlamsz deil miydi?
kar ktlar. nk onlar, Kur'an'n da tasdik ettii gibi her eyi ayr ayr
nananlar da her zaman olduu gibi vahyin kendisinden g alyorlar-
aklayan (En'am: 1 5 4 ) bir kitap olan Tevrat' okuyorlard. Peygamber onla-
d. Kureyliler, eski gnlerde lkelerini terk eden genlerin hikyesini sor-
ra yle dedi: "Sizin bildikleriniz, Allah'n ilmi yannda ok azdr. Fakat yi-
duklarnda - bu hikyeyi o zamana kadar Mekke'de hi kimse duymamt-
ne de eer uygularsanz bildikleriniz size yeter" (1. I. 1 9 8 ) . Bu olaydan son-
bu hikyenin o anki durumlaryla ilgili olduunu, inananlarn yceliini ve
ra Allah'n ilmiyle ilgili yet nazil oldu:
inanmayanlarn ktln anlattn bilmiyorlard. Efes'li uyuyanlarn
"Eer yeryzndeki aalarn tm kalem ve deniz de -onun ardndan yedi de-
hikyesi yle anlatlr. Milattan sonra nc yzyln ortalarnda halk
niz daha eklenerek- (mrekkep) olsa. Yine de Allah'n kelimeleri (yazmakla) tken-
putperestlie sapm olan bir grup gen Allah'a iman muhafaza ediyorlar-
mez" (Lokman: 27).
d, halk da onlar bu yzden cezalandryordu. Bu eziyetlerden kamak iin
bir maaraya sndlar ve orada yz yl kadar uyudular.
Kurey liderleri, yahudi alimlerinin daha nceki tavsiyelerine uymad-
Yahudilerin o zamana dek bildiklerinden baka Kur'an- Kerim'deki ks-
lar; Yahudi alimleri de, ilk niyetlerinin aksine, Peygamberin tm sorularna
sa (Kehf: 9 - 2 5 ) hibir insann grmedii ayrntlardan da bahseder. rne-
cevap vermesine ramen onu kabul etmediler. Fakat bu cevaplar bakalar-
in, uyuyanlarn uyandktan sonra yzyllar boyu uyuduklarn nasl farket-
nn slm' kabul etmesine neden oldu. Peygamberin (s.a.v.) taraftarlar art-
tiklerini ve kpeklerinin nasl n ayaklarn kapnn eiine doru uzatarak
tka, dmanlar, yaam tarzlarnn ve toplumlarnn tehlikede olduunu
yattn anlatr.
daha iyi anlyor ve zayf m'ninlere yaptklar ikenceleri daha da artryor-
kinci soruya gelince, bu byk yolcu Z'l-Karneyn'dir. Vahiy onun do-
lard. Her kabile kendi mslmanlar ile urayordu: onlar hapsediyor, d-
uya ve batya yapt yolculuu anlatr ve sorulandan fazlasna cevap vere-
verek ikence ediyor, a ve susuz brakyorlard. Dinlerinden dnmeleri
rek bir nc yolculuktan bahseder. Z'l-Karneyn iki dan arasnda yaa-
iin, onlar scan en fazla olduu anda, Mekke sokaklarnda gne altnda
yan bir toplulua rastlar ve o toplulukta Z'l-Karneyn'e kendilerini Yecc ve
kalmaya zorluyorlard.
Mecc'ten ve cinlerden koruyacak bir duvar yapmas iin yalvarrlar. Allah
Cumah'n efi meyye'nin Mslman olan Bilal (r.a.) adnda bir klesi
da ona, cinleri ve kt ruhlar* bir yere toplama gc verir. O belirli gn-
vard. meyye onu le scanda ak bir alana karr, yere yatrr, zeri-
de, Peygamber'e (s.a.v.) gre, bu kt ruhlar yeryznde byk karklk-
ne byk bir ta koyar ve dininden dnene dek veya orada lene dek brak-
lara sebep olacaklardr. Onlarn ortaya k Kyamet saatinden nce ola-
mak zere yemin ederdi. meyye onu Lat ve Uzza'ya inanmaya davet etti-
caktr ve vaktin yaknlatn gsteren iaretlerden biri olacaktr.
inde Bilal " Bir, Bir" derdi. O srada ok yal olan Varaka da oradan gei-
nc soruya cevap olarak Vahiy, insann akl kapasitesinin ruhu kav-
yordu. Bilal'in ikence ektiini ve "Bir, Bir" dediini duyunca "Elbette O
ramaya yetmeyeceini syler:
Bir'dir, Bilal" dedi. Daha sonra meyye'ye dnerek: "Allah'a yemin ederim
ki, eer onu byle ldrecek olursan onun mezarn trbe yaparm" dedi.
"Sana ruhtan sorarlar, de ki: "Ruh, Rabbimin emrindedir, size ilimden yalnzca
Her Kureyli'nin, kendi kabilesi iinde yaamas zorunlu deildi. Ebu
az bir ey verilmitir." (Isrcu 85).
Bekir de Beni Cumahllar arasnda oturuyordu. Bu Beni Cumahllar'n Pey-
gamber'i daha sk grebilmesi anlamna geliyordu. nk Muhammed
Yahudiler, Peygamberin (s.a.v.) sorulara verdii cevaplan ilgiyle karla-
(s.a.v.) her gn leden sonra Ebu Bekir'i ziyaret ederdi. Peygamberin me-
dlar ve son cmledeki "limden az verilmitir" ibaresinin yahudileri mi
sajnn bir ksmn Ebu Bekir'in yznde yazl olduu sylenirdi. Ebu
yoksa araplar m kasdettiini sordular. Peygamber: "Her ikisini de" cevab-
Bekir'in yz sanki bir kitap gibiydi, Mekke sokaklarnda grlmesi eski-
den beri tm kabile tarafndan sevinle karlanr ve ona ok deer verilir-
Yazar bu ifadeyle (evil spirits) eytanlar kastetmi olmal (cv. noru)- di. imdi ise Kurey liderleri onu grnce tedirgin oluyordu. Bilal (r.a.)
onun araclyla slm'a girmiti; ona ikence yapldn grnce mey-
Peygamber (s.a.v.) kendisinin ikencelerden kurtulabildii halde, dier
ye'ye "Bu zavall adama byle davrandn iin Allah'tan korkmuyor mu-
m'minlerin srekli ikence ektiklerini grnce onlara yle dedi: "Eer
s u n ? " dedi. " O n u bu hale sokan sensin" diye cevap verdi meyye, "O hal-
1 labeistan'a giderseniz, orada hi kimseye hakszlk ve adaletsizlik yapma-
de o n u bu durumdan sen kurtar." Ebu Bekr (r.a.) "Tabi kurtaracam" de-
yan bir kral bulacaksnz. Orada dine smsk bal bir yaam vardr. Allah
di. "Bundan daha gl ve iri gen bir siyah klem var, hem de senin dinin-
size bu ektiklerinizden bir kurtulu yolu gsterene dek orada k a l n . " 1 Bu-
den. O n u Bilal'e karlk sana vereyim." meyye buna raz oldu, Ebu Bekir
nun zerine m'minlerden bir grup Habeistan'a gitmek zere yola koyul-
de (r.a.) Bill'i (r.a.) ald ve azat etti.
du; bu slm'da ilk g (hicret) idi.
O zamana kadar alt kiiyi daha azat etmiti. Bunlardan ilki, ilk msl-
manlardan, ok kuvvetli bir imana sahip olan Amir lbn Fuheyre idi. Amir
bir koyun obanyd. zgrlne kavutuktan sonra Ebu Bekir'in srle-
rinin bakmn zerine ald. Ebu Bekir'in azat ettii klelerden biri de
mer'in cariyesi idi. Cariye slm'a girmiti, fakat mer onu dininden dn-
mesi iin dvyordu. O srada oradan gemekte olan Ebu Bekir (r.a.) cari-
yeyi aldktan sonra serbest brakt.
kence yapanlarn en acmasz Ebu Cehil'di. Eer yeni dine giren bir
kimsenin kendisini koruyacak gl bir ailesi varsa, Ebu Cehil ona ikence
edemiyor, fakat ona hakaret ediyor, adn ktye karyor ve onunla alay
ediyordu. Eer Mslman olan bir tccarsa, onun kervann durdurmak ve
mallarn boykot etmekle tehdit ediyordu. Fakat m'min olan kimse eer
kendi kabilesinden, zayf ve korunmasz bir kimse ise ona o k ikence edi-
yordu. Dier kabilelerdeki mttefiklerini de kendi zayflarna byle davran-
malar iin tevik ediyordu.
Kabilesindeki zayflardan Ysir, (r.a.) Smeyye (r.a.) ve oullar An-
mar'a (r.a.) ikence edilmesine Ebu Cehil sebep olmutu. Hepsi de s-
lm'dan dnmeyi reddettiler. Bunun zerine Smeyye kendisine yaplan i-
kenceler sonuncunda ld. Fakat Mahzum'lu ve baka kabilelerden olan di-
er kurbanlar kendilerine yaplan ikenceye dayanamadlar ve ikencecile-
rin her sylediini kabul edecek bir dereceye geldiler. Onlara: "Lat ve Uzza
da Allah gibi sizin tanrlarnz, deil m i ? " diye sorulduunda "evet" diyor-
lad. Yanlarndan bir bcek gese ve "Bu bcek de Allah gibi senin tanrn de-
il mi?" diye sorulsa ikenceden kamak iin "evet" diyecek bir hale gelmi-
lerdi.
Bu kelimeler kalbten gelmiyor, dilin ucuyla syleniyordu. Fakat dille-
riyle bunu syleyenler artk aka slm' yaayamyor, birou gizli olarak
bile yaamyordu. Bununla birlikte halkn ikencelerine katlanmayp bir
maaraya sman genler hakknda indirilen yetler onlara rnek oluyordu.
1. I.I. 2 0 8 .
HABESTAN
ve h e r k e s e ramen beni s e e n bu adamlar teslim etmeyeceim! Onlarla ko-
numadan ve bu adamlarn sylediklerinin doru olup olmadn ren-
[27]
meden onlar brakmayacam. E e r b u adamlar doru sylyorsa onlar
leslim edeceim, kendi adamlar onlarla ilgilensin. Fakat eer bunlar doru
uhacirler Habeistan'da iyi karlandlar ve ibadetlerinde serbest bra- deilse, onlar b e n i m k o r u m a m istedikleri srece onlar k o r u y a c a m " de-
M kldlar. Yanlarna aldklar k k ocuklar saymazsak toplam s e k s e n
kiiydiler; fakat hepsi ayn zamanda hicret etmedi. M e k k e ' d e n ayrlma e-
di.
Daha sonra Peygamber (s.a.v.)'in arkadalarna haber gnderdi ve kut-
killeri gizli ve k k gruplar halinde o l m a k zere planlanmt. E e r ailele- sal kitaplaryla gelen rahiplerini toplad. A m r ve yanndaki dier eli Neca-
ri onlarn h i c r e t ettiini bilselerdi onlar engelleyebilirlerdi. Fakat hicret o i ile snanlarn g r m e s i n i e n g e l l e m e y e alyorlard. n k bu kar-
kadar gizli b i r ekilde yapld ki h i k i m s e tm m u h a c i r l e r Habeistan'a ula- lama ge anlalsa da onlarn aleyhineydi. Eliler, Habeistanllarn kendi-
ncaya dek bir ey anlamad. Olayn farkna vardklarnda, Kurey liderleri lerine ticari ve politik sebeplerle h o g r gstermelerine ramen, putperest
onlar k e n d i kontrollerinden uzakta, bar iinde brakp yeni ihtidalarn olduklar iin k k grdklerinin ve aralarnda byk bir engelin olduu-
(slm'a girenler) olmasna yardm e t m e m e l e r i gerektiine karar verdiler. Bu nun farknda deillerdi. Habeliler'in o u s a m i m i hristiyanlard; hepsi vaf-
n e d e n l e h e m e n yeni bir plan yaptlar ve Habeistanllarn en o k h o u n a gi- tiz edilmilerdi, hepsi bir tek Allah'a inanyor ve damarlarnda kutsal arap
den eylerden hediye e t m e k zere topladlar. O n l a r n hereyden o k deri e- ve e k m e k ayininde yediklerinin k a n n tayorlard. Bu nedenle onlar, kut-
yalara deer verdiklerini duymulard, b u yzden Necai'nin b t n k u m a n - sal ve putperest arasndaki ayrma kar duyarlydlar ve Amr gibi bir ada-
danlarna y e t e c e k kadar o k sayda deri hazrladlar. Necai'nin k e n d i s i iin mn, putperestliin kiri ile k i r l e n m i o l d u u n u n farkndaydlar. Bu yzden,
hazrlanan zengin hediyeler de vard. Daha sonra aralarnda eli o l m a k ze- m ' m i n l e r Necai'nin taht odasn doldurduunda, onlardaki kutsal sami-
re iki adam setiler, bunlardan biri S e h m kabilesinden A m r lbn'l-As idi. miyet ve enginliin farkna vararak ardlar - E n o k da Necai, b u d u r u m
Kureyliler elilere ne yapmalar gerektiini bir bir anlattlar: K u m a n d a n l a - karsnda etkilendi.- Gelenlerin, Kureyliler'den o k kendilerine benzedi-
rn hepsine teker teker gidecek, hediyelerini verip yle diyeceklerdi: "Hal- ini grdklerinde, rahiplerin arasnda hayret belirten mrltlar ykseldi.
k m z d a n b i r grup deli erkek ve kadn b u kralla sndlar. K e n d i dinleri- 15u benzerlik ve engin g r n n yan sra m'minlerin o u n l u u n u gen-
ni terk ettiler, sizin dininize de girmediler, fakat ne sizin n e b i z i m h i duy- ler oluturuyordu; hepsinde de, gzel davranlarnn b i r yansmas olan do-
madmz yeni bir din ortaya koydular. Halkmzn soylular bizi kralnza al bir gzellik vard.
gnderdi ve onlar bize teslim etmenizi istiyorlar. Bu nedenle kralnza b u
M u h a c i r l e r i n hepsi zorunlu kaldklar iin hicret etmemiti. Osman'n
k o n u y u atmzda bizi destekleyin, onlar bize teslim etmesini ve onlarla
(r.a.) ailesi o n u n l a uramaktan vazgemiti, fakat yine de Peygamber
h i k o n u m a m a s n tavsiye edin. n k onlarla ilgili en iyi k a r a n kendi
(s.a.v.), o n u n gitmesine ve Rukiye'yi de beraberinde gtrmesine izin verdi.
halk verir." K u m a n d a n l a r n hepsi b u k o n u d a sz verdiler, iki eli de Neca-
Onlarn varl m u h a c i r l e r topluluuna bir g kayna oluyordu. Onlara
i'nin hediyelerini gtrp, O'na m u h a c i r l e r i kendilerine teslim etmesi ge-
git veren dier bir ift de Cafer ve kars E s m a idi. E b u Talib olu ve geli-
rektiini sylediler ve k u m a n d a n l a r a sylediklerini tekrarladlar. K o n u m a -
nini saldrlardan koruyordu, fakat muhacirlerin gzel k o n u a n bir adama
larnn s o n u n d a da yle dediler: " H a l k n n soylular, onlarn amcalar, ba-
ihtiyalar vard, Cafer de akc k o n u u r d u . Kiilii b a k m n d a n da o k et-
balar ve akrabalar onlarn kendilerine teslim edilmesi iin yalvaryor". K u -
kileyiciydi. P e y g a m b e r (s.a.v.) ona bir keresinde: " G r n n ve karakterin
m a n d a n l a r da oradayd ve tek ses halinde Necai'ye snanlarn b u adamla-
hana b e n z i y o r ^ " demiti. Peygamber (s.a.v.) muhacirlere b a k a n l k yapma-
ra teslim edilmesi gerektiini, n k onlarla ilgili en iyi karar k e n d i akra-
s iin Cafer'i (r.a.) grevlendirmiti; akl ve etkileyicilikte onu Abdu'd-Dar
balarnn verebileceini sylediler. F a k a t Necai m e m n u n o l m a m t : "Ha-
slalesinden, daha sonra Peygamber'in (s.a.v.) o k n e m l i bir grev verece-
yr, Tanr'ya andolsun; b e n i m k o r u m a m altna sman, l k e m i yurt edinen
i g e n bir adam olan Mus'ab izliyordu. Bunlardan baka g edenler ara-
snda emmas adnda, annesi Utbe'nin kardei olan bir Mahzun'lu gen de ruhumuz (Cibril'i) gndermitik. O da, dzgn bir beer klnda grnmt. De-
dikkati ekiyordu. "Papazlara gnll yardm eden" anlamndaki ismi ona miti ki: "Gerekten ben, senden Rahman (olan Allah)a snrm. Eer takva sahi-
u nedenle verilmiti: Bir keresinde Mekke'ye papazlara yardm edecek olan biysen (bana yaklama)." Demiti ki: "Ben, yalnzca Rabbinden (gelen) bir eliyim;
gen ve yakkl bir Hristiyan gelmiti. Gzelliiyle genel bir beeni kazan- sana tertemiz bir erkek ocuk armaan etmek iin (buradaym)." O: "Benim nasl
mt. Bunun zerine Utbe "Size bundan daha gzel bir emmas getirece- bir erkek ocuum olabilir? Bana hibir beer dokunmamken ve ben azgn-utan-
im" diyerek, kz kardeinin olunu onlara gstermi, o gnden sonra da maz (bir kadn) deilken" dedi. "te byle" dedi. "Rabbin, dedi ki: - Bu benim iin
ocuun ad emmas kalmt. Safiyye'nin olu Zbeyr ve Peygamber'in kolaydr. Onu insanlara bir yet ve bizden bir rahmet klmak iin (bu ocuk olacak-
(s.a.v) kuzenlerinden birka daha muhacirler arasndayd: Erva'nm olu tr)" Ve i de olup bitmiti." (Meryem: 16-21.)
Tulayb; Umeyme'nin iki olu Abdullah bn Cah ve meyye slalesinden
kars m m Habibe ile beraber olan Ubeydullah; eleriyle birlikte Ber- Bu yetleri dinlerken Necai de, rahipler de aladlar, anlamlar terc-
re'nin iki olu: Ebu Seleme ve Ebu Sabra. Bu ilk hicretle ilgili anlatlanlarn me edildiinde tekrar aladlar ve Necai yle dedi: "Bu, sa'nn getirdii
ou m m Seleme'den aktarlmtr. ile ayn kaynaktan geliyor." Ve Kureyli elilere dnerek: "Gidebilirsiniz,
Hepsi toplandnda Necai onlara yle dedi: "Ne bizim dinimize, ne nk Tanr'ya andolsun ki, onlar size teslim etmeyeceim; onlara ihanet
de evre lkelerden birinin dinine uymadnza gre sizi kendi halknzdan edilmeyecek" dedi.
ayrlmaya zorlayan bu din nedir?" Cafer ona cevap verdi: "Ey kral, biz ce- Fakat kraln huzurundan ayrldklarnda Amr arkadalarna: "Yarn on-
halet iinde yzen, putlara tapan, Allah adna kesilmemi etleri yiyen, k- lara, aralarnda gelien bu iyi ilikileri bozacak bir ey syleyeceim. Onla-
tlk yapan ve glnn zayf ezdii bir topluluktuk. Biz, Allah bize ken- rn Meryem olu isa'ya kul (kle) dediklerini syleyeceim" dedi. Ve ertesi
di aramzdan, soyunu bildiimiz gvenilir bir eli gnderene dek bu hal sabah Necai'ye giderek: "Ey kral, onlar Meryem olu sa hakknda byk
zereydik. O bizi Allah'a ard, O'nun birliine inanmamz ve yalnzca bir yalan uyduruyorlar, onlar ar ve sa hakknda ne dndklerini sor"
ona ibadet etmemiz gerektiini, bizim ve babalarmzn tapt ta ve putla- dedi. Bunun zerine Necai, m'minlere haber gnderdi ve sa hakknda ne
ra tapmamamz gerektiini retti. Bize doru sylemeyi, verdiimiz sz bildiklerini sordu, m'minler, bunu duyunca tedirgin oldular. nk, bu
tutmay, akrabalk balarna ve komu haklarna sayg gstermeyi, ktlk- konuda fazla bilgileri yoktu. Hepsi bir araya gelip, bu soru sorulduunda ne
lerden ve kan dkmekten saknmay emretti. Biz bir tek Allah'a inanyor, cevap vereceklerini tarttlar. Oysa onlar Allah'n bildirdiklerinden bakas-
O'na ortak komuyoruz, O'nun yasakladklarn haram, serbest braktklar- n syleyemeyeceklerini biliyorlard. Kraln huzuruna geldiklerinde Necai
n hell kabul ediyoruz. Bu yzden halkmz bize kar kt ve bizi dinimiz- onlara: "Meryemolu sa hakknda ne diyorsunuz" diye sordu. Cafer (r.a.)
den dndrmeye, tek Allah'a ibadeti brakp putlara tapmaya zorlad. Sizi cevap verdi: "Biz onun hakknda ancak Peygamberimiz'in getirdiini biliriz
dierlerine tercih edip, bu lkeye snmamzn sebebi bu; sizin korunma- ve O'nun, Allah'n kulu, Rasul, O'nun ruhu ve bakire Meryem'e indirdii
nz altnda olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yannzda bize ada- kelimesi olduuna inanrz." Necai yerden bir para tahta ald ve: "Meryem
letsizlik yaplamaz". olu sa, sizin sylediklerinizden sadece u sopa kadar farkldr" dedi. Ku-
Saray tercmanlar sylenenleri Necai'ye aktardlar. Necai daha sonra mandanlarn kar karak etrafnda toplandklarn grnce: "Sizin tm
kendisine Peygamber'in (s.a.v.) getirdii vahiyden bir blm okumalarn kar kmalarnza ramen" diye ekledi. Daha sonra Cafer ve arkadalarna
istedi. Bunun zerine Cafer, Mekke'den ayrlmalarndan ksa bir sre nce dnerek: "stediiniz yere gidin; nk benim lkemdeyke gvenliktesi-
nazil olan Meryem Sresi'nden bir blm okudu: niz. Dalar kadar altn karlnda bile sizin birinize zarar vermem" dedi.
Mekke'li elilere de bir el iareti yaparak yardmcsna: "Bu adamlarn, gc
"Kitapta Meryem'i zikret. Hani O, ailesinden kopup dou tarafndan bir yere tirdikleri hediyeleri geri verin, nk onlara ihtiyacm yok" dedi. Amr ve
ekilmiti. Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde ekmiti. Bylece ona dier eli Mekke'ye aalanm bir halde dndler.
O srada Necai'nin Isa hakknda syledikleri halk arasnda yaylmt. MER

Halk Necai'yi dinden kmakla sulayarak bir aklama istiyordu. Bunun


zerine Necai Cafer'e haber gnderdi ve onlar iin gerekli olduunda yola [28]
kmak zere sandallar hazrlatt. Daha sonra bir parmen ald ve stne:
"O, Allah'tan baka tanr olmadna, Muhammed'in O'nun kulu ve rasul j k i eli Mekke'ye dnp, Necai'nin, Mslmanlarn tarafn tuttuu ve
olduuna, Meryem olu sa'nn da O'nun kulu, rasul, Meryem'e indirdii l k e n d i isteklerinin reddedildii haberini getirince, Kureyliler ok hiddet-
kelimesi ve ruhu olduuna ehadet etti" diye yazd. Bu parmen parasn lendiler. Bu yzden h e m e n Ebu Cehil'in nderliinde, m'minlere yaptkla-
cbbesinin altna gizledi ve halkn huzuruna kt. Onlara "Ey Habeliler, r ikenceleri daha da artrmaya koyuldular. Ebu Cehil'in yeeni mer de
sizin kralnz olmaya en layk olannz ben deil miyim?" diye sordu. "Evet" onun tavsiyelerini eksiksiz ve daha iddetli bir biimde yerine getiriyordu.
dediler. "Peki benim yaamm hakknda ne dnyorsunuz?" "O, yaam- mer o zamanlar yirmialt yanda, gl, yiit ve kararndan caydrlamaz
larn en gzeli", cevabn verdiler. Necai: "Peki sizi tedirgin eden nedir?" bir adamd. Fakat daysnn aksine o dindard ve bu yzden yeni dine kar
diye sordu. "Sen bizim dinimizi terk ettin ve sa'nn bir kul olduunu kabul kyordu. Babas Hattab onu, K'be'ye ve iindeki tm tanr ve tanralara
ettin" dediler. "Peki sa hakknda siz ne diyorsunuz?" diye sordu. "Biz sayg duyacak bir ekilde yetitirmiti. Bu yzden onun iin K'be ve iin-
O'nun Allah'n olu olduuna inanyoruz" dediler. Bunun zerine Necai deki putlar birbirinden ayrlmaz, tartlmaz ve bozulmaz kutsal bir btn
elini gsne, tam gizlenmi olan parmenin stne koyarak " b u " n a inan- oluturuyordu. Kurey de bu btnn iindeydi; fakat artk Mekke'de iki
dna ehadet ettiini syledi. Halk " b u " kelimesiyle kendi sylediklerini din ve iki toplum vard. mer aka, bu sorunun tek nedeni olduunu g-
kasdettiini zannetti. 2 Bu yzden m e m n u n ve teskin olarak ayrldlar, n- rebiliyordu. Buna sebep olan adam ortadan kaldrldnda, ona gre tm
k Necai'nin ynetiminden memnundular ve sadece te'min edilmek isti- sorun zlecekti. Baka kar yol yoktu ve bu yol denenmeliydi. Uzun s-
yorlard. Necai tekrar Cafer'e (r.a.) haber gnderdi ve evlerine dnebile- reden beri bunlar aklnda yer ediyordu. O gn eliler Mekke'ye geldiinde,
ceklerini, eskisi gibi emniyet iinde yaamaya devam edebileceklerini sy- kafasmdakiler ortaya dkld ve hemen evine gidip klcn ald. Evden k-
ledi. tktan ksa bir sre sonra kendi kabilesinden Nuaym bn Abdullah'a rastla-
d. Nuaym mslman olmutu, fakat mer'den ve dier akrabalarndan
korktuu iin b u n u gizli tutuyordu. mer'in yzndeki bu hiddetli ifadeyi
grnce, ona nereye gittiini sormaktan kendini alkoyamad. "Muham-
med'e (s.a.v.), Kurey'i ikiye ayran o dinsize gidiyorum" dedi. mer " O n u
ldreceim" derken; Nuaym, kendisinin de ldrlebileceine iaret ede-
rek onu durdurmaya alt. Fakat mer'in byle bir nedeni nemsemeyen
halini grnce onu belli bir sre geciktirebilecek -Muhammed'e haber ver-
meye yetecek kadar- baka bir neden buldu. Bu kendisi gibi Mslman ol-
duunu gizleyen arkadalarn ele vermek anlamna geliyordu. Fakat Nu-
aym, onlarn byle bir durumdaki bu davran nedeniyle kendisini affede-
ceklerini, belki de takdir edeceklerini umuyordu. "Ey m e r " , dedi. "lk n-
ce gidip neden kendi ev halkn doru yola getirmiyorsun?" mer "Benim
ev halkm da k i m ? " dedi. Nuaym: "Eniten Sa'id (r.a.) ile kzkardein l ; al
ma (r.a.) da M u h a m m e d (s.a.v.)'in dinine girdiler. Onlar kendi haline b
1. I.S. I V / 1 , 2 4 .
rakmamalsm" dedi. mer bir kelime bile sylemeden kzkardeinit evine
2. I.I. 2 4 4 .
doru yneldi. Zhre'nin fakir mttefiklerinden biri olan Habbab (r.a.)
Sa'id ve Fatma'ya Kur'an retmek iin evlerine sk sk gelirdi. O srada dc Peygamber (s.a.v.)'e: " E y Allah'n Rasul, gerekten de mer, klcyla
Habbab onlarn evindeydi, yannda henz indirilmi olan Ta-ha sresinin birlikte" dedi. Hamza: "Brakn ieri girsin, eer iyi niyetle geldiyse ho gel-
yetlerinin yazl olduu ktlar vard ve beraber okuyorlard. mer'in kar- di, ama eer kt niyetle geldiyse o n u n kafasn kendi klcyla keseriz" de-
deinin adn aran hiddetli sesini duyunca, Habbab evin bir kesine sak- di. Peygamber (s.a.v.) de bunu uygun grd ve o n u kemerinden tutup oda-
land. Fatma da yazl Kur'an sayfalarn gmleinin altna saklad. Fakat nn ortasna ekerek "Ey Hattab olu mer, seni buraya getiren ne? Herhal-
mer o n l a n n okuyulann dardan duymutu, ieri geldiinde: "Duydu- de Allah senin zerine mucize gnderdi" dedi. m e r de: "Ey Allah'n Rasu-
um o ses neydi?" diye sordu. Onu, hibir ey duymadna ikna etmeye a- l, sana, Allah'a, Rasulu ne ve getirdiklerine inandm sylemek iin gel-
ltlar. mer: "Duydum ve sizin de Muhammed'e uyanlardan olduunuzu dim" dedi. Peygamber: "Allahu Ekber (Allah Byktr)" dedi, bu ekilde
rendim" dedi. Daha sonra enitesi Said'in zerine atld ve onu dvmeye evdeki herkes mer'in Mslman olduunu anlam oldu ve hepsi tekrar
balad, Fatma onlan ayrmaya altnda, m e r ona da bir tokat att ve tekbir getirdiler.^
yznn derisi atlad. Bunun zerine ikisi de bir azdan: "Evet Mslman mer'in Mslman olduunu gizlemesi sz konusu deildi. Bunu her-
olduk. Allah'a ve Rasulne inanyoruz, ne yapacaksan yap" dediler. Fat- kese, zellikle de Peygamber (s.a.v.)'e en ok dman olanlara duyurmak is-
ma'nn yaras kanyordu, mer kam grnce yaptna piman oldu. Onda liyordu. Daha sonraki yllarda yle derdi: " O gece slm'a girdiimde ken-
bir deiiklik oldu ve kardeine dnerek: "Biraz nce okuduunuz eyi ba- di kendime yle dndm: Mekke'de Allah'n Rasulne en dman olan
na getirin ki, Muhammed'in ne getirdiini reneyim" dedi. Onlar gibi kim, gidip ona Mslman olduumu syleyeyim? Hemen aklma gelen ce-
mer de okuma bilirdi, fakat m e r kad istediinde kardei " O n u sana vap Ebu Cehil idi. Ertesi sabah kalkp Ebu Cehil'in evine gittim kapsn al-
veremeyiz" dedi. m e r tanr ve tanralarna yemin ederek korkmamalar- dm. Kapy atnda "Ho geldin ey kardeimin olu, seni buraya getiren
n, kad okuduktan sonra geri vereceini syledi. Kardei onun yumuak- ne?" dedi. u cevab verdim: "Allah'a, Rasulne ve onun getirdiklerine inan-
ln fark etmiti ve imdi slm'a girmesini daha ok istiyordu. Falma "Ey dm sana sylemek iin geldim", "Allah beln versin!" dedi, "Getirdiin
kardeim, sen imdi zerinde putperstliin kirini tayorsun, ona ancak te- haberlere de lnet olsun." Daha sonra kapy yzme kapad. 2
miz olanlar dokunabilir" dedi. mer gitti ve ykand, Fatma da ona, ze-
rinde Ta-Ha'nn ilk yetlerinin yazl olduu sayfay verdi.

m e r okumaya balad ve bir b l m n bitirdiinde: "Bu kelimeler ne


kadar gzel ve ne kadar erefli!" dedi. Habbab bunu duyunca sakland
yerden kt ve: "mer, mit ederim ki Peygamber (s.a.v.)'in duasndaki Al-
lah'n setii kii sen olursun, nk dn Peygamber (s.a.v.)'i: "Allah'm, is-
lm' ya Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'le ya da Hattab'n olu mer'le glen-
dir" diye dua ederken duydum."
mer: "Ey Habbab! Muhammed (s.a.v.) imdi nerdedir, ona gideyim de
slm'a gireyim" dedi. Habbab, ona Peygamber (s.a.v.)'in Safa kaps yann-
daki Erkam'n evinde m'minlerle beraber olduunu syledi. m e r klcn
tekrar knna soktu ve Safa'ya gidip, evin nnde durdu, adn syleyip ka-
py ald. Nuaym (r.a.) onlara haber vermiti, bu yzden mer'in gelii on-
lar artmamt, fakat onun sesindeki yumuakla hayret etmilerdi.
M'minlerden biri kapya giderek anahtar deliinden bakt ve znt iin-
. I.I. 2 2 7 .
2. I.I. 2 3 0
BOYKOT VE KALDIRILII Esed kabilesinden b i r i n d e n dierine un g t r m e k kabile dndan birisinin
karamayaca bir d u r u m d u . M a h z u m l u n u n araya girmesine tahamml
[29] edilemezdi. E b u Cehil sylediinde srar e d i n c e , Ebu'l-Behteri yerden bir
devenin kaburga k e m i i n i ald ve E b u Cehil'in kafasna vurdu. E b u Cehil

m e r (r.a.), m ' m i n l e r Allah'a gizli ibadet ederken, Kureylilerin aka yere dt. O srada oradan g e m e k t e olan Hamza'y m e m n u n etmek ister-

K'be'de putlara tapmalarna t a h a m m l edemiyordu. Bu yzden gidip cesine yerde onu tekmelediler.
Hakim haklyd, b o y k o t edilen kurbanlarn kiilii y z n d e n b i r o k ki-
a k a K'be'de n a m a z klar ve dier m'minleri de b u n a tevik ederdi. Ba-
zan m e r ve Hamza yanlarnda bir g r u p m'minle mescide girer ve namaz i de boykota karyd. A m i r kabilesinden Hiam b n Amr, Haim kan ta-

klarlard, byle zamanlarda Kurey liderleri h i ortada g r n m e z d i . n k myordu, fakat ailesinin Haimtlerle evlilik balar vard. Hiam gece hava

o n l a r iin orada o t u r m a k ve olanlar seyretmek gurur krcyd. mer kararnca yiyecekle y k l b i r deveyi Beni Haim m a h a l l e s i n e gtrr, ma-

(r.a.)'den k o r k t u k l a r iin de m d a h a l e edemiyorlard. F a k a t bu g e n ada- halleye girite devenin yularn karr ve ilerlemesi iin arkasna vurup b-

m n kendilerini yendiini z a n n e t m e s i n i de istemiyorlard. Bu yzden E b u rakp giderdi. Ertesi gece de giyecek ykl b i r deve getirirdi.

Cehil'in basksyla en iyi z m n E b u L e h e b dnda, m ' m i n o l s u n olma- M s l m a n olmayanlarn b u yardmlarnn yan sra dier kabilelerden
sn P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u y a n tm Haimilere bir b o y k o t d z e n l e m e k ol- m s l m a n olanlar, zellikle E b u Bekir ve m e r bu yasan etkilerini hafif-
duu kararna vardlar. Hazrladklar anlama m e t n i n e gre, k i m s e Haim'li letmeye alyorlard. ki yllk b o y k o t u n s o n u n d a E b u Bekir artk zengin
bir kadnla e v l e n m e y e c e k ve kzn da Haimilere v e r m e y e c e k t i ; k i m s e o n - bir adam saylmazd. Fakat b u yardmlara ramen Beni Haim mahallesinde
lara birey satmayacak, onlardan da birey satn almayacakt. Bu, Haimler alk ve ktlk vard.
M u h a m m e d ' i reddedene veya o peygamberlik iddiasndan vazgeene dek Haram aylarda saldr ve tecavzden e m i n olarak dar kabiliyorlard.
srecekti. Hepsi taraftar olmasa da krk Kureyli lider b u anlamay imzala- 15u zamanlarda Peygamber (s.a.v.) sk sk K'be'ye giderdi. O sralarda Ku-
d. Muttalib o u l l a n , kardeleri Haimilere b u n u y a p m a k istemediler, fakat rey liderleri orada b u l u n u u n u frsat bilip ona hakaret ederlerdi. Bazen Ku-
zorla anlamaya dahil edildiler. Sz k o n u s u metin dikkatle K'be'nin iine rey'i uyaran ve daha n c e k i kavimlerin bana gelenleri anlatan yetleri
yerletirildi. o k u r k e n , Abdu'd-Dar slalesinden Nadr ayaa k a l k a r ve: Tanr'ya andolsun
ki, M u h a m m e d (s.a.v.) b e n d e n daha iyi bir k o n u m a c deildir. O n u n ko-
Karlkl dayanma iin t m Beni Haim, M e k k e vadisinin E b u Talib
nutuklar eskilerin masallardr. Onlar yazl bir kttan okuyor. Ben de
mahallesinde topland. Peygamber (s.a.v.) ve Hatice ev halkyla birlikte o
benimkileri kendi k i t a b m d a n o k u y o r u m " derdi. Daha sonra Rstem, lsfen-
mahalleye gelirken, E b u L e h e b , Kureyliler'e bal olduunu gsterircesine
diyar ve ran krallaryla ilgili hikyeler anlatrd. Bu balamda, kalbin doa-
k a n s y l a bu mahalle dndaki bir eve tand.
st gereklikleri alglayan bir kuvvet olduuna deinen b i r o k yet inmi-
B o y k o t sk bir ekilde uygulanmyordu ve evlenen bir kadn hl eski
tir. Kfirlerde kapal olan kalb gz, aslnda n u r u n parlakln grebilecek
kabilesinin bir yesi sayld iin Beni Haim'le balar t a m a m e n koparla-
zelliktedir, bu da imandr. F a k a t yaamn k t ilerle g e i r m e k kalbi pis-
myordu. E b u Cehil srekli b o y k o t u k o n t r o l ediyor, fakat istediklerini her-
liklerle karartr ve Allah'tan gelen mesajn ilah k k e n i n i alglayamaz:
kese uygulatamyordu. Bir gn Hatice'nin yeeni Hakim'i, yannda srtnda
bir uval unla giden bir kle ile b e r a b e r Beni Haim mahallesine giderken
grd. Onlar dmana yiyecek g t r m e k l e sulad ve Hakim'i Kurey'e ih- "Ona yetlerimiz okunduu zaman: "Gemilerin uydurma masallardr" dedi.
bar edeceini syledi. O n l a r tartrken Esed kabilesinden Ebu'l- Behter Asla, hayr; onlarn kazanmakta olduklar, kalbleri zerinde pas tutmutur." (Mut-
geldi ve m e s e l e n i n ne olduunu sordu. S o r u n u rendiinde E b u Cehil'e: taffifin: 13-14).
"Bu o n u n h a l a s r n unudur, halas u n u n u istiyor. Brak da adam istediini
y a p s n " dedi. Ne Hakim ne de Ebu'l-Behter m s l m a n deillerdi, fakat B u n u n aksine Peygamber (s.a.v.) kalbinin h e r zaman uyank olduunu
ve her an gereklerle beraber olduunu belirtmitir: " G z m uyur, fakat rin ki, eer onlar E b l - H a k e m ' i n (Ebu Cehil) annesinin akrabalar olsalar-
kalbim uyanktr". 1 d ve sen onu, onun seni ard eye arsaydn, o hibir zaman bunu
Peygamber (s.a.v.) anda yaayanlarn adndan ok nadir bahseden yapmazd". "Beni utandrdn, Hiam" dedi Zheyr, "Fakat tek bama ne ya-
Kur'an, Ebu Leheb ve karsnn Cehennem'e gireceini mjdeler (Leheb S- pabilirim? Eer beni destekleyen biri daha olsayd bu anlamay geersiz k-
resi). m m Cemil bunu duyunca elinde bir ta tokmakla K'be'ye Muham- lana dek savardm". Hiam: "Birini buldum" dedi. "Kim O ? " . "Benim."
med (s.a.v.)'i aramaya kt; M u h a m m e d (s.a.v.)'in yannda oturan Ebu Be- "Bir ncsn daha bulalm" dedi Zheyr. Bunun zerine Nevfel kabile-
kir'e gitti ve "Arkadan nerede?" diye sordu. Konuamayacak denli aran sinden, Haim ve Muttalib'in kardeleri olan Nevfel'in torunu Mut'im bn
Ebu Bekir, onun Muhammed (s.a.v.)'i kasdettiini biliyordu. m m Cemil Ady'e gitti. "Sen Kurey'le bir olarak Abdu Menaf oullarnn iki kolunun
devam etti: "Duyduuma gre beni hicvetmi, Tanrya andolsun onu bulur- yok olmasna gz m yumuyorsun? Tanr'ya andolsun, eer onlarn bunu
sam azn bu havan tokmayla paralayacam. Bana gelince, ben gerek yapmasna izin verirsen, bir mddet sonra ayn eyi sana da yaparlar" dedi.
bir airim" dedi ve Peygamber (s.a.v.) hakknda u iiri okudu: Mut'im drdnc bir adam istedi, bunun zerine Hiam, Hadice'nin unu
yznden Ebu Cehil'e vuran Esed'li Ebu'l-Behteri'ye gitti. O beinci bir
"Biz o gnahkra uymuyoruz. adam gerektiini sylediinde Hiam dier bir Esed'liye, bir altncya gerek
Emirleriyle alay ediyor olduunu sylemeden teklifi kabul eden Zem'eh Ib el-Esved'e gitti. Hepsi
Ve dininden nefret ediyoruz " de o gece Mekke'nin dndaki Hacun da eteklerinde bulumaya karar ver-
diler. Orada hareket planlarn tasarladlar ve bu anlamay geersiz klma-
Kadn gittiinde Ebu Bekir, (r.a.) Peygamber'e (s.a.v) kadnn kendisini dan meselenin ardna brakmayacaklarna sz verdiler. Zheyr: "Bu ile en
grp grmediini sordu. Peygamber (s.a.v.): "O beni gremedi, nk Al- ok ilgili olan benim, o yzden ilk konuan ben olacam" dedi.
lah onun gzne perde ekti" dedi. Arapa "gnahkr", "sulu" anlamna Ertesi sabah Mescid'deki kalabala kartlar ve Zheyr zerindeki
gelen muzammam, vlen ve deer verilen anlamna gelen Muhammed'in uzun ctbbesiyle K'be'yi tavaf etti. Daha sonra yzn meclistekilere evir-
kart anlamdr. Kureyliler, Peygamber (s.a.v.)'i yermek iin bazen bu teri- di ve: "Ey Mekke'liler, Haimoullar hibir ey alp satamazken, biz bura-
mi kullanrlard. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca arkadalarna: "Allah'n da rahata yiyip giyinecek miyiz? Tanr'ya andolsun bu hakszlk ortadan
Kureyliler'in ktlklerinden beni korumas kre demez mi? Onlar ba- kalkncaya dek rahat etmeyeceim" dedi. Kuzeni Ebu Cehil hemen ayaa
na Muzamman (sulanan) diyorlar, halbuki ben Muhammed'im ( v l e n ) " . 2 kalkt ve: "Yalancsn!" dedi, "bu durum ortadan kalkmayacak". Zem'eh:
Beni Haim ve Beni Muttalib'e uygulanan boykot iki yl srd ve bekle- "Asl yalanc sensin. Bu anlama yazldnda biz taraftar deildik" dedi.
nen etkilerin hibirini gstermedi. Aksine Peygamber (s.a.v.)'in daha dikkat "Zem'eh doru sylyor onda yazl olan desteklemiyoruz ve taraftar dei-
ekmesine ve tm Arabistan'da yeni dinden bahsedilmesine neden oldu. Bu liz" dedi Ebu'l-Behteri. Mut'im: "kiniz de haklsnz, asl buna hayr diyen
tr dncelerden bamsz olarak Kureyliler'in ou, zellikle boykot edi- yalancdr. Tanr ahidimiz olsun biz ondan ve onda yazl olandan masu-
lenler arasnda akrabalar bulunanlar, boykot hakknda olumsuz dnce- muz" dedi. Hiam da ayn eyleri syledi ve Ebu Cehil onlar bir gecede sz-
ler tayorlard. Karar deitirmenin zaman gelmiti ve ilk tepkiyi gsteren lerinden dnp, entrika evirmekle sulamaya baladnda, Mut'im onun
adam yine, Haimler'e sk sk yiyecek ve giyecek ykl develer gnderen szn kesti ve K'be'ye andlama metnini getirmeye gitti. erden, elinde
Hian oldu. Hiam tek bana bir ey yapamayacann farkndayd, bu ne- kk bir para kat ve zafer ifadesiyle kt. Kurtlar, ilk baa yazlan "Al-
denle Peygamber'in halas Atike'nin olu Mahzum'lu Zheyr'e gitti ve y- lah'm, senin adnla" kelimeleri dndaki tm andlamay yemilerdi.
le dedi: "Annenin akrabalarnn durumunu bilirken nasl yemek yiyip, g- Kurey'in ounluu zaten ikna olmutu. Bunun yan sra bu tartma-
zel giyinmeye dayanabiliyorsun? Onlar ne bir ey satabiliyorlar, ne de alabi- sz mucize tm kar klar durdurdu. Ebu Cehil ve onun gibi dnen
liyorlar. Ne kzlarn ne de oullarn evlendirebiliyorlar. Allah'a yemin ede- birka kii kar koymann anlamsz olduunu biliyorlard. Boykot resmen
kaldrlmt. Kurey'ten bir grup. Beni Haim ve Beni Muttalib'e iyi haber- i destekliyordu. Bu yzden daha fazla diretemediler. Ebu Leheb, kendisi-
leri vermeye gitti. ne gre boykot sresince yeenine duyduu nefreti bu kadar aa vurma-
Boykot kaldrldktan sonra Mekke'de byk bir rahatlama oldu ve bel- snn zrn yerine getiriyordu. Nefreti hibir ekilde azalmamt; fakat
li bir sre iin Mslmanlara kar gsterilen dmanlk yumuad. Bu ra- aabeyinden sonra kabilenin lideri olaca iin ailesiyle iyi ilikiler iinde
hatlama haberi abartlarak Habeitan'a dek ulat. Bunun zerine muhacir- olmak istiyordu. Ebu Talib'in o k uzun yaamayacann da farkndayd.
lerden bazlar Mekke'ye dnmek iin hemen hazrlklara baladlar. Cafer
gibi bazlar ise bir sre daha orada kalmalarnn iyi olacan dnyordu.
O srada Kurey liderleri abalarn Muhammed (s.a.v.)'i bir anlama
yapmaya ikna etmede younlatrmlard. Bu, kendilerine gre ona takn-
lan en yakn ve lml tavrd. Velid ve dier liderler, iki dinin de ayn anda
uygulanmasn nerdiler. Peygambar (s.a.v.) bu neriyi reddetme eklinde
zorluk ekmeden, hemen gelen vahiyle onlara cevap verdi:

"De ki: Ey kfirler.


Ben sizin taptklarnza tapmam.
Benim taptma da siz tapacak deilsiniz.
Ben de sizin taptklarnza tapacak deilim.
Siz de benim taptma tapacak deilsiniz.
Sizin dininiz size, benim de dinim bana." (Kfirun Suresi).

Bunun sonuncunda, geri dnen muhacirler daha Haram blgeye ula-


madan lml durum sona ermiti.
Cafer ve Ubeydullah lbn Cah dnda, Peygamber (s.a.v.)'in btn ku-
zenleri geri dndler. Onlarla birlikte Osman ve Rukiye de geldiler. Os-
man'la birlikte dnen bir dier ems'li de Ebu Huzeyfe idi. Ebu Huzeyfe
(r.a.), korunma iin babas Utbe'ye snabilirdi. Fakat Ebu Seleme (r.a.) ve
m m Seleme (r.a.) kendi kabilelerinden ikenceden baka bir ey bekleye-
meyeceklerini biliyorlard. Bu yzden Mekke'ye gelir gelmez hemen Ebu
Seleme'nin days olan Ebu Talib'den korunma istediler. Ebu Talib Mahzu-
mlerin kar kmasna ramen bu istei kabul etti. "Sen bize kar yeenin
Muhammed'i koruyorsun, fakat niin bizim kabilemizden bir adam bize
kar korumay kabul ediyorsun?" dediler. Ebu Talib: "O benim kzkardei-
min oludur, eer ben kzkardeimin olunu koruyamazsam, erkek karde-
imin olunu da koruyamam demektir" dedi. Mahzumler'in onun liderlik
haklarna sayg gstermekten baka seenekleri yoktu. Bunun yan sra bu
1. 1.1. 3 7 5 ; B. X I X , 16 v.b.
kez, Peygamber (s.a.v.)'e en ok dmanlk besleyen Ebu Leheb de aabeyi- 2. I.I. 2 3 4 .
CENNET VE EBEDYYET
den daha gl ve kudretli olan Allah'n k o r u m a s altndaym." Velid: " E y
kardeimin olu, gel ve b e n i m l e yaptn anlamay yenile" dedi. Fakat Os-
[30] man kabul etmedi.
Peygamber airin dinlendii topluluk iinde deildi, fakat Lebd'in iiri-
eriye d n e n ve kendi halkna kar yardm isteyen bir dier m u h a c i r de ni ve orada neler o l d u u n u duymutu. Bu k o n u d a kaytlara geen tek ey
( j m e r ' i n kaynbiraderi O s m a n bin Maz'un'du. n k O s m a n , k u z e n l e - udur: "airin k o n u t u u tek doru ey "te Allah'tan baka her ey b o t u r "
ri m e y y e ve U b e y ' i n kendisini cezalandracaklarn biliyordu. Bu kez Mah- s z d r . 1 P e y g a m b e r (s.a.v.) Lebid'i b u n u takip eden msralar iin sula-
zum kabilesi, b a k a bir kabilenin adamn k o r u m a s altna alyordu: Velid, mad. air " B t n dyev zevkler y o k o l a c a k " d e m e k istemi olabilir; dier
Osman' k o r u m a s altna ald; fakat, O s m a n kendisi gvenlik iinde gezer- taraftan C e n n e t ve zevkleri h i b i r zaman sona ermeyecektir. Bu olayn mey-
ken, dier m s l m a n l a r n eziyet ektiini g r n c e , Velid'den kendi zerin- dana geldii sralarda u yet nazil oldu:
deki k o r u m a s n kaldrmasn istedi. Yal adam: " E y kardeimin olu, be-
n i m a d a m l a r m sana b i r zarar m verdi?" diye sordu. O s m a n (r.a.): "Hayr, "Onun yznden (zatndan) baka her ey helak olucudur" (Kasas: 88).
fakat b e n Allah'n k o r u m a s altna g i r m e k ve O'ndan bakasna s n m a m a k
i s t i y o r u m " dedi. Velid'le b e r a b e r Mescid'e gitti ve herkesin n n d e o n u n Daha n c e inen bir yette de unlar syleniyordu:
k o r u m a s altnda olmadn aklad.
Birka g n sonra b y k air Lebid, Kureyliler'e iir okuyordu, O s m a n "Celal ve ikram sahibi olan Rabb'inin yz (zt) bak kalacaktr" (Rahman
da o n u dinleyen b y k kalabaln arasndayd. G e n e l d e tm Araplar'da va- 27).
rolan iir o k u m a yetenei, E b u Talib, Hubeyre ve Hris'in olu E b u Sfyan
gibi baz kiilerde daha fazla gze arpyordu. F a k a t bunlarn da t e s i n d e Bu ebedi lkram'n olduu yerde ebed zevkler ve onlar tadanlar da ola-
b y k air diye anlan b i r k a air vard, L e b i d de bunlardan biriydi. Belki caktr.
de yaayan en b y k Arap airi saylabilirdi ve Kureyliler o n u aralarnda Bu k o n u y u daha ak ortaya koyan bir vahiy daha gelmiti:
g r m e k t e n eref duyuyorlard. O k u d u u iirlerden biri yle balyordu:
"te, Allah'tan b a k a h e r ey b o t u r " . " D o r u syledin" dedi O s m a n , "(Kyametin) gelecei gnde, O'nun izni olmakszn, hi kimse sz syleyemez

Lebid devam etti: Artk onlardan kimi "bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardr. Mutsuz
"Ve t m zevkler y o k o l a c a k . " olanlar atetedirler. Onlar iin orda (kahrla ve acyla) nefes alp vermeler vardr.
"Yalan s y l y o r s u n " diye bard O s m a n . " C e n n e t zevkleri hibir za- Onlar Rabb'inin dilemesi dnda gkler ve yer srp gittike, orada temelli kalc-
m a n sona e r m e y e c e k . " Lebid s z n n k e s i l m e s i n e alkn deildi; Kurey drlar. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandr" (Hd: 105-8).
ise, air misafirleri olduu iin sadece armakla kalmamlar, utanmlar-
d da. " E y Kureyliler," dedi air, "Sizin yannzda dost olarak oturan k i m - Bu yet g s t e r m e k t e d i r ki Allah Cennetlikleri C e n n e t t e srekli k l a c a k -
seye k t davranlmazd. N e zamandan beri byle davranmaya baladnz?" tr. Bu yetlerle ilgili sorular, Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabdan ba-
Topluluktan biri kalkt, t m kabile adna z r diledi ve: " B u adam b i r b u - zlarna verdii cevaplarla aklamtr. Bir keresinde yle demitir: "stedi-
daladr, bir grup budala bizim dinimizi terketti. O n u n sylediiyle i l h a m n ine m e r h a m e t eden Allah, Cennetlikleri Cennet'e, C e h e n n e m l i k l e r i C e -
y o k o l m a s n " dedi. K o n u a n adam geldi ve O s m a n ' a bir y u m r u k att, vur- h e n n e m ' e koyar. Daha sonra Meleklere: "Bakn ve kalbinde hardal tanesi ka-
duu yer morard. Yaknnda oturan Velid, ona kendi k o r u m a s altnda kal- dar iman olanlar C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. M e l e k l e r bir grup insan C e -
sa idi g z n n morarmayacan hatrlatt. " H a y r " dedi O s m a n , " b i l a k i s h e n n e m ' d e n karrlar ve : "Rabbimiz, bize emrettiin artlara uyan hi k i m -
b e n i m salam g z m , dieri gibi o l a b i l m e k iin Allah'a yalvaryor. B e n , sen- seyi orada b r a k m a d k " derler. Allah: "Geri d n n ve kalbinde bir zerre ka-
dar iyilik olan herkesi C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. Melekler yine b i r grup HUZUN YILI
insan C e h e n n e m ' d e n karrlar ve : " R a b b i m i z orada hibir iyilik b r a k m a -
d k " derler. Melekler, Peygamberler ve inananlar efaat ederler. S o n r a Allah: [31]
" M e l e k l e r efaat etti. Peygamberler ve inananlar da efaat etti. imdi sadece
m e r h a m e t l i l e r i n en merhametlisi olan Allah'n efaati kald" der ve C e h e n - .S. 6 1 9 Ylnda, b o y k o t u n kaldrlmasndan ksa bir sre sonra Pey-
n e m ' d e n h i b i r iyilik yapmayan bir grup insan karr, C e n n e t i n giriinde-
ki Hayat Irma denilen nehre a t a r . " 2
M gamber (s.a.v.) b y k bir kaypla, kars Hadice'nin lmyle znt-
ye bouldu. Hadice yaklak altmbe, kendisi ise elli yalarndayd. Yirmi-
C e n n e t t e k i l e r hakknda da Peygamber (s.a.v.) unlar syler: "Allah be yl ahenkli ve mutlu bir evlilik yaamlard. Hadice, Peygamber
C e n n e t t e k i l e r e : " M e m n u n m u s u n u z ? " diye sorar, onlar: " R a b b i m i z , nasl (s.a.v.)'in sadece kars deil, ayn zamanda o n u n en yakn arkada, dan-
m e m n u n olmayz? Hibir yarata vermediin nimetleri bize verdin" derler. man ve Ali ve Zeyd dahil t m ailesinin annesiydi. Drt kz annelerinin
Allah: "Size b u n d a n daha iyisini vereyim m i ? " der, onlar da " D a h a iyisi ne- l m n e o k zlmlerdi. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, Cebrail'in bir
d i r ? " diye sorarlar: Allah: "Size Rdvan'm v e r e c e i m " d e r . " 3 Bazen 'saadet' keresinde gelip, Hadice (r.a.)'ye Rabbinden selam getirdiini ve Cennet'te
olarak t e r c m e edilen Rdvan, Allah'n b i r nefsi m u t l a k olarak k a b u l e t m e - ona bir dek hazrlad m j d e s i n i verdiini syleyerek teselli etti.
si ve O nefsi k e n d i yanna alp Ebed Saadet vermesidir. Rdvan C e n n e t i n i n Hadice (r.a.)'nin l m n , aslnda daha k k , fakat darda byk et-
genel anlamyla dier Cenneti dlad dnlmemelidir. n k Kur'an kiler uyandran bir kayp daha izledi. E b u Talib hastayd ve l m n n ya-
h e r teslim olan nefis iin iki C e n n e t vaadeder ( R a h m a n : 4 6 ) . Peygamber de kn olduu d u r u m u n d a n belliydi. l m yatanda bir grup Kureyli lider -
k e n d i k o n u m u n d a n b a h s e d e r k e n , ayn ekilde iki rahmete kavuacan Utbe, eybe, Abdu ems'ten E b u Sfyan, Cumah'tan m e y y e , Mahzum'dan
sylerdi: " R a b b i m ' l e ve Cennet'le b u l u a c a m . " 4 Ebu Cehil ve dierleri- o n u ziyaret ettiler ve o n a yle dediler: " E b u Talib,
seninle gurur d u y d u u m u z u biliyorsun; imdi ise bana bu hastalk geldi
ve biz senin iin k o r k u y o r u z . Yeeninle bizim aramzda geenleri biliyor-
sun. O n u y a n m a ar, bizden ona bir hediye ver ve o bizi, biz de onu rahat
brakalm. Bizi dinimizle bar halinde b r a k s n " dediler. B u n u n zerine E b u
Talib Peygamber(s.a.v)'e " h a l k n n soylular seninle a n l a m a k istiyorlar"
dedi. Peygamber (s.a.v.): " P e k i yle olsun bana bir tek sz verin, tm Arap
ve r a n l l a r y n e t i m i n i z altna alabileceiniz bir s z " dedi. E b u Cehil: "Ba-
bann zerine y e m i n ederim ki, b u karlklar iin bir deil on sz v e r i i z "
dedi. Peygamber (s.a.v.) : "Allah'tan baka tanr y o k t u r " demelisiniz ve
O'ndan baka taptnz her eyden vazgemelisiniz" dedi. Ellerini rptlar
ve : " E y M u h a m m e d (s.a.v.), tanrlar bir tek tanr m yapacaksn? Senin tek-
lifin gerekten o k a c a i p " dediler. Kendi kendilerine: "Bu adam istediimiz
hibir eyi bize v e r m e y e c e k , o halde kendi y o l u m u z a gidelim ve Allah
onunla bizim aramzda h k m n verinceye dek babalarmzn dinine uy-
maya devam e d e l i m " dediler.
. B, LXIII, 2 6 .
O n l a r gittikten sonra E b u Talib, Peygamber (s.a.v.)'e " E y kardeimin
2. M . I. 7 9 ; B. XCV1I,24.
olu, grdm kadar'yla sen onlardan kt bir ey i s t e m e d i n " dedi. B kc
3. M. LI,2.
4. I.I. 1 0 0 0 .
limeler Peygamber (s.a.v.)'in kalbini amcasnn m s l m a n olmas isteiyle
doldurdu. "Amca", dedi, " O kelimeleri syle ki, Maher gnnde senin iin kabul ettiler ve Ebu Bekir'in emniyette olacana sz verdiler. Fakat Beni
efaat edebileyim." Ebu Talib "Ey kardeimin olu, eer Kureyliler'in bu Cumahllar lbnu'd-Duunne'ye: "Ona Rabbine duvarlar arasnda ibadet et-
kelimeleri lm korkusuyla sylediimi zannedeceklerini bilmeseydim, on- mesini, duyulmadan ve grlmeden namaz klp Kur'an okumasn syle.
lar sylerdim. Sylediklerimle seni de m e m n u n ederdim" dedi. lm Ebu nk onun grn o k etkileyici, kadnlarmz ve oullarmz saptr-
Talib'e yaklatnda, Abbas dudaklarnn kprdadn grd ve kulan masndan korkuyoruz" dediler. lbnu'd-Duunne bunlar Ebu Bekir'e iletti
dudaklarna yaklatrd. "Kardeim, senin ona sylediin kelimeleri syle- ve Ebu Bekir belli bir sre evinde namaz klp Kur'an okudu. Bu sre iin-
di" dedi. Fakat Peygamber (s.a.v.): "Ben duymadm" dedi. de Beni Cumahllarla ilikisi dzeldi. Ebu Talib'den sonra Haimlerin ba-
Korunmas olmayanlarn Mekke'deki durumlar gittike ktleiyordu. na Ebu Leheb geti. Fakat Ebu Leheb'in yeenini korumas sadece szde ka-
Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmadan nce Ebu Bekir (r.a.) ok nfuzlu bir lyordu ve Peygamber (s.a.v.)'e her zamankinden daha kt davranlyordu.
adamd, fakat m e r (r.a.) ve Hamza (r.a.) gibi sert ve hiddetli deildi. Bu Birgn evinin nnden geen bir adam kapsn at ve yemek kabnn iin-
yzden, onun manevi gcn grenlerden bakasnda korku uyandrm- e kokmu sakatat att. Bir keresinde de, evinin bahesinde namaz klarken
yordu. slm, onunla Kureyliler arasna girdiinde ise, Mekke'liler arasn- adamn biri stne kan ve pislik dolu bir ikembe att. Peygamber (s.a.v.)
daki tm nfuzu kayboldu. Fakat buna paralel olarak m'minler arasnda- onu atmadan nce bir sopann ucuna takt ve kapnn nnden: "Ey Abdu
ki nfuzu artt. Ebu Bekir, birok kiinin mslman olmasna neden oldu- Menaf oullan, bu ne biim korumadr?" diye bard, ikembeyi atann,
u iin mriklerin zel dmanln zerine ekiyordu. Hadice'nin vey Rukiye'nin kocas Osman'n vey babas olan ems'li U k b e 1 olduunu gr-
kardei Nevfel'in olu Esved (r.a.)'in mslman olmasna da Ebu Bekir ve- mt. Eve dndnde kzlarndan biri onu hem ykayarak temizliyor,
sile olmutu. Bu yzden Nevfel, Ebu Bekir ve Talha zerine bir saldr d- hem de alyordu. "Alama k k kzm" dedi, "Allah baban koruyacak."
zenledi ve onlar yaral bir ekilde yolun ortasna brakt. Teym kabilesinden Bu olaydan sonra Peygamber (s.a.v.) Taif'te yaayan Sakif'lilerden yar-
hi kimse Esed'lilerin bu saldrsna kar kmad. Bu da mslman olan iki dm istemeye karar verdi. Bu karar onun Mekke'deki durumunun ne kadar
ileri gelen adamlarm kendi kabilelerinden dladklarn gsteriyordu. kt olduunu gstermektedir. Allah'n evi ile edeer grdkleri Lat putu-
Bundan daha kt olaylara da rastlanyordu. Ebu Bekir'in Bilal'in eski nun koruyucular olan Taifliler'den ne beklenebilirdi? Taif'te de Mekke'de
sahibi ve aralarnda yaad Cumah'n lideri olan meyye ile aras gittike olduu gibi istisna kiiler bulunabilirdi. Bu yzden, Peygamber (s.a.v.) ye-
ktleiyordu. Bu yzden g etmekten baka seenei olmadn farketti, il otlaklar, meyve baheleri ve ekin tarlalaryla etraf evrili Taif'e giderken
Peygamber (s.a.v.)'den Habeistan'a gitmek iin izin istedi ve yola koyuldu. mitsiz deildi. Oraya vardnda Sakif'in lideri olan Amr lbn Umeyye'nin
Fakat Kzl Deniz'e ulamadan nce, Kureyliler'in mttefiki olan ve Mek- evine gitti. Amr lbn meyye, Velid'in kendisinin Taif'teki edeeri olduu-
ke'den biraz uzakta yaayan bir grup kabilenin bakan olan bnu'd-Duun- nu syledii adam ve "ki ehrin iki byk adam) mn ikincisi"ydi. Fakat
ne ile karlat: Bu bedevi lider, imdi gezgin bir mnzeviyi andran Ebu Be- Peygamber (s.a.v.) onlara slam' tebli edip, dmanlarna kar korunma
kir'i zengin ve nfuzlu olduu dnemlerden beri tanyordu. Bu deiikliin istediinde ilerinden biri hemen: "Eer Allah seni gnderdiyse, K'be'de
sebebini soran bedeviye Ebu Bekir: "Halkm bana kt davrand ve beni d- asl olanlarn hepsini aaya indiririm" dedi. Bir dieri: "Allah senden ba-
arya srd, imdi benim tek yapacam ey Allah'a ibadet ederek yery- ka gnderecek adam bulamad m ? " ncs: "Seninle konuamam! n-
znde dolamaktr" dedi. "Bunu neden yaptlar?" dedi lbnu'd-Duunne. k eer sen sylediin gibi Allah'n Rasul isen, benim hitap edemeyeceim
"Sen kabilenin ileri gelen tccarlarndan biriydin, herkese yardm eder, hak- kadar ycesin; ve eer yalanc isen seninle konumam uygun olmaz" dedi.
k korur ve doruluktan ayrlmazdn. Geri dn, nk sen benim korumam Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) belki de Taif'li bakalarn denemek ze-
altndasn." Onu Mekke'ye geri gtrd ve topluluk nnde: "Ey Mekke'li- re onlardan ayrld. O ayrlr ayrlmaz Sakif'liler ocuklarn ve klelerini
ler, ben Ebu Kuhafe'nin olunu korumam altna alyorum, ona iyilikten ba- onun zerine saldlar ve onunla alay edip bardlar. O denli byk bir ka-
ka bir ey yaplmasna izin vermeyin" dedi. Kureyliler onun korumasn labalk topland ki Peygamber (s.a.v.) zel bir baheye snmak zorunda
kald. O , ieri girdikten sonra kalabalk dalmaya balad, devesini bir hur- lecei eyler syledi." "Yazklar olsun sana Adds!" dediler, "onun seni ze-
ma aacna balayarak bir asmann glgesine snd. hirlemesine izin verme."
Kendini gvenlik ve bar iinde hissedince yle dua etti: "Allah'm in- Peygamber (s.a.v.) Sakif'lilerden birey elde edemeyeceini anlaynca
sanlar karsndaki zayflm, gszlm ve aresizliimi sana syl- Taif'ten ayrld ve Mekke'ye doru yola koyuldu. O gece ge saatte Nahle va-
yorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi, sen zayflarn Rabbisin. Ve sen disine ulat. Nahle Mekke ile Taif'in tam ortasmdayd. Tam Peygamberlii-
benim Rabbimsin. Beni kimin ellerine emanet ediyorsun? Bana kt davra- nin reddedildiine inand bir anda, ok uzaklardan, Ninova'dan gelen bir
nan yabanc birinin ellerine mi? Yoksa bana kar silahlandrdn bir d- adam onun peygamberliini kabul etmiti. Nahle'de namaz klarken, oku-
mana m? Buna aldrmam, yeter ki, senin gazabn olmasn. Fakat senin yar- nan Kur'an' duyan bir grup cin -Nesibn'den gelen yedi cin- yannda
dmn benim iin daha geni ve daha rahattr! T m karanlklar aydnlatan Kur' an dinlemeye koyuldular. Peygamber (s.a.v.) sadece insanlara gnde-
ve bu dnyay da ahireti de dzene sokan Nur'una snyorum. Yeter ki se- rilmediini biliyordu. Ksa bir sre nce gelen vahiy bunu te'yid ediyordu:
nin kzgnlk ve gazabn zerime olmasn. Dilediine yardm etmek senin "Biz seni alemler iin yalnzca bir rahmet olarak gnderdik" (Enbiya 107) Daha
elindedir. Senden baka gl ve kuvvetli yoktur."^ nce indirilen srelerden ( R a h m a n ) birinde de hem insanlar, h e m de cin-
Peygamber'in snd yer grnd gibi bo deildi. Her Kureyli leri, cennet ve cehennemle korkutmak iin gnderildii bildiriliyordu. Yeni
zengin olup, Mekke'nin scak gnlerinde serinlemek iin Taif'ten yeil bir gelen bir yette de:
bahe satn almak isterdi. Peygamber (s.a.v.)'in snd bahe Sakif'lilerin
deil, em'li lider Utbe ile eybe'nin malyd. kisi de olanlar grm ve "De ki: "Bana gerekten u vahyolundu: "Cinlerden bir grup dinleyip de yle
Sakif'lilerin bir Kureyliye byle davranmasna fkelenmilerdi. n k Mu- demiler:- Dorusu biz, (byk) hayranlk uyandran bir Kur'an dinledik. O
hammed (s.a.v.) de kendileri gibi Abdu Menaf oullarndand. Aralarndaki (Kur'an), geree ve doruya yneltip-iletiyor. Bu yzden de biz ona iman ettik. Bun-
mesele henz kapanmamt, onu son olarak Ebu Talib'in lmnde gr- dan byle Rabbimize hi kimseyi ortak komayacaz" (Cin: 1-2)
mlerdi ve imdi ne kadar korumasz olduunu gryorlard. Biraz c- Baka bir surede (Ahkaf: 3 0 - 1 ) de cinlerin nasl kendi toplumlarna gi-
mertlik yapp Hristiyan kle Adds' ardlar ve ona : "uradan birka sal- dip, onlar Allah'n Peygamber'ine (s.a.v.) itaate ardklar anlatlr.
km zm al, tabaa koyup, u adama ver" diye emrettiler. Adds emredile- Peygamber (s.a.v.) iki gn kadar nce kendisini evinden ayrlmaya zor-
nler yapt. Peygamber (s.a.v.) zmden alrken: "Allah'n adyla" dedi. Ad- layan artlara geri dnmek istemiyordu. Eer bir koruyucusu olsa grevini
ds merakla onun yzne bakt ve: "Bu szler, bu lke halknn syledii daha iyi yerine getirebilirdi. Beni Haim onu korumuyordu, bu yzden o da
szlerden deil" dedi. Peygamber ( s.a.v.) "Nerelisin ?" ve "Hangi dinden- annesinin kabilesine snmaya karar verdi. Annesinin kabilesinde durum
sin?" diye sordu. Adds: "Ben Hristiyanm ve Ninova'lym" dedi. Peygam- biraz farklyd, nk Zhre kabilesinin en etkili ve ileri gelen adam ayn
ber (s.a.v.) " Yani doruluk timsali Metta'nn olu Yunus'un ehrindensin" kabileden olmayan ve Taif'ten gelen Ahnas ibn erik idi. Uzun sreden be-
dedi. "Sen Metta'nn olu Yunus'u nereden biliyorsun?" diye sordu Adds. ri Zhre'nin mttefiki olduu iin, Zhre'liler onu bakanlar olarak kabul
Peygamber (s.a.v.): "O benim kardeimdir. O Peygamberdi, ben de Peygam- ediyorlard. Peygamber (s.a.v.) ondan yardm istemeye karar vermiti. Yolu
berim" cevabn verdi. Bunun zerine Adds onun ban, ellerini ve ayak- zerinde, kendinden daha hzl giden bir atlya rastlad ve ondan Ahnas'a
larn pt. yle bir mesaj gnderdi: " M u h a m m e d (s.a.v.) dedi ki: Allah'n mesajn in-
Bunu grnce iki karde ayn anda bardlar: "Bu kle de fazla oldu! sanlara aktarabilmem iin beni koruman altna alr msn?" Atl o denli hz-
Hemen ona kapld!" Adds, Peygamber'den (s.a.v.) ayrlp yanlarna gelin- lyd ki Peygamber (s.a.v.) oraya ulamadan olumsuz cevab geri dnerek
ce: "Yazklar olsun sana Adds! Neden o adamn ban, ellerini ve ayakla- iletti. Ahnas, sadece bir mttefik olduunu ve kabilenin stne bir koruma
rn ptn?" dediler. Onlara u cevab verdi: "Ey sahibim, dnyada bu yklemeye hakk olmadn bildiriyordu. Mekke'den ok uzakla olmayan
adamdan daha deerli bir ey yok. Bana sadece bir Peygamber (s.a.v.)'in bi- Peygamber (s.a.v.) ayn ricay Sheyl'e gnderdi. Onun cevab da ayn ekil
de mit krcyd, fakat ne srd sebebin slm'a kar kyla ilgisi "SENN Y Z N N NURU"

yoktu, kabileleraras bir meseleye yol amak istemiyordu. Mekke vadisi


iinde onun kabilesi dierlerinden uzak bir konumdayd, nk L u a y y ' m 3 [32]
olu Amir'in soyundan geliyordu. Halbuki dier btn kabileler Ka'b'n so-
yundan geliyordu. Peygamber (s.a.v.) ehre girmekten vazgeti ve ilk vah- bu Talib'in kars Fatma (r.a.), kocasnn lmnden nce veya baka
yin geldii Hira maarasna gitti. Oradan kendisine daha yakn olan ve boy-
kotu kaldran be kiiden biri olan Nevfel'in efi Mut'im'e haber gnderdi.
E bir rivayete gre bir mddet sonra mslman olmutu. Ali ve Cafer'in
kzkardeleri olan kz m m Hani (r.a.) de slm'a girmiti. Fakat kocas
Mut'im bunu kabul etti ve "Brakn ehre girsin" diye haber gnderdi. Erte- Hubeyre, Allah'n birlii mesajna kapal idi. Bununla birlikte Peygamber
si sabah oullar ve yeenleriyle silahlanm bir ekilde, Muhammed (s.a.v.) evlerine geldiinde onu iyi karlar ve namaz vakti ise evdeki Ms-
(s.a.v.)'i K'be'ye gtrd. Ebu Cehil onlara, Peygamber (s.a.v.)'in takipile- lmanlar cemaatle namaz klarlard. Bir keresinde hepsi yats namazn Pey-
ri mi olduklarm sordu. Onlar sadece: " O n u korumamz altna alyoruz" de- g a m b e r l e birlikte kldktan sonra, m m Hani Peygamber (s.a.v.) i geceyi
diler ve Mahzumlu da: "Sizin koruduunuzu biz de koruruz" demekten kendi evlerinde geirmeye davet etti. Peygamber (s.a.v.) onun teklifini ka-
baka syleyecek sz bulamad. bul etti; fakat uyuduktan ksa bir sre sonra kalkt ve Mescid-i Haram'a git-
ti, n k geceleri K'be'yi ziyaret etmeyi severdi. Oradayken uyku bastrd
ve Peygamber (s.a.v.) Hicr'de uyudu.
"Ben Hicr'de uyurken" dedi, "Cebrail geldi ve ayayla beni drtt.
Uyandm ve etrafta hibir ey gremeyince tekrar yattm. kinci kez geldi;
nc kez yine geldi ve beni kolumdan tutup ayaa kaldrd, birlikte Mes-
cid'in kapsndan ktk. Orada eekle katr aras beyaz bir binek vard. ki
yannda, bacaklarn oynatt yerde kanatlar vard ve her adm gzn g-
rebilecei uzakla varyordu." 1
Daha sonra Peygamber (s.a.v.) Burak adl bu binee Cebrail'le nasl bin-
diini, Cebrail'in ge ykselirken binein hzn, ynn ayarladn, ku-
zeye, Yesrib ve Hayber'in tesine gidip Kuds'e vardklarn anlatt. Orada
bir grup Peygamberle -ibrahim, Musa, sa ve dierleri- karlatlar. Mes-
cid'de namaz klarken btn Peygamberler onun arkasnda namaz kldlar.
Daha sonra Muhammed'in nne iki f kondu, biri st, biri arapla doluy-
du. Peygamber (s.a.v.) st dolu fdan ald ve iti, arap fsna dokunma-
d. Bunun zerine Cebrail yle dedi: "Sen doru yola yneltildin, sen de
halkn o yola ynelttin ve arap sana yasakland."
Daha sonra, kendisinden ncekiler gibi -dris, llyas, sa ve Meryem gi-
bi- o da bu dnyadan Sema'ya ykseltildi. Kuds toprann ortasndaki bir
tan stnden tekrar Burak'a bindi. Burak onu ykseltti ve llyas'm ate ara-
1. O, Peygamber'in kuzeni ve Osman'n annesi olan Erva'nm ikinci kocasyd. Peygamber'in halas ve
basyla ayn vazifeyi grd. Artk kendi asl halinde grnen Cebrail onlar
Tulayb'n annesi Erva ldkten sonra kzna, yani Osman'n annesine de Erva deniyordu.
dnyevi ekil, yer ve z?mandan uzaklatrp semaya ykseltti, yedi semadan
2. I.I.280.
3. Bak. Soy aac.
her birinden geerken, Muhammed (s.a.v.) kendisiyle birlikte Kuds'te na
maz klan Peygamberleri tekrar grd. Dnyada onlar cismani bir ekilde
(s.a.v.) bu konuda unlar syler: "Dnmde Musa'nn -o size ne iyi bir
grmt oysa imdi onlar semavi ekillerinde gryor ve grdklerine
dosttu!- yanndan geerken bana: "Sana ka vakit namaz farz oldu?" diye
hayretle bakyordu. Yusuf'un yznn dolunayn parlakl gibi olduunu 2
sordu. Ben gnde elli vakit olduunu syleyince "Namaz ar bir ibadettir,
ve tm gzelliklerin yarsna sahip o l d u u n u 3 sylemitir. Fakat bu bile
senin mmetin ise zayftr. Rabbine geri dn ve senin ve mmetinin yk-
onun dier peygamberler karsndaki aknln gidermemi bu yzden
n hafifletmesini iste" dedi. Bunun zerine geri dndm ve Rabbimden y-
de, ayrca Harun'un gzelliinden bahsetmitir. 4 Gkte grd bahelerle
km hafifletmesini istedim, O da on vaktini geri ald. Musa, yanndan ge-
ilgili unlan sylemitir: "Yay byklndeki bir Cennet paras, gnein
erken yine bana ayn eyleri tekrarlad, ben de geri dndm ve on vakit na-
doup batt tm alandan daha iyidir. Eer Cennet kadnlarndan biri yer-
maz daha zerimden kaldrld. Fakat her seferinde Musa beni geri gnde-
yznn insanlarna grnse, gkle yer arasndaki btn alan k ve g-
riyordu, sonunda zerimde gnde be vakit namaz kald. Tekrar Musa'nn
zel koku ile doldurur."^ Orada grd her eyi Ruh gzyle gryordu.
yanna gittim, o yine daha nce sylediklerini tekrarlyordu. Ben: "Rabbime
T m dnyevi yaratklara nazaran kendi manevi varl hakknda yle de-
gittim ve utanana dek azaltmasn istedim; artk geri dnemem" dedim. -
mitir: "Adem henz su ile amur aras bir eyken, ben Peygamberdim.
te bu yzden kim be vakit namaz Allah'n merhametine snarak ihlas ile
Ge ykseliinin zirvesi Sidret'l-Mnteha (En son sidr aac) idi. klarsa ona bu elli vaktin sevab v e r i l i r . " 1 1
Kur'an'da bu ekilde belirtilmitir ve Peygamber (s.a.v.)'in hadislerine daya-
Peygamber (s.a.v.) ve Cebrail (a.s.) Kuds'teki o tan yanna indikten
nan eski bir tefsirde unlar geer: "Sidr aacnn kk Taht'tadr ve bu aa,
sonra geldikleri yoldan, gneyden gelen kervanlar grerek tekrar Mekke'ye
Peygamber olsun, Cebrail olsun herkesin bilme noktasnn snrn belirler.
dndler. K'be'ye vardklarnda hl geceydi. Peygamber (s.a.v) oradan yi-
Onun tesi, Allah'tan baka herkese gizlidir."^ Evrenin bu snrnda Cebra-
ne kuzeninin evine gitti. mn Hani olay yle anlatyor: "afaktan ksa
il (a.s.) Muhammed (s.a.v.)'e asl ekliyle, yaratld gibi grnd.^ Daha
bir sre nce peygamber (s.a.v) bizi uyandrd ve sabah namazn birlikte
sonra, yette getii gibi:
kldktan sonra bana: " m m Hani grdn gibi akam namazn sizinle
birlikte bu vadide kldm. Daha sonra Kuds'e gittim ve orada namaz kl-
"Sidreyi rten rtmekte iken, gz kayp amad ve (snn) tamad. Andolsun, dm. imdi de grdn gibi sabah namazn yine beraber kldk" dedi. Git-
O, Rabbinin en byk yetlerinden olann grd" (Necm : 16-18). mek iin ayaa kalkt. Cbbesini ylesine kuvvetle ektim ki. Peygamber
Taberi Tefsiri'ne gre, lah Nur, Sidr aacna inmi ve onun tesindeki (s.a.v)in ggs ak kalacak ekilde cbbe stnden syrld: "Ey Allah'n
her eyi gizlemitir. Peygamber (s.a.v.) gz kayp-amam ve snr ama- Rasul" dedim, "Bunu bakalarna syleme, nk onlar sana yalanc der ve
mtr.^ Bu Peygamber'in (s.a.v.) "Senin yznn nuruna snyorum" s- seninle alay ederler." O ise:"Allah'a yemin ederim onlara syleyeceim' de-
znn karlyd. di."12
Sidr Aac'nda Peygamber (s.a.v.) mmeti iin elli rekat namaz klma
Mescid'e gitti ve orada karlatklarna Kuds'e yapt yolculuu an-
emrini ald; ayn zamanda 11 -' slm inancn ortaya koyan u yeti de ren-
latt. Dmanlar buna ok sevinmilerdi; nk imdi ellerinde ona mec-
di:
nun (deli) demek iin kar klamaz bir delil vard. Kureyli ocuklar bile
Mekke'den Suriye'ye bir kervann ancak bir ayda varabileceini ve dnn
"Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, m'minler de. Tm, Al-
de bir ay olacan biliyordu. imdi, Muhammed ise bir gecede oraya gidip
lah'a meleklerine, kitaplarna ve peygamberlerine inand. Onun peygamberleri ara-
geldiini iddia ediyordu. Bir grup adam Ebu Bekir (r.a.)'e gitti ve: "imdi ba-
snda hibirini (dierinden) ayrdetmeyiz. ittik ve itaat ettik. Rabbimiz balama-
kalm arkadan hakknda ne dneceksin? O bize dn gece Kuds'e gitti
n (dileriz). Var ancak Sana'dr dediler". (Bakara: 285).
ini, orada namaz klp geri dndn sylyor" dediler. Ebu Bekir (r.a.)
onlar yalan sylemekle sulad, fakat onlar Muhammed (s.a.v.)'i o anda
Daha nce ykseldikleri gibi yedi gkten tekrar indiler. Peygamber Mescid'de ve yolculuunu anlatmakta olduunu sylediler. Ebu Bekir o z.
man: "Eer o sylediyse, dorudur. Bunda alacak ne var? O bana gkten HZN YILINDAN SONRA
haberlerin gece veya gndz bir saat iinde geldiini syledi ve ben onun
doru sylediini biliyorum. Bu, sizin yersiz itirazlarnzn tesinde bir [33]
olaydr" d e d i . 1 3 Daha sonra O da mescide gitti ve yine ayn ekilde tasdik
etti. "Eer o sylediyse, dorudur." O zamandan itibaren Peygamber
zn ylndan sonraki yl Hac zaman, Haziran'n bana denk gelmiti.
(s.a.v.), Ebu Bekir (r.a.)'e "dorunun tasdikisi" ve "dorunun ahidi" anla-
mna gelen es-Sddk adn verdi. Bunun yan sra olay inanlmaz bulan ba-
H Kurban Bayramnda Peygamber (s.a.v.) haclarn gn kamp kurdu-
z kiiler, fikirlerinden dnmek zereydiler, nk Peygamber (s.a.v.) Mek- u Mina vadisine gitti. Yllardan beri adrlarn yanma gidip kendisini din-
ke'ye dnerken yolda grd kervanlar anlatyor, ka gn sonra ve nasl leyenlere Hak dini tebli etmeyi ve Kur'an'dan blmler okumay adet edin-
ehre ulaabileceklerini sylyordu. nceden haber verdii olaylarn hepsi miti. Mina'nm Mekke'ye en yakn noktas, yolun kutsal ehir dorultusun-
yerine gelmiti. Peygamber (s.a.v.) Mescid'dekilere sadece Kuds'e yapt da tepelere doru ykseldii Akabe'dir. O yl Peygamber (s.a.v.) Akabe'de
yolculuu anlatmt. Ebu Bekir veya ashabdan bakalaryla yalnz kaldn- Hazrec kabilesinden alt adamla karlat. Hibirini tanmyordu, fakat
da, gkte yapt yolculuu ve orada grdklerinin bir ksmn anlatmtr. adamlar onu ve peygamberlik iddiasn duymulard. Onlara kim olduunu
Bunlar genellikle daha sonraki yllarda sorulan sorulara verilen cevaplar syler sylemez alt adamn gzleri de ilgiyle parlad ve onu dikkatle dinle-
eklinde ortaya kmtr. diler. Hepsi de Yesrib'deki komular yahudilerin tehdidini biliyordu: "Bir
peygamber gnderilmek zere. Biz ona uyacaz ve sizi Ad ve rem kavim-
leri gibi yerle bir edeceiz." Peygamber (s.a.v.) konumasn bitirince birbir-
lerine : "Bu gerekten yahudilerin bize syledikleri Peygamber. Ona ilk ula-
anlarn, yahudiler olmasna izin vermeyelim" dediler. Birka soru sorup ce-
vap aldktan sonra, alts da Allah'a ve Peygamber'ine inandklarn syledi-
ler ve onlara retilen slm kurallarn uygulayacaklarna sz verdiler. "Biz
halkmzdan ayrlacaz" dediler, "nk dmanlk ve ktlkte onlar gi-
bi azgn yok. Belki de senin sayende Allah onlar birletirir ve bar gnde-
rir. imdi onlara gideceiz ve senin dinine uymalar iin onlara yol gstere-
ceiz. Eer Allah senin sayende onlarn birlemesini salarsa, sizden daha
t. l.l. 2 6 4 .
gl bir topluluk b u l u n m a z . " 1
2. I.I. 2 7 0 .

3. A. H. III, 2 8 6 .
Peygamber (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.)'in Beni Cumah'llar arasndaki evini
4. I.I. 2 7 0 . dzenli olarak ziyarete devam ediyordu. Bu ziyaretler, Ebu Bekir'in en k-
5. B.L. VI, 6. k kz Aie (r.a.)'nin hatralarnn byk bir blmn oluturuyordu. O,
6. Tir. XLVI, 1; A. H. IV, 66. anne ve babasnn mslman olmad ve Peygamber (s.a.v.)'in onlar her
7. Tab. Tefsir, LIII. gn ziyaret etmedii bir zaman hatrlamyordu.
8. M. I, 2 8 0 ; B, L I X , 7. Hadice (r.a.)'nin lmn takip eden ayn yl Peygamber (s.a.v.) rya-
9. Tab. Tefsir, LIII. snda bir adamn, bir ipek parasna sarl baka birini tadn grd.
10. M . I. 2 8 0 .
Adam ona: "Bu senin zevcen, onun rtsn a" dedi. Peygamber (s.a.v.)
11. I.I. 2 7 1 .
ipek rty kaldrdnda Aie'yi grd. Fakat Aie sadece alt yandayd,
12. I.I. 2 6 7
kendisi ise elliyi gemiti. Yan sra, Ebu Bekir kzn Mut'im'in olu C-
13. 1. I. 265.
beyr'e vermek iin sz vermiti. Peygamber (s.a.v.) kendi kendine: "Eer bu
Allah'tan gelen bir emir ise, tekrar gelir" dedi. 2 Birka gece sonra uyurken, Bekir'in uymadn, mescidin duvarlarnn evden bir blm saylamayacak
bir melein ayn ipek ynn tadn grd, bu kez kendisi melee: " O n u denli alak olduunu haber verdiler. "Eer Rabbine duvarlar arasnda iba-
bana gster" dedi. Melek ipei kaldrd ve yine Aie'yi grd. Peygamber det edecekse, brakn yapsn" dediler "fakat eer aktan ibadet etmek isti-
(s.a.v) yine: "Eer Allah'tan ise, bunu tekrar gsterir" dedi. 3 yorsa koruman onun zerinden kaldr". Ebu Bekir mescidinden vazge-
Bu ryalar kimseye, hatta Ebu Bekir (r.a.)'e bile anlatmad. Fakat ayn mek istemiyordu, bu yzden lbnu'd-Duunne ile yapt anlamay resmen
haberi te'kit eden nc bir olay daha oldu. Hadice (r.a.)'nin vefatndan bozdu: "Allah'n korumas bana yeter" dedi.
beri Osman lbn Ma'zun'un zevcesi Havle Peygamber (s.a.v.)'in ev ihtiyala- te o gn Peygamber (s.a.v.) ona ve dier m'minlere u haberi verdi.
rna yardm ediyordu. Bir gn yine Peygamber (s.a.v.)'in evindeyken onun "Sizin hicret edeceiniz yer bana gsterildi: iki kaya yn arasnda su-
evlenmesi gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona kiminle evlenebilece- yu bol ve hurma aalaryla dolu bir yer grdm."-'
ini sorduunda ise: "Ya Ebu Bekir'in kz Aie, ya da Ze'meh'in kz evde
ile" cevabn verdi. Sheyl'in^ yengesi ve kuzeni olan evde otuz yalarnda
bir duldu, ilk kocas, Sheyl'in kardei Sekran onu da Habeistan'a birlikte
gtrmt. Onlar Mekke'ye ilk dnenler arasmdaydlar. Dnlerinden k-
sa bir sre sonra Sekran lmt.
Peygamber (s.a.v.) Flavle'den teklif ettii iki gelinle de evlilik giriimle-
rinde bulunmasn istedi. Sevde'nin cevab: "Hizmetindeyim, ey Allah'n Ra-
sul" oldu. Peygamber (s.a.v.) ona: "Sana evlilikte vekil olacak bir adam
se" diye haber gnderdi. evde, Habeistan'dan dnen kaynbiraderi H-
tib'i seti ve Htib onu evlendirdi.
O srada Ebu Bekir (r.a.) de Mut'im'i Aie'den vazgemeye kolaylkla ik-
na etmiti ve Aie de Sevde'den birka ay sonra Peygamber'in ei oldu. Ni-
kh srasnda Aie yoktu, nikah akdi Peygamber (s.a.v.)'le babas arasnda
yapld. Aie daha sonralar konumunda bir deiiklik olduunu, bir gn
evin yaknnda arkadalaryla oynarken annesinin elinden tutup ieriye
soktuu zaman anladn anlatmtr. Annesi ona artk sokakta oynamama-
sn, bunun yerine arkadalarnn ona gelmesini syledi. Aie (r.a.), annesi
ona hemen evlendiim sylememesine ramen, durumu tahmin ediyordu;
ve sokak yerine bahe duvarlar arasnda oynamaktan baka yaam, eskisi
gibi devam etti.
Bu srada Ebu Bekir, evinin nne k k bir mescid yapmak istedi.
Mescid, etraf duvarlarla kapl, st ak bir yapyd. Ebu Bekir orada namaz
klar, Kur'an okurdu. Fakat duvarlar yeteri kadar yksek olmad iin o-
unlukla bir grup adam onu Kur'an okurken seyredip dinler ve okuduu 1. I.I. 2 8 7 .
2. B . X CI. 20.
vahyin etkisiyle ulvleen kiiliini farkederdi. meyye, Ebu Bekir'in neden
3. A.g.e.
olduu ihtidalarn artacandan korkuyordu. Onun teklifi zerine Kurey
4. Bak. Bl. X X I V
liderleri bnu'd-Duunne'ye bir mesaj gnderdiler ve koruma artlarna Ebu
5. B. X X X V I I , 7.
YESRB'1 N CEVABI

I lazre'ten, dierlerine nderlik edecek kadar bilgili kimse yoktu.


[34] Kayle'nin iki olunun soyundan gelenler arasndaki rekabet yllardan
heri sryordu. Bununla birlikte iki kabile arasnda evlilikler meydana ge-
Dmanlk ve ktlkle yorulmu." Halklarn byle tanmlarken, alt liyordu. Bunun bir sonucu olarak, Mus'ab'n Hazre'li ev sahibi Es'ad, Evs'in
yeni mslman abartma yapmyorlard. savan drdnc atmas kollarndan birinin bakan olan Sa'd bn Muaz'n kuzeni oluyordu. Sa'd ye-
olan Buas, bu vaheti ortadan kaldrp bar getirmemi, savaa sadece belli ni dine iddetle kar kyordu. Bu yzden, kuzeni Es'ad'la birlikte Mus'ab
bir sre iin ara vermeye yol amt. Bu uzun sren atmalar ve iddetin ve hir grup mslman bir gn kendi kabilesinin topraklarndan olan bir
gn getike artmas dnebilen adamlar, bu sorunun sadece ortak bir bahede oturmu, sohbet ediyor grnce sadece kzmakla kalmad, Es'ad
bakanla, Kusayy'm Kurey'i birletirdii gibi kendilerini birletirecek bir kuzeni olduu iin utand da. Kendisi byle ho olmayan bir durumla
adamla zlebilecei kanaatine yneltmitir. Vahann ileri gelenlerinden muhatap olmak istemediinden ve fakat bu tr etkinliklere bir son vermeye
biri olan Abdullah bn bey'e, ou kii, muhtemel kral gzyle bakyordu. kararl olduu iin kendinden sonra kabilesinin en etkili adam olan
O son atmada Evs'e kar savamam, atmadan hemen nce adamla- Useyd'e gitti ve: "Bizim topraklarmza, zayflarmz kandrmak iin gelen
rn geri ekmiti. Bununla birlikte yine de bir Hazreliydi; ve Evslilerin iki adama git" (phesiz bunlar sylerken, Yesrib'den ilk mslman olan
kendi kabilelerinden olmayan bir kral kabul edip etmeyecekleri pheliy- ve imdi hayatta olmayan kardei Ilyas (r.a.)' dnyordu^.) "Onlar bu-
di. .dan kar ve bizim topraklarmza girmeyi onlara yasakla. Eer Es'ad ak-

Hazreli alt adam, slm'n mesajn kendilerini dinleyen herkese ilet- labam olmasayd bu yk sana yklemezdim. Fakat o benim annemin kz-

tiler. Ertesi yaz, M.S. 621'de, be tanesi tekrar Hacca geldiler. Beraberlerin- kardeiin olu, bu yzden ona bir ey yapamam." Useyd mzran ald,

de ikisi Evs'li yedi kii daha getirdiler. Akabe'de, bu oniki adam Peygam- onlarn yanna gitti ve taknabildii en sert ifade ile: "kinizi buraya, zayf-

ber'e biat etti'. Bu biat birinci Akabe Biati olarak bilinir, ilerinden biri y- lan kandrmaya getiren sebep ne? Eer hayatta kalmak istiyorsanz buradan

le anlatt: "lk Akabe'de geceleyin Peygamber'e biat ettik, Allah'a ortak ko- gidin" dedi. Mus'ab ona bakt ve ok yumuak bir tonda: "Neden oturup,

mayacamza, hrszlk yapmayacamza, zina etmeyeceimize, ocuklar- benim sylediklerimi dinlemiyorsun? Dinledikten sonra, houna giderse

mz ldrmeyeceimize , iftira etmeyeceimize ve haktan ayrlmadka kabul eder, gitmezse kabul etmezsin" dedi. Peygamber (s.a.v.)'in elisinin

ona itaat edeceimize sz verdik. O da bize yle dedi: "Eer bu sze uyar- grnnden ve davranndan holanan Useyd: "Doru bir sz" dedi ve

sanz, Cennet sizindir; bu gnahlardan bazlarn ilerseniz ve bu dnyada mzran yere dayayarak onlarn yanna oturdu. Mus'ab ona slm' anlatt

cezasn ekerseniz, bu ceza onlara kefaret olur. Fakat bu biati Maher g- ve Kur'an okudu; Useyd'in yzndeki ifade deiti. O n u n yzndeki aydn-

nne dek ta'dil ederseniz, o zaman cezalandrmak veya affetmek Allah'a kal- lk ve yumuamadan etrafndakiler onun mslman olduunu anladlar.

mtr."^ Mus'ab (r.a.) bitirdiinde: "Bu szler ne kadar gzel ve harika!" dedi. "Bu
dine girmek isteyince ne yaplr?" diye sordu. Ona, kendisini temizlemek
Yesribli mslmanlar tekrar Yesrib'e doru yola karken, Peygamber
iin batan aaya ykanmas ve elbiselerini temizlemesi gerektiini syle-
(s.a.v.), Habeistan'dan yeni dnen, Abdu'd-Dar slalesinden Mus'ab' da
diler. Oturduklar bahede bir kuyu vard. Useyd kuyudan su alp ykand,
onlarla birlikte gnderdi. Mus'ab onlara Kur'an okuyacak ve din! emirleri
elbiselerini temizledi ve 'Allah'tan baka lah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Al-
retecekti. Bu srada nceki yl mslman olan alt kiiden birinin, Es'ad
lah'n Rasuldr' diye ehadet etti. Ona nasl namaz klnacan gsterdiler,
bn Zrare'nin evinde misafir kalacakt. Mus'ab ayn zamanda namazlarda
o da namaz kld. Daha sonra: "Arkamda yle bir adam var ki o size uyarsa,
da imam olacakt, nk mslman olmalarna ramen, ne Evs'ten ne de
halk ona uyar. imdi onu size gndereceim" dedi.

Ona bal kalacaklarna sz verdiler (ev.) Kabilesinden adamlarn yanma dnd. O yanlarna varmadan onlar
Useyd'in deitiini anlamlard. "Ne yaptn?" dedi Sa'd. Useyd: "ki adam-
la da konutum ve Tanr'ya andolsun onlarda bir zarar grmedim. Onlarn halde namaz vakti gelince oraya srt evirip kuzeye, Suriye'ye dnmek ma-
devam etmesine izin verdim. Onlar da: stediiniz gibi yapacaz' dediler", kul bir davran myd? Bu sadece bir dnceden te gitmeyebilirdi, n-
dedi. "Grdm kadaryla senden fayda yok" diyen Sa'd mzra onun k Ber'nn birka aylk mr kalmt ve lme yaklaan kiilerin oun-
elinden ald ve hl bahede sakince oturan mslmanlara doru gitti. Ku- lukla nsezileri kuvvetli olurdu. Her ne ise Ber, dndklerini arkadala-
zeni Es'ad' azarlad ve onu akrabaln ktye kullanmakla sulad. rna anlatt, onlar da Peygamber (s.a.v.)'in Suriye, yani Kuds'e doru na-
Fakat Mus'ab (r.a.) araya girdi ve Useyd'e sylediklerini ona da syledi. maz kldn ve ondan farkl davranmak istemediklerini sylediler. Ber:
Bunun zerine Sa'd onu dinlemeyi kabul etti. Sonu ayn Useyd'inki gibiy- "Ben K'be'ye doru namaz klacam" dedi ve yolculuk boyunca yle yap-
di. t. Dierleri yine Kuds'e ynelerek namaz klmaya devam ettiler, Onunla
Sa'd namaz kldktan sonra, Useyd ve beraberindekilerle halkn toplu bou bouna tartmadlar. Yalnz, Mekke'ye vardklarnda Ber phe duy-
olduu meclise gitti. Sa'd onlara hitap etti ve: "Sizin aranzda benim konu- maya balad ve Yesrib'in ileri gelen airlerinden olan Hazre'li Ka'b bn Ma-
m u m nedir?" diye sordu. Onlar: "Sen bizim bakanmzsn, aramzda en lik'e: "Ey kardeimin olu, Allah'n Rasul'ne gidelim ve benim yolda yap-
adaletli ve liderlie en uygun olansn" dediler. " O halde" dedi Sa'd, "Allah'a tm ey hakknda ona danalm, nk ben sizin, bana kar olduunuzu
ve Rasul'ne inanmadka aranzdan hi bir erkek ve kadnla konumaya- hissediyorum" dedi. Bunun zerine rastladklar Mekke'li bir adama, henz
cama yemin ediyorum", Akam olmadan onun kabilesinden mslman hi grmedikleri Peygamber (s.a.v.)'i nerede bulabileceklerini sordular.
olmayan bir tek kii kalmamt. Adam: "Amcas Abbas' tanyor musunuz?" dedi, onlar da tandklarn sy-
Mus'ab (r.a.) onbir ay kadar Es'ad'a misafir olarak kald ve slam'a gi- lediler, nk Abbas sk sk Yesrib'e gelirdi. Adam "Mescid'e girin, Abbas'm
renlerin ou bu dnemde girdiler. Hac zaman yaklatnda Mus'ab, Evs yannda oturan odur" dedi. Peygamber (s.a.v.)'i yanna gittiler. Peygamber
ve Hazre'in eitli boylarnda neler olduunu Peygamber (s.a.v.)'e haber (s.a.v.) Ber'nm sorusuna u cevab verdi: "Senin bir ynn vard, onu ko-
vermek iin Mekke'ye dnd. rumalydn." Bu sz birok anlama ekilebilirdi, fakat Ber Peygamber
Peygamber (s.a.v.) kendisine gsterilen, iki kaya yn arasndaki sulak (s.a.v.)'in yapt gibi namazda ynn tekrar Kuds'e evirmeye balad.
lkenin Yesrib olduunu ve bu kez kendisinin de g edenler arasnda ola- Mekke'ye aralarnda Yesrib'li putperestlerin de bulunduu bir kervanla
can biliyordu. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de o k az insana, yengesi yolculuk ettiler. Putperestlerden biri, Beni Selime'nin lideri ve ok etkili bir
mm El-Fadl ve mslman olmad halde onu ele vermeyen ve srlarn adam olan Hazre'li Ebu Cabir Abdullah bn Amr, yolculuk srasnda Mi-
saklayan amcas Abbas kadar gvenirdi. Bu yzden ikisine, Yesrib'e yerleip na'da mslman oldu. Peygamberle daha nceki gibi Akabe'de Hacc' takip
orada yaamak istediini ve bunun Hac dneminde gelecek olan delegeye eden iki geceden sonraki gece gizlice bulumay kararlatrmlard. lerin-
bal olduunu anlatt. Bunu duyan Abbas, yeeniyle birlikte delegelerin den biri o geceyi yle anlatyor: " O gece kervandaki dier adamlarla bir-
yanma gitmenin kendisi iin bir grev olduunu syledi, Peygamber (s.a.v.) likte gecenin te biri geene dek uyuduk. Daha sonra yavaa kalktk ve
de bunu kabul etti. kaya kuu kadar sessiz bir ekilde hepimiz Akabe yaknnda toplandk. Ora-
Mus'ab Yesrib'li mslmanlardan ayrldktan ksa bir sre sonra, arala- da Allah'n Rasul gelene dek bekledik, onunla birlikte hl atalarnn dini-
rnda anlatklar zere, 73 erkek ve 2 kadndan oluan bir mslman grup ne uyan amcas Abbas da gelmiti. Mslman olmamasna ramen Abbas,
Peygamber (s.a.v.)'le anlamak zere Hac yolculuuna ktlar. Onlarn li- yeenini gvenilir ellere teslim etmek istiyordu. Peygamber (s.a.v.) otur-
derlerinden biri Hazre'li lider olan Ber idi. Yolculuun ilk gnlerinden iti- duktan sonra ilk nce Abbas konutu: "Ey Hazreliler, -Araplar Evs ve Haz-
baren onu bir dncedir almt. Onlar Mekke'ye Allah'n Ev'i K'be'nin re'e byle hitap ederlerdi- Muhammed (s.a.v.)'in bizim aramzda ne kadar
bulunduu ve tm Arabistan'n hac merkezi olan ehre doru yol alyorlar- itibarl olduunu ve onu nasl koruyup, ona kabilesi ve ailesi iinde erefli
d; ayn zamanda orada Peygamber (s.a.v.) vard ve Kur'an ilk olarak orada ve saygn bir kii olarak davrandmz biliyorsunuz. Buna ramen O, sizi
indirilmiti, bu yzden gnlleri o yana doru meylediyordu. Byle olduu seti ve sizinle birlikte olmak istiyor. Bu nedenle, eer ona verdiiniz sz
bard. Peygamber (s.a.v.) barann eytan olduunu biliyordu, ona yle
tutmaya ve onu kar kanlardan korumaya sz veriyorsanz, aln bu yk
cevap verdi: "Ey Allah'n dman, sana frsat vermeyeceim."
sizindir. Fakat o size geldikten sonra onu ele vereceinizi dnyorsanz,
onu imdiden brakn." "Sylediklerini duyduk" dediler, "Fakat ey Allah'n
Rasul, sen konu; kendin ve Rabbin adna istediini se."
Kur'an okuyup, slm ve Allah'la ilgili baz hususlara deindikten son-
ra Peygamber (s.a.v.): "Bu anlamay u artla yapyorum. Bana verdiiniz
szden sonra beni elerinizi ve ocuklarnz koruduunuz gibi koruyacak-
snz" dedi. Ber (r.a.) kalkt, Peygamber'in elini tuttu ve: "Seni Hakla gn-
deren Allah'a yemin olsun ki, seni, onlar koruduumuz gibi koruyacaz.
Ey Allah'n Rasul, biatimizi kabul et, nk biz sava ve babadan oula
geen silahlara sahip bir topluluuz" dedi. Evs'li bir adam onun szn ke-
serek yle dedi: "Ey Allah'n Rasul, bizim dier topluluklarla da balar-
mz var", -Yahudileri kasdediyordu- "onlara galip gelmek istiyoruz. Ya biz
sana biat eder, Allah da sana zafer verirse, sen kendi halkna dnp bizi b-
rakrsan?" Peygamber glmsedi: "Hayr, siz benimsiniz, ben de sizinim. Si-
zin savatnzla savar, bartnzla barrm" dedi.
Daha sonra yle dedi: "Bana aranzdan grubun ilerine bakacak oniki
lider sein." Bunun zerine dokuzu Hazre'li, Evs'li oniki lider setiler.
Adamlarn altm ikisi ve iki kadn da Hazre'li olduu iin Hazre'li lider-
ler ounluktayd. Hazre'li dokuz liderden ikisi Es'ad ve Ber idi; Evs'li
liderden biri ise Sa'd lbn Muaz'n vekil! olarak gsterdii Useyd'di.
Topluluk teker teker biat etmeye hazrlanrken, nceki yl biat eden
oniki kiiden biri olan Hazre'li bir adam: "Hazre'liler, bu adama biat etme-
nin ne anlama geldiini biliyor m u s u n u z ? " dedi. Onlar: "Biliyoruz" dediler,
Adam onlar duymazdan gelerek devam etti: "Siz siyah, krmz^, tm in-
sanlara sava amaya sz veriyorsunuz. Bu yzden eer mallarnz eksikli-
inde ve bazlarnz ldrldnde, onu terk edeceinizi dnyorsanz,
onu imdi brakn. nk onu o zaman terkederseniz, bu dnyada da ahi-
rette de utan duymanza sebep olur. Fakat eer sznzden dnmeyecei-
nizi dnyorsanz, onu alm, nk Tanrya andolsn bu, hem dnya
hem de ahiret iin kurtulutur." "Mallarmz elimizden gitse de ldrlsek
de onu kabul ediyoruz. Ya Raslullah, eer bu szmz yerine getirirsek 1. Burada Arabistan'da yaygn olan kz ocuklarn diri diri topraa gmme adeti kasdediliyor.

bizim iin ne var?" dediler. Peygamber: " C e n n e t " , dedi. Onlar da: " O hal- 2. I. I. 2 8 9 .

de elini bize uzat" dediler, elini tutup biat eltiler. 3. Bak. bl. X I X .
4 Bu tm insanlar anlamna gelir. Akabe'deki bu .kinci biartan sonra ilk Akabe biat. "kad.nlar biat."
eytan o srada Akabe'nin tepesinde onlar gzlyor ve dinliyordu; ken- diye anlmaya balam.t.r, Sava grevlerinden bahsetmedii iin sadece kad.nlar ..n byle kulla-
disini tutamaymca Muzammam (zemmedilen, sulanan) diye yksek sesle nlmaya devam etmitir.
GLER 127

11. Peygamber'in gen kuzenlerinden olan Tulayb ve Zbeyr de gidenler ara-


s dayd.
[35]
Ebu Bekir ve Ali dnda tm m s l m a n l a r hicret edince, E b u Bekir
(r.a.) Peygamber (s.a.v.)'den hicret e t m e k iin izin istedi. Peygamber (s.a.v.)
Peygamber (s.a.v.), Mekke'deki mslmanlar Yesrib'e hicret etmeye te-
ona: "Acele etme, belki Allah sana bir arkada verir" dedi. E b u Bekir
vik ediyordu. Mslmanlardan biri, daha n c e oraya hicret etmiti. Ebu
(r.a.),Peygamber (s.a.v.)'i beklemesi gerektigini anlad ve iki devesinin akas-
Talib' in l m , yeeni Ebu Seleme'nin k o r u y u c u s u z kalmasna neden ol-
ya yapraklaryla b e s l e n m e s i iin adamlarna emir verdi.
mutu. Bu yzden E b u Seleme, karsn ve k k oullar Seleme'yi bir de-
Kureyliler hicret edenleri durdurabilmek iin ellerinden geleni yapt-
veye bindirdi ve kendisi yryerek Yesrib'e yola kt. Fakat m m Seleme,
lar. Sheyl'in dier kz da, daha n c e Flabeistan'a gittigi gibi kocas E b u
Mahzum'un dier kolundan, yani Beni el-Muire'dendi ve E b u Cehil'in ku-
I lzeyfe ile Yesrib'e gitmiti. Fakat Sheyl, b u kez olu Abdullah' karma-
zeni oluyordu. Ailesinden bazlar onlar takip ettiler ve devenin ipini E b u
mak iin, gzn ondan ayrmyordu. Daha n c e Habeistan'a hicret eden,
Seleme'nin elinden aldlar. Ebu Seleme kar k m a n n anlamsz olduunu
Selm'li lider As'm olu Hiam'n bana da ayn ey gelmiti. Kureyliler ta-
bildii iin karsna onlarla birlikte gitmesini syledi. Daha sonra onu al-
ralndan Necai'yi mslmanlara kar kkrtmak iin gnderilen adam
mak iin bir yol bulacakt. Fakat Mahzumlular'm dier kolu, yani E b u Se-
onun vey kardei Amr'd. Fliam'm teyzesinin olu mer, Yesrib'e birlikte
leme'nin akrabalar bu olay duyunca o k kzdlar ve ocuun kendi vesa-
gitmeyi planlamt. Mekke'den ayr ayr kacaklar ve ehrin on mil kadar
yetleri altnda olmas gerektiini sylediler. Bylece tm kabile onlara mer-
kuzeyinde Edat dikenliinde buluacaklard. Mahzum'lu Ayya da onlarla
hamet edip, o c u k ve annesini, Ebu Seleme'ye gnderene dek ayr kaldlar.
yolculuk edecekti. Fakat kararlatrlan saatte Hiam gelmedi. Bunun zeri-
Bir mddet sonra m m Seleme yannda sadece Seleme ile birlikte deve ile
ne kararlatrdklar zere Hiam' b e k l e m e d e n , m e r ve ailesi Ayya'la yo-
yola kt. Yaklak alt mil sonra, o zaman h e n z Mslman olmayan, Ab-
la koyuldular. Hiam'm babas ve kardeleri bu pln renmiler ve onu
du'd-Dar kabilesinden O s m a n lbn Talha ile karlatlar. Osman, yol b o y u n -
zorla Mekke'de tutmulard. O n a o kadar o k i k e n c e etmilerdi ki, sonun-
ca ocukla annesine arkada oldu. E b u Seleme'nin Yesrib'in en gney n o k -
da onu slam'dan d n d n aklamaya ikna ettiler.
tasnda olan ve "iki grup kaya ynndan" birinin bulunduu Kba'da ol-
Ayya ise mer'le birlikte Yesrib'e varmt. F a k a t o n u n vey kardeleri
duunu duymulard. Hurma bahelerini g r n c e O s m a n , m m Sele-
1 i bu Cehil ve Haris onu takip ettiler ve annelerinin o n u grene dek salar-
me'ye: " K o c a n bu ehirde, selametle git" dedi ve kendisi tekrar Mekke'ye
n taramanaya ve gnein altnda oturmaya yemin ettiini haber verdiler.
dnd. m m Seleme onun bu yardmn hi unutmad ve onu nazikliin-
Ayya buna o k zld, fakat m e r ona: " O n l a r seni dininden dndrmek-
den dolay hep vd.
len baka birey istemiyorlar; n k Allah'a andolsun ki eer bitler anneni
kinci Akabe biatmdan sonra Kureyli mslmanlar yava yava hicret rahatsz ederse san tarar, gne onu kavurmaya baladnda ise glgeye
etmeye baladlar. lk gidenler arasnda Peygamber (s.a.v.)'in kuzenlerinden snr" dedi. Fakat Ayya dinlemiyordu; Mekke'ye d n p annesinin yemi-
bazlar, Cah ve Umeyme'nin oullar ve kzlar, Abdullah, kr olan karde- nini bozmas gerektiine inanyordu. Ayn zamanda Mekke'de brakt pa-
i Ebu Ahmed ve Zeyneb ile H a m n e adnda iki kzkardeleri vard. Onlarla rasn da almak istiyordu. Fakat m e r (r.a.)'den ayrldktan ksa bir sre
birlikte, uzun yllardan beri Abdu ems'in mttefiki olan b i r o k Beni Esed'li sonra E b u Cehil ve Haris ona saldrdlar, ellerini ve ayaklarn balayp eh-
de gitti. Flamza ve Zeyd bir sre iin elerini Mekke'de brakp gittiler. Fa- re bir esir gibi getirdiler:"Ey Mekke'liler, bizim kendi aklszlarmza yapt-
kat O s m a n (r.a.), Rukiye (r.a.)'yi ve m e r (r.a.)'de kars Zeyeb'i, kzlar mz, siz de kendinizinkilere yapn" diye bardlar. Hiam gibi Ayya da
Hafsa (r.a.) ve oullar Abdullah' yanna alarak gittiler. Hafsa'nn kocas ikence s o n u c u slm'dan dndn aklad, fakat ikisi iin de bu son de-
Sehm kabilesinden Huneys de onlarla birlikteydi. Ebu Seleme'nin vey kar- ildi. Ksa bir sre sonra b u n u n affedilmeyecek bir su olduunun farkna
dei Ebu Sabra, Sheyl'in kz olan kars m m Glsm'le birlikte gitmi- vardlar. m e r de ayn fikirdeydi.
r

BR SUKAST
F a k a t bir sre sonra u yet nazil oldu:

[36]
"De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak zere ly taran kullarm, Allah'n
rahmetinden umut kesmeyin. phesiz Allah btn gnahlar balar. nk O,
balayandr esirgeyendir. Azab size gelip atmadan evvel, Rabbinize ynelip-d- iam ve Ayya'n slm'dan d n d k l e r i n i aklamalar, srekli akan g-
nn ve O'na teslim olun. Sonra size yardm da edilmez". (Zmer:53-54) H leri durduramad iin ezilen Kurey'in kazand k k b i r zaferdi.
Artk Mekke'deki b y k evlerden bazlar sahipsizdi; dierlerinde ise birka
m e r b u yetleri bir kada yazd ve onlar Hiam'a g n d e r m e n i n bir yaldan baka k i m s e k a l m a m t . Sadece o n yl kadar n c e , o k zengin ve
y o l u n u buldu. Hiam yle d e d i : " 0 yaz bana geldiinde gzlerime iyice ahenkli grnen ehri b i r tek adam deitirmiti. F a k a t b u tr gelip geici
yaklatrdm, sonra uzaklatrdm, fakat "Allah'm, o n u a n l a m a m a yardm znt ve eseflerin yan sra Mekkeliler, kuzeyde, dinleriyle atnca hibir
et" diyene kadar ne yazdm anlayamadm. Daha sonra Allah o n u b e n i m akrabalk ban tanmayan b u insanlarn topland Yesrib'de, kendileri iin
k a l b i m e yerletirdi ve o n u bizim sylediklerimiz ve bize s y l e n e n l e r iin b y k bir tehlikenin gelitiinin farkndaydlar. Peygamber (s.a.v)'in: "Ey
nazil olduunu a n l a d m . " Hiam bu yetleri Ayya'a gsterdi, ikisi de tekrar Kureyliler, sizi yerle b i r e d e c e i m " szn u n u t m u y o r ve grnrde hi
slm'a girdiler ve k a m a k iin bir frsat b e k l e m e y e baladlar. k o r k u l a c a k bir ey y o k k e n korkuyorlard. Gzlerini o n u n zerinden hi
ayrmadklar halde O , Yesrib'e k a m a n n bir y o l u n u b u l m u ve artk bu sz
bir tehdit olmaktan kmt.
Peygamber (s.a.v) 'in k o r u y u c u s u Mut'im'in lmesi meydan onlara b-
rakt, meydan daha da t e m i z l e m e k iin, Kurey liderleri mecliste topland-
nda E b u L e h e b orada b u l u n m a d . U z u n tartmalardan s o n r a , -bazlarnn
isteksiz olmasna ramen- E b u Cehil'in b u tehlikeyi k k t e n h a l l e t m e k iin
n e srd pln k a b u l edildi. Her kabile, gl , gvenilir ve silanlandrl-
m bir g e n s e e c e k ve b u seilen adamlar ayn anda M u h a m m e d (s.a.v.)'e
saldracaklard. Hepsi o n u n k a n n aktacak, b y l e c e de h i b i r kabile tek ba-
na cinayetten s o r u m l u tutulmayacakt. n k Beni Haim, b t n Kurey-
li kabilelerle uraamazd, onlarn ne srd diyeti de deyeceklerdi.
Bylece b t n kabileler, yaad srece kendilerine rahat v e r m e y e c e k olan
bu adamdan kurtulacaklard.
Cebrail (a.s.), Peygamber (s.a.v.)'e gelmi ve ne yapmas gerektiini sy-
lemiti. le vakti, ziyaret iin uygun olmayan bir vakitte, Peygamber (s.a.v.)
doruca E b u Bekir (r.a.)'in evine gitti. E b u Bekir o n u kapda grr grmez
n e m l i bir olay olduunu anlad. Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Aie ve ab-
las E s m a babalarnn yanmdaydlar. Peygamber (s.a.v.) : "Allah, b u ehirden
ayrlp, hicret e t m e m iin izin verdi" dedi. E b u Bekir : " B e n i m l e m i ? " diye
sordu. "F.vet, seninle" dedi Peygamber (s.a.v.). Aie o zaman 7 yandayd.
Daha sonralan yle derdi: " O gne dek, E b u Bekir'in bu szleri duyduun-
da alad gibi, bir kiinin sevinten alayabileceim bilmiyordum.
Plnlarm yaptktan sonra Peygamber (s.a.v.) evine dnd ve Ali (r.a.)
'ye Yesrib'e gideceini, onun kendisindeki emanetleri sahiplerine verinceye
[37]
kadar Mekke'de kalmas gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.)'e hl "El-
E m i n " deniyordu ve kafirler bile hi kimseye gvenmedikleri mallarn ona
emanet ediyorlard. Peygamber (s.a.v.), Ali'ye, Kureyliler'in kendisine su- srada Peygamber (s.a.v), Ebu Bekir (r.a.)'e gitti ve vakit kaybetmeden
ikast hazrladklarn Cebrail'in haber verdiini de syledi. O evin arka penceresinden eerli halde bekleyen iki devenin yanma k-
O n u ldrmek iin seilen gen adamlar, geceleyin onun evinin dn- ilar. Peygamber (s.a.v.)birine bindi, dierine de Ebu Bekir bindi. Olu Ab-
da bulumak zere szlemilerdi. Fakat saylarnn tamamlanmasn bek- dullah' ise arkasna bindirdi. Daha nceden plnladklar ekilde, Yemen'e
lerken evden kadn sesleri evde, mm Eymen, mm Glsm ve Fat- giden yol zerinde ve gneyde olan Sevr dandaki bir maaraya doru y-
ma'nn seslerini duydular. Bu, onlarn dnmesine sebep oldu, ilerinden neldiler. nk Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in yokluu anlalr anlal-
biri, eer eve trmanp girerlerse, kadnlarn gizliliine tecavz ettikleri iin maz, tm kuzey yollarna gzcler ve takipiler gnderileceini biliyorlar-
tm Arabistan'da kt anlacaklarn syledi. Bu yzden kurbanlarnn, her d. Mekke'nin biraz dna knca Peygamber (s.a.v.) devesini durdurdu ve
sabah adeti olduu zere dar kmasn beklemeye karar verdiler. arkasna bakarak: "Allah'n yeryznde, sen, bana ve Allah'a en sevgili yer-
Peygamber (s.a.v.) ve Ali (r.a.) onlarn varlndan haberdardlar; Pey- sin ve halkm beni senden karmasayd senden ayrlmazdm" dedi.
gamber (s.a.v.) her zaman stnde uyuduu rty Ali'ye verdi ve: "Benim Ebu Bekir (r.a.)in kle olarak ald, sonradan azad ettii oban Amir
yatama yat ve benim bu yeil Hadrm rtme brn. Uyu, sana onlardan bn Fuheyre srsyle onlarn izlerini kapatmak iin arkalarndan geliyor-
bir zarar gelmeyecek" dedi. Daha sonra Yasin diye balayan sreyi okuma- du. Maaraya vardklarnda Ebu Bekir, olunu develerle birlikte eve geri
ya balad. gnderdi ve ona ertesi gn Peygamber'in yokluu farkedilince neler konu-
"Biz onlarn nlerinde bir sed, arkalarnda da bir sed ektik. Bylelikle onlar r- ulduunu dinlemesini ve ertesi gece haber getirmesini syledi. Amir, ko-
tverdik, artk grmezler"(Yasin: 9). yetine gelince evden kt. Allah onlarn yunlarn gndz her zamanki gibi dier obanlarla otlatacak, akam oldu-
grmesini engelledi ve Peygamber (s.a.v.) aralarndan geti gitti. Kar taraf- unda ise Mekke ile Sevr arasnda Abdullah'n izlerini kapatmak iin dola-
tan bir adam geliyordu. Peygamber (s.a.v.)'i fark etti. Biraz sonra Peygamber tracakt.
(s.a.v.) 'in evinin yanndan geerken kapnn nnde ylan genleri grn- Ertesi gece Abdullah ve kardei Esma maaraya, onlara yemek getirdi-
ce, onlara Muhammed (s.a.v.)'i aryorlarsa, onun evde olmadn, ksa bir ler. Verdikleri haber uydu: M u h a m m e d (s.a.v.)'i yakalayp getirene yz de-
sre nce dar ktn syledi. "Bu nasl olur?" diye dndler. Suikast- ve dl verilecekti. Atllar Mekke'den Yesrib'e giden tm yollar, ikisini de
lardan biri erken gelmi ve arkadalarn beklerken Peygamber (s.a.v.)'in birlikte yakalamak iin aratryorlard. Ebu Bekir de yok olduu iin ikisi-
ieri girdiini grmt. Hepsi, oradan kimsenin ayrlmadndan da emin- nin beraber gittiini tahmin ediyorlard.
diler. Fakat yine de pheye dtler. lerinden biri Peygamber (s.a.v.) 'in Fakat Abdullah'n belki de bilmedii baka bir grup, onun Mekke dn-
yatt yeri biliyordu, pencereden bakt ve Peygamber (s.a.v.) 'in rtsne sa- daki maaralardan birinde olabileceini dnyordu. Yansra, l Arapla-
rnm birinin uyuduunu grd. Arkadalarn Peygamber'in hl orada ol- r iyi iz srerlerdi. Sradan bir bedevi arkasndan bir koyun srs takip et-
duu konusuna ikna etti. Fakat afak vakti Ali (r.a.) kalkt ve hl rtye sa- se bile, kk izler arasndaki byk izleri farkederek oradan iki veya
rl bir halde darya kt. Onun kim olduunu grnce kandrdklarndan deve getiini bile anlayabilirdi. Kaanlarn gneyde bir yerde olmalar
phelendiler. Biraz daha beklediler; geen Safer ayndan kalan ince hill do- muhtemel deildi, fakat bu kadar byk bir dl iin her yol denenebilirdi
udaki tepelere ykselmiti. Ve aydnlk ktka rengi soluyordu. Hl Pey- ve Sevr'e giden yolda koyun izleri arasndaki deve izleri de farkedilebilirdi.
gamber (s.a.v.) 'den bir iaret yoktu;ani bir drtyle, her birinin olanlar n c gn dan sessizliini, kaya gvercini olduklarn tahmin ettik-
haber vermek iin kendi kabilesine gitmesi gerektiine karar verdiler. leri iki kuun kanat rplarndan ve tmelerinden kan sesler bozdu. K-
" O n u n iin k a para d e d i n ? " E b u Bekir syledi, P e y g a m b e r (s.a.v.) "Deve-
sa bir sre s o n r a derinden gelen, fakat sanki daa trmanan birileri varm
yi o fiyattan a l y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v.) daha n c e b i r o k kez o n d a n
gibi gittike y k s e l e n insan sesleri duydular. Fakat hava kararmcaya kadar
hediye kabul ettii halde, bu zel bir d u r u m olduu iin E b u Bekir (r.a.) he-
Abdullah' beklemiyorlard ve gnein batmasna daha belli bir vakit vard.
diye e t m e k t e srar etmedi. Bu d u r u m Rasuln hicretiydi, Allah rzas iin
B u n a r a m e n maara n o r m a l d e n daha az klyd. Artk sesler uzaktan gel-
yurdundan tm balarn koparmasyd. Bu nedenle hicret, yani yapt fe-
miyordu, en azndan be veya alt a d a m gittike yaklayordu. Peygamber
dakrlk, sadece k e n d i s i n i n olmal ve bakalaryla paylalmamalyd. Bu
(s.a.v.), E b u Bekir'e bakt ve " H z n e kaplma, elbette Allah bizimle beraber-
olayn bir paras olduu iin b i n e k de k e n d i s i n i n olmalyd. Hicret ettii s-
dir" dedi. ( T e v b e : 4 0 )
rada ald devenin ad Kesva' idi ve o g n d e n sonra en sevdii devesi ola-
Daha s o n r a u n u ekledi: " n c l e r i Allah olan iki kii" (B. LVII, 5 ) Ar-
rak kald.
tk yaklaan ve duran ayak seslerini duyabiliyorlard. Adamlar maarann
dmdaydlar. Hepsi de kararl bir ekilde maaraya girmeye gerek olmad- Rehberleri onlar M e k k e ' d e n biraz douya, biraz gney'e doru gtr-

n, n k orada k i m s e n i n bulunamayacan sylediler. Daha sonra gel- d, s o n u n d a Kzl Deniz'e ulatlar. Yesrib, M e k k e ' n i n kuzeyindeydi, fakat

dikleri yoldan geri dndler. sadece o n o k t a d a n kuzeye ynelebilirlerdi. Sahil yolu kuzey batya gidiyor-
du. Birka g n bu yolu takip ettiler. lk akamlarndan birinde, Nabi l n -
Uzaklaan ayak sesleri duyulmaya balaynca, Peygamber ve E b u Bekir
de su ararken Rabiul-Evvel aynn hilalini grdler. Peygamber (s.a.v.) yeni
(r.a.) maarann azna geldiler. n n d e sabahleyin grmedikleri, h e m e n
Ay' g r n c e : " E y iyilik ve rehberlik hilli, i m a n m seni Yaratana'dr"^ dedi.
h e m e n giriin t m n kapatan insan b o y u n d a bir akasya aac vard. A k
kalan yeri de bir r m c e k , akasya ile maarann duvar arasnda a rerek Bir sabah, kar taraftan k k bir kervann geldiini grerek ardlar

kapatmt. A m iinden baktlar, maaraya girerken adamn ayan basa- ve korktular. Fakat o n u n , devesine ykledii elbise ve dier ticari eyalarla

ca yere, k a y a n n u k u r u n a , bir kaya gvercini yuva yapmt ve altnda yu- Suriye'den d n e n , E b u Bekir'in k u z e n i Talha o l d u u n u grnce, aknlk-

murta varm gibi oturuyordu. E r k e k gvercin ise biraz y k s e k t e k i kayaya lar sevince dnt. Talha, gelirken Yesrib'e uramt, mallarn M e k k e ' d e

tnemiti. satar-satmaz hemen geri d n m e y i dnyordu. Yesrib'de Peygamber


(s.a.v.)'in geliinin b y k bir merakla beklendiini h a b e r verdi ve veda et-
Abdullah ve kardeinin sesini bekledikleri saatte duyunca, kendilerini
eden n c e onlara, zengin Kureyliler'e satmay planlad beyaz Suriye el-
k o r u y a n a kibarca kaldrdlar ve gvercini r k t m e m e y e alarak onlar
biseleri hediye etti.
karlamaya gittiler. Amir de onlarla birlikteydi, fakat bu kez srs yoktu.
Amir, E b u Bekir'in yolculuk iin setii develeri e m a n e t ettii bedeviyi ge- Talla'yla karlatktan ksa bir sre sonra kuzeye doru yneldiler, sa-

tirmiti. Bedevi h e n z m s l m a n o l m a m t , fakat srlarn gizleyeceine hilin biraz iinden ilerleyerek k u z e y douya dndler; artk ynleri dosdo-

gvenilebilirdi. Bu adam onlara Yesrib'e sadece gerek bir l a d a m n n bi- ru Yesrib'e d n k t . Yolculuun belli bir zamannda Peygamber (s.a.v.)'e

lebilecei yollardan gtrecekti. Bedevi onlar iki da arasndaki vad .e, ya- vahiy geldi:

nnda E b u Bekir'in iki devesi ve k e n d i iin ald bir deve ile birlikte bekli-
yordu. E b u Bekir, ihtiyalarna yardm e t m e k zere Amir'i arkasna bindire- Hi phesiz, sana Kur'an farz klan, se?i dnlecek yere elbette dndrecek-
cekti. Maaradan ktlar ve dzle indiler. E s m a bir anta dolusu y i y e c e k tir' (Kasas: 85).
getirmiti, fakat ip getirmeyi u n u t m u t u . Bu yzden kuan k a n ikiye
yrtt ve birini babasnn semerine antay balamakta kulland, di( n de Maaradan ayrllarnn o n i k i n c i gn, afakta A k i k ovasna vardlar
k e n d i n e ayrd. Bu olaydan sonra ona " iki k u a k l " ad verildi. ve dier taraftaki tepeye trmandlar. Tepenin en yksek yerine ulamadan
n c e g n e ykseldi ve scak artmaya balad. Dier gnlerde scan en
Ebu Bekir (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'e develerin en iyisine b i n m e s i iin
yksek dereceye ulat zamanlarda dinleniyor, y o l c u l u k etmiyorlard. Fa-
verdiinde, O: " B e n b e n i m olmayan deveyle g i t m e m " dedi. E b u Bekir Fa-
kat b u son tepeyi, durmadan amaya karar verdiler. Tepeye ulap vadiyi
kat o s e n i n , ey Allah'n Rasul" dedi. "Hayr" dedi Peygamber (s.a.v.):
sonra Ali (r.a.), Mekke'den geldi ve Peygamber (s.a.v.)'in kald evde misa-
grdklerinde ise durmak istemediler. Peygamber (s.a.v.)'in ryasnda gr-
fir oldu. Emanet edilen mallan sahiplerine geri vermesi gnn almt.
d "ki grup kara kaya yn arasndaki suyu bol yer" nlerinde uzan-
Peygamber (s.a.v.)'i selamlamaya pek ok kii geliyordu. Bunlarn ara-
yordu. Koyu yeil hurma baheleri ve ak yeil bostanlar, bulunduklar
snda iyi niyetten deil meraktan gelen Medine'li yahudiler de vard. Fakat
noktadan yryerek mil aada gzler nne serilmiti.
nc veya ikinci akam, grn dierlerinden farkl olan ve ne Araba
Yeilliin en yakn noktas, hicret edenlerin ilk dura olan ve bazlar-
ne de yahudiye benzemeyen bir adam geldi. Ad Selman olan bu adam, ts-
nn hl orada bulunduu Kuba idi. Peygamber (s.a.v.) rehbere :"Bizi Ku-
lalan'a yakn Ceyy kynden, ranl atee tapan bir ailenin ocuuydu, fa-
ba'daki Beni Amr'a gtr, ehre gtrme"-dedi. Vadinin en kalabalk yerle-
kat ok genken hristiyan olmu ve Suriye'ye gitmiti. Orada bir aziz rahi-
im merkezi bu adla (ehir) tannrd. O zamandan sonra bu ehir tm Ara-
be balanmt; bu rahip lm deinde ona kendisi gibi yal fakat ok iyi
bistan'da ve her yerde el-Medine Medine olarak anlmaya baland.
bir adam olan Musul rahibine gitmesini sylemiti. Selman Irak'n kuzeyi-
Gnlerce nce, Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in kaybolduu ve onu bu-
ne doru yola koyulmutu. Bu onun iin bir dizi yal hristiyan rahibe ba-
lana dl verilecei haberi vahaya ulamt. Kuba'llar, onun gelme vakti
lanmann balangcn oluturuyordu. Bu rahiplerin sonuncusu, yine lm
geciktii iin her gn bekliyorlard. Bu yzden her sabah, namazdan sona
deinde, ona bir Peygamberin gelmek zere olduunu sylemiti: " 0 , 1 b -
Beni Amr'den birka adam, baka kabilelerden adamlarla ve Mekke'den hic-
ahim'in dini ile gnderilecek ve Arabistan'da ortaya kacak, kendi yurdun-
ret eden, fakat henz Medine'ye girmemi olan muhacirlerden bir ksmyla
dan hicret edip iki kaya yn arasndaki hurma aalaryla dolu lkeye gi-
yola kyor ve onu aryorlard. Tarlalar, hurma bahelerini geip kayalk
decek. Onun belirtileri unlardr: "Hediye kabul edecek fakat sadaka olarak
blgeye varyorlar ve scak bastrana dek yolu gzlyorlar, daha sonra tek-
verileni almayacak; ve iki krek kemii arasnda Peygamberlik mhr ola-
rar evlerine dnyorlard. O sabah da gitmiler, fakat drt yolcu kayalklar-
< aktr." Selman, Peygamber (s.a.v.)'in memleketine gitmeye karar vermi ve
dan inmeye baladnda geri dnmlerdi. Artk gzler bekleyile o yne
Kelb kabilesinden tccarlara, kendisini Arabistan'a gtrmeleri iin deme-
bakmyordu; fakat Peygamber (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.a.)'in yeni, beyaz elbi-
de bulunmutu. Fakat Kzl Deniz'in kuzeyindeki Akabe Krfezi'nin yak-
seleri, arkasndaki mavimsi kaya zemininde daha da belirginleerek, gne-
nnda yer alan Vadi'l-Kura'ya geldiklerinde tccarlar onu bir yahudiye kle
ten parlyordu. O srada evinin atsnda olan bir yahudi onlar grd. On-
olarak satmlard. O, Vadi'l-Kura'daki hurma aalarn grnce bekledii
larn kim olduunu hemen anlad, nk Kuba'l yahudiler, komularnn
yerin buras olduunu zannetmiti; fakat yine de phe iindeydi. Ksa bir
neden her sabah ehrin dna kp bir eyler aratrdn sormu ve nede-
sre sonra yahudi onu, Medine'deki Beni Kurayza kabilesinden olan kuze-
nini renmilerdi. Bu yzden yksek sesle bard: "Kayle'nin oullar, o
nine satmt. Selman, Medine'yi grr grmez, Peygamber (s.a.v.)'in hicret
geldi, o geldi!" ary duyan ocuk, kadn ve adamlar evlerinden frladlar.
edecei yerin buras olduunu anlamt.
Bir kez daha yeillikten geip kayala doru gittiler. Fakat fazla ilerlemele-
rine gerek yoktu. nk o zamana kadar yolcular ilk hurma bahesinin ya- Selman'm yeni sahibinin Kba'da da bir kuzeni vard; ve Peygamber
nna ulamt. O, her ynnyle coku dolu bir len vaktiydi. Peygamber (va.v.)'in vard haberini bu yahudi Medine'ye getirmiti. Yahudi kuzenini
(s.a.v.) onlara yle hitap etti: " E y insanlar, birbirinizi barla selamlayn, a- hr hurma aacnn altnda oturur buldu, aacn stnde alan Selman
lar doyurun; akrabalk balarna sayg gsterin, herkes uyurken namaz k- adamn yle dediini duydu : "Allah, Kayle oullarnn belsn versin! On-
ln. Bylece selam iinde Cennet'e gireceksiniz. lar imdi de Kba'da Mekke'den gelen bir adamn etrafnda toplandlar,
l )nn bir Peygamber olduuna inanyorlar." Bu son szler, Selman'm mit-
Peygamber (s.a.v.)'in daha nce Hamza (r.a.) ve Zeyd (r.a.)'i de misafir
lerinin gerekletiini gsteriyordu. Selman o kadar heyecanlanmt ki b-
eden yal bir Kuba'l olan Glsm'n evinde kalmasna karar verildi. Gl-
im vcudu titriyordu. Aatan deceinden korktu ve aa indi; yahudi-
sm'n kabilesi olan Beni Amr, Evs'in bir koluna mensubdu. Bu yzden, iki
ye peygamberle ilgili sorular sormaya balad. Fakat sahibi ona kzd ve aa-
Yesrib'li kabilenin de misafirperverlii paylamas iin Ebu Bekir, Medine'ye
a kp almasn emretti. Selman o akam yanna biriktirdii bir para yi-
biraz daha yakn olan Sunh kyndeki bir Hazreli'de kald. Bir veya iki gn
ye. -l alarak kat ve Kba'ya gitti. Peygamber (s.a.v.) eski ve yeni sahabe-
M E D N E ' Y E GR
leiyle oturuyordu. Selman, onun Peygamber (s.a.v.) olduundan emindi,
fakat yine de yaklat ve elindeki yiyecei bir sadaka olarak verdiini syle-
yerek onlara uzatt. Peygamber (s.a.v.) arkadalarna yemelerini syledi, fa- [38]
kat kendisi yemedi. Selman bir gn Peygamberlik mhrn grmeyi mit
ediyordu, fakat imdilik Peygamber (s.a.v.)'i grmek ve sylediklerini duy- eygamber, vahaya 27 Eyll (M.S) 6 2 2 , Pazartesi gn ulat. Medine'li-
mak yeterliydi. Medine'ye sevin ve kr iinde dnd P lerin Peygamber (s.a.v.) Kba'ya geldii iin sabrszlandklar haberi
geldi. Bu yzden Peygamber (s.a.v.) Kba'da gn kald. Ve ayrlmadan
nce slm'n ilk camisinin temelini att. Cuma sabah Kba'dan ayrld; o
ve arkadalar, onlar bekleyen Hazre'li Beni Salim kabilesiyle namaz kl-
mak iin Ranuna ovasnda durdular. Bu, o zamandan itibaren yurdu olacak
olan lkede ilk klnan Cuma namazyd. Beni Neccar'dan bir grup akraba-
s onu karlamaya gelmilerdi, baz Kuba'llar ise onu geirmek iin yola
kmlard. Cuma namazn klanlarn toplam bunlarla birlikte yz bulu-
yordu. Namazdan sonra Peygamber (s.a.v.) Kesva'ya bindi, Ebu Bekir (r.a.)
ve dier Kureyliler de develerine bindiler ve Medine'ye doru yola ktlar.
Salarnda ve sollarnda, eref koruyucular olarak ve verdikleri koruma s-
znn bo olmadn gstermek istercesine Evs'li ve Hazre'li adamlar k-
llarn ekmi bir ekilde ilerliyorlard. Bu kadar oku dolu bir gn daha
grmemilerdi: "Allah'n Rasul geldi! Allah'n Rasul geldi!" mjdesi, yo-
lu kaplayan kadnlarn, ocuklarn ve erkeklerin aznda tekrarlanyordu.
Kesva, Medine'nin gneyindeki hurma aalar ve baheler arasndan geer-
ken admlarn yavalatt. Evler henz ok az ve birbirinden uzakt; yava
yava daha sk evlerin yerald yerleim blgelerine yaklatlar. Her evden
u daveti alyordu : "Buraya buyur ey Allah'n Rasul, n k seni ve dier-
lerini koruma gcne sahibiz". Birok kez adamlar, Kesva'nn ipini kendi
evlerine doru ektiler. Fakat Peygamber (s.a.v.) her seferinde onlar selam-
layarak "Brakn istedii yere gitsin, nk O Allah'n emrindedir" diyordu.

