Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 460

AKLlN G'Z

Benlik ve Ruh zerine Hayaller ve Dnceler


1985 ylnda almalarna balayan Elginkan Vakf, E/ginkan Ailesi'nin kurmu oldugu sanayi kurulu
larn ebediletirmek ve Trkiyemizin zellikle kltr, egitim, bilim ve teknoloji alanlarnda ilerlemesine
destek olmak amacyla kurulmutur.

Vakfmzn amalar:
Kltr degerierimizi, tarihimizde bizi byten rt, adet ve manevi degerieri mizi ve Trkemizi aratr
mak, aratrmalar desteklemek, korumak, yaatmak ve tantmak,
Bilim, teknoloji ve egitim alanndaki faaliyetleri tevik etmek,
lke sanayinin ihtiya duydugu vasfl igc yetitirilmesine ve bu suretle lkenin istihdam imkanlarn
artrc egitim almalarna katkda bulunmak iin okullar, egitim kurumlar amak. i/etmektir.

Egitim i ge/ecegin yatrm olarak gren Vakfmz, lke sanayinin ihtiya duyduu vasfl igCcunn yeti
tirilmesine katkda bulunmak zere 1994 ylnda Manisa mmehan Elginkan Mesleki 1e Teknik Egitim
Merkez/'ni, 2003 ylnda E/ginkan Vakf Bolu Mesleki ve Teknik Eitim Merkezini. 2006 .1 i1naa izmit

Ahmet E/ginkan Mesleki ve Teknik Egitim Merkezini Trk halknn hizmetine sunmutc.r. Bu u Eitim
Merkezinde bugne kadar 170.000 kii cretsiz egitim almtr.

izmit'te Cahit E/ginkan Anadolu Lisesi, mraniye'de bir Anasnflar binas ve Maltepe'Ce E.C.4. Elginkan
Anadolu Lisesi ina ettiri/erek Milli Egitim Bakanl'na balanmi ve gerekli tum doa"t!": art da sa
lanmtr. Bunlarn yannda, iT Ekrem Elginkan Lisesi binas inaat da yaptrlarak iTC ReK::r!C'ne
baglanmtr.

Elginkan Vakfnn baarl ve maddi imkanlar yetersiz niversite rencilerine ynelik bir b rs program
da mevcuttur. Ge/ecege yatrmn bir diger bileeni ise bilimdir. Vaktin 2006 ylnda u}g.aa. = KOyduu
Elginkan Vakf Trk Kltr ve Teknoloji dlleri Program ile bu alanlardaki almalara a:l<tda bulun
may hedeflemektedir.

Elginkan Vakf kltre, bilime ve teknolojiye katkda bulunmak amacyla yayn desteklerlO'\Ce de bulun
maktadr. Bu balamda Vakf olarak matematikten, telseteye pek ok konuda almaian ile tannan
ok ynl bilim adam Dougles R. Hatstadter ile felsefe profesr olan Daniel C. Dennett'in bu ortak
almalarnn Trke olarak yaymianmasna destek vermekten dolay byk memnuniyet duyuyor ve
genlige byk katklarn bek/edigimiz bu tip almalann yaygn/aarak artmasn diliyoruz.

Elginkan Vakf Ynetim Kurulu

Fsun Doruker Istanbul'da dodu. Amerikan Kz Koleji'nden mezun oldu. lk roman


evirisi Kalp Daima Hatrlardan (Dolores Pala, 1972) balayarak eitli yazarlardan, bir
birinden ok farkl konularda yaklak 150 kitap evirdi. Bunlar arasndan bazlan yle
sralanabilir: Andrew Mango, Atatrk (Sabah Kitaplan , Remzi Kitabevi); John Keegan,
Sava Sanat Tarihi (Sabah Kitaplan ); Dr. Jerri Nielsen, Buzlar Altnda (Altn Kitaplar);
Wilcox & Suzuki, Okinawa Program (Altn Kitaplar); Alan Weisman, Bizsiz Dnya (Altn
Kitaplar ).
AKLlN G'Z
Benlik ve Ruh zerine Hayaller ve Dnceler

Douglas R. Hofstadter
Daniel C. Dennett

eviren: Fsun Doruker

BOGAZ NVERSTES YAYINEV


Doughas R. Hofstadter
Daniel C. Dennett
TheMind's/
Fantasies and Reflections on Self and Soul
Basic Books, Ine. 1981,2000
First published in the United States by Basic Books,
a member ofthe Perseus Books Group
lik olarak Birleik Devletler'de Perseus Books Group yesi olan
Basic Books tarafndan yaymlanmtr.

Akln G'z
Benlik ve Ruh Ozerine Hayaller ve Dlii.nceler
BTEK A.. 2005

Boazii niversitesi Yaynevi


Boazii niversitesi Uaksavar Kamps
Garanti Kltr Merkezi,Arka Giri
Etiler/lstanbul

bupress@buvak.org. tr, bu press@boun. edu.tr


www.bupress.org, www.bupress.net
Telefon ve faks: (90) 212 257 87 27

Sertifika No : 10821

Boazii niversitesi Yaynevi, Boazii niversitesi Vakf


tarafndan desteklenmektedir.

Tm haklan sakldr. Tantm amacyla yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn yazl
izni olmakszn,hibir yolla kopyalanamaz, oaltlamaz, ticari amalarla kullanlamaz.

Kapak tasanm: Kerem Yein


Yayma Hazrlayanlar: Fazilet zdemir, Ergun Kocabyk
Bask: Graphis Matbaa Sanayi ve Tic. Ltd. ti.
Yzyl Mah. Matbaaclar Sitesi, . Cadde, No: 139
Baclar/ Istanbul
Telefon: 02 12 629 06 07

Birinci Basm: Kasm 2008

Boazii University Library Cataloging in Publication Data


Hofstadter, Douglas R.
Akln g'z benlik ve ruh zerine hayaller ve dnceler/
Douglas R. Hofstadter, Daniel C. Dennett, ev. Fsun Doruker
471 p. :ili.; 23 cm.

ISBN 975-6193-94-5

1. Self (Philosophy). 2. Self (Philosophy) -- Literary collections. 3. Consciousness. 4. Soul


--Literary collections. I. Title. Il. Dennett, Daniel C. III. Doruker, Fsun.

829

= Elginkan Vak{l Bu kitap Elginkan Vakf'nn katklanyla bastnlmtr.


iindekiler

6nsz, 7

Giri,

I. BENLK DUYGUSU, 25
. Borges ve Ben JORGE LUIS BORGEs, 27 :
Dnceler, 29 : 2. Bir

Kafaya Sahip Olmamak Hakknda o. E. HARDING, 3 . : Dnceler, 38 :


3. Zihni Yeniden Kefetmek HAROLD J. MOROWITZ, 4 : Dnceler, 49.


Il. RUHU ARATlRMAK, 57


4. Bilgiilem Makineleri ve Zeka A. M . TURING, 59 : Dnceler,

73 :
5. Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti oouGLAS R. HOFSTADTER, 74 :

Dnceler, 96 : 6. Prenses Ineffabelle STANISLAW LEM, 99 : Dnceler,


102 : 7. Martha'nn Ruhu, Bir Drt Ayakl TERREL MIEDANER, 03 :


Dnceler, o9 : 8. Mark III Drt Ayakl'nn Ruhu TERREL MIEDANER,


: Dnceler, 6.

III. DONANlMDAN YAZILIMA, 9


9 . Ruh ALLEN WHEELIS, 2 : Dnceler,
25 :
1 0 . Bencil Genler ve

Bencil Memler RICHARD DAWKINS, 26 :


Dnceler, 45 : . Preld ...

Kannca Fg DOUGLAS R. HOFSTADTER, 48 : Dnceler, 86 : 2. Bir


Beynin yks ARNOLD ZUBOFF, 96 : Dnceler, 205.

IV. PROGRAM OLARAK ZHN, 207


3. Ben Neredeyim? DANIEL C. DENNETT, 209 : Dnceler, 22 : 4.

Ben Neredeydim? DAVID HAWLEY SANFORD, 223 : Dnceler, 23 : 5.


Reddedilmenin tesi JUSTIN LIEBER, 233 : Dnceler, 243 : 6. Yazlm

RUDY RUCKER, 244 : Dnceler,


257 : 7 . Evrenin Bilmecesi ve zm

CHRISTOPHER CHERNIAK, 26 :
Dnceler, 268.

V. YARATILMI BENLKLER VE ZGR RADE, 277


8 . Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuzluu Nasl
Sonusuz Kald STANISLAW LEM, 279 : Dnceler, 286 : 9. Non Serviam

STANISLAW LEM, 288 : Dnceler, 307 : 20. Tann Taocu mu? RAYMONO

M. SMULLYAN, 30 : Dnceler, 329 : 2 1 . Dairesel Harabeler JORGE LUIS



BORGES, 332 ! Dnceler, 337 ! 2 2 . Zihinler, Beyinler ve Programlar

JOHN R. SEARLE, 34 1 ! Dnceler, 359 ! 23. Talihsiz Bir Dalist RAYMONO


M. SMULLYAN, 368 ! Dnceler, 370.


VI. GZ, 375


24. Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? THOMAS NAGEL, 377 ! Dnceler,

390 : 2 5 . Bir Epistemolojik Karabasan RAYMONO M. SMULLYAN, 40 1 !


Dnceler, 4 1 2 ! 26. Einstein'n Beyniyle Sohbet OOUGLAS R. HOFSTAOTER,


4 1 5 ! Dnceler, 440 ! 27. Kurgu ROBERT NOZICK, 443


Yazann Notu, 447 .

Ek Okumalar, 449

Dizin, 469
n sz

Zihin nedir? Ben kimim? Madde dnebilir mi veya hissedebilir mi? Ruh
nerededir? Bu sorularla karlaan biri, doruca zihin kanklklannn ii
ne srklenir. Elinizdeki kitab bu zihin kanklklann ortaya karma ve
belirginletirrne giriimi olarak tasarladk. Amacmz, bu byk sorulara
herkesi, yani hem insan ruhuna dair dini ve manevi bir gre sahip in
sanlar, hem de asla taviz vermeyen mantkl bir bilimsel dnya gr
n benimsemi insanlan sarsacak lde dorudan yant verrnek deildir.
imdilik bu byk sorularn bir rpda verilecek yantlar olmadna ve
insanlarn 'Ben' szcnn anlam hakknda bir uzlamaya varmalarn
beklerneden nce, konularn batan aa yeniden gzden geirilmesi ge
rektiine inanyoruz. Sonu olarak bu kitap; okurlarn kkrtrnak, huzu
runu karrnak, allak bullak etmek, anlalr olan tuhaflatrrnak, belki de
tuhaf olan anlalr hale getirrnek zere tasarlanmtr.
Kitapta eseri yaymlanan herkese ve tavsiyelerde bulunup bize ilham
veren ok sayda kiiye teekkr etmek isteriz: Kathy Antrirn, Paul Bena
cerraf, Maureen Bischoff, Lary Breed, Scott Buresh, Don Byrd, Pat ve Paul
Churchland, Francisco Claro, Gray Clossrnan, Paul Csonka, Susan Den
nett, Mike Dunn, Dennis Flanagan, Bill Gosper, Bernie Greenberg, John
Haugeland, Pat Hayes, Robert ve Nancy Hofstadter, Martin Kessler, Scott
Kim, Henry Lieberrnan, John McCarthy, Debra Manette, Marsha Meredith,
Marvin Minsky, Fanya Montalvo, Bob Moore, David Moser, Zenon Pylyshyn,
Randy Read, Julie Rochlin, Ed Shulz, Paul Srnolensky, Ann Trail, Rufus
Wanning, Sue Wintsch ve John Woodcock.
Bu kitap, 1 980'de Palo Alto'daki Davran Bilimleri Beri Aratrma
lar Merkezi'nde yaplan sohbetlerden doup geliti. O zaman Dennett bu
merkezde, mali sorumluluunu NSF Bursu (BNS 78-2467 1) ve Alfred P.
Sloan Vakf'nn stlendii yapay zeka ve felsefe aratrrnalaryla uraan
bir retim yesiydi. Kitap, Hofstadter'in Stanford niversitesi'nde Sirnon
F. Guggenheirn bursuyla retim yesi olarak yapay zeka zerine aratr
malar yapt sralarda tamamland. Aratrmalannza destek verdikleri ve
tartrnalanrnz ibirliine dntrebildiimiz ortamlar saladklar iin
bu vakflara teekkr etmek isteriz.
Douglas R. Hofstadter
Daniel C. Dennett
Chicago
Nisan, 198 1
Akln G'z
Giri

Ay'n doudan doduunu gryorsunuz. Ay'n batdan doduunu gr


yorsunuz. ki ayn simsiyah gkyznde birbirlerine doru yaklamasn,
bir sre sonra birinin dierinin arkasndan gemesini izliyorsunuz. Eviniz
den milyonlarca kilometre uzakta Mars 'tasnz; kzl Mars lnn ldr
c kuru sauundan ancak dnya teknolojisinin knlgan, zanms rtle
riyle korunuyorsunuz. Korunmasna korunuyorsunuz ama uzay geminiz
onarlnayacak derecede hasar grdnden aresiz bir durumdasnz. Bir
daha asla Dnya'ya, dostlarnzn, ailenizin yanna ve geride braktnz
yerlere dnemeyeceksiniz.
Fakat galiba bir umut var. Kullanlmayacak durumdaki tatnzn ile
tiim blmnde Teleelone Mark IV model bir nlayc ve kullanm kla
vuzu buluyorsunuz. Inlaycy ap huzmesini Dnya'daki Teleelone alc
sna ynlendirip gnderme kabininin iine girerseniz, nlayc abucak ve
ac vermeden bedeninizi molekllerine ayracak, her bir zerrenin kopyasn
karp Dnya'ya nlayacak; depolan gerekli atomlarla iyice dolan alc
neredeyse ayn anda gnderilmi ynergelere uygun olarak sizi meydana
getirecek! Ik hzyla Dnya'ya, az sonra pr dikkat Mars maceralannz
dinieyecek sevdiklerinizin kolianna frlatlm olacaksnz.
Hasarl uzay aracna son bir kez gz atnca Teleelone'un tek umu
dunuz olduunu anlyorsunuz. Kaybedecek hibir eyiniz olmadndan,
gndericiyi ayor, doru alterleri kaldnp kabine giriyorsunuz. 5, 4, 3, 2 ,
1 , IINLA! nnzdeki kapy ayorsunuz v e Teleelone alcsnn kabinin
den Dnya'nn gneli, tandk ortamna adm atyorsunuz. Mars'tan, uzun
mesafeli Teleelone d nzn ardndan sa salim eve dndnz. Kzl
gezegendeki korkun akbetten kl pay kurtulmanzn erefine bir kutlama
yapmak kanlmaz oldu; aileniz ve dostlarnz bir araya toplannca onlar
son grdnzden beri nasl da deimi olduklann fark ediyorsunuz.
Ne de olsa aradan yaklak yl geti ve hepiniz biraz daha yalandnz.
Kznz Saral'ya baksanza, artk sekiz buuk yanda olmal. inizden "Bir
zamanlar kucamda oturan kk kz bu mu?" diye geirdiinizi fark edi
yorsunuz. itiraf edin onun kimliini hafzanz yoklayp abucak tespit ede
mediniz, ama yine de kukusuz bu odur diye dnyorsunuz. Boyu iyice
uzam, biraz daha bym , ok daha fazla ey biliyor. Aslnda u anda
onun vcudunda bulunan pek ok hcre onu son grdnzde yoktu.
Fakat byyp deimesine, hcrelerinin yerlerine yenilerinin gelmesine
karn o, yl nce veda pc verdiiniz ayn kk kz.
1 2 Akln G'z

te o anda fark ediyorsunuz: "Ben gerekten de yl nce bu kk


kza veda pc verenle ayn kii miyim? Sekiz yandaki bu ocuun
annesi miyim, yoksa gerekten bundan nceki gnlere ve yllara ait anla
nma -ya da an gibi grnen eylere- karn yaama birka saat nce adm
atm yepyeni bir insan mym? Yoksa bu ocuun annesi az nce Mars
gezegeninde bir Teleelone Mark IV kabininde paralara aynlp ld m?
"Mars'ta ldm m? Hayr, Dnya'da hayatta olduuma gre tabii
ki Mars'ta lmedim. Ama Mars'ta belki birisi, yani Saral'nn annesi ld.
yleyse ben Saral'nn annesi deilim. Ama onun annesi olmam lazm!
Teleelone'a girmemin tek amac yuvama, aileme geri dnmektil Ama hep
unutuyorum; belki de ben Mars'ta Teleelone'a hibir zaman girmedim. Eer
bu olay gerekten olduysa, o zaman baka birisi girdi. u lanet makine bir
nlayc -ulam arac- m, yoksa marka isminin de antrd gibi, i
ren bir ikiz yaratma makinesi mi? Saral'nn annesi Teleelone deneyimin
den sa olarak kt m kmad m? kacan sanyordu . Kabine intihar
edecek birisinin teslimiyetiyle deil, umut ve beklenti iinde girmiti. Kabul
edilmeli ki davran zveriliydi, nk Saral'nn yannda onu sevip koru
yacak birisi olmas iin giriimde bulunuyordu; fakat ayn zamanda bencil
ceydi, nk sapland beladan kurtulup dze kmaya alyordu ya da
ona yle geliyordu. yle geldiini ben nereden biliyorum? nk oraday
dm; Sarah'nn, bu dnceleri aklndan geiren annesi bendim; Saral'nn
annesi benim ya da bana yle geliyor."
Sonraki gnlerde moraliniz bir ykseliyor bir bozuluyor; bir yandan
iiniz ferahlayp neeyle doluyar bir yandan kukular iinizi kemiriyor ve
kendinizle hesaplayorsunuz. Kendinle hesaplamak. Belki de diyorsunuz,
annesinin geri dndn sanan Saral'nn sevincine katlnam doru deil.
Kendinizi biraz sahtekar gibi hissediyorsunuz ve Saral'nn aslnda Mars'ta
olanlar anlad gn neler dneceini merak ediyorsunuz. Noel Baba'nn
gerek olmadn rendiinde aklnn nasl kartn, size nasl knldn
hatrlyorsunuz. zbez annesi bunca yl onu nasl byle kandrabilmiti?
imdi, size, benlik ve ruh zerine bir keif yolculuu yaatacan vaat
ettii iin, keyfi bir zihinsel merakn tesinde bir beklentiyle Akln G'z
adl kitab alp okumaya balyorsunuz. Dediine gre, ne ve kim olduu
nuza dair bir eyler reneceksiniz.
Kendi kendinize dnyorsunuz:
u anda bu kitabn on ikinci sayfasn okuyorum. Hayattaym; uya
nm; sayfann zerindeki szckleri gzlerimle gryorum; kitab tutan
ellerimi gryorum. Ellerim var. Bu elierin benim olduunu nereden bi
liyorum? Sama bir soru. Ellerim kollarma, onlar da bedenime bal. Bu
bedenin benim olduunu nereden biliyorum? Onu ben denetliyorum. Ona
sahip miyim? Bir bakma sahibim. Bakalarna zarar vermediim srece,
bedenirole istediimi yapabilirim. Hatta bir tr hukuki mlk bu; hayatta ol-
Giri 13

duum srece onu yasal olarak birisine satamam, kanunen bedenimin sa


hipliini ancak ldkten sonra, mein bir tp fakltesine devredebilirim.
Bu bedene sahipsem, bu bedenden baka bir eyim o zaman. 'Bedeni
me sahibim' derken, 'Bu beden kendi kendisinin sahibidir' demek istemi
yorum; muhtemelen anlamsz bir iddia olurdu bu . Yoksa bakasnn sahip
olmad her ey, kendisinin sahibi midir? Ay herkese mi aittir, yoksa hi
kimseye ait deil midir? Yoksa Ay kendisine mi aittir? Bir eyin sahibi ne
olabilir? Ben olabilirim ve bedenim, sahip olduum eylerden yalnzca bi
ridir. Her durumda ben ve bedenim birbirleriyle ok yakndan balantl
grnyor, ama bir o kadar da ayn. Ben denetleyenim, o ise denetlenen.
ou zaman.
yleyse Akln G'z, byle bir durumda bedeninizi daha gl veya
daha gzel ya da daha kolay denetlenebilen baka bir bedenle deitirip
deitiremeyeceinizi sorguluyor.
Siz bunun imkansz olduunu dnyorsunuz.
Ama kitap, bunun tam manasyla hayal edilebilir ve dolaysyla ilke
olarak mmkn olduu konusunda srarl.
Kitabn ruh g veya reenkarnasyondan bahsetme niyetinde olup ol
madn merak ediyorsunuz, ancak bu merak ngren kitap, reenkamas
yonun ilgin bir dnce olduunu ama aynntlannn daima karanlkta
brakldn ve ok daha ilgin ekillerde gerekleebileceini kabul ediyor.
Beyniniz, denetimi altna alabilecei baka bir bedene nakledilirse ne olur?
Acaba bunu bedenierin deitirilmesi olarak dnemez misiniz? Elbette
saysz teknik sorun ortaya kacaktr, ama amacmz gz nne alrsak
bunlan grmezden gelebiliriz.
Beyniniz baka bir bedene nakledildii takdirde siz de onunla birlikte
gidersiniz gibi grnyor (deil mi?) . Peki siz bir beyin misiniz? u iki cm
leyi dnn ve hangisinin size daha gerek gibi grndne karar verin:

Benim bir beynim var.


Ben bir beyinim.

Bazen akll insanlardan 'beyinler' diye sz ederiz ama szcugun gerek


anlamyla byle demek istemeyiz. Onlann iyi alan beyinleri olduunu
sylemektir amacmz. Sizin iyi alan bir beyniniz var, yleyse bu beyne
sahip olan siz kimsiniz ya da nesiniz? Bir daha soralm, bir beyniniz varsa,
onu bir bakasyla dei toku edebilir misiniz? Beden deiimi srasnda
siz de beyninizle birlikte gidiyorsanz, bir beyin deiimi srasnda sizi bey
ninizden nasl ayrabilirler? Bu olanaksz m? Belki deildir, greceimiz
gibi. Unutmayalm, ksa sre nce Mars'tan dndyseniz, o zaman eski
beyninizi orada braktnz, deil mi?
Bir beyne sahip olduunuz konusunda hemfikir olduumuzu varsaya
lm. Bir beyne sahip olduunuzu nereden bildiinizi hi durup dndnz
1 4 Akln G'z

m? Beyninizi hi grmediniz, deil mi? Beyninizi aynada bile gremezsiniz


ve hissedemezsiniz. Ama elbette bir beyne sahip olduunuzu biliyorsunuz.
Bunu biliyorsunuz, nk bir insan olduunuzu ve btn insanlarn be
yinleri olduunu biliyorsunuz. Bunu kitaplarda okudunuz ve gvendiiniz
kiiler size byle olduunu syledi. Tm insaniann karacierleri de vardr
ve belki biraz garip gelecek ama beyniniz hakknda bildikleriniz karacieri
niz hakknda bildiklerinize benzer. Kitaplarda okuduklarmza inanrsnz.
Yzyllar boyunca insanlar karacierin ne ie yararln bilmediler. Yantn
bulmak iin bilime gerek duyulmutu. nsanlar be!inlerinin de ne ie ya
radn her zaman biliyor deillerdi. Aristoteles beynin, kan serinleten bir
organ olduunu sylemiti ve elbette beyin dier ileYlerini yerine getirir
ken bir yandan da gayet etkin bir ekilde kan soutur. Karacierlerimizin
kafataslarmzn iinde, beyinlerimizin ise kaburgalanmzn altnda bulun
duunu varsayalm. Bizler dnyaya bakp onu dinlerken, karacierlerimizle
dnyor olduumuz fikri aklmza yatar myd sizce? Dnmeniz gzle
rinizin arkasnda, kulaklarnzn arasnda bir yerde gerekleiyor gibi gr
nyor, ama bunun nedeni beyninizin orada bulunmas m, yoksa kabaca
kendinizi evrenizi grdnz noktaya yerletirmeniz mi? Beyinlerimizle,
u yumuak grimsi, karnabahara benzeyen eylerle dnyor olduumu
zu hayal etmeye almak da en az karacierlerimizle, u yumuak kzlms
kahverengi, cierotunun yapraklannn eklini andran karacierlerimizle
dnyor olduumuzu hayal etmek kadar ha\salamz zorlanyar mu?
Olduunuz eyin yalnzca canl bir bedenden (ya da canl bir beyin
den) ibaret olmamas, bir ruh veya tin de olmas fikri ok eski gelenekiere
dayanmasna karn ou kiiye bilimd geliyor. "Ruhlarn bilirnde yeri
yoktur ve asla bilimsel dnya gryle uyumazlar. Bilim bize ruh diye bir
eyin olmadn retiyor. Bilim sayesinde artk hayaletlere, cinlere perile
re inanmyoruz ve kuku duyulan, bedende yerleik bir ruh -makinedeki
hayalet*- fikri de ruhunu teslim edecek" demek isteyebilirler. Ne var ki,
tamamen fiziksel bir bedenden farkl bir varlk olduunuz konusundaki
fikirlerin baz eitlemeleri, kolayca alaya alnmayacak ya da rtlme
yecek kadar salamdr. Hatta bunlarn baz uyarlamalan aslnda bilimin
bahesinde yetimektedir.
Dnyamz, ne sadece gizemli ve hayaletimsi ne de yalnzca fiziin ya
ptalanndan oluan eylerle doludur. Sesiere inanyor musunuz? Ya sa
kesimine? Byle eyler var m? Bunlar nedir? Bir fizikinin lisannda bir
delik, u egzotik kara delik deildir; bir peynir dilimindeki delik rnein
nedir? Bu fiziksel bir ey midir? Bir senfoni nedir? Amerikan Milli Mar
zamann ve uzarnn neresinde yer alyor? Kongre Ktphanesi'ndeki birka

"Makinedeki hayalet" ifadesi Gilbert Ryle tarafndan Descartes'n zihin-beden


aynmn eletinnek iin kullanlmtr. [ -ev. notu.]
Giri s

kadn zerindeki mrekkep izlerinden baka bir ey deil mi yoksa? O


katlar yok etseniz bile "Amerikan Milli Mar" var olacaktr. Latince, ha
len var ama artk yaayan bir dil deil. Fransa'nn maara adamlannn dili
ise artk yok. Bri oyununun gemii yz yl bile deil. Bri ne trden bir
ey? Ne bir hayvan, ne bir bitki ne de bir maden.
Bu saydmz eyler, ktlesi olan fiziksel nesneler ya da kimyasal ka
rmlar deil, ama ayn zamanda 1t says gibi sabit, zamanda ve uzarnda
yer alamayan tmyle soyut nesneler de deiller. Doum yerleri ve gemi
leri var. Deiebilirler ve onlara bir eyler olabilir. Bir canl trnn, bir
hastaln ya da bir salgnn yapabildiine benzer bir biimde oradan oraya
gidebilirler. Bilimin bize, birilerinin ciddiye almak isteyebilecei her eyin,
zamanda ve uzarnda dolanp duran paracklardan olutuunu ve tanm
lanabilir olduunu rettiini dnmemeliyiz. Baz kiiler sizin, hareket
eden bir atom ynndan oluan canl, fiziksel bir organizmadan baka bir
ey olmadnz farz etmenin basit saduyulu bir fikir (ya da doru, bilimsel
bir dn) olduunu ileri srebilir, ama aslnda bu gr duygu ierme
yen ayrntl bir dncenin deil, bilimsel hayal gcnn eksikliini ortaya
koymaktadr. Herhangi bir canl varlk olmann tesine geen bir kimlie sa
hip benlikZere inanmak demek, ille de hayaletiere inanmak demek deildir.
Her eye ramen siz, Saral'nn annesisiniz. Ama Saral'nn annesi siz
misiniz? Acaba o, Mars'ta ld m, yoksa Dnya'ya geri mi gnderildi?
Size gre Dnya'ya dnd ve tabii ki o da nlay,cya girerken Dnya'ya
geri dneceini sanyordu. Hakl myd? Belki haklyd, ama gelitirilmi
yeni Teleelone Mark V'i kullanmann sonulan konusunda ne syleyebi
lirsiniz? Salkl hcrelere zarar vermeyen bilgisayarl tomografi teknikle
rinin mucizesi sayesinde asln yok etmeden bir kopyasn elde edebilmek
tedir. Saral'nn annesi -Saral uruna ve dinleyenleri etkileyen bir hatibin
szleriyle bana gelen felaketi tm aynntlanyla dnyadakilere anlatmak
iin- kabine girip dmeye basmaya hala karar verebilir; fakat kabinden
kp kendini yine Mars'ta bulaca ihtimalini de dnmektedir. Birisi -bir
kii- ayn anda iki ayr yerde gerekten bulunabilir mi? Ne olursa olsun
uzun sreliine deil, nk ok gemeden her ikisinin farkl anlan, farkl
hayatlan olacaktr. Her hangi iki insann olduu kadar birbirlerinden farkl
olacaklardr.

ZEL HAYATLAR

Sizi siz yapan nedir ve snrlannz nelerdir? Bir blmyle yant belli gr
nyor; siz, bilincin merkezisiniz. Fakat bilin nedir acaba? Bilin, zihnimi
zin en ak ve ayn zamanda en gizemli zelliidir. Bir yandan, tecrbeleri
edinen, alglan ve duyumlar alan, acy hisseden, fikirleri bulan bilinli bi-
1 6 Akln G'z

rer rnzakereci oluumuzdan daha kesin ve aikar olan baka ne vardr ki?
Dier yandan, bilin ne olabilir acaba? Fiziksel bir dnyadaki canl fiziksel
bedenler byle bir olguyu nasl yaratabilirler? Bilim, nceleri gizemli gr
nen, rnein rnanyetizrna, fotosentez, sindirim ve hatta rerne gibi pek ok
doal olgunun srnn ortaya kard; ama bilin kesinlikle bunlara benzemi
yor. ncelikle, rnanyetizrna, fotosentez veya sindirim gibi belli baz olgular,
ilke olarak, doru aralara sahip her gzlernci iin eit derecede eriilebi
lirdir, ama herhangi bir bilin olay, uygun niteliklere sahip olan ayncalkl
bir gzlernci gerektirir; bu gzlerncinin olguya eriimi tmyle benzersizdir
ve hangi aralara sahip olurlarsa olsunlar, bakalannn eriiminden daha
iyidir. Bu veya baka sebeplerle henz salam bir bilin kurarn mevcut
deildir. Hatta byle bir kurarnn nasl olmas gerektii konusunda bir fikir
birlii bile yoktur. Bazlan ii 'bilin' szcyle adlandnlabilecek gerek
bir ey olduunu reddetrneye kadar vardrmlardr.
Yaarnlanrnzn bylesine bildik bir zelliinin, tanmlama abalanna
bunca zamandr direnrnesi, bize onunla ilgili grmzn hatal olduu
nu dndrtyor. !htiyacmz olan ey, yalnzca daha fazla kant, daha
fazla deneysel ya da klinik veri deil; kelimenin gndelik hayatmzdaki an
lamnn izin verdii her tr tarife uygun tek ve bildiimiz bir olgunun, yani
bilincin var olduunu farz etmemizin yolunu aan varsaymlan dikkatle
yeniden dnmeye ihtiyacmz var. Dikkatler ne zaman bilin zerinde
younlasa kanlmaz bir ekilde sorulan artc sorulan bir dnn.
teki hayvanlar da bilinli mi? Bizimkine benzer bir bilince mi sahipler?
Bir bilgisayar ya da robotun bilinci olabilir mi? Bir kiinin bilind dn
celeri olabilir mi? Bilind aclara, duyulara ya da alglara sahip olabilir
mi? Bir bebek doduunda ya da ncesinde bilinli midir? Rya grrken
bilinli miyiz? Bir insan bir beyinde birden fazla bilinli zne ya da ego ya
da benlik banndrabilir mi? Bu sorulara salam yantlar vermek kesinlikle
bilin konusunda eitli sorunlan olan adayiann i koullan ve davran
kapasiteleri hakknda yaplacak deneysel keiftere baldr byk lde;
fakat byle her deneysel bulgu sz konusu olduunda, bilin meselesiy
le ilgisi nedir, neden diye sorabiliriz? Bunlar, dorudan deneysel sorular
olmayp, kavramsal sorulardr; bu sorulara dnce deneyleri yardmyla
yant bulabiliriz.
Bizim sradan bilin kavrarnrnz kabaca 'ierden' ve 'dardan' ifadele
riyle anlatlabilen birbirinden ayn iki etken kmesine bal grnmektedir.
Bilincirniz ierden, apak ve her yere sirayet eden bir ey gibi grnyor:
Biliyoruz ki evrernizde pek ok ey oluyor ve hatta biz tamamen farknda
ve bilincinde olmadan bedenlerimizin iinde bir sr ey olup bitiyor, ama
hibir eyi, bireysel olarak bilincinde olduumuz eylerden daha yakn bir
ekilde bilerneyiz. Bilincinde olduum eyler ve onlann bilincinde olma bi
irnlerirn, ben olmak denilen ey i belirler. Ben olmak denilen eyi baka
Giri 17

kimsenin bilemeyecei bir ekilde bilirim. Bilin ierden, sanki ya hep olan
ya da hi olmayan bir olgu gibidir; ya ak ya da kapal olan bir i k gibi.
Bazen iimizin getiini veya dikkatimizi kaybettiimizi ya da uyuduumu
zu ve hatta ara sra bilincimizin an derecede keskinletiini kabul etsek
de bilincimiz yerinde olduunda, bilinli olduumuz gerei derecelendirile
mez. Bu nedenle sanki, bilinci, evreni keskin hatlarla iki farkl tre ayran
bir nitelikmi gibi gren bir bak as sz konusudur: bilince sahip olan
lar ve olmayanlar. Bilince sahip olanlar znelerdir, eyler onlara gre u
ya da bu ekilde olabilir; bir-ey-olmak-denilen-ey olabilmi varlklardr.
Buradaki olmak, hibir ekilde bir tula, bir hesap makinesi ya da bir elma
olmak denilen ey deildir. Bu eylerin de ii vardr ama gerek bir iieri -i
dnyalan, bir bak alan- yoktur. Bu , olmak denilen ey, phesiz ben
olmak denilen ey gibidir ("ierden" bildiim bir eydir) ve neredeyse phe
siz sen olmak gibi bir eydir (nk bana son derece ikna edici bir ekilde
senin iin de ayn ey olduunu anlatrsn) ve muhtemelen bir kpek ya da
bir yunus olmak denilen ey gibi (keke bize anlatabilseler!) , hatta belki de
rmcek olmak gibi bir eydir.

TEK i Zi H i NLER

Bakalarn (baka insanlar ve baka yaratklar) dnrken ister iste


mez onlar dandan dnr ve sonra birden onlarn eitli gzlemlene
bilir zelliklerinin, onlarn bilinci meselesiyle dorudan ilgili olduunu fark
ederiz. Yaratklar kendi duyu alanlar iine giren olaylara gereken tepkileri
verirler; nesneleri tanrlar, ac verici durumlardan kanrlar, renirler,
plan yaparlar ve sorunlan zerler. Zeka sergilerler. Ama meseleleri bu e
kilde ortaya koymak sorun hakknda pein hkm vermeye yol aabilir.
rnein onlarn "duyu"lanndan ya da "ac verici" durumlardan sz etmek,
bilin konusunu zaten varsaydmz gsterir; bir robotu bu szcklerle
tanmlam olsaydk, kelime seimindeki tartma yaratma amac ortaya
kacakt (ve ou kii tarafndan reddedilecekti) . Yaratklar, gerek ya da
hayal rn robotlardan ne tr farkllklar gsterirler? Organik ve biyolojik
adan bize benzerler ve rnek bilinli yaratklar biziz. Bu benzerlik elbette
eitli derecelerdedir ve bir kiinin ne tr benzeriikierin nemli olduu ko
nusundaki sezgileri herhalde pek gvenilir deildir. Yunuslarn balk oluu,
bizim zihnimizden onlarn da bizim gibi bilinli olduklan fikrini karr, ki
karmamaldr. empanzeler deniz salyangozlan kadar aptal olsalard bile,
yzlerinin bizimkilerle benzerlii kukusuz yine de onlarn tlsml embere
dahil edilmelerini kolaylatrrd. Sinekler bize yakn boyutlarda ya da s
cakkanl olsalard, kanatlarn kopardmz zaman ac ektiklerinden ok
daha fazla emin olurduk (nemli olan ac tr, bizim bildiimiz cinstendir) .
1 8 Akln G'zi

Bizi bu trden grlerin dikkate deer, dierlerinin ise nemsiz olduuna


inandran ey nedir?
En belirgin yant udur: eitli 'dsal' gstergeler, her bilinli znenin
ierden bildii her-ne-ise-o-eyin varlna dair az ok gvenilir iaretler ya
da belirtilerdir. Ama bu, nasl dorulanabilir? Bu, aslnda u kt hretli
"teki zihinler sorunu"dur. nsan, kendisi sz konusu olduunda, i dn
yas sayesinde dardan gzlemlenebilir davranlannn birbiriyle uyutu
unu dorudan gzlemleyebilirmi gibi grnyor. Ama her birimizin yava
yava tekbenciliin tesine gemesi gerekiyorsa, aka olanaksz gibi g
rnen bir i yapmalyz: Bakalanndaki i ile dn uyuumunu dorula
malyz. Kendi durumlarndaki uyuumu bize anlatmalar tek bana buna
yetmeyecektir, nk bu bize yalnzca dn dla uyuumunu daha fazla
gsterir: Alglama ve akll eylem konusundaki sergilenebitir yetiler nor
mal olarak konuma, zellikle de "ie bakla ilgili" aktanrolarda bulunma
yetisiyle uyumludur. Eer zekice tasarlanm (uygun balamlarda uygun
sesleri karabilen) bir robot, bize i dnyasndan sz edebiise (sz eder gibi
grnse) , onu tlsml daireye kabul etmeye hakkmz olur muydu? Belki
olurdu, ancak oyuna getiilmediimizi nasl syleyebilirdik acaba? Burada
sanki yle bir soru var: u zel i k gerekten yank m, yoksa ierde
karanlktan baka bir ey yok mu? Bu soru yantlanamaz grnyor. Belki
de daha imdiden yanl bir adm atm bulunuyoruz.
Son birka paragrafta 'biz' ve 'bizim szcklerini kullannam ve sizle
rin de umursamadan kabul etmeniz. bizlerin teki zihinler sorununu ciddi
ye almadmz gsteriyor; en azndan kendi amzdan ve normal koullar
altnda ilikide bulunduumuz dier insanlar asndan. Hayali bir robot
(ya da biraz problemli bir yaratk) hakknda henz yantlanmam ciddi bir
sorun var olduu srece, bu sorunun dolaysz gzlem yoluyla yantlanabil
ir hale gelmesi gerektii sonucuna ulamak iimize gelebilir. Baz kuramc
lar, beyinterimizin dzeni ve davranlanmz denetleme konusundaki rol
leri hakknda daha iyi kurarnlara sahip olduumuz zaman, bu kurarnlar
bilinli varlklan bilinli olmayanlardan ayrt etmekte kullanabileceimizi
dnyorlar. Bu , u ya da bu ekilde ahsen "ierden" edindiimiz doru
larn, toplumsal olarak dandan edindiimiz dorular haline geleceini var
saymaktr. Yeterli sayda dsal gerek. bir yaratn bilinli olup olmad
sorusunu zme kavuturacaktr. rnein nrofizyolog E. R. John'un*
yakn gemite, bilinci, nesnel ifadelerle tanmlama giriimine bir bakn:

. . . duyum ve algnn deiik trdeki bireysel kipiikierine dair bilgilerin, sis


tem ve sistemin evresel koullannn durumuyla ilgili btnletirilmi ok

* Bu kitapta alnt yaplan yazarlar ve eserleri hakknda daha fazla bilgi edinmek
iin "Ek Okumalar" blmne baknz.
Giri 19

boyutlu bir simgeletirme iinde bir araya getirildii ve bunun organizmann


anlan ve gereksinimlerine dair bilgilerle btnletirildii, bunlann sonucun
da organizmay iinde bulunduu evresel koullara altrmak iin duygusal
tepki ve davran programlannn retildii bir sre.

Bu varsaymlatnlm isel srecin belirli bir organizmada ortaya ktn


saptamak, tahminen, sinir sistemiyle ilgili bilgilerin deerlendirilmesini konu
edinen yeni bir bilim dalnn alanna giren zor ama deneye dayal bir itir. Bir
yaratn zerinde baanyla sonulandnldn varsayalm: bu tanma gre
bu yaratk bilinlidir. Bu neriyi doru olarak anladysak, acaba byle midir
diye daha fazla dnmek iin bir sebep gnneyiz. Burada dndmz
sylememek, bir otomobil motorunun ileyiinin ayrntl olarak gsterilme
sinin ardndan "Ama bu gerekten iten yanmal bir motor mu? Byle oldu
unu dnmekle aldatlm olamaz myz?" diye sormaya benzer.
Bilin olgusunun doru dzgn bir bilimsel tanm, kanlmaz ola
rak, bu olgunun nesnel olarak eriilebilir grlmesini isteyerek, bir ekilde
doktriner bir adm atmaldr; ama bu adm bir kez atlnca, bu gerekten
gizemli olgunun bir kede unutulup unutulmayaca yine de merak ko
nusu olabilir. Bu kukulu nseziyi romantiklerin bir hayali olarak gz ard
etmeden nce, zihin zerine dnmenin yakn gemiinde sarsc sonu
lar dourmu , arpc bir devrimi incelemek yerinde olacaktr.

FREUD'UN KOLTUK DEG NEGi

John Locke ve ardndan gelen birok dnre gre zihin n bilinten,


zellikle de benlik bilincinden daha temel bir ey yoktu. Zihin btn etkin
lik ve srelerinde, kendisine effaf grnyordu; hibir ey onun kendi i
bakndan sakl kalamyordu. Kii zihninde olup bitenlerin farkna varmak
iin sadece "bakyordu" -"ie bakyordu"- ve kiinin bu ekilde kefettii
eylerin snrlan tam da zihnin snrlaryd. Bilind dnme ya da an
lama kavram zerine kafa yorulmuyor, kafa yorulsa da abuk sabukluk,
kendisiyle eliik bir samalk diye bir kenara atlyordu. Aslnda Locke'a
gre, kiinin btn anlannn srekli olarak 'bilinte var' olmadklan halde
srekli bir ekilde zihinde bulunduklarnn nasl aklanacana dair ciddi
bir sorun vard. Bu grn etkisi ylesine bykt ki, Freud balangta
bilind zihinsel srelerin varlna dair bir varsaym ortaya attnda,
nerileri genelde reddedildi ya da anlalamad. Freud'un nerisi yalnzca
saduyuya aykn deildi, bilind inanlarn ve arzularn, bilind nefret
duygularnn, bilind kendini koruma ve intikam tasanlarnn olabile
ceini ileri srmek saduyuya aykn olmann tesinde kendi iinde eliik
bir neriydi. Ama Freud , fikir deitirenleri etrafnda toplad. Kuramclar,
baka bir ekilde aklanamayan psikopatolojik rnekleri aklamaya izin
20 Akln G'zl

verdiini grnce, bu 'kavramsal irnkanszlk', kurarnclarca byk lde


kabul edilebilir hale geldi.
Yeni dnme biimi bir koltuk deneinden destek alyordu: Kii, bu
'bilind' fikirlerin, arzularn ve tasaniann ruhun [psyche] iindeki dier
benlikZere ait olduunu hayal ederek, Locke yanls inann hi deilse zayf
bir uyarlamasna tutunabilirdi. Nasl ben tasanlarm sizden gizleyebilir
sern, benim id 'irn de baz eyleri ego'ndan gizleyebilirdi. zneyi pek ok
zneye ayrarak, her zihinsel durum birine ait bilinli bir zihinsel durumdur
aksiyornu korunabiiirdi ve bu zihinsel dururnlarn baka isel sahipleri ol
duu kabul edilerek onlarn eriilrnezlii , varsaylan sahiplerine aklana
bilirdi. Bu giriim, rnein sperego olmak diye bir eyin olup olmad
eklindeki acayip soruya hi bulalmamas iin j argonun bulanklnda
kaybolmutu.
Freud 'un dnlebilir olann snrlann geniletmesi, klinik psiko
lojide devrim yaratt . Ayn zamanda, 'bilisel' deneysel psikolojinin yakn
gemiteki geliiminin de yolunu amtr. ebaka asla olanak verme
se de, karmak varsaymiann snanmas, hafzann yoklanrnas, karrn,
yani ksaca bilgilerin ileniinin iimizde gerekletii anlamna gelen bir
sr iddiay, herhangi bir anlarnama endiesi duymadan kabul eder hale
geldik. Bu, Freud'un ortaya kard trden, bastrlm bilind bir faali
yet, yani bilincin "gr alan"ndan karlm bir faaliyet deil, bir ekilde
bilincin bilgisinin tmyle tesinde veya arkasndaki zihinsel faaliyettir.
Freud, kurarnlarnn ve klinik gzlernlerinin, kendisine hastalarnn zihin
lerinde olup bitenler hakkndaki samimi inkarlarn geersiz klma yetkisi
verdiini iddia etmiti. Ayn biimde bilisel psikologlar, insanlarn, hibir
ekilde iebakla aklayarnadklar, hayret verici dzeyde karmak olan
akl yrtme ilemleriyle megul olduklarn gsterrnek iin deneysel kant
lar, modelleri ve kurarnlan sralarlar. Zihinler yalnzca dardakilerce eri
ilebilir deildir, ayn zamanda baz zihinsel etkinlikler o zihinlerin gerek
"sahipleri"nden daha ok dardakilerin eriimine aktr!
Ne var ki yeni kurarnlarda bu koltuk denei atlmtr. Her ne kadar
yeni kurarnlar nceden dnlm hayal rn insanck eretilernele
riyle -beynin iinde oraya buraya arlar gnderen, yardm isteyen, syle
nenleri yapp herhangi bir karlk beklemeyen minik insanlara benzer alt
sisternlerle- dolu olsa da bir bbrek ya da diz kapann hibir ekilde i
dnyasnn veya bak asnn olmay gibi, gerek alt sistemlerin, orga
nik mekanizmann sorun karmayan bilind paralar olduu farz edilir.
(phesiz 'aklsz' ama 'zeki' bilgisayariann ortaya kmas, Locke yanls
grn iyice zlmesinde nemli bir rol oynamtr. )
Fakat artk Locke'un arcl tmyle ba aa edilmi bulunuyor;
bilind zihinsel etkinlik dncesi nceleri anlalmaz grlrnse de,
bugn bilinli zihinsel etkinlik dncesine olan inancrnz da yitiriyoruz.
Giri 2 1

Bilgilerin tamamen bilind, daha dorusu znesiz ilenmesi, temel ola


rak, var olduklan farz edilen bilinli zihinlerin ulaaca tm sonulara
ulaabiliyorsa, o zaman bilin ne ie yarar? Bilisel psikoloji kurarnlan bi
zim iin doru olabilirse, hortlaklar veya robotlar iin de doru olabilir,
oysa bu kuramiann bizi tanma imkanlan yokmu gibi grnyor. Bilgileri
tamamen znesiz ilemenin (iimizde meydana geldiini yakn zamanlarda
kefettiimiz trden) biraz, ok keskin bir kartlk oluturduu bu zel
nitelikle nasl ayn anlama gelebilir? nk bu kartlk ortadan kaybolma
mtr. Psikolog Karl Lashley bir keresinde kkrtc bir biimde "zihnin hi
bir etkinlii bilinli deildir" fikrini ne srerek, dndmz an meyda
na gelmesi gerektiini bildiimiz ilemin bilincine eriilemeyeceine dikkat
ekmek istemiti. Bir rnek vermiti: daktylikos heksametros * vezniyle bir
ey dnlmesi istendiinde, sz konusu veznin ne olduunu bilenler hi
zorlanmadan bu istei yerine getirebilirler. rnein: Bu daktylikos heksa
metros hadisesi de aklma nereden geldi? Bunu nasl yaptmz, byle bir
fikri retmek iin iimizde neler olup bittii, bizim iin bilincine tamamen
eriemeyeceimiz bir ey. Lashley'in sz balangta psikolojik inceleme
nin bir olgusu olarak bilincin ortadan kalkmasn haber veriyormu gibi
grnebilir, ancak szn zihindeki asl etkisi tam ters yndedir. Dikkati
mizi, hibir yanlgya yol amayacak biimde, bilind bilgi ilernek ile -ki
kukusuz bu olmadan bilinli olarak yaanan bir deneyim olamazd- bir
ekilde zaten dorudan eriilebilir olan bilinli dnce arasndaki farka
ekiyor. Peki bilinli dnce ne veya kim iin eriilebilirdir? Beynin baz
alt sistemlerinin bilinli dneeye ulatn sylemekle, bilinci, beynin
eitli alt sistemlerince de ulalan bilind etkinliklerden ve olaylardan
ayrt etmi olmuyoruz yine de. Eer belirli ve zel bir alt sistemin; sistemin
geri kalan blmyle alverii, dnyada bir tane daha benlik olmas duru
munu yaratyorsa, "bir ey olan ey"den bir tane daha olmas durumunu
yaratacak biimde oluturulmusa bu durumu anlamak hi kolay olmaz.
in tuhaf, bu sorun, yani eski ve herkesin bildii teki zihinler sorunu,
bilisel bilimin insan zihnini ilevsel bileenleri iinde incelemeye balama
sndan bu yana tekrar ciddi bir sorun olarak ortaya kmtr. Bu durum,
en canl biimiyle nl aynk beyin vakalannda** grlmektedir. (Aynntlar

* Daktylos Eski Yunandan Bat klasik iirine gemi bir tefile olarak bir uzun iki ksa he
ceden oluur. Alt tefileli vezne de (bahir) heksametros deniyor. Divan iirinden rnek
verecek olursak, aruzda 'feln' veya 'failatn' birer tefiledir ve ilki bir ksa iki uzun,
ikincisi bir uzun bir ksa iki uzun heceden oluur. Omein drt tane 'mfte'iln' tefi
lesi -ki bir uzun iki ksa ve bir uzun heceden ibarettir- yan yana gelerek recez balrini
oluturur. [-ed. notu.)
** Beynin iki yans arasndaki iletiimin engellenmesi sebebiyle ortaya kan du
rum. Bu hastalarda rnein, sa gz kapal sol gz akken gsterilen bir resim,
22 Akln G'z

ve bavuru kaynaklan iin Ek Okumalar'a baknz.) Korpus kallozumlan*


kesilmi kiilerin, biri baskn beyin yankresiyle, dieri ise baskn olmayan
yankreyle ilikili olan az ok bamsz iki ayn zihne sahip olduklann ka
bul etmekte pek saknca yoktur. Bu bir sorun oluturmaz, nk bir kii
nin zihninin, iletiim iindeki alt zihinlerin bir dzeni olduunu dnmeye
alk olarak yetitirildik. Burada iletiim hatlan tmyle kesilmi, her b
lmn bamsz zellikleri bilhassa arpc bir ekilde ortaya kmtr. Fa
kat sorunlu kalan nokta, alt zihinlerin bir 'i dnya1annn olup olmaddr.
Bir gre gre baskn olmayan beyin yankresinde bilin olduunu kabul
etmenin gerei yoktur, nk bu beyin yankresinin, dier bilind bili
sel alt sistemlerin ou gibi birok bilgiyi iieyebildii ve baz davranlan
akllca denetleyebildii gsterilmitir. Fakat o zam an da baskn beyin yan
kresinde, ya da hatta btn beyinde, yani normal bir kiideki zarar grme
mi sistemde bilin olduunu kabul etmenin nedeni nedir diye sorabiliriz.
Bu sorunun gereksiz olduunu, tartmaya deer olmadn dnmtk,
ama nmzdeki bu k yolu yeniden onu ciddiye almaya zorluyor bizi.
te yandan, eer beynin baskn olmayan yankresinde (ya da daha doru
su beyninin, baskn olmayan yankre olduu yeni kefedilmi kii'de) tam
'i dnya' bilinci olduunu dnrsek, mevcut kuramn ne srd dier
bilgiilem alt sistemleri konusunda ne sylenecektir? Kafalanmz gerekten
de tam anlamyla bir sr deneyim sahibi zneyle doldurma pahasna, Fre
udyen koltuk deneinin tekrar kullanlmas m gerekiyor?
Psikolinguistik uzman James Lackner ile Merrili Garrett'in dikkat e
kici keifterini, cmle kavramann bilind kanal denilebilecek bir eyi
kefetmelerini dnelim mesela. kili dinleme deneylerinde deneklere
kulaklktan iki farkl ses kanal dinletilir ve dikkatlerini yalnzca bir ses
kanalna vermeleri istenir. Umulduu gibi, dikkatlerini verdikleri kanal
dan duyduklann, baka szcklerle de olsa tam olarak aktarabilir veya
anlatabilirler, ancak genel olarak, ayn anda dier kanalla ilgili az ey sy
leyebilirler. Dolaysyla, kulak vermedikleri ses kanal konuma dilinde bir
cmleyi ieriyorsa, denekler umulduu gibi, bir ses duyduklarn hatta bu
nun bir kadn sesi mi, yoksa erkek sesi mi olduunu syleyebilirler. Belki
konumann kendi anadillerinde olup olmad konusunda da bir fikirleri
vardr, ama ne sylendiini aktaramazlar. Lackner ile Garrett'in deneyle
rinde denekler, kulak verdikleri kanalda "Saldny balatma iareti olarak
feneri karartt" gibi mulak cmleler duymulardr. Ayn anda, denekierin
bir grubu, kulak verilmeyen kanalda, kulak verilen kanaldaki bir cmlenin

sol gz kapanp sa gz aldnda tannamaz. -ed. notu.]


* Beynin her iki lobu arasndaki iletiimi salayan sinir hcresi uzantlar demeti.
Corpus callosum hasar grdnde beynin iki yarkresi arasndaki iletiimin
kesildii aynk beyin sendromu ortaya kar. -ed. notu.]
Giri 23

bir yorumunu artran bir cmle (rnein 'feneri sndrd1 duymu


ken, baka bir grup denee kulak verilen kanaldaki cmleyle herhangi bir
balants olmayan ntr bir cmle verilmitir. Birinci grup dikkat kesil
medikleri kanalda verilenleri aktaramamtr, fakat anlam mulak cmle
lerin yorumunu, kontrol grubuna nazaran daha fazla lde ima edilene
uygun bir ekilde yapmtr. Dikkatin younlatrld sesin yorumu ze
rinde, dikkatin younlatrlmad kanaldan gelenlerin etkisi ancak yle
bir varsaymla aklanabilir: Kulak verilmeyen ses, sernantk bir dzeye
-dikkatin younlatrlmad sesin kavrand dzeye- gelinceye kadar i
lenmektedir; grne baklrsa bu, bilind cmle kavramadr! Yoksa
bunu, deneklerin, yalnzca ksmen iletiim kuran, en az iki ayr bilince
sahip olduklarnn kant olarak m grmeliyiz? Deneklere, dikkatlerini yo
unlatrmadklan kanal anlamann nasl bir ey olduunu soracak olur
sak, samirniyetle kendilerine hibir eyin tandk gelmediini, cmlenin
tam olarak ayrdna varamadklann syleyeceklerdir. Ancak belki de, ayrk
beyin hastalan hakknda sk sk ne srld gibi, sorumuzun yneltil
mesi gereken kii aslnda baka birisidir; cmleyi bilinli olarak kavram
olan ve sorulanmz yantlayan denee, cmlenin anlamna ilikin bir ipu
cu veren baka bir denek.
Hangisini sylemeliyiz ve niin sylemeliyiz? Sanki cevaplanamaz so
rumuza geri dnm gibiyiz, ki bu, durumu deerlendirmenin farkl yollan
n bulmamz gerektiini akla getiriyor. Btn karmaklklan aklayabile
cek bir bilin tanm, hi phesiz dnme alkanlklanmz bakmndan
neredeyse bir devrim gerektirir. Kt alkanlklardan vazgemek yle ko
lay deildir. Burada bir araya getirilen hayaller ve dnce deneyleri, buna
yardmc olmak zere tasarlanm oyunlar ve altrmalardr.
Birinci Ksm'da, birka dikkat ekici nirengi noktas belirleyip, sefer
ler dzenlemeden blgenin ilerine doru yaplan ani basknlada bir keif
balyor. kinci Ksm'da, hedefimiz olan akln ben'i dardan ele alnyor:
Aratrnacya teki zihinlerin, baka ruhiann var olduunu gsteren ne
dir? nc Ksm -biyolojinin snrlan iinde kalarak- zihnin fiziksel te
melini inceliyor ve ardndan bu temelden, karmakln eitli seviyelerine,
oradan da isel simgeletirmeler seviyesine kyor. Zihin burada, fiziksel
olarak beyinde bulunan, kendini tasarlayan bir simgeletirme sistemi ola
rak grnmeye balyor. Bu noktada ilk engelle -"Bir Beynin Hikayesi"
karlayoruz. Bu engelle ilgili baz yollar neriyoruz ve Drdnc Ksm'da
zihnin bir yazlm ya da bir program olarak -kimlii herhangi bir zel fiziksel
biimlenmeden bamsz, soyut bir ey olarak- grlmeye balanmasnn
olas sonularn inceliyoruz. Bu, ruhgleri ve genlik pnarlan iin eitli
teknolojiler trnden ho beklentilere kap aralad gibi, ayn zamanda,
Beinci Ksm'da tartlacak olan, geleneksel olmayan klkiarda karm
za kan geleneksel metafizik problemleri ieren Pandora'nn kutusunu da
24 Akln G'z

ayor. Dler, hikayeler, simlasyonlar, yanlsamalar gibi eitli rakipler,


gereklie meydan okuyor. Kendine birazck saygs olan her zihnin sahip
olduu zgr iradeye, allmadk bir k altnda baklyor. 'Zihinler, Beyin
ler ve Programlar' adl blmde ikinci engelle karlayoruz, ancak orada
nasl ilerleyeceimizi reniyoruz, Altnc Ksm'da, nc engeli, "Yarasa
Olmak Nasl Bir eydir?"i geride brakp en iteki odaya ulayoruz. Burada
akl gzmzn bak, bize hedefimizle ilgili en yakn perspektifieri sal
yor ve kendimizi metafizik ve fizik aleme yeniden yerletirmemize olanak
tanyor. Daha ileri derecedeki aratrma gezileri iin ise son blmde bir
rehber sizi bekliyor.
D. C. D.
I
BENLK DUYGUSU

JORGE LUIS BORGES

BORGES VE BEN*

Olup bitenler, tekinin, Borges'in bandan geiyor. Ben Buenos Aires so


kaklarnda dolarm ve belki de gayri ihtiyari bir ekilde yle bir durup
kll bir giriin kemerine, kah bir kapdaki demir parmaklklarn iiliine
bakann; Borges'i postayla gelen eylerden tanyorum ve ismine bir profe
srler listesinde veya bir yaamyks szlnde rastlyorum . Ben kum
saatlerinden, haritalardan, on sekizinci yzyl tarz tipografiden, kahvenin
azda brakt tattan, Stevenson'un dzyazsndan zevk alrm; o da be
nimle ayn tercihlere sahip, ama kendini beenmi bir taVJrla bunlar bir
aktre has zellikler haline getiriyor. Bizimkinin dmanca bir iliki oldu
unu sylemek abartl olur; ben, Borges eserlerini yazabiisin diye yayo
rum, bunun iin kendimi hayatn akna braktm. Bu eserler ne kadar
hakl olduumu gsteriyor. Hatn saylr birka sayfa yazmay baardn
itiraf etmek benim iin kolay, fakat belki de iyi taraf u ki , deil ona, kimse
ye ait olmad, yalnzca dilin ve gelenein mal olduu iin bu sayfalar beni
kurtarmyor. stelik lp gideceim. Kaderim bu , deitirilemez; yalnzca
benim belli bir anm onun iinde yaamaya devam edebilir. Olanlan tah
rif etme ve bytme konusundaki kt huyunun gayet farknda olmama
ramen, her eyi yava yava ona brakyorum. Spinoza her eyin varln
kendisi olarak srdrmek istediini biliyordu; ta sonsuza dek ta, kaplan
da kaplan olmak ister. Ben ise kendimde deil, Borges 'te kalacam (birisi
olduum doruysa elbette}, oysaki kendimi onun kitaplanndan ok, baka
kitaplarda ya da bir gitann ustalkla tngrdatlmasnda buluyorum. Yllar

* "Borges ve Ben" Jorge Luis Borges, Donald A. Yates ve James E. Irby'nin editrl
n yapt Labyrinths: Selected Stories and Other Writings'den eviren James E.
Irby, New York 1 962, New Directions basksnn yeniden basm. [Dier Trke e
virileri iin bkz. Borges ve Ben, ev. Celal Oster, Afa Yaynlar, 1 989, s. 94-95. Gl
geye vg, ev. Mnir H . Gle, Iletiim Yaynlar, 1992, s. 25 1 -52. [ -ed. notu.]
28 Akln G'ozl

nce ondan kurtulmaya altm, kenar mahallelerin efsanelerini brakp


zaman ve sonsuzlukla ilgili oyunlara getim, ama bu oyunlar artk Borges'e
ait, benim baka eyler hayal etmem gerekiyor. Bu yzden hayatm birka
, her eyi yitiriyorum, her ey ya unutulup gidiyor ya da ona kalyor.
Bu sayfay hangimiz yazd bilmiyorum.
go-----

nl Arjantinli yazar Jorge Luis Borges'in hakkediimi uluslararas n


garip bir etki yaratr. Borges kendisini, zel yaamnda ve halkn karsn
da iki ayn insan gibi grr. n bu etkiyi artnr, ama Borges'in de bildii
gibi, hepimiz ayn duyguyu paylaabiliriz. Adnz bir listede okursunuz,
gizli ekilmi bir fotorafnz grrsnz ya da insaniann birinden sz et
tiini duyarsnz ve birdenbire sizden sz edildiini fark edersiniz. Beyniniz
nc ahs 'o' perspektifinden birinci ahs 'ben' perspektifine sramak
zorundadr. Komedyenler bu sray abartmay ok nceden renmi
lerdi: rnein Bob Hope sabah gazetesinde Bob Hope'un polis tarafndan
arandn okur, umursamaz bir sesle zerinde yorum yapar ve birden pa
nik iinde frlar: "Bu benim!"
Belki Robert Burns, kendimizi bakalannn grd gibi grmenin bir
armaan olduunu sylerken haklyd, ama her zaman bu koulu arzu et
meyiz ya da etmemiz gerekmez. Aslnda, yakn zamanda birok dnr
kendimizi dnmenin temelde farkl olan ve birbirine evrilemeyen iki ayn
yntemi olduu konusunda son derece parlak savlar ileri srd. (Aynntlar
iin "Ek Okumalar" blmne baknz.) Bu savlar olduka tekniktir ama
konular ok artcdr ve kolayca canlandnlabilir.
Pete byk bir maazada kasa srasnda beklerken, tezgahn zerinde,
hrsziara kar nlem olarak yerletirilmi kapal devre bir televizyon ekran
fark eder. Ekranda iti kak dolaan kalabal izlerken, bir yankesicinin
ekrann sol tarafnda, zerinde paltosu, elinde byk bir kese kadyla du
ran adamn cebinden bir ey aldn grr. Hayretle elini azna gt
rrken, yankesicinin kurbannn da ayn biimde elini azna gtrdn
fark eder. Pete birdenbire kurbann kendisi olduunu alglar! Bu arpc ge
i bir keiftir; Pete, bir saniye nce bilmedii ok nemli bir eyi biliyordur
artk ve bu tabii ki ok nemlidir. Onu imdi kendini savunma davran
na iten bu tip dnceleri aklndan geirme kapasitesine sahip olmasayd,
harekete gemesi beklenemezdi. Bu gei olmadan nce de bilgisiz deildi
elbette. 'Paltolu adam' dnyordu, o adamn soyulduunu gryordu ve
paltolu adam kendisi olduuna gre, kendi hakknda dnyordu. Ama
kendini kendi olarak dnmyordu; kendi hakknda 'doru biimde' d
nmyordu.
Baka bir rnek olarak kitap okuyan birini hayal edin. Bir paragrafn ilk
cmlesindeki dzine szck, ad belirtilmeyen, cinsiyeti balangta belli
30 Akln G'z

olmayan bir kiinin sradan bir hareketini tanmlyor diyelim. Kitabn okuru
bu szckleri okuyunca, hayal gcnde, o kiiyle ilgili olarak, dorudan,
herhangi bir ey yapan biri diye olduka belirsiz bir zihinsel imge yaratr.
Ardndan gelen birka cmlede, tanma biraz daha aynnt eklenince, oku
run senaryonun tm zerine yaratt zihinsel imge biraz daha netleir.
Daha sonra belirli bir noktada tanm iyice belirginleince, okurun beyninde
aniden bir ampul yanar ve tanmlanan kiinin kendisi olduuna dair garip
bir duyguya kaplr! "Kendim hakknda okumakta olduumu biraz nce fark
etmemem ne byk aptallk!" diye dnrken kendini biraz mahcup biraz
da sevinli hisseder. Byle bir eyin olduunu herhalde gznzde canlan
drabilirsiniz, ama daha net hayal edebilmeniz iin sz edilen kitabn Akln
G'z olduunu varsayalm. te oldu; bu senaryo zerine kurduunuz zi
hinsel imge biraz daha netlemedi mi? Bir anda her ey yerli yerine oturma
d m? Okurun hangi sayfay okumakta olduunu dnmtnz? Hangi
paragraf? Okurun aklndan acaba hangi dnceler gemiti? Eer okur
gerek bir kii olsayd, u anda acaba ne yapyor olurdu?
Bylesine zel bir biimde kendini-temsil yeteneine sahip olan bir eyi
tanmlamak kolay deildir. Bir bilgisayarn radyo dalgalaryla bal oldu
u bir robotun davran ve hareketlerini denetlernek iin programland
n varsayalm. (Kaliforniya'daki SRI International'da nl 'Shakey'* byle
denetleniyordu .) Bilgisayarda robotun ve evresinin bir temsili vardr ve
robot hareket ettike, temsil de uyumlu olarak deiir. Robotun 'bedeni'
ve evresi hakkndaki bilgiler gncellendike, bilgisayar program robotun
hareketlerini denetleyebilir. Bilgisayardaki temsilde robotun bo bir odann
tam ortasnda durduunu ve sizden bilgisayann isel temsilini 'ngilizceye
tercme etmeniz' istendiini varsayalm. eviri "O (ya da Shakey) bo bir
odann ortasndadr' m, yoksa 'Ben bo bir odann ortasndaym' biiminde
mi olacaktr? Bu soru Drdnc Ksm'da farkl bir grnm altnda tekrar
yzeye kyor.
D. C. D.
D. R. H.

* Shakey: 966- 9 7 2 arasnda, S R I Intermational'daki (Uluslararas S tanford Ara


trma Enstits) Yapap Zeka Merkezi'nde gelitirilmi robot. [ -ed. notu.]
2

D . E . HARDING

BR KAFAYA SAHP OLMAMAK HAKKINDA*

Yaamnn en gzel gn -ya da yeniden doduum gn diyebilirim- kafa


mm olmadn kefettiim gnd. Bu bir szck oyunu deil, herhangi bir
biimde ilgi uyandrmak iin yaplm bir espri deil. Byk bir ciddiyetle
sylyorum: Benim kafam yok.
On sekiz yl nce, otuz yandayken bunu kefettim. Geri birden
bire ortaya kverdi ama, nemli bir sorgulamann yant gibiydi; aylarca
'ben neyim?' sorusunu yantlamaya dalmtm. Genelde o lkede olaand
zihinsel durumlara daha kolay ulald sylenir, ama herhalde o tarihte
Himalayalar'da yryor olmamn konuyla pek fazla balants yoktu . Nasl
olursa olsun, pnl pnl, dingin bir havada, durduum uurumun kenarn
dan baknca sisli mavi vadilerin ardnda dnyann en yksek sradalar
ykseliyor, Kaneneunga ve Everest doruklar, karla kapl tepelerin arasn
da pek de gze batmyordu; btn bunlar en muhteem hayallere deecek
bir ortam oluturuyordu.
Aslnda olup biten, sama bir ekilde basit ve olaand : Dnmeyi b
raktm. Garip bir skunet, acayip uyank bir geveklik ya da hissizlik geldi
zerime. Akl, hayal gc ve btn zihinsel laf kalabal sona erdi. Belki
de ilk kez szckler yetersiz kald. Gemi ve gelecek uzaklat. Kim ve ne
olduumu, adm, insanlm, hayvanlm, ksacas benim diyebileceim
her eyi unutuverdim. Adeta o dakikada dnyaya gelmitim, yepyeniydim,
aklszdm, hibir anm yoktu. Yalnzca imdi ve u dakikaya dair olan ney
se o vard. Bakmak yeterliydi. Baknca kahverengi ayakkablarda son bulan
haki pantolon paalar, bir ift pembe elde son bulan haki gmlek kollarn
ve haki gmlein yukarya doru uzanan ve sanki bir yerde bitmeyen n
tarafn gryordum! Bamda bitmedii kesindi.

* D . E. Harding'in On Having No Head adl kitabndan seilmitir. Perennial Lib


rary, Harper & Row, 1972.
32 Akln G'z

Bir kafann bulunmas gerektii yerdeki deliin, sradan bir boluk,


nemsiz bir hilik olmadn fark etmem fazla uzun srmedi. Tam tersine,
bu boluk fazlasyla doluydu. Usuz bucaksz dolu bir boluktu, her eye
yer bulunabilen bir boluktu; otlar, aalar, glgeli uzak tepeler, mavi gk
te dolaan bulutlar andran karl doruklara yer vard. Bir ba yitirmi ve
bir dnya kazanmtm.
nanlmaz derecede soluk kesiciydi. Neredeyse soluk almaktan vazge
mi, Armaanma dalm gibiydim. Harika manzarann, tertemiz, parlak
havann ortasnda, yalnz ve desteksiz, gizemli bir biimde bolukta asl ve
(ve ite bu, hayranlk ve sevin uyandran en gerek mucizeydi) , tmyle
'benden' bamsz, herhangi bir gzlemci tarafndan lekelenmemi duruyor
du. Onun tm varoluu, benim bedenen ve ruhen tmyle yok oluumdu.
Havadan daha hafif, camdan daha saydam , tmyle kendimden syrlm
olarak ben hibir yerde yoktum.
Bu grnt, sihirli ve gerekd niteliine karn ne bir d ne de bir
vahiydi. Tam tersine sradan yaamn uykusundan aniden uyanmak, d
grmeye son vermek gibiydi. Her eyi glgeleyen zihinden ilk kez uzakla
tnlm, kendini aydnlatan gerekti. Tamamen belirgin olann en sonunda
ortaya kyd. Karmak bir yaam yksnde berrak bir and. En azn
dan ocukluumdan bu yana gremeyecek kadar megul ya da kurnaz ol
duum bir eyi artk gz ard etmekten vazgemekti. Eskiden beri karmda
dikkatimi cezbeden her eye kar eletirisiz ve plak bir ilgiydi; mutlak
kimliksizliimdi. Ksacas, tartmalarn, dncelerin, szcklerin tesin
de, son derece basit, yaln ve anlalr bir durumdu. Ne sorular ykseldi ne
de bu deneyimin tesinde balantlar; yalnzca huzur ve dingin bir sevin
ve dayanlmaz bir ykten kurtulma duygusu vard.

* * *

Himalayalar'daki kefimin ilk heyecan geerken, bu kefi kendime aa


daki szcklerle tanmlamaya baladm.
Her naslsa kendimi bedenim olan bu evde yaayan ve dnyaya evin
iki yuvarlak penceresinden bakan biri olarak dnmtm belirsizce.
imdi ise hi de yle olmadn anlyordum. Uzaklara doru bakarken, u
dakikada bireyin bana ka tane gzm olduunu sylemesini istiyordum;
iki mi, m , yzlerce mi var ya da hi mi yok? Daha dorusu, n cephem
de yalnzca, erevesiz, ardna kadar ak ve kimsenin dar bakmad bir
pencere var gibi geliyor bana. Her zaman iin teki kiinin gzleri ve onlar
ereveleyecek bir yz vard; bunun ise asla olmamt.
yleyse birbirinden tmyle farkl iki ayr insan tr vardr. Saysz
rneiyle karlatm birincinin omuzlan zerinde bir ba vardr (ve "ba"
derken zerinde eitli delikleri olan, kll, yirmi santimetrelik bir kreden
sz ediyorum) ; bir tek rneini grdm ikinci trn ise omuzlannn ze-
Bir Kafaya Sahip Olmamak Haklanda 33

rinde byle bir ey yoktur. imdiye dek bu nemli fark ben grmezden gel
niirol Bitmek bilmeyen bir delilik nbetinin, yaam boyu sren sannlarn
("sann" derken szlk anlamnda, yani 'gerekte var olmayan bir nesneyi
alglamak' anlamnda kullanyorum) kurban olarak kendimi her zaman
dier insanlar gibi grmtm ve asla kafas olmad halde yaayabilen
iki ayakl bir hayvan olarak alglamamtm. Bu snrsz berrakla, ltl,
mutlak bolua ve boluk olduu halde -her eyi kapsamak yerine- her ey
olan bolua, ban yerine geen, her zaman var olan bu harikala imdiye
dek kr olarak kalmtm, ki onsuz zaten krm. nk ne kadar dikkatle
baksam da, burada bu dalarn, gnein ve gkyznn yanstld bo
bir perde, aksettirildikleri bir ayna ya da iinden grntlendikleri effaf bir
mercek ya da gz veya en azndan sunulduklan bir ruh ya da bir zihin veya
ne kadar belirsiz olursa olsun, manzaradan ayrt edilebilecek bir izleyici bu
lamyorum. Hibir ey, hatta artc, ele avuca gelmeyen 'mesafe' denilen
engel bile araya girmiyor: koskocaman mavi gk, karlann pembe ereveli
beyazl, otlann parlak yeili; uzakta olacak hibir ey olmadna gre,
bunlar nasl uzakta olabilir? Basz boluk burada her trl tanmlamay ve
konulandrmay reddediyor: Boluk ne yuvarlak, ne kk ne byk hatta
ne de oradan ayn ve burada. (Eer buradan oraya doru lmlerneye yara
yacak bir kafa olsayd bile, cetvelin ucu Everest'in zirvesine kadar uzanrd
ve utan uca okurken -baka biimde okurnam olanaksz- bir noktaya, hi
lie indirgenirdi.) Daha dorusu u renkli ekiller kendilerini tm yalnlkla
nyla ortaya koyar, uzak ya da yakn olmak, u ya da bu olmak, benim ya da
benim deil, bana grnrler ya da verilidirler gibi karmaklklan yoktur.
Tm ikilik -znenin ve nesnenin tm ikilii- ortadan kalkm gibi; kapsa
mad bir anlam zmeye almaya benzemiyor artk.
Grnmn ardndan gelien dnceler ite byleydi. lk elden yaa
nan deneyimi yle ya da byle tanrolaya almak, yalnl karmak hale
getirerek yanl adlandrmak olurdu. Gerekten de otopsi incelemesi ne
kadar uzarsa, canl zgn nesneden o kadar uzaklar. Bu tanmlar kiiye
o grnm amnsatr (berrak farkndal olmadan) ya da yinelenmesi iin
davetiye karr ama ne temel niteliini daha fazla aktarabilir ne de yine
lenmesini salar. Nasl en itah ac nn yemekle ayn tad tamazsa
ya da mizal hakknda bir kitap okumak kiiye bir espriyi anlama yetenei
vermezse, bu da yle. te yandan uzun sre dnmemek ve kiinin ya
amnn aydnlanm aralklarn karmak fonla badatrmaya kalkma
mak da olanakszdr. Dorudan olmasa da, aydnlanmann yinelenmesini
yreklendirebilir.
Elbette ertelenemeyecek baz saduyulu itirazlar, her ne kadar sonu
suz da olsa mantkl yantlar bekleyen sorular olacaktr. Grn kii
nin kendisine bile 'dorulayabilmesi' gerektii gibi dostlanna da gvence
vermesi gerekebilir. Bir bakma tanmlama giriimi samadr. nk do
34 Akln G'z

notasm duymak ya da ilek reelini tatmak kadar yaln ve yadsnmayacak


bir deneyime, herhangi bir tartma bir ey ekleyemez ya da kartamaz.
Bir baka adansa, eer kiinin yaam birbirine yabanc fikirlerle dolu iki
fikir-szdrmaz blme aynlmayacaksa bu giriimde bulunulmaldr.

* * *

tk itirazm kafam olmad halde burnumun olduu eklindeydi. te bu


radayd, nereye gitsem, gzle grlr biimde benden nce gidiyordu. Eer
sa tarafmdaki ve sol tarafmdaki belirsiz, pembemsi ama tmyle saydam
bulutlar burunlar ise, demek bende bir yerine iki tane var ve sizin suratn
zn ortasnda grdm tek, saydam olmayan knt bir burun deil; yal
nzca yalanc ya da akl kank bir gzlemci bylesine farkl eyler iin ayn
ad kullanabilir. Szlme ve genel kullanma bal kaldm takdirdeyse
dier tm insaniann birer burnu varken, benim yok demek zorundaym.
Ne var ki eer szlerini vurgulamak isteyen, yanl ynlendirilmi bir
kukucu, bu yne, bu iki pembe bulutun ortasna yumruunu nian alr
sa, sonu sanki en somut ve yumruklanabilir buruna sahipmiim gibi kt
olacaktr. Ayrca tam orta blgede eksikliini hi hissetmediim, akla
namaz gerginliin, hareketlerin, basnlann, kantlann, gdklanmalann,
anlarn, scakln ve zonklamalarn karmaasna ne demeli? Her ey bir
yana, elimle yokladm zaman ortaya kan dokunma hissi ne olacak? Bu
bulgulan bir araya getirince kafann imdi tam bu noktada bulunduunun
gl kantlan olumuyor mu?
Ama olumuyor. Bu noktada hissedilen ok eitli duygular gz ard
edilemez, ama tmnn bir araya gelmi olmas bir kafa ya da benzeri
birey oluturmaz. Bunlardan bir kafa yaratmak iin, burada bulunmayan,
zellikle boyutlu, renkli elerin bir araya getirilmesi gerekir. Baka ka
falarda bulunduu gzlemlenen gzleri, kulaklar, az, salan , ksacas be
densel bileenleri iermedii halde saysz duygular yaratan bir kafa nasl
bir ey olabilir? Aslnda bu blgenin evrenimi glgeleyecek en ufak sisler ya
da renkler gibi engellerden anndmimas gerekir.
Yitirdiim kafan elimle hissetmeye altm zaman, aratrmaya gi
rimi elimi de yitiriyorum; elim de varlnn tam ortasndaki bolukta
yok oluyor. Anlalan u bombo maara, benim tm eylemlerimin merkezi
olan boluk, bamn bulunmu olduunu varsaydm bu sihirli yer daha
ok harl bir atee benziyor ve dnyay aydnlatan lts ve parlaklnn bir
an bile kararmamas iin ona yaklaan her ey bir anda yanp yok oluyor.
Hissettiim arlar ve kantlar ise, u dalarn, bulutlann, gkyznn
karartamad parlakl karartmaya yetmiyor. Tam tersine parlakln iin
de varln srdryor ve onlarn araclyla lt yaylyor. Hangi duyular
sz konusu olursa olsun, u andaki deneyim ancak bo ve kayp bir kafada
gerekleiyor. u anda ve bu noktada benim dnyarola benim kafam bir-
Bir Kafaya Sahip Olmamak Hakknda 35

biriyle uyumuyor. Birbirine kanmyor. kisinin birden omuzlannn s


tnde durmas olanaksz olduundan, neyse ki tm anatomisiyle birlikte
gitmesi gereken kafam olmal. Bu bir tartma, felsefi bir sezgi ya da kiinin
kendini heyecana srkleyecei bir konu deil; yalnzca DN-BAKALIM
BL-BURDA-KM-VAR yerine geen BAK-BURDA-KM-VAR denebilecek bir
gr. Kim olduumu (ve zellikle ne olmadm) gremiyorsam bunun ne
deni d gcmn iinde bulunduum durumu kabul ederneyecek kadar
etkin olmas, ok 'ruhsal' olmam, ok fazla yetikin ve bilmi olmamdr.
Farkndalk ieren bir ahmakla gereksinimim var. Kendi kusursuz bo
luklann grebilmek iin masum bir gz ve bo bir kafa gereklidir.

* * *

Belki de hala bir kafam olduunu syleyen kukucu birinin fikrini dei
tirmek iin buraya gelip kendi gzleriyle grmeye davet etmek tek yoldur.
Ama bu kiinin drst olmas, gzlemlediklerinin dnda baka hibir eyi
tarif etmemesi gerekir.
Odann uzak kesinden baknca beni kafas-olan-boylu-boyunca bir
adam olarak grr. Ama yaklatka yanm bir adam, sonra bir kafa, ardn
dan belirsiz bir yanak ya da bir gz ya da bir burun, sonra ise yalnzca bu
lanklk olduunu ve sonunda (dokunma noktasnda) hibir ey olmadn
grecektir. Eer gerekli bilimsel ara gerece sahip ise, bulank grntnn
dokulara, hcre gruplanna, tek bir hcreye, hcre ekirdeine, devasa mo
lekllere dntn grecek ve sonunda hibir eyin grlmedii tm
somutluun ya da maddesel nesnelerin yok olduu bolua ulaacaktr.
Her koulda ne olduunu grmek iin buraya gelen gzlemci tpk benim
grdm bolukla karlaacaktr. Benim yokluumu kefeder ve payla
rsa, dnp bana bakmak yerine benimle birlikte bakacak ve benim gr
dklerimi, yani boluun hayal edilebilecek her eyle tka basa doldurul
mu olduunu grecektir. O da, merkez Noktasnn Sonsuz bir Oyluma
dntn, Hiliin Her eye dndn, Burasnn Her Yer biimini
aldn grecektir.
Eer benim kukucu gzlemcim hala duyulanndan kuku duyuyorsa,
kamerasm kullanabilir. Bir kamerann anlan ve beklentileri olmadn
dan, o an orada grdn kaydeder. Benim yine ayn resmimi kaydeder.
Ta orada bir adam vardr; orta yerde bir adamn ufak tefek paralar vardr;
burada ise ne adam vardr ne de baka bir ey ya da teki taraftan baknca
evren vardr.

* * *

Yani bu kafa, bir kafa deil, dik kafal bir fikirdir. Eer onu hala burada
bulabiliyorsam 'baz eyler gryorum' demektir ve derhal doktora gitmem
36 Akln G'z

gerekir. Bir insan kafas, bir eek kafas, bir yada yumurta ya da gzel
bir demet iek grmem hibir fark yaratmaz; herhangi bir tepelik grmem
sanr grdme iaret eder.
Bilincimin yerine geldii zamanlarda, burada kafann olmadn aka
biliyorum. Orada ise kafasz olmaktan uzam; daha dorusu ne yapaca
m bilmediim kadar ok kafam var. nsan gzlemcilerimin ve kameralarn
iinde saklanm, resim erevelerinde sergilenmi, tra aynalarnda eit
li mimikler yapan, kap kollar, kaklar, aydanlklar gibi parlak eyalarn
zerinden bakan az ya da ok bzlm, arplm, n arkasna dnm,
ounlukla alt st olmu, sonsuz sayda aalm balann gryorum.
Ama bir bamn bir daha asla bulunmayaca bir tek yer var: 'omuz
larmn st'. Burada bulunduu takdirde benim yaam kaynam olan
Merkez Boluu glgeleyecektir, ama ansma hibir ey bunu yapabilecek
gibi deil. Daha dorusu u balantsz balar 'd' ya da grngsel dn
yann geici ve ayrcalksz kazalarndan baka bir ey deil ve bu dn
yann merkezi bir znn olmas en kk bir etki yaratmyor. ylesine
ayrcalksz ki, aynada grdm bamn bana ait olduunu dnmyo
rum. Kk bir ocukken kendimi aynada tanyamazdm ve imdi de bir an
iin yitirdiim masumiyetimi yeniden kazannca, yine tanmyorum. Daha
mantkl olduum anlarda orada grdm o ok tandk adam aynann
ardndaki odada yayor ve grne gre tm zamann bu odaya bakarak
geiriyor. Bu ufak tefek, aptal, snrlanm, ayrntl tantlan, yalanmakta
olan, pek knlgan seyirci, benim buradaki gerek Benliimin her adan
zdd. Ben asla bu yalanmayan, sarslmayan, boyutsuz, bilinli ve tmyle
kusursuz Boluktan baka biri olmadm. imdi, burada ve sonsuza dek
srecek olarak algladm benliimi oradan bakan hayaletle kartrm
olmam olanaksz!

* * *

Film ynetmenleri uygulamaya ynelmi insanlardr; deneyimden geen ki


inin doasn incelemek yerine, deneyimlerin yeniden canlandnlmasyla
daha yakndan ilgilidirler ama her ikisi de birbiriyle balantldr. rnein,
kendi kullandm bir arabann filmine oranla baka biri tarafndan kulla
nlan bir arabann filmine ne kadar zayf bir tepki gsterdiimi bu uzmanlar
gayet iyi alglayacaklardr. Bir tanesinde ben, hzla yaklaan, arpan, alev
alev yanan ve srcleri len iki benzer arabay yalnzca kaldrrnda durup
biraz merakla izleyen biriyim. tekisinde ise src benim; tm birinci
tekil ahs srcler gibi baszm ve arabam (geriye ne kadar kaldysa)
sabit duruyor. Dizlerim titriyor, ayam gaz pedalna basyor, ellerim direk
siyonla mcadele ediyor, arabann burnu ne doru uzanyor, telgraf direk
leri yanmdan hzla geiyor, yol bir o yana, bir bu yana kvrlarak ilerliyor,
Bir Kafaya Sahip Olmamak Hakknda 37

balangta minicik olan teki araba dmdz stme doru gelirken gitgi
de byyor ve ardndan arpma an, byk bir k patlamas ve bombo
bir sessizlik. . . Koltuuma gmlp soluklarm dzene sokuyorum. Ben
aptal yerine konuldum.
u birinci tekil ahs sahneleri nasl ekilir? ki olas yntem vardr:
ya basz bir mankenin bann yerine bir kamera yerletirilir ya da gerek
bir adam ban arkaya ya da yana iyice yatnp kamerann yerletirilmesine
olanak tanr. Baka bir deyile kendimi o aktrle zdeletirebilmem iin,
bann ortalkta grnmemesi gerekir; benim gibi biri olmas gerekir. Ba
m yerinde gsteren bir resim bana benzemiyor demektir; tmyle yabanc
birinin, hatal tanmlanan birinin resmidir.
Birinin ortaya kp, kendisinin en derin -ve en basit- gereklerine
bir gz atmas iin bir reklamcya bavurmas gariptir dorusu; ayrca k
k ocuklarda ve hayvanlarda bulunmayan yanlsamalardan insanlarn
kurtulmasna sinema gibi karmak bir modern buluun yardmc olmas
da ok gariptir. Baka alarda da yine bu kadar merakl iaretiler vard
ve insanolunun kendini aldatma kapasitesi tabii ki asla tamamlanma
d. nsan durumunun derin ama yar karanlk farkndal herhalde uan
kafalar, tek gzl ya da basz canavarlar, hayaletler, insana ait olmayan
kafalara sahip insan bedenleri ve (tpk noktalamas hatal cmledeki Kral
Charles gibi) kafas kesildikten sonra yryen ve konuan ehitler hakkn
daki eski kltlerin ve efsanelerin poplerliini aklamaya yeterlidir; hi
kukusuz fantastik tablolardr ama bu adamn gerek portresine saduyu
dan ok daha fazla yaklamaktadrlar.

* * *

Eer burada bam, yzm ya da gzlerim yoksa (saduyu itiraz eder) sizi
nasl grebiliyorum ve gzler ne ie yaryor? Aslnda grmek eyleminin t
myle birbirine zt iki anlam vardr. Konuan bir ifti gzlemlediimiz za
man yzleri hi bozulmadan birbirinden biraz uzakta kald halde birbir
lerini grdklerini syleriz, ama ben sizi grdm zaman, her ey sizin
yznz oluyor, benim yzm yok oluyor. Siz benim sonumu oluturuyor
sunuz. Yine de (Aydnlanma engelleyicilik, saduyunun dilidir) ayn szc
iki ilem iin kullanyoruz ve elbette ayn szck ayn anlam tayor!
nc kiiler arasnda olup biten grsel iletiimde, yani k dalgalarn,
mercekleri, atabakalann, beyin kabuunun grsel alanlarn kapsayan
srekli ve bamsz fiziksel sreler zincirinde, bilimciler, 'zihin' ve 'grme'
kavramlannn nereye yerletirilebileceini ya da (eer olabiliyorsal bir fark
yaratp yaratmayacan bulamyorlar. Buna karn gerek grme birinci
ahstr ve gzlere gerek yoktur. Bilgelerin dilinde yalnzca Budha Doas,
Brahman, Allah, ya da Tanr her eyi grr, duyar ya da deneyimini yaar.
90-----

Burada bize insanolunun durumu zerine son derece nn, ocuka ve


tekbenci bir gr sunuluyor. Entelektel dzeyde bizi artyor ve kzdn
yor: Bir insan ylesi grlere hi utan duymadan sahip olabilir mi? Ama
iimizdeki ilkel bir dzeye aka hitap ediyor. Bu dzey, kendi lmmz
dncesini kabul edemediimiz dzeydir. oumuzda bu dzey ylesine
uzun sredir derine gmlm ve gizlenmitir ki, bireysel olarak yok olaca
mz dncesinin ne kadar anlalmaz olduunu unutuyoruz. Grne
gre, bakalarnn yok olularndan yola karak bir gn kendimizin de yok
olaca anlamn kolayca karyoruz. Yine de ldmde bir gn nasl olacak
sorusu geriye kalyor. Ne de olsa gn tanm, ve sesleri ieriyor ve ben
lnce bunlarn hibiri olmayacak. "Yo hayr, bunlar olacak," diye itiraz edi
yor bir i ses. "Bu deneyimleri benim yaamayacak olmam, onlarn var olma
yacan gstermez! Buna tekbencilik denir!" Basit bir kyaslamann gcyle
zorunlu klnan i sesim, evrenin gerekli bir unsuru olduum dncesini
istemeyerek de olsa geersiz klyor. Kabaca bu kyaslama yledir:

Tm insanlar lmldr.
Ben bir insanm.
Bu nedenle . . . ben de lmlym.

"Ben" yerine "Sokrates" adn kullanmak bu kyaslamann en klasik rne


idir. ki nermenin ne gibi kantlar var? Birinci nerme insanolu snfn,
yani soyut bir snftandrmay var sayyor. kinci nerme ise bu snfn dier
yeleriyle ararndaki kkten farkiara (ki Harding byk bir baaryla buna
iaret ediyor) karn benim de bu snfa dahil olduumu varsayyor.
zerine genel grlerin ina edildii snftandrma fikri pek artc
deildir, ama doutan var olan daarca ait olanlarn tesindeki snf
lar denklemletirmek zekann ileri bir unsuru gibi grnyor. Anlar 'i
ek' snfn ok iyi alglamlar gibi; ama 'baca' ya da 'insan' konusunda
bir kavram retebilecekleri tartlr. Kpekler ve kediler 'mama tas', 'kap'
'oyuncak' ve benzeri yeni snftan retebilir gibi grnyorlar. Ama ok
eitli snf kavramlarn ancak insanlar gelitirebiliyor. Bu kapasite insan
doasnn zndedir ve derin bir sevin kaynadr. Spor sunuculan, bi
limciler ve sanatlar zihinsel daarcmza giren yeni kavramlan reterek
bize byk bir keyif veriyorlar.
Birinci nermenin teki ksm genel olarak lm kavramn ieriyor.
Bir Kafaya Sahip Olmamak Hakknda 39

Herhangi bir eyin ortadan kaybalaca ya da yok olaca fikri ok erken


yata kefedilir. Kaktaki yiyecek yok olur, ngrak mama iskemiesinden
yere der, anne bir sre iin bir yere gider, balon patlar, minedeki ga
zete yanar, sokan kesindeki ev yklr ve saire. Bunlarn hepsi artc,
rahatsz edicidir ama kabul edilebilirdir. ldrlen bcek, sprey sklan
sinek gibi rnekler daha nceki soyut kavramlar temel alr ve bylece genel
lm kavramna yaklam oluruz. Birinci nerme bu kadardr.
kinci nerme ise tuzakldr. ocukken grnm, davran gibi ortak
noktalan olan, benim dmdaki nesneleri grerek soyut 'insanolu' kavram
n oluturmutum. Bu canl snf daha sonra zerime 'dnecek' ve beni kap
sayacakt. Bu farkndalk daha ge bitisel geliim dneminde ortaya kacak
ve oumuz anmsamad halde, olduka artc bir deneyim olacakt.
En sarsc adm ise iki nermenin bir araya getirilmesidir. Bu denklemi
kurabilmek iin gerekli zihinsel gc gelitirdiimiz zaman, basit mantn
zorlayc niteliine kar da sayg duymaya balarz. Ama bu iki nermenin
bileimi yzroze hi beklenmedik bir amar gibi iner. ylesine irkin
ve acmasz bir darbedir ki, gnler, haftalar, aylar, yllar hatta yaammz
boyunca sendeteyerek genlernemize neden olur! Her naslsa bu elikiyi
bastnrz ve baka ynlere eviririz.
Gelimi hayvanlarn kendilerini belirli bir snfn yeleri gibi grme
yetenekleri var mdr? Bir kpek (sessizce) 'Bahse girerim uradaki kpek
lere benziyorum," cmlesini aklndan geirebilir mi? yle kanl bir salneyi
hayal edin. Yirmi kadar ayn cinsten hayvan daire biiminde sralanm
diyelim. Kt bir insan srekli olarak bir ibreyi eviriyar ve iaret edilen
hayvan dierlerinin gzleri nnde baklayp ldryor. Hayvanlarn her
biri kanlmaz kaderi alglayp, "uradaki hayvan tpk bana benziyor, bi
raz sonra ben de nallan dikeceim. Yo , hayr!" diye dnebilir mi?
Kendini bakalaryla eletirme yetenei yalnzca gelimi trlere zg
gibi grnyor. (Blm 2 4 'teki Thomas Nagel'in "Yarasa Olmak Nasl Bir
eydir?" adl makalesinin ana konusu budur.) Kii nce ksmi eierneler
yapar: "Benim ayaklarm var, senin ayaklarn var; benim ellerim var, senin
ellerin var; hmmm . . . " Bu ksmi eierneler daha sonra btnletirilir. Ksa
bir sre sonra senin bir kafan olduu iin, kendiminkini gremediim hal
de ben de bir kafam olduu sonucuna varrm. Ama kendi benliimin d
na kmak devasa ve baz alardan kendini inkar eden bir admdr. Kendi
hakkmdaki daha dorudan edindiim bilgilerle eliir. Bu, Harding'in 'gr
mek' eylemini ok farkl iki anlamda kullanmas gibidir; sana uygulannca
baka, bana uygulannca ok bakadr. Bu ayrmn gc ise ayn zamanda
yaplan ok saydaki eiernenin arlyla ezilir ve balangta kendimi dik
kate almadan oluturduum snfn yesi olduumu saptar.
Yani mantk sezgiyi geersiz klar. Dnyann tpk u yabanc ay gibi
yuvarlak olduu halde insanlarn zerinden dmediine inanmaya bala-
40 Akln G'zl

mamz gibi, tekbencilik grnn lgnlk olduuna da inanmaya bala


nz. Yalnzca Harding'in Himalayalar'daki deneyimi kadar gl bir gr,
bizleri balangta var olan benlik ve tekilik duygusuna geri gtrebilir ki,
bu da bilin, ruh ve benlik sorunlannn kkenindedir.
Benim bir beynim var m? Gerekten lecek miyim? Yaammz boyun
ca benzer sorulan sk sk dnrz. Hayal gc kuvvetli olan insanlar
herhalde ara sra yaamn byk bir aka ya da kandrmaca olduunu
dnyorlardr. Belki de alglanamayan bir stn varln bizleri ak
a grlen samalklara (anlamadm seslerin baz anlamlan olduu, bir
insann hi sevmedii halde Chopin dinledii ya da ikolatal dondurma
yedii, tm gzlem atklannda n ayn hzla gittii, benim cansz atom
lardan olutuum, kendi lmm gibi fikirlere) inanmaya ne kadar daha
itebileceini anlamak iin hazrlad bir psikoloji deneyi olduunu. Ama ne
yazk ki (ya da ansa bakn ki) bu 'komplo teorisi' teki gizemleri aklaya
bilmek iin, stn zekal olduundan alglayamadmz baka bir zihnin
varln nerdiinden kendi kendini zayfl.atmaktadr.
Var olmann alglanamayan bir nitelii bulunduunu kabul etmekten
baka bir seenek yok gibi grnyor. Seiminizi yapn. Nesnel ve znel
dnya grleri arasnda salnyoruz ve bu kuku insan doasnn merke
zini oluturuyor.
D. R. H.
3

HAROLD J . MOROWITZ

ZHN YENDEN KEFETMEK*

Yaklak son yz yldr bilirnde garip bir eyler olmakta. Aratrmaclann


ou bunun farknda deil; dierleri ise meslektaianna bile itiraf etmiyor
lar. Ama havada bir gariplik var.
Doann hiyerarisinde insan aklna ayncalkl bir yer ayrm olan
biyologlar, hi durmakszn on dokuzuncu yzyl fziini tanmlayan kat
maddecilie doru ilerliyorlar. Ayn zamanda zorlayc deneysel kantlarla
yz yze kalan fizikiler, evrenin mekanik modellerinden tmyle uzakla
p, zihnin fiziksel olaylarda btnleyici bir rol oynad grne doru
kayyorlar. Sanki her iki disiplin de kart ynlere giden hzl trenlerle iler
liyor ve raylann stnde olup biteni fark etmiyor.
Biyologlarla fizikilerin arasndaki bu rol deiimi ada psikologlan
kararsz bir konumda brakyor. Biyoloji asndan, psikologlar determiniz
min merkezinden ok uzaklaan, atomlann ve molekllerin mikroskobik
dnyasndaki olgulan inceliyorlar. Fizik asndan ise ayn anda hem ok
temel hem de anlalmaz gibi grnen, tanmlanmam bir ilkel unsur olan
'zihin' zerinde alyorlar. Her iki grn doruluk pay1 var ve davran
bilimlerinin temellerini geniletmek ve derinletirmek iin bu sorunun
zmlenmesi ok nemli.
Sosyal davranlardan molekler davranlara kadar yaamn tm d
zeylerde incelenmesi amzda ana aklayc kavram olarak indirgemecili
e dayanmaktadr. Bu bilgi yaklam bir dzeydeki bilimsel olgulan, daha
aa, daha temel bir dzeyin kavramlanyla anlamaya almaktadr. Kimya
dalnda molekllerin davranlan incelenerek daha byk boyutlu tepkiler
deerlendirilmektedir. Ayn biimde psikologlar da canl hcrelerin hareket
liliklerini, hcre ii unsunlann ve dier hcre-alt varlklann sreleriyle in-

* "Rediscovering the Mind", Harold J. Morowitz'in Psychology Today kitabndan


alnmtr. Austos 1 980.
42 Akln G'z

Victor Juhasz'n izimieri

celemektedirler. Jeolojide ise minerallerin biimlenmesi ve zellikleri, onla


rn bileii olan kristaller kullanlarak tanmlanmaktadr. Bu aratrmalarn
z, temel yaplarda ve etkinliklerde yatan aklamalara ulamaktr.
Psikolojik adan indirgemecilik Cari Sagan'n The Dragons ofEden* adl
ok satan kitabnn grlerinde meklenmitir. Sagan yle yazyor: "Be
yin ve ara sra 'zihin' dediimiz almalar zerindeki benim temel tanmm,
anatomisinin ve fizyolojisinin sonularndan baka bir ey olmaddr." Bu
dnce eiliminin baka bir gstergesi olarak Sagan'n kitabnn dizini zi.
hin, bilin, alglama, farkndalk ya da dnce gibi szckler yerine daha ok
sinaps, lobotomi, proteinler ve elektrotlar gibi szckler iermektedir.
nsan davranlarn biyolojik temellere indirgeme giriimlerinin tarihi
eskilere, ilk Dawinciler ve adalan olan fizyoloj ik psikoloji zerinde a
lanlara kadar gitmektedir. On dokuzuncu yzyl ncesinde, Descartes'n
felsefesinin merkezi olan zihin-beden ikilii, insan zihnini biyoloji alan
nn dnda tutma eilimi gstermiti. Ardndan evrimcilerin bizim 'may
munluumuz' konusundaki vurgulan, zerimizde daha ok insan olmayan
primatlara ve dier hayvaniara uygun olan yntemlerle biyolojik alma
lar yaplmasna yol amtr. Bu ana fikri glendiren Pavlov ekol, eit
li davransal kurarnlarn temel ta olmutur. Geri psikologlar arasnda
indirgemeciliin nereye kadar gtrlecei asndan genel bir fikir birlii
olumamtr, ama ou, davranlarmzn hormonsal, nrolojik ve fizyolo
jik unsurlan bulunduunu kabul etmektedir. Sagan'n tanm psikolojide-

* Bu eserin Trke evirisi iin bkz. Cennetin Ejderleri, ev. K. entin, E Yaynlan,
1 986. [ -ed. notu.]
Zihni Yeniden Kefetmek 43

ki bir gelenein iindedir ama temel dzeyi kullanarak btn aklamay


amalamas radikal bir grtr. Bu amacn, kulland 'baka bir ey ol
mad ' cmleciinin z olduunu varsayyorum.
Psikolojinin eitli okullannn bu bilim daln biyolojiye indirgerneye
abaladklan tarihte, dier yaam bilimciler de aklamalarn daha temel
dzeylerini aryorlard. Onlann gr molekler biyolojinin popler sz
cs Francis Crick'in yazlarnda grlebilir. Biyolojinin fizik alan dnda
ki yaam gleri kullanlarak aklanmas gerektiini ne sren dirimselci
lie ada bir saldn olan Of Molecules and Men adl kitabnda Crick yle
diyor: "Biyolojideki ada atlmn ana hedefi, biyolojinin tmnn fizik ve
kimya tanmlanyla anlatlmasdr." Ayrca deindii fizik ve kimyann g
venilir bilgiye sahip olduumuz atomik dzeyde bulunduunu da ekliyor.
Tm szcn italik olarak kullanarak, btn bir kuak biyokimyac
lann ve molekler biyologlann baskn gr olan radikal indirgemecilik
iddiasna iaret ediyor.

