Professional Documents
Culture Documents
Martin Lings HZ Muhammed-In Hayatı PDF
Martin Lings HZ Muhammed-In Hayatı PDF
a d a
mslman yazarn tamas gereken sorumluluk bilinciyle
kaleme alnan bu deerli eser, kkl bir aratrmann rn
olmasnn yansra, yazarnn bir 'edb' oluuyla kazand
ayrc bir nitelie sahiptir. E s e r e hakim olan slup bir
taraftan k o n u s u n u n g e r e k t i r d i i y o u n l u u r a h a t a
srdrebilmektedir. Kitabn anlatm b i i m i y l e kazand
bu e d e b deer, A r a p a ilk k a y n a k l a r e s a s a l m a s y l a
kazand ilm deerle birleince kendisini emsallerinden
ayran temel nitelik, iddial bir tarzda ortaya kmaktadr.
ngiliz asll mslman yazar M a r t i n L i n g s ( E b u b e k i r
S i r a c e d d i n ) yln verdii bu deerli aratrmasyla,
'siyer' bilimiyle uraan ciddi evrelerin hakl takdirlerine
mazhar olmu ve eseri " S R E T D L " n e layk
grlmtr.
ISBN 17S-S74-220-4
T f a i r a a MCC lj 3
insan yaynlar
insan yaynlar: 11 Hz. Muhammed'in Hayat
siyer dizisi: 1
dizgi-idiizen
insan
kapak dzeni
Yaln Yoncalk
revizyon@gmail.com
bask-cilt
Uygun Basm
insan yaynlar
keresteciler sitesi, mehmet akif cad.
kestane sok. no: 1 merter/istanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 5 5 4 62 07
www.insanyayinlari.com.'r
insan@insanyayinlari.com.tr insan yaynlar
i n d e k i l e r
Allah'n Evi 7
MARTIN LINGS Bir Byk Kayp 10
(Ebubekir Siraceddin) Vadideki Kurey 12
Bir Kaybn Tekrar Bulunuu 16
Bir Oul Kurban Etmeye iilen And 18
1909 ylnda ngiltere'de dodu. nceleri protestand,
Bir Peygambere Duyulan ihtiya 21
sonra ateist oldu. Oxford niversitesi'nde ingiliz ede-
Fil Yl 25
biyat okudu. Yirmibe yalarnda dier dnya dinleri-
l 29
ni incelemeye balad. 1938'de tant Kuzey Afrika'l ki Kayp 33
mslmanlar vastasyla byk suf eyh Ahmed el Rahip Bahira 35
Alav e-azel ile karlat, mslman oldu. Ebubekir Hilf'l-Fdul 37
Siracddin adn ald. Evlilik Teklifleri 39
1939 ylnda Msr'a gitti. Burada Kahire niversite- Yuva 42
si'nde, zellikle Shakespeare zerine on iki yl ders ver- K'be'nin Yeniden nas 47
di. 1948'de tekrar ngiltere'ye dnd. Londra niver- lk Vahiy 49
Namaz 52
sitesi'nden Arap dili diplomas ald. 1955 ylndan iti-
Aileni Uyarp Korkut 57
baren ngiliz Mzesi Dou elyazmalarnn (zellikle
Kurey Kar kyor 59
Arapa) tasnifine itirak etti. Evs ve Hazrec 63
Eserleri arasnda: Antik inanlar Modern Hurafeler, Ebu Cehil ve Hamza 65
Yirminci Yzylda Bir Veli, Tasavvuf Nedir ve Onbirin- Kurey'in Teklifleri ve stekleri 67
ci Saat Trke'ye evrildi. Elinizdeki bu eser, ile yazar, Kurey'in ileri Gelenleri 71
Pakistan devletince her yl verilen "Siret dln" ka- Korku ve mit 74
zand. Eser belli bal bir ok dile evrilmi ve byk il- Ailelerde Blnmeler 77
gi toplamtr. Yazarn ayrca Trke'ye evrilmemi Es-Sa (Kyamet) 83
Book of Certainty, Shakespeare in the Light of Sacred Soru 85
Art, Quranic Arts of Calligrapy and llumination isimli Habeistan 90
mer 95
kitaplar vardr. yi bir air de olan Lings'in iki de iir
Boykot ve Kaldrl 98
kitab vardr.
Cennet ve Ebediyet 104
Yazd makaleler, "Studies in Comparative Religion", Hzn Yl 105
"The Islamic Quarterly" gibi dergilerin yan sra, The "Senin Yznn Nuru" 111
New Encyclopadia of islam ve Encyclopedia Hzn Ylndan Sonra 115
Britannica gibi belli bal ansiklopedilerde yer ald. Yesrib'in Cevab 120
Yazar, 2005 ylnda vefat etti. Gler 126
Bir Suikast 127
Hicret 131
Medine'ye Giri 137
Ahenk ve Uyumazlk 139
Yeni Yuva 147
Savaa Balang 151
Bedir'e Doru ALLAH'IN EV
Bedir Sava J^J
Yenilenlerin Geri Dn
birler [1]
Beni Kaynuka
lmler ve Evlilikler 1 8 3
Ashab- Suffe (Ehl-i Suffe) 1 8 8 aratl kitab (Tekvin) bize brahim'in o c u u olmadn, o c u k sahibi
Dzensiz Saldrlar
Savaa Hazrlklar
*92
194
Y olmaktan mit kestiini ve Allah'n adrndaki ibrahim'e yle seslen-
diini syler: "imdi gklere bak ve sayabilirsen g k t e k i yldzlar say." ib-
Uhud'a Yry 1 9 9
Uhud Sava 2 0 2 rahim gzlerini yldzlara evirdi ve yle b i r ses duydu: "Senin soyun da
intikam ayn ekilde o a l a c a k " (Tekvin: 1 5 : 5 )
ehitlerin Gmlmesi 215
Kars Sare yetmialt, brahim ise s e k s e n b e yanda idi; kars tbra-
Uhud'dan Sonra 2 ^9
him'e Hacer adnda Msr'l bir cariyeyi ikinci kars o l m a s iin verdi. Fakat
ntikam Kurbanlar 2 2 3
Beni Nadir 2 2 8 hanmla cariye arasnda geimsizlik ortaya kt. Hacer, Sare'nn kzgnln-
Sava ve Bar 23 1 dan kat ve z n t iinde Allah'a yalvard. Allah ona melek'le bir vahiy
Hendek 2 4 2
gnderdi: " S e n i n s o y u n u o kadar oaltacam ki o n u s a y m a k m m k n ol-
Kuatma 2 4 8
Beni Kurayza 2 ^ 9 m a y a c a k . " M e l e k ona unlar syledi: "te, bir o c u u n olacak, bir e r k e k
Kuatmadan Sonra 2("5 ocuu dnyaya getireceksin ve adn ismail k o y a c a k s n ; n k Allah senin
Mnafklar 2 6 8
kederini iitti." (Tekvin: 16: 1 0 - 1 1 ) . Sonra Hacer, i b r a h i m ve Sare'nn yan-
Gerdanlk 2 7 1
na dnd ve onlara melein sylediklerini h a b e r verdi; o c u k doduunda,
ftira 2 7 4
Kurey'in Yaad kilem 2 7 9 brahim ona "Tanr iitir" a n l a m n a gelen ismail adn koydu.
Apak Bir Zafer 2 8 4
o c u k o n yana geldiinde, b r a h i m yz, Sare ise d o k s a n yanday-
Hudeybiye'den Sonra 29 0
d; Allah tekrar brahim'e seslendi ve Sare'nn bir erkek o c u u dnyaya ge-
Hayber 2 9 7
Senin byk atalarndan m i C r h m ! bir kadnla bir e r k e k olduu bile syleniyordu. Bu nedenle
Ve tm haclar sulamana yeter." kuyuyu kaplayan kayayla karlap, Allah'a krettii srada, kalabaln bir
ksm oradan ayrlmak zereydi. Kalabalk tekrar topland ve oald. Ab-
Daha sonra k o n u a n ona kan, gbre, karnca yuvas ve gagal kuzguni
dlmuttalib, Crhmlerin g m d hazineleri karrken h e r k e s b u n l a r
kularn b u l u n d u u b i r yer aramasn syledi. O n a "Allah'n haclarn tm
zerinde k e n d i n e bir pay karmaya alyordu. F a k a t o, b u hazinelerin
h a c b o y u n c a sulayacak temiz akan su i i n " dua etmesi sylendi. 1
kendisine mi, toplulua m , yoksa K'be'ye mi kalaca k o n u s u n d a kur'a e-
G n e doarken, Abdu'l-Muttalib kalkt ve Irak Ke ad verilen
kilmesine karar verdi. pheli bir eye karar vermekte kullanlan bu usl,
K'be'nin kuzey kesinde Hicr'i terk etti. Kuzey-bat duvar b o y u n c a dier
kabul edilmi bir gelenekti. Bu gelenek K'be'de Moabi putu Hubel n n d e
kedeki K'be'nin kapsna doru yrd; birka adm gittikten sonra dur-
o k e k e r e k uygulanyordu. Bu ekilite hazinenin bir k s m K'be'ye, bir
du, dou kesindeki Hacer'l-Esved'i (Kara Ta) pt. Oradan tavafa ba-
ksm da Abdu'l-Muttalib'e kt ve Kurey'e hibir ey kmad. Ayn za
lad, tekrar Irak Ke'den Hicr'e, oradan bat kesine -Suriye Kesi - ora-
manda Z e m z e m zerindeki k o n t r o l n Haimler'de o l m a s n a karar verildi,
dan da gneydeki Yemen Kesi'ne gitti, ibrahim'in soyundan gelenler, ls-
n k haclara su salamak onlarn greviydi.
hakoullar olsun, Ismailoullar olsun mabedi gnein tersi y n n d e tavaf
. I.I, 93
ederler. Yemen Kesi'nden I lacer'l-Esved'e doru y r d n d e , E b u Ku-
BR OUL KURBAN ETMEYE LEN AND
szden bahsetti. Her oul k e n d i o k u n u hazrlad ve Abdu'l-Muttalib, Hu-
[5] bel'in yannda yerini ald. Yannda getirdii b y k ba kard ve Allah'a
dua etmeye balad. O k l a r ekildi, kan Abdullah'n okuydu. Babas bir
eliyle onu, dier eliyle de ba tutarak o n u kapya doru srkledi, ken-
bdul-Muttalib, cmertlii ve aklll ile Kurey'ten sayg gryordu. O
A o k yakkl b i r adamd, etkili bir grn vard. Zengin oluu da
disine d n m e pay b r a k m a k istemezcesine k u r b a n edecei uygun bir yer
aryordu.
k e n d i n i ansl saymasnn n e d e n l e r i n d e n biriydi; b t n b u n l a r n stne
Z e m z e m ' i n tekrar ina edilmesine vesile olan seilmi kii olmas da ekleni- Fakat o evindeki kadnlar, zellikle de Abdullah'n annesi Fatma'y he-
yordu. Bu ltuflar iin Allah'a o k minettard. F a k a t , Z e m z e m k u y u s u n u saba katmamt. Dier karlar M e k k e dndaki kabilelerdendi, bu neden-
kazmay durdurmas sylendiinde, gnl birtakm dncelerle sklmt. le M e k k e zerinde etkileri o k azd. Fakat Fatma, en gl kabilelerden bi-
Her ey iyi gitmiti, Allah'a k r ! Fakat daha n c e bir oul sahibi o l m a n n ri olan M a h z u m kabilesindendi, yani bir Kurey'liydi. B u n u n yan sra a n n e
eksikliini h i b u kadar hissetmemiti. r n e i n , Abd e m s kabilesinin ba- tarafndan soyu Kusayy'n oullarndan Abd'a dek uzanyordu. Fatma'nn
, k u z e n i Umeyye'ye b i r o k e r k e k evlat lutfedilmiti ve eer kuyuyu kazan t m ailesi bir yardm gerektiinde mdahale edebilecek kadar yakndayd-
M a h z u m ' u n reisi Muire olsayd, oullar o n u n etrafnda b y k ve gl lar. Abdlmuttalib'in o n olundan Fatma'dand: Zbeyr, E b u Talih ve
daire oluturabilirdi. Oysa kendisi, birden fazla kars olmasna ramen o n u Abdullah. Fatma ayn z a m a n d a , kardelerine o k bal olan Abdu'l-Multa-
destekleyecek bir tek e r k e k o c u a sahipti. Buna almt; fakat kendisine lib'in be kznn da annesi idi. Bu kadnlar bo d u r m u y o r d u ve phesiz
Zemzem'i veren Allah o n u baka ynlerde de yceltebilirdi. Bu yeni ltfn kendi oullarnn bana da gelebilecek olan b u tehlike nedeniyle dier ka-
verdii evkle Tanr'ya daha fazla e r k e k o c u k vermesi iin dua etti. Duas- rlar da Fatma'nn yannda yer alyorlard.
na, eer Allah, on evlat verirse ve hepsi de byyp, b l u ana gelirse, Oklara bakldktan sonra b y k bir topluluk fal oklarnn bulunduu
onlardan birini K'be'de k u r b a n edeceini de ekledi. yeri doldurdu. Abdlmuttalib ve Abdullah, K'be'nin kapsnda l gibi
renksiz bir halde belirince M a h z u m l e r arasndan bir mrlt ykseldi, n-
Duas k a b u l o l m u t u ; yllar g e m i ve d o k u z olu daha o l m u t u . O an-
k kendi kardelerinin oullarndan birinin kurban edileceini anladlar.
d itiinde, b u , ona o k uzak bir olaslk gibi g r n m t . Fakat, Abdullah
" O bakla nereye?" diye bir ses ykseldi, halbuki hepsi bu s o r u n u n ceva-
dndaki t m oullan b y d n d e , itii ant dncelerinde yer etmeye
bn biliyordu. Abdu'l-Muttalib ettii yeminden b a h s e t m e y e balad, fakat
balad. B t n oullaryla iftihar ediyordu, fakat ilerinde en o k Abdullah'
M a h z u m ' u n efi Muire o n u n szn kesti: " O n u k u r b a n e t m e y e c e k s i n ,
sevdii akt. Belki Tanr da b u o c u u s e m i ve ona b u belirgin gzellik
o n u n yerine baka bir ey feda et, o n u n bedeli ne kadar o k olursa olsun,
ve iyilikleri vermiti. Belki de o n u n k u r b a n edilmesini istiyordu. Ne olursa
tm Mahzumoullar kendi mallarn feda etmeye hazrdrlar." Bu zamana
olsun, Abdu'l-Muttalib s z n n eri b i r insand, sznden d n m e y i h i b i r
kadar Abdullah'n dier kardeleri de K'be'nin dna kmlard. Hibiri
zaman d n m e m i t i . O ayn zamanda o k adaletli bir insand ve s o r u m l u -
k o n u m a m t , fakat imdi babalarna d n p kardelerini kefaret karln-
luklarnn farkndayd. Hangi olunu k u r b a n edeceini s e m e y k n k e n -
da kurtarmas iin yalvaryorlard. Herkes ayn eyi sylyor ve Abdu'l-
di stne alamazd. Bu nedenle Abdullah b y d n d e , on o l u n u da ev-
Muttalib de ikna o l m a k istiyordu, fakat akl phelerle doluydu. S o n u n d a ,
resine toplad ve onlara Tanr'ya verdii szden bahsetti s z n yerine ge-
b u d u r u m d a kefaretin m m k n olup olmadn sormaya ve m m k n s e na-
tirebilmesi iin onlardan yardm istedi. O n a b o y u n e m e k t e n baka see-
sl olacan r e n m e k iin Yesrib'de yaayan akll bir kadna gitmeye karar
nekleri yoktu. Babalarnn sz k e n d i szleriydi; ve ona ne yapmalar gerek-
verdi.
tiini sordular. Babalar onlara h e r birinin bir o k zerine kendi iaretini
k o y m a s n istedi. O srada Kurey'in oklara b a k a n falcsna K'be'de b u l u n - Abdullah' ve bir veya iki oulunu daha yanna alarak Abdu'l-Muttalib,
mas iin haber gnderdi. Oullarm Kutsal Ev'e s o k t u ve falcya verdii doduu ehre gitti. Orada kadnn Yesrib'in yz mil gneyinde, yahudilo
rin yerletii Hayber'e gittiini rendi. Bu nedenle yollarna devam e t t i l n
ve k a d m buldular. Kadna olaylar anlattklarnda, kadn onlara ruhla ko- BR PEYGAMBERE DUYULAN HTYA
n u m a s gerektiini ve ertesi gn gelmelerini syledi. Abdu'l-Muttalib Al-
lah'a dua etti. Ertesi gn kadn unlar syledi: "Bana ilham geldi. Sizde kan [6]
bedeli n e d i r ? " O n a on deve olduunu sylediler. " M e m l e k e t i n i z e d n n ve
k u r b a n edeceiniz adam bir tarafa, on deveyi bir tarafa k o y u n ve aralarn-
bdu'l-Muttalib hibir zaman Hubel'e ibadet etmedi: o h e p Tanr'ya-Al-
da kura e k i n . O k adamn aleyhine karsa, on deve daha ekleyin ve tekrar
kura e k i n . Fal develere kncaya kadar develeri arttrm. Develeri k u r b a n
A lah'a- ibadet ederdi. Fakat M o a b i putu, nesillerden beri K'be'nin iin-
deydi ve tm mabedlerin en by olan b u mabedi kaplayan ltuf ve ma-
edip adam salverin" dedi.
nevi etkinin yani bereket'in c i s i m l e m i eklini temsil ediyordu. Arabis-
M e k k e ' y e dndler, Abdullah' ve on deveyi K'be'nin avlusuna koydu-
tan'da baka k k m a b e d l e r de vard. Bunlarn en nemlileri Hicaz blge-
lar. Abdu'l-Muttalib, K'benin iine girdi ve Hubel'in yannda durarak, yap-
sindeki "Allah'n kzlar" olarak k a b u l edilen Lat, Uzza ve Menat idi. Dier
tklarn kabul etmesi iin Allah'a yalvard. Oklar ektiler ve o k Abdullah'n
Yesrib Araplar gibi, Abdu'l-Muttalib de k k l n d e n beri, vahann kuze-
aleyhine kt. On deve daha eklediler, fakat oklar yine develerin yaamas,
yinde, Kzl Deniz'deki Kudayd'da b u l u n a n M e n a t ' m tapmana gtrl-
Abdullah'n k u r b a n edilmesi gerektiim sylyordu. Her seferinde o n deve
mt. Kurey iin b u n l a r n en nemlisi, M e k k e ' n i n bir g n l k deve yolu
ekleyerek develerin saysn artrmaya devam ettiler. Develerin says yz
gneyinde, Nahle ovasmdaki Uzza putu idi. Bir g n l k yol daha gidilirse,
b u l u n c a y a dek faln s o n u c u ayn kt. S o n u n d a fal, develerin aleyhine dn-
Havazin kabilesinden Sakif tarafndan y n e t i l e n ve Yeil C e n n e t denilen Ta-
d. F a k a t Abdu'l-Muttalib o k titiz bir insand: b u kadar b y k karara var-
i f e varlr. Lat "Taif'li bir k a d n " d ve o n u n putu gsterili bir tapnaa k o n -
m a k iin bir o k u n s o n u c u n u yeterli grmedi. kez fal o k u e k i l m e s i ze-
mutu. Bu putun koruyucular olduklar iin Sakifliler kendilerini Kurey'le
rinde durdu ve iki kez daha o k ektiler. Her seferinde fal develerin aleyhi-
bir tutarlard: Kurey'liler de M e k k e ve Taif'i kasdettiklerinde, "iki e h i r " di-
ne kt. S o n u n d a Abdu'l-Muttalib T a n r n n kefareti kabul ettiinden emin
y e c e k kadar Taif'i yceltmiti. "Hicaz'n B o s t a n " denilen Taif'in verimlilii
oldu ve develer k u r b a n edildi.
ve i k l i m i n i n gzelliine ramen halk yine de kuzeydeki b o vadiyi kska-
nyordu. n k kendi mabetlerinin, ne kadar ykseltseler de, Allah'n Evi
ile b o y lemeyeceini biliyorlard. T a m a m e n tersi olmasn, yani kendi
tapmaklarnn tercih edilmesini de istemiyorlard, n k onlar da smail'in
soyundandlar ve Mekke'yle b i r o k balar vard. Bu k o n u d a k i duygular
o u n l u k l a k a r m a k ve birbirine kart oluyordu. Dier tarafta Kurey ka-
bilesi h i kimseyi k s k a n m y o r d u . D n y a n n merkezinde yaadklarndan
haberdardlar ve pusulann h e r y n n d e n hac e k e b i l e c e k derecede b y k
bir m a b e d i n sahibi olduklarn biliyorlard. Onlarn yapmas gereken tek ey
kendileriyle dier kabileler arasnda kurulan iyi ilikiyi b o z m a m a y a al-
makt.
yordu. Mekke'ye bu kez yaptklar yolculuu, onlardan biri, kocas Hris'le tercih ediliyordu. Sonunda Halime dnda tm Beni Sa'd kadnlar birer o-
birlikte gelen ve yeni doum yapm olan Ebu Zu'ayb'm kz Halime yle cuk sahibi olmulard. Sadece en fakir stanne ocuksuz, en fakir ocuk da
stannesiz kalmt.
anlatyor: "O yl bir ktlk ylyd ve hibir eyimiz kalmamt. Dii eei-
min zerine bindim. Yanmza bir damla bile st vermeyen yal dii deve- "Mekke'den ayrlmaya karar verdiimizde" dedi Halime, "kocama de-
mizi de aldk. Alktan alayan k k olumuz yznden btn gece uyu- dim ki: tm arkadalarmn arasnda emzirecek bir ocuk bulamadan dn-
yamadk. nk gsmde onu besleyecek kadar st yoktu. Eeim o ka- mekten holanmyorum. Gidip o yetimi alacam." "Nasl istersen" dedi.
dar zayf ve gsz idi ki ounlukla dierlerini bekletiyordum." "Onun sayesinde Tanr bize belki ltfeder." Ondan baka bir bebek bulama-
Develerin ve eein beslenip glenebilmesi iin nasl bir damla yamur dm iin dndm ve onu aldm. Onu alp konakladmz yere dndm,
yamasn beklediklerini anlatt. Fakat Mekke'ye varana dek hi yamur onu kucama alp gsme yaklatrdmda gsm onun iin stle dol-
yamad. Beni Sa'dllar st ocuu almak iin etrafa baknmaya baladkla- du. O kendi memesini emdi, dierinden de st kardei doydu. Sonra ikisi
rnda, Amine orada bulunanlara srayla olunu almalar iin teklifte bulun- de uyudular. Kocam yal devemizin yanma gitti, bir de ne grsn! Meme-
du, fakat hepsi reddettiler. Halime: "Bunun sebebi ocuun babasndan bi- leri st doluydu. Onu sad ve doyuncaya dek ikimiz de stten itik. En g-
raz destek beklememizdi. O bir yetim, annesi ve dedesi bize ne salayabilir? zel gecemizi geirdik ve sabahleyin kocam bana yle dedi: "Halime, senin
diyerek onu almadk" dedi. o c u k emzirmek iin dorudan bir cret iste- aldn bu ocuk korunmu bir varlk." "Benim dileim de b u " dedim. Da-
miyorlard, nk ocua verilen st karlnda para almak erefsizlik sa- ha sonra yola koyulduk, ben eee bindim, arkama da ocuu bindirdim:
ylyordu. Aldklar karlk daha dolayl ve uzun sreye balyd. ehirliler- Eeim herkesinkini geti ve hibiri ona yetiemedi. Bana: "Hey, bizi bekle!
le gebeler arasndaki bu dei-toku doal bir eydi, nk birinin zen- Geldiin eek bu m u ? " diye sordular. "Tabi b u " dedim. "Ona bir mucize
gin olduu konuda dieri fakirdi. Gebenin teklif ettii ey Tanr vergisi isabet etmi" dediler.
geleneksel yaam ekliydi. Habil'in yaam ekli. Kabil'in oullar ise -ilk e- "Beni Sa'd yresindeki adrlarmza ulatk. Allah'n yaratt yery-
hirleri kuran Kabil'di- zenginlie ve gce sahiptiler. Bedevi'nin avantaj, b- znde buras kadar ksr ve verimsiz bir toprak daha olduunu sanmyo-
yk ailelerden biriyle srekli bir ba kurmakt. Stanne, kendisine ikinci rum. Fakat biz ocuu beraberimizde getirdikten sonra srmz her sefe-
bir anne gibi balanacak ve yaam boyunca minnettar kalacak bir oul sa- rinden karn tok ve stle dolu olarak eve dnyordu. Dierlerinin bir dam-
hibi oluyordu. O ayn zamanda kendi ocuklarna da karde gibi davrana- la bile st yokken biz onlar sap iiyorduk. Komularmz ise kendi o-
cakt. Bu iliki sadece szde bir iliki deildi. Araplara gre st de veraset banlarna "Gidin ve onlarn obannn otlatt yerlerde srleri otlatn" di-
kanallarndan biriydi ve emzirenin nitelikleri hemen bebee de geerdi. Fa- yorlard. Yine onlarn srleri a ve stsz dnerken, bizimkiler tok ve st-
kat st ocuktan byyene dek hibir ey beklenemezdi, o byyene dek le dolu dnyorlard. o c u k iki yama gelip ben onu stten kesinceye dek
ocuun grevlerini babas yklenirdi. Bir bykbaba (dede) grevler iin Allah'n bu ltf devam etti.^
uzak saylabilirdi. Bu durumda ise Abdu'l-Muttalib'in yall nedeniyle " o c u k iyi byyordu" diye devam etti. "Ve dier ocuklarn hibiri
uzun sre yaayamayaca belliydi. ldnde torunu deil oullan miras bymede ona yetiemiyordu. ki yama geldiinde iyi gelimi bir ocuk-
alacaklard. Amine ise fakirdi; ocua gelince, babas ona zengin bir miras tu, bize getirdii bereket nedeniyle bizde daha ok kalmasn istememize
brakacak kadar yaamamt. Oluna be tane deve, kk bir koyun ve ke- ramen onu annesine geri gtrdk. Ona yle dedim: "Kk olumu da-
i srs ve bir cariyeden baka miras brakmamt. Abdullah'n olu as- ha ok glenene dek benim yanmda brak, nk Mekke'de onun salgn
lnda saygn bir aileye mensuptu; fakat bu yl teklif edili n en fakir ocuktu. hastalklara yakalanmasndan korkuyorum". Onu bize tekrar verene dek
Dier taraftan stanne ve ailesinin zengin olmalar heklenmese de ok annesine srar ettik.
fakir olmamalar istenirdi. Halime ve kocas arkadalar arasnda en fakir "Dnmzden aylar sonra bir gn, o ve kardei adrn arka tarafn-
da kuzularla beraberlerdi. Kardei koarak geldi ve: "Kureyli kardeim, be-
K KAYIP
yazlar giymi iki kii o n u aldlar, yere yatrdlar ve gsn atlar, elleriyle
gsn kartryorlar" dedi. B u n u n zerine b e n ve babas onlarn yanna
[9]
gittik, o n u o t u r u r b u l d u k , fakat yz solgun grnyordu. O n u yanmza
ektik ve " S a n a ne oldu o l u m ? " diye sorduk. yle cevap verdi: "Beyazlar
giymi iki adam y a n m a geldi, beni yatrdlar ve g s m atlar, iinde bil- j - r a l i m e ve Haris s o n u n d a o c u k l a r n doru sylediine inandlar ve b u
m e d i i m bir eyi aratrdlar"2. i i o l a y onlar o k etkiledi. Haris, st o c u k l a r n n kt bir ruha sahip ol-
Halime ve kocas Haris etrafa bakndlar, fakat insana b e n z e r bir ey g- masndan veya byye u r a m a s n d a n k o r k t u ve karsna b u k t l k l e r
remediler. ki o c u u n sylediini dorulayacak bir damla kan veya yara bi- meydana k m a d a n o c u u a n n e s i n e teslim etmeleri gerektiini syledi.
le yoktu. Sorulan sorular ocuklar syledikleri eyden vazgeiremedi. o - Halime o n u bir kez daha M e k k e ' y e gtrd, geri gtrmelerinin asl nede-
c u u n k c k g s n d e bir izik bile yoktu. Normal olmayan tek ey o- nini gizlemek niyetindeydi. F a k a t A m i n e , daha n c e k i fikirlerini n e d e n de-
c u u n srtnda, iki k r e k k e m i i n i n ortasndayd: k k , fakat belirgin yu- itirdiklerini r e n m e k iin o k srar etti, s o n u n d a t m hikyeyi rendi.
varlak bir iaret. Sanki bir bardak k a p a n m gibi orann etleri derinin stn- Her eyi rendikten sonra Halime'yi teskin ederek: " B e n i m k k olum-
de bir y k s e k l i k meydana getiriyordu. Fakat bu iaret doutand. da b y k harikalar gizli" dedi. Sonra h a m i l e y k e n bandan geenleri, kendi
Daha sonraki yllarda o c u k bu olay daha ayrntl bir ekilde anlatabi- iinde b i r n u r tadnn nasl farkna vardn anlatt. Halime o c u u ya-
liyordu: "Beyazlar giymi iki adam yanma geldi, ellerinde karla dolu altn nnda tutmaya raz o l m u t u , fakat b u kez A m i n e o c u u n a k e n d i b a k m a y a
bir leen vard. Sonra beni yatrdlar ve g s m atlar, kalbimi dar - karar verdi: " O n u b e n i m l e brak ve selametle evine d n " dedi.
kardlar. Ayn ekilde o n u da ikiye ayrdlar, i i n d e n siyah bir phty alp at- o c u k , annesiyle Mekke'de yaklak yl kadar m u t l u yaad ve dede-
tlar. Daha sonra kalbimi ve g s m karla y k a d l a r . " 3 unlar da ekledi: sinin, a m c a l a r n n , halalarnn ve k u z e n l e r i n i n beenisini kazand. zellik-
" M e r y e m ve Isa dnda, doduu andan itibaren t m Ademoullarna ey- le ona en yakn olanlar, M u h a m m e d ' i n anne-babasyla ayn gnde evlenen
tan dokunmutur."4 Abdu'l-Muttalib'in son evliliinden olma o c u k l a r Hamza ve Safiye idi.
Hamza, M u h a m m e d ' l e (s.a.v.) ayn yatayd, Safiye ise biraz daha k k t .
Babas tarafndan amca ve halas, a n n e tarafndan ise kuzenleri olan bu iki-
liyle m r b o y u s r e c e k olan gl bir ba kurdu.
Alt yana geldiinde, annesi o n u Yesrib'deki akrabalarna ziyarete g-
trmeye karar verdi. Kuzeye giden bir kervana katldlar, yanlarnda iki de-
ve vard, birinde A m i n e , dierinde cariye ile M u h a m m e d (s.a.v.) gidiyordu.
Daha sonralar, o c u k beraber kaldklar Hazreli akrabalarnn yannda na-
sl u u r t m a u u r m a y ve havuzda yzmeyi rendiini hatrlayp anlatrd.
Fakat Yesrib'den ayrlmalarndan ksa bir sre sonra Amine hastaland ve
kervandan ayrlp orada istirahat e t m e k zorunda kaldlar. Birka gn sonra
A m i n e vefat etti - Yesrib'den o k uzak olmayan bir yerde, Ebva'da- ve oraya
g m l d . imdi iki taraftan da yetim olan o c u u Bereke elinden geldiin-
. I.I., 105. ce teselli etmeye alt. Baz yolcularn yardmyla o n u Mekke'ye getirmeyi
2. A.g.e.
baard.
3. I.S.I/1,96.
imdi artk ondan t a m a m e n dedesi sorumluydu. G n l e r g e t i k e Ab-
4. B. Lx,54.
du'l-Muttalib'in Abdullah'a duyduu zel sevginin o n u n oluna aktarld
RAHP BAHRA
gzleniyordu. Abdu'l-Muttalib her zaman K'be'ye yakn olmay seviyordu.
Zemzem'i kazmas emredildiginde de Hicr'de uyuyordu. Bu nedenle ailesi
[10]
o n u n iin Kutsal Ev'in glgesine hergn bir ilte sererdi. Babalarna duy-
duklar sayg nedeniyle oraya, oullarndan hibiri, hatta Hamza bile onun
yannda oturmaya giremezdi; fakat k k t o r u n u n u n bu tr sorunlar yok- . bdu'l-Muttalib'in mallar hayatnn son d n e m i n d e o l d u k a azalmt,
tu. Amcalar ona b a k a yerde oturmasn sylediklerinde Abd'l-Muttalib A l m n d e n sonra oullarna sadece o k k k bir miras brakmt.
yle derdi: " O l u m u olduu gibi brakn, o n u n gelecei o k b y k . " Mu- Oullarndan bazlar, zellikle E b u L e h e b olarak tannan Abdu'l-Uzza k e n -
h a m m e d , o n u n yannda o t u r u r ve srtna binerdi. Dedesi de o n u n yaptkla- diliklerinden zengin olmulard. F a k a t E b u Talib fakirdi. Bu nedenle yeeni
rn m e m n u n i y e t l e seyrederdi. Hemen h e m e n her gn K'be'de ve Mek- kendisini, yaamn k a z a n m a k iin elinden geleni yapmaya zorunlu hissedi-
ke'nin dier yerlerinde elele grlebilirlerdi. Hatta Abdu'l-Muttalib, Mec- yordu. Hayatn kei ve koyunlara obanlk ederek kazanyordu ve gn ge-
lis'e giderken de o n u beraberinde gtrrd. Hepsi krk civarnda tm ef- tike M e k k e ' n i n stndeki tepelerde veya tesindeki ovalarda yalnz geirdi-
lerin topland bu mecliste o k n e m l i meseleler konuuluyordu ve seksen i gnler artyordu. Buna ramen amcas onu bazen beraberinde yolculua
yandaki yal ef, yedi yandaki bu ocua olaylar k o n u s u n d a k i fikrini so- gtryordu. Bu yolculuklardan birinde, M u h a m m e d (s.a.v.) dokuz, bir g-
ruyordu. Dedesi her seferinde " O l u m u b y k bir gelecek b e k l i y o r " derdi. re gre de oniki yandayken bir ticaret kervanyla Suriye'ye kadar gitti.
Annesinin l m n d e n iki yl sonra yetim, dedesini de kaybetti. Abdu'l- Basra'da, M e k k e kervannn h e r zamanki k o n a k yerlerinden birinde, iinde
Muttalib lrken t o r u n u n u , babasnn z kardei olan, amcas Ebu T a l i b e nesilden nesile bir hristiyan rahibin yaad bir hcre vard. Biri ldn-
emanet etti. E b u Talib de yeenine dedesinden grd sevgi ve efkatin ay- de, dieri o n u n yerini alyor ve eski el yazmalarn da ieren manastrdaki
nsn gsterdi. B u n d a n sonra artk O, E b u Talib'in oullarndan biriydi. Ka- b t n eyaya varis oluyordu. Bu el yazmalarndan birinde Araplar'a bir pey-
rs Fatma da o c u u n annesinin yerini t u t m a k iin elinden geleni yap- g a m b e r gelecei kaytlyd. Manastrda yaayan Rahip Bahira b u kitaplarn
yordu. Daha s o n r a k i yllarda M u h a m m e d (s.a.v.), o n u n kendi ocuklar a h e p s i n d e n haberdard. Bu k o n u y l a ilgilenmesinin asl sebebi ise Varaka gibi
dururken kendisini doyurduundan bahsederdi. o n u n da peygamberin kendisi hayatta iken geleceine inanmasyd.
Bahira M e k k e k e r v a n n n manastrdan p e k u z a k olmayan b i r yerde ko-
nakladn b i r o k defa grmt. F a k a t b u sefer daha n c e h i grmedii
b i r eyle karlat ve dona kald: Alak ve k k bir b u l u t onlarn stnde
yava yava ilerliyor ve srekli yolculardan bir veya ikisi ile gnein arasn-
da yer alyordu. B y k bir ilgiyle onlarn yaklamasn izledi. F a k a t birden
ilgisi aknla dnt. n k konakladklar anda bulut h a r e k e t etmeyi
durdurdu ve altnda glgelendikleri aacn stnde sabit olarak kald. Aa
ise dallarn aa indirerek onlarn iki kat glgede olmalarn salyordu.
Bahira byle bir m u c i z e n i n n e m l i olduunu biliyordu. Sadece yce bir
ahsiyetin varl b u olay aklayabilirdi ve aniden b e k l e n e n peygamber ak-
lna geldi. Sonunda gelmi miydi, b u yolcularn arasnda olabilir miydi?
gelmemiti. " E y Kureyliler," dedi, "geride k i m s e kalmadndan emin mi- S mna devam eden yeeniyle birlikte Mekke'ye dnd. Fakat amcalar,
Abbas ve Hamza gibi o n u n da sava aralarn k u l l a n m a k iin eitimden
s i n i z ? " "Baka k i m s e k a l m a d " dediler, "sadece en k m z olan bir er-
gemesi gerektii kansna vardlar. Hamza fiziksel adan gl bir yapya
k e k o c u k kald". Bahira " O n a yle davranmayn, o n u da arn bizimle
sahipti, gl bir adam olaca n c e d e n b e l l i y d i . yi bir greiydi ve iyi k-
beraber y e m e k t e b u l u n s u n " dedi. Ebu Talib ve dierleri bu dncesizlikle-
l kullanrd. M u h a m m e d ise ortalama uzunluk ve gte bir genti. O k u -
ri iin z r dilediler. lerinden biri yle dedi: "Biz, gerekten suluyuz,
lua zel bir yetenei vard ve b y k atalar smail ve b r a h i m gibi iyi oku
Abdullah'n o l u n u geride brakp, bu ziyafetten m a h r u m etmemeliyiz." Da-
o l m a yolundayd. Bu baardaki en b y k rol ise gzlerinin k e s k i n oluun-
ha sonra M u h a m m e d ' i n (s.a.v.) yanna gitti ve o n u da beraber y e m e k yeme-
dayd: o n u n Sreyya b u r c u n u n o n i k i yldzn sayabildii sylenirdi.
e davet etti.
O yllarda, uzun fakat aralklarda sren ve haram aylardan birinde balad-
o c u u n y z n e bir kez b a k m a k Bahira iin b u mucizeleri aklamaa
iin Ficar Sava denilen avatan baka nemli bir atma olmad. Kinane
yetti. Yemek b o y u n c a o n u dikkatle incelediinde yz ve vcut zellikleri-
kabilesinden bir adam, Necd'deki Havazin kabilelerinden Amir'in bir adamn
nin kendi kitabnda anlatlanlara ne denli yakn olduunu gzledi. Yemek- ldrm ve Hayber kalesine snmt. Olaylar dizisi her zamanki l kural-
ten sonra rahip b u g e n misafirinin y a n m a gitti ve ona yaam ekli, uykula- larna uygun olarak meydana geldi: eref intikam gerektirirdi. ldrlen ada-
r ve genel konulardaki tavrlaryla ilgili baz eyler sordu. M u h a m m e d ona mn kabilesi, Kinane'ye yani ldren adamn kabilesine saldrd. Kurey o sra-
bu konularda ayrntl cevaplar verdi; n k adam saygdeerdi, sorular ise larda Kinane ile mttefik durumdayd. Sava drt yl srd. Fakat gerekte
saygl ve h r m e t k a r c a soruluyordu. Hatta rahip srtna b a k m a k istediinde be gnden fazla atma meydana gelmedi. O sralarda Haim'lerin banda,
gmleini syrmakta tereddt etmedi. Bahira zaten kesinlikle o n u n pey- Ebu Talib gibi Muhammed'in babasnn z kardei olan Abdu'l-Muttalib'in o-
gamber olduu kanaatindeydi. Bir de srtnda, iki k r e k kemii arasnda, ki- lu Zbeyr vard. Zbeyr ve Ebu Talib yeenleri Muhammed'i ilk atmalardan
tabnda anlatlan yerde peygamberlik m h r n g r n c e tm pheleri si- birine gtrdler.Fakat onun savamak iin ok gen olduu kanaatine vard-
lindi. Bahira E b u Talib'e dnd ve: "Bu o c u k l a akrabalk dereceniz n e d i r ? " lar. Bu nedenle onun sadece hedefine ulamayan dman oklarn toplayp, am-
diye sordu. E b u Talib " O l u m d u r " dedi. R a h i p , " O l u n u z deil, bu o c u u n calarna iletmesine izin verdiler. ^ Fakat bunu takip eden atmalarda, Kurey
babas sa o l a m a z " dedi. E b u Talib " K a r d e i m i n o l u d u r " dedi. "Peki baba- ve taraftarlarnn kt bir durumda olduu srada, onun da bir oku olarak ma-
sna ne o l d u ? " dedi rahip. teki "Daha annesi ona h a m i l e y k e n l d " dedi. rifetini gstermesine izin verildi ve baars kutland. 2
"te b u d o r u " dedi Bahira. "Kardeinin o l u n u lkene geri gtr ve o n u Bu sava, yerleik topluluklarla l kanunu arasnda her zaman varolan
yahudilerden koru. n k b e n i m bildiimi onlar da bilirler ve grrlerse honutsuzluklarn artmasna yol at. Kurey'in ileri gelenlerinin ou Suriye'ye
ona k t l k yaparlar. Kardeinin olunun geleceinde b y k srlar gizli." gitmi ve orada Roma mparotorluu'nun uygulad adaleti grmlerdi. Ha-
beistan'da da sava etmeden adaleti salamak mmknd. Fakat Arabistan'da
su kurban kiinin veya ailesinin hakkn alabilecei, bunlarla karlatrabile-
cek bir kanun sistemi yoktu; ve Ficar savann da, kendinden nceki dier ka-
rklklar gibi, birok zihni, bu tr olaylar nleme yollar ve aralaryla ilgili
dnceye sevk etmi o l m a n doald. Fakat bu kez sonu sadece dnceler-
den ve kelimelerden ibaret kalmamt. Kurey bu tr olaylar nlemek iin he-
EVLLK T E K L F L E R
men harekete gemee hazrd. Onlarn bu adalet anlaylar, savan bitimin-
den birka hafta sonra Mekke'de meydana gelen bir olayla snand.
[12]
Zebd kabilesinin Yemen'deki blgesinden bir tccar, Sehm kabilesinin
ileri gelenlerinden birine deerli mallar satmt. Sehmli adam mallar teslim
almt, fakat kararlatrlan fiyat dememekte srar ediyordu. Dolandrlan uhammed (s.a.v.) yirmi yan gemiti ve zaman getike, daha sk akra-
tccar, onu dolandrann da bildii gibi Mekke'li deildi ve tm ehirde ona
yardm edebilecek bir velisi veya mttefiki yoktu. Fakat karsndakinin ks-
M balarndan biri veya dieri ile birlikte sefere kmaya davet ediliyordu. Bir
gn, hastaland iin sefere kamayan bir tccarn mallarn teslim ald ve yal-
taha kendisine gveniinden de rkmyordu. Bu nedenle Ebu Kubays tepe- nz bana gitti. Bu baars bundan sonra da ayn tr teklifler almasn salad.
sine kp, yksek sesle ve beli bir ekilde tm Kurey'i adaleti yerine getir- Artk yaamn daha rahat kazanabiliyordu ve evlilik imkan artyordu.
meye davet etti. lk tepki Sehm kabilesiyle geleneksel balan olmayan kabi- Amcas ve koruyucusu Ebu Talib'in o zaman olu vard: en bykleri
lelerden geldi. Kurey ise her eyin tesinde kabile ayrm gzetmeden bir- Talib, Muhammed'le ayn yatayd; Akil on veya ondrt: Cafer ise drt ya-
leme taraftaryd. Fakat yine de kendi birlikleri iindeki kesin ayrmn, Ku-
ndayd. Muhammed ocuklar ok severdi ve onlarla oynamaktan holanr-
sayy'm miras nedeniyle meydana gelen Mttefikler ve Gzel Kokanlar ayr-
d. lgisi ve sevgisi daha sonra kendisine ballkla karlk verecek olan Ca-
mnn farkndaydlar ve Sehm de Mttefiklerdendi. Dier grubun liderlerin-
fer'de younlamt. Cafer akll ve gzel bir ocuktu. Ebu Talib'in kz ocuk-
den biri, Mekke'nin en zenginlerinden biri olan Teym kabilesinin efi Abdul-
lar da vard, bunlardan biri henz evlenme ama yeni girmiti. Ad Fahite
lah bn Cud'an idi; ve imdi byk evini, tm adaleti sevenlerin toplanma
idi, fakat daha sonra mm Flani adn alm ve bu adla tannmtr. Onunla
yeri olarak ayordu. Gzel Kokanlar grubundan sadece Abdu ems ve Nev-
Muhammed (s.a.v.) arasnda byk bir sevgi vard ve Muhammd (s.a.v.) onu
fel kabileleri orada deildi. Haim, Muttalib, Zhre, Esed ve Teym kabileleri
babasndan evlenmek zere istedi. Fakat Ebu Talib'in, kz iin baka planlar
toplulukta temsil ediliyordu. Bunlara bir de Mttefikler'den Adiy katlmt.
vard: Mahzum kabilesinden daysnn olu Hubeyre de mm Hani'yi iste-
Birlikte yaptklar tartmalar sonucu zayflar kollamak ve adaleti korumak
miti. Hubeyre sadece nemli bir kimse deil, ayn zamanda Ebu Talib gibi iyi
iin bir rgt kurmaya karar verdiler. Hep birlikte K'be'ye gidip Hacer'l-
Esved'in zerine su dkp, bu suyu bir kaba akttlar. Bu ekilde kutsanm bir airdi de. Bunun yansra Mekke'de Mahzum kabilesinin gc artyor; Ha-
olan sudan teker teker itiler ve sa ellerini yukar kaldrarak Mekke'de ne imlerin gc ise azalyordu. Bu nedenlerle Ebu Talib mm Hani'yi Flubey-
zaman bir zulm meydana gelirse, zulmedilen Mekke'li olsun, yabanc olsun re ile evlendirdi. Yeeni ona sitem ettiinde ise ona u cevab verdi: "Onlar bi-
onun hakkn alp, adaleti korumak iin tek bir vcut gibi birleeceklerine ze kzlarn verdiler." - burada phesiz kendi annesini kastediyordu- "cmert
and itiler. Bundan sonra Sehm'li adama borcunu dettiler; bu anlamaya ka- bir adama cmertlik yaplmal" ^ Bu cevap inandrc olmaktan uzakt, nk
tlmayan kabilelerin de hi birinden kar kp Sehm'liyi koruyan olmad. Abdu'l-Muttalib, Atike ve Berre adlarndaki iki kzm Mahzumi'lere vererek
borcunu demiti. Muhammed (s.a.v.) amcasnn kibarca onun evlenecek ko-
Teym'in efi ile birlikte bu dzeni kuranlardan biri de Haim'lerden Z-
numa gelmediini sylemek istediini anlad. Kendisi de bu kanya vard; fa-
beyr idi: Beraberinde ayn and ien yeenini de bu toplantya getirmiti. Mu-
kat beklenmedik durumlar onun fikrini deitirecekti.
hammed (s.a.v.) daha sonraki yllarda yle diyecektir: "Abdullah Ibn
Cud' an n evinde ben de vardm; orada bulunuumu ve o anlamaya katlm Mekke'deki zengin tccarlardan birisi bir kadnd -Esed kabilesinden
bir sr kzl deveye deimem ve imdi, slm'da, o rgte .g lsa memnu- Huveylid'in kz Hatice. Ayn zamanda Hristiyan olan Varakann ve kardei
niyetle katlrm" 3 . Orada bulunanlardan biri de, olu Fb IVki ile birlikte ge- Kuteyle'nin kuzeni idi.- Onlar gibi Hatice de Haimoullarnm uzaktan ye-
len ev sahibinin kuzeni Teymli Ebu Kuhafe idi. Ebu Bekir, Muhamned'den bir enleri oluyordu. O zamana dek iki kez evlenmiti ve ikinci kocasnn l-
veya iki ya kkt ve ileride onun en samimi arkada ola .l<n mnden beri kendi adna ticaret yapacak bir adam grevlendirmeyi adet
edinmiti. Muhammed (s.a.v.) artk Mekke'de el-Emin (gvenilir), erefli
T I. H. 119.
2. I.S.l/l, 81. olarak tannyordu. Bu hreti ise kendisine emanet edilen ticarel kervanla
3. I.I. 86.
n n n sahiplerinden yaylyordu. Hatice de onun hakknda ailesinden ok ra, yznde -babasnda da var olan, fakat olunda daha gl bir ekil alan-
eyler duymutu; birgn Suriye'ye gidecek ticaret kervann ynelmesi iin bir nur vard. Bu k daha ok alnnda ve parlak gzlerinde ldard. Hati-
ona haber gnderdi. creti onun imdiye kadar bir Kureyli'ye dedii en ce, kendisinin de hl gzel olduunun farkndayd, fakat ondan onbe ya
yksek fiyatn iki kat kadard; yanna yolculukta elik etmesi iin Meysere bykt. Buna ramen onunla evlenmeyi kabul eder miydi acaba?
adnda bir de gen kle verdi. Muhammed (s.a.v.) gider gitmez, Hatice, Nufeyse adndaki bir arkada-
M u h a m m e d (s.a.v.), Nestor denilen bir rahibin manastrna yakn bir na dant, o da aralarn yapmaya sz verdi. Meysere sahibine gelip, yol-
yerde bir aacn glgesi altna oturdu. Yolcularn konaklama yerleri hep ay- da grdklerini, iki melei ve rahibin sylediklerini anlatt. Hatice de gidip
n olduu iin, belki de bu on be yl kadar nce amcasyla Basra'ya gider- bunlar kuzeni Varakaya anlatt. Varaka "Eer bu doruysa, Hatice" dedi,
ken altnda oturduu aacn ayns idi. Belki Bahira lm, onun yerini Nes- " M u h a m m e d (s.a.v.) kavmimize gnderilen peygamberdir. Uzun sreden
tor almt. Bu ihtimaller bir yana, Meysere'nin yle bir haber verdiini bi- beri bir peygamberin geleceini biliyordum ve ite geldi.
liyoruz: Rahip manastrdan kt ve ona: "Aacn altnda oturan adam k i m ? "
Bu srada Nufeyse, Muhammed (s.a.v.)'e gitti ve niin evlenmediini
diye sordu. O da "Bir Kureyli" dedi ve aklamak iin unlar ekledi: "Al-
sordu. "Maddi imknlarm yetersiz" diye cevap verdi. "Fakat eer sana im-
lah'n Evi'ni koruyanlardan". Nestor: " O aacn altnda bir peygamberden
kn verilirse; gzellik, zenginlik, soyluluun varolduu bir anlamaya a-
bakas oturmuyor" dedi.^
rlrsan ne dersin?" "O k i m ? " diye sordu. "Hatice" dedi Nufeyse. "Ben by-
Suriye'ye doru ilerlerken Nestor'un szleri Meysere'nin daha ok iine i- le bir evlilii nasl yapabilirim?" dedi. "Orasn bana brak!" dedi. Muham-
ledi, fakat bunlar onu ok artmad; nk yolculuk boyunca imdiye kadar med: " O halde benden taraf tamam." dedi.^ Nufeyse konutuklarn Hati-
beraber olduu kimselere hi benzemeyen bir adamla yolculuk ettiinin farkna ce'ye iletti, o da Muhammed'e (s.a.v.) gelmesi iin haber gnderdi. Geldiin-
vard. Bu dncesi eve dnte grd bir eyle daha da kesinleti: ou za- de ona unlar syledi: "Ey amcamolu, seni akrabam olduun iin ve o ve-
man scan garip denebilecek ekilde az olduunu farketmiti ve bir gn le- ya bu gruba balanmadan orta yolda yer aldn iin seviyorum; seni gve-
ye doru Muhammed'i (s.a.v.) scaktan koruyan iki melei aka grd. nilirliin, doru szl ve gzel huylu olduun iin seviyorum"^ Daha son-
Mekke'ye vardklarnda, Suriye'den sattklar maln karl olarak al- ra ona evlenme teklif etti. Birlikte Muhammed'in (s.a.v.) amcalaryla Hati-
dklar mallarla birlikte Hatice'nin evine gittiler. Hatice, Muhammed ce'nin de babas ld iin Esedoullarndan amcas Amr ile konumas
(s.a.v.)'in yolculuu ve yapt alverileri anlatn dinledi. ok kr etmi gerektiine karar verdiler. Haimler bu trende kendilerini temsil etmesi
grnyordu, nk imdi elindeki mallan maliyetinin iki katna satabilme iin gen olmasna ramen Hamza'y setiler. Bunun nedeni aralarnda Esed
olana vard. Fakat bu tr dnceler onun zihinden uzaklardayd, nk kabilesine en yakn olann Hamza oluuydu. nk Hamza'nn z kardei
Hatice'nin dikkati anlatlanlardan ok anlatan kiide younlamt. O, orta Safiye, ksa bir sre nce Hatice'nin kardei Avvam ile evlenmiti. Hamza
boylu, ince, geni omuzluydu, ba byk ve vcudunun dier organlar da yeeni ile birlikte Amr'a gitti ve Hatice'yi istedi, aralarnda Muhammed'in
orantl bir ekildeydi. Sa ve sakal sk ve siyaht, dmdz deil, hafiften tnehir olarak Hatice'ye yirmi dii deve vermesi kararna vardlar.
dalgalyd. Salar omuzlar ile kulak memesi arasna kadar uzuyor, sakal
ise hemen hemen salannn uzunluuna iniyordu. Geni bir aln vard; gz
. l.S. VIII, 108.
yuvarlaklar geni, kirpikleri uzun, kalar ise geni ve hafif atkt. Eski 2. I. S. l/l, 83. slm inancna gre Muhammed, o gelene dek sa, Yahuda soyundan gelen son peygam-
kaynaklarn ounda gzlerinin siyah olduu sylenir, fakat baz kaynakla- ber olduu iin, yahudilerde kalan manevi otoritenin "ahir zamanda" kendisine aktarld ilo dur.
Bunun lmnden ksa bir sre nce Yakub yle bildirmitir: "Ve Yakub oullarn ard ve onla-
ra gre gzleri kahverengi, hatta ak kahverengidir. Burnu kemerli, az ge-
ra ahir zamanda size neler olacan anlatacam toplann dedi. ilo gelinceye dek hakimiyet Yahu-
ni ve gzel ekilliydi. Sakallarn uzatmasna ramen byklarn hibir za- da'da kalacak; o geldiinde tm insanlar onun etrafnda birleecekler." (Tekvin, 4 9 : 1, 10).
man st dudana dek uzatmad iin dudaklarnn gzellii grlebilirdi. 3. I.I. 121.
Cildi beyazd, fakat gneten bronzlamt. Bu doal gzelliklerin yan s- 4. I. S. 1/1, 84.
5. I.I. 120.
selenin esas ne olursa olsun, bir l ocuu olarak bu durumlarda hibir
[13]
eyin iirden daha anlaml olamayacam biliyordu. Kafasndakileri anlata-
bilmek iin birka msra yazd, fakat bu msralar ifade ettikleri anlamlardan
amat, amcasnn evinden ayrld ve gelinle birlikte yaamak zere onun daha fazlasn ima ediyorlard. Daha sonra Kelb'li haclarn yanma gitti, ken-
D evine yerleti. Hatice kocasna bir e olduu kadar, onun en yakn ar-
disini tantt: "Aileme u msralar okuyun, nk uzun sredir benim iin
zldklerini biliyorum:
kada ve ideallerini ve isteklerini paylaan bir dostu idi. Aclar ve kayplar
olsa da evlilikleri ok mutlu geiyordu. Hatice, Muhammed'e (s.a.v.) alt o-
Kendim uzakta olsam da, szlerimi aln
cuk dourdu, iki erkek ve drt kz. En byk ocuklar Kasm adnda bir
Ve halkma gtrn: Ben imdi Kutsal Ev'de
olan ocuuydu. Bundan sonra Muhammed'e Ebu'l-Kasm (Kasm'n baba-
Tanrnn kutsadg yerde yayorum.
s) denmeye baland. Fakat ocuk iki yan doldurmadan ld. kinci o-
Artk imdiye dek ektiiniz zntleri bir kenara brakn.
cuklar Zeyneb adnda bir kzd. Onu kz ocuu daha takip etti: Rukiy-
Beni aratmak iin develeri yormayn.
ye, m m Glsm ve Fatma. Son ocuklar ise yine ok az bir sre yaa-
nk ben, Allah'a kr, btn silsilesi soylu olan
yan bir erkek ocuuydu.
Byk ve iyi bir ailenin yanndaym."
Evlendii gn Muhammed (s.a.v.), babasndan miras kalan sadk cari-
yeyi, Bereke'yi, azat etti; ayn gn Hatice ona kendi klelerinden birini, on-
Haclar bu haberle yurtlarna dndklerinde, Harise hemen kardei
be yandaki Zeyd'i hediye etti. Bereke'ye gelince, onu Yesrib'li biriyle ev-
Ka'b ile birlikte Mekke'ye doru yola kt. Muhammed (s.a.v.)'e gidip, on-
lendirdiler. O adamdan bir olu oldu ve bundan sonra m m Eymen (Ey-
dan olu Zeyd'i istedii fiyata kendisine satmasn istedi. Muhammed u ce-
men'in annesi) olarak anld. Zeyd ise kendisi gibi genlerle birlikte, Hati-
vab verdi: "Brakn kendisi sesin, eer sizi seerse hibir cret istemeden
ce'nin yeeni, yani kardei Him'n olu Hakim tarafndan Ukaz panayrn-
onu size veririm; eer beni seerse, ben, beni seen birinin stnde karar
dan satn alnmt. Halas onu ziyarete geldiinde, Hakim ona yeni ald
verici deilim." Daha sonra Zeyd'i yanlarna ard ve bu iki adam tanyp
klelerden birini semesini teklif etti. O da Zeyd'i seti.
tanmadn sordu. Zeyd: "Bu amcam, bu da babamdr" dedi. "Beni tanyor-
Zeyd, atalaryla vnrd: babas Harise Suriye ile Irak arasnda yerle-
sun" dedi Muhammed (s.a.v.): "Ve benim sana gsterdiim dostluu da bi-
ik olan Kelb kabilesindendi; annesi ise yine mehur olan komu Tayy ka-
liyorsun. O halde benimle onlar arasnda bir seim yap." Zeyd zaten seimi-
bilesindendi. T m Arabistan'da cmertlii ve belagat ile hret salan air-
ni yapmt, hemen yle dedi: "Senin stne baka adam seecek deilim.
sava Hatim de annesiyle ayn kabiledendi. Yllar nce bir gn annesi
Sen bana annem ve babam gibisin." "Ey Zeyd, klelii zgrle, babana,
Zeyd'i ailesini ziyaret etmek iin kendi kabilesine gtryordu; kaldklar
amcana ve ailene tercih mi ediyorsun?" diye hayretle sordular. Zeyd: "Evet
kye Ben Kayn kabilesinden bir grup adam saldrd, ocuu karp kle di-
yle, nk ben bu adamda yle eyler grdm ki kimseyi ona tercih ede-
ye sattlar. Babas Harise onu mitsizlik iinde aryordu; Zeyd de Kelb kabi-
m e m " dedi.
lesinden babasna haber gnderebilecei kimseye rastlayamamt. Fakat
K'be'ye Arabistan'n her yerinden haclar geliyordu. Muhanmed'in (s.a.v.) Muhammed (s.a.v.) daha sonraki konumalar ksa keserek onlar
klesi olduktan aylar sonra bir gn, Mekke sokaklarnda kendi kabilesin- K'be'ye davet etti. Hicr'de ayakta durarak yksek sesle unlar syledi: "Ey
den adamlara rastlad. Eer onlar bir nceki yl grm olsayd, duygular burada bulunanlar, ahit olun ki Zeyd benim olumdur, ben onun, o da be-
ok farkl olurdu. Byle bir karlamay uzun sredir arzluyordu, fakat nim varisimdir."-'-
imdi aknla dmt. imdi artk hibir ey dnmeden b r a y ter- Amca ve baba isteklerini yerine getiremeden lkelerine dnmek zorun-
kedip ailesine gidemezdi. Fakat onlara nasl bir haber gnderebilirdi? Me- da kaldlar. Fakat kabilelerine anlatmalar gereken hikye, bu evlt edinme-
ye sebep olan karlkl sevgi, utan verici bir ey deildi. Zeyd'in zgrl-
e kavutuunu ve daha sonraki yllarda kardeleri ve akrabalarna da fay-
Fatma'dan biraz byk olan Ali, bu drt kuzeniyle karde gibi byd. Bu
dal olabilecek yksek bir erefe ulatm grdkten sonra mteselli oldu-
be kii ve Zeyd, M u h a m m e d ve Hatice ailesinin zn oluturuyordu. Fa-
lar ve yollarna zntsz devam ettiler. O gnden sonra bu yeni Haim,
kat bunlardan baka onlara ok bal olan ve burada kronolojik olarak ele
Mekke'de Zeyd bn Muhammed diye anlmaya balad.
alman tarihte kk veya byk roller oynayan birok akrabalar da vard.
Muhammed'le (s.a.v.) Hatice'nin evlerine en sk gelen ziyaretilerden
O srada hayatta olmayan en byk amcas Haris geride birok erkek
biri de Muhammed'in (s.a.v.) kendinden bile k k olan en kk halas,
ocuk brakmt. Bunlardan biri, Ebu Sfyan", Muhammed (s.a.v.)'in st
ayn zamanda Hatice'nin yengesi Safiye idi. Beraberinde, aabeyinin l-
kardei idi. nk ondan birka yl sonra o da Beni Sa'd'da Halime tarafn-
mnden sonra Zbeyr adn verdii olunu da getirirdi. Bu nedenle Zbeyr,
dan emzirilmiti. ou kii Ebu Sfyan'm aile benzerlii bakmndan Mu-
Muhammed'in kzlaryla, yani kuzenleriyle k k yalardan beri arkadalk
hammed (s.a.v)'e ok yakn olduunu sylerdi. kisinin ortak zelliklerin-
ederdi. Safiye ile birlikte, Hatice'nin tm ocuklarnn ebesi olan ve kendi-
den biri de gzel konuma sanat idi. Fakat Ebu Sfyan yetenekli bir airdi
sini ev halkndan sayan sadk hizmetlisi Selma da gelirdi.
-belki de amcalar Zbeyr ve Ebu Talib'den daha yetenekliydi.- Oysa Mu-
Yllar getike, Muhammed'in (s.a.v.) stannesi Halime de ara sra on- hammed (s.a.v.), arapa grameri ve gzel konumada rakipsiz olmasna ra-
lar ziyarete gelmeye balad. Hatice ona her zaman gereken saygy gste- men, bir tek iir bile yazmamt.
rirdi. Bu ziyaretlerden biri, Halime'nin srlerinin uzun sren ok sert bir
Hemen hemen kendi yanda olan Ebu Sfyan onun iin hem arkada
kuraklk nedeniyle helk olduu bir zamana rastlad. Hatice ona krk koyun
hem de bir dosttu. Kanla bal akrabalarndan nisbeten daha yakn olanlar,
ve stnde taht ile birlikte bir deve hediye etti. 2 Hicaz'da bir veba gibi ya-
babasnn z kardeleri, yani Abdu'l-Muttalib'in be kznn ocuklar idi.
ylan bu kuraklk aileye yeni bir ferdin katlmasna da neden oldu.
Bu kuzenlerinin en bykleri kuzeydeki Esed kabilesinden Cah adnda bir
Ebu Talib bakabileceinden fazla ocua sahipti ve kuraklk onun beli-
adamla evlenen halas Umeyme'nin ocuklaryd. 3 Cah'm Mekke'de bir evi
ni krmt. M u h a m m e d (s.a.v.) bunu fark etti ve bir eyler yapmas gerek-
vard. Kendi kabilesinden baka bir kabile ile beraber yaayan birinin, o ka-
tii kanaatine vard. Amcalar arasnda en zengin olan Ebu Leheb'di, fakat
bilenin bir yesi ile karlkl anlama yapmas sonuncunda, o kiiyi hakla-
o aileden uzak dururdu. Belki bunun nedeni kendisinin, annesinin tek o-
rm ve grevlerini yerine getirecek bir temsilci olarak tayin etmesi de m m -
cuu oluu ve baka z kardee sahip olmayyd. Muhammed (s.a.v.) ba-
knd. Abdu ems soyunun m e y y e 4 kolundan gelen kabilenin bakan
arl bir tccar olan ve beraber bydkleri iin kendisine ok yakn olan
olan Harb, Cah'm mttefiki olmutu. Bu nedenle Umeyme'nin Cah ile ev-
amcas Abbas'tan yardm istemeyi tercih etti. Muhammed (s.a.v.)'e en yakn
lenmesi aynen onun bir ems'li ile evlenmesi gibiydi. Umeyme'nin aabe-
olanlardan biri de, onu her zaman evinde ho karlayan ve ok seven Ab-
yinden sonra Abdullah adn verdii en byk olu, Muhammed'den (s.a.v.)
bas'n kars mm'1-Fadl idi. Onlara gitti ve iki ailenin Ebu Talib'in duru-
hemen hemen oniki ya kkt ve bu iki kuzen birbirlerini ok severdi.
mu dzelene dek onun oullarndan ikisinin bakmn stlenmesini teklif
Umeyme'nin aabeyinden epey kk olan ve gzelliiyle dikkatleri eken
etti. Hemen karar verdiler ve birlikte Ebu Talib'e gittiler. Onlarn teklifleri-
kz Zeyneb de bu sevgi bann iindeydi. Muhammed (s.a.v.) ikisini de o-
ne kar Ebu Talib: "stediinizi yapn, fakat Akil ile Talib'i bana brakn"
cukluklarndan beri ok severdi; halas Berre'nin olu Ebu Seleme'ye de zel
dedi. Cafer artk onbe yandayd ve ailenin en k de deildi. Annesi
bir sevgi beslerdi.
Fatma, ondan on ya kk bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti; ad-
El-Emin'i evreleyen bu sevgi ve cazibe sadece ailesi ile snrl deildi;
n Ali koymulard. Abbas, Cafer'in bakmn stlenebileceini syledi, bu-
Hatice ile birlikte bu sevgi emberinin merkezinde btn akrabalarn ie-
nun zerine Muhammed (s.a.v.) de Ali'yi ald. Bu sralarda Hatice Abdullah
ren bir daire iindeki tm insanlara sevgi besliyorlard. Hatice'nin akrabala
adnda bir erkek ocuu daha dnyaya getirmiti, fakat Abdullah, Ka-
r da bu emberin iindeydi. Ona en yakn olanlardan biri, olu F.b'l As ile
sm'dan daha az bir zaman yaad. Bir anlamda Ali onun yerini almt. Ru-
onlar sk sk ziyaret eden kardei Hale idi. Hatice yeenini, sanki kendi o
kiye ve mm Glsm'le hemen hemen ayn yata, Zeyneb'den k k ve
luymu gibi seviyordu; bu nedenle Hale kardeinden olu iin bi e mlin.
K'BE'NN YENDEN NASI
sim istedi. -Hatice sk sk onlarn h e r d u r u m d a yardm istemelerini tembih
ederdi.- Hatice k o c a s n a b u k o n u y u atnda o, kzlar Zeyneb'in evlenecek
yaa geldiinde Ebu'l -As'a uygun bir e olabilecei nerisini getirdi. Zama-
[14]
n geldiinde Zeyneb'i k u z e n i ile evlendirdiler.
Politik olarak bir arada anlan Haim ve Muttalib soylarnn zayflayan u bahsettiimiz olaylardan, yani Ali'nin aileye katlmasndan ksa bir za-
politik etkisini tekrar g l e n d i r m e k iin duyulan mitler, Muhammed B m a n n c e , M u h a m m e d (s.a.v.) otuzbe yanda i k e n Kureyliler K'be'yi
(s.a.v.) zerinde younlamt. Soy ayrm olmakszn tm Kurey onu, tekrar ina etmeye karar verdiler. O zamanlar K'be'nin ykseklii, bir in-
Arabistan'da kabilelerinin erefini ve gcn devam ettirebilecek, neslinin san b o y u kadard ve s t n d e at yoktu. Bu nedenle kap kilitlense bile hr-
en yetenekli ahs olarak gryordu. E l - E m i n ' e yaplan vgler herkesin di- szlar kolaylkla ieri girebilirdi. Ksa bir sre n c e , m a h z e n e gmlen ha-
lindeydi; belki de b u nedenle Ebu Leheb yeenine gelmi ve kzlar Rukiy- zinelerden bir k s m alnmt. Ellerinde at yapmaya y e t e c e k kadar keres-
ye ve m m G l s m ' k e n d i oullar Utbe ve Uteybe'ye nianlamak istedi- te vard: Yunanl bir t c c a r n gemisi karaya v u r m u t u ve tamir edilemeye-
ini sylemiti. M u h a m m e d (s.a.v), bu iki k u z e n i n i iyi kimseler olarak ta- c e k kadar dalm b i r halde Cidde kysnda bekliyordu. Bu nedenle onun
nd iin teklifi uygun b u l m u ve nianlar yaplmt. kerestelerini at y a p m a k iin aldlar. O srada M e k k e ' d e yetenekli bir ma-
te b u sralarda m m Eymen'i yine aile fertleri arasnda gryoruz. rangoz olan bir Kpt de b u l u n u y o r d u .
Kaynaklar o n u n bir dul olarak dndn, veya k o c a s n n o n u boadm Fakat K'be'ye duyduklar sayg o denli fazla idi ki ona el srmekte tereddt
belirtmiyorlar. Sebep h e r ne ise, m m E y m e n yerinin oras olduunu bili- ediyorlard. Plnlar, yumuak ve dayanksz talardan yaplm olan tm duvar-
yordu. M u h a m m e d (s.a.v.), ou kez ona " a n n e " diye hitap eder ve baka- lar ykp, yenilerini yapmakt; fakat kutsal olan bu yeri ykarak gnahkr olmak-
larna " O bana ailemden kalan tek ferttir" derdi.^ tan ve belya uramaktan korkuyorlard. Bu tereddtleri, K'be'nin duvarndan
her gn gnelenmek iin dar kan ylan grmeleriyle daha da artt. Kim o
tarafa yaklarsa ylan ban kaldryor, dilini karp tslyordu. Bu da onlar ok
korkutuyordu. Fakat bir gn, ylan gnelenirken, Allah gkten bir kartal gn-
derdi; kartal ylan kapt ve utu gitti. Kureyliler aralarnda yle konutular:
"imdi Allah'n bizim niyetimizi tasdik ettiine inanabiliriz. Bize yardm edecek
bir marangozumuz ve tahtalanmz var, Tanr bizi ylandan da kurtard."
Duvarlarn stnden ilk ta alan, M u h a m m e d (s.a.v.)'in b y k annesi
F a t m a ' n m erkek kardei Mahzum'lu Ebu Vehb idi; fakat o ta alr almaz, ta
elinden kurtulup tekrar eski yerine dnd. B u n u n zerine hepsi ie devam
e t m e k t e n korkarak K'be'den katlar. Daha sonra Mahzumlerin reisi, o za-
m a n hayatta olmayan Muire'nin olu Velid kazmay eline ald. "Ykm iini
sizin yerinize ben y a p a c a m " dedikten sonra K'be'ye gitti ve yle dedi: "Ey
Tanrm, k o r k m a . Ey T a n r m biz iyilikten baka birey istemiyoruz." Daha
1. I.S.III/l, 2 8 . sonra Yemen kesi ile Hacer'l-Esved'in arasndaki gney-dou duvarnn
2. I.S.I/1,71. b i r ksmn ykt; fakat dierleri ie koyulmaktan ekindiler. "Bekleyelim ve
3. Esed bn Huzeyme. Necd ovasnn en kuzeyinde yerlemi olan Mekke'nin ku/ey-dousundaki bir grelim" dediler, " E e r o helk olursa, K'be'ye d o k u n m a y a l m , hatta onu es
kabile. Kureyli Esed kabilesi ile kartrlmamaldr.
ki haline evirelim. Fakn.t eer o arplmazsa, ki b u Allah iimizi onaylyo
4. Abdu ems'n olu ve Harb'in babas Umeyye'ni lmnden sonra byle anlmt..
demektir, onu s o n u n a kadar ykalm." Gece hibir aksilik kmad,; Vclnl .
5. I.&VIII,.W2 ' '
bah erkenden tekrar ie balad, dierleri de ona katldlar. T m duvarlar, b-
[15]
rahim'in att temellere kadar yklnca, yanyana dizilmi deve hrglerine
benzer, byk, yeilimsi talar ortaya kt. Bir adam talardan birini ekip
karmak iin iki tan arasna bir manivela koydu; fakat ilk hareketinde, torite ve saygnlnn da vurmasndan ksa bir sre sonra, Muham-
tm Mekke'yi sarsan ve depreme benzeyen bir sallant oldu. Bunu, temelleri O med (s.a.v.) zaten bilincinde olduu ruhsal olaylarn yan sra baz g-
ykmamalar iin yaplan bir uyar iareti olarak kabul ettiler. l manevi iaretler almaya balamt. Bunlarn nasl olduu sorulduunda
Hacer'l-Esved'in bulunduu kede Sryanice bir yaz buldular. Onu, onlarn, uykuda iken gelen "Sabahn aydnl gibi gerek grntler"^ ol-
bir Yahudi okuyana dek ne olduunu bilmeden sakladlar: "Ben Allah'm ve duunu sylerdi. Bunlarn sonucunda tenha yerleri tercih etmeye balad ve
Bekke'nin Rabbiyim. Bekke'yi, gkleri ve yeri yarattm, Ay'a ve Gne'e e- Mekke'nin stndeki tepelerden birine, Hira dandaki bir maaraya, inzi-
kil verdiim ve Gne'in etrafna dokunulmaz olan yedi melei yerletirdi- vaya ekilmeyi adet haline getirdi. Bu, Kurey geleneklerine yabanc ve ga-
im gn yarattm. O (Bekke), insanlarna st ve su ile yardm eden iki tepe- rip bir olay deildi. nk inziva smail- oullar arasnda gelenek haline
si varolduka varolmaya devam edecektir." Bir para yaz da brahim maka- gelmiti. Her nesilde, belirli bir sre insanlarn dnyasndan el ekip yalnz
mnda, K'be'nin kaps yannda brahim'in ayak izini tayan kayann altn- kalmay tercih eden birka kii bulunurdu. Bu, eski fakat hl uygulanan
da bulundu: "Mekke, T a n r n n kutsal evidir. Onun sreklilii ynden gelenee uygun olarak M u h a m m e d (s.a.v.), yanma biraz yiyecek alr ve bir-
gelir. Onun yaknndaki insanlar onu ilk kirletenler olmasn." ka geceyi Allah'a ibadetle geirirdi. Daha sonra ailesine dner, tekrar yiye-
Kureyliler, binann yksekliini arttrmak iin daha ok ta topladlar. Ay- cek ve gerekli eyleri alp geri giderdi. Bu yllarda ara sra, ehirden ayrlp,
r ayr kabileler srayla altlar. Nihayet bina Hacer'l-Esved'in konulaca maaraya yaklatnda yle sesler duyard: "Ey Allah'n Rasul, sana se-
ykseklie geldi. Bu srada aralarnda iddetli bir tartma kt. nk hibiri lm o l s u n . G e r i y e dnp kimin konutuunu aratrdnda ise kayalar
Hacer'l-Esved'i duvara yerletirme erefini, dier kabileye brakmak istemi- ve aalardan baka kimse gremezdi.
yordu. Bu tartma birka gn srd ve anlamazlk o denli byd ki, taraflar Ramazan, geleneksel inziva ay idi. Krk yanda iken, Ramazan'n son-
savamaya hazrlandlar. O srada yal bir adam yle bir neri getirdi: "Ey Ku- larna doru bir gece yalnzken ona insan eklinde bir Melek geldi. Melek
reyliler, tarttnz konuda sizi uzlatracak bir hakem sein. Mescid'e girecek ona, " O k u ! " dedi. O, "Ben okuma b i l m e m ! " deyince, kendi anlatt ekliy-
olan ilk adam bu konuda hakem olsun."* K'be'nin evresindeki alana Mescid, le unlar oldu: Melek beni ald ve dayanabileceim son noktaya kadar skt.
yani secde edilen yer ad verilir. nk Allah'n Evine ynelerek O'na secde et- Daha sonra beni brakp: " O k u ! " dedi. Ben "Okuma b i l m e m ! " dedim, beni
me gelenei, brahim ve smail'den beri devam edegeliyordu. Yal adamn tav- tekrar ald ve skt ve tekrar takatimin son noktasnda brakp, tekrar
siyesine uymaya karar verdiler. Mescid'e ilk giren kii, belli bir sredir Mek- " O k u ! " dedi, ben yine "okuma b i l m e m " dedim. Beni nc defa aynen
ke'de bulunmayan ve henz dnen Muhammed (s.a.v.) idi. Onun kapdan g- skt ve braktnda yle dedi:
rnmesiyle insanlarn yznde, mutluluk ve sevin ifadeleri belirdi. Daha da
yaklatnda memnuniyetle dolu selmlamalar ve mrldanmalar topluluu Yaratan Rabbinin adyla oku
sard. Bazlar: "O, el-Emin'dir" dediler. Bazlar: "Muhammed (s.a.v.) geldi, O, insan bir kan phtsndan yaratt.
onun kararma uyarz" dediler. Meseleyi ona anlattklarnda o, "Bana bir para Oku, senin Rabbin en byk kerem sahibidir:
kuma getirin" dedi. Getirdiklerinde bezi yere yayd. Hacer'l I sved'i ortasna Ki O, kalemle (yazmay) retendir.
koydu. "Her kabile bezin bir ucundan tutsun" dedi. "Sonra hep birlikte onu nsana bilmediini retti. (A'lak: 1-5) ''
kaldrn". Ta yeteri kadar yerden ykselttiklerinde, onu ald ve K'be'nin k-
esine kendi elleriyle yerletirdi ve bylece inaat devam elli O, bu szleri melein arkasndan tekrarlad ve melek onu brakp gitti.
. 1.1. 125
me arac olan kalem zerine yemin ediliyordu. Kalemden sorulduunda
Daha sonralar yle derdi: "Sanki kelimeler kalbime yazlmt." 4 Fakat
Peygamber yle dedi: "Allah'n ilk yaratt ey kalemdi. Kd yaratt ve
kendisine airlere olduu gibi bir cinin musallat olmasndan korktu. Bu
kaleme 'yaz!' diye emretti. Kalem "Ne yazaym?" diye sordu. Allah: "Kya-
yzden h e m e n maaray terk etti, dadan inerken yukardan bir sesin y-
mete dek yarattklarmla ilgili benim ilmimi yaz" dedi. Daha sonra kalem
le dediini duydu: " E y Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebra-
verilen emri yerine getirdi." 9 Kalem'e and itikten sonra, bir de onun yaz-
il'im." Gzlerini yukar evirdi, onu maarada ziyarete gelen kimse orday-
dklarna and iiliyordu. Semada Meleklerin ktlara yazd eylerden biri
d, fakat imdi aslen melek eklindeydi, tm ufku kaplamt. Tekrar " E y
de, daha sonra indirilen vahiylerde Levh-i Mahfuz'da yazl 'erefi stn bir
Muhammed, sen Allah'n Rasul'sn, ben de Cebrail'im" dedi. Peygamber
K u r ' a n 1 0 ve kitabn anas' (Ra'd: 3 9 ) olarak geen,Kur'an'n semav arketi-
melee bakmaya devam etti; daha sonra gzlerini ondan evirdi. Fakat ne-
pidir. Yani ona da and iiliyor. Bu iki yemini teselli takip ediyor:
reye baksa Melek oradayd; dou, bat, kuzey, gney tm ufku kaplamt.
Nihayet melek ondan ayrld, o da evine dnebildi. Hzl hzl arpan kal-
"Nun. Kaleme ve satr satr yazdklarna andolsun. Sen Rabbinin nimetiyle bir
biyle yatana uzanp Hatice'ye "Beni rtn! Beni r t n ! " 5 dedi. Birden te-
deli deilsin. Gerekten senin iin kesintisi olmayan bir ecir vardr. Ve phesiz sen,
lalanan Hatice ona hibir ey sormadan bir rt getirdi ve zerine rtt.
pek byk bir ahlk zerindesin." (Kalem: i-4).
Korkusu biraz getiinde Muhammed (s.a.v.), ona, grdklerini ve duyduk-
larn anlatt; bunun zerine Hatice, yal ve kr bir adam olan kuzeni Va-
Bu ilk vahiyler geldikten sonra, belli bir sre vahiy kesintiye urad.
raka'ya gitti ve olanlar haber verdi. O da: "Hay Mbarek" dedi, "Varaka'nn
Peygamber, Hatice'nin srekli teselli etmesine ramen Allah'n gazabna u-
nefsine Hakim olana yemin ederim ki Muhammed'e, Musa'ya gelen N a m u s 6
ram olmaktan korkuyordu. Sonunda bu sessizlik bitti ve onu temin edici
gelmitir. M u h a m m e d halknn peygamberidir. Git onu teskin et." Hatice
bir vahiy geldi:
eve dnd ve ayn szleri Muhammed'e (s.a.v.) tekrarlad. Bunun zerine
Muhammed (s.a.v.), Allah'a adad ibadet gnlerini tamamlamak iin gn-
"Kuluk vaktine andolsun, 'Karanl iyice kt' zaman geceye, Rabbin seni
l rahat olarak maaraya dnd. badetini bitirdikten sonra adeti zere
terk etmedi ve danlmad da. phesiz senin iin son olan, ilk olandan (ahiret, dn-
K'be'ye gitti, tavaf tamamlad. Daha sonra Mescid'de oturanlar arasnda
yadan) daha hayrldr. Elbette Rabbin sana verecek, bylece sen honut kalacaksn.
grd yal ve kr Varaka'y selmlad. Varaka ona da Hatice'ye syledik-
Sen bir yetim iken, seni bulup da barndrmad m? Ve seni yol bilmez iken, seni 'do-
lerinin aynsn tekrarlad. Fakat bu kez unlar da ekledi: "Sana yalanc di-
ru yola'yneltip- iletmedi mi? Bir yoksul iken seni bulup da zengin etmedi mi? y-
yecekler, kt davranacaklar, sana sava aacaklar ve seni kovacaklar; ben o
leyse, sakn yetimi zp-kahretme, isteyip-dilenmi de azarlayp- kma. Rabbinin
gnleri grrsem Allah iin sana yardm e d e c e i m . " 7 Ona doru eildi ve
nimetini ise, durmakszn anlat." (Duha: 1-11).
alnndan pt. Peygamber daha sonra evine dnd.
veni semadan gelen ikinci vahiyle iyice glendi. kinci vahyin nasl geldi- 2. I.I., 151.
