Professional Documents
Culture Documents
Buyuk Umutlar - Charles Dickens
Buyuk Umutlar - Charles Dickens
1. basm: 1983
7. basm: Eyll 2013, stanbul
E-kitap 1. Srm Ocak 2014, stanbul
2013 tarihli 7. Basm esas alnarak hazrlanmtr.
ISBN 9789750720208
ROMAN
NHAL YENOBALI, 1927de dodu. Arnavutky Amerikan Kz Kolejini bitirdikten sonra New York Eyalet niversitesinde
edebiyat renimi grd. Gen Kzlar adl ilk romann, Vincent Ewing adn verdii szde Amerikal bir yazarn imzasyla
1950de yaymlad. Kitap hl baslmaktadr. Ardndan Sitem, Mazi Kalbimde Bir Yaradr, Belki Defne, Gazel adl romanlar ve
Cumhuriyet ocuu adl an kitabn yaymlad. Yeinobal, ok sayda yazarn yaptlarn evirdi.
1
Ablam Mrs. Joe Gargery benden yirmi ya bykt. Beni, kendi elcazyla bytm
olmas yznden hem kendi gznde, hem de komular arasnda byk bir saygnlk
kazanmt. Kkken bu kendi elcazyla bytme deyiminin ne anlama geldiini pek
kestiremez, bulup karmaya alrdm. Ablamn sert, ar elli olduunu, benim kadar,
kocasnn da bu elin tadn tattn bildiimden, ikimizin de ablamn kendi elcazyla
bytlm olduumuzu sanrdm.
Gzel, alml bir kadn deildi ablam. ylesine ki, Joe Gargery ile de kendi
elcazyla evlenmi olsa gerek, diye iimden geirirdim.
Joe sarn bir adamd. Dzgn tenli yznn iki yanna sarkan sar bklml salar
vard. Gzleri yle kararsz bir mavi renkteydi ki, her naslsa kendi aklaryla karm
sanrdnz. Yumuak bal, iyi huylu, geimli, biraz saf, ok sevimli bir insand. Bir eit
Herkl gibiydi, hem gllkleri hem de zayflklar ynnden...
Kara gzl, kara sal olan ablam Mrs. Gargerynin yzyse ylesine kpkrmzyd ki,
kimi kez kendi kendime, acaba ykanrken sabun yerine rende mi kullanyor, diye merak
ettiim olurdu. Uzun boylu, iri kemikliydi. zerinde her zaman, kaba bezden yaplma bir
nlk bulundururdu. Bu nlk, arkasndaki iki ilmikten geen backlarla balanrd.
nln st yan ise zerine her zaman topluineler, diki ineleri saplanm olduu iin,
drt keli, zrha benzer bir gslk biimindeydi. Ablam, hep nnde bu nlkle
dolamaktan kendine byk bir vnme pay karr, kocasn da srekli knama frsat
yaratrd. Bana kalrsa ablam bu nl hi takmasa da olurdu ya, yok ille takacaksa,
akamlar karmasna ne engel vard, anlayamazdm!
Joenun demirci dkkn evimizin yan bandayd. Evimiz de yremizdeki evlerin
ounluu gibi tahtadand. O akam koa koa eve dndmde demirci dkknn
kapanm buldum. Joe tek bana mutfakta oturuyordu. Joe ile ben dert orta olduumuz
iin sr ortaydk da. Kapnn mandaln kaldrp bam ieri sokar sokmaz tam karda,
ocan kesinde oturan Joenun baklaryla karlatm. Joe hemen bana bir sr verdi:
Ablan on, on iki kez kp seni arad, Pipciim. imdi de darda, on nc kezdir
seni aramakta.
Sahi mi?
Evet. En kts gdk da elinde.
Bu kara haberi alnca gzlerimi ocaktaki atee dikerek yeleimin dmelerini burup
bkmeye baladm. ime bir arlk kmt. Gdk diye andmz ey, ucu mumlu bir
kamt. Beni tepeden trnaa gdklayp durmaktan ypranm, stne cilalym gibi bir
parlaklk gelmiti.
Joe, Hop oturdu, hop kalkt, diye anlatyordu. Sonunda gdky kapt gibi hmla
dar frlad. Yaa, byle oldu ite. Bir maa ald, ocan nndeki parmakln arasndan
kzleri kartrarak o da gzlerini atee dikti. Frtna gibi frlad darya, inan olsun. Tam
kameti artrd, bu kez.
ok oldu mu gideli? diye sordum.
Joeya hep, iri yapl bir ocukmu gzyle bakar, onu kendime yat tutardm.
Joe ban kaldrp duralad. Felemenk ii saate bakarak, Bu son gidii be dakika
oluyor Pipciim, dedi. Sonra, Geliyor! diye haykrd. Ko kapnn ardna, dostum.
Keye saklan!
Onun dediini yaptm. Ablam kapy ardna kadar ap da keye bir eyler skm
olduunu anlaynca durumu hemen kavrad. Gdky da keif kolu niyetine ileri uzatt.
Sonunda beni tuttuu gibi kocasndan yana frlatt. Kocasna kar bir mermi olarak ok
kullanrd zaten beni! Joe ise beni kvanla yakalayarak hemen ocan kesine sktrd;
o uzun, iri bacaklarn nmde siper gibi gerdi.
Ablam tepinerek, Nerelerde srttn, beni byle korkudan, kaygdan, meraktan
atlatana dek, ha? diye baryordu. Syle diyorum, yoksa bir deil, elli tane Pip olsan,
bir deil, be yz tane Joe Gargerynin elinden eker alrm seni!
Kedeki iskemlede bzlm oturduum yerden, yal gzlerimi ovuturarak,
Mezarlktaydm, diye hkrdm.
Ablam, Mezarlktaym, diye dudak bkt. Ben olmasaydm, sen oktan boylamtn
o mezarl, hem de kazk akmtn oraya! Kim bytt seni kendi elcazyla, ha?
Sen byttn, dedim.
Ablam, Neden yapmm sanki? diye yaygaray bast. Hangi akla uymuum da
yapmm sanki?
Ben hep hkrarak, Bilmem, dedim.
Ablam, Ortada bir bilmeyen varsa o da benim, diye bard. imdiki aklm olsa
dnyada yapmazdm, inan olsun! Sen dodun doal u nmdeki nl bir Tanrnn
gn kardmsa kr olaym. Gargery gibi bir demirci parasnn kars olmak yetmezmi
gibi, bir de sana analk etmek varm yazmda!
Ben hl zgn zgn atee bakyordum ama dncelerim dalmt. Bataklktaki o
baca demirli, vahi adam, szn ettii o gizemli gen adam, yiyecekle ee sorunu,
beni barndran evde hrszlk yapmak zere vermi olduum sz, u anda cehennem
ateini andran alevler arasndan ykselerek gzmn nnde dalgalanyordu.
Ablam gdky yerli yerine koyarak, Hh, diye burun kvrd. Mezarlkm! Siz ikiniz
de o mezarl hi aklnzdan karmasanz yeridir.
Oysa ikimizden birisi o mezarln adn bile anmamt. Gene de ablam, Yaknda ikiniz
bir olup beni yollayacaksnz o mezarla, diye sylendi. Bensiz ne yapp edeceinizi
grmek isterdim, dorusu!
Biraz sonra ablam sofra hazrlna balamt. Joe bacaklarnn arasndan bana doru
yle bir bakt. Sanki, ablamn szn ettii zc koullar altnda ne yapp edeceimizi o
da gznde canlandrmak istiyordu. Sonra, byle frtnal durumlarda huyu olduu zere, o
kvr kvr sapsar salaryla akaklarndaki tyleri ekeleyerek karsnn gidi gelilerini
mavi gzleriyle izlemeye koyuldu.
Ablamn ekmek dilimleyip zerlerine ya srmekte pek ustalkl bir yntemi vard ki hi
deimezdi. nce, sol eliyle tuttuu bir somun ekmei nlnn gs ksmna
bastrrd. (Bu nln gsne batrlm duran topluinelerden, diki inelerinden birinin
ekmee, oradan da bizim azmza girdii de olurdu.) Sonra ablam bakla bir para (ok
deil) tereya alr, ila kartrp macun yapan bir eczacnn ustalyla ban iki yann
da kullanarak somunun zerine gzelce srerdi. Daha sonra ba somunun kenarnda
yle bir silip temizleyerek testereyle kesercesine somundan kaln bir dilim kesip ayrrd.
Ne var ki bu dilimi somundan ayrmadan nce ikiye blerdi. Dilimin bir yars Joenun
payna derdi, br de bana.
Bu akam karnm ok a olduu halde payma den ekmei yemeyi bir trl gze
alamadm. Bataklktaki o korkun tanmla onun kendinden bile korkun olan orta iin
yedekte biraz kumanyam bulunmas gerektiini dnyordum. Ablamn elinin pek sk
olduunu, mutfakla kilerde yapacam kt niyetli aratrmalarn belki de hibir sonu
vermeyeceini biliyordum. Onun iin, kendi tereyal ekmek dilimimi pantolonumdan ieri
sokup saklamaya karar vermitim.
Bu amaca erimek uruna harcanlmas gereken abann nasl insanst bir ey
olduunu az sonra anladm. Yksek bir damdan aa atlamaya, derin sulara kendimi
brakmaya karar vermekle birdi bu! Hibir eyin farknda olmayan Joe da ii bsbtn
gletiriyordu. Dediim gibi dert orta olduumuz iin kafadarlmz belirlemek zere
her akam dilimlerimizi srmakta bir tr yara girimek aramzda bir alkanlk, bir
gelenek olmutu. Hi sesimizi karmadan dilimlerimizi birbirimize gsterip alm satarak
birbirimizden hz alr, lokmalarmz daha bir gayretle srp yutmaya balardk.
Bu akam da Joe birka kez kendi diliminin nasl arabuk klmekte olduunu bana
gstererek her akamki dosta yarmamz balatmaya yeltendi. Ne var ki her baknda
beni, bir dizimde sar ay kupam, br dizimde el srlmemi ekmek dilimimle, ylece
oturur gryordu.
Sonunda planm gerekletirmenin artk kanlmaz olduuna, bunun iin de
durumumuzun elverdii en akla yatkn olanaktan yararlanmam gerektiine karar verdim.
Joenun bana baktktan sonra ban evirdii bir saniyeyi frsat bilerek tereyal ekmeimi
pantolon bacamdan aa itiverdim.
Joenun benim bu (szmona) itahszlma skld anlalyordu. Kendi ekmeini
dalgn dalgn yle bir diledi, ama onun da itah kam gibiydi. Lokmay aznda her
zamankinden ok dndrp dolatrarak inedi, inedi, sonunda hap gibi yutuverdi. Bir
lokma daha srmak zereydi... tam iyice dilemek iin ban yle yana evirmiti ki,
bana taklan gzleri ekmeimin yok olmu olduunu grd.
Onun, ekmeini tam srmak zereyken byle znk diye durup merakla, tasayla
gzlerini aarak bana bakmas yle belirgindi ki ablamn dikkatinden kamamt. Ablam
hemen elindeki ay bardan masann zerine brakarak, Ne oldu gene? diye kt.
Joe ban bana doru ciddi ciddi sallayarak, Bana bak, arkada, diye sitemli bir
azarla konutu. Pipciim, iki gzm, piman olursun sonra. Boazna tklr. inemeden
yutuverdin, be cancazm!
Ablam deminkinden daha sert, Ne oldu, diyorum size? diye sordu.
Az bir kar ak kalm olan Joe, Pipciim, yle bir ksrp birazcn
kartabilirsen iyi olur, diye mrldand. Evet, belki yola ynteme smaz, ayp kaar ama
insann sal da her eyden stndr, Pip.
Bu srada laflar arada kaynaynca zvanadan km olan ablam, Joenun stne
atld gibi yan sakallarndan tutarak kafasn arkadaki duvara birka kez vurdu. Bense
kemde oturmu, sulu sulu baknyordum.
Soluk solua kalm olan ablam, imdi belki sylersin ortada neler dndn, seni
gk gzl koca kz! diye bard.
Joe umarsz baklarla karsna bakt, sonra ne yapacan kestirememi gibi
ekmeinden bir lokma srd, sonra gene bana bakt. Lokmasn avurduna tkarak odada
ikimiz yalnzmz gibi ciddi, iten, konumasn srdrd:
Pipciim, bilirsin, biz senlen cancier dostuz, senin gizlini sakln dnyada ele
vermem. Vermem ya, gene de a benim canm... Joe sandalyesinin ayan yere srtt,
gzlerini nce indirdi, sonra gene benden yana bakt. O ne grlmedik yututu yle!
Ablam, Ekmei inemeden yuttu ha! diye haykrd.
Joe karsna deil de, hep benden yana bakarak, nan dostum, senin yandayken ben
de yalamadan yutuculardandm, diye ekledi. Kendi lokmas hl avurdunda tkl
duruyordu. ocukluumda ok yalamadan yutucu grmmdr, gelgelelim seninle boy
lebilecek gibisini bugne dek grmedim dorusu. Pipciim, kret ki tkanp kalmadn
da hl sasn.
Ablam zerime atlad gibi beni samdan kavrayp havaya kaldrd.
Gel de ila i, dedi.
Hepsi bu. Gene de bu szlerin nemene tyler rpertici olduunu siz gelin de bana
sorun. O gnlerde bir tp canavar, katran suyu denen nesneyi en esiz ifadr diye
yeniden ortaya karmt. Ablam da bu suyu, tad ne denli irense etkisinin o denli ifal
olduuna inandndan, dolaptan eksik etmezdi. Bana da yle ok iirirdi ki, gezdiim
yerde yeni boyanm it direkleri gibi kokular satm bilirdim. Bu akamki durumumun
ivedilii ise en azndan bir litre ila almam gerektiriyordu. Ablam bunu sanrm ben daha
rahat edeyim diye, kafam kunduracnn onard bir pabumuasna koltuunun altna
sktrarak boazmdan aa aktt.
Joe yarm litreyle kurtuldu. Zavallck, ate banda dncelere dalm, lokmalarn
ar ar ineyerek yutmaktan te bir ey yapmamakla birlikte ablamn elinden
kurtulamad, nk ablam zerine heyheyler gelmi olduunu sylyordu.
Kendimden pay bierek syleyebilirim: lac imeden nce bir eycii yoktuysa bile
sonradan Joenun zerine heyheyler gelmi olmas kanlmazd.
Bir erkein ya da bir ocuun kendi vicdannca sulanmas pek ar bir eydir. Beri
yandan vicdanda tanan gizli ykle pantolon paasnn iinde tanan gizli yk birletii
zaman ekilen ikence, kalbm basarm ki ok ezici olur.
Ablamn evinden bir eyler almak zorunda oluumun utandrc dncesi (bu utanc
Joeya kar duymuyordum nk eve hibir zaman onun evi gzyle bakmazdm) ile elimi
her dakika, mutfak iinde ufak tefek ilere koturulduum zamanlarda bile, pantolonuma
gizlediim ekmek diliminin stne bastrmak zorunda oluum beni neredeyse deli
ediyordu!
Bir yandan da, bataklktan beri esip gelen rzgr ocaktaki kzleri harlatp
yalazlandrdka, dardan o baca demirli adamn sesini duyar gibi oluyordum. Bana
gizlilik yemini ettirmi olan adamn sesi, ertesi sabaha dek a gezemeyeceini, karnnn
ille bu gece doyurulmas gerektiini sylyordu sanki. Derken bambaka bir korku
doluyordu iime: Ya ellerini benim cierlerimle yreime daldrmaktan ylesine glkle
alkonan o gen adamn huyu baskn karsa? Ya saati arp yarna dek beklemesi
gerektiini unutarak cierlerimle yreime hemen bu gece el koymaya kalkarsa? Hani
dehetten insann tyleri gerekten diken diken oluyorsa, o gece benim tylerim
dikenlemitir sanyorum. Gene de kim bilir, korku kimsenin tylerini diken diken etmez,
belki de?
Noel arifesi olduundan ertesi gn iin hazrlanan pudingi Felemenk ii saate gre
yediden sekize dek bakr bir denekle kartrmak bana dmt. Bacamdaki kstee
karn bu ii yapmaya altmsa da, bu ura ekmek dilimini bacamdan aa kaydrp
duruyor, ben de bununla bir trl baa kamyordum. ok kr bir ara bir frsatn bulup
svtm da vicdan ykmn bu blmn at arasndaki odamda brakabildim.
Pudingin kartrlmasn bitirmi, gidip yatmadan nce son bir kez ocan kesinde
srtm styordum ki, birden, Dinle, Joe, dedim. Byk toplarn sesi miydi o?
Joe, Evet, dedi. Mahpuslardan biri daha tyd, desene!
O ne demek, Joe? diye sordum.
Tm aklama ilerini kendi stne alan ablam, ters ters, Kat demek, kat, diye
yantlad. Yant verii de katran suyunu iiriine benziyordu.
Ablam ban dikiine edii srada ben Joeya, azm sessizce oynatarak, Mahpus
nedir? diye sordum.
Joe azn zenle ezip bzerek yle ayrntl bir karlk verdi ki bir tek Pip szcn
kartabildim.
Sonra Joe yksek sesle, Dn gece de bir mahpus kam, akam topundan sonra,
diye anlatt. Toplar atp haber verdilerdi. Baksana, imdi de bir baka mahkmu haber
veriyorlar.
Peki, topu atanlar kim? diye sordum.
Ablam iinden ban kaldrp bana atk kala bakarak, u ocuu da Tanr bildii gibi
etsin, diye araya girdi. Sanki ocuk deil, sorgu melaikesi! Soru sorma bana, yalan
sylemeyeyim sana.
Dndm ki ben soru sormakla kusur ilesem bile o, bana yalan yant verebileceini
sylemekle kendi kendine terbiyesizlik etmi oluyordu. Neylersiniz ki ablam hatrl
konuklarn dnda kimseye terbiyeli davranmazd.
Bu arada Joe azn binbir glkle ardna dek ap Duaya benzettiim bir szck
biimlendirmeye alarak merakm daha da trplemiti.
Ablamdan dayak yemediime dua m edeyim istiyordu? Bunu sorarcasna ona ablam
gsterdimse de Joe hi oral olmayarak azn yeni batan yayabildiince yayd, saa sola
oynatt, dudaklarnn arasndan iyice vurgulamaya alt bu szcn biimini skp
att.
Ben de, Ablacm, diyerek en son areye bavurdum. Zahmet olmazsa syleyiver,
nerden atlyor bu top?
Ablam, Tanr iyiliini versin e mi, ocuk! diye bard ya, aslnda bu sylediinin tam
tersini diledii anlalyordu. Hulklardan 1 elbet, ayol!
Ben Joedan yana bakarak, Hulk nedir? diye fsldadm.
Joe, Ben demedim miydi? gibilerden dargn dargn bir ksrd.
Ben, Kusura kalmayn ama, hulk nedir? diye sordum.
Ablam elindeki ine iplii benden yana uzatp ban sallayarak, Al sana, bu velet
byledir ite, diye mrldand. Sorusunun bir tekine karlk vermeye gelmez, ardndan on
tane daha sorar nk. O dediimiz bir eit yzen zindan demektir; bataklklarn
gerisinde demir atarlar.
Korkumu iime gmerek pek stnde durmamasna, Kimleri koyarlar ki zindan
gemilerine? Ne yzden koyarlar? diye sordum.
Artk nah urasna gelmi olan Mrs. Joe yerinden frlad gibi, Geberme e mi,
yumurcak! diye bard. Ben seni kendi elcazmla u boya getirdimse herkesi
kulandan kurut diye getirmedim! Yoksa dnya lem beni vp gklere karmak bir
yana, ayplar, be! Hulk lara katilleri kapatrlar; hrszlar, kalpazanlar, her trden ktlk
ileyenleri kapatrlar, anladn m? Onlar kt yola ilk iten ey de yerli yersiz soru
sormaktr. Hadi imdi, mar mar, yataa!
Geceleyin yatmaya giderken elime tek bir mum bile verilmezdi. Hele o gece karanlkta
st kata trmanrken bir yandan kafam karncalanyordu, nk ablam son szlerine,
parmandaki diki yksyle tepemde dmtek alarak tempo tutmutu; beri yandan da
hulklarn bizim oralarda demir atmalarnn benim iin ne byk kolaylk olduunu
dnyordum. yle ya, yerli yersiz soru sormakla ben de kt yola dtme, bu gece
de ablamn evinde hrszlk edeceime gre, kendimi sonunda hulk larda bulacaktm,
yzde yz. Apak bir eydi bu.
imdi uzaklarda kalan o geceden bu yana ka kez dnmmdr; korkunun basks
altnda ocuklarn nasl sinsileebileceini bilenler pek azdr. Korku bir kez ocuun iine
dmeyegrsn: Akld olmas bir ey deitirmez.
O gece ben de lesiye korkuyordum; ille de yreimle cierimi isteyen o gen
adamdan, benimle konumu olan baca demirli adamdan, korkun bir sz vermek
zorunda braklm olan kendi kendimden. Kudreti snrsz olan, gene de her snmda
beni iteleyip tersleyen Mrs. Joedan da bir kurtulu umudu gremiyordum. Gizli korkumun
verdii sinsilikle, o gece benden istenen en akl almaz istekleri yerine getirebileceimi,
imdi bile dndke kanm donuyor.
O geceyi uykusuz geirdim. Arada bir dalar gibi olsam da, bahar selleriyle kabarm
rmak boyunca hulk lara doru srklendiimi grr gibi oluyordum. Heyula bir korsan,
daraacnn nnden getiim srada elindeki boruyla bana seslenerek, i srncemede
brakacana hemencecik kyya k, uracktan sallandr kendini, kurtul! diyordu.
Uykum gelse bile dalmaktan korkuyordum. Tanyeri aarmaya yz tutar tutmaz aa
inerek kileri soyup soana evirmek zorunda olduumu biliyordum nk. Geceleyin
yaplacak i deildi bu. Hafif bir srtle k yakabilmenin yolu daha bulunmamt o
zamanlar. Ik yakacaksam, akmaktan elie srtmem gerekirdi ki bunun grlts de
korsann zincir akrtsndan geri kalmazd.
Sabaha kar, kck penceremin dndaki o koca, kara kefen krllamaya yz tutar
tutmaz kalkp aa indim. Merdivenin her basama, basamak tahtalarndaki her atlak,
Tutun, hrsz var! Kalk, Mrs. Joe, yeti, hrsz var! diye ardmdan barr gibiydi.
Mevsim gereince her zamankinden ok daha dolu, zengin olan kilerde ayaklarndan
aslm duran bir tavan, ben tam arkam dndm srada gz krpm gibi geldiinden
dm patlatt. Ne dnp tavana bakacak, ne dikkatli bir seim, ne de baka bir ey
yapacak zamanm yoktu, nk boa geirecek zamanm yoktu. Biraz ekmek, biraz peynir
kabuu, yarm kavanoz dolusu mincemeat 2 (bunlar, akamdan kalma ekmek dilimimle
birlikte mendilime sardm), testideki brendinin birazn cebimde gizlediim bir ieye
boalttm. Testiye de, iindekinin eksildii anlalmasn diye, mutfak dolabndaki
srahiden su ekledim. stnde birka kymk et kalm bir kemik, bir de yuvarlack, iyice
kabarm, ii bol jambonlu bir pay aldm. Pay nerdeyse almadan gidiyordum. Gelgelelim
yksek bir rafn kesine kaldrlarak gizlenen eyin ne olduunu merak edince eytan
drtmesine kp baktm; etli pay grdm ve Umarm bugn yarn kullanlmayacaktr
da yokluu bir sre anlalmaz, dileiyle onu da aldm.
Mutfaktan demirci dkknna alan bir kap vard. Bu kapnn srgsyle kilidini atm,
Joenun ara gereleri arasndan bir ee yrttm. Sonra bu kapy gene bulduum gibi
kapadm; akam koarak eve dndm zaman kullanm olduum sokak kapsn atm,
ardmdan kapadm, gene koaraktan, sisli bataklklarn arasna daldm.
1. (ng.) 1852 ylna kadar sulular tayan eski gemilere verilen ad. (Y.N.)
2. (ng.) Tart, pay gibi hamur ilerinde kullanlan; kuru zm, ince kylm elma, baharat vb. ile hazrlanan bir tr i
malzeme. (Y.N.)
3
Hem kral, hem de rutubetli bir sabaht. Rutubetin darda, kk yatak odamn
penceresine yapm durduunu grmtm. Geceleyin sabaha dek darda alayan
ecinniler pencere camn mendil niyetine kullanmlard sanki. imdi de rutubetin
ortalktaki seyrek otlarn, plak tmseklerin, aalarn stne serilmi durduunu
grebiliyordum; yapraktan yapraa salkmlanan kaln, kaba dokulu bir rmcek a... Yol
stndeki parmaklklarla kaplarn hepsi nemden yap yapt. Sis de yle bir youndu ki
yol zerinde, bizim kyn yolunu gsteren o diree akl tahtadan eli ancak dibine
varnca seebildim. zerimden szan rutubet damlalaryla bu sisler iindeki el, beni zindan
gemisine doru iten bir heyula gibiydi.
Bataklklara varnca sis daha da koyulat. Ben kprtsz duruyordum; son hzla oraya
buraya kouturan ben deildim de evremdeki her ey son hzla benim stme kouyor
sanrdnz. Bu da, zaten rahat olmayan bir vicdan daha da rahatsz eden bir eydi.
Kprler, hendekler, kemerler, sisin iinden birdenbire yan bamda belirerek aka, Bu
ocuk bir bakasnn etli payn ald; durdurun unu! diye baryorlard sanki. Gene
birdenbire srlar bitiveriyordu nmde; bel bel bakan gzleri, burun deliklerinden
satklar buharlarla, Hey! kk hrsz! diyorlard. Boaznda boyunbana benzer bir
beyaz olan, (duyduum sululuk duygusunun etkisinden mi nedir) papazlara benzettiim
bir kara kz bu arada beni ylesine uzun, dik bir bakla szd, kt biimli kafasn yle
bir ayplarcasna iki yana sallad ki kendimi tutamayarak, Elimden baka bir ey
gelmezdi, efendim, diye hkrdm. Kendim iin almadm, yemin ederim...
Bunun zerine kz ban eip burun deliklerinden bir buhar bulutu fledikten sonra,
arka bacaklarn yle bir savurup kuyruunu sallayarak ortadan yok oldu.
Bu arada rmaa yaklamaktaydm. Ne kadar hzl koarsam koaym ayaklarm
snmak bilmiyordu. Bulumaya gittiim adamn bacandaki demir gibi, souk da benim
bacaklarma aklyd sanki... Cephaneliin yolunu iyi biliyor saylrdm. Bir pazar gn Joe
ile gitmitik oraya. Joe, ktlarm kartlp ona resmen rak olduum zaman bu krlarda
nasl gezip tozarak ne lemler yapacamz anlatmt. Ne var ki siste yolumu
ardmdan sonunda cephaneliin iyice sana dm olduumu grdm. Bu yzden
de rmak boyunca, amurlarn berisindeki gevek talarla gelgit direklerinin arasndan geri
dnmek zorunda kaldm. Son hzla yol almaya abalyordum. Cephanelie ok yakn
olduunu bildiim bir hendei tam am, ardndaki yamac tam trmanmtm ki
karmda, yerde oturmu bir adam grdm. Srt bana dnkt. Kollarn kavuturmu,
uykudan arlaan ba durup durup nne dyordu.
Ona hi haber vermeden yaklap kahvaltsn gtrrsem daha ok sevineceini
dnerek usulca ilerledim, omzuna dokundum. Dokunmamla yerinden frlamas bir oldu.
Ne var ki dnk adam deildi bu; baka biriydi.
te yandan bu adam da kaba saba paavralara brnmt; ayandaki koca demir
paras yznden topallyordu; souktan nerdeyse donmu, sesi bouklamt. Ksacas
her eyiyle br adama benziyordu, yalnz yz bakayd, bir de banda geni kenarl,
yass tepeli ftr bir apka vard. Btn bunlar tek bir bakta grdm, grecek baka
frsatm olmad nk. Adam bana bir kfr, bir de yumruk savurdu. Yandan sallad bu
clz yumruk beni ska getiyse de onu sendelettiinden neredeyse yere ykyordu. Derken
adam komaya balad. ki kez tkezledi, sonra sislere karp grnmez oldu.
Yreim azma gelerek, Bizim gen adam olsa gerek bu, diye dndm.
Neremde olduunu bilseydim cierim de korkudan sancrd sanyorum.
Neyse, az sonra cephanelie vardm. Bir gn nceki adam gene oradayd, ite; kendi
kendini gene kollaryla sarm, bir aa bir yukar topallayarak beni bekliyordu. Btn
gece kollarn hi zmemi, dolanp durmaktan hi vazgememi sanrdnz. Souk
iliklerine ilemiti besbelli. Bir an, donup kaskat kesilerek ayaklarmn dibine dverecek
sandm. Alktan da gzleri dnmt. Eeyi elimden alp otlarn arasnda kaybolduu
zaman bana yle geldi ki tuttuum kn grmese eeyi ktr ktr yiyebilirdi.
Bu kez elimdekini almak iin beni ba aa evirmedi; ayakta, dik olarak brakt,
knm ap ceplerimi boaltaym diye bekledi.
iedeki nedir, evlat? diye sordu.
Brendi, dedim.
Adam mincemeati ok garip bir yntemle, elinden kapan varmasna, hapur hupur
attrmaya balamt bile; ikisinden birka yudum almak iin yemee ara verdi. Bir
yandan da souktan yle zangrdyordu ki ienin boynunu, birbirine arpan dilerinin
arasnda krmadan tutabildiine ayordum.
Sizi stma tutmu, galiba, dedim.
Bana da yle geliyor, evlat, dedi.
Ktdr buralar, diye ekledim. Bataklkta dolanyorsunuz; stma yatadr buralar.
Romatizma da yapar.
Korkma; bu illetler yakama yapp canm almadan nce karnm doyururum ben!
Birazcktan u yukarki daraacna sallandracaklarn bilsem gene karnm bir sk
doyurmaktan caymazdm. Hem u krolas titreme nbetinin de canna okuyacam, bak
grrsn.
Mincemeati, kemiin zerindeki etleri, pay, hep bir arada tknp duruyordu. Bir
yandan da bizi saran sisleri kukulu gzlerle szmekten hi geri kalmyor, ou zaman
duralayarak (gevi getirmesini bile durdurmacasna) evreye kulak kabartyordu. imdi de
rmak ynnden duyduu ya da duyar gibi olduu bir tkrt, bataklardaki bir hayvann
solumas zerine neredeyse yerinden srayarak dercesine, Adam aldatmazsn ya
sen? diye sordu. Gammazlk etmedin, baka birini getirmedin ya?
Yok, efendim, Tanr canm alsn ki!
Kimseye haber verip peine de takmadn ya?
Yok, yok!
Peki, dedi adam. nandm sana. Zaten benim gibi bir sefile tuzak kuranlarla birlik
etmen, u krpe yana yaramazd ki; canavarlk olurdu... benim gibi, peimde
kovalayanlardan kamak uruna ecel terleri dken, zaten yar lm bir sefil!
inde, duvar saati gibi arklar varm da saat bana almak zereymi gibi boaznda
bir tkrt oldu; adam o kaba saba ceketinin yrtk yeniyle gzlerini rtt.
Bu zavalll iime dokunmutu. O srada etli pay yemekte olduunu grerek yreimi
pekletirdim ve, Afiyet olsun, efendim. Beendiinize sevindim, dedim.
Bir ey mi, dedin?
Hounuza gittiine sevindim, diyordum da.
Sa olasn, evlat; canma dedi.
ri bir hayvan olan kpeimizin yemek yiyiini ok seyretmitim. imdi kpein yemek
yiyiiyle bu adamnki arasnda belirli bir benzerlik bulunduunu grdm! Adam da hart
diye, keskin dilemelerle koparyordu lokmalarn, tpk bir kpek gibi; sonra da lokmay
hemencecik, inemeden yalayp yutuyordu. Bir yandan da sislerin arasndan biri kp
yemeini elinden kapacakmasna yan gzle saa sola baknp duruyordu. Bu tehlikeyi
kafasna sardrm olduu iin yemeinin tam tadn karamayacan dnmekten
kendimi alamadm. Bu yemei bir paylaan olsa hrlayarak onu da dilemeye kalkabilirdi.
te btn bu ynlerden bizim kpee pek benziyordu.
Bir sre, sylemek istediim eyin yersiz kaabileceini dndkten sonra, ekinerek,
Ona bir ey kalmayacak diye korkuyorum, dedim. Bundan baka hibir ey alp
getiremem artk.
te bu gerein kesinlii yznden, ona ok yediini dokundurmak gereini
duymutum!
Dostum, payn gevrek kabuunu trdatarak yemeyi o saat keserek, Ona kalmayacak
ne demek? diye sordu. O da kim ki?
Hani u gen adam. Hani sizin anlattnz; sizinle birlikte gizlenen.
Adam kahkahaya benzer bouk bir ses kararak, Haa, u, dedi. O mu? yle ya.
Kumanya istemez o.
ster gibiydi oysa, dedim.
Adam inemesini durdurarak beni inceden inceye, hem de son derece byk bir
aknlkla szd.
Gibiydi mi? Ne zaman?
imdicik.
Nerede?
urackta, diye elimle gsterdim. Biraz tede; ba nne dm uyukluyordu. Siz
sandm nce.
Adam beni iki yakamdan kavrayarak gzlerimin iine yle bir bak bakt ki eski niyeti
yeniden depreti de beni boazlayacak diye korkmaya baladm.
Tir tir titreyerek, st ba sizin gibiydi, hani biliyorsunuz, yalnz kafasnda apka
vard, diye akladm. Sonracma... ey... ite... Bu konuya kabalk etmeden deinmek
iin elimden geleni yaparak ekledim: Ona da tpk sizin gibi, hem de ayn amala bir ee
gerekiyordu. Dn geceki toplar duymadnz m?
Adam kendi kendine, Demek gerekten top sesiymi, diye mrldand.
alacak ey! Nasl bilemezsiniz? Biz taa evden duyduk. Evimiz buradan ok daha
uzakta. stne stlk de ierideydik.
Bak anlataym, evlat, dedi adam. nsan bu krlarda, yorgunluktan ba dnm,
souktan can km, bo mideyle dolarken gece boyu kulaklar vnlar durur, toplar
atlyormu gibi gelir adama, ona sesleniyorlarm gibi gelir. Duymak ne demek?
Askerlerin kendini kuattklarn resmen grr; havaya kaldrlm mealelerin nda al al
yan niformalaryla... Numarasnn okunduunu, adnn arldn duyar, tfek
akrtlar arasnda komutlar ykselir: Hazr ol. Silah ak. Tam stne nian aln,
ocuklar! Eller yapr yakana! Oysa hibir ey yoktur ortada. Anasn sattm, dn gece
bir blk deil, yz blk grdm ben, peime dmlerdi; yaklatka yaklayorlard
dzenli admlarla, rap rap rap, yere batascalar... Top seslerine gelince, ka kez
gpegndz sisler dalgalanyormu gibi geldi, top gmbrtsnden... Neyse, sen u
adam anlat bana. Dostum bundan ncekileri ben orada deilmiim de, kendi kendine
konuurmu gibi sylemiti. imdi bana dnerek, Dikkatini eken bir ey var myd
grnmnde? diye sordu.
Bildiimi kendim bile doru drst bilmediim bir eyi anmsayarak, Yz pek kt
yara bere iindeydi, dedim.
Adam kendi sol yanana avucunun ayasyla acmasz bir aplak vurarak, Bu yan m
yoksa? diye sordu.
Evet; o yanyd.
Nerede o? diyerek dostum son kalan birka lokma yiyecei o boz ceketinin iine,
koynuna sokuturdu. Hangi yana gitti, gster bana. Taz gibi peinden gidip paasn
aa alacam onun. Tanr u acyan bacamdaki demiri kahretsin! Evlat, uzat u eeyi
bana, gzn seveyim!
Sislerin teki adam hangi ynde yuttuunu gsterdim; o yle bir ban kaldrp o
yana bakt. Ama pis kokulu slak otlarn arasna km, ayandaki demiri deliler gibi
trplemeye balamt bile. Beni de, demirin srtnmesinden berelenip kanlanm olan
kendi bacan da unutmu gibiydi. yle ki bacan, elindeki ee gibi cansz bir
nesneymiesine tartaklyordu. Bu lgn telan grdke ondan gene korkmaya
balamtm. Evden bunca zamandr uzak kalm olduum iin de korkuyordum. Artk
gitmem gerek diye syledim ona; oral bile olmaynca, en iyisi sessizce svp kamak,
diye dndm. Son baktmda iki bklm, ban dizinin stne emi, var gcyle
ayandaki kstei eeliyor, bir yandan da mrl mrl hem bu kstee, hem de kendi
ayana lanetler okuyordu. Sislerin arasnda son kez durup kulak kabarttmda eenin
hl demire srtnp durduunu duydum.
4
Eve dndmde, mutfakta beni tutuklamak iin bekleyen bir jandarma bulacamdan
hi kukum yoktu. Ama grnrlerde jandarma filan olmad gibi yaptm hrszlk da
henz ortaya kmamt. Ablam Mrs. Joe, etei belinde bir hamaratlkla kendini Noel
Bayramnn hazrlklarna kaptrm, Joeyu da, aya taklp fara dkmesin diye kap
dna karmt. nk ablam ne zaman evinin yerlerini kazrcasna ovup temizlemeye
balasa, ters bir aln yazs Joeyu eninde sonunda faran iine iterdi.
Vicdanmla ben eikte belirdiim zaman ablam, Hangi cehennemdeydin sen? diye
bayramm kutlad.
Noel ilahilerini dinlemeye gittiimi syledim.
Ablam, Neyse, bambaka bir maymunluk da yapabilirdin, dedi.
Ha unu bileydin, diye geirdim iimden.
Ablam, Ben de bir demirci parasnn kars olmayaydm o zaman byle her gn,
nmde nlm, kleler gibi didinmek zorunda kalmazdm da, belki ben de gidip ilahileri
dinlerdim, dedi. Noel ilahilerini pek severim. Bu yzden midir nedir, gidip dinlemek bir
trl nasip olmaz.
Fara nmz sra ortadan ekildii iin Joecuk mutfaa girmeyi sonunda gze almt.
Elini bir yattrma, barma iaretiyle, yle bir burnunun stnden geiriyordu ki kars
ondan yana bir baktr bakt. Gzlerini teye evirdii zaman da Joe iki parman gizlice
birbirine aprazlayarak bana gsterdi. Bu bizim aramzda Mrs. Joenun huysuz ve kzgn
olduu anlamna gelirdi. Ablam da her zaman kzgn ve huysuz olduu iin Joe ile ben kimi
zaman haftalar haftas (apraz bacakl Hal heykelleri gibi) parmaklarmz st ste binmi
durumda gezerdik.
Domuz budu salamurasyla eitli sebzeler ve bir ift frnlanm hindi dolmasndan
olumu aznza layk bir bayram yemei yiyecektik. Daha bir nceki sabahtan mis gibi
b i r mincepie 3 yaplmt (zmle cevizlerdeki eksilmenin anlalmamasn da buna
borluydum ya), puding oktan kaynamaya konmutu. Bu ayrntl hazrlklar yznden
bizim kahvalt araya kart.
Dnyada bir enayi ben kalmadm, diyordu ablam. nmde bunca iim dururken bir
de siz ziftlenesiniz diye sabah sabah sofralar kurarak sonra da bulaklar ykayacak
deilim ya!
Bylece evde kahvalt eden bir erkekle ocuk deil de zoraki yrye kartlan iki bin
askermiiz gibi, ekmek dilimlerimiz ellerimize tututuruldu. ekmeceli dolabn stndeki
srahiden, yzlerimizde sulu, zr dileyen baklarla st yudumlayp arabuk yuttuk.
Bu arada Mrs. Joe temiz, kar gibi perdeler asm, ocan bacasnn nndeki frfr
kartp yepyeni, iekli olann takmt. Sonra koridorun karsndaki kk, yasak konuk
odasn at. Ancak nemli olaylar hatrna alan bu oda, yln geri kalan gnlerini gm
ktlarn serin sisleri arasnda geirirdi. Bu gm ktlar, minenin zerindeki
topraktan yaplma drt kk kpek biblosunu da gzden gizlerdi. Azlarnda birer iek
sepeti tutan bu kara burunlu, pamuk gibi apak kpeciklerin drd de birbirlerine tpatp
eti. Ablam temiz mi temiz bir ev kadnyd; ne var ki temizliini pislikten daha tedirgin
edici, daha sevimsiz yapp kmakta da pek hnerliydi. Temizlik imandan gelir, derler ya...
kimi kiiler de ablamn temizlik konusunda gsterdii hneri din konusunda becerirler.
i bandan akn olduu iin ablam kiliseye temsilci yolluyordu. Ksacas Joe ile ben
gidiyorduk. klyla Joe, tam iinin eri, srm gibi bir demirci ustasyd. Bayramlklarn
giydii zamansa hali vakti yerinde bir korkuluu andrrd. Giydikleri stne oturmaz,
eretiymi gibi durur, derisini trmalayp kandrrd. Bugn de darda kvanl Noel
anlar alnrken, Joe odasndan bayramlk ikence takmlarn giymi olarak kt: iler
acs bir tablo.
Bana gelince... ablamn gznde ben, ocuk Brosundan birinin getirip brakt gen
bir sulu filan olmalydm; yasa denilen yce kurulun hmna uram, buna gre ekilip
evrilmesi gereken biri. Mantk, din, ahlak kurallarna aykr olarak, dahas, en yakn
dostlarmn beni caydrmak iin verdikleri tm tleri kulak arkas ederek, ille de
dnyaya gelmekte direnmiim gibi davranrd bana hep. Yeni bir takm diktirtecei zaman
bile terziye, slahevi niformasna benzeyen ve kollarmla bacaklarmn rahata
oynayabilmesini kesinlikle nleyen, cendere gibi bir eyler dikmesini sylerdi.
Bu yzden imdi dnyorum da Joe ile benim birlikte kiliseye gidiimiz, iyi yrekli
kiilerin ilerini paralayan bir grnm olsa gerekti. Gene de darda ektiklerim, iimi
kemiren kuruntularn yannda hi kalrd. Ablam ne zaman kilerin yaknndan gese ya da
mutfaktan dar ksa duyduum korkunun bykl ancak, elimin yapm olduu i
karsnda usumun kapld pimanlkla llebilirdi. lediim gizli gnahn ykyle
ezilmi, bu gnah aa vurursam kilise beni o korkun gen adamn cnden
koruyabilecek gte midir ki, diye kara kara dnyordum. Evlenme bildirileri
okunduktan sonra papaz efendinin, imdi gerei syleyeceksiniz! diye seslendii srada
benim ayaa kalkarak, Sizinle arkada bir grme yapmak istiyorum, dememin yerinde
ve uygun olacan kafama takmtm. Byle ar bir k gerekten yapsaydm,
kilisemizin kk cemaatini kim bilir nasl bir aknla uratrdm!
Kilise yazman Mr. Wopsle, tekerleki ustas Mr. Hubble ile Mrs. Hubble, bir de
Pumblechook Amca (Joe nun amcasyd ama ona ablam el koymutu) Noel yemeine bize
geleceklerdi. Pumblechook Amca bize en yakn kasabada oturan, kendi srd zel
paytonu olan varlkl bir dar tccaryd.
Yemek, saat bir buukta yenecekti. Eve dndmzde sofra kurulmu, ablam
hazrlanm, yemek hazrlanmakta, sokak kapsnn (baka zamanlarda hep kapal duran)
kilidi konuklarn geebilmesi iin alm, her yer sslenip pslenmiti. Hrszlk konusuna
da hl deinildii yoktu.
Yemek saati, iimi rahatlatamadan gelip att, sonra konuklar skn etti. Mr.
Wopslen, eski Roma yontularn andrr burnuyla geni, plak, parl parl alnnn yan sra
davudi bir sesi vard. Kendisi bu sesle ylesine vnrd ki bildiiniz gibi deil! in
dorusu, hele bir, Hodri meydan, deyiverseler dua okuyup vaaz vermekte papaz
efendiye ta kartp onu atr atr atlatacan en yakn arkadalar bilirlerdi. Dahas,
papazlk herkese ak (yani rekabete) bir meslek olsa, bu alanda kendini
gsterebileceine inandn, Mr. Wopsle kendisi sylerdi. Papazlk herkese ak bir meslek
olmadndan Mr. Wopsle, nceden de sylediim gibi, kilisemizin yazmanyd. Bunun
acsn da sesinin var gcyle ektii aminlerden karrd. Okunacak olan duay
bildirirken dizeleri ille batan sona okurdu. Ama nce baklarn kilisedekilerin zerinde
uzun uzun gezdirerek, sanki, Krsdeki dostumuzu dinlediniz; imdi de benim okuyuumu
bir dinleyin hele; bakalm nasl bulacaksnz, demeye getirirdi.
Sokak kapsn (her gn yaptm bir eymiesine) konuklara ben atm. nce Mr.
Wopslea, sonra Mr. ve Mrs. Hubblea, en sonunda da Pumblechook Amcaya atm. Not:
Benim onun yzne kar Amca demem, en ar ceza korkutmacalaryla yasaklanmt.
Mrs. Joe, diye sze girien Pumblechook Amca, iriyar, orta yal, zor nefes alan,
hantal bir adamd. Bala benzeyen az, donuk, frlak gzleri, kafasnda diken diken
duran kzlms kumral salaryla, biraz nce boazlanm da yeni yeni kendine
gelmekteymi sanrdnz... u kutsal gnler adna size bir ie beyaz spanyol arab
getirdim, hanmefendi; stne stlk bir ie de Porto arab getirdim, hanmefendi.
Her Noel gn gelip kendini (hep bu szlerle) grlmedik, duyulmadk bir matahm
gibi bizlere sunmas bir gelenek olup kmt. ki ieyi de iki elinde jimnastik gllesi
tarcasna tutard.
Her Noel gn ablam da, tpk imdi yapt gibi, Ah, Pum-ble-chook Amcacm! Ne
zahmetler ettiniz byle! derdi.
Gene her Noel gn Pumblechook, gene imdiki gibi, Ayp ettin, hanmefendi, verecek
senden iyisini mi bulacam? derdi. Sonra da, Ee, iyisiniz ya, umarm? diye sorard. Ya
bizim ufaklk nasl, bakalm? Ufaklk dedii bendim.
Byle gnlerde yemeimizi mutfakta yer, sra elmalarla portakallara, kuruyemilere
gelince konuk odasna geerdik. Konuk odasnn urad deiim de, Joenun i kln
kartp bayramlklarn giyince urad deiiklie benziyordu.
Bugn ablamn pek bir neesi stndeydi. Zaten kendisi Mrs. Hubblen yanndayken
baka zamanlara oranla daha gler yzl, tatl dilli olurdu. Mrs. Hubble gk mavileri
iinde ufak tefek, kvr kvr, keskin hatl bir kadn olarak anmsarm. Benim bilemeyeceim
kadar eski bir gemite, kendinden ok yal olan Mr. Hubble ile evlendii iin, o gn
bugndr toplumdaki gen kzlk roln srdregelmiti. Mr. Hubble ise dik omuzlu, gene
de kamburcana, tatl tatl tala kokan yal bir adam olarak anmsyorum. Bacaklarn
ayrabildiince ayrp durmak zorundayd. yle ki boyumun ksa olduu kklk
gnlerimde onunla kr yollarnda karlatm zaman bacaklarnn arasndan usuz
bucaksz krlar, ayrlar grrdm.
O sabah kileri soymu olmasam bile bu stn topluluun arasnda kendimi yadrgardm
sanyorum. Yok, sofrann en ucunda, masann sivri kesi barm delerek skp kalm
olduumdan deil; Pumblechookun dirseiyle gzm oyup durmasndan deil;
konumama izin verilmeyiinden deil (zaten konumak istemiyordum ki) payma hindi
bacaklarnn en sert derili, przl ularyla domuzun yaarken bile vn duymu
olamayaca, ad anlmaz, dip bucak yerleri dm olduundan da deil. Yok, bunlarn
hepsi vz gelirdi bana, yeter ki beni rahat braksnlard. Ne gezer! Bir dakika bile rahat
brakmyorlard beni. Laf dndrp dolatrp bana getirmeseler, durup durup beni
inelemeseler gnaha girerlerdi sanki! Btn bu ineli laflarla ylesine canm yanarak
delik deik oldum ki arenada ans yaver gitmeyen bir kk spanyol boasna dndm,
diyebilirim.
Sofraya oturur oturmaz ikence balad. Mr. Wopsle geleneksel kran duasn yle bir
tumturakl okudu ki tiyatro sahnesindeymi de Hamletteki hayaletle Kral III. Richard
rolnn dinsel bir bileimini yapyormu sanrdnz. Duay Mr. Wopsle, hepimizin
minnettar olmamzn gerektiini belirten pek yerinde bir dilekle sona erdirdi. Bunun
zerine ablam gzlerini bana dikerek alak, dargn bir sesle, Duydun mu? dedi.
Minnettar olacaksn.
Mr. Pumblechook da, Hele seni kendi elcazlaryla bytenlere kar zellikle
minnettar olacaksn, evlat, dedi.
Mrs. Hubble ban iki yana sallad, sonumun kt olaca imdiden iine doarm gibi
yasl yasl beni szerek, ocuklar minnet duymasn neden hi bilmezler dersiniz? diye
sordu.
Bu ahlak sorunu sofra bandakilerin zmleyemeyecei kadar karmak olsa gerek ki
herkes susuyordu. Sonunda Mr. Hubble ters bir sesle, Yaradltan ktdrler de ondan,
diye kestirip atarak bilmeceyi zd.
O zaman hepsi, Pek doru, diyerek benden yana irkin, anlaml baklarla baktlar.
Joenun ev iindeki nem ve arl, konuk olduu zamanlar, olmad zamanlara
oranla daha da derdi. (Geri durumundaki dme pay yok denecek kadar azd ya,
neyse.) Gene de Joe bir frsatn bulabildii zaman bana kendince yardm ve avuntu eli
uzatmaktan geri kalmazd. Sofra bandayken bana yardmla avuntu sunmasnn yolu ise
tabama bol bol et sulu sos koymakt. Sofrada varsa elbet. Bugn bol bol sos olduundan
konumann bu aamasnda Joe benim tabama yarm kilo kadar sos koydu.
Daha sonra Mr. Wopsle papazn Noel vaazn olduka sert bir dille eletirerek her
zamanki gibi, papazlk herkese ak bir meslek olsa kendisinin nasl bir Noel vaaz
vereceine deindi. Masadakilere bu vaaz taslann konu balklarn anlatmak ltfunda
bulunduktan sonra bugnk vaazn ok kt seilmi olduu grn belirtti. Hele
ortalkta Noel konumalarna konu olacak durum ve olaylar byle kaynap dururken
papaz efendinin kilisede yapm olduu konumann hi mi hi balanamayacan
ekledi.
Pumblechook Amca, Her zamanki gibi pek doru buyurdunuz; tam stne bastnz,
baym, dedi. Ortalk vaaz konusu olacak sorunlarla kaynyor, yeter ki insan bu sorunlara
kancay takmaktan ekinmesin... Zaten bize gereken de bu ya. Kancan elinde hazr
olduktan sonra, vaaz konusu iin ne diye uzaklara gidesin? Ksa bir dnce srecinden
sonra Mr. Pumblechook, u domuz etine bakn, yeter, diye ekledi. te size drt drtlk
bir konu! Konu mu aryorsunuz, domuz etine bakn!
Mr. Wopsle, Pek doru, efendim, diye yantlad. Sonra (konuya beni kartracan
ben zaten biliyordum), Bu domuz etinden ocuklarn alabilecei nice nice yaam dersleri
vardr, diye ekledi.
Ablam sert bir parantez iinde, Can kulayla dinle sen bunlar, diye fsldad.
Joe tabama biraz daha sos koydu.
Mr. Wopsle en davudi sesiyle, Domuz, diye konumasn srdrrken beni z admla
arrcasna ataln, kpkrmz kesilen yzme doru kaldrmt. Domuz denen hayvan
eski zamanlarda hayrszlarn yoldaym. Domuzlarn pisboazl bizlere oldum olas
ocuklarn oburluuna rnek olarak gsterilir. (yi be, diye dndm; domuz etinin
yumuack, azda daldn daha demin syleyen kendisi deildi sanki!) Domuzlarda
insan irendiren bir huy erkek ocuklarda daha da irentir.
Mr. Hubble, Kz ocuklarda da yle, diye araya girdi.
Mr. Wopsle biraz sinirlenerek, Elbet kz ocuklarda da yle, Mr. Hubble, diye
karsndakinin szlerini onaylad. Ama aramzda kz ocuu yok ki.
Mr. Pumblechook serte benden yana dnerek, Hem zaten otur kalk, Tanrya
kretmekten geri kalma, dedi. Ya dnyaya domuz olarak gelseydin?
Ablam, Geldi zaten, diye kesinlikle konutu. Bundan daha domuz bir velet
gelmemitir dnyaya.
Joe tabama biraz daha sos koydu.
Mr. Pumblechook, Drt bacakl domuzlardan demek istiyorum, dedi. Eer dnyaya o
trden bir domuz olarak gelseydin imdi burada olabilir miydin ki? Ne gezer...
Bu biimde olmad srece, diye Mr. Wopsle ban tabaktaki domuz etinden yana
sallad.
Sznn kesilmesine hi gelemeyen Mr. Pumblechook, Ama ben o biimi demek
istemiyorum, baym, dedi. Benim demek istediim, imdi byle kendinden hem yaa,
hem aklca stn kimselerin arasnda glp syleyerek byklerinin konumalarndan
yararlanabilir miydi? Byle bir eli yada, bir eli balda, lordlar gibi yaayabilir miydi? Ha?
Sorarm size? Elbette ki hayr! Gene benden yana dnd: O zaman sonun ne olurdu,
biliyor musun? Maln piyasadaki fiyatna gre, -be kurua elden karrlard seni.
Derken, sen samanlarn arasnda debelenirken kasap Dunstable gelip seni tuttuu gibi sol
koltuunun altna sktrr, sa eliyle nln kaldrp yelek cebinden bir ak karr,
orackta kann aktp cann alrd senin. O zaman da byle ablann kendi elcazyla, gl
gibi bytlmeyi zor bulurdun sen, kkbey, zor!
Joe bana biraz daha sos vermeye davrandysa da ben almaktan ekindim.
Mrs. Hubble, ablamn dertlerini paylamak amacyla, Ah, karde, sen ka trl
eziyetlerle bu yaa getirdin onu, diye ba sallad.
Eziyet mi? dedi ablam bir yank gibi. Eziyet mi dedin? Sonra benim, onun bana
atm btn dertlerin tyler rpertici bir listesini karmaya giriti: Tm hastalk
sabkalarm, ilediim tm uyumsuzluk sularn, zerinden dtm yksek yerlerle
iine yuvarlandm alak yerleri, kendisinin bana, Geber, deyip de benim salt onu
atlatmak iin bu sz tutmadm zamanlar, kendi kendimi ka kez yaralayp
berelediimi birer birer sayd, dkt.
Eski Romallar burunlaryla birbirlerini nasl sinirlendiriyorlard kim bilir? Belki de
sonunda yle dirliksiz bir toplum olup kmalar bu yzdendir. Onlar bilemem elbet, ama
benim yaramazlklarmla kusurlarmn saylp dkl srasnda Mr. Wopslen o eski
Romal burnu ylesine sinirime dokundu ki, iimden onu bartana dek bu burnu ekmek
geldi.
te yandan o zamana dek btn ektiklerim, iime bundan sonra den korkunun
yannda hi kalrd. Ablamn konumasn bir sessizlik izlemi, bu arada herkes dnp bana
bakmt. (Bu baklarn fke ve ayplamayla dolu olduunu bildiimden yerin dibine
gemitim.) Gelgelelim gerek ikence ksa sren bu sessizliin kesilmesiyle balad.
Mr. Pumblechook sofradakileri usulca deminki konuya doru ynelterek, Gene de,
diye fikir yrtt. Safras bol olduu sylenen domuz eti... biraz... arcana saylr; yle
deil mi?
Ablam, Bizim brendiden biraz buyurmaz msnz, amcacm? dedi.
Ulu Tanrm, ite, en sonunda, olan olmutu! Pumblechook Amca sulandrlm
olduunu anlayacak, ortalk yerde syleyecek, benim de hesabm grlecekti! rtnn
altndan yemek masasnn bacana iki elimle yaparak bama gelecekleri bekledim.
Ablam testiyi almaya gitti, elinde testisiyle geldi, Pumblechook Amcaya brendi
doldurdu. Ondan baka ien yoktu. Pis adam, bardan elinde evirip evirip duruyordu.
Sapndan tutup kaldryor, a tutup bakyor, sonra gene masann stne brakarak
ektiim ikenceyi uzatyordu. Bu arada ablam ile Joe da abuk abuk sofray toplayarak
payla pudinge yer ayorlard.
Gzlerimi Pumblechooktan ayramyordum. Masann bacana iki elim ve ayamla
smsk yapm oturduum yerden, karki sefil yaratn kadehiyle oynadn, eline alp
glmsediini, ban arkaya atarak brendiyi dibine kadar itiini grdm.
Bir saniye sonra sofradakiler anlatlmaz bir telala dvnmeye balamlard. nk
genzine brendi kaan Pumblechook Amca yerinden frlam, kesik kesik h lerle,
rktc bir ksrk dans yaparak frldak gibi dnp duruyordu. Derken kapdan dar
frlad, az sonra da onu pencereden grdk: iddetle sendeleyip yzn korkun
biimlerde buruturarak ii dna karcasna ksrmekteydi. Akln oynatm gibiydi.
Ben masann bacan brakmyordum. Ablam ile Joe darya kotular. Nasl yapp
ettiimi bilmiyordum, ama Pumblechook Amcay ldrm olduumdan hi kukum yoktu.
Ben de yar l bir durumdaydm. Joe ile ablamn, amcay sapasalam geri getirdiklerini
grnce rahatladm. Pumblechook Amca odadakileri, kendisine kar kan varm gibi ters
ters szp sandalyesine kerek tkank, hrltl bir solukla tek bir szck syledi:
Katran!
Testinin iine katran suyu boaltmm, demek. Amcann gitgide ktleeceini
biliyordum. Masay, arlatan zamane medyumlar gibi, rtnn altndaki el ve ayaklarmla
gizlice ittirdim.
Katran m? diye ablamn az aknlktan bir kar ak kalmt. Ayol katran nerden
girmi oraya?
Ne var ki u srada mutfakta koulsuz egemen olan Pumblechook Amca artk katrann
lafn bile duymak istemediinden elinin ahane bir hareketiyle konuyu kapad, scak suyla
cin istedi. Derin dncelere dalarak iime korku salmaya balam olan ablam imdi
scak suyu, cini, ekeri, limon kabuunu getirmek, sonra da hepsini kartrmak iin
kouturup duruyordu. Hi deilse imdilik yakay kurtarmtm. Hl masann bacana
sarlm duruyordum, ama bu sarlmda imdi kran duygusunun atei vard.
imdeki korkular yava yava yattka masann bacan brakp pudingin ucundan
yemeye giritim. Mr. Pumblechook da puding yiyordu. Herkes puding yemekteydi.
Sonunda puding bittii zaman scak, ekerli cinin dost etkisi altnda Pumblechook
Amcann yz glmeye balamt. Ben de gn olaysz atlatacam ummaya
balamtm ki ablam Joeya dnerek, Tabaklar deitir, dedi.
Demesiyle gene masann bacana sarlmam, masa bacan can yoldam, dert
ortammasna barma basmam bir oldu. Bama gelecekleri, bu kez iimin gerekten
bitik olduunu biliyordum.
Tadna bakmanz istediim bir ey var, diyerek ablam en kibar glmseyiiyle
konuklarna dnd. En sona sakladm, nk Pumblechook Amcamzn azna layk bir
armaan bu! yle bir sevindirdi ki bizi, sizin de tadna bakmanz istiyorum.
ste isteyebildiin kadar. Avularn yalayacaklarn ben biliyordum!
Ablam ayaa kalkarak, Sylemeden edemeyeceim, dedi. Etli bir pay. Hem de
domuz etinin en lezzetli yerlerinden yaplm, baharatl pay.
Sofradakiler vg szleri mrldandlar. nsan soydalarnn hayranln fazlasyla hak
etmi olduuna inanan ve (tm olup bitenlere karn) neesi yerinde olan Pumblechook
Amca, Biz elimizden geleni ardmza komayz, hanmefendi, dedi. Hele u senin dediin
paya bir yumulalm, bakalm.
Ablam pay almaya kt. Ayak seslerinin kilere doru ilerlediini iitiyordum. Mr.
Pumblechookun ban kaldrp dengelediini grdm. Mr. Wopslen o Romal burun
deliklerinin, tazelenen bir itahla kabard gzmden kamamt. Mr. Hubblen
baharatl, etli payn stne olmadn, hi de arlk yapmadn syledii kulama
alnd. Joenun, Sana da ayrttm, Pip, dediini duydum. O gn bugndr hl kesinlikle
bilemem: O tiz korku l yalnzca iimde mi koptu, yoksa herkesin duyabilecei gibi
yksek sesle mi haykrdm? Dayanacak gcmn kalmadn, kamak zorunda olduumu
dnyordum. Masann bacan brakarak can havliyle komaya baladm.
Ne var ki sokak kapsndan ileri geemedim. nk orada kendimi elleri tfekli bir sr
askerle evrilmi buldum. Askerlerden biri bana doru bir kelepe uzatarak, Hey, bastn
yere baksana sen! Gel buraya bakaym! dedi.
3. ngilizlerin geleneksel olarak Noelde piirdikleri tatl pay. Hal Seferinden dnenler sayesinde tarife kyma, meyve ve
baharat da eklenmitir. (Y.N.)
5
Kap nnde birden, dopdolu tfeklerin dipikleriyle rap rap yere vuran bir sra askerin
belirivermesiyle sofra bandakiler apar topar yerlerinden frladlar. Tam o srada eli bo,
ahlar vahlar halde mutfaktan dnen ablam da znk diye durup yaygarasn yar yerde
keserek akn akn bakakalmt.
Ablam kald yerde bakadursun, temenle ben mutfaa girmitik. Durumun ivedilii
benim aklm biraz bama getirir gibi olmutu. Temen imdi sol elini benim omzuma
atm, sa elindeki kelepeyi buyur edercesine sallayarak odadakileri szmekteydi.
zr dilerim hanmefendiler beyefendiler, diye sze balad. Demin kapda bu kk
eytana da sylediim gibi (sylemi olsayd bari!) Kral adna bir sulunun peindeyim.
Demirci ustasn istiyorum.
Herhangi birinin Joeyu istediini duyunca siniri oynayan ablam hemen, Demirci
ustasn neden istiyorsunuz ki? diye terslendi.
Hanmlara nasl davranlacan bilen, tatl dilli, enebaz temen, Hanmefendi, diye
yantlad. Bana kalsa demirci ustasn, hanmyla tanmann onur ve kvancn tatmak iin
aryorum, derdim; ama Kral adna konutuum iin demirci ustasndan ufak bir i istemek
zorundaym.
Temenin bu yant odadakilerin yle houna gitti ki Pumblechook Amca yksek sesle,
Bravo! diye bir aferin ekti.
Bu arada Joeyu semi olan temen, Bak usta, bu kelepenin bana bir kaza geldi,
dedi. Birinin kilidi dnmediinden birbirine geiremiyorum. Hemen de gerekli
olduklarndan bir zahmet bakverir misin unlara?
Joe kelepeye bir zahmet bakvererek bu i iin oca yakmas gerekeceini,
onarmnn da bir saatten ok, iki saatten az bir zaman alacan bildirdi.
Tasasz bir adam olan temen, yle ha? Hemencecik balayverir misin yleyse?
diye sordu. Ne yaparsn, Kraln ii ite. Ha, usta, adamlarmn elinden gelecek bir ey
varsa syle, sana yardm etsinler.
Byle diyerek adamlarn ard. Erler birbiri ardndan odaya girerek silahlarn bir
keye ydlar. Sonra ne yapacaklarn bilemeyerek ortalk yerde kalakaldlar. Asker ite;
ellerini nlerinde kavuturuyor, derken omuzlarn duvara dayayp dizlerini bkyor, kemer
ya da mataralarn gevetiyor, daha olmad kapy ap kafalarn yksek boyunluklarnn
zerinden uzatarak darya, avluya tkryorlard.
Btn bunlar tam olarak kavramakszn gryordum, nk korkunun ikencesiyle
kvranmaktaydm. Neyse ki kelepenin bana taklmayacan, askerlerin imdilik daha
baskn kp pay geri plana itmi olduklarn grdke aklm biraz bama toplamaya
balamtm.
Temen, Pumblechook Amcaya dnerek, Ltfen saati syleyebilir misiniz? dedi.
yle ya, Pumblechook Amcann saat sorulabilecek, verdii yanta da gvenilebilecek
bir adam olduu stnden akyordu.
ki buuu biraz geiyor.
Temen biraz dnerek, Ge saylmaz, dedi. Burada iki saat beklemek zorunda
bile kalsak gene iyidir. Bu yredeki bataklklardan ne kadar uzaktadr, sizin ky? Bir
buuk, iki kilometreden ok olmasa gerek, hesabmca?
Ablam, Bir buuk kilometre kadardr, dedi.
yi iyi. Alacakaranlk bast srada kuatrz onlar. Karanlk basmadan hemen nce,
diyor aldmz komutta. Yetiiriz.
Mr. Wopsle stnde durmazcasna, Krek mahkmlar ha, temenim? diye sordu.
yle, diye yantlad temen. ki tanesi birden. Hl bataklklarda olduklarna yzde
doksan inanyoruz. Karanlk basmazdan nce kamaya kalkmazlar. inizde bu
mahpushane kaknlarn gren filan var m?
Benim dmda herkes yrekten, hayr, dedi. Bana sormaksa kimsenin aklna gelmedi.
Temen, Bu kadar abuk kuatlacaklarn hi akllarna getirmemilerdir, sanrm,
diyordu. Haydi bakalm, usta, balamaya hazrsan Kraln ii seni bekliyor.
Joe ceketiyle yeleini, boyunban kard, deri nln takarak dkkna geti.
Askerin biri dkknn tahta kepenklerini at, br atei yakt, bir ncs kr
altrd. Geri kalanlar ok gemeden harl harl yanmaya balayan alevlerin evresinde
toplandlar. Joe ekiciyle tik tak, rse vurmaya balad. Bizler de hepimiz onu
seyrediyorduk.
Biraz sonra balayacak olan kovalamacann uyandrd ilgi yalnzca herkesin dikkatini
bu konu stnde toplamakla kalmam, ablama da grlmedik bir cmertlik vermiti.
Fdan erler iin koca bir srahi bira doldurdu, temene de bir bardak brendi isteyip
istemediini sordu.
Ne var ki Mr. Pumblechook hemencecik, Ona bir bardak arap verin hanmefendi!
diye araya girdi. arabn katransz olduuna ben kalbm basyorum.
Temen ona teekkr etti; ikilerini katransz sevdiinden, zahmet olmazsa bir bardak
arap ieceini syledi. Eline verilen barda Kraln salna ve Noel onuruna kaldrarak
bir yudumda iti, sonra hafife dudaklarn aprdatt.
Mr. Pumblechook, arap da arap hani, deil mi, temen? diye sordu.
Temen, Ben size bir ey syleyeyim mi, bence bu arab siz semisinizdir, dedi.
Mr. Pumblechook, yle karndan bir kahkaha atarak, Neden acaba? diye sordu.
Temen elini onun omzuna vurarak, Sizin zevk sahibi olduunuz belli de ondan, diye
yantlad.
Mr. Pumblechook gene deminki glyle, Demek yle ha? dedi. Hadi, dikin bir
bardak daha!
Birlikte ieceiz, diye karlk verdi temen. Anca beraber, kanca beraber.
erefinize, salnza, mutluluunuza, daha nice mbarek yortulara. Varan bir. Varan iki.
u kadeh krts dnyann en tatl mziidir, inan olsun! Dilerim Tanrdan bin yana dek
yaarsnz da imdiki gibi her eyin iyisini semekten hibir zaman amazsnz!
Temen bu barda da bir dikite yuvarlad. Bir nc bardaa dnden hazr gibi
duruyordu. Bakyordum da bizim Mr. Pumblechook arab armaan olarak getirdiini
oktan unutmutu. ieyi ablamdan ald, cokun bir nee iinde kendi malym gibi
herkese sunmaya balad. Bu arada bana bile pay dt! Bizim Mr. Pumblechook ilk ieyi
yle bol keseden datmt ki ikinci ieyi getirsinler diye seslendi, bunu da ikincisi gibi
bonkrce datt.
Onlarn demirci dkknndaki ocak bana m, byle needen krlp getiklerini
grdke, bataklklardaki perian dostumun bu Noel yemeine ne gzel bir eni kattn
dnmekten kendimi alamyordum. Askerlerin getirdii heyecanl haberden nce
konuklar bunun yars kadar bile elenmiyorlard. Oysa imdi hepsi de o iki caninin
yakalanmas iin sabrszlandka, krk bile kkreyerek sanki mahkmlar aryor; ate
mahkmlar yutmak iin yalazlanyor, dumanlar uuarak onlar kovalyor, Joenun ekici
onlar iin takrdyor, alevler fkrp yattka, kzgn kvlcmlar srayp sndke
duvarlarda oynaan isli glgeler sanki hmla onlara balarn, yumruklarn sallyorlard.
yle ki benim o yufka yreime, dardaki solgun ikindi gnei bile onlar yznden solup
sararm gibi geldi... Zavall sefiller...
Sonunda Joenun ii bitmi, n n ten rs sesleriyle alevlerin kkremesi dinmiti. Joe
ceketini giyerken, gzn de pekletirmi olacak ki iimizden birkamzn askerlerle
birlikte gidip insan avna katlmamz nerdi.
Pumblechook Amcayla Mr. Hubble, hanmlarn yannda kalp pipolarn tttrmek
istediklerini ileri srerek evde kaldlarsa da Mr. Wopsle, Joe giderse kendisinin de
gideceini syledi. Joe gitmeye dnden hazr olduunu, ablam izin verirse beni de yanna
alacan syledi. Ablam bu kovalamacaya, sonunda neler olup biteceini merak
etmeseydi kalbm basarm ki dnyada izin vermezdi. imdi ise yalnzca, Olann kafas
tfek kurunlaryla parampara olursa benden medet umma, kouluyla Joenun istedii
izni verdi.
Temen hanmlarla her zamanki gibi nazik bir biimde vedalat; Pumblechooktan da
krk yllk can dostundan ayrlrcasna ayrld. kiler su gibi akmayp da ortalk daha bir
kurak olsayd, Mr. Pumblechooka bu kadar snabileceini pek sanmyordum ya... Askerler
tfeklerini alarak sraya girdiler. Mr. Wopsle ile ben ve Joe geriden gelerek, bataklklara
vardktan sonra hi konumayalm diye sk emir almtk.
Ayaza ktk; dzenli olarak yrmeye baladk. Ben bir ara Joenun kulana eilip
belki de davaya ihanet ederek, Ben onlar bulmasnlar istiyorum, Joe, diye fsldadm.
Joe da, Bir ilinine bahse girerim; oktan kamlardr, Pipciim, dedi.
Kyden bize katlan olmad. Hava zehir gibi souk, ha yad, ha yaacakt; ortalk
kararmaya baladndan insan bast yeri grmekte glk ekiyordu. Herkes ieride,
scack ateinin banda Noeli kutlamaktayd. Ikl pencerelere kouup bakan birka yz
grld, ama kimse darya kmad. Yn levhasn gemi, dosdoru mezarlk ynnde
ilerliyorduk. Burada temenin bir el iareti zerine birka dakika durduk. Adamlardan
birka mezar talarnn arasyla sundurmaya bakt. Hibir ey bulamadan geri dndler;
kilise avlusunun yan kapsndan bataklklara daldk. imdi dou rzgryla birlikte ine gibi
actan bir tipi bastrmt. Joe beni omzuna ald.
Issz, i karartc batakla iyice almtk artk. Benim daha sekiz-dokuz saat nce
buralarda gezdiimi, mahkmlardan ikisini de grdm yanmdakiler akllarnn
ularndan bile geirmezler, diye dnyordum ki birden yreim azma gelerek, ya
onlar bulursak, yardm ettiim mahkm da askerleri oraya benim getirdiimi sanrsa, diye
iime bir korkudur sapland! Daha nce hi aklma gelmemiti bu. Mahkm bana gammaz
olup olmadm sormutu; ona tuzak kuranlarla birlik olmann canavarlk saylacan
sylemiti. Ya benim hem gammaz hem de gerekten canavar ruhlu olduuma, onu ele
verdiime inanrsa?
Bu sorular imdi kendi kendime sormann bir yarar yoktu, elbet. Joenun omzunda,
bataklktaydm. Altmda Joe, hendekleri usta bir avcnn evikliiyle atlyor, bir yandan da
Mr. Wopslea, geride kalmasn, dp o Romal burnunu krmasn diye, cesaret verip
duruyordu. Askerler nmz sra dzenli aralklarla yelpaze gibi alm ilerliyorlard.
Sabahleyin benim de geldiim, sonra sis yznden yitirdiim yolu izlemekteydik. Ya bu
akam sis basmam ya da rzgrda dalmt. Gnbatmnn alak, krmz altnda
deniz feneri, daraac, cephaneliin tmsei, slak kurun renginde olmakla birlikte aka
grnyorlard.
Joenun geni omzunda oturduum yerden, yreim onun ekileri gibi vurarak
gzlerimi drt bir yanda gezdiriyor, mahkmlardan bir iz aryordum. Gelgelelim onlarla
ilgili ne bir iz, ne de bir ses vard. Mr. Wopsle hrltl soluklar, smkrmeleriyle ka kez
dm koparmt ya, artk onun kard sesleri, kovalamacamzn konusundan ayrt
etmeyi renmitim. Bir ara eenin hl ilediini duyar gibi olduumu sanarak fena
irkildim; neyse ki koyun ngrandan baka bir ey deilmi! Koyunlar otlamalarn
brakarak bize utanga utanga bakyorlard. Rzgrla tipiden kanmak iin balarn
eviren srlarn baklarysa, bu belalardan bizi sorumlu tutuyorlarmasna fke
doluydu. Bunlardan ve gnn can ekimesinin her ot sapna yansyndan baka,
bataklklarn sszlyla tenhaln bozacak hibir ey yoktu.
Askerler eski cephanelik ynnde ilerliyor, biz de onlarn biraz gerisinden geliyorduk ki
birden hep birlikte durduk. nk rzgrl yan kanatlar bize devasa bir bar
iletmiti. Bar gene duyuldu. Ses, dou dou ynnden, uzaklardan geliyordu ama
gl, devasa bir sesti. Yok, seslerin karklna baklrsa, birka bar birden ykseliyor
gibiydi.
Temenle en yaknndaki askerler bu konuyu fsldarken biz onlara yetitik. Fsltlara
biraz kulak verdikten sonra (yargsna gvenebileceimiz) Joe ile (gvenemeyeceimiz)
Mr. Wopsle onlara hak verdiler. Ayakst kesin kararlar vermesini bilen temen hi t
karmadan yn deitirmemizi, erlerin, drtnala barlarn geldii yana komalarn
buyurdu. Bylece samza den douya doru yola koyulduk. Joe yle bir kouyordu ki
yerimden kaymamak iin boynuna smsk tutunmak zorunda kalyordum.
Gerekten kouyorduk imdi. Joe, Doludizgin! dedi ki bu onun, btn bu olay
boyunca syleyecei tek sz olacakt. Yoku aa, yoku yukar, itlerden atlayp hendek
sularna dalarak allklar yarp geerek... nereye bastna aldr eden yoktu. Barn
ykseldii yere yaklatka, birden ok ses olduu daha iyi seilebiliyordu. Kimi kez
barlar kesiliveriyor, o zaman askerler de duruyorlard. Barlar gene ykseldiinde
askerler eskisinden daha byk hzla o yana yneliyorlard... biz de pelerinden.
Bir sre sonra barlara ylesine yaklamtk ki seslerden birinin, Katil var! diye,
brnn de, Mahkmlar, kaaklar burada! diye bardn duyduk. Seslerin ikisi de bir
bouma iinde kesilir gider gibi oldu, sonra gene ykseldi. imdi askerler, askerlerle
birlikte Joe, ceylan gibi kouyorlard.
Grltye iyice yaklatmzda en nden temen, hemen pei sra da iki askeri
atldlar. Sonra hepimiz onlara yetitik. Askerlerin tfekleri omuzlarnda, hazr durumdayd.
Bir hendee atlayp boumaya katlm olan temen soluk solua, Teslim olun, ikiniz
de! diye baryordu. Tanr kahretsin sizi, ne azgn kpeklersiniz be! Brakn birbirinizi de
teslim olun, hadi!
Havaya sularla amurlar sryor, svgler savruluyordu. Derken birka asker daha
hendee, temene yardm etmeye indiler, biraz sonra benim mahkmla tekisini ayr ayr
dar srklediler. Mahkmlarn ikisi de kanlar iinde, soluk solua, hl svp sayarak
bouuyorlard. Ama ben ikisini de bir bakta tanmtm.
Benim mahkmum yzndeki kanlar o partal kol yenleriyle sildi, parmaklarnn
arasnda kalm olan sa tutamlarn silkeleyip atarak, Bakn ha! dedi. Ben enseledim
onu. Size onu ben teslim ediyorum. Bunu sakn unutmayn, ha!
Temen, Bu konuda kl krk yarmann gerei yok, dedi. Sana da pek yarar
dokunmaz; ayn yolun yolcusu deil misin? u kelepeleri verin bana!
Benim mahkm agzl bir glle, Yarar umduum yok ki! dedi. u durumun
verdii yarar yeter bana. Onu ben yakaladm. O da bunu biliyor. Bu kadar bana yeter.
teki mahkm korkun durumdayd. Eskiden yznn yalnzca sol yan yaralyken,
imdi tepeden trnaa yara bere iindeydi. Soluu tkenmi, konuamyordu bile. Ayr ayr
kelepelediler onlar. kinci mahkm dmemek iin yanndaki askere yasland. Sonunda
konutuu zaman ilk ii, Haberiniz olsun; beni bomaya kalkt, demek oldu.
Benim mahkm, tekinin yzne tkrrcesine, Bomaya almak ha? diye konutu.
alacam da beceremeyeceim ha? Ben onu enseledim, sonra da teslim ettim. Hepsi
bu. Bataklklardan kamasn ben nledim onun. Yalnz nlemekle kalmadm, kam
olduu yerden srkleye srkleye taa buraya kadar getirdim. Sayn baylar, u
grdnz alak canavar yksek bir beyefendidir. te hulklar benim sayemde gene
kibar beyefendilerine kavutular... Bomak m onu? Deerdi dorusu. Ama ben tuttum
geri getirdim. Kendim ele gemek pahasna!
teki hl hrltl bir sesle, Beni... ... ldrmeye k... kalkt... Si... siz de tanksnz,
diye soluk solua konuuyordu.
Benim mahkm temene dnerek, Dinle beni, dedi. Tek bama katm hapishane
gemisinden. Bir deneyeyim, dedim; oldu. Katm gibi bu bataklktan da uzaklaabilirdim;
bacama baksana, bu kadarck demirle kolayca svabilirdim bu mezar gibi dondurucu
bataklklardan... eer onun da buralarda olduunu renmemi olsaydm. Onun da
zgrle kavumasna gz yumacaktm ha? Benim kefettiim yoldan onun da
yararlanmasna izin verecektim ha? Bir kez daha m? Yook, efendim, yle yama yok!
Sonra benim mahkm, kelepeli ellerini hrsla hendekten yana sallayarak ekledi: u
hendein dibinde leceimi bilsem ellerimi gene ekmezdim boazndan; smsk tutardm
ki, siz gelip onu orada bulasnz diye.
Ondan d koptuu aka belli olan br mahkm, Beni ldryordu nerdeyse, dedi
gene. Siz yetimeseydiniz iim bitikti.
Benim mahkm, hrsla, Yalan atyor, diye dilerinin arasndan konutu. Yalanc
domu, yalanc lecek. Yzne baksana, apak yazl deil mi orada yalancl? Doru
sylyorsa gzmn iine baksn, bakalm. Hadi, erkekse yapsn, bakalm.
teki bu szleri kmseyerek glyormu gibi yapmaya alt. Ne var ki titreyen
dudaklarn belirli bir ifadeyle toparlamay beceremeden askerlere bakt, bataklkla
gkyzne bakt, ama bir trl br adama bakamad.
Benim mahkm, Gryorsunuz ya? diye konutu. Alaklnn derecesini
grebiliyorsunuz ya? Gzlerini nasl benden karyor, baklaryla nasl sizlere
yaltaklanyor, gryorsunuz ya? kimiz yan yana yarglanrken de byleydi ite! Bir kez
bile bana bakmad.
atlak dudaklarn oynatarak gzlerini drt bir yanda dolatrp duran teki, sonunda
benim mahkma yle bir gz atarak, Neyine bakaym senin? diye mrldand.
Bunun zerine benim mahkm yle bir kudurdu ki askerler araya girmese br adamn
stne atlacakt.
O zaman br adam, Ben size demedim mi? dedi. Frsat bulsa beni ldrecek
demedim mi ben size? Korkudan titredii gzle grlyordu; dudaklarnda sulu kar gibi
beyaz, tuhaf kpkler belirmiti.
Temen, Yetti bu gevezelik, dedi. Yakn u mealeleri!
Tfek yerine bir sepet tamakta olan bir asker bu sepeti amak iin yere diz knce
benim mahkm ilk olarak evresine baknd ve beni grd. Hendein kysna geldiimiz
zaman Joenun omzundan inmi, bir daha da yerimden kprdamamtm. Gz gze
geldiimiz zaman ben heyecanla onun gzlerinin iine baktm. Ellerimi yle bir aarak
bam belli belirsiz salladm. Susuz olduumu elimden geldiince anlatabilmek iin bana
baksn diye beklemekteydim zaten. Benim sylemek istediimi kavrayabildi mi,
bilmiyorum. Benden yana hi anlayamadm bir bakla bakt. Her ey hemencecik olup
bitmiti. Ne var ki adam bana bir saniyecik deil de btn bir gn baksa bundan daha
byk bir dikkat gsteremezdi. O youn dikkati yaam boyu unutamayacaktm.
Sepetli asker ok gemeden k yakp -drt meale tututurmu, bunlardan birini
kendine alp brlerini arkadalarna datmt. nceden karanlk basmak zere gibiydi,
ama imdi mealeler yannca ortalk birden kararm, biraz sonra ise karanlk daha da
younlam gibi oldu. Hendek bandan ayrlmamzdan nce drt asker bir halka
oluturup durdular; havaya ikier el ate ettiler. Biraz sonra hendein gerisinde, biraz
tede baka mealelerin yakldn grdk. Irman kar yakasndaki bataklkta da
mealeler yanmt.
Oldu, dedi temen. Ar, ileri!
Yola dzldkten ksa bir sre sonra ileride bir yerden, kulamn zarn patlatrcasna
pare top atld.
Temen benim mahkma, Sizleri gemiden bekliyorlar, dedi. Geldiinizden haberleri
var. Bouna rpnma, dostum... Kapayn u aray.
Mahkmlar birbirlerinden ayr yrtyorlard. kisinin de evresi ayr muhafzlarla
sarlyd. Ben imdi Joe nun elini tutuyordum. Joe da mealelerden birini tayordu. Mr.
Wopsle kye dnmekten yanayd ama Joe iin nereye varacan grmek istediinden biz
de askerlerle birlikte yryorduk. Yolumuz olduka dzgnd imdi. ounlukla rmak
boyunu izliyor, arada birka hendein evresinden dolanyorduk. Hendeklerin hemen her
birinin zerinde minicik bir yel deirmeniyle bir de set kaps vard. Bam evirdiim
zaman ardmz sra gelen br mealeleri grebiliyordum. Bizim elimizdeki mealelerden
yere kocaman kvlcmlar sryordu; bunlarn da yolun zerinde kh parlayp kh duman
dumana tttklerini grebiliyordum. Bunlarn dnda hibir ey gremiyordum, kapkara
karanlktan baka. Mealelerimizin ziftli alevleri evremizdeki havay biraz styordu.
Tfeklerin arasnda aksak admlarla ilerleyen mahkmlar da bundan honut gibiydiler.
Onlarn topallamas yznden hzl ilerleyemiyorduk. ylesine bitkin durumdaydlar ki
dinlenebilsinler diye iki- mola vermek zorunda kaldk.
Bir saati aan bir yolculuktan sonra kaba saba tahta bir kulbeyle iskeleye vardk.
Kulbede muhafzlar vard. Parola sordular, temen yant verdi. Kulbeye girdiimizde bizi
ttn ve badana kokusuyla grl grl yanan bir ate, bir de lamba karlad. Bir sra
tfek, bir davul, bir de alak tahta karyola vard ki stne bir dzine askeri birden
sdrabilecek gibi grnyordu. Srtlarnda kaputlaryla yatakta uzanm yatan -drt
asker pek ilgilenmediler bizimle. yle bir balarn kaldrp uykulu uykulu baktktan sonra
gene yattlar. Temen raporunu verdi, bir kayt defterine bir eyler yazd. Sonra, teki
mahkm dediim adamn gemiye muhafzlaryla birlikte nden gnderilmesine karar
verildi.
Benim mahkm ilkinden sonra benden yana hi bakmamt. Kulbede beklerken ate
banda durmu ayann nce birini, sonra brn ocan siperine dayayarak dnceli
gzlerle, saatlerdir ektiklerinden tr onlara acyormuasna bu ayaklar seyrediyordu.
Derken, durup dururken temene sordu, Gemiden kamla ilgili syleyeceklerim var,
dedi. Kimse benim yzmden thmet altnda kalsn istemiyorum.
Temen kollarn kavuturmu, serinkanllkla onu szerek, stediini syleyebilirsin
ama burada olmaz, dedi. Naslsa bu i sona ermeden nce her eyi syleyip dinlemeye
bol bol frsat bulacaksn.
Biliyorum ama bu i baka. Alktan lmeyi hi kimse bile bile istemez. Daha dorusu
ben byleyim. Geen gece u tedeki kyden... hani kilisesi batakln hemen dibinde
olandan, biraz kumanya edindim kendime.
aldm, demek istiyorsun, dedi temen.
Nerden aldm da syleyivereyim size. Demircinin evinden.
Temen, Bakn hele! diyerek Joeya bakt.
Joe, Bak hele, Pip! diyerek bana bakt.
Birka lokmack bir eydi, bir yudumcuk iki, bir de pay ite.
Temen Joeya doru eilerek gizlice, Paynz alnd m gerekten? diye sordu.
Tam siz geldiiniz srada karm bunu sylyordu, galiba. yle deil mi, Pip?
Benim mahkm benden yana hi bakmayarak gzlerini dalgn dalgn Joeya dikti.
Yaa, dedi. Kyn demircisi sensin demek. yleyse senin payn yemiim, kusura
bakma.
Joe, nemli deil, dedi. Sonra aklna ablam gelmi olacak ki, Ben kendi malm
kimseden esirgemem, diyerek durumu dzeltti. lediin su neymi bilmiyorum. Ama
ne olursa olsun alktan lmeni istemezdik, zavall, sefil kardeik... istemezdik deil mi,
Pip?
Adamn grtlanda bundan nce de duymu olduum o ark gene tkrdad ve adam
bize srtn evirdi. Kayk geri gelmiti, mahkmun muhafzlar hazrdlar. Onun pei sra,
kaba kazklarla talardan yaplm iskeleye yrdk, kendisi gibi mahkmlar tarafndan
ekilen kaya bindirildiini grdk. Onu grnce ne aran, ne ilgi gsteren, ne sevinen,
ne zlen ne de tek bir sz syleyen kt. Yalnzca birisi kpeklerine buyururcasna, Hey,
asln bakalm, diye komut verince krekler suya dald. Mealelerin nda kara hulku
grebiliyorduk... ky amurlarnn biraz tesinde, cehennemlik bir Nuhun Gemisi gibi...
Drt bir yan demir parmaklklarla evrili kocaman pasl zincirlerle balanm duran bu
gemi, benim ocuk gzlerime tpk mahkmlar benzeri prangalym gibi grnd. Kayn
gemiye yanamasna, benim mahkmun yandan yukar alnmasna, karanlklara
karmasna baktk. O zaman mealelerin ular suya frlatld, tslayarak birer birer snd.
Bana yle geldi ki benim mahkm iin de her ey sona ermiti.
6
Joe ile mektup yoluyla haberlemek iin zorunlu bir neden olduu sylenemez, nk
kendisi u srada yan bamda oturuyordu, hem de ikimiz yalnzdk. Gene de ben bu
yazmay karatahtasyla birlikte uzattm; Joe da bir bilim mucizesi alrmasna ald.
O masmavi gzlerini koskocaman aarak, nan olsun, Pip, iki gzm, diye at kald.
Amma da bilgin olup ktn, ha, deil mi, Pip?
Umarm, Joe, diyerek onun elinde tuttuu karatahtaya bir gz attm. Yazlarm
gzme biraz inili kl grnnce tasalanr gibi oldum.
Joe, Bak bir J var, diyordu. Yusyuvarlak da bir O! J ile O, Pip, Joe yazmsn sen.
Joenun bu tek heceli szckten te hibir eyi yksek sesle okuduunu duymu
deildim. O pazar kilisede Dua Kitabmz kazara ba aa tuttuum zaman Joe nun
bunda bir saknca bulmadn da grmtm. imdi elimdeki frsattan yararlanarak iyice
renmeye karar verdim: Joeya okuma yazma retirken en batan m balamak
zorunda kalacaktm?
Hele bir de sonrasn oku, Joe, dedim.
Joe tahtay bir eyler ararcasna ar ar szerek, Sonras m? dedi. Biir, ikii, .
Niin, Pipciim, J var burda, de O, J-O, yani tane Joe var, Pip.
Joeya doru eildim ve satrlar iaretparmamla izleyerek btn mektubu okudum.
Bitirdiim zaman Joe, Hayret dorusu!dedi. Sen gerek bir bilginsin.
Alakgnll bir babacanlkla, Gargeryyi nasl yazarsn, Joe? diye sordum.
Hi yazmam, dedi Joe.
Tut ki yazdn.
Tutulacak yan yok bunun, dedi Joe. Ama bak, okumaya baylrm.
Gerek mi, Joe?
Bay-ylrm hem de. Elime yle gzel bir kitap, gzel bir gazete versinler, gzel bir
atein bana oturtsunlar, baka bir eycikler istemem. Joe, Ulu Tanrm! diye dizlerini
hafife ovuturdu. nsan sayfada bir J harfine, nnde de bir O harfine rastlayp da, Bak,
ite J-O Joe yazyor, dedii zaman ne tatl eydir okumak!
Bu szlerden anladm ki Joenun eitimi de tpk buharl icatlar gibi henz emekleme
anda. Konunun peini brakmayarak, Sen hi okula gitmedin mi, Joe, benim gibi
ocukken? diye sordum.
Gitmedim ya, Pip.
Neden hi okula gitmedin Joe, benim gibi ocukken?
Joe eline maay ald; dnceli olduu zamanlar huyu olduu zere, alttaki demirlerin
arasndan atei ar ar kartrarak, Anlataym, Pip, dedi. Benim babam, ikiye pek
dknd. kiyi ar kard zamansa fena dverdi, hi acmadan. Zaten bir de benim
dmda baka bir eycik dvmezdi. rs demeye getiriyorum. Beni kyasya dvndeki
hrs da Pipciim, dkknndaki rs hi dvmeyiiyle eitti. Dinliyor musun, iki gzm,
anlayabiliyor musun?
Evet, Joe.
te bu yzden anacmla ben ka kez babamdan katk. Katmz zaman anam
almaya giderdi. Bana da, Joe, derdi. Tanrnn izniyle seni okula gndereceim bu kez,
olum, derdi. Gerekten de yazdrrd beni okula. Gelgelelim babamn yrei ylesine
iyiymi ki bizden ayr kalmaya dayanamazm. Bu yzden her seferinde peine koca bir
kalabalk takar gelir, bizim kaldmz evlerin kapsnda yle bir ngar karrd ki, ev
sahipleri ne yapsnlar, bizimle ilikiyi kesmek zorunda kalrlard, bizi onun eline teslim
ederlerdi, Pip. O zaman babam da bizi alp gene eve gtrr, rs niyetine kullanrd. Bu
da, anlarsn ya, Pipciim... Joe atei dalgn dalgn kartrmaktan vazgeerek bana bakt.
Bu da bizim okul durumlarn aksatrd biraz.
Elbet ya, zavall Joe.
Joe maay parmakln stne yarg tokma gibi birka kez vurarak, Gene de, Pip
yanl anlama sakn, dedi. Doruya doru, eriye eri, herkese haka davranp kimsenin
gnahna girmemek iin, ne yalan syleyim, babamn yrei de yufkaym ki ne yufka!
Anlyorsun, deil mi, Pip?
Anlamamtm ama bunu Joeya sylemedim.
Joe, Yaa, ite byle, diye anlatmasn srdrd. Evdeki a tenceresini birinin
kaynatmas gerek, Pip, yoksa tenceredir bu, kaynamaz, anlarsn ya.
Bunu anlamtm, anladm da syledim.
Bundan trdr ki Pipciim, benim ie girmeme babam ses etmedi. Ben de imdiki
mesleimde almaya baladm. Ayn zamanda babamn da mesleiydi bu, alm
olayd kendisi. Yama gre iyi alyordum Pip, inanasn buna. Zamanla babama da ben
bakmaya baladm. Mosmor inme inip sizlere mr olana dek ben baktm ona. Niyetim
mezar tana yle yazdrmakt.
Joe bu yazt yle zenerek, gzle grlr bir vnle okumutu ki, Sen mi yazdn
bunu? diye sordum.
Ben yazdm ya, dedi Joe. Hem de kendi kendime. Bir rpda karverdim. ekicin
bir tek vuruuyla btn bir at nal yapmaya benziyordu. yle arp kaldm ki! Hi
ummazdm, kendi kendimin byle bir ey yapabileceimi. Doruyu sylemek gerekirse
kendi yaptma inanasm bile gelmiyordu. Dediim gibi, Pipciim, niyetim bunu babamn
mezar tana kazdrmakt. Gel gr ki iir dediin ey para tutar; nasl kazdrrsan kazdr.
Kk de olsa, byk de olsa para tutar iir dediin. Kazdramadm bu yzden.
Mezarclara verdiim bir yana, elde kalan para annem iin gerekliydi. O da hastayd, bir
deri bir kemik kalmt. Babamn ardndan pek dayanamad, sonunda da gt, selamete
kavutu, zavallcm.
Joe yaaran mavi gzlerini en olmayacak bir yntemle, maann tepesindeki topuzla
ovuturarak sildi.
Ondan sonra bir yalnzlk geldi ki bana, burda tek bama oturmak! Derken bir gn
ablanla tantm. Biliyorsun, Pip, dedi Joe, kendisine hak vermeyeceimi nceden
biliyormu gibi gzlerimin iine bakarak konutu: Senin ablan ok iyi, ok esasl kadndr.
Ona inanmadm belirtecek biimde gzlerimi atee dikmekten kendimi alamadm.
Aile yeleri ne dnrse dnsn, dnya lem ne derlerse desinler... Joe bundan
sonraki her szcn ardndan maay parmakla vurarak, Senin ablan ok-iyi, ok-
esasl bir-kadn-dr! diye konumasn bitirdi.
yi ki sen yle dnyorsun, Joe, demekten te ne syleyeceimi bilemedim.
Joe lafm azma tkarcasna, Ben de yle! dedi. Byle dndm iin de
honutum, Pip... Bir para deri kzll, orda burda biraz kemik irilii... ne nemi var
bunlarn benim gzmde?
Ben de, Senin iin nemi yok madem, baka kimin iin nemi olacak? diye bilgi
bilgi bam salladm.
Elbette, diye Joe szlerimi onaylad. Tam stne bastn, diyordu. Ablanla
tantmda, seni nasl kendi elcazyla yetitirdii dillerde geziyordu. Herkes, ne iyi
kadn, diyordu, ne byk sevap iliyor... Ben de herkesle bir, yle der oldum. Sana
gelince... Joe ok sevimsiz bir ey grmesine yzn buruturarak, Nasl ufack,
sskack, huysuz bir ey olduunu bilseydin, diye ekledi, nan bana, dnp kendi
kendinin yzne bakmazdn, Pip.
Bu szler hi iime gelmediinden, Sen bana aldrma, Joe, dedim.
Elimde deildi ki aldrmamak! diye Joe sevecenlikle karlk verdi bana. Ablanla
birlikte gezmeye baladmz zaman, kiliseye giderken ya da o benim dkkna gelmeye
raz olduu zamanlarda, Kmencii de getir, zavallcm, derdim. Tanrnn gariban
yavrucaz, derdim ablana, Yanmza o da sar elbet; benim dkknmda ona da yer
var, derdim.
Alamaya balayp zrler dileyerek Joenun boynuna sarldm; o da maay elinden
atp boynuma sarlarak, Cancier dostuz deil mi Pip, lnceye dek? dedi. Alamasana,
iki gzm Pipciim.
Bu ksa aradan sonra Joe anlatmasn brakt yerden srdrd.
Uzun lafn ksas, ite byle Pip. Durum vaziyetler byle olduundan ite hepsi bu!
Bana bak Pip, beni eitmeyi sen stleneceksin ya... bak, pein deyivereyim de gnah
benden gitsin: Kafam kalndr benim, odun gibi kalndr, ha... Bir de bizim ba baa
altmz ablan pek grmese iyi olur. Senin anlayacan, samann altndan yrtmeliyiz
suyumuzu. Neden mi samann altndan? Onu da deyivereyim, Pip.
Maay gene eline almt. Elinde maa olmasa derdini anlatabileceini sanmyorum.
Ablan hkmet etme sevdasndadr, Pip!
Hkmet sevdas m Joe?
Afallamtm nk bu szlerden hayal meyal kardm anlam, ablamn Savunma ya
da Maliye Bakanl filan gibi bir ey uruna Joedan boanm olmasyd (ki bu dnceye
umutla sarldm da itiraf etmeliyim).
Hkmet etme sevdas, dedi Joe. Yani unu demeye getiriyorum ki seninlen benim
bamzda hkmet kurup bizleri ynetmek, iki gzm.
Haa!
Joe, Senin ablan evinin iinde okumu adam sevmez, diye szn srdrd. Hele
benim okuyup yazmam hepten istemez, nk ayaklanmamdan korkar. Hani komutana
bakaldrmak gibilerden, anlyorsun ya?
Bir soru sormak zereydim; Neden... bile demitim ki Joe beni susturdu.
Dur bir dakika. Ben senin ne diyeceini biliyorum Pip, ama biraz sabr! Ablann durup
durup bamza dedii dedik, ald ddk olup ktn yadsyacak deilim. Bizi kndeye
getirdiini, tepemize yaman bindiini de yadsyacak deilim. Senin ablan hele bir hmla
kameti artrmayagrsn, Pip... Joe kapdan yana bakp sesini alaltarak, Byle
zamanlarda eli maalnn ta kendisi olduunu drstlk adna itiraf etmek zorundaym,
dostum; ac ama gerek!
Joe, eli maal derken bir deil bin kadndan sz edercesine konumutu.
Neden ayaklanmyorum, yleyse? Szn kestiimde bunu soracaktn, deil mi, Pip?
Evet, Joe.
Joe, nk, dedi. Sonra sakaln svazlayabilmek iin maay sol eline aktard.
Bylesine dinginlie brnd zamanlarda ben ondan tm umudumu keserdim. nk
senin ablan kafal kadndr, hem de ok kafal.
Joeyu duraksatabilmek umuduyla, O da nesi? diye sordum.
Gelgelelim Joenun betimlemesi hazr beklemekteymi. Joe bana dik dik bakarak,
Ablan ite, diye ters ynden bir yantla yolumu kesiverdi.
Sonra gzlerini indirip gene sakaln svazlayarak, Bense kafal deilimdir, diye
ekledi. Sonra, Pip... buna ok ciddi kulak vermeni zellikle dilerim, iki gzm... zavall
anacm dnr dururum hep; mrnce alp didinmi, san sprge etmi, gene de
hi rahata ermemi, gn grmemi bir kadn... hi gitmez anamn ektii ileler gzmn
nnden. Bu yzden kadna ac ektireceim diye ylesine dm kopar ki Pip, bir yanllk
yapp onu inciteceime, baka yanllk yapp kendim incineyim, bin kat iyidir. Bu arada
keke incinen yalnz ben olaydm. Pip, keke u gdkdan koruyabileydim seni. ekilecek
ne varsa hepsini ben ekebilmek isterdim. Her neyse ite, iin olan biteni, uzunu ksas ve
de dosdorusu bu, Pipciim. Bundan byle kimi kiilerin pek kusuruna bakmayacan
umarm, iki gzm.
Yamn kklne karn, o geceden sonra Joeya kar yepyeni bir hayranlk
beslemeye baladm sanyorum. Gene eskisi gibi ikimiz eittik, eit olmasna da, o
geceden sonra oturup Joeya bakarak dndm dalgn zamanlarda, Joeyu kendimden
stn grdm anlar oldum.
Joe atee odun atmaya kalkarak, Bu arada, dedi, bak, bizim emektar Felemenk ii
saate! Sekiz kez vurabilmek iin knp sknmaya balad bile! Ama bizim hanm daha
grnrlerde yok. Umarm Pumblechook Amcann ksra buzda kayp dmemi ola.
Ablam ara sra, pazar kurulduu gnlerde Pumblechook Amcayla arya kar, ona evi
iin gerekli olan, ancak kadn ksmnn akl erdirebilecei alverilerinde yardm ederdi.