Bir noktada sanki deve, Peygamber (s.a.v.)'in en yakn akrabalar olan


Hazre'li Neccar kabilesinin Ady kolunun yaad evlere doru yneldi.
Fakat deve, Peygamber (s.a.v.)'in ocukken annesiyle birlikte kald bu
mahalleden, tm arlara ramen geip gitti. Peygamber (s.a.v.) bu arla-
ra da ayn cevab verdi. Artk Neccar'm Beni Malik kolunun evlerine ula-
mlard. Birinci Akabe'den nce kendisine biat eden alt kiiden ikisi Es'ad
ve Avf, bu kabileye mensuptu. Burada, Kesva yoldan dnd ve iinde hur-
. A. H. V, 3 2 9 .
ma aalar ve bir yapnm kalntlar bulunan bir baheye yneldi. Bahenin
2. I. S. 1 / 1 , 1 5 9 .
bir ucu bir zamanlar mezarlk olarak kullanlmt. Hurmalar kurutmak
iin ayrlm bir yer de vard. Es'ad'n mescid olarak itle evirdii yere do-
AHENK VE UYUMAZLIK
ru ilerledi ve onun nnde kt. Peygamber (s.a.v.) onun yularn brakt,
fakat inmedi, deve bir dakika sonra kalkt ve tembelce yrmeye balad.
[39]
Fakat fazla uzaklamad, geri dnd ve daha nce kt yere gitti. Tek-
rar kt ve bu kez ayaklarn ne doru yayd. Peygamber (s.a.v.) indi ve :
"nallah bu evimdir" dedi. 1 - p e y g a m b e r (s.a.v.) yeni ald baheye bir cami yaplmasn istedi. Ku-

Daha sonra bu bahenin sahibinin kim olduunu sordu. Avf'n kardei I b a ' d a k i gibi hemen yapma baladlar. Binann ounu briketlerden yap-
Mu'az, orann Sehl ve Sheyl adnda iki yetime ait olduunu syledi. o- tlar, fakat kuzeydeki duvarn, yani Kuds'e ynelik olan duvarn ortasnda-
cuklar Es'ad'n velayeti altndaydlar. Peygamber (s.a.v.) onlar getirmeleri- ki mihrabn iki tarafna ta koydular. Bahedeki hurmalar kestiler ve keres-
ni istedi. Fakat ocuklar zaten oradaydlar ve hemen yanma gittiler. Pey- telerini, hurma dallarndan oluan atya destek yapmakta kullandlar. Bah-
gamber (s.a.v.) onlara, baheyi kendisine satp satmayacaklarn ve satarlar- enin hepsinin stn kapatmadlar, byk bir ksm atszd.
sa ne kadar fiyat koyacaklarn sordu. Onlar : "Hayr ey Allah'n Rasul, onu Peygamber (s.a.v.) Medine'li mslmanlara yardmclar anlamna gelen
sana veriyoruz" dediler. Peygamber (s.a.v.) bunu kabul etmedi ve Es'ad'n Ensar, kendi yurdunu brakp vadiye g eden Kurey'lilere ve dier kabile-
yardmyla bir fiyat belirledi. Bu srada, yaknda oturan Ebu Eyyub Halid lerden mslmanlara da, g edenler anlamna gelen Muhacir adn verdi.
(r.a.), devenin ykn zm ve evine gtrmt. Kabileden dierleri de Peygamber (s.a.v.) de dahil hepsi inaatta altlar. altklar srada srek-
gelip Peygamber (s.a.v.)'e kendilerine misafir olamas iin yalvardlar; fakat li u beyiti tekrarlyorlard:
Peygamber (s.a.v.) onlara : "Bir adam ykyle beraber olmal" cevabn ver- "Allah'm, Ahiret gnnden baka iyi gn yoktur.
di. Ebu Eyyub (r.a.) kendi kabilesinden ikinci Akabe'de ilk biat eden adam-
Ensar ve Muhacirine yardm et!",
d. Ebu Eyyub (r.a.) kars ile birlikte evinin st katna tand ve alt kat
Peygamber (s.a.v.)'e brakt. Es'ad da Kesva'y ok yakn olan kendi bahe- Veya
sine gtrd. "Ahiret yurdundan baka gerek hayat yoktur.
Allah'm, Ensar ve Muhacirine merhamet et!"

Bu iki grubun bir n c ile glendirilecei mit ediliyordu. Sonunda


Peygamber (s.a.v.), Yahudilerle mslmanlar arasnda, iki grubu bir toplum
haline getiren, fakat dinlerinde serbest brakan karlkl bir anlama imza-
lad. Mslmanlar ve yahudiler eit statlere sahip olacaklard. Eer bir Va-
hudiye zarar verilirse, ona hem mslmanlar hem de yahudiler yardm ede-
cekti. Ayn durum bir mslman iin de szkonusuydu. Putperestlere kar-
bir tek topluluk olarak savaacaklar ve ne mslmanlar ne de yahudiler
birbirlerinden ayr bar yapamayacaklard. Eer gr farkllklar, tart-
malar,anlamazlklar ortaya karsa bu mesele Resulullah (s.a.v.) aracly-
la Allah'a gtrlecekti. Bununla birlikte, anlama metninde, Muhammed
(s.a.v.)'e hep Allah'n Rasul olarak deinilmesine ramen, yahudilerin nor-
mal olarak onun Allah'n elisi olduunu kabul etmek zorunda olduklarn
ifade eden bir madde yoktu.
. B. LXIII. Yahudiler bu anlamay politik nedenlerden tr kabul etmilerdi.
r

Peygamber (s.a.v.) Medine'nin en gl adam olmutu ve gc daha da ar-


yaca dnyev yararlar vard, hem de bu yararlar srekli art yolundayd.
ataa benziyordu. Kabul etmekten baka seenekleri yoktu; fakat yine de
Mslman saflar arasnda hibir ikiyzlnn bulunmad o gnler artk
aralarndan o k az Allah'n yahudi olmayan bir peygamber gndereceine
geride kalmt.
inanyordu. lk nceleri da kar samimi grnyorlard. Buna ramen
Ayette deinilen eytanlardan bazlar yahudilerdi. Yine ayn srede y-
kendi seilmi topluluklarnn stn olduu inanandaydlar ve bu konuyu
le deniyordu:
kendi aralarnda konuuyorlard. Yeni dine kar, pheli tavrlarn gizli
tutmalarna ramen, bu tavr vahyin ilahi kaynandan phe duyan Arap- "Kitap ehlinden ou, kendilerine gerek (hak) apak belli olduktan sonra, ne-

larla paylamaya hazrdlar. fislerini (kuatan) kskanlktan dolay, imannzdan sonra sizi kfre dndrmek ar-

slm, Evs ve Hazre kabilelerinde hzla yaylmaya devam etti. Baz zusunu duydular." (Bakara: 109).

m'minler artk vadiye, yahudilerin de anlamaya katlmasyla ahenkli bir Yahudiler Peygamber (s.a.v.)'in geliini ruhi ve manevi aydnlanma iin
btn olarak bakyorlard. Fakat vahiy onlar gizli uyumazlk ve ihanetle- deil, Yesrib'de daha nce sahip olduklar stnl tekrar ele geirmek
re kar uyarmaya balad. Bu sralarda, Kur'an'n en uzun sresi olan ve Fa- iin sabrszlkla bekliyorlard. Fakat onlarn mitlerinin tersine, gelen pey-
tihan'dan sonra ikinci sray alan Bakara sresi indirilmeye baland. Sre gamber, shak'n deil, smail'in soyundand. Bir Allah'a inanan bu peygam-
doru yolda olanlarn tanmlanmasyla balyordu: berin baarlar, ilah kaymaktan destek grdn gsterecek ekilde oa-
lyordu. Yahudiler, onun gerekten hak Peygamber olmasndan korktular ve
"Elif, Lam, Mim. Bu kendisinde phe olmayan, muttakiler (Allah'tan korkup
bu yzden, onun gnderildii toplulua kar kskanlk duymaya balad-
saknanlar) iin de klavuz olan bir kitaptr. Ki onlar, gayba inanrlar, namaz dos-
lar. Bununla birlikte yine de onun gerek Peygamber olmadna kendi ken-
doru klarlar ve kendilerine nzk olarak verdiklerimizden, ifak ederler. Ve (yine)
dilerini ikna ediyorlar ve bakalarna da onun semav bir elinin zellikle-
onlar, sana indirilene, senden nce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bil-
rini tamadn sylyorlard: "Muhammed (s.a.v.) kendisine gkten ha-
giyle inanrlar, tte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet zeredirler ve kurtulua
ber indirildiini iddia ediyor, halbuki O daha devesinin nerede olduunu
erenler de bunlardr". (Bakara: 2-5).
bilmiyor." Peygamber (s.a.v.)'nin devesinin kaybolduu bir gn bir yahudi
Bunun arkasndan H a k k a kar kr ve sar olan mrikleri tanmladk- byle demiti. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca yle dedi: "Ben ancak Al-
tan sonra nc bir grup insandan bahsediliyordu: lah'n bana bildirdiklerini bilirim. imdi O, bana gsterdi: deve size, syle-
diim gibi yular aaca bal duruyor." 1 Ensar'dan bir grup adam gittiler ve
"nsanlardan yleleri vardr ki: 'Biz Allah'a ve Ahiret gnne iman ettik'derler,
deveyi onun syledii yerde buldular.
oysa onlar inanm deildirler..... man edenlerle karlatklar zaman: "man ettik"
derler. eytanlaryla babaa kaldklarnda ise, derler ki: "Kuku yok, sizinle bera- Yahudilerin ou ilk nceleri vadide i savan sona ermesine neden

beriz. Biz (Onlarla) yalnzca alay edicileriz." (Bakara : 8, 14). olan bu birlie sevinmilerdi. Fakat vadide atma olmasndan onlarn da-
ha byk karlar oluyordu. Araplar aras bir atma, Arap olmayanlarn
Bunlar Evs ve Hazre'ten eitli samimiyetsizlik derecesinde pheciler, deerini artryordu, nk onlara mttefik olarak ihtiya duyuluyordu.
kararszlar ve ikiyzller (mnafklar) idi. Onlarn eytanlar ise, onlardaki Evs'le Hazre'in birlemesi, bir taraftan Yesrib Araplarna byk bir g ver-
bu phe tohumunu srekli besleyen inkarclard. Peygamber (s.a.v.) bura- mi, dier taraftan bu tr mttefiklere duyulan ihtiyac da ortadan kaldr-
da Mekke'de hi bir zaman karlamad bir olaya kar uyarlyordu. Ora- mt. Anlamaya giren yahudilerin de bu gten paylar olacakt. Fakat bu,
da mslman olanlarn samimiyetinden hibir zaman phe edilemezdi. Ye- ayn zamanda, vadi dndaki Araplara kar alan savata onlara zorunlu-
ni dine girmelerinin sebebi sadece inanmalar ve samimiyetleriydi; nk luklar ykleyen bir anlama idi. Henz denemedikleri bu yeni yaamda on-
yeni dine giri dnyevi hayatla ilgili insana bir eyler kazandrmyor, belki lar iin daha baka tehlikeler de ortaya karabilirdi. Oysa eski yaamlarna
de kayplara uratyordu. Fakat imdi, Medine'de yeni dine girmenin sala- almlard, bu yzden ou tekrar eski yaamlarna dnmek istediler Be-
ni Kaynuka'l, Evs'le Hazre arasndaki anlamazl krklemede usta bir
Amir: "Fakat ben o dine balym" dedi ve inkrda direnerek, Peygamber
politikac olan yal bir yahudi, bu iki kabilenin birlemesine o k kzmt.
(s.a.v.)'i brahim'in dinini yalanladn ve bozduunu iddia ederek sulad.
Bu yzden sesi gzel olan bir gence, Ensar toplu halde otururken, yanlar-
Peygamber (s.a.v.) : "Hayr, ben o n u bozmadm, temiz ve pak olarak getir-
na gidip bir nceki i savatan (Buas) nce ve sonra, iki tarafn karlkl
dim" dedi. Ebu Amir : "Allah yalancy yalnz bir srgn olarak ldrsn"
birbirlerini sulama ve aalama iin yazd iirlerden blmler okumas-
dedi. Buna kar Peygamber (s.a.v.) u cevab verdi: "yle olsun! Allah O
n syledi. G e n sylenenleri aynen yapt ve orada bulunanlarn hepsini
sylediini yalancnn zerine d n d r s n . " 3
gemie gtren, byk bir ilgi toplad. Evs'liler kendi iirlerini, Hazre'li-
Ebu Amir daha sonra otoritesinin gittike azaldn farketti. Olu Han-
ler de kendi iirlerini alkladlar; daha sonra bu iki taraf da birbirine bar-
zele'nm de mslman olup, Peygamber (s.a.v.)'e balanmasyla prestiji da-
maya, hakaret etmeye balad. Sonunda: "Silahlann! Silahlann!" sesleri
ykseldi. Kayalklara gidip tekrar savamak iin yola ktlar. Bu haberler ha da azald. Bundan ksa bir sre sonra, zaten o k az olan - on kii-adam-

Peygamber (s.a.v.)'e ulatnda Peygamber (s.a.v.) btn muhacirleri topla- larm toplayp Mekke'ye gitti. Bu onun kendi kendine uygulad srgnn
d ve aceleyle atma yerine gitti: " E y mslmanlar!" dedi ve sonra iki kez balangcyd.
: "Allah, Allah!" dedi. "Cahiliye devrindeki gibi mi davranacaksnz?" diye Onun kuzeni olan Hazre'li Abdullah l b n Ubey de, Peygamber
devam etti, "Aranzda olmama, Allah'n sizi doru yola ulatrp ereflendir- (s.a.v.)'in geliine sevinmemiti. Onun geliiyle Abdulah lbn Ubey'in politik
mi, bylece sizi putperest adetlerden, kfrden korumu ve kalblerinizi otoritesi sarsld; olu Abdullah ve kz Cemile'nin de Peygamber (s.a.v.)'e
birletirmi olmasna ramen hl bunu mu yapyorsunuz?" Ensar, hata et- tabi olduunu grnce daha ok sinirlendi. Fakat Ebu Amir'in aksine lbn
tiklerini ve yoldan ktklarn kabul etti. Alayarak birbirleriyle kucaklat- Ubey, yeni gelen adamn etkisinin er ge sneceini dnerek bekliyordu.
lar ve Peygamber (s.a.v.)'le birlikte, onun szlerini dinlemek ve itaat etmek O srada uygulad politika kar kmamakta, fakat bazen buna ramen
duygularn ele veriyordu.
zere Medine'ye dndler. 2
Hazre'in ileri gelenlerinden biri olan Sa'd lbn Muaz (r.a.)'n hastalan-
M'minler topluluunu daha ok birbirine balamak istedii iin Pey-
mas zerine Peygamber (s.a.v.) onu ziyarete gitmiti. Vadideki btn zen-
gamber (s.a.v.), Ensar ile Muhacirler arasnda kardelik kurumunu ortaya
gin adamlar evlerini kale eklinde yaparlard. Peygamber (s.a.v.) Sa'd' ziya-
koydu. Bylece Ensar'dan her biri, kendisine dier Ensar'm tmnden da-
rete giderken, bahe duvarnn nnde evresinde dier Hazrelilerle otu-
ha yakn bir Muhacir kardee, Muhacirlerden her biri de kendisine dier
ran Abdullah lbn Ubey'in evinin (Muzahem) nnden geiyordu. Bahe du-
Muhacirlerin tmnden daha yakn bir Ensar kardee sahip oluyordu. Fa-
varnn dnda bineinden indi ve ona selam verdikten sonra aralarnda bi-
kat Peygamber (s.a.v.) kendisini ve ailesini bundan ayr tuttu, nk En-
raz oturup onlara Kur'an okumak ve slam' anlatmak istedi, Fakat tam an-
sar'dan birini dierine tercih edip kendisine karde semek ok zor bir iti.
latmaya balayaca srada Abdullah lbn Ubey ona dnd ve yle dedi: "Se-
Bu yzden Ali (r.a.)'nin elini tuttu ve : "Bu benim kardeimdir" dedi. Ham-
nin anlatacaklarn gerekse, hibir ey onlardan daha iyi olamaz. O halde
za (r.a.) ile de Zeyd (r.a.)'i karde yapt.
evde, kendi evinde otur. Sana gelenlere anlat. Fakat sana gelmeyeni konu-
slm'n en byk dmanlarndan ikisi, babalar tarafndan biri Haz- malarnla rahatsz etme ve istemedii halde topluluuna girme." "Hayr",
re'li biri Evs'li anne tarafndan ise kuzen olan ve kabilelerinde byk n- dedi bir ses, "Bize onu anlat, topluluklarmza, mahallelerimize ve evlerimi-
fuza sahip olan iki adamd. Evs'li Ebu Amir'e, ty bir elbise giydii ve ara- ze gir. nk biz onu seviyoruz, Allah bize merhamet etti ve bizi doru yo-
sra inzivaya ekildii iin bazan "Rahip" derlerdi. Ebu Amir, brahim'in di- la ulatrd." Konuan Abdullah lbn Ubey'in her zaman iin kendisine g-
nine bal olduunu sylerdi; bu ekilde Yesrib'liler arasnda prestij ve din venebileceini dnd bir adam olan Abdullah lbn Revaha idi. Hayal k-
otorite kazanmt. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldiinde, Ebu Amir ona rklna urayan lider (lbn Ubey), suratn asarak, arkadalar tarafndan
gitmi ve yeni dinle ilgili sorular sormutu. Peygamber (s.a.v.) ona bu vah- terkedilen bir adamn yenilmeye mahkm olduunu anlatan bir beyit oku-
yin, brahim'in dininin devam olduunu anlatan bir yetle cevap verdi. Ebu du. Artk kar koymann anlamsz olduunu anlamt. Peygamber (s.a.v.)
ise Abdullah'n tamir edici abalarna ramen ok zgn bir ekilde yoluna duu iin Beni Kurayzallar arasnda yayor ve o k sk altrlyordu. Bu
devam etti. Hasta adamn evine vardnda reddedilmenin znt izleri h- yzden, bu olaydan sonraki drt yl boyunca mslmanlarla ok az beraber
l yznden okunuyordu. Sa'd hemen onu zen meselenin ne olduunu olabildi.
sordu. Peygamber (s.a.v.) Abdullah lbn Ubey'in kfrnn zlmesine sebep Ehli Kitaptan slama giren dier bir adam da Beni Kaynuka'nn dini li-
oldunu sylediinde Sa'd : "Ey Allah'n Rasul, ona nazik davran, nk deri Hseyin lbn Selm idi, lbn Selm (r.a.) gizlice Peygamber (s.a.v.)'e gel-
Allah seni bize verene dek biz ona ta giydirip, onu kral yapmay tasarlyor- mi ve biat etmiti. Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) ona Abdullah ismini
duk. imdi o kendi kralln senin aldn sanyor" dedi. vermiti Abdullah, halknn kendisinin mslman olduunu duymadan n-
Peygamber (s.a.v.) bu szleri hi unutmad, lbn Ubey'e gelince O, bir ce, onlara kendi k o n u m u hakknda sorular sorulmasn nerdi. Peygamber
zamanlar ok byk olan prestijinin gn getike azaldn ve slm'a gir- (s.a.v.) onun evine gitti ve Beni Kaynuka'nn ileri gelenlerini eve ard.
mezse tamamen yok olacam anlad. Dier taraftan slm' szde kabul et- Onlara lbn Selm'n onlar arasndaki k o n u m u n u sordu. Beni Kaynukallar:
mi grnmesi onun otoritesini glendirirdi; n k Araplar, byk bir se- "O bizim bakanmz ve bakanmzn olu; o bizim hahammz ve en bilgi-
bep olmadka eski anlama balarn koparmazlard. Bu yzden ksa bir s- li adammzdr" diye cevap verdiler. Abdullah ortaya kt ve onlara : " Ey
re sonra slm'a girdi. Normal olarak Peygamber (s.a.v.)'e biat etmesine ve Yahudiler, Allah'tan korkun ve O'nun size gnderdii eyi kabul edin. n-
namazlara devam etmesine ramen, m'minler ondan hibir zaman emin k siz bu adamn Allah'n Rasul olduunu biliyorsunuz" dedi. Daha sonra
olmadlar. phe duyduklar baka kiiler de vard, fakat lbn Ubey farkl bi- kendisinin ve ailesinin Mslman olduunu aklad. Bunun zerine halk,
riydi. Onun etkisiyle samimi olmakszn yeni dine girdiini aklayan grup onun, daha nce tasdikledikleri konumunu reddettiler.
gittike artyor, bu da onun tehlikesini artryordu. slm, artk vahada tm tekilatyla yerlemiti. Vahiy, zekt vermeyi,
Caminin henz yapm halinde olduu ilk aylardan birinde ceamaat b- Ramazan aynda oru tutmay farz klm, helller ve haramlar belirlemi-
yk bir kaypla karlat: Vadide Peygamber (s.a.v.)'e ilk biat eden kii olan ti. Gnde be vakit namaz cemaatle klmyordu. Her namaz vakti msl-
Es'ad lmt. O iki Akabe biati arasnda Mus'ab'a ev sahiplii yapmt. manlar yaptklar mescidin nnde toplanyorlard. Herkes namaz vaktini
Peygamber (s.a.v.) yle dedi : "Yahudiler ve Araplardan ikiyzller benim gkte gnein konumuna, onun dou ufkundaki ilk klarna veya batda
hakkmda yle diyecekler : 'Eer o gerekten Peygamber olsayd arkada gnein bat ekline gre belirliyordu. Fakat kiiler farkl farkl vakitler be-
lmezdi.' Halbuki ben Allah'n istei dnda ne kendim, ne de arkadam lirleyebiliyordu. Bu yzden Peygamber (s.a.v.), namaz vakti geldiinde
iin bir ey dileyemem." mslmanlar namaza aracak bir alete ihtiya duydu. lk anda aklna ya-
Belki de Esad'm cenaze treninde Selman'la Peygamber (s.a.v.) ikinci hudilerin borusu gibi ttrecek bir adam tayin etmek geldi. Sonradan fikri-
defa karlatlar, nk sonraki yllarda Selman bu olay yle anlatyor : ni deitirdi ve o zamanki hristiyanlarm kulland nakus ad verilen tahta
"Allah'n Rasul, Bak El-Garkad'da^ iken yanma gittim; orada bir arkada- an kullanmaya karar verdi. Fakat bu iki aleti de hibir zaman kullanmad-
nn tabutu bandayd." Selman Peygamber (s.a.v.)'in oraya geleceini bi- lar. nk, kinci Akabe'de biat eden bir Hazre'li olan Abdullah lbn Zeyd
liyordu, bu yzden zamannda oraya ulaabilmek iin iini brakt ve Pey- (r.a.), bir rya grm ve onu ertesi gn Peygamber (s.a.v.)'e anlatmt:
gamber (s.a.v.)'i Ensar ve Muhacirlerden bir grupla oturur buldu. " O n u se- "stnde iki para kumatan yeil elbiseli bir adam yanmdan geti, elinde
lmladm" dedi Selman, "Daha sonra Peygamberlik mhrn grme mi- bir nakus vard. Ben : " E y Allah'n kulu, o nakus bana satar msn?" dedim.
diyle arkasna dolandm. Benim isteimi anlad. Cbbesini syrarak srtn 'Onunla ne yapacaksn?' diye sordu. 'Onunla insanlar namaza aracaz?'
at. Hocamn bana anlatt ekilde mhr grdm. Eildim, mhr p- dedim. 'Sana bundan daha iyi bir yol gstereyim mi?' Ben: "Nedir o yol?"
tm ve aladm. Sonra Peygamber (s.a.v.) bana yanna gelmemi syledi. diye sordum. Adam : "Allahu Ekber, Allah Byktr, demelisin" dedi. Ve bu
nne oturdum ve bamdan geenleri anlattm. Hikyemi arkadalarnn ibareyi drt kez tekrarlad. Sonra ikier kere de aadakileri okudu: "Al-
da dinlemesini istedi. Daha sonra mslman o l d u m 5 " Selman bir kle ol- lah'tan baka ilah olmadna ehadet ederim Muhammed'in Allah'n Rasu-
l olduuna ehadet ederim, Haydi namaza, Haydi Kurtulua, Allah Byk-
tr'. Daha sonra bir kez "Allah'tan baka ilah yoktur" dedi".
Peygamber (s.a.v.) bunun hak bir rya olduunu syledi. Abdullah ibn [40]
Zeyd (r.a.)'den sesi ok gzel olan Bilal (r.a.)'e ryasnda duyduu szlerin
aynsn retmesini istedi. Camiye yakn en yksek evlerden biri Neccar
ami'in bitirilmesine yakn Peygamber (s.a.v.), caminin dou duvarna
kabilesinden bir kadna aitti. Bill (r.a.) oraya her gn afaktan nce gelir ve
afan ilk klarn beklerdi. Douda ilk solgun grdnde ellerini
C bitiik iki oda yaplmas iin emir verdi. Biri hanm evde (r.a.), dieri
yukar kaldrr ve yle dua ederdi: Allah'm, Sana hamdediyorum ve Ku- de nianls Aie (r.a.) iindi. Binann yapm toplam yedi ay srmt, Pey-
rey'in mslman olmas iin senden onlara yardm etmeni istiyorum. Da- gamber (s.a.v.) bu sre iinde Ebu Eyyub (r.a.)'un evinde kald. Sevde'nin
ha sonra ayaa kalkar ve ezan okurdu. evi bitmek zere iken, Zeyd (r.a.)'i, zevcesi Sevde'yi, kzlar m m Glsm
(r.a.) ve Fatma (r.a.)'y Medine'ye getirmesi iin Mekke'ye gnderdi. Ebu
Bekir (r.a.) de olu Abdullah'a, m m Rmn, Esma ve Aie'yi getirmesi
iin haber gnderdi. Zeyd kendi kars mm Eymen ve k k oullan
same'yi de beraberinde getirdi. Talha tm tanabilir mallarn elden kar-
mt, bu yzden o da Zeyd'le beraber Medine'ye geldi, henz yeni hicret
ediyordu. Bu grubun geliinden ksa bir sre sonra Ebu Bekir (r.a.) kz Es-
ma'y annesi Safiye ile birlikte birka aydan beri Medine'de olan Zbeyr'le
evlendirdi. Ebu Bekir'in kz kardei Kureybe, yal ve kr olan babalar Ebu
Kuhafe'ye bakmak iin Mekke'de kalmt. Kureybe'nin aksine, babas he-
nz mslman olmamt.
Peygamber (s.a.v.) Zeyd'in m m Eymen (r.a.)'den baka, kendi yan-
da ikinci bir e almasn uygun grd ve Cah'n olu Abdullah'tan gzel k-
z kardei Zeyneb'i istedi. lk nceleri Zeyneb isteksizdi, bunun iin bir s-
r geerli nedeni de vard. Zeyneb bir Kurey'liydi. Fakat bu sebebi ne sr-
mesi inandrc olmad. ki taraftan da saf Kureyli olan annesi Umeyme,
Esed'li bir adamla evlenmiti. Zeyd'in Kurey kabilesine evlat edinildii he-
saba katlmazsa, onun ailesinin kabileleri olan Beni Kelb ve Beni Tayy, Beni
Esed'e gre daha aa bir statdeydi. Zeynep, Zeyd'le evlenmesini Peygam-
ber (s.a.v.)'in istediini anlaynca, raz oldu, ve evlilik meydana geldi. O s-
ralarda kardei Hanine de Mus'ab'la evlenmiti. Bundan ksa bir sre sonra
Zeyneb'in annesi Umeyme Medine'ye geldi ve Peygamber (s.a.v.)'e biat etti.
Peygamber (s.a.v.) ve kzlar, evde ile birlikte yeni yaplan evde otur-
. 1.1. 3 8 6 . maya baladlar. Bundan bir ya da iki ay sonra Aie'nin de artk evlenmesi
2. Bakara 135. gerektii kararna vardlar. O sralarda Aie (r.a.), gzellii gze arpan do-
3. I. 1 . 4 1 1 - 1 2
kuz yalarnda bir ocuktu. Gzellii anne ve babasndan kaynaklanyordu.
4. Medine'nin gney dou kesindeki mezarlk.
Kureyliler babasna, yz gzel olduu iin Atik derlerdi. 1 Annesi hakkn-
5. 51. I. 1 4 1 ; I. S. IV, 56.
da ise Peygamber (s.a.v.) yle derdi: "Kim Cennet'teki byk gzl Huri
kzlarn grmek isterse, mm Rmn (r.a.)'a b a k s n . " 2 Peygamber (s.a.v.) ne tanmas bu durumu deitirmedi. Artk arkadalar her gn onu yeni
uzun sreden beri Aie'ye ok yaknd. Aie (r.a.) , Peygamber (s.a.v.)'le ba- evinde ziyaret ediyorlard. Bunlardan bir ksm kendisi gibi ailesiyle Mek-
basnn Medine'ye hicret edip, kendisinin annesi ile birlikte Mekke'de kad- ke'den hicret edenler, bir ksm ise Medine'de edindii yeni arkadalardan
birka ay dnda, onu her gn grmeye almt. Kk yandan beri oluuyordu. Aie (r.a.) yle anlatyor: "Ben arkadalarmla beraber bebek-
Aie, anne ve babasnn Muhammed (s.a.v.)'e hi kimseye gstermedikleri lerimle oynardm. O srada Peygamber (s.a.v.) gelirdi. Onu grnce arka-
sevgi ve saygy gsterdiklerini farkediyordu. Ona bunun nedenleri de anla- dalarm karlard. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, ben onlarla beraber
tlmt: O, Allah' n Rasul idi, dzenli olarak Cebrail'le iliki iindeydi ve olmak istediim iin geri getirirdi." 5 Bazen onlar kamaya frsat bulama-
O, semaya ykselip tekrar yeryzne dnd iin insanlar arasnda sekin dan: "Olduunuz yerde k a l n . d e r d i . ocuklar sevdii ve kzlaryla oyna-
bir adamd. O n u n grn bile bu ykselii gsteriyor ve sanki Cennet maya alk olduu iin bazan onlara katlp birlikte oyun oynard. Oyun-
zevklerinden bir eyler iletiyordu. Onun mucize dokunuunda bu zevk elle caklarn ve bebeklerin birok rolleri vard. Aie (r.a.) yle diyor: "Bir gn
tutulur hale geliyordu. Herkes scaktan baylrken onun elleri "kardan daha ben oyuncaklarmla oynarken Peygamber (s.a.v.) ieri girdi ve: "Ey Aie, bu
serin ve miskten daha gzel k o k u l u " 3 oluyordu. Bunun yansra O, sanki hangi oyun?" dedi. Ben: "Sleyman'n atlar" dedim. O da bana g l d . F a -
lmszm gibi yan gstermezdi. Gzleri parlaklndan bir ey kaybet- kat bazen geldiinde onlar rahatsz etmemek iin cbbesine brnr bek-
memiti. Siyah salar ve sakal hl genliin izini tayordu. Bedeni ise, Fil lerdi.
Ylndan sonra geen elli yln sadece yarsn yaam bir adam olduu-
Aie (r.a.)'nin yaam zc bir olayla blnd. Yesrib, tm Arabis-
nu gsterecek kadar zinde grnyordu.
tan'da, belli bir mevsimde yaylan ateli humma hastalyla tannrd. Bu,
Dn iin birtakm hazrlklar yapld. Fakat bunlar, Aie'ye esiz ve zellikle vahaya yabanc olanlar yakalayan bir hastalkt. Peygamber (s.a.v.)
byk bir an yaadn hissettirecek denli byk deildi. Evden ayrlma- hummaya yakalanmamt, fakat onun en yakn arkadalar -Ebu Bekir,
sndan ksa bir sre nce Aie baheye kam ve bir arkadayla oynamaya azatls Amr (r.a.) ve Bilal (r.a.)- hummaya tutulmulard. Bir sabah Aie
dalmt. Kendisi bu olay yle anlatyor: "Bir tahteravallinin zerinde oy- babasn ziyarete gitti ve adam yar baygn halde yatarken bulunca deh-
nuyordum, uzun salarm darmadank olmutu. Geldiler, beni alp gtr- ete kapld. "Babacm, naslsn?" diye sordu. Fakat babas cevabn dokuz
dler ve hazrladlar." 4 yandaki bir kzn anlayabilecei seviyeye indiremeyecek derecede hastay-
Ebu Bekir (r.a.), Bahreyn'den krmz, ince izgili bir kuma almt. d. Bu yzden iki msralk bir iirle cevap verdi:
Bundan Aie (r.a.)'ye dn elbisesi diktiler. Bu elbiseyi giydirdiler, annesi
onu elinden tutup, dnda Ensar'dan baz kadnlarn bekledii yeni evine "Herkes her sabah akrabalarna iyi gnler diler,

gtrd O n u yle selamladlar: "Mutluluk ve iyilik dileiyle her ey iyi ol- Ve lm onun ayakkabsnn bandan daha yakndr."
sun." Daha sonra onu Peygamber (s.a.v.)'in yanna gtrdler. Kadnlar Aie babasnn saykladn zannetti ve Amir'e dnd. lmese de l-
onun salarn tarayp, taklarla sslerken, Peygamber (s.a.v.) ayakta onlar me ok yaklaan Amir de ona iirle cevap verdi. O srada Bilal hummadan
glmseyerek seyretti. Dier dnlerinin aksine bu dnde yemek ver- kurtulmutu, fakat hibir ey yapacak gc olmad iin evin avlusunda
medi. Tren m m k n olduu kadar sadeydi. Bir kse st getirilmiti. Pey-
yatyordu.
gamber (s.a.v.) kendisi itikten sonra kseyi Aie'ye uzatt. O, utanarak red- Buna ramen, konuacak kadar gc vard, u szleri syledi:
detti, fakat Peygamber (s.a.v.) srar edince iti ve kseyi yannda oturan kar-
dei Esma'ya uzatt. Orada bulunanlarn hepsi de stten itiler. Daha sonra, "Ah, geceleyin bir daha uyuyabilecek miyim?

gelini ve damad yalnz brakarak hepsi evlerine gittiler. Mekke dnda yetien smbl ve kekiklerin arasnda?
Mecenne& sularndan bir daha iip,
Son yl boyunca, Aie'nin arkadalarnn gelip Ebu Bekir'in avlusun-
me ve Tafl'i^ bir daha grebilecek miyim?"
da oynamadklar ok az gn vard. Aie (r.a.)'nin Peygamber (s.a.v.)'in evi-
Aie o k zgn b i r ekilde eve dnd. "Ateten, akllar balarndan git-
SAVAA BALANGI
mi bir halde sayklyorlar" dedi. Peygamber (s.a.v.), Aie, anlamasa da o-
c u k hafzasyla onlarn sylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlynca ikna
[41]
oldu. Ve yle dua etti: "Allah'm, Mekke'yi bize sevgili kldn gibi, Medi-
ne'yi de bize sevgili kl, hatta daha da sevgili. Bize suyunu ve ekinlerini ver
ve h u m m a y buradan M e h y a ' a h 1 0 kadar u z a k l a t r ! " 1 1 Allah o n u n duasn ttKendilerine zulmedilmesi dolaysyla, onlara kar sava alana (mminlere sa-
kabul etti. vama) izni verildi. phesiz Allah, onlara yardm etmeye g yetirendi: Onlar,
yalnzca: "Rabbimiz. Allah'tr" demelerinden dolay, haksz yere yurtlarndan srgn
edilip karldlar" (Hacc:39-40)

Bu vahiy, P e y g a m b e r (s.a.v)'e Medine'ye ulatktan ksa bir sre sonra


indi. Peygamber buradaki iznin emir anlamnda o l d u u n u biliyordu. Yahu-
dilerle yaplan anlamada da, sava gerekleri belirlenmiti. F a k a t u an iin
sadece baskn yaplabilirdi, b a k a trl bir saldr d n l e m e z d i . Kurey-
lilerin kervanlar saldrya akt; zellikle ilkbaharda ve yazn ilk aylarnda,
Suriye'ye yaptklar ticaret hareketli olduu srada, Medine'den yaplacak
olan saldrlara savunmasz kalabilirlerdi. S o n b a h a r ve k aylarnda ise ker-
vanlarn daha o k gneye, Yemen ve Habeistan'a gnderiyorlard.
Medine'de, kervanlarla ilgili toplanan bilgiler, kesin olmaktan uzakt,
n k sk sk s o n anda plan deiiklii olurdu. M e k k e kervanlar, Medine'li
m s l m a n l a r ' m yapt ilk saldrlardan kurtuldular. F a k a t , Mslmanlar,
Kzl Deniz kysndaki stratejik noktalarda yaayan Bedevi kabilelerle an-
lama yapmay baardlar.
Peygamber (s.a.v) M e d i n e dna knca ehirde k e n d i adna ynetimi
devralan bir arkadan, Hazre liderlerinden Sa'd bn Ubade'yi vekil olarak
tayin etti. Bu olay Hicret'ten onbir ay sonra m e y d a n a geldi. O zamandan
sonra Peygamber (s.a.v.) bir daha sefere katlmad ve giden gruba, elinde
uzun b i r sopann u c u n d a beyaz bir b e z tayan b i r lider tayin etti. lk yl,
. I. H. 161. P e y g a m b e r (s.a.v.). sadece M u h a c i r l e r d e n bir grubu akna gnderiyordu.
2. I. S. VII, 2 0 2 . F a k a t 6 2 3 - Eyll'nde, C u m a h ' l lider meyye y n e t i m i n d e ve yz silahl
3. B. LXI, 22.
adam eliinde zengin bir kervann kuzeyden geldii haberleri Medine'ye
4. I. S. VIII, 40-1.
J. I. S. VIII, 4 2 .
ulat. meyye, h e r zaman iin slm'n en azgn d m a n l a r n d a n biri ol-
6. A.g.e, 41. m u t u ; m s l m a n l a r n saldrmak istemesinin dier b i r n e d e n i de ele gei-
7. A.g.e. 42. recekleri ganimetlerdi. Ticari eyalarn yaklak 2 5 0 0 deveye yklendii
8. Mekke'ye yakn bir yerin ad.
syleniyordu. F a k a t sadece M u h a c i r l e r yz Kureyli'ye kar koyamazlard.
9. Mekke'de 2 tepe.
10. Medine'nin yedi gnlk deve yolu gneyinde bir yer. Bu yzden, Peygamber (s.a.v.) b u sefer, yarsn E n s a r ' m oluturduu ikiyz
11. 1.1.414. a d a m gnderdi. F a k a t b u kez de bilgiler yetersizdi ve yine h i b i r atma ol-
mad. B u n d a n yaklak ay sonra, daha az k o r u n a n zengin bir kervan da-
ha kardlar. Kervan, ems'li E b u Sfyan'n Suriye'ye gtrd mallarla I l e m e n arkasndan, M a h z u m ' l u O s m a n ' ve b i r azatl olan Hakem'i esir al-
yklyd. K e r v a n n haberi Medine'ye ge ulamt. Peygamber (s.a.v.) ve dlar. F a k a t Osman'n kardei Nevfel, M e k k e ' y e k a m a y baard.
adamlar, M e d i n e ' n i n gney-batsndan Kzl Deniz'e alan Yenbu' ovasm- Abdullah (r.a.) ve adamlar, develeri, esirleri ve ticari eyalar Medine'ye
daki Ueyre'ye vardklarnda, kervan o k t a n oradan geip gitmiti. F a k a t getirdiler. Abdullah getirdiklerinin b e t e birini Peygamber (s.a.v.)'e verdi,
E b u Sfyan, belli b i r sre sonra, b e l k i de daha fazla ykle Suriye'den d n e - geri kalanlarn da arkadalaryla paylatlar. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) veri-
cekti. ite o z a m a n , Allah dilerse, onlar karmayacaklard. lenleri k a b u l etmedi ve "Size h a r a m ayda savamanz iin izin vermemi-
H e n z h i b i r atma meydana g e l m e m i olmasna ramen, K u r e y l i l e r t i m " dedi. B u n u n zerine b u M u h a c i r l e r grubu gnah ilediklerini anlad-
Medine'deki dmanlarna kar alarmdaydlar. Fakat, bu d u r u m u n g n e y lar. Medine'deki arkadalan onlar h a r a m aya tecavzle suladlar; Yahudi-
ticaretlerini engellemeyeceini zannediyorlard. Bu z a n l a n tersine kt. ler b u n u n Peygamber (s.a.v.) iin k t bir hret olacan sylediler. Ku-
n k P e y g a m b e r (s.a.v.) Yemen'den gelen bir kervann haberini ald ve reyliler ise ' M u h a m m e d (s.a.v.) h a r a m aya tecavz etti' diye h e r tarafta pro-
kuzeni Abdullah l b n Cah', sekiz M u h a c i r l e birlikte, Taif ve M e k k e arasn- pagandaya giritiler. B u n u n z e r i n e u yetler nazil oldu:
daki Nahle ovasnda b e k l e m e k zere gnderdi. Recep ayndaydlar, yani y-
ln drt h a r a m ayndan biri. Peygamber (s.a.v.) Abdullah'a saldr emri ver- "Sana haram olan ay', onda savamay sorarlar. De ki: Onda savamak byk
m e m i t i , sadece haber getirmesini sylemiti. phesiz ileriki saldrlarda (bir gnahtr). Allah katnda ise, Allah'n yolundan alkoymak, onu inkr etmek,
hazrlkl b u l u n m a k iin gney k e r v a n l a r n n ne derece k o r u n d u u h a k k n - Mescid-i Haram'a (ziyaretilerin girmelerine) engel olmak ve halkn oradan kar-
da fikir sahibi o l m a k istiyordu. mak daha byk (bir gnahtr). Fitne ise, katilden beterdir." (Bakara: 217)
Muhacirler, Nahle'ye varp, yolun ok yaknnda gizli bir yere konakladk-
larnda, k k bir Kurey kervan, onlardan habersiz, yaknlarnda bir yere ko- P e y g a m b e r (s.a.v.) b u yeti yle yorumlad: Haram aylarda savamak
naklad. Develer deri, kuru zm ve dier ticari eyalarla yklyd. Abdullah yine h a r a m d , fakat b u d u r u m bir istisnayd. Bu yzden Abdullah'n verdi-
ve arkadalan bir ikilem iindeydiler: Peygamber (s.a.v.)'in tek ak emri onla- i b e t e biri toplumun genel harcamalarna k u l l a n m a k zere k a b u l etti.
rn haber getirmesiydi; fakat onlara savamamalar gerektiini sylememi ve M a h z u m kabilesi esirleri iin fidye gndermiti, fakat onlarn azatls Ha-
haram aylarndan da bahsetmemiti. slm ncesi bu yasak, imdi de geerli mi, k e m m s l m a n oldu ve Medine'de kald. Bu nedenle O s m a n , M e k k e ' y e yal-
diye kendi kendilerine soruyorlard. u yeti de dnyorlard: nz d n d .
O a b a n aynda, o k b y k n e m tayan bir vahiy nazil oldu. lk keli-
"Kendilerine zulmedilmesi dolaysyla, onlara kar sava anlana (mminlere sava- meleri, Peygamber (s.a.v.)'in kble tayini iin gsterdii ar dikkate deini-
ma) izni verildi Onlar haksz yere yurtlarndan srgn edilip karldlar." (Hacc:39) yordu. Cami'de kble, mihrabla, yani Kuds'e ynelik duvarn ortasna k o -
nan talarla belirlenmiti. F a k a t ehir dnda iken kble, g n e ve yldzla-
Kurey'le sava halindeydiler. B u n u n yansra, kervandakiler arasnda, ra b a k a r a k belirlenebiliyordu.
M e k k e ' d e k i dier kabileler arasnda slm'a en o k d m a n l k gsteren
M a h z u m kabilesinden iki adam vard. R e c e b ' i n son g n n n s a b a h m d a y d - "Biz, senin, yzn ok defa ge doru, saa-sola evirip durduunu gryoruz.
lar; gnein batmasyla, h a r a m ay olmayan aban ayna gireceklerdi. F a k a t imdi elbette seni honut olacan kbleye evireceiz. Artk yzn Mescid-i Haram
o zamanda, d m a n l a r haram ayla deil, h a r a m blge ile k o r u n a c a k l a r d . ynne evir. Her nerede bulunursanz, yznz onun ynne evirin". (Bakara: 114)
n k g n e batncaya kadar Mescid-i Haram'a ulaacaklard. Bir m d d e t B u n u n zerine Mescid'in M e k k e ' y e b a k a n gney duvarna, b i r m i h r a b
sren kararszlktan sonra saldrmaya karar verdiler, ilk attklar okla, Abdu yapld. B u deiiklik Peygamber (s.a.v.)'i de m e m n u n etmiti. O g n d e n iti-
ems kabilesinin mttefiki olan K i n d e kabilesinden bir adam ldrdler.
baren mslmanlar, be vakit namazda ve dier namazlarda yzlerini K'be
tarafna evirdiler.
BEDR'E DORU
z e r i n d e veya drt kiiyi t a m a k t a o l a n y e t m i develeri, biri Z -
beyr'e ait o l a n de atlar vard. B e y a z s a n c a k M u s ' a b (r.a.)'a verilmiti.
[42]
n k o savata K u r e y l i l e r ' i n s a n c a k t a r o l a n A b d u ' d - D a r s l a l e s i n d e n d i .
Bu n c k o l u n h e m e n a r k a s n d a , P e y g a m b e r (s.a.v.) yer alyordu. O n u da,
p b u S f y a n ve a r k a d a l a r n n aldklar mallarla Suriye'den d n m e zama-
biri M u h a c i r l e r i , dieri E n s a r ' temsil e d e n iki siyah flama takip ediyordu.
E - n gelmiti. P e y g a m b e r (s.a.v.) Talha ve m e r ' i n k u z e n i Sa'id', - H a n i f -
Bu flamalardan b i r i n i Ali (r.a.), dierini Evs'li Sa'd l b n M u a z (r.a.) tayor-
lerden o l a n Zeyd'in o l u - M e d i n e ' n i n b a t s n d a k i sahilde yeralan H a v r a y a ,
du. P e y g a m b e r (s.a.v.)'in y o k l u u n d a M e d i n e ' d e n a m a z l a r m olan l b n
k e r v a n l a ilgili h a b e r almalar i i n g n d e r d i . Bu ekilde, g n e y b a t y a hzl b i r
m m M e k t u m (r.a.) k l d r a c a k t . O n u n h a k k n d a u ayet nazil o l m u t u :
y r y l e k e r v a n sahile y a k l a t r m a k daha da k o l a y o l a c a k t . G n d e r d i i
" S u r a t ast ve y z evirdi, k e n d i s i n e o k r geldi d i y e " ( A b e s e : 1 - 3 , Bkz. B l .
iki g z c C h e y n e k a b i l e s i n d e n b i r a d a m n evinde, k e r v a n g e i n c e y e k a d a r
XXII).
m i s a f i r edilmiti. F a k a t b u z a h m e t l e r b o a gidebilirdi. n k M e d i n e ' d e k i
D e m d e m ' i n M e k k e ' y e u l a m a s n d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v.)'in halas
Y a h u d i l e r d e n veya m n a f k l a r d a n biri,* P e y g a m b e r (s.a.v.)'in p l n n E b u
Atike k o r k u n b i r rya g r m ve b u n u Kurey'i b e k l e y e n felakete y o r m u -
Sfyan'a h a b e r v e r m i t i . B u n u d u y a n E b u Sfyan, Gfari k a b i l e s i n d e n D e m -
tu. R y a d a n o k e t k i l e n e n A t i k e kardei Abbas'a h a b e r g n d e r m i ve gr-
d e m a d n d a k i bir a d a m M e k k e ' y e h a b e r v e r m e s i ve o n l a r k o r u y a c a k b i r or-
dklerini ona anlatmt: "Deveye binen bir adam grdm, vadinin ortasn-
du h a z r l a m a l a r n s y l e m e s i iin g n d e r d i . Bu srada k e n d i s i de, g e c e - g n -
da d e v e d e n i n d i ve e n y k s e k sesiyle: ' E y vefasz insanlar, g n i i n d e si-
dz k e r v a n l a r y l a sahil y o l u n d a hzla ilerliyordu.
zi m a h v e d e c e k olan f e l a k e t e h a z r l a n n ' diye bard. n s a n l a r n o n u n etra-
Acil d u r u m d a olan s a d e c e E b u Sfyan deildi. P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i -
fnda t o p l a n d n g r d m . D a h a s o n r a e t r a f n d a k i i n s a n l a r l a b i r l i k t e M e s -
ne'de m m k n o l d u u kadar u z u n s r e k a l m a k istiyordu, n k kz R u -
cid-i H a r a m ' a girdi. D e v e s i o n u , i n s a n l a r n a r a s n d a n , K ' b e ' n i n atsna g-
kiyye (r.a.) o k hastayd. F a k a t kiisel s o r u n l a r engelleyici o l m a m a l y d , b u
trd. O r a d a y i n e ayn ekilde bard. S o n r a y e r d e n b i r k a y a ald ve tepe-
y z d e n P e y g a m b e r (s.a.v.), gnderdii g z c l e r i n d n m e s i n i b e k l e m e d e n
d e n aaya frlatt. K a y a t e p e n i n e t e k l e r i n e ulatnda ikiye ayrlmt.
yola k o y u l m a y a k a r a r verdi . M e d i n e ' y e vardklarnda, M u h a c i r l e r d e n ve
M e k k e ' d e k a y a n n b i r p a r a s n n darbe v u r m a d b i r t e k ev k a l m a m t . "
E n s a r d a n o l u a n , t o p l a m 3 0 5 kii o l a n b i r ordu k u r u l m u t u . O srada M e -
A b b a s k z k a r d e i n i n ryasn arkada Velid'e - U t b e ' n i n olu- anlatt.
dine'de eli silah tutan y e t m i yedi m u h a c i r vard. h a r i hepsi oradayd-
Velid de b u n u b a b a s n a anlatt ve h a b e r t m e h r e yayld. Ertesi g n E b u
lar: B u n l a r d a n biri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in d a m a d O s m a n ' d .
C e h i l , A b b a s ' m y a n n d a alayl bir sesle yle d e d i : " E y Abdu'l- Muttalib
P e y g a m b e r (s.a.v.), o n u n hasta k a r s n a b a k m a k iin M e d i n e ' d e k a l m a -
oullar, n e z a m a n d a n b e r i a r a n z d a k i k a d n p e y g a m b e r size g a y b d a n ha-
sn istemiti Dier ikisi ise Talha (r.a.) ve Sa'id (r.a.) idi. O n l a r M e d i n e ' y e
berler veriyor? E r k e k l e r i n i z i n p e y g a m b e r rol o y n a m a s y e t m e d i m i ? i m -
vardklarnda ordu o k t a n yola k m t .
di sra k a d n l a r n z d a m ? " Abbas v e r e c e k b i r c e v a p b u l a m a d , fakat E b u C e -
lk k o n a k l a r n d a , P e y g a m b e r (s.av)'in k u z e n i Z h r e k a b i l e s i n d e n Sa'd,
hil, ertesi g n E b u K u b a y s t e p e s i n d e n D e m d e m ' i n sesi t m ehri n l a t t n -
o n b e y a n d a k i kardei U m e y r ' i z n t l g r n c e , n e o l d u u n u sordu.'
da c e v a b n ald. n s a n l a r e v l e r i n d e n frladlar ve o n u n etrafnda toplandlar.
' K o r k u y o r u m " dedi Umeyr, "Allah R a s u l b e n i g r r de o k k k o l d u u -
E b u S f y a n o n a o k para d e m i t i , b u n e d e n l e r o l n gzel o y n a m a l y d .
m u s y l e r ve b e n i geri g n d e r i r diye k o r k u y o r u m . F a k a t b e n g i t m e k istiyo-
D e v e n i n s t n d e , ters b i r ekilde o t u r m u t u , b u n u n yan sra felaket iare-
r u m . n k , b e l k i Allah b a n a e h a d e t i tattrr." K o r k t u u b a n a gelmiti.
ti o l a r a k d e v e s i n i n b u r n u n u da yarmt. D e v e n i n b u r n u n d a n k a n l a r a k y o r -
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , o r d u y u d z e n e s o k a r k e n o n u grd ve o k k k o l d u -
du. K e n d i s t n d e k i giysiyi de paralamt. " E y K u r e y l i l e r " diye bard,
u iin M e d i n e ' y e geri d n m e s i n i istedi. F a k a t U m e y r alaynca, P e y g a m b e r
" K e r v a n develeri, k e r v a n develeri, E b u Sfyan'la b e r a b e r o l a n m a l l a r n z !
(s.a.v.) k a l m a s n a izin verdi. " O k a d a r k k idi k i " , dedi S a ' d , ' " k l kay-
M u h a m m e d ve a d a m l a r onlara saldrd. Yardm e d i n ! Yardm e d i n ! "
n k s a l t m a k z o r u n d a k a l d m . "
e h i r b i r d e n bire telaa b r n d . imdi t e h l i k e d e o l a n k e r v a n , yln e n
z e n g i n k e r v a n y d ve o u o n u y i t i r m e k t e n k o r k u y o r d u . H e m e n b i n kiilik s o n r a gelecei h a b e r i n i ulatrdlar. K e r v a n m u t l a k a , S u r i y e ile M e k k e ara-
b i r o r d u topland. Nahle'de h a r a m ayda l d r l e n Abdu e m s ' i n m t t e f i k i sndaki en eski k o n a k l a r d a n b i r i o l a n Bedir'de d u r a c a k t . Mslmanlarn
A m r ' k a s d e d e r e k : " M u h a m m e d ve arkadalar b u k e r v a n n , b n u ' l - H a d r a - o n l a r orada bastrp, a r t m a y a vakitleri vard.
m ' n i n k e r v a n gibi o l d u u n u m u z a n n e d i y o r l a r ? " diyorlard. S a d e c e Adiy D a h a s o n r a K u r e y l i l e r ' i n b i r o r d u hazrlayp yola k t k l a r h a b e r i ula-
k a b i l e s i o r d u d a yer a l m y o r d u . K e n d i y e r i n e , para vererek b i r M a h z u m ' l u y u t . B u n u h e r z a m a n bir i h t i m a l o l a r a k gz n n d e b u l u n d u r m u l a r d . F a k a t
g n d e r e n E b u L e h e b ' d e n b a k a dier b t n k a b i l e reisleri b i r g r u p a s k e r l e b u i h t i m a l i n g e r e k l e t i i n i r e n i n c e P e y g a m b e r (s.a.v.) s a h a b i l e r i n e dan-
savaa katlyorlard. Beni H a i m ve B e n i M u t t a l i b k a b i l e l e r i n i n de k e r v a n - p, d e v a m e t m e veya geriye d n m e k i i n b i r k a r a r v e r m e gereini hissetti.
da m a l l a r vard ve onlar k o r u m a y e r e f m e s e l e s i yapyorlard. B u n e d e n l e E b u B e k i r (r.a.) ve m e r (r.a.), M u h a c i r l e r adna d e v a m e t m e k a r a r n a k -
Talib iki k a b i l e d e n de bir g r u p a d a m kard. A b b a s da araclk y a p m a k i i n ladlar. O n l a r n s y l e d i k l e r i n i k u v v e t l e n d i r i r b i r e k i l d e , B e n i Zhre'nin
o n l a r l a b i r l i k t e gitti. E s e d k a b i l e s i n d e n H a d i c e ' n i n yeeni H a k i m de ayn m t t e f i k l e r i n d e n biri o l a n ve M e d i n e ' y e yeni g e l e n M i k d a d ayaa kalkt ve
a m a l a o n l a r a katld. E b u L e h e b gifc>i, C u m a h ' m lideri m e y y e de, yal b i r yle dedi: " E y Allah'n R a s u l ! Allah sana ne y a p m a n g e r e k t i i n i sylediy-
a d a m o l d u u n u ileri srerek M e k k e ' d e k a l m a y a karar verdi. F a k a t o M e s - se o n u yap. Biz s r a i l o u l l a r ' n m Musa'ya dedii gibi: ' S e n ve R a b b i n gidin,
cid-i H a r a m d a o t u r u r k e n U t b e geldi, n n e gzel k o k u yayan b i r b u h u r - ikiniz savan.Biz p h e s i z b u r a d a duranlarz' ( M a i d e : 2 4 ) d e m e y i z . Biz y-
d a n l k k o y a r a k : " B u n d a n k e n d i n e g z e l k o k u s r E b u Ali, n k s e n k a d n - le deriz: " S e n ve R a b b i n , i k i n i z savan, sizinle b i r l i k t e , s a n z d a , s o l u n u z -
lar g i b i s i n " dedi. "Allah b e l a n v e r s i n " diyen m e y y e , dierleriyle b i r l i k t e da, n ve a r k a n z d a b i z de s a v a a c a z . " Abdullah b n M e s ' u d daha s o n r a k i
yola k m a k z e r e hazrland. yllarda, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in b u s z l e r i d u y d u u n d a nasl y z n n parla-
P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' d e n g n e y e g i d e n yoldan a y r l m ve batda dn anlatrd. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n a a r m a m t , n k M u h a c i r l e r i n
Suriye'den M e k k e ' y e giden sahil yolu z e r i n d e yer alan Bedir'e y n e l m i t i . t a m a m e n kendisiyle b i r l i k t e o l d u u n a i n a n y o r d u . F a k a t ayn ey, orada b u -
E b u Sfyan' Bedir'de yakalamay p l a n l y o r d u . Bu n e d e n l e m t t e f i k l e r i o l a n l u n a n E n s a r ' m t m i i n de s y l e n e b i l i r miydi? O r d u , M e d i n e ' d e n k e r v a n
C u h e y n e l i l e r d e n oralar iyi tanyan iki a d a m g z c olarak g n d e r d i . G z - y a k a l a m a k iin yola k m t . F a k a t i m d i daha b y k b i r orduyla karla-
c l e r B e d i r k u y u s u n u n s t n d e k i b i r t e p e d e konakladlar. Su d o l d u r m a k m a ihtimali ortaya k m t . B u n u n yan sra, M e d i n e ' l i l e r A k a b e ' d e , o n u ,
i i n k u y u n u n y a n m a g e l d i k l e r i n d e , k y d e n iki k z n aralarnda k o n u t u k - k e n d i snrlar i i n d e k o r u m a k z e r e sz vermilerdi. A n c a k k e n d i l k e l e -
larna k u l a k misafiri oldular. Biri d i e r i n e : " K e r v a n ya yarn ya da b r g n r i n d e o n u , elerini ve o c u k l a r m k o r u d u k l a r gibi k o r u y a c a k l a r d . A c a b a
g e l e c e k ,onlar i i n alp para k a z a n a c a m ve s a n a olan b o r c u m u d e y e c e - M e d i n e dndaki b i r d m a n a k a r da o n u k o r u m a y a h a z r m y d l a r ? " E y
i m " diyordu. G z c l e r b u n l a r d u y u n c a P e y g a m b e r (s.a.v.)'e h a b e r i ulatr- insanlar, b e n i m l e istiare e d i n " dedi. Hitap geneldi, f a k a t o , aralarnda h e -
m a d a a c e l e ettiler. Bir m d d e t daha k a l m olsalard, batdan k u y u y a d o r u n z k i m s e n i n k o n u m a d E n s a r ' k a s d e d i y o r d u . Sa'd b n M u a z (r.a.) aya-
g l bir atlnn geldiini g r e c e k l e r d i . Atl Suriye'den M e k k e ' y e giden ve a k a l k t ve : " E y Allah'n R a s u l , z a n n e d e r s e m i n s a n l a r d e r k e n bizi kaste-
Bedir'den g e e n y o l u n , g v e n i l i r o l u p o l m a d n k o n t r o l e t m e k i i n k e r v a - d i y o r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n u o n a y l a y n c a k o n u m a s n a d e v a m
n n n n d e n giden E b u Sfyan'd. S u y u n y a n m a geldiinde k y l l e r d e n bi- etti: "Biz sana g v e n i y o r u z , b i z e s y l e d i k l e r i n e i n a n y o r u z ve getirdiin e-
rine rastlad ve o n a b i r y a b a n c g r p g r m e d i i n i sordu. K y l iki y a b a n - yin h a k o l d u u n a e h a d e t e d i y o r u z . Biz, d i n l e m e k ve itaat e t m e k zere sa-
c n n gelip tepede k o n a k l a d k l a r n ve su d o l d u r u p gittiklerini h a b e r verdi. na sz verdik. O h a l d e n e i s t i y o r s a n o n u yap, biz s e n i n l e birlikteyiz. S e n i
E b u Sfyan o n l a r n k o n a k l a d tepeye gitti, g r d deve pisliklerini par- Hak'la g n d e r e n e y e m i n o l s u n ki, eer bize u ileriki d e n i z d e n g e m e m i z i
alad. l e r i n d e h u r m a e k i r d e k l e r i vard. " T a n r m , " dedi, " B u Yesrib'in ye- e m r e t s e n ve k e n d i n suya dalsan, b i z de s e n i n l e b i r l i k t e dalarz. H i b i r i m i z
m i . " A c e l e y l e geri d n d ve k e r v a n Bedir'i sol tarafna alp d e n i z k y s n a geride kalmayz. Yarn o d m a n l a k a r l a m a k t a n da e k i n m i y o r u z . Biz sa-
doru yneltti. vata d e n e y i m l i ve a t m a d a g l y z . Belki de Allah, b i z i m yiitliimizi
sana gsterir de s e n i n g z l e r i n s e r i n l i k l e d o l a r . 1 O h a l d e Allah'n yardmy-
O srada iki g z c P e y g a m b e r (s.a.v.) 'e k e r v a n n ertesi g n veya iki g n
la b i z e n d e r l i k e t . "
C e h i l ; C u m a h ' t a n U m e y y e ; A m i r ' d e n S h e y l . B u n e m l i isimleri d u y a n Pey-
P e y g a m b e r (s.a.v.) b u szlere o k sevindi. Ya k e r v a n ya da o r d u d a n sa-
g a m b e r (s.a.v.) a d a m l a r n t o p l a d n d a : " M e k k e , h a y a t n n en iyi paralar-
d e c e biriyle s a v a m a l a r gerektii k a n s n d a y d . " l e r i " dedi. "Neelenin,
n sizin n n z e a t y o r " dedi.
n k Y c e A l l a h , b a n a iki g r u p t a n birini s z verdi. i m d i d e n d m a n ye-
B i n k i i l i k g l Kurey o r d u s u n u n h a b e r i n i n E b u Sfyan' a u l a m a s
nilmi bir halde g r y o r u m . " 2
uzun s r m e m i t i . F a k a t o z a m a n a k a d a r k e r v a n , k e n d i s i n i k o r u m a y a gelen
K e n d i l e r i n i en k t i h t i m a l e h a z r l a m o l m a l a r n a r a m e n yine de i-
o r d u n u n d m a n l a k e r v a n a r a s n d a d u v a r olaca bir k o n a a ulamt. K e r -
lerinde, k e r v a n ele g e i r i p , Kurey o r d u s u g e l m e d e n M e d i n e ' y e g a n i m e t l e r
vann artk g v e n d e o l d u u n u h i s s e d e n E b u Sfyan K u r e y o r d u s u n a b i r el-
ve esirlerle d n m e m i d i vard. F a k a t , Bedir'e b i r g n l k uzaklktaki bir k o -
i g n d e r d i : " S i z develerinizi, m a l l a r n z ve adamlarnz k o r u m a k zere
naa v a r d k l a r n d a , P e y g a m b e r (s.a.v.) ve E b u B e k i r n d e n gidip rastladk-
geldiniz. Allah o n l a r k o r u d u , o h a l d e geri d n n . " Bu m e s a j K u r e y o r d u -
lar yal bir a d a m d a n bilgi aldlar ve M e k k e o r d u s u n u n y a k n d a o l d u u ka-
s u n a , Bedir'in biraz g n e y i n d e k i C u h f e ' d e k o n a k l a d k l a r srada ulamt.
naatine vardlar. K a m p y e r i n e d n d l e r , g e c e yarsna kadar beklediler. Da-
O r d u n u n daha fazla i l e r l e m e m e s i i i n b i r n e d e n daha vard. B e n i M u t t a -
ha s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v.), k u z e n i n i , Ali, Z b e y r ve Sa'd' dier b i r k a
lb'den b i r a d a m n - C u h e y m - g r d r y a , veya hayal n e d e n i y l e t m k a m -
arkadayla b i r l i k t e , M e k k e o r d u s u n u n veya k e r v a n n k u y u d a n s u alp al-
p k a r a m s a r l k b r m t . C u h e y m yle diyordu: " U y k u ile u y a n k l k ara-
m a d k l a r n r e n m e k zere Bedir k u y u s u n a g n d e r d i . G n d e r d i i a d a m l a r
s n d a , y a n n d a b i r deveyle b i r l i k t e at s t n d e b i r a d a m n y a k l a t n gr-
k u y u y a v a r d k l a r n d a K u r e y o r d u s u iin su d o l d u r a n iki a d a m a rastladlar.
d m . A t n d a n indi ve U t b e , e y b e , E b u ' l - H a k e m ve U m e y y e - s o n r a a d a m n
kisini de y a k a l a y p . P e y g a m b e r (s.a.v.)'e getirdiler. O srada R a s u l l l a h
syledii dier k a b i l e liderlerini de sayd- hepsi k l t a n g e i r i l e c e k . " " D a h a
(s.a.v.) n a m a z klyordu. O n u n b i t i r m e s i n i b e k l e m e d e n K u r e y o r d u s u n u n
s o n r a " dedi C u h e y m : " D e v e s i n i n g s n b a k l a yaralad ve o n u adrla-
su tayclar o l d u k l a r n syleyen iki a d a m sorguya e k m e y e baladlar.
rn arasnda k o m a s i i n s e r b e s t b r a k t . K a m p t a d e v e n i n k a n s r a m a y a n
S o r a n l a r d a n bazlar o n l a r n yalan sylediini d n m e y i tercih ediyordu,
bir t e k adr k a l m a d . " E b u C e h i l , C u h e y m ' i n anlattklarn d u y u n c a , s e s i n -
n k o n l a r , E b u S f y a n ' m kervan i i n su d o l d u r m a k zere gnderdiini
de zafer d o l u b i r hava ile: " l t e , A b d u ' l - M u t t a l i b i n o u l l a r n d a n b i r P e y g a m -
m i t ediyorlard. ki a d a m , "Biz E b u S f y a n ' m a d a m l a r y z " diyene k a d a r
ber d a h a " dedi. " B i r p e y g a m b e r d e m e s i n i n s e b e b i , H a i m ve M u t t a l i b ' i n
dvdler. S o n r a s e r b e s t braktlar. P e y g a m b e r (s.a.v.) n a m a z d a s o n o t u r u u -
o u l l a r n n b i r t e k k a b i l e o l a r a k k a b u l edilmesiydi. K a m p t a k i b u k a r a m s a r -
n u yapt ve s e l a m verdi. S o n r a : "Size d o r u y u s y l e d i k l e r i n d e onlar d v -
l y o k e t m e k isteyen E b u C e h i l , o r a d a k i l e r i n t m n e h i t a p e d e r e k yle
y o r s u n u z , y a l a n s y l e d i k l e r i n d e ise b r a k y o r s u n u z . O n l a r g e r e k t e n K u -
d e d i : " T a n r ' y a a n d o l s u n k i , Bedir'e g i t m e d e n geri d n m e y e c e i z . O r a d a
rey o r d u s u n u n a d a m l a r " dedi . Daha s o n r a iki a d a m a d n e r e k : "Siz ikiniz,
g n kalacaz; develer k e s i p l e n k u r a c a z ; arap su gibi a k a c a k ve d a n -
b a n a Kurey'in n e r e d e o l d u u h a k k n d a bilgi v e r i n " dedi. A d a m l a r A k a n -
szler b i z e a r k syleyip d a n s e d e c e k l e r . Araplar b i z i m b u m u h t e e m y r -
kal' iaret e d e r e k : " O n l a r u tepenin arkasndalar, t e p e n i n t e s i n d e k i vadi-
y m z ve t o p l a d m z g c d u y a c a k l a r . B u n d a n s o n r a bize k a r h e p
d e l e r " dediler. P e y g a m b e r (s.a.v.): " K a k i i l e r " diye sordu. " o k " dediler,
k o r k u ve sayg duyacaklar. Bedir'e i l e r i ! "
fakat k e s i n b i r ey syleyemediler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a -
ra g n d e k a hayvan k e s t i k l e r i n i sordu. "Baz g n l e r d o k u z , b a z g n l e r o n " A b b a s b n e r i k , m t t e f i k i o l d u u Z h r e kabilesi ile b e r a b e r g e l m i t i ;
diye c e v a p verdiler. P e y g a m b e r (s.a.v.) b u n a k a r l k yle dedi: " O h a l d e i m d i ise o n l a r E b u Cehil'e k u l a k a s m a m a l a r iin i k n a e t m e y e alyordu
d o k u z yz kii ile b i n kii arasndadrlar. P e k i h a n g i K u r e y liderleri o r d u - Zhre'lileri i k n a e t m e y i baard ve h e p s i C u h f e ' d e n M e k k e ' y e d n d l e r .
n u n a r a s n d a ? " O n b e tane isim saydlar. B u n l a r n arasnda u i s i m l e r var- Talib de a d a m l a r n d a n b i r k s m y l a geri d n m t . n k Kurey'ten b a z -
d: A b d u e m s ' t e n iki karde, U t b e ve e y b e ; Nevfel k a b i l e s i n d e n Haris ve lar o n a yle demilerdi: " E y H a i m o u l l a r , sizin u anda b i z i m l e o l m a n -
Tu'ayme ; A b d u ' d - D a r ' d a n , k e n d i faris h i k a y e l e r i n i Kur'an'la karlatran za r a m e n , g n l l e r i n i z i n M u h a m m e d ' l e b i r l i k t e o l d u u n u b i l i y o r u z . " A b -
Nadr; E s e d k a b i l e s i n d e n H a d i c e ' n i n v e y kardei Nevfel; M a h z u m ' d a n E b u bas b u n a r a m e n Bedir'e g i t m e y e k a r a r verdi ve y a n n a y e e n i n i ald: Ha-
ris'in oullar E b u Sfyan ve Nevfel ile E b u Talib'in olu Akil.
stnde, tepeden Bedir'e d o r u Yelyel vadisine i n e r k e n grd ve yle dua
Tepenin arkasnda, biraz kuzeydouda mslmanlar adr bozuyordu.
etti: "Allah'm, ite Kurey k i b i r ve gururla geliyorlar, sana kar kyor ve
Peygamber (s.a.v.) Bedir kuyularna dmandan n c e varmalar gerektiini
senin Rasuln yalanlyorlar. Ya Rabbi, bize vadettiin yardmn zerimiz-
biliyordu. Bu nedenle h e m e n yola k m a ve hzla ilerleme emri verdi. Yola
den e k s i k e t m e ! Ya R a b b i , b u sabah onlar helk e t ! "
kmalarndan biraz sonra yamur yamaya balad. Mslmanlar b u n u n Al-
Kurey ordusu tepenin h e m e n eteinde k o n a k l a d . M s l m a n l a r bekle-
lah'tan bir yardm iareti olduunu dnerek sevindiler. Yamur sayesinde
diklerinden az bulduklar iin C u m a h kabilesinden Umeyr'i, arkada baka
insanlar zindeleti, zerinde yol aldklar Yelyel k u m u ise yatt. Yamur,
yedek o r d u n u n olup olmadn r e n m e k zere gnderdiler. Umeyr, vadi-
m s l m a n l a r n solunda, Bedir'in aksi ynndeki Akankal tepelerini henz
nin dier ucunda, karlarnda d u r a n ordudan b a k a y a r d m c g grn-
trmanacak olan dmanlar engelliyordu. Kuyularn hepsi nlerindeki
mediini haber verdi. " F a k a t , ey Kureyliler," diye devam etti, "Onlardan
eimde sralanyordu. Peygamber (s.a.v.) geldikleri ilk k u y u n u n yannda ko-
hibirinin sizden b i r adam l d r m e d i k e leceini z a n n e t m e m . Onlar, siz-
naklama emri verdi. Fakat Hazre'li H u b b l b n el-Munzir (r.a.) ona geldi ve
den kendi saylarna eit adam ldrrlerse, geriye ne k a l r ? " Umeyr, Mek-
: " Ey Allah'n Rasul (s.a.v.), b u konakladmz yerden ne ilerleyip ne de
ke'de kahinliiyle m e h u r d u , b u hreti szlerinin daha etkili olmasn sa-
gerilemeden durmamz Allah m sana emretti, yoksa bu senin grn ve
lyordu. Hatice'nin yeeni Esed kabilesinden H a k i m de b u k o n u d a ayn g-
sava stratejin m i ? " dedi. Peygamber (s.a.v.) b u n u n sadece bir gr olduu-
rteydi. H a k i m t m k a m p yryerek dolatktan sonra Abdu ems kabi-
nu syleyince Hubb devam etti: "Burada konaklamayalm. Ey Allah'n Ra-
lesinin konaklad yere vard. Utbe'ye : " E y Velid'in b a b a s " dedi, "Sen Ku-
sul, dmana yakn kuyularn en byklerinden birinin yanna varncaya
rey'in en byk adam ve o n l a r n yneticisisin, o n l a r s z n dinlerler.
kadar ilerleyelim. Orada konaklayalm, dier b t n kuyular kapatp, kendi-
Sonsuza kadar onlarn arasnda eref ve vgyle a n l m a k ister m i s i n ? " Utbe
miz iin bir sarn hazrlayalm. O zaman dmanla karlatmzda bizim
: " B u n u nasl y a p a b i l i r i m ? " diye sordu. "Onlar geri gtr " dedi H a k i m , "Ve
iecek suyumuz olur, onlarnsa suyu o l m a z . " Peygamber (s.a.v.) b u gr
ldrlen mttefikin Amr'n, diyetini zerine al." H a k i m savan en byk
kabul etti ve Hubb'n plan ayrntsyla uyguland. lerideki b t n kuyular
nedenlerinden biri olan kan davas ve diyeti ortadan k a l d r m a k istiyordu.
kapatlp, bir sarn hazrland. Herkes su krbasn doldurdu.
n k Nahle'de l d r l e n adamn kardei Amir, b u savaa almak iin
Daha sonra Sa'd lbn Muaz (r.a.) Peygamber (s.a.v.)'e geldi ve yle de- gelmiti.
di: " E y Allah'n Rasul, izin ver de s e n i n iin bir glgelik yapalm, devele-
U t b e , Hakim'in dediklerinin hepsini kabul etti, fakat o n u n gidip sava
rini de y a n m a balayalm. D m a n l a karlatmzda, Allah bize g verir
en o k isteyen E b u Cehil'le k o n u m a s n istedi. O srada orduya yle ses-
de onlar yenersek, bizim istediimiz yerine gelir. Fakat eer kaybedersek,
lendi : " E y Kureyliler, M u h a m m e d ve arkadalaryla savamak size hibir
sen h e m e n devene binip gerideki arkadalarmza katlabilirsin. n k ge-
ey kazandrmayacak. E e r onlarla savarsanz, her biriniz bir dierinin y-
ride kalan arkadalarmz da seni b i z i m kadar severler, eer s e n i n savala
zne, kardei, amcas veya y a k n bir akrabasn ldrd iin nefretle ba-
karlaacan bilselerdi, onlar da sana yardmc olurlar ve s e n i n yannda
kacak. Bu nedenle geri d n n ve M u h a m m e d ' i dier Araplar'a brakn. Eer
savarlard." B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v.), Sa'd' vd ve ona dua etti.
o n u ldrrlerse sizin istediiniz yerine gelir, eer ldrmezlerse M u h a m -
H u r m a dallarndan bir glgelik yapld.
m e d o n a kar sabrl davrandnz anlayacaktr."
U t b e , phesiz, kardeinin kan diyetini d e m e k iin A m i r el Hadre-
O gece Allah, rn'minlere rahat bir uyku indirdi ve m'minler sabahleyin ok
mi'ye yaklamak istiyordu. Fakat E b u Cehil, Utbe'yi k o r k a k l k l a , kendisinin
zinde kalktlar. (Enfal: 11).
ve kar saflardaki olu E b u Huzeyfe'nin d r l m e s i n d e n k o r k m a k l a sula-
d. Daha sonra Amir'e d n e r e k o n u , kardeinin c n alaca b u frsat ka-
G n l e r d e n Cuma'yd, 17 Mart, M.S. 6 2 3 yani 17 Ramazan H.S.^ afak-
r m a m a y a tevik etti." Kalk ve onlara szn, kardeinin ldrldn
la birlikte Kurey Akankal tepesine trmand. O n l a r tam tepeye ulatklarn-
hatrlat" dedi.
da, gne ykselmiti. Peygamber (s.a.v.) onlar s s l e n m i atlar ve develer
A m i r ayaa k a l k t ve elbiselerini p a r a l a y a r a k b a r m a y a balad "Amr'a
BEDR SAVA
yazk o l d u ! A m r ' a y a z k o l d u ! " Bu s z l e r a s k e r l e r i n c o m a s n a n e d e n o l d u
ve g n l l e r i n i h i d d e t l e doldurdu. Artk n e U t b e , ne de baka biri onlar ik-
[43]
na e d e m e z d i .
B u s o n o k u ve hiddet dolu a n l a r b i r a d a m a bekledii frsat salad.
K e n d i s i y o k k e n o l u n u n k a m a s n d a n k o r k a n S h e y l olu Abdullah' da eygamber (s.a.v.) orduyu dzene s o k t u ve elinde bir okla her askerin nn-

Bedir'e g e t i r m i t i . C u m a h ' n lideri m e y y e de zorla slam'dan d n d n P de durup h e m onlara moral verdi, h e m de saflar dzene soktu. o k geride

sylettii olu Ali'yi ayn n e d e n l e sava a l a n n a getirmiti. F a k a t kararsz kalan Ensardan birine, elindeki okla gsn hafife vurarak:" Sraya gir, Se-

olan Ali n i n a k s i n e Abdullah'n i n a n c o k s a l a m d . K a m p n y a k n n d a k i vad" dedi.Sevad : " E y Allah' n Rasul ,canm yaktn. Allah seni h a k ve adalet-

bir k a y a n n a r k a s n a gizlenen A b d u l l a h , k a r d a k i m s l m a n k a m p a k a - le gnderdi, o halde karln v e r " dedi. Peygamber (s.a.v.) kendi gsn

m a n n b i r y o l u n u b u l m u t u . Oraya vardnda d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v . ) ' e aarak elindeki o k u uzatt ve " A l ! " dedi. Sevad ise eildi ve tam Peygamber

gitti, i k i s i n i n d e y z s e v i n t e n parlyordu. A b d u l l a h , d a h a s o n r a s e v i n (s.a.v.)'in kendisine vurduu yerden pt. "Niye byle yaptn?" diye sordu Pey-

iinde iki e n i t e s i , E b u Huzeyfe ve E b u Sabra'y selamlad. gamber (s.a.v.). Sevad u cevab verdi: " E y Allah'n Rasulu, grdn gibi d-
manla kar karyayz; seninle geirebileceim son dakikalar olabilecek u an-
da, sana d o k u n m a k , i s t e d i m . " Peygamber (s.a.v.) o n u n iin dua etti.
K u r e y i l e r l e m e y e b a l a m t . F a k a t dalga dalga y a y l m o l a n k u m te-
pecikleri arasnda o l d u k l a r n d a n d a h a az g r n y o r l a r d . B u n a r a m e n Pey-
g a m b e r (s.a.v.) o n l a r n g e r e k saysn ve iki ordu arasndaki dengesizlii bi-
liyordu . E b u Bekir'le b i r l i k t e g l g e l i i n e d n d ve Allah'a, vadettii yard-
m g n d e r m e s i iin dua etti.
Hafife u y u k l a d ve u y a n d n d a : " N e e l e n ey E b u B e k i r : Allah'n yard-
m geldi. te Cebrail, elinde b i r atla geliyor, sava iin h a z r l a n m " d e d i . 1
Arap tarihinde b i r o k sava, iki ordu k a r karya g e l d i k t e n s o n r a t a m
a t m a y a b a l a n a c a anda s o n b u l m u t u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) b u k e z
savan o l a c a n d a n e m i n d i . te b u k a r l a r n d a k i ordu o n a vadedilen iki
g r u p t a n biri idi. A k b a b a l a r da savan k a n l m a z o l d u u n u a n l a m gibi, iki
o r d u n u n da l l e r i n i y e m e k iin kayalklara t n e m i l e r d i . Kurey'in h a r e -
ketlerinden saldrya h a z r l a n d k l a r anlalyordu. ok yaklamlar ve
m s l m a n l a r n yapt s a r n c n y a k n m a k o n a k l a m l a r d . lk h a r e k e t l e r i -
nin s a r n c ele g e i r m e k olaca anlalyordu.
M a h z u m k a b i l e s i n d e n E s v e d d i e r l e r i n i n n n e geti ve su i m e k ze-
re ilerledi. O n u n k a r s n a H a m z a (r.a.) k t ; ilk k l darbesiyle b a c a n di-
z i n i n o r t a s n d a n yaralad,ikinci darbeyle de l d r d . O n u n a r k a s n d a n , h-
l E b u C e h i l ' i n alaylarna m a r u z k a l a n U t b e , saflarn n n e frlad ve teke
tek k a r l a m a y teklif etti. A i l e n i n erefini y k s e l t m e k i i n kardei e y b e ve
olu Velid o n u n iki tarafnda y e r aldlar. B u m e y d a n o k u m a y ilk k a b u l
e d e n , E n s a r ' d a n P e y g a m b e r (s.a.v.)'e ilk biat e d e n alt k i i d e n b i r i o l a n Haz-
Avf (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'in yannda ayakta duruyordu ve kendisi ilk
re'li Neccar kabilesinden Avf (r.a.) oldu. Avf ile birlikte kardei Muavviz de
kabul eden olduu halde birebir arpmada kendisinin k a b u l edilmemesi
ileri kt. Medine'de Kesva, Hicretin son konan onlarn mahallesinde
o n u hayal krklna uratmt: " E y Allah'n Rasl, Allah'n kuluyla alay
yapmt. Meydan o k u m a y a kar kan n c kii ise, b n Ubey'i Peygam-
ettirmesinin sebebi n e y d i ? " P e y g a m b e r h e m e n u cevab verdi: " Sen zrhsz
b e r (s.a.v.)'e nazik davranmas iin uyaran Abdullah bn Revaha (r.a.) idi.
bir ekilde dmanlarn ortasna d a l a c a k s n . " B u n u n zerine Avf, h e m e n
" K i m s i n i z ? " diye sordu Kureyliler. Adamlar cevap verince U t b e : " Siz
giydii zrh zerinden kard. O srada Peygamber (s.a.v.) yerden b i r avu
soylusunuz ve b i z i m dengimizsiniz. F a k a t bizim sizinle iimiz y o k . Bizim
aklta ald, Kurey'e doru " O yzler harap o l s u n ! " diyerek frlatt. Bu-
meydan o k u y u u m u z sadece kendi kabilemizden olanlara" dedi. Daha son-
nun onlara felaket getireceinin farkndayd. Daha sonra saldr emri verdi.
ra Kurey'in habercisi yle bard: " E y M u h a m m e d , b i z i m karmza k e n -
Onlara syledii sava ars, "Y M a n s r E m i t ! " 3 szleri azdan aza do-
di k a b i l e m i z d e n uygun adamlar kar." Peygamber (s.a.v.) byle b i r eye ni-
layordu. Zrhsz olan Avf ve U m e y r ilk arpanlar arasmdaydlar ve ld-
y e t l e n m e m i t i , fakat Ensar'n acelecilii b u duruma sebep o l m u t u . Bu ne-
rlene kadar mcadele ettiler. M s l m a n l a r d a n lenlerin says, onlarn
denle P e y g a m b e r (s.a.v.) en fazla kendi ailesinin b u savaa sebep olduunu
l m , U b e y d e ve Kurey oklaryla l e n iki kii ile beraber toplam bei b u -
d n e r e k ailesinden kiiyi ard. Meydan okuyanlardan ikisi orta ya-
luyordu. M s l m a n l a r d a n o gn d o k u z kii daha lecekti. Bu d o k u z kiinin
l, biri genti. Peygamber (s.a.v.) " K a l k ey U b e y d e ! Kalk ey Ali! Kalk ey
arasnda Peygamber (s.a.v.)'in o k g e n olduu iin geri g n d e r m e k istedi-
H a m z a ! " dedi. U b e y d e ordudaki en yal ve en deneyimli adamd; o da Ab-
i Sa'd'm kardei U m e y r (r.a.) de vard.
du'l-Muttalib'in t o r u n u oluyordu. Ubeyde U t b e ile, Hamza eybe ile, Ali de
Velid ile karlat. arpmalar uzun srmedi: Ksa bir sre sonra eybe ve "Onlar siz ldrmediniz, ama onlar Allah ldrd" (EnfaV.l 7).
Velid yerde l m bir halde yatyorlard. Hamza ve Ali (r.a.) ise yaralanma- Bu szler, h e m e n savatan sonra indirilen ayetin bir b l m y d . Frla-
mlard bile. F a k a t Ubeyde tam Utbe'yi yere d r m k e n bacana bir k- tlan akl talar ilahi yardmn tek rnei deildi. Kurey'in kar k o y m a
l darbesi yedi. Bu l bir mcadeleydi; e kar . Bu n d e n l e Hamza g c n n en etin olduu bir anda m ' m i n l e r d e n birinin klc krld. C a h
ve Ali kllarn Utbe'ye evirdiler ve H a m z a ' n m kl darbesiyle Utbe ld. ailesinin akrabalarndan, U k k a e adndaki b u adamn ilk d n c e s i gidip
Daha sonra yaral kuzenlerini geriye tadlar. Ubeyde (r.a.) o k kan kaybet- Peygamber (s.a.v.)'den baka bir silah i s t e m e k oldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
miti, k o p a n bacann yarasndan hl k a n fkryordu. F a k a t o n u n sade- aatan b i r sopay ona uzatarak " U k k a e , b u n u n l a dv" dedi. U k k a e so-
ce bir tek dncesi vard: "Ben b i r ehit deil m i y i m , ey A l l a h m R a s u l ? " pay ald, d m a n a kar salladnda sopa uzun, keskin bir kl h a l i n e gel-
dedi. Peygamber (s.a.v.) ona yaklat ve: " E l b e t t e e h i t s i n " cevabn verdi. di. U k k a e , Bedir'de ve dier savalarda b u klla savat. Klca ilah yar-
ki d m a n arasndaki durgunluk Kurey'in att bir okla bozuldu. O k dm a n l a m n a gelen "el-Avn" adn verdiler.
mer'in azatllarndan birine isabet etti, adam ar yaral bir ekilde yere yu-
M'minler, savarlarken yalnz deildiler. nk Allah, Peygamber (s.a.v.)'e
varland. kinci o k da, sarncn banda su imekte olan Hazre'li g e n Hari-
yardm vadetmiti: "phesiz ben size birbiri ardnca bin melek ile yardm ediciyim"
se'nin b o y n u n a sapland. Peygamber (s.a.v.) adamlarna moral vererek yle
(Enfal:9).
dedi: " M u h a m m e d (s.a.v. )'in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun ki, bu-
Allah, meleklere de u m e s a j vermiti:
gn mkafat u m a r a k arpan ve ldrlen, geriye d n m e y i p hep ilerleyen
kim varsa, Allah onlar C e n n e t e koyarak mkfatlandracak"2 O n u n syle- "Rabbin meleklere vahyetmiti ki: "phesiz ben s izinleyim; iman edenlere sa-
diklerini duyanlar, uzakta olup da duyamayanlara ulatrdlar. Hazre kabi- lamlk (g ve metanet) katn, kfre sapanlarn kalblerine amansz bir korku sala-
lesinin Selime k o l u n d a n olan U m e y r (r.a.) elindeki bir avu dolusu h u r m a - cam. yleyse (ey mslmanlar),vurun boyunlarnn stne, vurun onlarn btn
y yiyordu. " Allah! Allah! " diye bard, " B e n i m l e c e n n e t arasnda u adam- parmaklarna." (Enfal:12)
larn beni ldrmesinden baka b i r ey kalmad m ? " H e m e n elindeki hur- Meleklerin inananlara yardmc, kafirlere ise k o r k u verici olarak varol-
malar frlatt ve emre hazr bir ekilde elini klcnn stne koydu. d u u n u oradaki herkes hissediyordu. Fakat o k az onlar grp, alglayabil-
cl K o m u Arap kabilelerinden iki adam, savatan sonraki ganimetlerden al- caya kadar esir almas yakmaz Siz dnyann geici yararn istiyorsunuz- Oysa
may mit ederek bir tepede savan bitmesini bekliyorlard. stlerinden bir Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, stn ve gldr, hkm ve hikmet sahibi-
bulut geti, at kinemeleriyle dolu bir bulut. Adamlardan biri o anda dp dir." (Enfal: 67).
ld. Yanndaki adam daha sonra yle d e d i : " K o r k u d a n kalbi atlamt."
S o n u n d a Kureyliler k a m a y a baladlar. E b u Cehil k a m a y a alrken Daha sonra gelen vahiy, esirlerin l d r l m e m e s i fikrinin Allah tarafn-
Avf'n kardei Muaz o n u yere drd. E b u Cehil'in olu k r i m e de Muaz'a dan desteklendiini belirtiyordu. Peygamber (s.a.v.)'e esirlerle ilgili bir me-
h c u m etti ve onu o m u z u n d a n yaralad. Muaz salam koluyla savaa devam saj da vard :
etti, dier kolu yannda sadece derisiyle bedenine bal bir ekilde sallan-
yordu. o k acmaya balaynca M u a z eildi, k e s i k elini ayann altna ko- "Ey Peygamber, ellerinizdeki esirlere de ki: "Eer Allah, sizin kalblerinizde bir
yarak k e n d i n i yukar doru ekti, yaral kolu koptu. Muaz d m a n n taki- hayr bilirse (grrse) size sizden almandan daha hayrlsn verir ve sizi balar.
b e devam etti. E b u Cehil hl yayordu. Fakat Avf'n dier kardei Muav- Allah balayandr, esirgeyendir" (Enfal: 70).
viz o n u yerde yatarken fark etti ve klcyla ldrd. Daha sonra o da Avf gi-
bi ilerledi ve ldrlene dek savat. B u n u n l a birlikte yaamasna izin v e r i l e m e y e c e k bir adam vard: E b u
Kurey'lilerin ou k a m t . Elli kadar Kurey'li ya sava srasnda ya Cehil. G e n e l d e h e r k e s o n u n ldrld kanaatindeydi. Peygamber (s.a.v.)
da k a a r k e n yakalanp l d r l m veya ar yaralanmt. Peygamber cesedinin aranmas iin emirler verdi. Abdullah lbn Mes'ud (r.a.), slm'a
(s.a.v.) arkadalarna yle seslendi: "Haimoullar'mn ve dierlerinin bi- dier Mekke'lilerin h e p s i n d e n daha fazla nefret gsteren b u adamn cesedi-
zimle d v m e k istemeden zorla buraya getirildiklerini biliyorum. " Ve eer ni b u l m a k iin bir kez daha sava alanna gitti. E b u Cehil, n n d e ayakta
yakalanmlarsa, l d r l m e m e l e r i gereken birka isim sayd. F a k a t ordu- duran dmann fark e d e b i l e c e k kadar yaad. Abdullah, K'be'nin n n d e
n u n ou zaten, esirlerini l d r m e k yerine fidye almay tercih etmiti. ilk defa sesli olarak Kur'an o k u y a n adamd. E b u Cehil, o n u koruyan kimse-
M s l m a n l a r d a n sayca fazla olduu iin Kurey'lilerin geri d n p tek- si olmad, annesi Zhre'nin bir mttefiki olan bir kle olduu iin
rar savama ihtimalleri vard. Bu yzden Peygamber (s.a.v.)'i E b u Bekir K'be'nin n n d e klla y z n d e n yaralamt. Abdullah ayan E b u Ce-
(r.a.)'le birlikte glgeliine e k i l m e e raz ettiler, Ensar'dan bazlar da gz- hil'in b o y n u n a koydu. E b u Cehil : " K k o b a n , yeteri kadar ykseldin
cle baladlar. Sa'd l b n M u a z glgeliin n n d e klc havada bekliyor- d e m e k " dedi. Daha sonra, sava hangi tarafn kazandn sordu. Abdullah
du. Arkadalarnn esirlerle birlikte kendisine doru geldiklerini g r n c e , : "Allah ve Rasul kazand " dedi. Sonra ban kesip Peygamber (s.a.v.)'e
y z n d e b u n u tasdik etmez bir ifade belirdi. Bu ifadeyi fark eden Peygam- gtrd.
b e r (s.a.v.) : " E y Sa'd, onlarn yaptklarna galiba nefretle b a k y o r s u n " dedi. E b u Cehil, sava b i t t i k t e n sonra ldrlen tek Kureyli lider deildi.
Sa'd b u n u n doru olduunu syledi ve u n l a n ekledi : "Bu, Allah'n putpe- Abdurrahman l b n Avf, g a n i m e t olarak ald zrh tarken, bineini kaybet-
restlere gsterdii ilk yenilgi, b u adamlar diri g r m e k t e n s e ldrlmeleri- tii iin k a a m a y a n i m a n Umeyye'ye rastlad. Yannda elinden tuttuu o-
ni tercih ederdim." m e r (r.a.) de Sa'd (r.a.) ile ayn fikirdeydi. F a k a t E b u lu Ali de vard. meyye bir zamanlar arkada olan b u adama : "Beni esir
Bekir, esirlerin er ge m s l m a n o l a b i l m e ihtimalleri olduu i i n , serbest olarak al, n k ben birden fazla zrha deerim " dedi. A b d u r r a h m a n b u
braklmas taraftaryd. Peygamber (s.a.v.) de o n u n g r n e katlyordu. teklifi kabul etti ve elindeki zrh brakarak o n u ve o l u n u elinden tutup g-
G n n ge saatlerinde mer, glgelie girdiinde Peygamber (s.a.v.) ve E b u trmeye balad. F a k a t o, esirlerini kampa doru g t r r k e n Bilal (r.a.) es-
Bekir'i yeni gelen vahyin etkisiyle titrer bir d u r u m d a buldu. G e l e n vahiy ki sahibi ve ona ikence eden adam fark etti. " m e y y e ! Kfrn ba ! O ya-
yleydi :

"Hibir Peygambere, yeryznde (kfredenlere kar) kesin bir zafer kazann- srailoullarndan Saul, doru olmad halde esir ald iin krallndan mahrum braklmtr (1.
Samuel, 15).
sadka ben nasl y a a r m ? " diye bard. Abdurrahman onlarn kendi esir-
leri o l d u u n u hatrlatt. F a k a t Bilal yine barmaya devam etti: " O yaadk- kocas Ebu'l-As, ve k u z e n l e r i Nevfel ile Akil de vard. Peygamber (s.a.v.)

a b e n nasl y a a r m ! " Sinirlenen Abdurrahman : "Beni d u y m u y o r m u s u n esirlere iyi davranlmasyla ilgili genel bir emir vermiti. F a k a t esirlerin ba-

ey kara kadnn o l u ? " diye bard. B u n u n zerine Bilal, m e z z i n olmasn lanmas da gerekliydi, b u y z d e n esirlerin b a l a n m a s n a izin verdi. Fakat

salayan gr sesinin tm gcyle bard : " E y Allah'n yardmclar, kfrn Peygamber (s.a.v.) o gece, a m c a s n n byle bir k o n u m d a olduunu dne-

ba U m e y y e ! O yaadka b e n nasl y a a r m ? " Her taraftan adamlar kou- rek uyuyamad. Ve balarnn gevetilmesi iin e m i r verdi. Dier esirler, ak-

tu ve Abdurrahman'la iki esirin evresini kuattlar. Daha sonra bir kl e- rabalarndan daha az ilgi grdler. Mus'ab (r.a.), E n s a r d a n biri tarafndan

kildi ve Ali yere dt, fakat lmedi. A b d u r r a h m a n U m e y y e ' n i n elini brak- esir alnan kardei E b u Aziz'e rastlad. Mus'ab esir alana: " O n u sk tut, n -

t ve " K e n d i n kaabilirsen k a , n k b e n senin iin h i b i r ey y a p a m a m " k annesi o k zengindir, sana y k l bir m i k t a r fidye verebilir" dedi. Ebu

dedi. Etrafn saran adamlar h e r iki esiri de ldrdler. A b d u r r a h m a n daha Aziz : " E y kardeim, b e n i bakalarna m e m a n e t e d i y o r s u n ? " deyince

s o n r a k i yllarda yle derdi : "Allah Bilal'e m e r h a m e t etsin! Zrhlarm kay- Mus'ab : "imdi s e n i n yerine b e n i m kardeim o " c e v a b n verdi. Bununla

b e t t i m . Bilal de beni iki esirimden etti birlikte E b u Aziz daha s o n r a k i yllarda, kendisini Medine'ye gtren ve da-
ha sonra annesinin verdii 4 . 0 0 0 dirhem fidye k a r l ^ e r b e s u b r a k a n En-
P e y g a m b e r (s.a.v.) savata ldrlen tm mriklerin cesetlerinin bir
sar'dan grd iyi m u a m e l e y i anlatrd.
kuyuya toplanmasn emretti. U t b e ' n i n cesedi tanp kuyuya atlrken olu
E b u Huzeyfe (r.a.)'nin yz sarard ve zntyle doldu. P e y g a m b e r (s.a.v.) Hl sayca o k fazla olan sekiz yz kiilik M f e l S ^ o r d u s u r i t ^ p i d-

b u n u hissetti ve ona teselli dolu b i r bakla bakt. E b u Huzeyfe yle dedi: n p saldrmayacak kadar uzaklat kesinleinie^^eyga^b.e-r (s;arV.y, Ab-

" E y Allah'n Rasl, babamla ilgili e m r i n e ve oraya atlmasna kar k m - dullah lbn Revaha (r.a.)'y zafer haberini v e r m e k ere "Yukar Medine'ye,

y o r u m . F a k a t o n u akll, h i k m e t sahibi ve d n c e l i bir adam bilirdim. Bu Zeyd'i de Aa Medine'ye gnderdi. Kendisi se'-erfduyla birlikte; Bedir'de

niteliklerin o n u slm'a getirmesini mit ediyordum. F a k a t o n u n kfrde kald. O gece, kafirlerin cesedlerinin atld k u y u n u n banda drd ve :

inatlatn ve o halde ldn g r n c e z l d m " . S o n r a Peygamber " E y kuyudakiler, ey Peygamber'in akrabalar, ona o k k t Dr akrabalk

(s.a.v.), E b u Huzeyfe (r.a.) iin hayr dualar etti. gsterdiniz. Beni bakalar kabul ederken, siz b a n a yalanc dediniz. Baka-
lar zafer k a z a n m a m d a b a n a yardm ederken, siz b a n a kar sava atnz.
K a m p t a k i bar ve sessizlik sinirli birtakm seslerle b o z u l d u . Geride
Siz, Rabbinizin size verdii s z n h a k olduunu g r d n z m ? Ben, "Rab-
P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u m a k iin kalanlar da g a n i m e t t e n pay istiyorlard.
b i m i n bana verdii s z n gerekletiini ve hak o l d u u n u g r d m " dedi.
D m a n kovalayp esir alanlar ve ganimetleri kendi ellerinde toplayanlar
Ashabdan bazlar o n u n llerle k o n u t u u n u duydular ve endie ettiler.
ise bunlar v e r m e k istemiyorlard. Peygamber (s.a.v.)'in b u karkl dzel-
Peygamer (s.a.v.) onlara : "Siz b e n i m szlerimi onlardan daha iyi duyamaz-
tip eit b i r datm yapmasna frsat k a l m a d a n bu k o n u d a b i r vahiy geldi.
snz. Onlarn sizden tek fark bana cevap v e r e m e m e l e r i " dedi. '

"Sana sava ganimetlerini sorarlar. De ki: Ganimetler Allahm ve Rasulndr." Ertesi sabah e r k e n d e n ordu ve esirlerle birlikte yola kld. Esirlerin en

(En/al :1) deerlileri, yani aileleri 4 0 0 0 dirhem fidye deyebilecek olanlardan ikisi Ab-
du'd-Dar'dan Nadr ile A b d u ems'ten U k b e ^ idi. F a k a t b u iki adam slm'n
en azl dmanlaryd ve eer serbest braklrlarsa h e m e n eski kt faali-
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v.) ganimetlerin ve esirlerin artk zel
yetlerine balayacaklard. n k b u aklszlar, Bedir'de sayca az olan ms-
mlkiyette olmadn syledi ve hepsinin yanna getirilmesini istedi. Hi
lmanlarn zafer k a z a n m a s bile dnceye sevketmezdi. Peygamber
kar klmakszn dzen h e m e n saland.
(s.a.v.)'in gz srekli onlarn stndeydi; fakat iki adamn da kalbinde bir
E n n e m l i esirlerden biri, Sevde'nin kuzeni ve ilk k o c a s n n kardei
deiiklik g r n m y o r d u . Yolculuk srasnda onlarn y a a m a s n n Allah'n
olan, Amir kabilesinin efi Sheyl idi. Peygamber (s.a.v.)'e daha yakn ba-
iradesine aykr olduu d n c e s i Peygamber'de belirdi. Konakladklar bir
larla bal olan esirler arasnda amcas Abbas, damad, yani kz Zeyneb'in
yerde, Nadr'n ldrlmesini emretti. O n u n ban Hz. Ali kesti. Bir dier
YENLENLERN GER DN
k o n a k y e r i n d e de U k b e , Evs'li b i r a d a m n e l i n d e n ay a k b e t e urad. Pey-
g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' y e yayan g n u z a k t a k i bir k o n a k y e r i n d e geri ka-
lan esir ve g a n i m e t l e r i paylatrd. Savata rol alan her a d a m a eit bir pay
[44]
verdi.
O z a m a n a kadar Zeyd ve A b d u l l a h b n Revaha (r.a.) M e d i n e ' y e varm- urey O r d u s u M e k k e ' y e k k gruplar h a l i n d e d n m t . M e k k e ' y e i l k
t ve y a h u d i l e r l e m n a f k l a r h a r i h e r k e s b a y r a m sevinci yayordu. F a k a t K varanlar arasnda geride kardei Nevfel'i esir b r a k a n H a i m E b u Sf-
Zeyd getirdii iyi h a b e r l e r i n yan sra, k t h a b e r l e r de almt: R u k i y y e l-
m t . O s m a n ve s a m e o n u g m m l e r ve h e n z y e n i dnyorlard. yan vard. E b u S f y a n ' m y e n i dine kar gsterdii d m a n l k o n u n k u z e n i ,

Zeyd, Afra'ya, iki o l u n u n da -Avf ve M u a v v i z - l d r l d h a b e r i n i verin- ayn z a m a n da s t k a r d e i olan M u h a m m e d (s.av.) ve y e n i din h a k k n d a h i c -

c e , e h r i n o b l g e s i n d e k i z n t daha da fazlalat. evde, iki evdeki m a t e - v dolu iirler yazmaya itmiti. F a k a t Bedir d e n e y i m i o n u o l d u k a sarsmt.

mi de teselli e t m e k iin k e n d i eviyle Afra'nn evi arasnda m e k i k d o k u y o r - M e k k e ' y e d n d n d e ilk d n c e s i K'be'yi ziyaret e t m e k oldu. O srada

du. Afra'iin z n t n n y a n n d a s e v i n de vard; n k oullar k a h r a m a n - a m c a s E b u L e h e b , Z e m z e m adr d e n i l e n adrn altnda o t u r u y o r d u . Ye-

ca a r p m l a r ve ereflice l m l e r d i . Zeyd, Rubayyi'ye de s a r n t a su ier- enini g r e n E b u L e h e b , n e l e r o l d u u n u a n l a t m a s i i n o n u y a n n a ard.

k e n b o y n u n d a n okla v u r u l a n olu Harise bn S u r a k a ' n n l m h a b e r i n i ver- " A n l a t l a c a k b i r ey y o k " dedi E b u Sfyan. " D m a n l a karlatk, s o n r a ar-

m e k z o r u n d a y d . B i r k a g n s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' y e gelir-gel- k a m z d n p k a t k . O n l a r bizi k o v a l a d l a r ve istedikleri k a d a r esir aldlar.

m e z , R u b a y y i h e m e n o n a gitti ve o l u n u sordu. n k olu sava b a l a m a - A r k a d a l a r m d a n h i b i r i n i s u l a m y o r u m . n k biz s a d e c e d m a n l a k a r -

dan, s l m i i n b i r o k bile a t m a y a frsat b u l a m a d a n l d r l m t . " E y Al- karya deildik. G k l e yer arasnda, ayaklar yere d e m e y e n atlar z e r i n -

l a h n R a s u l , " dedi Rubayyi, " B a n a H a r i s e ' n i n C e n n e t ' t e o l d u u n u s y l e m e - de beyaz giysili a d a m l a r da vard."

y e c e k m i s i n ? E e r C e n n e t ' t e o l d u u n u s y l e r s e n b u kayb sabrla karlaya- m m ' 1 - F a d l , adrn b i r k e s i n d e o t u r u y o r d u , y a n n d a da Abbas'n

y m , e e r C e n n e t ' t e deilse alayarak o n a yas t u t a y m . " P e y g a m b e r (s.a.v.) k l e l e r i n d e n biri o l a n E b u Rafi' (r.a.) o t u r u y o r ve o k yapyordu. m m ' l -

b u tr s o r u l a r a h e r z a m a n genel c e v a p l a r verirdi. O o u k e z : " A m e l l e r ni- Fadl (r.a.) gibi o da m s l m a n d ; ikisi de b i r k a k i i h a r i , m s l m a n ol-

yetlere gredir"7 deyip, a m a c n y e r i n e g e t i r m e s e bile b i r m ' m i n i n , Allah d u k l a r n h e r k e s t e n gizliyorlard. F a k a t E b u Rafi' P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in za-

i i n n i y e t e d e r s e m k a f a t n alacan belirtmitir. F a k a t b u k e z k a d n a zel fer h a b e r i n i d u y u n c a s e v i n t e n k e n d i n i t u t a m a d ve " G k l e yer arasnda b e -

bir c e v a p verdi : " Ey Harise'nin a n n e s i , c e n n e t t e b i r o k b a h e l e r vardr. Se- yaz giymi a d a m l a r " s z n d u y u n c a h e y e c a n l a bard: " O n l a r m e l e k l e r -

n i n o l u n ise o n l a r n en y k s e i n d e , Firdevs'tedir." di". E b u L e h e b b u n u duyar d u y m a z sinirle ayaa k a l k t ve E b u Rafi'nin y -


z n e b i r darbe indirdi. K l e kar k o y m a y a alt, fakat o k g s z ve za-
yft. E b u L e h e b o n u yere d r d ve a r k a arkaya v u r m a y a balad. B u n u n
zerine m m ' 1 - F a d l y e r d e n , adra destek o l a r a k k u l l a n l a n tahta bir ka-
zk ald ve t m g c y l e E b u L e h e b ' i n kafasna indirdi. K a y n b i r a d e r i n i n k a -
fa derisi yarlm, etler dar k m ve h i b i r z a m a n i y i l e m e y e c e k olan b i r
1. B. LXIV. 10; 1.1.444. yara a l m t . m m ' 1 - F a d l (r.a.) " S a h i b i b u r a d a o l m a d ve o n u k o r u y a -
2. I.I.445.
mad i i n o n a b y l e m i d a v r a n y o r s u n ? " diye bard. E b u L e h e b ' i n kafa-
3. Bu terim Arapa'da anlamldr, fakat Trke'ye evrildiinde anlamn yitiriyor. Yaklak olarak:
"Ey Allah'n zafer verdikleri, ldrn!" anlamna gelir. sndaki yara m i k r o p kapt ve b i r k a hafta iinde t m v c u d u iltihapl k a b a r -
4. I.I. 4 4 8 - 9 . tlarla d o l d u . S o n u n d a b u h a s t a l k t a n ld.
5. I.I. 4 5 4 .
Savala ilgili dier h a b e r l e r ulatnda ve l e n l e r i n yaknlar feryada
6. Bak. S. 129
7. B. I. 1. b a l a d n d a Meclis'te b i r k a r a r alnd: l e n l e r i n y a k n l a r k e n d i l e r i n i tut-
8. B. LVI. 14. malyd. O n l a r a yle dendi: " M u h a m m e d ve arkadalar sizin b y l e yapt-
z d u y a r l a r s a , d a h a da sevinirler". E s i r l e r i n ailelerine ise, M e d i n e ' y e fid- ESRLER
ye teklifiyle g i t m e iini i m d i l i k e r t e l e m e l e r i tavsiye edildi. n e m l i b i r o k
a d a m n savata l m e s i y l e , U m e y y e ' d e n E b u S f y a n b i r o k k i i n i n g z n d e [45]
Kurey'in lideri k o n u m u n a geldi. Bu n e d e n l e dierlerine r n e k o l m a k i i n
biri l d r l e n , dieri de esir alnan iki olu H a n z e l e ile A m r h a k k n d a y-
sirler, M e d i n e ' y e k o r u y u c u l a r y l a beraber, P e y g a m b e r ' d e n birgn s o n r a
le k o n u t u : " H e m z e n g i n l i k h e m de k a n m d a n iki tarafl k a y b m iin zle-
c e k m i y i m ? Hanzele'yi ldrdler, A m r iin fidye mi v e r m e l i y i m ? B r a k n
E ulatlar. evde ziyaret iin bir kez daha Afra'nn evine gitti-
. D n d n d e k u z e n i ve e s k i k o c a s n n k a r d e i , ayn z a m a n d a k a b i l e s i n i n
onlarla b i r l i k t e kalsn. O n u istedikleri k a d a r yanlarnda tutsunlar."
lideri o l a n Sheyl'i elleri b o y n u n a bal b i r e k i l d e evin b i r k e s i n d e o t u -
E b u S f y a n ' m kzgn kars Hind n e H a n z e l e ' n i n ne de A m r ' n a n n e s i
rur b u l u n c a o k ard. Bu g r n t o n d a , u n u t u l m u ve y e r i n e yenileri g e -
deildi. F a k a t savan b a n d a babas Utbe, a m c a s eybe ve kardei Velid'i
mi o l a n eski duygular t e k r a r uyandrd. " E b u Yezid," diye bard, " n e de
k a y b e t m i t i . M a t e m e s o n verdii halele, Kurey'in c n alaca i k i n c i b i r
a b u k teslim o l m u s u n , erefinle l m e n g e r e k m e z m i y d i ? " Peygamber:
savata - a l n m a s gerektiini d n y o r d u - b a b a s n ve a m c a s n l d r e n
" e v d e ! " diye y k s e k sesle bard. evde o n u n varln f a r k e t m e m i t i . Pey-
H a m z a ' n n (r.a.) c i e r i n i y e m e e and iti.
g a m b e r (s.a.v)'in s e s i n d e k i t o n , o n u u t a n l a , s l m n c e s i g e m i i n d e n b u -
E b u S f y a n ' m M e k k e ' y e sa salim g e t i r m e y i baard zengin k e r v a n d a n
g n n e geri getirdi. Hl Sheyl'in slam'a g i r m e i h t i m a l i vard. Allah'n k a -
elde edilen t m k r n , M e d i n e ' n i n kar k o y a m a y a c a , gl bir o r d u k u -
n u n l a r n a u y g u n y n e t i m i n g l e n d i i bir o r t a m d a b u l u n m a l a r da o n d a ve
r u l m a s iin h a r c a n m a s n a karar verildi. B u k e z -yani ikinci k e z savatkla-
dier esirlerde belirli izler b r a k a c a k t . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) , m s l m a n -
rnda- k a d n l a r da, e r k e k l e r e m o r a l v e r m e k i i n yanlarna almaya k a r a r ver-
lara kafalarn pagan ( p u t p e r e s t ) fikirlerle deil, s l m ! d n c e l e r l e d o n a t -
diler. Ayn a m a l a t m Arabistan'daki m t t e f i k l e r i n e , savata k e n d i l e r i n i n
malarn e m r e d i y o r d u . Tekrar p i m a n olan Sevde'ye d n e r e k : " O n u Allah'a
y a n n d a yer almalar i i n , b u ortak d m a n n zararlarn anlatan eliler g n -
ve R a s u l n e kar m k k r t y o r s u n ? " dedi.
derdiler.
E b u Sfyan gibi, Sheyl'in n e m i de dier l i d e r l e r i n l m y l e artmt.
Yas t u t m a m a k o n u s u n d a Meclis'in ald karara t m Kurey'in sayg
O n u n etkisiyle b i r o k k a r a r s z slm'a girebilirdi, fakat S h e y l M e d i n e ' d e
d u y m a s n a r a m e n fidye k o n u s u n d a a l n a n karara p e k fazla u y u l m a d . He-
o k ksa b i r sre kald. n k B e n i A m i r h e m e n fidye z e r i n d e g r m e k
m e n h e m e n h e r k a b i l e d e n adamlar M e d i n e ' y e gidip, k e n d i a k r a b a l a r n ve-
zere b i r a d a m g n d e r m i t i . S h e y l h e m e n M e k k e ' y e d n m , gelen a d a m
ya m t t e f i k l e r i n i k u r t a r m a k iin fidye k o n u s u n u g r m e k zere yola k -
ise fidye z e r i n d e a n l a m a k iin M e d i n e ' d e k a l m t .
tlar. E b u S f y a n s z n d e durdu; fakat b i r s o n r a k i H a c m e v s i m i n d e , M e d i -
H e r esir veya d a h a fazla M s l m a n tarafndan paylalyordu. Ab-
ne'den gelen Evs'li yal bir hacy rehin ald ve M e d i n e ' y e , olu A m r ' ser-
bas'a s a h i p olan b i r g r u p Ensar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldiler ve: " E y Allah'n
best b r a k m a d k a a d a m b r a k m a y a c a h a b e r i n i gnderdi. H a c n n ailesi
Rasul, izin ver de k z k a r d e i m i z i n fidyesini b i z d e y e l i m ve serbest b r a k a -
b u dei t o k u u n g e r e k l e m e s i iin P e y g a m b e r (s.a.v)'i ikna ettiler.
l m " dediler. " K z k a r d e " d e r k e n , esirin b y k a n n e s i Selma'y k a s d e d i y o r -
lard. P e y g a m b e r o n l a r a : "Siz b i r dirhem bile v e r m e y e c e k s i n i z " dedi. D a h a
sonra a m c a s n a d n d ve: " E y Abbas, k e n d i n i n ve iki y e e n i n Akil ile N e v -
fel'in ve m t t e f i k i n U t b e ' n i n fidyelerini s e n de. n k s e n z e n g i n b i r
a d a m s n " dedi. A b b a s b u n a kar kt v e : " B e n zaten m s l m a n o l m u t u m ,
fakat b u a d a m l a r b e n i zorla getirdiler" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a u ceva-
b verdi: " S e n i n slm' k a b u l edip e t m e d i i n i a n c a k Allah bilir. E e r syle-
diin doru ise O s e n i n m k a f a t n verecektir. F a k a t d g r n t e s e n bi-
ze kar olanlarlaydn. O h a l d e bize fidyeni d e . " A b b a s , paras o l m a d n
da: "Fidyeyi d e m e m e k iin m s l m a n o l d u " demelerini istemediini sy-
syleyince P e y g a m b e r (s.a.v) ona yle dedi: " O zaman mm'1-Fadl'a b-
ledi. Daha sonra baz mallarn a l m a k zere kardeleriyle birlikte Mekke'ye
raktn para nereye gitti? kiniz yalnzken ona: " E e r ldrlrsem u ka-
gitti. Onlarn kendisine bir ey yapacaklarn mit etmiyordu. Fakat M e k -
darn Abdullah'a, u kadarn Fadl'a, Kisam'a ve Ubeydullah'a ver! demi-
ke'ye varr varmaz o n u da Ayya ve Seleme'nin yanna hapsettiler. Ebu C e -
tin". te P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u syleyince iman g e r e k t e n Abbas'n kal-
hil'in vey kardeleri olan b u iki adam, E b u Cehil'in olu l k r i m e , babas l-
bine girdi. " S e n i Hakla gnderene y e m i n olsun ki, b u n u b e n d e n ve m m ' l -
d halde hapiste tutmaya devam ediyordu. Peygamber (s.a.v) sk sk bu
Fadl'dan bakas bilmiyordu, ite imdi senin Allah'n Rasul olduunu an-
kii ve Mekke'de zorla tutulan Hiam ve S e h m ' i n oradan kurtulmalar
l a d m " 1 dedi ve kendisiyle birlikte iki yeeni ve m t t e f i k i n i n fidyesini de-
iin dua ederdi.
meyi kabul etti.
Mut'im'in olu Cbeyr, k u z e n i n i ve mttefiklerinden ikisini kurtarmak
Peygamber (s.a.v)'in yanndaki esirlerden biri de damad Ebu'l-As idi.
iin Medine'ye geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) o n u o k iyi karlad; ona eer
Zeyneb, Ebu'l-As'n kardei Amr', fidye deyip Ebu'l-As' kurtarmas iin
Mut'im hayatta olsa ve esirleri, fidye deyip k u r t a r m a k zere gelseydi, o n -
Medine'ye gndermiti. Gnderdii paralarn yannda annesinin kendisine
lar fidye almadan Mut'im'e teslim edeceini syledi. Cbeyr, Medine'de
evlendii gn hediye ettii akik bir kolye de vard. Peygamber (s.a.v) kol-
grd hereyden etkilenmiti; bir akam gne b a t a r k e n Mescid'in dn-
yeyi grr-grmez, o n u n Hatice'nin kolyesi o l d u u n u fark ederek sarard.
da d u r m u ve n a m a z k l a r k e n mslmanlar dinlemiti. Peygamber (s.a.v)
o k duygulanan Peygamber (s.a.v), esirde hissesi olanlara yle dedi: " E e r
Cennet'ten, C e h e n n e m ' d e n ve Hesap g n n d e n b a h s e d e n " e t - T r " sresini
isterseniz, esiri fidyesini almadan karsna g n d e r i n , b u size kalm bir ey".
okuyordu. Sre u szlerle bitiyordu:
Hepsi de b u n u k a b u l ettiler ve Ebu'l-As Mekke'ye h e m paralar h e m de kol-
yeyi alarak dnd. O n u n , Medine'de iken m s l m a n olmas mid ediliyor-
du, fakat olmad. M e k k e ' y e d n e r k e n Peygamber (s.a.v) ona Zeyneb'i Medi- "Artk sen, Rabbinin hkmne sabret; nk gerekten sen, bizim gzlerimizin

ne'ye gndermesi gerektiini syledi. Ebu'l-As da b u n a zlerek sz verdi. nndesin. Ve her kalknda da Rabbini hamd ile tebih et. Gecenin bir blmnde

Vahiy, m s l m a n bir kadnn, mrik bir erkekle evli kalamayacan ak- ve yldzlarn batnn ardnda da O'nu tebih et." (Tr: 48-9)

a sylyordu.
Cbeyr: "te bunlar d u y d u u m zaman iman k a l b i m d e yer etti"^ Fakat
imdi hayatta olmayan, M a h z u m kabilesini efi Velid'in en k k olu
o daha fazla dinleyip e t k i l e n m e k t e n kendini alkoydu. n k o k sevdii
olan Velid'de Abdullah l b n Cah'm da hissesi vard. Abdullah, 4 0 0 0 dirhem
a m c a s n n Bedir'de ld aklndan kmyordu. Mut'im'in kardei Tu'ayme
fidyeden daha azna raz o l m u y o r ve Velid'in vey kardei Halid de bu ka-
de Hamza'nn ldrd adamlardan biriydi ve C b e y r a m c a s n n c n
dar fazla para d e m e k istemiyordu. Fakat Velid'in z kardei Hiam ona:
almaya kendini zorunlu hissediyordu. Bu a m a c n d a n d n m e k t e n k o r k t u u
"Tabi! d e m e k istemezsin, o senin a n n e n i n olu deil" deyince demeyi ka-
iin, fidyeler k o n u s u n d a anlamaya varr varmaz M e k k e ' y e dnd.
bul etti. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) bu dei tokua raz olmad ve
Abdullah'a onlardan babalarnn m e h u r silahlarn ve zrhn istemelerini Fidye v e r m e k iin gelenlerin ou en azndan Peygamber (s.a.v)'e kar-

syledi. Halid bir kez daha kar kt, fakat Hiam o n d a n baskn kt. Si- sayglydlar. Fakat savatan sonra ldrlen U m e y y e ' n i n kardei ve yine

lahlar ve paray Medine'ye getirdiklerinde kardeleriyle birlikte Mekke'ye o z a m a n ldrlen U t b e ' n i n yakn arkada C u m a h k a b i l e s i n d e n b e y b u n -

doru yola ktlar. Fakat ilk konaklardan birinde Velid onlardan kaarak larn dndayd. Fidyesini dedii olunu alp geri d n e r k e n : " E y M u h a m -

Medine'ye d n d , Peygamber (s.a.v)'e gidip m s l m a n olduunu aklad m e d , Avd adnda bir at hergn h e r eit tahl ile b e s l i y o r u m . O n u n stn-

ve biat etti. Kardeleri o n u takip ettiler. Olanlar farkedince o k sinirlenen de iken, seni l d r e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) u cevab verdi: "Hayr,

Halid: " N e d e n b u n u , fidyeyi d e m e d e n ve babamzn hazineleri elimizden inaallah b e n seni ldreceim.

kmadan n c e yapmadn? Eer istediin b u idiyse, n e d e n o zaman Mu- O srada Mekke'de beyy'in iki yeeni Safvan ve U m e y r b y k bir ac
h a m m e d (s.a.v)'e tabi o l m a d n ? " dedi. Velid, Kureyliler'in kendisi h a k k n - iinde Bedir'de kaybettikleri deerli ve byk liderlerden bahsediyorlard.
S a f v a n , U m e y y e ' n i n o l u y d u ve b a b a s ld iin C u m a h ' n lideri olaca dik. F a k a t b a n a slm' h i d a y e t e d e n Allah'a h a m d o l s u n . B e n , Allah'tan ba-
b e k l e n i y o r d u . K u z e n i U m e y r , Bedir'de m s l m a n ordu h a k k n d a bilgi top- ka ilah o l m a d n a ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n Allah'n R a s u l o l d u u n a eha-
l a m a k ve g l e r i n i t a h m i n e t m e k i i n g z c o l a r a k giden a d a m d . Safvan: det e d i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.), orada b u l u n a n l a r a d n e r e k yle
"Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i d i n c e dnyada h i b i r iyilik k a l m a d " dedi. dedi: " K a r d e i n i z e d i n i n i r e t i n ve o n a K u r ' a n o k u y u n ; esir o l u n u da ser-
U m e y r de b u n u tasdikledi, fakat o Safvan'dan daha s a m i m i y d i . U m e y r ' i n o- best b r a k n " . ^
lu da M e d i n e ' d e k i esirler arasndayd. F a k a t o fidye d e y e m e y e c e k kadar U m e y r (r.a.) d i e r l e r i n i de, z e l l i k l e Safvan' slm'a davet e t m e k iin
b o r l u y d u . Z a t e n h a y a t n d a n b e z m i t i , b u n e d e n l e h a y a t n g e n e l b i r yarar M e k k e ' y e d n m e k istiyordu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a g i t m e izni verdi ve
u r u n a feda e t m e y e k a r a r verdi. " E e r d e y e m e d i i m b o r l a r m ve b a k m a k o n u n sayesinde b i r o k kii m s l m a n o l d u . F a k a t S a f v a n o n u n b i r h a i n ol-
z o r u n d a o l d u u m b i r a i l e m o l m a s a y d , gider M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r r - d u u n u d n y o r ve b u y z d e n o n u n l a h i k o n u m u y o r d u . B i r k a ay s o n -
d m " dedi. Safvan: " B o r c u n b e n i m z e r i m e o l s u n , s e n i n ailen d e m e k b e n i m ra U m e y r , m u h a c i r o l a r a k M e d i n e ' y e d n d .
a i l e m d e m e k t i r . O n l a r a l n c e y e d e k b a k m a y a sz v e r i y o r u m . B e n i m olan E b u ' l - A s , M e k k e ' y e d n d n d e kars Z e y n e b ' e o n u M e d i n e ' y e g n d e -
h e r e y i i s t e m e l e r i n e g e r e k k a l m a d a n onlara v e r i r i m " . B u n u n z e r i n e U m e y r r e c e i n e dair b a b a s n a s z verdiini syledi. K k k z l a r m a m e ' n i n de
k a r a r n u y g u l a m a k istediini syledi ve a m a l a r g e r e k l e i n c e y e k a d a r b u a n n e s i y l e birlikte g i t m e s i n e k a r a r verdiler. O u l l a n Ali d a h a b e b e k k e n l-
k o n u t u k l a r n gizli t u t a c a k l a r n a b i r b i r l e r i n e s z verdiler. U m e y r , k l c n m t . Z e y n e b de n c b i r o c u k b e k l i y o r d u . T m h a z r l k l a r yapldn-
k e s k i n l e t i r d i , k e s k i n tarafna z e h i r s r d ve o l u n u k u r t a r m a a m a c y l a git- da E b u ' l - A s kardei K i n a n e ' y i m u h a f z o l a r a k k a n s n n y a n n a gnderdi.
tiini s y l e y e r e k Medine'ye d o r u yola kt. Planlarn gizli yapmlard. F a k a t b u n a r a m e n g n d z yola ktlar. B u da
Aa M e d i n e ' y e vardnda, P e y g a m b e r (s.a.v) M e s c i d ' d e o t u r u y o r d u . M e k k e ' d e b i r o k lafa n e d e n o l d u , s o n u n d a Kurey'ten b i r g r u p o n l a r takip
U m e y r ' i k l c n k u a n m b i r ekilde g r e n m e r (r.a.), o n u n ieri g i r m e s i - e t m e y e ve Zeyneb'i evlilikle bal o l d u u A b d u e m s k a b i l e s i n e geri getir-
ne e n g e l o l d u . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a C u m a h ' l a d a m n y a k l a m a s n a m e y e k a r a r verdiler. F i h r K a b i l e s i n d e n H a b b a r a d n d a k i b i r a d a m ilerledi ve
izin v e r m e s i n i syledi. B u n u n z e r i n e m e r (r.a.) y a n n d a b u l u n a n E n s a r - mzran sallayarak, t a h t n d a m a m e ile birlikte o t u r a n Z e y n e b ' i n n n e
dan b i r k a kiiye yle dedi: " O n u Allah'n R a s u l n e g t r n , siz de bera- geti. O srada dierleri de y a k l a p o n l a r evrelediler. K i n a n e a t n d a n indi
b e r o t u r u n ve g z n z b u a d a m d a n a y r m a y n , n k p e k g v e n i l i r bir ve yayn e k i p o k sadan y e r e indirdi. " H e l e b i r i n i z g e l i n , h e m e n o k u m l a
a d a m d e i l . " U m e y r o n l a r a iyi g n l e r diledi - C a h i l i y y e d e v r i n d e y a y g n olan l d r r m " dedi. Yayn g e r i n c e adamlar, geri ekildiler. Ksa b i r sessizlik-
b i r s e l a m l a m a ekli.- P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a yle dedi: "Allah b i z e b u n d a n ten s o n r a A b d u e m s ' i n lideri E b u S f y a n ve b i n e k l e r i n d e n i n e n b i r k a ki-
d a h a gzel bir s e l a m l a m a ekli retti, ey Umeyr. O selam'dr, C e n n e t ehli- i o n a yaklatlar. O n a s i l a h l a r n b r a k p , m e s e l e y i s a k i n c e k o n u m a y t e k -
n i n b i r b i r i n i s e l a m l a m a e k l i d i r " . D a h a s o n r a o n a n i i n geldiini sordu. lif ettiler. K i n a n e raz o l d u . E b u S f y a n o n a yle dedi: " B a m z a gelen fe-
U m e y r o l u n u k u r t a r m a k iin geldiini s y l e y i n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " P e - laketi ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n bize yapt k t l k l e r i bildiin h a l d e , kad-
ki b u k l ne o l u y o r ? " dedi. U m e y r : "Allah k l l a r n b e l a s n v e r s i n " dedi, n, i n s a n l a r n g z n n d e g t r m e n b y k b i r hatayd. B u b i z i m aalan-
" O n l a r n bize h i faydas d o k u n d u m u ? " P e y g a m b e r " G e l i i n i n asl s e b e b i dmz g s t e r i r b i r iaret, a d a m l a r b i z i m h a k k m z d a b e c e r i k s i z diye k o n u -
n e ? " diye tekrar sordu. U m e y r y i n e s e b e p o l a r a k o l u n u n e s r n c e . Pey- acaklar. H a y a t m z e r i n e y e m i n e d e r i m ki, o n u b a b a s n d a n a y n t u t m a k is-
g a m b e r ( s . a . v ) o n u n Safvan'la Hicr'de k o n u t u k l a r n k e l i m e s i k e l i m e s i n e t e m i y o r u z , b u n u n b i z e b i r faydas da y o k . F a k a t k a d n M e k k e ' y e geri gtr.
tekrarlad. E n s o n o l a r a k "Safvan s e n i n b o r l a r n ve aileni z e r i n e ald ki 1 l a k k m z d a k o n u a n l a r n az s u s u n c a y a ve b i z i m gidip o n u g e t i r d i i m i z
s e n b e n i l d r e b i l e s i n . F a k a t s e n i n l e o n u n arasna Allah girdi" dedi. B u n l a - h a l k arasnda yaylncaya k a d a r M e k k e ' d e kalsn. S o n r a o n u gizlice al ve b a -
r d u y a n U m e y r : " B u n u sana k i m syledi? diye bard, " B i z i m y a n m z d a basna g t r . " K i n a n e b u n e r i y i k a b u l etti ve h e p b i r l i k t e M e k k e ' y e d n d -
b i r n c kii y o k t u " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B a n a b u n l a r C e b r a i l h a b e r ver- ler. D n d k t e n ksa b i r s r e s o n r a Z e y n e b , b i r d k yapt. B y k b i r ihti-
d i " dedi. U m e y r : " S e n bize G k t e n h a b e r l e r getirdiinde biz s a n a y a l a n c de- malle b u n u n n e d e n i H a b b a r ' d a n k o r k m a s y d . i y i l e i n c e ve yeteri k a d a r za-
ma g e i n c e Kianc t )ilar, yani Zeyneb ile mame'yi gece karanlnda yo- BEN KAYNUKA
la kard ve Mekke'ye sekiz mil kadar uzaklktaki Yecec ovasna kadar o n -
lara elik etti. Orada, daha n c e d e n planladklar gibi Zeyd'le bulutular. [46]
Zeyd, onlar sa salim Medine'ye getirdi.

zun sreden beri, yahudilerin, Peygamber (s.a.v)'le yaptklar anlama-


U ya uymadklar ve o u n u n m r i k putperestleri, tek-tanrya inanan
mslmanlara tercih ettikleri biliniyordu. Vahiy, baz yahudilere gvenilebi-
leceini belirtmekle birlikte, t o p l u l u k olarak, m s l m a n l a r onlara kar
uyaryordu. Peygamber (s.a.v) ve arkadalar b u n u n farknda olmalar iin
yetlerle uyanlyorlard.