Bu ikinci vahiy bir tek harfle, daha sonra Kur'an'daki birok surenin ba- 8. B. I. 3.
nda yer a l c a k olan harflerden, ilkiyle balyordu 1 larfin herrcn arkasn- 9. Tr. 4 4 .
10. te slm'n dayanan tekil eden ilhi vahiy, adn buradan alr. (Brc: 2 1 - 2 2 )
dan ilh bir and geliyordu. lk vahiyde de belirtilen Allah'n insana ret-
NAMAZ
dinin Allah'n yceliinde bir snak bulma ihtiyac nedeniyle, bu iki keli-
meye nem vermitir. Er-Rahm'den (ok merhametli) daha fazla merhamet
[16]
ifade eden er-Rahman kelimesi, rahmetin kkn ve zn ifade eder. S-
nrsz ltuf ve ihsan anlamna gelen bu kelime Kur'an'da Allah'a e tutulur.
u son cmleye uygun olarak Peygamber artk kansndan sonra kendisi- "Allah diye am, 'Rahman' diye arn, ne ile arrsanz ; sonunda en gzel
B ne en yakn ve sevgili bulduu kiilere Melek ve Vahiy hakknda grdk- isimler Onundur.
lerini anlatmaya balad. Henz onlardan hibir ey istemiyordu; istedii Bu isim Peygamber iin ok sevgili bir isimdi ve Abdu'l-Amr (Amr'n
tek ey srrm aa karmamalaryd. Fakat bu durum uzun srmedi. Bir kulu) ismi ok putperese grnd iin, yeni m'mine Abdu'r-Rahman;
gn Mekke'nin zerindeki ykseklikte Cebrail ona geldi ve topuuyla tepe- Rahman'm kulu, sonsuz balaycnn kulu adn verdi. smi Abdu'r-Rah-
nin yamacndaki imenlie vurdu. Oradan hemen bir su fkrmaya balad. man'a evrilen sadece Avf'n olu deildi, daha pek o k kimseye bu ad ve-
Daha sonra namazdan nce kendisini nasl temizliyeceini Peygamber'e - rilmitir.
retmek iin onun nnde abdest ald. Peygamber de onu taklid etti. Sonra islm'a anya ilk olumlu tepkileri gsterenler ounlukla ikna yoluy-
namaz nasl klacan, kyam, rku, scud ve teehhd miktar oturmann la deil birtakm manevi iaretlerle bu yola gelmilerdir. Ebu Bekir uzun s-
nasl yaplacan retti ve bunlarn aralarnda Allahu Ekber - Allah B- reden beri Mekke'de rya tabirindeki yeteneiyle tannrd: Bir sabah ems
yktr- denilecek zamanlan, namaz bittikten sonra da Es-Selam Aleykm kabilesinden gl bir adam olan Sa'id lbnu'l-As'n olu Halid ona beklen-
-selm zerinize olsun (meleklere)- demesi gerektiini syledi. Peygamber medik bir ziyarette bulundu. G e n adamn yz hl, ksa bir sre nce
yine onu taklid etti. Melek oradan ayrld. Peygamber de evine dnd. Dn- korkun bir i tecrbe geirmi olduunu gsteren izlerle doluydu. Aceley-
dnde rendiklerininin tmn Hatice'ye de retti ve birlikte namaz le, gece nemli olduunu sand fakat anlayamad bir rya grdn
kldlar. anlatt. Ryasnda, dibi grnneyecek kadar derin ve ateler iinde bir u-
Din artk abdest ve namaz esaslar zerine kurulmutu. Hatice'den son- kurun hemen kenarnda duruyor. Daha sonra babas geliyor ve onu atee it-
ra bu esaslar ilk uygulayanlar Ali, Zeyd ve Peygamber'in yakn dostu meye alyor. Kenarda mcadele ederken, korkusunun dorua ulat bir
Teym'li Ebu Bekir idi. Ali daha on yandayd. Zeyd'in henz Mekke'de hi- anda iki gl el onu, babasnn tm abalarna ramen ekip alyor. Geri-
bir etkisi yoktu. Fakat Ebu Bekir sevilen ve sayg duyulan bir kimseydi, ye dnp baktnda kurtarcsnn el-Emin, yani Abdullah'n olu Muham-
nk bilgili, anlayl ve yumuak huylu bir adamd. ou kimse u veya med olduunu gryor ve o srada da uyanyor. Ryasn anlatmay bitirdik-
bu konuda danmak iin ona gelirdi. Artk Ebu Bekir, gvenebilecei kim- ten sonra, Ebu Bekr ona "Sana iyilikler temenni ederim" dedi. "Seni kurta-
seleri Peygamber'e uymalar iin yeni dine davet etmeye balamt. Uyan- ran bu adam Allah'n elisidir, o halde ona tbi ol. -hem ona tbi olacaksn,
larn ou yeni dine onun aracl ile girmilerdi. arya ilk karlk ve- hem de onun sayesinde slm'a gireceksin ve slm seni ateten koruyacak."
renlerden biri Zhre kabilesinden Avf'n olu Abdu'l-Anr -Peygamber'in Halid doruca Peygamber'e gitti, ryasn anlattktan sonra mesajnn ne ol-
annesinin uzaktan akrabas oluyordu-, dieri ise Beni'l-Haris kabilesinden duunu ve ne yapmas gerektiini sordu. Peygamber ona ne yapacan gs-
el-Cerrah'n olu Ebu Ubeyde idi.^ terdi ve Halid ailesinden gizlice slm'a girdi.^
Bunlardan ilki olan Abdu'l-Amr ile birlikte daha nce hi olmayan bir Bu srada Suriye'den memleketine dnmekte olan Abdu ems'li bir tc-
olay adet haline geldi. Vahyin en gze arpan zelliklerinden biri de, Al- car da, lde bir gece yle bir sesle uyand: "Ey uyuyanlar, uyanr, nk
lah'n er-Rahman ve er-Rahim isimleriydi. Rahman kelimesi, ok merhamet- Mekke'ye Ahmed g e l d i . B u tccar meyye kabilesinden Affan'n olu Os
li, snrsz balayc anlamna gelen rahim kelimesinin mbalaal eklidir. man'd, ayn zamanda annesi tarafndan, Abdu'l-Muttalib'in kzlarndan t>
Bundan daha youn ve kapsaml bir znlama sahip olan rahman kelimesinin rinin, Peygamberin halas m m Hakim el-Beyza'nn da torunu oluyordu
tam karl bulunmad iin ounlukla yanl anlalmn. Vahiy, yeni Her ne kadar "gelmek" ten ne kastedildiini bilmese ve ok yceltilmi .m
lamndaki "Ahmed"'in, "yceltilmi" anlamndaki Muhammed'in yerine bir emir bld: "Ey brnp rtnen, kalk (ve) bundan byle uyarp -korkut. Rab-
kullanldn fark etmese de, bu szler onun ruhuna iledi. Fakat Mekke'ye bini tekbir et (ycelt). Elbiseni de temizle. Pislikten kanp-uzakla nk o bo-
varmadan, Teym'li bir adamla, Ebu Bekir'in kuzenlerinden Talha ile kar- ruya (sra) frld zaman, ite o gn, olduka zorlu bir gndr; kfirler iinse
lat. Talha, Kutsal Ev'in halk arasndan Ahmed'in meydana kp kmad- hi kolay deildir.Bundan ksa bir sre sonra bir gece yine, kendisinden ve
n soran bir rahibin bulunduu Busra'dan henz dnyordu. "Ahmed de onu takip edenlerden beklenen namaz ve ona yklenen byk sorumlulu-
k i m ? " diye sordu Talha. Rahip "Abdu'l-Muttalib'in olu Abdullah'n olu" u vurgulayan emirlerle uyandrld:
cevabn verdi. "Bu ay onun ortaya kaca ay; ve o peygamberlerin sonun- "Ey rtsne brnen, az bir ksm hari olmak zere, geceleyin kalk; (Gecenin)
cusudur" dedi. Bu szleri, kendi bandan geenleri anlatan Osman'a da yars kadar. Ya da ondan da biraz eksilt. Veya zerine ilave et. Ve Kur'an' da belli
tekrarlad. Dndklerinde Talha, M u h a m m e d (s.a.v.)'in en yakn arkada bir dzen iinde (tertil zere) oku. Gerek u ki biz senin zerine 'olduka ar' bir
olan Ebu Bekir'e gitmelerinin doru olacan syledi. Bunun zerine Ebu sz (vahiy) brakacaz" (Mzzemmil: 1-5).
Bekir'e gittiler ve duyduklarn ona anlattlar. O da hemen onlar, lde duy-
duklarn ve rahibin sylediklerini anlatmalar iin Peygamber'e gtrd. Yine ayn srede yle bir emir vard: "Rabbinin ismini zikret ve her eyden
Balarndan geenleri anlattktan sonra inanlarn dile getirdiler. kendini ekerek yalnzca O'naynel. (Allah) Dounun ve Batnn Rabbi'dir. O'ndan
slm'a giren drdnc kii ise, imana gelme ekli bakmndan bunlar- baka ilah yoktur. u halde (yalnzca) O'nu vekil tut." (Mzzemmil: 8 - 9 ) . Pey-
dan pek farkl olmayan Zhre'nin mttefiki (mevlas) Abdullah lbn Mes'ud gamber'i teskin ve teselli etmek iin indirilen ve daha yumuak tonda olan
idi. Bu konuda yle diyor: "O zamanlar henz olgulua erimi bir gen- vahiyler de geliyordu. Bir seferinde sadece onun grebildii Melek yle de-
tim ve Ukbe lbn Ebi Muayt'n srlerini otlatyordum. Bir gn Peygamber di: "Hatice'ye Rabbin'in selmn ilet." Peygamber (s.a.v.) Hatice'ye: "Ey Ha-
ve Ebu Bekir yaknmzdan geiyordu. Peygamber kendilerine verebilecek tice, ite Cebrail sana Rabbi'nden selm getiriyor" dedi. Hatice aknlktan
stm olup olmadn sordu. Ben de srlerin benim olmadn, bana kurtulup konuacak kelime bulabildiinde yle dedi: "Allah Selmdr, se-
emanet edildikleri iin onlara st veremeyeceimi syledim. Peygamber: lm da O'ndandr, selm Cebrail'in stne olsun!
"Daha zerinden bir ko gememi, k k bir kuzunuz var m ? " diye sor- Yeni dine giren ilk m'minler, Peygamber'i muhatap olan emirlerin ken-
du. Bir tane olduunu syledim ve onu getirdim. Peygamber onu iple ba- dilerini de baladna kanaat getirdiler. Bu nedenle onlar da Peygamber gi-
ladktan sonra ellerini kuzunun memelerine koydu ve dua etti. Bunun ze- bi uzun gece ibadetleri ile megul oluyorlard. Her zaman kldklar nama-
rine kuzunun memeleri stle doldu. Ebu Bekir tas gibi ortas ukur bir ka- za gelince, artk sadece abdest almakla kalmyor, stlerini ve namaz kldk-
ya paras getirdi, Peygamber kuzuyu sad ve hepimiz stten itik. Daha lar yeri temiz tutuyorlard. Ayn zamanda Kur'an'm inen tm blmlerini,
sonra memeye: 'Kuru' dedi, o da kurudu."5 Birka gn sonra Abdullah, Pey- namazda okuyabilmek iin h e m e n ezberliyorlard. Vahiy artk daha sk gel-
gamber'e gitti ve slm'a girdi, bir sre sonra ondan yetmi s r e 6 rendi ve meye balamt. Vahiy geldiinde Peygamber onu evresindekilere aktar-
kendisine verilen bir ltufla onlar ezberledi. Daha sonra Kur'an hafzlar- yor, daha sonra azdan aza okunup ezberleniyordu. Dnyevi eylerin ge-
nn (Kurra) ileri gelen simalarndan biri olmutur. icilii, lm, tekrar dirilme ve Hesap gnnn kesin oluu, Cennet ve Ce-
Vahyin bir sre kesilmesi Peygamber'i ok zmt; lakat kalbi, henz hennem hakknda gittike daha ok yet iniyordu. Fakat tm bunlarn te-
inzal olmayan bir ayette de belirtildii gibi, lh Kelm' almann yk al- sinde en ok, Allah'n yceliine, tek oluuna, Hak olduuna, Hikmet, Rah-
tnda eziliyordu. "ayet bizbu Kur'an' bir dan zerine indirmi olsaydk, andol- met, Mafiret, hsan ve Kudreti'ne dikkat ekiliyordu. Bunlarn yan sra,
sun onu Allah korkusundan sayg ile ba emi, para para grm olurdun. '7 aka Yaratclarnn bir olduuna iaret eden tabiat harikalarna ve evren-
Onu "beni rtn, beni rtn" demeye zorlayan rpcrmc yine zaman zaman deki dengeye, O n u n yetleri olarak deiniliyordu. Tabiattaki ahenk Tev-
geliyordu. Bir gece rtsne b r n m bir halele yalarken, inzivasn, daha hid'in okluklar dnyasna aksetmesidir ve Kur'an bu ahenge insann d
sert ve nemli bir lh Emir, insanlar Kyamet Ciimi ile ya masn isteyen nce duyularn harekete geiren bir tema olarak deinir.
f
bana syle' d e d i m . " birliini ve insann esas amacnn ne olduunu anlatrlar ve birlikte b u k o n u -
yu tartrlard. ldkten sonra dirilme fikri o k t a n n c putperestler iin ka-
Peygamber (s.a.v.) ona slm' anlatt ve Kur'an okudu; Tufeyl de kelime-
bul edilmesi zor bir konuydu. Bir keresinde Yahudi alimlerinden biri bu ko-
i ehadet getirdi. Daha sonra slm' tebli etmek iin halknn yanna dnd.
nuyla ilgili olarak gneyi iaret ederek, orada tekrar dirili gereini tasdik
Babas ve k a n s slm'a girdiler, fakat geri kalan Devs'liler kfrde srar etti-
edip ispatlayacak bir peygamberin geleceini sylemiti.
ler. O da Mekke'ye byk d krkl iinde dnd ve Peygamber'den onla-
Araplarn Mekke'den gelecek olan haberlere bu kadar dikkat kesilmeleri,
ra beddua etmesini istedi. Fakat b u n u n yerine Peygamber onlarn doru yo-
dolayl olarak, bnu'l-Heyyebn adnda Suriye'den Yesrib'e g m ve yamur
lu bulmalar iin dua etti ve Tufeyl'e yle dedi: "Halknn yanna dn, onlar
sularyla vadiyi birka kez kuraklktan kurtarm olan bir Yahudi'den kaynak-
slm'a ar ve onlara tatllkla muamele et."^ Tufeyl bu tavsiyelere harfiyyen
lanyordu. Bu dindar adam, Peygamber (s.a.v.)'e ilk Vahy'in geldii sralarda
uydu ve yllar getike daha ok Devs'li aile slm'a girdi.
ld. leceini anlaynca etrafndakilere yle dedi: " E y Yahudiler, beni ek-
P e y g a m b e r l e karlamadan n c e Tufeyl, sadece o n u n dmanlarna m e k ve arabn bol okluu bir lkeden alk ve zorluk ekilen b u lkeye ge-
rastlamt; fakat dier haclar, kendilerine d m a n l a r n k i n d e n o k farkl tiren sebebi bir d n n ? " "Sen daha iyi bilirsin" dediler. "Bu lkeye, gelme-
bir hikye anlatan Peygamber (s.a.v.) taraftarlaryla karlatlar ve h e r biri si yakn olan Peygamber'i karlamak iin geldim. O bu lkeye hicret edecek.
yaratlnn gerei olarak iman etti. T m b u n l a r n s o n u c u n d a , Arabistan'n Benim yaamm sresinde gnderileceini ve benim de ona tabi olacam
her yerinde iyi veya kt olarak yeni dinden bahsedilmeye balad. F a k a t mit ediyordum. O n u n size gelmesi yakndr" ^ cevabn verdi. Bu szler baz
yeni din h i b i r yere Yesrib vadisindeki kadar yaygn bir k o n u m a temas ha- Yahudi genlerini o k etkiledi ve Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Yahudi olma-
line gelmemiti. masna ramen onu kabul etmelerini salad.
F a k a t genelde, Araplar kiiyi tasdik ederken getirdii mesaj kabul et
miyor, yahudiler ise mesaj kabul ediyor, a n c a k yanl kiiyi olduunu di
1. I. S. IV, 164.
nyorlard. n k Allah, seilmi milletten olmayan birini nasl Peygam
2. I.I., 2 5 2 - 4 .
b e r gnderebilirdi? B u n u n l a birlikte haclar Peygamber'le ilgili haberleri
Yesrib'e ulatrdnda, yahudiler k e n d i l e r i n d e n olmamasna ramen bu ha-
EBU CEHL VE HAMZA
berlere ilgi d u y u y o r ve daha ayrntl bilgi istiyorlard. Yesrib Araplar bu il-
giyi fark ettiklerinde ve yahudi alimlerinin ilgisinin daha o k m e s a j n tek
[20]
tanrc o l m a s zerinde younlatn grdklerinde, bu haberi tayanlar
gibi o n l a r da e t k i l e n m e k t e n kendilerini alkoyamadlar.
Bunlarn yan sra Hazreliler, i m d i bir Peygamber olduunu iddia k ekke'de m m i n l e r i n saysndaki art, beraberinde kfirlerin dmanl-
eden ve daha n c e o c u k k e n annesiyle, sonralar da Suriye'ye giderken bir- J V L n d a k i art da getirdi. Bir gn Kurey ulular Hicr'de toplanm, Pey-
o k kez Yesrib'e uram olan bu adamla aralarnda gl kan ba olduu- gamber'e kar birbirlerinin kzgnlklarn alevlendiriyordu. Tam o srada
n u n farkndaydlar. Evs'e gelince, onlarn ileri gelenlerinden biri, E b u Kays, Peygamber (s.a.v.) Mescid'e girdi. K'be'nin dou kesine giderek Hacer'l-
Hatice ve Varaka'nn halas olan bir Mekke'li ile evlenmiti. E b u Kays o- Esved'i pt ve tavafa balad. O Hicr'in yanndan geerken Hicr'dekiler o n u n
unlukla M e k k e ' d e , karsnn ailesiyle birlikte kalyor ve V a r a k a n n yeni aleyhine syledikleri eyleri daha yksek sesle sylyorlard. Peygamber'in
Peygamber'le ilgili grne katlyordu. onlar iittii yznden belli oluyordu. Hicr'in yanndan ikinci kez geti, o n -
Haclar ve Mekke'yi ziyaret edenlerin getirdii haberlerle desteklenen tm lar tekrar hakaret ettiler. Fakat n c kez geiinde onlarn n n d e durdu
bu faktrler, vadi halk zerinde etkisini gstermeye balad. Fakat o an iin asl ve: "Ey Kurey, beni iitiyor m u s u n u z ? Nefsim elinde olana yemin ederim ki
nemli olan kendi i sorunlaryd. Bir Evs'li ve bir Hazre'li arasnda kan dkl- sizi helak e d e c e i m . " 1 Bu szler ve onlarn yleni ekli o n l a n sanki by-
mesiyle biten atma, iki kabileden de birok boyun savaa girmesine sebep ol- lemiti. lerinden hibiri ne hakaret edebildi, ne de konuabildi. Sonunda i-
du. Hatta yahudiler bile bir tarafla mttefik oldular. atma olmutu, fakat lerinde en sinirli ve sert yapl olan, b y k bir nezaket iinde: " E y Ebu'l-Ka-
bu atmalar engelleyici olmaktan ok insanlarn kin ve c alma duygulann sm, yoluna git, n k Tanr'ya andolsun sen cahil bir aptal deilsin" diyerek
kabartmt. Dierlerinden daha byk drdnc bir atma kanlmaz gr- sessizlii bozdu. Fakat herkesin sessiz kald b u sre uzun srmedi. n k
nyordu. Bu nedenle Evs'in ileri gelenleri Mekke'ye, Kureylilerden Hazrec'e orada bulunanlar bu denli korktuklar iin kendilerini sulamaya baladlar
kar yardm istemek zere bir delege gndermeye karar verdiler. ve imdiki zayflklarn gelecekte tamir edeceklerine yemin ettiler.
Delegeler, Kurey'ten cevap beklerken Peygamber (s.a.v.) onlarn yanlar- slm'n en kt d m a n l a r n d a n biri, ailesi ve arkadalar arasnda
na gitti ve geldikleri eyden daha gzel ve iyisini isteyip istemediklerini sor- E b u ' l - H a k e m diye anlan m ' m i n l e r i n s e adn E b u Cehil (cehaletin b a b a s )
du. Bu daha iyinin ne olabileceini sordular; o da grevinden ve tebli etmek- koyduklar M a h z u m kabilesinden Amr idi. Muire'nin t o r u n u , o z a m a n
le y k m l olduu dinden bahsetti. Daha sonra onlara Kur'an'dan bir b l m M a h z u m l e r i n banda b u l u n a n yal Velid'in de yeeni oluyordu. E b u C e -
okudu. Bitirdiinde Muaz'm olu lyas yle dedi: "Arkadalar, bu bizim gel- hil a m c a s n d a n sonra o n u n yerini alacandan emindi. Kendisi iin imdi-
diimiz eyden daha iyidir". Fakat delegenin lideri yerden bir avu toprak al- den M e k k e ' d e belirli bir k o n u m salamt. Bu k o n u m h e m zenginlii, h e m
d ve gencin yzne atarak: "yleyse, o senin olsun, hayatma yemin ederim k o n u k s e v e r l i i , h e m de kendisine kar kanlardan alma k o n u s u n d a
ki biz b u n d a n baka bir ey iin geldik" dedi. lyas sesini karmad ve Pey- gsterdii sertlik ve acelecilikten kaynaklanyordu. O geen h a c d n e m i n -
gamber (s.a.v.) onlarn yanndan ayrld. Kurey o n l a n n yardm isteklerini ge- de haclar Peygamber (s.a.v.)'e kar uyarmak iin alanlarn en u s a n m a -
ri evirdi, onlar da Medine'ye dndler. Bundan ksa bir sre sonra lyas ld, z ve P e y g a m b e r (s.a.v.)'i b y c diye adlandranlarn en bargan idi. K e n -
lmnde yannda olanlar onun lene kadar Allah'n birliine ehadet getir- di kabilesindeki aresiz m'minlere kar acmaszlkta o k ar ve dier ka-
diini sylediler. Bu nedenle O, slm'a giren ilk Yesrib'li olarak saylabilir.
bileleri de ayn eyi yapmaya tevik e t m e k t e o k etkindi. Fakat birgn, k e n -
disine ramen yeni dine b y k b i r hizmette b u l u n d u .
1. Ad ye irem, kendilerine gnderilen peygamberlere uymry reddettikleri iin birdenbire helak olan Peygamber (s.a.v.), Mescid'in dnda Safa kaps yaknnda oturuyordu.
eski arap kavimleridir.
2. I. I. 136. Haclar kapya yakn olan Safa tepesinde balayan ve 4 5 0 yarda kuzeydeki
Merve tepesinde biten yedi kez gidip gelme ibadetine, bu kapdan ktktan
h e m e n sonra baladklar iin kapya Safa kaps ad verilmitir. Safa'nn KUREY'N TEKLFLER VE STEKLER
eteklerindeki bir kaya paras bu ibadetin balang yerini iaret eder. E b u
Cehil y a n n d a n getiinde Peygamber (s.a.v.) bu kutsal yerde tek bana [21]
oturuyordu. M a h z u m l u n u n , bir n c e k i seferde k o r k m a d n gstermek
iin bir frsat k m t ; P e y g a m b e r i n n n d e durarak azna gelen tm k-
gnden sonra Hamza teslim o l u u n u k o r u d u ve P e y g a m b e r i n tm is-
frleri ona kar syledi. Peygamber sadece ona bakt, fakat hibir ey sy-
V _ y teklerine uydu. O n u n slm'a girmesi Kurey'i o k etkiledi; artk Pey-
lemedi. S o n u n d a yapabilecei tm hakaretleri bitirdikten sonra E b u Cehil,
gamber'e, Hamza'nn k o r u y a c a n d n e r e k , dorudan saldrlarda b u l u -
Hicr'de toplanm olan dier Kureyliler'e k a t l m a k zere Mescid'e girdi.
namyorlard. Dier taraftan, b u b e k l e n m e d i k olay onlarn meselenin asl
Peygamber zntyle ayaa kalkt ve evine dnd.
nemini daha iyi kavramalarn salad ve Araplar arasndaki yksek ko-
O gittikten h e m e n sonra, yay boynunda asl bir halde avdan d n e n
numlarna zarar verecek olan b u gelimeyi n l e m e k ve durdurmak iin ye-
Hamza kardan gzkt. Avdan dndkten sonra, ailesinin yanna gitme-
ni z m l e r arama abalarn da artrd. Bu tehlikeyi d n e r e k taktik de-
den n c e K'be'yi ziyaret e t m e k o n u n adetiydi. O n u n yaklatn grnce,
itirmeye ve Abdu ems'in ileri gelenlerinden U t b e l b n Rebia'nn mecliste
Safa kapsnn yaknlarnda bir evden bir kadn kt ve o n u durdurdu. Bu ka-
yapt neriyi k a b u l e t m e y e karar verdiler. Utbe: "Niin Muhammed
dn, imdi hayatta olmayan ve yirmi yl kadar n c e Hilfu'l-Fudl'u kuranlar-
(s.a.v.)'e gidip k a b u l edecei baz tekliflerde b u l u n m u y o r u z ? " dedi. " K a b u l
dan biri olan Teym kabilesinin efi Abdullah l b n Cud'ann azatllanndand.
ettiklerini, bizi rahat b r a k m a s karlnda veririz." Peygamber (s.a.v.)'in
Cud'an ailesi, E b u Bekir'in kuzenleri oluyordu. Peygamber (s.a.v.)'e ve dini-
K'be yaknnda yalnz bana oturduu haberi geldi. U t b e h e m e n meclisten
ne bal olan bu kadn E b u Cehil'in hakaretlerini d u y m u ve o k sinirlen-
ayrld ve Mescid'e gitti. O b u grevi, Haim'in kardei Abdu ems'in toru-
miti. Hamza'ya: " E b u U m a r e " 2 dedi. "Hiam'n olu Ebu'l-Hakem'in, karde-
nu olduu iin stlenmiti. Kusayy'n olu Abdu Menaf'tan sonra iki olu
inin olu M u h a m m e d ' e nasl davrandn bir grseydin. O burada oturur-
Abdu ems ve Haim kabileleri birbirinden ayrlm iseler de, farkllklar
k e n geldi ve ona hakaret etti, onunla alay etti. Daha sonra ekip gitti." -Ne-
byk atalarnn ortak oluuyla kapatlabilirdi. Bunlarn yan sra Utbe, Ku-
reye gittiini belirtmek iin K'be'ye doru iaret etti- " M u h a m m e d ise bir
rey iinde en az iddet taraftar olan ve daha o k uzlamac karaktere sahip
tek kelime bile sylemedi". Hamza, y u m u a k huylu ve anlamas kolay bir
bir adamd; ayn zamanda o k da akllyd.
insand. B u n u n l a birlikte Kurey'in en cesuru idi, kzdnldnda ise en ba-
Peygamber'e: " E y k a r d e i m i n olu," dedi, " S e n , bildiin gibi kabilenin
emez ve en sert adam olurdu. u anda o n u n gl yaps kzgnlktan sar-
soylularndansn ve senin s o y u n sana erefli bir k o n u m salyor. Fakat sen
slyordu. O n u n bu kzgnl ruhundan baz eyleri kaldrd, zgrle ka-
halkna ciddi ve tehlikeli bir mesele getirdin, b u n u n l a onlar birbirinden
vuturdu, ruhunda daha n c e varolan baz eylerin tamamlanmasn salad.
ayryor, onlarn yaam tarznn sama olduunu sylyor, dinlerini ve tan-
K'be'ye giren Hamza doruca Ebu Cehil'in yanna gitti, yannda ayakta du-
rlarn k m s y o r s u n ve onlarn atalarna kfir diyorsun. imdi b e n i m
rarak elindeki yay tm gcyle arkasna indirdi. " O n a hakaret e t m e k h a ? "
nerdiklerimi dinle, sana uygun olan kabul et. E e r istediin zenginlikse,
dedi, "Ben de o n u n dinindenim, o n u n iddia ettiklerinin hepsini onaylyo-
mallarmz birletirir seni aramzda en zengin k i m s e yaparz. E e r istediin
rum. Eer kar kmaya g c n varsa bana kar k . " E b u Cehil k o r k a k de-
erefse, seni liderimiz yaparz ve senin s z n d e n h i kmayz. Ve eer kral
ildi, fakat bu kez meselenin kapanmasnn daha iyi olacan dnyordu.
o l m a k istiyorsan seni kral yaparz. Eer sana musallat olan cinden ve hasta-
Bu yzden ona yardm e t m e k iin yerlerinden kalkan Mahzumlere oturma-
lktan kurtulamyorsan sana bir h e k i m b u l u r u z ve iyileene dek senin iin
larn iaret etti ve yle dedi: "Brakn, E b u U m a r e istediini yapsn. n k
tm servetimizi harcarz." K o n u m a s n bitirdiinde Peygamber ona: " E y
T a n r i y a andolsun o n u n kardeinin oluna i r k i n c e kfr ettim."
Velid'in babas, imdi beni dinle" dedi. Utbe " d i n l e y e c e i m " deyince, Pey-
. I.I. 183.
gamber (s.a.v.) kendisine, yeni gelen surelerden birini o k u d u .
2. Umare, Hamza'nn kzyd. Araplar arasnda birbirine hitap etmenin en kibar yolu erkeklere "u-
nun babas" (Ebu), kadnlara da "bunun annesi" (mm) diye hitap etmektir. Utbe, k a z a n m a k istedii kiiyi etkilemek iin biraz olsun dikkatle din-
liyor izlenimini vermek istiyordu. Fakat birka cmle dinledikten sonra
rn deitirdiini dnerek hzla yanlarna gitti. Onlar geree (Hakk'a)
tm bu dnceler yerini okunan kelimelerin anlamlarn dnmeye b-
ulatrmak istiyordu, fakat onlar kendisine daha nce yaplan teklifleri sra-
rakt. Ellerini arkasna dayayarak oraya oturdu, dinledike ellerinin stne
lamaya balaynca btn mitleri kayboldu. Konumalarn bitirdiklerinde
daha ok ykleniyordu; kulaklarna nfuz eden lisann gzellii karsnda
onlara yle dedi: "Ben bylenmi deilim, aranzda en erefli olmay ve-
armt. Okunan yetler 1 Vahy'in kendisinden, yerlerin ve gklerin yara-
ya kralnz olmay da istemiyorum. Bilkis Allah beni size bir eli olarak
tlndan bahsediyordu. Eski peygamberlere, onlara tabi olmay reddeden
gnderdi ve bana bir kitap verdi, sizi hem uyarmam h e m de mjdelememi
topluluklara ve onlarn nasl Cehennemi boyladklarna deinen ayetler bu-
emretti. Size Rabbimin mesajn ilettim ve iyi tavsiyelerde bulundum. Eer
nu takip ediyordu. Daha sonra inananlara deinen ve onlara bu dnyada
size getirdiklerimi kabul ederseniz bu sizin iin hem bu dnyada hem de
melekler tarafndan korunmay, ahirette de ebedi mutlulua ulamay vade-
ahirette kurtulutur; fakat eer getirdiklerimi kabul etmezseniz, o zaman si-
den bir pasaj geliyordu. Peygamber (s.a.v.) okumasn u cmlelerle bitirdi:
zinle benim aramda Allah'n h k m vermesini b e k l i y o r u m . " 2
Kureyliler'in tek cevab daha nce kaldklar yerden devam etmeleriy-
"Gece, gndz, Gne ve Ay O'nun yetlerindendir. Siz Gne'e de, Ay'a da sec-
di. Eer onlarn tekliflerini kabul etmiyorsa, Allah'n elisi olduunu ispat-
de etmeyin. Allah'a secde edin ki, bunlar kendisi yaratmtr. Eer O'na ibadet ede-
layacak bir eyler gstermeliydi, o zaman mesele hallolurdu. "Rabbinden
cekseniz" (Fussilet: 37).
evremizdeki dalar kaldrmasn, topra dmdz yapmasn ve lkemiz-
den Irak ve Suriye'deki gibi nehirler aktmasn iste. Atalarmzdan birinin,
Bunun zerine Peygamber h e m e n ban yere koyarak secde etti. Daha rnein Kusayy'n dirilmesi iin dua et. Biz de ona sylediklerinin doru
sonra yle dedi: "Ey Ebu'l-Velid, duyduklarn duydun, imdi her ey on-
olup olmadn soralm. Veya eer bizim iin bunlar istemeyeceksen ken-
larla (duyduklarnla) senin aranda."
din iin bireyler iste. Allah'tan senin szlerini dorulayp bizimkileri yalan-
Utbe arkadalarnn yanna dndnde onlar, Utbe'nin yzndeki ifa- layacak bir melek indirmesini iste. Sana baheler, saraylar, altn ve gm
de deiikliine yle armlard ki "Sana ne oldu ey Ebu'l-Velid?" demek- hazineleri versin ki senin Allah katnda ne kadar deerli olduunu grebi-
ten kendilerini alamadlar. Utbe u cevab verdi: "imdiye dek hi duyma- lelim." Peygamber onlara yle cevap verdi: "Ben Allah'tan byle eyler is-
dm szler duydum. O iir deil, Tanrya andolsun by ve kehanet de teyecek deilim, nk O beni uyarmam ve mjdelemem iin gnderdi."
deil. Ey Kureyliler, sylediklerime kulak verin ve benim dediklerimi ya- Onu dinlemeyi reddederek yle dediler: "O zaman gkyzn para para
pn. Bu adamla ii arasna girmeyin, onu kendi haline brakn, nk Al- zerimize indir." Bunu u yete kar sylyorlard: "Eer biz dilersek onlar
lah'a yemin ederim ki ondan duyduum szler byk haberlerdir. Eer yerin dibine geirir, ya da gkten zerlerine paralar drrz." (Sebe\ 9 . ) 'Ka-
Araplar onu yok ederse onu bakalarnn ellerinde kaybetmi olursunuz, rar verecek olan Allah'tr, dilerse yapar" diye cevap verdi Peygamber (s.a.v.).
ama eer Araplar'a stn gelirse, onun hakimiyeti sizin hakimiyetiniz, onun
Alayl baklarla, cevap vermeden baka bir konuya getiler. Onlara g-
gc sizin gcnz olur. Bylece insanlann en ansls olursunuz."' "Seni
re, Vahyin en artc ve etkileyici yn Rahman isminin ok sk gemesiy-
diliyle bylemi" diye onunla alay ettiler. Utbe "Size benim kiisel fikrimi
di, bu Peygamber (s.a.v.)'in herhalde ilham kayna olmalyd. Srelerden
syledim, neyin en iyi olduunu dnyorsanz onu yapn" dedi. Onlara
biri "Rahman, Kur'an' retti" (Rahman, 1.) szleriyle balyordu. Muham-
daha fazla kar kmad, Kur'an yetleri onda ok ksa sreli bir etki yarat-
med (s.a.v.)'in syledii eyleri Yemame'li bir adamdan rendii sylentisi-
mt. O srada, Utbe Peygamber'e sorduu sorularn hibirine cevap getire-
ni kabul etmek ilerine geldii iin yle diyorlard: "Sana retilen her e-
medii iin, ilerinden biri yle dedi: "Muhammed'e haber gnderelim
yin Yemame'li Rahman adndaki bir adamdan kaynaklandn duyduk, biz
onunla konualm ve tartalm ki denenmemi hibir yol brakmayalm."
Rahman'a kesinlikle inanmayz." Peygamber sessiz kald, onlar yle devan
Bunun zerine ona yle bir haber gnderdiler: "Kabilenin ileri gelen soy-
ettiler: "Muhammed (s.a.v.), imdi biz szlerimizin doruluunu ispatladk
lular seninle konumak iin topland." Peygamber (s.a.v.) onlarn tutumla-
ve Tanr'ya andolsun ki seni rahat brakmayacaz. Sen bizi veya biz seni
yok edinceye kadar savaacaz." lerinden biri unlar da ekledi: "Sen bir KUREY'IN LER G E L E N L E R
merdiven alp ge trmanncaya ve sylediklerini dorulayacak drt melek
gelinceye dek sana inanmayacam. O zaman bile sanrm sana inanmam." [22]
Bunlar syleyen Mahzum'lu Ebu Umeyye'nin olu Abdullah idi. Abdullah
babas tarafndan Ebu Cehil'in kuzeni oluyordu; fakat annesi tike, Abdu'l-
- p e y g a m b e r (s.a.v.)' e tabi olanlar srekli bir art gsteriyordu, fakat yeni
Muttalib'in kzyd ve kardeinin, yani Peygamber'in babasnn lmnden
i d i n e girenlerin hemen h e m e n hepsi ya kle, ya azatl, ya da Mekke d-
sonra oluna onun adn koymutu. Halknn ileri gelenleriyle arasndaki
ndaki Kureylilerden oluuyordu. slm'a girenler Vadi Kureylilerden ol-
bu uzakln zntsne bir de en yakn akrabalarndan birinden bu szle-
sa bile, nfuzlu bir aileden gelen fakat kendileri nfuzlu olmayan ve slm'a
ri duyma znts eklenmiti.
girileriyle ailelerinin ve akrabalarnn dmanln zerlerine eken zayf
Kendisine kar en fazla nefret besleyen kavim olan Mahzumlerden sa-
kiiler oluyordu. Abdurrahman, Hamza ve Erkam istisna idi, fakat onlar da
dece bir kii, halas Berre'nin olu Ebu Seleme slm'a girmiti ve yine o ta-
lider konumunda olmaktan uzaktlar. Bu nedenle Peygamber (s.a.v.) ilerin-
raftan yeni dine beklenmedik gl bir destek geliyordu. Ebu Seleme'nin
den hibirinin, hatta amcas Ebu Talib'in bile kendisine uymaya yanamad-
babas tarafndan kuzeni olan Erkam adnda zengin bir akrabas vard -iki-
Kurey ileri gelenlerinden hi olmazsa bir kan kazanmak istiyordu.
sinin Mahzumlu olan dedeleri kardeti- ve Erkam, Peygamber (s.a.v.)'e ge-
Eer Ebu Cehil'in amcas Velid gibi gl bir ahsiyetin -Velid hem Mahzu-
lip "La ilahe illlallah" (Allah'tan baka tanr yoktur) "Muhammedn Rasu-
mlerin efi, hem de Kurey'in gayri resm efi idi- desteini kazanrsa, da-
lllah" (Muhammed O'nun elisidir) diye inancn aklad. Daha sonra Sa-
vetini daha kolay bir ekilde yapabilecei inanandayd. Velid ayn zamanda
fa Tepesi eteklerindeki byk evini slm'n hizmetine verdi. O zamandan
dier Kurey liderlerine gre daha anlayl ve tartmaya ak bir kimseydi
sonra m m i n l e r , Mekke'nin ortasnda grlme ve rahatsz edilme kaygs
ve bir gn Peygamber (s.a.v.) Velid'le yalnz konuabilecei bir frsat buldu.
tamadan snabilecekleri ve birlikte ibadet edebilecekleri bir yere kavu-
Fakat onlar sohbete dalm bir haldeyken henz slm'a girmi kr bir adam
tular.
yanlarndan geti; Peygamber (s.a.v.)'in sesini duyunca orada durup kendi-
sine Kur'an'dan bir blm okumasn rica etti. Biraz sabrl olmas ve uygun
bir zaman beklemesi sylendiinde kr adam o kadar srar etti ki, sonunda
Peygamber hiddetlendi ve yzn evirdi. Sohbeti yarda kesilmiti; fakat
bu b l n m e hibir kayba sebep olmad, nk Velid zaten, mesaja, mit-
siz denebilecek derecede kapalyd.
"Fakat kendini mstani (hibir eye ihtiyac olmayan) gren ise, ite sen, onda
'yank uyandrmaya alyorsun.' Oysa, onun temizlenip arnmasndan sana nc?
Ama koarak sana gelen ise, ki o 'ii titreyerek korkar' bir durumdadr, sen ona al
1. Kur' an'm her cmlesi 'yet adn alr, yani ders veren iaret. dr etmeden oyalanyorsun." (Abese- 5 - 1 0 ) .
2. 1,1. 188.
Bundan ksa bir sre sonra Velid kendini beenmiliini u szlerle or-
Bununla birlikte, Kurey liderlerinin Peygamber (s.a.v.)'e kar tutum-
taya koyuyordu: "Ben Kurey'in en stn ve efi olduum halde, bana gel-
lar farkl olsa da, hepsi de mesaj reddetme konusunda ayn fikirdeydiler.
miyor da Muhammed'e vahiy geliyor? kimiz de iki ehrin iki by oldu-
Hayatta belirli bir baar kazanm olarak, hepsinde btn Arabistan'da ka-
umuz halde o ne bana ne de Sakf'in reisi Ebu Mes'ud'a gelmiyor da ona
bul edilen, bir insann hamiyeti ideali hakimdi. Zenginlik bu e r e f i n bir y-
m geliyor?'' (Zuhruf: 3 1 ) . Ebu Cehil'in kar k ise daha az cretli fakat
n deildi, fakat bu amaca ulamak iin zenginlik gerekliydi. erefli ve ke-
daha tutkulu idi. "Biz ve Abdu Menaf oullar aramzda eref konusunda ya-
rem sahibi bir adam, bir koruyucu ve mttefik olmalyd, yani kendisinin
r ederiz. Onlar bakalarm doyururlar ve korurlar, biz de aynsn yaparz.
de dayand baz mttefikler varolmalyd. Bunu da kendi evlilikleri, kzla-
Onlar verirler, biz de onlarla ayn yarta burun buruna giden atlar gibi eit
r ve oullarnn evlilikleriyle kurduu balar sayesinde baarabilirdi. Eakat
oluncaya dek veririz. imdi onlar "Bizim adamlarmzdan biri Peygam-
byle bir konumu kazanmada en nemli etken zenginlikti, n k erefli bir
berdir, ona gkten vahiy geliyor" diyorlar. Biz onun bir eini ne zaman el-
adam iyi bir ev sahibi olmak zorundayd. Birtakm iyi zelliklere sahip ol-
de edeceiz? Tanr'ya andolsun ona hibir zaman inanmayacaz ve onun
mak szkonusu idealin gereklemesi iin gerekliydi. zellikle cmertlik
gerei sylediini kabul etmeyeceiz." ems'li Utbe'nin tutumu daha az
bu idealde byk bir rol oynuyordu fakat bu iyi davranlarn hibiri ahiret-
olumsuzdu, fakat deerlendirmede onlarla ayn hatalar yapyordu. nk
te karlk almak iin yaplmyordu. Btn Arabistan'da, ok cmert, cesa-
onun ilk dncesi 'eer Muhammed gerekten peygamberse ona uyulma-
retli ve koruma, ittifak, garanti veya baka herhangi bir ey iin verdii sz-
ldr' deil, onun Peygamberlii Abdu Menaf oullarna eref getirecek' ol-
de duran biri olarak tannmak ve ldkten sonra da byle anlmak, onlar
mutur. Bir gn Ebu Cehil bu konudaki kzgnln belirterek Utbe'ye: "Ey
iin yaama asl anlamn veren byk bir eref ve lmszlk idi. Velid gi-
Abdu Menaf oullar, ite sizin Peygamber'iniz var" dediinde Utbe iddet-
bi adamlar byle bir erefe sahip olduklarndan emindiler; bu da onlarn, bu
le u karl verdi: "Biz bir krala veya bir Peygambere sahip olduumuz
hayatn -yani onlarn baar ve eref kazandklar hayatn- geiciliini vur-
iin siz gcenmek zorunda msnz?" Buradaki kral kelimesi Kusayy iin
gulayan bir davete kulaklarn kapatmalarna neden oluyordu. Onlarn eref
kullanlyor ve Mahzumlere, Abdu Menaf'n Kusayy'n olu olduu, halbu-
ve lmszlkleri Arabistan'n ayn kalmasna, Arap ideallerinin gemiten
ki Mahzum'un sadece Kusayy'n yeeni olduu hatrlatlmak isteniyordu.
gelecee srekli aktarlmasna balyd. Hepsi de deiik derecelerde Vahyin
Peygamber (s.a.v.), bu sylenenleri duyacak kadar yakndayd, hemen yan-
diline ve slubuna kar duyarlydlar. Fakat anlamna gelince, aadaki gi-
larna geldi ve onlara " E y Utbe, sen ne Allah, ne de onun rasul iin tart-
bi babalarnn hibir ey kazanmadn ve onlarn tm abalarnn boa git-
yorsun. Sana gelince ey Ebu Cehil sana bir felket gelecek ve sen ok a-
tiini vurgulayan yetlere gnllerini kapatmlard: "Bu dnya hayat, yal-
layp az gleceksin." (Tab. 1 2 0 3 , 3 . ) .
nzca bir oyun ve (elence trnden) ' tutkulu bir oyalanmadr.' Gerekte ahiret yur-
Kurey'in eitli boylar arasnda rekbet sryor ve en gl olanlar
du ise, asl hayat odur. Bir bilselerdi." (Ankebut: 3 4 ) .
srekli deiiyordu. O zamanlar en gl iki boy Abdu ems ve Mahzum
idi. Utbe ve kardei eybe, ems boyunun bir blmnden sorumluydular.
Kuzenleri Umeyye kolunun lideri Harb lm, yerine Utbe'nin kz Hind'le
evlenen Ebu Sfyan gemiti. O n u n hem politikada hem de ticarette baa-
rl olmas bir bakma adaleti korumasna, soukkanllna ve bir avantaj
kazanacana inandnda sabrl olmasna balanabilirdi. O n u n bu souk-
kanll, ok abuk sinirlenen ve aceleci olan Hind'in sk sk kzmasna ne-
den oluyordu, fakat Ebu Sfyan kararn verdikten sonra karsnn fikirleri-
ni o k az dinlerdi. Beklendii gibi, o Peygamber'e kar Ebu Cehil'den daha
az dmanlk besliyordu.
KORKU VE MT rndr, bu Rabbmm zerinde istenen bir va'didir." (Furkan: 1 5 - 1 6 )
Gerek m'minler "Bizimle karlamay umanlar" diye tanmlanmtr.
[23] Oysa kfirler:
lbette genlerin ve zayflarn hepsi, hemen ilhi daveti kabul etmemiti, "Bizimle karlamay ummayanlar, dnya hayatna raz olanlar ve bununla
E fakat hi olmazsa kk yaamlarn bir klarnetin notalar gibi blen
tatmin olanlar ve bizim yetlerimizden habersiz (gafil) olanlar." (Yunus: 7 - 9 ) dr.
davet ve vaazlarn nem ve iddetine kar kulaklarn tkamalarna neden M'min'in tutumu, her konuda kfirinkinin aksi olmaldr. nkarclarn
olacak bir kendini beenmilikleri yoktu. Osman'n lde duyduu: "Ey uy- dald kfrn bir zellii de onlarn tabiat grntlerini sorgulamadan ka-
kudakiler uyann" sesi vahyin kendisiydi ve daveti kabul edenler, imdi san- bul etmeleri ve onlardan ders almamalardr. Geree (Hakk) uyank olmak
ki uykudan uyanmlar ve yeni bir yaama girmilerdi. sadece insann mitlerini bu dnyadan ahirete evirmesi deil, ayn zaman-
Gemiteki ve u andaki kfirlerin tutumu u szlerle ifade edilebilir: da bu dnyada her tarafa serpilmi olan Allah'n yetlerinden de ders alma-
"Bu dnya hayatmzdan bakas yoktur. Ve bizler diriltilecek de deiliz." (En'am sdr:
2 9 ) . Bu szlere ilahi cevap olarak unlar syleniyordu: "Biz g, yeri ve iki-
si arasndakileri oyun ve elence olsun diye yaratmadk." (Enbiya: 16, Duhan: "Gkte burlar klan, onlann iinde bir aydnlk ve nurlu bir ay vareden (Al-
3 8 ) . "Bizim bo bir ama urunayarattamm ve sizin gerekten bize dndrliip- lah) ne ycedir. O gece ile gndz birbiri ardnca klandr; t alp-dnmek is-
getirilmeyeceinizi mi sanmtnz?" (M'minn: 1 1 5 ) . Kfrn henz tam ola- teyenler ya da kretmek isteyenler iin." (Furkan: 6 1 - 6 2 )
rak yerlemedii kiilerde bu szler etkisini gsteriyordu. Bu etki, kendisi-
ni bir nur ve hidayet (doru yola ulatrc) olarak niteleyen vahyin tm Kurey liderleri kstaha peygamberden bu yetleri (iaretleri veya mu-
iin de geerliydi. Mesaj kabul etmeye iten baka bir neden de onu getiren cizeleri) gstermesini, ya gkten onu destekleyen bir melek gelmesini, ya
elinin kiiliiydi. O, bakalarn ktle ynlendirmeyecek denli hakikat- da onun ge ykselmesini istiyorlard. Ve birgn, dolunayn henz Hra
le dolu ve kendisi de saptmayacak kadar hikmet ve fazilet sahibiydi. Yap- dann tepesine kp ortal aydnlatt bir gecede, bir grup kfir pey-
lan arda h e m bir uyar, hem de bir vaad vard. Uyar onlar iyi iler yap- gambere yaklat. Ve eer gerekten Allah'n Rasul ise Ay' ikiye blmesini
maya yneltiyor, mjde ise onlar mutlu klyordu. istediler. M'minleri ve kararszlar da ieren byk bir topluluk vard ve bu
"phesiz'Bizim Rabbimiz Allah'tr deyip sonra da dosdoru bir istikmet tut- istek yerine getirildiinde tm gzler parlayan Ay'a evrildi. Byk bir a-
turanlar (yok mu) onlann zerine melekler iner (ve der ki): "Korkmayn ve hzne knlk iindeydiler, nk Ay ikiye ayrlm ve her biri dan bir ynnde
kaplmayn, size vadolunan cennetle sevinin. Biz dnya hayatnda da, ahirette de si- parlyordu. Peygamber "te ahit olun"' dedi. Fakat asl ay' ikiye blmesini iste-
zin velileriniziz. Orda nefislerinizin arzulad her ey s izindir ve istemekte olduu- yenler bu optik mucizeyi reddettiler ve onun by olduunu sylediler (Kamer: 1-
nuz her ey de sizindir. ok balayan, ok esirgeyen (Allah)tan bir arlanma ola- 2 ) . Dier taraftan inananlar sevindiler ve kararszlardan bazlar imana yak-
rak." (Fussilet: 3 0 - 3 2 ) lat, bazlar ise gerekten iman etti.
Byle isteklere kar, Allah'tan gelen bu cevap bir istisnayd. nk Ku-
Cennetten bahseden ve yeni nazil olan ayetlerden biri de takva sahiple- rey'in istedii dier mucizeler onlar istediinde deil, Allah'n diledii za-
rine vaat edilen ebed Cennet'e deinen u ayettir. man meydana gelmilerdir. Bunlardan baka sadece inananlarn ahit olduu
kk mucizeler de vard. Fakat bu tr harikuladelikler yeni dinin merkezin-
"Bu mu daha hayrl, yoksa takva sahiplerine vadedilen cennet mi? Ki onlar iin de bir konuma sahip deildi, nk sa'nn bir nceki vahyin mucizesi olma-
bir mkfat ve son duraktr. inde ebed kalclar olarak, orada her istedikleri onla-
B.LXI, 24.
s gibi, bu vahyin mucizesi de Kur'an'n kendisiydi. Kur'an'a gre sa, h e m Al- ALELERDE BLNMELER
lah'n elisi h e m de "O'un kelimesidir. Onu (OL kelimesini) Meryem'e yneltmi-
tir ve O'ndan bir ruhtur" (Nisa: 1 7 1 ) . Aynen Allah'n kelimesi olan sa'da oldu- [24]
u gibi imdi de Allah'n kelimesi olan Kur'an'la slm gerek bir din oluyor-
du. Bu kelmn (Kur'an) ilevlerinden biri de, slm'a hanif bir din olarak ba-
b u Talib'in b y k oullar, Talib ve Akil, k k kardeleri Cafer ve
kldnda ( R u m : 3 0 ) insanda zaman getike krelen ve yanllklara yne-
Z Ali'nin aksine m s l m a n olmadlar ve aynen babalar gibi yeni dine gir-
len duygular tekrar uyandrmakt. Bu nedenle Kurey Peygamber'den muci-
m e k t e tereddt ettiler, fakat h o g r l kaldlar. Yeni dine kar t u t u m u o k
ze gstermesini istediinde Kur'an'n cevab onlar her zaman grdkleri, fa-
farkl olanlardan biri de E b u L e h e b idi: Kureylilerin bir n c e k i toplantsn-
kat zerinde dnp ibret almadklar eylere yneltmek olmutur:
dan beri yeni dine d m a n o l d u u n u daha ak sylemeye balamt. E b u
Leheb'in kars ve ems'li lider E b u Sfyan'm kardei olan m m C e m i l de
"Kendileri bir bakmyorlar m o deveye, nasl yaratld? Ge; nasl ykseltildi?
Peygamber'e (s.a.v.) kar zel bir d m a n l k besliyordu. Aralarnda iki
Dalara; nasl oturtulup-kuruldu? Yere; nasl yaylp, dendi?" (Gaiye: 1 7 - 2 0 )
oullarn, Peygamberin kzlar Rukiye (r.a.) ve m m G l s m ' (r.a.) b o -
amaya zorlamaya karar verdiler. -O zaman oullarnn Peygamber'in
nananlardan b e k l e n e n k o r k u ve m i d i n h e r ikisi de Allah'a gtren
(s.a.v.) kzlaryla evli mi yoksa h e n z nianl m olduu hakknda kesin bil-
davranlardr. Allah'a k r belirtisi olarak sylenen "Hamd lemlerin Rab-
gi yoktur.- Fakat m m Cemil'in b u boamalardan duyduu sevin, zengin
bi olan Allah'adr" sz ayn zamanda k o r k u da tar ve hamdeden kiiyi ve
m e y y e k u z e n i O s m a n Ibn Affan'n Rukiye'yi istediini ve o n u n l a evlendi-
h a m d o l u n a n eyi doruca tm iyiliklerin kayna olan uluhiyete gtrr.
ini duyduunda yokoldu. Bu evlilik Peygamber (s.a.v.) ve Hatice (r.a.) iin
" R a h m a n ve R a h i m olan Allah'n adyla" sz insan mitle ayn y n e y-
bir n c e k i n d e n daha sevindirici idi. Kzlar m u t l u y d u ve yeni damatlar h e m
neltir. B u k o r k u ve mit en belirgin bir ekilde Fatiha suresinde toparlan-
kzlarna h e m de onlara kar sayg ve sevgi besliyordu. kretmeleri gere-
mtr (Bu sreye Kur'an'n ilk suresi" olduu iin " A a n " anlamnda "Fati-
h a " ismi verilmitir: k e n b a k a bir k o n u daha vard: Rukiyye kzlar arasnda en gzeli ve t m
M e k k e ' d e kendi akranlarnn en gzeli idi. O s m a n da o k yakkl bir
adamd. kisini bir arada g r m e k bir sevin kayna oluyordu. "Allah gzel-
"Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din gnnn maliki olan Al-
dir ve gzellii s e v e r " . 1 Evliliklerinden ksa bir sre sonra ikisi de M e k k e
lah'adr. Biz yalnzca sana ibadet eder ve yalnzca senden yardm dileriz. Bizi dos-
dndayken Peygamber (s.a.v.) onlardan h a b e r a l m a k iin b i r adam gnder-
doru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna, gazaba urayanlarn ve sa-
pklarnkine deil..." (Fatiha 2 - 7 ) . di, fakat adam b e k l e n i l e n d e n o k ge geri dnd. Geciktii iin zr dile-
m e y e baladnda, Peygamber (s.a.v.) s z n kesti ve "Brak, seni neyin
ge braktn b e n syleyeyim; orada O s m a n ve Rukiye'nin gzelliklerini
slam retisinin en gzel ve tam ifadesini ortaya koyan dier bir sre
seyretmeye daldn ve o yzden de ge k a l d n " 2 dedi.
de Kur'an'n s o n srelerinden biri olan ihlas sresidir. Bu sre, putperestler
Peygamberden Allah' tanmlamasn istediinde indirilmitir: Peygamberin halas Erva, slm'a g i r m e k iin kararn vermiti. Bu ani
kararnn en n e m l i sebebi ise o n b e yandaki olu Tulayb'n ksa bir sre
"De ki: O Allah birdir. n c e E r k a m ' n evinde iman ettiini aklamasyd. slm'a girdiini annesi-
Allah Samed'dir (her ey ona muhtatr, daimdir, hibir eye ihtiyac olmayandr). ne h a b e r verdiinde annesi: "Biz, erkeklerin yapabildiini yapabilirsek, kar-
O, dourmamtr ve dourulmamtr. deimizin olunu koruyacaz" dedi. Fakat Tulayb b u tr belirsiz bir ifadey-
Ve hibir ey O'nun dengi deildir" (hlas Sresi). le y e t i n m e d i ve " S e n i islm'a girip, O'na tabi o l m a k t a n alkoyan nedir? Kar-
dein Hamza da m s l m a n o l d u " dedi. Annesi her zamanki gibi dier kz
Son dzenlemede ilk sradadr, fakat nzulde ilk deildir. Fatiha'nn slm'daki yeri byktr ve
her m'min onu gnde en az onyedi defa okur. kardelerinin kararn bekledii zrn dile getirdiinde ise Tulayb o n u n
szn kesti: "Allah adna sana yalvaryorum, git ve onu selamla, ona inan- olduu baka durumlarda da gzleniyordu: Ebu Bekir mslman olduun-
dn syle ve Allah'tan baka tanr olmadna ehadet getir". Erva olu- da kars m m Ruman ve baka bir karsndan olan olu Abdullah'la kz
nun dediklerini yapt; mslman olduktan sonra cesareti artt ve kardei Esma ona uymular ve slm'a girmilerdi. m m Ruman ksa bir sre n-
Ebu Leheb'i yeenine yaptklarndan dolay azarlad. ce Aie adn verdikleri ve Zeyd'in olu same gibi slm'n ilk ocuklarn-
Hatice'nin akrabalarna gelince, slm'n Mekke'de tannmaya balama- dan olan bir kz ocuu dnyaya getirmiti. Ebu Bekir birok kimsenin
sndan ksa bir sre sonra vey kardei Nevfel, islm'n en kt ve en azgn mslman olmasna vesile olduu halde en byk olu Abdu'l-K'be'nin
dman oldu. Fakat onun bu dmanl olu Esved'in yeni dine girmesi- mslman olmasn salayamamt. O, annesi m m Ruman ve babasnn
ni nleyemedi. Esved'in mslman oluu Hatice'ye bir bakma Nevfel'in tm abalarna ramen yeni dine girmemekte srar ediyordu.
dmanln unutturuyordu. Fakat ne yazk ki en sevdii yeeni ve birka M'minler, hayal krkl iindeydiler. Kfirlerse, Mekke'de yaam tarz-
yldan beri de damad olan ems'li Ebu'l-As, kars Zeyneb slm'a girdii larn tehdit eden ve gelecekle ilgili, zellikle ocuklarnn evlilikleriyle il-
halde mslmanl kabul etmiyordu. Kars mslman olduu iin kabile- gili projelerini suya dren bir olayla kar karya bulunduklarnn fark-
nin ileri gelenleri ders olsun diye onu boamas iin Ebu'l-As' zorluyorlar- na varmlard. Mahzumlerden Abdullah'n mecliste kuzeni Muhammed'e
d. O kadar ileri gittiler ki Zeyneb'i boamasna karlk Mekke'den en g- (s.a.v.) sert bir ekilde kar ktnda, Beni Mahzum ok sevinmiti. Ab-
zel, en zengin ve en soylu kadnla evlenebilmesi iin tm olanaklarn bu dullah'n kardei Zheyr de, yeni dine ondan daha az dmanlk beslemesi-
yolda harcayacaklarna sz verdiler. Fakat Zeyneb'le Ebu'l-As birbirlerini se- ne ramen mslman olmay reddetmiti. Abdullah gibi Zheyr de Abdu'l-
viyorlard. Zeyneb (r.a.) her zaman kocasnn da mslman olmas iin dua Muttalib'in kz Atike'nin oluydu, fakat imdi hayatta olmayan babalar
ediyor ve yle olmasn mit ediyordu, kocas da Zeyneb'i sevdii iin ken- Atike adnda baka bir kadnla evlenmi ve ondan bir kz ocuu olmutu.
disini boamaya zorlayanlara istedii kadnn evde olduunu ve baka bir Ad Hind olan bu kz ondokuz yandayd ve o k gzeldi. Ksa bir sre n-
kadn da istemediini syledi. Hatice'nin yeenlerinden bir dieri olan Ha- ce de iki vey aabeyinin kuzeni olan Mahzum'un dier kolundan Ebu Se-
kim de- kendisine yirmi yl kadar nce Zeyd'i hediye eden kardei Hiam'n leme ile evlenmiti. Bu evlilik kabilenin iki kolunu birbirine balad iin
olu- Ebu'l-As gibi halasna ve halasnn ev halkna kar sevgi ve sayg bes- tm kabileyi m e m n u n etmiti. Fakat Ebu Seleme'nin mslman olduunu
lemeye devam ediyor, fakat Kurey tanrlarna da kar kmyordu. Ha- duyduklarnda bu m e m n u n l u k znt ve kzgnla dnt: Hind'in -ve-
kim'in kardei Halid ise mslman olmutu. ya her zamanki lakab ile m m Seleme'nin- kocasn brakmak yerine,
onunla birlikte en samimi mslmanlardan biri olduunu duyduklarnda
ise iki katna kt.
"Gerek u ki, sen, sevdiini hidayete eritiremezsin, ancak Allah dilediini hi-
dayete eritirir." (Kasas: 5 6 ) . Ebu Seleme'nin babas ldnde, annesi Berre, Kurey'in Amir kolun-
dan bir adamla evlendi ve ondan Ebu Sabra adnda bir olu oldu. Amir'in
Bu yetle ifade edilen gerek Kur'an'n her yerinde tekrarlanr. Fakat bu efi olan Sheyl ksa bir sre nce kz m m Glsm u Ebu Sabra'yla ev-
tr ayetler, Peygamberin (s.a.v.) stnden sorumluluk ykn kaldrsa da, lendirmiti. Berre, kardei Erva'nm aksine henz slm'a girmemiti. Fakat
onun Mahzum'lu kuzeni Abdullah'n kfrne zlmesini engelleyemiyor- Ebu Sabra hem vey kardei Ebu Seleme, hem de vey annesi, babasnn
du. Onu ok zen bir baka durum daha vard: byk amcas Hris'in olu, ikinci kars Meymune sayesinde yeni dine ilgi duymaya balamt. Pey-
bir zamanlar ok samimi arkada olan Ebu Sfyan da mslman olmay ka- gamber "Gerekten u kz kardeler gerek m m i n l e r d i r " 5 , derken Mey-
bul etmiyordu. Peygamber (s.a.v.) onun mesaja kar duyarl olacan mit mune'yi ve Abbas, Hamza ve Cafer'in hanmlar olan kz kardeini kas-
ediyordu, fakat aksine slm aralarna bir engel oldu. Byk bir ihtimalle dediyordu. Meymune'nin Ebu Sabra'nm babasyla evlenmesi, Amir kabilesi-
amcas Ebu Leheb'in etkisiyle Ebu Sfyan'n vahye ve Peygambere (s.a.v.) ne gl bir iman rnei gsterdi.
kar soukluk ve anlayszl gn getike artt Yukardaki yetin gerek Sheyl, dier kz Sehle'yi, ems lider Utbe'nin olu Ebu Huzeyfe'ylc
nedenle Zeyd ve Hattab anne tarafndan karde oluyorlard. Zeyd, Varaka
evlendirmiti. Amir kabilesi g ynnden ilerlemede biraz ge kalmt, bu
gibi Kurey'in putperest geleneklerinin yanl olduunu grebilen ender in-
nedenle bu evlilik onlar iin ve dier kabile iin avantajlyd. Evlendikten
sanlardan biriydi. Sadece putlara tapmamakla kalmaz, onlar iin kesilen
ksa bir sre sonra bu ift islm'a girdi. Onlar Ebu Sabra ve m m Glsm
kurbanlarn etinden de yemezdi. O, brahim'in Allah'na inandn syler
ikilisi izledi. Yani Sheyl iki kzn ve dikkatle seilmi iki damad yeni di-
ve Kureyliler'i topluluk iinde azarlamaktan ekinmezdi. Dier taraftan
ne kaptrmt. Ayn ekilde kardei Hatib, Salit ve Sekran' ve Sekran'n
Hattab, Kurey geleneklerine sk skya balyd ve Zeyd'in kendi taptkla-
kars, kuzenleri Sevde'yi de kaybetmiti. Fakat Sheyl'e gre en kt olan
r tanr ve tanralara hakaret etmesine ok kzyordu. Bu yzden Zeyd'i
en byk olu Abdullah'n da Peygamber'in (s.a.v.) en hzl takipilerinden
Mekke dndaki tepelerde yaamaya zorlad, daha da ileri giderek Zeyd'in
biri olmasyd. Abdullah babasnn da bir gn hidayete erip, kendilerine ka-
K'be'ye yaklamasn nleyecek gen bir ordu kurdu. Bunun zerine top-
tlacan mit ediyordu, Peygamber de ayn midi tayordu, nk Sheyl
lumdan srlen Zeyd, Hicaz' terk ederek rak'n kuzeyindeki Musul'a gitti,
dier liderler iinde en merhametli ve en akllsyd, uzun sreden beri de
oradan da gneybatdaki Suriye'ye gitti. Gittii yerlerde rastlad rahib ve
sk sk manevi dinlenme ve tefekkr iin inzivaya ekilirdi. Fakat buna ra-
yahudi bilginlerine brahim'in dini ile ilgili sorular soruyordu. Sonunda ona
men o yeni dine dman oldu, ok iddetli olmasa da dmanln korudu.
terk ettii lkede ortaya k m a k zere olan ve brahim'in dinini tekrardan
ocuklarnn kendisine itaat etmemesi de bu dmanl besleyen bir unsur
vazedecek olan bir peygamberin geleceinden bahseden bir rahibe rastlad.
oldu.
Bunun zerine Zeyd geri dnmeye karar verdi, fakat Suriye'nin gney sn-
Abdu ems iinde Ebu Huzeyfe, anne-baba otoritesine kar kan tek
rndaki Lahm blgesinden geerken saldrya urad ve ldrld. Varaka
lider olu deildi. Ryasnda Peygamber'in (s.a.v.) kendisini ateten kurtar-
onun lmn duyunca ok zld ve bir at yazd. Peygamber (s.a.v.) de
dn gren Halid, ilk zamanlar slm'a girdiini ailesinden gizlemiti. Fa-
onu vd ve onun Kyamet gnnde "Byk bir halkn deerini kendinde
kat babas bunu duyduunda eski dine dndn iriraf etmesini istedi.
tayarak diriltileceim''^ syledi.
Bunun zerine Halid: "Muhammed'in (s.a.v.) dininden vazgemektense
lrm daha iyi"^ dedi. Babas bu szleri duyunca onu acmaszca dvd Zeyd'in lmnden sonra yllar gemiti: Hattab da lmt ve mer
ve yiyecek ve iecek vermeksizin bir odaya kapatt. Fakat gn sonra Ha- (olu) kardei Fatma ile evlenen Zeyd'in olu Sa'id'le iyi anlayordu. Fa-
lid kamay baard; babas daha fazla ileri gitmedi, fakat onu evlatlktan kat islm'n geliiyle aralarndaki bu dostluk kesildi. nk Sa'id islm'a ilk
reddetti. Utbe, olu Ebu Huzeyfe'ye kar, Halid'in babasndan daha sabrl girenlerden biriydi ve kars Fatma da ona uyarak mslman olmutu. Fa-
ve dikkatli davranyordu. Babasna bal olan Ebu Huzeyfe de babasnn bir kat annesi Ebu Cehil'in kzkardei olan mer, yeni dine kar kanlardan
gn putperestliin yanl olduunu greceini mit ediyordu. biriydi. Sa'id ve Fatma, mer'in ok hiddetli olduunu bildikleri iin s-
lm'a girdiklerini ona sylememeyi tercih ettiler. mer'in slm'a kaptrd
Abdu ems'in meyye boyuna gelince, Osman'n (r.a.) mslman olu-
birileri daha vard: kars Zeyneb, Cumah kabilesinden Ma'zun'un olu Os-
undan ve Rukiye'yle evleniinden daha byk kayplar vard. Mttefikleri
man'n kardeiydi; Osman eskiden beri zhd hali ile yaar ve vahiy gelme-
Beni Esed bn Hzeyme'nin byk bir ounluu yeni dine girmiti. le-
den nce bile tek tanrya inanrd. O ve iki erkek kardei yeni dine ilk gi-
rinde Peygamberin (s.a.v.) kuzenleri ve lider olan Cah ailesinin de bulun-
renler arasndayd. Onlarn ve Zeyneb'in slm'a giren yeenleri vard. Bu
duu on drt kii Mslman olmutu. Bu deerli mttefiklerin yan sra
dnemde Zeyneb'in mslman olup olmad hakknda hibir kayt yoktur.
meyyelerin efi Ebu Sfyan, Abdullah'n kk kardei Ubeydullah bn
nk onun bu konudaki eilimlerini gizli tutacak yeterli nedeni vard.
Cah'la evlendirdii kz m m Habibe'yi de yeni dine kaptrmt.
Aabeyi Osman, geri m e r kadar hiddetli deildi ama uzlamaz bir yapya
Adiy kabilesinin ileri gelen ailelerinden birinde ise Hak bann dier
sahipti.
balar nasl krd son nesilde gzleniyordu. Nufeyl'in iki ayr karsndan
Hattab ve Amr adnda iki olu vard. Nufeyl'in lm zerine Hattab'n an- Zeyneb ve erkek kardeleri, kabilelerinin efi ve slm'n en azl d-
nesi vey olu Amr ile evlenmi ve ondan Zeyd adnda bir olu olmutu. Bu manlarndan olan meyye bin H a l e f i n kuzenleri oluyorlard. Bir gn kuru
m u bir k e m i i alp Peygamber'e (s.a.v.): " M u h a m m e d (s.a.v.) Allah'n bu- ES-SA (KIYAMET)
nu dirilteceini mi iddia e d i y o r s u n ? " diyen meyye'nin kardei b e y idi.
Daha s o n r a alayl bir glmsemeyle k e m i i elleri arasnda ezmi ve tozlar- [25]
n P e y g a m b e r i n y z n e doru savurmutu. B u n u n zerine Peygamber:
"Evet iddia e d i y o r u m ki: Allah o n u diriltecek ve seni de u andaki halinle firlerin sk sk n e srd eylerden biri de, eer Allah g e r e k t e n va-
diriltecek, daha sonra da seni C e h e n n e m e a t a c a k " ^ demiti. Aadaki yet-
ler bey'e h i t a b e n inmitir:
K hiy gnderdiyse bir m e l e k gndermeliydi fikri idi. Buna kar Kur'an'm
cevab uydu:
"Kendi yaratln unutarak bize bir rnek verdi; dedi ki: 'rm bozulmu-
ken bu kemikleri kim diriltecekmi?' De ki: 'Onlar, ilk defa yaratp, ina eden diril- "Eeryeryznde (insan deil de) tatmin bulmu yryen melekler olsayd, biz
tecek. O, her yaratmay bilir." (Yasin 7 8 - 7 9 ) . de onlara gkten eli olarak elbette melek gnderirdik." (Isrcu 95).
Bu yasaklama, onlarn dnya ile Ahiret arasna bir perde ekilmesi iin
yalvarmalarna, ama kibir iinde yalvarmalarna karlktr. Semavt ile di-
rekt balantya geildiinde ve dnya yerle bir olup zaman ve m e k n an-
lamszlatnda ebedi son gelmi olacaktr. "nsanlarn, her yana dalm
'pervaneler gibi olacaklar gn ve dalarn da etrafa salm' renkli ynler gibi ola-
caklar (gn) (Kria: 4-5) ve "ocuklarn salarn aartan bir gn" (Mzzemmil:
11). Bu son, Kur'an'n t m n d e srekli tekrarlanr. Bu, saat'tr ve o k yakn-
dr. "O gklerde de yerde de arlat" (Araf: 187). Kyamet vakti h e n z gelme-
mitir, o n u n yakn olduu sylendiinde ise, "Gerekten senin Rabbinin katn-
da bir gn, sizin, saymakta olduklarnzdan bin yl gibidir" (Hacc: 47) yeti hatr-
1. Hadis, A.H.IV 133-4
lanmaldr. Fakat yine de vahyin geldii d n e m b o y u n c a srekli kyamet
2. S. 2 0 5
beklenmitir.
3. I.S. VIII, 2 0 3
Bu eyann tabiat gereidir. n k ne zaman Vahiy insanlarla m u h a t a p
4. I. S. IV, 1, 68
5. I I . 145
oluyor ve yeni bir din ortaya k o n u y o r s a , S e m a ve dnya arasndaki perde
6. I I. 2 3 9 biraz aralanmaldr. Bu perdenin kaldrlmas dnyann artlarn deitire-
t
"Biz onlar korkutmaktayz Fakat (bu) onlarda byk bir azgnlktan baka bir lerle aklanyordu:
ey artrmyor" (tsra 60). "Hibir ey hakknda 'Ben bunu yarn mutlaka yapacam' deme. Ancak: "Al-
lah dilerse" (yapacam de)" (Kehf: 23-24).
Hi k i m s e daha n c e E b u Leheb'in asl tabiatn bilmiyordu; b u n a bir
dier rnek de A b d u r r a h m a n bn Avf'n, C u m a h ' n lideri ve slm'a d m a n Vahyin bu gecikii h e r ne kadar Peygamber ve m'minleri zmesine
olan meyye bn H a l e f l e eskiden arkada olmasyd. Buna paralel olarak ramen ayn zamanda m'minlere g kazandrmtr. Her ne kadar kafirler
Kur'an, Nuh'un getirdii mesajn kendisiyle kavminin arasn ayrdndan bu g e c i k m e d e n s o n u karmay reddettilerse de, kafalarnda phe olan
ve onlarn daha da sapmasna yol at iin N u h ' u n nasl Allah'a ikyet et- b i r o k Kurey'li iin bu Vahy'in Peygamber (s.a.v.) tarafndan uydurulma-
tiinden bahseder ( N u h : 6 ) . dna, bilkis Allah'tan geldiine delil idi. Eer M u h a m m e d (s.a.v.) daha
nceki Vahiyleri uydurdu ise bu kadar alay edilme ve zntye ramen bu
n verince, kendilerinin her konuda bilgiye sahip olduklarn syleyerek
kez Vahyi geciktirmesi anlamsz deil miydi?
kar ktlar. nk onlar, Kur'an'n da tasdik ettii gibi her eyi ayr ayr
nananlar da her zaman olduu gibi vahyin kendisinden g alyorlar-
aklayan (En'am: 1 5 4 ) bir kitap olan Tevrat' okuyorlard. Peygamber onla-
d. Kureyliler, eski gnlerde lkelerini terk eden genlerin hikyesini sor-
ra yle dedi: "Sizin bildikleriniz, Allah'n ilmi yannda ok azdr. Fakat yi-
duklarnda - bu hikyeyi o zamana kadar Mekke'de hi kimse duymamt-
ne de eer uygularsanz bildikleriniz size yeter" (1. I. 1 9 8 ) . Bu olaydan son-
bu hikyenin o anki durumlaryla ilgili olduunu, inananlarn yceliini ve
ra Allah'n ilmiyle ilgili yet nazil oldu:
inanmayanlarn ktln anlattn bilmiyorlard. Efes'li uyuyanlarn
"Eer yeryzndeki aalarn tm kalem ve deniz de -onun ardndan yedi de-
hikyesi yle anlatlr. Milattan sonra nc yzyln ortalarnda halk
niz daha eklenerek- (mrekkep) olsa. Yine de Allah'n kelimeleri (yazmakla) tken-
putperestlie sapm olan bir grup gen Allah'a iman muhafaza ediyorlar-
mez" (Lokman: 27).
d, halk da onlar bu yzden cezalandryordu. Bu eziyetlerden kamak iin
bir maaraya sndlar ve orada yz yl kadar uyudular.
Kurey liderleri, yahudi alimlerinin daha nceki tavsiyelerine uymad-
Yahudilerin o zamana dek bildiklerinden baka Kur'an- Kerim'deki ks-
lar; Yahudi alimleri de, ilk niyetlerinin aksine, Peygamberin tm sorularna
sa (Kehf: 9 - 2 5 ) hibir insann grmedii ayrntlardan da bahseder. rne-
cevap vermesine ramen onu kabul etmediler. Fakat bu cevaplar bakalar-
in, uyuyanlarn uyandktan sonra yzyllar boyu uyuduklarn nasl farket-
nn slm' kabul etmesine neden oldu. Peygamberin (s.a.v.) taraftarlar art-
tiklerini ve kpeklerinin nasl n ayaklarn kapnn eiine doru uzatarak
tka, dmanlar, yaam tarzlarnn ve toplumlarnn tehlikede olduunu
yattn anlatr.
daha iyi anlyor ve zayf m'ninlere yaptklar ikenceleri daha da artryor-
kinci soruya gelince, bu byk yolcu Z'l-Karneyn'dir. Vahiy onun do-
lard. Her kabile kendi mslmanlar ile urayordu: onlar hapsediyor, d-
uya ve batya yapt yolculuu anlatr ve sorulandan fazlasna cevap vere-
verek ikence ediyor, a ve susuz brakyorlard. Dinlerinden dnmeleri
rek bir nc yolculuktan bahseder. Z'l-Karneyn iki dan arasnda yaa-
iin, onlar scan en fazla olduu anda, Mekke sokaklarnda gne altnda
yan bir toplulua rastlar ve o toplulukta Z'l-Karneyn'e kendilerini Yecc ve
kalmaya zorluyorlard.
Mecc'ten ve cinlerden koruyacak bir duvar yapmas iin yalvarrlar. Allah
Cumah'n efi meyye'nin Mslman olan Bilal (r.a.) adnda bir klesi
da ona, cinleri ve kt ruhlar* bir yere toplama gc verir. O belirli gn-
vard. meyye onu le scanda ak bir alana karr, yere yatrr, zeri-
de, Peygamber'e (s.a.v.) gre, bu kt ruhlar yeryznde byk karklk-
ne byk bir ta koyar ve dininden dnene dek veya orada lene dek brak-
lara sebep olacaklardr. Onlarn ortaya k Kyamet saatinden nce ola-
mak zere yemin ederdi. meyye onu Lat ve Uzza'ya inanmaya davet etti-
caktr ve vaktin yaknlatn gsteren iaretlerden biri olacaktr.
inde Bilal " Bir, Bir" derdi. O srada ok yal olan Varaka da oradan gei-
nc soruya cevap olarak Vahiy, insann akl kapasitesinin ruhu kav-
yordu. Bilal'in ikence ektiini ve "Bir, Bir" dediini duyunca "Elbette O
ramaya yetmeyeceini syler:
Bir'dir, Bilal" dedi. Daha sonra meyye'ye dnerek: "Allah'a yemin ederim
ki, eer onu byle ldrecek olursan onun mezarn trbe yaparm" dedi.
"Sana ruhtan sorarlar, de ki: "Ruh, Rabbimin emrindedir, size ilimden yalnzca
Her Kureyli'nin, kendi kabilesi iinde yaamas zorunlu deildi. Ebu
az bir ey verilmitir." (Isrcu 85).
Bekir de Beni Cumahllar arasnda oturuyordu. Bu Beni Cumahllar'n Pey-
gamber'i daha sk grebilmesi anlamna geliyordu. nk Muhammed
Yahudiler, Peygamberin (s.a.v.) sorulara verdii cevaplan ilgiyle karla-
(s.a.v.) her gn leden sonra Ebu Bekir'i ziyaret ederdi. Peygamberin me-
dlar ve son cmledeki "limden az verilmitir" ibaresinin yahudileri mi
sajnn bir ksmn Ebu Bekir'in yznde yazl olduu sylenirdi. Ebu
yoksa araplar m kasdettiini sordular. Peygamber: "Her ikisini de" cevab-
Bekir'in yz sanki bir kitap gibiydi, Mekke sokaklarnda grlmesi eski-
den beri tm kabile tarafndan sevinle karlanr ve ona ok deer verilir-
Yazar bu ifadeyle (evil spirits) eytanlar kastetmi olmal (cv. noru)- di. imdi ise Kurey liderleri onu grnce tedirgin oluyordu. Bilal (r.a.)
onun araclyla slm'a girmiti; ona ikence yapldn grnce mey-
Peygamber (s.a.v.) kendisinin ikencelerden kurtulabildii halde, dier
ye'ye "Bu zavall adama byle davrandn iin Allah'tan korkmuyor mu-
m'minlerin srekli ikence ektiklerini grnce onlara yle dedi: "Eer
s u n ? " dedi. " O n u bu hale sokan sensin" diye cevap verdi meyye, "O hal-
1 labeistan'a giderseniz, orada hi kimseye hakszlk ve adaletsizlik yapma-
de o n u bu durumdan sen kurtar." Ebu Bekr (r.a.) "Tabi kurtaracam" de-
yan bir kral bulacaksnz. Orada dine smsk bal bir yaam vardr. Allah
di. "Bundan daha gl ve iri gen bir siyah klem var, hem de senin dinin-
size bu ektiklerinizden bir kurtulu yolu gsterene dek orada k a l n . " 1 Bu-
den. O n u Bilal'e karlk sana vereyim." meyye buna raz oldu, Ebu Bekir
nun zerine m'minlerden bir grup Habeistan'a gitmek zere yola koyul-
de (r.a.) Bill'i (r.a.) ald ve azat etti.
du; bu slm'da ilk g (hicret) idi.