Pumblechook Amca bekrd nk; evdeki khya kadna da pek gvenmezdi. O gn de
pazar kurulmu olduundan ablamla Pumblechook Amca gene alveriteydiler.
Joe atei yeniledi, ocan nn sprd, sonra kapya gittik, bakalm nal seslerini
duyabilecek miyiz diye. Kuru souk bir geceydi, rzgr bak gibi kesiyordu, yerler
bembeyaz, sert bir krayla kaplyd. nsan bu gece, bataklkta, akta kalsa lr, diye
geirdim iimden. Sonra yldzlara baktm; insann souktan donarken yzn ge
evirmesi, gene de bu saysz parltl ynlarda hibir acma, hibir yardm bulamamas
kim bilir nasl ac gelir, diye dndm.
Joe, te ksran nal sesleri! diye bard. n n tyor, kurban olduum!
Don tutmu yoldaki nal sesleri her zamankinden daha ahenkli geliyordu kulaa, alg
sesi gibi. Ksrak da her zamankinden daha hzl, canl admlarla yaklar gibiydi. Ablam
inebilsin diye bir sandalye kardk, pencereyi kl grsnler diye atei deeledik, her
eyin yerli yerinde olduuna emin olmak iin mutfa son bir kez gzden geirdik. Biz bu
hazrlklar bitirdiimiz srada onlarn arabas da kap nnde durdu. Gzlerine kadar
sarnp sarmalanmlard. Ablam hemen indirdik. Mr. Pumblechook da inip ksran stne
bir rt rtt, sonra hepimiz birden mutfaa dolutuk. eriye bizimle birlikte dolan souk
hava, atein btn ssn frp gtrm gibi oldu.
Bir bilseniz! diyerek ablam aln, pelerinini heyecanndan acele acele kard,
baln da backlarn zmeden bandan arkaya, omzuna doru itti. Bu ocuk eer ki
bu gece kredip elimi pmezse baka ne zaman per, bilmem!
Ben, neye kredecei konusunda zerrece bilgisi olmayan bir ocuun taknabilecei
kadar minnet dolu bir tutum takndm.
Ablam, Tek dileim, bana vurup da burnu bymesin, diye ekledi. Ama ben
malm bilirim. Nerede o gnler!
Pumblechook Amca, Hanmefendiye skmez ki! dedi. Byle eylere gz yummaz o,
insan hemen yerli yerine oturtuverir.
Hanmefendi mi? Hangi hanmefendi? Joedan yana baktm, dudaklarm hafife
kprdatp kalarm kaldrarak bu soruyu sordum. Joe da benden yana bakmakta, kendi
dudaklarnn, kalarnn kprtsyla bana o da sormaktayd: Hanmefendi? Ablam onun bu
bakn yakalaynca Joecuk byle zamanlarda huyu olduu zere hemen uysallkla ban
eip elinin tersini burnunun stnden geirdi, sonra karsna bakt.
Ablam Ee? diye kt. Byle bel bel neye bakyorsun gene? Yangn mangn m var,
ha?
Joe inceliinden neredeyse krlarak, Hani kimi kiiler, diye dolayl yoldan
dokundurdu. Hanmefendi gibilerden bir sz ettiler de...
Ablam, Hanmefendiyse, hanmefendi demeyelim mi? dedi. Miss Havishama
beyefendi mi demek istiyorsun? Geri sen kiim, onun karsna kp konumak kim, ya,
gene neyse.
Kasabadaki Miss Havisham m? diye Joe sordu.
Kyde de mi bir Miss Havisham var yoksa? diye ablam onu tersledi. Miss Havisham
bizim olan gitsin onun evinde oynasn istiyor; o da gidecek elbet. Gitmesi kendi iyilii
iin, diye ablam benden yana yle bir ba sallad ki bunun karsnda kim olsa hemen
evik, atlgan bir oyuncu olup kard. Hele bir gidip oynamasn orada, ben ona
gsteririm!
Kasabadaki Miss Havishamn adn duymutum. epeevre btn kylerde Miss
Havishamn adn duymayan yoktu ki zaten. Dnyalar kadar zengin, ask suratl bir hanm
olduu, hrszlar girmesin diye kaps penceresi smsk kapatlm, kocaman, karanlk bir
evde, dnyayla ilikisini kesmi olarak yaad sylenirdi.
Joe aknlktan az ak kalarak, Vay canna! diye mrldand. Bu hanfendi bizim
Pipi nerden tanr ki?
Ablam, Mankafa! diye bard. Pipi tandn nerden kardn?
Joe gene deminki inceliiyle, Hani kimi kiiler, diye dokundurdu. Pipi evine,
oynamaya arm, dedilerdi de...
Ne olmu yani? Bu hanm Pumblechook Amcamza sormu olamaz m, bildii iyi bir
ocuk var m diye, hani gidip orada oynayacak? Pumblechook Amcamzn belki bu
hanmdan mlk kiraladn, arada kira demeye, oraya gidebileceini de mi almaz senin
o kaln kafan? Arada diyorum, bak. Ylda drt kez, iki kez demiyorum ki kafan karmasn
diye. Arada, diyorum. O zaman da Miss Havisham, amcamza sormu olamaz m, gidip
orda oynayacak iyi bir ocuk biliyor mu diye? Sayn amcamz da, hep bizim iyiliimizi
dnr, bizi esirger ya, sen bunun farknda olmasan bile Joseph, diye ablam Joedan
yana, dnyann en deerbilmez, en vurdumduymaz yeenine bakyormuasna bakarak,
derinden knayan bir sesle ekledi: te bu amca o zaman Miss Havishama, nah bizim u
zpkt olann szn etmi olamaz m? Urunda unca yldr gnll kleler gibi sam
sprge ettiim u bizim olan!
Dillerin dert grmesin! diye Mr. Pumblechook araya girdi. Ne de gzel syledin,
hanmefendi, tam can alacak yerinden yakalayp stne bastn. Aferin sana! te, Joseph,
imdi durumu biliyorsun.
Zavall Joe elinin tersini, zr dilercesine burnuna srtedursun ablam, Yok, Joseph,
diye konumasn srdrd. inden ne dnrsen dn, sen durumu daha bilmiyorsun.
Bildiini sanyorsun belki ama hi bilmiyorsun, Joseph, Pumblechook Amcamzn nerisini
bilmiyorsun nk. Bilmiyorsun ki, Miss Havishama gitmesiyle bu ocuun bana devlet
kuu konabileceini, kim bilir, geleceinin salama balanabileceini akldan karmayan
amcamz, eksik olmasn, hemen bu akam ocuu kendi arabasyla kasabaya gtrp
gece kendi evinde yatrmay, yarn sabah da kendi elcazyla Miss Havishamn karsna
karmaya gnll oldu. Yaa! Sonra ablam birden telalanp baln kararak, Tanr
benim cezam vermesin, e mi! diye bard. Burda durmu bu alklara laf anlatacam
derken Pumblechook Amcay bekletiyorum. Kapda ksrak souk alacak, ocuk desen
tepeden trnaa kir paslara belenmi!
Byle diyerek ablam kuzu grm atmaca gibi stme atlad. Yzm tahta leenlere
bastrlarak, kafam su flarnn musluklar altna tutularak sabunlarla yle bir yoruldum,
itilendim, ylesine kaznarak silinip durulandm, havlularla kurutulup tartaklandm ki,
inann, kendimden geer gibi oldum. (Sras gelmiken unu belirtmek isterim ki insan
yznn zerinden acmaszcasna geen bir nikh halkasnn przl etkisi konusunda,
yeryznn tm uzmanlarndan daha bilgili olduuma inanyorum.)
Ykanma ayini sona erdikten sonra, eski zamanlarda tvbe getiren gnahkrlara uval
giydirdikleri gibi benim srtma da kaskat ketenden temiz pak amarlar geirildi. En dar,
en korkun takmmn iine tktrldm, elim kolum smsk kaslm durumda
Pumblechook Amcaya teslim edildim. Kendisi beni bir jandarma resmliiyle teslim ald,
sonra, deminden beri vermek iin can attn bildiim demele bana veryansn etti:
Evlat, btn dostlarna otur kalk, dua et, hele seni kendi elcazlaryla bytm
olanlara!
Salcakla kal, Joe!
Sen de salcakla git, Pip, iki gzm!
imdiye dek Joedan hi ayrlmamtm. Hem duygularmn hem de sabun kpklerinin
etkisiyle, arabaya bindikten sonra bir sre yldzlar gremedim. Zamanla yldzlar birer
birer gz krpmaya baladlar bana. Gene de, Miss Havishamn evinde oyun oynamaya ne
diye gnderildiim, orada ne gibi bir oyun oynamak zorunda olduum sorusuna hibir k
tutmadlar.
8
4. Bu iskambil oyunu tahminen 1860larda ngilterede icat edildi ve ilk olarak 1861de Byk Umutlar romannda ad geti.
(Y.N.)
9
Eve dndmde, Miss Havishamla evini pek merak eden ablam sr sr sorular
sormaya balad. Sonra da sorularna yeterince ayrntl yantlar vermediim iin enseme,
srtmn ortasna yumruklar atarak yzm duvardan duvara arpt.
Eer baka ocuklar da anlalmamaktan, yanl anlalmaktan, benim ocukken
korktuum kadar korkuyorlarsa (ki olasdr, nk ocukluumda bir hilkat garibesi
olduumu hi sanmyorum) bu korku birok suskunluk ve yalanlarn anahtardr. rnein
ben, Miss Havishamlarda grdklerimi grdm gibi anlatrsam szlerime
inanlmayacan kesinlikle biliyordum. Yalnzca bu deil, Miss Havishamn da
anlalmayacan seziyordum. Geri onu ben de zerrece anlayabilmi deildim, gene de
gerei ablamn gzleri nne olduu gibi sermek, hem ona hem de Estellaya kaba bir
ihanette bulunmak olurmu gibi geliyordu. Bu yzden, elimden geldiince az konutum,
yzm de mutfak duvarna arplp durdu.
En kts, Pumblechook Amca denilen o koca zorba, benim grp duyduklarm
renmek merakyla atladndan ikindi zeri ay saatinde paytonuyla al al, moru mor
damlayverdi. Bu ba belasn, balk gibi ak soluyan az, soru iareti gibi dikilmi kumral
salar, kursandaki aritmetik problemlerinin gazndan inip kalkan yeleiyle karmda
grr grmez, ekingenliim ve suskunluum da hain bir inat olup kt.
Pumblechook Amca ate bandaki onur koltuuna oturur oturmaz, Ey, ocuk, diye
lafa giriti. Nasl vakit geirdin bakalm gittiin yerde?
Zararsz efendim, diye karlk verdiimi duyunca ablam bana yumruunu sallad.
Amca Bey, Zararsz ha? diye yanklad. Laf m yani imdi bu? Ne demek zararsz?
nsann kafas duvara arplnca aln badanadan kirelendii gibi beyni de inattan
kireleniyor olmal. Bilmiyorum. Tek bildiim, alnm badanadan aardktan sonra inadmn
katr inadna dntdr.
Bir sre derin derin dndkten sonra aklma yeni bir ey gelmi gibi, Yani zarar
yok, demek, diye karlk verdim.
Ablam sinirli bir lkla zerime atlmak zereydi. Joe rsnn banda olduundan
hibir kurtulu umudum da yoktu. Neyse ki Mr. Pumblechook, Yok, sinirlenme,
hanmefendi, diye araya girdi. Sen bu ocuu bana brak, hanmefendi, bana brak sen
onu.
Sonra Mr. Pumblechook sam kesecekmi gibi beni kendine doru evirerek,
Dncelerini dzene sokmak iin nce syle bakalm, dedi. Krk pens ka sterlin?
Drt yz sterlin, diye yantlamann sonularn hesapladm, kendi zararma olacan
anlayarak elimden geldiince doru yant vermeye altm. Sekiz penslik bir yanlla
kurtuldum. Bundan sonra Mr. Pumblechook bana para cetvelini ezbere okuttu. On iki
pens bir ilin ederden balayarak, Krk pens, ilin drt pens edere dek okudum.
Buraya gelince Mr. Pumblechook beni kskvrak yakalam gibi bir zafer glyle, Ya krk
pens ne eder? diye sordu.
Ben buna uzun uzun dndkten sonra, Bilmiyorum, diye karlk verdim. Tepem
ylesine atmt ki, bu hesabn yantn o dakikada gerekten bilmiyordum.
Mr. Pumblechook boynunu yle bir burdu; yant benden tirbuonla skp almak
istiyordu sanki.
Krk pens acaba yedi sterlin, alt pens fardens eder mi dersin? diye sordu.
Eder ya! dedim.
Geri ablam o saat kulamn ikisini birden ektiyse de Mr. Pumplechookun akasn
boazna tkayp azn kapam olduumu grnce yreim ya balad.
Pumblechook Amca kendini toparlaynca yeniden, Evlat, syle bakalm Miss Havisham
neye benziyor? diye sorguya giriti.
ok uzun boylu, esmer, diye yantladm.
Ablam, yle midir, Mr. Pumblechook? diye sordu.
Mr. Pumblechook, evet, gibilerden bir gz krpt; ben de onun Miss Havisham hi
grmemi olduunu o saat anladm, nk Miss Havisham ne ok uzun boyluydu ne de
esmer.
Mr. Pumblechook tepeden atarak, Aferin sana, dedi. (Gzeel! Mr. Pumblechookla
baa kmann yolunu bulmutum. Onunla boy lebileceimi sanyordum artk.)
Ablam, Ah, keke bu ocuk hep sizin yannzda kalabilse Mr. Pumblechook, onunla ba
etmesini ne iyi biliyorsunuz! dedi.
Pumblechook Amca, Anlat bakalm, evlat, dedi. Sen gittiinde hanmefendi ne
yapyordu?
Kara kadife kapl bir saray arabasnda oturuyordu, diye karlk verdim.
Ablamla Mr. Pumblechook birbirlerinin yzne bakakaldlar (baka ne yapabilirlerdi?)
sonra bir azdan, Siyah kadife saray arabas m? diye sordular.
Evet. Derken Miss Estella, galiba yeeni oluyor, ona arabann penceresinden altn
tabak iinde pastayla arap verdi. Ben de kendi paym yemek iin arabann arkasna
trmandm, nk hanmefendi yle istedi.
Pumblechook Amca, Bakalar da var myd yannda? diye sordu.
Drt tane kpek, dedim.
ri mi ufak m?
Dev gibi! Onlara gm bir sepetin iinden dana pirzolas attlar, onlar da kapmak
iin kavgaya tututular.
Mr. Pumblechookla ablam, azlar aknlktan bir kar ak kalarak gene baktlar.
Bense kendimde deildim; ikence altnda bir tank gibi, en olmayacak eyleri
syleyebilirdim.
Ablam, Bu saray arabas nerede duruyordu, Tanr akna? diye sordu.
Miss Havishamn odasnda. Gzler gene fal ta gibi almt. Ben, arabaya drt tane
ssl psl, tantanal yar at komak gibi bir lgnln eiinden dnerek durumu biraz
kurtarmak iin, Yalnz at filan yoktu, diye ekledim.
Ablam, Olabilir mi byle ey, amca? diye sordu. Neler sylyor bu ocuk?
Mr. Pumblechook, Ben sana anlataym, bana kalrsa ekek arabas gibi bir ey olsa
gerek, bu hanmefendi, dedi. Miss Havisham esintilidir biliyorsunuz, pek esintilidir; can
isterse sabahtan akama arabada oturur mu oturur!
Ablam, Sen onu hi grdn m bu arabann iinde, Mr. Pumblechook? diye sordu.
Pumblechook Amca sonunda her eyi aka ortaya vurmak zorunda kalarak, Nasl
grebilirim, kendini bile mr hayatmda hi grmemiken? diye ters ters sylendi.
Amma ettin be amca! Nasl konutun onunla peki?
Yahu bilmiyor musun, oraya gittiimde onun oda kapsna gtrrler beni. Kap aralk
durur, o da bu yolla konuur benimle. Bunu da bilmiyorum diyemezsin ya, hanmefendi?
Her neyse, bizim ocuk oraya oyun oynamaya gitmiti. Ne oynadnz, yavrum?
Bayraklarla oynadk, diye yantladm. Kvrdm bu yalanlar imdi dndke kendi
kendime atma inanmanz dilerim.
Ablam yank gibi, Bayrak m? dedi.
Bayrak ya, dedim. Estella elindeki mavi bayra sallyordu, ben krmz bir bayrak
sallyordum, Miss Havisham da kendi tuttuu altn yldzl bayra araba penceresinden
dar sallyordu. Sonra hep birden kllarmz havaya kaldrp, Yaasn! diye
baryorduk.
Ablam gene yank gibi, Kl m? diye soludu. Kllar nerden buldunuz, ayol?
Dolaptan kardk. Dolabn iinde tabancalar da vard, grdm; reel kavanozlar, hap
ieleri. Oda hi gne almyordu. amdanlarla aydnlatmlard.
Pumblechook Amca ban ar ar sallayarak, ok doru, hanmefendi, dedi. Oras
gerekten yledir. Kendi gzlerimle grdm.
imdi ikisi birden dnm bana bakmaktaydlar. Ben de olanca saflm taknm
onlara bakyor, bir yandan da sa elimle pantolonumun sa paasn bkp duruyordum.
Baka soru sorsalard kendimi hi kukusuz ele verecektim. nk o srada bile avluda
bir balon bulunduunu sylemek zereydim. Gene de sylerdim ya, Yoksa fabrikada ay
dolayordu, gibilerden bir masal m uydursam? diye duraksadm. Bu arada karmdakiler
benim nceden anlattm akllara durgunluk veren eyleri konumaya yle dalmlard ki
paay kurtardm.
Joe ay saatinde ieri geldii zaman bizimkiler hl bu konuyla har neirdiler. Ablam,
onu aydnlatmaktan ok kendi iini dkmek amacyla her eyi Joeya da anlatt.
Joenun o mavi gzlerini iri iri aarak umarsz bir aknlkla devirip durduunu grnce
iim pimanlkla doldu. Ne var ki vicdan azabn yalnzca ona kar duyuyordum; br ikisi
bana vz geliyorlard. Joeyu, tek Joeyu dndke kendimi ufak bir canavar gibi
gryordum. tekilerse oturmu, benim Miss Havishamn evine ve gzne girmemden
doabilecek sonular tartmaktaydlar.
Miss Havishamn benim iin bir eyler yapacandan kukular yoktu; kukular bu
bir eylerin neler olabilecei konusundayd. Ablam, mlk olasln savunuyordu. Mr.
Pumblechook ise kibar bir tccarn, szgelimi bir dar ve tohum tccarnn yanna rak
girmemi salayacak yle okkal bir sermaye savn gdyordu.
Bu arada Joe, Miss Havishamn bana belki de o pirzola kapan kpeklerden birini
verebileceini ileri srd. Bu parlak bulu ablam da amcay da kplere bindirdi. Ablam,
Mankafann akl ancak bu kadara eriyorsa, dedi, yapacak baka ii de varsa gidip iini
yapsa daha iyi olur. Joe da gitti.
Mr. Pumblechook arabasna binip ayrldktan sonra, ablam bulaklarn bana geince
usulca demirci dkknna girdim. O gecelik iini bitirene dek Joenun yannda kaldm.
Sonra, Atei sndrmeden nce sana bir diyeceim var, Joe, dedim.
Joe nal akma iskemlesini rsn dibine ekerek, yle mi, Pip? dedi. Deyiver yleyse
bakalm, Pipciim, nedir bu diyecein?
Joe! diyerek onun yukar svanm duran kol yenini tuttum, parmaklarmn arasnda
bkmeye baladm, Miss Havishamn evinde olanlar stne neler anlattm, biliyorsun
ya?
Biliyorum. Hem de nasl! nsann sanki akl duruyor, iki gzm.
Ah, Joe, ok kt yaptm ben. Hibiri doru deil o anlattklarmn.
Joe son derece afallayarak, Neler diyorsun sen, Pip? diye bard. Yani
sylediklerinin...
Evet, Joe, hepsi yaland sylediklerimin.
Hepsi olamaz ki ama. Hepsi de yalan olamaz, deil mi, Pip? Siyah kadife kapl saray
arabas da yoktu, demek istemiyorsun ya, Pip? Ben durduum yerden bam, hayr
dercesine sallayp duruyordum. Hi deilse kpekler sahiciydi ha, Pip? Dana pirzolas
yoksa bile hi deilse kpekler vard deil mi?
Kpek de yoktu.
Tek bir kpek? dedi Joe. Hi deilse bir tek, minicik, yavru kpek? Ne olur, Pip, iki
gzm, ha?
Yoktu Joe. Hi kpek yoktu.
Ben gzlerimi umarszlkla Joeya dikmitim, o da aknlkla, zntyle bana
bakakalmt.
Ama iki gzm Pipciim, olmaz byle ey. Bu gidile kendini nerede bulacan
dndn m hi?
ok kt bir ey yaptm, deil mi Joe?
Kt m? Feci, dostum, korkun, diye Joe ban sallad. Ne oldu sana yle, eytan
m drtt ne?
Ne oldu, nasl oldu, ben de bilmiyorum Joe, diyerek kol yenini braktm, onun
ayaklar dibindeki kllerin iine oturup bam nme edim. u var ki, keke
ayakkablarm byle yamru yumru olmasayd, ne de ellerim byle kaba saba!
O zaman Joeya ok mutsuz olduumu ama beni ok hrpalayan ablamla amcaya bunu
aklayamadm anlattm.
Miss Havishamn evinde son derece kibirli, ok gzel bir kz grdm, onun bana
yontulmam kyl paras dediini, bunu benim de bildiimi, byle olmak istemediimi,
sylediim yalanlarn da, bilmem nasl, bu nedenden doduunu anlattm Joeya.
Bir metafizik sorunuydu bu. zmlemesi en az benim kadar Joe iin de gt. Ne var
ki Joe sorunu metafizik alandan karmak yoluyla stesinden geldi.
Bir sre derin derin dndkten sonra, Kesinlikle inanabilecein bir tek ey varsa o
da udur, Pip, dedi. Ksacas, yalan yalandr. Nereden doarlarsa dosunlar,
domamalar gerekir. Zaten tm yalanlar aslnda yalanlarn babasndan doar ki hepsi
bylece tek ve ayn kapya kar, cancazm. Sakn bir daha yalan syleyeyim deme, Pip.
Yontulmam olmaktan kurtulmann yolu bu deildir nk. Kaba saba, yok yontulmam
olmaya gelince, pek kartamadm bu ii. Kimi ynlerden bal gibi yontulmusundur sen.
Diyeceim, bak ite inceciksin ya! Sonra okumuluun, yazmln da var, beri yandan.
Yok yok, ben bilgisiz, grgsz bir ocuum Joe.
ki gzm, dn gece bana yazdn o mektup ne gne duruyor, peki? Ben mrmde
nice mektuplar grmlm vardr, hem de yksek kiilerden, ama ite sana yeminle
syleyeyim ki hibirileri kitap yazsyla yazlm deillerdi, Pip.
Hibir ey bildiim yok, Joe. Sen beni gznde bytyorsun, hepsi bu.
nan iki gzm, hepsi budur ya da deildir, bir ey deitirmez; bilgili olan her kii ie
bilgisizlikten balamak zorundadr. Banda tacyla tahtnda oturan Kral bile, o parlamento
yasalarn kartabilmek iin ne yapt? Prenslie ykseldii zaman alfabeyi renmekle
balad ie. Evet, diye Joe ban anlaml anlaml sallad. O da Adan balayarak Zye dek
tm harfleri srasyla rendi. Geri bu ii ben de yaptm, diyemesem de bunun nasl etin
bir i olduunu ok iyi biliyorum, Pip.
Joenun bu bilgelik dolu szleri umut vericiydi, beni de az buuk yreklendirdi.
Joe dalgn dalgn, Zanaat ve kazan ynnden biraz aa tabakadan olanlar gidip
yukar tabakadan kiilerle oyun oynayacaklar yerde, acaba gene eskisi gibi kendi
tabakalarnn iinde kalsalar daha iyi olmaz m, diye dndm de aklma geldi: Umarm
hi deilse bayraklar sahicidir, ha, Pip?
Deildi, Joe.
Bayraklarn sahici olmamasna zldm, Pip. Aa ve yukar tabaka durumlarna
gelince, bunu iyice dnp tanaraktan incelemek gerekirse de u srada incelemeye
kalkrsak ablan da kameti artrr ki bu da bile bile gze alabileceimiz bir ey deildir,
ha, iki gzm? imdi, Pip, kulan drt a da seni gnlden seven bir dostunun dn
dinle. Dostunun sana syleyecei udur, Pip: Yontulup incelmeyi doru yoldan
beceremezsen eri yoldan hi beceremezsin. Onun iin, bir daha o eylerden sakn
syleme, iki gzm; doru yaa, iin rahat lrsn.
Bana kzmadn ya, Joe?
Yok, cancazm. Ne var ki ad imdi gerekmeyen o nesneler pek kuyruklu ve de
sunturlu trden olup, diyeceim, hani u dana pirzolalarn kapan kpekler stne
olanlar var ya... senin iyiliini candan dileyen bir dostunun dne kulak verirsen,
birazdan yattn zaman dualarnn arasnda bu nesneleri de unutma, Pip.
Syleyeceklerimin hepsi budur, iki gzm, yalnz bir daha sakn ha yapmayasn!
Tavan arasndaki kk odama kp da dua ettiim srada Joenun tlerini
unutmasna unutmadm da... kk kafam yle kark, duygularm yle nankrcesineydi
ki uzun zaman uyank yatarak, Estella kim bilir Joeyu grse ne kaba bulur, olup olaca
bir ky demircisi, diye dnp durdum. Kim bilir Joenun elleriyle kunduralar da nasl
kaba, biimsiz grnr onun gzne! Dnyorum da, ablamla Joe u srada mutfakta
oturmaktaydlar. Ben de odama mutfaktan kp gelmitim. Oysa Estella ile Miss
Havisham mutfakta oturmak diye bir ey bilmiyorlard; bylesi kyl greneklerinin ok
stndeydi onlar...
Miss Havishamlara gidince ne yaptm dnrken uyuyakalmm. Orada -drt
saat yerine -drt ay kalmm gibi geliyordu. Bamdan daha o gn gemi deil de ok
eskiden olup bitmi, sk sk andm bir olayd sanki...
Unutulmaz bir gn oldu bu benim iin, nk bende byk deiimler yaratt. Zaten
herkesin yaamnda byle olmaz m? Yaamnzdaki sayl gnlerden bir tekini silin...
yazgnzn yn kim bilir nasl deiik olurdu! Bunu okurken bir dakika durun, sizi ekip
gtren zinciri dnn; ister demirden olsun ister altndan, ister ieklerden ister
dikenlerden rl olsun... o unutulmaz gnlerin birinde ilk halkas yaratlmasayd, bu zincir
belki de size, yaantnza hi dolanmayacakt!
10
Birka gn sonrayd; sabahleyin parlak bir fikirle, sevinerek uyandm: Yontulmak iin
atabileceim en gzel adm Biddyden ders alp onun btn bildiklerini renmekti.
O akam Mr. Wopslen byk teyzesinin okuluna gittiim zaman da bu parlak buluun
peini brakmayarak Biddyye sokuldum. zel bir nedenden tr ilerleyip ykselmek
istediimi, btn bildiini bana retirse ok sevinip kendisine minnet besleyeceimi
bildirdim. Dnyann en iyiliksever kz olan Biddy hemencecik, Elbette, diyerek aradan
daha be dakika gemeden verdii sz yerine getirmeye alt.
Mr. Wopslen byk teyzesinin okulunda uygulad renim yntemini ylece
zetleyebilirim: Mr. Wopslen byk teyzesi uyuklarken renciler elma yiyip birbirlerinin
srtlarndan aa saman p sokarak oyalanrlard; derken Mr. Wopslen byk teyzesi
kendini toparlar, falaka sopasn kapt gibi sarsak admlarla, kimseyi ayrt etmeksizin
rencilerin zerine yrrd. Bu saldry her trden alayl sz ve iaretlerle savdktan
sonra renciler sraya dizilir, paralanm bir kitab ar vzlts gibi bir sesle szmona
okuyarak elden ele geirmeye balarlard. Kitabn iinde bir alfabe, biraz aritmetikle bir
arpm cetveli, birka satr da yazm kural vard; bir zamanlar varmm, daha dorusu...
Bu kitap elden ele gemeye balar balamaz Mr. Wopslen byk teyzesi ya
uykusuzluun ya da romatizma arlarnn yaratt bir komaya girerdi. O zaman
renciler de kendi aralarnda bir eit kundura yarmas balatrlard ki bunun amac,
kim kimin ayana daha hzl basabilecek sorununu zmlemekti. Derken Biddy
rencilerin arasna atlp tane yazlar silinmi ncil datarak bu zek yarmasna son
verirdi. Ne id belirsiz bir nesnenin ucundan beceriksizce kopartlma benzeyen bu eri
br kitaplarn yazs kadar okunaksz olann, imdiye dek grdm en tarihi, en
mzelik kitaplarda bile bulamadm! stelik sayfalar kf lekeleriyle dolu olduklar gibi
aralarnda ezilmi eitli brt bcek rneklerini de sergilerlerdi.
Dersin bu blmne, Biddynin hayta rencilerle teker teker yapt dvler renk ve
canllk katard. Dvler sona erdii zaman Biddy bir sayfann numarasn verirdi. Biz de
bu sayfay okuyabildiimiz (ya da okuyamadmz) kadar okurduk; hep bir azdan,
berbat bir koro... nce Biddy, tiz, tekdze bir sesle okur, arkasndan da biz onun
okuduklarn yinelerdik... Bu korkun amata, belirli bir sreden sonra Mr. Wopslen byk
teyzesini kendiliinden uyandrrd. Yal kadn, sendeleyerek rastgele bir ocuun stne
yrr, onun kulaklarn ekerdi. Bu, o akamki dersin sona erdiini belirttiinden bizler
kltrel zafer lklar atarak dar frlardk. Hakasn sylemek gerekirse rencilerin
karatahta ya da (bulunduu zaman) mrekkeple oynamalarn yasaklayan bir kural yoktu.
Gelgelelim bu tr almalar yrtebilmek zellikle kn ok gt, nk dersleri
yaptmz, (ayn zamanda Mr. Wopslen byk teyzesinin hem oturmak hem de yatmak
iin kulland) kk oda bir tek keyifsiz, isli, daldrma mumun lgn yla aydnlanrd.
Odada mum makas da yoktu.
Bu koullar altnda yontulabilmek ok zaman alacakm gibi geliyordu bana. Gene de
elimden geleni yapmaya kararlydm. Biddy ise aramzdaki anlamay hemen o akam
uygulamaya balad. Bana fiyat kataloundan nemli eker konusunda biraz bilgi aktard;
evde defterime ekeyim diye de eski ngiliz yazsna gre yazlm byk bir D harfi verdi.
Oysa Biddy ne olduunu sylemeden nce, ben bunu ayakkab tokas yapmak iin izilmi
bir taslak sanmtm.
Bizim kyn de bir meyhanesi vard elbet; Joe da piposunu arada bir meyhanede
tttrmeyi doal olarak severdi. O akam ablam, okul dn Three Jolly Bargemena
urayp Joeyu eve getirmemi, yoksa bana gstereceini iyice tembihlemiti. Bu yzden
ben de okul dn Three Jolly Bargemenn yolunu tuttum.
Jolly Bargemenda bir iki tezgh vard. Kap yanndaki duvarda da tebeirle yazl,
uzunluklar insana kayg verici hesap cetvelleri. Bu hesaplar hi denmez gibi gelirdi bana.
Cetveller kendimi bildim bileli bu duvardayd; yllar boyunca benden ok boy atmlard.
Ne var ki bizim oralarda tebeir boldu. Belki de cetveller bundan yararlanabilmek iin
hibir frsat karmak istemiyorlard.
Cumartesi akam olduu iin meyhanecinin bu hesaplar biraz somurtarak
gzetlediini grdm. Ne var ki benim iim onunla deil Joe ile olduundan, bir yi
geceler, diyerek sofann dibindeki odaya getim. Buradaki mutfak ocanda grl grl,
parltl bir ate yanyor, Joe da yannda Mr. Wopsle ve bir yabancyla birlikte piposunu
tttryordu.
Joe her zamanki gibi, Meraba, Pipciim, iki gzm, diyerek beni karlad.
O bunu der demez yabanc adam ban evirip bana bakt.
O zamana kadar hi grmediim, biraz sinsi durulu bir adamd. Boynu sakat olsa
gerek ki ba iyice yana dnk, bir gz de grnmeyen bir tfekle nian alrcasna
yarkapalyd. Onun da aznda bir pipo vard; bunu ekti, azndaki btn duman,
gzlerini benden hi ayrmakszn fledi, ban eerek beni selamlad. Bunun zerine ben
de onu selamladm. Yabanc gene ban edi, oturaym diye yannda yer at.
Ama ben meyhaneye gittiimde Joenun yanna oturmaya alk olduumdan, Yok,
sa olun, efendim, diyerek Joenun kar srada benim iin am olduu yere oturdum.
Yabanc adam Joedan yana bir gz att. Onun dikkatinin baka yerde olduunu grnce
bana gene ba sallad, sonra ok tuhafma giden bir biimde, yle bir bacan ovuturdu.
Joeya dnerek, Yanlmyorsam demirci ustas olduunu sylyordun, dedi.
Joe, Yaa, yle diyordum, dedi.
Ne iersin Mr... adn balamadn da...
Joe bu kez adn balaynca yabanc ona, Ne iersiniz, Mr. Gargery? diye sordu.
kiler benden. Birer kadeh daha yuvarlayp yle kalkalm.
Doruyu istersen, dedi Joe. Kendimden baka kimsenin hesabna iki imek huyum
yoktur da benim...
Varsn huyun olmayversin. Ayda ylda bir, hem de bir cumartesi gecesi, ne kar?
Hadi, hadi, Mr. Gargery, syle, ne iiyorsun?
Oyunbozanlk etmeyelim, dedi Joe. Rom olsun.
Rom, diye yabanc onun szn yineledi. Acaba teki bey de bir dilekte bulunurlar
m?
Mr. Wopsle, Rom, dedi.
Yabanc, meyhaneciyi ararak, rom, diye buyurdu. Hepimize birer bardak,
ltfen.
Joe, Mr. Wopsle tantmak amacyla, u teki bey dediniz ya, dedi. Bir veryansn
edip konumaya balasa baylrsnz! Kilisemizin yazmandr kendisi.
Yabanc, Ahha, dedi abucack, o ksk gzn bana dikerek. Bataklklarn tam
kysndaki u ssz kilise mi, hani evresi mezarlkl?
Ta kendisi, dedi Joe.
Adam piposundan rahat bir soluk ekerek bacaklarn tek bana oturduu sraya boylu
boyunca uzatt. Bana geni, sarkk kenarl bir yol apkas giyip altna da bir mendil
balam olduundan sa hi gzkmyordu. Atee doru dndrd yznde, nce
iten pazarlkl bir bak, sonra da bir yarm gl grr gibi oldum.
Sizin buralar hi bilmiyorum, ama rmak boylar pek ssz, pek orak yerlere
benziyor, dedi.
Joe, ou batak yerler ssz olur, dedi.
Elbette, hi kukusuz. Bu bataklarda ingeneler gezer mi hi? Serserilere, it uursuzca
rastladnz olur mu?
Hi, dedi Joe, krk yln ba bir cezaevi mahkmu grrz. Onlar da pek yle kolay
kolay ele geiremeyiz; ha, Mr. Wopsle?
Mr. Wopsle o eski yenilgiyi bile en grkemli duruuyla anmsayarak, evet der gibi ba
sallad ama souka.
Anladma gre mahkm kovaladnz da olmu, dedi yabanc.
Joe, Bir kezcik, diye yantlad. Zavalllar tutmak istediimizden deil ya, seyir olsun
diye gittiydik; ben, Pip, bir de Mr. Wopsle. yle deil mi, Pip?
yleydi ya, Joe.
Yabanc gene o grnmez tabancasyla tam bana nian alrcasna bakarak, Aslan gibi
delikanl, dedi. Ad ne diyordun?
Pip, diye Joe karlk verdi.
z ad m Pip?
Yok, z ad Pip deil.
Soyad m Pip?
Joe, Yok, dedi. Bir tr takma ad. Kkken kendi taktyd, imdi herkes onu yle
arr.
Olun mu olur?
Joe dalgn dnerek, Yoo! dedi. Geri bu iin dnlecek hibir yn yoktu, ama
pipo tttrrken konuulan her eyi uzun uzun dnp tanmak Jolly Bargemenn bir
geleneiydi. Yok, deil. Olum deil kendisi.
Yabanc, Yeen mi? diye sordu.
Joe gene derin derin dnerek, Yok, dedi. Deil, iin dorusu. Yeenim de deil
benim.
Yabanc, yleyse kimin nesi ki bu ocuk? diye sordu ki bu sorgudaki iddet bana
gereksiz grnd.
Bu soru zerine Mr. Wopsle araya girdi. Akrabalk konusunda her eyi bilen, diyelim bir
erkein hangi kadn akrabalaryla evlenip hangileriyle evlenemeyecei konusunda meslek
gerei uzman saylan bir bilirkii sfatyla, Joe ile benim aramdaki balar ince ince, uzun
uzun anlatt. Hazr frsat bulmuken Mr. Wopsle, Shakespearein III. Richardndan korkun
homurtulu bir paray da di gcrtlaryla okudu; buna gereke olarak da, konumasnn
sonunu, airin de dedii gibi, diye balamay yeterli buldu.
Bu arada izin verirseniz, Mr. Wopslen benden konuurken ille salarm kartrp
parmaklarn gzlerime sokmak gereini duyduunu belirtmek istiyorum. Onun gibi yksek
kiiler, bize geldiklerinde ya da buna benzer koullar altnda neden ille benim gzm
karmak zorunluunu duyarlard, bilemeyeceim. Gelgelelim, hatrladm kadaryla
kklmde, aile evremizde ne zaman benim szm gese byle kocaman elli birileri,
byklklerini, yksekliklerini kantlamak iin ille gzm demeseler olmazd!
Bu arada yabanc adam bakalaryla hi ilgilenmeyerek hep bana bakyordu; sonunda
o grnmez tfeiyle ate edip beni vurmaya niyetliymi gibi bakyordu hem de. Ne var ki
o kimin nesili sorusunu sorduktan sonra hi konumamt. Tetii ancak romlarmz
geldikten sonra ekti; turnay da gznden vurdu.
Szle yapmad bu at: zellikle benim gzlerim iin bir pantomim sergiledi.
Bardandaki romla suyu bana gstererek gzmn iine baka baka bir yudum ald. Evet,
bardandaki romla suyu kartrp bir yudum ald, ama romu garsonun getirdii kakla
deil bir eeyle kartrmt.
Bunu yle punduna getirdi ki benden baka gren olmad, ama ben eeyi aka
grdm. Adam eeyi sildikten sonra gs cebine kaldrd. Ne var ki bunun Joenun eesi
olduunu, bu yabancnn da benim mahkmu tandn ben, eeyi grr grmez
anlamtm. Oturduum yerden bylenmi gibi bakakalmtm ona. O ise imdi rahata
arkasna yaslanm, benimle pek ilgilenmeyerek daha ok algam zerine yrtlen
tartmalara karyordu.
Bizim kyde cumartesi geceleri, geen haftann artklarn temizlemenin, yaama
yeniden balamadan nce yle bir gzel kafa dinlendirmenin doyulmaz tadn tard.
Bundan keyiflenen Joe da cumartesi geceleri eve baka gecelerden yarm saat daha ge
dnme tehlikesini gze alrd. Bu kaamak yarm saatle bardaktaki romlar ayn zamanda
sona erdiinden Joe beni elimden tutarak ayaa kalkt.
Yabanc adam, Bir dakika, Mr. Gargery, dedi. Yanlmyorsam cebimde yepyeni,
parlak bir ilin var; eer bulabilirsem ocua vermek istiyorum.
Cebinden kard bir avu bozuk parann arasndan ilini seti, buruuk bir kt
parasna sarp bana verdi.
Al bakalm, dedi. Bakasna vermek yok ha, senin olacak!
Ben adamn yzne hibir terbiye kuralna smayacak lde aval aval bakarak
teekkr ettim. Joenun elini de smsk tutuyordum. Yabanc, Joeya iyi geceler diledi,
bizimle kalkm olan Mr. Wopslea da iyi geceler diledi. Banaysa yalnzca o nianc gzyle
ylece bir bakt. Yok, bakt da diyemem. Ar ar yumdu bu gzn. Ama kimi zaman
kapal bir gz insana neler neler syler!
Dnte, canm konumak istese, kendi bama konumak zorunda kalacaktm. nk
Mr. Wopsle, Jolly Bargemenn kapsnda bizden ayrld. Joe da azn, ak havayla
alkalayabildiince alkalayp rom kokusunu datmak iin, eve gidinceye kadar ak tuttu.
Eve varp mutfaa giriimizde ablamn keyfi olduka yerindeydi. Joe da bu olaanst
durumdan cesaret alarak ona, parlak ilin olayn anlatt.
Ablam yabancnn ipliini pazara karmasna bir kvanla, Sahtedir, bana
sorarsanz, dedi. Yoksa ocua neden versin? Ver unu, bakaym.
Paray kadndan karp ablama verdim. Sahte deilmi meer. Ablam bu kez paray
brakp sarg kdna atld.
Bu da nesi, ayol? ki tane bir poundluk banknot deil mi bunlar?
Gerekten de, memleketteki btn hayvan pazarlaryla ili dl olmua benzeyen terli,
iman iki banknottu bunlar, birer poundluk . Joe hemen apkasn kapt gibi paralar
sahibine geri vermek iin gerisin geriye Jolly Bargemena dnd. O gidince ben her
zamanki tabureme oturdum; bo gzlerle ablama baktm. Adamn artk meyhanede
olmadn iimden kesinlikle biliyordum.
Bir sre sonra Joe geri geldiinde adam bulamadn, ama meyhaneye para
konusunda haber braktn syledi. O zaman ablam da banknotlar bir kt parasna
sarp zamklad, konuk odamzdaki bir dolabn stne, ss niyetine duran aydanln
iindeki kuru gl yapraklarnn altna saklad. Bu banknotlar oradan, geceler gecesi
dlerime girip uykularm datt, gnlerce bir karabasan oldu benim iin.
O gece yattmda, grnmez tfeiyle bana nian alan yabanc adam dnmekten
blk prk bir uyku uyudum. Krek mahkmlaryla gizliden gizliye su ortakl etmenin
ne ayp, ne irkin, ne baya bir ey olduu aklmdan kmyordu, oysa kirli gemiimdeki
bu lekeyi oktandr unutmutum. Hele o ee hi gzmn nnden gitmiyordu. En
beklemediim bir srada karma kverecek diye bir korku almt beni. Sonunda ertesi
aramba Miss Havishamlara gideceimi dnerek kendi kendimi avutup uyudum. Gene
de uykumun arasnda eenin, gremediim birisi tarafndan kapdan ieri uzatldn
grerek kendi kopardm ln sesiyle uyandm.
11
Joenun rs bandayken blk prk syledii eski bir ark vard ki arln Koca
Clem olutururdu. Koca Clem, demircilerin piridir sanyorum ama bu ark, bir Koruyucu
Ermi onuruna dzlm, arbal bir vg deildi. rste demir dvlmesinin temposunu
yanstan, Koca Clemin adn anmaya yarayan lirik bir bahaneydi; hepsi bu.
Sandalyenin ortaya kndan ksa bir sre sonra, bir gn Miss Havisham,
parmaklarnn o sabrsz aklamasyla, ark syle bana, hadi, hadisene! deyiverince
aknlma gelmi, bir yandan sandalyeyi iterken bir yandan da bu arky mrldanmaya
balamtm.
Houna gitmi olsa gerek ki bana o da katld; uykusunda ark sylercesine hafif bir
sesle... Ondan sonra, gezintilerimiz srasnda sk sk bu arky syler olduk. ou zaman
Estella da katlyordu bize. Gelgelelim yle yava sylyorduk ki kii olmakla birlikte
bestemiz, o ask suratl eski evin iinde en hafif bir esinti kadar bile ses karmyordu.
Byle bir evrede ben, nasl olduum gibi kalabilirdim? Kiiliimin deimemesine
olanak var myd? O sisli, soluk odalardan gn na ktm zaman gzlerim gibi
usumun, duygularmn da kamam olmasna alr myd?
Balangta duyduum hn yznden o kocaman yalanlar kvrmak zorunda
kalmasam, bunlar Joeya itiraf etmemi olsam, belki o solgun benizli kkbeyi de
anlatrdm. Gelgelelim bu durumda Joenun bu kkbeyi de doal olarak kara kadife kapl
saray arabasnn bir yolcusu sanacan dndmden, o konuya hi deinmemitim.
stelik, Miss Havishamla Estellay el iinde konumaya kar daha ilk batan duyduum
isteksizlik giderek iddetlenmekteydi. Biddyden baka hi kimseye tam olarak
almyordum, ama zavall Biddycie de her eyi sylyordum! Bu bana neden doal
geliyordu? Biddy benim her sylediimle neden yle yakndan ilgileniyordu? Bunlar o
zaman bilemezdim ya, imdi anladm sanyorum.
Bu arada evimizin mutfanda sk sk toplanan kurullarn yrtt ak oturumlar,
zaten gergin olan sinirlerim kaldrmakta byk glk ekiyordu. Pumblechook olacak o
dangalak, akamlar sk sk bize damlar olmutu. Ablamla karlkl, beni bekleyen umut
dolu parlak gelecei konuuyorlard. O sralarda u eller Mr. Pumblechookun paytonundan
bir tekerlein dingil ivisini skebilecek gte olsalard, hi durmaz skerlerdi. Bugn bile
bu kin dolu dnceleri anmsadka yeterli bir utan duygusuna kaplmadm aka
sylemek zorundaym. ren herif, ylesine mankafa bir yaratkt ki benden sz at
zaman beni, ameliyat yapacakmasna karsna dikmeden edemiyordu. Genellikle
yakamdan kavrayarak kemde sessiz sedasz oturduum tabureden tutup kaldryor,
evirmemi yapacakm gibi atein bana iteliyor, sonra, te! Hanmefendi, bak da gr;
bizim olan, bu kendi elcaznla byttn ocuk! Evlat, ban hep dik tut ve de seni
kendi elcazlaryla bytm olanlara mr boyu minnet besle!... imdi, hanmefendi,
bizim u olann ii var ya, diye balyordu konumaya, hem de sam tersinden okayp
kartrarak.
Oysa bunu yapma hakkn kimseye tanmadm, yapanlara da yrekten kar ktm
nceden belirtmitim. Gelgelelim Mr. Pumblechook bununla da yetinmeyerek kol
yenimden kavrayp beni ille karsnda tutuyordu: Ancak kendisinin yapabilecei bir
avanaklk rnei...
Derken ablamla karlkl Miss Havisham konusunda, Miss Havishamn bana yapaca
yardmlar, salayaca parlak olanaklar konusunda yle zrva umutlar beslemeye
giriiyorlard ki, deliler gibi alamak, Mr. Pumblechookun stne atlarak alabildiine
yumruklamak geliyordu iimden. Bu syleiler srasnda ablamn azndan kan her laf,
ahlakl ynden bir diimi skyordu sanki. Kendini, kendiliinden benim velinimetim
yerine koymu olan Mr. Pumblechooka gelince, oturduu yerden beni kusur bulucu
gzlerle szyordu; servetimin, mutluluumun mimarln yapm olmakla birlikte bu ii
kendi ynnden hi de krl grmedii baklarndan okunuyordu.
Joe deseniz hi katlmyordu bu konumalara. Ne var ki ondan yana sk sk laf
atlyordu, nk Joe benim rs bandan uzaklatrlmama karyd; ablam da bunu pek
iyi biliyordu. Joenun yanna rak girebilecek yaa gelmitim artk. Joe dizlerinin arasndan
sarktt maayla, dalgn dalgn, parmaklklarn ardndan atei kartrmayagrsn...
ablam onun bu art niyetsiz davrann yle kesinkes bir muhalefet olarak yorumluyordu
ki atlp maay kapt gibi bir keye atyor, kocasn omzundan tutup sarsyordu.
Hele bu konumalarn bitilerinde ille cinlerim bama toplanrd. nk ablam durup
dururken, damdan dercesine konumasn kesip esner ve gz bana rastgele
taklmasna yle bir bakarak, Kalk bakaym, yettin artk, derdi. Bu gecelik mrm
tkettiin yeter; hadi, yatana...
Duyan da yaantm didik didik etsinler diye onlara ben yalvarmm sanrd!
Bu gidi uzun zaman srd. Daha da srecee benzerdi ya, gnlerden bir gn Miss
Havisham, eli omzumda gezinirken birdenbire durdu.
Boylanyorsun, Pip, diye, enikonu honutsuzlukla konutu.
Bunun, elimde olmayan koullardan doan bir durum olduunu ona, dnceli bir
bakla anlatmay daha yerinde buldum.
Miss Havisham bakaca bir ey demedi. Ne var ki az sonra gene durup bana bakt;
biraz daha yrmtk ki gene duralayp szd beni. Ondan sonra da yz asld, kalar
hafiften atld.
Bundan sonraki geliimde, gezimiz sona erip de onu tuvalet masasnn bana
braktm zaman Miss Havisham parmaklarn sabrszlkla aklatarak beni durdurdu.
u senin demircinin adn gene sylesene bana.
Joe Gargery, efendim.
Yanna rak girecein usta, bu deil mi?
Evet, Miss Havisham.
Bir an nce olsun artk bu i. Joe Gargery buraya gelip senin ktlarn da getirir mi
dersin?
Joenun byle bir ary onur sayacana inandm belirten laflar geveledim.
Gelsin yleyse.
Hangi gn gelmesini istersiniz, Miss Havisham?
Brak imdi. Gnleri bilmem ben. Yaknda gelsin. Seni de birlikte getirsin.
O akam eve gidip de bu ary Joeya ilettiimde ablam, bundan nceki dnemlerin
hibirinde grmediimiz bir hmla kameti artrd. Joe ile bana, onu ineyip
geebileceimiz bir paspas m sandmz, ne hakla paspas gibi kullandmz, kendi
grtmz kiilerle grtrmeyi ona neden layk grmediimizi sordu. Bu tr
sorulardan rettii lar yuvarlayp tkettikten sonra Joenun kafasna bir amdan
frlatarak hkra hkra alamaya balad. Derken eline fara alp dokuma bez nln
nne takt ki (bu pek ktye alametti) var gcyle ortal sprmeye giriti. Bu kuru
temizlemeyle de yetinmeyerek bu kez kovayla yer frasn ald, Joe ile beni evimizden
barkmzdan edip arka avluya att; biz orda tir tir titreyeduralm, o, evi tepeden trnaa
ovup fralad.
Joe ile ben ieri girmeyi gze alabildiimizde saat gecenin onu olmutu. Bu kez ablam
Joeya, neden onu alaca yerde zenci bir kle almadn sordu. Joe buna hi karlk
vermedi, zavallck! Yan sakallarn bkerek bana bakyordu. O tasa dolu, ylgn
gzlerinde, Keke yle yapsaymm, diyen bir bak var gibiydi. Gerekten daha krl
bir i yapm olurdum belki.
13
5. Dickensn zamannda Fransa Kral III. Napolona taklan bir lakap. lgn kafa anlamna gelir. (Y.N.)
14
nsann kendi evinden utanmas ne acdr. Kim bilir, ortada kapkara bir nankrlk sz
konusudur belki de. O zaman bu ac duygular, nankrln hak ettii ceza saylabilir.
Gene de utan duygusunun zehir gibi apac olduunu ben ok iyi bilirim.
Ablamn huysuzluu yznden hibir zaman evimde yzde yz rahat edememitim.
Gene de, Joenun varlyla kutsand iin bu eve kendi yuvam gzyle bakm,
stnlne inanagelmitim. Konuk odasnn dnyann en k salonu olduuna inanrdm;
n kapnn ise Tantana Tapnann, alnda horozlar kurban edilen gizemli yce
kaps... Mutfamzn gz kamatrc bir yer deilse bile bizi, en yaknlarmz barndran
scak bir ke, dkkndaki rs ateininse insan erkeklie, bamszla gtren kl bir
yol olduuna inanrdm.
Oysa imdi bunlarn hepsi gzme kaba saba grnyordu. Miss Havishamla
Estellann bu evi grmelerine lrdm de raz gelmezdim.
imi zehirleyen bu nankrln kata ka kendi suumdu, kata ka Miss
Havishamla ablamn? Ne benim iin, ne de bakalar iin nemi yok artk. yi, kt, doru,
yanl... ne kar? Olan olmutu bir kez!
Bir zamanlar, kollarm svayp da Joenun ra sfatyla demirci dkknna girdiim
zaman anl anl, mutlu bir insan olacama inanrdm. imdi d gereklemiti ya, ben
yalnzca, ocakta yaktmz ufak kmr paralarnn tozuyla kirlendiimi dnyordum;
bir de aklmdan bir gn bile kmayan anlar yknn arl yannda rsn ty gibi hafif
kaldn...
Daha sonralar da yaantmn stne btn renkleri, kvanlarla mutluluklar bir sre
iin kapatan, ortada di skp dayanmann donukluu dnda hibir ey brakmayan kara
bulutlar indii olmutur. Hangimize olmaz ki? Gelgelelim mrm boyunca zerime inen
bulutlarn en karas, en ar, Joenun ra olarak nmde uzanan bombo yola ilk adm
attm zaman gnlerimi saran bulut oldu.
ok daha sonralar, pazar akamlarnda ortalk kararrken kilise mezarlna gidip kendi
yaantmla o esintili batakln grnmn karlatrdm anmsyorum. kisinin de
nasl dmdz, pssz uzandklarn, ikisinin de glgeli bir bilinmezliin, sonra da dalgalarn
arasnda eriyip gittiklerini dnerek aralarnda bir benzerlik bulurdum. e ilk girdiim
gn de iim tpk byle, bu sonraki zamanlarda olduu gibi bir karamsarlkla, umarszlkla
doluydu.
Ne var ki, raklm sresince bundan Joeya hi sz etmediimi bilmek beni
sevindiriyor. Bu konuda beni sevindiren, kendi kendimden utandrmayan tek ey de budur
zaten.
Bu konu bundan sonra yazacaklarm da kapsyor geri, gelgelelim bundan sonra
yazacaklarm Joenun erdemini syleyecektir. Evden kap asker ya da denizci olmadysam
kendi vefamdan trdr sanmayn; Joe nun vefal olmasndan trdr. steksizliimi
yenerek rs banda canla bala altmsa alnterine kendim deer verdiim iin deildir;
alnterinin deerine Joenun besledii inan yzndendir. nsancl, temiz yrekli, alkan
bir kiinin dnya zerindeki etkisinin kapsam ne denli geni olur, bunu kestirebilmek
olanakszdr. Gelgelelim byle bir kiinin kendi zerimizdeki etkisinin nasl gl
olabileceini ok iyi biliriz. Nasl ki ben raklk dnemimde iyi bir ey yaptmsa, bunun
kaynanda gsterisiz, kendi halinde, dnyayla bark Joe vardr; benim, elindekiyle
yetinmeyen, gz hep ykseklerde olan dirliksiz kiiliim deil...
stediim neydi, kim bilebilir? Kendim bile bilmiyordum ki ne istediimi! En byk
korkumsa en pis, en kaba saba klmla altm bir uursuz saatte bam kaldrnca,
dkknn tahta pervazl penceresinden bakan Estella ile gz gze gelmekti. Onun beni er
ge, en kire pasa batarak altm bir srada, elim yzm kapkara is iinde
yakalayacan, kmseyip dudak bkerek gleceini dnmenin kbusu, yakam bir
dakika bile brakmyor, hi iimden kmyordu.
Nice akamlar, ortalk karardktan sonra ben atei krkler, Joe demir dverken Koca
Clemi sylediimiz srada, aklma bu tekerlemeyi Miss Havishamlardayken syleyiimiz
gelince, alevlerin arasnda Estellann yzn grr gibi oluyordum; o gzelim salar
uumu, bana bakan gzleri alay dolu... O zaman bam kaldrr, duvarda gecenin
kapkara gzlerine dnm olan tahta pencerelere bakar, Estellann tam o anda, ben
bakyorum diye geri ekiliverdiini grr gibi olarak, Sonunda geldi ite! diye
dnrdm.
Byle akamlarda dkkndan kp yemee gittiimizde hem evimiz, hem soframz
gzme her zamankinden daha yoksul, daha zavall grnr, o nankr yreim ise bu
yzden, her zamankinden daha byk bir utanla dolard.
15
Mr. Wopslen byk teyzesinin ilettii okula gidecek yam artk getiinden, bu
gln kadnn ynettii renim dnemi de benim iin sona ermiti. Gelgelelim bu arada
Biddy, o kk fiyat kataloundan tutun da glnl tekerlemelere kadar, bildii ne varsa
bana aktarmay baarmt. Sokakta sayfas yarm peniye satlan ok glnl bir
tekerleme satn almt. Bu ulu yaptn ipe sapa gelir tek blm balangcyd:
Gene de ben daha bilgili olabilmek isteiyle tututuumdan yapt byk bir ciddilikle
batan sona ezberledim; iirsel deerinden kuku duyduumu hi anmsamyorum.
Yalnzca o tralala fasllarnn, iirin zne oranla biraz ar katn dnrdm. imdi
de yle dnyorum.
Bilgiye ylesine susamtm ki bana ufak tefek kltr krntlar balasn diye Mr.
Wopslea bile bavurdum; o da beni eli bo evirmedi. Gelgelelim niyetinin beni bir deney
tahtas ve dinleyici gibi kullanarak yanllarm karmak, heyecanlannca boynuma sarlp
alamak, her konuda ona hak vereyim diye tepeme binmek, her frsatta beni, iinden
geldii gibi kavrayp tartaklamak, itip kakmak olduu ok gemeden anlalnca bu
renim ynteminden de vazgetim. Ama bu arada Mr. Wopsle iirsel heyecann
bastramayarak beni pek kt hrpalayp rselemiti, o baka...
Edindiim her bilgi krntsn Joe ile paylamak istiyordum. Ama bu szlerden yle
yce gnll bir anlam kyor ki dzeltmeden edemeyeceim. Joeyu yontmak, daha az
cahil duruma getirmek istiyordum ki, bylece benim dostluuma daha layk ve de
Estellann pek hor gremeyecei bir insan olsun!
Batakln oradaki eski cephanelik bizim okulumuzdu; kk, krk bir karatahtayla bir
tebeir paras da renim aralarmz. Ne var ki bunlara Joe her zaman bir de piposunu
eklerdi. Joenun bir pazar gn rendiinin br pazara dek aklnda kaldn hi
anmsamyorum, benim retmenliim sayesinde tek bir bilgi edindiini de. Gene de
cephanelikte, baka yerlere oranla daha bilgece bir pipo tttr vard. Hatta,
renimini adamakll ilerlettiine inanyormu gibi, daha bilgince pipo tttrdn
syleyebiliriz. Sevgili dost, buna gerekten inanm olduunu umarm.
Dingin, sevimli bir keydi buras, hendeklerin ardndaki rmaktan gelip geen
yelkenlilerle. Kimi kez sular alald zaman denizin dibinde hl yzp duran batk
gemilermi gibi grnrd bu yelkenler. Teknelerin ak yelkenlerini iirmi denize
aldn ne zaman grsem Estellayla Miss Havisham dnrdm nedense. Ne zaman
yanlamasna bir gne n uzaktan uzaa bir buluta, bir yelkene, yeil bir yamaca,
ufuktaki bir su izgisine vursa, gene onlar derdi aklma: gzel olan, gzm okayan
her eyde Estella ile Miss Havishamn, o tuhaf evdeki tuhaf yaantnn bir izi vard sanki...
Bir pazar gn Joe piposunun tadn karmaya yle dalm, her zamankinden daha
kaln kafal olmasyla yle bir vnmt ki ben de o gnlk ondan umudumu keserek bir
sre yzkoyun; enem elimde yere uzanp yattm. Gkyznde, suda, her baktm yerde
Miss Havishamla Estellann izlerini grr gibi oluyordum. yle ki sonunda oktandr
kafam kurcalayan onlarla ilgili bir dnceyi Joeya amaya karar verdim.
Joe, ne dersin, Miss Havisham yle bir grmeye gitsem yakk alr m?
Joe bu sorunu derinden dnerek, ar ar, Pipciim, bilmem ki, dedi. Ne
yapmaya gideceksin?
Ne yapmaya m? Aman Joe, insan birini ne diye ziyaret etmeye gider?
yle ziyaretler vardr ki, Pipciim, amalar her zaman kukuya aktr. Ama biz
gelelim senin Miss Havisham ziyaret etmene. Senin ondan bir eyler istediini, bir eyler
umduunu sanabilir...
Peki, hibir ey istemek iin gelmediimi sylesem olmaz m, Joe?
Olur elbet, iki gzm. Kendisi de buna belki inanr. Belki de inanmaz.
Joe bu szlerle iin can alc bir noktasna parmak bastn dnyordu; ben de yle.
Joe szlerini yineleyerek zayflatmak tehlikesine kar piposunu bir sre hzl hzl tttrd.
Sonra bu tehlikeyi atlatr atlatmaz, Pip, cancazm, durum u, diye ekledi. Miss
Havisham ok efendice davrand sana kar. Sana kar efendice davrandktan sonra da
beni geri ararak grp greceinizin hepsi bu, dedi.
Biliyorum; ben de duydum, Joe.
Yani unu demek istiyorum ki, cancazm, belki o gn hanmefendinin kendileri, Bu
ii keselim burada, bitirelim, demek istemitir, Pip. Evli evine, kyl kyne, bundan
byle herkes kendi yoluna gitsin gibilerden demek istemitir belki.
Bunu ben de dnmtm; Joenun azndan duymak hi de houma gitmedi, nk
dndklerimin doru olmas bylelikle daha byk bir olaslk kazanyordu.
Ama, Joe...
Buyur, iki gzm.
Bak, raklmn ilk yl dolmak zere. Senin yanna ilk girdiim gnden bu yana Miss
Havisham ne aradm ne sordum. Bir teekkr bile etmedim. Onu unutmadm
gsterecek hibir ey yapmadm.
Pek doru konutun, Pip. Gelgelelim kendisine drt nallk bir takm hazrlamadka...
yok, demek istediim drt nallk bir takm hazrlasan bile armaan olarak hoa
gitmeyebilir, Pipciim; yle ya, atn olmad yerde nal ne ie yarar?
Ben byle bir ey demek istemedim, Joe. Demek istediim armaan vermek deildi.
Gelgelelim Joe armaan dncesini bir kez kafasna takmt ya, artk bu konuyu
ilemekten vazgeirtebilene akolsun!
Hattacma, ikimiz bir olsak da bu hanmn sokak kapsna yeni bir zincir yapsak; ne
bileyim, yle birka kaln vida gibilerden, her zaman her yerde iine yarayacak bir eyler
dnsek bile... ne bileyim, rek yaparken kullanabilecei bir kzartma atal gibilerden
hafif, lks bir ey bile yapsak, ya da balk kzartsn diye bir zgara...
Benim hi armaan gtrmeye niyetim yok ki!
Joe, ben armaan gtrmekte diretiyormuum gibilerden, nan Pipciim, ben senin
yerinde olsaydm gtrmezdim, dedi. Yok, iki dnya bir araya gelse gtrmezdim. yle
ya, kaps zaten zincirli olan birinin gznde bir ikinci kap zinciri ne deer tar ki?
Vidalara gelince, herkes bunlar ktye eker nedense. Kzartma atal desen yapmnda
pirin kullanmak zorunda kalacandan tr pek bir eye benzetemezsin. Beri yandan
zgara yaparken ustalarn ustas bir demirci bile hnerini gsteremez. Olup olaca zgara
ite! Joe beni aklma taktm bir saplantdan ekip kurtarmak istercesine konuup
duruyordu. stediince parlak bululara ynel, deiik eyler amala, olmaz! Olmaz,
efendim, olmaz. Sen istesen de istemesen de ortaya dpedz bir zgara kacaktr; ne
denli yrtnsan bo...
Sabrm tkenmiti, ceketine yaparak, Sevgili Joe, dedim. Kes artk bu konuyu!
Miss Havishama armaan vermeyi aklmdan bile geirmedim ben.
Joe bu kez de, Elbet ya, Pip, diye szlerimi onaylad. Deminden beri bu dnceyi
savunduunu sanrdnz! Benim de sana demek istediim, yerden ge haklsn, dostum.
Evet, Joe. Benim demek istediim, u gnlerde iler pek skk olmadndan bana
yarn leden sonra izin verirsen, belki kasabaya bir uzanp Miss Est-Havisham grmeye
giderim.
Joe hi bozmadan, Ben onun adnn Est-Havisham olduunu bilmiyordum, ama bu
arada yeniden vaftiz olduysa bir diyeceim yok, dedi.
Biliyorum, Joe, biliyorum. Dilim srverdi ite. Eee, ne diyorsun, Joe?
Ksacas Joe, ben doru buluyorsam kendisinin de bir saknca grmediini sylyor,
yalnz bir eyin zerinde duruyordu. Kkten yz bulmazsam, bu ziyaretimin hibir kar
amac gtmeyip bana gsterilen iyilie teekkr niyetiyle yapldn belirtmeme izin
verilmezse, ben de bir daha o eve admm atmayacaktm. Ksacas bu gidiim bir deneme
nitelii tayacakt. Bu koullara uyacama sz verdim.
Joenun haftalkla tuttuu Orlick adnda bir demirci ustas vard. lk adnn Dolge
olduunu ileri srerdi. Uydurma bir ad olduu gn gibi ortada! Gelgelelim kendisi yle
nobran herifin tekiydi ki bu konuda herhangi bir cahillik edip aldanm olacan hi
sanmyorum. Bu ad kymzle alay etmek iin yzmze tkrrcesine uydurmu olsa
gerekti. Uzun boylu, geni omuzlu, ok gl gene de sallapati grnl, koyu esmer bir
adamd.
Hibir ite acele etmez; miskin, gevek, her frsatta yaylp yan gelmeye frsat arard.
ba yapt zaman bile, almaya gelmemi de rastgele geerken urayvermi gibi,
ayaklarn sryp oyalanarak girerdi ieri. Yemek yemek iin Jolly Bargemena gittii,
akamleyin dkkndan ayrld zaman da gene hep o dalgn, srklenen admlarla
uzaklard; nereye gittiini kendi de zerrece bilmeyen, dnmeye de hi niyeti olmayan bir
Kabil ya da sylencelerin Srgn Yahudisi... 6
Bataklktaki bir kanal bekisinin evinde kalyordu. Sabahlar yemek knn srtna
vurup ellerini ceplerine sokarak sallana sallana kar gelirdi. Pazar gnlerini ounlukla set
kprlerinin stnde yatarak geirir ya da gider, itlere, saman ynlarna dayanp ylece
dururdu. Her zaman gevek admlarla, sallapati, oyalanarak, gzleri yerde yrrd.
Birisiyle karlanca ya da herhangi bir nedenle gzlerini kaldrmak zorunda kalnca yar
arm, yar sinirlenmi gibi bakard.
Bu ask suratl kalfa beni hi sevmezdi. Kk, rkek bir ocuk olduum yllarda bana,
eytann bizim dkknn en karanlk kesinde oturduunu, kendisinin de Hazreti ok
yakndan tandn syler dururdu. stelik yedi ylda bir, oca yakmak iin odun niyetine
diri diri bir ocuk atmak gerektiini, bundan sonraki yakt da benim salayacam ileri
srerdi.
Joeya rak girdiim zaman, yerini elinden alrm diye mi korktu nedir, Orlick beni
eskisinden de daha az sever oldu. Hibir zaman dmanln aka ortaya vuracak bir
davranta bulunmuyor, bu yollu bir sz sylemiyorsa da, kvlcmlar her zaman kastla
benden yana krkledii, ne zaman Koca Clemi sylemeye balasam ters bir yerde
araya girip dilimi dolatrd dikkatimden kamyordu.
Ertesi gn ben leden sonra tatil yapmak konusuna yeniden deindiimde Dolge
Orlick ibanda, yaknmzdayd. Tam o srada Joe ile birlikte kzgn bir demir parasn
dvyorlard, ben de kr iletmekteydim. Orlick bu yzden hi sesini karmad. Ama
biraz sonra ekicine yaslanarak, Ey, ustaba, dedi. Tek yanl adam kayrmak sana
yarar m hi? Pip ocua yarm gn izin veriyorsan Koca Orlicke de vereceksin,
demektir.
Yirmi be yalarnda olsa gerekti ya, her zaman ok yalym gibi konuurdu.
Joe, yi ama sana yarm gn izin versem ne yaparsn? diye sordu.
Ne mi yaparm? ocuk ne yaparsa ben de onu yaparm. zin kullanmasn bu ocuk
kadar biz de biliriz, elbet.
Pipi diyorsan, o kasabaya gidiyor.
Herif bunun zerine, Eh, yleyse Koca Orlick de kasabaya gider, dedi. Kasabann
yolunu bilen yalnzca Pip deil ya! Yoksa bizim gibileri kasabaya sokmazlar m, demeye
getiriyorsun, ha?
fkelenecek ne var ortada? dedi Joe.
Orlick, Keyfimin khyas msn? stersem fkelenirim be! diyerek homurdand.
Kkbeyimiz kasabaya gidecekmi! yi ulan! Bana bak usta, bu dkknda adam
kayrmaca yok. Erkekliini gster bakalm.
Ustaba, kalfasnn fkesi geinceye dek bu konuyu konumayacan syleyince Orlick
ocaa eilerek iyice kzp ate parasna dnm bir pipo kard, bununla beni delip
gemek istercesine stme yrd, ubuu bamn evresinde yle bir dolandrdktan
sonra, rsn stne koyarak balad ekiciyle dvmeye. Dvd bendim de uuan
kvlcmlar benden srayan kan damlalaryd sanki! En sonunda demiri soutarak tavna
getirdii, kendi de kzarak tavn bulmu gibi olduu zaman gene ekicinin sapna
dayanarak, Ee, ustaba! diye seslendi.
fken geti mi bari? diye sordu Joe.
Koca Orlick bouk sesle, Aman canm, geti, diye yantlad.
ounlukla iyi alan bir adam olduuna gre ben de yarn leden sonra herkese
izin veriyorum.
Meer bu srada ablam avlunun sessizlii iinden bizi dinlermi. (Gzetlemek, gizlice
kulak vermek gibi ilerde ablamn stne bulamazdnz zaten; bu konularda utanp
sklmas da yoktu.) imdi de hemen pencerelerin birinden ban uzatarak, Aptallna
doyma e mi, koca sersem? diye Joeya kt. in yok da bunun gibi haylaz takmna izin
veriyorsun! Byle bol keseden izin dattna gre ok zengin olmalsn. Ah, bu herifin
ustas ben olaydm da...
Orlick pis bir srtla, Gzn yese herkesin patronu olurdun sen! dedi.
lime ona, diye Joe araya girdi.
imdi iyice kprmeye balam olan ablam, apallarla kopuklarn hakkndan
gelmesini bilirdim ben! diye yant yaptrd. apallarn hakkndan gelmeye nce senin
u mankafa ustandan balardm, nk apallarn ah odur. Kopuklarn hakkndan
geldiim zaman da nce senin hesabn grrdm, nk buradan Fransaya kadar senden
daha nursuz, daha uursuz bir kopuk bulunamaz. Anladn m?
Sen de om azl, eli maalnn birisin, Gargery Nine. Eer kopuklardan anlamak iin
eli maal olmak gerekiyorsa senin gibisini mumla arasalar bulamazlar.
lime dedik, dedi Joe.
Ablam imdi bas bas barmaya balayarak, Ne dedin, ne dedin? diye sordu. Bu
Orlick olacak herif bana ne dedi, ha, Pip? Kocamn yannda nasl dil uzatt bana? Vay, vay,
vay! Bu vaylardan her biri tiz bir lkt. Ablamn fkeleri iin bir ey sylemem gerekirse
(ki tandm btn huysuz kadnlar byledir) ablam fkeye yakalanmazd. fkeye
yakalanp kendinden geecei yerde, fkesini kendi yakalayarak krklemek iin bile bile
akl almaz abalar harcar; dzenli aamalarla gazaba gelerek dnyay grmez olurdu.
Neydi o bana syledii irkin laf u kocam olacak, szmona beni korumaya yemin etmi
olan adamn yannda? Neydi ha? Amann, a dostlar, tutun beni, gidiyorum! Tutun!
Orlick dilerinin arasndan, Aah, ah, sen benim karm olacaktn ki bak nasl tutardm!
diye sylendi. Tulumbann altna tuttuum gibi bir kak suda bouverirdim.
Gene sylyorum, ilime ona, dedi Joe.
Ablam, itin a dostlar! diye ellerini birbirine vurarak bard ki bu onun fkesinin
bundan sonraki aamasyd. Duyun, nasl svp saydn Orlick olacak bu herifin! Hem
de kendi evcazmda! Ben de kocal kadnm szmona, kocam da nah, urackta! Vay
benim garip bam vay!
Buraya gelince ablam el rpmalaryla lklar geride brakarak dizlerini dvmeye
balad, ev baln kartarak salarn tutam tutam ekip zd ki bu, onun fke
yolundaki en son durayd. Ksacas ablam muradna ererek tam baarya ulam
olduundan kapya doru atld. Neyse ki ben kapnn kilidini nceden evirmitim.
Yapt klar arada kaynam olan zavall Joenun elinden ne gelirdi, kalfasnn
karsna dikilerek, Karmla arama ne hakla giriyorsun? diye sormak, Erkeksen beriye
gel! demek dnda?
Bu durumda beriye gelmekten baka hibir ey yapamayacan anlayan Koca Orlick
hemen savunmaya gemiti bile. te byle, ateten yer yer yanp dalanm nlklerini
bile kartmadan, iki dev gibi kaptlar. Ne var ki bizim oralarda, Joenun karsnda uzun
zaman dayanabilecek bir adam varsa bile ben bu adam tanmyordum. Orlick de ok
gemeden, benim o solgun benizli kkbey kadar entipftenmiesine, kmr tozlar
arasna yatp kalmt; ayaa kalkmak iin de acele eder gibi bir durumu yoktu.
Bundan sonra Joe kapnn kilidini at, pencere banda baygn yatan ablam (ablamn
nce dv seyredip sonra bayldn sanyorum) kucaklad, gtrp eve yatrarak
ayltmak iin elinden geleni yapt. Ablam ilkin rpnp duruyor, Joenun salarn kknden
kavrayp ekiyordu. Derken ortala, frtna sonralarna zg olan durgunluk kt. Ben de
bu trl durgunluklarn beni iine ektii, gnlerden pazarm gibi, birileri lm gibi bir
duyguyla st kata giyinmeye ktm.
Aaya indiimde Joe ile Orlicki hibir ey olmamasna ortal sprr buldum.
Deminki kargaaln tek belirtisi Orlickin burun deliklerinden birindeki yrtkt. Bu da onun
yzne yeni bir anlam, baka bir gzellik kazandryor denilemezdi.
Jolly Bargemendan getirdikleri bir srahi biray, sakin ve dost, srayla
yudumlamaktaydlar. Ortalktaki bu stliman hava Joenun filozofluk damarn kabartm
gibiydi. Beni uurlamak iin sokaa ktnda, yararl bir t verircesine, Yaamak nedir
ki, Pipciim? diye dalgn dalgn ba sallad. nce kamet, sonra selamet, ite bundan
ibaret!
Miss Havishamn yoluna koyulduum zaman iimi dolduran duygularn samal
(nk yetikinlerde ok ciddiye aldmz duygular ocuklarda gln buluruz) imdi
hibir nem tamyor. Elim varp da zili alncaya dek kapnn nnde ka kez volta attm;
o da nemsiz artk. Kapy hi almadan dnp gitsem mi diye geirdiim i atmalar,
baka zaman gene gelmekte zgr olsam bugn kesin dnp gideceimi bilmek... bunlar
da nemsiz.
Kapya Sarah Pocket geldi. Estella grnrlerde yoktu.
Hoppala, dedi Miss Pocket, Gene mi sen? Ne istiyorsun?
Yalnzca Miss Havishamn hatrn sormaya geldiimi syleyince Sarah Pocket beni
bandan savsn m savmasn m diye, gzle grlr biimde duraksad. Sonunda
sulanmay gze alamadndan beni ieri ald. Az sonra da ters ters, Yukardan
bekliyorlar, diye haber verdi.
Yukarda deien hibir ey yoktu. Miss Havisham odada yalnzd. Gzlerini bana
dikerek, Pekl, dedi. Bir eyler istemeye gelmedin umarm? Hava alrsn nk.
Yok, hibir ey istemeye gelmi deilim, Miss Havisham. raklmdan ok honut
olduumu sylemeye geldim size; bir de teekkr etmeye, sizi her zaman minnetle
andm bildirmeye geldim.
Kadn, yi iyi, diyerek parmaklarn gene o eski sabrszlkla aklatt. Gel byle ara
sra. Ya gnnde gel. Derken sandalyesiyle birlikte, birdenbire bana doru dnerek,
Anladm, Estellay aryorsun, deil mi? diye sordu.
Gerekten de Estellay grebilmek umuduyla evreme baknmaktaydm. Umarm o da
iyidir, gibilerden bir eyler geveledim.
Avrupada, dedi Miss Havisham. Kibar kzlarn gittii lks bir okulda okuyor.
Eriilemeyecek uzaklklarda. Her zamankinden daha gzel. Grenler baylyor. Onu
yitirdiini mi dnyorsun, ha?
Bu soruyu yle haince bir zevkle sormu, yle tatsz kahkahalar atmt ki ne
diyeceimi armtm. Neyse ki o beni yanndan savarak dnme zorunluundan
kurtard. Ceviz suratl Sarah kapy arkamdan kapayp da kendimi gn nda bulduum
zaman iim zanaatma, evime, kyme, tm yaamma kar byk bir honutsuzlukla
doluydu. Bu geziden elime geen de bu oldu.
High Sokanda, dkkn vitrinlerine bakp paral bir beyefendi olsam neler alrdm,
diye oyalanarak yryordum ki, kitap dkknndan dar Mr. Wopsle kmaz m? Mr.
Wopslen elinde George Barnwellin iler acs trajedisi vard. Kendisi bu kitab, biraz sonra
birlikte ay iecei Pumblechookun kafasn iirmek amacyla daha o dakikada, alt
pense satn almt. Beni grr grmez Tanrnn, karsna kafas tlenecek yeni bir
dinleyici kardn dnm olsa gerek ki koluma yapt gibi, ille birlikte
Pumblechooklara gidelim, diye tutturdu. Eve dndmde skntdan, tasadan
bunalacam, yollarn ssz olduunu, karanln erken bastn bildiimden, tek bama
yrmektense en sevmediim bir yol arkadan bile ye tuttuumdan, pek nazlanmadm.
Bylece High Soka dkknlarnn klar tam birer birer yanmaya balad srada biz de
Pumblechooklara girdik.
George Barnwellin ackl yksn baka hibir yerde dinlemediim iin okunmasnn
genellikle ne kadar srdn bilemeyeceim. Gelgelelim o gece saat dokuz buua
dein srdn ok iyi biliyorum. Hele Mr. Wopsle, Newgate Zindanna girdii zaman
daraacna dnyada gidemeyecek sandm; okuma temposunu bundan nce hi
duymadm oranda arlatrmt, utanmaz adam! Gene de sonunda, okumasnn
aceleye getirildiini, tam almaya balad srada kendisini gemlemek zorunda
brakldn ileri srerek szlanmaz m? Bu kadar da artk biraz ok, diye dnmekten
kendimi alamadm. Almaya balamak m? Yahu, okumaya baladndan bu yana,
sayfalardan beri tohuma katn bilmiyor muydu bu herif?
Ne var ki bu, iin yalnzca uzunluk, skclk ynyd. Benim asl tepemi attrp iime
dokunan, yknn batan sona benimle zdeletirilmesi oldu. Oysa kime ne zararm
dokunmutu benim? ykdeki Barnwell doru yoldan sapmaya balad zaman
Pumblechook Amca benden yana yle fkeli, yle knayarak bakyordu ki, inan olsun, bir
diz kp Balayn, diye yalvarmadm kald! Barnwell olarak ben hem yrtc hem de
ar duygusal yaradlta olduumdan amcam, hibir hafifletici neden olmakszn
ldryordum. Patronumun kznn bana duyduu ilgi bu koullar altnda lgnca bir
saplant olup kyordu. dam sabahnda takndm alamakl, ardan alan tutuma
gelince, benim gibi kiilii zaten her ynden zayf olan birinden ancak bu beklenebilirdi,
diyeceim. Sonunda bir selamet aslmamdan sonra Mr. Wopsle kitab kapad zaman bile
Mr. Pumblechook oturduu yerden ba sallayarak bana bakyor, Kulana kpe olsun,
evlat, kpe! deyip duruyordu.
Yakn bir akrabam ldrmeye kararl olduumu, ancak bir akraba ksn da bu
konudaki isteklerime boyun esin diye beklediimi sanrdnz!
Okuma ii bitip de Mr. Wopsle ile birlikte dar ktmz zaman ortalk ok karanlkt.
Kasabadan ayrldktan az sonra krlarn stne sis basm olduunu grdk. Hava
rutubetli, yapkand. Paral yol feneri her zamanki yerinden kaym gibi donuk, bulank
duruyor, klar sisin zerinde elle tutulabilir pipolar andryordu. Mr. Wopsle ile ben
bunlar birbirimize gsterir, bu sisleri, batakln bir ynnden esen yellerdeki deiimin
yarattn konuurken birden bir adam grdk. Paral yol bekisinin kulbesinin yannda,
duvara yaslanp yaylm duruyordu.
Hey, diye seslenerek durduk. Orlick misin sen?
Ha, diyerek ardan yanmza geldi. Belki bizim oraya giden birileri kar diye
bekliyordum da.
Ge kalmsn, dedim.
Orlick pek de doal olarak, Ne olmu yani? Sen ge kalmadn m ki? dedi.
Hl biraz nceki icrasnn cokusu iinde olan Mr. Wopsle, Ah, Mr. Orlick, kendimize
bir iir ve kltr leni ektik bu gece, diye karlk verdi.
Orlick bu konuda bir diyecei yokmu gibilerden yle bir homurdand, sonra mz
birlikte yolumuza koyulduk. Bir sre sonra Koca Orlicke yarm gnlk iznini kasabada m
geirdiini sordum.
yle, dedi. Hep kasabadaydm. Senden hemen sonra indim kasabaya. Seni geri
grmedim ama hemen arkandaydm sanrm... Ha, duydunuz mu, gene top atyorlar.
Hulklardan m? diye ben sordum.
yle. Kafesten -be ku umu da. Alacakaranlktan beri top atp duruyorlar. imdi
siz de duyarsnz.
Gerekten de biz daha be-on adm gitmeden, benim ok iyi anmsadm o gmbrt,
sislerin arasnda bouklaarak kulamza geldi; kaaklarn peinden koarcasna, rmak
boyundaki alak topraklar boyunca yuvarlanp dalgalanarak uzaklat.
Orlick, Tam da tylecek gece ha! diye sylendi. Byle bir gecede kaan zindan
kuunu zor tutarz dorusu.
Bu konu aklma trl eyler getirdiinden sessiz dncelere dalmtm. Kendini bu
gece okuduu ackl ykdeki, pisi pisine lm amca rolnde gren Mr. Wopsle,
Camberwelldeki evinin bahesinde yksek sesle dnmekteydi. Yan bamdaki Orlick
elleri ceplerinde, ayaklarn srye srye sallanarak yryordu. Her yer kapkaranlk,
slak, amur iinde olduundan, her admda evremize suyla amur sratarak ilerliyorduk.
Arada kaaklar haber veren topun gmbrts bir kez daha duyuluyor, sonra gene rmak
boyunca homurdanarak uzaklayordu.
Ben kendi dncelerime dalm, hi konumadan yrmekteydim. Mr. Wopsle sra
sra trajedilerin lm sahnelerinde, kimi zaman uysalca, kimi zaman ecele meydan
okuyarak yiite, kimi zaman da sonsuz aclar iinde kvrana kvrana lp duruyordu.
Orlick kimi zaman, Vur ekici, habire, Koca Clem! Vur durmadan demire, Koca Clem...
diye bir homurtu tutturuyordu. lkin ikili sandmsa da aykt.
te byle, kymze vardk. Yolumuz, Three Jolly Bargemenn nnden geiyordu.
Saat gecenin on biri olmakla birlikte meyhaneyi byk bir kargaa iinde grp aaladk.
Kap ardna dek ak duruyor, ierisi k iinde yzyordu. Alk olmadmz sayda birok
fener, yaklp oradan oraya tanmasna her yere yaylmt. Mr. Wopsle zindan
mahkmlarndan birinin ele gemi olduunu sanarak, ne var, diye sormak amacyla ieri
girdi, derken drtnala koarak gene dar kt.
Bi olay olmu, sizin orda Pip! dedi. Koun!
Ona yetiebilmek iin ardndan koturarak, Neymi? diye sordum.
kartamadm. Joe Gargery yokken biri zorla eve girmi. Mahkmlar sanlyor. Birini
kstrp yaralamlar.
ok hzl kotuumuzdan bakaca konuamadk. Bizim evin mutfana girinceye kadar
da durmadk. Mutfak insanla kaynyordu. Btn ky bizim ordayd, mutfakta, avluda. Bir
hekim vard; Joe vard; bir grup kadn vard; hepsi de mutfan ortasnda yere melmiti.
Ben ieriye girince ii olmayan seyirciler yol atlar. Bylece ablam grdm. Yz atee
doru dnkken arkadan saldran, bilinmeyen birinin indirdii korkun bir vurula
devrilmi, orackta plak tahtalarn zerinde sessiz, kprtsz, baygn yatmaktayd.
Kurtulup ayaa kalksa bile bir daha hibir zaman kpremeyecekti artk. Bu, gzle
grlyordu.
6. armha giden sa ile alay ettii iin, sann yeryzne ikinci geliine kadar diyar diyar gezmeye mahkm edilen Yahudi.
(.N.)
16
raklk yaamnn tekdze akna kendimi iyice kaptrmtm artk. Kyde batakln
snr tesinde, bu tekdzelii bozan tek ey, ya gnm gelince gene gidip Miss
Havisham grmemdi. Miss Sarah Pocketi gene kapy bekler buldum; Miss Havisham
gene braktm gibi duruyordu; Estelladan da ayn biimde, belki de szc szcne
geen seferki gibi konutu. Bunun her yl yinelenen bir gelenek olup ktn hemen
imdiden syleyeyim. Bu gidiimde Miss Havishamn verdii paray almak istemedimse de
bunun etkisi onu kzdrmak oldu. Ne o, az m geldi yoksa? diye sorunca (ve ondan
sonraki yllarda) paray aldm.
Bu durgun yal ev, pencereleri kapal odalardaki sar mum aydnl, tuvalet masasnn
banda oturan solgun hayalet ylesine aynyd ki, saatlerin durmasyla birlikte bu gizemli
yerde zaman da durmu gibi geliyordu bana. Ben, dardaki herkes, her ey byyp ya
alyorduk; yalnzca buras olduu yerde sayyordu. Eve tek bir gne szmad gibi
benim bu eve ilikin an ve dncelerim de doal gn aydnlndan yoksundu. Aklm ister
istemez karyordu ve bunun etkisiyle her geen gn zanaatmdan biraz daha souyor,
evimden barkmdan biraz daha utanyordum...
Beri yandan Biddyde bir deiiklik olduunu usul usul alglamaya balamtm.
Biddynin ayakkablarnn topuklar sanki anmaz olmu, salar prl prl dzgnlemiti,
elleri de her zaman tertemizdi. Gzel deildi geri, ky kzyd ne de olsa, Estella gibi
olabilir miydi? Gene de ev ekmei gibi salkl, tatl, uysal, cici bir kz olup kvermiti.
Yanmza geleli bir yl biraz getii bir srada (byk teyze iin tuttuu yastan yeni kt
sralardayd) bir akam gzlerinin gzel, iyilik dolu olduunu grdm gibi bu gzlerin bir
garip, derin dalgnlkla, youn bir ilgiyle bakt da dikkatimi ekti.
Bir ara elimdeki iten bam kaldrmtm. Bilgimi ilerletmek yolunda bir tala iki ku
vurmak iin okuduum kitaptan kimi blmleri defterime ekiyordum ki gzlerimi
sayfadan ayrnca Biddynin de benim yaptm ii izlemekte olduunu grdm. Kalemi
elimden braktm. Biddy de dikiine ara verdi, ama inesini elinden brakmad.
Biddy, dedim. Nasl oluyor bu i, anlat bana. Ya ben pek budalaym, ya da sen
olaanst akllsn.
Hangi ii diyorsun, bilmiyorum ki, diye Biddy glmseyerek yant verdi.
Btn ev ilerini ekip eviriyordu hem de kusursuzcasna. Ama uradm aknlkta
katks ok olmakla birlikte, benim demek istediim ey bu deildi.
Benim btn rendiklerimi renip bilgi konusunda hep baaba gitmeyi nasl
beceriyorsun, Biddy?
Okumuluum az buuk bama vurmaya balamt, nk ya gnmde aldm
paralar kitaba yatrdm gibi son zamanlarda harlmn nemli blmn de bu ama
iin harcamay huy edinmitim. Geri imdi dnyorum da bu yoldan edindiim bir
lokma bilgi bana ok pahalya oturmu gibime geliyor.
Biddy, Asl ben sana soraym, dedi. Sen nasl baaryorsun bu ii?
Yok, yok. Akamlar dkkndan dndm zaman hemen kitaplarmn bana
geiyorum; sen de gryorsun, Biddy. Oysa ben senin kitap okuduunu hi grmyorum.
Biddy usulca, Senden geiyor olmal, nezle filan gibi, diyerek gene dikiine koyuldu.
Kafam bu dncelerle dopdolu, tahta koltuumun arkasna yaslandm, Biddynin
ban yana emi, diki dikmesini seyre daldm. Gerekten alacak bir kzd u Biddy.
yle ya imdi dnyorum da, bizim meslein yntemlerini de iyice renmiti bu yl
iinde; yaptmz trl ilerin, kullandmz trl aralarn adlarn ezbere biliyordu.
Ksacas, benim her bildiimi Biddy de biliyordu. Pratik ynden olmasa bile teorik ynden
Biddy demircilik zanaatnda benimle boy lebilir, belki beni geride bile brakabilirdi.
Her frsat sonuna dek deerlendirebilen kiilerdensin sen, Biddy, dedim. Buraya
gelmeden nce kendini yetitirmek iin hi frsatn olmamt. Oysa bak, buraya geldin
geleli nasl da aldn yrdn!
Biddy bir dakika beni szd, sonra ban gene dikiine edi.
Gene de ilk retmenin bendim, deil mi? dedi, bir yandan dikiini dikerken.
Biddy! diye aknlkla hafife bardm. Aa, Biddy, alyorsun sen!
Biddy ban iinden kaldrp glerek, Alamyorum ite, dedi. Onu da nereden
kardn, kuzum?
Nereden karabilirdim bunu, naknn stne den tek bir gzyann ltsndan
baka? Sessizce oturduum yerden eski Biddyyi anmsyordum: Mr. Wopslen byk
teyzesi (kimi kiilerce kurtulmas drt gzle beklenen) o yaam tiryakiliinden
vazgemeden nce u Biddy ne silik, kir pas iinde, etei dk bir kzcazd! O kk,
dknt dkknda, o grltl, sefil akam okulunda ne umutsuz koullar altnda
rpnrd, o khne, ar ve beceriksizlik bohasnn ykn her zaman omzunda tayarak!
Dnyordum da Biddynin kiiliinde imdi yeermeye balayan filizin tohumu daha o
karanlk gnlerden beri iinde gizliymi demek! yle ya, iimde ilk olarak bir tedirginlik,
honutsuzluk kprts sezer sezmez gidip ondan yardm dilemitim, hem de igdyle,
doal olarak.
Biddy hi konumadan diki dikiyordu, gzleri artk yasz. Kafam bu dncelerle
dopdolu, kardan Biddy ye baktka, Ona olan gnl borcumu yeterince duyup belli
etmedim, sanrm, diye iimden geirdim. Kendimi ondan uzak tutmutum belki de; oysa
ona daha ok yaklap almal, i dnyam paylamak mutluluundan onu yoksun
brakmamalydm. (Dncelerimde bu szckleri kullanmamakla birlikte aklmdan
geenler bu havadayd.)
Konuyu kafamda bir iyi evirip evirdikten sonra, yle, Biddy, ilk retmenim sendin,
diye onu yantladm. Bir gn gelip burda, bizim evin mutfanda ba baa oturacamz o
zaman syleseler inanmazdk bile.
Zavallcm! dedi Biddy. Laf byle hemen ablama dndrmek, tam onun
bencillikten uzak kiiliine zg bir eydi. Hemen yerinden kalkt, ablam daha rahat
ettirtmek iin elinden geleni yapt.
Sonra, ok doru dedin, ama byle olmas da ok ac, dedi.
Her neyse, dedim. Daha ok konuup dertlemeliyiz seninle, eskisi gibi. Ben de
sana, eskiden yaptm gibi, daha ok akl danmalym. ster misin Biddy, nmzdeki
pazar krlarda bamz alp uzun uzun dolaalm yle, doya doya konualm?
Ablam hi yalnz brakmyorduk. Ne var ki pazar gn leden sonra Joe onun
bakmn seve seve stne alnca Biddy ile ben de birlikte gezmeye ktk. Mevsimlerden
yaz, hava akt; gzel mi gzel bir gn! Kyden, kiliseyle mezarln nnden geerek
bataklklara kp da pupa yelken yol alan gemilerin bembeyaz yelkenlerini grdm
zaman, gene Miss Havishamla Estellann dncesi kafamda bu grntyle kaynamaya
balad. Irmak kysna varp yamaca oturduk. Ayaklarmzn dibindeki suyun rlts
evrenin sessizliini bozaca yerde bsbtn derinletirir gibiydi. Biddyye srlarm amak
iin yer bu yer, saat bu saat, diye dndm. Ona, konutuklarmz aramzda kalacak diye
yemin verdirttikten sonra, Biddy, dedim. Kibar bir beyefendi olmak istiyorum ben.
Yok, ben senin yerinde olsam yapmazdm bu ii, diye karlk verdi. e yaramaz ki.
Biddy, diyerek biraz dikletim. Beyefendi olmak istememin zel nedeni var.
Elbet sen daha iyi bilirsin, Pip, ama u durumda daha mutlu deil misin?
Sinirlenerek, u durumumla hi mutlu deilim hem de, diye sylendim. imden de,
srdm yaamdan da tiksiniyorum, Biddy. rakla baladmdan beri byle bu.
Alamadm gitti. Samalama.
Biddy kalarn hafife kaldrarak yava sesle, Samaladm m? diye sordu. Kusura
bakma, istemeden olmutur. Ben yalnzca senin iyiliini, esenliini isterim, Pip.
yleyse pein pein anla unu: Ben bu durumda hibir zaman rahat, mutlu
olmayacam, Biddy, olamam nk; bu durum acdan, mutsuzluktan baka hibir ey
vermez bana. imdikinden bambaka bir yaama kavuamazsam dnya bana zindan olur,
Biddy.
Biddy ban zntyle iki yana sallayarak, Ne yazk! dedi.
Ben de ka kez iimden, ne yazk, diye dnmtm. imdi de duygularmn o hi
kesilmeyen atmas arasnda Biddynin byle dediini duyunca bir an onun omzuna
yaslanp zntmden, kararszlmdan alamak istedim. ok hakl olduunu syledim
ona. Bu duygularmdan ben de utanyorum, ama ne yapaym, elimde deil ite, dedim.
Yerimi benimseyebilseydim, diye konuarak yan bamdaki ksa otlar yolmaya
baladm. Nasl ki bir zamanlar duygularmn acsn samn kklerinden yolup koparmaya,
bira fabrikasnn duvarn yedirmeye yeltenmitim. Demirci dkknn kklmde
sevdiimin yars kadar sevebilseydim ok daha iyi olurdu benim iin. Bunu bilmez
deilim. Joe, sen, ben gl gibi geinir giderdik. raklk srem dolunca belki Joeya ortak
olurdum; daha byynce seninle daha baka bir arkadalmz olurdu belki. Pazar
gnleri, hava ak olduu zamanlarda gene buraya gelir otururduk, ama imdikinden
bambaka bir insan olarak... Durum byle olsayd beni beenmezlik etmezdin, deil mi,
Biddy?
Biddy pupa yelken geen gemilere bakarak yle bir i geirdi, sonra yant olarak,
Yok, benim gzm yle ykseklerde deildir, dedi.
Geri pek gurur okayc deildi bu szler, ne var ki ben Biddynin iyi niyetle konumu
olduunu biliyordum.
Biraz daha ot yolup birka saz sapn dilerimin arasnda ineyerek, Oysa imdiki
durumuma bak, dedim. Gz doymayan, rahat nedir bilmeyen bir insan... Kaba da
olsam, yontulmam da olsam umurum muydu sanki, yle pat diye yzme vurmam
olsalard?
Biddy ban birden bana dndrd, gemilere verdiinden ok daha byk bir dikkatle
gzlerimin iine bakt. Sonra baklarn gene yelkenlere dikerek, Kim yle demise hem
hakszlk hem de terbiyesizlik etmi, diye dncesini belirtti. Kimdi diyen?
Canm skld, nk ne sylediimi pek tartmadan konumutum. Ama geri
dnemezdim artk. Bir solukta anlatverdim:
Miss Havishamn yanndaki gzel kz dedi. Dnyann en gzel kz o, ben de onu
delicesine beeniyorum; bu yzden de ykselip beyefendi olmak istiyorum.
Kaklm bylece ortaya vurduktan sonra avu avu ot kopararak rman sularna
atmaya baladm. imden kendimi de atmak geliyordu rman sularna.
Ksa bir sessizlikten sonra Biddy ciddilikle bana sordu: Beyefendi olmak isteyiin ona,
oh olsun diyebilmek iin mi, yoksa onu elde edebilmek iin mi?
Somurtarak, Bilmem, diye yantladm.
Biddy, nk, diye szlerinin arkasn getirdi. Geri sen daha iyi bilirsin ya, bence
niyetin onu atlatmaksa sylediklerini kulak arkas etmek daha iyi sonu verir, daha
bamszca bir tutum olur. Yok, eer niyetin onu elde etmekse, gene sen daha iyi bilirsin
ya elbet, bana sorarsan byle bir kzn peinde komaya demez, derim.
Ben de kim bilir ka kez tpk byle dnmtm. Bunun byle olduunu u dakikada
da aka grebiliyordum. Gelgelelim en stn, en akll erkeklerin bile her Tanrnn gn
dtkleri elikiye ben nasl dmezlik edebilirdim? Ben, zavall, gzleri kamam bir ky
ocuu!
Bunlarn hepsi doru olmasna doru da, dedim Biddyye, elimde deil, deliler gibi
beeniyorum onu.
Uzun szn ksas sylerken kendimi yzst yere attm, salarm iki yandan smsk
kavrayarak bir gzel ekeledim. Deli gnlmn gerekten zrdeli olduunu, kendini yanl
yere adadn yle iyi biliyordum ki kafam, salarmn kknden tutup kaldrarak suratm
talara arpsam, diye dnyordum; byle bir budalann kafasyla yz olduklar iin ne
yerinde bir ceza olurdu onlara!
Dnyann en anlayl, en olgun kz olan Biddy benimle bakaca tartmaya
kalkmad. Elini uzatt, benim salarma geirdiim ellerimi ekip kurtard. Elleri iten
sertlemiti, gene de dokunuu insann iini yattryordu. Ben yzm koluma gmm
usul usul alarken o eliyle omzumu okad, avuturcasna. Bu alaym da tpk o gn bira
fabrikasnn avlusundaki alaym gibiydi. Birinin, birilerinin, belki de (tam olarak
bilemiyordum) herkesin hakszlna uram gibi, adsz bir ksknlk vard iimde.
Biddy, Bir eye seviniyorum, dedi. Bana gvendin, derdini bana aabildin. Pip,
sevindiim bir ey daha var, o da u: Sylediinin bende kalacana gvenebilirsin! Senin
gvenine layk olmak iin elimden geleni yapacama da gvenebilirsin. lk hocandm ben
senin. Eer bu ilk hoca... Hey Tanrm, ne zavall bir hocayd ya, kendisi hibir ey
bilmeyen... Her neyse, bu ilk hocan imdi sana hocalk edebilseydi hangi dersi vereceini
ok iyi bilirdi! Ama etin bir derstir bu, sen de zaten hocan ok atn, onun iin bo yere
konumakta yarar yok artk...
Bylece Biddy benim adma hafif bir gs geirerek ayaa kalkt; deminkinden
bambaka, neeli, scak bir sesle, Biraz daha yryelim mi yoksa eve mi dnelim? diye
sordu.
Biddy, diyerek ben de yerimden kalktm. Boynuna sarlp yanana bir pck
kondurdum. Bundan byle sana her eyimi anlatacam.
Yksek bir beyefendi oluncaya dek, dedi Biddy.
Biliyorum... Naslsa beyefendi olmayacama gre bu szm lnceye dektir. Geri
sana pek bir ey sylemenin gerei yok ya, geen akam evdeyken de sylediim gibi
naslsa benim bildiim her eyi sen de biliyorsun.
Biddy gzlerini gemilere dikerek gene iini ekti. Sonra deminki neeli, dost sesiyle,
Biraz daha yrsek mi yoksa evimize mi dnsek? diye yeniden sordu.