"Ey iman edenler, kendinizden olmayan srda edinmeyin. Onlar size ktlk
ve zarar vermekte kusur etmezler, size zorlu bir sknt verecek eyden holanrlar.
Buz (ve dmanlklar) azlanndan da vurmutur, sinelerinin gizli tuttuklar ise,
daha byktr." (Al-i mran: 118)

Yahudilerin, yeni dini altetme ve Yesrib'i eski haline evirme giriimle-


rinde tek mitleri Peygamber (s.a.v)'in kendi kabilesine dayanyordu. Pey-
g a m b e r (s.a.v)'in tm hareketleri h e m e n Mekke'ye haber veriliyordu. Ku-
reyliler, yahudi yerleim blgelerinin uzandaki G n e y Medine'ye -Pey-
g a m b e r (s.a.v)'in m e s c i d i n i n yarm g n l k yol uzana- saldrrlarsa, yahu-
diler geriden Kurey ordusunu takviye etme olanana sahiptiler.

"Size bir iyilik dokununca onlar tasalandrr, size bir ktlk isabet edince ise
onunla sevinirler." (Al-i mran: 120)

Yahudiler b u n u Bedir zaferine kar tutumlaryla gstermilerdi. Zafer


haberleri geldiinde Kaynuka, Kurayza ve Nadir kabileleri z n t ve hayal
krklklarn gizleyemediler. Eref olu Ka'b'n d u r u m u ise o k artcyd.
Babas Tayy kabilesinden b i r Arap olmasna ramen Ka'b, annesi bir yahu-
di olduu iin kendini Nadir kabilesinin bir yesi sayard. Hatta, zenginli-
i, gl kiilii ve airlii nedeniyle kabilenin ileri gelenlerinden biri ol-
mutu. Zeyd ve Abdullah, Kurey'in ileri gelenlerinden b i r o k kiinin sava-
ta ld haberini getirince Ka'b k e n d i n i tutamayarak bard: "Tanr'ya an-
d o l s u n , eer M u h a m m e d (s.a.v) b u adamlar ldrdyse, yerin alt s t n -
1. Tab. 1 3 4 4 den daha iyi." Getirilen haberlerin gerek olduunu r e n i n c e , Peygamber
2. B. L 11,25.
(s.a.v)'in d n m e s i n i b e k l e m e d e n h e m e n Mekke'ye doru yola kt. Orada
3. W. 2 5 1 .
ldrlen E b u Cehil, Utbe, eybe ve dierleri iin bir at yazd. B u n u n ya-
4. l.S. IV, 1 4 7 ; I.I. 4 7 2 - 3 .
r

n sra Mekke'lileri b y k bir ordu hazrlayp Yesrib'e saldrarak lerini al- m s l m a n kadna, bir yahudi k u y u m c u fena halde hakaret etmiti. O sra-
malar iin tevik etti. da orada b u l u n a n Ensar'dan biri h e m e n kadn s a v u n m a y a balad ve kavga
Ka'b'n etkinliklerinin haberleri Medine'ye ulamt. Fakat o an iin srasnda hakaret eden adam ldrld. B u n u n zerine yahudiler h e m e n
Ka'b o k uzaklardayd ve m s l m a n l a r n , o n u n kabilesinden baka bir ya- zerine saldrp m s l m a n ldrdler. M s l m a n n ailesi lerinin aln-
hudi kabilesiyle g r l e c e k hesaplar vard. Peygamber (s.a.v) zellikle Beni masn istedi ve t m Ensar' kendi tarafna toplad, iki taraftan da kan d-
K a y n u k a ' n n ihanet ve kt etkinliklerine kar uyankt. n k Abdullah klmt. Eer yahudiler, Peygamber (s.a.v)'in anlamaya uygun hareket
b n S e l a m eskiden onlarn ileri gelenlerinden biriydi ve onlarn taktiklerini etmesini isteselerdi, m e s e l e kolayca halledilebilirdi. F a k a t yahudiler, m s l -

iyi biliyordu. B u n u n yan sra Beni K a y n u k a , mnafklarn ba Hazre'li bn manlara bir ders v e r m e n i n zaman geldiini dnyorlard. Bu amala da-

Ubeyy'in mttefiki idi. Onlarn varl ehirde, dier yahudi kabilelerine na- ha n c e d e n mttefikleri olan Hazre'li bn U b e y ve U b a d e bn Samit'e ha-

zaran daha o k hissediliyordu. n k yerleim merkezleri ehre o k yakn- ber gnderdiler. G l e r i n i toplayp m s l m a n l a r a saldrmay planlyorlard.

d. Oysa Evs'in mttefikleri olan Beni Nadir ve Beni Kurayza ehrin dnda Mslmanlarn Bedir'deki o r d u s u n u n iki katndan fazla, yediyz kiilik bir

yer alyorlard. ordu kurabilecek gleri vard. Yan sra, bn U b e y ve Ubade'nin adamlar-
Ksa bir sre n c e Peygamber (s.a.v) u emri almt: na da gvenebilirlerdi. Artk Peygamber (s.a.v)'e daha n c e k i tehditlerinin
bo szler olmadn gstereceklerdi.
"Eer bir kavmin ihanet edeceinden kesin olarak korkarsan, sen de ak ve adil Fakat gerekte, b u tehditler onlarn kendi yenilgilerine sebep oldu. Bir-
bir tutumla (onlarla olan anlama metnini ve diplomatik ilikiyi yzlerine) at. Ger- ka saat iinde kendi ordularndan daha b y k bir ordu tarafndan tm ev-
ekten Allah, ihanet edenleri sevmez" (Enfal: 58) relerinin sarlm o l d u u n u grnce, o k ardlar. Onlardan koulsuz ola-
rak teslim olmalar isteniyordu.
Fakat vahiy u d u r u m u da belirtiyordu: bn Ubey, Ubade'ye danmaya gitti; fakat U b a d e , Peygamber (s.a.v)'le
yaplan anlamadan n c e k i ittifak anlamalarnn geersiz olduunu ve
"Eer onlar bara eilim gsterirlerse, sen de ona eilim gster ve Allah'a te- Kaynuka ile ilgili h i b i r s o r u m l u l u k kabul etmediini syledi. bn Ubey'e
vekkl et. nk O, iitendir, bilendir". (En/al: 61) gelince, o n u n tabiat, yllardan beri bu denli gl mttefiklerle olan bala-
Bu yzden Peygamber (s.a.v) bar yollardan halledilebilecek sorunlar rn bir anda kesmeye msait deildi. Fakat o n u n , yahudiler gibi, h e m e h -
karsnda geri d n l m e z faaliyetlere girimek istemiyordu. B u n u n bir gs- rilerinin Peygamber (s.a.v)'e ne denli bal olduunu g r m e m e s i imkansz-
tergesi olarak Bedir'den h e m e n sonra, yahudilerin Medine'nin gneyindeki d. Peygamber (s.a.v)'e balanan bu adamlarn kendisiyle daha n c e d e n va-
pazar yerlerine gitti. Bedir'deki m u c i z e zerinde dnmeleri onlar imana rolan anlamalarn alteden baka bir anlamayla ona balandklarn ou
getirebilirdi. Bu yzden Peygamber (s.a.v) onlar, Kurey'in zerine inen Al- kez snamt. ki yl n c e olsa, askerlerini toplayp kolayca kuatmay kal-
lah'n azabn kendi zerlerine e k m e m e l e r i iin uyard. Onlar ise u ceva- drabilirdi. Fakat imdi Peygamber (s.a.v)'in karsnda hibir ey yapama-
b verdiler: " E y M u h a m m e d , bu seferki baarn seni aldatmasn. Karlat- yacan hissediyordu. Bu nedenle Beni Kaynuka k u a t m a altnda mitle
n kiiler sava k o n u s u n d a bilgisizdi, bu n e d e n l e sen onlarn en iyilerini bekliyor, fakat yardm gelmeksizin gnler getike mitleri hayal krkl-
ldrebildin. Fakat, Tanr'ya a n d o l s u n , seninle biz savasak, o z a m a n asl na dnyordu. ki haftalk kar k o y m a n n s o n u n d a kaytsz artsz tes-
k o r k u l a c a k olanlarn biz o l d u u m u z u a n l a y a c a k s n . " Peygamber (s.a.v) ge- lim oldular.
ri d n d ve onlardan ayrld. Onlar, bu seferlik zafer kazandklarn zannet- bn U b e y k u a t m a n n olduu yere gelip, P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat
tiler. ve: " E y M u h a m m e d , mttefiklerime iyi davran" dedi. Peygamber o n u red-
Birka gn sonra ayn pazar yerinde, gerginlii d o r u k noktasna ulat- detti. bn Ubey isteini tekrarlaynca, yzn ondan evirdi. B u n u n zeri-
ran bir olay meydana geldi: Mal a l m a k veya s a t m a k iin arya gelen bir ne bn Ubey, Peygamber (s.a.v)'in arkasndan, zrhn b o y u n k s m n d a n tu-
tup ekti. Peygamber (s.a.v)'in yz hiddetten karard v e : " B e n i b r a k " dedi. LMLER VE EVLLKLER
l b n Ubey: "Tanr'ya a n d o l s u n , onlara iyi davranmaya sz verinceye kadar
y a k a m b r a k m a y a c a m . Drtyz zrhsz ve yz zrhl adam, onlar beni [47]
b t n siyah ve k r m z adamlara kar k o r u d u l a r . 1 Onlar bir anda kesip l-
d r e c e k m i s i n ? " dedi. "Sana onlarn hayatlarn b a l y o r u m " dedi, Pey- eygamber (s.a.v)'in Bedir'den d n d k t e n sonra yapt ilk ilerden biri,
g a m b e r (s.a.v). F a k a t yeni gelen vahy, kendisiyle yaplan anlamay bozan-
larla ilgili yle diyordu:
P kz Fatma ile birlikte, R u k i y y e ' n i n mezarn ziyaret e t m e k oldu. Bu, on-
larn, Hatice'nin l m n d e n sonra yaadklar en b y k kaypt. Fatma, ab-
"Savata onlar: yakalarsan, yle darmadan et ki, onlarla arkalarndan gele- lasnn l m n d e n o k etkilenmiti. Mezarn k e n a r n d a babasnn yanma
cek olanlar ( yldr). Umulur ki ibret alrlar." (En-fal: 57) oturmu, gznden yalar b o a n y o r d u . Babas onu teskin etmeye alt ve
cbbesinin ucuyla g y a l a n m sildi. Peygamber (s.a.v) ksa bir sre n c e
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v), Beni Kaynukallarn b t n deerli l n n arkasndan at t u t m a n n aleyhinde baz eyler sylemiti. Fakat
mallarn b r a k p srgn edilmelerine karar verdi. Onlar vadiden k a r m a k - syledikleri yanl anlalmt. Mezarlktan geri dndnde mer
la da U b a d e l b n Samit'i grevlendirdi. Kaynukallar ilk n c e kuzeybatda, (r.a.)' in, Rukiyye ve Bedir ehitlerinin arkasndan alayan kadnlara bar-
vadi el-Kura'daki akrabalarnn yanna sndlar. D a h a sonra onlarn yard- dn duydu. "mer, b r a k alasnlar" dedi ve unlar ekledi: "Kalbten ve
myla Suriye snrnda b i r yerleim m e r k e z i kurdular. gzden gelen Allah'tan ve merhametindendir. F a k a t elden ve dilden gelen
Yahudiler Medine'de metal iilii ve ticaretiyle urayorlard. Bu ne- eytandandr." 1 El ile gs dvmeyi ve yzlerini yrtmay, dil ile de ba-
denle, Peygamber (s.a.v) ganimetlerden bete birini kendisi ve devletin gi- rp ararak at yakmay kastediyordu.
derleri iin aldktan sonra geriye kalan ganimetler, E n s a r ve Muhacirlerin Fatma, Peygamber (s.a.v)'in en k k kzyd ve yirmi yama gelmiti.
zengin sava aletlerine sahip olmasn salad. Peygamber (s.a.v) ailesi iinde, Ali (r.a.)'nin ona en uygun e olduundan
bahsetmiti, fakat n o r m a l b i r anlama yaplmamt. E b u B e k i r (r.a.) ve
m e r (r.a.) Fatma (r.a.)'y istemiler, fakat Peygamber (s.a.v) onlar, kzn
bir bakasna vereceini syleyerek deil, Allah'tan bir e m i r gelmesini b e k -
lediini ne srerek geri evirmiti. Bedir'den s o n r a k i ilk haftalardan birin-
de, artk evlilik z a m a n n n geldiini dnerek Ali'yi kzn resmen isteme-
si iin tevik etti. Ali ilk bata fakirliini dnerek tereddt etti. Babasn-
dan h i b i r miras almamt. slm, kafir bir babaya m ' m i n bir evladn varis
olmasn yasaklyordu. F a k a t b u n a ramen, Mescid'in yaknnda k k bir
evi vard. Peygamber (s.a.v)'in istediklerini de bildii iin Fatma'y isteme-
ye karar verdi. Resm anlama yapldktan sonra Peygamber (s.a.v), dn
yemei verilmesi hususu zerinde n e m l e durdu. Bir k o k u r b a n edildi, En-
sardan bazlar da un ve buday hediye ettiler. H e m gelinin h e m de dama-
dn kuzeni olan E b u Seleme, Dnde en b y k yardmlar yapan kii idi.
n k o, Ali'nin babasna kendisini E b u Cehil ve dier dmanlardan ko-
ruduu iin borluydu. Bu n e d e n l e m m Seleme, Aie ile birlikte iftin
oturacaklar evi dzenleyip hazrlamaya gitti. N e h i r yatandan y u m u a k

. Siyah ve krmz, her rktan insan, yani tm insanlar anlamna gelir. k u m getirilmiti. Evin toprak z e m i n i n e bu k u m d a n yaydlar. Gelin yata
bir k o y u n deriiydi, yorgan o l a r a k da Y e m e n ' d e n gelen izgili s o l u k r e n k l i
di B u , m e r ' i O s m a n ' n a k r e d c e v a b n d a n daha o k i n c i t t i . O y s a E b u Be-
b i r k u m a k u l l a n a c a k l a r d . Bir d e r i n i n i i n e h u r m a lifleriyle d o l d u r a r a k da
kir (r.a.)'in r e d d e t m e s i a k l a y a k n d ; o k sevdii zevcesi vard, O s m a n (r.a.)
y a s t k hazrladlar. D a h a s o n r a , asl y e m e i n yan sra misafirlere v e r i l m e k
ise b e k a r d . m e r , O s m a n ' raz e d e b i l m e y i u m u y o r d u . B u n e d e n l e P e y g a m -
z e r e i n c i r ve h u r m a hazrlayp, su k a b n s u ile doldurdular. G e n e l d e h e r -
b e r ( s . a . v ) ' e k o n u y u at. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " z l m e " dedi, " n k
k e s b u d n ziyafetinin o z a m a n d a M e d i n e ' d e verilen e n g z e l ziyafet ol-
Allah sana o n d a n daha iyi b i r d a m a t , o n a da s e n d e n d a h a iyi b i r k a y n p e d e r
d u u k a n s n d a birleiyordu.
v e r e c e k " . m e r g l m s e y e r e k , " y l e o l s u n " dedi, n k b i r iki s a n i y e d-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , artk m i s a f i r l e r i n ifti yalnz b r a k m a l a r g e r e k t i i n i
n n c e , iki d u r u m d a da t e r c i h e d i l e n iyi a d a m n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u -
g s t e r e n b i r iaret o l a r a k ayaa k a l k t ve Ali'ye k e n d i s i geri d n e n e d e k ka-
unu anlamt.
rsna y a k l a m a m a s n syledi. B t n m i s a f i r l e r gittikten h e m e n s o n r a gel-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Hafsa'yla e v l e n e r e k iyi d a m a t , R u k i y y e ( r . a . ) ' n i n k -
di. m m E y m e n (r.a.) h l o r a d a y e m e k t e n s o n r a k i d a n k l t o p l a y p
k kardei m m G l s m (r.a.) de O s m a n (r.a.)'a v e r e r e k iyi b i r k a y n -
o d a y d z e n e s o k m a y a alyordu. P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a y a t n d a s a d e c e
peder o l a c a k t . B u n d a n s o n r a E b u Bekir, m e r ' e k e n d i s i n e evlilik teklif edil-
s z k o n u s u k i i n i n paylat b i r o k zel olay vardr. Bu k i i l e r d e n biri de
diinde n e d e n yle d a v r a n d n a k l a d : P e y g a m b e r ( s . a . v ) h i k i m s e y e
m m E y m e n ' d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) i e r i g i r m e k i i n izin i s t e d i i n d e , m -
s y l e m e m e s i artyla o n a b u p l a n n d a n b a h s e t m i t i .
m E y m e n k a p y a geldi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " K a r d e i m n e r e d e ? " diye sor-
du. m m E y m e n : " A n a m b a b a m s a n a feda o l s u n e y Allah'n R a s u l " dedi, Hz. O s m a n (r.a.)'la m m G l s m ' n evlilikleri n c e o l d u . H u n e y s ' i n

' S e n i n k a r d e i n k i m ? ' P e y g a m b e r ( s a v ) : ' E b u Talib'in olu Ali' c e v a b n ver- l m n d e n s o n r a , gerekli o l a n d r t ay iddet bittiinde ve Aie ile S e v d e ' n i n

di. B u n u n z e r i n e m m E y m e n : " K z n o n u n l a evlendirdiin h a l d e , o se- o d a l a r n n y a n m a b i r oda d a h a y a p l d n d a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n evlilii de

n i n nasl k a r d e i n o l u r ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " G e r e k t e n karde- g e r e k l e t i . Bu, h e m e n h e m e n B e d i r S a v a n d a n bir yl s o n r a m e y d a n a gel-

i m d i r " dedi. D a h a s o n r a m m E y m e n ' d e n b i r m i k t a r su g e t i r m e s i n i iste- miti. Hafsa'nn g e l m e s i e v d e k i u y u m u b o z m a d . B i l a k i s Aie k e n d i yanda

di, o da getirdi. S u d a n b i r az d o l u s u a l p azn k a p a t t , d a h a s o n r a s u y u bir arkadaa sahip o l d u u i i n s e v i n i y o r d u . B u , iki g e n h a n m a r a s n d a l e -

t e k r a r k a b n i i n e boaltt. Ali g e l d i i n d e o n u n n e o t u r t t u . E l i n e b i r m i k - ne d e k s r e c e k b i r a r k a d a l n b a l a n g c y d . Aie'nin h e m e n h e m e n a n n e -

tar s u alp Ali'nin o m u z l a r n a , g s n e ve k o l l a r n a serpti. D a h a s o n r a F a - si yanda olan evde ise a n n e l i k m e r h a m e t i n i , k e n d i s i n d e n y i r m i ya k -

tma'y ard. F a t m a (r.a.) b a b a s n a kar d u y d u u saygdan e l b i s e s i n i n k o l a n b u yeni g e l i n d e n de e s i r g e m i y o r d u .

i i n d e h a f i f s e k e r e k geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a da Ali'ye yapt gibi yap- Evliliin gerekletii sralarda m e r ' i n kayn b i r a d e r i , y a n i Hafsa'nn
t; o n l a r a v e evlatlarna dua etti. ^ days O s m a n b n M a ' z u n l d . O ve kars Havle, P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e o k
yakndlar. O s m a n , A s h a b n e n o k z h d sahibi k i i l e r i n d e n biriydi. s-
B e d i r ' d e n s o n r a k i yl m e r (r.a.)'in ailesi iki b y k kaypla k a r l a m -
l a m ' n v a h y o l u n u u n d a n n c e de o z h d ehliydi. M e d i n e ' y e h i c r e t e t t i k t e n
t. B u n l a r d a n ilki kz Hafsa ( r . a . ) ' n n k o c a s Huneys'in l m idi. H u n e y s ,
s o n r a ise P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n k e n d i s i n i h a d m e t t i r m e k ve geri k a l a n m -
H a b e i s t a n ' a ilk g i d e n l e r arasndayd; o r a d a n d n d k t e n s o n r a Hafsa ile ev-
r n b i r d i l e n c i o l a r a k g e i r m e k i i n izin istedi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B e n sa-
l e n m i t i . Flafsa, dul kaldnda s a d e c e o n s e k i z yandayd; h e m g z e l d i ,
na iyi b i r r n e k deil m i y i m ? " dedi. " B e n kadnlara y a k l a r m , et y e r i m ,
h e m de iyi yetitirilmiti. Babas gibi o da o k u m a - y a z m a bilirdi. m e r (r.a.),
o r u t u t a r m ve iftar e d e r i m . K e n d i s i n i veya dier insanlar h a d m e d e n b i z -
Rukiyye (r.a.)'nin lmyle O s m a n (r.a.)'m o k yalnz kaldn grerek,
d e n deildir." P e y g a m b e r ( s . a . v ) O s m a n ' n s y l e d i k l e r i n i a n l a m a d n d-
Hafsa (r.a.)'y o n a teklif etti. O s m a n d n e c e i n i syledi, fakat b i r k a g n
n e r e k b a k a b i r frsatta t e k r a r b u k o n u y a deindi. " B e n s e n i n i i n iyi b i r
s o n r a gelip m e r ' e u an i i n e v l e n m e m e s i n i n d a h a iyi o l a c a n syledi.
r n e k deil m i y i m ? " dedi. O s m a n s a m i m i y e t l e evet dedi ve s o r u n u n n e ol-
m e r (r.a.) h e m hayal k r k l n a u r a m h e m de O s m a n (r.a.)'n red c e v a -
d u u n u s o r d u . " S e n h e r g n o r u t u t u y o r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v),
b n a i n c i n m i t i . F a k a t m e r (r.a.) k z m a iyi b i r k o c a b u l m a y a kararlyd, b u
" H e r g e c e y i de n a m a z l a g e i r i y o r s u n " . Osman, birok kez Peygamber
y z d e n gidip E b u Bekir'e t e k l i f etti. E b u B e k i r o n a m p h e m b i r c e v a p ver-
( s . a . v ) ' i n g e c e n a m a z n n ve o r u c u n faziletlerini saydn bildii i i n : " E v e t ,
elbette yle y a p y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v): " y l e y a p m a " dedi, " n - m e r (r.a.), kayn biraderinin, ehit olarak deil de yatanda ld-

k gzlerinin, b e d e n i n i n ve ailenin senin zerinde haklar vardr. Bu neden- n grnce, ona duyduu saygda bir azalma ve sarslma olmutu. m e r da-

le oru tut, iftar da et; namaz kl, ayn zamanda uyumaya da vakit a y r . " 3 ha sonralar b u n u yle anlatyor: " O s m a n l b n Maz'un ehit olarak lmeyip,

Hanif dininin bir ifadesi olarak, vahiy srekli, her konuda Allah'a h a m d yatanda l n c e g z m d e n dt: "Bu dnyadan vazgemekte hepimizden

ve k r e t m e h u s u s u n u vurguluyordu. stn olan, fakat imdi yatanda len u adam brakn, dedim".mer

"O, umulur ki kredersiniz diye iitme, grme (duyularn) ve gnller verdi." (r.a.), E b u Bekir (r.a.) ve Peygamber (s.a.v) yatanda lene kadar da byle

(Nahl: 78) dnyordu. Fakat onlarn b u ekilde l d n g r n c e kendisini anla-


yszlkla sulad. Kendi k e n d i n e yle dedi: "Yazklar olsun sana, en iyile-
"Onda 'skun bulup-durulmanz' iin, kendi nefislerinizden eler yaratmas ve
rimiz l d " -burada "yatanda l d " d e m e k istiyordu - B u n d a n sonra O s -
aranzda bir sevgi ve merhamet klmas da, O'nun ayetlerindendir. Hi phe yok,
man l b n Maz'un, m e r ' i n kafasnda eski saygnlna kavutu.^
bunda, dnebilmekte olan bir kavim iin gerekten ayetler vardr." (Rum:21)
"De ki: Grdnz m, syleyin; Allah kyamet gnne kadar geceyi sizin ze-
rinizde kesintisizce srdrecek olsa, Allah'n dnda size aydnlk verecek ilah kim-
dir? Yine de dinlemeyecek misiniz? De ki: Grdnz m syleyin; Allah kyamet g-
nne kadar gndz sizin zerinizde kesintisizce srdrecek olsa, Allah'n dnda
size, iinde dinleneceiniz geceyi getirecek ilah kimdir? Yine de grmeyecek misiniz?
Kendi rahmetinden olmak zere O, sizin iin, iinde dinlenmeniz ve O'nun fazln-
dan (geiminizi) aramanz iin geceyi ve gndz varetti. Umulur ki kredersiniz."
(Kasas: 71-3)

Ftratn (yaratl zellik ve gayesini) k o r u y a n insan iin, Allah'a -


krle birletirildiinde, doal zevkler bile ibadete dnr. Bu nedenle Pey-
gamber (s.a.v.) ahsyla ilgili olarak, duygulara hitap eden hazlar ve nama-
zn verdii hazz ayn erevede ele almtr: 'Bana gzel k o k u ve kadnlar
sevdirildi. N a m a z ise gzlerime serinlik verir.'^
O s m a n l b n M a z u n ' u n l m n d e n h e m e n s o n r a , cenaze g m l m e d e n
n c e , Peygamber (s.a.v), Aie ile birlikte Havle'yi ziyaret etti. Aie (r.a.) da-
ha sonraki yllarda b u olay yle anlatyor: " P e y g a m b e r (s.a.v), Osman' p-
t. G z n d e n O s m a n ' n yzne yalar damladn g r d m " . O s m a n ' n ce-
naze treni srasnda Peygamber (s.a.v) bir kadnn yle dediini iitti:
"Mes'ud ol ey Sa'ib'in babas, n k c e n n e t s e n i n d i r " . Peygamber (s.a.v)
serte dnd ve: " S a n a b u n u bilme h a k k n veren n e ? " dedi. Kadn: " E y Al-
lah'n Rasul, O Ebu's-Sa'ib'dir" diyerek kar kt. Peygamber (s.a.v): "Al- . I.S. VIII, 24.
2. I. S. VIII, 12-15.
lah'a a n d o l s u n , biz o n u n hakknda iyilikten baka b i r ey b i l m i y o r u z " dedi.
3. I. S. 1/2, 112.
Daha sonra, ilk kar knn Osman'a kar deil, h a k k olmad halde
4. I. S. IIVI, 289
yle k o n u a n a kar olduunu b e l i r t m e k istercesine: " O , Allah' ve Rasul-
5. I. S. III, 1, 289-90.
n severdi" d e m e n i z yeterdi" dedi.-'
6. Agc.
ASHAB-1 SUFFE (HHL-t SUFFE)
o k yakn sohbette b u l u n m a k z o r u n d a y m . " 2 O n l a r bu y a k m kiinin Ceb-

[48] rail olduunu h e m e n anladlar. Yemek hazrlanm ve n l e r i n e getirilmiti;


bu nedenle israf edilmemeliydi. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) genelde
onlar, soan ve sarmsak y e m e m e l e r i , zellikle Mescid'e g i t m e d e n n c e bu-
esciddeki st kapal b l m n bir k s m , b a r n a c a k yeri ve geim kay-
M na o l m a y a n yeni gelenler iin ayrlmt. Yararlanmalar iin oraya
na dikkat etmeleri iin u y a r r d . 3
Fatma (r.a.), e v l e n m e d e n n c e bir b a k m a ehl-i Suffe'ye ev sahiplii ya-
yerletirilen ta b i r sra nedeniyle onlara ehl-i Suffe denirdi. Mescid, Peygam-
pyordu. Fedakrlklar, P e y g a m b e r (s.a.v) ve ailesinin gncel yaamnn bir
b e r (s.a.v)'in odalarnn bir devam gibi olduu iin, o ve ev halk, kaplar-
paras olduu halde F a t m a , imdiye kadar eksikliini h i hissetmedii bir
nn dibinde oturan ve gn getike birer ikier artan b u fakirlere kar k e n -
sorunla kar karyayd. O , h i b i r zaman kendisine yardm eden ellerin ek-
dilerini s o r u m l u hissediyorlard. Bedir zaferi ile birlikte tm Arabistan'daki
sikliini duymamt. Kardei m m G l s m ' n yansra m m E y m e n de
kabileler Peygamber'den (s.a.v.) ve O'na inananlardan b a h s e t m e y e balam-
her an yardma hazrd. m m Sleym (r.a.) o n yandaki olu E n e s (r.a.)'i
lard. slm'n m e s a j gn getike daha fazla insan Medine'ye ekiyordu.
Peygamber (s.a.v)'e h i z m e t i olarak vermiti. E n e s yann tesinde dn-
Bu nedenle Mescid'e bal odalarda oturanlar o k seyrek kendilerine den
ce ve akl sahibi bir o c u k t u . Annesi m m Sleym ile ikinci kocas E b u
pay yiyebiliyorlard. Peygamber (s.a.v) yle derdi: "Bir kiinin yiyecei iki
Talha da h e r an yardma hazr bir ekilde beklerlerdi. bn Mes'ud ise ev hal-
kiiye, iki kiinin yiyecei drt kiiye, drt kiinin yiyecei ise sekiz kiiye
kndan biri saylabilecek kadar Peygamber (s.a.v)'e yaknd. Abbas da ksa
yeter."1
bir sre n c e , M e k k e ' y e d n d k t e n sonra klesi E b u Rafi'yi Peygamber
Peygamber (s.a.v) genelde gzel ve hafif kokular sevdii gibi, k t ko-
(s.a.v)'e hediye olarak gndermiti. Peygamber (s.a.v) o n u azat etmi, fakat
kulara, zellikle de kendisinin veya bakasnn nefesinin k t k o k m a s n a
zgrlne kavumas o n u , Allah'n Rasulne h i z m e t e t m e k t e n alkoyma-
kar o k hassast. Aie (r.a.), o n u n eve girdiinde yapt ilk iin yeil hur-
mt. Bir de uzun sreden beri onlarn h i z m e t i n e k o a n Osman bn
ma aacndan yaplma misvam a l m a k olduunu sylerdi. Yolculukta ise
Maz'un'un dul ei Havle vard. Fakat Fatma'nn yannda imdi b u yardm
Abdullah ibn Mes'ud (r.a.) yannda Peygamber (s.a.v) iin yedek bir misvak
eden ellerden hibiri yoktu. Ar fakirliklerini gidermek iin Ali (r.a.) su e-
b u l u n d u r u r d u . Ashab da Peygamber (s.a.v)'in misvak kullanma ve y e m e k -
kiyor ve tayor, F a t m a ise buday tyordu. " E l l e r i m kabarncaya kadar
ten sonra az ykama alkanlna uyarlard.
t t m " dedi bir gn Ali'ye. Ali de ona: " B e n de o m u z l a r m aryncaya
Alk bile o n u n bu ar duyarlln etkilemezdi. Fakat b u duyarll kadar su ektim. Allah, babana b i r o k kle vermi, git ve onlardan birini
her zaman bakalarnn da kendisiyle paylamasn beklemezdi, islm'n ya- hizmet etmesi iin iste" dedi. F a t m a h e m e n Peygamber (s.a.v)'in yanna
saklamad ve Peygamber (s.a.v)'in kendisi yemedii halde arkadalarna gitti. Babas o n u g r n c e : " S e n i buraya getiren ne k k k z m ? " d i y e sor-
yemeleri iin srar ettii baz yiyecekler vard. Bunlardan biri Mekke'de b u - du. F a t m a babasna duyduu saygdan evdeki niyetini syleyemedi ve "Se-
lunmayan, fakat Yesrib ve baka yerlerde o k rastlanan b y k kertenkele- ni s e l a m l a m a k iin g e l d i m " dedi. Eli bo d n n c e Ali (r.a.) ona: " N e yap-
lerdi. Bazen O, bakalarnn yemesini yasaklamadan b i r yemei yemeyi red- t n ? " diye sordu. " s t e m e y e u t a n d m " dedi, F a t m a (r.a.). B u n u n zerine iki-
dederdi. Bir keresinde, Ensar'dan biri ona hediye olarak trl yemei getir- si birlikte gidip Peygamber (s.a.v)'e isteklerini bildirdiler. Fakat Peygamber
di. Peygamber (s.a.v) tam y e m e k t e n tadacakken onda ar bir sarmsak ko- (s.a.v) onlarn hizmetiye dierlerinden daha az ihtiyalar olduunu n e
k u s u n u n olduunu farketti, h e m e n elini ekti. Yannda olanlar da o n u n eli- srerek isteklerini geri evirdi. "Onlar size verip de ehl-i Suffe'nm alktan
ni ektiini g r n c e ellerini ektiler. Peygamber (s.a.v) onlara: " N e o l d u ? " k v r a n m a s n istemem. Onlar besleyecek kadar gelirim y o k . Sadece elimde-
diye sordu. "Sen elini ektin, b u yzden bizde ellerimizi e k t i k " dediler. O: k i n i a v u c u m d a k i n i satarak onlar besleyebiliyorum" dedi.
"Allah'n adyla yemeye balayn" dedi, "Sizin k o n u m a d n z kiiyle b e n
Ali (r.a.) ile F a t m a (r.a.) biraz d krkl iinde evlerine dndler.
F a k a t o gece, onlar yattktan sonra kapda ieri girmek iin izin isteyen Pey- l, b e n b u aac alp bu y e t i m e v e r s e m aynsn Cennet'te b u l a c a k m y m ? "
g a m b e r (s.a.v)'in sesini duydular. O n a h o geldin diyerek yataktan kalktlar. diye sordu. "Elbette b u l a c a k s n " cevabn alnca h e m e n E b u Lbabe'den bir
F a k a t Peygamber (s.a.v): " O l d u u n u z yerde kaln" dedi ve y a n l a n n a otur- h u r m a bahesi karlnda o aac satn ald. l b n e d - D e h d a h e aac yetime
du. "Size, b e n d e n istediinizden daha deerli bir ey vereyim m i ? " diye sor- verdi. Peygamber (s.a.v) o n u n adna o k sevinmi, fakat E b u Lbabe ad-
du. O n l a r " e v e t " dediklerinde ise unlar syledi: "Cebrail bana yle ret- na z l m t .
ti: Her namazdan sonra on defa Elhamdlillah (Hamd Allah'adr), on defa
Sbhanallah (Allah tebih edilendir) ve o n defa Allahu Ekber (Allah byk-
tr) deyin. Yattnz zaman da h e r birini otuz er defa tekrarlayn". Ali ile-
riki yllarda yle derdi: "Allah'n Rasul bize bunlar rettikten sonra, bir
kez bile onlar o k u m a y ihmal e t m e d i m . "
Ali (r.a.) ile Fatma (r.a.)'nn evleri Mescid'den o k uzak deildi, fakat
Peygamber (s.a.v) kznn kendisine daha da yakn olmasn istiyordu. Evli-
liklerinden b i r k a ay sonra Peygamber (s.a.v)'in uzaktan akrabas olan Haz-
re'li Harise Peygamber (s.a.v)'e geldi ve yle dedi: " E y Allah'n Rasul, Fa-
tma'y daha da yaknna g e t i r m e k istediini duydum. Benim evim Neccaro-
ullar arasnda sana en yakn evdir, imdi o n u sana veriyorum. Ben ve mal-
larm, Allah ve Rasul iindir. Benden bir eyler alrsan a l m a m a n d a n daha
o k sevinirim." Peygamber (s.a.v) ona dua etti ve hediyesini kabul etti. K-
z ve damadn kendisine k o m u olarak getirdi.
Peygamber (s.a.v.) Harise'nin cmertlii ile Medine'de gerek kendisine
gerekse dierlerine kar gsterilen cmertlie o k seviniyordu. Fakat o s-
rada meydana gelen bir olay d krkl yaratt. Peygamber (s.a.v) Evs'li
E b u Lbabe'yi takdir ederdi. Bedir Sava srasnda, onu Medine'de kendisi-
ni temsil etmesi iin Revha'dan geri gndermiti. O yln sonlarna doru,
E b u Lbabe'nin velayetinde b u l u n a n bir yetim Peygamber (s.a.v)'e geldi.
Velisinin, kendisine ait olan bir h u r m a aacna sahip ktn syledi. E b u
Lbabe'ye haber gnderdiler. E b u L b a b e aacn kendisinin olduunu iddia
etti, g e r e k t e n de yleydi. Peygamber (s.a.v) meseleyi r e n i n c e E b u Lba-
b e ' n i n lehine karar verdi. Fakat uzun sreden beri aaca sahip olduuna
kendisini altran yetim o k zlmt. B u n u gren Peygamber (s.a.v) E b u
Lbabe'den aac kendisine hediye olarak vermesini istedi, fakat E b u Lba-
be k a b u l etmedi Peygamber (s.a.v): " E y E b u Lbabe, o zaman aac b u ye-
time hediye et, Cennet'te karln b u l u r s u n " dedi. Fakat olaylar E b u L- 1. M . X X X V I , 176.

babe'nin duygularn etkilemiti, bu n e d e n l e yine k a b u l etmedi. O srada 2. I. S. 1/2.110.


3. B. X C V I , 24.
Ensardan biri, Sabit l b n ed-Dehdahe (r.a.), Peygamber'e: " E y Allah'n Rasu-
4. W 505.
DZENSZ SALDIRILAR
Du'sur'un n n d e n k a y b o l d u . Du'sur b i r m e l e k g r d n a n l a m t . Pey-
g a m b e r ( s . a . v ) : " S e n i b a n a k a r k i m k o r u y a c a k ? " diye s o r d u . Du'sur: " H i
[49]
k i m s e " dedi ve u s z l e r l e d e v a m etti: "Allah'tan b a k a ilah o l m a d n a ve
Muhammed'in Allah'n Rasul olduuna ehadet ederim." Peygamber
edir'in ve o n u izleyen k k s e f e r l e r i n n e m l i b i r s o n u c u da, C u h e y n e ( s . a . v ) a d a m a klcn geri verdi. B i r l i k t e m s l m a n l a r n k a m p y e r i n e gitti-
B ve Kzl D e n i z ' d e k i dier k o m u k a b i l e l e r i n Medine'yle m t t e f i k o l m a - ler ve Du'sur'a din k o n u s u n d a bilgi verildi. Du'sur d a h a s o n r a k a b i l e s i n i n
syd. B u , M e k k e k e r v a n l a r n n Suriye'ye giden sahil y o l u n u k e s m e k d e m e k - y a n n a d n d ve onlara slm' tebli e t m e y e balad.
ti ve u s o r u y u a k l a getiriyordu: D o u , bat ve k u z e y d e n k e r v a n yollarn O r d u Necd'den d n e n e d e k Ka'b l b n E r e f M e k k e ' d e n a y r l m ve M e d i -
k o n t r o l a l t n a alarak Kurey'i zayf b i r k o n u m d a b r a k m a k m m k n deil ne'den o k uzakta o l m a y a n B e n N a d i r kabilesi civarndaki evine ulamt.
m i y d i ? B u gizli t e h l i k e Kureyliler'in g z n d e n k a m t . F a k a t Kureyliler, O n u n Kurey'i c almaa tevik e d e n iirlerinin yansra, P e y g a m b e r (s.a.v)'i
K u z e y d o u d a k i , Basra k r f e z i n d e rak'a giden yol z e r i n d e k i S l e y m ve G a - ve a r k a d a l a n n aalayan iirleri de vard. Arabistan'da tutulan b i r air in-
tafan k a b i l e l e r i y l e ittifaklarn g l e n d i r m i l e r d i . B u k a b i l e l e r M e k k e ve sanlarn t m n n g r n temsil ediyordu denilebilirdi. n k b y l e b i r
M e d i n e ' n i n d o u s u n d a k i N e c d o v a s n d a yayorlard. M e k k e ' d e n giden k e r - airin msralar dilden dile dolard. air eer iyi ise iyilik k a y n a , k t ise
v a n l a r y e d i n c i k o n a k l a r n S l e y m k a b i l e s i n i n verimli t o p r a k l a r n d a yap- de k t l k kayna olurdu. Bir g n P e y g a m b e r (s.a.v) yle dua etti: "Yarab-
yorlard. K u r e y l i l e r zellikle b u k a b i l e y i , Yesrib snrlarn y a m a l a m a k o - bi, b e n i Ka'b l b n E r e f t e n kurtar. S e n dilediinden k u r t a r r s n . O h e m k t -
n u s u n d a k i h i b i r frsat k a r m a m a l a r i i n tevik ediyorlard. l k yayyor h e m de k t iirler o k u y o r . " Ve yanndakilere: " K i m b a n a b u ka-
B u n u t a k i p e d e n aylardan b i r i n d e , P e y g a m b e r (s.a.v) v a h a n n d o u s u n - dar k t l k yapan l b n E r e f e kar k a r ? " lk g n l l , Evs'li Sa'd l b n M u a z
dan y a p l a c a k o l a n saldrya kar uyar ald. Bu saldrlardan ikisini S- (r.a.)'n k a b i l e s i n d e n M u h a m m e d l b n M e s l e m e (r.a.) idi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
l e y m , b i r i n i G a t a f a n kabilesi y a p a c a k t . H e r seferinde o n l a r saldrya frsat o n a Sa'd'a d a n m a s n syledi ve drt g n l l daha b u l u n d u . B u b e g n l -
b u l a m a d a n , o n l a r k e n d i y e r l e i m b l g e l e r i n d e bastrd ve o n u n geldii ha- l, yalan s y l e m e d e n , hile y a p m a d a n l b n E r e f e y a k l a l a m a y a c a n biliyor-
b e r i n i d u y a n k a b i l e adamlar katlar. F a k a t b u y r y l e r d e n biri z e l l i k l e lard. Ayn z a m a n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'in bunlar yasakladndan da h a b e r -
baarlyd. G a t a f a n k a b i l e s i n i n Sa'lebe ve M u h a r i p kollarna k a r yaplan dardlar. Bu y z d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'e gittiler ve o n a z i h i n l e r i n i m e g u l
y r y t e , P e y g a m b e r (s.a.v) N e c d ' i n k u z e y i n d e k i kayalklarda g i z l e n e n b u e d e n b u k o n u y u atlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara, a m a l a r n a u l a m a k i i n
b e d e v i l e r i , Sa'lebe'den m s l m a n o l m u b i r b e d e v i n i n r e h b e r l i i n d e bastr- h e r eyi s y l e m e k t e serbest o l d u k l a r , n k savata hile ve y a l a n n serbest
m a k istedi. O r a d a n k u z e y e d o r u M u h a r i p k a b i l e s i n i n y e r l e i m b l g e s i n e o l d u u n u ve Ka'b'n da k e n d i l e r i n e sava atn syledi.
d o r u i l e r l e r k e n y a m u r balad. Aralarnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in de b u l u n - Ka'b' aldatarak evinden dar kardlar ve ldrdler. Panie kaplan
d u u bir g r u p a d a m , s n m a y a frsat b u l a m a d a n slandlar. Peygamber Nadir yahudileri Peygamber (s.a.v)'e gittiler ve b a k a n l a r n d a n b i r i n i n s e b e p -
( s . a . v ) a d a m l a r d a n biraz uzaklat, b i r a a c n y a n n d a s o y u n u p g i y e c e k l e r i - siz yere l d r l d n sylediler. P e y g a m b e r (s.a.v) gelenlerin ounun
ni aaca ast ve k u r u m a s n b e k l e d i . A a c n altnda y a t a r k e n o n u u y k u bas- Ka'b gibi slam'a d m a n olduklarn biliyordu. B u n u hayal krkl iinde
trd. O n l a r n b u hareketleri g r m e d i k l e r i b i r o k kii tarafndan g z l e n i y o r - kabul e t m e k zorunda kald. F a k a t yahudilere, d m a n c a d n c e l e r e h o g -
du. P e y g a m b e r ( s . a . v ) uyandnda k a r s n d a k l c n e k m i b i r a d a m b u l - r gsterilse de, d m a n c a etkinliklere h o g r gsterilemeyecei bildirilme-
du. A d a m , P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a b e r ald saldrdan s o r u m l u o l a n M u h a - liydi. " E e r o da kendisi gibi d n e n dierleri gibi davransayd, h a i n c e ld-
ribin efi Du'sur idi. " E y M u h a m m e d " dedi, " B u g n seni b a n a kar k i m k o - rlmezdi. O bizi incitti ve aleyhimize iir yazd; sizden h a n g i n i z b u n u yapar-
r u y a c a k ? " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " A l l a h " dedi. B u n u n z e r i n e C e b r a i l , b e y a z l a r sa l d r l e c e k t i r . " 1 D a h a s o n r a Peygamber (s.a. v) onlar ballk a n l a m a -
g i y m i b i r a d a m o l a r a k g r n d ve a d a m g s n d e n geriye d o r u itti. K- sndan b a k a zel bir a n l a m a yapmaya davet etti. O n l a r da k a b u l ettiler.
l Du'sur'un e l i n d e n dt, P e y g a m b e r ( s . a . v ) de klc ald. Cebrail,
t. w 192
SAVA HAZIRLIKLARI
istan'l, soydalar gibi cirit a t m a k t a usta o l a n klesi Vahi'yi g n d e r m i t i .
Vahi'nin att cirit h e d e f i n d e n o k s e y r e k aard. C b e y r o n a yle d e m i -
[50] ti: " E e r b e n i m k i n e karlk M u h a m m e d ' i n a m c a s Hamza'y l d r r s e n , se-
ni serbest b r a k a c a m . " Hind bunu duymutu. Ordu konakladnda,
e k k e ' l i l e r Kzl D e n i z k e r v a n y o l u n u k a y b e t t i k l e r i n i z n t y l e farket- k a m p t a ne z a m a n Vahi'yi grse o n a yle d i y o r d u : " E y k a r a n l k l a r n b a b a -
M tiler. Tek s e e n e k olan dier y o l u n ise b i r d e z a v a n t a j vard: N e c d ' d e n s, git o n u s n d r ve s o n r a zevkle s e y r e t " . Vahi'ye, s a h i b i n i n d l n n ya-
nsra k e n d i s i n i n de dl v e r e c e i n i s y l e m i t i .
g e e n yola k u y u l a r o k uzakt. F a k a t yaz aylar y a k n o l d u u i i n k e r v a n a
su tayan b i r k a deve e k l e y e r e k yolu gvenilir h a l e s o k m a k m m k n d . E n s a r ve M u h a c i r l e r ' i n , d m a n g e l m e d e n n c e daha bir haftalar var-
Kureyliler Irak'a y z b i n d i r h e m d e e r i n d e g m eya tayan z e n g i n b i r d. Bu sre i i n d e ehir duvarlar d n d a , v a h a n n eitli y e r l e r i n d e yaa-
k e r v a n g n d e r m e k istiyorlard. K e r v a n Safvan'n y n e t i m i n d e yol alacakt. yanlar hayvanlaryla b i r l i k t e e h r i n i i n e yerletirilmeliydi. Bu grev y e r i n e
M e d i n e y a h u d i l e r i n d e n bazlar b u n u d u y m u ve aralarnda k o n u u y o r l a r - getirildi ve ehir duvarlar dnda n e b i r at n e bir deve n e de bir k o y u n kal-
d. O srada E n s a r ' d a n biri o n l a r n s y l e d i k l e r i n e k u l a k misafiri o l d u ve mad. B u n d a n s o n r a y a p l a c a k i M e k k e ' l i l e r i n p l a n l a r n r e n m e k t i . O n l a -
d u y d u k l a r n h e m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'e h a b e r verdi. P e y g a m b e r (s.a.v), rn s a h i l d e k i bat y o l u n u takip ettikleri h a b e r i geldi. B u srada ieriye d o -
Zeyd (r.a.)'in k u m a n d a n l k yetenei o l d u u n u n farkndayd. B u n e d e n l e ru y n e l d i l e r ve M e d i n e ' n i n b e m i l k a d a r b a t s n d a konakladlar. D a h a s o n -
o n u yz a t l n n k u m a n d a s n d a k e r v a n n y o l u n u k e s m e k zere, yol z e r i n - ra k u z e y b a t y a b i r k a mil yol aldlar ve M e d i n e ' y e k u z e y d e n b a k a n U h u d
deki su k a y n a k l a r n d a n b i r i o l a n Karede'ye g n d e r d i . O r d u n u n k k ol- dann e t e k l e r i n d e k i dzle k a m p kurdular.
mas Zeyd'in p l a n n u y g u l a m a s n k o l a y l a t r y o r d u . Ani ve g r n m e d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'in gnderdii h a b e r c i l e r ertesi s a b a h , d m a n says-
k e r v a n a saldrdlar. B u ani saldrdan k o r k a n Safvan ve adamlar katlar. nn g e r e k t e n m e k t u p t a k i gibi o l d u u h a b e r i y l e geri dndler. Kurey'in
Zeyd ve a d a m l a r ykleriyle b i r l i k t e t m develeri alarak zafer i i n d e Medi- yansra, S a k f k a b i l e s i n d e n yz a d a m l a b i r l i k t e K i n a n e ve dier m t t e f i k l e -
ne'ye d n d l e r . B i r k a da k l e elde etmilerdi. r i n d e n de t e m s i l c i l e r vard. b i n d e n fazla deve ve iki yz at, t m otla ve
Karede felaketi, M e k k e ' l i l e r i n Bedir'den b e r i s r e n sava h a z r l k l a r n n h e n z h a s a t e d i l m e y e n e k i n l e r i yiyorlard. Ksa b i r sre s o n r a oralarda ye-
h z l a n d r l m a s n a n e d e n oldu. H a r a m ay o l a n R e c e p ' l e birlikte, k m e v s i m i illikten eser k a l m a y a c a k t . O r d u d a h e m e n s a l d r m a belirtileri g r l m y o r -
ve M . S . 6 2 5 yl g e m i oldu. B u n u takip e d e n ayda Hafsa ile P e y g a m b e r du. B u n u n l a b i r l i k t e o gece e h r i n etrafna a s k e r yerletirildi. Biri Evs'li, di-
( s . a . v ) evlendiler. R a m a z a n ' n ve o r u c u n geliiyle b i r l i k t e m s l m a n l a r b - eri Hazre'li olan iki Sa'd, yani i b n Mu'az (r.a.) ve b n U b a d e (r.a.), Pey-
y k bir s e v i n daha yaadlar: F a t m a b i r e r k e k o c u u d n y a y a getirmiti. g a m b e r (s.a.v)'in kaps dnda b e k l e m e k g e r e k t i i n e k a r a r verdiler. U s e y d
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , o c u u n k u l a n a ezan o k u d u ve o n a " G z e l " a n l a m n a ve bir g r u p a s k e r l e g e c e P e y g a m b e r (s.a.v)'in k a p s n d a n b e t tuttular.
gelen el-Hasan adn verdi. D o l u n a y k t n d a , yani ayn ortalarnda Be- P e y g a m b e r ( s . a . v ) , h e n z silahlarn k u a n m a m t . F a k a t ryasnda,
dir'in y l d n m yaand. O ayn s o n u n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k k e ' d e n k e n d i s i n i zrh g i y m i bir halde bir k o u n s t n d e g i d e r k e n grd. E l i n d e
M e d i n e ' y e g e l e n b i r atlnn getirdii b i r m e k t u p ald. M e k t u p a m c a s Ab- bir k l vard. Klca b a k t n d a i i n d e b i r di; etrafnda da k e n d i s i n i n o l d u -
bas'tand, M e d i n e ' y e d o r u yola k a n b i n k i i l i k o r d u y u h a b e r veriyor- u n u bildii bir g r u p b y k ba h a y v a n n k u r b a n edildiini grd.
du. Yediyz zrhl ve iki yz atllar vard. E y a tayan ve k a d n l a r n a r d a k - Ertesi s a b a h ryasn arkadalarna anlatt ve o n u yle yorumlad:
larn tayan d e v e l e r saylmasa bile h e r a s k e r e b i r deve d y o r d u . " Z r h Medine'dir, klcn i i n d e k i di b a n a y n e l t i l e c e k olan b i r darbeyi,
M e k t u p M e d i n e ' y e ulatnda Kurey o r d u s u yola k m t . E b u Sf- k u r b a n edilen h a y v a n l a r da A s h a b m d a n l d r l e c e k olanlar temsil ediyor.
y a n , k u m a n d a n o l a r a k , y a n n a kars Hind'i ve i k i n c i k a r s n da almt. Saf- B e n i m z e r i n e b i n d i i m k o ise, inaallah l d r e c e i m i z , kafirlerin b l k
van da o n u n gibi iki karsn getirdi; dier l i d e r l e r ise e l e r i n d e n s a d e c e b i - b a k a n n iaret e d i y o r . " 1
rini getirmilerdi. M u t ' i m ' i n olu C b e y r M e k k e ' d e k a l m , fakat t m H a b e - P e y g a m b e r (s.a.v)'in ilk d n c e s i e h r i n dna k m a y p i t e n bir sa-
v u m a m e k a n i z m a s k u r m a k t . B u n u n l a b i r l i k t e k e n d i g r n e dierleri- hitlik m e r t e b e s i n e u l a t r a c a k . Hangisi o l u r s a o l s u n f a r k e t m e z , n k iki
n i n de k a t l p k a t l m a y a c a k l a r n r e n m e k amacyla m e s e l e y i istiare et- s o n u da iyi."^
m e k i i n a r k a d a l a r n toplad. lk k o n u a n l b n U b e y oldu. " B i z i m e h r i m i z , K o n u u l a n l a r d a n ve o n l a r n d e s t e k l e n m e s i n d e n g e n e l k a n n n e h i r d-
bize k a r h i b i r z a m a n saldrya m e y d a n b r a k m a y a n b a k i r e b i r ehirdir. Biz na k m a k o l d u u anlald. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de e h i r dna k p d-
b u e h i r d e n b y k k a y p l a r o l m a k s z n h i b i r d m a n a saldr i i n k m a - m a n a saldrmaya k a r a r verdi. le vakti C u m a n a m a z i i n toplandlar.
dk. B u e h r e saldranlar ise h e p b y k kayplarla karlatlar. O h a l d e , ey O k u n a n H u t b e n i n k o n u s u c i h a d ve o n u n gerektirdii a b a ile ilgiliydi. Da-
Allah'n R a s u l , onlar b r a k , ne yaparlarsa yapsnlar. Orada k a l d k a , fela- ha s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) arkadalarna sava i i n h a z r l a n m a e m r i verdi.
k e t o n l a r n olacaktr. G e r i d n d k l e r i n d e ise a m a l a r n y e r i n e g e t i r e m e m i N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in a r k a s n d a iki a d a m n e m l i k a r a r -
o l a r a k geri d n e c e k l e r d i r . " lar a l m a k i i n o n a d a n m a k zere b e k l i y o r l a r d . B u n l a r d a n biri k e n d i n i b-
E n s a r ve M u h a c i r l e r i n y a l l a r n d a n b y k b i r g r u p l b n U b e y ' i n gr- rahim d i n i n i n temsilcisi k a b u l e d e n E b u Amir'in olu H a n z e l e idi. Babas-
n e katldlar. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " M e d i n e ' d e k a i m , k a d n nn imdi U h u d ' d a d m a n k a m p l a r arasnda o l d u u n d a n h a b e r i y o k t u . O
ve o c u k l a r kalelere k o y u n " dedi. O b y l e k o n u u n c a g e n l e r d e n o u n u n g n , H a n z e l e ' n i n b i r k a hafta n c e s i n d e n b e l i r l e n m i o l a n d n g n y d .
e h r i n d n a y r m e taraftar o l d u u aa kt. Birisi: " E y Allah'n Rasu- O , l b n U b e y ' i n kz, k u z e n i C e m i l e ile nianlyd. Savaa g i t m e y e kararl ol-
l , " dedi, " b i z i d m a n n y a n n a gtr. O n l a n n , b i z i m k o r k t u u m u z u ve masna r a m e n , d n e r t e l e m e k i s t e m i y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v.) d -
zayf o l d u u m u z u d n m e l e r i n e izin v e r m e " . Bu szler m e c l i s i n h e r tara- n n y a p m a s n ve g e c e y i M e d i n e ' d e g e i r m e s i n i syledi. G n e d o m a d a n
fndan takdir d o l u mrltlarla d e s t e k l e n d i . o u ayn eyleri tekrarlad. Ba- n c e a t m a b a l a y a m a y a c a n a gre, H a n z e l e (r.a.) ertesi s a b a h orduya ye-
zlar, e e r b u k e z m a h s u l l e r i n i n b y l e h a r a p e d i l m e s i n e izin verirlerse, b u - tiebilirdi. O r d u n u n h a n g i yollardan getiini a r a t r a r a k o n l a r a u l a m a s
n u g e l e c e k t e Kureyliler'i ayn eyi y a p m a y a tevik e t m e k t e n b a k a b i r ie mmknd.
y a r a m a y a c a g r n savundular. H a m z a ve Sa'd l b n U b a d e gibi d e n e - Dier a d a m , Hazre k a b i l e l e r i n d e n B e n Selime'li A b d u l l a h l b n A m r
y i m l i kiiler de b u g r d e s t e k l e m e y e balamt. l e r i n d e n biri: " B e - (r.a.)'d. O yl k a d a r n c e , putperest o l a r a k H a c y o l c u l u u n a k p M i -
dir'de yz a d a m n vard, Allah sana, o n l a r a kar zafer verdi. i m d i ise na'da m s l m a n olan ve d a h a s o n r a i k i n c i A k a b e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i -
daha o k a d a m m z var, h e m de d m a n ayayla k a p m z a d e k gelmi. Yi- at eden a d a m d . B i r k a g e c e n c e A b d u l l a h , H a y s e m e ' n i n k i n e b e n z e r b i r r-
n e Allah'a dua ediyor ve zafer v e r e c e i n i m i t e d i y o r u z " d e d i . 2 D a h a s o n r a , ya g r m t . R y a s n d a o n a b i r adam gelmiti. O , a d a m n E n s a r d a n M b e -
yal b i r a d a m olan Evs'li H a y s e m e ayaa kalkt. D a h a n c e de a n l a t l a n sa- ir o l d u u n u farketmiti.
v u n m a d a k a l m a n n d e z a v a n t a j l a r n d a n b a h s e t t i . S o n r a kiisel b i r k o n u y u Adam: " B i r k a g n i i n d e bize g e l e c e k s i n " d e m i t i . A b d u l l a h : " N e r e d e -
aklad. O l u Sa'd (r.a.) Bedir'de e h i t d e n b i r k a m s l m a n d a n biriydi. s i n ? " d e y i n c e a d a m : " C e n n e t t e . Biz orada, istediimiz h e r eye s a h i p o l u -
" G e e n g e c e r y a m d a " dedi, " O l u m u g r d m . G r n o k gzeldi. ruz" c e v a b n vermiti. A b d u l l a h ' n : " S e n Bedir'de l d r l m e m i m i y d i n ? "
C e n n e t b a h e l e r i arasnda o n a h e r i s t e d i i n i n verildiini g z l e d i m . Bize gel s o r u s u n u ise yle c e v a p l a m t : " E v e t l d r l d m , fakat b a n a tekrar hayat
ve C e n n e t t e a r k a d a m z ol. R a b b i m i n b t n vaadlerinin h a k o l d u u n u gr- verildi" A b d u l l a h ryasn P e y g a m b e r ' e a n l a t n c a P e y g a m b e r o n a : " E y Ca-
d m dedi. B e n yalym ve R a b b i m e k a v u m a k istiyorum. E y Allah'n R a s u - bir'in b a b a s , b u e h a d e t t i r " d e d i . 5 A b d u l l a h da b y l e t a h m i n e d i y o r d u , fa-
l, Allah'a dua et de b a n a e h i t l i k ve C e n n e t t e Sa'd'la b u l u m a y n a s i p et- kat y i n e de b u n u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a z n d a n d u y m a k istemiti. D a h a
sin."-^ P e y g a m b e r ( s . a . v ) : H a y s e m e i i n dua etti. p h e s i z b u n u i i n d e n s o n r a sava h a z r l k l a r n a b a l a m a k ve o c u k l a r y l a v e d a l a m a k i i n e v i n e
o k u d u , n k k a y n a k l a r d a d u a n n nasl o l d u u k a y d e d i l m e m i . D a h a s o n - d n d . K a n s yeni l m t . G e r i d e ise, yedi k z o c u u ve o n l a r a aabey-
ra E n s a r ' d a n biri daha, Hazre'li M a l i k l b n S i n a n (r.a.) ayaa k a l k t . " E y Al- lik e d e n Cabir'i b r a k m t . Babas eve geldiinde C a b i r o k t a n m e s c i d d e n
lah'n R a s u l " dedi, " n m z d e iki iyi e y d e n biri bizi b e k l i y o r : Ya Allah d n m , silahlarn h a z r l a m a y a k o y u l m u t u . Bedir'de b u l u n m a d i i n b u
bize o n l a r a kar zafer v e r e c e k , ki biz b u n u b e k l i y o r u z ; ya da A l l a h bizi e- kez P e y g a m b e r (s.a.v)'le savaa gitmeyi o k istiyordu. F a k a t b a b a s n n d-
n c e s i farklyd. " O l u m " dedi b a b a s , " o n l a r -kzlarn k a s t e d e r e k - yal-
nz b r a k m a m a l y z . O n l a r k k ve aresizler. O n l a r iin k o r k u y o r u m . F a -
[51]
kat b e n A l l a h ' n R a s u l ile birlikte, e h i t o l m a k iin g i d i y o r u m , o n l a r da sa-
na emanet ediyorum."
rdu, M e d i n e ile U h u d ' u n o r t a s n d a k i e y h e y n ' e u l a n c a y a k a d a r g n e
M s l m a n l a r i k i n d i n a m a z n d a t e k r a r b i r araya geldiler. O z a m a n a ka-
dar y u k a r M e d i n e ' l i l e r hazrlanp m e s c i d e gelmilerdi bile. N a m a z d a n s o n -
O b a t m a y a b a l a m t . Bilal e z a n o k u d u . N a m a z d a n s o n r a Peygamber
( s . a . v ) o r d u y u g z d e n geirdi. O z a m a n , yalar k k o l m a s n a r a m e n sa-
ra P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u B e k i r ve m e r ' i k e n d i evine gtrd. O n l a r Pey-
vaa k a t l m a k isteyen s e k i z o c u u farketti. A r a l a r n d a , s a d e c e o n yan-
g a m b e r ( s . a . v ) ' i n sava i i n h a z r l a n m a s n a y a r d m ettiler. A d a m l a r darda
da o l a n Zeyd'in olu s a m e (r.a.) ve m e r ' i n olu A b d u l l a h (r.a.) da vard.
s r a l a n m b e k l i y o r l a r d . Sa'd b n M u a z (r.a.) ve k a b i l e s i n d e n b i r k a a d a m
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u sekiz o c u a M e d i n e ' y e geri d n m e l e r i n i emretti. O n -
o n l a r a k z a r a k : "Siz, Allah'n R a s u l i s t e m e d i i ve O n a S e m a ' d a n h a b e r gel-
lar kar ktlar. E n s a r ' d a n biri, Evs'in Harise k o l u n d a n o l a n o n b e yanda-
m e d i i h a l d e o n u savaa zorladnz. B r a k n da karar o v e r s i n " dediler. Pey-
ki E b u Rafi'nin iyi b i r o k atcs o l d u u n a dair P e y g a m b e r (s.a.v)'i i k n a etti.
g a m b e r ( s . a . v ) dar k t n d a , sarn m i f e r i n i n s t n e s a r m , zrhn
Bu y z d e n Rafi'nin k a l m a s n a izin verildi. F a k a t a n n e s i Rafi'nin k a b i l e s i n -
g i y m i ve k l c n k u a n m t . A d a m l a r d a n o u , o n u g r n c e biraz n c e k i
d e n biri ile e v l e n e n ve u a n d a y e t i m k a l a n , N e c d k a b i l e s i n d e n S e m u r e k e n -
s z l e r i n e p i m a n o l d u l a r ve: " E y Allah'n R a s u l , b i z i m sana k a r k m a -
disinin grete Rafi'den daha iyi o l d u u n u iddia etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) de
m z s z k o n u s u deil, sana hangisi iyi g r n y o r s a o n u y a p " dediler. Pey-
o n l a r n k e n d i l e r i n i g s t e r m e l e r i n e izin verdi. ki o c u k h e m e n b i r b i r l e r i n e
g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a u cevab verdi. " B i r p e y g a m b e r silahlarn k u a n d k -
girdiler ve S e m u r e iddiasnn d o r u o l d u u n u ispatlad. B u n e d e n l e o n u n da
tan s o n r a , Allah, d m a n l a r y l a o n u n arasnda h k m verene k a d a r onlar
k a l m a s n a izin verildi. Dierleri evlerine geri g n d e r i l d i .
k a r m a z . B u n e d e n l e size e m r e t t i k l e r i m i y a p n ve Allah adna ilerleyin.
E e r s e b a t g s t e r i r s e n i z zafer sizindir."^ D a h a s o n r a iki sopa istedi ve o n l a - M e k k e ' l i l e r , m s l m a n l a r n z e r l e r i n e g e l m e s i n i ve b y l e c e t m g l e -

ra s a n c a k balad. Evs'in s a n c a n U s e y d ' e , H a z r e ' i n k i n i B e d i r k u y u l a - riyle ve svari birlikleriyle onlara s a l d r m a y istiyorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v )

ryla ilgili tavsiyeyi veren Hubab'a, M u h a c i r l e r i n k i n i de Mus'ab'a verdi. Yi- b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e saylarnn az o l u u n u d e n g e l e y e c e k bir k o -

n e , m o l a n A b d u l l a h bn m m M e k t u m (r.a.)'u k e n d i y o k l u u n d a na- n u m a l m a y a ve d m a n n m i t l e r i n i b o a k a r m a y a k a r a r vermiti. F a k a t

m a z l a r k l d r m a s i i n i m a m tayin etti. S e k b ' adndaki atna b i n d i , yayn b u n u b a a r a b i l m e s i i i n b i r r e h b e r e ihtiyac vard. B u n e d e n l e b i r s o r u t u r -

o m u z u n a ast, eline de bir m z r a k ald. B a k a k i m s e b i n e i n e b i n m e m i t i . m a yapt ve B e n Harise k a b i l e s i n i n o b l g e y i iyi b i l e n b i r a d a m n r e h b e r

ki Sa'd ( b n U b a d e ve bn M u a z ) P e y g a m b e r (s.a.v)'in n n d e gidiyordu. o l a r a k ald.

H e r iki tarafta t o p l a m b i n d e n fazla a d a m vard. M e d i n e ' d e o g e c e H a n z e l e (r.a.) ile C e m i l e (r.a.) evlendiler. C e m i l e o ge-
ce r y a s n d a k o c a s n C e n n e t ' i n dnda b e k l e r k e n g r d . Kap alp k o c a -
s i e r i g i r m i ve kap tekrar k a p a n m t . C e m i l e u y a n d n d a : " B u e h a d e t "
dedi. kisi b i r l i k t e k a l k p g u s l abdesti aldlar ve s a b a h n a m a z n kldlar.
D a h a s o n r a H a n z e l e k a r s n a veda etti. F a k a t kars o n a sarld ve b r a k m a -
d. B u n u n z e r i n e tekrar yattlar. D a h a s o n r a H a n z e l e k e n d i s i n i k a r s n n et-
1. W. 209.
2. W. 210-11. k i s i n d e n k u r t a r p , g u s l abdesti a l a c a k kadar bile b e k l e m e d e n silahlarn al-
3. W. 212-13. d, zrhn giydi ve e v d e n a y r l d . 1
4. A.g.e P e y g a m b e r ( s . a . v ) orduya g n e d o m a d a n e y h e y n ' d e n ayrlma e m r i
5. W. 266. verdi. F a k a t b n Ubey, g e c e b o y u n c a k e n d i taraftarlaryla k o n u m u t u . O r -
6. W 214 du h a r e k e t e h a z r o l u n c a , y z m n a f k t a n o l u a n taraftarlaryla b i r l i k t e
7. Ata, rahvan gittii iin Akan Su anlamna gelen bu isim verilmitir.
lbn Ubey, M e d i n e ' y e geri d n d . O r d u y l a b i r l i k t e k a l a n olu A b d u l l a h ise birlikte k i m a l a c a k ? " diye sordu. m e r h e m e n a l m a k zere ilerledi, fakat
b u n d a n o k u t a n m t , l b n U b e y a y r l m a d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'le k o - P e y g a m b e r ( s . a . v ) y z n o n d a n evirdi ve t e k r a r : " B u klc h a k k y l a k i m
n u m a d bile. K e n d i s i n e n e r e y e gittiini s o r a n E n s a r d a n bazlarna ise u ce- a l a c a k ? " diye s o r d u . Z b e y r a l m a k istediini s y l e d i , fakat Peygamber
vab verdi: " O b a n a kar k t ve deersiz a d a m l a r n s z n e uydu. Bu k t ( s . a . v ) y i n e y z n evirdi ve s o r u s u n u n c k e z tekrarlad. Hazre'li b i r
s e i l m i n o k t a d a h a y a t l a r m z feda e t m e m i z i i n b i r n e d e n g r e m i y o r u m . " adam o l a n E b u D c a n e : " O n u n h a k k nedir, e y Allah'n R a s u l ? " dedi. Pey-
Cabir'in b a b a s A b d u l l a h o n l a r n a r k a s n d a n gitti ve yle bard: "Allah a- g a m b e r ( s . a . v ) : " O n u n h a k k , d m a n l a k l c n az e i l e n e d e k s a v a m a n -
k n a , P e y g a m b e r i n i z i ve h a l k n z d m a n k a r s n d a t e r k e t m e y i n . " O n l a r d r " dedi. E b u D c a n e : " O n u h a k k y l a b i r l i k t e a l y o r u m " dedi. P e y g a m b e r
s a d e c e u c e v a b verdiler: " E e r savaacanz b i l s e y d i k , sizi t e r k e t m e z d i k . ( s . a . v ) de k l c o n a verdi. O n u n k r m z sar H a z r e arasnda l m sar
F a k a t a t m a o l a c a n t a h m i n e t m i y o r u z . " A b d u l l a h : " E y Allah'n d - o l a r a k m e h u r d u . M i f e r i n i n s t n e b u sar t a k t n d a , b u n u dman
m a n l a r " d e d i , " A l l a h , P e y g a m b e r i n i sizsiz de zafere u l a t r a c a k t r . " z e r i n e l m s a m a k a n l a m n a geldiini h e r k e s b i l i y o r d u . O n u n saflar ara-
Sayca y e d i y z e i n e n o r d u , d m a n a d o r u biraz ilerledi. D a h a s o n r a , snda b u niyetle k l c n salladn g r n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " B u , b u r a d a -
hl k a r a n l k t a , saa d n p v o l k a n i k b i r kaya y n n d a n g e e r e k U h u d ki ve b u z a m a n d a k i d u r u m h a r i , Allah'n yasaklad ve s e v m e d i i b i r
e t e k l e r i n e ulatlar. Tekrar d n p k u z e y b a t y a d o r u yneldiler. afan s - haldir" dedi.^
n k k l a r n d a M e k k e k a m p n biraz s o l l a r n d a , b i r a z da aalarnda g -
r n c e y e d e k ilerlediler. D a h a s o n r a y i n e ilerleyip d m a n l a U h u d da ara-
s n d a k i y e r l e r i n i aldlar. Ne y a p m a s g e r e k t i i n e k a r a r veren Peygamber
( s . a . v ) b i n e k l e r d e n i n m e ve k o n a k l a m a e m r i verdi. Bilal ezan o k u d u ve h e p -
si arkalar U h u d dana d n k o l a r a k sralanp s a b a h n a m a z n kldlar. Sa-
van k o n u m u da b u ekilde o l a c a k t . n k d m a n k e n d i l e r i y l e M e k k e
arasnda y e r alyordu. N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara yle h i -
tap etti: " G e r e k t e n b u g n siz karl ve ecri b o l o l a n b i r g n d e s i n i z . Ne
yaptnn f a r k n d a o l a n ve n e f s i n i sabr, s e b a t , gayret ve istekle b u n a ada-
y a n kii i i n b y k m k f a t l a r v a r d r " 2 P e y g a m b e r ( s . a . v ) k o n u m a s n bi-
tirdiinde h e n z M e d i n e ' d e n y e n i g e l e n H a n z e l e y a n n a geldi ve o n u s e l a m -
lad.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) e n iyi o k u l a r s e i y o r d u : B u n l a r n arasnda k e n d i s i -
n e en y a k n o l a n l a r Z e y d , Z h r e k a b i l e s i n d e n k u z e n i Sa'd ve O s m a n l b n
M a ' z u n ' u n olu Sa'ib idi. O k u l a r n a r a s n d a n elli kiiyi s e i p , esas g c n
sol t a r a f n d a k i tepeye yerletirdi. O n l a r n b a n a da Evs'li A b d u l l a h l b n C -
b e y r (r.a.)'i lider o l a r a k grevlendirdi. O n l a r a baz e m i r l e r verdi ve yle de-
di: " O k l a r n z l a bizi o n l a r n a t l l a r n d a n k o r u y u n . O n l a r n a r k a m z d a n d o -
lap b i z e s a l d r m a s n a izin v e r m e y i n . Sava b i z i m l e h i m i z e de gitse aleyhi-
m i z e de gitse y e r i n i z d e n a y r l m a y n . E e r d m a n y e n d i i m i z i g r r s e n i z ,
b u n d a b i z i m de p a y m z o l s u n d e m e y i n , e e r l d r l d m z g r r s e n i z , . w 273
2. W 221.
yardma gelmeyin."3
3. I. I. 5 6 0 .
Bir b a k a zrh giyerek eline b i r k l ald ve sallad. " B u klc h a k k y l a
4. I. 1 . 4 6 1
UHUD SAVAI o k u n a n arky sylemeye balad:
lerleyin, o zaman sizinle vnrz,
[52] Ve yumuak hallar sereriz.
Fakat eer geri dnp kaarsanz, sizi terkederiz.
Sizi terkederiz ve sevmeyiz.
n e y k s e l m i ve Kureyliler saflarn dzene sokmulard. Her iki ta-
G rafta yzer atl vard. Sa taraftakine Velid'in olu Halid, sol taraftakine ki ordu yeteri kadar birbirine yaklanca, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in okula-
r, Halid'in svarilerini o k y a m u r u n a tutmaya balad. Kineyen atlarn
E b u Cehil'in olu krime k u m a n d a ediyordu. Ortadan E b u Sfyan ilerleme
e m r i n i verdi. O n u n n n d e Abdu'd-Dar'dan Talha, Kurey sancan ta- sesleri kadnlarn davul seslerini bastrd. M e k k e o r d u s u n u n orta ksmndan
yordu. T a l h a ' n m iki kardei ve drt olu gerektiinde sanca a l m a k iin Talha, ileri doru kt ve teke tek atma nerdi. O n a kar Ali (r.a.) kt.
o n u n yaknnda yer alyorlard. Talha ve kardeleri kabileleri iin o g n za- Biraz attktan sonra Ali o n u yere drd ve miferinin s t n d e n kafas-
fer k a z a n m a y a kararlydlar. B e d i r d e onlardan iki kii erefsizce kendileri- n paralayan bir darbe ile ldrd. Peygamber (s.a.v.) b i r anda, "ldrle-
nin esir alnmasna izin vermilerdi. E b u Sfyan, Uhud'a giderken b u n u Tal- c e k b l k b a k a n n n " -ryasnda kendisine gsterilen k o u n - Talha oldu-
ha ve kardelerine hatrlatmay ihmal etmemiti. Mus'ab, Peygamber'in unu anlad ve y k s e k sesle Allahu E k b e r dedi. Bu ses tm orduda yank-
n n d e , M u h a c i r l e r i n sancan tad yerden kendi kabilesinin adamlar- land. Fakat ryada grd k o sadece bir tek k u r b a n s e m b o l i z e etmiyor-
nn da Kurey sancan tadklarn grd. du. n k Talha'nn kardei sanca alm ve Hamza tarafndan ldrl-

ki d m a n ordusu seslerini duyacak kadar birbirlerine yaklatklarn- mt. Daha sonra Zhre'li Sa'd, Talha'nn dier kardeini, b o y n u n a ok sap-

da, E b u Sfyan ordunun hafife n n e kt: " E y Evsliler ve Hazreliler, ala- layarak ldrd. Talha'nn drt olu da birbiri arkasna Ali (r.a.), Zbeyr

n boaltn ve k u z e n i m i bana brakn. O zaman biz de size d o k u n m a y z . (r.a.) ve Evs'li Asm bn Sabit (r.a.) tarafndan ldrldler. kisini, l m e k

n k biz size sava ilan e t m e d i k " dedi. Fakat Ensar, ona y k s e k sesle ha- zere iken ordunun gerisine, anneleri Sulfe'nin yanna tadlar. O n a , oul-

karet ederek cevap verdi. Daha sonra M e k k e saflarndan bir a d a m n e atl- larna bu ldrc darbeleri k i m i n vurduunu sylediklerinde, bir gn

d. Hanzele, ne kann babas olduunu grnce o k ard. Adam: " E y Asm'n kafasndan arap i m e y e and iti.

Evsliler, b e n E b u Amir'im" dedi. E b u Amir bir zamanlar o k gl olan n- Hi b i r M s l m a n k a d n n ordu ile birlikte gelmesine izin verilmemi-
f u z u n u n bir anda yok olduuna inanamyordu. Bu nedenle Kureyliler'e, ti. Fakat Hazre'li b i r kadn olan Nuseybe (r.a.), asl yerinin o r d u n u n yan
kabilesine kendisini tantr tantmaz, b t n adamlarnn k e n d i safna gee- olduunu hissetti. Kocas Gaziyye ve iki olu ordudayd, fakat gitmek iste-
cekleri k o n u s u n d a sz vermiti. F a k a t beklediinin aksine sadece hakaretle mesinin sebebi b u deildi. Dier kadnlarn da orduda o c u k l a r ve kocala-
deil, hayal krkl iinde geri e k i l m e s i n e neden olan ta yamuruyla kar- r vard ve onlar evde kalmaya raz olmulard. Nuseybe, kinci A k a b t d e
land. Peygamber (s.a.v.)'e biat e t m e k iin Medine'den gelen y e t m i kadar adamn

M e k k e ordusu tekrar ilerleme dzenine girdi. Hind tarafndan yneti- yanndaki iki kadndan biriydi. Geride kalmak o n u n mizacna aykryd. Bu

len kadnlar da deflere, zillere vurarak ve ark syleyerek ilerliyorlard: nedenle sabah e r k e n d e n k a l k m , krbasn su ile d o l d u r u p h i olmazsa su-

Ey Abdu'd-Dar slalesi, ileri! suzlara su v e r m e k ve yarallar tedavi etmek amacyla yola k o y u l m u t u . Ya-

Ey gerideki saflarn bekileri, ileri! nna bir kl, bir yay, bir torba da o k almay ihmal etmemiti. O r d u n u n ge-

Her kl darbesiyle lm san. tii yollar izleyerek, sava baladktan ksa bir sre s o n r a , U h u d ' u n etekle-
rine ulamakta zorluk e k m e d i . Vardnda P e y g a m b e r (s.a.v.), E b u Bekir
Kadnlar, dmana yeteri kadar yaklatklarn anlaynca, davullarn
(r.a.) ve m e r (r.a.) gibi yakn arkadalarndan bir grupla birlikte biraz yk-
dverek sava zamannn geldiini ilan ediyorlard. Erkekler, kadnlarn
sek b i r arazide k o n u m u n u almt. Enes'in annesi m m Sleym de ayn e-
n n e geti. Daha sonra Hind, n c e k i b i r savata baka bir H i n d tarafndan
kilde dnerek, su kabn d o l d u r m u ve Nuseybe'den ksa b i r sre sonra
oraya u l a m t . Saflarn gerisindeki b u g r u b a iki yeni kii daha katld. Va- b a k a bir Habe'li sanca k e n d i s i ald, fakat b i r m d d e t s o n r a h e m e n l d -
h a n n b a t s n d a k i Bedev k a b i l e l e r i n d e n M u z e y n e ' l i iki adam ksa b i r sre r l d . H a m z a (r.a.)'nn d e v e k u u ty g r n m e m e s i n e r a m e n E b u D c a -
n c e m s l m a n o l m u ve M e k k e ' l i l e r i n saldrsndan habersiz b i r ekilde ne (r.a.), Z b e y r (r.a.) ve Ensar'la m u h a c i r l e r d e n dierleri, o g n n parola-
M e d i n e ' y e g i t m i l e r d i . ehri yar b o g r n c e , s e b e b i n i r e n m i l e r ve h e - s o l a n ( E m i t , E m i t ) 'ldr, l d r ' s z l e r i n i n canl ekilleri gibi d m a n a
men Uhud'a doru yola k m l a r d . U h u d ' a vardklarnda Peygamber l m sayorlard. O n l a r a kar k i m s e d u r a m y o r d u : Ali'nin b e y a z s o r g u c u ,
(s.a.v.)'i s e l a m l a d l a r ve kllarn e k e r e k saflarn arasndan ilerlediler. E b u D c a n e ' n i n k r m z sar, Zbeyr'in parlak sar sar ve H u b a b ' n ye-
E b u D c a n e (r.a.) k r m z saryla verdii s z d e d u r m u t u . Z b e y r da- il sar, gerilerdeki saflara g v e r e n zafer bayraklar gibiydi. E b u Sfyan,
ha s o n r a l a n y l e itiraf ediyordu: " A l l a h ' n R a s u l klc b a n a deil de E b u ortada c e s u r c a dven H a n z e l e ' n i n d a r b e s i n d e n z o r k u r t u l d u . H a n z e l e t a m
D c a n e ' y e v e r i n c e i i m d e n k r l m ve k e n d i k e n d i m e yle d e m i t i m : B e n o n a v u r a c a k k e n , Leys'li b i r a d a m Hanzele'y mzrayla yere d r d . k i n -
o n u n b a s b a s n n k z k a r d e i Safiye'nin o l u y u m ve Kureyliyim. O n a gidip ci b i r m z r a k darbesiyle de l d r d .
dier a d a m d a n n c e klc istedim, fakat o klc b a n a deil de o n a verdi. Al-
Mekke'liler kamplarna doru katka sava alan Peygamber
lah'a a n d o l s u n E b u D c a n e ' n i n n e yaptn i z l e y e c e i m ! Ve o n u izledim.
(s.a.v)'in bulunduu yerden uzaklayordu. Peygamber (s.a.v) kendi adam-
Z b e y r d a h a s o n r a E b u D c a n e ' n i n h e r n n e geleni, k e n d i s i b i r b i i c i , k -
l a r n n k a z a n d n a n l a m a s n a r a m e n , savan ayrntlarn g r e m i y o r d u .
lc da b i r t r p a n m gibi nasl k o l a y c a l d r d n ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
F a k a t b i r an gzlerini, s a n k i kular s e y r e d i y o r m u gibi g k l e r e evirdi. Bir
verdii s z nasl y e r i n e getirdiini anlatt. S o n u n d a k e n d i s i n i n de: " A l l a h
m d d e t seyrettikten s o n r a y a n n d a k i l e r e : " A r k a d a n z " - H a n z e l e (r.a.)'yi
ve R a s u l d a h a iyi b i l i r " d e m e k z o r u n d a k a l d n syledi.
k a s t e d i y o r d u . - " M e l e k l e r y k y o r " 1 dedi.
G r n o k etkileyici ve iri olan H i n d , hl e r k e k l e r i n arasnda o n l a -
D a h a sonralar bir a k l a m a istercesine b u olay C e m i l e ' y e anlatt:
r savamaya tevik ediyordu. Bir ara o n u e r k e k s a n a n E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n
" G k l e y e r arasnda, b u l u t l a r d a n aldklar s u y u , g m k a p l a r d a n d k e r e k ,
k l c n d a n z o r k u r t u l d u . E b u D c a n e ' n i n klc tam k a f a s n n s t n d e i k e n ,
m e l e k l e r i n Hanzele'y y k a d k l a r n g r d m . " 2 B u n u n z e r i n e C e m i l e , Pey-
H i n d haykrd. O n u n b i r kadn o l d u u n u a n l a y a n E b u D c a n e de y a n n d a -
g a m b e r (s.a.v)'e grd ryay ve k o c a s n n nasl savaa g e k a l m a k o r k u -
ki e r k e e d n d ve o n a vurdu. B u n u n z e r i n e H i n d de, o r d u n u n g e r i s i n d e
s u y l a , g u s l abdestini a l m a d a n yola k o y u l d u u n u anlatt.
k l e l e r tarafndan k o r u n a n k a m p t a k i dier k a d n l a r n yanna d n d . H i n d
M s l m a n l a r , d m a n saflarnn t m n n krld n o k t a y a kadar ilerle-
oraya vardnda, Habe'li Vahi sava a l a n n a d o r u ilerliyordu. A l a n d a k i
diler. D m a n k a m p n a g i d e n yol almt. G a n i m e t a l m a k isteyenler de
dier a d a m l a r n a k s i n e Vahi, s a d e c e b i r a d a m l a ilgileniyordu ve o n l a r n ak-
k a m p a doru ilerliyorlard. S e i l e n elli o k u , P e y g a m b e r (s.a.v)'in s o l u n d a
sine o k s o u k k a n l y d . H a m z a (r.a.) o l a a n s t gl g r n , b e c e r i k l i
biraz uzaktaydlar. P e y g a m b e r l e o k u l a r arasnda, z e m i n n c e alalyor s o n -
savama tarz ve s t n d e k i deve k u u tyyle k e n d i n i u z a k t a n belli ediyor-
ra da onlar yerletirdii b l g e d e ykseliyordu. Okular, ilk sallardaki arka-
du. Vahi u z a k t a n o n u fark etti ve m z r a k atabilecei u z a k l k t a , g v e n l i b i r
d a l a r n n g a n i m e t k a z a n m a k iin giritikleri abay grebiliyorlard. B u n d a n
yere d o r u ilerledi. H a m z a (r.a.), A b d u ' d - D a r ' n s o n s a n c a k t a r l a r n d a n biriy-
dolay o k u l a r da, sava a l a n n a g i t m e k istediler. Liderleri P e y g a m b e r ' i n n e
le yzyzeydi. Bir k l darbesiyle d m a n n zrhnda delik a m t . Vahi b u
olursa o l s u n yerlerinden ayrlmamalar gerektiine dair e m r i n i hatrlatt. Fa-
ans k a r m a m a k iin acele etti ve m z r a n a t a c a k ekilde hazrlad. H a m -
kat o n l a r dinlemediler. "Sava bitti ve kafirler k a t " dediler. Yaklak k r k ta-
za (r.a.) d m a n n l d r m ve b i r k a a d m atmt ki c a n e k i e r e k yere
nesi, A b d u l l a h ve dier o n kiiyi orada b r a k a r a k sava a l a n n a gittiler.
yuvarland. Vahi, o n u hareketsiz k a l a n a k a d a r b e k l e d i k t e n s o n r a m z r a n
O z a m a n a d e k M e k k e o r d u s u n u n svarileri h i b i r ie y a r a m a m l a r d .
e k t i ve b t n hzyla k a m p a gitti. K e n d i k e n d i n e yle diyordu: " Y a p m a k
k i ordu ortada yle k a y n a m l a r d ki, bir atn ilerlemesi h e m k e n d i a d a m -
istediim eyi y a p t m . O n u sadece z g r l m iin l d r d m . "
larn, h e m de d m a n a s k e r l e r i n i tehlikeye sokabilirdi. K e n d i l e r i n i y u k a r -
H a m z a ( r . a . ) ' n n e h i d o l m a s , M e k k e o r d u s u n u n verdii k a y p l a r d a b i r daki m s l m a n o k u l a r n n n e a t m a k s z n da o n l a r n a r k a s n a g e m e l e r i
deiiklie n e d e n o l m a d . l d r l e n yedi s a n c a k t a r n k l e l e r i n d e n b i r i o l a n m m k n deildi. F a k a t Halid o a n d a kar tarafta n e l e r o l d u u n u fark etti
ve h e m e n b t n a d a m l a r n , o k u l a r n b u l u n d u u yere doru yneltti. A b - g a m b e r (s.a.v) " A l l a h ' m o n a m e r h a m e t e t ! " dedi. V e h b d m a n l a r l a h e r ta-
dullah ve a d a m l a r o n l a r ilk n c e oklaryla d u r d u r m a y a altlar. D a h a rafndan y a r a l a n p e h i d o l u n c a y a k a d a r savat. D a h a sonra o n u b u l d u k l a -
s o n r a k l ve m z r a k l a r y l a , l n c e y e d e k savatlar. Bu o n m s l m a n o k - rnda z e r i n d e y i r m i m z r a k yaras vard. Kl d a r b e l e r i n d e n b a k a , bir t e k
u d a n h i b i r i h a y a t t a k a l m a d . T e p e n i n a r k a s n d a n d o l a a n Halid, a d a m l a - m z r a k darbesi bile o n u l d r m e y e y e t e c e k k a d a r derindi. O n u n b u ekilde
rn M s l m a n l a r n e n y o u n o l d u u b l g e y e a r k a d a n saldrtt. k r i m e de d t n g r e n l e r o n u h i b i r z a m a n u n u t m a d l a r . m e r s o n r a k i yllar-
o n u n gibi yapt. M e k k e o r d u s u n u n svarileri k o r u n m a s z m ' m i n saflarna da yle derdi: " l m l e r arasnda en o k Muzeyne'li a r k a d a m n l m gi-
o k kayplar verdirdiler. Ali ve arkadalar artk y z l e r i n i y e n i d m a n a e- bi l m e k i s t e r d i m . " 3 Zhre'li Sa'd da o n yl s o n r a , hl P e y g a m b e r ' i n Vehb'e
virmilerdi. K a a n k a f i r l e r d e n b i r k s m da gelip m ' m i n l e r e a r k a d a n sald- verdii C e n n e t m j d e s i n i duyar gibi o l d u u n u sylerdi.
ryordu. Sava naralar b i r d e n bire deiti ve Kureyliler'in " E y H u b e l ! E y M s l m a n l a r geriye e k i l d i k e k a l a b a l k da tepeye doru yaklayordu.
U z z a ! " sesleri alan d o l d u r d u . Atllarn s a l d r s n d a n k u r t u l a n ve geride ka- ki tarafn sava n a r a l a r n n yan sra t e k t e k savalarn kiisel arlarn
lan m s l m a n l a r n o u k o r k m u l a r ve s n m a u m u d u y l a daa d o r u k a - da d u y m a k m m k n d . O k a t a r k e n , k l darbesi v u r u r k e n ve teke tek k a r -
mlard. K u l a k l a r P e y g a m b e r (s.a.v)'in s e s i n e k a r sar, zihinleri de k a - lamaya davet e d e r k e n iki taraftan da "Al ite, b e n falan f a l a n m " diye ses-
m a k t a n b a k a h e r trl d n c e y e kapalyd. M s l m a n l a r n o u sava ler y k s e l i y o r d u . E b u D c a n e k e n d i s i n i , b y k b a b a s olan Harae'nin o-
alanndayd, fakat d a h a n c e k i cesaretleri k r l m ve sayca d m a n d a n o k lu diye tantyordu. Bazen de b a r a n k i i n i n k i m o l d u u s z l e r i n d e n a n l -
az kalmlard. A d m a d m U h u d ' a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b u l u n d u u yere l m y o r d u . E n s a r ' d a n b i r i n i n yle bard d u y u l u y o r d u : "Al ite, b e n E n -
d o r u geri e k i l m e k z o r u n d a kaldlar. sar'dan b i r g e n c i m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o g n b i r k a kez: " B e n bn el-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve iinde iki k a d n n da b u l u n d u u g r u p d m a n n A v a t i k ' i m " 4 yani " B e n Atike'lerin o l u y u m " diye bard. Atike'ler d e r k e n
s t n e arka arkaya o k yadryordu. Sava a l e y h e r i n e d n m e y e baladn- bu ad tayan n i n e l e r i n i k a s t e d i y o r d u . 5 O srada k a r saflardan k i m l i i n i
da ilk d n c e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k o l a n b i r o k m s l m a n da a k a s y l e y e n b i r a d a m k t ve: " B a n a kar k i m k a c a k ? B e n Atik'in o-
yanlarna gelip onlara katlmt. O n l a r a ilk katlanlar arasnda Muzeyne'li l u y u m " dedi. B u a d a m , Aie'nin t e k z e r k e k kardei ve ailenin tek m s l -
iki adam, V e h b ve Haris de vard. K k b i r d m a n g r u b u sollarndan k e n - m a n o l m a y a n ferdi o l a n E b u B e k i r ' i n olu Abdu'l- K'be idi. E b u B e k i r (r.a.)
dilerine d o r u yaklayordu. " B u gruba kar k i m k a c a k ? " dedi Peygamber. klcn ve m z r a n e k i p ilerledi, fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n d a n n c e dav-
V e h b (r.a.) h e m e n : " B e n , ey Allah'n R a s u l " dedi ve o n l a r yle hzla o k rand. " K l c n k n n a s o k " dedi, "ve y e r i n e d n , bize a r k a d a l k e t . " 6
y a m u r u n a tuttu ki, d m a n l a r o k u atan g r u b u n b y k o l d u u n u d n e - Bir g r u p atl d a h a M s l m a n l a r n a r k a s n d a n y a k l a m a y a balad ve ge-
r e k geri ekildiler. Bir baka g r u p atl onlara y a k l a r k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) : ri e k i l e n A b d u ' l - K ' b e ' n i n n n e d o r u ilerlediler. P e y g a m b e r (s.a.v.): "Bi-
" B u n l a r a kar k i m g i d e c e k ? " dedi. V e h b yine: " B e n , e y Allah'n R a s u l " de- zim i i n k i m k e n d i n i v e r e c e k ? " 7 dedi. E n s a r ' d a n b e kii kllarn e k i p
di ve onlarla s a n k i k e n d i s i b i r a d a m deil de b i r ordu i m i gibi savat. D - saldrdlar ve ehid o l u n c a y a kadar arptlar. l e r i n d e n s a d e c e biri, o da
m a n g r u b u y i n e geri ekildi. D m a n saflarnn a r a s n d a n b i r g r u p y i n e o n - ar yaral o l a r a k k u r t u l d u . F a k a t o n l a r n yerini a l a c a k yeni y a r d m g e l m i -
lara doru y n e l d i . P e y g a m b e r (s.a.v): " P e k i b u n l a r a kar k i m k a c a k ? " de- ti. Ali (r.a.), Z b e y r (r.a.), Talha (r.a.) ve E b u D c a n e (r.a.) n saflardan or-
di. V e h b ( r . a . ) : " B e n k a c a m " d e y i n c e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) " 0 h a l d e k a l k " du ile b i r l i k t e geri e k i l m i l e r d i . O n l a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'in y a n n a u l a m a -
dedi ve " n e e l i ol, n k C e n n e t s e n i n d i r . " V e h b sevile ayaa k a l k t ve k - dan n c e d m a n t a r a f m a n atlan b i r tala P e y g a m b e r (s.a.v.)'in alt duda
lcn s a l l a r k e n yle diyordu: 'Allah'a a n d o l s u n h i a m a n v e r m e y e c e i m ve yrtlm ve d i l e r i n d e n biri krlmt. Birden bire y z n k a n kaplad, fa-
a m a n d i l e m e y e c e i m . ' V e h b d m a n g r u b u n u n iine daldnda P e y g a m b e r kat o e l i n d e n g e l d i i n c e acsn g s t e r m e y e r e k Ali ve dierlerini iyi o l d u u
( s . a . v ) ve arkadalar o n u n cesaret ve yiitliini g z l e m e k t e n k e n d i l e r i n i ala- k o n u s u n d a teskin etti. K a n k a y b n d a n zayf d p baylan Talha dnda
madlar ve b i r sre silah atmay durdurdular. V e h b d m a n yarp kar ta- hepsi d m a n n s t n e tekrar yneldiler. P e y g a m b e r (s.a.v.) E b u Bekir'e
rafa gemiti. G e r i d n p tekrar d m a n g r u b u n u n ortasna daldnda Pey- " K u z e n i n e b a k " dedi. F a k a t Talha h e m e n k e n d i n e geldi. O n u n y e r i n e ileri-
k i saflara Z h r e l i Sa'd ve Hazre'li H a r i s l b n S i m m e k a t l m t . B u y e n i grup- p i m a n o l m u ve z l m l e r d i . C e s a r e t i n i k a y b e d e n d a h a b i r o k M s l -
la d e s t e k l e n e n Ali ve a r k a d a l a r d m a n a yle l m satlar k i , m r i k l e - m a n da e l i n d e n g e l d i i n c e hzla daa doru k a y o r d u . F a k a t istisnalar da
rin g e r i e k i l m e s i y l e b i r l i k t e e h i d o l a n b e E n s a r n c e s e d i de a a kt. vard. B u n l a r d a n biri de, P e y g a m b e r (s.a.v)'in h i z m e t i s i E n e s ' i n days - b u
P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a b a k t d u a etti. F a k a t y a t a n l a r n a r a s n d a n b i r i o n a isim o n a d a y s n d a n s o n r a v e r i l m i t i - N a d r ' n olu Enes'ti. Peygamber
doru ilerlemek iin zeminde biraz srnd. Bunun zerine Peygamber (s.a.v)'in, Bedir'de b i r o k l a l d r l e n o l u n u n F i r d e v s c e n n e t i n d e o l d u u -
(s.a.v.) o n u g e t i r m e k i i n iki a d a m g n d e r d i . B a c a n y a s t k gibi a d a m n b a - n u h a b e r verdii k a d n E n e s ' i n k z k a r d e i , yani N a d r ' n kz idi. E n e s , yaa-
n n a l t n a k o y d u ve a d a m l n c e y e d e k h a r e k e t s i z c e o r a d a tuttu. m a a r z u s u n u y i t i r m i ve k e n d i l e r i n d e n e savaa d e v a m e t m e n e de k a m a
P e y g a m b e r ( s . a . v ) y l e dedi: " B i l i n k i , C e n n e t k l l a r n glgeleri altn- istei k a l m a m iki a r k a d a n g r d . " N i y e b u r a d a o t u r u y o r s u n u z ? " diye
d a d r . " 8 D a h a s o n r a k i yllarda da o g n n n e k a d a r m u h t e e m ve h a y r d o - bard. O n l a r : " A l l a h ' n R a s u l l d r l m " dediler. " P e k i o l d k t e n s o n -
lu b i r g n o l d u u n u h a t r l a r ve y l e derdi: " K e k e o d a n e t e k l e r i n d e ar- ra yaayp da n e y a p a c a k s n z ? K a l k n ve o n u n gibi l n " 1 1 dedi. Ve sava-
kadalarmla birlikte ylece kalsaydm."9 n en y o u n o l d u u yere d o r u ilerledi. D a h a s o n r a Sa'd l b n M u a z , o n u n
M r i k l e r , yava yava k a y b e t t i i alanlar tekrar k a z a n m a y a b a l a m t . k e n d i s i n e yle bardn P e y g a m b e r (s.a.v)'e s y l e d i : " C e n n e t ! U h u d ' u n
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n e v r e s i n d e k i g r u b u n oklar b i t m e k zereydi. K s a b i r b r tarafndan C e n n e t k o k u s u a l y o r u m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd,
sre s o n r a h e r k e s k l ve m z r a k l a r n k a r p y a k n d v y a p m a k z o r u n - " B e n o n u n savat gibi s a v a a m a z d m . " Savatan s o n r a E n e s (r.a.)'i s e k -
da k a l a c a k t . H e m de b i r M s l m a n a d r t kafir d y o r d u . O srada a n i d e n s e n d e n fazla yara a l m b i r h a l d e buldular. Yaralardan t a n n m a y a c a k h a l e
y a n tarafta b i r atl b e l i r d i ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u l u n d u u g r u b a d o r u gelmiti. O n u k z k a r d e i a n c a k p a r m a k l a r n d a n t a n y a b i l d i . 1 2
ilerledi. " M u h a m m e d ( s . a . v ) n e r e d e ? " diye bard. " O y a a d k a b e n yaa- D z l n , a r k a tarafndaki y k s e k l i e s n m a k isteyen m ' m i n l e r iin
y a m a m ! " B u a d a m z a t e n m s l m a n l a r a b y k kayplar v e r d i r m i o l a n , geri e k i l m e l e r i d a h a da k o l a y hale gelmiti. n k m r i k l e r i n o u sava-
M e k k e ' n i n d n d a k i K u r e y l i l e r ' d e n l b n K a m i a idi. G r u b a hzla b i r g z ata- n bittiini d n e r e k a b a l a r n azaltmlard. H e n z l l e r s a y l m a m t ,
r a k h e d e f i n i h e m e n fark etti. A t n m a h m u z l a y p , h i b i r m i f e r i n d a y a n a - fakat t a h m i n e n B e d i r ' d e k i l e r e t e k a b l e d e c e k k a d a r M s l m a n ehit e t m i -
m a y a c a g l b i r k l d a r b e s i indirdi. F a k a t T a l h a h e m e n Peygamber lerdi. Yan sra t m b u k a r k l k l a r n asl n e d e n i o l a n a d a m l d r m e k l e
( s . a . v ) ' i n y a n n d a y d ve k l c g r r g r m e z k e n d i n i P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n a m a l a r n a ulamlar, y e n i dini bastrp, tekrar e s k i d z e n i k u r m u l a r d :
n n e att, hayat b o y u n c a k u l l a n a m a y a c a b i r e l i n i n p a r m a k l a r n k a y b e - "Ya la'l-Uzza, ya l a ' l - H u b e l ! "
d e r e k b a k a b i r yara a l m a k s z n d a r b e d e n k u r t u l m u t u . D a r b e h e m e n P e y -
Kurey'in t m n d e g r l e n b u yavalama, P e y g a m b e r (s.a.v)'i c a n s i p e -
g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b a n n y a n n d a n g e m i m i f e r i n e a r p p , iki d e m i r par-
rane k o r u y a n y i r m i a d a m n b u l u n d u u g r u b u e v r e l e y e n Kureyli sava-
a s n n P e y g a m b e r ' i n y z n e s a p l a n m a s n a n e d e n o l m u t u , o m u z u n d a n ge-
larda da a k a g r l y o r d u . M e k k e ' l i l e r b u a d a m l a r esir a l a m a y a c a k l a r n
e r k e n de iki k a t zrhn p a r a l a m t . B a n n yan tarafna g e l e n b u d a r b e
ve l e n e d e k s a v a a c a k o l a n b u a d a m l a r n k e n d i l e r i n d e n de b i r k a kiiyi l-
ile P e y g a m b e r (s.a.v)'in yere d t n g r e n kafir atn m a h m u z l a y p , gel-
d r e c e i n i a n l a m l a r d . Asl a m a l a r n g e r e k l e t i r d i k l e r i n e gre s e i l e c e k
dii hzla g e r i gitti. F a k a t dierleri y i n e d e saldrya kar P e y g a m b e r (s.a.v)'i
en iyi yol o n l a r b r a k p zafer k u t l a m a l a r n a b a l a m a k t .
evrelediler. M a h z u m ' l u e m m a s , 1 0 P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n n n d e v u r u l u n -
P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e gelmiti. D m a n e k i l i r e k i l m e z ayaa
caya k a d a r savat. y l e ki P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n yaayan b i r z r h a b e n -
kalkt ve a r k a d a l a r n a k e n d i s i n i takip e t m e l e r i n i s y l e y e r e k , d m a n gz-
zettiini s y l e m i t i r . O v u r u l u n c a y e r i n e b a k a b i r a d a m g e t i . A r k a s n d a n
l e y e b i l e c e k l e r i ve s n a b i l e c e k l e r i bir n e h i r yatana d o r u ilerledi. F a k a t
da k l c n e k m i bir h a l d e N u s e y b e b e k l i y o r d u .
P e y g a m b e r (s.a.v) y z n e s a p l a n a n metal paralar n e d e n i y l e o k ac e k i -
Bir s e s - b e l k i de l b n K a m i a - " M u h a m m e d l d r l d ! " diye bard. B u yordu. Bu y z d e n b i r m d d e t durdular ve E b u U b e y d e birbiri a r k a s n a iki
s e s t m d m a n kaplad ve h e p s i H u b e l ve Uzza'y v p y c e l t e n s z l e r metal p a r a s n dileriyle P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n d e n kard. F a k a t ya-
sylediler. U h u d b u s z l e r l e n l y o r d u , k a p daa s n a n m s l m a n l a r ra tekrar k a n a m a y a balad.
k a b i l e s i n d e n baka a d a m l a r t o p l a n m duruyorlard. U b e y k o n t r o l e d e m e d i -
B u n u n z e r i n e Hazre'li M a l i k azn yarann s t n e k o y d u , k a n e m d i
i bir ses tonuyla: " M u h a m m e d b e n i v u r d u " dedi. Adamlar o n u n yarasna
ve y u t t u . M a l i k , M e d i n e ' d e y k e n : " n m z d e iki iyi e y d e n b i r i v a r " diyen
baktlar ve hafif o l d u u n u sylediler. F a k a t o yarasnn o k ar ve l d r c
ve h e m e n h e m e n l m d u r u m u n d a o l a n e m m a s ' t a n s o n r a orada b u l u n a n -
o l d u u n a bir kez i n a n m t . G e r e k t e n de o n u n b u i n a n c s o n r a d a n doru
lar i i n d e e n ar yaras o l a n a d a m d . P e y g a m b e r (s.a.v) yle dedi. " K i m b e -
kt. " B a n a , seni l d r e c e i m " dedi, " E e r b a n a b i r tokat bile atsayd, andol-
n i m k a n m n k e n d i k a n n a kart b i r a d a m g r m e k isterse M a l i k l b n Si-
sun b e n i l d r r d " . Bu h a b e r karsnda m r i k l e r M u h a m m e d (s.a.v) l-
nan'a b a k s n . " E b u U b e y d e de b u sze dahildi. n k m e t a l p a r a l a r n -
m e m i diye e n d i e l e n m e y e baladlar. Fakat U b e y k e n d i n d e o l m a d n iin
k a r r k e n iki dii k r l m ve az k a n y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a : " B e -
miferli b i r adam, b i r bakasyla kartrm olabilir, diye dndler.
n i m k a n m n d o k u n d u u kiiye ate u l a a m a z " dedi.1^
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar n e h i r yatana u l a t k l a r n d a Ali (r.a.)
Bu k k g r u p n e h i r yatana doru ilerlerken daha n c e d e n U h u d ' a s-
k a l k a n n a bir kayann k o v u u n d a k i s u d a n d o l d u r a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e
nan m s l m a n grup onlar karlamaya geldi. Ka'b l b n M a l i k , u z a k t a n ya-
getirdi. S u durgun o l d u u iin o k k o k u y o r d u . Bu n e d e n l e o k s u s a m a s n a
ps ve g r n P e y g a m b e r (s.a.v)'e b e n z e y e n , fakat y r y daha yava
r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) s u y u i m e d i , bir k s m y l a y z n ykad, s o n r a
olan b i r i n i farketti. D a h a s o n r a y a k l a t k a , Ka'b bakt k i i n i n g z l e r i n d e
hl dzle yakn o l d u k l a r n d a n biraz daha yukarya t r m a n m a e m r i ver-
b a k a l a n y l a kartrlamayacak olan o parlakl g r n c e arkasndakilere:
di. n n d e k i k a y a n n s t n e k p t r m a n m a y a d e v a m e t m e k istiyordu. Fa-
" E y m s l m a n l a r g z n z aydn! B u Allah'n R a s u l " diye bard. P e y g a m -
kat o k a d a r g s z d ki t m a b a s n a r a m e n k a m a d . B u n u n z e r i n e Tal-
b e r ( s . a . v ) o n a sessiz o l m a s n syledi. Bu h a b e r azdan aza dolat. H e r k e s
ha, yaralarnn ar o l m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'i srtna ald ve ge-
aceleyle geliyor ve o n u n yaadm bizzat k e n d i gzleriyle g r m e k istiyordu.
rekli y k s e k l i e kard. P e y g a m b e r (s.a.v) o gn Talha'ya f ' Y e r y z n d e y-
Sevinleri o kadar b y k t ki, s a n k i yenilgi bir anda zafere d n m t .
r y e n b i r ehit g r m e k isteyen U b e y d u l l a h ' n olu Talha'ya b a k s n " d e d i . 1 5
F a k a t Ka'b'n sevinle baran sesini y a k n d a k i b i r Kurey svarisi duy-
G e i c i olarak k o n a k l a y a b i l e c e k l e r i bir yere vardklarnda g n e tepeye
m u t u . O , U m e y y e ' n i n kardei U b e y yani Avd adl atnn s t n d e i k e n Pey-
y k s e l m i t i . Bu n e d e n l e le n a m a z m kldlar. N a m a z d a i m a m olan Pey-
g a m b e r (s.a.v)'i l d r e c e i n e y e m i n eden adamd. K u r b a n n n l m h a b e r i -
g a m b e r (s.a.v), t m n a m a z o t u r a r a k kldrd. Dierleri de o n a u y a r a k ayn
ni d u y m u ve cesedini gzleriyle g r m e k iin aratryordu. T a m o srada
ekilde kldlar. Daha s o n r a kayaln s t n e b i r g z c dikip d i n l e n m e k
K'ab'n sesini d u y m u ve vadi yatana doru ilerlemeye balamt. M s l -
zere uzandlar. o u derin ve s a k i n b i r uykuya dald.
m a n l a r o n u g r n c e , k a r l a m a k iin ona doru dndler. " E y M u h a m m e d "
dedi Ubey, " E e r sen kaarsan b e n seni b u l a m a z m y m ? " A s h a b d a n b i r g r u p
P e y g a m b e r (s.a.v)'in evresini sard, dierleri de Ubey'e s a l d r m a k zereydi- . I.I. 5 6 8 .
2. W274.
ler. O srada P e y g a m b e r (s.a.v.) onlara ellerini b r a k m a l a r n syledi. D a h a
3. W275.
s o n r a b u olay anlatanlar, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in kendilerini bir d e v e n i n arka- 4. W.280.
sndaki sinekleri k o v m a s gibi itip onlarn arasndan k u r t u l d u u n u syledi- 5. I.S.I./l, 32-4. Bu kitapta Haim ve Lu'ayy'n annesini de kapsayan ondan fazla Atike ismi saylm-
tr. Atike'nin anlam "temiz" demek olan "Tahire" nin anlamna yakndr.
ler. P e y g a m b e r (s.a.v), Haris l b n S i m m e ' n i n elinden mzra ald ve h e p s i n i n
6. W. 2 5 7 .
n n e kt. Hibiri h a r e k e t e t m e k s i z i n o n u n bu cesaretine ve kararllna 7. I.I. 5 7 2 .
b a k a kaldlar. lerinden birinin dedii gibi: "Allah'n Rasul bir eyi y a p m a - 8. B. LII, 2 2 .
9. W. 2 2 6 .
ya niyet ederse, h i b i r g o n u o ii y a p m a k t a n alkoyamazd."14 Ubey, kl-
10. Bak. Bl. 27.
c havada P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat. F a k a t o v u r m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 11. W 280.
mzrayla Ubey'i b o y n u n d a n vurdu. U b e y bir boa gibi bard, neredeyse 12. B. LVI, 12.
13. W 247.
atndan dyordu. F a k a t dengesini tekrar salad ve arkasn d n p y o k u
14. W 251.
aa M e k k e k a m p n a d o r u hzla k a m a y a balad. K a m p t a yeeni Safvan ve 15. I.H. 5 7 1 .
r

