Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 8

Kai Nielsen / Adnan Arslanta 233

Hikmet Yurdu Yl:1, S.2, (Temmuz-Aralk-2008) ss. 233- 240

nan, nanszlk ve Denklik Tartmas*


Kai Nielsen

eviri: Halis Adnan Arslanta**

Doal teolojinin ada miraslar, (reformed epistemologists diye


adlandrlan filozoflar da dhil), gemi zamanlarn din bilimcilerinden daha
alakgnll olmulardr. Aydnlanmadan doan din zerindeki kukucu
tartmalar, daha az yorucu olan savunmaya dayal bir yntemle boa karma
grevini stlenmi durumdadrlar. Dini inanlarn akl d olduunu iddia
etmede kukucularn gerekeli olmadklarn gstermeye almlardr. Dini
anlamda inananlar, onlara gre, hem entelektel olarak hem de ahlaken kendi
dini geleneklerine bal kalma hakkna sahiptirler. Burada onlar iin anahtar sav
denklik sav denen eydir. Bir ilk yaklam olarak kabaca ifade edilirse, denklik
sav yledir: doal teolojiye kar kukucu savlarn (en azndan tartma
hatrna) samimi olduunu, Tanrnn varlyla ilgili olarak, tecrb olarak aa
vurucu olgulara dair kantlar dhil hibir kanta sahip olmadmz varsayalm.
Benzer ekilde, Humeunkiler gibi, ortak duyumsal kanaatlerimizle ilgili (yani
duyumsal izlenimlerimizin gvenilirlii, tmevarm inancmz, baka dnen
varlklarn olduuna inancmz, gemiin gereklii vb) kukucu savlarn samimi
olduklarn varsayalm. Diyelim ki bunlar yalnzca doal inanlar olarak ortaya
kmaktadr, hayvansal gven krntlardr, rasyonel gerekelemeden vahiysel
inanlarmz kadar yoksundurlar. Eer gerekten durumumuz buysa,
inanmayanlar ( ateistler veya agnostikler), kendi hayatlar asndan da asli olan
(rasyonel gerekelemenin olmad) ok sayda aslsz inanc kabul ettiklerinde,
inanlarn Tanrya ve Tanrsal Gzetime inanmaya devam etmelerinde mantksz

* Bu makale, Belief- Unbelief and The Parity Argument adyla Sophia, Vol. 27, No. 3 / October, 1988, 2-12,
yaynlanmtr. Makalenin web linki: http://www.springerlink.com/content/w73268k183558701/
** retim Grevlisi, Dr., nn niversitesi lahiyat Fakltesi
234 nan, nanszlk ve Denklik Tartmas

bir eyin olduunu ileri srerken gerekeli olamazlar. Aslnda inananlar,


zeminsiz dini ballklarda bulunmay (ki doru dzgn insanca bir yaam iin
de merkezi olacaklardr) reddederek laik ballklarda bulunurken bir eit
tutarszlk iinde bulabilirler kendilerini. Denklik savnn, bir gl ve bir de
zayf olmak zere iki ekli vardr. Gl ekline gre, inanmayanlarn, zeminsiz
ortak duyu inanlarn kabul edip zeminsiz dini inanlar reddederken, ok ak
olmayan bir anlamda, bir tr eliki iinde olduklar sylenmektedir. Bununla
birlikte, denklik savnn, inanmayanlar tutarszlkla sulamaya almayan,
inananlarla inanmayanlarn ayn kaderi paylatklarn, her iki tarafn da
zeminsiz inanlar kabul etmesi gerektiini ileri sren daha msamahakr zayf
bir eidi daha vardr. Buna gre, inanmayanlar, kendileri zeminsiz olan ortak
duyu inanlarn kabul ederken, srf imana dayal olarak dini inanlarn kabul
etmelerinden tr inananlar gerekeli olarak mantkszlkla sulayamazlar. Ben
burada denklik savnn yalnzca daha msamahakr olan zayf tryle
ilgileneceim. Bu sav, en azndan Anglo-Amerikan din felsefecileri topluluu
arasnda, kayda deer bir destee sahiptir. Alvin Plantinga gibi, reformcu
epistemoloji savunucular, Wittgensteinc Fideistler arasndan Norman
Malcolm, ve lml ve dikkatli Hristiyan filozofu Terence Penelhum tarafndan
kabul edilmitir. Savn gl ekli fazla akla yatkn deildir ve hakl olarak bir
kenara braklmtr. Benim savm, daha msamahakr, srf savunmac, daha
zayf trnn de pek bir erdem tamad olacak. Bana gre, denklik savnn
zayf ekli de Aydnlanmadan itibaren ortaya kan dinlere meydan okumay bir
kenara brakmak iin salam bir temel temin etmeyecektir