O zamana kadar alt kiiyi daha azat etmiti. Bunlardan ilki, ilk msl-
manlardan, ok kuvvetli bir imana sahip olan Amir lbn Fuheyre idi. Amir
bir koyun obanyd. zgrlne kavutuktan sonra Ebu Bekir'in srle-
rinin bakmn zerine ald. Ebu Bekir'in azat ettii klelerden biri de
mer'in cariyesi idi. Cariye slm'a girmiti, fakat mer onu dininden dn-
mesi iin dvyordu. O srada oradan gemekte olan Ebu Bekir (r.a.) cari-
yeyi aldktan sonra serbest brakt.
kence yapanlarn en acmasz Ebu Cehil'di. Eer yeni dine giren bir
kimsenin kendisini koruyacak gl bir ailesi varsa, Ebu Cehil ona ikence
edemiyor, fakat ona hakaret ediyor, adn ktye karyor ve onunla alay
ediyordu. Eer Mslman olan bir tccarsa, onun kervann durdurmak ve
mallarn boykot etmekle tehdit ediyordu. Fakat m'min olan kimse eer
kendi kabilesinden, zayf ve korunmasz bir kimse ise ona o k ikence edi-
yordu. Dier kabilelerdeki mttefiklerini de kendi zayflarna byle davran-
malar iin tevik ediyordu.
Kabilesindeki zayflardan Ysir, (r.a.) Smeyye (r.a.) ve oullar An-
mar'a (r.a.) ikence edilmesine Ebu Cehil sebep olmutu. Hepsi de s-
lm'dan dnmeyi reddettiler. Bunun zerine Smeyye kendisine yaplan i-
kenceler sonuncunda ld. Fakat Mahzum'lu ve baka kabilelerden olan di-
er kurbanlar kendilerine yaplan ikenceye dayanamadlar ve ikencecile-
rin her sylediini kabul edecek bir dereceye geldiler. Onlara: "Lat ve Uzza
da Allah gibi sizin tanrlarnz, deil m i ? " diye sorulduunda "evet" diyor-
lad. Yanlarndan bir bcek gese ve "Bu bcek de Allah gibi senin tanrn de-
il mi?" diye sorulsa ikenceden kamak iin "evet" diyecek bir hale gelmi-
lerdi.
Bu kelimeler kalbten gelmiyor, dilin ucuyla syleniyordu. Fakat dille-
riyle bunu syleyenler artk aka slm' yaayamyor, birou gizli olarak
bile yaamyordu. Bununla birlikte halkn ikencelerine katlanmayp bir
maaraya sman genler hakknda indirilen yetler onlara rnek oluyordu.
1. I.I. 2 0 8 .
HABESTAN
ve h e r k e s e ramen beni s e e n bu adamlar teslim etmeyeceim! Onlarla ko-
numadan ve bu adamlarn sylediklerinin doru olup olmadn ren-
[27]
meden onlar brakmayacam. E e r b u adamlar doru sylyorsa onlar
leslim edeceim, kendi adamlar onlarla ilgilensin. Fakat eer bunlar doru
uhacirler Habeistan'da iyi karlandlar ve ibadetlerinde serbest bra- deilse, onlar b e n i m k o r u m a m istedikleri srece onlar k o r u y a c a m " de-
M kldlar. Yanlarna aldklar k k ocuklar saymazsak toplam s e k s e n
kiiydiler; fakat hepsi ayn zamanda hicret etmedi. M e k k e ' d e n ayrlma e-
di.
Daha sonra Peygamber (s.a.v.)'in arkadalarna haber gnderdi ve kut-
killeri gizli ve k k gruplar halinde o l m a k zere planlanmt. E e r ailele- sal kitaplaryla gelen rahiplerini toplad. A m r ve yanndaki dier eli Neca-
ri onlarn h i c r e t ettiini bilselerdi onlar engelleyebilirlerdi. Fakat hicret o i ile snanlarn g r m e s i n i e n g e l l e m e y e alyorlard. n k bu kar-
kadar gizli b i r ekilde yapld ki h i k i m s e tm m u h a c i r l e r Habeistan'a ula- lama ge anlalsa da onlarn aleyhineydi. Eliler, Habeistanllarn kendi-
ncaya dek bir ey anlamad. Olayn farkna vardklarnda, Kurey liderleri lerine ticari ve politik sebeplerle h o g r gstermelerine ramen, putperest
onlar k e n d i kontrollerinden uzakta, bar iinde brakp yeni ihtidalarn olduklar iin k k grdklerinin ve aralarnda byk bir engelin olduu-
(slm'a girenler) olmasna yardm e t m e m e l e r i gerektiine karar verdiler. Bu nun farknda deillerdi. Habeliler'in o u s a m i m i hristiyanlard; hepsi vaf-
n e d e n l e h e m e n yeni bir plan yaptlar ve Habeistanllarn en o k h o u n a gi- tiz edilmilerdi, hepsi bir tek Allah'a inanyor ve damarlarnda kutsal arap
den eylerden hediye e t m e k zere topladlar. O n l a r n hereyden o k deri e- ve e k m e k ayininde yediklerinin k a n n tayorlard. Bu nedenle onlar, kut-
yalara deer verdiklerini duymulard, b u yzden Necai'nin b t n k u m a n - sal ve putperest arasndaki ayrma kar duyarlydlar ve Amr gibi bir ada-
danlarna y e t e c e k kadar o k sayda deri hazrladlar. Necai'nin k e n d i s i iin mn, putperestliin kiri ile k i r l e n m i o l d u u n u n farkndaydlar. Bu yzden,
hazrlanan zengin hediyeler de vard. Daha sonra aralarnda eli o l m a k ze- m ' m i n l e r Necai'nin taht odasn doldurduunda, onlardaki kutsal sami-
re iki adam setiler, bunlardan biri S e h m kabilesinden A m r lbn'l-As idi. miyet ve enginliin farkna vararak ardlar - E n o k da Necai, b u d u r u m
Kureyliler elilere ne yapmalar gerektiini bir bir anlattlar: K u m a n d a n l a - karsnda etkilendi.- Gelenlerin, Kureyliler'den o k kendilerine benzedi-
rn hepsine teker teker gidecek, hediyelerini verip yle diyeceklerdi: "Hal- ini grdklerinde, rahiplerin arasnda hayret belirten mrltlar ykseldi.
k m z d a n b i r grup deli erkek ve kadn b u kralla sndlar. K e n d i dinleri- 15u benzerlik ve engin g r n n yan sra m'minlerin o u n l u u n u gen-
ni terk ettiler, sizin dininize de girmediler, fakat ne sizin n e b i z i m h i duy- ler oluturuyordu; hepsinde de, gzel davranlarnn b i r yansmas olan do-
madmz yeni bir din ortaya koydular. Halkmzn soylular bizi kralnza al bir gzellik vard.
gnderdi ve onlar bize teslim etmenizi istiyorlar. Bu nedenle kralnza b u
M u h a c i r l e r i n hepsi zorunlu kaldklar iin hicret etmemiti. Osman'n
k o n u y u atmzda bizi destekleyin, onlar bize teslim etmesini ve onlarla
(r.a.) ailesi o n u n l a uramaktan vazgemiti, fakat yine de Peygamber
h i k o n u m a m a s n tavsiye edin. n k onlarla ilgili en iyi k a r a n kendi
(s.a.v.), o n u n gitmesine ve Rukiye'yi de beraberinde gtrmesine izin verdi.
halk verir." K u m a n d a n l a r n hepsi b u k o n u d a sz verdiler, iki eli de Neca-
Onlarn varl m u h a c i r l e r topluluuna bir g kayna oluyordu. Onlara
i'nin hediyelerini gtrp, O'na m u h a c i r l e r i kendilerine teslim etmesi ge-
git veren dier bir ift de Cafer ve kars E s m a idi. E b u Talib olu ve geli-
rektiini sylediler ve k u m a n d a n l a r a sylediklerini tekrarladlar. K o n u m a -
nini saldrlardan koruyordu, fakat muhacirlerin gzel k o n u a n bir adama
larnn s o n u n d a da yle dediler: " H a l k n n soylular, onlarn amcalar, ba-
ihtiyalar vard, Cafer de akc k o n u u r d u . Kiilii b a k m n d a n da o k et-
balar ve akrabalar onlarn kendilerine teslim edilmesi iin yalvaryor". K u -
kileyiciydi. P e y g a m b e r (s.a.v.) ona bir keresinde: " G r n n ve karakterin
m a n d a n l a r da oradayd ve tek ses halinde Necai'ye snanlarn b u adamla-
hana b e n z i y o r ^ " demiti. Peygamber (s.a.v.) muhacirlere b a k a n l k yapma-
ra teslim edilmesi gerektiini, n k onlarla ilgili en iyi karar k e n d i akra-
s iin Cafer'i (r.a.) grevlendirmiti; akl ve etkileyicilikte onu Abdu'd-Dar
balarnn verebileceini sylediler. F a k a t Necai m e m n u n o l m a m t : "Ha-
slalesinden, daha sonra Peygamber'in (s.a.v.) o k n e m l i bir grev verece-
yr, Tanr'ya andolsun; b e n i m k o r u m a m altna sman, l k e m i yurt edinen
i g e n bir adam olan Mus'ab izliyordu. Bunlardan baka g edenler ara-
snda emmas adnda, annesi Utbe'nin kardei olan bir Mahzun'lu gen de ruhumuz (Cibril'i) gndermitik. O da, dzgn bir beer klnda grnmt. De-
dikkati ekiyordu. "Papazlara gnll yardm eden" anlamndaki ismi ona miti ki: "Gerekten ben, senden Rahman (olan Allah)a snrm. Eer takva sahi-
u nedenle verilmiti: Bir keresinde Mekke'ye papazlara yardm edecek olan biysen (bana yaklama)." Demiti ki: "Ben, yalnzca Rabbinden (gelen) bir eliyim;
gen ve yakkl bir Hristiyan gelmiti. Gzelliiyle genel bir beeni kazan- sana tertemiz bir erkek ocuk armaan etmek iin (buradaym)." O: "Benim nasl
mt. Bunun zerine Utbe "Size bundan daha gzel bir emmas getirece- bir erkek ocuum olabilir? Bana hibir beer dokunmamken ve ben azgn-utan-
im" diyerek, kz kardeinin olunu onlara gstermi, o gnden sonra da maz (bir kadn) deilken" dedi. "te byle" dedi. "Rabbin, dedi ki: - Bu benim iin
ocuun ad emmas kalmt. Safiyye'nin olu Zbeyr ve Peygamber'in kolaydr. Onu insanlara bir yet ve bizden bir rahmet klmak iin (bu ocuk olacak-
(s.a.v) kuzenlerinden birka daha muhacirler arasndayd: Erva'nm olu tr)" Ve i de olup bitmiti." (Meryem: 16-21.)
Tulayb; Umeyme'nin iki olu Abdullah bn Cah ve meyye slalesinden
kars m m Habibe ile beraber olan Ubeydullah; eleriyle birlikte Ber- Bu yetleri dinlerken Necai de, rahipler de aladlar, anlamlar terc-
re'nin iki olu: Ebu Seleme ve Ebu Sabra. Bu ilk hicretle ilgili anlatlanlarn me edildiinde tekrar aladlar ve Necai yle dedi: "Bu, sa'nn getirdii
ou m m Seleme'den aktarlmtr. ile ayn kaynaktan geliyor." Ve Kureyli elilere dnerek: "Gidebilirsiniz,
Hepsi toplandnda Necai onlara yle dedi: "Ne bizim dinimize, ne nk Tanr'ya andolsun ki, onlar size teslim etmeyeceim; onlara ihanet
de evre lkelerden birinin dinine uymadnza gre sizi kendi halknzdan edilmeyecek" dedi.
ayrlmaya zorlayan bu din nedir?" Cafer ona cevap verdi: "Ey kral, biz ce- Fakat kraln huzurundan ayrldklarnda Amr arkadalarna: "Yarn on-
halet iinde yzen, putlara tapan, Allah adna kesilmemi etleri yiyen, k- lara, aralarnda gelien bu iyi ilikileri bozacak bir ey syleyeceim. Onla-
tlk yapan ve glnn zayf ezdii bir topluluktuk. Biz, Allah bize ken- rn Meryem olu isa'ya kul (kle) dediklerini syleyeceim" dedi. Ve ertesi
di aramzdan, soyunu bildiimiz gvenilir bir eli gnderene dek bu hal sabah Necai'ye giderek: "Ey kral, onlar Meryem olu sa hakknda byk
zereydik. O bizi Allah'a ard, O'nun birliine inanmamz ve yalnzca bir yalan uyduruyorlar, onlar ar ve sa hakknda ne dndklerini sor"
ona ibadet etmemiz gerektiini, bizim ve babalarmzn tapt ta ve putla- dedi. Bunun zerine Necai, m'minlere haber gnderdi ve sa hakknda ne
ra tapmamamz gerektiini retti. Bize doru sylemeyi, verdiimiz sz bildiklerini sordu, m'minler, bunu duyunca tedirgin oldular. nk, bu
tutmay, akrabalk balarna ve komu haklarna sayg gstermeyi, ktlk- konuda fazla bilgileri yoktu. Hepsi bir araya gelip, bu soru sorulduunda ne
lerden ve kan dkmekten saknmay emretti. Biz bir tek Allah'a inanyor, cevap vereceklerini tarttlar. Oysa onlar Allah'n bildirdiklerinden bakas-
O'na ortak komuyoruz, O'nun yasakladklarn haram, serbest braktklar- n syleyemeyeceklerini biliyorlard. Kraln huzuruna geldiklerinde Necai
n hell kabul ediyoruz. Bu yzden halkmz bize kar kt ve bizi dinimiz- onlara: "Meryemolu sa hakknda ne diyorsunuz" diye sordu. Cafer (r.a.)
den dndrmeye, tek Allah'a ibadeti brakp putlara tapmaya zorlad. Sizi cevap verdi: "Biz onun hakknda ancak Peygamberimiz'in getirdiini biliriz
dierlerine tercih edip, bu lkeye snmamzn sebebi bu; sizin korunma- ve O'nun, Allah'n kulu, Rasul, O'nun ruhu ve bakire Meryem'e indirdii
nz altnda olmaktan memnunuz ve umuyoruz ki sizin yannzda bize ada- kelimesi olduuna inanrz." Necai yerden bir para tahta ald ve: "Meryem
letsizlik yaplamaz". olu sa, sizin sylediklerinizden sadece u sopa kadar farkldr" dedi. Ku-
Saray tercmanlar sylenenleri Necai'ye aktardlar. Necai daha sonra mandanlarn kar karak etrafnda toplandklarn grnce: "Sizin tm
kendisine Peygamber'in (s.a.v.) getirdii vahiyden bir blm okumalarn kar kmalarnza ramen" diye ekledi. Daha sonra Cafer ve arkadalarna
istedi. Bunun zerine Cafer, Mekke'den ayrlmalarndan ksa bir sre nce dnerek: "stediiniz yere gidin; nk benim lkemdeyke gvenliktesi-
nazil olan Meryem Sresi'nden bir blm okudu: niz. Dalar kadar altn karlnda bile sizin birinize zarar vermem" dedi.
Mekke'li elilere de bir el iareti yaparak yardmcsna: "Bu adamlarn, gc
"Kitapta Meryem'i zikret. Hani O, ailesinden kopup dou tarafndan bir yere tirdikleri hediyeleri geri verin, nk onlara ihtiyacm yok" dedi. Amr ve
ekilmiti. Sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde ekmiti. Bylece ona dier eli Mekke'ye aalanm bir halde dndler.
O srada Necai'nin Isa hakknda syledikleri halk arasnda yaylmt. MER
m e r (r.a.), m ' m i n l e r Allah'a gizli ibadet ederken, Kureylilerin aka yere dt. O srada oradan g e m e k t e olan Hamza'y m e m n u n etmek ister-
K'be'de putlara tapmalarna t a h a m m l edemiyordu. Bu yzden gidip cesine yerde onu tekmelediler.
Hakim haklyd, b o y k o t edilen kurbanlarn kiilii y z n d e n b i r o k ki-
a k a K'be'de n a m a z klar ve dier m'minleri de b u n a tevik ederdi. Ba-
zan m e r ve Hamza yanlarnda bir g r u p m'minle mescide girer ve namaz i de boykota karyd. A m i r kabilesinden Hiam b n Amr, Haim kan ta-
klarlard, byle zamanlarda Kurey liderleri h i ortada g r n m e z d i . n k myordu, fakat ailesinin Haimtlerle evlilik balar vard. Hiam gece hava
o n l a r iin orada o t u r m a k ve olanlar seyretmek gurur krcyd. mer kararnca yiyecekle y k l b i r deveyi Beni Haim m a h a l l e s i n e gtrr, ma-
(r.a.)'den k o r k t u k l a r iin de m d a h a l e edemiyorlard. F a k a t bu g e n ada- halleye girite devenin yularn karr ve ilerlemesi iin arkasna vurup b-
m n kendilerini yendiini z a n n e t m e s i n i de istemiyorlard. Bu yzden E b u rakp giderdi. Ertesi gece de giyecek ykl b i r deve getirirdi.
Cehil'in basksyla en iyi z m n E b u L e h e b dnda, m ' m i n o l s u n olma- M s l m a n olmayanlarn b u yardmlarnn yan sra dier kabilelerden
sn P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u y a n tm Haimilere bir b o y k o t d z e n l e m e k ol- m s l m a n olanlar, zellikle E b u Bekir ve m e r bu yasan etkilerini hafif-
duu kararna vardlar. Hazrladklar anlama m e t n i n e gre, k i m s e Haim'li letmeye alyorlard. ki yllk b o y k o t u n s o n u n d a E b u Bekir artk zengin
bir kadnla e v l e n m e y e c e k ve kzn da Haimilere v e r m e y e c e k t i ; k i m s e o n - bir adam saylmazd. Fakat b u yardmlara ramen Beni Haim mahallesinde
lara birey satmayacak, onlardan da birey satn almayacakt. Bu, Haimler alk ve ktlk vard.
M u h a m m e d ' i reddedene veya o peygamberlik iddiasndan vazgeene dek Haram aylarda saldr ve tecavzden e m i n olarak dar kabiliyorlard.
srecekti. Hepsi taraftar olmasa da krk Kureyli lider b u anlamay imzala- 15u zamanlarda Peygamber (s.a.v.) sk sk K'be'ye giderdi. O sralarda Ku-
d. Muttalib o u l l a n , kardeleri Haimilere b u n u y a p m a k istemediler, fakat rey liderleri orada b u l u n u u n u frsat bilip ona hakaret ederlerdi. Bazen Ku-
zorla anlamaya dahil edildiler. Sz k o n u s u metin dikkatle K'be'nin iine rey'i uyaran ve daha n c e k i kavimlerin bana gelenleri anlatan yetleri
yerletirildi. o k u r k e n , Abdu'd-Dar slalesinden Nadr ayaa k a l k a r ve: Tanr'ya andolsun
ki, M u h a m m e d (s.a.v.) b e n d e n daha iyi bir k o n u m a c deildir. O n u n ko-
Karlkl dayanma iin t m Beni Haim, M e k k e vadisinin E b u Talib
nutuklar eskilerin masallardr. Onlar yazl bir kttan okuyor. Ben de
mahallesinde topland. Peygamber (s.a.v.) ve Hatice ev halkyla birlikte o
benimkileri kendi k i t a b m d a n o k u y o r u m " derdi. Daha sonra Rstem, lsfen-
mahalleye gelirken, E b u L e h e b , Kureyliler'e bal olduunu gsterircesine
diyar ve ran krallaryla ilgili hikyeler anlatrd. Bu balamda, kalbin doa-
k a n s y l a bu mahalle dndaki bir eve tand.
st gereklikleri alglayan bir kuvvet olduuna deinen b i r o k yet inmi-
B o y k o t sk bir ekilde uygulanmyordu ve evlenen bir kadn hl eski
tir. Kfirlerde kapal olan kalb gz, aslnda n u r u n parlakln grebilecek
kabilesinin bir yesi sayld iin Beni Haim'le balar t a m a m e n koparla-
zelliktedir, bu da imandr. F a k a t yaamn k t ilerle g e i r m e k kalbi pis-
myordu. E b u Cehil srekli b o y k o t u k o n t r o l ediyor, fakat istediklerini her-
liklerle karartr ve Allah'tan gelen mesajn ilah k k e n i n i alglayamaz:
kese uygulatamyordu. Bir gn Hatice'nin yeeni Hakim'i, yannda srtnda
bir uval unla giden bir kle ile b e r a b e r Beni Haim mahallesine giderken
grd. Onlar dmana yiyecek g t r m e k l e sulad ve Hakim'i Kurey'e ih- "Ona yetlerimiz okunduu zaman: "Gemilerin uydurma masallardr" dedi.
bar edeceini syledi. O n l a r tartrken Esed kabilesinden Ebu'l- Behter Asla, hayr; onlarn kazanmakta olduklar, kalbleri zerinde pas tutmutur." (Mut-
geldi ve m e s e l e n i n ne olduunu sordu. S o r u n u rendiinde E b u Cehil'e: taffifin: 13-14).
"Bu o n u n h a l a s r n unudur, halas u n u n u istiyor. Brak da adam istediini
y a p s n " dedi. Ne Hakim ne de Ebu'l-Behter m s l m a n deillerdi, fakat B u n u n aksine Peygamber (s.a.v.) kalbinin h e r zaman uyank olduunu
ve her an gereklerle beraber olduunu belirtmitir: " G z m uyur, fakat rin ki, eer onlar E b l - H a k e m ' i n (Ebu Cehil) annesinin akrabalar olsalar-
kalbim uyanktr". 1 d ve sen onu, onun seni ard eye arsaydn, o hibir zaman bunu
Peygamber (s.a.v.) anda yaayanlarn adndan ok nadir bahseden yapmazd". "Beni utandrdn, Hiam" dedi Zheyr, "Fakat tek bama ne ya-
Kur'an, Ebu Leheb ve karsnn Cehennem'e gireceini mjdeler (Leheb S- pabilirim? Eer beni destekleyen biri daha olsayd bu anlamay geersiz k-
resi). m m Cemil bunu duyunca elinde bir ta tokmakla K'be'ye Muham- lana dek savardm". Hiam: "Birini buldum" dedi. "Kim O ? " . "Benim."
med (s.a.v.)'i aramaya kt; M u h a m m e d (s.a.v.)'in yannda oturan Ebu Be- "Bir ncsn daha bulalm" dedi Zheyr. Bunun zerine Nevfel kabile-
kir'e gitti ve "Arkadan nerede?" diye sordu. Konuamayacak denli aran sinden, Haim ve Muttalib'in kardeleri olan Nevfel'in torunu Mut'im bn
Ebu Bekir, onun Muhammed (s.a.v.)'i kasdettiini biliyordu. m m Cemil Ady'e gitti. "Sen Kurey'le bir olarak Abdu Menaf oullarnn iki kolunun
devam etti: "Duyduuma gre beni hicvetmi, Tanrya andolsun onu bulur- yok olmasna gz m yumuyorsun? Tanr'ya andolsun, eer onlarn bunu
sam azn bu havan tokmayla paralayacam. Bana gelince, ben gerek yapmasna izin verirsen, bir mddet sonra ayn eyi sana da yaparlar" dedi.
bir airim" dedi ve Peygamber (s.a.v.) hakknda u iiri okudu: Mut'im drdnc bir adam istedi, bunun zerine Hiam, Hadice'nin unu
yznden Ebu Cehil'e vuran Esed'li Ebu'l-Behteri'ye gitti. O beinci bir
"Biz o gnahkra uymuyoruz. adam gerektiini sylediinde Hiam dier bir Esed'liye, bir altncya gerek
Emirleriyle alay ediyor olduunu sylemeden teklifi kabul eden Zem'eh Ib el-Esved'e gitti. Hepsi
Ve dininden nefret ediyoruz " de o gece Mekke'nin dndaki Hacun da eteklerinde bulumaya karar ver-
diler. Orada hareket planlarn tasarladlar ve bu anlamay geersiz klma-
Kadn gittiinde Ebu Bekir, (r.a.) Peygamber'e (s.a.v) kadnn kendisini dan meselenin ardna brakmayacaklarna sz verdiler. Zheyr: "Bu ile en
grp grmediini sordu. Peygamber (s.a.v.): "O beni gremedi, nk Al- ok ilgili olan benim, o yzden ilk konuan ben olacam" dedi.
lah onun gzne perde ekti" dedi. Arapa "gnahkr", "sulu" anlamna Ertesi sabah Mescid'deki kalabala kartlar ve Zheyr zerindeki
gelen muzammam, vlen ve deer verilen anlamna gelen Muhammed'in uzun ctbbesiyle K'be'yi tavaf etti. Daha sonra yzn meclistekilere evir-
kart anlamdr. Kureyliler, Peygamber (s.a.v.)'i yermek iin bazen bu teri- di ve: "Ey Mekke'liler, Haimoullar hibir ey alp satamazken, biz bura-
mi kullanrlard. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca arkadalarna: "Allah'n da rahata yiyip giyinecek miyiz? Tanr'ya andolsun bu hakszlk ortadan
Kureyliler'in ktlklerinden beni korumas kre demez mi? Onlar ba- kalkncaya dek rahat etmeyeceim" dedi. Kuzeni Ebu Cehil hemen ayaa
na Muzamman (sulanan) diyorlar, halbuki ben Muhammed'im ( v l e n ) " . 2 kalkt ve: "Yalancsn!" dedi, "bu durum ortadan kalkmayacak". Zem'eh:
Beni Haim ve Beni Muttalib'e uygulanan boykot iki yl srd ve bekle- "Asl yalanc sensin. Bu anlama yazldnda biz taraftar deildik" dedi.
nen etkilerin hibirini gstermedi. Aksine Peygamber (s.a.v.)'in daha dikkat "Zem'eh doru sylyor onda yazl olan desteklemiyoruz ve taraftar dei-
ekmesine ve tm Arabistan'da yeni dinden bahsedilmesine neden oldu. Bu liz" dedi Ebu'l-Behteri. Mut'im: "kiniz de haklsnz, asl buna hayr diyen
tr dncelerden bamsz olarak Kureyliler'in ou, zellikle boykot edi- yalancdr. Tanr ahidimiz olsun biz ondan ve onda yazl olandan masu-
lenler arasnda akrabalar bulunanlar, boykot hakknda olumsuz dnce- muz" dedi. Hiam da ayn eyleri syledi ve Ebu Cehil onlar bir gecede sz-
ler tayorlard. Karar deitirmenin zaman gelmiti ve ilk tepkiyi gsteren lerinden dnp, entrika evirmekle sulamaya baladnda, Mut'im onun
adam yine, Haimler'e sk sk yiyecek ve giyecek ykl develer gnderen szn kesti ve K'be'ye andlama metnini getirmeye gitti. erden, elinde
Hian oldu. Hiam tek bana bir ey yapamayacann farkndayd, bu ne- kk bir para kat ve zafer ifadesiyle kt. Kurtlar, ilk baa yazlan "Al-
denle Peygamber'in halas Atike'nin olu Mahzum'lu Zheyr'e gitti ve y- lah'm, senin adnla" kelimeleri dndaki tm andlamay yemilerdi.
le dedi: "Annenin akrabalarnn durumunu bilirken nasl yemek yiyip, g- Kurey'in ounluu zaten ikna olmutu. Bunun yan sra bu tartma-
zel giyinmeye dayanabiliyorsun? Onlar ne bir ey satabiliyorlar, ne de alabi- sz mucize tm kar klar durdurdu. Ebu Cehil ve onun gibi dnen
liyorlar. Ne kzlarn ne de oullarn evlendirebiliyorlar. Allah'a yemin ede- birka kii kar koymann anlamsz olduunu biliyorlard. Boykot resmen
kaldrlmt. Kurey'ten bir grup. Beni Haim ve Beni Muttalib'e iyi haber- i destekliyordu. Bu yzden daha fazla diretemediler. Ebu Leheb, kendisi-
leri vermeye gitti. ne gre boykot sresince yeenine duyduu nefreti bu kadar aa vurma-
Boykot kaldrldktan sonra Mekke'de byk bir rahatlama oldu ve bel- snn zrn yerine getiriyordu. Nefreti hibir ekilde azalmamt; fakat
li bir sre iin Mslmanlara kar gsterilen dmanlk yumuad. Bu ra- aabeyinden sonra kabilenin lideri olaca iin ailesiyle iyi ilikiler iinde
hatlama haberi abartlarak Habeitan'a dek ulat. Bunun zerine muhacir- olmak istiyordu. Ebu Talib'in o k uzun yaamayacann da farkndayd.
lerden bazlar Mekke'ye dnmek iin hemen hazrlklara baladlar. Cafer
gibi bazlar ise bir sre daha orada kalmalarnn iyi olacan dnyordu.
O srada Kurey liderleri abalarn Muhammed (s.a.v.)'i bir anlama
yapmaya ikna etmede younlatrmlard. Bu, kendilerine gre ona takn-
lan en yakn ve lml tavrd. Velid ve dier liderler, iki dinin de ayn anda
uygulanmasn nerdiler. Peygambar (s.a.v.) bu neriyi reddetme eklinde
zorluk ekmeden, hemen gelen vahiyle onlara cevap verdi:
Lebid devam etti: Artk onlardan kimi "bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardr. Mutsuz
"Ve t m zevkler y o k o l a c a k . " olanlar atetedirler. Onlar iin orda (kahrla ve acyla) nefes alp vermeler vardr.
"Yalan s y l y o r s u n " diye bard O s m a n . " C e n n e t zevkleri hibir za- Onlar Rabb'inin dilemesi dnda gkler ve yer srp gittike, orada temelli kalc-
m a n sona e r m e y e c e k . " Lebid s z n n k e s i l m e s i n e alkn deildi; Kurey drlar. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandr" (Hd: 105-8).
ise, air misafirleri olduu iin sadece armakla kalmamlar, utanmlar-
d da. " E y Kureyliler," dedi air, "Sizin yannzda dost olarak oturan k i m - Bu yet g s t e r m e k t e d i r ki Allah Cennetlikleri C e n n e t t e srekli k l a c a k -
seye k t davranlmazd. N e zamandan beri byle davranmaya baladnz?" tr. Bu yetlerle ilgili sorular, Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabdan ba-
Topluluktan biri kalkt, t m kabile adna z r diledi ve: " B u adam b i r b u - zlarna verdii cevaplarla aklamtr. Bir keresinde yle demitir: "stedi-
daladr, bir grup budala bizim dinimizi terketti. O n u n sylediiyle i l h a m n ine m e r h a m e t eden Allah, Cennetlikleri Cennet'e, C e h e n n e m l i k l e r i C e -
y o k o l m a s n " dedi. K o n u a n adam geldi ve O s m a n ' a bir y u m r u k att, vur- h e n n e m ' e koyar. Daha sonra Meleklere: "Bakn ve kalbinde hardal tanesi ka-
duu yer morard. Yaknnda oturan Velid, ona kendi k o r u m a s altnda kal- dar iman olanlar C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. M e l e k l e r bir grup insan C e -
sa idi g z n n morarmayacan hatrlatt. " H a y r " dedi O s m a n , " b i l a k i s h e n n e m ' d e n karrlar ve : "Rabbimiz, bize emrettiin artlara uyan hi k i m -
b e n i m salam g z m , dieri gibi o l a b i l m e k iin Allah'a yalvaryor. B e n , sen- seyi orada b r a k m a d k " derler. Allah: "Geri d n n ve kalbinde bir zerre ka-
dar iyilik olan herkesi C e h e n n e m ' d e n k a r n " der. Melekler yine b i r grup HUZUN YILI
insan C e h e n n e m ' d e n karrlar ve : " R a b b i m i z orada hibir iyilik b r a k m a -
d k " derler. Melekler, Peygamberler ve inananlar efaat ederler. S o n r a Allah: [31]
" M e l e k l e r efaat etti. Peygamberler ve inananlar da efaat etti. imdi sadece
m e r h a m e t l i l e r i n en merhametlisi olan Allah'n efaati kald" der ve C e h e n - .S. 6 1 9 Ylnda, b o y k o t u n kaldrlmasndan ksa bir sre sonra Pey-
n e m ' d e n h i b i r iyilik yapmayan bir grup insan karr, C e n n e t i n giriinde-
ki Hayat Irma denilen nehre a t a r . " 2
M gamber (s.a.v.) b y k bir kaypla, kars Hadice'nin lmyle znt-
ye bouldu. Hadice yaklak altmbe, kendisi ise elli yalarndayd. Yirmi-
C e n n e t t e k i l e r hakknda da Peygamber (s.a.v.) unlar syler: "Allah be yl ahenkli ve mutlu bir evlilik yaamlard. Hadice, Peygamber
C e n n e t t e k i l e r e : " M e m n u n m u s u n u z ? " diye sorar, onlar: " R a b b i m i z , nasl (s.a.v.)'in sadece kars deil, ayn zamanda o n u n en yakn arkada, dan-
m e m n u n olmayz? Hibir yarata vermediin nimetleri bize verdin" derler. man ve Ali ve Zeyd dahil t m ailesinin annesiydi. Drt kz annelerinin
Allah: "Size b u n d a n daha iyisini vereyim m i ? " der, onlar da " D a h a iyisi ne- l m n e o k zlmlerdi. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, Cebrail'in bir
d i r ? " diye sorarlar: Allah: "Size Rdvan'm v e r e c e i m " d e r . " 3 Bazen 'saadet' keresinde gelip, Hadice (r.a.)'ye Rabbinden selam getirdiini ve Cennet'te
olarak t e r c m e edilen Rdvan, Allah'n b i r nefsi m u t l a k olarak k a b u l e t m e - ona bir dek hazrlad m j d e s i n i verdiini syleyerek teselli etti.
si ve O nefsi k e n d i yanna alp Ebed Saadet vermesidir. Rdvan C e n n e t i n i n Hadice (r.a.)'nin l m n , aslnda daha k k , fakat darda byk et-
genel anlamyla dier Cenneti dlad dnlmemelidir. n k Kur'an kiler uyandran bir kayp daha izledi. E b u Talib hastayd ve l m n n ya-
h e r teslim olan nefis iin iki C e n n e t vaadeder ( R a h m a n : 4 6 ) . Peygamber de kn olduu d u r u m u n d a n belliydi. l m yatanda bir grup Kureyli lider -
k e n d i k o n u m u n d a n b a h s e d e r k e n , ayn ekilde iki rahmete kavuacan Utbe, eybe, Abdu ems'ten E b u Sfyan, Cumah'tan m e y y e , Mahzum'dan
sylerdi: " R a b b i m ' l e ve Cennet'le b u l u a c a m . " 4 Ebu Cehil ve dierleri- o n u ziyaret ettiler ve o n a yle dediler: " E b u Talib,
seninle gurur d u y d u u m u z u biliyorsun; imdi ise bana bu hastalk geldi
ve biz senin iin k o r k u y o r u z . Yeeninle bizim aramzda geenleri biliyor-
sun. O n u y a n m a ar, bizden ona bir hediye ver ve o bizi, biz de onu rahat
brakalm. Bizi dinimizle bar halinde b r a k s n " dediler. B u n u n zerine E b u
Talib Peygamber(s.a.v)'e " h a l k n n soylular seninle a n l a m a k istiyorlar"
dedi. Peygamber (s.a.v.): " P e k i yle olsun bana bir tek sz verin, tm Arap
ve r a n l l a r y n e t i m i n i z altna alabileceiniz bir s z " dedi. E b u Cehil: "Ba-
bann zerine y e m i n ederim ki, b u karlklar iin bir deil on sz v e r i i z "
dedi. Peygamber (s.a.v.) : "Allah'tan baka tanr y o k t u r " demelisiniz ve
O'ndan baka taptnz her eyden vazgemelisiniz" dedi. Ellerini rptlar
ve : " E y M u h a m m e d (s.a.v.), tanrlar bir tek tanr m yapacaksn? Senin tek-
lifin gerekten o k a c a i p " dediler. Kendi kendilerine: "Bu adam istediimiz
hibir eyi bize v e r m e y e c e k , o halde kendi y o l u m u z a gidelim ve Allah
onunla bizim aramzda h k m n verinceye dek babalarmzn dinine uy-
maya devam e d e l i m " dediler.
. B, LXIII, 2 6 .
O n l a r gittikten sonra E b u Talib, Peygamber (s.a.v.)'e " E y kardeimin
2. M . I. 7 9 ; B. XCV1I,24.
olu, grdm kadar'yla sen onlardan kt bir ey i s t e m e d i n " dedi. B kc
3. M. LI,2.
4. I.I. 1 0 0 0 .
limeler Peygamber (s.a.v.)'in kalbini amcasnn m s l m a n olmas isteiyle
doldurdu. "Amca", dedi, " O kelimeleri syle ki, Maher gnnde senin iin kabul ettiler ve Ebu Bekir'in emniyette olacana sz verdiler. Fakat Beni
efaat edebileyim." Ebu Talib "Ey kardeimin olu, eer Kureyliler'in bu Cumahllar lbnu'd-Duunne'ye: "Ona Rabbine duvarlar arasnda ibadet et-
kelimeleri lm korkusuyla sylediimi zannedeceklerini bilmeseydim, on- mesini, duyulmadan ve grlmeden namaz klp Kur'an okumasn syle.
lar sylerdim. Sylediklerimle seni de m e m n u n ederdim" dedi. lm Ebu nk onun grn o k etkileyici, kadnlarmz ve oullarmz saptr-
Talib'e yaklatnda, Abbas dudaklarnn kprdadn grd ve kulan masndan korkuyoruz" dediler. lbnu'd-Duunne bunlar Ebu Bekir'e iletti
dudaklarna yaklatrd. "Kardeim, senin ona sylediin kelimeleri syle- ve Ebu Bekir belli bir sre evinde namaz klp Kur'an okudu. Bu sre iin-
di" dedi. Fakat Peygamber (s.a.v.): "Ben duymadm" dedi. de Beni Cumahllarla ilikisi dzeldi. Ebu Talib'den sonra Haimlerin ba-
Korunmas olmayanlarn Mekke'deki durumlar gittike ktleiyordu. na Ebu Leheb geti. Fakat Ebu Leheb'in yeenini korumas sadece szde ka-
Peygamber (s.a.v.)'e tabi olmadan nce Ebu Bekir (r.a.) ok nfuzlu bir lyordu ve Peygamber (s.a.v.)'e her zamankinden daha kt davranlyordu.
adamd, fakat m e r (r.a.) ve Hamza (r.a.) gibi sert ve hiddetli deildi. Bu Birgn evinin nnden geen bir adam kapsn at ve yemek kabnn iin-
yzden, onun manevi gcn grenlerden bakasnda korku uyandrm- e kokmu sakatat att. Bir keresinde de, evinin bahesinde namaz klarken
yordu. slm, onunla Kureyliler arasna girdiinde ise, Mekke'liler arasn- adamn biri stne kan ve pislik dolu bir ikembe att. Peygamber (s.a.v.)
daki tm nfuzu kayboldu. Fakat buna paralel olarak m'minler arasnda- onu atmadan nce bir sopann ucuna takt ve kapnn nnden: "Ey Abdu
ki nfuzu artt. Ebu Bekir, birok kiinin mslman olmasna neden oldu- Menaf oullan, bu ne biim korumadr?" diye bard, ikembeyi atann,
u iin mriklerin zel dmanln zerine ekiyordu. Hadice'nin vey Rukiye'nin kocas Osman'n vey babas olan ems'li U k b e 1 olduunu gr-
kardei Nevfel'in olu Esved (r.a.)'in mslman olmasna da Ebu Bekir ve- mt. Eve dndnde kzlarndan biri onu hem ykayarak temizliyor,
sile olmutu. Bu yzden Nevfel, Ebu Bekir ve Talha zerine bir saldr d- hem de alyordu. "Alama k k kzm" dedi, "Allah baban koruyacak."
zenledi ve onlar yaral bir ekilde yolun ortasna brakt. Teym kabilesinden Bu olaydan sonra Peygamber (s.a.v.) Taif'te yaayan Sakif'lilerden yar-
hi kimse Esed'lilerin bu saldrsna kar kmad. Bu da mslman olan iki dm istemeye karar verdi. Bu karar onun Mekke'deki durumunun ne kadar
ileri gelen adamlarm kendi kabilelerinden dladklarn gsteriyordu. kt olduunu gstermektedir. Allah'n evi ile edeer grdkleri Lat putu-
Bundan daha kt olaylara da rastlanyordu. Ebu Bekir'in Bilal'in eski nun koruyucular olan Taifliler'den ne beklenebilirdi? Taif'te de Mekke'de
sahibi ve aralarnda yaad Cumah'n lideri olan meyye ile aras gittike olduu gibi istisna kiiler bulunabilirdi. Bu yzden, Peygamber (s.a.v.) ye-
ktleiyordu. Bu yzden g etmekten baka seenei olmadn farketti, il otlaklar, meyve baheleri ve ekin tarlalaryla etraf evrili Taif'e giderken
Peygamber (s.a.v.)'den Habeistan'a gitmek iin izin istedi ve yola koyuldu. mitsiz deildi. Oraya vardnda Sakif'in lideri olan Amr lbn Umeyye'nin
Fakat Kzl Deniz'e ulamadan nce, Kureyliler'in mttefiki olan ve Mek- evine gitti. Amr lbn meyye, Velid'in kendisinin Taif'teki edeeri olduu-
ke'den biraz uzakta yaayan bir grup kabilenin bakan olan bnu'd-Duun- nu syledii adam ve "ki ehrin iki byk adam) mn ikincisi"ydi. Fakat
ne ile karlat: Bu bedevi lider, imdi gezgin bir mnzeviyi andran Ebu Be- Peygamber (s.a.v.) onlara slam' tebli edip, dmanlarna kar korunma
kir'i zengin ve nfuzlu olduu dnemlerden beri tanyordu. Bu deiikliin istediinde ilerinden biri hemen: "Eer Allah seni gnderdiyse, K'be'de
sebebini soran bedeviye Ebu Bekir: "Halkm bana kt davrand ve beni d- asl olanlarn hepsini aaya indiririm" dedi. Bir dieri: "Allah senden ba-
arya srd, imdi benim tek yapacam ey Allah'a ibadet ederek yery- ka gnderecek adam bulamad m ? " ncs: "Seninle konuamam! n-
znde dolamaktr" dedi. "Bunu neden yaptlar?" dedi lbnu'd-Duunne. k eer sen sylediin gibi Allah'n Rasul isen, benim hitap edemeyeceim
"Sen kabilenin ileri gelen tccarlarndan biriydin, herkese yardm eder, hak- kadar ycesin; ve eer yalanc isen seninle konumam uygun olmaz" dedi.
k korur ve doruluktan ayrlmazdn. Geri dn, nk sen benim korumam Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) belki de Taif'li bakalarn denemek ze-
altndasn." Onu Mekke'ye geri gtrd ve topluluk nnde: "Ey Mekke'li- re onlardan ayrld. O ayrlr ayrlmaz Sakif'liler ocuklarn ve klelerini
ler, ben Ebu Kuhafe'nin olunu korumam altna alyorum, ona iyilikten ba- onun zerine saldlar ve onunla alay edip bardlar. O denli byk bir ka-
ka bir ey yaplmasna izin vermeyin" dedi. Kureyliler onun korumasn labalk topland ki Peygamber (s.a.v.) zel bir baheye snmak zorunda
kald. O , ieri girdikten sonra kalabalk dalmaya balad, devesini bir hur- lecei eyler syledi." "Yazklar olsun sana Adds!" dediler, "onun seni ze-
ma aacna balayarak bir asmann glgesine snd. hirlemesine izin verme."
Kendini gvenlik ve bar iinde hissedince yle dua etti: "Allah'm in- Peygamber (s.a.v.) Sakif'lilerden birey elde edemeyeceini anlaynca
sanlar karsndaki zayflm, gszlm ve aresizliimi sana syl- Taif'ten ayrld ve Mekke'ye doru yola koyuldu. O gece ge saatte Nahle va-
yorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi, sen zayflarn Rabbisin. Ve sen disine ulat. Nahle Mekke ile Taif'in tam ortasmdayd. Tam Peygamberlii-
benim Rabbimsin. Beni kimin ellerine emanet ediyorsun? Bana kt davra- nin reddedildiine inand bir anda, ok uzaklardan, Ninova'dan gelen bir
nan yabanc birinin ellerine mi? Yoksa bana kar silahlandrdn bir d- adam onun peygamberliini kabul etmiti. Nahle'de namaz klarken, oku-
mana m? Buna aldrmam, yeter ki, senin gazabn olmasn. Fakat senin yar- nan Kur'an' duyan bir grup cin -Nesibn'den gelen yedi cin- yannda
dmn benim iin daha geni ve daha rahattr! T m karanlklar aydnlatan Kur' an dinlemeye koyuldular. Peygamber (s.a.v.) sadece insanlara gnde-
ve bu dnyay da ahireti de dzene sokan Nur'una snyorum. Yeter ki se- rilmediini biliyordu. Ksa bir sre nce gelen vahiy bunu te'yid ediyordu:
nin kzgnlk ve gazabn zerime olmasn. Dilediine yardm etmek senin "Biz seni alemler iin yalnzca bir rahmet olarak gnderdik" (Enbiya 107) Daha
elindedir. Senden baka gl ve kuvvetli yoktur."^ nce indirilen srelerden ( R a h m a n ) birinde de hem insanlar, h e m de cin-
Peygamber'in snd yer grnd gibi bo deildi. Her Kureyli leri, cennet ve cehennemle korkutmak iin gnderildii bildiriliyordu. Yeni
zengin olup, Mekke'nin scak gnlerinde serinlemek iin Taif'ten yeil bir gelen bir yette de:
bahe satn almak isterdi. Peygamber (s.a.v.)'in snd bahe Sakif'lilerin
deil, em'li lider Utbe ile eybe'nin malyd. kisi de olanlar grm ve "De ki: "Bana gerekten u vahyolundu: "Cinlerden bir grup dinleyip de yle
Sakif'lilerin bir Kureyliye byle davranmasna fkelenmilerdi. n k Mu- demiler:- Dorusu biz, (byk) hayranlk uyandran bir Kur'an dinledik. O
hammed (s.a.v.) de kendileri gibi Abdu Menaf oullarndand. Aralarndaki (Kur'an), geree ve doruya yneltip-iletiyor. Bu yzden de biz ona iman ettik. Bun-
mesele henz kapanmamt, onu son olarak Ebu Talib'in lmnde gr- dan byle Rabbimize hi kimseyi ortak komayacaz" (Cin: 1-2)
mlerdi ve imdi ne kadar korumasz olduunu gryorlard. Biraz c- Baka bir surede (Ahkaf: 3 0 - 1 ) de cinlerin nasl kendi toplumlarna gi-
mertlik yapp Hristiyan kle Adds' ardlar ve ona : "uradan birka sal- dip, onlar Allah'n Peygamber'ine (s.a.v.) itaate ardklar anlatlr.
km zm al, tabaa koyup, u adama ver" diye emrettiler. Adds emredile- Peygamber (s.a.v.) iki gn kadar nce kendisini evinden ayrlmaya zor-
nler yapt. Peygamber (s.a.v.) zmden alrken: "Allah'n adyla" dedi. Ad- layan artlara geri dnmek istemiyordu. Eer bir koruyucusu olsa grevini
ds merakla onun yzne bakt ve: "Bu szler, bu lke halknn syledii daha iyi yerine getirebilirdi. Beni Haim onu korumuyordu, bu yzden o da
szlerden deil" dedi. Peygamber ( s.a.v.) "Nerelisin ?" ve "Hangi dinden- annesinin kabilesine snmaya karar verdi. Annesinin kabilesinde durum
sin?" diye sordu. Adds: "Ben Hristiyanm ve Ninova'lym" dedi. Peygam- biraz farklyd, nk Zhre kabilesinin en etkili ve ileri gelen adam ayn
ber (s.a.v.) " Yani doruluk timsali Metta'nn olu Yunus'un ehrindensin" kabileden olmayan ve Taif'ten gelen Ahnas ibn erik idi. Uzun sreden be-
dedi. "Sen Metta'nn olu Yunus'u nereden biliyorsun?" diye sordu Adds. ri Zhre'nin mttefiki olduu iin, Zhre'liler onu bakanlar olarak kabul
Peygamber (s.a.v.): "O benim kardeimdir. O Peygamberdi, ben de Peygam- ediyorlard. Peygamber (s.a.v.) ondan yardm istemeye karar vermiti. Yolu
berim" cevabn verdi. Bunun zerine Adds onun ban, ellerini ve ayak- zerinde, kendinden daha hzl giden bir atlya rastlad ve ondan Ahnas'a
larn pt. yle bir mesaj gnderdi: " M u h a m m e d (s.a.v.) dedi ki: Allah'n mesajn in-
Bunu grnce iki karde ayn anda bardlar: "Bu kle de fazla oldu! sanlara aktarabilmem iin beni koruman altna alr msn?" Atl o denli hz-
Hemen ona kapld!" Adds, Peygamber'den (s.a.v.) ayrlp yanlarna gelin- lyd ki Peygamber (s.a.v.) oraya ulamadan olumsuz cevab geri dnerek
ce: "Yazklar olsun sana Adds! Neden o adamn ban, ellerini ve ayakla- iletti. Ahnas, sadece bir mttefik olduunu ve kabilenin stne bir koruma
rn ptn?" dediler. Onlara u cevab verdi: "Ey sahibim, dnyada bu yklemeye hakk olmadn bildiriyordu. Mekke'den ok uzakla olmayan
adamdan daha deerli bir ey yok. Bana sadece bir Peygamber (s.a.v.)'in bi- Peygamber (s.a.v.) ayn ricay Sheyl'e gnderdi. Onun cevab da ayn ekil
de mit krcyd, fakat ne srd sebebin slm'a kar kyla ilgisi "SENN Y Z N N NURU"
3. A. H. III, 2 8 6 .
Peygamber (s.a.v.) Ebu Bekir (r.a.)'in Beni Cumah'llar arasndaki evini
4. I.I. 2 7 0 . dzenli olarak ziyarete devam ediyordu. Bu ziyaretler, Ebu Bekir'in en k-
5. B.L. VI, 6. k kz Aie (r.a.)'nin hatralarnn byk bir blmn oluturuyordu. O,
6. Tir. XLVI, 1; A. H. IV, 66. anne ve babasnn mslman olmad ve Peygamber (s.a.v.)'in onlar her
7. Tab. Tefsir, LIII. gn ziyaret etmedii bir zaman hatrlamyordu.
8. M. I, 2 8 0 ; B, L I X , 7. Hadice (r.a.)'nin lmn takip eden ayn yl Peygamber (s.a.v.) rya-
9. Tab. Tefsir, LIII. snda bir adamn, bir ipek parasna sarl baka birini tadn grd.
10. M . I. 2 8 0 .
Adam ona: "Bu senin zevcen, onun rtsn a" dedi. Peygamber (s.a.v.)
11. I.I. 2 7 1 .
ipek rty kaldrdnda Aie'yi grd. Fakat Aie sadece alt yandayd,
12. I.I. 2 6 7
kendisi ise elliyi gemiti. Yan sra, Ebu Bekir kzn Mut'im'in olu C-
13. 1. I. 265.
beyr'e vermek iin sz vermiti. Peygamber (s.a.v.) kendi kendine: "Eer bu
Allah'tan gelen bir emir ise, tekrar gelir" dedi. 2 Birka gece sonra uyurken, Bekir'in uymadn, mescidin duvarlarnn evden bir blm saylamayacak
bir melein ayn ipek ynn tadn grd, bu kez kendisi melee: " O n u denli alak olduunu haber verdiler. "Eer Rabbine duvarlar arasnda iba-
bana gster" dedi. Melek ipei kaldrd ve yine Aie'yi grd. Peygamber det edecekse, brakn yapsn" dediler "fakat eer aktan ibadet etmek isti-
(s.a.v) yine: "Eer Allah'tan ise, bunu tekrar gsterir" dedi. 3 yorsa koruman onun zerinden kaldr". Ebu Bekir mescidinden vazge-
Bu ryalar kimseye, hatta Ebu Bekir (r.a.)'e bile anlatmad. Fakat ayn mek istemiyordu, bu yzden lbnu'd-Duunne ile yapt anlamay resmen
haberi te'kit eden nc bir olay daha oldu. Hadice (r.a.)'nin vefatndan bozdu: "Allah'n korumas bana yeter" dedi.
beri Osman lbn Ma'zun'un zevcesi Havle Peygamber (s.a.v.)'in ev ihtiyala- te o gn Peygamber (s.a.v.) ona ve dier m'minlere u haberi verdi.
rna yardm ediyordu. Bir gn yine Peygamber (s.a.v.)'in evindeyken onun "Sizin hicret edeceiniz yer bana gsterildi: iki kaya yn arasnda su-
evlenmesi gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona kiminle evlenebilece- yu bol ve hurma aalaryla dolu bir yer grdm."-'
ini sorduunda ise: "Ya Ebu Bekir'in kz Aie, ya da Ze'meh'in kz evde
ile" cevabn verdi. Sheyl'in^ yengesi ve kuzeni olan evde otuz yalarnda
bir duldu, ilk kocas, Sheyl'in kardei Sekran onu da Habeistan'a birlikte
gtrmt. Onlar Mekke'ye ilk dnenler arasmdaydlar. Dnlerinden k-
sa bir sre sonra Sekran lmt.
Peygamber (s.a.v.) Flavle'den teklif ettii iki gelinle de evlilik giriimle-
rinde bulunmasn istedi. Sevde'nin cevab: "Hizmetindeyim, ey Allah'n Ra-
sul" oldu. Peygamber (s.a.v.) ona: "Sana evlilikte vekil olacak bir adam
se" diye haber gnderdi. evde, Habeistan'dan dnen kaynbiraderi H-
tib'i seti ve Htib onu evlendirdi.
O srada Ebu Bekir (r.a.) de Mut'im'i Aie'den vazgemeye kolaylkla ik-
na etmiti ve Aie de Sevde'den birka ay sonra Peygamber'in ei oldu. Ni-
kh srasnda Aie yoktu, nikah akdi Peygamber (s.a.v.)'le babas arasnda
yapld. Aie daha sonralar konumunda bir deiiklik olduunu, bir gn
evin yaknnda arkadalaryla oynarken annesinin elinden tutup ieriye
soktuu zaman anladn anlatmtr. Annesi ona artk sokakta oynamama-
sn, bunun yerine arkadalarnn ona gelmesini syledi. Aie (r.a.), annesi
ona hemen evlendiim sylememesine ramen, durumu tahmin ediyordu;
ve sokak yerine bahe duvarlar arasnda oynamaktan baka yaam, eskisi
gibi devam etti.
Bu srada Ebu Bekir, evinin nne k k bir mescid yapmak istedi.
Mescid, etraf duvarlarla kapl, st ak bir yapyd. Ebu Bekir orada namaz
klar, Kur'an okurdu. Fakat duvarlar yeteri kadar yksek olmad iin o-
unlukla bir grup adam onu Kur'an okurken seyredip dinler ve okuduu 1. I.I. 2 8 7 .
2. B . X CI. 20.
vahyin etkisiyle ulvleen kiiliini farkederdi. meyye, Ebu Bekir'in neden
3. A.g.e.
olduu ihtidalarn artacandan korkuyordu. Onun teklifi zerine Kurey
4. Bak. Bl. X X I V
liderleri bnu'd-Duunne'ye bir mesaj gnderdiler ve koruma artlarna Ebu
5. B. X X X V I I , 7.
YESRB'1 N CEVABI
Hazreli alt adam, slm'n mesajn kendilerini dinleyen herkese ilet- labam olmasayd bu yk sana yklemezdim. Fakat o benim annemin kz-
tiler. Ertesi yaz, M.S. 621'de, be tanesi tekrar Hacca geldiler. Beraberlerin- kardeiin olu, bu yzden ona bir ey yapamam." Useyd mzran ald,
de ikisi Evs'li yedi kii daha getirdiler. Akabe'de, bu oniki adam Peygam- onlarn yanna gitti ve taknabildii en sert ifade ile: "kinizi buraya, zayf-
ber'e biat etti'. Bu biat birinci Akabe Biati olarak bilinir, ilerinden biri y- lan kandrmaya getiren sebep ne? Eer hayatta kalmak istiyorsanz buradan
le anlatt: "lk Akabe'de geceleyin Peygamber'e biat ettik, Allah'a ortak ko- gidin" dedi. Mus'ab ona bakt ve ok yumuak bir tonda: "Neden oturup,
mayacamza, hrszlk yapmayacamza, zina etmeyeceimize, ocuklar- benim sylediklerimi dinlemiyorsun? Dinledikten sonra, houna giderse
mz ldrmeyeceimize , iftira etmeyeceimize ve haktan ayrlmadka kabul eder, gitmezse kabul etmezsin" dedi. Peygamber (s.a.v.)'in elisinin
ona itaat edeceimize sz verdik. O da bize yle dedi: "Eer bu sze uyar- grnnden ve davranndan holanan Useyd: "Doru bir sz" dedi ve
sanz, Cennet sizindir; bu gnahlardan bazlarn ilerseniz ve bu dnyada mzran yere dayayarak onlarn yanna oturdu. Mus'ab ona slm' anlatt
cezasn ekerseniz, bu ceza onlara kefaret olur. Fakat bu biati Maher g- ve Kur'an okudu; Useyd'in yzndeki ifade deiti. O n u n yzndeki aydn-
nne dek ta'dil ederseniz, o zaman cezalandrmak veya affetmek Allah'a kal- lk ve yumuamadan etrafndakiler onun mslman olduunu anladlar.
mtr."^ Mus'ab (r.a.) bitirdiinde: "Bu szler ne kadar gzel ve harika!" dedi. "Bu
dine girmek isteyince ne yaplr?" diye sordu. Ona, kendisini temizlemek
Yesribli mslmanlar tekrar Yesrib'e doru yola karken, Peygamber
iin batan aaya ykanmas ve elbiselerini temizlemesi gerektiini syle-
(s.a.v.), Habeistan'dan yeni dnen, Abdu'd-Dar slalesinden Mus'ab' da
diler. Oturduklar bahede bir kuyu vard. Useyd kuyudan su alp ykand,
onlarla birlikte gnderdi. Mus'ab onlara Kur'an okuyacak ve din! emirleri
elbiselerini temizledi ve 'Allah'tan baka lah yoktur, Muhammed (s.a.v.) Al-
retecekti. Bu srada nceki yl mslman olan alt kiiden birinin, Es'ad
lah'n Rasuldr' diye ehadet etti. Ona nasl namaz klnacan gsterdiler,
bn Zrare'nin evinde misafir kalacakt. Mus'ab ayn zamanda namazlarda
o da namaz kld. Daha sonra: "Arkamda yle bir adam var ki o size uyarsa,
da imam olacakt, nk mslman olmalarna ramen, ne Evs'ten ne de
halk ona uyar. imdi onu size gndereceim" dedi.
Ona bal kalacaklarna sz verdiler (ev.) Kabilesinden adamlarn yanma dnd. O yanlarna varmadan onlar
Useyd'in deitiini anlamlard. "Ne yaptn?" dedi Sa'd. Useyd: "ki adam-
la da konutum ve Tanr'ya andolsun onlarda bir zarar grmedim. Onlarn halde namaz vakti gelince oraya srt evirip kuzeye, Suriye'ye dnmek ma-
devam etmesine izin verdim. Onlar da: stediiniz gibi yapacaz' dediler", kul bir davran myd? Bu sadece bir dnceden te gitmeyebilirdi, n-
dedi. "Grdm kadaryla senden fayda yok" diyen Sa'd mzra onun k Ber'nn birka aylk mr kalmt ve lme yaklaan kiilerin oun-
elinden ald ve hl bahede sakince oturan mslmanlara doru gitti. Ku- lukla nsezileri kuvvetli olurdu. Her ne ise Ber, dndklerini arkadala-
zeni Es'ad' azarlad ve onu akrabaln ktye kullanmakla sulad. rna anlatt, onlar da Peygamber (s.a.v.)'in Suriye, yani Kuds'e doru na-
Fakat Mus'ab (r.a.) araya girdi ve Useyd'e sylediklerini ona da syledi. maz kldn ve ondan farkl davranmak istemediklerini sylediler. Ber:
Bunun zerine Sa'd onu dinlemeyi kabul etti. Sonu ayn Useyd'inki gibiy- "Ben K'be'ye doru namaz klacam" dedi ve yolculuk boyunca yle yap-
di. t. Dierleri yine Kuds'e ynelerek namaz klmaya devam ettiler, Onunla
Sa'd namaz kldktan sonra, Useyd ve beraberindekilerle halkn toplu bou bouna tartmadlar. Yalnz, Mekke'ye vardklarnda Ber phe duy-
olduu meclise gitti. Sa'd onlara hitap etti ve: "Sizin aranzda benim konu- maya balad ve Yesrib'in ileri gelen airlerinden olan Hazre'li Ka'b bn Ma-
m u m nedir?" diye sordu. Onlar: "Sen bizim bakanmzsn, aramzda en lik'e: "Ey kardeimin olu, Allah'n Rasul'ne gidelim ve benim yolda yap-
adaletli ve liderlie en uygun olansn" dediler. " O halde" dedi Sa'd, "Allah'a tm ey hakknda ona danalm, nk ben sizin, bana kar olduunuzu
ve Rasul'ne inanmadka aranzdan hi bir erkek ve kadnla konumaya- hissediyorum" dedi. Bunun zerine rastladklar Mekke'li bir adama, henz
cama yemin ediyorum", Akam olmadan onun kabilesinden mslman hi grmedikleri Peygamber (s.a.v.)'i nerede bulabileceklerini sordular.
olmayan bir tek kii kalmamt. Adam: "Amcas Abbas' tanyor musunuz?" dedi, onlar da tandklarn sy-
Mus'ab (r.a.) onbir ay kadar Es'ad'a misafir olarak kald ve slam'a gi- lediler, nk Abbas sk sk Yesrib'e gelirdi. Adam "Mescid'e girin, Abbas'm
renlerin ou bu dnemde girdiler. Hac zaman yaklatnda Mus'ab, Evs yannda oturan odur" dedi. Peygamber (s.a.v.)'i yanna gittiler. Peygamber
ve Hazre'in eitli boylarnda neler olduunu Peygamber (s.a.v.)'e haber (s.a.v.) Ber'nm sorusuna u cevab verdi: "Senin bir ynn vard, onu ko-
vermek iin Mekke'ye dnd. rumalydn." Bu sz birok anlama ekilebilirdi, fakat Ber Peygamber
Peygamber (s.a.v.) kendisine gsterilen, iki kaya yn arasndaki sulak (s.a.v.)'in yapt gibi namazda ynn tekrar Kuds'e evirmeye balad.
lkenin Yesrib olduunu ve bu kez kendisinin de g edenler arasnda ola- Mekke'ye aralarnda Yesrib'li putperestlerin de bulunduu bir kervanla
can biliyordu. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de o k az insana, yengesi yolculuk ettiler. Putperestlerden biri, Beni Selime'nin lideri ve ok etkili bir
mm El-Fadl ve mslman olmad halde onu ele vermeyen ve srlarn adam olan Hazre'li Ebu Cabir Abdullah bn Amr, yolculuk srasnda Mi-
saklayan amcas Abbas kadar gvenirdi. Bu yzden ikisine, Yesrib'e yerleip na'da mslman oldu. Peygamberle daha nceki gibi Akabe'de Hacc' takip
orada yaamak istediini ve bunun Hac dneminde gelecek olan delegeye eden iki geceden sonraki gece gizlice bulumay kararlatrmlard. lerin-
bal olduunu anlatt. Bunu duyan Abbas, yeeniyle birlikte delegelerin den biri o geceyi yle anlatyor: " O gece kervandaki dier adamlarla bir-
yanma gitmenin kendisi iin bir grev olduunu syledi, Peygamber (s.a.v.) likte gecenin te biri geene dek uyuduk. Daha sonra yavaa kalktk ve
de bunu kabul etti. kaya kuu kadar sessiz bir ekilde hepimiz Akabe yaknnda toplandk. Ora-
Mus'ab Yesrib'li mslmanlardan ayrldktan ksa bir sre sonra, arala- da Allah'n Rasul gelene dek bekledik, onunla birlikte hl atalarnn dini-
rnda anlatklar zere, 73 erkek ve 2 kadndan oluan bir mslman grup ne uyan amcas Abbas da gelmiti. Mslman olmamasna ramen Abbas,
Peygamber (s.a.v.)'le anlamak zere Hac yolculuuna ktlar. Onlarn li- yeenini gvenilir ellere teslim etmek istiyordu. Peygamber (s.a.v.) otur-
derlerinden biri Hazre'li lider olan Ber idi. Yolculuun ilk gnlerinden iti- duktan sonra ilk nce Abbas konutu: "Ey Hazreliler, -Araplar Evs ve Haz-
baren onu bir dncedir almt. Onlar Mekke'ye Allah'n Ev'i K'be'nin re'e byle hitap ederlerdi- Muhammed (s.a.v.)'in bizim aramzda ne kadar
bulunduu ve tm Arabistan'n hac merkezi olan ehre doru yol alyorlar- itibarl olduunu ve onu nasl koruyup, ona kabilesi ve ailesi iinde erefli
d; ayn zamanda orada Peygamber (s.a.v.) vard ve Kur'an ilk olarak orada ve saygn bir kii olarak davrandmz biliyorsunuz. Buna ramen O, sizi
indirilmiti, bu yzden gnlleri o yana doru meylediyordu. Byle olduu seti ve sizinle birlikte olmak istiyor. Bu nedenle, eer ona verdiiniz sz
bard. Peygamber (s.a.v.) barann eytan olduunu biliyordu, ona yle
tutmaya ve onu kar kanlardan korumaya sz veriyorsanz, aln bu yk
cevap verdi: "Ey Allah'n dman, sana frsat vermeyeceim."
sizindir. Fakat o size geldikten sonra onu ele vereceinizi dnyorsanz,
onu imdiden brakn." "Sylediklerini duyduk" dediler, "Fakat ey Allah'n
Rasul, sen konu; kendin ve Rabbin adna istediini se."
Kur'an okuyup, slm ve Allah'la ilgili baz hususlara deindikten son-
ra Peygamber (s.a.v.): "Bu anlamay u artla yapyorum. Bana verdiiniz
szden sonra beni elerinizi ve ocuklarnz koruduunuz gibi koruyacak-
snz" dedi. Ber (r.a.) kalkt, Peygamber'in elini tuttu ve: "Seni Hakla gn-
deren Allah'a yemin olsun ki, seni, onlar koruduumuz gibi koruyacaz.
Ey Allah'n Rasul, biatimizi kabul et, nk biz sava ve babadan oula
geen silahlara sahip bir topluluuz" dedi. Evs'li bir adam onun szn ke-
serek yle dedi: "Ey Allah'n Rasul, bizim dier topluluklarla da balar-
mz var", -Yahudileri kasdediyordu- "onlara galip gelmek istiyoruz. Ya biz
sana biat eder, Allah da sana zafer verirse, sen kendi halkna dnp bizi b-
rakrsan?" Peygamber glmsedi: "Hayr, siz benimsiniz, ben de sizinim. Si-
zin savatnzla savar, bartnzla barrm" dedi.
Daha sonra yle dedi: "Bana aranzdan grubun ilerine bakacak oniki
lider sein." Bunun zerine dokuzu Hazre'li, Evs'li oniki lider setiler.
Adamlarn altm ikisi ve iki kadn da Hazre'li olduu iin Hazre'li lider-
ler ounluktayd. Hazre'li dokuz liderden ikisi Es'ad ve Ber idi; Evs'li
liderden biri ise Sa'd lbn Muaz'n vekil! olarak gsterdii Useyd'di.
Topluluk teker teker biat etmeye hazrlanrken, nceki yl biat eden
oniki kiiden biri olan Hazre'li bir adam: "Hazre'liler, bu adama biat etme-
nin ne anlama geldiini biliyor m u s u n u z ? " dedi. Onlar: "Biliyoruz" dediler,
Adam onlar duymazdan gelerek devam etti: "Siz siyah, krmz^, tm in-
sanlara sava amaya sz veriyorsunuz. Bu yzden eer mallarnz eksikli-
inde ve bazlarnz ldrldnde, onu terk edeceinizi dnyorsanz,
onu imdi brakn. nk onu o zaman terkederseniz, bu dnyada da ahi-
rette de utan duymanza sebep olur. Fakat eer sznzden dnmeyecei-
nizi dnyorsanz, onu alm, nk Tanrya andolsn bu, hem dnya
hem de ahiret iin kurtulutur." "Mallarmz elimizden gitse de ldrlsek
de onu kabul ediyoruz. Ya Raslullah, eer bu szmz yerine getirirsek 1. Burada Arabistan'da yaygn olan kz ocuklarn diri diri topraa gmme adeti kasdediliyor.
bizim iin ne var?" dediler. Peygamber: " C e n n e t " , dedi. Onlar da: " O hal- 2. I. I. 2 8 9 .
de elini bize uzat" dediler, elini tutup biat eltiler. 3. Bak. bl. X I X .
4 Bu tm insanlar anlamna gelir. Akabe'deki bu .kinci biartan sonra ilk Akabe biat. "kad.nlar biat."
eytan o srada Akabe'nin tepesinde onlar gzlyor ve dinliyordu; ken- diye anlmaya balam.t.r, Sava grevlerinden bahsetmedii iin sadece kad.nlar ..n byle kulla-
disini tutamaymca Muzammam (zemmedilen, sulanan) diye yksek sesle nlmaya devam etmitir.
GLER 127
BR SUKAST
F a k a t bir sre sonra u yet nazil oldu:
[36]
"De ki: Ey kendi aleyhlerinde olmak zere ly taran kullarm, Allah'n
rahmetinden umut kesmeyin. phesiz Allah btn gnahlar balar. nk O,
balayandr esirgeyendir. Azab size gelip atmadan evvel, Rabbinize ynelip-d- iam ve Ayya'n slm'dan d n d k l e r i n i aklamalar, srekli akan g-
nn ve O'na teslim olun. Sonra size yardm da edilmez". (Zmer:53-54) H leri durduramad iin ezilen Kurey'in kazand k k b i r zaferdi.
Artk Mekke'deki b y k evlerden bazlar sahipsizdi; dierlerinde ise birka
m e r b u yetleri bir kada yazd ve onlar Hiam'a g n d e r m e n i n bir yaldan baka k i m s e k a l m a m t . Sadece o n yl kadar n c e , o k zengin ve
y o l u n u buldu. Hiam yle d e d i : " 0 yaz bana geldiinde gzlerime iyice ahenkli grnen ehri b i r tek adam deitirmiti. F a k a t b u tr gelip geici
yaklatrdm, sonra uzaklatrdm, fakat "Allah'm, o n u a n l a m a m a yardm znt ve eseflerin yan sra Mekkeliler, kuzeyde, dinleriyle atnca hibir
et" diyene kadar ne yazdm anlayamadm. Daha sonra Allah o n u b e n i m akrabalk ban tanmayan b u insanlarn topland Yesrib'de, kendileri iin
k a l b i m e yerletirdi ve o n u bizim sylediklerimiz ve bize s y l e n e n l e r iin b y k bir tehlikenin gelitiinin farkndaydlar. Peygamber (s.a.v)'in: "Ey
nazil olduunu a n l a d m . " Hiam bu yetleri Ayya'a gsterdi, ikisi de tekrar Kureyliler, sizi yerle b i r e d e c e i m " szn u n u t m u y o r ve grnrde hi
slm'a girdiler ve k a m a k iin bir frsat b e k l e m e y e baladlar. k o r k u l a c a k bir ey y o k k e n korkuyorlard. Gzlerini o n u n zerinden hi
ayrmadklar halde O , Yesrib'e k a m a n n bir y o l u n u b u l m u ve artk bu sz
bir tehdit olmaktan kmt.
Peygamber (s.a.v) 'in k o r u y u c u s u Mut'im'in lmesi meydan onlara b-
rakt, meydan daha da t e m i z l e m e k iin, Kurey liderleri mecliste topland-
nda E b u L e h e b orada b u l u n m a d . U z u n tartmalardan s o n r a , -bazlarnn
isteksiz olmasna ramen- E b u Cehil'in b u tehlikeyi k k t e n h a l l e t m e k iin
n e srd pln k a b u l edildi. Her kabile, gl , gvenilir ve silanlandrl-
m bir g e n s e e c e k ve b u seilen adamlar ayn anda M u h a m m e d (s.a.v.)'e
saldracaklard. Hepsi o n u n k a n n aktacak, b y l e c e de h i b i r kabile tek ba-
na cinayetten s o r u m l u tutulmayacakt. n k Beni Haim, b t n Kurey-
li kabilelerle uraamazd, onlarn ne srd diyeti de deyeceklerdi.
Bylece b t n kabileler, yaad srece kendilerine rahat v e r m e y e c e k olan
bu adamdan kurtulacaklard.
Cebrail (a.s.), Peygamber (s.a.v.)'e gelmi ve ne yapmas gerektiini sy-
lemiti. le vakti, ziyaret iin uygun olmayan bir vakitte, Peygamber (s.a.v.)
doruca E b u Bekir (r.a.)'in evine gitti. E b u Bekir o n u kapda grr grmez
n e m l i bir olay olduunu anlad. Peygamber (s.a.v.) geldiinde, Aie ve ab-
las E s m a babalarnn yanmdaydlar. Peygamber (s.a.v.) : "Allah, b u ehirden
ayrlp, hicret e t m e m iin izin verdi" dedi. E b u Bekir : " B e n i m l e m i ? " diye
sordu. "F.vet, seninle" dedi Peygamber (s.a.v.). Aie o zaman 7 yandayd.
Daha sonralan yle derdi: " O gne dek, E b u Bekir'in bu szleri duyduun-
da alad gibi, bir kiinin sevinten alayabileceim bilmiyordum.
Plnlarm yaptktan sonra Peygamber (s.a.v.) evine dnd ve Ali (r.a.)
'ye Yesrib'e gideceini, onun kendisindeki emanetleri sahiplerine verinceye
[37]
kadar Mekke'de kalmas gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v.)'e hl "El-
E m i n " deniyordu ve kafirler bile hi kimseye gvenmedikleri mallarn ona
emanet ediyorlard. Peygamber (s.a.v.), Ali'ye, Kureyliler'in kendisine su- srada Peygamber (s.a.v), Ebu Bekir (r.a.)'e gitti ve vakit kaybetmeden
ikast hazrladklarn Cebrail'in haber verdiini de syledi. O evin arka penceresinden eerli halde bekleyen iki devenin yanma k-
O n u ldrmek iin seilen gen adamlar, geceleyin onun evinin dn- ilar. Peygamber (s.a.v.)birine bindi, dierine de Ebu Bekir bindi. Olu Ab-
da bulumak zere szlemilerdi. Fakat saylarnn tamamlanmasn bek- dullah' ise arkasna bindirdi. Daha nceden plnladklar ekilde, Yemen'e
lerken evden kadn sesleri evde, mm Eymen, mm Glsm ve Fat- giden yol zerinde ve gneyde olan Sevr dandaki bir maaraya doru y-
ma'nn seslerini duydular. Bu, onlarn dnmesine sebep oldu, ilerinden neldiler. nk Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in yokluu anlalr anlal-
biri, eer eve trmanp girerlerse, kadnlarn gizliliine tecavz ettikleri iin maz, tm kuzey yollarna gzcler ve takipiler gnderileceini biliyorlar-
tm Arabistan'da kt anlacaklarn syledi. Bu yzden kurbanlarnn, her d. Mekke'nin biraz dna knca Peygamber (s.a.v.) devesini durdurdu ve
sabah adeti olduu zere dar kmasn beklemeye karar verdiler. arkasna bakarak: "Allah'n yeryznde, sen, bana ve Allah'a en sevgili yer-
Peygamber (s.a.v.) ve Ali (r.a.) onlarn varlndan haberdardlar; Pey- sin ve halkm beni senden karmasayd senden ayrlmazdm" dedi.
gamber (s.a.v.) her zaman stnde uyuduu rty Ali'ye verdi ve: "Benim Ebu Bekir (r.a.)in kle olarak ald, sonradan azad ettii oban Amir
yatama yat ve benim bu yeil Hadrm rtme brn. Uyu, sana onlardan bn Fuheyre srsyle onlarn izlerini kapatmak iin arkalarndan geliyor-
bir zarar gelmeyecek" dedi. Daha sonra Yasin diye balayan sreyi okuma- du. Maaraya vardklarnda Ebu Bekir, olunu develerle birlikte eve geri
ya balad. gnderdi ve ona ertesi gn Peygamber'in yokluu farkedilince neler konu-
"Biz onlarn nlerinde bir sed, arkalarnda da bir sed ektik. Bylelikle onlar r- ulduunu dinlemesini ve ertesi gece haber getirmesini syledi. Amir, ko-
tverdik, artk grmezler"(Yasin: 9). yetine gelince evden kt. Allah onlarn yunlarn gndz her zamanki gibi dier obanlarla otlatacak, akam oldu-
grmesini engelledi ve Peygamber (s.a.v.) aralarndan geti gitti. Kar taraf- unda ise Mekke ile Sevr arasnda Abdullah'n izlerini kapatmak iin dola-
tan bir adam geliyordu. Peygamber (s.a.v.)'i fark etti. Biraz sonra Peygamber tracakt.