NTKAM
k a d n l a r a d n d ve y k s e k sesle: " E y Kureyliler, b e n i m de sizin de d m a -

[53] n n z o l m a s n a r a m e n H a n z e l e ( r . a . ) ' n n c e s e d i n i n tahrip e d i l m e s i n e izin


v e r m e y i n " dedi. O n l a r da E b u A m i r ' i n isteine sayg gsterdiler.
U b e y ' i n d o r u syledii ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in i m d i dalarda a r k a -
T Z urey, l l e r i ve y a r a l l a n y l a m e g u l d . Kayplar b y k deildi: b i n
dalaryla b e r a b e r o l d u u aa k m t . F a k a t sava b i t m i t i ve daa sald-
K k i i d e n s a d e c e y i r m i i k i kii l d r l m t . D a h a s o n r a d m a n l l e r i -
rya g e m e n i n h i b i r a n l a m y o k t u . K l e l e r e yol i i n h a z r l k y a p m a l a r ve
ne b a k t l a r ve o u n u t a n m a d k l a r a l t m b e l saydlar. S a d e c e m u -
k a m p k a l d r m a e m r i de v e r i l m i t i . B u n e d e n l e k e n d i llerini g m p m s -
h a c i r l e r d e n d i : H a i m l e r ' d e n H a m z a , A b d u d - D a r ' d a n M u s ' a b ve A b d u l l a h
l m a n c e s e t l e r d e n istedikleri k a d a r n a l d k t a n s o n r a , b t n g a n i m e t l e r i de-
bn C a h . M e r k e z d e n b i r a z uzakta l e c e k k a d a r o k yara alm o l a n b i r k a
velerin s t n e y k l e y i p yola koyuldular. Yola k m a d a n ksa b i r sre n c e
kii g z l e r i n d e n k a t . B u n l a r n arasnda h l yaayan fakat h a r e k e t e d e m e -
E b u S f y a n atn daa d o r u s r d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve a r k a d a l a r n n b u -
yen e m m a s da vard. B o yere M u h a m m e d (s.a.v)'in cesedini aradlar. O s-
l u n d u u yere y a k l a a r a k y k s e k sesle bard: "Sava d n m l oldu, b u -
rada Vahi sava m e y d a n n a tekrar g e l m i ve H a m z a ' n n k a r n n yarp k a r a -
g n dier b i r g n e karlkt. E y H u b e l k e n d i n i g s t e r ! D i n i n i y c e l t ! " Pey-
cierini k a r m t . Cieri Hind'e g t r d ve: " B a b a n n katilini l d r m e m e
g a m b e r ( s . a . v ) m e r ' e gidip yle c e v a p v e r m e s i n i syledi: "Allah y c e d i r
k a r l k b a n a n e v e r e c e k s i n ? " dedi. H i n d " G a n i m e t l e r d e n b a n a d e n payn
ve h e r eye kadirdir. Biz sizinle eit deiliz: Bizim l l e r i m i z C e n n e t ' t e , si-
t m n " dedi. Vahi cieri gstererek: " B u H a m z a ' n n cieri" dedi. H i n d ci-
z i n k i l e r s e C e h e n n e m ' d e " . m e r , E b u Sfyan'n altnda d u r d u u kaya y-
eri ald b i r p a r a srd ve i n e y i p y u t t u . Y e m i n i n i y e r i n e getirdii i i n di-
n n a gitti ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in syledii szlerle o n a k a r l k verdi. B u -
er k s m att. " O n u n cesedini b a n a g s t e r " dedi, Hind. Birlikte c e s e d i n ya-
n u n z e r i n e m e r ' i n sesini tanyan E b u S f y a n : " E y m e r ne o l u r s y l e ,
n n a gittiler. H i n d , H a m z a (r')'nn k u l a k l a r n b u r n u n u ve y z n n dier
M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r d k m ? " dedi. m e r "Allah'a a n d o l s u n ki hayr,
k s m l a r n k e s t i . S o n r a k e n d i s i n i n , h a l h a l , b i l e z i k ve k o l y e t r n d e n ky-
b i l a k i s i m d i O , s e n i n s y l e d i k l e r i n i d i n l i y o r " dedi. E b u Sfyan da: " S e n i n
m e t l i eyalarn k a r p Vahi'ye verdi. Y a n n d a k i kadnlar da, dier l l e r e
s z n n i b n K a m i a ' n n k i n d e n daha d o r u o l d u u n a i n a n y o r u m " dedi ve
b y l e y a p m a l a r i i n tevik etti. K a d n l a r n h e p s i m s l m a n l a r n v c u t l a -
g i t m e k zere geri d n d . F a k a t tekrar arkasn d n p u n l a r ekledi: " l -
r n d a n k e s t i k l e r i organlardan k e n d i l e r i n e taklar yaptlar. H i n d de b i r k a y a -
lerinizin bazlarna zarar verildi. Allah'a a n d o l s u n b e n b u n d a n h o n u t o l m a -
n n s t n e o t u r u p zafer arks syledi. Kurey'ten b i r iki a d a m c e s e t l e r i k e -
d m , ne izin verdim, ne de e m i r verdim. G e l e c e k yl Bedir'de b u l u m a k ze-
serek intikam hislerini doyuruyordu. Fakat bedevi mttefikleri buna o k
r e ! " B u n l a r d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) a r k a d a l a r n d a n birini daha oraya
armlard. E b u Sfyan, elindeki mzra H a m z a ( r . a . ) n n azna b a t r a -
g n d e r d i . Bu s a h a b e de yle bard: " B u aramzda balayc b i r sz.
rak: " B u n u tat, ey h a i n " diyordu. K i n a n e k a b i l e l e r i n d e n b i r i n i n reisi o l a n
E b u S f y a n , o r d u n u n b e k l e d i i yere ilerledi. Oraya vardnda b i r l i k t e
H u l e y s , E b u Sfyan' b u halde g r n c e o n u n d u y a b i l e c e i k a d a r y k s e k ses-
g n e y e d o r u yola ktlar. m e r , o n l a r n y o l c u l u k d z e n i n i g r e m e y e c e k
le: " E y K i n a n e oullar, k u z e n i n i n c e s e d i n e b y l e d a v r a n a n a d a m K u r e y ' i n
kadar uzaktayd. Bu y z d e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Zhre'li Sa'd' aaya, o n l a -
lideri olabilir m i ? " diye bard. " B e n i u t a n d r m a ve b u n d a n k i m s e y e b a h -
r g z l e m e k zere gnderdi. " E e r develerine b i n m i l e r ve atlarn y a n l a r n -
s e t m e " dedi, E b u S f y a n " b u s a d e c e b i r h a t a y d . " 1
da yediyorlarsa, M e k k e ' y e g i d i y o r l a r " dedi, " F a k a t eer atlarna b i n i p deve-
O srada E b u Amir, olu H a n z e l e ' n n b a n a gelmiti ve yasl yasl y-
lerini y a n l a r n d a yediyorlarsa M e d i n e ' y e gidiyorlar. N e f s i m i k u d r e t elinde
le diyordu: " B e n seni b u adama kar u y a r m a d m m ? " - M u h a m m e d (s.a.v)'i
t u t a n a y e m i n e d e r i m ki eer niyetleri b u ise, o n l a r n n n e karsna
k a s t e d i y o r d u . - " F a k a t s e n b a b a n a kar saygl, s o y l u , k a r a k t e r l i b i r o c u k -
g e e c e i m ve onlarla s a v a a c a m . " Sa'd aaya U h u d ' a g e l d i k l e r i n d e n beri
tun. l d n z a m a n da arkadalarnla b e r a b e r l d n . E e r Allah, u y a t a n
P e y g a m b e r ' i n at S e k b ' i n bal olduu yere gitti. Ata b i n i p M e k k e ' l i l e r i a k -
a d a m a -Hamza'y iaret ediyordu- "veya M u h a m m e d (s.a.v)'in taraftarlarna
a g r n c e y e d e k o y n e d o r u gitti. yi h a b e r i v e r m e k i i n aceleyle geri
b i r m k a f a t verirse, s e n i de m k a f a t l a n d r s n ! " 2 D a h a s o n r a H i n d ve dier
d n d . n k a d a m l a r d e v e l e r i n e b i n m i l e r d i . Halid'le b i r l i k t e atllarn
EHTLERN GMLMES
manevrasnda rol alanlardan biri olan A m r 4 ileriki yllarda yle derdi: "Biz,
bn Ubey'in o r d u n u n t e biriyle birlikte Medine'ye d n d n ve baz
[54]
Hazre'lilerle Evs'lilerin ehirde kaldklarn biliyorduk. Gidenlerin geri ge-
lip tekrar saldrmalar m u h t e m e l d i . o u m u z yaralydk, h e m e n h e m e n at-
larmzn hepsi de o k yaras almt. Bu nedenle k e n d i yolumuza devam et- eygamber (s.a.v) arkadalarna dzle inmelerini emretti. Haris bn

tik."5 P S i m m e (r.a.) n d e n , Hamra (r.a.)'nm cesedini b u l m a k zere sava alan-


na gnderilmiti. F a k a t Haris, grd manzara karsnda o k arm ve
Peygamber'e (s.a.v.) ne diyeceini bilemedii iin geri d n m e k t e gecikmi-
ti. B u n u n zerine Ali'yi o n u n arkasndan gnderdiler. Ali, Haris'i paralan-
m cesedin banda b e k l e r k e n buldu. Birlikte geri dndler. Peygamber
(s.a.v.), kafirlerin ne yaptn duyunca "imdiye kadar hi byle
k z m a m t m ; g e l e c e k sefer eer Allah bana Kureyliler'e kar zafer verirse,
onlardan otuz cesede ayn eyi yapacam" d e d i . 1 F a k a t b u n d a n ksa bir s-
re sonra u ayetler indi:
"Eer ceza verecekseniz, size isabet edenin misliyle ceza verin ve eer sabreder-
seniz, andolsun bu, sabredenler iin daha hayrldr" (Nahl: 126).
B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v) bir sre n c e ettii yeminden geri
d n m e k l e kalmayp, cesetlere zarar verilmesini de yasaklad. Bunu yan s-
ra, sava srasnda, i n s a n n en kutsal b l m olan yzne dikkat edilmesi-
ni istedi. "Bir darbe indireceiniz zaman, b u n u n yze g e l m e m e s i n e dikkat
edin. n k Allah, Adem'i kendi sretinde y a r a t m t r " . 2
Abdullah b n C a h da Hamza'nn biraz tesinde l d r l m ve cesedi
tahrip edilmiti. P e y g a m b e r (s.a.v) baka lleri a r a m a k iin yzn onlar-
dan evirdiinde deiik bir manzarayla karlat. Kendi akrabalarndan
olan Abdullah ve Hamza'nn biraz tesinde Flanzele'nm cesedi vard. Ku-
rey'in ne kadnlar ne de erkekleri ona dokunmamlard. Hanzele (r.a.)
orada sanki m e l e k l e r i n kendisini yatrd ekilde uzanyordu. Salar, le-
nin kuru topra zerindeki suyla slanmt. Yanndan g e e n h e r k e s Allah'a
krediyordu. n k o n u n gzellii ehit arkadalarnn Cennette imdiki
d u r u m u n u gsterir bir iaretti.
Biraz tede H a y s e m e (r.a.) ve i b n e d - D e h d a h e (r.a.)'nin cesetleri vard.
Hayseme, ryasnda ehit olunu gren; Sabit bn e d - D e h d a h e de, yetim o-
1. I.I. 5 8 2 . cua h u r m a aacn hediye eden adamd. Peygamber (s.a.v) Sabit'i grd-
2. W. 2 7 4 .
3. I.I. 5 8 3 . nde: "Meyve y k l alak dall h u r m a aalar! bn ed-Dehdahe'nin C e n -
4. Bkz. Bl. 2 7 . net'te ne o k aac v a r ! " 3 diye buyurdu.
5. W. 2 9 9 .
Evs'lilerden bir grup kendi llerini ararken daha bir gn n c e msl-
deimin bana gelenleri d u y d u m . F a k a t b u Allah iindi. Allah'tan gelene ra-
m a n o l m a m a k l a suladklar Usayrim adnda bir adamn cesedini buldular.
zym. nallah sabredeceime s z v e r i y o r u m . " Zbeyr, Peygamber (s.a.v)'e
O n a n e z a m a n slm'dan bahsetseler, "Sizin sylediklerinizin doru olduu-
dnd. O da Safiye'nin g e l m e s i n e izin verdi. B u n u n zerine Safiye kardei-
nu b i l s e m , h i tereddt e t m e m " derdi. Fakat imdi sava alannda o k ar
nin cesedinin yanna geldi ve u ayeti okudu: "Biz Allah'a ait (kullar)z ve
yaral bir ekilde yatyordu, h e n z l m e m i t i . "Seni buraya getiren n e ? " de-
phesiz O'na d n c l e r i z " . B u n u d u y u n c a hepsi Bedir'den sonra indirilen
diler, " H a l k n k o r u m a k m yoksa slm' k o r u m a k m ? " "slam iin g e l d i m "
ayetleri hatrladlar ve rahatladlar.
dedi. "Birden bire Allah'a ve Rasulne inandm ve M s l m a n o l d u m . O n -
dan sonra da klcm alp b u sabah e r k e n d e n Allah'n Rasul ile b e r a b e r ol- "Ey iman edenler, sabrla ve namazla yardm dileyin. Gerekten Allah, sabre-
m a k iin buraya geldim. Beni yere dren bir darbe alncaya kadar da sa- denlerle beraberdir. Ve sakn Allah yolunda ldrlenlere "ller" demeyin; tersine
v a t m " . D a h a fazla k o n u a m a d , Evs'li grup o n u n banda l n c e y e dek onlar diridirler. Fakat siz bunun uurunda deilsiniz. Andolsun, biz sizi bir para
beklediler. D a h a sonra Peygamber (s.a.v)'e Usayrim'den bahsettiler. O da korku, alk ve bir para mallardan, canlardan ve rnlerden eksiltmekle imtihan
Usayrim'in C e n n e t l i k l e r d e n olduunu syledi. Sonraki yllarda Usayrim be edeceiz. Sabr gsterenleri mjdele. Onlara bir musibet isabet ettiinde, derler ki:
vakit n a m a z d a n birini bile k l m a d a n C e n n e t e giren adam olarak tannrd. Biz Allah'a ait (kullar)z ve phesiz O'na dncleriz. Rabbinden (olan bir salat)
ehidler arasnda bir de yabancya rastladlar. lk bata yabanc olduu- balanma ve rahmet bunlann zerinedir ve hidayete erenler de bunlardr." (Baka-
nu sanmlard, fakat ilerinden biri o n u n Sa'lebe k a v m i n i n Yahudi alimle- ra: 153-157)
rinden M u h a y r k olduunu anlad. Daha sonradan rendiklerine gre Mu-
Safiye daha sonra kzkardei U m e y m e ' n i n olu Abdullah bn Cah
hayrk o sabah e r k e n d e n halkn toplam ve Peygamber (s.a.v)'e verdikleri
(r.a.)'n cesedi banda dua etti. F a t m a (r.a.) da ona katld. ki kadn bir-
sz tutarak, putperestlere kar o n u n yannda olmalar gerektiini syle-
likte aladlar. Peygamber (s.a.v) de onlarla birlikte alayarak rahatlad. Da-
miti. Onlar, gnlerden Cumartesi (Sebt g n ) ' olduunu sylediklerinde
ha sonra Fatma babasnn yaralarn sard. Kuzenleri Hamne'ye kocas
ise: "Siz zaten Cumartesi yasana uymazsnz." Daha sonra, ldrlrse
Mus'ab'n, erkek kardei Abdullah'n ve daysnn l m haberini vererek
M u h a m m e d (s.a.v)'in kendisinin varisi olduunu d u y u r m u t u : " E e r b u -
zldler. Savan ilerledii bir anda Peygamber (s.a.v) hl sanca elinde
gn l d r l r s e m , tm mallarm, onlar Allah'n rzasna uygun ekilde
tayan Mus'ab' g r m ve o n a seslenmiti. Fakat adam: " B e n Mus'ab dei-
harcayacak olan M u h a m m e d (s.a.v)'indir". Daha sonra klcn ve dier si-
lim" diye cevap vermi, P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u n Mus'ab'n yerine sanca-
lahlarn alp Uhud'a doru yola k m ve orada l d r l n c e y e kadar sa-
tayan bir m e l e k o l d u u n u anlamt. Peygamber (s.a.v) g e n a d a m n ce-
vamt. Bundan sonra Medine'ye datlan sadakalarn ou, P e y g a m b e r
nazesi banda durdu ve u ayeti o k u d u :
(s.a.v)'e Muhayrk'ten miras kalan h u r m a b a h e l e r i n d e n kaynaklanyordu.
Peygamber (s.a.v), Muhayrk iin "Yahudilerin en iyisi" demiti.
"M'minlerden yle erkek-adamlar vardr ki, zerinde Allah ile yaptklar ahi-
Mekke'lilerin evlerine d n d k l e r i anlalr anlalmaz Medine'liler rahat
de sadakat gsterdiler; bylece onlardan kimi adan gerekletirdi (ehid olup s-
bir nefes aldlar ve kadnlar leden beri kulaklarna gelen sylentilerin
zn yerine getirdi), kimi de beklemektedir. Onlar hibir deitirme ile (szlerini)
doru olup olmadm anlayp llerini g r m e k zere ehrin dna k m a -
deitirmediler" (Ahzab: 23).
ya baladlar. lk gelen kadnlar arasnda Aie, m m E y m e n ve Safiye var-
d. P e y g a m b e r (s.a.v), Safiyeyi g r n c e o k zld ve Zbeyr'e: " A n n e n e
Peygamber (s.a.v) b t n llerin Hamza'nn c e n a z e s i n i n yanna getiril-
yardm et ve Hamza'nn mezarnn h e m e n kazlmasn sala. Git a n n e n i g-
mesini ve mezarlarn kazlmasn emretti. Hamza bir rtye sarlmt. Pey-
tr, kardeine olanlar g r m e s i n " dedi. B u n u n zerine Zbeyr Safiye'ye git-
g a m b e r (s.a.v) o n u n iin cenaze namaz kld. B u n u n ard sra dier cenaze-
ti ve: " A n n e , Allah'n Rasul sana geri d n m e n i emrediyor" dedi. F a k a t Sa-
ler iin de toplam yetmiiki cenaze namaz kld. Bir mezar kazlr kazlmaz
fiye zaten haberleri nceden renmiti. "Niin g i d e c e k m i i m ? " dedi. "Kar-
iki veya cenaze bir mezara gmlyordu. Hamza ve yeeni Abdullah ay-
m m e z a r a y a n yana g m l d l e r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) g m l m e ilemi b o y u n - UHUD'DAN SONRA
ca h e r m e z a r n b a n d a b u l u n d u . " C e m u h ' u n olu A m r ile A m r ' n o l u A b -
dullah' b u l u n " dedi. " O n l a r b u d n y a d a b i r b i r i n d e n ayrlmaz iki d o s t t u , [55]
ikisini ayn m e z a r a g m n " . F a k a t A m r ' n z e v c e s i ve Abdullah'n - C a b i r ' i n
b a b a s - k a r d e i o l a n H i n d i k i s i n i n c e n a z e s i n i , olu Hallad'nki ile b e r a b e r ehre vardklarnda gne batyordu. Mescid'e varr varmaz akam namaz-
getirmiti. H i n d o n l a r M e d i n e ' y e g t r m e y e a b a l a m t , fakat d z l n
s o n u n d a o n a , c e n a z e l e r i g t r m e m e s i gerektii ve b u n u n Allah'n e m r i ol-
n kldlar. Daha sonra Peygamber (s.a.v) d i n l e n m e k iin yatt ve derin bir
uykuya dald. O kadar derin uyuyordu ki Bilal (r.a.)'in o k u d u u yats ezann
d u u s y l e n d i . B u n e d e n l e H i n d c e n a z e l e r i t e k r a r sava alanna geri g t r - duymad. Bu yzden namaz daha sonra evde tek bana kld. Ensar'n iki
m e k z o r u n d a kald. B u c e s e d ayn m e z a r a g m l d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) Sa'd' - l b n Ubade ve l b n Muaz- geceyi Mescid'in kapsnda geirdiler. Daha
g m l m e i l e m i b i t e n e d e k m e z a r n b a n d a d u r d u ve: " E y H i n d , Amr, o- sonra b u nbeti bakalar devrald. n k hl Kureyliler'in geri gelip saldr-
l u n Halld ve k a r d e i n A b d u l l a h , h e p s i b e r a b e r C e n n e t t e l e r . " B u n u n zeri- ma ihtimali vard. Ertesi sabah P e y g a m b e r (s.a.v) sabah namazndan sonra Bi-
ne H i n d : " E y Allah'n R a s u l , b e n i de o n l a r n y a n n a y e r l e t i r m e s i i i n Al- lal'e oradakilere ve uzaktakilere d m a n n arkasndan gidileceini duyurmas-
lah'a dua e t " dedi. n syledi. " F a k a t sadece dn bizimle birlikte savaanlar g e l e c e k " dedi.
l l e r i n o u n u n a k s i n e , M u z e y n e ' l i a d a m n o anda orada h i a k r a b a - E l i l e r eitli kabilelere vardklarnda Ashab'n o u n u yaralarn k e n d i -
s y o k t u . n k yeeni de l n c e y e k a d a r o r a d a savamt. Bu n e d e n l e leri s a r a r k e n veya elerine sardrrken buldular. n k U h u d ' a katlanlardan
P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n b a n a gitti ve: " B e n i m s e n d e n raz o l d u u m gibi, o k az yara a l m a m t , o u ise ar yaralyd. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in a-
Allah da s e n d e n raz o l s u n " d e d i . 4 M u z e y n e ' l i n i n v c u d u n u giydii yeil rn duyar d u y m a z hepsi yaralarn ellerinden geldiince k a p a t p tekrar
izgili r t y l e kapattlar. Mezara k o y d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n y- yola k m a k iin hazrlandlar. U h u d ' a katlanlardan sadece M a l i k (r.a.) ve
z n k a p a t m a k iin rty y u k a r e k t i . F a k a t b u k e z de ayaklar a k t a e m m a s (r.a.) b u seferki y r y e k a n l a m y o r d u . n k M a l i k ald yara-
kald. B u n u n z e r i n e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) y a n n d a k i l e r d e n e v r e d e n b i r a z ot larn etkisiyle zayf d m , halsiz b i r ekilde ailesinin y a n n d a yatyordu.
toplayp a d a m n ayaklarn r t m e l e r i n i istedi. D i e r c e n a z e l e r i i n de ayn emmas'n ise Medine'de h i a k r a b a s y o k t u . B u y z d e n onu Aie'nin
ey sz k o n u s u y d u . Yani toprak a t l m a d a n n c e l n n yz ve ayaklar ba- odasna tamlard. F a k a t m m S e l e m e k a b i l e s i n d e n olan b u a d a m a b a k -
ka b i r e y l e r t l m e l i y d i . m a n n k e n d i s o r u m l u l u u n d a o l m a s n istedi ve o n a b a k m a y stlendi. He-
S o n m e z a r da kapatldnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) atn istedi ve b i n d i . a- m e n h e m e n l m e k zere olduu iin, P e y g a m b e r (s.a.v) e m m a s ' M e d i n e ' y e
fakta geldikleri y o l d a n geri d n d l e r . M e d i n e ' n i n giriindeki kayalklara g m m e m e l e r i n i , U h u d ' a arkadalarnn yanna g m m e l e r i n i syledi.
g e l d i k l e r i n d e , e v r e s i n d e k i l e r e saf o l u t u r m a l a r n syledi. E r k e k l e r M e k - B a n a n i a n alnan d a r b e n i n o m u z u n a gelmesi n e d e n i y l e sa o m u z u n u
ke'ye d n k iki saf oluturdular. O n d r t k a d n da o n l a r n a r k a s n a dizildi. o y n a t a m a m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v), ilk h a z r l a n a n l a r arasndayd.
D a h a s o n r a Allah'a dua edip k r ve h a m d l e r i n i s u n d u l a r : " A l l a h ' m s e n - Talha (r.a.), yola k m a z a m a n n r e n m e k iin Mescid'e geldiinde o n u
d e n s e l a m n , r a h m e t i n i , b e r e k e t i n i ve affn d i l i y o r u m . Allah'm, s e n d e n ne k a p n n n n d e at srtnda g r n c e o k ard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) miferi-
sona eren, n e de s o l a n ebed saadeti i s t i y o r u m . Allah'm s e n d e n k o r k u l a c a k nin n n i n d i r m i t i , g z l e r i n d e n b a k a yeri g r n m y o r d u . B u n u n zeri-
gnde eminlik, yokluk gnnde bolluk i s t i y o r u m . " 5 ne Talha, s a k a t o l m a s n a r a m e n h a z r l a n m a k zere h e m e n eve k o t u .
B e n i S e l i m e ' d e n yola k a n l a r arasnda, o u o n ' d a n fazla k l veya o k
yaras a l m o l a n k r k yaral vard. Kararlatrlan yerde P e y g a m b e r (s.a.v)'le
b u l u u n c a sraya girdiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n k a l b l e r i n i n b e d e n l e r i n -
d e n daha g l o l d u u n u g r n c e o k sevindi ve yle dua etti: " A l l a h ' m ,

Sebt: Allah'n Yahudileri imtahan etmek iin almay yasaklad tatil gndr. (ev. notu)
Beni S e l i m e ' y e m e r h a m e t e t ! " B t n k a b i l e l e r arasnda, U h u d ' a k a t l m a y a n
sedinin alnp Uhud'a g m l m e s i emrini verdi.
fakat bu kez onlara katlan b i r tek kii vard. Bu Cabir (r.a.)'di. O sabah Pey-
Uhud savandan dndkten sonra lbn Ubey'in olu Abdullah, savatan
gamber (s.a.v)'in arsn duymu ve ona giderek: " E y Allah'n Rasul, sa-
sonraki ilk geceyi, arpma srasnda ald bir yaray dalamakla geirdi. Bu
vata b u l u n m a y o k istiyordum. Fakat b a b a m beni yedi k k kz kardei-
srada babas ona savaa katlmasnn aptallk olduunu sylyordu. "Tan-
min banda brakt. Ben mit ettiim halde ehadette Allah o n u bana ter-
r'ya andolsun sonu tam b e n i m tahmin ettiim gibi o l d u " dedi. Olu: "Al-
cih etti. Ey Allah'n Rasul, h i olmazsa bu kez seninle g e l m e m e izin v e r "
lah'n Rasul ve mslmanlar iin yaptm ey hayrlyd" dedi. Fakat lbn
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona dierleriyle birlikte gitme izni verdi.
Ubey tartmaya ak deildi. "Eer ldrlenler bizle geri dnm olsalard,
Medine'den sekiz mil tede konakladlar. O srada d m a n da kendile-
ldrlmezlerdi" diye iddia etti. Olu, dier mslmanlarla birlikte savata
rinden fazla uzakta o l m a y a n Revha'da k o n a k l a m t . Bunu duyan Peygam-
iken o Medine'de bo durmamt. Yahudiler ise daha n c e gstermedikleri
ber (s.a.v.), adamlarna m m k n olduu kadar geni bir alana yaylmalar-
derecede iddetli bir kesinlikle yle diyorlard: " M u h a m m e d (s.a.v) sadece
n ve kendileri iin o d u n toplamalarn emretti. Her adam kendisi iin b i r
krallk peinde kouyor. Hibir peygamber byle bir sonla karlamamtr.
ate yakacakt. G n e batana dek be yz b e k odun topladlar. G e c e oldu-
Hem kendisine h e m de arkadalarn byk darbeler almlar."
unda h e r k e s k e n d i ateini yakt. o k saydaki ate bekleri uzaktan sanki
Yahudilerin ve mnafklarn sylediklerinin o u , Uhud'a yakn bir yer-
b y k b i r ordu k o n a k l a m izlenimi veriyordu. Hl putperest olmasna
de ateler yakarak yaplan gsteriden sonra ehre d n e n m e r (r.a.)'in ku-
ramen m s l m a n l a r a dost olan Huzaa'l bir adam, E b Sfyan'a gidip ger-
lana gitmiti. mer, bunlar duyunca h e m e n Peygamber (s.a.v)'e gitti ve
e k olmad halde Uhud'a katlmayanlar ve mttefikleri de dahil b t n
bundan s o r u m l u olan kiileri l d r m e k iin o n d a n izin istedi. Fakat Pey-
Medine'lilerin sava meydanna geldiklerini haber verdi: "Tanr'ya and ol-
g a m b e r (s.a.v) b u n a izin vermedi. "Allah, dinini y c e l t e c e k ve Peygamber
sun, siz onlarn atlarnn ban grr g r m e z k a m a l y d n z " dedi. Kurey-
(s.a.v)'ine g v e r e c e k " dedi. " E y Hattab'n olu, g e r e k t e n Kurey bize bir
liler'den bazlar Medine'ye saldrmak istiyordu. Fakat imdi hepsi en hzl
daha ayn g n yaatamayacak ve gidip Ke'yi s e l a m l a y a b i l e c e i z . " 1 - M e k -
ekilde M e k k e ' y e d n m e karar almlard. F a k a t E b u Sfyan erzak a l m a k
ke'ye girip Hacer'l-Esved'i peceklerini kastediyordu.-
iin Medine'ye giden bir gruptan Peygamber (s.a.v.)'e mesaj gndermeyi ih-
Peygamberden (s.a.v.) izin alamad iin m e r ' i n elinin k o l u n u n ba-
mal etmedi: " M u h a m m e d ' e de ki: "Biz ona ve arkadalarna kar kp, ge-
lanmasna ramen, lbn U b e y cezasz kalmad, l b n Ubey, Mescidde c u m a na-
ri kalanlarn h e p s i n i n k k n k u r u t u n c a y a kadar onlarla savaacaz." Ge-
mazlar iin k e n d i n e erefli bir mevki edinmiti. O n u n Medine'deki k o n u -
ri d n d n d e U k a z panayrna ura, deveni k u r u zmle y k l e y e y i m " de-
m u n u h e r k e s bildii iin b u n a k i m s e kar k m y o r d u . Peygamber (s.a.v)
di. Adamlar m e s a j Peygamber (s.a.v.)'e ulatrdnda o ksa bir sre n c e
minbere h u t b e ve vaaz iin ktnda l b n U b e y kalkar ve yle derdi: " E y
inen ayetle cevap verdi:
insanlar, b u Allah'n Rasuldr. Dilerim Allah o n u n sayesinde bize merha-
"Allah bize yeter, o ne gzel vekildir." (Al-i mran: 73). met eder. O halde ona yardm edin, onu onurlandrn, o n u dinleyin ve ona
itaat edin". Daha sonra tekrar otururdu. Fakat U h u d d n n d e n sonraki
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar Pazartesi, Sah ve aramba gnlerini
ilk C u m a namaznda l b n U b e y h e r z a m a n k i gibi ayn eyleri s y l e m e k iin
orada h e r a k a m ate yakarak geirdiler. O gn b o y u n c a tm m s l m a n -
ayaa kalktnda, etrafnda b u l u n a n Ensar'dan m s l m a n l a r o n u iki tara-
lar dinlendiler ve b a y r a m sevinci yaadlar. Bir n c e k i yaz hasat o k verim-
fndan tuttular ve: " E y Allah'n dman, otur. Bu yaptklarndan sonra se-
li gemiti. Sa'd l b n U b a d e (r.a.) otuz deve y k h u r m a , dierleri de k u r b a n
nin k o n u m a y a h a k k n y o k " dediler. B u n u n zerine lbn Ubey, kalabaln
edilmek zere hayvanlar getirmilerdi. P e r e m b e gn toparlanp Medi-
arasndan zorlukla syrld ve cemaati terk etti. Mescidin kapsnda ona rast-
ne'ye dndler.
layan Ensar'dan biri ona: " D n ve Allah'n Rasul senin iin balanma di-
Peygamber ve ordu yola ktktan ksa bir sre sonra e m m a s l m ve
lesin" dedi. F a k a t o u cevab verdi: "Tanr'ya a n d o l s u n , o n u n b e n i m iin
Uhud' a g m l m t . Onlarn yokluu esnasnda Malik de l m , fakat ai-
balanma dilemesini i s t e m i y o r u m " .
lesi o n u Medine'ye g m m t . Peygamber (sav) d n d n d e Malik'in ce-
Uhud'u izleyen gnlerde Peygamber (s.a.v)'e savala ilgili pekok yeni va- NTKAM KURBANLARI
hiy geldi. Bu ayetlerden iki kabilenin de byk bir b l m n n sava balad-
anda alan terk etmeyi dndkleri, fakat Allah'n onlara g ve kararllk [56]
verdii aa kyordu. Bu iki kabileden biri, dman takip etmeye gittikle-
rinde h e m e n hazr olularyla Peygamber (s.a.v)'i sevindiren Hazre'li Beni Se- rt aydan fazla sre b o y u n c a bar bozan h i b i r olay meydana gelme-
lime kabilesi idi. Beni Selime ve Evs'li Beni Harise kabileleri bu ayetleri (l-i
mran: 1 2 2 ) duyunca, ayette kastedilen kiilerin kendileri olduklarn itiraf et-
D di. Fakat b u srenin s o n u n d a Beni Esed bn H u z e y m e ' n i n Medine'ye
sefer dzenledii haberi ulat. M s l m a n olan C a h ailesini ve daha nce-
tiler. Fakat o anki zayflklar iin zlmyorlard, nk Allah onlara kendi den M e k k e ' d e yaayan Esed'lileri saymazsak bu geni ve g l N e c d kabile-
kazanacaklar gten daha fazla g ve kararllk vermiti. Ayetler sava sra- si hl Kureyliler'in yakn b i r mttefikiydi. Kureyliler imdi de onlar,
snda birden panie kaplp daa kaanlardan ve zellikle ehit olmak istedik- Uhud'da zayf den M s l m a n l a r b u d u r u m u n d a n yararlanmaya tevik
leri iin Peygamber (s.a.v)'i savaa tevik edenlerden bahsediyordu. ediyordu. Bu nedenle onlara ve tm Arabistan'a U h u d ' u n mslnanlar za-
yflatmad bilakis glendirdii gsterilmeliydi. Bu a m a l a Peygamber
'Yoksa siz Allah, iinizden cihad edenleri belirtip -ayrdetmeden ve sabredenle-
(s.a.v) Beni Esed ibn Huzeyme'lilerin kampna habersiz olarak, kuzeni E b u
ri de belirtip- ayrdetmeden cennete gireceinizi mi sandnz? Andolsun, siz onunla
S e l e m e k o m u t a s n d a yzelli silahl adam gnderdi. Bu k k ordu bn Hu-
karlamadan nce lm temenni ediyordunuz. te siz -bakp dururken- onu gr-
zeyme'lilerin kampna sessizce yaklat ve o k az kan d k e r e k onlarn ka-
dnz de." (l-i imran: 142-143).
masn salad. M s l m a n l a r ise Medine'ye, o n b i r gn s o n r a , b y k bir de-
ve s r s ve o b a n ile birlikte dndler. Bu saldr a m a c n yerine getir-
Fakat vahiy, sava alannda emirlere uymayan kiilerin cezalarn orada
miti, yani slam'n y o k edilemeyen g c tm Arabistan'a gsterilmiti.
dedikleri ve affedildiklerini de belirtiyordu. dedikleri c e z a n n veya keffa-
retin bir k s m Peygamber (s.a.v)'in l m haberini duyduklarnda ektikle- O sralarda daha g n e y d e n bir saldrnn yaplaca haberi Medine'ye

ri ac ve zntyd. (l-i mran: 1 5 2 - 1 5 5 ) . Bu ayetlerde, daha n c e yaa- geldi. F a k a t bu kez P e y g a m b e r (s.a.v) mucize gstererek slam karsndaki

m toplumlarn imdi harabe haline gelmi medeniyetlerine deinilerek dmanln, Hudayl kabilesinin Lihyani kolunun bakanndan kay-

Arabistan'da h a k i m olan gelenek ve deerlerin de bir gn y o k olaca ve za- naklandn bildirmiti. E e r bu adam ortadan kaldrlrsa o taraftan gele-
c e k saldr artk p e k n e m l i olmazd. B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v),
ferin slam'n olaca gerei de vurgulanyordu.
Hazreli Abdullah b n Uneys'i, b u lideri ldrmekle grevlendirdi. " E y Al-
"Gerek u ki, sizden nce nice snnetler (kanun zelliini kazanm olaylar) lah'i n R a s u l " dedi Abdullah, " b a n a o adam tarif et ki, g r d m d e tanya-
gelip gemitir. Bundan dolay yeryznde gezip dolan da yalan sayanlarn ura- b i l e y i m " . Peygamber (s.a.v): " O n u grdnde, o sana eytan hatrlatacak.
dklar sonu nasl oldu bir grn. Bu (Kur'an), insanlar iin 'dolambasz bir ak- O n u n aradn adam o l d u u n u yle anlayacaksn; o n u grdnde titreye-
lama (beyan)' saknanlar iin de bir hidayet ve ttr. Gevemeyin, zlmeyin, c e k s i n " dedi. Abdullah, Peygamber (s.a.v)'in sylediklerini aynen yaad ve
eer inanmlarsamz en stn olan sizlersiniz" (l-i mran: 137/139). o n u l d r p sasalim geri dnd.
Medine'ye kar planlanan saldrlarn hepsi imdilik rafa kaldrlmt.
Bir de gelecekle ilgili bir olaya deiniliyordu:
F a k a t ldrlen b a k a n l a r n n c n almak iin Hudayl kabilesinden bir
"Muhammed, yalnzca bir peygamberdir. Ondan nce nice peygamberler gelip g r u p adam, k o m u kylere slam' a n l a t m a k iin giden alt m s l m a n a sal-
gemitir. imdi lrse ya da ldrlrse, siz topuklarnz zerinde gerisin geriye mi drdlar. Olay, M e k k e ' n i n yaknnda Raci' denilen sulak b i r yerde meydana
dneceksiniz? ki topuu zerinde gerisin geri dnen kimse, Allah'a kesinlikle zarar geldi. Peygamber (s.a.v)'in adamlarndan dverek ehit edildi, dier
veremez. Allah kredenleri pek yaknda dllendirecektir." (Al-i mran: 144) de esir alnd. Esir alnan keiden biri k a m a k isteyince h e m e n ld-

. w 317.
rld. atmada lenlerden biri de Uhud'da Kurey'in sancaktarlarndan
i k i s i n i l d r e n E v s k a b i l e s i n d e n A s m idi. l d r l e n a d a m l a r n annesi, G e n l e r d e n h e r b i r i n e m z r a k verip: " B u , s e n i n b a b a n l d r e n d i r " dediler.
A s m ' n k a f a t a s n d a n arap i m e y e y e m i n etmiti. Hudayl'l a d a m l a r da G e n l e r H u b e y b ' i mzrakladlar, fakat l d r e m e d i l e r . B u n u n z e r i n e b y k -
o n u n k a f a t a s n b u k a d n a s a t m a y planlyorlard. F a k a t b i r ar k o v a n y- l e r d e n biri elini o c u u n e l i n i n s t n e k o y u p l d r c b i r d a r b e indirdi.
z n d e n g e c e o l a n a d e k Asm'n c e s e d i n e yaklaamadlar. G e c e o l u n c a da b i r Bir dieri d a h a ayn eyi yapt. F a k a t b u n a r a m e n H u b e y b b i r saat daha ya-
frtna A s m ' n c e s e d i n i s r k l e y i p g t r m t . Bu n e d e n l e Kureyli a n n e ad ve s r e k l i u iki c m l e y i tekrarlad: "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r , M u -
h i b i r z a m a n y e m i n i n i yerine g e t i r e m e d i . E s i r a l n a n Evs'li H u b e y b ile Haz- h a m m e d O'nun Rasuldr."
re'li Zeyd, B e d i r ' d e k i l l e r i n i n c n a l m a k iin h e r frsat k o l l a y a n K u - E s i r e d i l e n arkada Zeyd d e a y n e k i l d e l d r l d . l d r l m e d e n n -
reyliler'e satld. H u b e y b , Beni Nevfel'in m t t e f i k l e r i n d e n b i r i n e satld ve c e O da iki rekat n a m a z kld ve s o r u l a n s o r u l a r a ayn cevaplar verdi. Z h -
Bedir'de l d r l e n b a b a s n n c n a l m a s i i n k a b i l e n i n b i r y e s i n e veril- re'nin m t t e f i k l e r i n d e n o l a n ve o g n h e r k e s l e b i r l i k t e T a n ' i m ' e g i d e n ? l b n
di. Safvan da ayn a m a l a Zeyd'i ald ve iki a d a m H a r a m aylar g e i n c e y e ka- e r i k yle d e m e k t e n k e n d i n i a l a m a d : " H i b i r b a b a evldn, Muham-
d a r h a p i s t e kaldlar. m e d ' i n taraftarlarnn M u h a m m e d ' i sevdii k a d a r s e v e m e z . "
S a f e r a y n n hilali g r n r g r n m e z , K u r e y l i l e r esirleri h a r a m b l g e - B e d i r Sava'nn b a n d a U t b e ile t e k e tek k a r l a m a s s o n u c u n d a l e n
d e n k a r p T a n ' i m ' e gtrdler. k i esir b i r b i r l e r i n i h a p s e d i l d i k l e r i n d e n b e - U b e y d e geride k e n d i s i n d e n o k g e n o l a n b i r dul b r a k m t . Bedevi k a b i l e -
ri i l k defa g r y o r l a r d . Orada b i r b i r l e r i n e s a b r tavsiye ettiler. D a h a s o n r a si A m i r ' d e n H u z e y m e ' n i n kz o l a n Z e y n e b o k c m e r t b i r k a d n d . s-
B e n i Nevfel ve b e r a b e r i n d e k i l e r H u b e y b ' i b i r a z ileriye gtrdler. H u b e y b l a m ' d a n n c e de "fakirlerin a n n e s i " diye anlrd. D u l k a l d k t a n b i r yl s o n -
k e n d i s i n i kaza b a l a y a c a k l a r n a n l a y n c a o n l a r d a n n a m a z k l m a k i i n ra hl e v l e n m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a e v l e n m e teklif e t t i i n d e m e m -
izin istedi, d a h a s o n r a iki rek'at n a m a z kld. O n u n l d r l m e d e n n c e n a - n u n i y e t l e k a b u l etti. M e s c i d e b i t i i k odalara bir oda daha e k l e n d i . B y k b i r
m a z k l m a g e l e n e i n i k u r a n ilk kii o l d u u sylenir. D a h a s o n r a o n u kaz- i h t i m a l l e b u y e n i ba n e d e n i y l e Z e y n e b ' i n k a b i l e s i n i n yal lideri E b u Bera,
a b a l a d l a r ve " s l a m ' d a n d n e r s e n s e n i s e r b e s t b r a k a c a z " dediler. O u P e y g a m b e r (s.a.v)'i ziyaret etti. s l a m o n a teklif edildiinde yal a d a m b u -
c e v a b verdi: " s l a m ' d a n d n d m d e y e r y z n d e k i her eyi elde e d e c e i - na kar o l m a d n syledi. B u n u n l a b i r l i k t e t a m a m e n k a b u l ettiini de
m i b i l s e m , y i n e de slam'dan d n m e m . " K e n d i n evinde o l u p , M u h a m m e d a k l a m a d . S a d e c e k e n d i k a b i l e s i n e islam' r e t e c e k m s l m a n l a r n gel-
( s . a . v ) ' i n s e n i n y e r i n d e o l m a s n i s t e m e z m i y d i n ? " dediler. " K e n d i m evde m e s i n i istedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a dier k a b i l e l e r i n m s l m a n l a r a sald-
o t u r m a k i i n M u h a m m e d (s.a.v)'in a y a n a b i r d i k e n paras bile b a t m a s n r a b i l e c e i n i syledi. B e n i Amir, H a v a z i n k a b i l e s i n i n b i r k o l u y d u ve y e r l e i m
i s t e m e m " diye c e v a p verdi. " D n e y H u b e y b " dediler, " n k dininden b l g e s i , m s l m a n l a r a s a l d r m a l a r m u h t e m e l olan S l e y m ve dier G a t a f a n
d n m e z s e n s e n i l d r e c e i z . " " A l l a h i i n l m e m h i de n e m l i d e i l " dedi. k a b i l e l e r i n e y a k n d . F a k a t E b u Bera, B e n i Amir'in efi o l a r a k k e n d i s i n i n
D a h a s o n r a u n l a r ekledi: " B e n i m y z m k u t s a l y e r d e n e v i r m e n i z e ge- k o r u y a c a h i k i m s e y e s a l d r l a m a y a c a n a dair s z verdi. B u n u n z e r i n e
l i n c e " , - y z n M e k k e ' d e n b a k a tarafa e v i r m i l e r d i - " A l l a h y l e b u y u r u - P e y g a m b e r ( s . a . v ) h e m bilgileri, h e m de takvalar n e d e n i y l e slam' temsil
yor: " H e r n e r e y e d n e r s e n i z Allah'n y z ( k b l e s i ) o r a s d r " ( B a k a r a : 1 1 5 ) . e d e n k r k m s l m a n seti. O n l a r n b a n a da Hazre'li M u n z i r l b n A m r ' ge-
"Allah'm, burada benim selamm senin Rasulne gtrecek kimse yok, o tirdi. S e i l e n l e r d e n biri de P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve E b u Bekir'le b i r l i k t e hicret
h a l d e s e l a m m o n a S e n u l a t r " dedi. O srada P e y g a m b e r ( s . a . v ) , M e d i - e d e n E b u B e k i r ' i n azatl k l e s i A m i r l b n F u h e y r e idi.
ne'de Zeyd ve dier arkadalaryla b i r l i k t e o t u r u y o r d u . Bir an P e y g a m b e r M e d i n e ' d e E b u Bera'nn liderliinin tartmal o l d u u bilinmiyordu.
( s . a . v ) vahiy ald zamanlarda girdii h a l e girdi. O n u n "Ve A l e y h i s s e l a m ve O n u n y e r i n e g e m e k isteyen y e e n i , P e y g a m b e r ' d e n b i r m e k t u p g t r e n , b u
R a h m e t u l l a h (Allah'n selam ve R a h m e t i o n u n z e r i n e o l s u n ) " d e d i i n i n e d e n l e h e r k e s t e n n c e oraya varan bir m s l m a n l d r d . K a b i l e n i n di-
duydular. P e y g a m b e r (s.a.v) daha s o n r a " C e b r a i l b a n a H u b e y b ' i n s e l a m n er a d a m l a r n da geri k a l a n m s l m a n l a r l d r m e l e r i iin tevik etti. F a -
getirdi" dedi.1 kat t m k a b i l e E b u Bera'nn k o r u m a s altnda olan k i m s e y i l d r e m e y e c e k -
Kureyliler'in yannda b a b a l a r B e d i r ' d e l d r l e n krk gen vard. lerini s y l e y i n c e s i n i r l e n e n y e e n , ksa bir sre n c e M e d i n e ' y e k t l k
r

y a p m a y d n e n iki S l e y m k a b i l e s i n e h a b e r verdi. S l e y m kabilesi h e m e n S l e y m ' l i l e r k a b i l e l e r i n e d n d l e r ve b u olay t e k r a r tekrar h e r k e s e an-


bir g r u p atl g n d e r d i ve M a ' u n a k u y u s u y a k n n d a h i b i r e y d e n h a b e r s i z lattlar. B u , o n l a r n slam'a d n m e l e r i n i n b a l a n g c y d . Serbest b r a k t k l a r
k o n a k l a y a n m s l m a n l a r n h e p s i n i e h i t ettiler. S a d e c e develeri o t l a t m a y a Amr'a b u k a t l i a m a B e n i Amir'in s e b e p o l d u u n u sylediler. B u n u n z e r i n e
giden iki kii sa kald. B u iki kiiden biri U h u d ' d a b y k bir cesaretle sa- Amr, M e d i n e ' y e d n e r k e n B e n i A m i r d e n rastlad iki kiiyi l d r l e n ar-
vaan Haris b n e s - S i m m e idi. Dieri ise K i n a n e k a b i l e s i n i n D e m r e k o l u n - k a d a l a r n a karlk l d r d . F a k a t g e r e k t e iki a d a m da m a s u m d u . n k
dan A m r idi. U z a k t a n k a m p l a r n n e v r e s i n i s a r a n atllar g r n c e o k a- o n l a r E b u Bera'ya balydlar ve o n u n m s l m a n l a r k o r u m a s n a taraftard-
rdlar. Y a k l a t k l a r n d a ise k a m p n b i r sava a l a n n a d n d n ve a r k a - lar. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) l d r l e n l e r i n ailelerine k a n diyeti
dalarnn h e p s i n i n l d r l d n grdler. S l e y m ' l i a d a m l a r l l e r i n b a - v e r i l m e s i n e k a r a r verdi.
nda derin bir tartmaya dalmlard. Bu y z d e n y e n i g e l e n l e r i fark e t m e -
diler. A m r gidip M e d i n e ' y e h a b e r v e r m e taraftaryd. Haris ise yle dedi:
" M u n z i r ' i n l d r l d yerde b e n sava a l a n n a a r k a m d n p g i d e m e m . "
D a h a s o n r a k e n d i n i d m a n l a r n arasna att ve A m r ' l a b i r l i k t e esir a l n n -
caya k a d a r arpt ve iki d m a n l d r d . D m a n l a r n ikisini de l d r -
m e k i s t e m e m e l e r i garipti. n k Haris iki a d a m l a r n l d r m t . Haris'e
k e n d i s i n e n e y a p l m a s n istediini sordular. O da M u n z i r ' i n c e s e d i b a n a
gidip eline silahlar v e r i l m e s i n i ve o r a d a s a v a m a k i s t e d i i n i syledi. O n u n
isteini y e r i n e getirdiler. Haris k e n d i s i l d r l m e d e n n c e iki a d a m daha
ldrd. A m r ' ise s e r b e s t b r a k t l a r ve k e n d i l e r i n e l a r k a d a l a r n n isim-
lerini s a y m a s n istediler. Amr, onlarla b i r l i k t e h e r c e s e d i n b a n a gitti ve s o -
yuyla b i r l i k t e h e p s i n i n i s m i n i syledi. O n a b u r a d a o l m a s g e r e k e n fakat ce-
sedi b u r a d a o l m a y a n b i r a r k a d a n n o l u p o l m a d n sordular. " A m i r b n
F u h e y r e a d n d a k i E b u B e k i r ' i n azatlsn g r e m i y o r u m " dedi. O n a " B u ada-
m n sizin a r a n z d a k i k o n u m u n a s l d ? " diye sordular. " O , en i y i l e r i m i z d e n
biriydi" dedi. Amr, " P e y g a m b e r ' e ilk tabi o l a n l a r a r a s n d a y d . " S o r u y u s o -
ran: " S a n a , o n a n e o l d u u n u s y l e y e y i m m i ? " dedi. D a h a s o n r a Amir'i l-
dren C e b b a r ardlar. Cebbar, m z r a n nasl a r k a s n d a n gelip A m i r ' i n
iki k r e k k e m i i arasna sapladn anlatt. M z r a n u c u A m i r ' i n g s n -
d e n k m t . Amir'in l m e d e n n c e s o n s z : " V a l l a h i , zafere u l a t m " ol-
m u t u . C e b b a r : " B u ne a n l a m a g e l e b i l i r ? " diye a r m t , n k ayn s z
k e n d i s i n i n s y l e m e y e daha o k h a k k vard. D a h a s o n r a C e b b a r a k n l k l a
mzra A m i r ' i n srtndan k a r m t . F a k a t a k n l , g r n m e y e n ellerin
Amir'in c e s e d i n i g z d e n k a y b o l a n a d e k y u k a r k a l d r d k l a r n g r n c e d a h a
da artmt. C e b b a r ' a " z a f e r " i n C e n n e t o l d u u a n l a t l n c a m s l m a n o l d u .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u olay d u y u n c a , m e l e k l e r i n A m i r ' i C e n n e t ' i n e n y k s e k
d e r e c e l e r i n d e n biri o l a n " l l l i y y u n " a ( M u t a f f i f n : 1 8 - 1 9 ) g t r d k l e r i n i sy-
ledi.2 1. W 360.
2. W 349.
(s.a.v)'e de k a r d e i n i h a b e r c i g n d e r d i : "Biz evlerimizi ve m a l l a r m z bra-
BEN NADR
k p gitmeyeceiz. O h a l d e n e y a p a c a k s a n y a p " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) "Al-
lahu E k b e r " (Allah B y k t r ) dedi ve b u t e k b i r t m a r k a d a l a r n n azn-
[57]
da tekrarland. A r k a d a l a r n a : " Y a h u d i l e r sava ilan e d i y o r " dedi. Bir ordu
hazrlayarak e h r i n g n e y i n d e k i Nadir y e r l e i m b l g e s i n e d o r u ilerlediler.
v 7-ahudi k a b i l e l e r i n d e n B e n i Nadir, u z u n s r e d e n beri B e n i Amir'in m t t e - S a n c a Ali tayordu. k i n d i n a m a z n , k o r u n m a b l g e l e r i n i n dnda oldu-
I fiki idi. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r d a n k a n diyetini d e m e d e u iin y a h u d i l e r t a r a f n d a n t e r k edilen g e n i b i r b a h e d e kldlar. N a m a z -
k e n d i s i n e yardm e t m e l e r i n i i s t e m e y e k a r a r verdi. E b u Bekir, m e r ve dier dan s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) a s k e r l e r i n i k a l e l e r e d o r u ilerletti.
ileri gelen arkadalaryla o n l a r a gitti ve m e s e l e y i aklad. Y a h u d i l e r o n u n S u r l a r o k u l a r ve s a p a n c l a r tarafndan k o r u n u y o r d u . B u a s k e r l e r i n ya-
istediini y e r i n e g e t i r e c e k l e r i n i sylediler ve o n d a n y e m e k h a z r l a n n c a y a n n d a , o k l a r b i t t i i n d e ve s u r duvarlar saldrya u r a d n d a k u l l a n l m a k
k a d a r k a l m a s n rica ettiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n ricalarn k a b u l etti. zere talar da vard. ki o r d u da hava k a r a r n c a y a k a d a r karlkl o k at-
O srada, i l e r i n d e n g r n t e m i s a f i r i i n v e r i l e c e k y e m e k h a k k n d a e m i r - lar yaptlar. Yahudiler k a r s n d a k i l e r i n saldr hz k a r s n d a aknla
ler v e r m e k zere liderleri Huyay'n da b u l u n d u u b i r g r u p o n l a r d a n ayrld. d m l e r d i . F a k a t ertesi g n nasl olsa B e n i K u r a y z a ' m n ve b n Ubey'in
P e y g a m b e r ve arkadalar k a l e n i n n n d e o t u r m u b e k l e r k e n dierlerinin yardmlar ular diye d n y o r l a r d . B i r k a g n s o n r a da m t t e f i k l e r i G a -
g r e m e y e c e i ekilde C e b r a i l geldi ve P e y g a m b e r ' e Y a h u d i l e r i n k e n d i s i n i tafan kabilesi i m d a d a yetiirdi. O srada m s l m a n l a r n o r d u s u , eitli se-
l d r m e y i p l a n l a d k l a r n h e m e n M e d i n e ' y e d n m e s i gerektiini h a b e r ver- b e p l e r y z n d e n p e y g a m b e r ile b i r l i k t e yola k a m a y a n m s l m a n l a r n da
di. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ayaa k a l k t ve b i r t e k k e l i m e bile sy- s o n r a d a n orduya k a t l m a s y l a g i t t i k e b y y o r d u . Yats n a m a z v a k t i n e ka-
l e m e d e n t o p l u l u u t e r k etti. H e r k e s o n u n ksa b i r sre s o n r a geri d n e c e i - dar o r d u , d m a n h e r taraftan s a r a b i l e c e k d e r e c e d e o a l m t . P e y g a m b e r
ni z a n n e d i y o r d u . G e r i d n m e y i n c e E b u B e k i r dier a r k a d a l a r n a o n u n ar- ( s . a . v ) onlarla b i r l i k t e n a m a z kld ve Ali'yi o r d u n u n b a n d a b r a k a r a k o n
k a s n d a n gitmeyi nerdi. Hep birlikte yahudilerden ayrlp Peygamber kii ile b i r l i k t e M e d i n e ' y e d n d . O r d u s a b a h n a m a z n a k a d a r Allah' y c e l -
( s . a . v ) ' i n evine gittiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a olanlar anlatt. M u h a m - ten b e y i t l e r o k u d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a b a h n a m a z n d a o n l a r a katld.
m e d b n M e s l e m e (r.a.)'yi B e n i Nadir'e eli o l a r a k g n d e r d i ve o n a s y l e m e -
G n l e r g e i y o r ve B e n i N a d i r bekledii y a r d m l a r iin m i d i n i yitiriyor-
si g e r e k e n l e r i bildirdi. M u h a m m e d b n M e s l e m e (r.a.) b t n hzyla kabile-
du. Beni K u r a y z a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ile yapt a n l a m a y b o z m a k i s t e m e -
s i n i n o l d u u yere gitti. O n u g r e n baz liderler k a r l a m a y a ktlar. O n l a r a
mi, B e n i G a t a f a n sessiz k a l m , bn U b e y de h e r z a m a n o l d u u gibi bir ey
yle dedi: "Allah'n R a s u l b e n i size g n d e r d i ve u n l a r syledi: " B e n i l-
y a p a m a y a c a n a n l a m t . o k mitli olan B e n i Nadir'in m i t l e r i gittike
drmeyi amalayarak, aramzdaki anlamay bozdunuz." Peygamber
k a y b o l u y o r ve a r a l a r n d a k i a n l a m a z l k l a r artyordu. K a b i l e u z u n z a m a n -
( s . a . v ) ' i n o n a anlatt ekliyle onlara s u i k a s t n t m ayrntlarn anlatt ve
dan b e r i s r e n a n l a m a z l k l a r ve d m a n l k l a r l a p a r a l a n m t . i m d i ise d
getirdii h a b e r i n en n e m l i n o k t a s n d a yle bard: " P e y g a m b e r : "Size l-
d n y a d a n t a m a m e n k o p m u b i r vaziyette h i b i r y a r d m a l a m y o r d u . O n g-
k e m i terk e t m e n i z i i n o n g n v e r i y o r u m . O n g n d e n s o n r a hl b u r a d a
ne y a k n b i r sre s o n r a P e y g a m b e r ' i n sur d u v a r l a r n n y a k n n d a k i bir iki
o l a n l a r n z n ba k e s i l e c e k " d e d i . " O n l a r : " E y M e s l e m e ' n i n o l u , b i r Evs'li-
h u r m a aacn k e s m e s i y l e b u mitsizlii ve aresizlii d a h a fazla h i s s e t m e -
n i n b i z e b y l e b i r h a b e r getirebileceini u m m a z d k " dediler. b n M e s l e m e :
ye baladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u topraklarn k e n d i n i n o l a c a n bildii
" G n l l e r deiti" c e v a b n verdi.
i i n b u aalar k u r b a n o l a r a k k e s t i r m i t i . Aalarn k e s i l m e s i ilahi b i r
o u h e m e n a y r l m a k iin hazrlklara balamlard. F a k a t b n U b e y e m i r l e (Har: 5 ) , o n a bildirilmiti. Bu e m r i n y e r i n e g e t i r i l m e s i y l e d m a n n
o n l a r k a l m a y a tevik e d e n ve yardm e d e c e i n i b i l d i r e n b i r h a b e r g n d e r - kar k o y m a g c t a m a m e n y o k oldu. O n l a r i i n h u r m a a a l a r n n zel bir
di. H u y a y da k o m u l a r Beni K u r a y z a ve Bedev m t t e f i k l e r i n i n b y l e b i r yeri ve a n l a m vard, n k b u aalar g e i m k a y n a k l a r n n b y k bir b -
d u r u m d a k e n d i l e r i n i yalnz b r a k m a y a c a k l a r n s y l e y e r e k y a h u d i l e r i kal- l m n o l u t u r u y o r d u . i m d i t o p r a k l a r n d a n ayrlmaya z o r l a n s a l a r bile o
maya i k n a etti. T m b u m t t e f i k l e r e y a r d m h a b e r i g n d e r d i . P e y g a m b e r
yerleri hl k e n d i l e r i n i n olarak d n e c e k l e r d i . n k g e l e c e k t e o n u t e k -
rar k a z a n m a m i t l e r i vard. K u r e y , v a d i d e n slam'n izlerini s i l m e k zere
s z v e r m i t i . F a k a t eger h u r m a aalar kesilirse, onlar y e n i l e m e k yllar [58]
alrd. S a d e c e b i r k a tanesini k e s m i l e r d i , fakat b u tahrip n e r e y e k a d a r va-
r a c a k t ? Huyay, P e y g a m b e r (s.a.v)'e t o p r a k l a r n b r a k p g i d e c e k l e r i n e dair .S. 6 2 6 ylnn ilk aylarnda F a t m a b i r e r k e k o c u u daha dnyaya ge-
haber gnderdi. Fakat Peygamber (s.a.v) daha nce btn mallarn gtre-
b i l e c e k l e r i n e dair verdii s z d e artk d u r a m a y a c a n syledi. " Y u r d u n u z u
M tirdi. Peygamber (s.a.v) el-FIasan ismini o k seviyordu. Bu n e d e n l e Fa-
tma'nn ikinci o c u u n a " k k H a s a n " yani " k k gzel a d a m " a n l a m n a
t e r k e d i n " dedi, " S i l a h l a r n z ve z r h l a r n z dnda develerinizin tayabile- gelen Hseyin adn verdi. O sralarda "fakirlerin a n n e s i " d i y e tannan yeni
cei m i k t a r d a m a l g t r e b i l i r s i n i z " . zevcesi Z e y n e b hastaland ve vefat etti. Vefat ettiinde P e y g a m b e r (s.a.v)'le
H u y a y ilk n c e b u teklifi reddetti, fakat k a b i l e d e k i dier a d a m l a r . o n u h e n z sekiz aylk evli idi. P e y g a m b e r (s.a.v) o n u n cenaze n a m a z n kldrd
k a b u l e t m e y e zorladlar. ki hafta n c e b r a k t k l a r hazrlklara t e k r a r bala- ve o n u Baki mezarlnda kz R u k i y e ' n i n mezarnn y a k n n a g m d . B u n u
dlar. E v l e r i n i n kaplarna ve e i k l e r i n e varncaya kadar b t n eyalarn de- takip e d e n ay Peygamber (s.a.v)'in k u z e n i E b u Seleme (r.a.) Uhud'da ald -
velere yklediler. H a z r l a n d k l a r n d a Suriye y o l u z e r i n d e n k u z e y e d o r u n c e a b u k iyileen, fakat s o n r a d a n tekrar alan- yara nedeniyle ld. Pey-
yola ktlar. O z a m a n a kadar b u l d e z e n g i n ve b y k bir k e r v a n daha g a m b e r (s.a.v), ld srada o n u n yanndayd ve o s o n nefesini verirken dua
g r l m e m i t i . M e d i n e ' n i n k a l a b a l k a r s n d a n g e e r k e n develer t e k sra ediyordu. l d k t e n sonra gzlerini de P e y g a m b e r (s.a.v) kapatt.
h a l i n d e yol aldlar. Her deve, y k l e r i n i n zenginlii ve s s l e r i n i n o k l u u y - E b u S e l e m e (r.a.) ve m m S e l e m e (r.a.) b i r b i r i n e o k bal b i r iftti.
la ayr b i r a k n l k vesilesi o l u y o r d u . D e v e l e r i n s t n d e k i tahtlarn perde- m m S e l e m e k o c a s n a i k i s i n d e n biri l d n d e e v l e n m e m e k z e r e anla-
leri, i i n d e k i eitli r e n k l e r d e i p e k l e r g i y m i , altn, e l m a s , y a k u t gibi deer- m a y a p m a l a r n teklif etti. F a k a t E b u S e l e m e , eer k e n d i s i n c e l r s e , ka-
li talarla s s l e n m i kadnlar g i z l e m e k i i n r t l m t . B e n i Nadir'in z e n - r s n n m u t l a k a e v l e n m e s i g e r e k t i i n i syledi ve yle dua etti: " A l l a h ' m ,
gin o l d u u bilinirdi, fakat o z a m a n a k a d a r k e n d i l e r i n d e n b a k a o k az kii m m S e l e m e ' y e b e n d e n s o n r a , b e n d e n daha iyi ve o n a ac ve e l e m e k t i r -
o n l a r n b u z e n g i n l i i n i grebilmiti. Y o l c u l u k l a r n a davul ve alg sesleri e- m e y e c e k b i r k o c a v e r ! " E b u S e l e m e ' n i n l m n d e n drt ay s o n r a P e y g a m -
liinde d e v a m ettiler. B y l e c e , i m d i t o p r a k l a r n terk ediyor d u r u m d a olsa- b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e ' y e e v l e n m e teklif etti. m m S e l e m e k e n d i s i n i n
lar da b a k a yerlerde daha gzel t o p r a k l a r o l d u u n u ve oralara gittiklerini P e y g a m b e r (s.a.v)'e u y g u n b i r e o l m a d n n e srd. " B e n yal b i r kad-
g s t e r m e k istiyorlard. Yahudilerin o u Hayber'de durdu ve n c e d e n s a h i p n m " dedi "Ve y e t i m l e r i n a n n e s i y i m . B u n l a r n yansra birde b e n i m k s k a n -
o l d u k l a r t o p r a k l a r a yerleti. D i e r b i r g r u p da k u z e y e gitti ve Eriha'ya ve- lk h u y u m var. E y Allah'n R a s u l , s e n i n b i r d e n fazla ein v a r " dedi. Pey-
ya S u r i y e ' n i n g n e y i n e yerleti. V a h y i n bildirdiine gre y a h u d i l e r i n t o p - g a m b e r ( s . a . v ) yle c e v a p verdi: "Ya k o n u s u n u ele alrsak b e n s e n d e n ya-
raklar, fakir ve m u h t a l a r a v e r i l m e k zere P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ait o l a c a k t . l y m . K s k a n l a g e l i n c e , Allah'a b u h u y u s e n d e n a l m a s i i n d u a e d e r i m .
Bu topraklar, zellikle "Yurtlarndan ve m a l l a r n d a n s r l p k a r l m " o c u k l a r n a ise Allah ve R a s u l g z k u l a k o l a c a k t r " . B y l e c e e v l e n d i l e r ve
(Har: 8 ) o l a n m u h a c i r l e r iindi. F a k i r l i k l e r i n e d e n i y l e E n s a r ' d a n s a d e c e iki m m S e l e m e , salnda Z e y n e b ' e ait olan odaya yerleti.
kiiye t o p r a k verildi. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) topraklarn o u n u M u h a c i r - m m S e l e m e (r.a.) ya ile ilgili sylediklerine r a m e n h e n z y i r m i d o -
lere v e r e r e k onlar bamsz kld ve E n s a r n z e r i n d e k i b a k m y k n k a l - k u z yanda g e n bir kadnd. E b u S e l e m e ile Habeistan'a h i c r e t ettiinde sa-
drd. d e c e o n s e k i z yandayd. K s k a n l n a gelince, m m S e l e m e b u evlilikle
i m t i h a n e d i l e c e i n d e n hakl o l a r a k k o r k u y o r d u . Bu k o r k u y u tayan s a d e c e
o deildi. Aie, Hafsa ve Zeyneb'i z o r l u k e k m e d e n k a b u l etmiti. F a k a t b e l -
ki de k e n d i ya ilerledii iin - o n d n yandayd- b u kez d u r u m farklyd.
Aie, m m Seleme'yi s k sk g r r d . F a t m a ' n n d n hazrlklarn bir-
likte yapmlard. F a k a t Aie h i b i r z a m a n o n a m u h t e m e l bir rakip gzyle ve m e r h e r n e o l u r s a o l s u n Kurey'e verdii s z d e n d n m e m e s i iin o n u
b a k m a m t . F a k a t i m d i M e d i n e ' d e h e r k e s P e y g a m b e r ' i n yeni evliliinden uyardlar. " A l l a h d i n i n i d e s t e k l e r " dediler, "Ve Allah R a s u l n e g v e r i r " .
ve gelinin g z e l l i i n d e n k o n u u y o r d u . Aie b u n l a r d u y d u u n d a sklmt. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " T e k b a m a bile o l s a m g i d e c e i m " dedi.
" O n u n gzellii ile ilgili eyler b a n a a n l a t l n c a o k z l m t m " dedi. Bu b i r iki k e l i m e N u a y m ' n d e v e l e r i n d e n o l m a s n a ve tam b a a r a c a n
" O n u y a k n d a n g r e b i l m e k iin gittim ve o n u n a n l a t l a n d a n kat k a t daha g- sand a n d a t m a b a l a r n n b o a g i t m e s i n e n e d e n oldu. F a k a t N u a y m g -
zel o l d u u n u g r d m . B u n u Hafsa'ya da a n l a t t m . Hafsa: "Hayr, s e n k s k a n - revinin y a n l o l d u u n u f a r k e t m i t i . M e d i n e ' d e k e n d i d e n e y i m l e r i n i n ve et-
dn i i n b y l e s y l y o r s u n o anlattklar gibi deil" dedi. D a h a s o n r a k e n - k i s i n i n t e s i n d e b i r e y l e r i n y r r l k t e o l d u u n u a n l a m ve slam'n i l k to-
di gzyle k a r a r v e r m e k iin m m S e l e m e ' n i n yanna gitti. D n d n d e h u m l a r n k a l b i n e y e r l e t i r m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) n c e d e n kararlatrd
bana: " O n u k e n d i g z l e r i m l e g r d m . S e n i n sylediin kadar gzel deil, ekilde b e y z deve ve s r c s ile o n da atl a d a m y a n m a alarak yola k -
a m a yine de g z e l saylr" dedi. B u n u n z e r i n e tekrar o n u g r m e y e gittim. t. o u B e d i r P a n a y r ' n d a s a t m a k z e r e y a n l a r n a ticari eya almlard.
G e r e k t e n de Hafsa'nn dedii gibiydi. F a k a t b e n y i n e de k s k a n y o r d u m . " 1
O srada E b u S f y a n Kureylilere y l e d i y o r d u : "Bir-iki g n yolda ge-
E b u S f y a n ' n U h u d ' d a n s o n r a t e k l i f ettii ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n k a -
i r e l i m , s o n r a geri d n e l i m . E e r M u h a m m e d ( s . a . v ) ortaya k m a z s a , b i z i m
b u l ettii B e d i r d e y a p l a c a k o l a n i k i n c i a r p m a n n z a m a n y a k l a y o r d u .
yola k t m z ve t e k r a r geri d n d m z d u y a c a k t r . O s z n d e d u r m a -
F a k a t o yl k u r a k b i r yld ve E b u S f y a n y o l c u l u k t a atlarn ve d e v e l e r i n yi-
m ve s z n d e n d n m e s u u o n a ait o l a c a k t r " . F a k a t E b u Sfyan'n m i t -
y e b i l e c e i y e i l l i k l e r o l m a d n n f a r k n d a y d . Sava b o y u n c a gerekli o l a n
lerinin tersine p e y g a m b e r ( s . a . v ) ve arkadalar g e l m i l e r ve B e d i r p a n a y -
y e m i M e k k e ' d e n tamalar g e r e k i y o r d u . F a k a t M e k k e ' d e k i s t o k l a r da b i t -
rnda sekiz g n k a l m l a r d . Panayra katlan Araplar ise Kurey'in s z n -
m e k zereydi. E b u S f y a n k e n d i t e k l i f i n d e n geri d n m e erefsizliini gs-
d e n d n d ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in s z n d e d u r d u u h a b e r i n i t m Ara-
termek istemiyordu. M u h a m m e d (s.a.v)'in bu anlamay bozmasn bekli-
bistan'a yaymlard. M s l m a n l a r n iyi h r e t i n i n artt ve k e n d i l e r i n i n
y o r d u . F a k a t Yesrib'den savaa hazrlanld h a b e r l e r i geliyordu. K a r a r n
Araplarn g z n d e n d t h a b e r i M e k k e ' y e ulatnda Safvan ve dier-
deitirmesi i i n o n a baz eyler teklif e d e b i l i r m i y d i ? E b u S f y a n , S h e y l
leri B e d i r d e i k i n c i b i r k a r l a m a i i n s z verdii i i n E b u Sfyan' azarlad-
ve dier b i r k a K u r e y liderine dant. B i r l i k t e b i r plan yaptlar. G a t a f a n k a -
lar. F a k a t b u baarszlk o n l a r n b u yeni dini ve taraftarlarm ortadan kal-
b i l e s i n i n B e n i Aa' k o l u n u n l i d e r l e r i n d e n o l a n N u a y m , S h e y l ' i n a r k a d a -
d r m a k i i n planladklar b y k sava h a z r l k l a r n e n g e l l e m e d i .
yd ve o srada M e k k e ' d e idi. O n a g v e n e b i l e c e k l e r i n i d n d l e r . O , K u -
B e d i r ' d e n d n d k t e n s o n r a M e d i n e ' d e bir ay b o y u n c a bar dolu b i r or-
rey'ten o l m a d i i n tarafsz ve o b j e k t i f b i r g z l e m c i ve tavsiyeci gibi g-
t a m yaand. F a k a t b i r ay k a d a r b i r sre s o n r a baz Gatafan k a b i l e l e r i n i n
rlebilirdi. E e r m s l m a n l a r B e d i r ' d e k i k a r l a m a d a n v a z g e i r m e y i baa-
Yesrib'e saldr h a z r l k l a r n a giritii h a b e r i ulat. B u n u n z e r i n e P e y g a m -
rrsa o n a y i r m i deve v e r e c e k l e r i n i vadettiler. N u a y m b u teklifi k a b u l etti ve
b e r ( s . a . v ) h e m e n drt yz kiilik b i r ordu k u r u p N e c d z e r i n e y r d .
vahaya d o r u yola k t . Orada E b u S f y a n ' n B e d i r ' d e k i k a r l a m a i i n o k
A m a o n l a r oraya u l a t k l a r n d a d m a n o k t a n k a m t . Bu sefer srasnda
b y k b i r o r d u k u r d u u h a b e r i n i yayd. H e r t o p l u l u k l a ayr ayr k o n u t u .
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e " K o r k u n a m a z " n nasl k l a c a n a n l a t a n b i r vahiy gel-
E n s a r a , M u h a c i r l e r e , yahudilere ve m n a f k l a r a t e h l i k e n i n geldiini syledi
di. Bu ayetlerde sava srasnda o r d u n u n nasl n a m a z klaca, d m a n d a n
ve h a b e r i n i yle b i r tavsiyeyle n o k t a l a d : " B u r a d a k a l n , o n l a r a kar k -
k o r k u a n n d a n e l e r yaplaca, nasl b i r g r u p n a m a z k l a r k e n , dier b i r g r u -
m a y n . H i b i r i n i z i n sa olarak geri d n e b i l e c e i n i z i z a n n e t m e m . " Y a h u d i l e r
b u n g z c l k e d e c e i anlatlyordu. ( N i s a : 1 0 1 - 1 0 2 ) .
ve m n a f k l a r M e k k e ' l i l e r i n ordu h a z r l a m a s n a sevindiler ve b u h a b e r l e r i n
Bu grupla birlikte y o l c u l u k edenlerden biri de Abdullah'n olu Cabir idi.
M e d i n e ' d e d a h a da yaylmasn saladlar. N u a y m , m s l m a n l a r z e r i n d e
Daha sonraki yllarda, k o n a k yerlerinden birinde m e y d a n a gelen bir olay y-
de etkili o l m u t u . o u Bedir'e g i t m e n i n a k l k r o l m a d n d n y o r d u .
le anlatt: "Biz Peygamber (s.a.v)'in y a n m d a y k e n ashabdan biri elinde yakala-
M s l m a n l a r n b u t u t u m u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e h a b e r ald ve k e n d i s i y l e
d bir kula geldi. O srada yavru k u u n annesi kendisini o adamn ellerine
b i r l i k t e k i m s e n i n g e l m e y e c e i n d e n e n d i e e t m e y e balad. F a k a t E b u B e k i r
att. Herkes hayret iindeydi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) yle dedi: "Bu
kua m hayret ediyorsunuz? O n u n yavrusunu aldnz, o da m e r h a m e t i n d e n z u n u silkmeye g i r i e c e i n d e n b a h s e t t i . "Bizim h i m i n d e r i m i z y o k " dedim.
kendisini sizin ellerinize y a v r u s u n u n y a n m a att. Allah'a y e m i n ederim ki Rab- O : " O l a c a k , eve d n d n d e yaplmas gerekenleri y a p " dedi.
biniz size kar bu k u u n yavrusuna gsterdii m e r h a m e t t e n daha fazla mer- " D n d m z g n d e n s o n r a k i ilk s a b a h d e v e m i a l d m ve P e y g a m b e r
h a m e t e d e r . " 2 Daha sonra adama yavru kuu ald yere koymasn emretti". (s.a.v)'in kaps n n e k t r d m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a n a deveyi oraya b-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , b i r k e r e s i n d e de yle d e m i t i r : "Allah'n yz r a h m e - r a k p m e s c i d d e iki rekat n a m a z k l m a m syledi. B e n de o n u n dediini yap-
ti vardr. B u n l a r d a n b i r i n i insanlar, cinler, srlar ve dier hayvanlara indir- tm. D a h a sonra Hz. Bilal'e b a n a b i r b i r i m o n s altn v e r m e s i n i emretti.Bilal
mitir. Bu e k i l d e , b u y a r a t k l a r b i r b i r l e r i n e kar m e r h a m e t b e s l e r l e r ve (r.a.) terazisinin t a r t t n d a n b i r a z daha fazlasn verdi. Altn aldm ve git-
vahi yaratklar y a v r u s u n a k a r m e r h a m e t l i o l m a y a ynelir. G e r i k a l a n m e k zere geri d n d m . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) b e n i geri ard. " D e v e -
d o k s a n d o k u z m e r h a m e t i de Allah k e n d i s i n e ayrmtr. B u n u n l a Hesap g- n i a l " dedi " O senindir, o n u n i i n sana d e n e n para da s e n i n d i r . " 4
n k u l l a r n a m e r h a m e t eder."^ B u aylardan b i r i n d e F a r i s i S e l m a n d a n m a k ve y a r d m d i l e m e k zere
Cabir (r.a.) Medine'ye d n e r k e n Peygamber (s.a.v)'le birlikte b i r k a kii- P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. B e n ! K u r a y z a Y a h u d i l e r i n d e n o l a n s a h i b i o n u M e -
nin geriden takip ettii ve dier gruplarn o k nlerde yol ald haberini de d i n e ' n i n g n e y i n d e k i arazisinde o kadar sk a l m a y a z o r l u y o r d u ki, Sel-
vermitir. Cabir'in devesi yal ve zayf olduu iin o u n l u u oluturan ilk m a n ' m M s l m a n c e m a a t l e y a k n b i r ilikiye g i r m e s i m m k n o l m u y o r d u .
gruba ayak u y d u r a m a m ve geri kalmt. P e y g a m b e r (s.a.v) ona rastlaynca O , n e U h u d ' d a , n e Bedir'de n e de s o n drt ylda P e y g a m b e r (s.a.v)'in eit-
neden b u kadar geride kaldn sordu. O: " E y Allah'n R a s u l " dedi, "Bu de- li aralklarla yapt seferlerin h i b i r i n d e b u l u n a m a m t . B u d u r u m u n d a n
ve b u n d a n hzl g i d e m i y o r " . P e y g a m b e r (s.a.v): " D e v e n i k t r " dedi. Kendi k u r t u l m a s n a b i r are y o k m u y d u ? S a h i b i n e , z g r l n e kavumasnn
devesini de k t r d . Cabir (r.a.) b u n d a n sonrasn yle anlatyor: " u so- k e n d i s i n e k a a m a l o l a c a n s o r m u t u . F a k a t s a h i b i n i n n e s r d fiyat
pay b a n a ver dedi, b e n de verdim. Peygamber (s.a.v) elindeki sopayla bir iki o k y k s e k t i . z g r l n e k a v u a b i l m e s i iin, o n a k r k b i r i m o n s altn ver-
kez o n a vurdu. Daha s o n r a deveme b i n m e m i istedi ve y o l u m u z a devam ettik. m e s i ve y z h u r m a aac d i k m e s i gerekiyordu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) ona, sa-
R a s u l n Hak'la g n d e r e n e y e m i n olsun ki b e n i m devem o n u n k i n i g e t i . " h i b i ile b i r l i k t e altnlar ve h u r m a aalarna k a r l k k e n d i s i n i n z g r bra-
"Yol b o y u n c a R a s u l u l l a h (s.a.v)'la s o h b e t ettik. O bana: " D e v e n i b a n a sa- k l a c a n belirten b i r a n l a m a m e t n i yazmalarn syledi. D a h a s o n r a arka-
tar m s n ? " dedi. Ben " O n u sana h i b e e d e r i m " d e d i m . 0 : " H a y r o n u b a n a dalarn ard ve o n l a r d a n h u r m a aalarnn d i k i m i n d e S e l m a n ' a yardm
s a t " dedi. C a b i r o n u n sesinin t o n u n d a n pazarlk y a p m a k istediini anlad. e t m e l e r i n i istedi. Biri o t u z , biri y i r m i h u r m a fidan verdi. D e r k e n fidanlarn
" O n a b i r fiyat v e r m e s i n i s y l e d i m " dedi. Cabir, b a n a : " O n a b i r d i r h e m veri- says y z e t a m a m l a n d . P e y g a m b e r (s.a.v): " S e l m a n , git ve u k u r l a r a.
r i m " dedi. B e n "Bu o k az" d e d i m . O : " P e k i iki dirhem o l s u n " dedi. F a k a t D a h a s o n r a b e n i ar, aalar e l i m l e b e n d i k e c e i m " dedi. A s h a b da Sel-
b e n yine " H a y r " dedim. O da fiyat k r k d i r h e m e yani bir b i r i m o n s altna m a n ' a araziyi h a z r l a m a d a y a r d m ettiler. y z h u r m a n n h e p s i n i P e y g a m -
ulancaya k a d a r ykseltti. Bu fiyata raz o l d u m . Bana. " S e n h i evlendin m i , b e r ( s . a . v ) k e n d i eliyle dikti. Aalarn hepsi k k sald ve geliti.
C a b i r ? " diye sordu. B e n de evlendiimi syledim. O : " D a h a n c e d e n evlen- F i y a t n geri k a l a n n d e m e k zere, P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e m a d e n
mi biriyle m i y o k s a bakireyle m i ? " diye sordu. B e n : " D a h a n c e e v l e n m i o c a k l a r n d a n biri tarafndan v e r i l e n k u y u m u r t a s b y k l n d e k i altn
biriyle" deyince: " N e d e n b i r kzla e v l e n m e d i n ? S e n o n u n l a o y n a r d n , o da p a r a s n S e l m a n ' a verdi. S e l m a n b u n u n z g r l n s a t n almaya y e t m e -
s e n i n l e o y n a r d " dedi. " E y Allah'n R a s u l " d e d i m , " B a b a m U h u d ' d a ld, y e c e i n i d n e r e k : " B u b e n i m d e m e m g e r e k e n i n n e k a d a r n karlar aca-
geride kalan yedi kz kardeimi b a n a e m a n e t etti. Bu n e d e n l e onlara b a k a c a k b a ? " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) altn o n d a n ald ve azna k o y u p dilinin
salarm tarayacak ve onlara a n n e l i k e d e c e k bir kadnla e v l e n d i m . " B a n a iyi altnda evirdi. S o n r a S e l m a n ' a uzatt ve: " B u n u al, fiyatn t m n b u n u n -
bir s e i m yaptm syledi. D a h a s o n r a b a n a M e d i n e ' d e n m i l u z a k t a k i i- la d e " dedi. S e l m a n k r k b i r i m o n s altna d e n k gelen b u altn verdi ve z-
rar'a ulatklarnda develeri orada k u r b a n e d e c e i n d e n , g n orada geirece- grlne kavutu.5
imizden ve k a r m n b i z i m eve d n h a b e r i m i z i aldnda m i n d e r l e r i n to-
M e d i n e ' d e b i r ay d a h a bar yaand. Bir a y d a n s o n r a Peygamber
(s.a.v)bin kiilik bir orduyla, Suriye snrndaki D u m a t e l - C e n d e l vadisine
n u l m a s syleniyor, P e y g a m b e r (s.a.v)'de Ashaba b i r o k dualar retiyordu.
doru beyz millik bir sefer yapt. o u Beni Kelb kabilesinden olan a-
U z u n gece namazlar vahyin ilk indii gnlerden itibaren adet olmutu. Fa-
pulcularn buralarda karklklar kard haberi gelmiti. a p u l c u l a r bir-
kat bu ayetlerin indii topluluk, s e i l m i bir topluluktu. Medine'de de seil-
o k kez Medine'ye gitmekte olan kervanlarn un ve ya yklerine el koy-
mi bir m ' m i n l e r topluluu vard. A n c a k son yllarda slam'n hzla yayl-
mulard. O n l a r n Kurey'le bir anlamaya girmi olmalar ihtimali de var-
masyla b u seilmi topluluk aznlk haline gelmiti. U z u n sre namaz kl-
d. E e r Kurey bir gn slam' t a m a m e n ortadan kaldrmak iin saldrya
ma z o r u n l u l u u n u azaltmak iin b i r ayette bu gruba: " S e n i n l e birlikte olan-
geerse b u n l a r da kuzeyden onlara destek olabilirlerdi. Peygamber (s.a.v) ve
lar" diye deiniliyordu:
arkadalar srekli byle bir g n e hazrlanyorlard. Her ne kadar b u seferin
sonular apulcular bastrp onlarn srlerini ve mallarn g a n i m e t olarak
a l m a k gibi grnyorsa da,bu yry, kuzeydeki kabilelerin Arabistan'da "Gerekten Rabbin, senin gecenin te ikisinden biraz eksiinde, yarsnda ve

gelien b u yeni gc farketmelerini de salamt. Eskiden uzun yllar sren te birinde (namaz iin) kalktn bilmektedir; seninle birlikte olanlardan bir top-

i savalar Medine'yi d saldrya ak hale getiriyordu. F a k a t ierideki b u luluun da (byle yaptn bilmektedir). Geceyi ve gndz Allah takdir etmektedir.

uyumazlk yerini b y k ve artc bir hzla yaylan bir a h e n k ve uzlama- Sizin bunu sayamayacanz bildi, bylece de tevbenizi (O'na dnnz) kabul

ya brakmt. Bu ahengi daha k o r k u l a c a k hale getiren de Medine'lilerin en etti. u halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun (Mzzemmil: 20).

kesin s a v u n m a aracnn saldr o l d u u n u anlamalar ve b u n a gre davran-


malaryd. F a k a t Ashab yine de geceleri n a m a z klmaya devam ettiler. Peygamber
(s.a.v) gecenin en hayrl b l m n n son te biri olduunu sylemiti:
Dardan g r n e n buydu. Fakat yakndan topluluu gzleyenler b u
" H e r gece gecenin son te biri g e l m e d e n Rabbimiz -Teala- en alt semaya te-
g c n g r n d n d e n de b y k o l d u u n u grebiliyorlard. n k b u g,
celli eder ve yle der: " B e n i aran kim, ki ona cevap v e r e y i m ? " 7 Bu sra-
mucizevi b i r birlie dayanyordu. Vahy'de yle deniyordu:
larda m'minleri tanmlayan u ayetler de nazil oldu.

"Sen yeryzndekilerin tmn harcasaydn bile, onlarn kalblerini uzlatra- "Onlarn yanlan (gece namazna kalkmak iin) yataklanndan uzaklar. Raileri-
mazdn. Ama, Allah onlarn aralarn uzlctrd" (En-fal: 63) ne korku ve mitle dua ederler ve kendilerine nzk olarak verdiklerimizden infak eder-
ler. Ank hibir nefis, yapmakta olduklanna karlk olmak zere, kendileri iin gzler
Bu birliin gereklemesini salayan en b y k etken de Peygamber aydnl olarak nelerin (saysz nimetlerin) saklandn bilmez". (Secde: 16-17)
(s.a.v)'in varlyd. O n u n varlnn cazibesi Allah tarafndan o denli artt-
G n n eit paralarn oluturmas gereken ibadet, alma ve aileyle il-
rlmt ki iyi niyetli hibir k i m s e ona kar koyamazd. "Ben size, olunuz-
g i l e n m e vakitleri a n c a k yaklak olarak eitlenebiliyordu. Aileyle ilgilenme-
dan, babanzdan ve dier insanlardan daha sevgili olmadka i m a n e t m i ol-
ye gelince, Peygamber (s.a.v)'in k e n d i evi yoktu ve h e r a k a m sras gelen
m a z s n z . " 6 F a k a t bu c m l e , Peygamber (s.a.v)'in isteini b e l i r t m e k t e n
einin evine gider ve oras o n u n yirmidrt saatlik evi olurdu. G n b o y u n c a
ziyade zaten var olan ve: " A n a m , b a b a m sana feda o l s u n " deyimiyle ifade
kzlar veya halas Safiye o n u ziyaret eder veya O, onlar ziyaret ederdi. Fa-
edilen sevginin bir nevi tasdikiydi.
tma o u n l u k l a iki o l u n u o n a g s t e r m e k iin getirirdi. Hasan yaklak
Bar zamanlar Peygamber (s.a.v) iin d i n l e n m e zamanlar deildi. O,
olarak b i r b u u k yanda, Hseyin ise sekiz aylkt ve h e n z y r m e y e ba-
gnn te birinin ibadet, te birinin i ve te birinin de aileyle ilgilene-
lyordu. Peygamber (s.a.v) o u n l u k l a annesi Zeyneb'in y a n n d a n ayrlma-
rek geirilmesinin ideal olduunu sylemiti. Son olarak belirtilen z a m a n n
yan torunu mame'yi de severdi. Birka kez Peygamber (s.a.v.) o n u mesci-
iine y e m e k ve uyku da dahildi. badete gelince ounlukla geceleri yapl-
de getirmiti. Namaz srasnda ayakta durduu zamanlar o m u z u n d a tam,
yordu. A k a m ve sabah namazlarnn yansra, b u namazlardan sonra nafile
r k ve secde srasnda yanna oturtmutu. Ayaa kalktnda tekrar o m u -
namazlar da klyorlard. Ayn zamanda Kur'an'da uzun uzun Kur'an o k u -
zuna b i n d i r m i ve namaz b u ekilde kldrmt. Peygamber (s.a.v)'in o k
sevdii o c u k l a r d a n biri de Zeyd ve m m Eymen'in oullan s a m e idi. a d a m " dedi. Peygamber (s.a.v) b u n u n l a neyi kasdettiini sorduunda yle
Peygamber (s.a.v) o n u h e m kendisine deer verdii h e m de a n n e ve baba- dedi: " E y Allah'n Rasul, biz senin yannda iken sen bize c e n n e t ve c e h e n -
sn sevdii iin seviyordu. same, evin bir torunu olarak ounlukla evin nemi anlatyorsun. Biz de onlar grr gibi oluyoruz. Fakat senden ayrld-
iinde veya kapsnn n n d e vakit geirirdi. mz zaman hanmlarmz, ocuklarmz ve mallarmz bizi kendilerine eki-

ou leden sonralar Peygamber (s.a.v) Mekke'de olduu gibi E b u Be- yor ve biz senin sylediklerini u n u t u y o r u z " . Peygamber (s.a.v)'in cevab b u

kir'i ziyaret ederdi. o u zaman aile meseleleri ve i konumalar birbirinin ideallere ulamak iin gsterilen abann, g n l k hayatn normal akn

ayn oluyordu. n k Peygamber (s.a.v) devlet meselelerini kaynpederi durdurmakszm srmesi gerektiini vurguluyordu: "Nefsimi kudret elinde

Ebu Bekir, olu Zeyd ve damatlar Ali ve Osman'a sormay tercih ederdi. Fa- tutana andolsun k i , " dedi, " E e r siz srekli b e n i m yanmda iken veya Allah'

kat i sanki Peygamber (s.a.v)'in tm zamann alacak kadar fazla idi. n- hatrladnz zaman iinde b u l u n d u u n u z hal zere olsaydnz, phesiz

k Medine'de bir problemi zmede, bir anlamazl ortadan kaldrmada melekler sizinle musafah ederler ve sizi evlerinizde ziyaret e d e r l e r d i . " 1 1

hibir sz o n u n k i kadar etkili deildi. Hatta , ihtiyalar olduunda kendisi- Peygamber (s.a.v)'in zamann alan b u tr ihtiya ve istekler kanlmaz-
ne inanmayan bazlar da ondan yardm istiyordu. Yahudilerle mslmanlar d. Fakat o n u n baka ynlerden k o r u n m a s gerekiyordu. te bu k o r u m a ,
arasnda da sk sk anlamazlklar meydana geliyordu. ounlukla da zulme o n u n ayrcalkl k o n u m u n u vurgulayan b e k l e n m e d i k bir olayla ilgili olarak
urayan davac oluyordu. rnein, Ensar'dan biri, yahudinin birinin ettii ortaya kt. Peygamber (s.a.v), bir gn Zeyd (r.a.)'e bir ey s o r m a k iin evi-
yemini duyduunda o n u tartaklamt. M s l m a n : "Sen, Peygamber (s.a.v) ne gitmiti. Kapy Zeyneb (r.a.) at ve kapnn n n d e durarak Zeyd'in ev-
aramzda iken nasl Musa'y btn alemlerin stne sekin klana andolsun de olmadn syledi, fakat yine de ieri girmesi iin o n u davet etti. Bir an-
dersin?" demiti. Yahudi Peygamber'e ikayet etmi, o da sinirlenerek m s - lk bakma, iki kuzen arasnda srekli varolan sevginin ikisi tarafndan da
lman azarlamt. Kur'an'da Musa hakknda yle deniyordu: (Allah): " E y farkna varlmasna yol at. Peygamber (s.a.v) Zeyneb (r.a.)'in kendisini sev-
M u s a " , dedi. "Sana verdiim risaletimle ve seninle k o n u m a m l a seni insan- diini,kendisinin de Zeyneb (r.a.)'i sevdiini ve b u n u Zeyneb'in de bildiini
lar zerinde s e k i n k l d m ! " (A'raf: 1 4 4 ) . " G e r e k u ki, Allah,Adem'i Nuh'u biliyordu. Fakat b u n u n ne anlam olabilirdi? Duygularnn iddetine ara-
brahim ailesini ve mran ailesini alemler zerine seti." (Al-i mran: 3 3 ) rak Peygamber (s.a.v) teklifini reddetti. Zeyneb o n u n uzaklarken yle dua
Adamn asl dncesini anlayan Peygamber (s.a.v): "Beni Musa'dan daha iyi ettiini duydu: " H a m d Allah Teala'yadr! Hamd insanlarn kalbini dzenle-
olduumu s y l e m e " ^ diye ekledi. Baka bir yanlla dikkati ekerek de: yen ve idare eden Allah'adr!" Zeyd (r.a.) eve dndnde Zeyneb ona Pey-
"Hibiriniz b e n i m Yunus'dan daha iyi o l d u u m u sylemesin" 1 '-' demitir. Va- g a m b e r (s.a.v)'in ziyaretini ve giderken okuduu duay anlatt. Zeyd, h e m e n
hiy zaten onlar slm akidesini tanmlarken yle diyordu: Peygamber (s.a.v)'e gitti ve yle dedi: "Evime geldiini duydum. Bana an-
n e m d e n ve babamdan daha yakn olduun halde neden ieri girmedin? Yok-
" O n u n peygamberlai arasnda hibirini (dierlerinden) ayrdetmeyiz"- (Bakara: 285) sa Zeyneb mi h o u n a gitti? Eer yle ise o n u b o a y a y m . ' " Peygamber (s.a.v)

H e m iteki ahengi salamak, h e m de Arabistan'daki ve daha telerdeki srar ederek: "Karn tut ve Allah'tan k o r k " dedi. O bir keresinde: " M b a h

uluslarla ilikileri dzene s o k m a k gibi t o p l u m u n genel ihtiyalannn yans- olan eyler iinde Allah'n en sevmedii ey b o a n m a d r " 1 2 demiti. Zeyd,

ra Peygamber (s.a.v) m'minlerin t a m a m e n kiisel olan sorunlarn zmede ertesi gn tekrar ayn teklifle geldiinde Peygamber (s.a.v) ona yine ayn e-

de onlara yardm e t m e k durumundayd. Bu kiisel sorunlar bazen Selman'n- yi sylemiti. Fakat Zeyd'le Zeyneb'in evlilii mutlu bir evlilik deildi ve

ki gibi tamamen maddi, bazen de Temim kabilesinden Hanzele'ninki gibi


manevi oluyordu. Hanzele ilk nce d u r u m u n u E b u Bekir'e am, fakat E b u Bu, zayf bir rivayettir. Peygamber (s.a.v.)'in Zeyneb'i doduundan beri tand, orada ilk defa
grmedii ve Zeyneb pek taraftar olmad halde onun Zeyd'le evlenmesinde srar ettii hatrlan-
Bekir b u soruna daha yetkili birinin, yani Peygamber (s.a.v)'in z m geti- maldr. Bu olay, kendi snrlar iinde istedii kadnla evlenen feodal beyleri hatrlatmaktadr. Pey-
rebileceini hissetmiti. Adamn yz acyla doluydu. Peygamber (s.a.v) so- gamber (s.a.v.) deil oulluunun, baka bir mslmann veya kafirin karsna bile gz dikmekten
uzaktr. Geri o da bir insandr, ama Allah'n onda canl hale getirdii slm ahlak ve mslman
runun ne olduunu sorduunda "Ey Allah'n Rasul, Hanzele iki yzl bir
karakteri buna msaade etmez. (ev. notu)
f

izni sadece ona m a h s u s t u , t o p l u m u n geri kalan bu izne dahil deildi. Bu-


Zeyd artk buna dayanamyordu. Bu nedenle kars ile anlat ve Zeyneb
n u n yansra o n u n elerine " m m i n l e r i n anneleri" ad verilmi ve onlara
(r.a.)'i boad. Yine de b u b o a n m a Zeyneb'i Peygamber (s.a.v) iin uygun bir
yle yksek bir stat verilmiti ki. Peygamber (s.a.v)'den sonra onlarn ba-
e klmyordu. n k Kur'an "kendi sulblerinden k a n " oullarnn h a n m -
kalaryla evlenmesi yasaklanmt. M m i n l e r d e n biri onlara bir ey s o r m a k
laryla evlenmeyi yasaklyordu. Ve b i y o l o j i k olarak k e n d i n i n olan bir o c u k -
istedii zaman bir perde a r k a s n d a n sormalyd. Ayette u da belirtiliyordu:
la, evlat edinilen bir o c u u ayr t u t m a m a uzun zamandan beri devam eden
bir gelenekti. Peygamber (s.a.v)'in d u r u m u da evlenmeye msait deildi. "Ey iman edenler peygamberin evlerine yemek iin izin verilmeden ve vaktine
n k slam'n msaade ettii sayda -en fazla drt- ei vard. de bakmakszn girmeyin; ancak anlrsanz artk girin; yemei yediinizde de da-
Bu olaydan sonra b i r k a ay geti. Peygamber (s.a.v) h a n m l a r n d a n bi- hverin. Sz ve sohbet iin de (evlerine) girmeyin. Gerekte bu, Peygambere eziyet
ri ile k o n u u r k e n vahiy geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) k e n d i s i n e geldiinde ilk vermekte ve o da sizden utanmaktadr; oysa Allah, hak(k aklamaktan utanmaz"
szleri unlar oldu: " K i m gidip Zeyneb'e m j d e v e r e c e k ve Allah'n o n u (Ahzab: 40).

semada b e n i m l e evlendirdiini haber v e r e c e k ? " U z u n sreden beri kendisi-


Ashab Peygamber (s.a.v)'i o k sevdii ve m m k n olduu kadar uzun
ni aileden sayan Safiye'nin hizmetisi Selma oradayd. Bu szleri duyunca
sre o n u n yannda k a l m a k istedii iin, onlara bu tr engeller konulmas
h e m e n Zeyneb'in evine gitti. Zeyneb b u sevinli haberi d u y u n c a Allah'a
gerekliydi. Onunla birlikte olanlar, ondan ayrlmak istemezlerdi. Onlar kal-
h a m d etti ve h e m e n K'be'ye doru secdeye kapand. Daha sonra bileklikle-
dklarnda ise k i m s e onlar sulamazd. n k Peygamber (s.a.v) biriyle
rini, bileziklerini ve g m kolyelerini toplayp Selma'ya verdi.
k o n u t u u zaman ona yle d i k k a t eder ve ilgisini onda yle younlatrrd
Zeyneb (r.a.) artk g e n deildi, h e m e n h e m e n k r k yana gelmiti. Fa- ki, karsndaki dierlerine verilmeyen baz ayrcalklarn kendisine verildi-
kat yine de dikkat ekici gzelliini koruyordu. B u n u n yansra O zahid bir ini zannedebilirdi. O, birinin elini tutsa, hibir z a m a n ilk b r a k a n kendisi
kadnd. U z u n gece namazlar klar, nafile oru tutar ve c m e r t e fakirlere olmazd. Fakat P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k l a birlikte vahiy, literatre yeni
datrd. Dericilikten anlad iin ayakkab ve eitli eyalar yapar ve b u n - bir unsur ilave ediyordu. Bu ekilde arkadalar ona besledikleri sevgiyi,
lardan kazand paray sadaka olarak harcard. Bu kez o n u n iin bir dn o n u n yannda olmadklar zamanlarda da ifade edebileceklerdi.
merasimine gerek yoktu. n k inen vahiy nikhn akdedildiini belirtiyor-
du; "Biz onu seninle evlendirmi o l d u k . " (Azhab: 3 7 ) Yaplmas gereken ey, "Hi phesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat etmektedirler. Ey iman
sadece gelini damadn evine gtrmekti ve b u da geciktirilmeden yapld. edenler, siz de ona salat edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin." (Ahzab: 53)

Ayetler, gelecekte artk evlad edinilenlerin, kendi babalarnn adyla anl- Bundan ksa bir sre sonra Peygamber unu da haber verdi: "Bana bir
malar gerektiini de vurguluyordu. O gnden itibaren otuzbe yldan beri m e l e k geldi ve yle dedi: Sana bir kere salat eden k i m s e y o k t u r ki Allah
Zeyd tbn M u h a m m e d diye anlan Zeyd, Zeyd lbn Harise diye anlmaya balan- ona o n kez salat e t m e s i n . "
d. Fakat bu onun evlad edinilmesi olaym yrrlkten kaldrmyordu. Biri el-
T. I.S. VIII, 66.
li, dieri altmna yaklam olan evlat edinen ve edinilen arasndaki samimi-
2. W 487.
yet ve sevgi de bundan zarar grmyordu. Bu sadece, aralarnda kan ba ol- 3. M . X L I X , 4.
4. I.I., 6 6 4 .
madn hatrlatmadan ibaretti. Bu anlamda ayetler yle devam ediyordu:
5. I.I. 141-2.
6. M.I. 16
"Muhammed sizin erkeklerinizden hibirinin babas deildir, ancak O, Allah'n 7. B. X I X .
Rasul ve Peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab: 37) 8. I.S. VIII, 26.
9. B. LXV. (A'raf Suresi)
Dier ayetler de, Peygamber (s.a.v) ve o n u takip edenler arasndaki b- 10. B. L X V (Saffat Suresi)
11. M. X L I X , 2.
y k ayrm vurguluyordu. Onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e birbirlerine hitap et- 12. A.D. XIII, 3.
tikleri gibi hitap etmezlerdi. Allah'n verdii drtten fazla h a n m l a evlenme 13. D.XX. 58.
HENDEK
kat olaca t a h m i n ediliyordu. O r a d a m s l m a n l a r b i n kiilik bir o r d u -
ya y e n i l m i l e r d i . i m d i ise o n b i n kii k a s m d a n e yapabilirlerdi? B u n u n ya-
[59] n sra K u r e y b u k e z ikiyz atl y e r i n e y z atl almt ve G a t a f a n ' m da
ayn b y k l k t e bir grupla o n l a r d e s t e k l e m e s i b e k l e n i y o r d u .

- U - a y b e r ' e y e r l e e n B e n i Nadir yahudileri k a y b e t t i k l e r i t o p r a k l a n tekrar P l a n l a r n a u y g u n o l a r a k M e k k e ' d e n yola ktlar. Ayn a n d a , b y k b i r


T k a z a n m a y a kararlydlar. m i t l e r i , Kurey'in P e y g a m b e r ( s . a . v ) z e r i n e ihtimalle Abbas'n dzenledii bir Huzaa'l grup atlaryla, Peygamber
d z e n l e y e c e i s o n ve b y k saldrdayd. slam'n b e i n c i ylnn s o n l a n n a ( s . a . v ) ' e saldry h a b e r v e r m e k ve o r d u n u n g c k o n u s u n d a bilgi v e r m e k
d o r u - M S . 6 2 7 ' n i n b a l a r - b u hazrlklar, H u y a y ve Hayber'deki dier bir- zere M e d i n e ' y e d o r u yola k t . B u g r u p M e d i n e ' y e a n c a k drt g n d e va-
k a yahudi l i d e r i n i n M e k k e ' y i ziyaret e t m e s i y l e karara baland. E b u Sf- rabildi. Yani P e y g a m b e r ' e h a z r l a n m a k iin s a d e c e b i r hafta k a l m t . Pey-
yan'a: " M u h a m m e d ' i o r t a d a n k a l d r m a d a s e n i n l e b i r l i k t e y i z " dediler. E b u g a m b e r (s.a.v) b u h a b e r i a l n c a h e m e n t m M e d i n e ' y e h a b e r sald ve arka-
Sfyan da: " B i z e sevgili olanlar, M u h a m m e d ' e kar bize y a r d m e d e n l e r d i r " dalarna, eer sabreder, e m i r l e r e uyar ve Allah'tan k o r k a r l a r s a zaferin k e n -
c e v a b n verdi. B u n u n z e r i n e Safvan, E b u S f y a n ve dier Kurey liderleri dilerinin olaca konusunda mjdeleyici szler syledi. Daha sonra,
y a h u d i l e r i K a b e ' n i n i i n e s o k t u l a r ve orada a m a l a r n a u l a n c a y a kadar bir- U h u d ' d a yapt gibi o n l a r istiare m e c l i s i n e ard. E n iyi s a v u n m a n n na-
b i r l e r i n i t e r k e t m e y e c e k l e r i n e dair Allah adna a n d itiler. Kureyliler b u fr- sl olaca k o n u s u n d a eitli fikirler n e s r l d . E n s o n u n d a S e l m a n (r.a.)
sattan y a r a r l a n a r a k , y a h u d i l e r e y e n i d i n i n k u r u c u s u ile aralarndaki a t m a ayaa kalkt ve yle dedi: " E y Allah'n R a s u l , biz r a n ' d a y k e n atllarn sal-
k o n u s u olan i n a n l a r y l a ilgili sorular sordular. E b u Sfyan: " E y y a h u d i l e r " d r s n d a n k o r k t u u m u z d a etrafmza h e n d e k kazardk. i m d i de etrafmza
dedi. " S i z ilk k u t s a l k i t a b n geldii t o p l u l u k s u n u z ve sizin bilginiz var. Bi- h e n d e k k a z a l m . " H e r k e s U h u d ' d a k i stratejiyi t e k r a r l a m a k istemedii i i n
z i m M u h a m m e d ' e k a r k o n u m u m u z u n n e o l d u u n u b i z e syleyin. Bizim S e l m a n ' m n e r i s i n i k a b u l etti.
d i n i m i z mi d a h a iyi, y o k s a o n u n k i m i ? " Yahudiler u c e v a b verdiler: "Sizin Z a m a n ksayd ve s a v u n m a d a bir b o l u k b r a k m a m a k i i n a b a n n d o -
d i n i n i z o n u n k i n d e n d a h a iyidir ve siz geree daha y a k n s n z . " r u k n o k t a s n a kadar h a r c a n m a s g e r e k i y o r d u . F a k a t h e n d e i n srekli o l m a -
O a n d a n i t i b a r e n a n l a a n taraflar plan h a z r l a m a y a koyuldular. Yahudi- s g e r e k m i y o r d u . e h r i n s n r n d a , b i r o k yerde s a v n m a y s a l a y a c a k kaleye
ler, M e d i n e ' d e n h o l a n m a y a n t m N e c d k a b i l e l e r i n i a y a k l a n d r m a grevini b e n z e r evler vard. K u z e y - b a t d a ise k a l e vazifesi g r e n fakat aralarnn bir-
z e r l e r i n e almlard. O n l a r a y a k l a n m a y a raz e d e m e z l e r s e , rvetle b u ii letirilmesi g e r e k e n , b y k kaya ynlar vard. B u n l a r d a n en y a k n Sel da-
h a l l e d e c e k l e r d i . B e n i E s e d onlara yardm e t m e y e hazrd. B e n i Gatafan'a ge- o l a r a k b i l i n e n ynd ve h e n d e i n i i n d e k a l m a s g e r e k i y o r d u . n k b u
l i n c e , yahudilere k a t l m a l a r n a karlk onlara Hayber'in h u r m a h a s a d n n d a n n n d e k i d z l k k a m p y a p m a y a uygun bir yerdi. H e n d e k b u k a m p
yars verilecekti. B e n i G a t a f a n ' d a n Fazare, M r r e ve A a k o l l a r n n anla- y e r i n i , b i r kaya y n n d a n balayp e h r i n g n e y d u v a r n d a k i b i r n o k t a y a
m a y a dahil o l m a s y l a ordu y a k l a k iki b i n askere ulat. Yahudiler B e n i S- k a d a r uzayarak k u z e y d e n e v r e l e y e c e k t i . Bu k a z l a c a k olan en u z u n h e n -
l e y m ' d e n de y e d i y z k i i n i n k e n d i l e r i n e k a t l m a s n salad. B u say daha da d e k t i ve en n e m l i s i de b u y d u .
fazla olabilirdi; fakat M a u n a k u y u s u y a k n n d a k i k a t l i a m d a n s o n r a k k Stratejiyi ortaya k o y m a n n yansra S e l m a n , h e n d e i n h a n g i g e n i l i k ve
a n c a k srekli artan b i r g r u p m s l m a n o l m u t u . S l e y m ' i n g n e y k o m u - d e r i n l i k t e o l m a s gerektiini de biliyordu. B e n i Kurayza'da alt i i n o n -
su B e n i A m i r ise, P e y g a m b e r (s.a.v)'le yapt a n l a m a y a s a d k kald. larn, h e n d e i n kazlmas iin gerekli olan t m aralara da s a h i p o l d u k l a r -

K u r e y ve m t t e f i k l e r i t o p l a m drt b i n kiiyi b u l u y o r d u . G n e y d e n ge- n b i l i y o r d u . Bu o r t a k d m a n k a r s n d a B e n i Kurayza'llar, b u n l a r d n

l e c e k olan b i r k a g r u p d e s t e k l e b i r l i k t e M e k k e ' d e n , M e d i n e ' y e giden sahil v e r m e k t e n k a n m a d l a r . n k P e y g a m b e r (s.a.v)'i s e v m e m e l e r i n e ra-

y o l u n u takip e d e c e k l e r d i . U h u d ' d a da ayn yolu izlemilerdi. D a h a az b i r l i k m e n , h e p s i o n u n l a yaptklar a n l a m a n n p o l i t i k bir a n l a m a o l d u u ve b u

tekil eden i k i n c i b i r o r d u da M e d i n e ' n i n d o u s u n d a n , y a n i N e c d o v a s n d a n a n l a m a y b o z m a m a l a r gerektii kansndaydlar. Bu n e d e n l e yahudiler

y a k l a a c a k t . k i o r d u n u n t o p l a m o l a r a k Kurey'in U h u d ' d a k i g c n n k a z m a , k r e k ve apalarn d n verdiler. B u n u n yansra, sk h u r m a lif-


lerinden r l m salam h u r m a sepetlerini de kazlan topra tamak ze-
re verdiler. Uhud'dan geri g n d e r i l e n s a m e (r.a.), m e r ' i n olu Abdullah (r.a.) ve ar-

P e y g a m b e r (s.a.v) topluluun her g r u b u n u belirli bir h e n d e k t e n so- kadalar artk o n b e yalarndaydlar Ve sadece kazmada deil, savata da

rumlu o l m a k zere grevlendirdi. Kendisi de onlarla birlikte alt. Her a- dier m'minlerle birlikte grev alacaklard. Bunlardan biri olan Evs'in Ha-

fak vakti namazdan sonra yola kyorlar ve alacakaranlkta evlerine dn- rise kolundan Bera s o n r a k i yllarda h e n d e k . k e n a r n d a krmz cbbesi, toz-

yorlard. lk gnlerden birinde sabahleyin h e n d e k kazmaya giderken Pey- lu gs ve o m u z l a r n a deen uzun salaryla P e y g a m b e r (s.a.v)'in ne kadar

g a m b e r (s.a.v) onlara Mescid'i ina ederken okuduklar bir beyti hatrlatt: gzel olduunu anlatmtr. " O n d a n daha gzelini g r m e d i m " demiti.
O n u n ve genelde t m m a n z a r a n n ne kadar gzel o l d u u n u farkeden sade-

"Allah'm, ahiret saadetinden baka saadet yoktur. ce Bera deildi. zellikle Peygamber (s.a.v), evresine baktnda, evresin-
dekilerin sadeliini ve ne kadar doal olduklarn -insann ftratna ne kadar
Muhacirleri ve Ensan bala!" yakn olduklarn- g r p seviniyordu. Bu sevinle, sonradan herkesin katl-
d bir ark o k u m a y a balad:
H e p birlikte bu beyti tekrarladlar. Bazen de yle derlerdi:
"Hayber'in bu gzellii bir gzellik deil,
"Ahiret yurdundan baka gerek hayat yoktur. Ya rab, bu daha saf, daha temiz bir ey
Allahm, Ensar ve Muhacirine merhamet et!"