II

En genel ekliyle denklik sav, epistemolojik anlamda konumak


gerekirse, dini inanlarn ortak duyu ve bilimsel inanlardan daha kt
olmadklarn, nk tm bu inanlarn rasyonel olarak gerekelendirilemeyen
varsaymlara dayandn ileri srer. Denklik savnn savunucular, gemie
inanmann, baka dnen varlklarn olduuna inanmann, doann genel
Kai Nielsen / Adnan Arslanta 235

dzenliliine inanmann ve hatta en salam ve en kymetli ahlaki inanlarmzn


gerekliine inanmann uygun alt yapsalc anlamda gerekelendirilemeyeceini
iddia ederler. Bir yandan eit oranda merkezi olan dini inanlar zeminsiz akl
d dini inanlar olarak reddederken, kantsz inanmak iin bu inanlar rasyonel
ya da makul olarak kabul etmede gerekeli olmadmzn da farknda olmamz
gerekir. Her iki inan takm da zeminsizdir ve felsefi kukuculuk durumunda
bile, zeminsiz ortak duyu ve bilimsel inanlar kabul etmek mantksz olmadna
gre, u halde, denklik savna gre, zeminsiz dini inanlarn mantksz olduunu
iddia etmek makul ya da gerekelendirilebilir olamaz. lk nce, yalnzca kat bir
alt yapsalcln-bir klasik alt yapsalclk trnn- denklik savna kuvvet
kazandracan tartmak istiyorum. Bylesi bir alt yapsalclk varsaymakszn,
farkl inan takmlarnn aslnda ayn kaderi paylatklarna inanmak iin salam
nedenimiz yoktur. Klasik alt yapsalclk la, esasl bazik inanlarn, yalnzca
kendiliinden-aikr olan inanlar, tecrbenin dzeltilemez bildirileri ve duyulara aikr
inanlardan olutuunu savunan felsefi bir aklama kastetmekteyim. Bu
aklamaya gre, sadece bunlar alt yapsaldrlar ve dolaysyla tam anlamyla
baziktirler. Tm dier inanlar, ancak tmevarm ya da tmdengelim yntemiyle
tam anlamyla bazik inanlar tarafndan desteklendiklerinde rasyoneldirler.
Klasik alt yapsalcla gre, dini ve teolojik inanlar tam bazik inanlar olmad
gibi tam bazik inanlar tarafndan da desteklenmemektedirler: Fakat ayn ey,
bizden baka dnen varlklarn var olduuna, gemiin gerekliine inanma
gibi tandk temel ortak duyu inanlarmz iin de geerlidir. Eer klasik alt
yapsalclk programn kabul edersek, bilmek istediimiz ve bilmeye ihtiya
duyduumuz eylerin hibirisi veya aslnda onlar arasnda gerekten
bilebileceimize emin olabileceklerimiz dahi bilinemez veya gerekeli olarak
onlara inanlamaz. Aslnda, bizatihi kendisi, kendi iinde-aikr, duyumlara aikr,
ya da tecrbenin amaz bir iletisi olmadndan ve kendisini bu tr nermelerden
karmla elde edemediimiz veya tmevarmsal olarak onu bylesine bir
temelde gerekelendiremeyeceimiz iin klasik alt yapsalclk kendini-rtc
nitelikte olacaktr. Eer rasyonellie dair doru bir lt salayacak olsa, bizatihi
kendisi irrasyoneldir. Ne var ki, olabilecei gibi olarak, ada felsefenin
236 nan, nanszlk ve Denklik Tartmas