(s.a.v.) 'in evinin yanndan geerken kapnn nnde ylan genleri grn- Ertesi gece Abdullah ve kardei Esma maaraya, onlara yemek getirdi-
ce, onlara Muhammed (s.a.v.)'i aryorlarsa, onun evde olmadn, ksa bir ler. Verdikleri haber uydu: M u h a m m e d (s.a.v.)'i yakalayp getirene yz de-
sre nce dar ktn syledi. "Bu nasl olur?" diye dndler. Suikast- ve dl verilecekti. Atllar Mekke'den Yesrib'e giden tm yollar, ikisini de
lardan biri erken gelmi ve arkadalarn beklerken Peygamber (s.a.v.)'in birlikte yakalamak iin aratryorlard. Ebu Bekir de yok olduu iin ikisi-
ieri girdiini grmt. Hepsi, oradan kimsenin ayrlmadndan da emin- nin beraber gittiini tahmin ediyorlard.
diler. Fakat yine de pheye dtler. lerinden biri Peygamber (s.a.v.) 'in Fakat Abdullah'n belki de bilmedii baka bir grup, onun Mekke dn-
yatt yeri biliyordu, pencereden bakt ve Peygamber (s.a.v.) 'in rtsne sa- daki maaralardan birinde olabileceini dnyordu. Yansra, l Arapla-
rnm birinin uyuduunu grd. Arkadalarn Peygamber'in hl orada ol- r iyi iz srerlerdi. Sradan bir bedevi arkasndan bir koyun srs takip et-
duu konusuna ikna etti. Fakat afak vakti Ali (r.a.) kalkt ve hl rtye sa- se bile, kk izler arasndaki byk izleri farkederek oradan iki veya
rl bir halde darya kt. Onun kim olduunu grnce kandrdklarndan deve getiini bile anlayabilirdi. Kaanlarn gneyde bir yerde olmalar
phelendiler. Biraz daha beklediler; geen Safer ayndan kalan ince hill do- muhtemel deildi, fakat bu kadar byk bir dl iin her yol denenebilirdi
udaki tepelere ykselmiti. Ve aydnlk ktka rengi soluyordu. Hl Pey- ve Sevr'e giden yolda koyun izleri arasndaki deve izleri de farkedilebilirdi.
gamber (s.a.v.) 'den bir iaret yoktu;ani bir drtyle, her birinin olanlar n c gn dan sessizliini, kaya gvercini olduklarn tahmin ettik-
haber vermek iin kendi kabilesine gitmesi gerektiine karar verdiler. leri iki kuun kanat rplarndan ve tmelerinden kan sesler bozdu. K-
" O n u n iin k a para d e d i n ? " E b u Bekir syledi, P e y g a m b e r (s.a.v.) "Deve-
sa bir sre s o n r a derinden gelen, fakat sanki daa trmanan birileri varm
yi o fiyattan a l y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v.) daha n c e b i r o k kez o n d a n
gibi gittike y k s e l e n insan sesleri duydular. Fakat hava kararmcaya kadar
hediye kabul ettii halde, bu zel bir d u r u m olduu iin E b u Bekir (r.a.) he-
Abdullah' beklemiyorlard ve gnein batmasna daha belli bir vakit vard.
diye e t m e k t e srar etmedi. Bu d u r u m Rasuln hicretiydi, Allah rzas iin
B u n a r a m e n maara n o r m a l d e n daha az klyd. Artk sesler uzaktan gel-
yurdundan tm balarn koparmasyd. Bu nedenle hicret, yani yapt fe-
miyordu, en azndan be veya alt a d a m gittike yaklayordu. Peygamber
dakrlk, sadece k e n d i s i n i n olmal ve bakalaryla paylalmamalyd. Bu
(s.a.v.), E b u Bekir'e bakt ve " H z n e kaplma, elbette Allah bizimle beraber-
olayn bir paras olduu iin b i n e k de k e n d i s i n i n olmalyd. Hicret ettii s-
dir" dedi. ( T e v b e : 4 0 )
rada ald devenin ad Kesva' idi ve o g n d e n sonra en sevdii devesi ola-
Daha s o n r a u n u ekledi: " n c l e r i Allah olan iki kii" (B. LVII, 5 ) Ar-
rak kald.
tk yaklaan ve duran ayak seslerini duyabiliyorlard. Adamlar maarann
dmdaydlar. Hepsi de kararl bir ekilde maaraya girmeye gerek olmad- Rehberleri onlar M e k k e ' d e n biraz douya, biraz gney'e doru gtr-
n, n k orada k i m s e n i n bulunamayacan sylediler. Daha sonra gel- d, s o n u n d a Kzl Deniz'e ulatlar. Yesrib, M e k k e ' n i n kuzeyindeydi, fakat
dikleri yoldan geri dndler. sadece o n o k t a d a n kuzeye ynelebilirlerdi. Sahil yolu kuzey batya gidiyor-
du. Birka g n bu yolu takip ettiler. lk akamlarndan birinde, Nabi l n -
Uzaklaan ayak sesleri duyulmaya balaynca, Peygamber ve E b u Bekir
de su ararken Rabiul-Evvel aynn hilalini grdler. Peygamber (s.a.v.) yeni
(r.a.) maarann azna geldiler. n n d e sabahleyin grmedikleri, h e m e n
Ay' g r n c e : " E y iyilik ve rehberlik hilli, i m a n m seni Yaratana'dr"^ dedi.
h e m e n giriin t m n kapatan insan b o y u n d a bir akasya aac vard. A k
kalan yeri de bir r m c e k , akasya ile maarann duvar arasnda a rerek Bir sabah, kar taraftan k k bir kervann geldiini grerek ardlar
kapatmt. A m iinden baktlar, maaraya girerken adamn ayan basa- ve korktular. Fakat o n u n , devesine ykledii elbise ve dier ticari eyalarla
ca yere, k a y a n n u k u r u n a , bir kaya gvercini yuva yapmt ve altnda yu- Suriye'den d n e n , E b u Bekir'in k u z e n i Talha o l d u u n u grnce, aknlk-
murta varm gibi oturuyordu. E r k e k gvercin ise biraz y k s e k t e k i kayaya lar sevince dnt. Talha, gelirken Yesrib'e uramt, mallarn M e k k e ' d e
tirmiti. Bedevi h e n z m s l m a n o l m a m t , fakat srlarn gizleyeceine hilin biraz iinden ilerleyerek k u z e y douya dndler; artk ynleri dosdo-
gvenilebilirdi. Bu adam onlara Yesrib'e sadece gerek bir l a d a m n n bi- ru Yesrib'e d n k t . Yolculuun belli bir zamannda Peygamber (s.a.v.)'e
lebilecei yollardan gtrecekti. Bedevi onlar iki da arasndaki vad .e, ya- vahiy geldi:
nnda E b u Bekir'in iki devesi ve k e n d i iin ald bir deve ile birlikte bekli-
yordu. E b u Bekir, ihtiyalarna yardm e t m e k zere Amir'i arkasna bindire- Hi phesiz, sana Kur'an farz klan, se?i dnlecek yere elbette dndrecek-
cekti. Maaradan ktlar ve dzle indiler. E s m a bir anta dolusu y i y e c e k tir' (Kasas: 85).
getirmiti, fakat ip getirmeyi u n u t m u t u . Bu yzden kuan k a n ikiye
yrtt ve birini babasnn semerine antay balamakta kulland, di( n de Maaradan ayrllarnn o n i k i n c i gn, afakta A k i k ovasna vardlar
k e n d i n e ayrd. Bu olaydan sonra ona " iki k u a k l " ad verildi. ve dier taraftaki tepeye trmandlar. Tepenin en yksek yerine ulamadan
n c e g n e ykseldi ve scak artmaya balad. Dier gnlerde scan en
Ebu Bekir (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'e develerin en iyisine b i n m e s i iin
yksek dereceye ulat zamanlarda dinleniyor, y o l c u l u k etmiyorlard. Fa-
verdiinde, O: " B e n b e n i m olmayan deveyle g i t m e m " dedi. E b u Bekir Fa-
kat b u son tepeyi, durmadan amaya karar verdiler. Tepeye ulap vadiyi
kat o s e n i n , ey Allah'n Rasul" dedi. "Hayr" dedi Peygamber (s.a.v.):
sonra Ali (r.a.), Mekke'den geldi ve Peygamber (s.a.v.)'in kald evde misa-
grdklerinde ise durmak istemediler. Peygamber (s.a.v.)'in ryasnda gr-
fir oldu. Emanet edilen mallan sahiplerine geri vermesi gnn almt.
d "ki grup kara kaya yn arasndaki suyu bol yer" nlerinde uzan-
Peygamber (s.a.v.)'i selamlamaya pek ok kii geliyordu. Bunlarn ara-
yordu. Koyu yeil hurma baheleri ve ak yeil bostanlar, bulunduklar
snda iyi niyetten deil meraktan gelen Medine'li yahudiler de vard. Fakat
noktadan yryerek mil aada gzler nne serilmiti.
nc veya ikinci akam, grn dierlerinden farkl olan ve ne Araba
Yeilliin en yakn noktas, hicret edenlerin ilk dura olan ve bazlar-
ne de yahudiye benzemeyen bir adam geldi. Ad Selman olan bu adam, ts-
nn hl orada bulunduu Kuba idi. Peygamber (s.a.v.) rehbere :"Bizi Ku-
lalan'a yakn Ceyy kynden, ranl atee tapan bir ailenin ocuuydu, fa-
ba'daki Beni Amr'a gtr, ehre gtrme"-dedi. Vadinin en kalabalk yerle-
kat ok genken hristiyan olmu ve Suriye'ye gitmiti. Orada bir aziz rahi-
im merkezi bu adla (ehir) tannrd. O zamandan sonra bu ehir tm Ara-
be balanmt; bu rahip lm deinde ona kendisi gibi yal fakat ok iyi
bistan'da ve her yerde el-Medine Medine olarak anlmaya baland.
bir adam olan Musul rahibine gitmesini sylemiti. Selman Irak'n kuzeyi-
Gnlerce nce, Mekke'de Peygamber (s.a.v.)'in kaybolduu ve onu bu-
ne doru yola koyulmutu. Bu onun iin bir dizi yal hristiyan rahibe ba-
lana dl verilecei haberi vahaya ulamt. Kuba'llar, onun gelme vakti
lanmann balangcn oluturuyordu. Bu rahiplerin sonuncusu, yine lm
geciktii iin her gn bekliyorlard. Bu yzden her sabah, namazdan sona
deinde, ona bir Peygamberin gelmek zere olduunu sylemiti: " 0 , 1 b -
Beni Amr'den birka adam, baka kabilelerden adamlarla ve Mekke'den hic-
ahim'in dini ile gnderilecek ve Arabistan'da ortaya kacak, kendi yurdun-
ret eden, fakat henz Medine'ye girmemi olan muhacirlerden bir ksmyla
dan hicret edip iki kaya yn arasndaki hurma aalaryla dolu lkeye gi-
yola kyor ve onu aryorlard. Tarlalar, hurma bahelerini geip kayalk
decek. Onun belirtileri unlardr: "Hediye kabul edecek fakat sadaka olarak
blgeye varyorlar ve scak bastrana dek yolu gzlyorlar, daha sonra tek-
verileni almayacak; ve iki krek kemii arasnda Peygamberlik mhr ola-
rar evlerine dnyorlard. O sabah da gitmiler, fakat drt yolcu kayalklar-
< aktr." Selman, Peygamber (s.a.v.)'in memleketine gitmeye karar vermi ve
dan inmeye baladnda geri dnmlerdi. Artk gzler bekleyile o yne
Kelb kabilesinden tccarlara, kendisini Arabistan'a gtrmeleri iin deme-
bakmyordu; fakat Peygamber (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.a.)'in yeni, beyaz elbi-
de bulunmutu. Fakat Kzl Deniz'in kuzeyindeki Akabe Krfezi'nin yak-
seleri, arkasndaki mavimsi kaya zemininde daha da belirginleerek, gne-
nnda yer alan Vadi'l-Kura'ya geldiklerinde tccarlar onu bir yahudiye kle
ten parlyordu. O srada evinin atsnda olan bir yahudi onlar grd. On-
olarak satmlard. O, Vadi'l-Kura'daki hurma aalarn grnce bekledii
larn kim olduunu hemen anlad, nk Kuba'l yahudiler, komularnn
yerin buras olduunu zannetmiti; fakat yine de phe iindeydi. Ksa bir
neden her sabah ehrin dna kp bir eyler aratrdn sormu ve nede-
sre sonra yahudi onu, Medine'deki Beni Kurayza kabilesinden olan kuze-
nini renmilerdi. Bu yzden yksek sesle bard: "Kayle'nin oullar, o
nine satmt. Selman, Medine'yi grr grmez, Peygamber (s.a.v.)'in hicret
geldi, o geldi!" ary duyan ocuk, kadn ve adamlar evlerinden frladlar.
edecei yerin buras olduunu anlamt.
Bir kez daha yeillikten geip kayala doru gittiler. Fakat fazla ilerlemele-
rine gerek yoktu. nk o zamana kadar yolcular ilk hurma bahesinin ya- Selman'm yeni sahibinin Kba'da da bir kuzeni vard; ve Peygamber
nna ulamt. O, her ynnyle coku dolu bir len vaktiydi. Peygamber (va.v.)'in vard haberini bu yahudi Medine'ye getirmiti. Yahudi kuzenini
(s.a.v.) onlara yle hitap etti: " E y insanlar, birbirinizi barla selamlayn, a- hr hurma aacnn altnda oturur buldu, aacn stnde alan Selman
lar doyurun; akrabalk balarna sayg gsterin, herkes uyurken namaz k- adamn yle dediini duydu : "Allah, Kayle oullarnn belsn versin! On-
ln. Bylece selam iinde Cennet'e gireceksiniz. lar imdi de Kba'da Mekke'den gelen bir adamn etrafnda toplandlar,
l )nn bir Peygamber olduuna inanyorlar." Bu son szler, Selman'm mit-
Peygamber (s.a.v.)'in daha nce Hamza (r.a.) ve Zeyd (r.a.)'i de misafir
lerinin gerekletiini gsteriyordu. Selman o kadar heyecanlanmt ki b-
eden yal bir Kuba'l olan Glsm'n evinde kalmasna karar verildi. Gl-
im vcudu titriyordu. Aatan deceinden korktu ve aa indi; yahudi-
sm'n kabilesi olan Beni Amr, Evs'in bir koluna mensubdu. Bu yzden, iki
ye peygamberle ilgili sorular sormaya balad. Fakat sahibi ona kzd ve aa-
Yesrib'li kabilenin de misafirperverlii paylamas iin Ebu Bekir, Medine'ye
a kp almasn emretti. Selman o akam yanna biriktirdii bir para yi-
biraz daha yakn olan Sunh kyndeki bir Hazreli'de kald. Bir veya iki gn
ye. -l alarak kat ve Kba'ya gitti. Peygamber (s.a.v.) eski ve yeni sahabe-
M E D N E ' Y E GR
leiyle oturuyordu. Selman, onun Peygamber (s.a.v.) olduundan emindi,
fakat yine de yaklat ve elindeki yiyecei bir sadaka olarak verdiini syle-
yerek onlara uzatt. Peygamber (s.a.v.) arkadalarna yemelerini syledi, fa- [38]
kat kendisi yemedi. Selman bir gn Peygamberlik mhrn grmeyi mit
ediyordu, fakat imdilik Peygamber (s.a.v.)'i grmek ve sylediklerini duy- eygamber, vahaya 27 Eyll (M.S) 6 2 2 , Pazartesi gn ulat. Medine'li-
mak yeterliydi. Medine'ye sevin ve kr iinde dnd P lerin Peygamber (s.a.v.) Kba'ya geldii iin sabrszlandklar haberi
geldi. Bu yzden Peygamber (s.a.v.) Kba'da gn kald. Ve ayrlmadan
nce slm'n ilk camisinin temelini att. Cuma sabah Kba'dan ayrld; o
ve arkadalar, onlar bekleyen Hazre'li Beni Salim kabilesiyle namaz kl-
mak iin Ranuna ovasnda durdular. Bu, o zamandan itibaren yurdu olacak
olan lkede ilk klnan Cuma namazyd. Beni Neccar'dan bir grup akraba-
s onu karlamaya gelmilerdi, baz Kuba'llar ise onu geirmek iin yola
kmlard. Cuma namazn klanlarn toplam bunlarla birlikte yz bulu-
yordu. Namazdan sonra Peygamber (s.a.v.) Kesva'ya bindi, Ebu Bekir (r.a.)
ve dier Kureyliler de develerine bindiler ve Medine'ye doru yola ktlar.
Salarnda ve sollarnda, eref koruyucular olarak ve verdikleri koruma s-
znn bo olmadn gstermek istercesine Evs'li ve Hazre'li adamlar k-
llarn ekmi bir ekilde ilerliyorlard. Bu kadar oku dolu bir gn daha
grmemilerdi: "Allah'n Rasul geldi! Allah'n Rasul geldi!" mjdesi, yo-
lu kaplayan kadnlarn, ocuklarn ve erkeklerin aznda tekrarlanyordu.
Kesva, Medine'nin gneyindeki hurma aalar ve baheler arasndan geer-
ken admlarn yavalatt. Evler henz ok az ve birbirinden uzakt; yava
yava daha sk evlerin yerald yerleim blgelerine yaklatlar. Her evden
u daveti alyordu : "Buraya buyur ey Allah'n Rasul, n k seni ve dier-
lerini koruma gcne sahibiz". Birok kez adamlar, Kesva'nn ipini kendi
evlerine doru ektiler. Fakat Peygamber (s.a.v.) her seferinde onlar selam-
layarak "Brakn istedii yere gitsin, nk O Allah'n emrindedir" diyordu.
Daha sonra bu bahenin sahibinin kim olduunu sordu. Avf'n kardei I b a ' d a k i gibi hemen yapma baladlar. Binann ounu briketlerden yap-
Mu'az, orann Sehl ve Sheyl adnda iki yetime ait olduunu syledi. o- tlar, fakat kuzeydeki duvarn, yani Kuds'e ynelik olan duvarn ortasnda-
cuklar Es'ad'n velayeti altndaydlar. Peygamber (s.a.v.) onlar getirmeleri- ki mihrabn iki tarafna ta koydular. Bahedeki hurmalar kestiler ve keres-
ni istedi. Fakat ocuklar zaten oradaydlar ve hemen yanma gittiler. Pey- telerini, hurma dallarndan oluan atya destek yapmakta kullandlar. Bah-
gamber (s.a.v.) onlara, baheyi kendisine satp satmayacaklarn ve satarlar- enin hepsinin stn kapatmadlar, byk bir ksm atszd.
sa ne kadar fiyat koyacaklarn sordu. Onlar : "Hayr ey Allah'n Rasul, onu Peygamber (s.a.v.) Medine'li mslmanlara yardmclar anlamna gelen
sana veriyoruz" dediler. Peygamber (s.a.v.) bunu kabul etmedi ve Es'ad'n Ensar, kendi yurdunu brakp vadiye g eden Kurey'lilere ve dier kabile-
yardmyla bir fiyat belirledi. Bu srada, yaknda oturan Ebu Eyyub Halid lerden mslmanlara da, g edenler anlamna gelen Muhacir adn verdi.
(r.a.), devenin ykn zm ve evine gtrmt. Kabileden dierleri de Peygamber (s.a.v.) de dahil hepsi inaatta altlar. altklar srada srek-
gelip Peygamber (s.a.v.)'e kendilerine misafir olamas iin yalvardlar; fakat li u beyiti tekrarlyorlard:
Peygamber (s.a.v.) onlara : "Bir adam ykyle beraber olmal" cevabn ver- "Allah'm, Ahiret gnnden baka iyi gn yoktur.
di. Ebu Eyyub (r.a.) kendi kabilesinden ikinci Akabe'de ilk biat eden adam-
Ensar ve Muhacirine yardm et!",
d. Ebu Eyyub (r.a.) kars ile birlikte evinin st katna tand ve alt kat
Peygamber (s.a.v.)'e brakt. Es'ad da Kesva'y ok yakn olan kendi bahe- Veya
sine gtrd. "Ahiret yurdundan baka gerek hayat yoktur.
Allah'm, Ensar ve Muhacirine merhamet et!"
larla paylamaya hazrdlar. fislerini (kuatan) kskanlktan dolay, imannzdan sonra sizi kfre dndrmek ar-
slm, Evs ve Hazre kabilelerinde hzla yaylmaya devam etti. Baz zusunu duydular." (Bakara: 109).
m'minler artk vadiye, yahudilerin de anlamaya katlmasyla ahenkli bir Yahudiler Peygamber (s.a.v.)'in geliini ruhi ve manevi aydnlanma iin
btn olarak bakyorlard. Fakat vahiy onlar gizli uyumazlk ve ihanetle- deil, Yesrib'de daha nce sahip olduklar stnl tekrar ele geirmek
re kar uyarmaya balad. Bu sralarda, Kur'an'n en uzun sresi olan ve Fa- iin sabrszlkla bekliyorlard. Fakat onlarn mitlerinin tersine, gelen pey-
tihan'dan sonra ikinci sray alan Bakara sresi indirilmeye baland. Sre gamber, shak'n deil, smail'in soyundand. Bir Allah'a inanan bu peygam-
doru yolda olanlarn tanmlanmasyla balyordu: berin baarlar, ilah kaymaktan destek grdn gsterecek ekilde oa-
lyordu. Yahudiler, onun gerekten hak Peygamber olmasndan korktular ve
"Elif, Lam, Mim. Bu kendisinde phe olmayan, muttakiler (Allah'tan korkup
bu yzden, onun gnderildii toplulua kar kskanlk duymaya balad-
saknanlar) iin de klavuz olan bir kitaptr. Ki onlar, gayba inanrlar, namaz dos-
lar. Bununla birlikte yine de onun gerek Peygamber olmadna kendi ken-
doru klarlar ve kendilerine nzk olarak verdiklerimizden, ifak ederler. Ve (yine)
dilerini ikna ediyorlar ve bakalarna da onun semav bir elinin zellikle-
onlar, sana indirilene, senden nce indirilenlere iman ederler ve ahirete de kesin bil-
rini tamadn sylyorlard: "Muhammed (s.a.v.) kendisine gkten ha-
giyle inanrlar, tte bunlar, Rablerinden olan bir hidayet zeredirler ve kurtulua
ber indirildiini iddia ediyor, halbuki O daha devesinin nerede olduunu
erenler de bunlardr". (Bakara: 2-5).
bilmiyor." Peygamber (s.a.v.)'nin devesinin kaybolduu bir gn bir yahudi
Bunun arkasndan H a k k a kar kr ve sar olan mrikleri tanmladk- byle demiti. Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca yle dedi: "Ben ancak Al-
tan sonra nc bir grup insandan bahsediliyordu: lah'n bana bildirdiklerini bilirim. imdi O, bana gsterdi: deve size, syle-
diim gibi yular aaca bal duruyor." 1 Ensar'dan bir grup adam gittiler ve
"nsanlardan yleleri vardr ki: 'Biz Allah'a ve Ahiret gnne iman ettik'derler,
deveyi onun syledii yerde buldular.
oysa onlar inanm deildirler..... man edenlerle karlatklar zaman: "man ettik"
derler. eytanlaryla babaa kaldklarnda ise, derler ki: "Kuku yok, sizinle bera- Yahudilerin ou ilk nceleri vadide i savan sona ermesine neden
beriz. Biz (Onlarla) yalnzca alay edicileriz." (Bakara : 8, 14). olan bu birlie sevinmilerdi. Fakat vadide atma olmasndan onlarn da-
ha byk karlar oluyordu. Araplar aras bir atma, Arap olmayanlarn
Bunlar Evs ve Hazre'ten eitli samimiyetsizlik derecesinde pheciler, deerini artryordu, nk onlara mttefik olarak ihtiya duyuluyordu.
kararszlar ve ikiyzller (mnafklar) idi. Onlarn eytanlar ise, onlardaki Evs'le Hazre'in birlemesi, bir taraftan Yesrib Araplarna byk bir g ver-
bu phe tohumunu srekli besleyen inkarclard. Peygamber (s.a.v.) bura- mi, dier taraftan bu tr mttefiklere duyulan ihtiyac da ortadan kaldr-
da Mekke'de hi bir zaman karlamad bir olaya kar uyarlyordu. Ora- mt. Anlamaya giren yahudilerin de bu gten paylar olacakt. Fakat bu,
da mslman olanlarn samimiyetinden hibir zaman phe edilemezdi. Ye- ayn zamanda, vadi dndaki Araplara kar alan savata onlara zorunlu-
ni dine girmelerinin sebebi sadece inanmalar ve samimiyetleriydi; nk luklar ykleyen bir anlama idi. Henz denemedikleri bu yeni yaamda on-
yeni dine giri dnyevi hayatla ilgili insana bir eyler kazandrmyor, belki lar iin daha baka tehlikeler de ortaya karabilirdi. Oysa eski yaamlarna
de kayplara uratyordu. Fakat imdi, Medine'de yeni dine girmenin sala- almlard, bu yzden ou tekrar eski yaamlarna dnmek istediler Be-
ni Kaynuka'l, Evs'le Hazre arasndaki anlamazl krklemede usta bir
Amir: "Fakat ben o dine balym" dedi ve inkrda direnerek, Peygamber
politikac olan yal bir yahudi, bu iki kabilenin birlemesine o k kzmt.
(s.a.v.)'i brahim'in dinini yalanladn ve bozduunu iddia ederek sulad.
Bu yzden sesi gzel olan bir gence, Ensar toplu halde otururken, yanlar-
Peygamber (s.a.v.) : "Hayr, ben o n u bozmadm, temiz ve pak olarak getir-
na gidip bir nceki i savatan (Buas) nce ve sonra, iki tarafn karlkl
dim" dedi. Ebu Amir : "Allah yalancy yalnz bir srgn olarak ldrsn"
birbirlerini sulama ve aalama iin yazd iirlerden blmler okumas-
dedi. Buna kar Peygamber (s.a.v.) u cevab verdi: "yle olsun! Allah O
n syledi. G e n sylenenleri aynen yapt ve orada bulunanlarn hepsini
sylediini yalancnn zerine d n d r s n . " 3
gemie gtren, byk bir ilgi toplad. Evs'liler kendi iirlerini, Hazre'li-
Ebu Amir daha sonra otoritesinin gittike azaldn farketti. Olu Han-
ler de kendi iirlerini alkladlar; daha sonra bu iki taraf da birbirine bar-
zele'nm de mslman olup, Peygamber (s.a.v.)'e balanmasyla prestiji da-
maya, hakaret etmeye balad. Sonunda: "Silahlann! Silahlann!" sesleri
ykseldi. Kayalklara gidip tekrar savamak iin yola ktlar. Bu haberler ha da azald. Bundan ksa bir sre sonra, zaten o k az olan - on kii-adam-
Peygamber (s.a.v.)'e ulatnda Peygamber (s.a.v.) btn muhacirleri topla- larm toplayp Mekke'ye gitti. Bu onun kendi kendine uygulad srgnn
d ve aceleyle atma yerine gitti: " E y mslmanlar!" dedi ve sonra iki kez balangcyd.
: "Allah, Allah!" dedi. "Cahiliye devrindeki gibi mi davranacaksnz?" diye Onun kuzeni olan Hazre'li Abdullah l b n Ubey de, Peygamber
devam etti, "Aranzda olmama, Allah'n sizi doru yola ulatrp ereflendir- (s.a.v.)'in geliine sevinmemiti. Onun geliiyle Abdulah lbn Ubey'in politik
mi, bylece sizi putperest adetlerden, kfrden korumu ve kalblerinizi otoritesi sarsld; olu Abdullah ve kz Cemile'nin de Peygamber (s.a.v.)'e
birletirmi olmasna ramen hl bunu mu yapyorsunuz?" Ensar, hata et- tabi olduunu grnce daha ok sinirlendi. Fakat Ebu Amir'in aksine lbn
tiklerini ve yoldan ktklarn kabul etti. Alayarak birbirleriyle kucaklat- Ubey, yeni gelen adamn etkisinin er ge sneceini dnerek bekliyordu.
lar ve Peygamber (s.a.v.)'le birlikte, onun szlerini dinlemek ve itaat etmek O srada uygulad politika kar kmamakta, fakat bazen buna ramen
duygularn ele veriyordu.
zere Medine'ye dndler. 2
Hazre'in ileri gelenlerinden biri olan Sa'd lbn Muaz (r.a.)'n hastalan-
M'minler topluluunu daha ok birbirine balamak istedii iin Pey-
mas zerine Peygamber (s.a.v.) onu ziyarete gitmiti. Vadideki btn zen-
gamber (s.a.v.), Ensar ile Muhacirler arasnda kardelik kurumunu ortaya
gin adamlar evlerini kale eklinde yaparlard. Peygamber (s.a.v.) Sa'd' ziya-
koydu. Bylece Ensar'dan her biri, kendisine dier Ensar'm tmnden da-
rete giderken, bahe duvarnn nnde evresinde dier Hazrelilerle otu-
ha yakn bir Muhacir kardee, Muhacirlerden her biri de kendisine dier
ran Abdullah lbn Ubey'in evinin (Muzahem) nnden geiyordu. Bahe du-
Muhacirlerin tmnden daha yakn bir Ensar kardee sahip oluyordu. Fa-
varnn dnda bineinden indi ve ona selam verdikten sonra aralarnda bi-
kat Peygamber (s.a.v.) kendisini ve ailesini bundan ayr tuttu, nk En-
raz oturup onlara Kur'an okumak ve slam' anlatmak istedi, Fakat tam an-
sar'dan birini dierine tercih edip kendisine karde semek ok zor bir iti.
latmaya balayaca srada Abdullah lbn Ubey ona dnd ve yle dedi: "Se-
Bu yzden Ali (r.a.)'nin elini tuttu ve : "Bu benim kardeimdir" dedi. Ham-
nin anlatacaklarn gerekse, hibir ey onlardan daha iyi olamaz. O halde
za (r.a.) ile de Zeyd (r.a.)'i karde yapt.
evde, kendi evinde otur. Sana gelenlere anlat. Fakat sana gelmeyeni konu-
slm'n en byk dmanlarndan ikisi, babalar tarafndan biri Haz- malarnla rahatsz etme ve istemedii halde topluluuna girme." "Hayr",
re'li biri Evs'li anne tarafndan ise kuzen olan ve kabilelerinde byk n- dedi bir ses, "Bize onu anlat, topluluklarmza, mahallelerimize ve evlerimi-
fuza sahip olan iki adamd. Evs'li Ebu Amir'e, ty bir elbise giydii ve ara- ze gir. nk biz onu seviyoruz, Allah bize merhamet etti ve bizi doru yo-
sra inzivaya ekildii iin bazan "Rahip" derlerdi. Ebu Amir, brahim'in di- la ulatrd." Konuan Abdullah lbn Ubey'in her zaman iin kendisine g-
nine bal olduunu sylerdi; bu ekilde Yesrib'liler arasnda prestij ve din venebileceini dnd bir adam olan Abdullah lbn Revaha idi. Hayal k-
otorite kazanmt. Peygamber (s.a.v.) Medine'ye geldiinde, Ebu Amir ona rklna urayan lider (lbn Ubey), suratn asarak, arkadalar tarafndan
gitmi ve yeni dinle ilgili sorular sormutu. Peygamber (s.a.v.) ona bu vah- terkedilen bir adamn yenilmeye mahkm olduunu anlatan bir beyit oku-
yin, brahim'in dininin devam olduunu anlatan bir yetle cevap verdi. Ebu du. Artk kar koymann anlamsz olduunu anlamt. Peygamber (s.a.v.)
ise Abdullah'n tamir edici abalarna ramen ok zgn bir ekilde yoluna duu iin Beni Kurayzallar arasnda yayor ve o k sk altrlyordu. Bu
devam etti. Hasta adamn evine vardnda reddedilmenin znt izleri h- yzden, bu olaydan sonraki drt yl boyunca mslmanlarla ok az beraber
l yznden okunuyordu. Sa'd hemen onu zen meselenin ne olduunu olabildi.
sordu. Peygamber (s.a.v.) Abdullah lbn Ubey'in kfrnn zlmesine sebep Ehli Kitaptan slama giren dier bir adam da Beni Kaynuka'nn dini li-
oldunu sylediinde Sa'd : "Ey Allah'n Rasul, ona nazik davran, nk deri Hseyin lbn Selm idi, lbn Selm (r.a.) gizlice Peygamber (s.a.v.)'e gel-
Allah seni bize verene dek biz ona ta giydirip, onu kral yapmay tasarlyor- mi ve biat etmiti. Bunun zerine Peygamber (s.a.v.) ona Abdullah ismini
duk. imdi o kendi kralln senin aldn sanyor" dedi. vermiti Abdullah, halknn kendisinin mslman olduunu duymadan n-
Peygamber (s.a.v.) bu szleri hi unutmad, lbn Ubey'e gelince O, bir ce, onlara kendi k o n u m u hakknda sorular sorulmasn nerdi. Peygamber
zamanlar ok byk olan prestijinin gn getike azaldn ve slm'a gir- (s.a.v.) onun evine gitti ve Beni Kaynuka'nn ileri gelenlerini eve ard.
mezse tamamen yok olacam anlad. Dier taraftan slm' szde kabul et- Onlara lbn Selm'n onlar arasndaki k o n u m u n u sordu. Beni Kaynukallar:
mi grnmesi onun otoritesini glendirirdi; n k Araplar, byk bir se- "O bizim bakanmz ve bakanmzn olu; o bizim hahammz ve en bilgi-
bep olmadka eski anlama balarn koparmazlard. Bu yzden ksa bir s- li adammzdr" diye cevap verdiler. Abdullah ortaya kt ve onlara : " Ey
re sonra slm'a girdi. Normal olarak Peygamber (s.a.v.)'e biat etmesine ve Yahudiler, Allah'tan korkun ve O'nun size gnderdii eyi kabul edin. n-
namazlara devam etmesine ramen, m'minler ondan hibir zaman emin k siz bu adamn Allah'n Rasul olduunu biliyorsunuz" dedi. Daha sonra
olmadlar. phe duyduklar baka kiiler de vard, fakat lbn Ubey farkl bi- kendisinin ve ailesinin Mslman olduunu aklad. Bunun zerine halk,
riydi. Onun etkisiyle samimi olmakszn yeni dine girdiini aklayan grup onun, daha nce tasdikledikleri konumunu reddettiler.
gittike artyor, bu da onun tehlikesini artryordu. slm, artk vahada tm tekilatyla yerlemiti. Vahiy, zekt vermeyi,
Caminin henz yapm halinde olduu ilk aylardan birinde ceamaat b- Ramazan aynda oru tutmay farz klm, helller ve haramlar belirlemi-
yk bir kaypla karlat: Vadide Peygamber (s.a.v.)'e ilk biat eden kii olan ti. Gnde be vakit namaz cemaatle klmyordu. Her namaz vakti msl-
Es'ad lmt. O iki Akabe biati arasnda Mus'ab'a ev sahiplii yapmt. manlar yaptklar mescidin nnde toplanyorlard. Herkes namaz vaktini
Peygamber (s.a.v.) yle dedi : "Yahudiler ve Araplardan ikiyzller benim gkte gnein konumuna, onun dou ufkundaki ilk klarna veya batda
hakkmda yle diyecekler : 'Eer o gerekten Peygamber olsayd arkada gnein bat ekline gre belirliyordu. Fakat kiiler farkl farkl vakitler be-
lmezdi.' Halbuki ben Allah'n istei dnda ne kendim, ne de arkadam lirleyebiliyordu. Bu yzden Peygamber (s.a.v.), namaz vakti geldiinde
iin bir ey dileyemem." mslmanlar namaza aracak bir alete ihtiya duydu. lk anda aklna ya-
Belki de Esad'm cenaze treninde Selman'la Peygamber (s.a.v.) ikinci hudilerin borusu gibi ttrecek bir adam tayin etmek geldi. Sonradan fikri-
defa karlatlar, nk sonraki yllarda Selman bu olay yle anlatyor : ni deitirdi ve o zamanki hristiyanlarm kulland nakus ad verilen tahta
"Allah'n Rasul, Bak El-Garkad'da^ iken yanma gittim; orada bir arkada- an kullanmaya karar verdi. Fakat bu iki aleti de hibir zaman kullanmad-
nn tabutu bandayd." Selman Peygamber (s.a.v.)'in oraya geleceini bi- lar. nk, kinci Akabe'de biat eden bir Hazre'li olan Abdullah lbn Zeyd
liyordu, bu yzden zamannda oraya ulaabilmek iin iini brakt ve Pey- (r.a.), bir rya grm ve onu ertesi gn Peygamber (s.a.v.)'e anlatmt:
gamber (s.a.v.)'i Ensar ve Muhacirlerden bir grupla oturur buldu. " O n u se- "stnde iki para kumatan yeil elbiseli bir adam yanmdan geti, elinde
lmladm" dedi Selman, "Daha sonra Peygamberlik mhrn grme mi- bir nakus vard. Ben : " E y Allah'n kulu, o nakus bana satar msn?" dedim.
diyle arkasna dolandm. Benim isteimi anlad. Cbbesini syrarak srtn 'Onunla ne yapacaksn?' diye sordu. 'Onunla insanlar namaza aracaz?'
at. Hocamn bana anlatt ekilde mhr grdm. Eildim, mhr p- dedim. 'Sana bundan daha iyi bir yol gstereyim mi?' Ben: "Nedir o yol?"
tm ve aladm. Sonra Peygamber (s.a.v.) bana yanna gelmemi syledi. diye sordum. Adam : "Allahu Ekber, Allah Byktr, demelisin" dedi. Ve bu
nne oturdum ve bamdan geenleri anlattm. Hikyemi arkadalarnn ibareyi drt kez tekrarlad. Sonra ikier kere de aadakileri okudu: "Al-
da dinlemesini istedi. Daha sonra mslman o l d u m 5 " Selman bir kle ol- lah'tan baka ilah olmadna ehadet ederim Muhammed'in Allah'n Rasu-
l olduuna ehadet ederim, Haydi namaza, Haydi Kurtulua, Allah Byk-
tr'. Daha sonra bir kez "Allah'tan baka ilah yoktur" dedi".
Peygamber (s.a.v.) bunun hak bir rya olduunu syledi. Abdullah ibn [40]
Zeyd (r.a.)'den sesi ok gzel olan Bilal (r.a.)'e ryasnda duyduu szlerin
aynsn retmesini istedi. Camiye yakn en yksek evlerden biri Neccar
ami'in bitirilmesine yakn Peygamber (s.a.v.), caminin dou duvarna
kabilesinden bir kadna aitti. Bill (r.a.) oraya her gn afaktan nce gelir ve
afan ilk klarn beklerdi. Douda ilk solgun grdnde ellerini
C bitiik iki oda yaplmas iin emir verdi. Biri hanm evde (r.a.), dieri
yukar kaldrr ve yle dua ederdi: Allah'm, Sana hamdediyorum ve Ku- de nianls Aie (r.a.) iindi. Binann yapm toplam yedi ay srmt, Pey-
rey'in mslman olmas iin senden onlara yardm etmeni istiyorum. Da- gamber (s.a.v.) bu sre iinde Ebu Eyyub (r.a.)'un evinde kald. Sevde'nin
ha sonra ayaa kalkar ve ezan okurdu. evi bitmek zere iken, Zeyd (r.a.)'i, zevcesi Sevde'yi, kzlar m m Glsm
(r.a.) ve Fatma (r.a.)'y Medine'ye getirmesi iin Mekke'ye gnderdi. Ebu
Bekir (r.a.) de olu Abdullah'a, m m Rmn, Esma ve Aie'yi getirmesi
iin haber gnderdi. Zeyd kendi kars mm Eymen ve k k oullan
same'yi de beraberinde getirdi. Talha tm tanabilir mallarn elden kar-
mt, bu yzden o da Zeyd'le beraber Medine'ye geldi, henz yeni hicret
ediyordu. Bu grubun geliinden ksa bir sre sonra Ebu Bekir (r.a.) kz Es-
ma'y annesi Safiye ile birlikte birka aydan beri Medine'de olan Zbeyr'le
evlendirdi. Ebu Bekir'in kz kardei Kureybe, yal ve kr olan babalar Ebu
Kuhafe'ye bakmak iin Mekke'de kalmt. Kureybe'nin aksine, babas he-
nz mslman olmamt.
Peygamber (s.a.v.) Zeyd'in m m Eymen (r.a.)'den baka, kendi yan-
da ikinci bir e almasn uygun grd ve Cah'n olu Abdullah'tan gzel k-
z kardei Zeyneb'i istedi. lk nceleri Zeyneb isteksizdi, bunun iin bir s-
r geerli nedeni de vard. Zeyneb bir Kurey'liydi. Fakat bu sebebi ne sr-
mesi inandrc olmad. ki taraftan da saf Kureyli olan annesi Umeyme,
Esed'li bir adamla evlenmiti. Zeyd'in Kurey kabilesine evlat edinildii he-
saba katlmazsa, onun ailesinin kabileleri olan Beni Kelb ve Beni Tayy, Beni
Esed'e gre daha aa bir statdeydi. Zeynep, Zeyd'le evlenmesini Peygam-
ber (s.a.v.)'in istediini anlaynca, raz oldu, ve evlilik meydana geldi. O s-
ralarda kardei Hanine de Mus'ab'la evlenmiti. Bundan ksa bir sre sonra
Zeyneb'in annesi Umeyme Medine'ye geldi ve Peygamber (s.a.v.)'e biat etti.
Peygamber (s.a.v.) ve kzlar, evde ile birlikte yeni yaplan evde otur-
. 1.1. 3 8 6 . maya baladlar. Bundan bir ya da iki ay sonra Aie'nin de artk evlenmesi
2. Bakara 135. gerektii kararna vardlar. O sralarda Aie (r.a.), gzellii gze arpan do-
3. I. 1 . 4 1 1 - 1 2
kuz yalarnda bir ocuktu. Gzellii anne ve babasndan kaynaklanyordu.
4. Medine'nin gney dou kesindeki mezarlk.
Kureyliler babasna, yz gzel olduu iin Atik derlerdi. 1 Annesi hakkn-
5. 51. I. 1 4 1 ; I. S. IV, 56.
da ise Peygamber (s.a.v.) yle derdi: "Kim Cennet'teki byk gzl Huri
kzlarn grmek isterse, mm Rmn (r.a.)'a b a k s n . " 2 Peygamber (s.a.v.) ne tanmas bu durumu deitirmedi. Artk arkadalar her gn onu yeni
uzun sreden beri Aie'ye ok yaknd. Aie (r.a.) , Peygamber (s.a.v.)'le ba- evinde ziyaret ediyorlard. Bunlardan bir ksm kendisi gibi ailesiyle Mek-
basnn Medine'ye hicret edip, kendisinin annesi ile birlikte Mekke'de kad- ke'den hicret edenler, bir ksm ise Medine'de edindii yeni arkadalardan
birka ay dnda, onu her gn grmeye almt. Kk yandan beri oluuyordu. Aie (r.a.) yle anlatyor: "Ben arkadalarmla beraber bebek-
Aie, anne ve babasnn Muhammed (s.a.v.)'e hi kimseye gstermedikleri lerimle oynardm. O srada Peygamber (s.a.v.) gelirdi. Onu grnce arka-
sevgi ve saygy gsterdiklerini farkediyordu. Ona bunun nedenleri de anla- dalarm karlard. Fakat Peygamber (s.a.v.) onlar, ben onlarla beraber
tlmt: O, Allah' n Rasul idi, dzenli olarak Cebrail'le iliki iindeydi ve olmak istediim iin geri getirirdi." 5 Bazen onlar kamaya frsat bulama-
O, semaya ykselip tekrar yeryzne dnd iin insanlar arasnda sekin dan: "Olduunuz yerde k a l n . d e r d i . ocuklar sevdii ve kzlaryla oyna-
bir adamd. O n u n grn bile bu ykselii gsteriyor ve sanki Cennet maya alk olduu iin bazan onlara katlp birlikte oyun oynard. Oyun-
zevklerinden bir eyler iletiyordu. Onun mucize dokunuunda bu zevk elle caklarn ve bebeklerin birok rolleri vard. Aie (r.a.) yle diyor: "Bir gn
tutulur hale geliyordu. Herkes scaktan baylrken onun elleri "kardan daha ben oyuncaklarmla oynarken Peygamber (s.a.v.) ieri girdi ve: "Ey Aie, bu
serin ve miskten daha gzel k o k u l u " 3 oluyordu. Bunun yansra O, sanki hangi oyun?" dedi. Ben: "Sleyman'n atlar" dedim. O da bana g l d . F a -
lmszm gibi yan gstermezdi. Gzleri parlaklndan bir ey kaybet- kat bazen geldiinde onlar rahatsz etmemek iin cbbesine brnr bek-
memiti. Siyah salar ve sakal hl genliin izini tayordu. Bedeni ise, Fil lerdi.
Ylndan sonra geen elli yln sadece yarsn yaam bir adam olduu-
Aie (r.a.)'nin yaam zc bir olayla blnd. Yesrib, tm Arabis-
nu gsterecek kadar zinde grnyordu.
tan'da, belli bir mevsimde yaylan ateli humma hastalyla tannrd. Bu,
Dn iin birtakm hazrlklar yapld. Fakat bunlar, Aie'ye esiz ve zellikle vahaya yabanc olanlar yakalayan bir hastalkt. Peygamber (s.a.v.)
byk bir an yaadn hissettirecek denli byk deildi. Evden ayrlma- hummaya yakalanmamt, fakat onun en yakn arkadalar -Ebu Bekir,
sndan ksa bir sre nce Aie baheye kam ve bir arkadayla oynamaya azatls Amr (r.a.) ve Bilal (r.a.)- hummaya tutulmulard. Bir sabah Aie
dalmt. Kendisi bu olay yle anlatyor: "Bir tahteravallinin zerinde oy- babasn ziyarete gitti ve adam yar baygn halde yatarken bulunca deh-
nuyordum, uzun salarm darmadank olmutu. Geldiler, beni alp gtr- ete kapld. "Babacm, naslsn?" diye sordu. Fakat babas cevabn dokuz
dler ve hazrladlar." 4 yandaki bir kzn anlayabilecei seviyeye indiremeyecek derecede hastay-
Ebu Bekir (r.a.), Bahreyn'den krmz, ince izgili bir kuma almt. d. Bu yzden iki msralk bir iirle cevap verdi:
Bundan Aie (r.a.)'ye dn elbisesi diktiler. Bu elbiseyi giydirdiler, annesi
onu elinden tutup, dnda Ensar'dan baz kadnlarn bekledii yeni evine "Herkes her sabah akrabalarna iyi gnler diler,
gtrd O n u yle selamladlar: "Mutluluk ve iyilik dileiyle her ey iyi ol- Ve lm onun ayakkabsnn bandan daha yakndr."
sun." Daha sonra onu Peygamber (s.a.v.)'in yanna gtrdler. Kadnlar Aie babasnn saykladn zannetti ve Amir'e dnd. lmese de l-
onun salarn tarayp, taklarla sslerken, Peygamber (s.a.v.) ayakta onlar me ok yaklaan Amir de ona iirle cevap verdi. O srada Bilal hummadan
glmseyerek seyretti. Dier dnlerinin aksine bu dnde yemek ver- kurtulmutu, fakat hibir ey yapacak gc olmad iin evin avlusunda
medi. Tren m m k n olduu kadar sadeydi. Bir kse st getirilmiti. Pey-
yatyordu.
gamber (s.a.v.) kendisi itikten sonra kseyi Aie'ye uzatt. O, utanarak red- Buna ramen, konuacak kadar gc vard, u szleri syledi:
detti, fakat Peygamber (s.a.v.) srar edince iti ve kseyi yannda oturan kar-
dei Esma'ya uzatt. Orada bulunanlarn hepsi de stten itiler. Daha sonra, "Ah, geceleyin bir daha uyuyabilecek miyim?
gelini ve damad yalnz brakarak hepsi evlerine gittiler. Mekke dnda yetien smbl ve kekiklerin arasnda?
Mecenne& sularndan bir daha iip,
Son yl boyunca, Aie'nin arkadalarnn gelip Ebu Bekir'in avlusun-
me ve Tafl'i^ bir daha grebilecek miyim?"
da oynamadklar ok az gn vard. Aie (r.a.)'nin Peygamber (s.a.v.)'in evi-
Aie o k zgn b i r ekilde eve dnd. "Ateten, akllar balarndan git-
SAVAA BALANGI
mi bir halde sayklyorlar" dedi. Peygamber (s.a.v.), Aie, anlamasa da o-
c u k hafzasyla onlarn sylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlynca ikna
[41]
oldu. Ve yle dua etti: "Allah'm, Mekke'yi bize sevgili kldn gibi, Medi-
ne'yi de bize sevgili kl, hatta daha da sevgili. Bize suyunu ve ekinlerini ver
ve h u m m a y buradan M e h y a ' a h 1 0 kadar u z a k l a t r ! " 1 1 Allah o n u n duasn ttKendilerine zulmedilmesi dolaysyla, onlara kar sava alana (mminlere sa-
kabul etti. vama) izni verildi. phesiz Allah, onlara yardm etmeye g yetirendi: Onlar,
yalnzca: "Rabbimiz. Allah'tr" demelerinden dolay, haksz yere yurtlarndan srgn
edilip karldlar" (Hacc:39-40)
Bedir'e g e t i r m i t i . C u m a h ' n lideri m e y y e de zorla slam'dan d n d n P de durup h e m onlara moral verdi, h e m de saflar dzene soktu. o k geride
sylettii olu Ali'yi ayn n e d e n l e sava a l a n n a getirmiti. F a k a t kararsz kalan Ensardan birine, elindeki okla gsn hafife vurarak:" Sraya gir, Se-
olan Ali n i n a k s i n e Abdullah'n i n a n c o k s a l a m d . K a m p n y a k n n d a k i vad" dedi.Sevad : " E y Allah' n Rasul ,canm yaktn. Allah seni h a k ve adalet-
bir k a y a n n a r k a s n a gizlenen A b d u l l a h , k a r d a k i m s l m a n k a m p a k a - le gnderdi, o halde karln v e r " dedi. Peygamber (s.a.v.) kendi gsn
m a n n b i r y o l u n u b u l m u t u . Oraya vardnda d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v . ) ' e aarak elindeki o k u uzatt ve " A l ! " dedi. Sevad ise eildi ve tam Peygamber
gitti, i k i s i n i n d e y z s e v i n t e n parlyordu. A b d u l l a h , d a h a s o n r a s e v i n (s.a.v.)'in kendisine vurduu yerden pt. "Niye byle yaptn?" diye sordu Pey-
iinde iki e n i t e s i , E b u Huzeyfe ve E b u Sabra'y selamlad. gamber (s.a.v.). Sevad u cevab verdi: " E y Allah'n Rasulu, grdn gibi d-
manla kar karyayz; seninle geirebileceim son dakikalar olabilecek u an-
da, sana d o k u n m a k , i s t e d i m . " Peygamber (s.a.v.) o n u n iin dua etti.
K u r e y i l e r l e m e y e b a l a m t . F a k a t dalga dalga y a y l m o l a n k u m te-
pecikleri arasnda o l d u k l a r n d a n d a h a az g r n y o r l a r d . B u n a r a m e n Pey-
g a m b e r (s.a.v.) o n l a r n g e r e k saysn ve iki ordu arasndaki dengesizlii bi-
liyordu . E b u Bekir'le b i r l i k t e g l g e l i i n e d n d ve Allah'a, vadettii yard-
m g n d e r m e s i iin dua etti.
Hafife u y u k l a d ve u y a n d n d a : " N e e l e n ey E b u B e k i r : Allah'n yard-
m geldi. te Cebrail, elinde b i r atla geliyor, sava iin h a z r l a n m " d e d i . 1
Arap tarihinde b i r o k sava, iki ordu k a r karya g e l d i k t e n s o n r a t a m
a t m a y a b a l a n a c a anda s o n b u l m u t u . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v.) b u k e z
savan o l a c a n d a n e m i n d i . te b u k a r l a r n d a k i ordu o n a vadedilen iki
g r u p t a n biri idi. A k b a b a l a r da savan k a n l m a z o l d u u n u a n l a m gibi, iki
o r d u n u n da l l e r i n i y e m e k iin kayalklara t n e m i l e r d i . Kurey'in h a r e -
ketlerinden saldrya h a z r l a n d k l a r anlalyordu. ok yaklamlar ve
m s l m a n l a r n yapt s a r n c n y a k n m a k o n a k l a m l a r d . lk h a r e k e t l e r i -
nin s a r n c ele g e i r m e k olaca anlalyordu.
M a h z u m k a b i l e s i n d e n E s v e d d i e r l e r i n i n n n e geti ve su i m e k ze-
re ilerledi. O n u n k a r s n a H a m z a (r.a.) k t ; ilk k l darbesiyle b a c a n di-
z i n i n o r t a s n d a n yaralad,ikinci darbeyle de l d r d . O n u n a r k a s n d a n , h-
l E b u C e h i l ' i n alaylarna m a r u z k a l a n U t b e , saflarn n n e frlad ve teke
tek k a r l a m a y teklif etti. A i l e n i n erefini y k s e l t m e k i i n kardei e y b e ve
olu Velid o n u n iki tarafnda y e r aldlar. B u m e y d a n o k u m a y ilk k a b u l
e d e n , E n s a r ' d a n P e y g a m b e r (s.a.v.)'e ilk biat e d e n alt k i i d e n b i r i o l a n Haz-
Avf (r.a.), Peygamber (s.a.v.)'in yannda ayakta duruyordu ve kendisi ilk
re'li Neccar kabilesinden Avf (r.a.) oldu. Avf ile birlikte kardei Muavviz de
kabul eden olduu halde birebir arpmada kendisinin k a b u l edilmemesi
ileri kt. Medine'de Kesva, Hicretin son konan onlarn mahallesinde
o n u hayal krklna uratmt: " E y Allah'n Rasl, Allah'n kuluyla alay
yapmt. Meydan o k u m a y a kar kan n c kii ise, b n Ubey'i Peygam-
ettirmesinin sebebi n e y d i ? " P e y g a m b e r h e m e n u cevab verdi: " Sen zrhsz
b e r (s.a.v.)'e nazik davranmas iin uyaran Abdullah bn Revaha (r.a.) idi.
bir ekilde dmanlarn ortasna d a l a c a k s n . " B u n u n zerine Avf, h e m e n
" K i m s i n i z ? " diye sordu Kureyliler. Adamlar cevap verince U t b e : " Siz
giydii zrh zerinden kard. O srada Peygamber (s.a.v.) yerden b i r avu
soylusunuz ve b i z i m dengimizsiniz. F a k a t bizim sizinle iimiz y o k . Bizim
aklta ald, Kurey'e doru " O yzler harap o l s u n ! " diyerek frlatt. Bu-
meydan o k u y u u m u z sadece kendi kabilemizden olanlara" dedi. Daha son-
nun onlara felaket getireceinin farkndayd. Daha sonra saldr emri verdi.
ra Kurey'in habercisi yle bard: " E y M u h a m m e d , b i z i m karmza k e n -
Onlara syledii sava ars, "Y M a n s r E m i t ! " 3 szleri azdan aza do-
di k a b i l e m i z d e n uygun adamlar kar." Peygamber (s.a.v.) byle b i r eye ni-
layordu. Zrhsz olan Avf ve U m e y r ilk arpanlar arasmdaydlar ve ld-
y e t l e n m e m i t i , fakat Ensar'n acelecilii b u duruma sebep o l m u t u . Bu ne-
rlene kadar mcadele ettiler. M s l m a n l a r d a n lenlerin says, onlarn
denle P e y g a m b e r (s.a.v.) en fazla kendi ailesinin b u savaa sebep olduunu
l m , U b e y d e ve Kurey oklaryla l e n iki kii ile beraber toplam bei b u -
d n e r e k ailesinden kiiyi ard. Meydan okuyanlardan ikisi orta ya-
luyordu. M s l m a n l a r d a n o gn d o k u z kii daha lecekti. Bu d o k u z kiinin
l, biri genti. Peygamber (s.a.v.) " K a l k ey U b e y d e ! Kalk ey Ali! Kalk ey
arasnda Peygamber (s.a.v.)'in o k g e n olduu iin geri g n d e r m e k istedi-
H a m z a ! " dedi. U b e y d e ordudaki en yal ve en deneyimli adamd; o da Ab-
i Sa'd'm kardei U m e y r (r.a.) de vard.
du'l-Muttalib'in t o r u n u oluyordu. Ubeyde U t b e ile, Hamza eybe ile, Ali de
Velid ile karlat. arpmalar uzun srmedi: Ksa bir sre sonra eybe ve "Onlar siz ldrmediniz, ama onlar Allah ldrd" (EnfaV.l 7).
Velid yerde l m bir halde yatyorlard. Hamza ve Ali (r.a.) ise yaralanma- Bu szler, h e m e n savatan sonra indirilen ayetin bir b l m y d . Frla-
mlard bile. F a k a t Ubeyde tam Utbe'yi yere d r m k e n bacana bir k- tlan akl talar ilahi yardmn tek rnei deildi. Kurey'in kar k o y m a
l darbesi yedi. Bu l bir mcadeleydi; e kar . Bu n d e n l e Hamza g c n n en etin olduu bir anda m ' m i n l e r d e n birinin klc krld. C a h
ve Ali kllarn Utbe'ye evirdiler ve H a m z a ' n m kl darbesiyle Utbe ld. ailesinin akrabalarndan, U k k a e adndaki b u adamn ilk d n c e s i gidip
Daha sonra yaral kuzenlerini geriye tadlar. Ubeyde (r.a.) o k kan kaybet- Peygamber (s.a.v.)'den baka bir silah i s t e m e k oldu. P e y g a m b e r (s.a.v.)
miti, k o p a n bacann yarasndan hl k a n fkryordu. F a k a t o n u n sade- aatan b i r sopay ona uzatarak " U k k a e , b u n u n l a dv" dedi. U k k a e so-
ce bir tek dncesi vard: "Ben b i r ehit deil m i y i m , ey A l l a h m R a s u l ? " pay ald, d m a n a kar salladnda sopa uzun, keskin bir kl h a l i n e gel-
dedi. Peygamber (s.a.v.) ona yaklat ve: " E l b e t t e e h i t s i n " cevabn verdi. di. U k k a e , Bedir'de ve dier savalarda b u klla savat. Klca ilah yar-
ki d m a n arasndaki durgunluk Kurey'in att bir okla bozuldu. O k dm a n l a m n a gelen "el-Avn" adn verdiler.
mer'in azatllarndan birine isabet etti, adam ar yaral bir ekilde yere yu-
M'minler, savarlarken yalnz deildiler. nk Allah, Peygamber (s.a.v.)'e
varland. kinci o k da, sarncn banda su imekte olan Hazre'li g e n Hari-
yardm vadetmiti: "phesiz ben size birbiri ardnca bin melek ile yardm ediciyim"
se'nin b o y n u n a sapland. Peygamber (s.a.v.) adamlarna moral vererek yle
(Enfal:9).
dedi: " M u h a m m e d (s.a.v. )'in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun ki, bu-
Allah, meleklere de u m e s a j vermiti:
gn mkafat u m a r a k arpan ve ldrlen, geriye d n m e y i p hep ilerleyen
kim varsa, Allah onlar C e n n e t e koyarak mkfatlandracak"2 O n u n syle- "Rabbin meleklere vahyetmiti ki: "phesiz ben s izinleyim; iman edenlere sa-
diklerini duyanlar, uzakta olup da duyamayanlara ulatrdlar. Hazre kabi- lamlk (g ve metanet) katn, kfre sapanlarn kalblerine amansz bir korku sala-
lesinin Selime k o l u n d a n olan U m e y r (r.a.) elindeki bir avu dolusu h u r m a - cam. yleyse (ey mslmanlar),vurun boyunlarnn stne, vurun onlarn btn
y yiyordu. " Allah! Allah! " diye bard, " B e n i m l e c e n n e t arasnda u adam- parmaklarna." (Enfal:12)
larn beni ldrmesinden baka b i r ey kalmad m ? " H e m e n elindeki hur- Meleklerin inananlara yardmc, kafirlere ise k o r k u verici olarak varol-
malar frlatt ve emre hazr bir ekilde elini klcnn stne koydu. d u u n u oradaki herkes hissediyordu. Fakat o k az onlar grp, alglayabil-
cl K o m u Arap kabilelerinden iki adam, savatan sonraki ganimetlerden al- caya kadar esir almas yakmaz Siz dnyann geici yararn istiyorsunuz- Oysa
may mit ederek bir tepede savan bitmesini bekliyorlard. stlerinden bir Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, stn ve gldr, hkm ve hikmet sahibi-
bulut geti, at kinemeleriyle dolu bir bulut. Adamlardan biri o anda dp dir." (Enfal: 67).
ld. Yanndaki adam daha sonra yle d e d i : " K o r k u d a n kalbi atlamt."
S o n u n d a Kureyliler k a m a y a baladlar. E b u Cehil k a m a y a alrken Daha sonra gelen vahiy, esirlerin l d r l m e m e s i fikrinin Allah tarafn-
Avf'n kardei Muaz o n u yere drd. E b u Cehil'in olu k r i m e de Muaz'a dan desteklendiini belirtiyordu. Peygamber (s.a.v.)'e esirlerle ilgili bir me-
h c u m etti ve onu o m u z u n d a n yaralad. Muaz salam koluyla savaa devam saj da vard :
etti, dier kolu yannda sadece derisiyle bedenine bal bir ekilde sallan-
yordu. o k acmaya balaynca M u a z eildi, k e s i k elini ayann altna ko- "Ey Peygamber, ellerinizdeki esirlere de ki: "Eer Allah, sizin kalblerinizde bir
yarak k e n d i n i yukar doru ekti, yaral kolu koptu. Muaz d m a n n taki- hayr bilirse (grrse) size sizden almandan daha hayrlsn verir ve sizi balar.
b e devam etti. E b u Cehil hl yayordu. Fakat Avf'n dier kardei Muav- Allah balayandr, esirgeyendir" (Enfal: 70).
viz o n u yerde yatarken fark etti ve klcyla ldrd. Daha sonra o da Avf gi-
bi ilerledi ve ldrlene dek savat. B u n u n l a birlikte yaamasna izin v e r i l e m e y e c e k bir adam vard: E b u
Kurey'lilerin ou k a m t . Elli kadar Kurey'li ya sava srasnda ya Cehil. G e n e l d e h e r k e s o n u n ldrld kanaatindeydi. Peygamber (s.a.v.)
da k a a r k e n yakalanp l d r l m veya ar yaralanmt. Peygamber cesedinin aranmas iin emirler verdi. Abdullah lbn Mes'ud (r.a.), slm'a
(s.a.v.) arkadalarna yle seslendi: "Haimoullar'mn ve dierlerinin bi- dier Mekke'lilerin h e p s i n d e n daha fazla nefret gsteren b u adamn cesedi-
zimle d v m e k istemeden zorla buraya getirildiklerini biliyorum. " Ve eer ni b u l m a k iin bir kez daha sava alanna gitti. E b u Cehil, n n d e ayakta
yakalanmlarsa, l d r l m e m e l e r i gereken birka isim sayd. F a k a t ordu- duran dmann fark e d e b i l e c e k kadar yaad. Abdullah, K'be'nin n n d e
n u n ou zaten, esirlerini l d r m e k yerine fidye almay tercih etmiti. ilk defa sesli olarak Kur'an o k u y a n adamd. E b u Cehil, o n u koruyan kimse-
M s l m a n l a r d a n sayca fazla olduu iin Kurey'lilerin geri d n p tek- si olmad, annesi Zhre'nin bir mttefiki olan bir kle olduu iin
rar savama ihtimalleri vard. Bu yzden Peygamber (s.a.v.)'i E b u Bekir K'be'nin n n d e klla y z n d e n yaralamt. Abdullah ayan E b u Ce-
(r.a.)'le birlikte glgeliine e k i l m e e raz ettiler, Ensar'dan bazlar da gz- hil'in b o y n u n a koydu. E b u Cehil : " K k o b a n , yeteri kadar ykseldin
cle baladlar. Sa'd l b n M u a z glgeliin n n d e klc havada bekliyor- d e m e k " dedi. Daha sonra, sava hangi tarafn kazandn sordu. Abdullah
du. Arkadalarnn esirlerle birlikte kendisine doru geldiklerini g r n c e , : "Allah ve Rasul kazand " dedi. Sonra ban kesip Peygamber (s.a.v.)'e
y z n d e b u n u tasdik etmez bir ifade belirdi. Bu ifadeyi fark eden Peygam- gtrd.
b e r (s.a.v.) : " E y Sa'd, onlarn yaptklarna galiba nefretle b a k y o r s u n " dedi. E b u Cehil, sava b i t t i k t e n sonra ldrlen tek Kureyli lider deildi.
Sa'd b u n u n doru olduunu syledi ve u n l a n ekledi : "Bu, Allah'n putpe- Abdurrahman l b n Avf, g a n i m e t olarak ald zrh tarken, bineini kaybet-
restlere gsterdii ilk yenilgi, b u adamlar diri g r m e k t e n s e ldrlmeleri- tii iin k a a m a y a n i m a n Umeyye'ye rastlad. Yannda elinden tuttuu o-
ni tercih ederdim." m e r (r.a.) de Sa'd (r.a.) ile ayn fikirdeydi. F a k a t E b u lu Ali de vard. meyye bir zamanlar arkada olan b u adama : "Beni esir
Bekir, esirlerin er ge m s l m a n o l a b i l m e ihtimalleri olduu i i n , serbest olarak al, n k ben birden fazla zrha deerim " dedi. A b d u r r a h m a n b u
braklmas taraftaryd. Peygamber (s.a.v.) de o n u n g r n e katlyordu. teklifi kabul etti ve elindeki zrh brakarak o n u ve o l u n u elinden tutup g-
G n n ge saatlerinde mer, glgelie girdiinde Peygamber (s.a.v.) ve E b u trmeye balad. F a k a t o, esirlerini kampa doru g t r r k e n Bilal (r.a.) es-
Bekir'i yeni gelen vahyin etkisiyle titrer bir d u r u m d a buldu. G e l e n vahiy ki sahibi ve ona ikence eden adam fark etti. " m e y y e ! Kfrn ba ! O ya-
yleydi :
"Hibir Peygambere, yeryznde (kfredenlere kar) kesin bir zafer kazann- srailoullarndan Saul, doru olmad halde esir ald iin krallndan mahrum braklmtr (1.
Samuel, 15).
sadka ben nasl y a a r m ? " diye bard. Abdurrahman onlarn kendi esir-
leri o l d u u n u hatrlatt. F a k a t Bilal yine barmaya devam etti: " O yaadk- kocas Ebu'l-As, ve k u z e n l e r i Nevfel ile Akil de vard. Peygamber (s.a.v.)
a b e n nasl y a a r m ! " Sinirlenen Abdurrahman : "Beni d u y m u y o r m u s u n esirlere iyi davranlmasyla ilgili genel bir emir vermiti. F a k a t esirlerin ba-
ey kara kadnn o l u ? " diye bard. B u n u n zerine Bilal, m e z z i n olmasn lanmas da gerekliydi, b u y z d e n esirlerin b a l a n m a s n a izin verdi. Fakat
salayan gr sesinin tm gcyle bard : " E y Allah'n yardmclar, kfrn Peygamber (s.a.v.) o gece, a m c a s n n byle bir k o n u m d a olduunu dne-
ba U m e y y e ! O yaadka b e n nasl y a a r m ? " Her taraftan adamlar kou- rek uyuyamad. Ve balarnn gevetilmesi iin e m i r verdi. Dier esirler, ak-
tu ve Abdurrahman'la iki esirin evresini kuattlar. Daha sonra bir kl e- rabalarndan daha az ilgi grdler. Mus'ab (r.a.), E n s a r d a n biri tarafndan
kildi ve Ali yere dt, fakat lmedi. A b d u r r a h m a n U m e y y e ' n i n elini brak- esir alnan kardei E b u Aziz'e rastlad. Mus'ab esir alana: " O n u sk tut, n -
t ve " K e n d i n kaabilirsen k a , n k b e n senin iin h i b i r ey y a p a m a m " k annesi o k zengindir, sana y k l bir m i k t a r fidye verebilir" dedi. Ebu
dedi. Etrafn saran adamlar h e r iki esiri de ldrdler. A b d u r r a h m a n daha Aziz : " E y kardeim, b e n i bakalarna m e m a n e t e d i y o r s u n ? " deyince
s o n r a k i yllarda yle derdi : "Allah Bilal'e m e r h a m e t etsin! Zrhlarm kay- Mus'ab : "imdi s e n i n yerine b e n i m kardeim o " c e v a b n verdi. Bununla
b e t t i m . Bilal de beni iki esirimden etti birlikte E b u Aziz daha s o n r a k i yllarda, kendisini Medine'ye gtren ve da-
ha sonra annesinin verdii 4 . 0 0 0 dirhem fidye k a r l ^ e r b e s u b r a k a n En-
P e y g a m b e r (s.a.v.) savata ldrlen tm mriklerin cesetlerinin bir
sar'dan grd iyi m u a m e l e y i anlatrd.
kuyuya toplanmasn emretti. U t b e ' n i n cesedi tanp kuyuya atlrken olu
E b u Huzeyfe (r.a.)'nin yz sarard ve zntyle doldu. P e y g a m b e r (s.a.v.) Hl sayca o k fazla olan sekiz yz kiilik M f e l S ^ o r d u s u r i t ^ p i d-
b u n u hissetti ve ona teselli dolu b i r bakla bakt. E b u Huzeyfe yle dedi: n p saldrmayacak kadar uzaklat kesinleinie^^eyga^b.e-r (s;arV.y, Ab-
" E y Allah'n Rasl, babamla ilgili e m r i n e ve oraya atlmasna kar k m - dullah lbn Revaha (r.a.)'y zafer haberini v e r m e k ere "Yukar Medine'ye,
y o r u m . F a k a t o n u akll, h i k m e t sahibi ve d n c e l i bir adam bilirdim. Bu Zeyd'i de Aa Medine'ye gnderdi. Kendisi se'-erfduyla birlikte; Bedir'de
niteliklerin o n u slm'a getirmesini mit ediyordum. F a k a t o n u n kfrde kald. O gece, kafirlerin cesedlerinin atld k u y u n u n banda drd ve :
inatlatn ve o halde ldn g r n c e z l d m " . S o n r a Peygamber " E y kuyudakiler, ey Peygamber'in akrabalar, ona o k k t Dr akrabalk
(s.a.v.), E b u Huzeyfe (r.a.) iin hayr dualar etti. gsterdiniz. Beni bakalar kabul ederken, siz b a n a yalanc dediniz. Baka-
lar zafer k a z a n m a m d a b a n a yardm ederken, siz b a n a kar sava atnz.
K a m p t a k i bar ve sessizlik sinirli birtakm seslerle b o z u l d u . Geride
Siz, Rabbinizin size verdii s z n h a k olduunu g r d n z m ? Ben, "Rab-
P e y g a m b e r (s.a.v.)'i k o r u m a k iin kalanlar da g a n i m e t t e n pay istiyorlard.
b i m i n bana verdii s z n gerekletiini ve hak o l d u u n u g r d m " dedi.
D m a n kovalayp esir alanlar ve ganimetleri kendi ellerinde toplayanlar
Ashabdan bazlar o n u n llerle k o n u t u u n u duydular ve endie ettiler.
ise bunlar v e r m e k istemiyorlard. Peygamber (s.a.v.)'in b u karkl dzel-
Peygamer (s.a.v.) onlara : "Siz b e n i m szlerimi onlardan daha iyi duyamaz-
tip eit b i r datm yapmasna frsat k a l m a d a n bu k o n u d a b i r vahiy geldi.
snz. Onlarn sizden tek fark bana cevap v e r e m e m e l e r i " dedi. '
"Sana sava ganimetlerini sorarlar. De ki: Ganimetler Allahm ve Rasulndr." Ertesi sabah e r k e n d e n ordu ve esirlerle birlikte yola kld. Esirlerin en
(En/al :1) deerlileri, yani aileleri 4 0 0 0 dirhem fidye deyebilecek olanlardan ikisi Ab-
du'd-Dar'dan Nadr ile A b d u ems'ten U k b e ^ idi. F a k a t b u iki adam slm'n
en azl dmanlaryd ve eer serbest braklrlarsa h e m e n eski kt faali-
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v.) ganimetlerin ve esirlerin artk zel
yetlerine balayacaklard. n k b u aklszlar, Bedir'de sayca az olan ms-
mlkiyette olmadn syledi ve hepsinin yanna getirilmesini istedi. Hi
lmanlarn zafer k a z a n m a s bile dnceye sevketmezdi. Peygamber
kar klmakszn dzen h e m e n saland.
(s.a.v.)'in gz srekli onlarn stndeydi; fakat iki adamn da kalbinde bir
E n n e m l i esirlerden biri, Sevde'nin kuzeni ve ilk k o c a s n n kardei
deiiklik g r n m y o r d u . Yolculuk srasnda onlarn y a a m a s n n Allah'n
olan, Amir kabilesinin efi Sheyl idi. Peygamber (s.a.v.)'e daha yakn ba-
iradesine aykr olduu d n c e s i Peygamber'de belirdi. Konakladklar bir
larla bal olan esirler arasnda amcas Abbas, damad, yani kz Zeyneb'in
yerde, Nadr'n ldrlmesini emretti. O n u n ban Hz. Ali kesti. Bir dier
YENLENLERN GER DN
k o n a k y e r i n d e de U k b e , Evs'li b i r a d a m n e l i n d e n ay a k b e t e urad. Pey-
g a m b e r (s.a.v.) M e d i n e ' y e yayan g n u z a k t a k i bir k o n a k y e r i n d e geri ka-
lan esir ve g a n i m e t l e r i paylatrd. Savata rol alan her a d a m a eit bir pay
[44]
verdi.
O z a m a n a kadar Zeyd ve A b d u l l a h b n Revaha (r.a.) M e d i n e ' y e varm- urey O r d u s u M e k k e ' y e k k gruplar h a l i n d e d n m t . M e k k e ' y e i l k
t ve y a h u d i l e r l e m n a f k l a r h a r i h e r k e s b a y r a m sevinci yayordu. F a k a t K varanlar arasnda geride kardei Nevfel'i esir b r a k a n H a i m E b u Sf-
Zeyd getirdii iyi h a b e r l e r i n yan sra, k t h a b e r l e r de almt: R u k i y y e l-
m t . O s m a n ve s a m e o n u g m m l e r ve h e n z y e n i dnyorlard. yan vard. E b u S f y a n ' m y e n i dine kar gsterdii d m a n l k o n u n k u z e n i ,
c e , e h r i n o b l g e s i n d e k i z n t daha da fazlalat. evde, iki evdeki m a t e - v dolu iirler yazmaya itmiti. F a k a t Bedir d e n e y i m i o n u o l d u k a sarsmt.
mi de teselli e t m e k iin k e n d i eviyle Afra'nn evi arasnda m e k i k d o k u y o r - M e k k e ' y e d n d n d e ilk d n c e s i K'be'yi ziyaret e t m e k oldu. O srada
k e n b o y n u n d a n okla v u r u l a n olu Harise bn S u r a k a ' n n l m h a b e r i n i ver- " A n l a t l a c a k b i r ey y o k " dedi E b u Sfyan. " D m a n l a karlatk, s o n r a ar-
dan, s l m i i n b i r o k bile a t m a y a frsat b u l a m a d a n l d r l m t . " E y Al- karya deildik. G k l e yer arasnda, ayaklar yere d e m e y e n atlar z e r i n -
y m , e e r C e n n e t ' t e deilse alayarak o n a yas t u t a y m . " P e y g a m b e r (s.a.v.) k l e l e r i n d e n biri o l a n E b u Rafi' (r.a.) o t u r u y o r ve o k yapyordu. m m ' l -
yetlere gredir"7 deyip, a m a c n y e r i n e g e t i r m e s e bile b i r m ' m i n i n , Allah d u k l a r n h e r k e s t e n gizliyorlard. F a k a t E b u Rafi' P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in za-
bir c e v a p verdi : " Ey Harise'nin a n n e s i , c e n n e t t e b i r o k b a h e l e r vardr. Se- yaz giymi a d a m l a r " s z n d u y u n c a h e y e c a n l a bard: " O n l a r m e l e k l e r -
ne'ye gndermesi gerektiini syledi. Ebu'l-As da b u n a zlerek sz verdi. nndesin. Ve her kalknda da Rabbini hamd ile tebih et. Gecenin bir blmnde
Vahiy, m s l m a n bir kadnn, mrik bir erkekle evli kalamayacan ak- ve yldzlarn batnn ardnda da O'nu tebih et." (Tr: 48-9)
a sylyordu.
Cbeyr: "te bunlar d u y d u u m zaman iman k a l b i m d e yer etti"^ Fakat
imdi hayatta olmayan, M a h z u m kabilesini efi Velid'in en k k olu
o daha fazla dinleyip e t k i l e n m e k t e n kendini alkoydu. n k o k sevdii
olan Velid'de Abdullah l b n Cah'm da hissesi vard. Abdullah, 4 0 0 0 dirhem
a m c a s n n Bedir'de ld aklndan kmyordu. Mut'im'in kardei Tu'ayme
fidyeden daha azna raz o l m u y o r ve Velid'in vey kardei Halid de bu ka-
de Hamza'nn ldrd adamlardan biriydi ve C b e y r a m c a s n n c n
dar fazla para d e m e k istemiyordu. Fakat Velid'in z kardei Hiam ona:
almaya kendini zorunlu hissediyordu. Bu a m a c n d a n d n m e k t e n k o r k t u u
"Tabi! d e m e k istemezsin, o senin a n n e n i n olu deil" deyince demeyi ka-
iin, fidyeler k o n u s u n d a anlamaya varr varmaz M e k k e ' y e dnd.
bul etti. B u n u n l a birlikte Peygamber (s.a.v) bu dei tokua raz olmad ve
Abdullah'a onlardan babalarnn m e h u r silahlarn ve zrhn istemelerini Fidye v e r m e k iin gelenlerin ou en azndan Peygamber (s.a.v)'e kar-
syledi. Halid bir kez daha kar kt, fakat Hiam o n d a n baskn kt. Si- sayglydlar. Fakat savatan sonra ldrlen U m e y y e ' n i n kardei ve yine
lahlar ve paray Medine'ye getirdiklerinde kardeleriyle birlikte Mekke'ye o z a m a n ldrlen U t b e ' n i n yakn arkada C u m a h k a b i l e s i n d e n b e y b u n -
doru yola ktlar. Fakat ilk konaklardan birinde Velid onlardan kaarak larn dndayd. Fidyesini dedii olunu alp geri d n e r k e n : " E y M u h a m -
Medine'ye d n d , Peygamber (s.a.v)'e gidip m s l m a n olduunu aklad m e d , Avd adnda bir at hergn h e r eit tahl ile b e s l i y o r u m . O n u n stn-
ve biat etti. Kardeleri o n u takip ettiler. Olanlar farkedince o k sinirlenen de iken, seni l d r e c e i m " dedi. Peygamber (s.a.v) u cevab verdi: "Hayr,
kmadan n c e yapmadn? Eer istediin b u idiyse, n e d e n o zaman Mu- O srada Mekke'de beyy'in iki yeeni Safvan ve U m e y r b y k bir ac
h a m m e d (s.a.v)'e tabi o l m a d n ? " dedi. Velid, Kureyliler'in kendisi h a k k n - iinde Bedir'de kaybettikleri deerli ve byk liderlerden bahsediyorlard.
S a f v a n , U m e y y e ' n i n o l u y d u ve b a b a s ld iin C u m a h ' n lideri olaca dik. F a k a t b a n a slm' h i d a y e t e d e n Allah'a h a m d o l s u n . B e n , Allah'tan ba-
b e k l e n i y o r d u . K u z e n i U m e y r , Bedir'de m s l m a n ordu h a k k n d a bilgi top- ka ilah o l m a d n a ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n Allah'n R a s u l o l d u u n a eha-
l a m a k ve g l e r i n i t a h m i n e t m e k i i n g z c o l a r a k giden a d a m d . Safvan: det e d i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v.), orada b u l u n a n l a r a d n e r e k yle
"Tanr'ya a n d o l s u n , o n l a r g i d i n c e dnyada h i b i r iyilik k a l m a d " dedi. dedi: " K a r d e i n i z e d i n i n i r e t i n ve o n a K u r ' a n o k u y u n ; esir o l u n u da ser-
U m e y r de b u n u tasdikledi, fakat o Safvan'dan daha s a m i m i y d i . U m e y r ' i n o- best b r a k n " . ^
lu da M e d i n e ' d e k i esirler arasndayd. F a k a t o fidye d e y e m e y e c e k kadar U m e y r (r.a.) d i e r l e r i n i de, z e l l i k l e Safvan' slm'a davet e t m e k iin
b o r l u y d u . Z a t e n h a y a t n d a n b e z m i t i , b u n e d e n l e h a y a t n g e n e l b i r yarar M e k k e ' y e d n m e k istiyordu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a g i t m e izni verdi ve
u r u n a feda e t m e y e k a r a r verdi. " E e r d e y e m e d i i m b o r l a r m ve b a k m a k o n u n sayesinde b i r o k kii m s l m a n o l d u . F a k a t S a f v a n o n u n b i r h a i n ol-
z o r u n d a o l d u u m b i r a i l e m o l m a s a y d , gider M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r r - d u u n u d n y o r ve b u y z d e n o n u n l a h i k o n u m u y o r d u . B i r k a ay s o n -
d m " dedi. Safvan: " B o r c u n b e n i m z e r i m e o l s u n , s e n i n ailen d e m e k b e n i m ra U m e y r , m u h a c i r o l a r a k M e d i n e ' y e d n d .
a i l e m d e m e k t i r . O n l a r a l n c e y e d e k b a k m a y a sz v e r i y o r u m . B e n i m olan E b u ' l - A s , M e k k e ' y e d n d n d e kars Z e y n e b ' e o n u M e d i n e ' y e g n d e -
h e r e y i i s t e m e l e r i n e g e r e k k a l m a d a n onlara v e r i r i m " . B u n u n z e r i n e U m e y r r e c e i n e dair b a b a s n a s z verdiini syledi. K k k z l a r m a m e ' n i n de
k a r a r n u y g u l a m a k istediini syledi ve a m a l a r g e r e k l e i n c e y e k a d a r b u a n n e s i y l e birlikte g i t m e s i n e k a r a r verdiler. O u l l a n Ali d a h a b e b e k k e n l-
k o n u t u k l a r n gizli t u t a c a k l a r n a b i r b i r l e r i n e s z verdiler. U m e y r , k l c n m t . Z e y n e b de n c b i r o c u k b e k l i y o r d u . T m h a z r l k l a r yapldn-
k e s k i n l e t i r d i , k e s k i n tarafna z e h i r s r d ve o l u n u k u r t a r m a a m a c y l a git- da E b u ' l - A s kardei K i n a n e ' y i m u h a f z o l a r a k k a n s n n y a n n a gnderdi.
tiini s y l e y e r e k Medine'ye d o r u yola kt. Planlarn gizli yapmlard. F a k a t b u n a r a m e n g n d z yola ktlar. B u da
Aa M e d i n e ' y e vardnda, P e y g a m b e r (s.a.v) M e s c i d ' d e o t u r u y o r d u . M e k k e ' d e b i r o k lafa n e d e n o l d u , s o n u n d a Kurey'ten b i r g r u p o n l a r takip
U m e y r ' i k l c n k u a n m b i r ekilde g r e n m e r (r.a.), o n u n ieri g i r m e s i - e t m e y e ve Zeyneb'i evlilikle bal o l d u u A b d u e m s k a b i l e s i n e geri getir-
ne e n g e l o l d u . F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a C u m a h ' l a d a m n y a k l a m a s n a m e y e k a r a r verdiler. F i h r K a b i l e s i n d e n H a b b a r a d n d a k i b i r a d a m ilerledi ve
izin v e r m e s i n i syledi. B u n u n z e r i n e m e r (r.a.) y a n n d a b u l u n a n E n s a r - mzran sallayarak, t a h t n d a m a m e ile birlikte o t u r a n Z e y n e b ' i n n n e
dan b i r k a kiiye yle dedi: " O n u Allah'n R a s u l n e g t r n , siz de bera- geti. O srada dierleri de y a k l a p o n l a r evrelediler. K i n a n e a t n d a n indi
b e r o t u r u n ve g z n z b u a d a m d a n a y r m a y n , n k p e k g v e n i l i r bir ve yayn e k i p o k sadan y e r e indirdi. " H e l e b i r i n i z g e l i n , h e m e n o k u m l a
a d a m d e i l . " U m e y r o n l a r a iyi g n l e r diledi - C a h i l i y y e d e v r i n d e y a y g n olan l d r r m " dedi. Yayn g e r i n c e adamlar, geri ekildiler. Ksa b i r sessizlik-
b i r s e l a m l a m a ekli.- P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a yle dedi: "Allah b i z e b u n d a n ten s o n r a A b d u e m s ' i n lideri E b u S f y a n ve b i n e k l e r i n d e n i n e n b i r k a ki-
d a h a gzel bir s e l a m l a m a ekli retti, ey Umeyr. O selam'dr, C e n n e t ehli- i o n a yaklatlar. O n a s i l a h l a r n b r a k p , m e s e l e y i s a k i n c e k o n u m a y t e k -
n i n b i r b i r i n i s e l a m l a m a e k l i d i r " . D a h a s o n r a o n a n i i n geldiini sordu. lif ettiler. K i n a n e raz o l d u . E b u S f y a n o n a yle dedi: " B a m z a gelen fe-
U m e y r o l u n u k u r t a r m a k iin geldiini s y l e y i n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " P e - laketi ve M u h a m m e d ( s . a . v ) ' i n bize yapt k t l k l e r i bildiin h a l d e , kad-
ki b u k l ne o l u y o r ? " dedi. U m e y r : "Allah k l l a r n b e l a s n v e r s i n " dedi, n, i n s a n l a r n g z n n d e g t r m e n b y k b i r hatayd. B u b i z i m aalan-
" O n l a r n bize h i faydas d o k u n d u m u ? " P e y g a m b e r " G e l i i n i n asl s e b e b i dmz g s t e r i r b i r iaret, a d a m l a r b i z i m h a k k m z d a b e c e r i k s i z diye k o n u -
n e ? " diye tekrar sordu. U m e y r y i n e s e b e p o l a r a k o l u n u n e s r n c e . Pey- acaklar. H a y a t m z e r i n e y e m i n e d e r i m ki, o n u b a b a s n d a n a y n t u t m a k is-
g a m b e r ( s . a . v ) o n u n Safvan'la Hicr'de k o n u t u k l a r n k e l i m e s i k e l i m e s i n e t e m i y o r u z , b u n u n b i z e b i r faydas da y o k . F a k a t k a d n M e k k e ' y e geri gtr.
tekrarlad. E n s o n o l a r a k "Safvan s e n i n b o r l a r n ve aileni z e r i n e ald ki 1 l a k k m z d a k o n u a n l a r n az s u s u n c a y a ve b i z i m gidip o n u g e t i r d i i m i z
s e n b e n i l d r e b i l e s i n . F a k a t s e n i n l e o n u n arasna Allah girdi" dedi. B u n l a - h a l k arasnda yaylncaya k a d a r M e k k e ' d e kalsn. S o n r a o n u gizlice al ve b a -
r d u y a n U m e y r : " B u n u sana k i m syledi? diye bard, " B i z i m y a n m z d a basna g t r . " K i n a n e b u n e r i y i k a b u l etti ve h e p b i r l i k t e M e k k e ' y e d n d -
b i r n c kii y o k t u " . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " B a n a b u n l a r C e b r a i l h a b e r ver- ler. D n d k t e n ksa b i r s r e s o n r a Z e y n e b , b i r d k yapt. B y k b i r ihti-
d i " dedi. U m e y r : " S e n bize G k t e n h a b e r l e r getirdiinde biz s a n a y a l a n c de- malle b u n u n n e d e n i H a b b a r ' d a n k o r k m a s y d . i y i l e i n c e ve yeteri k a d a r za-
ma g e i n c e Kianc t )ilar, yani Zeyneb ile mame'yi gece karanlnda yo- BEN KAYNUKA
la kard ve Mekke'ye sekiz mil kadar uzaklktaki Yecec ovasna kadar o n -
lara elik etti. Orada, daha n c e d e n planladklar gibi Zeyd'le bulutular. [46]
Zeyd, onlar sa salim Medine'ye getirdi.