Birbirlerine srekli, z a m a n n ksa olduunu hatrlatyorlard. D m a n O, bir Muhacirlerle, b i r Ensar'la birlikte alyordu; bazan kazma ba-
her an gelebilirdi. K i m biraz geveklik gsterirse, h e m e n aralarnda alay ko- zan krek, bazan da sepet kullanyordu. Fakat nerede olursa olsun, olaa-
nusu oluyordu. Dier taraftan S e l m a n b y k bir sayg ve v n kayna idi. nst bir zorlukla karlaldnda ona haber verilmesi gerektiini h e r k e s
O sadece gl ve salam vcutlu deil, ayn zamanda yllardan beri Beni biliyordu. o k sk ve zor olmasna ramen elenceli dakikalar geiliyor-
Kurayzallar arasnda yaad iin k a z m a c l k ve tamaclkta da b e c e r i k - lard. Mescidde yaayan Ehl-i Suffa'dan biri olan Beni Demre'li bir msl-
liydi. Kendi aralarnda " O , o n kiinin iini yapyor" dediler ve dosta bir tar- m a n n grnte a c n a c a k bir hali vard. stelik bir de ailesi ona " k k
tmaya giritiler. Birok yerden g ettii iin Muhacirler: " S e l m a n bizim- b c e k " anlamna gelen C'ayl adn vermiti. Peygamber (s.a.v) ksa bir s-
dir" diye iddia ettiler. Ensar: " O bizden biri, bizim onda daha o k h a k k m z re n c e o n u n adn, hayat ve ruhi salk anlamlarna gelen A m r olarak de-
var" diye kar kt. F a k a t Peygamber (s.a.v): " S e l m a n bizden, yani Ehl-i itirmiti. Fiendek'te o n u n halini gren bir m u h a c i r u msralar sylemek-
Beyt'ten b i r i " (Peygamberin ailesi) dedi. ten kendini alamad:

D m a n a kar silah olarak kullanlabilecek olan talar h e n d e k b o y u n -


ca Medine'nin evresine yld. Kazdan kan toprak sepetlere doldurulup, "Onun adm Cuayl'den Amr'a deitirdi.
ba zerinde uzaa tanyor ve dnte ayn sepetlere ta d o l d u r u l u p h e n - te o gn bu zavall adama yardm etti".
dein yanna ylyordu. E n iyi talar Sel dann eteklerinde b u l u n u y o r d u .
Adamlarn hepsi bellerine kadar plakt. Sepet bulamayanlar stlerinden M u h a c i r bu beyti Amr'a o k u d u . O n u duyan dierleri de beyti ark ha-
kardklar elbiseleri ta ve topraklar tamakta uval olarak kullanyorlar- line getirip glerek okudular. Peygamber (s.a.v) her seferinde vurguyla
d. H e n d e k kazmaya gittikleri ilk sabah onlar bir grup g e n takip etti, hep- syledii " A m r " ve "yardm" kelimeleri dnda bu arkya katlmad. Daha
si de bu abada grev almak istiyorlard. E n k k olanlar h e m e n geri gn- sonra onlar u arky o k u m a y a tevik etti:
derildi, fakat Peygamber (s.a.v) d m a n grnr g r n m e z , k a m p terket-
meleri artyla dierlerinin k a z m a ve tamada yardm e t m e l e r i n e izin verdi. "Rabbim, biz hibir zaman sana ynetmez.
Zekat vermez ve namaz klmazdk,
O halde zerimize huzur indir. ti, yoksa sen mi?' diye sordu. C a b i r : ' O davet etti.' Dedi. Kars: " O halde b-
Bu karlamada ayaklarmz sabit kl. rak gelsinler, n k o daha iyi bilir," dedi. Yemek, Peygamber (s.a.v)'in n -
Bu dmanlar bizi bastrmak istiyor ve ifsad etmeye alyorlar. ne kondu. Peygamber (s.a.v.) dua etti, b e s m e l e e k t i ve yemeye balad.
Fakat biz onlara kar koyuyoruz Onunla birlikte o n kii daha oturuyordu. Hepsi de doyana dek yedikten
lk yardm ars, h i b i r aletin karmaya g yetiremedii bir kaya ile sonra kalkp evlerine gittiler ve yerlerini dier on kiiye braktlar. Hendek-
karlaan, C a b i r (r.a.)'den geldi. Peygamber (s.a.v) biraz su istedi ve suyun te alan tm iilerin karn doyuncaya dek b u devam etti. Herkes doyduk-
iine tkrd. Dua ettikten sonra suyu kayann stne dkt. Adamlar, ka- tan sonra bile hl biraz et ve e k m e k vard.^
yay sanki k u m yn imi gibi krekle alp attlar. ^ Dier bir gn de M u - Bir baka gn P e y g a m b e r (s.a.v) elinde bir eyle k a m p yerine gelen bir
hacirlerin yardma ihtiyac oldu. Rastlad kayay yerinden k a r m a k iin kz ocuu grd ve o n u y a n m a ard. Kz, Abdullah bn Revaha (r.a.)'nm
bir hayli u r a a n , fakat kmldatmay baaramayan m e r (r.a.), Peygamber yeeniydi. O gn k e n d i s i n e yle anlatyor: "Allah'n Rasulne, a m c a m ve
(s.a.v)'e gitti. Peygamber (s.a.v) kazmay o n u n elinden ald ve kayaya bir babam iin h u r m a getirdiimi sylediim z a m a n onlar kendisine v e r m e m i
darbe indirdi. Bu darbe ile birlikte kayann s t n d e n imek gibi b i r k istedi. Ben de hurmalar o n u n avucuna boalttm, fakat h u r m a avularn
kt, t m ehri geip gneye doru kayboldu. Peygamber (s.a.v) ikinci kez dolduracak kadar o k deildi. Peygamber (s.a.v), bir bez paras istedi. Ya-
vurduunda kuzeye,Uhud'a doru bir k kt. Kayay paralayan n c ylan bez parasnn s t n e hurmalar sat, r t n n h e r taraf hurma ol-
vurula da douya b i r k fkrd. S e l m a n (r.a.) bu da g r m ve mutu. Daha sonra yanndakilerden, h e n d e k k a z m a k t a olanlar yemee da-
bir eye delalet ettiini dnerek Peygamber (s.a.v)'e sormutu. Peygam- vet etmelerini istedi. iler geldiler ve yemeye baladlar. Hurmalar artyor-
b e r (s.a.v) ona u cevab vermiti: " O n l a r grdn m , Selman? lk kla Ye- du, onlar karnlarn d o y u r u p kalktnda h u r m a r t n n kenarlarndan ta-
men kalelerini grdm ikinci kla Suriye kalelerini grdm, n c k- yordu."7
la da Kisra'nn^ Medaiyn'deki beyaz sarayn grdm. lk kla Allah bana
Yemen yollarn at, ikincisiyle Bat'da Suriye'ye, n c s y l e de douya
yol at.
H e n d e k t e k a z m a iiyle uraanlarn o u n u n yeteri kadar yiyecei yok-
tu ve ar alma koullar da al artryordu. Cabir hendekte k e n d i s i n -
den yardm istedii gn Peygamber (s.a.v)'in ar derecede zayf o l d u u n u
farketmiti. O a k a m eve geldiinde karsndan y e m e k hazrlayp hazrlaya-
mayacan sordu. Kars: "Bu k u z u d a n ve bir l e k arpadan baka eyimiz
y o k " dedi. B u n u n zerine Cabir (r.a.) k u z u y u k u r b a n etti. Ertesi gn kars
kuzuyu halad, arpay tt ve e k m e k yapt. O gn hava allmayacak
kadar karardnda Cabir, h e n d e k t e n ayrlmak zere olan Peygamber
(s.a.v)'in y a n m a gitti ve kuzu eti ve arpa e k m e i yemeye davet etti. Cabir
yle dedi: " P e y g a m b e r (s.a.v) avu iini b e n i m avu iime k o y d u ve par- 1. W 446.

maklarn kenetledi. Ben, onun yalnz gelmesini istiyordum. Fakat o bara- 2. W 4 4 8 - 4 4 9 ; I.S. II/I, 51.

rak yle dedi: "Allah'n Rasul ile birlikte Cabir'in evine gidin. cabet edin, 3. I.I, 6 7 1 .

n k Cabir sizi davet ediyor". Cabir, bir felaket zamannda o k u n a n u aye- 4. ran Kral
5. W 450.
ti o k u d u : "Biz Allah'a ait (kullar)z ve phesiz O'na dncleriz" (Bakara: 156)
6. I.I. 6 7 2 ; W 4 5 2 .
Daha sonra uyarmak zere karsnn yanna gitti. Kars: 'O u davet et-
7. I.I. 6 7 2 .
l u n m a z s a karya g e m e k z o r o l m a y a c a k t . A k l l a r n a , M e d i n e ' y e g n e y - d o -
u d a n y a p l a c a k o l a n saldrlar k a l e e k l i n d e k i evleriyle k o r u y a n Beni K u -
[60]
rayza y a h u d i l e r i geldi. B e n i Nadir'den Huyay, orduya k a t l m a k zere Hay-
ber'den gelmiti. E b u Sfyan'a, B e n i K u r a y z a y a h u d i l e r i n i Muhammed
urey o r d u s u n u n A k i k ovasna yaklat h a b e r i ulatnda h e n d e k bit- (s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y b o z m a y a i k n a e d e b i l e c e i n i s y l e y e r e k o n l a -
K m e k zereydi; h e n d e i n yapm t o p l a m alt g n s r m t . K u r e y or-
d u s u e h r i n g n e y b a t s n d a n yaklayor, G a t a f a n ve dier N e c d kabileleri
ra eli o l a r a k g i t m e k istediini belirtti. Onlar, y a r d m a i k n a edilebilirse e-
hir iki taraftan saldrya m u r a z k a l a c a k t . E b u S f y a n o n u n n e r i s i n i k a b u l
d o u d a n U h u d ' a d o r u ilerliyorlard. V a h a n n d b l m l e r i n d e k i b t n ev- etti ve vakit k a y b e t m e d e n yola k m a s n syledi.
ler b o a l t l m ve b u evlerin s a k i n l e r i b a r n a k l a r a yerletirilmiti. P e y g a m - B e n i Kurayzallar, Huyay'dan k o r k a r l a r d . O n u u u r s u z ve k e n d i k a b i -
b e r ( s . a . v ) k a d n l a r n ve o c u k l a r n , k a l e l e r i n y k s e k o d a l a r n d a n b i r i n e lesini felakete s r k l e y e n k t bir a d a m o l a r a k grrlerdi. zin verirlerse
yerletirilmesini emretti. D a h a s o n r a k e n d i s i de adamlaryla b i r l i k t e -yakla- Beni Kurayza'ya da k e n d i k a b i l e s i n e yaptn y a p a c a k t . O n d a n k o r k m a l a -
k b i n kii- s e t i k l e r i yerde k a m p k u r d u . K r m z d e r i d e n y a p l m olan rnn asl s e b e b i de kar k o y u l m a z m a n e v i bir g c n n olmasyd. Huyay,
adr Sel d a n n e t e k l e r i n e k u r u l m u t u . Aie (r.a.) m m S e l e m e (r.a.) ve eer b i r eyi isterse t m k a r k o y a n l a r bastrr ve a m a c n a ulancaya d e k
Z e y n e b (r.a.) srayla o n u n l a b i r l i k t e o l m a k i i n adra geliyorlard. ne k e n d i s i n e , ne de k a r s n d a k i l e r e rahat v e r m e z d i . i m d i Beni K u r a y z a ' m n
M e k k e o r d u s u ve m t t e f i k l e r i U h u d ' u n y a k n n d a ayr ayr k a m p k u r - efi K a ' b l b n E s e d ' e - P e y g a m b e r (s.a.v)'le a n l a m a y a p a n lider- g i t m i ve k i m
dular. Kureyliler, e k i n l e r i n hasat e d i l m i o l d u u n u g r n c e hayal k r k l - o l d u u n u syleyip k a p s n alyordu. K a ' b ilk n c e kapy a m a y reddetti.
na uradlar. Develeri A k i k ovasnn akasya yapraklaryla y e t i n m e k z o r u n - " B r a k da ieri g i r e y i m ! " dedi Huyay. O n u n n e istediini o k iyi bilen Ka'b:
dayd. O srada G a t a f a n ' n develeri de o v a n n U h u d y a k n n d a k i allklarda " S e n b r a k ! B e n M u h a m m e d ' l e bir a n l a m a y a p t m ve o n u b o z m a y a c a m "
yetien lgn otlaryla k a r n l a r n d o y u r u y o r l a r d . F a k a t iki o r d u da getirdik- dedi. H u y a y : " e r i gireyim de k o n u a l m " dedi. " H a y r " dedi Ka'b. Fakat
leri y e m d n d a atlarna y e d i r e c e k bir ey b u l a m y o r l a r d . B u n e d e n l e m m - Huyay o n u , y e m e i n i k e n d i s i ile p a y l a m a k istemedii iin k e n d i s i n i ieri
k n o l d u u k a d a r a b u k d m a n yenmeliydiler. B u a m a l a iki o r d u b i r l e - a l m a m a k l a s u l a d . Bu Ka'b' o kadar sinirlendirdi ki kapy at. Huyay y-
ti ve e h r e d o r u i l e r l e m e y e balad. E b u S f y a n b a k o m u t a n d . F a k a t h e r le dedi: " E y Ka'b s a n a h e r z a m a n s r e c e k olan bir zafer ve k p r e n d e n i z gi-
k a b i l e lideri srayla sava srasnda o r d u y u y n e t m e grevini s t l e n e c e k t i . bi b i r g g e t i r d i m . S a n a liderleriyle b i r l i k t e K u r e y , K i n a n e ve Gatafan' b i n
Halid ve k r i m e y i n e svarilere k u m a n d a ediyorlard ve Amr, Halid'in b l - kiisi atl o n b i n k i i l i k b i r ordu getirdim. O n l a r b a n a , M u h a m m e d (s.a.v)
n d e idi. Yaklatklarnda d m a n n e h r i n d n d a k a m p k u r m u o l d u - ve taraftarlarnn k k n k a z y n c a y a kadar rahat e t m e y e c e k l e r i n e dair ant
u n u g r n c e cesaretleri daha da artt. D m a n n k a l e l e r d e m e v z i l e n m e s i n - verdiler. B u defa M u h a m m e d ( s . a . v ) k a a m a y a c a k " . Ka'b: "Tanrya a n d o l -
den k o r k u y o r l a r d ; zira m e y d a n m u h a r e b e s i n d e sayca fazla o l d u k l a r i i n sun k i , s e n b a n a h e r z a m a n u t a n getirdin, i i n d e i m e k ve g k g r l t s n -
onlar k o l a y c a yenebilirlerdi. F a k a t biraz d a h a y a k l a t k l a r n d a k a r tarafa d e n b a k a b i r ey o l m a y a n y a m u r s u z bir b u l u t . Yazklar o l s u n sana ey Hu-
s r a l a n m o k u l a r l a aralarnda g e n i ve d e r i n b i r h e n d e i n o l d u u n u g- yay. B e n i o l d u u m gibi b r a k " dedi. H u y a y o n d a k i b u y u m u a m a y farketti
r n c e o k ardlar. Atlar oraya z o r l u k l a ulaabilirdi; oraya u l a t k t a n s o n - ve gzel k o n u m a s y l a e e r y e n i din ortadan k a l k a r s a ne k a d a r avantajlar
ra da onlar daha z o r olan karya g e m e p r o b l e m i b e k l e y e c e k t i . i m d i d e n o l a c a n a n l a t m a y a balad. S o n u n d a Allah adna yle b i r y e m i n etti: " E e r
balayan o k y a m u r u d m a n n saldr a l a n n a girdiklerini gsteriyordu. B u Kurey ve G a t a f a n M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r m e d e n yurtlarna d n e r l e r s e ,
n e d e n l e b i r a z geri ekildiler. b e n de s e n i n l e b i r l i k t e k a l e n d e o t u r u p , k a d e r i m i b e k l e y e c e i m . " Bu Ka'b',
G n n geri k a l a n k s m istiare ile geti. S o n u n d a d m a n n b y k b i r slm'n y a a m a s n n m m k n o l m a y a c a k o n u s u n d a i k n a etti. Daha s o n -
b l m n , b a k a yerleri s a v u n m a k z o r u n d a b r a k a r a k e h r i n k u z e y i n d e n ra P e y g a m b e r (s.a.v)'le halk arasnda yaplan a n l a m a y b o z a c a n syledi.
u z a k l a t r m a y a k a r a r verdiler. E e r h e n d e i n etrafnda d m a n a s k e r i b u - Huyay, a n l a m a m e t n i n i g r m e k istedi, o k u d u k t a n s o n r a m e t n i n yazl ol-
d u u kad ikiye yrtt. Ka'b da k a b i l e s i n d e k i l e r e n e l e r o l d u u n u h a b e r ver- aslm renin. Eer d u y d u k l a r m z yanlsa b u n u a k a syleyin. Eer do-
m e y e gitti. O n l a r " E e r sen l d r l r s e n , Huyay'n da s e n i n l e b i r l i k t e l d - ru ise b u n u bana imal b i r ekilde syleyin ki a n l a y a b i l e y i m " . O n l a r Z-
r l m e s i n i n n e gibi b i r a v a n t a j o l a b i l i r ? " dediler, i l k anda k a r a r n a kar - beyr'den h e m e n sonra K u r a y z a k a l e l e r i n e ulatlar ve g e r e k t e n de yahudile-
k a n o k o l d u . S u r i y e ' d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'in geliini k a r l a m a k zere ge- rin anlamay b o z m u o l d u u n u grdler. Yahudileri o k g e o l m a d a n hata-
len yal y a h u d i i b n e l - H e y y e b a n , B e n i Kurayza'llarn arasndayd. O P e y - larn tamire ve a n l a m a y a balla ardlar. F a k a t o n l a r n cevab u oldu:
g a m b e r (s.a.v)'i tarif e t m i ve g e l m e s i n i n y a k n o l d u u n u h a b e r vermiti. "Allah'n Rasul de k i m ? M u h a m m e d ' l e aramzda ne b i r a n t l a m a n e de bir
o k a z n n y a h u d i o l m a y a n b i r P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ilgi d u y m a y a y a t k n ol- karar birlii var". z n t i i n d e onlara Beni Nadir ve B e n i K a y n u k a yahudi-
m a s n a r a m e n , o u M u h a m m e d (s.a.v)'in tarif edilen kii o l d u u n u h i s - lerinin bana gelenleri hatrlattlar. Ka'b ve dierleri o a n d a , onlar dinleye-
sediyordu. Y i n e a r a l a r n d a , y a h u d i o l s u n o l m a s n bir P e y g a m b e r (s.a.v)'e m e y e c e k denli Kurey'in z a f e r i n d e n emindiler. E l i l e r k o n u m a l a r n n b o u -
kar k m a n n n e k a d a r n e m l i o l d u u n u k a v r a y a b i l e c e k y e t e n e e s a h i p na o l d u u n u anlaynca P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d l e r . O n a : "Adal ve
o l m a y a n o k az kii vard. o u n l u a g e l i n c e , o n l a r p o l i t i k bir a n l a m a y Kre" dediler. Bunlar H u b e y b ve arkadalarn Hudayl'a t e s l i m e d e n iki kabi-
b o z m a y a karydlar. F a k a t b i r k a m n a f n , Huyay'n s y l e d i k l e r i n i do- lenin isimleri idi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a n n ne d e m e k istediini anlad ve:
rulayan h a b e r l e r g e t i r m e s i n d e n ve k e n d i l e r i n d e n b i r k a k i i n i n de gidip "Allahu Ekber, ey m s l m a n l a r c e s u r o l u n " dedi.
K u r e y o r d u s u n u k e n d i gzleriyle g r m e s i n d e n s o n r a genel g r K u r e y
Artk hendein yanndaki mevzilerden askerlerin bir ksmn ekip eh-
ve m t t e f i k l e r i tarafna d o r u k a y m a y a balad. G e r e k t e n de h e n d e i n t e -
rin i i n d e bir mevzi k u r m a k g e r e k i y o r d u . Daha s o n r a H u y a y ' n , Kurey ve
s i n d e k i o v a n n g z alabildiine atlar ve a d a m l a r l a d o l u o l d u u n u g r m e k
Gatafan' b i n e r kiilik b i r e r o r d u k u r u p bir g e c e vakti e h r i n k u z e y i n d e k i
insan r k t y o r d u .
Kurayza kalelerine s a l d r m a y a , o r a d a n da e h r i n i e r l e r i n e g e i p , m s l -
O srada Halid ve k r i m e geilip g e i l e m e y e c e i n i a n l a m a k zere b e l i r - m a n l a r n k a d n ve o c u k l a r n k a r m a y a tevik ettii h a b e r i geldi.eitli
li bir u z a k l k t a n h e n d e i inceliyorlard. m i t s i z l i k iinde: " N a s l b i r t u z a k s e b e p l e r y z n d e n k a r a r l a t r l a n g e c e h e p tehir edildi ve p r o j e h i b i r za-
b u ! " dediler. " A r a p l a r h i b i r z a m a n b y l e bir yol d e n e m e m i l e r d i r . Aralarn- m a n u y g u l a n a m a d . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v), b u n u h a b e r alr a l m a z Zeyd'i
da m u t l a k a b i r Iran'l v a r " . m i t l e r i n i n a k s i n e h e n d e k o k iyi k a z l m t . Sa- yz k i i l i k atl bir grupla e h r i n s o k a k l a r n d a d o l a m a k ve g e c e b o y u n c a
d e c e d i e r l e r i n e gre b i r a z d a r olan k k b i r alan k a l m t . O r a s da sk sesli t e k b i r g e t i r m e k l e grevlendirdi. B y l e c e d m a n e h i r d e b y k bir or-
bir ekilde k o r u n u y o r d u . Oray g e m e k i i n giritikleri b i r iki aba b a a r - dunun olduunu zannedecekti.
szlkla s o n u l a n d . Atlar h i h e n d e k g r m e m i t i , b u n e d e n l e h e n d e e y a k - H e n d e i n k e n a r n d a k u r u l a n k a m p t a atlara ihtiya y o k t u , fakat o k sa-
lanca r k y o r l a r d . B e l k i onlar altrabilirlerdi, fakat i m d i l i k sava sade- yda a d a m a ihtiya vard.Yz k i i n i n e k s i l m e s i y l e , h e n d e k t e k a l a n l a r n her-
ce karlkl o k atlar e k l i n d e d e v a m e d i y o r d u . biri artk daha uzun saatler g z c l k ediyordu. G n l e r g e i y o r ve a k n l a r
B e n i K u r a y z a ' n n anlamay b o z m a s h a b e r i gizli k a l m a d . M n a f k l a r - daha da sklayordu. Halid ve k r i m e svari birlikleriyle h e n d e k t e beliren
dan o u hangi taraf tutacaklarna karar v e r e m e d i k l e r i i i n iki tarafn srla- bir a n l k y o r g u n l u k ve i h m a l d e n dahi y a r a r l a n m a k istiyorlard. F a k a t sade-
rn birbirlerine aklyorlard. m e r (r.a.) A s h a b d a n yahudilerin i h a n e t i n i ce b i r k e z h e n d e i a m a y baarabildiler. k r i m e , b i r d e n bire h e n d e i n en
h a b e r alan ilk kii oldu. B u n u duyar d u y m a z h e m e n E b u B e k i r (r.a.)'le bir- dar k s m n d a k i k o r u m a n n zayfladn grd ve kii ile b i r l i k t e atn
likte adrnda o t u r a n P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a gitti. " E y Allah'n R a s u l " kar tarafa srd. F a k a t d r d n c a d a m h e n d e i atlar a t l a m a z Ali (r.a.) ve
dedi, " B e n i Kurayza'nn b i z i m l e olan a n l a m a s n b o z d u u n u ve bize kar a d a m l a r h e n d e i n dar o l a n b l g e s i n i k o r u m a y a geldiler ve h e n d e k bir k e z
sava atn d u y d u m " . P e y g a m b e r (s.a.v)'in z g n o l d u u farkediliyordu. daha a l a m a z hale geldi. B y l e c e drt Kureyli'nin de y o l u k e s i l m i o l d u . -
Zbeyr'i m e s e l e n i n asln r e n m e k zere gnderdi. D a h a s o n r a Ensar'n lerinden biri, Amr, teke t e k k a r l a m a y a p m a k istediini b a r a r a k belirtti.
kendilerini d l a n m h i s s e t m e m e s i iin E v s ve Hazre'li iki Sa'd', Useyd'le O n a k a r Ali (r.a.) k t n d a o n u k a b u l etmedi ve: " S e n i n gibi b i r i n i ldr-
birlikte ard. O n l a r a haberleri verdikten s o n r a yle dedi: " G i d i n ve iin m e k t e n h o l a n m a m . S e n i n b a b a n y a k n bir arkadamd. G e r i d n , sen da-
ha ocuksun" dedi. Fakat Ali (r.a.) srar etti. Amr bineinden indi ve iki "Hani onlar, size hem stnzden, hem alt tarafnzdan gelmilerdi; gzler dc
adam birbirlerine yaklatlar. Etraflarn bir toz bulutu kaplad. Karlama- kaym, yrekler hanereye gelip dayanmt ve siz Allah hakknda da (birtakm)
nn ne ekilde gelitiini dierleri gremiyordu. Bir mddet sonra Ali zanlarda bulunuyordunuz te orada, iman etmekte olanlar, denemeden geirilmi
(r.a.)'nin tekbir getiren sesini duydular ve Amr'n ya ldn ya da l m e k ve iddetli bir sarsntya uratlmlard." (Ahzab: 10-11)
zere olduunu anladlar. O srada k r i m e ve arkadalar bir anlk dalgnlk-
tan yararlanp hendei g e m e k iin atlarn srdler. Fakat M a h z u m ' l u Nev-
H e r k e s byle ka gn daha dayanabileceklerini dnyordu. Yiyecek-
fel hendei atlayamad ve atyla birlikte hendee yuvarland. Etraftakiler
leri t k e n m e y e yz t u t m u ve gecelerde o k s o u k gemeye balamt. A-
onu talamaya koyuldular. Fakat O: " E y Araplar, lm bundan daha iyi" di-
lk, s o u k ve uykusuzluktan iman zayf olanlarda mnafklara katlacak ha-
ye bard- Bunun zerine yanna indiler ve o n u ldrdler.
le gelmilerdi. Mnafklar srekli olarak, byle gl bir d m a n a sadece
Baarsz da olsa hendein alm olmas, b u n u n m m k n olduunu
bir h e n d e k l e kar koyulamayacan, ehir duvarlar gerisine ekilmeleri
gsteriyordu. B u n u n zerine Kurey ordusu ertesi gn henz gne yksel-
gerektiini sylyorlard. F a k a t b u zorluklarla gerek m ' m i n l e r i n iman
meden hendein eitli noktalarna bir dizi saldr dzenledi. Peygamber
gleniyordu. Onlar, tm kabileler kendilerine kar birletiklerinde yle
(s.a.v) rn'minlere cesaret verdi ve sabrederlerse, uzun sre b e k l e m e n i n ver-
dedikleri iin Allah onlar K u r a n d a vmt:
dii yorgunlua ramen vadedilen zaferin kendilerinin olacan mjdeledi.
K a m p yerinin seimi isabetli olmutu. n k Sel dann tesine doru uza-
"Mminler (dman) birliklerim grdkleri zaman ise (korkuya kaplmadan)
nan yzeyde kendilerine yakm olan ksm, uzak olan ksmdan daha yksek-
dediler ki: Bu Allah'n ve Rasul'nn bize vadettii eydir; Allah ve Rasul doru
ti. G n boyunca d m a n onlara ulamak iin tekrar tekrar akn etti, fakat
sylemitir."
hibir ey elde edemediler. Fiili sava o k snrlyd. ki taraftan da zayiat
yoktu. Fakat Sa'd bn Mu'az (r.a.)' bir o k k o l u n d a n yaralam ve derin bir
Vahiy unlar da ekliyordu:
yark ami*1- Kurey ve Gatafan ordularnn da atlarnn ou yaralanmt.
le namaz vakti geldi, fakat bir tek asker bile hendein yanndan ay- ' V e (Bu), yalnzca onlarn imanlarn ve teslimiyetlerini artrm oldu." (Ahzalx 22)
rlmamalyd- Namaz vakti g e m e k zere iken Peygamber (s.a.v)'in y a k n n -
dakiler ona yle dediler: " E y Allah'n Rasul, biz namaz k l m a d k . " Bu bi- Onlar, Peygamber (s.a.v)'e bir-iki yl n c e vahyolunan bir ayetin ger-
linen bir durumdu, fakat onlar o k etkilemiti. n k slam'n ilk gnle-
ekletiini hatrlayarak byle diyorlard:
rinden beri hi byle bir durum ortaya k m a m t . Allah'n R a s u l n n de
onlara katlmas onlar biraz teselli etti. P e y g a m b e r (s.a.v): " B e n de klma-
'Yoksa sizden nce gelip geenlerin hali, banza gelmeden Cennete gireceini-
d m " demid. kindi namaz vakti geldi ve gnein batmasyla vakit geti.
zi mi sandnz? Onlara yle bir yoksulluk, yle dayanlmaz bir zorluk att ve yle-
Fakat gne battktan sonra bile d m a n ataklar devam ediyordu. Karanlk
sine sarsldlar ki, yle ki Peygamber; beraberindeki m'minlere: "Allah'n yardm
tamamen bastrnca artk iki dman ordusu k a m p yerlerine dndler. D-
ne zaman?" diyordu. Dikkat edin, kukusuz Allah'n yardm pek yakndr." (Baka-
man ordular gzden kaybolur k a y b o l m a z P e y g a m b e r (s.a.v), Useyd ve bir
ra: 214)
grup askeri hendein kenarnda brakp h e n d e k t e n ayrld. H e n d e k t e kalan
bu grubun dndakilerin bana geip vakti gemi olan drt namaz da ar-
P e y g a m b e r (s.a.v) adamlarnn dayanma g c n n s o n u n a geldiini bi-
ka arkaya kldrd. O a k a m ge saatlerde Halid, hendei k o r u n m a s z b u l m a
liyordu. F a k a t O, dmann da gn getike ayn zorluklar yaayacann
umuduyla k k bir atl grubuyla tekrar ortaya kt. Fakat Useyd ve adam-
farkndayd. Bu nedenle Gatafan kabilelerinden iki kola, eer sava alann
lar o k atlaryla onlar geride tutmay baardlar.
terkederlerse Medine'deki h u r m a hasadnn te birini onlara vereceini
Vahiy, o zorlu gnleri yle nitelendiriyor:
bildiren b i r h a b e r g n d e r d i . O n l a r : " H u r m a l a r n yarsn v e r " diye h a b e r
l a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " T m g c n l e o n l a r b i r b i r i n e d r m e y e a-
gnderdiler. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e b i r teklifinden geri d n m e d i . G a -
l" dedi. N u a y m yalan s y l e m e k iin izin istedi. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r
tafanllar da b u n u k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) O s m a n
(s.a.v): " O n l a r b i z d e n u z a k l a t r m a k i i n n e s y l e r s e n syle. n k sava
(r.a.)' G a t a f a n k a b i l e l e r i y l e bar a n l a m a s i m z a l a m a k zere gnderdi. Da-
h i l e d i r " 2 dedi.
ha s o n r a biri Evs'in, biri Hazrec'in lideri o l a n iki Sa'd' adrna ard ve
N u a y m t e k r a r e h r e d n d ve B e n i K u r a y z a y e r l e i m b l g e s i n e gitti. Ya-
o n l a r a p l a n n d a n b a h s e t t i . O n l a r : " E y Allah'n R a s u l , b u s e n i n fikrin mi
hudiler o n u eski b i r a r k a d a o l a r a k m i s a f i r ettiler, o n u n i i n y e m e k ve iki
y o k s a b u n u s a n a Allah m e m r e t t i ? Yoksa b u s e n i n b i z i m a d m z a yaptn
hazrladlar. O : " B e n b u n u n i i n g e l m e d i m " dedi. " S i z i n g v e n l i i n i z d e n
bir ey m i ? " diye sordular. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B u n u sizin adnza y a p y o -
d u y d u u m k o r k u y u ve b u n a kar a l n m a s g e r e k e n tedbirler k o n u s u n d a
r u m . Allah'a a n d o l s u n , eer Araplarn size saldrdm, her tarafnz k u a t -
tavsiyemi h a b e r v e r m e k z e r e g e l d i m " . D a h a s o n r a G a t a f a n ve Kurey'in
tn ve b u n u n l a o n l a r n g c n k r a b i l e c e i m i z i b i l m e s e y d i m b u n u yap-
eer m s l m a n l a r y o k e d e c e k bir zafer k a z a n a m a z l a r s a y a h u d i l e r i M u h a m -
m a z d m " dedi. F a k a t yaralanan Sa'd l b n M u a z o n a yle dedi: " E y Allah'n
m e d ( s . a . v ) ' i n insafna b r a k p k a a c a k l a r n a n l a t m a y a k o y u l d u . Bu n e d e n -
R a s u l , b i z l e r b u adamlarla birlikte Allah'n y a n n d a baka ilahlara tapyor-
le y a h u d i l e r de, Kureyliler n e m l i a d a m l a r n d a n b i r k a n , onlar b r a k p
duk. Allah'a g e r e k t e n ibadet e t m i y o r ve o n u t a n m y o r d u k . O z a m a n bile
k a m a y a c a k l a r n a dair r e h i n v e r i n c e y e k a d a r K u r e y i i n bir o k bile a t m a -
onlar, m i s a f i r o l d u k l a r z a m a n ve satn aldklar h a r i , bir tek h u r m a m z yi-
malydlar. T e m a s ettii k o n u l a r d a ayn k o r k u l a r tayan y a h u d i l e r tavsiye-
y e m e z l e r d i . i m d i ise Allah bize slm' b a h e t t i , bizi hidayete ulatrd. Bi-
sini h e m e n k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e o n u n s y l e d i k l e r i n i a y n e n y a p m a -
zi s e n i n l e ve slm'la glendirdi. Byle o l d u u h a l d e onlara m a l l a r m z m
ya k a r a r verdiler. N e Kureylilere n e de G a t a f a n l l a r a b u fikrin N u a y m ' d a n
v e r e l i m ? Tanrya a n d o l s u n , Allah b i z i m l e o n l a r n arasm b u l u n c a y a k a d a r
k t n h a b e r v e r m e m e y e de s z verdiler.
onlara k l t a n b a k a b i r ey v e r m e y i z " . P e y g a m b e r (s.a.v): " S e n i n dediin
D a h a s o n r a N u a y m , b i r z a m a n l a r arkada o l a n E b u Sfyan'a gitti. O n a
gibi o l s u n " dedi. B u n u n zerine Sa'd deri p a r a s n ve k a l e m i O s m a n ' d a n al-
ve y a n n d a k i dier K u r e y liderlerine e e r h a b e r aldklar kiinin k i m o l d u -
d. Yazlanlara ararak: " B r a k n ne y a p a c a k l a r s a y a p s n l a r ! " dedi.1
u n u s y l e m e m e y e y e m i n ederlerse v e r i l e c e k n e m l i b i r h a b e r i o l d u u n u
i m d i g e e r s i z hale gelen b u a n l a m a F e z a r e ve M r r e k a b i l e l e r i n i n li-
syledi. Oradakiler yemin edince yle dedi: "Yahudiler, Muhammed
derleriyle y a p l m t . Kurey'in Gatafan'l n c m t t e f i k i ise, E b u S f y a n
(s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y a tekrar d n d l e r ve o n a yle h a b e r g n d e r d i -
ve S h e y l ' i n m s l m a n l a r B e d i r d e k i i k i n c i k a r l a m a d a n v a z g e i r m e s i n e
ler: "Yaptmza p i m a n o l d u k . E e r K u r e y ve G a t a f a n l i d e r l e r i n d e n b i r
karlk r v e t teklif ettikleri N u a y m ' n k a b i l e s i Aa' idi. M e d i n e ' d e kald-
k s m n r e h i n alp l d r m e k zere s a n a v e r s e k b u s e n i m e m n u n eder m i ?
s r e c e g r d k l e r i Nuaym' o k e t k i l e m i t i . imdi ise k a r k d u y g u l a r
S o n r a da geri kalanlara k a r s e n i n y a n n d a savarz" M u h a m m e d ( s . a . v ) de
i i n d e b u k e z de M e k k e ' l i l e r i n y a n n d a y e r a l m a k zere kabilesi ile b i r l i k t e
b u n a raz o l d u . E e r y a h u d i l e r sizden a d a m l a r n z d a n bir k s m n r e h i n is-
sava a l a n n a g e l m i t i . Yeni dinin t a k i p i l e r i n e d u y d u u sayg, k e n d i l e r i n i n
terlerse, v e r m e y i n " . N u a y m daha s o n r a k e n d i k a b i l e s i n e ve dier G a t a f a n
kat b i r o r d u y a b u k a d a r d a y a n d k l a r n g r d n d e daha da artt. Bir
kabilelerin gidip Kureylilere s y l e d i k l e r i n i n a y n s n tekrarlad.
m d d e t s o n r a k e n d i s i n i n "Allah slm' k a l b i m e d r d " diye niteledii
stiare e t t i k t e n s o n r a iki o r d u n u n liderleri i m d i l i k Huyay'a b i r e y
z a m a n geldi. O g e c e - i k i Gatafan kabilesiyle P e y g a m b e r ' i n yapt a n l a m a -
s y l e m e m e y e ve N u a y m ' n s y l e d i i n i n d o r u o l u p o l m a d n d e n e m e y e
n n feshedildii g e c e - e h r e gitti. O r a d a n da o r d u n u n k a m p k u r d u u yere
karar verdiler. k r i m e ' y i b i r m e s a j l a B e n i Kurayza'ya gnderdiler. M e s a j
gitti ve P e y g a m b e r (s.a.v)'i g r m e k istediini syledi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) :
uydu: " A r t k M u h a m m e d ' i t a m a m e n o r t a d a n k a l d r m a k zere yarn sava-
" S e n i b u r a y a getiren n e , ey N u a y m ? " diye s o r d u . O : " B u r a y a s e n i n s z n e
maya h a z r o l u n " . O n l a r u c e v a b verdiler: "Yarn C u m a r t e s i . Siz ileri ge-
i n a n d m a k l a m a y a ve h a k k getirdiine e h a d e t e t m e y e geldim. E y Al-
l e n l e r i n i z d e n b i r k a kiiyi b i z e rehin o l a r a k v e r m e d i k e , Muhammed'e
lah'n R a s u l , b a n a n e e m r e d e r s e n e m r e t . S e n i n e m r e t t i k l e r i n i n h e p s i n i yap-
kar h i b i r e k i l d e s a v a m a y z . n k biz, eer sava k t g i d e r s e s i z i n
maya h a z r m . H a l k m ve dierleri b e n i m m s l m a n o l d u u m u b i l m i y o r -
bizi b u r a d a y a l n z b r a k p m e m l e k e t i n i z e k a a c a n z d a n k o r k u y o r u z . O n a
tek b a m z a kar k o y a m a y z " . Bu m e s a j K u r e y ve Gatafan kabilelerine
ulatnda: "Tanrya a n d o l s u n N u a y m ' n syledikleri d o r u " dediler. Beni G n l e r c e hava olaanst s o u k ve n e m l i olmaya devam etmiti. im-
Kurayzallara bir tek adam bile v e r m e y e c e k l e r i n i ve ertesi gn savamalar di ise doudan gelen sert bir rzgr,herkesi snaklara ekilmeye zorlayan
gerektiini bildiren bir haber gnderdiler. Beni Kurayza'llarn cevab ise, bir y a m u r getirmiti. G e c e o l u n c a ovay frtna kaplad. Rzgr frtna ve
rehineler k e n d i l e r i n e teslim e d i l m e d i k e bir tek o k bile atmayacaklarn boraya d n m t . ki d m a n k a m p n d a da bir tek salam adr bile kal-
bildirmek oldu. mamt. T m adrlar yklm, k a m p ateleri s n m , insanlar yerde bir-
O zaman E b u Sfyan, Huyay'a gitti ve: "Bize vadettiin yardm nerede? birlerine sarlm snmaya alyorlard.
Onlar bizi aldattlar, imdi de bizi ele v e r m e y e alyorlar" dedi. Huyay: M s l m a n l a r n kamp rzgrdan biraz k o r u n u y o r d u ; adrlarndan hi-
"Tevrat'a a n d o l s u n ki, hayr" dedi. " B u g n cumartesi,biz cumartesi yasa- biri yklmamt. Fakat frtnann etkisiyle insanlar b y k bir zntye ve
na kar gelmeyiz. F a k a t onlar pazar g n , M u h a m m e d ve arkadalarna daha n c e h i d n m e d i k l e r i kadar b y k bir zayfla kapldlar. Peygam-
kar ate gibi saldrrlar". te o zaman E b u Sfyan, yahudilerin rehineler- ber (s.a.v) gece ge saatlere kadar dua etti. Daha sonra kendi adrna yakn
le ilgili fikrini Huyay'a syledi. Huyay'n y z n d e k i ifade birden bire dei- olan adamlarn arasna gitti. Bunlardan biri olan Yeman'n olu Fluzeyfe
miti. B u n u n , o n u n sululuuna delalet ettiini anlayan Ebu Sfyan "Lt'a (r.a.) s o n r a k i yllarda Peygamber (s.a.v)'in nasl yanlarna gelip yle dedi-
andolsun ki b u senin ihanetinden baka bir ey deil, senin ve onlarn. n - ini anlatt: "Hanginiz d m a n n y a n m a gidip, onlarn d u r u m u h a k k n d a
k b e n seni de halknn ihanetine katlm s a y y o r u m . " dedi. " H a y r " diye bilgi edindikten sonra geri d n e c e k ? Kim bu sylediklerimi yaparsa o n u n
kar kt Huyay, "Sina danda Musa'ya indirilen Tevrat'a andolsun ki, ben Cennet'te arkadam olmas iin Allah'a dua e d e c e i m " . Fakat oradakilerden
hain deilim". Fakat Ebu Sfyan ikna olmamt. Hayatn k a y b e t m e k t e n hi cevap gelmedi. Huzeyfe: "Flepimiz o kadar cesaretimizi k a y b e t m i o k a -
k o r k a n Huyay, k a m p terketti ve Kurayza'llarn yerleim blgesine gitti. dar a c k m ve m t k ki hibirimizin ayaa k a l k a c a k hali y o k t u " dedi.
Kureyliler ve Necd kabilesinin ilikilerine gelince Nuaym'n bir ey Hi k i m s e n i n gnll olarak b u grevi almak istemedii aa k n c a , Pey-
yapmasna gerek kalmamt. Yaklak olarak iki hafta gemi ve h i b i r ey g a m b e r (s.a.v), Huzeyfe'yi ard. Huzeyfe (r.a.) de dierlerinden ayrlp
elde edilememiti. ki ordunun da yiyecek stoklar tkeniyordu. Bu srada h e m e n ayaa kalkt. Fluzeyfe: " s m i m o n u n azndan kar k m a z ayaa
ya alktan, ya ald yaralardan veya h e r ikisinden gn getike daha o k k a l k m a k t a n baka bir ey y a p a m a d m " dedi. Peygamber (s.a.v): " S e n git"
sayda at lyordu. Birka deve l m t . Kurey, Gatafan ve dier bedevi dedi. " D m a n n arasna gir ve ne d u r u m d a olduklarn gzle. Bize geri d-
kabilelerinin en iyi ihtimalle isteksizce ittifaka devam ettiklerini anlamakta n e n e kadar baka bir ey y a p m a " . Huzeyfe yle anlatt: " B u n u n zerine git-
gecikmediler. O n l a r b u sefere yeni dine dmanlklarndan o k , ganimet el- tim. Rzgr ve Allah'n ordular onlar perian ederken d m a n n arasna
de e t m e k iin katlmlard. Fakat geen sre iinde ganimet elde etme girdim". Huzeyfe (r.a.), yere m e l m i Kureyliler arasndan geip liderleri-
mitleri y o k oldu. ki ordu arasndaki birbirine duyulan gvensizlik gittik- nin oturduu yere nasl ulatn anlatt. Geceyi souktan u y u m u bir e-
e artyordu. Zaten b u sefer bandan beri hata ve baarszlk doluydu. kilde geirdiler. afakla birlikte rzgr hzn azaltmaya baladnda E b u
g n d e n beri Peygamber (s.a.v) h e r n a m a z n arkasndan u duay Sfyan y k s e k sesle bard " E y Kureyliler, atlarmz ve develerimiz lyor.
tekrarlyordu: "Allah'm, Ey kitab indiren ve Seri'ul Hsab ( a b u k h e s a p g- Beni Kurayzallar bize ihanet etti ve bizi ele v e r m e k zere olduklarn haber
r c ) olan! Dmanlar bizden uzaklatr. O n l a r n k o r k u p k a m a s n sa- aldk. imdi de grdnz gibi rzgr bizi mahvediyor. Artk b u yeri ter-
la."3 Her ey hallolduktan sonra da u ayet nazil olmutu: k e d e l i m , b e n gidiyorum". Bu szleri syledikten sonra devesinin yanna git-
ti ve devesine bindi. O kadar ani bir kararla deveye binmiti ki devesinin
"Ey iman edenler, Allah'n sizin zerinizdeki nimetini hatrlayn. Hani size or-
ksteini z m e y i u n u t m u t u . B u n u a n c a k deveyi aya zerinde kalk-
dular ynelip-gelmiti, bylece biz de onlarn zerine bir rzgr ve sizin grmedii-
maya zorlad an farketti. O srada krime ona yle dedi: "Sen b u insanla-
niz ordular gndermitik." (Ahzab: 9)
rn ba ve liderisin. Bizden o kadar a b u k ayrlp, adamlarn geride mi b-
r a k a c a k s n ? " B u n u n zerine utanan E b u Sfyan, o u n l u k k a m p yerini ter-
k e d i n c e y e k a d a r b e k l e d i . D a h a s o n r a geri kalanlar iki y z atl ile b i r l i k t e BEN KURAYZA
H a l i d ve A m r ' n g e t i r m e s i n e k a r a r v e r e r e k k e n d i s i de yola kt. O r d u n u n
yola h a z r l a n m a s n b e k l e r l e r k e n Halid yle dedi: " i m d i h e r akll a d a m [61]
M u h a m m e d (s.a.v)'in yalan s y l e m e d i i n i anlad". F a k a t E b u S f y a n o n u n
szn keserek: "Herkesten o k senin, byle demeye hakkn y o k " dedi.Ha- i n l e n m e k i i n s a d e c e b i r k a saatleri vard. n k le n a m a z n d a n h e -
lid " N i i n ? " diye sordu. E b u S f y a n : " n k M u h a m m e d ( s . a . v ) , s e n i n ba-
b a n n erefini iki paralk etti, k a b i l e n i n efi E b u Cehil'i de l d r t t " dedi.
D m e n s o n r a C e b r a i l , P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. o k gzel giyinmiti. Sa-
r g m ve altn ilemeliydi. G m ve altn i l e m e l i b i r rt de o n u ge-
H u z e y f e (r.a.) geri d n e m r i n i d u y a r d u y m a z h e m e n G a t a f a n k a b i l e - tiren k a t r n s e m e r i n e r t l m t . " E y Allah'n R a s u l , teslim mi o l u y o r -
l e r i n i n k a m p n a d o r u yola kt. F a k a t k a m p yerini b o b u l d u . n k s o - s u n ? " dedi. " M e l e k l e r t e s l i m olmadlar. D m a n k o v a l a m a k t a n i m d i d n -
u k o n l a r n da d a y a n m a g c n k r m ve geri d n m e l e r i n e n e d e n o l m u - d m . E y M u h a m m e d ( s . a . v ) g e r e k t e n y c e A l l a h s a n a B e n i Kurayza'ya kar-
t u . B u n u n z e r i n e H u z e y f e , P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . O srada k m a n emrediyor. B e n i m d i d e n o n l a r n y a n n a g i d i y o r u m . Belki onlar
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , s o u a kar, h a n m l a r n d a n b i r i n e ait o l a n r t y e b - korkutabilirim." 1
r n m b i r h a l d e n a m a z klyordu. Huzeyfe: " B e n i g r d n d e " dedi, " B e - P e y g a m b e r ( s . a . v ) , B e n i Kurayza y e r l e i m b l g e s i n e ulaana kadar k i m -
n i y a n n a d o r u e k t i ve a y a k d i b i n e o t u r t t u . r t n n b i r u c u n u da b a n a s e n i n ikindi n a m a z k l m a m a s n emretti. S a n c a k Ali (r.a.)'ye verilmiti.
u z a t t " . D a h a s o n r a b e n i m l e b i r l i k t e r t n n i i n d e o t u r d u , s e c d e yapt ve H e n d e k t e , K u r e y ve m t t e f i k l e r i n e kar k a n ayn b i n kii g n e daha
t e k r a r o t u r d u . N a m a z bitirip s e l a m v e r d i k t e n s o n r a o n a h a b e r l e r i ulatr- b a t m a d a n t m Kurayza k a l e l e r i n i k u a t m t .
dm."4
K u a t m a y i r m i b e g e c e srd. Yirmi b e g n n s o n u n d a yahudiler, Pey-
Bilal s a b a h e z a n m o k u d u . N a m a z k l d k l a r n d a s a b a h n ilk klaryla g a m b e r (s.a.v) 'e E b u L b a b e ile g r m e k istedikleri h a b e r i n i gnderdiler.
b i r l i k t e h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n b o m b o o l d u u n u grdler. P e y g a m b e r Beni Nadir gibi onlar da u z u n sreden beri Evs'in m t t e f i k i idiler. E b u L-
( s . a . v ) h e r k e s i n evine d n e b i l e c e i n i syledi. B u n u n z e r i n e o u hzla b a b e de b u ittifak salayan n e m l i liderlerden biriydi. P e y g a m b e r (s.a.v) ona
e h r e d o r u yola koyuldular. D a h a s o n r a d m a n n aralarna c a s u s s o k m a - Beni Kurayzallara g i t m e s i n i emretti. E b u L b a b e oraya vardnda alayan
s n d a n veya B e n i Kurayza'llarn h e n d e i n k o r u n m a s z o l d u u n u K u r e y l i - o c u k ve kadnlarla karlat. Bu o n u n h a i n d m a n a kar duyduu kini
lere h a b e r verip, o n l a r n da geri g e l m e s i n d e n k o r k a r a k C a b i r (r.a.)'i ve yumuatt. Adamlar, M u h a m m e d (s.a.v)'e teslim o l u p o l m a m a l a r k o n u s u n -
m e r ' i n o l u A b d u l l a h (r.a.)' ayrlan a r k a d a l a r n geri a r m a k zere daki fikrini s o r u n c a o: " E v e t " dedi. Ayn z a m a n d a elini b o a z n a d o k u n d u -
g n d e r d i . kisi de o n l a r n a r k a l a r n d a n gitti. G l e r i n i n yettii k a d a r y k - rarak, teslimiyetten l m kasdettiini ima etti. B u i m a n l davran o n u n
s e k sesle bardlar, fakat h i k i m s e sese b a n e v i r m e d i . Cabir, B e n i Hari- grevine aykryd ve k u a t m a n n daha da u z a m a s n a s e b e p olabilirdi. D a h a
se'yi y o l b o y u n c a izledi, e v l e r i n i n n n e g e l d i k l e r i n d e y i n e bard, fakat n c e P e y g a m b e r (s.a.v) b i r h u r m a aacn velayeti altndaki bir y e t i m e ver-
k i m s e o n a c e v a p v e r m e d i . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n m a d n d k l e r i n - m e s i n i teklif etmi, k e n d i s i d e b u n u reddetmiti. Zaten b u h a r e k e t i n d e n do-
de b a a r a m a d k l a r n h a b e r verdiler. B u n u d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l d lay b y k b i r s u l u l u k duyuyordu. Bu j e s t i yaptktan h e m e n sonra duydu-
ve y a n n d a k a l a n arkadalaryla b i r l i k t e e h r e d o r u yola k o y u l d u . u s u l u l u k daha da a r t t . 2 " D a h a bir a d m bile a t m a m t m ki, Allah'n Ra-
s u l n e i h a n e t ettiimin farkna v a r d m " dedi. E b u L b a b e ' n i n y z n n ren-
gi deiti ve u ayeti o k u d u : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve phesiz O ' n a d-
n c l e r i z . " (Bakara: 1 5 6 ) . Ka'b: "Sana ne o l d u ? " diye sordu. E b u L b a b e :
1. I.I. 6 7 6 .
"Allah'a ve r a s u l n e i h a n e t e t t i m " dedi. s t k a t t a n aa indiinde sakaln
2. I.I. 6 8 1 , W. 4 8 0 - 1 .
tuttu gzyalaryla srlsklam o l m u t u . Geldii k a p d a n k p k e n d i s i n d e n
3. I.S. II/I, 5 3 ; W. 4 8 7 .
h a b e r b e k l e y e n dier Evs'lilerle karlamaya d a y a n a m a y a c a n hissetti. B u
4. M. 6 8 3 - 4 , W 4 8 8 - 9 0 .
ise s a d e c e iki kii o n l a r n y o l u n d a n gitti. B u n l a r d a n biri, A m r l b n Su'da za-
n e d e n l e k a l e n i n arka k a p s n d a n k p ehre doru yola k o y u l d u . D o r u c a ten b a n d a n beri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'le y a p l a n a n l a m a y b o z m a y a karyd
M e s c i d ' e gitti. K e n d i s i n i M e s c i d ' i n direklerinden birine balayp yle dedi: ve r e s m e n k e n d i s i n i n b u n a kar o l d u u n u a k l a m t . i m d i ise eer m s -
"Allah yaptm eyi affedinceye kadar burada bal k a l a c a m " . l m a n o l m a y a c a k l a r s a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e h a r a veya vergi d e y e b i l e c e k -
P e y g a m b e r (s.a.v) o n u n gelip h a b e r g e t i r m e s i n i b e k l i y o r d u . N e l e r oldu- leri fikrini ortaya att. " A m a o n u n b u teklifi k a b u l e d i p e t m e y e c e i n i b i l m i -
u n u d u y u n c a yle dedi: " E e r b a n a gelseydi, o n u affetmesi i i n Allah'a y o r u m " dedi. B u n a karlk yahudiler, Araplara h a r a d e m e k t e n s e l m e y i
dua e d e r d i m . F a k a t o n u n b u yaptn g r d k t e n s o n r a , Allah o n a m e r h a - y e l e y e c e k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e k a l e d e n y a l n z bana ayrld;
met edinceye kadar onu brakamam".^ k u a t m a e m b e r i n i M s l m a n o l a r a k g e t i ve o g e c e y i M e d i n e ' d e k i M e s -
E b u L b a b e , o n ya da o n b e g n o direkte bal kald. H e r n a m a z d a n cid'de geirdi. F a k a t o g e c e d e n s o n r a b i r d a h a o n u g r e n olmad. B u g n e
n c e veya g e r e k t i i n d e kz gelip o n u z y o r ve n a m a z n b i t i r d i k t e n s o n - kadar o n u n n e r e y e gittii ve n e r e d e l d r e n i l e m e m i t i r . P e y g a m b e r
ra t e k r a r ayn yere balyordu. Bu d u r u m d a n d u y d u u z n t , k u a t m a n n ( s . a . v ) o n u n h a k k n d a : " O , i n a n c n e d e n i y l e Allah'n k o r u d u u bir a d a m -
hl s r d g e c e l e r d e n b i r i n d e g r d bir rya ile b i r a z hafifledi. Rya- dr" derdi. M s l m a n o l a n dier a d a m ise Rifa'a l b n Semev'al'di. O g e c e ya-
snda k e n d i s i n i y a p k a n a m u r d a n b i r batakla g m l m g r y o r d u . Ne- hudi k a l e l e r i n d e n k a m , a s k e r l e r i n a r a s n d a n gizlice g e i p Hazre'in B e n i
redeyse b a t a k l n sald pis k o k u d a n l m e k zere i k e n a k a n b i r p n a r g - N e c c a r k o l u n d a n b i r a d a m l a e v l e n e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in teyzesi S e l m a
r y o r ve pnarda ykanyor. E t r a f n d a k i k o k u da gzelleiyor. E b u L b a b e binti Kays'n y a n n a s n m t . Rifa'a o n u n e v i n d e M s l m a n o l m u t u r .
(r.a.) u y a n d n d a E b u Bekir'e gidip b u r y a n n n e a n l a m a g e l e b i l e c e i n i
Ertesi g n E b u L b a b e ' n i n uyarsna r a m e n B e n i Kurayza'llar kalele-
s o r d u . E b u B e k i r (r.a.) o n a v c u d u n u n r u h u n u temsil ettiini, ilk n c e ru-
rinin k a p l a r n atlar ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in a d a l e t i n e teslim oldular.
h u n u b a s k altna alan k t b i r olay y a a y a c a n , fakat s o n r a b u n d a n k u r -
A d a m l a r elleri a r k a l a r n a bal bir ekilde k e n d i l e r i i i n k a m p n bir tarafn-
tulacan syledi. E b u L b a b e direkte bal olduu s r e c e b u k u r t u l u u n
da ayrlan yere d o r u gittiler. Dier tarafa da k a d n l a r ve o c u k l a r toplad-
m i d i y l e yaad.
lar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a d n ve o c u k l a r k o r u m a grevini, B e n i K a y n u -
B e n i Kurayza'ya g e l i n c e K a ' b o n l a r a , nasl olsa h e p s i Muhammed'in k a ' n n e s k i lideri o l a n A b d u l l a h l b n Selam'a verdi. Silahlar, g i y e c e k l e r ve ev
( s . a . v ) P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d n a gre o n u n d i n i n e girip m a l l a r n ve eyalar k a l e l e r d e n getirilip b i r yere yld. arap ve m a y a l a n m h u r m a su-
hayatlarn k u r t a r m a y teklif etti. F a k a t o n l a r l m n b u n d a n d a h a iyi ol- yu k a v a n o z l a r t e k e r t e k e r ald ve boaltld.
d u u n u ve Tevrat'tan ve M u s a ' n n k a n u n l a r n d a n ( n a m u s ) b a k a b i r ey is-
E v s k a b i l e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u eski m t t e f i k l e r i n e de, Hazre'in
t e m e d i k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e K a ' b onlara b a k a z m yollar
m t t e f i k i o l a n K a y n u k a ' l l a r a gsterdii y u m u a k l g s t e r m e s i n i rica e d e n
n e r d i , fakat hepsi k a b u l e d i l m e y e c e k nitelikteydi. K u a t m a n n b a n d a n
bir h a b e r g n d e r d i l e r . P e y g a m b e r (s.a.v) , " E y Evsliler, eer o n l a r h a k k n d a -
b e r i Beni Kurayzallarn k a l e l e r i n d e k a l m a k t a o l a n B e n i H e d l ' d e n - K u r a y -
ki karar sizden b i r i n e b r a k r s a m b u sizi t a t m i n e d e r m i ? " dedi. O n l a r da
za'nn e r k e k kardei Hedl'in s o y u n d a n gelenler- g e n a d a m Ka'b'n n e
b u fikri k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r yaralar h e n z
s r d ilk teklife taraftardlar. G e n l i k l e r i n d e , k e n d i aralarnda y a a m a y a
i y i l e m e m i o l a n ve M e s c i d ' d e bir adrda tedavi g r e n liderleri Sa'd l b n
g e l e n Suriye'li yahudi l b n e l - H e y e b a n ' tanmlard. i m d i o n u n b e k l e n e n
M u a z (r.a.)'a g n d e r d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u d a h a s k ziyaret e d e b i l m e k
P e y g a m b e r (s.a.v)'le ilgili s y l e d i k l e r i n i tekrarlyorlard. " O n u n vakti geldi.
iin m e s c i d e yerletirmiti. Rufeyde a d n d a k i E s l e m ' l i b i r k a d n da Sa'd'n
E y yahudiler, o n a ilk ulaan sizler o l u n . n k o k e n d i s i n e kar k a n l a r
yarasn tedavi ediyordu. K a b i l e s i n d e n b i r k a a d a m Sa'd'n y a n n a gittiler.
l d r m e k , k a d n ve o c u k l a r n esir a l m a k zere g n d e r i l e c e k . B u d u r u m u n
O n u bir katra b i n d i r i p k a m p a gtrdler. Yolda ona: " M t t e f i k l e r i m i z e iyi
sizi o n d a n u z a k l a t r m a s n a izin v e r m e y i n . 4 " F a k a t g e n l e r e verilen t e k ce-
davran, n k Allah'n R a s u l onlara m s a m a h a l d a v r a n m a n iin karar
vap: "Biz Tevrat'tan v a z g e m e y i z " oldu. B u n u n z e r i n e g e n o g e c e K u -
sana b r a k t . " F a k a t Sa'd o k adaletli bir a d a m d ; m e r gibi o da Bedir esir-
rayza k a l e l e r i n d e n k a p , M s l m a n k a m p n a sndlar. M s l m a n o l m a k
lerini l d r m e taraftaryd ve o n l a r n b u g r vahiy tarafndan d e s t e k l e n -
istediklerini syleyip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) biat ettiler. Beni Kurayzallar'dan
miti. B e d i r ' d e fidye kard s e r b e s t b r a k l a n l a r n o u U h u d ' d a ve H e n - b i r karar, bir h k m ve k a t l i a m d r " dedi. u k u r l a r n y a n m a o t u r d u ve ba
dek'te geri g e l i p o n l a r a kar savamlard. B u s o n savata ise istilaya g e l e n - kesildi.
lerin asl g c , s r g n edilen B e n i Nadir'in y a r d m l a r n d a n k a y n a k l a r y o r - S o n l d r l e n i n b a b i r m e a l e ile kesildi. D a h a s o n r a Zabir i b n Bata
du. E e r o n l a r s r n e g n d e r i l m e k y e r i n e l d r l m olsalard, K u r e y or- a d n d a k i yal y a h u d i h a k k n d a k a r a r verilemedii i i n k a d n ve o c u k l a r n
d u s u yarya i n e r ve B e n i Kurayza'llar da a n l a m a y a sadk kalrlard. B u n d a n o l d u u eve yerletirildi. E r t e s i s a b a h e r k e k l e r i n l d r l d h a b e r i n i alan
b a k a Sa'd (r.a.) k r i z a n n d a b e n i Kurayza'ya g n d e r i l e n elilerden biriydi ve kadnlar, t m ehri at sesleri ile ayaa kaldrdlar. F a k a t yal Zabir onlar
o n l a r n m s l m a n l a r n y e n i l e c e i n e i n a n d k l a r n d a nasl i h a n e t e t t i k l e r i n i t e s k i n etti ve yle dedi: " S e s s i z o l u n ! Siz d n y a k u r u l d u k u r u l a l Israilo-
gzleri ile g r m t . E e r o n l a r h a k k n d a sert b i r karar alrsa b t n Evs'li- u l l a r m d a n esir a l m a n i l k k a d n l a r m s n z ? E e r e r k e k l e r i n i z iyi olsayd, si-
ler o n u s u l a y a c a k t . F a k a t Sa'd (r.a.) b u t r d n c e l e r e zaten n e m ver- zi b u d u r u m d a n kurtarrlard. Siz k e n d i n i z i y a h u d i d i n i n e v e r i n , n k b u
m e z d i . Y a k n d a l e c e i n i hissettii b u seferki k a r a r n d a ise b u tr kayglar d i n zere lp, a h i r e t t e b u d i n zere tekrar d i r i l m e l i y i z . "
o n d a n t a m a m e n uzakt. K a b i l e s i n d e n a d a m l a r n szlerine k s a c a u karl- Zabir en azl i s l m d m a n l a r n d a n biriydi ve o u kiiyi P e y g a m b e r
verdi: " A r t k Sa'd'm, Allah k a t n d a , h i b i r s u l u n u n s u u n a n e m v e r m e - ( s . a . v ) 'e kar g e l m e y e o tevik etmiti. F a k a t i savalar s r a s n d a , Sabit b n
me zaman gelmitir." K a y s a d n d a k i Hazre'li b i r a d a m n h a y a t n k u r t a r m t . Sabit b u b o r c u n u
Sa'd, g l yapl, yakkl ve h e y b e t l i b i r a d a m d . O k a m p a g e l d i i n d e d e m e a m a c y l a P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'den Zabir'in y a a m a s n a izin v e r m e s i n i
P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B a k a n n z a sayg i i n ayaa k a l k n " dedi. O n l a r da rica etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " O s e n i n " dedi. F a k a t Sabit, Zabir'e b u duru-
ayaa k a l k t l a r ve yle dediler: " E y A m r ' n b a b a s , Allah'n R a s u l s e n i m u a n l a t n c a O : " K a n s z ve o c u k s u z yal b i r a d a m h a y a t t a n e y a p a r ? " de-
m t t e f i k l e r i m i z h a k k n d a karar v e r m e k z e r e g r e v l e n d i r d i . " Sa'd (r.a.): di. B u n u n z e r i n e Sabit t e k r a r P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e gitti. O da o n a Zabir'in
" P e k i b e n i m k a r a r m n o n l a r z e r i n d e k i s o n h k m olacana Allah'a ye- k a r s n ve o c u k l a r n verdi. F a k a t Zabir b u k e z de: " H i c a z da h i b i r varl-
m i n e d i p O ' n a a h i t verir m i s i n i z ? " dedi. " E v e t " dediler. Sa'd, P e y g a m b e r o l m a y a n b i r aile neyle g e i n i r ? " dedi. Sabit yine P e y g a m b e r (s.a.v)'e git-
( s . a . v ) 'e d o r u b i r g z atp adn a n m a k s z n : " B u , b u r a d a k i h e r k e s i i n m i ti. P e y g a m b e r (s.a.v)'de o n a Zabir'in zrh ve silahlar d n d a k i b t n mal-
g e e r l i ? " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): " E v e t " dedi. " O h a l d e " dedi Sa'd, " b e n er- larn verdi. F a k a t t m a r k a d a l a r n n l d r l m o l m a s Zabir'in m e g u l
k e k l e r i n l d r l m e s i , m a l l a r n datlmas, k a d n ve o c u k l a r n esir a l n m a - e d e n bir d n c e h a l i n e geldi. S a b i t " e : " S e n d e olan h a k k m a d a y a n a r a k , Al-
sna h k m v e r i y o r u m " . - ' P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " S e n , yedi k a t y k s e k se- lah adna s e n d e n b e n i de a r k a d a l a r m n y a n m a g n d e r m e n i i s t i y o r u m . O n -
m a d a Allah'n verdii h k m n a y n s n v e r d i n " dedi. lar g i t t i k t e n s o n r a b e n i m i i n h a y a t n b i r a n l a m y o k " dedi. lk n c e l e r i Sa-

Kadnlar ve o c u k l a r e h r e g t r l p yerletirildiler. Erkekler ise bit b u n u k a b u l e t m e d i , fakat o n u n o k ciddi o l d u u n u g r n c e o n u da in-

k a m p t a k a l d l a r ve g e c e y i Tevrat o k u y u p b i r b i r l e r i n e sabr ve d a y a n k l l k faz y e r i n e gtrd ve Z b e y r (r.a.) o n u n b a n kesti. Kars o c u k l a r ser-

tavsiye e d e r e k geirdiler. S a b a h l e y i n P e y g a m b e r (s.a.v) pazar y e r i n d e dar, best b r a k l d ve mallar Sabit'in velayeti altnda onlara iade edildi.

fakat u z u n ve derin h e n d e k l e r a l m a s n e m r e t t i . Toplam y e d i y z kii o l a n Dier k a d n ve o c u k l a r ise, mallarla birlikte k u a t m a d a grev alan as-
a d a m l a r - b a z k a y n a k l a r a gre y e d i y z d e n fazla, bazlarna gre ise d a h a az- kerlere datld. B u esirlerin o u n u Hayber'deki soydalar B e n i Nadir, fid-
k k g r u p l a r h a l i n d e gnderildiler. H e r g r u p k e n d i m e z a n o l a c a k o l a n u - ye v e r i p kurtardlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e hisse o l a r a k R e y h a n e adnda, Na-
k u r u n b a n a dizildi. D a h a s o n r a Ali ve Z b e y r gibi A s h a b n g e n l e r i h e p s i - dir'li Zeyd'in kz o l a n ve Kurayza'l biri ile e v l e n m i o l a n b i r y a h u d i k a d n
ni b i r e r k l darbesi ile ldrdler. d t . R e y h a n e o k gzel b i r k a d n d ve b e yl s o n r a l e n e d e k P e y g a m b e r
H u y a y pazar y e r i n e d o r u g n d e r i l d i i n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e d n d ( s . a . v ) 'in cariyesi o l a r a k kald. P e y g a m b e r (s.a.v) ilk n c e l e r i o n u Rifa'a'nn
ve o n a y l e dedi: " S a n a kar g e l d i i m i i n k e n d i m i s u l a m y o r u m . Allah' snd teyzesi S e l m a ' n n y a n n a yerletirdi. R e y h a n e i l k n c e l e r i slam'a
t e r k e d e n ayn e k i l d e t e r k e d i l e c e k t i r . " D a h a s o n r a y a h u d i l e r e d n e r e k : "Al- karyd, fakat Rifa'a ve B e n i Hedil'den M s l m a n olan g e n o n a slam'
lah'n e m r i yanl o l m a z , b u Allah'n k i t a b n d a Israiloullarna g n d e r d i i anlattlar. B u n d a n k s a b i r sre s o n r a g e n t e n biri o l a n Se'lebe P e y g a m -
KUATMADAN SONRA
b e r (s.a.v)'e geldi ve R e y h a n e ' n i n M s l m a n o l d u u h a b e r i n i verdi. B u n u n
z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o k sevindi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a gitti ve o n u
[62]
serbest b r a k p e v l e n m e teklif etti. F a k a t R e y h a n e ( r . a . ) : " E y Allah'n Rasu-
l , b e n i k e n d i h i m a y e n d e b r a k ; b u b e n i m i i n de, s e n i n i i n de daha k o l a y "
a'd, B e n i K u r a y z a ile ilgili h k m v e r d i k t e n s o n r a tekrar m e s c i d d e k i
dedi.
S hasta yatana d n d . D a h a n c e d e n Allah'a, e e r d m a n l a r a kar sa-
vamas k a d e r i n d e varsa y a a t m a s , y o k s a c a n n a l m a s i i n dua etmiti.
imdi ise d u r u m u k t y e gidiyordu. K u a t m a d a n ksa b i r sre s o n r a bir ge-
ce P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u b a y g n b i r h a l d e b u l d u . Yan b a n a oturdu ve ba-
n y e r d e n k a l d r p g s n e yaslad, s o n r a d u a etti: "Ya rabbi, Sa'd, R a s u l -
n e tam itaatla s e n i n y o l u n d a alt ve y a p m a s g e r e k e n h e r eyi yapt. O n u n
r u h u n u , y a r a t t k l a r n i i n d e en iyilerin r u h u n u aldn gibi k a b u l e d e r e k
a l " . Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) sesini d u y d u , g z l e r i n i a a r a k : " S e l m
z e r i n e o l s u n ey Allah'n R a s u l , s e n i n tebli ettiine e h a d e t e d e r i m " de-
di. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d k t e n b i r iki saat s o n r a C e b r a i l geldi ve
o n a Sa'd'n l d h a b e r i n i verdi.
O n u n c e s e d i n i m e z a r l a tayanlar c e s e d i n b u k a d a r hafif o l m a s n a a-
tlar. n k Sa'd iri c s s e l i b i r a d a m d . B u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e syledik-
l e r i n d e , O: " M e l e k l e r i o n u t a r k e n g r d m " dedi. C e n a z e y i m e z a r n n ya-
n m a koydular. P e y g a m b e r (s.a.v.) a r k a s n d a k i bir g r u p e r k e k ve kadnla bir-
likte c e n a z e n a m a z kld. C e s e d i m e z a r n i i n e i n d i r d i k l e r i n d e P e y g a m b e r
(s.a.v)'in yz b i r d e n b i r e sarard ve k e z S b h a n Allah dedi. Bu Allah'n
m u t l a k y c e l i i n i ifade e d e n b i r t e r i m d i ve i m d i o l d u u gibi almas gere-
k e n b i r snrla k a r l a l d n d a sylenirdi. M e z a r l k t a k i h e r k e s ayn s z
tekrarlad ve t m m e z a r l k S b h a n Allah sesleriyle titredi. D a h a s o n r a Pey-
g a m b e r ( s . a . v ) zafer a n l a r n d a s y l e n e n Allahu E k b e r (Allah b y k t r ) s-
z n syledi, dierleri de b u n u tekrarladlar. D a h a sonralar o srada y z -
n n n e d e n sarardn s o r d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle dedi: " M e z a r
a r k a d a n z n s t n e k a p a n d n d a , O , bir s k m a h i s s e t t i . E e r bir kii bi-
le b u s k m a d a n k u r t u l a b i l s e y d i Sa'd da k u r t u l u r d u . D a h a s o n r a Allah o n a
1. I.I., 6 8 4 s e l a m e t d o l u b i r r a h a t l k verdi".^
2. Bkz. Blm: 48
B u n u t a k i p e d e n g n l e r d e bir s a b a h P e y g a m b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e
3. W. 5 0 7 .
( r . a . ) ' n i n o d a s n d a i k e n o n a : " E b u L b a b e affedildi" dedi. " O n a b u m j d e y i
4. I.I. 136.
v e r e y i m m i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E e r i s t e r s e n " dedi. B u n u n
5. Sa'd'n karar tamamen onlarn ihanet suuna dayanyordu. Fakat bu karar, Yahudi kanunlarnda
var olan, ihanetle sulanmasa bile kuatlan bir ehir halknn ldrlmesi kanununa uyuyordu: z e r i n e m m S e l e m e (r.a.) m e s c i d e alan o d a s n n k a p r d a durdu ve
"Rabbiniz Allah, size onu verdiinde, oradaki btn erkekleri kltan geirin; fakat kadnlar, k-
y a k n b i r direkte bal o l a n E b u L b a b e (r.a.)'ye: " E y E b u L b a b e , m j d e -
kleri, hayvanlar ve ehirdeki btn her eyi kendinize aln." (Eski Ahit, Beinci kitap:20:12).
r

ler olsun, Allah sana m e r h a m e t etti" diye bard. Mescid'deki adamlar o n u m e i n e izin verme. n k sen artk o n u n kars deilsin" dedi. Zeyneb ba-
z m e k iin h e m e n etrafna toplandlar. F a k a t o onlar durdurarak: "Al- basna Ebu'l-As'n, Kurey'ten b i r o k kiinin kendisini e m i n grerek emanet
lah'n Resul b e n i elleri ile z e n e kadar o l m a z " dedi. Peygamber (s.a.v) na- ettikleri mallara karlk Suriye'den ald mallara e l k o n u l m a s n d a n byk
maza giderken o n u n yannda durdu ve balarn zd. bir z n t duyduunu syledi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) sefere -
N a m a z d a n sonra E b u Lbabe (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi ve yapt- kan ve kendisine Ebu'l-As'n mallar denlere haber gnderdi: "Bildiiniz
na kefaret olarak bir ba y a p m a k istediini syledi. Peygamber (s.a.v) gibi b u adam bize aittir, siz de o n u n mallarn aldnz. E e r o n u n mallarm
onun mallarnn te birini kabul etti. O n u n serbest braklmasn haber ona iade edecek iyilii gsterirseniz b e n i sevindirirsiniz. Fakat eer geri ver-
veren vahiy, dier hata eden iyi adamlar da kastederek: mezseniz, O Allah'n size verdii b i r ganimettir ve o n u n tasarruf h a k k da
sizindir"Onlar, mallar geri vereceklerini sylediler ve eski su krbalarna,

"Onlarn mallarndan sadaka al, bununla onlar temizlemi arndrm olur- tahta paralarna varncaya kadar h e r eyi geri verdiler. H e r ey eksiksiz ona

sun." (Tevbe: 103) iade edilmiti. O n u n slam'a g i r m e k t e tereddt ettiini gren bir adam: "Ne-
den slam'a girip b u mallar k e n d i n almyorsun? Bunlar putperestlerin mal-

diyordu. lardr" dedi. Fakat o u cevab verdi: "Bana duyulan gveni sarsarak slam'a

H e n d e k savandan yaklak be ay sonra Peygamber (s.a.v) zengin bir g i r m e m kt bir balang o l u r " . Mallar Mekke'ye gtrd ve sahiplerine

Kurey k e r v a n n n Suriye'den d n m e k t e olduu haberini ald ve Zeyd'i ker- verdi. Daha sonra Medine'ye d n d ve biat ederek M s l m a n oldu. Byle-

vann y o l u n u k e s m e k zere yzyetmi atl ile gnderdi. Zeyd ve adamlar ce Zeyneb kocasna tekrar d n m oldu ve Peygamberin (s.a.v) ailesiyle

ou Safvan'a ait olan gmler de dahil tm ticari eyay ele geirdiler ve birlikte tm ehir sevinle doldu.

adamlarn o u n u da esir aldlar. Kamay baaran birka kiiden biri de


Peygamber (s.a.v)'in damad Ebu'l-As idi. M e k k e ' y e kaarken yolu stnde-
ki Medine'nin y a k n n d a n geiyordu. Tam oradan geerken kars Zeyneb'i
ve k k kzlar m a m e ' y i grme arzusunu duydu. G e c e karanlnda ris-
ki gze alarak ehre girdi ve Zeyneb'in nerede yaadn renmeyi baar-
d. Kapy aldnda Zeyneb onu ieri ald. G n e i n domasna az bir vakit
kalmt. Z e y n e b , Bilal'in ezann d u y u n c a Ebu'l-As', m a m e ile birlikte b-
rakp Mescid'e gitti ve dier kz kardeleri ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in eleri ile
birlikte erkeklerin arkasndaki ilk srada yerini ald. Peygamber (s.a.v) ba-
lang tekbirini ald, adamlar da o n u n arkasndan tekrarladlar. O aradaki
sessizlikte Z e y n e b sesinin tm gcyle: " E y insanlar, Rebi'nin olu Ebu'l-As
b e n i m k o r u m a m altndadr" diye bard ve kendisini de tekbir getirip na-
maza durdu.
Peygamber (s.a.v) selam verdikten sonra kalkt ve toplulua doru d n -
d: " B e n i m d u y d u u m u siz de duydunuz m u ? " dedi. Mescid'de o n u n sy-
lediklerini tasdikleyen bir mrlt oldu. " N e f s i m i kudret elinde tutana y e m i n
olsun k i " dedi. " B u n u duyana kadar, bu k o n u d a bir bilgim yoktu. Bir Ms-
lman'n b a k a birini himayesine almas, dier b t n m s l m a n l a r balar."
Daha sonra kzna gitti: " O n u erefle karla, fakat sana bir k o c a olarak gel-
. w 528.
reyli sntlar ise h e r yerde o l d u u gibi orada da h i m a y e altndaydlar, l b n
[63] U b e y b u kafa yapsyla etrafnda b i r g r u p y a k n arkada ile o t u r u r k e n kav-
ga seslerini d u y m u t u . l e r i n d e n biri m e s e l e n i n ne o l d u u n u a n l a m a k iin
eyd ( r . a . ) i n d o u d a k i k e r v a n y o l u n d a yapt baarl b a s k n , Kureyli- gitti. D n d n d e m e r ' i n a d a m n n s u l u o l d u u n u , n k ilk darbeyi
Z lerin d n c e l e r i n i b i r k e z d a h a , daha o k tercih ettikleri bat y o l u n a
o n u n v u r d u u n u syledi. - G e r e k t e n de yleydi. Bu szler, H e n d e k ' t e e k i -
len s k n t l a r n hl y a n m a k t a o l a n k o r l a r n n b i r d e n bire a l e v l e n m e s i n e yol
evirdi. Bu k e z Kzl D e n i z s a h i l l e r i n d e k i m t t e f i k l e r i olan Huza'a kabilesi- at. M u h a m m e d ( s . a . v ) ve dier M u h a c i r l e r t m Arabistan' o n l a r n aleyhi-
n i n B e n i M u s t a l i k k o l u n u M e d i n e ' y e bir sefer d z e n l e m e k zere ayaklandr- ne e v i r e n e d e k , b e yl b o y u n c a g e r i l i m srekli olarak artmt. B u n u n ya-
dlar. Kureyliler b u k a b i l e y e s a h i l d e k i dier k a b i l e l e r i n de katlacan m i t n sra t o p l u m d a n e m l i b i r rol o y n a y a n z e n g i n ve k o m u yahudi k a b i l e l e -
e d e r e k , bat y o l u n u n t e k r a r kendileri iin gvenli h a l e g e l e c e i n i d n - rinin de k k k a z n m t . kisi s r g n e d i l m i , biri ise katledilmiti. Vadi-
yorlard. F a k a t Huza'a'nn dier k o l l a n P e y g a m b e r ' e (s.a.v) kar M e k k e ' l i - d e k i i savaa b i r z m b u l u n m a s g e r e k t e n gerekliydi. F a k a t l b n Ubey,
lerin u m d u u n d a n daha az d m a n l k besliyorlard. Ksa b i r sre s o n r a b u k e n d i s i kral seilse idi, b u n a m u t l a k a b i r z m b u l a c a i n d a n e m i n o l d u -
h a b e r l e r P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ulat. B y l e c e P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i t m e y e n u n u s y l y o r d u . i m d i de b u zavall sntlar, e f e n d i l e r i n i n k u y u y a ula-
ve g n g e t i k e artan g c n bat k e r v a n y o l u n d a da g s t e r e b i l e c e i bir fr- m a s n e n g e l l e y e c e k k a d a r k s t a h l k edebiliyorlard. " B u kadar ileri gittiler
sat ortaya k y o r d u . H a b e r a l d k t a n sekiz g n s o n r a , Beni M u s t a l i k h e n z h a ! " dedi. l b n Ubey, "Baa g e i p bizi geride b r a k m a y a ve k e n d i l k e m i z d e
yola k m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r n y e r l e i m b l g e s i n e y a k n ve s u l a k bizi b a s t r m a y a alyorlar. Bu Kureyli paspallarla b i z i m halimizi u sz ne
bir yere k a m p k u r m u t u bile. O r a d a n hzl bir m a n e v r a ile adrda yaayan iyi ifade ediyor: 'Besle kargay o y s u n g z n ' Tanrya a n d o l s u n M e d i n e ' y e
b u k a b i l e n i n o b a s n kuatt. A d a m l a r fazla kar k o y m a d a n teslim oldular. d n d m z d e g l olan zayf o l a n s r p k a r a c a k " . O srada h a l k a n n
M s l m a n l a r d a n s a d e c e b i r kii, d m a n d a n ise o n civarnda kii l d r l - y a n n d a o t u r a n bir g e n ( Z e y d ) d o r u c a P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti ve l b n
m t . Yaklak ikiyz aile esir alnd. G a n i m e t t e i k i b i n deve b e b i n k o y u n U b e y ' i n s y l e d i k l e r i n i h a b e r verdi. P e y g a m b e r (s.a.v)'in b i r d e n bire rengi
ve k e i vard. deiti. O srada y a n n d a olan m e r , b u haini h e m e n l d r m e y i teklif etti.
O r d u , orada b i r k a g n k a m p yapt, fakat b e k l e n m e d i k b i r olay daha F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E y m e r insanlar, M u h a m m e d ( s . a . v ) arkadan
fazla k a l m a l a r n engelledi. Sahilde k o m u olan Gfar ve C u h e y n e kabilele- l d r d d e m e z l e r m i ? " dedi. O srada E n s a r ' d a n biri gidip l b n Ubey'e
r i n d e n iki a d a m k u y u l a r d a n b i r i n i n b a n d a h a n g i t u l u m b a n n k i m e ait ol- Zeyd'in h a b e r v e r d i k l e r i n i g e r e k t e n syleyip s y l e m e d i i n i s o r m u t u , l b n
d u u k o n u s u n d a tartmaya baladlar. Tartma b i r sre s o n r a kavgaya d- U b e y d o r u c a P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi ve b y l e b i r ey s y l e m e d i i n e ye-
n t . m e r (r.a.)'in atn y e d e i n d e g t r m e s i iin ie ald Gfar'l: " E y m i n etti. S o r u n k m a s n e n g e l l e m e k isteyen ve o n u n y a n n d a olan b i r k a
K u r e y " diye y a r d m istedi. C u h e y n e k a b i l e s i n d e n o l a n a d a m ise g e l e n e k s e l Hazre'li de o n u n s y l e d i k l e r i n i doruladlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) s a n k i m e -
m t t e f i k l e r i o l a n Hazrelileri yardma ard. Kzgn olan M u h a c i r l e r ve sele k a p a n m gibi davrand. F a k a t s o r u n d a n u z a k l a m a n n en iyi yolu in-
E n s a r da h e m e n s a h n e y e k t . Kllar e k i l m i t i . E e r A s h a b ' d a n bazlar s a n l a r n k a f a l a r m b a k a bir eyle m e g u l e t m e k t i . B u n u n z e r i n e P e y g a m -
iki tarafn arasna girmeseydi kan dklebilirdi. B u r a d a m e s e l e s o n a e r m i b e r ( s . a . v ) h e m e n yola k l m a s n emretti.
olmalyd. F a k a t b u sefer de g e n e l d e o l d u u n d a n o k m n a f k sefere katl-
D a h a n c e h i b u vakitte yola k m a m t : H e m e n h e m e n le vaktiydi,
mt. B u n u n s e b e p l e r i n d e n biri de b l g e n i n tandk ve s u l a k b i r b l g e ol-
n a m a z v a k i t l e r i n d e ksa m o l a l a r v e r e r e k leden s o n r a ve t m g e c e ertesi
mas ve k o l a y c a g a n i m e t elde e d e b i l e c e i m i d i idi. Aslnda k e n d i eski ba-
g n n scakl b a s t r m c a y a d e k y o l c u l u k ettiler. K a m p k u r u l m a s e m r e d i l -
k alarn deitirmemilerdi. Hl M e d i n e ' d e n yaplan seferleri, dar-
d i i n d e a d a m l a r o k a d a r y o r u l m u l a r d k i , h e m e n u y k u y a daldlar. Y o l c u l u k
dan biraz destekle - K u r e y - yaplan H a r r e ve E v s seferleri o l a r a k g r m e k -
srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) , M s l m a n l a r n Hazre'in en ileri g e l e n i o l a r a k
te srar ediyorlard. Bu n e d e n l e onlara gre k a m p K a y l e o u l l a r m a aitti: K u -
k a b u l ettikleri Sa'd l b n U b a d e (r.a.)'ye gizlice k e n d i s i n i n Zeyd'in doru sy-
GERDANLIK
lediine inandn belirtti. " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd, " S e n eer ister-
sen o n u ortadan kaldrabilirsin. n k o alak ve zayf, sen ise y c e ve g-
l s n . " B u n u n l a birlikte Sa'd o n d a n b n Ubey'e iyi davranmasn rica etti. [64]
Peygamber (s.a.v)'de b u k o n u y u bir daha g n d e m e getirmemeye karar ver-
miti. F a k a t Sa'd'la k o n u t u k t a n ksa b i r sre sonra artk mesele o n u n k o n t - ie (r.a.) ve m m Seleme (r.a.) bu seferde P e y g a m b e r (s.a.v)'e elik
rolnden kmt. n k Sa'd'n h e m e n ardndan Mnafikn Sresi adn
alacak olan bir vahiy geldi. Sre'nin bir yetinde Zeyd'den isim olarak bah-
A ediyorlard. P e y g a m b e r (s.a.v)'in zamansz yola k m a emri verdii yer-
sedilmese de o n u n syledikleri saylp, sylenenin doru olduunu anlatl- den birka k o n a k tede g n e b a t a r k e n Aie a k i k gerdanln yere dr-
yordu. P e y g a m b e r (s.a.v) Medine'ye varncaya kadar bu sureyi M s l m a n - d. Kaybettiini farkettiinde hava o n u g r e m e y e c e k kadar kararmt. O n u
lara o k u m a d . Fakat Zeyd'in y a n m a yaklap kulana eilerek: " S e n i n k u - orda brakp g i t m e k de istemiyordu. Annesi b u gerdanl evlendii gn
lan doru duydu ve Allah senin sylediklerini tasdik etti" dedi. o n u n b o y n u n a takmt ve bu Aie'nin en kymetli m c e v h e r l e r i n d e n biriy-

O srada b n Ubey'in olu Abdullah b u szleri babasnn sylediini bil- di. Konakladklar yerde su yoktu ve Peygamber (s.a.v) burada sadece ksa

dii iin b y k bir znt iindeydi. O n a m e r ' i n babasn l d r m e k iin bir mola v e r m e k istemiti. F a k a t daha sonra gn yncaya kadar k o n a k l a -

P e y g a m b e r d e n izin istediini de sylemilerdi. Abdullah kararn h e m e n ma emri verdi. Plan deiikliinin sebebi azdan aza dolat ve sadece k -

verilip l d r m e emrinin h e m e n u y g u l a n m a s n d a n k o r k a r a k Peygamber k bir kolye iin k o s k o c a ordunun byle susuz bir yerde k o n a k l a m a s n d a n

(s.a.v)'e gitti ve yle dedi. " E y Allah'n Rasul, bana Abdullah bn Ubey'i ou kii rahatsz oldu. Ashabdan bazlar E b u Bekir'e gidip ikyet ettiler.

l d r m e y e karar verdiini sylediler. E e r b u n u mutlaka yapacaksan, bana E b u Bekir (r.a.) kznn b u dikkatsizlii nedeniyle utand ve sinirlendi. Ula-

emret, gidip kafasn getireyim. B t n Hazre babasna b e n d e n daha o k labilecek uzaklkta h i k u y u y o k t u ve adamlar beraberlerinde getirdikleri

ballk ve a c m a gsteren k i m s e olmadn bilir ldrme grevini bakas- suyun hepsini harcamlard. Sabah namazn k l m a k m m k n olmayacak-

na verirsen, nefsimin b a b a m n katilinin aramzda dolamasna dayanamaya- t, n k abdest alacak sular yoktu. Fakat g e c e n i n ge saatlerinde Peygam-

candan k o r k u y o r u m . B u n a dayanamayp o n u ldrebilirim. Bylece de b e r (s.a.v)'e t e y e m m m l e ilgili ayetler nazil oldu. Bu olayn t o p l u m u n pra-

bir kfirin yerine bir m'mini l d r m o l u r u m ve C e h e n n e m ateine atl- tik hayatnda anlatlamayacak denli nemli b i r rol vard:

r m . " Fakat Peygamber (s.a.v) ona u cevab verdi: "Hayr, b r a k n ona iyi "Eer su bulamamsanz, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmm edin (

davranalm, o bizimle olduu m d d e t e arkadamz olarak kalsn".1 hafife) yzlerinize ve ellerinize srn". (Nisa: 43)

Konakladklarndan beri herkesi megul eden sknt dolu duygular y o k


o l m u t u . Useyd yle bard: " E y E b u Bekir ailesi b u bizim zerimize ge-
tirdiiniz ilk r a h m e t deil."
G n nda bile hl gerdanlk ortalkta g r n m y o r d u . Artk b u l m a
mitleri k a y b o l m u ve kolyeyi bulmadan yola k m a y a karar vermilerdi.
Yola k o y u l m a k iin Aie'nin devesi ayaa kalktnda kolyeyi akamdan b e -
ri orada k m bir halde kalan devenin altnda grdler.
Bir sonraki k a m p yerleri uzun k u m l u bir arazi olan gzel bir vadi idi.
Her z a m a n k i gibi Peygamber (s.a.v)'in iki adr dierlerinden biraz uzaa
k u r u l m u t u . O gn P e y g a m b e r (s.a.v)'le b e r a b e r o l m a sras Aie'deydi. Ai-
e daha s o n r a k i yllarda bir yar yapmay nasl teklif ettiini anlatrd:
" C b b e m i n eteklerini topladm, Peygamber (s.a.v) de aynsn yapt. Yara
1. I.1, 7 2 6 - 8 .
geldi ve k e n d i adna m e s e l e y e el k o y m a s n rica etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o
baladk. Yar o k a z a n d . "Bu b i r n c e k i sefer b e n i y e n d i i n yara kar- g n Aie ( r . a . ) ' n i n o d a s n d a y d ve C v e y r i y e ' y e kapy o amt. Aie n e l e r
l k " dedi. H i c r e t ' t e n n c e M e k k e ' d e m e y d a n a g e l e n b i r olay k a s t e d i y o r d u . " o l d u u n u daha s o n r a l a r y l e anlatt: " O o k gzel ve sevimli b i r kadnd.
Aie a k l a m a k i i n u n l a r da ekledi: " B a b a m n e v i n e gelmiti. B e n e l i m d e Ona bakan hibir erkek kalbini ona kaptrmaktan kendini alkoyamazd.
bir ey t u t u y o r d u m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : O n u b a n a getir, dedi. B e n v e r m e d i m O n u k a p d a g r n c e b y k bir k u k u y a k a p l d m . n k b e n i m oncla gr-
ve o n d a n k a t m . O da p e i m d e n k o v a l a d , fakat b e n o n d a n h z l y d m . " 1 d m R e s u l u l l a h ' n da g r e c e i n i b i l i y o r d u m . R e s u l u l l a h i n y a n m a girdi
A i e ' n i n g e r d a n l n n b a yeri i n c e l m i t i . M e d i n e ' y e v a r m a d a n b i r k a ve: " E y Allah'n R a s u l , b e n k a b i l e s i n i n reisi o l a n Haris'in kz Cveyri-
k o n a k n c e y i n e b o y n u n d a n z l d ve d t . K o l y e , yola k m a e m r i ve- ye'yim. B a m a g e l e n l e r i b i l i y o r s u n . F i d y e m k o n u s u n d a s e n i n y a r d m n is-
rildikten s o n r a A i e n i n h a c e t iin k a m p t a n ayrld b i r srada d m t . t e m e y e g e l d i m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B u n d a n d a h a iyisini ister m i s i n ? "
Aie k a m p a d n d k t e n s o n r a m m S e l e m e ile b i r l i k t e tahtlarnn i i n e diye sordu. O da: " B u n d a n iyisi n e d i r ? " diye s o r d u . O : " S e n i n fidyeni b e n
o t u r d u l a r ve p e r d e l e r i k a p a t p , p e e l e r i n i atlar. te o z a m a n Aie (r.a.) d e y e y i m , s e n de b e n i m l e e v l e n " d e d i . ^
k o l y e s i n i k a y b e t t i i n i farketti. P e r d e n i n a l t n d a n s z l p , k o l y e s i n i a r a m a -
C v e y r i y e (r.a.) b u teklifi s e v i n l e k a b u l e t t i . F a k a t babas fidye o l a r a k
ya gitti. O srada a d a m l a r develeri h a z r l a m l a r ve tahtlar develerin s t n e
verecei develerle b i r l i k t e geldiinde h e n z n i k a h l a r y a p l m a m t . B a b a s -
yerletirmilerdi. G e n e l l i k l e iki tahtn a r l k l a r n n baka b a k a o l d u u n u
nn getirdii develer s z verdii sayda deildi. n k A k i k ovasnda hay-
farkedebilirlerdi. n k otuz yanda b i r k a d n l a o n d r t yandaki zayf b i r
vanlara b a k m ve iki tanesini o k b e e n i p orada b i r yere g i z l e m i t i . G e r i d e
k a d n n arlklar tabi ki ayn o l a m a z d . F a k a t b u k e z hafif olan tahtn h e r
k a l a n develeri P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e getirip y l e dedi: "Ey Muhammed
z a m a n k i n d e n d a h a h a f i f o l d u u n u f a r k e d e m e d i l e r . Ve dier develerle b i r l i k -
( s . a . v ) s e n k z m esir aldn, ite fidyesi". P e y g a m b e r (s.a.v): " F a k a t A k i k
te yola k o y u l d u l a r . Aie b u olay yle a n l a t y o r : " K o l y e m i b u l d u m ve k a m p
ovasna gizlediin iki deve n e r e d e ? " dedi ve o n l a r n gizlendikleri yeri t m
yerine d n d m , fakat orada bir tek c a n l b i l e k a l m a m t . B u n u n z e r i n e
ayrntlaryla anlatt. B u n u n z e r i n e Haris: "Allah'tan b a k a tanr o l m a d -
t a h t m n b u l u n d u u yere gidip o t u r d u m . B e n i k a y b e t t i k l e r i n i a n l a y p geri
na ve ey M u h a m m e d , s e n i n de Allah'n R a s u l o l d u u n a e h a d e t e d e r i m "
d n m e l e r i n i b e k l i y o r d u m . Orada o t u r u r k e n g z l e r i m arlat ve u y u y a k a l -
dedi. ki olu da M s l m a n oldular. Haris dier iki deveyi de getirtip b t n
d m . M u ' a t t a l ' m o l u S a f v a n 2 o r a d a n g e t i i n d e b e n hl orada y a t y o r d u m .
develeri P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e verdi. D a h a s o n r a C v e y r i y e de M s l m a n ol-
Bir s e b e p y z n d e n o r d u d a n geride k a l m ve g e c e y i k a m p t a g e i r m e m i t i .
du. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u b a b a s n d a n istedi. Babas o n u v e r d P ve o n a da
Bize r t n m e e m r i g e l m e d e n n c e b e n i b i r o k k e z g r m t . B e n i o r a d a
bir oda ina edildi.
g r n c e : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve p h e s i z o n a d n c l e r i z . B u Allah'n
B e n i M u s t a l i k ' i n artk P e y g a m b e r (s.a.v)'in a k r a b a l a r o l d u u ortaya -
R a s u l n n h a n m " dedi. Safvan'm b u ayeti o k u m a s y l a Aie u y a n d ve pe-
k n c a M u h a c i r l e r ve E n s a r h e n z fidyeleri d e n m e m i olan esirleri s e r b e s t
esini y z n e rtt. Safvan o n u d e v e s i n e b i n d i r d i ve b i r s o n r a k i k o n a a
braktlar. Yaklak yz aile serbest b r a k l d . Aie (r.a.), Cveyriye (r.a.)'yi
kadar k e n d i s i y r y e r e k o n u devesine g t r d .
k a s t e d e r e k : " K a v m i n e o n d a n daha faydal olan b i r b a k a k a d n b i l m i y o r u m "
O r d u k o n a k y e r i n e vardnda Aie (r.a.)'ni taht yere k o n m u ve i e r - dedi.6
d e n k i m s e k m a y n c a o n u n u y u d u u n u s a n m l a r d . K o n a k y e r i n d e n ayrl-
m a l a r n a az b i r sre kala o n u n S a f v a n ' m devesi z e r i n d e geldiini g r n c e
h e r k e s i n aknl d a h a da artt. B u M e d i n e ' y i s a r s a c a k o l a n bir s k a n d a l i n 1. W427.
balangcyd. F a k a t o srada P e y g a m b e r ( s . a . v ) Aie (r.a.) ve A s h a b n o u 2. Medine'ye hicret eden ve Muhacirlerden saylan Beni Sleym kabilesinden gen bir adam.

gelien b u s o r u n d a n habersizdi. 3. I.I. 7 3 2 , B. L1I, S , W. 4 2 6 - 8 .


4. 1.1. 7 2 9 .
G a n i m e t l e r h e r z a m a n k i gibi datld. E s i r l e r d e n biri y e n i l e n k a b i l e n i n
5. I.H. 7 2 9 .
b a k a n Haris'in kz Cveyriye idi. K e n d i s i n e y k s e k b i r fidye d e n m e s i n i
6. I.I. A.g.e.
isteyen E n s a r ' d a n birinin eline d m t . C v e y r i y e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
Z e y n e b ' i n kzkardei H a n m e - P e y g a m b e r ' i n k u z e n i idi. O k z k a r d e i n i n da-
ha da gzde o l m a s n s a l a m a k i i n Aie (r.a.) h a k k n d a k i iftiray yayanlar
[65] arasndayd. G e n e l d e h e r k e s Z e y n e b ' i n de b u n a y a r d m c o l d u u n u d-
n y o r d u , fakat Aie (r.a.) i i n , Z e y n e b (r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v)'in en gzde
h a n m l a r n d a n biriydi. Z e y n e b , k a r d e i n i n k e n d i a d n a yayd k t eyler-
edine'ye d n d k t e n ksa b i r sre s o n r a Aie (r.a.) hastaland. O zama-
M na kadar, m n a f k l a r n O ve Safvan'la ilgili syledikleri d e d i k o d u l a r
d e n daha s o n r a da o k m u z d a r i p oldu. Misteh'in y a n s r a iftiraya katlanlar-
dan biri de air H a s a n l b n Sabit idi. Geri planda ise b u iftiray balatan l b n
t m e h r e yaylmt. o k az k i i b u n u ciddiye alyordu. B u olay ciddiye
U b e y ve dier m n a f k l a r yer alyordu.
alanlar arasnda M u t t a l i b k a b i l e s i n d e n k u z e n i M i s t e h de vard. F a k a t i n a n -
sn, i n a n m a s n o n d a n b a k a h e r k e s i n s y l e n e n l e r d e n h a b e r i vard. H i b i r P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u k o n u d a bir vahiy g e l m e s i n i b e k l i y o r d u . F a k a t hi-

eyden h a b e r i o l m a m a s n a r a m e n Aie, P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) k e n d i s i n e b i r ey g e l m e y i n c e , h a n m l a r n ve y a k n olan dierlerini sorguya ekti. He-

kar tavrlarnda baz d e i i k l i k l e r o l d u u n u h i s s e d i y o r d u . Peygamber, m e n h e m e n Aie ile ayn yata o l a n s a m e , o n u s a v u n d u ve: " B u bir iftira.

k e n d i s i n e dier h a s t a l k l a r n d a gsterdii sevgi ve efkati g s t e r m i y o r d u . Biz o n u n h a k k n d a i y i l i k t e n b a k a bir ey b i l m i y o r u z " dedi. A n n e s i m m

O d a y a gelir ve tedavi e d e n l e r e ; " B u g n h e p i n i z n a s l s n z ? " der o n u da di- E y m e n (r.a.) de o n u s a v u n d u . Hz. Ali ise yle dedi: "Allah seni s n r l a m a -

erleri arasna katard. B u n a o k z l e n , fakat g u r u r u n e d e n i y l e ikayet d, o n d a n baka p e k o k k a d m var. O n u n h i z m e t i s i n i sorguya e k , gerei

e d e m e y e n Aie (r.a.) a n n e s i n i n evine gidip orada tedavi o l m a k i i n P e y g a m - o n d a n r e n e b i l i r s i n . " B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) Bureyre'ye h a b e r

b e r ( s . a . v ) ' d e n izin istedi. P e y g a m b e r : " N a s l i s t e r s e n " dedi. g n d e r d i ve " E y B u r e y r e , i m d i y e kadar Aie'de, o n d a n p h e l e n m e n i ge-

N e l e r o l d u u n u Aie yle anlatyor: " N e l e r s y l e n d i i n d e n h a b e r s i z r e k t i r e c e k h i b i r h a r e k e t g r d n m ? " diye sordu. Bureyre b u s o r u y u yle

b i r ekilde a n n e m i n e v i n e gittim ve y i r m i g n i i n d e h a s t a l m geti. Bir cevaplad: " S e n i Hak'la g n d e r e n e y e m i n olsun ki, o n u n s a d e c e iyiliini bi-

a k a m M i s t e h ' i n a n n e s i ile dar k t k - O n u n a n n e s i , b a b a m n a n n e s i ile l i y o r u m . E e r aksi olsayd Allah, R a s u l n e b u n u bildirirdi. Aie'de h i b i r

kardeti-. Yanmda y r r k e n : "Allah M i s t e h ' i n c e z a s n v e r s i n " diye bard. k u s u r b u l a m a m . O d a h a k k b i r g e n kz. O n d a g r d m tek hata h e r

B e n : "Allah a k n a n e d i y o r s u n ? " d e d i m . "Bedir'de s a v a m o l a n b i r M u h a - s e f e r i n d e uyardm h a l d e , b e n h a m u r y o u r d u k t a n s o n r a o n a h a m u r u b e k -

cir h a k k n d a b y l e k o n u m a k k t b i r eydir". O: " E y E b u B e k i r ' i n k z " , l e m e s i n i t l e d i i m halde, o n u n u y u y a k a l m a s ve k k k u z u s u n u n gelip

dedi. " N a s l o l u r da h a b e r l e r sana u l a m a z ? " " H a n g i h a b e r l e r ? " d e d i m . Ba- h a m u r yemesidir."

na iftiraclarn n e l e r s y l e d i k l e r i n i ve b u n u n nasl h a l k n aznda dolat- P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e s c i d ' e gittiinde m i n b e r e k t ve Allah'a h a m d e t -


n anlatt. " B u nasl o l a b i l i r ? " d e d i m . O n u n c e v a b u oldu: " G e r e k t e n olan t i k t e n s o n r a yle dedi: " E y n s a n l a r ailem h a k k n d a d o r u o l m a y a n eyle-
b u ! " Gzyalar i i n d e eve d n d m . G z y a l a r m n c i e r i m i atlattn hi- ri s y l e y e r e k b e n i i n c i t e n i n s a n l a r iin n e dersiniz? Allah'a y e m i n o l s u n ki
s e d e n e d e k aladm. A n n e m e : " A l l a h seni a f f e t s i n ! " d e d i m . " H e r k e s n e l e r b e n a i l e m d e ve o n l a r n k o n u t u u kiilerde iyilikten b a k a b i r ey g r m e -
s y l y o r da, s e n b a n a b i r tek k e l i m e bile s y l e m i y o r s u n . " A n n e m : " K z m , dim. Onlar yanlarnda ben olmakszn evlerimden hibirine girmezler."
b u n u b u k a d a r ciddiye alma. n k k e n d i s i n i s e v e n b i r k o c a ile e v l e n e n P e y g a m b e r (s.a.v) k o n u m a s n bitirir bitirmez, U s e y d ayaa kalkt ve " E y
o k az gzel k a d n vardr ki k u m a l a r o n u n h a k k n d a d e d i k o d u k a r m a s n Allah'n Rasul, eer o d e d i k l e r i n Evs'ten iseler biz o n l a r a h a d l e r i n i bildiri-
ve dierleri de b y l e eyler s y l e m e s i n " dedi. B u n u n z e r i n e b t n g e c e uy- riz, eer o n l a r H a z r e k a b i l e s i n d e n kardelerimiz ise b i z e e m i r v e r de bala-
k u s u z k a l d m ve srekli aladm."1 rn k e s e l i m " dedi. O s z n b i t i r m e d e n , Sa'd l b n U b a d e (r.a.) ayaa k a l k -
mt. n k itfiray i l k b a l a t a n l a r ve Hassan b i n Sabit (r.a.) H a z r e t t e n d i -
P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m l a r arasnda n e k a d a r k s k a n l k o l u r s a ol-
ler. "Allah a k n a , yalan s y l y o r s u n " dedi, Sa'd. " S e n o n l a r l d r m e y e c e k -
s u n h a n m l a r n hepsi de takva sahibiydi ve h i b i r i b u iftiraya k a t l m a d . A k -
sin, l d r m e z s i n de. O n l a r s e n i n k a b i l e n d e n olsayd b y l e k o n u m a z d n . "
sine, h e p s i Aie'yi d e s t e k l e d i l e r ve h a k k n d a iyi k o n u t u l a r . Peygamber
" U s e y d : "Asl yalan s y l e y e n s e n s i n . Onlar ldreceiz. S e n de m n a f k l a -
(s.a.v)'in ev h a l k n a y a k n olanlardan b u k o n u d a en o k s u l u o l a n , k i m s e
rn tarafn tutan bir m n a f k s n " dedi. ki kabile de ayaklanm, birbirine ledi. Ben ise daha k k g e n bir kzdm ve Kur'an'dan ezberim o k deil-
g i r m e k zereydi. Fakat Peygamber (s.a.v)onlara sakin olmalarn syledi ve di. Bu nedenle yle dedim: "nsanlarn b e n i m h a k k m d a sylediklerini
m i n b e r d e n inerek onlar teskin edip evlerine gnderdi. duyduunu ve onlarn s e n i n k a l b i n d e yerleip, senin de onlara inandn
E e r Aie (r.a.) Peygamber (s.a.v)'in kendisini topluluk iinde m i n b e r - biliyorum. Eer size m a s u m o l d u u m u sylesem -ki Allah b e n i m m a s u m ol-
den s a v u n d u u n u bilseydi, b u kadar zlmezdi. Fakat o zaman iin h e n z d u u m u biliyor- bana i n a n m a y a c a k s n z . Fakat eer Allah'n m a s u m oldu-
b u k o n u d a bir ey bilmiyordu. O sadece Peygamber (s.a.v)'in etrafndakile- u m u bildii eyi yaptm ikrar etsem bana inanrsnz" Daha sonra Yakup
re kendisi ile ilgili sorular sorduunu biliyordu. Aie, b u n u n Peygamber ismini hatrlamak iin z i h n i m i y o k l a d m , fakat hatrlayamadm. Bu neden-
(s.a.v)'in kesin bir tutum ortaya k o y m a m a s anlamna geldiini d n p le yle dedim: " F a k a t b e n Yusuf'un babasnn dedii gibi diyeceim:
zlyordu. Aie (r.a.) o n d a n , kendi iindekileri o k u m a s n b e k l e m i y o r d u ,
n k o Peygambere gayb haberlerinin Allah tarafndan bildirildiini bili- "Bundan sonra (bana den) gzel bir sabrdr. Sizin bu dzp-uydurduklarn-
yordu. O: " B e n sadece Allah'n bana bildirdiklerini bilebilirim" derdi. O in- za kar (kendisinden) yardm istenecek olan Allah'tr." (Yusuf: 18)
sanlarn dncelerini o k u m a z d . Fakat Aie, (r.a.) Peygamber'den ona kar-
duyduu ballnn, suland eyi yapmasn imkansz klacak denli
Sonra yatama gittim ve Allah'n b e n i m susuz o l d u u m u bildirecei-
b y k olduunu bilmesini bekliyordu.
ni m i t ederek uzandm. B e n i m h a k k m d a vahiy i n m e s i n i b e k l e m i y o r d u m .
Her ne olursa olsun, sadece o n u n , Aie (r.a.) ve Safvan (r.a.)'n m a s u m n k adm Kur'an'da zikredilecek kadar deerli bir k i m s e olmadm d-
olduuna inanmas yeterli deildi. Mesele o k ciddiydi ve onlarn s u s u z ol- n y o r d u m . Fakat P e y g a m b e r (s.a.v)'in ryasnda b e n i m s u s u z olduu-
d u u n u t m topluma ispat edecek bir delile ihtiya vard. Bu k o n u d a en az ma iaret eden bir eyler g r m e s i n i bekliyordum.
yardm eden de Aie idi. Artk o n u n bu sregelen sessizlii sona ermeliydi. " O bizimle oturmaya devam etti ve bizler de yannda iken ona vahiy
O n u n syleyecei hibir ey bu meseleyi z m e y e yetmezdi. Fakat Kur'an, geldi: Byle zamanlarda k e n d i s i n d e meydana gelen kaslma yine balamt
n z u l u srasnda sorulan sorulara cevap vereceini vadediyordu. (Maide: ve bir k gn olmasna r a m e n stnden terler boanyordu. Bu baskdan
1 0 5 ) . Bu kez Peygamber (s.a.v) sadece vahiyle bir cevap gelsin diye b i r o k kurtulduunda m e m n u n bir sesle: " E y Aie, Allah'a h a m d e t , n k O, se-
kiiye ayn sorular s o r m u t u . Fakat belki de b u s o r u n u n , meseleyle en ya- nin m a s u m olduunu aklad" dedi. A n n e m de bana: " K a l k , ve Allah'n Ra-
k n d a n ilgili olan kiiye sorulmas gerekiyordu. sul'ne git" dedi. Ben: Hayr Allah'a andolsun kalkp ona gitmeyeceim ve
Aie (r.a.) "Ben Ailemle b e r a b e r d i m " dedi. "ki gece ve bir gn b o y u n - Allah'tan baka da k i m s e y e h a m d e t m e y e c e i m " d e d i m . 2
ca srekli alamtm. O n l a r b e n i m l e birlikte o t u r u r k e n Ensar'dan bir kadn nen ayetler unlard:
bize k a t l m a k iin izin istedi. Ben girmesine izin verdim, o da oturdu ve b e -
nimle birlikte alad. Daha sonra Peygamber (s.a.v)gelip oturdu. nsanlar "Dor usu, uydurulmu bir yalanla (ifkle) gelenler, sizin iinizden birlikte dav-
b e n i m h a k k m d a k o n u m a y a baladndan beri hi b e n i m l e o t u r m a m t . ranan bir topluluktur... O durumda siz onu (iftiray) dillerinize aktardnz ve hak-
Olaydan bu yana bir ay gemiti, semadan da h i b i r haber gelmiyordu. Al- knda bilginiz olmayan eyi azlarnzla sylediniz ve bunu da kolay sandnz; oy-
lah'tan baka ilh y o k t u r diye ehadet getirdikten sonra bana yle dedi: " E y sa O Allah katnda ok byktr. Onu iittiiniz zaman: "Bu konuda sz sylemek
Aie bana seninle ilgili unlar unlar sylediler. Eer sen m a s u m s a n , Allah bize yakmaz. (Allah'm) sen ycesin, bu byk bir iftiradr" demeniz gerekmez
senin m a s u m olduunu aklar.Eer yasak olan eyi yaptysan Allah'tan ba- miydi? Eer iman edenlerden iseniz bunun gibisine bir daha dnmemeniz iin Allah
lanma dile ve tevbe et! n k , kul eer, hatasn itiraf edip tevbe ederse size t vermektedir. "(Nur: 11, 15-17)
Allah ona merhamet eder." O k o n u m a s n bitirdiinde gzyalarn dinmi-
ti. B a b a m a , " B e n i m adma Allah'n R e s u l n e cevap ver" dedim. B a b a m : " N e
Yeni inen vahiy, zina s o r u n u n u n asln anlatyor ve zina cezas ile birlik-
syleyeceimi b i l m i y o r u m " dedi. A n n e m e sorduumda, o da ayn eyi sy-
te erefli kadnlara iftira atanlarn krbalanmas gerektiini de bildiriyordu.
ftiray a k a yayan ve sularn itiraf eden Misteh, Hassan ve Hamne'ye b u KUREY'N YAADII KLEM
ceza uyguland. F a k a t o k sinsi olan mnafklar gizli kalmlar ve bu m e s e -
lede paylar o l d u u n u itiraf etmemilerdi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) [66]
meseleyi takip e t m e k t e n vazgeti ve onlarn cezasn Allah' brakt.
E b u B e k i r (r.a.), fakir olan Misteh'e bir miktar maa balamt. Fakat eygamber (s.a.v) Ramazan ve o n u takip eden ay Medine'de geirdi. O
onun sulu o l d u u n u renince: "Allah'a yemin olsun ki, Aie h a k k n d a
sylediklerinde ve bamza getirdii beladan sonra artk Misteh'e para ve-
P ayn sonlarna doru b i r gece ryasnda ba tral bir ekilde K'be'ye
girdiini ve K'be'nin anahtarm elinde tuttuunu grd. Ertesi gn ryas-
rip yardm e d e m e m " dedi. Fakat b u n u n zerine u ayet nazil oldu: n Sahabeye anlatt ve onlar kendisi ile birlikte umre yapmaya davet etti.
B u n u n zerine aceleyle yol hazrlklarna giriildi. Kutsal m e k n d a kurban
"Sizden, faziletli ve varlkl olanlar, yaknlara, yoksullara ve Allah yolunda hic- e d i l m e k zere yetmi deve satn aldlar. Bu kurbanlarn etleri Mekke'deki
ret edenlere vermekte eksiltme yapmasnlar, affetsinler ve hogrsnler. Allah'n sizi fakirlere datlacakt. Peygamber (s.a.v) hanmlarndan birini yannda g-
balamasn sevmez misiniz? Allah,balayandr, esirgeyendir." (Nur: 22) trmeye karar verdi. Kura ektiklerinde m m Seleme (r.a.) kt. U m r e ya-
panlar arasnda, ikinci Akabe b i a t m d a da b u l u n a n iki Hazreli kadn Nusey-
E b u Bekir (r.a.) " G e r e k t e n Allah'n b e n i balamasn diliyorum" de- be ve m m M e n i n vard.
di. Sonra Misteh'e gidip, her zaman verdii eyleri verdi ve: "Allah'a y e m i n Her adam avlanma amacyla yanna birer kl ald. Fakat tam yola k-
olsun ki o n u h i b i r zaman t e r k e t m e y e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) de ay- m a k zere iken m e r (r.a.) ve Sa'd l b n U b a d e (r.a.) t a m a m e n silahlanmay
n ekilde belli bir zaman getikten sonra Hassan'a ok b y k c m e r t l i k nerdiler. Kurey haram aya ramen saldrabilir dediler. Fakat Peygamber
gsterdi. M u s ' a b i n l m zerine dul kalan kuzeni Hamne'yi de Talha ile (s.a.v) b u neriyi k a b u l etmedi ve: " B e n silah tamayacam, hac yapmak-
evlendirdi. H a m n e (r.a.)'nin Talha (r.a.)'dan iki olu oldu. tan baka bir ey iin yola k m y o r u m " dedi. lk konaklarnda, k u r b a n edi-
lecek develerin kendisine getirilmesini istedi. Bir tanesini seip Mekke'ye
d n d r d ve sa b r n e bir iaret koyarak deveyi nianlad. Devenin b o y -
n u n a da e l e n k ast ve dier develerin de ayn ekilde nianlanmasn em-
retti. Daha sonra Huza'a'nm Ka'b k o l u n d a n bir adam, Kurey'in tepkisini
r e n m e k zere gnderdi.
Peygamber (s.a.v)'in ba akt ve iki para dikisiz k u m a t a n yaplm
geleneksel hac kyafetini ( i h r a m ) giymiti. h r a m n bir paras v c u d u n alt
k s m n r t m e k zere bele dolanm, dier paras da omuzlarna rtlm-
t. Peygamber (s.a.v)iki rekt n a m a z klarak hac iin hazrland. Namazn
a r k a s n d a n haclarn syledikleri Lebbeyk Lebbeyk kelimesini tekrarlamaya
balad. Bu "te sana geldim,emrindeyim Allah'm" anlamna geliyordu.
o u kii o n u n gibi yapt. Fakat birka kii biraz daha ileride ihrama gir-
meyi tercih etti. n k ihrama girmek, avlanma ile ilgili birtakm yasakla-
r da beraberinde getiriyordu.
Kureyliler, Medine'den haclarn yola kt haberini alnca, Peygam-
1. B. LII., 15. b e r (s.a.v)'in n c e d e n tahmin ettii gibi, kukuya kapldlar ve h e m e n M e c -
2. B.L. II., 15. lisi topladlar. imdiye kadar hi byle ciddi bir ikilem yaamamlard. Eer
M e s c i d ' i n k o r u y u c u l a r o l a r a k , b i n e y a k m Arap h a c m i n y o l u n u k e s e r l e r s e ,
tirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) abdest ald ve b i r m i k t a r s u y u azna alp tek-
k e n d i b y k l e r i n i n dayand k a n u n l a r a aykr d e c e k l e r d i . Dier taraftan
rar k o v a n n iine boaltt. D a h a s o n r a s a d a n d a n bir o k ald ve: " B u suyu al
eer d m a n l a r n n M e k k e ' y e bar ve r a h a t l k i i n d e g i r m e s i n e izin verir-
ve o u k u r a boalt; d a h a s o n r a b u o k l a k a r t r " dedi N a c i y e o n u n emrettii
lerse, b u M u h a m m e d ( s . a . v ) iin b y k bir m o r a l zaferi o l a c a k t . Bu h a b e r -
gibi yapt ve o k u suya daldrr d a l d r m a z temiz ve taze b i r su o kadar hzl ve
ler t m Arabistan'a y a y l a c a k ve t m azlarda t e k r a r l a n a c a k t . Ayn z a m a n -
o k olarak fkrd ki, k e n d i s i n i z o r geri att. H a c l a r u k u r u n banda top-
da b u , bir n c e k i baarsz M e d i n e s e f e r l e r i n i n s t n e tuz b i b e r o l a c a k t .
landlar, b t n hayvanlar ve insanlar k a n a k a n a itiler.
B e l k i de en k t s , b u h a c l a r n eski h a c g e l e n e i n i d e v a m e t t i r m e l e r i o n -
Haclarn arasnda b n U b e y dahil b i r k a m n a f k vard. bn U b e y su
larn b r a h i m d i n i n e bal o l d u k l a r n aa k a r a r a k daha o k k i i n i n s e m -
i e r k e n , k a b i l e s i n d e n b i r a d a m o n a yle dedi: " E y H u b a b ' n babas, sana ya-
patisini k a z a n m a l a r n salayacakt. Her ey g z d e n geirildiinde, o n l a r
zklar o l s u n , k e n d i n i n nerede o l d u u n u hl f a r k e t m e y e c e k m i s i n ? B u n d a n
M e k k e ' y e s o k m a m a l a r gerektii k a r a r n a vardlar. " A r a m z d a bir tek kii
daha fazla n e b e k l i y o r s u n ' T b n U b e y : " D a h a n c e b u n u n aynsn g r d m "
canl kald s r e c e , Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i r e m e y e c e k l e r " dediler.
dedi. B u n u n zerine a d a m o n u tehdit edercesine k o n u t u . bn U b e y de olu
Haclar, U s f a n ' a ulatnda, n c e d e n g n d e r i l e n k k grup, M e k k e ' l i - ile birlikte P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti ve m e s e l e y i anlatp, k e n d i s i n i n yanl an-
lerin Halid'i i k i y z atl ile o n l a r n y a k l a m a s n n l e m e k zere g n d e r d i k - laldn s y l e m e k istedi. F a k a t daha o k o n u m a y a b a l a m a d a n P e y g a m b e r
leri haberiyle geldi. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i l e r i n i b a k a b i r (s.a.v) ona: " B u g n g r d n eyin aynsn daha n c e nerede g r d n ? " di-
y o l d a n g t r e c e k b i r r e h b e r a r a d . E s l e m ' l i b i r a d a m b u grevi s t l e n d i ve ye sordu. O : " b u n a b e n z e r h i b i r ey g r m e d i m " c e v a b n verdi. P e y g a m b e r
onlar sahile d o r u y n e l t t i . Hudeybiye'ye giden geide u l a n c a y a k a d a r (s.a.v) " P e k i o z a m a n n i i n o laflar s y l e d i n ? " dedi. b n U b e y : "Allah'tan be-
almas z o r ve dar b i r yoldan ilerlediler. H u d e y b i y e , H a r a m b l g e n i n he- ni balamasn d i l i y o r u m " dedi. O l u " E y Allah'n R a s u l , o n u n iin ba-
m e n k e n a r n d a , M e k k e ' n i n aasnda a k bir araziydi. R e h b e r l e r i onlar l a n m a dile" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u n i i n dua e t t i . " 2
Halid'in g z n d e n k a r m a y b a a r m t . F a k a t y r r l e r k e n o k a d a r o k toz
S u s u z l u k l a r n g i d e r d i k t e n s o n r a , h a c l a r b e d e v i r e i s l e r i n d e n birinin he-
kaldrmlard ki Halid onlar farketti ve K u r e y l i l e r e o n l a r n yaklat ha-
diye ettii b i r deve ile bir k o y u n s a y e s i n d e k a r n l a r n doyurdular. Bu b e d e -
b e r i n i v e r m e k zere M e k k e ' y e d n d .
vi k a b i l e s i , b i r z a m a n l a r M e s c i d ' i n k o r u y u c u l u u n u y a p m olan ve E l e m
P e y g a m b e r ( s . a . v ) H a c iin en gzde devesi olan Kesva'y semiti. Deve
K a ' b ve M s t a l k b o y l a r n i e r e n B e n i Huza'a idi. B u n l a r n hepsi i m d i Pey-
geidin s o n u n a geldiklerinde yere k t . B i r o k k i i n i n Hal! Hal! sesleri ka-
g a m b e r (s.a.v)'e iyi davranyorlard. n k M s l m a n o l m a y a n l a r iin bile
yalarda y a n k l a n d . Deveyi yerden k a l d r m a k iin b y l e derlerdi. F a k a t t m
b u ittifakta p o l i t i k b i r a v a n t a j vard. Bu ittifak s a y e s i n d e Kurey'le a n l a m a -
seslere r a m e n deve yerde a k l m gibi duruyordu. " K e s v a i n a t " dediler.
l o l a n en b y k d m a n l a r B e n i B e k r ' e kar d e n g e s a l a m oluyorlard.
F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u n i m d i l i k Hudeybiye'den teye g i t m e m e l e r i
Bu d u r u m ksa b i r sre s o n r a o k n e m l i olaylara s e b e p o l a c a k t . F a k a t i m -
gerektiini g s t e r e n b i r iaret o l d u u n u biliyordu. " O inat deil" d e d i , " B u ,
dilik Huza'a ve B e k r arasnda sava y o k t u ve Kureyliler, p h e l e n m e l e r i n e
o n u n tabiat deildir. F a k a t fili engelleyen g o n u da e n g e l l e d i " Kurey'i
r a m e n Huza'a'ya h o g r gsteriyorlard. H u z a ' a ' n n ileri g e l e n l e r i n d e n
kastederek unlar ekledi: " B u g n b e n d e n Allah'n h u d u d l a r n a u y g u n her
B u d e y l bn Verka, h a c l a r n Hudeybiye'de k a m p k u r d u k l a r h a b e r i geldiin-
ne isterlerse onlara v e r e c e i m . " ' Daha s o n r a Kesva'ya b i r eyler syledi, de-
de M e k k e ' d e idi. D a h a s o n r a P e y g a m b e r ' e (s.a.v) g e l m i ve o n a Kurey'in
ve h e m e n ayaa kalkt ve o n u dier haclarla birlikte Hudeybiye'ye kadar g-
t u t u m u h a k k n d a bilgi v e r m i t i . " S o n adamlar da l n c e y e kadar sizinle
trd. P e y g a m b e r (s.a.v) orada k a m p k u r m a e m r i n i verdi. F a k a t k a m p k u r -
K'be arasndaki yolu kapal t u t m a y a y e m i n e d i y o r l a r " dedi. B u n u n z e r i n e
duklar yerde h e m e n h e m e n h i su y o k t u . S a d e c e b i r iki u k u r d a b i r i k m i su
P e y g a m b e r ( s . a . v ) : "Biz b u r a y a s a v a m a k iin g e l m e d i k ; s a d e c e Beyti tavaf
vard ve a d a m l a r s u s u z l u k t a n ikayet ediyorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u r b a n
e t m e k iin geldik. Y o l u m u z a k a n l a savarz, fakat b e n o n l a r a , isterlerse,
develerini g z e t e n Eslem'li Naciye'yi y a n m a ard ve O ' n d a n bulabildii
tedbirlerini almalar ve y o l u a m a l a r iin sre t a n y o r u m " dedi.
kadar suyu kovaya d o l d u r u p k e n d i s i n e g e t i r m e s i n i istedi. Naciye, suyu ge-
Budeyl ve y a n n d a k i arkadalar M e k k e ' y e d n d l e r . Kureyliler o n l a r
ask suratla karladlar. O n l a r M u h a m m e d (s.a.v)'in n e l e r sylediini bil- detli b i r darbe indirdi ve: " H e n z elin s e n i n i k e n elini Allah'n R a s u l n n
d i r m e k i s t e d i k l e r i n d e , E b u C e h i l ' i n olu krine onlar d u y m a k i s t e m e d i k - s a k a l n d a n e k " dedi. U r v e , b u n d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e fazla yakn
lerini s y l e d i . B u n u n z e r i n e Sakfli m t t e f i k l e r i n d e n biri o l a n U r v e o n u n o l m a k t a n k a n d . F a k a t o n u n l a k o n u t u k t a n s o n r a saatlerce k a m p t a kald.
a n n e s i b i r M e k k e l i idi. Bu t u t u m u n o k s a m a o l d u u n u syledi. Safvan da Kureylilere o n l a r n elisi o l d u u k a d a r c a s u s u da o l m a y a s z vermiti. Bu
Budeyl'e: " G r d k l e r i n i ve d u y d u k l a r n bize a n l a t " dedi. B u d e y l o n l a r a ha- n e d e n l e k a m p t a g r d h e r eyi n o t etti. A n c a k o n u e n o k , burada gr-
clarn n i y e t l e r i n i n b a r o l d u u n u ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) k e n d i l e r i n i n m e k i i n gelmedii ve h i b i r y e r d e rastlamad eyleri g r m e k etkiledi.
geliine k a d a r Kurey'lilere h a z r l a n m a sresi verdiini h a b e r verdi. Daha M e k k e ' y e d n d n d e K u r e y l i l e r e yle dedi: " E y insanlar, b e n bir o k
s o n r a U r v e : " B u d e y l size h i k i m s e n i n r e d d e d e m e y e c e i gzel b i r t e k l i f ge- k r a l a -Kisra'ya, Kayser'e ve N e c a i ' y e - eli o l a r a k g n d e r i l d i m . H i b i r teba-
tirdi. B u n u k a b u l edin. zin v e r i n d o r u d a n M u h a m e d (s.a.v)'e gidip b u n u n m k r a l n a M u h a m e d ( s . a . v ) ' i n a s h a b n n o n a gsterdii sayg k a d a r sayg
t a s d i k l e t e y i m , o n u n y a n m a gider ve etrafndakleri g z l e r i m . Size h a b e r ge- gsterdiini g r m e d i m . O b i r ey e m r e t s e , azndan k a r k m a z h e m e n ya-
tiren bir eli o l u r u m . " pyorlar, o abdest alsa, a b d e s t s u y u n u a l m a k iin yar ediyorlar; o k o n u t u -
K u r e y l i l e r o n u n teklifini k a b u l ettiler. F a k a t daha n c e d e n , t m b e d e - u n d a h i sesleri k m y o r ; o n u n y z n e d i m d i k b a k m y o r l a r , o n a gste-
vi m t t e f i k l e r i n e k u m a n d a e d e n E h a b i diye tannan b i r a d a m eli o l a r a k dikleri saygdan gzlerini y e r e indiriyorlar. O size iyi b i r teklif yapt. O hal-
g n d e r m i l e r d i . Bu a d a m K i n a n e k a b i l e s i n i n Beni'l-Hris k o l u n d a n H u l e y s de b u teklifi k a b u l e d i n . " ^
idi. U h u d ' d a cesedlere yaplan i k e n c e l e r n e d e n i y l e E b u Sfyan' azarlayan U r v e daha k a m p t a i k e n P e y g a m b e r (s.a.v) Ka'b k a b i l e s i n d e n Hiras adn-
da H u l e y s idi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n yaklatn g r n c e , ya o n u n daya- daki b i r a d a m deveye b i n d i r i p Kurey'e eli olarak g n d e r m i t i . Hiras ora-
nlarndan ya da d a h a n c e o n u n h a k k n d a d u y d u k l a r n d a n o n u n m e r h a - ya vardnda l k r i m e o n u n d e v e s i n i n b a c a k l a r n k e s t i . F a k a t H u l e y s ve
metli b i r a d a m o l d u u n u ve k u t s a l eylere o k n e m verdiini anlad. B u a d a m l a r araya girerek e l i n i n h a y a t n kurtardlar ve a d a m Peygamber
n e d e n l e n i a n l a n a n k u r b a n d e v e l e r i n i n o n u k a r l a m a k zere ileri s r l m e - ( s . a . v ) ' e geri gnderdiler. D n d n d e Hirs: " E y Allah'n R a s u l , b e n d e n
sini e m r e t t i . K u r b a n nianlar ve b o y u n l a r n d a k i ssleri ile y e t m i d e v e n i n d a h a iyi h i m a y e s i olan b i r a d a m g n d e r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) m e r
geldiini g r e n Huleys b u n d a n o k a d a r e t k i l e n d i ki, P e y g a m b e r (s.a.v)'le (r.a.)'i ard. F a k a t m e r K u r e y l i l e r i n o n u n k e n d i l e r i n e n e denli d m a n
k o n u m a k s z m d o r u c a Kureylilere gitti ve h a c l a r n n i y e t l e r i n i n t a m a m e n o l d u u n u bildiklerini ve k a b i l e s i B e n i Adiy'in k e n d i s i n i k o r u y a c a k kadar
b a r o l d u u n u syledi. M e k k e l i l e r b i r a z ileri giderek o n u n s a d e c e b i r l g l o l m a d n s y l e d i . " F a k a t " dedi m e r , " M e k k e ' d e b e n d e n d a h a g-
a d a m o l d u u n u ve b u m e s e l e n i n asln a n l a y a m a y a c a n sylediler. Bu b - l , a k r a b a y n n d e n z e n g i n ve b e n d e n daha iyi b i r h i m a y e y e s a h i p o l a n bir
y k b i r t a k t i k hatasyd. B u n u a n l a d k l a r n d a ise o k ge k a l m l a r d . Hu- a d a m g s t e r e b i l i r i m " O s m a n l b n Affn ( r . a . ) . " B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r
leys: " E y K u r e y l i l e r " , dedi s e r t e , "Biz sizinle m t t e f i k o l m a d k ve b u n u n (s.a.v.), O s m a n l b n Affan' M e k k e ' y e gnderdi. A b d u ems'li akrabalar ve
i i n a n l a m a y a p m a d k , Allah'n evine gelen b i r i n e nasl e n g e l o l u r s u n u z ? dierleri o n a iyi davrandlar. H u d e y b i y e ' d e k i l e r i n h i b i r i n i K'be'ye yakla-
Nefsimi k u d r e t e l i n d e t u t a n a y e m i n o l s u n ki ya M u h a m m e d ' i n y a p a c a e- t r m a y a c a k l a r n s y l e m e l e r i n e r a m e n o n u K'be'de tavaf e t m e y e davet et-
ye izin verirsiniz, ya da b e n b t n E h a b i ' l e r i geri e k e r i m " dedi. O n l a r : tiler. F a k a t O s m a n (r.a.) b u n u reddetti. Kureyliler l b n U b e y ' e de ayn imti-
" O r t a k b i r n o k t a y a varncaya k a d a r bizi b e k l e " dediler. yaz t e k l i f e d e n b i r h a b e r gnderdiler. F a k a t l b n U b e y : " A l l a h ' n R a s u l , ta-
O srada Sakif'li U r v e , h a c l a r n k a m p n a v a r m ve P e y g a m b e r l e k o - vaf e t m e d i k e Beyt'i tavaf e t m e m " cevabn verdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u
n u m a y a balamt. S a n k i k e n d i s i y l e eit k o n u m d a y m gibi k a r s n a o t u r - d u y d u ve o k sevindi.
m u t u ve o n a hitap ettiinde o n u n s a k a l n tutuyordu. F a k a t M u h a c i r l e r d e n
biri o l a n M u i r e (r.a.) o n l a r n y a n n d a ayakta d u r u y o r d u . U r v e P e y g a m b e r
1. I.I. 7 4 1 ; W. 5 8 7 .
(s.a.v)'in s a k a l n t u t u n c a k l c n n yass u c u y l a o n u n eline v u r d u . Bir iki
2. W. 5 8 9 .
d a k i k a s o n r a U r v e y i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n sakaln t u t u n c a eline d a h a id-
3. B. LIV, 15; W. 5 9 3 - 6 0 0 .
inaklarm b u kelimeler stne k o y m a s n syledi ve bu kelimeleri kendi eliy-

[67] le sildi. D a h a sonra onlarn yerine "Abdullah'n olu" szn yazdrd.