geliiminin tm hamlesi, alt yapsalclk karsnda krlmaktadr. zellikle,


yararclarn ve W.V.Quine, Wilfrid Sellar, Richard Rorty ve Donald Davidson
gibi ok gl alt yapsalclk kartlarnn almalarnda ayet bir ey varsa,
bylesi alt yapsalcln, kmsemek babnda, gerekten inanlamaz
olduudur. Keskin anlamyla, ok yararc bir anlamda olmas durumu hari,
gerekten alt yapsal olan hibir inan yoktur, hibir inancn alt yapsal olduunu
kabul etmemiz gerekmez. Daha ziyade, esasl bir yanlabilirlikle, iinde tm
inanlarn birbiri ardna, en azndan ilke baznda, sorgulanabilecei, hibirinin
kendinden-aikr, kesin ya da bizzat sorgulanma olaslnn tesinde
olduunun kabul edilmedii bir inan ana sahibiz. Bir inan a iindeki
inanlar, sistem iinde bir birlerinden karlkl olarak destek alrlar ve bylece,
takdir edersiniz, yararsal olarak baziktirler. Fakat hi birisi srekli bir ekilde
dzeltme ve belki reddetmeden bile muaf deildirler ve hibirisi geriye
kalanlarn hepsi iin bazik deildir, dolaysyla bazlar ykldnda hepsi
topyekn yklacak deildir.

{Uygulamada, sistemin iindeki merkezi, en derinden gml, ortak


duyu inanlarndan bazlar hakknda kukucu olmak iin en kk bir nedenin
var olduu anlamna gelmez bu}

Klasik alt yapsalclk, felsefeye dkn olmayan birine tamamen mthi


olacak bir tarzda, kaplayc bir kukuculuk ortaya koyar. Yalnzca dini inanlar
ve bilimsel inanlar iin deil, (Kanada II. Dnya savana itirak etti, New
Hampshirede havalar Aralk aynda Temmuz aynda olduundan daha
souktur, insanlarn uykuya ihtiyac vardr, bazen insanlar ac ekerler
eklindeki) en emin olduumuz ortak duyu inanlar iin bile turnusol kd
grevi grr. Denklik sav, bylece, dini inancn epistemolojik olarak ortak duyu
ve bilimsel inanlardan daha kt olmad, nk dini inanlarn da dini-
olmayan inanlarn da gerekelendirilemeyecek varsaymlar zerine dayal
Kai Nielsen / Adnan Arslanta 237

olduu eklindeki iddiada, u anda olduu ekliyle, kendi mantn bulmu


oldu. Yani tm inanlar zeminsiz inanlardr. Fakat zeminsizlik hakkndaki o
gl iddiann bizzat kendisi, gerekelendirilmesi iin klasik alt yapsalcln
kabuln gerektirmektedir ki bu durumda en kt haliyle kendini-rtc
niteliktedir, en iyi haliyle de keyfilik arz etmektedir. Klasik alt yapsalclk
keyfidir. nk (a) neyin gerekeli olduu ve neyin olmad konusundaki srf
koulla belirlenmi ltleri ylesine katdr ki inanlarmzn hi birisi (ortak
duyusal olarak en salam inanlarmz bile) bu tr ltleri kabul edersek
muhtemelen gerekelendirilemezler. (b) Hangi inanlarn gerekeli hangilerinin
gerekesiz olduuyla ilgili salam sezgisel fakat yine de yanstc duyularmzla
kabaca uyuan bir tarzda kendi yerine gerekeli inanlara dair yanlabilirsel
tutarllk (coherentist) bir model kabul etmememiz iin de hibir zemin
salamaz. Bu model, yeri gelince, aktklar zaman ortak duyumsal tarzda
sezgisel inanlarmz dorultmaya ve bizzat ileyilerinde zorluklarla
karlatklarnda pratik gerekelendirme uygulamalarn dzeltmeye bizi g
sahibi klar. Bu yanlabilirci model iinde kabul edilmesi gereken mutlak n
varsaymlar yoktur ve muhtemelen rasyonel bir ekilde gerekelendirilemeyen
varsaymlarn kullanm sz konusu deildir. Bu, ortak duyu ve bilimsel
duyularmzla ve dnyayla ilgili bilimsel anlayla daha iyi badaan alt
yapsalcla gsterisiz alternatif bir modeldir, fakat duyularla ilgili
yanlabilirlie dair daha saduyulu ltlerden bakaca alt yapsalcla dair
daha gizli ltleri kabul etmek iin bir neden verilmi deildir. Durum byle
olunca, (duyumlarla ilgili) yanlabilircilie tutunmak daha makuldr. Ortak
duyu inanlarmzn ve bilimsel inanlarmzn pek ounun byle bir tutarllk
temel zerinde gerekelendirildii gsterilebilir. Dnyann pek ok yldr var
olduunu, kedilerin aata yetimediklerini pekl bilebilmemize ramen Tanr
benimle konutu, bizi Tanr yaratt, Tanr bizi gzetmektedir ve gerekten Tanr
vardr gibi dini inanlar konusunda kukucu olmamz iin salam nedenlerimiz
vardr. Denklik savnn savunucular klasik epistemolojik gelenei ar derecede
ciddiye almaktadrlar. Richard Rortynin ve Charles Taylorn gelenek zerine
saldrsna ierliyor olmallar. Temel saduyu inanlarmz- G.E Moore gibi
238 nan, nanszlk ve Denklik Tartmas