Biraz daha yryelim dedim; yrdk. Yaz ikindisi yumuayarak bir yaz akamna
dnt; yle gzeldi ki her ey! u srada, saatleri durmu odada, mum nda beggar
oynayp Estellann alaylarn ekmektense burada, bu durumda bulunmak daha salkl,
daha doal deil mi, diye bir soru kafam kurcalamaya balamt. Estellay o evle ilgili
tm dlerle, anlarla birlikte kafamdan silebilsem, iimi drt elle sarlarak seve seve
yapsam, zanaatma raz olup sebat ederek ilerlemeyi ama edinsem... benim iin ne
kadar iyi olur, diye dnyordum. Kendi kendime soruyordum; u srada yanmdaki kz
Biddy yerine Estella olsayd beni canmdan bezdirecei tartlmaz bir ey deil miydi?
Bunun su gtrmez bir ey olduunu kesinlikle biliyordum; kendi kendime itiraf etmek
zorundaydm. Bu yzden, Pip, sersemin birisin sen, dedim iimden.
Yrrken durmadan konuuyorduk. Biddynin her syledii doruydu, yerindeydi. Biddy
insan krmyordu, naz yapmyordu, esen rzgra gre deimiyordu. Beni zmek Biddyye
kvan deil ac verirdi; benim yreimi yaralamaktansa kendi yreini yaralamak ye
gelirdi ona. yleyse nasl oluyordu da onu tekisinden daha ok sevemiyordum?
Evimizin yolunu tuttuumuz srada, Biddy, dedim. Keke sen beni yola
getirebilseydin.
Keke, dedi Biddy.
Bir yolunu bulup da kendimi deitirip sana gnl verebilseydim, Biddy. Seninle byle
ak ak konutuuma kzmyorsun deil mi? Ne de olsa ocukluk arkadayz biz.
Yok canm, ne kusura bakacakmm? dedi Biddy. Sen konumana bak.
Kendimi zorlayp sana gnl versem, btn dertlerim ortadan kalkard, tam biilmi
kaftan olurdu benim iin.
Biddy, u var ki sen bana hibir zaman gnl veremezsin, dedi.
Birka saat nce olsa belki ben de byle dnrdm, ama imdi bu olaslk bana hi
de o kadar uzak, clz gelmiyordu. Bunu Biddyye de syledim. Ama Biddy benim
sylediimin olmayacak bir ey olduunu yineledi. yle kesin konuuyordu ki onun hakl
olduuna iin iin ben de inanyordum. Gene de onun bu konuyu bylece kestirip atmas
biraz arma gitti dorusu.
Mezarla yaklatmzda bir hendei gemek, kanal kprlerinden birinin yanndaki
itten atlamak zorundaydk. Birden Koca Orlickle burun buruna geldik. Kapnn arkasndan
m, fundalklarn arasndan m, yoksa bataklk tmseklerinin gerisinden mi kagelmiti,
seemedik.
Koca Orlick o hrltl, bouk sesiyle, Vay efendim, merhabalar, dedi. Nereye byle
ifte kumrular?
Nereye olacak, eve elbette.
yleyse sizi kapnza kadar geirmezsem ben de arplaym.
Bu arplma cezas onun hi dilinden drmedii kuramsal bir olaslkt. arplma
szcne, benim bildiim belirli bir anlam vermez, tpk adm dedii szck gibi bunu
da insanl kzdrp alaltmak, uslarda yrtc, kt birtakm armlar yapmak amacyla
kullanrd. Kklmde tutup beni arpmaya kalkacak olursa bu ii keskin, arpk
ulu bir engelle yapacan sanrdm.
Biddy onun bizimle gelmesini hi istemiyordu. Gelmesin. Hi sevmiyorum onu, diye
fsldad.
Orlicki ben de sevmediim iin yzm asp teekkr ettim, eve yalnz gitmek
istediimizi syledim. Orlick benim bu yantm kah kah glerek karlad, biraz arkada
kald, ama gene de o yayvan, gevek admlaryla biraz geriden bizi izlemeye koyuldu.
Ablam urad ldrc saldr konusunda bize hi bilgi vermemiti. Acaba bu ite
Orlickin parma olmasndan Biddy de kukulanyor mu, diye merak ederek, Neden
sevmiyorsun onu? diye sordum.
Biddy ban evirdi, ayaklarn srye srye peimizden gelmekte olan adama
bakarak, te! dedi. Bende... bende gz var gibime geliyor da, o yzden korkuyorum.
Tepem atarak, Sana hi syledi mi bunu? diye sordum.
Biddy gene omzundan arkaya bir gz atarak, Yok, dedi. Hibir zaman aka
sylemedi ya ne zaman gzlerimiz karlasa sanki baklaryla dans ederek stme
geliyor.
Bir ilginin byle tanmlanmas ne denli deiik ve iitilmedik olursa olsun Biddynin
yorumunda yanlmam olduundan emindim. Kanm bama sramt; bana bir
saygszlk edilse ancak bu kadar fkelenebilirdim.
Biddy serinkanllkla, Ama bu seni naslsa ilgilendirmez ki! dedi.
Biliyorum Biddy, ama gene de hi houma gitmedi bu i, hi beenmedim dorusu.
Al benden de o kadar, dedi Biddy. Ama seni bu da ilgilendirmez.
Elbette ilgilendirmez, dedim. Yalnz unu bilesin, Biddy; eer Orlick yanna senin
rzanla yaklasayd gzmden ok derdin.
O akamdan sonra Orlicki gzaltnda bulundurmaya baladm. Ne zaman onun
Biddyden yana dans etmesine elverili bir durum ortaya ksa, bunu nlemek iin
hemen yolunu kesiyordum. Ablamn durup dururken ona gsterdii tuhaf yaknlk
yznden Orlick evimize kk salmt, yoksa onu kovdurtmaya alrdm. Benim bu iyilik
niyetimi Orlick bal gibi anlyordu. Onun da bana kar ayn derecede iyi niyetler
beslediini sonradan anlayacaktm.
te yandan eski aknlm, kafamn eski kargaas yetmezmi gibi bu aknlkla
kargaay yz bin kat daha arapsana dndrmeye balamtm. nk zaman zaman,
Biddynin Estelladan llemeyecek kadar stn olduuna, iinde doup bydm
yoksul ama drst emeki yaamnda utanlacak bir yn bulunmadna, bu yaantnn
bana onur, mutluluk kazandracana iyice inanyordum. Byle zamanlarda sevgili dostum
Joe ile dkknna kar duyduum soukluun temelli ortadan kalktn, Joenun ra,
Biddynin sevgilisi olma yolunda ilerlediimi aka seziyordum. Sonra gnn birinde
birdenbire, Estella gnlerinden bir an ldrc bir kurun gibi iime dveriyor, usumu,
duygularm yeni batan paralayp darmadan ediyordu. Byle zamanlarn ounda ben
daha kafam toparlamaya zaman bulamadan aklma saplanan bir serseri dnce, Ya
Miss Havisham raklm sona erdikten sonra beni kanadnn altna alp parlak bir gelecek
salamay tasarlyorsa? diye delice bir umut, dncelerimi gene drt bir yana
datyordu.
raklm dolsa da kafam karklktan kurtulamayacakt sanrm. Ne var ki sizlere
imdi anlatacak olduum zere, raklm daha dolmadan yarda kesiliverdi.
18
Joenun yanna rak giriimin drdnc ylnda, bir cumartesi gecesiydi. Three Jolly
Bargemenn ocanda yanan atein banda -be kii toplanm, Mr. Wopslen yksek
sesle okuduu gazeteyi dinlemekteydiler. Bu -be kiiden biri de bendim.
Son gnlerde herkesi heyecana verip dillerde gezen bir cinayet ilenmiti; bu yzden
Mr. Wopsle u srada tepeden trnaa kanlara bulanm durumdayd. Cinayetin
tanmlanmasnda kullanlan her sfat ballandra ballandra okuyor, kendini mahkemede
dinlenen her tann yerine koyuyordu. Bir bakyorsunuz, cinayet kurban ile birlikte, Ah
yandm! diye inliyor, bir bakyorsunuz, katille birlikte, Al sana! Oh olsun! diye
bryordu. Adliye doktorunun ifadesini okurken konumasn, hafif alayl biimde, bizim
kyn hekimine benzetiyor, bouma seslerini duymu olan yal kpr bekisinin roln
oynarken yle sarsak, yle tiz bir kocam adam sesiyle konuuyor, kprdamakta yle
glk ekiyordu ki, dinleyende bu tann birka tahtas noksanm gibi bir izlenim
uyandryordu. Mr. Wopslen okumasna bakarsanz sorgu yargc, Atinal Timon olup
kmt, mbair de Coriolanus. Mr. Wopslen keyfine diyecek yoktu. Bizler de
eleniyorduk dorusu, rahatmz yerinde, neeliydik! Scack atein banda, srtmz pek,
karnmz tok, dnyayla bark, ba baa verdik, cinayetin nceden kararlatrlarak
kastla, soukkanllkla ilenmi olduu kararna vardk.
te tam o srada karmdaki srann arkasnda durmu bizi seyreden yabanc bir
beyefendi gzme arpt. Daha nce dikkatimi ekmemiti. Yznde dnyaya tepeden
bakan bir ifade vard; ocak bandaki topluluu seyrederken elinin kocaman
iaretparmann yan tarafn kemirip duruyordu.
Cinayet havadisi okunup bittikten sonra yabanc adam Mr. Wopslea dnerek, Pekl,
davay kendi gnlnze gre zmlediniz, yanlmyorsam? diye sordu.
Herkes irkilerek ona bakt. Sanki karlarndaki adam caninin ta kendisiydi. Yabanc
herkesi buz gibi alayl baklarla szmekteydi.
San sulu buldunuz, deil mi? diye sordu. Hadi hadi, ekinmeden ak syleyin.
Mr. Wopsle, Beyefendi, geri sizinle tanmak onuruna erimi deilsem de, evet,
sank suludur, diyorum, diye karlk verdi.
Bu szler hepimize cesaret verdiinden, bir azdan, yle, gibilerden bir eyler
mrldandk.
Yabanc, Biliyorum, onu sulu bulduunuzu, dedi. nceden de kestirmitim zaten.
Yalnz imdi size bir soru soracam. ngiltere yasalarna gre bir sank suu sabit
oluncaya, ispatlanncaya dek susuz saylr. Bunu biliyor muydunuz, yoksa bilmiyor
muydunuz?
Mr. Wopsle, Efendim, diye sze balad, bir ngiliz vatanda olarak ben... kendim...
Yabanc, iaretparman Mr. Wopslea doru uzatp, Hadi hadi, kaamak yok. Ya
biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz. Hangisi? diye sordu.
Gvdesini bir yana, kafasn kar yana emi, karsndakini sorgulayarak sktrp
tepelemeye hazr bir duruu vard. aretparman, damga vururcasna Mr. Wopslea
uzatt, sonra gene kemirmeye giriti.
Ak konuun! dedi. Biliyor musunuz, yoksa bilmiyor musunuz?
Elbette biliyorum, dedi Mr. Wopsle.
Elbette biliyorsunuz. Gzel ama neden balangta aklamadnz bunu? imdi size bir
soru daha soracam. Yabanc adam en doal hakkn kullanrmasna Mr. Wopslea el
koymutu. Peki, ya bu tanklardan hibirinin henz kar tarafn avukat tarafndan
sorguya ekilmediklerini biliyor musunuz?
Mr. Wopsle, Benim tek syleyeceim, diye azn amt ki yabanc onun lafn kesti.
Ne o? Sorduklarma ksaca evet ya da hayr, diye yant vermek istemiyor musunuz?
Bir kez daha snayacam sizi, diyerek adam parman Mr. Wopslen burnunun dibine
soktu. Can kulayla dinleyin beni. Bu tanklardan birinin bile henz kar tarafa
sorgusunun yaplmadn biliyor musunuz, bilmiyor musunuz? Uzatmayn, canm. Benim
istediim bir tek sz. Evet mi, hayr m?
Mr. Wopsle duraksad ve hepimizin gznden dmeye balad.
Yabanc, Peki yleyse, ben size yardm edeyim, dedi. Geri siz bu yardma layk
deilsiniz, ama ben size gene de yardm edeceim. Elinizde tuttuunuz u gazeteye bir
bakn. Nedir bu?
Mr. Wopsle ne diyeceini ararak, Nedir? diye bn bn sordu.
Yabanc en alayl, en kukucu tutumuyla, Demin okumakta olduunuz gazete
olmasn? diye sordu.
Elbette o.
Kesinlikle. imdi gene an gazeteyi, syleyin bana bakalm, sank savunmasn en
sona saklasn diye avukatlarnn kendisine t verdiini kesinlikle sylemi mi? Gazete
bu noktay ak seik belirtiyor mu?
Mr. Wopsle yalvarr gibi, Demin okudum ya, dedi.
Beyefendi, demin okuduunuzu brakn imdi. Size demin ne okudunuz diye
sormuyorum ben. Cannz isterse Peygamber Duasn sonundan bana doru
okuyabilirsiniz. Sizin daha nce de yapm olduunuz bir eydir bu belki de. Aln u
gazeteyi gene elinize. Yok yok, stunun bana deil, dostum bilmezlikten gelmeyin yle;
sonuna bakn, stunun sonuna.
Bu arada hepimiz Mr. Wopslen saman altndan su yrtenin biri olduunu dnmeye
balamtk.
Eee? Bulabildiniz mi bari?
te burada, dedi Mr. Wopsle.
yleyse yle sonuna doru bir gz atn stunun. Sonra syleyin: Avukatlar sana,
savunmasnn tmn en sona brakmas iin kesin talimat vermiler mi? Yaz aka
belirtiyor mu bunu? Hadi hadi, gevelemeyin. Ne diyorsunuz buna?
Mr. Wopsle, Sizin kullandnz szckler yok burda, dedi.
Yabanc zehir gibi bir sesle, Szcklermi! dedi. Szcklerden kan anlam benim
dediim gibi mi, siz ona bakn.
Mr. Wopsle, Oras yle, dedi.
Yabanc sa elini, tank durumuna drd Mr. Wopslea doru uzatarak
evredekilere gz gezdirdi.
yle ya. imdi sorarm size: Bu yazy okuduu halde, daha savunmasn yapmam
olan bir insana sulu damgas vurabilen kii nasl i rahatlyla uyuyabilir?
Bizler artk Mr. Wopsle konusunda aldandmz, onu gzmzde ar iirdikten sonra
iyzn yeni yeni grmekte olduumuzu dnyorduk.
Yabanc adam o koca parman Mr. Wopsledan yana sallayarak, Bu adam, diye
ekledi. Unutmayn, u karnzdaki adam bir bakmsnz sz geen davann jri
yeliine seilmi. Pein yargsn byle ak ak ortaya vurduktan sonra, sankla devlet
arasndaki bu davay gerek anlamda iyice tartacan, eldeki kantlara gre doru bir
hkm vereceini ileri srebilir mi? Byle bir adamn byle bir davada jri yelii
yaptktan sonra, yalan yere yemin ettikten sonra evine barkna dnerek yastna ba
koyup bir gzel uyku ektiini dnebiliyor musunuz? Tanr ona acsn.
Bizler Mr. Wopslen artk ok ileri gittiine, yol yaknken bu babo gidie son
vermesinin yerinde olacana iyiden iyiye inanmaya balamtk.
Yabanc, tartma gtrmez bir gvenle konuuyordu. Bir yandan da her birimizle ilgili
gizli bir eyler bildiini, bunlar bir aa vursa hepimizin iinin bitik olduunu belirten bir
tutumu vard. Bylece srann ardndan karak ortalk yere, ate bana gelip durdu. Sol
eli cebinde, sa elinin iaretparman gevelemekten vazgemiyordu.
Bizler onun karsnda dizlerimizin ba zlm, sinmi otururken, o gzlerini gene
bizim zerimizde gezdirdi.
Edindiim bilgiye gre aranzda Joseph ya da Joe Gargery diye bir demirci ustas
olacak, dedi. Hanginizsiniz?
Joe, te aradn adam, dedi.
Yabanc, Herkesin Pip diye ard bir de ran varm, dedi. O da burada m?
Ben hemen, Buradaym! diye atldm.
O beni tanmad ama ben Miss Havishamlara ikinci gidiimde, merdiven banda
karlatm adam o saat tanmtm. Srann arkasnda grr grmez bilmitim onu.
imdi eli omzumda, yz yze bakrken o kocaman kafasn, koyu esmer tenini,
ukurlardan bakan gzlerini, al gibi dikilen kalarn, kaln saat ksteini, sakal
diplerindeki kara benekleri, hatta iri ellerindeki lavantal sabun kokusunu bile ayrntlaryla
yeniden alglama frsatn buldum.
Yabanc beni keyfince ar ar, tepeden trnaa szdkten sonra, Siz ikinizle zel
olarak grmek istiyorum, dedi. Uzun srebilir. Bu yzden evinize gidersek daha iyi
olur, sanyorum. Burada herhangi bir ey sylemem yersiz, hem de zamansz kaar.
Sonradan dostlarnza istediinizi syleyip sylememek size kalacak, naslsa. Ben orasna
karmam.
aknlk dolu bir sessizlik arasnda Three Jolly Bargemendan ktk, hep o akn
sessizlik iinde bizim eve yrdk. Yolda adam arada bana bakyor, arada da parmann
yann kemiriyordu. Eve yaklatmzda Joe durumun nemli ve resm olduunu belli
belirsiz kavrayarak ilerledi, n kapy at. Grmemiz tek bir mum yla hafife
aydnlanan konuk odasnda geti.
Grmeyi yabanc beyefendi masaya oturup mumu nne ekerek cep defterindeki
notlar gzden geirmekle balatm oldu. Sonra defteri kaldrp mumu biraz kenara itti,
karanlkta hangimiz olduunu saptamak istercesine gzlerini ksarak bir Joeya bir bana
bakt.
Adm, dedi. Jaggers. Londrada avukatm. Olduka nlymdr. Sizinle yaplacak
olaanst bir iim var. Hemen belirteyim ki bu i benim bamn altndan km deil.
Bana nceden danlm olsayd ben imdi burada, karnzda olmazdm. Ama nceden
bana danlmad, o yzden ben de imdi buradaym. Bir bakasnn vekili ve srda olarak
stme den ii yapmaya geldim. Hepsi bu. Grevimin ne bir adm gerisinde kalr, ne de
bir adm ilerisine geerim.
Oturduu yerden bizi aka gremediinden kalkt, bir ayan sandalyenin stne
koydu, bylece bir aya sandalyenin oturak yerinde, bir aya odann tabannda, durup
bize bakt.
Dinle, Joseph Gargery, ran olan bu delikanly senin bandan kaldrmay
amalayan bir neri getiriyorum. Kendisi isterse onun iyiliini dnerek kontratn
geersiz sayar msn? Hi beklemeden yapar msn bunu?
Joe gzlerini adamn gzlerine dikip aarak, Pipin iyiliine engel olmamak
karlnda bir eyler istemekten Tanr beni esirgesin, diye kendince bir yant verdi.
Mr. Jaggers, Tanrnn esirgemesini dilemek din sevgisini belirler, ama kesin bir yant
deildir, dedi. Soru u, bir karlk bekler misin byle bir durumda? Karlk bekliyor
musun?
Joe, Yant da udur, dedi, ciddi ve sert. Hayr!
Jaggers, Joedan yana, Aptallna doyma, dnya kar dnyas, gibilerden yle bir
bakm gibi geldi bana. Ne var ki bir yandan aknlk, bir yandan soluumu kesen merak
beni ylesine bocalatmt ki pek iyi gremedim.
Jaggers, Pek gzel, dedi. Bu szn aklnda tut, sakn birazdan caymaya kalkma.
Joe, Kalkan kim? diye diklendi.
Kalkan var demedim. Kpek besler misiniz siz?
Evet, bir kpeimiz var.
yleyse unu hi unutma. Kpein havlamas iyidir, ama en byk erdemi gvenilir
olmasdr. Bunu hep aklnda tut, e mi? diyen Mr. Jaggers gzlerini yumarak ar ar
ban sallad. Joenun bir suunu balamaktayd, sanki. imdi gelelim bu delikanlya.
Size bu konuda ok byk umutlar getirdim. Ksacas, bu ocuu okutup adam edecekler.
Joe ile ben baktk.
Jaggers parman bana doru sallayarak, Kendisine iletmem sylenen haber u:
Kendisi byk bir servete miras gsterildi. kincisi, bu servetin imdiki sahibi, yani Pipin
velinimeti olan kimse onun hemen bu yerden, bu evreden alnarak tam bir beyefendi gibi
yetitirilmesini istemektedir; ksacas geleceine yarar biimde, byk servetlere
konacaklar gz nnde tutularak yetitirilen kibar kkbeyler gibi.
Kurduum d gerek olmu, gerein ciddilii en lgn dlerimi kat kat amt.
Demek Miss Havisham beni kanadnn altna alm, ykl bir varlk salayarak anl anl
bir adam yapmaya karar vermiti sonunda!
Avukat, imdi Pip kulan iyi a, bundan sonraki szlerim sanadr, dedi. Beni
kendisine vekil seen kii senin her zaman Pip adn taman istiyor. Bunca byk
umutlara bylesi kk bir kulp takld diye sesini karacan sanmyorum, ama bir
diyecein varsa sylemenin tam srasdr.
Yreim yle bir arpyor, kulaklarm yle uulduyordu ki hibir diyeceim olmadn
sylemekte bile glk ektim.
Jaggers, Bir de olacakt sanki! dedi. imdi, Mr. Pip, ikinci olarak unu bilmen
gerekiyor ki yce gnll, ak elli velinimetin, adnn senden gizli tutulmasn diliyor.
Kendisi aklayncaya dek kimlii kaln bir giz perdesinin altnda kalacak. Bu kimlii sana
kendisinin yz yze aklamak niyetinde olduunu syleyeyim diye bana talimat verildi.
Bu niyetini ne zaman, nerede gerekletireceini bilmiyorum; kimse bilmiyor. Daha uzun
yllar gereklemeyebilir. unu kesinlikle bilmeniz isteniyor ki, bu konuda herhangi bir
soruturma yapmanz iddetle yasaklanmtr. Benimle yaptnz yazmalarda,
grmelerde bu insann kimlii konusunda herhangi bir ey sylemeniz, herhangi bir
kimseden O imi gibi konumanz da yasak. inde bu konuda bir san varsa, brak, iinde
kalsn. Bu yasan nedenleri hi nemli deil. ok ciddi de olabilir, bir kapristen ibaret de
olabilir. Bu konuyu kurcalamak sana dmyor. Koul budur ve kesindir. Bu ite vekili
olmamdan te hibir sorumluluunu tamadm kiinin son koulu, senin bu koulu kabul
etmeye sz vermen, verdiin sz de tutmandr. Bu kii sana gelecee ilikin byk
umutlar salayan kiidir, kimliinin srr da salt onunla benim aramdadr. Bana konan
devlet kuunun bykl yannda bu koullarn bence ad bile anlmaz. Ama dediim
gibi, sesini karacaksan imdi srasdr. Syle.
Ben gene glkle kem km ederek bir diyeceim olmadn bildirdim.
Jaggers da gene, Yok bir de olacakt! dedi. imdi, koullarla yasak konusunu burada
kapatyoruz, Mr. Pip.
Geri beni Mr. Pip diye armaya, biraz daha saygl davranmaya balamt ama,
gene de o tepeden bakan hafif kukulu tutumundan vazgeemiyordu. imdi bile
konuurken, arada beni tuzla buz edebilecek bir sr ey biliyormuasna gzlerini
yumup parman sallyordu:
imdi sra yapmamz gereken hazrlklarn ayrntlarna geliyor. unu bilesin ki birka
kez gelecekle ilikin umutlarndan, geleceinin parlaklndan sz etmeme karn, sana
sunulan ey yalnzca umut deildir. Senin istenilen biimde yaayp okuman bol bol
salamaya yetecek bir para, daha imdiden elime verilmi bulunuyor. Ben senin velin
olacam. Benim teekkr etmeye davrandm grnce Jaggers, Yok diye szm
azma tkad. Hemen syleyeyim ki bu hizmetlerime karlk iyi para alyorum, yoksa
yapmazdm. Durumundaki deiiklie uygun olarak yksekrenim grmen isteniyor; bu
frsattan hemen yararlanmann nemiyle gerekliliini de kavrayacan umuluyor.
Byle bir frsat mrmce beklemi olduumu syledim.
Jaggers, mrnce beklediklerini bir kalem ge, Mr. Pip, diye beni tersledi. Biz,
imdiye bakalm. imdi hl istiyorsan bize yeter. Yani, imdi sen hi zaman geirmeden
zel bir retmenle almaya hazr msn? Bunu mu demek istiyorsun?
Kekeleyerek, evet, bunu demek istediimi bildirdim.
Gzel. Bu konuda senin isteklerine bavurmam bildirildi. Bence yanl bir yntem bu;
neylersin ki aldm talimat bu yolda. zellikle istediin bir retmen var m?
Mr. Wopslen byk teyzesiyle Biddynin dnda hibir retmen tanmadm iin
bunu, Hayr, diye yantladm.
Mr. Jaggers, Benim tandm bir retmen var; bu i iin sanrm uygundur, dedi.
Dikkat et, bu retmeni sana salk veriyor deilim, nk ben kimseyi kimseye salk
vermem. Kendisinin ad Matthew Pockettir.
A! Bu ad duyar duymaz bilmitim. Miss Havishamn akrabas olan, Mr. ve Mrs.
Camillann szn ettikleri Matthew. Miss Havisham lp de srtnda gelinliiyle masann
stne uzatld zaman gelip masann baucunda yerini alacak olan u Matthew.
Jaggers beni delip geercesine bir bak frlatarak, Adn biliyorsun, ha? diye sordu,
benim yantm bekleyerek gzlerini yumdu.
Ben de, evet, bu ad duymu olduumu syledim.
Yaa, adn duymuluun var demek. Ama soru u: Onu retmen olarak ister misin?
Bana yapt bu yardmdan tr Jaggersa teekkr etmeye altm ama Jaggers o
kocaman kafasn ar ar sarsarak, Yoo, delikanl, dedi, hatrlasana.
Ama ben hatrlayamadm iin gene yardmna, tavsiyelerine teekkr etmeye
giritim, o da gene kafasn sarst, hem kalarn atp hem glmseyerek, Yok, delikanl,
diye szm kesti. Yok, yok, yok, ok terbiyelisin ama istemem. Yan daha ok kk.
Byle bir sorunu bana ykleyemezsin, tavsiye szcn de istemiyorum. Bir bakasn
dene.
Ben de szm dzelterek, Bana Mr. Pocketten sz ettiinize sevindim, efendim,
dedim.
Hah yle! dedi Mr. Jaggers.
Ben de hemen, bu retmeni denemekten byk kvan duyacam szlerime
ekledim.
Gzel. Onu kendi evinde denersen daha iyi olur. Bu konuda gereken hazrlklar
yaplacaktr. nce Mr. Pocketin oluyla tanrsn. Kendisi Londradadr. Londraya sen ne
zaman geliyorsun?
Ben, hi kprtsz bize bakmakta olan Joedan yana bir gz atarak, hemencecik
gelebileceimi sandm syledim.
Mr. Jaggers, nce, dedi. Londraya gelebilmen iin yeni giysiler gerek sana; i
klyla olmaz. Haftaya bugn geliyorsun, diyelim. Biraz para isteyeceksin. Yirmi altn
braksam olur mu?
Grlmemi bir serinkanllkla uzun bir kese kararak altnlar keseden alp masann
stne sayd, bana doru kaydrd. Sandalyeye koyduu ayan ancak imdi indirmi,
sandalyeye ata binercesine oturup paray sayarak benden yana itmiti. imdi de elindeki
keseyi sallayarak oturduu yerden Joeyu szyordu.
Ey, Joseph Gargery, dedi sonunda. Dilin tutulmua benzer.
Tutuldu ya, dedi Joe, kararl bir tutumla.
Kendin iin hibir ey ummayacan konusunda anlamamz vard, unutmadn deil
mi?
Unutmadm, dedi Joe. Anlamamz var idi, gene de vardr ve dnya durduka var
olacaktr.
Mr. Jaggers elindeki keseyi hl sallayarak, Peki, ya bana verilen talimatta sana bir
armaan vermem de belirtilmise? diye szn srdrd. Zararn kapamak amacyla bir
armaan?
Ne zarar? diye Joe serte sordu.
rann hizmetinden yoksun kalmann zarar.
Joenun eli, bir kadnn okay kadar hafif, omzuma dokundu. Sonradan ou zaman
Joeyu, kiiliindeki bu gllk ve yumuaklk bileimi yznden, srasnda insanlar
ezebildii gibi bir yumurtay da atlatmadan okayan buharl ekilere benzetmiimdir.
Pipin zgrce alp hizmet etmesine kar kmam. Varlk yolunda, n yolunda
ilerlemesini yle dilerim ki szlerle anlatlmaz. Ama siz sanyorsanz ki bu ocuun
brakt boluu parayla doldurabileceksiniz... nah, u kadarcktan elime gelen... o gn
bugndr dostuz biz...
Ah sevgili, temiz yrekli Joe, nankrcesine brakp gitmeye hazrlandm gzel dost,
seni hl grr gibiyim, o gl, demirci kolunu slak gzlerine siper etmi geni gsn
inip kalkarak... sesinin boulup gittiini gene duyar gibi oluyorum. Ah, sevgili, sevgi dolu,
iyilik dolu Joe, omzumdaki elinin sevecenlikle titrediini bugn bile, bir melek kanadnn
titreyii gibi apak hissediyorum!
Ne var ki o gn ben Joeya paray almasn syledim. nmde alan parlak gelecein
dolambalar arasnda yitip gitmi, Joe ile birlikte getiimiz dar yollar oktan
unutmutum. Kendine sunulan alsn, avunsun diye yalvardm Joeya, nk, (onun da
dedii gibi) oldum olas dost deil miydik? Bundan sonra da (ite ben sylyordum)
lnceye dek dost kalmayacak mydk?
Joe botaki elinin bileiyle gzn karmaya niyeti varmasna bir ovuturdu.
Bakaca tek sz sylemedi.
Jaggersn bu sahneyi seyrederken, Joeyu kyn delisi, beni de onun bakcs gzyle
grd yznden anlalyordu. Sonunda para kesesini sallamaktan vazgeip avucunda
tartarak konutu:
Bana bak, Joseph Gargery, benden sana sylemesi; bu son frsat senin iin. Ben hibir
iimi yarm brakmay sevmem. Sana vermem iin bana emanet edilen armaan almak
niyetindeysen syle vereyim. Yok, eer niyetin...
Jaggers szlerinin burasna gelince aknlktan serseme dnerek sustu, nk Joe,
besbelli onu bir yumrukta yere sermek gibi kem bir niyetle birden yerinden frlayarak
avukatn evresinde fr dnmeye balamt.
Niyetim u ki, diye baryordu bir yandan. Evime beni inelemek, tepeme binmek
iin geldiysen k hemen karma. Niyetim u ki eer sen erkeksen gster kendini grelim.
Niyetim u ki ben lrm de gene niyetimden caymam, anladn m?
Joeyu tutup beriye ektim. O da hemen yatt. Bana dnerek son derece terbiyeli,
yumuak bir tutumla, kendisinin kendi evinde zorbala gelmeyeceini, kimseyi dalna
bindirtmeyeceini, ilgili kiilerle katlara ltfen duyurmam benden en derin sayglaryla
rica etti. Joe yerinden frlaynca Mr. Jaggers da kalkm, usul usul kapya gerilemiti.
Yeniden ieriye girmeye de hi niyetli olmad ortadayd. Karln kap aralndan
verdi:
Mr. Pip, mademki bundan byle kibar bir beyefendi olarak yetieceksin, bu yerden bir
an nce ayrlman senin yararna olur. Dediimiz gibi, nmzdeki hafta bugn. Bu arada
sana adresimi de gnderirim. Londrada, posta arabasndan indiin yerde bir payton tutar,
dosdoru bana gelirsin. Unutma, yerine getirdiim bu grev konusunda hibir dnce
yrtm deilim, ne olumlu ne de olumsuz. Para karl yapyorum bu hizmeti. Bunu
iyice kafana sok, iyice anla!
Parman ikimize birden sallayarak konuuyordu. Daha da konuacakt ya sanrm
Joenun bakndan bir tehlike sezinleyerek kp gitti.
Tam o srada aklma bir ey gelerek arkasndan kotum; kiralk paytonun bekledii
Jolly Bargemena giderken ona yetitim.
zr dilerim, Mr. Jaggers.
Mr. Jaggers, Ha, sen misin? diyerek arkasna dnd. Ne istiyorsun?
Sizin szlerinizi harfi harfine tutmak istiyorum, Mr. Jaggers. Yanl bir i yapmayaym
diye, iyisi mi soraym, dedim. Buradan ayrlmazdan nce tandklarmla vedalamann bir
sakncas var m?
Jaggers sylediklerimden pek anlam karamam gibi bir bakla, Yoo, dedi.
Yalnz kydekiler deil, kasabadakiler de var.
Jaggers, Yok, dedi. Hibir sakncas yok.
Teekkr ederek koa koa eve dndm. Baktm Joe n kapy kilitleyip konuk odasn
boaltarak mutfaktaki ocan bana gemi bile. Ellerini dizlerine dayam, gzlerini
kmrlerin parltsna dikmi, bakyordu. Ben de ocan bana oturup gzlerimi atee
diktim. Uzun sre hi sesimiz kmad.
Ablam kedeki puf koltuunda, Biddy de elinde nak ate bandayd. Joe Biddynin,
ben de Joenun yannda, ablamn karsndaydm. Kmr ateine baktka Joeya bakmak
gleir gibiydi; sessizlik uzadka dilim daha da tutulur gibi oluyordu. Sonunda, Joe,
Biddyye syledin mi? diye sormay baardm.
Hayr, Pip, dedi Joe. Hl atee bakyor, dizlerini de, kaacaklarndan korkarm gibi
smsk tutuyordu. nk senin kendine braktm sylemeyi, Pip.
Sen syleyesin istiyorum, Joe.
Joe, Syleyeyim yleyse, dedi. Bizim Pip zengin bir beyefendi oluyor. Tanr daha iyi
etsin!
Biddy iini elinden brakm, bana bakyordu. Joe dizlerini smsk kavram, bana
bakyordu. Ben de onlara baktm. Biraz aradan sonra ikisi de beni kutladlar ya, bu
kutlaytaki hafif, buruk znt benim keyfimi kard.
Biddy olup biteni ablama biraz olsun anlatabilmek iin kendini paralad. Bana kalrsa
kzcazn tm abalar boa gitti. Ablam durup durup glerek ban sallyor, hatta
Biddynin arkasndan o da, Pip... ok para... diyordu. Ama bu szler onun iin bir seim
sloganndan te anlam tamyordu. Zavall ablamn kafasnn ne durumda olduunu
anlatmak iin bundan daha karanlk bir resim izebileceimi sanmyorum.
Bamdan gemese inanmazdm ama Biddy ile Joe yeniden neelerini bulup eski rahat
durumlarna dndke benim iim kararyordu. Bama konan devlet kuunu
honutsuzlukla karlamam olacak ey deildi elbet. Kim bilir, belki kendim de bilmeden,
kendime kar honutsuzluk duyuyordum.
Her neyse, Biddy ile Joe benim gitmemi, bensiz ne yapacaklarn filan konuurlarken
ben dirseklerimi dizlerime, enemi avularma dayam oturduum yerden atee
bakyordum. Birinden biriyle ne zaman gz gze gelecek olsak, ki sk sk gz gze
geliyorduk, hele Biddy ile, baklar ne denli tatl, candan olursa olsun iime bir gceniklik
veriyor, arma gidiyordu; bana kar bir gvensizlik belirtiyorlarm gibi. Oysa, Tanrm
var, szleri de baklar da byle bir anlamdan yle uzakt ki!
Bu ksknlk dakikalarnda yerimden kalkyor, kapdan dar bakyordum. nk
mutfak kapmz dorudan dar alr, yaz akamlar da, ierisi havalansn diye hep ak
dururdu. O gece korkarm bam kaldrnca grdm yldzlar bile, iinde mrm
tkettiim bu kyn stnde parlyor diye gzme silik, snk grnd.
Akam soframzdaki peynir ekmekle birann bana oturduumuz zaman, Cumartesi
akam, dedim. Be gn daha getikten sonra gideceim gnn arifesinden bir nceki
gn olacak. Gz ap kapayana dek geer.
Joe bira kupasnn iinde koflaan sesiyle, yle Pip, dedi. Ha deyinceye dek geer
gider.
Biddy, Bir de bakmn gidecein gn gelip atm bile, diye ekledi.
Bak ne dndm, Joe. Pazartesi gn kasabaya gidip yeni takmlar smarladm
zaman, terziye syleyip ya prova alnmas iin gene oraya gideceim ya da Pumblechook
Amcalara. Kydekiler beni o klkla grrlerse soytar grm gibi bakarlar; hi de ho
olmaz!
Joe, Ama Pip, Hubblelar da grmek isteyebilirler seni kibar klnla, dedi. Bir yandan
zerine peynir konulmu ekmeini sol avucunda dilimliyor, bir yandan da dilimlerimizi
yemekte yar ettiimiz gnleri anmsarcasna, benim nmdeki el srlmemi dilime
bakyordu. Wopsle da grmek ister elbet. Hele Jolly Bargemena grnrsen onur vermi
olursun.
te benim istemediim de bu ya, Joe. yle bytrler, ii ayaa drp tadn yle
karrlar ki kendimden utanrm.
Bak o zaman baka, dedi Joe. Kendinden utanacaksan...
Ablamn taban tutmakta olan Biddy araya girerek, Giysilerini Mr. Gargery ile
ablana, bana ne zaman gstereceksin, hi dndn m, Pip? diye sordu. Bize
grneceksin, deil mi, Pip?
Ben biraz sinirlenerek, Ah Biddy, yle tez canlsn ki insan sana yetimekte glk
ekiyor, dedim.
Joe, Oldum olas tez canldr o, dedi.
Biddyciim, bir saniyecik sabredebileydin, sylemek zereydim; bir akam
takmlarm bohasyla alp buraya getireceim, elbet. Gitmeden nceki gece, byk bir
olaslkla...
Biddy sesini karmad. Ben de yce gnlllmden onu baladm. Biraz sonra ona
da, Joeya da candan iyi geceler dileyerek yatmaya ktm. Odama vardmda oturdum,
her yann uzun uzun szdm; yaknda ok daha gsterili, tantanal yerlere gitmek zere
ayrlacak olduum kk, plak, yoksul oda. Ama tm yoksulluuna karn ocukluumun
iei burnunda anlaryla da bezenmiti. u dakikada bile ky evinin odacyla bundan
byle oturacam ok daha gzel yerler arasnda duygularm blnmeye balamt. Nasl
ki ou zaman bu duygular Miss Havishamn eviyle demirci dkkn arasnda, Estella ile
Biddy arasnda da blnr, eliirse!
Gne btn gn benim kk tavan arasnn damn kzdrm olduundan odam
scackt. Pencereyi ap bir sre darya baktm. O srada Joenun aadaki karanlk
kapdan dar karak avluda, ak havada dolatn grdm. Derken Biddynin de gelip
ona bir pipo getirdiini, yakp eline verdiini grdm. Joe byle ge saatlerde hi pipo
tttrmezdi. Demek ki bir znts var, avunmak istiyor, diye dndm.
Bir sre sonra Joe tam penceremin altna den kapnn nnde durdu. O piposunu
tttredursun, Biddy de yanna geldi; usul usul konumaya baladlar. Benim hakkmda
konutuklarn biliyordum, nk ikisinin de adm sevgi dolu bir sesle birka kez andklar
kulama geldi. Dahasn duyabilsem bile dinlemek istemiyordum. Bu yzden pencereden
ekildim, yatamn yanndaki tek koltua oturdum. im zntyle dolup tayordu.
Geleceimin yldz gibi parlad bu gece, mrmn en boynu bkk gecesi olsun... ne
tuhaf ey diye dnyordum.
Ak duran pencereye baktmda Joenun piposundan ykselen hafif duman halkalarn
grdm. Joenun bana yollad iyilik dilekleriymi gibi geldi bunlar bana; paylatmz
gece havasn, gsterie kamadan, hatta bana sezdirmeden dolduruyorlard.
Im sndrp yatama girdim, gel gr ki eski rahat deim deildi artk bu
benim. Bu yatakta eski deliksiz uykularm bundan byle hibir zaman ekemeyecektim
artk.
19
Sabah olunca duygularmla grlerimde de bir deiim oldu. Yaam, dnya, gzme
ylesine gnlk gnelik grnyordu ki dn gecenin dnyas gitmi yerine bakas gelmi
sanrdnz. Kafam kurcalayan en byk tasa ayrlk gnne daha alt gn olmasyd. nk
bu arada Londrann bana bir hal gelecek diye kayglanyordum; gittiimde orasn ya ok
bozulmu bulacak ya da tmyle havaya uup gitmi olduundan, hi bulamayacaktm.
Ayrlacamz gnn yaklatndan sz atm zaman Joe ile Biddy ok anlayl
davranyor, bana ok yaknlk gsteriyorlard. Ne var ki ancak ben adn andm zaman
deiniyorlard bu konuya. Kahvaltdan sonra Joe konuk odasndaki dolapta duran
szleme kdm getirmiti. Ocaa atp yakmtk bu anlamay; ben de bir zgrlk
duygusuna kaplmtm. Bu yepyeni zgrlk duygusu ve cokusu iinde Joe ile birlikte
kiliseye gitmitim. Papazn, Dnya yoksullara miras kalacaktr, konulu vaazn dinlerken,
Durumu bilse bu konuyu semezdi, diye iimden geirdim.
Her zamanki gibi erken yediimiz akam yemeinden sonra tek bama dar ktm.
Niyetim nce bataklkla vedalap onlar aradan karmakt. Kilisenin nnden geerken
mr boyu her pazar bu kiliseye gidecek, en sonunda da avludaki o alak tmseklerin
arasna gmlecek olan, bu yazgdan kurtulma olanaklar bulunmayan zavalllara kar
(tpk o sabah vaaz srasnda duyduum gibi) asil bir acma duygusu yreimi doldurdu.
Bugnlerden bir gn onlara bir iyilikte bulunmay iimden kesinlikle kararlatrdm: Btn
kyllere, rozbifle meyveli puding, bol bira ve alakgnll iltifatlar datacaktm.
Bu mezarlarn arasnda aksayarak saklanan o kaa, onunla olan ilikimi, eskiden beri
hep utanca benzer duygularla anmsardm. Hele byle bir gnde buraya gelip de onu
gene paavralar arasnda titreyerek, perian bir durumda grr gibi olduum zaman neler
duyduumu varn siz dnn! Tek avuntum olayn zerinden ok zaman gemi
olmasyd. Herif oktan uzak yerlere srgn edilmi olmalyd; benim iin lm saylrd
artk, belki de gerekten lp gitmiti.
Bu alak, batak yerlerden uzaklayordum artk, bu hendeklerle setlerden, tmseklerde
otlayan u srlardan. Gene de srlarn zerine bir sayg gelmi gibiydi bugn. Gelecei
bunca byk umutlarla yan bu gence doya doya bakabilmek iin benden yana
dnyorlard sanki... Salcakla kaln, ocukluumun siz deimeyen arkadalar! Demirci
dkknlaryla sizin ayrlarnz deil bundan byle benim yerim; Londraya, ykselmeye
gidiyorum ben!
Bu cokuyla yryerek eski cephanelie gittim, yere uzandm: Acaba Miss Havisham
beni Estella ile evlendirmeyi mi tasarlyor? diye dnrken uyuyakalmm.
Uyandm zaman Joenun yan bamda oturmu pipo tttrdn grnce pek
ardm. Gzlerimi atm grnce Joe beni neeli bir glle karlad.
Son pazarmz olduundan keri, Pip, dndm ki ben de geleyim bari.
Ah, Joe, ne iyi ettin de geldin.
Sa olasn, Pip.
Tokalatk, sonra ben, Sevgili Joe, inan bana seni hi unutmayacam, diye ekledim.
Joe gven dolu, rahat bir sesle yantlad: Aman sen de, Pip, elbet inanyorum, iki
gzm. Tanr senin iyiliini versin, ocuk, sorun inanp inanmamakta deildi ki. Btn olup
bitenlere biraz almak, biraz akl yatrmak gerekiyordu. Durum da yle damdan
dercesine bamza geldi ki kendimizi altrmak, aklmz yatrmak biraz zaman ald,
deil mi, cancazm?
Joenun benim vefama byle smsk gvenmesi pek houma gitmedi nedense. Bu
konuda biraz heyecana gelmesini, ok alakgnlllk gsteriyorsun, Pip! gibilerden bir
eyler sylemesini isterdim. Bu yzden Joe nun szlerinin ilk blmne hi deinmeyerek
yalnzca son sylediklerine karlk verip evet, haberin gerekten gkten dmesine
geldiini, gene de bir beyefendi olmay eskiden beri istediimden, byle bir durumda
neler yaparm diye ok zaman kafamda planlar kurmu olduumu syledim.
Sahi mi? dedi Joe. Bak hele. Amma da tuhaf.
Ah, sevgili Joe, buraya ders yapmaya geldiimiz sralarda biraz daha ilerleseymisin
keke; derslerden gereince yararlanmayn ok yazk oldu, deil mi?
Bilemeyeceim ki, diye Joe karlk verdi. Odun kafalnn biriyim ben! Yalnzca kendi
mesleimde ustaym. Odun kafal olduuma eskiden beri yanmmdr. Ama imdi, diyelim
bir yl ncesinden daha ok ah vah etmem iin bir gereke yok ki. Bilmem anlatabildim
mi?
Oysa ben unu belirtmek istemitim: Mirasa konup da Joeya bir yardmda bulunacak
duruma geldiim zaman, kendisi de mevkiini ykseltebilecek yetenekte olsayd ne iyi
olurdu! Gelgelelim Joecuk benim dediimi anlamamt bile. Ben de bu ii onun yerine
Biddy ile grmenin daha yerinde olacan dndm.
Bylece, eve dnp de aymz itikten sonra Biddy yi yol kysndaki baheye
ardm. Genel bir moral ykseltmesi niyetine, onu hibir zaman unutmayacam
syledikten sonra kendisinden bir ricam olduunu bildirdim.
Ricam u ki, Biddy, diye ekledim. Joenun birazck daha ilerleyebilmesine yardm
etmek iin elinden geleni yapacaksn.
Biddy gzlerimin iine byk bir ciddilikle bakarak, Nasl ilerlemek? diye sordu.
Canm, yle ite. Joe ne eker adamdr, bilirsin... dnyann en eker, en iyi insandr
bana sorarsan. Gelgelelim birok ynlerden pek geri kalm; yani, renim, eitim
konusunda; grg, kibarlk kurallarnda.
Geri ben bunlar sylerken Biddyye bakyordum, o da gzlerini iri iri amt, ama bu
kez bana bakmad. Bir brtlen yapra kopararak, Yaa? Onu yeterince grgl, kibar
bulmuyorsun demek? diye sordu.
Canmn ii Biddy, bu kye gre ok bile, neylersin ki...
Biddy elindeki yapra ciddilikle szerek, Yaa, dedi. Demek bu kye gre...
Szm kesmesene. Joeyu buradan alp daha yksek bir evreye gtrsem... ki
mirasma konduum zaman bunu yapmaya niyetliyim... yle bir evrede Joe nun deerini
hi anlamayacaklardr.
Sanki Joe bunu bilmiyor mu sanyorsun? diye sordu Biddy.
yle kkrtc bir soruydu ki... nk byle bir olaslk imdiye kadar aklmn ucundan
bile gememiti...
Ne demek istiyorsun, Biddy? diye ona ktm.
Biddy yapra parmaklar arasnda ezip ufalamt (brtlen yapraklarnn kokusu o
zamandan beri bana hep, kr yolunun yanndaki kk bahede geirdiimiz o akam
saatini anmsatr).
Onun gururlu olabileceini hi dnmedin mi? diye sordu.
Gururlu ha? O mu? diye dudak bktm.
Biddy gene gzlerimin iine bakp ban sallayarak, Herkesin gururu kendine gre,
dedi. Gurur dediin ille tek trl olmaz ya...
Ee, sonra? Ne diye sustun?
Joe da bakalarna uyarak yerinden uzaklamay gururuna yediremez belki. Yerinin
rs banda olduunu, bu yere yaratn, ustalk kalbn hakkyla, saygnlkla
doldurduunu biliyor nk. Doruyu sylemek gerekirse ben onun bu ynden gururlu
olduuna inanyorum. Ama yersiz konuuyorumdur belki de. yle ya, sen onu ok daha
yakndan tanyorsun.
Vah vah, Biddy, dedim ben. ok zldm senin u tutumuna. Sana hi
konduramazdm dorusu. Ama kskanlk yznden byle konuuyorsun; mutluluumu
bana ok gryorsun. Bama devlet kuu kondu diye cann skld; bu duygularn ortaya
vurmaktan da kendini alamyorsun.
Biddy, Byle dnmeye iin raz geliyorsa konu, dedi. Syle syleyebildiince, iin
raz geliyorsa byle dnmeye.
Ben ona erdemli olmann verdii bir ycelikle tepeden bakarak, Byle olmaya iin raz
geliyorsa, demek istiyorsun, Biddy, dedim. Bana numara yapma. Bu tutumuna ok
zldm, nk bu... bu insan huyunun en kt yanlarndan biridir. Her neyse, ben
gittikten sonra sevgili, biricik Joemuzu her ynden ilerletmek iin frsat kolla, eline geen
en ufak frsatlar bile deerlendir, diyecektim. Ama bu konumandan sonra, senden hibir
ey istemeyeceim artk. Gerekten zldm senin bu tutumuna, dedim gene. nk...
insan huyunun en kt yndr bu.
Zavall Biddy, Sen beni paylasan da vsen de bir ey deimez, diye konutu. Benim
burada, elimden geleni yapacama gvenebilirsin. Benden uzaktayken benim iin nasl
dnrsen dn, o da bir ey deitirmez; ben seni hep eski Pip olarak
anmsayacam. Sonra kzcaz ban teye evirerek, Ne var ki hakszlk etmek de
beyefendiliin anna yaramaz, dedi.
Ben gene kskanln, insan huyunun en kt yn olduunu belirttim. Ne denli doru
konutuumu, yalnzca kskanl kondurduum kii konusunda yanldm sonradan ok
iyi anlayacaktm. Biddyden ayrlp patikaya saptm. Biddy eve dnd, ben de bahe
kapsndan karak yemek saatine kadar karamsarlk iinde dolatm. Yaantmn byk
umutlarla parlaynn bu ikinci gecesinin de birincisi gibi byle yalnz, skntl gemesine
hem ayor, hem zlyordum.
Neyse ki sabah olunca karamsarlm dald. Biddy yi de hogrmn kapsam iine
aldm, konuyu kapadk.
Bulabildiim en iyi giysileri giyerek, dkknlarn al saatine yetimek zere
erkenden kasabaya inip terzi Trabbin karsna ktm. Dkknnn arkasndaki odada
kahvaltsn etmekte olan terzi ayama gelmeye zahmet etmeyerek beni ieri ard.
Pekl, dedi Mr. Trabb, beni grdne sevinmi gibi neeli, babacan bir tutumla.
Naslsn bakalm? Bir istediin mi var benden?
Mr. Trabb scak sandvi ekmeklerini kuty yataklar gibi puf puf paraya blm,
arasna tereya srerek zerlerini battaniyeyle rtmeye dalmt. Kendisi, ii ok verimli
olan, varlkl, yal bir bekrd; ak penceresinden verimli bir baheyle meyvelik
gzkyordu, ocan yanndaki duvara da servet dolu olduu anlalan demir bir kasa
gmlyd. Onun varlnn yn yn uvallar iinde, bu kasada saklandndan benim
hi kukum yoktu.
Mr. Trabb, diye sze baladm. Sylemesi ayp, vnmek gibi olmasn ama, hatr
saylr bir servete konmak zereyim.
Terzi Trabbin zerinden bir deiim, seyirti geti. Tereyan kuty yatakta unutup
elini masa rtsne sildi ve, Bak hele u ie! diyerek ayaa kalkt.
Londrada, vasimin yannda kalmaya gidiyorum, diye ekledim. Cebimden szmona
rastgele birka altn kartarak yle bir evirdim evirdim. Bu yzden k, modaya uygun
bir takm yaptrtmak istiyorum, Londraya giderken giymek iin. Ardndan, Parasn da
pein demek istiyorum, diye ekledim, yoksa onun yaparm deyip savsaklayacandan
korkuyordum.
Terzi Trabb, A benim canm efendim, diyerek saygyla belini krp kollarn bana
doru uzatt, elleriyle dirseklerime yle bir dokunmak cretini gsterebildi. Aramzda
parann sz m olur? nann, gcenirim. Sizi kutlarsam kzmazsnz ya? Bir zahmet
dkkna kadar buyurur musunuz, efendim?
Terzi Trabbin ra bizim oralarn en arsz, en terbiyesiz ocuuydu. lk geldiimde
ortal sprmekteydi. Tozlar benim stme doru sprerek neesini bulmu, iine
elence katmt. Mr. Trabble ben dkkna girdiimiz zaman rak hl sprge
bandayd. Bizi grnce sprgeyi nne kan her eye, duvarlarn her kesine at at
arpmaya balad. l ya da diri, tm demirci raklaryla eit olduunu gstermek
istiyordu sanrm.
Gelgelelim ustas son derece sert bir sesle, Kes! diye bard. Yoksa kafan krarm
ha!.. Beyefendi, hatrm iin uraca oturmaz msnz? Sonra bir top kuma indirip
tezghn zerine dalga dalga serdi, parltsn gstermek iin elini kuman altndan
kaydrarak, Nefis bir maldr bu, dedi. Sizin isteinize uygun, hem de ekstra sper
olduu iin candan salk veririm ama, baka paralar da gstereceim size. Hey, bana
baksana, diye randan yana seslendi. Drt numaral topu indir uradan bana.
ocua, topu bana arpmasndan ya da baka bir srnaklk yapmasndan
korkuyormuasna dik dik bakyordu.
ocuk drt numaray tezgha brakp uzaklancaya kadar da ustas gzlerini onun
stnden ayrmad. Sonra, be numarayla sekiz numaray da getirmesini buyurarak,
Maymunluk istemem ha, yoksa burnundan getiririm pis kpek, dnyaya geldiine piman
ederim seni, diye ekledi.
Sonra drt numarann stne eilerek bir sr orta gibi gene sayg dolu bir sesle, bana
bunu, soylularla kibarlar arasnda srm ok olan hafif, yazlk giysiler iin salk verdi.
Byle bir kuma sekin bir kiinin srtnda dnmekle kendinin de onurlanacan
sylyordu.
Sonra gene rana dnerek, u bele sekiz numaralar getirecek misin sen, aylak
serseri? diye sordu. Yoksa kna bir tekme vurup seni sokaa ataym da toplar kendim
mi getireyim?
Mr. Trabbin verdii akllardan da yararlanarak bir kuma setim, sonra lmn
alnmas iin oturma odasna dndk. Geri Mr. Trabbde zaten lm vard; kendisi
imdiye dek bunlar hi sesini karmadan kullanp durmutu. Ne var ki imdi, Bu
durumda ie yaramaz, efendim; hibir ie yaramaz, diye ezilip bzlerek oturma
odasnda beni yeni batan lt, biti; sanki ben bir mlktm, kendisi de en titizinden bir
bilirkii. i ylesine uzatt, yle knp sknp kan terlere batt ki iimden, u zahmetle
yorgunluu hibir giysi takmnn paras karlayamaz, diye dndm.
Sonunda l iini bitirip takm da perembe akam zeri Mr. Pumblechooklara
yollamaya sz verdii zaman, eli oturma odasnn tokmanda, biraz duralayarak,
Beyefendi, Londral kibar takmnn tara esnafyla i yapmas elbet dnlemez, dedi.
Gene de hemerimiz olmak sfatyla arada srada bana bir eyler smarlarsanz pek
kymete geer. yi gnler, efendim; sa olun, var olun... A kapy!
Bu son szler raktan yana frlatlmt ya ocuk bu szlerin anlamn hi bilmez
gibiydi. Ne var ki biraz sonra ustasnn ellerini ovuturup yerlere eilerek beni geirdiini
grnce, ben de bu arsz olann yerle bir olduunu grdm. Parann akllara durgunluk
verici kudreti kafama ilk olarak ite o zaman dank etti; Trabbin ran, sz gelii, kp
yz yere gelmi durumda grdm zaman...
Bu unutulmaz olaydan sonra apkacy, kunduracy, manifaturacy sradan geirdim.
Kendimi tekerlemedeki kpee benzetiyordum: Hubbard Anann, giydirilip kuatlmas iin
trl zanaatlarn rnlerini almak zorunda brakan kpee. 7 Posta arabalarnn kalkt
yere de gidip cumartesi sabah, saat yedi arabasnda yerimi ayrttm. Gzel bir paraya
konduumu her gittiim yerde sylemenin gerei yoktu, gene de bu haberi ne zaman
tlatsam, karmdaki dkknc pencereden High Sokan seyrederek gnl elemekten o
saat vazgeiyor, tm dikkatini bana veriyordu. Btn istediklerimi smarladktan sonra
Pumblechooklara yollandm. Dkkna yaklatm zaman onun kapda durduunu
grdm.
Byk bir sabrszlk iinde beni beklemekteydi. Sabah erkenden arabasyla km,
bizim kye, demirci dkknna uraynca havadisi duymutu. Barnwellin salonunda benim
iin souk yemeklerle donatlm bir sofra dzenlemiti. O da yamana benim kutsal
varlm rahata geebilsin diye, Alalm, yol verelim, diye seslendi.
O, ben ve sofra ba baa kaldmzda Mr. Pumblechook ellerime sarlarak, Sevgili
dostum, dedi. Talih yzne gld, ne mutlu sana; hayrl, uurlu olsun. Ama sen bunu
oktan hak etmitin zaten, bylesi yarard sana!
Hah yle, sonunda ana konuya deinmi, akla yakn bir laf etmiti. Bir sre
burnundan bana doru hayranlk soluklar salverdikten sonra, Bu sonucu salayan ilk
ufak adm kendimin atm olduumu dnyorum da, dedi. Koltuklarm kabaryor
dorusu; dl alm gibi oluyorum.
Bu konuda hi, dolayl yoldan bile hibir ey sylenilmeyeceini unutmamas iin Mr.
Pumblechooka ricada bulundum.
Mr. Pumblechook, ok sevgili gen dostum benim, diye mrldand. Sana byle
dememe izin verirsen...
Ben de, Elbette, diye mrldandm.
Pumblechook gene ellerimi kavrayarak yeleine bastrd. Geri yanllkla biraz
aaya, mide yresine rastlatmt, gene de amacnn duygusal olduu anlalyordu.
ok sevgili gen dostum, sakn gzn arkada kalmasn. Senin yokluunda bana den
kk grevi elimden geldiince yerine getirip gerekleri her zaman Josephin kafasna
kakacama gvenebilirsin. Ah, Joseph, diye Mr. Pumblechook anlay, acma, d krkl
belirten bir sesle ekledi. Ah u Joseph yok mu, u Joseph! diyerek ban sallad, sonra
Josephde bir noksanlk bulunduuna inandn belirtmek iin parmayla akan tklatt.
Derken, Ama pek sevgili kk dostum, karnn ackmtr senin, dedi. Yorgunluktan
lmsndr. Kuzum otur hele. Bak, Blue Boardan getirttiim bir piliik var urada; biraz
dil var Blue Boardan gelme, daha birka lokma bir ey var, hepsi Blue Boardandr;
umarm hor grmeyip attrrsn biraz.
Yerine oturmuken gene zp diye ayaa kalkarak, Ne mutlu bana, dedi. Tasasz
kklk gnlerinde dizimde hoplattm ocuk ha, imdi karmda oturan u delikanl?
nanamyorum. zin ver bana, izin ver...
stedii ey gene ellerime sarlma izniydi. Raz geldim, Pumblechook yeniden cotu,
sonra gene yerine oturdu.
te arabmz! elim, kadere kredelim. Bundan sonraki gzdelerini de hep byle
isabetli semesini umalm! Ama elimde deil, diyerek Mr. Pumblechook gene ayaa
kalkt. Karmdakinin SEN olduunu bilmek... SENN onuruna itiimizi dnmek...
Elimde deil, iime sdramyorum ite. zin verir misin bana, izin verir misin?..
stedii izni verdim, Pumblechook gene ellerime sarld, bardan boaltp ba aa
evirerek masaya koydu. Ben de onun gibi yaptm. Kendi kendimi ba aa evirip yle
iseydim arap beni ancak bu kadar arpabilirdi!
Mr. Pumblechook tabama pilicin cierli kanadyla dilin en gzel paralarn koyuyor
(bana domuzun kenar mahallelerindeki kmaz sokak kelerinin dt gnler ok
gerilerde kalmt imdi), bana oranla kendini neredeyse a brakyordu.
Bir ara ataln tabaktaki pilice doru uzatarak, Sen, ey pili! diye konutu. Sen, ey
mutlu pili! Kck bir civcivken yazgnn sana neler hazrladn nerden bilecektin? Nasl
bilebilirdin ki bu yoksul atnn altnda, byle bir onur konuunun midesine ineceksin?
Byle birinin... Dileyen ar duygusallk desin buna, diyerek Mr. Pumblechook yeni
batan ayaa kalkt. Ama elimde deil ite. zin ver...
zin veriyorum, demeye artk gerek kalmadndan Mr. Pumblechook yapacan
hemen yapt. Bu ii, elimdeki bakla yaralanmakszn byle st ste ka kez nasl
yapabildi? Akl erdiremedim.
Mr. Pumblechook bir sre aralksz yemek yedikten sonra, Ya ablan, seni kendi
elcazyla byten... diye konumasn brakt yerden srdrd. Ne ackl bir tablo.
nk kendisi bu onuru tmyle kavrayabilecek yetenekte deil, yazk ki. Ama ben...
Gene zerime yryeceini anlayarak onu durdurdum.
Ablamn onuruna ielim, dedim.
Pumblechook hayranlktan iyice geveyip koltuuna yaylarak, Aah, ah! dedi. Bunlar
byledir ite, beyefendiciim. Bu beyefendi kimdi, bilemiyorum. Ben olamazdm, oysa
odada bir nc kii de yoktu. Yce gnll olanlarn zelliidir bu, beyefendiciim. Her
zaman balamasn bilirler, hatr sayarlar, gler yzldrler. Byle diyerek dalkavuk
Pumblechook bardan hi imeden masaya brakt gibi gene ayaa kalkt. ncelikten
yoksun kiilere belki ar bir davran gibi gelebilir, gene de eer izin verirseniz...
Pumblechook, yapacan yaptktan sonra gene yerine oturdu, ablamn onuruna iti.
Huysuzluk, terslik gibi kusurlarna hibir zaman gz yummayz elbet, dedi. Gene de
hi deilse niyetinin iyi olduunu umalm.
Onun yznn gitgide kzardn bu sralarda alglamaya baladm. Bana gelince, salt
surat kesilmitim sanki, araba yatrlm, cayr cayr yanan bir surat.
Pumblechooka yeni giysilerimi onun evine yollatmak istediimi syledim. Kendisine
byle bir ayrcalk baladm diye sevincinden deliye dnd. Kyde gze batmaktan
ekindiime deindim; beni vd, gklere kard. Buralarda ondan baka gvenip yaknlk
gsterebileceim kimse olmadn sylemeye getirdi, sonra uzun lafn ksas... gene izin
istedi. Ellerime bir kez daha sarldktan sonra duygu dolu, sevecen bir sesle,
ocukluumda onunla oynadm hesap oyunlarn anmsayp anmsamadm sordu. Hani
nasl birlikte gitmitik, beni resmen rak yazdrtmaya? Ksacas, oldum olas benim
gzbebeim, en yakn arkadam o deil miydi?
O akamkinden on kat daha ok arap bile imi olsam, onunla aramzda byle bir
yaknlk bulunduuna hibir zaman inanamazdm. Hi deilse iimden, gizlice, bu iddiaya
kar kmam gerekirdi. Ne var ki bir ara, Onun hakknda iyiden iyiye yanlmm, diye
dndm, onu akl banda, iyi yrekli, olgun, kafadar bir insan gibi grdm bile
anmsyorum...
Zamanla onda da bana kar ylesine bir gven dodu ki kendi ileri konusunda akl
danmaya balad. Tahl piyasasnda byk bir irketleme, tekelleme olana sz
konusuymu, ne bizim bu yrelerde ne de baka bir yerde grlmedik aplara
ulalabilirmi. Bunun gereklemesi iin gerekli olan tek ey, ok byk bir para
yatrmym, onun deyiiyle: Biraz Daha Sermaye! Onun azndan kan kk szck
buydu: Biraz Daha Sermaye. imdi ona (Pumblechooka) yle geliyormu ki bu sermaye
irkete dardan bir ortaka yatrlsa... ki, beyefendiciim bu ortan yapaca tek ey
kendisi gelerek ya da bir vekilini yollayarak istedii zaman hesap defterlerini gzden
geirmek, ylda iki kez de buyurup yzde elli orannda kr cebine indirmekmi... Ona
(Pumblechooka) sorarsanz byle bir i hem paral hem de atlgan bir gen iin, zerinde
dikkatle durulmaya deer, ok gzel bir balang olurmu... Ama ben ne
dnyormuum bu konuda? Kendisi benim dncelerime ok gvendii iin
soruyormu, ne dnyorum diye.
Ben de dncemi belirttim ona: Biraz bekleyin hele!
Bu dncenin, derinlikle akl kendinde birletirmi olmas onu yle bir etkiledi ki,
ellerime sarlmak iin izin bile istemedi artk; bunu yapmazsa yaayamayacan syledi...
ve yapt.
arab iip bitirdik. Mr. Pumblechook ka kez st ste, Joeyu hizada tutacana (hangi
hiza bilmiyorum) bana da elinden geldiince hizmette (hangi hizmet bilmiyorum) kusur
etmeyeceine szler verdi, yeminler etti. Bir de, eskiden beri benden sz edilirken, Bu
ocuk yle sradan ocuk deil; u szlerimi bir yere yazn, sonra dediydi dersiniz,
byd zaman da sradan bir insan olmayacak, dediini anlatt ki bunu ilk kez
duyuyordum. Srrn bunca yl byle titizlikle saklayabildiine dorusu atm.
Pumblechook gzleri dolu dolu olarak glmsedi; o eski szlerini imdi andka bir tuhaf
olduunu syledi; ben de bir tuhaf olduumu syledim.
Sonunda ak havaya ktm. Gnein allmadk bir biimde parladn hayal meyal
seziyordum. Bir de ne greyim, getiim yollarn farkna bile varmadan paral yola
gelmiim bile! Burada Mr. Pumblechookun arkamdan seslenmesiyle aydm. O, gneli
sokan taa tesindeydi. Benden yana, durmam isteyen anlaml iaretler yaparak
kouyordu. Durdum, o da soluk solua bana yetiti. Konuabilecek kadar soluunu
toparlad zaman, Yok, sevgili dostum, olamaz; byle bir eye gz yumamam, dedi.
Bana iltifatnz balamadka brakmam sizi... Eskiden beri sizin iyiliinizi isteyen bir
dostunuz olarak bana... zin vereceksiniz, deil mi?
Bylece en azndan yznc kez tokalatk. Bu arada Pumblechook, yoldan gemekte
olan gen bir arabacy, nmden ekilsin diye fkeyle kalaylad. Sonra bana iyilikler
diledi. Ben keyi dnnceye kadar da durup arkamdan el sallad. Keyi dnnce bir
tarlaya sapp hendekteki bir alnn dibinde uzun bir uyku ektim, ancak ondan sonra evin
yoluna koyuldum.
Londraya gtrecek pek bir ykm yoktu, nk sahip olduum birka para bir ey,
zaten yeni durumuma uygun nitelikte deildi. Ben gene de hemen o gn leden sonra
antam hazrlamaya baladm. Aklm ylesine bir kar havadayd ki, yitirilecek tek dakika
olmadna kendimi inandrarak deliler gibi, ertesi sabah kullanacam bildiim eyleri
bile yerletirdim.
Sal, aramba, perembe gnleri bylece geti. Cuma sabah Mr. Pumblechooklara
yollandm. Niyetim yeni takmm giyip Miss Havisham grmeye gitmekti. Mr.
Pumblechook giyinmem iin bana kendi odasn ayrm, ben geleceim diye tertemiz
havlular astrtmt. Giysilerim beni d krklna uratt elbet. nsanlarn giyinmeye
baladklarndan bu yana, byle drt gzle beklendikten sonra giyilen her yeni giysi,
giyeni d krklna uratmtr sanrm. Her neyse, yeni takmm giyip de Mr.
Pumblechookun pek yetersiz kalan aynasnda bacaklarmn tmn grebilmek uruna
erilip bklerek saysz biimlere girdikten sonra takm zerime daha iyi oturmaya
balad sanki...
On be kilometre uzaktaki bir komu kasabada pazar kurulduundan Mr. Pumblechook
evde yoktu. Ayrl saatini kendisine kesin olarak bildirmediimden gitmeden nce bir
daha tokalaacamz sanmyordum. Bu da benim iime geldiine gre yeni klmla
sokaa ktm. Kalfann nnden geerken utancmdan neredeyse yerin dibine
batyordum! Joenun bayramlk kln giydii zamanlardaki durumuna dmm gibi,
gln kayormuum gibi bir kuku vard iimde.
Miss Havishamn oraya hep arka sokaklar seerek gizlice gittim; eldivenimin kat,
uzun parmaklar yznden ngra glkle alabildim. Kapya Sarah Pocket kt. Beni
bylesi deimi grnce resmen sendeleyerek geriledi. O ceviz kabuuna benzeyen
yznn rengi de esmerden yeile, yeilden sarya dnd.
Sen ha? Sensin ha? Tvbe! Bir yama daha girdim. Ne istiyorsun?
Londraya gidiyorum da, Miss Pocket, dedim. Miss Havishama veda etmek istedim.
Geleceimden haberleri yokmu demek. nk Sarah Pocket beni avluda kilitli
brakarak ieriye alnp alnmayacam sormaya gitti. ok az bekledim, sonra Miss Pocket
geldi, beni yukar kartt. Yol boyunca gzlerini zerimden hi ayrmayarak beni
aknlkla szm, durmutu.
Miss Havisham len sofrasnn kurulu durduu odada, koltuk deneine yaslanm,
yryn yapmaktayd. Oda gene eskisi gibi aydnlatlmt. Benim girdiimi duyunca
kadn durdu, dnd. O srada o kflenmi gelin pastasnn tam nndeydi.
Gitme, Sarah, dedi. Eee, Pip?
Szlerimi sonsuz bir titizlikle seerek, Miss Havisham, yarn Londraya gitmek zere
yola kyorum, dedim. Sizinle vedalamama izin vermek iyiliini gsterirsiniz diye
dndm.
Miss Havisham, Cakana diyecek yok, Pip, diyerek deneini evremde dolatrd.
Beni dilencilikten prenslie ykselten yilik Perisi, gerekletirdii deiimin en son
ayrntlarn yaratmaktayd sanki...
Sizinle son grmemizden sonra yle bir ansm ald ki Miss Havisham! diye
mrldandm. yle minnet doluyum ki bu yzden Miss Havisham!
Sarah Pocket bu szleri duyunca kskanlndan atlayacak gibi olmutu. Miss
Havisham ondan yana keyifle bakarak, Gzel, pek gzel, dedi. Mr. Jaggersla ben de
grtm, Pip. Haberi aldm. Yarn gidiyorsun ha?
Evet, Miss Havisham.
ok zengin birisi mirasn senin stne yapm, ha?
yle, Miss Havisham.
Ad belli deil mi?
Deil, Miss Havisham.
Mr. Jaggers da sana vasilik edecekmi, yle mi?
Evet, Miss Havisham.
Sarah Pocketin kskanlyla sinirinden ald zevk ylesine keskindi ki Miss Havisham
bu soru yant oyununu ballandra ballandra uzatyordu.
Gzel! dedi gene. nnde nurlu ufuklar uzanyor. Gelecein parlak. yi bir insan ol,
hak et bunu. Mr. Jaggersn sznden de sakn kma. Byle diyerek bir bana bir de
Sarahya bakt. Sarahck o dikkat kesilmi olan yzn skarak, ac bir srt karabildi.
Gle gle git, Pip! Pip adn hibir zaman brakmayacaksn, biliyorsun.
Biliyorum, Miss Havisham.
Yolun ak olsun, Pip!
Miss Havishamn uzatt eli dizst kerek dudaklarma gtrdm. Ondan ayrlrken
nasl davranacam nceden dnmemitim; o dakikada diz kp elini pmek iimden
geldi. Kadn o garip, rpertici gzlerinde bir zafer parltsyla Sarah Pocketten yana bakt.
Ben de bylece yilik Perimi orada brakp ktm; orada, mumlarn lo yla aydnlanm
odada, rmcek alaryla sarl kflenmi gelin pastasnn yannda, iki eliyle koltuk
deneine dayanm olarak...
Sarah beni, savulmas gereken bir hortlakmm gibi aaya indirdi. Klmdaki
deiikliin verdii aknlktan kendini hl kurtaramad, bu ie bir trl akl
erdiremeyip kahrolduu belliydi.
Salcakla kaln, Miss Pocket, dedim.
O ise bana bakmakla yetindi; akl ylesine karmt ki benim konutuumu bile
algladn sanmyorum.
Evden uzaklanca, elimden geldii kadar kimseye grnmemeye abalayarak gene
Pumblechooklara gittim, yeni giysilerimi karp kn yaptm, eve eski takmmla dndm.
Ne yalan syleyeyim, elimde bir de kn tamakla birlikte daha hafiflemi, rahatlamtm.
te byle, hi gemeyecekmi gibi gelen alt gn gz ap kapayana dek geivermi,
yarn gelip atm, gzmn iine bakyordu da ben onun gznn iine pek
bakamyordum. nmde uzanan alt akam eriyerek bee, drde, e, ikiye indike ben
de Joe ile Biddynin yanndan ayrlmaz olmutum. Bu son akamda onlarn hatr iin
cicilerimi giyinip kuandm, yatak zamanna kadar tm atafatmla dolatm. Son gecenin
onuruna, bata bu tr sofralarn kanlmaz ba yemei saylan pili kzartmas olmak
zere, scak yemekler yedik. Yannda da flip 8 itik. Gel gr ki hepimizin yrei ezgindi;
nee tasladka iimiz daha bir kararyordu.
Kyden, elimde antamla sabahn beinde ayrlacaktm. Joeya tek bama gitmek,
kasaba yolunu yalnz yrmek istediimi sylemitim. Utanarak, yerin dibine geerek
aklayaym ki bunun nedeni, posta arabasna birlikte gidersek Joenun klnn benim
cicilerimle elimesinden korkmamd. Amacmda byle irkin bir leke bulunmadna kendi
kendimi inandrmtm. Gelgelelim kymzdeki bu son gecemde st kata, yatak odama
ktmda, art niyetli davranm olabileceimi kendi kendime itiraf etmek zorunda kaldm.
imden gene aaya inerek, Sabahleyin sen de gel; beni geir, diye Joe ya yalvarmak
geti. nmedim.
Sabaha dein tedirgin uykumu posta arabalar blp durdu: Londraya deil de baka
yanl yerlere giden, koumlarnda at yerine attan baka her tr hayvan; kpekler,
kediler, domuzlar, hatta insanlar balanm olan arabalar... Akld aksaklklarla dolu bir
yolculuun dleri arasnda tanyeri atp gne dodu, kular akmaya baladlar. O
zaman ben de kalkp zerime bir eyler aldm, kye son bir kez bakmak amacyla pencere
bana oturdum. Bakarken uyuyakalmm.
Biddy benim kahvaltm hazrlamak iin ylesine erkenden ayaklanmt ki pencere
banda topu topu bir saatik uyuduum halde, Eyvah, saat leyi geti! diye yreim
azma gelerek uyandmda mutfak ocanda yanan atein duman burnuma geldi. Ne
var ki bunun zerine dakikalar getii halde, mutfaktaki tabak krtlarn duymamn,
giyinip hazrlanmamn zerinden dakikalar getii halde, ben aaya inecek gc
kendimde bir trl bulamyordum. Bylece kim bilir ka kez, ufak antamn kaylarn
zp kilidini atktan sonra kaylar gene tokalayp kilidi kapatarak, Biddy, Ge
kalyorsun, diye sesleninceye dek odamda kaldm.
Aceleyle ettiim kahvaltdan hi tat alamadm. Sofradan kalknca, aklma daha o
dakikada gelmi gibilerden, Eh ben artk gideyim bari, dedim. Her zamanki ke
koltuunda sallanarak glp duran ablam ptm, Biddyyi de ptm, Joeya gelince
kollarm smsk boynuna doladm. Onlar son olarak, arkamda bir hrt duyup da geri
baktm zaman grdm: Joe arkamdan bir eski ayakkab frlatmaktayd. Ayakkabnn br
tekini de Biddy alp frlatt. Znk diye durdum o zaman, apkam karp salladm. Joe,
sevgili dost, o gl kolunu ta havaya kaldrp sallayarak bouk sesle, Uurlar olsun!
diye bard, Biddy de nln yzne rtt.
Hzl admlarla oradan uzaklarken, evden ayrlmann sandmdan daha kolay
olduunu, evdekiler beni geirmeye gelseler ve tm High Sokak ahalisinin gzleri nnde,
posta arabasnn ardndan pabu eskisi atsalar hi de yakk almayacan dnyordum.
Kyden ayrlmak umurumda deilmiesine bir de slk tutturdum. Gelgelelim kymz
yle bir dingin, sessizdi ki bu saatte, hafifecik sis bulutlar dnyay gzlerimin nne
sermek istercesine ardan ykselirken... yle masum, kck bir ocuktu ki burada
brakp gittiim Pip; bu kyn tesinde uzanan her ey de ylesine byk, yle bilinmezdi
ki birden iim kabard; dudaklarmdan hkrklar, gzlerimden yalar boand. Kyn
bitiminde, parmayla yol gsteren iaret direinin dibindeydim. Elimi diree koyarak,
Salcakla kal, sevgili dostum, dedim.
Gzyalarmzdan utanmamzn hibir zaman gerei yoktur bence. Bunlar kt
yreklerimizin stn rtp kapatan tozlara dklen rahmettir nk. Aladktan sonra
ben de daha iyi bir insan olmutum... daha piman, nankrln daha ak anlayan,
daha duygulu bir insan. Daha nce alam olsaydm Joe imdi yanmda olurdu.
Bu alaym, daha sonra, sabah sessizliinde yrrken durup durup gzlerimden
boanan yalar beni yle durgunlatrmt ki posta arabasna binip kasabadan
uzaklatmzda iim yanarak, Atlar deitirmek iin ilk durduumuzda arabadan insem
de eve dnp geceyi orada geirsem; yarn sabah oradan, yle adam gibi ayrlsam m?
diye dnp tandm. Atlar deiti. Ben henz kararm verememitim; aa iniverip
geriye dnmekte bir glk olmadn, hem de iimin rahatlayacan dnrken atlar
yeni batan deiti. Kafamda bu dnceleri tartp dururken kimi zaman kardan
yaklaan adamn birini tpatp Joeya benzetince yreim azma geliyordu; Joe buralara
dek gelebilirmi gibi!
Atlar bir kez daha deiti, sonra gene, bir kez daha. Geri dnemeyeceim kadar ge
olmu, uzaklamtm artk, bylece ben de yoluma devam ettim. Bu arada sis bulutlarnn
hepsi de ar ar ykselmiti ve dnya gzmn nnde sere serpe uzanyordu.
7. Eski bir ngiliz tekerlemesinde, sahibi olan yal Hubbard Anay durmadan teberi almak zorunda brakan yaramaz bir
kpek. (.N.)
8. (ng.) Alkoll iki (viski, konyak, bira, arap vb.), eker, yumurta, hindistancevizi karmyla hazrlanan kokteyl. (Y.N.)
20
Yolda yrrken, acaba gn nda neye benziyor, diye yan gzle Mr. Wemmicki
szdmde onun ksa boylu, kavruk grnl bir adam olduunu grdm. Odundan
yaplm gibi duran drt keli yznn izgileri, ucu kr bir keskiyle yarm yamalak
izilmi gibiydi. Bu yzde birtakm ukurlar vard ki, hammaddesi daha yumuak,
kullanlan ara daha ince olsa, gamze diyebilirdik. Oysa bu durumda yalnzca birer
entiktiler. Keski, adamn burnunu sslemek iin de birka giriimde bulunmu, ama ne
yazk ki entiklerinin izlerini rtme abasn bile gstermeden cayvermiti. Kol yenlerinin
ypranmasndan Wemmickin bekr olduunu kardm. Birok yaknn yitirmie
benziyordu, nk parmaklarnda hi deilse drt tane yas yz, yakasnda da bir yas
brou vard. Brounda, stnde ayakl bir vazo olan bir mezarn banda alayan bir kadn,
bir de salkmst resmi vard. Bu dnyadan ayrlm dostlarnn anlaryla her dakika
yklymesine, Wemmickin saat ksteinden de bir sr yas halkalaryla mhrlerin
sallanmakta olduu dikkatimi ekti. Il l yanan, ufack, keskin, kapkara gzleri, ince,
geni, alaca renkli dudaklar vard. Kestirebildiim kadaryla bunlar krk-elli yldr var
olagelmilerdi.
Demek Londraya bu ilk geliiniz? dedi Mr. Wemmick bana.
yle.
Ben de yenisiydim burann bir zamanlar. imdi dnyorum da, hey gidi dnya hey!
Demek Londray iyi biliyorsunuz artk?
Hem de nasl, dedi Mr. Wemmick. Her tan bilirim.
Bilgi edinmek isteinden ok laf olsun diye, Ktlk yuvas bir yer midir buras? diye
sordum.
Londrada adam dolandrrlar, soyarlar, ldrrler de. Gelgelelim bu ileri yapacak
kiileri baka yerlerde de bulabilirsiniz.
Bu sav biraz yumuatmak iin, Ama aranzda dmanlk varsa, dedim.
Mr. Wemmick, Dmanl bilemem, diye yantlad. Dmanlkla pek ilikisi yoktur
bizim ilerin. Ellerine bir ey geeceini sanyorlarsa yapverirler.
Bence bu daha ayp.
Mr. Wemmick, yle mi diyorsunuz? diye sordu. Bana sorarsanz, al birini, vur
tekine derim.
apkasn kafasnn arkasna itmi, tam karsna bakarak, sokakta dikkate deer hibir
ey bulamyormu gibi arbal, serinkanl admlarla yryordu. Az ylesine pabu
kadar kocamand ki dz dururken bile glmser gibi grnyordu. Bunun, bir kas gerilimi
olduunu, Wemmickin gerekte glmsemediini ben kartncaya dek, Holborn Tepesine
trmanmtk bile.
Mr. Matthew Pocketin nerde oturduunu biliyor musunuz? diye sordum.
Wemmick bayla iaret ederek, Biliyorum, dedi. Hammersmithte. Londrann
batsna der.
Uzak mdr burdan?
Ne desem? Yedi-sekiz kilometre var.
Kendisini tanr msnz?
Mr. Wemmick beni beenmi gibi szerek, Niye, tam bir sorgu yargcsnz, dedi.
Evet, kendisini tanrm. Hem de iyi tanrm kendisini.
Bu son szleri syleyiinde yle bir tepeden bak, bir kmseme havas vard ki
nedense iimi rtt. Ben hl yan gzle bu ktkten yontulma yz szerek szlerine
yrek verici bir dipnot eklesin diye beklerken Wemmick Barnards Inne gelmi
olduumuzu bildirdi. Bu aklama iimin skntsn hi datmad. nk ben burasnn Mr.
Barnardn ilettii bir otel olduunu, bu otelin yannda bizim kasabadaki Blue Boar
Hannn bir ky ura gibi kalacan sanmtm. Oysa imdi Barnardn gvdesiz bir ruh,
belki de bir uydurmaca olduunu anlyordum. Han ise bu kentin en kf kokan kesinde
mart kedilerinin toplanma yeri olsun diye bir araya sktrlm bir avu izbe, dknt
barakadan baka bir ey deildi.
Bu barnaa tahta parmakln kapsn aarak girdik. Bizi girdiimiz dakikada
yutuveren bir koridor, biraz sonra, gzme dz bir mezarlk gibi grnen kk, i karartc
bir avluya ulatrd. mrmde bylesine tozlu, karanlk aalar, bylesine neesiz
krlanglar, bundan daha keyifsiz kediler, daha bakmsz evler (saylar be-alt tane
vard) grmediimi dnyordum. Katlara, dairelere blnm olan bu evlerin
pencerelerinde ise sefilliin, dkntnn, zavall derme atmaln her trn, her
aamasn simgeleyip sergileyen paavra perdelerle rtler, krk dkk iek sakslar,
atlak camlar... ksacas, tozlara gmlerek ryp gitmenin tm belirtileri grlyordu.
Bir yandan da, Kiralk yazl levhalar her pencereden bana dik dik bakyordu; buraya
gelip oturacak baka zavall budalalar artk kmyormu gibi... imdi oturanlarn da ar
ar kendi canlarna kymalar, ta ynlarnn altnda canl canl gmlmeleri, Barnardn
ruhunun istedii c, zamanla almaktaym gibi...
Barnardn bu iler acs eseri, kurumla dumandan yaplma rk bir yas giysisine
brnmt. Bana da kller serpmiti ve baya bir toz yn olup kmann verdii
utancn cezasyla, gnahlarnn bedelini dyordu.
Bunlar grme duyumun algladklaryd. Beri yandan burnuma da kf kokular geliyordu
hafiften hafife; kuru kf, rutubet kf, bakmsz at aralaryla bodrumlarda ryen btn
sessiz sedasz kflerin, fare, san, tahtakurusu kflerinin kokusu, yaknlardaki araba
ahrnn kokularna kararak koku alma duyuma sesleniyor, sanki lgn bir mrltyla,
Barnardn karmn dene! diyorlard.
Byk umutlarmdan ilki ylesine parampara olarak krlmt ki Mr. Wemmicke
aknlk, umarszlkla bakakalmm. Wemmick beni yanl anlayarak, Ah, bu keciin
kuytuluu kynz getirdi aklnza, diye ba sallad. Bana da yle yerleri anmsatr da!
Beni bir keye gtrd, nme dp bir kat merdiven kard. (Bu merdiven,
grnmeden ufalanarak talaa dnyormu gibi geldi bana. yle ki gnlerden bir gn
st kattaki kiraclar kaplarn anca aaya inecek merdivenlerinin kalmadn
greceklerdi.) Yukar kattaki bir daireye gelmitik. Kapnn zerinde boyayla, Mr. Pocket,
Jun yazmaktayd. Posta kutusunun stnde de, Yaknda Dneceim yazl bir pusula
duruyordu.
Mr. Wemmick, Sizin bu kadar erken geleceinizi ummuyordu, diye aklamada
bulundu. Benim sizinle beklememin gerei var m?
Yok; eksik olmayn, diye yantladm.
Wemmick, Paralar bende durduuna gre sk sk greceimizi sanyorum, dedi.
yi gnler.
Size de.
Elimi uzatmtm. Wemmick nce bir eyler istediimi sanm gibi bakt elime. Sonra
yzme bakt; kendi yanln dzelterek.
yle ya, sizlerin tokalama huyunuz vardr, dedi. Deil mi?
Tokalamann Londra geleneklerine aykr olduunu sanarak aalamtm; gene de,
Evet, dedim.
Mr. Wemmick, Bense bu huyu oktan unuttum, diye sylendi. Ancak en son
grmelerde tokalarz... Tantmza gerekten sevindim. yi gnler!
Wemmick benimle tokalap gittikten sonra ben merdiven boluundaki pencereyi
atm; handiyse kafam uuruyordum! Pervazlar rm olduu iin pencerenin yukar
kmasyla giyotin gibi inivermesi bir oldu. Neyse ki ben daha bam pencereden dar
karmaya frsat bulamadan abucak olan olmutu. Bylece canm zor kurtardktan sonra
hann, penceredeki kir kabuunun ardndan seebildiim sisli grnmyle yetindim.
Durduum yerden byle skntl, boynu bkk darya bakyor, iimden de Londrann hi
de yle dedikleri gibi aman aman bir yer olmadn dnyordum.
Mr. Pocket Juniorun yaknda anlay benimkini hi tutmuyordu. Belki yarm saat,
pencerenin ufak camlarnn her birine parmamla adm yazp darya bakmaktan
delirecek duruma gelmitim ki nihayet merdivende ayak sesleri duydum. Gzmn
nnde yava yava, srasyla bir apka, kafa, boyun atks, yelek, pantolon ve izmeler
belirdi. Bunlar, aa yukar benim snfmdan bir gen erkein zerindeydiler. Gen adam
koltuklarnn altna birer kesekd sktrm, bir elinde de kk bir sepet ilek
tutuyordu. Soluk soluayd.
Mr. Pip? dedi.
Mr. Pocket? dedim.
Mr. Pocket, Tuh, dedi. ok zr dilerim. Sizin oralardan le zeri bir posta arabas
geldiini biliyordum. Onunla gelirsiniz diye dndm. Dorusunu isterseniz darya da
sizin iin ktm. Mazeret deil biliyorum, gene de kent dndan geldiinize gre
yemekten sonra meyve yemek istersiniz diye dndm de, iyilerinden almak iin Covent
Garden pazarna gittim.
Bu arada ben, yalnzca bildiim bir nedenden tr gzlerimi fal ta gibi am ona
bakmaktan, gsterdii ilgiye stnkr bir teekkr edebildim. Her eyi bir dte
gryormuum gibi gelmeye balamt.
Mr. Pocket Junior, Tuh, diyordu gene. Bu kap da hep taklr nedense.
Paketlerini brakmadan kapyla cebelleirken, alm olduu meyvelerin her an hoafa
dntklerini dndmden, kesektlarn bana vermesini rica ettim. Gen adam
koltuklarnn altndaki kesektlarn tatl, uysal bir glle elime vererek, yabanl bir
hayvanla bouurcasna kapyla kapt.
Kap, sonunda yle birdenbire ald ki ev sahibim sendeleyerek benim stme ykld,
ben de kar kapnn stne ykldm, o zaman ikimiz birden gldk. Ama benim gzlerim
hl fal ta gibi almt, her eyi hl dte grr gibiydim.
eri buyurmaz msnz? dedi Mr. Pocket Junior. u yandan buyurun, kuzum. Olduka
tamtakr durumdaym burada, umarm pazartesiye kadar diinizi skp katlanabilirsiniz.
Babam, Londradaki ilk gnlerinizi onunla deil, benimle geirirseniz daha hounuza gider
diye dnd de. Belki Londray yle bir gezmek falan istersiniz, dedi. Ben size Londray
seve seve gezdiririm. Soframza gelince, honut kalacanz umuyorum, nk
yiyeceklerimizi uracktaki kafeteryadan getirteceiz. Hem de dorusu hemen
sylemeliyim ki sizin hesabnza getirteceiz; Mr. Jaggers yle buyurdular nk.
Oturduumuz yere gelince, saraylara benzediini ileri sremem. Ekmeimi tatan
karmak zorundaym ben; nk babamn bana verecek hibir eyi yok... Olsayd da
almaya raz gelmezdim ya... Buras oturma odamz, u grdnz koltuklarla masalar,
hal filan gibi eyler, bizim evdekilerin bana verebildikleri eylerdir. Bu arada masa
rtsyle yemek takmlarnn zevkinden tr beni kutlamayn. nk sizin kafeteryadan,
sizin iin getirttik. Buras da benim minicik yatak odam. Biraz boucudur ama neylersiniz,
btn han boucudur. Buras da sizin odanz. Eyalarnz zel olarak kiraladk; iinizi grr
sanyorum. Bir eksiiniz varsa hemen gidip alrm. Grdnz gibi, odalar biraz sapa bir
yerde olduundan ikimiz ba baa kalacaz, gene de kavga edeceimizi sanmyorum.
Ama... tuh, ne ayp, zr dilerim, bunca zamandr paketler sizin elinizde kald. Yalvarrm
onlar bana verin. ok mahup oldum.
Karsna gemi kesektlarnn nce birini, sonra ikincisini ona uzatrken kendi
gzlerimdeki aknln Mr. Pocket Juniorun gzlerinde de belirdiini grdm. Gen adam
biraz gerileyerek, Aman yarabbim! dedi. Bahede dolaan o ocuksunuz siz.
Siz de solgun benizli kkbeysiniz, dedim.
22
Solgun benizli bey ile ben, Barnards Innde bir sre durup birbirimizi szdkten sonra
birer kahkaha kopardk.
O, Demek sensin ha! diyordu. u Tanrnn iine bak! Ben de ekliyordum: u
Tanrnn iine bak! Sonra birbirimizi yeniden tepeden trnaa szp yeni bir kahkaha
koparyorduk. Biraz sonra solgun benizli elini gler yzle bana uzatarak, Pekl, dedi.
Kavgamz ok eskilerde kald artk. Yce gnlllk gsterir de o gn seni ylesine
hrpaladm iin beni balarsan sevinirim.
Mr. Herbert Pocketin (solgun benizli kkbeyin ad Herbertmi) o gnk niyeti ile
eylemini birbirine kartrm olduunu anladmsa da alakgnll bir yant verdim;
candan tokalatk.
Herbert Pocket, O zaman daha servete konmamtn, deil mi? diye sordu.
Hayr, konmamtm.
Hayr, dedi o da. O iin ksa bir sre nce olduu kulama gelmiti. O ilk
karlatmz gnlerde umut peinde koan bendim dorusu.
Ne diyorsun?
Evet; Miss Havisham beni artm, bakalm gz tutup kan kaynayacak m diye.
Ama kaynayamam olmal. Her neyse, sonu olarak beni gz tutmad ite.
Nezaketi elden brakmayarak buna pek atm syledim.
Herbert, Zevksizlik ama gerek, diye gld. Evet, bir snama grmesi iin
artmt beni; snavdan baaryla ksaydm geleceimi salama balayacakt
sanyorum. Belki Estellayla bile bir eyler ayarlanrd aramzda.
Birden ciddileerek, Nasl yani? diye sordum.
Herbert bir yandan konuurken, bir yandan da ald meyveleri tabaklara
yerletirdiinden dikkati blnm, bu yzden biraz stnkr konumutu. Hl
meyvelerle uraarak, Szlenmek, dedi. Sz kesilmek, nianlanmak... nasl deniyorsa
ite. yle bir ey.
Nasl katlanabildin bu d krklna? diye sordum.
Adam sen de, dedi. Zaten pek gnll deildim ki. Suratszn biri o!
Miss Havisham m?
O da yle ya, ben Estellay kastetmitim. O kz gibi kat yrekli, kibirli, esintili yaratk
dnyada grlmemitir. Miss Havisham onu btn erkeklerden alsn diye yetitirdi.
Nesi oluyor Miss Havishamn?
Hibir eyi. Evlatlk yalnzca.
Peki ama btn erkeklerden ne diye alacak? Neyin cn alacak?
Pes, be Pip! Haberin yok mu?
Yoo.
Dorusu ilgin bir ykdr bu; roman gibi bir ey. Yemekte, zevkle anlatrm sana.
imdi izin ver de ben sana bir ey soraym. O gn sen ne aryordun orada?
Her eyi anlattm ona; o da beni batan sona dikkatle dinledi, sonra bir kahkaha
kopararak kavgadan sonra ok ac ekip ekmediimi sordu. Bu soruyu ben ona
sormadm, nk yantn, hem de bu yantn beni honut brakacak nitelikte olduunu ok
iyi biliyordum.
Herbert, Vasin, Mr. Jaggersm anladma gre? diye sorgusunu srdrd.
yle.
Miss Havishamn da avukat o; btn ilerini o ekip evirir, biliyor muydun? Miss
Havisham dnyada kimseye gvenmez, Jaggersa gvenir.
Bunun bizi tehlikeli blgeye yaklatrdn dndm. Gizlemeye gerek grmediim bir
isteksizlikle Mr. Jaggersa, yalnzca o kavga ettiimiz gn Miss Havisham larda
rastladm, kendisinin de sanmca o karlamamz unutmu olduunu syledim.
Mr. Jaggers eksik olmasn sana retmen olarak babam dnp nermi. Bu neriyi
babama da anlatt. Babam Miss Havisham yoluyla iyi bilir. Babamla Miss Havisham
karde ocuu olurlar da... Ama cancier olduklar sanlmasn. Babam dalkavukluk bilmez,
Miss Havishamn marklklarna boyun da emez.
Herbert Pocketin yle ak yrekli, rahat bir tutumu vard ki pek cana yaknd, insann
hemen gnln kazanyordu. Her bak, her sz insana, onun gizli kapakl, kt eyler
yapmaya doutan yeteneksiz olduunu belirtiyordu ki ne ondan nce ne de ondan sonra,
bende bu izlenimi bylesine bir gle uyandran kimseye rastlamadm. Herbertin her
davran insann iini aan byk bir iyimserlikle dopdoluydu. Gene de iimde, onun hibir
zaman ok parlak, ok varlkl bir kii olamayacan fsldayan gizli bir ses vard. Neden,
nasl? Bilemiyorum. Bu inan daha o ilk gnlerde, yemee oturmamzdan nce iime
yerlemiti, ama hangi yoldan yerletiini anlatamayacam.
Hl solgun benizli bir gen adamd. Yaam dolu, tez canl, neeli olmasnn yan sra
bask altnda tuttuu bir geveklii, uykulu bir hali de vard ki onun gl kuvvetli biri
olmadn gsteriyordu. Yz yakkl deildi ama yakkldan stnd; iyi, sevimli,
gleti nk... Yaps da pek ll saylmazd ama lnceye dek gen, kvrak kalacan
grebiliyordunuz. Mr. Trabbin taral yarats onun zerinde, benim zerimde
durduundan daha k durur muydu acaba? Bilemeyeceim; u var ki srtndakiler biraz
eskimi olduklar halde benim yepyeni takmmdan daha zarif grnyordu.
yle ak szl, ak yrekliydi ki buna karn benim ekingen davranmam, hele u
delikanl amzda hi yakk almayacakt. Bu yzden beni buraya getiren olaylarn ksa
yksn ona anlattm; velinimetimin kimliini sormamn yasaklanm olmasn da
zellikle belirttim. Sonra kylk bir yerde, demirci olarak yetitirilmi olduumdan pek yol
yordam bilmediimi de ekleyerek bocaladm ya da yanl bir i yaptm grnce
kulam bkverirse bana byk bir iyilik yapacan syledim.
Hay hay, seve seve, dedi. Gene de falclk yapma pahasna unu syleyeyim ki
kulann pek bklmesi gerekmeyecek gibime geliyor. Sk sk greceimizi sanyorum.
Bu yzden aramzdaki gereksiz resmlikleri hemen kaldrmaktan yanaym. Beni
hemencecik ilk admla arp Herbert demek iyiliinde bulunur musun?
Kendisine teekkr ettim, dediini yapacam syledim. Kendi z admn da Philip
olduunu bildirdim.
Philipi tutmadm, dedi Herbert glmseyerek. ocuklara ahlak dersi veren okuma
kitaplarndaki olumsuz tipleri getiriyor aklma. Hani yle tembeldir ki su birikintisine
der, ya da yle ikodur ki, yumukluundan gzleri grmez; ylesine pinti, bencildir ki
pastasn dolabna kilitleyip sonunda sanlara kaptrr. Ya da ku yuvalarn bozacam
diye inadndan krlara knca, yazarn kolaylk olsun diye orada bulundurduu aylara yem
olur... Bak, ne istediimi syleyeyim sana. Aramzda ok gzel bir uyum dodu, sen de
demircilikten yetitiine gre... kusura bakar msn?
Senin hibir yaptnn kusuruna bakmam ben. Yalnz neler sylediini anlayamyorum
da.
Adn Handel koysam bir sakncas olur mu sence? Handelin ok sevdiim bir bestesi
vardr, The Harmonius Blacksmith 11 diye. Anlyorsun, eki sesinin uyumu.
Ne sakncas olacakm? ok sevinirim, dedim.
Herbert tam o srada alan kapya dnerek, yleyse dostum Handel, yemeimiz
geldi, dedi. ok rica edeceim, masann bakesine sen otur, nk yemek senden.
Ben bunun szn bile ettirmeyerek bakeye onu oturttum, kendim de karsna
getim. Gzel, orta halli bir sofrayd ama o gece bana bir saray leni gibi geldi. Hele
byle bamzda hi byk olmakszn Londrann gbeinde ba baa yiyiimiz,
yediklerimize ayr bir lezzet katyordu. leni saran dank, gebemsi hava da bu
lezzetin tuzu biberi oluyordu sanki. Geri soframz batan aa kafeteryadan donatlm
olduu iin, Mr. Pumblechook grse kral sofralarna benzetebilirdi; ne var ki sofrann
kurulduu oturma odas darack bir yerdi, biraz da ingene adrlarn anmsatan bir havas
vard. Bu yzden hizmetimize bakan garson da bu havaya uymak zorunda kalarak
kapaklar (baka yer bulamadndan) yere koymaya (sonra da bunlara basp ayaklar
taklmaya), tereyan koltuun stne, ekmei kitap rafna, peyniri kmr kovasna,
halanm pilici ise br odaya, benim karyolamn stne brakmaya balamt. O gece
yattm zaman halamann suyuyla maydanozun byk bir ksmn donmu durumda
yatamn stnde buldum. Btn bunlar lenin tadna tat katt; hele garson gittikten
sonra, onun baklarndan da kurtulduum zaman mutluluuma glge drecek hibir
ey kalmad.
Bir sre yiyip itikten sonra Herbertin bana Miss Havishamn yksn anlatmak
zere vermi olduu sze deindim.
Haklsn, dedi. Szm hemen yerine getireyim. Yalnz, Handelciim, ykme
balamadan nce, izin verirsen una deineyim: Londrada yemek yerken ba aza
gtrme gelenei yoktur. Bu i atalla yaplrsa da atal bile boazn dibine dek sokulmaz.