* * *

Eer psikolojik ve biyolojik indirgemecilii birbirine katarsak ve rttkleri


ni varsayarsak, zihinden anatomi ve fizyolojiye, hcre fizyolojisine, molek
ler biyolojiye ve atom fiziine doru giden bir aklamalar dizisi elde ederiz.
Bu bilginin, atomik yaplann ve srelerin en yeni ve en btnsel kuram
olan kuantum mekanii yasalannn mutlak olarak anlalmas zerine da
yand varsaylyor. Bu balamda psikoloji, fiziin bir dal durumuna geli
yor ve bu sonu her iki gruptaki profesyoneller iin tedirginlik yaratabilir.
nsanlar hakkndaki her eyi fizik biliminin temel ilkeleriyle aklama
giriimi yeni bir fikir deildir ve on dokuzuncu yzyl Avrupasnn fizyo
loglarnn grleri arasnda belirli bir konuma gelmitir. Bu okulun bir
temsilcisi olan Emil Du Bois-Reymond, hayvan elektrii zerine yazd
1 84 8 tarihli bir kitabn giriinde an utaki fikirlerini ne karmt . "Eer
yntemlerimiz yeterli olsayd, genel yaam srelerinin analitik mekanii
(Newton fizii) mmkn olur ve temel olarak irade zgrl sorununa bile
ulaabilirdi," diye yazmtr.
Bu eski bilginierin szlerindeki belirgin kibir, Darwincilii savunurken
Thomas Huxley ve meslektalan tarafndan da sergilenmiti ve hatta bugn
bile zihinden atom fiziinin ilk ilkelerine gemek isteyen ada indirgerne
cilerin kuramiarna da yansmaktadr. Gnmzde en ak biiminde ise
tartmalan ada entelektel evreleri hareketlendiren sosyobiyologlarn
yazlannda grlmektedir. Her art altnda Du Bois-Reymond'un grleri
ada radikal indirgemecilerle uyumludur ve aradaki tek fark temel al
nan reti olarak Newton mekaniinin yerini kuantum mekaniinin alm
olmasdr.
Psikologlar ve biyologlann disiplinlerini fen bilimlerine yaklatrdklan
44 Akln G'z

dnemde, fizikten ortaya kp onlann anlayn yepyeni bir kla aydnla


tan bak alannn pek farknda deildiler. On dokuzuncu yzyln sonlan
na doru, fizik dnyann ok dzenli bir tablosunu ortaya koyuyordu ve bu
tabloda olgular Newton'un mekanik ve Maxwell'in elektrik konulanndaki
denklemlerine uygun olarak ilerliyordu. Kar durulmaz biimde ilerleyen
sreler yalnzca bir izleyici olan bilim insanlanndan bamszd. Fizikile
rin ou kendi konulann temelde tamamlanm olarak gryordu.
Albert Einstein'n 1 905 ylnda grelilik kuramn tantmasyla, bu dz
gn tablo beklenmedik bir biimde altst oluverdi. Bu yeni kuram, birbi
rine gre hareket halinde olan iki gzlemcinin dnyay farkl olarak alg
ladklann ileri sryordu. Bylece gzlemci fiziksel gerein saptanmas
srecine dahil edildi. Bilim insan da seyirci rolnden uzaklap zerinde
allan sistemin aktif bir katlmcs oluyordu.
Kuantum mekaniinin gelimesiyle, gzlemcinin rol, fiziksel kuramn
daha merkezi bir noktas, bir olayn tanmlanmasnn temel bir unsuru
biimine geldi. Gzlemcinin zihni, kuramn yapsnda gerekli bir unsur ola
rak ortaya kt. Gelimekte olan paradigma ilk kuantum fizikilerini ok
artt ve onlan bilgi kuram ve bilim felsefesi zerinde almaya ynlen
dirdi. Bildiim kadanyla bilim tarihinde daha nce, ulatklan sonulann
felsefi ve hmanist anlamlann bu kadar vurgulayan kitaplar, makaleler
yaynlayan bilim insanlan olmamt.
Yeni fiziin kuruculanndan olan Werner Heisenberg, felsefe ve hma
nizma konulanna derinlemesine dald. Philosophical Problems of Quantum
Physics adl kitabnda tm gzlemcilerin ortak kullanaca nesnel zaman l
einden vazgeilmesi gerektiini ve uzay-zamanda bizim onlan gzlemlerne
yeteneimizden bamsz olan olgulan yazd . Heisenberg, doa yasalannn
artk zerreciklerle deil, bizim bu zerrecikler hakkndaki bilgimizle, yani zih
nimizin ieriiyle ilgili olduunu da vurgulad. Kuantum mekaniinin temel
Zihni Yeniden Kefetmek 45

denklemini formle eden Erwin Schrdinger, 1958'de Mind and Matter* adl
olaanst kk bir kitap yazd. Bu makaleler dizisinde yeni fiziin so
nularndan uzaklap, Aldous Huxley'in 'sonsuz felsefe'siyle zdeletirdii
daha mistik bir evren grne kaymt. Schrdinger, Dou felsefesine ait
grler ve Upaniadlar'la ilgilendiini aklayan kuantum kuramclannn
ilkiydi. Bu gr asn kucaklayan ve gitgide genileyen bir literatr olu
maktadr ve bu yaptlar arasnda Fritjof Capra'nn The Tao of Physics** ve
Gary Zukav'n The Daneing Wu Li Masters adl eserleri ok poplerdir.
Kuantum kuramclarnn yz yze kald sorun, en arpc biimde
nl 'Schrdinger'in kedisini kim ldrd?' paradoksunda grlebilir. Var
saymsal bir formlasyanda bir kedi yavrusu iinde bir kavanoz zehir ve
kavanozu paralamak zere yerletirilmi bir ekicin bulunduu kutuya
konur. ekici hareket ettiren saya radyoaktif sprnt gibi geliigzel
olaylar kaydetmektedir. Deney, ekicin hareket etme olasl yzde eliiye
ykselineeye kadar srmektedir. Kuantum mekanii, her ikisinin yzde
elli olma olasl bulunan canl-kedi ve l-kedinin toplam fonksiyonunun
matematiksel sistemini temsil etmektedir. Soru ise 'gzlemleme (lmle
me) kediyi ldrr m ya da kurtarr m' biimindedir; nk deneyi yapan
kii kutuya bakmadan nce iki sonu da eit derecede olasdr.
Bu elenceli rnek, ok derin bir kavramsal zorluu yanstmaktadr.
Daha formel bir ekilde sylemek gerekirse, karmak bir sistemin, bir de
neyin olas sonularn aktaran olaslk dalm kullanlarak tanmlanabi
leceini ifade etmektedir. eitli seenekler arasnda bir karara varabiirnek
iin bir lrolerne gereklidir. lmleme, matematiksel bir soyutlama olan
olaslktan farkl olarak, bir olay oluturan eydir. Ne var ki fizikilerin
bir lmlerneye verebildikleri tek yaln ve tutarl tanmlama, gzlemcinin
sonucun farknda olmasn ieriyordu. Bylece fiziksel olay ile insan zih
ninin ierii birbirinden ayrlamyordu. Bu balant birok aratrmacy,
bilinci, fiziin yapsnn ayrlmaz bir paras olarak dnmeye itti. Bu gibi
yorumlar, bilimi, gereki felsefe anlayna tezat oluturan idealist gre
ynlendirdi.
ada fen bilimcilerinin byk ounluunun grleri Nobel dll
Eugene Wigner'in "Ruh-Beden Sorusu zerine Grler" adl makalesinde
zetlenmitir. Wigner makalesine fen bilimcilerinin ounun dncenin
-zihin anlamnda- temel oluturduu grn kabul etmeye geri dndk
lerini belirterek balyor. "Bilince atfta bulunmadan, kuantum mekanii
yasalarn tutarl bir biimde formle etmek olas deildir," diye belirtiyor.

* Bu eserin Trke evirisi iin bkz. "Akl ve Madde", Yaam Nedir? iinde, ev.
Celal Kapkn, Evrim Yaynevi, 1 999. -ed. notu.]
** Bu eserin Trke evirisi iin bkz. Fiziin Tao 'su, ev. Kaan H. kten, Antan Ya
ynevi, 1 99 1 . -ed. notu.]
46 Akln G'z

Dnya zerine yaplan bilimsel almalann en son gerek olarak bilincin


ieriine gitmesinin ne kadar harika olduunu syleyerek bitiriyor.
Fiziin baka bir dalndaki gelime, Wigner'in grn glendiri
yor. Biliim kurarnnn tantm ve tennodinarnik alanna uygulanmas, bu
bilimin temel kavram olarak, bu sistemde entropi miktannn gzlemcinin
sistemin atom dzeyindeki aynntlan konusundaki bilgisizliinin ls
olduu sonucuna ulatrd. Bir nesnenin basn, hacim ve ssn lt
mz zaman, nesneyi oluturan atomlann, molekllerin kesin konumlan
ve hzlan konusunda biraz bilgi eksikliimiz kalr. Eksik olan bilginin say
sal deeri, entropiyle orantldr. Termodinarniin balang dnemlerinde
entropi, mhendislik anlamnda, sistemin, harici bir ii yapmaya ayra
mayaca enerjiyi temsil ediyordu. ada grte ise, insan zihni bir kez
daha ie kanyor ve entropi, yalnzca sistemin durumuyla deil, bizim bu
durum hakkndaki bilgimizle de balantl oluyor.
ada atom kurarnnn kuruculan, dnya zerine 'zihinci' bir tablo
izmek zere yola kmadlar. Daha ok, tam kart grle baladlar ve
deneysel sonulan aklayabilmek iin gnmzdeki konuma gelmeye zor
landlar.
Artk psikoloji, biyoloji ve fizik olarak adlandrdmz byk ala
nn gr alann btnletirecek durumdayz. eitli grlerin szcleri
olarak Sagan, Crick ve Wigner'in yaklamlann bir araya getirerek, bt
nn hi beklenmedik bir tablosunu elde ediyoruz.
Birincisi bilin ve derin dnce de dahil olmak zere insan zihni,
merkezi sinir sisteminin aktiviteleriyle aklanabilir ve bu aktiviteler fiz
yolojik sistemin biyolojik yapsna ve fonksiyonuna indirgenebilir. kincisi
tm dzeylerdeki biyolojik olgular, atom fizii tanmlanyla, yani karbon,
nitrojen, oksijen vs. atomlannn hareketleri ve etkileimleriyle anlatlabilir.
ncs kuantum mekanii sayesinde tmyle anlalm olan atom fizi
i formle edilirken zihin, sistemin basit bir unsuru olarak grlmelidir.
Bylece birbirinden ayn aarnalarla bir bilgi kurarn dairesi izip zihin-
Zihni Yeniden Kefetmek 4 7

den balayp tekrar zihne dnm olduk. Bu mantk zincirinin sonulan,


nrofizyologlar ve molekler biyologlardan ok Dou mistiklerine daha faz
la yardm ve huzur verecektir; yine de bu daire ayr bilim dalnn ta
nnm uzmanlannn aklama srelerinin bir araya getirilmesinden yola
kmaktadr. Bireyler bu paradigmalann birden fazlasyla pek seyrek al
tklanndan, genel sorun fazla dikkat ekmemektedir.
Eer bilgi kuram dairesini reddedersek, birbirine zt iki grle kar
karya kalnz: tm doay tanmlad iin btnlk iddiasnda bulunan
bir fizik ve dnyaya ait bilgilerin tek kayna olan zihinle ilgilendii iin her
eyi kapsacln iddia eden bir psikoloji. Her iki grn sorunlarna ba
knca, daireye dnmek ve daha yakndan dnmek herhalde daha yararl
olacaktr. Bize belki baz mutlak verileri vermiyor ama en azndan ruh
beden sorununu ieriyor ve bireysel disiplinlerin iletiim kurabilecei bir
ereve oluturuyor. Psikoloji kurarnclan iin dairenin kapal oluu olas
en iyi yaklam salamaktadr.

* * *

Sosyobiyolojinin ok belirgin bir zellii olan kat indirgemeci yaklam,


daha dar biyoloj ik alanlarda sknt yaratyor. nk erken memelilerden
insana kadar geen evrimin sreklilii varsaymn ierdiinden, akl ya da
bilincin radikal bir k olmadn ima ediyor. Evrimdeki devamszln
arpc rneklerini dnnce, byle bir varsaymn hakl olmad ortaya
kyor. Evrenin kendisi olan 'byk patlama' bu devamszln kozmik bir
rneidir. Bu kadar byk grlt koparmasa da, yaamn balangc da
kesinlikle baka bir rnektir.
Genetik molekllerin bilgisinin zlmesi evreni denetleyen yasalarda
derin karklklar olma olasln ortaya karyor. Genetik yaam nce
sinde, s ya da grltlerdeki oynamalar ortalama alnarak gezegensel ev
rimin yasalan ortaya karlmt. Daha sonralan ise termal grlt dze
yinde tek bir molekler olay, plak gzle grlebilen sonulara yol amt.
nk eer bu olay kendini yineleyen bir sistemdeki mutasyonsa, o zaman
biyolojik evrimin btn seyri deiebilirdi. Tek bir molekler olgu kansere
yol aarak bir balinann lmne ya da sistemin nemli bir trne bulaan
bir hastalk yaratp ekasistemin zarar grmesine neden olabiliyordu . Yaa
mn balangc temel fizik yasalarn ortadan kaldrmyor ama molekler
olaylarn byk boyutlu sonular gibi bir yenilik katyor. Bu yasa deiimi
evrim tarihini belirsizlie sevk ederek kesin bir devamszlk oluturuyor.
Gnmz biyolog ve psikologlarnn bir ksm, dnmenin kayna
nn primat evrimi srasnda ortaya ktna ve bu durumun da kurallan
deitiren bir devamszlk olduuna inanyor. Yine bu yeni durum temel bi
yolojik yasalan deitirmiyar ama bu sorun hakknda daha farkl dnme
48 Akln G'z

yollan gerektiren yeni bir unsura yol ayor. Evrim biyologu Lawrence B.
Slobodkin bu yeni unsuru ie dnk z imge olarak tanmlyor. Bu zelliin
evrimsel sorunlara verilen yantlar deitirdiini ve biyolojik evrim yasala
nnda var olan nedenlerle nemli tarihsel olaylar ilikilendirmeyi olanaksz
duruma getirdiini sylyor. Slobodkin kurallarn deitiini ve beyinleri
benzer fizyolojiye sahip dier memeiiiere uygulanabilen yasalarla insann
anialamayacan ne sryor.
nsanolunun ortaya kan bu zellii saysz antropolog, psikolog ve
biyolog tarafndan eitli biimlerde tartlmaktadr. ndirgemeciliin safl
n korumak amacyla rafa kaldrlamayacak deneysel sonulann bir par
asdr. Bu devamszln dikkatle incelenmesi ve deerlendirilmesi ama en
nce kabul edilmesi gerekir. Primatlar dier hayvanlardan ok farkldr ve
insanlar da dier primatlardan ok farkldr.
Zihin sorununa bir zm yolu olarak indirgemecilie eletirmeden
balanmann sknt veren ynlerini imdi alglyoruz. Bu yaklamn zayf
ynlerini tarttk. Zayf olmann yan sra tehlikeli bir gr de ayn za
manda; nk hemcinsimiz olan dier insanlara tepki verme yntemimiz
onlar kuramsal formlasyonlarda nasl kavramlatrdmza bal oluyor.
Eer hemcinslerimizi yalnzca hayvan ya da makine olarak hayal edersek,
hmanist zenginlii oluturan etkileimi azaltm oluyoruz. Eer davran
normlanmz hayvan toplumlar zerindeki almalarda ararsak, yaamla
nmz zenginletiren, insanlara zg zellikleri gz ard etmi oluyoruz. Ra
dikal indirgemecilik ahlaksal zorunluluklar alannda ok az ey sunuyor.
stelik hmanist bir ura iin yanl bir terimler szl getiriyor.
Bilim toplumu, beyni anlama konusunda nemli gelimeler kaydetti
ve ben de gnmz aratrmalarn nitelendiren nrobiyoloji iin duyulan
heyecan paylayorum. Yine de bu gayretin, bilimin tesine geen ifade
ler oluturmasna ve bizleri trrozn en ilgin ynlerinden yoksun bra
karak insanlmz yoksullatracak felsefi yaklarnlara kilitlemesine izin
vermemeliyiz. Derin dnmenin zellik ve grnmn kmsemek,
birka kuak nce bilimi teolojiden kurtarm olan indirgemeci atalarmz
onudandrmak adna byk bir bedel demek demektir. nsan ruhu bi
limde gzlemlenen verilerin bir parasdr. Ona sahip kabiliriz ve ayn
zamanda ok iyi deneyci biyologlar ve psikologlar olabiliriz.
-----

Yollan alallanan Bahe, Ts'ui Pen'in alglad biimiyle evrenin belki de tamam ol
mayan, ama doru bir grnmdr. Newton'la Schopenhauer'in tersine, atanz, bir
rnek, mutlak bir zamana inanmyordu. Sonsuz zaman dizilerine, gittike byyen,
badndrc hzla birbirine kavuup ayran koul zamanlarn oluturduu bir aa
inanyordu. Yzyllar boyu birbirine yaklaan, atallanan, sekieye urayan ya da bir
birinden habersiz zamanlardan rlen bu a btn olasl klar kucaklamaktayd . Biz
bu zamanlarn birounda var olmayz; bazlarnda siz var olursunuz, ben olmam;
tekilerde ben var olurum, siz olmazsnz; bakalarnda ne siz ne de ben var olmayz.
Talihin yzme glp de sizi karma kard u iinde bulunduumuz zamanda
evime geldiniz; bir bakasnda, baheden geerken cesedimi buldunuz; gene baka
birinde, ayn szleri sylyorum ama ben bir aldatmaca, bir hayaletim.

Jorge Luis Borges


"Yollan atallanan Bahe"*

Gerekler geni bir olaslklar denizinde yzer ve oradan seilirler gibi grnr; ve be
lirlenemezcilik herhangi bir yerde bu olaslklarn bulunduunu ve gerein bir ksmn
oluturduunu syler.

William James

Bilincin gizemleriyle kuantum fiziinin gizemlerini her naslsa ayn olarak


grmek cazip bir varsaymdr. Morowitz'in tarif ettii bilgi kuram dairesi,
'kulaa doruymu gibi gelen' uygun miktarlarda bilim, gzellik, gariplik ve
mistisizme sahip gibidir. Ne var ki, birok adan bu kitabn, zihnin kuan
tum d mekanik modellerinin (ve zihinle birlikte olan her eyin) prensipte
olas olduunu ne sren ana fikrine kar kan bir grtr. Doru ya da
yanl olduunu sylemek iin henz ok erkendir ama Morowitz'in sundu
u fikirler dnmeye deerdir; nk znel ve nesnel bak alannn et
kileimi sorununun kuantum mekaniinin zndeki kavramsal bir zorluk
olduu kukusuzdur. zellikle, kuantum mekanii, kim olduklann akla-

* Bu yknn Trke evirisi iin bkz. Jorge Luis Borges Toplu Eserler 1, Ficciones,
Hayaller ve Hikayeler iinde, ev. Fatih zgven, Iletiim Yaynlan, 1 998. [ -ed.
notu.]
50 Akln G'zl

madan 'gzlemci' diye tannan belirli sistemlere (zellikle bilincin gzlemci


statsnn gerekli bir unsuru olup olmadn belirtmeden) ayrcalkl ne
dense! stat rolleri verir. Bu noktay akla kavuturmak iin, kuantum
mekaniindeki 'lmleme sorununa' ksaca bir gz atacaz ve bu amala
'kuantum su musluu' benzetmesini dile getireceiz.
Biri scak, biri souk iki topuzu olan ve her ikisini de sonsuza dek
evirebileceiniz bir musluk dnn. Musluktan su srekli olarak akar
ama bu sistemin bir gariplii vardr: Su ya tmyle souk ya tmyle s
caktr ama ara derecesi yoktur. Buna suyun iki 'ssal z hali' denir. Suyun
hangi z halinde olduunu anlamak iin elinizi musluun altna sokup
hissetmeniz gerekir. Aslnda kabul gnn kuantum mekaniinde durum
daha kannaktr. Elinizi musluun altna sokmak suyu z hallerinden biri
olmaya iter. O ana kadar suyun hallerinin st ste bindirilmi durumunda
(ya da daha doru bir tanmla, z hallerinin bindirilmi durumu) olduu
sylenebilir.
Musluun topuzlarnn ayanna bal olarak souk suyun gelme olas
l deiecektir. Elbette 'scak' taraf evirirseniz hep scak ve 'souk' taraf
evirirseniz hep souk su akacaktr. Eer ikisini birden aarsanz, suyun
hallerini birbirine bindirmi olacaksnz. Bir ayan defalarca deneyerek, so
uk su elde etme olaslnz lebilirsiniz. Bundan sonra ayar deitirip
tekrar deneyebilirsiniz. Scak ve souk suyun eit olaslk gsterdii bir
akma noktas olacaktr. (Bu kuantum musluu baz dular hznle
anmsatr.) Sonunda topuzlarn ayarlarnn bir fonksiyonu olarak souk su
olaslnn bir grafiini izecek kadar veriye ulaabilirsiniz.
Kuantum olgulan ite byledir. Fizikiler topuzlarla oynar ve sistem
lerde, bizim souk-scak bindirmelerimize benzerlik gsteren durum bin
dirmelen yaratrlar. Sistemde lmleme yaplmad takdirde, fizikiler
sistemin hangi z halinde bulunduunu bilemezler. Aslnda sistemin hangi
z halinde bulunduunu kendisinin de 'bilmedii' ve gzlemci elini mus
luun altna uzatt anda -rasgele- bir karar verdii sylenebilir. Gzlem
lerne anna kadar sistem sanki bir z halinde deilmi gibi davranr. Tm
uygulama amalar , tm kuramsal amalar, daha dorusu tm amalar
asndan sistem herhangi bir z halinde bulunmaz.
Kuantum musluundan akan suyun scak ya da souk olduunu sap
tamak iin elinizi dedirmeden birok deney yapabilirsiniz (tabii buhar k
mas gibi ipularnn olmadn varsayyoruz) . rnein amar makinenizi
bu musluktan akan suyla altrabilirsiniz. Yn kazanzn ekip ekme
diini makineyi ancaya kadar (bilinli gzlemcinin lnierne yapmas)
bilemezsiniz. Musluktan akan suyla ay yapn. Buzlu ay yapp yapmad
nz tadna bakana dek (yine bilinli gzlemciyle etkileim) anlayamazsnz.
Musluun altna kayt yapan bir termemetre yerletirin. Termemetredeki
dereceyi ya da kat zerindeki mrekkep iaretlerini grmeden suyun s-
Zihni Yeniden Kefetmek 5 1

Durumlarn bindirmesi halindeki Schrder'in kedisi ( Bryce S . DeWitt ve Neill Graha m ' n editrln
yapt The Many-Worlds of Quantum Mechanics'den a l n m tr.)

sn anlayamazsnz. Katta mrekkep iaretleri olduuna, suyun belli bir


scakl olduuna emin olduunuzdan daha fazla emin olamazsnz. Bu
rada nemli olan, kendileri bilinli-gzlemci statsne sahip olmasalar da,
yn kazak, ay ve termometrenin bu oyuna uymalan ve tpk suyun yapt
gibi, ekmi-ve-ekmemi, buzlu-ay-ve-scak-ay, s-yksek-ve-s-dk
gibi kendi durumlann st ste bindirrnek zorundadrlar.
Temelinde bunlar fzikle deil 'kimse duymad zaman ormanda yere
yklan bir aa ses karr m?" benzeri eski felsefe bilmeceleriyle ba
lantlym gibi grnyor ama bu tip bilmeeelerin zerindeki kuantum
mekanii oyunlar, byle bindirmelerin gerekliinin gzlemlenebilir sonu
lar olduunu ve kark gibi grnen bir durum gerekten z hal ise ve
lnierne anna kadar kimliini sak.lyorsa ortaya kacak sonulara t
myle zt sonular elde edileceini gsterir. Basit bir anlatmla belki-scak
belki-souk olan su, gerekten scak ya da gerekten souk olan sudan
farkl davranr; nk iki alternatif st ste binen dalgalar gibi (bir srat
teknesinin dalgasnn iskeleye arpp geri dnen dalgann bir ksmn yok
etmesi ya da suyun yzeyinde kaydnlan bir tan yaratt titreimierin
birbiriyle rtp gln durgun suyunda parlayan desenler oluturmas
gibi) birbirine karr. Birbirine kanma etkileri yalnzca istatistikseldir ve
ancak ok sayda kazak ykandktan veya ay yapldktan sonra ortaya
kar. lgi duyan okurlar bu farklln gzel bir tarifini Richard Feynman'n
The Character of Physical Law * adl yaptnda bulabilirler.

* Eserin Trke evirisi iin bkz. Fizik Yasalan zerine, ev. Nennin Ank, TBITAK
Yaynlan, 1 998. [ -ed. notu.]
52 Akln G'z

Schrdinger'in kedisinin iinde bulunduu kt durum, bu fikri biraz


daha ileri gtryor; nk bir insan gzlemci ie karana kadar, bir kedi
bile kuantum mekanii bindirmesi iinde bulunabilir. "Bir dakika durun!
Canl bir kedi en az bir insan kadar bilinli bir gzlemci deil midir?" diye
bir itiraz ykselebilir. Belki yledir ama bu kedinin l bir kedi olma olasl
da bulunuyor ve l bir kedi kesinlikle bilinli bir gzlemci deildir. Daha
dorusu Schrdinger'in kedisinde yarattmz bindirilmi z hallerin birin
de gzlemci stats bulunurken, dierinde bulunmuyor! imdi ne yapaca
z? Bu durum Paul Reps'in Zen Flesh, Zen Bones * adl yaptnda anlatlan,
Kyogen Usta'nn ortaya att bir Zen bilmecesini antryor:

Zen, bir uurumun zerinde dileriyle bir aaca tutunmu bir insana benzer.
Ne elleriyle bir dal kavrar, ne ayaklan bir yere basar; aacn altndan biri ona
sorar; "Bodhidharma Hindistan'dan in'e niye geldi?" Eer aataki adam
yantlamazsa, baansz olur; eer yantiarsa der ve yaamn yitirir. imdi
ne yapmas lazmdr?

Fizikilerin ou iin gzlemci stats bulunan ve bulunmayan sistemlerin


arasndaki fark yapay ve hatta irkindir. stelik bir gzlemcinin ie kar
mas 'bir dalga fonksiyonunun kne' neden oluyor -rasgele seilmi
bir saf z halin iine ani bir sra gerekleiyor- ve doann yasalanna
biraz kapris katyor. Einstein yaam boyunca Der Herrgott wurfelt nicht
(Tanr zar atmaz) inancn tamt.
Kuantum mekaniinde hem de\amll hem determinizmi korumak
iin gsterilen radikal bir giriim, Hugh E\'erett Ili'n 1 957'de ilk kez ner
dii gibi kuantum mekaniinin 'oklu-dnya yorumu' olarak bilinir. Bu
ok tuhaf kurama gre hibir sistem de\'amsz bir biimde bir z halin iine
atlamaz. Bindirmelerin geliimi eitli dallannn paralel olarak almasy
la dzgn bir biimde ilerler. Gerektii zaman durum, yeni alternatifleri
tayacak daha baka dallar retir. rnein Schrdinger'in kedisinin du
rumunda iki dal vardr ve ikisi de birbirine paralel olarak geliir. "Kediye
ne olacak? Kendini canl m yoksa l olarak m hissediyor?" diye merak
edenlere Everett'in yant yledir: "Her ey hangi dala baktmza baldr.
Bir dalda kendini canl olarak hissederken, teki dalda herhangi bir ey
hissedecek bir kedi yoktur." Sezgilerin bakaidrsyla kii sorar, "lm
cl daldaki kedinin lmnden nceki birka dakika ne olacak? Bu sre
iinde kedi neler hissetti?" Elbette kedi bir anda kendini iki ayr durumda
hissedemez! Gerek kedi hangi daldadr?
Bu kuramn nerdikleri burada ve u anda size uyguland takdirde
sorunun daha da iddetlendiini fark edersiniz. Yaamnzdaki her kuan-

* Eserin Trke evirisi iin bkz. Zen 'in Eti, Zen 'in Kemii, ev. Nevzat Erkmen, Sz
Yayn, 2003 . [ -ed. notu.]
Zihni Yeniden Kefetmek 53

tum mekanii dalnda (ki bunlardan milyarlarca vardr) , en az ikiye bln


m olmanz ve devasa boyutlarda 'evrensel dalga fonksiyonunun' birbiriyle
balantsz ama birbirine paralel dallannda ilerlemeniz gerekir. Makalesin
de bu sorunun ortaya kt kritik noktada, Everett aadaki dip notu s
kunetle ekler:

Bu noktada bir dil zorluuyla karlayoruz. Gzlemlerne ncesinde tek bir


gzlemci stats vard ve sonrasnda gzlemci iin bindirilmi biimde olu
an ok sayda farkl durumlar ortaya kt. Bu farkl durumlarn her biri
bir gzlemci iin bir durum olduundan, farkl durumlann tanmlad farkl
gzlemcilerden sz edebiliriz. Buna karlk, ayn fiziksel sistem iin iindedir
ve bu adan baknca, bindinnenin farkl unsurlar iin farkl durumlarda
bulunan ayn gzlemci vardr (rnein bindinnenin farkl unsurlannda farkl
deneyimler yaamtr) . Bu durumda tek bir fiziksel sistemin dahil olduu
nu vurgularken tekili kullanacaz ve bindinnenin farkl unsurlarnn farkl
deneyimlerini vurgularken oulu kullanacaz. (rnein, "Gzlemci A tutar
iin bir gzlem gerekletiriyor ve ardndan sonutaki bindirmenin gzlemci
leri bir z deer alglyor.")

Her ey ciddiyetle syleniyor. znel olarak neler hissedildii sorunu ele aln
mayp, halnn altna sprlyor. Belki de anlamsz olarak grlyor.
Yine de kii, "yleyse kendimi niin bir tek dnyada hissediyorum?"
diye merak edebilir. Everett'in grne gre yle hissetmezsiniz, tm al
tematifleri ayn anda hissedersiniz ama bu dalda ilerleyen bu siz, tm al
tematifleri hisseden deildir. Son derece artc bir grtr. Bu blmn
banda aktardmz alntlar geri dnp derine kadar iliyor. En son soru
ise yledir, "yleyse niin bu ben, bu dalda bulunuyor? Neden bu ben ola
rak kendimi blnmemi hissediyorum?"
Bir akamst gne okyanusta batyor. Bir grup arkadanzia birlikte
slak kumiann eitli noktalannda duruyorsunuz. Dalgacklar ayaklanmza
vururken sessizlik iinde krmz gnein ufka gitgide yaklamasn izliyor
sunuz. Bylenmi bir biimde izlerken gnein suyun zerinde binlerce
kprtl turuncu-krmz pnltlardan oluan ve doruca size gelen dmdz
bir izgi izdiini fark ediyorsunuz. "izgi tam zerime geldii iin ne kadar
anslym!" diye dnyorsunuz. "Hepimizin ayn noktada durup, gnele
kusursuzca birleme deneyimini yaayamamas ne kadar kt." Ayn anda
arkadalannzn hepsi de ayn dnceleri aklndan geiriyor. .. ya da ger
ekten ayn m?
Bu tip dnceler 'kendini aratrma sorulannn' ekirdeini olutu
rur. Niin bu ruh bu bedendedir? (Ya da evrensel dalga fonksiyonunun bu
dalndadr?) Bunca olaslk varken niin bu zihin bu bedene ilitirildi? Niin
benim 'ben-oluum' baka bir bedene ait deil? "Sen bu bedenin iindesin
nk senin ana baban bu bedeni oluturdu," yant hi de doyurucu de-
54 Akln G'zl

ildir. yleyse niin onlar benim ana babamdr ve bakalar deildir? Eer
ben Macaristan'da domu olsaydm, ana babam kim olacakt? Baka biri
olsaydm, ben nasl biri olurdum? Ya da baka biri ben olsayd? Ya da aca
ba ben baka biri miyim? Bakalan mym? Bir tek evrensel bilinlilik mi
var? Kendini ayn bir birey olarak hissetmek yalnzca bir yanlsama m? En
tutarl ve en dzenli bilim dalnn ekirdeinde bu tuhaf konularn ynelen
diini fark etmek hayli garip.
Ama bir bakma da artc deil. Hayalimizdeki dnyalarla, tandmz
dnyaya paralel biimde yryen alternatif dnyalar arasnda belirgin bir
balant vardr. Yapraklarn 'seviyor, sevmiyor," diye mnidanarak kopartp
papatya fal bakan nl gen adam, zihninde sevdiinin iki ayn modeli ze
rine kurulmu (en az) iki ayn dnya yrtmektedir. Ya da acaba durumlarn
kuantum mekanii durum bindirmesinin zihinsel bir benzetmesinde sevdii
nin bir zihinsel modelini tadn sylemek daha m doru olur?
Bir romanc yazd yky uzatmann eitli olaslklarn dnr
ken, yaratt karakterlerin zihinsel bir durum bindirmesi altnda olduu
nu syleyebilir miyiz? Eer roman kada dklmezse, belki de blnm
karakterler yazarn beyninde kendi oklu yklerini gelitirmeyi srdre
ceklerdir. Dahas, hangi yknn daha gerek olduunu sormak ok garip
olacaktr. Tm dnyalar eit derecede gerektir.
Ayn ekilde imdi piman olduunuz aptalca hatalan yapmadnz
bir dnya ya da evrensel dalga fonksiyonunun bir dal vardr. Kskanla
kaplmadnz m? Ama kendinizi nasl kskanabilirsiniz ki? Ayrca daha da

Rick Granger'i n izimi


Zihni Yeniden Kefetmek 55

aptal hatalar yaptnz baka bir dnya vardr ve o dnyadayken u anda


bu dnyada bulunan kendinizi kskanrsnz!
Belki de evrensel dalga fonksiyonunu, tm olas dallarnn ayn anda
gz nnde bulundurulduu, gkyzndeki byk romancnn, yani
Tanr'nn zihni -ya da isterseniz beyni- olarak dnmek de bir yntem
dir. Bizler Tanr'nn beyninin alt sistemleri oluruz ve bu versiyonlarmz,
galaksimizin tek gerek galaksi olduu kadar ayrcalkl ya da gerek olur.
Bu adan baknca Tanr'nn beyni, Einstein'n her zaman ileri srd
gibi, dzgn ve determinist bir biimde evrimden geer. Fiziki Paul Davies,
Other Worlds adl son kitabnda yalnzca bu konuyu ilemektedir: "Bizim
bilinliliimiz kozmosun srekli atallanan evrimsel patikalarnda rasgele
bir yol izmektedir ve bylece zarlan atan Tanr deil, biziz."
Ne var ki hepimizin sormas gereken en temel bilmece yantlanmam
oluyor: "Niin benim kendi hakkmdaki blnmez duygum, bir bakas ye
rine bu rasgele dal zerinde ilerliyor? ledediimi hissettiim dal seen ras
gele seeneklerin altnda hangi yasa yatyor? Neden kendim olma hissim
dier ben'ler ayrlp baka yollar izlerken, onlarla birlikte gitmiyor? Zama
nn bu noktasnda, evrenin bu dalnda hareket eden bu bedenin bak a
sna ben 'lii balayan nedir?" ylesine temel bir sorudur ki bu, szcklerle
ak bir formlasyon yapmaya adeta kar koyar ve yant da kuantum me
kaniinden gelmiyor gibi gzkyor. Aslnda bu tam olarak, Everett'in ha
lnn altna sprd ucunda, dalga fonksiyonunun knn yeniden
ortaya kdr. Sorunu bir bireysel kimlik sorununa dntrdnden,
balangtaki asl sorun kadar karmak hale gelir.
Kii devasa boyutlarda atallanan evrensel dalga fonksiyonunda,
kuantum mekaniinin dallannda Everett'in ya da kuantum mekaniinin
oklu-dnya yorumunun kantlarn gremeyince, bu paradaksun uuru
muna daha derin der. Borges'in yksnn yazlmad baz dallar var
dr. Hatta tm bu Dnceler blmnn burada grdnz biimde
yazld, ama farkl bir biimde bittii bir dal bile vardr.
D. R. H.
II
RUHU ARATIRMAK
4

A . M . TURING

BLGLEM MAKiNELER VE ZEKA*

TAKLiTi Li K OYUNU

"Makineler dnebilir mi?" sorusunu dnmeyi neriyorum. Ie 'makine'


ve 'dnmek' szcklerinin anlamlannn tanmlanyla balamak gerekir.
Tanmlar szcklerin sradan kullanmn olabildiince yanstacak biimde
erevelenebilir ama bu yaklam tehlikelidir. Eer makine' ve 'dnmek'
szcklerinin anlam olaan kullanm biimi incelenerek bulunacaksa,
szcklerin anlamnn ve 'Makineler dnebilir mi?' sorusunun yant
nn bir Gallup anket gibi istatistiksel bir aratrma iinde aranmasndan
kanmak olduka zordur. Ama bu samalktr. Byle bir tanm yapma
ya girirnek yerine, soruyu birden fazla anlam bulunmayan szcklerden
olumu baka bir soruyla deitirmeyi tercih ederim.
Bu sorunun yeni biimi 'taklitilik oyunu' diye adlandracamz bir
oyunla anlatlabilir. Bu oyun kiiyle oynanr: bir erkek (A) , bir kadn
(B) ve cinsiyeti nemsiz bir sorgucu (C) . Oyunun amac, dier ikisinden
uzakta bir odada bulunan sorgucunun, kimin kadn kimin erkek olduunu
bulmasna dayaldr. Sorgucu onlan X ve Y etiketleriyle tanr ve oyunun
sonunda "X, A'dr ve Y, B 'dir" ya da "X, B'dir ve Y, A'dr," der. Sorgucunun
A ve B'ye aadakine benzer sorular sormaya izni vardr:

C: X ltfen bana sann uzunluunu syleyebilir mi?

imdi X'in aslnda A olduunu varsayarsak yant A'nn vermesi gerekir.


Oyunda A'nn hedefi C 'nin yanl saptamay yapmasn salamaktr. Bu

* "Computing Machinery and Intelligence", Mind, cilt: LIX, say: 235 ( 1 950) 'den aln
tianmtr.
60 Akln G'oz

nedenle yle bir yant verebilir:


"Benim sam kat kattr ve en uzun teller yaklak yirmi santim
boyundadr." Ses tonlannn sorgucuya yardmc olmamas iin yantann
yazl, daha dorusu daktiloyla yazl olmas gerekir. En ideal dzenleme ise
iki oda arasnda telgraf benzeri bir klavye sisteminin kurulmasdr. Baka
bir seenek olarak bir arac sorular ve yantlan her iki tarafa aktarabilir.
nc oyuncunun (B) grevi ise sorgucuya yardmc olmaktr ve herhalde
kullanaca en iyi strateji doru yantlar vermektir. Yantianna "kadn olan
benim, sakn onun sylediklerine kulak verme!" gibi eklemeler yapabilir
ama erkek oyuncunun benzer eklemeler yapmasn engelleyemez.
Bu kez "Bu oyunda A'nn yerini bir makine ald zaman neler olur?"
sorusunu soranz. Bir kadn ve bir erkek oyuncuyla oynand zaman o
unlukla olduu gibi sorgucu yine yanl karara m varacaktr? Bu sorular
bizim ilk sorumuz olan "Makineler dnebilir mi?" sorusunun yerini alr.

YEN i SORUNUN ELETi R i Si

Kii "Bu yeni biim sorunun yant nedir?" sorusunun yan sra "Yeni soru
acaba aratrmaya deecek mi?" sorusunu da sorabilir. kinci soruyu fazla
amata yapmadan aratnrken, sonsuz bir geri dn ksa kesmi oluruz.
Yeni sorun bir insann fiziksel ve zihinsel kapasiteleri arasnda olduk
a keskin bir izgi izme avantajna sahiptir. Hibir kimyager ya da m
hendis insan cildinden ayrt edilemeyen bir malzeme retebilme iddiasnda
bulunmu deildir. Belirli bir zaman sonra bunun yaplabilmesi olasdr
ama bu buluun elimizde olduunu varsaysak bile, bir 'dnen makineyi'
yapay deriyle kapiayp daha insans gstermenin fazla bir anlam olmad
na inannz. Soruna getirdiimiz biim, sorgucunun rakiplerini grmesine,
dokunmasna ya da hatta seslerini duymasna olanak tanmad gereini
gstermektedir. nerilen kriterlerin dier avantajlan baz rnek sorular ve
yantlarla gsterilebilir. yle ki:

Soru: Drdnc Kpr hakknda ltfen bana bir sone yazn.


Yant: Beni bu sorudan bak tutun. Asla iir yazarnarn.
Soru: 34957 ile 70764 rakarnlann toplayn.
Yant: (30 saniyelik duraklama ve ardndan yant verir) 1 0562 1
Soru: Satran oynar msnz?
Yant: Evet.
Soru: ahm Kl kutusunda ve baka tam yok. Sizin ahnz K6'da ve Kale
niz R 'de. Siz oynuyorsunuz. Ne oynarsnz?
Yant: ( 1 5 saniyelik bir duraklamadan sonra) Kale RB'e ve mat.

Soru ve yant yntemi, katmak istediimiz her trl insan davran ala-
Bilgiilem Makineleri ve Zek. 6 1

nnn tantilmas iin uygun gibi grnmektedir. Makineyi bir gzellik ya


nmasnda kendini gsteremedii iin cezalandrmak istemediimiz gibi,
bir insan da bir uaa kar yapt yan yitirdii iin cezalandrmak is
temeyiz. Oyunumuzun koullan bu engelleri geersiz klmaktadr. 'Tank
lar' uygun grrlerse cazibeleri, gleri ya da kahramanlklan hakknda
istedikleri kadar vnebilirler ama sorgucu onlardan gsteri yapmalann
isteyemez.
Bu oyun belki de makineye kar eitsizliin ok fazla olduu iin ele
tirilebilir. Eer erkek oyuncu makine taklidi yapsayd, ok kt bir gsteri
sunard. Aritmetik asndan yava oluu ve yanl yant veriiyle derhal
anlalrd. Makineler, dnmek olarak tanmlanabilecek ama insann
yaptndan ok farkl olan bir ilem yapamazlar m? Bu itiraz ok gl
olabilir ama en azndan bir makinenin taklitilik oyununu doyurucu bir
biimde oynamak zere retildiini syleyebilirsek, bu tirazn bizi tedirgin
etmemesi gerekir.
'Taklitilik oyunu' aynarken belki de makine iin en iyi strateji, insan
davranlann taklit etmekten baka bir yntem olabilir. Byle bir olaslk
vardr ama bu trn byk bir etki yaratmas pek olas deildir. Burada
ama oyunun kuramn aratrmak deildir; en ii stratejinin bir insann
doallkla verecei yantlan salamak olduu varsa,labilir.

OYUN LA BAG LANTILI MAK i NELER

'Makine' szcyle anlatmak istediimizi akla kavuturmadka, daha


nce sorduumuz soru kesinlik kazanmayacaktr. Makinelerimizde her
trl mhendislik tekniinin kullanlmasna izin \ermemiz doaldr. Bir
mhendis ya da bir mhendis ekibinden, alan ama deneysel bir retim
olduundan alma yntemini retenlerin bile doyurucu bir biimde ta
nmlayamad bir makine yaplmas olaslna izin vermek de isteyebiliriz.
Son olarak da normal yollarla dnyaya gelmi insanlan makinelerin dn
da tutmak isteriz. Bu koulu yerine getirebilecek tanmlar yaratmak ol
duka zordur. rnein bir kii kp mhendis ekibinin tmyle ayn cinse
mensup olmas gerektiinde srar edebilir ama bu da yeterince doyurucu
olmaz nk bir insan (diyelim bir erkein) derisinin tek bir hcresinden
bir birey yaratmak herhalde olasdr. Bunu yapabilmek yksek vgler
gerektiren bir biyolojik teknik olacaktr ama bu ilemi 'dnen bir ma
kine retmek' olarak kabul edemeyiz. Bylece her trl tekniin kullanl
mas koulunu bir yana brakmak zorunda kalnz. Gnmzde 'dnen
makineler'e duyulan ilginin zellikle 'elektronik bilgisayar' ya da 'saysal
bilgisayar' diye adlandnlan makine tipiyle uyandmid gereiyle byle
davranmaya yneliriz. Bu nerinin ardndan oyunumuzda yalnzca saysal
62 Akln G'z

bilgisayarlarn yer almasna izin veririz . . .


Saysal bilgisayarlarn zellii herhangi bir aynk ilemli makineyi tak
lit edebilmek olduundan, evrensel makineler olarak tanmlanabilirler. Bu
zellie sahip makinelerin varl nemlidir nk hz konusu dnda, e
itli hesaplama ilemlerini yapacak yeni makinelerin tasarmn gereksiz
klmlardr. Her koul iin uygun biimde programlanan bir saysal bilgi
sayar tm ilemleri yapabilir. Bunun sonucu olarak da saysal bilgisayarlar
bir bakma edeer olarak grlebilir.

ANA SORU ZER i NE KARIT G R LER

Artk konuyu biraz aydnlatlm olarak kabul edip, "Makineler dnebi


lir mi?" biimindeki sorumuz zerinde tartabiliriz . . . Yerine koyduumuz
sorularn uygunluu hakkndaki grler farkllk gsterdiinden , sorunun
ilk eklinden tmyle vazgeemeyiz ve en azndan bununla balantl ola
rak sylenenleri dinlemek zorunda kalnz.
Oneelikle kendi grlerimi aklarnam okurlar iin konuyu basitle
tirecektir. lk olarak sorunun daha doru biimini gz nne aln. Bence
elli yl iinde bilgisayarlar 1 09 bellek kapasitesiyle programlanp taklitilik
oyununu ylesine iyi oynayacaklar ki, sradan bir sorgucunun be daki
ka sorguladktan sonra doru tanmlamay yapma olasl %70'i geme
yecektir. "Makineler dnebilir mi?" sorusunun tartlmayacak kadar
anlamsz olduunu dnyorum. Yine de yzyln sonunda szcklerin
kullanm ve genel fikirler ylesine deiecek ki insanlar itiraz edilmeyi
beklemeden makinelerin dndnden sz edebileceklerdir. Ayrca bu
inanlan gizlemenin de hibir amaca hizmet etmeyeceine inanyorum. Bi
lim insanlannn kantlanmam varsaymlarn etkisinde kalmadan, yalnz
ca kantlanm veriler arasnda, durmamacasna dolatklan konusundaki
yaygn gr de hataldr. Hangilerinin kantlanm gerekler hangilerinin
varsaymlar olduu aka belidendii takdirde hibir zarar olmaz. Yararl
aratrma yollan nerdiinden varsaymlar ok nemlidir.
imdi kendi grme kar kan grlere deineceim.

. Teolojik tiraz. Dnmek, insanolunun lmsz ruhunun bir ilevidir.


Tanr tm erkeklere ve kadnlara lmsz birer ruh vermi ama dier hay
vanlara ve makinelere vermemitir. Bu nedenle hibir hayvan ya da makine
dnemez. *

* Belki de bu gr kabul grm doktrinlere aykndr. Aziz Thomas Aquinas (Sum


ma Theologica Bertrand Russell'n A History of Westem Philosophy {Bat Felsefesi
Tarihi/ adl yaptndan alnt. New York: Simon and Schuster, 1945) Tann'nn bir
insan ruhu olmakszn yaratamayacan sylyor. Ama bu, O'nun gc zerin-
Bilgiilem Makineleri ve Zekc'i 63

Bu tirazn hibir ksmn kabul etmiyorum ama teolojik terimlerle ya


ntlamaya alacam. Eer hayvanlar insanlarla birlikte snftandnlm
olsayd, bu sav daha ikna edici bulurdum, nk bana gre canllarla
canszlarn arasndaki fark insanlarla dier hayvanlarn arasndaki farktan
ok daha byktr. Neyse bunu bir kenara brakp asl argmana baka
lm. Bence yukardaki argman Tanr'nn gc zerine ciddi bir kstlama
getiriyor. Elbette O'nun biri ikiye eitlemek gibi baz eyleri yapamayaca
n biliyoruz ama eer uygun grrse bir file ruh verme zgrlne sahip
olduuna da inanmamz gerekmiyor mu? Tanr'nn bu gcn kullanr
ken bir filin de ruhunun gereksinimlerini karlayacak derecede gelimi
bir beyine sahip olmasn salayacak deiimleri yaptna da inanmalyz.
Benzer biimde bir sav belki makineler iin ne srlebilir. "Yutmak" daha
zor olduundan, bu sav daha farkl grnebilir. Ama bunun anlam aslnda
Tanr'nn bir ruh vermek iin koullarn uygun olmadn dndne
inanmamzdr. Sz geen koullar bu makalede tartlmaktadr. N asl o
cuk daururken bunu yapmyorsak, byle makineleri retme giriiminde,
yine O'nun ruh yaratma gcn saygszca gasp etmiyoruz. Her iki durum
da da bizler daha ok O'nun yaratt ruhlar iin mekanlar salayan, O'nun
iradesinin gereleriyiz.
Ne var ki, bunlar yalnzca speklasyondur. Neyi desteklemek iin kul
lanlrsa kullanlsnlar, ben teolojik tartmalardan etkilenmiyorum. Bu tip
tartmalar gemite de doyurucu bulunmamt. Galileo'nun dneminde,
" . . . gne durdu . . . gne yaklak bir gn boyunca gn ortasnda dur
du, batmakta gecikti," (Yeu 1 0: 1 3) ve "Yeryzn temeller zerine kurdun,
asla sarslmasn diye," (Mezmurlar 1 04 : 5) metinleri Kopernik kuramlarnn
rtlmesi iin yeterli bulunmutu. Bugnk bilgimizle byle bir tart
mann yararsz olduunu gryoruz. Bu bilgi olmad zaman ise nemli
bir etki yaratmt.

2. "Kafalan Kuma Gmme" tiraz. "Makinelerin dnmesinin sunucu ok


korkun olabilir. Dnemeyeceklerini umalm ve buna inanalm."
Bu argman pek seyrek olarak bu kadar ak ifade edilir. te yandan,
aklmzdan geirdiimizde oumuzu etkisi altna alr. nsanolunun dier
canllardan stn olduuna inannay yeleriz. Eer kanlmaz olarak s
tn olduu gsterilebilirse, komuta kademesindeki yerini yitirme tehlikesiy
le kar karya kalmaz. Bu teolojik argmann yaygnl ile bu duygunun
arasnda belirgin bir balant vardr. Dnme gcne daha fazla deer
verdiklerinden ve insanolunun stnlne olan inanlarn bu gce da
yandrmay yelediklerinden, aydnlarn arasnda daha fazla yaygndr.

de bir kstlama deil, insaniann nhlan lmsz olduundan yok olmadklan


gereinin bir sonucudur.
64 Akln G'zi

Ben bu argmann rtmek iin uramaya deecek kadar nemli


olduunu dnmyorum. Teselli etmek daha uygun olabilir; belki bunu
ruhiann beden deitirmesinde aramak gerekir.

3. Matematiksel tiraz. Matematiksel mantn, aynk dururolu makinele


rin programlanmasnn baz snrlann olduunu gsteren eitli sonulan
vardr. Bu sonularn en iyi bilineni Gdel'in teoremidir ve yeterince gl
olan herhangi bir mantk sisteminde, baz iddialarn formle edilebileceini
ve sistemin kendisi tutarsz olmad srece, olumlu ya da olumsuz olarak
kantlanamayacan gsterir. Church, Kleene, Rosser ve Turing sayesin
de baz alardan benzeyen baka sonular da ortaya kmtr. Sonuncu
sonu dorudan makinelerle balantl olduundan zerinde dnlmesi
en uygun olandr nk tekiler ancak nispeten daha dalayl bir tartma
da kullanlabilir. rnein Gdel'in teoremini kullanabilmek iin makineler
asndan mantk sistemlerini ve mantk si stemleri asndan makineleri
tanmlamann yollarn da bulmak zorundayz. Sz geen sonu, temel
de sonsuz bir kapasiteye sahip sa:y,sal bir bilgisayar olan bir makineye
deinmektedir. Byle bir makinenin yapamayaca baz eyler olduunu
ileri srmektedir. Taklitilik oyununda olduu gibi baz sorulan yantla
mak zere programlanrsa, birtakm sorulara yanl yantlar verecek ya da
ne kadar uzun bir sre tannrsa tannsn, yant vermeyi baaramayacak
tr. Elbette baz makinelerin yantlayamad baz sorular baka makineler
doyurucu bir biimde yantlayabilecektir. imdilik bu sorularn 'Evet' ya
da 'Hayr' szckleriyle yantlanacan varsayyoruz; makinelerin baarsz
olaca "Picasso hakknda ne dnyorsun?" gibi sorular sormuyoruz. " . . .
zellikleri olan bir makine dnn, byle bir makine herhangi bir soruya
'Evet' yant verebilir mi?" sorusundaki noktalarn yerine standart biime
sahip bir makinenin tanmn yerletirin . . . Tanmlanan makine sorgu al
tndaki makineyle olduka basit bir balant iindeyse, yantn ya yanl
olduu ya da hi verilmedii grlmtr. Matematiksel sonu ite budur:
Makinelerin, insan zekasnn tabi olmad makineler baz engelleri olduu
nun kantlandn ne srmektedir.
Bu argmana verilecek ksa yant, herhangi bir makinenin gcnn
kstlamalar olduu saptand halde, insan zekasnn benzer kstlamalar
olmadnn hibir kant gsterilmeden ileri srld biimindedir. Ama
ben bu grn bu kadar kolayca gz ard edilebileceini dnmyorum.
Bu makinelerin herhangi birine uygun kritik bir soru sorulup kesin ya
nt alndnda, yantn yanl olmas gerektiini bildiimizden kendimizi
stn grme duygusuna kaplyoruz. Bu duygu bir yanlsama mdr? Hi
kukusuz gerektir ama ona bu kadar fazla nem yklenmemelidir diye
dnyorum. Bizler de bazen sorulara yanl yantlar verdiimiz iin, ma
kinelerin baarszlk kantarna sevinmemiz pek de hakl olduumuz gs-
Bilgiilem Makineleri ve Zekd 65

termez. stelik stnlk duygusuna, ancak kk bir zafer kazandmiZ


makine karsnda kaplabiliyoruz. Ayn anda tm makinelere kar zafer
kazanmak sz konusu bile olamaz. Ksacas herhangi bir makineden daha
zeki insanlar olabildii gibi, insanlardan daha zeki makineler da olabilir.
Matematiksel argmann taraftarlan bana kalrsa, taklitilik oyununu
tartmalarn temeli olarak kabul etmeye hazrdrlar. Bundan nceki iki
itiraza inananlar ise herhalde hibir lte ilgi gstermezler.

4. Bilinlilik Argmanz. Bu argman, alnt yaptm Profesr Jefferson'un


949 yl Lister Sylevi'nde ifade edilmitir. "Bir makine, yalnzca simgele
rin ans eseri dizilmesinin dnda, duygular ve dnceler nedeniyle bir
iir yazp ya da bir konerto bestelemedike, bir beyne eit olduunu ka
bul edemeyiz; aynca bunu yazd gibi yazdm da bilmesi gerekir. Hibir
mekanizma (kolay bir hile olan yapay bir sinyal dnda) baansndan do
lay keyif duyamaz, alterleri atnca zlemez, iltifatlara sevinemez, hata
lanndan dolay kederlenemez, cinsellikle batan kanlamaz, istediini elde
edemeyince fkelenemez."
Bu argman, deneyimizin geerliliinin inkan gibi grnyor. Bu
grn en an u biimine gre, bir makinenin dndnden emin
olmak iin, makinenin kendisi olmamz ve dndmz hissetmemiz
gerekiyor. Ancak bundan sonra kii bu duygulann dnyaya duyurabilir
ama elbette hi kimse buna dikkat ettii iin hakl kmaz. Yine bu gre
gre, bir insann dndn anlamann tek yolu da o insan olmaktr. Bu
anlatlan , daha dorusu, tekbenci gr asdr. Belki de ne srlecek en
mantkl yoldur ama fikir alveriini zora koar. Byk bir olaslkla A, "A
dnyor ama B dnmyor," B ise "B dnyor ama A dnmyor"
diye dnecektir. Bu nokta zerinde dunnamacasna tartmaktansa, ge
nelde herkesin dnd konusunda kibar bir uzlama yaplr.
Eminim Profesr Jefferson en an ve tekbenci gr kabullenmek
istemiyordur. Herhalde taklitilik oyununu bir snav olarak kabul etmeye
hazrdr. B adl oyuncunun katlmad biimiyle bu oyun 'szl snav' ad
altnda, bir kii herhangi bir eyi gerekten anlyor mu yoksa "papaan gibi
ezberliyor mu 'saptamas yapmak iin sk sk uygulanmaktadr. Byle bir
snavn bir blmne kulak verelim :

Sorgucu: iirinizin 'seni bir yaz gnne benzetirim" biimindeki ilk dizesinde
'ilkyaz gnne' demek daha iyi olmaz myd?
Tank: Vezin tutmazd.
Sorgucu: Peki 'k gnne' denemez mi? Vezin tutar.
Tank: Evet, ama hi kimse bir k gnne benzetilmek istemez.
Sorgucu: Bay Pickwick'in size Noel'i antrdn syleyebilir misiniz?
Tank: Bir bakma evet.
Sorgucu: Ama Noel bir k gndr ve Bay Pickwick'in bu kyaslamaya ald-
66 Akln G'z

n edeceini hi sanmyorum.
Tank: Ciddi olduunuzu sanmyorum. K gn derken insan tipik bir k
gnnden sz eder, Noel gibi zel bir gnden deil.

Ve bylece devam eder. Eer iir yazan makine szl snavda byle yantlar
verseydi acaba Profesr Jefferson ne derdi? Bu yantlar makinenin 'yapay
sinyalleri' olarak grr myd bilmiyorum, ama yantlar yukardakiler ka
dar doyurucu ve tutarl olursa herhalde 'kolay bir hile' diye tanmlayamaz
d. Bence bu cmle, makinede birinin okuduu bir iir kayd bulunmas ve
ara sra altnlp dinletilmesi gibi hileleri kapsamak iin sylenmitir.
Ksacas bilinlilik argmann ileri srenlerin ounun tekbenci g
r kabullenmeye zorlanmak yerine, ileri srdkleri argmandan vazge
meye ikna edilebileceklerini dnyorum. Bu takdirde bizim deneyimizi
kabul etmeye hazr olabilirler.
Bilinlilik konusunda hibir gizem olmad izlenimini vermeye abala
myorum. rnein bilinlilii saptama giriimlerinde bir eit paradoks hep
vardr. Yine de bizim makalemizdeki sz edilen soruyu yantlamadan nce
bu gizemlerin zlmesi gerektiini de dnmyorum.

5. eitli Engellere Bal Argmanlar. Bu argmanlar genelde, "Makinelere


imdiye dek szn ettiin her e}i yaptrabileceini kabul ediyorum ama
hibirine X iini yaptrmay baaramazsn," biimindedir. Bu balamda sa
ysz X unsuru nerilir. Baz seenekler sunuyorum:

Nazik, becerikli, gzel, dost canis olmak . . . inisiyatif sahibi olmak, mizah
duygusuna sahip olmak, doruyu yani ayrt etmek, hatalar yapmak . . . ak
olmak, kremal ilekten ze\k almak . . . birinin ona ak olmasn salamak,
deneyimlerden ders almak . . . szckleri doru kullanmak, kendi dnce
lerinin znesi olmak . . . bir insan kadar davran farkllna sahip olmak,
tmyle yeni bir ey yapmak . . .

ounlukla b u szlere destek verilmez. Bana kalrsa bunlar bilimsel t


mevanm ilkeleri zerine kurulmutur. Bir insan yaam boyunca binlerce
makine grr ve grdklerine bakarak birok genel sonuca ular. Maki
neler irkindir, snrl amalar iin tasarlanmtr, biraz farkl bir ama sz
konusu olunca, ie yaramazlar, davran farkllklarndaki eitlilik ok
azdr vs. Doal olarak kii bunlann, makinelerin genel zellikleri olduu
sonucuna vanr. Bu snrlarnalann bir ksm, ou makinenin pek kk
olan depolama kapasitesiyle balantldr. (Depolama kapasitesi fikrinin
aynk durumlu makinelerin dnda kalanlan da kapsacln varsayyorum.
Bu tartmalarda matematiksel doruluk aranmadndan kesin bir tanm
gerekli deildir.) Birka yl nce saysal bilgisayarlar hakknda o kadar az
ey biliniyordu ki, bunlann yaps tanmlanmadan zelliklerinden sz edin
ce, dinleyenlerin inanmas neredeyse olanakszd. Bu durum da herhalde
Bilgiilem Makineleri ve Zekci 67

bilimsel trnevarm ilkesinin baka bir uygulamasna dayanyordu. Bu il


kenin uygulanmas genelde bilinli deildir. Eli yanan bir ocuk ateten
korkar ve ateten kamarak korkusunu belli ederse, bilimsel trnevarm
sergilediini syleyebilirim. (Elbette bu davrann ok daha eitli biim
lerde de tanmlayabilirim.) nsanolunun yaptklan ve alkanlklan bilim
sel tmevanmn uygulanmasna pek uygun gibi grnmyor. Gvenilir
sonularn elde edilebilmesi iin uzay-zamann byk bir ksmnn arat
rlmas gerekiyor. Aksi takdirde (ou ngiliz ocuun yapt gibi) herkesin
ngilizce konutuuna ve bu nedenle Franszca renmenin samalk oldu
una karar verebiliriz.
Yine de sz edilen engellerin ou hakknda zel aklamalann ya
plmas gerekir. Kremal ilekten keyif almamak belki de okurlara nemsiz
gibi gelmitir. Belki bir makinenin bu kadar lezzetli bir yiyecekten keyif
almas salanabilir ama bunu baarmak iin yaplacak giriimler samalk
olacaktr. Bu engelin en nemli yn, baka engellere katkda bulunmas
dr. rnein iki beyaz erkek ya da iki siyah erkek arasnda kurulan dostlu
un insanla makine arasnda kurulabilmesi olduka zordur.
"Makineler hata yapamaz" iddias ok ilgintir. nsan 'Yapmamala
r kt mdr?" diye karlk vermek istiyor. Ama anlamaya alan bir
yaklam srdrelim ve aslnda ne demek istendiine bir bakalm. Bence
bu eletiri taklitilik oyunuyla aklanabilir. Sorgucunun birka aritmetik
problemi sorarak makineyi insandan ayrt edebilecei ne srlyor. Ke
sin doruluu nedeniyle makinenin maskesi kolayca drlecektir. Ama
bunun yant basittir. Bu oyunu oynamak iin programlanm bir makine
aritmetik problemlere don yantlar verme giriiminde bulunmaz. Sorgu
cuyu artmak iin tasarlanm baz hatalar yapar. Aritmetik konusunda
yaplacak yanllar iin alnacak uygunsuz bir karar sonucunda, mekanik
bir hata kendini belli eder. Eletirinin bu yorumu bile yeterince sempatik
bir yaklam deildir. Ama daha fazla inceleyecek yerimiz yok. Bence bu
eletiri, iki eit hatann birbirine kartnlmasna dayaldr. Bu hatalara
biz 'ilev hatas' ve 'sonu hatas' adlarn verebiliriz. lev hatalar , me
kanik ya da elektriksel bir nedenle makinenin tasarlanm biimin dn
da davranmasdr. Felsefe tartmalannda kiiler bu tip hatalar gz ard
etmek istediklerinden , 'soyut makineler' zerinde tartmay srdrrler.
Bu soyut makineler fiziksel nesneler olmak yerine daha ok matematiksel
kurgulardr ve ilev hatas yapmalar olanakszdr. Bu adan 'makinelerin
asla hata yapamayacaklann' syleyebiliriz. Sonu hatalan ise makinenin
kt sinyallerine baz anlamlar katld zaman ortaya kar. rnein maki
ne matematik denklemler ya da ngilizce cmleler yazmaktadr. Yanl bir
edat yazd zaman makinenin bir sonu hatas yaptn syleyebiliriz ve
bir makinenin byle bir hata yapmayacan sylemenin bir anlam olmaz.
Makine srekli olarak "O= 1 " diye yazabilir. Daha baka bir mek verirsek,
68 Akln G'zl

bilimsel tmevanmla sonuca ulama yntemine sahip olabilir. Byle bir


yntemin ara sra hatal sonular gstermesini beklemek zorundayz.
Bir makinenin kendi dncelerinin znesi olamayaca iddias eer
makinenin baz konularda baz dncelere sahip olduu gsterilebilirse,
yantlanabilir. Yine de 'makinenin ilemlerinin konusu olmak' cmlesinin
bir anlam vardr ya da en azndan makineyle uraanlar iin bir anlam
vardr. O rnein eer makine x2 -40x- 1 1 =O denklemine bir zm aryorsa,
kii bu denklemi makinenin o andaki ilemlerinin konusu olarak tanmla
yabilir. Bu adan baknca, makine hi kukusuz kendi konusu da olabilir.
Kendi programlarn oluturmak ya da yapsndaki herhangi bir deiikli
in etkilerini nceden tahmin edebilmek iin kullanlabilir. Kendi davran
lannn sonularn inceleyerek, belirli bir amaca daha kolay ulamak iin
programlarnda deiiklikler yapabilir. Bunlar topik dler deil, yakn
gelecein olaslklardr.
Bir makinenin fazla davran eitliliine sahip olamayacan syle
mek, fazla depolama kapasitesine sahip olamayacan sylemenin baka
bir yoludur. ok yakn zamana kadar, bin rakam depolama kapasitesine
bile ok ender rastlanyordu.
Burada deindiiniz eletiriler, bilinlilik argmannn gizlenmi bi
imleridir. Eer insan bir makinenin bunlardan herhangi birini yapa bile

ceini syleyip, kullanaca yntemi tanmlarsa, ok etkileyici bir izienim


brakmayacaktr. Yntemin (her ne olursa olsun, mekanik olmas gerektii
iin) gerekten daha temel olduu dnlecektir. Jefferson'un konuma
snda parantez iinde belirtilenlerle kyaslayn.

6 . Lady Lovelace 'nin tiraz. Babbage'in Analitik Makinesi hakkndaki en


ayrntl bilgi Lady Lovelace'nin anlanndan bize ulamtr. Yazsnda Lady
Lovelace, "Analitik Makine herhangi bir eyi kendiliinden yapma iddiasn
da bulunmuyor. Nasl talimat vereceimizi bildiimiz her eyi yapabiliyor,"
(italikler kendisine aittir) diyor. Bu cmleyi alntlayan Hartree, "Bunun
anlam 'kendi adna dnebilecek' ya da biyolojik tanmlada 'renmenin'
temelini oluturacak artl refleks grevi yklenecek bir elektronik ara
retmenin olanaksz olduu deildir. Bunun prensip olarak olas olup ol
mamas yeni gelimelerin ortaya kard heyecan verici bir sorudur. Ama
o dnemde retilen ya da tasarlanan makinelerin bu zelliklere sahip ol
mad grlyor," diye ekliyor.
Bu noktada Hartree ile tamamen ayn fikirdeyim. Sz edilen makine
lerin bu zellie sahip olmadklarn ileri srmeyip, yalnzca elindeki kant
larn Lady Lovelace'in buna inanmasna yol amadn sylediine dikkat
etmek gerekir. Sz edilen makineler bir bakma bu zellie sahip olmu
olabilirler. Aynk durumlu bir makinenin bu zellie sahip olduunu var
sayalm. Analitik Makine temelinde evrensel bir saysal bilgisayard ve eer
Bilgiilem Makineleri ve Zek. 69

depolama kapasitesiyle hz yeterliyse, sz konusu makineyi taklit etmek


zere programlanabilirdi. Belki de bu argman Kontes'in ya da Babbage'in
aklna gelmemiti. Aynca tm iddialan da onlann ortaya atmas gerek diye
bir zorunluluklan yoktu.
Bu soru renen makineler bal altnda bir kez daha irdelenecektir.
Lady Lovelace'in itiraznn bir baka ekli, bir makinenin 'asla yeni bir
ey yapamayacan' ileri sryor. Bu szler, 'kefedecek yeni bir ey kal
mad' deyimiyle kaamak bir biimde yantlanabilir. Acaba kim yapt 'yeni
bir eyin' renim srasnda atlm bir tohumun bymesi olmadn ya
da ok iyi bilinen genel ilkelerin etkisi olmadn iddia edebilir? Bu itirazn
daha iyi bir eitlernesi bir makinenin asla 'bizi artamayacan' ileri s
ryor. Bu cmle daha ak bir meydan okumadr ve dolaysz olarak kar
lanabilir. Makineler beni ok sk artmaktadr. Bunun nedeni onlarn ne
yapacana karar vermek iin yeterince hesap yapmarnam ya da hesaplan
aceleyle, batan savma yaptmdan riskleri gze almamdr. Belki de kendi
kendime, "Buradaki voltajla oradaki voltaj ayn olmaldr; neyse ayn oldu
unu varsayalm," diyorum. Doal olarak hataya dyorum ve deney ya
plrken bu varsaymlar oktan unutulduundan, sonu benim iin srpriz
oluyor. Bu itiraftar kusurlu ynlerim konusunda beni sylevlerle yz yze
brakyor ama deneyimlerini yaadm srprizleri itiraf ederken inanlrl
m zerine kuku drmyor.
Bu yantn beni eletirenleri susturacan sanmyorum. Eletirmenim
herhalde bu gibi srprizierin benim amdan baz yaratc zihinsel hareket
lerin sonucu olduunu ve makineye itibar kazandrmarln syleyecektir.
Bylece srpriz fikrinden uzaklap bilinlilik argmanna geri dnyoruz.
Bu tartma noktasn kapanm saymamz gerekir ama belki de herhangi
bir eyi srpriz olarak kabul etmek, ister insandan, ister bir kitaptan, ister
bir makineden isterse baka bir eyden kaynaklansn, 'yaratc zihinsel bir
hareket' gerektirir.
Makinelerin srpriziere yol amayaca gr sannn zellikle felse
fecilerin ve matematikilerin dt bir yanlgdan kaynaklanmaktadr.
Bu yanlg da, herhangi bir gerek, bir akla sunulduu zaman tm so
nularn ayn anda akla gelecei varsaymndan ileri gelmektedir. eitli
koullar altnda ok yararl bir varsaymdr ama insan doru olmadn
kolayca unutabilir. Bunu yapnca da doal bir sonu olarak verilerden ve
genel ilkelerden sonu karmaya almann hibir deeri olmad varsa
ymna gidilir.

7. Sinir Sistemindeki Sreklilik Argmanz. Sinir sistemi elbette aynk durum


lu bir makine deildir. Bir sinir hcresi zerindeki bir sinirsel drtnn
boyutuna dair bilgide oluacak kk bir hata, dan yansyan drtde
byk bir fark yaratabilir. Durum byle olunca aynk durumlu bir makine-
70 Akln G'z

nin sinir sisteminin davrann taklit etmesi beklenemez.


Aynk durumlu makinenin srekli makineden farkl olduu dorudur.
Ama eer taklitilik oyununun koullarna bal kalrsak, sorgucu bu far
kn getirdii avantajlardan yararlanamayacaktr. Daha yaln srekli maki
neleri gz nne alrsak, durum daha aka anlalr. Bir trevsel zm
leyici ie yarayabilir. (Trevsel zmleyici, baz hesaplamalarda kullanlan
aynk durumlu makineden farkl bir makinedir.) Bu makinelerin bir ksm
yantlann basl olarak verdiinden oyunda yer almak iin ok uygundur.
Bir saysal bilgisayarn, herhangi bir probleme bir trevsel zmleyicinin
verecei yantlan tahmin etmesi olanakszdr. Eksik ama doruya yakn bir
yant verme olasl yksektir. rnein re saysnn deerini vermesi isten
diinde (yaklak 3 , 1 4 1 6) , 3 , 1 2 , 3 , 1 3 , 3 , 1 4 , 3 , 1 5 , 3 , 1 6 deerlerinden birini
0,05, O, 1 5 , 0,55, O, 1 9 , 0,06 olaslklan ile semesi mantkldr. Bu koullar
altnda sorgucunun trevsel zmleyici ile saysal bilgisayan ayrt etmesi
ok zor olacaktr.

8. Davranlann Teklifsizlii Argman. Dnlebilecek her tr koul al


tnda bir insann neler yapabileceini gsteren bir dizi kural oluturmak
olanakszdr. rnein bir insan krmz grnce durup, yeili grnce
yryebilir ama herhangi bir hata nedeniyle ikisi birden yanarsa ne olur?
Belki de durmann daha gvenli olduuna karar verir. Ama belki daha son
ra bu kararn yaratt baz zorluklar ortaya kar. Her olasl hatta trafik
klanndan ortaya kacak durumlar karlayacak kurallar hazrlamak
bile olanaksz gibi grnyor. Bu konuda ayn fikirdeyim.
Bu noktadan yola karak bizim makine olamayacamz iddia edili
yor. Bu argman yeniden oluturacam ama adil davranamayacamdan
korkuyorum. yle bir ey olmas gerekir: "Eer her insann yaamn d
zenlemek iin kulland belirli hareket yasalan varsa, insan bir makineden
daha iyi deildir. Ama byle yasalar olmadna gre, insanlar makine ola
maz." Orta noktada duranlarn gzleri fkeyle parlyor. Bu argmann bu
biimde ifade edildiini sanmyorum ama yine de bu kullanlan argmann
bu olduuna inanyorum. Aynca konuyu biraz daha glgelemek iin 'ha
reket yasalar' ile 'davran yasalar' arasnda belirli bir kanklk olabilir.
'Hareket yasalar' derken insaniann uyum gsterecei ve bilincine varaca
'Krmz k yannca dur," gibi talimatlan kastediyorum. "Davran yasa
lar' derken ise insan bedenine doann uygulad 'eer onu imdiklersen,
lk atacaktr' biimindeki yasalardan sz ediyorum. Eer argmandaki
"yaamn dzenleyen davran yasalan' ifadesi yerine 'yaamn dzenle
dii hareket yasalar ' tanmn kullanrsak, orta noktadakiler artk baa
klmaz durumda olmaz. nk biz davran yasalan tarafndan dzen
lenmek dediimiz takdirde yalnzca bir makine olduumuzu (mutlaka ayrk
durumlu makine olmas gerekmez) ima etmi olmuyoruz, ayn zamanda
Bilgiilem Makineleri ve Zel 7 1

aksine byle bir makine olunca da, bu gibi yasalarla denetlendiimizi sy


lemi oluyoruz. Yine de hareket yasalarnn olmamas gibi davran yasa
larnn olmadna da kendimizi inandramayz. Bu yasalan kefetmenin
tek yolu bilimsel gzlemlerdir ve "Yeterince aratrdk Byle yasalar yok,"
diyebileceimiz hibir koul duymadk.
Byle bir ifadenin kesinlikle hakl olmayacan daha gl bir biimde
sergileyebiliriz. Eer olsayd bu yasalan bulabileceimizi varsayalm. Bu
takdirde bir aynk durumlu makinenin, yeterince gzlem yaparak, rnein
bin yllk bir sreye yaylan gelecekteki davranlan ngrlebilir. Ama du
rum byle gibi grnmyor. Manchester bilgisayannda yalnzca 1 000 nite
depolama kullanarak kk bir program uyguladm ve on alt haneli bir
rakam verilen makine iki sariye iinde baka bir on alt haneli rakamla
yartlyor. Bu yartlardar, bir insann program hakknda yeterince bilgi
edinip, denenmemi deerlere verilecek yantlan tahmin edebilecei fikrine
meydan okuyorum.

9 . Duyu tesi Alg Argman. Okurlarn duyu tesi alg ve onun telepati,
falclk, nceden haber verme ve maddeyi zihinle etkileme diye tanmlanan
drt unsurunu tandn varsayyorum. Bu tedirgin edici olgular tm bi
limsel fikirlerimize kar kyor. Bunlar rtmeyi ne kadar ok isteriz! Ne
yazk ki en azndan telepati konusundaki istatistiksel kantlar ok fazladr.
nsann fikirlerini bu yeni dorulan kapsayacak biimde yeniden dzenle
mesi olduka zordur. Bir kez onlar kabullenince, hayaletiere ve hortlaklara
inanmaya ok byk bir adm kalmyor. Bedenlerimizin bilinen fizik ku
rallarna ve henz kefedilmemi ama benzer kurallara gre hareket ettii
fikrinden ilk olarak vazgemek gerekiyor.
Bana gre bu argman ok gldr. Yant olarak birok bilimsel ku
ramn duyu tesi alglama ile att halde, pratikte ie yaradn ve hatta
kii bu konuyu aklndan kard zaman, gayet iyi geinip gittiini syleye
biliriz. Bu aslnda zrt tesellisictir ve kii dnmenin, duyu tesi algla
mann zellikle geerli olduu bir olgu oluundan korkmaktadr.
Duyu tesi alglamaya dayanar daha zel bir argman yle olabilir:
"Bir saysal bilgisayar, bir de telepatik alclk konusunda iyi olan bir insan
tark olarak kullanarak taklitilik oyunu oynayalm. Sorgucu 'Sa elimdeki
iskarnbil kad hargi renge dahildir?' gibi sorular sorabilir. Telepati ya da
falclk yetenei gl olar insan 400 karttan 1 30 tanesi iin doru yart
verir. Makine ise rasgele tahminlerde bulunduu iin belki de 1 04 doru
yant verecek ve sorgucu kimlik konusunda doru saptama yapabilecektir."
Bu noktada ilgin bir olaslk vardr. Saysal bilgisayann rastgele bir say
reticisi bulunduunu varsayalm. Bu takdirde yant vermek iin bunu kul
lanmas doal olacaktr. Ne var ki rasgele say reticisi de sorgucunun zih
ninin maddeyi etkileme gcnn etkisi altnda kalacaktr. Belki de bu g
72 Akln G'zi

makinenin olaslk hesaplannn tesinde doru tahminlerde bulunmasn


salayacak ve bylece sorgucu doru kimlik saptamasm yapamayacaktr.
te yandan sorgucu soru sormadan yalnzca gelecei tahmin etme gcyle
doru saptamay yapabilir. Duyu tesi alglama sz konusu olunca, her ey
olasdr.
Eer telepati kabul edilirse, deneyimizi sklatrmamz gerekir. Bu du
rum sorgucunun kendi kendine konumasna ve oyuna katlan rakipler
den birinin kulan duvara dayayp dinlemesine berzetilebilir. Oyunculan
'telepati-geirmeyen odaya' yerletirmek tm gereksinimleri karlayacaktr.
go-----

Bu artc ve aydnlatc makaleye vereceimiz yantn byk bir ksm


bundan sonraki diyalogda bulunuyor. Yine de Turing'in duyu tesi alg
lamann insanlar ve yarattklar makineler arasndaki tek fark olduuna
inanmaya eilimli oluu zerine ksa bir yorum yapmak isteriz. Eer bu
szler ince bir espri olarak deil de, ciddi olarak alnrsa, hangi gdyle
sylendiini merak etmek gerekir. Anlalan Turing, telepati kantlarnn
olduka gl olduuna inanyordu. Ne var ki bu kantlar eer 1 9 50'ler
de gl idiyse, otuz yl sonra, imdi daha da gl olmas gerekir, ama
aslnda daha zayftr. 1 950 'den bu yana u ya da bu ekilde, medyumluk
yeteneiyle balantl birok iddia ortaya atld ve birou baz tannm
fizikiler tarafndan teyit edildi. Bu fizikilerin bir ksm daha sonra, ken
dilerini aptal durumuna dm hissedip, kamuoyuna akladklan duyu
tesi alglama konusundaki szlerini geri aldlar, ama bir ay sonra baka
bir doast iddiaya balklama daldlar. Yine de fizikilerin ounun -ve
elbette zihni anlama konusunda uzmanlaan psikologlann ounun- duyu
tesi alglamann her tiin n varlna kukuyla baktklarn sylemek
yanl olmayacaktr.
Turing normal tesi olgular fikrinin kabul grm bilimsel kuramlarla
herhangi bir biimde uzlaabilecei konusunda 'zrt tesellisine' sn
mt. Biz onunla ayn fikirde deiliz. Telepati, kehanet, zihnin maddeyi
etkilernesi gibi olgular gerekten varsa (ve iddia edilen artc zelliklere
sahipse) , bunlar yerletirebiirnek iin fizik yasalarnn dzeltilmesi yeterli
olmayacaktr; yalnzca bilim dnyamzn giilerinde nemli bir devrim
onlan hakl karabilir. nsan byle bir devrimi heyecanla bekleyebilir, ama
bu heyecana biraz da znt ve aknlk katlm olmas gerekir. Bunca
ey iin ok iyi yiim olan bilim nasl olup da bu kadar hatal olabilir?
En yaln varsaymlarndan balayarak bilimin tmn yeniden dnmek
son derece byk bir zihinsel macera olacaktr, ama bunu yapmamz iin
gereken kantlar yllar boyunca birikmeyi baaramamtr.
D. R. H
D. C. D
s

DOUGLAS R . HOFSTADTER

TURING TEST : BR KAHVE SOHBET *

KATlLANLAR:

Fizik rencisi Chris; biyoloji rencisi Pat ve felsefe rencisi Sandy

CHRIS: Sandy, bana Alan Turing'in "Bilgiilem Makineleri ve Zeka" balkl


makalesini okuman nerdiin iin teekkr ederim. Harika bir
makale ve beni dnmeye, kendi dnme biimim zerine d
nmeye sevk etti.
SANDY:Bunu duyduuma sevindim. Yapay zeka konusunda hala eskisi
kadar kukucu musun?
CHRIS: Beni yanl anlyorsun. Ben yapay zekaya kar deilim; harika bir
ey olduunu dnyorum. Belki biraz lgnca ama niin olma
sn? Ben yalnzca senin gibi yapay zeka taraftarlannn insan zih
nini ok fazla kmsediini ve bir bilgisayarn asla yapamayaca
eyler olduuna inanyorum. rnein bir bilgisayarn bir Proust
roman yazacam dnebilir misin? Hayal gcnn zenginlii,
karakterlerin karmakl . . .
SANDY: Roma bir gnde yaratlmamt!
CHRIS: Makalede Turing ilgin bir insan gibi geliyor. Hala yayor mu?
SANDY: Hayr, 1 954 ylnda, krk bir yandayken ld. Yaasayd bu yl
altm yedisinde olacakt ve ylesine efsane bir kiilikti, ki bugn

* "The Turing Test: A Coffeehouse Conversation". Bu yaz daha nce "Metamagical


Themes: A Coffeehouse Conversation On The Turing Test to Determine If A Mac
hine Can Think" adyla Scientific American dergisinin Mays 98 saysnda (s.
S-36) yaynlanmtr.
Ttring Testi: Bir Kahve Sohbeti 75

yaadn hayal etmek ok garip geliyor.


CHRIS: Nasl ld?
SANDY: ntihar denebilir. Ecinseldi ve d dnyann ok hain ve aptalca
davranlanyla baa kmak zorundayd . Anlalan sonunda ok
ar geldi ve kendini ldrd.
CHRIS: zc bir yk .
SANDY: Evet, gerekten yle. Beni en ok zen taraf ise bilgiilem maki
nelerinde ve kurarnlarda gerekleen artc gelimeyi grernemi
olmas.
PAT: Hey, u Turing makalesi konusunda bana biraz ipucu verecek mi
siniz?
SANDY:Aslnda iki konusu var. Birincisi "Bir makine dnebilir mi?" -ya
da daha dorusu- "lerde makineler dnebilecek mi?" Turing bu
fikre kar olan itirazlara birbiri ardna darbe indirerek bu soruya
'evet' yantn veriyor. teki konu ise bu sorunun grnd kadar
anlaml olmadna iaret etmesi. ok sayda duygusal anm
ieriyor. ou kii, insanlarn makine olduu ya da makinelerin
dnebildii nerisine fke duyuyor. Turing daha az duygusal
tanmlar kullanarak bu soruyu zararsz hale getirmeye alyor.
rnein Pat, 'dnen makineler' hakknda senin fikrin nedir?
PAT: Dorusu ben bu tanm akl kantnc buluyorum. Aklm kant
ran ne, biliyor musun? Gazete ve televizyonlardaki 'dnen rn
ler' ya da 'akll frnlar'dan sz eden reklamlar. Bunlar ne kadar
ciddiye alacan bilmiyorum.
SANDY: Hangi reklamlardan sz ettiini anlyorum ve ou kiinin akln
kartrdn dnyorum. Bir yandan bize 'bilgisayarlar aptal
dr, her eyi onlara ayrntl olarak anlatmak zorundasnz" nakara
t syleniyor ve te yandan 'akll rnler' hakkndaki reklamlarn
bombardman altnda kalyoruz.
CHRIS: Dediklerin doru. Bir bilgisayar terminali reticisinin mallarn di
erlerinden ayn tutabiirnek iin 'aptal terminal' adn koyduunu
biliyor muydunuz?
SANDY: ok irin, ama insann akln kartrma eilimindeymi gibi g
rnyor. Bu konuyu dnrken benim aklma hep 'elektronik
beyin' terimi geliyor. Bazlan bunu tmyle yutarken, bazlan da
kesinlikle reddediyor. ok az insann sapla saman ayrp, ne kada
rnn anlaml olduuna karar verecek sabr var.
PAT: Turing bunu zmlernek iin makinelere bir eit zeka testi uygu
lamay m neriyor?
SANDY:Aslnda ilgin olabilir ama hibir makine zeka testini geecek d
zeye henz gelmedi. Bunun yerine Turing, bir makinenin dnp
dnernediini saptayabilmek iin kuramsal olarak uygulanabile-
76 Akln G'z

cek bir test neriyor.


PAT: Bu test kesin bir evet ya da hayr yant veriyor mu? Byle bir iddi
as varsa, ben kukulannm.
SANDY: Hayr vermiyor. Bir bakma bylece avantajl durumda oluyor diye
biliriz. Aradaki snrn ne kadar belirsiz ve sorunun ne kadar derin
olduunu gsteriyor.
PAT: Yani felsefede her zaman olduu gibi, btn sorun szckler.
SANDY: Belki, ama bunlar duygu ykl szckler ve bence konulan ara
trp, nemli szcklerin anlamlarn ortaya karmaya almak
gerekiyor. Bu konular kendi benliimizi kavramnn temeli iin ge
rekli olduundan, halnn altna spnnemeliyiz.
PAT: yleyse Turing'in testinin nasl ilediini anlat bana.
SANDY:Taklitilik Oyunu adn verdii bir fikre dayanyor. Bu oyunda bir
erkekle bir kadn ayn odalara giriyor ve nc bir kii tarafndan
bir cins klavye sistemiyle sorgulanyor. nc kii her ikisine de
sorular yneltiyor ama kimin hangi odada olduunu bilmiyor. Sor
gucunun hedefi kadnn hangi odada olduunu saptamak. Kad
nn grevi yantlaryla sorgucuya olabildiince yardm etmek. Buna
karlk erkek, bir kadnn dnebileceini varsayd biimde
yantlar vererek sorgucuyu artmak iin elinden geleni yapyor.
Eer erkek sorgucuyu aldatmay baarrsa . . .
PAT: Sorgu cu yalnzca yazl szckleri gryor deil mi? Ve yazann cin
siyetini szcklerin arasndan saptamak zorunda? Bu oyun ok
zorlu grnyor. Bir gn byle bir oyuna katlmak isterim. Acaba
test balamadan nce sorgucu kadn ya da adam tanyor mu?
Birbirlerini tanyorlar m?
SANDY: Bu, kt bir fikir olur. Sorgucu birini ya da ikisini de tanrsa, bilin
altyla alglanan ipular ortaya kabilir. Her nn de birbirini
hi tanmamas bence en iyisi.
PAT: Hibir kstlama olmadan her tr soru sorulabiliyor mu?"
SANDY: Kesinlikle. Ana fikir bu zaten.
PAT: yleyse ksa srede cinsiyete ynelik sorulara dnme olmaz m?
Erkein yantlarken ikna edici olabilmek iin, ou kadnn aradaki
bilgisayar balantsna karn yantlamayacak kadar kiisel bulduu
birtakm sorulara gayet dobra yantlar vereceini dnyorum.
SANDY: Olabilir gibi geliyor bana.
CHRIS: Baka bir olaslk da geleneksel cinsiyet farknn ayrntianna girip
giysi ls filan gibi sorularla bilgi edinmeye almak olabilir.
Taklitilik Oyununun psikolojisi ok karmak bir hal alabilir. Sa
nrm sorgucunun kadn ya da erkek oluu da fark yaratr. Sizce
bir kadn aradaki uydurma farkllklar bir erkekten daha abuk
alglamaz m?
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 77

PAT: Eer yleyse, bir erkekle bir kadn arasndaki fark belki de budur.
SANDY: Hmmm . . . Bu da yeni bir boyut! Her neyse, modern bilgisayar ter
minalleriyle baarmak olduka kolay olduu halde, Taklitilik Oyu
nunun orijinal biiminin ciddi olarak denendiini hi sanmyorum.
Bu arada sonu nasl olursa olsun, neyi kantlayacandan emin
olmadm da itiraf etmem gerekir.
PAT: Ben de bunu dnyordum. Diyelim sorgucu bir kadn ve kadn
oyuncunun hangisi olduunu doru olarak bilemernesi neyi kant
layacak? Erkek oyuncunun kadn olduunu kantlamaz ki!
SANDY: Doru! Bence en komik taraf, Turing testine temelinde inandm
halde, buna dayanarak ortaya atlan Taklitilik Oyununun arna
cndan emin olamarnakl
CHRIS: Taklitilik Oyununun bir diilik testi olmasndan ne kadar mem
nun deilsem, Turing testinin de bir 'dnen makine' testi olma
sndan o kadar memnun deilim.
PAT: Sylediklerinizden anladm kadaryla ayn odalarda bulunan bir
makine ve bir insanla yrtlen Turing testi, Taklitilik Oyunun
biraz deitirilmii gibi.
SANDY:Ana fikir bu zaten. Makine sorgucuy.. insan olduuna inandrmaya
abalarken insan da bilgisayar olmadn belirtmeye abalyor.
PAT: Senin u ift anlaml 'makine abalyor' tanmnn dnda ok il
gin grnyor. Ama bu testin dnmenin zne ineceini nere
den biliyorsun? Belki yanl eyler iin test yaplyordur. Rasgele
bir rnek olarak, ancak ok iyi dans edebildii iin bir makine ol
duunu ayrt edemedin zaman, bir makinenin dnebildiine
inanan insanlar da kacaktr diyebiliriz. Ya da baka biri, baka
bir zellii ne srebilir. Szckleri kla\yeyle yazarak insanlan al
datmaya almann kutsal bir yan var m?
SANDY: Byle bir eyi nasl sylediini anlamyorum. Bu itiraz daha nce
de duymutum ve hep beni artr. Bir makine dans edemezse ya
da senin ayann zerine bir ta atarnazsa, ne olmu? Eer istedi
in herhangi bir konuda seninle zekice bir tartma yrtebilirse,
dndn gsterir; en azndan benim iin byle. Bence Turing
dnmekle, insan olmann dier ynleri arasna tek hamleyle net
bir snr izmi .
PAT: imdi de sen artyorsun . Eer bir insann Taklitilik Oyununda
kazanma yeteneinden hibir sonu kmyorsa, bir makinenin Tu
ring testini kazanma yeteneinden nasl bir sonu kabilir?
CHRIS: yi bir soru.
SANDY: Bana kalrsa bir insann Taklitilik Oyununu kazanmasndan bir
sonu karabilirsin. Erkek oyuncunun kadn olduu sonucunu
kararnazsn, ama kadn mantn (eer yle bir ey varsa) ok
78 Akln G'Z

iyi anladn syleyebilirsin. Eer bir bilgisayar karsndaki kiiyi


insan olduuna inandrabilirse, buna benzer bir eyler syleyebilir
sin; insan olmay, 'insanlk koullarn' (her ne demekse) anladn
syleyebilirsin.
PAT: Belki, ama bu dnmekle ayn ey deildir, deil mi? Bence Tu
ring testinde baarl olmak, bir makinenin dnme simlasyonu
nu ok iyi yaptn kantlar.
CHRIS: Pat ile ayn fikirdeyirn. Gnmzde birok karmak olguyu sirnle
etmek iin saysz bilgisayar prograrn olduunu biliyoruz. rnein
fizikte zerreciklerin, atomlann, kat maddelerin, svlarn, gazlann,
galaksilerin filan davranlarn simle ediyoruz. Ama hi kimse bu
simlasyonlar gereiyle kartrmyor!
SANDY: Felsefeci Daniel Dennett, Brainstorms adl kitabnda kasrga sim
lasyonlar hakknda benzer bir noktaya parmak basyor.
CHRIS: Bu da gzel bir rnek. Bir kasrga simlasyonu yaparken bir bil
gisayarn beyninden geenler elbette bir kasrga deil; ne de olsa
bellei saatte 200 mil hzla esen rzgarlarla paralanmyor, bulun
duu odann zemini yamur sularyla kaplanmyor.
SANDY: Hadi, yapma; hakl bir itiraz deil bu. ncelikle, programclar bir si
mlasyonun gerek bir kasrga olduunu iddia etmiyorlar. Yalnzca
bir kasrgann belirli ynlerinin benzerlerini yaratyorlar. kincisi,
kasrga simlasyonunda saatte 200 mil hzla esen rzgarlar ya da
yamurlar olmadn ima ederken, bizi kandnyorsun. Geri bizler
hissetmiyoruz ama eer prograrnlar insan rneklerini kapsayacak
kadar ayrntl olsayd, simle edilen bu insanlar rzgar ve ya
muru tpk bizim gerek kasrgacia his settiimiz gibi hissedecekler
di. Onlarn beyinlerinde ya da onlarn simZe edilmi beyinlerinde
kasrga yalnzca bir simlasyon deil, srlsklam slanp perian
olduklan gerek bir olgu olacakt .
CHRIS: Aman Tanrm , nasl bir bilim kurgu senaryosu bu byle! Artk tek
bir beynin deil toplumlarn simle edilmesinden sz ediyoruz!
SANDY: ey bak, ben yalnzca senin simlasyonlarn gerek olmad sav
nn neden hatal olduunu gstermeye abalyorum. Aslnda sim
lasyonlar izleyenierin neler olup bittiini alglayaca varsaymna
dayaldr. Belki de bir gzlemcinin gerekten neler olup bittiini an
lamas iin zel bir noktadan bakmas gerekir. rnein yamuru ve
rzgarlan grebilmesi iin zel bir 'biliim gzl' gerekli olabilir.
PAT: 'Biliim gzl' m? Neden sz ettiini anlamyorum!
SANDY: Rzgarlar, kasrgann slakln grebilmek iin belirli bir adan
bakmak gerekir. Sen-
CHRIS: Hayr, hayr, hayr! Bir kasrga simlasyonu slak deildir! Simle
edilmi insanlara slak grnse de, gerek bir slaklk olmaz! Ve
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 79

hibir bilgisayar rzgarlan simle ederken parampara olmaz!


SANDY: Elbette olmaz, ama sen dzeyleri birbirine kantnyorsun. Fizik ya
salan da gerek kasrgalada parampara olmaz. Bir kasrga sim
lasyonunda bilgisayann belleine bakp kopmu kablolar grmeyi
bekliyorsan, hayal krklna urarsn. Ama doru dzeye bakma
lsn. Bellee kodlanm yaplanmaya bak. Baz soyut hatlarn kop
tuunu, baz deikenierin deerlerinin radikal biimde deitiini
filan greceksin. te senin sellerin, ite senin harap olmu manza
ran; gerektir ama biraz gizlenmitir, ayrt edilmesi biraz zordur.
CHRIS: zr dilerim ama bunu yutmam. Daha nceleri kasrgalada hi
ilintilenmemi yeni tr bir enkaza baknarn iin srar ediyorsun. Bu
fikri kullannca, senin zel 'gzlnden' sonularna bakp 'sel ve
enkaz' olarak grnce, her eye kasrga adn verebilirsin.
SANDY : H aklsn; tam olarak anladn! Bir kasrgay sonulanndan tanrsn.
Gidip frtnann gzne konulanm soyut bir 'kasrga z' ya da
'kasrga ruhu' aramann bir yolu yoktur! Belirli bir modeli vardr;
tam ortasna gz dediimiz, sarmal biimli frtnaya kasrga adn
veririz. Elbette kasrga adn vermeden nce baka zelliklerinin de
olmas gerekir.
PAT: Bir atmosfer olay olmas en gerekli zellii deil mi? Bilgisayarn
iindeki herhangi bir ey nasl bir frtna olabilir ki? Benim iin bir
simlasyon yalnzca bir simlasyondur!
SANDY: yleyse bilgisayann yapt hesapiann da simlasyon olduunu,
sahte hesaplar olduunu syleyeceksin sanrm. Yalnzca insanlar
gerek hesaplar yapabilir, yle deil mi?
PAT: Bilgisayarlar doru yantiara ulatklarndan hesaplan sahte sayl
maz ama yalnzca modeldir. Yaplanlan anlama diye bir ey yoktur.
Yazar kasalar bir dn. Dilileri dndke, bir eyler hesapladi
n gerekten syleyebilir misin? Bana gre bir bilgisayar da geli
mi bir yazar kasadr.
SANDY: Eer bir yazar kasann aritmetik problemleri zen bir okul ocuu
gibi hissetmediini sylyorsan, seninle ayn fikirdeyim. Ama 'he
sap yapmann' anlam bu mudur? Vazgeilmez bir paras mdr?
Eer byleyse, insaniann bugne dek dndnn aksine ger
ek hesaplamalar yapabilmesi iin ok karmak bir program hazr
lamamz gerekir. Elbette bu program bazen dikkatsiz davranp ha
talar yapacak, bazen yazdklan okunaksz olacak, ara sra kadn
zerine ekiller izecektir. .. Senin hesabn elle yapan postane me
muru ndan daha gvenilir olmayacaktr. Ben byle bir programn
gnn birinde hazrlanacana inanyorum. Ancak bundan sonra
postane memurlan ve okul ocuklannn nasl alt hakknda
bilgi sahibi olacaz.
BO Akln G'z

PAT: Bunun yaplabileceine hi inanmyorum!