filozoflarn saduyu olarak kabul ettikleri inanlar-ve dini inanlarmz bir


denklik arz etmez. Belki klasik alt yapsalcln veya ona benzer bir eyin kabul
edildii durumda denktirler, fakat klasik alt yapsalcl da onun yakn
kuzenlerini de reddetmek iin salam nedenler vardr.

III

Denklik sav, ayet klasik alt yapsalclk doruysa, inanlarnn


gerekelendirilebilir olmasyla ilgili olarak, inananlarn ve inanmayanlarn ayn
kaderi paylatklarn ve sonu olarak inanmayanlarn gerekeli olarak inananlar
irrasyonellikle sulayamayacaklarn gstermek iin tasarlanmtr en azndan.
Mantkszlk hakkndaki genel sulamann gerekelendirilebilirlii hakknda ne
sylemek istersek isteyelim, denklik sav, eer yukardaki tartmam hedefine
yaknsa, inanan korumak iin konulandrlamaz.

Denklik savn desteklemek iin belki daha lml bir alt yapsalclk
kullanlabilir. Varsayalm ki bu alt yapsalclk, bir inancn ancak kendinden-
aikr, asli, duyumlara-aikr, bellee-aikr olunca tam bazik bir inan
olduunu ileri sryor. Asli olma aka buradan en kayg verici eydir. Bu
endieyi karlamak iin alt yapsalcnn, eer bir inan her insann aklsal
yapsnn kanlmaz biimde bir blmn oluturuyorsa ve o yapya byk
hasar vermeksizin terk edilemiyorsa ancak o zaman o inancn doru bir ekilde
asli bir inan olduunu sylediini varsayalm. Gne sabahlar doar, Dnya
uzun yllardan beri vardr, nsanolu uykuya ve yemek yemee ihtiya
duyarlar, Talar uamaz vb inanlar kastediyorum. Ne var ki, bu lml alt
yapsalcl kabul etmek gerektiine deil, yerine yukarda tasvir edilmi olan
gibi alt yapsalc olmayan bir tutarlk model iinde almamz gerektiine
inanma eilimindeyim. Fakat devam eden tartmann hatrna, bu lml, olduka
saduyulu alt yapsalcl kabul ettiimizi varsayalm. Byle yapsak bile, bunun
denklik savna en kk yardm olmayacan tartacam, nk ble bir temel
zerinde ortak duyu inanlarmzn pek ounun asli ya da duyumlara ak
olmada tam bazik olduklar ve bilimsel inanlarmzn pek ounun aratrma ve
Kai Nielsen / Adnan Arslanta 239