Geri stnde durmaya demez ama kii evresindekiler gibi davranrsa daha rahat eder.
Sonra kak da avulanmaz; el sapn altnda kalacak biimde tutulur. ki yarar vardr
bunun: Birincisi, ka azna daha kolay gtrebilirsin (ki ama da zaten budur), ikincisi,
istiridyelerin kabuklarn aarken sa kolunun dirseini uzun uralarla yormaktan
kurtulursun.
Bu uyarlar ylesine dosta ve neeliydi ki ikimiz de gldk. Yzm bile kzarmad,
diyebilirim.
Herbert, imdi gelelim Miss Havishama, diyerek konumasn srdrd. nce unu
sylemeliyim ki Miss Havisham ocukken ok martmlar. ok kkken annesini
yitirmi, babas da onun bir dediini iki etmemi. Babas sizin oralarda oturan taral bir
beymi, bira yaparm kendisi. Bira yapmak neden bylesi parlak bir ey saylr, bilmem.
Kesinlikle bildiim bir ey varsa udur: nsan ekmek yaparsa kibar olamyor da bira
yaparsa, arap yaparsa ille kibar saylyor. evrene alc gzyle bak, sen de greceksin.
Beri yandan birahane ileten kii kibar saylamyor, deil mi?
Kesinlikle hayr, diye Herbert yant verdi: Ama birahaneleri kibar beyefendiler
iletebiliyorlar. Her neyse. Mr. Havisham ok zengin, ok da kibirliymi. Kz da yle.
Miss Havisham babasnn tek ocuu muymu? diye sordum.
Dur bir dakika, imdi oraya geliyorum. Yok, Miss Havisham babasnn tek evlad
deilmi, bir de vey erkek kardei varm, nk babas yeniden, gizlice evlenmi.
Asn alm, yanlmyorsam.
Hani pek kibirliydi?
Kuzum, Handelciim, elbet kibirliymi. kinci karsyla gizlice evlenmesi de
kibrindenmi ya. Her neyse, doal olarak kadncaz gnn birinde lr. Korkarm Mr.
Havisham yapt ii kzna ancak kadn ldkten sonra aar, ondan sonra da bu kadndan
olma olu aile ierisindeki yerini alarak o bildiin kkte oturmaya balar. Bydke
bana buyruk, dik kafal, saygsz hovardann biri olup kar; ksacas tam bir hayrsz
evlat. Bir gn artk canna tak diyen baba olunu evlatlktan reddeder. Ne var ki lm
deinde yumuar, ona gzel bir miras brakr, ama kzna brakt gibisini deil... Buyur
bir bardak arap daha al. Kusura bakmazsan una deinmeliyim ki toplum dediimiz ey
bizden, ille ok ar tutumlu olarak bardamz sonuna dek bitirmemizi beklemez; bu
yzden kii arap ierken bardan burnuna geirmese de olur.
Anlatt ykye kendimi ok kaptrdmdan bardam byle dikip duruyormuum
meer! Ona teekkr ederek zr diledim.
Herbert, Bir ey deil, diyerek anlatmasn gene srdrd:
Miss Havisham byle gen yanda byk bir mirasa konunca, onunla evlenmeyi,
turnay gznden vurmak sayanlarn pek ok olduunu sana sylemenin gerei yok. vey
kardei de yeniden bol paraya kavumutur. Gel gr ki kumar borlar, yeni lgnlklar
peinde komak derken, bu paray da korkun bir hzla har vurup harman savurmu. Gen
adamn vey ablasyla arasndaki geimsizlik babasyla olan geimsizliinden de
ktym. Babasn ablasnn kkrttna inand iin ona kar derin, sonsuz bir kin
besledii sanlyor... imdi ykmn en ac blmne geliyorum. Sevgili Handel, yalnz
ufak bir ara vererek yemek peetesini su bardana sdrmann olanakszln belirtmek
isterim.
Peetemi neden su bardana tktrmak istediimi dnyada bilemeyeceim. Tek
bildiim ey, bir de baktm, ok daha yce amalara uygun decek bir azim ve sebatla
peeteyi ille bardan iine sdrmak iin urap didinmekteyim! Herberte yeniden
teekkr ederek zr diledim; o da en akrak, Bir ey deil, dedi, sonra yksn
brakt yerden anlatmaya balad:
Derken sahneye, istersen bir baloda diyelim, ister at yarlarnda ya da baka bir
yerde, bir gen adam kyor. Bu adam Miss Havishamn peine dyor, onu sevdiini
sylyor. Kendisini ben hi grmedim. nk bu anlattklarm yirmi be yl nce gemi
eyler, Handel, sen ile ben daha ortada yokken. Gene de kendisinin gsterili bir adam
olduunu babamdan duydum; tam bu amaca uygun adamd, der babam. Ama bir
centilmenolmadnda kesinlikle direnir. Ona aldanp centilmen bulanlarn pein yargyla
davrandklarn ya da bilgisiz kiiler olduklarn ileri srer. nk iten centilmen olmayan
bir kiinin, dnyada hibir zaman dtan da centilmen olamayacana babam inanmtr.
Der ki, ne kadar cila srersen sr, aacn damarn saklayamazsn, sen cila vurduka
damar da kendini dar vurur, der. Yaa, ite byle. Bu adam Miss Havishamn peinden
ayrlmyor, ona derinden bal olduunu sylyormu. Anladma gre gen kz o zamana
dek erkeklere kar pek bir ilgi gstermemi. Ne var ki iindeki tm gizli ate imdi dar
vurmu; Miss Havisham bu adama delicesine tutulup k olmu. Ona dpedz tapndn
kimseden gizlemiyormu. Adam onun sevgisini yle hesapl, bilinli olarak smrm ki
kzdan byk paralar szdrmay baarm. Sonunda onu kandrm; vey kardeine
babalarnn bir zayflk nnda brakt pay son derece pahalya satn aldrm. Gereke
olarak da, Kocan olduum zaman her eyini ben ekip evireceim, her iini ben
yapacam, diyormu... Senin vasin Mr. Jaggers o zamanlar Miss Havishamn vekili
deilmi daha. Miss Havisham desen, kk dalar ben yarattm havalarnda; gzn de
ak brm olduundan, kimselerin verdii akl beenmezmi. Akrabalarnn hepsi,
babam dnda, yoksul, karc kiilermi. Babam da yoksulmu yoksul olmasna da,
kskanl, el etek pmesi yokmu. Bu yzden ailenin en bamsz, ak szl kiisi olarak
Miss Havisham uyarm; bu adama ok ey veriyorsun, kendini gz kapal, onun insafna
brakyorsun, diye. Miss Havisham ilk frsatta, hem de adamn yannda babam hmla
evden kovmu. O gn bugndr grmyorlar.
Miss Havishamn, En sonunda, lm u masaya yatrdklar zaman Matthew beni
grmeye gelecek, dediini anmsadm. Herberte babasnn Miss Havishama besledii
kinin neden bylesi kkl olduunu sordum.
Kinden deil, dedi Herbert. Yalnz Miss Havisham nianlsnn yannda babam ok
kt sulam; yaltaklanarak Miss Havishama kendi kar iin yaranmak istediini, bunu
yapmaynca d krklna uradn sylemi. imdi babam kalkp oraya giderse Miss
Havisham hakl karm gibi olacan dnyor; hem ona kar, hem de kendine
kar... Neyse, biz gene o adama dnelim de onun iini bitirelim imdi. Dn gn
saptanm, gelinlik satn alnm, balay gezisi kararlatrlm, dn davetiyeleri
yollanm. Dn gn gelip atm ama damat gelmemi. Damadn yerine bir mektup
gelmi...
Herbertin szn keserek, Bu mektubu Miss Havisham nikh treni iin giyinirken
alm, deil mi? diye sordum. Saat dokuza yirmi kala?
Dakikas dakikasna, diyerek Herbert ban sallad. Sonra evdeki btn saatleri de o
dakikada durdurtmu. O ta yrekli mektupta adamn evlenmekten cayd dnda ne
yazyormu anlatamam, nk bilmiyorum. Miss Havisham tutulduu ar hastalktan
kalkt zaman evini harabeye evirmi bildiin gibi; ondan sonra da bir kez bile gn
na kmam.
Dinlediklerimi bir sre kafamda evirip evirerek, Hepsi bu mu? diye sordum.
Benim bildiim bu. Gerei sorarsan, bu bilgiyi de duyduklarm kendim birletirmek
yoluyla edindim. nk babam bu konuya hi deinmez. Miss Havisham beni artt
zaman bile babam bana, ancak bilmem, anlamam gerekenleri anlatt. Haa, bir eyi
unuttum: Miss Havishamn bo yere gvendii adamn, iin bandan beri vey kardele
ortak altklar sanlyormu herkese. Birlikte dzen kurduklarna, sonra da kr
paylatklarna herkes inanyormu.
Adamn Miss Havishamla evlenerek btn serveti ele geirmek istemeyiine atm,
dedim.
Herbert, Belki evliydi, diye karlk verdi. Belki de kzcaz herkese kar byle
zalimcesine kk drmek vey kardein bann altndan kan bir tasaryd. Ama bak
gene syleyeyim, bu konuyu hi bilmiyorum.
Ben gene bir sre dndkten sonra, Ya o iki adam ne oldular? diye sordum.
Giderek daha sefil, daha aalk olup kmlar; bundan daha aalk olunabilirse
elbet... Bir yandan da borca batp srnr durumlara dmler, mahvolmular.
Yayorlar m imdi?
Bilmiyorum.
Biraz nce Estellann Miss Havishamla bir akrabal yok, dedin; evlatlk olduunu
syledin. Ne zaman gelmi o eve?
Herbert omuz silkti.
Ben kendimi bildim bileli Estella Miss Havishamn yanndadr. Bakaca bildiim yok.
Sonra Herbert yky bitirip kurtulmuasna, imdi, Sevgili Handel, aramzda hibir gizli
sakl kalmad, dedi. Miss Havishamla ilgili olarak ben ne biliyorsam sen de biliyorsun.
Btn bildiklerimi sen de biliyorsun, Herbert.
Yzde yz inanyorum buna. Demek ki aramzda hibir anlamazlk, rakiplik sz
konusu olamaz. Seni bu duruma ykselten velinimetin gizlilik kouluna gelince, hani onun
kimliini sorup konumaman koulu demek istiyorum, una yzde yz gvenebilirsin ki ne
ben ne de benim yaknlarm bu konuyu kurcalamayacaklar gibi amayacaklar bile...
Doruyu sylemek gerekirse Herbert bunlar yle bir incelikle sylemiti ki daha yllar
yl babasnn ats altnda yaayacam halde bu konunun bir daha almayacana
inanmtm. te yandan da yle anlaml konumutu ki velinimetimin Miss Havisham
olduundan benim gibi emin olduunu aka hissettim.
Konuyu akla kavuturup ortadan kaldrmak niyetiyle sz buraya getirdiini
nceden anlayamamtm. Ama imdi anlyordum; nk bunlar konuup stmzden
atnca yle bir rahatlayp hafiflemitik ki! Neeli, candan, ene alp duruyorduk. Bir ara
Herberte mesleinin ne olduunu sordum.
Kapitalist, diye yantlad. Gemi sigortas.
Benim evreme baknarak odada gemilerle, sigorta ileriyle ilgili bir eyler aradm
sezmi olsa gerek ki, alma yerim kentin gbeinde, dedi.
Kentin gbeinde, gemi sigortaclarnn zenginlikleriyle nemlerini dndke
gzlerim kamayordu. yle ki bir zamanlar gen bir sigortacy u yumruklarmla yere
serip o uyank gzlerinden birini morarttm, sorumluluk sahibi kafasn yardm
dndke rpermeye balamtm. Neyse ki Herbert Pocketin hibir zaman ok zengin,
ok parlak bir adam olmayaca, nedendir bilmem, gene iime dodu da rahat bir soluk
aldm.
Sermayemi yalnzca gemi sigorta iine yatrmakla yetinecek deilim. Salam bir irket
bulursam hayat sigortas piyasasndan da hisseler alacam; oradan yneticilie kaymak
niyetindeyim. Ufak apta madencilik yapmay da tasarlyorum. Bunlarn hibirisi, benim
armatrlk iine dorudan doruya atlp birka tonluk gemi kiralamama naslsa sekte
vuramaz. Ticarete atlacam sanyorum, dedi Herbert arkasna yaslanarak. Dou Hint
Adalaryla ipekli kuma, al, baharat alverii yapmak istiyorum, boyalar, ilalar, nadide
aalarn keresteleri. lgin bir ticaret alandr bu.
Kr da byk mdr? diye sordum.
Hem de nasl byk!
Kafam gene bulanm, onun geleceinin benimkinden de byk olanaklarla dolu
olduuna inanmaya balamtm.
Herbert baparmaklarn yelek ceplerine sokarak, Bat Hint Adalaryla da alveri
yapacam sanyorum, diye ekledi. eker, ttn, rom alacam oradan. Seylana da
gideceim, zellikle fildii almaya.
Pek ok gemi gerekecek, dedim.
Dpedz bir filo, diye cevap verdi.
Bu alm satm ilerinin grkemiyle iyice gzlerim kamam olarak arkadama u
srada sigortalad gemilerin nerelere gidip geldiini sordum.
Sigorta yapmaya daha tam olarak balamadm, dedi. Piyasay kolaan ediyorum.
Bu, kolaan etme ii Barnards Inne daha bir uygun dyordu sanki...
Ciddilikle, Haa, diye ba salladm.
Evet; bir muhasebe brosunda alyorum, bir yandan da piyasay kolaan
ediyorum.
Muhasebe kazanl mdr bari?
Herbert sorumu soruyla karlad: Kim... broda alan genler iin mi demek
istiyorsun?
Evet; senin iin.
Yok, hayr, benim iin kazanl saylmaz. Herbert bunu, kafasnda ince hesaplar yapp
kesin sonular karanlarn tavryla sylemiti. Kazancm gzle grlr trden deildir
demek istiyorum. Akas elime pek bir ey gemiyor. te yandan kendi ekmeimi
kendim kazanmak zorundaym.
Hi de kazanl bir ie benzemiyordu dorusu. Byle bir gelirin ucundan iyi bir sermaye
biriktirmenin ok zor olacan dndm; bu dncemi belirtmek istercesine bam iki
yana salladm.
Herbert Pocket, u var ki piyasay kolaan edebiliyorsun, dedi. Bu iin stnl bu
ya zaten! Muhasebede alyorsun ve piyasay bol bol kolaan ediyorsun. Anlarsn ya...
Anladma gre, muhasebede almazsan piyasay kolaan edemezsin, demeye
getiriyordu ki kard bu sonucu garipsedimse de, bu konuda o benden daha deneyimli
olduundan sesimi karmadm.
Derken bir gn beklediin frsat eline geer, diye Herbert ekledi. Kollar svayp
atlrsn stne, yaparsn sermayeni, ondan sonra da artk iin i... Bir kez sermayeni
kurdun mu tek yapacan ey onu iletmek...
Bu konuma, onun bahedeki kavgamz ynetmesine benziyordu; pek benziyordu hem
de. Yoksullua katlanndaki tutumu da o gnk yenilgisini kabulleniine eti. Bana yle
geldi ki bahedeki ocuk benim yumruklarm nasl karlamsa bu gen adam da imdi
hayattan yedii silleleri tpk yle karlamakta. En gerekli olan birka para eyann
dnda hibir eysi olmadn anlamaya balyordum; nk neyi sorsam benim iin zel
olarak kafeteryadan ya da baka yerden getirtilmi olduunu reniyordum.
Yine de, bu gen adam, kendi kafasnda daha imdiden kurmu olduu byk
servetten dolay yle bir alakgnllyd ki dorusu bana kar burnu byklk etmedii
iin minnet bile duyar gibi oldum! Bu, onun yaradltan sevimli olan huylarna bambaka
bir tatllk katyordu. ok iyi anlamtk. Akamleyin kp sokaklarda dolatk, indirimli
biletle tiyatroya gittik. Ertesi sabah Westminster Abbey Kilisesinde duamz ettik, leden
sonra da parklarda gezdik. Bu parklardaki paytonlarn saysz atlarn acaba kimler
nallyor, diye merak ettim, Keke Joe nallasayd, dedim iimden.
O pazar, ii abartmadan dnmeye altmsa da, Joe ile Biddyden ayrlal aylar
gemi gibi geldi bana. Onlarla arama giren uzaklk da bu lye gre byyor, kymz
dnyann br ucunda kalyordu sanki... Bundan nceki en son pazar gnnde eski
bayramlklarm giyerek kymzn kilisesine gitmi olmam, hem yer, hem zaman
kurallar, hem ay hem gne takvimleri ynnden akldyd, bir sr akld
olanakszlklarn toplamyd...
Gelgelelim Londrann o civcivli kalabalnda, akamlar ylesine kr kr aydnlatlan
o sokaklarda bile karlatm kimi eyler, evimi ocam byle dalar ardna attmdan
tr beni knyormu gibi gelerek iimi karartyordu. Geceleriyse Barnards Innin
avlusunda, szmona bekilik yaparak dolaan sarsak sefilin ayak sesleri yreimde kof
yanklar uyandryordu.
Pazartesi sabah dokuza eyrek kala Herbert iba yapmaya (herhalde biraz da
piyasay kolaan etmeye) gitti, ben de onun yanna katldm. Bir-iki saat sonra iten
knca beni Hammersmithe gtrecekti, ben de bu arada oralarda oyalanarak onu
bekleyecektim. Gelecein sigortaclarnn kt yumurtalar, devekuu yumurtalar gibi
tozlu scak folluklarda kulukaya yatrlyor olsalar gerekti. Gelecein kapitalist devlerinin
altklar yerleri grnce bu yargya vardm. Herbertin muhasebe yardmcl yapt
yer, kolaana elverili bir yer gibi de gelmedi bana. Her yan islere, tozlara bulanm bir
yapnn avludan klan ikinci katnn arkasndayd. Pencereleri de sokaa deil, baka bir
yapnn ikinci katna bakyordu.
lene kadar bekledim, sonra Borsaya gidip baktm. Deniz ulamyla ilgili bildirilerin
altnda oturan cakal birtakm adamlar grdm. Hepsini de byk birer tccar
sandmdan yzlerinin neden byle ask olduunu anlayamadm.
Herbert knca gidip nl bir lokantada karnmz doyurduk. O zaman lokantaya
bayldm ama imdi dnyorum da tm Avrupann en dkn aevi olsa gerekti. nk
masa rtleriyle atal baklardaki, garsonlarn stndeki sala ile yan, etlerin
stndekilerden daha bol olduu o gn bile gzmden kamamt. Yemeimizi bitirdik,
tabak dndaki yalardan para almadklar iin olduka hesapl bir fatura dedik,
Barnards Inne dnp benim kk antay aldk, sonra arabayla Hammersmithe gittik.
Hammersmithe vardmzda saat iki- sularyd. Arabadan inip azck yrynce Mr.
Pocketin evine vardk. Bahe kapsnn mandaln kaldrnca rmak kysndaki kk bir
baheye giriverdik. Mr. Pocketin ocuklar evrede kouup oynamaktaydlar. Beni kiisel
ynden ilgilendiren bu konuda kendi kendimi aldatmyorsam, Mr. ve Mrs. Pocketin
ocuklar kimsenin elcazyla deil de kendi kendilerine dp kalkarak yetiiyorlard.
Mrs. Pocket bir aa altndaki bahe sandalyesine oturmu, ayaklarn baka bir bahe
sandalyesine dayam, kitap okumaktayd. ocuklar oynarken dadlar olan iki kadn da
baheyi seyrediyordu.
Herbert, Anneciim, Mr. Pipi getirdim size, dedi.
Mrs. Pocket de beni gler yzl gene de arbal bir selamla karlad.
Bu srada dadlardan birisi ocuklardan ikisine doru seslenmekteydi.
Mr. Alick, Miss Jane, o allarn stnden atlayp durursanz suya dp
boulacaksnz. O zaman da babanz ne der, sonra?
Bu dad bir yandan da Mrs. Pocketin mendilini yerden alarak, Bununla alt ediyor,
hanmefendi, diye sylendi.
Bunun zerine Mrs. Pocket glp, Eksik olma, Flopson, diyerek bu kez tek bir
sandalyeye yerleti, gene kitabn okumaya dald. O an yznde, kitabn gnlerdir
aralksz okumaktaym gibi bir dikkat belirdi, kalar ilgiyle atld. Gelgelelim daha be-
alt satr bile okumamt ki gzlerini bana dikerek, Anneniz iyidir, umarm? diye sordu.
Bu beklenmedik soru beni yle afallatt ki, kem km ederek, anam sa olsayd
herhalde iyi olurdu, gsterilen ilgiye sevinerek kendi de selamlarn yollard, gibilerden bir
eyler gevelemeye baladm. Neyse, tam o srada dad imdadma yetiti.
Mendili yerden alarak, te, dedi. Aln size varan yedi! Bugn size neler oluyor,
anlamyorum, hanmcm.
Mrs. Pocket kendi maln nce hi grmedii bir eymi gibi anlatlmaz bir aknlkla
eline ald, sonra tanmasna glp, Eksik olma, Flopson, diyerek beni unuttu, gene
kitabn okumaya koyuldu.
zerimize inen ksa dinginlikten yararlanarak bahedeki ocuklar saydm. De kalka
bymenin eitli aamalarndan gemekte olan tam alt tane kk Pocket saydm. Ben
tam bu sayya ulamtm ki bir yedincisinin, sanki havada bir yerden, ac ac alayan sesi
geldi.
Flopson, Aa, bu da bebecik deilse ne olaym! dedi. Bu ie pek am gibiydi.
Sallanmasana, Millers, abuk ol!
teki dad olan Millers eve gitti, yavrunun sesi de yava yava dindi. Bu arada Pocket
okumasna hi ara vermediinden elindeki kitabn ne olabileceini merak ettim.
Mr. Pocketin yanmza gelmesini bekliyorduk herhalde. Her neyse orada, bahede
durmu bekliyorduk ite. Bu arada ben de bu aileye zg ilgin, tuhaf bir durumu grp
inceleme frsatn bulmutum. yle ki ocuklardan herhangi biri oyun arasnda
annelerinin yanna yaklarsa ille ayaklar taklp sendeleyerek onun stne
yuvarlanyorlard. Mrs. Pocket bu ii ksa sren bir aknlk, ocuklarsa uzun sren
yaygaralarla karlyorlard.
Bu alas duruma bir trl akl erdiremiyor, bu konuda iimden eitli kuramlar
yrtmekten kendimi alamyordum ki bir sre sonra kucanda bebecikle Millers kageldi.
Bebek, Flopsonun kucana verildi. Flopson da tam bebei Mrs. Pockete vermek zereydi
ki, bebekle birlikte tepetaklak Mrs. Pocketin stne yle bir ykl ykld ki nerdeyse te
yana decekti. Herbert ile ben hemen atlp onu tuttuk.
Mrs. Pocket gzlerini bir an iin kitabndan ayrarak, Ne tuhaf, Flopson, dedi. Bugn
herkes yuvarlanp duruyor.
Kpkrmz kesilmi olan Flopson, Tuhaf da sz m, hanmcm! dedi. Ne koydunuz
siz oraya kuzum?
Nereye ne koydum? diye sordu Mrs. Pocket.
Flopson, Tanr sizin iyiliinizi versin, ufak taburenizmi, ayol! diye sylendi.
Etekliinizin altnda sakl tutarsanz elbette herkes yuvarlanr. Buyurun, biraz bebecii siz
aln da kitabnz ben tutaym, hanmcm.
Mrs. Pocket dadnn szn dinleyerek bebei bir sre kucanda beceriksizce dandini
yapt. br ocuklar bebein evresinde oynayorlard. ok ksa bir sre sonra Mrs.
Pocket btn ocuklarn eve gtrlp le uykusuna yatrlmalar iin kesin bir buyruk
verdi. Bylelikle daha o ilk gn bu aile konusunda ikinci bir gerek daha renmi oldum:
Kk Pocketler dp kalkarak bir de yatp kalkarak bymekteydiler.
Flopson ile Millers ocuklar bir kuzu srs gibi eve gtrdkleri zaman Mr. Pocket
benimle tanmaya geldi. Yznde biraz akn bir ifade vard; ileri dzene sokmaktan
umudunu kesmi gibi. Krlam salar da karmakarkt. Bu koullar altnda onun bu
grnm bana pek doal geldi.
Mr. Pocket beni grdne sevindiini syledi. Umarm siz benimle tantnza
zlmemisinizdir, dedi, sonra tpk olununkine benzeyen bir glle, nann, hi de
rktc bir insan deilimdir, diye ekledi. akn, dalgn tutumuna, salarnn ok
krlam olmasna karn gen grnl bir adamd; davranlar da ok rahatt. Rahat
derken yapmacktan uzak oluunu belirtmek istiyorum. Yoksa o akn, ne yapacan
bilemez hallerinde insan glmseten bir ey vard; onu dpedz gln olmaktan, bu
glnl kendisinin de alglamas kurtaryordu.
Benimle bir sre konutuktan sonra kara, biimli kalarn hafife, biraz da kaygyla
atarak, Mr. Pipe ho geldin dedin ya, Belindacm? diye sordu.
Mrs. Pocket baklarn kitabndan ayrarak, Evet, dedi, sonra bana bakp dalgn
dalgn glmseyerek, portakal iei erbetinden holanp holanmadm sordu.
Bundan nceki konuma ve konularmzla, uzak yakn hibir ilikisi bulunmadndan,
bu sorunun da tekiler gibi salt konumu olmak ya da konumam olmamak amacyla
ortaya atldna karar verdim.
Orada, birka saat iinde rendiimi hemen anlatmamda bir saknca yoktur
sanyorum. Mrs. Pocket bir rastlant sonucunda Sir unvann alan, sonra da len bir
soylunun kzym. Bu soylu babann ok kesin bir inanc varm: Ona sorarsanz kendi
babas gerekte Baronet unvan alacakken birilerinin salt kiisel nedenlere dayanan inat
muhalefeti yznden alamam. Bu birilerinin kim olduunu o zaman anladmsa bile
oktan unuttum. Kraln kendisi miymi, Babakan m, Maliye Bakan m, Canterbury
Bapiskoposu mu, yle birileri, ite. Bylece Mrs. Pocketin babas da, batan sona kendi
sanrlarnn rn olan inancnn kendine verdii hakla, yeryznn soylular arasna
katlm. Kendisinin valyelie ykselmesi de, sanyorum, parmen kd zerinde
yrtlen kran krana bir bildiri atmasnda, kaleminin ucuyla ngiliz gramerine
ynelttii hzl bir saldr sayesinde gereklemi. Bir de bilmem hangi byk yapnn
temeli atlrken ilk ta yerletiren bilmem hangi Saraylya, kireli harc ya da malay
uzatmasndan tr! Her ne ise, bu baba, kz ocuunun byynce unvan sahibi bir
soyluya varmas gerektiini pek doal sayd iin, ev ynetimi gibi avam tabakasna
zg, baya ileri renmekten kesinlikle uzak, habersiz tutarak el bebek gl bebek
bytm.
Bu akll baba, kzn bu ynlerden gz hapsinde tutmay yle gzel baarm,
evresine yle dikkatli gzc ve bekiler dikmi ki kz hibir iten anlamayp hibir ie
yaramayan, katksz bir ss eyas olup km. Kiilii bylesi mutlu ve baarl bir biimde
gelien kz ocuu, gen kz olur olmaz Mr. Pocketle tanm. Kendisi de iei burnunda
bir delikanl olan Mr. Pocket, Lordlar Kamarasna m girsin ya da Piskoposluk tacna m
aday olsun, henz karar veremez bir durumdaym. Ne var ki bunlardan birini semek
yalnzca bir zaman sorunu olduundan, gen adam sevdii kzla Zaman pereminden
tutup kendilerinden yana ekmeye karar vermiler (ki grne baklrsa perem enikonu
uzunmu) ve saduyulu babaya haber vermeksizin evlenmiler. Kzna verecek ya da
kzndan esirgeyecek iyi dileinden baka bir eyi zaten olmayan baba ksa bir atmadan
sonra yola gelmi, bu eyizi de yce gnlllkle gen evlilere balam! Mr. Pockete,
ald kzn, prenslere layk bir hazine olduunu bildirmi.
Mr. Pocket o gnden bu yana hazinesini dnya ilerine yatrr dururmu da, eline geen
kazancn pek aman aman bir ey olmad sanlyormu! Bununla birlikte her nedense
evresi Mrs. Pockete saygyla kark bir acmayla bakyordu, bir unvan sahibiyle
evlenmedi diye. Beri yandan Mr. Pockete kar da herkes hogryle kark tuhaf bir
knama iindeydi, hibir zaman bir unvan edinemedi diye!
Mr. Pocket beni ieriye alarak odam gsterdi. zel oturma odam olarak da
kullanabileceim gibi denmi, sevimli bir yerdi buras. Sonra ev sahibim benimkine
benzeyen iki odann daha kaplarn alarak bunlarda kalan Drummle ve Startop adndaki
rencileriyle tantrd. Yal grnml, iriyar bir gen adam olan Drummle slk
almaktayd. Yaa da, cssece de ondan kk olan Startop kitap okumaktayd. Ar bir
bilgi akmyla yklerse patlayacandan korkuyormu gibi, kafasn iki eliyle smsk
tutmutu.
Karkoca Pocketlerin ikisinin de, kendilerini bakalarnn ellerine brakm gibi bir
tutumlar vard. yle belirgindi ki bu, eve gerekte egemen olup onlarn burada
yaamasna izin veren kiinin kim olduunu merak ettim. Sonunda bu adsz iktidarn evde
alan hizmetliler olduunu anladm. Rahatlk, dzen ynnden iyi bir yoldu bu belki. Ne
var ki pahalya patlad gzle grlyordu. nk hizmetliler boazlarna iyi bakmay,
kendi blmlerinde bir sr konuk arlamay kendilerine grev sayyorlard. Mr. ve Mrs.
Pocketin de ok iyi yiyip imesine izin veriyorlard dorusu. Gene de bana sorsalar, evin
mutfak blmnde pansiyoner olmay seerdim, ama bunun iin kendimi savunacak
yetenekte olmam gerektiini de biliyordum. nk ben eve yerleeli daha bir hafta
olmamt ki, Pocket ailesiyle tanmayan bir komu hanmdan bir mektup geldi. Bu komu
hanm Millersin bebecie tokat attn grm, bunu bildiriyordu.
Mrs. Pocket mektubu alnca byk bir zntye kaplarak hkra hkra alamaya
balad. Komular bakalarnn iine karmasalar olmaz m, anlayamyorum, deyip
duruyordu.
Yava yava, daha ok Herbertin anlattklarndan rendim ki Mr. Pocket, Harrow ile
Cambridgede okumu, son derece de parlak bir renciymi. Ne var ki, ok gen bir yata
Belindasyla evlenmek onuruna eriince ilerleyip ykselme olanaklarn baltalam,
geinebilmek iin, halk arasnda Bileyici diye anlan zel retmenlik mesleine atlm.
Bir sr kr ba bilemi. Bunlarn dikkate deer ynleri uymu ki babalar eer sz
geer kiilerse Mr. Pockete daha iyi bir i bulacaklarna sz veriyor, ama baklar
Bileyiciden ayrld zaman bu szlerini unutuyorlarm. Sonunda Mr. Pocket bu verimsiz
iten usanarak Londraya gelmi. Burada, besledii daha parlak umutlar birer birer
sndke gene eski mesleine dnm. Okumaya frsat bulamayan ya da frsat bulup da
savsaklayan kiilere okutmanlk yapm, birok kiiyi zel durumlar iin hazrlayp
yetitirmi, yazarlar iin gereken bilgileri toplam, onlarn yazlarn dzeltmi. ok az
olan zel gelirini bu gibi ilerden edindii kazanlarla besleyerek evini geindirip
gidiyormu.
Pocketlerin dalkavuk bir komular vard; herkese hak veren, herkese kr dualar
eden, duruma gre her frsatta glen ya da alayan dul bir hanm. Ad Mrs. Colier olan bu
hanma daha o ilk gn yemee inerken kolumu verme onuru bana dt. Dul hanm bana,
Mr. Pocketin evine pansiyon renci almak zorunda kalmasnn sevgili Mrs. Pocketi pek
sarstn anlatt. Tanmamzn zerinden daha be dakika bile gememi olmakla birlikte
Mrs. Colier bir gven ve sevgi cokusu iinde bu szlerinin, meclisten dar olduunu
bildirdi. Eve gelen rencilerin hepsi benim gibi olsaym Mrs. Pocket oturup kredermi.
Ne var ki, sevgili Mrs. Pocketimiz zaten hayatta hsrana uram bir kadn olarak...
geri Mr. Pocketi bundan sorumlu tutmuyorsam da... sevgili Mrs. Pocketimizin lkse,
kibarla olan gereksinimi yle byktr ki...
Ben Mrs. Colierin alayacandan korkarak hemen susturmak iin, Evet, yle
efendim, dedim.
Yaradlyla da, huylaryla da, yle bir salon kadndr ki!..
Ben gene onun alamaya balamasn nlemek amacyla, Elbette efendim, dedim.
Mr. Pocketin zamann, kendini tmyle karsna adayamay gerekten ac.
imden, Bakkalla kasap mallarn Mrs. Pockete adamasalar sanrm daha ac olurdu,
diye geirdimse de bir ey demedim. Zaten utangalm yenmek, toplum kurallarn
aklmda tutmak iin harcadm aba bana yetiyordu.
Bir yandan nmdeki atal, bak, kak, bardak ve buna benzer ldrc aralarla
cebelleirken, te yandan Mrs. Pocket ile Drummle arasndaki konumalardan anlyordum
ki kk ad Bentley olan Drummle bir Baronetin ikinci dereceden mirass oluyormu. Bu
arada Mrs. Pocketin bahede okuduu kitabnn unvanlar stne yazlm olduunu da
anlamtm. Nasip olsa da dedesine Baronetlik unvan verilseymi, bu kitaba hangi tarihte
geecekmi, onu gn gnne biliyordu. Drummle pek konumuyordu (somurtuk, ters bir
insan gibi geldi bana), ama azn at zaman kendini bizlerden ayr, sekin tuttuunu,
Mrs. Pocketi de kendine eit saydn aka sezdiriyordu. Konumann bu blmne
onlarn ikisiyle yac komu Mrs. Colierden bakas katlmad. Herbertin ok skldn
anlayabiliyordum. Gene de konu hi kapanmayacak gibiydi ki uak ieri girerek ev ileriyle
ilgili bir felaket haberi verdi.
Ksacas, aba et kzartmasn kaybetmi, bulamyormu.
Bunu duyunca Mr. Pocketin son derece tuhaf bir ey yaptn grdm. lk grm
olduundan yle atm ki neredeyse dilimi yutuyordum. Ama tekiler hi aldr
etmediler; zaten Mr. Pocketin bu yaptna yaknda onlar gibi ben de alacaktm.
Adamcaz, delirmemek iin olmal, iki elini birden o karmakark salarna daldrd;
kendini, salarnn kknden tutup havaya kaldrmak istercesine, olaanst bir aba
gsterdi. Ama kendi kendini yerinden bile kprdatamaynca, sessiz sedasz yemesini
srdrd.
Derken Mrs. Colier konuyu deitirerek beni pohpohlamaya balad. nce birka
dakika houma gitti bu, gelgelelim kadn yle arya kayordu ki sonunda sinirime
dokunmaya balad. Geldiim yerleri, ailemi, dostlarm candan merak ediyormu
numaras yaparken dibime ylan gibi bir sokuluu vard ki dilinin atall olmayna
ayordunuz. Arada bir (onunla pek az konuan) Startopa ve (daha bile az konuan)
Drummlea doru bir atlmda bulunuyordu. Bu kadnn yan banda oturmadklar iin
onlara imrenmeye balamtm.
Yemekten sonra ocuklar getirip benimle tantrdlar. Mrs. Colier onlarn azlar,
burunlar, gzleri, bacaklar konusunda vg szleri sralayp duruyordu. ok yerinde bir
terbiye yntemi olsa gerekti bu. Drt kz, iki olan ocuu vard, bir de hem kza, hem
olana benzeyen bebecik. Yolda olannn ise ne olacan ancak Tanr bilebilirdi. Flopson
ile Millersin ocuklar ieri getirmelerini grseniz onlar askerlik iin ocuk devirmekle
grevlendirilmi, toparlayabildiklerini de alp getirmi iki avu filan sanrdnz.
Mrs. Pocket ise kr talihin soyluluktan yoksun brakt bu kklere, onlar daha nce
de denetlediini yle bir anmsyormu, gene de neyin nesi olduklarn, burada ne
aradklarn pek kartamyormuasna bakt.
Flopson, Bir dakika hanmcm, atalnz bana verin de bebei aln, dedi. Yok, yle
tutmayn, yoksa kafas masann altna arpar.
Mrs. Pocket bu de kulak asarak bebei br yandan tuttu, kafasn masann stne
arpt. yle bir darbe oldu ki bunu hepimiz duyduk.
Ay, ay, en iyisi gene bana verin siz onu, hanmcm, dedi Flopson. Miss Jane, hadi
gel, bebeciin nnde biraz dans et, hadi canm, nolur?
Kzlardan biri, bacak kadar bir ey olmasna karn tekilerin ablaln bu kk yatan
stlenmeye balad anlalan bir ocuk, ortaya karak bebein nnde ne arkaya biraz
dans etti. Sonunda bebek alamaktan vazgeip glck verdi. Btn ocuklar gldler o
zaman. (Bu arada kendini salarndan havaya kaldrmaya iki kez yeltenmi olan) Mr.
Pocket de gld. Hepimiz gldk, neemiz yerine geldi.
Flopson, bebei, Hollanda ii oyuncak bebekler gibi kollaryla bacaklarn bkerek
annesinin kucana oturtmay becerdi; oynasn diye de eline fndkkran verdi. Mrs.
Pockete, Dikkat edin, bebein gzlerine girmesin, diye uyarda bulundu. Ayn uyary
olduka sert bir sesle Miss Janee de yineledi.
Bundan sonra iki dad dar ktlar. Merdivende, bize yemekte hizmet etmi olan ve
dmelerinin yarsn kumarda yitirmi gibi grnen akrkeyif garsonla karlatlar;
aralarnda hzl bir itiip kakma geti.
Mrs. Pocketin, bir yandan ekerli araba batrlm portakal dilimlerini yerken, bir
yandan Drummle ile Baronetlik konusunda tartmaya dalm, kucandaki bebeyi de
tmyle unutmu olduunu grdke kaygdan iim iimi yiyordu; nk bebek
fndkkranla insann kann donduran oyunlar oynamaktayd. Neyse ki sonunda bebeciin
taze beyninin byk bir tehlike altnda olduunu Jane grd, usulca yerinden kalkp geldi;
ufak tefek oyalamacalarla tehlikeli silah bebein elinden ald.
Tam bu srada portakaln bitirmi olan Mrs. Pocket, Janein bu yaptn hi ho
grmeyerek, Seni yaramaz! dedi. Nasl yaparsn bunu? Hemen git yerine otur bakiim!
Kk kz yarm yamalak konuarak, Ama anneciim, diye szland. Bebeciin gz
kacakt.
Annesi, Hl konuuyor! diye onu paylad. Hemen git yerine otur, dedim.
Mrs. Pocket yle ezici bir gurur ve sertlikle konumutu ki, kendim bir su ilemiim
gibi elim ayam titremiti.
Masann br ucundan Mr. Pocket, Sevgili Belinda, neden byle mantksz
davranyorsun? diye karsna kar kt. Jane bebeciin iyilii iin araya girdi.
Kimse araya girip benim iime karamaz, dedi Mrs. Pocket. Sana ok atm
dorusu, Matthew; iime karlmasna izin verip beni kk drmelerine gz
yumuyorsun.
Mr. Pocket ac bir aresizlikle, Gzel Tanrm! diye patlad. Demek kck bebeler
fndkkranla oynarken lp gidecekler, ama onlar kimse kurtaramayacak.
Mrs. Pocket kk suludan yana hmla tepeden bakarak, Jane benim iime
karamaz, dedi. zin veremem buna. Ben ki yle bir dedenin torunuyum, aile onuruna
toz konduramam. Jane de kim oluyormu?
Mr. Pocket ellerini gene sa diplerine daldrd; hem bu kez kendini oturduu yerden
birka santim yukar kaldrmay da baard.
nsanlara deil de yere, ge doru seslenerek, Duyuyorsunuz ya? diye bard.
Masum bebecikler fndkkranla oynarken lecekler; dedelerinin mevkileri uruna kimse
sesini karmayacak!
Sonra Mr. Pocket gene yerine indi, sustu.
Bunlar olup biterken biz hepimiz utanm, gzlerimizi masa rtsne dikmitik. Bir
sessizlik oldu. Bu arada drst, atlgan bebecik durup durup ku sesi gibi gurultular
kararak Janee doru uzanyordu. Bu evde, hizmetiler dnda tek tand insann Jane
olduu belliydi.
Mrs. Pocket, Mr. Drummle, kuzum ngra alp Flopsonu arr msnz? Jane, seni
sz dinlemez, asi kz, hemen gidip yatacaksn. Bebeim, sen de anneciinle gel bakalm!
dedi.
Tepeden trnaa drst olan bebek bu neriye var gcyle kar kt. Annesinin
kucanda ters yana doru yay gibi yle bir gerilip kvrld; bizler onun yznn yerine
rg patikleriyle tombul, gamzeli dizlerini grdk; sonra yavru, bayraklar sonuna dek
am durumda odadan dar karld. Sonunda dediini kabul ettirdi de, nk birka
dakika sonra pencereden dar baktm zaman bebei kk Janein kucanda grdm.
Bu arada br be ocuk sofra banda kalmlard, nk Flopsonun zel ii km,
baka hi kimse de onlarn sorumluluunu stne almamt. Bylece ocuklarla
babalarnn arasndaki ilikiyi izleme frsatn buldum. Bunu yle zetleyebilirim: Mr.
Pocket, dank salar daha da dalm, yzndeki akn ifade daha da derinlemi
olarak birka dakika szd ocuklar. Onlarn nasl olup da bu evde kaldklarn, yiyip
itiklerini, doann, kura ekerken onlar neden baka bir eve drmediini merak eder
gibiydi. Derken, babalar deil de onlar denetlemeye gelen bir grevliymiesine ilgisiz
bir tutumla sorular yneltti ocuklara. Neden kk Joenun yakasndaki frfr delik
deikmi? Flopson frsat bulunca dikiverecek, baba. Peki ya kk Fannynin parmanda
neden dolama km? Millers unutmazsa macun yapp srecek, baba.
Sonra Mr. Pocketin babalk sevecenlii ar bast. ocuklara yarmar ilin datarak
kp oynamalarn syledi. ocuklar dar karken Mr. Pocket kendi kendini
sandalyesinden kaldrmak iin grlmedik bir aba harcadysa da sonunda bu umutsuz
giriimden cayp yerine yerleti.
Akamzeri rmakta krek ekip gezindik. Drummle n da Startopun da zel sandallar
vard. Bunu grnce ben de zel bir sandal satn alarak ikisini de snk drmeye karar
verdim. ou ky ocuklar gibi ben de bu tr sporlarn birounda ustaydm. Gelgelelim
Thames Nehrinde ya da buna benzer sularda krek ekecek zariflikten yoksun olduumu
grnce bizim iskeleye yanaan, krek ekmede dl alm olan bir kayky hemen
kendime retmen olarak tuttum. Bana yeni arkadalarmn tantrm olduu bu uzman,
kollarmn demirci koluna benzediini syleyerek elimi ayama dolatrd. Bu vgsnn,
neredeyse bir renciye mal olacan bileydi, dilini tutard sanyorum.
Gece eve dndmzde tepsi iinde hafif bir yemek bizleri bekliyordu. Biz de neeyle
bunun tadn karmaya hazrlanyorduk. Ne var ki tam o srada evin iinde bir tatszlk
kt. Mr. Pocketin de neesi yerindeydi. Derken hizmetilerden biri ieri girerek. Kusura
bakmazsanz sizinle grmek istiyorum, efendim, dedi.
Mrs. Pocket bunu da bir onur sorunu yaparak, Efendinizle mi grmek istiyorsun?
diye fkeyle sordu. O da ne demek? Git Flopsonla konu. Ya da gelir benimle
grrsn, ama bir baka zaman...
Orta hizmetisi, zr dilerim, hanmcm ama imdi grmek istiyorum, hem de
beyefendiyle grmek istiyorum, dedi.
Bunun zerine Mr. Pocket odadan dar kt, biz de o dnnceye dek ene aldk.
Biraz sonra Mr. Pocket, zgn, umarsz bir durumda dnp gelerek, Parmam azmda
kald, Belinda! dedi. Aba imi imi, mutfan orta yerinde szp kalm. Dolapta da
koca bir topak taze tereya var; satmak iin hazrlamlar!
Mrs. Pocket o saat kplere binerek, O pis Sophiann bann altndan kmadr bu
iler! dedi.
Ne demek istiyorsun, Belinda?
Bunlar sana syleyen Sophia deil mi? Demincecik u odaya gelip de seninle
grmek istediini kendi gzlerimle grdm, kulaklarmla duydum ya!
Ben de aa indim, hem szm yatan kadn hem de tereya knn kendi gzmle
grdm ya!
Matthew, demek ortal kartrd diye bu kzdan yana kyorsun ha?
Mr. Pocketin dudaklarndan ac bir inilti dkld.
Mrs. Pocket, Ben, o dedenin torunu, bu evde hi mi saylmayacam yani? diye
haykrd. Benim bildiime gre aba ok saygl, ok iyi bir kadndr. Daha ie ilk
girdii gn, iine domu gibi, benim des olmak iin yaratlm bir hanmefendi
olduumu sylemiti.
Mr. Pocketin yannda bir koltuk vard. Kendisi imdi len Galyal 12 heykelini andrr bir
ylla kendini buraya brakverdi. Ben sonunda oradan ayrlp yatmaya gitmenin daha
yakk alacan dnerek iyi geceler dileyince Mr. Pocket de duruunu hi bozmadan,
yi geceler dilerim, Mr. Pip, dedi.
12. (t.) Galata Morente. M 230-220 aras Pergamon kral Attalos tarafndan Galatlara kar kazand zaferi kutlamak iin
yaptrld dnlen heykelin Roma dneminde yaplan mermerden kopyasna verilen isim. (Y.N.)
24
ki- gn iinde yeni odama iyice yerletim. Bu arada birka kez Londraya gidip
gelerek yaptm alverilerle eksiklerimi gidermitim. Bunun zerine Mr. Pocket beni
karsna ald; uzun uzun grtk. Gelecekte ne olacam konusunda Mr. Pocket benim
bildiimden daha ok ey biliyordu. Anlattna gre Mr. Jaggers ona benim belirli bir
meslee atlmayacam, varlkl kiilerin arasna aksamadan karabilecek duruma
gelmemin yeterli eitim saylacan bildirmi. Baka bir isteim olmadna gre, bu
tasarya elbetteki raz oldum.
Mr. Pocket bana, kibarlk konusunda pek az olan noksanlarm gidermek amacyla
Londradaki kimi yerlere girip kmam tledi. almalarm da batan sona kendisi
ynetmek istiyordu. Akll birka retmenin de yardmn salayabilirsek hi
tkezlemeden ilerleyeceimi, ok gemeden yalnzca kendisinin yol gstermesiyle
yetinecek duruma ykselebileceimi ileri sryordu. Bu ve buna benzer birok
konumamzda Mr. Pocket aramzda bir yaknlk kurmay rahatlkla baard. unu hemen
belirteyim: Bana verdii szleri tutma konusunda yle titiz, namuslu, drst davrand ki
beni de grevlerimi titizlik ve drstlkle yerine getirmeye zorlad. Batan savma bir hoca
olsayd ben de hi kukusuz ona onun tutumuyla karlk verirdim. Gelgelelim o, byle bir
kaamak frsat vermedi benim elime. Bylece ikimiz de birbirimizin deerini bildik,
birbirimizin hakkn verdik. Mr. Pocketin benimle olan renci-retmen ilikisinde de
hibir zaman alaya alnabilecek, gln bir yn bulmadm. Ciddilik, drstlk, iyilikten
baka hibir yn bulmadm bu konuda.
Bylece kararlarmz aldk, ben de artk dzenli olarak almaya baladm. Bir sre
sonra, Barnards Inn deki odam brakmazsam yaantma daha bir renk, deiiklik
katabileceimi dndm. Herbertle birlikte olmann da, etiket kurallarn daha iyi
renmem ynnden yararn grdm.
Mr. Pocket, bu tasarma kar kmamakla birlikte, bu ynde herhangi bir adm
atmadan nce vasime danmam gerektiini nemle belirtti. Ben de hemen Little Britaine
giderek isteimi Mr. Jaggersa bildirdim.
Benim iin kiralanan eyann yan sra birka ey daha alabilirsem bana yeter.
Jaggers, Oldu! diye ksaca gld. Pocket Junior ile iyi anlaacanz sylemitim
zaten. Ka para istersin?
Bilmediimi syledim.
Hadi hadi, dedi Mr. Jaggers. Elli sterlin yeter mi?
Yok canm, o ok.
yleyse be sterlin.
ylesine byk bir dt ki bu, ben biraz bozularak, Yok, bein stnde, dedim.
Jaggers, stnde ha? dedi. Bana pusu kurmu bekliyordu; elleri cebinde, ban bir
yana emi, baklar arkamdaki duvarda. Ne kadar stnde?
Duraksayarak, Kesin bir ey sylemek yle zor ki, dedim.
Jaggers, Hadi, uzatmayalm artk, dedi. Bein iki kat yeter mi? Bein kat yeter
mi? Bein drt kat yeter mi?
Bunun yeterli olacan syledim.
Jaggers kalarn atarak, Bein drt kat sana yetecek, yle mi? diye sordu. Peki
ka karyorsun sen bundan?
Anlamadm.
Canm, ka para edecek bu?
Sanrm bana yirmi sterlin vereceksiniz, diye glmsedim.
Benim sana ka para vereceim nemli deil, dostum, diye bana kar kan bir
bilgilikle ban yle bir arkaya att. Sen bana ka para istediini syle.
Yirmi sterlin elbette.
Jaggers yazhane kapsn aarak, Wemmick, diye seslendi. Mr. Pipten imzal senet
al, sonra kendisine yirmi sterlin de.
Bu deiik, belirgin alma biimi benim zerimde de bambaka, belirgin bir etki
brakmt. Ne var ki bunun tmyle houma giden bir etki olduunu syleyemem.
Mr. Jaggers hemen hemen hi glmyordu. Ayanda yksek, kaln, cilal, gcr gcr
ten izmeler vard. Jaggers da alnn, kalarn bititirecek biimde krtrp o kocaman
kafasn yana eerek bir sorunun yantn beklerken bu izmelerin zerinde yaylanyor,
kimi zaman da izmeleri yle bir gcrdatyordu ki onlarn alayla, kukuyla gldklerini
sanrdnz.
Mr. Jaggers benim iimi hallettikten sonra darya kt. Wemmick ise neeli,
konukand. Mr. Jaggersn davranlarna hibir anlam veremediimi ona syledim.
Wemmick, Bunu kendisine syleyin, vg sayar, dedi. Davranlarndan ne anlam
karacanz bilmeyin istiyor. Sonra benim aknlm grnce, Yoo, stnze
alnmayn, kiisel yn yok bunun, dedi. Meslei yznden byledir; salt bir meslek
sorunu bu.
Wemmick yaz masasnn banda le yemei yemekteydi. Daha dorusu kupkuru,
sert bir biskviyi tyordu. Arada krntlar toplayp o ince geni azna atnda, posta
kutusuna mektup atar gibi bir ey vard.
Sanki, adam avlamak iin tuzak kurmutur, onu gzetlemektedir, gibi gelir bana,
diye ekledi. Birden bire bakmsn, at... yakalanmsn!
nsanlara tuzak kurmann hi de gzel bir ey olmadn belirtmeyerek yalnzca,
Sanrm ok usta olsa gerek bu ite? diye sordum.
Deryalar gibi derindir, dedi Wemmick. nsan deil, Avustralya sanki, diyerek
elindeki kalemle odann tabann iaret etti; Avustralyann yer yuvarlann dibinde
olduunu anlatmak istiyordu. Kalemini gene masann stndeki kda doru kaldrarak,
Bundan daha derin bir ey varsa o da benim patrondur, diye ekledi.
Bunun zerine, leri tkrnda olsa gerek, dedim.
Hem de tkr tkr, dedi Wemmick.
Bu kez yannda ok insan altrp altrmadn sordum. Buna Wemmick, Yok,
saysn az tutar altrdklarnn, dedi. nk Londrada bir tek Jaggers vardr; buraya
gelenler onun kendisini isterler, suyunun suyunu deil. Topu topu drt kiiyiz, burada.
Grmek ister misiniz! Naslsa siz yabanc saylmazsnz.
Peki, dedim bu neriye. Mr. Wemmick biskvisinin hepsini yzndeki o posta
kutusunun yarndan ieri atp bana bir kasadan kard nakit paray dedikten sonra
(kasann anahtarn srtndan aa sarktmt; demirden bir sa rgs gibi ekip ald
yakasnn iinden) st kata ktk.
Yap karanlk, bakmszd. Mr. Jaggersn odasnda izlerini brakan yal omuzlarn
yllardr merdivenden aa inip kmakta olduklar anlalyordu. Bir st katn n
odasnda, mrn meyhane iletmekle fare avlamak arasnda geirirmi gibi grnen bir
yazman, stleri balar dklen -drt adamla derin bir konumaya dalmt. Bu adamlar
ok hor grd belliydi. Ne var ki Mr. Jaggersn kasasna para getiren herkesi hor grp
hrpalamak bu iyerinin yntemiydi sanki.
Odadan karken Wemmick, Ar Ceza iin kant hazrlyorlar, dedi.
Bunun zerindeki odada, teriyer tr kpeklere benzeyen (gzlerinin iine giren
peremleri kklnden bu yana krplmam olsa gerekti), tombul, hmbl, sarkk sal
bir yazman da sulugzl bir adam azarlamaktayd. Mr. Wemmick sulugzl adamn bir
maden tasfiyehanesi ilettiini, eritme kazannn her zaman fokur fokur kaynadn,
istediim herhangi bir eyi dakikada eritebileceini anlatt. Bu adam kendi zanaatn kendi
stnde deniyormu gibi terden srlsklam kesilmi, sararp solmutu.
Arkadaki bir odada, dii ard iin kafasna kirli mendil balam, yksek omuzlu bir
adam br yazmanlarn notlarn Mr. Jaggers iin temize ekmekteydi. inin stne iki
bklm eilen bu adamn srtndaki eski psk, kara giysilerin balmumuyla dikletirilmi
gibi bir grnm vard.
Kadronun tm buydu. Aaya indiimizde Wemmick beni vasimin odasna gtrerek,
Burasn zaten biliyorsunuz, dedi.
Gzm gene o eri burunlu, iren srtl iki pis maskeye taklmt.
Kuzum. Bunlar kimin maskesi? diye sordum.
Wemmick, Bunlar m? diye sorarak bir sandalyenin stne kt, tozlarn fleyip
temizledikten sonra rktc kafalar aa indirdi. ok nldr bunlar. Koltuklarmz
kabartan iki nl mvekkil. Bakn u... vay, kftehor, geceleyin raftan inip mrekkeple mi
oynadn da kan byle mrekkep lekesi olmu ha?.. te u herif ustasn haklam. Sorgu
yarglna bile getirmediklerine gre ii iyi tasarlam olsa gerek, deil mi?
Ben canavarn maskesinden hafife irkilerek, Kendisine benziyor mu bari? diye
sordum.
Wemmick kol yenini tkrkle slatp maskenin yzn silerek, Benzemek mi? dedi.
Kendi maskesi, yahu. Newgate Zindannda, daraacndan indirilir indirilmez alnm...
Beni pek bir severdi bu; Koca Tilki seni, severdin ha, deil mi? Sonra stnde
salkmstle alayan kadn bulunan brou elleyerek sevecenlik dolu bir sesle, Benim
iin, zel olarak yaptrmt bunu, diye ekledi.
Alayan hanm da gerek birisi mi? diye sordum.
Yok, dedi Wemmick. Koca Tilkinin akas ite... aka yapmay pek severdin, ha,
seni koca kftehor... Hayr, onun davasnda hanm manm yoktu, Mr. Pip. Bir kadn vard
geri, kyda kede, gelgelelim byle dal gibi ince deildi. Sonra dnp adamcazn
mezarndaki ayakl vazoya bakmazd bile... inde iecek bir eyler olmad srece...
imdi dikkati dalm olan Wemmick maskeyi elinden brakarak kendi brounu
parlatmaya koyuldu.
teki yaratk da m ayn sonuca urad? diye sordum. Yzlerindeki ifade birbirlerine
benziyor da.
yi bildiniz; hepsi de tam buna benzerler ite. Burun deliine ufak bir at klyla bir de
balk oltas taklm gibi... Evet, bunun bana da ayn ey geldi; baka trl de olamazd,
inann bana. Dzmece vasiyetler hazrlard... Vasiyet sahiplerinin sonsuz uykuya
dalmalarnda yardmc olduu da sanlyordu. Wemmick gene maskeyle konumaya
balayarak, Seni gren de kibar beyefendi sanrd ha! dedi. Yunanca okuyup yazmasn
bilirim, derdin. Ne bilirmisin ya... Yazdklarn bankalarn, sahte diye geri evirdikleri
trdendi, gerekten de. Sen ne yalancydn sen! mrmde senin gibi yalancsn
grmedim, inan! Wemmick lm dostunu gene rafa kaldrmadan nce parmandaki yas
yzklerinin en byyle oynayarak, Bana bunu aldrmak iin arya adam yolladnd,
diye iini ekti. damdan hemen bir gn ncesi.
Bu maskeyi de yerine yerletirip sandalyeden aa inerken onun stnde tad
btn taklarn bu tr kaynaklardan edinilme olduunu tahmin ettim. Kendisi bu konuda
hibir ekingenlik gstermemi olduundan ben de ona bunlara ilikin birka soru sormay
gze aldm. Wemmick karmda durmu ellerinin tozlarn temizlerken, Elbette, diye
sorumu yantlad. Hepsi de o trl armaanlardr. Biri brn ekiyor, anlyorsunuz ya.
Byledir ya, byledir bu iler, para gibi. Ben de verilenleri hi geri evirmez, alrm. lgi
ekici, deiik eylerdir. stne stlk deerli eyalardr. Deerleri pek yksek
olmayabilir, ama gene de tanabilir mlk saylrlar ya... Sizin geleceiniz parlak
olduundan stnde durmayabilirsiniz, gelgelelim benim yaantma yn veren Kutupyldz
hep bu ilke olmutur: Tanabilir mlk edineceksin...
Bu yldzn amazlna olan saygmla inancm belirttikten sonra Wemmick bir
arkada candanlyla, Gnlerden bir gn yapacak daha ilgin bir iiniz kmaz da
Walworthe, beni grmeye gelirseniz sevinirim, dedi. Geceleyin de kalabilirsiniz. Onur
sayarm bunu. Gstermelik pek bir eyim yoksa da elimdeki iki- tane deiik paray
grmek hounuza gidecektir sanrm. Bahemle kk yazlk evimi de pek severim
dorusu.
Onun bu konukseverliine sevindim; arsn kvanla kabul ettim.
Sa olasnz, dedi. yleyse zamannzn uygun olduu bir akam sizi bekliyorum. Mr.
Jaggers yemee ard m sizi?
Daha armad.
arr, dedi Wemmick. arap sunar insana, hem de iyi arap. Bense pun sunarm.
Sunduum pun da ktdr diyemem. Neyse, imdi bir ey syleyeyim size. Mr. Jaggersn
evine yemee gittiinizde khya kadna alc gzyle bakn.
ok mu olaanst bir kadn greceim?
Evcillemi bir yrtc hayvan greceksiniz, dedi Wemmick. Biliyorum, pek de
olaanst bir ey deil, diyeceksiniz. Ben de derim ki bu, hayvann evcillemeden nceki
yrtclna baldr; evcilleme orantsna baldr. Grdnz ey Mr. Jaggersn
kudretiyle yeteneini gznzden drmeyecektir. Dikkatle bakn.
Bu n bilginin iimde uyandrd tm dikkat ve ilgiyle, Bakarm, dedim.
Oradan ayrlacam srada Wemmick bana be dakikam ayrarak Mr. Jaggers, i
banda grmek isteyip istemediimi sordu.
Birok nedenden tr, Peki, dedim ki bu nedenlerden belki de en nemlisi Mr.
Jaggers hangi eylem banda bulacam bilmeyiimdi. Kentin gbeine balklamasna
dalarak kendimizi kalabalk bir polis mahkemesinde bulduk. Burada, sank sandalyesinde,
ssl tak brolarn seven dostumuzun bir meslekta oturmu, kaygl bir tavrla gevi
getirip duruyordu. Vasim ise kadncazn birini (kendi tan myd, yoksa baka birinin
tan myd, bilemeyeceim) sorgudan geirmekteydi. Kadn, yargc, ksacas
mahkemedeki herkesi tir tir titrettii belliydi. Hangi rtbe ve sfatla olursa olsun, herhangi
birisi beenmedii bir laf etmeye kalksa vasim hemen bunun zapta gemesini istiyordu.
Gerei aklamayan birisi karsa Jaggers, Ben seni konuturmasn bilirim, diyordu.
Gerei itiraf edenlere ise, te imdi elimdesin! diye baryordu.
Parman kemirmesiyle yarglarn yreine dehet salyordu. Hrszlar da polisler de
onun dudaklarndan dklecek szleri yrekleri azlarna gelmi, kendilerinden gemi
olarak dinliyor, o al gibi kalarn tek bir kl kendilerinden yana dnd zaman dizlerinin
ba zlyordu.
Hangi yandand? karamadm. Drt bir yan kasp kavurur gibi bir tutumu vard nk.
Ayaklarmn ucuna basarak oradan svrken onun yargtan yana olmadn
karabilmitim yalnzca. nk vasim onun ngiliz yasa ve adaletinin temsilcisi sfatyla
taknd tutumu yerden yere arparken, zavall yal yargcn masann altnda kalan dizleri
tir tir titriyordu.
25
Bentley Drummle ylesine ters yaratn biriydi ki, yeni bir kitaba bile, yazardan
ktlk grm gibi bir tutumla balard. Yeni bir dostlua daha bir gler yzle
balayacan elbette umamazdk. Yaps, hareketleri, kafasnn ileyii ynnden hantal
olduu gibi, donuk renkli yznn ablakl, aznn iinde zor dnerek yuvarlanan diliyle
de hantald. Kendi de dili gibi peltek, ortalkta yar oturup yar yatarcasna bir uyuuklukla
dolanp dururdu. Ksacas tembel, kibirli, cimri, iine kapank, herkese kar gvensiz bir
kiiydi. Drummle, Somersetshirede, varlkl bir ailenin oluydu. Evindekiler bu yarat
yllarca barndrdktan sonra bir gn, erginlik yana geldiini, gene de hl kaz kafalnn
biri olduunu kefetmilerdi. Bylece Drummle, Mr. Pockete yollanmt. Geldiinde
hocasndan bir boy daha byk, ou rencilerden de birka kat daha kaln kafalyd.
Startopa gelince, iradesiz bir kadn olan annesince adamakll martlm, okula
gidecei ada evde alkonmutu. Gene de annesine ok dknd, neredeyse
tapnyordu ona. Yznn izgilerinde de bir kadn incelii vard. Herbert, Annesini
tanmyorsun, gene de ocuun tpk ona benzedii anlalyor, demiti. Ona
Drummledan daha ok yaknlk duymam doal bir eydi. Daha ilk batan, kree
ktmz zamanlarda eve dnerken kayklarmz yan yana ekerek kayktan kaya
konuurduk. Drummle ise tek bana, bizim arkamz sra gelirdi, kydan suya eilen dallar
altndan, sazlarn arasndan. Sular ykselirken hz yapabilecei zamanlarda bile o, derin
sularda rahat edemeyen kukulu bir srngen gibi, sessizce kynn yaknndan syrlp
geerdi. Ne zaman o gnleri ansam, Startop ile benim sandallarmz, gnbatmnn ya da
ayn sulara vuran avkn yararak ilerlerken, Drummlen hep arkamz sra ya da kydan,
karanlklar iinden geldiini grr gibi olurum...
En yakn arkadam, can yoldam Herbertti. Sandalm onunla paylamaya karar
vermitim. Biraz da bu yzden sk sk Hammersmithe geliyordu. Ben de onun dairesini
paylatm iin sk sk Londraya iniyordum. Aklmza estii zaman saate, sraya
bakmakszn kalkp birbirimizi grmeye gidiyorduk. Yrdmz o yolun (imdi eski
gzelliini yitirmi olmakla birlikte) hl gnlmde genliin umut, inan dolu toy
gnlerinden kalma ayr bir yeri vardr.
Pocketlerin yanna yerleeli bir-iki ay olmutu ki gnlerden bir gn Mr. ve Mrs. Camilla
kageldiler. Camilla, Mr. Pocketin kz kardei oluyordu. Onlarla birlikte Miss Havishamn
ya gnnde grm olduum Georgiana da kageldi. Kendisi bir karde ocuu
oluyordu. Hazmsz katlna din sevgisi, safrasna da sevgi diyen hi evlenmemi bir
kadnd.
Bu kiiler karlarna dokunulan, agzl, cimri kiilerin hncyla bana di biliyorlard.
Bunun doal bir sonucu olarak da, paraya konmu olduumdan tr bana en aalk
biimde dalkavukluk ediyorlard. Mr. Pockete kar takndklar tutumsa, kendi karlarna
akl ermeyen bir koca bebee kar gsterilen, sabrla kark bir kmsemeydi. Miss
Havishamn evindeyken de Matthew Pocketten bu ekilde sz ettiklerini unutmu
deildim. Mrs. Pockete ise tepeden bakyorlard. Gene de zavallcn hayatta hsrana
uram olduunu yadsmyorlard; nk bu dncenin onlarn durumuna da hafife
yansyordu ne de olsa...
te byle bir evre iinde yaamaya baladm, eitim almalarna koyuldum. ok
gemeden pahal zevkler edindim; birka ay nce szn bile telaffuz edemediim
miktardaki paralar harcar olmutum. Ne var ki iyi ya da kt ne yaparsam yapaym,
almalarm hibir zaman savsaklamyordum. Bundan kendime karabileceim tek
vnme pay, kendi eksiklerimi grebilecek kadar gzmn ak olmasdr. Mr. Pocket bir
yandan, Herbert br yandan, abucak yonttular beni. Birinden biri her zaman dirseimin
dibinde, bana istediim yn vermek, yolumdaki engelleri kaldrmak iin ellerinden geleni
yapyorlard. Bu durumda yerimde saymam iin en azndan Drummle kadar hdk olmam
gerekirdi.
Ka haftadr Wemmicki grmyordum. Ona mektup yazarak bir gn kararlatrp
evlerine gitmek istediimi bildirdim; o da nerime ok sevindiini, saat altda beni
yazhanede bekleyeceini bildiren bir mektup yazd. Gittiimde onu orada buldum. Saat
alty vururken o da kasann anahtarn srtndan aa sarktmaktayd. Beni grnce,
Walworthe yryerek gitmeyi dndnz m? diye sordu.
Elbette, dedim. Siz isterseniz.
Hem de ok isterim. Ayaklarm sabahtan beri masann altndan kmad; biraz
kprdatmak sanrm iyi gelir. imdi, yemee ne hazrladm, size anlataym, Mr. Pip. Evde
yaplm olan sr eti yahnisiyle mezeciden aldm kzarm tavuk var. Etinin yumuak
olduunu sanyorum, nk dkkn sahibi geen gn bizim bir davada jri yesiydi, ok
insafl davrandk ona. Pilici alrken bunu birazck bana kaktm dorusu. yle en
iyisinden bir tane seiver, dostum Briton, nk sizi birka gn daha jri blmesinde
alkoymay canmz isteseydi yapabilirdik, dedim. O da buna karlk, zin verirseniz size
dkknmzdaki en iyi pilici armaan edeyim, dedi. zin vermez olur muyum hi? Ne
olursa olsun maldr, hem de tanabilir trnden! Sofrada yal birinin bulunmas neenizi
karmaz ya, umarm?
Dorusu nce onun piliten sz ettiini sandm, ama sonra Wemmick, Bizim pederle
birlikte oturuyorum da, diye ekledi.
O zaman terbiyenin gerektirdii yant verdim.
Yryerek yola koyulduumuz da Wemmick, Demek daha Mr. Jaggersa yemee
gitmediniz? diye sordu.
Yok, armad daha.
Sizin geleceinizi duyunca bugn o da yle dedi. Yarn ondan bir ar alacanz
sanyorum. Arkadalarnz da aracak. kiiler, deil mi?
Geri Drummle arkada yerine koymuyordum, gene de, Evet, diye karlk verdim.
Sizin etenin hepsini aracak, ite. ete szn pek vn verici bulmamtm,
gene de sesimi karmadm. Wemmick, Sofraya ne yemek karacak bilemem, ama en
iyisinden karacana gvenebilirsiniz. Deiiklik beklemeyin, ama kusursuz
bulacanzdan da kukunuz olmasn. Sanki geen hafta hakknda konutuumuz khya
kadndan bahsettiini sanacam dnerek Wemmick biraz duralad. Bizim patronun
evinde tuhaf bir ey daha vardr, dedi. Geceleyin kaplarla pencerelerin kapatlmasna
izin vermez.
Peki hi hrsz girmez mi evine?
in pf noktas da bu ya. Kendisi dnya leme ilan etmitir. Evimi soyacak adam
varsa hodri meydan, gelsin boyunu greyim, der durur. Tanr sizi inandrsn, bize
bavuran ka kasa hrszna yalvarrken duymuumdur onu; belki yz kez duymuumdur.
Evimi biliyorsun, kapm pencerem de hep ak durur, der hrsza. Neden gelip bir i
evirmezsin benim orda? Hadi hadi, bir gece eytana uy da gel, diye yalvarr. Ama bu ii,
ne para iin ne de baka bir ey iin yapacak babayiit daha anasnn karnndan
domamtr.
Demek bylesine korkarlar ondan?
dleri kopar. nann bana, tir tir titrerler. Beri yandan patron da, yle horozlanmasna
bakmayn, tilkinin tekidir ha. Evinde tek para gm bulamazsnz. Hepsi taklittir, en ufak
kana dek...
Demek zavalllarn eline bir ey gemeyecek, dedim. Gze alp oraya...
Ama patronun eline ok ey geer, diyerek Wemmick benim szm kesti.
brkler de bal gibi biliyorlar bunu. Canlarn alr onlarn patron, gzlerinin yana
bakmadan hepsinin cann alr.
Vasimin gerekten byk adam olduunu dnmeye balamtm. Derken Wemmick:
Evde gm bulundurmamasna gelince, bu onun yaradlnn derinliindendir, dedi.
Irmaklar gibi onun da derinlii kendine zgdr. Takt kstee baksanza. O sahicidir
ite.
ok ar bir zincir, dedim.
Ar m dediniz? Hem de nasl! Saati de su iinde yz sterlin deerinde, sahici
altndandr. Biliyor musunuz, Mr. Pip, bu kentte o saatle kstekten haberi olan su iinde
yedi yz hrsz var. Bunlarn hepsi, erkei, kadn, yals, ocuu, o kstein her halkasn
ayr ayr tanrlar. Ama kalbm basarm yanlp elleri dese dalanm gibi hemen yere
atarlar.
nce bu konuda, sonra daha genel konular da laflayarak Mr. Wemmick ile ben, yolda
zamann nasl getiini bilemedik. Sonunda Wemmick bana Walworth semtine gelmi
olduumuzu haber verdi.
Kara toprak yollar, hendekler, kk bahelerle dolu bir yerdi buras, skc, cra bir
grnm vard. Wemmickin evi ilenmi bir bahenin orta yerinde ahap bir yapyd.
Tepesi de, toplarla donanm bir hisar burcuna benzetilmek zere biimlendirilip
boyanmt.
Kendi elimle yaptm, dedi Wemmick. Ne gzel duruyor, deil mi?
Kuleyi vp gklere kardm. Ev ise grdm evlerin belki de en miniiydi. Kilise
penceresi gibi (yars uydurma) tuhaf, gotik pencereleri vard. Kaps da gotik stilindeydi,
ama yle kkt ki ieri zor girebildik, desem yeri var.
u grdnz, gerek bayrak direidir, Mr. Pip. Pazarlar gerek bayrak ekerim.
uraya da bakn. eri girdiim zaman bu kpry kaldrrm, dnya ile olan ilikimi kesmi
olurum.
Kpr dedii iki metre geniliinde, bir metre derinliindeki bir su hendeinin stne
ekilmi bir kalas parasyd. Ama gzel olan, Wemmickin bunu kaldrp yerine takarken
gsterdii gururdu; bu ii i olsun diye deil, tadn kararak yaptn belirten
glmsemesiydi.
Wemmick, Her akam, Greenwich ayaryla saat dokuzda topumuzu patlatrz, diye
ekledi. te urackta. Grdnz m? Patladn duyunca siz de beeneceksiniz
gmbrtsn; nasl zehir zemberek olduunu siz de duyacaksnz.
Ad geen ar apl top, kafesten rlme ayr bir burta durmaktayd. Yamurdan
kardan korunmas iin de zerine emsiye biiminde, irin bir siper uydurulmutu.
Wemmick, Arka bahede de, diye anlatmasn srdrd, kale grntsn
bozmamak iin gzlerden rak bir yerde... nk bu kale grntsn korumak benim
balca ilkemdir, bilmem anlatabiliyor muyum?
ok iyi anlatabildiini syledim.
Evet, ne diyordum, arka bahede bir domuzumuzla birka kmes hayvanmz,
tavanlarmz var. Sonra ben kendi elimle yatak hazrlayp hyar yetitiriyorum bir de.
Nasl hyarlar yetitirebildiimi, yemekte kendiniz greceksiniz, efendim. te byle,
diyerek Wemmick ban sallad. Glmsyordu ama ciddiydi de. Kk yuvamzn bir gn
gelip kuatlmasn dnebilirseniz, a kalmadan uzun sre dayanabileceimizi
anlarsnz.
Sonra Wemmick beni on-on be metre tedeki bir kameriyeye gtrd. Yalnz buraya
giden yol kurnazca kvrmlarla yle bir uzatlmt ki varncaya kadar hayli zaman yrdk.
Bu kuytu kede iki kadehlerimiz bizi bekliyordu. eceimiz pun gl biimindeki bir ss
havuzunda soumaya braklmt. Zaten kameriye de bu szde gln kysnda
kurulmutu. Bu gln biimi yuvarlakt. Ortasna kondurulmu duran ey belki bir adack,
belki de yemekte yiyeceimiz salata tabayd! Wemmick gln iine bir fskiye de
yerletirmiti. Kydaki kk bir deirmeni dndrp de bir borunun azndaki mantar
tkac kardnz zaman fskiye yle bir fkrmaya balyordu ki insann elinin tersi
slanyordu.
Benim sraladm vglere karlk olarak Wemmick, Burann mhendisi, marangozu,
muslukusu, bahvan, ksacas her iin ustas benim, dedi. yi de oluyor, biliyor
musunuz! Newgate yresinin pasn siliyor insann zerinden; Yal Babamz da
sevindiriyor. Sizi onunla hemencecik tantrmam cannz skmaz, deil mi? Bir sakncas
yok ya?
Onunla tanmak iin duyduum gerek sabrszl belirttim. Kaleye girdik. Burada,
ate banda oturan ok yal bir adam bulduk; srtndaki flanel ceketiyle tertemiz,
bakml, neeli, rahat, ta gibi de sar.
Wemmick ona sevgi, aka dolu bir ba sallayyla, Ey, Yal Babamz, dedi. Naslz
bakalm?
Yal adam, yiyim John, ok iyiyim, diye karlk verdi.
Sana Mr. Pipi getirdim, Yal Babamz. Adn duyabilesin isterdim. Mr. Pip, siz de
durmadan ba sallayp gln ona. En sevdii eydir. sterseniz gz krpyormu gibi
banz sallayn.
Ben bam kopacak gibi sallayp durmaya baladm. Yal adam da, Olumun evi ne
gzel, deil mi efendim? diyordu. Tam panayr yerine benziyor. Bence bu gzel yerle
zerindeki iletmelere devlet el koymal; olumun lmnden sonra da halkn elence
yeri olarak kullanlmal buras.
Evimizle sen de vnyorsun, deil mi? Wemmick in o donuk yz imdi gerekten
yumuamt. Ban sallayabildiince sallayarak, Al bakalm, dedi. Boynunu kracak gibi
olan bir ikinci ba sallamasyla, Al, bu da varan iki, diye ekledi. Houna gidiyor, deil
mi? Mr. Pip, eer yorulmadysanz... geri yabanclar iin yorucu olduunu bilirim... gene
de bir kez daha banz sallayverir misiniz? yle sevindiriyor ki onu, bilemezsiniz.
Bam st ste sallayp durdum. Yal adamn neesine diyecek yoktu. O, kmes
hayvanlarn beslemeye davranrken biz de ardan altnda, ikimizin bana getik.
Wemmick bir yandan piposunu tttrrken, bir yandan da, evini bu kusursuzlua
ulatrabilmenin uzun yllar aldn anlatyordu.
Ev kendinizin mi?
kr, hepsi benim, diye Wemmick yantlad. Ucu ucuna satn aldm. Sonunda ite
byle konak yavrusu gibi oldu, Tanrya kr.
Gerekten yle. Mr. Jaggers da beeniyordur, umarm?
mrnde grmedi ki, dedi Wemmick. Varln bile bilmez. Yal Babamz da
grmemitir. Onun varln da bilmez. Yok; i baka, zel yaam baka. e gittiim
zaman Kaleyi arkamda brakyorum. Kaleye geldiim zaman da ii unutuyorum. Bir
sakncas yoksa siz de byle yaparsanz beni sevindirirsiniz. Burasnn iyerinde
konuulmasn istemiyorum.
Bu istein yerine getirilmesinin bir onur sorunu olduunu sezerek ona gre yantm
verdim. Pun pek lezzetli olduundan iip konuarak saat hemen hemen dokuza kadar
orada oturduk.
O zaman Wemmick piposunu elinden brakarak, Top saati geliyor, dedi.
Gene Kaleye girdiimizde ihtiyarn ocak maasn atete kzdrmakta olduunu grdk.
Her gece yinelenen bu byk trene hazrlanmann heyecan gzlerini parlatmt.
Wemmick, elinde saat, ateten kpkrmz kesilen maay ihtiyarn elinden alma saati
gelsin diye beklemekteydi. Saati gelince maay babasnn elinden alarak kt, biraz sonra
da top yle bir patlayla patlad ki o tahta kutuya benzer kk, sama ev, sarsntdan
yklacak sandm; ieride ka tane bardakla kadeh varsa hepsi n n tt.
Bunun zerine ihtiyar (ki koltuunun kollarna smsk yapmam olayd tavana
srard sanyorum) byk bir cokuyla, Patlad, Patlad! Kulamla duydum! diye bard.
Ben de onun karsna geip yle bir bam salladm ki sonunda yzn gremez
olduumu sylersem abarttm sanlmasn.
Topla yemek arasndaki saati Wemmickin ilgi ekici koleksiyonlarna bakarak geirdik.
Koleksiyondaki paralarn ou arlm eylerdi. rnein nl bir yalanc belgenin
yazlmasnda kullanlm olan kalem, sekin birtakm sulularn tra usturalar, birka
perem sa, hkm giydikten sonra kaleme alnm kimi itiraf belgeleri. Wemmick
bunlara, kendi deyimiyle, Her biri batan sona yalandr, efendim, olduklarndan tr
zellikle deer veriyordu.
Bu hatralar ufak porselen ve cam paralarnn arasna serpitirilmi duruyordu; mze
sahibinin kendi yapt olan birok dzgn, ufak ss eyas. htiyarn oyarak yapt pipo
kaklar da sergilenenler arasndayd. Burasnn yalnzca oturma odasyla salon deil, ayn
zamanda mutfak olarak da kullanld engele aslm bir tavayla, ocan stndeki pirin
bir halkadan sallandrlm kzartma ilerinden anlalyordu.
Gndzleri ihtiyara bakan derli toplu, temiz pak bir kzcaz vard. Bu kzn sofray
kurduktan sonra d dnyaya kabilmesi iin kpr indirildi; o da ertesi sabah gene
gelmek zere evine gitti. Yemek kusursuzdu. Geri Kale rk cevizler gibi kuru kf
kokuyordu. Arka avludaki domuz da evden biraz daha uzaa konulsa belki daha iyi olurdu,
ama ben gene de arlanmdan son derece honut kaldm dorusu. Burtaki minicik
yatak odamda ise yaknabileceim tek nokta, bayrak direi ile aramdaki tavann ok ince
olmasndan tr, btn gece direi alnmda dengeliyormuum gibi bir duyguya
kaplmamd.
Wemmick ertesi sabah erken kalkt. Benim pabular silip temizlediini duyarak
utandm. Daha sonra kendini bahvanla verdi. Gotik biimindeki penceremden dar
baktmda onun, szmona ihtiyar altrdn, ban da durup durup byk bir sevgiyle
salladn grdm. Akamki yemeimiz kadar lezzetli bir kahvaltdan sonra saat tam sekiz
buukta Little Britania yoluna koyulduk.
Yolda ilerledike Wemmick giderek kurur, katlar gibiydi. Aznn izgisi de gene bir
posta kutusunun yarna dnyordu. Sonunda iyerine varp da kasann anahtarn
gmlek yakasnn arkasndan ekip kard zaman, Wemmick, Walworthu tamamen
unutmu gibiydi. yle ki oradaki o kale, kpr, gl, kameriye, fskiye, ihtiyar, hepsi
birden, topun son patlayyla havaya uup dalm sanrdnz.
26
Not: Gargery zellikle, ne lemler, diye yazaym diye diretiyor. Siz anlarmsnz; yle
diyor. imdi beyefendi olsanz da onunla greceinizi umuyorum; bundan hi kukum
yok, nk oldum olas iyi yrekliydiniz, o da ok ama ok byk yrekli, altn gibi bir
adam. Yazdklarmn hepsini kendisine okudum, yalnz bundan nceki ufak blm
atladm. Kendisi gene zellikle, ille de, ne lemler, diye yazmam iin tutturdu.
13. Quintus Roscius Gallus (lm M 62), Romal nl komedi oyuncusu. Ad baarl oyunculara verilen onursal bir lakap
durumuna gelmitir. (Y.N.)
28
Uzun deneyimlere dayanan bir inancm aklayaym: Varlkl olduum gnlerde Kuzey
Kutbuna bile gitsem, yle sanyorum ki karma mutlak birisi (ya gebe bir Eskimo ya da
uygar bir beyaz adam) karak bama devlet kuu konduran en eski yardmcmn,
dostumun, akl hocamn Pumblechook olduunu bana bildirirdi!
14. Yunan mitolojisinde Odysseus ile Penelopenin olu. Byd zaman bir gece, kaybolan babasn bulmak iin servenli
bir yolculua kar. Telemakhosun yaad bu servenler Fransz yazar Franois Fnelonun Telemakhosun Bandan
Geenler adl yaptna konu olmutur. (.N.)
15. Quentin Massys, Matsys olarak da anlr. (1465-1530) Flemenkli bir ressamdr. Ressam olmadan nce Antwerpte
demircilik yapt sylenir. (Y.N.)
16. Arife tarif gerekmez anlamna gelen Latince bir deyimin (Verbum satis sapienti) ksaltlm. (.N.)
29
Ertesi sabah erkence kalkarak dar ktm. Bu erken saatte Miss Havishamlara
gidemeyeceime gre, o yndeki krlara karak oyalandm. Bizim ev kar ynde
kalyordu. Joeyu yarn gidip grrdm artk. Velinimetimi ve onun benim iin tasarlad
parlak gelecei dnerek gezindim.
Estellay evlat edinmiti; beni de evlat edinmi gibi bir eydi. Demek ki niyeti bizim
ikimizi bir araya getirmekti. Baka trls olamazd. O ssz evi yeniden canlandrp
karanlk odalarn gn na bomak, durmu saatleri yeniden iletmek, bo, souk
ocaklarda grl grl ateler yakmak, rmcek alarn kaldrp atmak, brt bcei yok
etmek gibi iler iin Miss Havisham beni semiti. Ksacas sylencelerdeki gen
valyelerin yapt parlak ileri baardktan sonra Prensesle evlenmeme karar vermiti.
Demin geerken durup eve bakmtm. sli, kavruk tula duvarlar, rl pencereler,
kaln kasl, yal kollara benzeyen salam dallaryla evin bacalarna bile trmanp sarlm
olan diri yeil sarmaklar bu eve, insann akln elen, yreini arptan gizemli bir hava
veriyordu ki bu gizem dolu yknn kahraman ben olacaktm. Bu yknn esin perisi de,
can damar da Estella idi elbet. Gelgelelim, varlma kar konulmaz bir gle egemen
olmasna, tm dlerimle umutlarm benliinde birletirmesine, ocukluumdan beri
yaantmla kiiliimin zerinde llemeyecek kadar gl tek etken olmasna karn...
evet btn bunlara karn, o sabahn romantiklii iinde bile Estellay olduu gibi
grebiliyor, onu gzmde ssleyip psleyip byltmeye kalkmyordum.
Bunu burada, kesin bir amala sylyorum, nk zavall yazgmn dolak izgileri
arasnda bize yol gsterebilecek olan tek ipucu budur. Grp geirdiklerimden biliyorum
ki, allm k tiplemesi her zaman doru deildir. Benim hakkmdaki plak gerek
udur ki Estellay yetikin bir erkek olarak sevmemin tek nedeni ona kar
koyamamamdr. Daha balangtan belirtmek istiyorum: Her zaman deilse bile ou
zaman biliyordum ki onu sevmem delilikti, umutsuzluktu, mutsuzluktu, akln, mantn, i
rahatnn, dirliin tmyle dnda bir eydi. Onu sevmenin ykm olduunu biliyordum,
gene de ilk batan syleyeyim, bunu bilmek sevgimi zerrece azaltmyordu. Onun kusursuz
bir melek olduuna yrekten inansam, duygularm ancak bu kadar babo
brakabilirdim...
Gezintimi, kke her zamanki saatimde varmak zere ayarlamtm. Titreyen bir elle
ngra aldm zaman bahe kapsna srtm verdim; soluum dzelsin, yreimin
arpnts biraz yatsn diye bekledim. Yan kapnn aldn, avluda ayak seslerini
duydum. Ama bahe kaps pasl menteeleri stnde dnd zaman bile, duymazlktan
geldim.
Sonunda omzuma bir elin dokunmasyla irkilerek dndm. Koyu gri kostml bir
erkekle karlanca daha da irkilmem doald. Bu, Miss Havishamn evinde kapc olarak
grmeyi umduum en son adamd diyebilirim.
Orlick!
Ey, kkbey. ini, yerini yurdunu brakp giden tek sen deilmisin demek. Neyse,
ieriye gir haydi, abuk. Bahe kaps ak tutulmayacak diye yksek yerden emir var da.
Ben ieri girince Orlick bahe kapsn rtp kilitledi, anahtar ald. Birka adm nm
sra ilerledi, sonra dnp yzme bakarak, Yaa, dedi. Biz de buraya kaplandk ite.
Nasl geldin sen buraya kuzum?
Nasl olacak, yrye yrye elbet, diye terslendi. Sandm da el arabasyla
peimden getirttim.
yiden iyiye yerletin ha?
Ktden ktye yerletiimi hi sanmyorum kkbey; bundan kukun olmasn.
Ama ben kukular iinde bocalyordum. O ise donuk gzlerini bacaklarmdan,
kollarmdan yukar, yzme doru kaldrd.
Demirci dkknndan ayrldn demek? diye sordum.
Orlick, Demirci dkknna benzer yan var m burann? diye sordu. Syle bana, diye
evresini gzden geirdi. Dkkna benziyor mu bu yer?
Gargerynin dkknndan ne zaman ayrldn sordum.
Bizim burada gnler ylesine birbirine benziyor ki insan zamann hesabn aryor,
dedi. Sen kyden ayrldktan bir sre sonra geldiimi biliyorum yalnzca.
Bu kadarn ben de bilirdim be Orlick.
Orlick buruk bir alayla, Ee, ne de olsa yksekrenim grdn, dedi.
Bu arada eve varmtk. Orlickin odasnn kapnn hemen ierisinde, avluya bakan tek
pencereli bir yer olduunu grdm. Kapnn yan banda oluu ve ufaklyla Paristeki
kapc odalarna benzemiyor deildi. Duvarda bir sr anahtar aslyd. Orlick imdi
elindeki anahtar da bunlarn yanna ast. stne krkyama rtlm yata, duvarn
kemerimsi bir girintisindeydi. Pasakl, kuytu, uykulu grnmyle bu oda, odadan ok,
insan klndaki fndkfaresinin yuvasna benziyordu; pencere kesinin loluunda hantal
bir karalt gibi ykselen Orlick de bu yuvada yatp kalkan, insan klkl fndkfaresine... ta
kendisiydi daha dorusu...
Bu oday hi grmedim, dedim. Zaten eskiden bu kkte kapc bulunmazd.
Bulunmazd ya. Derken bir gn herkesin akl bana geldi. Kkn korunmasz
olduunu dndler. Mahpushane mahkmlar evrede fink atarken tehlikeli buldular
bunu. O zaman beni salk vermiler buraya. Kendini adam yerine koyana kul kurban
olacak, gl kuvvetli biridir, demiler... ekile, krkle uramaktan iyidir ne de olsa...
Doludur ha.
Ocan stnde asl duran pirin azl bir tfee gzm taklm, Orlick de bunu
grmt.
Laf uzatmay istemeyerek, Her neyse, dedim. imdi ben Miss Havishamn yanna
gitsem iyi olur artk.
Orlick nce gerinip sonra ban sallayarak, Ben orasna karmam, kkbey, dedi.
Benim iim burada biter. u gonga u ekile vururum, sen de u koridor boyunca
gidersin. Elbet bir karna kan olur.
Ama benim geleceimi biliyorlar sanrm.
Onu da biliyorsam Arap olaym.
Bunun zerine ben, yllar nce kaba kunduralarmla getiim bildik koridora saptm,
Orlick de gongu ald. Sofann bitiminde (gongun yanklar hl srp giderken) Sarah
Pocket karma kt. Zavallck, rengi benim yzmden temelli deimi, sarms bir yeil
olup km gibiydi.
Aa, dedi. Sizsiniz demek, ha, Mr. Pip?
Benim, Miss Pocket. Size Mr. Pocketle evindekilerden selam getirdim. Hepsi de
Tanrya kr ok iyiler.
Sarah ban kederle sallayarak, Biraz daha akllandlar m ki? diye sordu. yi
olmalarndansa akllarn balarna toplamalar yedir. Ah, Matthew, Matthew, adam
olmazsn ki sen! Beyefendi, nereden gidileceini biliyor musunuz?
Eh, biliyor saylrdm, nk bu karanlk merdivenden yukarya kim bilir ka kez
kmtm. imdi de merdiveni eski gnlerdeki kaba saba kunduralarma hi benzemeyen
ince, hafif ayakkablarmla trmandm; Miss Havishamn oda kapsna eski vuruumla
vurdum.
Onun o saat, Pipin vuruu bu, dediini duydum. Gel ieri, Pip.
Srtnda o eski gelinliiyle gene eskisi gibi masa banda, ellerini bastonunun tepesine
aprazlama koyup enesini ellerine dayam, gzlerini atee dikmiti. Yannda o zamana
dek hi grmediim ok k gen bir hanm oturmaktayd. Gelinlik ayakkablarn hi
giyilmemi olann eline alm, ban emi, inceliyordu.
Miss Havisham ban ne kaldrd ne de evirdi. Gene, Gel ieri, Pip, diye beni ard.
Gel bakalm. Naslsn bakalm? Ne o? Bir sultann elini percesine pyorsun elimi.
Hayrola?
Birden yalnzca gzlerini oynatarak yzme bakt, ac bir alayla gene, Hayrola? diye
sordu.
Ben ne diyeceimi pek bilemeyerek, Duyduuma gre benim gelip sizi grmemi
istemek yaknln gstermisiniz, diye karlk verdim. Ben de hemen geldim.
Miss Havisham, Ee? dedi.
Tanmadm gen kadn da ban kaldrarak yar alayc, yar akac gzlerle bana
bakt; o zaman bunlarn, Estellann gzleri olduunu grdm. Gelgelelim yle deimiti
ki Estella, ylesine gzelleip kadnlam, karsndakinin hayranln kazanacak her
ynde yle bir gelimiti ki kendimi onunla kyaslaynca hl yontulmamm gibi geldi
bana. Ona baktka aresizlie dyor, gene o eski kaba, grgsz kyl ocuu olup
kyordum sanki. Ah, o srada iime ken o uzaklk, yetersizlik duygusuyla onu saran o
ulalmazlk havasn nasl anlatmal!
Bana elini uzatt. Onu grdme ok sevindiimi, bu dakikay ok uzun zamandr
beklediimi belirten birka sz kekeledim.
Miss Havisham gene o agzl bakyla, Nasl buldun onu, Pip? ok deimi mi?
diye sordu.
Sonra bastonuyla ikisinin arasndaki bir sandalyeyi gstererek oraya oturmam istedi.
Miss Havisham, dedim. lk geldiimde onu Estellaya hi benzetememitim. Ama
imdi baktka karmda gene tpk o eski...
Ne? diye Miss Havisham szm kesti. O eski Estellay bulduunu sylemeyeceksin
ya? nsan kran, kibirli bir kzd o. Unuttun mu?
Dilim dolaarak o gnlerin ok geride kaldn, o zaman cahil bir ocuk olduumu
syledim; buna benzer bir eyler geveledim. Estella byk bir serinkanllkla
glmseyerek, Ben Pipin o zaman hakl olduuna inanyorum, dedi. Kim bilir ne
ekilmez bir yaratkmmdr.
Miss Havisham imdi ona dnerek, Ya Pip deimi mi? diye sordu.
Hem de pek ok, diyerek Estella beni szd.
Miss Havisham Estellann salaryla oynayarak, Eskisi kadar kaba, grgsz deil
artk, ha? dedi.
Estella glerek elindeki ayakkab tekine bakt, gene glerek bu kez bana bakt,
ayakkaby yere brakt. Bana kar hl ocukmuum gibi davranyorsa da beni peinden
srklemek ister gibi bir davran vard.
O dsel odada, iimden hi silinmeyen anlarn arasnda oturup konutuk. Estellann
Fransadan yeni geldiini, yaknda Londraya gideceini rendim. Gene eskisi gibi kibirli,
kaprisli olmakla birlikte bu niteliklerine, gzelliinin karsnda yle bir boyun edirmiti
ki, onlar gzelliinden ayrt etmek olanaksz, hem de doaya aykrym gibi geldi bana.
Onun varln, bana ocukluumu haram etmi olan o zenginlik, kibarlk zlemlerinin
acsndan, beni evimden de, Joedan da utandran, soutan o takn dlerden ayr olarak
dnebilmek gerekten olanakszd... rsn demiri zerine izilen, ocaktaki alevlerin
arasndan ykselen, dkknn penceresinde grlp dalan o gzel yz... Ksacas ne
gemiteki ne de imdiki zamanda onu canmn canndan, zmn ekirdeinden koparp
ayrmann yolu yoktu...
Akama kadar onlarla kalp otele akamleyin dnmeme karar verildi. Biraz konutuk,
sonra Miss Havisham, Estella ile beni o bakmsz bahede biraz dolamaya yollad. eri
dndmz zaman kendisini, eski gnlerdeki gibi tekerlekli koltuuyla dolatrmam
istiyordu.
Bylece ok eskiden, solgun benizli kkbeyle karlatm gn getiim it
kapsndan Estellayla birlikte getik. imdi Herbert olan o kkbey... Ben, iim
titreyerek, Estellann bast yerlere yz srmek istiyordum. Estella ise son derece
serinkanlyd; benim bastm yerleri pmek isteiyle tutumad da belliydi. Kavgann
getii yere yaklatmz zaman Estella durdu.
Ne acayip kk bir yaratkmm kkken, dedi. Gizlenip sizin kavganz
seyrettiime gre. Gene de sonuna dek seyretmi, byk zevk almtm.
Bana baladnz dl de bykt.
Estella, unutmu gibi, yle miydi? diye yle bir sordu. Hasmnza di bilediim
aklmdadr. Buraya getirip bama sarmlar, rahatm karmlard. Bu da benim arma
gitmi, sinirime dokunmutu.
Onunla imdi cancier arkada olduk.
yle mi? Yanlmyorsam babasnn rencisiymisiniz gibi aklmda kalm.
yle, dedim ama istemeyerek, nk renci olmam beni onun gzne daha da kk
gsterecekmi gibi geliyordu. Oysa bana zaten kk bir ocukmuum gibi
davranmaktayd.
Talihinizdeki ve grnmnzdeki deiiklikten sonra dostlarnz da deitirmisiniz,
dedi.
Elbette, diye yantladm.
Estella, Hem de kanlmaz, diye kibirli bir tutumla konutu. Bir zamanlar yannza
yaraan arkadalar imdi hi yaramaz, aykr der.
Drst konumak gerekirse, gidip Joeyu grmeye gerekten niyetim olduunu hi
sanmyorum. Ama en ufack bir niyetim vardysa bile bu szler zerine utu gitti.
Estella kavga ettiimiz yere doru elini sallayp o gnlerden konutuunu belli etmek
istercesine, Sizi ileride parlak gnler beklediinden o gnlerde hi haberiniz yok muydu?
diye sordu.
Hi, dedim.
Yanmda yryen bu gen kadnn kendi stnlyle btnln, ksacas kendi
kendini bilen tutumuyla, benim onun her dediine boyun een, ocuksu tutumumun
arasndaki belirgin elikiyi grebiliyordum. Bu eliki arma gitmez deildi. Belki daha
da arma gidecekti ya, kendimi onun szls yerinde grdmden, ona bile bile boyun
ediimi, naslsa birbirimiz iin yetitirildiimizi dnerek avunuyordum...
Bahe rahat yrmeye elverili olmayacak kadar bakmsz, izbe, rutubetliydi. ki- kez
dolatktan sonra gene bira fabrikasnn avlusuna ktk. ok, ok eskiden, bu eve ilk
geldiim gn onu buradaki bo flarn stnde yrrken grdm yeri tam tamna
gsterdim. Estella o yana doru souk, umursamaz bir bak frlatarak, Sahi mi? diye
sordu. Evden nasl karak bana etle bira verdiini anmsayarak anlattm. Estella,
Unutmuum, dedi.
Beni alattnz unuttunuz ha?
Onun bu unutkanl, ilgisizlii bana gene iin iin kan alatt ki alaylarn en acs
bence budur.
Estella gzel, parlak bir salon kadn gibi bana tepeden bakan bir tutumla, Benim
kalpsiz bir kadn olduumu bilmeniz gerekiyor, dedi. Unutkanlmn bununla ilikisi
vardr belki.
Haddim olmayarak buna inanmadm belirten birtakm samalklar geveledim.
Yanlnz var, dedim ona. Kalpsiz insan bylesi gzel olamaz ki!
Estella, Baklanacak, kurunlanacak bir kalbim var, hi kukum yok, dedi. Bu kalbin
arpmas durursa benim sonumun gelmesi de doaldr. Gelgelelim benim demek
istediimi anlyorsunuz. Yreimin olmas gereken yerde hibir yumuaklk yok; ne
anlay, ne acma, ne de buna benzer sama duygular.
Byle kprdamadan durup da bana dikkatle bakt zaman aklma neyi getiriyordu?
Miss Havishamn bir duruu, bir bakn m? Yok, deildi. Geri Estellann kimi
tavrlarnda, bak ve davranlarnda, Miss Havisham andran bir eyler vard. Bu
benzeyii kk ocuklarn, zamanlarnn ounu birlikte geirdikleri byklerden
kaptklarn grrz. yle ki bydkleri zaman bu nedenle, gerekte bambaka olan kimi
yzlerin arasnda alas bir benzerlik buluruz. Ne var ki Estellada imdi dikkatimi eken
eyi Miss Havishamla olan benzerliine balayamyordum. Alc gzyle baktm, ama
Estellann gzleri hl benim yzmde olmakla birlikte demin kafama taklan benzerlik ya
da an, uup gitmiti.
Neydi bu?
Estella, Ciddi konuuyorum ben, dedi. Kalarn atm deildi, nk aln
przszd, ama yznde bir karart belirmiti. Birbirimizi sk sk greceksek
sylediklerime hemen inansan iyi edersin. Hayr, diye ahane bir tavrla beni, daha
dudaklarm kprdatrken susturdu. Sevgimi baka bir yere vermi olduumu filan sanma.
nk ben mrmde sevmek nedir bilmedim.
Bir dakika sonra yllardr kullanlmayan bira fabrikasna girmitik. Estella o ilk gn onu
grm olduum yksek ekmekatla kapy gsterdi. Benim aadan rkek rkek
baktm unutmamt; bunu syledi. Onun beyaz elinin uzann gzlerimle izlerken,
gene o deminki, kavrayamadm adsz duygu, o belirsiz annn kprdan iime sapland.
stemeyerek irkildiim zaman Estella da elini koluma koydu.
O dakikada hortlak gene grnd, sonra geip gitti.
Neydi bu?
Estella, Neyin var kuzum? diye sordu. imdi de korkuyor musun yoksa?
Konuyu deitirmek iin, Demin sylediine inanabilsem korkardm, dedim...