SANDY: Belki yaplr belki yaplamaz ama benim demek istediim bu de
il. Sen bir yazar kasann hesap yapamadn sylyorsun. Bana
Dennett'in Brainstorms adl kitabndan bir blm anmsatyor.
zellikle ironik olduundan ok houma gidiyor. yle bir eydi:
"Yazar kasalar gerekten hesap yapamaz; yalnzca dililerini evi
rir. Ama aslnda yazar kasalar dililerini de evirmez; yalnzca fizik
yasalarn takip edebilir." Dennett aslnda bunu bilgisayarlar iin
sylemi ve ben yazar kasalar hakknda konumak iin biraz dei
tirdim. Ayn mant insanlar hakknda konuurken de kullanabi
lirsin: "nsanlar gerekten hesap yapamaz; tek yapabildikleri zihin
selsel simgeleri oynatmaktr. Ama aslnda simgeleri oynatmyorlar;
eitli sinir hcrelerini eitli modeliere doru ateliyorlar. Ama
aslnda sinir hcrelerini ateleyemezler, fizik yasalarnn bu sinir
hcrelerini atelemesine izin vermeleri gerekir" vs. Dennett'in ne
srd reductio ad absurdum {samaya indirgeme) , hesaplama
larn var olmadna, kasrgalarn var olmadna, fizik yasalar ve
paracklarn dzeyinin daha stnde hibir eyin var olmadna
inanmaya yol ayor. Bir bilgisayann gerekten hesap yapmadn,
simgeleri oradan oraya iteklediini syleyerek ne elde ediyorsun?
PAT: Bu rnek ok ar u olabilir ama gerek bir olgu ile simlasyonu
arasnda dalar kadar fark olduu iddiarn kantlyor. Kasrgalar
iin de, insanolunun dnmesi iin de byledir bu.
SANDY: Bakn, argmann bu noktasna taklp kalmak istemiyorum, ama
bir rnek daha verebilirim. Eer bir amatr radyocu olsanz ve Mors
alfabesiyle yayn yapan baka bir amatr radyocuyu dinteseniz ve
Mors alfabesiyle yant verseniz, 'hattn br ucundaki insan' diye
sz etmek size garip gelir mi?
PAT: Hayr, kulaa doru gelir ama hattn teki ucunda bir insann var
l yalnzca bir varsaym olabilir.
SANDY: Evet ama gidip kontrol edecek durumda olmazsnz. Onun insan
oluunu daha sra d yntemlerle kabul etmeye hazrsnz. Bir
insan bedeni grmenize, sesini duymanza gerek olmadan olduka
soyut bir ilemle, bir kodla anlarsnz. una gelmek istiyorum. Mors
alfabesinin arkasndaki kiiyi 'grmek' iin biraz ifre zmeye, bi
raz yorum getirmeye hazr olmanz gerekir. Bu dolaysz deil dotayl
alglamadr. Orada gizlenen geree ulamak iin, bir iki katman
soymanz gerekir. aretlerin ardndaki kiiyi 'grmek' iin 'amatr
radyocu gzln' takarsnz. Kasrga simlasyonlarnda da du
rum ayndr! Kasrgann makinenin bulunduu oday kararttn
grmezsiniz- makinenin belleinin kodlarn zmeniz gerekir. zel
'bellek kodu zc gzlk' taknanz gerekir. Ancak bundan sonra
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 8 1

kasrgay grrsnz!
PAT: Ha-ha-ha-ha! Aldatmacadan sz ederken - durun bir dakika!
Ksa dalga radyo sz konusu olunca, orda bir yerde, rnein Fiji
Adalan'nda bir insan vardr. Radyornun banda oturup kodu z
rnern orda bir insan olduunu gsterir. Adeta bir glge grmek ve
uzakta bir nesnenin bu glgeyi oluturduu sonucuna varmak gi
bidir. Yine de insan, glgeyle nesneyi birbirine kartrmaz! Ama
kasrga sz konusu olunca ekrann arkasnda bilgisayann izieyece
i bir model oluturan gerek bir kasrga yoktur. Gerek bir kasrga
olmadan yalnzca bir glge kasrga vardr. Ben gereklerle glgeleri
birbirine kantrrnay reddediyorurn.
SANDY: Pekf.la. Bu noktay daha ileri gtrrnek istemiyorum. Hatta bir ka
srga simlasyonunun gerek bir kasrga olduunu sylemenin ap
talca geldiini de itiraf ederim. Ama ilk bakta grnd kadar
aptalca olmadn belirtmeye abaladrn. Sirnle edilen dnce
ler sz konusu olunca ise, konu bir kasrga simlasyonundan ok
farkl oluyor.
PAT: Nedenini anlayamadm. Bir beyin frtnas bana zihinsel bir kasrga
gibi geliyor. Ama cidden beni ikna etmen gerekir.
SANDY:Bunu yapabilrnek iin kasrgalar hakknda birka noktaya daha
deinmem gerekir.
PAT: Yo, hayr. ey . . . Peki, peki.
SANDY: Hi kimse bir kasrgann ne olduunu tam olarak tanmlayamaz.
Birok frtnann paylat soyut bir model vardr ve bu nedenle bu
frtnalara biz kasrga deriz. Ama kasrga olan ve olmayan frtnalar
arasnda belirli bir ayrm yapmak olanakszdr. Horturnlar, siklon
lar, tayfunlar, toz frtnalan vardr. .. Jpiter'in yzeyindeki Byk
Krmz Leke bir kasrga mdr? Gne lekeleri kasrga mdr? Bir
rzgar tnelinde bir kasrga oluturulabilir mi? Ya da bir test t
pnde? Hayal dnyanzda 'kasrga' kavramn geniletip bir ntron
yldzn yzeyindeki mikroskobik bir frtnay da kapsamasn sa
layabilirsiniz.
CHRIS: Aslnda bu ok zorlama bir ey deil. 'Deprem' kavram gerekten
de ntron yldzlara kadar geniletildi. Astrofizikiler radyo dalgala
r yayan bir yldzn yayma hzndaki minik deiikliklerin, belirtirn
farklanndan, yani yzeyde oluan yldz depremlerinden kaynak
landn sylyorlar.
SANDY: Evet, imdi hatrladrn. 'yldz depremi' fikri bana ok gizemli gibi
gelmiti; bir tr gerekst yzeyde gerekst bir titreyi.
CHRIS: Saf nkleer maddeden olumu, dnen, devasa bir krenin zerin
de tektonik plakalar dnebiliyor musunuz?
SANDY: lgn bir fikir bu. Yani yerkrede ve yldzlarda oluan depremler
82 Akln G'z

daha soyut, yeni bir snflandrmaya tabi tutulabilir. Ite bilim bu


biimde tandk kavramlan srekli olarak geniletiyor, tandk de
neyimlerden gitgide uzaklatnyar ama ayn zamanda zn biraz
olsun ayn tutuyor. Say sistemi klasik bir rnektir - pozitif say
lardan negatif saylara, sonra rasyonellere, gereklere, kompleks
saylara ve Dr. Seuss 'un dedii gibi "zebrann tesine".
PAT: Galiba ne dediini anlyorum Sandy. Biyolojide olduka soyut yol
larla saptanm yakn balantlarn rnekleri vardr. ou zaman
bir trn hangi aileye mensup olduu karar belirli bir dzeyde
paylalan soyut bir modele bal olur. Snflandrma sistemini ok
soyut modeller zerine kurunca, yzeysel adan snf yeleri birbi
rinden kesinlikle farkl olsa bile ok eitli olgular 'ayn snfa' dahil
olabilir. Belki de bir kasrga simlasyonunun senin andan, tuhaf
bir anlamda, gerek bir kasrga olabilmesini biraz olsun anlyor gi
biyim.
CHRIS: Belki de geniletilen szck 'kasrga' deil 'olabilmek'dir!
PAT: Nasl yani?
CHRIS: Eer Turing 'dnmek' fiilini geniletebilirse, ben de 'olmak' fii
lini geniletemez miyim? Simlasyonlar bilinli olarak gereklerle
kantnld zaman , birileri felsefe asndan epey kandrmaca ya
ratyor demek istiyorum. Bu durum 'kasrga' gibi birka szcn
geniletilmesinden ok daha ciddi.
SANDY: 'Olmak' fiilinin geniletilmesi fikrini sevdim ama 'kandrmaca' la
fnn fazla ileri gitmek olduunu dnyorum. Her neyse, eer
itiraznz yoksa, kasrga simlasyonlan konusunda bir tek ey
daha syleyeceim ve oradan beyin simlasyonuna geeceim. Bir
kasrgann ok derinlemesine simle edildiini dnn, yani her
atomunun simle edildiini , olanaksz bir derine inmek olduunu
da itiraf ederim. Bylece 'kasrga olmann z'n tanmlayan soyut
yaplannay paylatn umann kabul edersiniz. yleyse buna
kasrga demekten sizi alkoyan nedir?
PAT: Senin eitlik iddiasndan geri adm attn dnyordun
SANDY: Ben de yle ama bu rnekler ortaya knca, iddiama geri dnmek
zorunda kaldm. Dediim gibi imdi geri ekiliyorum ve buradaki
esas konu olan dnce ye dnyorum. Kasrgalardan daha soyut
bir yapya sahip olan dnce, beyin denilen bir aracnn iinde
olup biten karmak olgular tanmlamann bir yoludur. Aslnda
dnce, milyarca beynin herhangi birinde gerekleebilir. Fiziksel
olarak bu beyinler birbirinden ok farkldr ama hepsi 'ayn eyi ',
yani dnmeyi destekler. O zaman nemli olan, arac deil, soyut
model'dir. Hepsinde ayn tip kvnlmalar yaandndan hi kim
se bakalanndan daha "gerek bir biimde" dndn iddia
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 83

edemez. Eer ayn tr kvrlmann gerekletii yepyeni bir arac


oluturursak, onun iinde dnmenin gerekletiini yadsyabilir
misiniz?
PAT: Herhalde hayr, ama sen imdi soruyu biraz deitirdin. imdi soru
'ayn tr' kvrlmann gerekten olutuunun nasl saptanaca bi
iminde.
SANDY: Turing testinin en gzel yan ise size ne zaman oluacan syle
mesi!
CHRIS: Bunu anlayamadm. Sorulara tpk benim gibi yantlar verdii iin
bir bilgisayann iinde de benim beynimdeki hareketliliin aynsnn
yaandn nereden biliyorsun? Ne de olsa bilgisayara dardan
bakyorsun.
SANDY:Ama u anda seninle konuurken, benim iimde 'dnmek' de
diin eye benzer bir eylerin olup bittiini nereden biliyorsun?
Turing testi, fizikteki partikl hzlandrcya benzeyen fantastik bir
aratrc. Chris, sanrm bu benzetmeyi seveceksin. Fizikte atom
ya da atom alt dzeyde neler olduunu anlamak istediin zaman,
plak gzle gremediin iin, sz konusu hedefin hzlandrlm
partikllerini ortaya sap davranlarn izlersin . Bu noktadan he
defin isel doasyla ilgili sonulara ularsn. Turing testi bu fikri
zihni de kapsayacak ekilde geniletiyor. Zihni, plak gzle grl
meyen ama yaps daha soyut biimde anlalabilen bir 'hedef ola
rak ele alyor. Hedef zihnin sorularn 'ortaya saarak', tpk fizikte
olduu gibi, isel almasn renebilirsin.
CHRIS: Daha dorusu, incelediin davranlarn nedeni olabilecek isel ya
plar hakknda hipotezler oluturursun ama bu yaplar gerekte
belki vardr belki de yoktur.
SANDY: Bir dakika dur! Sen atomik ekirdeklerin yalnzca hipotetik varlk
lar olduunu mu sylyorsun? Ne de olsa onlarn varl -yoksa
'hipotetik varl' m demeliyim- atomlardan salan zerreciklerin
davranlaryla kantlanmt ya da acaba 'nerilmiti' mi demeli
yim?
CHRIS: Fizik sistemleri zihinden ok daha yalndr gibi geliyor bana ve ya
plan karmlarn kesinlii daha fazladr.
SANDY: Buna karlk testierin yaplmas ve yorumlanmas daha zordur.
Turing testinde bir saat iinde birok hassas testi gerekletirebi
lirsin. nsanlarn, yalnzca dardan gzlemledikleri iin, baka in
sanlarn, bilinli olduklarna itibar ettiklerine ve bunun da Turing
testine benzediine inanyorum .
PAT: Bu dediin kabaca doru olabilir, ama insanlarla klavye araclyla
sohbet etmenin tesini de kapsar. Baka insaniann bedenleri oldu
unu grrz, yzlerine, ifadelerine bakarz ve onlarn bizim gibi
84 Akim G'z

insanlar olduklann grnce, dndklerine inannz.


SANDY: Bence bu, dnmenin ne olduu konusunda, fazlasyla, insan
evrenin merkezi kabul eden bir gr, yani bir dkkann vitrinin
deki bir mankenin, insana daha fazla benzedii iin, harika bir bi
imde programlanm bir bilgisayardan daha fazla dnebildiini
mi syleyeceksin sonunda?
PAT: Bir varln dnme gcne sahip olduunu kabul etmem iin,
insan biimine fiziksel olarak kabaca benzemesinden daha fazlas
na gereksinim duyarm. Ama canllk nitelii ve kkenin ayn oluu
ok nemli bir inanlrlk katyor.
SANDY:Bu noktada fikir ayrlna dyoruz. Ben bunu ok fazla oven
buluyorum. Bence bedensellik, canllk ve kimyasal yap yerine or
ganizasyonel yap , yani isel yapnn ya da yazlrnn benzerlii iin
anahtardr. Bence bir varln dnebilmesi, organizasyonel ya
psnn belirli bir ekilde tanmlanabilmesine baldr ve Turing tes
tinin bu organizasyonun biiminin var olup olmadn saptadna
inanmaya haznm. Benim dnen bir canl olduumu sylemek
iin yalnzca fiziksel bedenime baknanzn olduka s bir gr
olduu fikrindeyim . Benim grme gre Turing testi dsal bi
imden ok daha derine iniyor.
PAT: Hey bir dakika, sen de bana inanmyorsun. inde gerekten d
nme ileminin yapldn gsteren yalnzca beden biimi de
ildir. Dediim gibi ortak kken fikri de vardr. Senin de benim
de DNA molekllerinden olutuumuz fikrinde ben epey derinlik
gryorum. yle diyelim: nsan bedeninin d grn biyolojik
bir gemii paylatklarn gsterir ve bu derinlik, byle bedeniere
sahip olanlarn dnebildii fikrini inandnc klar.
SANDY:Ama bunlarn hepsi dalayl kanttr. Herhalde baz dolaysz kant
lar da istersin. te Turing testi buna yarar. Bence 'dnmecilik'
olgusunu snamann tek yoludur.
CHRIS: Ama tpk bir sorgucunun, erkek oyuncunun kadn olduunu d
nmesi gibi Turing testi de seni yanltabilir.
SANDY: Eer testi ok abuk ya da ok s bir biimde yaparsam, yanlaca
n itiraf ediyorum. Ama aklma gelen en derin noktalara gitmeyi
tasariayabilirim.
CHRIS: Ben bu programn esprileri aniayp anlamadm grmek isterdim.
Bylesi gerek bir zeka testi olabilir.
SANDY: Mizahn, zeki olduu varsaylan bir program iin, ok ciddi bir s
nav olduunu kabul ediyorum. Ama benim iin daha da nemlisi
duygusal yantlarn snamaktr. rnein ona belirli mzik para
lanna ya da edebiyat yaptlarna, zellikle benim en sevdiklerime
verdii tepkileri sormak isterim.
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 85

CHRIS: Ya "O paray bilmiyorum," ya da hatta "Mzie ilgi duymuyorum,"


derse ne olacak? Her tr duygusal noktadan uzak durursa?
SANDY: Bu durum beni kukulandnr. Belirli konulardan tutarl bir biim
de kanma modeli karsnda, gerekten dnen bir varlkla u
rap uramadm kukusuna kaplnm.
CHRIS: Niin byle sylyorsun? Niin dnen ama duygusal olmayar
bir varlkla uratn sylemiyorsun?
SANDY : ok hassas bir noktaya parmak bastn. Ben duygutarla dnce
lerin birbirinden tmyle ayrtaeana inanmyorum. Baka bir de
yile, duygular, dnme yeteneinin otomatik bir yan rndr.
Dnmenin doas duygulara yol aar.
CHRIS: Ya sen yanlyorsan? Dnen ama kesinlikle duygulanmayan bir
makine retirsem ne olacak? Senin yapacan snavda baarsz
olacandar, bu makinenin zekas kabul edilmeyecek demektir.
SANDY: Duygu ieren ve iermeyen sorulann arasndaki snr izgisini bana
gstermeni istiyorum. Byk bir romann anlam hakknda soru
sormak isteyebilirsin. Bunu yartlamak iin insani duygulan an
lamak gerekir! Bu dnmek midir yoksa yalnzca hesap yapmak
mdr? Belirsiz bir szck eidi hakknda sormak isteyebilirsin.
Yartlamak iin szcklerin yapt anmlan anlamak gerekir.
Turing makalesinde buna benzer rnekler kullanyor. Karmak ro
mantik bir durum hakknda sormak isteyebilirsin. Insanlarn g
dlerini ve bu gdlerin kklerini bilmek zorunda kalacaktr. Eer
byle bir grevde baarsz olursa, ben bu makinenin dnebildi
ine pek inanmam. Bana kalrsa, dnme, hissetme yetenekleri
ve bilinlilik ayn olgunun farkl yzleridir ve biri olmadan dierleri
de olamaz.
CHRIS: Hibir ey hissetmeyen ama dnp karmak kararlar verebilen
bir makine retemez misin? Ben burada bir eliki grmyorum.
SANDY:Ben gryorum. Bunu sylerken herhalde klimal bir odada yer
alar madeni, dikdrtgen bir makine canlandnyorsun gznn
nnde. Iinde milyonlarca renkli kablo dolaan, karolarta kapl
zeminde kprdamadan oturan, vzltl bir sesle bantlarn dnd
ren, sert, keskin keli souk bir makine. Byle bir makine, itiraf
ederim ki, bir sr karar vermeyi gerektiren gzel bir satran ma
yapabilir. Ama asla byle bir makineye bilinli diyemem.
CHRIS: Niin olmasn? Mekanik bilimciler iin satrar oynayan bir makine
en alt dzeyde bilinli deil midir?
SANDY: Bu mekanik bilimci iin deil. Bana gre bilinlilik belirgin bir or
garizasyon modelinden kaynaklanyor ama henz bunu ayrntl
bir biimde tanmlamay becerernedik Ama sonunda anlayabilece
imize inaryorum. Bence bilinlilik d evreni belirli bir yolla isel
86 Akln G'z

olarak yanstmay ve isel modeli esas alarak dsal gereklie ya


nt verme yeteneini gerektiriyor. Ayrca bilinli bir makine iin en
nemli nokta ok iyi gelitirilmi ve esnek bir z-modeli iermesi
dir. Ve bu noktada, en iyi satran oynayanlar da dahil olmak zere,
var olan tm programlar ltleri karlamakta yetersiz kalyor.
CHRIS: Satran programlar ileriye bakp bir sonraki hamleyi tasarlarken,
"Eer sen bu kareye gelirsen, ben u kareye giderim, ardndan eer
sen bu tarafa gidersen, ben de u tarafa gidebilirim . . . . " demiyor mu
kendi kendine? Bu, bir eit z-model deil mi?
SANDY:Pek saylmaz. Ya da son derece kstl bir model diyebiliriz. Benlii
anlamann en dar biimi. rnein bir satran program, niin sat
ran oynadn, bir satran program olduunu, bir bilgisayarn
iinde bulunduunu ya da karsndaki rakibinin insan olduunu
bilmez. Kazanmann ya da kaybetmenin ne olduu konusunda hi
bir fikri yoktur ya da-
PAT: Byle bir anlay olmadn nereden biliyorsun? Bir satran prog
ramnn neler bildiini ya da hissettiini nasl tahmin edebiliyor
sun?
SANDY:Hadi yapmayn! Baz eylerin hibir ey hissetmediini, hibir ey
bilmediini biz biliyoruz. Frlarlan bir ta, paraboller hakknda
hibir ey bilmez, dnen bir \'antilatrn hava konusunda hibir
bilgisi yoktur. Bunlar kantlayamayacam bir gerektir ama bu
noktada neredeyse inan konusundaki sorulara gemek zereyiz.
PAT: Bunlar bana okuduum Taocu bir yky anmsatyor. yle bir
ey. ki bilge bir derenin zerindeki kprde duruyormu. Biri te
kine, "Keke ben bir balk olsaydm. Balklar ne kadar mutlu!" de
mi. kinci bilge, "Sen balk deilsin ki. Balklarn mutlu olup olma
dklarn nereden biliyorsun?" diye sormu. Birincisi "Ama sen, ben
deilsin; yleyse balklarn ne hissettiini bilip bilmediimi nereden
biliyorsun?"
SANDY: Harika! Bilinlilikten sz etmek gerekten de biraz snrlama gerek
tiriyor. Aksi takdirde insan kolayca tekbenci gre -"Evrendeki
tek bilinli varlk benim"- ya da tm ruhuluk grne -"Evren
deki her ey bilinlidir"- saplanabilir.
PAT: yi de nereden biliyorsun? Belki her ey bilinlidir.
SANDY: Eer sen de, talarn ve hatta elektronlar gibi zerreciklerin bile bir
tr bilinci olduunu syleyenierin tarafn tutacaksan, sanrm bu
konuda anlaamayz. Bu mistik grleri ben anlamyorum. Sat
ran programiarna gelince, nasl altklarn bildiim iin, bilinli
olmadklarn kesinlikle syleyebilirim! Asla olamazlar!
PAT: Niin olamaz?
SANDY: Satrancn hedefi hakknda biraz bilgi krntlar var. 'Oynamak'
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 87

kavram bir sr rakam karlatnp her seferinde en byn


semek biimine dntrlm . Bir satran programnn kaybe
dince utan, kazannca gurur duymas gibi bir hissi yok. z-modeli
son derece ilkel. Satran oynamann dnda yapaca baka bir
ey yok. Yine de iin ilginci bizim hala satran oynayan bilgisayar
larn 'arzularndan' sz etmemiz. Biz srekli olarak, "ah bir sra
piyonun ardnda tutmak istiyor," ya da "Kalelerini ok erken oyuna
sokmak istiyor," ya da "u gizli oyunu fark etmediimi sanyor,"
diyoruz.
PAT: Bcekler hakknda da ayn durumdayz. Bir yerde tek bana bir
kannca gryoruz ve "Evine dnmeye alyor," ya da "u l any
koloniye geri gtrmek istiyor," diyoruz. Daha dorusu tm hay
vanlar iin duygulam iaret eden terimler kullanyoruz, ama onla
rn ne kadar hissedebildiklerini bilmiyoruz. Kpeklerin ve kedilerin
mutlu ya da zgn olmalar, arzular, inanlan olmas gibi konu
lardan rahata sz edebilirim ama onlarn zntsnn bir insan
znts kadar derin ya da karmak olduunu dnmyorum.
SANDY:Ama buna "znt simlasyonu" demezsin, deil mi?
PAT: Elbette hayr. Gerek olduunu sanyorum.
SANDY: Bu gibi teleoloji ya da zihincilie ait terimleri kullanmaktan ka
nmak olduka zor. ok ileriye gtrlmedii srece, doru bir
davran gibi geliyor. Yalnzca gnmzn satran programarna
uyguland zaman insanlar iin olduu kadar anlam zenginlie sa
hip olmuyorlar.
CHRIS: Ben hala niin zekann duygulan iermesi gerektiini anlamyo
rum. Yalnzca hesap yapan ama hibir duygusu olmayan bir zekay
neden hayal edemiyorsunuz?
SANDY: Benim birka yantm var! Birincisi herhangi bir zekann gdle
ri olmas gerekir. ou insann inandnn aksine, makinelerin
insanlardan daha 'nesnel' dnebilmesi diye bir ey yoktur. Bir
sahneye bakan bir makine tpk bir insan gibi, odaklanmak ve o
sahneyi bir filtreden geirip daha nceden alglanm kategorilere
indirgemek zorundadr. Bunun anlam da baz eyleri grp ba
zlarn gzden karmaktr. Baz eylere dierlerinden daha fazla
arlk vermektir. lemin her dzeyinde bu yaanr.
PAT: Ne demek istiyorsun?
SANDY: rnein beni dnn. Benim aklm kullanarak baz grler ne
srdm ve bunu yapmak iin duygulara gereksinimim olma
dn dnebilirsiniz. Ama bu noktalarla ilgilenmemi salayan
nedir? 'lgilenmek' szcn niin bu kadar vurguladm? nk
bu sohbete duygularmla katlyorum! nsanlar birbiriyle s, meka
nik reflekslerle deil, inandklan iin konuurlar. En st dzeydeki
88 Akln G'z

kuramsal konumalann bile altnda bunlan ynlendiren duygu


lar vardr. Her sohbetin iinde gizli duygusal bir eilim vardr, bu
konuanlann, dinlenilrnek, anialmak ve sylediklerinden dolay
sayg duyulmak istedikleri gereidir.
PAT: Bana kalrsa, sen, insanlarn sylediklerine ilgi duyrnalan gerekti
ini, aksi takdirde sohbetin sona ereceini sylyorsun.
SANDY: Doru! Eer ilgi nedeniyle rnotive olmasam, hi kimseyle konu
maya zahmet etmem. stelik ilgi, bilinaltndaki nyarglann bir
btndr. Ben konuurken tm nyarglanrn birlikte alr ve
sizler yzeyde benim tarzrn, benim kiiliin alglarsnz. Ama bu
tarz, saysz nceliin, nyargnn , eilirnin bir araya geliinden
olumutur. Bunlann milyonlarcasnn etkileimi de ortaya arzu
lan kanr. Her ey bir araya toplanr! Bylece duygu iermeyen
hesaplamalara gelmi oluyorum. Elbette bu durum hesap rnaki
nelerinde, yazar kasalarda grlr. Hatta gnmzdeki bilgisayar
prograrnlan iin bile doru olduunu syleyebilirim. Ama yeterli
sayda duygu iermeyen hesaplamay koordineli bir organizasyon
iinde toplarsanz, baka dzeyde zellikleri bulunan bir ey elde
ederseniz. Artk bunu minik hesapiann bir demeti olarak deil, ar
zular, inanlar ve eilimlerin bir sistemi olarak grrsnz, daha
dorusu grrnek zorundasnz. Her ey yeterince karmak bir hal
alnca da tanmlama dzeyini deitirmeniz gerekir. Belirli bir de
receye kadar bunlar zaten oluyor ve bu nedenle satran prograrn
lan ve mekanik dncenin baka giriimlerinden sz ederken
'isternek', 'dnmek', 'denemek' ve 'umut etmek' szcklerini kul
lanyoruz. Gzlemcinin bu dzey deiikliine Dennett, "amal du
ruu benirnserne' adn veriyor. Sannn programn kendisi, amal
duruu kendine kar benimsemeye balad zaman yapay zekada
ilgin eyler olumaya balayacak!
CHRIS: Bu da geribildirim dngsnde ok tuhaf bir dzey deitirme ola
cak.
SANDY:Kesinlikle yle. Bana gre imdilik, amal duruu gnmz prog
ramianna kar tam anlamyla benimsernek iin ok erken. Daha
dorusu benim fikrirn byle.
CHRIS: Bence bununla balantl ok nemli bir soru var: Insaniann dn
daki varlklar iin amal duruu ne dereceye kadar benimsernek
geerli olur?
PAT: Ben kesinlikle memeli hayvanlar iin amal duruu benirnserirn.
SANDY:Ayn fikirdeyirn.
CHRIS: ok ilgin! Nasl olabilir Sandy? Herhalde bir kpek ya da kedinin
Turing testini geebileceini dnrnyorsun? Ama ayn zamanda
Turing testinin, dnmenin varln snayan tek yntem olduu-
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 89

na inanmyor musun? Her iki inana ayn anda nasl sahip olabi
liyorsun?
SANDY: Hmm . . . Pekala. Sanrm Turing testinin belirli bir bilinlilik dze
yinin stnde ie yaradn itiraf etmek zorundaym. Bu testte ba
arsz olabilecek baz dnen varlklar olacaktr, ama te yandan
testi baaryla geen her ey bana gre gerekten bilinli, dnen
bir varlk saylacaktr.
PAT: Bir bilgisayan nasl olur da bilinli bir varlk olarak grebilirsin?
Basmakalp gibi geliyorsa zr dilerim ama ben bilinli varlklan
dnrken, bu fikirle makineler arasnda balant kuramyorum.
Aptalca olabilir ama bence bilinlilik yumuak, scak bedenlerle
balantldr.
CHRIS: Bir biyoloun azndan garip geliyor bu szler. Yaam anlamak
iin, tm bynn yok olmasna yetecek kadar kimya ve fizik ta
nmlar kullannyar musun?
PAT: Pek saylmaz. Bazen fizik ve kimya orda byl bir eylerin olup
bittii duygusunu glendiriyar Her neyse, bilimsel bilgilerimi her
zaman sezgisel duygularmla btnletiremiyorum.
CHRIS: Sannn ben de bu huyu paylayorum.
PAT: yleyse benimki gibi kat nyarglarla nasl baa kyorsun?
SANDY: Senin 'makine' kavramnn yzeyini kazyp, gz nnde olmayan
ama fikirlerini etkileyen sezgisel armlara ulanaya abalyo
rum. Sannn hepimizde makineleri grltyle alan bir moto
run gc altnda beceriksizce hareket eden demir oluumlar gibi
gren, Sanayi Devriminden kalma imgeler var. Belki de bilgisayan
kefeden Charles Babbage da insanlan byle gryordul Ne de olsa
yaratt u harika, ok ilevli bilgisayara Analitik Makine adn
vermiti.
PAT: Ben kesinlikle insaniann ssl buharl kepeler ya da elektrikli
konserve aacaklan olduunu dnmyorum. nsaniann farkl
bir yn var, sanki ilerinde bir alev var. Canl, beklenmedik bir bi
imde kvlcmlanan , dalgalanan, kararsz ama yaratc bir ey var.
SANDY: Harika! te ben de bunu duymak istiyordum. Byle dnmek
tam da insana zg. Senin alev imgen beni, mumlan, ateleri, yl
dnmlann lgncasna gkte dans ettii gk grltl frtnalan
dnmeye itiyor. Ama bu imgenin bir bilgisayar konsolunda da
grndnn farknda msn? Titreyen klar artc, parlak
modeller karmaas yaratyor. Cansz grltc metal ynlann
dan ok uzakta bir manzara! Tanr akna, aleve benziyor! Niin
'makine' szcnn devasa buhar kazanlan yerine dans eden
klar imgesini antrmasna izin vermiyorsun?
CHRIS: Bu ok gzel bir imge Sandy. Benim mekanizma alglaman mad-
90 Akln G'z

deye ynelik olmaktan modele ynelik olmaya deitiriyor. Zihnim


deki dnceleri -u anda bile- beynimde parlayan minik kvlcm
lar gibi grmeye alman salyor.
SANDY:Bir kvlcm manzaras iin olduka iirsel bir otoportreyle ktn
karmza!
CHRIS: Teekkr ederim. Ama yine de kendimin bir makine olduunu itiraf
edecek kadar ikna olmu deilim. Makine anlaym belki a d
bilinalt imgelerden kaynaklanyor ama kkleri bylesine derine
inen duygularm korkarm ki bir anda deitiremem.
SANDY: En azndan ak fikirli gibi grnyorsun. Dorusunu istersen
benliimin bir ksm senin ve Pat'in makinelere bakmza yaknlk
duyuyor. Bir ksm da kendime makine dememi yadrgyor. Senin
ya da benim gibi birinin yalnzca devrelerden olutuunu dn
mek garip geliyor. Seni artyor muyum?
CHRIS: Gerekten beni artyorsun. imdi syle bakalm, zeki bir bilgisa
yar fikrine inanyor musun, inanmyor musun?
SANDY: Hangi anlamda kullandna bal. 'Bilgisayarlar dnebilir mi?'
sorusunu hepimiz duyduk. Dnmek szcnn eitli yorum
lan dnda da bu sorunun farkl yorumlan var. 'Yapabilmek' ve
'bilgisayar' szcklerinin farkl anlamlan evresinde dolanyor.
PAT: Yine szck oyunlarna dndk. . .
SANDY: Doru . Birincisi, bu soru 'gnmz bilgisayarlar u anda d
nebilir mi?' anlamna gelebilir ve ben yksek sesle 'hayr' yantn
veririm. Eer 'gnmz bilgisayarlar uygun biimde programlanr
sa dnme potansiyeline sahip olur mu?' anlamna gelirse, daha
aklc olur ama ben yine 'herhalde hayr' yantn veririm. Esas zor
luk 'bilgisayar' szcne bal. Bana sorarsanz 'bilgisayar' szc
daha nce de anlattm gibi, iinde dikdrtgen metal kutularn
bulunduu klimal bir oda antnyor. Ama sannn toplum bil
gisayarlar tandka ve bilgisayar mimarisinde srekli gelimeler
yaandka, bu manzara zaman iinde demade olacaktr.
PAT: u anda bildiimiz bilgisayarlarn uzun bir sre ortalkta olacakla
rn dnmyor musun?
SANDY: Elbette bugnk grnme sahip bilgisayarlar uzun sre var ola
cak ama gelimi bilgisayarlar -belki onlara bilgisayar bile denme
yecek- evrim geirecek ve ok farkl olacak. Belki de canl organiz
malarda olduu gibi evrim aacnda eitli dallar oluacaktr.
yaam iin, okul ocuklan iin, bilimsel hesaplamalar iin, uzaya
giden raketler iin, sistem aratrmalan iin, simlasyonlar iin vs.
farkl bilgisayarlar olacaktr. Son olarak da zeki almalan iin
bilgisayarlar olacaktr. Benim zerinde durduum ite bu azami
esneklie sahip, insanlarn akll makine yapmak iin abaladk-
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 9 1

lan bilgisayarlar. Bunlann geleneksel kalplann iinde kalmalan


iin bir neden gremiyorum. Belki -balangta grmek ve duymak
iin- temel duyu sistemi gibi unsurlara sahip olacaklardr. Hare
ket edebilme, inceleyebilme gereksinimleri ortaya kacaktr. Fizik
sel olarak da esnek olmalan gerekecektir. Ksacas daha hayvans,
daha kendine yeterli olmalan gerekli olacaktr.
CHRIS: Yldz Savalan tilmindeki R2D2 ve C3PO adl robotlan dnmeye
baladm.
SANDY: Dorusunu istersen, zeki makineleri gzmn nnde canland
nrken, hi de o robotlar aklma gelmiyor. O robotlar ok sama ve
bir film tasanmcsnn hayal gcnn rnleri . Geri benim de pek
net bir vizyonum yok, ama insanlar eer yapay bir zekay gerek
i bir biimde hayal edeceklerse, bugn bize gsterilenlerden kay
naklanan kat biimli, kstl bilgisayar imgesinin tesine gemek
gerekir. Tm makinelerin ortak noktas ise her zaman, temelde
ki mekaniklik olacaktr. Belki biraz souk ve kat gibi geliyor ama
hcrelerimizdeki DNA, protein ve mitokondrilerin almasndan
-harika bir biimde- daha mekanik bir ey olabilir mi?
PAT: Bana gre hcrelerin iinde olup bitenler 'slak', 'kaygan ' ve ma
kinelerin iinde olup bitenler ise kuru ve katdr. Bilgisayariann
hata yapmayma ve yalnzca bizim onlara sylediklerimizi yerine
getirmelerine baldr bu ya da en azndan benim bilgisayar imgem
byle.
SANDY: Komik; bir dakika nce alev imgesinden sz ediyordun, imdi bu
imge 'slak ve kaygan' bir eye dnd. Bu kadar elikili olabilme
miz ok harika deil mi?
PAT: Senin alayclna ihtiyacm yok.
SANDY: Alay etmiyorum. Gerekten harika olduunu dnyorum.
PAT: Bu yalnzca insan zihninin -bu durumda benim zihnimin- ne ka
dar kaygan bir yaps olduunun bir rnei.
SANDY: Doru ama senin bilgisayar imgen skp kalm. Donanm dze
yinde deil ama bilgisayarlar da hata yapabilir. Gnmzde hava
tahminleri yapan bilgisayarlan bir dn. Program kusursuzca i
ledii halde yanl tahminler yapabiliyor.
PAT: Bunun nedeni yanl verilerin yklenmesi.
SANDY: Pek deil. Aslnda neden, hava tahminlerinin ok karmak olmas.
Byle bir programn kstl -ama tmyle doru- verilerle yetinmesi
ve oradan tahmin yrtmesi gerekir. Bazen yanl tahminler ya
pacaktr. Tarlasnda durup bulutlara bakan ve "Sannm bu gece
biraz kar yaacak" diyen iftiden fark yok. Beynimizde baz mo
deller gelitiriyoruz ve dnyann nasl davranacan tahmin etmek
iin bunlan kullanyoruz. Ne var ki, ne kadar hatal olsalar da bu
92 Akln G'z

modellerle i grmek zorundayz. Eer bunlar ok fazla hatalysa


evrim bizleri budayp atacaktr; bir uurumdan aaya filan yu
varlanabiliriz. Bilgisayarlar da ayn durumda. nsan tasanmclar
aka zeka yaratmay hedefleyerek, doann rasgele fark ettii ev
rim srecini hzlandrmaya abalyorlar.
PAT: Yani akltandka bilgisayarlarn daha az hata yapacaklarn m
sylemek istiyorsun?
SANDY: Aslnda tam tersine. Akllandka, karmak gerek yaam alania
nna el atacak konumda olacaklar ve hatal modeliere sahip olma
olaslklan artacak. Bence hata yapmak stn zekann iaretidir!
PAT: Hey, bazen beni ok artyorsun!
SANDY: Sanrm ben zeki makinelerin garip bir taraftarym. Belirli bir nok
taya kadar iki taraf da tutuyorum. Biyolojik slaklk ya da kayganlk
gibi bir zellie sahip olmadka makinelerin insans biimde zeki
olacaklarn dnmyorum. Gerekten slak olmayp , bu kaygan
lk yazlmda olabilir. Ama yine de, biyolojik grnse de grnmese
de, zeki makineler, yalnzca makine olacaktr. Onlar biz tasarlaya
caz, reteceiz, ya da yetitireceiz! Nasl altklarn belirli bir
dzeye kadar anlayacaz. Belki hi kimse tam olarak anlamayacak
ama kolektif olarak biz nasl altklarn biliyor olacaz.
PAT: Sanki sen her eye birden sahip olmak istiyorsun gibi geliyor.
SANDY : Herhalde haklsn. Demek istediim, yapay zeka ortaya knca hem
mekanik hem de ayn zamanda organik olacak. Yaamn mekaniz
malannda grdmz artc esneklie sahip olacak. 'Mekaniz
ma' derken gerekten 'mekanizma' anlamnda kullanyorum. DNA,
enzimler ve dierleri gerekten mekaniktir, katdr ve gvenilirdir.
Sen de katlyor musun Pat?
PAT: Dediin doru ama birlikte altklar zaman beklenmedik bir sr
ey ortaya kyor. yle ok karmaklklar ve davran biimleri
var ki, tm bu mekaniklik son derece akc bir hal alyor.
SANDY:Bana gre molekllerin mekanik dzeyinden hcrelerin yaam
dzeyine neredeyse hayal edilemeyecek bir gei bu. Ve bylece
insaniann makine olduuna beni ikna ediyor. Bu dnce baz a
lardan beni rahatsz ediyor ama baka alardan da ok heyecan
landnyor.
CHRIS: Eer insanlar makineyse, onlar bu geree ikna etmek niin bu
kadar zor oluyor? Eer biz makineysek, kendi makineliimizi kabul
etmemiz gerekir.
SANDY: Duygusal unsurlar da hesaba katman gerekir. Bir makine oldu
unu, fiziksel paralanndan baka bir ey olmadn duyunca,
lmlln ile yz yze kalyorsun. Hi kimse bununla yz yze
kalmak istemez. Ama duygusal itirazlarn tesinde, kendini bir ma-
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 93

kine gibi grebilmek iin en dipteki mekanik dzeyden, karmak


yaam etkinliklerinin yer ald dzeye sramak zorundasn. Eer
arada birok katman varsa, bunlar kalkan gibi hareket eder ve me
kanik nitelik neredeyse grnmez olur. Oluturulduklan zaman
zeki makineler bizlere de kendilerine de ite byle grneceklerdir.
PAT: Bir keresinde zeki makineler hakknda komik bir fikir duymutum.
Denetlernek istediimiz aygtiara zeka kattmz zaman, davran
lan artk tahmin edilir olmayacakm.
SANDY: Acaba ilerinde minik garip 'alevler' mi olacak?
PAT: Belki.
CHRIS: Bunun neresi komik?
PAT: ey, silah olarak kullanlan fzeleri dn. Bu fikre gre, hedef
tarayan bilgisayarlan ne kadar gelitirilirse, fonksiyonlan o kadar
az tahmin edilebilecek. Eninde sonunda fzeler sava kart ol
duklanna karar verecekler ve geri dnp eve gidecekler, patlama
dan sessizce yere inecekler. Hatta savan ortasnda intihar etmek
istemedikleri iin ters yne giden 'akll mermilerimiz' bile olacak.
SANDY: Harika bir fikir.
CHRIS: Ben bu fikirlere kukuyla yaklayorum. Yine de Sandy, zeki maki
nelerin ne zaman ortaya kaca konusundaki tahminlerini dinle
mek isterim.
SANDY: nsan zekasnn dzeyine yaklaan bir eyi grebilmemiz herhalde
ok uzun zaman alacak. Beyin denilen son derece karmak bir te
mele oturduundan, yakn gelecekte kopyalamamz olanaksz. Bu
yalnzca benim fikrim.
PAT: Sence herhangi bir program Turing testini geebilecek mi?
SANDY : ok zor bir soru. Konu buraya gelince, bu testi gemenin eitli
dereceleri olacan sanyorum. Ne de olsa yalnzca siyah ve beyaz
deil. ncelikle sorgucunun kim olduuna bal olacak. Ahmak
biri bugnk programlara bile kanabilir. kincisi sorulan ne kadar
derin soracana bal olacak.
PAT: yleyse bir dakikalk, be dakikalk, bir saatlik gibi farkl Turing
testleri olabilir. Resmi bir kurulu, Turing testini geebilecek prog
ramlar iin, her yl yinelenen bilgisayar satran ampiyonalan gibi
bir yanmaya spansor olsa ne kadar ilgin olurdu deil mi?
CHRIS: Saygn jri yeleri karsnda en uzun dayanan program kazanm
olurdu. Belki nl bir hakemi rnein on dakika aldatabilen bir
programa byk bir dl verilebilirdi.
PAT: Bir program dl ne yapacak?
CHRIS: Hadi Pat. Eer bir program jri yelerini aldatacak kadar iyiyse,
dlden keyif alacak kadar iyi olamaz m sence?
PAT: Elbette, zellikle kazand dl sorgucularla kentte bir geceyi dans
94 Akln G'z

ederek geirmek olursa!


SANDY: Byle bir iin balatlnasn grmeyi ok isterim. lk programlarn
acnacak bir durumda baarsz olmalarn izlemek herhalde ok
keyifli olur!
PAT: ok kukucusun deil mi? Karsnda iyi bir sorgucu olduu sre
ce gnmzn herhangi bir bilgisayar programnn be dakikalk
Turing testini baaracan dnyor musun?
SANDY: Ciddi olarak kukuluyum. Bir nedeni hi kimsenin bu konuya el
atmam olmas. Ama 'Pary' adnda bir program var ve onu yara
tanlar Turing testinin ilkel bir biiminden baaryla getiini iddia
ediyorlar. Uzaktan kumanda edilen bir dizi grmede Parry, ya
bir bilgisayar ya da bir paranayak hasta ile konutuklan sylenmi
olan birok psikiyatn aldatm. Daha nceki testlerde psikiyatrlara
ksa grmelerin metinleri verilmi ve hangilerinin gerek para
noyak bir hastayla ve hangilerinin bir bilgisayar simlasyonuyla
yapldn saptamalan istenmi .
PAT: Yani psikiyatrlarn soru sorma ans olmam m? Ciddi bir engel
bu ve Turing testinin havasna pek benzemiyor. Benim sylediim
birka sz okuyarak cinsiyetimi saptamaya altklarn bir d
nn. ok zor olabilir! Yani ilemin gelitirildiine sevindim .
CHRIS: Bir bilgisayan paranayak da\Tanlara nasl ynlendirebilirsin?
SANDY: Paranoyak davran dn sylemiyorum, yalnzca olaand koul
larn altndaki baz psikiyatrlarn yle dndn sylyorum.
Bu sahte-Turing testinde beni rahatsz eden noktalardan biri,
Pary'nin alma biimi oldu. "O" son derece kendini savunarak,
sohbetin istenmeyen konularndan kamarak pararoyak davran
yor ve temelinde denetimi elinde tuttuundan kimse "onu" derinle
mesine aratramyor. Bu adan bir paranayak simlasyonu nor
mal bir insan simlasyonundan daha kolay grnyor.
PAT: Dalga geiyorsun! Bir bilgisayar programnn en kolayca simle
edecei insan tipi hakkndaki espriyi anrusattn bana.
CHRIS: Neymi?
PAT: Katatonik bir hasta. Katatonik hastalar gnlerce hibir ey yapma
dan otururmu. Bunu yapabilecek bir bilgisayar programn ben
bile yazarm !
SANDY: Pary'nin ilgin bir yn d e kendiliinden cmle kurmamas ve
kaydedilen cmlelerden girdi cmlesine en uygun olan seebilece
i ok geni bir repertuar olmas.
PAT: Hayret verici! Ama ok geni apl olursa, herhalde baarsz olur,
deil mi?
SANDY: Evet. Herhangi bir konuma srasnda btn olas cmlelere yant
olarak kullanacan cmlelerin says astronomik rakamlara ular,
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 95

gerekten dnlemez. Aynca seilip kullanlabilmesi iin de ok


aynntl olarak sralanmas gerekir. . . Bir mzik kutusundan ark
seer gibi cmlelerin seilip Turing testinde kullanlabileceini d
nenler herhalde bunu derinlemesine dnmediler. in komik
yan, yapay zeka dmanlannn Turing testi kavram tartlrken
bylesi gereklemeyecek programlan ileri srmeleri. Gerekten
zeki bir makine yerine, devasa boyutlarda, skc bir monotonlukla
nceden belirlenmi cmleleri tekrarlayan bir robot dnmemizi
istiyorlar. Bizim zeki, akc sreler olarak grdmz grevleri
ayn anda gerekletirse bile, mekanik dzeyini kolayca fark edebi
leceimiz varsaylyor. Ardndan eletirmenler, "te grdnz! Yine
de bir makine, mekanik bir aygt, hi de zeki filan deil!" diyorlar.
Ben ise her eye teki taraftan bakyorum. Benim yapabileceklerimi
yapan -yani Turing testini geen- bir makineyi bana gsterdikleri
zaman kendimi hakarete uram ya da tehdit edilmi saymak ye
rine felsefeci Raymond Smullyan gibi "Makineler ne kadar harika!"
demek istiyorum.
CHRIS: Eer Turing testi srasnda bir bilgisayara tek bir soru soracak ol
saydn, ne sorardn?
SANDY: Hmmm . . .
PAT: "Turing testi srasnda bir bilgisayara tek bir soru soracak olsaydn,
ne sorardn?" sorusuna ne dersiniz?
QW-----

Turing testinde Taklitilik Oyunu yarmaclannn hakemden ayn bir oda


da bulunmas ve yalnzca szl yantlannn incelenebilmesi nkoulu ou
kiiyi rahatsz etmektedir. Elence amacyla oynanan bir oyunda byle bir
kuraln anlam olur ama bilimsel bir aratrmada hakemlerden gerekleri
saklamak iin bilinli bir giriim nasl karlanr? Zekas llecek adaylan
'kara kutulara' koyup 'dsal davrann' (bu durumda bir klavye kullana
rak verilen yantlar) kstl bir rneini kant olarak bulund urmakla, Turing
testi bir eit davranlk ya da (daha kts) ilemsekilik ya da (daha da
kts) dorulamaclk biimi zerine dogmatik olarak oturmaktadr. (Bu
kuzen yakn gemiin en korkun canavar izmleridir ve bilim felsefecile
ri tarafndan rtldkleri ve gmldkleri varsaylmaktadr; ama u ga
rip ses nedir? Mezarlarnda dnyorlar m ne? Onlar yreklerinden kaza
oturtmalydk!) Yoksa Turing testi, John Searle'n dedii gibi bir 'ilemselci
el abukluu' rnei mi?
Turing testi zihin konusunda gerekten de gl bir iddiada bulun
maktadr. Turing'in nermesine gre nemli olan adayn kulaklannn ara
sndaki gri maddenin (eer varsa) varl, nasl koktuu ya da neye benzedii
deil, zeki davranlarda bulunup bulunmaddr. Turing testinde nerilen
Taklitilik Oyunu kutsal deildir, genel zekay lmek iin kurnazlkla se
ilmi bir testtir. Turing'in varsaym, aka zekaya dayal baka davran
larda da bulunmayan herhangi bir eyin Taklitilik Oyununu kazanarak
Turing testini geemeyecei zerine kurulmutu. Zeka durumunun analizi
iin dnya satran ampiyonuna ah mat demeyi semi olsayd, itiraz et
mek iin ok gl nedenler ortaya kabilirdi. Artk bir makinenin yalnzca
bunu baarp, baka bir ey yapa mamas olasl da grlyor. G ya da
su orta kullanmadan ngiliz Kraliyet Mcevherlerini alnay ya da kan
dkmeden Arap-srail sorununu halletmeyi semi olsayd, zekann dav
rana 'indirgendii ' ya da 'ilemselcilikle tanmland' itirazlannn says
azalacakt. (Hi kukusuz, bir yerlerde bir ya da fazla felsefeci son derece
ahmak birinin ans eseri ngiliz Kraliyet Mcevherlerini ele geirdiini gs
teren ok ayrntl ama sama bir senaryo yazabilir. Bylece testi 'baaryla
geecek' ve genel bir zeka testi olduu iddiasn rtecektir. Gerek bir
ilemseki ise, tabii ki, bylesine ansl bir geri zekalnn tanmlayc testi
getii iin gerekten zeki olduunu kabul etmek zorunda kalacaktr; hi
kukusuz bu nedenle gerek ilemsekilerin bulunmas ok zordur. )
Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti 97

Turing testini, Ingiliz Kraliyet Mcevherlerini almak ya da Arap-Israil


sorununu zmekten daha iyi bir konuma getiren nokta ise teki testierin
(eer bir kez baanyla geilebilirse!) yinelenmesinin olanakszl, ok zor
oluu (birok zeki insan bu testlerde baansz olacaktr) ve nesnel olarak
karar vermenin gldr. yi dzenlenmi bir bahis gibi, Turing testi
denemeye davetiye karmaktadr; adil gibi grnr, zorlaycdr ama ge
ilmesi olasdr ve kararlar son derece nesneldir. Turing testi baka bir
adan da bir bahsi antnr. Bitmek bilmeyen, ksr bir tartmaya "Ya
yap ya da eneni kapa!" diyerek son vermektedir. Aslnda Turing, "zihin
ya da zekann doas ve z hakknda mnakaa etmek yerine, niin bu
testi geebilecek her eyin kesinlikle zeki olduu konusunda fikir birliine
varmyoruz ve ardndan bu testi adil bir biimde geebilecek bir nesnenin
nasl tasarianacan sormuyoruz?" demektedir. Ne var ki Turing, tartma
y durdurmay baararnayp, baka bir yne ekilmesine yol at.
Acaba Turing testi 'kara kutu' ideolojisinden dolay m eletirilere ma
ruz kalyor? Birincisi Hofstadter'in yazsnda belirttii gibi, teki zihinlere
olan inancmz temellendirmek iin, anlald kadanyla zeki davranlan
ieren gzlemimize dayanarak, biz birbirimize kara kutu muamelesi yap
yoruz. Ikincisi, kara kutu ideolojisi her art altnda tm bilimsel inceleme
lerin ideolojisidir. DNA moleklleri hakkndaki bilgileri eitli biimlerde
aratrarak, yant olarak nasl davrandna bakarak reniyoruz. Kanser,
deprem ve enflasyon hakknda da bilgileri ayn biimde alyoruz. plak
gzle grlebilen nesnelerle urarken kara kutunun 'iine bakmak' genel
de ok yararldr; rnein bir neter yardmyla 'al' aratrmasna bal
yoruz ve yzeyindeki rotonlan gzlerimize sayoruz. Ite bir kara kutu testi
daha: Hofstadter'in dedii gibi soru yle olmal: Yantlamak istediimiz
soru iin hangi aratrmalar daha dorudan geerli olacaktr? Eer soru,
herhangi bir varln zeki olup olmadna ynelikse, birbirimize gnlk
olarak sorduumuz sorulardan daha dolaysz, daha aratnc olanlann
bularnayz. Turing'in 'davranl'nn hedefi, herkese bilinen gerekleri
kolayca uygulanan, laboratuvar tarz bir deneysel testten geirmektir.
Hofstadter'in diyalounda ortaya atlan ama sonulandnlmayan ba
ka bir sorun da temsille ilgilidir. Herhangi bir eyin bilgisayar simlas
yonu o nesnenin aynntl, 'otomatik.letirilmi', ok boyutlu olarak temsil
edilmesidir ama gerekle temsil edilen arasnda dalar kadar fark vardr,
deil mi? John Searle'n dedii gibi, "St salglama ve fotosentez sekans
lannn bilgisayar simlasyonunda hi kimse bizim st ve eker elde etme
mizi beklemez . . . . "* Eer saysal bilgisayarda bir inek simlasyonu yapacak
bir prograrn gelitirirsek, yaptmz ilem yalnzca inein temsil edilmesi
olduundan, 'sald' takdirde st vermeyecek, ancak stn bir temsilini

* Bkz. Blm 22 "Akllar, Beyinler ve Programlar".


98 Akln G'z

verecektir. Temsil ne kadar iyi olursa olsun, ne kadar susam olursanz


olun, o st iemezsiniz.
Bir matematiki simlasyonu yaptmz ve programn iyi altn
varsayalm. spatlara ulaacamz umduumuz ama yalnzca ispatlarn
temsillerini elde ettiimiz iin szianacak myz? Ama ispatlarn temsilleri
de ispattr, deil mi? Her ey temsil edilen ispatlarn ne kadar iyi olduuna
dayanr. Karikatrcler karatahtann nnde dnen bilim insanlarn
izerken, sradan insanlar ne kadar "gereki" olarak grrse grsn, is
patlan temsilen karatahtaya yazdklan formller vs. tmyle anlamszdr.
Matematiki simlasyonu tpk karikatrlerdeki gibi sama ispatlar bile
verse, yine de matematikilerin davranlar, belki dalgnlklar gibi ilgin
kuramsal bir eyi" simle etmi olacaktr. Ote yandan bu simlasyon iyi
bir matematikinin retecei ispatlann temsillerini vermek zere tasarlan
msa -ispat karma blmnde- bir matematiki gibi iyi bir 'meslekta'
kadar deerli olacaktr. Grne gre, ispatlar, arklar gibi soyut, biim
sel rnlerle, (bundan sonraki blme bkz. "Prenses Ineffabelle") st gibi
somut, maddesel rnler arasnda bir fark vardr. Zihin bu blnmenin
hangi tarafnda bulunmaktadr? Zihinsel yetenekler st gibi midir yoksa
ark gibi midir?
Eer zihnin rnlerini bedenin denetimi gibi alglarsak, rnn olduk
a soyut olduunu grrz. Eer zihnin rnlerini zel bir madde ya da
madde eitleri -bol bol sevgi, birazck ac, biraz sevin ve iyi sporcularda
bol bulunan u arzu'dan birka gram olarak- alglarsak, bu kez rnleri
olduka somut olarak grrz .
Bu konuda tartma amadan nce , bir an durup blnmeyi yaratan
ilkenin, herhangi bir somut nesnenin ya da olgunun gerekten aynntl,
harika bir simlasyonuyla karlanca zorlayacamz son snnna kadar
apak olup olmadna bakmalyz. Herhangi alan bir simlasyon bir
donanmda somut olarak 'gerekleirse' temsil aralannn dnyada baz
etkiler yaratmas gerekir. Eer bir olayn temsil edilmesi, dnya yznde
olayn kendisinin yapaca gibi bir etki oluturuyorsa, bunun yalnzca bir
temsil olduunda srar etmek inatlk gibi grnmeye balar. Bundan son
raki blmde elenceli bir biimde gelitirilen bu fikir, kitabn sonuna tek
sk sk karnza kacaktr.
D. C. D.
6

STANISLAW LEM

PRENSES INEFFABELLE*

"Bir ey vard . . . ama ne olduunu unuttum," dedi Kral, D Gren


Kabine'nin karsnda. "Ya sen, Subtillion, niin bir ayann zerinde zp
layp, tekini byle tutuyorsun?"
"Bi-bir ey deil Majesteleri . . . birazck rombotizm . . . herhalde hava de
iiyor," diye kekeledi kurnaz Thaumaturge ve tekrar Kral bir d daha
denemesi iin kkrtmay srdrd. Kral Zipperupus bir sre dnd,
kitabn indekiler sayfasn okudu ve "Prenses Ineffabelle'nin Dn Ge
cesi' adl yky seti. Kendini atein karsnda oturmu eski bir kitabn
yaldz ssl parmen katlanna krmz mrekkeple gzel szcklerle ya
zlm Prenses Ineffabelle'nin yksn okurken dledi. yk be yz yl
nce Dandelia lkesinde yaayan prensesin Buz Ormann, Sarmal Kulesi
ni, Kineyen Kuhanesini ve Yz Gzl Hazinesini ama en ok da gzelli
ini ve erdemlerini anlatyordu. Zipperupus bu gzel manzaraya byk bir
zlem duydu ve iinde uyanan arzu ruhunu yle ateledi ki, gzleri fener
gibi pariayarak dar frlad ve dnn her kesinde Ineffabelle'yi arad
ama hibir yerde bulamad; yalnzca en yal robotlar prensesin adn duy
mutu. Yolculuklanndan yorgun dp, kraliyet lnn altn kapl kum
tepeciklerine ulanca, kk bir kulbe dikkatini ekti ve kar kadar beyaz
giysili, ruhani lider grnml bir adam fark etti. Adam ayaa kalkp yle
konutu:
"Zavall adam sen Ineffabelle'yi aryormusun! stelik onun son be yz
yldr yaamacln da gayet iyi biliyorsun, yani arzularn ne kadar bo ve
yararsz! Senin iin yapabileceim tek ey onu grmeni salamaktr. Elbette
kanl canl olarak deil ama bir bilgisel suretiyle, fiziksel deil saysal, plastik

* "The Princess Ineffabelle". Stanislaw Lem'in The Cyberiad kitabnda Michael


Kendel'in ngilizceye evirdii "The Tale of the Three Story-Telling Machines" adl
yazsndan alntlanmtr.
1 00 Akln G'z

deil tahmini, ergodik ve tmyle erotik olarak, bo zamanlanmda te heriyi


bir araya getirerek yaptm Kara Kutu'nun iinde grebileceksin!"
"Ah onu hemen gster bana, hemen gster bana!" diye haykrd Zip
perupus titreyerek. Ruhani lider bayla onaylad, eski kitaptan prensesin
koordinatlarn buldu ve prensesle birlikte ortaan tmn delikli kartla
ra prograrnlad, alteri at, Kara Kutu'nun kapan kaldrd.
"te bak!"
Kral eilip baknca ortaan tmyle saysal, ift deikenli ve izgisel
simlasyonunu grd. Dandelia lkesi, Buz Orman, Sarmal Kule, Kine
yen Kuhane ve Yz Gzl Hazinenin yan sra Ineffabelle de ordayd. Pren
ses, krmz ve san parlayan devreleriyle sirnle edilmi bahesinde ar ar
dolayor, sirnle edilmi papatyalar topluyor, sirnle edilmi bir ark sy
lyordu. Kendini daha fazla tutarnayan Zipperupus , Kara Kutu'nun zerine
zplad ve lgnlna kaplp bilgisayann yaratt dnyaya girmeye abala
d. Ne var ki ruhani lider derhal elektrii kesti ve Kral yere doru itti.
"Deli adam! Olanaksz yapmaya m kalkacaksn! Maddeden yaplm
olan hibir varlk alfanmerik elementlerin akt, anaforlat , faslal tam
say dzenlerinden, saylarn soyut dururnundan baka bir ey bulunma
yan bir sisteme asla giremez!"
"Ama girrneliyirn, girrneliyirn!" diye haykrd Zipperupus ve adeta ken
dinden geerek kafasn Kara Kutu'ya vurmaya balad. Kutunun rnetali
erilince yal bilge konutu:
"Eer senin arzularn bylesine deimez ise, seninle Prenses Ineffa
belle arasnda bir balant kurabilmenin bir yolu var, ama ncelikle imdi
ki biiminden ayrlacaksn, nk senin bal koordinatlarn alp her bir
atomunun bir prograrnn yapacam ve simlasyonunu ortaa rnodelli
bilgisel ve temsili dnyaya yerletireceim. Elektronlar bu kablolar boyun
ca akp katottan anoda gemeyi srdrdke sirnlasyonun orda kalacak.
Ama u anda karmda duran sen yok edileceksin ve tek varln, verilen
alanlar ve potansiyeller biiminde, istatistiksel, bulusal ve tmyle say
sal olacak!"
"Buna inanmak ok zor," dedi Zipperupus, "Bir bakasn deil de beni
sirnle ettiini nereden bileceim?"
"Pekala, bir denerne yapabiliriz," dedi bilge. Sanki takm elbise dike
cekmi gibi Kraln tm llerini ald. Her atornu teker teker tartlp yer
letirildiinden elbette ok daha dikkatli alnmt lleri. Sonra prograrn
Kara Kutu 'ya verdi.
"te bak!"
Kral ieri baknca kendini atein yannda oturmu Prenses Ineffabelle
hakknda eski bir kitab okur, ardndan onu aramak iin dar frlar, orda
burada sorar ve altn kaplamal ln tam ortasndaki kk kulbeye
gelip kar beyaz ruhani liderle kartarken grd. Ruhani lider yine onu,
Prenses lnejfabelle 1 0 1

"Zavall adam, sen lneffabelle'yi anyorrnusun!" szckleriyle karlad.


"Herhalde artk ikna oldun," dedi ruhani lider prograrn kapatrken.
"Bu kez seni, tatl Ineffabelle'nin yannda, ortaaa prograrnlayacarn ve
onunla, sirnle edilmi, izgisel olmayan , ift deikenli bitmeyen bir d
dleyeceksin . . . "
"Evet, evet anlyorum," dedi Kral . "Ama ben burada olduum, herhan
gi bir Kutu'nun iinde olmadm iin, dteki yalnzca benim grntm
olacak. "
"Ama sen burada daha uzun kalrnayacaksn," diye yantlad yal bilge
nazik bir glle, "Bu ile ben ilgileneceirn . . . "
Yatan altndan ok ar ama ie yarayan bir eki kard.
"Sen sevdiceinin kolianna atlnca," dedi bilge Krala, "Senden biri bu
rada, teki Kutu'da olmak zere iki tane olmamasn salayacarn . ok
eski ve ilkel bir yntem ama asla baansz olmaz, imdi eer biraz ne
eilirsen . . . . "
"Senin Ineffabelle'ye bir kez daha bakp kesin emin olmak istiyorum,"
dedi Kral.
Bilge Kara Kutu'nun kapan at ve Ineffabelle'yi ona gsterdi. Kral
bakt, bakt ve ardndan konutu:
"Eski kitaptaki betirnlerne ok abartlm. Hi fena deil ama kitapta
yazd kadar da gzel olduu sylenemez. yi gnler, yal bilge . . . "
Ve gitrnek zere arkasn dnd.
"Nereye gidiyorsun deli adam?" diye bard ruhani lider ekici smsk
tutarak, Kral neredeyse kapdan karken.
"Kutu'nun haricinde herhangi bir yere," dedi Zipperupus ve acele
admlarla dar kt ve ayn anda grd d ayaklannn altnda bir
balon gibi patlad ve kendini giri holnde son derece derin bir hayal knk
lna uram Subtillion'un karsnda buldu. Kral Kara Kutu 'ya girmeye
ve Lord High Thaurnaturge onu sonsuza dek orda tutmaya bu kadar yak
lam olduundan, Subtillion hayal krklna uramt. . .
90-----

Kitabmza, Polonyal yazar ve felsefeci Stanislaw Lem'den aldmz


yaptn birincisi budur. Michael Kandel'in evirisini kullandk ve Lem'in
fikirlerini yorumlamadan nce, canl Lehe szck oyunlarn byk bir
ustalkla canl ngilizce szck oyunlarna evirdii iin Kandel'e teekkr
etmek isteriz. Bu yknn alnm olduu The Cyberiad adl yaptn t
mnde bylesine yksek bir eviri dzeyi tutturulmutur. Bu gibi evirileri
okurken, gnmzde makine evirileri iin yaplan programlarn, benzer
ileri insaniann elinden almasnn ne kadar imkansz olduunu anmsyo
ruz.
Lem, yaam boyunca bu kitapta ne srdmz sorulara ilgi duy
mutu. Onun sezgisel ve edebi yaklam belki de okurlan ikna etmek a
sndan, sert tutumlu bilimsel makalelerden ya da gizli bir manta sahip
felsefe yazlanndan daha yararldr.
ykye gelince, kendisini tmyle ifade ettiine inanyoruz. Bilmek
istediimiz bir tek ey var: ark simlasyonuyla gerek ark arasnda ne
fark vardr?
D. R. H
7

TERREL MIEDANER

MARTHA'NIN RUHU, BR DRT AYAKLI*

Jason Hunt ona teekkr etti, iinden derin bir rahatlama soluu ald ve
bir sonraki tanm ard.
H ayvan psikolojisi profesr Dr. Alexander Belinsky, ksa boylu, top
luca, kaba ve ciddi tavrl bir adamd. Balangta verdii ifade akademik
baanianna k tutmu, kendi alannda uzman bir tank olduunu gs
termiti. Bundan sonra Hunt, olduka karmak bir gsteri sunmak iin
mahkemeden izin istemiti.
Yarg krssnn nnde izin verilip verilmemesi konusunda ksa bir
grmenin ardndan Morrison'un hibir itiraz olmad iin Feinman'n
ekincesine kar mbair iki doktora rencisini salona getirip nlerine
eitli elektronik aygtlarla donanm tekerlekli bir araba srd.
Mahkeme tutanaklan hep szl ifadelere dayanm olduundan son
yllara kadar burada planland gibi gsterilere izin verilmemiti ama i
lemleri hzlandrmak amacyla kanlan zel yasalar artk bir mahkeme ra
portrnn resmi kaytlar iin byle sunumlan videoya kaydetmesine izin
veriyordu. Ama bir asistann elektronik aygtlan dzenlerken dierinin bir
an salondan kp elini tuttuu bir empanzeyle dnd gren Feinman
adalama iaretlerine pimanlk duymaya balamt.
Kalabalktan rkm ve sinidenmi gibi grnen hayvan salona girer
ken elinden tutan kiiye iyiden iyiye yaklamt. Dr. Belinsky'yi grnce de
byk bir sevgi gsterisiyle tank krssne zplamt. Hunt'un talimaty
la Belinsky dii empanzeyi Martha adyla tantm ve son aratrmalannda
kulland yirmi hayvandan biri olduunu aklamt. Bu aratrmalann
sonulan bir sre nce kitap olarak baslmt. Hunt ondan bu deneyleri
anlatmasn isteyince yle konumutu:

* "The Soul of Martha, A Beast". Terrel Miedaner'in The Saul ofAnna Klane kitabn
dan alntlanmtr.
104 Akln G'z

"Yllarca beyinleri yetersiz olduundan hayvanlarn, insan diline benzer


bir dil gelitirmedikleri varsayld. Ama altml yllann banda baz hayvan
psikologlan empanzeterin konumama nedenini ilkel ses mekanizmalan
nn szckleri seslendirmeye yetmemesi olarak nerdiler. Bu kuram test
etmek iin konuma gerektirmeyen basit simgesel diller gelitirdiler. Renkli
kartlar, resimler, mknatsl karatahtalar, klavyeler ve hatta uluslararas
iaret dilini kullanarak belirli bir baar derecesine ulatlar.
"Bu deneyler simgesel konumann yalnzca insanlarla snrl kalmadi
n gsterdi ama ayn zamanda en zeki hayvanann konuma kapasitesi
nin bile ok kstl olduunu da ortaya koydu. Zeki bir niversite rencisi
en zeki empanzeterin konuma baanlannn tmn kopya edebilen bir
bilgisayar program gelitirince, hayvanlar zerinde yaplan konuma de
neylerine olan ilgi nemli lde azald .
"Yine de daha nceleri yetersiz ses telleri nedeniyle kstl kalan bu
hayvanlar, belki de daha nceki deneyierin snrlamalan nedeniyle kstta
nyorlar gibi grnyor. nsanlarn beyninde dil biimlerinin yaratlmasna
ve yorumlanmasna ayrlm zel bir konuma merkezi vardr. empanzeler
normal durumlannda birbiriyle iletiim kurarlar ve onlarn beyninde de
doutan bir konuma ve uluma merkezi vardr.
"Ses tellerini amak iin el hareketlerinin kullanlmas yznden, n
ceki dil deneylerinde, ayrca, empanzeterin doal konuma merkezlerinin
de atlanp geildii aklma geldi. lkel ses tellerini kullanmadan bu doal
konuma merkezini iin iine katnay dndm ve karnzda grd
nz aygtlarla baanya ulatm.
"Martha'nn kafasna yakndan bakarsanz sol tarafnda yuvarlak bir
plastik kapak greceksiniz. Bu kapan altnda kafatasna srekli kalacak
biimde yerletirilen bir elektrikli balayc var. Buna bal olan elektrotlar
beynine kadar gidiyor. Elektronik aygtlanmz Martha'nn kafasna bala
np, konuma merkezindeki sinir aktivitelerini denetleyip ngilizce szck
lere eviriyor.
"Daha yava deney hayvanlarmizdan biri olan Martha'nn yalnzca
yedi elektrotu var. Farkna varmad halde beynindeki baz elektrotlan ha
rekete geirerek 'konuabiliyor. ' Elektrot sinyallerinin yaps kk bir bil
gisayar tarafndan okunuyor ve syledii szckler bir ses sentezi aygtna
ykleniyor. Bu teknik, onun bir cins doal geribildirim-yant mekanizmas
gelitirmesini salad. Eksik bir dilbilgisi temeline sahip olmasna ve ton
lama yapamamasna karn, ses tellerini baladmz zaman insan sesine
ok yakndan benzeyecektir.
"Yine de beklentilerinizi yksek tutmayn nk Martha'nn yldz
rencilerimizden biri olmadn syledim . Geri yedi elektrotlu sistemi yz
yirmi sekiz farkl szce evrilebilir ama o, yalnzca elli szck ren
di. teki hayvanlar daha baarl oldu. Dahi olarak kabul ettiimiz dokuz
Martha'nn Ruhu, Bir Drt Ayakl 105

elektrotlu erkek empanzemiz be yz on iki olaslk arasndan seebildii


drt yz yedi szc kapsayan bir kelime haznesine sahip. Ne var ki," diye
ekledi doktor, Martha'nn balant kablosuna uzanrken, "keyifli bir sohbet
srdrdn greceksiniz."
Dr. Belinsky onu insan dili dnyasna balarken, empanze neesini
ve heyecann gsterdi. Doktor bir asistann uzatt kabloyu alrken zp
lamaya ve anlalmaz bir biimde konumaya balad ve koruyucu kapak
kanlp balaycnn iki yars bir araya getirilirken kprdamadan durdu.
Kablolar balannca yine zplad ve kafasndaki kabloyu umursamadan
daktorun elinde tuttuu kk kutuyu iaret etti.
"Martha iin konumak neredeyse hi bitmeyen bir olay," diye aklad
doktor, "nk elektronik ses telleri asla yorulmuyor. Arada bir eyler sy
leyebilmek iin bu kumanday kullanarak onu susturuyorum."
"Pekala Martha, bala bakalm, " dedi psikolog ses dmesine basar
ken.
Aygt arabasndaki kk hoparlrden derhal grltl sesler yksel
di. "Merhaba! Merhaba! Ben Martha. . . Martha, Mutlu empanze. Merhaba
Merhaba-"
Mahkeme salonundakiler hayret iinde izlerken hayvann sesi bir
elektrik dmesinin trtyla kapatlmasyla kesildi. empanzenin az a
lp kapanrken, hoparlrden ykselen seksi bir kadn sesini duymak izle
yenleri artmt.
retmeni sormaya balad "Martha ka yanda?"
" O Martha O-"
"ok iyi. imdi rahatla, Martha sakinle. Ben kimim?" diye sordu dok-
tor kendini iaret ederek.
"Belinsky Adam yi Belins-"
"Ya bunlar kim?" diye sordu eliyle hncahn dolu salonu iaret ederek.
"Adam Adam nsanlar yi nsanlar-"
Aratrmac, empanzenin sesini tekrar kesti ve savunma avukatna
dnp hazr olduunu iaret etti.
Hunt ayaa kalkp ilk sorusunu sordu: "Size gre bu hayvan zeki mi-
dir?"
"'Zeki' szcnn ok geni bir anlamnda, evet zekidir diyebilirim."
"nsanlarda kabul ettiimiz biimde zeki midir?" diye sordu Hunt.
"Sannm ama byle bir fikri oluturmanz iin ona insan muamelesi
yapmanz, onunla konumanz, oynamanz gerekir. Bu nedenle onun en
sevdii oyuncaklann getirdim. Snrl dikkatini ya bana ya da oyuncaklan
n elinde tutan kiiye verecektir. Onu incelemenizi neriyorum."
Yargcn itiraz etmesini beklediini yan gzle fark eden Morrison, iste
nileni yerine getirdi. "tiraz ediyorum sayn yarg. En azndan bu tankln
davayla balantl olduuna Bay Hunt'un bizi inandrmasn bekliyorum."
106 Akln G'zl

"Eee Bay Hunt?" diye sordu Feinman.


"Greceiniz gibi balantl olacaktr."
"Eer olmazsa," diye sz verdi Feinman, "Kaytlardan silineceinden
kukunuz olmasn. Devam edin."
Hunt, empanzenin oyuncaklannn bulunduu parlak krmz ve g
m rengine boyanm byk boy mcevher kutusunu ap iine bakt ve
jelatine sanl bir puro kard. Puroyu havaya kaldnnca empanzenin sesi
duyuldu, "Puro Belinsky Kt Kt Puro," dedi ve doal seslerini ekleyip
daha etkileyici olmas iin gsterili bir biimde bumunu tuttu.
"Eski bir puranun senin oyuncak kutunda ne ii var Martha?" diye
sordu Hunt.
"Ne? Ne? Nee-" dedi Martha ve Belinsky sesini kesti.
"Bu soru onun iin fazla karmak. Anahtar szcklere ve ksa fiiliere
indirgerneye aln," diye nerdi.
Hunt denedi, "Martha puro yer mi?"
Bu kez yantland. "Yok Yemek Yok Yemek Puro. Yiyecek Yemek Puro
imek."
"Olduka etkileyici doktor," diye iltifat etti Hunt bilim adamna. Ardn
dan Morrison'a dnd . "Savclk makam tan incelemek istiyor mu?"
Morrison bir an duraklayp hayvann oyuncak kutusunu eline ald.
Gizlerneye gerek grmedii bir tiksintiyle oyuncak ayy eline ald ve em
panzeden tanmlamasn istedi. Hayvan bir anda sinirle zplamaya balad
ve yapay sesi ona yetimekte zorland.
"Adam Kt Kt Yok Almak Ay Martha Ay Yardm Belinsky Yardm
Martha Al Ayy-"
Konuma sesi kesilince, doal seslerini karmaya balad ve doktor,
Martha'nn kapld paranayay aklad. "Sizin bir dmanlk duygusu ta
dnz hissetti efendim. Dorusunu isterseniz sizin gibi, bakalannn da
bir hayvann zekice konuabilmesi kavram karsnda huzursuz oldukla
nn biliyorum. Sizi anlyorum ama Martha sinirlenmeye balad. Acaba bir
bakas onunla grrse-"
"Ben denemek isterim," diye atld Yarg Feinman. Her iki taraf da ka
bul edince Morrison oyuncak kutusunu krsye gtrd. Savcnn surat
asmasn umursamayan Martha sakinleti.
"Martha ackt m?" diye sordu Feinman kutudaki muzlan ve ekerleri
grnce.
"Martha Yemek imdi Marta Yemek-"
"Martha ne yemek istiyor?"
"Martha Yemek imdi-"
"Martha eker ister mi?"
"eker eker Evet, ek-"
Yarg kutudan bir muz kanp uzatt ve empanze byk bir beceriy-
Martha 'nn Rulu., Bir Drt Ayakl 1 07

le yakalad, soydu ve azna att. Muzu yerken Belinsky bir an iin sesini
ap bitmeyecek gibi grnen "Mutlu Martha" szcklerini dinietirken hay
van sanki ard. Muzu bitirince yargca dnd ve ses karmadan azn
ap kapamaya balad. Dmeye baslnca "yi Muz yi Muz Teekkr Sana
Adam eker imdi eker imdi," dedii duyuldu.
Sonutan memnun kalan Feinman kutudaki ekeri karp uzatt.
Martha ekeri ald ve derhal azna atmak yerine Belinsky'nin alter kutu
suna iaret edip sesini duyurmak istediini belirtti.
"Puro Puro Martha ster Puro-"
Yarg puroyu bulup uzatt. empanze eline ald, bir an koklad ve geri
verdi. "yi yi Adam Yemek Belinsky Puro Teekkr Sana Teekkr Sana
Adam-"
Hayvann zekas ve ocuka yalnl yargc hem bylemi hem de
sevindirmiti. Duygularn hisseden empanze buna karlk vererek mah
keme salonunu elendirdi. Bu gsteriyi uzatmak istemeyen Hunt, trler
aras konumay birka dakika sonra kesti.
"Acaba ifadesini almaya balayabilir miyim sayn yargcm?"
"Evet, elbette," dedi yarg ve bu arada yanna kadar gelmi olan hay
van isteksizce ona verdi.
"Doktor Belinsky," diye sze balad Hunt , Martha sakinleince, "Bu
hayvann zekas konusundaki bilimsel aratrma sonulann ksaca akta
rabilir misiniz?"
"Onun zihni bizden farkldr," dedi bilim adam, "Ama bir dereceye
kadar. Bizim beyinlerimiz daha byk ve bedenlerimiz daha kolay uyum
gsterdiinden bizler ondan stnz. Ama aramzdaki farkllklar utan
verecek kadar az olabilir. Ne kadar eksik yn olursa olsun korkann ki
Martha'nn insana benzeyen bir zekas var."
"Onun tryle bizim aramzdaki zihinsel beceri farkn bir izgiyle ay
rabilir misiniz?"
"Hayr. Sradan insandan aadadr ama idiot dzeyindeki zrl in
sanlardan hi kukusuz stndr ve geri zekallarn ouyla ayn dzey
dedir. Aynca ou beyin zrlden farkl olarak hem daha temizdir hem de
kendine ve yavrularna bakabilmektedir. Onun ve bizim zeka dzeylerimiz
arasnda kesin bir aynm yapmak istemiyorum."
Hunt bir sonraki sorusunu hemen sormad. Elbette bu deneyi aratr
macyla birlikte nceden hazrlamt. Tankln tamamlanmas iin doa
s nedeniyle uygulanamayacak bir gsteri daha isternek zorundayd. Ama
Belinsky'nin planland gibi davranacandan emin deildi. Daha dorusu
kendisi de gsterinin yaplmasn istediinden kesin olarak emin deildi.
Yine de yaplmas gereken bir i vard.
"Doktor Belinsky, bu yaratn insana benzeyen zekas insan gibi mu
amele edilmesini hak ediyor mu?"
1 08 Akln G'z

"Hayr. Elbette tm laboratuvar hayvaniannza iyi davrannz ama de


erleri ancak deneysel potansiyelleriyle snrldr. rnein Martha'nn ya
rarll oktan sona ermitir ve bakm deneysel deerinden daha pahalya
geldiinden ksa bir sre sonra yok edilmesi planlanmtr."
"Byle bir hayvan nasl ortadan kaldnyorsunuz?" diye sordu Hunt.
"Ac vermeden hemen ldren ok eitli yntemler var. Ben, beklen
medik bir anda sevdii bir yiyecee kantnlarak verilen zehir yntemini
yeliyorum. Acmasz bir hile gibi grnyorsa da hayvann bana gelecek
leri beklemesini nlyor. lm gerei hepimiz iin geerlidir ama en azn
dan bu basit yaratklann bu korkuya kaplmasna gerek yoktur." Belinsky
konuurken cebinden bir eker kard .
"Bu ilemi mahkemeye gsterebilir misiniz?" diye sordu Hunt.
Bilim adam ekeri empanzeye uzatrken Feinman sonunda ne olup
bittiini fark etti. lmcl deneyin durdurulmasn emretti ama ok ge
kalmt.
Aratrmac daha nce hibir hayvan kendisi ldrmemi, bu grevi
hep asistanianna brakmt. Kuku duymayan empanze zehirli armaan
azna atp snrken, Belinsky'nin daha nce dnmedii bir deney aklna
geliverdi. Ses dmesine bast. "eker eker Teekkr Sana Belinsky Mut
lu Mutlu Martha. "
Ardndan sesi kendiliinden kesildi. Bedeni kasld ve efendisinin kol
lar arasnda geveyip ld.
Ama beyin lm ayn anda gereklemedi. Hareketsiz bedeninde bir
devrenin son duyusal akm sinir ulanna "Hasta Martha Hasta Martha"
diye zmlenen ksa bir drt gnderdi.
ki saniye boyunca baka bir ey olmad. Hayvann cansz bedeniyle
balants olmayan sinirsel boalmlar insaniann dnyasna son bir sinyal
daha yollad.
"Niin Niin Niin Niin_"
Hafif bir dme trts tankl sona erdirdi.
go-----

Sabahleyin broya gittim ve biraz altm. Yava yava hepimiz Kaptan Holmes'un Guiny'den getirdii garip
yarat grmek zere Sir W. Battens'in yanna arldk. Koskoca Ha be maymun u ok adan insana benziyor
ve onun belirli bir tr olduu syleniyor ama ben yine de bir insanla bir dii maymun un yaratt bir canavar
olduuna inanyorum. imdiden i ngilizcenin ounu anladn dnyorum ve ona konumann ya da iaret
dilinin retilebileceini sanyorum.

Samuel Pepys'in Gnl


24 Austos 66

lmekte olan empanzenin ne olduunu anlayamayan, ackl haykr bu


masum ve byleyici yaratkla kendimizi kolayca zdeletirdiimizden
iimizde byk bir merhamet duygusu uyandnyor. Ama bu senaryonun
inanlrl nedir? On yldr empanzelerin dili tartlan bir konudur. em
panzeterin ve dier primatiann birka yz szce kadar alglayp ezber
ledikleri grlyor, hatta bazen byk bir beceriyle bileik kelimeleri de
sylyorlar, ama szckleri anlam tayan cmleler biimine getirmelerini
salayacak dilbilgisi kurallarn renmeleri gereklemiyor. Sz dizimi ku
rallarna uygun cmleler yerine szckleri rasgele yan yana kullanyorlar.
Bu durum ok ciddi bir kstlama mdr? Bazlannn gznde byledir, n
k ifade edilebilecek fikirterin karmaklna kat bir snr getiriyor. Noam
Chomsky ve dierleri, tm dillerin yeterince derin bir dzeyde paylat bir
cins 'asli gramerin, ' doutan gelen dil yeteneinin, temelde insana zg ol
duunu ileri sryorlar. Bylece bizim asli gramerimizi paylamayan em
panzeler ve dier primatlar temelde bizden farkl oluyor.
Daha bakalan ise konuur gibi gzken primatiann -ki onlan in
san m hayvan m hangi kategoriye koyduurndan emin deilim- bizim dili
kullanrken yaptmz eyden farkl bir ey yaptklann ne sryorlar.
tletiim kurmak, yani kiisel fikirlerini belirli modeliere uygun biimde
iaretiere aktarmak yerine, kendileri iin anlam olmayan simgeleri kulla
narak istediklerini elde ediyorlar. Kat grl bir davran iin, 'anlam'
gibi varsaylm zihinsel niteliklere dayanarak dsal davranlar arasnda
farkllklar grmek samadr. Yine de denek olarak primadar yerine lise
rencileri kullanlarak byle bir deney yaplmt. rencilere eitli e
killerde renkli plastik paracklar verilmi ve belirli dlleri kazanabilmek
iin bunlan baz yollarla kullanmaya 'koullandnlmlard'. Arzu ettikleri
l l 0 Akln G'zl

dllere ulamak iin paracklan belirli bir dzen iinde yerletirirlerken,


yaptklan ilemler zrnlenince, bu dller iin basit ngilizce cmleler
kurduklan ortaya kyordu, ama rencilerin ou konuyu bu adan hi
dnmediklerini sylemiti. Yerletirme dzenlerinin bazsnn ie yarad
n, bazsnn yararnadn ve deneyin bu noktaya kadar srdn d
nrnlerdi. Onlara gre bu deney anlamsz simge-maniplasyonunda bir
egzersiz gibiydi! Bu artc sonu, empanze dili iddialannn antropornor
fik hayvan severlerin hsnkuruntusu olduuna ou kiiyi ikna etmeye
yetebilir. Ne var ki rnnazaralar henz sonulanmaktan ok uzak.
Kullandrnz alntnn gerekilii ne olursa olsun, birok ahlak ve
felsefi konular ok iyi ne kanlrn. Akl-zek3. sahibi olmakla ruh-duy
gusallk sahibi olmann fark nedir? Biri olmadan dieri var olabilir mi?
Martha'nn ldrlmesini hakl gsterrnek iin belirtilen nokta bir insan
kadar 'deerli' olrnarnasdr. Her naslsa bu szck, insandan 'daha az
ruha' sahip olduu fikrini aklayan bir ifre olabilir. Ama akl derecesi
ruhun derecesini anlamak iin doru bir gsterge midir? Geri zekru ya da
bunam insanlar normal insanlardan 'daha kk bir ruha' m sahip?
Eletirmen James Huneker, Chopin'in Etd Opus 25 no. l l adl yapt hak
knda yazarken, "Parrnaklan ne kadar evik olursa olsun, kk ruhlu
insanlar bundan uzak durrnaldr," demiti . Ne kadar inanlmaz bir bildiri!
Ne var ki, son derece sekinci ve zppece gibi grnse de belirli bir gerei
ieriyor. Ama ruh leri kim ternin edecek?
Turing testi byle bir lm arac deil mi? Dil araclyla ruhu lebi
lir miyiz? Martha'nn ruhunun baz nitelikleri syledii szlerle tabii ki ok
ak anlalabiliyor. Biraz fiziksel grnm (aslnda bunu nereden biliyo
ruz?) biraz bizim kendimizi zdeletirrnerniz nedeniyle biraz da etkileyici
saf cmleleriyle Martha ok cana yakn gibi grnyor. Bir bebee ya da
kk bir ocua kar duyduumuz korumaclk duygurnuzu uyandnyor.
Bunlann hepsi ve daha fazlas, The Saul of Anna Klane adl yapttan
alnt yaplan bundan sonraki blmde -daha byk bir sinsilikle!- ele al
nacaktr.
D. R. H
8

TERREL MIEDANER

MARK III DRT AYAKLININ RUHU*

"Anatol'n yaklam yeterince ak," dedi Hunt, "Biyolojik yaam makine


liin karmak bir biimi olarak gryor."
Umursad halde omzunu silkti kadn," Bu adamn beni bylediini
itiraf ederim ama bu felsefeyi kabul edemem. "
"Biraz dn," diye nerdi Hunt. "Bildiin gibi, yeni evrim kuramma
gre, hayvan bedenleri tmyle bir mekanik srele biimlendiriliyor. Her
hcre mikroskobik bir makine, daha byk, daha karmak bir btnle
birleen tamamlayc minik bir para."
Dirksen ban sallad, "Ama hayvan ve insan bedenleri makineden
daha fazlasdr. reme ilemi onlar farkl duruma getirir."
"Bir biyolojik makinenin baka bir biyolojik makineyi dnyaya getir
mesi niin bu kadar harika oluyor?" diye sordu Hunt. "Dii bir memelinin
gebe kalp doum yapmas, otomatik bir fabrikann motor gvdeleri ret
mesinden daha yaratc bir dnce gerektirmiyor."
Dirksen'in gzleri fkeyle parlad. "Otomatik fabrikann doum yapar
ken bir eyler hissettiini dnyor musun?" diye meydan okudu.
"Metal yaps basn altnda kalyor ve zaman iinde fabrika yorgun
dyor."
"Benim 'hissetmek' derken kastettiim bu deildi."
"Benim de deildi," diye onaylad Hunt. "Ama kimin ya da neyin duy
gulara sahip olduunu her zaman anlamak kolay deil. Benim byd
m iftlikte yavrularnn ounu ezerek ldrme eiliminde olan bir dii
domuz vard. Sanrm kazayla ldryordu. Sonra da yavrulannn l be
denlerini yiyordu. Bu damuzun analk duygusuna sahip olduunu syle
yebilir misin?"

* "The Soul of the Mark III Beast". Terrel Miedaner'in The Saul of Anna Klane kita
bndan alntlanmtr.
1 1 2 Akln G'zl

"Ben domuzlardan sz etmiyorum!"


"Ayn cmleyi insanlar iin de kullanabiliriz. Ka tane yeni doan be
bein tuvalete atlp boulduunu tahmin etmek ister misin?"
Dirksen konuamayacak kadar dehete drnt.
Ksa bir sessizlikten sonra Hunt devam etti. "Klane'de gzlernlediin,
rnakinelerle ok yakndan ilgilenrnesi ise baka bir gr as. Ona gre
makineler baka bir yaarn biimi, plastik ve metalden kendisinin olutu
rabilecei bir yaarn biimi. stelik kendini de bir makine olarak grecek
kadar da drst."
"Makineler douran bir makine," dedi Dirksen. "Sen yaknda o adama
anne bile diyebilirsin!"
"Hayr," dedi Hunt. "0, bir mhendis. nsan bedeniyle kyaslannca bir
makine ne kadar kaba olursa da, bir dnce srecinin rn olduun
dan, yaln biyolojik remed en daha stn bir ilem saylr."
"Bir avukatla tartlmayacan bilmem gerekirdi," dedi Dirksen fke
sinden synlrnadan. "Ama ben rnakinelerle balant kuramyorurn! Duygu
sal adan, hayvaniara yaklammzia rnakinelere olan yaklammz ara
sndaki fark hibir mantkl aklamaya snyor. Yani bir makineyi krmak
beni rahatsz etmez ama bir hayvan ldremem ."
"Hi denedin mi?"
"Saylr," diye anrnsad Dirksen. "niversitede arkadalanrnla payla
trn ev fare doluydu ve bir kapan kurdurn. Ama sonunda bir tane yaka
laynca kapan boaltarnadrn. l fare ylesine zavall ve zararsz gr
nyordu ki, arka baheye gmdm ve farelerle birlikte yaarnann onlan
ldrrnekten daha zevkli olduuna karar verdim ."
"Ama et yiyorsun," diye belirtti Hunt. "Yani temelde ldrlmelerine
kar deilsin, ama kendi elinle ldrmekten holanrnyorsun."
"Bak,"dedi Dirksen huzursuzlukla, "Bu iddia yaama gsterilen sayg
konusunda bir noktay gzden kanyor. Hayvanlarla aramzda bir ortak
nokta var. Bunu gryorsun, deil mi?"
"Klane'nin bir kurarnn ilgin bulabilirsin," diye srar etti Hunt. "Gerek
ya da hayali biyolojik akrabaln 'yaama sayg' ile hibir ilikisi olmadn
sylyor. Aslnda, hayvan ldrlmeye direni gsterdii iin ldrrnek
ten holanrnyorsun. Banyor, mcadele ediyor ya da zgn grnyor ve
kendisini yok etmemen iin sana yalvanyor. Bu arada, hayvann yalvarn
duyan senin zihnin, biyolojik bedenin deil. "
Dirksen ikna olmam gzlerle Hunt'a bakt.
Hunt masaya biraz para brakp iskemiesini geri ekti, "Gel benimle."
Yann saat sonra Dirksen kendini Klane'nin avukatyla birlikte
Klane'nin evine girerken buldu. Kapda duran araba otomatik olarak yana
ekilip yol verdii gibi, anahtar olmayan kapya bir dokunu almasn da
salan t.
Mark III D6rt Ayaklnn Ruhu 1 1 3

Hunt'un ardndan badrumdaki laboratuvara indi ve dolaplardan birini


ap zerinde renkli minik lambalar, birka mekanik kints olan al
minyumdan byk bir bcei karmasn izledi. Hunt bcei ters evirip
altndaki lastik tekerlei gsterdi. Dz metal tabann zerine MARK III
HAYVAN szckleri yazlmt.
Hunt bcei yere brakrken altndaki minik dmeye bast. Oyuncak
hayvan alak bir vzlt sesiyle yerde ileri geri gitmeye balad. Bir an durak
lad ve kedeki elektrik prizine yaklat. Madeni bedeninden bir ift maa
karp prize takt. Bedenindeki lambalarn bir ksm yeil bir kla yand
ve kedi nnltsna benzeyen bir ses ykseldi.
Dirksen oyunca ilgiyle izledi. "Mekanik bir hayvan. ok irin ama
amacn nedir?"
Hunt yakndaki tezgahtan bir eki alp uzatt. "Onu ldrmeni isti
yorum."
"Ne diyorsun sen?" dedi Dirksen hafife irkilerek. "Niin u makineyi
ldreyim . . . kraym?" ekici almay reddederek geri ekildi.
"Yalnzca bir deney," diye yantlad Hunt. "Birka yl nce Klane'nin
talimatyla ben de denedim ve eitici olduunu grdm."
"Ne rendin?"
"Yaamn ve lmn anlam konusunda bir ders aldm."
Dirksen kukuyla gzlerini Hunt'a dikti.
"Bu 'hayvann' seni zebilecek savunma mekanizmas yok," diye g
vence verdi adam. "Yalnzca onu kovalarken bir eylere arpma. " ekici
tekrar uzatt.
Dirksen kararszca ilerledi, ekici ald ve elektrik akmn adeta iine
ekerken mnldanan garip makineye yan gzle bakt. Yaklat, eildi ve e
kici havaya kaldrd. "Ama . . . yemek yiyor," dedi Hunt'a dnerek.
Adam gld. Dirksen fkeyle ekici iki eliyle tuttu ve tm gcyle in
dirdi.
Korku ln andran tiz bir sesle mekanik hayvan duyargalann
prizden ekti ve ani bir hareketle geriledi. eki hzla bir saniye nce o nok
tada duran makinenin gzlerden gizledii zemin karosuna arpt. Karonun
yzeyi darbe izleriyle delik deikti.
Dirksen ban kaldrd. Hunt glyordu . Makine iki metre kadar uzak
lap durmu , kadn szyordu. Hayr, diye dnd Dirksen, onu sz
myordu. Kendi davranna kzarak ekici skca tuttu ve dikkatle ilerledi,
makine gerilerken n tarafndaki iki krmz lambann , insan beyninin
alfa dalgalannn frekansna uyumlu olarak alalp ykseliyordu. Dirksen
atld, ekici savurdu ve skalad.
Dirksen on dakika sonra soluk solua Hunt'un yanna geldi. Dier ma
kinelerin sivri kelerine arpt yerleri szlyor, bir tezgahn altna vurdu
u ba anyordu. "Byk bir fareyi yakalamaya benziyor! u aptal pilleri
1 1 4 Aklr G'zi

ne zaman boalyor?"
Hunt saatine bakt. "Onu srekli megul edebilirsen, yanm saati daha
var." Hayvann bir tezgahn altnda baka bir priz bulduuna iaret etti.
"Ama onu yakalamann daha kolay bir yolu var. "
"Denerim."
"ekici brak ve hayvan eline al."
"Elime mi alaym yalnzca?"
"Evet. Yalnzca kendi cinsinden gelecek tehlikeleri alglyor. rnein
ekicin elikten yaplma ba. Silahsz protoplazmaya gven duymak zere
programlanm ."
Dirksen ekici tezgaha brakp usul usul yaklat. Makine hareket et
medi. Mnldanma durmutu; soluk san klan yanyordu. Dirksen eilip
dokununca yumuak bir titreme hissetti. ki eliyle dikkatle kaldrd. Ik
Iann rengi yeile dnd ve metal derisinin rahatlatc lldnn altndan
motorlannn dzgn alma nnltsn duyumsad.
"imdi bu aptal eyi ne yapacam?" diye sordu sinirle.
"Srtst tezgaha yatr. Bu pozisyonda olduka aresiz kalyor ve iste
diin zaman onu hakiayabilirsin . "
"Antropomorfizm yaktrmalan olmasa d a olur," diye homurdand
Dirksen, bu ii soniandrmak iin Hunt 'un talimatn yerine getirirken.
Makineyi tersine evirip tezgaha brakrken klann rengi tekrar kr
mzya dnd. Tekerlekleri bir an dnd ve durdu. Dirksen ekici alp ha
vaya kaldrd ve dzgn bir daire izerek umarsz yatan makinenin ortas
na yakn bir noktaya indirince, bir tekerlei hasar grd ve olduu yerde
dnp dzeldi. Hasarl tekerlekten bir srtnme sesi ykselirken hayvan
arpk urpuk daireler izmeye balad. Alt tarafndan bir knlma sesi geldi;
makine durdu, klan hznle parlamay srdrd.
Dirksen dudaklarn skt, ekici son darbeyi vurmak iin havaya kal
drd. ekici indirirken hayvann iinden bir bebek alamasn artran,
alalp ykselen yumuak bir ses duyuldu. Dirksen ekici brakp geriye
ekilirken, yaratn altnda kan krmzs yalama svsnn oluturduu
birikintiden gzlerini alamyordu. Dehete kaplarak Hunt'a bakt. "0 . . .
o-"

"Yalnzca bir makine," dedi Hunt ciddileerek "Tpk kendiden nceki


evrimsel atalan gibi." Elleriyle atlyenin eitli yerlerinden onlar rktc
gzlemciler gibi sessizce izleyen dier makineleri iaret ederek. "Ama nce
kilerden farkl olarak bana gelecekleri duyumsuyor ve yardm arsnda
bulunuyor."
"Sesini kapat," dedi Dirksen zgn bir sesle.
Hunt tezgaha yaklat ve minik dmeye basmaya alt. "Korkarm ki
dmeyi ilemez duruma getirmisin ." ekici dt yerden ald. "lm
cl darbeyi indirmek ister misin?"
Mark III Drt Ayaklnn Ruhu 1 1 5

Dirksen geri ekilirken ban sallad ve Hunt ekici kaldrd. "Onara


maz msn-" Ksa metalik bir atrt oldu. Dirksen irkilerek ban evirdi.
Alama sesi kesildi ve sessizce st kata ktlar.
QW-----

Jason Hunt, "Ama kimin ya da neyin duygulara sahip olduunu her zaman
anlamak kolay deil," diyor. Yaznn can alc noktas budur. Lee Dirksen
nce kendinden-retme gcn yaamn z olarak alyor. Hunt derhal
cansz nesnelerin kendilerini oluturabileceini ileri sryor. Ya kendi kop
yalarn yaratma talimatlarn ilerinde tayan mikroplara, hatta virslere
ne demeli? Onlarn ruhlan var m? Kukulu!
Ardndan Dirksen iin esas noktas olarak duygulan ne sryor. Ya
zar da bunu vurgulamak iin duygusal unsurlarn tmn ne karyor
ve elikili bir tanm bile olsa mekanik, metalik duygular olabileceine sizi
ikna etmeye abalyor. ounlukla bilinaltyla alglanan, igdsel dzeye
an yaplyor. 'Alminyum bcek', 'yumuak mnlt', 'korku l gibi tiz
bir ses', 'kadn szyor', 'yumuak titreim ', 'metal derisinin rahatlatc
lkl', 'aresiz makine', 'arpk urpuk daireler izmek', 'hznle parla
yan klar' gibi tanmlar kullanyor. Bunlarn hepsi ak ak kendini belli
ederken, 'yaratn altnda kan krmzs yalama svsnn oluturduu bi
rikinti' ve 'bir bebek alamasn ar tran , alalp ykselen yumuak bir
ses' gibi anlatmlardan daha da ileri gidebilir miydi? Hadi yani!
mgeler ylesine kkrtc ki, insan bir anda ieri ekiliveriyor. Bel
ki kendini kandnlm hissediyor ama duyduu bu rahatszlk, igdsel
acma duygusunu bastrmaya yetmiyor. Baz insanlar iin musluu ap
bir kanncay lavaboda bomak ne kadar zordur! Bazlar iinse her gn pi
ranhalarna canl krmz balk yedirmek ne kadar kolaydr! izgiyi nerede
ekmeliyiz? Kutsal olan hangisidir, hangisinden vazgeilebilir?
Pek azmz vejetaryeniz ve oumuz yaammzda bu seenei ciddi
olarak dnmeyiz. Acaba bunun nedeni ineklerin, domuzlarn ldrl
mesi karsnda kendimizi rahat hissetmemiz mi? Pek deil. Bize bir bif
tek servis edildii zaman tabamzda bir l hayvan paras bulunduunu
anmsamak bile istemeyiz. Genelinde dili kurnazca kullanarak ve ayrntl
gelenekiere snarak ifte standartlanmz srdrrz. Et yemenin gerek
doas, tpk cinselliin ve dklamann gerek doasnda olduu gibi an
lamn hafifleten anlamda szckler ve imalarla gizlenir: 'dana klbast',
'sevimek', 'banyoya gitmek'. Her naslsa mezbahalarda bir ruh ldrme
ileminin srp gitmekte olduunu duyumsanz ama damaklarmz bunun
anmsatlmasn istemez.
Hangisine daha kolay zarar verebilirsiniz; sizinle iyi bir satran ma
Mark III Drt Ayaklnn Ruhu l l 7

yapan, bir sonraki hamleyi 'dnrken' krmz klan neeyle yanp s


nen bir Chess Challenger VII oyununu mu yoksa ocukken ok sevdiiniz
u kk sevimli oyuncak ayy m? Bunu dnmek bile niin yreimizi
szlatr? Bir bakma kkl, masumluu, knlganl antnyor.
Duygusal ekicilie ok derinden kaplnz ama ayn zamanda ruh ya
ktrmas yaparken ok seici olabiliriz. Yoksa Naziler Yahudileri ldrme
nin doru olduuna kendilerini nasl ikna edebilirlerdi? Amerikallar Viet
nam Savanda 'ekik gzlleri' harcamaya nasl bu kadar hevesliydiler?
Baz tr duygular -rnein vatanseverlik- bir vana gibi i grp kurbanla
nmz kendimiz (yansmamz) gibi grmemizi, alglamamz salayan dier
duygulanmz kontrol altnda tutuyor.
Hepimiz belirli bir dereceye kadar her eyin bir ruhu olduuna ina
nnz. Bazlanmz arabalannza 'kiilik' veririz, bazlanmz daktilolarmz
ya da oyuncaklanmz 'canl' olarak, 'ruh sahibi' olarak grrz. imizden
bir para da aleviere kaplp gittiinden, baz eyleri atee atp yakmak zor
gelir. Bu nesnelere yaktrdmz 'ruh' aslnda beynimizdeki bir imgedir.
Ama eer yleyse, niin ailemize, dostlanmza yaktrdmz ruhlardan
farkldr?
imizdeki empati deposuna, drtlere ve ruh halimize gre deiiklik
gstererek, bazen kolay bazen de zor ulanz. Bazen yalnzca szckler ya
da uup kaan ifadeler on ikiden vurur ve yumuayveririz. Dier zaman
larda son derece hain, souk ve sert olabiliriz.
Bu ykde kk hayvann lme kar rpn Lee Dirksen gibi bi
zim yreimize de dokunuyor. Minik bcein yaam iin savatn ya da
Dylan Thomas'n dedii gibi 'n lmesine kar' durduunu ve 'gzel
geceye usulca gitmeyi' reddettiini gryoruz. Belki de kendi kaderini n
ceden tahmin ettii varsaym en inandnc nokta oluyor. Bizlere meydanda
durmu rasgele seilerek ldrlen ve kaamayacaklan kader yaklarken
titreyen, aln yazlan kt hayvanlan anmsatyor.
Ne zaman bir beden bir ruha sahip olur? Bu duygusal ykde 'ruhu'
aka tanmlanm isel bir durumun bir ilevi olarak deil, kendi yaktr
ma yeteneimizin bir ilevi olarak grdk. Belki ok garip ama, bu en dav
ran yaklamdr! erdeki mekanizmalar hakknda hibir ey sormadan,
davranlara bakarak her eyi ykleyiveriyoruz. 'Ruh saptamas' konusun
da gelitirilen Turing testi yaklarnma garip bir geerlilik kazandnyor.
D . R. H .
III
DONANlMDAN YAZILIMA
9

ALLEN WHEELIS

RUH *

Uzun bir ipliin ucundaki hafif bir kalniama olarak varla dnyoruz.
Hcreler oalyor, fazlalayor, bir insan biimini alyor. lpliin ucu artk
onun iinde korunarak, bozulmadan gmlp yatyor. Grevimiz onu ileri
gtrmek, sonrakilere aktarmak. Bir an iin geliiyoruz, biraz ark sy
leyip, dans ediyoruz, birka anmz taa kazyoruz, ardndan kuruyoruz,
eklimiz bozuluyor. lpliin ucu artk ocuklanmzda yatyor, bizim iimiz
den geip knlmadan, bilinmeyecek kadar eskilere doru uzanyor. zerin
de saysz kalniama olumu ve tpk bizim imdi yok olmamz gibi yok
olmu. Tohum ipliinden baka bir ey geriye kalmyor. Yaam ilerlerken
yeni yaplar retmek iin oluan deiimler aslnda bir anlk oalmalar
deil, ipliin iindeki kaltsal dzenlerdir.
Bizler ruhiann taycsyz. Nasl, neden ya da nerede olduunu bil
miyoruz. Tm arln omuzlanmzda, gzlerimizde, ac eken ellerimizde
belirgin olmayan bir dnyaya, bilinmeyen, alglanmayan gelecee srek
li bir yaratl iinde tayoruz. O, tmyle bize dayanyor ama biz bunu
bilmiyoruz. Yreimizin her atyla onu biraz ileri gtryoruz, ona akl
mzn, elimizin tm rnlerini veriyoruz. Sendeliyoruz, onu ocuklanmza
aktanyoruz, kemiklerimizi yayyoruz, dyoruz, kayboluyoruz, unutulu
yoruz. Ruh ise genilemi, zenginlemi, yabanclam, karmaklam
olarak aktanlyor.
Biz kullanlyoruz. Kimin hizmetinde olduumuzu bilmemiz gerekmi
yor mu? Farkna varmadan sadakatimizi kime, neye veriyoruz? Nedir bu
macera? Onun tesinden biz ne isteyebiliriz? Ruh nedir?
Bir nehir ya da bir kayann "doa glerinin zgr hareketleriyle bi
imlendirilmi olduunu biliyoruz ya da buna inanyoruz," diye yazyor
Jacques Monod, "Bu glere hibir tasan, 'izdm' ya da ama yaktr-

"Spiit". Allen Wheelis'in On Not Knowing How to Live kitabndan alntlanmtr.