Metin yle devam ediyordu: " O n l a r on yl b o y u n c a sava y k n kal-
drdlar. Bu sre iinde insanlar gvenlikte olacak ve birbirlerine saldrma-
s m a n (r.a.) Mekke'de iken Peygamber (s.a.v)'e vahiy ald zamanlara
O b e n z e r bir hal geldi. Sahabeden birine emirler verdi, b u n u n zerine Sa-
yacaklar. u artla ki, velisinin izni olmadan Kurey'ten Muhammed
(s.a.v)'e gelen kiiyi, M u h a m m e d (s.a.v)geri gnderecek; fakat M u h a m m e d
habe k a m p n t m n unlar syleyerek dolat: " R u h , Allah'n Rasulne gel-
(s.a.v)'le birlikte olanlardan biri Kurey'e snrsa o geri g n d e r i l m e y e c e k .
di ve ballk yemini almay emretti. Allah adna biat etmek iin g i d i n . " 1 O
hanet ve k a a m a k yaplmayacak. K i m M u h a m m e d ' i n tarafna g e m e k ister-
srada Peygamber (s.a.v) bahar nedeniyle yapraklan yeermi olan bir akas-
se geebilir, kim de Kurey'in tarafna g e m e k isterse geebilir" O srada
ya aacnn altnda yerini ald. Ashab teker teker gelip ona biat etti. Peygam-
k a m p t a haclar ziyaret e t m e k iin gelmi olan Huzaa'l birka lider vard.
bere (s.a.v) ilk ulaan kii,Cah ailesiyle ayn kabileden olan yani Beni Esed
B e k r kabilesinin bir iki temsilcisi de Sheyl ile gelmilerdi. A n l a m a metni-
bn Huzeyme'li Sinan oldu. Kampta yaplan ar ne zerine biat edilecei
ne bu c m l e l e r yazdrlnca Huzaa'llar ayaa kalkp: "Anlamasnda biz
k o n u s u n d a bir bilgi vermiyordu. Bu nedenle Sinan: "Sana, senin nefsinde
M u h a m m e d (s.a.v)'le birlikteyiz" dediler. B u n u n zerine Bekr'in adamlar:
olan ey zerine biat ediyorum" dedi dierleri de ayn ekilde biat ettiler. Da-
"Biz de anlama ve taraflarnda Kurey ile beraberiz." H e m e n sonra b u an-
ha sonra Peygamber (s.a.v): " O s m a n ' n yerine b e n biat edeceim" dedi ve sol
lamay iki kabilenin de reisleri imzalad. Anlama u cmlelerle bitiyordu:
elini damadnn eli gibi kabul edip saeli stne koyarak biat etti. Orada b u -
" S e n , M u h a m m e d , b u yl bizden ayrlacaksn ve biz orada b u l u n d u u m u z
lunanlar sadece bir kii arya cevap vermedi. Bu da devesinin arkasna sak-
srece M e k k e ' y e girmeyeceksin. F a k a t gelecek yl biz M e k k e ' d e n kacaz
lanan, fakat gzden kamayan, mnafklardan Cedd ibn Kays idi.
ve sen arkadalarnla gireceksin. Orada gn kalacaksnz, y o l c u silahla-
Kureyliler Sheyl'i bir anlama imzalamak zere gnderdiler. O n u n l a rndan baka silah tamayacaksnz ve kllarnz knnda olacak.
birlikte ayn kabileden olan Nikraz ve Huveytib de geldiler. Peygamber
Peygamber (s.a.v)'in vahye yakn bir rya grp arkadalarndan biat
(s.a.v)'le tarttlar. Sahabe dardan onlarn seslerini ykselip alalmasn
almas, arkadalarn bu seferin baarl olduu d n c e s i n e gtrd. Fakat
dinleyerek anlap anlamadklarn anlamaya alyordu. S o n u n d a bir an-
anlama maddelerini duyduklarnda ve haram blgeye b u kadar yaklatk-
lamaya vardlar. O zaman Peygamber (s.a.v) Ali'ye "Bismillah er-Rahman er-
tan sonra bir ey elde e d e m e d e n geri dneceklerinin farkna vardklarnda,
Rahim ( R a h m a n ve Rahim olan Allah'n adyla)" diye balayarak anlama
b u n a dayanamayacaklarn hissettiler. Ama daha da k t s geliyordu; onlar
metnini yazmasn syledi. Fakat Sheyl kar kt ve "Rahman'm ne oldu-
l m sessizlii iinde o t u r u r k e n zincir sesleri duyuldu ve k a m p a ayaklar
unu b e n bilmiyorum eer yazacaksan Bisinik Allahmme (Allah'm, senin
zincirli g e n bir adam girdi. Bu Sheyl'in k k oullarndan biri olan E b u
adnla) yaz dedi. Sahabeden bazlar: "Allah'a andolsun Bismillah er-Rahman
C e n d e l idi. Babas onu M s l m a n olduu ve Medine'ye k a m a s n d a n k o r k -
e-Rahim'den baka bir ey yazmayz" diye bard. Fakat Peygamber (s.a.v)
tuu iin hapsetmiti. E b u Cendel'in aabeyi Abdullah haclar arasndayd
onlar duymazdan geldi ve: "Bismik Allahmme" yaz dedi. Sonra yazdrmaya
ve kardeini karlamak zereydi. F a k a t o srada Sheyl m a h p u s u n b o y n u -
devam ederek "Bunlar Allah'n Rasul, M u h a m m e d ile Amr'n olu Sheyl
na takl olan zinciri tuttu ve serte suratna vurdu. Daha sonra Peygamber'e
arasnda imzalanan anlama maddeleridir" dedi Fakat Sheyl yine kar k-
d n d ve ' Bu adam gelmeden n c e anlama imzalanmt.'dedi. Peygamber
t. " E e r senin Allah'n Rasul, olduunu kabuletseydik, senin K'be'ye gir-
(sav): ' Evet, doru' dedi. Sheyl: 'O halde o n u bize iade et.'dedi. O srada
m e n i engellemezdik ve seninle savamazdk. Bu nedenle Abdullah'n olu
E b u C e n d e l sesinin kt kadar: 'Ey mslmanlar', diye bard, 'bana di-
M u h a m m e d yaz" dedi. Ali (r.a.) "Allah'n R a s u l " ibaresini h e n z yazmt.
n i m d e n tr ikence y a p a c a k olan putperestlere mi d n d r l m e l i y i m ? '
Peygamber (s.a.v) ondan bu kelimeleri silmesini istedi. Fakat Ali (r.a.) b u n u
Peygamber (s.a.v) Sheyl'i kenara ekti ve o n u serbest b r a k m a s n rica et-
yapamayacan syledi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) ona kendi par-
ti. Fakat Sheyl b u neriyi kabul etmedi.Yanndaki eliler, M i k r a z ve Hu-
veytib, o z a m a n a kadar sessiz kalmlard. Fakat bu meselenin anlamaya hibir hareket yoktu. akn bir halde ona bakyorlard. Bunu ona kar gel-
kt bir balang olacan sezdiklerinden olaya m d a h a l e ettiler. " E y Mu- dikleri iin yapmyorlard. Fakat olaylar beklentilerinin tersine gelitii ve
h a m m e d , s e n i n yerine o n u n k o r u m a s n zerimize alyoruz" dediler. Bu, imdide n o r m a l d e doru olmayan bir ey k e n d i l e r i n e emredildii iin o k
E b u Cendel'in b a b a s n d a n ayrlp onlarn yannda yaayabilecei anlamna armlard. n k brahim'in geleneine gre k u r b a n l a r haram blgede
geliyordu. M i k r a z ve Huveytib szlerinde durarak E b u C e n d e l (r.a.)'i yan- kesilmeliydi. Ayn ey ba tra e t m e k iin de geerliydi. Yine de bu itaat-
larna aldlar. P e y g a m b e r (s.a.v): "Sabrl ol, E b u Cendel, Allah m u h a k k a k sizlik Peygamber'i o k zmt. P e y g a m b e r (s.a.v) adrna girdi ve m m
sana ve seninle birlikte olanlara bir yol ve k u r t u l u gsterecektir. Biz b u in- Seleme'ye olanlar anlatt. O " G i t ve h i b i r ey s y l e m e d e n kurbann k e s "
sanlarla b i r anlama imzaladk ve onlara sz verdik. O n l a r da bize sz ver- dedi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v)nianlad devesini k u r b a n etti.
diler. imdi s z m z d e n d n e m e y i z " dedi. Kurban kestii srada adamlarn duyabilecei bir sesle: "Bismillah, Allahu Ek-
b u noktaya gelince mer, (r.a.) kendisini tutamad. Ayaa kalkarak ber" dedi. Bu szleri d u y u n c a haclar h e p birden ayaa kalktlar ve k u r b a n -
Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: "Sen Allah'n Peygamberi deil m i s i n ? " dedi. larn k e s m e d e neredeyse yar ettiler. E m r e u y m a k iin birbirlerini ititiri-
Peygamber (s.a.v): " E v e t " dedi. m e r " O halde n e d e n dinimizin erefini b u yorlard."Peygamber (s.a.v) Hiras' - O s m a n ' d a n n c e Mekke'ye eli olarak
kadar d r y o r u z ? " dedi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) " B e n Allah'n gnderdii Huza'a'l adam- ban tra etmesi iin ardnda arkadalar
Rasulym ve O n a kar gelemem. O bana zafer v e r e c e k " dedi. m e r : " F a - h e m e n birbirlerinin ban tra etmeye baladlar. m m Seleme (r.a.) da-
kat sen bize K'be'ye gidip onu tavaf edeceimizi s y l e m e m i m i y d i n ? " di- ha sonraki yllarda " o denli hzl tra ediyorlard ki birbirlerini yaralamala-
ye srar etti. " E v e t , y l e " dedi. Peygamber (s.a.v) " F a k a t b e n size bu yl gi- rndan k o r k t u m " derdi. Fakat bazlar sadece salarnn u c u n u kestiler.
deceimizi s y l e m i m i y d i m ? " mer, byle bir sz vermediini syledi. n k tra yerine b u n u n da geerli olduunu biliyorlard. O srada Pey-
" M u h a k k a k K'beye gideceksiniz" dedi. Peygamber (s.a.v), "Ve o n u tavaf g a m b e r (s.a.v) Hiras'la birlikte adra girdi. Bu grevi yerine getirdikten
e d e c e k s i n i z . " F a k a t m e r (r.a.) hl inatlkta srar ediyordu. Duygularn sonra ba tral b i r halde adrn n n e kt ve "Allah balarn tra eden-
anlatmak zere E b u Bekir (r.a.)'e gitti. O n a da Peygamber (s.a.v)'e sorduu lere m e r h a m e t e t s i n ! " dedi. B u n u n zerine salarm kesenler: " E y Allah'n
sorularn aynlarn sordu. Fakat E b u B e k i r Peygamber (s.a.v)'in cevaplar- Rasul, salarn kesenlere de!" diye kar ktlar. Fakat Peygamber
n d u y m a m olmasna ramen her soruya ayn cevaplar verdi. E b u Bekir (s.a.v)yine ilk sylediini tekrarlad. B u n u protesto eden sesler ykseldi. Bir
(r.a.) s o n u n d a : " G i t ve o n u n zengisine yap, n k o doru sylyor" de- kez daha ayn eyi tekrarlayp, protesto sesleri ykseldikten sonra: "Ve sa-
di. Bu szler, sz k o n u s u olumsuz duygular t a m a m e n ortadan kaldrmama- larn kesenlere d e ! " dedi. Daha sonralar n e d e n sadece balarn tra eden-
sna ramen, mer'i etkiledi. Bu nedenle daha ileri gitmedi ve Peygamber ler iin dua ettii sorulduunda: " n k onlar hi tereddt e t m e d i l e r " ce-
(s.a.v) ona anlamay imzalamasn sylediinde sessizce imzalad. Peygam- vabn verdi.
ber (s.a.v) Sheyl'in olu Abdullah'a da anlamay imzalamasn syledi.
Peygamber (s.a.v)adrna d n p yerden kesilmi siyah salarn ald ve
Antlamada imzas olan dier m s l m a n l a r Ali, E b u Bekir, A b d u r r a h m a n
yakndaki aaca doru frlatt. B u n u n zerine adamlar salardan biraz ala-
lbn Avf ve M a h m u d ibn Mesleme idi.
b i l m e k iin aacn etrafna tler. Nuseybe (r.a.) de erkeklerden geri kal-
Kamp kaplayan genel znt biraz g e m i gibiydi. F a k a t Sheyl ve ya- mad ve aacn yanna yaklap bir iki perem ald. Bu salar ld gne
nndakiler E b u C e n d e l ( r . a . ) ' i de beraberinde gtrerek k a m p terkettiklerin- kadar kymetli bir hazine gibi saklad.
de insanlarn duygular tekrar galeyana geldi. Peygamber (s.a.v) anlamay
K a m p n zemini tra olan haclarn salaryla kaplanmt. Fakat k a m p -
imzalayanlarla birlikte biraz tede oturuyordu. Onlarn yanndan ayrlp ha-
ta birden bire bir rzgr kt ve salar kaldrp M e k k e ' y e doru uurdu.
clarn o u n l u k t a olduu yere doru ilerledi."Kalkn ve kurbanlarnz ke-
B u n u , Allah'n hac ibadetlerini kabul ettiine bir iaret sayan haclar o k se-
sin" dedi, "Ve balarnz tra edin". Hi k i m s e yerinden kmldamad. Pey-
vindiler. te o zaman Peygamber (s.a.v)'in neden kurbanlarn kesmelerini
g a m b e r (s.a.v) szlerini ikinci ve n c defa tekrarlad, fakat oradakilerde
sylediini anladlar.
Medine'ye doru yola ktklarnda m e r (r.a.)'in vicdan k e n d i n i ra- "Andolsun, Allah Rasul'n grd ryann hak olduunu dorulad. Eer
hatsz e t m e y e balamt. Peygamber'le k o n u m a k isteyerek ona doru yak- Allah dilerse, mutlaka siz, Mescid-i Haram'a gven iinde, salannz tra ettirmi
latnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n d e k i u z a k ve souk ifadeyi grd (kiminiz de ) ksaltm olarak (ve) korkusuzca gireceksiniz. Fakat Allah, sizin bilme-
zaman sknts daha da artt. m e r (r.a.) ileriye doru hzla atn srerek. diinizi bildi, bylece de bundan nce size yakn bir fetih (nasib ) kld." (Fetih: 27)
" E y mer, b r a k da a n n e n senin iin m a t e m t u t s u n " dedi. Daha sonralar
Peygamber (s.a.v)'e kar kt iin kendisi h a k k n d a bir vahiy i n m e s i n d e n
k o r k t u u n u anlatrd. Arkasndan bir atl yaklap, kendisini Peygamber'in
ardn syleyince k o r k u s u daha da artt. F a k a t Peygamber'in yznde-
ki sevinli ifadeyi g r r grmez korkular kayboldu. Peygamber (s.a.v):
"Bana g n e i n altndaki her eyden daha deerli olan bir sre nazil o l d u "
dedi.
Yeni gelen vahiy, h e n z d n m e k t e olduklar b u seferin bir zafer olduu
k o n u s u n d a k i pheleri datyordu. n k sre:

"Hi phesiz biz sana apak bir fetih olarak (zafer yolunu tkayan btn en-
gelleri ve kaplan) fethettik." (Fetih: 1)

kelimeleriyle balyordu. Vahiy ayn z a m a n d a aacn altnda Peygamber


(s.a.v)'e yaplan biattan da bahsediyordu:

"Andolsun, Allah sana o aacn altnda biat ederlerken mminlerden raz ol-
mutur. Kalbleriule olan bilmi ve bylece zerlerine 'gven duygusu ve huzur' in-
dirmitir ve onlara yakn bir fethi sevap (karl) olarak verilmitir." (Fetih 18)
Bu biati edenlere Allah'n Rzas, yani Rdvanvadediliyordu. Bu neden-
le b u szlemeye "biat r-Rdvan" denilir. Baka bir ayette de gven duygusu
ve h u z u r u n , yani Sekme^nin indiriliinden bahsediliyordu:

"Mminlerin kalblerine, imanlarna iman katp-arttrsmlar diye "gven duygu-


su ve huzur" indiren O'dur. Gklerin ve yerin ordular Allah'ndr, Allah, bilendir,
hkm ve hikmet sahibidir. (Btn bunlar) mmin erkekleri ve m'min kadnlar
iinde ebedi kalclar olmak zere altndan rmaklar akan cennetlere sokmas ve on-
larn ktlklerini rtp, balamas iindir. te bu, Allah katnda byk kurtulu
ve mutluluktur." (Fetih: 4-5)
. w. 604
2. 1.1. 7 4 7 - 8 .
Seferi durduran Peygamber (s.a.v)'in ryasna da Kur'an'da yle dei-
3. Bak. Bl. X X X .
niliyordu.
4. braice ekine
HUDEYBYE'DEN SONRA
veririm. B e n i m g c m o n u n i i n yeterli deil ve b e n iki k i i n i n yerini tuta-
m a m " dedi. M s l m a n l a r g r e v l e r i n i yapmlar, fakat M e k k e ' n i n temsilcisi
[68]
m a h k u m u g t r m e k i s t e m e m i t i . B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u Be-
ir'e d n d ve: " N e r e y e istersen g i t " dedi.
e n i Sakif'li E b u Beir, a n n e s i Taif'ten g p B e n i Z h r e ' n i n m t t e f i k l e r i
B o l a r a k M e k k e ' y e y e r l e m i o l a n g e n b i r a d a m d . E b u B e i r (r.a.) M s -
E b u Beir: " K e k e o n u n y a n n d a bakalar da o l s a y d " szleri kulakla-
r n d a n l a y a r a k Kzl D e n i z s a h i l l e r i n e doru gitti. B u szlerdeki emir ve
l m a n o l m u ve ailesi de o n u h a p s e t m i t i . F a k a t o y r y e r e k M e d i n e ' y e
tavsiye niteliini a n l a y a n t e k kii o deildi. m e r (r.a.) de b u n u a n l a m ve
k a m a y b a a r m ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) H u d e y b i y e ' d e n d n d k t e n ksa bir
M e k k e ' d e k i dier M s l m a n l a r a P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u s z l e r i n i ve E b u
sre s o n r a M e d i n e ' y e ulamt. O n u n a r k a s n d a n , k a a n k e n d i s i n e teslim
Beir'in nerede o l d u u h a b e r i n i ulatrmt. O n u n n e r e d e o l d u u n u Medi-
e d i l m e s i n i isteyen b i r Kurey'li eli geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u Beir
ne'ye gelen dost sahil k a b i l e l e r i n b i r i n d e n h a b e r almt. S h e l y ' i n olu E b u
(r.a.)'e de E b u C e n d e l (r.a.)'e s y l e d i k l e r i n i n aynsn syledi. Ve a n l a m a -
C e n d e l (r.a.) yeni k o r u y u c u l a r tarafndan artk sk b i r e k i l d e k o n t r o l edil-
ya u y a r a k k e n d i s i n i eliye teslim e t m e k z o r u n d a o l d u u n u belirtti. m e r ve
m i y o r d u . Bir de t m M e k k e ' d e M s l m a n g e n l e r e edilen d i k k a t k o n u s u n -
dier S a h a b e i m d i a n l a m a m a d d e l e r i n e biraz raz o l m u g r n y o r l a r d .
da g e n e l bir y u m u a m a g r l y o r d u . n k M u h a m m e d ( s . a . v ) o n l a r Me-
B u n e d e n l e K u r e y ' i n a d a m ve y a n n d a k i azatl k l e E b u Beir'i g t r r k e n
dine'ye k a a r s a s z n d e d u r u p o n l a r geri g n d e r e c e i n i g s t e r m i t i . B u
orada b u l u n a n E n s a r ve M u h a c i r l e r h e p b i r azdan: "yi anslar,Allah m u -
g e v e m e d e n y a r a r l a n a n E b u C e n d e l ve dier g e n l e r b i r y o l u n u b u l u p E b u
h a k k a k sana bir k y o l u g s t e r e c e k " dediler.
Beir'in y a n m a katlar. B u n l a r n arasnda Halid'i kardei Velid de vard.
O n l a r n b u m i t l e r i , b e k l e d i k l e r i n d e n daha ksa b i r s r e d e g e r e k l e t i . E b u B e i r onlarla b i r l i k t e M e k k e ' d e n Suriye'ye giden k e r v a n y o l u z e r i n d e -
E b u B e i r g e n l i i n e r a m e n o k g l b i r a d a m d ve ilk k o n a k t a e l i n i n k- ki s t r a t e j i k b i r n o k t a y a k a m p k u r d u . O n l a r E b u Beir (r.a.)'i lider olarak ka-
lcn alp o n u l d r m e y i baard. B u n u n z e r i n e azatl k l e - i s m i Kevser- b u l ediyorlard. N a m a z l a r o kldryor, ibadetler ve dier dini k o n u l a r d a
d o r u c a M e d i n e ' y e k a t . Kar k o n u l m a k s z m M e s c i d ' e girdi ve k e n d i n i Re- o n a danlyordu. n k o u y e n i M s l m a n o l m u t u ve b i r ey bilmi-
s u l u l l a h ' m ayaklarna att. O y a k l a t n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u a d a m o k yorlard. Kureyliler k u z e y e giden y o l u n tekrar gvenilir h a l e g e l m e s i n e se-
k o r k u n b i r ey g r m " d e d i . K e v s e r h e m e n a r k a d a n n l d r l d n ve viniyorlard. F a k a t E b u Beir'in k a m p n a y e t m i k a d a r g e n a d a m katlm-
k e n d i s i n i n de l m d e n k u r t u l d u u n u anlatt. O srada E b u B e i r e l i n d e k- t ve b u n l a r k e r v a n l a r i i n tehdit o l u t u r m a y a b a l a m t . Kureyliler pek-
lcyla g r n d . " E y Allah'n P e y g a m b e r ' i " dedi, " S e n grevini y a p t n . B e n i o k a d a m l a r n ve m a l l a r n k a y b e t t i k t e n s o n r a , P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u
o n l a r a g n d e r d i n . Allah da b e n i s e r b e s t b r a k t . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) " A n n e - a d a m l a r t o p l u m u n a k a b u l e t m e s i n i rica eden b i r m e k t u p gnderdiler. O n -
sine y a z k ! " i d e d i . "Sava iin n e g z e l b i r meale. K e k e o n u n y a n n d a ba- larn geri d n d r l m e s i n i i s t e m e y e c e k l e r i n e de sz verdiler. B u n u n zerine
kalar da o l s a y d ! " K u r e y o n u n iin b a k a eliler g n d e r i r s e , b i r n c e k i se- P e y g a m b e r (s.a.v) E b u Beir'e taraftarlaryla b i r l i k t e M e d i n e ' y e gelebilecei-
fer o l d u u gibi y i n e o n u teslim e t m e k z o r u n d a y d . A n c a k b y l e b i r d n - ni h a b e r veren b i r m e k t u p g n d e r d i . F a k a t o srada g e n lider o k hastayd
ce E b u B e i r (r.a.)'in k a f a s n d a n u z a k t . O l d r d a d a m n s i l a h l a r n n , ve m e k t u p o n a ulatnda l m n eiindeydi. M e k t u b u o k u d u ve elleri
z r h n n ve d e v e s i n i n g a n i m e t o l d u u n u ve k a n u n a u y g u n o l a r a k b e e b - arasnda tutarak ld. A r k a d a l a n o n u n c e n a z e n a m a z n kldlar ve o n u
l n p paylatrlmas gerektiini d n y o r d u . " E e r b y l e y a p a r s a m " de- g m d l e r . G m l d yere de b i r m e s c i d yaptlar. D a h a s o n r a P e y g a m b e r
di, P e y g a m b e r (s.a.v): " O n l a r b e n i y e m i n i m e u y m a m a k l a sularlar. D a h a (s.a.v)'le b u l u m a k zere M e d i n e ' y e gittiler. 2
s o n r a o k k o r k a n M e k k e l i azatl k l e y e d n d ve " A r k a d a n d a n alman
Kayalklara u l a t k l a r n d a Velid'in devesi tkezledi ve o n u yere dr-
m a l l a r s e n i n k o n t r o l n d e d i r . B u a d a m da seni g n d e r e n a d a m l a r a g t r "
d. Velid d n c e p a r m a n k e s k i n bir kayaya kestirdi. P a r m a alp frla-
dedi. B u n u d u y a n K e v s e r sarard ve " E y M u h a m m e d , b e n h a y a t m a deer
t r k e n yle dedi:
"Sen kanayan bir parmaktan baka nesin? Bu szler, gn getike artan ihtidalar kastediyordu. Bazlarna gre de
Allah yolunda baka hibir yara almadn." b u ayet Peygamber (s.a.v)'le Kurey liderlerinden biri arasnda gelien ya-
kn ilikiyi kastediyordu.
F a k a t k e s i k p a r m a k m i k r o p kapt ve l m c l bir yara haline geldi. Bu- Hudeybiye'den b i r k a ay n c e Habeistan'dan Peygamber'in kuzeni
n u n l a birlikte Velid (r.a.) l m e d e n n c e aabeyi Halid'e onu slm'a davet Ubeydullah bn Cah'n l m haberi gelmiti. O, slm'a girmeden n c e h-
eden bir m e k t u p yazmay baard. ristiyand ve Habeistan'a hicret ettikten ksa bir sre sonra tekrar hristi-
O sralarda Mekke'den sadece b i r tek kadn kap Medine'ye snmt. yanla d n m t . Bu, M s l m a n l k t a karar klan ve E b u Sfyan'm kz
O da O s m a n ' n vey kardei, yani annesi Erva ile Bedir'den dnte ld- olan kars m m Habibe'yi o k z m t . Kocasnn l m n d e n drt ay
rlen U k b e ' n i n kzlar olan m m G l s m idi. Fakat artk m ' m i n kadn- sonra Peygamber (s.a.v) Necai'ye k e n d i adna m m Habibe (r.a.) ile ara-
larn kfirlere d n d r l m e s i n i yasaklayan bir ayet inmiti. Bu nedenle iki z snda n i k a h kymasn rica etti. Peygamber (s.a.v) m m Habibe (r.a.)'ye
erkek kardei m m G l s m ' geri g t r m e y e geldiklerinde P e y g a m b e r direkt olarak fikrini sormamt. F a k a t m m Habibe (r.a.) ryasnda k e n -
(s.a.v) o n u brakmad. Kureyliler de b u n u fazla kar k m a d a n k a b u l etti- disine birisinin gelip " m m i n l e r i n a n n n e s i " diye hitap ettiini g r m ve
ler. n k anlamada kadnlardan h i bahsedilmiyordu. Daha sonra Zeyd b u n u n Peyamber (s.a.v)'in ei olacana iaret ettiini t a h m i n etmiti. Erte-
(r.a.) Zbeyr (r.a.) ve Abd'ur-Rahman bn Avf (r.a.) onunla e v l e n m e k iste- si gn ryasn dorulayan Necai'nin teklifini ald. B u n u n zerine en yakn
diler. Peygamber (s.a.v) ona Zeyd'le evlenmesini tavsiye etti. O da b u tavsi- akrabas olan Halid bn Said'i' vekil olarak seti. Necai'de Cafer (r.a.)in de
yeyi kabul etti. ilerinde b u l u n d u u bir grup sahabe huzurunda nikah kyd. Daha sonra
A n l a m a yapldktan bir ay sonra Aie (r.a.) ve babas ksa bir sre s o n - Necai, saraynda dn yemei verdi ve b t n Mslmanlar davet etti.
ra sevince n e d e n olacak olan b y k b i r z n t yaadlar. m m R u m a n P e y g a m b e r (s.a.v) Cafer (r.a.)'e de artk gelip Medine'de yaayabilecek-
(r.a.) hastaland ve ld. O n u Baki' mezarlna gmdler. Peygamber lerini bildiren bir m e k t u p gnderdi. Cafer (r.a.) h e m e n yol hazrlklarna
(s.a.v) o n u n cenaze n a m a z m kld ve mezarna indi. O n u n l m haberi balad. Necai onlara y o l c u l u k t a k u l l a n m a k zere iki sandal verdi. m m
Mekke'ye ve olu Abdu'l-K'be'ye de ulat. Bu znt Abdu'l-K'be'ye Habibe'nin de onlarla birlikte g i t m e s i n e karar verildi. Medine'de de o n u n
uzun sreden beri dnd b i r eyi uygulama olana verdi. A n n e s i n i n iin bir ev yaplmaya balanmt.
l m n d e n ksa bir sre sonra Medine'ye geldi ve M s l m a n oldu. Biat et- Necai, o d n e m d e Peygamber'in m e k t u p gnderdii tek kral deildi.
tiinde P e y g a m b e r (s.a.v) ona A b d u r r a h m a n adn verdi. Hendek'te o b y k kayay paraladnda, ilk vuruunda ortaya k a n k-
A b d u r r a h m a n , o d n e m d e M s l m a n olan tek kii deildi. Haftalar ve la Yemen kalelerini grmt. n c ve son vuruunda kan kla da
aylar g e i n c e Kur'an'n bu anlamay n e d e n apak bir zafer diye niteledii Medaiyn'deki Kisra'nn beyaz sarayn grmt. slm i m p a r a t o r l u u n u n
akla kavuuyordu. Artk Mekke'li ve Medine'liler bar iinde b u l u u p , ileride buralara dek yaylacana iaret eden bu iki k arasnda bir iliki
serbeste birbirleriyle konuabiliyorlard. Anlamadan sonraki iki yl b o - vard. n k Yemen o zamanlar ran kontrolndeydi. Peygamber (s.a.v)
y u n c a i s l m toplumu iki katna kt. Iran kralna kendi Peygamberliini ilan eden ve slm'a aran bir m e k t u p
Haclarn d n m e s i n d e n ksa b i r sre sonra herkesi sevindiren bir ayet gnderdi. Belki bu m e k t u b u yazarken b y k mitleri yoktu. Fakat yine de
nazil o l m u t u : b a k a bir giriimde b u l u n m a d a n n c e ona s e m e hakk tanmak istemiti.
Bu ktan ikincisi ile Suriye kalelerini g r m ve buradan da s-
"Belki Allah, sizinle onlardan kendilerine kar dmanlk beslemekte oldukla- lm'n oralara ve daha da batya yaylacan anlamt. Bu nedenle Iran kra-
rnz arasnda bir sevgi ba klar." (Mmtehine: 7)

Bkz. Bl. X V I .
du. Bunlardan biri b u ilmin kendisi ile birlikte l m e s i n i istemeyerek kzla-
lna yazd m e k t u b a b e n z e r bir m e k t u p da R o m a mparatoru Herakliyus'a
rna da reten Lebid adnda bir yahudiydi. Lebid, Peygamber (s.a.v)'e l-
yazd. B u m e k t u b u Suriye yneticisi araclyla gnderdi. Buna b e n z e r bir
drc bir by yapmas iin b y k bir rvet almt. Bu amacn yerine
baka m e k t u b u da skenderiye'ye, Msr Kral Mukavks'a gnderdi.
getirebilmesi iin o n u n bir tutam sana ihtiyac vard. B u n u da kzlarndan
O srada Kisra baka kaynaklardan Medine'nin gn getike g l e n e n
biri, m a s u m bir kiiyi kullanarak elde etti.Lebid saa o n bir dm att, kz-
Arap kralnn P e y g a m b e r (s.a.v) olduunu idia ettiini duymutu. Bu ne-
lar da her d m e bir eyler o k u y u p flediler. Daha sonra b u n u , stnde
denle Yemen'deki valisi Bzn', M u h a m m e d (s.a.v)'le ilgili ayrntl bilgi
polen tozu klflar b u l u n a n dii bir h u r m a filizine balad ve derin bir k u -
toplamas iin grevlendirdi. Bzn, Medine'ye, etraf gzlemeleri iin iki el-
yuya att. By a n c a k dmlerin almasyla zlebilirdi.
i gnderdi. ki eli ran'da yaygn olan bir gelenee uyarak sakallarn tra
Peygamber (s.a.v) ksa bir sre sonra bir eylerin ktye gittiini anla-
edip byklarn uzatmlard. Onlarn g r n Peygamber (s.a.v)'e garip
d. Bir taraftan hafzas zayflyor, dier taraftan yapmad eyleri yapm gi-
geldi ve: "Size byle yapmanz kim emrediyor?" dedi. O n l a r da Kisra'y kas-
bi hayal ediyordu. B u n u n yansra o k zayflamt ve y e m e k sunulduunda
tederek " R a b b i m i z " dediler. Peygamber (s.a.v): " B e n i m Rabbim, sakalm
kendisinde yiyebilecek gc bulamyordu. K e n d i n i iyiletirmesi iin Allah'a
uzatmam ve bym ksaltmam e m r e d i y o r " dedi. Daha sonra onlar, erte-
dua ediyor ve u y k u s u n d a biri banda, dieri ayanda iki kiinin oturduu-
si gn gelmelerini syleyerek gnderdi. O gece Cebrail geldi ve Peygamber
nu farkediyordu. Peygamber (s.a.v), onlardan birinin dierine o n u n hasta-
(s.a.v)'e ran'da ayaklanma olduunu, Kisra'nn ldrlp yerine o l u n u n
lnn g e r e k sebebini anlattn ve k u y u n u n adn verdiini duydu.'
getiini haber verdi. Eliler geldiinde bu haberi onlara ulatrd ve onlara
Uyandnda Cebrail geldi ve ryasn dorulayarak biri be, biri alt ayet-
bu haberi Yemen valisine ulatrmalarn emretti. " O n a b e n i m d i n i m i n ve
ten oluan iki sure getirdi. Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi bu sureleri o k u m a -
m p a r a t o r l u u m u n Kisra krallnn tesine ulaacan syle, ona b e n d e n
s iin kuyuya gnderdi. Her ayette d m n biri zld ve hepsi zl-
b u n u ilet. slam'a gir, sahip olduun eylerde seni destekleyeyim ve seni Ye-
dnde Peygamber (s.a.v) h e m b e d e n e n h e m de m a n e n i y i l e m i t i . 4
m e n halkna kral tayin edeyim."
Bu surelerden ilki uydu:
Eliler n e dneceklerini bilemeden San'a'ya dndler ve mesaj B-
zn'a ulatrdlar. O " N e olduunu greceiz. Eer syledikleri doruysa o "De ki: Sabahn Rabbine snnn,
gerekten Allah'n gnderdii bir P e y g a m b e r " dedi. F a k a t O , ran'da neler Yaratt eylerin errinden,
olduunu a n l a m a k zere bir eli gndermeye frsat bulamadan yeni ah Karanl kt zaman gecenin errinden,
olan Sayrus'un bir adam geldi. Yeni ah'n onlardan ballk istedii habe- Dmlere fleyen kadnlarn errinden,
rini getirdi. Bzn ona cevap verecei yerde slm'a girdi. Yanndaki iki eli Ve hased ettii zaman hasetinin errinden." (Felak Suresi)
ve dier ranllar da M s l m a n oldular. Daha sonra Medine'ye haber g n -
derdi, P e y g a m b e r (s.a.v)'de ona Y e m e n i y n e t m e grevini verdi. Bu Hen- kincisi ise yleydi:
dek'te grd ilk n va'dinin yerine geldiini gsteriyordu.
Peygamber (s.a.v)'in m e k t u b u Medaiyn'e Kisra'nn l m n d e n sonra "De ki: nsanlann Rabbine snrm,
ulat. B u nedenle m e k t u b u ondan sonra gelen ah o k u d u ve yrtt. Peygam- lnsanlann malikine,
b e r (s.a.v) b u n u haber alnca "Ya Rabbi, ayn ekilde sen de o n u n kralln insanlann (gerek) ilahna,
parala" dedi. S i n s i c e kalblere vesvese ve kuku drp, duran, vesvesecinin errinden.
Haclar d n d k t e n sonraki ilk haftalardan birinde Peygamber (s.a.v)'in Ki o, insanlann gslerine vesvese verir (ilerine kuku, kuruntu fsldar),
hayatna, imdiye kadar h i kullanlmayan bir silahla saldrld. Arabis-
tan'daki yahudiler arasnda h e r nesilde b y c l bilen bir iki kii olur- B. L X I , o .
r

Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olan) her hannastan Allah'a snrm".


(Nas Suresi)5
[69]
Bu sreler Kur'an'n en s o n sureleridir ve k t l k l e r d e n s a k n m a k iin
ekke ile yaplan anlama kuzeydeki dier tehlikelerle ilgilenme frsat
srekli o k u n u r .
Peygamber (s.a.v) o k u y u n u n doldurulup yannda b a k a b i r k u y u n u n
M verdi. Bu tehlikelerden en by ou slm d m a n olan yahudile-
rin yaad Hayber ehri idi. Byc Lebid'e b y k bir ihtimalle onlardan
almasn emretti. K e n d i s i n e b i r rvet karlnda b y yaptn itiraf
biri rvet vermiti. F a k a t beni Nadir ve onlarn Hayber'li akrabalarna kar
eden Lebid'e haber gnderdi, fakat o n a kar bir giriimde b u l u n m a d .
bir giriimde b u l u n m a k iin b u n d a n daha kesin deliller ve genel nedenler
vard. Onlarn Medine'yi igal etmesi s z k o n u s u deildi. Bir iki kii dnda
onlardan kimse H e n d e k savana katlmamt. Fakat h e r seferinde Kurey'e
saldr tevikini veren ve Gatafan' da Kurey'le bir olmaya ikna eden onlar-
d. Gatafan'm hl Medine'ye d m a n olmasna da onlar neden oluyorlard.
Hayber b u ekilde kald srece Medine tam bir bar yaayamazd.
Bu ynde er ge bir giriimde b u l u n u l m a s gerektii u z u n sreden beri
biliniyordu. n k P e y g a m b e r (s.a.v) bir sre n c e i n e n vahiydeki yakn
zaferin -ganimetleri b o l olan bir zafer- Hayber'in fethi anlamna geldiinden
emindi. F a k a t bu M s l m a n o l d u u n u syleyen h e r k e s tarafndan paylal-
mamalyd. Vahiy, Umre'ye katlmayan bedevilerin t a m a m e n maddi kayg-
larla savalara katldklarn sylyordu. U m r e d e g a n i m e t ve apul imkn
olmad iin katlmaya deer bulmamlard. Bu nedenle phesiz Arabis-
tan'n en zengin topluluklarndan biri olan Hayber'in fethinde de rol alma-
malar gerekiyordu.
Bu, nisbeten k k b i r kuvvetle yola k m a k a n l a m n a geliyordu. Ger-
i k k bir kuvvet olmas, planlarnn son ana kadar gizli k a l m a s n sala-
yabilirdi. Fakat yine de b u k o n u duyulduunda azdan aza bir gerek
imi gibi deil de bir efsane gibi yayld. Hayber'in alamaz g c n h e r k e s
biliyordu. Kurey ve dier slm dmanlar b u haberlerin doru olmasn
m i t ediyorlard. n k eer b u doruysa, M u h a m m e d (s.a.v) m t h i bir
yenilgi yaayacakt. F a k a t o n u n deli olmadn bildikleri iin b u haberlerin
yalan olmasndan korkuyorlard. Hayberliler ise o denli kendilerinden

1. Bu adam o kadar ateli ki, yaknda annesi onun yasn tutacak anlamna gelen bir deyim.
emindiler ki b u haberlere inanmadlar. M u h a m m e d ' i n (sav) Medine'den yo-

2. W. 6 2 4 - 9 ; B. LIV, I.I. 7 5 1 - 3 .
la kt haberi kendilerine ulancaya kadar mttefiklerine yardm haberi

3. B.LXI. 10.
gndermediler. A n c a k b u haberler ulatnda efleri K i n a n e , Gatafan' ziya-
4. Beyzavi'nin Felak sresi Tefsiri. ret etti ve yardmlarna karlk o yln hurma h a s a d n m yarsn teklif etti.
5. Baz alimlere gre bu iki sre bu olay iin inmemi, fakat Peygamber'e daha nceden, Mekke'de Gatafan'llar b u n u k a b u l ettiler ve drtbin kiilik bir ordu g n d e r e c e k l e r i n e
iken (Hicretten nce) indirilmitir.
sz verdiler. Hayber yahudileri zrhlarn giyip toplam onbin kii olan ordu- ile mttefikleri Gatafan arasnda engel oluturacak bir k o n u m d a yol alma-
larn h e r g n sraya sokmay gelenek haline getirmilerdi. Gatafan'n da lar gerekiyordu. Bunu a m a l a y a n P e y g a m b e r (s.a.v) bir rehber istedi ve ge-
yardmyla ordu ondrtbin kiiye ulaacakt. Medine'den gelen haberlere celeyin surlarn n n d e k i a k dzle ulatlar. G e c e o k karanlkt, n-
gre ise ordu sadece altyz kii idi. k hilal h e n z yeni kmt. O r d u o denli sessiz yaklamt ki ehirde hi
Peygamber (s.a.v) yola k m a d a n n c e Evs'li Ebu Abs (r.a.) ona geldi ve k i m s e d u r u m u n farknda deildi. Sadece sabahleyin bir h o r o z sesi sessizli-
bir s o r u n u olduunu syledi. zerine binecei bir devesi vard, fakat elbise- i bozdu. Mslmanlarn k a m p n d a o afak vakti sabah ezan sessizce
leri o k eskiydi ve ne yolculukta kendisi iin ne de ailesine brakabilecei yi- o k u n d u . Namazdan sonra sessizlik iinde, sabah aydnlnda ortaya kan
y e c e k paras yoktu. O n u n kadar m u h t a deilse de durumu ona benzeyen ekin tarlalar, h u r m a baheleri ve kaleleriyle "Hicaz'n b o s t a n " n seyrettiler.
daha b i r o k kii vard. Umre'ye giderken o k ey harcanmt ve o gne dek G n e ykseldi, toprak iileri ellerinde a p a l a n , sepetleriyle k p byle
kazanlan t m ganimetler de says gn getike artan M u h a c i r M s l m a n - sessiz bir orduyla karlanca o k ardlar. " M u h a m m e d ve o r d u s u ! " diye
lara harcanarak tketilmiti. Peygamber (s.a.v) Ebu Abs (r.a.)'a elinde kalan barp geriye, kalelere katlar. P e y g a m b e r (s.a.v) "Allahu Ekber" dedi ve za-
son eyay, uzun ve yeni bir giysiyi verdi. Fakat birka gn sonra sefer sra- fer dolu bir sesle "Haribet Hayber " ( H a y b e r harap o l d u ) szlerini ekledi. Da-
snda o n u daha kt ve eski bir elbiseyle grd. "Sana verdiim elbise nere- ha sonra Allah'n insanlar cezalandracan haber veren bir ayet okudu:
d e ? " diye s o r d u . " O n u sekiz dirheme sattm" dedi Ebu Abs (r.a.), " D a h a s o n -
"Fakat (azab) onlann sahasna indii zaman uyanlp-korkutulanlann sabah
ra k e n d i m iin iki dirhemlik h u r m a aldm, iki dirhemi de aileme geimleri
ne kadar da kt olur." (Saffat: 177)
iin b r a k t m . Geri kalan drt dirheme de bir elbise aldm" Peygamber (s.a.v)
gld ve: " E y Abs (r.a.)'n babas sen ve arkadalarn gerekten fakirsiniz. Ama "ndii z a m a n " yerine "indirdiimiz zaman"dedi.
Fakat nefsimi kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, bir mddet daha yaars- Yahudiler h e m e n bir sava k o n s l topladlar. lerinden bir efin uya-
nz, bolluk iinde yaayp ailelerinizi de b o l l u k iinde yaatacaksnz. Bir y- rlarna ramen kale burlarndaki siperlerine gvendiler. Yesrib kaleleriyle
n dirhem ve kleye sahip olacaksnz ve bu sizin iin iyi o l m a y a c a k . " 1 da hisarlar adn verdikleri k e n d i kaleleri arasnda hibir karlatrma ya-
Sefer srasnda Peygamber (s.a.v) iki k a m p yeri arasnda orduyu durdur- plamayacan sylediler. Bu ayr gruplarla savama karar, o n l a n n en zayf
du ve l b n el-Ekva (r.a.) adndaki gzel sesli bir Eslem'li adam ard. De- noktalar olan birlik y o k s u n l u u n a dayanyordu. Kur'an'da Yesrib yahudile-
venden in ve bize deve arklarndan bir ark syle" dedi. Bedevi onlar de- ri iin sylenenler Hayber'liler iin de geerliydi:
veleri stnde giderken ark syleyecekti. Unutulmayan, kederli ve m o n o -
"Sen onlan birlik sanrsn, oysa kalbleri paramparadr." (Har: 14)
ton olan eski melodileri sylyorlard, l b n el-Ekba'nn, Peygamber (s.a.v)'in
Hendek'te rettii beyti okumasyla b u kederli hava daha da younlat: Kk fakat birlik iindeki bir ordu ile karlamak onlar iin ansszlkt:

"Rabbimiz, biz hibir zaman sana ynelmez, "Hi phesiz Allah kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmi bir bina gibi
Zekt vermez ve namaz klmazdk." saf balayarak arpanlan sever." (Har: 4)

l b n el-Ekva (r.a.) bu beyitle balayan arky tamamladnda Peygam- Bu ordu, u vaade uyarak nefisleri ycelenlerden oluuyordu:
b e r (s.a.v) ona: "Allah sana rahmet e t s i n " dedi. Buna kar k a n m e r : " E y
"Nice az bir topluluk, daha ok olan bir toplulua Allah'n izniyle galip gelmi-
Allah'n Rasul, sen b u n u kanlmaz kldn. Keke o n u n l a daha fazla bera- tir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara: 249)
b e r olabilseydik! dedi. Hepsinin bildii gibi, m e r o n u n yaknda ehit ola-
can kastediyordu. n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v) k i m e r a h m e t dilerse lk gn Peygamber (s.a.v) en yakn kaleye saldrdnda dier kaleleri
ksa bir sre sonra o n u n ehit o l d u u n u grmlerdi. savunanlar birlik olup saldranlara kar tek vcut halinde savamadlar.
l k i b u u k gn sonra, hedefe sadece bir a k a m l k yollar kalmt. Hayber Aksine kendi duvarlar arkasnda kalp, kendilerini g l e n d i r m e k l e megul
oldular. B u t a k t i k iki ordu a r a s n d a k i eitsizlii azaltacak nitelikteydi. F a k a t " B e n i Gatafan n e r e d e ? " s o r u s u Hayber'de devaml s o r u l a n fakat c e v a p
y i n e de M s l m a n l a r n sabr, y a b a n c b i r b l g e d e birden fazla sava yapp, a l n a m a y a n b i r s o r u y d u . G a t a f a n l l a r g e r e k t e n sz verdikleri gibi drtbin
u z u n s r e n b i r igal ile s n a n y o r d u . Hayberliler, Arabistan'da e n iyi n i a n - kiilik orduyla yola k m l a r d . F a k a t b i r g n l k yol gittikten s o n r a g e c e -
clar o l a r a k tannrd. i m d i y e kadar M s l m a n l a r hi b u k a d a r fazla k a l k a n leyin k o n a k l a d k l a r n d a y e r d e n m i , g k t e n m i geldiini a n l a y a m a d k l a r bir
k u l a n m a y a ihtiya d u y m a m l a r d . K a m p n gerisinde ise k a d n l a r s r e k l i o k s e s duydular. Ses a r k a arkaya k e z " H a l k n z ! H a l k n z ! H a l k n z ! " diye
yaralarn tedavi ile m e g u l oluyorlard. P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n d e n sra bard. B u n u n z e r i n e a d a m l a r a i l e l e r i n i n t e h l i k e d e o l d u u n u hayal ettiler
i k i n c i defa y i n e m m S e l e m e ' y e g e l m i t i . Yarallar tedavi e t m e k ve safla- ve aceleyle geri dndler. F a k a t geri d n d k l e r i n d e h e r eyin y e r i n d e o l d u -
rn g e r i s i n d e s u ihtiyacn k a r l a m a k zere gelen k a d n l a r arasnda Pey- u n u grdler. D m a n n y e n i l m e s i n d e b i r paylar o l a m a y a c a k k a d a r g e
g a m b e r ( s . a . v ) ' i n halas Safiye (r.a.), m m E y m e n (r.a.) , N u s e y b e (r.a.) ve k a l d k l a r n d n d k l e r i i i n , i k i n c i k e z yola k m a y g z e alamadlar.
E n e s ' i n a n n e s i m m S l e y m (r.a.) de vard. H a y b e r ' d e k i k a l e l e r d e n e n d a y a n k l s Z b e y r hisar d e n i l e n kaleydi.
K a l e n i n giriinde sarp k a y a l k l a r vard, dier taraflar ise d i m d i k u u r u m d u .
G n l e r g e t i , fakat h i b i r ey elde e d i l e m e d i . Altnc g e c e m e r (r.a.)'in
D i e r k a l e l e r d e n k a a n savalarn o u , b u k a l e n i n k u v v e t l e r i n e k a t l m -
g z c l k l e grevli o l d u u bir srada k a m p t a b i r casus yakaland. B u c a s u s
t. P e y g a m b e r (s.a.v) kaleyi g n b o y u n c a k u a t m a altnda tuttu. n c
hayat karlnda m s l m a n l a r a k a l e l e r h a k k n d a bilgi verdi ve h a n g i k a -
g n n s o n u n d a dier k a l e l e r d e n b i r i n d e n b i r yahudi geldi ve P e y g a m b e r
l e n i n en zayf ve ayn z a m a n d a en o k silaha s a h i p o l d u u n u anlatt. lk n -
( s . a . v ) ' e o n l a r n kaleyi s o n s u z a d e k s a v u n m a l a r n salayacak gizli b i r kay-
ce en az k o r u n a n fakat g e m i t e dier kalelere kar k u l l a n l a n b i r sava ale-
n a k l a r o l d u u n u h a b e r verdi. K e n d i n i , ailesini ve m a l l a r n garanti altna
tine s a h i p b i r kaleye saldrmalarn n e r d i . M e d i n e gibi Hayber'de de u z u n
a l m a k artyla b u srr o n a s y l e m e y i teklif etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u tekli-
s r e d e n b e r i i sava yaanmt. Ertesi g n M s l m a n l a r kaleyi ele geirdi-
fi k a b u l etti. A d a m o n a k a l e duvarlar altndan g e e n b i r su k a y n a o l d u -
ler. Kaya frlatmaya yarayan bir m a n c n k ve a s k e r l e r i n kaleye g i r m e k i i n
u n u , Z b e y r k a l e s i n d e k i l e r i n b u k a y n a a m e r d i v e n l e r l e i n i p su aldn
y a k n d v e b a l a d k l a r n d a s t l e r i n d e at vazifesi g r e c e k o l a n b i r siper-
anlatt. S u h i b i r z a m a n k u r u m a d iin k a l e d e k i l e r h i su d e p o l a m a ihti-
den o l u a n sava aletlerini dier k a l e l e r e kar k u l l a n m a k zere kardlar.
yac d u y m u y o r l a r d . E e r su k a y n a e n g e l l e n i r s e b i r k a g n i i n d e dv-
Bir b a k m a b u aletler sayesinde, zayf k a l e l e r teker teker d t . K a r l a t k -
e m e y e c e k k a d a r s u s u z k a l a c a k l a r d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u plan uygulad
lar en g l s a v u n m a Na'im a d n d a k i k a l e n i n savunmasyd. B u r a d a garni-
ve iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a kaleyi ald.
zon b y k b i r kuvvetle kar k o y u y o r d u ve o g n m s l m a n l a r tarafndan
Kar k o y a b i l e c e k g t e o l a n s o n kale K a m u s idi. Bu kale, b e n i Nadir'in
yaplan h e r saldr p s k r t l d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Yarn s a n c a Allah'n
en z e n g i n ve en g l k o l l a r n d a n biri o l a n K i n a n e a i l e s i n e aitti. Bazlar
ve r a s u l n n sevdii birisine v e r e c e i m . Allah bize zaferi o n u n e l l e r i n d e ve-
u z u n s r e d e n b e r i Hayber'de yayordu. O y s a ailenin o u M e d i n e ' d e n s r -
r e c e k , o h i b i r z a m a n d v t e n k a m a y a n b i r i " dedi.
g n e d i l d i k t e n s o n r a Hayber'e yerlemiti. Gatafan'n y a r d m n z e l l i k l e
P e y g a m b e r (s.a.v) daha n c e k i s e f e r l e r i n d e s a n c a k o l a r a k n i s b e t e n da-
b u n l a r bekliyorlard. O n l a r n s z l e r i n d e d u r m a m a s Kinane'lileri b y k b i r
ha k k b a y r a k l a r g t r m t . F a k a t Flayber'e, Aie ( r . a . ) ' n i n c b b e s i n -
h a y a l k r k l n a uratmt. D i e r k a l e l e r d e n k a p K a m s ' u d o l d u r a n ya-
den y a p l m b y k siyah bir s a n c a k getirdi. B u n a " k a r t a l " adn v e r m i l e r -
h u d i l e r i n getirdii k t h a b e r l e r m o r a l k n t l e r i n i daha da artryordu.
di. Ertesi g n P e y g a m b e r (s.a.v) s a n c a Ali (r.a.)'ye verdi. D a h a s o n r a o ve
B u n u n l a b i r l i k t e o n d r t g n kar k o y d u l a r . Daha s o n r a K i n a n e , P e y g a m b e r
dier arkadalar adna, onlara zafer v e r m e s i iin Allah'a dua etti. Z b e y r
( s . a . v ) ' e g r m e k istediini bildiren b i r h a b e r gnderdi. K i n a n e a i l e s i n d e n
(r.a.) ve k r m z sarkl E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n b y k rol oynad b i r g n l k
b i r k a kii ile b i r l i k t e k a l e d e n k t . G r m e l e r s o n u n d a , y a h u d i l e r i n Hay-
iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a Ali (r.a.) a d a m l a r n a s o n b i r h a m l e yaptrd
ber'i ve t m m a l l a r n M s l m a n l a r a b r a k p gitmeleri artyla n e o n l a r d a n
ve d m a n n k a l e k a p l a r n n k o n t r o l n m s l m a n l a r a b r a k a r a k k a l e n i n
ne de a i l e l e r i n d e n k i m s e n i n l d r l m e m e s i n e ve esir a l n m a m a s n a k a r a r
i l e r i n e d o r u e k i ' m e l e r i n i salad. Kale ele geirildi, fakat a d a m l a r n o u
verildi. P e y g a m b e r (s.a.v) s o n b i r art daha ekledi; eer b i r kii bile m a l l a -
a r k a d a k i b i r k a n a l d a n dier kalelere k a m l a r d .
rm g t r m e y e k a l k a r s a , hayatlar t e h l i k e d e o l a c a k t . K i n a n e ve dierleri re'li Bir o t u r u y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u z u d a n b i r l o k m a aldnda a-
b u n a raz oldular. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u B e k i r (r.a.), m e r (r.a.), Ali (r.a.) z m d a k i l e r i t k r d ve " E l l e r i n i z i e k i n ! B u k o l b a n a zehirli o l d u u n u sy-
ve Z b e y r (r.a.) ile b i r l i k t e o n y a h u d i y i a n l a m a y a ahit tuttu. l e d i " dedi. K a d n a h a b e r g n d e r d i ve k o l u z e h i r l e y i p z e h i r l e m e d i i n i sordu.
F a k a t k s a b i r sre s o n r a h e m m s l m a n l a r , h e m de yahudiler mallar- K a d n : " S a n a k i m s y l e d i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " K o l u n k e n d i s i "
n n b y k b i r k s m n n g i z l e n m i o l d u u n u farkettiler. M e d i n e ' d e n getir- dedi, " B u n u n i i n y a p t n ? " Kadn: " H a l k m a n e l e r yaptn b i l i y o r s u n ; b a -
dikleri ve M e d i n e s o k a k l a r n d a h e r k e s i b y l e y e n o m e h u r b e n i Nadir ser- b a m , a m c a m ve k o c a m l d r d n . B e n de k e n d i k e n d i m e ; eer o b i r k r a l -
veti n e r e d e y d i ? P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u K i n a n e ' y e sordu. K i n a n e Hayber'e sa o n d a n k u r t u l a c a m , eer bir P e y g a m b e r ise zehirli o l d u u n u anlar, de-
v a r d k l a r n d a n b e r i s i l a h ve zrh a l m a k i i n m a l l a r n sattklarn b u n e d e n - d i m . " dedi. Bir'in y z z a t e n s a r a r m t . o k g e m e d e n ld. F a k a t Pey-
le de s e r v e t l e r i n i n azaldm syledi. Y a h u d i l e r o n u n yalan sylediini bili- gamber (s.a.v) buna ramen kadm balad.-
yorlard. B u n u n yansra, artk bir P e y g a m b e r (s.a.v)'in h u z u r u n d a o l d u k l a - M s l m a n l a r l a yaplan savata k o c a s n ve b a b a s n n k a y b e d e n t e k ka-
rna i n a n d k l a r i i n o u endieliydi. O n a tabi o l m a l a r n a gerek o l m a d - dn o deildi. K i n a n e ' n i n hazineyi s a k l a m a s z e r i n e a l m a n esirler a r a s n d a ,
n, n k o n u n k e n d i l e r i n e g n d e r i l m e d i i n i d n y o r l a r d . F a k a t y i n e K i n a n e ' n i n d u l ei ve B e n i Kurayza'llar P e y g a m b e r (s.a.v)'le yaptklar a n -
de o n u k a n d r m a k o k tehlikeli olabilirdi. K i n a n e ' n i n o k sevdii a d a m l a r - lamay b o z m a y a i k n a e d e n ve H e n d e k S a v a n d a n s o n r a onlarla b i r l i k t e l-
dan biri o n a gidip h i b i r ey g i z l e m e m e s i i i n yalvard. n k eer gizler- d r l e n Huyay'n kz Safiye de vard. Safiye o n y e d i yandayd ve K i n a n e
se P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u m u t l a k a h a b e r alrd. K i n a n e s i n i r l e n e r e k o n u ile evleneli h e n z b i r iki ay o l m u t u . Bu sre b o y u n c a Safiye ile K i n a n e ' n i n
tersledi. F a k a t b i r g n bile g e m e d e n h a z i n e b u l u n m u t u . K i n a n e ve o n a evlilikleri m u t l u g e m e m i t i . Babas ve k o c a s n n a k s i n e Safiye o k d i n d a r
yardm e d e n k u z e n i l m cezasna arptrldlar. Aileleri de esir alnd. bir kadnd. K k yandan beri halknn bir Peygamber'in geleceinden

K a m u s ' u n d m e s i n d e n s o n r a geri k a l a n iki k a l e de ayn artlarlateslim b a h s e t t i i n i d u y m u t u ve b u o n u n h a f z a s n d a y e r etmiti. Daha s o n r a M e k -

oldular. D a h a s o n r a Flayber yahudileri t o p l a n p b i r d a n m a m e c l i s i k u r d u . ke'de Kurey'li b i r Arab'n p e y g a m b e r l i k iddiasnda b u l u n d u u n d a n h a b e r -

S o n u n d a y l e b i r karara vardlar: P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e iftilikten ve b a h e - dar o l m u t u . S o n r a o n u n Kba'ya ulat h a b e r i gelmiti. Bu olay o d a h a o n

cilikten iyi a n l a d k l a r n n e s r e r e k h e r yl h a s a d n yarsn vergi o l a r a k ve- y a n d a b i r o c u k k e n , yedi yl n c e o l m u t u . O babasyla a m c a s n n b u ada-

rip, Hayber'de k a l m a y teklif e d e c e k l e r d i . P e y g a m b e r (s.a.v) b u n a raz oldu. m n b i r s a h t e k r o l d u u n u gzleriyle g r m e k iin Kba'ya gittiklerini de

F a k a t g e l e c e k t e eer isterse, o n l a r n g i t m e s i gerektiini de ekledi. te o za- h a t r l y o r d u . F a k a t h e r e y d e n o k o n l a r n g e c e yars z n t ve hayal k-

m a n m s l m a n l a r n k u z e y d o u d a z e n g i n bir vaha olan F e d e k ' e bir sefer rkl i i n d e geri d n l e r i b e l l e i n e i l e n m i t i . S y l e d i k l e r i n d e n o n l a r n

d z e n l e d i k l e r i s y l e n t i s i kt. F e d e k y a h u d i l e r i Hayber'e u y g u l a n a n vergi- b u y e n i g e l e n a d a m n P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d k l a r , fakat o n a kar k -

yi d u y u n c a , ayn artlarla teslim o l m a k istedikleri h a b e r i n i gnderdiler. Bu m a y a n i y e t l e n d i k l e r i anlalyordu. O n u n k k akl b u n a hayret e t m i t i . 3

ekilde F e d e k de sava y a p m a d a n k a z a n l a n dier yerler gibi P e y g a m b e r E v l e n d i k t e n ksa b i r sre s o n r a ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in H a y b e r n l e r i -

(s.a.v)'in zel m l k i y e t i n e geti. n e g e l m e s i n d e n b i r sre n c e bir rya g r m t . R y a s n d a g k t e asl par-


lak b i r ay vard ve b u n u n altnda, M e d i n e e h r i n i n u z a n d n b i l i y o r d u . Da-
B t n m e s e l e l e r halledilip, zafer k a z a n a n ordu istirahata e k i l d i i n d e ,
ha s o n r a ay H a y b e r ' e d o r u ilerlemeye balad ve k u c a n a d t . U y a n d -
Sellam bn M i k e m ' i n dul ei bir k u z u halad ve h e r tarafn zehirledi. Pey-
nda K i n a n e ' y e ryasn anlatt, fakat o Safiye'nin y z n e bir t o k a t att ve
g a m b e r (s.a.v)'in o u n l u k l a k u z u n u n k o l u n u sevdiini d u y d u u i i n o
" B u s a d e c e s e n i n Hicaz Kral M u h a m m e d ' i arzu ettiin a n l a m n a gelir" de-
blgeyi z e l l i k l e zehirledi. D a h a s o n r a k u z u y u k a m p a gtrd ve P e y g a m -
di. Bir esir o l a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e getirildiinde y z n d e hl darbe izi
b e r (s.a.v)'in n n e k o y d u . B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) o n a t e e k k r
vard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a b u n u n n e d e n o l d u u n u s o r d u , o da ryasn
etti ve b e r a b e r i n d e k i arkadalarn y e m e e davet etti.
anlatt. O srada B e n i Kelb'ten D i h y e 4 adnda b i r a d a m , Safiye'yi H a y b e r ' d e n
P e y g a m b e r (s.a.v)'in h e m e n y a n n d a m s l m a n l a r a i k i n c i A k a b e ' d e li-
k e n d i s i n e d e c e k o l a n g a n i m e t pay o l a r a k istemi, P e y g a m b e r ( s . a . v ) de
derlik y a p a n ve M e k k e ' y e doru ilk n a m a z k l a n kii olan B e r a ' m n olu Haz-
b u n u k a b u l e t m i t i . F a k a t Safiye'nin ryasn d i n l e y i n c e Dihye'ye o n u n k u -
z e n i n i almas iin h a b e r g n d e r d i . D a h a s o n r a Safiye'ye d n p o n u serbest [70]
b r a k a c a n , b i r y a h u d i o l a r a k k a l p h a l k n a d n m e k veya m s l m a n ola-
rak P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n ei o l m a k arasnda b i r s e i m y a p m a s n syledi. Sa-
edi haftalk a y r l k t a n s o n r a m u z a f f e r o l a r a k d n e n ordu Medine'ye ula-
fiye "Allah' ve R a s u l n s e i y o r u m " dedi. M e d i n e ' y e d o r u yola kld ve
Rasulullah'la Safiye (r.a.) ilk k o n a k t a evlendiler.
Y tnda Cafer ve arkadalar o k t a n M e d i n e ' y e gelmilerdi. Cafer (r.a.),
Habeistan'a gittiinde y i r m i yedi yandayd, i m d i ise k r k n d a bir a d a m
Sefer h e n z b i t m e m i t i . n k geldikleri y o l d a n d n m e k y e r i n e biraz
o l m u t u . Srekli i l e t i i m h a l i n d e o l m a l a r n a r a m e n , P e y g a m b e r (s.a.v)'i
batya d n p Vadi'l-Kura y a h u d i l e r i n i n k a l e l e r i n i de k u a t m l a r d . Bu ya-
o n yldan beri g r m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u k u c a k l a d ve a l n n d a n
h u d i l e r Hayber'le a n l a m a l idiler, g n n s o n u n d a Hayber'deki artlarn
pt. D a h a s o n r a : " C a f e r ' i n d n n e mi, y o k s a Hayber'in fethine mi daha
aynsn k a b u l edip t e s l i m oldular.
o k s e v i n e c e i m i b i l e m i y o r u m " dedi. Cafer'in y a n n d a zevcesi E s m a ve Ha-
K u z e y e d o r u y r n r k e n orduya ark s y l e y e n E s l e m ' l i bn e l - E k v a beistan'da doan A b d u l l a h , M u h a m m e d ve Avn a d n d a ki oullar da
(r.a.) Hayber'de k a l e y e s a l d r r k e n l d r l m t . Naslsa k e n d i klc k e n - vard.
disine d n m ve o n a l m c l b i r yara vermiti. E n s a r ' d a n biri b u n e d e n l e
Yanlarnda evi h e n z t a m a m l a n a n m m H a b i b e (r.a.) de vard. O n u n
o n u n bir ehit s a y l a m a y a c a m iddia etti. " B u n u s y l e y e n yalan s y l y o r "
P e y g a m b e r (s.a.v)'le e v l e n m e s i z e r i n e b i r d n y e m e i daha hazrland.
dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " G e r e k t e n O , b i r y z c n n suyu getii gibi k o -
m m H a b i b e (r.a.) i m d i o t u z b e yandayd. Aie (r.a.) hari, P e y g a m b e r
laylkla C e n n e t b a h e l e r i n d e n g e t i " . 5 e h i t l i k l e ilgili b a k a bir tartma da
(s.a.v)' in dier h a n m l a r o n u M e k k e ' d e n tanyorlard. B u n u n yansra o,
Vadi'l-Kura'da k t . P e y g a m b e r (s.a.v)'in z e n c i k l e s i K e r k e r e , b i r d e v e n i n
Z e y n e b ' i n yengesi ve H a b e i s t a n ' d a k i hicret g n l e r i n i n ilk a n l a r n d a n beri
s e m e r i n i z e r k e n isabet e d e n bir okla l d r l m t . P e y g a m b e r ( s . a . v )
m m S e l e m e (r.a.) ile e v d e (r.a.)'nin y a k n a r k a d a idi. O n u n gelii b e k -
h e r k e s i n s o r d u u b u s o r u y a u cevab verdi: " i m d i o, H a y b e r ' d e ald ve
l e n i y o r d u ve fazla h e y e c a n y a r a t m a d . P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m l a r n da-
i m d i alev h a l i n e g e l e n c b b e n i n altnda c e h e n n e m a t e i n d e y a n y o r . " 6
ha o k ilgilendiren b i r m e s e l e de P e y g a m b e r ' i n b e k l e n m e d i k bir ekilde
P e y g a m b e r ( s . a . v ) s r e k l i o l a r a k , k e n d i s i y l e b i r l i k t e y a a m a ayrcal-
g e n ve gzel Safiye ile e v l e n m e s i y d i . M e d i n e ' y e vardklarnda P e y g a m b e r
na s a h i p o l a n S a h a b e y i , b u ayrcaln baz b y k s o r u m l u l u k l a r da b e r a -
( s . a . v ) o n u g e i c i o l a r a k k o n u k s e v e r Harise ( r . a . ) ' n i n evine yerletirdi.
b e r i n d e getirdii k o n u s u n d a uyarrd. n k Allah adildir ve o n l a r , k t -
O n u n o k gzel o l d u u n u d u y a n Aie (r.a.) y e n i arkadalar h a k k n d a fik-
le k a r k o y m a n n o k zorlaaca alarda y a a y a n l a r d a n d a h a iddetli
rini s o r m a k zere m m S e l e m e ' y e gitti. m m S e l e m e (r.a.): " O g e r e k -
c e z a l a n d r a c a k t r . P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle derdi: " S i z yle b i r ada yayor-
ten o k gzel b i r k a d m . Allah'n Rasul de o n u o k s e v i y o r " dedi. Aie (r.a.)
s u n u z ki, eriatn o n d a b i r i n e u y m a z s a n z m a h k u m o l u r s u n u z . F a k a t yle
Harise'nin evine gitti ve y e n i gelini ziyarete gelen k a d n l a r arasna katld.
bir a g e l e c e k ki o z a m a n eriatn o n d a b i r i n e u y a n k u r t u l a c a k . " 7
Y z peeliydi. K e n d i s i n i t a n t m a d a n biraz geri p l a n d a o t u r d u . F a k a t y e n i
geline, m m Seleme'nin sylediklerinin doru olduunu grecek kadar
y a k n d . D a h a s o n r a e v i n e d n d ; fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) oradayd ve o n u
t a n m t . Dar k t n d a a r k a s n d a n gelip: " E y Aie, o n u nasl b u l d u n ? "
. w 636. diye sordu. Aie: " O dier y a h u d i kadnlarna b e n z e r bir y a h u d i " dedi. " y -
2. B. LI. 28. le s y l e m e " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " n k O slm'a girdi ve slm'n g-
3. I.1. 354-5.
zelletirdi."
4. Dihye ok gzel bir adamd. Peygamber (s.a.v.) onun hakknda "grdm adamlar iinde Cebra-
il'e en ok benzeyen Dihye el-Kelb" derdi. l.S. IV, 184. B u n u n l a b i r l i k t e Safiye (--.a.) dier P e y g a m b e r ( s . a . v ) e l e r i n i n y a n n d a
5. W 662.
b a b a s n n kiilii y n n d e n i n c i n i y o r d u . " E y Huyay'n k z ! " deyimi ger-
6. LI. 765.
7. Tr. X X X I , 79.
ekte saygl bir hitapt, fakat ses t o n u n d a k i bir deime ile kolayca alaya ve gsn ap, y e r y z n n g k t e n gelen rahmet nedeniyle yaad se-
dnebilirdi. Bu nedenle bir keresinde Safiye alayarak P e y g a m b e r (s.a.v)'e vinci kendi teniyle paylamak istemiti.
geldi, n k dier elerden biri o n u k k drmeye almt. Peygam- O n u n dier insanlara b e n z e m e m e s i , Aie (r.a.)'nin kskanlnn azal-
b e r (s.a.v): " O n l a r a de ki: B e n i m b a b a m Harun, a m c a m ise Musa'dr" dedi. tan tek neden deildi. Fakat O, k s k a n l n , sevginin aksine sadece bu dn-
Eler iinde Aie (r.a.)'ye ya b a k m n d a n en yakn olan Safiye (r.a.) idi, ya iin geerli olduunu biliyordu. n k Cennet'ten b a h s e d e r k e n Kur'an
h e n z yirmiiki yanda olan Hafsa'dan bile daha yakn. lk n c e l e r i b u Aie yle diyordu:
(r.a.)'nin k o r k u l a r n artrd. Fakat gnler getike iki g e n h a n m birbirle-
rine sempati duymaya baladlar. Hafsa da b u arkada e m b e r i n i n iindey- "Onlann gslerindekinden (ne varsa tmn) symp-ektik" (A'raf: 43, Hicr: 47).

di. Aie (r.a.) sonraki yllarda: "Biz iki gruptuk: Birinde b e n , Hafsa, Safiye Aie (r.a.) bir gn P e y g a m b e r (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, Cennette se-
ve evde; dierinde ise m m Seleme ve dierleri vard" derdi. nin hanmlarn kimler o l a c a k ? " d i y e sordu. "Sen onlardan b i r i s i n " cevabn
Aie (r.a.) o zamanlar onalt yandayd ve yana gre baz ynlerden alnca, b u szleri m r b o y u bir hazine gibi saklad. Bir keresinde de Pey-
olgun, dier ynlerden deildi. Duygular h e m e n yznden ve k o n u m a s n - g a m b e r (s.a.v) ona: "Cebrail burada ve sana selm ediyor" demiti. O da:
dan belli olurdu. Bir keresinde Peygamber (s.a.v) ona: " E y Aie, b a n a kz- " S e l m o n u n zerine olsun, Allah'n rahmeti ve bereketi de" cevabn ver-
^
gn olduun zaman da b e n d e n raz o l d u u n zaman da b i l i y o r u m " dedi. Ai- mt.
e (r.a.): " E y b a n a a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olan, b u n u nasl an- Aie (r.a.) kskanl h a k k n d a daha sonraki yllarda yle derdi: "Pey-
l y o r s u n ? " diye sordu. Peygamber (s.a.v) de yle dedi: " B e n d e n h o n u t ol- gamber'in eleri arasnda Hatice'yi kskandm kadar hibirini k s k a n m a -
duun zaman y e m i n ettiinde: " M u h a m m e d ' i n Rabbine y e m i n olsun ki ha- dm. n k Allah kendisine Hatice'ye cennetteki kymetli talardan yapl-
yr" diyorsun. Kzgn olduunda ise: "brahim'in R a b b i n e y e m i n olsun ki m bir saray m j d e l e m e s i n i emrettii iin Peygamber (s.a.v) srekli onu
hayr" d i y o r s u n . 1 Bir baka sefer Peygamber (s.a.v) beklediinden daha ge anard. Ne zaman bir k o y u n k u r b a n etse, b y k bir b l m n o n u n yakn
geldiinde " G n n bu saatine kadar neredeydin?" diye sordu. O: " K - arkadalarna gnderirdi. o u kez ona: "Sanki dnyada Hatice'den baka
m , m m Seleme'nin y a n n d a y d m " dedi. " m m Seleme'nin sras ge- kadn y o k m u gibi d e r d i m . " 4
m e m i m i y d i ? " diyen Aie'ye Peygamber (s.a.v) cevap vermeksizin g l m - Aie (r.a.)'nin tepkileri o k fevriydi. Hayber'den h e m e n sonra veya bir
sedi. Aie: " E y Allah'n Rasul, syle bana. Bir vadinin iki yamac arasnda sre n c e Ebu'l-As'n annesi Hale olunu, gelini Zeyneb'i ve k k torunu
olsan; birisinden otlanm, dierinden ise o t l a n m a m olsa srlerini h a n - m a m e ' y i grmeye Medine'ye gelmiti. Bir gn Peygamber (s.a.v) Aie'nin
gisinde otlatrsn? diye sordu. Peygamber (s.a.v): " O t l a n m a m o l a n d a " de- odasnda iken kap alnd ve b i r kadn sesi girmek iin izin istedi. Peygam-
di. Aie (r.a.): " y l e ise b e n senin dier elerin gibi deilim. O n l a r n hepsi b e r (s.a.v) sarard ve titredi. B u n u n sebebini anlayan Aie ona sitem etti.
b e n hari senden n c e birisiyle evlenmitir" dedi. B u n u n zerine Peygam- n k Hale'nin sesinde Hatice'nin sesini duyar gibi o l d u u n u anlamt.
b e r (s.a.v) glmsedi ve hibir ey s y l e m e d i . 2 P e y g a m b e r (s.a.v) daha sonra b u n u dorulam ve o n u n ieri girme izni is-
Aie (r.a.) Peygamber (s.a.v)'in sadece kendisine ait olmadn biliyor- teyi eklinin de, aynen len zevcesi gibi olduunu s y l e m i t i . 5
du. O b i r tek kadnd; Peygamber (s.a.v) ise yirmi adama bedeldi. Vahiy Artk o k yalanan evde (r.a.) Peygamber (s..v)'le birlikte geirecei
o n u n h a k k n d a : " M u h a k k a k sen b y k bir ahlk zeresin" diyordu. Sanki g n Aie (r.a.)'ye vermiti. n k Peygamber (s.a.v)'in b u n d a n o k m e m -
O , kendi iinde d dnya ile karlatrabilecek, baz ynleriyle de o n u n l a nun olacan biliyordu. Tm topluluk ve dier eler de Peygamber
beraber, bir alem idi. Aie (r.a.) b i r o k kere, uzaktan da gelse o n u n bir g k (s.a.v)'in yaayan eleri arasnda en o k Aie (r.a.)'yi sevdiini biliyorlard.
grlemesi duyduunda y z n n sarardn farketmiti. Ayn ekilde k u v - Bu sadece bir tahminden ibaret deildi. n k Sahabeden biri veya dieri
vetli bir rzgar sesi, onda gzle grlebilecek deiikliklere n e d e n olurdu. sk sk Peygamber (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, bu dnyada en o k kimi se-
Bir keresinde, bardaktan boanrcasna y a m u r yaarken ban, omuzlarn v i y o r s u n ? " diye sorard. Peygamber (s.a.v) b u soruya her zaman ayn ceva-
b v e r m e z d i . n k o n u n sevgisi o k y n l y d : Kzlar, t o r u n l a r , Ali (r.a.),
r a n m a s n s a l a m a k l a s o r u m l u deildi. O n u n hassas karakteri de zaten b u -
E b u B e k i r (r.a.), Zeyd (r.a.), s a m e (r.a.). F a k a t cevap h i b i r z a m a n dier
na e l v e r m e z d i . O , s a d e c e bir hediyeyi t e e k r l e k a b u l e t m e k ve geri k a l a n -
eler o l m a z , b a z e n ise Aie (r.a.) olurdu. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e birisi Pey-
n balayan kiiye b r a k m a k l a grevliydi. Z e y n e b (r.a.) gittiinde P e y g a m -
g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n bir ey rica e d e c e i z a m a n veya Kur'an'da emredildigi gi-
b e r ( s . a . v ) Aie (r.a.)'ye: " S e n , g e r e k t e n E b u Bekir'in k z s n " d e d i 7

bi d i l e k t e b u l u n m a k i i n h e d i y e v e r m e k istedii z a m a n , P e y g a m b e r ( s . a . v )
R e s u l u l l a h ( s . a . v ) ayn e k i l d e , Ali (r.a.) ve F a t m a (r.a.)'dan olan t o r u n -
Aie ( r . a . ) ' n i n o d a s n d a o l a n a k a d a r b u isteini geciktirirdi. Bu b i r adet ha-
larna da b y k bir sevgi b e s l i y o r d u . O n l a r h a k k n d a : "Bana ev h a l k m i i n -
line g e l m i t i . n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'in o n u n y a n n d a i k e n o k
de en sevgili o l a n l a r Hasan ve H s e y i n ' d i r " derdi. s a m e (r.a.)'yi de t o r u n -
m u t l u ve b u n e d e n l e ricalar k a b u l e hazr o l d u u n u d n y o r l a r d . F a k a t
larndan biri sayard. o u k e z H a s a n i ve s a m e ' y i e l l e r i n d e n tutup: "Al-
b u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a i l e s i n d e k s k a n l k l a r a n e d e n o l u y o r d u . mm
l a h ' m , b e n o n l a n s e v i y o r u m , s e n de s e v " diye dua e d e r d i . 8
S e l e m e (r.a.) k e n d i s i ve dier eleri a d n a gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n o n a
h e d i y e v e r m e k i s t e y e n l e r i n z e l l i k l e b i r g n b e k l e m e y i p n e z a m a n ister-
lerse h e m e n v e r m e l e r i n i b e l i r t e n b i r d u y u r u y a p m a s n istedi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n a c e v a p v e r m e d i . m m S e l e m e (r.a.) isteini i k i n c i k e z yineledi.
F a k a t o yine sessiz kald. n c k e z y i n e l e d i i n d e : " B e n i Aie ile ilgili k o -
nularda z m e , n k Aie (r.a.) h a r i h i b i r h a n m m n yatanda i k e n ba-
na vahiy g e l m i y o r " dedi.^ m m S e l e m e (r.a.) " S e n i z d m i i n Allah'a
tevbe e d i y o r u m " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in dier eleri b u r a d a d u r -
maya niyetli deillerdi. F a t m a ' d a n k e n d i adlarna gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
" E l e r i n s e n d e n E b u B e k i r (r.a.)'in k z n a kar k e n d i l e r i n e eit d a v r a n m a n
rica e d i y o r l a r " d e m e s i n i istediler. F a t m a (r.a.) i s t e m e y e r e k b u n u k a b u l et-
ti, fakat b i r k a g n b u n u y e r i n e g e t i r m e d i . S o n u n d a k u z e n i , C a h ' n kz
Z e y n e b geldi ve srar etti. B u n u n z e r i n e b a b a s n a gitti ve k e n d i s i n e syle-
n e n l e r i o n a iletti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B e n i m k k k z m , b e n i m sevdiimi
s e n s e v m i y o r m u s u n ? " dedi. F a t m a (r.a.) " E v e t " c e v a b n v e r i n c e Aie
(r.a.)'yi k a s t e d e r e k : " O halde o n u s e v " dedi. D a h a s o n r a : " S e n i b u r a y a g n -
deren Z e y n e b ' d i deil m i ? " diye sordu. " Z e y n e b ve dierleri" dedi. F a t m a
(r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v): "Yemin e d e r i m ki b u n u d z e n l e y e n Z e y n e b " d e d i .
Fatma bunu kabul edince glmsedi.

F a t m a (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n i n y a n n a d n d ve o l a n l a r
anlatt: " E y Allah'n R a s u l ' n n kz, b i z e b i r ey k a z a n d r m a d n " dediler. 1. I.S. VIII, 4 7 .
O n u i k i n c i b i r k e z g i t m e y e zorladlar, fakat O k a b u l e t m e d i . B u n u n z e r i n e 2. I.S. VIII, 55.
Z e y n e b (r.a.)'e: " S e n git"dediler, O da P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti. P e y g a m b e r 3. I.S. VII, 5 5 .
( s . a . v ) s o n u n d a Aie (r.a.)'yle k o n u m a s n syledi. Aie (r.a.) Z e y n e b ' i n ce- 4. B. L. XIII, 20.
vap v e r e m e y e c e i fikirler n e s r e r e k o n u s u s t u r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) e- 5. A.g.e.

lerine eit ve adaletli d a v r a n m a k ve dierlerini de b u n a u y m a y a tevik et- 6. B. LI. 8.

m e k z o r u n d a y d . F a k a t O , b a k a l a r n n P e y g a m b e r ( s . a . v ) elerine eit dav- 7. B. LI., 8 ; I.S. VIII, 123.


8. I.S. IV/I, 4 3 .
rada m s l m a n o l d u u n u a k l a m a s ile ilgili m e y d a n a gelen birka olay
nedeniyle nzil olan ayetleri yallar iyi biliyorlard. Bu olaylardan birinde
[71]
silahlar ve zrh ganimet olarak a l m a k isteyen m ' m i n , " S e n bir m ' m i n de-
ilsin" deyip karsndakini l d r m t . s a m e (r.a.) nin d u r u m u n d a dr-
T y a y b e r ' i n fethinden sonra biri Ali (r.a.) dieri E b u Bekir (r.a.) y n e t i m i n - t ganimet deil eref idi, fakat prensip aynyd. Bu k o n u d a i n e n vahiy y-
i i d e k i nisbeten k k iki ordu, Yemen'e giden yolu kapatan iki d m a n le diyordu:
Havazin kabilesi zerine yrd. Hayber'den sonra dzenlenmi kk
"Ey iman edenler, Allah yolunda adm attnz (savaa ktnz) zaman, iyice
apta toplam alt seferden ikisi bunlard. Dier ikisi douda ve kuzeydeki
aklk kazandrn ve size (slm geleneine gre) selm verene, dnya hayatnn gei-
Gatafan kabileleri, geri kalan iki sefer de imdi Peygamber'e ait olan F e d e k
ciliine istekli karak: "Sen m'min deilsin" demeyin. Asl ok ganimetler, Allah ka-
Ovas'na yakn bir yerde yerleik olan Beni Mrre zerine yapld. F e d e k ya-
mdadr. Bundan ne siz de byle idiniz; Allah size ltufta bulundu. yleyse iyice ak-
hudileri Medine'den, Bedevilere kar yardm ve k o r u m a istemilerdi. Bu
lk kazandrn. phesiz Allah, yapmakta olduklarnzdan haberi olandr" (Nisa: 94)
apulcularn says Medine'de tam t a h m i n edilemedii iin otuz kiilik bir
grup gnderildi. Fakat d m a n u m u l a n d a n fazla idi ve otuz kiinin h e m e n Medine'ye varr-varmaz s a m e (r.a.) doruca P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti.
h e m e n hepsi ldrld. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) g e c i k m e k s i z i n O n u sevinle k u c a k l a d k t a n sonra Peygamber (s.a.v): " B a n a seferi anlat" de-
ikiyz kiilik bir ordu gnderdi. D m a n o k adam kaybederek k a m a k zo- di. B u n u n zerine s a m e yola klarndan balayp, o adam ldrd
runda kald. Develerin ve koyunlarn yansra b i r k a da esir ele geirildi. z a m a n a kadar tm olanlar anlatt. Tam o olay anlatt srada Peygamber
Onyedi yanda olan s a m e (r.a.) de b u sefere katlmt. Hendek'te de or- (s.a.v): " E y s a m e , O Lailahe illallah dedii halde l d r d n m ? " diye sor-
duyla birlikteydi, fakat b u o n u n gerek anlamda ilk seferi oluyordu. arp- du. same: " E y Allah'n Rasul, o sadece l d r l m e k t e n k u r t u l m a k iin
ma srasnda Mrre'li bir adam o n u n o k g e n oluuyla alay etti. O n a had- byle syledi" diye cevap verdi. "Sen d e " dedi Peygamber (s.a.v) " O n u n ya-
dini bildirmeye kararl olan s a m e , daha n c e d e n h e p birlikte sava yerin- lan m, doru m u sylediini a n l a m a k iin kalbini a t n ! " s a m e : "Lailahe-
de kalma emri verilmi olmasna ramen, adam l n ilerine kadar izledi. illallah diyen bir kimseyi daha l d r m e y e c e i m " dedi. Daha sonralar: " O
S o n u n d a o n u yakalayp yaralad. B u n u n zerine Mrre'li Lailahe ilallah (Al- gn slm'a girmi olmay isterdim" d e r d i . 2 n k Resulullah (s.a.v) dine
lah'tan baka ilah y o k t u r ) diye bard. F a k a t adam ehadet getirmesine ra- girildii anda tm eski gnahlarn affolunacan sylemiti.
men s a m e o n u ldrd. Hayber'den d n d k t e n sonra Peygamber (s.a.v) d o k u z ay b o y u n c a Me-
Seferin lideri Galib bn A b d u l l a h 1 idi, arpma bittikten sonra liderin dine'de kald. G n e y e ve kuzeye yaplan k k seferlere ramen bu aylar
ilk sorusu " s a m e nerede?" oldu. O ve b t n ordu Rasulullah (s.a.v)'m bar ve zenginlik dolu aylard. Fakat Hicaz'n b o s t a n n d a n elde edilen bu
Zeyd'in o l u n u ne kadar o k sevdiini biliyordu. Bu nedenle zafere ramen zenginlik b i r o k sorunlar da beraberinde getirmiti.
ordu o k zntlyd. same (r.a.) hava karardktan bir saat sonra geldi. m e r (r.a.) bir gn Peygamber (s.a.v)'in evine geldi ve yaklatnda
Galib ona sert bir ekilde kt. " B e n i m l e alay eden bir adam kovalyor- Peygamber'in (s.a.v) h u z u r u n d a barlmayacak kadar y k s e k sesle baran
d u m " dedi gen, "Tam onu yakalayp yaraladmda da La ilahe illallah de- kadn sesleri duydu. B u n u n yansra kadnlar bir de Kurey'liydi, yani Mu-
di." Galib: "Sen de b u n u n zerine klcn k n n a koydun deil m i ? " dedi. hacirlerdendi. Bu da m e r ' i n onlarn Mekke'li kadnlara nazaran daha ser-
"Hayr, dedi s a m e (r.a.) a n c a k ona l m erbetini iirdikten sonra koy- best ve kendine gvenen Medine'li kadnlardan kt eyler rendikleri ko-
d u m " . B u n u n zerine b t n kamptakiler o n u ktleyen laflar sylediler. n u s u n d a k i grn doruluyordu. Hepsinin de bildii gibi Peygamber
s a m e (r.a.) utan iinde ban elleri arasna ald. Eve d n e r k e n k e n - (s.a.v) bir ricay geri e v r i m e k t e n nefret ederdi. Bu n e d e n l e Peygamber
disinde bir ey yiyecek g bulamad. Kfir b i r adamn tam ldrlecei s- (s.a.v)'den savata kendisine bete bir olarak den eitli giysileri kendile-
rine v e r m e s i n i istiyorlard. O d a n n b i r k e s i n i r t e n b i r perde vard. m e r
m e m e l e r i n e n e d e n o l u y o r d u . V e r i l e b i l e c e k o l a n e y l e r datlyor, v e r i l e m e -
(r.a.)'in ieri g i r m e izni isteyen sesi d u y u l u r d u y u l m a z ses t a m a m e n kesildi
y e c e k o l a n l a r da satlp parasyla b i r t a k m i h t i y a l a r karlanyordu. F a k a t
ve k a d n l a r o k a d a r hzla p e r d e n i n a r k a s n a s a k l a n d l a r ki m e r ieri girdi-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) i m d i h a n m l a r n a h e d i y e l e r verebiliyordu. Bu da b i r o k
inde P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l y o r d u . m e r (r.a ): " E y Allah'n R a s u l , Allah
p r o b l e m d o r u y o r ve o n l a r n d a h a fazla i s t e m e s i n e n e d e n o l u y o r d u . n k
t m h a y a t n g l m e ile d o l d u r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Biraz n c e b e -
eitlik, b i r i n e verilen eyin d i e r i n e v e r i l m e s i n i g e r e k t i r i y o r d u .
n i m l e b i r l i k t e o l a n k a d n l a r , s e n i n sesini d u y u n c a nasl da alacak d e r e c e -
Ayn z a m a n d a dier y n l e r d e n de o n u n h o g r n k t y e k u l l a n y o r -
de hzla p e r d e n i n a r k a s n a g i z l e n d i l e r " dedi. " B u b e n i m deil, s e n i n h a k k n ,
lard. Bir g n m e r (r.a.) bir s e b e p y z n d e n k a r s n azarlad, o da kar ce-
b e n d e n deil s e n d e n k o r k u p sayg d u y m a l l a r " dedi. m e r . D a h a s o n r a k a -
vap verdi. m e r (r.a.) o n u uyardnda ise kars P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m -
dnlara h i t a p e d e r e k : " E y k e n d i l e r i n e d m a n o l a n l a r b e n d e n k o r k u y o r s u -
lar bile k o c a l a r n a kar c e v a p v e r d i k l e r i n e gre k e n d i s i n i n n e d e n v e r m e y e -
n u z da, Allah'n R a s u l n d e n k o r k m u y o r m u s u n u z ? " dedi. " E v e t y l e " dedi-
c e i n i sordu. Kzlarn k a s t e d e r e k de: " O n l a r d a n biri var ki o, s a b a h t a n aka-
ler, " n k s e n R e s u l u l l a h (s.a.v)'tan daha sert ve h a i n s i n . " P e y g a m b e r
ma kadar u t a n m a k s z m t m kafasndakileri s y l y o r " diye ekledi. B u n a o k
(s.a.v): " B u d o r u ey H a t t a b ' m o l u " dedi ve s o n r a unlar ekledi: " N e f s i m i
z l e n m e r (r.a.) d o r u c a Hafsa'ya gitti.Hafsa a n n e s i n i n hakl o l d u u n u
k u d r e t e l i n d e t u t a n a y e m i n o l s u n ki, eer e y t a n s e n i n belirli bir y o l d a n git-
belirtti. m e r (r.a.) k z n n k e n d i n e o l a n g v e n i n i s a r s m a k iin: " S e n d e n e
tiini farketse, m u t l a k a o y o l d a n b a k a b i r yol seer.
Aie'nin zerafeti, ne de Z e y n e b ' i n gzellii v a r " dedi. B u n u n da bir etki u y a n -
Yeni k a z a n l a n servet ve maddi d u r u m u n o k r a h a t l a m a s m m E y -
d r m a d n g r n c e : "Siz P e y g a m b e r (s.a.v)'i kzdrdnzda, Allah'n sizi
m e n (r.a.)'i bile b i r i s t e k t e b u l u n m a y a tevik etti. U z u n s r e d e n b e r i k e n d i -
k e n d i g a z a b n d a n h e l a k e t m e y e c e i n d e n b u k a d a r e m i n m i s i n i z ? " 5 szlerini
nin o l d u u n u s y l e y e b i l e c e i bir deveye ihtiya d u y u y o r d u . B u n e d e n l e
ekledi. D a h a s o n r a k u z e n i m m S e l e m e ' y e gitti ve: " T m d n c e l e r i n i z i
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gidip b i r b i n e k istedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a ciddi ciddi
Allah'n R a s u l n e sylediiniz ve o n a saygszca cevap verdiiniz doru
bakt ve " S e n i b i r d e v e n i n y a v r u s u n a b i n d i r e c e i m " dedi. O n u n y a v r u de-
m u ? " diye sordu. m m S e l e m e (r.a.) "Allah a k n a sen Allah'n R a s u l ile
veyi kastettiini s a n a r a k : " E y Allah'n R a s u l , b u b a n a uygun deil. B e n b u -
h a n m l a r arasna nasl girersin? Evet, Tanr'ya a n d o l s u n , biz o n a d n c e l e -
nu i s t e m e m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.) yine: " s e n i b i r d e v e n i n y a v r u s u n d a n
rimizi s y l y o r u z . E e r bizim b u sylediklerimizi e k i y o r s a , b u k e n d i bile-
b a k a b i r e y e b i n d i r m e m " 4 dedi. Bu k o n u m a m m E y m e n (r.a.)'in Pey-
cei b i r eydir. E e r bize b y l e y a p m a y yasaklarsa biz ona, sana itaatimizden
gamber (s.a.v)'in yzndeki glmsemeden o n u n her devenin mutlaka ba-
d a h a fazla itaat e d e r i z " 6 dedi. m e r (r.a.) o k ileri gittiini ve m m Sele-
ka bir d e v e n i n y a v r u s u o l d u u n u a n l a t m a k istediini ve aka yaptn anla-
m e (r.a.)'nin s i t e m e t m e k t e hakl o l d u u n u anlad. F a k a t Peygamber'in
masna dek srd.
(s.a.v) evinde bir eylerin iyi g i t m e d i i n d e p h e y o k t u .
B a k a b i r g n m e r (r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v)'i elini y a n a n a k o y m u b i r
S o n g n l e r d e k i b u z e n g i n l i k b e k l e n m e d i k bir olayla daha da artt. P e y -
ekilde z n t l d u r u r k e n grd. " E y m e r " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B e n -
g a m b e r (s.a.v)'in M u k a v k s ' a g n d e r d i i islm'a ar m e k t u b u n a M u k a v k s
d e n s a h i p o l m a d m eyleri istiyorlar". H a y b e r ' e g i d e r k e n bu seferin zafer-
k a a m a k b i r c e v a p y a z m t . F a k a t cevapla b i r l i k t e Msr kral y z l e k al-
le s o n u l a n a c a n ve M e d i n e ' y e z e n g i n l i k l e r g e t i r e c e i n i v a d e d e r e k : " B u si-
tn, y i r m i tane iyi k u m a t a n elbise, katr, dii at ve iki Kpt hristiyan cari-
zin iin iyi o l m a y a c a k " d e m i t i . B u syledii dierleri kadar k e n d i ev h a l k
ye ile b i r l i k t e bir de yal h a r e m aasndan o l u a n z e n g i n b i r h e d i y e g n d e r -
i i n d e geerliydi. O z a m a n a kadar P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve ailesi s o n d e r e c e sa-
miti. Adlar M a r i y e ve irin o l a n kzlar kardetiler ve ikisi de gzeldi. F a -
de bir hayat s r y o r d u . Aie (r.a.) H a y b e r ' d e n n c e h i b i r z a m a n d o y u n c a -
kat M a r i y e d a h a da gzeldi, P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n gzelliine h a y r a n ol-
ya k a d a r h u r m a yediini h a t r l a m a d n sylerdi. B a k m a k l a y k m l ol-
du. Sirin'i H a s s a n bn Sabit (r.a.)'e verip Mariye'yi, M e s c i d e b i t i i k odas ya-
duklar fakir M u h a c i r l e r i n saysndaki s r e k l i art, P e y g a m b e r ( s . a . v ) ha-
p l m a d a n n c e Safiye (r.a.) n i n o t u r d u u eve yerletirdi. G e c e ve g n d z
n m l a r n n s a d e c e ihtiyalar olan eyleri i s t e m e l e r i n e , bazan o n u b i l e iste-
o n u ziyaret e d i y o r d u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in eleri o k a d a r k s k a n l k
gsterdiler ki cariye o k mutsuz oldu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v) o n u
Yukar M e d i n e ' d e b i r eve yerletirdi. Aie (r.a.) ve dier eler ilk bata m e m - "Allah, kfretmekte olanlara, Nuh'un eini v e Lut'un eini rnek olarak verdi.
nun olmulard, fakat bir sre sonra h i b i r eyin deimediini farkettiler. kisi de, kullarmzdan salih olan iki kulumuzun nikhlar altndayd; ancak onlara
n k P e y g a m b e r (s.a.v) Mariye (r.a.)'ye yapt ziyaretleri azaltmamt. ihanet ettiler. Bundan dolay da, onlara (kocalar) kendilerine Allah'tan gelen hibir

Hatta y o l u n uzakl nedeniyle dier elerinden daha uzun sreler ayr ka- eye yarar salamadlar. kisine de: "Atee dier girenlerle birlikte girin" denildi."

lyordu. "Allah, iman etmekte olanlara da, Firavun'un karsn rnek olarak verdi. Ha-
O n l a r n hepsi Peygamber'in (s.a.v) h a k k olan eyleri -brahim'den ve ni demiti ki: "Rabbim, bana kendi katnda cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve
daha n c e s i n d e n beri kabul edilen haklar- yaptn biliyorlard. Safiye onun yaptklarndan kurtar ve beni o zalimler topluluundan da kurtar." lmran'n

(r.a.*) hari hepsi brahim ile cariyesi Hacer'in birlemesinden m e y d a n a ge- kz Meryem'i de. Ki o kendi rzn korumutu. Bylece biz de ona kendi ruhumuz-

len soya m e n s u p deiller miydi? Musa'ya indirilen N a m u s da bu h a k k des- dan fledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarm tasdik etti. O (Rabbine) g-

tekliyordu. Kur'an ise aka bir efendinin klesini, eer isterse, cariye ola- nlden bal olanlardand".

rak alabileceini a k a bildiriyordu. F a k a t Peygamber'in (s.a.v) eleri o n u n


o k duyarl o l d u u n u da biliyorlard, imdi ise o n u n tm ev yaants ele- P e y g a m b e r (s.a.v) bu s r e y i e l e r i n e o k u d u k t a n s o n r a , z e r i n d e d-
rinin g i z l e n m e m i reaksiyonlaryla srekli b l n y o r d u . zellikle Hafsa n m e l e r i iin onlar yalnz b r a k t ve o n l a r n o d a l a r n d a n b a k a s a h i p ol-
(r.a.) o denli ileri gitti ki Peygamber (s.a.v) s o n u n d a bir daha Mariye'yi gr- d u u tek oda olan s t k a p a l b i r s u n d u r m a y a e k i l d i . T m M e d i n e ' y e
m e y e c e i n e y e m i n etti. Bu kez Aie de Hafsa'nn s u orta idi. o n u n elerini boad h a b e r l e r i yayld. Bu h a b e r g e c e m e r (r.a.)'in k u -
Yeni nazil olan srenin ad, P e y g a m b e r (s.a.v)'in Mariye'yi k e n d i s i n e lana da gitti. afakta h e r z a m a n o l d u u gibi M e s c i d ' e gitti. F a k a t n a m a z -
haram kldn belirterek balad iin T a h r i m Suresi ( T a h r i m ) idi: d a n s o n r a m e r , tam P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e s e s l e n e c e i srada o k e s i n e
e k i l d i . m e r Hafsa'ya gitti ve o n u gzyalar i i n d e b u l d u . O n a : " N i i n
"Ey Peygamber, elerinin honutluunu isteyerek Allah'n sana hell kldklar- a l y o r s u n ? " dedi ve c e v a p v e r m e s i n e frsat b r a k m a d a n " S a n a b u n u n

n niin haram klyorsun?" b y l e o l a c a n s y l e m e m i m i y d i m ? Allah'n rasul sizi b o a d m ? " di-


ye s o r d u . " B i l m i y o r u m " dedi, Hafsa (r.a.) " F a k a t o orada s u n d u r m a d a du-
Bu ekilde balayan sre Peygamber'in y e m i n i n i z d k t e n sonra i- r u y o r . " S u n d u r m a n n girii m e s c i d i n iindeydi. m e r (r.a.) o tarafa do-
simlerini a n m a y a r a k Aie ve Hafsa'dan bahsediyordu: ru y n e l d i . M i n b e r i n etrafnda b i r g r u p a d a m t o p l a n m o t u r u y o r d u . Ba-
"Eer sizler (Peygamberin iki ei) Allah'a tevbe ederseniz (ne gzel). nk zlar alyordu. m e r b i r sre o n l a r l a birlikte o t u r d u . F a k a t duygular
kalbleriniz erilik gsterdi. Yok eer kar birbirinize desteki olmaa kalkrsanz, artk d a y a n a m a y a c a k hale g e l i n c e , k a p s n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n siyah
artk Allah onun mevlasdr, Cibril de ve mminlerin salih olan(lar) da. Bunlarn k l e s i n i n b u l u n d u u s u n d u r m a y a gitti. o c u a : " m e r i i n ieri g i r m e
arkasndan melekler de onun destekisidirler." izni i s t e " dedi. o c u k ieri girdi ve b i r d a k i k a s o n r a k p : " O n a seni sy-
Dier b i r ayet tm elerine hitap ediyordu: ledik, fakat O h i b i r ey s y l e m e d i " dedi. m e r (r.a.) o t u r d u u yere geri
d n d . S o n r a tekrar gitti ve ieri g i r m e izni istedi, fakat o c u k yine ayn
"Belki onu Rabbi, -eer o s i z i boayacak olursa- ona sizin yerinize sizlerden da- c e v a b verdi. n c kez de ayn ey oldu; fakat m e r t a m g i t m e k iin

ha hayrl mslman, m'min, gnlden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oru tu- geri d n m t ki, o c u k , P e y g a m b e r ' i n o n a izin verdiini s y l e d i . m e r ,

tan (ya da Allah adna hicret edip seyahat eden) dul ve bakire eler verir." ieri girdi ve o n u bir h a s r n s t n d e yatar b u l d u . A r k a s n a uzand ha-
srn izleri k m t . H u r m a lifi ile d o l d u r u l m u deri b i r yasta dayan-
Sre tarihteki iki iyi, iki de k t kadn anlatarak son buluyordu: y o r d u . n n e b a k y o r d u . m e r (r.a.) ieri girdiinde o n a b a k m a d . " E y
Allah'n R a s u l , " dedi m e r " E l e r i n i b o a d n m ? " P e y g a m b e r (s.a.v) "Ey Peygamber, elerine syle: "Eer siz dnya hayatn ve onun ssl ekicili-
g z l e r i n i kaldrd ve m e r ' i n g z l e r i n e b a k a r a k : "Hayr b o a m a d m " de- im istiyorsanz, gelin sizi yararlandraym (size boanma bedelini vereyim) ve g-
di. m e r (r.a.) t m y a k n evlerden d u y u l a b i l e c e k e k i l d e Allahu E k b e r zel bir salma tarzyla sizi salvereyim. Eer siz Allah' ve Rasul'n ve ahiret yurdu-
diye bard. m m S e l e m e (r.a.) d a h a s o n r a l a r yle anlatyor: " S r e k - nu istiyorsanz, ank hi phe yok Allah, iinizden gzellikte bulunanlar iin byk
li a l y o r d u m . Birisi b a n a gelip: "Allah'n R a s u l sizi b o a d m ? " diye bir ecir (mkfat) hazrlamtr." (Ahzab: 28-29)
s o r d u u n d a 'Vallahi b i l m i y o r u m ' d i y o r d u m . B u d u r u m , m e r , P e y g a m b e r
(s.a.v)'e g i d i n c e y e k a d a r d e v a m etti. H e p i m i z o d a l a r m z d a iken o n u n Aie (r.a.): "phesiz ben Allah' Rasul'n ve ahiret yurdunu istiyo-
tekbir getiriini d u y d u k ve Allah'n Rasul ( s . a . v ) ' n n m e r (r.a.)'in so- r u m " dedi. Peygamber (s.a.v)'in b t n eleri de ayn eyleri sylediler ve
r u s u n a " H a y r " c e v a b n verdiini a n l a d k " G e r e k t e h e r k e s i n kafasnda o n u setiler.
ayn s o r u vard, fakat, m e r , kz Resulullah'la evli o l d u u iin b u du-
r u m l a daha y a k n d a n i l g i l e n m i t i .
"Orada ayakta durdum ve Resulullah'n ne d u r u m d a olduunu anlama-
ya altm" dedi mer. " D a h a sonra biz Kurey'liler eskiden elerimiz ze-
rinde h a k i m d i k , fakat Medine'ye geldiimizde hanmlarn kocalarna h a k i m
olduu bir toplulukla karlatk d e d i m . " m e r b u szlerinden sonra Resu-
lullah (s.a.v)'n y z n d e tasdik eden bir g l m s e m e grd. B u n u n zerine
nceden Hafsa (r.a.)ya uyar amacyla syledii eyleri anlatt. Peygamber
(s.a.v) yine glmsedi. Bundan cesaret alan m e r yere oturdu. O d a n n p-
laklna bir kez daha ard -yerde bir hasr, tane de deri yastk vard;
baka hibir ey yoktu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v)'e biraz daha lks ya-
amasn nererek Yunan'llar ve lran'llar r n e k gsterdi. Fakat Resulullah
(s.a.v) o n u n s z n keserek: " E y Hattab'n olu, phe mi duyuyorsun? yi
eyler onlara bu dnya iin verilmitir" dedi.
Henz yeni bir aya girmilerdi. Peygamber (s.a.v) bu ay geene kadar ha-
nmlarndan hibirini g r m e k istemediini ilan etti. O ay geince ilk n c e Ai-
e (r.a.)'nin odasna gitti. O n u grnce o k aran ve sevinen Aie: (r.a.)
"Tam yirmidokuz g e c e " dedi. Peygamber (s.a.v): 'Nereden biliyorsun?' diye
sordu. O da : 'Gnleri sayyordum-nasl saydm bir b i l s e m ! ' dedi. Peygamber
(s.a.v): 'Fakat bu ay 2 9 ekiyordu'dedi. Aie (r.a.) ay takvimine gre bir ayn
bazen otuz yerine sadece yirmidokuz ektiini unutmutu. Peygamber
(s.a.v) daha sonra ona kendisine gelen yeni vahiyden ve ona nerecei iki se- 1. Kinane kabilesinden Beni Leys kolundan.
2. W. 7 2 5
e n e k t e n bahsetti. O n a bu meselede danmak iin babasn armak isteyip
3. B. LXII, 6.
istemediini sordu. "Hayr" dedi Aie (r.a.) "Sana kar bana kimse yardm
4. I.S. VIII, 163.
edemez. Ey Allah'n Rasul, ne olduunu a b u k syle." Peygamber (s.a.v)
5. I.S. VIII, 131.
"Allah senin n n e iki seenek k o y d u " dedi ve u ayeti o k u d u : 6. I.S. VIII, 137.
b u l u n d u u Merve tepesinde s o n buluyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) orada bir de-
ve k u r b a n etti ve Hudeybiye'de de ayn grevi yerine getiren Hiras'a ban
[72] tra ettirdi. U m r e farizas burada son buluyordu.
Daha sonra putlarla d o l u o l m a s n a ramen K'be'ye g i r m e k niyetiyle

- r - r u d e y b i y e anlamasnn s t n d e n yaklak bir yl gemiti. Kurey'in Mescid-i Haram'a doru yneldi. Fakat K'be'nin kaplar kapalyd ve anah-

i l v e r d i i sz gerei Peygamber (s.a.v) ve arkadalarnn u m r e y a p m a k tar da Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n b i r adamdayd. P e y g a m b e r (s.a.v) anahtar

iin Mescid'i Haram' ziyaret etme z a m a n gelmiti. l e n veya savalarda l- i s t e m e k zere bir adam gnderdi.

drlenler hari ilerinde geen ylki haclarn da b u l u n d u u toplam ikibin Fakat Kurey liderleri b u n u n anlamada yer almadn ve K'be'ye gir-
hac vard. Hudeybiye'de b u l u n m a y a n l a r d a n biri de Beni Devs'ten 1 E b u Hu- m e n i n h a c c m farzlarndan olmadn sylediler. Bu n e d e n l e mslmanlar-
reyre (r.a.) idi. Kabilesinden bir grupla Hayber'den sonra Medine'ye gelmi dan hi k i m s e o yl K'be'ye giremedi. F a k a t g n e en y k s e k noktasna
ve Ehl-i Suffe'ye katlmt. M s l m a n olduktan sonra ad Abdurrahman'a ulatnda Peygamber (s.a.v) Bill (r.a.)'e K'be'nin atsna kp ezan oku-
evrilmi fakat yine de ounlukla "kedilerin babas" anlamna gelen E b u masn syledi. O n u n gr sesi t m M e k k e vadisini doldurdu ve ilk n c e tek-
Hureyre adyla anlmt. Bu ad o n a , Peygamber (s.a.v) gibi kedileri o k sev- bir, daha sonra da kelime-i ehadet sesleri M e k k e etrafndaki tepelere kadar
dii ve yannda srekli bir kedi yavrusu bulundurduu iin verilmitir. Da- ulat: "ehadet ederim ki, Allah'tan baka ilah yoktur. Yine ehadet ederim
ha sonra Peygamber (s.a.v)'in ashabnn ileri gelenlerinden biri olmutur. ki, M u h a m m e d Allah'n Rasuldr." E b u Kubays tepesindeki Kurey lider-
Bu h a c srasnda da Peygamber (s.a.v) o n u kurban develerinin b a k m ile leri Bill'i aka grebiliyorlard ve zenci bir kleyi K'be'nin atsnda g-
grevlendirmiti. r n c e o k kzdlar. Bu d u r u m u n d m a n iin b i r o k ilave baarlara neden

Kureyliler, haclarn haram blgeye yaklatklarn duyunca etraftaki olacak bir zafer o l d u u n u n da farkndaydlar. Bu n e d e n l e b i r yl n c e k e n -

tepelere ekilerek tm vadiyi boalttlar. Kurey liderleri E b u Kubays tepe- di lehlerine g r n e n anlamay imzaladklarna piman olmulard.

sine toplandlar ve oradan Mescid'i gzlediler. Oradan geni b i r alan gre- Haclar b o ehirde g n geirdiler. Peygamber (s.a.v)'in adr Mes-
biliyorlard. imdi u z u n bir sra halinde kuzeybat geidinden haclarn eh- cid'e kurulmutu. Geceleri gizlice M s l m a n olan Mekke'liler tepelerden
rin h e m e n altndaki vadiye girdiklerini gryorlard. Bir sre sonra o k es- sessizce iniyor ve M s l m a n l a r n kampnda sevinli dakikalar yaanyordu.
k i d e n beri g e l e n e k olan bir sz duymaya baladlar: L e b b e y k Allahmme Leb- Kurey'in M s l m a n o l m a s n a ses karmad Abbas (r.a.) a k a bu g-
beyk (Allah'm, ite geldim h i z m e t i n d e y i m ) . n n o u n u Peygamber (s.a.v)'le birlikte geirmiti. te b u srada karsnn

Balar tral, beyaz giysili hac kalabalna en nde K e s v a ' n m stn- kardei Meymune'yi Peygamber (s.a.v)'e e olarak teklif etmi, o da kabul

de olan Peygamber (s.a.v) ve yerde devesinin ipini tutan Abdullah b n Re- etmiti. M e y m u n e ve mm'1-Fadl z kardetiler. O n l a r n yamsra, Ab-

hava (r.a.) nderlik ediyordu. Dierlerinin de bir k s m develerde b i r k s m bas'n evinde, bu ikisinin vey kardei ve Hamza'nn dul ei Selma ile kz-

ise yayand. E n yakn yoldan doruca K'be'ye yneldiler. Herkeste b e l d e n lar mre de kalyordu. Ali (r.a.) kuzenlerinin yani H a m z a (r.a.)'nn kz-

yukarsn rten bir k u m a paras vard. Mescid'e girildiinde P e y g a m b e r n n putperestler iinde b r a k l m a m a s gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v)

(s.a.v) stndeki elbiseyi dzeltti. O m u z u n u akta brakarak k u m a sa ve Abbas (r.a.) da b u neriyi kabul ettiler. m a r e ' n i n haclarla birlikte ge-

k o l u n u n altndan geirdi, iki u c u sol o m u z u n d a n aprazlama geirerek n e len Fatma'nn yanna, o n u n devesine b i n m e s i n e karar verildi.

ve arkaya sarktt. Dierleri de o n u n gibi yaptlar. Peygamber (s.a.v) b i n e i - g n n s o n u n d a Shely ve Huveytib, E b u Kubays'tan indiler ve Sa'd
nin s t n d e "K'be'nin gneydou k e s i n e doru ilerledi ve asas ile Ha- i b n bade (r.a.) ve b i r grup Ensar ile birlikte oturan P e y g a m b e r (s.a.v)'e
cer'l-Esved'e d o k u n d u . Daha sonra K'be'nin etrafn yedi kez dolat, yani " Z a m a n n z bitti bizden u z a k l a n " dediler. Peygamber (s.a.v): "Evliliimi
tavaf etti. Tavaftan sonra Safa tepesinin eteklerine gitti -'e Safa ile Merve ara- sizin aranzda yapp, size d n yemei s u n m a m iin bir sre daha burada
snda yedi kez gidip geldi. Sa'y ad verilen b u yry k u r b a n develerinin k a l m a m n ne gibi bir zarar olabilir?" cevabn verdi. Onlar: "Senin verece-
in ziyafete i h t i y a c m z y o k , b i z d e n uzakla. E y M u h a m m e d , s e n d e n Allah
O
adna ve a r a m z d a k i a n l a m a adna l k e m i z i terk e t m e n i istiyoruz. Bu
b e n z i y o r " ^ d e m i t i . Hepsini v c s z l e r l e m e m n u n e t t i k t e n s o n r a Cafer'in
n c g e c e y d i ve g e t i " dediler. O n l a r n b u saygsz ve n e z a k e t s i z l i i n e
l e h i n e o l a n k a r a r n a k l a d . " O n u n z e r i n d e en o k s e n i n h a k i n v a r " de-
Sa'd o k s i n i r l e n m i t i , fakat P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u teskin etti ve " E y Sa'd
di. " A n n e n i n k z kardei de b i r a n n e d i r " . C a f e r h i b i r ey s y l e m e d i , fakat
bizi k a m p m z d a ziyaret edenlere k t s z s y l e m e ! " dedi. D a h a s o n r a ka-
ayaa k a l k p P e y g a m b e r (s.a.v)'in etrafnda d a n s e d e r e k bir daire izdi. Pey-
ranlk k m e d e n b t n M s l m a n l a r n e h i r d e n ayrlmas iin e m i r verdi.
g a m b e r ( s . a . v ) : " C a f e r b u da n e ? " diye s o r d u . O u c e v a b verdi: " H a b e i s -
F a k a t h i z m e t i s i E b u Rafi'yi, M e y m u n e ' y i g e t i r m e k zere M e k k e ' d e b r a k t .
tanllarn krallarna yaptklar b i r e r e f gsterisi. N e c a i n e z a m a n b i r i n e se-
M e y m u n e g e l d i i n d e h a r a m b l g e n i n b i r k a mil dnda erif d e n i l e n yerde
v i n e c e i b i r ey verse o a d a m ayaa k a l k a r ve o n u n etrafnda d a n s e d e r . "
d p n yapld.
B u n d a n ksa bir sre s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) m a r e (r.a.) ile, k e n d i
B u y e n i b a , d m a n l a daha n c e d e n t a h m i n e d i l m e y e n b i r ilikiye ne- v e y olu S e l e m e (r.a.)'yi evlendirdi. S e l e m e ' n i n babas E b u S e l e m e , H a m -
den o l d u . M e y m u n e , mm'1-Fadl ve v e y kardeleri S e l m a ve E s m a h e p za'nn k z kardei Berre'nin olu o l d u u iin S e l e m e ayn z a m a n d a m a -
b i r a n n e n i n o c u k l a r y d . F a k a t M e y m u n e ve m m ' l - F a d l ' n b a b a l a r tara- re'nin k u z e n i o l u y o r d u . Bu evlilik srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " i m d i S e l e -
fndan da ' A s m a ' 2 a d n d a bir vey kardeleri vard. M a h z u m ' l u Velid'in dul me'ye b o r c u m u d e d i m m i ? " d e m i t i . Bu szleriyle P e y g a m b e r ( s . a . v ) Sele-
ei o l a n ' A s m a ' n n Velid'den Flalid a d n d a b i r olu o l m u t u . Halid i m d i m e , a n n e s i m m S e l e m e ' y i k e n d i s i n e verdii iin o n a b o r l u o l d u u n u ve
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e h a n m n n yeeni o l m a s n e d e n i y l e a k r a b a l k bayla karlnda da o n a bir gelin v e r e r e k b u b o r c u n u d e d i i n i b e l i r t m e k isti-
balanm oluyordu. yordu.
M e d i n e ' y e d n d k t e n ksa b i r sre s o n r a b i r g n P e y g a m b e r ( s . a . v ) - K u r e y ' i n ileri gelen b i r o k a d a m P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e k k e ' y e girii-
le u y k u s u n d a n ateli b i r tartma sesiyle u y a n d . Tartanlarn s e s l e r i n d e n n e ahit o l m u l a r d . F a k a t Halid ve A m r n e E b u Kubays'ta n e de dier tepe-
onlar Ali ( r . a . ) , Zeyd (r.a.) ve Cafer (r.a.) o l d u k l a r n anlad. T a r t t k a b i r lerde k a m p k u r a n l a r arasnda y o k t u . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in e h r e
karara v a r m a k t a n daha da uzaklayorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o d a s n n k a - y a k l a m a s n d a n ksa b i r sre n c e e h i r d e n ayrlmlard.Ayrl kararlar
psn a p dardan o n l a r ard ve t a r t m a k o n u s u n u n ne o l d u u n u sor- b i r b i r i n d e n b a m s z d ve ayrlma n e d e n l e r i de b i r b i r i n d e n farklyd. F a k a t
du. S o r u n u n b i r e r e f s o r u n u o l d u u n u ve M e d i n e ' y e geldiinden b e r i Ali b i r n o k t a d a ayn g r paylayorlard: " H u d e y b i y e a n l a m a s P e y g a m b e r
(r.a.)'nin e v i n d e k a l a n H a m z a ' n n kz m a r e (r.a.) z e r i n d e h a n g i s i n i n da- ( s . a . v ) i i n m o r a l bir zafer o l m u t u ve o n u n M e k k e ' y e girmesi o n a kar d a -
ha o k h a k k a s a h i p o l d u u n u tarttklarn sylediler. " B a n a g e l i n " dedi. y a n m a g c n n artk y o k o l m a s a n l a m n a geliyordu. F a k a t A m r ' n islm'a
P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Aranzda h k m b e n v e r e c e i m . " Hepsi oturduktan d m a n c a t u t u m u n d a b i r d e i i k l i k o l m a m t . O y s a Halid b i r k a yl n c e -
s o n r a ilk n c e Ali (r.a.)'ye d n e r e k b u k o n u d a ne d n d n s o r d u . Ali s i n d e n b e r i kararszlk iindeydi. Dtan b a k l d n d a b u n u g r m e k o l a n a k -
" O b e n i m a m c a m n kz, o n u M e k k e ' d e n b e n g e t i r d i m , b u y z d e n o n u n szd: n k o K u r e y i n P e y g a m b e r (s.a.v)'e kar yapt h e r savata yeri-
z e r i n d e e n o k b e n i m h a k k m v a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) d a h a s o n r a Ca- ni a l m t . F a k a t daha s o n r a l a r , U h u d ' d a n ve H e n d e k ' t e n d n t e savan
fer'e d n d . O da " O b e n i m a m c a m n kz ve a n n e s i n i n kz k a r d e i b e n i m a n l a m s z o l d u u n u ve s o n u n d a naslsa M u h a m m e d ' i n ( s . a . v ) zafer k a z a n a -
e v i m d e " dedi. Cafer'in kars E s m a (r.a.) m a r e ' n i n teyzesiydi. Z e y d ise sa- c a n d n d n itiraf etmitir. P e y g a m b e r ( s . a . v ) Hudeybiye'ye gider-
d e c e " O b e n i m k a r d e i m i n k z d r " dedi. n k P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i - k e n , o n u n svari birliinin g z n d e n k a p g i d i n c e de Flalid: " B u a d a m ger-
ne'ye ilk g e l d i k l e r i n d e Hamza ile Zeyd'i k a r d e yapmt. H a m z a (r.a.) da e k t e n k o r u n m u " diye bardn sylemitir. B u , o n u n slm'a kar giri-
k e n d i ile ilgili b t n ilere Zeyd (r.a.)'in b a k m a s n vasiyet etmiti. de tii s o n h a r e k e t o l m u t u . B u n d a n s o n r a da M s l m a n l a r Hayber'de zafer
b u eref m e s e l e s i n d e k e n d i s i n i n h a k l o l d u u n u d n e c e k n e d e n l e r e sa- kazanmlard.
hipti. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a r a r n a k l a m a d a n n c e h e p s i n i de
Halid'i m e g u l e d e n baka tr d n c e l e r de vard: s t e m e m e s i n e ra-
v e n s z l e r syledi. te o z a m a n Cafer'e: " G r n n ve k a r a k t e r i n b a n a
m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n kiisel b i r spvgi b e s l i y o r d u . l m e d e n n c e k a r -
dei Velid'in k e n d i s i n e brakt m e k t u p t a n da P e y g a m b e r (s.a.v)'in k e n d i -
sini s o r d u u n u ve: " E e r o g l e n e r j i s i ile putperestlere kar slm' des- likte Habeistan'a g i t m e y e i k n a etti. O n l a r a , eer M u h a m m e d (s.a.v) s o n u -
teklerse k e n d i s i i i n o k iyi olur, biz de o n u dierlerine tercih e d e r i z " dedi- ta zafer k a z a n r s a k e n d i l e r i n i n e m i n bir h i m a y e altnda o l a c a k l a r n , Kurey
ini r e n m i t i . Velid de: " E y k a r d e i m , ite neleri k a y b e t t i i n i g r " diye e k - kazanrsa t e k r a r M e k k e ' y e d n m e o l a n a k l a r n n v a r o l d u u n u syledi. " M u -
lemiti. h a m m e d (s.a.v)'in y n e t i m i n d e o l m a k t a n s a N e c a i ' n i n y n e t i m i n d e olu-
B u n l a r n y a n s r a b i r de a i l e s i n d e k i baz deiiklikler Halid'i e t k i l e m i - r u z " dedi, dierleri de o n u doruladlar.
ti. U z u n s r e d e n b e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'in taraftan olan Halid'in a n n e s i 'As- A m r akll b i r p o l i t i k a c ve k o l a y c a y l m a y a n a z i m l i b i r a d a m d . C a f e r
m a (r.a.) ksa b i r sre n c e M s l m a n o l m u t u . i m d i ise teyzesi M e y m u - (r.a.) ve a r k a d a l a r n n g l e t k i s i n i y o k s a y a r a k yapt b y k hataya ra-
n e (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ei idi. Bu evlilikten ksa b i r . s r e s o n r a Halid rya- m e n , M s l m a n l a r n adn a n m a d a n yllarca N e c a i ile ilikisini devam et-
snda k e n d i s i n i n h e r taraf kapal ve k r a bir l k e d e o l d u u n u g r m t . tirmiti. i m d i m s l m a n l a r o l k e y i t e r k e t m i l e r ve M e d i n e ' y e gitmilerdi.
D a h a s o n r a b u l k e d e n k p h e r taraf yeil ve verimli otlaklarla kapl b i r Amr, o n l a r n g i t m e s i y l e N e c a i ' n i n yeni d i n e d u y d u u ilginin de y o k o l d u -
l k e y e gitmiti. Halid b u n u n b i r rya veya b i r hayal o l d u u n u d n y o r - u n u z a n n e d i y o r d u . H u z u r a i l k k t n d a g t r d deri hediyeler m e m -
du. B u n u k e n d i s i n e g r e y o r u m l a y a r a k M e d i n e ' y e g i t m e y e karar verdi. F a - n u n i y e t l e k a b u l edildi. N e c a i o d e n l i m e m n u n g z k y o r d u ki A m r h i m a -
kat y a n n d a b i r a r k a d a l a b i r l i k t e g i t m e k istiyordu. K e n d i s i gibi d n e n ye i s t e m e y e k a r a r verdi. F a k a t b u izni i s t e r k e n M u h a m m e d (s.a.v)'den k -
b a k a k i m s e y o k m u y d u a c a b a ? i m d i o r a d a o l m a y a n A m r ' n yansra, o n u n mseyerek bahsetti. Ama bu, kraln birden bire o k sinirlenmesine neden
en y a k n arkadalar k r i m e ve Safvan'd. Halid, i k i s i n i de ard, fakat Saf- oldu. A m r o k armt: N e c a i ' n i n s y l e d i k l e r i n d e n , k e n d i s i i i n b u l k e -
van: " B t n K u r e y l i l e r M u h a m m e d ' i n p e i n d e n gitseler bile b e n o n u n pe- de b i r g e l e c e k k u r a b i l m e s i n i n -deri h e d i y e l e r d e n o k - M s l m a n o l m a s n a
i n d e n g i t m e m " dedi. k r i m e de b u n a b e n z e r b i r ey s y l e m i t i . Halid ikisi- bal o l d u u ortaya k y o r d u . B u h i m a y e y i s l m ' d a n k u r t u l m a k iin iste-
nin de b a b a l a r n Bedir'de k a y b e t t i k l e r i n i , Safvan'n bir de k a r d e i n i k a y b e t - miti. F a k a t i m d i y e n i d i n e k a r k o y m a g c zayflamaya balyordu. M u -
tiini a k l n d a n k a r m a m t . z g n o l a r a k y a l n z b a n a yola k o y u l d u . F a - h a m m e d (s.a.v)'in p e y g a m b e r l i i n i k a s t e d e r e k " E y k r a l , b u n a g e r e k t e n e-
kat e v i n d e n a y n l d k t a n ksa b i r sre s o n r a A b d u ' d - D a r ' d a n T a l h a ' n n olu h a d e t ediyor m u s u n ? " dedi. N e c a i : " T a n r h u z u r u n d a b u n a e h a d e t ediyo-
O s m a n -yllar n c e m m Seleme'yi M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e g t r e n a d a m - r u m " dedi. " E y A m r , b e n i m s y l e d i i m i yap ve o n u izle. T a n r y a a n d o l s u n o
ile karlat. O s m a n , Halid'in k r i m e ve Safvan'dan daha y a k n b i r a r k a d a - h a k . M u s a ' n n F i r a v u n ve taraftarlarna galip g e l m e s i gibi, o da n n e k o n u -
yd. F a k a t d a h a n c e geirdii iki d e n e y i m Halid'i s u s k u n klmt. B u n u n lan t m engellere galip g e l e c e k . " 4
yan sra O s m a n ' n U h u d ' d a b a b a s n , iki a m c a s n ve drt k a r d e i n i k a y b e t - Tarih A m r ' n a r k a d a l a r n n isimlerini ve n e y a p m a y a k a r a r verdikleri-
tiini hatrlamt. Bir sre sessizce b i r l i k t e yol aldlar. S o n r a Halid b i r d e n ni k a y d e t m e m i . F a k a t A m r k e n d i s i n i Y e m e n s a h i l l e r i n e g t r e n b i r b o t a
bire k o n u m a y a k a r a r verdi ve aratran gzlerle: " B i z i m d u r u m u m u z deli-
b i n d i . Sahile vardnda b i r deve ve b i r o k y i y e c e k alp k u z e y e d o r u yola
i n d e k i t i l k i n i n d u r u m u n d a n d a h a p a r l a k deil. S a d e c e b i r k o v a su d k s e n
kt. M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e giden sahil y o l u n d a k i ilk k o n a k l a r d a n biri o l a n
dar k m a k z o r u n d a kalr." dedi. Y z i f a d e s i n d e n O s m a n ' n k e n d i s i n i n n e
Hedde'ye vardnda. Halid ve O s m a n ' l a karlat. Y o l c u l u u n geri k a l a n
d e m e k istediini anladn h i s s e d e n Halid, n e r e y e ve n i i n gittiini anlatt.
b l m n b i r l i k t e yaptlar.
Zaten u z u n s r e d e n b e r i b u d n c e d e o l a n O s m a n da o n u n l a b i r l i k t e gel-
de M e d i n e ' d e s e v i n l e karlandlar. Halid, P e y g a m b e r (s.a.v) h a k -
m e y e k a r a r verdi. O , evden baz ihtiyalarn a l m a k i i n gittiinde, Halid
k n d a : " S e l m m aldnda y z p a r l y o r d u " dedi. lk biat e d e n Halid oldu.
o n u b e k l e m e y i m e m n u n i y e t l e k a b u l etti. Ertesi s a b a h ikisi b i r l i k t e M e d i -
"Allah'tan b a k a ilah o l m a d n a ve s e n i n Allah'n rasul o l d u u n a e h a d e t
ne'ye doru yola ktlar.
e d e r i m " d e d i . " S e n i hidayete ulatran Allah'a h a m d o l s u n " dedi. P e y g a m b e r
Amr'a g e l i n c e , o s l m k o n u s u n d a k r i m e ve Safvan'la ayn fikirdeydi. ( s . a . v ) " H e r z a m a n s e n d e , s e n i s o n u t a iyiden b a k a b i r eye g t r m e y e c e k
F a k a t d u r u m u n t e h l i k e s i n i onlardan d a h a iyi a n l y o r d u . B u n e d e n l e k e n d i - o l a n b i r akl g r r d m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi H a l i d (r.a.), " H a k k a en-
sini b i r lider gibi k a b u l e d e n S e h l ve dier k a b i l e l e r d e n b i r g r u p g e n c i bir- gel o l m a k iin yaplan savalarn h e p s i n d e sana k a r savatm g r d n .
LMLER VE BR DOUM VAAD
Allah'a dua et de Allah b u n l a r a f f e t s i n . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " s l m k e n d i -
s i n d e n n c e h e r eyi k e s i p a t a r " dedi. " B u kadar o k olsa da m ? " dedi Ha-
[73]
lid. Hl y z n d e z n t izleri tayordu.Bu n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) :
" A l l a h ' m , Halid'i s e n i n y o l u n a k o y d u u engeller n e d e n i y l e c e z a l a n d r m a ,
affet" diye dua e t t i . 5 D a h a s o n r a O s m a n (r.a.) ve A m r (r.a.) da k e l i m e - i e- icret'in s e v i n d o l u b u s e k i z i n c i ylnn b a l a r n d a ayn z a m a n d a baz
h a d e t getirdi. A m r d a h a s o n r a l a r , o anda P e y g a m b e r (s.a.v)'e d u y d u u say- H z n t l e r de y a a n y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in ailesinde m e y d a n a ge-
l e n l m l e r d e n ilki, kz Z e y n e b ' i n l m y d . Babas l r k e n Z e y n e b ' i n ya-
gdan b a n kaldrp o n u n y z n e b a k a m a d m anlatrd.
A m r ' n kardei ve m e r (r.a.)'in k u z e n i olan H i a m , H e n d e k savan- n n d a y d , d a m a d n a ve t o r u n u n a teselli d o l u s z l e r syledi. D a h a s o n r a ev-

dan ksa b i r sre n c e M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e k a m t . D a h a s o n r a o n a de ve m m S e l e m e (r.a.) ile b i r l i k t e m m E y m e n (r.a.)'e c e n a z e y i g m l -

A m r ' n o l u o l a n yeeni A b d u l l a h da katlmt. Abdullah onalt y a n d a bir m e y e h a z r hale g e t i r m e l e r i n i s y l e d i . l y e gusl abdesti a l d r d k t a n s o n -

g e n t i ve o k s a m i m i b i r m s l m a n d , o u g n o r u l u geirirdi. S a h a b e ra P e y g a m b e r (s.a.v) i i n e giydii b i r elbiseyi kard ve o n l a r a c e n a z e y i b u

arasnda en bilgili k i i l e r d e n biri o l m a y da b a a r m t . P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u m a a s a r m a l a r n syledi. D a h a s o n r a c e n a z e n a m a z n kldrd ve m e z a -

o n a k e n d i szlerini y a z m a izni vermiti. A b d u l l a h ve H i a m h e p A m r ' n rn b a n d a dua etti.