"Ey iman edenler, kendinizden olmayan srda edinmeyin. Onlar size ktlk
ve zarar vermekte kusur etmezler, size zorlu bir sknt verecek eyden holanrlar.
Buz (ve dmanlklar) azlanndan da vurmutur, sinelerinin gizli tuttuklar ise,
daha byktr." (Al-i mran: 118)
"Size bir iyilik dokununca onlar tasalandrr, size bir ktlk isabet edince ise
onunla sevinirler." (Al-i mran: 120)
n sra Mekke'lileri b y k bir ordu hazrlayp Yesrib'e saldrarak lerini al- m s l m a n kadna, bir yahudi k u y u m c u fena halde hakaret etmiti. O sra-
malar iin tevik etti. da orada b u l u n a n Ensar'dan biri h e m e n kadn s a v u n m a y a balad ve kavga
Ka'b'n etkinliklerinin haberleri Medine'ye ulamt. Fakat o an iin srasnda hakaret eden adam ldrld. B u n u n zerine yahudiler h e m e n
Ka'b o k uzaklardayd ve m s l m a n l a r n , o n u n kabilesinden baka bir ya- zerine saldrp m s l m a n ldrdler. M s l m a n n ailesi lerinin aln-
hudi kabilesiyle g r l e c e k hesaplar vard. Peygamber (s.a.v) zellikle Beni masn istedi ve t m Ensar' kendi tarafna toplad, iki taraftan da kan d-
K a y n u k a ' n n ihanet ve kt etkinliklerine kar uyankt. n k Abdullah klmt. Eer yahudiler, Peygamber (s.a.v)'in anlamaya uygun hareket
b n S e l a m eskiden onlarn ileri gelenlerinden biriydi ve onlarn taktiklerini etmesini isteselerdi, m e s e l e kolayca halledilebilirdi. F a k a t yahudiler, m s l -
iyi biliyordu. B u n u n yan sra Beni K a y n u k a , mnafklarn ba Hazre'li bn manlara bir ders v e r m e n i n zaman geldiini dnyorlard. Bu amala da-
Ubeyy'in mttefiki idi. Onlarn varl ehirde, dier yahudi kabilelerine na- ha n c e d e n mttefikleri olan Hazre'li bn U b e y ve U b a d e bn Samit'e ha-
zaran daha o k hissediliyordu. n k yerleim merkezleri ehre o k yakn- ber gnderdiler. G l e r i n i toplayp m s l m a n l a r a saldrmay planlyorlard.
d. Oysa Evs'in mttefikleri olan Beni Nadir ve Beni Kurayza ehrin dnda Mslmanlarn Bedir'deki o r d u s u n u n iki katndan fazla, yediyz kiilik bir
yer alyorlard. ordu kurabilecek gleri vard. Yan sra, bn U b e y ve Ubade'nin adamlar-
Ksa bir sre n c e Peygamber (s.a.v) u emri almt: na da gvenebilirlerdi. Artk Peygamber (s.a.v)'e daha n c e k i tehditlerinin
bo szler olmadn gstereceklerdi.
"Eer bir kavmin ihanet edeceinden kesin olarak korkarsan, sen de ak ve adil Fakat gerekte, b u tehditler onlarn kendi yenilgilerine sebep oldu. Bir-
bir tutumla (onlarla olan anlama metnini ve diplomatik ilikiyi yzlerine) at. Ger- ka saat iinde kendi ordularndan daha b y k bir ordu tarafndan tm ev-
ekten Allah, ihanet edenleri sevmez" (Enfal: 58) relerinin sarlm o l d u u n u grnce, o k ardlar. Onlardan koulsuz ola-
rak teslim olmalar isteniyordu.
Fakat vahiy u d u r u m u da belirtiyordu: bn Ubey, Ubade'ye danmaya gitti; fakat U b a d e , Peygamber (s.a.v)'le
yaplan anlamadan n c e k i ittifak anlamalarnn geersiz olduunu ve
"Eer onlar bara eilim gsterirlerse, sen de ona eilim gster ve Allah'a te- Kaynuka ile ilgili h i b i r s o r u m l u l u k kabul etmediini syledi. bn Ubey'e
vekkl et. nk O, iitendir, bilendir". (En/al: 61) gelince, o n u n tabiat, yllardan beri bu denli gl mttefiklerle olan bala-
Bu yzden Peygamber (s.a.v) bar yollardan halledilebilecek sorunlar rn bir anda kesmeye msait deildi. Fakat o n u n , yahudiler gibi, h e m e h -
karsnda geri d n l m e z faaliyetlere girimek istemiyordu. B u n u n bir gs- rilerinin Peygamber (s.a.v)'e ne denli bal olduunu g r m e m e s i imkansz-
tergesi olarak Bedir'den h e m e n sonra, yahudilerin Medine'nin gneyindeki d. Peygamber (s.a.v)'e balanan bu adamlarn kendisiyle daha n c e d e n va-
pazar yerlerine gitti. Bedir'deki m u c i z e zerinde dnmeleri onlar imana rolan anlamalarn alteden baka bir anlamayla ona balandklarn ou
getirebilirdi. Bu yzden Peygamber (s.a.v) onlar, Kurey'in zerine inen Al- kez snamt. ki yl n c e olsa, askerlerini toplayp kolayca kuatmay kal-
lah'n azabn kendi zerlerine e k m e m e l e r i iin uyard. Onlar ise u ceva- drabilirdi. Fakat imdi Peygamber (s.a.v)'in karsnda hibir ey yapama-
b verdiler: " E y M u h a m m e d , bu seferki baarn seni aldatmasn. Karlat- yacan hissediyordu. Bu nedenle Beni Kaynuka k u a t m a altnda mitle
n kiiler sava k o n u s u n d a bilgisizdi, bu n e d e n l e sen onlarn en iyilerini bekliyor, fakat yardm gelmeksizin gnler getike mitleri hayal krkl-
ldrebildin. Fakat, Tanr'ya a n d o l s u n , seninle biz savasak, o z a m a n asl na dnyordu. ki haftalk kar k o y m a n n s o n u n d a kaytsz artsz tes-
k o r k u l a c a k olanlarn biz o l d u u m u z u a n l a y a c a k s n . " Peygamber (s.a.v) ge- lim oldular.
ri d n d ve onlardan ayrld. Onlar, bu seferlik zafer kazandklarn zannet- bn U b e y k u a t m a n n olduu yere gelip, P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat
tiler. ve: " E y M u h a m m e d , mttefiklerime iyi davran" dedi. Peygamber o n u red-
Birka gn sonra ayn pazar yerinde, gerginlii d o r u k noktasna ulat- detti. bn Ubey isteini tekrarlaynca, yzn ondan evirdi. B u n u n zeri-
ran bir olay meydana geldi: Mal a l m a k veya s a t m a k iin arya gelen bir ne bn Ubey, Peygamber (s.a.v)'in arkasndan, zrhn b o y u n k s m n d a n tu-
tup ekti. Peygamber (s.a.v)'in yz hiddetten karard v e : " B e n i b r a k " dedi. LMLER VE EVLLKLER
l b n Ubey: "Tanr'ya a n d o l s u n , onlara iyi davranmaya sz verinceye kadar
y a k a m b r a k m a y a c a m . Drtyz zrhsz ve yz zrhl adam, onlar beni [47]
b t n siyah ve k r m z adamlara kar k o r u d u l a r . 1 Onlar bir anda kesip l-
d r e c e k m i s i n ? " dedi. "Sana onlarn hayatlarn b a l y o r u m " dedi, Pey- eygamber (s.a.v)'in Bedir'den d n d k t e n sonra yapt ilk ilerden biri,
g a m b e r (s.a.v). F a k a t yeni gelen vahy, kendisiyle yaplan anlamay bozan-
larla ilgili yle diyordu:
P kz Fatma ile birlikte, R u k i y y e ' n i n mezarn ziyaret e t m e k oldu. Bu, on-
larn, Hatice'nin l m n d e n sonra yaadklar en b y k kaypt. Fatma, ab-
"Savata onlar: yakalarsan, yle darmadan et ki, onlarla arkalarndan gele- lasnn l m n d e n o k etkilenmiti. Mezarn k e n a r n d a babasnn yanma
cek olanlar ( yldr). Umulur ki ibret alrlar." (En-fal: 57) oturmu, gznden yalar b o a n y o r d u . Babas onu teskin etmeye alt ve
cbbesinin ucuyla g y a l a n m sildi. Peygamber (s.a.v) ksa bir sre n c e
B u n u n zerine Peygamber (s.a.v), Beni Kaynukallarn b t n deerli l n n arkasndan at t u t m a n n aleyhinde baz eyler sylemiti. Fakat
mallarn b r a k p srgn edilmelerine karar verdi. Onlar vadiden k a r m a k - syledikleri yanl anlalmt. Mezarlktan geri dndnde mer
la da U b a d e l b n Samit'i grevlendirdi. Kaynukallar ilk n c e kuzeybatda, (r.a.)' in, Rukiyye ve Bedir ehitlerinin arkasndan alayan kadnlara bar-
vadi el-Kura'daki akrabalarnn yanna sndlar. D a h a sonra onlarn yard- dn duydu. "mer, b r a k alasnlar" dedi ve unlar ekledi: "Kalbten ve
myla Suriye snrnda b i r yerleim m e r k e z i kurdular. gzden gelen Allah'tan ve merhametindendir. F a k a t elden ve dilden gelen
Yahudiler Medine'de metal iilii ve ticaretiyle urayorlard. Bu ne- eytandandr." 1 El ile gs dvmeyi ve yzlerini yrtmay, dil ile de ba-
denle, Peygamber (s.a.v) ganimetlerden bete birini kendisi ve devletin gi- rp ararak at yakmay kastediyordu.
derleri iin aldktan sonra geriye kalan ganimetler, E n s a r ve Muhacirlerin Fatma, Peygamber (s.a.v)'in en k k kzyd ve yirmi yama gelmiti.
zengin sava aletlerine sahip olmasn salad. Peygamber (s.a.v) ailesi iinde, Ali (r.a.)'nin ona en uygun e olduundan
bahsetmiti, fakat n o r m a l b i r anlama yaplmamt. E b u B e k i r (r.a.) ve
m e r (r.a.) Fatma (r.a.)'y istemiler, fakat Peygamber (s.a.v) onlar, kzn
bir bakasna vereceini syleyerek deil, Allah'tan bir e m i r gelmesini b e k -
lediini ne srerek geri evirmiti. Bedir'den s o n r a k i ilk haftalardan birin-
de, artk evlilik z a m a n n n geldiini dnerek Ali'yi kzn resmen isteme-
si iin tevik etti. Ali ilk bata fakirliini dnerek tereddt etti. Babasn-
dan h i b i r miras almamt. slm, kafir bir babaya m ' m i n bir evladn varis
olmasn yasaklyordu. F a k a t b u n a ramen, Mescid'in yaknnda k k bir
evi vard. Peygamber (s.a.v)'in istediklerini de bildii iin Fatma'y isteme-
ye karar verdi. Resm anlama yapldktan sonra Peygamber (s.a.v), dn
yemei verilmesi hususu zerinde n e m l e durdu. Bir k o k u r b a n edildi, En-
sardan bazlar da un ve buday hediye ettiler. H e m gelinin h e m de dama-
dn kuzeni olan E b u Seleme, Dnde en b y k yardmlar yapan kii idi.
n k o, Ali'nin babasna kendisini E b u Cehil ve dier dmanlardan ko-
ruduu iin borluydu. Bu n e d e n l e m m Seleme, Aie ile birlikte iftin
oturacaklar evi dzenleyip hazrlamaya gitti. N e h i r yatandan y u m u a k
. Siyah ve krmz, her rktan insan, yani tm insanlar anlamna gelir. k u m getirilmiti. Evin toprak z e m i n i n e bu k u m d a n yaydlar. Gelin yata
bir k o y u n deriiydi, yorgan o l a r a k da Y e m e n ' d e n gelen izgili s o l u k r e n k l i
di B u , m e r ' i O s m a n ' n a k r e d c e v a b n d a n daha o k i n c i t t i . O y s a E b u Be-
b i r k u m a k u l l a n a c a k l a r d . Bir d e r i n i n i i n e h u r m a lifleriyle d o l d u r a r a k da
kir (r.a.)'in r e d d e t m e s i a k l a y a k n d ; o k sevdii zevcesi vard, O s m a n (r.a.)
y a s t k hazrladlar. D a h a s o n r a , asl y e m e i n yan sra misafirlere v e r i l m e k
ise b e k a r d . m e r , O s m a n ' raz e d e b i l m e y i u m u y o r d u . B u n e d e n l e P e y g a m -
z e r e i n c i r ve h u r m a hazrlayp, su k a b n s u ile doldurdular. G e n e l d e h e r -
b e r ( s . a . v ) ' e k o n u y u at. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " z l m e " dedi, " n k
k e s b u d n ziyafetinin o z a m a n d a M e d i n e ' d e verilen e n g z e l ziyafet ol-
Allah sana o n d a n daha iyi b i r d a m a t , o n a da s e n d e n d a h a iyi b i r k a y n p e d e r
d u u k a n s n d a birleiyordu.
v e r e c e k " . m e r g l m s e y e r e k , " y l e o l s u n " dedi, n k b i r iki s a n i y e d-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , artk m i s a f i r l e r i n ifti yalnz b r a k m a l a r g e r e k t i i n i
n n c e , iki d u r u m d a da t e r c i h e d i l e n iyi a d a m n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o l d u -
g s t e r e n b i r iaret o l a r a k ayaa k a l k t ve Ali'ye k e n d i s i geri d n e n e d e k ka-
unu anlamt.
rsna y a k l a m a m a s n syledi. B t n m i s a f i r l e r gittikten h e m e n s o n r a gel-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Hafsa'yla e v l e n e r e k iyi d a m a t , R u k i y y e ( r . a . ) ' n i n k -
di. m m E y m e n (r.a.) h l o r a d a y e m e k t e n s o n r a k i d a n k l t o p l a y p
k kardei m m G l s m (r.a.) de O s m a n (r.a.)'a v e r e r e k iyi b i r k a y n -
o d a y d z e n e s o k m a y a alyordu. P e y g a m b e r (s.a.v)'in h a y a t n d a s a d e c e
peder o l a c a k t . B u n d a n s o n r a E b u Bekir, m e r ' e k e n d i s i n e evlilik teklif edil-
s z k o n u s u k i i n i n paylat b i r o k zel olay vardr. Bu k i i l e r d e n biri de
diinde n e d e n yle d a v r a n d n a k l a d : P e y g a m b e r ( s . a . v ) h i k i m s e y e
m m E y m e n ' d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) i e r i g i r m e k i i n izin i s t e d i i n d e , m -
s y l e m e m e s i artyla o n a b u p l a n n d a n b a h s e t m i t i .
m E y m e n k a p y a geldi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " K a r d e i m n e r e d e ? " diye sor-
du. m m E y m e n : " A n a m b a b a m s a n a feda o l s u n e y Allah'n R a s u l " dedi, Hz. O s m a n (r.a.)'la m m G l s m ' n evlilikleri n c e o l d u . H u n e y s ' i n
' S e n i n k a r d e i n k i m ? ' P e y g a m b e r ( s a v ) : ' E b u Talib'in olu Ali' c e v a b n ver- l m n d e n s o n r a , gerekli o l a n d r t ay iddet bittiinde ve Aie ile S e v d e ' n i n
i i n d e h a f i f s e k e r e k geldi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a da Ali'ye yapt gibi yap- Evliliin gerekletii sralarda m e r ' i n kayn b i r a d e r i , y a n i Hafsa'nn
t; o n l a r a v e evlatlarna dua etti. ^ days O s m a n b n M a ' z u n l d . O ve kars Havle, P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e o k
yakndlar. O s m a n , A s h a b n e n o k z h d sahibi k i i l e r i n d e n biriydi. s-
B e d i r ' d e n s o n r a k i yl m e r (r.a.)'in ailesi iki b y k kaypla k a r l a m -
l a m ' n v a h y o l u n u u n d a n n c e de o z h d ehliydi. M e d i n e ' y e h i c r e t e t t i k t e n
t. B u n l a r d a n ilki kz Hafsa ( r . a . ) ' n n k o c a s Huneys'in l m idi. H u n e y s ,
s o n r a ise P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n k e n d i s i n i h a d m e t t i r m e k ve geri k a l a n m -
H a b e i s t a n ' a ilk g i d e n l e r arasndayd; o r a d a n d n d k t e n s o n r a Hafsa ile ev-
r n b i r d i l e n c i o l a r a k g e i r m e k i i n izin istedi. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B e n sa-
l e n m i t i . Flafsa, dul kaldnda s a d e c e o n s e k i z yandayd; h e m g z e l d i ,
na iyi b i r r n e k deil m i y i m ? " dedi. " B e n kadnlara y a k l a r m , et y e r i m ,
h e m de iyi yetitirilmiti. Babas gibi o da o k u m a - y a z m a bilirdi. m e r (r.a.),
o r u t u t a r m ve iftar e d e r i m . K e n d i s i n i veya dier insanlar h a d m e d e n b i z -
Rukiyye (r.a.)'nin lmyle O s m a n (r.a.)'m o k yalnz kaldn grerek,
d e n deildir." P e y g a m b e r ( s . a . v ) O s m a n ' n s y l e d i k l e r i n i a n l a m a d n d-
Hafsa (r.a.)'y o n a teklif etti. O s m a n d n e c e i n i syledi, fakat b i r k a g n
n e r e k b a k a b i r frsatta t e k r a r b u k o n u y a deindi. " B e n s e n i n i i n iyi b i r
s o n r a gelip m e r ' e u an i i n e v l e n m e m e s i n i n d a h a iyi o l a c a n syledi.
r n e k deil m i y i m ? " dedi. O s m a n s a m i m i y e t l e evet dedi ve s o r u n u n n e ol-
m e r (r.a.) h e m hayal k r k l n a u r a m h e m de O s m a n (r.a.)'n red c e v a -
d u u n u s o r d u . " S e n h e r g n o r u t u t u y o r s u n " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v),
b n a i n c i n m i t i . F a k a t m e r (r.a.) k z m a iyi b i r k o c a b u l m a y a kararlyd, b u
" H e r g e c e y i de n a m a z l a g e i r i y o r s u n " . Osman, birok kez Peygamber
y z d e n gidip E b u Bekir'e t e k l i f etti. E b u B e k i r o n a m p h e m b i r c e v a p ver-
( s . a . v ) ' i n g e c e n a m a z n n ve o r u c u n faziletlerini saydn bildii i i n : " E v e t ,
elbette yle y a p y o r u m " dedi. Peygamber (s.a.v): " y l e y a p m a " dedi, " n - m e r (r.a.), kayn biraderinin, ehit olarak deil de yatanda ld-
k gzlerinin, b e d e n i n i n ve ailenin senin zerinde haklar vardr. Bu neden- n grnce, ona duyduu saygda bir azalma ve sarslma olmutu. m e r da-
le oru tut, iftar da et; namaz kl, ayn zamanda uyumaya da vakit a y r . " 3 ha sonralar b u n u yle anlatyor: " O s m a n l b n Maz'un ehit olarak lmeyip,
Hanif dininin bir ifadesi olarak, vahiy srekli, her konuda Allah'a h a m d yatanda l n c e g z m d e n dt: "Bu dnyadan vazgemekte hepimizden
ve k r e t m e h u s u s u n u vurguluyordu. stn olan, fakat imdi yatanda len u adam brakn, dedim".mer
"O, umulur ki kredersiniz diye iitme, grme (duyularn) ve gnller verdi." (r.a.), E b u Bekir (r.a.) ve Peygamber (s.a.v) yatanda lene kadar da byle
ryla ilgili tavsiyeyi veren Hubab'a, M u h a c i r l e r i n k i n i de Mus'ab'a verdi. Yi- b u n u n farkndayd. Bu n e d e n l e saylarnn az o l u u n u d e n g e l e y e c e k bir k o -
H e r iki tarafta t o p l a m b i n d e n fazla a d a m vard. M e d i n e ' d e o g e c e H a n z e l e (r.a.) ile C e m i l e (r.a.) evlendiler. C e m i l e o ge-
ce r y a s n d a k o c a s n C e n n e t ' i n dnda b e k l e r k e n g r d . Kap alp k o c a -
s i e r i g i r m i ve kap tekrar k a p a n m t . C e m i l e u y a n d n d a : " B u e h a d e t "
dedi. kisi b i r l i k t e k a l k p g u s l abdesti aldlar ve s a b a h n a m a z n kldlar.
D a h a s o n r a H a n z e l e k a r s n a veda etti. F a k a t kars o n a sarld ve b r a k m a -
d. B u n u n z e r i n e tekrar yattlar. D a h a s o n r a H a n z e l e k e n d i s i n i k a r s n n et-
1. W. 209.
2. W. 210-11. k i s i n d e n k u r t a r p , g u s l abdesti a l a c a k kadar bile b e k l e m e d e n silahlarn al-
3. W. 212-13. d, zrhn giydi ve e v d e n a y r l d . 1
4. A.g.e P e y g a m b e r ( s . a . v ) orduya g n e d o m a d a n e y h e y n ' d e n ayrlma e m r i
5. W. 266. verdi. F a k a t b n Ubey, g e c e b o y u n c a k e n d i taraftarlaryla k o n u m u t u . O r -
6. W 214 du h a r e k e t e h a z r o l u n c a , y z m n a f k t a n o l u a n taraftarlaryla b i r l i k t e
7. Ata, rahvan gittii iin Akan Su anlamna gelen bu isim verilmitir.
lbn Ubey, M e d i n e ' y e geri d n d . O r d u y l a b i r l i k t e k a l a n olu A b d u l l a h ise birlikte k i m a l a c a k ? " diye sordu. m e r h e m e n a l m a k zere ilerledi, fakat
b u n d a n o k u t a n m t , l b n U b e y a y r l m a d a n n c e P e y g a m b e r (s.a.v)'le k o - P e y g a m b e r ( s . a . v ) y z n o n d a n evirdi ve t e k r a r : " B u klc h a k k y l a k i m
n u m a d bile. K e n d i s i n e n e r e y e gittiini s o r a n E n s a r d a n bazlarna ise u ce- a l a c a k ? " diye s o r d u . Z b e y r a l m a k istediini s y l e d i , fakat Peygamber
vab verdi: " O b a n a kar k t ve deersiz a d a m l a r n s z n e uydu. Bu k t ( s . a . v ) y i n e y z n evirdi ve s o r u s u n u n c k e z tekrarlad. Hazre'li b i r
s e i l m i n o k t a d a h a y a t l a r m z feda e t m e m i z i i n b i r n e d e n g r e m i y o r u m . " adam o l a n E b u D c a n e : " O n u n h a k k nedir, e y Allah'n R a s u l ? " dedi. Pey-
Cabir'in b a b a s A b d u l l a h o n l a r n a r k a s n d a n gitti ve yle bard: "Allah a- g a m b e r ( s . a . v ) : " O n u n h a k k , d m a n l a k l c n az e i l e n e d e k s a v a m a n -
k n a , P e y g a m b e r i n i z i ve h a l k n z d m a n k a r s n d a t e r k e t m e y i n . " O n l a r d r " dedi. E b u D c a n e : " O n u h a k k y l a b i r l i k t e a l y o r u m " dedi. P e y g a m b e r
s a d e c e u c e v a b verdiler: " E e r savaacanz b i l s e y d i k , sizi t e r k e t m e z d i k . ( s . a . v ) de k l c o n a verdi. O n u n k r m z sar H a z r e arasnda l m sar
F a k a t a t m a o l a c a n t a h m i n e t m i y o r u z . " A b d u l l a h : " E y Allah'n d - o l a r a k m e h u r d u . M i f e r i n i n s t n e b u sar t a k t n d a , b u n u dman
m a n l a r " d e d i , " A l l a h , P e y g a m b e r i n i sizsiz de zafere u l a t r a c a k t r . " z e r i n e l m s a m a k a n l a m n a geldiini h e r k e s b i l i y o r d u . O n u n saflar ara-
Sayca y e d i y z e i n e n o r d u , d m a n a d o r u biraz ilerledi. D a h a s o n r a , snda b u niyetle k l c n salladn g r n c e P e y g a m b e r ( s . a . v ) , " B u , b u r a d a -
hl k a r a n l k t a , saa d n p v o l k a n i k b i r kaya y n n d a n g e e r e k U h u d ki ve b u z a m a n d a k i d u r u m h a r i , Allah'n yasaklad ve s e v m e d i i b i r
e t e k l e r i n e ulatlar. Tekrar d n p k u z e y b a t y a d o r u yneldiler. afan s - haldir" dedi.^
n k k l a r n d a M e k k e k a m p n biraz s o l l a r n d a , b i r a z da aalarnda g -
r n c e y e d e k ilerlediler. D a h a s o n r a y i n e ilerleyip d m a n l a U h u d da ara-
s n d a k i y e r l e r i n i aldlar. Ne y a p m a s g e r e k t i i n e k a r a r veren Peygamber
( s . a . v ) b i n e k l e r d e n i n m e ve k o n a k l a m a e m r i verdi. Bilal ezan o k u d u ve h e p -
si arkalar U h u d dana d n k o l a r a k sralanp s a b a h n a m a z n kldlar. Sa-
van k o n u m u da b u ekilde o l a c a k t . n k d m a n k e n d i l e r i y l e M e k k e
arasnda y e r alyordu. N a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) onlara yle h i -
tap etti: " G e r e k t e n b u g n siz karl ve ecri b o l o l a n b i r g n d e s i n i z . Ne
yaptnn f a r k n d a o l a n ve n e f s i n i sabr, s e b a t , gayret ve istekle b u n a ada-
y a n kii i i n b y k m k f a t l a r v a r d r " 2 P e y g a m b e r ( s . a . v ) k o n u m a s n bi-
tirdiinde h e n z M e d i n e ' d e n y e n i g e l e n H a n z e l e y a n n a geldi ve o n u s e l a m -
lad.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) e n iyi o k u l a r s e i y o r d u : B u n l a r n arasnda k e n d i s i -
n e en y a k n o l a n l a r Z e y d , Z h r e k a b i l e s i n d e n k u z e n i Sa'd ve O s m a n l b n
M a ' z u n ' u n olu Sa'ib idi. O k u l a r n a r a s n d a n elli kiiyi s e i p , esas g c n
sol t a r a f n d a k i tepeye yerletirdi. O n l a r n b a n a da Evs'li A b d u l l a h l b n C -
b e y r (r.a.)'i lider o l a r a k grevlendirdi. O n l a r a baz e m i r l e r verdi ve yle de-
di: " O k l a r n z l a bizi o n l a r n a t l l a r n d a n k o r u y u n . O n l a r n a r k a m z d a n d o -
lap b i z e s a l d r m a s n a izin v e r m e y i n . Sava b i z i m l e h i m i z e de gitse aleyhi-
m i z e de gitse y e r i n i z d e n a y r l m a y n . E e r d m a n y e n d i i m i z i g r r s e n i z ,
b u n d a b i z i m de p a y m z o l s u n d e m e y i n , e e r l d r l d m z g r r s e n i z , . w 273
2. W 221.
yardma gelmeyin."3
3. I. I. 5 6 0 .
Bir b a k a zrh giyerek eline b i r k l ald ve sallad. " B u klc h a k k y l a
4. I. 1 . 4 6 1
UHUD SAVAI o k u n a n arky sylemeye balad:
lerleyin, o zaman sizinle vnrz,
[52] Ve yumuak hallar sereriz.
Fakat eer geri dnp kaarsanz, sizi terkederiz.
Sizi terkederiz ve sevmeyiz.
n e y k s e l m i ve Kureyliler saflarn dzene sokmulard. Her iki ta-
G rafta yzer atl vard. Sa taraftakine Velid'in olu Halid, sol taraftakine ki ordu yeteri kadar birbirine yaklanca, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in okula-
r, Halid'in svarilerini o k y a m u r u n a tutmaya balad. Kineyen atlarn
E b u Cehil'in olu krime k u m a n d a ediyordu. Ortadan E b u Sfyan ilerleme
e m r i n i verdi. O n u n n n d e Abdu'd-Dar'dan Talha, Kurey sancan ta- sesleri kadnlarn davul seslerini bastrd. M e k k e o r d u s u n u n orta ksmndan
yordu. T a l h a ' n m iki kardei ve drt olu gerektiinde sanca a l m a k iin Talha, ileri doru kt ve teke tek atma nerdi. O n a kar Ali (r.a.) kt.
o n u n yaknnda yer alyorlard. Talha ve kardeleri kabileleri iin o g n za- Biraz attktan sonra Ali o n u yere drd ve miferinin s t n d e n kafas-
fer k a z a n m a y a kararlydlar. B e d i r d e onlardan iki kii erefsizce kendileri- n paralayan bir darbe ile ldrd. Peygamber (s.a.v.) b i r anda, "ldrle-
nin esir alnmasna izin vermilerdi. E b u Sfyan, Uhud'a giderken b u n u Tal- c e k b l k b a k a n n n " -ryasnda kendisine gsterilen k o u n - Talha oldu-
ha ve kardelerine hatrlatmay ihmal etmemiti. Mus'ab, Peygamber'in unu anlad ve y k s e k sesle Allahu E k b e r dedi. Bu ses tm orduda yank-
n n d e , M u h a c i r l e r i n sancan tad yerden kendi kabilesinin adamlar- land. Fakat ryada grd k o sadece bir tek k u r b a n s e m b o l i z e etmiyor-
nn da Kurey sancan tadklarn grd. du. n k Talha'nn kardei sanca alm ve Hamza tarafndan ldrl-
ki d m a n ordusu seslerini duyacak kadar birbirlerine yaklatklarn- mt. Daha sonra Zhre'li Sa'd, Talha'nn dier kardeini, b o y n u n a ok sap-
da, E b u Sfyan ordunun hafife n n e kt: " E y Evsliler ve Hazreliler, ala- layarak ldrd. Talha'nn drt olu da birbiri arkasna Ali (r.a.), Zbeyr
n boaltn ve k u z e n i m i bana brakn. O zaman biz de size d o k u n m a y z . (r.a.) ve Evs'li Asm bn Sabit (r.a.) tarafndan ldrldler. kisini, l m e k
n k biz size sava ilan e t m e d i k " dedi. Fakat Ensar, ona y k s e k sesle ha- zere iken ordunun gerisine, anneleri Sulfe'nin yanna tadlar. O n a , oul-
karet ederek cevap verdi. Daha sonra M e k k e saflarndan bir a d a m n e atl- larna bu ldrc darbeleri k i m i n vurduunu sylediklerinde, bir gn
d. Hanzele, ne kann babas olduunu grnce o k ard. Adam: " E y Asm'n kafasndan arap i m e y e and iti.
Evsliler, b e n E b u Amir'im" dedi. E b u Amir bir zamanlar o k gl olan n- Hi b i r M s l m a n k a d n n ordu ile birlikte gelmesine izin verilmemi-
f u z u n u n bir anda yok olduuna inanamyordu. Bu nedenle Kureyliler'e, ti. Fakat Hazre'li b i r kadn olan Nuseybe (r.a.), asl yerinin o r d u n u n yan
kabilesine kendisini tantr tantmaz, b t n adamlarnn k e n d i safna gee- olduunu hissetti. Kocas Gaziyye ve iki olu ordudayd, fakat gitmek iste-
cekleri k o n u s u n d a sz vermiti. F a k a t beklediinin aksine sadece hakaretle mesinin sebebi b u deildi. Dier kadnlarn da orduda o c u k l a r ve kocala-
deil, hayal krkl iinde geri e k i l m e s i n e neden olan ta yamuruyla kar- r vard ve onlar evde kalmaya raz olmulard. Nuseybe, kinci A k a b t d e
land. Peygamber (s.a.v.)'e biat e t m e k iin Medine'den gelen y e t m i kadar adamn
M e k k e ordusu tekrar ilerleme dzenine girdi. Hind tarafndan yneti- yanndaki iki kadndan biriydi. Geride kalmak o n u n mizacna aykryd. Bu
len kadnlar da deflere, zillere vurarak ve ark syleyerek ilerliyorlard: nedenle sabah e r k e n d e n k a l k m , krbasn su ile d o l d u r u p h i olmazsa su-
Ey Abdu'd-Dar slalesi, ileri! suzlara su v e r m e k ve yarallar tedavi etmek amacyla yola k o y u l m u t u . Ya-
Ey gerideki saflarn bekileri, ileri! nna bir kl, bir yay, bir torba da o k almay ihmal etmemiti. O r d u n u n ge-
Her kl darbesiyle lm san. tii yollar izleyerek, sava baladktan ksa bir sre s o n r a , U h u d ' u n etekle-
rine ulamakta zorluk e k m e d i . Vardnda P e y g a m b e r (s.a.v.), E b u Bekir
Kadnlar, dmana yeteri kadar yaklatklarn anlaynca, davullarn
(r.a.) ve m e r (r.a.) gibi yakn arkadalarndan bir grupla birlikte biraz yk-
dverek sava zamannn geldiini ilan ediyorlard. Erkekler, kadnlarn
sek b i r arazide k o n u m u n u almt. Enes'in annesi m m Sleym de ayn e-
n n e geti. Daha sonra Hind, n c e k i b i r savata baka bir H i n d tarafndan
kilde dnerek, su kabn d o l d u r m u ve Nuseybe'den ksa b i r sre sonra
oraya u l a m t . Saflarn gerisindeki b u g r u b a iki yeni kii daha katld. Va- b a k a bir Habe'li sanca k e n d i s i ald, fakat b i r m d d e t s o n r a h e m e n l d -
h a n n b a t s n d a k i Bedev k a b i l e l e r i n d e n M u z e y n e ' l i iki adam ksa b i r sre r l d . H a m z a (r.a.)'nn d e v e k u u ty g r n m e m e s i n e r a m e n E b u D c a -
n c e m s l m a n o l m u ve M e k k e ' l i l e r i n saldrsndan habersiz b i r ekilde ne (r.a.), Z b e y r (r.a.) ve Ensar'la m u h a c i r l e r d e n dierleri, o g n n parola-
M e d i n e ' y e g i t m i l e r d i . ehri yar b o g r n c e , s e b e b i n i r e n m i l e r ve h e - s o l a n ( E m i t , E m i t ) 'ldr, l d r ' s z l e r i n i n canl ekilleri gibi d m a n a
men Uhud'a doru yola k m l a r d . U h u d ' a vardklarnda Peygamber l m sayorlard. O n l a r a kar k i m s e d u r a m y o r d u : Ali'nin b e y a z s o r g u c u ,
(s.a.v.)'i s e l a m l a d l a r ve kllarn e k e r e k saflarn arasndan ilerlediler. E b u D c a n e ' n i n k r m z sar, Zbeyr'in parlak sar sar ve H u b a b ' n ye-
E b u D c a n e (r.a.) k r m z saryla verdii s z d e d u r m u t u . Z b e y r da- il sar, gerilerdeki saflara g v e r e n zafer bayraklar gibiydi. E b u Sfyan,
ha s o n r a l a n y l e itiraf ediyordu: " A l l a h ' n R a s u l klc b a n a deil de E b u ortada c e s u r c a dven H a n z e l e ' n i n d a r b e s i n d e n z o r k u r t u l d u . H a n z e l e t a m
D c a n e ' y e v e r i n c e i i m d e n k r l m ve k e n d i k e n d i m e yle d e m i t i m : B e n o n a v u r a c a k k e n , Leys'li b i r a d a m Hanzele'y mzrayla yere d r d . k i n -
o n u n b a s b a s n n k z k a r d e i Safiye'nin o l u y u m ve Kureyliyim. O n a gidip ci b i r m z r a k darbesiyle de l d r d .
dier a d a m d a n n c e klc istedim, fakat o klc b a n a deil de o n a verdi. Al-
Mekke'liler kamplarna doru katka sava alan Peygamber
lah'a a n d o l s u n E b u D c a n e ' n i n n e yaptn i z l e y e c e i m ! Ve o n u izledim.
(s.a.v)'in bulunduu yerden uzaklayordu. Peygamber (s.a.v) kendi adam-
Z b e y r d a h a s o n r a E b u D c a n e ' n i n h e r n n e geleni, k e n d i s i b i r b i i c i , k -
l a r n n k a z a n d n a n l a m a s n a r a m e n , savan ayrntlarn g r e m i y o r d u .
lc da b i r t r p a n m gibi nasl k o l a y c a l d r d n ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
F a k a t b i r an gzlerini, s a n k i kular s e y r e d i y o r m u gibi g k l e r e evirdi. Bir
verdii s z nasl y e r i n e getirdiini anlatt. S o n u n d a k e n d i s i n i n de: " A l l a h
m d d e t seyrettikten s o n r a y a n n d a k i l e r e : " A r k a d a n z " - H a n z e l e (r.a.)'yi
ve R a s u l d a h a iyi b i l i r " d e m e k z o r u n d a k a l d n syledi.
k a s t e d i y o r d u . - " M e l e k l e r y k y o r " 1 dedi.
G r n o k etkileyici ve iri olan H i n d , hl e r k e k l e r i n arasnda o n l a -
D a h a sonralar bir a k l a m a istercesine b u olay C e m i l e ' y e anlatt:
r savamaya tevik ediyordu. Bir ara o n u e r k e k s a n a n E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n
" G k l e y e r arasnda, b u l u t l a r d a n aldklar s u y u , g m k a p l a r d a n d k e r e k ,
k l c n d a n z o r k u r t u l d u . E b u D c a n e ' n i n klc tam k a f a s n n s t n d e i k e n ,
m e l e k l e r i n Hanzele'y y k a d k l a r n g r d m . " 2 B u n u n z e r i n e C e m i l e , Pey-
H i n d haykrd. O n u n b i r kadn o l d u u n u a n l a y a n E b u D c a n e de y a n n d a -
g a m b e r (s.a.v)'e grd ryay ve k o c a s n n nasl savaa g e k a l m a k o r k u -
ki e r k e e d n d ve o n a vurdu. B u n u n z e r i n e H i n d de, o r d u n u n g e r i s i n d e
s u y l a , g u s l abdestini a l m a d a n yola k o y u l d u u n u anlatt.
k l e l e r tarafndan k o r u n a n k a m p t a k i dier k a d n l a r n yanna d n d . H i n d
M s l m a n l a r , d m a n saflarnn t m n n krld n o k t a y a kadar ilerle-
oraya vardnda, Habe'li Vahi sava a l a n n a d o r u ilerliyordu. A l a n d a k i
diler. D m a n k a m p n a g i d e n yol almt. G a n i m e t a l m a k isteyenler de
dier a d a m l a r n a k s i n e Vahi, s a d e c e b i r a d a m l a ilgileniyordu ve o n l a r n ak-
k a m p a doru ilerliyorlard. S e i l e n elli o k u , P e y g a m b e r (s.a.v)'in s o l u n d a
sine o k s o u k k a n l y d . H a m z a (r.a.) o l a a n s t gl g r n , b e c e r i k l i
biraz uzaktaydlar. P e y g a m b e r l e o k u l a r arasnda, z e m i n n c e alalyor s o n -
savama tarz ve s t n d e k i deve k u u tyyle k e n d i n i u z a k t a n belli ediyor-
ra da onlar yerletirdii b l g e d e ykseliyordu. Okular, ilk sallardaki arka-
du. Vahi u z a k t a n o n u fark etti ve m z r a k atabilecei u z a k l k t a , g v e n l i b i r
d a l a r n n g a n i m e t k a z a n m a k iin giritikleri abay grebiliyorlard. B u n d a n
yere d o r u ilerledi. H a m z a (r.a.), A b d u ' d - D a r ' n s o n s a n c a k t a r l a r n d a n biriy-
dolay o k u l a r da, sava a l a n n a g i t m e k istediler. Liderleri P e y g a m b e r ' i n n e
le yzyzeydi. Bir k l darbesiyle d m a n n zrhnda delik a m t . Vahi b u
olursa o l s u n yerlerinden ayrlmamalar gerektiine dair e m r i n i hatrlatt. Fa-
ans k a r m a m a k iin acele etti ve m z r a n a t a c a k ekilde hazrlad. H a m -
kat o n l a r dinlemediler. "Sava bitti ve kafirler k a t " dediler. Yaklak k r k ta-
za (r.a.) d m a n n l d r m ve b i r k a a d m atmt ki c a n e k i e r e k yere
nesi, A b d u l l a h ve dier o n kiiyi orada b r a k a r a k sava a l a n n a gittiler.
yuvarland. Vahi, o n u hareketsiz k a l a n a k a d a r b e k l e d i k t e n s o n r a m z r a n
O z a m a n a d e k M e k k e o r d u s u n u n svarileri h i b i r ie y a r a m a m l a r d .
e k t i ve b t n hzyla k a m p a gitti. K e n d i k e n d i n e yle diyordu: " Y a p m a k
k i ordu ortada yle k a y n a m l a r d ki, bir atn ilerlemesi h e m k e n d i a d a m -
istediim eyi y a p t m . O n u sadece z g r l m iin l d r d m . "
larn, h e m de d m a n a s k e r l e r i n i tehlikeye sokabilirdi. K e n d i l e r i n i y u k a r -
H a m z a ( r . a . ) ' n n e h i d o l m a s , M e k k e o r d u s u n u n verdii k a y p l a r d a b i r daki m s l m a n o k u l a r n n n e a t m a k s z n da o n l a r n a r k a s n a g e m e l e r i
deiiklie n e d e n o l m a d . l d r l e n yedi s a n c a k t a r n k l e l e r i n d e n b i r i o l a n m m k n deildi. F a k a t Halid o a n d a kar tarafta n e l e r o l d u u n u fark etti
ve h e m e n b t n a d a m l a r n , o k u l a r n b u l u n d u u yere doru yneltti. A b - g a m b e r (s.a.v) " A l l a h ' m o n a m e r h a m e t e t ! " dedi. V e h b d m a n l a r l a h e r ta-
dullah ve a d a m l a r o n l a r ilk n c e oklaryla d u r d u r m a y a altlar. D a h a rafndan y a r a l a n p e h i d o l u n c a y a k a d a r savat. D a h a sonra o n u b u l d u k l a -
s o n r a k l ve m z r a k l a r y l a , l n c e y e d e k savatlar. Bu o n m s l m a n o k - rnda z e r i n d e y i r m i m z r a k yaras vard. Kl d a r b e l e r i n d e n b a k a , bir t e k
u d a n h i b i r i h a y a t t a k a l m a d . T e p e n i n a r k a s n d a n d o l a a n Halid, a d a m l a - m z r a k darbesi bile o n u l d r m e y e y e t e c e k k a d a r derindi. O n u n b u ekilde
rn M s l m a n l a r n e n y o u n o l d u u b l g e y e a r k a d a n saldrtt. k r i m e de d t n g r e n l e r o n u h i b i r z a m a n u n u t m a d l a r . m e r s o n r a k i yllar-
o n u n gibi yapt. M e k k e o r d u s u n u n svarileri k o r u n m a s z m ' m i n saflarna da yle derdi: " l m l e r arasnda en o k Muzeyne'li a r k a d a m n l m gi-
o k kayplar verdirdiler. Ali ve arkadalar artk y z l e r i n i y e n i d m a n a e- bi l m e k i s t e r d i m . " 3 Zhre'li Sa'd da o n yl s o n r a , hl P e y g a m b e r ' i n Vehb'e
virmilerdi. K a a n k a f i r l e r d e n b i r k s m da gelip m ' m i n l e r e a r k a d a n sald- verdii C e n n e t m j d e s i n i duyar gibi o l d u u n u sylerdi.
ryordu. Sava naralar b i r d e n bire deiti ve Kureyliler'in " E y H u b e l ! E y M s l m a n l a r geriye e k i l d i k e k a l a b a l k da tepeye doru yaklayordu.
U z z a ! " sesleri alan d o l d u r d u . Atllarn s a l d r s n d a n k u r t u l a n ve geride ka- ki tarafn sava n a r a l a r n n yan sra t e k t e k savalarn kiisel arlarn
lan m s l m a n l a r n o u k o r k m u l a r ve s n m a u m u d u y l a daa d o r u k a - da d u y m a k m m k n d . O k a t a r k e n , k l darbesi v u r u r k e n ve teke tek k a r -
mlard. K u l a k l a r P e y g a m b e r (s.a.v)'in s e s i n e k a r sar, zihinleri de k a - lamaya davet e d e r k e n iki taraftan da "Al ite, b e n falan f a l a n m " diye ses-
m a k t a n b a k a h e r trl d n c e y e kapalyd. M s l m a n l a r n o u sava ler y k s e l i y o r d u . E b u D c a n e k e n d i s i n i , b y k b a b a s olan Harae'nin o-
alanndayd, fakat d a h a n c e k i cesaretleri k r l m ve sayca d m a n d a n o k lu diye tantyordu. Bazen de b a r a n k i i n i n k i m o l d u u s z l e r i n d e n a n l -
az kalmlard. A d m a d m U h u d ' a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b u l u n d u u yere l m y o r d u . E n s a r ' d a n b i r i n i n yle bard d u y u l u y o r d u : "Al ite, b e n E n -
d o r u geri e k i l m e k z o r u n d a kaldlar. sar'dan b i r g e n c i m . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o g n b i r k a kez: " B e n bn el-
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve iinde iki k a d n n da b u l u n d u u g r u p d m a n n A v a t i k ' i m " 4 yani " B e n Atike'lerin o l u y u m " diye bard. Atike'ler d e r k e n
s t n e arka arkaya o k yadryordu. Sava a l e y h e r i n e d n m e y e baladn- bu ad tayan n i n e l e r i n i k a s t e d i y o r d u . 5 O srada k a r saflardan k i m l i i n i
da ilk d n c e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'i k o r u m a k o l a n b i r o k m s l m a n da a k a s y l e y e n b i r a d a m k t ve: " B a n a kar k i m k a c a k ? B e n Atik'in o-
yanlarna gelip onlara katlmt. O n l a r a ilk katlanlar arasnda Muzeyne'li l u y u m " dedi. B u a d a m , Aie'nin t e k z e r k e k kardei ve ailenin tek m s l -
iki adam, V e h b ve Haris de vard. K k b i r d m a n g r u b u sollarndan k e n - m a n o l m a y a n ferdi o l a n E b u B e k i r ' i n olu Abdu'l- K'be idi. E b u B e k i r (r.a.)
dilerine d o r u yaklayordu. " B u gruba kar k i m k a c a k ? " dedi Peygamber. klcn ve m z r a n e k i p ilerledi, fakat P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n d a n n c e dav-
V e h b (r.a.) h e m e n : " B e n , ey Allah'n R a s u l " dedi ve o n l a r yle hzla o k rand. " K l c n k n n a s o k " dedi, "ve y e r i n e d n , bize a r k a d a l k e t . " 6
y a m u r u n a tuttu ki, d m a n l a r o k u atan g r u b u n b y k o l d u u n u d n e - Bir g r u p atl d a h a M s l m a n l a r n a r k a s n d a n y a k l a m a y a balad ve ge-
r e k geri ekildiler. Bir baka g r u p atl onlara y a k l a r k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) : ri e k i l e n A b d u ' l - K ' b e ' n i n n n e d o r u ilerlediler. P e y g a m b e r (s.a.v.): "Bi-
" B u n l a r a kar k i m g i d e c e k ? " dedi. V e h b yine: " B e n , e y Allah'n R a s u l " de- zim i i n k i m k e n d i n i v e r e c e k ? " 7 dedi. E n s a r ' d a n b e kii kllarn e k i p
di ve onlarla s a n k i k e n d i s i b i r a d a m deil de b i r ordu i m i gibi savat. D - saldrdlar ve ehid o l u n c a y a kadar arptlar. l e r i n d e n s a d e c e biri, o da
m a n g r u b u y i n e geri ekildi. D m a n saflarnn a r a s n d a n b i r g r u p y i n e o n - ar yaral o l a r a k k u r t u l d u . F a k a t o n l a r n yerini a l a c a k yeni y a r d m g e l m i -
lara doru y n e l d i . P e y g a m b e r (s.a.v): " P e k i b u n l a r a kar k i m k a c a k ? " de- ti. Ali (r.a.), Z b e y r (r.a.), Talha (r.a.) ve E b u D c a n e (r.a.) n saflardan or-
di. V e h b ( r . a . ) : " B e n k a c a m " d e y i n c e , P e y g a m b e r ( s . a . v ) " 0 h a l d e k a l k " du ile b i r l i k t e geri e k i l m i l e r d i . O n l a r P e y g a m b e r (s.a.v.)'in y a n n a u l a m a -
dedi ve " n e e l i ol, n k C e n n e t s e n i n d i r . " V e h b sevile ayaa k a l k t ve k - dan n c e d m a n t a r a f m a n atlan b i r tala P e y g a m b e r (s.a.v.)'in alt duda
lcn s a l l a r k e n yle diyordu: 'Allah'a a n d o l s u n h i a m a n v e r m e y e c e i m ve yrtlm ve d i l e r i n d e n biri krlmt. Birden bire y z n k a n kaplad, fa-
a m a n d i l e m e y e c e i m . ' V e h b d m a n g r u b u n u n iine daldnda P e y g a m b e r kat o e l i n d e n g e l d i i n c e acsn g s t e r m e y e r e k Ali ve dierlerini iyi o l d u u
( s . a . v ) ve arkadalar o n u n cesaret ve yiitliini g z l e m e k t e n k e n d i l e r i n i ala- k o n u s u n d a teskin etti. K a n k a y b n d a n zayf d p baylan Talha dnda
madlar ve b i r sre silah atmay durdurdular. V e h b d m a n yarp kar ta- hepsi d m a n n s t n e tekrar yneldiler. P e y g a m b e r (s.a.v.) E b u Bekir'e
rafa gemiti. G e r i d n p tekrar d m a n g r u b u n u n ortasna daldnda Pey- " K u z e n i n e b a k " dedi. F a k a t Talha h e m e n k e n d i n e geldi. O n u n y e r i n e ileri-
k i saflara Z h r e l i Sa'd ve Hazre'li H a r i s l b n S i m m e k a t l m t . B u y e n i grup- p i m a n o l m u ve z l m l e r d i . C e s a r e t i n i k a y b e d e n d a h a b i r o k M s l -
la d e s t e k l e n e n Ali ve a r k a d a l a r d m a n a yle l m satlar k i , m r i k l e - m a n da e l i n d e n g e l d i i n c e hzla daa doru k a y o r d u . F a k a t istisnalar da
rin g e r i e k i l m e s i y l e b i r l i k t e e h i d o l a n b e E n s a r n c e s e d i de a a kt. vard. B u n l a r d a n biri de, P e y g a m b e r (s.a.v)'in h i z m e t i s i E n e s ' i n days - b u
P e y g a m b e r (s.a.v.) o n l a r a b a k t d u a etti. F a k a t y a t a n l a r n a r a s n d a n b i r i o n a isim o n a d a y s n d a n s o n r a v e r i l m i t i - N a d r ' n olu Enes'ti. Peygamber
doru ilerlemek iin zeminde biraz srnd. Bunun zerine Peygamber (s.a.v)'in, Bedir'de b i r o k l a l d r l e n o l u n u n F i r d e v s c e n n e t i n d e o l d u u -
(s.a.v.) o n u g e t i r m e k i i n iki a d a m g n d e r d i . B a c a n y a s t k gibi a d a m n b a - n u h a b e r verdii k a d n E n e s ' i n k z k a r d e i , yani N a d r ' n kz idi. E n e s , yaa-
n n a l t n a k o y d u ve a d a m l n c e y e d e k h a r e k e t s i z c e o r a d a tuttu. m a a r z u s u n u y i t i r m i ve k e n d i l e r i n d e n e savaa d e v a m e t m e n e de k a m a
P e y g a m b e r ( s . a . v ) y l e dedi: " B i l i n k i , C e n n e t k l l a r n glgeleri altn- istei k a l m a m iki a r k a d a n g r d . " N i y e b u r a d a o t u r u y o r s u n u z ? " diye
d a d r . " 8 D a h a s o n r a k i yllarda da o g n n n e k a d a r m u h t e e m ve h a y r d o - bard. O n l a r : " A l l a h ' n R a s u l l d r l m " dediler. " P e k i o l d k t e n s o n -
lu b i r g n o l d u u n u h a t r l a r ve y l e derdi: " K e k e o d a n e t e k l e r i n d e ar- ra yaayp da n e y a p a c a k s n z ? K a l k n ve o n u n gibi l n " 1 1 dedi. Ve sava-
kadalarmla birlikte ylece kalsaydm."9 n en y o u n o l d u u yere d o r u ilerledi. D a h a s o n r a Sa'd l b n M u a z , o n u n
M r i k l e r , yava yava k a y b e t t i i alanlar tekrar k a z a n m a y a b a l a m t . k e n d i s i n e yle bardn P e y g a m b e r (s.a.v)'e s y l e d i : " C e n n e t ! U h u d ' u n
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n e v r e s i n d e k i g r u b u n oklar b i t m e k zereydi. K s a b i r b r tarafndan C e n n e t k o k u s u a l y o r u m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi Sa'd,
sre s o n r a h e r k e s k l ve m z r a k l a r n k a r p y a k n d v y a p m a k z o r u n - " B e n o n u n savat gibi s a v a a m a z d m . " Savatan s o n r a E n e s (r.a.)'i s e k -
da k a l a c a k t . H e m de b i r M s l m a n a d r t kafir d y o r d u . O srada a n i d e n s e n d e n fazla yara a l m b i r h a l d e buldular. Yaralardan t a n n m a y a c a k h a l e
y a n tarafta b i r atl b e l i r d i ve P e y g a m b e r (s.a.v)'in b u l u n d u u g r u b a d o r u gelmiti. O n u k z k a r d e i a n c a k p a r m a k l a r n d a n t a n y a b i l d i . 1 2
ilerledi. " M u h a m m e d ( s . a . v ) n e r e d e ? " diye bard. " O y a a d k a b e n yaa- D z l n , a r k a tarafndaki y k s e k l i e s n m a k isteyen m ' m i n l e r iin
y a m a m ! " B u a d a m z a t e n m s l m a n l a r a b y k kayplar v e r d i r m i o l a n , geri e k i l m e l e r i d a h a da k o l a y hale gelmiti. n k m r i k l e r i n o u sava-
M e k k e ' n i n d n d a k i K u r e y l i l e r ' d e n l b n K a m i a idi. G r u b a hzla b i r g z ata- n bittiini d n e r e k a b a l a r n azaltmlard. H e n z l l e r s a y l m a m t ,
r a k h e d e f i n i h e m e n fark etti. A t n m a h m u z l a y p , h i b i r m i f e r i n d a y a n a - fakat t a h m i n e n B e d i r ' d e k i l e r e t e k a b l e d e c e k k a d a r M s l m a n ehit e t m i -
m a y a c a g l b i r k l d a r b e s i indirdi. F a k a t T a l h a h e m e n Peygamber lerdi. Yan sra t m b u k a r k l k l a r n asl n e d e n i o l a n a d a m l d r m e k l e
( s . a . v ) ' i n y a n n d a y d ve k l c g r r g r m e z k e n d i n i P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n a m a l a r n a ulamlar, y e n i dini bastrp, tekrar e s k i d z e n i k u r m u l a r d :
n n e att, hayat b o y u n c a k u l l a n a m a y a c a b i r e l i n i n p a r m a k l a r n k a y b e - "Ya la'l-Uzza, ya l a ' l - H u b e l ! "
d e r e k b a k a b i r yara a l m a k s z n d a r b e d e n k u r t u l m u t u . D a r b e h e m e n P e y -
Kurey'in t m n d e g r l e n b u yavalama, P e y g a m b e r (s.a.v)'i c a n s i p e -
g a m b e r ( s . a . v ) ' i n b a n n y a n n d a n g e m i m i f e r i n e a r p p , iki d e m i r par-
rane k o r u y a n y i r m i a d a m n b u l u n d u u g r u b u e v r e l e y e n Kureyli sava-
a s n n P e y g a m b e r ' i n y z n e s a p l a n m a s n a n e d e n o l m u t u , o m u z u n d a n ge-
larda da a k a g r l y o r d u . M e k k e ' l i l e r b u a d a m l a r esir a l a m a y a c a k l a r n
e r k e n de iki k a t zrhn p a r a l a m t . B a n n yan tarafna g e l e n b u d a r b e
ve l e n e d e k s a v a a c a k o l a n b u a d a m l a r n k e n d i l e r i n d e n de b i r k a kiiyi l-
ile P e y g a m b e r (s.a.v)'in yere d t n g r e n kafir atn m a h m u z l a y p , gel-
d r e c e i n i a n l a m l a r d . Asl a m a l a r n g e r e k l e t i r d i k l e r i n e gre s e i l e c e k
dii hzla g e r i gitti. F a k a t dierleri y i n e d e saldrya kar P e y g a m b e r (s.a.v)'i
en iyi yol o n l a r b r a k p zafer k u t l a m a l a r n a b a l a m a k t .
evrelediler. M a h z u m ' l u e m m a s , 1 0 P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' i n n n d e v u r u l u n -
P e y g a m b e r ( s . a . v ) k e n d i s i n e gelmiti. D m a n e k i l i r e k i l m e z ayaa
caya k a d a r savat. y l e ki P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u n yaayan b i r z r h a b e n -
kalkt ve a r k a d a l a r n a k e n d i s i n i takip e t m e l e r i n i s y l e y e r e k , d m a n gz-
zettiini s y l e m i t i r . O v u r u l u n c a y e r i n e b a k a b i r a d a m g e t i . A r k a s n d a n
l e y e b i l e c e k l e r i ve s n a b i l e c e k l e r i bir n e h i r yatana d o r u ilerledi. F a k a t
da k l c n e k m i bir h a l d e N u s e y b e b e k l i y o r d u .
P e y g a m b e r (s.a.v) y z n e s a p l a n a n metal paralar n e d e n i y l e o k ac e k i -
Bir s e s - b e l k i de l b n K a m i a - " M u h a m m e d l d r l d ! " diye bard. B u yordu. Bu y z d e n b i r m d d e t durdular ve E b u U b e y d e birbiri a r k a s n a iki
s e s t m d m a n kaplad ve h e p s i H u b e l ve Uzza'y v p y c e l t e n s z l e r metal p a r a s n dileriyle P e y g a m b e r (s.a.v)'in y z n d e n kard. F a k a t ya-
sylediler. U h u d b u s z l e r l e n l y o r d u , k a p daa s n a n m s l m a n l a r ra tekrar k a n a m a y a balad.
k a b i l e s i n d e n baka a d a m l a r t o p l a n m duruyorlard. U b e y k o n t r o l e d e m e d i -
B u n u n z e r i n e Hazre'li M a l i k azn yarann s t n e k o y d u , k a n e m d i
i bir ses tonuyla: " M u h a m m e d b e n i v u r d u " dedi. Adamlar o n u n yarasna
ve y u t t u . M a l i k , M e d i n e ' d e y k e n : " n m z d e iki iyi e y d e n b i r i v a r " diyen
baktlar ve hafif o l d u u n u sylediler. F a k a t o yarasnn o k ar ve l d r c
ve h e m e n h e m e n l m d u r u m u n d a o l a n e m m a s ' t a n s o n r a orada b u l u n a n -
o l d u u n a bir kez i n a n m t . G e r e k t e n de o n u n b u i n a n c s o n r a d a n doru
lar i i n d e e n ar yaras o l a n a d a m d . P e y g a m b e r (s.a.v) yle dedi. " K i m b e -
kt. " B a n a , seni l d r e c e i m " dedi, " E e r b a n a b i r tokat bile atsayd, andol-
n i m k a n m n k e n d i k a n n a kart b i r a d a m g r m e k isterse M a l i k l b n Si-
sun b e n i l d r r d " . Bu h a b e r karsnda m r i k l e r M u h a m m e d (s.a.v) l-
nan'a b a k s n . " E b u U b e y d e de b u sze dahildi. n k m e t a l p a r a l a r n -
m e m i diye e n d i e l e n m e y e baladlar. Fakat U b e y k e n d i n d e o l m a d n iin
k a r r k e n iki dii k r l m ve az k a n y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r a : " B e -
miferli b i r adam, b i r bakasyla kartrm olabilir, diye dndler.
n i m k a n m n d o k u n d u u kiiye ate u l a a m a z " dedi.1^
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar n e h i r yatana u l a t k l a r n d a Ali (r.a.)
Bu k k g r u p n e h i r yatana doru ilerlerken daha n c e d e n U h u d ' a s-
k a l k a n n a bir kayann k o v u u n d a k i s u d a n d o l d u r a r a k P e y g a m b e r (s.a.v)'e
nan m s l m a n grup onlar karlamaya geldi. Ka'b l b n M a l i k , u z a k t a n ya-
getirdi. S u durgun o l d u u iin o k k o k u y o r d u . Bu n e d e n l e o k s u s a m a s n a
ps ve g r n P e y g a m b e r (s.a.v)'e b e n z e y e n , fakat y r y daha yava
r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) s u y u i m e d i , bir k s m y l a y z n ykad, s o n r a
olan b i r i n i farketti. D a h a s o n r a y a k l a t k a , Ka'b bakt k i i n i n g z l e r i n d e
hl dzle yakn o l d u k l a r n d a n biraz daha yukarya t r m a n m a e m r i ver-
b a k a l a n y l a kartrlamayacak olan o parlakl g r n c e arkasndakilere:
di. n n d e k i k a y a n n s t n e k p t r m a n m a y a d e v a m e t m e k istiyordu. Fa-
" E y m s l m a n l a r g z n z aydn! B u Allah'n R a s u l " diye bard. P e y g a m -
kat o k a d a r g s z d ki t m a b a s n a r a m e n k a m a d . B u n u n z e r i n e Tal-
b e r ( s . a . v ) o n a sessiz o l m a s n syledi. Bu h a b e r azdan aza dolat. H e r k e s
ha, yaralarnn ar o l m a s n a r a m e n P e y g a m b e r (s.a.v)'i srtna ald ve ge-
aceleyle geliyor ve o n u n yaadm bizzat k e n d i gzleriyle g r m e k istiyordu.
rekli y k s e k l i e kard. P e y g a m b e r (s.a.v) o gn Talha'ya f ' Y e r y z n d e y-
Sevinleri o kadar b y k t ki, s a n k i yenilgi bir anda zafere d n m t .
r y e n b i r ehit g r m e k isteyen U b e y d u l l a h ' n olu Talha'ya b a k s n " d e d i . 1 5
F a k a t Ka'b'n sevinle baran sesini y a k n d a k i b i r Kurey svarisi duy-
G e i c i olarak k o n a k l a y a b i l e c e k l e r i bir yere vardklarnda g n e tepeye
m u t u . O , U m e y y e ' n i n kardei U b e y yani Avd adl atnn s t n d e i k e n Pey-
y k s e l m i t i . Bu n e d e n l e le n a m a z m kldlar. N a m a z d a i m a m olan Pey-
g a m b e r (s.a.v)'i l d r e c e i n e y e m i n eden adamd. K u r b a n n n l m h a b e r i -
g a m b e r (s.a.v), t m n a m a z o t u r a r a k kldrd. Dierleri de o n a u y a r a k ayn
ni d u y m u ve cesedini gzleriyle g r m e k iin aratryordu. T a m o srada
ekilde kldlar. Daha s o n r a kayaln s t n e b i r g z c dikip d i n l e n m e k
K'ab'n sesini d u y m u ve vadi yatana doru ilerlemeye balamt. M s l -
zere uzandlar. o u derin ve s a k i n b i r uykuya dald.
m a n l a r o n u g r n c e , k a r l a m a k iin ona doru dndler. " E y M u h a m m e d "
dedi Ubey, " E e r sen kaarsan b e n seni b u l a m a z m y m ? " A s h a b d a n b i r g r u p
P e y g a m b e r (s.a.v)'in evresini sard, dierleri de Ubey'e s a l d r m a k zereydi- . I.I. 5 6 8 .
2. W274.
ler. O srada P e y g a m b e r (s.a.v.) onlara ellerini b r a k m a l a r n syledi. D a h a
3. W275.
s o n r a b u olay anlatanlar, P e y g a m b e r (s.a.v.)'in kendilerini bir d e v e n i n arka- 4. W.280.
sndaki sinekleri k o v m a s gibi itip onlarn arasndan k u r t u l d u u n u syledi- 5. I.S.I./l, 32-4. Bu kitapta Haim ve Lu'ayy'n annesini de kapsayan ondan fazla Atike ismi saylm-
tr. Atike'nin anlam "temiz" demek olan "Tahire" nin anlamna yakndr.
ler. P e y g a m b e r (s.a.v), Haris l b n S i m m e ' n i n elinden mzra ald ve h e p s i n i n
6. W. 2 5 7 .
n n e kt. Hibiri h a r e k e t e t m e k s i z i n o n u n bu cesaretine ve kararllna 7. I.I. 5 7 2 .
b a k a kaldlar. lerinden birinin dedii gibi: "Allah'n Rasul bir eyi y a p m a - 8. B. LII, 2 2 .
9. W. 2 2 6 .
ya niyet ederse, h i b i r g o n u o ii y a p m a k t a n alkoyamazd."14 Ubey, kl-
10. Bak. Bl. 27.
c havada P e y g a m b e r (s.a.v)'e yaklat. F a k a t o v u r m a d a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 11. W 280.
mzrayla Ubey'i b o y n u n d a n vurdu. U b e y bir boa gibi bard, neredeyse 12. B. LVI, 12.
13. W 247.
atndan dyordu. F a k a t dengesini tekrar salad ve arkasn d n p y o k u
14. W 251.
aa M e k k e k a m p n a d o r u hzla k a m a y a balad. K a m p t a yeeni Safvan ve 15. I.H. 5 7 1 .
r
NTKAM
k a d n l a r a d n d ve y k s e k sesle: " E y Kureyliler, b e n i m de sizin de d m a -
Sebt: Allah'n Yahudileri imtahan etmek iin almay yasaklad tatil gndr. (ev. notu)
Beni S e l i m e ' y e m e r h a m e t e t ! " B t n k a b i l e l e r arasnda, U h u d ' a k a t l m a y a n
sedinin alnp Uhud'a g m l m e s i emrini verdi.
fakat bu kez onlara katlan b i r tek kii vard. Bu Cabir (r.a.)'di. O sabah Pey-
Uhud savandan dndkten sonra lbn Ubey'in olu Abdullah, savatan
gamber (s.a.v)'in arsn duymu ve ona giderek: " E y Allah'n Rasul, sa-
sonraki ilk geceyi, arpma srasnda ald bir yaray dalamakla geirdi. Bu
vata b u l u n m a y o k istiyordum. Fakat b a b a m beni yedi k k kz kardei-
srada babas ona savaa katlmasnn aptallk olduunu sylyordu. "Tan-
min banda brakt. Ben mit ettiim halde ehadette Allah o n u bana ter-
r'ya andolsun sonu tam b e n i m tahmin ettiim gibi o l d u " dedi. Olu: "Al-
cih etti. Ey Allah'n Rasul, h i olmazsa bu kez seninle g e l m e m e izin v e r "
lah'n Rasul ve mslmanlar iin yaptm ey hayrlyd" dedi. Fakat lbn
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona dierleriyle birlikte gitme izni verdi.
Ubey tartmaya ak deildi. "Eer ldrlenler bizle geri dnm olsalard,
Medine'den sekiz mil tede konakladlar. O srada d m a n da kendile-
ldrlmezlerdi" diye iddia etti. Olu, dier mslmanlarla birlikte savata
rinden fazla uzakta o l m a y a n Revha'da k o n a k l a m t . Bunu duyan Peygam-
iken o Medine'de bo durmamt. Yahudiler ise daha n c e gstermedikleri
ber (s.a.v.), adamlarna m m k n olduu kadar geni bir alana yaylmalar-
derecede iddetli bir kesinlikle yle diyorlard: " M u h a m m e d (s.a.v) sadece
n ve kendileri iin o d u n toplamalarn emretti. Her adam kendisi iin b i r
krallk peinde kouyor. Hibir peygamber byle bir sonla karlamamtr.
ate yakacakt. G n e batana dek be yz b e k odun topladlar. G e c e oldu-
Hem kendisine h e m de arkadalarn byk darbeler almlar."
unda h e r k e s k e n d i ateini yakt. o k saydaki ate bekleri uzaktan sanki
Yahudilerin ve mnafklarn sylediklerinin o u , Uhud'a yakn bir yer-
b y k b i r ordu k o n a k l a m izlenimi veriyordu. Hl putperest olmasna
de ateler yakarak yaplan gsteriden sonra ehre d n e n m e r (r.a.)'in ku-
ramen m s l m a n l a r a dost olan Huzaa'l bir adam, E b Sfyan'a gidip ger-
lana gitmiti. mer, bunlar duyunca h e m e n Peygamber (s.a.v)'e gitti ve
e k olmad halde Uhud'a katlmayanlar ve mttefikleri de dahil b t n
bundan s o r u m l u olan kiileri l d r m e k iin o n d a n izin istedi. Fakat Pey-
Medine'lilerin sava meydanna geldiklerini haber verdi: "Tanr'ya and ol-
g a m b e r (s.a.v) b u n a izin vermedi. "Allah, dinini y c e l t e c e k ve Peygamber
sun, siz onlarn atlarnn ban grr g r m e z k a m a l y d n z " dedi. Kurey-
(s.a.v)'ine g v e r e c e k " dedi. " E y Hattab'n olu, g e r e k t e n Kurey bize bir
liler'den bazlar Medine'ye saldrmak istiyordu. Fakat imdi hepsi en hzl
daha ayn g n yaatamayacak ve gidip Ke'yi s e l a m l a y a b i l e c e i z . " 1 - M e k -
ekilde M e k k e ' y e d n m e karar almlard. F a k a t E b u Sfyan erzak a l m a k
ke'ye girip Hacer'l-Esved'i peceklerini kastediyordu.-
iin Medine'ye giden bir gruptan Peygamber (s.a.v.)'e mesaj gndermeyi ih-
Peygamberden (s.a.v.) izin alamad iin m e r ' i n elinin k o l u n u n ba-
mal etmedi: " M u h a m m e d ' e de ki: "Biz ona ve arkadalarna kar kp, ge-
lanmasna ramen, lbn U b e y cezasz kalmad, l b n Ubey, Mescidde c u m a na-
ri kalanlarn h e p s i n i n k k n k u r u t u n c a y a kadar onlarla savaacaz." Ge-
mazlar iin k e n d i n e erefli bir mevki edinmiti. O n u n Medine'deki k o n u -
ri d n d n d e U k a z panayrna ura, deveni k u r u zmle y k l e y e y i m " de-
m u n u h e r k e s bildii iin b u n a k i m s e kar k m y o r d u . Peygamber (s.a.v)
di. Adamlar m e s a j Peygamber (s.a.v.)'e ulatrdnda o ksa bir sre n c e
minbere h u t b e ve vaaz iin ktnda l b n U b e y kalkar ve yle derdi: " E y
inen ayetle cevap verdi:
insanlar, b u Allah'n Rasuldr. Dilerim Allah o n u n sayesinde bize merha-
"Allah bize yeter, o ne gzel vekildir." (Al-i mran: 73). met eder. O halde ona yardm edin, onu onurlandrn, o n u dinleyin ve ona
itaat edin". Daha sonra tekrar otururdu. Fakat U h u d d n n d e n sonraki
P e y g a m b e r (s.a.v) ve arkadalar Pazartesi, Sah ve aramba gnlerini
ilk C u m a namaznda l b n U b e y h e r z a m a n k i gibi ayn eyleri s y l e m e k iin
orada h e r a k a m ate yakarak geirdiler. O gn b o y u n c a tm m s l m a n -
ayaa kalktnda, etrafnda b u l u n a n Ensar'dan m s l m a n l a r o n u iki tara-
lar dinlendiler ve b a y r a m sevinci yaadlar. Bir n c e k i yaz hasat o k verim-
fndan tuttular ve: " E y Allah'n dman, otur. Bu yaptklarndan sonra se-
li gemiti. Sa'd l b n U b a d e (r.a.) otuz deve y k h u r m a , dierleri de k u r b a n
nin k o n u m a y a h a k k n y o k " dediler. B u n u n zerine lbn Ubey, kalabaln
edilmek zere hayvanlar getirmilerdi. P e r e m b e gn toparlanp Medi-
arasndan zorlukla syrld ve cemaati terk etti. Mescidin kapsnda ona rast-
ne'ye dndler.
layan Ensar'dan biri ona: " D n ve Allah'n Rasul senin iin balanma di-
Peygamber ve ordu yola ktktan ksa bir sre sonra e m m a s l m ve
lesin" dedi. F a k a t o u cevab verdi: "Tanr'ya a n d o l s u n , o n u n b e n i m iin
Uhud' a g m l m t . Onlarn yokluu esnasnda Malik de l m , fakat ai-
balanma dilemesini i s t e m i y o r u m " .
lesi o n u Medine'ye g m m t . Peygamber (sav) d n d n d e Malik'in ce-
Uhud'u izleyen gnlerde Peygamber (s.a.v)'e savala ilgili pekok yeni va- NTKAM KURBANLARI
hiy geldi. Bu ayetlerden iki kabilenin de byk bir b l m n n sava balad-
anda alan terk etmeyi dndkleri, fakat Allah'n onlara g ve kararllk [56]
verdii aa kyordu. Bu iki kabileden biri, dman takip etmeye gittikle-
rinde h e m e n hazr olularyla Peygamber (s.a.v)'i sevindiren Hazre'li Beni Se- rt aydan fazla sre b o y u n c a bar bozan h i b i r olay meydana gelme-
lime kabilesi idi. Beni Selime ve Evs'li Beni Harise kabileleri bu ayetleri (l-i
mran: 1 2 2 ) duyunca, ayette kastedilen kiilerin kendileri olduklarn itiraf et-
D di. Fakat b u srenin s o n u n d a Beni Esed bn H u z e y m e ' n i n Medine'ye
sefer dzenledii haberi ulat. M s l m a n olan C a h ailesini ve daha nce-
tiler. Fakat o anki zayflklar iin zlmyorlard, nk Allah onlara kendi den M e k k e ' d e yaayan Esed'lileri saymazsak bu geni ve g l N e c d kabile-
kazanacaklar gten daha fazla g ve kararllk vermiti. Ayetler sava sra- si hl Kureyliler'in yakn b i r mttefikiydi. Kureyliler imdi de onlar,
snda birden panie kaplp daa kaanlardan ve zellikle ehit olmak istedik- Uhud'da zayf den M s l m a n l a r b u d u r u m u n d a n yararlanmaya tevik
leri iin Peygamber (s.a.v)'i savaa tevik edenlerden bahsediyordu. ediyordu. Bu nedenle onlara ve tm Arabistan'a U h u d ' u n mslnanlar za-
yflatmad bilakis glendirdii gsterilmeliydi. Bu a m a l a Peygamber
'Yoksa siz Allah, iinizden cihad edenleri belirtip -ayrdetmeden ve sabredenle-
(s.a.v) Beni Esed ibn Huzeyme'lilerin kampna habersiz olarak, kuzeni E b u
ri de belirtip- ayrdetmeden cennete gireceinizi mi sandnz? Andolsun, siz onunla
S e l e m e k o m u t a s n d a yzelli silahl adam gnderdi. Bu k k ordu bn Hu-
karlamadan nce lm temenni ediyordunuz. te siz -bakp dururken- onu gr-
zeyme'lilerin kampna sessizce yaklat ve o k az kan d k e r e k onlarn ka-
dnz de." (l-i imran: 142-143).
masn salad. M s l m a n l a r ise Medine'ye, o n b i r gn s o n r a , b y k bir de-
ve s r s ve o b a n ile birlikte dndler. Bu saldr a m a c n yerine getir-
Fakat vahiy, sava alannda emirlere uymayan kiilerin cezalarn orada
miti, yani slam'n y o k edilemeyen g c tm Arabistan'a gsterilmiti.
dedikleri ve affedildiklerini de belirtiyordu. dedikleri c e z a n n veya keffa-
retin bir k s m Peygamber (s.a.v)'in l m haberini duyduklarnda ektikle- O sralarda daha g n e y d e n bir saldrnn yaplaca haberi Medine'ye
ri ac ve zntyd. (l-i mran: 1 5 2 - 1 5 5 ) . Bu ayetlerde, daha n c e yaa- geldi. F a k a t bu kez P e y g a m b e r (s.a.v) mucize gstererek slam karsndaki
m toplumlarn imdi harabe haline gelmi medeniyetlerine deinilerek dmanln, Hudayl kabilesinin Lihyani kolunun bakanndan kay-
Arabistan'da h a k i m olan gelenek ve deerlerin de bir gn y o k olaca ve za- naklandn bildirmiti. E e r bu adam ortadan kaldrlrsa o taraftan gele-
c e k saldr artk p e k n e m l i olmazd. B u n u n zerine P e y g a m b e r (s.a.v),
ferin slam'n olaca gerei de vurgulanyordu.
Hazreli Abdullah b n Uneys'i, b u lideri ldrmekle grevlendirdi. " E y Al-
"Gerek u ki, sizden nce nice snnetler (kanun zelliini kazanm olaylar) lah'i n R a s u l " dedi Abdullah, " b a n a o adam tarif et ki, g r d m d e tanya-
gelip gemitir. Bundan dolay yeryznde gezip dolan da yalan sayanlarn ura- b i l e y i m " . Peygamber (s.a.v): " O n u grdnde, o sana eytan hatrlatacak.
dklar sonu nasl oldu bir grn. Bu (Kur'an), insanlar iin 'dolambasz bir ak- O n u n aradn adam o l d u u n u yle anlayacaksn; o n u grdnde titreye-
lama (beyan)' saknanlar iin de bir hidayet ve ttr. Gevemeyin, zlmeyin, c e k s i n " dedi. Abdullah, Peygamber (s.a.v)'in sylediklerini aynen yaad ve
eer inanmlarsamz en stn olan sizlersiniz" (l-i mran: 137/139). o n u l d r p sasalim geri dnd.
Medine'ye kar planlanan saldrlarn hepsi imdilik rafa kaldrlmt.
Bir de gelecekle ilgili bir olaya deiniliyordu:
F a k a t ldrlen b a k a n l a r n n c n almak iin Hudayl kabilesinden bir
"Muhammed, yalnzca bir peygamberdir. Ondan nce nice peygamberler gelip g r u p adam, k o m u kylere slam' a n l a t m a k iin giden alt m s l m a n a sal-
gemitir. imdi lrse ya da ldrlrse, siz topuklarnz zerinde gerisin geriye mi drdlar. Olay, M e k k e ' n i n yaknnda Raci' denilen sulak b i r yerde meydana
dneceksiniz? ki topuu zerinde gerisin geri dnen kimse, Allah'a kesinlikle zarar geldi. Peygamber (s.a.v)'in adamlarndan dverek ehit edildi, dier
veremez. Allah kredenleri pek yaknda dllendirecektir." (Al-i mran: 144) de esir alnd. Esir alnan keiden biri k a m a k isteyince h e m e n ld-
. w 317.
rld. atmada lenlerden biri de Uhud'da Kurey'in sancaktarlarndan
i k i s i n i l d r e n E v s k a b i l e s i n d e n A s m idi. l d r l e n a d a m l a r n annesi, G e n l e r d e n h e r b i r i n e m z r a k verip: " B u , s e n i n b a b a n l d r e n d i r " dediler.