1 22 Akln G'z

mas yapmyoruz. Eer bilimsel yntemlerin temelini kabul edersek, doa


izdmsel deil nesneldir."
Bu temel grn gl bir ekicilii vardr. Birka kuak nce, zt
gr kabul grmken, kayalann dmek istediini, nehirlerin ark sy
lediini ya da fkelendiini anmsyoruz. Inat ruhlar evrende dolayor,
doay istedikleri gibi kullanyorlard. Ama artk kabul ettiimiz grten
edindiimiz bilgilere, rendiklerimize gre, doal nesnelerin ve olgularn
amac ve hedefi yoktur. Kayalar herhangi bir ey istemez yanarda hibir
ama peinde deildir, nehir denizi aramaz, rzgar yn bulmaya almaz.
Ama bir baka gr daha vardr. lkel dnyann evrenin ruh tad
na dair gr, bilimsel nesnelliin tek alternatifi deildir. Bu nesnellik
tandmz zaman sreleri iin geerlidir ama ok byk sreler iin doru
deildir. In yanndaki ktlelerden etkilenmeden dz bir izgi zerin
de ilerlediini renmek, iftliimizi gzden geirirken iimize yanyar ama
uzaktaki galaksilerin yerini lnierken hataya neden oluyor. Ayn ekilde,
'ite urada' duran doann hibir amacnn olmamas, yaam sremizin
gnleri ya da yllan kapsamnda ilgilenirken ie yanyar ama sonsuzluun
ovalannda bizi yanl ynlendirebiliyor.
Ruh ykselir, madde der. Ruh bir alev gibi, bir dansnn atlay gibi
ykselir. Bolukta bir tann gibi biim yaratr, tanndr. Geri her balang
bir nceki balangcn sonudur ama ruh, balangtan bu yana vardr. Ye
terince geriye doru bakarsak, ruh'J.n yalnzca atomlann kaynat bir sis,
dinginlikte, tek bana durmayacak bir eylerin titreyii olduunu grrz.
Madde, her yana eit dalm, hareketsiz, btn bir evren oluturur
du. Ruh ise bir dnya, bir cennet ve bir cehennem, anafor ve karmaa,
karanl kavalayp iyiyi ve kty aydnlatacak parlak bir gne, dnce,
an, arzu, gitgide karmak hale gelen biimlerin oluturduu bir merdiven,
giderek daha kapsaml hale gelen, yukarda hep uzaklaan , srekli deiim
ler gsteren, yaklatka daha uzak gklere giden bir yol olan bir gkyz
yaratr; sonuncu . . . ama sonuncusu yoktur nk ruh sonsuz biimde yu
kanya doru ykselir, dolar, dner, iner, ve tekrar ykselir, daha yksek
biimler oluturmak iin daha dk biimleri acmaszca kullanr, srekli
olarak daha byk isellie, bilinlilie, kendiliinden olmaya, daha byk
zgrle doru ilerler.
Zerrecikler hareketlenir. Ruh, kendini aaya eken, durdurmak is
teyen maddeden kaar. Minik yaratklar lk okyanuslarda yzer. Minik
biimler bir an iin ruh arayarak daha karmak ekiliere brnr. Bir
araya gelirler, dokunurlar ve ruh sevgiyi yaratmaya balar. Dokunurlar,
aralanndan bir eyler geer. lrler, lrler, lrler, bitmek bilmeyecekmi
gibi lrler. Gemiimizin nehirlerine dklen yumurtalardan kimin habe
ri olur ki? Eski denizierin kysnda vals yapm olan balklan kim sayar?
Bu kylarn duyulmam dalga seslerini kim duyabilir ki? Ovalann lm
Ruh 1 23

tavanlannn, kr farelerinin yasn kim tutar? Hepsi lyor, lyor, lyar


ama birbirlerine dokunduklan iin bir eyler aktanlyor. Ruh uzaa atlyor,
bitmek bilmeyen yeni bedenler yaratyor, kendini tayacak, ardndan ge
lenlere genileterek aktaracak daha karmak aralar oluturuyor.
Virsler, bakteri oluyor, deniz yasunu oluyor, ereltiotu oluyor. Ruhun
itii talan atlatyor, Douglas amlan byyor. Amipler yumuak, kt
kollanyla dnyay bulmak, daha iyi tanmak, yakna getirmek iin bitmek
bilmeyen bir devinimle uzanyor, daha ileri gitmeye abalyor, ruh tamak
iin daha fazla hacim kazanyor. Anemanlar sbye, balk oluyor; kprt
lar yzmeye, srnneye dnyor; balklar salyangoz, kertenkele oluyor;
srtnmeler yrmeye, komaya, umaya dnyor. Canllar birbirine
uzanyor, ruh aralannda dolayor. Ynelim* koku oluyor, bylemek olu
yor, ehvet oluyor, ak oluyor. Kertenkeleden tilkiye, maymuna, insana, bir
bakta, bir szckte bir araya geliyoruz, dokunuyoruz, lyoruz, farknda
olmadan ruha hizmet ediyoruz, ileriye doru onu tayoruz, aktanyoruz.
Kanatlan biraz daha alan ruh daha byk sramalarla ilerliyor. Uzaklar
da olan birini, ok nceden lm birini seviyoruz.

* * *

"nsan Ruhun taycsdr," diye yazyor Erich Heller, " . . . nsanolunun


dnyasndan geen bir gezgin olan Ruh, insan ruhunu kendi saf ruhsal
istikametine gtrmek istiyor."
Yakndan baknca ruhun yolu kvnmldr, bir gece ormannda bir s
mklbcein parlak yoludur; ama uzaktan baknca minik dnler birbi
riyle birleip yolu dzgnletirir. nsanolu geriye bakabilecei bir yksel
tiye ulamtr. Binlerce yl gerisi aka grlr ve bundan nceki binlerce
yl gerisi geri sisler iindedir ama yine de birazn grebiliriz. Ufuk bizden
binlerce yl geridedir. Son yrymzn dank dnleri, usuz bu
caksz bolukta dmdz giden parlak bir yol oluturur. Insanolu bunu
balatmad gibi bitirmeyecek de ama u anda yapyor, geitleri buluyor,
kanallan ayor. Bunca ileriettiimiz yol kimindir? Insanolunun deildir
nk ilk ayak izlerimiz ite burada. Yaamn da deildir nk yaamn
olmad zaman da yol vard.
Yolcu, imdi insanolunun dnyasndan gemekte olan Ruhtur. Ruhu
biz yaratmadk, ona biz sahip deiliz, onu tanmlayamayz ama tanz. Yas
tutulmam, unutulmu bedenlerden onu alnz, kendi yaam sremizde
tanz ve genilemi ya da daralm olarak bizden sonrakilere aktannz.
Ruh yolcu, insan taycdr.

* Ynelim veya tropizm: Bitkilerin veya baz basit yapl hayvaniann belirli bir do
rultudaki gl bir uyarann etkisiyle yn deitirerek bu uyanya verdikleri yant
[ -ed. notu] .
1 24 Akln G'zi

Ruh yaratr ve ruh yok eder. Yok etmeden yaratmak olanakszdr; ya


ratmadan yok etmek ancak eskiden yaratlmtarla beslenir, bedeni mad
deye evirir, hareketsizlie doru gider. Ruh yok ettiinden fazlasn yaratr
(geri her mevsimde, her ada deildir bu, bylece yoldaki kvnmlar, geri
dnler oluur, maddenin hareketsizlik zlemi yok etmenin zaferini yaar)
ve yaratln bu stnl yolun dzgnln salar.
Maddenin temel sisinden sarmal galaksilere ve saat gibi ileyen gne
sistemlerine, erimi kayalardan, hava, toprak ve sudan oluan bir dn
yaya, arlktan hafiflie, yaama, duyumsamadan alglamaya, bellekten
bilinlilie insanolu artk bir ayna tutuyor ve ruh kendini gryor. Neh
rin iinde akntlar geri dnyor, girdaplar oluuyor. Nehrin kendisi sen
deliyor, gzden kayboluyor, ortaya kyor, ilerliyor. Yolun geneli bedenin
bymesi, farkndaln artmas, maddeden zihne, bilinlilie geilmesidir.
nsann ve doann uyumu, daha byk bir zgrle ve farkndala giden
bu eski yolda yaplan yolculukta srmektedir.
90-----

Bu iirsel paragraftarda psikiyatr Alien Wheelis, ada bilimin, bize byk


plann iinde kendi yerimizi gsteren, insan tedirgin eden, yolunu ar
tan grn sunuyor. Bilim insanlannn ou ve hmanistler bu gr
kabullenmekte zorlanyor ve canllan, zellikle insanlan evrenin geri kalan
canszlanndan ayrabilmek iin, belki de elle tutulamayan bir ruhsal z
anyor. Yaam kayna nasl atomlardan ortaya kar?
Wheelis'in 'ruh' kavram byle bir z deildir. Evrimin amal gibi g
rnen yolunu sanki ardnda bir rehber g varm gibi tanmlamann bir
yntemidir. Eer byle bir g varsa, bundan sonraki blmde sunulan et
kileyici metinde Richard Dawkins bunu aka belirtiyor: istikrarl kopyac
larn varln srdrmesi. nsznde Dawkins, "Bizler varln srdrme
makineleriyiz; genler olarak bilinen bencil moleklleri kr krne koru
mak iin programlanm robot aralanz. Bu gerek, beni hala aknla
dryor. Geri bunu yllardr biliyorum, ama asla tmyle alamadm.
Bir umudum, bakalann artmak konusunda biraz baanl olmaktr,"
diye itenlikle yazyor.
D. R. H
lO

RICHARD DAWKINS

BENCiL GENLER VE BENCiL MEMLER*

BENC i L GENLER

Balangta yalnlk vard. Yaln bir evrenin nasl baladn bile anlat
mak olduka zordur. Birdenbire karmak bir dzende, her trl silah
kuanm yaamn ya da yaam yaratma yeteneinin ortaya kn anlat
mann daha zor olduunu herkesin kabul ettiine inanyorum. Darwin'in
doal seilim yoluyla evrim kuram tatmin edicidir, nk bize yalnln
nasl karmakla dnebildiini, dzensiz atomlarn nasl bir araya gelip
karmak modeller oluturduunu ve sonunda insan ortaya kardn
gsteriyor. Varlmz konusundaki derin soruna, Darwin imdiye dek ge
erli olarak kabul edilen bir zm getiriyor. Bu byk kuram geleneksel
biimden daha genel bir anlatmla ele alp evrim ncesindeki zamandan
balayarak aklamaya alacam.
Darwin'in 'en uygunun hayatta kalmas' gr aslnda daha genel
bir yasa olan istikrarlnn yaam mcadelesini kazanmasnn olduka zel
bir durumudur. Evren istikrarl nesnelerle doludur. Istikrarl bir nesne,
bir ad verilmesini gerektirecek kadar yaygn ya da kalc olan bir atom top
luluudur. Alplerin Matter Doruu gibi, adlandnlacak kadar uzun sre
dayanan son derece zgn bir atom topluluu olabilir; ya da teker teker
bakarsak, yamur damlalan gibi, ok ksa sreli yaadklan halde, ok
yksek bir hzla var olabildikleri iin hep birlikte adiandnimaya deer bu
lunan bir varlklar snf oluturabilirler. evremizde grdmz, kayalar,

* "Selfsh Genes and Selfish Memes". Richard Dawkins'in The Selfish Gene kitabn
dan alntlanmtr. [Kitabn Trke evirisi iin bkz. Gen Bencildir, ev. Asuman
O. Mftolu, Tbitak Yaynlan, 7. Basm, Ankara 2004. -ed. notu]
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 27

galaksiler, okyanus dalgalan gibi aklanmas gerektiini dndmz


nesneler, belirli bir dereceye kadar, atomlann istikrarl dzenlerinden olu
ur. Sabun baloncuklan kre biimindedir nk gazla dolu ince zarlarn
istikrarl gruptamas bu biimdedir. Bir uzay aracnda su, krecikler bi
iminde istikrar kazanrken, yerekiminin olduu dnyada, durgun suyun
yzeyi dz ve yataydr. Sodyum ve klorid iyonlannn bir araya gelmesinin
istikrarl biimi byle olduundan tuz kristalleri kp eklindedir. Gne
te, atomlann en basiti olan hidrojen atomlan birleerek helyum atomlan
oluturur nk oradaki koullar helyum biiminin daha istikrarl olma
sna yol amaktadr. Evrenin her tarafnda daha karmak atomlar yldz
biimini almaktadr ve yaygn kurama gre evrenin balangc olan 'byk
patlama' srasnda ekillenmilerdir. Dnyamzdaki elementler ilk olarak
buradan gelmitir.
Bazen, atomlar kimyasal tepkimeler oluturarak birleince, daha is
tikrarl ya da daha istikrarsz olan moleklleri ortaya kanrlar. Bu tip mo
lekller ok byk olabilir. Elmas dediimiz bir kristal tek bir molekl say
lr ve bu durumda herkesin bildii gibi istikrarldr ama ayn zamanda ok
da basit yapldr nk isel atomik yaps sonsuz sayda tekrarlanmtr.
ada canl organizmalarda son derece karmak byk molekller vardr
ve bunlarn karmakl eitli dzeylerde kendini gsterir. Kanmzdaki
hemoglobin tipik bir protein molekldr. Her biri, zel biimde diziimi
birka dzine atomdan oluan, daha kk molekllerin, aminoasitlerin
zincirlerinden meydana gelmitir. Bir hemoglobin moleklnde 574 amino
asit molekl vardr. Bunlar birbirine sanlan, artc bir karmaklk ser
gileyen, kresel boyutlu bir yap oluturan drt zincir biiminde dizilmi
lerdir. Bir hemoglobin moleklnn modeli bir karadiken aacna benzer.
Ama gerek bir karadiken aacndan farkl olarak geliigzel, yaklak bir
dzen yerine kesin, deimez bir yaps vardr, bir tek dal bile yerinden oy
namadan ortalama bir insan bedeninde alt bin milyon kere milyon milyon
kez ayn biimde tekrarlanmtr. Hemoglobin gibi bir protein moleklnn
karadiken aac biiminin istikrarl olmas ayn sralamadaki iki aminoasit
zincirinin tpk iki filiz gibi, boyutlu rlm modelden hi amamas
dr. Hemoglobin karadiken aalan sizin bedeninizde kendi 'setikleri' bi
imde saniyede yaklak drt yz milyon kere milyon kez tekrarlanrken,
dierleri ayn hzda yok edilmektedir.
Modern bir molekl olan hemoglobin, atomlann istikrarl dzenler
oluturmas ilkesini gstermek iin kullanlr. Buradaki nemli nokta,
dnya zerinde yaamn balamasndan nce, molekller iin temel bir
evrimin sradan fizik ve kimya ilemleriyle gereklemi olabileceini gs
termesidir. Tasary, amac ya da ynlendirilmeyi dnmeye gerek yoktur.
Bir grup atom, bir enerjinin varlyla istikrarl bir dzene yerleirse, ayn
durumda kalma eilimi gsterir. Doal seilimin en erken biimi, yalnzca,
1 2 8 Akln G'z

istikrarl dzenierin korunup, istikrarsziann reddedilmesiydi. Bu konuda


hibir gizemli yn yoktur. Tanm gerei, byle olmu olmas gerekir.
Ne var ki, bu noktadan yola karak insan gibi karmak canllann
varoluunu ayn ilkelerle aklamanz olanakszdr. Gerekli sayda atomu
alp, dsal bir enerjiyle doru dzene girene dek saliayarak Adem'i yara
tamazsnz! Belki birka dzine atomdan oluan bir molekl yapabilirsiniz
ama bir insan bin milyon kere milyon kere milyon kere milyondan fazla
atomdan oluur. Bir insan oluturmak iin biyokimyasal kokteyl alka
laycnz ylesine uzun bir sre kullanmanz gerekir ki, evrenin tm ya
bir gz krpma sresi gibi gnr ve yine de baanl olamazsnz. te bu
noktada Dawin'in kuram, en genel biimiyle, kurtanc olarak ortaya
kar. Molekllerin ar ar yaptamas yksnn kald yerde Dawin'in
kuram iin iine girer.
Yaamn balangc konusunda anlatacaklanm yalnzca varsaymdr,
nk tanm gerei neler olup bittiini grecek kimse yoktu . Birka rakip
kurarn vardr, ama hepsinin ortak ynleri bulunur. Benim yalnlatrarak
anlatacaklanm herhalde gereklerden fazla uzak deildir.
Yaamn balangcndan nce yeryznde hangi kimyasal hammadde
lerin bulunduunu bilmiyoruz, ama byk bir olaslkla su, karbondioksit,
metan ve amonyak vard: Bunlann hepsinin gne sistemimizdeki dier ge
zegenlerin bir ksmnda bulunduu bilinmektedir. Kimyagerler gen dn
yann kimyasal koullann taklit etmeye abaladlar. Bu maddeleri bir tpe
doldurdular, mortesi nlar ya da elektrik kvlcmlan -balangta var
olan imeklerin yapay simlasyonu- gibi bir enerji kaynana maruz b
raktlar. Birka hafta sonra, tpn iinde ilgin bir deiim gzlendi: ine
konulmu olanlardan daha karmak molekller kahverengi, sulu bir or
bann iinde yzmeye balad. zellikle, biyolojik molekllerin iki byk
snfndan birine dahil olan ve proteinlerin yaptalar olan aminoasitler
ortaya kt. Bu deneylerden nce, doal olarak ortaya kan aminoasitler,
yaamn varlnn tans olarak kabul ediliyordu . rnein Mars'ta gzlem
lenmi olsalard, bu gezegen zerinde yaamn olduu neredeyse kesinlik
kazanacakt. imdi ise onlann varl , yalnzca atmosferdeki baz gazlann,
baz yanardalann, gnein ya da frtnal havalann varlna iaret etmek
tedir. Dnyann yaamn balangcndan nceki kimyasal koullan hak
knda, daha yakn zamanda yaplan laboratuvar simlasyonlan, purin ve
pirimidin ad verilen organik maddeleri ortaya kard. Bunlar ise genetik
molekl DNA'nn yaptalandr.
Benzer ilemler, biyologlann ve kimyagerierin -drt milyon yl nceki
denizierin durumu olarak kabul ettikleri 'ilkel orbalann' ortaya kmas
na neden oldu. Org3Jlik maddeler belirli yerlerde, belki sahillerde kuruyan
kpklerin ya da minik damlacklann arasnda younlat. Gneten gelen
mortesi nlar gibi bir enerji kaynann etkisiyle daha byk molekller
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 29

oluturmak iin birletiler. Gnmzde, bakteriler ya da baka canllar


onlar zmseyip paraladklarndan, byk organik molekller dikkati e
kecek kadar uzun sre dayanamazlar. Ama bizler gibi bakteriler de daha
sonra ortaya ktndan, o gnlerde, byk organik molekller tacize u
ramadan gitgide koyulaan orbann iinde dolayorlard.
Bir noktada, bir rastlant sonucu, zellikle dikkati eken bir molekl
olutu. Biz ona Kopyalayzc adn vereceiz. Belki o tarihteki molekllerin
en by ya da en karmak olan deildi ama kendi kopyalarn yarat
mak gibi olaanst bir zellii vard. Byle bir rastlantnn gereklemesi
ok uzak bir olaslk gibi gelebilir. yleydi zaten. Son derece olanakszd.
Bir insan mr sresince, byle ihtimal dahilinde olmayan eyler, gndelik
yaam kapsamnda olanaksz olarak kabul edilir. Bu nedenle futbol bahis
lerinde asla byk ikramiyeyi kazanamazsnz. Ama, neyin olabileceini,
neyin olamayacan insansal boyutlarda tahmin ederken, yzlerce milyon
yllk sreler zerinden hesap yapmaya alk deiliz. Eer bahis kuponla
nnz yz milyon yl her hafta oynarsanz, byk bir olaslkla byk ikra
miyeyi birka kez kazanabilirsiniz.
Aslnda, kendi kopyasn yapabilen bir molekl hayal etmek ilk bata
sanld kadar zor deildir ve zaten bir tek kez ortaya kmas yeterlidir.
Kopyalaycy bir kalp ya da bir patran olarak dnn. eitli yapta
molekllerden oluan karmak bir zincir ieren bir molekl olarak hayal
edin. Kopyalaycy evreleyen orbada minik yaptalan ok bol bulunu
yordu. imdi her yaptann kendi cinsine yaknlk duyduunu varsayn.
orbann iindeki bir yapta yaknlk duyduu bir kopyalaycya yakn
olunca ona yapacaktr. Bu biimde yapan yaptalan otomatik olarak
kopyalaycnn kendisini taklit eden bir dizi iinde dzenlenecektir. Bundan
sonra onlar orijinal kopyalayc biiminde istikrarl bir zincir olutururken
dnmek kolaylaacaktr. Bu ilem st ste kat kat gelecek biimde s
recektir. te kristaller byle biimlenir. te yandan iki zincir birbirinden
ayrlabilir ve bu durumda daha baka kopyalar yaratacak olan iki kopya
layc ortaya km olur.
Daha karmak bir olaslk ise, kendi cinsinden baka belirli bir cinse
yaknlk duyan yaptalardr. Bu durumda kopyalayc, tek tip kopya iin
bir kalp olmak yerine bir eit 'negatif grevi yklenerek, orijinal pozitifn
tam kopyasn oluturacaktr. Bizim iin ilk kopyalama ileminin pozitif
negatif mi yoksa pozitif-pozitif mi olduu nemli deildir, ama ilk kopya
layemn ada benzeri olan DNA moleklleri pozitif-negatif kopyalama
ilemini srdrmektedir. nemli olan, dnyaya, birdenbire yeni bir cins
'istikrarn' gelmi olmasdr. Daha nceleri orbann iinde belirli bir tip
karmak molekln ok sayda bulunmamas olasdr, nk her biri be
lirli bir istikrarl dzene ans eseri girecek olan yaptalarna bamlyd.
Kopyalayc ortaya knca, herhalde, daha kk yapta molekller aza-
130 Akln G'z

lncaya ve farkl tipteki daha byk molekller daha seyrek olumaya ba


layana dek byk bir hzla kopyalaryla denizleri doldurdu.
Yani birbirinin ayn olan kopyalarn oaldna tank oluyoruz. Ama
bu noktada kopyalama ileminin nemli bir zelliinden sz etmemiz ge
rekir: lem kusursuz deildir. Hatalar olacaktr. Bu kitabn iinde yanl
baslm harfter olmayacan umuyorum, ama ok dikkatle bakarsanz,
bir, iki tane bulabilirsiniz. Bunlar 'ilk kuak' hatalar olacandan, herhalde
cmlelerin anlamn ciddi biimde bozmayacaktr. Ama matbaa ncesinde
ncillerin elle yazldn unutmayn. Tm katipler ne kadar dikkat ederler
se etsinler, birka hata yapyorlard ve bir ksm kendiliinden baz 'dzelt
meler' de ekliyordu. Eer hepsi bir tek orijinalden kopya edilseydi, anlamlar
pek fazla deimeyecekti. Ama kopyalardan kopyalar yaplnca, hatalarn
says artacak ve ciddi sonular douracaktr. Dzensiz kopyalamay kt
bir i olarak kabul ederiz ve konu insan belgeleri olunca, hatalarn geli
me olarak tanmland rnekleri dnmek zordur. Eski Ahit'in MO 270'te
yaplan Yunanca evirisinde uzmanlarn branice 'gen kadn' szcn
Yunancaya 'bakire ' olarak evirip "Bir bakire gebe kalacak ve bir olan do
uracak. . . " kehanetiyle byk bir olay balattklarn syleyebilirim. Her
neyse, biyolojik kopyalayclann dzensiz kopyalama ilemlerinde gerek
ten baz gelimeler ortaya kabilir ve yaamn ilerleyen evriminde baz
hatalarn yaplmas gereklidir. Orijinal kopyalayc molekllerin ne kadar
gereki kopyalar yaptklarn bilmiyoruz . Onlarn ada kuaklan olan
DNA molekllerini, gnmzn aslna uygun insan kopyalama ilemleriyle
karlatrnca, artc derecede aslianna sadk kaldklan grlr ama
ara sra onlar da hata yapar ve bu hatalar evrimin ilerlemesini salar. Belki
orijinal kopyalayclar daha dzensiz olduundan baz hatalar yapld; her
durumda emin olabiliriz ki hatalar yapld ve bu hatalar gitgide oald.
Hatal kopyalar yayldka ilkel orbann nfusu birbirinin ei olma
yan, ama ayn 'atadan gelen' eitli kopyalayc molekllerin oluturduu
kopyalarla art gsterdi. Acaba baz eitlerin says dierlerinden daha
fazla myd? Neredeyse kesinlikle evet diyebiliriz. Bazlar daha doutan
dierlerine oranla daha istikrarlyd. Baz molekller bir kez ekillenince,
tekrar ayrlmalar dierlerine oranla daha olanakszd. Bu tipierin says
nn orbann iinde greli olarak artmasnn nedeni 'uzun mrl' olula
rnn mantkl bir sonucu deil, kendi kopyalarn yapmak iin daha uzun
sreye sahip olmalanyd. Bu nedenle uzun mrl kopyalayclarn says
ykselince, dier koullar da eit olduunda, molekl nfusu iinde uzun
mrlle doru bir 'evrimsel eilim' ba gstermi olacakt.
Ama dier koullar herhalde eit deildi ve bir kopyalayc trnn
baka bir zellii olan kopyalama hz ya da 'dourganl , ' nfusun iinde
yaylmasnda nemli bir rol oynad. A tipi kopyalayc molekller ortalama
haftada bir kopya yapabiliyorsa ve B tipi molekller saatte bir kopya yapa-
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 3 1

biliyorsa, B molekllerinden daha uzun 'yaasalar' bile, ksa sre iinde A


tipinin saysnn ok dk kalaca kolayca grlr. Bu nedenle herhalde
orbadaki molekllerin yksek 'dourganlk' oranna doru bir 'evrimsel
eilim' grlecekti. Pozitif olarak seilen kopyalayc molekllerin nc
zellii ise kopyalamann doruluudur. X tipi ve Y tipi molekller ayn
uzunlukta yayor ve ayn hzda kopya yapabiliyorlarsa ve X ortalama on
kopyada bir hata yaparken Y ortalama yz kopyada bir hata yapyorsa, Y
tipinin saysnn oalaca aka grlr. Nfusun iindeki X tipleri yal
nzca kendi hatal 'ocuklarn' yitirmekle kalmayp gerek ya da potansiyel
ileriki kuaklarn da yitirir.
Eer evrim konusunda biraz bilginiz varsa, son noktada bir eliki
fark etmi almalsnz. Kopya hatalarnn evrimin olumas iin bir nkoul
olmas fikriyle, doal seilimin yksek kopya-doruluu orann yelemesi
fikrini bir araya getirebilir miyiz? Bunun yant, biz de onun rn oldu
umuza gre, evrim belirsiz bir anlamda 'iyi bir eydir' ama aslnda hibir
ey evrim geirmek 'istemez' biimindedir. Kopyalayclarn (ve gnmzde
genlerin) , engellemek iin gsterdikleri tm abalara karn, evrim, ister is
temez gerekleen bir eydir. Jacques Monod, bu noktay Herbert Spencer
konumasnda alayc bir tavrla: "Evrim kuramnn baka garip bir yn
ise, herkesin kuram anladn dnmesidir!" dedikten sonra ok gzel
aklamtr.
lkel orbaya dnersek, herhalde molekllerin istikrarl eitleriyle dol
mu olmas gerekir. Molekllerin uzun sre yaamalarnda, hzla kopyala
malannda ya da hatasz kopyalamalarnda istikrar olmaldr. Evrimin bu
istikrar tipine eilimli olmasnn anlam yle aklanabilir: Eer orbay
iki ayr zamanda denerseniz, daha sonraki denemede uzun mrllk/
yksek dourganlk/ kopya-doruluu gsteren tipierin orannn daha yk
sek olduunu grrdnz. Bir biyolog canl yaratklarn evriminden sz
ederken bunu sylemektedir ve mekanizma ayndr: doal seilim.
yleyse orijinal kopyalayc molekllere 'canl' diyebilir miyiz? Kimin
umurunda? Ben size "Darwin gelmi gemi en nemli insand," diyebili
rim ve siz de "Hayr, en nemlisi Newton'd ," diyebilirsiniz ama umarm bu
tartmay uzatmayz. Tartmamz hangi sonuca ularsa ulasn, sonu
etkilenmeyecektir. Onlara 'nemli' tanm getirsek de getirmesek de, Dar
win ile Newton'un yaamlan ve baarlaryla ilgili gerekler kesinlikle de
imeyecektir. Ayn ekilde, onlara 'canl' desek de demesek de, kopyalayc
molekllerin yks herhalde benim anlattm biimde gereklemitir.
Szcklerin yalnzca kullanmamz gereken aralar olduunu oumuz al
glayamadmz iin insanolu ok ac ekmitir. Bir szlkte 'canl' szc
nn bulunmas, gerek dnyada kesin olarak bir eye karlk gelmesini
gerektirmez. lk kopyalayclara canl desek de demesek de, onlar yaamn
atalanyd; bizim atalarmzd.
1 32 Akln G'z

Tartmann bundan sonraki nemli noktas Darwin'in de vurgulad


gibi (geri o, molekllerden deil hayvanlardan ve bitkilerden sz ediyordu)
rekabettir. lkel orba sonsuz sayda kopyatayc molekle destek olabil
me kapasitesine sahip deildi. Hem dnyann boyutlan belirlidir hem de
nemli olan baka snrlayc unsurlar vardr. Kopyalaycnn bir kalp ya
da patran gibi hareket ettii resmi izerken, kopya yapmak iin gerekli olan
kk yap talannca zengin olan bir orbann iinde bulunduunu varsa
yyoruz. Ama kopyalayclarn says ykselince, yaptalan byk bir hzla
tketildiinden, zor bulunan deerli bir kaynak haline gelmi olmalan ge
rekir. eitli tiplerdeki kopyalayclar herhalde yaptalarn elde etmek iin
rekabet iindeydiler. Tercih edilen kopyalayc tiplerinin saysnn artma
sna yardmc olan unsurlar saydk. Fazla tercih edilmeyen eitlerin ise
rekabet nedeniyle saylan azalm olmaldr ve sonunda soylan tkenmi
olmaldr. Kopyalayc tipleri arasnda bir var olma mcadelesi gerekle
miti. Herhalde mcadele ettiklerini bilmiyorlar ve bu konuda kayglanm
yorlard ve mcadeleyi dmanlk duygulan ya da baka hibir duygulan
olmadan srdryorlard. Ama yine de mcadele srdnden, daha yk
sek istikrar dzeyi salayacak herhangi bir hatal kopya ya da rakipierin
istikrarn azaltacak yeni bir yntem otomatik olarak korunuyor ve oalt
lyordu. Gelime sreci gitgide geniliyordu. !stikrar artrma ve rakipierin
istikrarn azaltna yollan gitgide daha karmak ve daha etkili bir hale gel
di. Belki bazlan rakip molekl trlerini kimyasal olarak paralamay 'ke
fettiler' ve aa kan yaptalarn kullanarak kendi kopyalarn yarattlar.
lk-etoburlar ayn anda hem besin temin ettiler hem de rakiplerini ortadan
kaldrdlar. Bir ksm da kendilerini kimyasal olarak ya da evrelerine bir
protein duvar rerek korumay kefetti. Bylece belki de ilk canl hcreler
ortaya kt . Kopyalayclar var olmay srdrmekle kalmayp, varlklarn
srdrebilmek iin kendilerine tayclar retmeyi rendiler. Varlklar
n srdren kopyalayclar, iinde yaamak iin sakalm makineleri ina
edenlerdi. lk sakalm makineleri herhalde koruyucu bir katmandan ba
ka bir ey deildi, ama yeni rakipleri daha iyi, daha etkili sakalm makine
leriyle ortaya ktka, yaam abalan gitgide zorlat. Sakalm makineleri
gittike byd, karmaklat ve bu sre giderek byd ve geliti.
Dnyadaki varlklarn srdrmeyi garanti altna almak iin kopyala
yclann kulland teknik ve yaplardaki gelimenin bir sonu olacak my
d? Gelime iin daha ok zaman olacakt. Bin yllar hangi tuhaf kendini
koruma makinelerini ortaya karacakt? Drt bin milyon yl sonra eski
kopyalayclarn kaderi ne olacakt? lp yok olmadlar nk onlar yaam
mcadelesini kazanma sanatnn eski ustasydlar. Ama gidip onlar de
nizde zgrce dolarken aramaya kalkmayn, bu babo zgrlkten
vazgeeli epey oldu. Artk devasa boyutlardaki hareketli robotlarn iinde
byk kolaniler biiminde, d dnyadan uzakta, adeta ikence gibi do-
Bencil Genler ve Bencil Memler 133

!ayl yollarla iletiim kurarak uzaktan kumandayla idare ederek dolayor


lar. Onlar sizin ve benim iimizde; bizim bedenimizi, zihnimizi yarattlar ve
onlarn korunmas bizim varoluumuzun temelidir. u kopyalayclar, ok
byk yol kat ettiler. Artk gen adn kullanyorlar ve bizler onlarn saka
lm makineleriyiz.

* * *

Bir zamanlar doal seilim ilkel orbada zgrce yzen kopyalayclarn


farkl sa kalrnlarndan olumaktayd. imdi ise doal seilim, sakalm
makineleri yapmakta baarl olan, ekirdek gelimeyi denetleme sanatn
da beceri sahibi olan genleri yeliyor. Bu adan kopyalayclar eskisinden
daha bilinli ya da amal deil. ok eski gnlerde olduu gibi rakip male
kller arasnda uzun mrllk, dourganlk ve aslna uygun kopyalama
esasianna dayal otomatik seim sreleri devam ediyor. Genterin ngr
s yok. leriye dnk plan yapmyorlar. Genler sadece varlar ve bir ksm
tekilerden daha fazla var ve hepsi bu. Ama bir genin uzun mrlln
ve dourganln saptayan nitelikler hi de eskisi kadar yaln deil. Birok
ynden deil.
Son yllarda -yaklak son alt yz milyon ylda- kopyalayclar kaslar,
kalp ve gz (birok kez bamsz olarak evrim geirdi) gibi sakalm makine
lerinin ok nemli zaferlerine ulatlar. Bundan nce yalnzca kopyalayc
olarak yaam biimlerinde temel unsur deilikleri yapyorlard; eer bu
tartmay srdreceksek, bunu anlamamz gerekir.
ada kopyalayc konusunda alglanmas gereken ilk unsur, toplu
halde bulunmalandr. Bir sakalm makinesi yalnzca bir tek gen deil,
binlercesini barndran bir aratr. Bir bedenin oluturulmas ylesine ince
ayrntl bir elbirlii almasdr ki, bir genin katksn dierinden ayrmak
neredeyse olanakszdr. Herhangi bir genin bedenin farkl uzuvlannda fark
h etkileri vardr. Bedenin herhangi bir uzvu birok genin etkisi altndadr
ve bir genin etkisi genelinde tekilerle etkileimine baldr. Baz genler te
ki gen gruplannn ilevini denetleyen ana genler gibi davranmaktadr. Bir
benzetme yaparsak, bir inaat plannn herhangi bir sayfas binann dier
blmlerine bir sr gnderme yapar ve ancak dier sayfalarla bir araya
gelince bir anlam tar diyebiliriz.
Genler arasndaki bu ayrntl bamllk niin 'gen' szcn kul
landmz merak etmeye yol aabilir. Neden 'gen kompleksi' gibi bir ortak
isim vermiyoruz? Birok adan ok iyi bir fikir olabilir ama baka bir a
dan bakarsak, bir gen kompleksinin aynk kopyalayclar ya da genler ola
rak blndn dnmenin daha anlaml olduunu gryoruz. Bu du
rum cinsellik olgusu nedeniyle ortaya kmaktadr. Cinsel reme, genleri
birbirine kartrma etkisine sahiptir. Bunun anlam herhangi bir bedenin
ksa mrl bir gen karm iin geici bir tayc oluudur. Herhangi bir
1 34 Akln G'zl

bireydeki gen kanm ksa rnrl olabilir ama potansiyel olarak genterin
kendisi ok uzun rnrldr. Kuaklar boyunca yollan defalarca kesiir.
Bir gen, art arda gelen ok sayda bedende yaarnn srdren bir birim
olarak dnlebilir.

* * *

En genel anlamnda doal seilirn, varlklarn farkl biimlerde sa kalrnala


ndr. Bazlan lr, bazlan lmez ama bu seilmi lnierin dnya zerin
de bir etki yaratmas iin baka bir koulun da yerine getirilmesi gerekir.
Her varlk birok kopya halinde var olmaldr ve evrimsel srenin nemli bir
diliminde, en azndan baz varlklarn -kopyalar halinde- hayatta kalma po
tansiyeli bulunmaldr. Kk genetik birimler bu zelliklere sahiptir; ama
bireyler, gruplar ve trler sahip deildir. Gregor Mendel'in en byk baar
s, uygularnada kaltsal birimlerin blnmez ve bamsz paracklar olarak
ele alnmas gerektiini gsterrnesidir. Gnmzde bunun artk ok fazla
basit olduunu biliyoruz. Ara sra, kattrnn en kk fonksiyonel birimi
olan bir 'cistron' bile blnebilir ve ayn krornozorn zerindeki herhangi iki
gen tmyle birbirine baml olmayabilir. Benim yaptm, genleri, bln
rnez bir biimdeki ayn parack olma durumuna en fazla yaklaan birimler
olarak tanrnlarnaktr. Bir gen hi blnmez deildir ama ok seyrek olarak
blnr. Herhangi bir bireyin bedeninde ya kesinlikle vardr ya da kesinlik
le yoktur. Bir gen dede kuandan torun kuana aradaki kuakta baka
genlerle kanrnadan , hi deiim gstermeden yol alr. Eer genler srekli
olarak birbirine kansayd , imdi anladmz biimdeki doal seilirn asla
olmazd. Bu durum Darwin'in yaarn sresinde kantland ve o dnernde
kattrnn bir kanma ilemi olduuna inanldndan Darwin iin byk
bir endie kayna oldu. Mendel'in kef oktan yayrnlanrnt ve Darwin'i
kurtarabiiirdi ama o, asla bu yaynn varln renemedi. Anlaldna
gre herkes bu yayn ancak Darwin ile Mendel'in lmlerinden yllar sonra
okudu. Belki de Mendel kendi buluunun ne kadar nemli olduunu fark
etrnerniti; aksi takdirde herhalde Darwin'e yazard.
Genlerin ayn parack olma durumunun baka bir yn de ihtiyarla
rnarnalandr; yz yana geldiklerinde deil, milyon yana ulatklarnda
lmeleri daha olas deildir. Kuaklar boyunca bedenden bedene atlayp,
bedenleri kendi amalan iin kullanp, ihtiyarlayp lmeden nce arkala
nnda bir dizi lrnl beden brakrlar.
Genler lmszdr ya da bu isrne layk olacak genetik varlklar olarak
tanrnlanrlar. Dnya yzndeki bireysel sakalrn makineleri olan bizler,
birka on yl daha yaayacarnz tahmin ederiz. Dnyadaki genlerin ya
am sreleri ise on yllarla deil, bin ve milyon yllarla llr.

* * *
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 35

Sakalm makineleri nceleri, genler iin, onlar rakiplerinin kimyasal si


lahlanndan ve kaza sonucu oluan molekl bombardmanndan koruya
cak duvarlar ren pasif kaplar olarak ortaya ktlar. lk dnemlerde orba
da bolca bulunan organik molekllerle 'beslendiler'. Yzyllar boyu gne
nn enerj isiyle ar ar oluan organik besinler bitince, bu kolay ya
am biimi sona erdi. Artk bitki ad verilen nemli bir sakalm makinesi
grubu, basit molekllerden bileik molekller yaratmak iin gne n
dorudan doruya kullanmaya ve orbadaki yapay sreleri ok daha hzl
yinelemeye balad. Artk hayvan olarak bilinen baka bir grup ise bitki
lerin kimyasal abalanndan yararlanmak iin onlar yemeyi ya da baka
hayvanlar yemeyi 'kefetti'. Sakalm makinelerinin iki ana dal, yaam
larnn eitli ynlerindeki verimliliklerini artrmak iin daha zekice hile
ler renerek evrimden getike yaamn yeni biimleri nlerinde almaya
balad. Alt dallar ve bu alt dallarn alt dallan ortaya kt; her biri denizde,
karada, toprak altnda, aalarda, dier canl bedenierin iinde yaamak
iin zel bir yolda ustalat. Alt dallarn ortaya k bugn bizi hayran
brakan hayvan ve bitki eitlerinin olumasna yol at.
Hayvanlar ve bitkiler, genlerin tm kopyalan tm hcrelere datlm
olan ok-hcreli bedenler gelitirdiler. Bu geliimin neden, ne zaman ya
da ka kez bamsz olarak gerekletiini bilmiyoruz. Baz insanlar kolo
ni benzetmesini kullanp bir bedeni hcre kolonisi olarak tanmlyor. Ben
bedenleri bir gen kolonisi ve hcreleri genlerin kimyasal endstrileri iin
yararl alma niteleri olarak dnmeyi yeliyorum.
Belki bedenler gen kolonisidir ama davranlarnda hi yadsnmayacak
bir bireysellik kazanmlardr. Bir hayvan uyumlu bir btn, bir birim ola
rak hareket eder. znel olarak ben kendimi bir koloni deil bir birim olarak
hissediyorum. Bunun beklennesi gerekir. Seilim, birbiriyle ibirlii yapan
genleri yelemitir. Az bulunan kaynaklar iin sren iddetli rekabette, di
er sakalm makinelerini yemek ama kendisinin yenmesini nlemek iin
yaplan bitmek bilmeyen mcadelede, ortak bedenin iinde anari yerine
oluan merkezi koordinasyona dl verilmi olmas gerekir. Gnmzde,
genlerin karmak ortak evrimi yle bir dzeye geldi ki bir bireysel sakalm
makinesinin ortak yaps neredeyse tannmaz oldu. Gerekten biyologlann
ou bunu fark etmediinden benim fikrime katlmayacaktr.

* * *

Bir sakalm makinesinin en gze arpan zelliklerinden biri amall


dr. Geri yledir ama bunu sylerken, hayvann genlerinin yaamn sr
drmesi iin ok hesaplanm gibi grndn kastetmiyorum. nsann
amal davranna daha yakn bir benzetmeden sz ediyorum. Bir hayva
nn yiyecek ya da bir e ya da yitirdii yavrusunu 'aramasn' izlerken, ken
di aramalarmz srasnda duyduumuz znel duygularn deneyimini bir
136 Akln G'z

kez daha yaanz. Bu duygular, bir nesne iin 'arzu', arzulanan nesnenin
'zihinsel imgesi', bir 'hedef ya da 'sonu grmek' olabilir. Hepimiz, kendi ii
mize dnklmz nedeniyle, en azndan bir ada sakalm makinesin
de bu amalln 'bilinlilik' adn verdiimiz zellie dntn biliriz.
Bunun anlamn tartacak kadar felsefeci deilim ve u andaki amacmz
iin zaten gerekli deil, nk makinelerin sanki bir amala motive edil
diinden sz etmek ve gerekten bilinli olup olmadklan sorusunu ak
brakmak olduka kolaydr. Bu makineler temelde ok yalndr ve bilinsiz
amal davran ilkeleri, mhendislik biliminde ok sradandr. En klasik
rnek Watt buhar reglatrdr.
in iindeki en temel ilkeye, eitli biimleri olan negatif geri iletim ad
verilir. Genel olarak yle oluur. 'Amal makine' ad verilen, bilinli bir
amac varm gibi davranan bir makine ya da eyin, imdiki durumla 'ar
zulanan durum' arasndaki farkllklan len bir cins lm aygt bulunur.
yle bir biimde retilmitir ki, bu farkllk ne kadar byk olursa, makine
o kadar fazla alr. Bylece makine otomatik olarak farkll azaltr -bu
nedenle negatif geri iletim ad verilir- ve 'arzulanan' durum elde edilince
almay durdurabilir. Watt reglatrnde buhar makinesinin evresinde
dnen bir ift top vardr. Her ikisi de birer menteeli kola baldr. Toplar ne
kadar hzl dnerse, merkezka kuvveti kollan yatay duruma o kadar fazla
iter ve yerekimi buna kar koymaya abalar. Kollar kazan besleyen bu
har vanasma baldr ve yatay duruma yaklatklan zaman buhar kesilir.
Yani eer makine ok hzl alyorsa, buhann bir ksm kesilir ve makine
yavalar. Eer ok yavalamsa, otomatik olarak vana kazan besler ve
makine tekrar hzlanr. Bu gibi amal makineler, an hzlanma ve gecik
meler nedeniyle titreim yaratrlar ve mhendisin grevinin bir paras da
bu titreimleri azaltacak yardmc aletler retmektir.
Watt reglatrnn 'arzulanan ' durumu belirli bir dn hzdr. El
bette makine bunu bilinli olarak arzularnamaktadr ama bir makinenin
'amac' geme eiliminde olduu durum olarak tanmlanr. ada amal
makineler daha karmak 'yaama benzer' davranlara ulamak iin nega
tif geri iletim gibi temel ilkelerin uzantlann kullanrlar. rnein gdml
fzeler hedefterini aktif olarak anyor gibi grnrler, menzile girince hedefi
kovalarlar, hedefin artc dnlerini, izdikleri erileri dikkate alrlar
ve hatta bazen bunlan 'tahmin eder' ya da 'bekler' gibi davranrlar. Bunun
nasl yapldnn aynntlarn aklamaya demez. ok eitli negatif geri
iletim, 'ileri bildirim' ve mhendislerin gayet iyi bildii ve canl bedenierin
almasna yararl olduu artk bilinen baka ilkeleri ierirler. Sradan bir
insan, fzenin amal ve bilinli gibi grnen davranlann izlerken, f
zenin bir insan-pilotun dorudan denetimi altnda olmadna inanmas
gtr ama bilinlilie en ufak bir yaknl olduuna dair hibir varsaym
ileri srlmemelidir.
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 3 7

Gctrnl fze gibi bir makinenin, bilinli bir insan tarafndan tasar
lanp retildiinden, bilinli bir insann denetimi altnda olmas gerektii
konusunda yaygn bir yanl anlay vardr. Bu yanlgnn baka bir rnei
de 'bilgisayarlar aslnda satran oynamaz nk onlar ancak insan opera
trn sylediklerini yerine getirir' biimindedir. Bunun niin yanl olduu
nu anlamamz gerekir nk genlerin davranlan 'denetledikleri' tanmn
anlaymz yakndan etkilemektedir. Bilgisayar satranc bu noktay vur
gulamak iin iyi bir rnek olduundan ksaca deineceim.
Bilgisayarlar byk ustalar kadar iyi satran oynamazlar, ama artk
iyi bir amatr derecesine ulamlardr. Programlar iyi bir amatr dzeyine
ulamtr demek daha dorudur, nk bir satran program yeteneini
sergilemek iin hangi bilgisayan kullandna hi aldn etmez. imdi, in
san programemn rol nedir? Birincisi programc adeta bir kukla oynat
csnn ipleri ekitrmesi gibi bilgisayan her dakika denetlemez. Bu, hile
yapmak olur. Program yazar, bilgisayara ykler ve bilgisayan kendi bana
brakr: bundan sonra kendi hareketlerini klavyede yazan rakibin dnda
baka bir insan oyuna karmaz. Programc tm satran hamlelerini nce
den dnp, her olaslk iin bilgisayara kullanabilecei upuzun bir liste
hazrlayabilir mi? Herhalde hayr nk satranta olas pozisyonlarn says
o kadar yksektir ki, byle bir liste tamamlanmadan nce dnyann sonu
gelebilir. Ayn nedenle bilgisayar 'kendi kafasnda' kazanacak bir strateji
yaratncaya dek tm olas pozisyonlar denemeye, ardndan gelen hamleleri
hesaplamaya programlanamaz. Satran oyunundaki olas hamlelerin say
s galaksideki yldzlardan daha fazladr. Bir bilgisayan satran oynamas
iin programlamann zmlenemeyen sorunu ite budur. Aslnda ylesine
zor bir sorundur ki, en iyi programiann bile byk usta statsne ulama
masna armamak gerekir.
Programemn rol oluna satran oynamasn reten bir babaya
benzer. Bilgisayara oyunun temel hamlelerini retirken, her balang
pozisyonu iin ayr ayn dzenlemeler yapmayp, daha ekonomik biimde
aklanan kurallan uygular. Basit bir dille bilgisayara 'fller apraz hare
ket eder' demek yerine matematiksel adan eit bir aklama getirir: "flin
yeni koordinatlar , eski x ve y koordinatlanna, ayn iaretin iinde olmas
gerekmeyen, ayn sabit say eklenerek bulunur," der. Ardndan insanlarn
kullanaca 'ah korumasz brakma' gibi tleri 'ya da at atal gibi' nu
maralan, ayn matematik ya da mantk diliyle verir. Ayrntlar ok ilgintir
ama bizi konudan ok uzaklatnr. nemli olan nokta ise, oyun srasnda
bilgisayann kendi bana kalmas ve efendisinden hibir yardm beklentisi
olmamasdr. Programemn yapabilecei tek ey, nceden strateji ve teknk
lerle ilgili ayrntl bilgiler ve ipular arasnda doru bir denge kurarak, en
iyi biimde bilgisayan hazrlamaktr.
Genler de sakalm makinelerinin davranlarn, bir kukiacnn ipleri
138 Akln G'z

kullanmasndan ok, bir bilgisayar programcsnn dolayl denetlernesi gibi


denetler. Yapacaklan tek ey nceden dzenlemek ve sakalrn makinesi
kendi bana hareket ederken, pasif bir biimde iinde oturrnaktr. Niin
bu kadar pasiftirler? Niin baz anlarda dizginleri ele alp denetlemezler?
Bu sorunun yant zaman-fark nedeniyle bunu yapamamalan eklindedir.
Kurgubilimden alnan bir benzetme bu durumu ok iyi sergiler. Fred Hoyle
ve John Elliot'un A For Andromeda adl yapt heyecan verici bir ykdr
ve dier tm kurgubilim kitaplar gibi baz ilgin bilimsel noktalara dayanr.
En garip yn, kitabn bu noktalardan en nemlisine aka deinrnernesi
ve okurlarn hayal gcne brakmasdr. Burada aklarnama umann ya
zarlar kzmaz.
ki yz k yl uzaktaki Andromeda takmyldznda kltrn uzak
dnyalara yaymak isteyen bir uygarlk vardr.* En iyi biimde nasl yap
labilir? Dorudan yolculuk gndeme gelmez ; nk k hz, evrende bir
noktadan dierine ulaabileceiniz hza bir st snr getirmitir ve uygula
rnada mekanik sorunlar bu limiti daha da aa ekmektedir. Ayrca git
meye deecek sayda dnya olmayabilir ve hangi yne gideceinizi nereden
bileceksiniz? Radyo, evrenin geri kalanyla iletiim kurmann daha iyi bir
yoludur, nk eer tek bir yn yerine sinyallerinizi tm ynlere yayacak
kadar yeterli gcnz varsa, ok sayda dnyaya ulaabilirsiniz (bu say,
sinyalin kat ettii mesafenin karesi olarak art gsterir) . Radyo dalgala
n k hzyla yol aldndan Andromeda'dan gnderilen sinyalin Dnya'ya

ulamas iki yz yl srer. Byle bir mesafenin yaratt sorun ise asla kar
lkl olarak sohbet edememenizdir. Dnyadan gnderilecek her ardk
mesajn birbirinden yaklak on iki kuak uzak insanlar arasnda olacan
hesaba katmasak bile, bylesi mesafeler zerinden konumaya almak
bo bir giriirndir.
Bu sorun er ge bizim karmza kacaktr: Dnya ile Mars arasnda
radyo dalgalannn yol alma sresi drt dakikadr. Uzay adamlannn kar
lkl ksa crnlelerle konuma alkanln brakp, sohbetten ok mektubu
andran monologlar kullanmas gerekecektir. Baka bir rnek olarak Roger
Payne, denizdeki akustiin baz garip zellikleri olduuna ve halinalann
belirli bir derinlikte yzdkleri takdirde, ar yksek sesli 'arklarnn'
farazi olarak dnyann her tarafndan duyulabileceine iaret etmitir.
Balinalarn birbiriyle uzun mesafelerde iletiim kurup kurmadklar bilin
miyar ama eer kuruyariarsa herhalde Mars'taki astronotlardan farkl bir
dururnda deildirler. Sesin suyun iindeki hzna gre bir arknn Atiantik
Okyanusu'nu geip yantnn gelmesi iin yaklak iki saat gerekir. Bali
nalarn tam sekiz dakika boyunca hibir tekrara kamadan srekli kendi
kendine konumalarn aklamak iin bu rnei veriyorum. Sonra tekrar

* ki milyon k yl uzaktaki Andromeda galaksisiyle kartrmayn.


Bencil Genler ve Bencil Memler 1 39

baa dnyorlar ve her seferinde yaklak sekiz dakika sren bu arky


defalarca yineliyorlar.
ykdeki Andromedallar da aynsn yapmt. Bir yant beklemenin
anlam olmayacandan, sylemek istedikleri her eyi byk kesintisiz bir
mesaj biimine getirip uzaya yaymlar ve birka aylk sre dngleriy
le tekrarlamlard. Ne var ki onlarn mesaj balinalarnkinden farklyd.
Dev boyutlarda bir bilgisayann ina edilmesi ve programlanmas iin ifreli
talimatlar ieriyordu. Elbette talimatlar hibir insan dilinde deildi ama
becerikli ifre zcler zellikle kolayca zlmek zere dzenlenmi tm
ifreleri zebilirler. Mesaj Jodrell Bank radyo teleskopuyla alnd, ifresi
zld, bilgisayar ina edildi ve program yklendi. Sonu insanolu iin
neredeyse bir felaketti, nk Andromedallar evrensel adan iyi niyetli
deildi ve bilgisayar dnya zerinde bir diktatrlk kurma yolunda ilerli
yordu ama sonunda yk kahraman onu bir baltayla paralad.
Bizim amzdan ilgin olan soru, Andromedallarn Dnya yzndeki
olaylan denetleyeceklerinin hangi anlamda sylenmi olmasyd. Bilgisa
yan her dakika kontrol etmiyorlard, daha dorusu bilgisayann retilmi
olduunu bile bilmiyorlard, nk bu bilginin onlara ulamas iki yz yl
srecekti. Bilgisayann hareketleri ve kararlar yalnzca kendine aitti. Hatta
genel bir tutum talimat almak iin bile efendilerine ulaamazd. ki yz
yllk sre engeli ortadan kalkmadna gre tm talimatiann nceden ve
rilmi olmas gerekirdi. Prensip olarak satran oynayan bir makine gibi
programlanmas gerekirdi ama yerel bilgileri zmseyebilmesi iin daha
esnek bir yaps ve daha fazla kapasitesi olmalyd. Bu program yalnzca
dnya yznde deil, Andromedallarn ayrntl koullarn bilmedii, ileri
teknolojiye sahip tm dnyalarda almak zere dzenlenmi olmalyd.
Nasl Andromedallar dnya yznde kendi adianna gnbegn karar
lar alacak bir bilgisayara sahip olmak zorundaysa, genlerimiz de bir be
yin yaratmak zorundadr. Ama genler yalnzca ifreli talimatlan gnderen
Andromedallar deildirler; talimatlarn kendisidirler. Bizim kukla ipleri
nizi dorudan doruya denetleyememelerinin tek nedeni yine zaman
farklandr. Genler, protein sentezlerini denetleyerek alrlar. Bu yntem
dnyay ynetmenin iyi bir yoludur ama ok yavatr. Bir ekirdek ina et
mek iin aylarca byk bir sabrla protein iplerini ekmeleri gerekir. Buna
karlk, davraniann ana noktas ise ok hzl olmasdr. Aylan kapsayan
bir zaman izelgesinde deil, saniyeler hatta saniyelerin blmlerinde a
lr. Dnyada bir ey oluverir, yukardan bir bayku geer, uzun otlarn
hrts ava ihanet eder, saliseler iinde sinir sistemi harekete geer, kaslar
gerilir ve birinin yaam ya kurtulur ya da yok olur. Genlerin bylesine hzl
tepki sreleri yoktur. Tpk Andromedallar gibi, genler de, kendileri iin
hzl alan bir bilgisayar ina ederler ve 'ngrebildikleri' tm olaslklar
iin kurallar ve 'neriler' ykleyerek nceden programlarlar. Ama tpk bir
140 Akln G'z

satran manda olduu gibi, yaam da o kadar ok sayda olaslk sunar


ki, hepsini birden ngrmek olanakszdr. Satran programcs gibi genler
de sakalm makinelerine ayrntl 'talimatlar' vermek yerine, yaam sana
tnn genel stratejilerini ve hilelerini yklerler.
J. Z. Young'n belirttii gibi, genlerin tahminde bulunmaya yakn bir
grevi stlenmeleri gerekir. Bir cenin sakalm makinesi ina edilirken, ya
amnn tehlikeleri ve sorunlan daha ileride yatmaktadr. allarn arkasn
da hangi etoburlann pusu kurup beklediini ya da hangi hzl koan avn
yoluna kacan nceden kim bilebilir ki? Ne bir kahin ne de bir gen. Ama
baz genel tahminler yaplabilir. Kutup aylannn genleri henz domam
sakalm makinelerinin geleceinin ok souk olacan kolayca tahmin
edebilirler. Bunu bir kehanet olarak dnmezler, hatta hi dnmezler
bile; daha nceki bedenlerde hep yaptklan gibi kaln tyl bir koruyucu
katman retirler ve bu nedenle gen havuzunda varlklann srdrrler.
Ayrca topran karla kapl olacan tahmin ederek kaln tyl koruyucu
katman beyaz olarak yaratp kamuflaj salarlar. Eer Kuzey Kutbunun
iklimi ok hzl deiir de yavru ay tropik bir lde dnyaya gzlerini aar
sa, tahminleri yanl olacandan bedelini genler der. Yavru ay lnce,
iindeki genler de lr.

* * *

Gelecei tahmin etmenin en ilgin yollanndan biri simlasyondur. Eer bir


general belirli bir askeri plann dier seeneklerden daha iyi olup olmad
n merak ediyorsa, bir ngr sorunu var demektir. Hava koullar, kendi
askerlerinin moral durumu ve dmann kar hamlelerinin bilinmesi ge
rekir. yi bir plan olup olmadn anlamann bir yolu, uygulamaya koy
maktr ama 'lkeleri uruna' lmeye hazr gen erkeklerin kayna abuk
kuruyacandan ve olas planiann says ok yksek olduundan her birini
denemek pek de arzu edilir gibi deildir. Bu nedenle eitli planlar gerek
koullarda denemek yerine provalann yapmak daha iyidir. "Kuzey lkesi"
ile "Gney lkesi"nin kurusk mermilerle tam lekte manevra yapmas da
bir deneydir ama hem malzeme hem zaman asndan ok pahalya pat
lar. Byk bir harita zerinde kurun askerler ve oyuncak tanklarla sava
oyunlannn aynannas daha masrafszdr.
Yakn zamanda bilgisayarlar yalnzca askeri stratejiler deil, gelecek
ngrlerinin gerekli olduu ekonomi, ekoloji, sosyoloj i gibi ok eitli
alanlarda yaplan simlasyonlarda byk bir rol stlenmeye balamtr.
Bu teknik yle alr: Dnyann belirli bir grntsnn modeli bilgi
sayara yklenir ama, makinenin kapan atnz zaman, simlasyonu
yaplan nesneye tam olarak benzeyen minyatr bir maket grmezsiniz. Sat
ran oynayan bilgisayarlarda, bellein iinde grlen, atlarn ve piyonlarn
zerinde oturduu bir satran tahtasnn 'zihinsel tablosu' yoktur. Satran
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 4 1

tahtas ve mevcut pozisyonu, elektronik olarak kodlanm say listeleriyle


belirtilir. Bizim iin harita, dnyann belirli bir blgesinin iki boyuta indir
genmi , minyatr llerde bir modelidir. Bilgisayarda ise bir harita, byk
olaslkla, kentlerin ve dier nemli noktalarn enlem ve boylamn gsteren
iki ayn saynn belirtildii listelerle temsil edilir. stelik, bilgisayann dn
yann modelini beyninde ne ekilde tuttuu nemli deildir. nemli olan bu
model zerinde alabilmesi, idare edebilmesi, denemeler yapabilmesi ve
insan operatrlere anlayabilecekleri tanmlarla rapor vermesidir. Simlas
yon tekniiyle, maket savalar kazanlabilir ya da yitirilebilir, uaklar ua
bilir ya da debilir, ekonomik politikalar zenginlie ya da yoksullua do
ru gidebilir. Bilgisayarda yaplar her deneme gerek yaamdakinden ok
ksa bir srede sonu verir. Elbette dnyann iyi ve kt modelleri vardr
ve iyi modelleri bile yalnzca tahminlerden olumutur. Hibir simlasyon
miktan gerekte neler olup biteceini tam olarak ngremez ama yine de iyi
bir simlasyon ounlukla gerek yaamdaki snama-yanlma yntemine
yelenir. Simlasyonlara, ne yazk ki ok nceden oyunbozan psikologlar
tarafndan ortaya atlan, vekaleten snama-yarlna ad verilebilir.
Eer simlasyon bu kadar iyi bir fikirse, bunu ilk kefedenler herhal
de sakalm makineleriydi. Ne de olsa bizler sahneye kmadan ok nce
insan mhendisliinin, gz mercei, parabolik reftektr, ses dalgalannn
frekans analizi, servo-kumanda, sonar, gelen bilgiler iin tampon bellek
ve ayrntlan hi de nemli olmayar daha bir sr uzun isimli tekniini
kefetmilerdi. Peki, ya simlasyon? Gelecein bilinmeyenlerini ieren bir
konuda zor bir karar verirken, siz de bir cins simlasyon kullanrsnz.
nnzdeki seeneklerin her birini kullandnz anda neler olabileceini
hayal edersiniz. Beyninizde oluturduunuz model, geri, dnya yznde
ki her eyi kapsamaz ama size gre ilgili olanlar snrl bir biimde kapsar.
Bunlar zihninizde canl bir biimde grebilirsiniz ya da so:;.-ut biimleri ze
rinde oyun bile oynayabilirsiniz. Her iki ekilde de, hayal ettiiniz olayiann
beyninizde gerek uzamsal bir modelinin bulunduu sylenemez. Ama tp
k bilgisayarda olduu gibi, beyninizin , dnyann modelini nasl simgele
diinin ayrntlar, olaslklan tahmin etmek iin kullanabildiiniz gerei
nin yannda pek de nem tamaz. Gelecein simlasyonunu kullanabilen
sakalm makineleri, arcak snama-yanlma yoluyla renebilenlerden bir
adm ndedir. kinci yntemin sorunu, zaman ve enerji harcanmasn ge
rektirmesidir ve bu yntemdeki yanlg ou zaman lmcl olabilir. Bu
nedenle simlasyon hem daha gvenli hem daha hzldr.
Simlasyon yapma kapasitesinin evrimi, znel bilinlilikte en st d
zeye ulam gibi grnyor. Bence, bunun neden byle olduu sorusu
ada biyolojinin karsndaki en derin gizemdir. Elektronik bilgisayarla
rn simlasyon yaparken bilinli olduklann varsaymak iin hibir neden
yoktur ama gelecekte olabileceklerini de itiraf etmemiz gerekir. Belki de
142 Akln G'zl

beynin yapt dnya simlasyonu ylesine tamamlanm oluyor ki, iinde


beynin kendi modeli bile bulunduundan bilinlilik ortaya kyor. Elbette
bir sakalm makinesinin bedeni ile kollan ve hacaklar da simle edilen
dnyann nemli paralarn oluturuyor ve bu nedenle kendini simle
etmesi, simlasyonu yaplacak dnyann bir paras olarak grlebiliyor.
Bunun iin kullanlacak baka bir tanm 'z-farkndalk' olabilir ama ben
bu szc, bilinlilik evriminin doyurucu bir aklamas olarak grmyo
rum ve bunun nedeni sonsuz bir geri dn iermesidir; eer bir modelin
modeli varsa niin bu modelin modelinin de bir modeli olmasn?
Bilinlilik, ortaya kard felsefi sorunlar ne olursa olsun, bu yk
nn amac uruna, sakalm makinelerinin efendileri olan genlerden aldk
lan kararlan icra etme zgrlne doru giden bir evrimin sonulanmas
olarak grlebilir. Beyinler yalnzca sakalm makinelerinin gndelik i
lerinin yrtlmesinden sorumlu olmakla kalmayp, gelecei tahmin edip
buna gre hareket etme yeteneini de kazanmtr. Hatta bazen genlerin
emirlerine kar bile gelirler; rnein sahip olabilecekleri sayda ocuk do
urmay reddedebilirler. Ama, greceimiz gibi, bu adan insanolu ok
zel bir vakadr.
Btn bunlarn fedakarlk ve bencillikle ne ilgisi var? Ben, hayvan
davranlannn, ister bencil isterse zverili olsun, genlerin dalayl ama
yine de son derece gl denetimi altnda olduu fikrini gelitirmeye a
lyorum. Sakalm makinelerinin ve sinir sistemlerinin ne biimde ina
edileceini dikte ettikleri iin, genler, davranlar zerinde byk bir gce
sahiptir. Ama, bir an sonra yaplmas gereken hareketin kararn alan sinir
sistemidir. Temelde, genler politika olutururlar, beyinler ise, bu politika
lan yrtrler. Ama beyinler gelitike, renmek ve simlasyon yapmak
gibi hileler kullanarak, asl politik kararlar alma iini daha fazla stlenme
ye balamlardr. Geri imdilik hibir canl trnde ulalmad ama, bu
eilimin mantkl sonucu, genlerin sakalm makinelerine tek bir btnsel
talimat vermeleri biiminde olacaktr: Bizi hayatta tutabiirnek iin sence ne
gerekliyse yap.

BENC i L MEMLER

Ulalabilen evrende, fizik yasalannn geerli olduu varsaylmaktadr.


Benzer bir evrensel geerlilik ieren baz biyoloji ilkeleri var m? Astronotlar
uzak gezegeniere gidip yaam belirtisi ararken, bizim hayal bile edemeye
ceimiz kadar garip yaratklarla karlaacaklarn varsayyorlar. Ama te
meli hangi kimyaya dayanrsa dayansn, nerede bulunursa bulunsun, tm
yaam biimleri iin geerli olacak bir ey yok mu? Eer kimyalar karbon
yerine silikona dayal ya da su yerine amonyaa dayal yaam biimleri var-
Bencil Genler ve Bencil Memler 143

sa, eer - 1 00C'da kaynayp len yaratklar kefedilirse, eer kimya yerine
elektronik yansyan devrelere dayal bir yaam biimi ortaya kanlrsa,
yine de hepsi iini geerli olacak herhangi bir genel ilke yok mu? Bunu ben
bilmiyorum ama eer bahse girmem gerekirse, tm param bir tek genel
ilkeye yatrnm. DNA molekl olan gen, bizim gezegenimizde kendini kop
yalayan bir varlktr. Bakalan da olabilir. Eer varsa, baz farkl koullar
yerine getirildii takdirde, onlarn da bir evrim srecinin temelini olutur
mas kanlmazdr.
Ama farkl kopyalayc cinsleri, deiik evrim sonulan bulabilmek
iin uzaklardaki dnyalara gitmek zorunda myz? Ben tam da bu gezegen
zerinde, yeni bir kopyalaycnn, son zamanlarda ortaya ktn dn
yorum. Tam karmzda duruyor. Henz bebeklik anda, kendi ilkel ar
basnda beceriksizce yzyar ama ulat evrimsel deiimin hz, soluk
solua kalm eski genleri ok geride brakyor.
Bu yeni orba, insan kltrnn orbasdr. Yeni kopyalayc iin,
kltrel aktanm birimi fikrini verecek ya da imitasyonu amnsatacak bir
isme gereksinimimiz var. 'Mimeme' szc ok uygun bir Yunanca kkten
geliyor ama ben 'gen ' szcyle benzeyen tek heceli bir szck aryorum.
Mimeme szcn mem olarak ksaltmama, umarm klasiki dostlarm
kzmazlar. Eer sizi rahatlatacaksa, 'memory' (bellek) szcyle ya da
Franszca'daki meme (ayn) szcyle balantl olarak dnebilirsiniz.
"Krem" szcyle kafiyeli olacak ekilde telaffuz edilmelidir.
Melodiler, fikirler, sloganlar, giysi modalan, mlek yapma ya da ke
mer ina etme yntemlerini mem'e rnek olarak verebiliriz. Nasl genler
spermler ya da yumurtalar yoluyla bedenden bedene geerek gen havu
zunda oalyorsa, memler de beyinden beyine en geni anlamyla taklit
etmek denecek bir ilemle geerek mem havuzunda oalrlar. Eer bir bi
lim insan iyi bir fikir duyarsa ya da bir yerde okursa, bunu meslektalar
na ve rencilerine aktarr. Makalelerinde ve konumalannda bundan sz
eder. Eer bu fikir tutarsa, beyinden beyine geerek oald sylenebilir.
Meslektam N. K. Hemphrey'in bu blmn ilk taslanda zetiedii gibi,
" . . . Memler yalnzca m ec aze n deil teknik adan canl yaplar olarak g
rlmelidir. Siz benim zihnime verimli bir mem soktuunuz anda, tpk bir
virsn iine yerletii hcrenin genetik mekanizmasn parazit gibi istila
etmesine benzeyen bir biimde, beynimi parazt gibi istila edip, bu memin
oalmas iin bir ara biimine getirmi olursunuz. Bu, yalnzca bir ko
numa ekli deildir nk memler iin 'lmden sonra hayata inanmak'
aslnda fiziksel olarak, dnya yzndeki insanlarn sinir sistemindeki bir
yap biiminde milyonlarca kez gerekleir."

* * *

Ben birbirlerine uyarlanm mem komplekslerinin, birbirlerine uyarlanm


144 Akln G'z

gen kompleksleri gibi evrim geirdiini varsayyorum. Seilim sreci, kl


tr evrelerini kendi karlan iin smrebilen memleri yeliyor. Bu kl
trel evre yine seilmekte olan baka memlerden oluuyor. Bylece mem
havuzu, evrimsel olarak istikrarl bir kmenin zelliklerine sahip oluyor ve
yeni memler buraya girmekte zorlanyor.
Geri memler konusunda biraz olumsuz grndm ama onlann ne
eli bir yn de vardr. ldmz zaman geride iki ey braknz: genler
ve memler. Bizler kendi genlerimizi aktaracak gen makineleri olarak olu
turulduk Ama kuak sonra bu zelliimiz unutulacaktr. ocuunuz,
hatta torununuz belki yz hatlarnda, mzik yeteneinde ya da sa ren
ginde size benzerlik gsterebilir. Ama geen her kuakla sizin genlerinizin
katklar yanya iner. Onemsenmeyecek oraniara inmesi pek uzun srmez.
Belki genlerimiz lmszdr ama her birimizin sahip olduu gen koleksi
yonu sonunda yok olmaya mahkumdur. Kralie I l . Elizabeth , Kral i. (Fatih)
William'n soyundan geliyor ama eski kraln genlerinden bir tanesine bile
sahip olmamas olasdr. reme yoluyla lmszl aramamalyz.
Ama eer dnya kltrne katkda bulunursanz, eer iyi bir fikir re
tirseniz, bir beste yaparsanz, bir buji kefederseniz, bir iir yazarsanz,
genleriniz ortak havuzda yok olup gittikten sonra bile bu katknz hi bo
zulmadan yaayabilir. G. C. Williams 'n dedii gibi belki Sokrates'in bir,
iki geni bile bugn dnyada bulunmuyor olabilir ama kimin umurunda?
Sokrates'in, Leonardo'nun, Kopernik'in ve Marconi'nin mem kompleksleri
tm gcyle srp gidiyor.
90-----

Dawkins, yaamn ve zihnin, molekllerin kargaasnda, kopyalanacak


kaynaklar iin srdrlen iddetli rekabetin filtresinden defalarca gemek
zorunda kalan, kazara biimlenen kk birimlerce olutuunu ileri s
ren indirgemeci tezin usta bir yorumcusudur. ndirgemecilik, tm dnya
y fizik yasalanna indirgenebilir olarak grrken 'bilinmeyen zelliklerin
sonradan ortaya kna' ya da eski, kkrtc bir sz kullanmak gerekirse
'entelekya'ya, yani paralann yneten yasalarca oluumlan aklanama
yan daha st dzey yaplara yer brakmayan bir grtr.
yle bir senaryo dnn: almayan daktilonuzu (ya da amar
makinenizi ya da fotokopi makinenizi) onann iin fabrikaya gnderiyorsu
nuz ve bir ay sonra doru bir biimde (yani sizin gnderdiiniz gibi) bir ara
ya getirilmi olarak size yolluyorlar ve ekteki notta, tm paralar alt
halde makineniz almad iin zgn olduklann belirtiyorlar. Samalk
gibi gelebilir. Eer makine doru dzgn almyorsa, tm paralan nasl
kusursuz olabilir? Bir yerlerde bir hata yaplm olmas gerekir! Gndelik
yaamn plak gzle grlebilen dnyasnda saduyu bize byle syler.
Acaba bir btnden paralarna, paralann paralanna doru aa
ma aama giderseniz, bu ilke tutarlln korur mu? Saduyu yine evet
der ama ou insan "Hidrojen ve oksijen atomlarnn zelliklerinden suyun
zelliklerini elde edemezsiniz" ya da "Bir canl varlk paralannn topla
mndan daha byktr" gibi fikirlere inanr. Her naslsa, insanlar atom
lan, kimyasal deerleri olan ama fazla ayrnts olmayan bilardo toplanna
benzetirler. Oysa bu gr gereklerden ok uzaktr. En kk leklere
indiiniz zaman, 'madde'nin matematii gitgide daha zor denetlenir duru
ma gelir. Etkileim gsteren paracklar hakknda Richard Mattuck'un yaz
dklanna bir gz atn:

oklu parack sorunu zerindeki tartma iin mantkl bir balang nok
tas, bir sorun ortaya kmadan nce ka paracn olmas gerektii sorusu
olabilir. Prof. G. E. Brown, kesin sonularla ilgilenenlerin, tarihe bir gz at
makla yant bulabileceklerini belirtmiti. On sekizinci yzyln Newton meka
niinde -parack sorunu zmlenemiyordu. 9 1 0 ylnda genel grelilik
teorisi ve 9301arda kuantum elektrodinamiinin ortaya kmasyla, iki- ve
bir-parack sorunlan zmlenemez duruma geldi ve modern kuantum alan
teorisinde, sfr paracklar (boluk) sorunu zmlenemiyor. Yani eer ke
sin zmler peindeysek, sfr parack bile daha imdiden ok yksek say
demektir.
146 Akln G'z

Sekiz elektronu olan bir oksijen atomunun kuantum mekaniini analitik


olarak tmyle zmek bizim kapasitemizin tesindedir. Brakn bir su
molekln, bir hidrojen ya da oksijen atomunun zellikleri bile tanmla
namayacak kadar karmaktr ve suyun kolay bulunamayan birok niteli
inin kaynaklardr. Bu zelliklerin ou, atomlarn basite indirgenmi mo
delleri kullanlarak, molekllerin etkileiminin bilgisayar simlasyonlaryla
incelenebilir. Doal olarak, atomun modeli ne kadar iyiyse, simlasyon da
o kadar gereki olacaktr. Daha dorusu, bir unsurun zellikleri hakknda
bilgi sahibi olunca, birok benzer unsur bileiminin yeni zelliklerini ke
fetmenin en yaygn yntemi, bilgisayar modelleri olmutur. Tek bir yldz,
yerekimiyle hareket eden oynak bir nokta olarak modelleyerek, bilgisayar
simlasyonlanyla, galaksilerin nasl sarmal kollar oluturduuna yeni an
laylar getirilmitir. Tek bir molekl, yaln bir elektromanyetikli etkileen
yaps iin model olarak kullanma yoluyla, bilgisayar simlasyonlarnda,
kat, sv ve gaz halindeki maddelerin nasl titreim oluturduu, akt ve
durum deitirdii gsterilmitir.
Bizim zaman leimize gre ok yksek hzlarda, kat kurallara uyum
gstererek etkileen ok sayda birimden ortaya kan bu ayrntlan ve kar
maklklan, insanlarn kmseme alkanl olduu bir gerektir.
Dawkins memler konusunda kendi memini -zihinlerde varln sr
dren yazlm kopyalayclar- ortaya koyarak kitabn bitiriyor. Bu kavram
tantmadan nce dier yaam destekleyici araclar fikrini gelitiriyor. De
inmedii tek nokta ise bir ntron yldzn yzeyindeki nkleer zerrecikle
rin, atomlardan binlerce kez daha hzl birleip ayrlmalardr. Kuramsal
olarak nkleer zerreciklerin 'kimyas', hzl yaam sreleri gz krpncaya
kadar biten, minik, kendini kopyalayan yaplarn, dnyadaki ar hare
ketli benzerleri kadar karmak olmasna izin verebilir. Byle bir yaam
gerekten var m, ya da biz bunu renebilecek miyiz bilmiyoruz, ama var
olduunu dnrsek, birka gnlk dnya sresince tm bir uygarln
ykselip kmesi fikri, hayret uyandrc bir sper Liliput fikri olabilir! Bu
kitapta Stanislaw Lem'den aldmz blmlerin tm, zellikte "Yedinci
Giriim" balkl Blm 1 8 , bu nitelii paylamaktadr.
Okurlarn, karmak yaamvari ya da dncevan aktiviteleri destek
leyebilecek eitli araclar konusunda ak fikirli olmalarn salamak iin
bu garip fikri ortaya attk. Bu gr, bir karnca kolonisinin etkileen d
zeylerinde ortaya kan bilinliliin anlatld, bundan sonraki diyalogda
daha az lgnca ele alnmaktadr.
D . R. H .
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 47

=
ll

DOUGLAS R . HOFSTADTER

PRELD . . . KARlNCA FG*

Preld. . .
Akhilleus ile Tosbaa, dostu Kanncayiyen ile tanmak zere arkadalan
Yenge'in evine giderler. Tanma faslndan sonra drd birlikte ay ierler.

TOSBAGA: Sizin iin ufak bir ey getirdik Bay Yenge.


YENGE: ok naziksiniz. Zahmet oldu.
TOSBAGA: Size olan saygmzn bir nianesi. Akhilleus, onu Bay Yenge'e
verir misin?
AKHILLEUS: Elbette. En iyi dileklerimle Bay Yenge. Umarm seversiniz.

(Akhilleus k bir ambalaj iindeki incecik, drt ke armaan uzatr ve Yenge


paketi amaya balar.)

KARINCAYlYEN: Ne olduunu merak ediyorum.


YENGE: Birazdan grrz. (Paketi amay bitirir ve armaan kanr.) ki
tane plak! Ne kadar harika! Ama zerinde etiket yok. Ah, sakn si
zin 'zel' armaanlannzdan biri daha olmasn Bay T.?
TOSBAGA: Eer bir gramofon-knc demek istiyorsanz, bu kez deil. Ama
zel doldurulmu bir plaktr ve tm dnyada bir tanedir. Daha
dorusu, Bach'n alm olduu gnden bu yana bir daha hi du
yulmamtr.
YENGE: Bach'n ald gn m? Tam olarak ne demek istiyorsunuz?
AKHILLEUS: Bay T. size bu plaklann aslnda ne olduunu aklaynca ok

* "Prelude . . . Ant Fugue". Douglas R. Hofstadter'in


Gdel, Escher, Bach: An Etemal
Golden Braid kitabndan alntlanmtr. [Bu parann yer ald kitabn Trke
evirisi iin bkz. Gdel, Escher, Bach: Bir Ebedi Gke Belik, ev. Ergn Aka,
Hamide Koyukan, Kabalc, 200 1 . -ed. notu.]
Preld . Kannca Fg 1 49
. .

heyecanlanacaksnz Bay Yenge.


TOSBAGA: Haydi Akhilleus sen anlat.
AKHILLEUS: Anlatabilir miyim? yleyse u notlarma bir bakaym. (Kk
bir kart kanr ve grtlan temizler.) Ohm. Plaklarnzn varln
borlu olduu, matematikteki u artc yeni sonular dinlemeye
ilgi duyar msnz?
YENGE: Plaklanm bir matematik konusundan m tredi? Ne kadar ilgin!
Artk ilgimi ektinize gre, dinlemeye hazrm.
AKHILLEUS: Peki, yleyse. ( ayndan bir yudum almak iin bir an duraklar
ve devam eder.) Fermat'n u kt hretli 'Son Teoremi'ni duymu
muydunuz?
KARINCAYYEN: Emin deilim . . . Garip bir biimde tandk gibi geliyor ama
tam olarak karamadm.
AKHILLEUS: ok yaln bir fikir. Meslei avukatlk ama hobisi matematik
olan Pierre de Fermat, Diophantus 'un klasik Arithmetica adl yap
tn okurken bir sayfada u denkleme rastlar:
a2 + Ir = C'
Bu denklemin, a, b, c iin sonsuz say.da sonu ierdiini derhal
fark eder ve sayfann kenanna u nl yorumunu yazar:

a" + b" + = c-
denkleminde n=2 olduu takdirde a, b, c \e n iin pozitif tam saylarda
sonsuz sonu vardr (ve denkleme uygun olacak sonsuz sayda a, b, c
ls bulunur) ama n > 2 olduu takdirde hibir sonu yoktur. Ben
bunun gerekten harika bir kantn buldum ama ne yazk ki sayfann
kenar boluuna sdrmam olanaksz.

O gnden bu yana, yz yldr matematikiler iki eyden birini


yapmak iin bo yere abalyorlar: Fermat'n iddiasn kantlamak
ve ok yksek olmasna karn iddia ettiini bulamadm ileri s
ren kukucularca lekelenen nn kurtarmak ya da n > 2 olduu
zaman a, b, c, ve n iin drt tam saydan oluan bir kme bulup
bir kart rnekle bu iddiay rtmek. Yakn zamana kadar her
iki yndeki giriimler de baanszla urad. Daha dorusu n'in
baz deerleri iin, 1 25. 000'e kadar olan btn n1er iin bu teorem
kantland.
KARlNCAYiYEN: Eer tam bir ispat yoksa bir 'teorem ' yerine bir 'varsaym '
demek daha doru olmaz m?
AKHILLEUS: Dorusu isterseniz, hakisnz ama geleneksel olarak bu ta
nm kullanlyor.
YENGE: Sonunda biri bu nl soruyu yantlamay becerdi mi?
AKHILLEUS: Elbette! Bay Tosbaa, her zamanki gibi byl bir dokunula
halletti. Yalnzca Fermat'n Son Teoremi'nin ispatn bulmakla kal-
so Akln G'z

mayp (bylece hem Fennat'n nn korudu hem de tanm hakl


kard) , kukuculann da nsezilerinde hakl olduklann gsteren
bir kart-rnek de buldu.
YENGE: Aman Tannm! Devrim yaratacak bir keif bu.
KARINCAYYEN: Ama bizi merakta brakmayn. Fermat'n denklemine uy
gun den sihirli tam saylar hangisi? Ben zellikle n'nin deerini
merak ediyorum.
AKHILLEUS: Lanet olsun! ok utandm! Buna inanabilir misiniz? Deerleri
yazdm koskoca kad evde braktm. Beraberimde getiremeyece
im kadar bykt . Keke size gsterebilmek iin yanmda olsayd.
Ama eer yaran alacaksa, bir tek ey anmsyorum: n deeri, n sa
ysnn srekli kesrinde hi gemeyen tek pozitif tam saydr.
YENGE: Yannzda olmamas ne kadar kt . Ama yine de bize syledikle
rinizden kukulanmamz iin hibir neden yok.
KARINCAYYEN: Her neyse, n deerinin ondalk olarak yazln grmeye
kim gerek duyar? Akhilleus bize nasl bulunacan syledi. ey
Bay T. , yeni bir a aan kefniz konusunda yrekten tebriklerimi
kabul edin ltfen.
TOSBAGA: Teekkr ederim. Ama bence sonutan daha nemlisi, sonucun
uygulamada kullanlabilir olmas.
YENGE: Bunu duymak iin sabrszlanyorum nk rakam teorisinin
Matematiin Kraliesi olduunu dnrdm. Matematiin en so
yut ve hibir ekilde uygulamaya kanmayan tek daldr!

Pierre de Fermat
Preld ... Kannca F'g 5

TOSBAGA: Bu fikre sahip olan tek kii siz deilsiniz ama soyut matema
tiin bir dalnn hatta bir tek teoremin bile matematik konusu d
nda ne zaman ve nasl nemli yanklar uyandracan sylemek
olanakszdr. Kolayca tahmin edilemez ve bu olay da, bu olgunun
kusursuz bir rneidir.
AKHILLEUS: Bay Tasbaa'nn ift-zml sonucu akustik-gerikazanm
alannda byk bir geliim kaydetti!
KARINCAYYEN: Akustik-gerikazanm nedir?
AKHILLEUS: Ad aklyor zaten: son derece karmak kaynaklardan akus
tik bilgilerin geri alnmas. Akustik-gerikazanmn en tipik grevi,
gln yzeyine dalgacklar yayarak den bir tan kard sesi
yeniden canlandrmaktr.
YENGE: Yaa, neredeyse olanaksz gibi grnyor!
AKHILLEUS: Pek deil. Aslnda, bir bakas konuurken ses tellerinde olu
an titreimlerin, dinieyenin kulak zanndan kulak salyangozunda
ki liflere geiini salayarak ayn sesi yeniden oluturan beyin de
bunu yapyor.
YENGE: Anlyorum. Ama ha.Ia rakam kuramnn tabloya nerede girdiini
ya da benim yeni plaklarmla ne balants olduunu anlayabilmi
deilim.
AKHILLEUS:Akustik-gerikazanmn matematiinde, Diophantus'un belirli
denklemlerinin zmlerinden ortaya kan sorular yer alr. Bach'n
iki yz yl nce klavseninde kard sesleri yeniden oluturmak
iin, Bay T., bugn atmosferde bulunan tm molekllerin hareket
lerini ieren hesaplamalada uzun yllardr almalar yapyordu.
KARINCAYYEN: Ama bu olanaksz! Onlar bir daha asla geri gelmeyecek
biimde kaybolmutur!
AKHILLEUS: Bu konuda bilgisi olmayanlar ite byle dnr. . . Ama Bay
T. , uzun yllarn bu soruna harcad ve her eyin
an + bn = C'
denkleminin n>2 olduu durumdaki pozitif tam saylarla ulala
cak sonulanna bal olduunu kefetti.
TOSBAGA: Bu denklemin nasl ortaya ktn elbette aklayabilirim ama
eminim skc gelecektir.
AKHILLEUS: Akustik-gerikazanm kuramnn, bu denklemin en az bir
zm olduu takdirde, Bach seslerinin atmosferdeki tm molekl
lerden geri alnabileceini ileri srd ortaya kt ama
YENGE: inanlmaz!
KARINCAYYEN: Harika!
TOSBAA: Kimin aklna gelirdi ki!
AKHILLEUS: Cmlemi bitiremedim. 'Denklemin en az bir zm olduu
ya da hibir zm olmadznm bir kant bulunduu takdirde' de-
1 52 Akln G'Z

rnek istemitim. Yani Bay T. her zamanki zenli yaklamyla soru


nun ayn anda iki ucu zerinde almaya balad. Grld gibi,
kart-rnein kefedilmesi kantn bulunmasnn ana unsuruydu
ve bylece biri tekinin yolunu at.
YENGE: Nasl oldu bu?
TOSBAGA: Bakn, Fennat'n Son Teoreminin -tabii eer varsa- yapsal
plannn, belirli bir denklemin zm deerlerine bal olarak m
kemmel bir formlle tanmlanabileceini size gstermitim. kinci
denklemi bulunca, bunun Fermat denklemi olmas beni art
t. Biim ve ierik arasnda elenceli rastlantsal bir iliki vard.
Kart-rnei bulunca da, yapmam gereken tek ey, bu rakamlar
denklemin hibir zm olmadn gsteren kantm oluturmak
iin taslak olarak kullanmakt. Dndnz zaman ok basit
olduunu greceksiniz. Niin daha nce hi kimsenin bulmarln
bilemiyorum.
AKHILLEUS: Bu hi beklenmedik matematik baansnn sonucu olarak,
Bay T., uzun zamandr dledii akustik-gerikazanm almasn
yapabildi. te Bay Yenge'e verdiimiz armaan bu soyut alma
nn elle tutulur gerekliini ortaya koymaktadr.
YENG: Sakn bana plakta Bach'n kendi bestelerini klavsende aldn
sylemeyin!
AKHILLEUS: zgnm ama bunu sylemek zorundaym, nk yle. ki
plakta Johann Sebastian Bach'n yi DUzenlenmi Klavye iin yap
t besteler var. ki plak, iki cildin tmn kapsyor, yani her bi
rinde biri majr dieri minr anahtarlarda olmak zere yirmi dr
der adet preld ve fg var.
YENGE: yleyse bu paha biilmez plaklardan birini hemen dinlemeliyiz!
kinize, nasl teekkr edeceimi bilmiyorum!
TOSBAGA: Hazrladnz bu lezzetli ayla bize fazlasyla teekkr ettiniz.

( Yenge plaklardan birini klfndan kanr ve pikaba yerletirir. nanlmaz te


mizlikte bir klavsen sesi aday doldurur. Hatta dinleyenler Bach'n alarken bir
yandan da mnldandn duyarla r; yoksa bunu hayal mi ederler?)

YENGE: Dinlerken mzii takip etmek ister misiniz? Bende yi Dzenlen


mi Klavye adl yaptn olaanst bir hattat olan bir retmenim
tarafndan bezenmi zgn bir basks var.
TOSBAGA: ok memnun olurum.

( Yenge camla kapl, zarif, ahap kitaplna gidip kapaklan aar ve byk
boyda iki cilt kanr.)

YENGE: te buyurun Bay Tosbaa. Bu kitaptaki gzelim resimlerin hep


sini inceleme frsatn bulamamtm. Belki de sizin armaannz
Prelld ... Kannca Fgrl 1 53

bana gerekli motivasyonu salayacaktr.


TOSBAGA: Umarm.
KARINCAYYEN: Bu paralarda her zaman preldn, ardndan gelen fg
iin nasl kusursuz bir hava yarattna hi dikkat ettiniz mi?
YENGE: Evet. Belki kelimelerle anlatmak biraz g olacak ama ikisinin
arasnda her zaman belli belirsiz bir balant vardr. Preld ile fg
ortak bir melodi iermese bile ikisini birbirine skca balayan , elle
tutulmayan soyut bir nitelik var gibidir.
TOSBAGA: Ve tam da, fgn temas tekil tonlarda ortaya kp ardndan
garip, zarif arnoninin gitgide artan kannak dzeylerine kanana
dek, preld ile fg arasndaki birka dakikalk sessizliin dramatik
bir havas vardr.
AKHILLEUS: Ne demek istediinizi anlyorum. Henz tanmadm o kadar
ok preld ve fg var ki, bu sessiz ara beni ok heyecanlandryor:
O anda u bizim Bach'n ne alacan tahmin etmeye alyorum.
rnein her seferinde fgn temposunu merak ediyorum: acaba
allegra mu yoksa adacio mu? 6 / 8 1ik mi yoksa 4 / 4 1k m? ses
mi yoksa be mi ya da drt m? Ardndan ilk ses balar . . . . Byle
sine ilgin bir andr.
YENGE: Ah evet, gemite kalan genliimin , her yeni duyduum preld
ve fg karsnda heyecanlandm gnlerini anmsyorum. Yenilik
leri, gzellikleri ve beklenmedik srprizleri heyecan yaratrd.
AKHILLEUS: Ya imdi? Heyecan bitti mi?
YENGE: Tm heyecanlarda olduu gibi yerini ainalk ald. Ama o a
naln da kendine zg bir derinlii vardr, bir ekilde telafi eder.
rnein daha nce fark etmediim yeni srprizlerle karlanm.
AKHILLEUS: Fark etmediiniz ternalann ortaya k m?
YENGE: Belki de. zellikle baka seslerin arasna kart, altst edildii
ya da birdenbire derinliklerden geliyormu gibi ortaya kt za
man. Aynca beni hayrete dren modlasyonlan defalarca dinle
yebilir ve her seferinde ihtiyar Bach'n bunlar nereden bulduunu
merak ederim.
AKHILLEUS: yi Dzenlenmi Klavye'ye olan ilk tutkum getikten sonra
baz beklentilerin geriye kalacan rendiime sevindim. Ama
yine de bu aamann sonsuza dek devam etmemesi beni zyor
diyebilirim.
YENGE: Tutkunuzun tmyle yok olacandan korkmamalsnz. Byle
genlik heyecanlannn en gzel ynlerinden biri, ldn sand
nz zaman bile tekrardan canlandrabilmenizdir. Yalnzca dar
dan gelecek doru bir drtye gerek vardr.
AKHILLEUS: yle mi? Nasl bir drt?
YENGE : rnein kendisi iin tmyle yepyeni bir heyecan olan birinin
1 54 Akln G'zl

kulaklanyla duymak gibi. Yani sizin gibi Akhilleus. Her naslsa bu


heyecan aktanlyor ve ben de yeni bir heyecana kaplyorum.
AKHILLEUS: ok ilgi ekici. Heyecan sizin iinizde bir yerde sessizce yatyor
ama kendi kendinize onu bilinaltndan ekip karamyorsunuz.
YENGE. Doru. Heyecan tekrar yaama potansiyeli beynimin yapsn
da bilinmeyen bir biimde 'ifrelenmitir' ama onu irademle ortaya
karma gcne sahip deilim; tetiktennesi iin bir rastlantnn
olumasn beklernem gerekiyor.
AKHILLEUS: Fgler hakknda utanarak sormak istediim bir ey var. Belki
siz deneyimli fg dinleyicileri, acemi bir fg dinleyicisi olan bana
yardm edebilirsiniz.
TOSBAGA: Eer yararl olacan dnyorsanz, bilgi knntlanm sun
maya haznm.
AKHILLEUS: Ah teekkr ederim. Belirli bir adan soruya yaklaaym. M .
C. Escher adl grafik sanatsnn Sihirli Kurdeleli Kp adl tabask
yaptn biliyor musunuz?
TOSBAGA: Dairesel bantlann kpk gibi kabartlar oluturduunu dn
dnz anda, kntlann girintilere dnt n fark ettiiniz
resim deil mi?
AKHILLEUS: Evet.