Demek inanmyorsun ha? Sen bilirsin. Benden sylemesi... Miss Havisham seni
bekliyordur. Gel, bahede bir kez daha dolaalm, sonra ieri gireriz. Haydi. Bugn ta
yrekliliimden tr gzya dktrmeyeceim sana. Kavalyem olacaksn. Omzuna
tutunabilir miyim?
ahane giysisinin etei yere srnmt. Estella imdi bir eliyle eteini tuttu, br
elini hafife omzuma koydu; gezintimizi srdrdk. ki- kez daha dolatmz o harap
bahe benim gzmde yapraklarla, ieklerle donanm gibiydi. Eski duvarlarn
atlaklarnda biten sarl yeilli otlar yeryznn en esiz iekleri olsayd, gzmde
bundan daha gzel, daha deerli bir yer tutamazlard.
Aramzda Estellay benden uzaklatracak bir ya fark yoktu. Geri kz olduu iin
benden daha byk gsteriyorsa da hemen hemen yattk. Gene de gzelliinin ona
kazandrd o eriilmez, ulalmaz hava, duyduum tm kvanca karn, velinimetimizin
bizi birbirimiz iin setii konusunda beslediim tm inanca karn beni kahrediyordu.
Zavall, sefil Pip!
Sonunda eve dndk. Vasimin de bu arada Miss Havishamla grmeye gelip gittiini,
akam yemeine dneceini renince aaladm. Kfl len sofrasnn kurulu durduu
odada plak k aalarnn dallarn andran amdanlar, biz dardayken yaklmt bile.
Miss Havisham tekerlekli koltuunda beni beklemekteydi.
Koltuu gemi zamana itmek gibiydi, dn sofrasnn evresinde gene eskisi gibi
ar ar dnp dolamamz. Ama bu lm kokan odada, sandalyesine gmlp gzlerini
kendisine dikmi bakan mezar mahkmunun yannda Estella eskisinden de gzel, gz
kamatrc duruyordu ve ben onun bysne kendimi daha da kaptrm gibiydim.
Zaman yle arabuk geiverdi ki, zaten erken olan yemek saatimiz gelip att, Estella
hazrlanmak iin yanmzdan ayrld. Uzun masann ortalarnda bir yerde duralamtk. O
buruuk, kavruk kollarndan birini sofraya doru uzatan Miss Havisham peneye benzeyen
elini sararm masa rtsne dayad. Estella kapdan karken bir an duralayp arkasna
baknca Miss Havisham ona bu eliyle bir pck yollad. ylesine agzl, ateli bir
pck ki tylerim diken diken oldu.
Sonra, Estella gidip de ikimiz ba baa kaldmzda Miss Havisham bana doru
dnerek fsltl bir sesle konutu: Gzel, ince, kvrak deil mi sence? Nasl da gelimi
deil mi? Hayran olmadn m ona?
Onu grp de hayran olmayan yoktur, sanyorum, Miss Havisham.
Kadn oturduu yerden kolunu boynuma dolayp bam kendine doru ekti.
Sev onu. Sev onu, sev. Nasl davranyor sana kar?
Daha ben karlk veremeden (Bylesine zor bir soruyu yantlayabilecek miydim
acaba?) Miss Havisham, Sev onu, dedi gene. Sev onu, sev onu! Yzne glyorsa sev
onu. Yreinden yaralyorsa gene sev. Cierini parampara etse bile... insan byyp
gelitike ald yaralar daha derinleir nk... aldrma, sen gene sev onu, sev!
mrmde byle ateli bir heyecan grmemitim. Kadnn boynuma dolanan o clz
kollarndaki kaslarn, duygularnn iddetiyle dolup kabardn hissettim.
Beni can kulayla dinle, Pip. Sevilsin diye yanma alp evlat edindim onu. Sevilsin
diye yetitirdim, okuttum. Bu grdn esizliine, sevilsin diye ulatrdm onu. yleyse
onu sev!
Kim bilir kanc kezdi, bu szc syleyii. Daha da sylemeye niyetli gibiydi.
Gelgelelim bu szck (sevgi) yerine tiksinti ve kin olsayd, , kahr, lm acs olsayd, bir
svgye ancak bu denli benzeyebilirdi...
Miss Havisham hep o acele, ate dolu fsltyla, Gerek sevginin ne olduunu
anlataym sana, dedi. Kr krne balanmak, kendini hi sorgusuz aalatmaktr.
Karndakine yzde yz boyun emek; kendi aklna, tm dnyann uyarlarna karn ona
gvenmek, benliini cellatnn eline hi esirgemeden vermektir. Benim yaptm gibi!
Bu szleri syledikten sonra dudaklarndan lgn bir haykr kopmutu. Hemen beline
sarlp tuttum onu. nk o kefen gibi giysilerinin iinde dorulmu, kendini duvara arpp
ldrmek istercesine kollarn sallayp elleriyle havay penelemeye balamt.
Bunalm birka dakika ancak srd. Onu yerli yerine oturturken burnuma tandk bir
koku geldi. Dnp baknca Mr. Jaggersn odaya girmi olduunu grdm.
Daha nce szn ettiimi sanmyorum, ama vasim yannda her zaman pahal
ipekliden, koskocaman bir mendil tard. Bu mendil meslei bakmndan ok deerliydi
onun iin. Burnunu silmek zereymi gibi bu mendili ar ar zenle atn, sonra da,
Naslsa karmdaki hemen itirafta bulunaca iin burnumu silmeye vaktim olmayacak,
diye dnmesine, mendili gene katlayarak cebine kaldrr kaldrmaz, karsndakinin
gerekten de hemen o saat, hem de kendiliinden, btn gerei itiraf ediine ok zaman
tank olmutum! imdi de bu gz dolduran mendili iki eliyle tutmu, bize bakmaktayd.
Gz gze geldiimizde istifini hi bozmadan yle bir duralad. Bu bir saniyelik duruuyla,
hi konumad halde aka, Bak hele! Ne garip ey! demi gibiydi. Sonra mendilini
asl amac iin, gk grlts gibi bir ses kararak kulland.
Miss Havisham da onu benimle ayn dakikada grmt. Herkes gibi bu kadnn da Mr.
Jaggersdan korktuu hemen anlalyordu. Kendini toplamak iin byk bir aba harcad,
sonra kekeleyerek, Her zamanki gibi tam dediiniz saatte buradasnz, diye konutu.
Vasim, Her zamanki gibi, tam zamannda, diyerek yanmza yaklat. Naslsn, Pip?
Miss Havisham, sizi ben gezdirebilir miyim? Bir tek tur. Eee, Pip, geldin demek.
Ona ne zaman geldiimi syledim; Miss Havishamn bana nasl gelip Estellay
greyim diye haber yolladn anlattm.
Vasim bunu duyunca, Ah, harika bir kz! dedi, sonra Miss Havishamn koltuunu tek
eliyle itmeye balad. O iri ellerinin dierini cebine soktu. Gren de bu cebin gizlerle
dopdolu olduunu sanrd!
Jaggers sonunda durduu zaman, Ey, Pip, Miss Estellay ka kez grmtn daha
nce? diye sordu.
Nasl ka kez?
Ka kez ite. On bin kez mi?
Yok, canm, o kadar ok deildi elbet.
ki kez?
Miss Havisham, Jaggers, diye kararak beni kurtard. Benim sevgili Pip ocuumla
alay etme. Hadi imdi ikiniz birden gidin de yemeinizi yiyin bakalm!
Vasim bu istee uydu; karanlk merdiveni el yordamyla birlikte indik. Arkada, parke
deli avludaki ayr blmeye doru ilerlediimiz srada vasim bana Miss Havisham yiyip
ierken ka kez grm olduumu sordu. Bana her zamanki gibi yz bin kezle tek bir kez
arasnda bir seenek tand.
yle bir dndkten sonra, Hibir zaman, dedim.
Vasim atk, dnceli bir glmseyile, Hibir zaman da grmeyeceksin, Pip, dedi.
Dnyadan elini eteini ekti ekeli kimsenin onu yerken, ierken grmesine izin
vermemitir. Geceleyin kalkp evin iinde dolar, eline geirdii yemeklerle karnn
doyurur.
Efendim, bir ey sorabilir miyim size?
Sorabilirsin, ben de yantlamaktan kanabilirim. Sor bakalm.
Estellann soyad Havisham m, yoksa... Verebileceim baka bir ad yoktu ki!
Yoksa ne? diye Jaggers sordu.
Havisham m?
Havisham.
Bu arada sofra bana gelmitik. Estella ile Sarah Pocket bizi beklemekteydiler. Mr.
Jaggers bakeye oturarak ev sahiplii yapt; Estella onun karsna geti. Sarl yeilli
dostumla ben de kar karyaydk.
Yemekler ok gzeldi. Hizmetimizi bir kadn grd. Bu kadna bu evde hi
rastlamamtm. Gene de, belki yllardr buradayd da benim haberim olmamt. ylesine
gizemli bir yerdi ki bu ev... Yemekten sonra vasimin nne bir ie ok nadide, eski Porto
arab getirip koydular (kendisinin bu arab iyi bildii anlalyordu). O zaman iki hanm
biz erkekleri sofrada brakarak ekildiler.
Jaggers bu evin ats altndayken yle sk azl bir giz kp olup kyordu ki bunun
bir eini baka hibir zaman grmedim; Jaggersn kendisinde bile. Baklarn bile gizli
tutmaya alr gibiydi. Yemek boyunca Estellann yzne hi bakmad sylenebilirdi.
Estella ona bir ey syledii zaman Jaggers kulak veriyor, sras gelince de yantlyordu,
ama kzn yzne baktn hi grmedim. te yandan kz durup durup merak, ilgi, hatta
biraz da gvensizlikle ona bakyordu, ama Jaggers bunu da fark etmiyormu gibiydi.
Yemek boyunca, benim mirass olduum servetten sk sk sz aarak Sarahnn yeilden
sarya, sardan yeile dnmesini salad; bundan da buruk bir tat ald. Hem de nasl
yapyorsa yapyor, bu konudaki laflar, diyebilirim ki benim haberim olmadan benim
azmdan alyordu. Gene de konunun Miss Sarah stndeki etkisini de hi alglamaz
gibiydi.
Ba baa kaldmz zaman, bana dnyada syleyemeyecei ok nemli bir eyler
biliyormu gibi bir tavr taknd. nnde baka bir sank, tank olmadna gre arabn
sorgudan geirmeye balad. Bardan amdann na tuttuktan sonra bir yudum arap
alyor, dilinin stnde yle bir dolatrp tutuyor, gene bardana bakyor, bu kez arabn
kokusunu iine ekiyor, bir yudumunu denercesine emdikten sonra iiyor, bardan
yeniden doldurup sorguya ekiyordu. ylesine ki, bir ara arabn ona, benim aleyhimde
bir eyler sylemi olduuna inanacam geldi!
Bir konuma balatmak iin -drt clz giriimde bulundum. Ancak Jaggers ne zaman
benim bir ey sormak zere olduumu grse hemen bardan eline alp kaldrarak bana
bakyor, sonra, Bouna yorulma, nk yant vermeyeceim sana, dercesine arabn
dilinin zerinde yuvarlamaya koyuluyordu.
Miss Pocket ise beni grp durursa delirebileceini anlam olsa gerekti. (Belki bir an
kendini tutamayarak pskll yer sileceine benzeyen baln koparp yere alacak,
bylece takma salar da drt bir yana salacakt.) Kadncaz bu tehlikeyi sezmi olacak
ki sonradan Miss Havishamn odasna kp da drtl vist oynadmz zaman ortalkta
grnmedi.
Bu arada Miss Havisham tuvalet masasnn stndeki taklardan en gzelleri ile
Estellann salarn, kollarn, gsn yle bir donatmt ki insann az ak kalyordu.
Jaggersn bile o kaln kalarnn altndan gen kza baktn, onun bu yanardner renkli
k parltlaryla sslenen gzellii karsnda kalarn yle bir kaldrdn grdm.
Bizim aslarmza el koyuuna, oyunlarn sonunda bizim papazlarmzla kzlarmzn
ann hie indirgeyen ufak, deersiz ktlarla ortaya kna hi deinmeyeceim. Bize,
oktan zmledii tane kolay, zavall bilmece gzyle baktn seziyordum, ne var ki
bunun da stnde duracak deilim. Beni tedirgin eden ey onun varlnn buz gibi
soukluu ile benim Estellaya kar beslediim duygularn atei arasndaki
badamazlkt. Mesele, ona Estelladan bahsetmeyi gze alamaym, ya da o Estellaya
yaklarken izmelerinin gcrtsn duymaya tahamml edemeyiim veya onun Estellay
terk etmesine dayanamaym deildi, mesele onunla ayn duygular paylayor olmamd,
asl ac veren bu durumdu. Bu duygular olanca ateiyle, bu adamn yan bandayken
duymak... bana ikence gibi gelen ey ite buydu.
Saat dokuza kadar oynadk. Bu arada Estellann Londraya geliinin bana nceden
bildirilmesine, benim de onu gidip arabada karlamama karar verdik. Sonra veda ettim
ona. Eline dokundum ve yanndan ayrldm.
Vasim, Blue Boar Hannda, yan bamdaki odada kalyordu. Gecenin ileri saatlerine
dek, Miss Havishamn szleri kulaklarmda nlad durdu:
Sev onu, sev onu, sev, sev, sev!
Ben de bu szleri kendime gre evirip yzm yastma gmerek, Seviyorum onu,
seviyorum, seviyorum, seviyorum, diye yzlerce kez fsldadm.
Sonra iim kran duygularyla doldu tat, nk benim iin saklyorlard onu. Ben ki
bir zamanlar bir demirci raydm... Sonra dndm ki o, Estella, benim bu konudaki
kran sarholuumu paylamaktan ne yazk ki henz ok uzakt; benimle yakndan
ilgilenmeye ne zaman balayacakt acaba? Onun barnda imdi suskun uyuyan o yrei
ne zaman uyandrabilecektim?
Ah, toyluk! Kendi duygularm ylesine yce, ylesine derin geliyordu ki bana. te
yandan Estella, Joeyu kk grr diye benim de Joedan uzak duruumda hibir
kklk, hibir ayp grmyordum. Daha bir gn nce Joenun syledikleri gzlerimi
yaartmt. Ama ne abuk kuruyuvermiti bu yalar... Tanr beni balasn, ne de
arabuk kuruyuvermiti!
30
Ertesi sabah handa giyinirken uzun uzun dnp tandktan sonra vasime Orlickten
sz aarak, Onun Miss Havishamn bekiliini yapacak, gvenilir bir adam olduunu
sanmyorum, demeye karar verdim.
Vasim konuyu genel, geni bir adan ele alarak, Elbette deildir, Pip, diye bana hak
verdi. Gvenlik grevlerini yklenen kimselerin hangisi iinin adamdr ki?
Bu adamn bu i iin zellikle uygunsuz olduunu renmek onun neesini yerine
getirir gibiydi. Orlick konusunda verdiim bilgileri honutlua benzer bir ba sallayyla
dinledi. Ben szlerimi bitirince vasim, Peki, Pip, dedi. Birazdan gidip cretini der, iine
son veririm.
Onun ii byle kestirip attrmas beni biraz kayglandrd. Daha yava gitmekten
yanaydm ben. Dostumuz Orlickin glk kartabileceini bile syledim.
Ama Jaggers, Yok, kartmaz, diyerek, bunu ispatlamak ister gibi cebinden mendilini
karp at. Kendine iyice gvenen bir tavrla, Hele benimle tartmaya kalksn da
grelim, dedi.
kimiz de Londraya le arabasyla dnyorduk. Ben Pumblechook kp gelecek diye
korkumdan o sabah nasl kahvalt ettiimi bilememi, ellerimin titremesinden aym zor
imitim. Bu yzden imdi Jaggersa biraz yrmek istediimi, o kkteyken ben de
Londra Yolu boyunca yrye kacam syledim. Bunu arabacya sylemesini, bana
yetitikleri zaman durup beni almalarn rica ettim. Bylece kahvaltm bitirir bitirmez
handan kaabilmenin yolunu bulmutum... Pumblechookun evinin arkasndan krlara
sapp bir kilometrelik kadar bir yol dolatktan sonra, bu tuzan biraz tesinde gene High
Sokana ktm. Pumblechookun yerini gemi olduumdan tehlikeyi az ok atlatm
saylacam dnyordum.
Kendimi gene bu kk, eski, sessiz kasabada bulmak ilginti dorusu. Arada beni
tanyanlarn birden irkilerek duralamalar, sonra dnp arkamdan bakmalar da houma
gitmiyordu diyemem. Esnaftan bir-ikisinin dkknlarndan frlayp nm sra ilerledikleri,
sonra da benimle yz yze gelebilmek amacyla (bir ey unutmu gibi) dnp bana doru
yrdkleri bile oldu. Byle durumlarda hangi yann daha kt numara yaptn
bilemeyeceim; nk onlar, amalar bana bakmak deilmi gibi, ben de, onlarn bu
yaptklarn anlamamm gibi davranyorduk.
Gene de byle dikkatleri eken, sekin bir kii olmak bir ayrcalkt; ben de bundan
byk bir kvan duymuyor deildim. Gel gr ki kader karma, hnzrlklarnn sonu
olmayan o pi kurusu, Terzi Trabbin ra olacak o yumurca kard.
Bir ara karma baktmda Trabbin rann, elindeki bo, mavi bir torbay
bacaklarna arpa arpa kardan bana yaklamakta olduunu grdm. Onu grmezlikten
gelerek serinkanllkla geip gitmenin bana en yaraan davran olacan, onun
kafasndaki eytanlklar da nleyeceini dnerek maske gibi bir yzle ilerledim.
Kazandm baardan tr kendi kendimi kutlamaktaydm ki birden Trabbin ran bir
titremedir ald; dizleri birbirine vuruyordu, salar diken diken olmuasna kasketi
dmt; her yan zangrdayarak sarsak admlarla yolun ortasna doru sendeledi, sonra
benim vakur tutumumun verdii pimanlk ve korkudan tr baylmak zereymi gibi
yaparak, Tutun beni, ey ahali, korkuyorum! diye bard.
Yanndan getiim srada sonsuz bir saygyla tozlarn arasna kapand. Dilerinin takr
takr vurduunu grdm.
Buna katlanmas zordu, dorusu. Neylersiniz ki meer bir himi! ki yz admlk yol
ancak gitmitim ki Trabbin rann gene kardan bana doru gelmekte olduunu
grnce anlatlmaz bir dehet, aknlk ve fkeyle zangrdadm. Dar bir ara sokan
kesini dnmekteydi. Mavi heybesini srtna atm, gzleri drst bir alma hevesiyle
parlyor, admlarnda bir an nce iyerine varmak iin duyduu neeli sabrszlk
okunuyordu. Beni grnce szmona o da beyninden vuruldu, gene deminki gibi tir tir
titremeye balad. Ne var ki bu kez bir topaca dnm gibiydi. Dizlerini bkm, ellerini
yalvarrcasna kaldrm, kendi evresinde fr dnyordu. Sokakta birikmi olan seyirciler
onun bu ektiklerini byk bir keyifle seyrediyorlard. Bense yerin dibine gemi, ne
yapacam armtm.
Yryp gittim, ama postaneye bile varmadan Trabb in ran gene grmez miyim?
Bir arka sokaktan yldrm gibi frlam gelmekteydi. imdi tmyle deimiti. Heybeyi
benim paltoma benzeterek omzuna geirmi, kar kaldrmdan alml admlarla,
horozlanarak bana doru ilerliyordu. evresini, bu gsteriden pek zevklendikleri anlalan
bir sr oluk ocuk sarmt. Trabbin ra arada onlara elini yle bir sallayarak,
Tanmyorum karde, diye krlp dklyordu.
Bu ocuun beni nasl kzdrdn, nasl yerin dibine geirdiini anlatabilsem sizlere!
Hele tam karlatmz zaman gmlek yakasn kaldrp yan sakaln burduktan sonra,
ellerini beline dayayp kalasn kvrarak, dudaklarn bzp kalarn kaldrarak,
Tanmyorum ben sizleri, Tanr arpsn bilmiyorum ki hibirinizi! diye krtmas yok
muydu!
Bununla da kalmayp horoz gibi terek peime dt; kpr boyunca kovalad. Beni
demirci rakl yaptm gnlerden tanyan dkn bir horoz gibi yle tasal bir t
vard ki! Kasabadan fiyakam bozulmu durumda ayrlmamn, daha dorusu kasabann
beni krlara doru pskrtmesinin bir simgesi oldu bu ackl t.
Ama o sabah Trabbin rann cann almaktan baka ne yapabilirdim? imdi bile
dnemiyorum. Olup bitene katlanmaktan baka yapabileceim bir ey aklma gelmiyor.
Zaten kk canavar bir kak suda bomaktan daha hafif bir de beni doyurmazd ki!
stelik, kimsenin baa kamad, ele avuca smaz, yedi canl bir ejderdi bu ocuk,
keye kstrdnz sandnz dakikada bacaklarnzn arasndan frlayp kaan, bir de
sizinle alay edercesine kahkaha atan cinsten.
Gene de ertesi gnk postayla Terzi Trabbe mektup yazmaktan geri kalmadm. Btn
saygn kiilerin tiksintisini kazanan bir ocuu rak diye tutarak toplum grevlerini hie
saydn, Mr. Pipin byle bir kiiyle bundan byle i yapamayacan kendisine bildirdim.
inde Mr. Jaggersn de bulunduu araba biraz sonra bana yetiti. Binip yerimi aldm,
bylece Londraya dndm, sa ama salim deil, nk keyfim kak, iim ezgindi.
Arabadan iner inmez Joeya, kendim gidemedim diye zr dilemek adna marina bal ile
bir f istiridye salamuras postaladm; sonra Barnards Innin yolunu tuttum.
Herberti sofrada, souk etle karnn doyururken buldum. Beni sevinle karlad. Bizim
Ba Belasn, souk etin yanna baka birka ey aldrmak zere kafeteryaya gnderdim.
imden, arkadam, can yoldam olan Herberte hemen o gece almak geliyordu. Ba
Belas sofada bekledii srece gizli konumak sz konusu dahi edilemezdi. nk sofamz
bir bakma anahtar deliine alan oda saylabilirdi! Bu yzden Ba Belasn tiyatroya
yolladm.
Bu amansz efendiye olan katksz kulluumun bundan iyi bir rnei verilemez
sanyorum; ona i yaratmak amacyla durmadan uydurmak zorunda olduum
kaamaklar... nsan aresizlikten kvranrken yle acmasz olabiliyor ki, ocuu kimi
zaman, saatin ka olduuna baksn diye Hyde Parkn kesine yolladm olurdu!
Yemeimizi bitirmi, ayaklarmz ocan siperine dayam otururken, Herbert, sana
syleyecek ok nemli, ok zel bir eyim var, diye laf atm.
O da, Sevgili Handel, bana byle alman benim iin bir onurdur. Konuacaklarmzn
da burada kalacana gvenebilirsin, dedi.
Benimle, bir de ikinci bir kiiyle ilgili bir konu, Herbert, dedim.
Herbert bacak bacak stne atp ban yan yatrarak atee bakt. Bir sre bo yere
atei seyrettikten sonra gene bana bakt, nk ben lafmn arkasn getirmemitim.
Herbert, dedim elimi dizine koyarak. Ben Estellay seviyorum... tapyorum ona.
aknlktan donup kalaca yerde Herbert son derece rahat, umursamaz bir tavrla,
Anladk, dedi. Sonra?
Aman Herbert, ne demek sonra? Btn syleyecein bu mu?
Herbert, Sonrasn renmek istiyorum elbet, dedi. Yoksa bu bilmediim ey deil
ki.
Nereden biliyorsun? diye sordum.
Nereden mi biliyorum Handel? Senden elbet.
Ama ben sana hi sylemedim ki bunu.
Sylememi! San kestirip geldiin zaman da bana bir ey sylemedin, ama benim
bunu bilmeye yetecek kadar aklm var elbet. Senin Estellaya yanp tututuunu, seni
tandm gnden beri biliyorum dostum. Sevdan buraya el antanla birlikte getirdin.
Sylemekmi! Balangtan beri, her Tanrnn gn sabahtan akama dek syleyip
duruyorsun ya. Bana kendi yaantn anlattn zaman, Estellaya kck ocukken, ilk
grte vurulduunu da anlatm oldun.
Bunun imdiye dek hi farknda deildim. renmekten honut kalarak, Peki yleyse,
dedim. lk grte vuruldum ona, sonra da her zaman taparcasna sevmekten hi
vazgemedim. Bu arada Avrupadan dnm, anlatlmaz gzellikte, k bir salon kadn
olmu. Dn grdm onu. Eskiden ona tapyorduysam, imdi iki kat daha ok tapyorum.
yleyse ne mutlu sana! dedi Herbert. Ne mutlu ki ona e olarak seilmisin. Yasak
blgeye admmz atmakszn, kendi aramzda bu konuda ikimizin de hibir kukusu
olmadn syleyebiliriz deil mi? Peki, bu taparcasna sevme konusunda Estellann
dnceleri nedir, biliyor musun?
Bam karamsarlkla iki yana sallayarak, Ona bakarsan, dedim. Benden binlerce
kilometre tede henz.
Sabret, sevgili Handel. nnde ok zaman var daha, ok... Bana baka bir ey
sylemek istiyor musun?
Sylemeye utanyorum, dedim. te yandan madem aklmdan geiriyorum,
sylemeye de utanmamalym. Bana ne mutlu, diyorsun. Evet, ne mutlu bana. Daha dn
bir demirci raydm. Bugnse... peki bugn neyim ben, ne olduumu syleyebilirim?
Herbert glmsedi, sonra eliyle benim elime vurarak, lle bir ey demek istiyorsan, iyi
bir ocuk olduunu syleyebilirsin, diye karlk verdi. Bir yandan kan kaynayan, atlgan
bir insan, bir yandan kararsz. Arszlkla, utangaln, canllkla hlyalln tuhaf bir
bileimi.
Bir an durdum; kiiliim gerekten byle bir bileimden mi olumu diye kendi
kendime sordum. Herbertin irdelemesini genel olarak kendime benzetemedimse de
konunun tartmaya demeyeceini dndm.
Bugn ne olduumu sorduum zaman, kafamdan geenleri dar vurmu oluyorum,
Herbert, dedim. ansl olduumu sylyorsun. Ykselmek iin kendim bir ey
yapmadm, ansm olduu iin ykselebildim; biliyorum bunu. Gerekten byk bir anstr
bu. Gene de, Estellay dndm zaman...
Herbert gzlerini ateten ayrmakszn, Estellay dnmediin zaman var m ki?
diye araya girdi. Nasl da ince dnceli bir insand.
Sevgili Herbert, ite byle zamanlarda yle bir gvensizlie, yle kuruntulara
kaplyorum ki. yle ya, bakasnn eline bakmaktaym, ileri bozacak krk bin trl ey
gelebilir bama. Deminki senin deyiinle, tehlikeli blgelerden uzak dursak da benim
ilerisiyle ilgili tm umutlarm, adn anmamza gerek olmayan tek bir kiinin sznde
durmasna bal. Zaten gvenebilsek bile bu umutlarn bylesine adsz sansz, belirsiz
olmalar insan yle sallantda brakyor ki hi iime sinmiyor.
Bunlar sylemekle iime eskiden beri dert olan, ama hi kukusuz en ok dn su
yzne kan tasalar boaltm oluyordum.
Herbert o en, iyimser tutumuyla, imdi, Handel, dedi. Karasevdann verdii
umutsuzluktan m nedir, gryorum, zmn yediimiz baa pek bir alc gzyle bakar
olduk. stelik, elimizde bytele asmalar inceleyeceiz derken, bu ban en iyi
yerlerinden birini gzden karyoruz. Vasin Mr. Jaggers sana daha balangta,
velinimetinin tm balarnn ilerisiyle ilgili olmadn, hazrda da bir eyler bulunduunu
sylemedi mi? Sen de bana bunu anlatmtn, deil mi? Eer Jaggers sana bunu
sylemeseydi bile ki, ben, eer denecek bir yan gremiyorum... Zaten iin iinde bir
eer dedirtecek yn olsayd, Jaggers bu ii dnyada stne alr myd sanyorsun? Koca
Londrada rk tahtaya basmayacak tek adam varsa onun da Jaggers olduunu hl
anlayamadn m?
Herbertin ok nemli bir noktaya parmak bastn yadsyamazdm. Bunu kendisine,
byle zamanlarda hepimizin ounlukla yaptmz gibi biraz isteksizlikle syledim; sanki
elimden gelse yadsyacaktm da, onun szlerindeki gereklikle haklla istemeyerek bir
dn veriyordum.
Herbert, Elbette nemli bir nokta, dedi. Bana kalrsa kafan krsan bundan daha
nemlisini bulamazsn. Gerisine gelince, bundan byle sana den, vasinin bu konuda
konumasn, aklama yapmasn beklemek, hem o da mvekkilinden bir iaret beklemek
zorunda. Zaten gz ap kapayana dek bir de bakmsn, yirmi bir yan bulmusun... o
zaman sana biraz daha geni bir aklamada bulunabilirler. Hi deilse bu aklamaya
biraz daha yaklam olursun, nk nnde sonunda naslsa her eyi sylemeyecekler mi
sana?
Onun bu neeli tutumuna kar gnl borcuyla kark bir hayranlk duyarak, Ne
iyimser bir yaradln var senin! dedim.
Herbert, O olsun bari, naslsa bakaca zrnm yok, dedi. Haa, bak sras gelmiken
drste konuaym da: Biraz nce sylediklerimdeki salam mantk benim kendimin
deil, babamndr. Senin konunda babamn tek bir ey sylediini duydum, o da benim
sana en son sylediim eydi: Bu i salama balanm olsa gerek, yoksa Jaggers stne
almazd, dedi... imdi Handel, babamla babamn olunu bir yana brakalm, senin bana
aldn gibi ben de sana almak istiyorum, ama bundan nce kendimi senin gznde
son derece tatszlatrmak zorundaym, sevgili dostum; resmen tiksineceksin benden...
te bu olanaksz, bunu dnyada baaramazsn.
yle bir baaracam ki, dedi Herbert. Bir, iki, , cump! te balklamasna atladm
bile! Handel, benim canm dostum... Herbert her zamanki hafif akac ses tonuyla
konuuyordu, ama ok ciddi olduu belliydi. Ayaklarmz u ocan siperine dayayp
laflamaya baladk ya, o zamandan beri dnyorum da, vasin, onun konusuna hi
deinmediine gre Estella sana ayrlan mirasn iinde olamazm gibi geliyor. Bana
sylediklerini yanl anlam deilim ya? Vasin sana Estelladan, dolayl olarak ya da
dorudan doruya hi sz etmedi, deil mi? Velinimetinin ileride senin Estella ile
evlenmeni tasarladn sezdirten bir eyler syledi mi rnein, st kapal da olsa?
Hibir zaman.
Bak Handel, tilki eriemedii zme koruk dermi; gene de ben byle bir nedenle
konumadma erefim zerine yemin ederim... Handel, ona resmen bal olmadna
gre, ondan koparamaz msn kendini? Tatsz konuacam nceden sylemitim sana...
Bam te yana dndrdm, nk bizim batakln denizlerden beri esen
rzgrlarnn hzyla saldran bir duygu... kyden ayrldm sabah, sisler usul usul
kalkarken elimi yol azndaki iaret direine dayadm zamanki duygu, yreimi
kknden skercesine sarsmt gene.
Aramzda ksa bir sessizlik oldu.
Sonra Herbert sessiz durmamz da konumamz srdrmz gibi, Gzel ama,
Handelciim, diye devam etti. Yaradlyla bandan geen olaylarn son derece
romantikletirdii bir ocuun barnda byle gl duygularn kk salmas... bu ii ok
ciddiletiriyor. Estellann yetitirilme yntemini dn. Miss Havisham dn. Estellann
kendi kiiliini dn. (te imdi seni tiksindirip kendimden soutmakta baarl deil
miyim?) Btn bunlardan byk mutsuzluklar doabilir.
Biliyorum Herbert, dedim, bam hl te yana evrili olarak. Ama elimde deil.
Demek koparamayacaksn kendini?
Hayr. Dnyada yapamam bunu.
Biraz aba gstersen, Handel?
Yok, olacak ey deil.
Herbert uykudan uyanrcasna kvrak bir silkelenile ayaa kalkarak, Naapalm, dedi.
Ben de kendimi senin gzne gene sevimli gstermeye alaym bari!
Byle diyerek odada dolap perdeleri dzeltmeye, sandalyeleri yerli yerine koymaya,
dalan kitaplar toplamaya giriti. Sonra kapy ap sofaya bir gz att, mektup kutusuna
bakt, kapy kapad geldi, gene ate kesindeki koltuuna oturdu, kollarnn ikisini birden
bacaklarna dolad.
Handel, sana babamla babamn olu konusunda sylemek istediim birka sz var.
Babamn evinin pek dzenli ileyen parlak bir kurum olduunu, ne yazk ki babamn olu
ileri sremez.
Yrek verici bir eyler sylemeye yeltenerek, Babann sofras her zaman ak, her
zaman bol, Herbert, dedim.
Evet, rendiime gre sokan ps de tpk senin gibi dnyormu bu konuda.
Ciddi konumak gerekirse Handel, nk ciddi bir konu bu, durumun nasl olduunu sen
de biliyorsun benim kadar. Babam ipin ucunu her zaman bu denli elinden karm deildi;
her eyden elini eteini bu denli ekmemi olduu bir dnem vard sanyorum; ama
vardysa bile bu dnem oktan sona ermi. Sana bir ey sorabilir miyim? Evlenmek iin en
ok sabrszlk gsteren genler nedense pek uygun olmayan iftlerin, pek mutlu olmayan
ailelerin ocuklar arasndan kyor genellikle. Bu gerek bilmem ki senin de dikkatini
ekti mi sizin oralarda?
yle beklemediim bir soruydu ki bu, ben de, yle midir gerekten? diye ilgi dolu bir
soruyla yantladm.
Bilmiyorum, dedi Herbert. renmek istediim de bu ya. nk bizim ailede durum
tpatp byle de. Benden sonra gelen bir kz kardeim vard: On drdnden nce len
zavall Charlotte, bunun arpc bir rneiydi. Kk Jane tpk ona ekmi. Ev hanm
olmak iin besledii istei gren de onun u ksack mrnn her gnn scak bir yuvann
mutluluu iinde geirmi olduunu sanr. Daha entari giyecek kadar kk olan Alick bile
Kewda grd bir gen hanmla ileride yaamn birletirmek iin imdiden szlemi.
Ksacas, bebek dnda hepimizin az ok szl durumda olduumuzu ileri srebiliriz.
Demek sen de szlsn, yle mi?
Herbert, Evet ama imdilik gizli tutuyoruz, dedi.
Srrn ele vermeyeceime yemin ederek bana ii ayrntlaryla anlatsn diye yalvardm.
Kendisi benim zayf ynlerimi yle duygulu, hem de akla yakn bir biimde anlatmt ki
imdi ben de onun gl ynlerini renmek istiyordum.
Adn sorabilir miyim?
Ad Clara, dedi Herbert.
Londrada m oturuyor?
Evet. Bu ilgin konuya getiimizden beri nedense zerine garip bir psrklk,
sngs dk bir hava gelmiti. Bir an nce sylemem belki daha yerinde olur. Clara
annemin sama sapan llerine gre bana uygun deilmi, szmona, benden daha
aa dzeydeymi. nk babas yolcu gemilerinin nevale ileriyle ilgili imi bir zamanlar.
Yanlmyorsam bir tr bakamarot gibi bir ey miymi ne?
Peki imdi ne? diye sordum.
Herbert, imdi sakat, diye karlk verdi.
Ya nerede?.. diye sze balamtm.
Herbert hemen, Bir st katta oturuyor, dedi.
Oysa benim sormak istediimin bununla ilikisi yoktu. Ben adamn imdi nerede, ne ile
geindiini sormak istiyordum.
Herbert, Kendisini hi grmedim, nk biz Clara ile tantmzdan beri o, st kattaki
odasndan dar kmad, dedi. Ama her zaman duyuyorum. nk evde onun
grltsnden geilmiyor. Dana brr gibi barmak m dersin, korkun bir arala yere
pat pat vurmak m dersin!
Herbert bana bakarak bir kahkaha kopard. Eski neesini imdilik gene kazanm
gibiydi.
Onu hi grmeyecek misin yani?
Herbert, Yok canm, tersine, onu grmeyi her an bekliyorum, diye yantlad.
Yukarda kopard kyameti ne zaman duysam, tavan delip aaya decekmi gibi
geliyor. Tavan atklar daha ne kadar dayanr bilemem.
Herbert yrekten bir kahkaha daha att, sonra gene boynu bklverdi. Bir kede
sermayelik para biriktirir biriktirmez Clara ile evlenmeye niyetli olduunu syledi. Sonra
insann gerekten keyfini karmaya birebir olan bir dnce ortaya srd:
Ama insan piyasay henz kolaan ettii bir srada evlenemez ki! dedi. ylesine
plak bir gerekti ki bu, sylemesinin bile gerei yoktu.
Dalgn dalgn atei seyrettiimiz srada, ben bu sermaye denen d
gerekletirmenin ne denli zor bir ey olduunu dnrken, ellerimi ceplerime
sokmutum. Elime katlanm bir kt paras geldi. Ap baktm: Joe nun brakm olduu
tiyatro ilanyd. Tarann Rosciusu saylan nl amatr oyuncuyu vp gklere
karyordu.
u ie bak; hem de oyun bu geceymi, dedim.
Bylece konumuz o saat deiiverdi, biz de hemen kalkp tiyatroya gitmeye karar
verdik. Ben Herberte, gnl sorunlarnda kendisine elimden gelen, gelmeyen her trl
yardmda bulunacam, onu avutmak iin ne gerekirse yapacam syledim. O da bana,
evlenecei kzn beni admdan zaten tandn, yaknda bizi resmen tantracan
syledi. Karlkl alp verdiimiz bu srlarla szleri candan bir tokalamayla mhrledikten
sonra amdanlarmz fleyip sndrdk, ateimizi besledik, kapmz kilitledik,
Danimarkay ve Mr. Wopsle bulmak amacyla sokaa ktk.
31
17. Yarmkre ya da benzer biimli, ii bo gvdeyle bunun stne geirilip genellikle ip, vida ya da eitli mekanik
yntemlerle gerilmi deriden oluan vurmal alg. (Y.N.)
32
Bir gn Mr. Pocketle ders yaparken postadan bir mektup aldm. Mektubun daha zarfn
grr grmez elim ayam titredi, nk zarfn stndeki yazy hi grmemi olmakla
birlikte kimin yazs olduunu hemen anlamtm. Sayn Mr. Pip, Sevgili Pip, Efendim ya da
Kardeim, gibilerden herhangi bir girie gerek grlmemi olan mektupta yle deniyordu.
Zamanm olsa bu olay iin be-alt takm giysi smarlardm sanyorum. Ama zaman
olmadna gre elimdekilerle yetinmekten baka yapabileceim bir ey yoktu. tahm o
saat kesildi; belirtilen gn gelip atncaya dek rahat, huzur bulamadm.
O gn gelince rahata, huzura erdiim de sanlmasn. Tersine o gn iyice ktledim;
daha araba bizim kasabadaki Blue Boar Hanndan ayrlmadan ben Cheapside semtini,
Wood Sokandaki araba yazhanesinin kaldrmlarn andrmaya balamtm. Arabann
daha kasabadan bile kalkmam olduunu pek iyi bilmekle birlikte, araba yazhanesinin
hi deilse be dakikada bir yoklamazsam olmazm gibi geliyordu. Byle bir delirgenlik
iinde, drt-be saat srecek olan bir nbetin ilk yarm saatini bitirmitim ki birden
Wemmickle kar karya geldim.
yi gnler, Mr. Pip, dedi Wemmick. Naslsnz? Buralarn sizin uranz olduunu hi
sanmazdm dorusu.
Posta arabasndan yolcu beklediimi anlatarak Kale ile ihtiyarn nasl olduklarn
sordum.
kisi de ok iyi, sa olasnz, dedi Wemmick. Hele ihtiyar ak gibi, Tanr nazardan
saklasn. nmzdeki ya gnnde seksen ikisini dolduruyor. Seksen iki pare top atmay
dnyorum. Bizim top buncasna dayanabilirse, bir de komular raz gelirse elbet. Ne
var ki Londraya gre konu deil bunlar. Bilin bakalm ben nereye gidiyorum?
Ofise, diye yantladm, nk oraya ynelmiti.
Eh, ofisimizin ubesi saylr, dedi Wemmick. Newgatee gidiyorum da. u srada bir
banka soygunu davasna bakyoruz. Demin gidip olay yerine bir gz attm; imdi de bu
konuda mvekkilimizle birka ift laf etmem gerekiyor.
Soygunu sizin mvekkil mi yapm? diye sordum.
Wemmick yzn asarak, Onu da nerden karyorsunuz, elbette ki hayr, dedi. Ne
var ki suu ona yklyorlar. Sizin, benim, hepimizin bana gelebilecek bir eydir bu.
kimize de hrszlk suu ykleyebilirler.
Ne var ki imdilik ikimiz iin de byle bir durum yok, dedim.
Wemmick, Yaa, diyerek iaretparmayla gsme vurdu. Siz az deilsiniz siz, Mr.
Pip. Newgatei yle bir gezmeye ne dersiniz? Zamannz var m?
Zamanm ylesine boldu ki bu ar, yolcu arabasnn yazhanesini gzden ayrmamak
iin duyduum gizli istee ters dmekle birlikte, beni ok sevindirdi. Zamanm olup
olmadn gidip soraym, diye bir eyler mrldanarak yazhaneye girdim. Arabann en
erken hangi saatte gelebileceini ince ince sorarak oradaki memuru sinir ettim, nk
arabann gelecei saati ben de zaten en az onun kadar biliyordum.
Oradan knca Mr. Wemmickin yanna gittim. Saatime bakp yazhaneden aldm
bilgiye am gibi yaparak onunla gelecek vaktim olduunu syledim.
Birka dakikada Newgatee vardk. Muhafz kulbelerinin nnden geerken plak
duvarlarda asl prangalar, zincirler grdk.
O ada cezaevleri kimsenin ilgilenmedii, bakmsz yerlerdi. Her trl kamusal
hakszla kar abartl tepki gsterme a henz uzaklardayd. Yani cezaevleri barnma
ve beslenme ynnden, yok yoksul takm bir yana askerlerden bile daha iyi duruma
gelmemilerdi henz. Ve daha lezzetli orba karlmas gibi mazur grlebilir amalarla
zindanlarn kundaklamalar henz seyrek grlen bir olayd.
Wemmick beni ieri soktuu zaman ziyaret saatiydi. mleki denilen kii ortada
bira dolatryordu. Avlu parmaklklarnn ardndaki tutuklular bira alp iiyor, kendilerini
grmeye gelen arkadalaryla ene alyorlard. Pasakl, irkin, karman orman bir
sahneydi dorusu.
Birden dikkatimi ekti: Wemmickin mahkmlar arasnda dolamas bir bahvann
bahesindeki fidanlarn arasnda dolamasn andryordu. Bir akam nce ieri alnm bir
mahkmla karlanca geceleyin topraktan srm bir filiz grm gibi, Ne, Kaptan Tom,
burda msn sen? deyii aklma ilk olarak bu benzetmeyi getirdi. Demek yle... Sonra:
Kara Bill mi u sarncn arkasndaki? Seni daha iki ay filan gelmezsin sanyordum. Naslsn
bakalm?
Parmaklklarda duralayp ieridekilerin kaygl fsldamalarn teker teker dinleyiinde
(o ince uzun, yark gibi azn hi oynatmakszn), adamlarn yzne baknda, Acaba son
grmden beri ne denli gelitiler? Yarglama srasnda gerektii gibi fkrp iek
aabilecekler mi? diye merak eden bir ilgi, bir dikkat okunuyordu.
Hkmller arasnda ok sevilip tutulduu belliydi. Jaggers firmasnn halka dnk
yzyd. Gene de Mr. Jaggersn ulu, tepeden bakan resmliinin biraz ona da bulam
gibi, karsndakinin bir lden te yaklamasn nleyen bir havas vard. Mvekkillerini
tandka bayla selamlyor, apkasn iki eliyle tutup yle, biraz daha rahata yan
yatryor, dudaklarn ksyor, ellerini ceplerine sokuyordu. Bir-iki mvekkille aralarnda
cret deme konusunda tartma kt. Bu durumlarda Wemmick mvekkilin uzatt
yetersiz paradan kaarcasna geri geri giderek, Bouna olum, diyordu. Sonunda ben
de emir kuluyum. Eksik para alamam. Paran btnleyemiyorsan bir tefeciye bavur. Bizim
meslekte bir sr tefeci vardr; birinin iine gelmeyen brnn iine gelebilir. Kendim de
bir emir kulu olarak sana dm budur. Sonu vermeyecek yollara bavurma. in mi
yok? imdi sra kimde?
Bylece Wemmickin fidanln bir boydan bir boya dolatk. Sonunda bana dnerek,
imdi tokalaacam adama dikkat edin, dedi.
O sylemese de dikkat ederdim buna, nk imdiye dek kimseyle tokalamamt.
Daha szlerini ancak bitirmiti ki ak gibi dimdik gene de csseli bir adam (imdi,
bunlar yazarken bile gzmn nnde) parmakln bir kesine geldi, elini yar aka, yar
ciddi bir asker selamyla apkasna gtrd. apkasnn st donup peltelemi orba
grnmndeydi. Srtnda da ypranm, haki renkli bir ceket vard. Yznn krmz
derisinin zerine bir garip solgunluk svanmt; gzlerini bir noktaya dikmeye ne denli
alrsa alsn baklar kayp evrede dolayordu.
Selam Albaym, dedi Wemmick. Naslsnz, Albaym?
yi diyelim, iyi olalm, Wemmick.
Elimizden her geleni yaptk sizin iin Albaym. Neylersiniz ki kantlar ok kesindi, ba
edemedik.
Evet, ok kesindi kantlar efendim. Ama bana vz gelir.
Elbette, diye Wemmick serinkanllkla konutu, Elbet vz gelecek size. Sonra bana
dnerek, Majestelerinin ordusunda hizmeti vardr Albayn, dedi. Orduda subayd, sonra
tazminatn dedi, kt.
Yaa, yle mi? dedim ben de.
Adam nce bana, sonra kafamn stnde bir yere bakt, sonra gzlerini drt bir yanda
dolatrd, sonra da elini dudaklarndan geirerek gld.
Wemmicke, Pazartesi gn buradan kurtuluyorum sanrm efendim, dedi.
Olabilir, dedi Wemmick. Ama kesin bir ey syleyemeyiz ki.
Adam elini parmakln iki ubuu arasndan uzatarak, Sizinle vedalama frsat
bulabildiime seviniyorum, Mr. Wemmick, dedi.
Wemmick onunla tokalaarak, Sa olun, Albaym, dedi. Size uurlar olsun deme
frsat bulduuma da ben seviniyorum.
Adam dostumun elini bir trl brakmayarak, Tutuklandm zaman zerimde
bulduklar ey sahici olsayd, benim hatrm iin de bir yzk takmanz isterdim, diye
konutu.
Wemmick, yi niyetinizin gerek olduunu biliyorum ya, gene takarm, dedi. Ha,
aklma gelmiken... siz gvercin meraklsydnz. Adam gzlerini gkyzne doru evirdi.
Taklac denilen cinsinden, grlmedik derecede gzel gvercinleriniz varm, diye
duydum. Baka bir iiniz iin gerekli deilse bir arkadanza rica edebilir misiniz, bir ift
getirsinler onlardan bana?
stediiniz yerine gelecektir efendim.
Wemmick, Gzel, dedi. Kendilerine ok iyi baklacaktr. yi gnler, Albaym. Hoa
kaln.
Gene tokalatlar. Oradan uzaklatmz srada Wemmick, Kalpazan, dedi. ok
ustadr. Yarg karar kdn bugn imzalyor. Albayn pazartesi gn idam edilmesi
kesinleti. Gene de, anlyorsunuz ya, ne de olsa bir ift gvercin de tanabilir mlk
saylr... yle ya da byle...
Wemmick dnp arkasna bakt, kurumu olan aacna son bir ba selam yollad.
Darya karken, Onun yerine hangi saksy koysam, diye drt bir yanna alc gzyle
bakp duruyordu.
Cezaevinden dar kmak iin gardiyan kulbelerinin nnden geerken, vasimin
nemini ieridekiler kadar bekilerin de bildiklerini anladm. stleri ivili, sivri demirli
kapy bekleyen, kapnn birini amadan nce brn dikkatle kilitleyen gardiyan, Ee,
Mr. Wemmick, sizin Mr. Jaggers u Waterside cinayetinde hangi yolu tutacak dersiniz?
diye sordu. Kastsz adam ldrme mi diyecek, yoksa baka bir ey mi akl edecek?
Wemmick, Kendisine sorsana, dedi.
Gardiyan, Tam buldunuz sorulacak adam! diye gld.
Wemmick mektup kutusunun yarna benzeyen azn gerip daha da genileterek,
Bunlar byledirler ite, Mr. Pip, dedi. Ben emir kuluyum ya, akllarna geleni sorarlar
bana. Beri yandan bizim patrona zrnk sorduklar duyulmu ey deildir.
Gardiyan, Wemmickin akacl karsnda glerek, Bu gen beyefendi rakln m
yapyor, yoksa ortaklardan m? diye sordu.
Wemmick, Ben demedim mi size, ite bir soru daha, dedi. Gryorsunuz ya, emir
kulunu buldu, daha birinci sorunun teri kurumadan, bir yenisini soruyor. Peki, ya Mr. Pip
ortaklardan biriyse?
Gardiyan, bu kez az kulaklarna vararak, O zaman Mr. Jaggersn nemene bir insan
olduunu biliyor demektir, diye yantlad.
Wemmick gardiyana akacktan yle bir vurarak, Ahh, dedi. Bizim patronu hi
anlayamyorsun sen. u elindeki anahtar gibi kaln kafalsn bu konuda. Hadi, koca tilki,
brak bizi de dar kalm. Yoksa patrona sylerim, vatanda yok yere alkoymak
suundan dava aar sana.
Gardiyan glerek bizi uurlad. Biz sokaa ktmzda o, kapnn ivileri zerinden
eilmi hl arkamzdan glmekteydi.
Wemmick biraz daha gizli konuabilmek iin koluma girip kulama eilerek, ciddilikle,
nan olsun, Mr. Pip, dedi. Bana kalrsa Mr. Jaggersn yapt en iyi ey evresinde byle
eriilmez bir hava yaratmasdr. yle ycelerdedir ki. Her zaman o denli ycelerde oluu
kendisinin sonsuz yetenekleriyle orantldr, neme gerek. O Albay olacak adam acaba Mr.
Jaggersla tokalap vedalaacak yrek bulabilir mi? Ya da o gardiyan Mr. Jaggersa
sorular sorabilir mi?.. Bizim patron da kendi dzeyiyle onlarn dzeyi arasnda bir yere
emektar adamn sokuturuyor. Bu yoldan da anlyorsunuz ya, onlar avucunun iine
almasn biliyor, her ynden.
Vasimin ince hesapl, kurnaz davranlar beni kim bilir kanc kez hayran brakmt.
Doruyu syleyip iimi boaltmak gerekirse, gene kim bilir kanc kez, Keke vasim bu
denli stn yetenekleri bulunmayan baka biri olsayd, diye itenlikle dnmekten
kendimi alamadm.
Wemmickten, Little Britaindeki iyerinin kapsnda ayrldm. Jaggersla grmek
isteyen birok kii gene evrede dolap duruyordu. Ben de araba yazhanesindeki
nbetimin bana dndm. nmde saat vard daha... Bu saatleri, kaderimin tuhafln
dnerek geirdim; zerimde hep zindanlarn glgesini, drt bir yanmda irkin sularn
lekesini tayp durmam ne tuhaft, gerekten. lk olarak kk bir ocukken, kymzn
ssz bataklklarnda dolatm bir akamzeri dmt zerime bu glge. Sonra iki kez
daha ortaya kmt, solan ama hibir zaman ortadan silinmeyen bir leke gibi. imdi bile
paraya, rahata kavutuum zaman bile bu glgenin gene yaantm karartmas ne garip
eydi...
Bir yandan da bana giderek yaklamakta olan Estellay dnyordum; gen, gzel,
gururlu, ince bir kz. Onunla bu zindan arasndaki eliki bana dehet ve tiksinti veriyordu.
Keke Wemmickle karlamam olsaydm, keke ona uyup birlikte gitmemi olsaydm da
byle byk bir gnde Newgate Zindannn kokusu bulunmasayd stmde, soluumda.
Bir aa bir yukar dolarken zindan tozundan kurtulmak iin ayakkablarm yere
vuruyor, giysilerimi silkeliyor, soluumu derinden derinden dar veriyordum. Bana
yaklamakta olan gzel varl dndke kendimi yle kirli buluyordum ki ben daha Mr.
Wemmickin uursuz fidanlnn zerime sinmi olan zehirli havasn yeterince
datamadan saatler geiverdi; araba erkenden geldi sanki. Pencerede onun yzn,
bana sallad elini grdm.
O bir tek saniye iinde bilincime vurup geen adsz karart ne olabilirdi?
33
Krklerle ssl yolculuk giysileri iinde Estella, benim gzlerime bile her zamankinden
daha gzel grnd. Bana kar da eskisinden ok daha neeli ve yaknd. Bu deiiklikte
Miss Havishamn etkisini okur gibi oldum.
Han avlusunda Estella bana bavullarn gsterdi. Her ey toparland zaman, ondan
baka her eyi unutmu olan ben, onun gidecei yeri bilmediimi anmsadm.
Estella, Richmonda gidiyorum, dedi. Bize tembihlendiine gre iki tane Richmond
varm; biri Surrey de, biri de Yorkshirede. Benim gideceim Surrey Richmondmu. Yol
on be kilometre kadarm. Bir payton kiralayacakmm, beni siz gtrecekmisiniz. te
para kesem. Giderlerimi bu paradan deyecekmisiniz. Yok, alacaksnz keseyi, zorunlu
bu. Baka kar yolumuz yok sizinle benim, buyruklara boyun emek dnda. Kendi
iimizden gelenleri yapmakta zgr deiliz sizle ben.
Keseyi bana verirken gzlerimin iine bakmt. Szlerinde gizli bir anlam olabileceini
umdum. nk bunlar yle bir dudak bkyle sylemiti, ama honutsuzlukla deil.
Paytonu artmamz gerek, Estella. Burada dinlenir misiniz biraz?
Evet, biraz dinlenecekmiim burada. Bir bardak ay iecekmiim. Siz de bir sre bana
gz kulak olacakmsnz...
Bu da ona tembihlenenlerden bir paraym gibi koluma girdi. mrnde hi byle bir
ey grmemi gibi arabaya bakmakta olan garsona seslendim, bizi zel bir bekleme
odasna gtrmesini syledim. Bunun zerine garson hemen peetesini kard. Bu peete
onun bu binada yolunu bulabilmesi iin zorunlu olan, sihirli denek gibi bir eydi sanki.
Bunun yardmyla bizi karanlk bir hcreye gtrd. Burada, her eyi kk gsteren
zaten hcrenin boyunu bosunu dnrseniz hi gerei olmayan bir ayna anezli sos
iesi kimin olduu belirsiz bir ift de terlik vard.
Ben bu kecii beenmeyince garson bu kez bizi iinde otuz kiilik bir yemek masas
bulunan bir salona ald. Ocaktaki kmr kllerinin ynts altnda yank bir kitap yapra
grnyordu. Garson bu yangn kalntsna yle bir bakp ban salladktan sonra
istediklerimizi yazd. Bunlar, Hanmefendi iin aydan ibaret olduu iin garson, byk
bir karamsarlk iinde dar kt.
Bu salonun havasnda orba iin kaynatlan et suyuyla ahrlarn kokusu yle
belirginlikle birbirine karmt ki insann burnunun direi krlyordu. Bugn gibi
anmsyorum. nsann ister istemez, ahrdaki ilerin pek yolunda gitmediini, han sahibinin
kocayan atlar lokanta blmnde kullanlmak zere kaynattn dnesi geliyordu...
Gene de, Estella oradayd ya, benim gzmde salonlarn en gzeliydi bu. Onunla bu
salonda mr boyu mutlu olabileceimi dnyordum. (Oysa orada, o srada, onun
yannda hi de mutlu olmadm bilmenizi isterim. Kendim de ok iyi biliyordum nk.)
Ricmondda nerede kalacaksnz? diye sordum ona.
Estella, Byk bir para karlnda bir hanmefendinin yannda kalacam, diye
yantlad. Kendisinin geni bir evresi varm. Beni de bu evreye sokabilirmi. Birok
kimseleri tantabilirmi bana, beni de birok kimselere. Daha dorusu kendisi byle
sylyor.
Byle bir deiiklik, gittiiniz yerlerde herkesi hayran brakmak hounuza gidecektir,
deil mi?
Evet, yle sanyorum.
yle umursamakszn konumutu ki, Kendinizden, bir bakasymsnz gibi sz
ediyorsunuz, dedim.
Estella son derece tatllkla glmseyerek, Ya benim bakalarndan nasl sz ettiimi
siz nereden duydunuz ki? diye sordu. Kuzum, hadi, bana retmenlik etmeye
kalkmayn. Brakn da canmn istedii gibi konuaym. Mr. Pocketle yaptnz dersler
nasl gidiyor?
Sklmadan yaayp gidiyorum ite. Bir frsat karmaktaymm gibi geliyordu. Hi
deilse... diye kekeledim.
Hi deilse? dedi Estella.
Sizden uzakta, herhangi bir yerde olabileceim kadar rahatm ite.
Estella istifini bozmadan, Budala ocuk, dedi. Ne sama sapan laflar bunlar?
Hocanz Mr. Matthew Pocket, yanlmyorsam, ailesinin br bireylerinden ok stnm,
yle mi?
Gerekten ok daha stn. Kimseye zarar yok, bir...
Kendinden baka, demeyin sakn, diyerek Estella szm kesti. nk irenirim o
tr insanlardan. Ama Mr. Matthew karclktan uzak, art niyeti, kk hesaplaryla
kskanlklar olmayan bir insan m gerekten, duyduum gibi?
Btn bunlara hi ekinmeden evet diye yant verebilirim sanyorum.
teki akrabalar konusunda hi ekinmeden bunu syleyemezsiniz, diye Estella hem
ciddi, hem akac bir ifadeyle konutu. Sizi, kimileri aktan, kimileri dolayl yoldan
ekitireceiz diye Miss Havishamn kafasn iiriyorlar. Gzleri hep zerinizde, her
yaptnz ktye yorup mektupla Miss Havishama bildiriyorlar. Kimi zaman imzasz
mektup bile yazyorlar. Varlnz onlar iin bir mr trps, yaantlarnn tek ura
belki. Bu kiilerin size nasl di bilediklerini dnyada anlayamazsnz.
Gene de bana bir zararlar dokunmadn umarm?
Estella bana yant verecei yerde bir kahkaha att. Bu ylesine alkn olmadm bir
eydi ki ona afallamasna bakakalmtm. nce bir glle yetinmeyerek gerekten
iten, kvanla glmt. O susunca ben, onun yannda zerime her zaman inen
ekingenlikle, Bana bir zararlar dokunacak olsa byle glmeyeceinizi umabilir miyim?
diye sordum. Umabilmek isterim bunu.
Estella, Yok, yok, o ynden iiniz rahat olabilir, dedi. Onlar amalarna
ulaamadklar iin byle gldme emin olabilirsiniz. Ah, Miss Havishamn evresindeki
akrabalar! yle ikenceler ekiyorlar ki, bilseniz!
Estella gene gld. imdi, neden gldn bilmekle birlikte gene de garipsiyordum.
Candan olduu evet su gtrmezdi, ama bu durum iin biraz ar gibiydi. in iinde
benim bilmediim bir eyler olmal, diye dndm. O da aklmdan geenleri okuyarak
yantlad:
Bu insanlarn abalarnn boa gitmesini grmek nasl tatmin ediyor beni, siz bile
kolay kolay anlayamazsnz, dedi. Gln dtkleri zaman onlara ks ks glmek nasl
da zevk veriyor bana... Ne de olsa kklkten beri o garip evde yetiip bymediniz siz.
Bask altnda, savunmasz bir ocukken onlarn sevgi, acma numaralaryla, okayp
avutma maskesi altnda nasl kuyunuzu kazdklarn grseydiniz, sizin de gzleriniz alr,
grleriniz keskinleirdi benim gibi.
Estella glmekten vazgemi, ciddilemiti imdi. Bu anlar, ok derinlerde gml
olduklar yerlerden koparp kard ortadayd.
Size kesinlikle iki ey syleyebilirim, dedi Estella. Birincisi: Geri damlaya damlaya
gl olur, diye bir atasz vardr ama bakmayn siz ona. Bu insanlar bin yl da sizi
fitneleseler sizi byk kk hibir konuda Miss Havishamn gznden dremezler. Bir
kez bundan yana iiniz rahat olsun. kincisi, onlarn sizi ktlemek iin bo yere
rpnmalarn seyrederken yle eleniyorum ki size teekkr borluyum. yleyse, gelin
tokalaalm.
Elini glerek verdi bana, nk deminki hrs gemi, neesi geri gelmiti. Elini tutup
kaldrarak dudaklarma gtrdm.
Estella, Budala ocuk, dedi gene. Hi sz dinlemez misin sen? Yoksa bir zamanlar
yanam ptn niyetle mi pyorsun elimi de?
Hangi niyetti o? diye sordum.
Dur, bir dakika dneyim. Dalkavuklarla karclar tepeleyip kk drmek
niyetiydi.
yleydi, dersem gene pebilir miyim yanan?
Elimi pmeden nce sorman gerekirdi ama peki, istersen pebilirsin.
Eildim; durgun yz bir yontunun yz gibiydi. Dudaklarmla dokunduum dakikada
yanan benden ekerek, imdi artk benim aym getirteceksiniz, sonra da Richmonda
gtreceksiniz beni... dedi.
Gene deminki tutumuna dnmesi, bakalarnn zoruyla bir araya gelen iki kuklaymz
gibi konumas beni incitmiti. Zaten onunla bir aradayken her ey ac veriyordu bana.
Benimle konuurken davran, sesinin tonu nasl olursa olsun gvenemiyordum ona. Gene
de, gvensizliime, umutsuzluuma karn seviyordum onu, vazgeemiyordum
sevmekten. Ama bunu bin kez yinelemenin ne gerei var? Hep byle olagelmi deil
miydi?
ay getirsinler diye ngra aldm. Garson da elinde sihirli peetesiyle ortaya
karak, gide gele belki elli tane ara gere getirdiyse de ay daha grnrlerde yoktu.
Tepsi, fincanlar, fincan tabaklar, baklar, atallar (aralarnda et kesmeye yarayan yemek
baklar da vard), kaklar (trl eitli), tuzluklar, kaln demirden bir kapan altnda,
smsk gvenlie alnm kk bir kek, bol maydanoz kmelerinin arasnda gml ufak
bir para erimi tereya topa, unlu kk bir francala, gen kesilmi ekmek dilimlerinin
zerinde ocak demirlerinin bask izleri ve ite, en sonunda, i karnl, aile boyu bir
aydanlk! Garson bunu, yznde ar yk tayanlarn acl baklaryla, sendeleyerek
getirdi nmze. Gsterinin tam bu sahnesinde uzun zaman gzden rak kaldktan sonra
elinde, grne gre pek deerli olan bir kutu ile kageldi. Kutunun iinde ince dallar
vard. Bunlar scak suya batrdm ve bylece, btn bu hazrlklardan sonra Estella iin bir
bardak ay ya da ona benzer bir ey elde ettim.
Hesab deyip garsonun bahiini verdikten, oda hizmetisini grp seyisi
gzettikten, ksacas rvet ve bahi yoluyla btn hana kk dp kimseyi honut
brakamadmz gibi Estellann kesesini de adamakll hafiflettikten sonra dar ktk,
kiralk arabamza bindik, yola koyulduk. Cheapsidea dnp Newgate Sokana saptk ve
az sonra beni ylesine utandran zindann duvarna ulatk.
Neresi buras? diye sordu Estella.
nce bilmiyormu gibi aptalca bir numara yaptm, sonra syledim. Estella zindana
bakt, sonra ban gene ieri ekerek, Sefiller, diye mrldand.
O anda kafam kesseler ya da milyon verseler, o sabah zindan gezmi olduumu ona
syleyemezdim.
Sorumluluu bir punduna getirip bakasnn srtna yklemek iin, Sylenilenlere
baklrsa Londrada bu karanlk yerin gizlerini en iyi bilen kii Mr. Jaggersm, dedim.
Estella yava sesle, Her eyin btn gizlerini en iyi bilen kii o olsa gerek, dedi.
Onu sk sk grmeye alksndr, sanyorum.
Kendimi bildim bileli dzensiz aralklarla grmeye alknmdr onu. Ama onu daha
konuamayacak kadar kk olduum zamanlarda ne denli tanyorsam imdi de ancak o
kadar tanyorum. Ya senin aran nasl onunla? Daha iyi tanmaya, yaklamaya baladn m
bari?
Her zaman kukulu bir tutumu var, dedim. Bir kez kendimi onun bu huyuna
altrdktan sonra ona da almaya baladm.
li dl saylabilir misiniz?
Evinde yemee gittim bir kez.
Estella hafife bzlerek, Kim bilir ne garip bir yerdir, dedi.
Gerekten garip bir yer.
Vasimi Estellayla bile byle aktan aa konumaktan ekinmeliydim, oysa bana
kalsa Gerrard Sokandaki evde yediimiz yemei bile anlatacaktm. Neyse ki tam o
srada bir sokak lambasnn aydnlna kverdik. Bu k, daha nce de iimi dolduran o
adsz duyguyla parlayp yalazlanyormu gibi geldi bana. yle ki feneri geride brakp gene
lolua gmldmz zaman, imek akmasna bakmm gibi, bir dakikalna gzlerim
kamat.
Bundan sonra baka konulara daldk. Daha ok getiimiz yollardan, Londrann hangi
semtlerinin hangi yana, hangi semtlerininse br yana dtnden konuuyorduk.
Estella bu koca kentin kendisi iin hemen hemen tmyle yabanc olduunu sylyordu.
Fransaya gidene dek Miss Havishamn evinden hi ayrlmam. O zaman da gidile
dnte Londradan yle bir gemi. Burada kald srece Jaggersn ona da vasilik edip
etmeyeceini sordum. Estella bu soruma kesinlikle, Tanr korusun! demekle yetindi.
Beni bylemek istediini, bu yzden sevimli, ekici davrandn, zor bir i olsayd bile
bunu eninde sonunda baaracan grmemek iin aptal olmak gerekirdi. Gel gr ki bunu
grmek mutluluk vermiyordu bana. Estella bizim bakalarnn buyruklarnca
ynlendirildiimizi sylememi miydi? Bunu sylememi bile olsa kalbimi, beni
sevdiinden tr kazanmak istediine inanamazdm; salt yaralamak, sonra da frlatp
atmak amacyla avucunun iine almak istediine yorardm.
Hammersmithten geerken ona Mr. Pocketin oturduu yeri gstererek Richmonddan
uzakta olmadn syledim; birbirimizi sk grebilme umudumu belirttim.
Evet, sk sk geleceksin, dedi. Ne zaman uygun grrsen beni grmeye geleceksin.
Evdekilere tantlacaksn. Zaten adn imdiden biliyorlar.
Gidecei ailenin kalabalk olup olmadn sordum.
Yok, yalnzca iki kiiler, anne ile kz. Anne sosyetede olduka yksek yeri olan birisi.
Gene de gelirini artrmak dncesi ekici gelmi olsa gerek.
Miss Havishama ayorum. Senden byle hemencecik nasl ayrlabildi?
Bu da Miss Havishamn benim iin kurduu tasarlarn bir paras, Pip, diye Estella
hafife iini ekti, yorulmu gibi. Ona hemen her gn mektup yazacam, dzenli aralarla
grmeye gideceim, baarlarmz anlatacam ona; onun mcevherleri ile benim
baarlarm. O mcevherlerin hemen hemen hepsi benim oldu gibi bir ey.
Beni ilk olarak z admla armt. Bunu da hesapl olarak yapmt elbet; ne denli
sevinip bayram edeceimi nceden biliyordu.
Yollar ylesine arabuk tkendi ki, Richmonda nasl vardm bilemedim.
Gideceimiz yer ite oradayd, tam karmzda; kasnakl eteklerle yaptrma benlerin,
pudral salarla srma ilemeli ceketlerin, dizlik oraplarla dantel frfrlarn, madalyalarla
kllarn saltanatna kim bilir ka dnem sahne olmu arbal, oturakl bir ev. Evin
nndeki yzyllk aalar da hl o kasnaklar, takma salar, kolal etekler kadar resm ve
yapay biimlerde budanp dzenlenmilerdi. Ne var ki bu aalarn, sonsuz ller
kervanndaki yerleri pek uzak saylmazd. Yaknda kervandaki yerlerini alacak, kervandaki
her ey gibi onlar da sessizce yollarna gideceklerdi.
Ay nda eski bir ngran yalanm sesinin ciddi tnlamalar duyuldu. Bu ngrak
hi kukusuz eski gnlerde bu byk eve, Kasnakl, kabark, yeil etek geldi; kabzas
elmas kakmal kl geldi; krmz topuklu pabularla mavi tek ta prlanta geldi, diye
haberler vermiti. imdi de kiraz renkli iki hizmeti kz sevinli bir tela iinde Estellay
karlamaya ktlar. ok gemeden evin kaps bavullar yutmutu. Estella bana elini
uzatp glmseyerek iyi geceler diledi, sonra o da kapdan ieri girip grnmez oldu. Ben
hl orada durmu eve bakyor, bu evde onunla birlikte yaasam ne mutlu olurdum, diye
dnyordum. Bir yandan da onunla birlikteyken mutluluktan uzak kaldm, yaamn
bana zindan olduunu ok iyi biliyordum.
Hammersmithe dnmek iin arabaya bindim. Binerken cayr cayr yanan yreim
arabadan inerken bin beter yanyordu. Bizim evin kapsnda, kklerin bir ya gn
toplantsndan yannda kk kavalyesiyle dnmekte olan kk Jane Pocket ile
karlatm. Flopsonda gzaltnda tutulmasna karn, yle zendim ki bu kk
kavalyeye!
Mr. Pocket evde yoktu; konferans vermeye gitmiti, nk ev ynetimi konusunda
verdii tatl, zevkli konumalar pek nlyd. ocuklarla, evde altrlan iilerin ve aile
btesinin ekip evrilmesi stne yazm olduklar, bu konulardaki en iyi ders kitaplar
saylrd.
Mr. Pocket evde deilse bile Mrs. Pocket evdeydi. Ba da ufaktan dertteydi. nk
dad Millersin (Piyade Muhafz Blnden bir akrabasyla) habersizce dar kmas
zerine bebecie oyalansn diye bir kutu diki inesi vermilerdi. nelerden birou
eksilmiti. O yataki kklerin de bu sayda ineyi ieriden ya da dardan almalar
kendileri iin pek yararl saylamazd elbet.
Mr. Pocket herkese ok yerinde, ok pratik tler vermekle yle hakl bir n yapm,
dncelerinin duruluu, salaml, yarglarnn kl krk yaran hakseverlii ile ylesine
tannmt ki, yreimin yanp durduu u srada, beni dinlemesi iin yalvarp ona almay
kafamdan geirdim. Ne var ki o srada gzm Mrs. Pockete takld. Mrs. Pocket bebecie
de, her derde deva sayd reeteyi salk verip onu yatmaya yollam, imdi Soylular
Katalounu okumaya dalmt. Ona baktm. Yok, neme gerek, dedim kendi kendime.
Vazgeeyim daha iyi.
34
Beni bekleyen gelecein parlak olduu dncesine altka, bunun kendi zerimdeki
etkisiyle evremdekilerin stndeki etkisi farknda olmadan dikkatimi ekmeye balamt.
Kendi kiiliim zerindeki etkiye, elimden geldiince gzlerimi kapamaya alyorsam da
bunun tmyle hayrl bir deiim olmadn ok iyi biliyordum. Joeya gsterdiim
nankrln ans iimde hi dinmeyen bir szyd. Biddyye kar da vicdanm rahat
saylmazd. Geceleri uyku tutmad zamanlarda (Camilla gibi) iim yorgunluktan ezilerek,
Miss Havishamn yzn hi grmeseydim daha mutlu, daha iyi bir insan olurdum; o eski
demirci dkknnda, Joenun yan sra alnmn teriyle alarak byyp erkeklie i
rahatlyla eriirdim, diye dnyordum. Ka geceler, tek bama oturup ocaktaki
alevlere gzm daldnda, ne olursa olsun dnyadaki hibir atein demirci dkknndaki
atele evimin mutfak ocandaki atee benzemeyeceini dnyordum.
te yandan Estella kafamdaki kayglarn, duygularmdaki altstln yle ayrlmaz bir
parasyd ki, bunun ne kadarn ben yarattm gerekten saptayp kartamyordum.
Demek istediim, bu mirasa konmam olsam bile bir kez Estellay aklma takmtm
madem... imdikinden daha iyi, daha mutlu bir insan olup kacama kendimi gerekten
inandramyordum.
Varsllmn bakalar zerindeki etkisine gelince, bu konuda kesin bir sonuca varmak
pek g deildi. Ben de, pek ak seik olmasa da bu etkinin kimseye yarar
dokunmadn, hele Herberte hi ama hi yararl olmadn sezebiliyordum. Benim
param su gibi harcama huyuma kaplarak o da kendi olanaklarn aan harcamalar
yapmaya balam, bu yzden yaantsnn yalnl bozulup arplm, eskiden ok rahat
olan ii kayglar, pimanlklarla dolmutu. Pocket ailesinin br dallarn ediime hi
zlmyordum; byle kklkler, ufak hesaplar onlarn yaradltan eilimlerine uygundu
nk. Gelgelelim Herbertin durumu bambakayd. Onun o plak denecek kadar kt
denmi odacklarna, bu odalara hi de uygun dmeyen pahal eyalar tka basa
doldurmakla, kanarya yelekli Ba Belasn emrine vermekle ona ktlk ettiimi
dndke iim cz ediyordu dorusu.
imdi bir de kk lks byk lkse dntrmenin kanlmaz, en kestirme yoluna
saparak hatr saylr borlar yapmaya balamtm. Ben yaparm da Herbert durur mu?
ok gemeden o da benim peimden geldi. Startopun nerisi zerine, Koru spinozlar
diye bir kulbn ye adaylna yazlmtk. Bu kurumun gtt amaca bugne dek akl
erdirememiimdir. Anlayabildiime gre bu ama, yelerin iki haftada bir toplanp pahal
bir yemek yemeleri, yemekten sonra kendi aralarnda ellerinden geldiince byk
tartmalara tutumalar, servis yapan alt garsonun merdivende szp kalmalarna neden
olmalaryd. Bu ok saygn, ok tatminkr toplumsal amaca daima baaryla ulalyor olsa
gerek ki, Herbert ile ben katldmz ilk kulp toplantsnda, ayakta kadeh kaldrld
zaman verilen demeten bunun dnda pek bir ey anlayamadk. Bu deme yleydi:
Beyler, Koru spinozlarnn arasnda u srada yaygn olan dostluk balarnn sonuna dek
egemen olmas dileiyle...
spinozlar paralarn budalaca harcyorlard. Yemek yediimiz lks otel Covent Garden
semtindeydi. Klbe katlmak onuruna kavutuum zaman ilk rastladm spinoz da
Bentley Drummle oldu. Drummle o sralarda kentin iinde kendi paytonunu kendi srerek
drt dnyor, bu yzden sokak kelerindeki direklerde byk hasar meydana getiriyordu.
Bazen, kendi kendini arabasndan aa tepetaklak frlatt da oluyordu. Bir akam onun
byle, dizginleri birden ekince kendi kendini kulp kapsna bir uval kmr boaltr gibi
yuvarlayverdiini grdm... Yalnz, bu anlattm daha ncedendi, nk ben daha
spinoz olmamtm o zamanlar; kurulun kutsal kurallar gereince, yirmi bir yam
doldurmadan nce olamazdm da.
Kendi varsllma ylesine gveniyordum ki, Herbertin giderlerini de seve seve
yklenebilirdim. Gelgelelim Herbert gururluydu; byle bir neriyi ona dnyada
aamazdm. Bu yzden ocukcazn ba drt bir yandan dertliydi; bir yandan da piyasay
kolaan etmekten hi vazgemiyordu. Giderek daha ge saatlere dein gezip tozmaya,
ge saatlere dek sren toplantlara katlr olmaya balamtk. Herbertin bir sre sonra
sabahlar kahvalt saatlerinde evresini karamsar baklarla kolaan ettiini fark ettim.
leye doru baklarnda daha bir umut beliriyor, ne var ki akam yemeine oturduu
zaman zerine bir kknlk geliyordu. Yemekten sonra ise peinde kotuu sermayeyi,
ok uzaklardan bakarcasna buulu gryor, gece yarsndan sonra ise bu sermayeye, elini
uzatsa tutacak kadar yaklaveriyordu. Derken sabah saat iki sularnda gene ylesine bir
umutsuzlua gmlyordu ki bir tfek alp Amerikaya gitmekten, oradaki buffalolar
kendisine servet kazandrsnlar diye kandrmaktan sz etmeye balyordu.
Haftamn aa yukar yars Hammersmithte geiyordu. Oradayken ayam
Richmonddan hi eksik olmuyordu. Bunu ayrca, sras geldike anlatacam. Ben
Hammersmithte olduum zamanlar ounlukla Herbert de gelirdi. Byle zamanlarda
babas, onun bekledii frsata henz kavuamadn bir sre iin yle bir alglard
sanyorum. Ne var ki bir yandan evi, ailesi, bir yandan ileri derken yle bir yuvarlanp
gidiyordu ki olunun sorunlaryla uraacak zaman bulamyordu. Bir yandan da salar
gitgide aaryor, kendini sa kklerinden tutup havaya kaldrma giriimleri gitgide
sklayordu. te yandan Mrs. Pocket ayann altndaki tabureyle herkesi sendeletip
dryor, Soylular Katalounu okuyor, her dakika mendilini yitiriyor, bize sevgili dedesini
anlatyor, yeni yetienlere de atlganlk zerine dersler veriyordu. Bu konuda kulland
yntem onlar, ne zaman dikkatini ekseler kaldrp yataklarna atmakt.
u srada yaantmn bir dnemini, bir an nce aradan karmak iin, genel izgileriyle
veriyorum. Bunun en iyi yolu da Barnards Inndeki huylarmzla uralarmz bir an nce,
ayrntl olarak anlatmak.
Harcayabildiimiz kadar ok para harcyor, karlnda da (insanlarn insafszl,
agzll orannda) alabildiimiz kadar az ey alyorduk.
Hemen hemen her zaman mutsuzduk, dertliydik. Tandklarmzn ou da bu
durumdayd. Aramzda dolaan, bize her zaman lgnca elendiimizi syleyen en bir
sanr vard; bir de hibir zaman elenmediimizi ileri sren gerein iskeleti. Bildiim
kadaryla bu durum evremizde, yatmz olanlarn arasnda yaygn, olaand.
Her sabah, bu ii ilk kez yaparcasna bir tutumla Herbert iine, evresini kolaan
etmeye giderdi. Onu iyerinde grmeye giderdim ok zaman. alt o izbe arka odada,
bir mrekkep hokkas, apka asks, kmr kovasyla iplerin durduu kutu, bir takvim, bir
masa, bir tabure, bir de cetvelle ba baa yayordu. Oturduu yerden evresini kolaan
etmenin dnda tek bir ey yaptn grmedim. Her birimiz stlendiimiz amac Herbert
gibi ylmadan uygulayabilseydik bir Erdemler Cumhuriyetinde yayor olurduk. Zavall
ocuun her gn leden sonrann belirli bir saatinde, sanrm patronunu grmek iin
Lloyda gitmekten baka bir ii yoktu. Bunun da daha ok trensel bir anlam tadn
sanyorum, nk renebildiim kadaryla Lloyd irketinde, ieri girmekten, sonra da
gene dar kp geri gelmekten baka hibir grevi, bir balants yoktu.
Durumunun kmazda olduunu, bir k yolu bulmasnn kesinkes gerekli olduunu
dnd zamanlarda, ilek bir saatte Borsaya gidiyor, oradaki kodaman tccarlarn
arasnda, ackl bir ky dans oynarcasna ne arkaya gidip gelmeye balyordu.
Bu zel gezilerin birinden dnnde Herbert, nk, Handel, diye bana aklamada
bulunmutu, grdm kadaryla gerek u ki, Handel, frsat denen ey adamn ayana
gelmiyor, sen onun ayana gideceksin. Ben de gittim ite.
Herbert ile ben birbirimize daha az bal olsaydk, her Tanrnn sabah birbirimizin
boazna sarlmamz gerekirdi sanyorum. Sabahn o pimanlk dolu saatlerinde ben,
odalarmzdan anlatamayacam derecede nefret ediyor, Ba Belasn ise grmeye bile
dayanamyordum. Bu arsz ocuk sabah sabah gzme, gnn br saatlerinde
olduundan daha pahal, daha da ie yaramaz grnyordu sanki. Herbert ile ben gitgide
daha ok borca battka, kahvaltlarmzn keyfi de giderek kamaya balamt. Bir sabah
bir alacakldan, (bizim kasaba gazetesinin diyecei gibi) bir mcevher iiyle ilgili
saylabilecek bir konuda bizi mahkemeyle tehdit eden bir mektup aldmzda canm yle
skld ki, Ba Belasn o mavi yakalndan tuttuum gibi havaya kaldracak kadar ileri
gittim; bizim francala istediimizi varsaymak kstahlnda bulundu, bahanesiyle. yle ki
Ba Belas izmeli bir Eros gibi resmen asl kald.
Belirli zamanlarda (yani belirsiz zamanlarda demek istiyorum, nk neemize bal
olduundan bu zamanlar nceden kestiremiyorduk) artc bir keifte bulunmuum gibi
Herberte dnerek, Sevgili Herbert, bizim iler ok kt gidiyor, diyordum.
Herbert de byk bir itenlikle, Sevgili Handel, diyordu bana. u rastlantya bak.
Yemin ederim, ben de imdi sana tpatp bu szleri sylemek zereydim.
yleyse u hesaplarmz bir gzel gzden geirmeliyiz Herbert!
Bu konuda bir zaman kararlatrmak iimize yle bir rahatlk veriyordu ki! Her
seferinde, adaml byle olur, bu i byle zmlenir ite, diyordum iimden.
Dman kskvrak yakalamak dediin byle olurdu ite.
Byle zamanlarda akam yemei iin yle zel bir eyler smarlardk; yanna da gene
yle zel bir ie... karnmz tok, srtmz pek olsun da kafamz saat gibi tkr tkr
ileyebilsin diye. Yemekten kalknca bir deste kalem, koskoca bir hokka mrekkep, gz
dolduracak kadar yaz kd ile kurutma kd alrdk. Elimizin altnda bir dolu kt
kalem bulundurmak pek iimize sinerdi nedense.
Ben nme bir tabaka kt ekerek tepesine, dzgn harflerle, Pipin Borlarnn
Dkm diye balk atardm. Herbert de bir tabaka kt alarak tepesine, Herbertin
Borlarnn Dkm diye yazard.
Bunun zerine ikimiz de yan bamzda karmakark yl duran, ekmecelere atlm,
ceplerde buruturulup yrtlm, mum yakarken kullanldndan yars kl olmu,
haftalardr ayna erevelerine sktrlmaktan ve buna benzer trl nedenlerden tr
zedelenmi kt paralarn gzden geirmeye giriirdik. Kalemlerimizin yazarken
kard ses, bizi ylesine cotururdu ki, ok zaman, yaptmz bu ciddi i ile borlarmz
gerekten demeyi birbirinden ayrt etmekte glk ekerdim. Karakter salaml, erdem
lleri bakmndan bu uralarn ikisi birbirine aa yukar eitmi gibi gelirdi.
Biraz sonra Herberte, Nasl gidiyor? diye sorardm.
Byle zamanlarda ounlukla, gitgide kabaran saylar listesinin karsnda tasal tasal
ban kamaya balam olan Herbert, Kabaryorlar, Handel, derdi. Yemin ederim,
kabardka kabaryorlar.
Kendi kalemimle harl harl yazmaktan vazgemeyerek, Ylmak yok, dostum Herbert,
derdim. Dmann gzlerinin iine bakmak gerek. Sen gznn iine baktka o bozulup
ban evirir.
Bakacam bakmasna da Handel, nce o benim gzmn iine baktndan ben
bozuluyorum da.
Gene de benim ylmayan tutumum etkisini gsterir, Herbert gene ie koyulurdu. Bir
sre sonra, Cobbun, yerine gre Lobbun ya da Nobbun makbuzu yok, diye kalemi gene
brakrd elinden.
yleyse aklndan bir hesap kart, Herbert. yle yuvarlak bir say hesapla, yaz
gitsin.
Dostum byk bir hayranlkla, Ne yaratc bir kafan var, Handel! derdi. Gerek
sylyorum, akln ie yle bir eriyor ki insan artyorsun.
Ben de byle dnyordum. Byle zamanlarda birinci snf bir iadam olduuma
kesinlikle inanrdm; zamannda karar verebilen, atlgan, duru dnen, serinkanl. Btn
borlarmn listesini karp bitirince listedekileri birer birer elimdeki makbuzlarla
karlatrr, makbuzun karl olan saynn yanna bir izgi izerdim. Bunu yaparken
duyduum i rahatl baldan tatl bir duyguydu. Listedeki tm saylar iaretleyip
bitirdikten sonra makbuzlarm zenle katlar, her birinin arkasna bir arp iareti yapar,
hepsini boyuna gre sralayp destekleyerek iple balardm. Daha sonra (benim i
dehamn kendisinde bulunmadn syleyecek kadar alakgnlllk eden) Herbertin
makbuzlarn da desteleyip katlardm. Bylece onun hesap ilerini de akla kavuturmu
olduumu dnrdm.
konusunda izlediim yntemin parlak bir yn daha vard ki buna, pay brakmak
derdim. Herbertin borlar yz altm drt sterlin, drt peni, alt sent kt diyelim. Ben,
Pay brak, iki yz yazver, derdim.
Ya da benim borlarm bunun drt kat ksa, rnein, hemen bir pay brakarak yedi
yz sterlin, diye yazardm. Ad geen bu pay geleneinin ok akllca bir tutum olduuna
yrekten inanmtm ya, imdi dnyorum da bakyorum bize pahalya patlayan bir
yntemmi bu. nk naslsa hemencecik yeniden borca girerek braktmz pay
kapatveriyorduk. Dahas, pay brakmann iimize verdii zgrlk ve bolluk duygusuna
kendimizi kaptrarak neredeyse bir ileriki listenin payn bile kapatm gibi oluyorduk.
Gelgelelim ilerimizi gzden geirdikten sonra zerimize inen dinginlik, sorumlu,
namuslu olmann verdii i rahatyla vn, beni kendi gzmde pek yceltirdi. Yapm
olduum alma, kullandm zel yntemlerle Herbertin vg szleri iimi yattrr,
honutlukla doldururdu. nmdeki masann stnde dzgnce balanm duran makbuz
destelerine, kt, kalem, mrekkep bolluuna baktka kendimi bir zel kiiden ok bir
tr bankaya benzetirdim.
Bu ciddi, yar kutsal alma gecelerinde, rahatsz edilmemek iin d kapmz
kapatrdk. Gene byle bir gecede, demin anlattm dinginlie gmlm durumdaydm ki
sz geen kapnn aralndan bir mektubun kaydrlarak yere dtn duyduk. Herbert
gitti, mektubu ald getirdi.
Sanaym, Handel, dedi. Kt haber deildir, umarm.
nk zarfn kenarlar kara izgili, mhr de kapkarayd.
Trabb ve Ortaklar imzasn tayan mektupta ksaca, benim sayn Mr. Pip olduum
belirtiliyor, iznim istenilerek ablam Mrs. Joe Gargerynin getiimiz pazartesi gn
akamzeri saat alty yirmi gee bu dnyaya gzlerini yumduu haber veriliyor,
nmzdeki pazartesi leden sonra saat te yaplacak olan cenaze trenine katlmam
isteniyordu.
35
Yaam yolumda ilk olarak bir mezar alyordu; dzgn yolda bu mezarn at gedik
akl almaz bir eydi. Ablamn mutfaktaki ocan banda, koltuuna gmlm oturuu,
gece gndz gzmn nnden hi gitmiyordu. Kydeki evimizin onsuz var olabileceini
havsalam bir trl almyordu. Geri son zamanlarda onu pek seyrek dnr olmu, belki
de unutmu gitmitim, ama imdi sokakta yrrken onun kardan bana geldiini grr
gibi oluyor, biraz sonra kapy alverecekmi gibi garip bir duyguya kaplyordum.
Londrada oturduum yerlerle ablamn hibir ilikisi olmamt. Ama buralarda bile hem
lmnn brakt boluu duyuyordum, hem de her dakika sesini iitir, yzn, kprtsn
grr gibi oluyordum. Sanki ok girip kmt buralara; hl yayordu sanki.
Yaam yolum hangi yne sapm olursa olsun, ablam gerek bir sevgiyle
anmsayacam sanmyorum. Ama sevginin bulunmad yerlerde bile insan ister istemez
pimanla, zleme benzer bir sarsnt geiriyor sanrm. Bu sarsntnn etkisiyle (belki de
sevginin eksikliini kapatmak iin) ablama bunca ac ektiren saldrgana kar iimi byk
bir fke brmt. Yeterli kantm olsa Orlicki, daha dorusu saldrgan kimse onu, lme
dein kovalayp cm alacam dnyordum.
Joeya basal dileyen ve cenazeye geleceimi bildiren bir mektup yolladktan sonra
aradaki gnleri yukarda anlattm tuhaf dnce ve duygular arasnda geirdim. O gn
erkenden, sabah arabasyla kasabaya indim. Kye yrmek iin nmde bol zamanm
vard.
Mevsimlerden gene yaz, hava ok gzeldi. Yolda yrrken savunmasz, minicik bir
ocuk olduum gnler, ablamn aman dinlemeyen insafszl aka gzmde canland.
Ama ne de olsa, renkleri daha bir yumuamt imdi, nl gdknn sivri ucu bile
yuvarlanp yumuam gibiydi. nk u srada yzm okayan yonca kokulu esinti
yreime, Bir gn ayn gnein altnda yryen bakalarnn da, bana kar yreklerini
yumuatmalarnn ne kadar ho bir an olabileceini, fsldamaktayd.
Sonunda bizim ev kardan grnd. Baktm, Trabb ve Ortaklar bir cenaze treni
dzenleyerek ynetime el koymular. Sokak kapsn, grnmleri hem gln, hem i
karartc olan iki beki tutmutu. Ellerinde kara sarglara sarl birer koltuk denei
tutuyorlard, sanki bu ara bir yas simgesi olabilir ya da greni avutabilirmi gibi!
lerinden birini tandm; Blue Boar Hanndan kovulan bir yamakt. Kendisi, ok ikili
olduu bir gecenin sabahnda, eyersiz bindii atn, boynuna iki koluyla sarlarak srme
gerei duyduu iin yeni evli bir ifti tala ukuruna drmesi yznden kovulmutu.
Kyn btn ocuklaryla ou kadnlar hayran hayran bu cenaze bekilerini ve
evimizle, dkknn kapal duran pencerelerini seyretmekteydiler. Ben yaklatm srada
bu bekilerden biri (handan kovulan) kapya vurdu. Benim, zntden bitkin dtm
iin kapy kendim alacak gcm kalmadn belirtmeye getiriyordu.
teki cenaze bekisi (bir gn bahse tutuarak iki tane kaz evirmesini yemi olan bir
marangoz) kapy at, beni konuk odasna ald. Burada Mr. Trabb en byk, en gzel
masann bana gemi, masann btn kanatlarn am, bir sr kara inenin yardmyla
bir tr kara panayr iletmekteydi. Benim ieri girdiim srada birilerinin apkasn uzun,
kara kumalara sararak Afrikal bir zenci bebeine benzetmiti. Benim apkam da almak
iin elini uzatt. Ama ben kafam kark olduundan onun bu yaptn yanl yorumlayarak
uzatt eli kavradm, byk bir candanlkla uzun uzun sktm.
Zavall, sevgili Joe! Kocaman bir fiyonkla enesinin altndan balanan kck, kara bir
pelerine sarlp sarmalanm, odann yukar kesinde, tek bana oturmaktayd. Onu
oraya, ba yasl olarak Trabbin yerletirmi olduu belliydi. Ona doru eilerek, Sevgili
Joe, naslsn? diye sordum.
Joe, Pip, iki gzm, sen onu eskiden bilirsin; nasl hkmet gibi kadn olduunu...
diyerek elimi smsk tutup skt, bakaca konumad.
Kara yas giysisinin iinde derli toplu, gsterisiz duran Biddy ortalkta dnp dolayor,
herkese, her ie yardmc oluyordu. Biddyye merhaba dedikten sonra, ene almann
sras deil diye dnerek gidip Joenun yanna oturdum. O... ey... cenaze... ablam,
acaba evin neresinde imdi, diye merak dmt iime. Konuk odasnn havasnda tatl
bir pasta kokusu duyarak gzlerimle evremde yiyecek masasn aradm. Gzlerim lolua
alncaya dek seemedimse de sonunda grdm. zerinde dilimlenmi erikli bir pasta,
dilimlere ayrlm portakallar, sandviler, rekler, iki de srahi vard. Hep ss eyas diye
bildiim, kullanldklarn hi grmemi olduum srahilerden birinin iine eri, brnn
iine de Porto arab konmutu.
Masaya bakar bakmaz Pumblechook dalkavuu gzme arpt. Kara bir pelerine
brnp apkasna kim bilir ka metre uzunluunda yas kurdelesi dolam olan
Pumblechook bir yandan tknrken, br yandan benim dikkatimi ekmek iin yerlere
kadar eilerek boyun krp duruyordu. Benimle gz gze gelmeyi baard dakikada,
soluundan eri damlalaryla pasta krntlar salarak yanat, sessizce, zin verirseniz,
dedi; izin kar kmaz da gene yapacan yapt.
Ondan sonra Mr. ve Mrs. Hubble arpt gzme. Mrs. Hubble bir kede sessiz sedasz
oturmaktayd. Hepimiz arkadan geleceimiz iin, Trabb imdi her birimizi teker teker ele
alp kara bezlere sararak gln bohalara dntrmekteydi.
Mr. Trabbin deyimiyle odann ortasnda sra olduumuz zaman Joe, Demek
istediim, Pip, diye kulama fsldad. Demek istediim, beyfendiciim, diye ekledi
sonra, ikier ikier hizalanp sraya dizildiimiz srada. Korkun bir dansa hazrlanr gibi, i
rpertici bir durumdu bu. Bana kalsayd oncaz mezarna kendim gtrmek isterdim
ksacas. Yanma da -drt gerek dost alrdm, hani gnllerinden kopup gelecek, omuz
verecek, yrek verecek trden... Gel gr ki, Konu komu bylesine burun kvrr, dendi, iki
gzm, Saygszlk sayarlar, ayplarlar, dendi bana.
Tam o srada Mr. Trabb yasl, gene de i bilir bir sesle, Mendiller dar! diye bard.
Herkes, mendiller dar. Gidiyoruz!
Bylece, burnumuz kanyormuasna hepimiz mendillerimizi yzmze kapadk, ikier
ikier dar ktk. Joe ile ben, Biddy ile Pumblechook, karkoca Hubblelar. Zavall
ablacmn tabutunu mutfak kapsndan dar karmlard. Burada cenaze
dzenleyicilerin kurallar gereince, tabuta omuz veren alt kii ak saakl, korkun bir
kara kadife rtnn kvrmlar altnda grnmez olmak zorundaydlar. Bu yzden tabut, iki
cenaze bekisinin yol gstermesi sayesinde zar zor, sendeleyerek srnp giden, on iki
aya insan ayana benzeyen, kr bir yaratk oldu kt.
Ne var ki, komular btn bu yaplanlar pek beenmilerdi. Kyn iinden geerken
byk bir hayranlk uyandrdk. Ahalinin daha gen, daha canl olanlar arada bir nmz
sra koarak yolumuzu kesiyor, bizi sokak kelerinde, daha iyi seyredebilecekleri yksek
yerlerde bekliyorlard. Byle zamanlarda en heyecanllar bizim beklenilen yerde
gzkmemiz zerine kendilerini tutamayarak, te grndler! diye heyecanla
baryorlard. te geliyorlar!
Ksacas bir alklanmadmz kald!
Bu yry srasnda Pumblechook denilen o alak yzsz canmdan bezdirdi beni.
Tam arkama dtnden yol boyunca nazike apkamn uzun kurdelesini, yas
pelerinimin kvrmlarn dzeltti durdu. Bu arada karkoca Hubblelarn ar gururu da beni
aalatt. Byle sekin bir trende yer aldklar iin kibirlerinden ylesine iiniyorlard ki
burunlarnn byklnden yanlarna varlmyordu. Buna amamak insann elinde
deildi.
imdi bataklk nmzde uzanyordu, apak. Irmaktaki gemilerin yelkenleri batakln
iinden biter gibiydi gene. Kilise bahesindeki mezarla girmi, hi bilmediim annem ile
babamn mezarlarnn yaknnda bir yerde durmutuk. Philip Pirrip, bu kyde oturanlardan.
Ve Georgiana, yukarda ad geenin kars. te burada, taa yukarda akyp duran
tarlakularnn tleri arasnda, esen hafif yelin gzelim bulut ve aa glgelerini
serpitirdii topraa ablam sessizce braktk.
Akl her zaman dnya ileriyle dolu olan Pumblechookun tren srasndaki davrannn
stnde pek durmak istemiyorum. Her yaptnn bana yaranmak amac gttn
sylemekle yetineceim. nsanolunun dnyaya plak geldiini, gene plak gideceini,
dnyadan bir glge gibi yle bir szlp getiimizi yineleyen o yce, grkemli blm
okunurken bile Pumblechookun benden yana bakarak, Bunlar beklenmedik bir mirasa
konan kkbeyimize gre szler deil, dercesine, hafiften ksrdn duydum.
Eve dndmz zaman da bu alak, Keke ablanz kendisine baladnz byk
onuru, bilebilseydi, diyecek kadar yzszleti. Hatta ablamn bilebilse, Byle bir onur
uruna canm feda, diyeceini dokunduracak kadar ileri gitti!
Bundan sonra eriden arta kalan bitirdi; Mr. Hubble da Porto arabn bitirdi. kisi ba
baa verdiler, kendileri len kadndan apayr bir soydan geliyorlarm da lmszmler
gibi bir tutumla (ki bu tutumu sonradan birok cenazelerde grerek olaan bir ey
olduunu anlayacaktm) konumaya baladlar. En sonunda Pumblechook, Hubblelarla
birlikte gidebildi. Jolly Bargemenda felekten bir gece alarak benim kklk dostum, en
yakn yardmcm olduunu herkese anlatacan ok iyi biliyordum.
Herkes ekilip gittikten, Trabb ve Ortaklar da (neyse ki Trabbin ra grnrlerde
yoktu; dikkat etmitim buna) soytarlk aralarn antalarna doldurarak oradan
ayrldktan sonra ev gene kendi evimiz oldu kt. Joe, Biddy ile ben souk birka lokma
attrdk, ama mutfakta deil de konuk odasnda yedik bu yemei. Joe ban, ataln,
tuzluunu kullanrken yle ar bir dikkat gsteriyordu ki hepimiz diken stnde gibiydik.
Neyse ki yemekten sonra piposunu zorla eline tututurdum, alp dkkna gtrdm onu.
Orada dkkn kapsnn nndeki kocaman, yass taa yan yana oturduumuz zaman
daha bir rahatladk. Baktm, cenazeden sonra Joe srtndakileri kararak bayramlklaryla
i klnn karmas olan bir giyime brnm. Bu giysileriyle gene o her zamanki sevgili
Joeya, er olu er demirci ustasna benzemiti.
Eski kk odamda yatabilir miyim, diye sorunca pek houna gitti. Ne yalan
syleyeyim, benim de houma gitmiti, nk bu istei ileri srmekle hatr saylr bir
byklk yapm olduum kansndaydm. Akamleyin glgeler inmeye balaynca bir
frsatn buldum, Biddy ile bahede dolamaya ktm.
Biddy, dedim. Bu zc durumu bana daha nceden haber verebilirdin gibi geliyor.
yle mi geliyor, Mr. Pip? diye Biddy sordu. Bunu akl etseydim hi kukusuz
yazardm.
Sana kusur bulmak istediimi sanma, Biddy, ama bence dnmen gerekirdi bunu.
Demek sizce yle ha, Mr. Pip?
yle sessiz, derli toplu, iyi yrekli, yle cici bir kzd ki onu yeniden alatmak
istemedim. Yanmda ban emi, gzlerini yere dikmi yryne yle bir baktktan
sonra konuyu kapadm.
Biddyciim, bu olaydan sonra bu evde pek kalamazsn artk, deil mi?
Biddy hem zgn hem de kesin bir sesle, Yok, kalamam, Mr. Pip, dedi. Mrs. Hubble
ile grtm, onlara gidiyorum yarn. kimiz bir olup Mr. Gargeryye elimizden geldiince
bakabileceimizi umuyoruz; hi deilse hayatn yeniden dzene sokuncaya dek.
Ya sen nasl geineceksin, Biddy? Eer paraya fi...
Nasl m geineceim? diye Biddy serte szm kesti. Yzn o dakikada kan
basmt. Anlataym, Mr. Pip. Kye yaplan yeni okul hemen hemen bitmek zere. Orann
retmenliine atanmay umuyorum. Btn komular beni candan destekliyorlar. Ben de
sabrl, alkan bir retmen olacam, ocuklara ders verirken kendi bilgimi de
ilerletebileceimi umuyorum. Burada Biddy gzlerini bana doru kaldrp glmseyerek,
Siz de bilirsiniz ya, Mr. Pip, diye ekledi. Bu yeni okullar eskilerine pek benzemiyor. Ne
var ki okul gnlerimizden bu yana siz bana ok eyler rettiniz. Sonradan da kendi
kendime alarak ilerleme frsat buldum.