M s l m a n o l m a s i i n dua ediyorlard. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e tekrar b i r ara- P e y g a m b e r (s.a.v)'e o c u k d o u r a n tek kars H a t i c e idi. Medine'liler,
ya g e l m e l e r i h e m Amr, h e m de o n l a r i i n b y k b i r s e v i n u n s u r u o l d u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e d i n e ' d e de b i r o c u u n u n d o m a s n istiyorlard. u

B u aylarda s e v i n c e n e d e n o l a n olaylardan ikisi de C a f e r (r.a.) ve Ali anda yaayan eleri arasnda s a d e c e i k i s i n i n - m m S e l e m e (r.a.) ve m m

( r . a . ) ' n i n aabeyi Akil (r.a.) ile M u t ' i m ' i n olu C b e y r (r.a.)'in M s l m a n H a b i b e ( r . a . ) - k e n d i s i n d e n n c e k i k o c a l a r n d a n o c u k l a r o l m u t u . H e r ye-

o l m a s y d . Bedir'de a l m a n esirleri fidye karl geri a l m a k zere geldiin- n i evlilikte Medine'liler b i r o c u k d o m a s m i d i y l e s e v i n c e kaplyorlar; fa-

de C b e y r ' i n k a l b i n e y e r l e e n i n a n , artk b i r k e n a r a a t l m a y a c a k d e r e c e y e kat bir mddet sonra tm sevinleri yok oluyordu. n k Peygamber

gelmiti. Akil (r.a.) biat e t m e k i i n geldiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : S e n i ( s . a . v ) ' i n H a t i c e ' d e n s o n r a evlendii h i b i r k a d n d a n o c u u o l m a m t . F a -

iki tr sevgi ile s e v i y o r u m , biri b a n a a k r a b a l k ba o l a r a k y a k n o l m a n , kat k z n n l m n d e n k s a b i r sre s o n r a , o n u n tekrar b a b a olaca, orta-

i k i n c i s i ise sana a m c a m iin b e s l e d i i m sevgi" d e d i 7 ya k t . Kpti cariyesi M a r i y e b i r o c u k b e k l i y o r d u . Medine'liler, P e y g a m -


b e r ( s . a . v ) ' i n o n u o k sevdiini bildikleri ve o n u s e v i n d i r m e k istedikleri
i i n z a t e n Mariye'ye o k iyi davranyorlard. B u h a b e r i d u y m a l a r y l a o n a
b e s l e d i k l e r i sevgi ve ilgi iki k a t m a k t .
U m r e ' d e n d n d k t e n y a k l a k ay s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) Suriye s-
n r n d a k i kabilelere b a r l a m a l a r l a o n b e eli g n d e r d i . F a k a t o n l a r n
d o s t a s e l a m l a r n a o k y a m u r u ile c e v a p verildi. D v m e k z o r u n d a k a l a n
e l i l e r i n b i r i h a r i hepsi l d r l d .
B i r t e k l m l e s o n u l a n a n , fakat d a h a b y k p o l i t i k n e m e s a h i p olan
1. Bak. Bl. 18.
2. Latin harfleriyle yazldnda birbirinden ayrlmas zor olsa da Esma ve Asma isimleri birbirlerin-
b i r olay d a h a m e y d a n a geldi. P e y g a m b e r (s.a.v) daha n c e d e n D i h y e el-Kel-
den farkldr. Buradaki, Asma olup ayn ve sad ie yazlr. Esma ise elif ve sin ile yazlr. bi'yi Kayser'e yazd ve c e v a p alamad m e k t u p l a b i r l i k t e B u s r a valisine
3. I.S. IV/1,24 g n d e r m i t i . Gassan'l b i r k a b i l e b a k a n Busra'ya g n d e r i l e n i k i n c i e l i n i n
4. W 743. y o l u n u k e s m i ve eliyi l d r m t . o u n l u k l a Hristiyan o l a n Gassan'l-
5. \JK 7 4 1 - 9 .
l a r n Kayser'in e l i s i n d e n y a r d m i s t e m e riskine r a m e n b u tr b i r h a r e k e t
6. Bak. Bol. 3 5 .
cezasz b r a k l a m a z d .
7. I.S. IV/2, 30.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , b i n kiilik b i r ord toplad ve Zeyd (r.a.)'in k u - B i z a n s svarileri ortada, Arap k u v v e t l e r i ise iki y a n n d a yer alyordu. Be-
m a n d a s n d a G a s s a n l l a r a gnderdi. E e r Zeyd (r.a.) l d r l r s e y e r i n e Ca- dir'de A k a n k a l t e p e l e r i n d e n i n e n K u r e y o r d u s u n u n i m d i g r d k l e r i or-
fer (r.a.), o l d r l r s e Abdullah b n R e v a h a (r.a.) g e e c e k t i . de l d - duyla karlatrldnda o k az s i l a h ve zrh v a r d . B u n u n yansra d m a n
rlrse,ordu kumandann kendi seecekti. Daha sonra Peygamber (s.a.v) o r d u s u o n l a r n geliini b e k l i y o r d u ve l e j y o n l a r sava k o n u m u n d a onlar
Zeyd'e b e y a z b i r s a n c a k verdi ve dier arkadalaryla b i r l i k t e , orduyu k a r l a m a y a h a z r bekliyorlard.
U h u d ' u n k u z e y i n d e k i iki tepe a r a s n d a k i veda g e i d i n e kadar y o l c u etti. A r a z i n i n e i m i k e n d i a l e y h l e r i n e o l d u u i i n h e m e n kar karya gel-
A b d u l l a h ' n y a n n d a velayeti altnda o l a n y e t i m bir o c u k vard, o n u se- m e k t e n k a n a n Zeyd (r.a.), g n e y e , M u t e ' y e d o r u e k i l m e e m r i verdi.
m e r i n a r k a s n a b i n d i r m i t i . Yol b o y u n c a o c u k , Abdullah'n Suriye snrlar O r a d a arazi b a k m n d a n avantajl o l a c a k l a r d ve sava d z e n i n e g i r m e fr-
i i n d e k a l m a isteini ifade e d e n m s r a l a r o k u d u u n u duydu. " B u m s r a l a r satlar o l a c a k t . Sayca o k fazla o l d u k l a r n n farknda olan d m a n o r d u s u ,
d u y u n c a a l a d m " dedi o c u k , " B e n i m aladm g r n c e k a m s n n u c u M s l m a n o r d u s u n u Mu'te'ye k a d a r izledi. D m a n o r d u s u yaklatnda
ile b a n a d o k u n d u ve: "Zavall a r k a d a m , niye z l y o r s u n ? E e r A l l a h ba- o n l a r n b e k l e d i i gibi geri e k i l m e y e r i n e Z e y d saldr e m r i verdi.
na e h i t l i k n a s i b eder, b e n de b u d n y a d a n , m e a k k a t l e r i n d e n , dertlerin- O a n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n M e d i n e ile Mu'te arasndaki u z a k l k y o k
d e n , a c l a r n d a n ve olaylarndan k u r t u l u r s a m , s e n s e m e r i n s t n d e r a h a t o l m u t u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b e y a z s a n c a ile Zeyd'in o r d u y u nasl d m a -
o l a r a k geri d n e c e k s i n " dedi. B u n d a n s o n r a , g e c e l e y i n yaplan b i r m o l a d a na d o r u ilerlettiini g r y o r d u . O n u n yere d e n e kadar b i r o k l m c l
iki rekat n a m a z kld ve a r k a s n d a n u z u n sre dua etti. D a h a s o n r a b e n i a- yara aldn, a r k a s n d a n sanca C a f e r (r.a.)'in alp o n u n da ehit olana ka-
rd. B e n : " B u r a d a y m , e m r i n d e y i m " d e d i m . O : " n a l l a h b u e h a d e t t i r de- dar savatn grd. D a h a s o n r a s a n c a A b d u l l a h ald. O n u n y n e t t i i sal-
di."1 dr d m a n n l m s a m a s ve k e n d i s i n i n de e h a d e t i y l e sonuland;
O r d u Suriye snrna geldiinde, s a d e c e t m k u z e y k a b i l e l e r i n i n deil, a d a m l a r d z e n s i z b i r ekilde geri ekildiler. E n s a r ' d a n biri olan Sabit bn
Kayser'in t e m s i l c i s i n i n de birleip k e n d i l e r i n e kar savaacan duydular. E r k a m (r.a.) s a n c a ald ve M s l m a n l a r tekrar d z e n e girdiler. B u n u n
Hep b i r l i k t e o r d u n u n yz b i n kii k a d a r o l d u u s y l e n i y o r d u . Tabii k i b u n - z e r i n e Sabit s a n c a Halid'e v e r m e k istedi. F a k a t Halid (r.a.) b u erefe Sa-
da a b a r t m a pay da vard. B u n u n l a b i r l i k t e Z e y d (r.a.) bir sava k o n s e y i top- bit (r.a.)'in daha o k h a k k o l d u u n u s y l e y e r e k k a b u l e t m e d i . Sabit: "Al u-
lamaya karar verdi. Adamlarn ou bu durumun hemen Peygamber n u b e n s a d e c e s a n a v e r m e k iin o n u y e r d e n a l m t m " dedi. B u n u n z e r i n e
(s.a.v)'e b i l d i r i l m e s i gerektii kanaatindeydiler. P e y g a m b e r (s.a.v) ya o n l a r a Halid k u m a n d a y ald ve saflar b i r b i r i n e yaklatrd. D m a n n dzenli
geri d n m e e m r i verir ya da yardmc k u v v e t gnderirdi. F a k a t A b d u l l a h b u y a k l a m a s n d e e r l e n d i r i p M s l m a n l a r n iyi b i r saldr d z e n i k u r m a l a r
fikre k a r kt. K o n u m a s n U h u d ' d a n n c e s y l e n e n ve g e l e n e k t e b i r o k i i n geri e k i l m e l e r i n i salad. Saldr kar tarafn zaferiyle s o n u l a n d , fa-
savatan n c e s y l e n e c e k olan kar k o n u l a m a y a c a k b i r c m l e ile bitirdi: kat b u b a a r d a n h i b i r ey elde e d e m e d i l e r . M s l m a n l a r d a n ise, lider
" n m z d e iki iyi e y d e n biri var; ya zafer ya e h i t l i k - C e n n e t b a h e l e r i n - dnda s a d e c e b e kii ehit o l m u t u . B u n e d e n l e b u b i r b a k m a Halid (r.a.)
deki k a r d e l e r i m i z e katlp onlara a r k a d a l k e t m e k - O halde haydi i l e r i ! " i i n b i r zaferdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) savata Zeyd (r.a.), Cafer (r.a.) ve Abdul-

A b d u l l a h ' n b u szleri etkili o l d u ve ordu k u z e y e doru i l e r l e m e y e de- lah (r.a.)'n a r k a arkaya e h a d e t i n i a n l a t t k t a n s o n r a . " D a h a s o n r a Allah'n

v a m etti. i m d i u z u n ve derin y a t a n d a n d o u s n r n d a y k s e l e n tepelerle k l l a r n d a n biri s a n c a ald ve Allah o n l a r i i n yolu a t " dedi. Yani M s -

ayrlm o l a n l Deniz'in g n e y u c u n d a n o k u z a k t a deillerdi. B i r k a sa- l m a n l a r g v e n e k a v u t u r a n yolu at, d e m e k istiyordu. Bu g n d e n s o n r a

atlik y r y t e n s o n r a d m a n grdler. B i z a n s kuvvetleriyle b i r l e m i Halid'e "Allah'n k l c " ad verildi.

olan Arap o r d u s u n u n g e r e k says n e o l u r s a o l s u n M s l m a n l a r i l k b a k - P e y g a m b e r ( s . a . v ) sava a n l a t r k e n g z l e r i n d e n yalar b o a n y o r d u .


ta o n l a r n k e n d i l e r i n d e n kat k a t fazla o l d u u n u farkettiler. Sayca b u k a d a r N a m a z vakti geldiinde n a m a z kldrd ve h e r z a m a n yaptnn a k s i n e ,
dengesiz b i r sava d e n e y i m l e r i y o k t u ve h i b i r i i m d i y e kadar i m p a r a t o r l u - t o p l u l u a y z n d n m e d e n , M e s c i d ' d e n ayrld. A k a m ve yats n a m a z l a -
u n svarilerinde grdkleri k a d a r z e n g i n sava aletleriyle k a r l a m a m t . rnda da a y n e n b y l e yapt.
O srada Cafer'in e v i n e g i t m i ve: " E y E s m a , b a n a Cafer'in o c u k l a r n
g a m b e r (s.a.v) A m r (r.a.)' y z kii ile b i r l i k t e g e r e k t i i n d e s a v a m a k ,
g e t i r " d e m i t i . Y z n d e k i ifadeden p h e l e n e n E s m a o c u k l a r getirdi. Pey-
m m k n o l d u u n d a da m t t e f i k k a z a n m a k z e r e g n d e r d i . A m r (r.a.)'n
g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r p t ve gzleri tekrar yalarla d o l d u . E s m a : " E y Al-
k u m a n d a n o l a r a k s e i l m e s i n i n n e d e n i , b u k a b i l e l e r d e n biriyle A m r ' n akra-
lah'n R a s u l , ey b a n a a n a m d a n ve b a b a m d a n daha sevgili o l a n , s e n i ala-
b a l k b a n n olmasyd. A m r ' n a n n e s i Bel k a b i l e s i n d e n b i r k a d n d . A m r
tan n e ? Yoksa C a f e r ve a r k a d a l a r n d a n h a b e r mi a l d n ? " dedi. " E v e t " dedi.
o r d u s u y l a G e c e y o l c u l u k y a p a r a k ve gizli yerlerde k a m p l a r k u r a r a k d i k k a t i
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " B u g n v u r u l d u l a r . " E s m a ac d o l u b i r l k att, o n u
e k m e k s i z i n on g n i i n d e S u r i y e s n r n a ulat. O yl k e r k e n gelmiti.
d u y a n dier k a d n l a r yardma geldiler. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d ve
Bu k a d a r k u z e y d e y a a m a y a alk o l m a y a n M e k k e ' l i ve M e d i n e ' l i l e r s o n
b i r k a g n s r e s i n c e Cafer'in ailesine y e m e k h a z r l a n m a s n e m r e t t i . "Ac-
k a m p l a r n k u r a r k u r m a z h e m e n y a k a c a k a r a m a y a baladlar. F a k a t Amr,
lar, o n l a r , k e n d i ihtiyalarn k a r l a y a m a y a c a k k a d a r m e g u l e d i y o r " de-
k c k bir ate y a k m a y b i l e yasaklad. Kar g e l e n l e r u s z l e r l e s u s t u r u l -
di.
du: " S i z b e n i dinleyip itaat e t m e k l e e m r o l u n d u n u z , o h a l d e yle y a p n . "
m m E y m e n (r.a.), s a m e (r.a.) ve Zeyd (r.a.)'in a i l e s i n d e n dierleri
A m r D m a n n b e k l e d i k l e r i n d e n daha fazla sayda t o p l a n d n farke-
P e y g a m b e r (s.a.v)'in e v i n d e idiler. O n l a r a daha n c e d e n Z e y d (r.a.)'in l m
d i n c e , i m d i l i k yerel y a r d m l a r n da g e l m e y e c e i n i t a h m i n ettii i i n , h e -
h a b e r i n i v e r m i t i . Eve d n e r k e n Z e y d (r.a.)'in k k k z n n s o k a k t a ala-
m e n C u h e y n e ' l i b i r a d a m P e y g a m b e r (s.a.v)'den y a r d m c k u v v e t istemesi
dn grd. o c u k , o n u g r n c e k o t u ve k o l l a r n a atld. Peygamber
iin gnderdi. E b u U b e y d e (r.a.) derhal ikiyz k i i l i k e k k u v v e t l e geldi. E n
( s . a . v ) i m d i k e n d i n i t u t a m a y a r a k alyordu. o c u u g s n e b a s t r d n d a
y a k n s a h a b e l e r d e n biri o l d u u ve daha n c e k i b t n savalarda rol ald
t m v c u d u h k r k l a r l a sarslyordu. Sa'd bn U b a d e (r.a.) o srada o r a d a n
iin E b u U b e y d e (r.a.) k e n d i s i n i n yetkili o l m a s n istiyordu. F a k a t A m r
g e i y o r d u . K e n d i k e n d i n e teselli e d e c e k b i r eyler a r a t r a r a k " E y Allah'n
(r.a.) y e n i g e l e n l e r i n s a d e c e y a r d m c kuvvet o l d u u n u ve k e n d i s i n i n genel
R a s u l , b u da n e ? " diye m r l d a n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B u m a u k u n u a r z u -
k u m a n d a n o l m a s g e r e k t i i n i vurgulad. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u Ubeyde
lamay s e v e n b i r i " c e v a b n v e r d i . 2
(r.a.)'ye iki kuvvet a r a s n d a t a m bir birlik o l m a s n a ve a y r l k o l m a m a s n a
O g e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) r y a s n d a C e n n e t ' i grd. Z e y d (r.a.), Cafer
d i k k a t e t m e s i n i t e n b i h etmiti. B u y z d e n E b u U b e y d e (r.a.) i s t e i n d e n vaz-
(r.a.), A b d u l l a h ve savata ehit o l a n l a r n hepsi c e n n e t t e y d i l e r . C a f e r (r.a.)'i
geti ve Amr'a " E e r s e n b a n a itaat e t m e y e c e k s e n , Tanr'ya a n d o l s u n b e n sa-
m e l e k l e r gibi u a r k e n grd. afakta m e s c i d e gitti. A s h a b o n u n z n t s
na itaat e d e c e i m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) b u s z l e r i d u y d u u n d a Ebu
n n hafiflediini farkettiler. N a m a z d a n s o n r a h e r z a m a n yapt gibi toplu-
U b e y d e ' y e r a h m e t diledi.
lua d n d . D a h a s o n r a E s m a y a gitti ve ryasn anlatt. E s m a teselli ol-
Amr, b e yz k i i l i k o r d u s u n u Suriye s n r n d a n g e i r i p ilerlediinde
mutu.
d m a n dald. S a d e c e ksa s r e n karlkl b i r o k y a m u r u o l d u . Geri ka-
Halid (r.a.) ve a d a m l a r M e d i n e ' y e d n d n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) M u -
lan, o t u r a n l a r n k a t b o k a m p yerleriyle k a r l a m a k t a n ibaretti. D -
kavvs'n k e n d i s i n e hediye ettii b e y a z katr - D l d l - istedi. C a f e r (r.a.)'in
m a n k a b i l e l e r orada o l m a d i i n , dost u n s u r l a r - k i i l e r ve gruplar- ortaya
e n b y k o l u n u b u katra b i n d i r e r e k k a r l a m a y a gitti. M e d i n e ' l i k a d n ve
ktlar. B u n e d e n l e A m r (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e S u r i y e s n r n d a s l m ' n
e r k e k l e r yollara d k l m t . O r d u y a n l a r n d a n g e e r k e n o n l a r a alayl s z -
e t k i s i n i tekrar k u r d u u n u b e l i r t e n b i r m e k t u p g n d e r d i .
ler s y l e d i l e r ve k u m attlar. " K a a k l a r " diye bardlar. " A l l a h y o l u n d a sa-
Bu etki, artk M e d i n e v a h a s n n h e r tarafndaki k a b i l e l e r e yaylyordu.
vatan k a t n z m ? " " H a y r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r k a a k deil fa-
N e d e n l e r s a d e c e m a n e v i deildi. A r t k P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e h l i k e l i , h e s a b a
k a t inallah tekrar savaa g i t m e k i i n geri d n e n l e r . " ^
g e l m e z b i r d m a n ve g l , g v e n i l i r ve c m e r t b i r m t t e f i k o l a r a k tan-
Mu'te'deki geri e k i l m e , k u z e y d e k i Arap k a b i l e l e r i n e , y e n i s l m devle-
n y o r d u . O ' n u n l a karlatrldnda dier m t t e f i k l e r d a h a az e k i c i ve da-
tine k a r k o y m a cesareti verdi. B u n d a n b i r ay s o n r a Bel ve K u d a ' a k a b i l e -
ha zararl idi. Baz d u r u m l a r d a p o l i t i k ve din d r t l e r b i r b i r i n d e n a y r l a m a -
lerinin g n e y e y r m e k a m a c y l a S u r i y e s n r n d a t o p l a n d k l a r h a b e r i gel-
y a c a k denli b i r b t n tekil ediyordu. F a k a t yava yava ilerleyen yine de
di. F a k a t b u k e z Kayser'in ordular y a r d m a g e l m e m i g r n y o r d u . Pey-
g l ve etkili olan, p o l i t i k a d a n ve m ' m i n l e r i n slm m e s a j n y a y m a k iin
yaptklar a k giriimlerden b a m s z b i r faktr vard. Bu da y e n i dini uy- ANLAMANIN BOZULMASI
gulayanlar k a r a k t e r i z e e d e n belirgin b i r h u z u r d u . Allah'n birliini g s t e r e n
K u r ' a n , ayn z a m a n d a b i r R a h m e t ve C e n n e t kitabyd. R a s u l n retileriy- [74]
le b i r l i k t e o n u n ayetlerinin o k u n m a s , m ' m i n l e r i kapasiteleri d a h i l i n d e ba-
z artlar y e r i n e g e t i r d i k l e r i n d e k o l a y c a ebed saadete k a v u a b i l e c e k l e r i n -
n l a m a y a r a m e n B e k r k a b i l e s i n d e n b i r g r u p Huza'a kabilesi ile arala-
d e n e m i n klyordu. O r t a y a k a n huzur, bir i m a n kriteri idi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) y l e diyordu: " a r t l a r ne o l u r s a o l s u n , i n a n a n iin h e p s i i y i d i r . " 4
A rnda varolan k a n davasn s r d r y o r d u . A m r (r.a.)'n Suriye'ye g i t m e -
s i n d e n ksa b i r sre s o n r a B e k r ' i n b i r k o l u b i r g e c e Huza'a'ya b a s k n yapt
ve o n l a r d a n birini l d r d . M e y d a n a gelen a t m a d a - a t m a n n b i r b l -
m h a r a m b l g e d e y a p l m t - Kurey'liler m t t e f i k l e r i n e silah vererek yar-
dm ettiler. G e c e k a r a n l n d a b i r veya iki Kureyli de a t m a y a katld H u -
za'a k a b i l e s i n i n b e n i K a ' b k o l u , derhal M e d i n e ' y e P e y g a m b e r ' e (s.a.v) h a b e r
veren ve y a r d m i s t e y e n b i r g r u p heyet gnderdiler. P e y g a m b e r (s.a.v) onla-
ra k e n d i s i n e g v e n e b i l e c e k l e r i n i syledi ve l k e l e r i n e geri gnderdi. O n l a r
gittikten s o n r a Aie'ye gitti. Y z n d e n o k sinirli o l d u u anlalyordu. G u -
sl e t m e k iin b i r m i k t a r s u istedi. Suyu s t n e d k e r k e n Aie (r.a.) O ' n u n :
" E e r Ka'b oullarna y a r d m e t m e z s e m , b e n de y a r d m e d i l m e y e y i m " 1 de-
diini duyuyordu.
O srada M e k k e ' l i l e r olaylarn m u h t e m e l s o n u l a r n d n e r e k tedir-
gin oldular. B u n e d e n l e , eer gerekirse, P e y g a m b e r (s.a.v)'i yattrmak ze-
re E b u Sfyan' gnderdiler. E b u Sfyan yolda geri d n e n Huza'al elilere
rastlad ve o k g e k a l m o l m a k t a n k o r k t u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in d n c e l i
halini g r n c e k o r k u s u d a h a da artt. " E y M u h a m m e d ' dedi, " H u d e y b i y e
a n t l a m a s n d a b e n y o k t u m . M s a a d e et de i m d i b u a n t l a m a y g l e n d i r e -
lim ve u z a t a l m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n ricasn u soruyla cevaplad: " S i -
zin tarafnzdan h i o n u b o z a n oldu m u ? " E b u S f y a n tedirgin b i r ekilde:
"Allah k o r u s u n ! " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Biz de ayn ekilde H u d e y b i -
ye'de yaptmz a n l a m a y a ayn sre iin u y u y o r u z . O n u d e i t i r m e y e c e -
iz. O n u n y e r i n e b a k a b i r a n l a m a y da k a b u l e t m e y e c e i z " dedi. D a h a
fazla s y l e y e c e k b i r eyi o l m a d anlalyordu. Bu n e d e n l e E b u Sfyan
k e n d i s i n e yardm e t m e s i m i d i y l e kz m m H a b i b e ' y e gitti. O n b e yldan
b e r i g r m y o r l a r d . O d a d a o t u r u l a c a k en iyi yer P e y g a m b e r (s.a.v)'in k i -
limiydi. E b u Sfyan orada o t u r m a y a n i y e t l e n d i i n d e kz k i l i m i hemen
o n u n altndan ekti. Babas: " K k k z m " dedi. " B u k i l i m m i b e n d e n da-
. w 759.
ha deerli, y o k s a b e n m i b u k i l i m e o t u r m a y a c a k k a d a r d e e r l i y i m ? " Kz:
2. I.S. IH/1, 32.
3. W 765. " B u P e y g a m b e r (s.a.v)'in k i l i m i , sen ise putperestsin ve t e m i z d e i l s i n " de-
4. N . X X I , 13. di. D a h a s o n r a u n l a r ekledi: " B a b a c m s e n Kurey'in b y s n ve o n -
larn liderisin. Nasl oldu da slm'a girmedin ve nasl oldu da, ne gren ne
b e n i m verdiim himayeyi reddedeceini z a n n e t m i y o r u m " dedi. Fakat Pey-
de duyan talara tapyorsun?" Ebu Sfyan: "Allah Allah!" dedi. " M u h a m -
gamber (s.a.v) sadece u cevab verdi: " E y E b u Sfyan, bu senin d n -
med'in dinine u y m a k iin atalarmn yapt eylerden mi v a z g e e c e i m ? "
cen."2
Kzndan h i b i r yardm gremeyeceini anlayan Ebu Sfyan, anlamay ye-
Peygamber (s.a.v) sefer hazrlklarna b a l a n m a s n emretti. E b u B e k i r
n i l e m e k iin arac olmalarn istedii E b u Bekir (r.a.) ve dier Sahabilere git-
kendisinin de sefere h a z r l a n m a s n n gerekip gerekmediini sordu. Peygam-
ti. n k P e y g a m b e r aka sylemedii halde o, bir n c e k i atma nede-
b e r (s.a.v) ona hazrlanmas gerektiini ve Kurey'e kar sefere ktklarn
niyle a n l a m a n n b o z u l d u u n d a n artk emindi. Fakat bu ayn zamanda an-
syledi. E b u Bekir (r.a.): " A n l a m a sresinin b i t m e s i n i b e k l e m e m i z gerek-
l a m a n n tekrar y e n i l e n m e s i n e sebep tekil edebilirdi. Yani eer nfuzlu bir
m e z m i ? " dedi. Peygamber: " O n l a r bize ihanet ettiler ve anlamay b o z d u -
adam iki grup arasnda teker teker genel b i r himaye aklamas yaparsa k a n
lar" dedi. " B e n de onlarn stne yryeceim. F a k a t sana sylediim eyi
d k l m e s i n e engel olunabilirdi. E b u Sfyan b u seenei E b u Bekir'e ner-
bir sr olarak sakla.steyen Allah'n R a s u l n n Suriye iin hazrlandn
di. Fakat o sadece: "Ben Allah'n R e s u l ' n n verdii himaye snrlar inide
zannetsin, isteyen Taif, isteyen de Havazin zerine yryeceimi d n s n .
himaye verebilirim" dedi.
Allah'm, Kurey'in bizi g r m e m e s i n i ve yaptmz hazrlktan haber alma-
Dierleri de h e m e n h e m e n ayn cevab verdiler.Ebu Sfyan s o n olarak masn sala. Bylece onlar aniden lkelerinde bastrabilelim." Bu duasna
iki karde olan Haim ve Abdu ems'in torunlar olduklar iin akrabalk cevap olarak Allah'tan Htib adndaki bir M u h a c i r i n srr rendiini ve
balarna gvenerek Ali (r.a.)'nin evine gitti. Fakat Ali u cevab verdi: "Ya- u y a r m a k zere Kurey'e b i r m e k t u p gnderdiini bildiren bir haber geldi.
zklar o l s u n sana E b u Sfyan! Allah'n Resul senin teklifini geri evirmeye Htib m e k t u b u M e k k e ' y e gitmekte olan Muzeyneli b i r kadna vermiti. Ka-
karar verdi. Hi kimse o n u n aleyhinde olduu bir k o n u h a k k n d a O'ndan dn m e k t u b u salarnn arasna saklamt.Peygamber Zbeyr (r.a.) ve Ali
o l u m l u bir ricada b u l u n a m a z . " n k sahabiler Kur'an'da Peygamber'e de (r.a.)'yi o n u n arkasndan gnderdi. Ali (r.a.) ve Z b e y r (r.a.) m e k t u b u ka-
yle dendiini biliyorlard: dnn antasnda b u l a m a y n c a , onu zerini aramakla tehdit ettiler. B u n u n
zerine kadn m e k t u b u verdi. O n l a r da P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gtrdler.
" konusunda onlarla mavere et. Eer azmedersen Allah'a tevekkl et." (Al- Peygamber (s.a.v) m e k t u b u yazan yanna artt. " E y Htib, b u n u niin
i mran 159) y a p t n ? " diye sordu. Htib: " E y Allah'n Rasul, b e n gerekten Allah'a ve
O n l a r Peygamber'in bir eye karar verdiinde artk onu kararndan vaz- Resulne i n a n y o r u m . Ben ne i m a n m deitirdim, ne de o n u n yerine g n -
g e i r m e n i n imkansz olduunu deneyimlerinden biliyorlard. E b u Sfyan l m e bir ey yerleti. F a k a t b e n Mekke'de nfuzu ve gl akrabalar o l m a -
imdi de kucanda Hasan'la yerde oturan Fatma (r.a.)'ya d n m t : " E y yan bir adamm. Aralarnda yaayan olum ve ailem iin onlarn desteini
M u h a m m e d (s.a.v)'in k z ! " dedi. " K k oluna, tek tek insanlar arasnda k a z a n m a k istedim" dedi. m e r (r.a.): " E y Allah'n Rasul brak da kafasn
himaye k u r m a s n emret ki, sonsuza dek Araplarn bakan olabilsin." F a - uuraym. Bu adam bir m n a f k " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) ona: " E y
kat Fatma (r.a.) o c u k l a r n himaye e d e m e y e c e k l e r i n i syledi. E b u Sfyan mer, Allah'n Bedir savana katlanlara bakp da 'ne isterseniz yapn, n -
tekrar Ali (r.a.)'ye dnd.Ve ne yapmas gerektii k o n u s u n d a o n d a n yalva- k sizi affettim' demediini ne b i l i y o r s u n u z ? " 4 dedi.
rarak yardm istedi. "Baka aresi y o k " dedi Ali: "Sen kalkp tek tek insan-
Peygamber (s.a.v) yardmlarna gvenebilecei baz kabilelere de gele-
lar arasnda himaye kurmalsn.Sen K i n a n e ' n i n bakansn." E b u Sfyan:'
c e k ayn, yani R a m a z a n n banda Medine'de b u l u n m a l a r n haber veren el-
Bu bana bir ey kazandrr m?' diye sordu. 'Vallahi z a n n e t m e m ' dedi. ' Fa-
iler gnderdi. Bedeviler b u istee samimiyetle karlk verdiler. Kararlat-
kat b e n c e yapabilecein baka bir ey yok'. B u n u n zerine Ebu Sfyan, Mes-
rlan gn geldiinde, o zamana kadar Medine'den yola k a n en b y k or-
cid'e gitti ve y k s e k sesle: "Dinleyin, b e n insanlara teker teker himaye veri-
du toplanmt. Hibir salkl M s l m a n geride k a l m a m t . M u h a c i r l e r ye-
y o r u m . M u h a m m e d ' i n de beni o n a y l a m a k t a n geri kalacan z a n n e t m i y o -
diyz kiiydiler ve yz atlar vard. Ensar ise drtbin kiiydi ve b e y z at-
r u m " dedi. Daha sonra Peygamber (s.a.v)'e gitti ve: " E y M u h a m m e d (s.a.v)
lar vard. Yola k t k t a n sonra orduya katlan kabilelerle birlikte toplam o n -
b i n kii oluyorlard. Atllar, develerle y o l c u l u k ettiler. Ve atlarn y e d e k l e r i n - rn s z c l e r i n d e n biri: " E y Allah'n R e s u l " dedi. " S e n bizi iki yzl z a n n e -
de gtrdler. S a h a b e d e n P e y g a m b e r ' e o k y a k n o l a n b i r k a kii h a r i h i d i y o r s u n , oysa b i z s e n i n daylarnz - s z c k e n d i k a b i l e l e r i n d e n olan Ha-
kimse dmann k i m olduunu bilmiyordu. im'in a n n e s i Atike'yi k a s t e d i y o r d u - . Bu n e d e n l e bizi s n a m a n iin geldik.
Yar yola g e l d i k l e r i n d e , Abbas, m m ' 1 - F a d l ve oullaryla karlatlar. Biz savata sebat s a h i b i , a t m a d a c e s u r ve eer z e r i n d e salam duran
Abbas artk M e k k e ' d e n ayrlp M e d i n e ' d e y a a m a y a b a l a m a z a m a n n n gel- adamlarz."
diine k a r a r v e r m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara da sefere k a t l m a l a r n tek- M e d i n e ' d e n yola k a n a n a kuvvet gibi o n l a r da k e n d i b a y r a k ve flama-
lif etti. O n l a r n b u teklifi k a b u l etmesi en o k P e y g a m b e r ' l e birlikte g e l e n larn getirmilerdi, fakat b u n l a r h e m e n a l m a m , sarl duruyorlard. Pey-
Meymune'yi sevindirmiti. g a m b e r ' d e n b a y r a k l a r n a m a k i i n izin istediler ve o n d a n aralarnda bir
m m S e l e m e (r.a.) de Peygamber'le b i r l i k t e y d i . Verdikleri m o l a l a r d a n s a n c a k t a r s e m e s i n i rica ettiler. F a k a t s a n c a k l a r n a l m a z a m a n h e n z gel-
b i r i n d e m m S e l e m e ' y e iki K u r e y l i n i n k e n d i s i n i g r m e k istedii s y l e n - m e m i t i . n k onlara h e n z n e r e y e gittikleri bile s y l e n m e m i t i .
di. O n l a r d a n biri v e y kardei, yani b a b a s ile P e y g a m b e r (s.a.v)'in halas Yola k a r k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) bir a d a m g n d e r e r e k t m orduya u
Atike'in olu A b d u l l a h idi. Dieri ise p e y g a m b e r ' i n en b y k a m c a s Ha- ilan v e r m e s i n i e m r e t m i t i : " K i m o r u c u n u t u t m a k isterse b r a k n tutsun,
ris'in olu air E b u Sfyan idi. Bir z a m a n l a r H a l i m e o n u da e m z i r m i t i . E b u k i m de o r u c u n u a m a k isterse b r a k n a s n . " R a m a z a n d a y o l c u l u k s z k o -
Sfyan y a n n d a k k olu Cafer'i de getirmiti. G e l e n l e r i n ikisi de vahiy- n u s u o l d u u n d a , R a m a z a n d a n s o n r a t u t m a k artyla o r u a m a izni veril-
den n c e P e y g a m b e r ' e o k yakndlar, fakat v a h y g e l m e y e b a l a y n c a o n a miti. P e y g a m b e r ve o u kii h a r a m b l g e y e y a k l a n c a y a k a d a r o r u l a r n
srt evirmilerdi. i m d i ise o n d a n af d i l e m e y e gelmilerdi. Ve m m Sele- b o z m a d l a r . Yaklatklar z a m a n P e y g a m b e r o r u a m a e m r i verdi. M e r r ez-
m e (r.a.)'den arac o l m a s n istiyorlard. m m S e l e m e (r.a.) P e y g a m b e r Zehran'da k o n a k l a d k l a r z a m a n , o r u b o z m a s e b e p l e r i n i n d m a n a kar
(s.a.v)'e gitti ve " K a r n n kardei, yani h a l a n n o l u ve s e n i n st k a r d e i n g l o l m a k o l d u u n u o r d u y a aklad. B u iftar e d i l e n y e r k o n u s u n d a bir-
olan a m c a n n olu b u r a d a d r " dedi. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " O n l a r gr- o k k i i n i n kafasnda m e r a k uyandrd. M e r r e z - Z e h r a n ' d a n M e k k e ' y e b i r
m e k i i n b e n a r m a d m . K a r d e i m -yani m m S e l e m e ' n i n kardei- b a n a g n d e u z u n y o l c u l u k y a p a r a k veya k o l a y c a iki g n d e ulalabilirdi. F a k a t
syleyeceini M e k k e ' d e syledi. A m c a m n o l u n a g e l i n c e , o b a n a leke getir- a n l a m a y a b a k l d n d a , Kurey'e kar saldrya g e m e l e r i i m k a n s z g r -
di" cevabn verdi. E b u Sfyan iirlerinde o n u talamt. m m S e l e m e o n - n y o r d u . K a m p k u r d u k l a r y e r ayn z a m a n d a d m a n H a v a z i n k a b i l e l e r i n i n
lar iin yalvard fakat b u n u n bir faydas olmad. B u n u E b u Sfyan'a h a b e r y e r l e i m b l g e s i n e giden y o l zerindeydi. Yoksa P e y g a m b e r ( s . a . v ) Hicaz'n
v e r i n c e o; "Ya b e n i g r m e y i k a b u l e d e c e k , ya da b e n o l u m u n e l i n d e n tu- k u z e y i n d e k i b o s t a n a s a h i p o l d u k t a n sonra i m d i de g n e y b o s t a n n , Lt'n
tup l e g i d e c e i m , a l k ve s u s u z l u k t a n l e n e k a d a r i l e r l e y e c e i m , s e n - t a p n a k m e r k e z i o l a n Taif'i m i ele g e i r m e k istiyordu?
P e y g a m b e r i k a s t e d i y o r d u - akrabalk b a m z bir y a n a , en o k z l e n kii " D m a n k i m ? " s o r u s u n u n azdan agza dolatn d u y a n K a ' b ibn
o l a c a k s n " dedi. m m S e l e m e (r.a.) b u n l a r P e y g a m b e r (s.a.v)'e anlattn- M a l i k g n l l o l a r a k P e y g a m b e r ' e gidip d m a n n k i m o l d u u n u s o r m a y a
da, P e y g a m b e r o n l a r a a c d . 4 Ve onlar a d r n d a k a b u l e t m e y e raz o l d u . k a r a r verdi. F a k a t o n a d o r u d a n s o r m a k t a n e k i n d i i i i n a d r n n n d e
kisi de o n u n a d r n a gelip M s l m a n oldular. o t u r a n P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gitti. O n u n yanna diz k e r e k b u sefer i i n yaz-
Y o l c u l u k srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y o l u n k e n a r n d a yeni d o m u d b i r k a beyti o k u d u . Bu beyitlerde a d a m l a r n k l l a r n e k m e n o k t a s -
yavrularn e m z i r e n yere u z a n m b i r dii k p e k g r d ve a d a m l a r n d a n b i - na geldiklerine; k e n d i aralarnda d m a n n k i m o l d u n u s o r u t u r d u k l a r n a
rinin o n u rahatsz e t m e s i n d e n k o r k t u . Bu n e d e n l e , D e m r e ' l i Cu'ayl'e h e r k e s ve e e r kllarn dili o l s a o n l a r n da ayn s o r u y u s o r a c a k l a r n a deiniliyor-
yoldan g e e n e k a d a r k p e i n y a n n d a b e k l e m e s i n i s y l e d i . 5 Peygamber du. F a k a t P e y g a m b e r ' i n c e v a b g l m s e m e oldu. Ve K a ' b h i b i r ey elde
(s.a.v)'in bu adama Amr adn vermesine ramen Cu'ayl ad hl edemeden adamlarn yanma dnd.
kullanlyordu. O n l a r n karlaacaklar eyi arzulamalar, K u r e y ' i n ve Havazin'in ayn
Kudeyd'de orduya, B e n i S l e y m ' d e n d o k u z y z atl daha katld. O n l a - s o r u y a c e v a p aratrmalaryla karlatrldnda s a d e c e k u r u b i r m e r a k t a n
t

t e y e g i t m i y o r d u . B y k Havazin k a b i l e s i , Necd l n n g n e y u c u n d a k i ilah o l m a d n a ve b e n i m Allah'n R e s u l o l d u u m a e h a d e t e d i n " dedi. Bu-

tepeliklere y a y l m b i r kabileydi. Taif de b u tepelerden b i r i n i n zerindeydi. n u n z e r i n e H a k i m ve H u d e y l h e m e n M s l m a n oldular, fakat E b u Sfyan

Taif'te yaayan ve o r a d a k i t a p m a k o r u y a n Sakifliler Havazin k a b i l e s i n e s a d e c e "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r " dedi ve s u s t u . e h a d e t i n i k i n c i b l -

Yesrib'den o n b i n kiilik b i r o r d u n u n yola ktn ve her i h t i m a l e kar h a - m n de tekrarlamas s y l e n d i i n d e " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) n e f s i m d e b u -

zr o l m a l a r gerektiini h a b e r vermilerdi. Havazin b o y l a r n n o u b u ha- n u n l a ilgili hl bir t e r e d d d var, o n a biraz m h l e t v e r " dedi. B u n u n zeri-

b e r e c e v a p verdi ve Taif'in k u z e y i n d e k i uygun bir b l g e y e a s k e r ymaya n e P e y g a m b e r (s.a.v.) a m c a s n a o n l a r k e n d i a d r n a g t r m e s i n i syledi

baladlar. afakta k a m p t a s a b a h ezan o k u n u y o r d u . E b u S f y a n b u sesi d u y u n c a ar-

K u r e y l i l e r ise M e k k e ' d e n o k Taif'in t e h l i k e d e o l d u u n u d n m e y i mt. " B u da n e s i ? " dedi, E b u S f y a n . A b b a s : " N a m a z " dedi. E b u Sfyan-

tercih e t m e l e r i n e r a m e n a n l a m a y b o z d u k l a r n n farkndaydlar. P e y g a m - " G n d e k a defa n a m a z k l y o r l a r ? " diye sordu. Be defa o l d u u n u syle-

ber'in a n l a m a y r e d d e t m e s i y l e b i r l i k t e , b u onlar h e m e n h e m e n m i t s i z l i k y i n c e : " T a n r m bu o k f a z l a ! " dedi. D a h a s o n r a a d a m l a r n , Peygamber

n o k t a s n a getirdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e , o n l a - (s.a.v.)'in abdest s u y u n d a n bir d a m l a a l a b i l m e k iin itiip k a k t k l a r n gr-

rn k o r k u s u n u daha da a r t r m a k i i n k a r a n l k bastrdnda h e r k e s i n dal- d. " E y F a d l ' m babas, b u n a b e n z e r bir ballk g r m e d i m " dedi. Abbas-

m a s n ve b i r e r ate y a k m a s n e m r e t t i . Mescid'i H a r a m c i v a r n d a o n b i n "Yazklar o l s u n , i m a n a g e l ! " dedi. E b u S y f a n : " B e n i o n a g t r " dedi Na-

kamp ateinin yand grlyordu. Muhammed'in (s.a.v) ordusunun, m a z d a n s o n r a A b b a s o n u t e k r a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'e g t r d ve E b u Sfyan

k o r k t u k l a r n d a n daha b y k o l d u u n u bildiren h a b e r l e r M e k k e ' y e ulat. orada k e l i m e - i e h a d e t i n t a m a m n syledi. A b b a s P e y g a m b e r ' i k e n a r a e k e -

A c e l e b i r m e c l i s t o p l a n t s n d a n s o n r a Kureyliler E b u Sfyan'n tekrar Pey- rek: " E y Allah'n R e s u l , E b u S f y a n ' n e r e f ve i h t i a m a n e d e n l i n e m ver-

g a m b e r l e g r m e teklifini k a b u l ettiler. O n u n l a birlikte, B e d i r savan diini bilirsin. Bu y z d e n o n a b i r e y l e r l t f e t " dedi. " P e k i " d i y e n P e y g a m -

d u r d u r m a k iin e l i n d e n geleni y a p a n H a t i c e ' n i n y e e n i H a k i m ve H u d e y b i - b e r (s.a.v.) m e y y e l i liderin y a n n a gitti ve o n u Kurey'e d n d n d e y-

ye'de P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e yardm e d e n ve a n l a m a n n b o z u l m a s n d a n s o n r a le d e m e s i n i syledi: " K i m E b u Sfyan'n evine girerse g v e n l i k t e d i r kim

k a b i l e s i n d e n baz a d a m l a r l a b i r l i k t e M e d i n e ' y e g i d e n Huzaa'l H u d e y l de k e n d i k a p s n kitleyip i e r d e kalrsa g v e n l i k t e d i r ve k i m M e s c i d e girerse

gittiler. K a m p a y a k l a t k l a r n d a , b e y a z b i r katrn s t n d e k e n d i l e r i n i k a r - gvenliktedir."

l a m a y a gelen bir a d a m grdler. Bu a d a m yolda M e k k e ' y e h a b e r g n d e r e -


b i l e c e i bir a d a m b u l m a m i d i y l e k a m p t a n ayrlan Abbas't. O n a gre, K u -
reyliler o k g e k a l m a d a n P e y g a m b e r ' e b i r heyet g n d e r m e l i y d i l e r . Birbir-
lerini f a r k e t t i k l e r i n d e selamlatlar. A b b a s onlar P e y g a m b e r ' i n a d r n a g-
trd. E b u Sfyan: " E y M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " S e n a k r a b a l a r n a kar
b i r k s m t a n n a n bir k s m t a n n m a y a n b i r s r i n s a n l a g e l d i n " P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n u n s z n k e s e r e k " h a n e t e d e n sizsiniz. H u d e y b i y e a n l a m a s n
siz b o z d u n u z . B e n Ka'b'a da saldrdnz. B y l e c e Allah'n h a r a m b l g e s i n e
ve M e s c i d i n e tecavz e t t i n i z " dedi. E b u Sfyan k o n u y u d e i t i r m e y e al-
t ve: " S e n asl k z g n l k ve s t r a t e j i n i Havazin'e y n e l t m e l i y d i n . n k o n -
lar s a n a a k r a b a l k y n n d e n u z a k ve d m a n l k t a daha a r d r l a r " dedi.
" m i t e d e r i m k i , " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " R a b b i m b a n a b u n l a r n h e p s i n i 1. W 791.
2. M. 809-10.
l t f e d e c e k - M e k k e ' n i n fethini, o r a d a s l m ' n zaferini ve Havazin'in b o z g u -
3. Bak. Bl. X X I .
n u n u - , Yine m i t e d e r i m ki, o n l a r n ailelerini esirler ve m a l l a r n da gani-
4. W 811.
m e t o l a r a k b a h e d e c e k " D a h a s o n r a o a d a m a d n e r e k : "Allah'tan b a k a
5. W. 8 0 4 .
( s . a . v ) onlarla k o n u u r k e n E b u S f y a n d u y u l a b i l e c e k ekilde: " E y Allah'n
R e s u l " diye bard. " S e n h a l k n n l d r l m e s i n i m i e m r e t t i n ? " D a h a s o n -
[75] ra o n a Sa'd'n s y l e d i k l e r i n i a n l a t t , "Allah a k n a s e n d e n h a l k n adna rica
e d i y o r u m . n k sen i n s a n l a r arasnda en m e r h a m e t l i , en balayc olan

adrlar develere y k l e n d i k t e n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) b a y r a k ve s a n - ve s o y u n a en o k a c y a n s n " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u g n m e r h a m e t

c a k l a r n k e n d i s i n e g e t i r i l m e s i n i istedi. H e p s i n i t e k e r t e k e r at ve seti- g n d r , Allah'n Kurey'i ycelttii g n d r " dedi. D a h a s o n r a Abdu'r-Rah-


m a n l b n A v f ( r . a . ) ve O s m a n (r.a.) y a k n n d a o l d u k l a r i i n o n a : " E y Allah'n
i a d a m l a r a verdi. Abbas'a v a d i n i n e n dar y e r i n e k a d a r E b u Sfyan'a elik
e t m e s i n i ve o r a d a d u r u p , ordu o r a d a n g e e r k e n n e k a d a r b y k o l d u u n u R e s u l , biz Sa'd' n Kurey'e ani b i r saldrda b u l u n m a y a c a n d a n e m i n ola-

g z l e m e l e r i n i syledi. E b u Sfyan'n daha s o n r a Kureylilere gidip m e s a j m a y z " dediler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) Sa'd'a s a n c a ve b l n

i l e t e c e k z a m a n o l a c a k t . n k t e k b i r a d a m , bir o r d u n u n g e e m e y e c e i k u m a n d a s n daha y u m u a k tabiatl o l a n Kays'a b r a k m a s n bildiren bir ha-

k e s t i r m e yollardan giderek M e k k e ' y e d a h a ksa b i r s r e d e ulaabilirdi. b e r g n d e r d i ve Kays'n e l i n d e o l a n s a n c a k yine de Sa'd'la b i r l i k t e olacakt.


F a k a t Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n d o r u d a n b i r e m i r a l m a d a n sanca
E b u S f y a n ileride g r l e n b i r b l n b a n d a k i a d a m a iaret e d e r e k :
devretmeyi k a b u l e t m e d i . B u n u n zerine P e y g a m b e r ( s . a . v ) , m i f e r i n i n s-
" B u k i m ? " dedi. Abbas: "Velid'in olu H a l i d " dedi. Halid (r.a.) o n l a r n ya-
t n e sard k r m z sar k a r d ve b u n u Sa'd'a bir iaret o l a r a k gnderdi.
n n d a n g e e r k e n t e k b i r getirdi: " A L L A H U E K B E R ! " Halid'in y a n n d a S-
Sa'd h e m e n sanca Kays'a verdi.
l e y m ' i n at vard. O n l a r b e y z k a d a r M u h a c i r ve d i e r l e r i n d e n o l u a n b -
l n b a n d a yeil sarkl Z b e y r (r.a.) izliyordu. O da E b u S f y a n ' n ya- T m ordu g e t i k t e n s o n r a E b u Sfyan sratle M e k k e ' y e gitti ve evinin
n n d a n g e e r k e n k e z t e k b i r getirdi. A d a m l a r n n b i r azdan o n u n syle- dnda ayakta d u r u p t o p l a n a n kalabala bard: " E y Kureyliler, M u h a m -
d i k l e r i n i tekrarlamasyla t m vadi y a n k l a n d . O r d u , b l k b l k E b u Sf- m e d ( s . a . v ) kar k o y a m a y a c a n z b i r gle burada M u h a m m e d ( s . a . v ) o n -
yan'n n n d e n g e i y o r d u ; o h e r s e f e r i n d e o n l a r n k i m o l d u u n u s o r u y o r b i n zrhl adamla b u r a d a . O b a n a b e n i m evime s n a n n g v e n l i k t e olaca-
ve h e r s e f e r i n d e hayret ediyordu. Ya o k a b i l e Kurey'in e t k i s i n d e n o k uzak- n s y l e d i . " H i n d evden k t ve k o c a s n n s a k a l n d a n tutup: " B u h i b i r ie
ta o l d u u , ya da Gatafan k a b i l e s i n i n Aa' k o l u n d a o l d u u gibi d a h a n c e - y a r a m a z , ii b o ya t u l u m u n u l d r n ! Zavall k o r u y u c u ! " , diye bard.
den P e y g a m b e r ' e d m a n k a b i l e l e r b u l u n d u u i i n E b u Sfyan o k ar- E b u Syfan: "Yazklar o l s u n s a n a " dedi, " B u k a d n n sizi iyi b i r m u h a k e m e
yordu. Aa' k a b i l e s i n i n s a n c a k l a r n d a n b i r i n i , d a h a n c e d e n k e n d i s i n i n ve y a p m a k t a n a l k o y m a s n a izin v e r m e y i n . n k sizin k a r n z d a kar k o y a -
Sheyl'in en y a k n arkadalar o l a n N u a y m tayordu. m a y a c a n z bir g var. F a k a t E b u Sfyan'n evine g i r e n l e r g v e n l i k t e ola-

E b u S f y a n "Araplar i i n d e b u n l a r , M u h a m m e d (s.a.v)'in en azl d- c a k . O n l a r : "Allah seni k a h r e t s i n , h e p i m i z i s e n i n evin alr m ? " dediler. E b u

m a n l a r y d " dedi. A b b a s o n a u c e v a b verdi: "Allah o n l a r n k a l b i n e slm' S f y a n : " K i m evinin k a p s n kilitlerse gvenlikte o l a c a k , k i m M e s c i d ' e s-

s o k t u ; b u n l a r n hepsi Allah'n l t f . " nrsa g v e n l i k t e o l a c a k " c e v a b m verdi. B u n u n z e r i n e t m k a l a b a l k da-

E n s o n g e e n b l k l e r d e n biri de P e y g a m b e r (s.a.v)'in s a d e c e M u h a c i r - ld. K i m i k e n d i evine, k i m i l e r i de Mescid'e gittiler.

lerden ve E n s a r d a n o l u a n k e n d i b l y d . z e r l e r i n d e k i e l i k l e r i n parl- O r d u , ehirden fazla u z a k o l m a y a n ve oradan g r l e b i l e n Z Tuva'da


ts onlara gri-siyah b i r g r n m v e r i y o r d u . n k h e p s i t e p e d e n trnaa k a m p k u r d u . Buras iki yl n c e Halid'in M s l m a n l a r n y a k l a m a s n n l e -
zrh giymilerdi ve s a d e c e gzler g r l e b i l i y o r d u . P e y g a m b e r k e n d i s a n c a - m e k i i n mevzilendii yerdi. F a k a t imdi h i b i r direnile k a r l a m y o r l a r -
n k e i f k o l u n a liderlik e d e n Sa'd l b n U b a d e ' y e vermiti. Sa'd y o l u n k e n a - d. S a n k i ehir b i r n c e k i yl U m r e ' y e g e l d i k l e r i n d e k i gibi b o m b o t u . F a k a t
rnda iki a d a m n y a n n d a n g e e r k e n : " E y E b u S f y a n , b u l m g n d r . b u sefer g n k a l m a diye b i r s n r l a m a y o k t u . Kesva b i r yere geldiinde
B u g n k u t s a l o l a n n ihlal edildii g n d r ! B u g n Allah'n Kurey'i alaltt- P e y g a m b e r (s.a.v.) Allah' tazim iin b a n n e doru edi. N e r e d e y s e saka-
g n d r ! " diye bard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) K e s v a ' n m s t n d e b l n or- l s e m e r e deiyordu. D a h a s o n r a b l k l e r i n sa k o l u n u Halid (r.a.)'in, sol
talarndayd. ki tarafnda E b u B e k r (r.a.) ve U s e y d (r.a.) vard. P e y g a m b e r k o l u n u da Z b e y r (r.a.)'in k u m a n d a s n a vererek d z e n l e d i . M e r k e z d e o l a n
r

k e n d i b l n de ikiye ayrd.Yarsna Sa'd (r.a.) ve olu, dier yarya da m m S e l e m e (r.a.), M e y m u n e (r.a.) ve F a t m a (r.a.) o n u adrda b e k -
E b u U b e y d e (r.a.) k u m a n d a ediyordu. E m i r verildiinde b u drt b l k e h - liyorlard. O g e l m e d e n ksa b i r sre n c e m m Hni de o n l a r a katlmt.
rin drt ayr tarafndan ieri gireceklerdi. Halid (r.a.) aadan, dierleri de slm h u k u k u , m s l m a n k a d n l a r l a m r i k e r k e k l e r a r a s n d a k i n i k a h n
t e p e l e r d e k i ayr g e i t t e n . d t n sylyordu. Ayn ey m m Hni'nin H u b e y r e ile o l a n evlilii
O r d u n u n topland y e r i n o k y u k a r l a r n d a , E b u K u b a y s t e p e s i n d e , iin de geerliydi. H u b e y r e M e k k e ' n i n f e t h e d i l e c e i n i d a h a n c e d e n anla-
k e s k i n b i r g z n b a s t o n l u b i r ihtiyarla b i r k a d n o l d u u n u f a r k e d e b i l e c e i m ve N e c r a n ' d a y a a m a y a g i t m i t i . m m H n i ' n i n k o c a s tarafndan iki
iki silet vard. B u n l a r E b u Bekir'in (r.a.) babas E b u K u h a f e ile k z k a r d e i a k r a b a s -biri E b u Cehil'in k a r d e i idi- Halid'e kar y a p l a n savata rol al-
K u r e y b e idi. O s a b a h P e y g a m b e r ' i n Z Tuva'ya vard h a b e r i g e l i n c e yal m l a r ve daha s o n r a s n m a k i i n o n u n evine g e l m i l e r d i . D a h a s o n r a Ali
ve k r a d a m k z n a k e n d i s i n i E b u K u b a y s tepesine g t r m e s i n i ve o r a d a n (r.a.) o n u s e l a m l a m a k i i n e v i n e geldiinde iki M a h z u m i y i g r d . P e y g a m -
g r d k l e r i n i a n l a t m a s n istemiti. B u ihtiyar, g e n ve c e s u r b i r a d a m k e n ber'in yasana r a m e n k z g n l k l a o n l a r l d r m e y e t e e b b s etti. F a k a t
E b r e h e ' n i n o r d u s u n u ve filini g r m e k i i n M e k k e ' n i n dier tarafndaki te- m m Hni onlarn s t n e b i r yayg rtt ve onlarla Ali'nin arasna gire-
pelere k m t . i m d i ise yalyd ve yllardan beri k r d . F a k a t o l u n u n ve rek: "Vallahi, n c e b e n i l d r e c e k s i n ! " dedi. B u n u n z e r i n e Ali (r.a.) evi
t o r u n u n da i i n d e b u l u n d u u b u o n b i n kiilik o r d u y u k z n n gzleriyle iz- terketti. m m H n i k a p y o n l a r n s t n d e n kilitleyip P e y g a m b e r (s.a.v.)'i
leyebilirdi. K u r e y b e , g r e b i l d i k l e r i n i k a r a ve y o u n bir kitle o l a r a k tarif et- k a r l a m a y a gitti. adrda F a t m a (r.a.)'ya rastladnda F a t m a (r.a.) da Ali
ti. Babas b u n l a r n e m i r iin b e k l e y e n b i r b i r i n e y a k l a m atllar o l d u u n u (r.a.) gibi o n a kt. " P u t p e r e s t l e r i h i m a y e mi e d i y o r s u n ? " dedi. F a k a t F a -
syledi. D a h a s o n r a K u r e y b e , b u k i t l e n i n d r d e ayrldn g r d . B u n u b a - tma (r.a.)'nn szleri P e y g a m b e r ' i n geliiyle ksa kesildi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
b a s n a s y l e d i i n d e , b a b a s hzla eve gitmeleri gerektiini syledi. Yollarna k u z e n i n i sevgiyle s e l a m l a d . m m H n i o n a olanlar a n l a t t n d a o: " O l -
d e v a m e d e r k e n y a n l a r n d a n atl b i r b l k geti. A s k e r l e r d e n biri a t n d a n m a y a c a k . S e n k i m i e m i n k l a r s a n , biz de o n u e m i n klarz, s e n k i m i k o r u r -
eilip K u r e y b e ' n i n g m k o l y e s i n i e k i p ald. B u n u n dnda b a k a b i r sal- san biz de o n u k o r u r u z " dedi.

drya u r a m a d l a r ve sa s a l i m evlerine d n d l e r . P e y g a m b e r gusl a b d e s t i ald ve sekiz r e k a t n a m a z kld. N a m a z d a n


O n l a r E b u Kubays'da yalnz deillerdi. Tepelerden b i r i n d e k r i m e , Saf- s o n r a b i r saat kadar d i n l e n d i . D a h a s o n r a Kesva'y ard. Z r h n ve mife-
van ve S h e y l , Kurey'ten ve m t t e f i k l e r i B e k r ve Hudayl k a b i l e l e r i n d e n b i r rini giydikten s o n r a k l c n da k u a n d . E l i n d e bir asa t a y o r d u , m i f e r i n i n
g r u p a s k e r toplamlard. D m e y e kararlydlar. Halid'in aa taraftan yz k s m da akt. O s a b a h o n u n l a birlikte y o l c u l u k e d e n l e r i n b i r k s m
ehre g i r m e k i i n yaklatn g r n c e o n l a r a saldrdlar. F a k a t o n l a r Halid adrn dnda sra o l m u b e k l i y o r l a r d . P e y g a m b e r y a n n d a E b u Bekir
ve adamlaryla m u k a y e s e e d i l e c e k g t e deillerdi. Flalid k e n d i a d a m l a r n - (r.a.) ile k o n u a r a k M e s c i d ' e d o r u i l e r l e r k e n onlarda elik ettiler.
dan s a d e c e ikisi karlnda d m a n a o t u z k a y p verdirerek k a m a l a r n P e y g a m b e r (s.a.v) d o r u c a K'be'nin g n e y d o u k e s i n e gitti. Ve tek-
salad. k r i m e ve Safvan at s t n d e sahile d o r u katlar. S h e y l ise evine b i r g e t i r e r e k H a c e r ' l - E s v e d ' e asasyla d o k u n d u . Y a n n d a k i l e r de t e k b i r ge-
gitti ve kapy kilitledi. t i r m e y e baladlar. A L L A H U E K B E R sesleri M e s c i d d e ve t m M e k k e ' d e yan-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y u k a r M e k k e ' d e k i E z k i r g e i d i n d e n e h r e girdiin- kland. P e y g a m b e r ( s . a . v ) eliyle s u s m a l a r n iaret e d e n e d e k M s l m a n l a r
de a t m a h e m e n h e m e n s o n a ermiti. Pazar y e r i n d e n aalara b a k p e- t e k b i r g e t i r m e y e d e v a m ettiler. D a h a s o n r a P e y g a m b e r d e v e s i n i n ipi M u -
k i l m i kllar g r n c e P e y g a m b e r d e h e t e kapld. "Size d y a s a k l a - h a m m e d b i n M e s l e m e ' n i n e l i n d e o l d u u halde K'be'yi tavaf etti. U m r e ' d e
m a m m y d m ? " dedi. F a k a t o n a b u n u n n e d e n l e r i a k l a n d n d a : " A l l a h b u e r e f bir Hazreliye verilmiti. Bu n e d e n l e bu kez b i r Evsliye v e r i l m e s i
b u n u takdir e t m i " dedi. uygun grlmt.

Ebu Rafi Peygamber'in krmz deriden adrn Mescid'in yaknna kurmutu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) K'be'den ayrld ve o n u g e n i bir e m b e r e k l i n d e
Peygamber (s.a.v) bunu yanndaki Cabir'e iaret ederek gsterdi. kr ve hamd e v r e l e y e n toplam y z a l t m puta yneldi. K'be ile o p u t l a r n arasnda
ile dua ettikten sonra aaya doru ilerledi. Hibir eve girmeyeceim" dedi. u ayeti o k u d u :
"Hak geldi, batl yok oldu. Kuku yok, batl yok olucudur." (Isra: 81) b e de onlarn arkasmdayd. P e y g a m b e r (s.a.v) " N e d e n yal a d a m evinde
b r a k m a d n ? Ben oraya g i d e r d i m " dedi. " E y Allah'n r e s u l " dedi, E b u Be-
D a h a sonra putlara teker teker asasyla d o k u n a r a k hepsini yzst d-
kir (r.a.) " O n u n sana gelmesi, s e n i n ona g i t m e n d e n daha uygundur." Pey-
rd. K'be'nin etrafndaki daireyi t a m a m e n dolatktan sonra eskiden
g a m b e r yal adamn elinden tuttu ve n n e oturttu. S o n r a ona k e l i m e - i e-
K'be'ye bitiik olan i b r a h i m m a k a m n d a bineinden indi ve n a m a z kld.
hadet getirmesini syledi. O da h e m e n o n u n szlerini tekrarlayarak Msl-
Daha sonra Zemzem k u y u s u n a gitti ve Abbas'm verdii suyu iti. Haimile-
m a n oldu.
rin geleneksel haclar sulama grevlerini de bylece tasdiklemi oluyordu.
D r l e n putlarn en b y olan Hubel'in para para edilip sonra
F a k a t Ali K'be'nin anahtarlarn getirdiinde ve Abbas onlar tama gre-
da yaklmasn emrettikten sonra Peygamber (s.a.v) evinde b i r putu olan
vinin de kendi ailelerine verilmesini istediinde, Peygamber (s.a.v): "Size
h e r k e s i n o putu tahrip e t m e s i n i istedi. Daha sonra ailesini ilk slm'a davet
sadece kaybettiiniz eyi veriyorum, dierlerinin kayb olacak bir eyi de-
ettii yer olan Safa tepesine ekildi. Orada daha n c e d e n k e n d i s i n e d m a n
il" c e v a b m verdi. D a h a n c e d e n Halid ve Amr ile birlikte Medine'ye gelen
olan imdi ise m s l m a n olup ona biat e t m e k isteyen kadnl erkekli bir
Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n O s m a n bn Talha'y ard ve anahtarlar ona ve-
grupla karlat. Yzlerce kii vard. M s l m a n o l d u u n u a k l a m a d a n n-
rerek o n u n ailesinin b u h a k k a sahip olduunu belirtti. O s m a n saygyla
ce Peygamber'in kendisine l m cezasn vermesinden k o r k a n Hind tann-
anahtarlar ald ve arkasnda Peygamber (s.a.v) olduu halde K'be'nin ka-
m a m a k iin pee t a k m t . " E y Allah'n resul, b e n i m k e n d i m iin setiim
psn a m a y a gitti. O n l a r n h e m e n arkasnda da same ve Bill vard. Pey-
dini muzaffer klan Allah'a h a m d o l s u n " dedi. Daha sonra peesini kard ve
g a m b e r (s.a.v) onlara arkasndan ieri girmelerini emretti ve O s m a n ' a kap-
" U t b e ' n i n kz Hind" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona: " H o g e l d i n " dedi. Sa-
y arkalarndan kilitlemesini syledi.
fa'ya gelen kadnlardan biri de l k r i m e ' n i n kars m m H a k i m (r.a.) idi.
Bakire Meryem ve o c u k sa i k o n u ile Hz. brahim olduu sylenen ya-
M s l m a n olduktan sonra kocas iin d o k u n u l m a z l k istedi. k r i m e hl
l bir adam resmi dnda i duvarlarn tamam putperest tanr resimleriyle
o n u n l a sava halinde olduu halde, Peygamber (s.a.v) ona d o k u n u l m a z l k
doluydu. Peygamber elini k o r u r gibi i k o n u n stne koyarak, Osman'a ibra-
h a k k verdi. m m H a k i m k o c a s n n nerede olduunu rendi ve o n u geri
h i m dndaki b t n resimlerin nasl bozulduuna dikkat etmesini s y l e d i . 1
g e t i r m e k iin gitti.
Bir sre ieride kald, sonra anahtar Osman'dan alarak kapy at.
Peygamber (s.a.v) n n d e toplanan kalabal szd ve a m c a s n a dne-
Anahtar elinde olduu halde k a p n n n n d e ayakta durdu ve: "Vadinde
rek. " E y Abbas, kardeinin iki olu, U t b e ve Mu'attib neredeler? Onlar g-
duran, k u l u n a yardm eden ve kabileleri b i r araya getiren b i r olan Allah'a
r e m i y o r u m " dedi. Bunlar E b u Leheb'in yaayan iki oluydu. Babasnn zo-
h a m d o l s u n " dedi. Mescide sman Mekke'lilere daha n c e d e n evlerine s-
ruyla Rukiye'yi boayan U t b e idi ve grne gre imdi ortaya k m a k t a n
nan b i r o k kii katlyordu. Hepsi K'be'nin yaknnda orada burada oturu-
k o r k u y o r d u . Peygamber (s.a.v): " O n l a r bana getir" dedi. B u n u n zerine
yorlard. Peygamber (s.a.v) onlara hitab ederek: "Ne diyorsunuz ve n e d-
Abbas yeenlerini getirdi. kisi de M s l m a n oldular ve biat ettiler. Daha
n y o r s u n u z ? " dedi. O n l a r u cevab verdiler: "yi sylyoruz ve iyi d-
sonra ikisinin de ellerinden tutup aralarnda yryerek onlar e l - M l t e z e m
nyoruz. Soylu ve c m e r t bir karde, soylu ve c m e r t bir kardein olu.
denilen ve K'be'nin Hacer'l-Esved'le kaps arasndaki duvarn yanna g-
E m i r senindir." B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) onlara Msr'da kardele-
trd. Orada uzun uzun dua etti. Y z n d e n sevin o k u n u y o r d u . - M e r a k
ri kendisine geldiinde, Yusuf'un syledii szleri tekrarlad: " B e n kardeim
eden Abbas sordu- O da: " R a b b i m ' d e n b u iki a m c a o l u n u istedim, o da ver-
Yusuf'un sylediklerini sylyorum:
d i " 2 dedi.
"Bugn size kar sorgulama knama yoktur. Sizi Allah balasn. O merhamet- E n n e m l i put m e r k e z i n d e n , Mekke'ye en yakn olan Mahle'deki el-
lilerin en merhametlisidir." (Ra'd: 92) Uzza tapma idi. Peygamber (s.a.v), Halid (r.a.)'i bu putperestlik m e r k e z i -
ni y o k e t m e k zere gnderdi. O n u n yaklat haberi d u y u l u n c a tapnan
E b u Bekir (r.a.) babasn ziyaret e t m e k iin Mescid'den ayrlmt im-
b e k i s i klcn tanra heykeline ast ve cansz heykeli k e n d i kendisini ko-
di ise E b u Kuhafe'nin elinden t u t m u Mescid'e giriyordu. Kzkardei Kurey-
r u y u p Halid'i l d r m e y e veya tek Tanrya i n a n m a y a davet etti. Halid (r.a.)
di. F a k a t o n l a r a r a s n d a n m s l m a n olan ilk kii d e o y d u . T i h a m e sahilin-
tapna ve putlar ykt. Ve M e k k e ' y e d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) ona: " H i -
den Habeistan'a g i d e n b i r g e m i y e b i n m e y e k a r a r v e r m i t i . T a m g e m i y e bi-
bir ey g r m e d i n m i ? " diye sordu. " H i b i r e y " c e v a b n verdi Halid P e y g a m -
n e c e k k e n g e m i n i n k a p t a n "Allah ile a r a n d a o l a n dini d z e l t " dedi. k r i m e :
b e r ( s . a . v ) : " O h a l d e o n u y o k e t m e d i n " dedi. " G e r i d n ve o n u y o k e t . " B u -
" N e d e m e l i y i m ? " d e y i n c e , o "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r d e " cevabn ver-
n u n z e r i n e Halid t e k r a r Nahle'ye gitti. T a p n a n h a r a b e l e r i arasndan
di. S o n r a d a n b u n u s y l e m e y e n k i m s e y i g e m i s i n e a l m a y a c a n belirtti. Drt
u z u n ve s a v r u l a n salaryla rl p l a k b i r k a d n k t . H a l i d daha sonralar:
k e l i m e d e n o l u a n LA L A H E L L A L L A H c m l e s i l k r i m e ' n i n r u h u n a iledi
" T y l e r i m d i k e n d i k e n o l m u t u . " derdi. Yine de " U z z a , ibadet deil, i n k r
ve o a n d a b u szleri s a m i m i c e sylediini farketti. H e n z g e m i y e b i n m e -
senin i i n d i r " diye bard. K l c n e k i p k a d n n s t n e indirdi. D n d -
miti. n k g e m i y e b i n m e k i s t e m e s i n i n t e k s e b e b i b u s z l e r d e n , yani la
n d e P e y g a m b e r ' l e y l e k o n u t u : "Bizi m a h v o l m a k t a n k u r t a r a n Allah'a
ilahe illallah'ta z e t l e n e n M u h a m m e d ' i n d i n i n d e n k a m a k t . B u n l a n g e m i -
h a m d o l s u n ! Y z k a d a r k o y u n ve deveyle b i r l i k t e b a b a m n el-Uzza'ya g i t m e -
n i n g v e r t e s i n d e k a b u l e d e b i l d i i n e gre kyda da k a b u l edebilirdi. Kendi
sine a l m t m . O n l a r U z z a i i n k u r b a n eder, orada g n kalr ve yaptk-
k e n d i n e : " D e n i z d e t a n r m z o l a n karada da t a n r m z d r . " dedi. D a h a s o n r a
laryla o n u s e v i n d i r e r e k b i z i m tarafmza evirdiini s a n r d . " 3
kars geldi ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) o n u n M e k k e ' d e g v e n l i k t e o l a c a n a s z
O srada M e k k e l i l e r i n o u biat etmilerdi. S h e y l ise biat e t m e m i , fa- verdiini syledi. B i r l i k t e geri d n d l e r . P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u n geldiini
kat evine snp o l u A b d u l l a h ' d a n P e y g a m b e r ' e k e n d i a d n a gidip ricada biliyordu, y a n n d a k i a r k a d a l a r n a : " E b u C e h i l ' i n o l u k r i m e m ' m i n ola-
b u l u n m a s n istemiti. n k k i m s e n i n l d r l m e y e c e i ilan edilmi o l m a - rak aranza geliyor. Bu n e d e n l e b a b a s n y e r m e y i n . n k l y y e r m e k di-
sna r a m e n , S h e y l k e n d i s i n i n b u k a p s a m n dnda yer aldn s a n y o r d u . riyi incitir. Ve l y e u l a m a z " dedi.
Abdullah, Peygamber'le konutuunda Peygamber (s.a.v): " O gvenliktedir
M e k k e ' y e vardnda k r i m e d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gitti. P e y g a m -
ve Allah'n h i m a y e s i n d e d i r . B r a k n ortaya k s n " dedi. S o n r a e t r a f n d a k i l e -
ber'in y z n d e o k s e v i n l i b i r ifade vard, i k r i m e m s l m a n o l d u u n u res-
re d n e r e k : " K a r l a t n z d a S h e y l ' e k e m gzle b a k m a y n ! B r a k n ser-
m e n a k l a d k t a n s o n r a o n a : " B u g n b e n d e n n e i s t e r s e n iste, o isteini sana
b e s t e d o l a s n , n k h a y a t m a a n d o l s u n o akll ve erefli b i r a d a m d r ; s-
v e r e c e i m " dedi. k r i m e (r.a.) " S e n d e n b e n i m s a n a kar t m d m a n l k l a -
l m g e r e i n e kar k r b i r i d e i l d i r " dedi.
rm affetmesi iin Allah'a dua e t m e n i i s t i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
B y l e c e S h e y l istedii ekilde gezdi. F a k a t h e n z slm'a g i r m e m i t i .
o n u n istedii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a k r i m e (r.a.) i n s a n l a r n H a k k ' a
Safvan'a g e l i n c e k u z e n i U m e y r o n u n iin P e y g a m b e r d e n iki aylk b i r m d -
u y m a l a r n e n g e l l e m e k iin harcad paralardan, yapt savalardan b a h -
det ald ve o n u b u l m a k iin yola k o y u l d u . O n u , o z a m a n l a r M e k k e ' n i n b i r
setti; imdi ise o n u n iki kat paray ve abay Allah y o l u n d a harcayacan
l i m a n olan u'aybe'de g e m i b e k l e r k e n b u l d u . Safvan p h e iindeydi. Ve
s z verdi ve s z n d e d u r d u .
planlarn d e i t i r m e y i reddediyordu. B u n u n z e r i n e U m e y r t e k r a r Pey-
g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o n a k u z e n i n i n g v e n -
likte o l d u u n u n b i r iareti o l a r a k izgili Y e m e n k u m a n d a n sarn verdi.
Bu Safvan' i k n a e t m e y e yetti, fakat d a h a fazla e m i n o l m a k istiyordu. " E y
M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " U m e y r b a n a belli b i r eyde k a r a r k l a r s a m - m s -
l m a n o l m a y k a s t e d i y o r d u - g v e n l i k t e o l a c a m , eer k a b u l e t m e z s e m ba-
na iki ay m h l e t verdiini s y l e d i . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u r a d a k a l " dedi.
F a k a t Safvan: " B a n a a k bir c e v a p v e r m e d i k e k a l m a m " dedi. B u n u n ze-
rine P e y g a m b e r : " S e n i n iin drt aylk m h l e t v a r " dedi. Safvan da M e k -
ke'de k a l m a y k a b u l etti. 1. W 8 3 4 ; A , l , 107.

k r i m e , b u kii i i n d e n P e y g a m b e r ' i n h u z u r u n a gelen s o n u n c u kiiy- 2. I.S. IV/I, 4 1 - 2 .


3. W. 8 7 3 - 4 .
HUNEYN SAVAI VE T A1F KUATMASI
a d a m l a r n z b i z i m g r d k l e r i m i z i g r n c e b i z i m gibi o l u r l a r " dedi. Malk:
" U t a n n ! " dedi. "Siz b u r a d a k i en k o r k a k k i i l e r s i n i z . " B u k i i n i n gr-
[76]
nleri o k a d a r k t ve zavall idi ki, t m orduda p a n i k y a r a t m a m a l a r iin
o n l a r g z d e n u z a k b i r yere y e r l e t i r m e e m r i verdi. D a h a s o n r a etrafndaki-
T x e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n M e k k e z e r i n e yapt s o n ve k e s i n sefere r a m e n lere: " B a n a c e s u r b i r a d a m g s t e r i n " dedi. F a k a t s e i l e n a d a m da ayn k o r -
r Havazinliler k u v v e t l e r i n i arttrmay durdurmadlar. O n u n M e k k e ' y i fet- k u n atllar g r m ve dierleri gibi d e h e t i i n d e d n e r e k nefesi k e s i l m i
h e t m e ve t m putlar k r m a h a b e r i de o n l a r n d n c e l e r i n i deitirmedi. b i r halde " D a y a n l m a z bir g r n l e r i v a r d " demiti. F a k a t M a l i k o n u din-
Kendi tanralar Lt'n bir ei olan Uzza'nm yklmas ise harekete l e m e y i reddetti ve k a r a n l k t a , d m a n n y o l u s t n d e o l a n H u n e y n vadisi-
g e m e l e r i n e n e d e n o l d u . M e k k e ' n i n f e t h i n d e n hafta s o n r a Havazinliler n e doru i l e r l e m e e m r i verdi. Yolun vadi yatana d o r u alald n o k t a d a
Taif'in k u z e y i n d e k i E v t a s vadisinde y a k l a k y i r m i b i n k i i l i k b i r ordu top- k a m p kurdular. Yolun iki tarafnda da aay r a h a t a g r e b i l e n , fakat aa-
ladlar. dan g r l m e y e n vadi yataklar vard. Bu yataklardan i k i s i n e atllarn o u -
Peygamber (s.a.v) Mekke'nin bana Abdu emsli bir adam brakp ok n u yerletirdi. Ve onlara b i r iaret ile d m a n a s a l d r m a e m r i verdi. O r d u -
bilgili b i r M s l m a n o l a n Hazreli M u a z l b n C e b e l (r.a.)'e de y e n i M s l - n u n geri k a l a n k s m n da v a d i n i n t e p e s i n d e k i y o l u n s t n e yerletirdi.
m a n olanlara dini k o n u l a r d a yol g s t e r m e grevini v e r e c e k , imdi i k i b i n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o g e c e v a d i n i n t e k i u c u n a y a k n b i r yerde k a m p
K u r e y l i n i n de k a t l m a s y l a d a h a da k a l a b a l k l a a n t m o r d u s u y l a b i r l i k t e k u r d u . S a b a h n a m a z n k l d k t a n s o n r a a d a m l a r n a sabrl olurlarsa zafer
yola kt. Yeni k a t l a n Kureylilerin o u P e y g a m b e r ' e b i a t etmilerdi. F a - k a z a n a c a k l a r n m j d e l e y e r e k yola k m a e m r i verdi. Hava o d e n l i pusluy-
k a t Sheyl ve Saffan'n da i i n d e b u l u n d u u b i r g r u p h e n z M s l m a n ol- du ki, vadi yatana i n d i k l e r i n d e hl etraf k a r a n l k t . D a h a n c e k i gibi Ha-
m a m t . Ve s a d e c e e h i r l e r i n i Havazinlilere k a r k o r u m a k a m a c y l a o r d u - lid y i n e S l e y m ve d i e r l e r i n e k u m a n d a e d e r e k n c g r u p t a yer alyordu.
ya katlmlard. Yola k m a d a n n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) Safvan'a k e n d i s i n d e O n u n a r k a s n d a n y e n i k a t l a n M e k k e l i g r u p geliyordu. D l d l ' e b i n m i
b u l u n a n y z aded zrh ve b e r a b e r i n d e k i silahlar d n v e r m e s i n i rica e d e n o l a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u k e z yine etrafnda E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n b i r
b i r h a b e r g n d e r d i . " E y M u h a m m e d ! ( s . a . v ) " dedi Safvan, " B u ' k e n d i n ver, grupla o r d u n u n ortalarnda yol alyordu. F a k a t b u k e z etrafnda k e n d i aile-
y o k s a zorla alrm' a n l a m n d a b i r istek m i ? " P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " d e n e c e k s i n d e n kiiler de vard. O n a M e k k e ' y e g i d e r k e n k a t l a n k u z e n l e r i E b u Sf-
b i r b o r " d e y i n c e , Safvan zrh ve silahlar k o n a k l a y a c a k l a r yere k a d a r ta- y a n ve A b d u l l a h , A b b a s ' m iki b y k olu Fadl ve K i s a m ve E b u L e h e b ' i n iki
y a c a k o l a n y k d e v e l e r i n i de v e r m e y e k a r a r verdi. olu o n u e v r e l e y e n kiiler arasndayd. O r d u n u n en a r k a l a r n d a ise h e n z
O n l a r a kar h a z r l a n a n H a v a z i n k a b i l e l e r i Sakif, Nasr, C e m ve Sa'd m s l m a n o l m a m M e k k e l i l e r yer alyordu.
l b n B e k r idi. B u t o p l u l u a g e n o l m a s n a r a m e n g c ve y n e t i c i l i i ile n Yar k a r a n l k t a kar tarafta Havazin o r d u s u g r n d n d e n c b i r l i k
salan o t u z yalarnda b i r Nasr'l olan M a l i k k u m a n d a e d i y o r d u . Yallarn h e n z inii t a m a m l a m t . n c b i r l i k dehetli bir m a n z a r a y l a kar kar-
a k s i n i tavsiye e t m e l e r i n e r a m e n M a l i k k a d n l a r , o c u k l a r ve hayvanlar yayd. n k o r d u n u n a r k a s n d a k i develere b i n m i k a d n l a r veya b o deve-
da b e r a b e r g e t i r m e l e r i n i emretti. n k , o n a gre eer b u n l a r o r d u n u n ar- ler bile o r d u n u n b i r p a r a s y m gibi g r n y o r d u . Yolun o y n t a m a m e n
k a s n d a olursa a s k e r l e r daha gayretle arprlard. kapatlmt. F a k a t yeni b i r e m i r ve plana frsat v e r m e d e n M a l i k iaretini
M a l i k M e k k e ' d e n yola k a n ordu h a k k n d a bilgi t o p l a m a k zere verdi. Havazin'li svariler h e m e n vadi y a t a k l a r n d a n frladlar ve Halid'in
g z c gnderdi. F a k a t de ksa b i r sre s o n r a k o r k u d a n t m e k l e m l e r i a d a m l a r n a saldrdlar. Saldr o kadar a n i c e ve vahiceydi ki Halid, geri d -
k o n t r o l n d e n k m ve k o n u a m a y a c a k d e r e c e d e d e h e t i i n d e dndler. n p k a m a y a b a l a y a n Beni S l e y m ' i toparlayamad. B e n i S l e y m M e k k e ' l i
l e r i n d e n biri: "Ala atlar z e r i n d e b e y a z a d a m l a r g r d k . Ve b i r anda b u g r u b u n a r k a s n a k a n c a n d e k a l a n M e k k e l i l e r de h e n z i n d i k l e r i y o k u -
g r d n z hale g e l d i k " d'd i. Bir dieri: " K a r m z d a k i l e r d n y a insanlar tan gerisin geriye katlar. Hzla saldran at ve deve s t n d e k i Havazinliler
deil, s e m a d a n gelen insanlar. T a v s i y e m i z e u y u n ve geri e k i l i n . nk b t n geitleri tkadlar. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v) y o l u n b i r a z sana e k i l e -
b i l e c e k noktadayd. Kenara ekildi ve yanndan h i ayrlmayan bir grupla Mslmanlardan, zellikle ilk bozgunu yaratan Ben Sleym'den o k
emniyetli bir yere snd. Yanndakiler E b u Bekir, m e r ve dier Muhacir- kii savan balarnda l d r l m t . Fakat b u ilk b o z g u n d a n sonra o k az

ler, bir grup E n s a r ve yannda yer alan ailesinin tmyd. Haris'in olu Ebu kayp verdiler. Bunlardan biri de same'nin aabeyi E y m e n idi. Peygamber
(s.a.v.)'in yannda iken v u r u l m u t u .
Sfyan Peygamber (s.a.v.)'in yanbandayd ve Dldl'n ipini elinde tutu-
yordu. Arka saflarda yer alan Havazin kadnlar ve o c u k l a r esir alnd. Deve-

Peygamber (s.a.v) dierlerini de kendisine katlmalar iin ard. Fa- ler, k o y u n ve keilerin yan sra ganimette drt bin b i r i m o n s g m de var-
d. Peygamber (s.a.v) g a n i m e t l e r i n ve esirlerin t m n n M e k k e ' y e on mil
kat sesi savan grlts iinde kayboldu. Bu nedenle o k gr bir sese sa-
uzaklktaki Ci'rne vadisine g t r l m e s i grevini Budeyl'e verdi.
hip olan Abbas'a " E y aa ashab! Ey akasya a s h a b ! " diye barmasn sy-
ledi. Bu arya L E B B E Y K (te e m r i n d e y i m ) sesleri cevap verdi. Peygamber Havazin kabileleri arasnda Peygamber (s.a.v)'in o c u k l u u n u birlikte

(s.a.v.)'in yanna E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n yz kadar kii topland. Hepsi de geirdii Beni Sa'd lbn Bekr'in bir kolu da vard. Yal esirlerden biri kendi-
ni esir alanlara: "Vallahi b e n reisinizin kzkardeiyim" diyerek uyard. Fakat
geide dalarak birdenbire d m a n n saldrsn k o n t r o l altna aldlar. Ab-
adamlar ona inanmadlar, yine de Peygamber (s.a.v)'e gtrdler. "Ey Mu-
bas ayn ekilde barmaya devam etti ve kaanlarn ou geri dndler.
h a m m e d (s.a.v) ben senin k z k a r d e i n i m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) onu me-
Peygamber (s.a.v) h e m iyi g r l e b i l m e k h e m de etraf iyi g r e b i l m e k iin
rakla szd: Karsnda y e t m i i n e yaklam yal bir kadn duruyordu. Pey-
zengileri stnde ayaa kalkt. D m a n yeni b i r saldrya hazrlanyordu.
g a m b e r (s.a.v.) " B u n u gsterir bir iaretin var m ? " diye sordu. O da bir sr-
Peygamber (s.a.v) "Allahm, s e n d e n vadini yerine getirmeni i s t i y o r u m " di-
ma izi gsterdi. Ve: " B e n Serer vadisinde seni tarken sen srdn. Biz o b a n -
ye dua etti. Daha sonra st kardeinden birka akl ta b u l m a s n istedi.
larla birlikteydik. Senin a n n e n b e n i m a n n e m d i , senin b a b a n b e n i m b a b a m -
Onlar eline alp Bedir'de yapt gibi d m a n n yzne doru frlatt. Ve g-
d" dedi. Peygamber (s.a.v.) o n u n gerekten doru sylediini anlad; bu ka-
rnrde h i b i r n e d e n o l m a m a s n a ramen savan ak birden deiti. Ger-
dn o n u n stkardelerinden biri olan eyma idi. M i n d e r i n i yayarak oturma-
i m ' m i n l e r b u n u grmyorlard, ama kendilerinin bir sre n c e yaad
sn syledi. St a n n e ve st babas Halime ile Haris'i s o r u p , onlarn yllar
yenilgiyi imdi d m a n yayordu. Daha sonra b u olayla ilgili u ayetler na-
n c e ldn r e n i n c e gzleri yala doldu. Biraz k o n u t u k t a n sonra ona
zil oldu:
kendisiyle kalma veya Beni Sa'd'a geri d n m e k o n u s u n d a serbest olduunu
"Andolsun Allah birok yerlerde v e Huneyn gnnde size yardm etti. Hani ok syledi. eyma m s l m a n olmay istediini fakat kabilesine geri d n m e y i
sayda oluunuz sizi bbrlendirip gururlandrmt. Fakat size bir ey de salaya- setiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona deerli bir hediye verdi. Ve dn-
mamt. Yer ise, btn geniliine ramen size dar gelmiti. Sonra arkanza dnp te daha da deerlilerini v e r m e k istedii iin o n d a n kendisi d n e n e kadar
gerisin geriye gtimitiniz (Bundan) sonra Allah, Resul ile mminlerin zerine 'g- kampta kalmasn istedi. Daha sonra da ordusuyla birlikte Taif'e doru yo-
ven duygusu ve huzur' indirdi. Sizin grmediiniz ordular da indirdi ve kfre sap- la kt.
m olanlar azaplandrd. Bu kfre sapanlarn cezasdr. Sonra bunun ardndan Al-
Sakif kabilesi ehirlerinde kendilerini bir yl kadar idare edecek erzaa
lah, diledii kimseden tevbesini kabul eder. Allah balayandr, esirgeyendir." (Tev-
sahiptiler. Peygamber (s.a.v.)'in son durumda k u l l a n l m a s n emrettii sava
be: 25-7)
makinalarna kar da zel savunma mekanizmalar vard. Ayn zamanda
D m a n b y k bir bozguna uramt. Malik n c e l e r i cesurca dt, o k u l u k t a uzmandlar. ehrin duvarlar o k hzl o k yamurlarna sahne ol-
fakat daha sonra Sakifilerle birlikte surlarla evrili olan Taif'e ekildi. Hava- du. Fakat m s l m a n l a r ehri kuatmalarnn o n b e i n c i g n n d e hl ilk
zin o r d u s u n u n b y k bir ksm Nahle'ye kadar izlendi ve bir o k kayp ver- g n k durumdaydlar. Kazanlan tek ey baz kimselerin m s l m a n olma-
dirildi. Havazinliler oradan kamplar Evtas'a d n d l e r ; fakat Peygamber syd. Peygamber (s.a.v) bir gn bir tellalla Sakifli klelerden m s l m a n
(s.a.v) arkalarndan asker gndererek onlar tepelere e k i l m e k zorunda b- olanlarn zgr olacaklarn ilan ettirmiti.Yirmi kadar kle ehirden k m a -
rakt. nn bir y o l u n u bulup m s l m a n oldular. Yaklak bir hafta daha geti. O s-
UZLAMALAR
rada Peygamber (s.a.v) ryasnda kendisine bir kase tereya verildiini, fa-
kat bir h o r o z u n gelip ya gagalayarak d k t n grmt. B u n u n zeri-
ne E b u Bekir: "stediin eyi b u g n onlardan elde edeceini z a n n e t m e m "
[77]
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u dorulad.Belki de ehri k u a t m a n n Sakif-
lileri y e n m e k iin uygun bir yol olmad s o n u c u n a varmt. D n c e s i her rdu Ci'rne'ye ulatnda yaklak altbin kadn ve o c u k t a n oluan
ne ise, Peygamber k u a t m a n n kaldrlp Ci'rne'ye doru yola klmas O esirler gneten k o r u n m a k iin b y k bir snaa ekilmilerdi. ou
emrini verdi. ehirden ayrldklarnda adamlardan bazlar ona ehir halk-
na lanet etmesini sylediler. Peygamber (s.a.v) h i cevap vermeksizin elle- fakirdi, b u nedenle P e y g a m b e r Huza'al bir adam h e r b i r i n e yeni giyecekler
rini at ve "Allahm, Sakiflilere hidayet ver ve bize ulatr" diye dua etti. a l m a k zere Mekke'ye gnderdi. Bunlarn paras g a n i m e t i n bir b l m n

Taif kaleleri n n d e ldrlenlerden biri de m m S e l e m e (r.a.)'nin oluturan gmlerle d e n e c e k t i . Develer yaklak olarak yirmidrtbin ka-
dard. Koyunlar ve keileri ise k i m s e saymaya girimedi. Fakat yaklak
vey kardei, Peygamber (s.a.v.)'in k u z e n i ve h e n z ksa bir sre n c e m s -
k r k b i n olduu tahmin ediliyordu.
l m a n olan Abdullah (r.a.) idi.
Adamlarn ou g a n i m e t t e n payn almak iin sabrszlanyordu. Fakat
Peygamber (s.a.v) h e m e n geri d n m e k istemiyordu. n k Havazinlilerden
esirlere nazik davranlmasn rica eden bir heyetin gelmesini bekliyordu.
B u n u n l a birlikte g a n i m e t t e n dalmnn gecikmesini istemedii bir b l m
vard. Ganimetlerden k e n d i s i n e den bete bir de a y n e n zekatlar gibi ilem
gryordu. Ksa bir sre n c e nazil olan ayetler b u tr fonlardan yararlana-
c a k olan ayr bir kategoriye yani " K A L B L E R S I N D I R I L A C A K L A R " adnda
bir gruba iaret ediyordu:

"Sadakalar - Allah'tan bir farz olarak-yalnzca fakirler, dknler, (zekat) iin-


d e grevi olanlar, kalbleri sndrlacaklar, kleler, borlular, Allah yolunda (olanlar)
ve yolda kalm(lar) iindir Allah bilendir. Hkm ve hikmet sahibidir." (Tevbe: 60)

"KALBLER ISINDIRILACAKLAR" deyince akla h e m e n yeni dinin


Mekke'de de hakimiyet k u r m a s s o n u c u dnyalar -yani Arap putperestlii-
sarsmtya uraynca, artlarn zorlamas nedeniyle m s l m a n olan M e k k e -
liler geliyordu. Peygamber, E b u Sfyan'a yz deve verdi; Oullar Muaviye
ve Yezid'e de yzer deve verilmesini syledi. G e r e k t e b u E b u Sfyan'a -
yz deve verilmesi a n l a m n a geliyordu. Bu n o k t a dierlerinin gznden
k a m a d . Hatice'nin yeeni Hakim'e yz deve verildiinde iki yz deve da-
ha istedi. Peygamber de istediklerini h e m e n ona tahsis etti. E b u Sfyan'm
ki gibi durumlarda en ufak b i r isteksizlik veya kararszlk hediyenin asl
a m a c n zedeleyebilirdi.
F a k a t Peygamber (s.a.v) yine de Hakim'e yle dedi: "Bu servet temiz
ve yeil bir otlaktr. K i m o n u c m e r t c e alrsa orada m b a r e k olacaktr. Kim
de o n u g u r u r l a alrsa m b a r e k o l m a y a c a k ve yiyen, fakat d o y m a y a n kii gi- ki i k i n c i olu. O n yl k a d a r n c e E b u Cehil'e k a r m e c l i s t e B e n Him ve
bi olacaktr. Veren el alan elden hayrldr. V e r m e y e ilk n c e aileden b a k m a - B e n Muttalib'e u y g u l a n a n b o y k o t u n k a l d r l m a s n s a v u n a n i l k Kurey'li
ya y k m l o l d u k l a r n l a b a l a . " B u n u n z e r i n e H a k i m g e l e c e k t e k e n d i eli- Z h r i idi. A n n e s i Atike (r.a.) ise o u l l a r n d a n d a h a n c e m s l m a n o l m u -
n i n h i b i r z a m a n alan el o l m a y a c a n a kararl b i r ekilde: " S e n i h a k zere tu.
g n d e r e n e y e m i n o l s u n k i , s e n d e n s o n r a h i k i m s e d e n h i b i r ey a l m a y a c a - O r d u vadide g n l e r c e b e k l e d i , fakat Havazinlilerden h i b i r heyet gel-
m " dedi. D a h a n c e k i i s t e i n d e n v a z g e i p s a d e c e y z deve a l d . 1 m e d i . B u n u n zerine P e y g a m b e r ( s . a . v ) g a n i m e t l e r i paylatrd. Paylatrma
S a d a k a l a r n datlaca ayn k a t e g o r i d e k i g r u p t a n bazlar da snrda i l e m i b i t t i k t e n ksa b i r sre s o n r a i l e r i n d e st b a b a s Haris'in k a r d e i n i n
olanlar, yani slm' s e i p s e m e m e k t e kararsz olanlard. B u n l a r d a n bazla- de b u l u n d u u bir h e y e t geldi. G e l e n l e r i n o n d r t tanesi z a t e n m s l m a n d .
rna da y z e r deve verildi. B u n l a r d a n en n e m l i l e r i S h e y l ve Safvan idi. ki- G e r i y e k a l a n l a r da m s l m a n o l d u l a r ve Havazin k a b i l e s i n i n P e y g a m b e r
si de H u n e y n ' d e savamlar ve Safvan savan b a l a r n d a m s l m a n l a r k a - (s.a.v)' in akrabas s a y l m a s g e r e k t i i n i syleyerek o n d a n c m e r t d a v r a n m a -
maya b a l a y n c a b u n d a n m e m n u n o l a n geri saflardaki m r i k M e k k e l i l e r i sn istediler. " S e n i k u c a m z d a b y t t k , g s m z d e e m z i r d i k " dediler.
u y a r m ve: " E e r b a m z d a b i r i o l a c a k s a b u n u n Havazin y e r i n e Kurey'ten P e y g a m b e r (s.a.v) o n l a r a b i r d e l e g e n i n g e l e c e i n d e n m i t k e s e n e kadar
b i r i o l m a s n y e l e r i z ! " diye b a r m t . Y z deveyi a l d k t a n s o n r a Safvan b e k l e d i i n i ve g a n i m e t l e r i n d a t l m o l d u u n u s y l e d i . D a h a s o n r a ceva-
C i ' r n e vadisi b o y u n c a i l e r l e r k e n , P e y g a m b e r (s.a.v.)'e a r k a d a l k etti ve ga- b n ne olacan b i l m e s i n e r a m e n , onlara k a d n l a r ve o c u k l a r n n m ,
n i m e t l e r e b a k t . Ci'rne'de ana v a d i n i n yansra b i r o k y a n vadiler de vard. y o k s a m a l l a r n n m daha deerli o l d u u n u sordu. O n l a r : " B i z e k a d n l a r m -
B u n l a r d a n biri z e l l i k l e ot b a k m n d a n o k verimliydi. B u n e d e n l e deve, k o - z ve o c u k l a r m z geri v e r " d e d i k l e r i n d e ise: " B e n i m ve A b d u ' l - M u t t a l i b
y u n ve k e i srleri oray d o l d u r m u t u . Safvan'm b u g r n t d e n o k etki- o u l l a r n n payna d e n l e r sizindir. Dierlerine de sizin a d n z a rica e d e c e -
l e n d i i n i g r e n P e y g a m b e r (s.a.v.): " B u vadi o k m u h o u n a g i t t i ? " diye s o r - im. B e n le n a m a z n k l d r d k t a n sonra: "Allah'n R a s l n n b i z i m ad-
d u . Safvan'm yavaa tasdiklediini g r n c e : " H e p s i s e n i n , i i n d e k i l e r l e bir- mza m s l m a n l a r d a n efaat d i l e m e s i n i , m s l m a n l a r d a n da b i z i m a d m z a
l i k t e " diye ekledi. " e h a d e t e d e r i m k i , " dedi Safvan, E e r b u P e y g a m b e r ' i n Rasulullah'tan efaat d i l e m e s i n i istiyoruz d e y i n " d e d i . 2
nefsi o l m a s a , h i b i r n e f i s b u d e n l i iyilie s a h i p o l a m a z ; Allah'tan b a k a ilah Onun syledii gibi yaptlar. Peygamber (s.a.v)'de cemaate dnp
o l m a d n a ve s e n i n o n u n R e s u l o l d u u n a e h a d e t e d e r i m . " o n l a r n k a d n l a r n n ve o c u k l a r n n k e n d i l e r i n e v e r i l m e s i n i istediklerini
S h e y l ' e g e l i n c e o n u n da p h e l e r i Ci'rne'de s o n a e r m i t i . B u , ya o n u n syledi. E n s a r ve M u h a c i r l e r h e m e n k e n d i paylarna d e n esirleri P e y g a m -
olu A b d u l l a h ile t e k r a r b i r araya g e l m e s i ve H u n e y n ' d e k i m u c i z e v i zafere b e r ( s . a . v ) ' e verdiler. F a k a t k a b i l e l e r d e n bir k s m o n l a r gibi yapt, b i r k s m
a h i t l i k e t m e s i veya P e y g a m b e r (s.a.v)'in etkileyici kiiliiyle b i r arada b u - da b u n u k a b u l e t m e d i . K a b u l e t m e y e n kabileler diyeti g e l e c e k t e d e n m e k
l u n m a s ya da t m b u f a k t r l e r i n b i r arada ilemesiyle m e y d a n a gelmiti. zere esirleri b r a k m a y a i k n a edildiler. B y l e c e b t n e s i r l e r a i l e l e r i n e d n -
F a k a t o , slm'a v a k u r b i r e k i l d e girdi. dler. S a d e c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n d a y s n n olu o l a n Z h r e ' l i Sa'd'n pay-
yl s o n r a olu A b d u l l a h savata l d r l n c e E b u B e k i r (r.a.) acl b a - na d e n g e n b i r k a d n Sa'd'la k a l m a k istediini syledi ve geri d n m e d i .
bay teselli edici s z l e r syledi. F a k a t S h e y l u cevab verdi: " B a n a Allah'n P e y g a m b e r ( s . a . v ) st k a r d e i n e bir m i k t a r deve, k o y u n ve k e i d a h a
R a s u l ' n n " B i r e h i t , k a v m i n d e n y e t m i kii i i n efaat d i l e r " d e d i i n i sy- v e r d i k t e n s o n r a o n a veda etti. H e y e t a y r l m a k z e r e i k e n o n l a r a b a k a n l a r
lediler. B e n de o l u m u n b e n d e n n c e k i m s e y e efaat e t m e y e c e i n i u m u y o - Malik'i sordu. O n l a r M a l i k ' i n Taif'deki Sakiflilere k a t l d n sylediler.
rum." " O n a h a b e r v e r i n " dedi P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B a n a m s l m a n o l a r a k gelirse
Ci'rne'de m s l m a n o l a n l a r d a n bazlar da M a h z u m ' u n ileri gelen li- ailesini ve mallarn o n a iade e d e c e i m , o n a b i r de y z deve v e r e c e i m . " Ma-
d e r l e r i n d e n b i r k a y d : " E b u C e h i l ' i n iki kardei; Halid'in v e y k a r d e i , yani lik'in ailesini b u a m a l a M e k k e ' d e halas Atike'nin y a n n a yerletirdi ve mal-
i m d i hayatta o l m a y a n g e n Velid'in ise z k a r d e i olan H i a m ; P e y g a m b e r larn paylatrd.
( s . a . v ) ' i n halas Atike'nin Taif'te e h i t o l a n o l u n d a n s o n r a Z h e y r a d n d a - Bu m e s a j Malik'e ulatnda, O , Sakiflilerin k e n d i s i n i h a p s e t m e l e r i n -
den k o r k t u u iin b u n d a n onlara bahsetmedi. Geceleyin ehri terkederek gini m u h a k k a k reneceiz. E e r b u Allah'tan ise sabrla kabul ederiz, fakat
m s l m a n k a m p n a gitti ve m s l m a n oldu. Peygamber (s.a.v) o n u gittik- eer b u sadece Allah'n R a s u l n n bir fikrinden te gitmiyorsa, bizi de d-
e artan Havazin'li m s l m a n l a r n bana k u m a n d a n tayin etti ve onlardan n m e s i n i isteyeceiz."
T a i f e rahat v e r m e m e l e r i n i istedi. Bylece Taif kuatmas sadece snrl bir Ensar arasndaki b u d n c e ve k o n u m a l a r atelenince Sa'd l b n Uba-
sre iin kaldrlm oluyordu. Daha az k e s i n , fakat daha etkili b a k a tr bir de (r.a.) Peygamber (s.a.v)'e gitti ve onlarn neler syleyip neler d n d k -
k u a t m a ilkinin yerini alyordu. lerini anlatt. Peygamber (s.a.v): " P e k i bu durumda sen nerede yer alyor-
P e y g a m b e r (s.a.v) biliyordu ki, dinin bizzat kendisinin insan ruhu ze- sun, ey Sa'd?" dedi. Sa'd: " E y Allah'n Rasul, b e n de onlardan biriyim. Bu-
rinde bir etkisi olmasna ramen, b u etki sadece dinin szde deil, teslimi- n u n nereden geldiini r e n m e k istiyoruz" diye karlk verdi. Peygamber
yetle k a b u l edilme derecesine baldr. "Kalbleri sndrlacaklar" (Mellefe-i (s.a.v) Sa'd'a tm E n s a r ' m daha n c e esirlerin yerletirildii snaklardan
K u l b ) a mali yardmda b u l u n m a prensibi ite bu teslimiyete engel tekil birine toplanmasn syledi.Sa'd'n izniyle onlara b i r k a da M u h a c i r katl-
eden sknt ve acy ortadan k a l d r m a k iin k o n u l m u t u . Fakat b u prensi- d.Daha sonra Peygamber (s.a.v) onlara gitti ve Allah'a h a m d ve krettik-
bin amac, dierleri b i r tarafa, ilk m s l m a n olanlar tarafndan bile kavra- ten sonra yle dedi: " E y E n s a r gnllerinizin bana kar olduu haberi
namad. D a h a n c e bahsettiklerimizin yansra, lde ihtiyac olan b i r o k ulat. Ben sizi sapklkta b u l m u k e n Allah sizi hidayete eritirmedi mi? Ben
kii g r m e z l i k t e n gelinerek, m s l m a n olup olmadklar pheli olan bir- sizi fakir b u l m u k e n Allah sizi zenginletirmedi mi? Ben sizi birbirinize
o k bedeviye de deerli hediyeler verilmiti. Zhre'li Sa'd, Gatafan'l Uyey- d m a n b u l m u k e n Allah kalblerinizi uzlatrmad m ? " Onlar: "Evet, el-
ne'ye ve Temim'den Ekra'ya yzer deve verdii halde, daha s a m i m i olan ve b e t t e " dediler. "Allah ve Rasul en c m e r t ve en eli ak olandr." Peygam-
ikisinin a k s i n e o k fakir olan Demre'li Cuayl'e neden bir eyler vermedii- b e r (s.a.v): "Bu sylediklerime m u k a b e l e e t m e y e c e k m i s i n i z ? " dedi. "Nasl
ni P e y g a m b e r (s.a.v)'e sordu. Peygamber (s.a.v) u cevab verdi: " N e f s i m i m u k a b e l e e d e l i m ? " dediler. Peygamber (s.a.v) yle dedi: " E e r isterseniz
kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, Cu'ayl, bir dnya dolusu U y e y n e ve 'sen bize itibardan d m bir halde geldin, biz sana itibar kazandrdk, bi-
Ekra'dan daha deerlidir. Fakat o n l a n n Allah'a teslim olmalar iin kalble- ze terkedilmi geldin ve sana yardm ettik; seni t o p l u m d a n atlm b u l d u k ,
rinin sndrlmas gerek. Oysa Cu'ayl'in teslimiyetine^ gveniyorum."4 ieri aldk, seni m a h r u m b u l d u k , rahatlattk' diyebilirsiniz. Doruyu da sy-

M u h a c i r l e r d e n b u n d a n baka bir kar k olmad. F a k a t Peygamber lemi olursunuz ve size inanlr. E y Ensar, ben sizin slm'nza gvenmi-

(s.a.v)'in Ci'rne'de kurduu k a m p n sonlarna doru drtbin kii kadar k e n b e n i m insanlarn kalblerini sndrmak iin kullandm dnya mallar

olan E n s a r arasndaki h u z u r s u z l u k o k artmt. lerinden ou fakirdi ve kalbinizde o kadar o k m u yer tutuyor? Ey Ensar, m e m n u n deil misiniz?

o kadar g a n i m e t t e n h e r adama sadece drt deve veya e deer sayda k o y u n nsanlar, develerini ve koyunlarn gtrrken, siz evinize Allah'n Rasul-

ve k e i d m t . Esirlerden y k s e k fidyeler almay mit ediyorlard, fakat n beraberinizde gtryorsunuz. E n s a r hari b t n insanlar bir y n e git-

paylarna d e n esirleri de P e y g a m b e r (s.a.v)'i m e m n u n e t m e k iin h i te- se, Ensar da baka bir yola gitse, b e n Ensarn yolundan giderdim. Allah E n -

reddt e t m e d e n geri vermilerdi. O srada Kurey'ten onalt nfuzlu adama sar'a onlarn oullarna ve oullarnn oullarna r a h m e t e t s i n . " Adamlar

ve dier kabile reislerinden de drt kiiye deerli hediyeler verildiini gz- gzyalaryla sakallar slanncaya kadar aladlar ve bir tek ses halinde: "Biz

lemilerdi. B u hediyeleri alanlarn ou zaten zengin adamlard. F a k a t E n - hissemize den Allah'n R a s u l n d e n m e m n u n u z " 5 dediler.

sardan hibiri Peygamber (s.a.v)'den bir hediye almamt. G e r i M u h a c i r -


lerden hibiri de hediye almamt, ama b u Medine'lileri teselli etmiyordu.
t. W. 9 4 5 .
n k hediyelerin ou, M u h a c i r l e r i n a k r a b a l a n olan Kureylilere git-
2. I.I. 8 7 7 .
miti. Ensar, kendi aralarnda "Allah'n Rasul k e n d i kabilesine d n d " di-
3. slm.
yorlard. "Sava srasnda o n u n arkadalar bizlerdik. Fakat g a n i m e t l e r da-
4. W. 9 4 8 .
tlrken akrabalar, kabilesi o n u n a r k a d a l a n oldu. B u n u n n e r e d e n geldi-
5. I.I. 8 8 6 .
yordu. Bu nedenle de kabilesinde o k yaygn olan slm'n etkisinden uzak-
ta kalyordu. Ka'b'n kardei B u c e y r (r.a.), Hudeybiye'den sonra m s l m a n
[78] o l m u t u ; F a k a t Ka'b yeni dini iddetle reddediyor ve Peygamber (s.a.v)'i
aalayan iirler yazyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) bu nedenle b u iirleri yaza-

i'rne'den sonra Peygamber (s.a.v) u m r e yapt ve Medine'ye dnd. Me- n ldrenin Allah rzas iin b i r hayr yapm olacan ilan etmiti. B u c e y r

C dine'ye v a r m a d a n ksa bir sre n c e , Hudeybiye'de M s l m a n l a r n li-


derlerine ballna aran Sakif'li Urve'ye rastlad. 1 Urve, Huneyn sava
(r.a.) daha n c e d e n mitsizlikle kardeini P e y g a m b e r (s.a.v)'e gidip ondan
af dilemeye tevik etmiti. " O p i m a n olarak kendisine d n e n kimseyi l-

srasnda Yemen'deydi. Yolda ald b u mucizevi zafer haberleri, iinde za- d r m e z " demiti. M e k k e ' n i n fethinden sonra Ka'b yine n c e k i fikirlerini

ten var olan i m a n alevlendirdi. Peygamber (s.a.v)'e gidip biat etti ve o n d a n muhafaza eden ve iinde aadaki dizeler de b u l u n a n bir iir yazmt:

Taif'e gidip h a l k n slm'a armak iin izin istedi. "Seni ldrrler" dedi "Sadece Allah'a ne Uzza'ya ne Lat'a
Peygamber (s.a.v). " E y Allah'n Rasul, b e n onlara o c u k l a r n d a n daha sev- Kaabilirsin, eer kaabilirsen,
giliyim" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Seni ldrrler" diye tekrarlad. F a k a t Hi kimsenin kaamayaca, insanlardan kalamayaca gnde
Urve (r.a.) n c k e z izin isteyince: " E e r istiyorsan git" dedi. Aynen Pey- Kalbi saf bir ekilde Allah'a teslim ulan kii bundan mstesnadr."
g a m b e r (sav.)'in syledii gibi Taifli'ler o n u n evini okularla sardlar, ksa
bir sre sonra Urve (r.a.) l m c l bir o k yaras ald. Ailesinden bazlar l- Her taraftan saysz insanlarn slm'a girmesiyle, Ka'b yeryznn ken-

m e k zere iken o n a lmyle ilgili ne d n d n sordular. "Bu Allah'n disi iin daraldn hissetti. Hayatn k a y b e t m e k t e n k o r k a r a k Medine'de,

r a h m e t i n d e n b a n a verdii bir ltuftur" dedi. Daha sonra onlara kendisini arkadalarndan biri olan Cuheyne'li bir adama gitti ve m s l m a n olduu-

Taif kuatmas srasnda ehit olanlarn y a n m a gmmelerini syledi. Ailesi nu syledi. Ertesi gn Mescid'de sabah namazna c e m a a t e katld. Namaz-

de b u isteini yerine getirdi. Peygamber (s.a.v)'e o n u n ldn sylendi- dan sonra ellerini Peygamber (s.a.v)'in elinin stne koyarak: " E y Allah'n

inde: "Urve Yasin'deki adam gibidir. 2 Halkn Allah'a ard, onlar da o n u Rasul, eer Zbeyr'in olu Ka'b piman olup bir m s l m a n olarak sana

ldrdler" (Yasin: 2 0 ) dedi.3 Bu adam Aziz Peter kovulduktan sonra hal- gelse ve d o k u n u l m a z l k istese, o n u sada getirsem kabul eder m i s i n ? " dedi.

kn sa'nn m e s a j n kabul etmeye aran Antakya'l bir marangoz olan Ha- Peygamber (s.a.v) k a b u l edeceini syleyince: " E y Allah'n Rasul b e n Z-

bib idi. Antakya'llar o n u ldrdler ve Kur'an'da anlatld zere: beyr'in olu Ka'b'm" dedi. Ensar'dan biri ayaa kalkt ve o n u n ban kes-
m e k iin izin istedi. Fakat Peygamber (s.a.v): " O n u b r a k , o piman olarak
"Ona: Cennete gir, denildi. O da: "Keke benim kavmim de bir bilseydi" dedi. geldi ve artk eskisi gibi deil" dedi. Daha sonra Ka'b b u olay iin yazd di-
"Rabbimin beni baladn ve beni arlananlardan kldn" (Yasin: 26-7). zeleri o k u d u . iir geleneksel bedevi stilindeydi; diksiyonu harika ve m e l o -
diliydi, o u n l u k l a berrak tabiat tasvirleri yer alyordu. F a k a t asl temas af,
Urve'nin l m n d e n sonra olu ve yeeni Taif'ten ayrlp Medine'ye
dileme idi. iir, balangcnda Peygamber (s.a.v)'i ve Muhacirleri ven bir
geldi. Orada m s l m a n olup, M u h a c i r l e r d e n biri olan kuzenleri Muire'yle
pasaj ile s o n buluyordu:
birlikte yaamaya baladlar.
Abdullah l b n Revaha (r.a.)'nm M u t e ' d e ehid olmas Peygamber (s.a.v)'i "Resul bir ktr, bir k kayna;
sadece yakn bir arkada deil iyi bir airi de kaybettii iin z m t . n - Bir Hindistan klc, Allah'n ekilmi kllarndan biridir,
k o n u n Abdullah'n dizelerini Hassan ve Ka'b l b n Malik'in dizelerine e Mekke vadisinde slm' setiklerinde, insanlar; "Gidin!" dediler.
tuttuu sylenirdi. F a k a t genel kanya gre Arabistan'da tm dier airleri Gittiler, ama zayf ve kaaklar olarak deil,
glgede b r a k a n iki air vard. Bunlardan biri Lebid, dieri ise bir n c e k i Bineklerinin stnden sarkarak ve kt silahlarla silahlanm olarak deil,
neslin en iyi airlerinden olan Zbeyr l b n S e l m a n i n olu Ka'b idi. Ka'b, M u - Bilakis parlak giysili, gururlu ve soylu tavrl kahamanlar olarak
zeyne'li o l m a s n a ramen hayatnn o u n u Gatafan'llarla birlikte geiri- Bu karlama iin Davud'un rdivj zrhlan giymi ' olarak."
Ka'b (r.a.) o k u m a y bitirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) izgili Yemen k u m a - n e m l i put m e r k e z i n d e n s a d e c e Taif'teki Lat tapna kalmt. F a k a t F l s

ndan y a p l m o l a n c b b e s i n i kard ve dilini k u l l a n m a d a k i b a a r s n n tapna da hristiyan o l m a y a n Tay'llar i i n b i r put t a p n m a m e r k e z i o l a r a k

d l o l a r a k airin o m u z l a r n a a t t . 5 F a k a t daha s o n r a arkadalarndan bi- k a b u l ediliyordu. B u seferin ana a m a c b u tapna o r t a d a n k a l d r m a k t . Tay,


air Htim'in kabilesi i d i . 7 Babas gibi hristiyan o l a n olu Adiy, o n u n l -
rine: " K e k e E n s a r ' d a n da b a h s e t s e y d i , n k o n l a r b u n u h a k e t t i l e r " dedi.
m zerine kabilenin bana gemiti.
Ka'b b u n u d u y u n c a E n s a r v e n , o n l a r n savataki cesaretini, h i m a y e l e r i n i n
e m i n o l d u u n u , ev sahibi o l a r a k ne k a d a r c m e r t o l d u k l a r n , h e r z a m a n yi- Ali (r.a.) ve a d a m l a r n n yaklat h a b e r i n i d u y u n c a Adiy yakn ailesi-

it o l d u k l a r n a n l a t a n b i r iir y a z d . 6 ni y a n n a alp k a t . S a d e c e b i r tek kz kardei k a b i l e n i n dier fertleriyle bir-

M a r i y e ( r . a . ) ' n i n o c u u n u n d o m a s n a az z a m a n k a l m t . o c u k l a r n likte esir alnd. Adiy'in k z kardei M e d i n e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'in n n e

h e p s i n i n d o u m u n d a da Hatice'ye y a r d m e d e n S e l m a artk yal bir k a d n - getirildiinde P e y g a m b e r (s.a.v)'in a y a k l a r n a k a p a n d ve k e n d i s i n i serbest


b r a k m a s i i n yalvard. " B a b a m esirleri h e p s e r b e s t b r a k r d , misafire iyi
d. F a t m a ' n n d n y a y a g e l m e s i n d e n b e r i y i r m i b e yl g e m i t i . F a k a t S e l m a
davranr, alar d o y u r u r ve z g n l e r i t e s k i n ederdi. yilik b e k l e y e n hi k i m -
y i n e de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y e n i o c u u n u n d o u m u srasnda orada ol-
s e d e n y z e v i r m e m i t i . B e n Htim'in k z y m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a na-
m a k istedi. D o u m u n yaklat a n l a l n c a M a r i y e ' n i n o t u r d u u y u k a r M e -
z i k e c e v a p verdi ve etrafndakilere d n e r e k : " B r a k n gitsin, n k o n u n
dine'deki eve gitti.
babas soylu davranlar severdi, Allah da onlar s e v e r " dedi.
o c u k o g e c e d o d u ve ayn g e c e C e b r a i l gelip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) h e r
z a m a n k i n d e n farkl b i r adla h i t a p etti: " E y b r a h i m ' i n b a b a s . " D o u m d a n O srada k a b i l e s i n d e n biri o n u k u r t a r m a k z e r e gelmiti. P e y g a m b e r

h e m e n s o n r a S e l m a k o c a s E b u Rfi'yi P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i r olu o l d u u - ( s . a . v ) o n u b i r deve ve bir elbise v e r e r e k gelen a d a m a teslim etti. Htim'in

n u h a b e r v e r m e k z e r e gnderdi. Ertesi s a b a h n a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r kz, kardei Adiy'i a r a m a y a gitti ve o n u M e d i n e ' y e g i t m e y e ikna etti. Adiy

( s . a . v ) A s h a b a d o u m u h a b e r verdi. " O n a a t a m n ad o l a n b r a h i m adn ve- orada P e y g a m b e r (s.a.v)'e biat e d e r e k m s l m a n o l d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) de

r i y o r u m " diye ekledi. M e d i n e ' d e b y k b i r s e v i n ve E n s a r k a d n l a r arasn- o n u n Tay k a b i l e s i n i n b a k a n l n onaylad. Adiy (r.a.) d a h a s o n r a s a m i m i

da da o c u u n s t a n n e s i n i n k i m olaca k o n u s u n d a b y k b i r r e k a b e t ya- ve n f u z l u b i r m t t e f i k o l d u u n u gsterdi.

anyordu. a n s Yukar M e d i n e ' d e b e b e i n a n n e s i n e y a k n bir yerde o t u r a n Bu aylardan b i r i n d e , R e c e b ' i n b a l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) N e c a i ' n i n

bir demircinin karsna kt. Peygamber (s.a.v) olunu h e m e n hemen her l m h a b e r i n i ald. Haberi aldktan s o n r a m e s c i d d e k l n a n ilk n a m a z n ar-

gn ziyaret eder ve g e n e l l i k l e le u y k u s u n u o r a d a uyurdu. k a s n d a n c e m a a t e d n d ve: " B u g n adaletli b i r a d a m ld. K a l k n ve k a r -

Bazen de b r a h i m b a b a s n n evine getirilirdi. Aie (r.a.) bir gn P e y g a m - deiniz E e m e i i n d u a e d i n " 8 dedi. D a h a s o n r a o n l a r a c e n a z e n a m a z kl-

ber'in k u c a n d a o c u u e v i n e getirdiini ve " B a n a n e k a d a r b e n z e d i i n e drd. S o n r a l a r H a b e i s t a n ' d a n kraln m e z a r z e r i n d e s r e k l i parlayan b i r


n b u l u n d u u h a b e r i geldi.^
b a k " dediini anlatr. Aie (r.a.) ona: " H i b i r b e n z e r l i k g r e m i y o r u m " diye
c e v a p vermiti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a " C i l d i n i n k u m r a l l n ve t e n i n i n p -
r z s z l n g r m y o r m u s u n ? " dedi. Aie (r.a.) " K o y u n style b e s l e n e n
h e r o c u k t o m b u l p r z s z tenli o l u r " c e v a b n verdi. o b a n l a r d a n b i r i n e 1. Bak. Bl. 66.

o c u u n st a n n e s i n e h e r g n st g n d e r m e s i t e n b i h edilmiti. 2. VK 9 6 1 .