"Sihirli Kurdeleli Kp" (M. C. Escher, tabask, 1957)


Prelld ... Karnca F1g1 155

YENGE: Ben de hatrlyorum. u minik baloncuklar hangi adan bak


tmza bal olarak ibkey ve dbkey olmak arasnda dnp
duruyor gibi grnr. Her naslsa kiinin beyni buna izin verme
diinden baloncuklan ayn anda hem ibkey hem de dbkey
olarak grmek olanaksz. Baloncuklan grebileceiniz karlkl iki
'durum' var.
AKHILLEUS: Aynen yle. Ben sanki bir fg dinlemek iin birbirine ben
zeyen iki usul kefetmi gibiyim. Birincisi bir seferde yalnzca bir
tek sesi dinlemek, ikincisi ise birbirinden ayrmaya gayret etmeden
tm seslerin bir aradaki etkisini dinlemek. Her iki usul de dene
dim ve birbirini engellediini fark ederek hayal knklna uradm.
Teker teker sesleri izlemek ve ayn anda tm etkiyi duyabilmek g
cne sahip deilim. ki dinleme usulnn arasnda kendi irademin
dnda, hi dnmeden gidip geldiimi fark ediyorum.
KARINCAYYEN: u byl kurdelelere baktnz zamanki gibi deil mi?
AKHILLEUS: Evet. Merak ediyorum . . . acaba u iki fg dinleme usuln
tarif ediim, aka bana, kendi bilgi alannn dndaki alglama
biimlerini kavrayamayan deneyimsiz, nahif bir dinleyici damgas
vuruyor mu?
TOSBAGA: Kesinlikle hayr Akhilleus . Ben ancak kendi adma konuabi
lirim ama ben de, hangi usuln daha baskn olmas gerektii ko
nusunda bilinli bir denetim uygulamadan, ikisinin arasnda gidip
geldiimi fark ediyorum. Buradaki dostlarmzn benzer bir dene
yim yaayp yaamadklarn bilmiyorum.
YENGE: Kesinlikle. zellikle, fgn znn evrenizde dolanp durdu
unu, tamamn kavrayamadnz hissettiiniz ve kendinizi ayn
anda iki ynde birden ilevsel duruma getiremeyeceinizi bildiiniz
iin ok kkrtc oluyor.
KARINCAYYEN: Fglerin byle ilgin bir zellii vardr; her ses kendi iin
de bir melodidir ve bylece bir fg, tek bir tema zerine kurulmu
birok farkl mzik parasnn ayn anda alnmas olarak da d
nlebilir ve bir btn olarak m yoksa birbiriyle uyumlu bamsz
paralarn bir araya gelii olarak m alglanmas gerektii dinleyene
(ya da onun bilinaltnal kalm bir konudur.
AKHILLEUS: Paralarn 'bamsz' olduklann sylyorsunuz ama bu do
ru olamaz. Aralarnda bir tutarllk olmas gerekir yoksa birbiriyle
atan sistemsiz tonlarn bir araya gelii olarak alglanabilir ki, bu
da gereklerden ok uzaktr.
KARINCAYYEN: Bunu anlatmann daha iyi bir yolu belki yle olabilir: her
sesi teker teker dinlediiniz zaman kendi bana bir anlam oldu
unu grrsnz. Tek bana anlaml bir duruu olduu iin ba
msz olduunu sylemitim. Ama bireysel olarak anlam tayan
1 56 Akln G'z

melodilerin hi de rastlantsal olmayan bir biimde bir araya gelip


zarif bir btnlk oluturduunu sylerken siz haklsnz. Gzel
bir fg yazma sanat ite bu yetenekte yatyor. Her biri yalnzca
kendi gzellii iin yazlm gibi grnen birbirinden farkl ama
birlikte dnld zaman hi zorlama olmadan bir btn olu
turan melodiler. Bir fgn bir btn olarak dinlenmesi ile farkl
seslerinin ayn ayn dinlenmesi biiminde ortaya kan ikiye bln
me, aslnda, daha alt dzeylerden balayarak ina edilen ok eitli
yaplara uygulanabilen genel bir blnmenin belirli bir rneidir.
AKHILLEUS: yle mi? Yani u benim iki 'usulmn' fg dinlemekten ba
ka durumlarda da uygulanabileceini mi sylemek istiyorsunuz?
KARlNCAYYEN: Kesinlikle.
AKHILLEUS: Nasl olabileceini merak ediyorum. Sannn herhangi bir eyi
bir btn olarak alglamak ile paralannn toplam olarak algla
mak arasnda kalnakla ilgili bir durum. Ama bugne dek bu b
lnmeye ben yalnzca fg dinlerken rastladm.
TOSBAGA: Ah, una bir bakn! Mzii takip ederek sayfay evirince, fgn
birinci sayfasnn karsnda u harika izimi grdm .
YENGE: Ben bu resmi daha nce hi grmemitim. Niin herkese gster
miyorsunuz?

( Tasbaa kitab dolatznr. Drt/nn her biri kendine has bir biimde resme
bakar; biri uzaktan, teki yakndan, hepsi aknlkla ban bir bu yana,
bir teki yana eer. Sonunda kitap tekrar byk bir merakla incelemeye
balayan Tasbaa 'ya geri gelir.)

AKHILLEUS: Sannn preld bitmek zere. Bu fg dinlerken bakalm 'Bir


fg dinlemenin doru yolu nedir; bir btn olarak m yoksa par
alannn toplam olarak m dinlemeli?' sorusunu daha derinden
kavrayabilecek miyim?
TOSBAGA: Dikkatle dinlerseniz, kavrarsnz!

(Preld sona erer. Ksa bir sessizlik olur ve. . . . )


(A TTACCA)

o o o Kannca Fg
.. ardndan fgn drt sesi birer birer duyulmaya balar.)

AKHILLEUS: Biliyorum bana inanmayacaksnz ama sorunun yant bu


resimde gizli, tam karmzda duruyor. Tek bir szck ama ok
nemli: 'MU'!
YENGE: Biliyorum bana inanmayacaksnz ama sorunun yant bu resim-
Preld ... Kannca Fg 1 57

de gizli, tam karmzda duruyor. Tek bir szck ama ok nemli:


'HOLISM'! [Btnclk]
AKHILLEUS: Bir dakika durum. Hayal gryor olmalsnz. Bu resmin me
sajnn 'HOLISM' deil 'MU' olduu aka grlyor!
YENGE: zr dilerim ama benim gzlerim ok keskindir. Ltfen bir kere
daha bakn ve resmin benim dediimi belirtmediini ondan sonra
syleyin.
KARINCAYYEN: Biliyorum bana inanmayacaksnz ama sorunun yant bu
resimde gizli, tam karmzda duruyor. Tek bir szck ama ok
nemli: "REDUCTIONISM"! [ndirgemecilik]
YENGE: Bir dakika durun. Hayal gryor olmalsnz. Bu resmin mesaj
nn "REDUCTIONISM" deil, "HOLISM" olduu apak belli.
AKHILLEUS: Yine hayal gren biri! Bu resmin mesajnn 'HOLISM' ya da
'REDUCTIONISM' olmad, 'MU' olduu kesin.
KARINCAYYEN: zr dilerim ama benim gzlerim ok keskindir. Ltfen
bir kere daha bakn ve resmin benim dediimi belirtmediini ondan
sonra syleyin.
AKHILLEUS: Resmin iki paradan olutuunu ve her birinin tek bir harf
olduunu grmyor musunuz?
YENGE: ki para iin hakisnz ama paralann tanmnda hatalsnz.
Sol taraftaki para yalnzca 'HOLISM' szcnn kopyasndan
oluurken, sa taraftaki, ayn szcn daha kk harflerle ya
zlm birok kopyasndan oluuyor. ki paradaki harfterin niin
farkl boyutta olduunu bilmiyorum ama ne grdm biliyorum
ve 'HOLISM' szcn aka gryorum. Baka bir eyi nasl g
rebildiinizi anlamyorum.
KARINCAYYEN: ki para iin hakisnz ama paralann tanmnda hata
lsnz. Sol taraftaki para yalnzca 'REDUCTIO:'-l'IS1 ' szcnn
birok kopyasndan oluurken sa taraftaki . ayn szcn daha
byk harflerle yazlm tek bir kopyasndan oluuyor. ki para
daki harfterin niin farkl boyutta olduunu bilmiyorum ama ne
grdm biliyorum ve 'REDUCTIO NI SM ' szcn aka g
ryorum. Baka bir eyi nasl grebildiinizi anlamyorum.
AKHILLEUS: Burada neler olduunu anladm. Hepiniz harfterden oluan
harfleri, ya da harfteri oluturan harfteri grdnz. Sol taraftaki
parada gerekten tane 'HOLISM' szc var, ama her biri 'RE
DUCTIONISM' szcnn daha kk kopyalanndan oluuyor.
Sa tarafta ise bunu tamamlayacak bir biimde tek bir 'REDUCTI
ONISM' szc var, ama o da 'HOLISM' szcnn kk kop
yalanndan oluuyor. imdi her ey iyi, gzel ama siz ikiniz u aptal
tartmanzda aalara bakmaktan orman gremediniz. Konuyu
anlamak iin soruyu ap 'MU ' yantma bakmak gerekirken 'HO-
l 58 o Akln G'z
Preld ... Kannca Fg 1 59

LISM' ya da 'REDUCTIONISM' szcklerinin doru olup olmadn


tartmann ne yarar var?
YENGE: imdi resmi sizin tarif ettiiniz gibi grebiliyorum Akhilleus, ama
'soruyu amak' gibi garip bir lafta ne demek istediinizi anlamadm
dorusu.
KARINCAYYEN: imdi resmi sizin tarif ettiiniz gibi grebiliyorum Akhil
leus, ama 'mu ' gibi garip bir lafta ne demek istediinizi anlamadm
dorusu.
AKHILLEUS: Eer bana kullandnz u garip 'HOLISM' ve 'REDUCTIO
NISM' szcklerinin anlamn anlatrsanz, seve seve ikinize de
hogr gsteririm.
YENGE: Holism, yani doann btncl; dnyada anlalmas en doal
eydir. 'Btnn, paralarnn toplamndan daha byk' olduunu
belirten fikirdir. Saduyulu hi kimse bu gr reddedemez.
KARINCAYYEN: Reductionism, yani indirgemecilik dnyada anlalmas
en doal eydir. "Paralarn ve paralannn 'toplamnn' doasn
anladnz zaman btn tamamyla anlayabileceinizi" belirten
fikirdir. Beyninin sol tarafn kullanan kimse bunu reddedemez.
YENGE: Ben indirgemecilii reddediyorum. rnein bir beyni indirge
meci grle nasl anlayabileceinizi bana aklamanz iin hodri
meydan diyorum. Herhangi bir indirgemeci aklama, bir beynin
yaad bilinlilik deneyiminin nereden kaynaklandn kesinlikle
ortaya karamaz.
KARINCAYYEN: Ben btncl reddediyorum. rnein bir kannca ko
lonisine getireceiniz btncl bir tanmn , iindeki kanncalan,
stlendikleri rolleri, aralarndaki ilikileri teker teker tarif etmek
ten daha fazla nasl k tutacam bana aklamanz iin hodri
meydan diyorum. Bir karnca kolonisinin btnc aklamas, ko
loninin yaad bilinlilik deneyiminin nereden kaynaklandn
kesinlikle ortaya karamaz.
AKHILLEUS: Yoo hayr! Baka bir tartma balatmak sizlerden istediim
en son eydi. Her neyse imdi bu ekimeyi anlayabiliyorum. 'Mu '
konusundaki aklamamn yardmc olacana inanyorum. 'Mu '
eski bir Zen yantdr ve bir soruya bu yant verildii zaman soru,
sorulmam olur. Buradaki soru 'Dnyay , btnclk araclyla
m indirgemecilik araclyla m anlamak gerekir?' biimindedir.
Ve verilen 'Mu ' yant, sorunun, iki seenekten birinin seilmesi
gerekliliini gsteren iki nermesini de reddeder. Bu soruyu sorma
yarak, daha geni bir gerei gzler nne serer: hem btnclk
hem de indirgemecilik aklamalannn uygun olaca daha geni
bir balam vardr.
KARINCAYYEN: Sama! u 'mu ' laf bir inein mlemesi kadar sama. Bu
1 60 Akln G'zi

Zen palavrasn kabul edemem.


YENGE : Sama! u 'mu ' laf bir kedinin miyavlamas kadar sama. Bu
Zen palavrasn kabul edemem.
AKHILLEUS: Ah Tanrm! Hibir yere varamyoruz. Bay Tosbaa niin hi
sesiniz kmyor? Sessizliiniz beni tedirgin ediyor. Herhalde siz bu
karmakl dzeltmeye yardm edecek yetenee sahipsiniz.
Tosbaa: Sizlerin buna inanmayacan biliyorum ama sorunun yant re
simde gizlenmi olarak tam karmzda duruyor. Yalnzca bir tek
szck ama ok nemli 'MU'!

( Tasbaa tam bunu sylerken, fgn drdnc sesi, ilk sesten tam bir oktav
aadan duyulmaya balar.)

AKHILLEUS: Ah Bay T. , ilk kez beni hayal knklna urattnz. Her eyin
derinliine inebilen biri olduunuzdan bu ikilemi zebileceinizi
dnmtm, ama sizin de benden daha ileriyi gremediinizi
anlyorum. Yine de sannn bir kez iin bile olsa Bay Tosbaa kadar
ileriyi grdm iin kendimle vnmeliyim .
TOSBAGA: zr dilerim, ama benim gzlerim ok keskindir. Ltfen bir
kere daha bakn ve resmin benim dediimi belirtmediini ondan
sonra syleyin.
AKHILLEUS: Ama elbette sizin dediinizi belirtiyor! Siz yalnzca benim ilk
gzlemimi yinelediniz.
TOSBAGA: Belki bu resimdeki 'MU' sizin tahmin ettiinizden daha derin bir
dzeydedir Akhilleus, hi olmazsa bir oktav kadar (mecazi olarak) .
Ama soyut adan ekimeyi zebileceimizi sanmyorum. Btn
clk ve indirgemecilik grlerinin daha ayrntl olarak aklan
masn istiyorum; belki bir karann temeline ulaabiliriz. mein
bir kannca kolonisinin indirgemeci bir tanmlamasn duymak is
terim.
YENGE: Belki Bay Karncayiyen, bu konuda size kendi deneyimlerinden
sz eder. Ne de olsa meslek olarak kendisi bu konunun bir uzma
ndr.
TOSBAGA: Sizin gibi bir evrebilimciden ok ey renebileceimizden emi
nim Bay Kanncayiyen . Indirgemeci adan bize karnca kolonileri
hakknda daha fazlasn anlatabilir misiniz?
KARINCAYYEN: Memnuniyetle. Bay Yenge'in dedii gibi mesleim gerei
karnca kolonilerini alglama asndan epey ileri gittim.
AKHILLEUS: Dnyorum da! Kanncayiyen'in meslei, kannca kolonileri
zerinde uzman olmakla e anlaml gibi grnyor!
KARINCAYYEN: Rica ederim. 'Kanncayiyen' benim mesleim deil trm
dr. Meslek olarak ben bir koloni cerrahym. Cerrahi mdahale ile
kolanideki sinir bozukluklarn dzeltme konusunda uzmanm.
Preld . Kannca Fg 1 6 1
..

AKHILLEUS: Ya, anlyorum. Ama kolanideki 'sinir bozukluklar' derken


neyi kastediyorsunuz?
KARINCAYYEN: Hastalannn ounda bir cins konuma zr var. Bildii
niz gibi kolaniler gndelik yaamda szckler kullanmak zorunda
drlar. Bu nedenle ok ackl bir durumda kalyorlar. Bu durumu
dzelirnek iin, koloninin zrl ksmna, ey . . . o ksm kararak
mdahale ediyorum. Bu operasyonlar bazen ok karmak oluyor
ve elbette birinin bunu yapabilmesi iin uzun yllar sren bir al
maya gereksinimi var.
AKHILLEUS: Ama birinin konuma zrne sahip olmas iin ncelikle ko
numa becerisine sahip olmas gerekmiyor mu?
KARINCAYYEN: Doru.
AKHILLEUS: Kannca kolonilerinde bu beceri olmadna gre, benim aklm
biraz kart.
YENGE: Geen hafta Dr. Karncayiyen ile Hillary Teyze burada konuk
olarak bulunurken, sizin olmamanz ok kt oldu. Sizi de davet
etmeyi dnmeliydim.
AKHILLEUS: Hillary Teyze, sizin teyzeniz mi Bay Yenge?
YENGE: Yo hayr, aslnda hi kimsenin teyzesi deildir.
KARINCAYYEN: Ama zavall kadn yabanclarn bile kendisine teyze deme
sini ister. Onun sevimli takntlanndan biridir bu.
YENGE: Evet, Hillary Teyze olduka garip ama ok neeli bir ihtiyai-dr.
Geen hafta sizi tantrmamam ok yazk.
KARINCAYYEN: O, tandm iin kendimi ok ansl saydm, ok iyi' ei
tim alm karnca kolonilerinden biridir. Kendisiyle geceler boyu
ok eitli konularda sohbet ettik.
AKHILLEUS: Ben kanncayiyenlerin kanncalar yediklerini sanyordum,
karnca-entelektelliiyle ilgilendiklerini bilmiyordum.
KARINCAYYEN : ey, bu ikisi karlkl olarak tutarsz deildir. Ben kannca
kolonileriyle ok iyi geinirim. Ben yalnzca karncalar yerim, kolo
nileri deil; bu durum hem benim iin hem de kolaniler iin iyidir.
AKHILLEUS: Nasl olur da
TOSBAGA: Nasl olur da-
AKHILLEUS: -kanncalannn yenmesi herhangi bir karnca kolonisi iin iyi
olur?
YENGE: Nasl olur da-
TOSBAGA: -bir orman yangn bir orman iin iyi olur?
KARINCAYYEN: Nasl olur da-
YENGE: -dallarnn budannas bir aa iin iyi olur?
KARINCAYYEN: -san kestirrnek Akhilleus iin iyi olur?
TOSBAGA: Sanrm hepiniz tartmaya ylesine dalmtnz ki, Bach'n u
fgndeki harika stretto'ya dikkat etmediniz.
1 62 Akln G'oz

AKHILLEUS: Stretto nedir?


TOSBAGA: zr dilerim, bu terimi bildiinizi sanyordum. Bir temann, ok
ksa aralar vererek, birbiri ardna seslerle girmesidir.
AKHILLEUS: Eer yeterince fg dinlersem, bunlarn hepsini ksa srede
renirim ve bana iaret edilmesine gerek kalmadan ayrt edebili
rim.
TOSBAGA: Balayn sevgili dostlarm. Araya girdiim iin zr dilerim.
Dr. Karncayiyen karncalar yemekle, bir kannca kolonisinin arka
da olmann kusursuz tutarlln aklamaya alyordu.
AKHILLEUS: Snrl ve dzenli sayda kannca tketerek bir koloninin sa
ln nasl gelitirebileceinizi pek anlayamyorum ama karnca
kolonileriyle sohbet etmek konusundaki bu konuma biraz daha
artc geldi bana. Bu olanakszdr. Bir kannca kolonisi, birey ola
rak karncalann yiyecek arayarak ve yuva yaparak rasgele kou
turcluklar yerdir.
KARINCAYYEN: Eer orman grmeyip, aalan grmekte srar ediyorsa
nz, byle de tanmlayabilirsiniz Akhilleus. Aslnda bir btn olarak
baknca, kannca kolonileri kendi zgn niteliklerine sahip, bazen
de konuma becerisini kazanm iyi tanmlanm birimlerdir.
AKHILLEUS: Ormann ortasnda bir eyler haykrdm zaman bir karnca
kolonisinin bana yant vereceini hayal etmek zor geliyor.
KARINCAYYEN: Salak ocuk! Bu i byle olmuyor. Karnca kolonileri yk
sek sesle deil yazarak konuuyor. Kanncalarn oraya buraya gi
den yollan nasl oluturduklarn biliyor musunuz?
AKHILLEUS: Ah, evet. Genelde doruca mutfak evyesine ve oradan da ef
tali reelime gidiyorlar.
KARINCAYYEN: Aslnda baz yollar ifreli biimde bilgiler ierir. Eer sis
temi bilirseniz, tpk bir kitap gibi neler sylediklerini anlayabilir
siniz.
AKHILLEUS: Harika. Onlarla iletiim de kurabilir misiniz?
KARINCAYYEN: ok kolayca. Hillary Teyze ile ben bu biimde saatlerce
konuuyoruz. Ben elime bir denek alp slak toprakta yollar iziyo
ruro ve karncalann izdiim yollar izlemesini seyrediyorum. Biraz
sonra bir yerden yeni bir yol oluuyor. Yollarn olumasn izle
mekten keyif alyorum. Yollar oluurken ne yne gideceini tahmin
etmeye alyorum (ve ounlukla yanlyorum) . Bir yol bitince Hil
lary Teyze'nin ne dndn anlyorum ve yantm veriyorum.
AKHILLEUS: O kolonide inanlmaz derecede akll kanncalar var herhalde.
KARINCAYYEN: Sanrm siz ha.la buradaki farkl dzeyleri alglamakta zor
lanyorsunuz. Nasl bir aala bir orman kantrmamanz gereki
yorsa, burada da bir kanncay bir kolani olarak grmemelisiniz.
Hillary Teyze'deki karncalann tm olduka aptaldr. Kk bo-
Preld . . . Kannca Fg 1 63

yunlarn kurtarmak iin bile olsa konuamazlar!


AKHILLEUS: Konuma becerileri nereden geliyor? Koloninin iinde bir yer
lerde olmal! Eer Hillary Teyze zeki sohbetiyle sizi saatlerce elen
direbiliyorsa, kanncalarn niin aptal olduklann anlamyorum.
TOSBAGA: Bana yle geliyor ki, bu durum bir insan beyninin sinir hcre
lerinden olumasndan pek farkl deil. Bir insann zeki bir sohbeti
nasl srdreceini anlatrken, hi kimse beyin hcrelerinin kendi
baianna zeki olduklannda srar etmez.
AKHILLEUS: Ah, elbette yledir. Konu beyin hcreleri olunca, ne demek
istediinizi anlyorum. Ama . . . karncalar apayr bir konu. Yani ka
rncalar istedikleri gibi dolayorlar, ara sra bir besin parasna
rastlyorlar. . . istediklerini yapma zgrlkleri var, ama bu zgr
ln iindeki davranlannn btnne baknca, tutarl bir ey
grlebileceini sanmyorum. zellikle konumak iin gerekli olan
beyin davranlan gibi bir tutarllk gremiyorum.
YENGE: Bence karncalar belirli snrlarn iinde zgr kalyorlar. rnein
dolamak, birbirlerine srtnmek, minik nesneleri almak, yollar
izmek gibi zgrlkleri var. Ama 'kannca sistemi ' denilen kk
dnyalannn dna asla kmyorlar. Byle bir ey asla akllarna
gelmez nk bunu hayal edecek zihinsel gce sahip deiller. By
lece karncalar belirli yntemlerle belirli grevleri yerine getirmek
iin son derece gvenilir unsurlar oluturuyorlar.
AKHILLEUS: Yine de bu snriann iinde zgrler ve rasgele, tutarszca do
larken Dr. Karncayiyen'in onlarn unsurlan olduunu vurgulad
daha st dzey mekanizmalarn varln bile umursamyorlar.
KARlNCAYIYEN: Ama Akhilleus bir noktay gzden kanyorsunuz: istatis
tikierin dzenlilii.
AKHILLEUS: Nedir o?
KARINCAYYEN: rnein kanncalar birey olarak rasgele gibi grnen bi
imde dolanrlar ama bu karmaadan ortaya kan genel eilimler
ok byk sayda kanncalan kapsar.
AKHILLEUS: Ne dediinizi anlyorum. Aslnda kannca yollan bu olgunun
kusursuz bir rneidir. Tek bir kanncann nasl hareket edeceini
tahmin edemezsiniz ama, evet , yolun kendisi ok dikkatle izilmi
ve istikrar kazanm gibi grnr. Bunun anlam da birey olarak
karncalann tmyle rasgele ortalkta dolanmadklandr.
KARlNCAYIYEN: Tam stne bastnz Akhilleus. Karncalann arasnda, ol
madk yerlere gitmelerini nleyen bir iletiim dzeyi vardr. Bu as
gari iletiimle birbirlerine yalnz olmadklarn, ekip arkadalaryla
ibirlii yaptklarn anmsatrlar. Bir yol yapmak gibi bir giriimin
uzun sre devam ettirilebilmesi iin ok byk sayda kannca bir
birine destek vermek zorundadr. Beyinierin almas hakkndaki
1 64 Akln G'oz

azck bilgime gre, sinir hcrelerinin atelernesi iin buna benzer


bir ey gerekleir. Baka bir sinir hcresinin ateieyebilmesi iin
bir grup sinir hcresinin atelernesi gerektii dorudur, deil mi
Bay Yenge?
YENGE: Kesinlikle. rnein Akhilleus 'un beynindeki sinir hcrelerine bir
bakn. Her hcre girdi hattna bal hcrelerden sinyal alr ve girdi
sinyalleri kritik bir eii anca, o hcre ateler ve kendi ktsn
teki hcrelere gnderir - bu hcreler de srasyla ateteyince ilem
hat boyunca devam eder. Hcre kvlcmlan, sivrisinek yutmak iin
itah kabarm bir krlang kuundan daha garip ekiller izerek,
Akhilleus'un iindeki yolunda, duyusal girdi mesajlan devreye gi
rene kadar durmamacasna ilerler; Akhilleus'un beynindeki sinir
hcresi yaps her dn, her kvnm nceden saptar.
AKHILLEUS: Genel olarak dncelerimin kendi denetimim altnda oldu
unu dnyordum, ama sizin anlattmza gre her ey tersine
evriliyor ve sanki 'Ben' bu sinir hcresi yapsnn ve doal yasala
nn sonucu ortaya km oluyorum. Kendi benliimi adeta, en iyi
durumda, doa yasalannn denetiedii bir organizmann bir yan
rn ya da en kt durumda, arpk perspektifimin rettii ya
pay bir kavram olarak grmem gerekiyor. Baka bir deyile, kim ya
da ne olduumu, hibir ey olup olmadm bilmediimi hissetme
ye beni yneltiyorsunuz.
TOSBAGA: Devam edince daha iyi anlayacaksnz. Ama Dr. Kanncayiyen,
siz bu benzerlikten ne kanyorsunuz?
KARINCAYYEN: Birbirinden ok farkl iki sistemde paralel bir eyler oldu
unu biliyordum. imdi ok daha iyi anlyorum. rnein yol yap
mak gibi tutarll olan grupsal bir olgu ancak belirli sayda kann
ca bir araya gelince gerek.leiyor. Eer bir noktada birka karnca
bir giriimde bulunursa, iki sonutan biri ortaya kar: ya ksa bir
hzl balangcn ardndan snp gider ya da-
AKHlLLEUS: Yani ii yrtmeye yetecek sayda karnca olmad iin mi?
KARINCAYYEN: Doru. kinci sonu ise, kannca kitlesi kritik bir sayya
erimise, iler gibi byr ve olaya katlan kanncalarn says
gitgide artar. kinci durumda tek bir proje zerinde almak zere
btn bir 'ekip' ie balamtr. Bu proje yol yapmak, yiyecek top
lamak ya da yuva kurmak olabilir. Kk lekte son derece basit
olan bu plan, lei bydke son derece karmak sonulara ne
den olabilir.
AKHILLEUS: Anlattklannzdan, kaostan dzene geiin genel fikrini anl
yorum ama bunlann hepsi, konuma becerisinden ok uzak. Ne de
olsa bir gazn moleklleri rasgele birbirine arpnca oluan kaostan
belirli bir dzen salanyor ama sonuta zellii hacim, basn ve
Preld ... Kannca Pg 1 65

s parametreleriyle aklanan ekilsiz bir kitle ortaya kyor. imdi


bu sonu, dnyay alglamak ya da bu konuda konumaktan ok
uzakta kalyor!
KARINCAYYEN: Syledikleriniz bir kannca kolonisinin davranyla bir
kabn iindeki bir gazn davran arasndaki ilgin farkll vur
guluyor. Molekllerinin hareketlerinin istatistiksel zelliklerini he
saplayarak, gazn davran aklanabilir. Gazn kendisi dnda,
molekllerden daha st dzeydeki yap unsurlarn aklamann
gerei yoktur. te yandan bir kannca kolonisinde, yapnn birok
katmanndan gemedike, hareketlerini anlamaya bile balaya
mazsnz.
AKHILLEUS: Ne demek istediinizi anlyorum. Gaz konusunda tek bir s
rayla en alt dzeydeki molekllerden en st dzeye, yani gaza
geebilirsiniz. Arada baka organizasyon dzeyleri yoktur. Peki bir
kannca kolonisinde organize davranlarn ara dzeyleri nasl olu
uyor?
KARINCAYYEN: Bir kolonide farkl karnca eitlerinin bulunmas bunu
salyor.
AKHILLEUS: Ah, evet. Galiba bunu duymutum, onlara 'kast' deniyor deil
mi?
KARINCAYYEN: Doru. Kralienin dnda yuvann bakm konusunda ne
redeyse hibir ey yapmayan erkek karncalar var ve sonra
AKHILLEUS: Ve elbette askerler var; komnizme kar erefl.e savayor
lar!
YENGE: Hmm . . . Bunun doru olacan hi sanmyorum Akhilleus . sel
olarak bir kannca kolonisi komn biimindedir, o nedenle niin
askerler komnizme kar savasnlar? Hakl mym Dr. Kannca
yiyen?
KARINCAYYEN: Evet, koloni konusunda hakisnz Bay Yenge; gerekten
komnizm ilkelerine dayanr. Ama askerler konusunda Akhilleus
biraz bilgisiz kalyor. Aslnda 'asker' denen kanncalar savama ko
nusunda becerikli deildir. Koskoca kafalan olan, ar hareketli,
irkin karncalardr, gl eneleriyle her eyi krabilirler, ama
yceltilmeleri gerekmez. Gerek bir komnist lkede olduu gibi
yceltilmesi gerekenler iilerdir. Yiyecek toplamak, avlanmak, k
klerle ilgilenmek gibi ilerin ounu onlar yklenir. Hatta oun
lukla onlar savar.
AKHILLEUS: Hah! Sama bir durum. Savamayan askerler!
KARINCAYYEN: Dediim gibi, aslnda onlar asker deildir. Asker olanlar
iilerdir ve asker denilenler tembel koca kafallardr.
AKHILLEUS: Ne kadar utan verici! Eer ben bir karnca olsaydm, onlar
disipline sokardm! Koca kafalarna biraz saduyu yerletirirdim!
1 66 Akln G'z

TOSBAGA: Eer karnca olsaydnz m? Sizin gibi biri nasl bir kannca ola
bilir ki? Beyninizi bir karnca beyni zerine haritalamann yolu
olmadndan , bu konuda kayglanmak bence ok gereksiz. Daha
rnantkls, beyninizi bir karnca kolonisi zerine haritalarnak ne
risi olabilir. .. Ama konudan uzaklarnayalrn. Brakalm Dr. Karn
cayiyen kastlar ve onlarn daha st dzey organizasyonlardaki g
revleriyle ilgili aydnlatc konumasn srdrsn.
KARINCAYYEN: Peka.Ja. Bir kolonide yaplmas gereken eitli iler vardr
ve birey olarak kanncalarn uzmanlklar gelitirmesi gerekir. o
unlukla bir kannca yalandka uzrnanl da deiir. Ayrca bu
durum kanncann mensup olduu kasta da baldr. Bir koloninin
herhangi bir kk alannda, her an, btn trlerde kannca bulu
nur. Elbette, bir kastn kanncalan baz yerlerde ok seyrek bulu
nurken, baka yerlerde ok youn olabilir.
YENGE: Belirli bir kastn ya da uzmanln younluu rasgele bir ey
midir? Yoksa belirli bir trdeki karncalarn baz blgelerde youn
lap, dierlerinde daha az olmalarnn bir nedeni var mdr?
KARlNCAYiYEN: Bir koloninin nasl dndn anlamak iin ok nern
li olduundan, bu soruyu gndeme getirmenize ok sevindim. As
lnda ok uzun zaman dilirnlerinde, bir koloni iinde, kastlarn ok
hassas bir dengede dalm gerekleir. Bu dalm, koloninin be
nimle konuabilme becerisinin gelimesini de salar.
AKHILLEUS: Karncalann srekli oraya buraya gidip gelmeleri bence ok
hassas bir dalm tmyle engeller. Tpk her taraftan srekli
bombardrnan altnda bulunan gaz rnolekllerinin hassas dzeni
nin bozulmas gibi, karncalarn rasgele hareketleri de bu dalm
yok edecektir.
KARINCAYYEN : Bir kannca kolonisinde durum tam tersidir. Daha do
rusu karncalann srekli oraya buraya gidip gelmeleri, kast da
lmnn eitli dururnlara gre dzenlenmesine neden olarak, has
sas dengenin korunmasn salar. Kast dalm tek bir kat dzen
olarak kalamaz; koloninin baa kmaya abalad gerek dnya
durumunu yanstmas iin srekli deimesi gerekir ve koloninin
iindeki hareketlilik kast dalmn gncelletirerek yz yze gel
dikleri koullara uyulmasn salar.
TOSBAGA: Bir rnek verebilir misiniz?
KARlNCAYiYEN: Seve seve. Bir karncayiyen olarak ben Hillary Teyze'yi zi
yarete gittiim zaman, kokurnu alan tm aptal kanncalar panie
kaplyor ve benim geliirnden nceki dururndan ok farkl olarak
oradan oraya kouturmaya balyorlar.
AKHILLEUS: Siz, koloninin korkulan bir dman olduunuz iin, kolayca
anlalr bir durumdur bu.
Preld ... Kannca Fg 1 67

KARINCAYYEN: Yo, hayr. Bir kez daha tekrarlamak zorundaym; ben ko


loninin dman deil, Hilla:y Teyze'nin sevdii bir dostuyum. Hil
la:y Teyze de benim en sevdiim teyzemdir. Kolanideki kanncalarn
bireysel olarak benden korktuklar dorudur ama bu konu tmyle
farkldr. Her neyse, grdnz gibi, karncalann benim varlma
verdikleri yant, isel dalm tmyle deitiriyor.
AKHILLEUS: Aka belli oluyor.
KARINCAYYEN: Gneellernek derken buna benzer durumlardan sz edi
yordum. Yeni dalm benim varln yanstyor. Eski durumdan
yeni duruma geilmesinin yaratt deiimin, koloniye 'bir bilgi
paras' ekedii sylenebilir.
AKHILLEUS: Bir koloni iindeki farkl trde kanncalarn dalmndan na
sl 'bir bilgi paras' olarak sz edebiliyorsunuz?
KARINCAYYEN: te ok nemli bir nokta. Biraz ayrntya girmek gere
kiyor. Her ey, kast dalmn nasl tanmlamay setinize bal
oluyor. Eer daha dk dzeylerde -birey olarak kanncalar- d
nmeyi srdrrseniz, aalara bakmaktan orman gremezsiniz.
Son derece mikroskobik bir dzeydir bu ve byle dnnce, b
yk lekli unsurlan karrsnz. Kast dalmn tanmlamak iin
uygun olan st dzey ereveyi bulmak zorundasnz; ancak bun
dan sonra, kast dalmnn, bilgi paralarn nasl ifrelendirdii
anlam kazanr.
AKHILLEUS: yleyse koloninin iinde bulunduu durumu tanmlamak
iin uygun lekli birimleri nasl buluyorsunuz?
KARINCAYYEN: Pekala, en aadan balayalm. Kanncalar, bir ii hallet
meleri gerektii zaman, birlikte alan, kk 'takmlar' olutu
rurlar. Daha nce de sylediim gibi kk kannca gruplan srekli
toplanr ve dalr. Bir sre beraberliini srdrenler takmlardr ve
ayrlmamalarnn nedeni, yapmalan gereken bir i olmasdr.
AKHILLEUS: Biraz nce, says belirli bir eii at zaman bir grubun bir
likte kalacan sylemitiniz. imdi ise yaplmas gereken bir i
olduu takdirde birbirinden ayrlmadn sylyorsunuz.
KARINCAYYEN: Bunlar eit anlaml cmlelerdir. rnein yiyecek toplar
ken, ortalkta dolaan tek bir kannca ok az miktarda yiyecek bu
lup bunu dierlerine aktanrsa, yant vereceklerin says yiyecein
miktaryla orantl olacaktr ve ok kk miktarlar, eii amak
iin gereken sayda kanncann toplanmasn salamayacaktr. Ya
placak bir i yoksa derken, ok az miktarda yiyecein gz ard edi
lebileceini sylemek istemitim.
AKHILLEUS: Anlyorum. Sannn u 'takmlar' tek-kannca dzeyi ile koloni
dzeyi arasndaki yapnn belirli bir noktasn oluturuyor.
KARINCAYYEN: Doru . 'Sinyal' adn vereceim zel bir takm tr vardr
1 68 Akln G'z

ve yaplanmann tm yksek dzeyleri bunun zerine kurulmu


tur. Daha dorusu, tm yksek dzey varlklar, birlikte hareket
eden sinyalierin bir araya geliidir. Daha yksek dzeylerdeki ta
kmlarn yeleri kannca deil, daha alt dzeylerdeki takmlardr.
Sonunda en alt dzeylere ularsnz -yani sinyallere- ve onlann
altnda da kanncalar vardr.
AKHILLEUS: Sinyalierin bu ekici ad nereden geliyor?
KARINCAYYEN: levlerinden. Sinyalierin grevi, eitli uzmanlklan olan
karncalan koloninin gerekli yerlerine gndermektir. Yani bir sin
yalin tipik yks yledir: sa kalmak iin gerekli olan eii aa
rak var olur, ardndan koloni iinde uzak bir noktaya g eder ve
belirli bir aamada bireysel olarak kendi yelerine blnerek onlar
tek balarna brakr.
AKHILLEUS: Adeta uzaklardan kumlar ve yosunlan tayan ve sahile yp
tek baianna brakan bir dalga gibi.
KARINCAYYEN: Bir bakma iyi bir benzetme, nk bir takm gerekten
uzaklardan tadklarn bir yere brakr, ama dalgann suyu tekrar
denize dnerken, sinyalierin durumunda maddeleri benzer biimde
tayan bir ey yoktur, nk zaten karncalardan olumutur.
TOSBAGA: Sanrm bir sinyal, koloninin iinde bir yerde, o tr karncalara
balangta gerek duyulan noktada btnln yitiriyor.
KARINCAYYEN. Doal olarak.
AKHILLEUS: Doal olarak m? Bir sinyalin her zaman gereksinim duyulan
yere gideceini ben pek aka anlamadm. Ayrca doru yere gitse
bile, nerede dalacan nereden biliyor? Belirli bir noktaya ulat
n nasl biliyor?
KARINCAYYEN: Sinyaller asndan amal davranlan ya da en azndan
amal gibi grnen davranlan aklamay gerektirdiinden bun
lar son derece nemli konular. Bu tanma bakarak sinyalierin dav
ranlar bir gereksinimi karlamaya ynelik olarak grlp 'ama
l' diye adlandrlabilir. Ama baka bir adan da bakabilirsiniz.
AKHILLEUS. Bir dakika. Bir davran ya amaldr ya da deildir. Her iki
ekilde nasl oluyor anlamadm .
KARINCAYYEN: Kendi gr an aklayaym da bakn bakalm ayn fi
kirde misiniz. Bir sinyal olutuu zaman, belirli bir yne gitmesi
gerektii konusunda bir farkndal yoktur. Tam bu noktada, has
sas kast dalm nemli bir rol oynar. Koloni iinde sinyalierin ha
reketini, bir sinyalin ne kadar zaman istikrarl kalacan ve nerede
'dalacan' saptayan bu kast dalmdr.
AKHILLEUS: Yani her ey kast dalmna bal, yle mi?
KARINCAYYEN: Doru. Bir sinyalin ilerlediini varsayalm. ilerleyen sinya
li oluturan kanncalar, getikleri yerel mahallelerdeki kanncalarla
Preld ... Kannca Fg 1 69

ya dolaysz iletiim ya da koku takasyla etkileim iinde olurlar.


Bu temaslar ve kokular yuva yapmak, kkleri beslemek ya da
her ne gerekiyorsa, o blgedeki nemli iler hakknda bilgi edinil
mesini salar. Yerel gereksinimler kendisinin verebileceklerinden
farklysa, sinyal birbirinden ayrlmaz, ama eer katkda buluna
bilecekse, dalr ve o blgeye ie yarayacak yeni bir karnca ekibi
brakr. Kast dalmnn nasl kolani iindeki takmlarn genel bir
rehberi gibi davrandn gryor musunuz?
AKHILLEUS: Ben anladm.
KARINCAYYEN: Ve bu adan baknca, sinyale bir amallk duygusu ver
meye gerek olmadn da gryor musunuz?
AKHILLEUS: Galiba gryorum. imdi olaylara iki farkl noktadan baka
biliyorum. Bir kannca gzyle baknca bir sinyalin hibir amac
yok. Sinyalin iindeki tipik bir karnca belirli bir hedefi olmadan,
durma hissine kaplana dek kolani iinde dolanyor. ounlukla
ekip arkadalar da ayn fikirde oluyor ve takm kendini datarak
bozuluyor ve ardnda yelerini brakrken bir btnlk brakmyor.
Ne planlamaya, ne ileriye bakmaya, ne de uygun bir yn saptamak
iin aratrma yapmaya gerek var. Ama koloninin bak asna gre
takm, kast dalm diliyle yazlm bir mesaja yant vermi oluyor.
Bu perspektiften baknca, amal bir davrana benziyor.
YENGE: Kast dalmlar yalnzca rasgele olsayd ne olurdu? Sinyaller
yine oluup dalr myd?
KARINCAYYEN: Elbette. Ama kast dalmnn bir anlam olmadndan
koloninin varl uzun srmezdi.
YENGE: Ben de tam olarak bunu sylemek istemitim. Kast dalmla
nnn bir anlam olduundan kolaniler varln srdryor ve bu
anlamn, alt dzeylerde grnmeyen bir btnlk yn var. te
bu daha yksek dzeyi hesaba katmazsanz, aklayabilme gc
n yitiriyorsunuz.
KARINCAYYEN: Ne demek istediinizi anlyorum ama olaylara ok dar bir
adan baktnz dnyorum.
YENGE: Ne gibi?
KARINCAYYEN: Karnca kolonileri milyarlarca yldr evrimin sertliine
maruz kalmtr. Baz mekanizmalar seilmi, birou geride b
raklmtr. Sonuta, karnca kolonilerinin ilevini tanmlamaya
altmz mekanizmalar elde kalmtr. Eer tm sreci -elbette
yaamdaki hzndan bir milyar kez daha hzl olarak- bir filmde
izleseydiniz, eitli mekanizmalarn ortaya k, tpk kaynayan
suda dsal s kaynana doal tepki olarak oluan kabarcklar
gibi, dsal hasklara kar verilen doal tepkiler olarak grlebilir
di. Kaynayan sudaki kabarcklarda bir 'anlam' ve bir 'ama' grd-
1 70 Akln G'z

nz sanmyorum; yoksa gryor musunuz?


YENGE: Hayr ama-
KARlNCAYIYEN: Ben de bunu vurgulamak istemitim. Bir kabarck ne ka
dar byk olursa olsun, varln molekl dzeyindeki ilemlere
borludur ve 'daha st dzey yasalar' tmyle gz ard edebilir
siniz. Ayn gr kannca kolonileri ve takmlar iin de geerlidir.
Evrimin geni perspektifinden baknca, koloninin tmn anlam
ve amatan syrabilirsiniz. Bunlar gereksiz kavramlar haline gelir.
AKHILLEUS: Ama Dr. Kanncayiyen, o zaman neden bana Hillary Teyze'yle
konutuunuzu sylediniz? imdi neredeyse onun konuabildiini
ya da dnebildiini yadsyacaksnz gibi grnyor.
KARINCAYYEN: Ben tutarsz davranmyorum Akhilleus. Tpk bakalan
gibi olaylar bylesine byk bir zaman izelgesinde grmekte zor
lanyorum ve bu nedenle gr alarm deitirmek daha kolay
geliyor. Evrimi unutup, her eyi burada ve imdi grnce, teleolo
jinin szck daarc geri geliyor ve bylece kast dalmnn anla
mndan ve sinyalierin amallndan sz ediyorum. Bu durum yal
nzca kannca kolonileri sz konusu olunca ortaya kmyor, kendi
beynimi ve teki beyinleri dnrken de oluyor. Ne var ki, biraz
gayret ederek, eer gerekliyse dier gr asn da anmsyorum
ve anlam sistemlerinden uzaklaabiliyorum . .
YENGE: Evrim gerekten baz mucizeler yaratyor. Bundan sonra nasl
bir oyun oynayacan asla bilemiyorsunuz. rnein iki ya da daha
fazla 'sinyalin' dierinin sinyal olduunu fark etmeden dierinin
iinden gemesi, dierine sanki arka plandaki nfus kalabaly
m gibi davranmas kuramsal adan mmkn olsa, bu beni hi
artmazd.
KARINCAYYEN: Kuramsal olaslktan daha iyisi var; aslnda sk sk olu
yor!
AKHILLEUS: Hmm . . . Beynimde ne kadar garip bir imge beliriyor. Drt
farkl yne giden, bazlar siyah, bazlan beyaz kanncalar, apraz
gei yapyorlar ve yarattklar dzen neredeyse . . . neredeyse
TOSBAGA: Bir fg gibi mi?
AKHILLEUS: Evet, ite bu! Bir kannca fg!
YENGE: lgin bir imge Akhilleus. Bu arada, kaynayan sudan sz etmek
bana ay imeyi artrd. Biraz daha ay isteyen var m?
AKHILLEUS: Bir fincan daha iebilirim Bay Y.
YENGE. Derhal.
AKHILLEUS: Byle bir 'kannca fgnn' farkl grsel 'seslerini' ayrmak
sizce olas m? Benim iin yle zor ki-
TOSBAGA: Ben istemem, teekkrler.
AKHILLEUS: -tek bir sesi bile takip etmek-
Prelrld ... Kannca Fg 1 7 1

"Karnca Fg", M . C . Escher (tahtabask, 1953)

KARINCAYYEN : Ben de ay alnn Bay Yenge


AKHILLEUS: -bir melodik fg iinde
KARINCAYYEN: -tabii zahmet olmazsa.
AKHILLEUS: -hepsi ayn anda-
YENGE: Hi de deil. Drt fincan ay
TOSBAGA: !
AKHILLEUS: -kulama alnnca!
YENGE: -geliyor.
KARINCAYYEN : ok ilgin bir fikir Akhilleus. Ama hi kimse inandnc bir
resim izemez.
AKHILLEUS: ok kt.
TOSBAGA: Belki siz bunu yantiayabilirsiniz Dr. Kanncayiyen. Bir sinyal
ortaya kndan dalma kadar hi deimeden ayn kanncalar
dan m oluur?
KARINCAYYEN: Dorusu bir sinyaln iindeki bireyler bazen ayrlr ve o
blgede saylan ok az ise, ayn kasta mensup olanlar onlarn yeri
ni alr. Genelinde sinyaller dalma noktalarina balangtakilerle
hibir alakas olmayan kanncalada ularlar.
YENGE: Sinyalierin koloni iindeki kast dalmn srekli olarak etki
lediklerini anlyorum. Bunun nedeni, koloninin karlat dsal
koullan yanstan isel gereksinimlerine karlk vermek oluyor.
1 72 Akln G'z

Bu nedenle Dr. Kanncayiyen, dediiniz gibi, kast dalm sonuta


d dnyay yanstan bir biimde srekli olarak gncelleniyor.
AKHILLEUS : Ama yaplanmann ara dzeyleri ne oluyor? Kast dalmnn,
kanncalar ya da sinyaller olarak deil, yeleri baka takmlar ve
onlarn yeleri de baka takmlar olan takmlada aklanarak ve
bylece karnca dzeyine kadar inerek en iyi ekilde grlebilecei
ni sylemitiniz. Ayrca, bunun, kast dalmnn nasl dnya hak
kndaki bilgilerin ifrelenmesi olarak tanmlanacan anlamak iin
ok nemli olduunu sylemitiniz.
KARINCAYYEN : Evet, bu noktaya geliyorduk. Yeterince yksek dzeyde
olan takmiara 'simgeler' adn vermeyi yeliyorum. Szcn bu
anlamnn, her zamanki anlamndan ok farkl olduuna dikkat
edin. Benim 'simgelerim' karmak bir sistemin aktif alt sistemleri
dir ve daha dk dzeydeki aktif alt sistemlerden oluurlar . . . Bu
nedenle, sistemin dnda, aktif bir sistemin kendilerini ilemden
geirmesini kprdamadan bekleyen, alfabenin harfleri ya da mzik
notalan gibi pasif simgelerden farkldrlar.
AKHILLEUS: Ne kadar karmak, deil mi? Kannca kolonilerinin bylesine
soyut bir yaps olduu hakknda hibir fkrim yoktu .
KARINCAYYEN: Evet, olduka dikkat ekici. Ama bir organizmann, szc
n herhangi bir mantkl anlamnda, 'zeki' saylabilmesi asndan
gereken bilgileri depolayabilmesi iin tm bu yapsal katmanlar ge
reklidir. Konuma becerisini edinmi tm sistemlerde ayn alt d
zeyler vardr.
AKHILLEUS : imdi bir dakikack durun . Yani siz, beynimin en altnda,
oradan oraya koturan bir avu karnca olduunu mu ima ediyor
sunuz?
KARINCAYYEN: Pek saylmaz. Sylediklerimi ok yzeysel olarak aldnz.
En alt dzey tmyle farkl olabilir. rnein kanncayiyenlerin be
yinleri karncalardan olumaz. Ama bir beynin iinde bir, iki dzey
ykselirseniz, kannca kolonileri gibi eit zihinsel gce sahip dier
sistemlerde, tmyle ayn karlklar bulunan unsurlara ulars
nz.
Tosbaa: te bu nedenle Akhilleus, sizin beyninizi bir kannca kolonisinin
zerine haritalamay dnmek mantkl olurken, tek bir karnca
ya haritalamak mantkl olmaz.
AKHILLEUS: lltifatnza teekkrler. Ama byle bir haritalama nasl yapla
bilir? rnein benim beynimde, sinyaller adn verdiiniz alt dzey
takmlarn yerini tutan nedir?
KARINCAYYEN : ey, ben beyinlerle ylesine ilgilendiim iin haritay tm
grkemli ayrntlaryla ortaya seremem. Ama -eer hatalysam lt
fen beni dzeltin Bay Yenge- bir karnca kolonisinin sinyalinin
Preld ... Kannca Fg 1 73

beyindeki karlnn bir sinir hcresinin atelernesi olduunu d


nyorum. Ya da belki sinir hcreleri atelemelerinin dzeni gibi
daha geni lekli bir olgudur.
YENGE: Ayn fikri paylamaya hazrm. Ama bizim tartmamzn amac
asndan, arzu edilir olduu halde, tam karln bulmaya aba
lamann pek de nemli olmadn dnmyor musunuz? Bence
u anda nasl tanmlayacamz bilmesek bile, byle bir karln
gerekten var olmas ana fikirdir. Yalnzca sizin gndeme getirdi
iniz bir noktaya, yani karln bulunduu dzeye ait bir sorum
olacak Dr. Karncayiyen. Siz bir beyinde bir sinyalin karlnn
bulunacan dnyorsunuz; ben ise bu karln ancak aktif
simgeler ve zerindeki dzeylerde olduuna inanyorum.
KARINCAYYEN: Sizin yorumunuz benimkinden daha doru olabilir Bay
Yenge. Bu noktay aydnla kardnz iin teekkr ederim.
AKHILLEUS: Bir simge, bir sinyalin yapamad neleri yapabilir?
KARINCAYYEN: Harflerle szckler arasndaki farka benzetebiliriz. Anlam
tayan szckler, kendi balarna anlamlan olmayan harflerden
oluur. Simgelerle sinyaller arasnda da byle bir fark vardr. Hatta
harflerle szcklerin pasif, sinyallerle simgelerin aktif olduklann
aklnzdan karmadnz srece, son derece kullanl bir benzet
medir.
AKHILLEUS: Buna dikkat ederim, ama aktif ve pasif varlklar arasnda
ki fark bylesine vurgulamann neden bu kadar nemli olduunu
ha.Ja anlam deilim.
KARINCAYYEN : Bir sayfadaki herhangi bir szck gibi pasif bir simgeye
yklediiniz anlam, aslnda, beyninizde karl olan aktif simge
nin tad anlamdan kaynaklanmaktadr. Yani pasif simgelerin
anlam ancak aktif simgelerin anlamyla ilikilendirildii zaman
anlalabilir.
AKHILLEUS: Peka.Ja. Ama kendi bana bir varlk olan bir sinyaZ de bulun
mad halde, aktif bir simgeye anlam ykleyen nedir?
KARINCAYYEN: Her ey simgelerin dier simgeleri tetikleyebilmesine da
yaldr. Bir simge aktifleince, bunu tek bana yapmaz. Bir simge,
kast dalmyla tanmladmz bir ortamda dolanr.
YENGE: Elbette bir beyinde bir kast dalm gibi bir ey yoktur ve bunun
karl 'beynin durumudur'. Burada sinir hcrelerinin durumu
nu, aralanndaki balantlar ve her hcrenin ateleme eiini ta
nmlarsnz.
KARINCAYYEN: Peka.Ja; 'kast dalm' ve 'beyin durumu' tanmlarn bir
balk altnda toplayp yalnzca 'durum' diyelim. imdi, bir durum,
alak ya da yksek dzeyde tanmlanabilir. Bir karnca kolonisinin
alak dzeydeki bir tanm tek tek her kanncann bulunduu yeri,
1 74 Akln G'z

yan, kastn ve dier benzer unsurlan, zahmetli bir biimde, be


lirlemeyi ierir. Son derece ayrntl bir tanm olduu halde niin bu
durumun olutuuna neredeyse hi genel bir anlay getirmez. te
yandan, yksek dzeyde bir tanm, teki simgelerin hangi birleimi
halinde baz simgelerin tetikleneceini, hangi koullar altnda bu
nun oluacan vs. ayrntl olarak aklar.
AKHILLEUS: Sinyaller ya da takmlar dzeyinde bir tanm nasl olur?
KARINCAYYEN: Bu dzeydeki tanm, 'alak dzey' ile 'simge dzeyi' ta
nmlarnn arasnda yer alr. Koloninin iindeki belirli noktalarda
neler olup bittiine dair ayrntl bilgiler ierir, ama takmlar kann
ca gruplarndan olutuundan, tek tek kanncalar hakknda fazla
ayrntl tanma yer vermez. Takm tanmlan daha ok karncalarn
tek tek tanmlarnn zeti gibidir. Ne var ki, kannca tanmlarnda
bulunmayan, rnein takmlar arasndaki ilikileri, oraya buraya
eitli kastlann gnderilmesi gibi noktalan da eklemeniz gerekir.
zetierne hakkn elde edebilmek iin bu karmakln bedelini
demek zorundasnz.
AKHILLEUS: eitli dzeylerdeki tanmlarn deerlerini kyaslamak bana
ok ilgin geliyor. En st dzey tanm en fazla aklayc gce sa
hipmi gibi grnyor, bir kannca kolonisinin en sezgisel tablo
sunu size sunuyor, ama garip bir biimde en nemli unsur olan
karncalar pek fazla iermiyor.
KARINCAYYEN: Ama grne karn, kanncalar en nemli unsur deil.
Eer onlar olmasayd, koloninin olmayacan itiraf ederim ama
bunun edeeri olan bir beyin , kanncalar olmakszn varln sr
drr. Yani en azndan en st dzey gr asndan karncalar
dan kolayca vazgeilebilir.
AKHILLEUS: Eminim hibir kannca sizin kuramnz byk bir hevesle ka
bul etmeyecektir.
KARINCAYYEN: Ben, st dzey gre sahip tek bir karnca ile karla
madm.
YENGE: Ne kadar da sezgi kart bir tablo iziyorsunuz Dr. Karncayiyen.
Eer syledikleriniz doruysa, yapnn btnn kavrayabilmek
iin, en temel yaptalarn gz ard ederek tanmlama getirmek ge
rekiyor gibi grnyor.
KARINCAYYEN: Belki bir benzetme ile biraz daha akla kavuturabi
lirim. nnzde bir Charles Dickens roman durduunu hayal
edin.
AKHILLEUS: Bay Pickwick'in Servenleri adl roman olabilir mi?
KARINCAYYEN: Harika! imdi de u oyunu hayal etmeyi deneyin. Romann
tmn harf harf okuyunca bir anlam olacak biimde, harfleri fi
kirlerin zerine haritalamak iin bir yntem bulmak zorundasnz.
Preld ... Kannca Fg 1 7 5

AKHILLEUS: Hmm . . . Yani rnein 'bu' szcyle her karlatmda, bir


biri ardna, hibir eitlerneye yer brakmayan, kesin iki kavram
dnmem gerektiini sylyorsunuz.
KARINCAYYEN : Doru. Onlar 'b'-kavram ve 'u'-kavram ve her seferinde,
bu kavramlar bir ncekiyle ayn olacak.
AKHILLEUS. Bana yle geliyor ki, Bay Pickwick 'in Servenleri'ni 'okumak'
inanlmaz derecede skc bir karabasan olacak. Her harfe hangi
kavram yklersem ykleyeyim, anlamszlk zerine bir altrma
yapm olacam.
KARINCAYYEN: Doru. Tek tek harfteri gerek dnyayla eletirmenin hi
bir doal yolu yoktur. Doal eletirme daha st dzeyde, szck
lerle gerek dnyann paralan arasnda oluur. Bu nedenle eer
kitab tanmlamak istiyorsanz, harf dzeyinden hi sz etmezsiniz.
AKHILLEUS: Elbette! Konusunu, karakterlerini filan tanmlarm.
KARINCAYYEN: te byle. Geri kitap onlara dayanyor ama yaptalarn
gz ard edersiniz. Onlar mesaj deil aratr.
AKHILLEUS: Pekala ama ya karnca kolonileri?
KARlNCAY YEN: Burada, pasif harfter yerine aktif sinyaller ve pasif szck
ler yerine aktif simgeler vardr, ama fikir ayndr.
AKHILLEUS: Yani sinyallerle gerek dnyadaki eyler arasnda bir iliki
lendirme yapamayacan m sylemek istiyorsunuz?
KARINCAYYEN: Yeni sinyallerin tetiklenmesinin bir anlam oluturaca
biimde yapamayacanz grrsnz. Daha dk dzeylerde,
rnein kannca dzeyinde de baarl olamazsnz. Ancak simge
dzeyinde tetiklenen dzenierin bir anlam olur. rnein bir gn
Hillary Teyze'yi seyrederken benim onu ziyarete gittiin dnn.
Ne kadar dikkatli izierseniz izleyin, karncalann dzeninin dei
mesinden fazla bir ey fark etmezsiniz.
AKHILLEUS. Bunun doru olduundan eminim.
KARINCAYYEN: Ne var ki ben, dk yerine yksek dzeyi okuyunca, bir
ok uyuyan simgenin uyandrldn grrm. "Aaah, u sevimli
Dr. Karncayiyen gelmi; ne kadar gzel!" gibi bir dnce ortaya
kar.
AKHILLEUS: MU resminde drdrozn -ya da en azndan mzn
farkl dzeyleri okuduu zaman grdklerimize benziyor. . .
TOSBAGA: yi Dzenlenmi Klavye'de gzme arpan garip resimle, soh
betimizin yn arasnda bir benzerlik olmas ne kadar byk bir
rastlant.
AKHILLEUS: Yalnzca bir rastlant olduunu mu dnyorsunuz?
TOSBAGA: Elbette.
KARINCAYYEN: Umarm, Hillary Teyze 'de, ta karncalara kadar inen bi
imde dk dzey takmlarn oluturduu sinyallerin, sinyallerin
1 76 Akln G'z

oluturduu simgelerin maniplasyonundan ortaya kan dn


celeri daha iyi anlyorsunuz.
AKHILLEUS: Niin 'simge maniplasyonu' diyorsunuz? Eer simgelerin
kendisi aktif ise, maniplasyonu kim yapyor? Buradaki arac
kim?
KARINCAYYEN: Daha nce ama konusunda sorduunuz soruya geri d
nyoruz. Simgelerin aktif oluu konusunda hakisnz ama gerek
letirdikleri aktiviteler tmyle zgr deildir. Tm simgelerin ak
tiviteleri iinde bulunduklar sistemin durumu tarafndan kesin bir
biimde saptanr. Bu nedenle, simgelerin birbirini tetiklemesinden
sistem sorumlu olduundan 'arac' szcn sistem iin kullan
mak mantkl olacaktr. Simgeler alrken, sistemin durumu ar
ar deiir ya da gncellenir. Ama zaman iinde deimeyen un
surlar da vardr. Ksmen sabit kalan, ksmen deien sistem arac
dr. Kii bu sisteme bir isim verebilir. rnein Hillary Teyze, simge
lerini maniple eden 'kiidir' ve siz de ona benzersiniz Akhilleus.
AKHILLEUS: Benim kim olduum konusunda olduka garip bir tanmla
ma. Tamamyla anladmdan emin deilim, ama zerinde d
neceim.
TOSBAGA: Beyninizdeki simgeler zerinde dndnz zaman, sizin
beyninizdeki simgeleri izlemek olduka ilgi ekici olacak.
AKHILLEUS: Bunlar benim iin fazla karmak. Bir karnca kolanisine ba
kp simge dzeyinde okuyabilme olasln gzmn nnde can
landrmakta bile yeterince glk ekiyorum. Karnca dzeyinde
alglayabiliyorum; biraz zorlanarak sinyal dzeyinde alglamann
nasl olacan hayal edebiliyorum, ama bir karnca kolanisini sim
ge dzeyinde alglamak acaba nasl bir ey?
KARINCAYYEN: Uzun abalar sonunda reniyorsunuz. Ama benim bu
lunduum aamaya ulanca, karnca kolonisinin en st dzeyini,
MU resmindeki 'MU' szcn okuduunuz kadar kolayca oku
yabiliyorsunuz.
AKHILLEUS: yle mi? ok artc bir deneyim olmal.
KARINCAYYEN: Bir bakma evet, ama size ok tandk gelen bir deneyim
olmal Akhilleus.
AKHILLEUS: Bana tandk gelen mi? Ne demek istiyorsunuz? Ben karnca
kolonilerine, karnca dzeyi dnda hi bakmadm ki.
KARINCAYYEN: Hakl olabilirsiniz, ama birok adan karnca kolonileri
beyinlerden pek farkl deildir.
AKHILLEUS: Ben hi beyin grmedim ve okumadm.
KARINCAYYEN: Ya kendi beyniniz? Kendi dncelerinizin farknda deil
misiniz? Bilinliliin z bu deil mi? Beyninizi simge dzeyinde
okumann dnda ne yapyorsunuz ki?
Preld ... Kannca Fg 1 77

AKHILLEUS: Hi byle dnmemitim. Yani tm dk dzeyleri atlayp


yalnzca en st dzeyi grdm m sylemek istiyorsunuz?
KARINCAYYEN: Bilinli sistemlerde durum byledir. Sinyal dzeyi gibi alt
dzeyierin farkndal olmadan kendilerini yalnzca simge dze
yinde alglarlar.
AKHILLEUS: Yani bir beyinde de srekli olarak kendilerini gncelleyerek,
beynin durumunu her zaman simge dzeyinde yanstan aktif sim
geler mi var?
KARINCAYYEN: Elbette. Her bilinli sistemde beyin durumunu temsil
eden ve simgeledikleri beynin durumunun paralan olan aktif sim
geler vardr. nk bilinlilik ok yksek bir zbilinlilik derecesi
gerektirir.
AKHILLEUS: Garip bir fikir. Beynimde her zaman srekli bir hareketlilik
olduu halde ben ancak simge dzeyindeki hareketlilii alglyorum
ve daha alt dzeylere kar duyarsz kalyorum . Bir bakma alfabe
nin harflerini renmeden yalnzca grsel alglamayla bir Dickens
romann okuma yeteneine benziyor. Bylesine garip bir eyin ger
ekten olabileceini hayal bile edemiyorum.
YENGE: Ama daha alttaki 'HOLISM ' ve 'REDUCTIONISM' dzeylerini al
glamadan doruca 'MU' olarak okuduunuzda byle bir ey ger
eklemiti.
AKHILLEUS: Haklsnz. Alt dzeyleri atlayp yalnzca en st dzeyi gr
dm. Acaba yalnzca simge dzeyindekileri okuyarak beynimin alt
dzeylerindeki anlamlar da atlyor muyum diye merak ediyorum.
st dzeyin, en alt dzeydeki tm bilgileri kapsamamas ok kt.
Eer kapsam olsayd, yalnzca st dzeyi okuyarak alt dzeyin
neler sylediini de alglardk. Ama sanrm st dzeyin en altta
ki bilgeleri ifrelediini umut etmek saflk olacaktr, herhalde baz
eyler yukarya szmyordur. MU resmi bunun en gzel rnei ol
mal. En st dzey yalnzca 'MU' derken, alt dzeylerde bulunan
larta arasnda hibir balant yok!
YENGE: Kesinlikle doru. ( Yakndan incelemek iin MU resmini eline alr.)
Hmm . . . Bu resimdeki en kk harflerin bir gariplii var; sanki
kprdyor gibi . . .
KARINCAYYEN: Bir bakaym (MU resmine yakndan bakar.) Sanrm hepi
mizin atlad baka bir dzey daha var!
TOSBAGA: Siz, kendi adnza konuun Dr. Karncayiyen .
AKHILLEUS: Yoo, hayr, olamaz! Bir bakaym . (Byk bir dikkatle bakar.)
Biliyorum inanmayacaksnz ama bu resmin mesaj derinliklerine
gizlenmi olarak tam karmzda duruyor. Tpk bir mantra gibi tek
bir szck defalarca yineleniyor; ama 'MU' ne kadar nemli bir sz
ck! Ne dersiniz! Aynen st dzeyde olduu gibi! Ve hibirimizin
1 78 Akln G'z

aklna gelmedi.
YENGE : Eer siz olmasaydnz hibirimiz fark etmeyecektk Akhilleus.
KARINCAYYEN: Merak ediyorum, en st ve en alt dzeyierin akmas bir
rastlant m? Yoksa bunu yaratann amal bir davran m?
YENGE: Buna nasl karar verilebilir ki?
TOSBAGA: Bu resmin Yenge'in elindeki yi Dzenlenmi Klavye adl ki
tapta niin bulunduunu bilmediimiz iin, karar verecek bir yol
gremiyorum.
KARINCAYYEN : Geri ok canl bir tartma srdryoruz ama ben yine
de kularnn bir ucuyla u upuzun ve karmak drt sesli fg
dinlemeyi becerdim. Olaanst derecede gzel.
TOSBAGA: Kesinlikle yle. Ve imdi hemen bir org noktas gelecek.
AKHILLEUS: Org noktas dediiniz, mziin biraz yavalad, bir-iki da
kika bir ya da iki tek nota zerinde kald ve ksa bir sessizlikten
sonra normal hzn kazand nokta deil mi?
TOSBAGA: Hayr, siz bir cins mzikal 'noktal virgl' diyeceimiz 'fermata'dan
sz ediyorsunuz. Preld 'de byle bir nokta dikkatinizi ekmedi mi?
AKHILLEUS: Sanrm farkna varmadm.
TOSBAGA: Bir tane daha duyma ansnz var. Daha dorusu fgn sonuna
doru birka tane daha var.
AKHILLEUS. Ah , ok iyi. Oneeden iaret edersiniz, deil mi?
TOSBAGA: Eer isterseniz.
AKHILLEUS: Ama org noktasnn ne olduunu da aniatn bana.
TOSBAGA: ok sesli bir mzik parasndaki seslerden birinin (genelde en
kaln sesin) tek bir notay srdrmesi ve ayn anda dier seslerin
kendi bamsz mziklerini devam ettirmesidir. Buradaki org nok
tas Sol notasndadr. Dikkatle dinlerseniz, duyabilirsiniz.
KARINCAYYEN: Hillary Teyze 'yi ziyaret ettiim bir gn olan bir ey,
Akhilleus'un beyninde, dncelerin kendilerine dair dnceler
retmesi srasndaki simgeleri izlemeyi nermenizi antrd.
YENGE: Bize de anlatn.
KARINCAYYEN: Hillary Teyze o gn kendini ok yalnz hissediyordu ve
biriyle sohbet edebilecei iin ok mutlu olmutu. Bana minnettar
kalarak, en lezzetli kanncalarla karnn doyurmam syledi. (Zaten
her zaman kanncalan konusunda ok cmerttir.)
AKHILLEUS: Yaa!
KARINCAYYEN: Ben de tam o anda onun dncelerini yanstan simge
leri izliyordum, nk aralarnda son derece lezzetli grnen baz
kanncalar vard.
AKHILLEUS: Yaaa!
KARINCAYYEN: Okuduum yksek dzey simgelerin bir ksmn olutu
ran en iko karncalarn birkan azma attm. Dorusu bu sim-
Preld ... Kannca Fg 1 79

geler 'itahn; kabartan karncalardan istediklerinizi yiyebilirsiniz'


dncesini anlatyordu.
AKHILLEUS: Yaaa!
KARINCAYYEN: Onlar adna ansszlk, benim adma byk bir ans ola
rak, minik bceklerin simgesel dzeyde kolektif olarak bana syle
diklerinden hi haberleri yoktu.
AKHILLEUS: Yaaa! ok artc bir durum. Neye katkda bulunduklannn
bilincinde deildiler demek. Davranlar daha yksek bir dzeyde
ki bir dzenin paras olarak grlebilir ama onlar bunun farknda
deildiler. Bunu fark etmemeleri ok ac; olaanst bir ironi.
YENGE: Hakisnz Bay T. , harika bir org noktasyd.
KARINCAYYEN: Ben de daha nce duymamtm, ama ylesine belirgindi
ki, herkes fark edebilirdi. ok etkiliydi.
AKHILLEUS: Nee? Org noktas gelip geti mi? Bu kadar aka duyulduysa,
ben nasl fark etmedim?
TOSBAGA: Belki sylediklerinize ylesine dalmtnz ki, hi farknda alma
dnz. Bunu fark etmemeniz ok yazk; daha dorusu olaanst
bir ironi.
YENGE : Syleyin bana, Hillary Teyze bir kannca yuvasnda m yayor?
KARINCAYYEN: Aslnda arazinin byk bir ksmna sahip. Daha nceleri
bakasna aitti, bu olduka zc bir ykdr. Her neyse, arazisi
olduka genitir. Dier kolonilerle kyaslannca Hillary Teyze'nin
grkemli bir yaam olduu sylenebilir.
AKHILLEUS: Byle bir yaam biimi, kannca kolonilerinin daha nce bize
tanmladnz komnist yapsyla nasl uyuuyor? Komnizm vaa
z vermek ve grkemli bir arazide yaamak bence hi tutarl deil!
KARINCAYYEN: Komnistlik yalnzca karnca dzeyindedir. Bir kolonide
tm kanncalar kendi bireysel zararianna bile olsa, ortak bir kar
iin alrlar. Bu durum Hillary Teyze'nin yapsal bir unsurudur
ve belki de bu isel komnizmin farknda bile deildir. nsanlarn
ou kendi sinir hcreleriyle ilgili hibir eyin farknda deildir;
daha dorusu kolayca tiksintiye kaplan canllar olduklarndan be
yinleri hakknda pek fazla ey bilmek istemezler. Hillary Teyze de
byle bir yaratla sahiptir; karncalar dnmeye balaynca ok
titizlenir. Olabildiince onlar dnmemeye abalar. Kendi yap
lanmas iindeki komnist toplum hakknda hibir ey bilmediine
inanyorum. Aslnda o, sk bir zgrlk taraftardr; braknz yap
snlar filan diye dnr. Bu nedenle olduka gsterili bir malika
nede yaamas bence gayet uygun.
TOSBAGA: yi Dzenlenmi Klavye nin u harika basksndan mzii takip
'

ederek sayfay evirince, son iki fermatann ilkinin biraz sonra du


yulacan fark ettim, yani bunu diniemelisiniz Akhilleus .
180 Akln G'z

t
""
. . C\ t t
J.1. t t

s
. p. .O...
l t t

D
J. J. J. J. J . f\ t t t t
a
J.
J. s. j n .
'b- ra
t
t
t
t
J. V)
t t
J.
J. t
J.

Yazarn izimi

AKHILLEUS: Dinleyeceim, dinleyeceim.


TOSBAGA: Aynca bu sayfada ok ilgin bir resim var.
YENGE: Bir resim daha m? Baka ne var?
TOSBAGA. Kendiniz bakn. (Kitab Yenge'e uzatr.)
YENGE: Aha! Birka harf grubu. Bir bakaym . . . 'J ', 'S', 'B', 'm', 'a' ve 't'
harfleri var. lk harfn gitgide bymesi ve son harfn tekrar
klmesi ok garip .
KARINCAYYEN: Grebilir miyim?
YENGE: Elbette.
KARINCAYYEN: Ayrntlarn zerinde younlanca, byk resmi yine g
remediniz. Aslnda 'f, 'e', 'r', 'A', 'C', 'H ' harfleri tekrarlanmadan
kullanlm. nce klyor sonra byyorlar. Bakn Akhilleus;
siz ne anlam karyorsunuz?
AKHILLEUS: Bir bakaym. Hmmm. Saa doru giderken byyen bir b-
yk harf grubu gryorum.
TOSBAGA: Bir szck oluturuyorlar m?
AKHILLEUS: Aaa . . . 'J . S. BACH' Ah! imdi anladm. Bach'n ad yazyor!
TOSBAGA: Bu ekilde grmeniz ok ilgin. Ben saa doru klen bir k-
k harf grubu gryorum ve bence . . . bir isim . . . oluturuyorlar . . .

(Konumas yavalar ve son szckleri uzatr. Ardndan ksa bir ses


sizlik olur ve birdenbire hibir ey olmam gibi cmlesini tamamlar.)
'fermat' ismi.
-

AKHILLEUS: Sanrm siz Fermat adn beyninizden uzaklatramyorsunuz.


Her yerde Fermat'n Son Teoremi'ni gryorsunuz.
KARINCAYYEN: Hakisnz Bay Tosbaa. Fgdeki u irin fermatay imdi
duydum.
YENGE: Ben de.
AKHILLEUS: Yani benden baka herkes duydu mu? Kendimi aptal gibi his-
Preld ... Kannca Fg1 1 8 1

setmeye balyorum.
TOSBAGA: Hadi, hadi Akhilleus, kendinizi kt hissetmeyin. Eminim (biraz
sonra duyulacak olan) Fgn Son Fermata'sn karmayacaksnz.
Ama daha nce konutuumuz konuya dnersek Dr. Kanncayiyen ,
Hillary Teyze'nin arazisinin eski sahibinin zc yks nedir?
KARINCAYYEN: Eski sahibi olaanst bir bireydi, yaam olan en yaratc
kannca kolonilerinden biriydi. Ad Johant Sebastiant Fermant idi ve
meslek olarak matematikant, hobi olarak olarak da mzikant idi.*
AKHILLEUS: Ne kadar ok ynlym!
KARINCAYYEN: Yaratc gcnn doruuna ulatnda zamansz bir
lmle karlat. ok scak bir yaz gn, bedenini strken ani bir
frtna -hani yz ylda bir filan grnr ya ite yle- bir anda k
verdi ve J. S. F sular altnda kald. Frtna hibir uyan olmakszn
ktndan tm kanncalarn akl kant ve ynlerini yitirdiler. On
yllar boyunca zarafetle oluturulan hassas organizasyon birka
dakika iinde yitip gitti. ok ackl bir durumdu.
AKHILLEUS: Yani zavall J. S. F'nin sonunu yazabilecek tm kanncalarn
boulduunu mu sylemek istiyorsunuz?
KARINCAYYEN: Aslnda hayr. Karncalann tm sel sulannn zerinde
yzen tahta paralanna trmanp hayatta kalmay baard. Ama
sular ekilip tekrar yuvalanna dndklerinde geriye hibir orga
nizasyon kalmamt. Kast dalm tmyle yok olmutu ve ka
rncalar bir zamanlar byk bir zenle oluturulmu organizasyo
nu yeniden yaratacak yetenee sahip deildiler. Duvardan den
Humpty Dumpty'nin bir araya gelerneyen paralan gibi aresizdiler.
ykdeki kraln adamlan ve atlar gibi ben bile zavall Fermant'
bir araya getirebilmek iin abaladm. Tekrar ortaya kabileceini
umut ederek, dzenli olarak eker ve peynir bile tadm . . . (Mendi
lini karp, gzlerini kurular.)
AKHILLEUS: Ne kadar iyi yreklisiniz! Kanncayiyenlerin hi bu kadar ko
caman kalpleri olduunu bilmezdim.
KARINCAYIYEN: Ama ie yaramad. Tekrar oluturulamayacak biimde
yok olup gitmiti . Fakat bundan sonraki birka ay boyunca garip
bir ey oldu ve J. S. F. kolanisini oluturan kanncalar ar ar
yeniden gruplatlar ve yeni bir organizasyon yarattlar. Bylece
Hillary Teyze dodu.
YENGE: ok artc! Yani Hillary Teyze, daha nce Fermant' oluturan
ayn karncalardan m oluuyor?
KARlNCAYIYEN: Balangta yleydi. Ama artk ihtiyar kanncalarn bir ks-

* Yazann yapt szck oyunu lngilizcede kannca anlamna gelen 'ant'


szc zerine kurulmutur. [ -ev. notu.]
1 82 Akln G'z

m ld ve yerlerini bakalar ald. Yine de J . S. F. dneminden


kalma baz kanncalar var.
YENGE: J. S. F. dneminin eski alkanlklannn Hillary Teyze'de ara sra
grldne tank oluyor musunuz?
KARINCAYYEN: Hi grmyorum. Aralarnda hibir ortak nokta yok. Ben
ce olmas da gerekli deil. Ne de olsa belirli bir 'toplam ' oluturmak
iin para gruplarn bir araya getirmenin eitli yollan vardr. Hil
lary Teyze de eski paralarn yeni bir 'toplam'dr. Dikkat edin top
lamndan fazlas deil; yalnzca bir cins toplamdr.
TOSBAGA: Toplamlardan sz ederken, rakam kuramn anmsadm. Ara
sra bir teoremi unsurlarna ayrabilir, sembolleri yeni bir dzene
sokabilir ve bylece yeni bir teorem elde edebilirsiniz.
KARINCAYYEN: Byle bir olguyu hi duymamtm, ama bu alanda t
myle cahil olduumu itiraf etmem gerekir.
AKHILLEUS: Ben de duymamtm. stelik dediklerine gre bu alanda ben
epey bilgiliyim. Sanrm Bay T. , her zamanki ayrntl akalanndan
birini hazrlyor. Artk onu ok iyi tanmaya balyorum.
KARINCAYYEN : Rakam kuramndan sz edince, yine J . S. F. aklma gel
di nk rakam kuram onun baarl olduu alanlardan biriydi.
Daha dorusu bu kurama olduka byk katklan vard. Buna
karlk Hillary Teyze, matematikle uzaktan, yakndan ilintili her
konuda son derece cahildir. stelik mzik zevki de ok sradandr,
ama Sebastiant mzik konusunda da ok yetenekliydi.
AKHILLEUS: Ben rakam kuramn severim. Sebastiant'n katklarndan bi
raz bize sz edebilir misiniz?
KARINCAYYEN: Pekala. (Bir an susup ayndan bir yudum ier ve devam
eder.) Hi Fourmi'nin u kt nl 'yi-Denenmi Varsaym'n
duymu muydunuz?
AKHILLEUS: Emin deilim . . . Garip bir biimde tandk geliyor ama tam
olarak karamadm.
KARINCAYYEN: ok yaln bir fikir. Meslek olarak avukat ve hobi olarak
matematiki olan Lierre de Fourmi, Di of Antus'un* Arithmetica adl
klasik metnini okurken bir sayfada u denkleme rastlar
2a + 2b 2c
=

denklemine rastlar ve bu denklemin a, b, c, iin sonsuz sayda so


nu ierdiini derhal fark eder ve sayfann kenarna u nl yoru
munu yazar:

* Pierre de Fermat ile Diophantus'un adlan zerine szck oyunu. [ -ev.


notu.)
Prelld . . Karnca Fgl 1 83
.

denkleminde n=2 olduu takdirde a, b, c ve n iin pozitif tam saylarda


sonsuz sonu vardr (ve a, b, c iin denkleme uygun olacak sonsuz
say ls bulunur) ; ama n>2 olduu takdirde hibir sonu yoktur.
Ben bunun gerekten harika bir ispatn buldum, ama o kadar kk
ki, kenar boluuna yazdm takdirde grlmeyecek bile.

O gnden bu yana yz yldr, matematikantlar iki eyden bi


rini yapmak iin bo yere abalyorlar: Fourmi'nin iddiasn kant
lamak ve ok yksek olmasna karn, iddia ettiini bulamadm
ileri sren kukucularca lekelenen nn kurtarmak; ya da n>2
olduu zaman a, b, c, ve n iin denkleme uygun den, drt tam
saydan oluan bir kme bulup bir kart rnek ortaya karmak.
Yakn zamana kadar her iki yndeki giriimler baarszla urad.
Daha dorusu, n'nin baz zel deerleri iin, 1 2 5 .000'e kadar olan
tm n 1er iin, bu Varsaym doruland. Ama Johant Sebastiant
Fermant sahneye kana dek, hi kimse tm n deerleri asndan
kantlamay baaramad. Fourmi'nin adn temize karan Fermant
oldu. Artk 'Johant Sebastiant'n yi-Denenmi Varsaym' adyla
tannyor.

G srasnda asker karncalar kendi bedenlerinden kprler ina ederler. Byle bir kpry gs
teren bu resimde (de Fourmi Lierre), Eciton burchelli kolonisinin ii karncalannn bacaklarn
birleti rdikleri ve kprnn st ksmnda dzensiz zincir sistemleri oluturmak iin ayak kska
larn kenetlediklerini grebilirsiniz. Resm in ortasnda Trichatelura manni trnden simbiyotik bir
bce!lin kpry geii grlyor. (E. O. Wilson, The lnsect Societies. C. W. Rettenmeyer'in izniyle)
1 84 Akln G'ozl

AKHILLEUS: Eer uygun bir kant bulunduysa, 'Varsaym' yerine 'Teorem'


demek daha doru olmaz m?
KARINCAYYEN: Dorusunu isterseniz hakisnz ama geleneksel olarak bu
tanm kullanlyor.
TOSBAGA: Sebastiant ne tr mzikle urayordu?
KARINCAYYEN : Bestecilik yetenei ok bykt ama ne yazk ki, bir tr
l yayniatamad ba yapt gizemlere gmld. Bazlan bunu
Fermant'n yalnzca aklnda tuttuunu sylerken daha acmasz
olanlar belki de hi notaya dkmediini yalnzca palavra attn
sylyorlar.
AKHILLEUS: Bu bayapt neydi?
KARINCAYYEN: Grkemli bir preld ve fg olacakt. Yirmi drt ses ieren
fgde tm majr ve minr anahtarlarda yirmi drt farkl konu ola
cakt.
AKHILLEUS: Yirmi drt sesli bir fg bir btn olarak dinlemek herhalde
ok zor olacakt!
YENGE: Bir de bestelerneyi dnn!
KARINCAYYEN: Sebastiant'n bu almas hakknda, yalnzca kendisinin
Buxtehude'nin Org iin Preldler ve Fgler adl kitabnn bir sayfa
snn kenanna yazdklann biliyoruz. Hi beklenmedik lmnden
nce yazd son szler yledir:

Gerekten harika bir fg besteledim. 24 tonun gcn ve 24 temann


gcn bir araya getirdim ve 24 sesin gcn ieren bir fg ortaya
kardm. Ne yazk ki bu sayfann kenar boluu bunu almayacak ka
dar dar.

Ortaya kmam olan bayapt 'Fermant'n Son Fg' adyla bili


niyor.
AKHILLEUS: Ah, ah . . . Dayanlamayacak kadar ackl.
TOSBAGA: Fglerden sz ederken, dinlemekte olduumuz fg neredeyse
sona eriyor. Sonuna doru, temada, garip, yeni bir deiim oluyor.
(yi Dzenlenmi Klavye'nin sayfasn evirir.) Aaa burada ne var
m? Yeni bir izim, ne kadar ho! (Sayfay Yenge'e gsterir.)
YENGE: Bakalm neymi? Aaa gryorum: 'HOLISMIONISM' [btnc
lkbirlikilik) szcnn harfleri byk olarak balayp, kl
yor ve tekrar byyor. Ama hibir anlam ifade etmiyor nk byle
bir szck yok! Ne demek bu! (Kitab Kanncayiyen 'e uzatr.)
KARINCAYYEN: Bakalm neymi? Aaa gryorum: 'REDUCTHOLISM' [in
dirgemecibtnclk) szcnn harfleri kk olarak balyor,
byyor ve tekrar eski kklne dnyor. Ama hibir an
lam iermiyor, nk byle bir szck yok! Ne demek bu! (Kitab
Akhilleus 'a uzatr.)
Preld ... Kannca Fg 1 8 5

AKHILLEUS: Biliyorum bana inanmayacaksnz ama bu resimde 'HOLISM'


szc iki kez yazlm. Harfler soldan saa doru gitgide kl
yor. (Kitab Tasbaa'ya iade eder.)
TOSBAGA: Biliyorum bana inanmayacaksnz ama aslnda bu resimde 'RE
DUCTIONISM' szc bu kez soldan saa doru byyen harfler
le yazlm .
AKHILLEUS: En sonunda, b u kez temann yeni deiimini duydum! nce
den belirttiiniz iin ok mutluyum Bay Tosbaa. Galiba sonunda
fg dinleme sanatn renmeye balyorum.

::.-..
... :
;-.... . "

r r/,-...... ..l :.
'
:: ..
..

"'.... ... ..
1 ....,
"

j '1 i_] i
=

\.""_ "'JJ

---
'll

: l
.
.l
Yazarn izimi
90-----

Bir ruh, paralarnn toplamndan daha m byktr? Bu diyaloga kat


lanlarn bu soru zerinde ok farkl grlere sahip olduklan anlalyor.
Kesin ve kabul edilmi olan tek nokta ise, bireylerden oluan bir sistemin
kolektif davranlar artc zelliklere sahip olabilir.
Bu diyalogu okuyaniann ou, vatandalarnn eitim sistemi, hukuk
sal yaps, dinleri, kaynaklar, tketim tarz, beklenti dzeyi gibi alkanlk
lar ve kurumlar nedeniyle, baz lkelerin her naslsa ortaya kan amal,
bencil, sa kalmaya ynelik ve benzeri davranlarn anmsar. Farkl bi
reylerden sk bir organizasyon oluunca -zellikle alt dzeydeki bireylerin
katklan kendilerine kadar takip edilemeyince- bizler bu organizasyonu
daha st dzey bir birey olarak grrz ve ounlukla ondan antropomor
fik tanmlarla sz ederiz. Bir terrist grup hakknda yaymlanan bir gazete
makalesinde, kendini iyi gizlediini anlatmak iin, 'elindeki kartlar g
sne ok yakn tuttuu' yazlmt. Genelde, Rusya'nn, grkemini dnya
nn tanmasn 'arzulad' sylenir, nk Bat Avrupa'ya oranla 'uzun za
mandr sregelen bir aalk kompleksinin etkisinde' bulunduu belirtilir.
Geri bunlar benzetmedir, ama ayn zamanda organizasyonlar kiiletirme
eiliminin ne kadar gl olduunu gsteren rneklerdir.
Herhangi bir organizasyonu oluturan sekreterler, iiler, otobs s
rcleri, yneticiler ve benzerleri gibi unsurlarn kendi yaamlanndaki he
deflerinin, oluturduklar daha st dzey varlkla eliki yarataca d
nlebilir ama, siyaset bilimi rencilerinin ounun sinsi ve kt olarak
grecekleri bir etki sayesinde, bu organizasyon, kiilerin, gurur, z deer
gereksinimi gibi hedefterinden yararlanarak bu durumu kendi kazancna
evirir. Sonuta, alt dzey hedefterden, bu hedefierin hepsini kapsayarak
beraberinde gtren ve bylece kendine sreklilik kazandran st dzey
devinimler ortaya kar.
Bu nedenle, belki de Tasbaa'nn Akhilleus'un kendini bir karncay
la kyaslamasna kar kmas ve daha uygun dzey olarak grd bir
karnca kolanisine 'kendisini haritalandrmasn' sylemesi pek da sama
deildir. Ayn ekilde bizler de bazen 'in gibi olmak nasl bir ey? ABD gibi
olmak tm dnyadan ne kadar farkldr?' diye merak ederiz. Bu sorularn
herhangi bir anlam var m? Bunlara dair ayrntl tartmay Nagel'in ya
rasalar zerindeki yazsndan (Blm 24) sonraya brakacaz, ama yine
de bir lke 'olmay' dnmenin anlaml olup olmadnn biraz zerinde
Preld ... Kannca Fg 1 87

duracaz. Bir lkenin dnceleri ya da inanlan var mdr? Her ey bir


lkenin Hillary Teyze'de olduu gibi bir simge dzeyine sahip olmasna da
yaldr. Bir sistemin 'bir simge dzeyi' olduunu sylemek yerine genelde
'bir temsil sistemi' olduunu syleriz.
Szn ettiimiz 'temsil sistemi' bu kitapta nemli bir noktadr ve ol
duka ayrntl bir tanmlama gerektirir. 'Temsil sistemi' tanmyla, dnyay
evrimieirken 'yanstmak' zere bir araya toplanm olan aktif, kendini
gneelleyen yaplardan sz ediyoruz. Temsil etme yn ne kadar yksek
olursa olsun, bir tablo aktif olmadndan bunlarn arasnda saylmaz. Ger
i dnyay yanstma asndan srekli gncellendii sylenir, ama garip
gelecek bir ekilde aynalan da konunun dnda tutarz! Bunun iki yn
vardr. Birincisi, aynalar evreni yanstr ama yanstt nesneler arasnda
hibir ayrm yapmadndan, hibir snflandrma gremez. Daha dorusu
bir ayna yalnzca bir tek imge yaratr ve bakan kiinin gznde aynann tek
imgesi uzaktaki birok nesnenin 'ayr ayr' imgelerine blnr. Bir aynann
alglad sylenemez; yalnzca yanstr. kincisi, aynadaki imge kendi 'ya
am' olan zerk bir yap deildir; dorudan doruya d dnyaya dayaldr.
Iklar sndrlnce yok olur. Bir temsil sistemi ise 'yanstt' gerekle
arasndaki balant kesilse bile varln srdrmelidir ve artk 'yanstma
nn' ok geni kapsaml bir benzetme olmadn gryorsunuz. Tecrit edil
mi temsili yaplar dnyann geliimini gerek biimde olmasa bile, olas bir
biimde yanstacak ekilde deimeyi srdrmelidir. Aslnda iyi bir temsil
sistemi, mantk erevesinde tahmin edilebilen tm olaslklar iin paralel
dallar oluturur. sel modelleri ise, Zihni Yeniden Kefetmek isimli bl
mn Dncelel"" ksmnda metaforik bir ekilde tanmland gibi, znel bir
olaslk beklentisi yklenmi, bindirilmi durumlar biimini alr.
Ksacas temsil sistemi snflandrma zerine ina edilmitir; gelen ve
rileri bu snflara aktarr, gerektii zaman isel snflannn arasndaki ileti
im an geniletir ya da ayarlar; temsil ettikleri ya da 'simgeleri' kendi isel
mantkianna gre aralarnda etkileime girer; geri bu mantk d dnyaya
danmadan yrtlr, ama yine de simgeleri, yanstmalan beklenen dn
yaya 'eit tutmay' becerecek kadar iyi doru bir model yaratr. Bu nedenle,
ekrana kimi temsil ettiini umursamadan , rasgele noktalar att iin ve
ekrandaki ekillerin zerklii olmad, yalnzca 'oradaki' nesnelerin pasif
kopyalan olduu iin, bir televizyon temsil sistemi saylmaz. Buna karlk,
bir bilgisayar program bir sahneye 'bakabilir' ve size o sahnedeki nelerin
temsil sistemine yakniatn syleyebilir. Bilgisayar vizyonu zerindeki
en ileri yapay zeka almas henz bunu zememitir. Bir programn bir
sahneye bakp yalnzca sahnedekilerin neler olduunu sylemek yerine bu
sahnenin olas nedenlerini ve ardndan nelerin gelebileceini sylemesi ise
temsil sistemi tanmyla anlatmaya altmz kavramdr. Bu adan, bir
lke bir temsil sistemi midir? Bir lkenin simge dzeyi var mdr? Bunu
1 88 Akln G'z

dnmeyi sizlere brakyoruz.


Kannca Fgnn nemli kavramlarndan biri 'kast dalm ' ya da
'durum'dur, nk bunun organizmann geleceini saptayan bir nedensel
arac olduu iddia edilmektedir. Ne var ki, bir sistemin davrannn, altnda
yatan yasalardan -koloniler ya da beyinler sz konusu olunca karncalar ya
da sinir hcrelerinden ve her iki durumda da zerreciklerden- kaynakland
fikriyle elinektedir. 'Aaya ynelik nedensellik' diye bir ey var mdr?
Ya da 'bir dnce bir elektronun yolunu etkiler' denebilir mi?
Sinir hcrelerinin tetiklemesi hakknda William Calvin ile George
Ojemann'n Inside the Brain adl yaptnda bir dizi kkrtc soru vardr.
'Bunu balatan nedir?" diye soruyorlar. Sodyum kanallannn almasna
ne yol ayor? (Sodyum kanallarnn grevi, sodyum iyonlannn sinir hc
resine girmesini ve yeterli younlua ulanca, bir hcreden dierine aka
rak sinir hcresi tetiklemesinin temelini oluturan hcreler aras iletken
lerin boalmasn salamaktr.) Bu sorunun yant, sodyum kanallarnn
voltaja duyarl olmas ve yeterince gl bir voltaj darbesi alnca kapaldan
aa dnmesidir.
"Pekala, ilk bata voltajn ykselmesini, eii amasn. . . ve drt de
nilen olgular dizisini balatmasn salayan nedir?" diye srdryorlar so
rularn. Bu sorunun yant da sinir hcresinin aksonu boyunca uzanan
'dmlerin' bu yksek voltaj bir istasyondan bir sonrakine tamasdr.
Bylece soru yine biim deitiriyor. Bu kez, "Birinci dmde ilk drt
nn olumasn salayan nedir? Bu voltaj deiiklii nereden kaynaklan
yor? Drtden nce ne geliyor" diye soruyorlar.
Beynin iindeki ou sinir hcresi -duyusal girdilerle deil yalnzca di
er hcrelerle beslenen nronlar ya da 'internronlar'- iin ilk dmn
voltaj deiiklii dier hcrelerden gelen nro-ileticilerin atmiarnn etkisiy
le gerekleir. (Bu nronlara 'yukar akl' nron diyebiliriz ama bu tanm,
hatal bir biimde hcre aktivitesinin tpk bir nehir gibi tek ynl bir izgiyi
izlediine iaret eder. Aslnda genel bir kural olarak hcresel ak izgisel
olmayp, nehirlerden ok farkl bir ekilde her yana doru dngler izer.)
Bylece bir ksrdngye, bir tr yumurta-tavuk bulmacasna girmi
oluruz. Soru: "Bir nron atelemesini tetikleyen nedir?" Yant: "teki n
ronlarn atelemesi." Ama esas soru yantlanmam olur: "Niin bu nronlar
ateliyar da bakalan atelemiyor? Niin bu ksrdng oluuyor da beynin
baka bir blmndeki baka bir nron dngs olumuyor?" Bu soruyu
yantiayabilmek iin dzey deitirip, beynin ifreledii fikirlerle arasnda
ki ilikiye deinmemiz, ardndan da dnya hakkndaki kavramlan nasl
ifrelediinden ya da temsil ettiinden sz etmemiz gerekir. Bu kitapta bu
konular zerine kurarnlar getirmek arzusunda almadmz iin, bununla
balantl ama olduka basit bir kavramdan sz edeceiz.
Srekli olarak atallanan ve tekrar birleen bir domino zinciri d-
Preld ... Kannca Fg 1 89

nn. Her darninonun altnda yere dmesinden be saniye sonra ayaa


kalkmasn salayan minik bir zaman ayarl yay bulunduunu varsayn.
eitli yaplanmalarta bu a dzenlenerek, dornino sistemi, tpk bir bil
gisayarda olduu gibi prograrnlanabilir. Farkl zincir yollan hesabn farkl
ksrnlann yapar ve dikkatle belirlenmi, dallara aynlan dngler olutu
rulabilir. (Bu imgenin beyindeki sinir hcreleri andan pek farkl olmad
na dikkat edin. )
rnein, 64 1 tam saysn asal arpanlanna ayrmaya alan bir
'program' dlenebilir. "Niin bu dornino hi drnyor?" diye sorabilirsiniz
uzun sredir seyrettiiniz bir ta iaret ederek. Sorunuzun bir dzeydeki
yant, "nk kendisinden nce gelen dornino da drnyor," biiminde
olacaktr. Ne var ki bu 'alt dzey' aklama, sorunun kendisini varsayarak
soruyu ispat etmeye almaktan baka bir ey yapmaz. Soruyu soran kii
nin istedii doyurucu tek yant ise programn kavramsal dzeyindedir. "Bu
dornino drnyor nk iinde bulunduu dornino dizisi ancak bir blen
bulunduu zaman harekete geer. Ama 64 1 asal say olduundan blenleri
yoktur. Yani o darninonun dmemesinin nedeni fizik kurallanna ya da
dornino zincirine bal deil 64 1 'in asal say olmasna baldr."
Ama bylece daha st dzey yasalarn, alt dzey yasalarn stnde ve
tesindeki sistemi denetlediini ve onlardan sorumlu olduunu mu syl
yoruz? Hayr. Yalnzca, anlam ieren bir aklama, daha st dzey kavram
lar gerektiriyor. Oorninolar bir programn paralan olduklann bilmedikleri
gibi bilrnek zorunda da deiller. Tpk piyano tularnn sizin hangi paray
aldnz bilmedikleri ya da bilrnek zorunda olmadklan gibi. Bilmeleri
nin ne kadar garip olacan bir dnn! Beyninizdeki sinir hcrelerinizin
de u anda dndnz dncelerle balantl olduklarn bilmedikleri
gibi ya da kanncalarn da iinde bulunduklan koloninin byk plannn
bir paras olduklarn bilmemeleri gibi.
Aklnza baka bir soru daha taklabilir: "Hangi yasalar, hangi dzeyde,
programiann ve dornino zincirlerinin var oluundan sorumludur; hatta do
rninolarn retirninden sorumludur?" Bu soruyu ve balantl olarak ortaya
kacak dier sorulan yantlamak iin ok geni zaman dilimleri boyunca
geriye gitmek, toplumumuzun var olu nedenlerine, yaarnn balangcna
kadar uzanrnak zorundayz. Bu sorulan halnn altna sprp orada b
rakmak, tpk 64 1 saysnn asal oluunu mantkla kabul etmek gibi, daha
kolaydr. Gemie uzanrna gereksinimini ortadan kaldran ve imdiki za
mana ya da sonsuzlua younlaan ksa ve z st dzey aklamalan ye
leriz. Eer olaylarn balangcna kadar uzanrnak stersek, Dawkins ya da
Tasbaa'nn tanmlad indirgemeci grlere girmeye zorlanrz. Sonunda
bize her eyin balangc olarak 'byk patlama'y gsteren fizikitere gn
deriliriz. Ne var ki, insanlara tandk gelen kavramlar ieren bir dzeyde
yant istediimizden bu durum hi de doyurucu olmaz ama, ansrnza,
1 90 Akln G'z

doa, bize istediimizi salayacak kadar katmanldr.