Biddy, bana sorarsan sen zaten ilerleyecektin, koullar ne olursa olsun.
Biddy, Evet, diye mrldand. Bir de o zararl huylarm olmasa.
Bana sitem etmek iin sylemi deildi bunu. Kendini tutamayarak, iinden geenleri
yksek sesle dar vuruvermiti. Her neyse, bu laf da burada keselim, dedim kendi
kendime. Bir sre daha, onun eik duran bana bakarak konumadan yrdm.
Ablamn nasl ldn bana anlatan olmad, Biddy.
Zavallcm; yle az ey var ki anlatlacak. Geri son zamanlarda iyilie doru bir
gidii vard, ama son drt gnn pek kt geirdi. Drdnc gnn akamnda ald
zaman, tam ay saatiydi, gzelce, Joe, dedi. Anlalr biimde. Uzun zamandr hi
konumamt; bu yzden hemen kotum, Mr. Gargeryyi dkkndan alp getirdim.
Ablacn bana iaretleriyle anlatmaya alt. Kocas yan bana gelip otursun istiyordu;
onun boynuna sarlmak istiyordu. Ben de ablann kollarn kaldrp kocasnn boynuna
sardm. O da ban kocasnn omzuna dayad. Mutlu, honut bir duruu vard. Bir sre
sonra gene, Joe, dedi. Daha sonra da, Bala, diye ekledi. Bir seferinde de, Pip, dedi.
te byle, ban kocasnn omzundan bir daha kaldrmad. Bir saat kadar sonra ldn
anladk. Kendi yatana yatrdk onu.
Biddy alyordu. Gitgide kararan bahe yolu, yeni yeni parlamaya balayan yldzlar da
benim gzlerimin nnde siliklemiti.
Ona saldran bulamadlar, deil mi, Biddy?
Hayr.
Orlick ne oldu, biliyor musun?
Klnn rengine baklrsa taocaklarnda alyor olsa gerek.
yleyse bu arada onu grdn demek, deil mi? O karanlk kedeki aaca neden yle
bakp duruyorsun, Biddy?
Onu orada grdydm de... ablamzn ld gece.
Ondan sonra da grdn onu, deil mi, Biddy?
Evet. Burada dolamaya ktmz zaman da grdm onu... Bouna, diyerek Biddy
eliyle kolumu tuttu, nk ben komaya davranmtm. Sana yalan sylemeyeceimi
bilirsin. Bir dakikack grnd orada, sonra karanla karp gitti.
Onun hl Biddynin peinde olduunu bilmek tepemi attrmt. Onu bulsam bir kak
suda boabilirdim. Biddyye de syledim bunu. Orlicki bizim buralardan
uzaklatrabileceime inansam hibir paradan, abadan kanmayacam ekledim.
Biddy beni usulca yattrarak daha gndelik, daha tatl konulara geti. Joenun beni
nasl sevdiini, nasl hibir eyden yksnp yaknmayarak (benim adm gemedi ama
zaten gerei yoktu ki; ben biliyordum Biddynin demek istediini) iinin banda, zerine
denleri yaparak yaamn srdrdn, bilei gl, konumas kt, ama yrei sevgi
dolu olduunu anlatt.
Joeyu vmek iin ne denilse azdr, dedim. Biliyor musun, Biddy, sk sk konumalyz
bunlar, nk bundan byle sk sk kye geleceim artk. Zavall Joeyu yapayalnz
brakacak deilim ya.
Biddy tek bir sz bile sylememiti.
Biddy duymuyor musun sylediklerimi?
Duymaz olur muyum, Mr. Pip?
Bana Mr. Pip deyiinin imdilik stnde durmuyorum; senin inceliine
yaktramadm sylemekle yetineceim. Bana kar takndn tavrla ne demek
istediini syler misin?
Ne demek mi? diye Biddy ekingen bir sesle sordu.
Ben kendimi hakl bulmann verdii bir sertlikle, Biddy, diye ktm. Bu tavrnn
anlam nedir, onu bilmek istiyorum.
Tavr m? dedi Biddy.
Yank gibi konumasana, diye dikletim. Eskiden hi byle huylarn yoktu, Biddy.
Eskiden yoktu, demek? Ah, Mr. Pip. Eskidendi o.
imden, her neyse, bu konuyu da kapayalm, diye dndm. Baheyi bir kez daha hi
konumadan dolatk, sonra ben ana konuya dndm:
Biddy, demin kye Joeyu grmeye sk sk gelirim, diye bir laf ettim. Sense bunu ok
anlaml bir sessizlikle karladn. Bunun nedenini aklamak iyiliinde bulunur musun,
Biddy?
O zaman Biddy darack bahe yolunda, yldzlarn altnda durdu, ban kaldrp o duru,
drst gzleriyle bana bakt.
Onu grmeye sk sk geleceinize gerekten inanyorsunuz, yle mi?
Vah vah, ne ac, diye iimi ektim. Biddy ile anlamak umudumun temelli sndn
seziyordum. nsanolunun en kt huylarndan biridir bu! Sevgili Biddy, baka bir ey
syleme artk. Bu szlerinle beni can evimden vurdun nk.
Bu ok yerinde nedenlerden tr akam yemeinde Biddyye uzak davrandm. Tavan
arasndaki eski, kk odama karken ona iyi geceler dilediim zaman da, l evinde
olduumuza, onun acsn hesaba katmaya zen gstermekle birlikte, son derece
resmydim. O gece uyanp durduka (ki eyrek saatte bir uyanyor gibiydim) Biddynin
bana kar nasl ta yrekli davranp gnahm aldn, beni nasl incittiini dnp
durdum.
Sabahleyin erkenden gidiyordum. Ben de sabahleyin erkenden dar ktm, kimse
beni grmeden eski demirci dkknnn tahta pencerelerinin birinden ieri baktm.
Dakikalarca durup Joeyu seyrettim oradan. Joe daha imdiden iba yapmt. alrken
yz grbzlk ve gle yle bir yordu ki nnde uzanan yaamn parlak gnei stne
vurmu sanrdnz.
Hoa kal, sevgili Joe. Yok, yok, silme sakn, isten kararm elini ver bana Tanr
akna. Ben bundan byle sk sk gelir, seni grrm, Joe.
Her gn gelsen gene bkmam, beyefendiciim, dedi Joe. Her gn gelsen sana
doyamam, Pip, iki gzm.
Biddy mutfak kapsnda beni beklemekteydi; elinde bir kupa taze st, bir kabuk
ekmek. Ayrlrken ona elimi uzatarak, Sana kzm deilim, Biddy, ama ok incindim
dorusu, dedim.
Kzcaz ackl bir sesle, Yok, incinme sen, diye yalvard. Seni yanl anlamsam
brak, incinen ben olaym.
Sisler gene usul usul ykselmekteydiler ben kyden uzaklarken. Sisler kalktka
ortaya kan, aydnlanan ey Biddynin szlerindeki gerek idiyse eer, kye
dnmeyeceimin gerei idiyse... ne diyebilirim? Sisler doruyu sylyorlard.
36
Herbert ile ben hesaplarmz gzden geirip faturalarmzn tutarn toplayp kendimize
pay braktka bsbtn ipin ucunu kararak borca batar gibiydik. Bir yandan da dnya
dnp duruyor, zaman da, huyu kurusun, hi durmakszn geip gidiyordu. Bu arada
Herbert in daha nceden bilmi olduu zere, gn geldi, ben daha neye uradm
bilmeden bir de baktm, yirmi bir yam doldurmuum.
Herbert erginlik ana benden sekiz ay nce ulamt. Yirmi bir yan doldurunca
eline erginliinden baka geecek bir eyi olmadndan, bu olayn Barnards Innde frtna
kopard sylenemez.
te yandan ikimiz de benim erginlik am bir sr umutlarla, pembe dlerle dolu
olarak iple ekmitik. Vasimin, byle bir gnde bana kesin bir bilgi vermekten
kanamayacana ikimiz de inanmtk nk.
Ya gnmn hangi tarihte olduunu Little Britain dekiler unutmasn diye elimden
geleni yapmtm. Bu tarihten bir gn nce Wemmickten resm bir mektup aldm: Mutlu
gnn akamzeri, saat bete yazhaneye gelirsem Mr. Jaggersn ok sevineceini
bildiriyordu. Bunu okuyunca ok nemli bir eyler olacana kesinlikle inandk. O gn
dakikas dakikasna sylenen saatte vasimin odasna gittiim zaman iim byk bir
heyecanla pr pr ediyordu.
D odada Wemmick ya gnm kutlad. Bu arada da drlm ince bir kt
parasn burnunun yan tarafna srtp duruyordu. Kt pek houma gitmiti ya
Wemmick buna ilikin bir ey sylemedi, bann bir iaretiyle beni vasimin odasna
ynlendirdi. Aylardan kasm olduundan, vasim srtn minenin kenarna yaslam,
ellerini ceket kuyruklarnn altnda kavuturmutu.
Pekl, Pip, dedi. Ama bugnden sonra sana Mr. Pip demem gerekiyor artk. Nice
yllara, Mr. Pip.
Tokalatk (Mr. Jaggersn insann elini kavramasyla brakmas bir olurdu), ben de
kendisine teekkr ettim.
Oturun, Mr. Pip.
Ben oturmutum, o ise kalarn atm ayakkablarna bakarak hl ayakta
durduundan, ona kar zayf bir durumdaymm gibi geldi. Bu da aklma birinin beni
yakalayp bir mezar tana oturttuu o eski zaman getirdi. Raftaki o tyler rpertici
maskeler vasime olduka yaknd; aramzdaki konumaya katlmak iin bouna bir aba
harcyorlarm gibi bir grnmleri vard.
Vasim, hcrede bir tankmm gibi, imdi, gen dostum, sana sylemem gereken bir
ift lafm var, diye sze giriti.
Buyurun, efendim.
Mr. Jaggers nce yere doru eilip tahtalara, sonra da ban geriye atp tavana
bakarak, Sence, Mr. Pip, dedi. Demek istediim, ka parayla geindiini biliyor musun?
Ka parayla m dediniz?
Hl tavana bakmakta olan Mr. Jaggers, Ka para dedim, diye yantlad. Ka...
para... ile... gei... niyor... sunuz?
Gzlerini oda iinde dolatrdktan sonra mendilini kard, burnuna gtrecekken eli
yar yolda duraklad.
Hesaplarm yle ok gzden geirmitim ki gelirlerimle giderlerim konusunda ufack
bir kesin bilgim varsa bile bunu da yok etmitim. Byk bir isteksizlikle, bu soruyu
yantlayamayacam bildirmek zorunda kaldm.
Bu yanttan honut kalma benzeyen Jaggers, Biliyordum zaten, dedi, sonra ta
gediine koymu gibi bir tutumla sesli sesli burnunu sildi.
te ben sana bir soru sormu bulunuyorum, dostum. Senin de bana bir soracan var
m?
Size sormaya can attm saysz sorular var, efendim. Yalnz, koyduunuz yasa da
unutmu deilim.
Sor birini, dedi Mr. Jaggers.
Velinimetimin kimlii bana bugn aklanacak m?
Hayr. Bir tane daha sor.
Bu bilgi yakn bir gelecekte verilecek mi bana?
Bunu imdilik ge bir kalem. Baka ey sor.
Drt bir yanma bakndmsa da hibir ka yolu gremeyerek dilimin ucundaki soruyu
sordum: Elime... bir ey geecek mi bugn, efendim?
Bunu duyan Jaggers zafer kazanmasna, Biliyordum iin ucunun buraya varacan!
dedi. Sonra Wemmicke seslenerek elindeki o kd istedi.
Wemmick geldi, kt parasn verdi, gitti.
imdi Mr. Pip, zahmet olmazsa beni can kulayla dinle. Buradan istediin gibi para
ekmektesin. Bizim Wemmickin nakit para defterinde sk sk adn geiyor. Ama gene de
bor iindesin elbet, deil mi?
Ne yazk ki evet demek zorundaym, efendim.
Ka para borlu olduunu sormuyorum, nk sen de bilmiyorsun. Bilsen de
sylemezsin zaten, olduundan az gsterirsin borcunu. Ben buna kar kmaya
davrannca Mr. Jaggers beni susturmak iin baparman yzme doru sallayarak, Evet,
evet dostum! dedi. Belki yalan sylemeyeceine inanyorsun, ama sylersin bu konuda.
zr dilerim, ama ben senden daha iyi bilirim bu gibi eyleri. imdi, al bakalm u kt
parasn eline. Aldn m? Gzel. imdi de a da syle bakalm, neymi.
Be yz poundluk banknot, dedim.
Be yz poundluk banknot, diye Mr. Jaggers benim szlerimi yineledi. Pek de gzel
bir para dorusu. Sence de yle saylmaz m?
Elbette! Saylmamasna imkn var m?
Hah! Ama sen soruyu yantla.
Saylr, hi kukusuz.
Demek sence hi kukusuz gzel bir para bu. te, Pip, bu gzel para artk senin z
maln oldu. Bugnn onuruna, seni bekleyen mirasn bir simgesi olarak armaan edildi
sana. Bundan byle, velinimetinin kendisi ortaya kncaya kadar bir ylda harcadn para,
ok gzel bulduun u parann toplamn gemeyecek. Bu demektir ki bundan sonra para
ilerinin ynetimi tmyle senin kendi eline geecek. Velinimetinin vekiliyle bir ilikin
kalmayp parann gerek kaynayla aranda balant kurulana dek ylda drt kez, her
ayda bir gelip Wemmickten yz yirmi be pound alacaksn. nceden de dediim gibi, bu
olanaklar sana salayann, ben yalnzca vekiliyim. Onun szn tutar, yaptma karlk
da para alrm. Bana kalrsa bu kiinin bu konuda yaptklar hesapszlktr, aklszlktr; ama
o bana, yapp ettiklerini deerlendireyim diye para vermiyor ki.
Bana kar bylesi eli ak davrandndan tr velinimetime kar duyduum gnl
borcunu belirtmeye balamtm ki Mr. Jaggers beni durdurarak, serinkanllkla, Pip, senin
szlerini herhangi birine ulatrmak iin de para almyorum ben, dedi. Sonra bu konuyu
burada toparlarcasna ceket kuyruklarn toparlayarak gzlerini gene ayakkablarna dikti;
onlarn kendine kar bir komplo tasarladklarndan kukusu varm gibi szmeye balad.
Bir sessizlikten sonra ben dolayl yoldan deminki konuya dndm:
Mr. Jaggers, demin sorduum bir soruyu imdilik gemek istemitiniz. Umarm bunu
sormakla yanl bir i yapmadm ya?
Neydi bu soru?
imi kolaylatrmayacan bilmem gerekirdi! Gene de soruyu yeni bir eymi gibi
ikinci bir kez hazrlayp dile getirmek zor geldi, biraz da utandrd beni.
Duraksayarak, ey diye sormutum, dedim. Velinimetim olan, sizin demin kaynak
diye sz ettiiniz kii acaba yaknda... Daha teye gitmenin ayp olacan, anlayann bu
kadar da anlayacan dnerek susmutum.
Ama Mr. Jaggers, Yaknda ne? diye steledi. Senin szlerin u durumuyla gerek bir
soru saylamaz.
Uygun bir deyim bulmak iin kafam altrarak, Yaknda Londraya gelecek mi? Ya da
beni kendi yanna aldrtacak m? diye sordum.
Mr. Jaggers o ukura batm kapkara gzleriyle ilk olarak gzlerimin iine bakarak,
Szn burasnda, dedi, sizin kyde ilk grtmz akama dnelim bakalm. O
zaman ne demitim sana, Pip?
Bu kiinin belki yllarca ortaya kmayacan sylemitiniz, Mr. Jaggers.
Tpatp yle, dedi Mr. Jaggers. te verebileceim yant.
Birbirimizin gznn iine bakmaktaydk. Ondan biraz daha bilgi koparma isteiyle
nefesimin sklatn duyabiliyordum. Nefesimin sklatn duyduka, bunu onun da
grdn anladka, onun azndan laf koparabilme olanann her zamankinden zayf
olduunu seziyordum.
Daha yllarca ortaya kmayacak m dersiniz, Mr. Jaggers?
Mr. Jaggers ban sallad. Soruma olumsuz bir yant veriyor deildi. Azndan laf
koparmaya almann bounaln genel olarak belirten bir olumsuzluk iaretiydi bu. O
srada gene gzme taklan o iki korkun, yampirik yzl maske de, uzun srm olan
dikkatlerini bundan te srdremeyeceklermi, nk haprmak zerelermi gibi
duruyorlard.
Mr. Jaggers atete stm olduu elleriyle bacaklarnn arkalarn ovuturarak, Bana
bak, dostum Pip, ak konuacam seninle, dedi. Sorulmamas gereken bir soru bu.
Beni g durumda brakabilecek bir soru olduunu sylersem belki daha iyi anlarsn ne
demek istediimi. Ama hadi, istersen biraz daha alaym sana, bir ey daha
syleyeyim...
Ayakkablarna dik dik bakabilmek iin yere doru yle bir eildi ki bu srada
baldrlarn ovuturmaya bile frsat buldu, sonra Mr. Jaggers dorularak konutu:
Bu kii ortaya ktnda, senle o, ikiniz, ilerinizi aranzda zmleyeceksiniz. O kii
ortaya kt zaman benim bu iteki rolm kesinlikle sona ermi olacak. O kii ortaya
ktnda benim bu konuya ilikin herhangi bir ey bilmeme artk gerek kalmayacak. te
benim btn syleyeceim de budur, Pip.
Bir sre gz gze baktk. Sonra ben gzlerimi evirdim, dalgn dalgn yere baktm.
Onun bu son konumasndan kardm sonuca gre Miss Havisham nedense, belki de hi
nedensiz olarak, Estellay bana vermek konusunda Jaggersa almamt, Jaggers da
buna ierliyor, bu konuda bir alnganlk duyuyordu. Ya da olur ya, bu tasarnn gerekten
karsndayd da hi karmak istemiyordu. Gzlerimi kaldrdm zaman onun deminden
beri ve imdi de hl keskin baklarla beni szmekte olduunu grdm.
Sizin btn syleyeceiniz buysa, benim de syleyebileceim bir ey kalmyor,
efendim, dedim.
Jaggers peki gibilerden ba sallad, hrszlarn uykusunu karan o koca saatini yelek
cebinden ekip kard, yemei nerede yiyeceimi sordu. Handa, Herbertle birlikte
yiyeceimi syledim. Bunun zerine, Siz de bizi onurlandrr msnz? diye sormaktan
baka kar yolum yoktu. Jaggers hi duraksamadan olur dedi. Yalnz, onun iin ayrca bir
eyler hazrlamak zahmetine girimeyeyim diye, birlikte gitmemizde direndi. Bu arada
yazlacak bir-iki mektubu varm, bir de (sylemeye ne gerek) ellerini ykayacakm.
Ben de onu beklerken br odaya geip Wemmickle ene alacam syledim.
in dorusu u ki, be yzlk banknot cebime gelince, daha nceleri ok zaman
dndm bir ey gene aklma gelmiti. Bu dnce konusunda akl danabileceim en
iyi insann Wemmick olduuna inanyordum.
Wemmick kasasn kilitlemi, kmaya hazrlanyordu. Masasnn bandan kalkm, iki
mumuyla sndrcsn kap yanndaki tatan bir rafn zerine koymutu. Ocaktaki atei
kllemi, paltosunu askdan indirmi, oturarak geen bir gnn sonunda biraz kann
hzlandrmak iin mi nedir, kasa anahtarn gsne, omuzlarna arpp duruyordu.
Mr. Wemmick, size akl danmak istiyorum, dedim. Bir arkadama yardmda
bulunmak istiyorum da.
Wemmick hemen, posta kutusunu kapatrcasna dudaklarn ksp ban iki yana
sallad; bu tr insancl zayflklarn kesinlikle karsnda olduunu mu belirtmek istiyordu?
Bu arkadam, diye konumam srdrdm, ticarete atlmak istiyor, ama be paras
yok. Bu yzden ie balama olanan bulamyor, ok byk umutsuzlua kaplyor. te
ben bir yolunu bulup onun ie balamasnda yardmc olmak isterim.
Wemmick tahta talalarndan bile daha kuru bir sesle, Pein parayla m? diye sordu.
Belirli lde pein para, diye karlk verdim, nk evdeki o dzgnce katlanp
balanm duran makbuzlar destesinin ans beni drtkleyerek rahatm karmt. Biraz
para yatrmay, daha sonras iin de snrl bir kredi salamay dnyorum, elime
geecek olan yllk gelire gvenerek.
Mr. Pip, dedi Wemmick. zin verirseniz sizinle birlikte Londrann kent snrlar
iindeki kprleri elimizin parmaklaryla yle bir sayalm: Durun bakaym, Londra
Kprs, bir; Southwark, iki; Blackfriars, ; Waterloo, drt; Westminster, be; Vauxhall,
alt. Her bir kpry, anahtaryla avucunun ortasna vurarak saymaktayd. Gryorsunuz
ya, alt tane kprmz var; been beendiini al.
Ne demek istediinizi anlayamadm, dedim.
Wemmick, stediiniz kpry sein, Mr. Pip, diye karlk verdi. Sonra setiiniz
kprnn stne kp yryn. Kprnn ortasna geldiinizde durun, paranz karp
aadan akan Thames Nehrinin sularna frlatn. Sen sa, ben selamet! Paranz gitti
gider. Ya da kartp bir dostunuza yardm iin verin; paranz gene gitti gider. Ne var ki
daha tatsz, hem de daha zararl bir biimde gider.
Bunlar syledikten sonra az kulaklarna doru ylesine yaylmt ki posta kutusunun
bu yarndan ieri gazete bile sard.
ok karamsar konutunuz, dedim.
Bilerek, dedi Wemmick.
Ben biraz sinirlenerek, Demek sizce insan hibir dostuna...
Tanabilir mlk yatrmnda bulunmamal, diye Wemmick szm kesti. ok iyi
anladnz, Mr. Pip. Eer insan o dostu bandan atmak istemiyorsa; eer istiyorsa, o
zaman da u sorun ortaya kyor: Dostu batan savmak uruna ka para yatrm
yapmaya deer?
Bu konudaki kesin fikriniz bu mu Mr. Wemmick?
Wemmick, Bu ofisteyken kesin fikrim budur, diye karlk verdi.
O zaman bir ak vermek zere olduunu anlayarak hemen, Yaa? diye stne
vardm. Walworthda iken sorsam kesin fikriniz ne olurdu acaba?
Wemmick byk bir itenlikle, ciddi ciddi, Mr. Pip, Walworth baka bir dnyadr, ofis
baka bir dnya, diye karlk verdi. Nasl ki yal babam bakadr, Mr. Jaggers
bambaka. Bunlar kartrmaya gelmez. Walworthdaki duygularmla dncelerimi
Walworthdayken renebilirsiniz. Bu ofiste, i yaantmdaki duygularmla
dncelerimden baka hibir ey renemezsiniz.
zerimden byk bir yk kalkarak, Pek gzel, dedim. yleyse ben de sizi
Walworthda grmeye gelirim. Kesin bekleyin beni.
Mr. Pip, dedi Wemmick de. Orada kiisel ve de zel ynden bamzn stnde
yeriniz var.
Vasimin kulaklarnn ne kadar keskin ve delik olduunu bildiimizden btn bunlar ok
alak sesle konumutuk. O srada vasim ellerini kurulayarak kapda grnnce Wemmick
paltosunu giydi, mumlarn sndrmeye hazrland. Sokaa mz birlikte ktk. Kap
nne gelince Wemmick kendi yoluna gitti, vasimle ben de bizimkine yneldik.
O akam ka kez, Keke Mr. Jaggersn de Gerrard Sokandaki evinde bir yal
babas, bir topu, ksacas bir kimsesi, bir eysi olayd da kalarnn atkln biraz
dzeltebileydi, diye iimden geirdim. Vasim dnyay, insana yle gvenliksiz, kuku
dolu, dostluktan, aklktan yoksun olarak tantyordu ki, Byle bir dnyada yirmi bir
yamda olmuum da erginliimi kazanmm, neye yarar? diye dneceim geliyordu.
Jaggers elbette ki Wemmickten bin kat daha bilgili, daha kafalyd; gene de o akam
sofrada onun yerine Wemmickin bulunmasn ben bin kat daha ye tutardm.
Mr. Jaggers yalnzca benim iimi karartmakla kalmamt. nk o gittikten sonra
Herbert, gzlerini atee dikmi oturduu yerden, Ar bir su ilemiim de unutmuum
gibime geliyor, dedi durup dururken. yle bir knt, yle bir sululuk duygusu var ki
iimde!
37
Ben ldkten sonra gn gelir, Richmonddaki yeil alana bakan o, arbal eski evde
bir hortlak trerse, hi kukusuz bu benim hortlam olacaktr. Estella orada oturduu
srece benim dirliksiz ruhum gece gndz dinlemeden o eve nasl da dadanmt bilseniz!
Kendim nerede olursam olaym, ruhum her gnn her dakikasnda o evin iinde, rahat
yz bilmeyerek dnyor dolayordu.
Estellann yannda kald Mrs. Brandley adndaki hanm duldu. Estelladan epeyce
byk bir tek kz vard. Anne gen, kzysa yal gsteriyordu. Annenin yz pembecik,
kzn benziyse soluk saryd. Anne elence dkn, hoppayd, kz ise sofu.
Sosyetedeki yerleri salamd. Ad anlr kiilerle gryorlar, onlar arlayp onlarca
arlanyorlard. Estella ile aralarnda duygusal bir yaknlk varsa bile yok denecek kadar
zayft. u var ki ikisi de birbirleri iin gerekli olduklarn ok iyi anlamlard. Mrs.
Brandley, Miss Havishamn dnyadan elini eteini ekmeden nceki gnlerden
arkadaym.
Mrs. Brandleyin konann iinde ve dnda, Estellann bana ektirtebilecei ilelerin
her trlsn, her derecesini tattm. Bu kez aramzdaki iliki, bana bir yere dek yaknlk
tanmakla birlikte hibir ayrcalk tanmad iin beni ldrtyordu. Estella teki
hayranlarn kskandrmak iin beni kullanyor, kendisine kar duyduum hayranl alaya
alp kmsemek iin de durmadan aramzdaki yaknlktan yararlanyordu. Onun zel
yazman, ua, vey kardei, yoksul bir akrabas olsaydm eer evlenecei adamn
kk kardei olsaydmona en yaklatm sralarda umutlarmdan ite ancak bu denli
uzaklaabilirdim. Bu durumda onu adyla armak, onun beni admla ardn duymak
ayrcal bile ektiim ileleri katmerletirmeye yaryordu. Aramzdaki bu senlibenlilik
Estellann br klarn deliye dndryordu sanyorum. Beni zrdeliye dndrdn ise
kesinlikle biliyorum.
Hayranlarnn says belirsizdi. Onun her yanna yaklaan kskanlmla bir hayrana,
a dntrdm bilmiyor deilim. Ama bunu hesaba katsak bile, hayranlarnn
says adam ileden karmaya yeterdi.
Onu Richmondda sk sk gryordum. Kentte sk sk ondan konuulduunu
duyuyordum. ok zaman ana-kz Brandleylerle onu kayk gezintilerine karyordum. Kr
gezileri, panayrlar, tiyatrolar, operalar, konserler, toplantlar, ksacas binbir trl elenti
boyunca onun peinden gidiyordum... hepsi de cehennem azabyd benim iin. Onun
yannda tek bir mutlu saat geirdiimi bilmiyorum. Gene de yirmi drt saatlik gnn her
dakikasnda kafam ona lnceye dek sahip olabilme dnceleriyle dopdoluydu.
Arkadalmzn bu dneminde (ki ok uzun srm gibi geldiini sonradan
anlayacaktm) Estella hep yaknlmzn, bakalarnn buyruu ile uygulanan bir grev
olduunu belirten bir tutum iindeydi. Gene de bazen, baka tm tutumlarn anszn bir
yana brakt oluyordu. Byle zamanlarda bana acyordu sanki.
Bir akam Richmonddaki evin gitgide kararan bir penceresinin banda birbirimizden
biraz ayr olarak oturduumuz srada sesini, tutumunu birden deitirerek, Ah, Pip, Pip,
hi mi sz dinlemeyeceksin sen? diye yaknd.
Ne sz, Estella?
Benim szm.
Sana hayran olmayaym m demek istiyorsun?
Demek istemek mi? Ne demek istediimi grmyorsan gzn kr demektir.
Buna karlk, Akn gz krdr derler, diyecektim ya, iimden hi kmayan bir
duygu (ki mutsuzluklarmn belki de en hafifiydi) imdi de dilimi balad, sustum; Miss
Havishamn isteklerine boyun ememek Estellann elinde deildi ki. Bunu bile bile ona
durmadan sevgimden sz etmek hakszlk saylrd. Her seferinde beni susturan ite bunun
dncesiydi. Miss Havishamn sznden kamayacan bildii ve bunu bilmek arna
gittii iin Estellann bana kar hrslanp beni bir gurur sorunu yapacandan, Miss
Havishama bakaldrmak istemesi yznden, yreinde benimle ilgili gizli frtnalar
kopmasndan korkuyordum.
Her neyse, dedim, bu kez sz dinlemi saylrm, nk mektup yazp beni aran
sensin.
Estella her zaman kanm donduran o souk, umursamaz glmseyiiyle, te bu
doru, dedi.
Bir sre darda gitgide koyulaan alacakaranla daldktan sonra, Satise yapmam
gereken bir gnlk ziyaretin zaman gelmi, diye ekledi. Miss Havisham beni bir
gnlne oraya istiyor. Zahmet olmazsa beni oraya sen gtrecek, sonra gene sen geri
getirecekmisin. Yalnz bama yola kmam doru bulmuyor, oda hizmetimi de
istemiyor, nk yle insanlarla karlamak dncesi ona dehet verir. Gtrr msn
beni?
Seni Satise gtrmek ha, Estella!
Gtrebileceksin demek? Yarndan sonra gidiyoruz, sence bir sakncas yoksa. Her
eyi benim kesemden deyeceksin. Biliyorsun bu koulu, deil mi?
Boyun emekten baka kar yolum yok.
Yolculuk iin bana verilen bilginin hepsi buydu. Her zaman byle oluyordu zaten; Miss
Havisham bana hibir zaman kendisi mektup yazmyordu; elyazsn bile grm deildim
daha.
Bir sonraki gn yola kp Satise vardk, Miss Havisham onu ilk grdm odada
bulduk. Satis Kknde de hibir eyin deimemi olduunu sylemeye bilmem gerek
var m?
Yalnz Miss Havishamn Estellaya gsterdii dknlk, onlar geen sefer ba baa
grdm zamana oranla mthi artm gibiydi. Mthii burada gerek anlamyla
kullanyorum, nk kza baklarnda, sarllarnda insan dehete dren bir ey vard.
Estellann gzelliine bakmakla doyamyor, szlerini can kulayla dinliyor, her kprtsn
agzllkle izliyordu. Oturduu yerden Estellaya bakarken titreyen elleriyle parmaklarn
bir kprdat vard; kendi yaratt bu gzel varl yutup iine sindirmek ister gibiydi.
Sonra da, barm delip geerek yreimdeki yaralar yoklayan keskin bir bakla bana
bakyordu. Estellann duyduuna bile aldrmayarak o cad gibi sesiyle, Aranz nasl, Pip,
ha? diye soruyordu. Nasl davranyor bu kz sana kar?
Akamleyin, ocan dalgal ateinin bana geip oturduumuz zaman Miss Havisham o
zamana dek grmediim bir acayiplie brnd. Estellann elini kendi eline hapsedip
kolunu da kolundan geirdi, sonra kzn Richmonddan yazd mektuplara deinerek,
kendine k ettii erkeklerin adlaryla kimliklerini teker teker azndan ald. br elini
koltuk deneinin stne, enesini eline dayam, kzn verdii listeyi, zrdeli bir beynin,
iyilemeyecek denli hasta bir ruhun youn dikkatiyle dinliyor, o alev alev yanan, ukura
batm gzlerini durup durup bana eviriyordu: gerek bir hortlak!
Btn bunlar bana bir eyi apak gsteriyordu: Beni perian etmesine, apac bir
tutsaklk ve aalanma duygusuna kaplmama karn, artk kesinlikle gryordum ki
Estella erkeklerden Miss Havishamn cn almaya kmt; bir sre hasta kadnn bu
hncn alacak, bana ancak ondan sonra verilecekti. Onun ok nceden bana ayrlm
olmasn da bu nedene balyordum imdi; onu br erkekleri bylesin, ileden karsn,
mahvetsin diye salverdii zaman Miss Havisham hibir erkein ona ulaamayacan, bu
dl kazanmaya oynayan herkesin oyunda yenik deceini, hain bir kesinlikle
biliyordu... Bana ayrlmt bu dl, ama sapklnn verdii ince bir kurnazlkla Miss
Havisham bana da bir sre ikence edilmesini kararlatrmt. Bunca zamandr Estelladan
uzak tutulmam buna balyordum. Jaggersn vasim olduu srada byle bir tasary
bilmezlikten gelmesinin nedeni de buydu.
Ksacas btn bunlarda Miss Havisham grdm o gece; hem u dakikada karmda
grdm, hem de ocukluumdan tandm ayn Miss Havisham... Onunla birlikte, onun
gneten kamak iin gizlendii bu karanlk, hasta evin zerimize den glgesini de o
gece aka grdm.
Oday aydnlatan mumlar duvar amdanlarna yerletirilmiti. Ta yukardaydlar; ok az
tazelenen hava iinde yanan klarn durgun, donuk, yapay aydnln yayyorlard
evrelerine. Gzlerimi mumlarda, mumlarn yaratt soluk glgelerde, durmu saatlerde,
tuvalet masasnn stndeki, yerdeki sararp rm gelinlik eyalarda, odann korkun
sahibinde, onun, atein bylterek duvarlara, tavana yanstt o heyula glgesinde
dolatrdm. Her grdm ey, kafamda biimlendirdiim sonucu yanstarak gerisin
geriye bana arpar gibiydi. Sahanln karsndaki byk odaya, orada kurulu duran len
sofrasna kayan dncelerim, ortadaki pastay saran rmcek alarna yazlm
duruyordu sanki; masa rtsnn stnde kouan rmceklerin ayak izleri, duvar
kaplamalarnn ardna kaan farelerin kk yreklerinin korku dolu tprtlar, yerdeki kara
bceklerin hantal yryleri benim aklmdan geenleri yazyordu.
O gece Estella ile Miss Havishamn arasnda sert bir tartma kt. Onlarn byle
attklarn ilk kez gryordum.
imdi anlattm zere ate banda oturmaktaydk. Miss Havisham Estellann kolunu
kendi kolundan geirmi, elini smsk tutmaktayd ki Estella usul usul ondan uzaklamaya
balad. Bundan nce de birka kez gururlu bir sabrszlk duyduunu, Miss Havishamn o
ateli sevgisine, benimseyip karlk vermeksizin katlandn anlamtm. imdi Miss
Havisham kzn bu davran zerine baklar imekler akarak, Ne var? Benden usandn
m yoksa? diye sordu.
Estella kolunu ekip ayaa kalkt, o kocaman bacann kesine gidip durarak, Yok,
yalnzca kendi kendimden usandm bir para, diye karlk verdi.
Baklarn atee dikmiti.
Miss Havisham deneini yere hrsla vurarak, Yalan syleme, nankr! diye bard.
Benden usandn ite.
Estella byk bir soukkanllkla ona bakt, sonra gzlerini gene atee dikti. Yal
kadnn lgn, ateli fkesine karn kzn ince, kvrak duruuyla yznn gzelliinde yle
kendine gvenen bir umursamazlk vard ki, ta yreklilie yaklayordu.
Sen kayasn, tasn! diye haykrd Miss Havisham. Yreinin yerinde bir buz paras
var!
O kocaman bacaya yaslanm duran Estella hi istifini bozmayp yalnzca baklarn
kaydrarak, Nasl? dedi. Beni souklukla sulayan sizsiniz ha? Siz!
Yal kadn bu soruyu hrs dolu bir sesle, Deil misin? diye bir soruyla yantlad.
Siz daha iyi bilirsiniz, dedi Estella. Siz nasl yarattysanz ben yleyim. Bana
yneltilen vgler de yergiler de sizin hakknzdr. Baarlarm, yenilgilerim, sizindir.
Ksacas ben demek, siz demeksiniz...
Miss Havisham apac bir sesle, Ulu Tanrm! dedi. una bak, una bak! u
kadarcktan beri yuva bildii u ocak bandaki duruuna bak. ylesine kat yrekli,
nankr. Oysa ben onu, u zavall yreim ald yaralardan kanarken benimsedim,
barma bastm; yllar yl tm sevgimi ona verdim, zerresini esirgemeden!
Hi deilse o ite benim bir paym yok, diye Estella konutu. nk o sralarda ben
yrmesini, konumasn bile yeni yeni renmeye balayan kck bir ocukmuum.
Gene de, nedir benden istediiniz? ok iyiliinizi grdm sizin, her eyimi size borluyum.
Benden beklediiniz nedir?
Sevgi, diye yantlad teki.
Seviyorum ya sizi.
Sevmiyorsun, dedi Miss Havisham.
Estella, Analm benim, diye karlk verdi. tekinin tersine, o sesini hi
ykseltmiyor, rahat, uyumlu duruunu hi bozmuyor, ne fkeye kaplyor, ne de
yumuuyordu. Analm benim, her eyimi size borluyum dedim ya. Elimde, avucumda
ne varsa aka sizindir, alabilirsiniz. Bana verdiiniz her eye gene el koyabilirsiniz. Ama
bunun tesinde hibir eyim yok. Bana vermediiniz eyleri isterseniz... ne diyeyim?
Olanca gnl borcum, sorumluluk duygum bir araya gelse, yoktan bir ey var edemez ki.
Miss Havisham lgnlar gibi benden yana dnerek, Onu hi sevmemiim gibi
konuuyor! dedi. Onu her zaman btn ateimle, olanca kskanlmla, iim yanarak
sevmemiim gibi konuuyor! Bari bununla yetinmeyip deli olduumu da sylesin. Zrdeli
olduumu ileri srsn bari.
Estella, Neden deli diyecekmiim size? diye karlk verdi. Hem de ben! Bu dnyada
benden daha iyi bilen biri var mdr sizin nasl kararlarnzdan hi caymayan, dediim
dedik biri olduunuzu? Belleinizin ne denli gl olduunu benden baka bilen bir kii
daha var mdr u dnyada? te orada, imdi bile yan banzda duran o kk tabureye
oturur, bana rettiiniz dersleri renirdim yznze bakarak... yznzn bana yabanc
olduu, beni rktt o eski gnlerde bile.
Miss Havisham, Ne abuk unutuldu, diye inledi. Nasl da hemen unutulup gitmi o
gnler...
Unutulmu deil, diye Estella biraz serte yantlad. Tersine, belleimde bir gm
gibi sakladm hepsini. Ne zaman grdnz sizin retilerinize aykr davrandm?
Derslerinizi dinlemediim, yerine getirmediim oldu mu hi? Sonra gen kz elini gsne
gtrerek, Sizin yasakladnz herhangi bir ey aldm m buraya? diye sordu. Hakszlk
etmeyin bana.
Miss Havisham iki eliyle birden o kr salarn arkaya doru svazlayarak, Ne gurur,
diye szland. Bu ne gurur, ulu Tanrm!
Kim retti gururlu olmasn bana? diye Estella parlad. Bu dersi iyi rendiim
zaman beni ven kimdi?
Miss Havisham gene elleriyle salarn arkaya doru bastrarak, Nasl da ta yrekli,
ulu Tanrm! diye inledi. Nasl da acmasz!
Estella ise, Kim retti bana ta yrekli olmasn? diye sordu. Kat davrandm
zaman, kimsenin gznn yana bakmadm zaman beni ven kimdi?
Miss Havisham sesi bir lk gibi tizleerek, Ama bana kar kibirli, bana kar
acmasz olmak! diye bard. Kollarn ap uzatmt. Estella, ah Estella, Estella, bana
kar byle davranmak!
Estella bir an ona tuhaf, dingin bir aknlkla bakt, fakat kl kprdamad; bir dakika
getikten, sessiz durup yal kadnn sorusunu yantsz braktktan sonra gzlerini gene
atee dikti.
Ksa bir sessizlikten sonra gzlerini kaldrp kadna bakarak, Uzun bir ayrlktan sonra
sizi grmeye geldim. Neden byle huysuzluk ettiinizi anlayamyorum, dedi. ektiiniz
aclar, bunlarn nedenlerini hibir zaman unutmu deilim. Hibir zaman ne size, ne de
retilerinize kar gelmi deilim. Kendi gzmde su saylacak hibir iradesizlik yapm
deilim.
Miss Havisham, Benim sevgime karlk vermek zayflk m saylr? diye inledi. Ama
evet, yle ya! Ona sorarsan yle saylr elbet.
Estella bir an gene durgun bir aknlk iinde sessiz kaldktan sonra, imdi her eyi
yava yava anlamaya balyorum galiba, dedi. Evlat edindiiniz kz bu karanlk, kapal
odalardan darya hi karmasaydnz, sizin yznz bir kez bile gn nda grmemi
olan bu ocuun darda gne diye bir eyin varln renmesine izin vermeseydiniz,
evet, byle davransaydnz, ondan sonra da bir gn, herhangi bir nedenle onun gn n
bilmesini, anlamasn bekleseydiniz... onun bilgisizlii karsnda kzar, d krklna
urardnz, deil mi?
Ban ellerinin arasna alm olan Miss Havisham sandalyesinde sallanarak hafife
inlediyse de bir ey sylemedi.
Ya da, diye Estella konumasn srdrd. Durumumuza daha uygun den bir
rnekle... bu ocua, akl ermeye balad dakikada siz olanca gcnz ve inadnzla gn
diye bir eyin varln, gelgelelim bunun yakp ykc bir can dman olduunu
retseydiniz; gn ndan her zaman saknmasn, nk sizi mahveden bu n onu da
mahvedeceini syleseydiniz... Evet, onu bu reti ile yetitirdikten sonra gnlerden bir
gn, bir nedenle, ondan gn n doal karlamasn, onu sevmesini bekleseydiniz...
ocuk da bunu yapamasayd kzar, d krklna urardnz, deil mi?
Miss Havisham oturduu yerden kz dinliyordu (ya da bana yle geldi, nk onun
yzn gremiyordum). Ama bir karlk vermedi.
te bu yzden, dedi Estella. Beni nasl yarattysanz yle kabul etmek zorundasnz.
Ne baarlardan, ne de baarszlklardan sorumlu olan benim, ama ikisinin karmndan
ortaya km bir varlm.
Bu arada Miss Havisham nasl bilmiyorum, yerde sal duran soluk gelinlik eyalarnn
arasna ylm kalmt. Tartmann balangcndan beri kaabilmek iin frsat
kollamaktaydm. u dakikadan yararlanarak, Estellaya, Ona bak, diye yalvarrcasna
elimi sallayarak odadan ayrldm. Ben dar karken Estella hl, ilk batan beri durduu
yerde, o kocaman bacaya yaslanm duruyordu. Miss Havishamn kr salar yerdeki
dank, eski psk gelinlik sslerin arasna yaylp kalmt. Yrek burkan bir grntyd
dorusu.
im iyice kararmt. Bir saat yldzlarn altnda dolatm; avluda, bo fabrikada, o
bakmsz, perian bahede. En sonunda yukarki odaya dnebilecek kadar cesaret
bulduum zaman baktm, Estella, Miss Havishamn dizinin dibine oturmu, lime lime
dklen o eski giysilerden birinin skklerini onarmaktayd. O gn bugndr, katedral
direklerinde dalgalanan parampara, rengi atm flamalar ne zaman grsem aklma bu
gelinlik kalnts aputlar gelir...
Daha sonra Estellayla gene eskisi gibi kt oynadk. Yalnz imdi ikimiz de usta birer
oyuncu olup ktmzdan karmak Fransz oyunlar oynuyorduk. Akam saatleri bylece
geip tkendi, ben yatmaya ekildim.
Avlunun karsndaki evde yattm. Satis Kknde bu ilk sabahlaymd. Uyku denen
ey yanmdan bile gemedi. Miss Havishama benzeyen binlerce hortlak mt
bama. Bir bakyordum Miss Havisham yastmn bir yanndayd, bir bakyordum br
yanna gemi. Baucumda, ayakucumda, giyinme odasnda, yukarki odada, aaki
odadayd; her kede bir Miss Havisham vard... Sonunda gece ar ar srklenerek
saatin ikisine doru yaklarken bu yerde bir dakika daha yatamayacakmm gibi geldi.
Kalktm, giyindim, avludan geerek byk evin alt katndaki ta sofaya girdim. Niyetim
sokaa bakan d avluya kp orada dolaarak biraz almaya almakt.
Ne var ki sofaya girmemle elimdeki amdan sndrmem bir oldu. nk Miss
Havishamn biraz ileriden, hafife inleyerek, gerek bir hortlan sessiz admlaryla geip
gittiini grdm. Biraz uzaktan izledim onu, merdivenden yukar ktn grdm.
Odasndaki duvarlarn birinden indirdiini sandm plak bir mum vard elinde. Bunun
solgun nda, baka dnyalardan gelme bir yarat andryordu. Merdivenin dibinde
durdum. Alan kapnn sesini duymamtm. Gene de len odasnn o yosun tutmu, kfl
kokusu burnuma arpt. Onun bu odada dolatktan sonra sahanl geip odasna
dnn, sonra durmadan inleyerek, bu iki oda arasnda gidip geliini dinledim.
Bir sre sonra o zindan karanlnda dar kmay, sonra da kendi odama dnmeyi
denedim, ikisini de beceremedim. eriye birka clz gne szp da bana basacam
yeri gstersin diye beklemek zorunda kaldm. Beklediim srece, ne zaman merdiven
dibine gitsem yukarda Miss Havishamn srklenen ayak sesleriyle hi ard arkas
kesilmeyen o lgn iniltisini duyuyor, bir ileri, bir geri gidip gelen mum n gryordum.
Ertesi gn Estella ile Miss Havishamn arasnda herhangi bir tartma kmadan biz
Londraya dndk. Byle bir ekime bundan sonraki gelilerimizde de olmad. Aklmda
yanl kalmadysa Estella ile ben drt kez birlikte Satise geldik. Miss Havishamn
Estellaya olan tavrnda da bir deiim yoktu. Yalnz eski duygularyla tavrlarnn arasna
korkuya benzer bir ey karm olduunu sanyorum.
Bu yaam sayfam, stne Bentley Drummlen adn yazmadan evirmem olanaksz;
yoksa seve seve yapardm bunu.
Koru spinozlarnn hemen hepsinin bir araya geldii bir geceydi. Dostluk duygular,
gene her zamanki gibi herkesin kapp hrlamasyla belirleniyor, hi kimse, hibir konuda
birbiriyle anlaamyordu. Derken o gece spinoz Bakan toplanty sessizlie ard.
O gece en beendii hanmn onuruna kadeh kaldrma srasnn Mr. Drummleda
olduunu, Mr. Drummlen ise henz bu gelenei yerine getirmediini bildirdi, gerekten
de bu arbal kulbn kutsal tz byle buyuruyordu.
Srahiler dolatrlrken Drummlen benden yana gene her zamanki gibi pis pis
srttn grr gibi oldum. Zaten birbirimize hibir zaman kanmz kaynamam
olduundan, doal buldum bu yaptn. Ama onun btn spinozlardan, Estellann
onuruna imelerini istediini duyunca nasl bir fkeyle afalladm gznzde
canlandrabilirsiniz.
Hangi Estella? diye sordum.
Sana ne? diye Drummle beni tersledi.
Nereli bu Estella? diye direttim. Nereli olduunu belirtmek zorundasn.
Gerekten de spinozlarn tz bu aklamay zorunlu klyordu.
Drummle benimle konumuyormu gibi br yelere dnerek, Richmondlu Estella,
baylar, hem de esiz bir dilber! dedi.
Herbertin kulana eilerek, Sanki esiz gzellikten pek anlarm gibi, zavall salak,
diye fsldadm.
Onura iildikten sonra Herbert, Ben hanm tanyorum, dedi.
Drummle, Gerekten mi? diye srtt.
Ben, yzm kpkrmz yanarak, Ben de tanyorum, diye ekledim.
Drummle, Sen de ha? Ulu Tanrm! diye gene srtt.
Bu kaln kafal yaratk insan inelemek iin Ulu Tanrm! Vay canna! gibi basmakalp
deyimlerden, bir de karsndakinin kafasna tabak, bardak atmaktan te incelik bilmezdi.
Ama ben en incelikli, en alayl bir inelemenin okuyla yara almasna kudurdum. Hemen
oturduum yerden ayaa frlayarak sz istedim. Sayn spinoz yenin bu oturumda
(parlamentodan sz edercesine bu tr ciddi deyimler kullanyorduk) hi tanmad bir
hanmn onuruna kadeh kaldrmasn kstahlk saydm bildirdim. Mr. Drummle, bunun
zerine yerinden kalkarak bana, ne demek istediimi sordu. Bunun zerine ben de en son
sylenecek eyi en bata syleyerek, Sayn spinozun beni arayacak olursa nerede
bulacan bildiini belirttim.
ngiltere gibi ileri, uygar, Hristiyan bir lkede bu konu kan dklmeksizin
zmlenebilir mi, zmlenemez mi konusunda spinozlar ikiye ayrlmlard. Daha
dorusu bu konudaki tartma ylesine alevlendi ki benden sonra daha alt spinoz
karlarndaki alt spinoza, aranacak olurlarsa yerlerinin belli olduunu bildirdiler. Her
neyse, sonunda (kulbmz, yerine gre bir onur yargtay olarak altna gre) yle
bir karar alnd: Eer Mr. Drummle, ad geen hanm tanmak onuruna kavumu
olduunu gsterecek en ufak bir kant getirebilirse Mr. Pip bir spinoz ve de centilmen
olarak zr dileyecek ve gereksiz yere fkeye kapldndan tr zntsn belirtecekti.
Gereken kantn (bu arada onurlarmz souyup bayatlamasn diye) hemen ertesi gn
getirilmesi kararlatrld. Gerekten de hemen ertesi gn Drummle Estellann elyazsyla
yazlm kk, nazik bir pusula getirdi. Estella, Mr. Drummle ile birok kez dans etme
onurunu tatm olduunu bildirmekteydi.
Bunun zerine benim zr dileyip zntm belirtmekten baka yapabileceim hibir
ey kalmyordu, ki bundan, Beni arasanz da hibir yerde bulamazsnz gibilerden genel
bir anlam kyordu sanki! Drummle ile ben karlkl burnumuzdan solurken Koru
spinozlar gene birbirleriyle her konuda ekiip dalamaya giritiler. Neyse, byle geen
bir saatin sonunda Oturum Bakan bu olayn, dostluk duygularnn artc bir hzla
gelimesini salad konusunda bir deme verdi. Biz de daldk.
Bunu aka yollu anlatyorsam da o srada konunun benim iin hi akaya gelir yn
yoktu dorusu... Estellann byle aalk, deersiz, kaba saba, deersiz birine yz vermi
olduunu renmek iimi yle bir acyla dolduruyordu ki, bunu olduu gibi anlatabilmemin
yolu yok! Bu duyduum acy bugn bile Estellaya olan akmn, kar kollamayan, onun
iyiliini dnen, saf ynmn bir paras olarak gryorum. Kime yaknlk gsterirse
gstersin kahrolacaktm hi kukusuz. Ne var ki daha deerli, kendine daha layk birini
seseydi, bana ektirdii acnn nitelii de nicelii de bambaka olacakt.
Drummlen son gnlerde Estellann iyice peine dtn, onun da buna izin
verdiini renmek benim iin ok kolay oldu. Ksa bir sre sonra herif Estellann peini
hi brakmaz oldu. Birbirimizle hemen hemen her gn karlayorduk artk. Drummle
donuk bir inatla direniyordu. Estella da brakyordu onu dirensin... Bir bakyorsunuz aka
yz veriyordu ona, bir bakyorsunuz yz eviriyordu. Bir gn onu neredeyse pohpohluyor,
ertesi gn herkesin iinde kk dryordu. Bir karlamalarnda ona candan bir tan
yaknl gsterirken, ertesi sefer yle bir tanyorlarmasna souk, resm duruyordu.
Gelgelelim, Mr. Jaggersn deyimiyle rmcek, pusu kurup avn beklemeye alk bir
yaratkt; soyunun tm sabr onda da vard. stelik parasna, ailesinin yksekliine ilikin
kaln kafal bir gven duyuyordu ki bu kimi kez onun yararna oluyordu. Bylece rmcek
inatla, sabrla, ylmadan Estellay gzlyordu. Bu arada ok daha parlak, daha atlgan
bcekler beklemekten usanarak ekip gidiyorlard, ama rmcek hep bekliyordu. Arada,
tam zamannda bacaklarn ap silkelenerek andan aa atlad, Estellaya yaklaan
baka bir bcei tam zamannda rktp kartt da oluyordu.
Richmondda verilen balolardan birinde (o zamanlar byk evlerin hemen hemen
hepsinde sk sk balolar verilirdi), Estellann gzleri kamatrarak btn br gzelleri
glgede brakt bir gecede, bu rmcek onun evresinde yle bir dnp dolayor, o da
rmceke yle aka yz veriyordu ki, onu bir keye ekip bu konuda konumay iyice
aklma koydum.
Karma kan ilk frsattan yararlandm. Eve dnmek iin Mrs. Brandleyi bekliyorduk.
Estella herkesten ayr bir kede, iek ynlarnn arasnda oturmaktayd. Ben de
yanndaydm. nk byle toplantlarn hemen hepsine onlar ben gtryor, ben
getiriyordum.
Yoruldun mu, Estella?
Eh, biraz.
Ne denli yorulsan hakkn var.
Tersine, yorulmaya hakkn yok, de bana. nk yatmadan nce Satise mektup
yazmak zorundaym.
Bu geceki zaferini mi anlatacaksn? diye sordum. Pek de zayf bir zafer saylmaz m,
Estella?
Neler sylyorsun sen? Benim zaferden filan haberim bile yok.
Estella, dedim. u kar kedeki herife baksana, hani gzlerini bize dikmi olana.
imdi gzlerini dediim yere deil de bana dikerek, Neden bakaym ona? diye sordu.
Senin deyiminle, u kar kedeki herifin nesi var ki, ona bakmam istiyorsun?
te benim sana sormak istediim de bu ya, dedim. Btn gece peinden
ayrlmad.
Estella rmcekten yana yle bir stnkr bak frlatarak, Pervaneler, daha birok
pis, irkin bcekler mum nn evresinde dnp dururlar, dedi. Mumun elinden ne
gelir?
Hibir ey, diye yantladm, ama Estellann da elinden bir ey gelmez mi?
Doru, dedi Estella glerek, Belki gelir. Evet. Sen nasl dnyorsan yle olsun.
Estella, kulak ver sana syleyeceklerime. Drummle gibi herkesin hor grd bir
adama yz verdiini grdke perian oluyorum. Biliyorsun deil mi, onu herkesin hor
grdn?
Ee? dedi Estella.
D gibi iinin de irkin olduunu biliyorsun. Et kafal, huysuz, suratsz, hdn teki.
Ee? dedi Estella gene.
Parasndan, bir de kendi gibi bir sr beyinsiz soy sop sahibi tand olmasndan te
hibir ayrcal yok. Bunu da biliyorsun, yle deil mi?
imdi bir kez daha, Ee? dedi. Her deyiinde o gzel gzlerini biraz daha iriletirerek
yzme bakyordu.
Bu tek hecenin engelini aabilmek iin heceyi benimseyip vurgulayarak yinelemeyi
denedim: Eesi mee si bu, dedim. Beni kahreden de bu ite.
Hi deilse Drummlea beni, evet, beni zmek iin yz verdiine inanabilseydim, bu
acya katlanmak biraz daha kolay olabilirdi. Gelgelelim Estella gene her zamanki gibi, beni
bu iin ylesine dnda brakyordu ki byle bir inanca kaplma avuntusundan da
yoksunum.
Estella gzlerini odada dolatrarak, Pip, dedi. Bu ii kendine dert edinecek kadar
aptallama. Brak bakalar dert edinsinler. Belki de gdlen ama budur. Ama oturup
tartmaya bile demez.
Ben, Deer, diye parladm. Herkesin senin iin, olanca gzelliini, inceliini o
aalk hayvan uruna yabana atyor, diye konutuklarn duymaya dayanamyorum!
Estella, Ben dayanabiliyorum, dedi.
Estella yalvarrm, bylesi gururlu, bu denli kat olma!
imdi beni gururlu, kat olmakla suluyor, dedi. Oysa bir dakika nce aalk bir
hayvana yz verecek denli kendimi drdmden tr knyordu beni!
Ben hemen, Haklym, dedim. Daha bu gece gzlerimle grdm; ona bir bakn,
glmseyiin vard... oysa bana kar hi byle deilsin.
Estella birden dnp ciddi, hatta fkeli baklarn gzlerimin iine dikerek, Seni
aldatp tuzaa m dreyim istiyorsun yani? diye sordu.
Onu aldatp tuzaa m dryorsun, Estella?
Evet. Onu ve daha biroklarn... senden baka hepsini. te Mrs. Brandley de geliyor.
Burada keselim.
Yreimi, doldurup tararak gece gndz, her dakika szlatan konuya bu blm
ayrdm ya, imdi nmde hibir engel kalmad saylr; uzun bir zamandan beri olumakta
olan, gelip atmak iin saatini kollayan, balangc benim daha bu dnyada bir Estella
bulunduunu bilmediim gnlere, onun o krpecik usunun Miss Havishamn iskelet
elleriyle ilk arptlmaya balad dneme rastlayan olay rahata anlatabilirim artk.
ark masallarnda, zafer kazanld zaman yenik den sultann yatann zerine
drlerek sultan ezecek olan ar, dz kaya, taocandan ar ar yontularak
kartlr. Kayaya balanacak halatn geecei tnel sradalarn altndan ar ar kazlr.
Kaya binbir zahmetle kaldrlarak atya yerletirilir, halata balanr, sonra halat,
sradalarn altndaki tnelden geirilerek demir bir halkaya balanr. Her ey byk
uralarla hazrlandktan sonra beklenen saat gelip atnca sultan gecenin krnde
uyandrlr, halat o koca demir halkadan koparacak olan balta eline verilir, sultan baltay
indirince halat kopup bir ylan gibi kayar gider, o zaman tavan ker.
Benim iin de byle olmutu ite; uzaktan yakndan, amac oluturan tm eylemler
gerekletirilip bitirilmi, balta bir saniyede indirilmi, sapasalam sandm barnamn
ats zerime kvermiti.
39
mz birden ate bana oturup da ben her eyi olduu gibi akladm zaman
Herbertin urad aknlkla tedirginlii size nasl anlataym? Herbertin yznde kendi
duygularmn yansmasn grdm ve bunlarn arasnda velinimetime kar beslediim
tiksintinin nemli bir yer tuttuunu sylersem yeter sanyorum.
Baka hibir aykrlk olmasa bile benim anlattm ykden duyduu zafer dolu
mutluluk, onunla bizim aramza bir perde gererdi. Geldiinden bu yana bir kez iledii
kabalk kusurundan baka (ben ykm bitirir bitirmez kendisi Herberte bu olay uzun
uzadya anlatt), durumda bana honutsuzluk verecek bir eyler olabilecei, bama konan
devlet kuundan herhangi bir nedenle yaknabileceim, bu adamn aklnn kesinden bile
gemiyordu. Beni beyefendi yapmasyla, su gibi harcad paralar sayesinde benim tam
bir beyefendi olarak yaaym grmeye gelmesiyle, kendi hesabna olduu kadar benim
hesabma da bbrleniyordu. Bunun ikimiz iin de vnlecek, koltuk kabartc bir ey
olduundan hibir kukusu yoktu.
Bir sre konutuktan sonra, Bana bak, Pipciimin can dostu, diye ekledi. Buraya
geldikten sonra, yarm dakika iin kendimi unutup kaba konutuumu bilmez deilim.
Pipe de syledim bunu, avam azyla konutuumu biliyorum diye. Ama sakn bu konuda
cann skma. Bizim Pipi beyefendi yaptma gre, o da seni beyefendi yapacana gre,
beyefendilerin yannda nasl davranlr biliyorum demektir. Sevgili evladm, Pipciim ve
Pipin dostu, ikiniz de yreinizi ferah tutun. Azma her zaman iin kibarlk gemini
vuracam; gvenin buna. Zaten kendimi unutup bayalatm o yarm dakikadan sonra
taktm bile bu gemi; u dakikada gemim azmda, bir daha da hi kmayacak!
Herbert, Hi kukusuz, dediyse de Provisin szlerinde kesin bir avuntu bulmua
benzemiyor, hl akn, tedirgin duruyordu.
kimiz de konuumuz bir an nce kendi pansiyonuna gitse de ba baa kalsak diye
sabrszlanyorduk. Gel gr ki bizden ayrlmay besbelli hi can istemeyen Provis ge
saatlere kadar oturdu. Onu Essex Sokana gtrp de pansiyonunun karanlk kapsndan
ieri bir selamet soktuumda gecenin yars olmutu. Kap stne kapand zaman, ilk
geldii geceden bu yana ilk olarak derin bir oh ektim.
Merdivende rastladm adam hi aklmdan kmad iin karanlk bastrdktan sonra
konuumu hava aldrmaya kardm zamanlar her seferinde gidiimizde de
dnmzde de rkek rkek evremi szmekten hi geri kalmamtm. imdi de drt bir
yanm gzleyip duruyordum. Byk kentlerde insan tehlikede olduuna, gzetlendiine
inanmsa hemen her grdnn kendini gzetlediinden kukulanmamas elinde
deildir. Gene de ben rastladm birka kiinin benimle zel olarak ilgilendiklerine ihtimal
vermedim. Herkes kendi yoluna gidiyordu. Geri dndm zaman da sokak bombotu.
Avlu kapsndan bizimle birlikte ayn anda kan olmad gibi, imdi benimle birlikte bir
giren de olmad. Havuzun yanndan geerken Provisin kl, sakin duran arka
pencerelerine yle bir gz attm. eri girmeden nce kap nnde bir sre durdum.
Avluda hibir yaam belirtisi yoktu; merdivenlerde de yle.
Herbert beni kucaklayp barna bast. nsann dnyada bir dostu olmasnn
mutluluunu hi byle derinden duymamtm. Herbert anlay dolu, gene de
yreklendirici birka sz syledi, sonra oturduk, ne yapacamz dnp tanmaya
baladk.
Provisin koltuu bo duruyordu. Provisin koltuu diyorum, nk bu adam klada
askermi de yazl bir kurallar listesini izlermi gibi hep bir yerde, diken stnde durmak,
hep ayn srayla ayn eyleri yapmak (piposu, kara kafa ttn, aks, iskambil ktlar,
vb.) gibi bir huyu vard. Dediim gibi koltuu bo durduundan Herbert nce bilmeden
oraya oturdu, sonra hemen kalkarak koltuu itti, gidip bir baka yere oturdu.
Velinimetime kar tiksinti duyduunu sylemesine gerek kalmamt artk, ne de benim
kendi iimdeki tiksintiyi aklamama... Bu srr tek bir hece konumadan paylam
oluyorduk.
Herbert kendini baka bir koltua att zaman ben hemen, Ne yapacaz imdi? diye
sordum. Ne yapabiliriz?
Herbert ban elleri arasna alarak, Benim zavall, Handelim, dedi. yle beynimden
vurulmu gibiyim ki dnemiyorum.
Bam bu taa ilk arptmda ben de yleydim, Herbert. Ama artk bir eyler
yapmalyz. Bu adam yeni yeni harcamalar yapmay aklna koymu; atlar, arabalar, binbir
trl gz kamatrc klklar. Ne yapp edip engellemeliyiz onu.
Yani... bunlar kabul...
Nasl kabul edebilirim? diye Herbertin szn kestim. Bir dnsene kim olduunu.
Bir baksana suratna.
kimiz de elimizde olmadan tepeden trnaa rperdik.
Ama iin en kts adam beni gerekten evlat gibi biliyor, Herbert. Korkun ama
gerek; candan seviyor beni. Hay aksi eytan!
Herbert, Benim zavall, sevgili Handelim, dedi gene.
Sonra, diye ekledim, imdi bu ii burada kessem, ondan artk tek kuru bile
almasam, imdiye kadar bana verdiklerini, ona neler borlu olduumu bir dnsene! te
yandan boazma kadar da bor iindeyim; boazma kadar diyorum, nk artk ileride
elime bol para geecek diye bir umudum yok; belirli bir meslek iin yetitirilmi deilim,
elimden hibir i gelmez. Hibir ie yaramam ben.
Herbert, Canm, durumu abartyorsun; hibir ie yaramam ne demek? diye szlerime
kar kt.
Ne ie yararm peki? Aklma bir tek ey geliyor, o da askere yazlmak. Aklmdan
gemedi de deil. Belki gerekten giderdim ya, bana dosta, yrekten, benim iyiliimi
dnerek t vereceini bildiim iin, seni bekledim.
Burada, gzlerim ya iinde kald; Herbert de tabii ki bunu grmezlikten gelerek elime
skca yapmakla yetindi. Biraz sonra da, Her neyse, sevgili Handel, sen askerlii bir
kalem ge, dedi. Bu adamn yaknlyla yardmlarn geri evirirsen sanrm bundan nce
grdn yardmlar bir gn deyebilmek umuduyla yaparsn bu ii. Gelgelelim asker
olursan bu umudunu gerekletirme ansn pek zayf olur gibi geliyor bana. Hem zaten
dncesi bile gln bu iin. Bizim Clarrikerin firmasna girmen bin kat yedir bence.
Ufak bir yer ama, ne de olsa. Hem biliyorsun, beni zamanla ortakla da alacaklar.
Zavall ocuk! Bu ortakl kimin parasyla gerekletirebilecei konusunda en ufak bir
fikri yoktu.
Bir sorun daha var, diye szn srdrd. Uzun yllardr tek bir saplantyla yaam
olan, cahil, sabit fikirli bir adam bu. Dahas, belki hakszlk ediyorum ama, aklna takt
ama iin hibir eyden saknmayacak olan, azl bir kiiye benziyor.
yledir; ben bilirim onu, dedim. Bunu kantlayan olay anlataym sana.
Ve Herberte bundan nce anlatmam olduum eyi, br mahkm olayn anlattm.
Herbert, te bak, gryorsun ya, dedi. yle dn. Bu adam saplantsn
gerekletirebilmek uruna kellesini koltuuna alp buralara geliyor. Bunca bekleyiten,
bunca abadan sonra tam muradna erecei srada sen onun gvendii dalara kar
yadryor, dlerini yerle bir ediyor, baarlarn sfra indiriyorsun. Bu d krklyla neler
yapabileceini hi dnebiliyor musun?
Dnyorum, Herbert. kp geldii o uursuz geceden beri uykularm kayor bu
yzden. Bana ierleyip de gidip teslim olacak ya da kendini ele verecek diye dm
kopuyor.
yleyse hi kukun olmasn, Handel, yapar m yapar! Bence ok byk bir olaslk bu,
gze alnamayacak bir tehlike. O ngilterede kald srece bu yzden senin elin kolun
bal saylr; yok, onu brakp gidersen yapaca lgnlk da budur.
in bandan beri beni iimden kertmi olan bu dncenin dehetiyle yeniden
sarsldm. Provis byle bir ey yaparsa kendimi ister istemez onun katili olarak
grmeyecek miydim? Yerimde duramayarak ayaa kalktm, bir aa bir yukar dolamaya
baladm. Bu arada bir yandan da Herbertle konuuyordum. Provis kendisi istemeden
tannp ele gese bile ben, ne denli masum olursam olaym, buna yol atm iin perian
olacaktm. Evet, u srada onun serbest, yanmda olmasndan tr de periandm;
ylesine ki bu durumda olmaktansa mrmn sonuna dek kydeki demirci dkknnda
almak benim iin bin kat daha yedi; gelgelelim Provis korktuumuz eyi yaparsa
urayacam perianln yannda imdiki hi kalrd.
te yandan ortada savsaklayamayacamz bir de soru vard: Ne yapacaktk?
Herbert, Yaplacak ilk ve balca i onu ngiltereden uzaklatrmaktr, diyordu. Sen
de yanna katlrsan belki buradan gitmeye raz olabilir.
Ama onu nereye gtrrsem gtreyim, geri dnmesini nleyemem ki.
Sevgili Handel, Newgate Zindannn buraya kap komusu olduunu unutma. Ona
iindekileri ap kafasn kzdrdn zaman buralardan uzaklarda bir yerde olmak ok daha
hayrl. Gn gibi ortada deil mi bu? Onu buradan uzaklatrabilmek iin br mahkmu
bahane edebilir miyiz? Ya da imdiki yaamyla ilgili bir ey?
Herbertin karsna geip avularm atm. Durumun aresizlii sanki avularmn
iindeydi.
Ama ben onun yaamyla ilgili hibir ey bilmiyorum ki! Kimi geceler ona baktka
aklm oynatacak gibi oluyorum; talihime, talihsizliklerime bylesine karm bir adam,
gene de bana yabanc. ocukluumda iki gn korkudan dm koparan o sefil pranga
kaa olduundan te bir ey bilmiyorum onunla ilgili.
Herbert kalkp koluma girdi; birlikte, ar ar, bir aa bir yukar dolaarak yerdeki
haly incelemeye koyulduk.
Derken Herbert birden durarak, Handel, dedi. Bu adamn yardmlarn bundan byle
kabul edemeyeceine kesin inanyorsun, yle mi?
Yzde yz. Sen de benim yerimde olsan kabul edemezsin, yle deil mi?
Onunla ilikini kesmen gerektiine de inanyorsun?
Herbert, bunu sorman bile gereksiz, deil mi?
te yandan senin uruna tehlikeye atm olduu candan da kendini sorumlu
tutuyorsun; tutmamak elinde deil. yleyse, kendi durumunu kurtarmak iin tek bir adm
atmadan nce onu ngiltereden uzaklatrman gerek. Hele bunu bir baar, sonra da,
Tanr akna ne yap et, yakan ondan syrmaya bak. Sonra da, el ele, ba baa verip bir
kar yol buluruz elbet.
Bu szler zerine, bakaca hi konumadan, sz verircesine tokalamak, sonra da
gene bir aa bir yukar dolamamz srdrmek ne byk avuntuydu!
Bak, Herbert, dedim. Bu adamn hayatyla ilgili bir eyler renmenin bir tek yolunu
dnebiliyorum. Yzne kar aka sormak.
Evet, sor, dedi Herbert. Yarn sabah kahvaltya oturduumuzda sor.
Provis o gece Herbertle vedalarken, ertesi sabah kahvaltya bize geleceini
sylemiti. Bu plan yaptktan sonra Herbert ile ben yattk. Gece velinimetimle ilgili bir
sr deli deli d grdm. Sabahleyin uyandm zaman uykumu alamam,
dinlenememitim. Uykuda unutmu olduum korku da uyanr uyanmaz karma dikildi: Ya
onun yurda kaak dnm bir mebbet olduu ortaya karsa? Uyank olduum
saatlerde bu korku hi iimden gitmiyordu.
Provis saatinde geldi, aksn karp sofra bana oturdu. Beyefendi, olunun tpk
beyefendiler gibi parlayp kendini gstermesiyle ilgili bir sr tasar sralyor, bana
emanet etmi olduu czdanndaki paralar hemen harcamaya balayaym istiyordu. Bizim
dairemizle kendi katn geici birer barnak sayyor, benden Hyde Park civarnda onun
yle rahat edip bacaklarn uzatabilecei lks bir kane bulmam istiyordu. Kahvaltsn
bitirmi, aksn gene pantolon bacana silmekteydi ki ben damdan dercesine sze
girierek ona, Dn gece, siz gittikten sonra arkadama askerlerin bataklkta sizi bulduu
geceyi anlattm, dedim. O srada bir baka hkmlyle boumakta olduunuzu hani.
Aklnzda m?
Aklmda m ha? Sanki unutabilirmiim gibi!
O adam kim, siz kimsiniz, bu konularda bir eyler bilmek istiyoruz. Dn gece
anlattm olaylar dnda, hele sizinle ilgili olarak hibir ey bilmemek tuhaf geliyor
dorusu. Biraz bilgi edinmek iin bundan iyi frsat olmaz sanrm.
Adam biraz dnp tandktan sonra, Pekl, dedi. Sen de yeminli olduunu
unutmuyorsun, deil mi?
Herbert, Elbette unutmuyorum, dedi.
Adam, Ne dersem diyeyim, ne anlatrsam anlataym, diye diretti. Hepsi burada
kalacak. Yoksa yeminin seni arpar ha!
Byle olacan da biliyorum.
Adam gene, yi dinle, diye szlerini vurgulad. Yaptm ey ne olursa olsun cezasn
oktan ektim, karln dedim. Bunu da byle bilesin.
yle olsun.
Adam o kara piposunu kard, tam kara kafa ttnyle doldurmaya balamak
zereyken ttne gz iliince aklnn karacandan, anlataca ykyle ipin ucunu
karacandan m korktu nedir, ttn geri koydu, piposunu ceketinin iliklerinden birine
sokuturdu, ellerini ap dizlerine dayad, uzun birka dakika sessiz, fkeli baklarla
ocaktaki atei szdkten sonra dnp bize bakt ve aadaki yky anlatmaya giriti.
42
Sevgili olum ve Pipin can dostu hayatm size ark syler ya da masal anlatrcasna
anlatacak deilim. Kestirmeden, derli toplu anlatabilmek iin az dolusu tek bir cmle ile
deyivereceim size: Zindandan ieri, zindandan dar, zindandan ieri, zindandan dar,
zindandan ieri, zindandan dar... hayatm aa yukar byle geti saylr; Pipin bana
yardm eli uzatmasndan sonra te yanlara srgn ediliime dek.
Bana yapmadklar ey kalmad diyebilirim; ipe ekmekten gayri... Deerli gm bir
aydanlk filanmm gibi stme kilitler vurup durdular, oradan alp oraya tadlar, o
kentten kovdular, brnden dar attlar, ikence sehpalarna gerip krbatan geirdiler,
dayak attlar, hrpaladlar, canmdan bezdirdiler. Nerede doduuma gelince, benim
bildiim de sizinki kadar, belki daha bile az. Kendimi bildiimde, Essexde bir yerde,
tarlalardan algam alarak geinmekteydim. Birisi beni brakp kamt, bir adam,
tenekeci miydi ne? Atei de alp gtrmt. ok yordum.
Soyadmn Magwitch, z admn Abel olduunu biliyordum. Nasl m biliyordum?
Tarlalardaki kularn adlarnn ispinoz, sere, ardkuu filan olduunu nasl biliyorsam
yle. Hepsinin yalan olduundan kukulandm da olmuyor deildi ya kularn adlar
doru ktka kendi admn doruluuna da inan getirdim.
Grebildiim kadaryla bu Abel Magwitch denen, yar a, yar plak ocuu her gren
korkuya kaplyor, ya onu yanndan kovuyor ya da yakasna yapp enseliyordu. yle ok
enselendim, yle ok enselendim ki enselene enselene bydm desem yeri var.
te byle, imdi orada burada grdm babo ocuklar kadar acnacak, krtpil,
zavall bir kk yaratktm. (Kendi yzm bir kerecik bile grm olduumdan deil ha;
evlere yalnzca dlarndan baktm iin aynaya da hi bakmamtm.) Ama daha o
zamandan adm kaarlanma kmt. Cezaevini gezmeye gelen ekbirlere filan beni
seip gsterirlerdi, yice kaarlanmn tekidir bu, derlerdi. Btn mr zindanda
gemitir diyebiliriz bu ocuk iin, derlerdi. Onlar bana bakarlard sonra, ben de onlara
bakardm. Kimileri boyumun ka kar olduuyla ilgilenirdi. Oysa midemin boyuyla
ilgilenselerdi ya! Kimileri de okuyamadm ahlak retici kitapklar verirlerdi bana,
anlayamadm mavallar okurlard. lle de eytan lafn kakarlard kafama. Oysa eytana
uymayp ne halt edecektim? Karnm a gezecek deildim ya! Her neyse, gene avam
azna dktm laf, oysa sizlerin yannda nasl konumam gerektiini unutmu deildim.
Sevgili olum ve Pipin can yolda sakn korkmayasnz, ben gene kabalap baya
olacam diye...
Serserilik, dilencilik, hrszlk yapa yapa bydk gittik ite. bulursam altm da
oluyordu ya sizin sandnz kadar kolay deildi i bulmak. Ho, yzme bakp da, Ben
olsam bu gibisine i verir miydim? diye dnrseniz siz de akarsnz ya ne demeye
getirdiimi... Kimi zaman kaak avclk, kimi zaman rgatlk, arabaclk, iilik, gezgin
satclk, iportaclk, ksacas para getirecei yerde adam ktye gtren binbir trl i
yaparak yetitik, yamz bulduk. Bir han ambarnda, patates ynlarnn altnda gizlenen
bir asker kaandan okuma rendim. Panayr panayr dolaan, imzasn bir peni
karlnda satan bir Dev Adamdan da yazmasn rendim. Artk eskisi gibi sk sk
kodese tklmyorsam da gene, zindan kaplarnn anahtarlar paslanmasn diye kendi
payma dtnce katkda bulunmaktan geri kalmyordum.
Aa yukar yirmi yl nce, Epsom At Yarlarnda o adamla tantm; bugn bile elime
geirsem kafasn stakoz krarcasna krabilirim u maayla. Doru ad Compeysondu.
te dn gece ben gittikten sonra arkadana tastamamn anlattn zere, o gece
hendekte cann karasya dvdm adam bu adamd evlat.
Szmona kibar takmndand bu Compeyson. Yatl zel bir okula gitmiti, okumuluu
vard. Konutuka dilinden bal akard, kibarln her trl inceliklerinden pek anlard. Hem
yakklyd da. Byk yartan bir gece nce tantm onunla. Bildiim bir meyhaneye
gitmitim. Girdiimde bu, yannda daha bakalaryla bir masada oturmaktayd. Meyhaneci
beni tanrd, kendi de at yarlar oynamaya baylrd. Beni grnce Compeysonu yanmza
ard.
Ona, Bu adam tam sana gre bir adam bence, dedi, beni kastederek. Compeyson,
yle alc gzyle bir szd beni, ben de onu szdm. Kstekli saati, parmanda bir
yzk, boyunbanda bir ine vard; srtndakiler de hem gzel hem pahal. Bu Compeyson
var ya, bana dedi ki:
Grne gre ilerin kt gidiyor olsa gerek.
Ben de, yle, efendim, dedim. Zaten iyi gittii pek grlmez ya.
Daha yaknda serserilikten hkm giymi, Kingston Zindanna girip kmtm. Bilseler,
beni bambaka eylerden ieri atabilirlerdi oysa. Her neyse.
Compeyson, ans dediin dnebilir, dedi. Belki seninki de dnmek zeredir.
Umarm dner umarm, dedim ben de.
Compeyson, Ne i gelir elinden? diye sordu.
yi yer, iyi ierim, sen smarlarsan, diye karlk verdim.
Compeyson gld, beni gene tepeden trnaa, inceden inceye szd, karp be ilin
verdi elime, ertesi akam iin szletik orada bulumaya.
Ertesi akam gene oraya, Compeysonla bulumaya gittim. O da beni ortak ald
yanna, onun adam oldum. Compeysonun ortak olduumuz ii neydi mi, diye
soruyorsunuz? Compeysonun ii dolandrclkt; yalanc imza atmak, alnm paralar
piyasaya srmek, daha buna benzer eyler. Kafasnda trl dalavereler kurup kendi elini
bulatrmadan kra konmak, adamlarn tehlikeye atmak, ite buydu Compeysonun
meslei. Yrei tatand bu adamn, kendisi teneir gibi souk. Kafas desen hani demin
sz geen eytann ta kendisiydi.
Biri daha vard onun yannda. Adna Arthur diyorlard ama z ad deil de soyadyd bu
onun. Canl cenaze gibi bir adamd, bir deri, bir kemik. Compeysonla birlikte bir zamanlar
zengin bir hanmefendiyi kafese koymular, kpler dolusu para yapmlard. Gel gr ki
Compeyson kumarbazn tekiydi; eline krallarn hazinesi gese bir yanndan girip br
yanndan kard. Uzun lafn ksas bu Arthur korku nbetleri geiren, yar deli gibi bir
adamd, bir aya ukurda. Hem de be parasz gidecekti. Compeysonun durmadan
tekmeleyip dvd bir de kars vard. Bu kadncaz Arthura acrd, yardm ederdi
elinden geldii zaman. Compeyson dersen hibir eye, hi kimseye acmazd o.
Arthuru dinleseydim de ders alsaydm. Ama almadm ite. Zaten ben yle ince eleyip
sk dokuyuculardan deildim. Size mi numara yapacam? Neye yarar bunca yl sonra?
Ksacas, Compeysonla birlikte almaya baladm. Daha dorusu zavall bir maa olup
ktm onun elinde... Bu Arthur, Compeysonlarn evinin st katnda oturuyordu. Ev de
Brentford dolaylarnda bir yerdeydi. Compeyson Arthurun kirasnn, yediinin itiinin
inceden inceye hesabn tutard. Belki bir gn iyileir, gene almaya balar da der diye.
Neyse, Arthur ok gemeden hesab tamamen kapad!..
Onu ikinci, nc grm filand. Arthur gece ge saatte, ardndan kovalayan varm
gibi Compeyson larn oturma odasna girdi, srtnda tek bir pazen gecelii vard, salar da
terden srsklam kafasna yapm. Compeysonun karsna dedi ki: Sally, o kadn
yukarda, benim odamda, bamdan savamyorum, dedi. Tepeden trnaa aklara
brnm, bana ak ak iekler takm. fkeden ate pskryor, dedi. Koluna bir kefen
asm, saat sabah bete bana giydirecekmi, yle diyor, dedi.
Compeyson da, Aptal, o da senin gibi etten kemikten bir insan, bilmiyor musun bunu?
dedi. Kapdan ieri girmedike ya da pencereden trmanmadka, merdivenleri kmadka
senin odana nasl girebilir? dedi.
Arthur da, Nasl geldiini bilmiyorum ama karyolann ayakucundaki kede durmu,
fkeden ate pskryor, dedi. Hem urada, yreinin stnde kan lekeleri var... sen
yaraladn o yrei, sen, diye inledi.
Compeyson hort zort ederdi ya, oldum olas dlein tekiydi aslnda. Karsna, Sen u
sayklayan deliyle gidiver, dedi. Sen de Magwitch, Sallyye yardm et, olmaz m? Ama
kendisi yerinden kprdamad.
Compeysonun karsyla ben Arthuru odasna karp gene yatana yatrdk. yle bir
sayklyordu ki korkun! te, baksanza, kefeni benden yana sallayp duruyor. Grmyor
musunuz? diye baryordu. u gzlere bakn. Nasl da fkeli, deil mi? nsann dizlerinin
ba zlyor korkudan, deil mi? Sonra da, Giydirecek kefeni bana, giydirecek bana, o
zaman iim bitti demektir. Aln unu elinden, aln! diye haykrd. Sonra bize sarld,
balad hayaletle konumaya. Bir kendisi sylyor, bir hayaletin dediine karlk
veriyordu, yle ki sonunda o kadn grdme benim bile inanasm geldi!
Onun bu hallerine alk olan Compeysonun kars, korku nbeti yatsn diye bir urup
iirdi; biraz sonra adamcaz yava yava yatt. Oh, neyse, hele kr gitmi, dedi.
Bakcs m gelip ald? Compeysonun kars da, Evet, dedi. Arthur, Syledin mi bakcya,
kadnn kapsn kilitlesin, iyice srglesin? diye sordu. Sally, Evet, diye karlk verdi. O
irkin eyi de elinden alsn diye syledin mi? Sally gene, Evet, korkacak bir ey kalmad
artk, dedi. Arthur, Sen iyi yreklisin, ne olur beni hi brakma; Tanr senden raz olsun,
diye hkrd.
Bir sre olduka rahat bir uykuya dald. Sonra saat tam bee gelirken bir lkla
uyanp doruldu. te geldi, kefen de gene elinde, diye haykrd. Kefeni ayor. Sindii
keden stme geliyor. Tutun beni, kollarmdan sk tutun ikiniz de. Frsat vermeyin, o
kefeni dokundurmasn bana. Aah! Neyse, bu kez skalad. nleyin, kefeni omzuma
dolamasn. Beni kaldrp da sarmasn o eye. Kaldryor beni ite, kaldryor. Bastrn beni
yataa... yatrn beni! diye bard, derken kaskat kesilip ld kald.
Compeyson pek umursamad onun lmn. kimiz de kurtulduk, diyordu. ok
gemeden ikimiz i evirmeye baladk. Ama ilkin Compeyson, (ah ne hinolu hindi o)
bana kendi kitabmn stne el bastrd, hani u benim kara kapl kitabm evlat,
arkadana da el bastrp yemin ettirdiim...
Compeysonun tasarlayp benim gerekletirdiim ileri saymayacam, yoksa bir hafta
srer. Sizlere yalnz unu syleyeyim ki, sevgili olum ve Pipin can yolda, o herif kafama
yle oraplar rd ki onun zencilerden farksz klesi olup ktm. Hep ona borlu durumda,
onun avucunun iinde, onun hesabna alyordum, kellem koltuumda. Ya benden
kkt ama tilkiler gibi kurnazd, bilgiliydi, okumutu; beni be yz kez suya gtrr de
susuz getirirdi, hem de hi gzmn yana bakmadan. O srada bizim kadn neredeyse
can pahasna... ama neyse onu araya sokmaya gerek yok u srada...
Adam, anlar kitabndaki yerini armasna yle akn akn evresine baknd,
sonra yzn atee dnd, parmaklarn dizlerine daha bir yayarak bastrd, ellerini
kaldrd, sonra gene dizlerinin stne indirdi.
Yeniden gzlerini evresinde dolatrarak, Hepsini anlatmann gerei yok, diye
ekledi. Compeysonla altm dnem mrmn hemen hemen en etin dnemlerinden
biri oldu. Bilmem, bundan te bir ey sylememin gerei var m? Compeysonla altm
srada serserilikten, ama yalnz bama, yarglandm syledim miydi size?
Hayr, diye yantladm.
Yarglandm ya. Hkm bile giydim. Birlikte altmz drt-be yl boyunca iki- kez
kuku zerine tutuklandm. Ama kant bulamadlar. Sonunda Compeysonla ikimiz birden
kodese atldk; dolandrclktan, piyasaya alnm para srmekten. Ama baka eylerle de
sulanyorduk. Compeyson bana, Savunmamz ayr ayr yrteceiz; aramzda balant
kurulmayacak, dedi. O kadar. yle paraszdm ki Jaggers tutabilmek iin dolabmdaki
giysileri sattm...
Sank yerine kardklar zaman dikkatimi ilk eken ey Compeysonun grnm oldu.
O, siyah giysileriyle, kar gibi mendiliyle, kvrltlm salaryla tam bir beyefendiydi. Ben
desen aalk serserinin, haydudun biri! Savc davay ap da kantlar yle bir zetledii
zaman grdm ki kukularn tm arl benim stmde toplanyor, Compeyson
neredeyse temize kyordu. Tanklar birer birer tank hcresinden ifade verdike
bakyordum, Tanyoruz, diye yemin ettikleri hep bendim; paralar bana verilmiti; btn
ileri ben evirmitim, krlara hep ben konmutum. Hele i savunmaya gelince kurulan
kumpas hepten anladm...
Compeysonun avukat dedi ki: Yarg Hazretleri, Sayn Baylar, karnzda, gzlerinizin
nnde iki kii duruyor: Birbirlerinden nasl dalar kadar farkl olduklar ortada, dedi.
Birisi, gen olan, iyi yetimi bir aile ocuudur; ta atlasa deimez; teki sokaklardan
yetimedir, o da ta atlasa deimez, dedi. lerinden biri, gen olan, bu iler srasnda
pek grlmemi, kendisinden yalnzca kukulanlyor. Btn ileri eviren, herkesin
tand, suuna parmak bast ise brks, daha yal olan, dedi. Bu ileri tek kii
evirdiyse bunun hangisi olduu, iki kii evirdiyse hangisinin daha sulu olduu kuku
kaldrr m sizin gznzde? gibilerden laflar etti. Kiiliklerimiz ele alnacak olursa... yle
ya, okumu olan, okul arkadalar urada burada, yksek mevkilerde bulunan, kendisi
falan filan gibi kibar kulplerde, yksek yerlerde gezen, Compeyson deil miydi? Oysa
eskiden beri sabkal olan, yllardr Bridewell Zindan senin, tutukevleri benim, mahpuslara
girip kan da ben deil miydim?.. Hal tavr dersen... Compeyson denen alak onlarla
konuurken durup durup yzn o kar gibi mendiline mi gmmyordu, konumasnn
arasna iirler mi katmyordu, neler neler! Bense, Baylar, u yanmdaki adam dnyann bir
numaral aalk herifidir, diyordum da baka bir ey diyemiyordum...
Sra hkmlerin okunmasna gelince ne greyim? Compeysonun beni karalayacak ne
biliyorsa hepsini mahkemeye sylemesini, sonra kt arkadalara kaplp yanl yola
sapm bir masum gen olmasn filan, hafifletici neden saymamlar m? Oysa benim iin,
Sulu, diyorlard da baka bir ey demiyorlard. Kendimi tutamayp Compeysona, Hele
bir uradan kalm, ben senin suratn datmazsam! diye bardm. Bunun zerine
Compeyson ne mi yapt? Yargca dnerek, Beni koruyun, diye yalvard elbet. Aramza iki
gardiyan soktular. Hkm kesinletii zaman da ona yedi yl verdiler, bana on drt. Yarg
bana acyacak deil ya, ona acyordu; ok daha iyi olabilecekken u durumlara dt diye.
Bana ise kaarlanm, azl bir sabkal gzyle bakyordu. Bununla kalmayp daha ar
sulara yneleceimden, sonumun kt olacandan hi kukusu yoktu.
Provis heyecandan, hrstan titremekle birlikte kendisini tutmasn bildi. ki- kez ksa
ksa soludu, bir o kadar da yutkundu; elini bana uzatarak iimi rahatlatmak istercesine,
Korkma evlat, kabalamayacam, dedi.
Sinirden ate basmt. Ancak mendilini karp yzn, kafasn, boynuyla avularn
kuruladktan sonra konumasn srdrebildi:
Compeysona suratn datacam, demitim. Tanrma da, bunu yapmazsam sen
benim suratm dat, diye ant verdim. kimiz de ayn hkmller gemisindeydik, gene de
uzun sre ne yapp ettiysem olmad, yanna yanaamadm onun. Sonunda bir gn
arkasndan sokuldum. Bana dnsn de bir yumrukla suratn dataym diye yanana
vurdum. Gelgelelim grp yakaladlar. Ambara attlar ya, kan kurasydk biz! Benim gibi,
byle ambarlar ezbere bilen bir kocam kurt iin oradan kamak ocuk oyunca oldu.
Hele dalmasn, yzmesini de bildiime gre. Kap kyya ktm. Mezarlkta
saklanyordum. Artk ile ekmiyorlar diye orada yatan llere imrenip dururken, ite o
srada olumla ilk olarak karlatk.
Beni sevgi dolu baklarla szd. im gene bulanr gibi olmakla birlikte, ona kar
byk bir acma da duymaya balamtm.
Olumun szlerinden anladm ki Compeyson da bataklklardayd. Tanr bilir ya,
korkudan, benden kurtulmak iin kam olduunu dndm bir ara; benim de gemiden
kam olduumdan haberi yoktu ki... Dtm peine, yakalayp suratn dattm. Sonra
da dedim ki, imdi sana en byk ktl edeceim, kendi bama gelecekler beni
rgalamadna gre, seni yakandan tutup gemiye gtreceim, dedim. Kararlydm da.
Gerekirse sandan tutup geri dndrecektim onu; askerler gelmese de bir bama gemiye
kartp teslim edecektim...
Gene de, her zamanki gibi ucuz kurtuldu elbet. yi adam diye biliniyordu. Ben onun
peini brakmam, onun cann almaya kalkmtm; o da korkudan yar ldrm
durumda, cann kurtarmak uruna kamt gemiden. Bylece yedii ceza hafif oldu.
Bense gene prangaya vurulup yarglandm, mr boyu srgne yollandm. Gel gr ki mr
boyu oturmadm oralarda olum ve Pipin can yolda; grdnz gibi geldim ite,
buradaym.
Gene deminki gibi terini kuruladktan sonra cebinden o ttn yuman ar ar
kard, piposunu ilikten ekip ald, gene ar ar doldurup tttrmeye balad.
Bir sessizlikten sonra, ld m? diye sordum.
Kim ld m, evlat?
Compeyson.
Provis gzleri ate pskrerek, lmediyse benim lm olmama el ap dua
ediyordur, hi kukunuz olmasn bundan, diye yantlad. Bir daha hi haberini almadm.
Bu arada Herbert bir kitabn kapana elindeki kalemle bir eyler yazmaktayd. Kitab
usulca benden yana itti. Provis ayaa kalkm, gzlerini atee dikerek pipo ierken ben de
yazy okudum:
Niin durup da kendi kendime, Provise kar duyduum tiksintide Estellann ne kadar
pay olduunu soraym? Estellay karlamaya giderken kendimi zindan kirinden
arndrmaya altm zamanki duygularm... bir de imdi, barndrdm bu kaakla
gzeller gzeli, gururlular gururlusu Estella arasndaki uurumu dnrken kapldm
duygular... bunlar ne diye karlatraym da yok yere oyalanaym? Naslsa ne yolumu
dzletmeye yarar bu, ne de yky iyi bir sonuca balamaya; ne Provise bir yardmm
dokunur, ne de ben kendim temize km olurum.
Adamn anlatt yk iime yeni bir korku salmt; daha dorusu iimde zaten var
olan korkulara yeni bir biim vermiti. Compeyson yayorsa, Provisin dndn de
renirse ne yapacan kestirmek iin falc olmaya gerek yoktu. Compeysonun Provisten
ne denli korktuunu ben, belki ikisinden de iyi biliyordum. Compeyson anlatld gibi bir
adamsa can dmanndan temelli kurtulmak iin bir an bile duraksamakszn en tehlikesiz
yolu, yani muhbirlii seeceinden kimsenin kukusu olamazd.
Provise Estelladan hi sz etmemitim. Etmeyecektim de. Daha dorusu, iimden
verdiim karar buydu. Gelgelelim ngiltereden ayrlmadan nce Estellay da, Miss
Havisham da grmemin zorunlu olduunu Herberte syledim. Provisin bize
yaamyksn anlatt gnn akamnda, ba baa kaldmz sradayd. Hemen ertesi
gn Richmonda gitmeye karar verdim; gittim de.
Brandleylere vardmda Estellann oda hizmetisini ardlar. Kz bana Estellann
kent dna gitmi olduunu bildirdi. Nereye? Satis Kkne gitmi, her zamanki gibi. Pek
her zamanki gibi denemezdi, nk oraya imdiye dek bensiz hi gitmemiti. Ne zaman
dneceini sordum. Aldm yantta beni artan bir ekimserlik vard. Hizmeti kz
hanmnn geri gelirse bile ancak ksa bir sre kalacan syledi. Bu yanta verebildiim
tek anlam, anlamszlnn belirli bir kast tad, kafam kartrmay amaladyd.
Gerekten de bu lafn iinden hi kamayarak eve dndm.
Provis kendi evine gittikten sonra, geceleyin Herbertle bir kez daha ba baa verdik
(Provisi her zaman evine ben gtryor, her zaman da drt bir yan bir sk kolaan
ediyordum). Yaptmz grmede, ben Miss Havishamlardan dnnceye kadar
ngiltereden ayrlma konusuna deinmemeyi kararlatrdk. Bu arada, Herbert de ben de
bu konuyu amann en iyi yolunu ayr ayr dnecektik, onun kukulu birilerince
gzetlenmekte olduundan korkuyormu gibi mi yapacaktk, yoksa imdiye kadar hi
yurtdna kmam olan ben bir gezi nerisinde mi bulunacaktm? Onun benim azmn
iine baktn, ne dersem hemen yerine getireceini ikimiz de biliyorduk. u tehlikelerle
dolu konumda uzun sre kalmasnn sz konusu edilemeyeceini de biliyorduk.
Ertesi gn, kye gidip Joeyu grmem zorunlu imi gibi numara yapma alaklnda
bulundum; ama zaten Joeya, Joenun adna kar yapmayacam hibir alaklk
kalmamt ki artk! Benim yokluumda Provis ok dikkatli davranacak, benim yaptm
bekilii de Herbert zerine alacakt. Kyde yalnzca bir gece kalacaktm. Dnmde de,
beni daha byk apta bir beyefendi yapmak iin sabrszlanan Provisin tasarlarn
uygulamaya balayacaktk. O zaman aklma geldi ki denizi ap gitmenin en kestirme yolu
belki de buydu; byk apta bir beyefendi olabilmek amacyla alveriler falan yapmak
istiyormuum gibi grnmek.
Miss Havisham grmeye gitmenin yolunu bylece yaptktan sonra, ilk sabah
arabasyla, daha ortalk aarmadan yola ktm. Biz krlara adamakll aldmz srada
gn, bulut partallarna, sis aputlarna brnm bir dilenci gibi srnerek, tir tir titreyip
inildeyerek skn etti. Yal bir yolculuktan sonra Blue Boar Hannn nnde
durduumuz zaman avlu kemerinin altndan kim ksa greyim? Bentley Drummle! Elinde
krdanyla dilerini kartrarak arabaya bakmaya geldi.
O beni grmezlikten gelince ben de onu grmezlikten geldim. kimiz iin de pek gln
bir numarayd bu. Hele ikimiz de hann kahvalt salonuna girince numaramz daha da
zavalllat. Drummle kahvaltsn yeni bitirmiti. Ben de kendi kahvaltm smarladm. Onu
burada grmek iime zehir gibi kt; kasabaya neden geldiini ok iyi biliyordum nk.
Drummle ocak banda dururken ben masada oturmu, eski, kirli bir gazeteyi okur gibi
yapyordum. Yresel haberler veren bu gazetenin en okunakl yn orasna burasna bol
bol serpitirilmi duran kahve, balk ezmesi, ya, arap gibi yabanc kaynakl lekelerdi. Bu
yzden gazete grlmedik trden bir kzamk karyor gibiydi.
Bentley Drummlen ocak banda durmas benim iin gitgide, kocaman bir onur sorunu
olmaya balad. Atein ssndan kendime den paya kavumay aklma koyarak ayaa
kalktm. Atei kartrmak iin ocak bana gittiimde maay onun bacaklarnn
arkasndan uzanarak almak zorunda kaldmsa da onu hl tanmazlktan geliyordum.
Drummle, Kastl m bu? diye sordu.
Elimde maa, Haa, sen miydin? diye mrldandm. Ben de merak ediyordum, atein
nn kapatan kimdir diye.
Atei var gcmle kartrdm, sonra da srtm atee verip omuzlarm dikletirerek
geip onun yan bana dikeldim.
Drummle beni omzuyla yle bir iteleyerek, Deminki arabayla m geldin? diye sordu.
Ben de onu omzumla yle bir drtkleyerek, Evet, diye karlk verdim.
Pis bir yre, dedi Drummle. Sen de buralardan bir yerdensin, deil mi?
yle. Duyduuma gre buralar tpk sizin Shropshirea benzermi.
Drummle, lgisi yok, dedi.
Lafn burasna gelince Drummle ban eerek ayakkablarna bakt; ben de kendi
ayakkablarma baktm. Sonra Drummle benim ayakkablarm gzden geirdi, ben de
onunkileri szdm. Atein bandaki yerimden minicik bir pay bile kaptrmak niyetinde
deildim.
Geleli ok oldu mu? diye sordum.
Esniyormu gibi yapmasna karn ate konusunda tpk benim gibi kararl olan
Drummle, Skntdan patlayacak kadar oldu, diye yantlad.
Daha kalacak msn?
Bilemiyorum, dedi Drummle. Ya sen?
Bilemiyorum, dedim.
Kanmda yle bir karncalanma vard ki, Drummle omzuyla bana biraz daha
srtnseydi onu en yakn cumbann iine itebilirdim. Ayn biimde, benim omzum bir milim
ileri gitse o da beni en yakn blmenin iine itebilirdi.
Drummle hafiften bir slk tutturmutu imdi. Ben de slk almaya baladm.
Buralarda geni bataklk blgeler varm sanrm? dedi Drummle.
Evet. Ne olmu yani? dedim.
Drummle yzme bakt, ayakkablarma bakt, sonra, Hh! diyerek gld.
Size gln gelen bir ey mi var, Mr. Drummle?
Drummle, Yoo, bir ey olduundan deil, diye yantlad. Atla yle bir gezintiye
kyorum. Bataklklar kefe gitmek niyetindeyim, salt keyfim iin; ok cra kyler varm
oralarda, diyorlar da. Kk, irin meyhaneler, demirci ocaklar, buna benzer eyler. Hey,
garson!
Buyurun, efendim.
u benim at hazrland m?
Kapya geldi bile, efendim.
Hey, bana bak, garson. Hanmefendi bugn at gezintisine kmyor. Hava kt de.
Ba stne, efendim.
Yemei de burada yemeyeceim, nk hanmefendilerde yiyorum.
Ba stne, efendim.