P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k k e ' d e n d n n d e n s o n r a alt ay k a d a r M e d i - 3. Bak. Bl. 3 0 .


4. Kur'an'a gre (SeberlO) zrh rmeyi ilk icad eden Davud (a.s.) Peygamberdir.
ne'de kald ve b u srada b i r o k k k seferler d z e n l e d i . B u n l a r d a n biri A
5. I.I. 8 9 3 .
(r.a.) k u m a n d a s n d a , y e r l e i m b l g e l e r i M e d i n e ' n i n k u z e y d o u s u n d a o l a n
6. I. H. 8 9 3 .
Tay k a b i l e s i z e r i n e g n d e r i l e n ordu idi. B u n d a n ksa b i r sre n c e Ali (r.a.)
7. Bkz. Bl. XIII.
Kzl D e n i z ' d e yer alan K u d e y d ' d e k i M e n a t tapnan y o k e t m e k zere g n -
8. B. LXIII, 3 7 .
derilmiti. Ali ( r . a . ) ' n i n oray h a r a p e t m e s i n d e n s o n r a Arabistan'n
9. M. 223.
fakat o yl bir k u r a k l k o l m u t u ve s her z a m a n k i n d e n daha yksekti. Ay-
n zamanda olgun ve taze meyve y e m e zamanyd. Bu iki d u r u m sefere ka-
[79]
tlmamak iin iki s e b e p tekil ediyordu. n c n e d e n ise imparatorluk lej-
yonlarnn dehet verici hretiydi. M n a f k l a r ve m s l m a n l a r d a n sami-
j j u n e y n savandan ksa b i r sre sonra mparator Herakliyus Kuds'e gi-
miyeti az olanlar Peygamber (s.a.v)'e gelip eitli mazeretler n e srerek se-
i i d e n Kutsal yolu tekrar ina ettirdi. Bu, Kur'an'da nceden haber verilen
fere g i t m e m e k iin izin istediler. Bedevilerin o u da byle yapt. Geride ka-
ve "O gn m'minler sevineceklerdir" ( R u m , 4 ) diye ifade edilen Bizansllarn
lanlar iinde drt salih imanl kii de vard: Ka'b i b n Malik, Hazre'ten iki
r a n l l a r a kar kesin zaferini noktalyordu. ranllar'n Suriye'den ve M-
kii ve Evs'ten bir adam. Bunlar evde k a l m a k iin k e s i n bir karar almam-
sr'dan askerlerini e k m e k zorunda kalmalar da bir sevin kaynayd. F a -
lar ve zrler n e srmemilerdi. O mevsimde Medine'den ayrlmak onlara
kat Suriye'de b i r t e h l i k e n i n yerini dieri almt. slm devletinin sadece b u
o kadar sevimsiz gelmiti ki, hazrlk yapmaya balayamamlar ve bu ii b u -
taraftan bir tehlike ile kar karya olduu sylenebilirdi. Medine'de Herak-
gnden yarna ertelemilerdi. Uyandklarnda ise vakit o k geti ve birlikler
liyus'un Medine'ye kar uzun bir sefer d z e n l e m e k zere ordusuna bir
gitmiti. Fakat o u n l u k hzla hazrla k o y u l m u l a r ve zenginler daha faz-
m h l e t verdii sylentileri dolayordu. B i z a n s l l a r n gneyde Belka'ya ka-
la para yardm yapma k o n u s u n d a yarmlard. O s m a n tek bana on bin
dar geldikleri ve L e h m , C u d a m , Gassan ve 'Amile kabilelerini ele geirdik-
adama alet ve b i n e k salad. Byle olduu halde g i t m e k isteyen h e r k e s e ye-
leri de syleniyordu. Bu haberler b i r b a k m a abartma, bir b a k m a da gere-
tecek kadar b i n e k ve alet y o k t u . O srada i n e n bir ayet (Tevbe: 9 2 ) Peygam-
in tam tersi idi. Herakliyus'un ran seferi srasnda ryasnda kendisini s-
ber (s.a.v)'in b i n e k ve alet salayamad iin i s t e m e y e r e k geri evirdii, b u - I
lm'a aran m e k t u b u yazan adamla zdeletirdii "snnetli bir a d a m n "
n u n zerine alamaya balayan "yedi alayan kii"yi - b e fakir E n s a r ve M u -
Suriye kralln ele geiriini grd, h e n z h e r k e s e bilinmiyordu. G r -
zeyne ile Gatafan'dan iki bedevi- hafzalara iliyordu.
d rya ylesine etkili ve akt ki, Herakliyus'un gneye doru yaylma-
Btn bedevi mttefikler de katldktan sonra ordu, on bini atl, otuz
sn engelledi ve b i r dereceye kadar Suriye'nin s a v u n m a s n gevetmesine
bin kiiye yaklamt. e h r i n dna bir k a m p k u r u l m u ve ordu h e r k e s ha-
n e d e n oldu. Herakliyus Kuds'ten Humus'a ekilmiti. Orada, t m b u bl-
zr olup P e y g a m b e r (s.a.v) de yola k p k u m a n d a y ele alana kadar ordu
genin fethedileceinden e m i n olarak generallerine, kuzeydeki dier blge-
E b u Bekir'in y n e t i m i n e verilmiti.
lere yaylmamas artyla Suriye blgesini P e y g a m b e r (s.a.v)'e veren bir an-
lama yapmay nerdi. Generallerin b u fikre o k armalar ve kesinlikle Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi ailesine b a k m a k zere Medine'de b r a k -

kar kmalar o n u n b u plan y r r l k t e n k a l d r m a s n a neden oldu. F a k a t mt. Fakat m n a f k l a r Peygamber'in onu bir fazlalk olarak grd ve g-

Herakliyus grd ryay h i b i r zaman u n u t m a d . z n n n n d e n uzak tutarak ondan kurtulduu sylentisini yaydlar. B u n u
duyan Ali (r.a.) o kadar z l m t ki zrhn giydi, silahlarn kuand ve
Ayn ekilde Peygamber (s.a.v) de Allah'n slm ordularna Suriye k a -
ona k a t l m a k iin yalvarmaya niyetlenerek P e y g a m b e r (s.a.v)'e ilk k o n a k -
plarn aacandan emindi. Ya z a m a n n n geldiini d n e r e k ya da k a -
lardan birinde yetiti. O n a insanlarn neler k o n u t u k l a r n anlatt. O da:
nlmaz k u z e y seferi iin ordularna d e n e y i m k a z a n d r m a k iin Bizansllar'a
"Yalan sylyorlar. Geride braktklarm iin orada k a l m a n e m r e d i y o r u m .
kar bir sefer dzenleyeceklerini aklad. D a h a sonra imdiye kadar k u -
Geri dn ve beni h e m kendi ailende, h e m de b e n i m ailemde temsil et. E y
m a n d a ettii en b y k ve en iyi silahlarla d o n a n m bir ordu k u r m a y a ba-
Ali, b e n d e n sonra Peygamber gelmemesi hari s e n i n bana, Musa'nn Ha-
lad. O z a m a n a kadar b u tr durumlarda asl a m a c n gizli t u t m a k ve hazr-
run'a yaknl gibi yakn o l m a n d a n m e m n u n deil m i s i n ? " 1 dedi.
lklar m m k n olduu kadar gizli y a p m a k adetiydi. F a k a t b u kez gizlilik
Kuzeye doru ilerlerken bir gn sabah namaznda Peygamber (s.a.v)
yoktu. M e k k e ' y e ve dier m t t e f i k kabilelere Suriye seferi iin silahl ve bi-
abdest almakta gecikti. Adamlar saflara dizilmilerdi; n a m a z klmadan n c e
nekli adamlar gndermeleri iin haber gnderildi.
gnein domasndan k o r k a n a dek o n u beklediler. Daha sonra Abdurrah-
M.S. 6 3 0 ylnn O c a k ay balaryd. M e v s i m h e r zaman s c a k olurdu,
m a n ibn Avf (r.a.)'n i m a m l k yapmasna karar verildi. P e y g a m b e r (s.a.v)
geldiinde h e m e n h e m e n b i r i n c i rekat bitirmilerdi. A b d u r r a h m a n (r.a.) b i r y o l c u n u n yaklat g r l d n d e , h e n z y z hatlar belirgin o l m a m a -
tam geri e k i l e c e k k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u yerinde k a l m a s iin itti ve sna r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) dua eder gibi: " E b u H a y s e m e o l s a ! " dedi.
kendisi de c e m a a t e katld. C e m a a t , n a m a z bitirip selam v e r i n c e P e y g a m - Adam onlara yaklap s e l a m verdiinde de: "Yazklar o l s u n sana E b u Hay-
b e r ( s . a . v ) ayaa k a l k t ve kard rekat kld. Bitirdikten sonra: "yi yap- s e m e ! " dedi. F a k a t n e l e r o l d u u n u d i n l e d i k t e n s o n r a o n u affetti.
tnz, n k h i b i r P e y g a m b e r m m e t i n d e n takva sahibi b i r i n i n arkasnda O r d u Tebk'te y i r m i g n kald. Bizans'tan gelen t e h l i k e s y l e n t i l e r i n i n
n a m a z k l m a d k a l m e z " 2 dedi. g e r e k olmad ortaya k m t . Dier taraftan b u S u r i y e ' n i n fethi i i n uy-
O srada M e d i n e ' d e y a k l a k o l a r a k ordu yola k t k t a n o n g n s o n r a , g u n bir z a m a n da deildi. F a k a t o gnlerde P e y g a m b e r (s.a.v) A k a b e k r f e -
geride k a l a n drt m ' m i n d e n biri olan Hazre'li E b u H a y s e m e (r.a.) o k s- zinde ve d o u d a k i sahillerde yaayan hristiyan ve y a h u d i kabileleriyle b i r
c a k bir g n d e b a h e s i n d e k i aalarn g l g e s i n e gitti. Orada iki k u l b e var- bar a n l a m a s yapt. Yllk h a r a karlnda o n l a r a s l m devletinin h i m a -
d. H a n m l a r n n , iki k u l b e y e de su s e r p m i o l d u u n u grd. kisi de k e n - yesi vaadediliyordu. D a h a s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Halid (r.a.)'i yirmisi at-
disi iin y e m e k h a z r l a m ve i m e s i i i n t o p r a k testilerde su s o u t m u l a r - l drt yz kiiyle T e b k ' n k u z e y d o u s u n d a k i D u m a t e l - C e n d e l ' e g n d e r e -
d. K u l b e l e r d e n b i r i s i n i n k a p eiinde ayakta durdu ve: "Allah'n R a s u l rek o r d u n u n geri k a l a n k s m y l a birlikte M e d i n e ' y e d n d . B u n e m l i k a l e
g n e i n sca altnda, s c a k rzgarlarla k a v r u l m u . E b u H a y s e m e ise serin Suriye'ye giden yollardan b i r i n i n ve M e d i n e ' d e n Irak'a giden y o l u n z e r i n -
b i r glgelikte, o n u n i i n k e n d i e v i n d e y e m e k ve h a n m l a r h a z r l a n m ! " de- deydi. B u r a n n hristiyan y n e t i c i s i Ukeydir, Halid (r.a.) tarafndan y e n i l i p
di. D a h a s o n r a h a n m l a r n a d n e r e k : "Vallahi, Allah'n R a s u l ' n e y e t i m e - esir e d i l i n c e o k armt. Halid, o n u M e d i n e ' y e g t r d . U k e y d i r (r.a.),
den i k i n i z i n k u l b e s i n e de g i r m e y e c e i m . O halde b e n i m iin e r z a k hazr- M e d i n e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'e biat e d e r e k M s l m a n oldu.
l a y n " dedi. H a n m l a r o n u n i i n e r z a k hazrladlar. E b u H a y s e m e d e v e s i n i
s e m e r l e y e r e k hzla o r d u n u n a r k a s n d a n yola k t .
M e d i n e ' d e n K u d s ' e giden y o l u n h e m e n h e m e n tam ortasnda P e y g a m -
b e r ( s . a . v ) b i r g e c e : " n a l l a h yarn T e b u k a k a r s u y u n a u l a a c a k s n z . G n e
y k s e l i p yakcl artana k a d a r oraya v a r a m a y a c a k s n z . O n a ulaan k i m s e
b e n g e l i n c e y e k a d a r suya d o k u n m a s n " dedi. F a k a t oraya ilk varan iki kii
k a y n a k t a n itiler. O r d u n u n b y k b i r k s m geldiinde b i r k a d a m l a su kal-
mt. P e y g a m b e r (s.a.v) b u iki kiiyi sert b i r dille azarlad ve b i r k a kiiye
u k u r l a r d a b u l a b i l d i k l e r i k a d a r suyu toplayp eski b i r deri p a r a s n a dol-
d u r m a l a r n syledi. Yeteri k a d a r su t o p l a n d n d a k a b n i i n d e ellerini ve
y z n y k a y p k a y n a n azn k a p a t a n k a y a n n s t n e serpti ve ellerini
o n u n s t n d e n g e i r e r e k Allah'n diledii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a g k -
g r l t s gibi b i r sesle b i r l i k t e s u f k r d . B t n a d a m l a r ihtiyalarn k a r -
ladktan s o n r a bile hl su a k y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y a n n d a d u r a n
Mu'az'a^ d n d ve: " E y M u ' a z , b e l k i s e n b u y e r i n b a h e l e r l e d o l u b i r vadi
o l d u u n u g r e n e k a d a r y a a y a c a k s n " dedi. G e r e k t e n de syledii gibi ol-
du.

P e y g a m b e r (s.a.v) ordu ile yola k m a y k a r a n drt m ' m i n i n hatas


1. I.I. 8 9 7 .
zerine z l m ve hayal k r k l n a u r a m t . T e b k ' e u l a t k t a n b i r k a
2. W 1012.
g n s o n r a o n l a r a yetien H a y s e m e i i n de d a h a n c e d e n z l m t . Yalnz
3. Bkz. Blm. LXVI.
TEBK'TEN SONRA
imdi tm ynlerden uzak m s l m a n topluluuyla sarlmlard ve gnder-
dikleri h e r kervan yamalanabilirdi. Hatta deve ve koyunlarn bile Malik'in
[80]
adamlar alr diye otlamaya dar karamyorlard. stelik Malik'in adam-
lar, ellerine den Sakf'liler putperestlikten v a z g e m e d i k e serbest brak-
edir'den d n gibi, Tebk'ten d n de zntl olmutu; y o k l u u s-
B rasnda P e y g a m b e r (s.a.v)'in kzlarndan biri daha, m m G l s m (r.a.)
mayacaklarn ve ldreceklerini ilan etmilerdi. Birka ay sonra Taif'liler
Peygamber'e (s.a.v.) slam' k e b u l edeceklerini bildiren, b u n a karlk hal-
l m t . Bu sefer kznn kocas da Medine'de deildi. Peygamber (s.a.v) k n , mallarnn ve topraklarnn gvenlikte olacan garanti eden bir anla-
o n u n mezar banda dua etti ve O s m a n (r.a.)'a "eer b e k r bir kzm daha ma y a p m a k zere bir heyet g n d e r m e k t e n baka seenekleri olmadna ka-
olsayd sana verirdim" dedi. rar verdiler.
Sefere katlmayan mnafklar teker teker Peygamber (s.a.v.)'e gittiler ve Tebk'ten Ramazan'n banda d n l m t . Ayn ay iinde Taif'ten Me-
zrlerini b e y a n ettiler. Peygamber (s.a.v.) onlar, Allah'n gizli dnceleri dine'ye bir heyet geldi. Delegeler k o n u k s e v e r c e karlandlar ve onlar iin
bildiini syleyerek uyarmasna ramen, yine de zrlerini kabul etti. Fakat m e s c i d i n yaknna bir adr kuruldu. Eer M s l m a n olurlarsa yerleim
geride kalan m ' m i n e , Allah onlar h a k k n d a h k m verinceye kadar blgelerinin slm devletinin k o r u m a s altnda olmasna karar verildi. F a k a t
k e n d i s i n d e n uzak durmalarn ve dier m ' m i n l e r e de bu kiiyle k o n u - P e y g a m b e r (s.a.v.) onlarn baz isteklerini kabul etmedi. Delegeler Lat'n
mamalarn syledi. Bu kii elli gn b o y u n c a toplum d bir hayat sr- yl kadar tahrip edilmeden muhafaza edilmesini istediler. Peygamber (s.a.v.)
dler. F a k a t ellinci gn sabah n a m a z n d a n sonra Peygamber (s.a.v.) mescid- b u istei geri evirince iki yla, sonra bir yla indirdiler, en s o n u n d a bir ay
de Allah' n onlar affettiini ilan etti. Bu k o n u d a nazil olan ayetler yleydi: m h l e t istediler. Peygamber (s.a.v. ) b u n a da hayr dedi. Daha sonra ona
"(Savatan) Geri braklan (tiiy de (balad). yle ki, btn geniliine putlarn kendi elleriyle tahrip e t m e m e l e r i ve h e r gn be vakit namaz kl-
ramen yeyz onlara dar gelmiti, nefisleri de kendilerine dar (skntl) gelmiti. mamalar iin yalvardlar. Onlara: " N a m a z olmayan dinde hayr y o k t u r " di-
Ve O nun dnda (yine) Allah'tan baka bir snacak olmadn iyice anladlar. yerek n a m a z klmalar gerektiini syledi. Fakat putlarn kendi elleri ile
Sonra tevbe etsinler diye onlarn tevbesini kabul etti. phesiz Allah (yalnzca ) O tahrip e t m e m e l e r i k o n u s u n d a k i nerilerini kabul etti. Urve'nin yeeni M u -
tevbeleri kabul edendir. " (Tevbe: 118) ire'ye delegeler ile birlikte gitmesini ve M e k k e ' d e n kendisine yardm e t m e k
zere E b u Sfyan' alp Lat' tahrip etmesini emretti.
C e m a a t sevince bouldu ve p e k o k kii bu gzel haberi onlara v e r m e k
M s l m a n olduktan sonra delegeler Ramazan'n geri kalann Medi-
iin m e s c i d d e n aceleyle ktlar. lerinden en genleri olan Ka'b bn Malik
ne'de o r u tutarak geirdiler ve daha sonra Taif'e dndler. E b u Sfyan gru-
(i.a.) ehrin dnda kendisine tek kiilik bir adr k u r m u t u . Daha sonraki
ba M e k k e ' d e katld, fakat putu kran, tek elli Muire idi. Muire'nin kabi-
yllarda, yaklaan bir atm ayak sesleri ve " E y Ka'b, m j d e ! " diye bir bar-
lesi, Urve ile ayn kaderi paylamasndan k o r k a r a k o n u n iin baz k o r u m a
ma duyduunu ve nasl h e m e n secdeye kapandn anlatrd. Bu iyi habe-
n l e m l e r i almlard. Fakat krlan put iin feryat eden kadn seslerinden
rin, affedilme haberinden baka bir ey olmayacandan emindi. Ka'b daha
b a k a bir m d a h a l e olmad.
sonra m e s c i d e gitti. "Peygamber (s.a.v.)'e selam verdiimde" dedi , " y z
ehrin teslim olmasna en o k zlen iki kii, ne o ehrin vatanda ne
sevinten parlyordu. Bana : " A n n e n d e n d o d u u n d a n beri geirdiin en g-
de L a t i n ballarndand. Peygamber (s.a.v.), M e k k e zerine y r d n d e ,
zel gn iin s e v i n " dedi. " E y Allah'n Rasul, b u s e n d e n mi, yoksa Allah'tan
Hanzele'nin babas E b u A m i r ve ciriti Vahi onlara y e n i l m e z bir ehir gibi
m ? " diye sordum. "Hayr, Allah'tan" diye cevap verdi. Allah'n Rasul se-
g r n e n Taif'e snmlard. Fakat imdi nereye snabileceklerdi? Ebu
vinli bir haberden m e m n u n o k l u u n d a yz ay gibi parlard." 1
Amir, Suriye'ye kat ve orada kendi k e n d i n e ettii bedduay yerine getire-
Havazin'in lideri Malik (r.a.) m s l m a n olduundan beri b o d u r m u -
rek "yalnz ve yuvasz bir s r g n " olarak l d . 2 Sakif'li bir adam Peygam-
yordu. B e n ! Sakf hl Taif'e girilmez diye kendileriyle vnebilirlerdi; fakat
b e r (s.a.v.)'in m s l m a n olan hi kimseyi ldrmediini sylediinde Vah-
meini istemi, O da b u n u kabul etmiti. Daha sonra da: " E y Allah'n Rasu-
i hl nereye gidebileceini dnyordu. Vahi, b u n u n zerine Medine'ye
l, mit ederim ki t a b u t u m u n yannda dua eder ve gnahlarmn aff iin
gitti, P e y g a m b e r (s.a.v.)'e gidip keline-i ehadet getirdi. O , byle yaparken
Allah'tan b a l a n m a m dilersin" demiti. Peygamber (s.a.v) yine kabulet-
m ' m i n l e r d e n biri o n u n Hamza'y ldren kle olduunu anlad ve: E y Al-
m i ve O l d k t e n sonra da, s z n yerine getirmiti. T m b u olaylar esna-
lah'n Rasul, b u Vahi" dedi. " O l s u n " dedi Peygamber (s.a.v.), " n k bir
snda len adamn olu Abdullah da vard.
kiinin slm'a girmesi b e n i m iin bir kafiri l d r m e k t e n daha iyidir." Da-
Peygamber (s.a.v)'e eliler gnderen tek kabile Sakf deildi. "Heyetler
ha sonra gzleri, n n d e k i siyah yzde gezindi: " G e r e k t e n sen Vahi mi-
yl" olarak anlan Hicret'in bu d o k u z u n c u ylnda Medine'ye Arabistan'n
s i n ? " diye sordu. Adam dorulaynca; " O t u r ve Hamza'y nasl ldrd-
her tarafndan daha p e k o k eli geldi. Bunlar arasnda Yemen'in eitli b l -
n b a n a anlat" dedi. Adam anlatmay bitirdiinde Peygamber (s.a.v.): "Ya-
gelerinden gelen eliler ve putperestlii brakp M s l m a n olduklarn du-
zklar o l s u n , y z n b e n d e n uzak tut. Brak da sana bir daha b a k m a y a -
yuran drt Himyerli prensin m e k t u p l a r da vard. Peygamber (s.a.v) onlara
y m " 3 dedi.
samimiyetle cevap verdi; onlara islm'n emirlerini haber verdi. " D i n i n e
E b u Amir'in kuzeni lbn Ubey'e gelince, Tebk'tan bir ay sonra hastalan-
bal olan b i r yahudi veya bir hristiyann dininden d n d r l m e y e c e i m ,
d ve b i r k a hafta sonra l m e k zere olduu anlald. Eski kaynaklar, o n u n
fakat cizye ( h a r a ) deyip, Allah'n Rasul'nn himayesi altnda o l a c a m " 6
nasl ld ( m ' m i n olarak m, m n a f k olarak m ) k o n u s u n d a farkl g-
belirterek yahudi, hristiyan ve m s l m a n l a r d a n vergi toplamak zere g n -
rler n e srmlerdir. Fakat Peygamber (s.a.v)'in o n u n banda cenaze
derecei elilere iyi davranmalarn emretti. Dinsel ayrlklarla ilgili olarak
namaz kld ve kabri banda dua ettii k o n u s u n d a hepsi ayn fikirdedir-
nazil olan bir yette yle deniliyordu:
ler. Bir kaynaa gre m e r (r.a.), Peygamber (s.a.v) namaz iin yerini ald-
nda o n u n yanna gitmi ve bir mnafa bu kadar ltufta b u l u n m a m a s "Sizden her biriniz iin bir eriat ve bir yol yntem kldk. Eer Allah dikseydi,
iin ona kar kmt. Peygamber (s.a.v) ona glmseyerek u cevab ver- sizi bir tek mmetten klard; ancak (bu) size verdikleriyle sizi denemesi iindir. Ar-
di: " m e r , a r k a m a ge. Bana bir s e e n e k verildi, b e n de setim. Bana: tk hayrlarda yarnz. Tmnzn dn Allah'adr. Hakknda anlamazla
dtnz eyleri size haber verecektir." (Maide: 48)
"Sen, ister onlar iin balanma dile ya da istersen onlar iin balama dile-
me. Onlar iin yetmi kere balama dilesen de, Allah onlar kesinlikle balamaz" G e l e n heyetlerin hepsinden s o n u alnamyordu. Bi'r Ma'una'daki katli-
(Teybe: 8 0 ) amdan s o r u m l u olan Amir l b n Tufeyl imdi Beni Amir'in bana gelmi ve
kabilesinin basklar s o n u c u n d a Medine'ye g e l m e k zorunda kalmt. Fakat
denildi. E e r yetmi defadan fazla balanma dilediimde Allah'n onlar
cahil bir adamd. slm'a karlk Peygamber (s.a.v)'den kendisini halifesi
balayacan bilsem dualarmn saysn a r t r r d m . " 4 Daha sonra namaz
olarak ilan e t m e s i n i istedi. Peygamber (s.a.v): " O ne senin iindir ne de ka-
kldrd, tabutun yannda mezarla kadar yrd ve mezarn banda dur-
bilen i i n d i r " dedi. " O halde" dedi Amir, " S e n ehirlileri ynet, bana da g-
du. B u n d a n ksa bir sre sonra mnafklar h a k k n d a u ayet nazil oldu:
ebeleri ver." " H a y r " dedi. Peygamber (s.a.v): " F a k a t sana svarilerin ida-
"Onlardan len birinin namazn hibir zaman klma, mezar banda durma. resini veriyorum, n k sen atlardan anlayan bir a d a m s n . " Bedevi lider iin
nk onlar, Allah'a ve Rasulne (kar) kfre saptlar vefasklar olarak ldler." b u yeterli deildi. Hor grerek: "Bir eyim olmayacak m y a n i ? " dedi. G e r i -
(Tevbe: 84) ye dnerek: " H e r taraf sana kar atllar ve yayalarla d o l d u r a c a m " dedi. O
gittikten sonra Peygamber (s.a.v) dua etti. "Allah'm, Beni Amir'e hidayet
Fakat b a k a kaynaklara g r e 5 b u yet Tebk'ten d n d k t e n h e m e n s o n -
ver ve Tufeyl'in olu Amir'in errinden slm' kurtar." Amir yolda bir sald-
ra nazil olan vahyin bir b l m idi. Bu ayet l b n Ubey'e uygulanamazd,
rya urad ve eve varmadan ld. Kabilesi yeni bir temsilci heyet gnderdi
n k Peygamber o n u hastal srasnda ziyaret etmi ve l m n yaknl-
ve anlama yapld. air Lebid (r.a!) de elilerden biriydi ve m s l m a n ol-
nn o n u deitirdiini grmt, l b n Ubey, Peygamber (s.a.v)'den ld-
mutu. B u n d a n sonra airlii b r a k m a k istedii syleniyordu. " B u n a kar-
nde k e f e l e n m e k iin bir elbisesini ve kabre kadar t a b u t u n u n yannda git-
vey oullar oluyordu. E s m a (r.a.) da bir b e b e k bekliyordu. Peygamber
lk Allah b a n a Kur'an' verdi" demiti. F a k a t yine de yeteneklerini dinin hiz-
(s.a.v) Esma'nn kardei mm'1-Fadl (r.a.)' o k severdi. Mekke'de iken sk
m e t i n d e k u l l a n a r a k lnceye dek iir yazmaya devam etti.
sk o n u ziyaret e t m e k adetiydi. Abbas (r.a.) Medine'ye yerletiinden beri
Hac z a m a n yaklayordu. P e y g a m b e r (s.a.v) haclarla ilgilenme grevi-
yine sk sk ziyaret ediyordu. E n byk oullar Fadl (r.a.) olgunlam ve
ni E b u B e k i r (r.a.)'e verdi. E b u B e k i r (r.a.) Medine'den yz kiiyle yola
Peygamber (s.a.v) tarafndan sevildiini gsteren b i r o k olayla karlam-
kt. F a k a t o n l a r gittikten ksa bir sre sonra, m s l m a n ve m r i k M e k -
t. Bunlardan biri de, P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e y m u n e (r.a.)'de kald za-
ke'ye giden t m haclarn duymas gereken n e m l i bir yet nazil oldu. Pey-
manlar, yeeni Fadl (r.a.)' o n u n l a birlikte kalmaya davet etmesiydi.
g a m b e r (s.a.v) "Bana b e n i m ailemden b i r i n d e n bakas temsilci o l a m a z " de-
di ve Ali (r.a.)'e t m hzyla gidip haclara yetimesini syledi. n e n yetle- Heyetler bir n c e k i ylki gibi gelmeye devam ediyordu. Bunlardan biri,

ri Mina'cla o k u y a c a k ve o yldan sonra K'be'ye plak girilemeyeceini ve Peygamberle (s.a.v) anlama y a p m a k isteyen Necran hristiyanlarndand.

putperestlerin s o n defa Hac yaptklarn ilan edecekti. Necranllar Bizans ynetimindeydiler ve gemite Konstantinapol'den bir-
o k yardm grmlerdi. Altm kii olan heyeti Peygamber (s.a.v) Mes-
Ali (r.a.) yetitiinde E b u Bekir (r.a.), toplulua k u m a n d a e t m e k zere
cid'de kabul etti. Dua e t m e vakitleri geldiinde P e y g a m b e r (s.a.v) onlarn
mi geldiini sordu. Ali (r.a.) o n u n k u m a n d a s altnda olacan syledi ve
douya d n e r e k dua e t m e l e r i n e izin verdi.
birlikte yola ktlar. Namazlar E b u Bekir kldrd ve hutbeleri de o o k u d u .
Kaldklar srece yaplan grmelerde b i r o k ilkelere deinildi. sa'nn
Bayram g n , t m haclar kurbanlarn k e s m e k zere Mina vadisinde top-
kiilii h a k k n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'le delegeleri arasnda b i r o k anlamaz-
landklarnda Ali (r.a.) ilah mesaj aklad. M e s a j n k o n u s u , putperestlere
lklar kt. B u n u n zerine u ayetler nazil oldu:
serbeste gidip gelme iin drt ay m h l e t verildii, b u sreden sonra Al-
lah'n ve R a s u l ' n n onlara kar bir s o r u m l u l u k l a r olmayaca idi. Onlara "phesiz, Allah katnda sa'nn durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu toprak-
sava ilan edilmiti. B u n d a n sonra grldkleri yerde l d r l e c e k ya da esir tan yaratt,9 sonra da "ol" demesiyle o hemen oluverdi. Gerek, Rabbindendir. y-
a l n a c a k l a r d . 8 ki istisna yaplmt. Peygamber (s.a.v.)'le zel anlamas leyse kukuya kaplanlardan olma. Artk sana gelen bunca ilimden sonra, onun hak-
olan ve bu anlamaya uyanlar anlama sresi bitinceye dek gvenlikte ola- knda seninle" ekiip-tartmalara giriirlerse" de ki: "Gelin oullarmz ve oulla-
caklard. E e r bir putperest himaye isterse ona himaye verilecek, slm ona rnz, kadnlarmz ve kadnlarnz, kendimizi ve kendinizi aralm, sonra kar-
tebli edildikten sonra emin bir yere yerletirilecekti. Putperestlerin karl- lkl lnetleelim de Allah'n lanetini yalan sylemekte olanlarn stne klalm." (Al-
masyla sadece ticaretlerin durgunlaacana deil, deerli hediyelerden de i mran: 59-61).
m a h r u m kalacaklarn zanneden yeni M s l m a n olan Mekke'lilere h i t a b e n
Peygamber (s.a.v), b u ayetleri hristiyanlara o k u d u ve onlar kendisi ve
de yeni b i r ayet nazil olmutu:
ailesi ile b u l u u p ayette nerilen ekilde anlamazl z m e y e davet etti.
"Ey iman edenler, mrikler ancak pisliktirler; yleyse bu yllarndan sonra ar- O n l a r d n e c e k l e r i n i sylediler, ertesi gn Peygamber (s.a.v)'e geldikle-
tk Mescid-i Haram'a yaklamasnlar. Eer ihtiya iinde kalmaktan kal karsanz, rinde, Ali (r.a.)'nin, F a t m a (r.a.)'nn ve iki oullarnn yannda olduunu
Allah dilerse sizi kendi fazlndan zengin klar. Hi phesiz Allah bilendir, hkm v e grdler. Peygamber (s.a.v) b y k bir aba giymi ve hepsini de iine alacak
hikmet sahibi olandr." (Tevbe: 28) ekilde yaymt. Bu nedenle bu be kiiye, "ehl-i aba" denirdi. Hristiyanla-
ra gelince, anlamazl artk daha fazla devam ettiremeyeceklerini anlad-
P e y g a m b e r (s.a.v) Hicret'ten sonra o n u n c u yl olan ertesi yln h e m e n
lar. P e y g a m b e r (s.a.v) onlarla, vergi vermeleri karlnda kendilerinin, ki-
h e m e n t a m a m n evde geirdi. b r a h i m , y r m e y e balamt ve h e n z k o -
liselerinin ve tm dier mallarnn slm devletinin k o r u m a s altnda olaca-
n u m a y a balyordu. Hasan (r.a.) ve Hseyin (r.a.)'in, Zeyneb (r.a.) adnda
n vadeden bir anlama yapt.
bir kzkardeleri olmutu ve F a t m a (r.a.) d r d n c bir o c u k bekliyordu.
Ailenin dier yaknlar arasnda Cafer (r.a.)'in olu vard. Cafer'in l- Bu yln ilk aylan b o y u n c a sren neeli m u t l u l u k ibrahim'in hastalan-

m n d e n sonra E s m a (r.a.) ile evlendii iin b u o c u k E b u B e k i r (r.a.)'in masyla birlikte sona erdi. Bir sre sonra o n u n uzun sre yaamayaca or-
taya k t . O n u a n n e s i M a r i y e (r.a.) ve teyzesi Sirn (r.a.) tedavi ediyorlard.
zerine P b ( s . a . v ) : "Ay ve g n e Allah'n iaret ( a y e t ) lerndendr.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u s k s k ziyaret ediyordu ve l r k e n yanndayd. o -
O n l a r n h i b i r i n s a n n l m i i n kesilmez. O n l a n n t u t u l d u u n u g-
c u k s o n n e f e s i n i v e r d i i n d e k u c a n a ald ve g z l e r i n d e n yalar b o a n d .
r r s e n i z , a y d n l a n n c a y a k a d a r dua e d i n " 1 3 dedi.
O n u n yas ve feryadlar y a s a k l a m a s , l m s o n r a s n d a k i t m z n t belirti-
lerini de y a s a k l a m o l d u u e k l i n d e anlalyordu. Bu yanl a n l a m a hl
baz zihinleri m e g u l e d i y o r d u . A b d u r r a h m a n l b n Avf (r.a.): " E y Allah'n
Rasul, sen b u n u - a l a m a s n k a s t e d e r e k - y a s a k l a m a d n m ? M s l m a n l a r
seni a l a r k e n g r r l e r s e o n l a r da alarlar" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) yine a-
lamaya d e v a m etti ve k o n u a b i l e c e k hle geldiinde: " B e n b u n u y a s a k l a m a -
d m . B u n l a r a c m a ve m e r h a m e t belirtileridir. M e r h a m e t l i o l m a y a n a merha-
m e t o l u n m a z . Ey b r a h i m eer tekrar b u l u m a va'di o l m a s a , b u h e r k e s i n
g e m e k z o r u n d a o l d u u bir yol o l m a s a ve s o n g e l e n i m i z i n ilk g i d e n e yeti-
e c e i n i b i l n e s e k , s e n i n iin daha fazla z l r d k . Yine de s e n i n i i n o k
z l y o r u z , ey b r a h i m . G z alar, k a l b h z n l e n i r , Allah'n g c n e gide-
c e k b i r e y s y l e m i y o r u z " 1 * ^ dedi.
b r a h i m ' i n C e n n e t t e o l d u u n u s y l e y e r e k M a r i y e (r.a.) ve rn (r.a.)'i
teselli etti. O n l a r b i r m d d e t y a l n z b r a k t k t a n s o n r a A b b a s (r.a.) ve Fadl
(r.a.) ile b i r l i k t e d n d . ki yal a d a m o t u r m u o n u s e y r e d e r k e n g e n adam
c e n a z e y i ykad. D a h a s o n r a , c e n a z e m e z a r l k t a k i k k m e z a r n a k o n d u .
s a m e (r.a.) ve Fadl (r.a.) o c u u m e z a r a u z a t t k t a n s o n r a Peygamber
( s . a . v ) c e n a z e n a m a z n kldrd ve k a b r i n b a n d a olu iin dua etti. M e z a -
ra t o p r a k atldnda hl m e z a r n bandayd. D a h a s o n r a b i r k r b a su ge-
tirmelerini ve m e z a r n s t n e s e r p m e l e r i n i emretti. Atlan t o p r a n yze-
1. M. 9 1 2 .
y i n d e d e n g e s i z l i k vard, b u n a iaret ederek: " s i z d e n b i r i n i z b i r e y yaptn-
2. Bak. bl. 3 9 .
da, o n u m k e m m e l y a p s n " dedi. Topra eli ile d z e l t e r e k yapt i i i n
3. I.I. 5 6 6 .
" B u n e fayda n e de zarar verdi, fakat h z n l e n e n i n g n l n f e r a h l a t t " 1 1
4. I.I. 9 2 7 .
dedi.
5. Mirkhond, Revda, es-Saf, II cilt, 2. 5 5 , 6 7 1 - 2 esk, kaynaklan zikreder. Bak. B. X X I I I , 76.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b i r o k kez, yapt h e r d n y e v i ite k i i n i n m k e m - 6. I.I. 9 5 6 .
meli a r a m a s gerektiini vurgulamtr. B i r o k s z de b u a m a c n dnyevi
o l m a d n ve uhrevi o l d u u n u belirtir. Ali (r.a.), P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) b u " t ; r d t k m b i " " " <.. M * ,

k o n u d a k i t u t u m u n u n u szlerle z e t l e n e b i l e c e i n i s y l e m i t i r : " H e r za-


m a n y a a y a c a k m gibi b u dnya iin, yarn l e c e k m i gibi ahiret iin a-
l." Her z a m a n ayrlmaya hazr o l m a k , h e r z a m a n uhrevi o l m a k t r . P e y g a m - 9 S ^ s t ^ S ^ ' S t
b e r ( s . a . v ) : "Bu d n y a d a b i r garip veya b i r y o l c u gibi o l " 1 2 demitir.
10. I. S. l/l, 88-9.
b r a h i m ' i n l d g n , c e n a z e g m l d k t e n s o n r a b i r g n e tutulmas 11. A.g.e.
o l m u t u . Bazlar b u n u P e y g a m b e r (s.a.v)'in z n t s n e baladlar. B u n u n 12. B . L X X X I , 3.
13. I. S., A.g.e.
r

DERECELER ra Allah'n K u l l a r 1 denilir.... B y k melekleri dier meleklerden ayrmak


iin kullanlan Allah'a yaklatrlm ( m u k a r r e b n ) deyimi bunlar iin de
[81] kullanlr. lk nazil olan srelerden bazlarnda m ' m i n kategorisinde, " n -
cler"le ( s b i k n ) "Ashab- M e y m e n e " arasnda yer alan "iyiler" (ebrr) di-

-X j e n i dine girme srasnda insanlar ynlendiren manevi drtler artk o k ye bir snftan da bahsedilir. Bu arasndaki iliki Kur'an'n bu g r u b u n
Cennet'teki durumlaryla ilgili anlattklarndan karlabilir. "Ashab- Mey-
1 zayflamt. Bu nedenle u ayet nazil oldu:
m e n e " y e i m e k iin "saf s u " verilirken, en y c e kaynaklar sadece " n c -
"Bedeviler, dedi ki: "man ettik." De ki: "Siz iman etmediniz, ancak 'slm (ms- ler"e verilir. "lyiler"e ise, onlarn " n c l e r " i n ayak izlerine uyanlar olduu-
lman veya teslim) olduk' deyin. man henz kalblerinize girmi deildir. Eer Al- n u belirtir bir ekilde iki farkl kaynan karm verilir, (tnsan: 5 ) (Mutaf-
lah'a ve Rasulne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hibirini eksiltmez." (Hu- fifn: 2 7 ) .
curat: 14)
stnlk derecesine Kur'an'da kalbten bahsederken de deinilir.
Bu yet i m a n etmede teslim olmay en aa derece olarak kabul ediyor Kur'an o u n l u k t a n b a h s e d e r k e n :
ve i m a n derecelerine iaret ediyordu. Daha y k s e k dereceler, Hudeybiye an-
"Gerek u ki, gzler kr olmaz, ancak sinelerdeki kalbler krelir" (Hac. 46)
lamasndan b i r k a ay n c e Peygamber (s.a.v)'e nazil olan Nur Sresi'nin
k o n u s u n u -daha dorusu konularndan birini- tekil ediyordu. Kur'an'da Der dier taraftan Peygamber (s.a.v) tm dier Peygamberler gibi, kal-
nur, iman anlamna gelir ve aada b u n u r u n ( a y d n l a n m a n n ) drt derece- b i n i n devaml uyank olduunu, yani kalb g z n n ak olduunu syle-
si belirtilmitir: mitir. Kur'an b u n u n belli llerde bakalar tarafndan da paylalabilece-
ini belirtir, n k bazen sadece " t e m i z akl s a h i p l e r i ' n e (l'l-elbb) (Yu-
"Allah, gklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, iinde era bulunan
suf: 1 1 1 , Ra'd: 1 9 ) hitap eder.
bir kandil gibidir; era bir sra ierisindedir; sra sanki incimsi bir yldzdr ki, do-
Peygamber (s.a.v)'in E b u Bekir hakknda yle syledii rivayet edilir:
uya da batya da ait olmayan kutlu bir zeytin aacndan yaklr; (bu yle bir aa
" O sizi o k o r u tutmakla ve o k n a m a z klmakla gemedi, fakat o sizi kal-
ki) neredeyse ate ona dokunmasa daya k verir. (Bu) Nur stne nurdur. Allah,
binde sabit olan bir ey sayesinde g e t i . " 2
kimi dilerse onu kendi nuruna yneltip-iletir. Allah insanlar iin rnekler vermekte-
Peygamber (s.a.v.) sk sk Ashabdan bazlarnn dierlerinden stn ol-
dir. Allah, hereyi bilendir." (Nur: 35)
d u u n u belirtirdi. Mekke'nin fethi srasnda Peygamber (s.a.v.)'in yannda
En alt derecede, aydnlatlan fakat kendisi k samayan kandil vardr. Halid kendisini azarlayan Abdurrahman ibn Avf'a sinirlenip kar k n c a
Daha sonra sra gelir, o n u n stnde de kutlu zeytin aac yer alr. Bu sem- Peygamber (s.a.v.): "arkadalarma ( A s h a b m a ) nazik davran Halid; n k
bollerin anlmas insana; "Allah insanlara r n e k l e r verir" diye balayan ve s e n i n U h u d da b y k l n d e altnn olsa ve b u n u Allah yolunda harca-
sebebini belirterek: " b e l k i d n r l e r " (Har: 2 1 ) diye biten baka ayetleri san, yine de arkadalarmdan hibirinin faziletine u l a a m a z s a n " 3 dedi.
hatrlatyor. N u r ayetinin t m insan d n m e y e arr. Fakat derecelere Kur'an'a gre bir derece ile dierleri arasndaki fark ahirette, bu dnya-
gelince Kur'an b u k o n u y u burada temsili bir ekilde anlatr. Flalbuki ilk na- d a k i n d e n daha b y k t r :
zil olan ayetlerde i m a n n dereceleri daha ak bir ekilde anlatlmtr. B u n -
"Onlardan bir ksmm bir ksmna nasl stn tuttuumuzu gr. Muhakkak ahi-
lardan birinde (Vka: 7 - 4 0 ) insanlar gruba ayrlmtr: "Ashab- M e y m e -
ret dereceler bakmndan daha byktr, stnlk bakmndan da daha byktr."
n e " (ahirette amel defteri sadan verilen ya da sa yanda olanlar), "Ashab-
(sr:21)
M e ' e m e " (ahirette defteri soldan verilenler, ya da sol yanda olanlar) ve "Ya-
rp ne gemi ncler." "Ashab- Meymene" kurtulanlar, "Ashab- Peygamber (s.a.v.) de yle demitir: " C e n n e t ehli kendi stlerindeki
M e ' e m e " de cezalandrlanlar, " n c l e r " ise en st derecededirler ve onla- y c e yerin, imdi en parlak gezegeni (Vens) dou ve bat ufkunda grdk-
ler y k s e k l i k kadar yukarda o l d u u n u g r e c e k l e r . " 4 nsanlar arasndaki Peygamber (s.a.v) b u dnyada iken ulalabilecek en y k s e k dereceden

eitsizlikler o n u n retme ekline de yansmtr. rettiklerinin bazlarn de bahsetmitir. Kutsi hadislerden birinde yle denir: " K u l u m gnll (na-

sadece anlayabileceklerini u m d u u belirli baz kiilere hasretmitir. E b u file) ibadetleriyle b a n a y a k l a m a y b e n o n u sevinceye k a d a r devam ettirir;

Hureyre- "Hafzama Raslullah (s.a.v.)'tan rendiim iki tr bilgi birik- b e n o n u sevdiimde, o n u n duyan kula, gren gz, tutan eli ve yryen

tirdim. Bir k s m n akladm; eer dier ksmn da aklarsam b u grtla aya o l u r u m " . 8
G n l l ibadetlerin en b a n d a "Allah' a n m a k veya Allah' a r m a k "
k e s e r s i n i z " 5 diyerek boazna iaret etmitir.
anlamna gelebilecek olan " z i k r u l l a h " gelir. lk inen yetlerden birinde Pey-
M e k k e ve Huneyn zaferlerinden sonra d n yolculuu srasnda Pey-
g a m b e r (s.a.v) yle bir emirle karlamt:
gamber (s.a.v) arkadalarndan bazlarna " K k cihaddan, b y k cdaha
d n y o r u z " dedi. lerinden biri: " E y Allah'n Rasul, b y k chad n e d i r ? " "Rabbinin ismini zikret ve her eyden kendini ekerek yalnzca O'na ynel."
diye s o r u n c a : "Nefse kar cihad"6 cevabn verdi. nsan nefsi iki b l m e ay- (Mzemmil: 8)
rlmtr. O n u n aa b l m h a k k n d a Kur'an: Daha sonralar nazil olan bir ayette de yle deniyordu:
"Gerekten nefis var gcyle ktl emredendir." (Yusuf: 53)
"Hi phe y o k namaz, irkince-utanmazlklardan ve ktlklerden
der. uur da d e n e n iyi b l m n e de: vazgeirir. Allah' z i k r e t m e k ise m u h a k k a k en b y k t r " ( A n k e b t : 4 5 ) .
"Kendini knayp duran nefis." (Kyamet: 2) Kalb ve kalbin krlyle ilgili olarak Peygamber (s.a.v): " H e r eyin pa-
sn silen bir cilas vardr, kalbin cilas ise Allah' z i k r e t m e k t i r " ^ demitir.
adn verir. te alt-bene kar r u h u n yardmyla cihad yklenen b u k s m -
M a h e r gnnde Allah katnda k i m i n en yksek dereceye sahip olaca so-
dr.
rulduunda ise "Allah' en o k zikreden kadn ve e r k e k l e r " cevabn vermi-
E n s o n u n d a da sava sona ermi ve artk iinde bir ayrlk tamayan tir. Bunlarn Allah yolunda savaanlardan da y k s e k bir derecede olup ol-
" m u t m a i n ( t a t m i n o l m u ) nefis" vardr. " n c l e r " i n ( s a b i k u n ) , "Allah'n madklar sorulduunda ise cevab u olmutur:
k u l l a r " n m ve "Allah'a yaklatrlm o l a n l a r " n ( m u k a r r e b n ) nefisleri ite "Kii m r i k ve putperestlere kar klc k a n a b u l a n p k n l n c a y a kadar
byledir. Kur'an b u k e m a l e ermi olan nefse yle hitap eder: savasa bile, Allah' z i k r e t m e k o n d a n daha y k s e k bir dereceye sahip ola-
"Ey mutmain (tatmin olmu) nefis. Rabbine, honut edici ve honut edilmi ola- caktr."1
rak dn.7 Artk kullarmn arasna gir. Cennetime gir." (Fecr: 27-30)
B u ltuflardaki ikili doa, Kur'an'n m u t m a i n nefis iin verdii iki C e n - . Tahrim: 6, Fecr:29. Kur'an " k u l " kelimesini iki anlamda kullanr: biri her eyi iine alan, hatta ey-
net va'dini ve Peygamber (s.a.v)'in k e n d i nihai d u r u m u n u a n l a t m a k iin tan bile kulu olarak gren, dieri ise yukardaki gibi ayetlerde hususi anlamda. eytana hitaben
sylenen u szlerde de bu kelime hususi anlamda kullanlmtr: "Benim kullarm; senin onlar ze-
syledii " R a b b i m l e ve Cennetle b u l u m a " s z n hatrlatyor. " M u t m a i n rinde hibir zorlayc gcn (hakimiyetin) yoktur. "(sra: 65).
nefis" iin " C e n n e t i m e gir" sz " R a b i m l e b u l u m a " szne tekabl edi- 2. El-Hakim et-Tirmiz, Nevdiru'l-usl.
yor: " K u l l a r m n arasna gir" sz de " C e n n e f ' e tekabl eder. Y k s e k C e n - 3. I.I, 8 5 3 .
net ( C e n n e t ' l - a ' l ) , yani " R a b b i m l e b u l u m a " Rdvan'dan baka brey de- 4. M . LI, 4.

ildir. Aadaki ayet b u sralarda nazil o l m u t u : 5. B. III, 4 2 .


6. Beyhk, Zhd.
"Allah m'min erkeklere ve mmin kadnlara iinde ebed kalmak zere, altn-
7. Yani karlkl Rdvan ile (bk. Bl. X X X ) .
dan rmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde gzel meskenler vadetmitir. Al- 8. B. L X X X I , 3 7 .
lah'tan olan honutluk (Rdvan) ise en byktr. te byk 'kurtulu ve mutluluk' 9. Beyhak, Da'vet.

da budur." (Tevbe: 72) 10. Tr. XLV.


(s.a.v.) 'in " E y k a r d e l e r i m ! " diye b i r k a k e z bardn d u y m u l a r d . " E y
[82] Allah'n R a s u l , biz s e n i n k a r d e l e r i n deil m i y i z ? " diye s o r d u k l a r n d a :
"Sizler benim arkadalarnsnz. Fakat benim kardelerim henz gelmeyen-
ler a r a s n d a d r l a r . " cevabn vermitir. K o n u m a tarz m a n e v i n e m e s a h i p
- p e y g a m b e r (s.a.v.) : " m m e t i m i n e n iyisi b e n i m d n e m i m d e d i r ; s o n r a
olan kiilerden bahsettiini gsteriyordu.
J T o n l a r d a n s o n r a k i l e r daha s o n r a o n l a r d a n s o n r a k i l e r g e l i r " 1 dedi ve k e n -
S o n g n l e r d e o g n l e r i n o k k t o l m a s n a r a m e n , d o r u yolu b u l m u
di a n d a yaayan m m e t i n i n , yani A s h a b n n o k l u u n a sevindi. Bir k e r e -
a n l a m n a gelen M e h d i a d n d a b i r h a l i f e n i n k a c a n da h a b e r v e r m i t i r :
sinde A s h a b n d a n o n kiiye urad ve o n l a r C e n n e t ' l e m j d e l e d i . B u n l a r
" M e h d i b e n i m m m e t i m d e n k a c a k , g e n i alnl ve u z u n b u r u n l u o l a c a k .
E b u Bekir, O s m a n , Ali, A b d u r r a h m a n b n Avf, E b u U b e y d e , Talha, Zbeyr,
D a h a n c e d e n k t l k ve z u l m l e d o l u o l a n dnyay d o r u l u k ve adaletle
Zhre'li Sa'd ve H a n i f o l a n Zeyd 'in olu Sa'id idi. O n l a r d a n n c e dier ba-
d o l d u r a c a k . Yedi yl h k m e d e c e k . " 1 2
z k i m s e l e r i de c e n n e t l e m j d e l e m i t i . Hadis kitaplar o n u n b u o n kiiyle il-
gili v g l e r i n d e n ve b u n l a r d a n b a k a k i m s e l e r e de c e n n e t l e ilgili verdii ha- E n s o n u n d a M e h d i ' d e n * s o n r a veya o n u n h k m d a r l n n s o n yllar-

b e r l e r d e n b a h s e d e r . r n e i n b i r h a d i s t e : C e n n e t u kiiyi arzular : "Ali, da D e c c a l g e l e c e k , "sa gz z m gibi, t m g i t m i k r b i r a d a m . " 1 3

A m m a r 2 ve S e l m a n " 3 buyurulur. P e y g a m b e r (s.a.v.) F a t m a (r.a.)'ya da y- Y e r y z n d e b y k tahribat y a p a c a k ve anlatt yalanlarla d a h a da o k in-

le d e m i t i r : " S e n , m r a n ' m kz M e r y e m h a r i , C e n n e t ' t e k i k a d n l a r n e n s- san k e n d i tarafna e k e c e k . F a k a t o n a kar savaan b i r g r u p m ' m i n b u l u -

tnsn."4 Ali (r.a.)'nin P e y g a m b e r (s.a.v.)'den ald h i k m e t i g e l e c e k n e - n a c a k . " O n l a r s a v a m a k iin aba g s t e r i r k e n " dedi P e y g a m b e r (s.a.v.), " n a -

sillere u l a t r a c a k olan en n e m l i h a b e r c i l e r d e n biri olacana iaret e d e r e k m a z k l m a k i i n saflara d i z i l d i k l e r i n d e M e r y e m olu Isa g k t e n i n e c e k ve

o n u n H a k n d a : " B e n bilginin e h r i y i m , Ali de o n u n k a p s . " 5 U m u m a , h i t a - o n l a r a i m a m l k y a p a c a k . Allah'n d m a n , sa'y g r n c e t u z u n s u d a eridi-

b e n de: " B e n i m a s h a b m yldzlar gibidirler; h a n g i s i n i izlerseniz h i d a y e t b u - i gibi e r i y e c e k . E e r braklrsa h i k a l m a y n c a y a k a d a r erir; fakat Allah,

lursunuz " 6 demitir. o n u sa'nn eline d r e c e k . sa ( a . s , ) da o n u n k a n n m z r a n n u c u n d a i n -


sanlara g s t e r e c e k . " 1 4
T e b k ' t e n d n d k t e n s o n r a m s l m a n l a r artk savan bittiini d n e -
P e y g a m b e r (s.a.v.), ayn z a m a n d a k y a m e t i n yaklatn iaret e d e n
rek k e n d i aralarnda k o n u m u l a r d . O n u n c u yl b o y u n c a eitli h e y e t l e r i n
p e k o k a l a m e t i de h a b e r vermitir. B u n l a r d a n biri i n s a n l a r n o k y k s e k bi-
g e l m e y e d e v a m e t m e s i y l e b u d n c e o denli yerleti ki, m ' m i n l e r i n o u
nalar ina etmesidir. m e r ' i n olu A b d u l l a h (r.a.)'n b a b a s n d a n rivayet et-
silah ve z r h l a r m satmaya baladlar. F a k a t p e y g a m b e r (s.a.v.) b u n u d u y u n -
tii b i r h a d i s t e b u a l a m e t l e r daha a k bir e k i l d e anlatlmtr:
ca, b y l e y a p m a l a r n yasaklad ve : " m m e t i m d e n b i r b l m , D e c c a l ge-
m e r a n l a t y o r : " G n n b i r i n d e R e s u l u l l a h (s.a.v.)'n y a n n d a b u l u n d u u -
l i n c e y e k a d a r h a k iin savamaya d e v a m e d e c e k " dedi. B u n u n yan sra:
m u z srada elbisesi b e m b e y a z , salar s i m s i y a h z e r i n d e y o l c u l u k belirtileri
" E e r b e n i m b i l d i k l e r i m i bilseydiniz, az g l e r o k a l a r d n z " 7 ve K e n d i s i n -
g r l m e y e n ve b y l e iken h i b i r i m i z c e t a n n m a y a n b i r k i m s e geldi. N i h a -
den s o n r a d a h a k t s g e l m e y e c e k o l a n h i b i r z a m a n o l m a z " 8 da demitir.
yet P e y g a m b e r (s.a.v.) 'in y a n n a o t u r d u . Dizlerini dizlerine dayad, h e r iki
O inalar, m m e t i n i n b o z u l m a s o n u c u n d a hristiyan ve y a h u d i l e r i i z l e m e -
a v c u n u iki u y l u u z e r i n e k o y u p : 'Ya M u h a m m e d , s l a m nedir? B a n a s y l e '
ye b a l a y a c a n s y l e y e r e k uyarmtr: " S i z onlar a d m a d m , zira' zira' iz-
dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) 'slam Allah'tan b a k a h i b i r ilah o l m a d n a ve M u -
l e y e c e k s i n i z . y l e ki eer o n l a r zehirli b i r k e r t e n k e l e u k u r u n a girseler, siz
h a m m e d ' i n Allah'n Rasul o l d u u n a e h a d e t e t m e n , n a m a z d o s d o r u k d -
yine o n l a r n p e i n d e n g i d e c e k s i n i z . " 9 K y a m e t t e n n c e i n s a n l n g e n e l d e
m a n , zekt v e r m e n , Ramazan'da o r u t u t m a n ve y o l u n a g c n yeterse
yaayaca en b y k d de ifade e d i y o r d u : " s l a m garip o l a r a k b a l a d ,
Beyt'i h a c e t m e n d i r " dedi. O : ' D o r u s y l y o r s u n ' dedi. Biz h e m s o r u y o r
yine garip olacaktr." 1 1 ^ Yine de Allah'n o n l a r b r a k m y a c a n v a d e t m e k -
h e m de d o r u l u y o r diye o n u n h a l i n e ardk. O n d a n s o n r a : ' m a n n e d i r ?
ten geri k a l m a m t r : "Allah b u r m e t e h e r y z y l n b a n d a d i n i n i y e n i l e -
B a n a syle' dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) : Allah'a m e l e k l e r i n e , k i t a p l a r n a , Pey-
y e c e k b i r i n i g n d e r e c e k t i r . " 1 1 Bir b a k a sefer A s h a b d a n bazlar P e y g a m b e r
g a m b e r l e r i n e , ahiret g n n e i m a n etmendir. Bir de h a y r ve e r r i n a n c a k Al-
lah'tan g e l d i i n e i m a n e t m e n d i r " dedi. O: " D o r u s y l y o r s u n " dedi. Ve: ih- VEDA HACCI

san n e d i r ? " diye s o r d u . R a s u l u l l a h (s.a.v.): "Allah'a s a n k i g r y o r m u gibi


i b a d e t e t m e n d i r . n k s e n O ' n u g r m y o r s a n da O seni g r y o r " dedi. O [83]
yine: " D o r u s y l y o r s u n " dedi v e " Saat'i ( K y a m e t i veya n e z a m a n k o p a -
c a n ) b a n a h a b e r v e r " diye d e v a m etti. R e s u l u l l a h (s.a.v.): " B u k o n u d a so- e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i n e ' d e i k e n R a m a z a n a y n d a , a y m ortalarnda M e s -
r u l a n n s o r a n d a n d a h a fazla bilgisi y o k t u r " diye cevap verdi. O : " y l e ise
e m a r e l e r i n i ( b e l i r t i l e r i n i ) b i l d i r " dedi. R a s u l u l l a h (s.a.v.) c e v a p olarak: " C a -
P cid'de o n g n l k b i r inzivaya e k i l m e y i ( i t i k a f ) adet h a l i n e getirmiti,
a r k a d a l a r n d a n bazlar da o n a katlrlard. F a k a t o yl kararlatrlan o n
r i y e n i n k e n d i s a h i b i n i d o u r m a s 1 5 ve yaln ayak, srt p l a k , fakir k o y u n g n d e n b a k a b i r o n g n daha m e s c i d d e kaldlar. Yani R a m a z a n ' m s o n yir-
o b a n l a r n n h a n g i m i z i n k u r d u u b i n a daha y k s e k diye yara k t k l a r n m i g n n itikaf'ta geirdiler. H e r R a m a z a n ' d a C e b r a i l gelir ve hafzasnda
g r m e n d i r " dedi. B u n d a n s o n r a o k i m s e gitti o gittikten s o n r a birsre kal- vahiyden b i r b l m n silinip s i l i n m e d i i n i a n l a m a k i i n P e y g a m b e r i k o n t -
d m . S o n r a P e y g a m b e r (s.a.v) "Ya m e r , s o r a n n k i m o l d u u n u b i l i y o r m u - rol ederdi. B u yl P e y g a m b e r ( s . a . v ) F a t m a (r.a.)'ya gizlice h e n z bakalar-
s u n ? " diye s o r d u . " A l l a h ve R a s u l daha iyi b i l i r " d e d i m . P e y g a m b e r ( s . a . v ) na s y l e n m e m e s i g e r e k e n b i r sr verdi: " H e r yl C e b r a i l b a n a Kur'an' b i r k e z
" O Cibril idi. Size dininizi r e t m e k i i n geldi" d e d i . " 1 * ' o k u r b e n de o n a o k u r u m : F a k a t b u yl b a n a iki k e z o k u d u . Z a m a n m n gel-
diini s a n y o r u m " 1
evval ay geti; yln o n b i r i n c i aynda M e d i n e ' d e H a c ' d a P e y g a m b e r
(s.a.v)'in n d e r l i k e d e c e i h a b e r i yayld. Bu h a b e r l e r l k a b i l e l e r i n e de
ulatrld ve h e r a d m n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'le o l m a k i i n vahaya h e r taraf-
tan a k m a k m insanlar g e l m e y e balad. Bu H a c , yzyllardan beri yaplan
h a c l a r a h i b e n z e m e y e c e k t i : h a c l a r n t a m a m bir t e k Allah'a i n a n a n k i m s e -
. B. LXII, . ler o l a c a k ve h i b i r p u t p e r e s t p u t p e r e s t e ibadetleriyle Kutsal Ev'i kirlete-
2. Bak. bl. X X V I . m e y e c e k t i . Aym s o n a e r m e s i n e b e g n kala P e y g a m b e r ( s . a . v ) o t u z b i n k a -
3. Tr. XLVI, 3 3 .
dn ve e r k e i n b a n d a M e d i n e ' d e n yola kt. P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a n m -
4. A. H. 64. Kur'an meleklerin Meryem'e yle dediklerinden bahseder: "Meryem, phesiz Allah se-
l a r n n h e p s i , A b d u r r a h m a n l b n Avf (r.a.) ve O s m a n l b n Affan (r.a.) tarafn-
ni sekin kld, seni arndrd ve lemlerin kadnlar zerine seti." (A-li mran: 4 2 ) .
dan y e d i l e n develerin s t n d e y d i . E b u B e k i r (r.a.)'in y a n n d a h a n m E s m a
5. Tr. XLVI, 20.
6. F. X X V I , Menakb' s-Sahabe. (r.a.)da vard. lk k o n a k l a r n d a n b i r i n d e E s m a , M u h a m m e d adn verdikle-
7. B. L X X X I , 27. ri b i r e r k e k o c u u d o u r d u . E b u Bekir (r.a.) o n u M e d i n e ' y e geri g n d e r -
8. B. XCI1, 14. m e k istiyordu, fakat P e y g a m b e r (s.a.v) o n a , h a n m n n g u s l abdesti aldk-
9. M . XLVII, 6. tan ve H a c c a i i n niyet e t t i k t e n s o n r a p l a n l a n d k l a r ekilde h a c c m a d e v a m
10. M . I., 2 3 2 . e d e b i l e c e i n i syledi.
11. A. D. X X X V I , 1.
M e d i n e ' d e n ayrln o n u n c u g n n n a k a m , P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e k -
12. A. D. X X X y 4.
ke'yi f e t h e t m e y e g i d e r k e n getikleri bir geide ulat. O r a d a b i r g e c e geir-
13. M. LII, 2 0 .
d i k t e n s o n r a ertesi s a b a h V a d i y e i n m e y e baladlar. Peygamber (s.a.v)
14. M . LII, 9.
K'be'yi g r d n d e d e v e s i n i n ipini sol eline alarak sa elini y u k a r kald-
15. Bir kz ocuu douran bir kadn, son zamanlardaki ocuklarn anne-babalarna kar saygsz dav-
ranmalar nedeniyle hemen hemen kznn cariyesi gibi olacaktr. Bu szn ikinci blm sadece rp at ve dua etti: " A l l a h ' m , b u Evin i n s a n l a r d a n g r d sayg, ltuf,
sosyal dzendeki karmaay deil, ayn zamanda Kabil'in Habil'i ldrmesine son mhr vurcak b a l l k ve r a h m e t i a r t r ! " 2 M e s c i d e girdi, tavaf e t t i k t e n s o n r a b r a h i m m a -
olan, yerleik hayatn gebe hayat zerinde zafer kazanmasn da kastediyor.
k a m n d a n a m a z kld. D a h a s o n r a Safa'ya giderek Safa ile M e r v e arasnda ye-
16. M.I. 1.
di kez gidip geldi: Yanndakiler h e r yerde yapt dualarn szlerini kelime- (s.a.v)'in rettii ekilde yle bard: " G e r e k t e n Allah, Rabbinize kavu-
si k e l i m e s i n e hafzalarnda s a k l a m a k iin aba sarfediyorlard. uncaya kadar kanlarnz ve mallarnz birbirinize h a r a m klmtr. Nasl ki
D a h a sonra Mescid'e giderek, n c e de olduu gibi anahtarlarn koru- b u g n n z , bu beldeniz ve bu aynz haram ise."
yan Abdu'd-Dar'dan O s m a n (r.a.)' ve s a m e (r.a.) ile Bilal (r.a.)'i y a n m a G n e en yksek noktasna ulatnda Peygamber (s.a.v) Allah'a
alarak K'beye girdi. Fakat o a k a m Aie'yi adrnda ziyaret ettiinde Aie h a m d d e n sonra u szlerle balayan bir hutbe o k u d u : " E y insanlar, beni
o n u n zgn olduunu farketti. Sebebini sorduunda: "Bugn b i r ey yap- dinleyin, n k b i l m i y o r u m , belki de sizinle b u yldan sonra bir daha bu-
tm, k e k e yapmasaydm. K'be'ye girdim, m m e t i m d e n bazlar" dedi, ge- luamayacam." Daha sonra onlar birbirlerine iyi davranmalar k o n u s u n -
l e c e k t e k i M s l m a n l a r kastederek "eri giremeyebilirler ve b u nedenle ne- da uyard ve onlara haram ve helal olan eylerden bahsetti. E n s o n u n d a y-
fislerinde h u z u r s u z l u k hissedebilirler. Biz sadece o n u tavaf e t m e k l e emro- le dedi: "Size, smsk sarldnzda sizi sapklktan kurtaracak bir emanet
l u n d u k , iine girmekle deil'" 3 d e d i . brakyorum: Allah'n kitab, Peygamber'in snneti. Ey insanlar, szlerimi
m m Hni (r.a.)'nin k e n d i evinde kalmas iin tm srarlarna ramen dinleyin ve a n l a y n ! " Daha sonra onlara Kur'an'n s o n ayetlerini oluturan
P e y g a m b e r (s.a.v) M e k k e ' d e k i evlerden hibirinde kalmay k a b u l etmedi. ve h e n z nazil olan bir pasaj o k u d u :
Yeni ayn sekizinci g n n d e b t n haclarla birlikte Mina'ya gitti. Geceyi
"Bugn size dininizi kemle erdirdim, zerinizdeki nimetimi de tamamladm ve
orada geirdikten sonra, sabahleyin Haram blgenin h e m e n dnda, Mek-
size din olarak islm' seip-beendim. Kim "iddetli bir alkta kanlmaz bir ihti-
k e ' n i n o n mil dousunda geni bir vadi olan Arafat'a gitti. Arafat Taif'e gi-
yala kar karya kalrsa -gnaha eilim gstermeksizin- (bu haram saydklarmz-
den yol zerindeydi ve k u z e y ve doudan Taif dalaryla evrilmiti. Fakat
dan yetecek kadar yiyebilir): nk Allah balayandr, esirgeyendir." (Maide: 3)
b u n l a r n h e p s i n d e n ayr her taraf vadi tarafndan evrelenmi ve vadi ile
ayn ad tayan, bazen de R a h m e t da denilen b i r da vard. Her ne kadar Hutbesini bir soru ile bitirdi: " E y insanlar risaletimi tebli ettim m i ? "
aalara kadar yaylyorsa da haclarn m a k a m bu da idi. O gn Peygam- Binlerce azdan ykselen A l l a h m m e ne'am (Allahm, evet) sesleri g k g-
b e r (s.a.v) b u tepede vakfe yapt. rlts gibi tm vadiyi doldurdu. Peygamber (s.a.v) iaret parman ge
Mekke'lilerden bazlar o n u n o k ileri gittiini syleyerek aknlklar- kaldrarak: "Allahm, ahid o l " 4 dedi.
n belirttiler. n k dier haclar Arafat'a gittikleri halde K u r e y l i l e r : "Biz Daha sonra namazlar klnd ve Arife g n n n geri kalan k s m dua ve
Allah'n m m e t i y i z " diyerek h a r a m blgede kalmay alkanlk h a l i n e getir- tefekkrle geirildi. F a k a t g n e batar batmaz Peygamber (s.a.v) yanna
milerdi. Fakat Peygamber (s.a.v) brahim'in Arafat'da geirilen gn h a c - s a m e (r.a.)'yi alarak tepeden aaya inmeye balad ve t m haclarla bir-
cn gereklerinden biri olarak emrettiini ve Kurey'lilerin s o n r a d a n o n u n likte Mekke'ye doru vadiyi atlar. Bu noktada hzl i l e r l e m e k gelenekti; fa-
uygulamasn terkettiklerini sylemiti. Peygamber (s.a.v) o gn h a c gele- kat ar hareketleri g r n c e P e y g a m b e r (s.a.v): "Yava! Yava! Sessiz olun!
neinden bahsetti ve dudaklarndan sk sk "brahim'in miras" kelimeleri Aranzdaki gller zayflar g z e t s i n ! " diye bard. Geceyi Haram blge s-
dkld. nrlar iinde olan Mzdelife'de geirdiler ve oradan M i n a vadisinde, Aka-
P e y g a m b e r (s.a.v) tm kabilelere, artk b u n d a n sonra slm t o p l u m u n - be'de stunla temsil eden eytan talamak iin k k akl talan top-
da kan davalarnn sona erdiini her i n s a n n mal ve cannn d o k u n u l m a z ol- ladlar. evde, Peygamber (s.a.v)'den etraf sakinken Mzdelife'den ayrlma
d u u n u d u y u r m a k iin gr bir sesi olan Safvan'n kardei Rebia'y tellal ola- izni istedi. Kadnlarn o u n a nazaran iri yapl ve ar olduu iin scaktan
rak grevlendirdi ve ona yle barmasn emretti: "Allah'n Rasul soru- ve y o l c u l u k skntlarndan o k rahatsz oluyordu. Bu n e d e n l e kalabalk
yor: Bu ay ne a y n d r ? " H e r k e s sessizdi, Peygamber (s.a.v) cevap verdi: "Ha- ulamadan n c e eytan talamak grevini bitirmek istiyordu, b u n u n zeri-
ram ay." Sonra sordu: "Bu belde neresidir?" Yine k i m s e cevap vermedi, O ne Peygamber (s.a.v) o n u m m Sleym ile birlikte Abbas'n oullarndan
da: " H a r a m b e l d e " dedi. Daha sonra: "Bugn n e d i r ? " diye sordu. Yine cevap biri olan Abdullah'la gnderdi.
veren kendisi oldu: " B y k H a c g n . " D a h a sonra Rebia Peygamber P e y g a m b e r (s.a.v) kendisi sabah namazn Mzdelife'de kld ve daha
s o n r a a r k a s n d a deve srtnda yol alan F a d l o l d u u halde haclar A k a b e ' y e b i r k a kii d u y d u . Bu n e d e n l e h u z u r s u z l u k d e v a m etti.
g t r d . O n i k i yl n c e b u yerde ve b u g n d e alt Hazre'li g e l m i ve o n a M e d i n e ' y e d n e r k e n b l k l e r d e n biri P e y g a m b e r (s.a.v)'e Ali (r.a.)'yi i-
biat e t m i l e r d i . B u da Birinci ve k i n c i A k a b e b i a t l a r m n z e m i n i n i hazrla- kayet e d i n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n n rengi deiti: " B e n , m ' m i n l e r e ,
mt. T a l a m a d a n s o n r a hayvanlar k u r b a n edildi ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ba- k e n d i l e r i n d e n daha yakn deil m i y i m ? " dedi. A d a m l a r t a s d i k l e d i k l e r i n d e :
n tra e t m e s i i i n b i r a d a m ard.Haclar, o n u n s a n d a n b i r t u t a m alabil- " B e n k i m e en y a k n i s e m , o n a en y a k n olan Ali'dir" diye ekledi. G a d i r el-
m e k m i d i y l e etrafna toplandlar. E b u B e k i r (r.a.) daha sonralar, U h u d ' d a H u m m ' d a k a m p k u r d u k l a r n d a b t n insanlar toplad Ali (r.a.)'yi e l i n d e n
ve H e n d e k ' t e k i Halid'le imdi u szleri s y l e y e n Halid (r.a.) a r a s n d a k i ay- tuttu ve b u szleri tekrarlad. D a h a s o n r a u duay o k u d u : " A l l a h m , o n u n
r m a d i k k a t e k m i t i : " E y Allah'n R a s u l , a l n n d a k i salar, A n a m b a b a m d o s t u n a d o s t ol, d m a n n a da d m a n o l " B y l e c e Ali h a k k n d a k i s y l e n -
sana feda o l s u n b a k a s n a deil, b a n a v e r . " 5 P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r Halid ti ve m r l d a n m a l a r s o n b u l d u . 6
(r.a.)'e verdi. O s a t u t a m n ald, g z l e r i n e ve d u d a k l a r n a bastrd. Bir n c e k i yl gelen heyetlerden biri de, y e r l e i m blgeleri N e c d ' i n d o -
B u n d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) h a c l a r a K'be'yi ziyaret e t m e l e r i n i ve u snr b o y u n c a yaylm o l a n , b e n i H a n i f e a d n d a k i Yemame'li Hristiyan
o n d a n s o n r a k i iki geceyi Mina'da g e i r m e k z e r e tekrar geri d n m e l e r i n i bir k a b i l e d e n d i . M s l m a n o l m a y k a b u l etmilerdi; fakat o n l a r d a n M u s e y -
e m r e t t i . K e n d i s i i k i n d i d e n sonraya k a d a r b e k l e d i . Hayz h a l i n d e o l a n Aie lime a d n d a k i b i r a d a m k e n d i s i n i n de P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u u n u iddia
(r.a.) h a r i dier h a n m l a r o n a M e k k e ' y e g i d e r k e n elik ettiler. B i r k a g n ediyordu. H a c l a r n M e k k e ' d e n d n m e s i n d e n ksa bir sre s o n r a Yema-
s o n r a Aie (r.a.) t e m i z l e n d i i n d e P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u kardei A b d u r r a h - m e ' d e n gelen iki eli M e d i n e ' y e u m e k t u b u getirdiler: "Allah'n R a s u l M u -
m a n ile H a r a m b l g e n i n dna g n d e r d i . Aie (r.a.) orada tekrar n i y e t etti, s e y l i m e ' d e n Allah'n R a s u l M u l a m m e d ' e s e l a m z e r i n e o l s u n ! H a k i m i y e t i
i h r a m a girdi ve M e k k e ' y e giderek K'be'yi tavaf etti. s e n i n l e p a y l a m a grevi b a n a verildi. D n y a n n yars b i z i m , dier yars da
P e y g a m b e r (s.a.v)'in Ramazan'da g n d e r d i i yz atl Y e m e n seferini g n a h k r o l m a l a r n a r a m e n K u r e y l i l e r i n " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) elilere b u
b i t i r m i l e r d i ve g n e y d e n M e k k e ' y e d o r u geliyorlard. Ali (r.a.) i m d i b a - k o n u d a n e d n d k l e r i n i sordu. Eliler: "Biz de o n u n l a ayn f i k i r d e y i z "
n b i t i r m i o l a n P e y g a m b e r (s.a.v)'le b i r l i k t e H a c y a p m a k i i n m m k n dediler. " V a l l a h i " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) " E e r e l i l e r l d r l m e z diye b i r
o l d u u k a d a r ksa srede o n a u l a m a k isteiyle a d a m l a r n d a n n c e geliyor- kural o l m a s a y d , sizin banz k e s e r d i m . " D a h a s o n r a e f e n d i l e r i n e v e r m e l e -
du. D e v l e t i n p a y n a d e n g a n i m e t l e r i n b e t e b i r i n d e t m o r d u y u giydire- ri i i n b i r m e k t u p yazdrd: "Allah'n Rasul M u h a m m e d ' d e n y a l a n c M u -
c e k k a d a r k e t e n elbise vard, fakat Ali (r.a.) b u n l a r n P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e el seylime'ye S e l a m d o r u yola u y a n l a r n s t n e o l s u n ! G e r e k t e n y e r y z Al-
dememi bir ekilde teslim edilmelerine k a r a r vermiti. Fakat buna lah'ndr. O k u l l a r n d a n dilediine o n u m i r a s brakr, iin s o n u Allah'tan
r a m e n askerler, o n u n y o k l u u srasnda vekil o l a r a k b r a k t a d a m h e r b i - korkanlarn lehinedir."7
rine k e t e n b i r elbise v e r m e y e i k n a etmilerdi. E l b i s e d e i t i r m e y e b y k ih- Bu sralarda ortaya k a n yalanc P e y g a m b e r l e r d e n biri B e n i E s e d ' i n b a -
tiyalar vard. n k aydan b e r i e v d e n uzaktaydlar. e h r e y a k l a t k l a - k a n Tuleyhe, dieri de Yemen'li Ka'b b n E s v e d idi. Yemen'li belli b i r baa-
rnda Ali o n l a r k a r l a m a y a gitti ve y a p l a n deiiklie o k ard. K u m a n - r k a z a n d ve g e n i b i r alanda etkili oldu. F a k a t b i r sre s o n r a g u r u r ve ki-
dan: " H a l k n arasna gridiklerinde d z g n g r n s n l e r diye elbiseleri ver- biri n e d e n i y l e taraftarlarnn o u o n a kar ktlar. B i r k a ay s o n r a da l-
d i m " dedi. Adamlar, M e k k e ' d e k i h e r k e s i n B a y r a m iin e n gzel e l b i s e l e r i n i d r l d . Tuleyhe en s o n u n d a Halid tarafndan dize getirildi ve t m iddiala-
g i y d i k l e r i n i ve gzel g r n m e y e d i k k a t e t t i k l e r i n i biliyorlard. F a k a t Ali r n d a n v a z g e e r e k s l m ' n g l e r i n d e n biri oldu. M s e y l i m e ' y e gelince
(r.a.) b y l e b i r serbestlii h o g r g s t e r e m e y e c e i n i h i s s e t t i ve o n l a r a e s k i o n u n k a d e r i , N u s e y b e ' n i n olu A b d u l l a h ' d a n l m c l bir k l yaras aldk-
elbiselerini giyip y e n i l e r i n i g a n i m e t l e r i n arasna k o y m a l a r n e m r e t t i . T m tan s o n r a Vahi'nin att m z r a k l a l m e k oldu. F a k a t b u olay aylar s o n r a
orduda h u z u r s u z l u k bagsterdi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u d u y d u u n d a : " E y m e y d a n a geldi. H a c ay'nn getii ve Hicret'in o n b i r i n c i ylna girildii u
insanlar, Ali (r.a.)'yi s u l a m a y n , n k o Allah y o l u n d a , s u l a n a m a y a c a k an i i n b u n l a r slm'a kar potansiyel b i r tehlike tekil ediyorlard. Ayn za-
kadar titizdir." dedi. F a k a t b u s z l e r yeterli o l m a d , b e l k i de b u n u s a d e c e m a n d a k a d n P e y g a m b e r o l d u u n u iddia e d e n S a c e adnda T e m i m ' l i b i r k a -
din da ortaya k m t . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n l a r a k a r ani bir giri- SEM
i m d e b u l u n m a k i s t e m i y o r d u . O n u n d i k k a t i k u z e y d e y o u n l a m t . Yln
i k i n c i ay o l a n S a f e r i n s o n g n l e r i n d e yani M.S. 6 3 2 ylnn Mays ay s o n - [84]
larnda, M u t e ' d e k i y e n i l g i n i n karlnn v e r i l m e s i z a m a n n n geldiine k a -
rar verdi. Zeyd ve C a f e r ' i n l d r l d g n m p a r a t o r l u k l e j y o n l a r n n ta- e y g a m b e r (s.a.v) srekli C e n n e t ' i tasvir ettii eyi s a n k i g r y o r m u gibi
rafn tutan Suriye'li A r a p k a b i l e l e r i n z e r i n e bir sefer d z e n l e m e k iin ha- P anlatrd. Bu i z l e n i m b a k a iaretlerle de desteklenirdi. r n e i n , b i r kere-
zrlklara b a l a n m a s n e m r e t t i k t e n s o n r a , g e n l i i n e r a m e n b i n kiilik sinde elini s a n k i b i r ey a l y o r m u gibi uzatt ve tekrar geri ekti. Hibir ey
orduya k u m a n d a e t m e grevini Zeyd'in olu s a m e ' y e verdi. s y l e m e d i , fakat etrafnda o n u n b u h a r e k e t i n e d i k k a t e d e n l e r sordular.
" C e n n e t i g r d m " diye c e v a p verdi "ve z m l e r i n d e n b i r s a l k m a l a b i l m e k
iin u z a n d m . E e r o n u alabilseydim, dnya d u r d u k a o n u y e r d i n i z . " 1 ev-
resindekiler P e y g a m b e r (s.a.v)'in bir b a k m a ahirette o l d u u fikrine alm-
lard. Belki de b u n e d e n l e , k e n d i l m n d e n bahsettii veya burada olduu
gibi h e r an l e b i l e c e i m ima ettii zamanlar, szleri o n l a r z e r i n d e fazla et-
kili o l m u y o r d u . B u n u n yansra a l t m yanda o l m a s n a r a m e n hl g e n
b i r a d a m n i n c e l i k ve v c u t yapsna sahipti. G z l e r i hl l ld ve siyah
salarnda o k az beyazlk vard.Yine de bir keresinde h a n m l a r ile b e r a b e r -
k e n y a k n d a l e c e i n e d e i n m e s i o n l a r n , k e n d i aralarndan ilk n c e k i m i n
o n a kavuaca s o r u s u n u y n e l t m e l e r i n e n e d e n oldu. P e y g a m b e r (s.a.v) " E n
uzaa eriebilen b a n a ilk n c e k a v u a c a k " 2 diye c e v a p verdi. B u n u n zerine
h a n g i s i n i n k o l u n u daha u z u n o l d u u n u a n l a m a k iin k o l a r n l m e y e ba-
ladlar. Kaynaklara k a y d e d i l m e m e s i n e r a m e n t a h m i n e n karlatrmay ka-
z a n a n , dierlerine nazaran b o y u en uzun olan evde idi. D i e r taraftan Zey-
n e b , k k yapl bir k a d n d , k o l u da b o y u n a greydi. F a k a t b u olaydan
y a k l a k o n yl s o n r a i l e r i n d e n ilk l e n Z e y n e b oldu. te o z a m a n Peygam-
b e r (s.a.v)'in " e n uzaa e r i e b i l e n " deyimiyle en c m e r t olan kasdettiini an-
ladlar. n k Z e y n e b (r.a.) de k e n d i adn tayan ve "fakirlerin a n n e s i " di-
ye anlan P e y g a m b e r (s.a.v)'in dier h a n m gibi o k c m e r t t i .

P e y g a m b e r (s.a.v.) Suriye seferi iin hazrlklara b a l a n m a s n e m r e t t i k -


ten ksa b i r sre s o n r a , o r d u a y r l m a d a n n c e b i r g e c e P e y g a m b e r , E b u M u -
v e y h i b e adl azatl b i r k l e s i n i e r k e n saatlerde ard ve " M e z a r l k t a k i l e r
1. B.LXI 25. iin b a l a n m a d i l e m e m emredildi, b e n i m l e g e l " dedi. B i r l i k t e gittiler ve
2. W. 1097. B a k i ' e vardklarnda P e y g a m b e r (s.a.v.) : " E y m e z a r l k h a l k , s e l a m zerini-
3. W. 1 1 0 0 . ze o l s u n . Halinize s e v i n i n , d u r u m u n u z i m d i yaayanlardan o k iyi. Karga-
4. I.1.969. alar e n k a r a n l k g e c e n i n dalgalar gibi geliyor; birbiri a r k a s n a , h e r biri b i r
5. W. 1108. n c e k i n d e n daha k t " dedi. D a h a s o n r a E b u M u v e y h i b e ' y e d n d ve: "Ba-
6. bn Kesir, El- Bidaye ve'n-nihaye, V. 2 0 9 .
n a b u d n y a h a z i n e l e r i n i n anahtarlar ve b u dnya da l m s z l k , ardn-
7. I.I. 9 6 5 .
dan da C e n n e t s u n u l d u . B u n u n l a R a b b i m e ve C e n n e t e k a v u m a arasndaki ard. P e y g a m b e r (s.a.v.) t e k r a r : " H a y r o f ( b e n i m ) b a m ! " ^ dedi ve M e y -
s e i m b a n a b r a k l d " dedi. E b u M u v e y h i b e " E y b a n a a n a m d a n ve b a b a m - mune'ye dnd.
dan daha sevgili o l a n , b u d n y a h a z i n e l e r i n i n a n a h t a r l a r n ve b u r a d a , ar- Salkl o l d u u z a m a n l a r d a k i gibi d a v r a n m a y a alyordu ve h e r za-
d n d a n C e n n e t gelen l m s z l s e " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) o n a m a n k i gibi M e s c i d d e n a m a z l a r k l d r y o r d u . F a k a t hastal yle artt ki, sa-
u c e v a b verdi: " B e n zaten R a b b i m e ve C e n n e t e k a v u m a y s e t i m . " Daha d e c e o t u r a r a k n a m a z k l a b i l e c e k h a l e geldi. O z a m a n c e m a a t e o n l a r n da
O
s o n r a B a k i ' d e y a t a n l a r i i n b a l a n m a diledi. o t u r a r a k k l m a l a r gerektiini syledi. O g n sras gelen h a n m n odasna
O sabah veya ertesi g n ba o z a m a n a kadar h i armad b i r ekilde gittiinde: "Yarn n e r e d e y i m ? " diye s o r d u . H a n m da ertesi g n sras ge-
a r d . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) yinede mescide gitti. N a m a z d a n s o n r a m i n - l e n h a n m n adn syledi. P e k i y a r n d a n s o n r a k i g n n e r e d e y i m ? " diye sor-
bere k p , - s o n r a d a n anlatlanlara gre- sanki s o n defa y a p y o r m u gibi du. H a n m y i n e c e v a p verdi. O n u n b u k a d a r fazla srar e t m e s i n e ararak
U h u d ehitleri iin r a h m e t diledi. D a h a s o n r a : " Allah 'm kullar arasnda bir ve Aie ile b i r l i k t e o l m a k istediini a n l a y a r a k dier h a n m l a r a b u n u h a b e r
k u l var ki, Allah o n u b u dnya ile k e n d i s i n i s e m e k o n u s u n d a serbest brak- verdi. O n l a r d a h e p b e r a b e r geldiler ve : " E y Allah'n R e s u l ! S e n i n l e geire-
t. O k u l da Allah' s e t i " d e d i . B u n l a r sylediinde E b u B e k i r alamaya ba- ceimiz gnlerimizi kardeimiz Aie'ye veriyoruz" dediler Peygamber
lad; n k P e y g a m b e r (s.a.v.)'in k e n d i s i n d e n bahsettiini ve s e i m i n k a - (s.a.v.) b u hediyeyi k a b u l etti. F a k a t y a r d m s z y r y e m e y e c e k denli zayf-
n l m a z l m o l d u u n u biliyordu . P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u n aladn g- t. B u n e d e n l e Ali (r.a.) ve A b b a s (r.a.), Aie (r.a.)'nin odasna k a d a r o n a yar-
r d n d e a l a m a m a s n syledikten sonra: " E y insanlar, insanlar arasnda d m ettiler.
arkadal ve i h s a n ile b a n a en ltufkr olan kii E b u Bekir'dir. E e r insan- Suriye seferi iin s a m e (r.a.) o k g e n bir adam k u m a n d a n s e m e s i k o -
lar arasnda b i ayrlmayacam bir arkada s e e c e k o l s a m , o a r k a d a E b u n u s u n d a o k eletiri olduu ve hazrlklarda bir yavalama o l d u u haberi
E b u Bekir olurdu -fakat i m a n kardelii ve arkadal Allah bizi h u z u r u n d a P e y g a m b e r ( s.a.v.)'e ulat. B u eletirilere cevap v e r m e ihtiyac hissetti, fakat
birletirene kadar bizimdir." te b u k o n u m a d a n sonra Mescid'i evreleyen atei o k y k s e k t i . H a n m l a r n a : " B e n i m z e r i m e deiik k u y u l a r d a n doldu-
ve kaplar Mescid'e alan zel evlere bakarak: " M e s c i d ' e alan u kaplara r u l m u yedi krba su d k n ki gidip adamlara hitap e d e b i l e y i m " dedi. Hafsa
b a k n . E b u Bekir'in kaps h a r i h e p s i n i k a p a t n . " 4 dedi. M i n b e r d e n i n m e d e n (r.a.), Aie (r.a.)'nin odasna bir t e k n e getirdi, dier hanmlar da su getirdi-
n c e yle dedi: " B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle, ler. z e r i n e su d k l r k e n P e y g a m b e r (s.a.v.) b u t e k n e n i n iine oturdu. Da-
imdi u d u r d u u m yerden g r d m H a v u z ' d a J b u l a a c a m . Sizin Allah'n ha s o n r a o n u n giyinmesine ve sarn sarmasna yardm ettiler. ki a d a m da
y a n n d a ilahlar e d i n e c e i n i z d e n k o r k m u y o r u m . Sizin i i n b u d n y a d a n k o r - o n a y a r d m ederek aralarnda M e s c i d ' e k a d a r gtrdler. P e y g a m b e r (s.a.v.)
k u y o r u m , ola ki dnyevi eyler iin birbirinize rekabet edersiniz."* 3 orada m i n b e r e kt ve t o p l a n a n kalabala yle hitap etti : " E y i n s a n l a r !
M e s c i d d e n k t k t a n s o n r a , ev sahiplii, y a p m a sras M e y m u n e ' d e ol- s a m e ' n i n o r d u s u n u sevkedin, n k siz o n d a n n c e b a b a s n n liderliine
d u u i i n o n u n odasna gitti. C e m a a t e k o n u m a y a p m a k i i n harcad g , kar ktnz gibi o n u n liderliine de kar k m a n z a r a m e n , O da babas
ateini y k s e l t m i t i . Bir veya iki saat s o n r a Aie'nin k e n d i hastaln b i l m e - gibi k u m a n d a n l k etmeye yarar." D a h a s o n r a m i n b e r d e n indi ve yardmy-
sini istedii iin o n u n odasna gitti. Aie'nin ba aryordu, o ieri girdiin- la Aie'nin odasna gitti. Hazrlklar hzland ve s a m e (r.a.) ordusuyla M e -
de " O f b a m ! " diye inledi. P e y g a m b e r (s.av.) "Hayr, Aie aslnda o f (be- d i n e ' n i n mil k u z e y i n d e k i Curf'a k a d a r gitti ve orada k a m p k u r d u .
n i m ) b a m ! " dedi. O n u n y z n l m c l b i r hastaln izlerini ararcasna Bir s o n r a k i n a m a z vaktinde ezan o k u n d u u n d a P e y g a m b e r (s.av.) hl
aratrd. B y l e b i r ey g r e m e y i n c e : " B e n hayatta i k e n o l m a s n i s t e r d i m . " o t u r a b i l m e s i n e r a m e n artk n a m a z kldramayacan hissetti. H a n m l a r n a :
Aie'nin l m n k a s t e d i y o r d u - " O z a m a n s e n i n iin b a l a n m a diler, sa- " E b u Bekir'e namazlarda i m a m l k e t m e s i n i syleyin" dedi. F a k a t Aie (r.a.)
na r a h m e t diler, seni k e f e n l e r , n a m a z n klar ve g m e r d i m " dedi. Aie (r.a.) P e y g a m b e r (s.av.)'in yerini a l m a n n babasn o k zeceinden k o r k t u . " E y Al-
o n u n h a s t a o l d u u n u g r y o r d u ve s e s i n i n t o n u o n u t e l a l a n d r m t . F a - lah'n R a s u l " dedi. " E b u Bekir o k duygulu bir adamdr, sesi de gr deildir,
kat yine de o n u n e e l e n d i r m e y e alt ve o n u biraz o l s u n g l m s e t m e y i ba- h e m Kur'an o k u r k e n o k alar." P e y g a m b e r ( s.av.) sanki o h i k o n u m a m
gibi: " O n a n a m a z kldrmasn s y l e " dedi. Aie (r.a.) tekrar denedi, b u kez d e n k gelen o n i k i n c i g n idi; yani M . S . 6 3 2 H a z i r a n n n s e k i z i n c i g n . O
o n u n yerine m e r ' e grevi vermesini nerdi. F a k a t Peygamber (s.av.) tekrar:" s a b a h e r k e n d e n P e y g a m b e r (s.a.v.)'in atei d t ve o k g s z o l m a s n a
E b u Bekir'e n a m a z kldrmasn s y l e ! " dedi. Aie(r.a.), Hafsa (r.a.)'nn yz- r a m e n e z a n o n u n M e s c i d ' e g i t m e y e k a r a r v e r m e s i n e n e d e n oldu. O ieri
ne yalvaran b i r b a k frlatt ve Hafsa (r.a.) da k o n u m a y a balad. F a k a t Pey- girdiinde n a m a z b a l a m t ve i n s a n l a r o n u g r d k l e r i n d e s e v i n t e n nere-
g a m b e r (s.a.v.) o n l a n u szlerle susturdu: "Siz Yusuf'un yanndaki kadnlar deyse n a m a z d a n k a c a k l a r d , fakat P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a d e v a m e t m e -
g i b i s i n i z . 1 0 E b u B e k i r (r.a.)'e namazda insanlara i m a m l k yapmasn syle. lerini iaret etti. Bir sre onlar seyretti ve d a v r a n l a r n d a k i takvay g r e r e k
Brakn sulayan hata aratrsn, haris olan da arzulasm. Yoksa Allah ve y z s e v i n t e n parlad. Yannda F a d l (r.a.) ve azatl klesi Sevban (r.a.)'n
m ' m i n l e r b u n a s a h i p o l m a y a c a k l a r . " 1 1 S o n cmleyi k e z tekrarlad ve has- yardmyla i l e r l e r k e n y z hl parlyordu. " P e y g a m b e r (s.av.)'in y z n o
talnn geri k a l a n k s m n d a namazlar h e p E b u Bekir kldrd. a n d a k i k a d a r g z e l k e n h i g r m e m i t i m " dedi E n e s (r.a.). E b u B e k i r (r.a.)
P e y g a m b e r ( s.av.) o u z a m a n ba Aie'nin g s n d e veya dizinde ol- a r k a s n d a k i saflarda b i r h a r e k e t o l d u u n u n farkndayd. B u n u n s a d e c e b i r
d u u h a l d e y a t y o r d u . F a k a t F a t m a (r.a.) geldiinde Aie (r.a.), b a b a kz tek s e b e b i n i n o l a b i l e c e i n i ve a r k a d a n yaklatn d u y d u u a d a m n Pey-
yalnz b r a k y o r d u . B u ziyaretlerden b i r i n d e Aie o n u n k z n a b i r eyler sy- g a m b e r (s.av.)'den b a k a s o l m a d n biliyordu. B u n e d e n l e b a n e v i r m e -
lediini k z n n da b u n u n zerine alamaya baladn grd. D a h a s o n r a d e n b i r a d m geri e k i l d i . F a k a t P e y g a m b e r (s.av.) elini o n u n o m u z u n a k o y -
o n a b i r sr daha verdi, b u kez g z y a l a r n n arasnda g l m s e m e y e bala- du ve " N a m a z s e n k l d r " diyerek o n u t e k r a r c e m a a t i n n n e d o r u itti.
d.O a y r l r k e n Aie (r.a.) P e y g a m b e r ( s.av.)'in ne sylediini sordu, fakat K e n d i s i de E b u B e k i r ' i n sana o t u r d u ve o t u r a r a k n a m a z kld.
F a t m a (r.a.) b u n u n b i r sr o l d u u n u ve k i m s e y e a a m a y a c a n syledi. A n -
O n u n b u i y i l e m e s i b y k bir s e v i n e yol a m t . N a m a z d a n ksa b i r
c a k daha s o n r a l a r F a t m a ona b u srr aklad: " P e y g a m b e r ( s.av.) b a n a b u
sre s o n r a s a m e , P e y g a m b e r (s.a.v.)'i d a h a k t b u l a c a n u m a r a k d n -
h a s t a l k t a n l e c e i n i syledi, b e n de aladm. D a h a s o n r a b a n a ev h a l k n -
m t , fakat o n u daha iyi g r n c e o k sevindi. P e y g a m b e r (s.av.) "Allah'n
dan o n a ilk k a v u a n n b e n o l a c a m syledi, b e n de g l d m . " 1 2
r a h m e t i ile yola k " dedi. B u n u n z e r i n e s a m e o n a veda etti ve Curf'a ge-
P e y g a m b e r (s.a.v.) hastal srasnda o k ac e k i y o r d u , a c n n o k ar- ri d n e r e k a d a m l a r n a k u z e y e y r m e k i i n h a z r l a n m a l a r n emretti. O s-
lat b i r srada kars Safiye (r.a.): " E y Allah'n P e y g a m b e r i , s e n i n e k t i i - rada E b u B e k i r (r.a.) y u k a r M e d i n e ' y e d o r u yola k m t . E s m a (r.a.) ile
ni k e k e b e n e k s e y d i m ! " dedi. B u n u n z e r i n e dier h a n m l a r b i r b i r i n e e v l e n m e d e n o k n c e E b u B e k i r (r.a.) o n yl n c e vahaya geldiinde y a n n -
b a k t l a r ve aralarnda b u n u n m n a f k l k o l d u u n u fsldatlar. P e y g a m b e r da kald Hazreli Harise'nin kz H a b i b e ile n i a n l a n m t . U z u n sre ni-
(s.a.v.) o n l a r grd ve: " G i d i n aznz y k a y n " dedi. O n a n i i n o l d u u n u anl k a l d k t a n s o n r a evlenmilerdi. H a b i b e hl Sunh'ta ailesinin y a n n d a
s o r d u k l a r n d a : " n k arkadanza iftira e d i y o r s u n u z . Vallahi, o t m sa- k a l y o r d u . E b u B e k i r (r.a.) de o n u orada g r m e y e gidiyordu.
m i m i y e t i y l e gerei s y l e d i " 1 3 c e v a b n verdi.
Peygamber ( s.av.) Fadl (r.a.) ve S e v b a n (r.a.)'n yardmyla Aie
m m E y m e n (r.a.) de srekli o n u n y a n n d a y d ve ara ara o l u n a P e y - ( r . a . ) ' n i n o d a s n a d n d . Ali (r.a.) ve A b b a s (r.a.) da oraya kadar p e l e r i n -
g a m b e r (s.av.)'in d u r u m u ile ilgili h a b e r l e r g n d e r i y o r d u . s a m e (r.a.) Al- d e n gittiler, fakat o k kalmadlar. Dar k t k l a r n d a o r a d a n g e e n baz
lah bir yol g s t e r i n c e y e kadar daha fazla i l e r l e m e y i p Curf'ta k a l m a y a k a r a r a d a m l a r Ali (r.a.)'ye P e y g a m b e r ( s.av.)'in nasl o l d u u n u sordular. "Allah'a
vermiti. F a k a t b i r s a b a h ulaan k t h a b e r l e r n e d e n i y l e M e d i n e ' y e geldi ve h a m d o l s u n " dedi Ali (r.a.) " O iyi." F a k a t s o r a n l a r gittikten s o n r a A b b a s
alayarak, u u r u y e r i n d e o l d u u h a l d e k o n u a m a y a c a k k a d a r hasta o l a n (r.a.), Ali ( r . a . ) ' n i n elini tuttu ve: "Yemin e d e r i m ki, k a b i l e m d e n a d a m l a r n
P e y g a m b e r (s.a.v.)'in yanna gitti. s a m e (r.a.) o n u n z e r i n e eildi ve p t . y z l e r i n d e g r d m gibi Allah'n R a s u l n n y z n d e de l m farkettim.
P e y g a m b e r (s.av.) elini S e m a ' d a n r a h m e t d i l e r c e s i n e y u k a r d o r u kaldrd G i d e l i m ve o n u n l a k o n u a l m . E e r h k m b i z i m s t m z e y k l e n e c e k s e ,
ve at. D a h a s o n r a e l i n i n i i n d e k i l e r i , z n t iinde k a m p a d n e n s a - o n d a n i n s a n l a r a b i z e iyi d a v r a n m a l a r n s y l e m e s i n i i s t e y e l i m " dedi. F a k a t
m e ' n i n eline b o a l t r m gibi b i r h a r e k e t yapt. Ali: "Vallahi s o r m a m , n k h a k i m i y e t i b i z d e n o alrsa, o n d a n s o n r a asla
Ertesi g n Hicret'in o n b i r i n c i y l n n R e b i - l - E v v e l a y n n Pazartesiye k i m s e o n u b i z e v e r m e z " - 1 4 dedi.
P e y g a m b e r ( s.av.) yatana d n m ve ba Aie'nin gsnde sanki CENAZENN GMLMES VE HLAFET
h i b i r g c k a i m am gibi yatyordu. Yine de Aie (r.a.)'nin kardei Abdur-
r a h m a n (r.a.) elinde b i r misvak ile odaya girdiinde Aie (r.a.) Peygamber ( [85]
s.av.)'in ona sanki misva istiyormu gibi baktn grd. Misva karde-
inden ald ve y u m u a t m a k iin inedi. Daha sonra Peygamber ( s.av.)'e " lk olarak Abbas'n dikkatini e k e n belirtileri bir sre sonra dierleri de
verdi. O da gszlne ramen gayretle dilerini misvaklad.
Ksa b i r sre sonra kendisini kaybetti. Aie b u n u n l m n balangc
I farkettiler. Peygamber (s.a.v) daha l m e d e n m m E y m e n (r.a.), oluna
Peygamber'in (s.a.v) l m e k zere o l d u u n u bildiren b i r haber gnderdi.
olduunu d n d . Fakat bir saat sonra Peygamber ( s.av.) gzlerini at.
Kuzeye y r m e k iin k a m p zaten kaldrlmt. Fakat s a m e h e m e n Medi-
Aie o z a m a n Peygamber ( s.av.)'in kendisine yle dediini anmsad: "Hi-
ne'ye d n m e emri verdi. m e r (r.a.)'in de ilerinde b u l u n d u u Ashab'dan
bir P e y g a m b e r c e n n e t t e k i yeri gsterilmeden ve yaamakla l m e k arasnda
ilk m s l m a n olan b i r o k kii ordu ile birlikteydi. ehre vardklarnda l-
bir s e i m k e n d i s i n e s u n u l m a d a n l m e z . " Aie (r.a.) imdi b u n u n yerine gel-
m n gerekletii haberini duyduklarnda m e r b u n u k a b u l etmeyi reddet-
diini ve o n u n ahireti grp geldiini anlad. Kendi k e n d i s i n e : " i m d i bizi
ti. m e r (r.a.) Kur'an'n bir yetinin yanl tefsir ettii iin b u yetin Pey-
s e m e z " dedi. Daha sonra o n u n yle mrldandn duydu: " C e n n e t t e b u -
g a m b e r (s.a.v)'in onlarn n e s l i n d e n ve gelecek nesillerde srekli yaayaca
lumak zere.
a n l a m n a geldiini zannetmiti. Bu nedenle Mescid'de ayaa k a l k m , insan-
"Allah'n kendilerine nimet verdii Peygamberler, dorular (ve dorulayanlar) lara Peygamber ( s.a.v.) 'in sadece r u h e n y o k olduunu ve bir sre sonra ge-
ehitler ve salihler beraberdir.Ne iyi arkadatr onlar." (Nisa: 69) ri geleceini anlatyordu. O b u ekilde k o n u u r k e n E b u Bekir (r.a.) at sr-

O n u n tekrar: "Allahm, Cennette b u l u m a zere"15 diye mrldand- tnda Sunh'tan geldi. n k haberler hzla tm vahaya yaylmt. Ebu Be-

n duydu. B u n l a r o n d a n duyduu son k e l i m e l e r oldu. Yava yava Aie k i r h i k i m s e n i n k o n u m a s n durdurmadan doruca kznn evine gitti.

(r.a.)'nin g s n d e k i ba arlamaya balad. Dier hanmlar alamaya Peygamber (s.a.v.) 'in y z n d e n rttkleri rty ekti. O n a bakt ve pt.

balaynca Aie (r.a.) o n u n ban bir yasta koydu ve kendisi de alamaya E y bana a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olanD dedi, Allah'n senin

balad. iin yazd l m tattn. B u n d a n sonra sana hibir l m gelmeyecek. D Da-


ha sonra yavaa rty tekrar y z n e rtt ve m e r (r.a.)'in hitap ettii
insan kalabalna doru yneldi. nsan kalabalna yaklatnda: "Yava
ol m e r ! " dedi. "Beni d i n l e ! " m e r (r.a.) buna aldrmad ve devam etti. Fa-
. B.XVT, 8.
2. I.S. VIII, 7 6 - 7 . kat E b u Bekir'in sesini tanyanlar m e r ' i brakp ne syleyeceini duymak
3. I.I. 1000. iin ona dndler. E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ettikten sonra yle dedi:
4. I.I. 1006.
" E y insanlar! K i m M u h a m m e d ' e tapyor idiyse g e r e k t e n M u h a m m e d l-
5. Havuz, Peygamber (s.a.v.)'e verilen semavi nehir kevserle beslenen ve Cennet'e girdiklerinde
m'minlerin susuzluklarn giderdikleri gldr. m t r ; k i m de Allah'a tapyor i d i y s e gerekten Allah Diridir ve l m e z . D
6. B. LXIV, 17.
Daha sonra Uhud'dan sonra indirilen u yeti okudu:
7. I.S. 11/2, 10.
8. I.S. 11/2, 30.
"Muhammed, yalnzca bir Peygamberdir. Ondan nce nice Peygamberler gelip
9. Bir mddet ertelemeden sonra sefere kldnda same bu szlerin doru olduunu ipatlad.
10. Vezirin kt kalbli kars ve arkadalarn kastediyor; bak. K. (Yusuf: 3 1 - 3 ) gemitir. imdi o lrse ya da ldrlrse siz topuklarnz zerinde gerisin geriye
11. I.S.II/2, 20. mi dneceksiniz? ki topuu zerinde gerisin geri dnen kimse, Allah'a kesinlikle za-
12. B. L X I I , 12.
rar veremez. Allah, kredenleri pek yaknda dllendirecektir." (Al-i mran: 144)
13. I.S. VIII, 91.
14. I.I. 1 0 1 1 .
Sanki E b u Bekir (r.a.) o k u y u n c a y a kadar b u yeti h i k i m s e duymam-
15. I.S. II/2, 2 7 .
t. O n d a n b u yeti aldlar ve b u yet dillerde dolamaya balad. m e r (r.a.) E b u Bekir'e verdiini bilmiyor m u s u n u z ? "Biliyoruz" diye cevap verdiler.

daha sonralar yle anlatt: m e r : " P e k i aranzda k i m o n u n n n e g e m e k istiyor?" dedi. "Allah koru-

" E b u Bekir'in o yeti o k u d u u n u duyunca o kadar armtm ki yere sun, o n u n n n e g e e m e y i z " 1 dediler. B u n u n zerine m e r (r.a.) Ebu Be-
kir (r.a.)'nin elini tuttu ve ona biat etti. Arkasndan da E b u Ubeyde (r.a.) ve
d t m . Ayaklarm artk beni tamyordu ve Allah'n R a s u l n n l m ol-
dier Muhacirler biat ettiler. Daha sonra Sa'd hari orada b u l u n a n Ensar'n
duunu anlamtm."
t m de biat ettiler. Sa'd h i b i r zaman E b u Bekir'i bir h a l i f e 2 olarak kabul
Ali, (r.a.) Zbeyr (r.a.) ve Talha (r.a.) ile birlikte evine ekilmiti. M u -
etmedi ve Suriye'ye hicret etti.
hacirlerin geri kalan k s m E b u Bekir'in etrafnda toplanmlard. Useyd ve
kabilesinden b i r o k kii de onlara katlmt. F a k a t Evs'li ve Hazre'li Ensa- Orada ne karar alm olurlarsa olsunlar Medine'de h i k i m s e Mescid'de

n n b y k o u n l u u Sa'd bn U b a d e (r.a.)'nin b a k a n b u l u n d u u Ben o orada olduu m d d e t e E b u Bekir'in n n e g e m e y i k a b u l etmezdi. Erte-

Sa'ide'nin toplant yerinde toplanmt. E b u Bekir (r.a.) ve m e r (r.a.)'e, si gn sabah namaznda, namaz klmadan n c e E b u Bekir (r.a.) minbere

E n s a r n Peygamber (s.a.v) irtihal ettiine gre y n e t i m i n k i m e ait olaca o t u r d u . m e r (r.a.) ayaa k a l k p cemaate E b u Bekir'e biat etmelerini emret-

k o n u s u n d a tarttklar haberi ulat. O n u n otoritesini m e m n u n i y e t l e kabul ti ve o n u yle tanmlad: "Sizin en iyiniz, Allah'n rasulnn arkada kisi ma-

etmilerdi; fakat o n u kaybettikten sonra ou Kayle oullarnn Yesrib'li bir arada oturduklarnda ikinin ikincisi" (Tevbe: 4 0 )

adamdan bakas tarafndan y n e l t i l m e m e s i gerektiini dnyordu. o - Yeni nazil olan ayetlerden birinde Ebu Bekir (r.a.)'in b u n e m l i anda

u Sa'd'a (r.a.) biat e t m e k zere idi. Peygamber (s.a.v)'in tek arkada olduu b e l i r t i l i y o r d u . 3 Daha sonra biat

m e r (r.a.), E b u Bekir (r.a.)'i toplant yerine kendisiyle berabar gelme- eden Ali hari tm c e m a a t bir azdan ona ballk y e m i n i ettiler. 4

si iin zorlad. E b u Ubeyde de onlarla birlikte gitti. Sa'd hastayd ve toplan- Daha sonra E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ve k r e t t i k t e n sonra cema-

t yerinin ortasnda bir rtye s a r n m yatyordu. Kureyli ieri girdiin- ate hitap etti: "Sizin en iyiniz olmadm halde sizin zerinize hakim ol-

de Ensar'dan biri o n u n adna insanlara hitap e t m e k zereydi. Onlar grn- dum. Eer doru yaparsam b a n a yardm edin, eer yanl yaparsam b e n i

ce Allah'a h a m d e t t i k t e n sonra k o n u m a s n a onlar da dahil ederek balad: dorultun. Hakka samimiyetle sayg g s t e r m e k ballktr, h a k k a saygszlk

"Bizler Allah'n Ensaryz ve slm'n savaan gcyz, ey M u h a c i r l e r Sizler ise ihanettir. Aranzdaki gszler, inallah onlarn haklarn koruyuncaya

de bizdensiniz. n k sizden bir grup bizim aramzda yayor," K o n u m a - kadar b e n i m katmda gl olacaklardr. Aranzdaki gller ise, bakalar-

c ayn tonda k o n u m a y a devam etti. Muhacirleri de biraz v m e s i n e ra- nn h a k k n onlardan, inaallah alana kadar b e n i m k a t m d a gszdrler.

m e n , onlarn ilk slm t o p l u m u olarak n e m l e r i n i gz n n d e b u l u n d u r - Ben Allah'a ve Rasulne itaat ettiim srece bana itaat ediniz. Fakat eer

makszn srekli Ensar' verek gklere karyordu. O k o n u m a s n bitirdi- b e n Allah'a ve Rasulne itaat e t m e z s e m siz de bana itaat etmeyin.Namaza

inde m e r (r.a.) tam k o n u m a y a b a l a m a k zereydi. Fakat E b u Bekir (r.a.) kalkn. Allah size m e r h a m e t e t s i n ! "

o n u susturdu ve nazike, fakat k e s i n bir ekilde k o n u m a y a balad. E n - Namazdan sonra Peygamber (s.a.v)'in ev halk ve ailesi o n u g m l m e -
sar'm n e m i n i kabul ettiini syledi. Fakat, slam'n Arabistan'da yayld- ye hazrlamalar gerektiine karar verdiler. Fakat b u n u n nasl yaplaca ko-
n ve Araplarn Kurey'ten b a k a birinin otoritesini k a b u l etmeyeceini, nusunda anlamazla dtler. Daha sonra Allah onlarn zerine bir uyuk-
n k Kurey'in tm Araplar nezdinde esiz bir k o n u m u o l d u u n u da b e - lama verdi ve h e r biri ryasnda "Peygamber (s.a.v)'i elbiseleri zerinde ol-
lirtti. K o n u m a s n bitirdi ve E b u U b e y d e ve m e r ' i n ellerinden t u t a r a k ! " duu halde ykayn" diye bir ses duydu. B u n u n zerine Aie'nin odasna git-
iki adamdan birin n e r i y o r u m . Hangisini dilerseniz ona biat e d i n " dedi. Da- tiler, o an iin Aie odadan kmt. Hazreli bir adam olan Evs bn Havli,
h a sonra Ensar'dan biri kalkarak iki otoritenin olmas gerektiini syledi. orada Ensar' temsil e t m e k iin Ali'ye yalvard: " S e n d e n Allah ve Rasuln-
Bu ateli b i r tartmaya yol at. m e r (r.a.), b u tartmay u szleriyle sus- deki paymz adna rica ediyorum. Ey Ali!" Ali o n u n ieri girmesine izin
turdu: " E y Ensar, Allah'n R a s u l n n namazlarda i m a m l k yapma grevini verdi. Abbas (r.a.) olu Fadl (r.a.) ve Kisam (r.a.) Ali (r.a.)'ye Peygamberin
m b a r e k v c u d u n u e v i r m e k t e yardm ettiler. Bu srada s a m e (r.a.) Pey- ahirette devam ettirmek zere b u dnyadan ayrlmt. Ahirette O, onlar
g a m b e r (s.a.v)'in azatl k l e l e r i n d e n biri olan kran'n yardmyla su dk- iin ve bakalar iin bu dnya hayatna snrlamalar olmakszn m e r h a m e t
yordu. Ali (r.a.) elini u z u n yn elbisenin her tarafnda gezdirdi. " E y bana anahtar, Cennet A n a h t a r , 7 H a k k n R u h u ve Allah'n habibi olacakt.
a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili o l a n " dedi. "Yaarken de l iken de
"Hi phesiz, Allah v e melekleri Peygambere salat etmektedirler. Ey iman
ne kadar g z e l s i n ! " Hatta bir gn sonra bile Peygamber (s.a.v)'in vcudu
edenler, siz de ona salat edin v e tam bir teslimiyetle ona selam verin." (Ahzab: 56).
nefes alp v e r m e m e s i n e , scaklk ve yumuakln kaybetmi o l m a s n a ra-
m e n hl uykuda imi gibiydi.
A s h a b imdi de o n u n nereye gmlecei k o n u s u n d a anlamazla d-
t. o u , o n u n mezarnn Baki mezarlnda kz ve olu brahim'in ve
k e n d i g m d arkadalarnn y a n m a kazlmas gerektiini dnyordu.
Bazlar ise o n u n Mescid'e g m l m e s i fikrindeydi. Fakat E b u Bekir o n u n :
" l d yere g m l m e y e n h i b i r Peygamber y o k t u r " dediini hatrlad.
B u n u n zerine mezar, Peygamber (s.a.v)'in yatt iltenin h e m e n yannda
Aie'nin odasnn z e m i n i n e kazld.
D a h a sonra tm Medine'liler o n u ziyaret ettiler ve banda cenaze na-
maz kldlar. K k gruplar halinde geldiler ve her grup ayr olarak cena-
ze n a m a z n kld. lk n c e e r k e k l e r grup grup geldiler, b t n e r k e k l e r onu
ziyaret ettikten sonra kadnlar geldiler. Onlardan sonra da o c u k l a r ziyaret
ettiler. O gece Peygamber (s.a.v), A (r.a.) ve kendisini mezara hazrlayan
dier arkadalar tarafndan g m l d .
imdi " N u r ehri" diye anlan Medine'de b y k bir znt yaanyor-
du. Sahabeden her biri alad iin bakalarn azarlyor, fakat kendisi al-
yordu. Niye alad sorulduunda m m E y m e n : "Ben o n u n iin alam-
y o r u m " dedi. " O n u n iin b u dnyadan daha iyi olan b i r yere gittiini sanki
bilmiyor m u y u m ? F a k a t b e n bize g k t e n gelen haberler kesildii iin al-
yorum."5 . I.S. II/2, 23.

Sanki b y k bir kap k a p a n m gibiydi. Yine de o n u n yle dediini ha- 2. Arapada Halife, yani tamamen syleyecek olursak Halifet Resulullah, Allah'm Rasul'nn veki-
I anlamna gelir.
trladlar: " B e n bu dnyada ne yapaym? Ben ve bu dnya, bir y o l c u ve yol- 3. Bak. Bl. X X X V I I .
c u n u n altnda glgelendii bir aa misaliyiz. Bir mddet sonra y o l c u yolu- 4. Birka ay sonra Fatma ldnde Ali, Ebu Bekir'e yle dedi: "Senin nemini ve Allah'n sana
olan ihsann, biliyoruz ve onun sana verdii hibir eyi kskanmyoruz. Fakat sen bizim nmzde
na gider ve o n u arkasnda brakr."^ Peygamber (s.a.v) b u n u h e r k e s i n k e n -
a < i l n l r S*/ yaptn. Biz bu konuda, Peygamber (s.a.v.)'e olan yaknlmz nedeniyle bir
disi iin sylemesini kastederek duyurmutu. Bu kap imdi kapansa bile, soz hakkna sahip olduumuzu hissettik." Bunun zerine Ebu Bekir'in gzleri yalarla doldu ve
yle ded: Nefsim, kudret elinde tutana yemin olsun ki, ben Allah'n Raslnn akrabalaryla
m ' m i n l e r iin lmle birlikte tekrar alacakt. Kulaklarnda hl o n u n u kendi akrabalarmdan daha iyi geinmek isterim." O gn le namaznda cemaate Ali'nin henz
olarak kabul etmediini aklad. Bunun zerine Ali Ebu Bekir'in doruluunu
szleri nlyordu: tasdkied ve ona biat em. (B. LXIV, 3 8 ) s

" B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle b u l u m a ye- 5. I.S. U/2. 83-4.
6. I.M. X X X V I I , 3.
rim Havuz'dur." Bu dnyadaki risalet grevini yerine getirerek, b u grevi
7. Bu ve dier isimler Peygamberin isimlerini anlatan geleneksel mnacaatlardan alnmtr.
R E F E R A N S ANAFITAR1
VAD K U R E Y L E R
(Fhr direkt olarak srail'in
Pin oullar soyundan gelmektedir.
gelmekte Fhr'in soyunun Civar
Kureylcri olarak
larak anlan ksm bu emada bbelirtilmemitir.)
K - Kur'an
K U R E Y diye tannan Fihr

Galib HARS Biyografik ve Tarihsel eserler:


Ebu tjbeydc'nin kabilesi
I Bu kitap esasen aadaki yazarn M.S. 8 ve 9. yzyllarda yazdklar
Lu'ay eserlere dayanmaktadr.

AMR Ka'b
Sheyl'in kabilesi
I.I.: l b n l s h a k Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n

ADY Mrre l s h a k i n Siret-i Rasulllah (Peygamber'in Hayat) adl kitabnn


Hseyr
mer'in kabilesi Abd'l-Melik l b n Hiam ( I . H . ) tarafndan tetkik edilmi ns-
hasnn W s t e n f e l d basksndan yaplmtr.
Amr
Kilab TEYM Yekaze
Ebu Bekir ve
Talha'nn kabilesi
I.S.: l b n Sa'd Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
SEHM CUMAH MAHZUM
Sa'd'n Kitab et-Tabakt el-Kebr adl eserinin Leyden basksn-
Amr IbnU'l-As'n kabilesi Osman b Maz'un'un kabilesi Halid b. Velid ve Ebu
Seleme'nin kabilesi
dandr.

Kusay ZHRE W.: Vkd Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n m e r e l - W -


Peygamber'in annesi Anine'nin,
kuzeni S a ' d ' n ve Abdurrahman b. kd'nin Kitab el-Meazi (Peygamber'in Savalarnn K r o n o l o j i -
A v f n kabilesi
si) adl kitabnn Marsden J o n e s basksndan yaplmtr.

| 1
Abdu'l-Uzza
Bunlarn yan sra zaman zaman u yazarlara da mracaat
ABDU'D-DAR Abdumenaf ABD
edilmitir.
Mus'ab'n kabilesi

ESED
Halice. Varaka ve Zbeyr A.: Azrak M u h a m m e d l b n Abdullah el-Azrak'nin Ahbar
NEVFEL b. Avvam'n kabilesi
ABDU'-EMS HAM MUTTALB Mut'im'in kabilesi Mekke adl eserinin Wstenfeld basks.
I
Abdu'l-Muttalib
Tab.: Taber Muhammed lbn Cerr et-Tabe-
Haris 6 erkek Zbeyr Ebu Talib Ebu Leheb Abdullah Abbas Hamza 6 kz r'nin Tarih er-Rusul ve'l-Mlk (Peygamberler ve Krallar Tari-
ocuk 1 1 h i ) adl eserinin Leyden basks. Ayn yazarn Tefsir'ine de m -
racaat edilmitir.
Cafer Ali M U H A M M E D (S.A.V.)

S.: Sheyl Abdurrahman lbn Abdullah es-


Kabilelerin kurucular, bUyilk harflerle yazlmm Bunlann ardnda da o kabilenin Peygamb'e ok yak.n e larihl
nem arzeden birka knn ad verilmitir. Sheyl'nin lbn lshak'a yazd erhin (er-Ravz el-Unuf) Kahire
basks.
Peygamberin Hadislerini Toplayan Eserler

Aadaki 9. yzylda yaam sekiz sekiz Muhaddisten yaplan alntlar,


VVensinck'in Handbook ofEarly Muhammadar Tradition adl eserinde kulland-
s i s t e m e gre dzenlenmitir.

B: M u h a m m e d bn smail el-Buhari
M: M s l i m bn el-Haccac el-Kueyr
Tir.: M u h a m m e d bn sa et-Tirmiz
A.H.: A h m e d bn M u h a m m e d bn Hanbel
N.: A h m e d bn u'ayb en-Nesei
A.D.: E b u Davud es-Sicistan
D.: Abdullah bn A b d u r r a h m a n ed-Darim
I.M.: M u h a m m e d bn Mace

Zaman zaman aadaki M.S. 11. yzyl muhaddislerinden de alntlar ya-


plmtr. Bu muhaddislerin eserleri Wensinck'in el kitabnda yer almam-r.

Bay: A h m e d ibn el-Hseyin el-Beyhak, Kitabs-Snen el-Kbra


F: Hseyin b. M a h m u d el-Ferr' el-Beav, Mikt el-Mesabih.

You might also like