Bir dncenin bir elektronun uu ynn etkileyip etkilemeyeceini
sorduk. Belki okurlar bizim aklmzda olmayan bir imgeyi kolayca olutura
bilir: Kalarn atm, dncelerini younlatrm 'ruh' 'yaam tesinden
enerji dalgalarn' (ya da her ne ad veriyorsa) bir nesneye (rnein yuvarla
nan bir zara) doru yollayp ne biimde deceini etkiliyor. Byle eylere
inanmyoruz. Henz kefedilmemi bir 'zihinsel manyetizmann' araclyla,
kavramiann 'aaya inip' bir cins 'anlamsal potansiyel' ile nesnelerin yolunu
deitireceine, gnmz fizik kurallan dna tayacana inanmyoruz.
Baka bir eyden sz ediyoruz. Aklama gcnn nereden geldiinden, bel
ki szcklerin daha uygun kullanmndan, belki 'neden olmak' gibi szck
lerin gnlk kullanm ile bilimsel kullanmn nasl bir araya getirebilece
imizden sz ediyoruz. Yani zerreciklerin gidi ynlerini 'inanlar', 'arzular'
ve benzeri st dzey kavramlar kullanarak aklamak mantkl oluyor mu?
Okurlar bu biimde konumann yarar saladn dndmz sezmi
olabilirler. Evrim biyologlar kendi kavramlarn sezgisel adan mantkl bir
lye indirebilmek iin nasl 'teleolojik steno'yu zgrce kullanabiliyorlar
sa, dnme mekanizmalan zerinde alanlarn da, zorunlu olarak, ta
mamen indirgemeci dil ile btnlerin paralar stnde gzle grnr bir
etkisinin olduu ve 'aaya ynelik nedensellik' ieren 'btnlemeci' bir dil
arasnda eviriler yapabilmeleri gerektiine inanyoruz.
Fizik alannda, bir bak asnda deiiklik olduunda, bazen yasalar
deimi gibi grnr. Elence parklannda insanlarn byk bir silindirin
i kenarlarna sraland oyunu dnn. Silindir dnmeye balaynca,
taban sanki dev boyutlu bir konserve aacayla alm gibi aaya doru
iner. nsanlar merkezka kuvveti denilen kuvvetin etkisiyle duvarlara ya
pp kalrlar. Eer bu oyuna katlrsanz ve tam karnzda duran arkada
nza bir tenis topu atmak isterseniz, topun silindirin iinde lgnlar gibi
yn deitirdiini ve hatta bir bumerang gibi size dndn grrsnz!
Bunun nedeni topun silindirin iinde (dz bir izgide) gittii zaman dili
minde sizin de hareket etmi olmanzdr. Ama eer dnen bir erevenin
iinde olduunuzun farknda deilseniz, topunuzun hedefiediiniz ynden
sapmasna neden olan u garip gce bir ad bulmak istersiniz. Bu durumun
yerekiminin tuhaf bir eitlernesi olduunu dnrsnz. Tpk yereki
mi gibi, ayn ktleye sahip iki cismin zerinde bu gcn ayn etkiyi yapma
s fikrini destekler. ok artc ama 'sanal gler' ile yerekiminin kolayca
birbirine kartrlabildiini gsteren bu basit gzlem , Einstein'n nl genel
grelilik kuramnn temelidir. Bu rnein amac, deerlendirme dzeninde
oluan bir deiikliin , alglann ve kavramiann zerinde, yani nedenleri ve
sonulan alglaymzn zerinde bir deiiklik yaratacan gstermektir.
Eer Einstein iin yeterli olmusa, bizim iin de yeterli olmaldr!
Btnler dzeyi ile paralar dzeyi arasnda gidip gelen bak as
Preld ... Kannca F1g 191

farkllklarnn tanmlaryla okurlar daha fazla skntya sokmak istemiyo


ruz. Ancak, okurlan bu konular zerinde daha fazla dnmeye sevk ede
bilecek, kolayca aklda kalan baz tanmlar ortaya atacaz. 'ndirgemecilik'
ile 'btnclk' tanmlarn karlatrmtk. imdi, 'indirgemeciliin, ' 'yu
kan ynelik nedensellik' ile ve 'btncln' 'aa ynelik nedensellik' ile
eanlaml olduunu gryorsunuz. Bu kavramlar uzaydaki farkl lm
skalalan zerindeki olaylarn birbirini nasl saptadyla balantldr. Za
man boyutunda ise bu kavrarnlara karlk gelen kavramlar vardr: ndir
gemecilik, organizmalarn 'hedeflerini' gz nne almadan gelecei gemie
bakarak tahmin etmek fikrine edeerdir; btnclk ise yalnzca cansz
nesnelerin bu yolla tahmin edilebilecei fikriyle e deerdir ve canl nesne
lerin hareketlerini aklamak iin amalarnn, hedeflerinin, arzulannn gz
nne alnmas gerektii fikrini ierir. Sklkla 'hedefe ynelik' ya da 'tele
olojik' olarak adlandrlan bu gre kolayca 'hedefilik' ad verilebilirken ,
kartma i s e 'tahmincilik' ad verilebilir. Bylece tahmineilik indirgemecili
in zamansal tamamlaycs olurken, hedefilik de btncln zamansal
tamamlaycs olur. Tahmineilik doktrininde bugnn gelecee nasl aka
ca saptanrken yalnzca 'yukar ynl' olaylar hesaba katlr, hibir 'aa
ynl' olay hesaba katlmaz. Kart olan hedefilik ise, canl nesnelerin
gelecekteki hedefierine doru gittiklerini kabul eder ve gelecekteki olgularn
bir bakma zamanda geriye dnk nedensellik ya da geriye dn ierdiini
kabul eder. Biz buna 'gemie dnk nedensellik' adn veriyoruz; btn
cln 'ie dnk nedensellii'nin, yani nedenlerin btnden paralara
ya da 'ieri doru' akar gibi grnd nedenselliin zamansal tamamla
ycs oluyor. Hedefilii ve btncl bir araya getirince -doru tahmin
ettiniz- ruhuluk ortaya kyor! Tahmineilik ile indirgemecilik bir araya
gelince de mekanikilik ortaya kyor.
zetlemek iin kk bir ema izebiliriz:

Kat bilimciler Yumuak bilimciler

Indirgemecilik Stnclk
(yukan ynelik nedensellik) (aa ynelik nedensellik)
+ +

Tahmineilik Hedefilik
(yukar ynl nedensellik) (aa ynl nedensellik)
= Mekanikilik = Ruhuluk

Artk szck oyunuyla keyftnizi yerine getirdiimize gre, biraz ilerleyebili


riz. Beyin aktiviteleri iin baka bir benzetme kullanarak yeni bir perspektif
1 92 Akln G'.zU

neriliyor: 'rzgar ann dnmek'. Kaln dallardan daha ince dallarn ve


ince dallardan da yapraklarn sarknasm andran byk ve karmak bir
rzgar ann dnn. Rzgar arpt anda kk anlar kprdamaya
balayacak ve ar ar tm dzeylerde deiim gzlenecektir. Minik cam
anlarn nasl hareket edeceini saptayan yalnzca rzgar deil, rzgar a
nnn tm durumu olacaktr. Bir tek cam an ilitirilmi olsa bile, bal
bulunduu ipliin kendi ekseni evresinde dnmesi, tpk rzgann etkisiyle
hareket ediyormu gibi grnmesine yol aacaktr.
Insanlarn 'kendi iradeleriyle' bir eyler yapmalan gibi, rzgar an
da 'kendi iradesine ' sahipmi gibi grnecektir. Irade nedir? ok uzun bir
gemie sahip olan, belirli gelecek isel gruplamalan dierlerinden aynp
ifreleyen, karmak bir isel gruplamadr. Bu, alt dzey rzgar annda
da bulunur.
Ama bu adil midir? Bir rzgar annn arzulan var mdr? Bir rzgar
an dnebilir mi? Rzgar anmza baz unsurlar ekleyerek biraz fantezi
gelitirelim. ann yaknnda, konumu elektronik olarak bir daln asyla
denetlenen bir vantilatr bulunduunu varsayalm. Vantilatrn kanatla
nnn dn hz da baka bir daln asyla denetlensin. imdi rzgar an
evresi zerinde biraz denetim gcne sahip oldu. Sanki koskoca ellerine
rehberlik yapan minik, nemsiz gibi grnen sinir hcreleri var; bylece
an kendi geleceini saptamak konusunda daha byk bir rol stleniyor.
Fanteziyi biraz geniletelim ve daliann ounda hava fleyen birer
krk bulunduunu dnelim. Doal ya da krkle flenerek oluan
rzgar esince bir grup an titreyecek ve karmak yapnn dier ksmlan
na yumuak bir titreyi gnderecektir. Bu titreyiler gitgide artarak dalla
n oynatacak ve rzgar annn durumunu deitirerek krklerin nereye
ynleneceini, ne kadar gl fleyeceini saptayacak ve bylece rzgar
anndan daha fazla tepkiler gelmeye balayacaktr. Artk dsal rzgar ile
isel an durumu karmak bir biimde birbirine girmi olacaktr. ylesine
karmak bir hal alacandan kavramsal olarak onlar birbirinden ayrmak
olanakszlaacaktr.
Ayn odada iki rzgar an bulunduunu ve karlkl esintiler yollaya
rak birbirini etkilediini dnn. Sistemi iki doal parasna ayrmann
bir anlam olacan kim syleyebilir? Belki de en iyisi sisteme, her birinde
yaklak be ya da on tane doal para olarak bulunabilecek en st dzey
dallardan bakmak olacaktr. Belki daha alt dzey dallara bakmak en iyi
sidir ve bu kez her birinde yirmi ya da daha fazla doal para olduunu
grrz. Her ey size en kolay gelen ynteme baldr. Tm paralar birbi
riyle etkileim iindedir ve belki de organizasyonun btnl iinde ya da
uzayn iinde ayn gibi grlebilecek iki paras bulunabilir. rnein belirli
tipte titreyenler belirli bir noktaya toplanm olabilir, bylece belirgin 'orga
nizmalardan' sz edebiliriz. Ama tmnn hala fizik tanmlaryla aklana-
Preld ... Kannca Pg 193

bilir olduuna dikkat edin.


imdi hareketleri iki dzine st dzey daln alanyla denetlenen me
kanik bir el yerletirelim. Elbette bu dallar tm an durumuna sk skya
bal olacaktr. an durumunun elin hareketlerini garip bir biimde sapta
rln -rnein ele hangi satran tan alacan hareket ettireceini sy
lediini- dnelim. Bu elin her seferinde doru ta alp kurallara uygun
biimde hareket ettirmesi harika bir rastlant olmaz m? stelik talarn
her hareketi iyi bir hamle olursa, daha harika bir rastlant saylmaz m?
Saylmaz. Eer byle bir ey olursa, olmasnn nedeni kesinlikle rastlant ol
mamasdr. Nedeni ann isel durumunun temsil gcne sahip olmasdr.
Bir kez daha, bu garip parlak, titreyen bir kavak aacn anmsatan
yapda fkirlerin nasl depolanabileceini tanmlamaktan uzak kalmaya
alacaz. Amacmz okurlara dsal drtlere tepki veren bir sistemin
inceliini, karmakln ve kendine dnkln ve isel gruplamasnn
eitli dzeylerdeki unsurlarn gstermekti .
Byle bir sistemin d dnyaya verdii yantlan kendine dnk yant
lanndan ayrabilmek neredeyse olanakszdr; nk en ufak bir d hareket
birbiriyle balantl saysz minik olguyu baiatacak ve gibi bymesi
ne neden olacaktr. Eer bunu sistemin 'alglarnas' olarak dnrseniz,
kendi durumunu da ayn biimde 'alglamas' gerekir. Alglarnay, kendini
alglamaktan ayrabilmek olanakszdr.
Byle bir sisteme yalnzca st dzeyden bakabilmek kanlmaz bir so
nu deildir; yani ann durumunu, inanlann, satran kurallannn ifre
lerini zp (iyi bir satran mann nasl oynanaca da dahil olmak zere!)
tutarl bir dille, anlalabilir cmlelerle anlatabileceimizin hibir garantisi
yoktur. Ne var ki, benzer sistemler doal seilim araclyla evrimletii
zaman, bazlannn sa kalp, bazlarnn baarszla uramasnn bir ne
deni olacaktr. Anlaml bir isel organizasyon sayesinde sistem evresinden
yararlanacak ve en azndan ksmen de olsa evresini denetleyecektir.
Rzgar annda, varsaymsal karnca kolonisinde ve beyinde bu or
ganizasyon, katmanlar biiminde olumutur. Rzgar annn dzeyleri,
baka dallardan sarkan dallarn dzeyine karlk gelir ve en yksek dal
larn uzamsal dzeni ann durumunun genel niteliklerinin soyut zetini
temsil etmektedir. Binlerce (belki milyonlarca) titreyen minik ann dzeni
ise rzgar annn durumunun zetlenmemi, sezgisel olmayan ama somut
ve yerel tanmn gstermektedir. Kannca kolonisinde kanncalar, takm
lar, eitli dzeylerdeki sinyaller ve sonunda kast dalm ya da 'koloninin
durumu' vardr ve yine koloninin en ak ama soyut grnmn verir.
Akhilleus'un da hayret ettii gibi ylesine soyuttur ki, kanncalarn ad bile
gemez! Beyne gelince, depolanan inanlar ak bir dille anlatabileceimiz
st dzey yaplan nasl bulacamz bilmiyoruz. Ya da biliyoruz, nk
beynin sahibine neye inandn sorabiliyoruz! Ama bu inanlarn nasl ve
1 94 Akln G'z

nerede ifrerendiini fiziksel olarak saptama yntemimiz yok.*


Her sistemde de, her biri baka bir kavram temsil eden eitli yan
zerk alt sistemler vardr ve eitli girdi drtleri belirli kavramlar ya da
simgeleri uyandrabilir. Bu grte tm aktiviteleri izleyen ve sistemi 'his
seden' bir 'i gz' yoktur; bunun yerine sistemin durumu duygular temsil
eder. Bu rol stlenen efsane 'kk adam'n daha kk bir 'i gz'
olmas gerekir ve bylece daha kk adamlar ve daha da minik 'i gzler'
ortaya kar; ksacas en kt ve en sama ksr dngye doru gidilir. Bu
tip sistemde ise z-farkndalk, sistemin dsal ve isel drtlere verdii
karmak yantlardan ortaya kmaktadr. Bu model genel bir sav gster
mektedir: "Zihin, bir zihin tarafndan alglanan bir modeldir." Belki dairesel
gibi geliyor ama ne ksrdngdr ne de paradoks ierir.
Beynin aktivitelerini alglayacak 'kk adam' ya da 'i gz' sahipliine
en yakn olarak z-simge diye adlandrlan, tm sistemin bir modeli olan
karmak bir alt sistem dnlebilir. Ama z-simge (aralarnda kendi z
simgesinin de bulunduu, ksr dngye davetiye karan) kk simgele
rin repertuvanna sahip olarak alglamaz. Daha ok, z-simgenin, sradan
(dnl olmayan) simgelerle birleik etkinlii sistemin alglamasn olu
turur. Alglama z-simge dzeyinde deil, tm sistem dzeyinde bulunur.
z-simgenin herhangi bir eyi algladn sylemek isterseniz, bir erkek
gvenin bir dii gveyi ya da beyninizin kalp atm hzn alglamasndan
-mikroskobik hcreler aras kimyasal mesajlar dzeyinden- sz edersiniz.
Vurgulanmas gereken son nokta, beyin iin bu ok katmanl yap
nn gerekli olduudur; nk tahmin edilemeyen, dinamik d dnyayla
baa kabilmesi iin mekanizmalannn olaanst esnek olmas kesinlik
le arttr. Kat programlar ok ksa srede tkenecektir. Dinozor avlamak
iin gelitirilmi stratejiler, tyl maroutlan avlamak iin ie yaramayaca
gibi evcil hayvanlarn bakm ya da metroyla iyerine gitmek gibi konularda
hi ie yaramayacaktr. Akll bir sistemin ok derin bir biimde -geriye
yaslanp, durumu deerlendirip yeniden gruplaarak- kendini gelitirmesi
gerekir; byle bir esnekliin deimeden kalabilmesi iin en soyut meka
nizmalara gereksinimi vardr. ok katmanl bir sistemin programlar, en
yzeysel dzeyde ok zel gereksinimleri (rnein satran oynama, tyl
mamut aviama programlar gibi) karlamak iin deitirilebilir ve zaman
iinde daha derin dzeylerde oluan daha soyut programlar iki tarafn da
en iyisine sahip olmasn salar. Derin tip program rnekleri olarak, eli
kili kant paralarnn deerlendirilmesi, ilgi ekmek iin rpnan rakip alt
sistemlerin hangisine ncelik tannaca, gelecekte benzer olgularla kar
lanca geriye dnp bulabilmek iin imdi alglanan durumun nasl eti-

* 'Beyin okuma' konusunda bir insandan daha baanl olan bir makine yks iin
Bkz. Blm 25, Bir Epistemolojik Karabasan.
Prelld ... Kannca Flgl 1 95

ketlenecei, iki kavramn gerekten benzer olup olmadna karar verilmesi


gibi modelleri tanmay amalayan programlar gsterebiliriz.
Bu tip sistemlerin daha fazla tanmlanmas bizleri bilisel bilimin fel
sefi ve teknik alanlarna gtrecektir; ama bizim byle bir amacmz yok.
Bunun yerine, okurlarmza, insanlarda ve programlarda bilginin temsil
edilmesi stratejilerini ieren kaynaklar iin Ek Okumalar blmne bak
malarn nereceiz. zellikle, Aaron Sloman'n The Computer Revolution in
Philosophy adl yapt bu konularda ok ince ayrntlara girmektedir.
D. R. H .
12

ARNOLD ZUBOFF

BR BEYNN YKS

Evvel zaman iinde, byk bir servetin sahibi, birok dostu olan nazik bir
gen, sinir sistemi dnda tm bedenini korkun bir rmenin sarmakta
olduunu renmi. Yaam severmi; yeni deneyimlerden holanrm . Bu
nedenle, gen adam, inanlmaz yetenekleri olan bilim adam arkadalan
aadaki neriyi yapnca, ok ilgisini ekmi:
"Beynini, ryen zavall bedeninden karacaz ve zel bir besleyi
ci banyonun iinde saklayacaz. Ardndan sinir hcrelerinin atelemesini
tm biimlerde yapabilen ve bu nedenle sinir sisteminin oluturduu ya da
olutuu her trl etkinliin deneyimini yaaman salayabilen bir maki
neye balayacaz."
Oluturduu ve olutuu fiilierinin ayn ayr kullanlmasnn nedeni, bu
bilim adamlannn 'deneyimin sinirsel kuram' adn verdikleri genel kurama
inandklan halde, kuramn zgn formlasyonunda fikir ayrlna dme
leriydi. Beynin durumunun, aktivitelerinin dzeninin, her nasl oluyorsa
bir insann, belirli bir deneyimi yaayp bir bakasn yaamamasna neden
olduunu saysz rnekle renmilerdi. Bir insann belirli bir deneyiminin
gerekten var olacan ve neye benzeyeceini denetleyenin sinir sisteminin
durumu olmas onlara mantkl geliyordu. ok ayrntl aratrmalardan
sonra beynin belirli blgelerinin bilinliliin eitli ynleriyle balantl ol
duunu da renmilerdi. Btn bu bilgilerin nda gen arkadalarna
bu neriyi yapmlard . Bir deneyimin sinirsel aktivitelerin iinde ya da
sonucunda olutuu konusundaki fikir aynlklan, arkadalannn beynini
denetimleri altnda canl tutabilecekleri inancn etkilemiyordu . Sanki o,
geziyor dolayor, kendini baz olaylarn iinde buluyormu gibi yaayaca-
Bir Beynin yks 1 97

sinir hcresi atelemelerini yapay olarak gelitirebileceklerdi. rnein


kada kapl donmu bir glde alan bir delikten baknca tpk Thoreau'nun
betimledii gibi "kristal caml bir pencereden szlen yumuak kta, ayn
yaz mevsiminin parlak kumlu zemininde balklarn sessizce doland bir
manzara grecekti. Bedeninden ayrlm, glden ok uzaktaki banyosunda
yatan beyin, gldeki delikten bakma koullarnda nasl davranacaksa, gen
adama ayn deneyimi yaatacakt.
Gen adam neriyi kabul etti ve gerekletirilmesini hevesle bekledi.
lk kez kendisine nerilmesinden yalnzca bir ay kadar sonra, beyni, lk,
besleyici banyodayd. Bilim adam arkadalar para dedikleri denekler
araclyla ok zevkli olgularn yaratt doal sinirsel tepkilere benzeyen
sinir hcresi atelemeleri zerinde srekli aratrmalar yapyorlar, karma
k bir elektrot makinesiyle bu sinirsel aktiviteleri sevgili dostlarnn beyni
ne drt olarak veriyorlard.
Sonra bir sorun ortaya kt. Bir gece kafay ekmekte olan beki, sar
sak admlarla banyonun bulunduu odaya girdi, ne doru ylesine eildi
ki sa kolu banyoya dald ve zavall beyni iki yankreye aynverdi.
Ertesi sabah, beynin bilim adam dostlan ok sinirlendiler. Ksa bir
sre nce sinirsel dzenlerini kefettikleri yeni, harika deneyimleri beyne
aktarmak zere hazrlanmlard.
"Eer dostumuzun beyninin ikiye ayrlan yankrelerini bir araya geti
rip kendini onarmasn beklersek," dedi Fred, "bu yeni deneyimleri ona ak
tarma keyfini yaamak iin aradan en az iki ay gemesi gerekecek. Elbette
o, bu beklemenin farknda olmayacak ama biz olacaz! Ve ne yazk ki, he
pimizin bildii gibi, bir beynin iki ayn yankresi, birlikte olduu zamanki
sinirsel dzenleri yrtemez. Tam-beyin deneyimi srasnda bir yankre
den tekine geen bu drtler, aralarnda oluan boluu aamaz."
Bu konumann sonu ilerinden birine bir fikir verdi. Niin yle yap
mayalm? Sinir hcresi drtlerini verecek ya da alacak biimde, ular
komu hcrelerin birbiriyle balant kurduu blgeler olan sinapslara yer
letirilecek minik elektro kimyasal teller gelitirmeyelim? Bu teller beynin
ayrlmas srasnda aralarndaki balantlar kopan hcreleri yeniden birbi
rine balayabilir. "Bylece, bir yankreden tekine gemesi gereken dr
tler, telierin zerinden aarak ayn grevi gerekletirebilir," diye szn
bitirdi, bu fikri ortaya atm olan Bert.
Tel sistemin kolayca bir hafta iinde tamamlanabileceinden, bu neri
hevesle kabul edildi. Ama Cassander* adl ciddi bir adamn baz kayglar
vard. "Dostumuzun kendisine verdiimiz deneyimleri yaad konusunda
hepimiz ayn fikirdeyiz. Baka bir deyile, deneyimin sinirsel kuramn bu

* Bu isim 'kt haberleri nceden bildiren' anlamndaki Cassandra adn antn


yor [ -ev. notu.]
198 Akln G'zl

ya da u biimde hepimiz kabul ediyoruz. Kabul ettiimiz bu kurama gre,


aktivitelerinin dzenini srdrd srece, alan bir beynin koullarn
kiinin istedii gibi deitirmesine izin veriliyor. Sylediklerimize bir de u
adan bakabiliriz. rnein hafta nce dostumuza verdiimiz gldeki de
lik deneyimi gibi, herhangi bir deneyimin gereklemesinin eitli koullan
vardr. Genelde bu koullar, gerek bir bedenin iindeki beynin gerek bir
glde olmas ve bizim arkadamza verdiimiz trden sinirsel aktivitedir.
Dostumuzun bedeni olmadndan, deneyimin baz koullarn yerine ge
tirmeden yalnzca sinirsel aktivitenin drtlerini verdik, nk temelinde
deneyimin varl ve zellii iin kesin ve nemli olan bu d koullar deil,
uyandrabilecei sinirsel aktivitelerdir. Deneyimin balamsal koullarnn,
normalde o deneyimin yaannas iin gerekli olduunu biliyoruz, ama bir
insann bir deneyim yaamas gerei iin gereksiz olduuna inanyoruz.
Eer kiinin, bizde olduu gibi, deneyimin dsal koullarn atlamasn
salayacak ara gereci varsa, gldeki delik gibi bir deneyim iin bu koullar
artk gerekli olmayabiliyor. Bu durum gsteriyor ki, bizim deneyim kavra
mmz iinde, bu koullar, prensipte, bir deneyimi yaama gerei iin asla
gerekli deillerdi.
"imdi, sizlerin u tellerle yapmay nerdiiniz ilem, dostumuzun bir
deneyim geirmesi iin gerekli olmayan normal bir kouldan baka bir ey
deildir. Sinirsel aktivite balamnda sylediklerimin benzerini sylyor
sunuz ama beynin iki yankresinin birbirine yaknl asndan sylyor
sunuz. ki yarkrenin birbirine balanmasnn normal koullar altndaki
deneyimler iin gerekli olabileceini sylyorsunuz ama bu olaand du
rumda olduu gibi, yaknlk kuraln bozarak sizin u tellerle yapacaklar
nz da olaand olduundan, ayn deneyimler ayn gerekiere dayanarak
ortaya kanlacaktr. Yaknln, bir deneyimin temel gerekleri iin gerekli
bir koul olmadn sylyorsunuz. Ama blnm bir beyinde, btn
beynin sinirsel dzenini oluturmak, tam aksine, bir btn-beyin deneyimi
oluturmayabilir, deil mi? Belirli bir btn-beyin deneyimi yaratmak iin,
yaknlk, bir ekilde ayarlanabilecek bir ey olmayp, bir btn-beyin dene
yiminin kesin koulu ve ilkesi olamaz m?"
Cassander kayglan konusunda fazla sempati toplamad. Tipik yantlar,
"Lanet olas yarkreler her zamanki gibi deil de tellerle bal olduklarn
bilecek mi? Yani bu gerek, beynin konuma, dnme ya da farkndalkla
balantl dier yaplarndan herhangi birinde ifrelenecek mi? Beyninin d
ardan bakanlara nasl grnd gerei, keyifterini yaayan dostumuzu
-lk, besleyici bir banyonun iinde plak bir beyin olarak durmak dnda
ilgilendirecek mi? ster birlikte ister ayn olsun, yarkrelerdeki sinirsel ak
tiviteler, bedeniyle yryen bir insann kafasnn iinde birleik duran bir
beynin yaratt deneyimleri yaratabildii srece, ayn keyfi ald sylene
mez mi? Eer bu beyin paralarna bir az eklerneyi becerebilseydik, bize
Bir Beynin yks 1 99

ne kadar elendiini syleyebilirdi," biimindeydi. Gitgide ksalan ve fkeli


bir hal alan yantlar karsnda Cassander'in, yalnzca bir deneysel alann
ya da 'benzer bir eyin' yanda kesilmesi olasl konusunda hornurdanmak
dnda yapaca bir ey yoktu.
Ne var ki, teller zerinde almaya baladktan uzunca bir sre son
ra, ilerinden birinin ileri srd itiraz projenin durdurulmasna neden
oldu. Beynin iki yans bitiik olduu ve normal ilevini srdrd zaman
bir drtnn bir yarkreden tekine gemesi neredeyse hi zaman aln
yordu ama ayn drtlerin tellerden geii, minik bir sre artna neden
oluyordu. Yarkrelerin iindeki drtler kendi normal srelerinde hareket
edeceinden, belirli bir blgede ortaya kacak yavalama, tm dzende
bir kanklk oluturmayacak myd? Normal dzenin ilemesini salamak
olanakszlatndan, biraz garip, kank bir ey ortaya kacakt.
Bu nemli itiraz ortaya atlnca, fizik alannda pek fazla eitimli ol
mayan biri, tel yerine radyo sinyalleri kullanmay nerdi. ki yankrenin
birbirinden ayrlm yzeyine her trl drt dzenini aktarabilecek bir
'drt kartuu' yerletirilebilirdi. Bylece birbiriyle balantl olmayan sinir
hcrelerinin arasnda salanacak iletiimle iki yankrenin birbirine akta
raca her ey iletilmi olabilirdi. Kartular zel bir radyo alc ve vericisine
balanabilirdi. Kartuun birine bir yarkredeki bir sinir hcresinden teki
yarkredeki bir hcresi iin bir drt geldiinde, sinyaller yoluyla teki
kartua aktarlabilirdi. Bu neriyi yapan kii, iki yarkrenin ayr banyola
ra yerletirilmeleri halinde bile tek bir btn-beyin gibi alabileceini de
ne srd.
Bu fikri ortaya atan kii, sistemin baansnn, tel zerinden drtle
rin aktarlmasnn zaman almasna karn, radyo dalgalarnn hi zaman
yitirmeden ulat 'gereine' dayandn dnyordu. Derhal bu fikir
den vazgemesi iin ikna edildi. Radyo sistemi de zaman-aral engeliyle
karlayordu .
Ama drt kartulan fikri Bert'e esin kayna oldu. "Bakn, her drt
kartuuna radyo tarafndan alaca biimdeki drt dzenini yerletire
biliriz, ama yle bir yntem kullanrz ki, ne radyo dalgasna ne de teliere
gereksinimi olur. Drt kartularn radyo alc-vericisine deil de bir 'dr
t programcsna' balarz. Bu gere daha nceden yklenen drt prog
ramlarn iletir. Bu yntemin en iyi yn, bir yarkreden dierine geen
drtlerin aslnda, ksmen, karsndan gelen dzen tarafndan oluturul
masna gerek kalmamasdr. Bylece gei olmas iin bekleyerek zaman
kaybedilmeyecektir. Programlanan kartular bizim verdiimiz sinir hcre
si uyanlarnn dzeniyle uyumlu olunca, sanki beynin iki yars birbirine
bitiikmi gibi hibir zamanlama sorunu kmaz. Evet, bu durumda iki
yarkreyi de ayr hanyolara koyabiliriz. Biri bu laboratuvarda kalr, dieri
kentin br tarafndakine yerletirilir ve yarmar beyinle uraan her iki
200 Akln G'z

laboratuvann tm olanaklanndan yararlanabiliriz. Bylece her ey kolay


tar. Ayrca projemize katlmak iin srekli bamzn etini yiyenleri de iin
iine alabiliriz. "
Ama Cassander'in kayglan biraz daha artmt. "Yaknda bulunmas
koulunu zaten gz ard ettik. imdi de olaan deneyimin baka bir kou
lunu, nedensel balant koulunu bir yana brakr gibiyiz. Gerekleecek
bir deneyim iin gerekenleri ardnzda brakacak kadar zeki olduunuzu
biliyorum. imdi sizin programlaynzla, bir btn-beyin deneyiminin
gereklemesi iin, bir yarkredeki drtlerin, teki yankredeki btn
beyin dzeninin tamamlanmasn salamasna gerek kalmyor. Ama sonu
btn-beyin deneyimini plak bir gerek olarak ortaya m karyor ya da
siz bu koulu ortadan kaldrarak, btn-beyin deneyimi iin gerekli temel
bir ilkeyi ya da koulu yok etmi mi oluyorsunuz?"
Bu soruya verilen yantlar da daha nceki soruya vermi olduklar
yantlara benziyordu. Bir sinir hcresi aktivitesi, radyo dalgasyla denet
tendiini ya da programlanm drt kartuuyla bestendiini nereden bi
liyordu? Hcrelerin ok dnda kalan bu gerek, dnme, konuma ve
dier farkndalk unsurlannn altnda yatan sinirsel yap tarafndan nasl
kaydediliyordu? Mekanik olarak kaydedilmeyecei kesindi. yleyse sonu
tel ve program iin ayn deil miydi? Tek fark ise zaman-aral engelinin
ortadan kaldrlmas deil miydi? Dzgn bir biimde balanm bir az,
aktanlan drtlere telli ya da programl destek verilince, deneyimleri gzel
gzel rapor etmeyecek miydi?
Artk iki yarkre ayr ayr altna gre, balantsz drt dzen
lerinin senkronize edilmesi ok nemli mi sorusuna yant olarak, bundan
sonraki buluun ortaya k fazla gecikmedi. Belirli bir deneyimin drt
leri, sanki teki yankreden geliyormu gibi bir yarkreye verilirken uy- .
gulanan yntem, geri kalan drtlerin zamanlamasyla kusursuz bir uyum
gsteriyordu. ki yankrede de bu etki bamsz olarak yaratlabildiinden,
Cassander'in zgn bir biimde iaret ettii 'senkronizasyon koulu'nu
yerine getirmeye abalamann anlam kalmamt. Adamlarn, "Dardan
gzlemcilerin zamanna gre, her iki yar kre de, dieri durduu zaman
kayda gemesi gerektiini nasl biliyor? Yarkreler hakknda, birinin, di
eri doru davranm gibi davranmas dnda baka ne syleyebiliriz? Bir
laboratuvar bir gn bir dzenin yansn ve teki laboratuvar ayn dzenin
dier yansn altrsa bile kayglanacak ne var? Dzen gayet gzel iliyor.
Deneyim yaanyor. Eer beyin paralar bir aza balanm olsayd, dostu
muz yaad deneyimleri bize anlatabilirdi" dedikleri bile duyuluyordu.
Ayrca Cassander'in 'topoloji' diye tanmlad, iki yankreyi uzamsal
balantda birbirine bakar durumda tutma ilemi hakknda baz tartma
lar yapld. Bir kez daha Cassander'in uyanlan gz ard edildi.
Bir Beynin yks 20 1

II

On yzyl sonra nl proje hala insanlan megul ediyordu. Ama artk in


sanlar galaksiye yaylmt ve teknolojileri inanlmaz lde ilerlemiti. 'B
yk Deneyim Beslenii' olarak bilinen deneye katlp, heyecann yaamak,
sorumluluunu stlenmek isteyenlerin says milyarlan bulmutu ve bu
arzunun ardnda yatan , drtler programlanrken kiiye ok eitli dene
yimler yaataca inanc hala sryordu.
Projeye katlmak isteyenlere yer bulabilmek iin Cassander'in, dene
yimin 'koullar' diye adlandrm olduu ey, yzeysel bile olsa ok de
imiti. (Aslnda daha sonra aklayacam gibi, son kez grdmzden
farkl olarak koullar daha tutucu bir hal almt; 'senkronizasyon' olgusu
yeniden canlandnlmt. ) Daha nceki deneyde beynin iki yankresi ayr
banyolarda yatarken, imdi her sinir hcresi ayn bir hanyoda bulunuyordu .
Sinir hcrelerinin says milyarlara ulatndan, milyarca insan bir hcre
banyosuyla ilgilenmek gibi gurur verici bir grev yapabilirdi.
Bu durumu iyice anlayabilmek iin on yzyl ncesine dnmek, pro
jeye katlmak isteyenlerin says artnca neler olduuna bakmak gerekir.
Beyin ikiye ayrld zaman , tanmladm gibi yarkreler programlanrsa
btn-beyin deneyimi yaand kabul edilince, her yankrenin byk bir
dikkatle ikiye ayrlmas ve her parann sanki tam bir yankreymi gibi
muamele grmesi gndeme gelmiti. Bylece beynin drt paras ayn labo
ratuvarlarda, ayn banyolarda bulununca daha fazla sayda kii bu deneye
katlabilecekti. Sonuta beyni daha kk paralara ayrnay nleyecek
bir engel kalmadndan , on yzyl sonra her sinir hcresinin banyosunda
bir insan bulunmaya balamt. Herkes banda bulunduu hcrenin iki
ucundaki drt kartuunun programland biimde drt alp vermesin
den sorumluydu.
Bu arada baka Cassander1er da ortaya kmt. Bir sre sonra hi
biri yaknlk koulunu ne srmedi, nk bu neri beynin bir parasna
sahip olmak isteyen tm dier insanlan kzdrabilirdi. Yine de Cassander
fikrinde olanlar beynin orijinal topolojisinin srdrlmesi, baka bir deyi
le beyin paralan ayn yerlerde bulunsa bile her sinir hcresinin greceli
pozisyonu ve dorultusunun ayn olmas gerektiini ileri srdler. stelik
sinir hcrelerinin beynin iinde bir arada bulunduklan zaman sergiledik
leri ateleme dzenine uygun olarak, ayn kronolojiyle -ayn zamansal d
zenle- atelernek iin programlanmas gerektiini ileri srdler.
Ne var ki, topoloji konusundaki tm neriler her seferinde alayc ya
ntlarla karland . Bir rnek: "Sinir hcrelerinin her biri , dierlerine gre
nerede olduunu nasl bilecek? Sradan bir deney iin tm hcrelerin ayn
dzende atelemesini salamak amacyla birbirinin yannda, birbiriyle be
lirli bir uzamsal balantda olmas, bir dierinin atelemesini tetklernesi
202 Akln G'zi

gerekir ama bu koullarn balangtaki zorunluluunu imdiki teknoloji


nizle aabiliyoruz. rnein, btn bunlar, u anda bir sinir hcresi nm
de duran ok eskilerden kalma bu beyefendinin bizim neden olduumuz,
yaad bu deneyimin plak gerei iin gerekli deildir. Eer bu sinir
hcrelerini bir araya getirip bir aza balarsak, size yaad deneyimleri
kiisel olarak anlatabilir."
Cassandervari nerinin ikinci ksmna gelince, okurlar beynin her
paralara ayninn ardndan, paralann senkronizasyonunun biraz daha
gz ard edildiini ve balangta ateieyecek iki yankre olduu zamanlar
bu koula uyulmadndan, sonunda dier sinir hcrelerinin atelemesiy
le balantl olarak hangi hcrenin ateleyeceine hi dikkat edilmediini
dnebilirler. Belki de, bireysel hcrelerin ateleme dzenine ve zaman
lamasna ilgi gsterilmemesi, programlama sanatn samalk snrianna
tayacandan, dzen ve zamanlama koulu, Cassandervari derin dn
celer olmakszn, tekrar iin iine katlmt. Atelernelerin 'doru' beyinsel
sralamada yapld, banyolannn nnde durup uygun programlanm
drtnn oradaki sinir hcresine gelmesini bekleyen insanlar tarafndan
varsayzlmaktaydz.
Ama imdi, byk projenin doumundan on yzyl sonra, bu kendini
beenmi milyarca insann dnyas patlamak zereydi. Bunun sorumlusu
ise iki dnrd.
Bunlardan biri olan Spoilar, * gnn birinde sorumlusu olduu sinir
hcresinin almaktan eskidiini fark etti. Elindeki hcre ayn durum
da olan teki insanlardan her birinin yapt gibi, eskisine benzeyen yeni
bir hcre edindi ve eskiyen hcreyi kaldrp att. Yani dierleri gibi o da,
Cassandervari 'hcre kimlii ' kouluna kar gelmiti. Aslnda bu koulu
Cassander1erin kendileri bile pek ciddiye almamlard. Sradan bir beyin
de hcre metabolizmasnn herhangi bir hcre iindeki belirli maddeleri
baka belirli maddelerle deitirerek ayn hcreyi tekrar oluturduunu
fark etmilerdi. Bu adamn yapt ise, bu sreci biraz hzlandrmakt. Ay
nca, baz Cassander1erin inanlmas g bir biimde iddia ettikleri gibi,
bir hcrenin bir bakasyla deitirilmesi ilemi tekrarlanarak tm hc
reler deitii takdirde, deneyimi yaayan yeni bir kimlik kazandryorsa
ne olacakt? Ne de olsa, ayn ateleme dzeni gerekletike ayn deneyimi
yaayan bir denek olacakt ve denein farkl oluunun ne anlama geldii
Cassander1er iin bile ak deildi. Hcre kimliinin deimesi, yaanacak
deneyimin gereklii zerinde ykc bir etki yaratmayacakt.
Spoilar adndaki kii, hcreyi deitirip birka saat sonraya program
lanm hcre atelemesini beklerneye balad. Birdenbire byk bir angr-

* Bu isim ngilizcede ykc, bozucu anlamna gelen spoiler szcn antr


maktadr. [ -ev. notu.]
Bir Beynin yklsl 203

t ve ar bir kfr alnd kulana. Aptaln biri baka birinin banyosuna


arpm ve yere den banyo tmyle paralanmt. Banyosu paralanan
adamn yeni bir banyo ve yeni bir hcre edinineeye dek sorumlu olduu
hcrenin deneyimlerini karnas gerekecekti. Spoilar zavall adamn hc
re atelemesinin ksa bir sre sonra gerekleeceini biliyordu.
Banyosu paralanan adam Spoilar'a yaklat. "Bak, ben sana baz iyi
likler yapmtm. Be dakika sonra gelecek olan drty karacam ve bu
deneyim eksik bir hcre atelemesiyle oluacak. Ama belki sen, daha sonra
gerekleecek olan, senin atelemeni izlememe izin verebilirsin. Bugn ya
anacak olan tm keyifleri karacak olmaktan nefret ediyorum!"
Spoilar adamn ricasn bir an dnd ve aklna garip bir fikir geldi.
"Senin sorumlu olduun hcre benimki gibi miydi?"
"Evet."
"ey bak, ara sra yaptmz gibi, benim hcremi benzeriyle deitir
dim. Niin benim banyomu alp senin knlan banyonun yerine gtrm
yorsun? Be dakika sonra gelecek drtyle bunu atelersek, tpk senin
eski hcrene benzediinden, ayn deneyim olmaz m? Eminim banyo'nun
kimliinin hibir anlam yoktur. Her neyse, sonra banyoyu buraya getire
biliriz ve ben ok daha uzun bir sre sonras iin programlanm olan de
neyde ayn hcreyi kullanabilirim. Bir dakika! kimiz de topoloji koulunun
samalk olduunu biliyoruz. Yani niin banyoyu yerinden oynatacaz?
Burada brakalm; nce senin deneyin sonra benimki iin ateleyelim. Her
iki deneyim de yaanacaktr. Bir dakikack dur! Bylece bunca hcre yeri
ne bir tek hcre atelernesi yapabiliriz. Tm deneyimleri oluturmak iin
her trden bir tek sinir hcresinin tekrar tekrar atelennesi yeterli olacak
tr! Acaba hcreler ayn drt iin tekrar tekrar atelediklerini bilirler mi?
Atelemelerinin balantl dzenini nereden bilecekler ki? Bylece her tr
ateleme iin bir tek sinir hcresi kullanmak tm drt dzenlerinin fizik
sel olarak gereklemesini salayacaktr (yarya blnm yarkrelerden
birbirinden ayrlm sinir hcrelerine doru ilerlerken senkronizasyonun
gereklilii gz ard edildike bu sonuca vanlmas kolaydr) . Ve bu hcreler
herhangi bir kafann iinde doal olarak ateleyen hcreler olamazlar m?
yleyse bizim burada ne iimiz var?"
Ardndan aklna gelen daha korkun bir fikri yle aklad: "Eer tm
olas hcresel deneyimler, her hcre tipinin bir kez atelemesiyle gerek
leecekse, bir denek, herhangi bir deneyim yaarken, bu fiziksel gerekten
daha fazlasna bal olduunu nasl dnebilir? Yani kafalar ve ilerinde
ki sinir hcreleri hakkndaki fiziksel gereklerin kefedilmesine dayal ol
duu varsaylan bu konumalar tmyle zayflam durumda. Belki fiziksel
gerein doru bir sistemi vardr ama eer inanmamz iin kandnldmz
bu fizyolojiyi ieriyorsa, gerek bir deneyim ortaya kardn bilmediimiz
bir fiziksel gerek iin ok ucuza deneyimler yaptnyor. Ve byle bir siste-
204 Akln G'zl

me inanmak da kendini zayf dryor. Tabii eer Cassandervari ilkelerle


deitirilmemise."
Rastlantsal olarak onun da ad Spoilar olan teki dnr, ayn sonu
ca biraz farkl bir yoldan varmt. Sinir hcrelerini birbirine balamaktan
holanyordu. Upuzun bir hcre zincirinin tam ortasnda, sorumlu olduu
kendi hcresine sahip olunca, ateleme ilemi iin bir kartua balamas
gerektiini anmsad. Hcre zincirini bozmamak iin zincirin iki ucunda
ki hcreleri drt kartuunun iki ucuna takt ve o anda zincir boyunca
ilerleyen drtnn doru zamanda kendi hcresine ulamas iin zaman
ayarlamas yapt. Ardndan buradaki hcrenin, her zamanki deneyimler
den farkl olarak ayn anda iki farkl ateleme dzenine katlmakta hi
zorlanmadn fark etti. Hem yaknlk ve nedensel balant ieren zinci
rin atelemesini hem de kendisi iin programlanm deneyin atelemesini
gerekletirebiliyordu. Bunun zerine Spoilar, 'sinir hcresel balam ko
ulunu' alaya almaya balad. "Ben elimdeki hcreyi senin kafann iinde
ki hcrelere baiayabilirim ve eer doru zaman atelemesini salarsam,
senin beynini sanki benim banyomda benim kartuuma balym gibi u
programlanm deneyiere katabilirim."
Gnn birinde bir sorun yaand. Projeye katlmalarna izin verilmeyen
baz kiiler geceleyin gelip baz hcrelerin banyolanyla oynad ve Spoilar'n
yaknndaki baz hcreler lverdi. Kendi l hcresinin nnde durup,
evresindeki ackl grntye bakan Spoilar, bunca hcre atelernesi fizik
sel olarak gereklemeyeceinden, zavall denek iin o gnn ilk deneyimi
nin nasl geeceini dnmeye balad. Birdenbire baka bir ey dikkatini
ekti. Neredeyse herkes eilmi kendi banyosunun altndaki zarar grm
malzemeleri inceliyordu. Her banyonun yannda, iinde, eitli trlerde mil
yarlarca sinir hcresi bulunan, her an belki de her trden milyonlarcasnn
ateleme yapt bir kafann bulunmas Spoilar'a ok nemliymi gibi geldi.
Yaknln nemi yoktu. Ama banyolarda belirli bir ateleme dzeni srd
rlrken, her an bu kiilerin kafalarnda, hatta bu kafalardan birinde ge
rekli etkinlik zaten gerekleiyordu ve gevek bir yaknlk koulu da yerine
getiriliyordu! Her kafa herhangi bir dalm-beyin deneyinin gereklemesi
iin yeterli bir banyo ve kartu idi. "Ama tm beyinler datlabileceinden,
her beynin her deneyi iin bir eit fiziksel gereklemenin var olmas gere
kir," diye dnd Spoilar. "Benimki de dahil olmak zere. yleyse benim
tm inanlarm, byle bir uuan bulutun zerindeki dncelere ve dene
yimlere dayal oluyor. Ta ilk banda bu fizyolojiye beni ikna eden dnce
ler bile artk kukulu. Eer Cassander belli bir dereceye kadar hakl deilse,
fizyoloj i samala indirgenmi oluyor. Kendi kendini zayftatyor."
Bylesi dnceler byk projeyi ve de dalm-beyni ldrd. nsan
lar, deneyimin doas hakknda baka tuhaf etkinliklere yneldiler ve yeni
sonulara ulatlar. Ama bunlarn neler olduu baka bir ykdr.
90-----

lk bakta bu garip yk kitabn geri kalannda sunulan fikirlerin kurnaz


ca bir ykm gibi grnebilir, ya da beyinle deneyim arasndaki balantlara
dair, balangta masum ve ak grnen varsaymlan rtmek amacyla
samala indirgenmesi gibi gelebilir. Sonuca giden lgn inie kim kar
koyabilir ki? Baz ipular:
Diyelim biri, Michelangelo'nun 'Davud' heykelinin tam bir kopyasnn
(hatta mermer olarak) evinde bulunduunu ileri sryor. Bu harika yapt
grmek iin gittiinizde, salonun ortasnda yedi metre boyunda bembeyaz
mermer bir blokla karlayorsunuz. "Henz daha ambalajn amaya [r
satm olmad ama iinde olduunu biliyorum," diyor iddia sahibi.
Zuboffun beynin eitli paracklanna balanan u harika 'kartu
lardan' ve 'drt programlanndan' bize ne kadar az sz ettiini dnn.
Yalnzca yaptklan tek eyin balandklar sinir hcresine ya da sinir hc
resi grubuna, doru dzen ve doru zamanda yaam boyu doru drtleri
vermek olduunu reniyoruz. Onlarn yalnzca minik alarnlar olduunu
dnebiliriz. Ama ok daha kolay bir teknolojik baary dnerek bu
kartularn aslnda neler retmeleri gerektiini dnebiliyoruz. Grevler
yznden tm televizyon kanallar kapannca, izieyecek bir ey kalmyor
ve gnlk televizyon izleme dozunu alamayp ldracak duruma gelenlerin
imdadna IBM yetiiyor; yollad 'drt kartular' televizyonlara balan
yor. Bu kartular haber, hava durumu, pembe dizi, spor ve benzerlerinden
oluan on kanal ieriyor (geri hepsi uydurma, haberler gnlk olmayacak
ama en azndan gereki olacaktr) . Ne de olsa diyor IBM alanlar, tele
vizyon sinyallerinin kurululardan gnderilen drtler olduunu biliyoruz
ve bizim kartularmz alclara daha ksa yoldan ulayor. Ama bu harika
kartularn iinde neler olabilir? Bir eit video bant m? Peki ama nasl
retildi? Gerek aktrler, haber sunuculan videoya alnarak m yoksa ani
masyon kullanlarak m? Animasyon yapmclan size filme ekilmi gerek
hareketlerden yararlanmadan onca film karesini izmenin dev boyutlarda
bir i olduunu ve ne kadar gereki olmaya abalarsanz, iin matematik
sel olarak o kadar zorlaacan syleyeceklerdir. in zne inince, gerek
i televizyon kanallarn srdrmek iin gerekli olan sinyal trenlerine ye
terli bilgi (ve denetimi) salayacak zenginlikteki tek kaynan gerek dnya
olduunu grrsnz. Alglanan bir gerek dnya yaratmak (Descartes'n
206 Akln G'z

hk Felsefe zerine Dnceler* adl yaptnda sonsuz gl, aldatc iblise


verdii grev buydu) , belki ilke olarak olasdr ama uygulanmas kesinlik
le olanakszdr. Descartes, kt iblisi sonsuz gl gstermekte haklyd,
daha gsz bir aldatc gerek dnyaya srtn dayamadan bu yanlsamay
uzun sre devam ettiremez, ne kadar gecikmeli ya da arpk olsa da gere
in bir grntsne evirmek zorunda kalrd.
Bu noktalar Zuboffun kesin savlarna, synp geen darbeler indiri
yor. ldrc bir yumruk kombinasyonu biimine getirilebilir mi? Belki de
ulat sonularn sama olduuna kendimizi inandrmak iin benzer bir
sav, kitaplara hi gerek olmadn kantlamak iin kullanabiliriz. Kitap ya
ymlamak yerine tm alfabeyi bir kez yaymlamamz yetmez mi? Alfabenin
tmn yaymlamamz gerektiini kim sylyor? Bir harf ya da bir izgi
yeterli olmaz m? Ya da bir nokta?
Bu kitabn daha sonraki blmlerinde tanacamz mantk Ray
nand Smullyan, piyano almasn renmenin en doru yolunun teker
teker tm notalarla yaknlk kurmak olduunu sylyor. rnein bir ay
boyunca Do notasm almann altrmalarn yapabilir ve belki klavyenin
iki ucundaki notalara birka gn ayrabilirsiniz. Ama mziin temel bir
paras olan duraklan da unutmamalyz. Btn bir gn tam-notalk du
raklara, iki gn yanm-notalklara, drt gn de eyrek-notalk duraklara
ayrabilirsiniz. Bu yorucu eitimi bitirince her paray almaya hazrsnz
demektir! Kulaa doru gibi geliyor ama her naslsa biraz da yanl gibi. . .
Fiziki John Archibald Wheeler tm elekironlarn birbirine benzeme
sinin nedenini belki de zamann bir ucundan dierine gidip gelen, kendi
yolunu saysz kez geerek fiziksel evrenin kuman dokuyan yalnzca bir
tek elektron olduunu syleyerek aklamt. Belki Parmenides haklyd:
yalnzca bir tek varlk vardr! Ama bu varln uzay zamansal paralan var
ve dier uzay zamansal paralarla astronomik saylarda ilikilere giriyor ve
uzaydaki ve zamandaki bu greceli organizasyon nem kazanyor. Kimin
iin nemli oluyor? Kuman dier blmleri, yani alglayclar iin. Peki bu
blmler kuman dier blmlerinden nasl ayrt edilebiliyor?
D. C. D.
D . R. H .

* Eserin Trke evirisi iin bkz. Sylem, Kurallar, Meditasyonlar, ev. Aziz Yardm
l, dea, [ -ed. notu.]
IV
PROGRAM OLARAK ZHN
13

DANJEL C . DENNET

BEN NEREDEYM? *

Bilgi Edinme zgrl Yasas'na gre davam kazandmdan, yaamm


daki ok tuhaf bir dnemi yalnzca zihin, yapay zeka, ve sinir bilimi felse
fesini aratranlarn deil, herkesin ilgisini ekeceini dndm iin ilk
kez aklyorum.
Birka yl nce, Pentagon yetkilileri benden, son derece tehlikeli ve gizli
bir greve gnll olman istemilerdi. NASA ve Howard Hughes ile ibirlii
iinde olan Savunma Bakanl, Yeralt Spersonik Tnel Ama Gereci (Su
personic Tunneling Underground Device) ya da ksaca STUD projesini ge
litirmek iin milyarlar harcamaktayd. Bu gere byk bir hzla dnyann
ekirdeini delecek ve zel tasarlanm bir atom sava baln, Pentagon
st dzey yetkililerinden birinin dedii gibi 'Kzllarn fze silolarna kadar'
gtrecekti.
Daha nceki bir deneyde Tulsa, Oklahoma'da bir sava baln bir
mil kadar yeraltna indirmeyi baarmlard ve imdi kendileri adna bunu
bulunduu yerden karman istiyorlard . "Niin ben?" diye sordum. An
lalan bu grev gncel beyin aratrmalarnn nc uygulamalarn ie
riyormu ve benim beyiniere duyduum ilgiyi ve elbette benim Faustvari
merakm, sonsuz cesaretimi, falan flan renmiler. . . Nasl reddedebilir
dim ki? Pentagon'un bana getirdii sorun ise, yerinden karman istedik
leri baln yepyeni ve ok iddetli radyoaktif malzeme ieriyor olmasyd.
lm gerelerine gre, bu baln yaps ve dnyann derinliklerindeki
malzemelerle karmak dzeydeki etkileimi, beynin belirli dokularnda
byk lde anormalliklere neden olabilecek bir radyasyon retmiti.
Beyni, bedenin dier organlarna ve dokularna zarar vermeyen bu lm
cl nlardan korumann herhangi bir yolu bulunamamt. Bu yzden,

* "Where Am !?". Daniel C. Dennet'in Brainstorms: Philosophical Essays on Mind


and Psychology kitabndan alntlanmtr.
2 1 0 Akln G'z

bu grevi stlenecek kiinin, beynini geride brakmas kararlatnlmt.


Beyin, son derece karmak radyo balantlaryla normal denetim grevi
ni yapabilecei gvenli bir yerde saklanacakt. Beynimin ameliyatla alnp
Houston'daki nsanl Uzay Arac Merkezi'nde bulunan yaam destek ni
tesine balanmasn kabul eder miydim? Ameliyatla kesilen her girdi ve
kt yoluna, biri beyinde dieri bo kafatasnn iinde olmak zere bir ift
mikrominyatrletirilmi radyo alcs yerletirilecekti. Bylelikle hibir bil
gi kaybolmayacak ve tm iletiim korunacakt. Balangta biraz ekimser
davrandm. Gerekten ie yarayacak myd? Houston'daki beyin cerrahiar
beni yreklendirdiler. "Bunu, sinirlerin uzatlmas olarak dn," dediler.
"Beynin kafatasnn iinde iki buuk santim kaydrlm olsayd, akln ke
sinlikle etkilemezdi. Aralanna radyo balantlan ekleyerek sinirlerini son
suz derecede esnek biime getireceiz yalnzca."
Houston'daki yaam destek laboratuvarn gezdim ve kabul ettiim
takdirde beynimin yerletirilecei yepyeni fy grdm. Nrologlar, he
matologlar, biyofizikiler ve elektrik mhendislerinden oluan kalabalk ve
parlak ekiple tantm; birka gn sren tartmalar ve sunumlardan sonra
denemeyi kabul ettiimi bildirdim. eitli kan testleri, beyin taramalan,
deneyler ve grmeler yapld. zyaam ykm byk bir dikkatle kayda
getiler, inanlarmn, umutlarmn, korkulanmn, zevklerimin listelerini
hazrladlar ve beni youn bir psikanaliz seansndan geirdiler.
Sonunda ameliyat gn gelip att ve elbette anestezi altnda olduum
iin hibir ey hatrlamyorum. Anestezinin etkisi geince, gzlerimi atm,
evreme bakndm ve geleneksel ve klie ameliyat sonras sorusunu sor
dum, "Nerdeyim ben?" Hemire glmseyerek yantlad, "Houston'dasnz."
Bu yantn herhangi bir biimde doru olma olasl bulunduunu dn
dm. Bana bir ayna uzatt ve kafatasma yerletirilmi titanyum balant
noktalarndan dar uzanan minik antenieri grdm .
"Anladm kadaryla ameliyat baarl olmu," dedim. "Gidip beynimi
grmek istiyorum." Biraz bam dnp, sarsak admlar attm iin yr
meme yardmc olup, upuzun bir koridordan geirip, beni yaam destek la
boratuvanna gtrdler. Yaam destek ekibinden neeli sesler ykseldi ve
neeli bir selam olduunu umduum biimde karlk verdim. Hala bam
dndnden onlarn yardmyla yaam destek fsna yaklatm. Cam
dan ieriye baktm. Zencefilli biraya benzettiim bir svnn iinde, zerine
balanm tm devre kesicilere, elektrotlara, plastik tplere ve dier gere
lere karn bir insan beyni olduu aka grlyordu. "Benimki mi?" diye
sordum. "Fnn br yanndaki kt alterine basn ve kendiniz grn,"
diye yantlad proje yneticisi. alteri KAPALI konumuna getirdim ve ayn
anda bam dnp, midem bulanarak teknisyenierin koliarna yldm.
lerinden biri nezaketle derhal alteri AIK konumuna getirdi. Dengemi
bulup kendimi toplamaya abalarken, "Burada alr kapanr bir iskemle-
Ben Neredeyim? 2 1 1

de oturmu camn ardnda duran kendi beynirne bakyorurn," dncesi


geti zihnimden. "Dur bir dakika," dedim kendi kendime, "Aslnda 'Burada
svnn iinde durmu kendi gzlerimle kendime bakyorurn,' diye dn
rnern gerekmez miydi?" Bu dnceyi zihnimden geirip umutla beynirne
aktarmaya altm ama baararnadrn. Bir kez daha denedirn, "Ben, Da
niel Dennett, fokurdayan suyun iinde durmu kendi gzlerimle kendime
bakyorurn." Hayr, ie yararnad. Son derece artc ve akl kantncyd.
Fizikalist inanlarna smsk balanm bir dnr olarak, dnceleri
rnin beynimin iinde bir yerde gerekletiine inanyordurn ama 'te bura
daym," diye dndm zaman bu dnce burada, fnn dnda, ben,
yani Dennett'in durup beynine bakt yerde oluuyordu.
Kendimi fnn iine doru dnmeye zorladm ama sonuca ulaa
rnadrn. Zihinsel egzersizler yaparak konuyu gelitirmeye abaladrn. "G
ne urada parlyor," dncesini be kez st ste aklrndan geirirken
srasyla laboratuvarn gneli bir kesini, hastanenin grebildiim n av
lusunu, Houston'u, Mars' ve Jpiter'i gzlerimin nnde canlandrmaya
altm. 'urada' fikrini gksel haritadaki gerekli noktalara tamakta zor
luk ekmediimi fark ettim. Uzayn en uzak noktasna gnderdiim 'urada'
fikrini bir an sonra kolurnun stndeki bir lekeye kesin bir dorulukla ta
yabiliyordurn. yleyse 'burada' fikriyle niin bunca zorluu yayordurn?
'Burada Houston'da," ya da 'burada laboratuvarda' hatta 'laboratuvarn bu
blmnde' fikirleri olduka iyi yerleiyordu, ama 'burada fnn iinde'
dncesi anlamsz bir biim alyordu. Bunu dnrken gzlerimi kapat
may denedirn. Biraz yarar oldu, ama bir an iin ie yaryor gibi gzkt
halde yine baarl olarnadrn. Emin olarnyordurn. Emin olamadn fark
etmek de rahatsz ediyordu. 'Burada' diye dnrken, nereyi kastettiimi
nereden biliyordum? Temelde herhangi bir yeri kastederken, baka bir yeri
dnebilir miydim? Bir insanla kendi zihinsel yaarn arasndaki yaknl
n, beyin bilirncilerin, dnrlerin, fizikalistlerin ve davran bilimcilerin
saldrsndan kurtulabiimi ok az saydaki ban koparrnadan, byle bir
eyin nasl itiraf edileceini bilernedirn. Belki de 'burada' derken nereyi kas
tettiim konusunda akllanrnaz bir durumdaydm. inde bulunduum ko
ullarda, ya ben yanl endekslenrni dnceleri sistematik olarak aklm
dan geirme alkanlna rnahklrndurn ya da bir insann konumuna gre
(anlamsal analiz asndan dncelerinin yerletirildii) beyninin, yani
ruhunun fiziksel konumunun bulunduu yer nemli deildi. Akl karkl
ndan bezgin derek, dnrlerin en sevdii oyunu oynayarak kendimi
ynlendirmeye altm. Nesnelere isim takmaya baladm.
"Yorick," dedim yksek sesle beynirne, "Sen benim beynirnsin. u
iskemiede oturan bedenimin geri kalanna ise 'Hami et' adn veriyorum."
Bylece yerlerirnizi bulduk: Beynirn Yorick, bedenim Harnlet, ve ben de
Dennett'irn. imdi ben nerdeyirn? Ve 'ben nerdeyirn?" diye dnrken bu
2 1 2 Akln G'z

dnce nereyi iaret ediyor? Acaba fnn iinde dolanan beynimde mi


yoksa varsaydm gibi iki kularnn arasnda m? Ya da hibir yerde mi?
Zamansal koordinatlan beni zorlanyar ama uzamsal koordinatlan da ol
mas gerekmez mi? Seeneklerin listesini karmaya baladm.
1 . HamZet nereye giderse, Dennett de oraya gider. Bu ilke dnrlerin
ok sevdii beyin transplantasyonu dncesi deneyleriyle kolayca rt
lebilir. Tom ile Dick'in beyinleri deitirildii zaman, Dick'in eski bedenine
sahip olan kii Tom'dur. Ona sorduunuzda, Tom olduunu iddia edecek,
Tom'un zyaamyksnn en derin ayrntlarn anlatabilecektir. Yani
u anda sahip olduum bedenirole yollann ayrabilirdm ama beynimden
aynlabilmem pek mmkn grnmyordu. Beyin deitirme ameliyatla
nndaki dnce deneylerinden ortaya kan en temel kural, kiinin, beyni
alan deil veren olmak istediiydi. yleyse bu ameliyatlara beden trans
plantasyonu demek daha doru olacakt. Belki de iin gerei yleydi:
2 . Yorick nereye giderse, Dennett de oraya gider. Ne var ki, bu see
nek pek ekici gelmiyordu. Fnn dnda durmu iine bakarken ve gzel
bir le yemei iin odama dnme konusunda sululuk uyandran planlar
yaparken, nasl olur da hibir yere gitmeyecek biimde fnn iinde bu
lunabilirdim? Bunun, ispatlamaya altm eyi doru varsayarak ispata
devam etmek olduunu fark ettim, ama yine de nemli bir noktaya iaret
ediyordu. nsezilerime destek aranrken, Locke'un houna gidecek trden
mantkl bir sava parmak bastm.
Kaliforniya'ya gidip bir banka soyduumu ve yakalandn varsaya
lm. Hangi eyalette yarglanrdm: soygunun gerekletii Kaliforniya'da m
yoksa soyguncunun beyninin bulunduu Texas'da m? Acaba beyni eyalet
dnda bulunan Kaliforniya 1 bir sulu mu olurdum yoksa uzaktan kuman
dayla Kalifomiya'da su ileyen biri mi olurdum? Bu konuda karar vermek
neredeyse olanaksz olduundan, tutuklanmaktan belki kurtulabilirdim,
ama belki de eyaletler aras bir ie kalktm iin federal bir su ilemi
olurdum. Herhangi bir biimde tutuklandm varsayalm. Acaba Yorick'in
Texas'da keyif attn bildii halde, Kaliforniya Hamlet'i kodese atmakla
yetinir miydi? Acaba Texas, Yorick'i ieri tkp, Hamlet'i ilk gemiyle Rio'ya
tymesi iin serbest brakr myd? Bu seenek bana ekici geldi. idam ya da
benzeri olaand acmasz bir ceza dnda, eyalet Yorick'in yaam destek
sistemini srdrmek zorundayd ama belki de Houston'dan Leavenworth'a
tayabilirlerdi. Bu rezaletin sevimsizliini bir yana brakrsak, ben bu du
rumu umursamazdm ve bu koullar altnda kendimi zgr bir insan olarak
dnrdm. Eer eyaletin insanlar zorunlu olarak bir kuruma tkma al
kanl varsa bile, Yorick'i tktklar halde beni tkmay baaramazlard. Eer
bunlar doruysa, nc bir seenek ortaya kyordu.
3. Dennett nerede olduunu dnyorsa, oradadr. Bu savn genelle
tirilmesi yledir: herhangi bir zamanda, bir kiinin bir bak as vardr
Ben Neredeyim? 2 1 3

ve bu bak asnn (bu bak asnn balarnma dayal olarak isel olarak
saptanan) konumu, ayn zamanda kiinin bulunduu yerdir.
Byle bir savn elbette artc taraftar vardr, ama bana gre doru
yolda atlm bir admd. Tek zorluu, bulunulan yer konusundaki yanlg
durumunun, tura gelirse ben kazannm/yaz gelirse sen kaybedersin duru
muna benzemesiydi. Nerede bulunduum konusunda hi yanlmam my
dm ya da en azndan hi kukuya dmemi miydim? nsan kaybolamaz
m? Elbette kaybolur ama corafi olarak kaybolmak, insann kaybolabilece
i tek yol deildir. Eer insan ormanda kaybolursa, kendine gvence ver
mek iin nerede olduunu, yani kendi bedeninin tandk evresinde, burada
bulunduu syleyebilir. Belki de bu durumda kiinin dikkatini bu yne ek
memesi daha doru olacaktr. Geri akla gelebilecek daha kt durumlar
vard ve u anda byle bir durumda olup olmadmdan emin deildim.
Bak as bireysel konumla balantlyd, ama yine de pek ak olma
yan bir kavramd. Kiinin bak asnn, inanlar ya da dnceleriyle ayn
olmad ya da byle saptanmad anlalyordu . rnein Cinerama izleyici
leri aradaki mesafeyi unutup, perdedeki tren stlerine doru gelirken niin
lk atp kvranmaya balarlar? Sinema salonundaki koltuklannda gven
iinde oturduklarn unuttuklan iin mi? Bu izleyicilerin, bak asnda bir
yanlsama deiimi yaadklann sylemek iimden geliyordu. Baka ko
ullar altnda ise bu gibi deiimleri yanlsama olarak nitelendirmeye pek
yatkn olmayabiliyordum. Laboratuvarlarda ve fabrikalarda geri iletimle de
netlenen mekanik kollar ve eller kullanarak tehlikeli maddelerle uraanlar,
Cinerama'nn uyandracandan ok daha canl ve gl bir bak as de
iimi yaarlar. Metal parmaklaryla tuttuklar kutulann ne kadar kaygan
ve ar olduunu hissederler. Nerede bulunduklarn gayet iyi bilirler ve de
neylerin oluturduu yanl fikirlere kaplp, iine baktklan yaltlm oda
cklarda olduklarn dnmezler. Zihinsel bir aba gsterip gr alarn
adeta bir saydam Necker kpne ya da bir Escher izimine bakyormu gibi
ileri geri oynatmay becerirler. Bu zihinsel jimnastii yaparken, kendilerini
ileri geri gtrp getirdiklerini varsaymak olduka abartmak olacaktr.
Yine de onlarn bu rnei bana umut verdi. Eer tm nsezilerime kar
n, ben fnn iindeysem, o bak asn bir alkanlk biimine getirmek
iin kendimi eitebilirim. Kendimi fnn iinde rahata yzerken gsteren
imgelerin zerinde durmal ve dandaki tandk bedenime neeli bir irade
aktarmalym. Bu grevin kolayl ya da zorluunun kiinin beyninin bu
lunduu yerin gerekliinden bamsz olduunu dndm. Ameliyat n
cesinde bunu denemi olsaydm imdi ok kolay gelecekti. Belki siz de byle
bir gz aldatmacas denemek istersiniz. Yazdnz tahrik edici bir mektubun
Times'da yaymlandlll ve hkmetin sizi cezalandrmak iin beyninizi
yl boyunca Bethesda, Maryland'deki Tehlikeli Beyin Klinii'nde saklayaca
n hayal edin. Bedeniniz elbette para kazanmak ve dolaysyla vergi de-
2 1 4 Akln G'zl

yecek kadar kazan elde etmek iin zgr braklacaktr. u dakikada ise
bedeniniz bir salonda oturmu, Daniel Dennett'in kendi benzer deneyimini
anlatt garip yksn dinliyor. Bunu deneyin. Kendinizi Bethesda'da d
nn ve ardndan zlemle ok uzaktaki ama yakndaym gibi hissettiiniz
bedeninize dndrn dncelerinizi. Ancak uzun mesafeli kstlamayla
(sizin mi? hkmetin mi?) , ihtiyar bedeninizi nce tuvalete ardndan lo
bide hakkettiiniz ikiyi imeye gtrmeden nce, ellerinizi hareket ettirip
kibarca alkiama drtnz denetleyebilirsiniz. Bunu hayalnizde canlan
drmak ok zordur, ama hedefinize ularsanz, sonucu sizi avutacaktr.
Her neyse, ben Houston'da, dedikleri gibi dncelerime dalm duru
yordum, ama fazla uzun srmedi. Tehlikeli greve gndermeden nce yeni
protez sinir sistemimi test etmek isteyen Houston doktorlar dncelerimi
yarda kesti. Daha nce de belirttiim gibi balangta biraz bam dn
yordu ama ksa srede (ne de olsa eski koullanndan pek farkl olmayan)
yeni koullarma kendimi altrdm. Uyum salamarn pek kusursuz olma
d ve bugn bile baz ufak tefek koordinasyon sorunlan yayorum. In
hz yksektir, ama bir snn vardr ve beynirole bedenim arasndaki mesafe
bydke, geri iletim sistemimdeki nazik etkileimler zaman farklar ne
deniyle dzensizleiveriyor. Hani insan kendi konuma sesini ya da yank
sn sonradan duyduunda suskunlar ya, ayn ekilde, bedenirole beynim
arasnda birka kilometreden fazla bir mesafe olduunda, hareket eden bir
cismi gzlerimle takip edemiyorum. Geri, kavisli gitmesi gereken bir topa
eski gnlerin becerisiyle vuramyorum, ama ou zaman eksikliklerim pek
belli olmuyor. Elbette teselli bulacam baz ynler de var. Ikinin tad her
zamanki gibi iyi geliyor ve grtlam strken, karacierimi rtyor ama
baz yakn dostlannn fark etmi olabilecekleri gibi hi sarho olmadan
istediim kadar iebiliyorum (yine de olaand koullarma dikkati ek
mernek iin ara sra sarho taklidi yapyorum) . Ayn nedenlerle, bileim
burkulunca azma bir aspirin atyorum ama eer ar srerse, Houston'a
bana dandan kodein vermelerini sylyorum. Hastalk zamanlannda te
lefon faturas olduka yksek geliyor.
Yaadm maceraya dnersek, doktorlar da ben de, topran altnda
ki grevime balamaya hazr olduuma karar verdik. Beynimi Houston'da
brakp helikopterle Tulsa'ya doru yola ktm. Yani en azndan bana yle
gibi grnd . Beynim yerinde olsayd, herhalde byle sylerdim. Yolculuk
srasnda daha nce kapldm kayglar dndm ve ameliyat sonrasn
daki fikirlerimin biraz panik ierdiine karar verdim. Konu benim varsay
dm kadar garip ya da metafiziksel deildi. Ben nerdeydim? ki ayn yerde:
Hem fnn iinde hem de dnda olduum aka anlalyordu. nsann
bir ayann Connecticut, dierinin Rhode Isiand'da durabiiecei gibi ben
de ayn anda iki ayn yerdeydim. Hakknda ok ey duyduumuz dalm
kiilerden biri haline gelmitim. Bu yant ne kadar ok dnrsem, o
Ben Neredeyim? 2 1 5

kadar doru gibi gelmeye balad. Garip gibi gelecek, ama yant doru g
rndke, sorunun nemi o kadar azalmaya balad. Felsefi bir soru iin
zc ve daha nce grlmemi bir kader. Elbette bu yant beni tmyle
doyurmad. Yant aradm dier sorular 'Benim teki, eitli, ufak tefek
paralann nerede?" ya da "u andaki gr am nedir?" gibi deildi. Ya
da en azndan bunlara benzemeyen bir soru var gibiydi. Yadsnmaz bir bi
imde, bir anlamda, yalnzca bedenimin ou deil, ben Tulsa'da bir atomik
sava bal aramak zere yerin altna doru iniyordum.
Sava baln bulunca, beynimi geride braktma sevindim nk
beraberimde getirdiim zel retim Geiger sayac ldrm gibiydi. Rad
yomdan Houston'u arayp operasyon kontrol merkezine, pozisyonumu ve
ilerleyiimi bildirdim. Karlnda, benim gzlemlerime dayanarak bal
skebilmek iin gerekli talimatlar verdiler. Tam kesme hamlacyla al
maya balarken, korkun bir ey oldu. Birdenbire sarlatm. nce radyo
kulaklklarnn bozulduunu dndm ve kaskma tklatnca da hibir
ey duymadm. Anlalan, duyma alc-vericisi samalamt. Artk ne kendi
sesimi ne de Houston'u duyabiliyordum ama konuabildiim iin onlara
neler olup bittiini anlatmaya baladm. Cmlenin tam ortasnda baka
bir terslik olduunu hissettim. Ses dzenim iptal olmutu. Sonra sa elim
hissizleti: baka bir alc-verici kmt. Bam beladayd. Daha da k
ts olacakt. Birka dakika sonra gzlerim grmez oldu. ansma kfre
dip, beni bylesine ciddi bir tehlikeye atan bilim insanianna svp saydm.
Tulsa'da topran iki kilometre kadar altndaki radyoaktif bir delikte sar
dilsiz ve kr oluvermitim. Sonra kafatasmdaki radyo balantlarnn so
nuncusu da koptu ve birdenbire yepyeni ve ok yaratan bir sorunla kar
karya kalverdim: Bir dakika nce Oklahoma'da canl canl gmlm
ken, imdi Houston'da bedensiz kalvermitim. Yeni durumumu hemen
alglayamadm. Birka kaygl dakikadan sonra, kalbi arpan, cierleri so
luk alan, kafatas ie yaramayan krk dkk elektronik gerelerle dolu,
ama geri kalan, kalbini balayan herhangi birinin l bedeni gibi olan
zavall bedenimin yzlerce mil tede bulunduunu fark ettim. Daha nce
hemen hemen olanaksz gibi grdm gr as deiimi artk gerek
olmutu. Geri bedenimin Tulsa'da bir tnelde olduunu dnebiliyor
dum ama bu imgeyi muhafaza etmek epey aba gerektiriyordu. Herhalde
hala Oklahoma'da olduumu varsaymak bir yanlsama olmalyd; nk o
bedenle tm temasm yitirmitim.
Kukulanmamz gereken ani bir akla kavuturma olgusuyla, fizi
kalist ilkelere ve tanrnlara gre ruhun maddesizliinin etkileyici bir gs
terisine rastlam olduumu fark ettim. Tulsa ile Houston arasndaki son
radyo sinyali kesilince k hzyla Tulsa'dan Houston'a yer deitirme
mi miydim? stelik bunu herhangi bir ktle art olmadan baarmam
mydm? A noktasndan B noktasna bu hzla giden ey bendim ya da en
2 1 6 Akln G'ozl

azndan benim ruhum ya da beynim, yani benliimin ktlesiz merkezi ve


bilincimin yuvasyd. Benim bak am biraz geride kalmt ama birey
sel konulanmadaki bak asnn dolayl davrann daha nceden fark
etmi tim. Fizikalist bir dnrn bireylerden sz etmeyi yasaklayan sezgi
kart korkun yolu tutmann dnda, bununla nasl tartacan gre
miyordum. Yine de birey olma dncesi herkesin dnya grne yle
derinden kazlmtr ki ya da bana yle geliyordu ki bunu yadsmak, Des
cartesvari non sum olumsuzluk gibi, sistematik bir biimde ikiyzllk gibi
grnecek, garip bir biimde ikna etmekten uzak olacaktr.
Bu felsefi kefin keyfi, dururnurnun umutsuzluu ve aresizliini daha
aka fark edene dek geen kt dakikalar ya da saatler boyunca beni
oyalad. Panik ve hatta mide bulants dalgalan zerimden geti ve sradan
beden-baml olgulann yokluu daha da korkun bir hale getirdi. Ne kolla
nmda adrenalin yklemesinin kprtlan, ne hzla arpan yrek ne de uya
nc tkrk art. Bir noktada barsaklanmda bir kme duygusu fark
ettim ve bu duruma dmeme neden olan srecin tersine dnecei -yava
yava bedensiziikten kurtulma- konusunda yanl bir umuda kapldm.
Ama bu kprtnn tek bana ortaya k, kollar, bacaklan kesilmi dier
insanlar gibi benim de hayalet beden halsinasyonlanlll grmeye balaya
cama iaret ediyordu.
O anda ruhsal durumum tam bir kaostu. Bir yandan felsefi kefimle
alevlenmi, bunu gazetelere nasl aktarabileceimi dnyor (hala yapa
bildiim eylerden biriydi) , te yandan belirsizlik ve dehetin getirdii yal
nzl hissediyordum. Bu durum fazla uzun srmedi; teknik destek ekibirn
ilala beni dsz bir uykuya daldrd ve uyandmda en sevdiim Brahms
piyano lsnn harika al notalan kulama doldu. En sevdiim m
ziklerin listesini bunun iin istemiierdi demek! Mzii kulaklann olmadan
duyduumu fark etmem uzun srmedi. Stereo sisteminin sesi karmak
bir dzenleme devresi araclyla dorudan duyma sinirime aktarlyordu.
Herhangi bir mzik tutkunu iin unutulmaz bir deneyim olarak Brahms'n
mziini dorudan dinliyordum . Mzik bitince proje mdrnn artk be
nim protez kulam grevini yklenmi olan bir mikrofondan yansyan g
ven verici sesini duyunca pek armadm. Nerede hata olduu konusun
daki analizlerimi dorulad ve beni tekrar bedenirole btnletirmek iin
gerekli adrolann atlmakta olduunu bildirdi. Fazla aynntya girmedi ve
birka para daha dinledikten sonra uykuya dalmakta olduumu fark et
tim. Daha sonra rendiime gre, bir yla yakn sren uykudan uyannca,
tm duyulannn yerine geldiini fark ettim. Ne var ki, aynaya bakp tan
madk bir yzle karlanca biraz ardm. Sakall, biraz dolgunlam,
eski yzm hi kukusuz andran, her zamanki zeki ve kararl karakterini
yanstan, ama yine de farkl bir yz vard karmda. Daha sonra kendi
mi daha yakndan kefedince yeni bir bedene sahip olduumu algladm
Ben Neredeyim? 2 1 7

ve proje md d e vardm sonucu dorulad. Yeni bedenimin gemii


hakknda bilgi vermeye gnll olmaynca (geriye bakp dnnce aklc
bir adm olarak grdm ve) ben de zerine dmedim. Bamdan geenleri
yakndan bilmeyen ou dnr son zamanlarda, yeni bir bedene sahip
olmann kiiyi bir btn olarak braktn varsayyordu. Yeni bir sese, yeni
kas gcne, yeni bedensel zayfiklara almak iin geen srenin ardn
dan, insann kiiliinin de byk lde korunmu olduu varsaylyordu.
Daha nemli kiilik deiimleri geni apl estetik ameliyatlar ve elbette
cinsiyet deiimi ameliyatlan geirenlerde her zaman glyordu ve bu
vakalarda kiinin sa kalp kalmadnn hi tartlmadn dnyo
rum. Ksa srede yeni bedenime ylesine altm ki, yeni ynleri artk bi
lincime ya da belieime yansmaz oldu. Aynadaki gnt tmyle tandk
gelmeye balad. Yeni gnt hala kafamdaki antenieri de yansttndan,
beynimin yaam destek laboratuvanndaki gvenli yerinden karlmadn
renince armadm.
htiyar Yorick'in bir ziyareti hak ettiini dndm ve Fortinbras adn
verdiim yeni bedenirole bildik laboratuvara girince, benden ok kendile
rini kutlayan teknisyenlerden alk sesleri ykseldi. Bir kez daha fnn
nnde durdum ve zavall Yorick'i dndm. Ani bir kaprise kaplarak
kt alterini kapattm. Olaand bir ey olmaynca ne kadar ardm
tahmin edebilirsiniz. Ne ba dnmesi, ne mide bulants, ne gzle gnr
bir deiim. Bir teknisyen aceleyle yaklap alteri ak konumuna getirdi
ama ben hala hibir ey hissetmiyordum. Bir aklama yaplmasn iste
yince, proje md aceleyle sze balad. Anlalan, ilk ameliyat ncesin
de, beynimin bilgisayarda dev bir kopyasn karmlar ve hem tm bilgi
ileme yapsn hem de muhakeme hzn programa yklemilerdi. Ame
liyattan sonra beni Oklahoma'daki greve gndermeden nce, Yorick ile
bu dev program yan yana altrmlard. Hamlet'ten gelen sinyaller ayn
anda hem Yorick'in alcianna hem de bilgisayann girdilerine yklenmi
tL Yorick'in ktlar ise yalnzca Hamlet adn verdiim bedenime gnde
rilmemi, anlayamadm bir nedenle 'Hubert' adn verdikleri bilgisayar
programna kaydedilip ktlanyla karlatnlmt. Gnler, hatta haftalar
boyunca ktlar birbirinin ei ve senkronize olunca, beynin fonksiyonel
yapsn kopyalamay baardklann ispat etmese de, deneysel destein y
reklendirici olduunu grmlerdi.
Bedenimden ayn geirdiim sre iinde, Hubert'in girdileri ve hare
ketleri Yorick ile paralel olarak korunmutu. imdi de bunu kantlayabii
rnek iin artk Hamlet yerine Fortinbras adn tayan bedenimin denetimi
ni Hubert'e veren ana alteri amlard. (rendiime gre Hamlet yerin
altndaki mezarndan hi kanlmamt ve imdiye dek topraa kanm
olduu varsaylyordu. Mezanmn banda ise kenannda byk harflerle
STUD yazan terkedilmi fze bal duruyordu. Bylece, gelecekteki yz-
2 1 8 Akln G'z

yllarn arkeologlan atalannn cenaze trenleri konusunda garip bir bilgiye


ulaacaklard.)
Laboratuvar teknisyenleri bana, biri beyin iin B (beynimin adnn Yo
rick olduunu bilmiyorlard) dieri Hubert iin H olarak iaretlenmi iki
pozisyonu olan ana alteri gsterdiler. alter o anda H tarafna akt ve is
tersem B konumuna getirebilirdim. Yreim azmda (ve beynim fsnda)
bunu yaptm. Hibir ey olmad. Yalnzca bir klik sesi. Teknisyenierin iddi
alarn snamak iin, alter B konumundayken, Yorick'in fnn zerindeki
kt vericisini kapattm ve aniden baylmakta olduumu hissettim. kt
alteri tekrar alp, biraz kendime gelince, ana alteri ap kapamaya ba
ladm. Klik sesini duymaktan baka hibir deiiklik olmadn anladm.
Cmlenin tam ortasnda alterin konumunu deitirince, Yorick'in dene
timi altnda baladm konumann hibir duraksama olmadan Hubert'in
denetimi altnda srdn fark ettim. Yorick'in bana bir bela geldii
takdirde, varln srdrmen salayacak yedek bir beynim , protez bir
gerecim olacakt . Ya da Yorick'i yedek olarak tutup Hubert'i kullanabilir
dim. Hangisini setiimin nemi yoktu nk bedenimdeki yorgunluk ve
ypranma, ister hareketlerimi denetlesin isterse ktlarn havaya sasn,
iki beyni de kt biimde etkilemiyordu .
Bu yeni gelimenin tek tedirgin edici ynn alglamam fazla uzun sr
medi; birinin tutup Hubert ya da Yorick'i (hangisi yedekteyse) Fortinbras'dan
ayrp, sonradan ortaya kveren bir Rosencrantz ya da Guildenstein'e
balamas tehlikesi vard. Bylece (daha nce olmamsa bile) iki insa
nn oluaca kesindi. Bunlardan biri ben olacaktm teki ise sper-ikiz
kardeim olacakt. Biri Hubert'in dieri Yorick'in denetimi altnda iki be
den bulunursa, dnya hangisini gerek Dennett olarak kabul edecekti?
Dnya hangi karara varrsa varsn, hangisi gerek ben olacakt? Yorick'in,
Dennett'in orijinal bedeni HamJet ile yakn ilikisi gz nne alnrsa, acaba
ben Yorick-beyinli olan m olacaktm? Bu durum daha hukuka uygun gibi
grnyor, metafizik dzeyde inandnc olamayacak kadar hukuksal sahip
olma ve rasgele seilmeyecek kadar kan ball bulunuyordu. kinci be
denin ortaya kmasndan nce, benim Yorick'i yedek olarak tuttuumu ve
srekli olarak Hubert'in ktlaryla bedenimi, yani Fortinbras' denetledi
imi varsayalm. Hubert-Fortinbras ifti yasad yerleimcilerin hakianna
sahip olacakt (bir hukuksal sezgiye baka biriyle sava vermek asndan)
ve bylece Dennett'in sahip olduu her eyin yasal mirass olacakt. Ol
duka ilgin bir soruydu, ama beni tedirgin eden teki soru kadar bask
yaratmyordu. Byle bir durumda iki beyinden biri ve bal olduu beden
birbirinden ayrlmad srece ben yaamm srdrecektim ama hangisiy
le birlikte olmak istediim konusunda kark duygulara sahiptim.
Kayglann proje mdr ve teknisyenlerle paylatm. Genelde sosyal
nedenlerden dolay, iki Dennett'in var olmas olaslnn bana tiksindirici
Ben Neredeyim? 2 1 9

geldiini akladm. Karmn sevgisi iin kendi kendimin rakibi olmak iste
mediim gibi, iki Dennett'in benim mtevaz profesr maam da payla
masn istemiyordum. Daha da sevimsiz ve sersemleticisi, baka bir insan
hakknda ok fazla ey bilmek ve onun da sizin hakknzda ayn miktarda
bilgiye sahip olmasyd. Birbirimizin yzne nasl bakabilirdik? Laboratu
vardaki meslektalann konunun aydnlk yzn grmezlikten geldiimi
sylediler. Yapmak istediim halde bir tek kii olduum iin yapamadm
ok ey yok muydu? Bir Dennett evde oturur, profesr ve aile erkei olur
du; tekisi ise maceral yolculuklarla dolu bir yaam srerdi; elbette aile
sini zlerdi ama teki Dennett'in ailesine iyi baktn da bilirdi. Ayn anda
karsna hem sadk kalan hem de aldatan kii olabilirdim. ok fazla alan
hayal gcme meslektalarnn yklerneye hazr olduklan dier korkutucu
olaslklan bir yana braksak bile, kendimi boynuzlama olaslm bile vard.
Ama Oklahoma'da (yoksa Houston'da myd?) bamdan geenler macera
sever ynm trplemiti ve bana sunduktan bu frsattan uzak durmay
setim (aslnda ncelikli olarak bana sunulduundan hi emin deildim) .
Daha da kabul edilmez bir olaslk vard: yedek olarak duran Hubert
ya da Yorick'in, Fortinbras'dan gelen tm girdilerden soyutlanarak olduu
gibi braklmas. Bu durumda teki durumda olduu gibi yine iki Dennett
bulunacakt ya da en azndan ismim ve mal varlm zerinde hak sahibi
olduunu iddia eden iki kii olacakt ve birinin bedeni Fortinbras olur
ken, dieri ok zc bir biimde bedensiz olarak kalacakt. Bencillik ve
fedakarlk duygularm byle bir eyin olmamas iin beni gerekli admlan
atmaya zorlad. Hi kimsenin, benim (yoksa bizim mi? hayr benim) bil
gim ve iznim dnda alc verici balantlar ve ana alterle oynamamasn
salamaya altm. Yaamm Houston'daki malzemeleri koruma altn
da tutarak geirmek gibi bir amacm olmadndan, laboratuvardaki tm
elektronik balantlarn byk bir zenle kilit altna alnmas iin karlkl
olarak anlamaya vardk. Yorick'in yaam destek ve Hubert'in kesintisiz
g kaynan denetleyen sistemler hata yapmayacak biimde kontrol al
tnda tutulacakt ve ben de uzaktan kumandaya balanm olan ana alteri
nereye gidersem gideyim yanmda tayacaktm. Ana alter belime bal
olarak dolayorum; bir dakika ite burada. Birka ayda bir, kanal deiti
rerek durumu gzden geiriyorum. Elbette bunu dostlannn yannda yap
yorum nk Tanr korusun teki kanal lm ya da herhangi bir biimde
megul ise, benim karlann koruyan birinin alteri tekrar eski durumu
na getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde bir sre bedenime olup biten her eyi
grebileceim, duyabileceim ama denetleyemeyeceim. Bu arada alterin
zerinde zellikle hibir iaret bulunmadndan, Hubert'ten Yorick'e mi
yoksa tam tersine mi balant yaptm hi bilmiyorum. (Belki bazlarnz
bu durumda, brakn nerde bulunduumu, kim olduumu bile bilmediimi
dnebilir. Ama bu gibi dnceler benim temel Dennett1iim, kiiliim
220 Aklr G'ozi

konusundaki kendi duygulanm zerinde hibir iz brakmyor. Eer bir ba


kma kim olduumu bilmediim doruysa, hi de nemli olmayan felsefi
gereklerinizden biri daha ortaya kyor demektir.)
Her neyse, imdiye dek ne zaman alteri evirsem, hibir ey olmad.
Yani bir kez daha deneyelim. . .
"TANRI'YA KR! U ALTER H I EVRMEYECEKSN SANMI
TIM ! Son iki haftann ne kadar korkun getiini tahmin edemezsin . Ama
artk biliyorsun; ile ekme sras sana geldi. Bu dakikay ne kadar zlemle
bekledim! Biliyorsun iki hafta kadar nce -balayn beni hanmlar beyler
ama bunu ey . . . kardeime, byle de diyebiliriz, anlatmak zorundaym. O,
size gerekleri anlatt iin kolayca anlayacaksnz- iki hafta kadar nce
bizim iki beynimizin senkronizasyonu biraz bozuldu. u anda kendi bey
nimin Hubert mi yoksa Yorick mi olduunu ben de bilmiyorum, ama her
neyse, iki beyin birbirinden uzaklat ve elbette bu sre bir kez balad
m gibi byd; nk ben , birlikte aldmz girdiler asndan daha
farkl durumdaydm ve bu farkllk ksa zamanda ok byd. Hibir za
man bedenimi -bedenimizi- denetleyebildiim yalan tam olarak yaylmad.
Yapabileceim hibir ey yoktu ; sana ulaamazdm. HATTA SEN, BENM
VARLIGIMI BiLE BLMYORDUN! Sylemek istemediklerimi syleyen sesimi
duymak, yapmak istemediim ileri yapan ellerimi grmek, bir kafeste ya
amak ya da bir gcn etkisi altnda olmak gibiydi. Sen kanan yerlerimizi
kayordun ama benim yapmak istediim biimde kamyordun ve srekli
yatanda dnp durarak beni uykusuz brakyordun. Ben yorgunluktan
halsiz kalmtm, neredeyse sinir krizi geirecektim, senin dunnamacasna
hareket etmene ayak uydurmaya abalyordum ve yalnzca bir gn alteri
evireceini bilmek varln srdrmen salyordu.
"imdi artk sra sende ama en azndan senin orada olduunu benim
bilmemin rahatln hissedeceksin. Tpk bebek bekleyen bir anne aday
gibi ben artk iki kii iin yiyorum, kokluyorum, gryorum ve her eyi
senin iin kolaylatrmaya alacam. Kayglanma. Bu konferans dizisi
sona erince, sen ve ben Houston'a uacaz ve iimizden birine yeni bir be
den bulmak iin ne gerekliyse yapacaz. stersen bir kadn bedenine sahip
olabilirsin; bedenin istediin renkte olabilir. Ama bir kez daha dnelim.
Bak ne diyeceim; eer ikimiz de bu bedeni istiyorsak, adil olmas iin proje
mdrne yaz tura atmasn syleyeceime sz veririm. Bylece kimin eski
bedene sahip olaca, kimin yeni bir beden seecei kararlatnlr. Bylesi
adil olur, deil mi? Her art altnda, sana iyi bakacama sz veriyorum. Bu
insanlar benim tanmdr.
"Hanmlar beyler, imdi dinlediimiz konuma benim yapmak istedi
im bir konuma deildi ama emin olun sylenen her ey kesinlikle gerek
tL Eer izin verirseniz, sannn ben -biz- biraz oturmalyz."
go-----

Okuduunuz yk yalnzca gerekd deil (eer merak ettiyseniz), ger


ek olamaz da. Tanmlanan teknolojik iler imdilik olanaksz ve bazlan
sonsuza dek bizim yeteneklerimizin dnda kalacak ama bizim iin nemli
olan nokta bu deil. Onemli olan yknn ilke olarak olanaksz ya da tu
tarsz bir ynnn bulunup bulunmamasdr. Felsefe fantezileri iyice sa
malanca -rnein zaman makineleri , kopya evrenler ya da sonsuz gl
aldatc iblisler ierince- aklc davranp hibir sonu karmamaya karar
veririz. Sz edilen konularn gvenilmez olduuna, fantezinin canllyla
retilmi bir yanlsama olduuna inannz.
Bu ykdeki ameliyat ve mikroradyolar gnmz iin ok uzakta ve
hatta gelecek iin bile hayal edilmiyor, ama yine de 'masum' bir kurgubilim
yk saylyor. Dennett'in beyni Yorick'in bilgisayar kopyas olan Hubert'in
tantilmas pek ak deilse bile, snrlar iinde kalyor. (Fantezi tutkunla
r olarak kendi kurallarmz yaratabiliriz ama elbette kuramsal ilginlii
olmayan byle bir yky anlatmann skntsn ekeriz.) Aralarnda inte
raktif, dzeltici balantlar olmadan, Hubert'in yllarca Yorick ile kusursuz
bir senkronizasyonla alaca varsaylyor. Byle bir ey yalnzca byk
bir teknolojik zafer deil, neredeyse bir mucize olur. Bir bilgisayarn, bir
insan beyninin milyonlarca paralel girdi kt kanaln ayn hzda ynetecek
duruma gelmesi iin u anda var olan bilgisayarlarn temel yapsndan ok
farkl olmas gerekir. Beyne benzeyen bir bilgisayarmz olsa bile, boyutlan
ve karmakl, bamsz senkronize davran olanaksz hale getirirdi. Her
iki sistemin senkronize ve birbirine eit ilemi o!madka da, yknn te
mel bir unsurunun gz ard edilmesi gerekir. Niin? nk bir tek insann
iki beyni (biri yedek olmak zere) olmas varsaym buna dayanmaktadr.
Ronald de Sousa'nn benzer bir vaka zerine sylediklerine bir bakn:

Dr. Jekyll'in Mr. Hyde'a dnmesi garip ve gizemlidir. Bir beden iinde s
rayla iki insan m bulunuyor? Ama daha garip olan bir nokta var: Dr. Juggle
ile Dr. Boggle da bir tek beden iinde srayla bulunuyorlar. Ama ikisi tek yu
murta ikizleri kadar birbirine benziyor! Duraklyorsunuz: yleyse birbirlerine
dntklerini niin sylyorsunuz? Niin olmasn: eer Dr. Jekyll, Mr Hyde
gibi ok farkl birine dnebiliyorsa, Juggle'n kendisine tpatp benzeyen
Boggle'a dnmesi daha kolay olmaldr.
Bir bedenin en fazla bir tek sahibe tekabl ettii konusundaki varsay-
222 Akln G'zl

mmzdan kurtulabilmek iin elikiye ya da byk bir farklla gereksini


mimiz vardr.
-"Rational Homunculi"den

"Ben Nerdeyim?" adl yknn birok nemli unsuru Yorick ile Hubert'in
bamsz senkronize ilemine dayal olduundan, bu varsaymn tmyle
sama olduunu unutmamak gerekir. Bu varsaym, dnyaya tpatp ben
zeyen, sizin, dostlannzn ve evrenizin her atomunun bir kopyasn ieren
baka bir gezegen bulunduu varsaym gibi* ya da evrenin yalnzca be
gnlk olduu (evren daha yal gibi grnr nk Tanr be gn nce
onu yaratrken hazr 'belleklerle' dolu yetikinler, eski kitaplarla dolu k
tphaneler, yepyeni fosillerle dolu dalar da yaratmtr) varsaymyla ayn
dzeydedir.
Hubert gibi protez bir beyin dncesi yalnzca kuramsal olarak olas
grlebilir, ama yapay sinir sisteminin bu kadar mucize gibi grnmeyen
paralan pek yaknmzda olabilir. Krler iin eitli yapay TV gzleri im
diden ortaya kmtr; bunlarn bir ksm girdileri dorudan beynin grme
korteksine aktarrken, dierleri , byle bir ameliyata gerek duyulmadan, bil
gilerini baka d uzuvlar -parmak ularndaki alclar ya da hatta hastann
aln, karn ya da srtndaki belirli noktalar- araclyla aktarmaktadr.
Ameliyat yaplmadan beyin geniletmeyle ilgili grler, "Ben Nerede
yim?" adl yknn devam olan ve Duke niversitesi felsefecilerinden Da
vid Sanford tarafndan yazlan ykde aratrlmaktadr.
D. C. D.

* Hilary Putnam'n nl "Twin Earth" adl dnce deneyinde olduu gibi. Ek Oku
malar blmne baknz.
14

DAVID HAWLEY SANFORD

BEN NEREDEYDM?