O zaman Drummle o ablak yznde ylesi kstah, zafer dolu bir bakla bana bakt ki
tm donukluuna karn, keskin bir bakmasna iime iledi; yle bir kafam kzdrd ki,
eytan dedi, tut onu, kucakladn gibi at ocan iine, atein stne oturt!
kimizin de ak seik grebildiimiz bir ey vard: Dardan yardm gelmedike ne o
ne de ben ate zerindeki hakkmzdan vazgeemezdik. Orada dimdik, gepgergin aklp
kalmtk, omuz omuza, bacak bacaa, kl pay kprdamakszn. Darda, isil isil yaan
yamur altnda atn beklediini grebiliyorduk; benim kahvaltm hazrlanm,
Drummlenki kaldrlm, garson masaya oturmam iin beni armt; ben de peki
dercesine ba sallamtm, ama Drummle da, ben de hl mevzilerimizden hibir yere
kprdamyorduk.
Drummle, Bizim Koruya uradn m son zamanlarda? diye sordu.
Yok, dedim. Son gidiimde spinozlar yaka silktirtti bana.
Seninle tarttmz akam m sylyorsun?
Ksa ve ters, Evet, demekle yetindim.
Drummle, Canm, sen de ii bytme, diye pis bir alayla konutu. Gene kolay
kurtardn paan onlardan. yle hemencecik kzmayacaktn.
Mr. Drummle, siz bu konuda t vermeye yetkili deilsiniz. Ben kzdm zamanki o
gece kzdm kabul etmiyorum... ama kzsam bile karmdakinin kafasna bardak
frlatmam.
Ben frlatrm, dedi Drummle.
Ondan yana, iin iin gitgide kpren bir fkeyle birka bak frlattm. Sonra, Bu
konumay ben balatmadm, dedim. Houma da gitmiyor.
Omzunun stnden bana alayla bakarak, Sizin hounuza gitmediini biliyorum, dedi.
Banaysa vz geliyor.
yleyse izin verirseniz bundan byle birbirimizle hi konumayalm.
Ben de yle dnyorum zaten, dedi Drummle. Sen sylemesen ben
syleyecektim. Daha dorusu hibir ey sylemeden ilikiyi kesmek niyetindeydim
seninle. Yalnz serinkanlln yitirme. Yitirdiklerin yetmiyor mu zaten?
Ne demek istiyorsunuz, beyefendi?
Drummle beni yantlayaca yerde, Garson! diye seslendi.
Garson gene grnd.
Bana bak, olum, hanmefendinin bugn at gezintisine kmayacan iyice aklna
soktun deil mi, benim de yemei hanmefendiyle yiyeceimi?
Evet efendim. Anladm.
Garson benim sofradaki aydanla, soumakta olduunu gstermek istercesine
dokunup benden yana yalvarrcasna baktktan sonra darya knca Drummle bana
deen omzunu oynatmamaya alarak cebinden bir yaprak sigaras karp ucunu srd.
Yerinden kprdamaya hi niyeti yok gibiydi. in iin kprdm, boazma bir yumruk
tkanmasna soluum kesildii halde, bundan te tek bir sz sylersek Estellann adn
anmak zorunda kalacamz, oysa bu ad Drummlen azndan duymaya
dayanamayacam biliyordum. Bu yzden ta kesilmi gibi, yanmda kimsecikler yokmu
gibi, gzlerimi kar duvara dikmi duruyor, hi sesimi karmamak iin kendimi
zorluyordum.
eriye kalantor grnl ifti girmemi olsayd (ki bunlar zavall garsonun
yollam olduunu sanyorum), bu gln durumda ne kadar kalacaktk, Tanr bilir!
iftiler ellerini ovuturarak ate bana ynelince biz de ekilmek zorunda kaldk.
Pencereden Drummlen o yabanl, hantal hareketleriyle atna bindiini; yan gidip
gerilediini grebiliyordum. Gittiini sanmtm ama hemen geri geldi, dilerinin arasna
sktrp yakmay unutmu olduu yaprak sigaras iin bararak ate istedi. Boz giysili bir
adam (hann avlusundan m, sokaktan m, yoksa nereden kp geldiini bilemeyeceim),
hemen atlarak uzand, Drummle da eyerden aa eilip sigarasn yakarken ban bizim
pencereye doru evirerek yle bir gld. Bu arada, bana srt dnk duran boz giysili
adamn gevek durulu omuzlaryla yal dank salarn Orlicke benzettim.
im ylesine skntlyd ki adamn kimliinin stnde duracak, hatta kahvalt bile
edecek durumda deildim. Havann, yolculuun kirinden arnmak iin elimi yzm
ykadm, sonra dar karak aklmdan hi kmayan o eski eve doru admlarm
ynelttim. Bu eve hi girmemi, bu evi hi grmemi olsaydm benim iin ok daha hayrl
olacakt!
44
Miss Havisham ile Estellay duvarlarnda amdanlar yanan o tuvalet odasnda buldum.
Miss Havisham ate bandaki arkalksz bir koltua, Estella da onun ayaklar dibindeki bir
iltenin stne oturmutu. Estella rg ryor, Miss Havisham da ona bakyordu. Ben ieri
girdiimde ikisi de gzlerini bana doru kaldrdlar, zerimde bir deiiklik olduunu ikisi
de grdler. Bunu kendi aralarnda geen bakmadan anladm. Miss Havisham, Eyy, Pip,
hangi rzgr att seni buraya bakalm? diye sordu.
Gzlerini benden ayrmamakla birlikte biraz aalad, ne yapacan pek
kestiremedii belliydi. Gzleri yzmde, rg rmesini bir an aksatp sonra gene srdren
Estellaya gelince o, velinimetimin kimliini renmi olduumu hemen anlamt;
parmaklarnn oynay bir tr dilsizler alfabesi gibi aka sylyordu bunu.
Miss Havisham, diye yantladm. Dn Estellay grmeye Richmonda gittim. Bir
rzgrn onu buraya atm olduunu grnce ben de peinden geldim.
Miss Havisham nc, belki de drdnc kez oturmam iaret etmiti; ben de tuvalet
masasnn banda, ounlukla onun oturduu sandalyeye oturdum. epeevre ykntlar
arasnda kaldm byle bir gnde, o sandalyeye oturmak pek doal geldi bana...
Miss Havisham, Estellaya sylemek istediklerimi sizin nnzde syleyeceim, imdi,
birka dakikada. Ne aacaksnz ne de honutsuzlua kaplacaksnz. nk sizin
tasarlam olduunuz kadar, sizin dilediiniz kadar mutsuzum ite.
Miss Havisham gzlerini krpmakszn bana bakmaktayd. Estella ban kaldrmyordu
ama szlerimi can kulayla dinlemekte olduunu parmaklarnn oynayndan anlyordum.
Velinimetimin kim olduunu rendim. Beni sevindirmedi bu bilgi. rendiim ey
beni ne an, ne n, ne de para yznden ykseltecek gibi deil. Ama bu konuyu burada
kesmem gerekiyor. Benim deil, bir bakasnn srlaryla ilgili nk.
Bir sre sessiz durup Estellaya bakarak szm nasl srdreceimi tasarlamaya
altm. Miss Havisham, Senin deil, bakasnn srlar, diye szlerimi tekrarlad. Eee?
Beni buraya ilk getirttiiniz zaman... hani ben u karki kyde oturan kk bir
ocukken... brakp gittiime bin kez piman olduum o kk ky... gerekten buraya
geliim bir rastlantdan baka bir ey deildi, Miss Havisham, benim yerime baka
herhangi bir ocuk da olabilirdi deil mi?.. Sizin bir gereksinmenizi ya da bir kaprisinizi
karlayacak, bunun iin de para alacak olan uak gibi bir ey?
Miss Havisham ar ar ban sallayarak, yle, Pip, diye yantlad.
Demek oluyor ki Mr. Jaggers da...
Miss Havisham kesin bir sesle szm keserek, Mr. Jaggersn hibir ilikisi yoktu
bununla, dedi. Bu konuda hibir ey bilmiyordu. Kendisinin hem benim hem de senin
velinimetinin vekili olmas bir rastlantdan baka bir ey deildir. Mr. Jaggers bir sr
insann vekili olduuna gre byle bir durum her zaman ortaya kabilir. Her ne ise,
kendiliinden domu bir durumdur bu, herhangi bir kimsenin istei ile deil.
Yalan ya da kaamakl konumad o kk yznden kolaylkla anlalabiliyordu.
Ama ben bu noktada unca yldr sregelen bir yanlgya dtm zaman... hi
deilse bu yanlgdan yararlanarak bana gerek d umutlar vermediniz mi?
Kadn gene ciddilikle ba sallayarak, Evet, senin bu yanlgya kaplp gitmene gz
yumdum, dedi.
Ta yreklilik deil miydi bu?
Benim gibi bir kadn, diye Miss Havisham bastonunu yere vurarak yle birdenbire,
beklenmedik bir fkeyle parlad ki Estella bile aknlkla ban kaldrp bakt. Benim gibi
bir kadn bakalarna ne diye acsn, Tanr akna?
Deminki szlanmam bir zayflk belirtisiydi; elimde olmadan yapmtm. Bunu
honutsuzlukla yzn asm olan Miss Havishama da syledim.
Peki, peki, anladm, dedi. Baka ne syleyeceksin?
Onu yattrmak amacyla, ocukken, burada bulunmamn karln rakla
baladm srada bol bol grdm, diye yantladm. Bu sorular salt bilgi edinmek iin
soruyorum. Bundan sonra syleyecekleriminse bambaka, bencil olmayan bir ama
gdeceini umuyorum. Miss Havisham, benim yanlgma gz yummakla karc
akrabalarnz cezalandrdnz, alaya alarak aldattnz... ne bileyim, ite, sizi kzdrmak
istemem, ama ne niyet gttnz belki siz daha yerinde bir deyimle aklayabilirsiniz.
Sylediklerin ok doru. Ama onlar anak tuttular buna. Sen de yle ya. Benim
ektiklerimi eken, benim gibi bir insandan ne bekliyordunuz yani? Gznz an, diye
sizleri silkeleyip yalvaracak mydm bir de? Kendi tuzaklarnz kendiniz kurdunuz siz. Hibir
zaman BEN deil!
Yatsn diye bekledim (nk bunlar da birden parlayan, yrtc bir hmla sylemiti),
sonra, Miss Havisham, diye sze baladm, akrabalarnzdan bir aileyle tantm;
Londraya gittim gideli hep onlarla birlikte bulundum. Onlarn da demin szn ettiimiz
konuda benim kadar yanl bir kan beslediklerini yakndan biliyorum. sterseniz hounuza
gitmesin, isterseniz kulaklarnz tkayn, bana ister inann ister inanmayn; ben size Mr.
Matthew Pocket ile olu Herberti savunmazsam alaklk, ikiyzllk etmi olurum. Onlarn
yce gnll, ak yrekli, drst, art niyetsiz, dalaveresiz kiiler olduklarna, kimsenin
kuyusunu kazmann ellerinden gelmeyeceine inanmak zorundasnz, yoksa onlara byk
hem de ok byk hakszlk etmi olursunuz.
Miss Havisham, Ne de olsa dostlarnz, dedi.
Sizin mirasnz olarak kendi yerlerini kaptma inanmakla birlikte dostum oldular.
Sarah Pocket, Mrs. Georgiana, Mrs. Camilla bana di bilerken onlar bana dost eli
uzattlar.
Arkadalarmla teki akrabalarn zt ynlerini bylece vurgulamam Miss Havisham
zerinde olumlu bir etki yaratt sanyorum. Bir sre gzlerini ksarak beni szd, sonra
yavaa, Ne istiyorsun onlar iin? diye sordu.
Onlar tekilerle kartrp ayn kefede tartmayn istiyorum yalnzca. Soylar bir olsa
bile inann bana huylar deil.
Miss Havisham beni hep o keskin baklaryla szerek, Ne istiyorsun onlar iin? diye
sordu.
Hafife kzardm sezerek, Gryorsunuz ya, dedim, bir eyler istediimi sizden
dilesem de gizleyebilecek kadar kurnaz deilim. Miss Havisham, arkadam Herberte
yaam boyu yararlanaca bir yardmda bulunmak isterseniz size bunun yolunu
gsterebilirim. Yalnz durumlar bu yardmn Herbertten habersiz yaplmasn gerektiriyor.
Miss Havisham bana daha dikkatle bakabilmek iin ellerini bastonunun topuzuna
dayayarak, Neden ondan habersiz yaplmas gerekiyor? diye sordu.
Bu yardm bundan iki yl nce ondan habersiz olarak ben balattm; imdi de kendimi
ele vermek istemiyorum. Baladm ii bitirmenin niin elimde olmadn anlatamam.
Hani, benim deil de bakasnn olan o srlarla ilgili bir ey bu.
Miss Havisham baklarn yava yava benden uzaklatrarak atee dikti. O sessizliin
iinde, gitgide eriyen mumlarn lo nda, atei ok uzun seyretmi gibi geldi bana.
Sonunda bir yn krmz korun birden kmesiyle dalgnlndan syrld; nce bo
baklarla, sonra gitgide younlaan bir dikkatle bana bakt. Estella ise btn bu sre
boyunca rgden ban hi kaldrmamt.
Miss Havisham dikkatini gene bana verdii zaman konumamz hi kesilmemi gibi bir
tutumla, Peki, baka? diye sordu.
Bu kez Estelladan yana dndm, sesimin titremesine engel olmaya alarak, Estella,
seni sevdiimi biliyorsun, dedim. Seni nice zamandr, canmdan ok sevdiimi
biliyorsun.
Kendisine seslenilince Estella rgsn kesmeksizin gzlerini yzme kaldrd, hi
istifini bozmadan bana bakt. Miss Havishamn bir ona, bir bana bakp durduunu
grebiliyordum.
Sana bunu daha nce syleyecektim ama, daha ilk batan o yanlgya kaplm
olduum iin konuamadm. Yersiz bir umutla, Miss Havishamn bizi birbirimize
vereceine inanyordum. Senin, nasl diyeyim, bir bakasnn isteklerine boyun ediini
sandm srece bu konuya deinmekten kandm. Ama sevgimi sylemenin sras imdi
geldi.
Estella rgsn hi aksatmakszn, istifini hl bozmadan bana bakarak ban iki
yana sallad.
Onun bu yaptna karlk ben de, Biliyorum, dedim. Biliyorum. Hibir zaman benim
olmayacan biliyorum. Hibir umudum yok bu konuda. Yarn, br gn bama neler
gelecek, ne denli yoksul deceim, nerelere gideceim... hi bilmiyorum. Bununla
birlikte, her eye karn seviyorum seni. Bu evde ilk grdm gnden beri seni
seviyorum.
rgsne hi ara vermeyen Estella kl bile kprdamakszn bana bakarak gene ban
iki yana sallad.
Miss Havisham yapt iin ciddiliini dnm olsayd... yoksul bir ocuun
duygularyla oynamas, onu yllar yl aslsz bir umutla oyalayp bo yere senin peinden
koturmas ta yreklilik olurdu, korkun bir canavarlk. Ama ben onun dnmeden
davrandn sanyorum. Kendisi yle ac ekiyordu ki bu arada benim ac ektiimi aklna
getirmedi sanyorum, Estella.
Miss Havishamn elini kaldrp yreinin stne bastrdn grdm. Hl bir bana, bir
Estellaya bakp duruyordu.
Estella duygudan btnyle arnm bir sesle, Sanrm benim kavramaktan aciz
olduum birtakm duygular, nasl diyeyim, sanrlar filan var. Beni sevdiini sylediin
zaman ne demek istediini, szlerinin szlkteki anlamndan biliyorum, ondan te hibir
ey demiyorlar bana. Yreimde hibir tele dokunmuyorlar, hibir yank uyandrmyorlar.
Szlerini zerrece umursamyorum. Bu konuda kulan bkmeye almtm ama yle
deil mi?
im yanarak, yle, dedim.
yle ama szlerim bir kulandan girip brknden kt, nk iten konutuuma,
doruyu sylediime inanmyordun. Ak konu, yle deil mi?
Doruyu sylemediini sanyor, buna inanmak istiyordum. Doru olamazd
sylediklerin. Sen ki byle gen, deneyimsiz, bylesine gzelsin Estella! Olamaz byle bir
ey!
Estella, Olmu ite, ben byleyim, diye karlk verdi. Sonra szcklerin stne
basarak, Benim hamurum byle yorulmu nk, diye ekledi. Bunlar sana
sylemekle, tandm btn teki insanlarla senin aranda byk bir ayrm tanm
oluyorum. Dahas elimden gelmez.
Bentley Drummlen burada, senin peinde olduu bir gerek, deil mi?
Estella onu son derece kmsediini belirten bir umursamazlkla, Gerek, dedi.
Senin ona yz verdiin, onunla at gezintilerine ktn, bugn birlikte yemek
yiyeceiniz de gerek deil mi?
Estella benim bunlar biliime biraz am gibiydi, ama gene, Hepsi gerek, dedi.
Ama sen onu sevemezsin, Estella, sevemezsin!
Odaya girdiimden bu yana Estella ilk olarak rg rmekten vazgeti, biraz fkeyle,
Ben sana ne syledim? diye kt. Her eye karn, hl inanmyor musun
sylediklerimin doru olduuna?
Ama onunla evlenmezsin, evlenemezsin, deil mi Estella?
Gen kz Miss Havishamdan yana bakt, rgsn elinde tartarak bir an dnd,
sonra, Sana doruyu sylemekte ne saknca var? dedi. Onunla evleniyorum.
Yzm ellerime gmdm. Gene de, onun dudaklarndan bu szleri duymann
ikencesine karn, umduumdan daha serinkanl davranmay baarabildim. Yzm
kaldrdm zaman Miss Havishamn yz yle korkun derecede solup kmt ki kendi
ateli kederime, heyecanma karn iim burkuldu.
Estella, biricik, bir tanecik Estella, sakn Miss Havishama uyup da, seni felakete
gtrecek olan bu adm atma. Beni hi hesaba katma... zaten katmadn ok iyi
biliyorum ama hi deilse kendini Drummledan daha deerli birine ver, sana daha layk
olan birine... Miss Havisham seni ona veriyor nk bylelikle, ondan ok daha stn olan
saysz hayranlarn, seni gerekten seven bir avu erkei en derinden vurmu, gln
drm oluyor. Bu bir avu erkein arasnda, seni benim kadar uzun zamandan beri
olmasa bile, benim kadar yrekten seven baka birisi daha belki vardr. Onu se; senin
hatrn iin ok daha kolay katlanabilirim ben buna!
Benim bu itenliim Estellada yle bir aknlk uyandrmt ki sylediklerimi
kavrayabilseydi belki de bana acyabilecekti.
Yumuak bir sesle, Onunla evleniyorum, dedi gene. Dn hazrlklarm bitti,
yaknda evleneceim. Hem bu konuda neden analm suluyorsun? Kendi isteimle
yapyorum ben bunu.
Kendini, kendi isteinle bir hayvan iin harcyorsun, yle mi Estella?
Estella, Ya kimin iin harcayaym kendimi? diye yle bir glmsedi. Benim
kendisine zrnk vermediimi en abuk sezecek bir erkek uruna m? (nsanlar byle
eyleri gerekten seziyorlarsa, yani.) Yeter artk. Kararm verdim. dare eder giderim,
kocam da yle. Beni felakete gtrecek bu adm Miss Havishama uyarak attma
gelince... ona kalsa benim hemen evlenmeme kar kyor, biraz bekleyeyim istiyor. Ama
ben srdm yaantdan usandm. Zaten zevkimi okayan pek bir yn yoktu. Bir
deiiklik olur hi deilse. Baka bir ey syleme artk. Birbirimizi hibir zaman
anlayamayacaz naslsa.
Kahrolarak, ylesine baya, ylesine aalk ki, diye direttim.
Estella, Ona mutluluk gtreceimden korkma, dedi. Bir kazan olmayacam onun
iin. Hadi hadi, elini ver bana da vedalaalm, romantik ocuk... yoksa adam m demeli
sana artk?
Kendimi tutmaya ne denli alrsam alaym, kanl gzyalarm ellerinin stne
damlayarak, Ah, Estella, diye inledim. ngilterede kalp da bam dik tutabilecek
durumda olsam bile seni Drummlen kars grmeye nasl dayanabilirim?
Samalk bu, dedi Estella. Samalk. Ha deyinceye kadar geer gider bu zntn.
Ah, Estella, hibir zaman!
Bir haftaya kalmaz, unutur gidersin beni.
Unutup gitmek mi? Ah, Estella, benim varlmn, z benliimin parassn sen.
Yontulmam bir ky ocuu olarak buraya geldiim ilk gnden beri, yreimi yaraladn
o ilk gnden beri okuduum her satr yazda, grp baktm her manzarada sen varsn;
rmakta, karanlkta, rzgrda, korularda, denizde, sokaklarda. Okuyup duyduum,
kafamda canlandrdm tm tatl dlerin, gzelliklerin canl simgesi sensin. Estella,
istesen de istemesen de son nefesime dek kiiliimin bir paras olarak kalacaksn;
iimdeki iyilik kadar ktln de bir paras. Ama bu ayrm yaparken seni hep iyilikten
yana gryorum. Son nefesime dek de yle greceim, nk u srada duyduum ac ne
denli keskin olursa olsun, senin bana ettiin iyilik sanrm ktlkten daha fazladr. Tanr
seni esirgesin, Estella, Tanr balasn seni!
Bu blk prk szler dudaklarmdan dklrken nasl bir mutsuzlukla kendimden
gemitim bilmiyorum. Bu sevda ad iimdeki bir yaradan fkran kan gibi dar
boanyordu. Elini uzun uzun dudaklarma bastrdm, sonra ayrldm oradan. Ama bu ayrl
sahnesinde unutamadm ey, (ki bunu ok gemeden bambaka bir nedenle yeniden
anmsayacaktm) Miss Havishamn tutumudur. Estella bana yalnzca inanmazlk ve
aknlkla bakadursun, elini hl yreine bastrm olan Miss Havishamn o hortlams
yz tyler rpertici bir acma ve pimanlkla eriyip gitmi gibiydi.
Her ey bitmiti artk; ellerim brmde kalakalmtm. yle bir tkeniklikle boluktu
ki kkten dar ktm zaman gn bile kararm gibi geldi. Bir sre, kimseye
grnmemek iin arka sokaklarda, kr yollarnda dnp dolandm, sonra Londraya dek
yrme amacyla yola dzldm. nk bu arada biraz kendimi toparlam olduumdan,
hana dnp de Drummlela karlamaya dayanamayacam anlamtm; posta arabasna
binip yolcularla ene almaya da... anlamtm ki u srada yapabileceim en iyi ey
yorgunluktan bitkin dmek.
Londra Kprsn getiimde saat de gece yarsn geiyordu. O yllarda rman
Middlesex kysndan batya doru uzanan dar, girdili ktl sokaklara daldm. Templea
kmak iin en kestirme yol, rman yaknlarndaki Whitefriars semtinden geiyordu.
Evden beni ertesi sabah bekliyorlard. Ama anahtarm vard. Herbert yatmsa bile onu
uyandrmadan kendi odama girebilirdim.
Temple kapandktan sonra Whitefriars Kapsndan girmem pek olaan deildi; ok da
bitkin, stm bam amurlu olduundan gece bekisi beni ieri alrken dikkatle szd
zaman kzmadm. Kendimi tantmak iin adm bile syledim.
Beki, Benzettim ama kartamadm, efendim, dedi. Size bir mektup var, efendim.
Getiren haberci dedi ki, ltfen burada, benim fenerin nda okuyacakmsnz.
Bu istee ok ararak mektubu aldm. Sayn Philip Pipe yazlmt. Zarfn st
kesinde de, Ltfen bunu burada okuyun, deniyordu.
Zarf atm, bekinin tuttuu fenerin nda, Wemmickin elyazsyla yazlm olan
pusulay okudum:
EVE GTMEYN.
45
Bu uyary okur okumaz Temple Kapsndan gerisin geriye dnerek palas pandras
Fleet Sokana vardm, orada saatin geliine karn kiralk bir araba bularak Covent
Gardensdeki Hummumsa gittim. O gnlerde burada, gecenin her saatinde bo oda
bulabilirdiniz. Ktip beni hemen ieri alarak rafta hazr duran amdan yakt, sonra
listesinde sra bekleyen yatak odasna gittik. lk katn arkasnda, mahzen gibi bir yerdi,
buras. Koskocaman, drt direkli, canavar gibi bir karyola oday avucunun iine alarak
bacaklarn keyfince germi, ayaklarnn birini minenin iine, bir bakasn da kap
eiine uzatarak zavall, sefil lavaboyu kutsal bir hak kullanyormu gibi keye kstrp
ile doldurmaya brakmt.
Beni getiren khya odadan kmadan nce bir gece kandili istediim iin, eski
gnlerden kalma uydurma bir ya kandili getirdi el dedii anda krlveren bir baston
hayaletine benzeyen bu nesne, kenarlarndaki yuvarlak deliklerden duvara falta misali
alm gzler gibi k yanstan bir teneke kabn dibine oturtulmu hibir eyi
aydnlatmayan bir kandildi. Ayaklarm szlayarak yorgun ve bitkin bir halde yataa
girdiimde ne bu gln Argosun 20 gzlerini kapatabildim, ne de kendi gzlerimi. Bylece
gecenin karanlnda ve kasvetinde birbirimize bakp durduk.
Nasl da znt dolu bir geceydi! yle kayg dolu, karamsar, skntl, ylesine de uzun.
Odada souk kurumla scak toz kokusundan olumu hi de konuksever olmayan bir hava
vard. Tepedeki tentenin kelerine baktka, kasaptan uup gelen kocaman
karasineklerle pazaryerinden g eden kulaakaanlarn ve taradan gelen kurtuklarn
yuvalanm, gelecek yaz beklemekte olduklarn dnmekten kendimi alamadm.
Derken, Acaba bunlarn iinden aa yuvarlananlar oluyor mudur? diye bir kukuya
kapldm. O zaman yzmde hafif kprtlar duyar gibi oldum. Hi de ho olmayan bir
dnceydi bu, nk arkamdan da daha baka, sevimsiz eylerin kp gelebileceini
aklma getiriyordu. Bir sre uyank yattm. O zaman sessizlii dolduran o saysz, tuhaf
sesler kendilerini bana duyurmaya baladlar: Dolap fsldyor, ocak i geiriyor, kk
lavabo tkrdyor, dolabn iindeyse arada bir gitarn telleri vnlyordu. Ayn zamanda,
yuvarlak delikli lambadan duvara vuran ktan gzlere bambaka bir bak gelir gibi
oluyordu ve ben bu donuk baklarn her birinde Eve gitmeyin diye yazdn
gryordum.
zerime en gece kuruntularnn, gece seslerinin hibiri bu, Eve gitmeyin szlerini
silip savamyordu. Bu szler bedensel bir sanc gibi, tm dncelerime szyordu. Daha u
yaknlarda, bir gece Hummumsa gelen bir beyin yatakta kendi canna kydn,
sabahleyin kanlar iinde bulunduunu gazetelerde okumutum. Durup dururken, bu olayn
mutlaka benim kaldm u izbede gemi olduunu aklma taktm; kalkp tede beride
kan lekesi aradm. Sonra koridorlara kan kapy aarak baucunda ktibin uyuklad
uzak n can yoldalyla avunmaya altm.
te yandan da, Eve neden gitmeyecekmiim? Evde ne olmu olabilir? Ne zaman
dnebilirim oraya? Provisin bana bir ey mi geldi acaba? sorularyla kafam ylesine
dopdoluydu ki iinde baka dnceye yer bulunamayacan sanrdnz. Estellay ve o
gn nasl bir daha kavumamacasna ayrldmz dndm zaman, ayrlk sahnemizin
tm ayrntlarn, Estellann baklaryla sesini, rg ren parmaklarnn kprtsn
anmsadm zaman bile kafamn bir yn urda burda, ke bucaklarda, her yerde, Eve
gitmeyin uyarsn izleyip duruyordu.
Sonunda, kafamn ve bedenimin yorgunluuna dayanamayarak tedirgin bir uykuya
daldm zaman bile bu uyar, ele alp ekimlerini yapmam gereken koskocaman, heyula
bir fiile dnt: imdiki zaman-emir kipi: Sen eve gitme, o eve gitmesin, biz eve
gitmeyelim, siz ya da sizler eve gitmeyin. Sonra da bu kkten yola karak: Eve gidemem,
eve gitmemeliyim; eve gidemeyeceim, eve gitmeyeceim, eve gitmemem gerekiyor...
yle ki sonunda aklm karacam sanarak gene srtst dndm, gzlerimi duvarlardaki
o donuk bakl k yuvarlaklarna diktim.
Kapya, beni sabah yedide uyandrmalarn sylemitim, nk herkesten nce
Wemmicki grmem gerektii, bu durumda da onun ancak Walworthdaki kiiliine
bavurabileceim belli bir eydi. Kendimi o korkun, perian geceyi geirdiim yerden
darya atmak iin sabrszlanyordum. Bu yzden kapm ikinci kez tkrdatmalarna gerek
brakmadan, hemencecik, uykusuz yatamdan frladm.
Saat sekizde Walworth Kalesinin burlar nmde ykseliyordu. Kk hizmeti kz da
tam o srada elinde iki taze, scack francala ile kaleye girmek zere olduundan, onunla
birlikte kemerden, kprden geerek kendisiyle yal babasna ay demlemekte olan
Wemmickin karsna hi habersiz kverdim. Ak duran bir kapdan hl yatanda
yatmakta olan ihtiyar grdm.
Gnaydn, Mr. Pip! dedi Wemmick. Dndnz demek?
Evet, ama eve gitmedim.
Wemmick, Gzel, diyerek ellerini ovuturdu. Her olasla kar Templen btn
kaplarna sizin iin bir pusula brakmtm. Hangi kapdan geldiniz?
Syledim.
Wemmick, Ben bugn teki kaplara da gider, pusulalar ortadan kaldrrm, dedi. Ne
olur ne olmaz. nsan ortada yazl kant brakmamaya bakmal, nk hi bilinmez, gn
gelir insann aleyhine kullanlabilir. Bu arada kusura bakmazsanz bir angarya
ykleyeceim size: Yal Babamzn sosisini kzartabilir misiniz, zahmet olmazsa?
Bunu seve seve yapacam bildirdim.
Wemmick kk hizmeti kza dnerek, yleyse sen de br ilerine bakabilirsin,
Mary Anne, dedi. Kz ekildii zaman da Wemmick, Bylelikle biz de ba baa kalm
oluruz, diye gz krparak ekledi. Anlarsnz ya, Mr. Pip?
Gsterdii candanlkla titizlie teekkr ettim. Ben bir yandan ihtiyarn sosisini atete
kzartp francalasna tereya srerken yava sesle konumaya baladk.
Wemmick, Mr. Pip, biliyor musunuz, dedi. Sizinle iyi anlayoruz. u srada zel
kimliklerimizle birbirimizin karsndayz. Daha nce de byle zel, gizli bir i yapmlmz
var birlikte. Resm duygularmzla dncelerimiz bambaka eylerdir. Bugn resmlikten
syrlm durumdayz.
Bu szleri yrekten onayladm. yle diken stnde, aklm bamdan gitmi
durumdaydm ki daha imdiden ihtiyarn sosisini meale gibi yakarak fleyip sndrmek
zorunda kalmtm.
Wemmick, Dn sabah bir rastlant sonucu kulama bir eyler alnd, dedi. Hani bir
sabah sizinle birlikte bir yere gitmitik. kimizin arasnda bile birtakm adlar anmamaya
almakta yarar vardr.
Elbette, dedim. Sizi ok iyi anlyorum.
te orada dn sabah kulama bir rastlant sonucu alndna gre, smrgecilerle
ilikisi olduunu ve de tanabilir mlk sahibi bulunduunu ileri srebileceimiz bir
kimse... kim olduunu kesinlikle bildiimden deil ya... adn da elbet anmayacaz...
Hi gerei yok, dedim.
Birounun ou zaman kendi istei dnda hem de devlet kesesinden
diyebileceimiz bir yoldan gidip yerletikleri bir lkede...
Wemmickin yzne yle dalmtm ki ihtiyarn sosisini maytap gibi tututurarak kendi
dikkatimi de Wemmickinkini de iyice dattm.
Wemmick, ... Bu kii birden ortadan yok olarak, hi de iz brakmad iin byk
heyecan yaratm, diye szlerinin arkasn getirdi. Bu yzden de bu olayla ilgili birok
olaslklar tartlm, birok varsaymlar yrtlm. Sizin, Templedaki Garden Court
adresinizde gzetlenmekte olduunuz, bundan byle de gzlenebileceiniz kulama
alnd.
Kimlerce? diye sordum.
Wemmick, Bunu kurcalamayalm, diye sorumu geitirdi. Yoksa resm grevlerime
ters debilir. Ad gerekmeyen o yerde kulama her zaman alnagelen ilgin eylerden
birisi bu. Bunu bir ihbar zerine sylemiyorum. Kulama geldi, hepsi bu.
Bir yandan da kzartma atalyla sosisi elimden ald, ihtiyarn kahvaltsn kk bir
tepsinin zerine gzelce hazrlad. Tepsiyi gtrmeden nce onun odasna giderek
ihtiyarn boynuna kar gibi bir peete balad, srtna bir yastk dayad, gecelik takkesinin
pskln de bir yana yatrarak yal beyefendiye apkn bir grnm kazandrd. Sonra
kahvalty byk bir zenle babann nne yerletirdi. yisin deil mi baba? diye sordu.
Neeli ihtiyar, yiyim olum John, turp gibiyim, diye yant verdi. Gecelik klyla
olduundan yabanclarn onu grmezden gelmeleri gerektii anlalyordu. Ben de bu
yzden olup bitenleri hi grp duymuyormuum gibi yaptm.
Wemmick babasnn odasndan kt zaman ona, u benim evin gzlenmesi olay,
dedim. Bundan bir ara ben de kukulanmtm. Olay, sz geen kiinin varlndan ayr
olarak ele alamayz, deil mi?
Wemmick byk bir ciddilikle, Byle bir eyi kendi bilgime dayanarak ileri sremem,
dedi. Demek istediim, ilk grte sylemeyi gze alamam. Ne var ki ya yledir, ya yle
olacaktr ya da yle olma tehlikesiyle yz yzedir.
Litte Britain, dnyasna olan ballnn onu bundan te bir ey sylemekten
alkoyduunu, bunlar sylemesinin bile ne byk bir zveri olduunu biliyor, bu yzden
de ona kar gnl borcu duyuyordum. Bakaca bir ey soramazdm. Yalnz, ate banda
biraz dndkten sonra ona, yantlayp yantlamamay kendisine brakarak bir soru
sormak istediimi, bu konuda en doru yolu seeceine inandm syledim. Wemmick
kahvaltsna ara verip kollarn gsnde kavuturdu, gmleinin kollarn ekeledi (onun
gznde evinde rahat etmek demek ceketsiz oturmak demekti), sonra, peki sor gibilerden
ba edi.
Asl ad Compeyson olan, kt tannm bir adam duymuluunuz var m?
Wemmick gene, evet gibilerden bir ba eiiyle yant verdi.
Bu adam sa m?
Bir ba eii daha.
Londrada m?
Wemmick gene ba edikten sonra o posta kutusuna benzeyen azn ksabildiince
ksarak ban son bir kez daha edi, kahvaltsna dnd.
Wemmick benim durumu iyice kavramam iin szlerini dikkatle vurgulayarak, mdii,
dedi. Sorgu fasl kapandna gre, o eyleri duyduktan sonra neler yaptma gelelim.
Sizi bulmak iin Garden Courta gittim. Bulamaynca Mr. Herberti aramaya, Clarrikerlerin
oraya gittim.
Byk bir kaygyla, Onu buldunuz, umarm? diye sordum.
Onu buldum, dedi Wemmick. Kimsenin adn vermeden, iin ayrntlarna da
kamadan kulan bktm: Sizin dairenizde ya da yaknlarda bir yerde kalan birilerinden
haberi varsa, ne bileyim, Tom mu, Jack mi, Richard m, her kimse, bu kimseyi hazr siz
ortalkta yokken oradan uzaklatrmasn syledim.
Ne yapacan armtr, deil mi?
ok ard. Hele ben, Tom mu, Jack mi, Richard m, ite her kimse onu imdilik ok
uzaklara armann tehlikeli olduunu syleyince hibir ey anlayamad. Ben size bir ey
syleyeyim mi, Mr. Pip? u sradaki koullar altnda insan bir kez bir byk kente gelmise
eer, yapabilecei en iyi i orada kalmaktr. Daha iyi bir yer bulunamaz bu durumda.
Siperden ayrlmakta acele etmeyin. Sinin kenize. Ak havaya kmak, diyelim yabanc
bir lkeye gitmek filan iin ortalk biraz yatncaya kadar bekleyin.
Ona bu deerli d iin teekkr ederek Herbertin ne yapm olduunu sordum.
Wemmick, Yarm saat eli aya kesilerek ylp kaldktan sonra Mr. Herbert bir plan
yapt, dedi. Bana, aramzda kalmas kouluyla bir ey syledi. Sanrm siz de
biliyorsunuz, kendisi gen bir hanmefendiyle szlym; hanmefendinin de yatalak bir
babas varm. Bu yatalak baba eskiden gemilerde baktiplik, veznedarlk yaptndan
imdi de yatan bir cumbann nne tatm; oradan, yatt yerden, rmakta gelip
geen gemilere bakar dururmu. Bu hanmefendiyle siz de byk ihtimalle tantrldnz,
deil mi?
Hayr bizzat deil, dedim.
Dorusunu isterseniz bu kz, beni parasn har vurup harman savuran bir hovarda
gzyle grdnden Herbert iin yararl bir arkada olamayacama inanyordu. Herbert
bizi tantrmay ilk nerdii zaman kz ylesine ekimser davranm ki Herbert durumu
bana amak, tanma trenini biraz ertelemek gerektiini sylemek zorunda kalmt.
Herbertin mali durumunu gizliden gizliye dzeltmeye baladm zaman kzn bu
tutumunu neeyle sineye ekmeyi baarm, onlarn bu konudaki grmelerini, dlerini
bir nc kiiyle paylamak istemeyeceklerini doal saymtm. Zamanla Herbert bana,
Clarann gznde ykselmeye baladm bildirmi, Clara ile ben birbirimize Herbert
araclyla selamlar yollar olmutuk. Gene de Claray hi grmemitim. Her neyse, bu
ayrntlarla Wemmickin kafasn iirmedim.
Wemmick, Bu cumbal ev rmak kysnda, Limehouse ile Greenwich arasndaki
koydaym, sahibi de drst, namuslu bir dul kadncaz olup evin st katnda, kiralk,
mbleli bir dairesi varm, diye konumasn srdrd. Mr. Herbert de bana sordu, Tom
mu, Jack mi, Richard m, her kimse onu bir sre iin buraya alsak nasl olur, diye. Ben de
nedenden tr ok iyi olur dedim ki bu nedenleri imdi size sralayacam. Efendime
syleyeyim. Birincisi: Sizin her zaman gezip dolatnz evrelerden tmyle uzak, tam
anlamyla cra bir ke. kincisi: Kendiniz bu semte uramakszn, Herbert yoluyla Tom,
Jack ya da Richarddan haber alabilirsiniz. ncs: Bir sre sonra, tehlike ortadan
kalkt zaman u Jack mi, Tom mu, Richard m, her kimse onu, dar giden bir gemiye
bindirip gndermek isterseniz ayet rmak orada, hazr ayanzn dibinde demektir.
ok hafiflemi, avunmu olarak Wemmicke teekkr stne teekkr ettim, sonra
szlerini srdrmesini diledim.
Aman, efendim! Mr. Herbert yle bir sk tuttu ki bu ii, o akam saat dokuzda, Tom
mu, Richard m, Jack mi, ite o bizim adn bilmek istemediimiz kii yeni evine bir gzel
yerlemiti bile. Eski kald yere onun Dovera arlm olduu sylendi. Kendisi
gerekten Dover Yolundan dolatrlarak yeni evine gtrld. imdi, iin en gzel
ynlerinden biri her eyin siz yokken olup bitmesidir. Sizin yapp ettiklerinizle ilgilenenler
varsa dn o saatlerde sizin kilometrelerce tede, bambaka iler peinde olduunuzu
elbette biliyorlard. Bylece kukular baka yne ekip akllar kartrm olduk. Bu
nedenle size dn gece kente dnseniz de evinize gitmemenizi tledim. Bylelikle
durumu daha da kartrm oluyoruz, istediimiz kafa kartrmaksa eer.
Kahvaltsn bitirmi olan Wemmick saatine bakt, ceketini giymeye davrand. Ellerini
ceketinin koluna sokarken, imdi, dedi. Mr. Pip, elimden geleni yaptm sanyorum.
Ama eer bakaca yapabileceklerim varsa (ancak Walworth asndan, zel ve kiisel
olarak elbet) seve seve yaparm. Buyurun, ite adres. Bu akam kendi evinize dnmeden
nce buraya urayarak Tom, Jack ya da Richard yoklayp rahatnn yerinde olduunu
kendi gzlerinizle grmenizde hibir saknca yok. Zaten dn evinize dnmenizi
istemeyiimin bir nedeni de buydu. Yalnz, bir kez kendi evinize gittikten sonra bir daha
bu adrese uramayn. Ben imdi onun kol yenlerinden km olan ellerini kranla
skmakta olduumdan Wemmick, Hibir ey deil, Mr. Pip, hibir ey deil, inann bana,
dedi. Sonra, imdi de son olarak ok nemli bir noktann stnde durmak, bunu size
aka anlatmak istiyorum, diyerek ellerini omuzlarma koydu, ciddi bir fsltyla, Bu gece
frsattan yararlanarak onun tanabilir mlklerine el koyun, diye ekledi. Onun bana ne
geleceini bilemeyiz. Tanabilir mlknn bana bir ey gelmesine izin vermeyin.
Bu konudaki dnce ve duygularm Wemmicke anlatabileceimden hi umudum
olmad iin aklamaya kalkmadm bile.
Wemmick, Saatim geldi; yola kmam gerek, dedi. Yapacak daha ivedi ileriniz
yoksa karanla dek burada kalmanz tlerim size. Yorgun, tasal olduunuz
yznzden akyor. Burada ihtiyarla har neir olarak yle sessiz bir gn geirmek,
banz dinlemek iyi gelir. Babamz yaknda kalkar. Sonra biraz da ey alrsnz, ey, hani
bizim o domuzu unutmamsnzdr, deil mi?
Elbette unutmadm.
te bir para da onunla ilgilenirsiniz. Biraz nce kzarttnz sosis ondan yaplmayd.
Her ynden birinci snf bir hayvand dorusu. Bir tadna bakn, hi deilse eski gnlerin
hatr iin. Sonra Wemmick neeli bir sesle, Hoa kal, Yal Baba, diye bard.
Yal adam ieriden o ince sesiyle, Peki John, peki, diye yantlad.
ok gemeden Wemmickin ocann banda uyuyakaldm. htiyarla btn gn
karlkl uyuyup uyanarak pek gzel arkadalk ettik. Yemekte domuz buduyla evin
bahesinde yetimi olan sebzelerden yedik. htiyara kimi zaman canl canl, kimi zaman
uykulu uykulu ba sallayp durdum. Karanlk iyice bast zaman Kale den ayrldm. htiyar
akam ay iin ekmek kzartmaya balamt. Kzartt ekmeklerin saysndan, bir de
duvardaki kapaklara sk sk gz atmasndan, Miss Skiffinsin de aya beklendiini anladm.
20. Panoptes (Yunancada Hepgz), Yunan mitolojisinde bazen nakhos, Agenor ya da Arestorun olu, bazen de yerli bir
kahraman olarak tanmlanr. Bedeninin her yerine dalm 100 gznden dolay bu ad almtr. (Y.N.)
46
Duruma hibir deiiklik getirmeyen, olaysz birka hafta geti. Wemmickten bir iaret
bekliyorduk, ama o hi ses etmiyordu. yle ki onu Little Britain snrlar dnda
tanmam, Kalede candanlkla el stnde tutulmam olsam dostluundan kukuya bile
debilirdim. Ne var ki ondan kukulanmak aklmn ucundan bile gemedi.
Para durumlarm hi de parlak deildi. Birka alacakl deme yapmam iin bastrmaya
balamlard. Dahas kendim de para (demek istediim cepteki hazr para) sknts eker
olmutum. Bunu gidermek iin yzklerimle, inelerimden kolay satlabilecek olanlar
paraya eviriyordum. Duygularmla tasarlarmn byle sallantda olduu u srede
velinimetimden bakaca para ekmenin ta yrekli bir dolandrclk saylacan
dnyordum. Bu yzden onun czdann hi amadan Herbertle geri yolladm. Kimliini
ortaya vurduundan bu yana onun ak elliliinden yararlanmam olmak, iime (gerek
mi, yapmack m olduunu bilemeyeceim) bir rahatlk veriyordu.
Zaman getike iimde, Estellann evlenmi olduuna dair bir duygu kklemeye
balamt. Kesin bir inanca ok benziyordu bu duygu, gene de dorulanmasndan
korktuum iin gazete okumaktan kanyordum. Son grmemizi ayrntlar ile anlatm
olduum Herberte de, bana Estellann szn hi amasn diye yalvarmtm. Rzgrda
parampara savrulan bu zavall umut paavrasna sarnmakta niin direniyordum? Ne
bileyim! Bunu okuyan sizler, daha geen yl, geen ay, geen hafta, buna benzer bir
tutarszlk yapmadnz m? Biliyor musunuz neden yaptnz?
Mutsuz bir yaam sryordum artk. Hele sradalar arasndaki yce bir doruk gibi
btn kayglarma egemen olan en byk kaygm bir saniye bile gzmden gitmiyordu.
Ne var ki iimde korku yaratacak yeni bir olay da yoktu. stediim kadar uykumdan,
Yakaland, diye yreim azma gelerek srayaym; geceleyin Herbert eve dnd
zaman istediim kadar yatamda dorulup oturaym, Acaba kt haberin kanatlaryla
hzland da, her zamankinden daha m acele yryor? diye iim ezilerek kulak kesileyim...
btn bunlara, buna benzer daha bir sr kaygya karn yaantmzn gndelik ak srp
gidiyordu.
Kaykla rmaa aldm kimi gnlerde gelgit yznden Eski Londra Kprsnn
girdaptan ypranm kazk ve kemerleri arasndan geemiyordum; sonra tekneyi bizim
merdivene eksinler diye, gmrk binasnn yaknndaki bir iskeleye brakmak zorunda
kalyordum. Bunda bir saknca grmyordum nk bu yzden rmaktaki gemicilerle
kayklar, benimle ve teknemle daha ok har neir oluyorlard. Bu nemsiz durum, imdi
size anlatmak zorunda olduum iki nemli karlamaya yol at.
ubat sonlarna doru bir akamzeri ortalk kararrken iskeleye yanatm. Sular
ekilirken Greenwiche krek ekmi, sonra sularn kabarmasyla birlikte dnmtm.
Gndz ak olan hava gnbatmnda sislenmi olduundan iskeleye yanarken ok
dikkatli manevra yapmam gerekiyordu. Gidite de, dnte de Provisin penceresindeki
iareti grmtm. ler yolundayd.
Rutubetli, souk bir gece olduundan hemen yemek yiyerek iimi stmay tasarladm.
Eve dnme saatinden nce de nmde skntl, yapayalnz saatler uzandndan,
yemekten sonra tiyatroya giderim diye dndm. Mr. Wopslen (bilmem ki, baarsn
srdrd, diyebilir miyiz?) tiyatrosu rman o yakasndayd. (imdi yerinde yeller
esiyor.) Ben de oraya gitmeye karar verdim.
Mr. Wopslen dram sanatn canlandraca yerde bu sanatn gerilemesinde pay
bulunduunu bilmez deilim. Tiyatronun ilanlar yoluyla onun sadk bir zenciyi ve
maymunu canlandrdn iim karararak renmitim. Herbert de onu, kan iici bir
dzenbaz rolnde grm; pancar gibi kpkrmz yzyle her yan ngraklarla kapl
acayip bal, gln halleri karsnda kahkahadan krlmt.
Yemeimi Herbertle Geographical Et Lokantas adn verdiimiz bir lokantada yedim.
Buradaki masa rtlerinin her karnda yeryuvarnn, arap srahilerinin dipleriyle izilmi
halkalar, baklarn her birinin zerine salayla izilmi ky eritleri vard. (Zaten bugn
bile Londra Belediye snrlar iinde Geographical Et Lokantas denilemeyecek bir aevine
pek rastlayamazsnz ya!) nmdeki zaman ekmek krntlarnn arasnda uyuklayp gaz
lambalarn szerek, gelip geen orba kselerinin buharlaryla pierek geirdim. Sonra
yava yava kendimi toparlayarak tiyatroya yollandm.
Sahnede, Majestelerinin Bahriyesinden bir lostromonun yks oynanmaktayd.
Kendisi, (pantolonunun kimi yerleri pek dar, kimi yerleri de pek bol olmasa daha iyi
olurduysa da) prlanta gibi ocuktu dorusu. Karsna her kann apkasn gznn
stne devirmek gibi bir alkanl olmakla birlikte gzel huylu, yrekli bir insand. Bir de
son derece yurtsever olmasna karn, kimsenin vergi demesini nedense istemiyordu.
Cebinde, bir kese para vard. Bu paraya gvenerek byk enlikler arasnda bir kzla
evlendi. Dnde Portmouth kentinin tm ahalisi (son nfus saymna gre dokuz
kiiydiler), deniz kysna tler, ellerini ovuturup birbirleriyle tokalaarak, Doldur!
Doldur! diye tempo tuttular.
Ne var ki doldurmak dahil hibir denileni yapmayan karanlk yzl bir Alak (bizim
lostromo onun yreinin de yz gibi kapkara olduunu aka sylyordu), kendi gibi
Alak olan iki arkadana dnyadaki btn insanlarn ban belaya sokmalarn nerdi. Bu
neri de (Alakn ailesinin byk siyasal nfuz sahibi olmas sayesinde) yle baaryla
becerildi ki ileri yeniden dzene sokmak gecenin yarsn ald. O zaman bile ancak ak
balkl, kara tozluklu, krmz burunlu, irin, iyi yrekli bir bakkaln abalaryla
baarlabildi. Ufak tefek bakkal, elinde bir demir zgara ile bir saatin iine saklanm
konuulanlar dinliyor, eer beenmezse saatten dar eilerek konuan, kafasna
arkadan zgara ile vurup bayltyordu.
Derken, o zamana dein hi grp duymam olduumuz Mr. Wopsle, Amiralin yksek
sz ve mevki sahibi bir adam olduunu belli eden nianlar, eritleriyle ortaya karak
Alaklarn hemen o saat zindana atlacaklarn, lostromoya da yapt kamu hizmetlerinin
ufak bir karl olarak Amirallik Flamasn getirdiini bildirdi. O elik sinirleri en sonunda
biraz geveyen aslan lostromo yaaran gzlerini saygl bir tavrla flamaya sildi. Sonra
neesi yerine geldi ve Devletlimiz! diye ard Mr. Wopslen elini skmak iin izin
istedi. Mr. Wopsle byk gnll bir arballkla elini uzatmt ki btn ahali bir ky
dans oynamaya balaynca kendini sahnenin tozlu bir kesinde buldu. Bu skk keden
zgn gzlerle seyircileri szerken de beni seti.
Sahneye konulan ikinci piyes en yeni Noel pantomimiydi. Piyesin ilk perdesinde, krmz
yn orap, krmz perde psklnden yaplm salar, kocaman fosforlu yz ile bir
madende dinamit patlatc olarak alan ve bouk sesli, dev yapl efendisi yemee
geldii zaman korkudan dizleri titreyen kiinin gerekte Mr. Wopsle olmasndan
kukulanarak ok zldm dorusu.
Neyse ki dostumuz bir sre sonra daha sevimli bir kiilie brnm olarak karmza
kt. Bu perdede cahil, kaba bir iftinin z kzna yapt ktlkler yznden bunalan Ak
Perisine bir yardmc gerekiyordu. ifti Baba bir un uvalna girerek birinci kat
penceresinden kznn sevdii gencin stne atlayacak kadar ileri gidince Ak Perisi
tumturakl konuan, hnerli bir Bycy yardma ard. Kafdann ardndan biraz
sendeleyerek kagelen (sarsntl bir yolculuk geirmi olsa gerekti), banda uzun, sivri
tepeli bir klah, kolunun altnda da bir by kitab bulunan Byc, meer bizim Wopsle
deil miymi? Bycmzn yeryzndeki balca ilevi, ylece durup evresindekilerin
konumalarna, trklerine, oyunlarna, drtlerine ve rengrenk alevler pskrtmelerine
hedef olmak olduundan, bol bol bo zaman vard. Bunu da benden yana byk bir
aknlkla gzn dikip bakarak geirdiini fark etmek dorusu tuhafma gitti.
Mr. Wopslen gzlerinin giderek donuklamasnda yle ilgin bir ey vard, aklndan
geirdii binbir ey yznden kafas yle karmt ki bir trl akl erdiremiyordum.
Byc kocaman bir saat klf iinde gkyzne uup gittikten ok sonra bile, ben hl
onun bu tuhaf tutumunu dnyor, buna hl bir anlam veremiyordum.
Bir saat sonra tiyatrodan ktmda gene bu durumu dnmekteydim ki Mr. Wopsle
kap dibinde beni bekler buldum.
Merhaba, naslsnz? diyerek elini sktm; yan yana yola koyulduk. Salonda beni
setiinizi grdm, Mr. Wopsle.
Sizi mi, Mr. Pip? Elbet setim sizi. Ama ya tekisi?
Hangi tekisi?
Mr. Wopsle gene gzleri dalp giderek, ok tuhaf ey dorusu ama kalbm basarm
oydu, dedi.
Telaa kaplarak, Mr. Wopsledan szlerini aklamasn rica ettim.
Mr. Wopsle hep o dalgnlkla, Siz olmasaydnz o adam gzme arpar myd bilmem,
dedi. Kesinlikle evet diyemezsem de sanrm evet, gene de gzme arpard.
Elimde olmayarak eve girerken yaptm gibi dnp evreme bakndm, nk Mr.
Wopslen bu bilmeceli szleri iimi rpertmiti.
Mr. Wopsle, Yok, ortalkta deildir artk, dedi. Daha ben sahnedeyken kp gitti.
Grdm onu.
Kukudan ylesine diken stndeydim ki elimde olmayarak bu zavall oyuncudan bile
kukulanasm geldi. Azmdan laf almak iin beni kapana kstrmaya alyor olabilirdi. Bu
yzden ona yle bir baktmsa da sesimi karmadm.
Mr. Pip, nce ikiniz birlikteymisiniz gibi gln bir sanya kapldm. Sonra baktm,
hortlaklar gibi arkanza geip oturmutu ve siz onun farknda bile deildiniz.
imi gene bir rpermedir ald, ne var ki hibir ey sylememeye kararlydm, nk
oyuncu beni belki de snyor, bu szleriyle Provis arasnda bir balant kurmam salamak
istiyordu. Tiyatrodaki adamn Provis olmadn yzde yz kesinlikle biliyordum elbet.
u halime ayorsunuz sanrm, Mr. Pip. atnz grebiliyorum daha dorusu. yle
alas bir ey ki ama! Size anlatacaklarma inanmak bile istemeyeceksiniz. Siz anlatsanz
ben de inanmak istemezdim.
yle mi?
yle ya! Mr. Pip, bilmem anmsyor musunuz, ok eskiden, siz daha kck bir
ocukken bir Noel akam Gargerylerde yemek yiyorduk. Kapya askerler geldilerdi de
getirdikleri bir kelepeyi onartmak istedilerdi hani?
Hem de bugnm gibi aklmda.
Hani iki cezaevi mahkmunu aryorlard, biz de katldydk onlara; Gargery seni
omzuna aldyd, ben nden gidiyordum, siz de bana yetimeye alyordunuz elinizden
geldiince?
Hepsini ok iyi anmsyorum.
En son sylediklerinin dnda her eyi onun sandndan ok daha iyi anmsyordum
hem de!
yleyse bu iki mahkma bir hendekte rastladmz da aklnzdadr, deil mi?
Aralarnda bir bouma olduydu da birisi brknn yzn parampara ettiydi hani?
imdi bile grr gibi oluyorum.
Askerler mealeler yakp iki mahkmu ortaya almlard. Biz de onlarla birlikte, o
kapkara batakln stnden zindan gemisine gittik. Mealelerin kaaklarn yzne
vurmutu. Bunu hele zellikle anmsyorum: Mealelerin yzlerine vurmutu, oysa
bunun dnda epeevre gecenin karanl ile kuatlm durumdaydk.
Evet, dedim. Ben de anmsyorum bunlarn hepsini.
Mr. Pip, ite bu iki kaaktan biri bu gece sizin arkanzda oturuyordu. Omzunuzun
stnden grdm.
imden kendi kendime, Yava! dedim. Sonra Mr. Wopslea, Kaaklardan hangisini
grdnz sanyorsunuz? diye sordum.
Oyuncu hemen, Daya yiyip yz paralanan, diye yantlad. Grdmn o
olduuna yemin bile edebilirim! Dndke inancm daha da kesinleiyor.
Elimden geldiince, hi nemsemiyormu numaras yaparak, ok tuhaf dorusu,
dedim. ok tuhaf bir ey.
Bu konuma iimdeki tedirginlii nasl bin kat daha artrd, Compeysonun hortlak
gibi ense kkmde oturmu olduunu dndke nasl anlatlmaz bir dehete kapldm...
ne denli stnde dursam azdr! yle ya, kaam gizlediimden bu yana Compeysonu
eer birka dakikack unutabilmisem bu gece tiyatroda, yani onun bana en yakn olduu
srada unutabilmitim. Bunca zamandr gsterdiim dikkatten sonra bylesi bir dalgnlk
yaparak gafil avlandm dnmek kanm donduruyordu. Compeysonu uzakta tutmak
iin araya yz tane kap ekip yz tanesini de kapadktan sonra onu dirseimin dibinde
buluvermitim sanki... Onun oraya salt benim peimden gelmi olmas kuku kaldrmazd;
gzle grnr blm ne denli kk olursa olsun tehlikenin ayakta olduu, evremizde
srekli gezdii de yle.
Mr. Wopslea arkamdaki adamla ilgili birka soru sordum. Adam ne zaman girmiti
salona? Mr. Wopsle bunu bilemiyordu. Beni grmt, sonra da omzumun stnden teki
adam grmt. Grdnden bir sre sonra kartmt onun kim olduunu. Gene de
onun benimle, kydeki ocukluk amla bir balants olduunu, balangtan beri hayal
meyal sezmiti... Giyimi nasld bu adamn? Dzgn, pahal ama gsterisizmi. Wopsle
onun siyahlar giymi olduunu sanyordu... Yznde yara izine benzer bir ey var myd?
Yok, Wopsle yara izi olduunu sanmyordu. Ben de sanmyordum. Geri skntl, dalgn
olduumdan evremdekilerle ilgilenmemitim, gene de yle yara bere izli birini grm
olsam byk bir olaslkla dikkatimi ekerdi.
Mr. Wopsle benim sorduklarmn hepsini yantlayp kendi grdklerinin de hepsini
anlattktan sonra gecenin yorgunluunu alacak bir eyler smarladm ona. Daha sonra
ayrldk. Gece yarsyla sabahn biri arasnda Templea vardm. Avlu kaplar kapalyd. eri
girip evime girerken evrede kimsecikler grmedim.
Herbert benden nce gelmiti. Ate banda ok ciddi bir konuma yaptk. O gece olup
bitenleri Wemmicke anlatmaktan, kendisinin iaretini beklediimizi bildirmekten baka
elimden gelen hibir ey olmad sonucuna vardk. Kaleye pek sk gidersem Wemmickin
stne kuku ekebileceimi dnerek ona mektup yazdm. Yatmadan nce hemen
yazdm mektubu, kp hemen postaladm. evrede gene kimsecikler grmedim. Herbert
de, ben de ok dikkatli olmak dnda hibir ey yapamayacamz kansnda birleiyorduk.
Gerekten de dikkatte hi kusur etmiyorduk; eskisine oranla bin kat daha dikkatliydik.
Hele ben, kree kmadm zamanlar Chinkss Basinin semtine uramyor, kaykla
oradan geerken de Mill Pond Bank kylarna hibir zel ilgi gstermiyordum.
48
Ertesi gn posta arabasyla gene Satis Kkne gittim. Ne olur ne olmaz, aklna eser
de benim byle sk sk gelmemi aknlkla karlar diye Miss Havishamn mektubunu da
cebime attm. Halfway Hannda arabadan inip kahvaltm ettim; yolun ondan tesini de
yrdm, nk kasabaya tenha yollardan, kimseye grnmeksizin girmek, gene yle geri
dnmek istiyordum.
High Sokann arkasndaki sessiz yoldan, admlarm yanklar kararak getiim srada
gnn dnmt. Bir zamanlar bir manastrn hcreleriyle baheleri olan, imdi ise
salam kalm duvarlarnn kovuklarnda ufak dkknlarla ahrlar barnan harabe, artk
mezarlarnda dinlenen o eski keiler kadar sessizdi. Kimseye grnmemeye alarak
ilerlerken katedral annn sesi her zamankinden daha hznl, daha uzak geldi kulama.
yle ki katedraldeki eski orgun tap kabaran mziini cenaze mziine benzettim; kurun
rengindeki kulenin evresinde dnp dolanan, avludaki ulu aalarn plak dallarna
konup kalkan kargalarsa bana seslenerek bu yerlerin artk deitiini, Estellann geri
dnmemecesine gittiini syler gibiydiler...
Bahe kapsn, daha nceden de grm olduum yal bir kadn at, arka avlunun
tesindeki ek yapda oturan hizmetilerden biriydi. erideki karanlk sofada gene bir
amdan yanmaktayd; eskisi gibi. Bunu elime alp merdiveni tek bama ktm. Miss
Havisham yatak odasnda deil, sahanln karsndaki byk odadayd. Kapy tklatmam
karlksz kalnca aralayp baktm; Onun eski psk bir koltukta oturmakta olduunu
grdm. Kllenmeye yz tutan atee gzlerini dikerek sokulmu, derin dncelere dalp
gitmi gibiydi.
ok zaman yaptm zere ieri girdim; ocan kenarna, ban kaldrnca beni
grebilecei biimde yaslanp durdum. zerinde ylesine bir yapayalnzlk vard ki, bana
yaptndan ok daha byk bir ktl kastla yapm olduunu bilsem bile ona gene
acrdm, hem de iim burkularak.
Orada durmu, yreim acmayla dolup taarak kendimin de nasl zamanla bu evin
karanlk yazgsndan bir para olup ktm dnyordum ki Miss Havisham gzlerini
bana dikti. Uzun uzun bakt, sonra, Gerek mi bu? dedi yavaa.
Benim; Pip. Mr. Jaggers mektubunuzu dn verdi, oyalanmadan geldim.
Tanr senden raz olsun...
O partal koltuklardan birini ate bana ekip oturduum srada Miss Havishamn
baklarnda yepyeni bir ey grdm: Sanki benden korkuyordu.
Pip; son geliinde bana atn konu zerinde biraz daha konumak istiyorum; tatan
yaplmadm gresin istiyorum. Gene de, kim bilir, benim yreimde insancl bir
duygunun bulunabileceine belki de inanmazsn artk.
Bunu yadsyan, avutucu bir eyler mrldandm. Kadn titreyen sa elini bana
dokunacakmasna uzatt, ama ben daha onun ne yapacan, benim ne yapmam
gerektiini kestiremeden geri ekti.
Arkadan anlatrken bana yararl bir i, bir iyilik yapmamn yolunu gsterebileceini
sylemitin. Bu iin yaplmasn sen de istiyorsun, deil mi?
ok, hem de pek ok istiyorum, efendim.
Nedir bu i?
Miss Havishama, Herbert iin saladm ortakln gizli tarihesini anlattm. Ne var ki
bir sre sonra, anlattklarm can kulayla dinleyecei yerde dikkatle beni szmekte
olduunu baklarndan anladm. Yanlmamm, nk szm bitirip sustuumu neden
sonra alglad.
O zaman gene deminki gibi benden korkuyormuasna, Neden yarda kestin szn?
diye sordu. Konuamayacak kadar tiksindiin iin mi benden?
Yok, yok! Miss Havisham, nasl dnebilirsiniz byle bir eyi? Sustum, nk
anlattklarm dinlemiyordunuz.
Miss Havisham elini bana bastrarak, Olabilir, dedi. Batan bala; ben de baka
yere bakaym. Sen orada kal. Hadi, imdi anlat gene.
Zaman zaman stne ken kararl tutumuyla elini bastonuna dayad, gzlerini atee
dikti. Beni dinlemek iin kendini zorlad anlalyordu. ykm yeni batan ele aldm; bu
ortaklk iini dzenlediim zaman nasl kendi olanaklarmla bir sonuca balamay
umduumu, gelgelelim bu umudun boa ktn anlattm. Konunun bu blmn
aklayamayacam, nk bir bakasnn ok nemli srlaryla ilgili olduunu yeniden
belirttim.
Miss Havisham bana bakmadan ban eerek, Tamam, dedi. Bu alverii sonuca
balamak iin ka para gerekiyor?
Gzme ok gzkt iin parann tutarn sylemezden nce duraksadm. Dokuz
yz pound.
Sana bu i iin para verirsem, kendi yaptn gizli tuttuun gibi benimkini de tutar
msn?
Hi kukunuz olmasn.
in ok mu rahat edecek bu i olursa?
Hem de pek ok.
ok mutsuz musun u sralarda?
Bu soruyu, hl benden yana bakmakszn ama hi alk olmadm bir yumuaklkla
sormutu. Yantlayamadm bir an; konuamadm. Miss Havisham kolunu bastonunun
tepesine, alnn da usulca koluna dayad.
Miss Havisham, mutlu olmaktan ok uzam. Ama sizin bildiklerinizin dnda
bambaka kayglarm var. O szn ettiim srlarla ilgili bunlar.
Ksa bir sre sonra Miss Havisham ban gene dorulttu, gzlerini atee evirdi.
Baka nedenlerden tr de mutsuzluk ektiini sylemekle byklk gsteriyorsun,
Pip. Doru mu bu szlerin?
Yazk ki doru.
Sana yapabileceim tek yardm, arkadana yaplacak yardm m? Pip, senin kendin
iin hibir ey yapamaz mym?
Hibir ey. Bu soruyu sorduunuz iin size teekkr ederim. Hele soruunuzdaki
incelikten tr daha da minnettarm. Ama hibir ey yok.
Biraz sonra, Miss Havisham oturduu yerden kalkt; o perian odada kalem, kt
aranmaya balad. Odada byle eyler yoktu. Kadn bunun zerine cebinden, kfl altnla
erevelenmi kk, sar fildii kartlar kard; boynunda asl duran kfl altn kalemle
bunlarn stne bir eyler yazd.
Mr. Jaggersla aran hl iyi mi?
ok. Daha dn akam yemei onunla yedim.
Bu istediin paray sana vermesi iin ona yazdm; arkadana salamak istediin para
hi koulsuz sana denecek. Ben evimde para bulundurmam. Gene de, Mr. Jaggersn
bilmesini istemiyorsan, paray sana dorudan ulatrabilirim.
Sa olun. Paray Mr. Jaggersdan almamn hibir sakncas yok, Miss Havisham.
Miss Havisham yazm olduklarn bana okudu. Paray kendi karm iin istemediimi
aka ve kesinlikle belirtecek biimde yazmt. Fildii kart ondan aldm srada eli gene
titredi; ucu kalemli zinciri karp benim elime verirken parmaklar daha da titriyordu. Ve
btn bunlar yaparken benden yana hi bakmyordu.
lk kartn stnde adm yazl. Bunun stne bir gn gelip... ok sonralar, benim u
krk yreim toprak olduktan ok sonra bile olsa, bir gn gelip, Onu balyorum, diye
yazabilirsen, yalvarrm, yaz.
Ah, Miss Havisham, hemen imdi yapabilirim bunu, dedim. Hepimiz ok ac
yanllklar yaptk; ben de gereklere srt evirerek nankrcesine yaadm. Balanmaya,
yolumu bulmaya ben bylesine ihtiya duyarken size kin tutamam.
Deminden beri ilk olarak yzn benden yana dnd. Sonra beni aknla, giderek
dehete dren bir davranla ayaklarmn dibinde diz kt. Ellerini kavuturup bana
doru yle bir kaldr vard ki, zavallck... yrei daha yara almam, rselenmemi,
tasasz bir kk ocukken anasnn dizi dibinde Tanrya dua ediini grr gibi oldum.
O kr salar ve kk yzyle ayamn dibinde dize geldiini grmek tepeden trnaa
titretti beni. Kalksn diye yalvardm; kalkmasna yardm etmek iin omzuna sarldm. Ama
o elimi yakalayp skt, yzn elime bastrp alamaya balad.
Onun tek bir gzya dktn grm deildim bugne dein. Boanp rahatlarsa
alacan umarak hi konumadan omzuna sarlp bekledim. O, imdi diz kmekten de
vazgemi, yere ylp kalmt.
Hkrklarnn arasndan, Ah, ne yaptm ben! diye inliyordu, aresizce. Ne yaptm
ben!
Bana yaptnz demek istiyorsanz brakn syleyeyim. Beni zecek pek az ey
yaptnz. Estellay naslsa, ne olursa olsun sevecektim ben... Evlendi, deil mi?
Yersiz bir soru; o ssz evin iine ken yepyeni bir sszlk bana her eyi anlatmt
zaten.
Ne yaptm ben, ne yaptm! Miss Havisham ellerini ovuturup, kr salarn
tartaklayarak durmadan, st ste, Ne yaptm! diye inliyordu. Ne yaptm ben!
Bunu nasl yantlayacam, onu nasl avutacam bilemiyordum. Daha gelimemi,
krpe bir ocuun ruhunu kendi lgn kininin, karlksz aknn, krlan gururunun cn
alacak bir kalba dkmekle byk bir gnah ilemiti; ok iyi biliyordum bunu. Beri
yandan, pencerelerini gn na kapad zaman da llemeyecek kadar nemli birok
eyi darda brakmt: Yaamn binlerce doal, ifal etkeninden yoksun klmt kendini;
yapayalnzl iinde tek bir dncenin batana saplanan usu hastalanmt. Nasl ki
Yaradann kurduu, buyurduu dzeni tersine dndrmeye kalkan btn uslar eninde
sonunda hastalanrlar; hastalanacaklardr, kanlamaz bundan. Bunu da ok iyi
biliyordum. u dakikada ona acma duymadan bakabiliyor, byle bir ykntya
dnmesinin, iinde yaad dnyaya ters dmesinin, kocaman bir saplant olup kan
bouna kederinin ona en byk ceza olduunu grebiliyordum. Bu kederin hilii...
insanlarn laneti olan pimanlklarn, kklklerin, zalimliklerin hilii, btn teki
bombo, zenti hilikler... birbirinin ei deil miydi zaten?
Geen gn sen onunla konuurken ben, aynaya bakarcasna, kendi ekmi olduum
aclar grdm. O zamana dek anlamamtm, yaptm eyin ne olduunu. Tanrm, ne
yaptm ben, ne yaptm!
te byle gene, belki yirmi, belki elli kez, Ne yaptm ben, ne yaptm! diye rpnd
durdu.
Sonunda inlemesi kesildii zaman konutum:
Miss Havisham, kafanzdan, vicdannzdan benim ykm atn. Gelgelelim Estella
baka. Onu yaradlna aykr biimde yetitirmenin yanlgsn bir parack dzeltmek
elinizden geliyorsa bunu yapmak, gelmi gemi gnahlar iin bin yl diz dvmekten
yedir.
Doru; biliyorum bunu. Ama, Pip, yavrucuum! Miss Havishamn bu yeni
yumuaklnda candan, kadnca bir anlay, bir sevgi vard. Yavrucuum! una inan ki
Estella elime ilk geldiinde niyetim onu kendi ektiim aclardan esirgemekti. Baka
amacm yoktu balangta.
Peki, dedim. yle olsun.
Ne var ki bydke, ok gzel olaca gzle grlmeye balaynca ben ii azttm.
vglerimle, retilerimle, elmaslarmla onun yreini alp yerine bir buz paras
koydum. Kendim de onun gznn nndeydim her zaman; retilerimin canl rnei,
canl kant...
Kendimi tutamayarak, Keke hi ilimeseydiniz yreine, dedim. Yaralansayd,
parampara olsayd bundan iyiydi.
Bunu duyan Miss Havisham bir sre deli gzlerle bana bakt, sonra gene, Ah, ne
yaptm ben! diye tutturdu. Ama Pip, bamdan geenlerin hepsini bilseydin bana biraz
olsun acrdn. Belki daha iyi anlardn beni.
Hesapl konumaya alarak, Banzdan geenleri bildiimi sanyorum, dedim.
Londraya ilk gittiimde rendim; yreim szlad. yknz, bu yknn etkilerini
anlayabildiimi sanyorum. Aramzda geenlere snarak, Estellayla ilgili bir soru sorabilir
miyim size? imdiyle deil, buraya ilk geldii zamanla ilgili bir ey?
Miss Havisham yere oturup kollarn o partal koltua dolam, ban da kollarna
yaslamt. Bu szlerimi duyunca gzlerimin iine bakarak, Sor, dedi.
Kimin ocuu, Estella?
Miss Havisham kafasn, bilmem, dercesine sarst.
Bilmiyor musunuz?
Miss Havisham ban gene iki yana sallad.
Ama Jaggers deil miydi onu buraya getiren ya da yollayan?
Kendisi getirdi.
Olayn nasl getiini anlatr msnz?
Miss Havisham fsltl bir sesle, ve ihtiyatla anlatmaya giriti: Uzun sredir evime
kapanm yayordum. Ka zamandr? Kestiremeyeceim. Buradaki saatlerin hangi zaman
gsterdiini sen bilirsin. Gnlerden bir gn Jaggersa kk bir kz ocuunu evlat edinmek
istediimi syledim. Severek bytmek, kendi kara yazgmdan esirgemek amacyla. Daha
dnyayla ilikimi kesmeden nce Jaggersn nn gazetelerde okumutum. Bu evi
datmak istediim zaman onu arttmda ilk olarak grmtm onu. stediim gibi bir
yetim kz ocuu bulursa bana getireceini syledi. Sonra bir gece, kucanda uyuyan bir
ocuk getirdi buraya. Kzn adn Estella koydum.
Sorabilir miyim, ka yandayd o zaman?
ki- yalarnda. Kendisinin bu konuda tek bildii ey anasz babasz kald, benim
de onu evlat edindiimdir.
Konumay uzatmakla ne geebilirdi ki elime? Herbertin iini salama balamtm;
Miss Havisham bana Estella stne btn bildiklerini anlatmt; ben de onu avutmak iin
elimden geleni yapmtm. Ayrlrken neler dediimizin nemi yok; ayrldk.
Darya, ak havaya ktm zaman alacakaranlk kmek zereydi. Geldiimde bana
bahe kapsn am olan kadna, imdilik rahatn bozma, biraz bahede dolaacam,
diye seslendim.
nk iime, buraya bir daha hi dnmeyeceimi fsldayan bir nsezi dmt.
Baheyi son olarak bu lgn kta grp gezmenin ok uygun olacan dnyordum.
ok eskiden zerlerinde dolatm o bo f ynlarnn arasndan getim. zerlerine
yaan yllarn yamuru flarn birounu rtm, ayakta kalanlarn zerinde minik
gllerle bataklklar oluturmutu. O perian baheye girdim. epeevre dolatm burasn;
ite, Herbertle dvtm ke. te, Estella ile yan yana yrdmz yollar. Her ey
ylesine souk, ssz, i karartcyd ki imdi!
Dnte bira fabrikasna uradm. Bunun bitiiindeki kk bahe kapsnn mandaln
kaldrarak ieride dolatm. Kar kapdan kacaktm ama kolay olmad bu, nk
rutubetten tahtalar iip ayrlm, menteeler dklmeye balamt. Eikte byyen
mantarlar insann ayana taklyordu. Durup arkama baktm; o ksack dakikada
ocukluumdan kalma bir arm inanlmaz bir aklkla canland: Miss Havishamn
tavan atksndan aslm, sallandn grdm gene. yle canlyd ki bu sanr, atknn
altnda yalnzca bir an oyalandm halde, grdmn bir hayal olduunu kavrayncaya
kadar tepeden trnaa titredim.
evremin sszlyla akam saatinin hznne bu grntnn verdii byk korku da
eklenince iim dehetle dolup taarak, ak duran tahta kapdan dar ktm. Bir
zamanlar, Estella beni yreimden vurduktan sonra, ite burada kafam duvarlara
vurmutum...
n avluya geince sokak kapsn asn diye hizmeti kadn m araym, yoksa bir
kou gidip Miss Havisham m yoklayaym, bilemeyerek duraksadm. Nedense onun
braktm gibi iyi, rahat olduunu gzlerimle yeniden grmek istiyordum.
Onu braktm odaya gz attm. Ocak bandaki partal koltukta, srt bana dnk,
atee sokulmu oturduunu grdm. Tam sessizce ekilip gitmek zereydim ki birden,
ykseklere doru srayan kocaman bir alevin parlts gzm ald. Ayn dakikada onun
lk la bana doru kotuunu grdm; drt bir yann sarm olan alevler hi deilse
iki insan boyu yksekliindeydi.
zerime kat kat pelerinli, kaln bir palto giymitim; kolumda bir palto daha vard.
Bunlar karp onun stne yrdm, onu yere ykp paltolar zerine attm, ayn
amala masann o kocaman rtsn (o rm ynt ve oraya snan btn o iren
yaratklarla birlikte) aslp ektiimi, yerde onunla bir sre, can dmanlar gibi alt alta st
ste boutuumuzu, ben rtmeye yeltendike, onun daha delicesine lklar atarak
kurtulmaya abaladn... btn bunlarn olup bittiini, sonucundan biliyorum, yoksa o
srada herhangi bir ey hissedip dndmden, yaptklarm bilinli olarak yaptmdan
deil. Kendime geldiimde, len masasnn dibinde, yerde oturmaktaydk; onun srtndaki
soluk gecelikten kopup dalm olan kl kz paralar dumanl hava iinde hl uuup
duruyorlard.
O zaman drt bir yanma bakndm: Rahatlar kam olan bceklerle rmceklerin
yerlerde katklarn, hizmetilerin soluk solua, bar ar koarak geldiklerini
grdm. Onu, elimden kamak isteyen bir haydutmuasna, zorla yere bastrm
tutuyordum. O dakikada onun kim olduunu, neden byle boutuumuzu, alevlerin onu
nasl tututurduklarn, sonra nasl sndklerini bile bildiimi sanmyorum. Ancak onun
gelinliinin paralar olan kzler snp karararak bir kurum yamuru gibi stmze
yamaya balaynca kendimi toparladm.
O ise baygnd; kmldatlmasn, ona dokunulmasn bile istemiyordum. Hekim arld;
hekim gelene dein kollarmda tuttum onu. Brakrsam yeniden yangn kacak da onu kl
edecek diye sama bir korkuya m kaplmtm ne? (Gerekten byleydi, sanyorum.)
Hekimle yardmclar geldii zaman ayaa kalktmda, iki elimin de yanm olduunu
grp aaladm, nk yanklarn acsn hi duymamtm.
Hekim onu muayene edince yanklarnn ciddi olduunu bildirdi. Neyse ki umutsuz
deilmi, asl tehlike onun geirdii sinir sarsntsndaym. Hekim dei byk odaya,
len masasnn stne tatt. Yaralarn sarlmas iin bylesi daha uygundu. Bir saat
sonra onu gene grdm zaman gerekten de, ok eskiden bir gn bastonuyla,
Sonunda beni buraya yatracaklar, diye vurduu yerde uzanmaktayd.
Elbisesinin batan aa yanm olduunu sylyorlard. Ama zerinde gene o her
zamanki hortlak-gelin grnts vard, nk ta boazna kadar pamuklara sarlm,
zerine de beyaz bir araf rtlmt. Bylece zavall kadn hl, lm ve deiime
uram bir heyula grnm sergiliyordu.
Hizmetilere sorup Estellann Pariste olduunu rendim. lk postayla Parise haber
salaca konusunda hekimden sz aldm. Haberi Miss Havishamn ailesine iletme grevini
de kendim stlendim. Niyetim, durumu yalnzca Matthew Pockete bildirmekti. Brak, o
tekilere dilediini sylesin!
Ertesi gn kente dner dnmez Herbertle grerek bu grevimi yerine getirecektim.
O gece bir aralk Miss Havisham olup bitenlerden, ok akl banda olarak, ama rkn
bir canllkla konutu. Gece yarsna doru da sayklamaya balad. Bundan sonra hep, st
ste, Ne yaptm ben! Ne yaptm! der oldu; alak, donuk bir sesle. Bir de, lk geldiinde
niyetim onu kendi ektiim aclardan esirgemekti, diyordu. Sonra: Kalemi al, admn
altna yaz, Onu balyorum.
Bu tmcenin srasn hi deitirmiyordu. Arada birka szc eksik brakt
oluyorduysa da hibir zaman yeni szck kullanmayarak o yeri bo brakp daha sonraki
szce geiyordu.
Burada yapabileceim hibir ey kalmamt artk. Oysa evimde, Miss Havishamn
sayklamalarnn bile bana unutturamad tehlikelerle korkular bulunduuna gre,
geceleyin dnp tanarak, ertesi sabah ilk arabayla kente dnmeye karar verdim.
Birka kilometre yol yryp kasaba dndan binecektim arabaya.
Bylece sabahn saat altsnda eilip Miss Havisham n dudaklarna dudaklarmla
dokundum. O srada kadncaz onu pebilmem iin bile duralamakszn, Kalemi al,
admn altna yaz, Onu balyorum.
50
Ellerimi o gece iki- kez, sabahleyin de son bir kez ilalayp sardlar. Sol kolumun
dirsekten aas kt yanmt. Omza kadar olan yanklarsa pek ar deildi. Canm
acyordu ama ben gene de durumumun daha kt olmadna krediyordum. Sa elim
ok yanmamt; parmaklarm oynatabiliyordum; sarglyd ama sol elimle kolum gibi
rahatsz edici deildi. Sol kolumu askya almlard, yle ki paltomu ancak pelerin gibi
omzuma sarp boynumdan dmeleyebildim. Salarm ateten dalanm, neyse ki
yzmle kafama bir ey olmamt.
Herbert Hammersmithe gidip babasyla grtkten sonra eve dnd, o gn benim
bakmma adad. Dnyann en iyi hastabakcsyd. Belirli zamanlarda sarglar ayor, hazr
bulundurduu serinletici ilalara batrp gene saryordu. yle sabrl bir sevecenlik
gsteriyordu ki ona kar derin bir gnl borcu duyuyordum.
nceleri, kanepede kprdamadan yattm sralarda, o alev parltlarn, o grltl
tela, o yank kokusunu kafamdan silmek son derece g, hatta olanaksz geldi bana. Bir
dakika uyuyakalsam Miss Havishamn lklaryla uyanyor, onun iki adam boyu alevlerle
sarlm durumda, bana doru kotuunu grr gibi oluyordum. ektiim bu sinir
ikencesinin acs yanklarmn acsndan da basknd. Herbert bunu ok iyi anladndan
beni oyalayp dikkatimi baka konulara ekmek iin rpnp duruyordu.
O konuyu hi konumamakla birlikte, ikimiz de hep tekneyi dnyorduk. Konudan
kanmamz, bir de ellerimin bir an nce iyilemesini, gnlerce srncemede kalmakszn
hemen kullanabilecek duruma gelmesini salamak iin (gene hi konumadan) anlamaya
varm olmamz bunu aka ortaya koyuyordu.
Herberti grnce ilk iim, tabii ki, rmakta ilerin yolunda gidip gitmediini sormak
olmutu. Herbert gven ve iyimserlik dolu bir yant verince akama dek bir daha bu
konuya deinmedik. Ama akamzeri hava kararrken Herbert atein nda sarglarm
deitirdii srada, kendiliinden gene bu laf at.
Handel, dn akam belki iki saat Provisle birlikteydim.
Clara nerdeydi?
eker ey! Btn gece koca Zehir Zemberein yanna indi, kt. Kzcaz yanndan
ayrlr ayrlmaz adam balyor tabana vurmaya. Daha ne kadar srdrebilir bunu
bilmiyorum ya! Durmadan rom iip acl yemekler yiye yiye... yaknda bastonuyla yere
vuramaz olacak bana kalrsa.
O zaman da evleneceksiniz, deil mi?
Yoksa kzcaz nasl kanadmn altna alabilirim? Sevgili Handel, kolunu yle
kanepenin arkasna yasla, ben de uraya oturaym. Sargy yle usul usul karacam ki
duymayacaksn bile. Ha, Provisi anlatyordum. Handel, biliyor musun ok dzeldi bu
adam, gitgide daha da dzeliyor.
Son grdmde ok yumuam buldum diye sylemitim sana.
yle. Dediklerin de ok doru. Hele dn gece iyice ald bana. Gemiinin hi
bilmediimiz ynlerini anlatt. Hani bir gn burada azndan bir kadn laf kardyd, bu
kadnn elinden ok ektiini sylediydi; aklndadr... ne o, acttm m?
Herbertin dokunuu deil, syledii szler olmutu beni irkilten.
Unutmu gitmitim, sen syleyince anmsadm, dedim.
te yaantsnn o blmn anlatt bana; frtnal, karanlk bir yk. Sana da
anlataym m? Yoksa iini mi karartr u srada?
Yok canm, anlat, anlat. Hem de hepsini.
Herbert konumamdaki bu heyecanl telaa pek bir anlam verememiesine eilip
dikkatle yzm szd. Elini alnma koyarak, Atein filan yok ya? diye sordu.
ok iyiyim, Herbert, Provisin anlattklarn syle bana.
Provisin anlattna gre, dedi Herbert. ... Bak bu sargy ne gzel karttm. te bu
da yenisi, serin serin... Zavall kardeim, ilk dediinde rpertiyor seni, deil mi? Ama
imdi rahatlayacaksn. Evet, ok genmi bu kadn, ok kskanm, ok da kinciymi;
kinciliin son snrnda bir kadn, Handel.
Nasl yani, son snr?
Cinayet... Ne o, ok mu souk geldi yannn zerine?
Hissetmiyorum bile. Ne cinayeti? Nasl, kimi ldrm bu kadn?
Herbert, Olaya cinayet demekle ok ileri gidiyorum belki, dedi. Ne var ki kadn bu
sula yarglanm, savunmasn da Mr. Jaggers yapm. Zaten bu savunmasyla yle bir n
salm ki Provis de onu oradan tanm ya. ldrlen de kadnm, brknden daha gl
kuvvetli bir kadn. Bouma gemi kadnlarn arasnda, bir samanlkta. Kavgay balatan
kimmi, kim hakl, kim hakszm, kesinlikle bilinemiyorsa da sonu son derece kesin,
nk br kadn boulmu olarak l bulunmu.
Yarglanan kadn hkm giymi mi?
Yoo, serbest braklm. Vah, Handel, acttm ha?
Hi kimse senden daha zenle sarg saramaz dostum. Sen anlatmana bak. Sonra?
Serbest braklan sank kadnla Provisin bir ocuklar varm; Provis pek dknm
bu yavruya. Sank kadn kskand kadnn l bulunduu gece bir ara Provisin karsna
km, yavruyu ldreceine yemin etmi, sonra ortadan kaybolmu. tee, yaral kolunu
gene rahata askya aldk! Geriye kalyor sa elin, o da kolay. Bu k, almam iin
parlak ktan daha elverili; o yank yerlerini aka grmezsem ellerim titremiyor nk.
Dostum, duman filan yutmu olmayasn? Pek bir soluk solua kaldn da!
Olabilir, Herbert. Syle, gen kadn yeminini tutmu mu?
Provisin yaamndaki en karanlk blm de bu ya. Gen kadn dediini yapm.
Yani Provis yle sylyor.
Herbert eilip yzme daha dikkatle bakarak aknlk dolu bir sesle, Ama canm
kardeim, bunlar hep Provisin anlattklar, dedi. Ondan baka bilgi kaynam yok ki!
yle ya, yok elbet.
Bu Provis, diye Herbert konumasn srdrd. ocuunun anas olan kadn ho mu
tutarm, yoksa ile mi ektirirmi, orasn sylemiyor. Ne var ki u ocan banda bize
anlatt o sefil yaantnn drt-be yln bu kadn da paylam. Konumasndan
kardma gre Provisin gen kadna acdn, sabrl davrandn sanyorum. Her
neyse, ocuun lm konusunda ifade vermek iin gene mahkemeye arldnda, belki
de sulu tutulacandan korkmu, saklanm. ocuun lmne iin iin kan alamakla
birlikte ortalara hi kmam; olaya da, mahkemeye de karmamak iin silmi kendini.
Mahkemede ad, kskanln nedeni olan Abel diye biri olarak gemi, ylesine. Gen
kadn beraatndan sonra ortadan yok olmu; bylece Provis hem ocuu, hem de ocuun
anasn yitirmi...
Sormak istediim...
Bir dakika, imdi bitiyor. Compeyson denilen o ifrit, aalklarn o en aal, bizim
Provisin o srada neden ortaya kmadn ok iyi biliyormu elbet. Sonradan Provisi
daha da soymak, daha ar ilerde kullanmak iin bu bilgiden yararlanm. Bu da Provisin
kinini iyice bilemi, dn gece aka anladm bunu.
Herbert, zellikle bilmek istiyorum: Provis bu olayn ne zaman getiini anlatt m
sana?
zellikle, ha? Dur bakaym yleyse; bu konuda neler dediini aklma getirmeye
alaym. Sanrm, Aa yukar yirmi yl oluyor, diye konutu. Compeysonla almaya
baladktan hemen sonrayd, dedi... O ky mezarlnda ona rastladn zaman ka
yandaydn sen?
Yedi yandaydm, sanrm.
Evet; Provisin dediine gre olayn zerinden -drt yl gemimi o zaman. Seni
grnce kendi yavrusunun ac lmn dnm: Yaasayd seninle yat olacakt diye.
Ksa bir sessizlikten sonra ben, telaa benzer bir aceleyle, Herbert, dedim. Beni
pencerenin nda m daha iyi gryorsun, yoksa atein nda m?
Herbert bana gene yaklaarak, Atein nda, dedi.
yice baksana bana.
Bakyorum, kardeim.
Dokunsana.
te dokundum, iki gzm.
Ateim mateim yok ya? Herbert, dn gece geirdiim kazada kafam filan zedelenmi
olamaz, deil mi?
Herbert beni biraz yokladktan sonra, Y... yoo, dostum; biraz heyecanlsn ama akln
banda, dedi.
Biliyorum, aklmn bamda olduunu. Irmak boyunda sakladmz o adamn
Estellann babas olduunu da biliyorum.
51
Estellann ana babasnn kimliini ortaya karp ispatlamak iin rpnmamn altnda
yatan ama neydi, bilemeyeceim! Sorunu, benden daha akll birisi biimlendirip
gzmn nne serinceye dek aka gremediimi de az sonra reneceksiniz.
u var ki, Herbertle o nemli konumay yaptmz zaman, bu meseleyi kovalamam
gerektiine ateli bir sabrszlkla, iten inanyordum. Aratrmam sonuna dek yrtmeli,
Mr. Jaggersla grmeli, geree ille ulamalydm. Bunu Estella iin mi yapyordum?
Yoksa salyla esenliinin sorumluluunu yzde yz yklenmi olduum adama, eskiden
beri evremde esen byl sevda havasndan pay m kartmak istiyordum? Gerekten
bilemiyorum. Belki bu ikinci olaslk geree daha yakndr.
Her neyse, o gece Herbert beni dar kp Gerrard Sokana gitmekten binbir
glkle alkoydu. Sanrm sabrszlma gem vuran tek etken, Sokaa karsan
hastalanr, ie yaramaz duruma dersin, oysa kaamzn yaam sana bal, demesi
oldu. Ertesi gn ne olursa olsun kp Mr. Jaggersa gideceimi bin kez yineleyip
onaylattktan sonra yattm; evde kalp yaralarmn baklmasna boyun edim.
Ertesi sabah erkenden ikimiz birlikte yola ktk. Smithfieldde, Giltspur Sokann
kesinde Herbertten ayrldm. O, Borsaya yolland, ben Little Britaine.
Mr. Jaggers ile Mr. Wemmick zaman zaman yazhanenin giderleriyle gelirlerini
denetler, makbuzlar gzden geirir, hesaplar kapatrlard. Byle gnlerde Wemmick
hesap defterleriyle dosyalar alp Mr. Jaggersn odasna kapanr, d yazhaneye de
yukardaki yazmanlardan biri bakard.
O sabah Wemmickin yerinde bu yazmanlardan birini bulunca durumu kavradm. Mr.
Jaggers ile Wemmickin bir arada olmalarna zlmedim, nk imdi Wemmick onu ele
verebilecek hibir ey sylemediimi kendi kulaklaryla duyacakt.
Byle kolum askda, paltom omzuma sarl olarak ieri girmem de benim iin iyi oldu.
Geri kente dner dnmez Mr. Jaggersa kazay ksaca bildiren bir haber salmtm ama
btn ayrntlar imdi verecektim. Durumun zellii, aramzdaki konumann her
zamankinden daha az kuru, daha az kat gemesini salad; kant ve tank kurallarna
smsk bal kalmaktan kurtard bizi. Ben felaketi anlatrken Mr. Jaggers, deti olduu
zere ocan nnde duruyordu. Wemmick oturduu yerde arkasna yaslanp ellerini
ceplerine sokmu, kalemini posta kutusunun kapana yatay olarak sktrm, gzlerini
benim stme dikmiti. Gzmde bu odann, bu odada yaplan resm ilerin ayrlmaz bir
paras olan o iki korkun maske ise, yangn kokusu almlar da burunlar tkanm gibi
duruyorlard.
Anlatacaklarm bittikten, onlarn da sorular tkendikten sonra, Miss Havishamn
Herbert adna dokuz yz pound denmesini buyuran kart kardm. Bunun zerine Mr.
Jaggersn gzleri daha bir ukura batm gibi olduysa da kart az sonra Wemmicke uzatt,
bunlara gre bir ek hazrlamasn syledi. ek yazlrken ben Wemmicke bakyordum, Mr.
Jaggers da parlak cilal ayakkablarnn stnde yaylanp sallanarak bana bakyordu.
mzalad eki cebime koyduum srada Mr. Jaggers, Yazk, Pip, dedi. Senin iin bir
eyler yapamadmza zlyorum.
Miss Havisham da sordu, benim iin yapabilecei bir ey olup olmadn. Ama ben,
yok, dedim.
Mr. Jaggers, Herkes kendi iini bilmeli, dedi.
Bu arada Wemmickin dudaklarn sessizce, Tanabilir mlk, diye oynattn grdm.
Mr. Jaggers, Ben senin yerinde olsam, yok, demezdim, dedi. Ama herkes kendi iini
herkesten iyi bilir elbet.
Wemmick benden yana dnerek sitem edercesine, Herkesin ii tanabilir mlk
edinmek olmaldr, diye konutu.
Beni asl ilgilendiren konuya gemenin zaman gelmiti artk. Mr. Jaggersa dnerek;
Ben gene de Miss Havishamdan bir ey istedim, efendim, dedim. Manevi kzna
ilikin bilgi istedim ondan; o da btn bildiklerini anlatt.
Jaggers nce eilip ayakkablarn szd, sonra gene dorularak, Anlatt ha? dedi.
Hh! Ben onun yerinde olsam anlatmazdm, ama herkes kendi iini daha iyi bilir elbette.
Benim bu kz konusunda Miss Havishamdan daha ok bilgim var, efendim. Annesini
biliyorum onun.
Mr. Jaggers soru sorarcasna bana bakarak, Annesi mi? diye mrldand.
u son gn iinde grdm onu.
yle mi?
Siz de tanyorsunuz onu, efendim. Benim grdmden daha sonra da grdnz, hem
de ok yakn bir zamanda.
yle mi?
Estella konusunda belki ben sizden de ok ey biliyorumdur, Mr. Jaggers. Babasn da
biliyorum onun.
Mr. Jaggersn tavrndaki belli belirsiz bir irkilme (hi istifini bozmayacak derecede
kendini kollayan bir adamd, gene de belli belirsiz irkilip dikkat kesilmekten kendini
alamamt) onu ele verdi. Estellann babasnn kim olduunu bilmiyordu. Bunu kesinlikle
anladm. Zaten Herbertten Provisin yaamyksn dinlerken kukulanmtm bundan.
yle ya, Provis mahkeme srasnda ortala kmamt; Jaggers ancak -drt yl sonra
kendine avukat olarak tutmutu ki o srada, o eski davayla olan ilikisini ortaya vurmasna
hibir neden yoktu. Balangta Mr. Jaggersn bu gerei bilmediinden emin olamazdm,
ama imdi emindim.
Yaa! Demek hanmefendinin babasn biliyorsun, ha, Pip?
Evet, diye karlk verdim. Ad Provistir... Yeni Gney Gallerli Provis.
Bu szlerim zerine Mr. Jaggers bile aka irkilmekten kendini alamad. Dnyann
belki de en abuk bastrlan, en hafif irkiliiydi bu. Mr. Jaggers hemencecik kendini
toplayarak mendilini karyormu gibi yapp aray kaynatmaya alt ama, irkilmiti ite!
Bu szlerimi Wemmickin nasl karladn syleyemeyeceim, nk Mr. Jaggersn
keskin baklar aramzdaki gizli anlamay seziverir diye korkumdan u srada ondan yana
bakamyordum.
Mr. Jaggers mendilini burnuna gtrrken yar yolda duralayarak byk bir
serinkanllkla, Peki, ya Provis bu savn hangi kanta dayandryor, Pip? diye sordu.
Onun byle bir sav ileri srd yok, hibir zaman da olmad, dedim. Kznn sa
olduunu bilmedii gibi byle bir eyi aklnn ucundan bile geirmiyor.
Mr. Jaggersn o nl mendili ilk olarak etkisiz kald. Jaggers her zamanki numarasn
yarda keserek mendili gene cebine koydu, kollarn gsnde kavuturup anlalmaz bir
ifadeyle bana bakt. Gzleri ise amansz bir dikkatle doluydu.
O zaman btn bildiklerimi anlattm ona; bunlar nasl renmi olduumu da
anlattm. u var ki Wemmickten renmi olduklarm da Miss Havishamdan duymuum
gibi yaptm. ok titiz davrandm bu noktada. Wemmickten yana hi bakmakszn,
anlatacaklarmn hepsini anlatp bitirdim. Bir sre Mr. Jaggersla hi konumadan baktk.
Ancak ondan sonra Wemmickten yana baktm zaman kendisi kalemini posta
kutusundan karm, masann stnde bir eyler yazmaya dalmt.
imdi Jaggers da masaya doru ilerleyerek, Ey Wemmick, dedi. Mr. Pip geldiinde
biz bu ktlarn hangisine bakyorduk?
Ama byle savsaklanmaya boyun eemezdim ben! Karsna getim, benimle daha
ak, daha erkeke konumasn ateli, biraz da kzgn bir dille istedim ondan. Bunca yldr
nasl bo umutlarla oyalandm, sonra nasl bir gerekle karlatm anmsattm, iimi
karartan tehlikelere deindim. Biraz nce ben nasl ona gvenip almsam onun da bana
biraz olsun gvenip almasn istemeye hakkm vard elbet. Hibir konuda su
kondurmuyordum ona, gvenim, inancm btnd, ama gerei bana eveleyip
gevelemeden sylemesini istiyordum. Bunu neden istediimi, bu hakk kendimde niin
grdm merak ediyorsa yantn ekinmeden verebilirdim. Kendisi byle zavall dlere
dudak bkp gese de ben Estellay bunca yldr canmdan ok sevmitim. Geri onu
kaybetmitim, ellerim brmde onsuz yaamaya yarglydm, gene de onunla ilgili olan
her bilgi benim iin dnyada her eyden daha nemli, her eyden daha deerliydi.
Jaggersn bu yakarlarm karsnda hi sesini karmadn, ta gibi sessiz ve kat
durduunu grnce Wemmicke dndm:
Mr. Wemmick, sizin yumuak yrekli bir insan olduunuzu biliyorum. Scak yuvanz,
yal babanz grdm; alma yaamnn yorgunluunu nasl tatl, temiz, neeli
uralarla dinlendirdiinizi biliyorum. Bu yzden yalvarrm size, Mr. Jaggersa kar
benden yana olun; bu durumda benimle daha ak konumas gerektiini anlatn ona.
Benim szlerim zerine Mr. Jaggers ile Mr. Wemmick baktlar. mrmde iki kiinin
arasnda bylesine tuhaf bir bak getiini hi grmemitim. lkin, Wemmick hemen
orackta iinden edilecek diye bir kayg geti iimden. Neyse ki Mr. Jaggersn yznde
glmseyii andrr bir yumuama belirdiini, Wemmickin zerine de bir cesaret geldiini
grnce kaygm geti.
Bu da nesi, Wemmick, neler duyuyorum? dedi Mr. Jaggers. Yal bir baban,
elenceli uralarn da m varm senin?
Wemmick, Varsa ne kar? diye sordu. Onlar buraya tamadktan sonra ne fark
eder?
Mr. Jaggers elini koluma koyup aka glmseyerek, Pip, dedi. u adam var ya?
Koca Londrann en kurnaz ikiyzls olmal!
Gitgide daha yreklenmeye balayan Wemmick, Hi de deil, diye karlk verdi.
Ben ikiyzlysem siz de ikiyzlsnz demektir.
Deminki gibi tuhaf tuhaf baktlar gene. kisi de karsndakinin kendisini alaya
aldndan hl kukulu gibiydi.
Mr. Jaggers, Senin scak bir yuvan var ha? diye sylendi.
Wemmick, ime zarar dokunmadktan sonra neden olmasn? dedi. Size bakyorum
da, efendim... Siz de gnlerden bir gn, byle alp didinmekten yorulduunuz zaman
banz sokacak scak bir yuva tasarlyormusunuz gibime geliyor, el altndan.
Mr. Jaggers ban dalgn dalgn birka kez sallad, hatta derinden gs bile geirdi.