A s m ' n k a f a t a s n d a n arap i m e y e y e m i n etmiti. Hudayl'l a d a m l a r da G e n l e r H u b e y b ' i mzrakladlar, fakat l d r e m e d i l e r . B u n u n z e r i n e b y k -
o n u n k a f a t a s n b u k a d n a s a t m a y planlyorlard. F a k a t b i r ar k o v a n y- l e r d e n biri elini o c u u n e l i n i n s t n e k o y u p l d r c b i r d a r b e indirdi.
z n d e n g e c e o l a n a d e k Asm'n c e s e d i n e yaklaamadlar. G e c e o l u n c a da b i r Bir dieri d a h a ayn eyi yapt. F a k a t b u n a r a m e n H u b e y b b i r saat daha ya-
frtna A s m ' n c e s e d i n i s r k l e y i p g t r m t . Bu n e d e n l e Kureyli a n n e ad ve s r e k l i u iki c m l e y i tekrarlad: "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r , M u -
h i b i r z a m a n y e m i n i n i yerine g e t i r e m e d i . E s i r a l n a n Evs'li H u b e y b ile Haz- h a m m e d O'nun Rasuldr."
re'li Zeyd, B e d i r ' d e k i l l e r i n i n c n a l m a k iin h e r frsat k o l l a y a n K u - E s i r e d i l e n arkada Zeyd d e a y n e k i l d e l d r l d . l d r l m e d e n n -
reyliler'e satld. H u b e y b , Beni Nevfel'in m t t e f i k l e r i n d e n b i r i n e satld ve c e O da iki rekat n a m a z kld ve s o r u l a n s o r u l a r a ayn cevaplar verdi. Z h -
Bedir'de l d r l e n b a b a s n n c n a l m a s i i n k a b i l e n i n b i r y e s i n e veril- re'nin m t t e f i k l e r i n d e n o l a n ve o g n h e r k e s l e b i r l i k t e T a n ' i m ' e g i d e n ? l b n
di. Safvan da ayn a m a l a Zeyd'i ald ve iki a d a m H a r a m aylar g e i n c e y e ka- e r i k yle d e m e k t e n k e n d i n i a l a m a d : " H i b i r b a b a evldn, Muham-
d a r h a p i s t e kaldlar. m e d ' i n taraftarlarnn M u h a m m e d ' i sevdii k a d a r s e v e m e z . "
S a f e r a y n n hilali g r n r g r n m e z , K u r e y l i l e r esirleri h a r a m b l g e - B e d i r Sava'nn b a n d a U t b e ile t e k e tek k a r l a m a s s o n u c u n d a l e n
d e n k a r p T a n ' i m ' e gtrdler. k i esir b i r b i r l e r i n i h a p s e d i l d i k l e r i n d e n b e - U b e y d e geride k e n d i s i n d e n o k g e n o l a n b i r dul b r a k m t . Bedevi k a b i l e -
ri i l k defa g r y o r l a r d . Orada b i r b i r l e r i n e s a b r tavsiye ettiler. D a h a s o n r a si A m i r ' d e n H u z e y m e ' n i n kz o l a n Z e y n e b o k c m e r t b i r k a d n d . s-
B e n i Nevfel ve b e r a b e r i n d e k i l e r H u b e y b ' i b i r a z ileriye gtrdler. H u b e y b l a m ' d a n n c e de "fakirlerin a n n e s i " diye anlrd. D u l k a l d k t a n b i r yl s o n -
k e n d i s i n i kaza b a l a y a c a k l a r n a n l a y n c a o n l a r d a n n a m a z k l m a k i i n ra hl e v l e n m e m i t i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a e v l e n m e teklif e t t i i n d e m e m -
izin istedi, d a h a s o n r a iki rek'at n a m a z kld. O n u n l d r l m e d e n n c e n a - n u n i y e t l e k a b u l etti. M e s c i d e b i t i i k odalara bir oda daha e k l e n d i . B y k b i r
m a z k l m a g e l e n e i n i k u r a n ilk kii o l d u u sylenir. D a h a s o n r a o n u kaz- i h t i m a l l e b u y e n i ba n e d e n i y l e Z e y n e b ' i n k a b i l e s i n i n yal lideri E b u Bera,
a b a l a d l a r ve " s l a m ' d a n d n e r s e n s e n i s e r b e s t b r a k a c a z " dediler. O u P e y g a m b e r (s.a.v)'i ziyaret etti. s l a m o n a teklif edildiinde yal a d a m b u -
c e v a b verdi: " s l a m ' d a n d n d m d e y e r y z n d e k i her eyi elde e d e c e i - na kar o l m a d n syledi. B u n u n l a b i r l i k t e t a m a m e n k a b u l ettiini de
m i b i l s e m , y i n e de slam'dan d n m e m . " K e n d i n evinde o l u p , M u h a m m e d a k l a m a d . S a d e c e k e n d i k a b i l e s i n e islam' r e t e c e k m s l m a n l a r n gel-
( s . a . v ) ' i n s e n i n y e r i n d e o l m a s n i s t e m e z m i y d i n ? " dediler. " K e n d i m evde m e s i n i istedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a dier k a b i l e l e r i n m s l m a n l a r a sald-
o t u r m a k i i n M u h a m m e d (s.a.v)'in a y a n a b i r d i k e n paras bile b a t m a s n r a b i l e c e i n i syledi. B e n i Amir, H a v a z i n k a b i l e s i n i n b i r k o l u y d u ve y e r l e i m
i s t e m e m " diye c e v a p verdi. " D n e y H u b e y b " dediler, " n k dininden b l g e s i , m s l m a n l a r a s a l d r m a l a r m u h t e m e l olan S l e y m ve dier G a t a f a n
d n m e z s e n s e n i l d r e c e i z . " " A l l a h i i n l m e m h i de n e m l i d e i l " dedi. k a b i l e l e r i n e y a k n d . F a k a t E b u Bera, B e n i Amir'in efi o l a r a k k e n d i s i n i n
D a h a s o n r a u n l a r ekledi: " B e n i m y z m k u t s a l y e r d e n e v i r m e n i z e ge- k o r u y a c a h i k i m s e y e s a l d r l a m a y a c a n a dair s z verdi. B u n u n z e r i n e
l i n c e " , - y z n M e k k e ' d e n b a k a tarafa e v i r m i l e r d i - " A l l a h y l e b u y u r u - P e y g a m b e r ( s . a . v ) h e m bilgileri, h e m de takvalar n e d e n i y l e slam' temsil
yor: " H e r n e r e y e d n e r s e n i z Allah'n y z ( k b l e s i ) o r a s d r " ( B a k a r a : 1 1 5 ) . e d e n k r k m s l m a n seti. O n l a r n b a n a da Hazre'li M u n z i r l b n A m r ' ge-
"Allah'm, burada benim selamm senin Rasulne gtrecek kimse yok, o tirdi. S e i l e n l e r d e n biri de P e y g a m b e r ( s . a . v ) ve E b u Bekir'le b i r l i k t e hicret
h a l d e s e l a m m o n a S e n u l a t r " dedi. O srada P e y g a m b e r ( s . a . v ) , M e d i - e d e n E b u B e k i r ' i n azatl k l e s i A m i r l b n F u h e y r e idi.
ne'de Zeyd ve dier arkadalaryla b i r l i k t e o t u r u y o r d u . Bir an P e y g a m b e r M e d i n e ' d e E b u Bera'nn liderliinin tartmal o l d u u bilinmiyordu.
( s . a . v ) vahiy ald zamanlarda girdii h a l e girdi. O n u n "Ve A l e y h i s s e l a m ve O n u n y e r i n e g e m e k isteyen y e e n i , P e y g a m b e r ' d e n b i r m e k t u p g t r e n , b u
R a h m e t u l l a h (Allah'n selam ve R a h m e t i o n u n z e r i n e o l s u n ) " d e d i i n i n e d e n l e h e r k e s t e n n c e oraya varan bir m s l m a n l d r d . K a b i l e n i n di-
duydular. P e y g a m b e r (s.a.v) daha s o n r a " C e b r a i l b a n a H u b e y b ' i n s e l a m n er a d a m l a r n da geri k a l a n m s l m a n l a r l d r m e l e r i iin tevik etti. F a -
getirdi" dedi.1 kat t m k a b i l e E b u Bera'nn k o r u m a s altnda olan k i m s e y i l d r e m e y e c e k -
Kureyliler'in yannda b a b a l a r B e d i r ' d e l d r l e n krk gen vard. lerini s y l e y i n c e s i n i r l e n e n y e e n , ksa bir sre n c e M e d i n e ' y e k t l k
r
gelien b u yeni gc farketmelerini de salamt. Eskiden uzun yllar sren te birinde (namaz iin) kalktn bilmektedir; seninle birlikte olanlardan bir top-
i savalar Medine'yi d saldrya ak hale getiriyordu. F a k a t ierideki b u luluun da (byle yaptn bilmektedir). Geceyi ve gndz Allah takdir etmektedir.
uyumazlk yerini b y k ve artc bir hzla yaylan bir a h e n k ve uzlama- Sizin bunu sayamayacanz bildi, bylece de tevbenizi (O'na dnnz) kabul
ya brakmt. Bu ahengi daha k o r k u l a c a k hale getiren de Medine'lilerin en etti. u halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun (Mzzemmil: 20).
"Sen yeryzndekilerin tmn harcasaydn bile, onlarn kalblerini uzlatra- "Onlarn yanlan (gece namazna kalkmak iin) yataklanndan uzaklar. Raileri-
mazdn. Ama, Allah onlarn aralarn uzlctrd" (En-fal: 63) ne korku ve mitle dua ederler ve kendilerine nzk olarak verdiklerimizden infak eder-
ler. Ank hibir nefis, yapmakta olduklanna karlk olmak zere, kendileri iin gzler
Bu birliin gereklemesini salayan en b y k etken de Peygamber aydnl olarak nelerin (saysz nimetlerin) saklandn bilmez". (Secde: 16-17)
(s.a.v)'in varlyd. O n u n varlnn cazibesi Allah tarafndan o denli artt-
G n n eit paralarn oluturmas gereken ibadet, alma ve aileyle il-
rlmt ki iyi niyetli hibir k i m s e ona kar koyamazd. "Ben size, olunuz-
g i l e n m e vakitleri a n c a k yaklak olarak eitlenebiliyordu. Aileyle ilgilenme-
dan, babanzdan ve dier insanlardan daha sevgili olmadka i m a n e t m i ol-
ye gelince, Peygamber (s.a.v)'in k e n d i evi yoktu ve h e r a k a m sras gelen
m a z s n z . " 6 F a k a t bu c m l e , Peygamber (s.a.v)'in isteini b e l i r t m e k t e n
einin evine gider ve oras o n u n yirmidrt saatlik evi olurdu. G n b o y u n c a
ziyade zaten var olan ve: " A n a m , b a b a m sana feda o l s u n " deyimiyle ifade
kzlar veya halas Safiye o n u ziyaret eder veya O, onlar ziyaret ederdi. Fa-
edilen sevginin bir nevi tasdikiydi.
tma o u n l u k l a iki o l u n u o n a g s t e r m e k iin getirirdi. Hasan yaklak
Bar zamanlar Peygamber (s.a.v) iin d i n l e n m e zamanlar deildi. O,
olarak b i r b u u k yanda, Hseyin ise sekiz aylkt ve h e n z y r m e y e ba-
gnn te birinin ibadet, te birinin i ve te birinin de aileyle ilgilene-
lyordu. Peygamber (s.a.v) o u n l u k l a annesi Zeyneb'in y a n n d a n ayrlma-
rek geirilmesinin ideal olduunu sylemiti. Son olarak belirtilen z a m a n n
yan torunu mame'yi de severdi. Birka kez Peygamber (s.a.v.) o n u mesci-
iine y e m e k ve uyku da dahildi. badete gelince ounlukla geceleri yapl-
de getirmiti. Namaz srasnda ayakta durduu zamanlar o m u z u n d a tam,
yordu. A k a m ve sabah namazlarnn yansra, b u namazlardan sonra nafile
r k ve secde srasnda yanna oturtmutu. Ayaa kalktnda tekrar o m u -
namazlar da klyorlard. Ayn zamanda Kur'an'da uzun uzun Kur'an o k u -
zuna b i n d i r m i ve namaz b u ekilde kldrmt. Peygamber (s.a.v)'in o k
sevdii o c u k l a r d a n biri de Zeyd ve m m Eymen'in oullan s a m e idi. a d a m " dedi. Peygamber (s.a.v) b u n u n l a neyi kasdettiini sorduunda yle
Peygamber (s.a.v) o n u h e m kendisine deer verdii h e m de a n n e ve baba- dedi: " E y Allah'n Rasul, biz senin yannda iken sen bize c e n n e t ve c e h e n -
sn sevdii iin seviyordu. same, evin bir torunu olarak ounlukla evin nemi anlatyorsun. Biz de onlar grr gibi oluyoruz. Fakat senden ayrld-
iinde veya kapsnn n n d e vakit geirirdi. mz zaman hanmlarmz, ocuklarmz ve mallarmz bizi kendilerine eki-
ou leden sonralar Peygamber (s.a.v) Mekke'de olduu gibi E b u Be- yor ve biz senin sylediklerini u n u t u y o r u z " . Peygamber (s.a.v)'in cevab b u
kir'i ziyaret ederdi. o u zaman aile meseleleri ve i konumalar birbirinin ideallere ulamak iin gsterilen abann, g n l k hayatn normal akn
ayn oluyordu. n k Peygamber (s.a.v) devlet meselelerini kaynpederi durdurmakszm srmesi gerektiini vurguluyordu: "Nefsimi kudret elinde
Ebu Bekir, olu Zeyd ve damatlar Ali ve Osman'a sormay tercih ederdi. Fa- tutana andolsun k i , " dedi, " E e r siz srekli b e n i m yanmda iken veya Allah'
kat i sanki Peygamber (s.a.v)'in tm zamann alacak kadar fazla idi. n- hatrladnz zaman iinde b u l u n d u u n u z hal zere olsaydnz, phesiz
k Medine'de bir problemi zmede, bir anlamazl ortadan kaldrmada melekler sizinle musafah ederler ve sizi evlerinizde ziyaret e d e r l e r d i . " 1 1
hibir sz o n u n k i kadar etkili deildi. Hatta , ihtiyalar olduunda kendisi- Peygamber (s.a.v)'in zamann alan b u tr ihtiya ve istekler kanlmaz-
ne inanmayan bazlar da ondan yardm istiyordu. Yahudilerle mslmanlar d. Fakat o n u n baka ynlerden k o r u n m a s gerekiyordu. te bu k o r u m a ,
arasnda da sk sk anlamazlklar meydana geliyordu. ounlukla da zulme o n u n ayrcalkl k o n u m u n u vurgulayan b e k l e n m e d i k bir olayla ilgili olarak
urayan davac oluyordu. rnein, Ensar'dan biri, yahudinin birinin ettii ortaya kt. Peygamber (s.a.v), bir gn Zeyd (r.a.)'e bir ey s o r m a k iin evi-
yemini duyduunda o n u tartaklamt. M s l m a n : "Sen, Peygamber (s.a.v) ne gitmiti. Kapy Zeyneb (r.a.) at ve kapnn n n d e durarak Zeyd'in ev-
aramzda iken nasl Musa'y btn alemlerin stne sekin klana andolsun de olmadn syledi, fakat yine de ieri girmesi iin o n u davet etti. Bir an-
dersin?" demiti. Yahudi Peygamber'e ikayet etmi, o da sinirlenerek m s - lk bakma, iki kuzen arasnda srekli varolan sevginin ikisi tarafndan da
lman azarlamt. Kur'an'da Musa hakknda yle deniyordu: (Allah): " E y farkna varlmasna yol at. Peygamber (s.a.v) Zeyneb (r.a.)'in kendisini sev-
M u s a " , dedi. "Sana verdiim risaletimle ve seninle k o n u m a m l a seni insan- diini,kendisinin de Zeyneb (r.a.)'i sevdiini ve b u n u Zeyneb'in de bildiini
lar zerinde s e k i n k l d m ! " (A'raf: 1 4 4 ) . " G e r e k u ki, Allah,Adem'i Nuh'u biliyordu. Fakat b u n u n ne anlam olabilirdi? Duygularnn iddetine ara-
brahim ailesini ve mran ailesini alemler zerine seti." (Al-i mran: 3 3 ) rak Peygamber (s.a.v) teklifini reddetti. Zeyneb o n u n uzaklarken yle dua
Adamn asl dncesini anlayan Peygamber (s.a.v): "Beni Musa'dan daha iyi ettiini duydu: " H a m d Allah Teala'yadr! Hamd insanlarn kalbini dzenle-
olduumu s y l e m e " ^ diye ekledi. Baka bir yanlla dikkati ekerek de: yen ve idare eden Allah'adr!" Zeyd (r.a.) eve dndnde Zeyneb ona Pey-
"Hibiriniz b e n i m Yunus'dan daha iyi o l d u u m u sylemesin" 1 '-' demitir. Va- g a m b e r (s.a.v)'in ziyaretini ve giderken okuduu duay anlatt. Zeyd, h e m e n
hiy zaten onlar slm akidesini tanmlarken yle diyordu: Peygamber (s.a.v)'e gitti ve yle dedi: "Evime geldiini duydum. Bana an-
n e m d e n ve babamdan daha yakn olduun halde neden ieri girmedin? Yok-
" O n u n peygamberlai arasnda hibirini (dierlerinden) ayrdetmeyiz"- (Bakara: 285) sa Zeyneb mi h o u n a gitti? Eer yle ise o n u b o a y a y m . ' " Peygamber (s.a.v)
H e m iteki ahengi salamak, h e m de Arabistan'daki ve daha telerdeki srar ederek: "Karn tut ve Allah'tan k o r k " dedi. O bir keresinde: " M b a h
uluslarla ilikileri dzene s o k m a k gibi t o p l u m u n genel ihtiyalannn yans- olan eyler iinde Allah'n en sevmedii ey b o a n m a d r " 1 2 demiti. Zeyd,
ra Peygamber (s.a.v) m'minlerin t a m a m e n kiisel olan sorunlarn zmede ertesi gn tekrar ayn teklifle geldiinde Peygamber (s.a.v) ona yine ayn e-
de onlara yardm e t m e k durumundayd. Bu kiisel sorunlar bazen Selman'n- yi sylemiti. Fakat Zeyd'le Zeyneb'in evlilii mutlu bir evlilik deildi ve
Ayetler, gelecekte artk evlad edinilenlerin, kendi babalarnn adyla anl- Bundan ksa bir sre sonra Peygamber unu da haber verdi: "Bana bir
malar gerektiini de vurguluyordu. O gnden itibaren otuzbe yldan beri m e l e k geldi ve yle dedi: Sana bir kere salat eden k i m s e y o k t u r ki Allah
Zeyd tbn M u h a m m e d diye anlan Zeyd, Zeyd lbn Harise diye anlmaya balan- ona o n kez salat e t m e s i n . "
d. Fakat bu onun evlad edinilmesi olaym yrrlkten kaldrmyordu. Biri el-
T. I.S. VIII, 66.
li, dieri altmna yaklam olan evlat edinen ve edinilen arasndaki samimi-
2. W 487.
yet ve sevgi de bundan zarar grmyordu. Bu sadece, aralarnda kan ba ol- 3. M . X L I X , 4.
4. I.I., 6 6 4 .
madn hatrlatmadan ibaretti. Bu anlamda ayetler yle devam ediyordu:
5. I.I. 141-2.
6. M.I. 16
"Muhammed sizin erkeklerinizden hibirinin babas deildir, ancak O, Allah'n 7. B. X I X .
Rasul ve Peygamberlerin sonuncusudur." (Ahzab: 37) 8. I.S. VIII, 26.
9. B. LXV. (A'raf Suresi)
Dier ayetler de, Peygamber (s.a.v) ve o n u takip edenler arasndaki b- 10. B. L X V (Saffat Suresi)
11. M. X L I X , 2.
y k ayrm vurguluyordu. Onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'e birbirlerine hitap et- 12. A.D. XIII, 3.
tikleri gibi hitap etmezlerdi. Allah'n verdii drtten fazla h a n m l a evlenme 13. D.XX. 58.
HENDEK
kat olaca t a h m i n ediliyordu. O r a d a m s l m a n l a r b i n kiilik bir o r d u -
ya y e n i l m i l e r d i . i m d i ise o n b i n kii k a s m d a n e yapabilirlerdi? B u n u n ya-
[59] n sra K u r e y b u k e z ikiyz atl y e r i n e y z atl almt ve G a t a f a n ' m da
ayn b y k l k t e bir grupla o n l a r d e s t e k l e m e s i b e k l e n i y o r d u .
P e y g a m b e r (s.a.v) topluluun her g r u b u n u belirli bir h e n d e k t e n so- kadalar artk o n b e yalarndaydlar Ve sadece kazmada deil, savata da
rumlu o l m a k zere grevlendirdi. Kendisi de onlarla birlikte alt. Her a- dier m'minlerle birlikte grev alacaklard. Bunlardan biri olan Evs'in Ha-
fak vakti namazdan sonra yola kyorlar ve alacakaranlkta evlerine dn- rise kolundan Bera s o n r a k i yllarda h e n d e k . k e n a r n d a krmz cbbesi, toz-
yorlard. lk gnlerden birinde sabahleyin h e n d e k kazmaya giderken Pey- lu gs ve o m u z l a r n a deen uzun salaryla P e y g a m b e r (s.a.v)'in ne kadar
g a m b e r (s.a.v) onlara Mescid'i ina ederken okuduklar bir beyti hatrlatt: gzel olduunu anlatmtr. " O n d a n daha gzelini g r m e d i m " demiti.
O n u n ve genelde t m m a n z a r a n n ne kadar gzel o l d u u n u farkeden sade-
"Allah'm, ahiret saadetinden baka saadet yoktur. ce Bera deildi. zellikle Peygamber (s.a.v), evresine baktnda, evresin-
dekilerin sadeliini ve ne kadar doal olduklarn -insann ftratna ne kadar
Muhacirleri ve Ensan bala!" yakn olduklarn- g r p seviniyordu. Bu sevinle, sonradan herkesin katl-
d bir ark o k u m a y a balad:
H e p birlikte bu beyti tekrarladlar. Bazen de yle derlerdi:
"Hayber'in bu gzellii bir gzellik deil,
"Ahiret yurdundan baka gerek hayat yoktur. Ya rab, bu daha saf, daha temiz bir ey
Allahm, Ensar ve Muhacirine merhamet et!"
Birbirlerine srekli, z a m a n n ksa olduunu hatrlatyorlard. D m a n O, bir Muhacirlerle, b i r Ensar'la birlikte alyordu; bazan kazma ba-
her an gelebilirdi. K i m biraz geveklik gsterirse, h e m e n aralarnda alay ko- zan krek, bazan da sepet kullanyordu. Fakat nerede olursa olsun, olaa-
nusu oluyordu. Dier taraftan S e l m a n b y k bir sayg ve v n kayna idi. nst bir zorlukla karlaldnda ona haber verilmesi gerektiini h e r k e s
O sadece gl ve salam vcutlu deil, ayn zamanda yllardan beri Beni biliyordu. o k sk ve zor olmasna ramen elenceli dakikalar geiliyor-
Kurayzallar arasnda yaad iin k a z m a c l k ve tamaclkta da b e c e r i k - lard. Mescidde yaayan Ehl-i Suffa'dan biri olan Beni Demre'li bir msl-
liydi. Kendi aralarnda " O , o n kiinin iini yapyor" dediler ve dosta bir tar- m a n n grnte a c n a c a k bir hali vard. stelik bir de ailesi ona " k k
tmaya giritiler. Birok yerden g ettii iin Muhacirler: " S e l m a n bizim- b c e k " anlamna gelen C'ayl adn vermiti. Peygamber (s.a.v) ksa bir s-
dir" diye iddia ettiler. Ensar: " O bizden biri, bizim onda daha o k h a k k m z re n c e o n u n adn, hayat ve ruhi salk anlamlarna gelen A m r olarak de-
var" diye kar kt. F a k a t Peygamber (s.a.v): " S e l m a n bizden, yani Ehl-i itirmiti. Fiendek'te o n u n halini gren bir m u h a c i r u msralar sylemek-
Beyt'ten b i r i " (Peygamberin ailesi) dedi. ten kendini alamad:
maklarn kenetledi. Ben, onun yalnz gelmesini istiyordum. Fakat o bara- 2. W 4 4 8 - 4 4 9 ; I.S. II/I, 51.
rak yle dedi: "Allah'n Rasul ile birlikte Cabir'in evine gidin. cabet edin, 3. I.I, 6 7 1 .
n k Cabir sizi davet ediyor". Cabir, bir felaket zamannda o k u n a n u aye- 4. ran Kral
5. W 450.
ti o k u d u : "Biz Allah'a ait (kullar)z ve phesiz O'na dncleriz" (Bakara: 156)
6. I.I. 6 7 2 ; W 4 5 2 .
Daha sonra uyarmak zere karsnn yanna gitti. Kars: 'O u davet et-
7. I.I. 6 7 2 .
l u n m a z s a karya g e m e k z o r o l m a y a c a k t . A k l l a r n a , M e d i n e ' y e g n e y - d o -
u d a n y a p l a c a k o l a n saldrlar k a l e e k l i n d e k i evleriyle k o r u y a n Beni K u -
[60]
rayza y a h u d i l e r i geldi. B e n i Nadir'den Huyay, orduya k a t l m a k zere Hay-
ber'den gelmiti. E b u Sfyan'a, B e n i K u r a y z a y a h u d i l e r i n i Muhammed
urey o r d u s u n u n A k i k ovasna yaklat h a b e r i ulatnda h e n d e k bit- (s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y b o z m a y a i k n a e d e b i l e c e i n i s y l e y e r e k o n l a -
K m e k zereydi; h e n d e i n yapm t o p l a m alt g n s r m t . K u r e y or-
d u s u e h r i n g n e y b a t s n d a n yaklayor, G a t a f a n ve dier N e c d kabileleri
ra eli o l a r a k g i t m e k istediini belirtti. Onlar, y a r d m a i k n a edilebilirse e-
hir iki taraftan saldrya m u r a z k a l a c a k t . E b u S f y a n o n u n n e r i s i n i k a b u l
d o u d a n U h u d ' a d o r u ilerliyorlard. V a h a n n d b l m l e r i n d e k i b t n ev- etti ve vakit k a y b e t m e d e n yola k m a s n syledi.
ler b o a l t l m ve b u evlerin s a k i n l e r i b a r n a k l a r a yerletirilmiti. P e y g a m - B e n i Kurayzallar, Huyay'dan k o r k a r l a r d . O n u u u r s u z ve k e n d i k a b i -
b e r ( s . a . v ) k a d n l a r n ve o c u k l a r n , k a l e l e r i n y k s e k o d a l a r n d a n b i r i n e lesini felakete s r k l e y e n k t bir a d a m o l a r a k grrlerdi. zin verirlerse
yerletirilmesini emretti. D a h a s o n r a k e n d i s i de adamlaryla b i r l i k t e -yakla- Beni Kurayza'ya da k e n d i k a b i l e s i n e yaptn y a p a c a k t . O n d a n k o r k m a l a -
k b i n kii- s e t i k l e r i yerde k a m p k u r d u . K r m z d e r i d e n y a p l m olan rnn asl s e b e b i de kar k o y u l m a z m a n e v i bir g c n n olmasyd. Huyay,
adr Sel d a n n e t e k l e r i n e k u r u l m u t u . Aie (r.a.) m m S e l e m e (r.a.) ve eer b i r eyi isterse t m k a r k o y a n l a r bastrr ve a m a c n a ulancaya d e k
Z e y n e b (r.a.) srayla o n u n l a b i r l i k t e o l m a k i i n adra geliyorlard. ne k e n d i s i n e , ne de k a r s n d a k i l e r e rahat v e r m e z d i . i m d i Beni K u r a y z a ' m n
M e k k e o r d u s u ve m t t e f i k l e r i U h u d ' u n y a k n n d a ayr ayr k a m p k u r - efi K a ' b l b n E s e d ' e - P e y g a m b e r (s.a.v)'le a n l a m a y a p a n lider- g i t m i ve k i m
dular. Kureyliler, e k i n l e r i n hasat e d i l m i o l d u u n u g r n c e hayal k r k l - o l d u u n u syleyip k a p s n alyordu. K a ' b ilk n c e kapy a m a y reddetti.
na uradlar. Develeri A k i k ovasnn akasya yapraklaryla y e t i n m e k z o r u n - " B r a k da ieri g i r e y i m ! " dedi Huyay. O n u n n e istediini o k iyi bilen Ka'b:
dayd. O srada G a t a f a n ' n develeri de o v a n n U h u d y a k n n d a k i allklarda " S e n b r a k ! B e n M u h a m m e d ' l e bir a n l a m a y a p t m ve o n u b o z m a y a c a m "
yetien lgn otlaryla k a r n l a r n d o y u r u y o r l a r d . F a k a t iki o r d u da getirdik- dedi. H u y a y : " e r i gireyim de k o n u a l m " dedi. " H a y r " dedi Ka'b. Fakat
leri y e m d n d a atlarna y e d i r e c e k bir ey b u l a m y o r l a r d . B u n e d e n l e m m - Huyay o n u , y e m e i n i k e n d i s i ile p a y l a m a k istemedii iin k e n d i s i n i ieri
k n o l d u u k a d a r a b u k d m a n yenmeliydiler. B u a m a l a iki o r d u b i r l e - a l m a m a k l a s u l a d . Bu Ka'b' o kadar sinirlendirdi ki kapy at. Huyay y-
ti ve e h r e d o r u i l e r l e m e y e balad. E b u S f y a n b a k o m u t a n d . F a k a t h e r le dedi: " E y Ka'b s a n a h e r z a m a n s r e c e k olan bir zafer ve k p r e n d e n i z gi-
k a b i l e lideri srayla sava srasnda o r d u y u y n e t m e grevini s t l e n e c e k t i . bi b i r g g e t i r d i m . S a n a liderleriyle b i r l i k t e K u r e y , K i n a n e ve Gatafan' b i n
Halid ve k r i m e y i n e svarilere k u m a n d a ediyorlard ve Amr, Halid'in b l - kiisi atl o n b i n k i i l i k b i r ordu getirdim. O n l a r b a n a , M u h a m m e d (s.a.v)
n d e idi. Yaklatklarnda d m a n n e h r i n d n d a k a m p k u r m u o l d u - ve taraftarlarnn k k n k a z y n c a y a kadar rahat e t m e y e c e k l e r i n e dair ant
u n u g r n c e cesaretleri daha da artt. D m a n n k a l e l e r d e m e v z i l e n m e s i n - verdiler. B u defa M u h a m m e d ( s . a . v ) k a a m a y a c a k " . Ka'b: "Tanrya a n d o l -
den k o r k u y o r l a r d ; zira m e y d a n m u h a r e b e s i n d e sayca fazla o l d u k l a r i i n sun k i , s e n b a n a h e r z a m a n u t a n getirdin, i i n d e i m e k ve g k g r l t s n -
onlar k o l a y c a yenebilirlerdi. F a k a t biraz d a h a y a k l a t k l a r n d a k a r tarafa d e n b a k a b i r ey o l m a y a n y a m u r s u z bir b u l u t . Yazklar o l s u n sana ey Hu-
s r a l a n m o k u l a r l a aralarnda g e n i ve d e r i n b i r h e n d e i n o l d u u n u g- yay. B e n i o l d u u m gibi b r a k " dedi. H u y a y o n d a k i b u y u m u a m a y farketti
r n c e o k ardlar. Atlar oraya z o r l u k l a ulaabilirdi; oraya u l a t k t a n s o n - ve gzel k o n u m a s y l a e e r y e n i din ortadan k a l k a r s a ne k a d a r avantajlar
ra da onlar daha z o r olan karya g e m e p r o b l e m i b e k l e y e c e k t i . i m d i d e n o l a c a n a n l a t m a y a balad. S o n u n d a Allah adna yle b i r y e m i n etti: " E e r
balayan o k y a m u r u d m a n n saldr a l a n n a girdiklerini gsteriyordu. B u Kurey ve G a t a f a n M u h a m m e d (s.a.v)'i l d r m e d e n yurtlarna d n e r l e r s e ,
n e d e n l e b i r a z geri ekildiler. b e n de s e n i n l e b i r l i k t e k a l e n d e o t u r u p , k a d e r i m i b e k l e y e c e i m . " Bu Ka'b',
G n n geri k a l a n k s m istiare ile geti. S o n u n d a d m a n n b y k b i r slm'n y a a m a s n n m m k n o l m a y a c a k o n u s u n d a i k n a etti. Daha s o n -
b l m n , b a k a yerleri s a v u n m a k z o r u n d a b r a k a r a k e h r i n k u z e y i n d e n ra P e y g a m b e r (s.a.v)'le halk arasnda yaplan a n l a m a y b o z a c a n syledi.
u z a k l a t r m a y a k a r a r verdiler. E e r h e n d e i n etrafnda d m a n a s k e r i b u - Huyay, a n l a m a m e t n i n i g r m e k istedi, o k u d u k t a n s o n r a m e t n i n yazl ol-
d u u kad ikiye yrtt. Ka'b da k a b i l e s i n d e k i l e r e n e l e r o l d u u n u h a b e r ver- aslm renin. Eer d u y d u k l a r m z yanlsa b u n u a k a syleyin. Eer do-
m e y e gitti. O n l a r " E e r sen l d r l r s e n , Huyay'n da s e n i n l e b i r l i k t e l d - ru ise b u n u bana imal b i r ekilde syleyin ki a n l a y a b i l e y i m " . O n l a r Z-
r l m e s i n i n n e gibi b i r a v a n t a j o l a b i l i r ? " dediler, i l k anda k a r a r n a kar - beyr'den h e m e n sonra K u r a y z a k a l e l e r i n e ulatlar ve g e r e k t e n de yahudile-
k a n o k o l d u . S u r i y e ' d e n P e y g a m b e r (s.a.v)'in geliini k a r l a m a k zere ge- rin anlamay b o z m u o l d u u n u grdler. Yahudileri o k g e o l m a d a n hata-
len yal y a h u d i i b n e l - H e y y e b a n , B e n i Kurayza'llarn arasndayd. O P e y - larn tamire ve a n l a m a y a balla ardlar. F a k a t o n l a r n cevab u oldu:
g a m b e r (s.a.v)'i tarif e t m i ve g e l m e s i n i n y a k n o l d u u n u h a b e r vermiti. "Allah'n Rasul de k i m ? M u h a m m e d ' l e aramzda ne b i r a n t l a m a n e de bir
o k a z n n y a h u d i o l m a y a n b i r P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e ilgi d u y m a y a y a t k n ol- karar birlii var". z n t i i n d e onlara Beni Nadir ve B e n i K a y n u k a yahudi-
m a s n a r a m e n , o u M u h a m m e d (s.a.v)'in tarif edilen kii o l d u u n u h i s - lerinin bana gelenleri hatrlattlar. Ka'b ve dierleri o a n d a , onlar dinleye-
sediyordu. Y i n e a r a l a r n d a , y a h u d i o l s u n o l m a s n bir P e y g a m b e r (s.a.v)'e m e y e c e k denli Kurey'in z a f e r i n d e n emindiler. E l i l e r k o n u m a l a r n n b o u -
kar k m a n n n e k a d a r n e m l i o l d u u n u k a v r a y a b i l e c e k y e t e n e e s a h i p na o l d u u n u anlaynca P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d l e r . O n a : "Adal ve
o l m a y a n o k az kii vard. o u n l u a g e l i n c e , o n l a r p o l i t i k bir a n l a m a y Kre" dediler. Bunlar H u b e y b ve arkadalarn Hudayl'a t e s l i m e d e n iki kabi-
b o z m a y a karydlar. F a k a t b i r k a m n a f n , Huyay'n s y l e d i k l e r i n i do- lenin isimleri idi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a n n ne d e m e k istediini anlad ve:
rulayan h a b e r l e r g e t i r m e s i n d e n ve k e n d i l e r i n d e n b i r k a k i i n i n de gidip "Allahu Ekber, ey m s l m a n l a r c e s u r o l u n " dedi.
K u r e y o r d u s u n u k e n d i gzleriyle g r m e s i n d e n s o n r a genel g r K u r e y
Artk hendein yanndaki mevzilerden askerlerin bir ksmn ekip eh-
ve m t t e f i k l e r i tarafna d o r u k a y m a y a balad. G e r e k t e n de h e n d e i n t e -
rin i i n d e bir mevzi k u r m a k g e r e k i y o r d u . Daha s o n r a H u y a y ' n , Kurey ve
s i n d e k i o v a n n g z alabildiine atlar ve a d a m l a r l a d o l u o l d u u n u g r m e k
Gatafan' b i n e r kiilik b i r e r o r d u k u r u p bir g e c e vakti e h r i n k u z e y i n d e k i
insan r k t y o r d u .
Kurayza kalelerine s a l d r m a y a , o r a d a n da e h r i n i e r l e r i n e g e i p , m s l -
O srada Halid ve k r i m e geilip g e i l e m e y e c e i n i a n l a m a k zere b e l i r - m a n l a r n k a d n ve o c u k l a r n k a r m a y a tevik ettii h a b e r i geldi.eitli
li bir u z a k l k t a n h e n d e i inceliyorlard. m i t s i z l i k iinde: " N a s l b i r t u z a k s e b e p l e r y z n d e n k a r a r l a t r l a n g e c e h e p tehir edildi ve p r o j e h i b i r za-
b u ! " dediler. " A r a p l a r h i b i r z a m a n b y l e bir yol d e n e m e m i l e r d i r . Aralarn- m a n u y g u l a n a m a d . F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v), b u n u h a b e r alr a l m a z Zeyd'i
da m u t l a k a b i r Iran'l v a r " . m i t l e r i n i n a k s i n e h e n d e k o k iyi k a z l m t . Sa- yz k i i l i k atl bir grupla e h r i n s o k a k l a r n d a d o l a m a k ve g e c e b o y u n c a
d e c e d i e r l e r i n e gre b i r a z d a r olan k k b i r alan k a l m t . O r a s da sk sesli t e k b i r g e t i r m e k l e grevlendirdi. B y l e c e d m a n e h i r d e b y k bir or-
bir ekilde k o r u n u y o r d u . Oray g e m e k i i n giritikleri b i r iki aba b a a r - dunun olduunu zannedecekti.
szlkla s o n u l a n d . Atlar h i h e n d e k g r m e m i t i , b u n e d e n l e h e n d e e y a k - H e n d e i n k e n a r n d a k u r u l a n k a m p t a atlara ihtiya y o k t u , fakat o k sa-
lanca r k y o r l a r d . B e l k i onlar altrabilirlerdi, fakat i m d i l i k sava sade- yda a d a m a ihtiya vard.Yz k i i n i n e k s i l m e s i y l e , h e n d e k t e k a l a n l a r n her-
ce karlkl o k atlar e k l i n d e d e v a m e d i y o r d u . biri artk daha uzun saatler g z c l k ediyordu. G n l e r g e i y o r ve a k n l a r
B e n i K u r a y z a ' n n anlamay b o z m a s h a b e r i gizli k a l m a d . M n a f k l a r - daha da sklayordu. Halid ve k r i m e svari birlikleriyle h e n d e k t e beliren
dan o u hangi taraf tutacaklarna karar v e r e m e d i k l e r i i i n iki tarafn srla- bir a n l k y o r g u n l u k ve i h m a l d e n dahi y a r a r l a n m a k istiyorlard. F a k a t sade-
rn birbirlerine aklyorlard. m e r (r.a.) A s h a b d a n yahudilerin i h a n e t i n i ce b i r k e z h e n d e i a m a y baarabildiler. k r i m e , b i r d e n bire h e n d e i n en
h a b e r alan ilk kii oldu. B u n u duyar d u y m a z h e m e n E b u B e k i r (r.a.)'le bir- dar k s m n d a k i k o r u m a n n zayfladn grd ve kii ile b i r l i k t e atn
likte adrnda o t u r a n P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a gitti. " E y Allah'n R a s u l " kar tarafa srd. F a k a t d r d n c a d a m h e n d e i atlar a t l a m a z Ali (r.a.) ve
dedi, " B e n i Kurayza'nn b i z i m l e olan a n l a m a s n b o z d u u n u ve bize kar a d a m l a r h e n d e i n dar o l a n b l g e s i n i k o r u m a y a geldiler ve h e n d e k bir k e z
sava atn d u y d u m " . P e y g a m b e r (s.a.v)'in z g n o l d u u farkediliyordu. daha a l a m a z hale geldi. B y l e c e drt Kureyli'nin de y o l u k e s i l m i o l d u . -
Zbeyr'i m e s e l e n i n asln r e n m e k zere gnderdi. D a h a s o n r a Ensar'n lerinden biri, Amr, teke t e k k a r l a m a y a p m a k istediini b a r a r a k belirtti.
kendilerini d l a n m h i s s e t m e m e s i iin E v s ve Hazre'li iki Sa'd', Useyd'le O n a k a r Ali (r.a.) k t n d a o n u k a b u l etmedi ve: " S e n i n gibi b i r i n i ldr-
birlikte ard. O n l a r a haberleri verdikten s o n r a yle dedi: " G i d i n ve iin m e k t e n h o l a n m a m . S e n i n b a b a n y a k n bir arkadamd. G e r i d n , sen da-
ha ocuksun" dedi. Fakat Ali (r.a.) srar etti. Amr bineinden indi ve iki "Hani onlar, size hem stnzden, hem alt tarafnzdan gelmilerdi; gzler dc
adam birbirlerine yaklatlar. Etraflarn bir toz bulutu kaplad. Karlama- kaym, yrekler hanereye gelip dayanmt ve siz Allah hakknda da (birtakm)
nn ne ekilde gelitiini dierleri gremiyordu. Bir mddet sonra Ali zanlarda bulunuyordunuz te orada, iman etmekte olanlar, denemeden geirilmi
(r.a.)'nin tekbir getiren sesini duydular ve Amr'n ya ldn ya da l m e k ve iddetli bir sarsntya uratlmlard." (Ahzab: 10-11)
zere olduunu anladlar. O srada k r i m e ve arkadalar bir anlk dalgnlk-
tan yararlanp hendei g e m e k iin atlarn srdler. Fakat M a h z u m ' l u Nev-
H e r k e s byle ka gn daha dayanabileceklerini dnyordu. Yiyecek-
fel hendei atlayamad ve atyla birlikte hendee yuvarland. Etraftakiler
leri t k e n m e y e yz t u t m u ve gecelerde o k s o u k gemeye balamt. A-
onu talamaya koyuldular. Fakat O: " E y Araplar, lm bundan daha iyi" di-
lk, s o u k ve uykusuzluktan iman zayf olanlarda mnafklara katlacak ha-
ye bard- Bunun zerine yanna indiler ve o n u ldrdler.
le gelmilerdi. Mnafklar srekli olarak, byle gl bir d m a n a sadece
Baarsz da olsa hendein alm olmas, b u n u n m m k n olduunu
bir h e n d e k l e kar koyulamayacan, ehir duvarlar gerisine ekilmeleri
gsteriyordu. B u n u n zerine Kurey ordusu ertesi gn henz gne yksel-
gerektiini sylyorlard. F a k a t b u zorluklarla gerek m ' m i n l e r i n iman
meden hendein eitli noktalarna bir dizi saldr dzenledi. Peygamber
gleniyordu. Onlar, tm kabileler kendilerine kar birletiklerinde yle
(s.a.v) rn'minlere cesaret verdi ve sabrederlerse, uzun sre b e k l e m e n i n ver-
dedikleri iin Allah onlar K u r a n d a vmt:
dii yorgunlua ramen vadedilen zaferin kendilerinin olacan mjdeledi.
K a m p yerinin seimi isabetli olmutu. n k Sel dann tesine doru uza-
"Mminler (dman) birliklerim grdkleri zaman ise (korkuya kaplmadan)
nan yzeyde kendilerine yakm olan ksm, uzak olan ksmdan daha yksek-
dediler ki: Bu Allah'n ve Rasul'nn bize vadettii eydir; Allah ve Rasul doru
ti. G n boyunca d m a n onlara ulamak iin tekrar tekrar akn etti, fakat
sylemitir."
hibir ey elde edemediler. Fiili sava o k snrlyd. ki taraftan da zayiat
yoktu. Fakat Sa'd bn Mu'az (r.a.)' bir o k k o l u n d a n yaralam ve derin bir
Vahiy unlar da ekliyordu:
yark ami*1- Kurey ve Gatafan ordularnn da atlarnn ou yaralanmt.
le namaz vakti geldi, fakat bir tek asker bile hendein yanndan ay- ' V e (Bu), yalnzca onlarn imanlarn ve teslimiyetlerini artrm oldu." (Ahzalx 22)
rlmamalyd- Namaz vakti g e m e k zere iken Peygamber (s.a.v)'in y a k n n -
dakiler ona yle dediler: " E y Allah'n Rasul, biz namaz k l m a d k . " Bu bi- Onlar, Peygamber (s.a.v)'e bir-iki yl n c e vahyolunan bir ayetin ger-
linen bir durumdu, fakat onlar o k etkilemiti. n k slam'n ilk gnle-
ekletiini hatrlayarak byle diyorlard:
rinden beri hi byle bir durum ortaya k m a m t . Allah'n R a s u l n n de
onlara katlmas onlar biraz teselli etti. P e y g a m b e r (s.a.v): " B e n de klma-
'Yoksa sizden nce gelip geenlerin hali, banza gelmeden Cennete gireceini-
d m " demid. kindi namaz vakti geldi ve gnein batmasyla vakit geti.
zi mi sandnz? Onlara yle bir yoksulluk, yle dayanlmaz bir zorluk att ve yle-
Fakat gne battktan sonra bile d m a n ataklar devam ediyordu. Karanlk
sine sarsldlar ki, yle ki Peygamber; beraberindeki m'minlere: "Allah'n yardm
tamamen bastrnca artk iki dman ordusu k a m p yerlerine dndler. D-
ne zaman?" diyordu. Dikkat edin, kukusuz Allah'n yardm pek yakndr." (Baka-
man ordular gzden kaybolur k a y b o l m a z P e y g a m b e r (s.a.v), Useyd ve bir
ra: 214)
grup askeri hendein kenarnda brakp h e n d e k t e n ayrld. H e n d e k t e kalan
bu grubun dndakilerin bana geip vakti gemi olan drt namaz da ar-
P e y g a m b e r (s.a.v) adamlarnn dayanma g c n n s o n u n a geldiini bi-
ka arkaya kldrd. O a k a m ge saatlerde Halid, hendei k o r u n m a s z b u l m a
liyordu. F a k a t O, dmann da gn getike ayn zorluklar yaayacann
umuduyla k k bir atl grubuyla tekrar ortaya kt. Fakat Useyd ve adam-
farkndayd. Bu nedenle Gatafan kabilelerinden iki kola, eer sava alann
lar o k atlaryla onlar geride tutmay baardlar.
terkederlerse Medine'deki h u r m a hasadnn te birini onlara vereceini
Vahiy, o zorlu gnleri yle nitelendiriyor:
bildiren b i r h a b e r g n d e r d i . O n l a r : " H u r m a l a r n yarsn v e r " diye h a b e r
l a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " T m g c n l e o n l a r b i r b i r i n e d r m e y e a-
gnderdiler. F a k a t P e y g a m b e r ( s . a . v ) t e b i r teklifinden geri d n m e d i . G a -
l" dedi. N u a y m yalan s y l e m e k iin izin istedi. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r
tafanllar da b u n u k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r (s.a.v) O s m a n
(s.a.v): " O n l a r b i z d e n u z a k l a t r m a k i i n n e s y l e r s e n syle. n k sava
(r.a.)' G a t a f a n k a b i l e l e r i y l e bar a n l a m a s i m z a l a m a k zere gnderdi. Da-
h i l e d i r " 2 dedi.
ha s o n r a biri Evs'in, biri Hazrec'in lideri o l a n iki Sa'd' adrna ard ve
N u a y m t e k r a r e h r e d n d ve B e n i K u r a y z a y e r l e i m b l g e s i n e gitti. Ya-
o n l a r a p l a n n d a n b a h s e t t i . O n l a r : " E y Allah'n R a s u l , b u s e n i n fikrin mi
hudiler o n u eski b i r a r k a d a o l a r a k m i s a f i r ettiler, o n u n i i n y e m e k ve iki
y o k s a b u n u s a n a Allah m e m r e t t i ? Yoksa b u s e n i n b i z i m a d m z a yaptn
hazrladlar. O : " B e n b u n u n i i n g e l m e d i m " dedi. " S i z i n g v e n l i i n i z d e n
bir ey m i ? " diye sordular. P e y g a m b e r (s.a.v.): " B u n u sizin adnza y a p y o -
d u y d u u m k o r k u y u ve b u n a kar a l n m a s g e r e k e n tedbirler k o n u s u n d a
r u m . Allah'a a n d o l s u n , eer Araplarn size saldrdm, her tarafnz k u a t -
tavsiyemi h a b e r v e r m e k z e r e g e l d i m " . D a h a s o n r a G a t a f a n ve Kurey'in
tn ve b u n u n l a o n l a r n g c n k r a b i l e c e i m i z i b i l m e s e y d i m b u n u yap-
eer m s l m a n l a r y o k e d e c e k bir zafer k a z a n a m a z l a r s a y a h u d i l e r i M u h a m -
m a z d m " dedi. F a k a t yaralanan Sa'd l b n M u a z o n a yle dedi: " E y Allah'n
m e d ( s . a . v ) ' i n insafna b r a k p k a a c a k l a r n a n l a t m a y a k o y u l d u . Bu n e d e n -
R a s u l , b i z l e r b u adamlarla birlikte Allah'n y a n n d a baka ilahlara tapyor-
le y a h u d i l e r de, Kureyliler n e m l i a d a m l a r n d a n b i r k a n , onlar b r a k p
duk. Allah'a g e r e k t e n ibadet e t m i y o r ve o n u t a n m y o r d u k . O z a m a n bile
k a m a y a c a k l a r n a dair r e h i n v e r i n c e y e k a d a r K u r e y i i n bir o k bile a t m a -
onlar, m i s a f i r o l d u k l a r z a m a n ve satn aldklar h a r i , bir tek h u r m a m z yi-
malydlar. T e m a s ettii k o n u l a r d a ayn k o r k u l a r tayan y a h u d i l e r tavsiye-
y e m e z l e r d i . i m d i ise Allah bize slm' b a h e t t i , bizi hidayete ulatrd. Bi-
sini h e m e n k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e o n u n s y l e d i k l e r i n i a y n e n y a p m a -
zi s e n i n l e ve slm'la glendirdi. Byle o l d u u h a l d e onlara m a l l a r m z m
ya k a r a r verdiler. N e Kureylilere n e de G a t a f a n l l a r a b u fikrin N u a y m ' d a n
v e r e l i m ? Tanrya a n d o l s u n , Allah b i z i m l e o n l a r n arasm b u l u n c a y a k a d a r
k t n h a b e r v e r m e m e y e de s z verdiler.
onlara k l t a n b a k a b i r ey v e r m e y i z " . P e y g a m b e r (s.a.v): " S e n i n dediin
D a h a s o n r a N u a y m , b i r z a m a n l a r arkada o l a n E b u Sfyan'a gitti. O n a
gibi o l s u n " dedi. B u n u n zerine Sa'd deri p a r a s n ve k a l e m i O s m a n ' d a n al-
ve y a n n d a k i dier K u r e y liderlerine e e r h a b e r aldklar kiinin k i m o l d u -
d. Yazlanlara ararak: " B r a k n ne y a p a c a k l a r s a y a p s n l a r ! " dedi.1
u n u s y l e m e m e y e y e m i n ederlerse v e r i l e c e k n e m l i b i r h a b e r i o l d u u n u
i m d i g e e r s i z hale gelen b u a n l a m a F e z a r e ve M r r e k a b i l e l e r i n i n li-
syledi. Oradakiler yemin edince yle dedi: "Yahudiler, Muhammed
derleriyle y a p l m t . Kurey'in Gatafan'l n c m t t e f i k i ise, E b u S f y a n
(s.a.v)'le yaptklar a n l a m a y a tekrar d n d l e r ve o n a yle h a b e r g n d e r d i -
ve S h e y l ' i n m s l m a n l a r B e d i r d e k i i k i n c i k a r l a m a d a n v a z g e i r m e s i n e
ler: "Yaptmza p i m a n o l d u k . E e r K u r e y ve G a t a f a n l i d e r l e r i n d e n b i r
karlk r v e t teklif ettikleri N u a y m ' n k a b i l e s i Aa' idi. M e d i n e ' d e kald-
k s m n r e h i n alp l d r m e k zere s a n a v e r s e k b u s e n i m e m n u n eder m i ?
s r e c e g r d k l e r i Nuaym' o k e t k i l e m i t i . imdi ise k a r k d u y g u l a r
S o n r a da geri kalanlara k a r s e n i n y a n n d a savarz" M u h a m m e d ( s . a . v ) de
i i n d e b u k e z de M e k k e ' l i l e r i n y a n n d a y e r a l m a k zere kabilesi ile b i r l i k t e
b u n a raz o l d u . E e r y a h u d i l e r sizden a d a m l a r n z d a n bir k s m n r e h i n is-
sava a l a n n a g e l m i t i . Yeni dinin t a k i p i l e r i n e d u y d u u sayg, k e n d i l e r i n i n
terlerse, v e r m e y i n " . N u a y m daha s o n r a k e n d i k a b i l e s i n e ve dier G a t a f a n
kat b i r o r d u y a b u k a d a r d a y a n d k l a r n g r d n d e daha da artt. Bir
kabilelerin gidip Kureylilere s y l e d i k l e r i n i n a y n s n tekrarlad.
m d d e t s o n r a k e n d i s i n i n "Allah slm' k a l b i m e d r d " diye niteledii
stiare e t t i k t e n s o n r a iki o r d u n u n liderleri i m d i l i k Huyay'a b i r e y
z a m a n geldi. O g e c e - i k i Gatafan kabilesiyle P e y g a m b e r ' i n yapt a n l a m a -
s y l e m e m e y e ve N u a y m ' n s y l e d i i n i n d o r u o l u p o l m a d n d e n e m e y e
n n feshedildii g e c e - e h r e gitti. O r a d a n da o r d u n u n k a m p k u r d u u yere
karar verdiler. k r i m e ' y i b i r m e s a j l a B e n i Kurayza'ya gnderdiler. M e s a j
gitti ve P e y g a m b e r (s.a.v)'i g r m e k istediini syledi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) :
uydu: " A r t k M u h a m m e d ' i t a m a m e n o r t a d a n k a l d r m a k zere yarn sava-
" S e n i b u r a y a getiren n e , ey N u a y m ? " diye s o r d u . O : " B u r a y a s e n i n s z n e
maya h a z r o l u n " . O n l a r u c e v a b verdiler: "Yarn C u m a r t e s i . Siz ileri ge-
i n a n d m a k l a m a y a ve h a k k getirdiine e h a d e t e t m e y e geldim. E y Al-
l e n l e r i n i z d e n b i r k a kiiyi b i z e rehin o l a r a k v e r m e d i k e , Muhammed'e
lah'n R a s u l , b a n a n e e m r e d e r s e n e m r e t . S e n i n e m r e t t i k l e r i n i n h e p s i n i yap-
kar h i b i r e k i l d e s a v a m a y z . n k biz, eer sava k t g i d e r s e s i z i n
maya h a z r m . H a l k m ve dierleri b e n i m m s l m a n o l d u u m u b i l m i y o r -
bizi b u r a d a y a l n z b r a k p m e m l e k e t i n i z e k a a c a n z d a n k o r k u y o r u z . O n a
tek b a m z a kar k o y a m a y z " . Bu m e s a j K u r e y ve Gatafan kabilelerine
ulatnda: "Tanrya a n d o l s u n N u a y m ' n syledikleri d o r u " dediler. Beni G n l e r c e hava olaanst s o u k ve n e m l i olmaya devam etmiti. im-
Kurayzallara bir tek adam bile v e r m e y e c e k l e r i n i ve ertesi gn savamalar di ise doudan gelen sert bir rzgr,herkesi snaklara ekilmeye zorlayan
gerektiini bildiren bir haber gnderdiler. Beni Kurayza'llarn cevab ise, bir y a m u r getirmiti. G e c e o l u n c a ovay frtna kaplad. Rzgr frtna ve
rehineler k e n d i l e r i n e teslim e d i l m e d i k e bir tek o k bile atmayacaklarn boraya d n m t . ki d m a n k a m p n d a da bir tek salam adr bile kal-
bildirmek oldu. mamt. T m adrlar yklm, k a m p ateleri s n m , insanlar yerde bir-
O zaman E b u Sfyan, Huyay'a gitti ve: "Bize vadettiin yardm nerede? birlerine sarlm snmaya alyorlard.
Onlar bizi aldattlar, imdi de bizi ele v e r m e y e alyorlar" dedi. Huyay: M s l m a n l a r n kamp rzgrdan biraz k o r u n u y o r d u ; adrlarndan hi-
"Tevrat'a a n d o l s u n ki, hayr" dedi. " B u g n cumartesi,biz cumartesi yasa- biri yklmamt. Fakat frtnann etkisiyle insanlar b y k bir zntye ve
na kar gelmeyiz. F a k a t onlar pazar g n , M u h a m m e d ve arkadalarna daha n c e h i d n m e d i k l e r i kadar b y k bir zayfla kapldlar. Peygam-
kar ate gibi saldrrlar". te o zaman E b u Sfyan, yahudilerin rehineler- ber (s.a.v) gece ge saatlere kadar dua etti. Daha sonra kendi adrna yakn
le ilgili fikrini Huyay'a syledi. Huyay'n y z n d e k i ifade birden bire dei- olan adamlarn arasna gitti. Bunlardan biri olan Yeman'n olu Fluzeyfe
miti. B u n u n , o n u n sululuuna delalet ettiini anlayan Ebu Sfyan "Lt'a (r.a.) s o n r a k i yllarda Peygamber (s.a.v)'in nasl yanlarna gelip yle dedi-
andolsun ki b u senin ihanetinden baka bir ey deil, senin ve onlarn. n - ini anlatt: "Hanginiz d m a n n y a n m a gidip, onlarn d u r u m u h a k k n d a
k b e n seni de halknn ihanetine katlm s a y y o r u m . " dedi. " H a y r " diye bilgi edindikten sonra geri d n e c e k ? Kim bu sylediklerimi yaparsa o n u n
kar kt Huyay, "Sina danda Musa'ya indirilen Tevrat'a andolsun ki, ben Cennet'te arkadam olmas iin Allah'a dua e d e c e i m " . Fakat oradakilerden
hain deilim". Fakat Ebu Sfyan ikna olmamt. Hayatn k a y b e t m e k t e n hi cevap gelmedi. Huzeyfe: "Flepimiz o kadar cesaretimizi k a y b e t m i o k a -
k o r k a n Huyay, k a m p terketti ve Kurayza'llarn yerleim blgesine gitti. dar a c k m ve m t k ki hibirimizin ayaa k a l k a c a k hali y o k t u " dedi.
Kureyliler ve Necd kabilesinin ilikilerine gelince Nuaym'n bir ey Hi k i m s e n i n gnll olarak b u grevi almak istemedii aa k n c a , Pey-
yapmasna gerek kalmamt. Yaklak olarak iki hafta gemi ve h i b i r ey g a m b e r (s.a.v), Huzeyfe'yi ard. Huzeyfe (r.a.) de dierlerinden ayrlp
elde edilememiti. ki ordunun da yiyecek stoklar tkeniyordu. Bu srada h e m e n ayaa kalkt. Fluzeyfe: " s m i m o n u n azndan kar k m a z ayaa
ya alktan, ya ald yaralardan veya h e r ikisinden gn getike daha o k k a l k m a k t a n baka bir ey y a p a m a d m " dedi. Peygamber (s.a.v): " S e n git"
sayda at lyordu. Birka deve l m t . Kurey, Gatafan ve dier bedevi dedi. " D m a n n arasna gir ve ne d u r u m d a olduklarn gzle. Bize geri d-
kabilelerinin en iyi ihtimalle isteksizce ittifaka devam ettiklerini anlamakta n e n e kadar baka bir ey y a p m a " . Huzeyfe yle anlatt: " B u n u n zerine git-
gecikmediler. O n l a r b u sefere yeni dine dmanlklarndan o k , ganimet el- tim. Rzgr ve Allah'n ordular onlar perian ederken d m a n n arasna
de e t m e k iin katlmlard. Fakat geen sre iinde ganimet elde etme girdim". Huzeyfe (r.a.), yere m e l m i Kureyliler arasndan geip liderleri-
mitleri y o k oldu. ki ordu arasndaki birbirine duyulan gvensizlik gittik- nin oturduu yere nasl ulatn anlatt. Geceyi souktan u y u m u bir e-
e artyordu. Zaten b u sefer bandan beri hata ve baarszlk doluydu. kilde geirdiler. afakla birlikte rzgr hzn azaltmaya baladnda E b u
g n d e n beri Peygamber (s.a.v) h e r n a m a z n arkasndan u duay Sfyan y k s e k sesle bard " E y Kureyliler, atlarmz ve develerimiz lyor.
tekrarlyordu: "Allah'm, Ey kitab indiren ve Seri'ul Hsab ( a b u k h e s a p g- Beni Kurayzallar bize ihanet etti ve bizi ele v e r m e k zere olduklarn haber
r c ) olan! Dmanlar bizden uzaklatr. O n l a r n k o r k u p k a m a s n sa- aldk. imdi de grdnz gibi rzgr bizi mahvediyor. Artk b u yeri ter-
la."3 Her ey hallolduktan sonra da u ayet nazil olmutu: k e d e l i m , b e n gidiyorum". Bu szleri syledikten sonra devesinin yanna git-
ti ve devesine bindi. O kadar ani bir kararla deveye binmiti ki devesinin
"Ey iman edenler, Allah'n sizin zerinizdeki nimetini hatrlayn. Hani size or-
ksteini z m e y i u n u t m u t u . B u n u a n c a k deveyi aya zerinde kalk-
dular ynelip-gelmiti, bylece biz de onlarn zerine bir rzgr ve sizin grmedii-
maya zorlad an farketti. O srada krime ona yle dedi: "Sen b u insanla-
niz ordular gndermitik." (Ahzab: 9)
rn ba ve liderisin. Bizden o kadar a b u k ayrlp, adamlarn geride mi b-
r a k a c a k s n ? " B u n u n zerine utanan E b u Sfyan, o u n l u k k a m p yerini ter-
k e d i n c e y e k a d a r b e k l e d i . D a h a s o n r a geri kalanlar iki y z atl ile b i r l i k t e BEN KURAYZA
H a l i d ve A m r ' n g e t i r m e s i n e k a r a r v e r e r e k k e n d i s i de yola kt. O r d u n u n
yola h a z r l a n m a s n b e k l e r l e r k e n Halid yle dedi: " i m d i h e r akll a d a m [61]
M u h a m m e d (s.a.v)'in yalan s y l e m e d i i n i anlad". F a k a t E b u S f y a n o n u n
szn keserek: "Herkesten o k senin, byle demeye hakkn y o k " dedi.Ha- i n l e n m e k i i n s a d e c e b i r k a saatleri vard. n k le n a m a z n d a n h e -
lid " N i i n ? " diye sordu. E b u S f y a n : " n k M u h a m m e d ( s . a . v ) , s e n i n ba-
b a n n erefini iki paralk etti, k a b i l e n i n efi E b u Cehil'i de l d r t t " dedi.
D m e n s o n r a C e b r a i l , P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi. o k gzel giyinmiti. Sa-
r g m ve altn ilemeliydi. G m ve altn i l e m e l i b i r rt de o n u ge-
H u z e y f e (r.a.) geri d n e m r i n i d u y a r d u y m a z h e m e n G a t a f a n k a b i l e - tiren k a t r n s e m e r i n e r t l m t . " E y Allah'n R a s u l , teslim mi o l u y o r -
l e r i n i n k a m p n a d o r u yola kt. F a k a t k a m p yerini b o b u l d u . n k s o - s u n ? " dedi. " M e l e k l e r t e s l i m olmadlar. D m a n k o v a l a m a k t a n i m d i d n -
u k o n l a r n da d a y a n m a g c n k r m ve geri d n m e l e r i n e n e d e n o l m u - d m . E y M u h a m m e d ( s . a . v ) g e r e k t e n y c e A l l a h s a n a B e n i Kurayza'ya kar-
t u . B u n u n z e r i n e H u z e y f e , P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . O srada k m a n emrediyor. B e n i m d i d e n o n l a r n y a n n a g i d i y o r u m . Belki onlar
P e y g a m b e r ( s . a . v ) , s o u a kar, h a n m l a r n d a n b i r i n e ait o l a n r t y e b - korkutabilirim." 1
r n m b i r h a l d e n a m a z klyordu. Huzeyfe: " B e n i g r d n d e " dedi, " B e - P e y g a m b e r ( s . a . v ) , B e n i Kurayza y e r l e i m b l g e s i n e ulaana kadar k i m -
n i y a n n a d o r u e k t i ve a y a k d i b i n e o t u r t t u . r t n n b i r u c u n u da b a n a s e n i n ikindi n a m a z k l m a m a s n emretti. S a n c a k Ali (r.a.)'ye verilmiti.
u z a t t " . D a h a s o n r a b e n i m l e b i r l i k t e r t n n i i n d e o t u r d u , s e c d e yapt ve H e n d e k t e , K u r e y ve m t t e f i k l e r i n e kar k a n ayn b i n kii g n e daha
t e k r a r o t u r d u . N a m a z bitirip s e l a m v e r d i k t e n s o n r a o n a h a b e r l e r i ulatr- b a t m a d a n t m Kurayza k a l e l e r i n i k u a t m t .
dm."4
K u a t m a y i r m i b e g e c e srd. Yirmi b e g n n s o n u n d a yahudiler, Pey-
Bilal s a b a h e z a n m o k u d u . N a m a z k l d k l a r n d a s a b a h n ilk klaryla g a m b e r (s.a.v) 'e E b u L b a b e ile g r m e k istedikleri h a b e r i n i gnderdiler.
b i r l i k t e h e n d e i n t e s i n d e k i o v a n n b o m b o o l d u u n u grdler. P e y g a m b e r Beni Nadir gibi onlar da u z u n sreden beri Evs'in m t t e f i k i idiler. E b u L-
( s . a . v ) h e r k e s i n evine d n e b i l e c e i n i syledi. B u n u n z e r i n e o u hzla b a b e de b u ittifak salayan n e m l i liderlerden biriydi. P e y g a m b e r (s.a.v) ona
e h r e d o r u yola koyuldular. D a h a s o n r a d m a n n aralarna c a s u s s o k m a - Beni Kurayzallara g i t m e s i n i emretti. E b u L b a b e oraya vardnda alayan
s n d a n veya B e n i Kurayza'llarn h e n d e i n k o r u n m a s z o l d u u n u K u r e y l i - o c u k ve kadnlarla karlat. Bu o n u n h a i n d m a n a kar duyduu kini
lere h a b e r verip, o n l a r n da geri g e l m e s i n d e n k o r k a r a k C a b i r (r.a.)'i ve yumuatt. Adamlar, M u h a m m e d (s.a.v)'e teslim o l u p o l m a m a l a r k o n u s u n -
m e r ' i n o l u A b d u l l a h (r.a.)' ayrlan a r k a d a l a r n geri a r m a k zere daki fikrini s o r u n c a o: " E v e t " dedi. Ayn z a m a n d a elini b o a z n a d o k u n d u -
g n d e r d i . kisi de o n l a r n a r k a l a r n d a n gitti. G l e r i n i n yettii k a d a r y k - rarak, teslimiyetten l m kasdettiini ima etti. B u i m a n l davran o n u n
s e k sesle bardlar, fakat h i k i m s e sese b a n e v i r m e d i . Cabir, B e n i Hari- grevine aykryd ve k u a t m a n n daha da u z a m a s n a s e b e p olabilirdi. D a h a
se'yi y o l b o y u n c a izledi, e v l e r i n i n n n e g e l d i k l e r i n d e y i n e bard, fakat n c e P e y g a m b e r (s.a.v) b i r h u r m a aacn velayeti altndaki bir y e t i m e ver-
k i m s e o n a c e v a p v e r m e d i . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in y a n m a d n d k l e r i n - m e s i n i teklif etmi, k e n d i s i d e b u n u reddetmiti. Zaten b u h a r e k e t i n d e n do-
de b a a r a m a d k l a r n h a b e r verdiler. B u n u d u y a n P e y g a m b e r ( s . a . v ) g l d lay b y k b i r s u l u l u k duyuyordu. Bu j e s t i yaptktan h e m e n sonra duydu-
ve y a n n d a k a l a n arkadalaryla b i r l i k t e e h r e d o r u yola k o y u l d u . u s u l u l u k daha da a r t t . 2 " D a h a bir a d m bile a t m a m t m ki, Allah'n Ra-
s u l n e i h a n e t ettiimin farkna v a r d m " dedi. E b u L b a b e ' n i n y z n n ren-
gi deiti ve u ayeti o k u d u : "Biz Allah'a ait ( k u l l a r ) z ve phesiz O ' n a d-
n c l e r i z . " (Bakara: 1 5 6 ) . Ka'b: "Sana ne o l d u ? " diye sordu. E b u L b a b e :
1. I.I. 6 7 6 .
"Allah'a ve r a s u l n e i h a n e t e t t i m " dedi. s t k a t t a n aa indiinde sakaln
2. I.I. 6 8 1 , W. 4 8 0 - 1 .
tuttu gzyalaryla srlsklam o l m u t u . Geldii k a p d a n k p k e n d i s i n d e n
3. I.S. II/I, 5 3 ; W. 4 8 7 .
h a b e r b e k l e y e n dier Evs'lilerle karlamaya d a y a n a m a y a c a n hissetti. B u
4. M. 6 8 3 - 4 , W 4 8 8 - 9 0 .
ise s a d e c e iki kii o n l a r n y o l u n d a n gitti. B u n l a r d a n biri, A m r l b n Su'da za-
n e d e n l e k a l e n i n arka k a p s n d a n k p ehre doru yola k o y u l d u . D o r u c a ten b a n d a n beri P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'le y a p l a n a n l a m a y b o z m a y a karyd
M e s c i d ' e gitti. K e n d i s i n i M e s c i d ' i n direklerinden birine balayp yle dedi: ve r e s m e n k e n d i s i n i n b u n a kar o l d u u n u a k l a m t . i m d i ise eer m s -
"Allah yaptm eyi affedinceye kadar burada bal k a l a c a m " . l m a n o l m a y a c a k l a r s a , P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e h a r a veya vergi d e y e b i l e c e k -
P e y g a m b e r (s.a.v) o n u n gelip h a b e r g e t i r m e s i n i b e k l i y o r d u . N e l e r oldu- leri fikrini ortaya att. " A m a o n u n b u teklifi k a b u l e d i p e t m e y e c e i n i b i l m i -
u n u d u y u n c a yle dedi: " E e r b a n a gelseydi, o n u affetmesi i i n Allah'a y o r u m " dedi. B u n a karlk yahudiler, Araplara h a r a d e m e k t e n s e l m e y i
dua e d e r d i m . F a k a t o n u n b u yaptn g r d k t e n s o n r a , Allah o n a m e r h a - y e l e y e c e k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e k a l e d e n y a l n z bana ayrld;
met edinceye kadar onu brakamam".^ k u a t m a e m b e r i n i M s l m a n o l a r a k g e t i ve o g e c e y i M e d i n e ' d e k i M e s -
E b u L b a b e , o n ya da o n b e g n o direkte bal kald. H e r n a m a z d a n cid'de geirdi. F a k a t o g e c e d e n s o n r a b i r d a h a o n u g r e n olmad. B u g n e
n c e veya g e r e k t i i n d e kz gelip o n u z y o r ve n a m a z n b i t i r d i k t e n s o n - kadar o n u n n e r e y e gittii ve n e r e d e l d r e n i l e m e m i t i r . P e y g a m b e r
ra t e k r a r ayn yere balyordu. Bu d u r u m d a n d u y d u u z n t , k u a t m a n n ( s . a . v ) o n u n h a k k n d a : " O , i n a n c n e d e n i y l e Allah'n k o r u d u u bir a d a m -
hl s r d g e c e l e r d e n b i r i n d e g r d bir rya ile b i r a z hafifledi. Rya- dr" derdi. M s l m a n o l a n dier a d a m ise Rifa'a l b n Semev'al'di. O g e c e ya-
snda k e n d i s i n i y a p k a n a m u r d a n b i r batakla g m l m g r y o r d u . Ne- hudi k a l e l e r i n d e n k a m , a s k e r l e r i n a r a s n d a n gizlice g e i p Hazre'in B e n i
redeyse b a t a k l n sald pis k o k u d a n l m e k zere i k e n a k a n b i r p n a r g - N e c c a r k o l u n d a n b i r a d a m l a e v l e n e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in teyzesi S e l m a
r y o r ve pnarda ykanyor. E t r a f n d a k i k o k u da gzelleiyor. E b u L b a b e binti Kays'n y a n n a s n m t . Rifa'a o n u n e v i n d e M s l m a n o l m u t u r .
(r.a.) u y a n d n d a E b u Bekir'e gidip b u r y a n n n e a n l a m a g e l e b i l e c e i n i
Ertesi g n E b u L b a b e ' n i n uyarsna r a m e n B e n i Kurayza'llar kalele-
s o r d u . E b u B e k i r (r.a.) o n a v c u d u n u n r u h u n u temsil ettiini, ilk n c e ru-
rinin k a p l a r n atlar ve P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'in a d a l e t i n e teslim oldular.
h u n u b a s k altna alan k t b i r olay y a a y a c a n , fakat s o n r a b u n d a n k u r -
A d a m l a r elleri a r k a l a r n a bal bir ekilde k e n d i l e r i i i n k a m p n bir tarafn-
tulacan syledi. E b u L b a b e direkte bal olduu s r e c e b u k u r t u l u u n
da ayrlan yere d o r u gittiler. Dier tarafa da k a d n l a r ve o c u k l a r toplad-
m i d i y l e yaad.
lar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a d n ve o c u k l a r k o r u m a grevini, B e n i K a y n u -
B e n i Kurayza'ya g e l i n c e K a ' b o n l a r a , nasl olsa h e p s i Muhammed'in k a ' n n e s k i lideri o l a n A b d u l l a h l b n Selam'a verdi. Silahlar, g i y e c e k l e r ve ev
( s . a . v ) P e y g a m b e r o l d u u n a i n a n d n a gre o n u n d i n i n e girip m a l l a r n ve eyalar k a l e l e r d e n getirilip b i r yere yld. arap ve m a y a l a n m h u r m a su-
hayatlarn k u r t a r m a y teklif etti. F a k a t o n l a r l m n b u n d a n d a h a iyi ol- yu k a v a n o z l a r t e k e r t e k e r ald ve boaltld.
d u u n u ve Tevrat'tan ve M u s a ' n n k a n u n l a r n d a n ( n a m u s ) b a k a b i r ey is-
E v s k a b i l e l e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'e b u eski m t t e f i k l e r i n e de, Hazre'in
t e m e d i k l e r i n i sylediler. B u n u n z e r i n e K a ' b onlara b a k a z m yollar
m t t e f i k i o l a n K a y n u k a ' l l a r a gsterdii y u m u a k l g s t e r m e s i n i rica e d e n
n e r d i , fakat hepsi k a b u l e d i l m e y e c e k nitelikteydi. K u a t m a n n b a n d a n
bir h a b e r g n d e r d i l e r . P e y g a m b e r (s.a.v) , " E y Evsliler, eer o n l a r h a k k n d a -
b e r i Beni Kurayzallarn k a l e l e r i n d e k a l m a k t a o l a n B e n i H e d l ' d e n - K u r a y -
ki karar sizden b i r i n e b r a k r s a m b u sizi t a t m i n e d e r m i ? " dedi. O n l a r da
za'nn e r k e k kardei Hedl'in s o y u n d a n gelenler- g e n a d a m Ka'b'n n e
b u fikri k a b u l ettiler. B u n u n z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n l a r yaralar h e n z
s r d ilk teklife taraftardlar. G e n l i k l e r i n d e , k e n d i aralarnda y a a m a y a
i y i l e m e m i o l a n ve M e s c i d ' d e bir adrda tedavi g r e n liderleri Sa'd l b n
g e l e n Suriye'li yahudi l b n e l - H e y e b a n ' tanmlard. i m d i o n u n b e k l e n e n
M u a z (r.a.)'a g n d e r d i . P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u d a h a s k ziyaret e d e b i l m e k
P e y g a m b e r (s.a.v)'le ilgili s y l e d i k l e r i n i tekrarlyorlard. " O n u n vakti geldi.
iin m e s c i d e yerletirmiti. Rufeyde a d n d a k i E s l e m ' l i b i r k a d n da Sa'd'n
E y yahudiler, o n a ilk ulaan sizler o l u n . n k o k e n d i s i n e kar k a n l a r
yarasn tedavi ediyordu. K a b i l e s i n d e n b i r k a a d a m Sa'd'n y a n n a gittiler.
l d r m e k , k a d n ve o c u k l a r n esir a l m a k zere g n d e r i l e c e k . B u d u r u m u n
O n u bir katra b i n d i r i p k a m p a gtrdler. Yolda ona: " M t t e f i k l e r i m i z e iyi
sizi o n d a n u z a k l a t r m a s n a izin v e r m e y i n . 4 " F a k a t g e n l e r e verilen t e k ce-
davran, n k Allah'n R a s u l onlara m s a m a h a l d a v r a n m a n iin karar
vap: "Biz Tevrat'tan v a z g e m e y i z " oldu. B u n u n z e r i n e g e n o g e c e K u -
sana b r a k t . " F a k a t Sa'd o k adaletli bir a d a m d ; m e r gibi o da Bedir esir-
rayza k a l e l e r i n d e n k a p , M s l m a n k a m p n a sndlar. M s l m a n o l m a k
lerini l d r m e taraftaryd ve o n l a r n b u g r vahiy tarafndan d e s t e k l e n -
istediklerini syleyip P e y g a m b e r ' e ( s . a . v ) biat ettiler. Beni Kurayzallar'dan
miti. B e d i r ' d e fidye kard s e r b e s t b r a k l a n l a r n o u U h u d ' d a ve H e n - b i r karar, bir h k m ve k a t l i a m d r " dedi. u k u r l a r n y a n m a o t u r d u ve ba
dek'te geri g e l i p o n l a r a kar savamlard. B u s o n savata ise istilaya g e l e n - kesildi.
lerin asl g c , s r g n edilen B e n i Nadir'in y a r d m l a r n d a n k a y n a k l a r y o r - S o n l d r l e n i n b a b i r m e a l e ile kesildi. D a h a s o n r a Zabir i b n Bata
du. E e r o n l a r s r n e g n d e r i l m e k y e r i n e l d r l m olsalard, K u r e y or- a d n d a k i yal y a h u d i h a k k n d a k a r a r verilemedii i i n k a d n ve o c u k l a r n
d u s u yarya i n e r ve B e n i Kurayza'llar da a n l a m a y a sadk kalrlard. B u n d a n o l d u u eve yerletirildi. E r t e s i s a b a h e r k e k l e r i n l d r l d h a b e r i n i alan
b a k a Sa'd (r.a.) k r i z a n n d a b e n i Kurayza'ya g n d e r i l e n elilerden biriydi ve kadnlar, t m ehri at sesleri ile ayaa kaldrdlar. F a k a t yal Zabir onlar
o n l a r n m s l m a n l a r n y e n i l e c e i n e i n a n d k l a r n d a nasl i h a n e t e t t i k l e r i n i t e s k i n etti ve yle dedi: " S e s s i z o l u n ! Siz d n y a k u r u l d u k u r u l a l Israilo-
gzleri ile g r m t . E e r o n l a r h a k k n d a sert b i r karar alrsa b t n Evs'li- u l l a r m d a n esir a l m a n i l k k a d n l a r m s n z ? E e r e r k e k l e r i n i z iyi olsayd, si-
ler o n u s u l a y a c a k t . F a k a t Sa'd (r.a.) b u t r d n c e l e r e zaten n e m ver- zi b u d u r u m d a n kurtarrlard. Siz k e n d i n i z i y a h u d i d i n i n e v e r i n , n k b u
m e z d i . Y a k n d a l e c e i n i hissettii b u seferki k a r a r n d a ise b u tr kayglar d i n zere lp, a h i r e t t e b u d i n zere tekrar d i r i l m e l i y i z . "
o n d a n t a m a m e n uzakt. K a b i l e s i n d e n a d a m l a r n szlerine k s a c a u karl- Zabir en azl i s l m d m a n l a r n d a n biriydi ve o u kiiyi P e y g a m b e r
verdi: " A r t k Sa'd'm, Allah k a t n d a , h i b i r s u l u n u n s u u n a n e m v e r m e - ( s . a . v ) 'e kar g e l m e y e o tevik etmiti. F a k a t i savalar s r a s n d a , Sabit b n
me zaman gelmitir." K a y s a d n d a k i Hazre'li b i r a d a m n h a y a t n k u r t a r m t . Sabit b u b o r c u n u
Sa'd, g l yapl, yakkl ve h e y b e t l i b i r a d a m d . O k a m p a g e l d i i n d e d e m e a m a c y l a P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'den Zabir'in y a a m a s n a izin v e r m e s i n i
P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B a k a n n z a sayg i i n ayaa k a l k n " dedi. O n l a r da rica etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " O s e n i n " dedi. F a k a t Sabit, Zabir'e b u duru-
ayaa k a l k t l a r ve yle dediler: " E y A m r ' n b a b a s , Allah'n R a s u l s e n i m u a n l a t n c a O : " K a n s z ve o c u k s u z yal b i r a d a m h a y a t t a n e y a p a r ? " de-
m t t e f i k l e r i m i z h a k k n d a karar v e r m e k z e r e g r e v l e n d i r d i . " Sa'd (r.a.): di. B u n u n z e r i n e Sabit t e k r a r P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e gitti. O da o n a Zabir'in
" P e k i b e n i m k a r a r m n o n l a r z e r i n d e k i s o n h k m olacana Allah'a ye- k a r s n ve o c u k l a r n verdi. F a k a t Zabir b u k e z de: " H i c a z da h i b i r varl-
m i n e d i p O ' n a a h i t verir m i s i n i z ? " dedi. " E v e t " dediler. Sa'd, P e y g a m b e r o l m a y a n b i r aile neyle g e i n i r ? " dedi. Sabit yine P e y g a m b e r (s.a.v)'e git-
( s . a . v ) 'e d o r u b i r g z atp adn a n m a k s z n : " B u , b u r a d a k i h e r k e s i i n m i ti. P e y g a m b e r (s.a.v)'de o n a Zabir'in zrh ve silahlar d n d a k i b t n mal-
g e e r l i ? " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): " E v e t " dedi. " O h a l d e " dedi Sa'd, " b e n er- larn verdi. F a k a t t m a r k a d a l a r n n l d r l m o l m a s Zabir'in m e g u l
k e k l e r i n l d r l m e s i , m a l l a r n datlmas, k a d n ve o c u k l a r n esir a l n m a - e d e n bir d n c e h a l i n e geldi. S a b i t " e : " S e n d e olan h a k k m a d a y a n a r a k , Al-
sna h k m v e r i y o r u m " . - ' P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a : " S e n , yedi k a t y k s e k se- lah adna s e n d e n b e n i de a r k a d a l a r m n y a n m a g n d e r m e n i i s t i y o r u m . O n -
m a d a Allah'n verdii h k m n a y n s n v e r d i n " dedi. lar g i t t i k t e n s o n r a b e n i m i i n h a y a t n b i r a n l a m y o k " dedi. lk n c e l e r i Sa-
tavsiye e d e r e k geirdiler. S a b a h l e y i n P e y g a m b e r (s.a.v) pazar y e r i n d e dar, best b r a k l d ve mallar Sabit'in velayeti altnda onlara iade edildi.
fakat u z u n ve derin h e n d e k l e r a l m a s n e m r e t t i . Toplam y e d i y z kii o l a n Dier k a d n ve o c u k l a r ise, mallarla birlikte k u a t m a d a grev alan as-
a d a m l a r - b a z k a y n a k l a r a gre y e d i y z d e n fazla, bazlarna gre ise d a h a az- kerlere datld. B u esirlerin o u n u Hayber'deki soydalar B e n i Nadir, fid-
k k g r u p l a r h a l i n d e gnderildiler. H e r g r u p k e n d i m e z a n o l a c a k o l a n u - ye v e r i p kurtardlar. P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e hisse o l a r a k R e y h a n e adnda, Na-
k u r u n b a n a dizildi. D a h a s o n r a Ali ve Z b e y r gibi A s h a b n g e n l e r i h e p s i - dir'li Zeyd'in kz o l a n ve Kurayza'l biri ile e v l e n m i o l a n b i r y a h u d i k a d n
ni b i r e r k l darbesi ile ldrdler. d t . R e y h a n e o k gzel b i r k a d n d ve b e yl s o n r a l e n e d e k P e y g a m b e r
H u y a y pazar y e r i n e d o r u g n d e r i l d i i n d e P e y g a m b e r ( s . a . v ) 'e d n d ( s . a . v ) 'in cariyesi o l a r a k kald. P e y g a m b e r (s.a.v) ilk n c e l e r i o n u Rifa'a'nn
ve o n a y l e dedi: " S a n a kar g e l d i i m i i n k e n d i m i s u l a m y o r u m . Allah' snd teyzesi S e l m a ' n n y a n n a yerletirdi. R e y h a n e i l k n c e l e r i slam'a
t e r k e d e n ayn e k i l d e t e r k e d i l e c e k t i r . " D a h a s o n r a y a h u d i l e r e d n e r e k : "Al- karyd, fakat Rifa'a ve B e n i Hedil'den M s l m a n olan g e n o n a slam'
lah'n e m r i yanl o l m a z , b u Allah'n k i t a b n d a Israiloullarna g n d e r d i i anlattlar. B u n d a n k s a b i r sre s o n r a g e n t e n biri o l a n Se'lebe P e y g a m -
KUATMADAN SONRA
b e r (s.a.v)'e geldi ve R e y h a n e ' n i n M s l m a n o l d u u h a b e r i n i verdi. B u n u n
z e r i n e P e y g a m b e r ( s . a . v ) o k sevindi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n a gitti ve o n u
[62]
serbest b r a k p e v l e n m e teklif etti. F a k a t R e y h a n e ( r . a . ) : " E y Allah'n Rasu-
l , b e n i k e n d i h i m a y e n d e b r a k ; b u b e n i m i i n de, s e n i n i i n de daha k o l a y "
a'd, B e n i K u r a y z a ile ilgili h k m v e r d i k t e n s o n r a tekrar m e s c i d d e k i
dedi.