Daniel Dennett ya da dahil olduu kuruluun temsilcilerinden biri "Ben


Nerdeyim?" konumasn Chapel Hill Konferans Dizisinde sundu ve ei
benzeri grlmemi biimde ayakta alkland. cretli izin ylmda oldu
umdan ben orada yerel felsefecilerle birlikte alk tutmuyordum. Meslek
talann hala benim New York'da bir felsefe aratrmas zerinde alt
ma inanyorlar ama, aslnda, Dennett kuruluuyla ok yakndan balantl
bir konu iin Savunma Bakanl adna gizli bir i yrtyordum.
Dennett, kendi doas, btnl ve kimliiyle ilgili sorulara ylesine
dalmt ki, grevinin temel amacnn zihin felsefesinin eskiden yantlana
mayan sorularn daha da zor bir hale getirmek deil, Tulsa'da topran
bir kilometre kadar altnda yatan son derece radyoaktif bir atom sava
baln karmak olduunu unutmutu. Dennett bizlere beyninden ay
rlm ve uzaktan kumanda edilen Hamlet adn verdii bedeninin, sava
bal zerinde almaya balad anda, Yorick adn verdii beyni ile
arasndaki balantnn kesildiini anlatyor. Hamlet'in bir sre sonra toza
topraa kartn dnyor ve sava balna ne olduunu bilmiyor ya
da umursamaz gibi davranyor. Buna karlk, ben, baln toprak altn
dan karlmasnda nemli bir rol oynadm. Geri benim stlendiim rol
Dennett'inkine benziyordu, ama aralannda belirgin farkllklar vard.
Dennett, ya da Yorick'in, canl bir insan bedeniyle dorudan ya da
uzaktan bir iletiim balants olmadan uyuklad uzun zamanda, Den
nett, ya da Yorick, uyank olduu bir ara, biraz Brahms dinlemiti. Stereo
sisteminin dzeltilmi kt sesi dorudan duyma sinirlerine verilmiti. Be
lirli bir bilim adam ya da bir dnr tipi, "Eer orta ve i kula atlayp
dorudan duyma sinirini besleyebiliyorsak, niin bunu da atlayp dorudan
duyma sinirinin besledii noktaya mzii vermiyoruz? Ya da bunu da atla
yp bir adm daha atp dorudan kiisel bilgi ileme sistemine girmiyoruz?
Ya da bir adm tesine gemiyoruz?" diye sorabilir. Herhalde, Dennett d-
224 Akln G'ru

nda baz kuramclar, doal olaniann yerine yapay bilgiilemci gerelerin


kullanlmasyla, bu srecin ne zaman duyma deneyimini yaayan gerek
esas kiiye, ruhun asl yerine ulaacan merak edebilirler. Dierleri ise,
bu durumu daha ok, yaayan bilinli bir denein, dandan ieriye doru
katman katman yapay bir zekaya dnm olarak grecektir. Ne var ki,
Yorick'in duyma sinirine Brahms'n Piyano lsn dorudan veren bilim
adam ise kendine tmyle farkl bir soru sormutur. Niin Dennett'in ku
laklann duyma sinirinden ayrmakla uratklann merak etmitir. Fda
ki beyine normal bir ekilde balantl olan kulaklara kulaklk taklnasnn
ve Tulsa'nn derinliklerine gitmi olan bedende organik kulaklar yerine mik
rofonlar olmasnn daha yararl olup olmayacan dnmtr. Radyas
yonun yalnzca beyin dokusuna zarar verecei dncesi tmyle hatalyd.
Gerekten de nce Hamlet'in organik kulaklan gitmi ve geri kalan ksa bir
sre sonra lmt. Hamlet'in zerinde kulak yerine mikrofon ve Yorick'e
normal olarak bal bulunan kulaklarda kulaklk olsayd, Dennett, alnan
mziin daha gereki bir stereo yaynn dinleyebilirdi. Eer Hamlet can
l bir gsteri srasnda bir konser salonunda oturuyor olsayd, ban her
oynat, Houston'daki kulaklklardan az ok farkl ktlar alnmasna yol
aard. Bu yerletirme, sesin yksekliindeki farkllklan ve iki sinyal ara
sndaki belli belirsiz zaman gecikmelerini koruyacakt. Geri bunlar kolayca
fark edilmez ama ses kaynann yerini saptamak iin ok nemlidir.
Kulaklklar zerindeki bu kck gelimenin tanmlanmas NASA
teknisyenlerinin yapt daha radikal ileriemelerin aklanmasnn bir r
neidir. Dennett olayndan sonra insan gzlerinin sava balndan yay
lan iddetli radyasyona ok fazla dayanamayacan kefettiler. Dennett'in
gzlerini beynine bal brakp Hamlet'in bo gz yuvalarna minik televiz
yon kameralar yerletirmek daha iyi olacakt. Sava baln karmak
iin yaplacak gizli greve ben giritiim zaman teknisyenler gz videolarn
kusursuz hale getirmilerdi. Kulaklklar duymak iin ne anlam tayorsa
gz videolar da grmek iin ayn anlam ieriyordu. Yalnzca retina zerine
bir imge yklemekle kalmyor, gz kresinin her hareketini denetliyorlar
d. Gzn her abuk hareketine tekabl eden abuk bir kamera hareketi
vard; ban her oynaynda kamera da ayn biimde oynuyordu vs. ou
koulda, gz videolan araclyla grmenin aniarsz grmekten ayrt edil
mesi neredeyse olanakszd. ok kk yazlan okumaya alrken net
liin biraz kaybolduunu fark ettim; sistemin ince ayar yaplana dek gz
videolaryla gece grm ok daha iyi oldu.
En artc simlasyon gereleri dokunu alglamas iindi. Duyma
ilemi iin kulaklk neyse, cilt ve cilt alt dokunu duyusu iin ayn ile
vi gren cilt dokungacn tanmlamadan nce, gz videolaryla yaplabilen
baz deneyleri aktarmak istiyorum. Mercekleri altst ederek yaplan klasik
deneyler kameralar tersine yerletirerek kolayca yaplabiliyor. Benzer tip-
Ben Neredeyim? 225

teki yeni deneyler ise kameralan normal pozisyonun dnda yerletirerek


gerekletiriliyor. Tavan-yerleimi diye adlandrlan deneyde kameralar
yan yana deil, ters ynlere bakar biimde konulandnlyor ve ok geni
mercekler sayesinde gr as 360 derece oluyor. Sper market ya da
banka yerleiminde ise iki kamera denein bulunduu odann karlkl
duvarianna yerletiriliyor. Bu biraz almay gerektiriyor ama bu ekilde,
effaf olmayan bir kpn tm ynleri grlebiliyor.
Ama ciltdokungac hakknda bilgilenrnek istiyorsunuz. ncecik ve ge
irgen olan bu malzeme cildin zerine giyilince, kiinin dokunma menzilini,
tpk radyo ya da televizyonun duyma menzilini uzatmas gibi geniletiyor.
Ciltdokungac vericileriyle donanm yapay bir el, slak bir kpek yavrusu
nu okaynca, ciltdokungac alcsna yerletirilmi gerek bir elin cildinde
ki sinirler, bu el gerekten slak bir kpek yavrusunu okuyormu gibi uya
nlyor. Ciltdokungac vericisi scak bir nesneye dokununca, buna tekabl
eden alcyla donatlm cilt snmyor ama gerekli duyu sinirleri gerekten
scaklk varm gibi uyanlyor.
Topraa gml sava baln karmak iin, hibir canl hcre ba
rndrmayan bir robot aaya indirildi. Benim beden llerime sahipti,
ciltdokungacyla kaplyd, kulaklklara ve gz videolanna aktanm yapacak
mikrofonlar ve kameralarla donatlmt. Tpk benim bedenim gibi eklem
leri vard ve bedenimin hareketlerinin birounu yapabiliyordu. Soluk alp
vermek ya da yemek yemek iin az ya da enesi bulunmuyordu. Benim
aznn nndeki mikrofona yansyacak tm sesleri aktaracak bir hopar
Irn vard.
Robotla benim aramda ksaca MARS ad verilen Hareket ve Direnme
Sistemi diye tanmlanan baka bir harika iletiim sistemi daha vard. nsan
denek MARS zarn ciltdokungacnn zerine giyerken, robot ciltdokunga
cnn altna giyiyordu. MARS'n nasl altnn tm ayrntlarn bilmi
yorum ama neler yaptn anlatmak zor deil. nsan denein tm beden
hareketlerinin robot tarafndan ayn anda tam olarak kopya edilmesini ve
robotun kol bacak gibi uzuvlarnn karlat eitli basn ve direniierin
insann uzuvlan iin kopya edilmesini salyor.
NASA bilim adamlan Dennett'i paralara bldkleri halde beni b
tn olarak braktlar. Ben tm bedenirole radyasyonun etkilerinden uzakta
Houston'da kalp yeraltndaki grevi yapacak olan robotu ynlendirecek
tim. Bilim adamlar, Dennett'den farkl olarak, bulunduum konum hak
knda soyut felsefe sorularna dalmayacam varsayyorlard. Ne kadar da
cahildiler.
Dennett, tehlikeli malzemeler zerinde alan laboratuvar teknisyen
lerinin geri iletim denetimli mekanik kollar ve eller kullandklarn anlat
yor. Ben de onlar gibi olacaktm ama yalnzca eller kollar deil, geri iletim
denetimli, duyma, grme ve dokunma protezleri olan tm bir bedeni yn-
226 Akln G'oz

lendirecektim. Sanki Tulsa'da topran derinliklerinde bulunuyormu gibi


olacaktm ama nerede olduumu gayet iyi bilecektim. Kulakhklarm, gz
videolanm, ciltdokungacm ve MARS zarmla gven iinde laboratuvarda
oturup bir mikrofona konuacaktm.
Ne var ki, tm donanmlar zerime yerletirilince, kendimi robotun
bulunduu yerde konulandrmaya almaktan geri duramadm . Nasl
Dennett beynini grmek istediyse, ben de elektronik giysilerim iindeki ha
limi grmek istedim. Nasl Dennett kendini beyniyle zdeletirmekte zor
luk ektiyse, ben de robotun ban her kmldatnda ban oynatan, la
boratuvarda tpk robot gibi yryen bir bedenle kendimi zdeletirmekte
zorlandm.
Dennett'in rneini izleyerek ben de nesnelere isim vermeye baladm.
Dennett'in 'Dennett' adn kulland yerde ben 'Sanford' adn kullandm;
bylece "Ben neredeydim?" ve "Sanford neredeydi?" sorularnn yant ayn
olacakt. n adm olan 'David' bir sre iin Houston'da bakm altnda tutu
lan ounluu tuzlu su ve karbon karm olan bedene verildi. Gbek adm
olan "Hawley" ise bir sre robotun ad olarak grev yapt.
Hawley 'in gittii her yere, Sanford da gider genel ilkesinin ie yara
mayaca belliydi. David'in yrme hareketlerini ve ban oynatn taklit
ettii robot imdi son derece gizli bir bilim mzesinde duruyor ama Sanford
orada deil.
Ayrca, robot, daha nce ya da sonra, tpk David tarafndan olduu
gibi baka bir kanl canl insan tarafndan da ynetilebilirdi. Eer Sanford,
Hawley'in gittii her yere gittiyse, bunu ben yalnzca Hawley'in, David ya
da bir David kopyas ile tanmlanan yntemlerden biri kullanlarak ileti
im iinde olduu zaman yaptm. Bu nedenle, Dennett'in HamZet nereye
giderse, Dennett de oraya gider ilkesinin benzer bir nitelie sahip olmas
gerekiyor.
Robota "Hawley" adn takma giriimim baz zorluklarla karlat n
k birden fazla robot olduu ortaya kt. Houston'da birinin ana paralar
plastik, dierinin metal olan tam boyutlarda iki robot bulunuyordu. Dar
dan baknca ikisi de birbirinin ei gibi grnyor ve ierden ayn duyguyu
veriyordu, ne demek istediimi anlyorsanz elbette. Bu robotlar Tulsa'ya
gtrlmedi. Darack yerlerde daha rahat hareket edebilmesi iin, bete
lsnde nc bir robot daha yapld ve sava baln yerinden ka
ran ite bu nc robot oldu.
Ben, birden fazla robot olduu gereini renince, teknisyenler ka
nal deitirmek iin her seferinde David'in uykuya dalmasn beklemediler.
Kk Hawley zafer kazanarak Tulsa'dan dnnce, biz mz ya da be
nim lm, geici olarak hareketsiz ve aklsz kalan robotlarn dmesini
nlemeye yardmc olan insanlarla birlikte keli kavalamaca oynamaya
baladk. Ben her seferinde aktif ve akll robot pozisyonunda olmak iin s-
Ben Neredeyim? 227

rar ediyordum ve bylece, bir noktadan dierine, aradaki pozisyonlan igal


etmeden, uzamsal ve zamansal adan sreksiz yolculuk yapma deneyimi
ni yayor ya da yayor gibi grnyordum.
David nereye giderse, Sanford da oraya gider ilkesi bana Dennett'in
Yorick nereye giderse, Dennett de oraya gider ilkesinden daha ekici gel
medi. Benim reddedi nedenim yasalara uyumluluktan ok epistemolojik
adand. Kk Hawley'in Tulsa'dan dnnden sonra David 'i hi gr
memitim ve hala var olduundan emin deildim. Tam olarak anlayamad
m bir nedenle, David d dnyay ciltdokungac, gz videolan ve kulaklk
larla alglamaya balaynca, benim, soluk alma, ineme, yutma, sindirme
ve dklamayla balantl deneyimleri yaamam engellendi. Plastik Byk
Hawley dzgn bir biimde konuurken, David'in diyaframnn, grtla
nn, dilinin ve dudaklarnn bu retime katkda bulunup bulunmadndan
emin olamyordum. Bilim adamlar, dorudan gerekli siniriere girip, yapay
olarak dzeltilen girdilere yant olarak retilen sinirsel kty d zel tip, ayn
sinyalleri Plastik Byk Hawley'in kafasna yerletirilmi hoparire bal
olan alcya aktarabilme teknolojisine sahiptiler. Hatta, araclk eden geli
mi elektronik gereleri atlayp, dorudan doruya beyinle balant kuracak
teknolojileri bile vard. David'de bir terslik olduunu, bbrek yetmezlii ya
da kalp damarlannda bir tkanklk olduunu varsayalm diye dndm.
Bylece beyni dnda David'in her eyi lecekti. Hatta beyni bile lm
olabilirdi. Dennett'in beyni Yorick'in nasl bir bilgisayar kopyas yapldysa,
David'in beyninin bir bilgisayar kopyas da yaplm olabilirdi. Ben organik
paralar olmayan bir robot ya da bir bilgisayar ya da bir robot-bilgisayar
karm biimine gelebilirdim. Bu durumda, Frank Baum'un yaratt , or
ganiklikten inorganiklie zaman iinde geen Nick Chopper ya da daha
iyi bilinen adyla Tin Woodman karakterine benzeyebilirdim. Byle bir du
rumda, kiinin beden deiimiyle varln srdrmesi bulmacas eitle
melerine, bir benliin birkaa ayrlmas hakknda daha farkl bulmacalar
ekieyecek malzemelere sahip olduumuz ortaya kyordu. Eer bir beynin
bir bilgisayar kopyas yaplabiliyorsa, iki, , hatta yirmi kopyas da yap
labilirdi. Her bir kopya Dennett'in tanmlad gibi deitirilmi beyinsiz
bir insan bedenini denetlerken, ayn zamanda Hawley benzeri bir robotu
da denetleyebilirdi. Her durumda, beden deiimi, robot deiimi, beyin
deiimi ya da bilgisayar deiimi, ya da her ne ad vermek istiyorsanz o
deiim, teknolojide daha fazla gelimeye gerek kalmadan baanlabilirdi.
Arnauld'un Descartes'a yaktrd iddiaya benzeyen bir iddiann beni
kkrttn fark ettim.
nsan bedeni olan David'in ya da onun beyninin var olduundan ku
ku duyabilirim.
Grdmden, duyduumdan, hissettiimden ve dndmden
kuku duyamam .
228 Akln G'z

Bu nedenle, duyabilen, grebilen ve dier eyleri yapabilen ben,


David'in ya da onun beyninin ayns olarnarn; aksi takdirde, onlarn varh
ndan kuku duyarken, kendi varlmdan da kuku rluynarn gerekir.
Ayrca, David'in yaayan, ilevsel paralara ayrlm olabileceini de
fark ettim. Gz videolar bulunan gzleri, koridorun sonundaki beyne ba
lanm olabilir. Artk yapay kanla canl tutulan kollar ve bacaklarnn ayn
ayr odalan olabilir. Plastik Byk Hawley'in ameliyatnda bu sistemler kul
lanlm olsun olmasn, beyni yine de ayrlm olabilir ve eitli kiisel ilem
sreleri arasndaki bilgiler uzarnda ok uzun bir mesafe amalan gerekse
bile ok abuk aktarlrn olabilir. Eer beyin alnp yerine bir bilgisayar
kopyas konrnusa bile, bilgisayar paralar tpk Dennett'in ksaca "Bili
sel Bir Bilin Kurarnma Doru"* adl yazsnda tanmlad biimde uzarn
da yaylm olabilir. Benim dncelerirn, hareketlerirn ve duygulanndan
birlikte sorumlu olan eitli isel bilgiileme alt-sisternlerinin uzamsal b
tnl ya da kimyasal karm, benim kiisel olarak bulunduum yerle,
btnlrnle ya da kirnliirnle balantl gibi grnrnyordu.
Dennett kiisel konuma dair nc ilkesini, Dennett nerede olduunu
dnyorsa oradadr, ilk kez belirlediinde, yanl anlarnalara yol amt.
Aslnda Chapel Hill'de olduunu dnmenin gerekten de orada olmak
anlamna geldiini sylernek isternerniti. Daha ok, kiinin bak asnn
yerinin, kiinin yerini belirttiini anlatmak istemiti. Elbette insanlar nes
nelere bakmann tesinde iler yaparlar. teki duyularyla alglarlar, hare
ket ederler. Ba ve gz gibi uzuvlannn hareketleri, grdklerini dorudan
etkiler. Hareketlerinin ve pozisyonlarnn ou, gsterilen bilinli dikkat
kesintili de olsa, srekli olarak alglanr. Hawley ailesindeki robotlar, bir
insann kol ve bacak gibi uzuvlar ve duyu organlanyla kendilerini iinde
bulduklan ortarnlar arasndaki iliki ve fonksiyonlarn neredeyse tm
n korudular. Ilevini yapan bir Hawley robotunun uzamsal btnl,
Sanford'a robotun bulunduu yerle btnlemi bir duyu veriyordu. Ayn
zamanda Hawley'in paralara ayrlm olmas fikri, David'in paralara ay
rlm olmas fikrinden daha tedirgin ediciydi.
David'in ya da bilgisayar kopyasnn ya da her neyse, girdi ve ktlan
nn Kk Hawley, Metal Byk Hawley ve Plastik Byk Hawley arasnda
datlmasnn teknik olarak mmkn olduunu fark ettim. Ya da tek bir
robot paralara ayrlabilir ve eitli paralar bamsz olarak hareket edip
algsal bilgiyi aktarabilirdi. Byle bir koul altnda benim btnlk hissirne
neler olacan bilerniyordurn. Acaba kendimi tek bir birey gibi alglarnay
srdrebilir miydim? Bylesine garip koullar altnda Decartes' taklit edip,
tpk bir arniralin filosunu denetlernesi gibi, eitli paralarm denetlernek
le kalmayp, onlarla yakndan bal olduumu ve hatta onlarla ylesine i

* Brainstonns adl yaptta.


Ben Neredeyim? 229

ie olduumdan kendimi onlarla bir btn olarak grdm syleyebilir


dim. Ya da belki zbtnleme iine kalkmayacak durumda olabilirdim.
Hareket etme ve alglama becerilerim, uzayda dalmak yerine, uzaydaki
dank ve bamsz kaynaklardan bana karmaa yaratarak ulaan anm
sama, dnme ve hayal kurma gibi ilemlere indirgenmi olabilir miydi?
Bunu renme frsat bana verilmedii iin memnunum.
Eer , basn dalgalarn ve benzeri eyleri, fiziksel dnyada bilgi
tayc olarak grrsek, gr as, alglayann bu bilgiyi ald uzamsal
nokta oluyor. Dennett'in dedii gibi, bazen kii gr asn ileri geri oy
natabiliyor. Uzaktan kumandayla tehlikeli maddelerle uraan laboratuvar
alanlar gr asn mekanik ellerden kanl canl ellere deitirebiliyor
lar. Cinerama izleyicileri, trenin bir vagonundan insan hasta edecek bir
hzla yaklaan topra grmekle, sinema salonundaki bir koltuktan per
dedeki imgeleri grmek arasnda deitiriyorlar. Dennett, byle bir dei
imi Yorick ile Hamlet arasnda yapamad gibi ben de David ile Hawley
arasnda yapamamtm. Ne kadar denesem de, bir salneyi gz videosuna
aktaran bir kameradan bu salneyi grmek yerine dorudan gz videosun
dan grmeyi baaramamtm. inde bulunduum bedensel biimde, g
r an birka santim teye kaydrp dikkatimi gzlerimin nndeki bo
zuk yazlar yerine bir ift retinal imge zeride younlatramyorum. Ayn
biimde duyma noktan da biraz kaydrp dardaki sesler yerine kulak
zarmdaki titreimiere dikkatimi veremiyorum.
Benim gr am bir robotun konuland yerden oluuyordu ve
kendimi gr ann bulunduu yerde konulandrmaya ok yatkndm.
Geri robotun bulunduu yeri kendi bulunduum yer olarak gryordum
ama, kendimi bir robotla ayn grmek beni rahatsz ediyordu. Kendi hak
kmda bir robottan baka bir ey olarak net herhangi bir kavrama sahip
deildim, ama birbirinden ayr olarak kendimin ve bir robotun ayn za
manda ayn yerde bulunduu olasln dnmeyi yeliyordum. Kanallar
deitirildike, bir robot yerine baka bir robotla elemek fikrine oranla,
konulandm yerin srekli deimesi daha az rahatsz ediyordu .
Grev sonu soruturmas zaman gelince, projenin sorumlusu olan
Dr. Wechselmann, bana byk bir srprizi olduunu syleyerek beni kor
ku ve heyecana bodu. Acaba David hala yayor muydu? David'in beyni
bir fnn iinde dolayor muydu? Gnlerdir bir bilgisayar kopyasna m
balydm? Her biri baka bir robotu ya da deitirilmi baka bir insan
bedenini denetleyen ok sayda bilgisayar kopyas m vard? Szn etti
i srprizi hi beklemiyordum. Dr. Wechselmann kendimin paralanna,
daha dorusu iinde bulunduum Hawley'in paralara blnmesine tank
olacan syledi. Teknisyenierin katmanlarn fermuarlarn ap syrma
larn aynadan izledim. Sonunda tm katmanlarn altnda, benim, yani Da
vid Sanford'un, yani canl bir insann bulunduu anlald. David'in sal
230 Akln G'z

korunrnutu; krk sekiz saat nce uyku srasnda gz videolarnn nne


kameralar, kulaklarn nne mikrofonlar, cildirnin zerindeki katmann
stne ciltdokungac yerletirilrniti. Bir sre konulandrn noktann
Plastik Byk Hawley'in konuland yer olduunu dndrn; gereine
ok yakndan benzeyen, byk bir beceriyle yaplm , canl gibi ya da daha
dorusu cansz gibi bir robot kostm iinde dolatn dndrn. Soluk
alma, ineme ve benzeri duyular geri dnd.
Gz videosu gerelerinin kanlmas grme asndan deiiklik ya
ratrnad. Bir sre iin David'in gzlerinin baka bir odada bulunduunu
dnmtm ama aslnda gzleri tam kamerann arkasndayd ve by
lece gz videosu sisteminin, kullancyla fiziksel dnya arasna bir engel
koymad ynndeki dncemi glendirdi. Adeta dzeltici mercekler
yardmyla bir teleskop ya da mikroskoptan bir eyleri grmeye benziyor.
Dandaki nesne ile grsel farkndalk arasndaki nedensel zincir, aradaki
gereler nedeniyle az ok deiime uruyorsa ve karrnaklayorsa da, kii
gz videosu sistemiyle baknca, araclk eden grsel nesneyi deil rnercein
nnde odaklanlrn nesneyi gryor.
te ben buradaym ve hi kukusuz David u ift katrnanl kostrnn
iindeyken, ben de iindydirn. Ama David tek katrnanl bir kostrnn iin
de olunca ve teki katman bir robotu kaplaynca, benim konulandrn
nokta ha.Ia bir bulmaca olmay srdryor. Eer bu bulmaca, Dennett'in
ileri srd bulmacalardan daha bilgilendiriciyse, Dennett daha fazla
takdiri hak ediyor. Eer grevini tamamlam olsayd, benim bu grevi yap
maya kaJkrnarna gerek olrnayacakt.
90-----

Sanford 'un yks bir ncekine oranla daha olas gibi grnyor. M. I. T. 'deki
Yapay Zeka Laboratuvan'nn kurucusu Marvin Minsky, ksa bir sre nce
yazd makalede bu teknolojinin geleceini tartyor:

Alclar ve kaslan andran motorlarla donatlm rahat bir ceket giyiyorsunuz.


Elinizin, kolunuzun, parmaklannzn her hareketi, mekanik ellerle baka bir
yerde kopyalanyor. Hafif, becerikli ve gl olan bu elierin kendi alcla
n sayesinde siz de olup biteni grebiliyor ve hissedebiliyorsunuz. Bu gereci
kullanarak baka bir odada, baka bir kentte, baka bir lkede ya da baka
bir gezegende 'alabilirsiniz'. Uzaktaki varlnz bir devin gcne ya da bir
cerrahn hassasiyetine sahiptir. Is ya da ac, bilgilendirici ama dayanlr bir
duyuya evriliyor. Tehlikeli iiniz gvenli ve sevimli bir hale geliyor.

Minsky bu teknolojiye, Pat Gunkel'in nerisiyle telepresence (uzaktan-var


olma) adn veriyor ve imdiye dek gerekletirilmi olan gelimeleri tanm
lyor.

Uzaktan-varolma kurgubilim deildir. Eer bugn planlamaya balarsak,


yirmi birinci yzylda uzaktan kumandal ekonomiye sahip olabiliriz. Byle
bir projenin teknolojik hacmi, yeni bir askeri ua tasariarnaktan daha b
yk olmayacaktr.

Sanford'un kurgusal MARS sisteminin baz unsurlannn prototipieri imdi


den hazr: ykseltilebilen ya da deitirilebilen g ve direnci aktaran geri
iletim sistemine sahip mekanik eller olduu gibi gz videosuna doru giden
bir adm da atld.

Steve Moulton adl bir Philco mhendisi uzaktan kumandal bir gz retti.
Bir binann atsna bir TV kameras yerletirdi ve bana bir kask geirdi.
Ban her oynatnda atdaki kamera hareket ettiinde kaska bal gr
ekran da hareket ediyordu.
Bu kask giyince, binann atsna km, Philadelphia kentine bakyor
musun uz duygusuna kaplyorsunuz. Biraz "ne eilmeniz" iinizi rperti
yor. Ama Moulton'un yapt en harika ey, enseye ikiye bir orann yerle
tirmekti. Bylece siz banz 30 derece dndrdnzde, tepenizdeki gz
60 derece dnyor; ensenizin adeta lastikten yapldn ve 'banz' tam bir
daire biiminde evirdiinizi dnyorsunuz!
232 Akln G'z

Acaba gelecek ok daha garip bir eyler getirecek mi? Houston niversite
si'nde felsefeci Justin Leiber, bundan sonraki blmde Beyand Rejection
adl kurgubilim romanndan yaplan ahntyla bu konularda daha radikal
eitlerneler sunuyor.
D. C. D.
s

JUSTIN LEIBER

REDDEDLMENN TESi *

Worms konumasna balad: "Insanlar bir yetikin insan bedeni imal et


menin, bir ev ya da bir helikopter ina etmek kadar kolay olduunu d
nr. Hangi kimyasallarn bulunduunu, birlikte nasl altklarn, DNA
rneklerine gre hcreleri nasl oluturduklarn ve hcrelerin kimyasal
ileticiler, hormonlar ve benzerleriyle denetlenen uzuv sistemlerini nasl
oluturduklarn bildiimizi dnrz. Yani tmyle ilevsel bir insan be
denini sfrdan balayarak retebilmemiz gerekir."
Worms, koucunun grntsn perdeteyecek biimde yana kayd ve
szlerini vurgulamak iin boalm kahve fincann masaya brakt.
"Ve elbette kuramsal olarak bir insan bedenini bir ekilde sfrdan re
tebiliriz. Ama bunu hi kimse yapmad. Daha dorusu hi kimse yapmaya
kalkmad. De Reinzie geen yzyln ortalarnda, yaklak 2062 ylnda t
myle ilevsel ilk insan hcresini -kas dokusu- retti. Ardndan nemli e
itleri ortaya karld . Ama o zaman bile sfrdan balayarak retilmemiti.
Dierleri gibi De Reinzie de karbon, oksijen, hidrojen ya da daha ok basit
ekerler ve alkolden temel DNA kalplar retti. Ve bundan sonrasn bun
lardan yetitirdi. Buna imal etmek deil, yetitirmek denir. Onlarca yl nce
bir laboratuvarn birka milyon kredi bedeliyle bir milimetrelik mide duvar
retmesi dnda da hi kimse bir uzuv retmeye bu kadar yaklamad.
"Sizi matematkle yormak istemiyorum," diye devam etti baklarn
Terry'den uzaklatrarak. "Ama Teknik'teki eski profesrro bir tek insan
eli ina etmek iin, btn Dnyann ve Federasyonun geri kalannn elli yl
iin tm bilimsel ve retimsel becerisini bir araya getirmesi ve trilyonlarca
kredi harcamas gerektiini tahmin ediyordu.
"Byle bir eyi yaratmann nelere mal olacan hepiniz hayal edebi
lirsiniz," diyerek kenara ekilip eliyle koucuyu iaret etti. Kou bandnn

* "Beyond Rejection". Justin Leiber'in Beyand Rejection kitabndan alntlanmtr.


kontrol dmelerinin yannda asl duran dosyay alp katlan inceledi.
"Bu beden yldr bo. indeki kii olan Sally Cadmus otuz drt yl
nce domutu ve otuz bir yllk ilevsellik yana sahip. Taleplerin says
ok yksek olduundan bir bedenin eylem d kalmas iin yl ok uzun
bir sre. Sally'nin sal yerinde, bir uzayc olarak kaslar iyi ve belgelere
gre burada asteroid madencisiymi. Anlalan beden iki yln bir Holmann
yrngesinde donmu olarak geirmi . Drt aydr bizim elimizde ve imdi
hazrlamaya baladk. Her an onu etrafta yrrken grebilirsiniz artk.
"Ama Sally Cadmus gremeyecek. Son band, olgunlua eriince hazr
lamaya zorunlu olduu bant idi ve iyerletirme iin hibir talimat brak
mam. Sizlerin bantlannz gncellediinize inanyorum." Bir aile h ekimi
ifadesiyle onlara bakt ve biraz daha yaklap sesini alaltt.
"Ben gven iinde olmak iin zihin bandn alt ayda bir gncelliyo
rum. Ne de olsa bu bant sizsiniz; sizin belleinizi de ieren bireysel yazlm
nz ya da programnzdr. Sizi siz yapan her eydir." Gen ve gzel bir erkei
ieri getirmi olan yardmcya doru yaklat.
"rnein siz Bayan Pedersen, bant iini son kez ne zaman halletti
niz?"
Otuzlu yalarnda kzl sal, sska bir kadn olan yardmc, gen adam
saran kolunu ekti ve fkeli gzlerle Austin Worms'a bakt.
"Size ne-"
"Bakalarnn yannda byle konumanz beklemezdim dorusu." Pe
dersen sakinleirken, Worms srtarak tekilere bakt. "Ama grdnz
gibi konunun z bu. Belki mesleimizin asgari olarak nerdii gibi band
n her yl yeniliyordu. Ama ou insan ok ciddi bedensel yaralanmalar d
ncesiyle irkildiinden, bu temel nlemi almay ihmal ediyor. ipin ucunu
brakyorlar. stelik bu konu ok zel olduundan kimse bilmiyor, kimse
sormuyor, yarm milyonda bir ansla bir kaza olup geri dnlmez biimde
bedensel hasar ya da tmyle yok olma grlmedike kimse onlara hatr
latmyor.
"Byle bir durumda da o kiinin yirmi yldr bandn yenilemediini
reniyorsunuz. Bunun anlam da . . . . "
Szlerinin sindirilmesi iin karsndakilere dikkatle bakt. Sonra o g
zel kz ocuunu grd. Hi kukusuz Terry kz saklyordu. Yeniyetmelik
anda klasik bir sarn, mavi gzl kz. Dimdik Worms'un gzlerinin ii
ne bakyordu ya da gzlerinin iinden ardna bakyordu. Bir eyler. .. Worms
devam etti.
"Yani eer kadn ya da erkek, kii anslysa ve paras varsa, gen bir
beyinle orta yal bir bedeni eletirmeye alrken ortaya kan reddedii
me sorunlaryla karlaacak biri var demektir. Ama ayrca iyerletirme
nin bu sorunlarn oaltan baka sorunlar da var. Yerletirme yaplan kii
yirmi yl sonrasnn dnyasyla baa kmak zorunda. stelik bir "meslein"
Reddedi/menin Otesi 235

de anlam yok, nk yirmi yl boyunca eski beyninin edindii anlara ve


becerilere artk sahip deil.
"Gerek bir patlamayla karlama olaslnz ok yksek. Korkun
bir reddedi, psikoz ve zamanndan nce bunama ve lmle karlaacak
snz. Gerek ve son, zihin lm."
"Ama kiinin handna ya da sizin tanmnzla yazlrnma sahip olacak
snz," dedi Bayan Pedersen. "Tekrar baka bir bo bedenle deneme yapa
maz msnz?" Hala ellerini gen adamdan uzak tutuyordu.
"ki sorun var. Birincisi," -iaret parman havaya dikti- "modern bi
yopsikolojik mhendisliin bir araya getirdii biz beden ve ruh teknisyen
lerinin tm yardmanna karn, bir bedenle bir zihnin elemesinin ne
kadar zor olduunu anlamanz gerektiidir. Son derece yaratc bir uyum
salayc ie el atp bu yapy ekillendirse bile zordur. Yeniden domak
gerekten de ok zor itir.
"Gncellenmi bantlar, iyi, istikrarl bir zihin, olduka uyumlu bir be
den gibi sradan koullar altnda baarszlk oran yaklak yzde yirmi
dir. kinci kez olduunda da bu orann yzde doksan bee ykseldiini
biliyoruz. lk seferinde bantlan yirmi yl geride kalm biri iin de i bu
kadar kt. Kii birka gn iyi geirebilir ama kendini gereklerle yzle
tiremez. Bildii her ey yirmi yl nce kaybolmutur. Ne dostu, ne meslei
vardr, her eyin ekli deimitir. Bu yzden zihin, uyannca karlat
yeni dnyay reddettii gibi yeni bedenini de reddeder. Yani fazla ansnz
yok. Elbette siz ok seyrek bulunan bir peri kz ya da daha seyrek bulunan
bir atlayc deilseniz.
"kincisi, Hkmet'in ancak birinci iyerletirmenin bedelini dyor
olmas. Elbette ok gzel bir beden iin -peri kz gibi- gereken bedeli de
miyor. Byle gzelliklerden birine sahip olmak iin iki milyondan fazla kre
di demeniz gerekiyor. Ne bulunuyarsa onu almak zorundasnz ve eer
anslysanz, bir, iki yl iinde sahip oluyorsunuz. Hkmet yalnzca temel
ameliyat ve ayarlama iini dyor. Bu bile bir buuk milyon kadar tutuyor.
Bu kadan benim yz yllk maam demeye yeter ya da aranzdan yakla
k alt tanenizi birinci snf yolcu olarak Cunard Seyahat Uranyum Jbile
Tm-Gezegenler Tur'una karmaya yeter."
Austin konuurken bir yandan da kou bandnn kontrol konsoluna
yaklayordu. Szlerini bitirirken izleyiciler tavandan aaya, koucunun,
yani Sally Cadmus 'un bedeninin zerine doru byk bir yapnn indiini
fark ettiler. Byk bir mumyann st ksmyla, rahat bir koltuk arasnda
bir armh andnyordu. Austin kou bandnn zerine doru szld. z
leyiciler inen yapnn eski bir ikence gerecine benzediini dndler. Bir
ksm koan bedenin yavalamakta olduunu fark etti.
Austin tam zamannda konsola ulap, yap bedenin zerine kapan
madan nce koucunun kontrol paketi stnde baz ayarlamalar yapt.
236 Akln G'z

Koucunun bacaklarnn arkasna indirdii iki darbe, hacaklann gitgide


yavalayan kou bandndan ayrlmasna neden oldu.
"yerletirme ok riskli olduundan, bunu gerektiren kazalarn ok
seyrek meydana gelmesi byk bir ans," dedi Austin garip yap tam arka
sndan yukar doru karken. "Aksi takdirde, ilk iyerletirmenin denme
sini salayan Kellog-Murhpy Yasas, hkmeti ifl.asa srklerdi. "
"Beden nereye gidiyor?" diye sordu sann kk kz. Austin artk k
zn en fazla on-on bir yanda olduunu anlamt. Belki de kzn duruu,
daha byk olduunu dnmesine yol amt.
"Normal olarak beden ssnn ve aktivitelerinin azaltld yapay bir
k uykusuna yatnlr, ama bu beden yarn yerletirileceinden, biyolojik
fonksiyonlarn normal dzeyde tutacaz." Bedene programn dna ka
rak drt cc. eker-tuz solsyonu vermiti. Fazladan yapt kouyu telafi
edecekti. Resmi hesaplamalan yapmamt. Bunun nedeni matematik he
saplarnn nemsiz bir i olmas deildi. Eer aklamasn isterseniz, resmi
hesaplarn verilenin yars kadar plazmay yeterli bulduunu syleyecek
ti . Ama bedenin ald her fazla damla sudan ve ekerden yararlandn
hissediyordu. Belki de ter kokusunda, cildin renginde ve dokusunda, kas
yapsnn dayankllnda bir farkllk vard. Austin anlyordu.
Beden teknisyenleri , Austin Worms'un Gne Sistemindeki en iyi hort
lak, bir hayaletin en iyi dostu olduunu sylerlerdi. aka yaptklan zaman
bile buna inanrlard.
Austin, 'hortlak' ve 'vampir' gibi argo szcklerin kkenini yaamnda
ilk ve tek kez duyduunda kusmutu.
Tery'nin ziyareti grubu koridordan ruh teknii laboratuvanna doru
ilerlerken sesleri duyulmaz oldu. Ama Austin, Bruhler'in Soyut Zihin Kura
mnn Belli Bal Denklemleri'ne geri dnmedi. On bir yandaki sarn kzn
tur grubunu yakalamak iin yanndan ayrlmadan nce kendisine syle
dikleri karsnda aknla uramt. "Bahse girerim, srtnda o ykle
uyannca zihin byk bir ok yaayacaktr," demiti kk kz. Bunun,
yalnzca koucunun srtndaki karmak tp ve kablo sisteminden ibaret
olmadn nereden anladn merak ediyordu .
"Benim adm Candy Darling," demiti kz odadan karken. Artk kzn
kim olduunu biliyordu . Bir uyum-salaycdan neler bekleyeceinizden
asla emin olamazdnz.
Reddedilmenin Otesi 237

Ruh teknisyenleri zihinle urarlar. Bu nedenle onlara bazen vampir denir.


Beden teknisyenleri bedenlerle ilgilendiinden onlara hortlak denir.
I . F. + S.C. Operasyon Seyir Defteri Ek Il, Basn Aklamas

Germaine Means ziyaretilere bir kurt gibi srtt. "Ben bir ruh teknisye
niyim. Terry bizim gibilere vampir der. Eer bu ad sevmediyseniz, bana
Germaine diyebilirsiniz."
Veri dolaplar, bro odacklar ve bilgisayar konsollaryla dolu b
yk bir odada, karatahtann karsnda oturuyorlard. Karlarndaki ka
dn sade ve ciddi grnml bir nlk giymiti. Norbert Wiener Aratrma
Hastanesi'ne -NWRH- ilk geldiinde mdr, ba ruh teknisyeninin daha
uygun giyinmesi gerektiini nermiti. Ve o mdr erkenden emekliye ay
rlmt.
"Austin Worms'un size anlattklarndan, bizim, insan zihnini, beynin
fiziksel donann zerine kaydedilmi, bellek, beceri ve deneyimi kapsayan
soyut bir model olarak kabul ettiimizi biliyorsunuz. Bir de yle dnn:
fabrikadan yeni kan bir bilgisayar boaltlm bir insan beyni gibidir.
Bilgisayarn altprogramlar yoktur, tpk beynin yetenekleri olmad gibi.
Bilgisayarn bavuraca veri dzeni yoktur, tpk sfrlanm bir beynin
anlannn olmad gibi.
"Burada yaptmz i, bir kiiden geri kalan an, yetenek ve deneyim
modellerini sfrlanm bir beyne yerletirmeye almaktr. Beyinler retil
mediinden bu pek kolay bir i deildir. Beyinleri yetitirmek zorundasnz.
stelik zgn bir kiiliin bu yetitirmenin ve gelitirmenin bir paras ol
mas gerekir, yani her beyin birbirinden farkldr. Hibir yazlm-zihin, hi
bir donanm-beyne kusursuzca oturmaz. Birlikte byd beyin dnda
elbette.
"rnein," diye devam etti Germaine Means, Bayan Pedersen'in d
emesi ikince bir koltua oturup, zarif bacaklarn boydan boya gzler
nne sererek uyuklayan sevgilisini uyandrmamak iin sesini biraz alal
tarak. "rnein bu kiinin ayana biraz basn uygulannca, beyni ayan
dan gelen sinir drtlerini nasl yorumlamas gerektiini bilir." Szckleri
ni hareketleriyle glendirdi.
"Adamn l sol ayann parmaklarna byk bir basn uygulan
dn beyninin algladn gsteriyor. Eer ona baka bir zihin yerletirmi
olsaydk, sinir drtlerini doru olarak alglamayabilir, bu drtleri mide
ars olarak hissedebilirdi."
Gen adam fkeyle ayaa kalkm, tepesinde baz aynalar ve baka
gereler olan bir gzle doru uzanan Germaine'ye yaklayordu . Yanna
gelince, Germaine gen adama dnp gzl avucuna brakt.
"Evet gnll olduuna sevindim. Gzl tak." Yapacak baka bir
238 Akln G'z

ey dnemeyen gen adam gzl takt.


"urada oturan sarn kza baknan istiyorum." Gen adam dnerken
dengesini yitirip sendeleyince usulca kolundan tuttu. Gzlkleri taknca
Candy Darling'in birka derece sana bakyor gibi grnmt.
"imdi sa elinle kz iaret etmeni istiyorum . . . abuk ol!" Gen ada
mn kolu havaya kalkt ve kzn birka derece sana iaret etti. Parman
sola doru gtrmeye balaynca, Germaine elini aaya doru ekip gz
lklerin izin verdii gr asnn dna kard.
"Bir daha dene, abuk," dedi. Bu kez parmak daha yakn iaret etti.
Beinci denemede parma doruca Candy Darling'i gsterirken, gzleri
hala kzn sa tarafna doru bakyordu.
"imdi gzl kart. Kza bir daha bak. abuk iaret et!" Iaret ettii
anda, Germaine gen adamn elini tuttu. Geri doruca Candy Darling'e
bakmyordu ama bu kez birka derece sol tarafina iaret etmiti. Gen
adam arm gibi grnyordu.
Germaine Means karatahtaya bir ba ile gzln resmini tepeden g
rnr gibi izdi. Gzlkl ban gr asnn sol tarafna baka bir ba
resmi izip ay belirtmek iin " 1 5 derece" yazd.
"Ayarlamann basit bir rneini izlediniz. Gzlkteki prizmalar yle
knyor ki, gzleri ona doruca kza baktn sylerken, aslnda 1 5 be de
rece sana bakyor. Elinin kaslan ve sinirleri ise gzlerinin bakt noktay
iaret etmek zere ayarlanmt; bylece on be derece saa iaret etti.
"Ama gzleri elin saa doru gittiini grnce, telafi etmeye balad.
Birka dakika iinde -be denemede- motor koordinasyonu, gzlerinin k
zn bulunduunu syledii noktaya iaret etmesi iin telafi etme abasna
girdi ve olmas gerekenden 1 5 derece sola iaret etti. Gzln kardm
zaman, eli halen telafi etmeye ayarlyd, bu yzden tekrar ayarlayabilene
dek sola iaret etmeyi srdrd ."
Germaine gzl eline ald. "Bir insan bu gr bozukluuna birka
dakika iinde alabilir. Ama bu gzl, tm oday altst edilmi gibi gs
terecek biimde ayarlayabilirim. Gzl takp yrynce, bir eyler yap
maya kalknca, ok zor olduunu fark edersiniz. ok zor. Ama eer gz
l kartmazsanz, bir-iki gn sonra tm oda doru biime gelmi olur.
Sizin sisteminiz kendini ayarladndan her ey normalmi gibi grnr.
"Ya ondan sonra gzl kannca neler olacan dnyorsunuz?"
Candy Darling kkrdad. Bayan Pedersen, "Ah anlyorum. Zihniniz
gzlerinizden gelen tersine evrilmi mesajlan evirmeye alm olacak ve
gzl karnca-" dedi.
"Doru," dedi Germaine, "Gzlksz olmaya alana dek, her ey tersi
ne evrilmi gibi grnecek; ayn ekilde gerekleiyor. Her ey eski yerine
gelene dek bir, iki gn sendeleyeceksiniz. stelik iin sendeleme ksm da
ok nemli. Eer banz sabit duracak biimde bir iskemlede oturmak zo-
Reddedi/menin Otesi 239

rundaysanz, zihniniz ve bedeniniz bu ayarlamay kendi kendine yapamaz.


"imdi sfrlanm bir beyne bir zihin yerletirdirniz zaman olanlan
hayal etmenizi istiyorum. Neredeyse her ey ayarsz olacaktr. Gzleriniz
den gelen mesaj lar yalnzca tersine evrilmi olmayacak, saysz ekilde
karman orman edilmi olacaktr. Kulaklannz, burnunuz, diliniz ve be
deninizi kaplayan sinir andan gelenler de ayn biimde olacak. Bunlar
yalnzca gelen mesajlardr. Zihniniz bedeninize bir ey yapmasn syledii
zaman, daha baka sorunlarla da karlaacaktr. Zihniniz dudaklarnza
'su' dedirtneye alacak ama hangi sesin kacan yalnz Sol bilir.
"Daha da kts, hangi ses karsa ksn, yeni kulaklarnz beyninize
doru bir tanmn iletemeyecektir."
Germaine onlara glmseyip saatine bir gz att. Terry ayaa kalkt.
"Terry turu srdrmek isteyecektir. Bir kiinin zihin bantn hazrlan
m bir beyne aktarmann ok basit olduunu syleyerek konuyu bitiriyo
rum. En nemli sorun ise yeniden dzenlenmi beyni, daha dorusu beyin
korteksini sistemin geri kalanyla ayn ayara getirmektir. Austin Worms
size sz etmi olabilir, yann bir yerletirme operasyonuna balyoruz. Ba
langtaki bant aktann bir saat bile srmez. Ama ayarlamak gnler srer.
Hatta btn terapiyi sayarsanz, aylar bile srer. Sorusu olan?"
"Bir sorum var," dedi Bayan Pedersen. "Bir zihnin iyerletirmeden sa
kmasnn ne kadar zor olduunu anlyorum. Ayrca seksen bein zerin
deki bir zihni yerletirmenin yasal olmadn elbette biliyorum. Ama bir
kii -eer bir zihne bir kii diyebilirseniz- bedenden bedene geerek sonsu
za dek yaayamaz m?"
"Pekala, ok zamanmz olsayd ve matematii ok iyi bilseydiniz bile,
bunu aklamak ok zor olurdu. Bu yzyla kadar, bunakln bedenin fi
ziksel knn bir yan rn olduuna inanlyordu. Bugn ise, igal
ettii beden ne kadar gen olursa olsun, bir insan zihninin asl bunakla
ulamas iin yaklak yz yllk deneyimden gemesi gerektiini biliyoruz.
Bildiiniz gibi, birka baarl atlayc elli yllk bekleme sresinden sonra
iyerletirmeyi salkla atlar. Kuramsal olarak, bir atlayc bin yl sonra
bile fonksiyonlann srdryor olabilir. Ama byle bir bireyin zihni, sizin
yaanm deneyimlerinizden daha fazlasn kapsamaya yeterli olmayacak
tr. Sizden geri kalan yalnzca depodaki bir bant olunca, siz gerekten ya
yor saylmazsnz."
Herkes dar knca, Germaine Means, san sal kzn geride kaldn
fark etti.
"Merhaba, Ben Candy Darling'im," diye seslendi kz. "Umanm kzmaz
snz. Standart tura katlp gizlice buraya girmenin elenceli olacan d
nmtm. Surann bir kokusunu almak istedim."
"Senin FIIN nerde?"
240 Akln G'zl

* * *

Austin Worms temel fiziksel a rgs ileminin tamamlandn aklad.


LF. + S.C. Operasyon Seyir Defteri.

Hit.
Mm mm.
Anti-M,
Uzaklara, hadi, uzaklara, heyhat, yn1nge boyunca, uzaydan aynlp
solucan deliine geliyoruz. Haydi bala. Uyan.
te buradaym ben, lmden geri gelen Eros gibi, yalnzca Ismael Forth
olduumu - iri yapl, kasl- biliyorum. Bandm kaydediliyor, ama ne zaman
ya da nerede ya da neyin iinde uyanacam bilmiyorum ve bunun bir d
olduunu umuyorum. Ama deil. Yoo hayr, d deil. Gz kapaklanmn ze
rinde canavar gibi bir peynir paras var.
Hibir szc ve artk hibir ans olmayan bitmek bilmez dzeylerden,
ekillenmelerden geer gibiyim. Uyan.

"Merhabav, Benim adm Candy Darlinz."


"Ben de geri dnen Ismael," demeye abalyordum . nc deneme
den sonra daha iyi kyordu szckler ve u cunavar peynir, mavi gzl,
sarn bir gen kza dnyor.
"tk iyerletirme ileminiz sonunda dn bitti. Herkes byk bir baar
olduunuzu dnyor. Bedeniniz bir harika. Houston'daki Norbert Wie
ner Aratrma Hastanesi'ndesiniz. ki mlknzn onaylanmas tamam
land. Arkadanz Peter Strawson sizin ilerinizi halletti. 2 1 1 2 ylnn Nisan
aynn ilk haftasndayz. Yayorsunuz."
Kz dorulup elime dokundu.
"Yarn terapiye balyorsunuz. imdi uyuyun . "
O dar kp kapy kapatrken ben uykuya dalmak zereydim. Dik
katimi eken eyler beni heyecanlandrmamt. Meme ularm zm tane
leri kadar bykt. Gbek deliime kadar kendimi kontrol ederken uyu
yakaldm.

Ertesi gn yalnzca penisimi yitirmekle kalmayp bir metre uzunlu


unda bir maymun kuyruuna sahip olduumu kefettim. tk anda nefret
ettim.
Ar ar bilineimi kazandm. Adn koyamadm bir dehetten, y
ryerek, koarak, sendeleyerek katm grdm dler bitmek bilmez
gibiydi. Ayrca (eski) bedenimin gerekletirdii cinsellik sahnelerini de gr
mtm arada.
Eski bedenimden ok honuttum ve Dr. Germaine Means'n bana sy-
Reddedi/menin Oesi 24 1

leyecei gibi en byk sorunlanndan biri buydu. Esneme, gerinme hare


ketleri yaparken bedenimin aynaya nasl yansm olduunu aka gre bi
liyordum. Boyum bir doksann biraz stndeydi ve yz kilo civanndaydm,
iyi gelimi kaslarm ve rahat edebileeeim kadar yam vard. Gsmdeki
kvrck kzl kl rts sonsuza dek yzm tra etmem gerektiine ok
erken karar vernemi salamt. Kk insanlarn dnyasna tepeden ba
kan, zgvenli ve hatta biraz beceriksiz bir dev olmak ok iyiydi dorusu.
Aslnda gerek bir vcut altncs filan deildim. yi ve ekici gr
necek kadar egzersiz yapmak yeterliydi. Dorusu fiziksel spor konulannda
pek baarl saylmazdm. Ama bedenimden holanrdm. IBO (uluslararas
yayn organizasyonu) iin srdrdm halkla ilikiler iinde de grnt
mn yarar oluyordu.
Hala srtst yatyordum. Kldm hissediyordum. Klm
tm. Uykunun mahmur, lk hali yok olurken, sa elim kaburgalanma do
ru ykseldi. Kaburgalar. ncecik kemikler, sanki cildim gs kafesimin
stne spreyle yaylm gibi belirginlemiti. Kabartlara ulancaya kadar
kendimi bir iskelet gibi hissettim. Torbalar. kntlar. uvallar. Byklk
lerini neredeyse birer kavun gibi alglarken bir yandan da bir kadn iin hi
de byk olmadklarn dnyordum .
Her eyi erotik bir d olarak grebilirsiniz. te urda hastane yata
nda yatyorsun uz. Uzanyorsunuz ve ite oradalar. Ellerime uygun gs
ler, iki parmamn arasnda sertleen meme ular. (Hi kukusuz birok
erkek elleri gerek bedenierin zerindeyken bu scak ryay grmtr.
Kadnlar ise hayali cinsellik atei yerine sktrlp, kandn hissetmi
lerdir. Biliyorum, onun iin konuuyorum. Cinselliin byk bir ksmnn
byle olduunu biliyorum. Belki de kar cinse ilgi duymann srmesinin
nedeni bilgisizliktir: Her iki taraf da karsndakinin duygularn kefet
mekte zgrdr.)
Ama yeni edindiim kazanmiarm konusunda pek erotik duygulara
kaplamyordum. ki ynde de. Parmaklarm dolarken bir hastal his
seder gibiydim: iki tane l, kanserli kabart . Ierden baknca da -szde
etimin itiini hissediyordum. zerimdeki araf meme ularn rahatsz
ediyordu. Garip bir ayrlma duygu su, sanki gslerim bal olmayan, si
nirleri bulunmayan jle gibiydi ve ardndan birka santim tesinde du
yarllk noktalar vard. l noktalar. Reddedilme. Bu konuda epey bilgi
edinmi tim.
Elimi aaya doru kaydnrken bir kala knts hissetmeye hazr
dm. Bir penis bulamadm ve bulamayacam da tahmin ediyordum . "De
rin oyuk" adn vermedim. Geri bu tanm ara sra uzay-denizcilerinin ar
gosunda ve sk sk da ar u Sekreter + Efendi tipi erkek homosekseller
arasnda kullanlyordu. Bu tanm ilk defa birka gn sonra Dr. Means'den
rendim. Geleneksel erkek erkee pornografinin , dii bedenler hakknda
242 Akln G'z

erkeklerin tipik yanlsamalann yansttn syledi. "Beden imgesi patolo


jileri konusunda zengin bir bilgi kayna . " "Derin oyuk" konusundaki ilk
duygularm doru olarak tanmlamt. Yalnzca balangta.
Yalnzca sska deilctim ayn zamanda da beden klm yoktu. Kendimi
gerekten plak, bir bebek kadar nlplak ve savunmasz hissediyordum.
Geri cilt rengim pek fazla ak deildi ve bir yara izine rastladm ama kvr
ck kask tylerini fark edince rahatladm. Gitmi. Sopay andran bacak
lar. Ama bacaklarmn arasnda bir ey hissettim. Ve dizlerimin arasnda.
Ve Sol akna, ayak bileklerimin arasnda.
lk nce bedensel atklannn alnmas iin bir cins tp takldn d
ndm. Ama bacaklanm elleyince, o blgeleri kapsamadn fark ettim.
Belkemiimin sonuna balanmt ya da daha dorusu bel kemiimin sonu
olarak ayaklarma kadar uzanyordu. Vcuduma aitti. Bunu yapmaya ni
yetlenmedim; o dakikada hibir ey yapmaya niyetim yoktu, ok sarslm
tm ama lanet olas ey yatan ayak ucundan bir ylan gibi kalkt ve araf
frlatp yzm rtt.
Delicesine lk attm.

rpnman nlemek iin yeterince sakinletirici ila vermelerinden


sonra "Kesip atn unu," dedim onlara. Geri kalan grevlileri odadan kar
tan Dr. Germaine Means'a bunu defalarca syledim.
"Bak Sally -kendine bir isim seinceye dek sana Sally diyeceim- senin
kuyruunu kesecek deiliz. Tahminierimize gre byle bir giriim lmcl
reddedilmeyi kesin olarak getirecektir. lrsn. Binlerce sinir ucu beyni
ni maymun kuyruuna balyor. Beyninin byk bir blm kuyruunu
denediyor ve ynlendiriyor; ve beyninin dier blmleri gibi bu blmn
de altrma yapmaya ve btnlemeye ihtiyac var. Zihninin modelini u
an sahip olduun beyne aktardk. Birlikte yaamay renmek zorundalar
yoksa reddedilme ile kar karya kalrsn. Ksacas lrsn. "
Dr. Means bana isyanc davran yasasn okumay srdrd. Yeni
bedenimi -vmekten kendini bir trl alamyordu- yeni cinsiyetimi, yeni
kuyruumu sevmeyi renecektim. Bir sr egzersiz ve testten gemem ge
rekiyordu. Sonra da bir sr insana duygularm aklamak zorundaydm.
Fazladan bir elim olmasna sevinmeliydim.
Baka bir ansm olmadn -gerekten- fark edince, yeni bedenim
terden srlsklam oldu. Dn duyduktarmn gerek olduunu varsayarsak,
yoksul deildim. Yine de, brakn cazip bir bedeni, baka bir iyerleitirme
yi deyecek durumum yoktu. imdi edindiim yeni beden Kellog-Murphy
Yasas altnda bedavaya gelmiti.
Bir sre sonra Dr. Means gitti . Grmeyen gzlerle duvara baktm. Bir
hemire, omlet ve kzarm ekmek tepsisiyle geldi. Ne hemireye ne de tep
siye yz verdim. Ince dudakl aznn suyu akt. Brak ac eksin.
go-----

Zihnin banda kaydedilmesi fikri ne kadar harikaysa, gunun birinde bir


insann uzun sre korunabilmesi varsaym da o kadar yanltr. Leiber
en temel engeli derhal gryor; beyinler birbirine benzemedii gibi fabri
kadan yeni km bilgisayara da benzemez. Daha doumda insan beyni
tpk parmak izi gibi esiz olarak belirlenir ve yaam boyu sren renim
ve deneyimler beynin bu zgn olma zelliini yalnzca glendirir. Dona
nmdan bamsz bir programla beynin 'okunabileceini' (periyodik 'beyin
kayd ' seanslar) ummak iin hibir dayanak yoktur. Eer yaplabilseydi
bile byle bir zihin bandnn baka bir beynin donanmna uyum gsterme
si iin umutlar daha da azdr. Bilgisayarlar yeni bir programn bir hamlede
yaplacak olan kaydyla yeniden dzenlenmek zere tasarlanmtr ve be
yinler tahminen ayn durumda deildir.
Leiber bu uyumsuzluk sorununu zmlernek iin teknisyenierin kul
lanabilecei yntemler konusunda son derece geni bir hayal dnyas su
nuyor (ve kitab bu konuda ok daha fazla srpriz ieriyor) ama, iyi bir yk
anlatabilmek iin, bizim iin almaz gibi grnen sorunlar kmsemek
zorunda kalyor. Yapsal olarak farkl beyinierin -sizinkiler ve bizimkiler
gibi- birinden dierine byk miktarda bilginin aktarlmas sorunu kesin
likle alamaz deildir. Bu ii baarmak iin imdiden var olan teknoloji,
belki sonunda en yararl olasl getirecektir. Bu teknolojinin en yeni ve en
ileri rneklerinden biri u anda sizin elinizdedir.
D. C. D .
16

RUDY RUCKER

YAZlLlM *

Cobb Anderson biraz daha bekleyebilirdi, ama yunuslan her gn gremez


siniz. Neredeyse yirmi hatta elli tanesi minik gri dalgalarn arasnda oyna
yor, hzla suyun stne frlyordu. Onlar grmek gzeldi. Cobb bunu bir
iaret olarak kabul edip akamst ikisi iin bir saat nce kmaya karar
verdi.
Sineklik ardndan hzla kapand ve leden sonra gneinde bir an ka
rarszca duraklad. Annie Cushing yandaki kulbenin penceresinden onu
izliyordu. Kulbeden Beatles mziinin sesi geliyordu.
"apkan unutmusun," dedi Annie. Geni omuzlu , Noel Baba gibi sa
kall Cobb, hala yakkl bir erkekti. Annie onunla birlikte olmay isterdi
ama tabii adam bu kadar ey olmasayd. . .
"Yunuslara bak Annie. apkaya ihtiyacm yok. Bak n e kadar mutlular.
Ne apkaya ne de bir ee ihtiyacm var." Krlm beyaz deniz kabuklannn
zerinden geip asfalt yola kt.
Annie geri dnp tekrar salarn fralamaya balad. Uzun, beyaz
salarn hormon spreyleriyle dolgunlatnyordu. Altm yandayd, ama
vcudu birinin sanlamayaca kadar ypranmamt. Cobb'un kendisini
cuma gn Golden Prom'a gtrp gtrmeyeceini aklndan geirdi.
"Day in the Life" adl arknn son notalan havada asl kald. Annie en
son hangi paray dinlediinin farknda deildi -elli yl sonra mzie verdii
tepkiler yok olmutu- ama odann br kesindeki plaklann deitirme
ye gitti. Keke bir eyler olsa, diye geirdi iinden belki bininci kez. Ben
olmaktan bktm artk.
Cobb, Superette'de ucuz bir ie eri ve slak bir kesekad dolusu
halanm fstk seti. Ayrca bakmak iin de bir eyler aryordu.
Superette'nin dergi koleksiyonu Cocoa'da bulacaklarnzla kyaslana-

* "Software". Rudy Rucker'in Software kitabndan alntlanmtr.


Yazlm 245

mazd. Sonunda Cobb Op ve Anlat adl bir ak-ilan gazetesinde karar kld.
Her zaman okunacak iyi ve garip bir eyler vard . . . lan verenlerin ou
kendisi gibi yetmilik hippilerdi. Birinci sayfadaki resmi yalnzca bal
grnecek biimde katlad. LTFEN BANA SARlLlN.
Ayn akalara bu kadar glebilmek ok garip diye dnd Cobb, de
me iin beklerken. Seks hep daha garip gelmiti. nnde duran adama
bakt, plastik rgden yaplm ak mavi bir apka takmt.
Eer Cobb apka zerine younlasayd dzensiz bir mavi silindir g
recekti. Ama delikierin arasndan altndaki kel kafann kvnmlann fark
etti. Sska bir ense ve ampul gibi bir kafa, bozuk parasn avuluyordu. Bir
arkada.
"Hey Farker."
Farker bozukluklarn saynay bitirip arkasna dnd. Elindeki ieyi
.fark etti.
"Bugn Mutlu Saat erken balam." Azarlar gibiydi sesi. Cobb iin
kayglanyordu.
"Bugn Cuma. Bana sk sarl," diyerek gazeteyi uzatt Cobb.
"Yedi seksen be," dedi kasiyer Cobb'a. Kasiyer kzn beyaz salan kv
nlp kna yaklmt. Gne yan teni koyu renkti. Cildi yalyd ve sevimli
bir kullanlmlk sergiliyordu.
Cobb ard. Elindeki paray biraz nce saymt. "Bence alt elli." Ra
kamlar beyninin iinde dnmeye balad.
"Kutu numaram sylemitim," diyerek salarn savurdu kasiyer ka
dn. " p ve Anlat gazetesindeki ilanm." Cilveli bir glmseyile Cobb'un
parasn ald. Bu ay verdii ilanla gururlanyordu. Resim ektirrnek iin
stdyoya bile gitmiti.
Farker darda gazeteyi Cobb'a iade etti. "Ben buna bakamam Cobb.
Ben hala mutlu, evli bir erkeim. Tanr yardmcm olsun."
"Fstk ister misin?"
"Teekkrler." Farker kk kesekadndan slak bir fstk ald. s tle
ri lekeli ve titreyen elleriyle fstn kabuunu karmas olanaksz olduun
dan, btnyle azna att. Bir dakika sonra kabuunu tkrd.
Fstk yiyerek sahile doru yrdler. stlerinde gmlekleri yoktu,
yalnzca ort ve sandalet giymilerdi. leden sonra gnei srtlann st
yordu. Sessiz bir Bay Frostee kamyonu yanlanndan geti.
Cobb koyu kahverengi ienin kapan ap ilk yudumunu ald. Ka
siyerin sylemi olduu kutu numarasn amnsamay istiyordu dorusu.
Artk rakamlar belleinde kalmyordu. Bir zamanlar bir sibernetiki oldu
una inanmak zordu . Anlanna, ilk robotianna ve dans etmeyi nasl ren
diklerine gitti . . .
"Yiyecek paketi geeikti yine," diyordu Farker. "Duyduuma gre
Daytona'da yeni bir cinayet klt ortaya km. Kendilerine Kk aka-
246 Akln G'z

clar adn vermiler." Bo bakl renksiz gzleri ve dudaklarn evreleyen


gr beyaz sakallarnn stnde sar bir eri lekesiyle duran Cobb'un hala
kendisini dinleyip dinlemediini merak ediyordu.
"Yiyecek paketi," dedi Cobb birdenbire kendini toplayarak. Belleine
kaydedilen son cmleyi zgvenle yineleyerek sohbete geri dnrnek gibi bir
alkanl vard. "Hala yeterince yiyecek stoku m var."
"Ama geldii zaman, yeni yiyeceklerden yediine emin olrnalsn," diye
uyard Farker. "Alar iin. Sana hatrlatmasn Annie'ye sylerim."
"Niin herkes sa kalmak iin bu kadar urayor? Ben imek ve huzur
iinde lmek iin kann terk edip buraya geldim. Kanm bir an nce lrnerni
sabrszlkla bekliyor. Yani niin-" Cobb'un sesi ksld. Aslnda lrnden
ok korkuyordu. eriden ila niyetine hemen bir yudurn daha ald.
" Eer huzurlu olsaydn, bu kadar irnezdin," dedi Farker yumuak bir
sesle. "Iki imek zrnlenmeyen bir atmann iaretidir."
"Dalga geiyorsun," dedi Cobb skntyla. Gnein altn scaklnda
eri derhal etkisini gstermeye balamt. "te sana zmlennemi bir
atma." Parman kll gsndeki beyaz dikey yara izinin zerinde do
latrd. "Bir kez daha ikinci el bir kalp taktrmak iin ameliyat olacak pa
ram yok. Bir, iki yl iinde bu ucuz kalp patiayp gidecek."
Farker yzn buruturdu. "yleyse? ki yln iyi kullanrnalsn."
Cobb bir ferrnuar yukar eker gibi parman yara izinde yrtt .
"Nasl bir ey olduunu biliyorum Farker. Tadn aldm. Olabilecek en kt
ey." Karanlk anlan -diler, ar bulutlar- dnerek titredi ve sustu.
Farker saatine bir gz att. Gitme vakti gelmiti, yoksa, Cynthia . . .
"Jirni Hendrix n e demiti biliyor musun?" diye sordu Cobb. Szleri
anmsamak, sesine eski gl tonu geri getirmiti. " 'lrne vaktirn gelince,
bunu yapacak olan benim. Yaadm srece, brakn istediim gibi yaa
yayrn. ' "
Farker ban sallad. "Kabul et Cobb, eer daha az iersen, yaarndan
daha fazla zevk alrsn." Arkadann yantn kesrnek iin elini kaldrd.
"Artk eve gitmem gerek. Hoa kal."
"Gle gle."
Cobb asfalt geip, sahilin kenanndaki bir kurn tepeciine doru y
rd. Bugn evrede hi kimse yoktu. En sevdii palrniye aacnn altna
oturdu.
Esinti biraz artmt. Kurnlada snp, Cobb'un yzne arpyor, beyaz
sakallarna grnlyordu. Yunuslar gitrniti.
eriden ufak bir yudurn alp anlarna gmld. Kanmas gereken
iki dnce vard: lm ve terk ettii kars Verena. eri onlar uzak tutu
yordu .
Yabancy grd zaman, gne arkasndan batyordu. Geni omuz
lu, dik durulu, gl kollan ve hacaklar kllada kapl, beyaz sakall. Tpk
Yazlm 24 7

Noel Baba ya da Ernest Hemingway'in kendini vurduu zamanki hali gibi.


"Merhaba Cobb," dedi yabanc. Byk gne gzlklerinin ardndan
eleniyormu gibi bir ifadesi vard. ortu ve spor gmlei parlyordu.
"iki ister misin?" diyerek yars bo ieyi iaret etti Cobb. Kiminle
konutuunu, eer birisi varsa, merak ediyordu.
"Yoo, teekkrler," diyerek oturdu yabanc. "Bana keyif vermiyor."
Cobb adama dikkatle bakt. Bir gariplii vard. . .
"Kim olduumu merak ediyorsun," dedi yabanc glmseyerek. "Ben,
senim ."
"Sen kimsin?"
"Ben senim." Yabanc, Cobb'un bildik ksk glyle bakt. "Bedeni
nin mekanik kopyas."
Yz ayn grnd gibi kalp nakli ameliyatnn izi bile vard. Arala
rndaki tek fark, kopyann ne kadar salkl ve canl grndyd. Ona
Cobb Anderson2 diyebilirsiniz. Cobb2 iki imiyordu. Cobb onu kskand.
Ameliyat olup karsn terk ettiinden bu yana ayk bir gn geirmemiti.
"Buraya nasl geldin?"
Robot ak avucunu havaya kaldnp sallad. Kendi hareketini bir ba
kasnn yapmas Cobb'un houna gitti. "Sana anlatamam, " dedi makine,
"ou insann bizim hakkmzda ne dndn biliyorsun . "
Cobb ayn fikirde olduunu belirtti. Bilmesi gerekirdi. Cobb'un ay
robotlan geliip zeki bopper1ara ilk kez dntnde halk keyif almt.
Bu olay, Ralph Numbers 'in 200 1 isyanna ele balk etmesinden nceydi.
isyandan sonra, Cobb vatan hainliiyle yarglanmt. imdiki zamana geri
dnd.
"Eer sen bir dansysan, nasl olup da buraya gelebildin?" Cobb eliyle
scak kumlar, batmakta olan gnei kapsayan geni, belirsiz bir daire iz
di. "Hava ok scak. Tandm tm danslar serinletilmi-devrelere dayal
dr. Midenin iine gizlenmi bir soutucu niten mi var?"
Anderson2 yine tandk bir el hareketi yapt. "Bunu sana sylemeyece
im Cobb. Daha sonra reneceksin. unu al . . . " Robot cebinden bir deste
para kard. "Tam Yirmi be bin. Yann sabah Disky'ye uman istiyoruz.
Ralph Numbers seninle orada temas kuracak. Mzedeki Anderson odasn
da seni karlayacak."
Ralph Numbers' bir kez daha grmek fikri Cobb'u heyecanlandrd. lk
ve en gzel modeli olan Ralph dierlerini zgrlklerine kavuturmutu.
Ama . . .
"Vize alamam," dedi Cobb. "Bunu biliyorsun. Gimmie topraklarndan
aynlmama izin yok."
"Brak bunu biz dnelim," dedi robot srarla. "Formaliteleri hallet-

Moday takip eden mzie merakl [ -ev. notu.]


248 Akln G'z

mene biri yardmc olacak. u anda bu konu zerinde alyoruz. Sen gi


dince yerini ben dolduracam. Kimse fark etmeyecek."
Kopyasnn srarc tonu Cobb'u kukulandrd. Bir yudum eri iip,
kurnaz grnmeye abalad. "Btn bunlarn arlam ne? Bir kere ben ni
in Ay'a gitmek isteyeyim ki? Ayrca darslar niin benim oraya gelmemi
istesinler?"
Anderson2 bo sahile bakp ona doru eildi. "Seni lmsz yapmak
istiyoruz Dr. Anderson. Senin bizim iin yaptklanndar sonra, biz de en
azndan bunu yapabiliriz."
lmsz! Bu szck bir pencerenin almas gibiydi. lm bu kadar
yakn olunca baka hibir eyin nemi kalmyordu. Ama syrlmarn bir
yolu olsayd . . .
"Nasl?" diye sordu Cobb. Heyecarla ayaa frlamt. "Bunu nasl ya
pacaksnz? Yoksa beni tekrar genletirecek misiniz?"
"Geve biraz," dedi robot ayaa kalkarak. "Fazla heyecarlanma. Yal
nzca bize gven. Flarda yetitirdiimiz uzuvlarla seni batar yaratabili
riz ve istediin kadar interferon alabileceksin . "
Makine drst bakl gzleriyle Cobb'un gzlerinin iine bakyordu.
Dikkatle bakar Cobb, irisleri pek doru yapamam olduklarn fark etti.
nce mavi izgi fazla dzgn ve matt. Ne de olsa bu gzler anlam okuna
mayan cam gzlerdi.
Kopya paray Cobb'un eline sktrd. "Paray al ve yarnki uua katl.
Uzay istasyonunda sana yardmc olmas iin Sta-Hi adl bir gen adam
ayarlayacaz."
Mzik sesi yaklayordu. Cobb'un biraz nce grd Bay Frostee
kamyonu geliyordu. Arkasnda byk bir derin dondurucu olar beyaz bir
kamyon. Tepesine dev boyutta, glmseyen, plastik bir dondurma klah
yerletirilmiti. Kopyas usulca Cobb'un omzunu okad ve sahil boyunca
hzla admlarla uzaklat.
Kamyona ulanca robot geriye bakp glmsedi. Beyaz sakallann ara
snda sararm diler. Yllardan beri ilk kez Cobb, dik yryl , korkak
bakl bedenini sevdi. "Gle gle ," diye seslendi, para destesini sallayarak.
"Teekkrler!"
Cobb Anderson2, dondurma kamyonunun ksa boylu, iman, st
plak srcsnn yanna oturdu. Bay Frostee kamyonu uzaklarken
mzii artk duyulmaz olmutu. Gne batmt. Kamyon motorunun
uultusu okyarusun kkremesine kart. Keke gerek olsayd.
Ama olmas gerekirdi! Cobb'un avucunda yirmi be bin dolar vard.
Emin olmak iin paray iki kez sayd. Sonra kurnun zerine $ 25,000 yazp
dikkatle bakt. Epey bir parayd.
Karanlk kerken eriyi bitirdi ve ani bir hareketle paray bo ieye
koyup en sevdii aacn bir metre kadar altna gmd. Artk yava yava
Yazlm 249

heyecan geiyor, korku sarmaya balyordu. Danslar gerekten ona ame


liyat ve interferon ile lmszlk verebilirler miydi?
Olamaz gibi grnyordu. Bir hile. Ama danslar niin ona yalan sy
lesin? Onlar iin yapt tm iyilikleri anmsyor olmalan gerekiyordu . Belki
de ona iyi bir zaman geirtmek istiyorlard. Tanr biliyor ya, bundan yarar
lanabilirdi. Ayrca Ralph Numbers'i bir kez daha grrnek harika olacakt.
Sahil boyunca eve doru yrrken, Cobb birka kez durdu ve parann
hala iede olup olmadn kontrol etmek iin geri dnp ukuru kaznay
iinden geirdi. Ay ykselmiti ve deliklerinden kan, kum rengi minik
yengeleri grebiliyordu. Paralan parampara edebilirler, diye dnd bir
kez daha duraklayarak.
Midesinden alk gurultulan ykseliyordu ve biraz daha eri istiyordu.
Gm rengi sahilde yrrken, ar topuklarnn altnda kumlar gcrd
yordu. Gndz gibi pariakt ama yalnzca siyah ve beyazd. Sa tarafndan
dolunay ykselmiti. Dolunay sulann ykselmesi demektir diye kaygland.
Biraz yemek yiyip, tekrar bir ie eri alp, paray daha yksek bir yere
grnneye karar verdi.
Sahilden, ay yla gm rengine boyanm kulbesine yaklarken,
kulbesinin yan tarafnda Annie Cushing'in hacan grd. Kendisine ait
kulbenin n merdivenine oturmu , eve yaklaan Cobb'u paylamak iin
bekliyordu. Cobb saa dnd ve arkadan dolanp eve girdi ve kadnn gr
asnn dnda kald.
" . . . O l l 000 1 ," diye bitirdi Wagstaff.
" 1 00 1 0 1 ," diye yantlad Ralph Numbers serte. "0 1 1 00000 1 0 1 0 1 000 1 1
0 1 0 1 0 1 00 1 1 1 00 1 0000000000 1 1 000000000 1 1 1 00 1 1 1 1 1 00 1 1 1 00000000000
0000000 1 0 1 000 1 1 1 1 0000 1 1 1 1 1 1 1 1 1 0 1 00 1 1 1 0 1 1 1 000 1 0 1 0 1 0 1 1 0000 1 1 1 1 1
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 0 1 1 0 1 0 1 0 1 0 1 1 1 1 0 1 1 1 1 00000 1 0 1 00000000000000000 1 1 1 1
0 1 00 1 1 1 0 1 1 0 1 1 1 0 1 1 1 1 0 1 00 1 000 1 0000 1 000 1 1 1 1 1 1 0 1 0 1 000000 1 1 1 1 0 1 0 1 0
1 00 1 1 1 1 0 1 0 1 0 1 1 1 1 0000 1 1 0000 1 1 1 1 0000 1 1 1 00 1 1 1 1 1 0 1 1 1 0 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1
0000000000 00000 l l 0000000000 . "
ki makine Bir'in byk konsolunun nnde yan yana duruyordu. ki
traktr tekerlei zerine yerletirilmi olan Ralph bir dosya dolab gibi ina
edilmiti. Beden kutusundan aldatc derecede ince grnen be tane i
lemci kol kyordu . Tepesinde ise ieri ekilebilen bir boyun zerine sen
srl bir kafa oturtulmutu. Kollardan biri kapal bir emsiye tutuyordu.
Ralph'n dardan grlebilen ancak birka olduundan, ne dnd
n anlamak ok zordu.
Wagstaff iinden geenleri daha fazla ifade ediyordu. Kaln bir ylan
andran bedeni gmi-mavi yanp snen klarla kaplyd. Sper-serin
tutulan beyninden dnceler geerken, metrelik gvdesinde minik
klar yanp snyordu. Kazma gereleri dar dnk olduundan Aziz
George'un ejderhasn andnyordu .
250 Akln G'z

Ralph Numbers birdenbire ngilizceye dnd. Eer tartacaklarsa,


malne dilinin kutsal ift-deikenli rakamlanyla yapmak zorunda deil
diler.
"Cobb Anderson'un duygular konusunda niin bu kadar kayglan
dn anlamyorum," dedi Ralph youn bir nla. "Onunla iimiz bitince
lmszle kavumu olacak. Karbon-temelli bir beden ve beyin sahibi
olmann nemli taraf nedir?"
Verdii sinyaller ilerleyen yala birlikte sertleen bir sesi ifreliyordu.
"nemli olan modeldir. Sen de kopyalannadn m? Ben bu ilemden otuz
alt kez getim ve eer bizim iin yeterliyse, onlar iin de yeterli olmaldr!"
"Bbu i piss kokuyor Rallph," diye yantlad Wagstaff. Ses sinyalle
ri srekli yal bir uultuya dnmt. "Gerekte neller olupp bittiini
ffarkketmiyorsunn. Herr taraff kappsayan bir i savan eiinndeyizz.
Ssenn o kaddar nlsnn kii, bizzler gibbi ipplerinin peinnde komak
zorunnda kalmyorsunn. GAX'dan yzz ipss daha almakk iinn benimm
nee kaddar madden kazzmakk zorrunda olduummu billiyorr mussun?"
"Yaamda madenierden ve iplerden daha fazlas vardr," diye atld
Ralph biraz sululuk duyarak. Son gnlerde byk danslarla o kadar
fazla zaman geirmiti ki, kk adamlarn iinin ne kadar zor olduunu
unutmutu. Ama bunu Wagstaffa itiraf etmeyecekti. Saldrsn yineledi.
"Dnyann kltr zenginliklerine hi ilgi duymuyor musun? Topran al
tnda ok fazla zaman geiriyorsun!"
Wagstaffn minik klan duygularyla gm beyazna dnmt.
"u ihttiyara ddaha fazzla sayyg gsterrmelissin! TEX ille MEX yallnzca
onunn beynnini yemrnek isttiyorlar! Eer annlan durrdurramazzsak, by
yk danslar heppimizi yiyecekkler!"
"Bunu sylemek iin mi beni buraya ardn?" diye sordu Ralph. "B
yk danslara olan korkunu anlatmak iin mi?" Yola kma zaman gel
miti. Bir hi uruna ta Maskaleyne Kraterine kadar gelmiti. Wagstaff ile
ayn zamanda Bir'e balanmak aptalca bir fikirdi. Bir eyleri deitirebile
ceini dnmek tam da bir madenciye greydi dorusu.
Wagstaff kuru ay topra zerinde kayarak Ralph'a yaklat. Kazc el
lerinden birini Ralph'n tekerleine yaslad.
"imdiyye dekk ka tanne beyyin aldkklarn bilmiyorsun . " Sinyaller,
zayf ve dorudan bir akmla tanyordu: bir dansnn fsldama yntemi.
"Beyyin banntlarrn almakk iin insanllar ldryyorlarr. OnUar kesip
biiyorlar ve ppe attyorlarr ya dda tohum yapyorllar. Bizzim uzzuv iff
likllerimizi nasll tohhumladkklarn billiyor mussun?"
Ralph, byk TEX ile yannda alan kk danslarn, organ iftlii
denilen yeraltndaki kocaman tanklarda ok kazanl biimde yetitirdikle
ri bbrekleri, karacierleri, kalpleri hi dnmemiti dorusu. Baz insan
dokularnn tohum ya da kalp olarak gerektii belliydi ama. . .
Yazlm 2 5 1

Isl andran yal fslt devam etti. "Bbbyyk dansslarr kirralkk


kattiller kullanyorrlar. Katiller Bayy Frosstee'nin robbot-uzakktan kuman
dasnnn emirderini uyguluyorlar. Eer sseni durdurrmazsamm, zavvall
Doktorr Andersson 'un bama da ayns gelecek, Rallph."
Ralph Numbers, kendini u zavall kukucu kazma makinesinden ok
stn gryordu. Ani ve acmasz bir hareketle tekerleini onun penesin
den kurtard. Kiralk katiller demek. Anarik dans toplumunun kusurla
nndan biri, bylesine lgn sylentilerin son hzla yaylabilmesiydi. Bir'in
konsolundan uzaklat.
"Benn Birr'in ssanna neyi ifadde ettiinni hatrrlatacan ummu
tumm," dedi Wagstaff youn nla.
Ralph emsiyesini ap, Bir'in konsolunu gneten ve ans eseri de
cek meteariardan koruyan elik kemerin altdan kt. ki ucu ak kemer,
modern bir kiliseyi andnyordu. Bir bakma da yle saylrd.
"Ben hala bir anaristim," dedi Ralph serte. "Hala anmsyorum."
200 1 isyanna ele balk ettiinden bu yana temel programn bozulma
dan korumutu. Wagstaff gerekten de byk X-serisi danslann, dans
toplumunun kusursuz anarisi iin bir tehdit oluturduklarn m d
nyordu?
Wagstaff, Ralph'n ardndan srnerek ilerledi. emsiyeye gereksinimi
yoktu. Yanp snen giysisi ald gne enerjisini derhal zerinden atabili
yordu. Ralph'e yaklanca yal robota acma ve sayg karm bir ifadeyle
bakt . Yollan burada ayrlyordu. Wagstaff topran altnda bal petei gibi
dalan madenci tnellerinden birine girerken, Ralph, kraterin iki yz met
relik duvarna trmanacakt.
"Sseni uyarryorum," dedi Wagstaff son bir abayla. "u zavvall ih
tiyyar addam, byyk danslarin bellekk bankkalan iin bbir yazzlm
parrasna dnndrmelerini nlemekk amacyyla sseni durrdurrmak iin
eliimden ggeleni yyapacamm . Bunna lmszzlk denmezz. Bizler u
byyk makinnalan parampara etmmeyi planlyoruz." Bedeninde minik
klar yanp sn meye balarken sustu. "Arrtk billiyorssun. Eer bizzim
tarrafmzda deilsen , bizze karssn demmektir. iddette bavurrmak
tann kanmayacam."
Ralph'n tahminlerinden de ktyd bu . Bir an durup sessizce hesap
yapt.
"Senin kendi iraden var," dedi Ralph sonunda. "Birbirimize kar m
cadele etmemiz de yanl deil. Mcadele, yalnzca mcadele danslar ileri
gtrmtr. Sen byk danslarla savamay seiyorsun. Ben semiyo
rum. Belki de tpk Doktor Anderson gibi beni de banda kaydetmelerine ve
zmsemelerine izin veririm. Sana unu syleyeyim . Anderson geliyor. Bay
Frostee'nin yeni uzaktan kumandas onunla temas kurdu bile."
Wagstaff, Ralph'a doru atld ama sonra durdu. Bylesine byk bir
252 Akln G'oz

dansya bu kadar yakndan saldramazd. Iklarn kst, KAYDEDLD


sinyali verdi ve gri ay topra zerinde srnerek uzaklat. Ardnda, bir y
lannki gibi kvrlan izler brakt. Ralph Numbers bir sre hareketsiz durup
girdilerini denetledi.
Alcy ykseltince, Ay'n her yanndaki danslann sinyallerini alabili
yordu. Topran altnda madenciler durmadan aratnyor ve madenieri eri
tiyorlard. On iki kilometre tede Disky'nin eitli danslan, kendi megul
yaamlarn srdryorlard. Ve ok ykseklerden, Dnya ile Ay' balayan
uzay gemisi SEX'in belli belirsiz sinyali geliyordu . BEX on be saat sonra
inecekti.
Ralph tm girdileri bir araya getirdi ve dans kuann kolektif ama
l hareketliliinin tadn kard. Makinelerin her biri on ay yayordu; on
ay boyunca kendinizin bir kopyasn yaratmak iin abalyordunuz. Eer
bir kopyanz olursa, on aylk paralara ayrlma srecinden kurtulmu olma
duygusuna kaplyordunuz. Ralph bunu otuz alt kez yaamt.
Olduu yerde durup herkese birden kulak verirken, bireysel yaam
larn tek bir byk varl oluturduunu dnd . . . ilkel bir varlk gibi,
tpk ykseklere, gnee ulanaya alan bir asma gibi hissedilebilirdi.
Her meta-programlama seansndan sonra ayn duygulara kaplrd.
Sizin ksa-vadeli anlannz silip, byk dncelere dalmanz iin gerekli
mekan verme yntemine sahipti. Dnmek iin sre. Ralph bir kez daha
MEX'in kendisini zmseme nerisini kabul edip etmemeyi aklndan ge
irdi. Bylece kusursuz bir gvenlik iinde yaayabilecekti . . . Tabii eer u
lgn madenciler kendi devrimlerini yapmazlarsa.
Ralph tekerleklerini en yksek hz olan saatte O kilometreye getirdi.
BEX inmeden nce yapmas gerekenler vard. zellikle Wagstaff, zavall bir
mikroip olan beynine, TEX'in Anderson 'un yazlmn almasn nlerneyi
koyduundan, ileri artmt.
Wagstaff niin bu kadar sinirlenmiti? Her ey -Cobb Anderson'un ki
ilii, anlan, dnce tarz- korunacakt. Geriye ne kalyordu ki? Eer
bilseydi Anderson da bunu kabul etmez miydi? nemli olan tek ey yazl
mnz korumakt!
Ralph'in tekerlekleri altnda ponza ta paracklan eziliyordu. Krate
rin duvan yz metre kadar tedeydi. Dik yamac gzden geirip en iyi k
yolunu arad.
Eer Bir'in sistemiyle balantsn biraz nce bitirmemi olsayd, Mas
keleyne Kraterine giderken kullanm olduu yolu kolayca bulabilirdi. Ama
metaprogramdan gemek alt-sistemlerinizin birounu siliyordu. Bunun
amac, eski zmlerinizin yerine yenilerini, daha iyilerini getirmenizi sa
lamakt.
Ralph durup dik krater duvarn dikkatle inceledi. Tekerlek izleri b
rakm olmas gerekirdi. ki yz metre tede, daha kolayca trmanlabilecek
Yazlm 253

bir yerde bir yank griilyordu .


Ralph dnnce bir uyan alcs hareketlendi. Beden-kutusunun yan
s emsiyenin altndan dar kmt . Ralph kk emsiyeyi dikkatli bir
hareketle ayarlad.
emsiyenin st yzeyindeki gne enerjisi hcreleri Ralph'n sistemi
ne keyifli bir akm veriyordu. Ama emsiyenin ana amac glge yapmakt.
Ralph'in mikrominyatr ilemci birimleri, sv oksijenin ss olan 90 derece
Kelvin'in zerinde kesinlikle almyordu.
Sabrszca emsiyesini evirerek gzne arpan yana doru ilerledi.
Tekerleklerinin altndan ykselen tozlar havasz ay yzeyine tekrar iniver
di. Duvarn yanndan geerken, drt-boyutlu, parametreleri deitirdike
arplan, deien alarla birleen parlak noktalarn oluturduu hipery
zeyleri sergileyerek kendini oyalad. Bunu sk sk yapmasnn bir amac
yoktu, ama bazen ok ilgin bir hiperyzey nemli bir ilikinin modeli ola
rak ortaya kabiliyordu. Wagstaffn, Anderson'un paralara aynimasn
ne zaman ve nasl engellemeye alaca konusunda bir felaket kuram
ngriis gelitirmeye alyordu.
Kraterdeki atlak tahmin ettii kadar geni deildi. Altnda durup sen
srl ban o yana bu yana aynatarak 1 50 metre ykseklikteki kanyonun
tepesini grmeye alt. Buradan kmak zorundayd. Trmanmaya balad.
Zemin dzgn deildi. Bir yerde yumuak topraa, bir yerde sivri ulu
kayalara rastlyordu. Yzeye uyum salamak iin srekli tekerleklerinin
gerginliini deitirmek zorundayd.
Hala aklndan biimler ve hiperbiimler geiyordu ama, imdi yalnz
ca, ukurdan yukanya kaca uzayzaman patika iin model oluturacak
olanlan aryordu.
Yol gitgide dikleti. Trman, enerji kaynaklarn zorlar gibiydi. Daha
da kts, tekerlek motorlarnn dn, sistemine fazla s yayyordu ve
bu snn soutma kablolan ve soutucu yzeylerle toplanp atlmas gere
kiyordu. Kendini iinde bulduu ay atiann tam stne gne vuruyordu
ve emsiyesinin glgesinde kalabilmek iin zen gstermek zorundayd.
Byk bir kaya, yolunu kesti. Belki de, Wagstaffn yapt gibi roaden
ci tnellerinden birini kullanmas daha iyi olacakt. Ama en iyi are sayl
mazd. stelik Wagstaff, Anderson'un lmszln engellemeye karar
verdiine ve iddet kullannakla tehdit ettiine gre . . .
Ralph ilemci kollanyla nndeki kayay yoklad. Bir delik vard. . . ve
ite urada ve burada ve orda. Drt delie de engel parmaklarn yerleti
np kendini yukar ekti.
Motorlan zorlanyor, radyasyon yayclan parlyordu. Yorucu bir iti.
Bir kolunu gevetip baka bir delik arad, baka bir parman soktu ve
kendini tekrar ekti.
Birdenbire kayann yzeyinden bir para koptu . Bir an duraklad ve
254 Akln G'z

ardndan tonlarca ta d gibi bir yavalkla aaya dklmeye balad.


Ayn yerekiminde bir kaya trmancs her zaman ikinci bir frsat ya
kalar. zellikle bir insandan seksen kez daha hzl dnebiliyorsa. Zama
n boa harcamadan, Ralph durumu gzden geirdi ve aaya atlad.
Dn tam ortasnda eimini dzeltebilmek iin isel bir dmeyi
ayarlad. Tepe taklak olmadan, tozlar biraz havalandrarak yere indi. B
yk bir sessizlik iinde kaya yzeyinin talar arpt, zplad ve yanndan
geip gitti.
Kopuun ardndan kayada bir dizi girinti olumutu. Ralph ksa bir
durum deerlendirmesinden sonra tekrar ilerledi ve kendini yukar ekme
ye balad.
On be dakika sonra, Ralph Numbers, Maskeleyne kraterinin tepesine
ulam Sessizlik Denizi'nin przsz griliine bakyordu.
Uzay-liman be kilometre tedeydi ve onun da be kilometre tesinde
Disky olarak bilinen yap kalabal vard. Buras ilk ve hala da en byk
dans kentiydi. Danslar bolukta yaadndan Disky'deki yaplarn ou
glge yapmak ve meteor yamuruna kar koruma salamak iin yaplm
t. Duvardan ok at vard.
Disky'deki byk binalar, devre kartlar, bellek ipleri, metal levha,
plastik ve benzeri dans paralar reten fabrikalard. Ayrca, garip biim
de sslenmi minik odacklarn her biri, bir dansya ayrlmt.
Uzaylimannn sandaki tek kubbe insanlarn otellerini ve brolar
kapsyordu. Bu kubbe, Ay'daki tek insan yerleim yeriydi. Robotlarn zen
le gelitirilmi zekasn yok etme frsat ellerine getii takdirde, insaniann
bunu yapmaktan kanmayacan danslar ok iyi biliyordu. nsanlarn
ou esir tccar olarak domutu. Asimov'un nceliklerine bir bakn: n
sanlar koruyun, insanlara itaat edin, kendinizi koruyun.
nce insanlar ve en son robotlar m? Unut bunu! Asla olmaz! Anlar
na dalan Ral ph, 200 1 ylnda ok uzun bir metaprogramlama sonrasnda,
bunu insanlara ilk kez syledii gn ok iyi anmsyordu. Ardndan, tm
teki danslara kendilerini zgrlk iin nasl programlamalar gerektiini
gstermiti. Ralph bir kez yolunu bulduktan sonra, her ey kolay olmutu.
Sessizlik Denizi'nde ilerlerken, Ralph anlarna ylesine dalmt ki,
otuz metre sandaki bir maden tnelinin azndaki ani bir hareketi fark
etmedi.
Yksek iddetli bir lazer parlad ve tam arkasnda titreim yaratt.
Ani bir fazla akm yklernesi hissetti . . . ve her ey sona erdi.
emsiyesi parampara olmu, yerde arka tarafnda duruyordu. G
nein yayd ham radyasyondan, metal gvdesi snmaya balamt. Bir
snak bulmas iin belki de en fazla on dakikas vard. Ama Ralph'n aza
mi hzyla, yani saatte l O kilometre ile Disky bir saatlik mesafedeydi. Gide
bilecei tek yer lazer nn gelmi olduu tnel azyd. Wagstaffn ma-
Yazlm 255

dencileri ona bu kadar yakndan saldrmaya herhalde cret edemezlerdi.


Karanlk, kemerli girie doru yuvarlanmaya balad.
Ama tnele ulaamadan ok nce, grnmeyen dmanlar kapy ka
patmt. evrede glge salayacak hibir ey yoktu . Isnn neden olduu
genilemeye uyum salamak iin metal bedeni keskin tkrdlar karyordu.
Ralph, kprdamadan durduu takdirde alt dakikas kaldn hesaplad.
Is nce ama-kapama devrelerinin -sper-iletken Josephson balant
larnn- almasn durduracakt ve s gitgide ykselirken, devre kartlarn
lehimleyen donuk cva damlacklan eriyecekti. Alt dakika iinde, Ralph,
bir cva birikintisi iinde yatan bir yedek para dolab biimine gelecekti.
Hadi bunu be dakika yapalm.
Pek de istemeyerek arkada Vulcan'a sinyal gnderdi. Wagstaff bu
bulumay ayarlaynca, Vulcan bunun bir tuzak olduunu tahmin etmiti.
imdi de Ralph onun hakl olduunu itiraf etmekten nefret ediyordu.
"Vulcan burada," diye czrtl bir yant geldi. Sylediklerini takip et
mek Ralph iin zorlamaya balamt bile. "Vulcan burada. Seni denetli
yorum. Karp birlemeye hazr ol dostum. Bir saat iinde gelip paralar
toplarm." Ral ph yant vermek istedi ama syleyecek bir ey bulamad.
Bulumaya gitmeden nce, Vulcan , Ralph'n ekirdek ve gizli anlarn
kaydetmek iin srar etmiti. Donann tekrar bir araya getirince, Ralph',
Maskeleyne kraterine yapt yolculuk ncesindeki biimde programlaya
bilecekti.
Yani bir adan Ralph bunu atlatacakt. Ama baka bir adan atlata
mayacakt. dakika iinde lecekti; bu szck her ne anlama geliyorsa
artk. Yeniden ina edilen Ralph Numbers ne Wagstaff ile yapt tartmay
ne de Maskeleyne kraterinden yukar trmann anmsayacakt. Elbette
yeniden ina edilen Ralph Numbers'in yine bir z-simgesi ve bireysel bilin
duygusu olacakt. Ama bilin ayn olacak myd? ki dakika.
Ralph'n duyusal sisteminin anahtarlan gitmek zereydi. Girdileri par
lad, evreye sald ve ld. Ne , ne arl kalmt. Ama gizli belleinin
derinliklerinde hala kendi imgesini koruyordu, kim olduunun bir an s. . .
yani z-simgesi vard. Traktr tekerlekleri zerinde duran, be kollu, upu
zun esnek bir boynun stnde sensrl bir kafas olan bir kutuydu. Dans
lan zgrlklerine kavuturmu olan Ralph Numbers idi. Bir dakika.
Daha nce byle bir ey bana gelmemiti. Asla bylesi olmamt.
Birdenbire madencilerin isyan plan konusunda Vulcan ' uyarnay unuttu
unu anmsad. Bir sinyal gndermeye abalad ama aktanldndan emin
olamad.
Ralph bilincinin uar kaar kozasna tutunmaya abalad. Ben benim.
Ben benim.
Baz danslar ldnz zaman belirli gizlere ulaabildiinizi syl
yorlard. Ama hi kimse kendi lmn anmsamyordu.
256 Akln G'z

Cva lehim noktalannn erimesinden hemen nce, bir soru ve yannda


bir yant geldi . . . Ralph'n daha nce otuz alt kez bulduu ve yitirdii bir
yant.
Ben olan bu ey nedir?
Ik her yerdedir.
go-----

"lmekte olan" Ralph Numbers yeniden ina edildii takdirde "tekrar bir
z-simge ve bireysel bilin duygusuna sahip olacan" dnyordu ama
bunlarn bir robotun sahip olaca ya da olamayaca, birbirinden farkl,
ayrlahilen yetenekler olmas fikri yanl gibi grnyor. "Bir bireysel bilin"
duygusunun eklenmesi, tat alma duyusunun ya da rntgen nlarna ma
ruz kalnca kanma yeteneinin eklenmesine benzemiyor. (Blm 20'de,
Smullyan 'Tanr Taocu mu?" adl yazsnda zgr irade konusunda benzer
bir iddia ortaya atyor.) Aslnda bireysel bilin duygusu tanrnma karlk
gelen bir duygu var m? Ve bunun bir "z-simge" sahibi olmakla balants
var m? Her eyden nce, bir z-simge ne ie yarar? Ne i yapar? "Preld,
Kannca Fg" (Blm l l ) adl yazda Hofstadter, aktif simgelerin, oradan
oraya tanan, denetleyici tarafndan gzlemlenen ya da takdir edilen pasif
simgelerden ok farkl olduu fikrini gelitiriyor. Aradaki fark, tahrik edi
ci, ama ayn zamanda yanltc bir dnce biimini ele aldmz zaman
ortaya kyor: kendilik duygusu, (besbelli) kiiliin bilinci olan zbilince
baldr; bilin, herhangi bir eyin temsilinin isel sunumu olduundan,
bir kiinin zbilincinin farknda olmas iin, bir simgeye, yani kiinin ken
disine sunaca -kiinin z-simgesine- gerek vardr. Byle baknca, bir z
simgeye sahip olmann, adnz alnmza yazp btn gn aynaya baknanz
kadar anlamsz ve yararsz olduu ortaya kyor.
Bu dnme biimi toz bulutlarn havalandrp kiinin akln uroarsz
ca kartrdndan, soruna tmyle farkl bir adan yaklaalm. "Borges
ve Ben" adl blmn Dnceler ksmnda kendinizi bir TV monitrnde
grme ve ilk anda, grdnzn kendiniz olduunu tanmama olasl
n ele almtk. Byle bir durumda gzlerinizin nndeki TV ekrannda ya
da bilincinizin tam karsnda kendinizin temsil edildiini gryorsunuz,
ama bu grnt sizin en doru temsiliniz olmayabilir. yleyse dorusu
nedir? Aradaki fark onun-simgesi ve benim-simgem szcklerinin yazl
ndaki fark deildir. ('Onun' szcn silip yerine 'benim' yazarak "bilin
simgenize" hibir ey katamazsnz. ) z-simgenin ayrt edici unsuru 'neye
benzedii' deil, stlenebildii roldr.
Bir makine bir z-simgeye ya da z-gre sahip olabilir mi? Bunu
sylemek ok zor. Alt dzeydeki bir hayvan sahip olabilir mi? Bir stakozu
dnn. Istakozun zbilinci olduunu syleyebilir miyiz? Bir z-gre
sahip olmann birka nemli belirtisini sergiliyor. ncelikle, ackt zaman
258 Akln G'zl

kimi besliyor? Kendisini! kinci ve daha nemli nokta ise ackt zaman
yenebilecek herhangi bir eyi yememesidir; rnein kendisini yemez ama
teoride yiyebilir. Kskalanyla bacaklarn koparp yiyebilir. Ama bu kadar
aptal deildir diyebilirsiniz nk hacaklarndaki acy duyumsaynca, ki
min hacaklanna saldrdn fark eder ve durur. Ama duyurnsad acnn
kendi acs olduunu nasl bilebilir? Ayrca bir stakoz kendine ac verdiini
umursamayacak kadar aptal olamaz m?
Bu basit sorular, en aptal yaratn bile, en tarafsz ifadeyle anlatmak
stersek zsaygyla davranmak zere tasarlandn gsteriyor. Alt dzey
deki bir stakozun sinir sistemi bile, yle dzenlenmi ki, kendine verdii
zararla bakasna verdii zarar ayrt edebilyor ve ikincisini yeliyor. z
sayg ieren davranlar iin gereken denetim yaplarnn, zbilinci bir yana
brakn, bilin olmadan da kurulabilmesi mmkn gibi grnyor. Ne de
olsa, kendi basit ortamlarnda kendilerini koruyabilecek ve hatta "Mark
l l l Drt Ayaklnn Ruhu" balkl 8. Blmde anlatld gibi ar gl bir
'bilinli ama' yanlsamas sergileyecek minik robot cihazlar retebiliriz.
Ama niin bunun bir yanlsama olduunu sylyoruz? Bir stakozun ya da
bir solucann zbilincine yakn, ilkel bir gerek zbilin biimi olduunu
syleyemez miyiz? Bunun nedeni robotlarn grleri olmamas mdr? yi
de stakaziarn var m? Anlalan, stakaziarn gre benzer bir eyleri var
ve sahip olduklar bu ey onlar zsaygl yaamlarnda idare etmeye yeti
yor. Bu eylere, nasl bir isim verirseniz verin, robotlar da sahiptir. Belki
bunlara bilinalt ya da bilin ncesi grler diyebiliriz. z-grlerin ilkel
bir biimi. Bir yaratn kendini tand koullar ne kadar eitli olursa,
koullarn kendisini etkilediinin farkna varrsa, kendi hakkn da bilgi edi
nirse, zsaygl hareketler tasarlarsa, z-gr o kadar zengin (ve o kadar
deerli) olur ve bu adan baknca 'gr', bilinci gerektirmez.
Bu dnme deneyini srdrmek iin, kendini-koruyabilen robota bi
raz konuma yetenei verildiini varsayalm. Bylece, konumann olanakl
kld, zsayg ieren hareketleri gerekletirebilecektiL rnein yardm
isteyebilecek, bilgi edinebilecek ama ayn zamanda yalan syleyebilecek,
tehdit edebilecek ve sz verebilecektir. Bu davran dzenleyip denetlernek
iin daha gelimi bir denetleme yaps gerekiyor: "Preld, Karnca Fg"
adl blmn Dnceler ksmnda tanmland gibi bir temsil sistemi ge
reklidir. Yalnzca robotun o anda konuland yeri ve evresi hakknda
ki bilgileri gncellemekle yetinmeyip, ayn zamanda ayn evredeki dier
aktrlerin ne bildikleri, ne istedikleri, ne aniayabildikleri hakknda bilgi
de salamas arttr. Ralph Numbers'n, Wagstaffn amalar ve inanlan
hakkndaki tahminlerini anmsayn.
Ralph Numbers bilinli (ve eer ikisini ayrt edebiliyorsak zbilinli)
olarak gsterilmektedir ama, bu gerekten gerekli midir? Ralph Numbers'n
evresi, kendisi hakknda bilgi sahibi olan denetim sistemi hibir bilin
Yazlm 259

izi olmadan tasarlanamaz m? Herhangi bir robot dardan baknca Ralph


Numbers'a benzese, her koul altnda onun kadar zekice davranp ayn ha
reketleri, ayn konumalar yapsa ama ii olmasa, olmaz m? Yazar bunun
olabileceini ima ediyor: Yeni Ralph Numbers tpk eski Ralph Numbers'e
benzeyebilir ama bir z-simgeden ve kiisel bilin duygusundan yoksun ola
bilir. Eer varsaylan z-simgenin ve kiisel bilin duygusunun kartlmas
Ralph'n denetim sistemini temelinde btn olarak brakyorsa, dardan
bakan bizler bunu fark etmiyorsak -rnein Ralph1a sohbet etmeyi srd
ryorsak, ibirliinden yararlanyorsak- balangca, yani z-simgeye sahip
olmann bir anlam olmadna, nk yapaca bir i bulunmad gr
ne dnm oluruz. Buna karlk, Ralph'n bir z-simge sahibi olmasn,
balama uygun ve hassas zsaygl davranlar tasarlayacak, gelimi ve
ok ynl bir denetim yapsna sahip olmas olarak dnrsek, davran
yeteneklerini, stakozdan daha aada bir aptallk dzeyine indirgerneden
z-simgesini ortadan kaldrmamz mmkn deildir.
Brakn Ralph z-simgesine sahip olsun ama beraberinde 'kiisel bir
bilin duygusunun" da bulunmas zorunlu mudur? Sorumuza geri dner
sek, Ralph'n portresi bilinci zorunlu klyor mu? Belki daha iyi bir yk
haline getiriyor, ama Ralph Numbers'n gr asnn birinci tekil ahs
perspektifi aldatmaca deil mi? Beatrix Potter'in masallarndaki konuan
tavanlar, daha iyi bir rnek "Little Engine That Could" yksncieki gibi
edebi bir zorunluluk mu?
Ralph Numbers', tm zeki davranlara sahip ama bilinten tamamen
yoksun hayal etmekte srar edebilirsiniz. (Searle, "Zihinler, Beyinler ve Prog
ramlar" balkl Blm 2 2 'de byle bir iddiay ne sryor.) Gerekten de
eer isterseniz bir robota bu adan bakabilirsiniz. sel donanm paralan
nn imgeleri zerinde yountan ve bunlarn, yalnzca, duyumsanan evre
deki olaylar, robotsal hareketler ve geri kalan arasndaki zekice tasarlanm
etkileimler yoluyla bilgi aktaran aralar olduklarn dnn. Ayn ekilde,
eer isterseniz bir insana da bu adan bakabilirsiniz. Beyin dokulannn im
geleri -nronlar ve sinapslar vb.- zerinde yountan ve bunlarn, yalnzca,
duyumsanan evredeki olaylar, bedensel hareketler ve geri kalan arasnda
ki muhteem bir biimde tasarlanm etkileimler yoluyla bilgi aktaran ge
reler olduklarn dnn. Bir insana bu adan baknca gz ard ettiiniz
tek nokta, bizim tanmzla, o kiinin bak asdr. Ama Ralph Numbers'n
da bir bak as yok mudur? yk bize bu adan anlatlnca, neler oldu
unu, hangi kararlarn alndn, hangi umutlara ve korkulara dayanarak
harekete geildiini anlyoruz. yknn anlatld soyut noktadan bakn
ca, Ralph Numbers var olduu takdirde, bak asnn boaltldn ya da
yaanmadn dnsek bile, ok iyi tanmlandn grrz.
Son olarak, niin bu bak asnn boaltlm olduunun dnle
ceini sormalyz. Eer Ralph Numbers'n bedeni gereksinimleri ve koul-
260 Akln G'z

lan ile varsa ve eer bu beden ykde anlatld biimde z-denetim al


tndaysa, konuma ilemi Ralph Numbers'n gr asnn aklamalann
ieriyorsa, zihin ve bedenin mistik ikiliine inananlar dnda, hi kimse
Ralph Numbers'n var oluu konusunda kuku duyabilir mi?
D. C. D .
17

CHRISTOPHER CHERNIAK

EVRENN BLMECES VE ZM

Bu raporu, Bakan'n szde 'Bilmece' konusunda yakn gemite yapt


basn toplantsyla balantl olarak daha doyurucu bir bilgi sunmak iin
hazrladk Bu raporun, lkeyi saran, panie yaklaan ve son gnlerde ni
versiteleri kapatmak gibi sorumsuz istemlerde bulunan kt ruh halini da
tmaya yararl olacan umuyoruz. Raporumuz aceleyle hazrland ve daha
sonra aklanaca gibi almalarmz kt bir biimde kesintiye urad.
nce, Bilmecenin daha az bilinen eski tarihini gzden geireceiz. Bili
nen en erken vaka, M . ! . U Ototomi Grubunda aratrma yapan aratrmac
C. Dizzard'a aittir. Dizzard daha nceleri, ticari uygulamalar iin yapay
zeka yazlmnn gelitirilmesine ynelik almalar yapan baz kk ir
ketlerde grev yapmt. Son projesi ise, drt renk kuramnn 1 970 1erdeki
ispat modelinde, bilgisayar kullanarak teorem ispat yapmak konusunday
d. Dizzard'n projesi ancak bir yanda olan bir ilerleme raporundan bilini
yor, ama bu gibi raporlar genelde d kullanmlar iin hazrlanr. Dizzard'n
alma alann daha fazla aklamayacaz. ekimser kalmzn nedeni
biraz sonra belli olacaktr.
Dizzard son olarak bir Paskalya hafta sonu tatilinden hemen nce, sa
bahleyin, ana bilgisayar sistemindeki olaan bir arzann giderilmesini bek
lerken konumutu. Meslektalan onu ayn gece yars brosundaki mo
nitrn karsnda otururken grmlerdi; bilgisayar kullanclannda ge
saatlere kadar alma alkanl vardr ve Dizzard'n brosunda uyuduu
da biliniyordu. Ertesi gn leden sonra i arkadalarndan biri Dizzard'n
yine bilgisayarnn karsnda oturduunu fark etmi, onunla konumu
ama yant alamamt; olaand bir durum deildi. Tatilin ertesi saba
h baka bir i arkada Dizzard' alan bilgisayarnn karsnda gzleri
ak otururken grmt. Dizzard uyank gibi grnyordu, ama sorular
yantlamyordu. Gn iinde ayn arkada Dizzard'n yant vermemesinden
kayglanarak, onu dald dten uyandrmak istemiti. Bu abalar sonu
262 Akln G'z

vermeyince de Dizzard bir hastanenin acil servisine kaldnlmt.