delille savunulabilir olduklar gsterilebilecektir. Fakat Aydnlanmann iddetli


saldrs altnda ve zellikle de Hume ve Kantn ve onlarn ada miraslarnn
eletirileri akabinde doal teolojinin yklmasyla birlikte lml bir alt yapsalclk
kabul etsek bile dini inanlar bu haliyle gerekelendirilemeyecektir. Ayrca
buradaki konu asndan daha nemli olarak, dini inanlar ortak duyu
inanlaryla ve bilimsel inanlarla ayn kaderi paylayor deildirler. Dini
inanlar terk ettiimizde aklsal yapmz kmeyecektir. Dini inanlar, lml alt
yapsalclkla nitelendirmi olduumuz tarzda asli deildirler. Ayrca, doal
teolojinin ve (dini tecrben elde edilen savlar da dhil) benzerlerinin
baarszlyla birlikte, dini inanlar tecrbe ve akl yrtme temelinde
temellendirmenin yolu yoktur. Asli olan ortak duyu inanlarnn tersine, dini
inanlar, zellikle de bizim dnemimizde, asli olarak grlmekleri iin i-kltr
veya kltrler aras dzeyde evrensel olarak kabul edilmezler. Fakat sz konusu
ortak duyu inanlar (Mooreun su gtrmez gerek dedikleri) evrensel olarak
kabul edilirler. nsanlarn uykuya gereksinim duyduklarn, suyun slak
olduunu ve dnyaya bir kez geldiimizi kabul etmekten kaamayz, fakat
Tanrya inanmaya veya sonsuz olduumuza inanmaya son verdiimizde
bizatihi aklsal yapmz devrilmeye balamaz. Bu inanlar, kltrmzde u ana
dek ve belki de tm kltrlerde istee baldr. Tam baziklie sahip deildirler,
nk denklik savnn gsterebilecei btn ey onlarn akla uygun
olmayabilecekleridir. Sonu olarak, dini kavramlar, en sonunda savunulabilir
olsunlar ya da olmasnlar, sorunludurlar. Ve bu, en azndan entelektel
evrelerde, hem inanlar hem de inanmayanlar tarafndan geni oranda kabul
edilen bir eydir. Onlar en azndan, pek ok ortak duyu inancmzn olmad
ekilde sorunludurlar. Ayrca, onlar yalnzca baz kavgac epistemolojik ya da
semantik teorilerin kabul edilmesi dolaysyla sorunlu deildirler, byle teorileri
kabul etmelerinden olduka bamsz bir ekilde pek ok ada dnr iin
yaygn olarak sorun arz ederler.

( ocuklarn kltrmz iine sosyalletirilmeleri srecinde nadiren bu


tr kavramlarla kafalarnn kartrlmad gerei de konuyla alakal olabilir)
240 nan, nanszlk ve Denklik Tartmas

Onlar, her ne kadar belli teoriler onlarn sorunlu olmasna dair duyumumuzu
kavramsal olarak ynetiyor ya da artyor olsa da, eskiden olduu gibi imdi de,
n-tahlil yoluyla da sorunludurlar.

kinci-dzen kavramsal tahlil yapan bir filozof olarak, bir yandan


Tanrnn ve ruhun uygun tahlili, te yandan gemi hakknda ve ani bir
dnceye sahip olmann ne olduu hakknda ocuklara benzer ekilde benim
de kafam karabilmektedir. Fakat gemiin uygun tahlili ya da ani bir
dnceye sahip olmann ne olduu hakkndaki ikinci-dzen kafa karkl,
belirli iddialar ve onlarn gerekliini tartmasz temellendirme yntemleriyle
ilgili salam bir uzlamayla halledilebilir ve aslnda yle de olmas gerekir. Tpk
Abraham Lincoln, ikinci dnya sava esnasnda Amerikan bakanyd, ve
Jones ani bir ekilde yamur yaabileceini dnd ve emsiyesini almak iin
geri gitti inanlarnn gerekliini temellendirmede olduu gibi. Fakat Tanr,
Jonesla konutu ya da Jonesun bir ruhu vardr inanlar, gerekliini ne
ekilde zme kavuturabileceimizi bildiimiz eyler deildirler, Tanr ya da
ruh hakknda konuurken azmzdan kan szcklerle tam olarak ne
kastettiimiz noktasnda ak olamayz. Yalnzca bu kavramlarn doru tahlili
noktasnda aklktan uzak olmakla kalmayz, bunlarn bir anlam ifade edip
etmediini noktasnda da kararsz kalrz. Kukularmz yalnzca ikinci-dzen
deil ayn zamanda birinci-dzen kukulardr. Gemi ve ani dncelere
gelince, tam tersine bunlar sadece ikinci-dzen kukulardr. Yani, gemiten ya
da ani dncelere sahip olmaktan sz ederken konutuumuz eyin
gerekliine dair bir kuku iinde olmayz. Burada kukulandmzda makine
bo vitesle almaktadr. Kukularmz srf Kartezyen kukulardr, Tanr ya da
ruh hakknda sahip olduumuz kukular gibi gerek kukular deildirler.

You might also like