Pip, dedi. Senin zavall d dediin eylerden konumayalm. Bandan yeni gemi
olduu iin o konular sen benden daha iyi bilirsin. teki soruna gelince. Bir varsaymla
kacam senin karna. Dikkat et; kesin bir aklama yapmyorum, ha!
Durup bekledi. Ben de anlatlacak eyin kesin bir aklama olmadn, bunu Mr.
Jaggersn zellikle belirttiini, benim de bylece anladm syledim.
imdi, Pip, dedi Mr. Jaggers. yle bir durumu kafanda canlandr. Diyelim ki senin
anlattn koullar altnda yaayan bir kadn ocuunu herkesten gizliyor. Gelgelelim
gerei davavekiline amak zorunda kalyor, nk davavekili, savunmasn iyi
hazrlayabilmesi iin bu ocukla ilgili gerekleri bilmesi gerektiini ileri sryor. Diyelim ki
bu davavekilinin bir yandan da zengin ve tuhaf huylu bir hanmefendiye verilmi bir sz
vardr; onun evlat edinip yetitirebilecei kimsesiz bir ocuk bulacaktr.
Anlyorum efendim.
Diyelim ki bu davavekilinin mr kanl sular, ktlkler, irkinlikler arasnda
gemektedir. ocuklar konusunda bildii tek ey, onlarn saysz srlerle dnyaya
geldikleri ve kt, ac bir sona yazgl olarak bydkleridir. Pip, tut ki bu adam hemen
her gn saygn yarglarn bacak kadar ocuklar ar sulardan tr ciddi ciddi
yargladklarna, ocuklarn kt rnek olarak ahaliye gsterildiklerine tank olmaktadr.
Onlarn zindana tklmalarnn, krbalanp srgne yollanmalarnn, bir kede unutulup
toplum dna itilmelerinin olaan olduunu, bylece cellata yem olarak yetiip sonunda
aslmaya gittiklerini bilmektedir. Tut ki gndelik i yaamnda rastlad tm ocuklara bir
tr balk yavrusu gzyle bakmaktadr; bydke alara taklacak, avlanp yarglanacak,
savunulacak, srgne yollanacak, hkm giyecek, anasz babasz kalacak, ksacas
yaamlar balarna dar edilecek bir sr kk balk.
Anlayabiliyorum, efendim.
Pip, diyelim ki bu sr iinde bu adamn kurtarabilecei gzelim bir yavrucak vardr.
Babas onu l bilmekte, bu konuyu kartrmaktan ekinmektedir. Bu davavekili ise
ocuun anasna szn geirebilecek durumdadr. Bu kadna, Ne yaptn biliyorum
senin, nasl yaptn da biliyorum, diyebilme olana vardr elinde. yle yle yaptn,
sonra suu stnden atmak iin u, u numaralar evirdin. Hepsini batan sona dek
kantlaryla biliyorum ve ite hepsini bir bir anlatyorum sana, diyebilir bu kadna. ocuu
bana ver; kurtulman iin ortaya kmas gerekirse ortaya karrm onu, ama imdi ocuu
bana ver, ben de seni kurtarmak iin elimden geleni yapaym, diye bir neride
bulunabilir. Sen kurtulursan ocuun naslsa kurtulur, te yandan seni kurtaramazsak hi
deilse ocuunu kurtarm oluruz, diyebilecek yetkidedir. Pip, diyelim ki bu adamn
istedikleri yaplyor, kadn da ipten kurtuluyor.
Her eyi anlyorum, efendim.
Herhangi bir aklamada bulunmadm da anlyorsun, deil mi?
Wemmick, Herhangi bir aklamada bulunmadnz, diye onu tekrarlad. Aklama
filan yaplmad.
Gene diyelim ki, Pip, btn o ateli, ac duygular, sonra da geirdii lm korkusu,
gen kadnn kafa dengesini biraz bozmutu. zgrlne kavutuu zaman dnyadan,
insan iinde yaamaktan korkar olmutu. Kendini kurtaran adamn kapsna gidip ona
snd. Diyelim ki bu adam da onu evine ald; o eski, yrtc huylarnn depremeye
baladn grd zaman da eski yntemlerini kullanarak onu bask altnda tutmay
baard. Varsaydmz bu hayali olaylar kavrayabiliyor musun, Pip?
Evet, efendim.
Tut ki ocuk byd, para uruna zengin bir adamla evlendirildi. Babas sadr, anas
sadr. Anne ile baba, hi habersiz, birbirlerine ok yakn yerlerde yaamaktadrlar. Btn
bunlar hl gizliliini srdrmektedir. Derken sen kyor, gerekleri bir yerlerden
reniyorsun diyelim. Bu son varsaym ok iyi dn tan, Pip.
Bastne, efendim.
Wemmickin de ok iyi dnp tanmasn diliyorum.
Wemmick de, Bastne, dedi.
Kimin iine yarar byle bir srr demek? Babann m? O kadnla yeniden bir araya
gelmek isteyeceini sanmyorum. Ya anne? Eer yle bir su ilemise olduu yerde
kalmas kendisi iin ok daha hayrldr bence. Kz ocuuna gelince annesi ile babasnn
kimliklerini kocasna bildirmek, sanrm hi iine gelmez. Yirmi yldr irkeften uzak
kalabilmi. imdi bu eski srlar ortaya karsa kzcaz yeniden amura saplanr, mr
boyu da kurtulamaz artk... Hele senin bu kz sevdiini de varsayarsak, Pip; sana
benzemez nice erkein, srasnda kafasn sarm olan o zavall dlere bu kzn esin
verdiini varsayarsak... bana yle geliyor ki o eski srlar deeceine, u sargl sa eline
bir balta alp sargl sol elini kesmek, sonra sol elini kessin diye baltay Wemmicke
vermek isterdin. Dnrsen bylesini bin kat ye tutardn, biliyorum.
Wemmicke baktm; yz ciddi mi ciddiydi. aretparman ar ar kaldrp
dudaklarna bastrd. Ben de onun gibi yaptm. Mr. Jaggers da bizim gibi yapt.
Sonra her zamanki tutumuna dnerek, Ey, Wemmick, dedi. Bu hesaplardan
hangisine bakyorduk, Mr. Pip ieri girdiinde?
Onlar alrken bir kenara ekilerek bekledim; durup durup gene deminki gibi tuhaf
baklarla birbirlerini szdklerini grdm. Ne var ki imdi ikisi de, kendilerini meslek
yaamlarnn dndaki zayf ynleriyle ele vermi olduklarn bilmenin tedirginliiyle
kukulu, diken stndeydiler.
Sanrm bu yzden birbirlerine kar iyice kat davranyorlard. Mr. Jaggers byk bir
buyurganlkla tepeden atyor, Wemmick de en ufak bir sorun ksa, dediim dedik, diye
dayatyordu. Onlar hi bylesi hrlarken grmemitim, nk genellikle pek gzel
geinirlerdi.
Neyse ki Mike adndaki krk balkl mvekkilin tam o srada kp gelmesiyle ikisi de
rahat bir nefes ald. Burnunu kol yenine silmek gibi bir huyu olan bu adam, Mr. Jaggersn
yazhanesine ilk geldiim gn grmtm. Kendisinin ya da ailesinden birinin ba her
zaman dertte olan (ki o zamanlar, oralarda bu, Newgate Zindan demekti) bu kii, en
byk kznn bir dkkndan mal almak suuyla ieri alndn bildirmeye gelmiti. Mr.
Jaggers bir yarg almyla ocak banda durmu, konumaya hi katlmadndan Mike bu
iler acs durumu Wemmicke anlatmaya balad. Derken bir ara gzlerinde ya
damlacklarnn ldadn grdk.
Wemmick iyice tepesi atmasna, Ne demek oluyor bu? diye adama kt.
Karmda durmu burnunu ekip mzldanmaya utanmyor musun?
Yapmadm, Mr. Wemmick; gzm kr olsun yapmadm.
Yaptn ite, dedi Wemmick. Bu ne arszlk? Sokak kpekleri gibi mzldayp burnunu
ekeceksen hi gelme buraya. Hangi yzle geliyorsun?
Ne yapaym, insan duygularna hkim olamyor ite, diye Mike yalvarrcasna
konutu.
Wemmick, Nelerine dedin? diye atmaca gibi atld. Gene syle bakaym!
Mr. Jaggers da ileri doru bir adm atp parmayla kapy gstererek, Sen bana
baksana, baym, dedi. abuk k git buradan. Duygu sokmam ben bu kapdan ieri.
Mar, mar!
Wemmick de, Kendin ettin, kendin buldun, diye ekledi. Dar!
Bylece bahtsz Mike sklm pklm ekildi. Mr. Jaggers ile Wemmickin aralar
dzelmie benziyordu. Bir gzel karnlarn doyurmular da canlarna can katmlar gibi
taze bir gle yeniden almaya koyuldular.
52
Cebimde ek, Little Britainden ayrlnca dosdoru Miss Skiffinsin muhasebeci olan
erkek kardeine gittim. Miss Skiffinsin muhasebeci olan erkek kardei de dosdoru
Clarriker firmasna gidip Mr. Clarrikeri bana getirince, anlamay salama balamann
byk doyumunu yaadm. Byk bir mirasa konacam renip byk umutlara
kapldmdan bu yana yaptm tek iyilik, sonuca ulatrabildiim tek i bu oldu.
Clarriker bu grmemizde bana firmann ilerinin gitgide ilerlediini, daha da
ilerleyebilmek iin artk Douda kk bir ube aabileceklerini, Herbertin de ortak
sfatyla oralara gidip bu ubenin bana geeceini anlatt. Arkadamla kendi aramda
alacak olan ayrlk yolunu kendi ellerimle hazrlamm demek, hem de ilerim daha
bylesine karman orman durumdayken! Karmdakinin szlerini dinlerken, tutunduum
en son daln da atrdamakta olduunu, yaknda rzgr ve dalgalarn insafna kalacam
ta iimde hissettim.
Ama bir akam, Herbert eve gelip de bana bu gzel gelimeleri (benim bildiimi
aklndan bile geirmeksizin) byk bir sevinle anlatt zaman dlm aldm. Herbert
izdii glpembe dlerde Clara Barleyi nasl elinden tutup Binbir Gece lkelerine
gtreceini, benim nasl (sanrm deve kervanyla) sonradan onlara katlacam, nasl
mz birden Nil boyunca yolculuk ederek akllara durgunluk verici eyler greceimizi
anlatyordu. Bu parlak tasarlara katlabileceime dair umudum olmamakla birlikte
Herbertin nndeki ufuklarn iyice aldn grebiliyordum. Barley Baba romunu iip acl
yemeklerini yemekte biraz daha direnirse kznn gelecekteki mutluluu da salama
balanm olacakt.
Mart ayna girmitik artk. Sol kolumun iyilemesi, ortada herhangi bir kt belirti
olmamakla birlikte, yle uzamt ki paltomu hl giyemiyordum. Sa kolum aa yukar
eski durumuna dnmt. Yank yerleri hl gememiti ama bu, kolumu olduka iyi
kullanabilmeme engel deildi.
Bir pazartesi sabah Herbertle kahvalt ettiimiz srada postac, Wemmickten
aadaki mektubu getirdi:
Walworth. Bu mektubu okur okumaz yakn. Hafta balarnda, diyelim aramba gn,
o dndnz ii denemek isterseniz yapabilirsiniz. imdi yakn.
Bu gece ya da yarn gece dokuzda, eski batakla, kire ocann bandaki kk bir
kanal bekisi kulbesine gelmekten korkmaz da gelirsen eer, iyi edersin. Amcan Provis
konusunda bilgi edinmek istiyorsan kimseye tlatmadan, vakit de yitirmeden gelsen ok
iyi olur. Yalnz gelmelisin. Bu mektubu yannda getir.
Kafamn karkl, tasalarmn yk yetmezmi gibi bir de bu garip mektup kmt
bama! Ne yapmalydm imdi? Bir trl bilemiyordum. En kts, hemen kararm
vermek zorundaydm, yoksa beni bu gece kye ulatrabilecek olan leden sonra
arabasna yetiemezdim. Ertesi gece gitmeyi dnemezdim bile, nk ka yolculuuna
kadarki zaman ok daralrd. Hem sonra, bilemezdim ki; belki sz edilen bilgi, ka
tasarlarmz dorudan etkileyebilecek nitelikteydi.
Dnp tanacak bol vaktim olsa bile sanrm gene giderdim. Dnecek hi vaktim
olmadndan (saatim posta arabasnn yarm saat sonra kalkacan gsteriyordu) hemen
gitmeye karar verdim. Amcam Provise deinilmemi olsayd hi gitmezdim. Wemmickin
mektubuyla o sabahki youn hazrlklarmzn stne gelen bu ar hepsinden ar bast.
nsann korkulu bir tela iindeyken, herhangi bir mektubun ieriini aka kavramas
ylesine zordur ki; bu gizemli mektuptaki kimseye tlatmama konusundaki uyary
ancak iki kez okuduktan sonra kafama sokabildim. Ama bir kukla gibi, hi dnp
incelemeden. Bu uyarya gene bilinsiz bir kukla gibi uyarak kurunkalemi aldm,
Herberte bir not braktm. Yaknda, ne zaman dneceimi bilemediim bir yolculua
kacam iin, bir kou kasabaya gidip Miss Havisham yoklamaya karar vermi
olduumu yazdm. Paltomu giyip kaplar kilitledikten sonra, kestirme ara yollardan
geerek arabaya anca yetitim. Bir payton kiralayp anayoldan gitseydim arabay hi
kukusuz karacaktm. Kestirmeden kotuum halde posta arabasna tam avludan kt
srada yetiebildim. Kendimi toparladm zaman arabann iinde giden tek yolcunun ben
olduumu grdm.
Gerekten de, mektubu alal beri kendimde deildim. Sabahki telan zerine gelen bu
ar kafam yle kartrmt ki! Sabahki kouturmamzn heyecan gerekten byk
olmutu, nk Wemmickin bunca zamandr drt gzle beklediim talimat, sonunda
elime getii zaman ok artmt beni. imdi de bu arabada ne aradm, binmekle
doru yapp yapmadm, birazdan inip geri dnmenin daha iyi olup olmayacan kendi
kendime sormaya, imzasz bir mektuba uyup yola kmann aptallk olduunu dnmeye,
ksacas acele davranan hemen herkesin iyi bildii kararszlklar, kukular, zt duygular
arasnda bocalamaya balamtm. Gelgelelim mektupta Provise adyla sanyla
deinilmesi, sonunda, her eyden baskn kyordu. lk batan beri tam bilincinde olmadan
dndm gibi (dnmek denirse buna), ben kasabaya gitmedim diye Provisin bana
bir ey gelecek olursa, kendi kendimi hibir zaman balayamayacam dnyordum!
Biz kasabaya varmadan nce karanlk basmt. Kolumun sakatl yznden dar
kamayp ieride kapal kaldm iin yol iyice uzun, skc geldi bana. Blue Boar Hanndan
uzak durarak daha tedeki kk bir hana yerleip yemek syledim. Yemek hazrlanrken
Satis Kkne giderek Miss Havishamn durumunu sordum. Biraz iyilemekle birlikte hl
ok hastaym.
Kaldm han eski bir kiliseden bozmayd. Eskiden vaftiz hcresi olan sekiz keli bir
yemek salonunda sofraya oturdum. Etimi kendim kesemediimden, cascavlak kafal, yal
han sahibi bana yardm etti. Bylece konumaya baladk. Han sahibi, eksik olmasn, beni
oyalamak iin bana kendi bamdan geenlerin yksn anlatt! O da kasabadaki herkes
gibi benim ilk velinimetimin, servetimin temel tan atan kiinin Pumblechook olduuna
inanyordu. Bu yzden anlatt yknn kahraman elbette ki bizim Pumblechooktu.
Londraya gidip zengin olan bu gen adam siz tanyor musunuz? diye sordum.
Hanc, Tanmak m? dedi. Bacak kadarkenden beri hem de...
Buralara hi dnp geldii olur mu?
Gelir ya! Arada buradaki zengin, kibar dostlarn grmeye gelir, ama her eyini borlu
olduu adamn yzne bile bakmaz.
Hangi adamm bu?
Demin sylediim kii ite. Pumblechook.
Bakalarna kar da byle nankrlk eder mi?
Elinden gelse eder, hi kukunuz olmasn, ama baka kime nankrlk edecek? Hangi
nedenle? Her eyini Pumblechooka borludur.
Pumblechook byle mi diyor? diye sordum.
Demek mi? diye hanc yantlad. Onun bir ey sylemesine gerek var m?
Diyor mu, ama?
Nasl demesin, efendim? Bir dinleseniz iiniz cz eder, Tanr inandrsn.
imden, Oysa, sevgili Joe, sen hibir eycik demezsin, diye geirdim. Her eye
katlanan, beni her zaman seven Joe, yaknmak nedir bilmezsin sen. Ne de sen, iyi yrekli,
tatl, yumuak bal Biddy!
Hanc paltomun altndan grnen sargl koluma bir gz atarak, Geirdiiniz kaza
yznden itahnz kam olsa gerek, dedi. u paray deneyin bir de. Daha
yumuaktr.
stemem, sa ol. Baka yiyemeyeceim. Ltfen kaldrn, diyerek sofradan kalktm,
ocak bana geip dncelere daldm.
Joeya gsterdiim nankrl hibir ey, Pumblechook denilen yzsz yalancnn
tutumu kadar aka kafama kakamazd. Pumblechook ne denli yalanc, ikiyzlyse, Joe o
denli namuslu ve mertti; birinin alalmas brkn yceltmeye yaryordu.
Bir saati akn bir sre ocak banda bunlar dnp durdum. Dndke, yreim,
bin kez hak etmi olduum binbir pimanlk ve utanla dolup tayor, yerin dibine giresim
geliyordu. Saatin alyla dncelerimden syrldm. imi karartan pimanlk dalm
deildi, gene de davrandm; paltomu omzuma alp boynumda dmeleterek dar ktm.
Biraz nce, yeniden gzden geirmek iin mektubu aram, btn ceplerimi
kartrmakla birlikte bulamamtm. Posta arabasndayken dm, samanlarn arasna
karm olacan dndke rahatm kayordu. Neyse ki kararlatrlan saatin dokuz,
yerin de bataklklardaki kire ocann bandaki kk bir kanal beki kulbesi olduunu
ezbere biliyordum. Boa geirecek zamanm olmadndan, dosdoru bataklklarn yolunu
tuttum.
53
Kasaba snrlarn geride brakp batakla aldm srada dolunay dodu, ama gene
de gece karanlkt. Batakln kr izgisinin tesinde, bu kocaman, kpkrmz ayn anca
sabildii bir erit ak gkyz vard. Bir-iki dakikaya kalmadan ay bu akl
trmanarak, tepesinde da gibi kmelenen bulutlarn arasna girmiti bile.
Hznl bir rzgr esmekteydi, bataklklar ssz m ssz. Bir yabanc byle bir gecede
byle bir yere dayanamazd. Benim iime bile ylesine bir arlk kmt ki neredeyse
geri dnmeye karar vererek duraksadm. Ne var ki buralar ezbere bildiim iin, bundan
ok daha karanlk bir gecede bile yolumu bulabilirdim. Zaten bir kez buraya gelmi
olduktan sonra dnmek iin bir zrm de yoktu. Bylece nasl istemeyerek gelmisem,
gene yle istemeye istemeye ilerledim.
Tutturduum yol kymden de, bir zamanlar pranga kaaklarn izlediimiz yreden de
ok uzaklardayd. Srtm rmaktaki hulklara dnk olarak yrmekle birlikte, klarnn
gene eskisi gibi kum tepeciklerine vurduunu gryor, bam evirip baktmda onlar
seebiliyordum. Eski cephanelii nasl biliyorsam kire ocan da yle biliyordum. Ama
birbirlerinden kilometrelerce uzaktaydlar. yle ki o gece ikisinin de bulunduu yerde birer
k yanyor olsayd, bu iki aydnlk noktann arasnda upuzun, bombo, karanlk bir ufuk
izgisinin uzand grlrd.
nceleri birka kanal kapsndan getim. Arada bir duruyor, kylar yksek hendekli
yolda yatan davarlarn ayaa kalkarak hantal admlarla sazlklara dalp gitmelerini
bekliyordum. Derken biraz sonra epeevre bataklkta benden baka canl kalmam gibi
oldu.
Kire ocana yaklaabilmem bir yarm saat daha srd. Kire, insann genzini tkayan
bir duman kararak uyuuk uyuuk yanmaktayd. Atelerin st rtlmt ve grnrde
hibir ii yoktu. Kire ocann bitiiinde bir taoca grdm. Tam yolumun stndeydi.
teye beriye atlm duran aralarla el arabalarndan, bugn burada allm olduu
anlalyordu.
Keiyolu bu ukurun ortasndan geiyordu. Yeniden bataklk dzeyine ktm zaman
kanal kapsndaki eski beki kulbesinde bir k yandn grdm. Admlarm sklatrarak
kapya vurdum. eriden bir yant gelsin diye beklerken drt bir yanma bakndm. Kanal
setinin oktandr kullanlmyormu gibi ykk durduunu, kiremit daml tahta kulbenin
barnak olarak pek ie yaramayacak bir durumda olduunu grdm. evredeki amurlarla
batak sularn st kire kaymayla kaplyd ve kire ocandan ykselen boucu
dumanlar sinsi bir hortlak gibi usul usul zerime yrmekteydi.
eriden hl ses kmad iin kapya gene vurdum. Bu kez de karlk alamaynca
engeli kaldrdm.
Kap hemen ald. eriye yle bir gz attm; masa zerinde yanmakta olan bir
amdan, tahta bir sra, zerine dek serilmi alr kapanr bir somya grdm. Yukarda
samanlk gibi bir ekmekat bulunduundan, Kimse var m burada? diye bardm.
Ses veren olmad. Ne yapacam kestiremeyerek dar ktm.
Yamur iyice indirmeye balamt. Demin grdklerimin dnda bir ey gremeyerek
gene ieri girdim; tam kapnn altna snarak karanlklara baktm. Kulbede oturan her
kimse, hemen dnmek zere biraz dar km olmalyd, yoksa amdan yanar
brakmazd, diye dnrken aklma gidip mumun fitilini gzden geirmek, ne zamandr
yanmakta olduuna bakmak geldi. Bu amala dnp amdan elime almtm ki iddetli
bir sarsnt mumu sndrverdi; kendimi, arkamdan frlatlm bir kementle kskvrak
balanm buldum.
Ksk bir ses karanlkta bir svg savurarak, te imdi elimdesin! dedi.
Bir yandan kurtulmaya alrken, Ne oluyoruz? Kimsin sen? mdat! Yetiin! mdat
diye barmaya baladm.
Kollarm smsk yanlarma balanm olduundan sakat kolumun acs iime
kyordu. Karanlkta bo yere rpnarak kurtulmaya alrken dmanmn scak
soluunu hep zerimde duyuyordum. ok gl bir adamd; beni susturmak iin kimi
zaman iri, sert elini, kimi zaman geni, demir gibi gsn azma bastryordu. Sonunda
beni skca balad.
O ksk ses gene bir svg savurarak, Haydi bakalm, dedi. Skysa gene bar da
hemencecik hesabn grvereyim!
Yaral kolumun acsyla iim dma km, yar baygn, aknlktan sersemlemi
durumda olduum halde, bu gzdann nasl kolaylkla gerekletirilebileceini de
kavrayabiliyordum. Sustum; kolumu birazck olsun rahatlatmaya altmsa da balarm
buna olanak vermeyecek kadar skyd. Zaten yanm olan sol kolum imdi de kaynar
sularda halanyordu sanki...
Dardaki gece seslerinin kesilip yerine soluksuz, zindan gibi bir karanln
kmesinden anladm ki dmanm bir pencerenin kanadn kapamt. El yordamyla biraz
arandktan sonra bir akmaktayla elik paras buldu; ate yakmak iin birbirine
srtmeye balad. Baklarm, kavlarn arasna den kvlcmlara dikmi, bunlar fleyip
duran dmanm grmeye alyordum. Ne var ki yalnzca dudaklarn, bir de akman
ucundaki mavi k noktasn grebiliyordum. Bunlar bile bir grnp bir yitiyorlard. Kavlar
pek tabii slak olduundan ate alamyor, kvlcmlar birer birer snyordu.
Acelesi yoktu adamn. akmaktan ve elik parasn birbirine srtp duruyordu.
Kvlcmlar daha irileip sklamaya baladka adamn ellerini, yer yer yzn semeye
balam, bir de masa banda iki bklm eilmi oturduunu kartmtm, ama bakaca
bir ey gzkmyordu. Derken onun kavlar fleyen mavimtrak dudaklarn grdm gene.
Tam o srada bir alev parlad; bunun nda Orlicki tandm.
Kimi ummutum, bilmiyordum ama onun olabileceini aklmn ucundan bile
geirmemitim. Tanynca nasl tehlikeli bir kmazda olduumu anladm. Gzlerimi ondan
ayrmyordum artk.
Mumu byk bir zenle, ar ar yakt; atei yere atp stne basarak sndrd.
Sonra beni grebilmek iin mumu masann stne, kendinden biraz teye brakt; kollarn
kavuturup masaya dayayarak oturdu, bana bakt. Duvarn be-on santim nndeki dik bir
duvar merdivenine balanm olduumu imdi iyice grebiliyordum. Yukardaki samanla
kan, basit bir merdivendi bu.
Bir sre baktk, sonra Orlick, Elimdesin artk, dedi.
z u balarm. Brak beni!
Hah ha, dedi Orlick. Korkma, brakacam. Aya yollayacam seni. Yldzlara
yollayacam. Ama her eyin bir sras var.
Bu tuzaa neden drdn beni?
Orlick lm saan bir bakla, Bilmiyor musun? diye sordu.
Karanlkta neden saldrdn bana?
Her eyi kendi bama yapp bitirmek istiyorum da ondan. nsann gizli iini bakasna
amasndansa tek bana yapmas yedir. Ortaya kma tehlikesi azalr. Dmanmsn sen
benim, can dmanmsn.
Kollarn kavuturup masaya dayam, beni kardan seyrediinde yle haince bir keyif
vard ki tepeden trnaa rperdim. Hi sesimi karmadan onu gzlemekteydim. Orlick
elini keye doru uzatarak dipii pirin halkal bir tfek kard. Bana doru nian
alyormu gibi yaparak, Bildin mi bunu? diye sordu. Daha nce nerede grdn bildin
mi? Konusana, kpek!
Biliyorum, diye karlk verdim.
Senin yznden o kapdan oldum. Senin yznden. Konusana, it!
Baka ne yapabilirdim?
Salt onu yapman yeter de artard bile. Ama sen onunla da kalmadn. Houma giden
kzla benim arama girmeyi nasl gze alabildin, ha?
Ne zaman yaptm ki bunu?
Ne zaman yapmadn ki? Durmadan Orlicki ktledin ona.
Kendi kendini ktleyen sendin hep! Kendi adn sen kardn ktye. Doru drst
dursaydn, ben seni ktlesem bile zarar dokunamazd ki!
Yalan sylyorsun! Sonra Biddy ile son grmemizde sylediim szlere deinerek,
Beni buralardan uzaklatrabilmek uruna paradan da, zahmetten de kanmazmsn,
ha? diye ekledi. imdi sana iine yarayacak bir ey deyivereyim mi? Beni buralardan
uzaklatracaksan, bu gece tam srasdr. Konduun servetin yirmi katn son meteliine
kadar versen deer!
Yabanl bir hayvan gibi azn arptarak yle bir homurdan vard ki ona inandm.
Ne yapacaksn bana? diye sordum.
Yumruunu gm diye masaya indirdi, bunun iddetini vurgulamak istercesine kendi de
o hzla ayaa kalkarak, Cann alacam senin! dedi.
ne doru eilip gzlerini dikerek uzun uzun bana bakt; bana baktka az
sulanyormu gibi elinin tersiyle dudaklarn sildi, sonra gene yerine oturdu.
Ta ocukluundan beri Koca Orlickin ayana kstek oldun, hep hzn kestin onun. Bu
gece Koca Orlick kurtulacak gayri senden. Canna tak dedi gayri. lm bilesin kendini.
Gerekten de mezarmn eiine gelmi gibiydim. lgn gzlerle drt bir yanma
bakndm, ama ksldm u kapandan kaacak hibir yol yoktu.
Orlick gene kollarn kavuturup masaya dayayarak, Yalnz ldrmek deil, diye
ekledi. Btn btn yok edeceim seni. Tek bir kemiin, tek bir san kalmayacak
yeryznde. Leini kire ocana atacam. Senin gibi ikisini omzuma alp tayabilirim
ben. Geride kalanlar varsn, bana ne geldi diye merak ededursunlar. Hibir ey
bilmeyecekler.
Beynim akl almaz bir hzla ileyerek byle bir lmn sonularn hesaplayvermiti.
Estellann babas benim onu yzst brakp gittiime inanacak; ele geecek, beni
sulayarak lecekti. Herbert bile, braktm o mektuptan sonra Miss Havishamn hatrn
ancak kapdan sorduumu renince, benden kukulanacakt. Joe ile Biddy o gece
duyduum pimanlkla vicdan azabn, bundan byle onlara bal kalmak iin nasl kararlar
verdiimi hi bilmeyecekler, neler ektiimi, ne cehennem azaplar iinde kvrandm
hibir zaman renemeyeceklerdi. Beni bekleyen lm korkuntu, ama lmden sonra
kt anlmak kaygs bin kat daha korkuntu. Dncelerim yle bir hzla akyordu ki
karmdaki alan szleri daha bitmeden ben dnyaya gelmemi kuaklarn bile beni
kmseyerek, tiksintiyle andklarn grr gibi oluyordum; Estellann ocuklar,
ocuklarnn ocuklar...
imdi kpek, dedi Orlick. Hayvan gebertir gibi cann almadan nce... hayvan
gebertircesine ldrmek iin baladm seni... ama ilkin yle bir gzel seyrine bakacam,
gnlmce zevkleneceim senlen. Seni uyur ylan seni!
Bu yerin sszln, yardm bulmann olanakszln kimse benden iyi bilemezdi. Gene
de iimden bir kez daha bararak imdat istemek gememi deildi. Ama Orlickin karma
gemi, tutsaklm nasl bir kvanla seyrettiini grnce barmay gururuma
yediremeyerek sessiz kaldm. Ne olursa olsun ona yalvarmayacama, lrken bile ona
kar koyacama iimden yemin ettim. Geri lmle yz yze geldiim u umarsz
dakikada tm dnyayla bark durumdaydm ve ulu Tanrmdan bu zavall kulunun
kusurlarn balamasn diliyordum; en sevdiklerimle vedalamam olduumu, hi
vedalaamayacam, halimi anlatp beni sevgi ve acmayla anmalarn artk hibir zaman
isteyemeyeceimi dndke yreim kan alyordu. Gene de karmdaki u adam
ldrmek elimde olsayd, kendim can verirken bile seve seve ldrebilirdim.
ok ikiliydi Orlick; gzleri kpkzl, kan anana dnmt. Boynuna bir teneke
matara asmt. Onun azyla ikisini byle boynundan sallandrdn eskiden de bilirdim.
Mataray dudaklarna dayayp ikisinden ate gibi yakc bir yudum ald. Yalaz yzne
vuran sert ikinin kokusu benim burnuma dek geldi.
Kpek seni, diyerek Orlick gene kollarn kavuturdu. Koca Orlickin sana syleyecek
bir ift laf var. Ablan olacak o irretin canna kyan da sensin.
O daha dili dolanarak, bouk sesle syledii bu szleri bitirmeden benim beynim gene
akl almaz bir hzla ablamn urad saldrya dnm, hastalyla lmn tketip
bitirmiti bile.
Sendin, alak! dedim.
Orlick tfei kapt, dipii havada bana doru sallayarak, Senin yznden oldu
diyorum sana, hepsi senin yznden, dedi. Bu gece seni nasl arkadan bastrdm? Ona
da arkadan saldrdm. Grdm hesabn! ld sandydm. Yaknmzda byle bir kire oca
filan olayd bu geceki gibi, bir daha nah dirilirdi cadaloz! Ama ne dersen de, Koca Orlick
deildi bu ii yapan; sendin. Yz gren, kayrlan sendin nk, hor kullanlan, ezilen de
Orlickdi. Koca Orlick hor tutulup ezilecek ha? te ettiini imdi buluyorsun. Sulu sendin;
cezan imdi ekiyorsun ite.
kiyi azna dikti gene. Daha da kudurmu gibi oldu. kisinin iyice azalm olduunu
mataray kaldrndan anlamtm. Beni ldrebilecek kerteye gelebilmek iin fkesini
alkolle beslediini aka grebiliyordum. Matarann iindeki her damla benim canmdan
bir damlayd; bunu da aka biliyordum. Demin darda, bama gelecekleri haber
vermek istercesine, kendi hortlammasna zerime yryen o sinsi dumanlar
dndm. Ben de bu dumanlara karp gittiim zaman Orlickin tpk ablam yaralad
zamanki gibi davranacandan hi kukum yoktu; koarak kasabaya dnecek,
birahanelerde bira ierek, duvar diplerinde oyalanarak kendini herkese gsterecekti.
Beynim hep o ar hzla ileyerek onu kasabaya dein izledi, bulunduu sokan
grntsn verdi; sonra o kl, yaam dolu sokaklarla bu ssz batakl, beni de emip
sindirmi olarak batakln stnde srnen dumanlar kyaslad, aradaki ztl vurgulad.
Orlick daha on-on be szck syleyinceye dein benim beynim yalnz upuzun yllar
zetlemekle kalmyordu, onun szlerini salt szck olarak verecei yerde resimler,
grntler biiminde sunuyordu bana. Beynimin bir garip heyecanla frl frl dnd u
durumda neyi, kimi dnsem, hemen gzmn nnde beliriveriyordu. Bu grntlerin
canll anlatlamaz! Oysa bir yandan da tm dikkatimi onun, Orlickin stnde yle bir
toplamtm ki (karnzda saldrya hazrlanan bir kaplan olsa tm dikkatinizi ona vermez
misiniz?) kirpiini oynatsa aka grebiliyordum.
kinci yudumunu itikten sonra oturduu sradan kalkt, masay kyya itti. amdan
ald, o kana bulanm elini siper ederek yzme tuttu; gene pis pis srtarak karma
geip yzme bakt.
Kpek, bir ey daha deyivereyim sana. O gece merdiven dibinde grdn de Koca
Orlickti.
Sndrlm lambalaryla merdiven gzmn nnde canland. Kaln kaln trabzan
parmaklklarnn, bekinin feneriyle duvara vuran glgelerini grdm. Bir daha hi
grmeyecek olduum pansiyonun odalarn grdm gene; kaplar grdm, kimi kapal,
kimi aralk; ortalktaki eyalar...
Ne mi aryordu Koca Orlick orada? Sana daha syleyeceklerim var, kpek! Seninle o
irret ablan yakam brakmadnz bir trl; buralarda ekmeimi yle kolay yanndan
kazanamaz ettiniz, ayam kestiniz buralardan. Ben de kendime yeni arkadalar buldum,
yeni efendiler. Bunlarn kimileri benim mektuplarm yazyorlar, canm mektup yazmak
istedii zaman; anlarsn ya, kpek! Senin gibi smsk deil onlar; ellerinden krk trl
yaz yazmak gelir, bir tanecik deil. Ablann cenazesine geldin geleli kafama sk
komutum, senin cann alacam diye. Ama seni tek bana kstrmann yolunu
bulamamtm bir trl. Bu yzden her yaptklarn, girdilerini ktlarn kollamaya
baladm. Er ge, ne yapp edip geberteceim onu, diyordu Koca Orlick. Ama bir de ne
greyim? Seni ararken Amcan Provisi de bulmayaym m?
Mill Pond Bank, Chinkss Basin, Old Green Copper-Rope-Walk, ak seik canlanverdi
gzlerimin nnde; odasnda bekleyen Provis, iaretlememize bir daha hi yaramayacak
olan o perde, irin, gzel Clara, o iyi yrekli, ana ev sahibi, srtst yatp duran Barley
Baba... hepsi de mrmn tkenmek zere olan o hzl akntsna kaplmasna
gzlerimin nnden kayp getiler, birer birer...
Amcasn sevsinler! Ulan kpek, ben seni Gargery nin evinden beri bilirim be! Bacak
kadar bir sandn o zaman. stesem tek elimle skabilirdim boazn. Ka pazar gn,
senin aalar altnda aylak aylak gezdiini grdke, iimden gemez deildi boazn
skvermek... Ama daha amca mamca edinmemitin o gnlerde. Ne gezer! Derken Koca
Orlick senin o sevgili Provis Amcann kaak olduunu duyunca, yllar ncesi nah u
bataklkta bulup saklad prangay dnd, anlarsn ya! Eeyle zincirinden kesilip
kopartlm bir prangayd. Koca Orlick onu alp saklam, gnn birinde ablann kafasna
indirmiti, sr gebertircesine... nasl ki seni de sr gebertircesine gebertmeye yeminim
varsa, ha? Koca Orlick bu demirin Provis Amcann bacandan km olacan ppadanak
biliverdi... sonra... anlarsn ya, hayvan... anlyorsun ha?..
Yrtc bir alayla dolu olan bu konumas srasnda mumu yzme yle bir yanatrmt
ki alevden kanmak iin bam evirdim. Orlick mumu yzme gene yaklatrarak, Hah,
hah, ha! diye bir kahkaha kopard. Ateten korkarsn, deil mi, kkbeyim? Yangnda
yanan ateten korkar elbet. Bak nasl biliyor Koca Orlick senin yangnda yandn; nasl
biliyor senin Provis Amcan karacan? Yamandr Koca Orlick. Sen onunla ba edebilir
misin, zibidi? Senin bu gece buraya tp tp geleceini de biliyordu. imdi sana bir ey
daha syleyeceim, kpek. Sonuncusu bu. Koca Orlick nasl senin hakkndan gelebilirse,
Provis Amcann hakkndan gelebilecekler de var. Sevgili yeeni ortadan yok olunca,
arayanlar tek bir kemiini, bir tel san bile bulamadklar zaman, Provis Amca bu
kiilerden saknsn kendini... Abel Magwitchin... evet, adn da biliyorum... sa olarak
burada, kendileriyle ayn memlekette bulunmasn istemeyenler var. teki yandayken bile
sk skya kollar, gzaltnda bulundururlard onu, gizlice kp gelir de herkesi tehlikeye
sokar diye. Krk trl yaz yazabilenler bu adamlardr belki de, senin gibi topu topu tek tr
yazs olan smsklere benzemez onlar! Ey, Abel Magwitch, diye yazacaklar belki de. Ey,
Magwitch; Compeysondan uzak dur, yoksa daraacn boylarsn! Ha?
Mumu gene bana yaklatrd; gzlerim kamat bir an, yzmle salarm dalanacak
sandm. Sonra o geni, gl srtn bana dnerek mumu masann stne brakt. O
yeniden bana dnnceye kadar ben iimden bir dua okumu, Joe ile, Biddy ile, Herbertle
kavuup konumutum.
Masayla kar duvar arasnda birka metre bir aklk vard. Orlick imdi omuzlarn
ksm, ayaklarn sryerek burada, bir aa bir yukar dolap duruyordu. Kollarn
gevetip yana sarktm, yiyecek gibi bana bakarken o byk bedensel gc her
zamankinden daha belirgin duruyor, daha gz dolduruyordu. Beynimin delice bir hzla
ilemesine karn, dncelerimin yerini tutarak gzlerimin nnden kayp geen
grntlerin inanlmaz etkisine karn, gene de unu aka anlayabiliyordum ki adam
beni birka dakika iinde ortadan kaldrmaya kararl olmasa, bu sylediklerinin hibirini
sylemezdi.
Derken znk diye durdu, matarasnn mantar tpasn kard, att. Mantar hafifti ama
kurun der gibi dtn duydum. Orlick mataray santim santim kaldrarak ardan
iiyor, artk benden yana hi bakmyordu. kinin en son birka damlasn avucuna dkerek
yalayp bitirdi. O zaman, birden patlak veren bir iddet sabrszlyla, aza alnmaz
svgler savurarak mataray yere atp eildi. Elinde uzun sapl bir eki grdm,
taocaklarnda alan iilerin ekilerinden.
Vermi olduum karardan, bu durumda bile caymadm. Orlicke bir kez bile
yalvarmadan, soluum ktnca haykrmaya, var gcmle rpnmaya baladm. Yalnzca
kafamla bacaklarm oynatyordum, gene de o zamana kadar kendim de bilmediim bir
gle kar koydum Orlicke.
Ayn dakikada barma karlk veren barlar duydum, karaltlar grdm. Kapdan
ieriye bir k parlts szld. Sesler ykseldi, bir kargaa koptu. Derken, Orlickin
cebelleen bir insan ynnn arasndan, sudan karcasna silkinip syrldn, bir
srayta masann stnden atlayp kapdan dar koarak karanlklara kartn
grdm.
Bundan sonrasn bir sre iin anmsayamyorum. Kendime geldiimde gene o
kulbede, yerde yatmaktaydm. Balarm zlm, bam birilerinin kucandayd.
Baklarm tavan merdivenine dikiliydi (daha gzlerimi amadan grmtm bunu), ama
birden merdivenle arama bir yz girdi. Terzi Trabbin rann yz hem de!
Terzi Trabbin ra akl banda, ciddi bir sesle, Bir ey olmam sanrm, dedi. Ama
u renginin solukluuna bakar msnz!
Bunun zerine, kucanda yattm kii eilip yzme bakt, ben de onu tandm:
Herbert! Gzel Tanrm!
Yava, dedi Herbert. Usul usul, Handel, sakn ok heyecanlanma.
Bana doru eilen baka bir yz daha grerek, Dostumuz Startop da buradaym!
diye hafife bardm.
Herbert, Onun bize hangi ite yardm edeceini dn de ona gre yava ol, dedi.
Yapacamz iin sz geince yerimden srayvermitim, ama kolum yle bir zonklad
ki gene ylp kaldm.
Ge kalmadk, deil mi, Herbert? Hangi gece bu? Ka zamandr buradaym ben?
Uzun zamandr burada yatyormuum gibi garip, derin bir kayg vard iimde: Bir gn
bir gece, belki iki gn iki gece, belki de daha uzun.
Ge kalm deiliz, Handel. Bu gece pazartesi gecesi.
ok kr!
Herbert, Dinlenecek btn gn var nnde, dedi. Yarn daha sal. Zavall Handel,
nasl da inleyip duruyorsun! Neren acyor? Ayaa kalkabilecek misin?
Evet, evet, yrrm de, diye yantladm. Yalnz u yaral kolum ok kt zonkluyor;
baka bir eyciim yok.
Gmleimin yenini yrtp kolumu atlar, ellerinden geleni yaptlar. Sol kolum korkun
biimde iip kzarmt; dokunduklar zaman aklm bamdan gidiyordu. Gene de onlar
mendillerini yrtarak temiz sarg hazrladlar, kolu yeniden askya aldlar. Kasabaya
gittiimizde serinletici bir merhem bulup srecektik.
Biraz sonra o bombo, karanlk beki kulbesinin kapsn kapam, taocandan
geerek kasabann yolunu tutmutuk. Trabbin ra (ki yandan byk gsteren, boylu
boslu bir delikanl olup kmt), elinde fenerle nmz sra ilerlemekteydi. Biraz nce
kapdan ieri daldn grdm k bu fenerdi ite. Son olarak gkyzne baktmdan
bu yana aa yukar iki saat gemi, ay adamakll ykselmi olduundan, havadaki
yamura karn ortalk imdi ok daha aydnlkt. Kire ocann solgun dumanlarn geride
braktmz zaman, gene bir dua okudum iimden; bu defaki bir kran duasyd.
Nasl olup da byle son dakikada imdadma yetitiini anlatsn diye Herberte yalvarp
duruyordum. Herbert nceleri beni heyecanlandrmamak iin sessiz kalmakta direnmiti.
imdi, yolda yrrken anlatmaya balad: Meer posta arabasna yetieceim diye
telamdan o gizemli mektubu evde drmm. Herbert de ben ktktan az sonra,
yolda rastlad Startopla birlikte eve dnnce mektubu bulmu. Mektubun slubu
tedirgin etmi onu; hele bu mektupla benim kendisine braktm not arasndaki tutarszlk
tedirginliini daha da artrm. Bu konuyu dnp tandka ii rahatlayaca yerde daha
da kayglandndan on be-yirmi dakika sonra, bir sonraki arabann ne zaman kalktn
renmek amacyla duran yolunu tutmu. Startop da onunla birlikte gelmeye gnll
olmu.
O gnk son arabann kalkm olduunu renince Herbert bakm, iindeki tedirginlik
korkuya dnyor; zel araba tutup peimden gelmeye karar vermi. Bylece Startopla
birlikte Blue Boar Hanna inmiler. Burada beni bulacaklarndan ya da benden bir haber
alacaklarndan hi kukular yokmu. Hibiri olmaynca Miss Havishamlara gitmiler,
ondan sonra da izimi yitirmiler.
Bunun zerine hana dnmler. Benim teki handa, kendi yaamykm dinlediim
sralarda olsa gerekti bu. Handa hafif bir eyler yiyip itikten sonra kendilerine bataklkta
yol gsterebilecek birini sormular. Han avlusunun kemeri altnda vakit ldren
kasaballarn arasnda Terzi Trabbin ra da varm. Zaten eskiden beri, nerede ii yoksa
ille orada bulunan bu delikanl benim Miss Havishamn kapsndan ayrlp br hana doru
gittiimi grmm. Bylece, bizimkilere yol gstermeyi zerine alm, hep birlikte kanal
bekisinin kulbesine yollanmlar. Ama benim tersime onlar kasabann iinden geerek
bataklklara alan yolu semiler.
Yolda yrrken Herbert, mektubu yazanlarn belki de beni buraya, Provise yardm
dokunacak hayrl bir i iin arm olabileceklerini, eer yleyse damdan dercesine
araya girmenin kt sonu verebileceini dnerek klavuzla Startopu taocann
banda brakm, tek bana ilerlemi. eride ilerin yolunda gidip gitmediini
anlayabilmek iin kulbenin evresinde -be kez, sessizce dolanm. Kaln, kaba bir
sesin anlalmaz konumalar dnda (ki beynimin fldr fldr iledii srayd bu) hibir ey
duymadndan Herbert benim belki de ieride bile olmadm dnmeye balamm ki
birden haykrmm, o da haykrarak ieri dalm. brleri ise, onun hemen ardndan
yetimiler.
Ben de kulbenin iinde bamdan geenleri anlattm zaman Herbert, saatin ge
olmasna bakmakszn hemen kasabadaki sorgu yargcn arayp bularak Orlickin peine
dmemizi nerdi. Ne var ki ben bunu daha nceden de dnm, ama byle bu
yntemin bizi burada alkoyarak, daha sonra da yeniden gelmemizi gerektirerek, Provisin
kap kurtulma umudunu yok edebilecei sonucuna varmtm. Bu tehlike yadsnamazd.
Biz de Orlickin peine dmeyi bu yzden imdilik erteledik.
u durumda Terzi Trabbin rana kar olay hafife almaya karar verdik. Kendi
giriiminin beni kire ocana atlmaktan kurtarm olduunu renseydi, bu delikanl
yaptna piman olurdu sanyorum! Kt yrekli, hain bir ocuk deildi geri ama kabna
samayan bir canllkla fkr fkr kaynayan, her ne pahasna olursa olsun deiiklik,
heyecan isteyen bir yaradltayd. Ayrlacamz zaman eline iki altn sktrdm (ki bunlar
ona yeterli grnd sanyorum). Sonra da ona, eski geimsizliklerimizden tr pimanlk
duyduumu syledim (ki bunun da ona vz gelip trs gittiine inanyorum).
arambaya unun urasnda ok az zaman kalm olduundan hemen o gece mz
zel bir araba kiralayp Londraya dnmeye karar verdik. Bamzdan geenlerin
dedikodusu btn kasabaya yaylmadan nce uzaklamamz da iyi olurdu. Herbert
yanklarm iin koca bir ie ila ald. Yol boyunca ilac koluma damlattrarak, araba
sarsntsnn verdii acya zar zor dayanabildim.
Templea vardmzda gn mt. Hemen yattm; o gn hep yatakta geirdim.
Yattm yerden dnrken, hastalanp kalarak ertesi gn bir ie yaramamak korkusu
ylesine bir karabasan olup kmt ki aklm karmadma ayorum. Geirmi olduum
onca bedensel ve ruhsal skntdan sonra delirmek iten bile deildi ya, ertesi gnk
tasarnn dncesi sinirlerimi anlatlmaz derecede germiti. yle kaygl bir sabrszlkla
beklenen bir gnd ki bu; yle nemli sonulara gebe; gene de ite, gelip att halde bu
sonular, akl gznn ileyemeyecei kadar kaln bir bilinmezlik perdesinin ardnda
gizliydi...
Provisle o gn hi haberlemememiz gerektii, en tartlmaz bir gvenlik nlemiydi.
Ama bunu bilmek bile iimdeki tedirginlii artryordu. t olsa, darda bir ayak sesi
duysam, Provisin ele getiini, bunu bana haber vermeye geldiklerini sanarak
irkiliyordum. Onun gerekten ele getiine inandrmtm kendimi, duygularmn sradan
bir korku, ileriye ilikin bir kayg olmadna, onun ele getiine, benimse bunu gizemli bir
yoldan kesinlikle bildiime inanyordum.
lerleyen saatler beklediim kt haberi getirmedii halde gn kavuur, karanlk
kerken, ertesi sabah hasta yatamdan kalkamamak korkusu beni iyice bast. Hem
kolum hem de bam ateler iinde zonklayp duruyordu. Arada kendimden gemeye
baladm alglaynca bunu engellemek iin yksek saylar saymaya, ezbere bildiim iir
ve edebiyat paralarn iimden okumaya baladm. Kafam ylesine yorgundu ki arada
kaamaklar yapyordu. Birka dakika uyuklayp her eyi unutuyordum byle zamanlarda.
Sonra srayarak uyanyor ve iimden, Oldu ite, ate baygnlk yapmaya balad, diye
panie kaplyordum.
O gn hi kprdatmadlar beni, kolumun sarglarn durmadan deitirdiler, hep
serinletici eyler iirip durdular. Ne zaman biraz dalsam, hl o beki kulbesinde
olduumu, aradan ok zaman getiini, Provisi kurtarma frsatnn katn sanarak
yreim azmda uyanyordum. Gece yarsna doru, yirmi drt saatten beri uyumakta
olduum, arambay kardm korkusuyla yataktan kalkarak Herbertin yanna gittim. O
ateli, tedirgin durumumda giritiim son lgnlk bu oldu, nk bundan sonra deliksiz bir
uykuya daldm.
Kalktmda aramba sabahyd, tanyeri aarmaya balamt. Kprlerin stnde gz
krpan lambalar imdiden snklemi, domak zere olan gne ufku bir yangn yeri gibi
kzla boyamt. Hl karanlk ve gizemli grnen rman zerindeki kprler, hava
aydnlandka souk bir kurun rengi almaktaydlar. Ancak gkteki yangndan vuran ate
bu soukluu yer yer stp pembeletiriyordu. Drt bir yanda kmelenen atlar,
gkyznn olaanst duruluunu delip geen kulelerle direkleri seyrettiim srada
gne dodu. Irman stnden bir pee kalkm gibi oldu, sularn zerine binlerce
kvlcm sald.
Benim zerimden de ar bir rt syrlmasna, iyilemi, glenmiim gibi bir
duyguya kapldm birden.
Herbert kendi karyolasnda, eski okul arkadamz da kanepenin stnde
uyumaktaydlar. Kendi kendime giyinemezdim, ama hl snmemi olan atei besledim,
arkadalarm kalknca isinler diye kahve yaptm. Bir sre sonra onlar da dinlenmi, dipdiri
bir durumda uyandlar. Keskin, temiz sabah havas girebilsin diye pencereyi atk, hl
bizden yana akmakta olan sulara baktk.
Hey, Mill Pond Bankteki! diye Herbert neeyle seslendi. Saat dokuzu vurduu
zaman hazr ol, yolumuzu gzle: Geliyoruz!
54
Hani mart aynda kimi gnler vardr; gne scak parlar, rzgr souk eser; ite byle,
gnete yaz, glgede gz olan gnlerden biriydi. Srtmza gemici hrkalar giymitik,
benim elimde bir de torba vard. Tm dnya mallarmn arasndan, yalnzca bu torbaya
sabilecek olan, en vazgeilmez birka para seip almtm. Nereye gidiyordum, neler
yapacaktm, geri dnecek miydim bir daha? Yantn bilemediim sorular. Zaten kafam
bunlarla yormak da istemiyordum. Btn dncelerim Provisin gvenlii zerinde
younlamt. Yalnz, dar karken kapda durup arkama baktm; bu evi bir daha grp
gremeyeceimi, grrsem koullarn kim bilir ne ynde deimi olacan bir an iin
dndm. Hepsi bu.
Temple rhtm merdivenine doru ar ar yrdk; kaya binip binmemekte
kararszmz gibi bir sre oyalandk. Aslnda teknenin her ynden hazr olmasn zellikle
salamtk elbet. Yaptmz ufak kararszlk numarasnn tek seyircileri, bizim rhtm
merdiveninde yaayan, neredeyse birer su yaratna dnm iki- kiiydi. Sonunda
kaya binip halat zdk. Herbert kree geti, ben dmene. Saat sekiz buuktu; sularn
en yksek olduu sra.
Tasarmz yleydi: Sular dokuzda ekilmeye balayacak, leden sonra saat e dek,
aknt bizden yana olacakt. Ama biz sular dndkten sonra da akntya kar krek
ekerek yolculuumuzu karanla dein srdrecektik. Karanlk basmadan nce
Gravesendi gemi, rman Kentle Essex arasnda uzanan geni, tenha blmlerine
varm olacaktk. Buralarda, su kenarndaki evler tek tk ve aralkldr. Oraya buraya
serpitirilmi birka cra han vardr kyda. Bunlardan birini gzmze kestirip yanar,
orada sabahlayabilirdik.
Hamburga giden gemiyle Rotterdama giden gemi Londradan perembe sabah saat
dokuz sralarnda kalkyordu. Bulunduumuz yere gre, onlarn ne zaman geeceklerini
hesaplayabilirdik. Bylece ilk gelen geminin yoluna kp seslenecektik. Herhangi bir
nedenle bizi almazsa elimizde ikinci bir frsatmz kalm olacakt. Gemilerden ikisinin de
ayrt edici ynlerini iyice ezberlemitik.
Tasarmz en sonunda gerekletirme yoluna koyulmak beni ylesine hafifletmiti ki
birka saat nce nasl bir durumda olduuma inanmakta zorluk ekiyordum. Sabahn
tertemiz, diri havas, gne , su zerindeki teknelerin gidi gelileri, rman bizi
gideceimiz yere ulatrmak, iimizi kolaylatrp bize yrek ve heves vermek istercesine
bizden yana ak iimi yepyeni bir umutla doldurup tazeliyordu. Kaykta pek ie
yaramadma zlyordum, ne var ki, Herbert ile Startoptan daha iyi iki kreki az
bulunurdu; akama dein hzlarn hi aksatmadlar.
O dnemde Thames Nehrinin stndeki buharl tekneler imdikinden ok daha az,
krekle ekilenlerse imdikinden daha ok saydayd. Saat erken olmakla birlikte sularn
st ifte krekli kayklarla kaynyor, birok mavnann akntdan yararland grlyordu.
Kprlerin arasnda st ak teknelerle gidip gelmek daha kolay, daha olaand o
gnlerde. Bu yzden biz de imdi trl trl teknelerin arasndan hzla syrlp yol
alyorduk.
Eski Londra Kprsn, rhtmnda istiridye kayklar sallanan eski Billingsgate
Pazarn, White Tower ile Traitors Gatei ok gemeden gerilerde brakm, nakliye
iskelelerinin arasndan gemekteydik. Burada Leith, Aberdeen, Glasgow kl buhar
gemileri yk alp yk boaltyorlard. Diplerinden geerken dev boyunda gzktler
gzmze. Saysz kmr ilepleri de vard burada. Hamallar dizi dizi, gvertelere inip
kyor, tartlarn arlklaryla kefeleri sallanarak ykselip alalyor, tartlan kmrler
tangr tungur geminin yanlarndan aaya, sudaki mavnalara boaltlyordu. Ertesi sabah
Rotterdama gidecek olan buharl gemi buradaki rhtmdayd. Yanndan geerken alc
gzle szdk. Ertesi sabah Hamburga gidecek olan buharl gemiyi de burnunun dibinden
syrp getik.
te imdi, teknenin knda oturmu olduum yerden, Mill Pond Bank ve Mill Pond
merdivenlerini grebiliyordum ve yreim delice arpmaya balamt.
Herbert, Orada m? diye sordu.
Yok daha.
Gzel. Bizi grmeden darya kmayacakt. aretini grebiliyor musun?
Pencereyi pek iyi gremiyorum ama dur bakaym, evet imdi grdm. te imdi
kendisi de kt. Kreklerin ikisini birden aln. Yava gel, Herbert, krek!
skele merdivenine bir an iin hafife dokunduk, yolcumuzu aldk, gene yola koyulduk.
Provisin zerinde bir gemici pelerini, elinde kara uvaldan bir torba vard. Kendi elimle
giydirsem, rmaktaki klavuz kaptanlara bundan daha ok benzetemezdim onu. Yerine
otururken kolunu omzuma dolayarak, Olum benim! dedi. Vefal olum benim. yi
baardn bunu. Sa ol evladm, var ol!
Gene nakliye iskelelerinin arasndan girip ktk. Pasl zincir paralarna, lifleri kopmu
halatlarla palamarlara, suda inip kalkan dubalara, yzen krk sepetlere, tahta, tala
krntlarna, cruflam kmr tozlarna arpmamaya alarak, bir o yana bir bu yana
kayarak yol alyorduk. John of Sunderland gemisinin nndeki kabartmann tam altndan
getik. Kabartmadaki John (daha nice Johnlar gibi), esen yellere nutuk atmaktayd. Betsy
of Yarmouthun burnundaki kabartmada, Betsynin resm grnl smsk gs,
yznden drt be santim dar frlam yumru biiminde gzleri vard. Bir o yana
kayyorduk, bir bu yana. Tersane avlularnda ekiler vuruluyor, testerelerle keresteler
blnyor, gmbrtl makinelerle bilinmedik iler yaplyor, su alan gemilerde pompalar
alyor, makaralar iliyor, gemiler denize alyor, ne id belirsiz deniz yaratklar
kendilerine karlk veren fener grevlilerine kpetelerin zerinden kfr yadryor;
miolarn amandralar gverteye ekebilecekleri, bulank sularda balk avlamaktan
kurtulacaklar ve yelkenlerin rzgra fora edilebilecei kadar derin sulara ulalyor.
Provisi iskeleden aldmz zamandan bu yana bir izleyenimiz var m diye saknarak
drt bir yanma gz atp durmutum. Grnrde bizi izlediinden, gzetlediinden
kukulanabileceimiz hibir tekne yoktu. Peimize herhangi bir teknenin takldn
grseydim hemen kyya yanaarak onu yolunda gitmeye ya da kendini belli etmeye
zorlayacaktm. Gelgelelim hibir ey olmad. Engelsiz, takntsz yol alyorduk.
Omzundaki gemici pelerini, dediim gibi Provisi rmak yaantsnn doal bir paras
yapp kmt. Tuhaftr ki (ama bunu belki de geirmi olduu sefil yaama yorabiliriz)
iimizde en heyecansz olan oydu. Yok, vurdumduymaz deildi, nk bana, beyefendi
olunun yadellerdeki en tantanal beyefendi olaca gnleri de grme umudunu
aklamt. Yazgsna boyun emek, edilgen kalmak eiliminde olmamakla birlikte
tehlikeyi yar yoldan karlamak gibi bir huyunun olmadn da anlyordum. Tehlikeyle
karlat zaman gereine bakyordu, ama nceden kuruntu edip cann skmyordu.
Sevgili olum! dedi bana. Gnler gn drt duvar arasnda kapanp kaldktan sonra
urada, oulcuumun yan banda oturup pipomu tttrmek ne demektir benim iin bir
bilsen kskanrdn beni!
zgrln tadn ben de iyi bilirim, diye yantladm.
Provis, Aah! diye ban ar ar, iki yana sallad. Ne de olsa benim gibi bilemezsin
ki! Benim gibi bilebilmen iin kilit altnda yatm olman gerekir. Ama brak,
bayalamann sras deil imdi.
Dndm ki bu adamn bir tutku uruna zgrln, daha da te cann tehlikeye
atm olmasnda bir tutarszlk vard. Beri yandan, tehlikesiz bir zgrlk onun iin
ylesine yabanc bir kavramd ki eline geirse bile bakalar gibi tadn karmasn
bilemeyecekti.
Bu dncelerimde pek yanlm olmadm sanyorum, nk Provis bir sre piposunu
tttrdkten sonra, Bak anlataym, sevgili olum, dedi. telerde, dnyann kar
yanlarndayken gzmde hep buralar tterdi. Zamanla, oralarda oturmak yavan gelmeye
balad bana; param pulum gzme grnmez oldu. Magwitchi bilmeyen yoktu oralarda;
Magwitch gelmi, Magwitch gitmi, kimsenin umuru deildi. Oysa bu kydakiler bylesi
rahat deiller bu konuda, evlat. Demek istediim, bilselerdi benim nerede olduumu,
uykular kaard.
ler yolunda giderse, dedim. Birka saat sonra gene zgrlne kavuacaksn.
Hem de gvenlikte olacaksn.
Provis derin bir gs geirerek, Eh, dedi. yle olsun umalm.
nanyorsun deil mi yle olacana?
Elini kayn kysndan sarktarak suya soktu, sonra u son gnlerde edinmi olduu
yumuaklkla glmseyerek, Eh, dedi gene. nanyorum herhalde. Bundan daha sessiz
sedasz, daha rahat bir ka dnemezdim. Gene de... ne bileyim... sularn zerinde
byle kayp gitmek yle tatl ki o yzden mi aklma geliyor nedir? u elimi daldrdm
rman dibini nasl gremiyorsak, nmzde uzanan saatlerin ardn grebilmemiz de
ylesi olanaksz, evlat. Nah u suyun akn durdurmak nasl elimizde deilse, diye
stnden sular damlayan elini havaya kaldrarak ekledi, bu saatlerin akn durdurmak
da elimizde deil.
Yznde tebessm olmasa senin biraz karamsar olduunu sanrdm, dedim.
Hi de deil, sevgili olum. Byle ya gibi kayp ilerleyiimiz yok mu... bir de kayn
burnuna arpan sularn prts; bayram trks syler gibi handiyse... Kafama bu yzden
taklyor byle dnceler. Artk biraz da yalanyor muyuz ne?
Piposunu gene dilerinin arasna sktrrken yz dingindi. ngiltereden oktan
uzaklamz gibi rahat, kaygsz, arkasna yaslanp oturdu. te yandan srekli korku
iindeymi gibi de uysal davranyor, her szmz dinliyordu. Bir ara kaya bira almak
iin kyya yanatmzda onun da karaya kmaya davrandn grnce, kaykta
kalmasnn daha tehlikesiz olduunu yle bir dokundurdum. O da, yle mi diyorsun,
sevgili olum? diyerek hemencecik gene yerine oturdu.
Suyun st souktu, ama hava ak olduundan gne insana nee veriyordu. Aknt
glyd. Bundan elimizden geldiince yararlanmamz salyordum. Krekleri hi
aksamayan bir hzla ekerek pek gzel yol alyorduk.
Sular gzle grlemeyen bir yavalkla ekilmeye balad. Biraz gerilerdeki korularla
tepeleri gremez olduk; kydaki balk yamalarnn arasna gitgide biraz daha
gmlyorduk. Ama Gravesende vardmz zaman aknt hl bizden yanayd. Yolcumuz
pelerinine sarnm durduundan, yzen gmrk iskelesinin kastl olarak yaknndan
getim. Sonra gene, iki yabanc geminin yan sra rmaa aldk. Byk bir nakliye
gemisinin n gvertesindeki bir sr asker bizim geiimizi seyretti.
Derken aknt yn deitirmeye, demir atm duran tekneler olduklar yerde yavaa
dnmeye baladlar. ok gemeden hepsi ters ynde dnmlerdi. Akntnn yeni
ynnden yararlanarak demir alan gemiler drt bir yandan stmze geliyorlard. Bizse
imdi kyya yanam, akntya kaplmamak iin var gcmzle abalyor, bir yandan da
s sularda karaya oturup amura saplanmamak iin elimizden geleni yapyorduk.
Kay arada birka dakika babo akntya brakma yntemi sayesinde krekilerimiz
yle dinlemilerdi ki, eyrek saatlik bir dinlenme onlara yetti de artt bile. Yosunlu,
talk bir kyya ktk. Yanmzdaki yiyecek ieceklerle karn doyururken evremize
bakndk. Benim kymn bataklna benzer, tekdze, dmdz, ssz yerlerdi buralar.
Ufuk, sisler iinde siliklemiti. Irmak kvrm kvrm akyor, zerindeki kocaman
amandralar burgu burgu dnyordu. Baka her ey kprtsz, sahipsiz duruyordu. Ters
ynmzde ilerleyen gemiler dnemecin ardnda grnmez olmu, saman ykl,
kahverengi yelkenli, yeil bir mavnann da onlarn pei sra burnu dnmt.
Kk bir ocuun elinden km ilkel oyuncaklar andran, kum ve akl ykl birka
minik kayk amura km duruyordu. Ufak, gdk bir fener kulbesi sakat ve arpk
altndaki tahta direklere dayanarak ayakta durmaya alyordu. Orada burada amurlarn
iinden svk yosunlu direkler, vck vck yosunlu talar, kynn yerini, gelgit dzeylerini
iaretleyen krmz boyal gstergeler ykseliyordu; eski bir iskeleyle damsz bir yap
zamanla kayarak amura saplanmlard. Drt bir yanmz pis kokulu, yosunlu, durgun
sular ve bataklklarla evriliydi.
Gene suya aldk, elimizden geldiince yol yapmaya altk. lerlemek imdi
adamakll zorlamt, ama Herbert ile Startop ylmadan kreklere aslyor, aslyor,
aslyorlard. Sonunda gne batt. Bu arada sular bizi biraz ykseltmi olduundan
yamalarn yukarsn grebiliyorduk. Gne kpkrmz, kynn dz izgisi ise hzla kararan
mor sislerle duman dumand. Issz, tekdze bataklklarn ta tesinde tepecikler
ykselmeye balyordu. Bunlarla aramzda hibir canl yok gibiydi; kyda, uraya buraya
tnemi dnen dertli birka mart dnda...
Karanlk hzla bastryordu. Eksilmeye balam olan ay da ge doacandan ba baa
verip birbirimize dantk. Ksa srd bu oturum, nk yapabileceimiz tek eyin
yolumuza kan ilk cra handa konaklamak olduu ortadayd. Bylece arkadalarm gene
kreklere getiler, ben de hana benzer bir eyler grebilmek amacyla kyy gzlemeye
baladm. Bylece, pek az konuarak skntl bir sessizlik iinde alt-yedi kilometre daha
yol aldk. Hava ok souktu. Yanmzdan geen bir kmrc takas, duman tten ateiyle
gzmze scak bir yuva gibi grnd. Hava adamakll kararmt artk. Sular
gkyznden daha aydnlk gibiydi. nk kreklerin dalp k yldz yansmalarn
paralayp krdatyordu.
u i karartc, ssz akam saatinde hepimizin yreine, peimizde dman varm gibi
bir korku dt belliydi. Gelgit nedeniyle sular, dzensiz aralklar ve ar aprtlarla
kyya vurup duruyordu. Ne zaman byle bir ses duyulsa iimizden biri srayarak o yne
bakyordu. Kynn urasnda burasnda sular dere azna benzer oyuklar amt. Hepimiz
kukuyla, rkntyle bakyorduk buralara. Kimi zaman iimizden biri yava sesle, O prt
da neydi? diye soruyordu. Derken baka biri, Kayk m uradaki o karalt? diyordu.
Sonra bir lm sessizlii kyordu zerimize. Oturduum yerden, sinirlerim tel gibi
gergin, krekler amma da gcrdyor, diye dnyordum.
Neden sonra kyda bir at, bir k setik. Tatan kk bir iskeleye yanatk.
brlerini kaykta brakarak kyya ktm; n bir han penceresinden dar vurduunu
grdm. Bundan daha pis, bakmsz bir yer arasak bulamazdk; kaak ura bir yere
benziyordu. Gelgelelim mutfakta grl grl bir ate yanmaktayd, bize yetecek kadar
domuz pastrmasyla yumurta, trl trl de iki vard. Han sahibi iki tane ift kiilik yatak
odas bulunduunu bildirerek, Bulduunuza raz olacaksnz artk, dedi. Hancyla
karsndan, bir de Jack 21 denilen kr sal bir erkekten baka kimsecikler yokmu. Demin
iskelede beni karlam olan bu Jack, ylesine amur ve yosuna bulanmt ki kylardaki
gelgit gstergelerinden biri olabilirdi.
Yanma onu yardmc alarak gene iskeleye gittim. Hepimiz karaya ktk; krekleri,
dmeni, pay, ksacas her eyi yanmza alarak kay da o geceliine karaya ektik.
Mutfaktaki ocak banda bir gzel karnmz doyurduktan sonra odalarmz setik: Herbert
ile Startop bir odada kalacaklard, Provis ile ben de brknde.
Sala zarar verdiine inanm olsalar gerek ki odalarn iine tek bir damla temiz
hava szdrmamlard. Karyolalarn altnda da birka aileye yetecek sayda kirli amarla
sandk sepet vard. Gene de, her eye karn talihli saylrdk, nk krk yl arasak bundan
daha cra bir yer bulamazdk.
Yemekten sonra ate banda dinlenirken, Jack biz yumurta ve jambonlarmz yerken
o kede durmu, bize birka gn nce kyya vuran bir gemici cesedinin ayandan karp
giyindii ikin kunduralar gsteriyordu bana akntyla srklenen drt krekli bir
kadrga grp grmediimi sordu. Ben hayr, cevabn verince, Buradan ayrldnda
akntyla birlikte rmak aa iner gibiydi. Demek sonradan caymlar, her nedense.
Akntya kar km olsalar gerek, dedi.
Drt krekli kadrga m dedin? diye sordum.
Evet, drt krekli. ki de yolcusu vard.
Buraya m yanatlar onlar da? Karaya ktlar m?
ki galonluk toprak bir testi getirip bira aldlar. Bana kalsa birann iine zehir katardm
ya, diye ekledi Jack. Ya da adam zangr zangr titreten stma suyu koyardm.
O neden?
Nedenini ben bilirim, dedi Jack.
Grtla amur svalym gibi bouk, yapkan bir sesle konuuyordu.
Burada hanc, Bizim Jacke sorarsanz, diye lafa kart gzlerinin rengi umu, clz,
dnceli bir adamd. Jacke de ok gvendii anlalyordu Onlar ite ey sanyor. Oysa
ey deildi onlar.
Ben bilirim ne sandm, dedi Jack.
Gmrk kolcularydlar, diyorsun, deil mi Jack?
Evet, dedi Jack.
yleyse yanlyorsun, Jack.
Ben mi yanlyorum? Hah!
Derin anlamlarla yklyd bu yant. Jack de kendi dncelerine sonsuz gveni olan
kiilerin tutumuyla, o ikin derili ayakkablarndan birini kard, iine bakt, yere birka
akl silkeledi, sonra ayakkabsn gene giydi. Son derece hakl olduklar iin akllarna her
eseni yapmak uruna gzn budaktan saknmayanlarn meydan okuyuuydu bu!
Kendi grleri ile Jackinkiler arasnda hafife bocalamakta olan hanc, Peki ama,
yleyse ya rozetlerini ne yaptlar diyorsun, ha Jack? diye sordu.
Rozetlerini mi? diye Jack dudak bkt. Suya atmlardr, ne bileyim. Yutmulardr.
Topraa ekmilerdir belkim, filiz srsnler de sonradan yeil salata olsun diye. Rozetlerini
ne yapmlarm!
Hanc zgn, acnacak bir sesle, izmeden yukar kma, Jack, diye adamn paylad.
Jack, Gmrk kolcular rozetlerini ne yapacaklarn bilirler, dedi. Bize korkun gelen
bu szckler onun dudaklarndan sonsuz bir kmsemeyle dklmt. lerine engel
oluyorsa rozetlerin de gereine bakarlar. ki yolculu, drt krekli kadrgalar rmakta hem
akntyla birlikte hem de akntya kar gidip gelmeye baladlar m iin iinde gmrk
kolcularnn parma var demektir.
Jack byle diyerek burnu havada dar kt. Hanc da kendini destekleyecek kimse
olmadndan konuyu daha fazla uzatmay gereksiz buldu.
Bu konuma hepimizi, zellikle beni ok tedirgin etmiti. Rzgr evin evresinde bir
sszlk trks syleyerek dolanyor, rman sular iskeleye vurup vurup ekiliyordu.
imde, kapana kslmz, dmanlarla sarlmz gibi bir duygu vard. Dikkati ekecek
biimde dnenip duran drt krekli kadrga konusu, kafamdan bir trl atamadm irkin
bir konuydu. Provisi kp yatmaya raz ettikten sonra biz arkada (Startop da iin
gereini biliyordu artk) dar kp gene kendi aramzda bir fikir teatisinde bulunduk.
Binmeyi tasarladmz gemi bu yreye leden sonra saat bir sularnda geliyordu. Onu
burada m beklesek, yoksa sabah erkenden yola m ksak, diye tarttk. Burada
beklemeyi, onun rotasnda kendimizi rahata akntya brakarak oyalanmay genel olarak
daha uygun bulduk.
Bu karar verdikten sonra hana dnerek yattk.
Yalnzca paltomla ceketimi karp yattm. Birka saat deliksiz uyumuum.
Uyandmda rzgr aztm, hann levhas (Gemi Han) kard gacrtlarla beni
uyandrmt. Provis ml ml uyumakta olduundan usulca kalkp pencereden dar bir
gz attm. Pencere dn gece kaymz ekmi olduumuz yere bakyordu. Gzlerim,
bulutlarla sarl olan ayn alacakaranlna alnca, iki adamn bizim kay incelemekte
olduunu setim. Bakaca bir eyle ilgilenmediler. Bo olduunu grebildiim iskeleye de
inmeyerek dosdoru batakla sapp uzaklatlar.
lk dncem Herberti uyandrp adamlar gstermek oldu. Ne var ki Herbert ile
Startopun o gn benden daha yorucu bir gn geirmi olduklarn aklma getirince caydm.
Pencere bana dndmde iki karaltnn bataklklarda ilerlediini grebiliyordum. Ama
karanlkta ok gemeden grnmez oldular. Ben de yle mtm ki iyice dnp
tanabilmek iin yataa girdim. Gene dalmm.
Sabahleyin erkenden kalktk. Kahvaltdan nce drdmz bir arada dolarken
geceleyin grdklerimi onlara da anlatmay uygun buldum. imizde en az kayglanan
gene Provis oldu. Hi istifini bozmadan, adamlarn byk bir olaslkla gmrk
iskelesinden geldiklerini, ama bizi aramadklarn sylyordu. Kendimi ben de inandrmaya
altm buna. Neden olmasnd? Gene de ne olur ne olmaz diye bir neride bulundum:
Provis ile ben buradan grp saptayabildiimiz uzak bir buruna yryecek, kay orada
bekleyecektik. Kayk, le sularnda bizi oradan ya da yanaabilecei en yakn yerden
alacakt.
Bu nlemi hepsi de ok yerinde bulduklarndan Provis ile ben kahvaltdan hemen
sonra, handakilere bir ey demeden yola koyulduk. Provis bir yandan piposunu tttryor,
arada durup eliyle omzumu kavryordu. Gren de sanrd ki tehlikede olan o deil,
bendim; o beni avutuyordu sanki. Pek az konuuyorduk. Buruna yaklatmz srada
ondan kuytu bir yerde beklemesini istedim. Biraz dolap ortal kolaan etmek
istiyordum nk. Geceki adamlar karanlkta bu yne doru yrmlerdi. Provis olur
deyince tek bama ilerledim. Ne burunda, ne o yaknlarda, ne de akta kaya benzer bir
ey vard. Buradan kyya klm olduunu gsterir bir belirti de yoktu ama sular
ykseldii iin bir iz varsa bile sularn altnda kalm olsa gerekti.
Provisin uzaktan bana bakmakta olduunu grnce apkam salladm; yanma geldi,
birlikte beklemeye koyulduk. Kimi zaman pelerinlerimize sarnp topraa uzanyor, kimi
zaman snmak iin geziniyorduk. Derken kaymzn geldiini grdk; hemen bindik,
rmaa, beklediimiz geminin rotasna doru aldk. Tam zamannda, saat bire on kala;
dnemece bakarak geminin duman grnd grnecek, diye beklemeye baladk.
Ama en sonunda duman grdmz zaman saat bir buuu bulmutu. Hemen
ardndan bir baka geminin dumann daha setik. kisi de tam hz yaklamakta
olduundan Provis ile ben torbalarmz elimize aldk; bu frsattan yararlanarak Herbert ile
de, Startopla da vedalatk. Candan tokalatk onlarla. Bu arada Herbert ile benim
gzlerimizin kupkuru olduu sylenemezdi. Derken, hemen ilerimizdeki yamacn altndan
drt krekli bir kasrgann yldrm hzyla frlayp bizimle ayn ynde aldn grdm.
O dakikaya kadar rman dnemeci ile rzgr yznden, gerimizdeki gemiyi grm
deildik; ama bu arada geminin burnu dnm olduundan, tam stmze doru, son
hzla yol aldn grebiliyorduk.
Herbert ile Startopa, gemidekilerin bizi grebilmeleri iin akntnn hemen berisinde
durmalarn, Provise de, pelerinine skca sarnp hi kprdamadan oturmasn syledim.
Provis neesini hi bozmadan, Sen tasalanma, sevgili olum, diyerek pelerinine sarnp
put gibi oturdu.
ok ustaca kullanld anlalan kadrga bu arada bizim tarafa geerek beklemi,
sonra yanmz sra ilerlemeye balamt. Aramzda ancak kreklerin oynayabilecei kadar
bir aklk brakarak hizay hi bozmuyor, biz kendimizi akntya braktmz zaman o da
yle yapyor, biz birka krek ekince o da ekiyordu. Yolculardan biri dmenin halatlarn
ekiyor, dier krekilerin yapt gibi bizi dikkatle szyordu. teki yolcu tpk Provis gibi
pelerinine sarnmt. Bize bakarken daha da bzld, dmendeki adama fsldayarak bir
talimat verdi. Ne bizim kayktan ne de brknden t kyordu.
Tam karmda oturmakta olan Startop birka dakika sonra nden gelen gemiyi
tanyarak yava sesle, Hamburg, dedi. Gemi bize hzla yaklamaktayd; arklarnn sesi
gitgide ykselir gibiydi. Glgesi tam stmze dt srada kadrgadan bize seslendiler.
Ben yantladm.
Dmendeki adam, Yannzda srgnden kam bir mebbet var, dedi. te u,
pelerine sarlm adam. Abel Magwitch, br adyla Provis. Bu adam tutukluyorum. Ltfen
teslim olsun, siz de bana yardm edin.
Ayn dakikada adam krekilerine duyulur bir talimat vermeden kadrgay bize
yanatrd. Biz daha ne olup bittiini anlamadan onlar hzl bir krek ekiiyle ileri frlam,
bizim kayn kysna tutunmulard bile. Bu olay buharl geminin gvertesinde byk
heyecan yaratt. Bize seslendiklerini duydum, arklarn durdurulmas iin verilen komutlar
duydum, arklarn durduunu duydum. Gene de geminin hzn kesemeyerek dosdoru
stmze geldiini grebiliyordum.
Ayn dakikada kadrgadaki dmencinin Provisi omzundan kavradn grdm;
kayklarn ikisinin de akntnn etkisiyle yalpalayarak dndklerini, gemideki tm tayfalarn
delicesine bir telala n gverteye doru koutuklarn grdm.
Gene o dakikada Provisin hzla dorulup ileriye doru eildiini, kadrgada bzlm
oturan yolcunun enesine dek kaldrm olduu pelerini ekip attn grdm. Hep o bir
tek dakikann iinde, ortaya kan yzn, yllar nce bataklkta rastladm teki
mahkmun yz olduunu anladm. Gene ayn dakikann iinde bu yzn mr boyu
unutamayacam kl renkli bir dehetle geriye kaydn, geminin gvertesinden
haykrlar ykseldiini, sularn bir aprtyla nladn, sonra bizim kayn devrilip
battn grdm.
Anlk bir zaman diliminde binlerce acyla cebelletim, gzlerimin nnde binlerce
imek akt sanki. Sonra hepsi bitti. Kadrgaya kardlar beni. Herbert oradayd. ki
mahkmla kaymz ise grnrlerde yoktu.
Bir yandan gemi gvertesinden ykselen barlar, bacalardan delice fkran
dumanlar, te yandan geminin de bizim de hzla yol almz derken, nceleri gkyzyle
suyu, bu kyyla kar kyy ayrt edemedim. Ama kadrgann tayfalar krekleri hzla
ekerek biraz daha aldlar, sonra kreklerine yaslanarak durdular. imdi herkes sessiz
bir dikkatle gerideki sular szyordu. Biraz sonra akntyla bize doru srklenen kara bir
nesne grdk. Kimseden t kmyordu. Dmendeki adam elini kaldrd, krekiler tekneyi
usulca gerilettiler. Nesne yaklatka bunun Magwitch olduunu grdm. Yzyordu ama
bir tutukluk vard yznde. Onu gverteye aldlar. Almalaryla el ve ayak bileklerine
kelepe takmalar bir oldu.
Kayk, sularn zerinde kayarcasna ilerliyor, btn gzler hep o sessiz dikkatle rman
yzeyini taryordu. Bu kez de Rotterdam gemisi grnd. Olup biteni
kavrayamadndan olanca hzyla zerimize geliyordu. O da bize seslendi, durdu, sonra
gene yoluna gitti. Gemilerin ikisi de uzaklatktan sonra biz bir sre, gerilerinde
braktklar alkantl sularda inip kalktk. Gemiler grnmez olup sular durulduktan sonra
da aramamz srdrdk, ama bunun bouna olduunu herkes biliyordu artk...
Sonunda aramaktan vazgeip kyya yanatk, sabahleyin ayrlm olduumuz hana
dndk. Buradakiler bizi grnce az armadlar. Magwitchi (Provis deildi artk o, Abel
Magwitchdi gene) biraz rahatlatma frsat buldum. Gsnden ar yaralanm, kafas
yarlmt. Suya dtnde buharl geminin altna srklendiini, yukar doru ykseldii
srada kafasn geminin omurgasna arptn sanyordu. Soluk almasn son derece
gletiren gs yaralarna gelince, bunlar da kadrgann yan tarafna arpt zaman
alm olsa gerekti. Compeysonun stne atld zaman niyetinin ne olduunu kendi de
bilmiyormu; bunu aka sylyordu. Ne var ki onun kimliini ortaya karmak iin
pelerinini eker ekmez o alak, yerinden kalkarak geriye doru sendelemi; ikisi birlikte
suya dmler. Bu arada Magwitchin byle aniden dmesi, bir yandan da br
dmendeki adamn onu tutmaya almas yznden bizim kayk devrilip batm.
Magwitch yava, hrltl bir sesle, Compeysonla birbirlerine smsk sarlm durumda
dibe ktklerini, suyun iinde boutuklarn, sonra kendisinin kurtulup su yzne karak
kaya doru yzdn anlatt.
Bana anlattklarnn yzde yz doru olduundan hi kukum yoktu. Kadrgann
dmenindeki grevli de onlarn suya dlerini bana ayn biimde anlatt.
Tutuklunun srtndaki slak giysileri deitirmek iin gmrk kolcusundan izin istedim.
Adam bu izni hi glk karmadan verdiyse de tutuklunun stndeki her eye el koymak
zorunda olduunu syledi. Bylece, bir zamanlar bende duran czdan el deitirdi. Kolcu
tutukluyla birlikte Londraya gidebilmeme de izin verdi. Ancak bu iznin arkadalarm
kapsamasna raz olmad.
Jack denilen adama Compeysonun batm olduu yeri anlattk. O da cesedin karaya
vurabilecei yerlerde arama yapmay stne ald. Boulan adamn bacaklarnda orap
olduunu renmek Jackin ilgisini daha da artrmaya yarad sanki. Sanrm kendine
tepeden trnaa bir klk dzebilmesi iin sudan bir dzine ceset karmas gerekiyordu.
Srtndaki giysilerin hepsinin birbirinden rk olmas da hi kukusuz bu yzdendi.
Sular ekilinceye dek handa kaldk. Sonra Magwitchi alp gmrk devriye kayna
bindirdiler. Herbert ile Startop ilk bulabildikleri arala, karayolundan Londraya
dnyorlard. Ayrlmamz pek ackl oldu. Kaya binip Magwitchin yanna oturduum
zaman, artk yerimin mr boyu buras olduunu hissediyordum.
Ona kar duyduum tiksinti btnyle eriyip gitmiti. Elimi elinde tutan bu adam,
avclarn izleyip yaralayarak zincire vurduklar bu zavall yaratk imdi gzmde beni
esirgemek istemi, yllar yl gnl borcuyla, byk yreklilikle sonsuz sorgusuz bir
ballkla sevmi olan insand. Onun beni, benim Joeya gsterdiimden ok daha stn
bir sevgiyle sevmi olduunu dnyordum yalnzca. Benden daha stn bir insan.
Saatler ilerleyip akam indike o da soluk almakta iyice glk ekmeye balamt.
Arada kendini tutamayp inledii bile oluyordu. Onu salam koluma yatrp elimden
geldiinde rahatlatmaya alyordum. Ne var ki, en korkuncu, en acs, onun ar yaral
olduuna gerekten zlemeyiimdi; nk hi kukusuz, bir an nce lmesi hepsinden
yedi. Onu eskiden tanyan bir sr insan bulunabilecei su gtrmezdi. Yargcn ona
acyp ho grr davranmas da umulamazd. O ki ilk yarglannda karalanmt, sonra
zindandan kap gene yarglanm, hkm giymi, mebbet gnderildii srgnden idam
cezasn gze alarak dnm, kendini tutuklattran adamn lmne neden olmutu...
imdi yzmz, bir akam nce arkada brakm olduumuz batan gne doru
dndrmtk; rman sular gibi umutlarmzn sular da hzla ekiliyordu. Magwitche, bu
topraklara benim yzmden dnp gelmi olduuna ok zldm anlattm.
Sevgili olum benim, dedi. Bunu gze almtm ben; bama gelecekleri de ekerim.
Olumu grdm ya, bu yeter bana. Bensiz de beyefendi olarak yaayabilir o.
Hayr! Kaykta ba baa geirdiimiz u saatler boyunca dnmtm bunu. Hayr.
Kendi duygularmla eilimlerim bir yana, imdi Wemmickin dolayl yoldan dokundurmak
istediklerini de anlyordum. Hkm giydikten sonra onun tm varna youna devlet el
koyacakt.
Magwitch, Bak, sevgili yavrum, dedi. Senin gibi bir beyefendinin benimle ilikisi
bulunduu bilinmesin daha iyi! Ara sra Wemmickle birlikteymisin gibi gelir grrsn
beni. Durumada da yemin edeceim zaman... ah, kanc yeminim olacak bu, ama en
sonuncusu bu kez... seni grebileceim bir yerde otur; baka bir ey istemem.
zin verdikleri srece senin yanndan bir yere kprdamam, dedim. Yemin ederim,
senden grdm u ball karlksz brakmayacam!
Elimde elinin titrediini hissettim. Kayn dibinde yatt yerden ban te yana
evirdi. Grtlanda gene o eski sesi duydum. Ama bu da eskisine oranla daha
yumuamt, tm kiilii gibi.
Bu konuya deinmesi iyi olmu, beni i iten gemeden uyarmt; beni paral pullu bir
beyefendi yapmak umudunun nasl boa ktn o hibir zaman bilmeyecekti...
Onu ertesi sabah karakola gtrdler. Hemen mahkemeye kartlacakt, ama kam
olduu eski zindan gemisindeki muhafzlardan birinin gelip kimliine tanklk etmesi
gerekiyordu. Geri onun kim olduunu herkes kesinlikle biliyordu, ama bu konuda yasal
ifade vermesi gereken Compeyson u srada l olarak rman sular arasnda yuvarlanp
gitmekteydi. Londrada bu tankl yapabilecek baka bir muhafz da bulunamamt.
Geceleyin Londraya vardmzda ben dosdoru Mr. Jaggersn evine giderek onu
Magwitchin avukat olarak tutmutum. Bu yzden Mr. Jaggers da tutuklu adam
konusunda konuamayacakt. Elimizden tek gelen buydu. Yasal bir tank bulunduktan
sonra davann be dakikada sonulanacan, bizim iin olumsuz sonulanmasn da
yeryznde hibir gcn engelleyemeyeceini Mr. Jaggers anlatmt bana.
Para konusunu Magwitchden gizli tutma kararm Mr. Jaggersa atm. Bunca varl
gz gre gre elimden kardm iin Mr. Jaggers bana kt. Sras gelince
mahkemeye bir dileke vererek bir eyler koparmaya almamzdan yanayd. Gene de
bunun bouna bir giriim olacan benden gizlemiyordu. Ben de ok iyi anlyordum bunu.
Tutuklunun akrabas deildim; aramzda yasal hibir balant yoktu. Kendisi
tutuklanmasndan nce, bana mirasn braktn, bata bulunduunu belirtir hibir
belge imzalamamt. Bundan sonra imzalamasysa bir ie yaramazd. Ksacas onun
miras zerinde hibir hakkm yoktu. Byle bir hakk bo yere aramaya kalkmann beni
kendi gzmde kk dreceine sonunda karar verdim, bu karardan bir daha hi
caymadm.
Boulan adamn Magwitchi ihbar etmesine karlk bir dl umduu anlalyordu,
nk srgn kaan ileri, mal mlk konusunda ayrntl bilgiler edinmiti. ls,
boulduu yerden kilometrelerce tede bulunduu zaman yle korkun bir durumdayd ki
ancak ceplerindeki teberiden tannabildi. Bunlarn arasndaki bir czdann iinde
katlanm duran ve yazlar hl okunabilen birtakm ktlar vard. Ktlardan biri Yeni
Gney Gallerdeki bir bankada hatr saylr bir parann yattn gsteriyordu. ok deerli
toprak paralarnn tapu kaytlar da vard.
Bunlarn listesini Magwitch de kendisini zindanda grmeye gelen Mr. Jaggersa, bana
kalacak miras belirlemek amacyla vermi. Zavallck, cahillii en sonunda ie yarad:
Mirasnn bana kalacana, Mr. Jaggersn bu ite bana yardm edeceine sonuna dek
inand.
Savcnn zindan gemisinden tank getirtilmesinde direnmesi zerine, gn sonra
tank geldi; bu ilem bir rpda sonuland. Sank, aa yukar bir ay sonraki celsede
yarglanmak zere ieri alnd.
Yaantmn ite bu karanlk dneminde bir gn Herbert iten eve durgun ve tasal
dnd. eri girer girmez, Sevgili Handel, korkarm ok yaknda seni brakp gitmek
zorunda kalacam, dedi.
Orta beni bu konuda hazrlam olduundan habere Herbertin sand kadar
armamtm gerekte.
Kahireye gitmeyi geciktirirsem byk frsatlar karacaz. te bu yzden Handel,
tam senin yannda bulunmam gerektii u srada ne yazk ki seni brakp gitmek
zorundaym.
Herbert, bana kalsa seni hep yanmda isterim, nk sen benim en sevgili
dostumsun. Beni u srada brakp gitmen baka zaman gitmenden pek farkl saylmaz.
yle yapayalnz kalacaksn ki!
Bunu dnmeye frsat bulamayacam ki! Biliyorsun, izin verdikleri sreyi onun
yannda geiriyorum. Elimde olsa btn gn hi ayrlmayacam yanndan. Ayrldm
zaman da aklm fikrim onda kalyor, biliyorsun.
Magwitchin iine dt durumun acl ikimizi de ylesine sarsyordu ki bu durumu
aka konumaya dayanamyorduk.
Herbert, Sevgili dostum, dedi. Yaknda ayrlacamz dnrsen, ok yaknda
ayrlacaz nk, belki kendi kendinle biraz ilgilenme hakkn kendine tanrsn. leride ne
yapacan hi dndn m?
Hayr. lerisiyle ilgili herhangi bir ey dnmekten korkuyorum nk.
Ama kendi geleceini byle savsaklamak olmaz ki! Gerekten, sevgili Handel, olamaz
bu. Bu konuyu hemen imdi, benimle konuman istiyorum; dosta -be sz.
Olur, dedim.
Handel, u bizim yeni atmz ubede bir... eye... yardmcya gerek var.
Gerek deyimi kullanmaktan skldn anladm iin, Bir yazman, dedim.
Evet, bir yazman, Handel. Yakndan tandn baka bir yazman gibi onun da zamanla
ortakla dek ykselme olasl var. Uzun lafn ksas, dostum, benim yanma girer misin?
Balangtaki o ciddi, arbal konumasndan sonra birden ses tonunu deitirip elini
kardee uzatarak, liseli bir gen gibi ak yreklilikle, Uzun lafn ksas, dostum,
deyiinde yle tatl bir scaklk vard ki, insan hemen kazanyordu.
Clara ile ben uzun uzun konutuk bunu ka kez, diye ekledi. Daha bu akam
ayrlmadan nce gzlerinde yalarla yalvard bana, eker ey, sana ille syleyeyim diye.
Oraya geldiin zaman bizim yanmzda oturman istiyor. Diyor ki, seni rahat ettirmek iin
elinden gelen hibir eyi esirgemeyecekmi. Kocasnn arkadalarn nasl benimsediini
gsterecekmi bize. Ah Handel, mz bir arada, ne gzel olur!
kisine de candan teekkr ettim. Ama bu candan arlarna henz katlacak durumda
olmadm bildirdim. Birincisi, kafam ylesine doluydu ki bu konuyu aka
kavrayamyordu bile. kincisi... Evet! kincisi, kafam belli belirsiz kurcalayan bambaka bir
ey vard ki ykmn hemen sonuna doru ortaya kacan sanyorum.
Gene de, iinizi aksatmadan bir sre bekleyebilirseniz...
Ne kadar sre istersen, diye Herbert sevinle konutu. Alt ay, bir yl!
O kadar uzun deil. Bilemedin iki- ay.
Anlap tokalatk. Herbert kvan iindeydi. Bu haftann sonunda yola kacan
aklamaya artk cesaret edebileceini syledi.
Ya Clara? dedim.
eker ey, dedi Herbert. Babasndan dnyada ayrlmyor. Ama adamn bir aya
ukurda, Handel. Mrs. Whimple adamn yolcu olduunu syledi bana.
Ta yreklilik gibi olmasn ama, dedim, gitmesi herkes iin hayrl olur.
Ne yazk ki iin dorusu bu. O zaman gelip ekerciimi alacam, en yakn kilisede
sessiz sedasz nikh kydrtacam. Dn Handel, yavrucuumun koca dnyada
babasndan baka kimsecii yok ve hibir zaman Soylular Kitabna bakmak zorunda deil.
stelik bykbabas hakknda hibir fikri de yok. u benim anamn olu ok ansl
adamm dorusu!
Ayak ba olmamak iin buradan ayrldm, nk sen artk iyiletin, sevgili Pip. Gitmesi
senin iin daha hayrl olan.
Joe
Not: lnceye dek dostuz.
Mutfaa aldlar beni. Bam o eski, am aacndan yaplma masaya dayadm. Biddy
bir elimi tutup dudaklarna gtrmt, Joenun sevgili eli bana yeniden g vermek
istercesine omzumu tutuyordu.
Byle birdenbire renivermek sarst onu, Biddyciim, diyordu. Gc tam yerine
gelmedi daha.
Akl etmeliydim. Ama, canm Joe, ylesi mutluydum ki dnemedim ite!
kisi de yle seviniyorlard ki beni grdklerine! Geliim yle koltuklarn kabartm,
onlar yle duygulandrmt ki! Hele geliimin dn gnlerine rastlayp mutluluklarn
btnletirmesi kvanlarna kvan katyordu.
lk aklma gelen ey, bu en son krlan umudumu Joeya hibir zaman amayma
krler etmek oldu. Hastalmda birlikte olduumuz sralarda ka kez ona bu tasarm
sylemek dilimin ucuna dek gelmiti. Yanmda bir saat daha kalsa Joenun her eyi
renmesi kanlmaz olacakt, bu kesin...
Canm Biddy, dedim. Dnyann en iyi insanyla evlendin sen. Bir de onu benim hasta
yatamn banda grm olsaydn belki daha bile... Ama yok, onu imdikinden daha ok
sevemezsin ki!
ok doru, dedi Biddy. Bundan te sevemem onu.
Biricik Joe, sen de dnyann en iyi kzyla evlendin. Biddy sana layk olduun
mutluluu salayabilecek olan tek kiidir! Ah benim sevgili, gzel gnll, byk yrekli
dostum, Joe!
Joe bana bakt. Dudaklar titriyordu. Neredeyse kolunun yeniyle gzlerini silecekti!
Joe, Biddy, ikinize birdendir bu szlerim. Kiliseye gidip geldiniz bu sabah. Tm
dnyayla, insanlarla barksnz, iiniz sevgiyle dolup tayor. kinizden de byk iyilikler
grdm, hibirinin deerini bilmedim. Gene de yrekten gelen teekkrlerimi geri
evirmeyin. Bir saate kalmaz, gidiyorum buradan; uzak lkelere gideceim yaknda. Ama
beni hapisten kurtarmak iin verdiiniz paray size deyinceye dek gzme uyku
girmeyecek. Durmadan alacam. Gene de beni yanl anlamayn, canlarm benim. Joe,
Biddy, bu parann bin katn da salasam, size olan borcumun bir kuruunu bile
deyebilmi sayamam kendimi. Bu gnl borcunu denmi saymak da istemem zaten.
Benim bu szlerim ikisinin de gzlerini ya iinde brakmt. Sus, diye yalvardlar.
Syleyeceklerim bitmedi ki daha. Biricik Joe, dilerim Tanrdan ocuklarn olsun. K
geceleri ocak banda oturan kck ocuklar grdke, bir daha dnmemecesine giden
o, teki kck ocuun aklna gelmesini dilerim. Benim nankrlm kendi ocuklarna
ne olur anlatma, Joe. Biddy, sen de benim yreimin ksrln, burnumun bykln
sakla onlardan. yiliinizden, yaknlnzdan tr sizi ba tac ettiimi anlatn yalnzca.
Sizin yavrularnz olduklar iin benden daha iyi birer insan olmalarn doal saydm,
onlardan bunu beklediimi syleyin onlara.
Gzlerini silmekte olan Joe kol yeninin ardndan, Hi de sylemem byle eyler, diye
mrldand. Ne de Biddy syler. Ne de dnyada hi kimse sylemez byle eyler benim
ocuklarma.
Biliyorum, sizin iyilik dolu yrekleriniz beni oktan balamtr ama bir kez de
yzme kar syleyin bunu, aznzdan duyaym ki gittiim yadellerde kulaklarmda
nlasn bu szleriniz. Bana inandnz, ileride bana gene gvenebileceinizi umabileyim
oralarda.
Ah, Pip, ah benim iki gzm cancazm, dedi Joe. Tanr bilir ya, balanacak bir
ey yok, ama gene de baladm.
Biddy, Tanr benim de iimi biliyor, diye ekledi.
yleyse imdi izin verin, gidip ocukluk odama bir bakaym. Bir sre bam
dinleyeyim orada. Birlikte yemek yer, arap ieriz sonra. Daha sonra da siz beni yol
ayrmndaki yn levhasna kadar geirin. Orada vedalaalm!
Varm youmu sattm; elime geenle borlarm dedim. Alacakllarm da bana btn
hesaplarm kapamaya yetecek kadar zaman tandlar. Sonra ngiltereden ayrlp
Herbertin yanna gittim. Bir ayn iinde ngiltereden ayrlm, iki ay iinde Clarriker ve
Ortaklar irketine yazman olarak girmi, drt ayn sonunda da bamsz, sorumlu bir
greve getirilmitim. Bu arada, Mill Pond Bankteki evde ise o tavan atks, Barley
Babann homurtularyla, baston vurularyla artk inlemez olmu, rahata ermi; Herbert,
Clara ile evlenmeye gitmiti. Bylece, o Clara ile birlikte dnnceye dek irketin Dou
ubesinin sorumluluunu ben ele aldm.
irkete ortak olabilmem uzun yllarm ald, ama ben Herbert ile karsnn yannda
mutluydum. Ayam yorganma gre uzatarak borlarm dyor, bir yandan da Joe ve
Biddy ile hi aksatmakszn mektuplayordum.
irkete nc ortak olarak girdiim zaman Clarriker srrmz Herberte aklayarak
beni ele verdi. Bu srrn kafasna oktandr yk olduunu, syleyip kurtulmak istediini
belirtti ve syledi. Gerei rendiinde Herbert at oranda duyguland. Bu da bizim
aramzdaki dostluu perinlemeye yarad.
Dev bir iletme olup ktmz, kpler dolusu para yaptmz sanlmasn. imizin ap
byk deilse de drst tannyorduk, alnmzn teriyle alyorduk, kazancmz da
yerindeydi. Herbertin neeli, yorulmak bilmez alkanlyla atlganlna yle ok ey
borluyduk ki ou kez iin iin aardm. Nasl olmutu da bir zamanlar baarya
ulaamayacak, beceriksiz biri gzyle bakmtm ona? Sonra gnn birinde yepyeni bir
dnce bu soruna k tuttu: O zamanlar Herberte kondurduum beceriksizlik aslnda
hibir zaman onun deil, benim kendi beceriksizliimdi belki de!
59