S hasta yatana d n d . D a h a n c e d e n Allah'a, e e r d m a n l a r a kar sa-
vamas k a d e r i n d e varsa y a a t m a s , y o k s a c a n n a l m a s i i n dua etmiti.
imdi ise d u r u m u k t y e gidiyordu. K u a t m a d a n ksa b i r sre s o n r a bir ge-
ce P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u b a y g n b i r h a l d e b u l d u . Yan b a n a oturdu ve ba-
n y e r d e n k a l d r p g s n e yaslad, s o n r a d u a etti: "Ya rabbi, Sa'd, R a s u l -
n e tam itaatla s e n i n y o l u n d a alt ve y a p m a s g e r e k e n h e r eyi yapt. O n u n
r u h u n u , y a r a t t k l a r n i i n d e en iyilerin r u h u n u aldn gibi k a b u l e d e r e k
a l " . Sa'd (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) sesini d u y d u , g z l e r i n i a a r a k : " S e l m
z e r i n e o l s u n ey Allah'n R a s u l , s e n i n tebli ettiine e h a d e t e d e r i m " de-
di. P e y g a m b e r ( s . a . v ) e v i n e d n d k t e n b i r iki saat s o n r a C e b r a i l geldi ve
o n a Sa'd'n l d h a b e r i n i verdi.
O n u n c e s e d i n i m e z a r l a tayanlar c e s e d i n b u k a d a r hafif o l m a s n a a-
tlar. n k Sa'd iri c s s e l i b i r a d a m d . B u n u P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e syledik-
l e r i n d e , O: " M e l e k l e r i o n u t a r k e n g r d m " dedi. C e n a z e y i m e z a r n n ya-
n m a koydular. P e y g a m b e r (s.a.v.) a r k a s n d a k i bir g r u p e r k e k ve kadnla bir-
likte c e n a z e n a m a z kld. C e s e d i m e z a r n i i n e i n d i r d i k l e r i n d e P e y g a m b e r
(s.a.v)'in yz b i r d e n b i r e sarard ve k e z S b h a n Allah dedi. Bu Allah'n
m u t l a k y c e l i i n i ifade e d e n b i r t e r i m d i ve i m d i o l d u u gibi almas gere-
k e n b i r snrla k a r l a l d n d a sylenirdi. M e z a r l k t a k i h e r k e s ayn s z
tekrarlad ve t m m e z a r l k S b h a n Allah sesleriyle titredi. D a h a s o n r a Pey-
g a m b e r ( s . a . v ) zafer a n l a r n d a s y l e n e n Allahu E k b e r (Allah b y k t r ) s-
z n syledi, dierleri de b u n u tekrarladlar. D a h a sonralar o srada y z -
n n n e d e n sarardn s o r d u k l a r n d a P e y g a m b e r ( s . a . v ) yle dedi: " M e z a r
a r k a d a n z n s t n e k a p a n d n d a , O , bir s k m a h i s s e t t i . E e r bir kii bi-
le b u s k m a d a n k u r t u l a b i l s e y d i Sa'd da k u r t u l u r d u . D a h a s o n r a Allah o n a
1. I.I., 6 8 4 s e l a m e t d o l u b i r r a h a t l k verdi".^
2. Bkz. Blm: 48
B u n u t a k i p e d e n g n l e r d e bir s a b a h P e y g a m b e r ( s . a . v ) m m S e l e m e
3. W. 5 0 7 .
( r . a . ) ' n i n o d a s n d a i k e n o n a : " E b u L b a b e affedildi" dedi. " O n a b u m j d e y i
4. I.I. 136.
v e r e y i m m i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " E e r i s t e r s e n " dedi. B u n u n
5. Sa'd'n karar tamamen onlarn ihanet suuna dayanyordu. Fakat bu karar, Yahudi kanunlarnda
var olan, ihanetle sulanmasa bile kuatlan bir ehir halknn ldrlmesi kanununa uyuyordu: z e r i n e m m S e l e m e (r.a.) m e s c i d e alan o d a s n n k a p r d a durdu ve
"Rabbiniz Allah, size onu verdiinde, oradaki btn erkekleri kltan geirin; fakat kadnlar, k-
y a k n b i r direkte bal o l a n E b u L b a b e (r.a.)'ye: " E y E b u L b a b e , m j d e -
kleri, hayvanlar ve ehirdeki btn her eyi kendinize aln." (Eski Ahit, Beinci kitap:20:12).
r
ler olsun, Allah sana m e r h a m e t etti" diye bard. Mescid'deki adamlar o n u m e i n e izin verme. n k sen artk o n u n kars deilsin" dedi. Zeyneb ba-
z m e k iin h e m e n etrafna toplandlar. F a k a t o onlar durdurarak: "Al- basna Ebu'l-As'n, Kurey'ten b i r o k kiinin kendisini e m i n grerek emanet
lah'n Resul b e n i elleri ile z e n e kadar o l m a z " dedi. Peygamber (s.a.v) na- ettikleri mallara karlk Suriye'den ald mallara e l k o n u l m a s n d a n byk
maza giderken o n u n yannda durdu ve balarn zd. bir z n t duyduunu syledi. B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) sefere -
N a m a z d a n sonra E b u Lbabe (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'e geldi ve yapt- kan ve kendisine Ebu'l-As'n mallar denlere haber gnderdi: "Bildiiniz
na kefaret olarak bir ba y a p m a k istediini syledi. Peygamber (s.a.v) gibi b u adam bize aittir, siz de o n u n mallarn aldnz. E e r o n u n mallarm
onun mallarnn te birini kabul etti. O n u n serbest braklmasn haber ona iade edecek iyilii gsterirseniz b e n i sevindirirsiniz. Fakat eer geri ver-
veren vahiy, dier hata eden iyi adamlar da kastederek: mezseniz, O Allah'n size verdii b i r ganimettir ve o n u n tasarruf h a k k da
sizindir"Onlar, mallar geri vereceklerini sylediler ve eski su krbalarna,
"Onlarn mallarndan sadaka al, bununla onlar temizlemi arndrm olur- tahta paralarna varncaya kadar h e r eyi geri verdiler. H e r ey eksiksiz ona
sun." (Tevbe: 103) iade edilmiti. O n u n slam'a g i r m e k t e tereddt ettiini gren bir adam: "Ne-
den slam'a girip b u mallar k e n d i n almyorsun? Bunlar putperestlerin mal-
diyordu. lardr" dedi. Fakat o u cevab verdi: "Bana duyulan gveni sarsarak slam'a
H e n d e k savandan yaklak be ay sonra Peygamber (s.a.v) zengin bir g i r m e m kt bir balang o l u r " . Mallar Mekke'ye gtrd ve sahiplerine
Kurey k e r v a n n n Suriye'den d n m e k t e olduu haberini ald ve Zeyd'i ker- verdi. Daha sonra Medine'ye d n d ve biat ederek M s l m a n oldu. Byle-
vann y o l u n u k e s m e k zere yzyetmi atl ile gnderdi. Zeyd ve adamlar ce Zeyneb kocasna tekrar d n m oldu ve Peygamberin (s.a.v) ailesiyle
ou Safvan'a ait olan gmler de dahil tm ticari eyay ele geirdiler ve birlikte tm ehir sevinle doldu.
O srada b n Ubey'in olu Abdullah b u szleri babasnn sylediini bil- di. Konakladklar yerde su yoktu ve Peygamber (s.a.v) burada sadece ksa
dii iin b y k bir znt iindeydi. O n a m e r ' i n babasn l d r m e k iin bir mola v e r m e k istemiti. F a k a t daha sonra gn yncaya kadar k o n a k l a -
P e y g a m b e r d e n izin istediini de sylemilerdi. Abdullah kararn h e m e n ma emri verdi. Plan deiikliinin sebebi azdan aza dolat ve sadece k -
verilip l d r m e emrinin h e m e n u y g u l a n m a s n d a n k o r k a r a k Peygamber k bir kolye iin k o s k o c a ordunun byle susuz bir yerde k o n a k l a m a s n d a n
(s.a.v)'e gitti ve yle dedi. " E y Allah'n Rasul, bana Abdullah bn Ubey'i ou kii rahatsz oldu. Ashabdan bazlar E b u Bekir'e gidip ikyet ettiler.
l d r m e y e karar verdiini sylediler. E e r b u n u mutlaka yapacaksan, bana E b u Bekir (r.a.) kznn b u dikkatsizlii nedeniyle utand ve sinirlendi. Ula-
emret, gidip kafasn getireyim. B t n Hazre babasna b e n d e n daha o k labilecek uzaklkta h i k u y u y o k t u ve adamlar beraberlerinde getirdikleri
ballk ve a c m a gsteren k i m s e olmadn bilir ldrme grevini bakas- suyun hepsini harcamlard. Sabah namazn k l m a k m m k n olmayacak-
na verirsen, nefsimin b a b a m n katilinin aramzda dolamasna dayanamaya- t, n k abdest alacak sular yoktu. Fakat g e c e n i n ge saatlerinde Peygam-
candan k o r k u y o r u m . B u n a dayanamayp o n u ldrebilirim. Bylece de b e r (s.a.v)'e t e y e m m m l e ilgili ayetler nazil oldu. Bu olayn t o p l u m u n pra-
bir kfirin yerine bir m'mini l d r m o l u r u m ve C e h e n n e m ateine atl- tik hayatnda anlatlamayacak denli nemli b i r rol vard:
r m . " Fakat Peygamber (s.a.v) ona u cevab verdi: "Hayr, b r a k n ona iyi "Eer su bulamamsanz, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmm edin (
davranalm, o bizimle olduu m d d e t e arkadamz olarak kalsn".1 hafife) yzlerinize ve ellerinize srn". (Nisa: 43)
kar tavrlarnda baz d e i i k l i k l e r o l d u u n u h i s s e d i y o r d u . Peygamber, m e n h e m e n Aie ile ayn yata o l a n s a m e , o n u s a v u n d u ve: " B u bir iftira.
O d a y a gelir ve tedavi e d e n l e r e ; " B u g n h e p i n i z n a s l s n z ? " der o n u da di- E y m e n (r.a.) de o n u s a v u n d u . Hz. Ali ise yle dedi: "Allah seni s n r l a m a -
b e r ( s . a . v ) ' d e n izin istedi. P e y g a m b e r : " N a s l i s t e r s e n " dedi. g n d e r d i ve " E y B u r e y r e , i m d i y e kadar Aie'de, o n d a n p h e l e n m e n i ge-
b i r ekilde a n n e m i n e v i n e gittim ve y i r m i g n i i n d e h a s t a l m geti. Bir cevaplad: " S e n i Hak'la g n d e r e n e y e m i n olsun ki, o n u n s a d e c e iyiliini bi-
kardeti-. Yanmda y r r k e n : "Allah M i s t e h ' i n c e z a s n v e r s i n " diye bard. k u s u r b u l a m a m . O d a h a k k b i r g e n kz. O n d a g r d m tek hata h e r
"Hi phesiz biz sana apak bir fetih olarak (zafer yolunu tkayan btn en-
gelleri ve kaplan) fethettik." (Fetih: 1)
"Andolsun, Allah sana o aacn altnda biat ederlerken mminlerden raz ol-
mutur. Kalbleriule olan bilmi ve bylece zerlerine 'gven duygusu ve huzur' in-
dirmitir ve onlara yakn bir fethi sevap (karl) olarak verilmitir." (Fetih 18)
Bu biati edenlere Allah'n Rzas, yani Rdvanvadediliyordu. Bu neden-
le b u szlemeye "biat r-Rdvan" denilir. Baka bir ayette de gven duygusu
ve h u z u r u n , yani Sekme^nin indiriliinden bahsediliyordu:
Bkz. Bl. X V I .
du. Bunlardan biri b u ilmin kendisi ile birlikte l m e s i n i istemeyerek kzla-
lna yazd m e k t u b a b e n z e r bir m e k t u p da R o m a mparatoru Herakliyus'a
rna da reten Lebid adnda bir yahudiydi. Lebid, Peygamber (s.a.v)'e l-
yazd. B u m e k t u b u Suriye yneticisi araclyla gnderdi. Buna b e n z e r bir
drc bir by yapmas iin b y k bir rvet almt. Bu amacn yerine
baka m e k t u b u da skenderiye'ye, Msr Kral Mukavks'a gnderdi.
getirebilmesi iin o n u n bir tutam sana ihtiyac vard. B u n u da kzlarndan
O srada Kisra baka kaynaklardan Medine'nin gn getike g l e n e n
biri, m a s u m bir kiiyi kullanarak elde etti.Lebid saa o n bir dm att, kz-
Arap kralnn P e y g a m b e r (s.a.v) olduunu idia ettiini duymutu. Bu ne-
lar da her d m e bir eyler o k u y u p flediler. Daha sonra b u n u , stnde
denle Yemen'deki valisi Bzn', M u h a m m e d (s.a.v)'le ilgili ayrntl bilgi
polen tozu klflar b u l u n a n dii bir h u r m a filizine balad ve derin bir k u -
toplamas iin grevlendirdi. Bzn, Medine'ye, etraf gzlemeleri iin iki el-
yuya att. By a n c a k dmlerin almasyla zlebilirdi.
i gnderdi. ki eli ran'da yaygn olan bir gelenee uyarak sakallarn tra
Peygamber (s.a.v) ksa bir sre sonra bir eylerin ktye gittiini anla-
edip byklarn uzatmlard. Onlarn g r n Peygamber (s.a.v)'e garip
d. Bir taraftan hafzas zayflyor, dier taraftan yapmad eyleri yapm gi-
geldi ve: "Size byle yapmanz kim emrediyor?" dedi. O n l a r da Kisra'y kas-
bi hayal ediyordu. B u n u n yansra o k zayflamt ve y e m e k sunulduunda
tederek " R a b b i m i z " dediler. Peygamber (s.a.v): " B e n i m Rabbim, sakalm
kendisinde yiyebilecek gc bulamyordu. K e n d i n i iyiletirmesi iin Allah'a
uzatmam ve bym ksaltmam e m r e d i y o r " dedi. Daha sonra onlar, erte-
dua ediyor ve u y k u s u n d a biri banda, dieri ayanda iki kiinin oturduu-
si gn gelmelerini syleyerek gnderdi. O gece Cebrail geldi ve Peygamber
nu farkediyordu. Peygamber (s.a.v), onlardan birinin dierine o n u n hasta-
(s.a.v)'e ran'da ayaklanma olduunu, Kisra'nn ldrlp yerine o l u n u n
lnn g e r e k sebebini anlattn ve k u y u n u n adn verdiini duydu.'
getiini haber verdi. Eliler geldiinde bu haberi onlara ulatrd ve onlara
Uyandnda Cebrail geldi ve ryasn dorulayarak biri be, biri alt ayet-
bu haberi Yemen valisine ulatrmalarn emretti. " O n a b e n i m d i n i m i n ve
ten oluan iki sure getirdi. Peygamber (s.a.v) Ali (r.a.)'yi bu sureleri o k u m a -
m p a r a t o r l u u m u n Kisra krallnn tesine ulaacan syle, ona b e n d e n
s iin kuyuya gnderdi. Her ayette d m n biri zld ve hepsi zl-
b u n u ilet. slam'a gir, sahip olduun eylerde seni destekleyeyim ve seni Ye-
dnde Peygamber (s.a.v) h e m b e d e n e n h e m de m a n e n i y i l e m i t i . 4
m e n halkna kral tayin edeyim."
Bu surelerden ilki uydu:
Eliler n e dneceklerini bilemeden San'a'ya dndler ve mesaj B-
zn'a ulatrdlar. O " N e olduunu greceiz. Eer syledikleri doruysa o "De ki: Sabahn Rabbine snnn,
gerekten Allah'n gnderdii bir P e y g a m b e r " dedi. F a k a t O , ran'da neler Yaratt eylerin errinden,
olduunu a n l a m a k zere bir eli gndermeye frsat bulamadan yeni ah Karanl kt zaman gecenin errinden,
olan Sayrus'un bir adam geldi. Yeni ah'n onlardan ballk istedii habe- Dmlere fleyen kadnlarn errinden,
rini getirdi. Bzn ona cevap verecei yerde slm'a girdi. Yanndaki iki eli Ve hased ettii zaman hasetinin errinden." (Felak Suresi)
ve dier ranllar da M s l m a n oldular. Daha sonra Medine'ye haber g n -
derdi, P e y g a m b e r (s.a.v)'de ona Y e m e n i y n e t m e grevini verdi. Bu Hen- kincisi ise yleydi:
dek'te grd ilk n va'dinin yerine geldiini gsteriyordu.
Peygamber (s.a.v)'in m e k t u b u Medaiyn'e Kisra'nn l m n d e n sonra "De ki: nsanlann Rabbine snrm,
ulat. B u nedenle m e k t u b u ondan sonra gelen ah o k u d u ve yrtt. Peygam- lnsanlann malikine,
b e r (s.a.v) b u n u haber alnca "Ya Rabbi, ayn ekilde sen de o n u n kralln insanlann (gerek) ilahna,
parala" dedi. S i n s i c e kalblere vesvese ve kuku drp, duran, vesvesecinin errinden.
Haclar d n d k t e n sonraki ilk haftalardan birinde Peygamber (s.a.v)'in Ki o, insanlann gslerine vesvese verir (ilerine kuku, kuruntu fsldar),
hayatna, imdiye kadar h i kullanlmayan bir silahla saldrld. Arabis-
tan'daki yahudiler arasnda h e r nesilde b y c l bilen bir iki kii olur- B. L X I , o .
r
1. Bu adam o kadar ateli ki, yaknda annesi onun yasn tutacak anlamna gelen bir deyim.
emindiler ki b u haberlere inanmadlar. M u h a m m e d ' i n (sav) Medine'den yo-
2. W. 6 2 4 - 9 ; B. LIV, I.I. 7 5 1 - 3 .
la kt haberi kendilerine ulancaya kadar mttefiklerine yardm haberi
3. B.LXI. 10.
gndermediler. A n c a k b u haberler ulatnda efleri K i n a n e , Gatafan' ziya-
4. Beyzavi'nin Felak sresi Tefsiri. ret etti ve yardmlarna karlk o yln hurma h a s a d n m yarsn teklif etti.
5. Baz alimlere gre bu iki sre bu olay iin inmemi, fakat Peygamber'e daha nceden, Mekke'de Gatafan'llar b u n u k a b u l ettiler ve drtbin kiilik bir ordu g n d e r e c e k l e r i n e
iken (Hicretten nce) indirilmitir.
sz verdiler. Hayber yahudileri zrhlarn giyip toplam onbin kii olan ordu- ile mttefikleri Gatafan arasnda engel oluturacak bir k o n u m d a yol alma-
larn h e r g n sraya sokmay gelenek haline getirmilerdi. Gatafan'n da lar gerekiyordu. Bunu a m a l a y a n P e y g a m b e r (s.a.v) bir rehber istedi ve ge-
yardmyla ordu ondrtbin kiiye ulaacakt. Medine'den gelen haberlere celeyin surlarn n n d e k i a k dzle ulatlar. G e c e o k karanlkt, n-
gre ise ordu sadece altyz kii idi. k hilal h e n z yeni kmt. O r d u o denli sessiz yaklamt ki ehirde hi
Peygamber (s.a.v) yola k m a d a n n c e Evs'li Ebu Abs (r.a.) ona geldi ve k i m s e d u r u m u n farknda deildi. Sadece sabahleyin bir h o r o z sesi sessizli-
bir s o r u n u olduunu syledi. zerine binecei bir devesi vard, fakat elbise- i bozdu. Mslmanlarn k a m p n d a o afak vakti sabah ezan sessizce
leri o k eskiydi ve ne yolculukta kendisi iin ne de ailesine brakabilecei yi- o k u n d u . Namazdan sonra sessizlik iinde, sabah aydnlnda ortaya kan
y e c e k paras yoktu. O n u n kadar m u h t a deilse de durumu ona benzeyen ekin tarlalar, h u r m a baheleri ve kaleleriyle "Hicaz'n b o s t a n " n seyrettiler.
daha b i r o k kii vard. Umre'ye giderken o k ey harcanmt ve o gne dek G n e ykseldi, toprak iileri ellerinde a p a l a n , sepetleriyle k p byle
kazanlan t m ganimetler de says gn getike artan M u h a c i r M s l m a n - sessiz bir orduyla karlanca o k ardlar. " M u h a m m e d ve o r d u s u ! " diye
lara harcanarak tketilmiti. Peygamber (s.a.v) Ebu Abs (r.a.)'a elinde kalan barp geriye, kalelere katlar. P e y g a m b e r (s.a.v) "Allahu Ekber" dedi ve za-
son eyay, uzun ve yeni bir giysiyi verdi. Fakat birka gn sonra sefer sra- fer dolu bir sesle "Haribet Hayber " ( H a y b e r harap o l d u ) szlerini ekledi. Da-
snda o n u daha kt ve eski bir elbiseyle grd. "Sana verdiim elbise nere- ha sonra Allah'n insanlar cezalandracan haber veren bir ayet okudu:
d e ? " diye s o r d u . " O n u sekiz dirheme sattm" dedi Ebu Abs (r.a.), " D a h a s o n -
"Fakat (azab) onlann sahasna indii zaman uyanlp-korkutulanlann sabah
ra k e n d i m iin iki dirhemlik h u r m a aldm, iki dirhemi de aileme geimleri
ne kadar da kt olur." (Saffat: 177)
iin b r a k t m . Geri kalan drt dirheme de bir elbise aldm" Peygamber (s.a.v)
gld ve: " E y Abs (r.a.)'n babas sen ve arkadalarn gerekten fakirsiniz. Ama "ndii z a m a n " yerine "indirdiimiz zaman"dedi.
Fakat nefsimi kudret elinde tutana y e m i n olsun ki, bir mddet daha yaars- Yahudiler h e m e n bir sava k o n s l topladlar. lerinden bir efin uya-
nz, bolluk iinde yaayp ailelerinizi de b o l l u k iinde yaatacaksnz. Bir y- rlarna ramen kale burlarndaki siperlerine gvendiler. Yesrib kaleleriyle
n dirhem ve kleye sahip olacaksnz ve bu sizin iin iyi o l m a y a c a k . " 1 da hisarlar adn verdikleri k e n d i kaleleri arasnda hibir karlatrma ya-
Sefer srasnda Peygamber (s.a.v) iki k a m p yeri arasnda orduyu durdur- plamayacan sylediler. Bu ayr gruplarla savama karar, o n l a n n en zayf
du ve l b n el-Ekva (r.a.) adndaki gzel sesli bir Eslem'li adam ard. De- noktalar olan birlik y o k s u n l u u n a dayanyordu. Kur'an'da Yesrib yahudile-
venden in ve bize deve arklarndan bir ark syle" dedi. Bedevi onlar de- ri iin sylenenler Hayber'liler iin de geerliydi:
veleri stnde giderken ark syleyecekti. Unutulmayan, kederli ve m o n o -
"Sen onlan birlik sanrsn, oysa kalbleri paramparadr." (Har: 14)
ton olan eski melodileri sylyorlard, l b n el-Ekba'nn, Peygamber (s.a.v)'in
Hendek'te rettii beyti okumasyla b u kederli hava daha da younlat: Kk fakat birlik iindeki bir ordu ile karlamak onlar iin ansszlkt:
"Rabbimiz, biz hibir zaman sana ynelmez, "Hi phesiz Allah kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmi bir bina gibi
Zekt vermez ve namaz klmazdk." saf balayarak arpanlan sever." (Har: 4)
l b n el-Ekva (r.a.) bu beyitle balayan arky tamamladnda Peygam- Bu ordu, u vaade uyarak nefisleri ycelenlerden oluuyordu:
b e r (s.a.v) ona: "Allah sana rahmet e t s i n " dedi. Buna kar k a n m e r : " E y
"Nice az bir topluluk, daha ok olan bir toplulua Allah'n izniyle galip gelmi-
Allah'n Rasul, sen b u n u kanlmaz kldn. Keke o n u n l a daha fazla bera- tir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara: 249)
b e r olabilseydik! dedi. Hepsinin bildii gibi, m e r o n u n yaknda ehit ola-
can kastediyordu. n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v) k i m e r a h m e t dilerse lk gn Peygamber (s.a.v) en yakn kaleye saldrdnda dier kaleleri
ksa bir sre sonra o n u n ehit o l d u u n u grmlerdi. savunanlar birlik olup saldranlara kar tek vcut halinde savamadlar.
l k i b u u k gn sonra, hedefe sadece bir a k a m l k yollar kalmt. Hayber Aksine kendi duvarlar arkasnda kalp, kendilerini g l e n d i r m e k l e megul
oldular. B u t a k t i k iki ordu a r a s n d a k i eitsizlii azaltacak nitelikteydi. F a k a t " B e n i Gatafan n e r e d e ? " s o r u s u Hayber'de devaml s o r u l a n fakat c e v a p
y i n e de M s l m a n l a r n sabr, y a b a n c b i r b l g e d e birden fazla sava yapp, a l n a m a y a n b i r s o r u y d u . G a t a f a n l l a r g e r e k t e n sz verdikleri gibi drtbin
u z u n s r e n b i r igal ile s n a n y o r d u . Hayberliler, Arabistan'da e n iyi n i a n - kiilik orduyla yola k m l a r d . F a k a t b i r g n l k yol gittikten s o n r a g e c e -
clar o l a r a k tannrd. i m d i y e kadar M s l m a n l a r hi b u k a d a r fazla k a l k a n leyin k o n a k l a d k l a r n d a y e r d e n m i , g k t e n m i geldiini a n l a y a m a d k l a r bir
k u l a n m a y a ihtiya d u y m a m l a r d . K a m p n gerisinde ise k a d n l a r s r e k l i o k s e s duydular. Ses a r k a arkaya k e z " H a l k n z ! H a l k n z ! H a l k n z ! " diye
yaralarn tedavi ile m e g u l oluyorlard. P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n d e n sra bard. B u n u n z e r i n e a d a m l a r a i l e l e r i n i n t e h l i k e d e o l d u u n u hayal ettiler
i k i n c i defa y i n e m m S e l e m e ' y e g e l m i t i . Yarallar tedavi e t m e k ve safla- ve aceleyle geri dndler. F a k a t geri d n d k l e r i n d e h e r eyin y e r i n d e o l d u -
rn g e r i s i n d e s u ihtiyacn k a r l a m a k zere gelen k a d n l a r arasnda Pey- u n u grdler. D m a n n y e n i l m e s i n d e b i r paylar o l a m a y a c a k k a d a r g e
g a m b e r ( s . a . v ) ' i n halas Safiye (r.a.), m m E y m e n (r.a.) , N u s e y b e (r.a.) ve k a l d k l a r n d n d k l e r i i i n , i k i n c i k e z yola k m a y g z e alamadlar.
E n e s ' i n a n n e s i m m S l e y m (r.a.) de vard. H a y b e r ' d e k i k a l e l e r d e n e n d a y a n k l s Z b e y r hisar d e n i l e n kaleydi.
K a l e n i n giriinde sarp k a y a l k l a r vard, dier taraflar ise d i m d i k u u r u m d u .
G n l e r g e t i , fakat h i b i r ey elde e d i l e m e d i . Altnc g e c e m e r (r.a.)'in
D i e r k a l e l e r d e n k a a n savalarn o u , b u k a l e n i n k u v v e t l e r i n e k a t l m -
g z c l k l e grevli o l d u u bir srada k a m p t a b i r casus yakaland. B u c a s u s
t. P e y g a m b e r (s.a.v) kaleyi g n b o y u n c a k u a t m a altnda tuttu. n c
hayat karlnda m s l m a n l a r a k a l e l e r h a k k n d a bilgi verdi ve h a n g i k a -
g n n s o n u n d a dier k a l e l e r d e n b i r i n d e n b i r yahudi geldi ve P e y g a m b e r
l e n i n en zayf ve ayn z a m a n d a en o k silaha s a h i p o l d u u n u anlatt. lk n -
( s . a . v ) ' e o n l a r n kaleyi s o n s u z a d e k s a v u n m a l a r n salayacak gizli b i r kay-
ce en az k o r u n a n fakat g e m i t e dier kalelere kar k u l l a n l a n b i r sava ale-
n a k l a r o l d u u n u h a b e r verdi. K e n d i n i , ailesini ve m a l l a r n garanti altna
tine s a h i p b i r kaleye saldrmalarn n e r d i . M e d i n e gibi Hayber'de de u z u n
a l m a k artyla b u srr o n a s y l e m e y i teklif etti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u tekli-
s r e d e n b e r i i sava yaanmt. Ertesi g n M s l m a n l a r kaleyi ele geirdi-
fi k a b u l etti. A d a m o n a k a l e duvarlar altndan g e e n b i r su k a y n a o l d u -
ler. Kaya frlatmaya yarayan bir m a n c n k ve a s k e r l e r i n kaleye g i r m e k i i n
u n u , Z b e y r k a l e s i n d e k i l e r i n b u k a y n a a m e r d i v e n l e r l e i n i p su aldn
y a k n d v e b a l a d k l a r n d a s t l e r i n d e at vazifesi g r e c e k o l a n b i r siper-
anlatt. S u h i b i r z a m a n k u r u m a d iin k a l e d e k i l e r h i su d e p o l a m a ihti-
den o l u a n sava aletlerini dier k a l e l e r e kar k u l l a n m a k zere kardlar.
yac d u y m u y o r l a r d . E e r su k a y n a e n g e l l e n i r s e b i r k a g n i i n d e dv-
Bir b a k m a b u aletler sayesinde, zayf k a l e l e r teker teker d t . K a r l a t k -
e m e y e c e k k a d a r s u s u z k a l a c a k l a r d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u plan uygulad
lar en g l s a v u n m a Na'im a d n d a k i k a l e n i n savunmasyd. B u r a d a garni-
ve iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a kaleyi ald.
zon b y k b i r kuvvetle kar k o y u y o r d u ve o g n m s l m a n l a r tarafndan
Kar k o y a b i l e c e k g t e o l a n s o n kale K a m u s idi. Bu kale, b e n i Nadir'in
yaplan h e r saldr p s k r t l d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Yarn s a n c a Allah'n
en z e n g i n ve en g l k o l l a r n d a n biri o l a n K i n a n e a i l e s i n e aitti. Bazlar
ve r a s u l n n sevdii birisine v e r e c e i m . Allah bize zaferi o n u n e l l e r i n d e ve-
u z u n s r e d e n b e r i Hayber'de yayordu. O y s a ailenin o u M e d i n e ' d e n s r -
r e c e k , o h i b i r z a m a n d v t e n k a m a y a n b i r i " dedi.
g n e d i l d i k t e n s o n r a Hayber'e yerlemiti. Gatafan'n y a r d m n z e l l i k l e
P e y g a m b e r (s.a.v) daha n c e k i s e f e r l e r i n d e s a n c a k o l a r a k n i s b e t e n da-
b u n l a r bekliyorlard. O n l a r n s z l e r i n d e d u r m a m a s Kinane'lileri b y k b i r
ha k k b a y r a k l a r g t r m t . F a k a t Flayber'e, Aie ( r . a . ) ' n i n c b b e s i n -
h a y a l k r k l n a uratmt. D i e r k a l e l e r d e n k a p K a m s ' u d o l d u r a n ya-
den y a p l m b y k siyah bir s a n c a k getirdi. B u n a " k a r t a l " adn v e r m i l e r -
h u d i l e r i n getirdii k t h a b e r l e r m o r a l k n t l e r i n i daha da artryordu.
di. Ertesi g n P e y g a m b e r (s.a.v) s a n c a Ali (r.a.)'ye verdi. D a h a s o n r a o ve
B u n u n l a b i r l i k t e o n d r t g n kar k o y d u l a r . Daha s o n r a K i n a n e , P e y g a m b e r
dier arkadalar adna, onlara zafer v e r m e s i iin Allah'a dua etti. Z b e y r
( s . a . v ) ' e g r m e k istediini bildiren b i r h a b e r gnderdi. K i n a n e a i l e s i n d e n
(r.a.) ve k r m z sarkl E b u D c a n e ( r . a . ) ' n i n b y k rol oynad b i r g n l k
b i r k a kii ile b i r l i k t e k a l e d e n k t . G r m e l e r s o n u n d a , y a h u d i l e r i n Hay-
iddetli b i r a r p m a d a n s o n r a Ali (r.a.) a d a m l a r n a s o n b i r h a m l e yaptrd
ber'i ve t m m a l l a r n M s l m a n l a r a b r a k p gitmeleri artyla n e o n l a r d a n
ve d m a n n k a l e k a p l a r n n k o n t r o l n m s l m a n l a r a b r a k a r a k k a l e n i n
ne de a i l e l e r i n d e n k i m s e n i n l d r l m e m e s i n e ve esir a l n m a m a s n a k a r a r
i l e r i n e d o r u e k i ' m e l e r i n i salad. Kale ele geirildi, fakat a d a m l a r n o u
verildi. P e y g a m b e r (s.a.v) s o n b i r art daha ekledi; eer b i r kii bile m a l l a -
a r k a d a k i b i r k a n a l d a n dier kalelere k a m l a r d .
rm g t r m e y e k a l k a r s a , hayatlar t e h l i k e d e o l a c a k t . K i n a n e ve dierleri re'li Bir o t u r u y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) k u z u d a n b i r l o k m a aldnda a-
b u n a raz oldular. P e y g a m b e r ( s . a . v ) E b u B e k i r (r.a.), m e r (r.a.), Ali (r.a.) z m d a k i l e r i t k r d ve " E l l e r i n i z i e k i n ! B u k o l b a n a zehirli o l d u u n u sy-
ve Z b e y r (r.a.) ile b i r l i k t e o n y a h u d i y i a n l a m a y a ahit tuttu. l e d i " dedi. K a d n a h a b e r g n d e r d i ve k o l u z e h i r l e y i p z e h i r l e m e d i i n i sordu.
F a k a t k s a b i r sre s o n r a h e m m s l m a n l a r , h e m de yahudiler mallar- K a d n : " S a n a k i m s y l e d i ? " diye s o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) " K o l u n k e n d i s i "
n n b y k b i r k s m n n g i z l e n m i o l d u u n u farkettiler. M e d i n e ' d e n getir- dedi, " B u n u n i i n y a p t n ? " Kadn: " H a l k m a n e l e r yaptn b i l i y o r s u n ; b a -
dikleri ve M e d i n e s o k a k l a r n d a h e r k e s i b y l e y e n o m e h u r b e n i Nadir ser- b a m , a m c a m ve k o c a m l d r d n . B e n de k e n d i k e n d i m e ; eer o b i r k r a l -
veti n e r e d e y d i ? P e y g a m b e r (s.a.v) b u n u K i n a n e ' y e sordu. K i n a n e Hayber'e sa o n d a n k u r t u l a c a m , eer bir P e y g a m b e r ise zehirli o l d u u n u anlar, de-
v a r d k l a r n d a n b e r i s i l a h ve zrh a l m a k i i n m a l l a r n sattklarn b u n e d e n - d i m . " dedi. Bir'in y z z a t e n s a r a r m t . o k g e m e d e n ld. F a k a t Pey-
le de s e r v e t l e r i n i n azaldm syledi. Y a h u d i l e r o n u n yalan sylediini bili- gamber (s.a.v) buna ramen kadm balad.-
yorlard. B u n u n yansra, artk bir P e y g a m b e r (s.a.v)'in h u z u r u n d a o l d u k l a - M s l m a n l a r l a yaplan savata k o c a s n ve b a b a s n n k a y b e d e n t e k ka-
rna i n a n d k l a r i i n o u endieliydi. O n a tabi o l m a l a r n a gerek o l m a d - dn o deildi. K i n a n e ' n i n hazineyi s a k l a m a s z e r i n e a l m a n esirler a r a s n d a ,
n, n k o n u n k e n d i l e r i n e g n d e r i l m e d i i n i d n y o r l a r d . F a k a t y i n e K i n a n e ' n i n d u l ei ve B e n i Kurayza'llar P e y g a m b e r (s.a.v)'le yaptklar a n -
de o n u k a n d r m a k o k tehlikeli olabilirdi. K i n a n e ' n i n o k sevdii a d a m l a r - lamay b o z m a y a i k n a e d e n ve H e n d e k S a v a n d a n s o n r a onlarla b i r l i k t e l-
dan biri o n a gidip h i b i r ey g i z l e m e m e s i i i n yalvard. n k eer gizler- d r l e n Huyay'n kz Safiye de vard. Safiye o n y e d i yandayd ve K i n a n e
se P e y g a m b e r ( s . a . v ) b u n u m u t l a k a h a b e r alrd. K i n a n e s i n i r l e n e r e k o n u ile evleneli h e n z b i r iki ay o l m u t u . Bu sre b o y u n c a Safiye ile K i n a n e ' n i n
tersledi. F a k a t b i r g n bile g e m e d e n h a z i n e b u l u n m u t u . K i n a n e ve o n a evlilikleri m u t l u g e m e m i t i . Babas ve k o c a s n n a k s i n e Safiye o k d i n d a r
yardm e d e n k u z e n i l m cezasna arptrldlar. Aileleri de esir alnd. bir kadnd. K k yandan beri halknn bir Peygamber'in geleceinden
rip, Hayber'de k a l m a y teklif e d e c e k l e r d i . P e y g a m b e r (s.a.v) b u n a raz oldu. m n b i r s a h t e k r o l d u u n u gzleriyle g r m e k iin Kba'ya gittiklerini de
di. Aie (r.a.) sonraki yllarda: "Biz iki gruptuk: Birinde b e n , Hafsa, Safiye Aie (r.a.) bir gn P e y g a m b e r (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, Cennette se-
ve evde; dierinde ise m m Seleme ve dierleri vard" derdi. nin hanmlarn kimler o l a c a k ? " d i y e sordu. "Sen onlardan b i r i s i n " cevabn
Aie (r.a.) o zamanlar onalt yandayd ve yana gre baz ynlerden alnca, b u szleri m r b o y u bir hazine gibi saklad. Bir keresinde de Pey-
olgun, dier ynlerden deildi. Duygular h e m e n yznden ve k o n u m a s n - g a m b e r (s.a.v) ona: "Cebrail burada ve sana selm ediyor" demiti. O da:
dan belli olurdu. Bir keresinde Peygamber (s.a.v) ona: " E y Aie, b a n a kz- " S e l m o n u n zerine olsun, Allah'n rahmeti ve bereketi de" cevabn ver-
^
gn olduun zaman da b e n d e n raz o l d u u n zaman da b i l i y o r u m " dedi. Ai- mt.
e (r.a.): " E y b a n a a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olan, b u n u nasl an- Aie (r.a.) kskanl h a k k n d a daha sonraki yllarda yle derdi: "Pey-
l y o r s u n ? " diye sordu. Peygamber (s.a.v) de yle dedi: " B e n d e n h o n u t ol- gamber'in eleri arasnda Hatice'yi kskandm kadar hibirini k s k a n m a -
duun zaman y e m i n ettiinde: " M u h a m m e d ' i n Rabbine y e m i n olsun ki ha- dm. n k Allah kendisine Hatice'ye cennetteki kymetli talardan yapl-
yr" diyorsun. Kzgn olduunda ise: "brahim'in R a b b i n e y e m i n olsun ki m bir saray m j d e l e m e s i n i emrettii iin Peygamber (s.a.v) srekli onu
hayr" d i y o r s u n . 1 Bir baka sefer Peygamber (s.a.v) beklediinden daha ge anard. Ne zaman bir k o y u n k u r b a n etse, b y k bir b l m n o n u n yakn
geldiinde " G n n bu saatine kadar neredeydin?" diye sordu. O: " K - arkadalarna gnderirdi. o u kez ona: "Sanki dnyada Hatice'den baka
m , m m Seleme'nin y a n n d a y d m " dedi. " m m Seleme'nin sras ge- kadn y o k m u gibi d e r d i m . " 4
m e m i m i y d i ? " diyen Aie'ye Peygamber (s.a.v) cevap vermeksizin g l m - Aie (r.a.)'nin tepkileri o k fevriydi. Hayber'den h e m e n sonra veya bir
sedi. Aie: " E y Allah'n Rasul, syle bana. Bir vadinin iki yamac arasnda sre n c e Ebu'l-As'n annesi Hale olunu, gelini Zeyneb'i ve k k torunu
olsan; birisinden otlanm, dierinden ise o t l a n m a m olsa srlerini h a n - m a m e ' y i grmeye Medine'ye gelmiti. Bir gn Peygamber (s.a.v) Aie'nin
gisinde otlatrsn? diye sordu. Peygamber (s.a.v): " O t l a n m a m o l a n d a " de- odasnda iken kap alnd ve b i r kadn sesi girmek iin izin istedi. Peygam-
di. Aie (r.a.): " y l e ise b e n senin dier elerin gibi deilim. O n l a r n hepsi b e r (s.a.v) sarard ve titredi. B u n u n sebebini anlayan Aie ona sitem etti.
b e n hari senden n c e birisiyle evlenmitir" dedi. B u n u n zerine Peygam- n k Hale'nin sesinde Hatice'nin sesini duyar gibi o l d u u n u anlamt.
b e r (s.a.v) glmsedi ve hibir ey s y l e m e d i . 2 P e y g a m b e r (s.a.v) daha sonra b u n u dorulam ve o n u n ieri girme izni is-
Aie (r.a.) Peygamber (s.a.v)'in sadece kendisine ait olmadn biliyor- teyi eklinin de, aynen len zevcesi gibi olduunu s y l e m i t i . 5
du. O b i r tek kadnd; Peygamber (s.a.v) ise yirmi adama bedeldi. Vahiy Artk o k yalanan evde (r.a.) Peygamber (s..v)'le birlikte geirecei
o n u n h a k k n d a : " M u h a k k a k sen b y k bir ahlk zeresin" diyordu. Sanki g n Aie (r.a.)'ye vermiti. n k Peygamber (s.a.v)'in b u n d a n o k m e m -
O , kendi iinde d dnya ile karlatrabilecek, baz ynleriyle de o n u n l a nun olacan biliyordu. Tm topluluk ve dier eler de Peygamber
beraber, bir alem idi. Aie (r.a.) b i r o k kere, uzaktan da gelse o n u n bir g k (s.a.v)'in yaayan eleri arasnda en o k Aie (r.a.)'yi sevdiini biliyorlard.
grlemesi duyduunda y z n n sarardn farketmiti. Ayn ekilde k u v - Bu sadece bir tahminden ibaret deildi. n k Sahabeden biri veya dieri
vetli bir rzgar sesi, onda gzle grlebilecek deiikliklere n e d e n olurdu. sk sk Peygamber (s.a.v)'e " E y Allah'n Rasul, bu dnyada en o k kimi se-
Bir keresinde, bardaktan boanrcasna y a m u r yaarken ban, omuzlarn v i y o r s u n ? " diye sorard. Peygamber (s.a.v) b u soruya her zaman ayn ceva-
b v e r m e z d i . n k o n u n sevgisi o k y n l y d : Kzlar, t o r u n l a r , Ali (r.a.),
r a n m a s n s a l a m a k l a s o r u m l u deildi. O n u n hassas karakteri de zaten b u -
E b u B e k i r (r.a.), Zeyd (r.a.), s a m e (r.a.). F a k a t cevap h i b i r z a m a n dier
na e l v e r m e z d i . O , s a d e c e bir hediyeyi t e e k r l e k a b u l e t m e k ve geri k a l a n -
eler o l m a z , b a z e n ise Aie (r.a.) olurdu. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e birisi Pey-
n balayan kiiye b r a k m a k l a grevliydi. Z e y n e b (r.a.) gittiinde P e y g a m -
g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n bir ey rica e d e c e i z a m a n veya Kur'an'da emredildigi gi-
b e r ( s . a . v ) Aie (r.a.)'ye: " S e n , g e r e k t e n E b u Bekir'in k z s n " d e d i 7
bi d i l e k t e b u l u n m a k i i n h e d i y e v e r m e k istedii z a m a n , P e y g a m b e r ( s . a . v )
R e s u l u l l a h ( s . a . v ) ayn e k i l d e , Ali (r.a.) ve F a t m a (r.a.)'dan olan t o r u n -
Aie ( r . a . ) ' n i n o d a s n d a o l a n a k a d a r b u isteini geciktirirdi. Bu b i r adet ha-
larna da b y k bir sevgi b e s l i y o r d u . O n l a r h a k k n d a : "Bana ev h a l k m i i n -
line g e l m i t i . n k onlar, P e y g a m b e r (s.a.v)'in o n u n y a n n d a i k e n o k
de en sevgili o l a n l a r Hasan ve H s e y i n ' d i r " derdi. s a m e (r.a.)'yi de t o r u n -
m u t l u ve b u n e d e n l e ricalar k a b u l e hazr o l d u u n u d n y o r l a r d . F a k a t
larndan biri sayard. o u k e z H a s a n i ve s a m e ' y i e l l e r i n d e n tutup: "Al-
b u P e y g a m b e r (s.a.v)'in a i l e s i n d e k s k a n l k l a r a n e d e n o l u y o r d u . mm
l a h ' m , b e n o n l a n s e v i y o r u m , s e n de s e v " diye dua e d e r d i . 8
S e l e m e (r.a.) k e n d i s i ve dier eleri a d n a gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' d e n o n a
h e d i y e v e r m e k i s t e y e n l e r i n z e l l i k l e b i r g n b e k l e m e y i p n e z a m a n ister-
lerse h e m e n v e r m e l e r i n i b e l i r t e n b i r d u y u r u y a p m a s n istedi. P e y g a m b e r
( s . a . v ) o n a c e v a p v e r m e d i . m m S e l e m e (r.a.) isteini i k i n c i k e z yineledi.
F a k a t o yine sessiz kald. n c k e z y i n e l e d i i n d e : " B e n i Aie ile ilgili k o -
nularda z m e , n k Aie (r.a.) h a r i h i b i r h a n m m n yatanda i k e n ba-
na vahiy g e l m i y o r " dedi.^ m m S e l e m e (r.a.) " S e n i z d m i i n Allah'a
tevbe e d i y o r u m " dedi. F a k a t P e y g a m b e r (s.a.v)'in dier eleri b u r a d a d u r -
maya niyetli deillerdi. F a t m a ' d a n k e n d i adlarna gidip P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e
" E l e r i n s e n d e n E b u B e k i r (r.a.)'in k z n a kar k e n d i l e r i n e eit d a v r a n m a n
rica e d i y o r l a r " d e m e s i n i istediler. F a t m a (r.a.) i s t e m e y e r e k b u n u k a b u l et-
ti, fakat b i r k a g n b u n u y e r i n e g e t i r m e d i . S o n u n d a k u z e n i , C a h ' n kz
Z e y n e b geldi ve srar etti. B u n u n z e r i n e b a b a s n a gitti ve k e n d i s i n e syle-
n e n l e r i o n a iletti. P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B e n i m k k k z m , b e n i m sevdiimi
s e n s e v m i y o r m u s u n ? " dedi. F a t m a (r.a.) " E v e t " c e v a b n v e r i n c e Aie
(r.a.)'yi k a s t e d e r e k : " O halde o n u s e v " dedi. D a h a s o n r a : " S e n i b u r a y a g n -
deren Z e y n e b ' d i deil m i ? " diye sordu. " Z e y n e b ve dierleri" dedi. F a t m a
(r.a.) P e y g a m b e r (s.a.v): "Yemin e d e r i m ki b u n u d z e n l e y e n Z e y n e b " d e d i .
Fatma bunu kabul edince glmsedi.
F a t m a (r.a.), P e y g a m b e r (s.a.v)'in e l e r i n i n y a n n a d n d ve o l a n l a r
anlatt: " E y Allah'n R a s u l ' n n kz, b i z e b i r ey k a z a n d r m a d n " dediler. 1. I.S. VIII, 4 7 .
O n u i k i n c i b i r k e z g i t m e y e zorladlar, fakat O k a b u l e t m e d i . B u n u n z e r i n e 2. I.S. VIII, 55.
Z e y n e b (r.a.)'e: " S e n git"dediler, O da P e y g a m b e r (s.a.v)'e gitti. P e y g a m b e r 3. I.S. VII, 5 5 .
( s . a . v ) s o n u n d a Aie (r.a.)'yle k o n u m a s n syledi. Aie (r.a.) Z e y n e b ' i n ce- 4. B. L. XIII, 20.
vap v e r e m e y e c e i fikirler n e s r e r e k o n u s u s t u r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) e- 5. A.g.e.
Hatta y o l u n uzakl nedeniyle dier elerinden daha uzun sreler ayr ka- eye yarar salamadlar. kisine de: "Atee dier girenlerle birlikte girin" denildi."
lyordu. "Allah, iman etmekte olanlara da, Firavun'un karsn rnek olarak verdi. Ha-
O n l a r n hepsi Peygamber'in (s.a.v) h a k k olan eyleri -brahim'den ve ni demiti ki: "Rabbim, bana kendi katnda cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve
daha n c e s i n d e n beri kabul edilen haklar- yaptn biliyorlard. Safiye onun yaptklarndan kurtar ve beni o zalimler topluluundan da kurtar." lmran'n
(r.a.*) hari hepsi brahim ile cariyesi Hacer'in birlemesinden m e y d a n a ge- kz Meryem'i de. Ki o kendi rzn korumutu. Bylece biz de ona kendi ruhumuz-
len soya m e n s u p deiller miydi? Musa'ya indirilen N a m u s da bu h a k k des- dan fledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarm tasdik etti. O (Rabbine) g-
tekliyordu. Kur'an ise aka bir efendinin klesini, eer isterse, cariye ola- nlden bal olanlardand".
ha hayrl mslman, m'min, gnlden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oru tu- geri d n m t ki, o c u k , P e y g a m b e r ' i n o n a izin verdiini s y l e d i . m e r ,
tan (ya da Allah adna hicret edip seyahat eden) dul ve bakire eler verir." ieri girdi ve o n u bir h a s r n s t n d e yatar b u l d u . A r k a s n a uzand ha-
srn izleri k m t . H u r m a lifi ile d o l d u r u l m u deri b i r yasta dayan-
Sre tarihteki iki iyi, iki de k t kadn anlatarak son buluyordu: y o r d u . n n e b a k y o r d u . m e r (r.a.) ieri girdiinde o n a b a k m a d . " E y
Allah'n R a s u l , " dedi m e r " E l e r i n i b o a d n m ? " P e y g a m b e r (s.a.v) "Ey Peygamber, elerine syle: "Eer siz dnya hayatn ve onun ssl ekicili-
g z l e r i n i kaldrd ve m e r ' i n g z l e r i n e b a k a r a k : "Hayr b o a m a d m " de- im istiyorsanz, gelin sizi yararlandraym (size boanma bedelini vereyim) ve g-
di. m e r (r.a.) t m y a k n evlerden d u y u l a b i l e c e k e k i l d e Allahu E k b e r zel bir salma tarzyla sizi salvereyim. Eer siz Allah' ve Rasul'n ve ahiret yurdu-
diye bard. m m S e l e m e (r.a.) d a h a s o n r a l a r yle anlatyor: " S r e k - nu istiyorsanz, ank hi phe yok Allah, iinizden gzellikte bulunanlar iin byk
li a l y o r d u m . Birisi b a n a gelip: "Allah'n R a s u l sizi b o a d m ? " diye bir ecir (mkfat) hazrlamtr." (Ahzab: 28-29)
s o r d u u n d a 'Vallahi b i l m i y o r u m ' d i y o r d u m . B u d u r u m , m e r , P e y g a m b e r
(s.a.v)'e g i d i n c e y e k a d a r d e v a m etti. H e p i m i z o d a l a r m z d a iken o n u n Aie (r.a.): "phesiz ben Allah' Rasul'n ve ahiret yurdunu istiyo-
tekbir getiriini d u y d u k ve Allah'n Rasul ( s . a . v ) ' n n m e r (r.a.)'in so- r u m " dedi. Peygamber (s.a.v)'in b t n eleri de ayn eyleri sylediler ve
r u s u n a " H a y r " c e v a b n verdiini a n l a d k " G e r e k t e h e r k e s i n kafasnda o n u setiler.
ayn s o r u vard, fakat, m e r , kz Resulullah'la evli o l d u u iin b u du-
r u m l a daha y a k n d a n i l g i l e n m i t i .
"Orada ayakta durdum ve Resulullah'n ne d u r u m d a olduunu anlama-
ya altm" dedi mer. " D a h a sonra biz Kurey'liler eskiden elerimiz ze-
rinde h a k i m d i k , fakat Medine'ye geldiimizde hanmlarn kocalarna h a k i m
olduu bir toplulukla karlatk d e d i m . " m e r b u szlerinden sonra Resu-
lullah (s.a.v)'n y z n d e tasdik eden bir g l m s e m e grd. B u n u n zerine
nceden Hafsa (r.a.)ya uyar amacyla syledii eyleri anlatt. Peygamber
(s.a.v) yine glmsedi. Bundan cesaret alan m e r yere oturdu. O d a n n p-
laklna bir kez daha ard -yerde bir hasr, tane de deri yastk vard;
baka hibir ey yoktu. Bu nedenle Peygamber (s.a.v)'e biraz daha lks ya-
amasn nererek Yunan'llar ve lran'llar r n e k gsterdi. Fakat Resulullah
(s.a.v) o n u n s z n keserek: " E y Hattab'n olu, phe mi duyuyorsun? yi
eyler onlara bu dnya iin verilmitir" dedi.
Henz yeni bir aya girmilerdi. Peygamber (s.a.v) bu ay geene kadar ha-
nmlarndan hibirini g r m e k istemediini ilan etti. O ay geince ilk n c e Ai-
e (r.a.)'nin odasna gitti. O n u grnce o k aran ve sevinen Aie: (r.a.)
"Tam yirmidokuz g e c e " dedi. Peygamber (s.a.v): 'Nereden biliyorsun?' diye
sordu. O da : 'Gnleri sayyordum-nasl saydm bir b i l s e m ! ' dedi. Peygamber
(s.a.v): 'Fakat bu ay 2 9 ekiyordu'dedi. Aie (r.a.) ay takvimine gre bir ayn
bazen otuz yerine sadece yirmidokuz ektiini unutmutu. Peygamber
(s.a.v) daha sonra ona kendisine gelen yeni vahiyden ve ona nerecei iki se- 1. Kinane kabilesinden Beni Leys kolundan.
2. W. 7 2 5
e n e k t e n bahsetti. O n a bu meselede danmak iin babasn armak isteyip
3. B. LXII, 6.
istemediini sordu. "Hayr" dedi Aie (r.a.) "Sana kar bana kimse yardm
4. I.S. VIII, 163.
edemez. Ey Allah'n Rasul, ne olduunu a b u k syle." Peygamber (s.a.v)
5. I.S. VIII, 131.
"Allah senin n n e iki seenek k o y d u " dedi ve u ayeti o k u d u : 6. I.S. VIII, 137.
b u l u n d u u Merve tepesinde s o n buluyordu. P e y g a m b e r (s.a.v) orada bir de-
ve k u r b a n etti ve Hudeybiye'de de ayn grevi yerine getiren Hiras'a ban
[72] tra ettirdi. U m r e farizas burada son buluyordu.
Daha sonra putlarla d o l u o l m a s n a ramen K'be'ye g i r m e k niyetiyle
- r - r u d e y b i y e anlamasnn s t n d e n yaklak bir yl gemiti. Kurey'in Mescid-i Haram'a doru yneldi. Fakat K'be'nin kaplar kapalyd ve anah-
iin Mescid'i Haram' ziyaret etme z a m a n gelmiti. l e n veya savalarda l- i s t e m e k zere bir adam gnderdi.
drlenler hari ilerinde geen ylki haclarn da b u l u n d u u toplam ikibin Fakat Kurey liderleri b u n u n anlamada yer almadn ve K'be'ye gir-
hac vard. Hudeybiye'de b u l u n m a y a n l a r d a n biri de Beni Devs'ten 1 E b u Hu- m e n i n h a c c m farzlarndan olmadn sylediler. Bu n e d e n l e mslmanlar-
reyre (r.a.) idi. Kabilesinden bir grupla Hayber'den sonra Medine'ye gelmi dan hi k i m s e o yl K'be'ye giremedi. F a k a t g n e en y k s e k noktasna
ve Ehl-i Suffe'ye katlmt. M s l m a n olduktan sonra ad Abdurrahman'a ulatnda Peygamber (s.a.v) Bill (r.a.)'e K'be'nin atsna kp ezan oku-
evrilmi fakat yine de ounlukla "kedilerin babas" anlamna gelen E b u masn syledi. O n u n gr sesi t m M e k k e vadisini doldurdu ve ilk n c e tek-
Hureyre adyla anlmt. Bu ad o n a , Peygamber (s.a.v) gibi kedileri o k sev- bir, daha sonra da kelime-i ehadet sesleri M e k k e etrafndaki tepelere kadar
dii ve yannda srekli bir kedi yavrusu bulundurduu iin verilmitir. Da- ulat: "ehadet ederim ki, Allah'tan baka ilah yoktur. Yine ehadet ederim
ha sonra Peygamber (s.a.v)'in ashabnn ileri gelenlerinden biri olmutur. ki, M u h a m m e d Allah'n Rasuldr." E b u Kubays tepesindeki Kurey lider-
Bu h a c srasnda da Peygamber (s.a.v) o n u kurban develerinin b a k m ile leri Bill'i aka grebiliyorlard ve zenci bir kleyi K'be'nin atsnda g-
grevlendirmiti. r n c e o k kzdlar. Bu d u r u m u n d m a n iin b i r o k ilave baarlara neden
Kureyliler, haclarn haram blgeye yaklatklarn duyunca etraftaki olacak bir zafer o l d u u n u n da farkndaydlar. Bu n e d e n l e b i r yl n c e k e n -
tepelere ekilerek tm vadiyi boalttlar. Kurey liderleri E b u Kubays tepe- di lehlerine g r n e n anlamay imzaladklarna piman olmulard.
sine toplandlar ve oradan Mescid'i gzlediler. Oradan geni b i r alan gre- Haclar b o ehirde g n geirdiler. Peygamber (s.a.v)'in adr Mes-
biliyorlard. imdi u z u n bir sra halinde kuzeybat geidinden haclarn eh- cid'e kurulmutu. Geceleri gizlice M s l m a n olan Mekke'liler tepelerden
rin h e m e n altndaki vadiye girdiklerini gryorlard. Bir sre sonra o k es- sessizce iniyor ve M s l m a n l a r n kampnda sevinli dakikalar yaanyordu.
k i d e n beri g e l e n e k olan bir sz duymaya baladlar: L e b b e y k Allahmme Leb- Kurey'in M s l m a n o l m a s n a ses karmad Abbas (r.a.) a k a bu g-
beyk (Allah'm, ite geldim h i z m e t i n d e y i m ) . n n o u n u Peygamber (s.a.v)'le birlikte geirmiti. te b u srada karsnn
Balar tral, beyaz giysili hac kalabalna en nde K e s v a ' n m stn- kardei Meymune'yi Peygamber (s.a.v)'e e olarak teklif etmi, o da kabul
de olan Peygamber (s.a.v) ve yerde devesinin ipini tutan Abdullah b n Re- etmiti. M e y m u n e ve mm'1-Fadl z kardetiler. O n l a r n yamsra, Ab-
hava (r.a.) nderlik ediyordu. Dierlerinin de bir k s m develerde b i r k s m bas'n evinde, bu ikisinin vey kardei ve Hamza'nn dul ei Selma ile kz-
ise yayand. E n yakn yoldan doruca K'be'ye yneldiler. Herkeste b e l d e n lar mre de kalyordu. Ali (r.a.) kuzenlerinin yani H a m z a (r.a.)'nn kz-
yukarsn rten bir k u m a paras vard. Mescid'e girildiinde P e y g a m b e r n n putperestler iinde b r a k l m a m a s gerektiini syledi. Peygamber (s.a.v)
(s.a.v) stndeki elbiseyi dzeltti. O m u z u n u akta brakarak k u m a sa ve Abbas (r.a.) da b u neriyi kabul ettiler. m a r e ' n i n haclarla birlikte ge-
k o l u n u n altndan geirdi, iki u c u sol o m u z u n d a n aprazlama geirerek n e len Fatma'nn yanna, o n u n devesine b i n m e s i n e karar verildi.
ve arkaya sarktt. Dierleri de o n u n gibi yaptlar. Peygamber (s.a.v) b i n e i - g n n s o n u n d a Shely ve Huveytib, E b u Kubays'tan indiler ve Sa'd
nin s t n d e "K'be'nin gneydou k e s i n e doru ilerledi ve asas ile Ha- i b n bade (r.a.) ve b i r grup Ensar ile birlikte oturan P e y g a m b e r (s.a.v)'e
cer'l-Esved'e d o k u n d u . Daha sonra K'be'nin etrafn yedi kez dolat, yani " Z a m a n n z bitti bizden u z a k l a n " dediler. Peygamber (s.a.v): "Evliliimi
tavaf etti. Tavaftan sonra Safa tepesinin eteklerine gitti -'e Safa ile Merve ara- sizin aranzda yapp, size d n yemei s u n m a m iin bir sre daha burada
snda yedi kez gidip geldi. Sa'y ad verilen b u yry k u r b a n develerinin k a l m a m n ne gibi bir zarar olabilir?" cevabn verdi. Onlar: "Senin verece-
in ziyafete i h t i y a c m z y o k , b i z d e n uzakla. E y M u h a m m e d , s e n d e n Allah
O
adna ve a r a m z d a k i a n l a m a adna l k e m i z i terk e t m e n i istiyoruz. Bu
b e n z i y o r " ^ d e m i t i . Hepsini v c s z l e r l e m e m n u n e t t i k t e n s o n r a Cafer'in
n c g e c e y d i ve g e t i " dediler. O n l a r n b u saygsz ve n e z a k e t s i z l i i n e
l e h i n e o l a n k a r a r n a k l a d . " O n u n z e r i n d e en o k s e n i n h a k i n v a r " de-
Sa'd o k s i n i r l e n m i t i , fakat P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u teskin etti ve " E y Sa'd
di. " A n n e n i n k z kardei de b i r a n n e d i r " . C a f e r h i b i r ey s y l e m e d i , fakat
bizi k a m p m z d a ziyaret edenlere k t s z s y l e m e ! " dedi. D a h a s o n r a ka-
ayaa k a l k p P e y g a m b e r (s.a.v)'in etrafnda d a n s e d e r e k bir daire izdi. Pey-
ranlk k m e d e n b t n M s l m a n l a r n e h i r d e n ayrlmas iin e m i r verdi.
g a m b e r ( s . a . v ) : " C a f e r b u da n e ? " diye s o r d u . O u c e v a b verdi: " H a b e i s -
F a k a t h i z m e t i s i E b u Rafi'yi, M e y m u n e ' y i g e t i r m e k zere M e k k e ' d e b r a k t .
tanllarn krallarna yaptklar b i r e r e f gsterisi. N e c a i n e z a m a n b i r i n e se-
M e y m u n e g e l d i i n d e h a r a m b l g e n i n b i r k a mil dnda erif d e n i l e n yerde
v i n e c e i b i r ey verse o a d a m ayaa k a l k a r ve o n u n etrafnda d a n s e d e r . "
d p n yapld.
B u n d a n ksa bir sre s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) m a r e (r.a.) ile, k e n d i
B u y e n i b a , d m a n l a daha n c e d e n t a h m i n e d i l m e y e n b i r ilikiye ne- v e y olu S e l e m e (r.a.)'yi evlendirdi. S e l e m e ' n i n babas E b u S e l e m e , H a m -
den o l d u . M e y m u n e , mm'1-Fadl ve v e y kardeleri S e l m a ve E s m a h e p za'nn k z kardei Berre'nin olu o l d u u iin S e l e m e ayn z a m a n d a m a -
b i r a n n e n i n o c u k l a r y d . F a k a t M e y m u n e ve m m ' l - F a d l ' n b a b a l a r tara- re'nin k u z e n i o l u y o r d u . Bu evlilik srasnda P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " i m d i S e l e -
fndan da ' A s m a ' 2 a d n d a bir vey kardeleri vard. M a h z u m ' l u Velid'in dul me'ye b o r c u m u d e d i m m i ? " d e m i t i . Bu szleriyle P e y g a m b e r ( s . a . v ) Sele-
ei o l a n ' A s m a ' n n Velid'den Flalid a d n d a b i r olu o l m u t u . Halid i m d i m e , a n n e s i m m S e l e m e ' y i k e n d i s i n e verdii iin o n a b o r l u o l d u u n u ve
P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e h a n m n n yeeni o l m a s n e d e n i y l e a k r a b a l k bayla karlnda da o n a bir gelin v e r e r e k b u b o r c u n u d e d i i n i b e l i r t m e k isti-
balanm oluyordu. yordu.
M e d i n e ' y e d n d k t e n ksa b i r sre s o n r a b i r g n P e y g a m b e r ( s . a . v ) - K u r e y ' i n ileri gelen b i r o k a d a m P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e k k e ' y e girii-
le u y k u s u n d a n ateli b i r tartma sesiyle u y a n d . Tartanlarn s e s l e r i n d e n n e ahit o l m u l a r d . F a k a t Halid ve A m r n e E b u Kubays'ta n e de dier tepe-
onlar Ali ( r . a . ) , Zeyd (r.a.) ve Cafer (r.a.) o l d u k l a r n anlad. T a r t t k a b i r lerde k a m p k u r a n l a r arasnda y o k t u . kisi de P e y g a m b e r (s.a.v)'in e h r e
karara v a r m a k t a n daha da uzaklayorlard. P e y g a m b e r ( s . a . v ) o d a s n n k a - y a k l a m a s n d a n ksa b i r sre n c e e h i r d e n ayrlmlard.Ayrl kararlar
psn a p dardan o n l a r ard ve t a r t m a k o n u s u n u n ne o l d u u n u sor- b i r b i r i n d e n b a m s z d ve ayrlma n e d e n l e r i de b i r b i r i n d e n farklyd. F a k a t
du. S o r u n u n b i r e r e f s o r u n u o l d u u n u ve M e d i n e ' y e geldiinden b e r i Ali b i r n o k t a d a ayn g r paylayorlard: " H u d e y b i y e a n l a m a s P e y g a m b e r
(r.a.)'nin e v i n d e k a l a n H a m z a ' n n kz m a r e (r.a.) z e r i n d e h a n g i s i n i n da- ( s . a . v ) i i n m o r a l bir zafer o l m u t u ve o n u n M e k k e ' y e girmesi o n a kar d a -
ha o k h a k k a s a h i p o l d u u n u tarttklarn sylediler. " B a n a g e l i n " dedi. y a n m a g c n n artk y o k o l m a s a n l a m n a geliyordu. F a k a t A m r ' n islm'a
P e y g a m b e r ( s . a . v ) "Aranzda h k m b e n v e r e c e i m . " Hepsi oturduktan d m a n c a t u t u m u n d a b i r d e i i k l i k o l m a m t . O y s a Halid b i r k a yl n c e -
s o n r a ilk n c e Ali (r.a.)'ye d n e r e k b u k o n u d a ne d n d n s o r d u . Ali s i n d e n b e r i kararszlk iindeydi. Dtan b a k l d n d a b u n u g r m e k o l a n a k -
" O b e n i m a m c a m n kz, o n u M e k k e ' d e n b e n g e t i r d i m , b u y z d e n o n u n szd: n k o K u r e y i n P e y g a m b e r (s.a.v)'e kar yapt h e r savata yeri-
z e r i n d e e n o k b e n i m h a k k m v a r " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) d a h a s o n r a Ca- ni a l m t . F a k a t daha s o n r a l a r , U h u d ' d a n ve H e n d e k ' t e n d n t e savan
fer'e d n d . O da " O b e n i m a m c a m n kz ve a n n e s i n i n kz k a r d e i b e n i m a n l a m s z o l d u u n u ve s o n u n d a naslsa M u h a m m e d ' i n ( s . a . v ) zafer k a z a n a -
e v i m d e " dedi. Cafer'in kars E s m a (r.a.) m a r e ' n i n teyzesiydi. Z e y d ise sa- c a n d n d n itiraf etmitir. P e y g a m b e r ( s . a . v ) Hudeybiye'ye gider-
d e c e " O b e n i m k a r d e i m i n k z d r " dedi. n k P e y g a m b e r ( s . a . v ) M e d i - k e n , o n u n svari birliinin g z n d e n k a p g i d i n c e de Flalid: " B u a d a m ger-
ne'ye ilk g e l d i k l e r i n d e Hamza ile Zeyd'i k a r d e yapmt. H a m z a (r.a.) da e k t e n k o r u n m u " diye bardn sylemitir. B u , o n u n slm'a kar giri-
k e n d i ile ilgili b t n ilere Zeyd (r.a.)'in b a k m a s n vasiyet etmiti. de tii s o n h a r e k e t o l m u t u . B u n d a n s o n r a da M s l m a n l a r Hayber'de zafer
b u eref m e s e l e s i n d e k e n d i s i n i n h a k l o l d u u n u d n e c e k n e d e n l e r e sa- kazanmlard.
hipti. B u n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) k a r a r n a k l a m a d a n n c e h e p s i n i de
Halid'i m e g u l e d e n baka tr d n c e l e r de vard: s t e m e m e s i n e ra-
v e n s z l e r syledi. te o z a m a n Cafer'e: " G r n n ve k a r a k t e r i n b a n a
m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) i i n kiisel b i r spvgi b e s l i y o r d u . l m e d e n n c e k a r -
dei Velid'in k e n d i s i n e brakt m e k t u p t a n da P e y g a m b e r (s.a.v)'in k e n d i -
sini s o r d u u n u ve: " E e r o g l e n e r j i s i ile putperestlere kar slm' des- likte Habeistan'a g i t m e y e i k n a etti. O n l a r a , eer M u h a m m e d (s.a.v) s o n u -
teklerse k e n d i s i i i n o k iyi olur, biz de o n u dierlerine tercih e d e r i z " dedi- ta zafer k a z a n r s a k e n d i l e r i n i n e m i n bir h i m a y e altnda o l a c a k l a r n , Kurey
ini r e n m i t i . Velid de: " E y k a r d e i m , ite neleri k a y b e t t i i n i g r " diye e k - kazanrsa t e k r a r M e k k e ' y e d n m e o l a n a k l a r n n v a r o l d u u n u syledi. " M u -
lemiti. h a m m e d (s.a.v)'in y n e t i m i n d e o l m a k t a n s a N e c a i ' n i n y n e t i m i n d e olu-
B u n l a r n y a n s r a b i r de a i l e s i n d e k i baz deiiklikler Halid'i e t k i l e m i - r u z " dedi, dierleri de o n u doruladlar.
ti. U z u n s r e d e n b e r i P e y g a m b e r (s.a.v)'in taraftan olan Halid'in a n n e s i 'As- A m r akll b i r p o l i t i k a c ve k o l a y c a y l m a y a n a z i m l i b i r a d a m d . C a f e r
m a (r.a.) ksa b i r sre n c e M s l m a n o l m u t u . i m d i ise teyzesi M e y m u - (r.a.) ve a r k a d a l a r n n g l e t k i s i n i y o k s a y a r a k yapt b y k hataya ra-
n e (r.a.) P e y g a m b e r ' i n ei idi. Bu evlilikten ksa b i r . s r e s o n r a Halid rya- m e n , M s l m a n l a r n adn a n m a d a n yllarca N e c a i ile ilikisini devam et-
snda k e n d i s i n i n h e r taraf kapal ve k r a bir l k e d e o l d u u n u g r m t . tirmiti. i m d i m s l m a n l a r o l k e y i t e r k e t m i l e r ve M e d i n e ' y e gitmilerdi.
D a h a s o n r a b u l k e d e n k p h e r taraf yeil ve verimli otlaklarla kapl b i r Amr, o n l a r n g i t m e s i y l e N e c a i ' n i n yeni d i n e d u y d u u ilginin de y o k o l d u -
l k e y e gitmiti. Halid b u n u n b i r rya veya b i r hayal o l d u u n u d n y o r - u n u z a n n e d i y o r d u . H u z u r a i l k k t n d a g t r d deri hediyeler m e m -
du. B u n u k e n d i s i n e g r e y o r u m l a y a r a k M e d i n e ' y e g i t m e y e karar verdi. F a - n u n i y e t l e k a b u l edildi. N e c a i o d e n l i m e m n u n g z k y o r d u ki A m r h i m a -
kat y a n n d a b i r a r k a d a l a b i r l i k t e g i t m e k istiyordu. K e n d i s i gibi d n e n ye i s t e m e y e k a r a r verdi. F a k a t b u izni i s t e r k e n M u h a m m e d (s.a.v)'den k -
b a k a k i m s e y o k m u y d u a c a b a ? i m d i o r a d a o l m a y a n A m r ' n yansra, o n u n mseyerek bahsetti. Ama bu, kraln birden bire o k sinirlenmesine neden
en y a k n arkadalar k r i m e ve Safvan'd. Halid, i k i s i n i de ard, fakat Saf- oldu. A m r o k armt: N e c a i ' n i n s y l e d i k l e r i n d e n , k e n d i s i i i n b u l k e -
van: " B t n K u r e y l i l e r M u h a m m e d ' i n p e i n d e n gitseler bile b e n o n u n pe- de b i r g e l e c e k k u r a b i l m e s i n i n -deri h e d i y e l e r d e n o k - M s l m a n o l m a s n a
i n d e n g i t m e m " dedi. k r i m e de b u n a b e n z e r b i r ey s y l e m i t i . Halid ikisi- bal o l d u u ortaya k y o r d u . B u h i m a y e y i s l m ' d a n k u r t u l m a k iin iste-
nin de b a b a l a r n Bedir'de k a y b e t t i k l e r i n i , Safvan'n bir de k a r d e i n i k a y b e t - miti. F a k a t i m d i y e n i d i n e k a r k o y m a g c zayflamaya balyordu. M u -
tiini a k l n d a n k a r m a m t . z g n o l a r a k y a l n z b a n a yola k o y u l d u . F a - h a m m e d (s.a.v)'in p e y g a m b e r l i i n i k a s t e d e r e k " E y k r a l , b u n a g e r e k t e n e-
kat e v i n d e n a y n l d k t a n ksa b i r sre s o n r a A b d u ' d - D a r ' d a n T a l h a ' n n olu h a d e t ediyor m u s u n ? " dedi. N e c a i : " T a n r h u z u r u n d a b u n a e h a d e t ediyo-
O s m a n -yllar n c e m m Seleme'yi M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e g t r e n a d a m - r u m " dedi. " E y A m r , b e n i m s y l e d i i m i yap ve o n u izle. T a n r y a a n d o l s u n o
ile karlat. O s m a n , Halid'in k r i m e ve Safvan'dan daha y a k n b i r a r k a d a - h a k . M u s a ' n n F i r a v u n ve taraftarlarna galip g e l m e s i gibi, o da n n e k o n u -
yd. F a k a t d a h a n c e geirdii iki d e n e y i m Halid'i s u s k u n klmt. B u n u n lan t m engellere galip g e l e c e k . " 4
yan sra O s m a n ' n U h u d ' d a b a b a s n , iki a m c a s n ve drt k a r d e i n i k a y b e t - Tarih A m r ' n a r k a d a l a r n n isimlerini ve n e y a p m a y a k a r a r verdikleri-
tiini hatrlamt. Bir sre sessizce b i r l i k t e yol aldlar. S o n r a Halid b i r d e n ni k a y d e t m e m i . F a k a t A m r k e n d i s i n i Y e m e n s a h i l l e r i n e g t r e n b i r b o t a
bire k o n u m a y a k a r a r verdi ve aratran gzlerle: " B i z i m d u r u m u m u z deli-
b i n d i . Sahile vardnda b i r deve ve b i r o k y i y e c e k alp k u z e y e d o r u yola
i n d e k i t i l k i n i n d u r u m u n d a n d a h a p a r l a k deil. S a d e c e b i r k o v a su d k s e n
kt. M e k k e ' d e n M e d i n e ' y e giden sahil y o l u n d a k i ilk k o n a k l a r d a n biri o l a n
dar k m a k z o r u n d a kalr." dedi. Y z i f a d e s i n d e n O s m a n ' n k e n d i s i n i n n e
Hedde'ye vardnda. Halid ve O s m a n ' l a karlat. Y o l c u l u u n geri k a l a n
d e m e k istediini anladn h i s s e d e n Halid, n e r e y e ve n i i n gittiini anlatt.
b l m n b i r l i k t e yaptlar.
Zaten u z u n s r e d e n b e r i b u d n c e d e o l a n O s m a n da o n u n l a b i r l i k t e gel-
de M e d i n e ' d e s e v i n l e karlandlar. Halid, P e y g a m b e r (s.a.v) h a k -
m e y e k a r a r verdi. O , evden baz ihtiyalarn a l m a k i i n gittiinde, Halid
k n d a : " S e l m m aldnda y z p a r l y o r d u " dedi. lk biat e d e n Halid oldu.
o n u b e k l e m e y i m e m n u n i y e t l e k a b u l etti. Ertesi s a b a h ikisi b i r l i k t e M e d i -
"Allah'tan b a k a ilah o l m a d n a ve s e n i n Allah'n rasul o l d u u n a e h a d e t
ne'ye doru yola ktlar.
e d e r i m " d e d i . " S e n i hidayete ulatran Allah'a h a m d o l s u n " dedi. P e y g a m b e r
Amr'a g e l i n c e , o s l m k o n u s u n d a k r i m e ve Safvan'la ayn fikirdeydi. ( s . a . v ) " H e r z a m a n s e n d e , s e n i s o n u t a iyiden b a k a b i r eye g t r m e y e c e k
F a k a t d u r u m u n t e h l i k e s i n i onlardan d a h a iyi a n l y o r d u . B u n e d e n l e k e n d i - o l a n b i r akl g r r d m . " " E y Allah'n R a s u l " dedi H a l i d (r.a.), " H a k k a en-
sini b i r lider gibi k a b u l e d e n S e h l ve dier k a b i l e l e r d e n b i r g r u p g e n c i bir- gel o l m a k iin yaplan savalarn h e p s i n d e sana k a r savatm g r d n .
LMLER VE BR DOUM VAAD
Allah'a dua et de Allah b u n l a r a f f e t s i n . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " s l m k e n d i -
s i n d e n n c e h e r eyi k e s i p a t a r " dedi. " B u kadar o k olsa da m ? " dedi Ha-
[73]
lid. Hl y z n d e z n t izleri tayordu.Bu n e d e n l e P e y g a m b e r ( s . a . v ) :
" A l l a h ' m , Halid'i s e n i n y o l u n a k o y d u u engeller n e d e n i y l e c e z a l a n d r m a ,
affet" diye dua e t t i . 5 D a h a s o n r a O s m a n (r.a.) ve A m r (r.a.) da k e l i m e - i e- icret'in s e v i n d o l u b u s e k i z i n c i ylnn b a l a r n d a ayn z a m a n d a baz
h a d e t getirdi. A m r d a h a s o n r a l a r , o anda P e y g a m b e r (s.a.v)'e d u y d u u say- H z n t l e r de y a a n y o r d u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in ailesinde m e y d a n a ge-
l e n l m l e r d e n ilki, kz Z e y n e b ' i n l m y d . Babas l r k e n Z e y n e b ' i n ya-
gdan b a n kaldrp o n u n y z n e b a k a m a d m anlatrd.
A m r ' n kardei ve m e r (r.a.)'in k u z e n i olan H i a m , H e n d e k savan- n n d a y d , d a m a d n a ve t o r u n u n a teselli d o l u s z l e r syledi. D a h a s o n r a ev-
M s l m a n o l m a s i i n dua ediyorlard. Bu n e d e n l e M e d i n e ' d e tekrar b i r ara- P e y g a m b e r (s.a.v)'e o c u k d o u r a n tek kars H a t i c e idi. Medine'liler,
ya g e l m e l e r i h e m Amr, h e m de o n l a r i i n b y k b i r s e v i n u n s u r u o l d u . P e y g a m b e r (s.a.v)'in M e d i n e ' d e de b i r o c u u n u n d o m a s n istiyorlard. u
B u aylarda s e v i n c e n e d e n o l a n olaylardan ikisi de C a f e r (r.a.) ve Ali anda yaayan eleri arasnda s a d e c e i k i s i n i n - m m S e l e m e (r.a.) ve m m
( r . a . ) ' n i n aabeyi Akil (r.a.) ile M u t ' i m ' i n olu C b e y r (r.a.)'in M s l m a n H a b i b e ( r . a . ) - k e n d i s i n d e n n c e k i k o c a l a r n d a n o c u k l a r o l m u t u . H e r ye-
o l m a s y d . Bedir'de a l m a n esirleri fidye karl geri a l m a k zere geldiin- n i evlilikte Medine'liler b i r o c u k d o m a s m i d i y l e s e v i n c e kaplyorlar; fa-
de C b e y r ' i n k a l b i n e y e r l e e n i n a n , artk b i r k e n a r a a t l m a y a c a k d e r e c e y e kat bir mddet sonra tm sevinleri yok oluyordu. n k Peygamber
A b d u l l a h ' n b u szleri etkili o l d u ve ordu k u z e y e doru i l e r l e m e y e de- lah (r.a.)'n a r k a arkaya e h a d e t i n i a n l a t t k t a n s o n r a . " D a h a s o n r a Allah'n
v a m etti. i m d i u z u n ve derin y a t a n d a n d o u s n r n d a y k s e l e n tepelerle k l l a r n d a n biri s a n c a ald ve Allah o n l a r i i n yolu a t " dedi. Yani M s -
zr o l m a l a r gerektiini h a b e r vermilerdi. Havazin b o y l a r n n o u b u ha- n u n l a ilgili hl bir t e r e d d d var, o n a biraz m h l e t v e r " dedi. B u n u n zeri-
K u r e y l i l e r ise M e k k e ' d e n o k Taif'in t e h l i k e d e o l d u u n u d n m e y i mt. " B u da n e s i ? " dedi, E b u S f y a n . A b b a s : " N a m a z " dedi. E b u Sfyan-
rn k o r k u s u n u daha da a r t r m a k i i n k a r a n l k bastrdnda h e r k e s i n dal- d. " E y F a d l ' m babas, b u n a b e n z e r bir ballk g r m e d i m " dedi. Abbas-
g a m b e r l e g r m e teklifini k a b u l ettiler. O n u n l a birlikte, B e d i r savan diini bilirsin. Bu y z d e n o n a b i r e y l e r l t f e t " dedi. " P e k i " d i y e n P e y g a m -
m a n l a r y d " dedi. A b b a s o n a u c e v a b verdi: "Allah o n l a r n k a l b i n e slm' S f y a n : " K i m evinin k a p s n kilitlerse gvenlikte o l a c a k , k i m M e s c i d ' e s-
k e n d i b l n de ikiye ayrd.Yarsna Sa'd (r.a.) ve olu, dier yarya da m m S e l e m e (r.a.), M e y m u n e (r.a.) ve F a t m a (r.a.) o n u adrda b e k -
E b u U b e y d e (r.a.) k u m a n d a ediyordu. E m i r verildiinde b u drt b l k e h - liyorlard. O g e l m e d e n ksa b i r sre n c e m m Hni de o n l a r a katlmt.
rin drt ayr tarafndan ieri gireceklerdi. Halid (r.a.) aadan, dierleri de slm h u k u k u , m s l m a n k a d n l a r l a m r i k e r k e k l e r a r a s n d a k i n i k a h n
t e p e l e r d e k i ayr g e i t t e n . d t n sylyordu. Ayn ey m m Hni'nin H u b e y r e ile o l a n evlilii
O r d u n u n topland y e r i n o k y u k a r l a r n d a , E b u K u b a y s t e p e s i n d e , iin de geerliydi. H u b e y r e M e k k e ' n i n f e t h e d i l e c e i n i d a h a n c e d e n anla-
k e s k i n b i r g z n b a s t o n l u b i r ihtiyarla b i r k a d n o l d u u n u f a r k e d e b i l e c e i m ve N e c r a n ' d a y a a m a y a g i t m i t i . m m H n i ' n i n k o c a s tarafndan iki
iki silet vard. B u n l a r E b u Bekir'in (r.a.) babas E b u K u h a f e ile k z k a r d e i a k r a b a s -biri E b u Cehil'in k a r d e i idi- Halid'e kar y a p l a n savata rol al-
K u r e y b e idi. O s a b a h P e y g a m b e r ' i n Z Tuva'ya vard h a b e r i g e l i n c e yal m l a r ve daha s o n r a s n m a k i i n o n u n evine g e l m i l e r d i . D a h a s o n r a Ali
ve k r a d a m k z n a k e n d i s i n i E b u K u b a y s tepesine g t r m e s i n i ve o r a d a n (r.a.) o n u s e l a m l a m a k i i n e v i n e geldiinde iki M a h z u m i y i g r d . P e y g a m -
g r d k l e r i n i a n l a t m a s n istemiti. B u ihtiyar, g e n ve c e s u r b i r a d a m k e n ber'in yasana r a m e n k z g n l k l a o n l a r l d r m e y e t e e b b s etti. F a k a t
E b r e h e ' n i n o r d u s u n u ve filini g r m e k i i n M e k k e ' n i n dier tarafndaki te- m m Hni onlarn s t n e b i r yayg rtt ve onlarla Ali'nin arasna gire-
pelere k m t . i m d i ise yalyd ve yllardan beri k r d . F a k a t o l u n u n ve rek: "Vallahi, n c e b e n i l d r e c e k s i n ! " dedi. B u n u n z e r i n e Ali (r.a.) evi
t o r u n u n da i i n d e b u l u n d u u b u o n b i n kiilik o r d u y u k z n n gzleriyle iz- terketti. m m H n i k a p y o n l a r n s t n d e n kilitleyip P e y g a m b e r (s.a.v.)'i
leyebilirdi. K u r e y b e , g r e b i l d i k l e r i n i k a r a ve y o u n bir kitle o l a r a k tarif et- k a r l a m a y a gitti. adrda F a t m a (r.a.)'ya rastladnda F a t m a (r.a.) da Ali
ti. Babas b u n l a r n e m i r iin b e k l e y e n b i r b i r i n e y a k l a m atllar o l d u u n u (r.a.) gibi o n a kt. " P u t p e r e s t l e r i h i m a y e mi e d i y o r s u n ? " dedi. F a k a t F a -
syledi. D a h a s o n r a K u r e y b e , b u k i t l e n i n d r d e ayrldn g r d . B u n u b a - tma (r.a.)'nn szleri P e y g a m b e r ' i n geliiyle ksa kesildi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
b a s n a s y l e d i i n d e , b a b a s hzla eve gitmeleri gerektiini syledi. Yollarna k u z e n i n i sevgiyle s e l a m l a d . m m H n i o n a olanlar a n l a t t n d a o: " O l -
d e v a m e d e r k e n y a n l a r n d a n atl b i r b l k geti. A s k e r l e r d e n biri a t n d a n m a y a c a k . S e n k i m i e m i n k l a r s a n , biz de o n u e m i n klarz, s e n k i m i k o r u r -
eilip K u r e y b e ' n i n g m k o l y e s i n i e k i p ald. B u n u n dnda b a k a b i r sal- san biz de o n u k o r u r u z " dedi.
Ebu Rafi Peygamber'in krmz deriden adrn Mescid'in yaknna kurmutu. P e y g a m b e r ( s . a . v ) K'be'den ayrld ve o n u g e n i bir e m b e r e k l i n d e
Peygamber (s.a.v) bunu yanndaki Cabir'e iaret ederek gsterdi. kr ve hamd e v r e l e y e n toplam y z a l t m puta yneldi. K'be ile o p u t l a r n arasnda
ile dua ettikten sonra aaya doru ilerledi. Hibir eve girmeyeceim" dedi. u ayeti o k u d u :
"Hak geldi, batl yok oldu. Kuku yok, batl yok olucudur." (Isra: 81) b e de onlarn arkasmdayd. P e y g a m b e r (s.a.v) " N e d e n yal a d a m evinde
b r a k m a d n ? Ben oraya g i d e r d i m " dedi. " E y Allah'n r e s u l " dedi, E b u Be-
D a h a sonra putlara teker teker asasyla d o k u n a r a k hepsini yzst d-
kir (r.a.) " O n u n sana gelmesi, s e n i n ona g i t m e n d e n daha uygundur." Pey-
rd. K'be'nin etrafndaki daireyi t a m a m e n dolatktan sonra eskiden
g a m b e r yal adamn elinden tuttu ve n n e oturttu. S o n r a ona k e l i m e - i e-
K'be'ye bitiik olan i b r a h i m m a k a m n d a bineinden indi ve n a m a z kld.
hadet getirmesini syledi. O da h e m e n o n u n szlerini tekrarlayarak Msl-
Daha sonra Zemzem k u y u s u n a gitti ve Abbas'm verdii suyu iti. Haimile-
m a n oldu.
rin geleneksel haclar sulama grevlerini de bylece tasdiklemi oluyordu.
D r l e n putlarn en b y olan Hubel'in para para edilip sonra
F a k a t Ali K'be'nin anahtarlarn getirdiinde ve Abbas onlar tama gre-
da yaklmasn emrettikten sonra Peygamber (s.a.v) evinde b i r putu olan
vinin de kendi ailelerine verilmesini istediinde, Peygamber (s.a.v): "Size
h e r k e s i n o putu tahrip e t m e s i n i istedi. Daha sonra ailesini ilk slm'a davet
sadece kaybettiiniz eyi veriyorum, dierlerinin kayb olacak bir eyi de-
ettii yer olan Safa tepesine ekildi. Orada daha n c e d e n k e n d i s i n e d m a n
il" c e v a b m verdi. D a h a n c e d e n Halid ve Amr ile birlikte Medine'ye gelen
olan imdi ise m s l m a n olup ona biat e t m e k isteyen kadnl erkekli bir
Abdu'd-Dar k a b i l e s i n d e n O s m a n bn Talha'y ard ve anahtarlar ona ve-
grupla karlat. Yzlerce kii vard. M s l m a n o l d u u n u a k l a m a d a n n-
rerek o n u n ailesinin b u h a k k a sahip olduunu belirtti. O s m a n saygyla
ce Peygamber'in kendisine l m cezasn vermesinden k o r k a n Hind tann-
anahtarlar ald ve arkasnda Peygamber (s.a.v) olduu halde K'be'nin ka-
m a m a k iin pee t a k m t . " E y Allah'n resul, b e n i m k e n d i m iin setiim
psn a m a y a gitti. O n l a r n h e m e n arkasnda da same ve Bill vard. Pey-
dini muzaffer klan Allah'a h a m d o l s u n " dedi. Daha sonra peesini kard ve
g a m b e r (s.a.v) onlara arkasndan ieri girmelerini emretti ve O s m a n ' a kap-
" U t b e ' n i n kz Hind" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de ona: " H o g e l d i n " dedi. Sa-
y arkalarndan kilitlemesini syledi.
fa'ya gelen kadnlardan biri de l k r i m e ' n i n kars m m H a k i m (r.a.) idi.
Bakire Meryem ve o c u k sa i k o n u ile Hz. brahim olduu sylenen ya-
M s l m a n olduktan sonra kocas iin d o k u n u l m a z l k istedi. k r i m e hl
l bir adam resmi dnda i duvarlarn tamam putperest tanr resimleriyle
o n u n l a sava halinde olduu halde, Peygamber (s.a.v) ona d o k u n u l m a z l k
doluydu. Peygamber elini k o r u r gibi i k o n u n stne koyarak, Osman'a ibra-
h a k k verdi. m m H a k i m k o c a s n n nerede olduunu rendi ve o n u geri
h i m dndaki b t n resimlerin nasl bozulduuna dikkat etmesini s y l e d i . 1
g e t i r m e k iin gitti.
Bir sre ieride kald, sonra anahtar Osman'dan alarak kapy at.
Peygamber (s.a.v) n n d e toplanan kalabal szd ve a m c a s n a dne-
Anahtar elinde olduu halde k a p n n n n d e ayakta durdu ve: "Vadinde
rek. " E y Abbas, kardeinin iki olu, U t b e ve Mu'attib neredeler? Onlar g-
duran, k u l u n a yardm eden ve kabileleri b i r araya getiren b i r olan Allah'a
r e m i y o r u m " dedi. Bunlar E b u Leheb'in yaayan iki oluydu. Babasnn zo-
h a m d o l s u n " dedi. Mescide sman Mekke'lilere daha n c e d e n evlerine s-
ruyla Rukiye'yi boayan U t b e idi ve grne gre imdi ortaya k m a k t a n
nan b i r o k kii katlyordu. Hepsi K'be'nin yaknnda orada burada oturu-
k o r k u y o r d u . Peygamber (s.a.v): " O n l a r bana getir" dedi. B u n u n zerine
yorlard. Peygamber (s.a.v) onlara hitab ederek: "Ne diyorsunuz ve n e d-
Abbas yeenlerini getirdi. kisi de M s l m a n oldular ve biat ettiler. Daha
n y o r s u n u z ? " dedi. O n l a r u cevab verdiler: "yi sylyoruz ve iyi d-
sonra ikisinin de ellerinden tutup aralarnda yryerek onlar e l - M l t e z e m
nyoruz. Soylu ve c m e r t bir karde, soylu ve c m e r t bir kardein olu.
denilen ve K'be'nin Hacer'l-Esved'le kaps arasndaki duvarn yanna g-
E m i r senindir." B u n u n zerine Peygamber (s.a.v) onlara Msr'da kardele-
trd. Orada uzun uzun dua etti. Y z n d e n sevin o k u n u y o r d u . - M e r a k
ri kendisine geldiinde, Yusuf'un syledii szleri tekrarlad: " B e n kardeim
eden Abbas sordu- O da: " R a b b i m ' d e n b u iki a m c a o l u n u istedim, o da ver-
Yusuf'un sylediklerini sylyorum:
d i " 2 dedi.
"Bugn size kar sorgulama knama yoktur. Sizi Allah balasn. O merhamet- E n n e m l i put m e r k e z i n d e n , Mekke'ye en yakn olan Mahle'deki el-
lilerin en merhametlisidir." (Ra'd: 92) Uzza tapma idi. Peygamber (s.a.v), Halid (r.a.)'i bu putperestlik m e r k e z i -
ni y o k e t m e k zere gnderdi. O n u n yaklat haberi d u y u l u n c a tapnan
E b u Bekir (r.a.) babasn ziyaret e t m e k iin Mescid'den ayrlmt im-
b e k i s i klcn tanra heykeline ast ve cansz heykeli k e n d i kendisini ko-
di ise E b u Kuhafe'nin elinden t u t m u Mescid'e giriyordu. Kzkardei Kurey-
r u y u p Halid'i l d r m e y e veya tek Tanrya i n a n m a y a davet etti. Halid (r.a.)
di. F a k a t o n l a r a r a s n d a n m s l m a n olan ilk kii d e o y d u . T i h a m e sahilin-
tapna ve putlar ykt. Ve M e k k e ' y e d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) ona: " H i -
den Habeistan'a g i d e n b i r g e m i y e b i n m e y e k a r a r v e r m i t i . T a m g e m i y e bi-
bir ey g r m e d i n m i ? " diye sordu. " H i b i r e y " c e v a b n verdi Halid P e y g a m -
n e c e k k e n g e m i n i n k a p t a n "Allah ile a r a n d a o l a n dini d z e l t " dedi. k r i m e :
b e r ( s . a . v ) : " O h a l d e o n u y o k e t m e d i n " dedi. " G e r i d n ve o n u y o k e t . " B u -
" N e d e m e l i y i m ? " d e y i n c e , o "Allah'tan b a k a ilah y o k t u r d e " cevabn ver-
n u n z e r i n e Halid t e k r a r Nahle'ye gitti. T a p n a n h a r a b e l e r i arasndan
di. S o n r a d a n b u n u s y l e m e y e n k i m s e y i g e m i s i n e a l m a y a c a n belirtti. Drt
u z u n ve s a v r u l a n salaryla rl p l a k b i r k a d n k t . H a l i d daha sonralar:
k e l i m e d e n o l u a n LA L A H E L L A L L A H c m l e s i l k r i m e ' n i n r u h u n a iledi
" T y l e r i m d i k e n d i k e n o l m u t u . " derdi. Yine de " U z z a , ibadet deil, i n k r
ve o a n d a b u szleri s a m i m i c e sylediini farketti. H e n z g e m i y e b i n m e -
senin i i n d i r " diye bard. K l c n e k i p k a d n n s t n e indirdi. D n d -
miti. n k g e m i y e b i n m e k i s t e m e s i n i n t e k s e b e b i b u s z l e r d e n , yani la
n d e P e y g a m b e r ' l e y l e k o n u t u : "Bizi m a h v o l m a k t a n k u r t a r a n Allah'a
ilahe illallah'ta z e t l e n e n M u h a m m e d ' i n d i n i n d e n k a m a k t . B u n l a n g e m i -
h a m d o l s u n ! Y z k a d a r k o y u n ve deveyle b i r l i k t e b a b a m n el-Uzza'ya g i t m e -
n i n g v e r t e s i n d e k a b u l e d e b i l d i i n e gre kyda da k a b u l edebilirdi. Kendi
sine a l m t m . O n l a r U z z a i i n k u r b a n eder, orada g n kalr ve yaptk-
k e n d i n e : " D e n i z d e t a n r m z o l a n karada da t a n r m z d r . " dedi. D a h a s o n r a
laryla o n u s e v i n d i r e r e k b i z i m tarafmza evirdiini s a n r d . " 3
kars geldi ve P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) o n u n M e k k e ' d e g v e n l i k t e o l a c a n a s z
O srada M e k k e l i l e r i n o u biat etmilerdi. S h e y l ise biat e t m e m i , fa- verdiini syledi. B i r l i k t e geri d n d l e r . P e y g a m b e r (s.a.v.) o n u n geldiini
kat evine snp o l u A b d u l l a h ' d a n P e y g a m b e r ' e k e n d i a d n a gidip ricada biliyordu, y a n n d a k i a r k a d a l a r n a : " E b u C e h i l ' i n o l u k r i m e m ' m i n ola-
b u l u n m a s n istemiti. n k k i m s e n i n l d r l m e y e c e i ilan edilmi o l m a - rak aranza geliyor. Bu n e d e n l e b a b a s n y e r m e y i n . n k l y y e r m e k di-
sna r a m e n , S h e y l k e n d i s i n i n b u k a p s a m n dnda yer aldn s a n y o r d u . riyi incitir. Ve l y e u l a m a z " dedi.
Abdullah, Peygamber'le konutuunda Peygamber (s.a.v): " O gvenliktedir
M e k k e ' y e vardnda k r i m e d o r u c a P e y g a m b e r ( s . a . v ) ' e gitti. P e y g a m -
ve Allah'n h i m a y e s i n d e d i r . B r a k n ortaya k s n " dedi. S o n r a e t r a f n d a k i l e -
ber'in y z n d e o k s e v i n l i b i r ifade vard, i k r i m e m s l m a n o l d u u n u res-
re d n e r e k : " K a r l a t n z d a S h e y l ' e k e m gzle b a k m a y n ! B r a k n ser-
m e n a k l a d k t a n s o n r a o n a : " B u g n b e n d e n n e i s t e r s e n iste, o isteini sana
b e s t e d o l a s n , n k h a y a t m a a n d o l s u n o akll ve erefli b i r a d a m d r ; s-
v e r e c e i m " dedi. k r i m e (r.a.) " S e n d e n b e n i m s a n a kar t m d m a n l k l a -
l m g e r e i n e kar k r b i r i d e i l d i r " dedi.
rm affetmesi iin Allah'a dua e t m e n i i s t i y o r u m " dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v )
B y l e c e S h e y l istedii ekilde gezdi. F a k a t h e n z slm'a g i r m e m i t i .
o n u n istedii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a k r i m e (r.a.) i n s a n l a r n H a k k ' a
Safvan'a g e l i n c e k u z e n i U m e y r o n u n iin P e y g a m b e r d e n iki aylk b i r m d -
u y m a l a r n e n g e l l e m e k iin harcad paralardan, yapt savalardan b a h -
det ald ve o n u b u l m a k iin yola k o y u l d u . O n u , o z a m a n l a r M e k k e ' n i n b i r
setti; imdi ise o n u n iki kat paray ve abay Allah y o l u n d a harcayacan
l i m a n olan u'aybe'de g e m i b e k l e r k e n b u l d u . Safvan p h e iindeydi. Ve
s z verdi ve s z n d e d u r d u .
planlarn d e i t i r m e y i reddediyordu. B u n u n z e r i n e U m e y r t e k r a r Pey-
g a m b e r (s.a.v)'in y a n n a d n d . P e y g a m b e r ( s . a . v ) de o n a k u z e n i n i n g v e n -
likte o l d u u n u n b i r iareti o l a r a k izgili Y e m e n k u m a n d a n sarn verdi.
Bu Safvan' i k n a e t m e y e yetti, fakat d a h a fazla e m i n o l m a k istiyordu. " E y
M u h a m m e d ( s . a . v ) " dedi. " U m e y r b a n a belli b i r eyde k a r a r k l a r s a m - m s -
l m a n o l m a y k a s t e d i y o r d u - g v e n l i k t e o l a c a m , eer k a b u l e t m e z s e m ba-
na iki ay m h l e t verdiini s y l e d i . " P e y g a m b e r ( s . a . v ) : " B u r a d a k a l " dedi.
F a k a t Safvan: " B a n a a k bir c e v a p v e r m e d i k e k a l m a m " dedi. B u n u n ze-
rine P e y g a m b e r : " S e n i n iin drt aylk m h l e t v a r " dedi. Safvan da M e k -
ke'de k a l m a y k a b u l etti. 1. W 8 3 4 ; A , l , 107.
ler, bir grup E n s a r ve yannda yer alan ailesinin tmyd. Haris'in olu Ebu kayp verdiler. Bunlardan biri de same'nin aabeyi E y m e n idi. Peygamber
(s.a.v.)'in yannda iken v u r u l m u t u .
Sfyan Peygamber (s.a.v.)'in yanbandayd ve Dldl'n ipini elinde tutu-
yordu. Arka saflarda yer alan Havazin kadnlar ve o c u k l a r esir alnd. Deve-
Peygamber (s.a.v) dierlerini de kendisine katlmalar iin ard. Fa- ler, k o y u n ve keilerin yan sra ganimette drt bin b i r i m o n s g m de var-
d. Peygamber (s.a.v) g a n i m e t l e r i n ve esirlerin t m n n M e k k e ' y e on mil
kat sesi savan grlts iinde kayboldu. Bu nedenle o k gr bir sese sa-
uzaklktaki Ci'rne vadisine g t r l m e s i grevini Budeyl'e verdi.
hip olan Abbas'a " E y aa ashab! Ey akasya a s h a b ! " diye barmasn sy-
ledi. Bu arya L E B B E Y K (te e m r i n d e y i m ) sesleri cevap verdi. Peygamber Havazin kabileleri arasnda Peygamber (s.a.v)'in o c u k l u u n u birlikte
(s.a.v.)'in yanna E n s a r ve M u h a c i r l e r d e n yz kadar kii topland. Hepsi de geirdii Beni Sa'd lbn Bekr'in bir kolu da vard. Yal esirlerden biri kendi-
ni esir alanlara: "Vallahi b e n reisinizin kzkardeiyim" diyerek uyard. Fakat
geide dalarak birdenbire d m a n n saldrsn k o n t r o l altna aldlar. Ab-
adamlar ona inanmadlar, yine de Peygamber (s.a.v)'e gtrdler. "Ey Mu-
bas ayn ekilde barmaya devam etti ve kaanlarn ou geri dndler.
h a m m e d (s.a.v) ben senin k z k a r d e i n i m " dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) onu me-
Peygamber (s.a.v) h e m iyi g r l e b i l m e k h e m de etraf iyi g r e b i l m e k iin
rakla szd: Karsnda y e t m i i n e yaklam yal bir kadn duruyordu. Pey-
zengileri stnde ayaa kalkt. D m a n yeni b i r saldrya hazrlanyordu.
g a m b e r (s.a.v.) " B u n u gsterir bir iaretin var m ? " diye sordu. O da bir sr-
Peygamber (s.a.v) "Allahm, s e n d e n vadini yerine getirmeni i s t i y o r u m " di-
ma izi gsterdi. Ve: " B e n Serer vadisinde seni tarken sen srdn. Biz o b a n -
ye dua etti. Daha sonra st kardeinden birka akl ta b u l m a s n istedi.
larla birlikteydik. Senin a n n e n b e n i m a n n e m d i , senin b a b a n b e n i m b a b a m -
Onlar eline alp Bedir'de yapt gibi d m a n n yzne doru frlatt. Ve g-
d" dedi. Peygamber (s.a.v.) o n u n gerekten doru sylediini anlad; bu ka-
rnrde h i b i r n e d e n o l m a m a s n a ramen savan ak birden deiti. Ger-
dn o n u n stkardelerinden biri olan eyma idi. M i n d e r i n i yayarak oturma-
i m ' m i n l e r b u n u grmyorlard, ama kendilerinin bir sre n c e yaad
sn syledi. St a n n e ve st babas Halime ile Haris'i s o r u p , onlarn yllar
yenilgiyi imdi d m a n yayordu. Daha sonra b u olayla ilgili u ayetler na-
n c e ldn r e n i n c e gzleri yala doldu. Biraz k o n u t u k t a n sonra ona
zil oldu:
kendisiyle kalma veya Beni Sa'd'a geri d n m e k o n u s u n d a serbest olduunu
"Andolsun Allah birok yerlerde v e Huneyn gnnde size yardm etti. Hani ok syledi. eyma m s l m a n olmay istediini fakat kabilesine geri d n m e y i
sayda oluunuz sizi bbrlendirip gururlandrmt. Fakat size bir ey de salaya- setiini syledi. Peygamber (s.a.v.) ona deerli bir hediye verdi. Ve dn-
mamt. Yer ise, btn geniliine ramen size dar gelmiti. Sonra arkanza dnp te daha da deerlilerini v e r m e k istedii iin o n d a n kendisi d n e n e kadar
gerisin geriye gtimitiniz (Bundan) sonra Allah, Resul ile mminlerin zerine 'g- kampta kalmasn istedi. Daha sonra da ordusuyla birlikte Taif'e doru yo-
ven duygusu ve huzur' indirdi. Sizin grmediiniz ordular da indirdi ve kfre sap- la kt.
m olanlar azaplandrd. Bu kfre sapanlarn cezasdr. Sonra bunun ardndan Al-
Sakif kabilesi ehirlerinde kendilerini bir yl kadar idare edecek erzaa
lah, diledii kimseden tevbesini kabul eder. Allah balayandr, esirgeyendir." (Tev-
sahiptiler. Peygamber (s.a.v.)'in son durumda k u l l a n l m a s n emrettii sava
be: 25-7)
makinalarna kar da zel savunma mekanizmalar vard. Ayn zamanda
D m a n b y k bir bozguna uramt. Malik n c e l e r i cesurca dt, o k u l u k t a uzmandlar. ehrin duvarlar o k hzl o k yamurlarna sahne ol-
fakat daha sonra Sakifilerle birlikte surlarla evrili olan Taif'e ekildi. Hava- du. Fakat m s l m a n l a r ehri kuatmalarnn o n b e i n c i g n n d e hl ilk
zin o r d u s u n u n b y k bir ksm Nahle'ye kadar izlendi ve bir o k kayp ver- g n k durumdaydlar. Kazanlan tek ey baz kimselerin m s l m a n olma-
dirildi. Havazinliler oradan kamplar Evtas'a d n d l e r ; fakat Peygamber syd. Peygamber (s.a.v) bir gn bir tellalla Sakifli klelerden m s l m a n
(s.a.v) arkalarndan asker gndererek onlar tepelere e k i l m e k zorunda b- olanlarn zgr olacaklarn ilan ettirmiti.Yirmi kadar kle ehirden k m a -
rakt. nn bir y o l u n u bulup m s l m a n oldular. Yaklak bir hafta daha geti. O s-
UZLAMALAR
rada Peygamber (s.a.v) ryasnda kendisine bir kase tereya verildiini, fa-
kat bir h o r o z u n gelip ya gagalayarak d k t n grmt. B u n u n zeri-
ne E b u Bekir: "stediin eyi b u g n onlardan elde edeceini z a n n e t m e m "
[77]
dedi. P e y g a m b e r (s.a.v) de o n u dorulad.Belki de ehri k u a t m a n n Sakif-
lileri y e n m e k iin uygun bir yol olmad s o n u c u n a varmt. D n c e s i her rdu Ci'rne'ye ulatnda yaklak altbin kadn ve o c u k t a n oluan
ne ise, Peygamber k u a t m a n n kaldrlp Ci'rne'ye doru yola klmas O esirler gneten k o r u n m a k iin b y k bir snaa ekilmilerdi. ou
emrini verdi. ehirden ayrldklarnda adamlardan bazlar ona ehir halk-
na lanet etmesini sylediler. Peygamber (s.a.v) h i cevap vermeksizin elle- fakirdi, b u nedenle P e y g a m b e r Huza'al bir adam h e r b i r i n e yeni giyecekler
rini at ve "Allahm, Sakiflilere hidayet ver ve bize ulatr" diye dua etti. a l m a k zere Mekke'ye gnderdi. Bunlarn paras g a n i m e t i n bir b l m n
Taif kaleleri n n d e ldrlenlerden biri de m m S e l e m e (r.a.)'nin oluturan gmlerle d e n e c e k t i . Develer yaklak olarak yirmidrtbin ka-
dard. Koyunlar ve keileri ise k i m s e saymaya girimedi. Fakat yaklak
vey kardei, Peygamber (s.a.v.)'in k u z e n i ve h e n z ksa bir sre n c e m s -
k r k b i n olduu tahmin ediliyordu.
l m a n olan Abdullah (r.a.) idi.
Adamlarn ou g a n i m e t t e n payn almak iin sabrszlanyordu. Fakat
Peygamber (s.a.v) h e m e n geri d n m e k istemiyordu. n k Havazinlilerden
esirlere nazik davranlmasn rica eden bir heyetin gelmesini bekliyordu.
B u n u n l a birlikte g a n i m e t t e n dalmnn gecikmesini istemedii bir b l m
vard. Ganimetlerden k e n d i s i n e den bete bir de a y n e n zekatlar gibi ilem
gryordu. Ksa bir sre n c e nazil olan ayetler b u tr fonlardan yararlana-
c a k olan ayr bir kategoriye yani " K A L B L E R S I N D I R I L A C A K L A R " adnda
bir gruba iaret ediyordu:
M u h a c i r l e r d e n b u n d a n baka bir kar k olmad. F a k a t Peygamber lemi olursunuz ve size inanlr. E y Ensar, ben sizin slm'nza gvenmi-
(s.a.v)'in Ci'rne'de kurduu k a m p n sonlarna doru drtbin kii kadar k e n b e n i m insanlarn kalblerini sndrmak iin kullandm dnya mallar
olan E n s a r arasndaki h u z u r s u z l u k o k artmt. lerinden ou fakirdi ve kalbinizde o kadar o k m u yer tutuyor? Ey Ensar, m e m n u n deil misiniz?
o kadar g a n i m e t t e n h e r adama sadece drt deve veya e deer sayda k o y u n nsanlar, develerini ve koyunlarn gtrrken, siz evinize Allah'n Rasul-
ve k e i d m t . Esirlerden y k s e k fidyeler almay mit ediyorlard, fakat n beraberinizde gtryorsunuz. E n s a r hari b t n insanlar bir y n e git-
paylarna d e n esirleri de P e y g a m b e r (s.a.v)'i m e m n u n e t m e k iin h i te- se, Ensar da baka bir yola gitse, b e n Ensarn yolundan giderdim. Allah E n -
reddt e t m e d e n geri vermilerdi. O srada Kurey'ten onalt nfuzlu adama sar'a onlarn oullarna ve oullarnn oullarna r a h m e t e t s i n . " Adamlar
ve dier kabile reislerinden de drt kiiye deerli hediyeler verildiini gz- gzyalaryla sakallar slanncaya kadar aladlar ve bir tek ses halinde: "Biz
lemilerdi. B u hediyeleri alanlarn ou zaten zengin adamlard. F a k a t E n - hissemize den Allah'n R a s u l n d e n m e m n u n u z " 5 dediler.
i'rne'den sonra Peygamber (s.a.v) u m r e yapt ve Medine'ye dnd. Me- n ldrenin Allah rzas iin b i r hayr yapm olacan ilan etmiti. B u c e y r
srasnda Yemen'deydi. Yolda ald b u mucizevi zafer haberleri, iinde za- d r m e z " demiti. M e k k e ' n i n fethinden sonra Ka'b yine n c e k i fikirlerini
ten var olan i m a n alevlendirdi. Peygamber (s.a.v)'e gidip biat etti ve o n d a n muhafaza eden ve iinde aadaki dizeler de b u l u n a n bir iir yazmt:
Taif'e gidip h a l k n slm'a armak iin izin istedi. "Seni ldrrler" dedi "Sadece Allah'a ne Uzza'ya ne Lat'a
Peygamber (s.a.v). " E y Allah'n Rasul, b e n onlara o c u k l a r n d a n daha sev- Kaabilirsin, eer kaabilirsen,
giliyim" dedi. P e y g a m b e r (s.a.v): "Seni ldrrler" diye tekrarlad. F a k a t Hi kimsenin kaamayaca, insanlardan kalamayaca gnde
Urve (r.a.) n c k e z izin isteyince: " E e r istiyorsan git" dedi. Aynen Pey- Kalbi saf bir ekilde Allah'a teslim ulan kii bundan mstesnadr."
g a m b e r (sav.)'in syledii gibi Taifli'ler o n u n evini okularla sardlar, ksa
bir sre sonra Urve (r.a.) l m c l bir o k yaras ald. Ailesinden bazlar l- Her taraftan saysz insanlarn slm'a girmesiyle, Ka'b yeryznn ken-
m e k zere iken o n a lmyle ilgili ne d n d n sordular. "Bu Allah'n disi iin daraldn hissetti. Hayatn k a y b e t m e k t e n k o r k a r a k Medine'de,
r a h m e t i n d e n b a n a verdii bir ltuftur" dedi. Daha sonra onlara kendisini arkadalarndan biri olan Cuheyne'li bir adama gitti ve m s l m a n olduu-
Taif kuatmas srasnda ehit olanlarn y a n m a gmmelerini syledi. Ailesi nu syledi. Ertesi gn Mescid'de sabah namazna c e m a a t e katld. Namaz-
de b u isteini yerine getirdi. Peygamber (s.a.v)'e o n u n ldn sylendi- dan sonra ellerini Peygamber (s.a.v)'in elinin stne koyarak: " E y Allah'n
inde: "Urve Yasin'deki adam gibidir. 2 Halkn Allah'a ard, onlar da o n u Rasul, eer Zbeyr'in olu Ka'b piman olup bir m s l m a n olarak sana
ldrdler" (Yasin: 2 0 ) dedi.3 Bu adam Aziz Peter kovulduktan sonra hal- gelse ve d o k u n u l m a z l k istese, o n u sada getirsem kabul eder m i s i n ? " dedi.
kn sa'nn m e s a j n kabul etmeye aran Antakya'l bir marangoz olan Ha- Peygamber (s.a.v) k a b u l edeceini syleyince: " E y Allah'n Rasul b e n Z-
bib idi. Antakya'llar o n u ldrdler ve Kur'an'da anlatld zere: beyr'in olu Ka'b'm" dedi. Ensar'dan biri ayaa kalkt ve o n u n ban kes-
m e k iin izin istedi. Fakat Peygamber (s.a.v): " O n u b r a k , o piman olarak
"Ona: Cennete gir, denildi. O da: "Keke benim kavmim de bir bilseydi" dedi. geldi ve artk eskisi gibi deil" dedi. Daha sonra Ka'b b u olay iin yazd di-
"Rabbimin beni baladn ve beni arlananlardan kldn" (Yasin: 26-7). zeleri o k u d u . iir geleneksel bedevi stilindeydi; diksiyonu harika ve m e l o -
diliydi, o u n l u k l a berrak tabiat tasvirleri yer alyordu. F a k a t asl temas af,
Urve'nin l m n d e n sonra olu ve yeeni Taif'ten ayrlp Medine'ye
dileme idi. iir, balangcnda Peygamber (s.a.v)'i ve Muhacirleri ven bir
geldi. Orada m s l m a n olup, M u h a c i r l e r d e n biri olan kuzenleri Muire'yle
pasaj ile s o n buluyordu:
birlikte yaamaya baladlar.
Abdullah l b n Revaha (r.a.)'nm M u t e ' d e ehid olmas Peygamber (s.a.v)'i "Resul bir ktr, bir k kayna;
sadece yakn bir arkada deil iyi bir airi de kaybettii iin z m t . n - Bir Hindistan klc, Allah'n ekilmi kllarndan biridir,
k o n u n Abdullah'n dizelerini Hassan ve Ka'b l b n Malik'in dizelerine e Mekke vadisinde slm' setiklerinde, insanlar; "Gidin!" dediler.
tuttuu sylenirdi. F a k a t genel kanya gre Arabistan'da tm dier airleri Gittiler, ama zayf ve kaaklar olarak deil,
glgede b r a k a n iki air vard. Bunlardan biri Lebid, dieri ise bir n c e k i Bineklerinin stnden sarkarak ve kt silahlarla silahlanm olarak deil,
neslin en iyi airlerinden olan Zbeyr l b n S e l m a n i n olu Ka'b idi. Ka'b, M u - Bilakis parlak giysili, gururlu ve soylu tavrl kahamanlar olarak
zeyne'li o l m a s n a ramen hayatnn o u n u Gatafan'llarla birlikte geiri- Bu karlama iin Davud'un rdivj zrhlan giymi ' olarak."
Ka'b (r.a.) o k u m a y bitirdiinde P e y g a m b e r ( s . a . v ) izgili Yemen k u m a - n e m l i put m e r k e z i n d e n s a d e c e Taif'teki Lat tapna kalmt. F a k a t F l s
h e m e n s o n r a S e l m a k o c a s E b u Rfi'yi P e y g a m b e r (s.a.v)'e b i r olu o l d u u - ( s . a . v ) o n u b i r deve ve bir elbise v e r e r e k gelen a d a m a teslim etti. Htim'in
n u h a b e r v e r m e k z e r e gnderdi. Ertesi s a b a h n a m a z d a n s o n r a P e y g a m b e r kz, kardei Adiy'i a r a m a y a gitti ve o n u M e d i n e ' y e g i t m e y e ikna etti. Adiy
bir demircinin karsna kt. Peygamber (s.a.v) olunu h e m e n hemen her l m h a b e r i n i ald. Haberi aldktan s o n r a m e s c i d d e k l n a n ilk n a m a z n ar-
Bazen de b r a h i m b a b a s n n evine getirilirdi. Aie (r.a.) bir gn P e y g a m - deiniz E e m e i i n d u a e d i n " 8 dedi. D a h a s o n r a o n l a r a c e n a z e n a m a z kl-
o c u u n st a n n e s i n e h e r g n st g n d e r m e s i t e n b i h edilmiti. 2. VK 9 6 1 .
kar kmalar o n u n b u plan y r r l k t e n k a l d r m a s n a neden oldu. F a k a t mt. Fakat m n a f k l a r Peygamber'in onu bir fazlalk olarak grd ve g-
Herakliyus grd ryay h i b i r zaman u n u t m a d . z n n n n d e n uzak tutarak ondan kurtulduu sylentisini yaydlar. B u n u
duyan Ali (r.a.) o kadar z l m t ki zrhn giydi, silahlarn kuand ve
Ayn ekilde Peygamber (s.a.v) de Allah'n slm ordularna Suriye k a -
ona k a t l m a k iin yalvarmaya niyetlenerek P e y g a m b e r (s.a.v)'e ilk k o n a k -
plarn aacandan emindi. Ya z a m a n n n geldiini d n e r e k ya da k a -
lardan birinde yetiti. O n a insanlarn neler k o n u t u k l a r n anlatt. O da:
nlmaz k u z e y seferi iin ordularna d e n e y i m k a z a n d r m a k iin Bizansllar'a
"Yalan sylyorlar. Geride braktklarm iin orada k a l m a n e m r e d i y o r u m .
kar bir sefer dzenleyeceklerini aklad. D a h a sonra imdiye kadar k u -
Geri dn ve beni h e m kendi ailende, h e m de b e n i m ailemde temsil et. E y
m a n d a ettii en b y k ve en iyi silahlarla d o n a n m bir ordu k u r m a y a ba-
Ali, b e n d e n sonra Peygamber gelmemesi hari s e n i n bana, Musa'nn Ha-
lad. O z a m a n a kadar b u tr durumlarda asl a m a c n gizli t u t m a k ve hazr-
run'a yaknl gibi yakn o l m a n d a n m e m n u n deil m i s i n ? " 1 dedi.
lklar m m k n olduu kadar gizli y a p m a k adetiydi. F a k a t b u kez gizlilik
Kuzeye doru ilerlerken bir gn sabah namaznda Peygamber (s.a.v)
yoktu. M e k k e ' y e ve dier m t t e f i k kabilelere Suriye seferi iin silahl ve bi-
abdest almakta gecikti. Adamlar saflara dizilmilerdi; n a m a z klmadan n c e
nekli adamlar gndermeleri iin haber gnderildi.
gnein domasndan k o r k a n a dek o n u beklediler. Daha sonra Abdurrah-
M.S. 6 3 0 ylnn O c a k ay balaryd. M e v s i m h e r zaman s c a k olurdu,
m a n ibn Avf (r.a.)'n i m a m l k yapmasna karar verildi. P e y g a m b e r (s.a.v)
geldiinde h e m e n h e m e n b i r i n c i rekat bitirmilerdi. A b d u r r a h m a n (r.a.) b i r y o l c u n u n yaklat g r l d n d e , h e n z y z hatlar belirgin o l m a m a -
tam geri e k i l e c e k k e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u yerinde k a l m a s iin itti ve sna r a m e n P e y g a m b e r ( s . a . v ) dua eder gibi: " E b u H a y s e m e o l s a ! " dedi.
kendisi de c e m a a t e katld. C e m a a t , n a m a z bitirip selam v e r i n c e P e y g a m - Adam onlara yaklap s e l a m verdiinde de: "Yazklar o l s u n sana E b u Hay-
b e r ( s . a . v ) ayaa k a l k t ve kard rekat kld. Bitirdikten sonra: "yi yap- s e m e ! " dedi. F a k a t n e l e r o l d u u n u d i n l e d i k t e n s o n r a o n u affetti.
tnz, n k h i b i r P e y g a m b e r m m e t i n d e n takva sahibi b i r i n i n arkasnda O r d u Tebk'te y i r m i g n kald. Bizans'tan gelen t e h l i k e s y l e n t i l e r i n i n
n a m a z k l m a d k a l m e z " 2 dedi. g e r e k olmad ortaya k m t . Dier taraftan b u S u r i y e ' n i n fethi i i n uy-
O srada M e d i n e ' d e y a k l a k o l a r a k ordu yola k t k t a n o n g n s o n r a , g u n bir z a m a n da deildi. F a k a t o gnlerde P e y g a m b e r (s.a.v) A k a b e k r f e -
geride k a l a n drt m ' m i n d e n biri olan Hazre'li E b u H a y s e m e (r.a.) o k s- zinde ve d o u d a k i sahillerde yaayan hristiyan ve y a h u d i kabileleriyle b i r
c a k bir g n d e b a h e s i n d e k i aalarn g l g e s i n e gitti. Orada iki k u l b e var- bar a n l a m a s yapt. Yllk h a r a karlnda o n l a r a s l m devletinin h i m a -
d. H a n m l a r n n , iki k u l b e y e de su s e r p m i o l d u u n u grd. kisi de k e n - yesi vaadediliyordu. D a h a s o n r a P e y g a m b e r ( s . a . v ) , Halid (r.a.)'i yirmisi at-
disi iin y e m e k h a z r l a m ve i m e s i i i n t o p r a k testilerde su s o u t m u l a r - l drt yz kiiyle T e b k ' n k u z e y d o u s u n d a k i D u m a t e l - C e n d e l ' e g n d e r e -
d. K u l b e l e r d e n b i r i s i n i n k a p eiinde ayakta durdu ve: "Allah'n R a s u l rek o r d u n u n geri k a l a n k s m y l a birlikte M e d i n e ' y e d n d . B u n e m l i k a l e
g n e i n sca altnda, s c a k rzgarlarla k a v r u l m u . E b u H a y s e m e ise serin Suriye'ye giden yollardan b i r i n i n ve M e d i n e ' d e n Irak'a giden y o l u n z e r i n -
b i r glgelikte, o n u n i i n k e n d i e v i n d e y e m e k ve h a n m l a r h a z r l a n m ! " de- deydi. B u r a n n hristiyan y n e t i c i s i Ukeydir, Halid (r.a.) tarafndan y e n i l i p
di. D a h a s o n r a h a n m l a r n a d n e r e k : "Vallahi, Allah'n R a s u l ' n e y e t i m e - esir e d i l i n c e o k armt. Halid, o n u M e d i n e ' y e g t r d . U k e y d i r (r.a.),
den i k i n i z i n k u l b e s i n e de g i r m e y e c e i m . O halde b e n i m iin e r z a k hazr- M e d i n e ' d e P e y g a m b e r (s.a.v)'e biat e d e r e k M s l m a n oldu.
l a y n " dedi. H a n m l a r o n u n i i n e r z a k hazrladlar. E b u H a y s e m e d e v e s i n i
s e m e r l e y e r e k hzla o r d u n u n a r k a s n d a n yola k t .
M e d i n e ' d e n K u d s ' e giden y o l u n h e m e n h e m e n tam ortasnda P e y g a m -
b e r ( s . a . v ) b i r g e c e : " n a l l a h yarn T e b u k a k a r s u y u n a u l a a c a k s n z . G n e
y k s e l i p yakcl artana k a d a r oraya v a r a m a y a c a k s n z . O n a ulaan k i m s e
b e n g e l i n c e y e k a d a r suya d o k u n m a s n " dedi. F a k a t oraya ilk varan iki kii
k a y n a k t a n itiler. O r d u n u n b y k b i r k s m geldiinde b i r k a d a m l a su kal-
mt. P e y g a m b e r (s.a.v) b u iki kiiyi sert b i r dille azarlad ve b i r k a kiiye
u k u r l a r d a b u l a b i l d i k l e r i k a d a r suyu toplayp eski b i r deri p a r a s n a dol-
d u r m a l a r n syledi. Yeteri k a d a r su t o p l a n d n d a k a b n i i n d e ellerini ve
y z n y k a y p k a y n a n azn k a p a t a n k a y a n n s t n e serpti ve ellerini
o n u n s t n d e n g e i r e r e k Allah'n diledii ekilde d u a etti. D a h a s o n r a g k -
g r l t s gibi b i r sesle b i r l i k t e s u f k r d . B t n a d a m l a r ihtiyalarn k a r -
ladktan s o n r a bile hl su a k y o r d u . P e y g a m b e r ( s . a . v ) , y a n n d a d u r a n
Mu'az'a^ d n d ve: " E y M u ' a z , b e l k i s e n b u y e r i n b a h e l e r l e d o l u b i r vadi
o l d u u n u g r e n e k a d a r y a a y a c a k s n " dedi. G e r e k t e n de syledii gibi ol-
du.
ri Mina'cla o k u y a c a k ve o yldan sonra K'be'ye plak girilemeyeceini ve Peygamberle (s.a.v) anlama y a p m a k isteyen Necran hristiyanlarndand.
putperestlerin s o n defa Hac yaptklarn ilan edecekti. Necranllar Bizans ynetimindeydiler ve gemite Konstantinapol'den bir-
o k yardm grmlerdi. Altm kii olan heyeti Peygamber (s.a.v) Mes-
Ali (r.a.) yetitiinde E b u Bekir (r.a.), toplulua k u m a n d a e t m e k zere
cid'de kabul etti. Dua e t m e vakitleri geldiinde P e y g a m b e r (s.a.v) onlarn
mi geldiini sordu. Ali (r.a.) o n u n k u m a n d a s altnda olacan syledi ve
douya d n e r e k dua e t m e l e r i n e izin verdi.
birlikte yola ktlar. Namazlar E b u Bekir kldrd ve hutbeleri de o o k u d u .
Kaldklar srece yaplan grmelerde b i r o k ilkelere deinildi. sa'nn
Bayram g n , t m haclar kurbanlarn k e s m e k zere Mina vadisinde top-
kiilii h a k k n d a P e y g a m b e r (s.a.v)'le delegeleri arasnda b i r o k anlamaz-
landklarnda Ali (r.a.) ilah mesaj aklad. M e s a j n k o n u s u , putperestlere
lklar kt. B u n u n zerine u ayetler nazil oldu:
serbeste gidip gelme iin drt ay m h l e t verildii, b u sreden sonra Al-
lah'n ve R a s u l ' n n onlara kar bir s o r u m l u l u k l a r olmayaca idi. Onlara "phesiz, Allah katnda sa'nn durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu toprak-
sava ilan edilmiti. B u n d a n sonra grldkleri yerde l d r l e c e k ya da esir tan yaratt,9 sonra da "ol" demesiyle o hemen oluverdi. Gerek, Rabbindendir. y-
a l n a c a k l a r d . 8 ki istisna yaplmt. Peygamber (s.a.v.)'le zel anlamas leyse kukuya kaplanlardan olma. Artk sana gelen bunca ilimden sonra, onun hak-
olan ve bu anlamaya uyanlar anlama sresi bitinceye dek gvenlikte ola- knda seninle" ekiip-tartmalara giriirlerse" de ki: "Gelin oullarmz ve oulla-
caklard. E e r bir putperest himaye isterse ona himaye verilecek, slm ona rnz, kadnlarmz ve kadnlarnz, kendimizi ve kendinizi aralm, sonra kar-
tebli edildikten sonra emin bir yere yerletirilecekti. Putperestlerin karl- lkl lnetleelim de Allah'n lanetini yalan sylemekte olanlarn stne klalm." (Al-
masyla sadece ticaretlerin durgunlaacana deil, deerli hediyelerden de i mran: 59-61).
m a h r u m kalacaklarn zanneden yeni M s l m a n olan Mekke'lilere h i t a b e n
Peygamber (s.a.v), b u ayetleri hristiyanlara o k u d u ve onlar kendisi ve
de yeni b i r ayet nazil olmutu:
ailesi ile b u l u u p ayette nerilen ekilde anlamazl z m e y e davet etti.
"Ey iman edenler, mrikler ancak pisliktirler; yleyse bu yllarndan sonra ar- O n l a r d n e c e k l e r i n i sylediler, ertesi gn Peygamber (s.a.v)'e geldikle-
tk Mescid-i Haram'a yaklamasnlar. Eer ihtiya iinde kalmaktan kal karsanz, rinde, Ali (r.a.)'nin, F a t m a (r.a.)'nn ve iki oullarnn yannda olduunu
Allah dilerse sizi kendi fazlndan zengin klar. Hi phesiz Allah bilendir, hkm v e grdler. Peygamber (s.a.v) b y k bir aba giymi ve hepsini de iine alacak
hikmet sahibi olandr." (Tevbe: 28) ekilde yaymt. Bu nedenle bu be kiiye, "ehl-i aba" denirdi. Hristiyanla-
ra gelince, anlamazl artk daha fazla devam ettiremeyeceklerini anlad-
P e y g a m b e r (s.a.v) Hicret'ten sonra o n u n c u yl olan ertesi yln h e m e n
lar. P e y g a m b e r (s.a.v) onlarla, vergi vermeleri karlnda kendilerinin, ki-
h e m e n t a m a m n evde geirdi. b r a h i m , y r m e y e balamt ve h e n z k o -
liselerinin ve tm dier mallarnn slm devletinin k o r u m a s altnda olaca-
n u m a y a balyordu. Hasan (r.a.) ve Hseyin (r.a.)'in, Zeyneb (r.a.) adnda
n vadeden bir anlama yapt.
bir kzkardeleri olmutu ve F a t m a (r.a.) d r d n c bir o c u k bekliyordu.
Ailenin dier yaknlar arasnda Cafer (r.a.)'in olu vard. Cafer'in l- Bu yln ilk aylan b o y u n c a sren neeli m u t l u l u k ibrahim'in hastalan-
m n d e n sonra E s m a (r.a.) ile evlendii iin b u o c u k E b u B e k i r (r.a.)'in masyla birlikte sona erdi. Bir sre sonra o n u n uzun sre yaamayaca or-
taya k t . O n u a n n e s i M a r i y e (r.a.) ve teyzesi Sirn (r.a.) tedavi ediyorlard.
zerine P b ( s . a . v ) : "Ay ve g n e Allah'n iaret ( a y e t ) lerndendr.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) o n u s k s k ziyaret ediyordu ve l r k e n yanndayd. o -
O n l a r n h i b i r i n s a n n l m i i n kesilmez. O n l a n n t u t u l d u u n u g-
c u k s o n n e f e s i n i v e r d i i n d e k u c a n a ald ve g z l e r i n d e n yalar b o a n d .
r r s e n i z , a y d n l a n n c a y a k a d a r dua e d i n " 1 3 dedi.
O n u n yas ve feryadlar y a s a k l a m a s , l m s o n r a s n d a k i t m z n t belirti-
lerini de y a s a k l a m o l d u u e k l i n d e anlalyordu. Bu yanl a n l a m a hl
baz zihinleri m e g u l e d i y o r d u . A b d u r r a h m a n l b n Avf (r.a.): " E y Allah'n
Rasul, sen b u n u - a l a m a s n k a s t e d e r e k - y a s a k l a m a d n m ? M s l m a n l a r
seni a l a r k e n g r r l e r s e o n l a r da alarlar" dedi. P e y g a m b e r ( s . a . v ) yine a-
lamaya d e v a m etti ve k o n u a b i l e c e k hle geldiinde: " B e n b u n u y a s a k l a m a -
d m . B u n l a r a c m a ve m e r h a m e t belirtileridir. M e r h a m e t l i o l m a y a n a merha-
m e t o l u n m a z . Ey b r a h i m eer tekrar b u l u m a va'di o l m a s a , b u h e r k e s i n
g e m e k z o r u n d a o l d u u bir yol o l m a s a ve s o n g e l e n i m i z i n ilk g i d e n e yeti-
e c e i n i b i l n e s e k , s e n i n iin daha fazla z l r d k . Yine de s e n i n i i n o k
z l y o r u z , ey b r a h i m . G z alar, k a l b h z n l e n i r , Allah'n g c n e gide-
c e k b i r e y s y l e m i y o r u z " 1 * ^ dedi.
b r a h i m ' i n C e n n e t t e o l d u u n u s y l e y e r e k M a r i y e (r.a.) ve rn (r.a.)'i
teselli etti. O n l a r b i r m d d e t y a l n z b r a k t k t a n s o n r a A b b a s (r.a.) ve Fadl
(r.a.) ile b i r l i k t e d n d . ki yal a d a m o t u r m u o n u s e y r e d e r k e n g e n adam
c e n a z e y i ykad. D a h a s o n r a , c e n a z e m e z a r l k t a k i k k m e z a r n a k o n d u .
s a m e (r.a.) ve Fadl (r.a.) o c u u m e z a r a u z a t t k t a n s o n r a Peygamber
( s . a . v ) c e n a z e n a m a z n kldrd ve k a b r i n b a n d a olu iin dua etti. M e z a -
ra t o p r a k atldnda hl m e z a r n bandayd. D a h a s o n r a b i r k r b a su ge-
tirmelerini ve m e z a r n s t n e s e r p m e l e r i n i emretti. Atlan t o p r a n yze-
1. M. 9 1 2 .
y i n d e d e n g e s i z l i k vard, b u n a iaret ederek: " s i z d e n b i r i n i z b i r e y yaptn-
2. Bak. bl. 3 9 .
da, o n u m k e m m e l y a p s n " dedi. Topra eli ile d z e l t e r e k yapt i i i n
3. I.I. 5 6 6 .
" B u n e fayda n e de zarar verdi, fakat h z n l e n e n i n g n l n f e r a h l a t t " 1 1
4. I.I. 9 2 7 .
dedi.
5. Mirkhond, Revda, es-Saf, II cilt, 2. 5 5 , 6 7 1 - 2 esk, kaynaklan zikreder. Bak. B. X X I I I , 76.
P e y g a m b e r ( s . a . v ) b i r o k kez, yapt h e r d n y e v i ite k i i n i n m k e m - 6. I.I. 9 5 6 .
meli a r a m a s gerektiini vurgulamtr. B i r o k s z de b u a m a c n dnyevi
o l m a d n ve uhrevi o l d u u n u belirtir. Ali (r.a.), P e y g a m b e r ' i n ( s . a . v ) b u " t ; r d t k m b i " " " <.. M * ,
-X j e n i dine girme srasnda insanlar ynlendiren manevi drtler artk o k ye bir snftan da bahsedilir. Bu arasndaki iliki Kur'an'n bu g r u b u n
Cennet'teki durumlaryla ilgili anlattklarndan karlabilir. "Ashab- Mey-
1 zayflamt. Bu nedenle u ayet nazil oldu:
m e n e " y e i m e k iin "saf s u " verilirken, en y c e kaynaklar sadece " n c -
"Bedeviler, dedi ki: "man ettik." De ki: "Siz iman etmediniz, ancak 'slm (ms- ler"e verilir. "lyiler"e ise, onlarn " n c l e r " i n ayak izlerine uyanlar olduu-
lman veya teslim) olduk' deyin. man henz kalblerinize girmi deildir. Eer Al- n u belirtir bir ekilde iki farkl kaynan karm verilir, (tnsan: 5 ) (Mutaf-
lah'a ve Rasulne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hibirini eksiltmez." (Hu- fifn: 2 7 ) .
curat: 14)
stnlk derecesine Kur'an'da kalbten bahsederken de deinilir.
Bu yet i m a n etmede teslim olmay en aa derece olarak kabul ediyor Kur'an o u n l u k t a n b a h s e d e r k e n :
ve i m a n derecelerine iaret ediyordu. Daha y k s e k dereceler, Hudeybiye an-
"Gerek u ki, gzler kr olmaz, ancak sinelerdeki kalbler krelir" (Hac. 46)
lamasndan b i r k a ay n c e Peygamber (s.a.v)'e nazil olan Nur Sresi'nin
k o n u s u n u -daha dorusu konularndan birini- tekil ediyordu. Kur'an'da Der dier taraftan Peygamber (s.a.v) tm dier Peygamberler gibi, kal-
nur, iman anlamna gelir ve aada b u n u r u n ( a y d n l a n m a n n ) drt derece- b i n i n devaml uyank olduunu, yani kalb g z n n ak olduunu syle-
si belirtilmitir: mitir. Kur'an b u n u n belli llerde bakalar tarafndan da paylalabilece-
ini belirtir, n k bazen sadece " t e m i z akl s a h i p l e r i ' n e (l'l-elbb) (Yu-
"Allah, gklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, iinde era bulunan
suf: 1 1 1 , Ra'd: 1 9 ) hitap eder.
bir kandil gibidir; era bir sra ierisindedir; sra sanki incimsi bir yldzdr ki, do-
Peygamber (s.a.v)'in E b u Bekir hakknda yle syledii rivayet edilir:
uya da batya da ait olmayan kutlu bir zeytin aacndan yaklr; (bu yle bir aa
" O sizi o k o r u tutmakla ve o k n a m a z klmakla gemedi, fakat o sizi kal-
ki) neredeyse ate ona dokunmasa daya k verir. (Bu) Nur stne nurdur. Allah,
binde sabit olan bir ey sayesinde g e t i . " 2
kimi dilerse onu kendi nuruna yneltip-iletir. Allah insanlar iin rnekler vermekte-
Peygamber (s.a.v.) sk sk Ashabdan bazlarnn dierlerinden stn ol-
dir. Allah, hereyi bilendir." (Nur: 35)
d u u n u belirtirdi. Mekke'nin fethi srasnda Peygamber (s.a.v.)'in yannda
En alt derecede, aydnlatlan fakat kendisi k samayan kandil vardr. Halid kendisini azarlayan Abdurrahman ibn Avf'a sinirlenip kar k n c a
Daha sonra sra gelir, o n u n stnde de kutlu zeytin aac yer alr. Bu sem- Peygamber (s.a.v.): "arkadalarma ( A s h a b m a ) nazik davran Halid; n k
bollerin anlmas insana; "Allah insanlara r n e k l e r verir" diye balayan ve s e n i n U h u d da b y k l n d e altnn olsa ve b u n u Allah yolunda harca-
sebebini belirterek: " b e l k i d n r l e r " (Har: 2 1 ) diye biten baka ayetleri san, yine de arkadalarmdan hibirinin faziletine u l a a m a z s a n " 3 dedi.
hatrlatyor. N u r ayetinin t m insan d n m e y e arr. Fakat derecelere Kur'an'a gre bir derece ile dierleri arasndaki fark ahirette, bu dnya-
gelince Kur'an b u k o n u y u burada temsili bir ekilde anlatr. Flalbuki ilk na- d a k i n d e n daha b y k t r :
zil olan ayetlerde i m a n n dereceleri daha ak bir ekilde anlatlmtr. B u n -
"Onlardan bir ksmm bir ksmna nasl stn tuttuumuzu gr. Muhakkak ahi-
lardan birinde (Vka: 7 - 4 0 ) insanlar gruba ayrlmtr: "Ashab- M e y m e -
ret dereceler bakmndan daha byktr, stnlk bakmndan da daha byktr."
n e " (ahirette amel defteri sadan verilen ya da sa yanda olanlar), "Ashab-
(sr:21)
M e ' e m e " (ahirette defteri soldan verilenler, ya da sol yanda olanlar) ve "Ya-
rp ne gemi ncler." "Ashab- Meymene" kurtulanlar, "Ashab- Peygamber (s.a.v.) de yle demitir: " C e n n e t ehli kendi stlerindeki
M e ' e m e " de cezalandrlanlar, " n c l e r " ise en st derecededirler ve onla- y c e yerin, imdi en parlak gezegeni (Vens) dou ve bat ufkunda grdk-
ler y k s e k l i k kadar yukarda o l d u u n u g r e c e k l e r . " 4 nsanlar arasndaki Peygamber (s.a.v) b u dnyada iken ulalabilecek en y k s e k dereceden
eitsizlikler o n u n retme ekline de yansmtr. rettiklerinin bazlarn de bahsetmitir. Kutsi hadislerden birinde yle denir: " K u l u m gnll (na-
sadece anlayabileceklerini u m d u u belirli baz kiilere hasretmitir. E b u file) ibadetleriyle b a n a y a k l a m a y b e n o n u sevinceye k a d a r devam ettirir;
Hureyre- "Hafzama Raslullah (s.a.v.)'tan rendiim iki tr bilgi birik- b e n o n u sevdiimde, o n u n duyan kula, gren gz, tutan eli ve yryen
tirdim. Bir k s m n akladm; eer dier ksmn da aklarsam b u grtla aya o l u r u m " . 8
G n l l ibadetlerin en b a n d a "Allah' a n m a k veya Allah' a r m a k "
k e s e r s i n i z " 5 diyerek boazna iaret etmitir.
anlamna gelebilecek olan " z i k r u l l a h " gelir. lk inen yetlerden birinde Pey-
M e k k e ve Huneyn zaferlerinden sonra d n yolculuu srasnda Pey-
g a m b e r (s.a.v) yle bir emirle karlamt:
gamber (s.a.v) arkadalarndan bazlarna " K k cihaddan, b y k cdaha
d n y o r u z " dedi. lerinden biri: " E y Allah'n Rasul, b y k chad n e d i r ? " "Rabbinin ismini zikret ve her eyden kendini ekerek yalnzca O'na ynel."
diye s o r u n c a : "Nefse kar cihad"6 cevabn verdi. nsan nefsi iki b l m e ay- (Mzemmil: 8)
rlmtr. O n u n aa b l m h a k k n d a Kur'an: Daha sonralar nazil olan bir ayette de yle deniyordu:
"Gerekten nefis var gcyle ktl emredendir." (Yusuf: 53)
"Hi phe y o k namaz, irkince-utanmazlklardan ve ktlklerden
der. uur da d e n e n iyi b l m n e de: vazgeirir. Allah' z i k r e t m e k ise m u h a k k a k en b y k t r " ( A n k e b t : 4 5 ) .
"Kendini knayp duran nefis." (Kyamet: 2) Kalb ve kalbin krlyle ilgili olarak Peygamber (s.a.v): " H e r eyin pa-
sn silen bir cilas vardr, kalbin cilas ise Allah' z i k r e t m e k t i r " ^ demitir.
adn verir. te alt-bene kar r u h u n yardmyla cihad yklenen b u k s m -
M a h e r gnnde Allah katnda k i m i n en yksek dereceye sahip olaca so-
dr.
rulduunda ise "Allah' en o k zikreden kadn ve e r k e k l e r " cevabn vermi-
E n s o n u n d a da sava sona ermi ve artk iinde bir ayrlk tamayan tir. Bunlarn Allah yolunda savaanlardan da y k s e k bir derecede olup ol-
" m u t m a i n ( t a t m i n o l m u ) nefis" vardr. " n c l e r " i n ( s a b i k u n ) , "Allah'n madklar sorulduunda ise cevab u olmutur:
k u l l a r " n m ve "Allah'a yaklatrlm o l a n l a r " n ( m u k a r r e b n ) nefisleri ite "Kii m r i k ve putperestlere kar klc k a n a b u l a n p k n l n c a y a kadar
byledir. Kur'an b u k e m a l e ermi olan nefse yle hitap eder: savasa bile, Allah' z i k r e t m e k o n d a n daha y k s e k bir dereceye sahip ola-
"Ey mutmain (tatmin olmu) nefis. Rabbine, honut edici ve honut edilmi ola- caktr."1
rak dn.7 Artk kullarmn arasna gir. Cennetime gir." (Fecr: 27-30)
B u ltuflardaki ikili doa, Kur'an'n m u t m a i n nefis iin verdii iki C e n - . Tahrim: 6, Fecr:29. Kur'an " k u l " kelimesini iki anlamda kullanr: biri her eyi iine alan, hatta ey-
net va'dini ve Peygamber (s.a.v)'in k e n d i nihai d u r u m u n u a n l a t m a k iin tan bile kulu olarak gren, dieri ise yukardaki gibi ayetlerde hususi anlamda. eytana hitaben
sylenen u szlerde de bu kelime hususi anlamda kullanlmtr: "Benim kullarm; senin onlar ze-
syledii " R a b b i m l e ve Cennetle b u l u m a " s z n hatrlatyor. " M u t m a i n rinde hibir zorlayc gcn (hakimiyetin) yoktur. "(sra: 65).
nefis" iin " C e n n e t i m e gir" sz " R a b i m l e b u l u m a " szne tekabl edi- 2. El-Hakim et-Tirmiz, Nevdiru'l-usl.
yor: " K u l l a r m n arasna gir" sz de " C e n n e f ' e tekabl eder. Y k s e k C e n - 3. I.I, 8 5 3 .
net ( C e n n e t ' l - a ' l ) , yani " R a b b i m l e b u l u m a " Rdvan'dan baka brey de- 4. M . LI, 4.
tnsn."4 Ali (r.a.)'nin P e y g a m b e r (s.a.v.)'den ald h i k m e t i g e l e c e k n e - n a c a k . " O n l a r s a v a m a k iin aba g s t e r i r k e n " dedi P e y g a m b e r (s.a.v.), " n a -
b e n de: " B e n i m a s h a b m yldzlar gibidirler; h a n g i s i n i izlerseniz h i d a y e t b u - i gibi e r i y e c e k . E e r braklrsa h i k a l m a y n c a y a k a d a r erir; fakat Allah,
O n u n tekrar: "Allahm, Cennette b u l u m a zere"15 diye mrldand- tnda Sunh'tan geldi. n k haberler hzla tm vahaya yaylmt. Ebu Be-
n duydu. B u n l a r o n d a n duyduu son k e l i m e l e r oldu. Yava yava Aie k i r h i k i m s e n i n k o n u m a s n durdurmadan doruca kznn evine gitti.
(r.a.)'nin g s n d e k i ba arlamaya balad. Dier hanmlar alamaya Peygamber (s.a.v.) 'in y z n d e n rttkleri rty ekti. O n a bakt ve pt.
balaynca Aie (r.a.) o n u n ban bir yasta koydu ve kendisi de alamaya E y bana a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili olanD dedi, Allah'n senin
daha sonralar yle anlatt: m e r : " P e k i aranzda k i m o n u n n n e g e m e k istiyor?" dedi. "Allah koru-
" E b u Bekir'in o yeti o k u d u u n u duyunca o kadar armtm ki yere sun, o n u n n n e g e e m e y i z " 1 dediler. B u n u n zerine m e r (r.a.) Ebu Be-
kir (r.a.)'nin elini tuttu ve ona biat etti. Arkasndan da E b u Ubeyde (r.a.) ve
d t m . Ayaklarm artk beni tamyordu ve Allah'n R a s u l n n l m ol-
dier Muhacirler biat ettiler. Daha sonra Sa'd hari orada b u l u n a n Ensar'n
duunu anlamtm."
t m de biat ettiler. Sa'd h i b i r zaman E b u Bekir'i bir h a l i f e 2 olarak kabul
Ali, (r.a.) Zbeyr (r.a.) ve Talha (r.a.) ile birlikte evine ekilmiti. M u -
etmedi ve Suriye'ye hicret etti.
hacirlerin geri kalan k s m E b u Bekir'in etrafnda toplanmlard. Useyd ve
kabilesinden b i r o k kii de onlara katlmt. F a k a t Evs'li ve Hazre'li Ensa- Orada ne karar alm olurlarsa olsunlar Medine'de h i k i m s e Mescid'de
Sa'ide'nin toplant yerinde toplanmt. E b u Bekir (r.a.) ve m e r (r.a.)'e, si gn sabah namaznda, namaz klmadan n c e E b u Bekir (r.a.) minbere
E n s a r n Peygamber (s.a.v) irtihal ettiine gre y n e t i m i n k i m e ait olaca o t u r d u . m e r (r.a.) ayaa k a l k p cemaate E b u Bekir'e biat etmelerini emret-
k o n u s u n d a tarttklar haberi ulat. O n u n otoritesini m e m n u n i y e t l e kabul ti ve o n u yle tanmlad: "Sizin en iyiniz, Allah'n rasulnn arkada kisi ma-
etmilerdi; fakat o n u kaybettikten sonra ou Kayle oullarnn Yesrib'li bir arada oturduklarnda ikinin ikincisi" (Tevbe: 4 0 )
adamdan bakas tarafndan y n e l t i l m e m e s i gerektiini dnyordu. o - Yeni nazil olan ayetlerden birinde Ebu Bekir (r.a.)'in b u n e m l i anda
u Sa'd'a (r.a.) biat e t m e k zere idi. Peygamber (s.a.v)'in tek arkada olduu b e l i r t i l i y o r d u . 3 Daha sonra biat
m e r (r.a.), E b u Bekir (r.a.)'i toplant yerine kendisiyle berabar gelme- eden Ali hari tm c e m a a t bir azdan ona ballk y e m i n i ettiler. 4
si iin zorlad. E b u Ubeyde de onlarla birlikte gitti. Sa'd hastayd ve toplan- Daha sonra E b u Bekir (r.a.) Allah'a h a m d ve k r e t t i k t e n sonra cema-
t yerinin ortasnda bir rtye s a r n m yatyordu. Kureyli ieri girdiin- ate hitap etti: "Sizin en iyiniz olmadm halde sizin zerinize hakim ol-
de Ensar'dan biri o n u n adna insanlara hitap e t m e k zereydi. Onlar grn- dum. Eer doru yaparsam b a n a yardm edin, eer yanl yaparsam b e n i
ce Allah'a h a m d e t t i k t e n sonra k o n u m a s n a onlar da dahil ederek balad: dorultun. Hakka samimiyetle sayg g s t e r m e k ballktr, h a k k a saygszlk
"Bizler Allah'n Ensaryz ve slm'n savaan gcyz, ey M u h a c i r l e r Sizler ise ihanettir. Aranzdaki gszler, inallah onlarn haklarn koruyuncaya
de bizdensiniz. n k sizden bir grup bizim aramzda yayor," K o n u m a - kadar b e n i m katmda gl olacaklardr. Aranzdaki gller ise, bakalar-
c ayn tonda k o n u m a y a devam etti. Muhacirleri de biraz v m e s i n e ra- nn h a k k n onlardan, inaallah alana kadar b e n i m k a t m d a gszdrler.
m e n , onlarn ilk slm t o p l u m u olarak n e m l e r i n i gz n n d e b u l u n d u r - Ben Allah'a ve Rasulne itaat ettiim srece bana itaat ediniz. Fakat eer
makszn srekli Ensar' verek gklere karyordu. O k o n u m a s n bitirdi- b e n Allah'a ve Rasulne itaat e t m e z s e m siz de bana itaat etmeyin.Namaza
inde m e r (r.a.) tam k o n u m a y a b a l a m a k zereydi. Fakat E b u Bekir (r.a.) kalkn. Allah size m e r h a m e t e t s i n ! "
o n u susturdu ve nazike, fakat k e s i n bir ekilde k o n u m a y a balad. E n - Namazdan sonra Peygamber (s.a.v)'in ev halk ve ailesi o n u g m l m e -
sar'm n e m i n i kabul ettiini syledi. Fakat, slam'n Arabistan'da yayld- ye hazrlamalar gerektiine karar verdiler. Fakat b u n u n nasl yaplaca ko-
n ve Araplarn Kurey'ten b a k a birinin otoritesini k a b u l etmeyeceini, nusunda anlamazla dtler. Daha sonra Allah onlarn zerine bir uyuk-
n k Kurey'in tm Araplar nezdinde esiz bir k o n u m u o l d u u n u da b e - lama verdi ve h e r biri ryasnda "Peygamber (s.a.v)'i elbiseleri zerinde ol-
lirtti. K o n u m a s n bitirdi ve E b u U b e y d e ve m e r ' i n ellerinden t u t a r a k ! " duu halde ykayn" diye bir ses duydu. B u n u n zerine Aie'nin odasna git-
iki adamdan birin n e r i y o r u m . Hangisini dilerseniz ona biat e d i n " dedi. Da- tiler, o an iin Aie odadan kmt. Hazreli bir adam olan Evs bn Havli,
h a sonra Ensar'dan biri kalkarak iki otoritenin olmas gerektiini syledi. orada Ensar' temsil e t m e k iin Ali'ye yalvard: " S e n d e n Allah ve Rasuln-
Bu ateli b i r tartmaya yol at. m e r (r.a.), b u tartmay u szleriyle sus- deki paymz adna rica ediyorum. Ey Ali!" Ali o n u n ieri girmesine izin
turdu: " E y Ensar, Allah'n R a s u l n n namazlarda i m a m l k yapma grevini verdi. Abbas (r.a.) olu Fadl (r.a.) ve Kisam (r.a.) Ali (r.a.)'ye Peygamberin
m b a r e k v c u d u n u e v i r m e k t e yardm ettiler. Bu srada s a m e (r.a.) Pey- ahirette devam ettirmek zere b u dnyadan ayrlmt. Ahirette O, onlar
g a m b e r (s.a.v)'in azatl k l e l e r i n d e n biri olan kran'n yardmyla su dk- iin ve bakalar iin bu dnya hayatna snrlamalar olmakszn m e r h a m e t
yordu. Ali (r.a.) elini u z u n yn elbisenin her tarafnda gezdirdi. " E y bana anahtar, Cennet A n a h t a r , 7 H a k k n R u h u ve Allah'n habibi olacakt.
a n n e m d e n ve b a b a m d a n daha sevgili o l a n " dedi. "Yaarken de l iken de
"Hi phesiz, Allah v e melekleri Peygambere salat etmektedirler. Ey iman
ne kadar g z e l s i n ! " Hatta bir gn sonra bile Peygamber (s.a.v)'in vcudu
edenler, siz de ona salat edin v e tam bir teslimiyetle ona selam verin." (Ahzab: 56).
nefes alp v e r m e m e s i n e , scaklk ve yumuakln kaybetmi o l m a s n a ra-
m e n hl uykuda imi gibiydi.
A s h a b imdi de o n u n nereye gmlecei k o n u s u n d a anlamazla d-
t. o u , o n u n mezarnn Baki mezarlnda kz ve olu brahim'in ve
k e n d i g m d arkadalarnn y a n m a kazlmas gerektiini dnyordu.
Bazlar ise o n u n Mescid'e g m l m e s i fikrindeydi. Fakat E b u Bekir o n u n :
" l d yere g m l m e y e n h i b i r Peygamber y o k t u r " dediini hatrlad.
B u n u n zerine mezar, Peygamber (s.a.v)'in yatt iltenin h e m e n yannda
Aie'nin odasnn z e m i n i n e kazld.
D a h a sonra tm Medine'liler o n u ziyaret ettiler ve banda cenaze na-
maz kldlar. K k gruplar halinde geldiler ve her grup ayr olarak cena-
ze n a m a z n kld. lk n c e e r k e k l e r grup grup geldiler, b t n e r k e k l e r onu
ziyaret ettikten sonra kadnlar geldiler. Onlardan sonra da o c u k l a r ziyaret
ettiler. O gece Peygamber (s.a.v), A (r.a.) ve kendisini mezara hazrlayan
dier arkadalar tarafndan g m l d .
imdi " N u r ehri" diye anlan Medine'de b y k bir znt yaanyor-
du. Sahabeden her biri alad iin bakalarn azarlyor, fakat kendisi al-
yordu. Niye alad sorulduunda m m E y m e n : "Ben o n u n iin alam-
y o r u m " dedi. " O n u n iin b u dnyadan daha iyi olan b i r yere gittiini sanki
bilmiyor m u y u m ? F a k a t b e n bize g k t e n gelen haberler kesildii iin al-
yorum."5 . I.S. II/2, 23.
Sanki b y k bir kap k a p a n m gibiydi. Yine de o n u n yle dediini ha- 2. Arapada Halife, yani tamamen syleyecek olursak Halifet Resulullah, Allah'm Rasul'nn veki-
I anlamna gelir.
trladlar: " B e n bu dnyada ne yapaym? Ben ve bu dnya, bir y o l c u ve yol- 3. Bak. Bl. X X X V I I .
c u n u n altnda glgelendii bir aa misaliyiz. Bir mddet sonra y o l c u yolu- 4. Birka ay sonra Fatma ldnde Ali, Ebu Bekir'e yle dedi: "Senin nemini ve Allah'n sana
olan ihsann, biliyoruz ve onun sana verdii hibir eyi kskanmyoruz. Fakat sen bizim nmzde
na gider ve o n u arkasnda brakr."^ Peygamber (s.a.v) b u n u h e r k e s i n k e n -
a < i l n l r S*/ yaptn. Biz bu konuda, Peygamber (s.a.v.)'e olan yaknlmz nedeniyle bir
disi iin sylemesini kastederek duyurmutu. Bu kap imdi kapansa bile, soz hakkna sahip olduumuzu hissettik." Bunun zerine Ebu Bekir'in gzleri yalarla doldu ve
yle ded: Nefsim, kudret elinde tutana yemin olsun ki, ben Allah'n Raslnn akrabalaryla
m ' m i n l e r iin lmle birlikte tekrar alacakt. Kulaklarnda hl o n u n u kendi akrabalarmdan daha iyi geinmek isterim." O gn le namaznda cemaate Ali'nin henz
olarak kabul etmediini aklad. Bunun zerine Ali Ebu Bekir'in doruluunu
szleri nlyordu: tasdkied ve ona biat em. (B. LXIV, 3 8 ) s
" B e n sizden n c e gidiyorum ve sizin ahidinizim. Sizinle b u l u m a ye- 5. I.S. U/2. 83-4.
6. I.M. X X X V I I , 3.
rim Havuz'dur." Bu dnyadaki risalet grevini yerine getirerek, b u grevi
7. Bu ve dier isimler Peygamberin isimlerini anlatan geleneksel mnacaatlardan alnmtr.
R E F E R A N S ANAFITAR1
VAD K U R E Y L E R
(Fhr direkt olarak srail'in
Pin oullar soyundan gelmektedir.
gelmekte Fhr'in soyunun Civar
Kureylcri olarak
larak anlan ksm bu emada bbelirtilmemitir.)
K - Kur'an
K U R E Y diye tannan Fihr
AMR Ka'b
Sheyl'in kabilesi
I.I.: l b n l s h a k Buradaki alntlar M u h a m m e d l b n
| 1
Abdu'l-Uzza
Bunlarn yan sra zaman zaman u yazarlara da mracaat
ABDU'D-DAR Abdumenaf ABD
edilmitir.
Mus'ab'n kabilesi
ESED
Halice. Varaka ve Zbeyr A.: Azrak M u h a m m e d l b n Abdullah el-Azrak'nin Ahbar
NEVFEL b. Avvam'n kabilesi
ABDU'-EMS HAM MUTTALB Mut'im'in kabilesi Mekke adl eserinin Wstenfeld basks.
I
Abdu'l-Muttalib
Tab.: Taber Muhammed lbn Cerr et-Tabe-
Haris 6 erkek Zbeyr Ebu Talib Ebu Leheb Abdullah Abbas Hamza 6 kz r'nin Tarih er-Rusul ve'l-Mlk (Peygamberler ve Krallar Tari-
ocuk 1 1 h i ) adl eserinin Leyden basks. Ayn yazarn Tefsir'ine de m -
racaat edilmitir.
Cafer Ali M U H A M M E D (S.A.V.)
B: M u h a m m e d bn smail el-Buhari
M: M s l i m bn el-Haccac el-Kueyr
Tir.: M u h a m m e d bn sa et-Tirmiz
A.H.: A h m e d bn M u h a m m e d bn Hanbel
N.: A h m e d bn u'ayb en-Nesei
A.D.: E b u Davud es-Sicistan
D.: Abdullah bn A b d u r r a h m a n ed-Darim
I.M.: M u h a m m e d bn Mace