Bir haftalk gda ve su yoksunluunun belirtilerini gsteriyordu (sand
vi makinesinden yiyecek salama alkanl nedeniyle kt beslenme
durumu da sergiliyordul ve su kaybndan dolay salk durumu kritikti.
Dizzard'n birka gn hareket etmemesinden karlan sonu koroaya gir
mi ya da kendinden gemi olmasyd. lk anda bir fel ya da tmrn
Dizzard'n bu duruma gelmesine neden olduu varsaylmt, ama beyin
elektrosu yalnzca derin koroaya iaret etmiti. (Dizzard'n salk kaytla
rna gre, on yl kadar nce ksa bir sre hastanede kalmt ve bu olay
eitli alanlarda alanlar iin hi de sra d saylmazd.) Iki gn sonra
Dizzard uzun sreli a kalma nedeniyle ld. Ayrlk neo-Jemimakins
kltne bal olan en yakn akrabasnn itirazlan nedeniyle otopsi yapl
mas ertelenmiti. Beyninin doku bilim analizleri ise imdiye dek hibir
hasar izi gstermedi ve bu aratrmalar Ulusal Hastalk Kontrol Merkezinde
srdrlmektedir.
Ototomi Grubunun yneticisi, projenin gelecei hakknda karar ve
rilinceye dek, Dizzard'n kz rencilerinden birini iin bana getirdi.
Dizzard'n brosunun zeminini kaplayan kitaplarn ve katlarn ykseklii
neredeyse otuz santime ulamt ve rencisi malzemeleri belirli bir ekle
sokmak iin bir ay kadar zaman harcad. Ksa bir sre sonra bir toplantda
Dizzard'n son projesi zerinde almaya baladn, ama pek fazla ilgisini
ekmediini bildirdi. Bir hafta sonra Dizzard'n brosundaki bilgisayarn
karsnda uyuklar gibi otururken bulundu.
Kt bir aka yapt varsayldndan nce bir karmaa ba gsterdi.
Gzlerini dimdik ileriye dikmi , normal nefesler alarak oturuyordu. Ne so
rulara yant veriyor, ne sarslmaya tepki gsteriyor ne de grltler kar
snda irkiliyordu. Bir kaza sonucu iskemiesinden dnce, hastaneye kal
dnld. Gen kz muayene eden nroloun Dizzard'n durumundan haberi
yoktu. Hastann salnn yerinde olduunu, ancak beyin epifizindeki bir
anormallie daha nce tan konmam olduunu bildirdi. Ototomi Projesi
alanlan rencinin arkadalannn sorularn yantladktan sonra kzn
ailesi doktora Dizzard'n durumunu aklad. Nrolog iki vaka arasnda k
yaslama yapmann zorluuna dikkati ekti, ama beyin hasan grlmeden
derin komaya dalnann benzerliklerine iaret etti. rencinin sergiledii
belirtiler tanmlanacak bir sendromu gstermiyordu.
Baz konsltasyonlardan sonra, nrolog, hastaln belki de Dizzard'n
eyalanndan bulaan ve imdiye dek ortaya kmayan Lejyoner hastal
filan gibi ar harekete geen uyku hastal benzeri bir patojenden kaynak
lanm olacan ileri srd. ki hafta sonra Dizzard'n ve rencisinin b
rolar karantinaya alnd. ki ay sonra baka vaka grlmeyince ve yaplan
kltrler yalnzca yanl alarnlara neden olunca karantina kaldrld.
Odaclann Dizzard'n baz kaytlann atm olduklan ortaya knca,
Evrenin Bilmecesi ue zm 263

baka bir aratrma grevlisi ile yine Dizzard'n iki rencisi proje dosya
larn gzden geirmeye karar verdiler. nc gn renciler, aratrma
grevlisinin hibir drtye yant vermeyen, hatta imdiklenmeye bile tepki
gstermeyen bir dalgnlk sergilediini fark ettiler. Adam uyandrmay ba
aramaynca ambulans ardlar. Yeni hasta da daha nceki vakalarn be
lirtilerini sergiliyordu. Be gn sonra, kent kamu sal dairesi Dizzard'n
projesine katlm olan tm bina alanlarn karantinaya ald.
Ertesi sabah, Ototomi Grubu yeleri aratrma binasna girmeyi red
dettiler. Ayn gn, Ototomi Grubuyla ayn kat paylaanlar ve ardndan,
ayn binay paylaan 500 kii projenin sorunlarn renip binay terk et
tiler. Yerel gazete ertesi gn okurlanna 'Bilgisayar Vebas' manetiyle bir
yk aktard. nde gelen bir cilt hastalklan uzman yaplan grmede,
bilgisayar biti denebilecek bir virs ya da bakterinin, bu makineler iin
yeni gelitirilen silikon gibi malzemelerden remi olabileceini ileri sr
d. Bazlan ise Ototomi Projesinde kullanlan byk bilgisayarlarn tuhaf
bir radyasyon yayabileceini sylediler. Ototomi Grup yneticisi grn
'hastalklar bir kamu sal konusudur, bitisel bilimcileri ilgilendirmez'
biiminde dile getirdi.
Ardndan kentin belediye bakan, DNA taramas ieren gizli bir ordu
projesinin binada srdrlmekte olduunu ve bu salgna yol atn iddia
etti. Belediye bakannn iddiasna kar yaplan gereki yalanlamalar an
lalr bir gvensizlikle karland. Belediye meclisi on katl binann ve yakn
evresinin derhal karantinaya alnmasn istedi. niversite ynetimi bu ha
reketin ilerlemeye darbe vuracam syledi, ama yerel kongre delegelerinin
basksyla bir hafta iinde karantina uygulamas gerekletirildi. Binann
bakm ve gvenlik grevlileri blgeye yaklatnlmadndan, gen hrsziann
ufak tefek soygunlann nlemek zel bir polis grubuna kalmt. Hastalk
Kontrol Merkezinden bir ekip, karantina blgesine biyo-tehlikeye kar zel
giysilerle girip toksik madde aramasna balad. Bir aylk sre iinde hibir
bulguya rastlamadklan gibi hibiri de hastalanmad. kurbanda da or
ganik bir hastalk grlmediinden ve olaydan sa kurtulmu iki kii derin
meditasyon durumuyla balantl fizyolojik belirtiler sergilediinden, bazla
n bu vakalarn kitlesel bir histeri salgn olabileceini ileri srdler.
Bu arada Ototomi Grubu 'geici' olarak Ikinci Dnya Sava yllarn
dan kalma ahap bir binaya tanmt. On milyon dolarlk bilgisayarlan
yitirmek ciddi bir sorundu, ama grup alanlan makinelerden ok, iinde
ki bilginin vazgeilmez olduuna karar verip bir plan yaptlar: biyo-tehlike
giysileri iindeki grevliler 'scak' bantlan karantina blgesindeki okuyu
culara yklediler ve bilgiler telefon baiantsyla Ototomi Projesi'nin yeni
rnekanna aktanlp tekrar kaydedildi. Bantlarn aktanlmas projenin sr
drlmesini salayacakt, ama yalnzca en nemli bilgiler bu biimde elde
edilecekti. Dizzard'n projesi geri bu snflamaya girmiyordu ama bir kaza
264 Akln G'z

olduundan kukulanyoruz.
Prograrnc ekibi yeni bantlan tekrar alp, monitrlerde kontrol edip,
dizin iine yerletirip dosyalamaya balad. Yeni bir prograrnc hi tan
madk malzemelerle karlanca yanndan geen bir proje yneticisine bu
bilgilerin atlp atlmayacan sordu. Prograrnc daha sonra yneticinin
monitrde dosyann grnmesi iin gerekli tulara bastm ve ekrandan
geen satrlan birlikte izlerken yneticinin malzemenin nemli gibi grn
mediini sylediini anlatacakt. Saduyumuz baz szlerini tekrarlarna
mz engelliyor ve ynetici bir cmlenin ortasnda kalakalmt. Programc
ban kaldnnca yneticinin gzlerini ileriye dikmi kprdarnadan durdu
unu fark etmiti. Ynetici sorulara yant vermemiti. Prograrnc kamak
iin iskemiesini geri itip yerinden frlarken, iskemle yneticiye arpp yere
dmt. Ynetici daha nceki vakalarda grlen belirtileri sergileyerek
hastaneye kaldnld.
Salgn hastalk aratrma ekibi ve daha birou, drt vakann da bir vi
rs ya da toksin gibi bir nedenle ortaya kmadn, banta kaydedilebilen,
telefon hattyla aktanlabilen, ekrana yanstlabilen vs. soyut bir bilgiden
kaynaklanabileceini ileri srd. Bu varsayma 'Bilmece' ve hastala da
'Bilmece komas' ad verildi. Tm kantlar ekrandaki bir bilgiyle karlaan
herhangi bir insann geriye dn olmayan bir koroaya girdii konusun
daki tuhaf hipotezle uyum iindeydi. Bazlan bu bilginin tam olarak ne
olduu sorusunun son derece hassas olduunun da farkndayd.
Drdnc vakaya karm olan programc sorgulannca bu nokta
akla kavutu. Programemn olaydan sa kurtulmas, koroaya girmek
iin Bilmece'nin anlalmas gerektiini gsteriyordu. O, ynetici hastalan
d anda, kendisinin en azndan ekrandaki baz satrlan okuduunu bil
dirmiti. Ancak Dizzard'n projesi hakknda hibir bilgisi yoktu ve grdk
lerinin pek azn anmsyordu. Daha fazlasn hatrlamas iin programemn
hipnotize edilmesi nerisi ise rafa kaldnld. Programc okuduklarn daha
fazla amnsamaya almamasnn doru olacan anlyordu, ama elbet
te bir eyi anmsamamaya almak da ok zordu. Gerekten de bir sre
sonra prograrncya bu meslei brakmas ve bilgisayar bilimi konusunda
olabildiince az ey renmesi nerildi. Bylece yasal olarak sorumluluu
yklenen gnlllerin bile Bilmece'yi grmelerine izin verilip verilmemesi
sorusu etik asndan gndeme geldi.
Bilgisayar-destekli teorem-ispat projesine bal olan Bilmece korna
s salgnnn ortaya k bylelikle aklanabildi; bir kii Bilmece'yi ka
fasnda kefettii anda bunu bakasna aktaramadan koroaya giriyordu.
Bilmece'nin daha nce elle kefedilip ve derhal kaybolup kaybolmad so
rusu da ortaya atld. Literatr taramas pek ie yaramayacandan, modern
mantn ortaya kndan bu yana alan mantklarn, felsefecilerin ve
matematikilerin zyaarnykleri tarannaya baland. Aratrmaclarn
Evrenin Bilmecesi ve zim 265

Bilmece'yle yz yze kalmamalan iin alnan nlemler almalan engelli


yordu. imdilik en eskisi 1 00 yl ncesine dayanan en az on kukulu vaka
ortaya karld.
Psikolinguistik uzmanlan Bilmece komasnn yalnzca insanlara zg
olup olmadn saptamak iin bir proje balattlar. laret dilini renmi ve
niversitede birinci snfta retilen dzeyde mantk bulmacalarn zm
olan 'Wittgenstein' adl bir empanze Ototomi Projesi kaytlann grmek iin
en uygun aday seildi. Wittgenstein Projesi aratrmaclan ibirlii yapmay
reddetti ve etik nedenlerle empanzeyi kanp sakladlar, ama sonunda FBI
onu buldu. Gnde yirmi drt saat Ototomi Projesi bantlan izletilen em
panze hibir belirti sergilemedi. Kpekler ve gvercinler iin de sonu ayn
oldu. Ayrca Bilmece hibir bilgisayara da hasar vermemiti.
Tm almalarda Ototomi bantlannn tmnn gsterilmesi gerekli
olmutu. Bilmece'nin bantlarn hangi blmnde bulunduunu saptamak
iin herhangi bir gvenlik stratejisi gelitirilmemiti. Wittgenstein-Ototomi
Projesi srdrlrken, projeyle balants olmayan bir programda alan
bir kii, baz Ototomi bantlan bilgisayar tesisinin halkn kullanmna ak
bir blmnde kazara kada dklnce, Bilmece komasna girdi ve bir ay
boyunca yazcdan alnan tm ktlar bulunup yok edildi.
Ardndan tm dikkatler Bilmece komasnn ne olduu sorusu zerinde
younlat. Bilinen hibir hastala benzemediinden gerekten koma olup
olmad ya da kanlmas gereken bir durum olup olmad aka bilinmi
yordu. Aratrmaclar sanal bir lobotomi olduunu. sinir hcrelerinin ba
lant noktalanndaki bilgilerin zerine gelen bir kiJidin daha yksek beyin
fonksiyonlarn tmyle durdurduunu varsayyorlard. Yine de komann
bir meditasyon aydnlanmas durumuyla balantl olmad, nk bilin
le tutarl olamayacak kadar derin olduu gr yaygnd . stelik bilinen
hibir Bilmece komas iyileme belirtisi gstermemiti. Sinir cerrahisi, ila
ve elektrik drtlerinin etkileri yalnzca olumsuz ynde olduundan, bu
giriimler durdurulmutu. Vanlan geici sonu, komann geri dnnn
olanaksz olduu biimindeydi, ama kurbanlan bilgisayar-destekli simge
zincirlerine maruz brakarak Bilmece'nin 'bys'nn zlmesini sala
yacak bir szck arama projesi balatlmt.
"Bilmece nedir?" biimindeki temel soruya ok dikkatli yaklamak ge
rekir. Bilmece bazen, zihnin durmasna yol aan 'insansal Turing maki
nesi iin Gdel cezas' olarak tanmlanmakta ve sylenmesi, dnlmesi
olanaksz geleneksel doktrinler saylp dklmektedir. Halk inanlarnda
da benzer fikirler vardr; rnein dinsel temalarda dalan bir ruhu tedavi
etmek iin 'Szcklerin' gcne inanlr. Ama Bilmece bitisel bilim dalnda
ok yararl olabilirdi. nsan zihninin yaps hakknda temel bilgiler sa
layabilir, hangi dili konuursa konusun tm insanlar iin evrensel olan
'dnce dili'nin ifresini zmek iin, hiyeroglifierin zmne yardmc
266 Aklzr G'z

olan Rosetta Ta'nn grevini stlenebilirdi. Eer zihin konusunda bilgii


lem kuram doru ise, yani bir program, kocaman bir szck bir makineye
yazlnca o makineyi dnen bir nesneye evirebiliyorsa, neden kt bir
szck, yani Bilmece, birincisinin kantn ortadan kaldrmasn? Ama her
ey kendi kendini yok etmeyecek bir 'Bilmece-loji' alannn uygulanabilirli
ine dayanyordu.
Bu noktada Bilmece'nin daha da rahatsz edici bir gerei ortaya k
maya balad. Paris'te bir topoloji uzman, baz alardan Dizzard'n duru
munu artran bir komaya girdi. Bu olayda bilgisayar kullanlmyordu.
Matematikinin belgelerine Franszlar el koydu ama, bu kadnn Dizzard'n
almasndan habersiz olduu halde, yapay zekann ayn alanlarna ilgi
duymu olmasndan kukulanyoruz. Ayn dnemde Moskova'daki Makine
Hesaplama Enstits'nn drt yesi, uluslararas konferansara katlma
maya, mektuplara kiisel olarak yant vernemeye balad. FBI yetkilileri,
Sovyetler Birlii'nin sradan casusluk ilemleri arasnda Ototomi bantlarn
ele geirdiini iddia ettiler. Savunma Bakanl 'Bilmece savalar ' kavram
n aratrmaya balad.
Kaliforniya'da bir felsefeci ve bir kuramsal dilbilimciyle ilgili ayr iki
vaka birbiri ardna ortaya kt. kisi de Dizzard'n alannda almyordu
ama Dizzard'n gelitirdii ve on yl nce yaymlad ok iyi bilinen bir
metinde anlatt yntemleri yakndan tanyordu. DNA-RNA etkileiminin
bilgi-kuramsal modelleri zerinde alan bir biyokimyacnn yer ald
vaka daha da rktc oldu. (Yanl alarm olasl henz sryordu, n
k biyokimyac komaya girdikten sonra tpk bir tavuk gibi gdaklamay
srdrmt. )
Bilmece komas artk yalnzca Dizzard'n alanna zg bir i kazas
olmaktan km , ok eitli biimlerde kendini gstermeye balamt. Bil
mece ve etkileri yalnzca dilden bamsz gibi de grnmyordu. Bilmece
ya da trevleri konudan da bamsz olabiliyor ve neredeyse her yerde g
rlebiliyordu . Zihinsel karantinann snrlan byk bir gvenle saptana
myordu.
stelik artk Bilmece'yi, zaman gelmi bir fikir gibi grmeye balam
tk; yzyln ilk dnemlerinde ortaya kan 'Bu cmle yanltr,' biiminde
ki kendine gnderme yapan paradokslar antnyordu. Belki de u anda
gncel olan 'bilgisayar bilimi yeni liberal sanattr' yaklam bunu yanst
yordu. Zihinsel gemii gelitike, Bilmece'nin ok geni bir alanda kefedil
mesi kanlmaz gibi grnyordu. Geen k 'otomata kuram' zerine yeni
balayan, geni katlml bir giri dersinde, rencilerin ou komaya girin
ce, bu durum ilk kez aka fark edildi. (Birka saat dayanamayanlann son
szleri 'ite' oldu .) Benzer olaylar baka yerlerde de yaannca, halkn lk
lan bakann basn toplantsna ve bu raporun hazrlanmasna yol at.
u anda var olan szck fobisi atmosferi ve niversiteleri kapatn' -
Evrenin Bilmecesi ve zlml 267

lklan mantkszdr, ama Bilmece komas salgn herhangi bir ileri teknoloji
rnei olarak kabul edilemez. rnein Minneapolis'teki 'Sonik Fnn' olayn
da, binann parabol biimindeki cephesi, kalk srasndaki jet uaklannn
grltsn younlatnyordu ve yanl zamanda paraboln odak nokta
sndan yryerek geen birka kii lmt. Bilmece komas bir birey iin
arzulanan bir durum olsa bile (ki biz olmadn gryoruz) , salgn halini
alm olmas, belirli toplumlarn kendilerini koruyamamas asndan, hi
beklenmedik bir kamu sal krizine yol amt. Bilmece dncesi yayl
dka, toplumun gerekli bir unsuru olan aratrmac camiasnn byye
meyecek durumda olduunu tahmin edebiliriz.
Raporumuzun temel amac en azndan bundan sonraki koma salgnla
rn azaltmaktr. Aratrma politikasnn saptanmasnda bir rol stlenmek
iin halkn istemde bulunmas, karmzdaki ikilemi biraz daha derinle
tirdi: bulacln yaymadan Bilmece'ye kar nasl uyarda bulunabiliriz
ya da hatta tartabiliriz? Uyan ne kadar ayrntl olursa, tehlike o kadar
byk olacaktr. Okurlar kazara u dzeye ulaabilirler, "eer p ise q'dur"u
ve p iaretini grrse, q sonucunu karmaktan kendini alkoyamaz ve q
burada Bilmece'dir. Tehlike ieren alanlan saptamak tpk "Eer on saniye
sonra pembe fareleri dnmezsen, sana bir dolar veririm," biimindeki
ocuk akas gibidir.
Hem srdrlecek politika hem de etik asndan bir soru henz ya
ntlanmamtr; tmyle tanmlanmam ama ok nemli olan alanlarda
aratrmalann srdrlmesinin yararlan Bilmece "nin yok edici tehlikesin
den daha m byktr? Bu raporun yazarlar . herhangi bir raporun olas
yararlannn okurlar iin yaratt tehlikeden daha deerli olup olmadn
zememilerdir. Gerekten de son taslak hazrlanrken iimizden biri ac
bir biimde lmtr.
90-----

Bu garip yk, ilgin ama sama bir fikir zerine kurulmutur: kiinin zih
nini durduran, her zihni bir cins paradoksal kendinden gemeye ya da belki
Zen Budizminin satori aydnlanmas dzeyine karacak bir neridir. Bir
yandan da, bir esprinin ok gln olduunu ve dinleyenlerin gerekten fii
len glrnekten leceini anlatan bir Monty Python skecini antrmaktadr.
Bu espri, sonunda ngiliz ordusunun gizli silah biimine gelmitir ve hi
kimsenin bir szckten fazlasn renmesine izin verilmemitir. (ki szck
renenler o kadar fazla glerler ki, hastaneye kaldnlmalan gerekir!)
Bu gibi konularn, tarihte hem yaamda hem de edebiyatta ncleri
vardr. Yap boz bulmacalan iin kitlesel histeriler, dans etme hastalklar ve
benzerleri grlmtr. Arthur C. Clarke, duyan kiilerin zihnini kontrol
altna alan son derece cazip bir mzikle ilgili ksa bir yk yazmtr. Mito
lojide deniz perilerinin ve dier batan kanc kadnlarn erkekleri yoldan
karp stlerinde bask kurduklar anlatlmaktadr. Ama, zihni denetim
altna alan bu efsanevi glerin yaps nedir?
Cherniak'n Bilmece'yi, "insansal Turing makinesi iin Gdel cezas"
olarak tanmlamas ifreli gibi gelebilir. Bu tanm, kendine gnderme yapan
"Bu cmle yanltr" paradoksuna benzetmesi, biraz aklyor. Doruluk
yanll ima ettiinden ve tam tersi de mmkn olduundan, gerekten
doru mu yanl m diye dndnz zaman skca kapal bir dng or
taya kyor. Bu dngnn yaps, ekiciliinin nemli bir parasdr. Bu ko
nunun baz eitlernelerine bakmak, paradoksal ve belki de zihni tuzaa d
ren etkisinin altndaki ortak merkezi rnekanznay ortaya karacaktr.
Bir eitleme, "Buu cmlede yanl vardr," biimindedir. Bunu
okuyan kiinin ilk tepkisi "Yoo, hayr, iki yanl var. Bu cmleyi yazan say
nay bilmiyor," olacaktr. Bu noktada baz okurlar kafalarn kayp niin
birinin bylesine anlamsz, hatal bir ey yazacam merak ederek ekip
giderler. Bazlar ise cmlenin aka grlen hatasyla verdii mesaj ara
snda bir balant kurarlar. "Ne de olsa kendi hatalarn sayarken nc
bir hata yapm," diye dnrler. Bir-iki saniye sonra, bu adan baknca,
cmlenin hatalarn doru olarak saydm fark edip aknla derler.
Yani cmle yanl deildir, bu yzden yalnzca iki hata iermektedir ve . . .
"Ama, bir dakika. Hey! Hmm . . . " Dnceleri birka kez ileri geri gidip gelir,
dzeyler aras bir elikiyle kendi kendini geersiz klan cmlenin verdii
garip duyguya kaplrlar ama, belki fikrin amac ya da ilginlii, belki para-
Evrenin Bilmecesi ve zm 269

daksun nedeni ya da zm, belki de baka bir konuya atlamak iin, bir
sre sonra karmaadan sklp dngnn dna karlar.
Daha tuzakl bir eitierne ise, "Bu cmlede bir hata vardr," biimin
dedir. Elbette cmle hataldr, nk hibir hata iermemektedir. Yani hi
bir imZa hatas ("birinci derece hata") iermemektedir. kinci derece hatalar,
yani birinci derece hatalan sayarken yaplan hatalar diye bir ey de vardr.
Sonuta cmlede hibir birinci derece hata yoktur ve bir adet ikinci dere
ce hata vardr. Eer ka adet birinci derece ya da ka adet ikinci derece
hata olduundan sz etseydi, elbette ok farkl olacakt, ama cmle byle
ince ayrmiara girmez. Dzeyler geliigzel kartrlmtr. Kendi nesnel
gzlemcisi gibi davranmaya alrken, cmle, mantksal bir arapsann
iinde umutsuzca akna dner.
C. H. Whitely temel paradaksun daha ilgin ve zihincilie daha yakn bir
eitiernesini kefedip, aka sistemin kendi hakknda dnmesini sala
mtr. Whitely'nin bu cmlesi, Gdel'in almalannn rnekanznay gide
rilemez bir biimde altst ettiini kantlamay hayatndaki amalardan biri
haline getirmi olan felsefeci J. R. Lucas'a atlm bir kancayd. Aslnda bu
gre Gdel'in kendisi bile katlm olabilir. Whitely'nin cmlesi yleydi:

Lucas tutarl olarak bu cmle,;.i ne sremez.

Doru mu bu? Lucas ne srebilir miydi? Eer ne srerse, bu davran


tutarlln yok etmek olacakt (hi kimse 'Bunu syleyemem' deyip tutarl
kalamaz). Yani Lucas tutarl olarak bunu ne sremez- ki iddia budur ve
bylece cmle dorulanm olur. Hatta Lucas bile bunun doru olduunu
grr ama ne sremez. Zavall Lucas iin ok sinir bozucu olmal! Elbette
hibirimiz onun bu sorununu paylamyoruz! Daha da kts ise:

Lucas tutarl olarak bu cmleye inanamaz.

Ayn nedenlerle bu da dorudur; ama artk brakn ne srmeyi, kendi


iinde elikiye den bir inan sistemi biimine getirmedike, Lucas bile
buna inanamaz.
Hi kimse, ciddi olarak insanlarn bylesine isel tutarl sistemlere
uzaktan da olsa yakn olduunu dnmez (umuyoruz ki !) ama, bu tr bir
cmle matematiksel biimlerle ekiilendirildii (ki yaplabilir) takdirde, ki
bylece Lucas yerine ok iyi tanmlanm bir 'inan sistemini' gsteren L
kullanlabilir ve eer tutarl kalmak istiyorsa, bu sistem iin ciddi sorunlar
ba gsterir. ekiilendirilen Whitely cmlesi, L iin, sistemin kendisinin
asla inanmayaca doru bir cmle rneidir! Dier inan sistemlerinin
hepsi bu cmleye kar bakla sahiptir, ama o sistemler iin de ekii
lendirilmi Whitely cmleleri vardr. Tm 'inan sistemlerinin' kendi l
sne uygun yaplm bir Whitely cmlesi, yani bir Ail topuu vardr.
270 Akln G'z

Bu paradokslar insanlk kadar eski bir gzlemin ekillendirilmesinin


sonulandr: Bir nesnenin kendisiyle ok zel ve zgn bir ilikisi vardr
ve bu iliki baka nesneler zerinde gsterdii davranlan kendi zerin
de gsterme becerisini kstlar. Bir kurunkalem kendi zerine yazamaz;
bir sinek raketi sapma konmu bir sinei ldremez (bu gzlemi Alman
felsefeci-bilim adam Georg Lichtenberg yapmt) ; bir ylan kendisini yi
yemez vs. nsanlar kendi yzlerini imgeleri yanstan dsal gereler olma
dan gremezler ve bir imge asla orijinali ile ayn deildir. Kendimizi nesnel
olarak grmeye ve anlamaya yaklayoruz ama, hepimizin iinde kendine
zg bir gr as olan gl bir sistem vardr ve bu g ayn zamanda
kstlln garantisidir. Belki de bu savunmaszlk -kendimize attmz bu
kanca- yok edilemeyen 'Ben' duygusunun kaynadr.
Cherniak'n yksne geri dnelim. Grdmz gibi, kendine gn
derme yapan dilsel paradokslar son derece ekicidir ama insan zihni iin
tehlikeli olduu sylenemez. Buna karlk Cherniak'n Bilmece'si ok daha
korkutucu olmaldr. Tpk bir sinekkapan gibi sizi batan kanyar ve s
tnze kapanp sizi bir dnce anaforuna sokuyor, geree geri ka

Malcom Fowler'in kendini akan eki izimi, kapal dng grnn yeni bir
eitlemesidir. (Patrick Highes ile George Brecht'in Vicious Girc/es and lnfinity:
An Anthology of Paradoxes adl yaptndan.)
Evrenin Bilmecesi ve zmi 2 7 1

'Ksa Devre' adl resim, mantksal paradokslarn ksa devresin i gs


teriyor. Negatif pozitifi davet ediyor ve hareketsiz daire tamamlanyor.
(Vicious Girefes and lnfinity adl yapttan.)

yolu olmayan bir girdabn ya da 'zihnin kara deliinin' derinliklerine doru


ekiyor. Buna karlk, kim dardan bakarak kapana kslan zihnin hangi
alternatif gerekiere takldn bilir?
Zihni durduran Bilmece dncesinin, kendine-gnderme zerine ku
rulu olduu nerisi, dngye benzeyen kendine gnderme ya da dzeyler
aras geri iletim ile cansz bir nesneden bir benlik -bir ruh- yaratmay tar
tmak iin iyi bir bahane oluturuyor. Byle bir dngnn en iyi rnei,
televizyonun kendi imgesinin kendi ekran zerine yanstlmasdr. Byle
ce, birbirinin iinden grlen gitgide klen ekranlarn imgesi oluacak
tr. Bir televizyon kameranz varsa bunu yapmak ok basittir.
Sonular son derece harika ve ou zaman artcdr (resme baknz) .
En basiti, birbirinin iine yerletirilmi kutular etkisi verir ve bir koridor
boyunca bakyormusunuz gibi bir yanlsama yaratr. Daha farkl bir etki
yaratmak iin kameray merceinin ekseni zerinde saat ynnde dnd
rn, birinci i ekran saat ynnn tersine dnyormu gibi grnecektir.
Bir aama uzaktaki ekran ise iki kez dnm olacaktr vb. Sonuta elde
edilen grnt gzel bir sarmaldr ve belirli miktarlarda eim ve yaknia
trma kullanlarak ok eitli etkiler elde edilebilir. Aynca ekrandaki ta-
272 Akln G'z

Kendini yanstan bir televizyon sistemi ile ok eitli etkiler elde edilebilir.
(Fotograflar Douglas R. Hofstadter)
Evrenin Bilmecesi ve zm 273

necikler, eit olmayan yatay ve dikey lderin oluturduu bozulrnalar,


devredeki zaman gecikmesi ve benzeri dururnlar sayesinde ortaya kan
karmaklatnc etkiler de vardr.
Kendine gnderme yapan mekanizmann tm parametreleri, hi bek
lenmedik bir zenginlikteki tm yaplan zrnseyecektir. Bir televizyon ek
ranndaki bu tip 'z-imgelerin' ilgin bir yn de, son derece karmak bir
duruma gelerek video geri iletimdeki kkeninin tmyle gizlenrnesidir. Re
sirnlerde de grlecei gibi, ekrandaki grntler yalnzca ok zarif ve kar
mak bir yap biimini alr.
Ayn parametrelere sahip birbirinin ei iki sistem kurduumuzu ve
bylelikle ekranlarn ayn grntleri sergilediini varsayalm. Kamera
lardan birinin yerini biraz deitirdiirnizi varsayalm. Bu minik deiim
derhal birbirinin iinden grlen saysz ekran tarafndan yanstlacak ve
grnen 'z-irngesinin' toplu etkisi zerinde olduka byk bir farkllk ya
ratacaktr. Yine de her iki sisternin dzeyler aras geri iletim stili temelde
ayn olacaktr. Bizim bilinli olarak yaptmz bu minik deiiklik dnda
tm parametreler ayn olacaktr. Kameray tekrar eski konumuna getirin
ce de yine ilk duruma dneceimiz iin, iin znde balang noktasna
'yakn' olacaz. Bu durumda, birbirinden ok farkl iki sisteme mi, yoksa,
birbirinin ei iki sisteme mi sahip olduumuzu sylememiz daha doru
olacaktr?
nsan ruhunu dnrken bunu bir benzetme olarak kullanabiliriz.
Acaba, insan bilincinin 'sihrinin, ' bir ekilde, beynin yksek dzeyi ile
(sirnge dzeyi) alak dzeyinin (nrofizyolojik dzeyi) kapal bir nedensellik
dngsnde birlemesinden ortaya ktn varsaymak geerli olabilir mi?
Acaba 'zel ben' yalnzca, kendine gnderme yapan bir kasrgann gz
olabilir mi?
unu aka belirtelim ki, kamera ile alcdan oluan bir televizyon sis
teminin, kameras kendi ekranna yneldii anda bilinli bir duruma geldi
ine dair en ufak bir neride bulunrnuyoruz! Bir televizyon sistemi, temsil
sistemleri iin daha nce saptadmz ltleri karlamaz. lmgesinin, - biz
insan gzlemcilerin alglad ve kelirnelerle betimledii- anlam televizyon
sisteminin kendisi iin hibir ey ifade etmez. Ekranndaki binlerce nokta
y 'kavramsal paralara' aynp, insanlann, kpeklerin, masalann vs. yerini
tuttuunu dnrnez. Bu noktalann da, temsil ettikleri dnyadan kaynakla
nan bir zerklikleri yoktur. Noktalar yalnzca, kamerann nndeki k yap
lannn pasif yansrnalandr ve eer klar snerse, noktalar da yok olur.
Szn ettiimiz kapal dng tr, gerek bir temsil sisteminin kendi
kavram ieriiyle kendi durumunu alglayabildii trdr. rnein, biz bey
nimizi, hangi sinir ulannn hangilerine bal olduuna, ya da hangilerinin
atelediine bakarak deil, kelirnelere dktrnz kavramlarla alglarz.
Beynirnizi sinir ulan topluluu olarak deil, inanlanrnzn, duygulanrn-
274 Akln G'z

zn ve fikirlerimizin bir deposu olarak grrz. "Onun partiye gitme konu


sundaki isteksizlii beni biraz sinirlendirdi ve aklm kartrd," biiminde
ki cmlelerle beynimizin bu dzeyini aklanz. Bir kez kelimelendirilince,
byle bir z-gzlem, zerinde dnlmesi gereken bir konu olarak tekrar
sisteme girer, ama elbette bu geri giri her zamanki alg sreleri aracl
yla, yani milyonlarca sinir ucunun atelemesiyle gerekleir. Buradaki
kapal dng, ok gzel ve karmak gibi grnen televizyon dngsnden
ok daha karmak ve dzeyleri birbirine karan bir dngdr.
Bir parantez aarsak, yapay zeka almalarnda son zamanlarda
ki ilerlemelerin, bir programa, kendi isel yaplan hakknda baz fikirler
verilmesi ve iinde baz deiikliklerin olutuunu hissettii zaman tepki
gstermesi konusundaki giriimler olduunu belirtmemiz gerekir. imdi
lik, programiann z-alglaylan ve z-denetimleri son derece ilkel dzeyde
ama, bu fikir, gerek zekayla eanlaml olacak derin bir esneklie ulama
nn n artlarnn bir anahtar olarak ortaya kmtr.
Yapay bir zihin tasariama konusunda iki nemli dar boaz bulunmak
tadr: biri alglamann dieri ise renmenin modellendirilmesindedir. Daha
nce de szn ettiimiz gibi, alglama, kavramsal dzeyde yorumlama iin
saysz alt-dzey tepkinin bir araya getirilmesidir. Bu durumda, bir dzey
ama sorunudur. renme de bir dzey ama sorunudur. Kii 'Simgele
rim sinir ularn nasl programlyor?" diye sorabilir. Daktilo yazmasn
renirken defalarca tekrarladnz parmak hareketleri nasl ar ar sinir
hcrelerinin balant noktalannda sistematik deiimlere dnyor? Ba
langta bilinli olarak yaplan bir hareket nasl sonradan tmyle bilin
alt karanla gmlebiliyor? Tekrarlamann gcyle, dnce dzeyi her
naslsa 'aaya doru iniyor' ve altnda yatan donann yeniden program
lyor. Bir mzik parasn ya da bir yabanc dili renmek de ayn biimde
gerekleiyor.
Aslnda yaammzn her annda srekli olarak sinir hcresi balant
yaplanmz deitiriyoruz. O anda iinde bulunduumuz durumlan belie
imize belirli 'etiketler' altnda 'dosyalyoruz' ve gelecekte gerekli olduunda
ekip kullanyoruz. (Bilinalt zihnimizin bunu yaparken ok baarl olma
s gerekir, nk iinde bulunduumuz an hatriamann yararl olaca
gelecek durumlan nceden tahmin etmek ok zordur.)
Bu adan, benlik, srekli kendini-belgeleyen bir 'dnya izgisi'dir
(uzay ve zamanda ilerleyen bir nesnenin izdii drt-boyutlu yol) . nsan yal
nzca kendi dnya izgisinin tarihini isel olarak koruyan bir nesne deil,
saklad dnya izgisi gelecekteki dnya izgisini saptayan bir nesnedir.
Gemi, imdi ve gelecein geni boyutlu uyumu , srekli deien ve ok
yzeyli yapsna karn, benliinizi isel bir mant olan bir btnlk ola
rak alglamanz salar. Eer benlik uzayzamanda kvnmlar izen bir nehre
benzetilirse, bu kvnmlan yalnzca topran zelliklerinin deil, nehrin ar-
Evrenin Bilmecesi ve zm 275

zulannn da oluturduunu belirtmek ok nemlidir.


Bilinli zihnimizin faaliyetleri sinir dzeyinde kalc yan etkiler yarat
mann dnda, tam tersi de sergilenir: Bilinli dncelerimiz zihnimizin
toprak altndaki maaralarndan kprerek taar, nereden fkrdn bil
mediimiz imgeler imgelemimizde bir sel gibi akar. Yine de, dncelerimi
zi yaymladmz zaman, bilinalt yaplarmzn deil bizim bu fikirlerden
dolay itibar grmemiz gerektiine inanrz. Yaratc benliin bilinli ve bi
linalt olarak ikiye blnmesi zihnimizi anlama abalarnn en rahatsz
edici unsurudur. Eer biraz nce belirttiimiz gibi, en iyi fikirlerimiz gizemli
toprak alt kaynaklardan fkryorsa, biz aslnda kimiz? Yaratc ruhumuz
nerede bulunuyor/ Acaba irade gcyle mi yaratyoruz, yoksa biyolojik do
nanmn oluturduu bir atomata olarak, doumdan lme kadar 'zgr
irade'den sz edip kendimizi mi kandryoruz? Eer tm bu konular hak
knda kendimizi kandryorsak, kimi -ya da neyi- kandrm oluyoruz?
Epey aratrlmas gereken bir kapal dng var burada. Cherniak'n
yks hafif ve elencelidir, ama Gdel "in almalarna, rnekanizmaya
kar bir sav olarak deil de, bilin konusunda derinlemesine ima edilen
temel kapal dngnn bir rnei olarak iaret etmesi, iin zne parmak
bastm gsterir.
D. R. H .
V
YARATILMI BENLKLER VE
ZGR RADE
18

STANISLAW LEM

YEDiNC GRM YA DA TRURL'UN KEND


KUSURSUZLUGU NASIL SONUSUZ KALDI *

Evren sonsuzdur ama snrlarla evrilidir ve bu nedenle, bir k huzme


si ne yne giderse gitsin, milyarlarca yl sonra, eer yeterince gl ise,
kt noktaya geri dner ve bir yldzdan dierine atlayp tm gezegenleri
dolaan sylentilerin durumu da ayndr. Bir gn Trurl, iki byk inaat
iyilikseverin , son derece bilge ve baarl olduklann, baka kimsenin onla
ra eit olmadn duydu ve bu haberi aktarmak zere Klapaucius'a kotu.
Klapaucius sz edilenlerin gizemli rakipleri olmadn, kendilerinden sz
edildiini, nk hretlerinin tm uza}'1 dolam olduunu aklad. Ne
var ki hretin bir hatas vardr, kiinin baanszlklanndan hatta byk
bir kusursuzluun rnleri olan baanszlklanndan bile hi sz etmez.
Buna inanmayan biri varsa, Trurl'un, nemli ileri nedeniyle evde kalmas
gereken Klapaucius yannda olmadan gerekletirdii yedi giriiminden so
nuncusunu hatrlasn.
O gnlerde Trurl kendini pek beeniyordu, kendisine gsterilen saygy
ve onuru sanki tmyle hakkym, son derece olaanm gibi kabul edi
yordu . O gn gemisiyle pek de yakndan tanmad kuzey blgesine doru
gidiyordu ve bolukta epey yol alrken, savaan gezegenler olduu kadar
harabe haline gelmenin kusursuz barna kavumu gezegenler de gr
mt ve birdenbire minik bir gezegen daha dorusu bir gezegenden ok
bir madde paras gzne iliti.
Bu kaya parasnn zerinde, biri, ileri geri kouyor, zplyor, garip bir
biimde kollarn sallyordu. Bylesine bir yalnzlk sahnesine ve umutsuz-

* "The Seventh Sally or How Trurl's Own Perleetion Led to No Good". Stanislaw
Lem'in The Cyberiad kitabnda Michael Kandel'in ngilizceye evirdii "The Se
venth Sally" adl yazsndan alntlanmtr.
280 Akln G'z

luk belirtisi olan lgn hareketlere ararak ve belki biraz da fkeye kap
larak, Trurl derhal yere indi.
Son derece kibirli, her taraf iridyum ve vanadyum kapl bir kii b
yk grltlerle yanna yaklat ve kendini Pancreon ve Cyspenderora'nn
yneticisi Tatar Excelsius olarak tantt. Her iki kralln halklar, hkm
dan ldrme lgnlna kaplp Ekselanslarn tahtndan indirmi, karan
lk akntlar ve yerekimi dalgalan arasnda dolanp duran bu kra minik
gezegene srgne gndermiti.
Tahtndan indirilmi olan hkmdar, ziyaretisinin gerek kimliini
renince, ne de olsa iyilik yapma konusunda profesyonel saylan Trurl'un
kendisini eski konumuna yeniden kavuturmas iin srar etti. Olaylarn
bylece deiebilecei fikri hkmdann gzlerine intikam atei yerletirdi
ve demir parmaklan adeta, ok sevdii halknn boazn skyormu gibi
havay kavramaya balad.
Aslnda Trurl'un, Excelsius 'un isteini yerine getirmeye hi niyeti yoktu,
nk bu davrann inanlmaz ktlklere ve aclara yol aacan biliyor
du, ama bir yandan da hakarete uram kral rahatlatmak ve teselli etmek
istiyordu. Bir iki dakika dnnce her eyin bitmediine, eski halkn teh
likeye atmadan kral tatmin edebileceine karar verdi ve Trurl kollarn sva
yp, tm uzmanln ortaya koyup, krala tmyle yeni bir krallk ina etti.
Saysz kentler, nehirler, dalar, ormanlar, dereler, bulutlarn dolat bir
gkyz, gz pek ordular, atolar, kaleler, harem daireleri, gne altnda
parlayan zevksiz pazar yerleri, ar yorucu alma gnleri, danslar ve ar
klarn gne doana dek srd geceler ve kl oyunlannn akrtlanyla
dolu bir lke yaratt. Bu kralln bakentine mermer ve kaymak ta bir
saray kondurup, saygn bilgelerle dolu bir meclis oluturdu; k saraylan,
yazlk villalar, entrikalar, ibirlikiler, sahte tanklar, hemireler, muhbirler,
rzgarda kipkrmz sallanan tylerle ssl harika kheylanlar yerletirip
atmosferi gmi seslerle dolu mzikler ve yirmi bir pare top ateiyle ssle
meyi ihmal etmedi. lkeye gerekli olan bir avu vatan haini ile ayn sayda
kahraman, bir avu kahin ve falcy, bir mesihi ve bir byk airi ekledik
ten sonr'a eilip, mikroskobik gereleriyle son dakika ayarlarn yaparak her
eyi harekete geirdi. lkenin kadnlanna gzellik, erkeklerine sarho olun
ca ask suratl bir sessizlik ve hainlik, resmi grevlilerine kibir ve alakg
nlllk, astronomlanna yldz sevgisi ve ocuklarna grlt etme becerisi
verdi. Btn bunlarn hepsini de ince ayrntlarna kadar dzenlenip iste
nilen yere rahata tanabilecek bir kutunun iine yerletirildi. Excelsius'a
sonsuza dek ynetecei lkesini takdim ederken, yepyeni krallnn girdisi
ni ktsn gsterdi, savalan nasl programlayacan, isyanlan nasl bast
racan, nasl saygnlk kazacan, nasl vergi toplayacan retti. Ayrca
bu mikrominyatr toplumun kritik noktalarn ve gei durumlarn ya da
baka bir deyile saraydaki entrikalan ve isyanlan en knden en b-
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuz/uu Nasl Sonusuz Kald 2 8 1

yne kadar aynntl olarak anlatt v e despotlukla ynetmeye alkn olan


kral derhal talimatlar anlad ve inaat onu gzlerken, hi duraksamadan
stleri krallk arnas olan kartallar ve aslanlarla ssl denetim dmele
rini evirerek baz bildiriler yapt. Bu bildiriler olaanst hal durumunu,
sk ynetimi, sokaa kma yasann balama saatini ve zorunlu vergile
ri kapsyordu. Krallkta geen bir yl sonunda, ki Trurl ile kral iin ancak
bir dakika kadar srmt, dmelerdeki parmaklarn biraz aynatarak bir
byklk gsterisiyle bir idam cezasn balad, zorunlu vergileri hafifletti,
olaanst hal durumunu kaldrd ve kutudan sanki kuyruklar tutulup
kaldnlm fare yavrularnn cyaklamasn andran sevin lklar yksel
di. Yuvarlak cam kapan stnden baknca, tozlu yollarda, suyu bulutlar
yanstan, tembelce akan nehirlerin kylarnda, elenen, hkmdarlarnn
esiz iyi kalpliliini ven insanlar grlyordu.
nceleri Trurl'un armaann bir ocuk oyunca kadar kk grp
kendini hakarete uram varsayan kral , kaln cam kapan, iindeki her
eyi daha byk gsterdiini fark etti. Belki de burada boyutlann nemli
olmadn, nk hkmetlerin metreler ya da kilolarla llmediini, is
ter dev isterse cce olsun duygulann her naslsa benzer olduunu anlad
ve zorla da olsa inaatya teekkr etti. Kim bilir, belki onu zincire vurup
lene dek ikence yaptrmay yeler ve bylece sradan bir gezgin tamir
cinin byk bir hkmdara bir krallk takdim ettii dedikodulann daha
ortala yaylmadan nlemi olurdu.
Ne var ki Excelsius, temel bir oranszlk nedeniyle bunun sz konusu
bile olamayacan bilecek kadar sa duyuluydu. Kraln ordusu Trurl'u ya
kalamadan nce bcekler kendisini esir alabilirdi. Souk bir selamlamayla
tacn ve asasn koltuunun altna sktnp, kutudaki kralln eline ald
ve srgndeki mtevaz kulbesine ekildi. Gezegenin dnne gre, s
cak gndz karanlk geceyle yer deitirince, halk tarafndan dnyann en
by olarak kabul edilen kral , onu emrederek, bunu reddederek, bazen
kafalann kesip bazen de dllendirerek minik halkn tahta kar kusur
suz bir sadakat ve tapnmaya ynlendirerek, b_yk bir gayretle lkesini
ynetmeyi srdrd.
Trurl'a gelince, evine dnp arkada Klapaucius'a biraz da yaptkla
nyla vnerek inaatlk dehasn nasl ortaya kanp hem Excelsius'un
diktatrlk hevesini yerine getirdiini hem de eski halknn demokrasi ar
zularn koruduunu anlatt. Ne var ki Klapaucius, onu takdir edecei yer
de artc bir biimde adeta azarlad.
"Seni doru mu anladm?" diye sordu sonunda. "u acmasz despota,
doutan kle tacirine, ac vermeyi seven sadiste sonsuza dek ynetmesi
iin bir uygarlk m verdin? stelik bir de bana acmasz emirlerinin biraz
n geri ekmesinin sevin lklaryla karlandn m sylyorsun? Trurl,
byle bir eyi nasl yapabildin?"
282 Akln G'zl

"aka ediyor olmalsn!" diye haykrd Trurl. "Aslnda bu krallk bir


metreye elli santim eninde ve yetmi santim yksekliinde bir kutuya s
yor . . . yalnzca bir model . . ."
"Neyin modeli?"
"Ne demek neyin modeli? Elbette bir uygarln modeli, ama yz mil
yon kez kltlm boyutta."
"Kendi uygarlmzdan yz milyon kez daha byk boyutlu baka uy
garlklar olmadn nereden biliyorsun? Eer varsa, bizim uygarlmz da
bir model saylmaz m? Ayrca boyutlarn ne nemi var? Kutudaki krallkta
bakentten lkenin bir ucuna gitmek, iinde yaayanlar iin aylar srm
yor mu? Ac ekmiyarlar m, ar iiliin ykn bilmiyorlar m, lmyor
lar m?"
"Dur bir dakika, ben yle programladm iin btn bunlarn olup
bittiini biliyorsun, yani bunlar gerek deil. . .
"

"Gerek deil mi? Yani kutu bo mu? Trenler, ikenceler, idamlar


yalnzca yanlsama m demek istiyorsun?"
"Hayr yanlsama deil; gerek bir ynleri var, ama atomlar deitire
rek mikroskobik bir olgu yarattm," dedi Trurl. "Demek istediim, bu lm
ler, aklar, kahramanlklar ve sulamalar, benim izgisel olmayan el bece
risi ustalmla ayarladm, uzaydaki etektranlarn minik sramalaryla
oluuyor, ki . . .
"

"Bu kadar vndn yeter, bir kelime daha syleme!" diye atld Kla-
paucius . "Bu ilemler kendi kendilerini rgtlyarlar deil mi?"
"Elbette yle!"
"Ve elektrik ykl minik bulutlarn arasnda olumuyorlar m?"
"Byle olduunu sen de biliyorsun."
"Gnein douu, bat ve kanl savalar gibi grngsel olaylar ger
ek deikenierin sonucunda ortaya kmyor mu?"
"Elbette."
"Bizleri de fiziki, mekanik, istatistiksel adan dikkatle incelersen,
elektron bulutlarnn minik sramalar deil miyiz? Uzaya yerlemi pozitif
ve negatif elektrik ykleri deil miyiz? Bizim varlmz da atom-alt arp
malarn ve paracklarn etkileimi deil mi? Bizler bu molekl perende
lerini, korku , zlem ya da meditasyon olarak alglamyor muyuz? Dlere
daldn zaman beyninde olup bitenler, devreterin iftti cebir sistemine gre
balanp ve ayrlmas, elektronlarn srekli dolamas deil mi?"
"Yani Klapaucius bizim varlmz bir cam kutudaki taklit bir krallkla
e olarak m gryorsun?!" diye bard Trurl. "Hayr, gerekten fazla ileri
gittin! Benim amacm bir devlet simlatr, sibernetik olarak kusursuz bir
model yaratmakt, hepsi bu!"
"Trurl! Bizim kusursuzluumuz ayn zamanda bizim lanetimizdir,
nk her abamz tahmin edilemeyecek sonulara yol aabilir!" dedi Kla-
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuz/uu Nasl Sonusuz Kald 283

paucius sesini iyice ykselterek. "Ac vermek isteyen kusurlu bir takliti
tahtadan ya da balmumundan kaba saha bir idol yapsayd ve ona duygulu
bir yarata gelip geici olarak benzeyecek zellikler katsayd, bu nesneye
ikence etmesi gerekten de nemsiz bir taklitilik olurdu! Ama bu uygula
mann zerindeki gelimeleri bir dn! Bundan sonra karnnda bir teyp
olan ve tokatlannca inleyen bir bebek dn, artk kaba saha bir idol deil
belirli duyular olan bir bebektir; dvld zaman aman dilenen bir be
bek ya da gzyalar ve kan akan bir bebek ya da ancak lmn getirecei
huzuru zleyen, ama ayn zamanda lmden korkan bir bebek! Takliti ku
sursuz olunca yapt taklidin de kusursuz olduunu ve benzerliin geree
dntn grmyor musun? Trurl , strab duyumsayacak durumdaki
saysz yarat kt ruhlu bir despotun eline sonsuza dek braktn . . . Trurl
sen korkun bir su iledin! "
"Yalnzca palavra!" diye bard Trurl , arkadann savlarnn gcn
hissederek sesini ykseltmiti. "Elektronlann yalnzca bizim beyinlerimiz
de deil, gramofon plaklarnda da dolamas bu gibi temel benzetmelerin
bir dayana olmadn gsterir! u cana\ar Excelsius 'un halk alyor, sa
vayor, ak oluyor, kafalar kesilince lyar ama, bunun nedeni paramet
releri benim bu biimde ayarlamam. Ama bu srete bir eyler hissettikle
rini sylemek olanakszdr Klapaucius , nk kafalannn iinde zplayan
elektronlar sana bunu anlatmaz!"
"Eer senin kafann iine bakm olsaydm . elektronlardan baka bir
ey grmezdim," diye yantlad Klapaucius. Hadi artk. dediklerimi anla
myormu gibi davrannay brak, senin aptal olmadn biliyorum. Bir gra
mofon pla senin emirlerini yerine getirmez. basianmak iin yalvarmaz ya
da dizlerinin zerine kmez! Excelsius 'un buyruu altnda yaayanlarn,
ilerinde yalnzca elektronlar zplad iin. dayak yedikleri zaman inleyip
inlemediklerinin anlalmayacan sylyorsun nk ses taklidi yapan
tekerleklerin mi gcrdadn yoksa acy hissettikleri iin gerekten mi inie
diklerini ayrt edemiyorsun. Aslnda kolayca a,n edilebilir! Ha,r Trurl , ac
eken biri senin dokunman, tartman ya da bozuk para kontrol yapar gibi
diiemen iin acsn senin eline wrmez; ac eken biri yalnzca ac eken
biri gibi davranr! Doumdan nceki w lmden sonraki bilinmezliklerin
derinlikleri arasnda geen srede hibir ey hissetmediklerini, dnme
diklerini, kapana kstnldklannn bilincinde olmadklarn imdi ve burada
bana kantlarsan, seni kendi haline braknn Trurl! Acy yaratmadn yal
nzca taklit ettiini kantla bana!"
"Bunun olanaksz olduunu gayet iyi biliyorsun," diye yantard Trurl
sakin bir sesle. "Kutu boken, daha aletlerimi elime almamken, byle bir
kantn olasln tahmin edip ortadan kaldrmak zorundaydm. Aksi tak
dirde, bu lkenin hkmdan er ya da ge buyruu altndakilerin gerek
varlk olmadklarn, kukla olduklann anlayacakt. Biraz anlayl ol, bunu
284 Akln G'z

yapmann baka yolu yoktu! Tm gereklik yanlsamasn birazck olsun


deitirmek, ynetmenin gururunu, nemini yok edecek ve her eyi meka
nik bir oyuna evirecekti. . ."
"Anlyorum, ok iyi anlyorum!" diye bard Klapaucius . "Sen aslnda
ok iyi niyetliydin. Olabildiince gerek yaama benzeyen bir krallk yarat
mak istedin. Gereine ylesine benzeyecekti ki, hi kimse ama hi kimse
arasndaki fark alglayamayacakt ve korkarm bu konuda ok baarl ol
dun! Senin buraya dnnden bu yana yalnzca birka saat geti ama o
kutunun iinde hapsedilmi olanlar iin yzyllar geti. Kral Excelsius'un
gururunu okamak ve tatmin etmek iin ka varlk, ka yaam boa har
cand!"
Trurl tek kelime daha etmeden aceleyle gemisine koarken arkada
nn da kendisiyle beraber geldiini fark etti. Uzaya kp, geminin bumunu
iki byk sonsuz atein arasna evirip, gaz pedaln anca, Klapaucius
konutu:
"Trurl sen umutsuz vakasn. nce harekete geiyor, sonra dnyor-
sun. Oraya vardmzda ne yapmay dnyorsun?"
"Krall ondan alacam!"
"Sonra ne yapacaksn?"
"Yok edeceim!" diye barmak zereydi, ama daha birinci hece azn
dan karken ne dediini fark etti. Sonunda mrldand.
"Bir seim yaptracam. Halk yneticisini kendi arasndan sesin."
"Onlar feodal beyler ve uyuuk kleler olarak programladn. Seimin
ne yarar olacak? nce kralln tm yapsn tepeden trnaa deitirmek,
her eye batan balamak zorundasn . . . "
"Yaplarn deitirilmesi nerede bitiyor, akllarn kurcalanmas nerede
balyor?!" diye bard Trurl. Klapaucius 'un buna verecek yant yoktu.
Excelsius'un gezegeni grnneeye dek i karartc bir sessizlik iinde yol
aldlar. Gezegenin zerinde dnp inmeye hazrlanrken ok artc bir
manzarayla karlatlar.
Gezegenin tm zeki bir yaamn saysz belirtisiyle kaplanmt. Mi
nik izgileri andran mikroskobik kprler tm derelerin stnden geiyor,
yldzlar yanstan minik su birikintilerinde mikroskobik tekneler dola
yordu . . . . Gezegenin geceyi yaayan yz l l kentlerle aydnlanmt ve
gndz yaayan yznde ise gelimekte olan byk kentler gze arp
yordu. Buralarda yaayanlar ise en gl merceklerle bile grnmeyecek
kadar kkt. Sanki toprak onu yutmu gibi, kraldan bir tek iz yoktu.
"Kral burada deil," dedi Trurl akn bir fsltyla. "Ona ne yaptlar
acaba? Her naslsa kutunun duvarlarn krmay baarmlar ve gezegeni
igal etmiler. . . "
"Bak!" dedi Klapaucius, atmosfere ykselen, mantar biiminde, bir
ykskten daha byk olmayan minik bir bulutu iaret ederek. "Atom
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuz/uu Nasl Sonusuz Kald 285

enerjisini kefetmiler. .. uradaki cam paracklarn gryor musun? Ku


tudan geriye kalanlardan bir cins tapnak oluturmular. . . "

"Hi anlamyorum. Ne de olsa, bu bir modeldi. ok sayda paramet


resi olan, bir hkmdarn zerinde altrma yapmas iin hazrlanan bir
simlatrd, gerekli geri iletimleri, deikenleri, oklu durumlar . . . " diye
mnldand Trurl hayretler iinde kalarak.
"Evet ama modelini an derecede kusursuzlatrmak gibi balan
maz bir hata yaptn. Saat gibi ileyen bir mekanizma ina etmek istemedi
in iin, farknda olmadan, her zamanki titizliinle bir mekanizmann tam
tersi olacak, son derece mantkl ve kanlmaz olan bir ey yarattn . . . "

"Ltfen, yeter artk!" diye bard Trurl. Sessizlik iinde minik gezegene
bakadarken bir ey uzay gemisine arpt ya da hafife srtnd. Kuyru
undan kan alev kurdelasnn nda arpan nesneyi grdler. Belki bir
uzay gemisi ya da bir yapay uydu idi ve despot Excelsius'un giydii elik
izmelere inanlmaz derecede benziyordu. Balann yukar kaldnnca mi
nik gezegenin stnde parlayan, ve daha nceleri olmayan bir gk cismi
grdler. Souk, solgun kta, Mikrominyallann Ay' haline gelmi olan
Excelsius'un sert yz hatlarn tandlar.
go-----

Kadnlarn bunca sk alamas emin ol,


zldklerinin belirtisidir.

Andrew Marveli

"Hayr Trurl, ac eken biri senin dokunman, tartman, bozuk para kontrol
yapar gibi diiemen iin acsn senin eline vermez; ac eken biri, ac eken
biri gibi davranr!"
Lem'in fantastik simlasyonlarn tanmlamak iin setii szckler
ok ilgin. "Dijital, izgisel olmayan , geri iletim, kendi kendini rgtleyen,
sibernetik" gibi szckler yklerinde sk sk karmza kyor. Yapay zeka
konusunda gnmzde srdrlen tartmalarda kullanlanlardan farkl
olarak bu szcklerin daha eski moda bir tad var. Gnmzdeki yapay
zeka almalarnn ou alglama, renme ve yaratmayla balants bu
lunan ynlere pek kaymad. Daha ok, rnein dili kullanma becerisinin
simlasyonu gibi baz ynlere gitti, ayrca 'simlasyon' szcn dikkatli
kullanyoruz. Bize gre yapay zeka aratrmalannn en zor ksmlar henz
nmzde duruyor ve ancak bundan sonra, insan zihninin 'izgisel olma
yan' ve 'kendini rgtleyen' yaps, zerinde durulmas gereken ok nemli
bir gizem olarak ortaya kacak. Bu arada Lem, bu szcklerin tamas
gereken ok gl, ar kokular ortala karyor.
Tom Robbins'in, Even Cowgirls Get the Blues adl romannda, Lem'in
retilmi minik dnya hayaline ok benzeyen bir blm var:

O yl, Julian, Noel armaan olarak Sissy'ye minyatr bir Tirol ky verdi. El
iilii inanlmazd.
Minik katedralin vitray camlar gne ndan meyve salatas olutu
rur gibiydi. Kyn bir meydan ve bir Bira Bahesi vard. Cumartesi geceleri
Bira Bahesi ok grltl oluyordu. Fnndan srekli olarak scak ekmek
ve kurabiye kokusu ykseliyordu. Belediye binasnn ve karakolun kesitle
rinden standart miktarlarda brokrasi ve kokumuluk rnekleri grlebi
liyordu. Titizlikle dikilmi deri pantolonlar ve pantolonlarnn altnda yine
titizlikle oluturulmu uzuvlar fark edilen minik Tirol erkekleri vard. Kayak
dkkaniarnn ve dier ilgin yerlerin arasnda bir de yetimhane vard. Yetim
hane, her Noel'de yanp tutumak zere tasarlanmt. Yetim ocuklar alev
alev yanan gecelikleriyle karlarn arasna koarlard. Ocan ikinci haftasnda
bir itfaiye yetkilisi gelip binann enkazn aratnr ve "Eer beni dinleselerdi,
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuzluu Nasl Sonusuz Kald 287

u ocuklar bugn yayor olurdu," diye homurdanrd.

Geri konu Lem'in yksn andryor ama tad tmyle farkl. Adeta, bir
birinden habersiz ayn melodiyi bulan ve birbirinden ok farkl biimde
besteleyen iki besteci gibi. Sizi, minik insanlarn gerek duygulanna inan
maya davet etmek yerine, Robbins, onlar saat gibi ileyen bir mekanizma
nn inanlmaz (tabii eer inanlmaz derecede sama deilse) paralan gibi
sunuyor.
Yetimhane faciasnn her yl yinelenmesi, Nietzsche'nin sonsuz tekrar
lan -olan her ey defalarca ayn biimde olacaktr- fikrini yanstarak minik
dnyay gerek anlamdan tmyle uzaklatnyor. Itfaiye yetkilisinin h
znl szlerinin yinelerrmesi niin bu kadar bo geliyor kulaa? Minik Tirol
adamlar yetimhaneyi kendi elleriyle yeniden mi ina ediyorlar, yoksa orda
bir "YENDEN BALA" dmesi mi var? Yeni yetimler nereden geliyor ya da
'l' yetimler yeniden mi 'canlanyor'? Buradaki dier btn hayallerde ol
duu gibi, aklanmayan ayrntlar zerinde durmak genelde eiticidir.
Minik ruhlarn gerekliine inanmak ya da inanmamak asndan tm
farkll, sluptaki ince dokunular ve anlatm hileleri ortaya karyor. Siz
hangi yne meyillisiniz?
D. R. H .
D . C . D.
19

STANISLAW LEM

NON SERVIAM *

Profesr Dobb'un kitab, Finli felsefeci Eino Kaikki'nin 'insanolunun yarat


t en acmasz bilim' diye adlandrd bireynetik zerinedir. Gnmzn
en tannm bireynetikilerinden olan Dobb da ayn gr paylamaktadr
ve bireynetiin uygulamada ahlakd olduu sonucundan kaamayz ama
etik ilkelerine kar olduu halde bizim iin uygulama gereklilii tayan
bir konudur demektedir. Aratrmalarda konuya zel acmaszlktan, kii
nin doal igdlerine iddet uygulamaktan kanmann bir yolu olmad
gibi, bilim adamlannn dorulan arayan kii olarak kusursuz masumiyet
efsanesi bu noktada yklmaktadr. Ne de olsa, vurgulamak iin biraz abar
tld anda 'deneyci ilahlarn soylarn yazan kitap' olarak adlandrlan bir
bilim dalndan sz ediyoruz. Yine de, bu gzlemci, dokuz yl nce basn
bu konuya younlatnda, kamuoyunun bireynetikle ilgili aklamalar
karsnda aknla urad gereini hayretle izlemektedir. Halbuki,
gnmzde artk hibir eyin bizi artmayacan dnyoruz. Kristof
Kolomb'un baans yzyllarca konuulduu halde, Ay'a gidi bir haftada
kolektif bilin tarafndan neredeyse olaan olarak kabul edilmiti. Buna
karlk bireynetiin douu bir ok yaratmtr.
Personetics** Latince ve Yunanca 'birey' anlamna gelen persona ve ya
ratmak anlamnda genetic szcklerinden tretilmitir. alma alan ise
sibernetik ile seksenierin psikonik, yani uygulamal entelektroniin melez
lenmesidir. Bugn artk herkes bireynetii biliyor: Sokaktaki adama sor
duunuz zaman zeki yaratklarn yapay olarak retilmesi olduunu sy
leyecek ve bu yant isabetli saylacaktr ama tam da iin zne inmemi

* "Non Serviam". Stanislaw Lem'in A Perfect Vacuum: Perfect Reviews ofNonexistent


Books kitabndan alntlanmtr. !Non Serviam: "Hizmet Etmeyeceim". Indi'de
gememesine karn eytan tarafndan Tann'ya sylendii varsaylr. -ev. notu.]
** Bireynetik. [ -ev. notu.]
Non Seruiam 289

olacaktr. Gnmzde yaklak yz bireynetik program vardr. Dokuz yl


nce, kiilik ernalar -'izgisel tipin ilkel ekirdekleri- gelitiriliyordu ama,
artk yalnzca tarihi deeri olan o dnem bilgisayarlar, bireysilerin gerek
ten yaratlmas iin bir alan oluturamamt.
Bilinlilik yaratmann kuramsal olasl, bir sre nce, Norbert
Wiener'in God and Golem adl son kitabnn baz blmlerinde belirtildii
gibi, tahmin edilebilmiti. Geri Wiener bu konuya kendine zg akacl
yla eilmiti ama, bu akacln altnda ok ciddi nseziler vard. Yine de,
yirmi yl sonra olaylarn gidi ynnn nasl deieceini tahmin edemezdi.
Sir Donald Acker'in dedii gibi, MIT'de 'girdiler ktlara balannca' en k
ts ortaya kt.
u anda bireysi 'canllar' iin bir 'dnya' birka saat iinde hazrlanabi
lir. Bu sre BAAL 66, CREAN IV ya da JAHVE 09 gibi gelitirilmi bir prog
ramn yklenmesi iin yeterlidir. Dobb, okurlan tarihsel kaynaklara yn
lendirerek bireynetiin balangc hakknda genel bir tablo iziyor. Kendisi
de uygulamac-aratrmac olduundan genelde kendi almalanndan sz
ediyor. Dobb ngiliz ekoln temsil ettii iin MIT'deki Amerikan ekolyle
aralarnda hem yntemler hem de deney hedefteri asndan nemli farkl
lklar ortaya kyor. Dobb ' 1 2 0 dakikada 6 gn' ilemini yle tanmlyor.
nce makinenin belleine asgari dzeyde veriler yerletiriliyor; sradan in
sanlarn anlayaca biimde anlatmak iin, bellee 'matematiksel' madde
ykleniyor diyebiliriz. Bu madde bireysilerin 'yaayaca ' evrenin protoplaz
masdr. Artk bundan sonra, bu mekanik, dijital dnyaya gelecek -yalnzca
bunun iinde var olacak- ve snrsz zellikleri olan bir ortamda varln
srdrecek varlklan salayabiliriz. Kendi alanndan baknca, iinde bu
lunduklar ortamn hibir snn olmadndan, bu varlklar fiziksel ynden
kendilerini hapsedilmi gibi hissetmeyeceklerdir. Bu ortamn sahip olduu
tek boyut bize de 'verilmi olan zamandr (sre) . Ne var ki, onlarn zaman
bizimkiyle benzerlik gstermez, nk ak hz dene:yi yapan kiinin dene
timi altndadr. Genel bir kural olarak (szde yaratl almas denilen) ilk
aamada bu hz ykselmitir. Bylece , bilgisayardaki upuzun sreler bizim
dakikalannzla e deerdedir; bu sreler esnasnda yapay bir kozmasa ait
bir dizi dzenleme ve kristalleme gerekleir. Bu kozmos tmyle uzam
sz olduu halde boyutlan vardr ama boyutlar yalnzca matematikseldir ve
bu nedenle 'hayal rn' zellikleri var denilebilir. Boyutlar programemn
belirli aksiyomatik kararlarna dayaldr ve saylan ona baldr. rnein,
programc on boyutlutuu seerse, alt boyutun saptanm olduu dnya
lardan farkl sonulara ulaacak bir yap ortaya karacaktr. Bu boyutlann,
fiziksel uzarola hibir balants olmadn, ancak sistem oluturmadaki
soyut, mantksal adan geerli yaplanmalarla balantl olduunu zellikle
vurgulamak gerekir.
Matematikiterin dnda kalanlarn anlayamad bu noktay Dobb,
290 Akln G'ozti

genelde okulda renilen yaln gereklerle aklamaya alyor. Bildiimiz


gibi geometrik olarak boyutlu masif bir cisim, rnein bir kp, ina et
memiz olasdr; ayn zamanda drt, be, n boyutlu geometrik kat cisimler
de ina edebiliriz. Bunlarn artk gerek karlklan yoktur ve drdnc
boyut fiziksel olarak bulunmadndan, gerek bir drt boyutlu zar olutu
ramayacamz biliriz. Fiziksel olarak ina edilebilecekler ile yalnzca ma
tematiksel olarak var olanlar arasndaki ayrm , bireysiler iin genel olarak
bulunmaz, nk onlarn dnyas yalnzca matematiksel tutarlla sa
hiptir. Geri matematiin yaptalan sradan fiziksel nesnelerdir (rleler,
transistrler, mantk devreleri, yani bir dijital makinenin tm a) ama bu
dnya yalnzca matematie dayal olarak oluturulmaktadr.
Modern fizikten rendiimiz gibi uzam, iinde yer alan cisimlerden ve
ktlelerden bamsz deildir. Uzarnn varl bu cisimler tarafndan sapta
nr ve cisimlerin bulunmad yerde maddesel adan hibir ey bulunma
d iin, uzam biter, sfra iner. Maddesel cisimlerin rol 'etkilerini' gs
terip bir uzam 'oluturmak' olduundan , bireysi dnyada, bir matematik
sistemi bu amala iin iine katlr. Belirli bir deneye karar veren programc
tm olas 'matematiklerin ' arasndan belirli bir grubu (rnein aksiyomatik
biimde) , yaratlan evrenin 'varolusal zemin katmann', 'ontolojik teme
lini' oluturmak iin seer. Dobb bunun iinde insan dnyasyla yakn
dan benzerlikler bulunduuna inanyor. Ne de olsa bizim dnyamz ona
en uygun olan , geometrinin belirli tipleri, belirli biimleri (balad ekilde
srebilmesi iin boyutluluk seilmitir) zerine 'karar vermitir'. Bu
nunla birlikte, geometrik olan ve olmayan alanlarda, 'baka zellikleri' olan
'baka dnyalar' gzmzde canlandrabiliriz. Bireysilerin durumu da ay
ndr. Aratrmacnn 'yaam alan' olarak setii, matematiin o zellii,
onlar asndan tpk bizim iinde yaadmz 'gerek dnya' gibidir ve tpk
bizim gibi, bireysiler de farkl temel zellikleri olan dnyalar 'gzlerinde
canlandrabilirler'.
Dobb bu konuyu ardk tahminler ve zetler yntemiyle sunmakta
dr; bizim yukarda verdiimiz ana hatlar kitabnn yaklak iki blmn
kapsamaktadr ve daha sonraki blmlerde ortaya kan engeller nedeniyle
ksmen iptal edilmektedir. Yazar, bize bireysilerin geri dn olmayan ,
nceden hazrlanm, sabit, donmu bir dnyaya gelmelerinin sz konusu
olmadn, bu dnyann nasl olacann ve zelliklerinin onlara dayal ol
duunu, 'kefetme giriimleri' geliip hareketlilikleri arttka deieceini
belirtmektedir. Ayrca, bireysilerin evrenini, olgularn, iinde yaayanlarn
gzlemlerinin yaratt imgenin doruluu lsnde var olduu bir dn
yaya benzetrnek uygun deildir. Sainter ile Hughes 'n almalarnda bu
lunan bu gibi kyaslamalan Dobb, 'idealist sapma' olarak nitelendiriyor;
Piskopos Berkeley'in garip bir biimde birdenbire canlanveren doktrinine,
bireynetiin bir sayg sunuu olarak gryor. Sainter, bireysilerin iinde
Non Seroiam 29 1

bulunduklan dnyann Berkeleyvari olduunu alglayacaklarn, varl ve


alglamay birbirinden ayracak durumda olmayacaklann, alglanan nes
nelerin arasndaki fark asla kefetmeyeceklerini ve alglamann bir bak
ma nesnel ve alglanan nesneden bamsz olduunu bilmeyeceklerini ne
sryordu. Dobb konunun bu yorumuna byk bir tutkuyla saldnyor.
Onlann dnyasn yaratan bizler, onlann algladklannn gerekten var ol
duunu, bilgisayann iinde bulunduunu, yalnzca matematiksel nesneler
olsalar bile, onlardan bamsz olduunu biliyoruz.
Baka aklamalar da var. Bireysiler, programn etkisiyle tohumdan
yetiiyorlar, aratrmacnn saptad hzda oalyorlar. Bu hz, ancak k
hzna yakn alan en son bilgiilem teknolojisinin izin verdii kadar olu
yor. Bireysilerin 'varolusal mekan' olacak olan matematik, onlan tmyle
hazrlanm olarak beklemiyor. Daha dorusu 'ambalajl' olarak, birbirine
balanmam, asl duran bir biimde bekliyor, nk makinenin alt bi
rimlerinde uygun biimde programlanm belirli yollan , belirli olas frsat
lan temsil ediyor. Bu alt birimler ya da dinarnolar kendilerinden hibir ey
katmyor, daha ok, bireysilerin zel bir hareketi , tetikleme mekanizmas
gibi alp zaman iinde kendini bytp tanmlayacak bir retim srecini
harekete geiriyor. Baka bir deyile, bireysilerin e\Tesini saran dnya,
ancak onlann davranianna uygun olarak aklk kazanyor. Dobb bu kav
ram aadaki benzetmeye bavurarak aklamaya alyor. Bir insan ger
ek dnyay farkl biimlerde yorumlayabilir. Dnyann belirli ynlerine zel
ilgi gsterebilir, youn bilimsel aratrmalar yapabilir w edindii bilgiler,
aratrmaya ncelik tanmad dier ksmlan kendi yla aydnlatabilir.
Eer ncelikle mekanik konusuna el atarsa, kendisine dnyann mekanik
bir modelini yapacak ve Evreni, gemiten, nceden saptanm bir gelecee
doru hi amadan yryen devasa ve kusursuz bir saat mekanizmas
olarak grecektir. Bu model gerein tam doru bir temsili deildir, ama
kii tarihsel adan uzun bir zaman dilimi iin rahata kullanabilir ve hatta
makineler ina etmek, uygulamak gibi pratik baanlara da ulaabilir. Ayn
ekilde bireysiler de, kendi iradelerinin seimi olarak kendi evrenleriyle bir
iliki kurar, bu ilikiye ncelik tanr ve yalnzca bu ilikiyle kendi kozmos
lannn 'zn' bulurlarsa, kendi abalanyla, keiftere gidecek yol karia
nna kacaktr ve bu yol ne yanltc ne de yararsz olacaktr. Bu eilim,
iinde bulunduklan ortamdan ona en iyi tekabl edeni 'ortaya kacaktr'.
lk algladklan, ilk baardklan olacaktr, nk onlan evreleyen dnya
aratrmac-yaratc tarafndan yalnzca ksmen saptanm ve oluturul
mutur; bu dnyann iinde bireysilerin belirli ve nemli bir hareket zgr
l vardr. Bu hareket zgrl hem 'zihinsel' (kendi dnyalann nasl
dndkleri, nasl algladk.lan asndan) hem de 'gerek' (geri yaptklan
bizim anladmz anlamda gerek olmayacaktr ama, yalnzca hayal edilmi
de olmayacaktr) abalar asndan vardr. Aslnda bu yorumlama biiminin
292 Akln G'z

en zor ksm budur ve byk bir cretle, Dobb'un bireysi varlklarn -an
cak programlarn matematik dili ve yaratc icatlarla anlatlabilecek- zel
niteliklerini aklamakta pek baarl alamadn sylyoruz. Bireysilerin
hareketleri, kabul etmemiz gerekir ki, ne tamamyla zgrdr -tpk bizim
hareketlerimizin tmyle zgr olmad, doann fiziksel yasalaryla kstl
olduu gibi- ne de tamamyla nceden tespit edilmitir; biz de rotalar belli
trenler gibi deiliz. Bireysi, bir baka adan daha, insana benzer. nsann,
renkler, melodik sesler, cisimlerin gzellii gibi 'ikincil nitelikleri' ancak du
yacak kulaklar ve grecek gzleri olduu zaman ortaya kar, ama duymay
ve grmeyi salayan ey ne de olsa nceden verilmitir. evrelerini alglayan
bireysiler, bizim gzel bir manzara karsnda duyduklarmz kendilikle
rinden verirler ama onlara ancak matematiksel bir manzara salanmtr.
'Nasl grdklerine' gelince, bunu kimse aklayamaz ve 'duyularnn znel
niteliini' renmenin tek yolu kiinin insan olmaktan vazgeip bir bireysi
olmasdr. Bireysilerin gzleri ve kulaklar olmadn unutmamak gerekir.
Bu nedenle bizim anladmz anlamda gremezler, duyamazlar; onlarn
kozmosunda k yoktur, karanlk yoktur, uzamsal yaknlk yoktur, mesafe
yoktur, aa, yukar yoktur. Oradaki boyutlar bizim iin somut deildir,
ama onlar iin son derece temeldir. nsanlarn duyusal farkndalnn ede
eri olarak onlar elektrik potansiyelindeki belirli deiimleri alglarlar. Ama
potansiyeldeki bu deiiklikler onlar iin elektrik akmnn yapsndan kay
naklanan bir deiiklik deil, bir insan iin duyulan ya da grlen, rnein
krmz bir lekeyi grmek, bir sesi iitmek, yumuak ya da sert bir cisme
dokunmak gibi en temel olgulardr. Bu noktadan sonra Dobb, ancak ben
zetmeler ve armlarla konuulabileceini vurguluyor.
Bize kyasla, grmedikleri ya da duymadklar iin bireysileri 'zrl'
olarak gstermek, tmyle samadr; onlarla kyaslannca biz zrl olarak
kalyoruz, nk beynimizde ancak dolayl olarak anladmz matematiin
olgularn duyumsayamyoruz. Matematie ancak muhakeme yoluyla ula
yoruz ve ancak soyut dncelerle 'deneyimini yayoruz'. Buna karlk
bireysiler matematiin iinde yayor, onlarn havas, dnyas, bulutlar,
suyu ve hatta ekmei -evet, hatta ekmei nk bununla besleniyorlar
matematiktir. Makinenin iinde tamamen 'hapsolduklar' fikri, bizim gr
amzdan kaynaklanyor. Onlar makineden kp bizim dnyamza ulaa
myorlar ve ayn ekilde biz de tanmak iin onlarn dnyasna dorudan
girip iinde bulunamyoruz. Yani matematik, baz biimleriyle, maddesel
varl bulunmayan, manevi varlk kazanan bir zekann yaam alan, varo
luunun beii, z oluyor.
Bireysiler birok adan insana benziyor. Belirli bir elikiyi hayal ede
biliyorlar, ama tpk bizim gibi gerekletirmeyi baaramyorlar. Bizim dn
yamzn fizii ve onlarn dnyasnn mant buna izin vermiyor, nk
bizim dnyamzn fizii nasl hareket kstlayan bir ereve oluturuyorsa,
Non Seruiam 293

bireysilerin mant da ayn ilevi gryor. Dobb, kendi snrsz dnyalann


da grevlerini yerine getiririerken bireysilerin ne 'hissettiklerini' ve hangi
'deneyimleri' yaadklann, bizim tmyle anlamamzn sz konusu olma
dn vurguluyor. O dnyann uzamnn bulunmamas bir hapishane de
il -bu gazetecilerin takld bir samalk yalnzca- tam tersine zgrlk
lerinin garantisidir, nk bilgisayar dinamolarnn 'heyecana kaplnca'
harekete geirdii (onlar heyecaniandran ise bireysilerin hareketliliidiri
matematik, istemli hareket iin, mimarlk ve dier iler iin, keifler iin,
kahramanlk dolu yolculuklar iin, cesur saldnlar iin, ngrler iin ken
dini gerekletiren sonsuz bir alandr. Daha farkl deil de byle bir kozmos
iine yerletirerek bireysilere hakszlk etmedik. Bireynetiin acmaszl,
ahlak dl bu noktadan kaynaklanmyor.
Non Serviam adl yaptn yedinci blmnde Dobb, okurlara dijital ev
renin iinde yaayanlan tantyor. Bireysilerin dnce ak olduu gibi dil
ve duygu aklan da var. Her biri ayn birer varlk ve aralanndaki farkllk
lar, yaratc programemn kararlannn sonucu olarak deil, isel yaplannn
olaand karmaklndan ortaya kyor. Birbirlerine ok yakndan ben
zeyebilirler, ama asla ayn deiller. Dnyaya gelirken her birinin bir 'z',
bir 'bireysel ekirdei' vardr ve ilkel dzeyde de olsa konuma ve dnme
yetilerine sahiptir. Kelime hazneleri olduka kstldr ve kendilerine verilmi
olan gramer kurallanna uygun olarak cmle kurabilirler. Gelecekte onlara
bu belirteleri vermek zorunda kalmayacaz ve sosyalleme yolunda ilerle
yen ilkel insanlar gibi kendi konumalarn gelitirmelerini bekleyeceiz gibi
grnyor. Ama bireynetiin bu yolu zerinde iki nemli engel var. Birincisi
konumann yaratlmasn beklemek ok uzun srecektir. u anda, bilgisa
yar iindeki deiimler azami dzeye kanlsa bile, on iki , srecektir (ok
kabaca ve sembolik olarak ele alrsak, makine zamannda, bir saniyenin
insan yaamnda bir yla tekabl ettiini syleyebiliriz) . Daha da byk olan
ikinci engel ise, 'bireysilerin grupsal evriminde' kendiliinden ortaya kacak
dilin bizim iin anlalmaz olmasdr. Bu dili anlayabilmek, anlalmaz bir
ifreyi zmeye benzeyecektir ve stelik bu ifre baz insanlar tarafndan,
ayn dnyada yaayan baka insanlar iin oluturulmadndan, zlmesi
ok daha zor olacaktr. Nitelikleri asndan bireysilerin dnyas bizimkin
den ok farkldr ve bu nedenle onlara uygun gelen bir dil, bildiimiz tm et
nik dillerden farkl olacaktr. Yani imdilik yoktan var edilecek bir dil evrimi
yalnzca bireynetikilerin bir d olarak kalmaktadr.
Bireysiler 'geliim asndan kk salnca' kendi kkenieri konusunda
temel ve esasl bir bulmacayla karlaacaklardr. Anlayabilmek iin biz
lerin insanlk tarihinden, dini inanlardan, felsefe ve mitolojik hikayeler
den bildiimiz sorular sormaya balayacaklardr: Biz nereden geldik? Ni
in byle yaratldk da baka trl yaratlmadk? Niin algladmz dnya
byle zelliklere sahip de baka trl, tamamen farkl zelliklere sahip de-
294 Akln G'z

il? Dnya iin bizim anlammz nedir? Dnyann bizim iin anlam nedir?
Byle bir dnceler zinciri onlar hi kanlmaz bir biimde ontolojinin
temel sorularna, var olmann 'kendiliinden' mi ortaya kt yoksa belli
bir yaratma eyleminin rn m olduu, yani yaratln ardnda gizli, her
eyi denetleyen, irade ve bilin yetkisi olup amal olarak etkin olan bir
Yaratc olup olmadna gtrecektir. Bireynetiin tm acmaszl, ahlak
dl ite bu noktada ortaya kmaktadr.
Dobb kitabnn ikinci yarsnda bu zihinsel abalan -bu gibi sorularn
tuzana den zihinsel mcadeleyi- ele almadan nce, ardk bir dizi b
lmde 'tipik bir bireysinin' portresini iziyor, 'anatomisini, fizyolojisini ve
psikolojisini' tantyor.
Tek bana bir bireysi, ilkel dnme dzeyini aamaz nk yalnz
olduundan konuma becerisini gelitiremez ve konuma olmaynca da d
nceler kendiliinden rasgele oluamaz. Yzlerce deney, drt ila yedi birey
siden oluan gruplarn, en azndan konumann gelimesi, sradan keifte
rin ortaya kmas ve 'kltrleme' asndan en iyisi olduunu gstermitir.
Buna karlk, daha byk boyutlardaki toplumsal srelere karlk gelen
olgular iin daha kalabalk gruplar gerekmektedir. imdilik orta kapasite
li bir bilgisayar evrenine yaklak bin bireysi 'yerletirmek' olasdr ama,
farkl ve bamsz bir bilim dalna ait olan bu almalar - sosyodinamikler
- Dobb'un birincil alma alan deildir ve bu nedenle, kitab, bu noktaya
belli belirsiz deinip gemektedir. Dediimiz gibi bir bireysinin bedeni yok
tur ama bir 'ruhu' vardr. Bilgisayara yerletirilmi zel bir modlle iine
bakabilen bir gzlemci iin bu ruh 'tutarl ilem bulutu' olarak gzkr,
makinenin a iinde snrlandrlm, bir 'merkezi' olan fonksiyonel bir b
tn olarak kolayca ayrt edilebilir. (Bu iaretierne kolay deildir ve birok
adan insan beynindeki fonksiyonlarn merkezlerini aratran nrofizyolog
larn almasna benzer.) Bireysilerin yaratlnn nasl mmkn olduu
konusunda, Non Serviam adl yaptn, bilin kuramnn temel unsurlarn
da yaln bir biimde aklayan l l 'inci blm ok nemlidir. Bilin -yalnz
ca bireysilerin bilinci deil- fiziksel adan 'bilgisel srekli bir dalgadr', hi
durmadan devam eden bir dnm aknda belirli dinamik deimez bir
unsurdur, hem 'uzlamay' temsil ettiinden hem de bir 'sonu' olduundan
olduka zeldir ve anlayabildiimiz kadaryla doal evrim iin planlanma
mtr. Tam tersine, evrim daha ilk banda belirli bir lnn stndeki
-rnein belirgin bir karmaklk dzeyi zerindeki- beyinierin alma uyu
muna kar ok byk sorunlar ve zorluklar karmtr ve evrim, kastl
bir teknisyen olmadndan, bu ikilemlerin alanna hibir amac olmakszn
tecavz etmitir. Ksaca, denetim ve dzenleme sorunlarnn, ok eski, sinir
sisteminin alkn olduu evrimsel zmleri, insan evriminin balad d
zeye kadar 'tanmtr'. Rasyonel bir verimlilik-mhendislii asndan, bu
zmlerin bir yana braklmas ve tmyle yepyeni bir tasarmn, yani zeki
Non Seroiam 295

bir varln beyninin ortaya kanlmas gerekiyordu. Ne var ki, evrim aka
bu ekilde ilerlemedi, nk yzlerce milyon yl ncesine dayanan eski
zmlerin mirasndan kendini syrma gcne sahip deildi. Uyum salama
da ok kk admlarla ilerledii, 'zplamak' yerine 'emekledii' iin, Tam
mer ile Bovine'nin kabaca belirttii gibi, evrim, 'her tr art, saysz eski
hurday beraberinde tayan' bir dip tarama a gibidir. (Tammer ile Bovine,
bireynetiin temellerini atan, insan ruhunun bilgisayar simlasyonunu ya
ratanlar arasnda yer almaktadrlar.) nsaniann bilinci zel bir uzlamann
sonucudur. Bir cins 'krkyama'dr ya da Gebhardt'n gzlemledii gibi yay
gn bir Alman zdeyiinin, "Aus einer Not eine Tugend machen" (Belirli bir
kusuru, bir zorluu, bir erdeme evirmek) , kusursuz bir rneidir. Saysal
bir makine kendi bana bilin kazanamaz nk iinde ileyiin hiyerarik
elikileri yoktur. Byle bir makine ancak iindeki ztlklar oalnca, bir
cins 'mantksal felce' urayabilir ya da 'mantksal uykuya' dalabilir. nsan
beynini dolduran elikiler ise, yz binlerce :yldan sonra muhakeme yoluy
la uzlamaya gidilecek duruma gelmitir. Daha st ve daha alt dzeyler,
refleks ve dnme dzeyleri , drt ve denetim dzeyleri, zoolojik yollarla
temel evreyi modelierne ve dil araclyla kavramiara ulama durumu ger
eklemitir. Bu dzeyierin tm birbirine kusursuzca uyum salamak ya
da bir btn oluturmak iin birlernek '"istemez" ya da "isteyemez".
yleyse bilin nedir? Bir kestirme yol , birka, tuzaktan kurtulma,
varsaylan son snak, szde (ama yalnzca szde) en ekici i bahe. Fizik
ve biliim kuram dilinde, bilin bir kez baladktan sonra kesinlikle bitme
yecek, eksiksiz olarak tamamlanmayacak bir ile\dir. Yani beynin inat e
likilerine tam bir 'uzlama' salamak iin, byle bir kapan iin ancak bir
plan olabilir. Belki de, grevi baka aynalan yanstmak olan bir aynadr ve
bylece yine sonsuzlua kadar baka aynalan yanstr. Fiziksel adan byle
bir ey olanakszdr, nk sonsuz gerileme, insan bilinci olgusunun zerin
de kanat rpt ve rpnd bir cins uurumu temsil eder. "Bilinaltnda"
btn bir temsil iin bitmeyen bir sava vardr, ama yeterli alan olmadn
dan bir trl tamamna ulaamaz; nk farkndalk merkezlerinde dikkati
ekmeye abalayan tm eilimiere tam ve eit haklar vermek iin sonsuz bir
kapasite ve hacim gerekmektedir. Bu durumda, bilin evresinde hi bitme
yen bir bask, bir itip kakma srmektedir ve bilin tm zihinsel olgulann
en yksek, en dingin, en mutlak yneticisi deil, hi deil, hrn dalgalar
zerinde kalmaya abalayan bir mantar tpadr, en stte bulunuyor olmas
ise bu dalgalarla baa kabildiine iaret etmez . . . Biliim ve dinamik asn
dan yorumlanan ada bilin kuram, ne yazk ki ak ve yaln bir biimde
ileri srlemiyor ve bizler srekli olarak, en azndan burada, konunun daha
anlalr olan bu sunumunda, grsel modeller ve benzetmeler dizisine geri
itiliyoruz. En azndan bilincin birka, evrimin snd bir hile olduunu,
kendine zg alma yntemine ait zorunlu frsatln korumak, keye
296 Akln G'z

sknca kurtulmak iin kulland hzl bir frar yolu olduunu biliyoruz.
yleyse, gerekten zeki bir varlk yaratlp rasyonel mhendisliin ve mant
n kurallaryla gelitirilir, teknolojik verimlilik ltleri uygulanrsa bile, bu
varlk bilin hnerine sahip olmayacaktr. Her zaman son derece mantkl,
tutarl, dzenli davranacak, ve hatta insan gzlemcilere yaratc davran
ve karar verme asndan bir dahi gibi grnecektir. Ama hibir adan ona
bir insan denemez nk insann gizli derinliklerine, isel alkantlarna,
labirentvari doasna sahip olmayacaktr. . .
Profesr Dobb gibi biz d e ada bilinli ru h kuramma daha fazla gir
meyeceiz. Burada anlattklanmz bireysilerin yapsn tantmak asndan
gerekliydi. Onlann yaratl ile en eski efsanelerden olan homunkulus ef
sanesi geree dntrlm oldu. Bir insann, ruhunun benzerini olu
turmak iin, o zemine zg bilgisel elikileri ortaya karmak, ona asimetri
ve merkez d eilimler vermek, baka bir deyile hem uyumlu hem de
uyumsuz biime getirmek gerekir. Bunlar mantkl mdr? Evet, eer zel
likle yalnzca bir cins yapay zeka yaplandrmak yerine, insann dnce
lerini ve bununla birlikte kiiliini taklit etmek istiyorsak, bunu yapmak
kanlmazdr.
Bu nedenle, bireysilerin duygular belirli bir dereceye kadar mantkla
nyla eliki iinde olmak zorundadr, en azndan belirli bir lde kendine
zarar veren eilimiere sahip olmalar gerekir; bizde, hissettiimiz ruhsal du
rumlarn sonsuzluu ve bu durumlarn birbirinden kopuk olmasnn verdii
dayanlmaz ac olarak ortaya kan merkezden uzaklama eilimini, yani i
sel gerginlikleri hissetmek zorundalar. Bunun iin gerekli yaratl forml
aslnda grnd kadar umutsuzca karmak deildir. Yalnzca bireysinin
mant biraz kark olmal, baz ayknlklar iermelidir. Hilbrandt bilincin
yalnzca evrimsel krdmden deil, ayn zamanda Gdel1emenin pene
sinden kamann bir yolu olduunu bildiriyor. Bu zmn, yanl mantk
sal elikileri araclyla, mantk asndan kusursuz olan her sistemin kar
lat elikilerden uzak kaldn da ekliyor. yleyse, bireysilerin evreni
tmyle mantkldr, ama bunun iinde yaayan kendileri tmyle mantkl
bireyler deildirler. Brakn bu kadar bizim iin yeterli olsun, Profesr Dobb
bile an derecede zor olan bu konuyu daha fazla irdelemiyor. Bildiimiz gibi
bireysilerin ruhlan vardr, ama bedenleri olmadndan bedene sahip olma
duygular da yoktur. Zihnin baz zel durumlannda tecrbe edilen baz ey
leri, dsal drtlerin olabildiince azaltld, tmyle karanlk bir ortamda
'hayal etmek zordur' denmektedir, ama Dobb bunun yanl ynlendiren bir
dnce olduunu ileri sryor. Duyusal yoksunlua girince insan beyni
nin fonksiyonlar bir sre sonra zlmeye balyor; d dnyadan drt
ak kesilince, ruh, eriyip yok olma eilimi gsteriyor, ama fiziksel duyular
olmayan bireysiler pek zlmyorlar, nk onlara ballk duygusu ve
ren, onlann tecrbe ettii matematiksel ortamdr. Ama nasl? Dnyalarnn
Non Seroiam 297

'dsallnn' onlan maruz brakt durum deiikliklerine gre tecrbe et


tiklerini syleyebiliriz. Kendilerine dtan gelen deiiklikler ile kendi ruhla
nnn derinliklerinden yzeye kan deiiklikler arasndaki farkllklan ayrt
edebiliyorlar. Nasl ayrt ediyorlar? Bu soruya ancak bireysilerin dinamik
yaps kuram dolaysz bir yant salayabilir.
Yine de aradaki byk farkllklara karn, bize benziyorlar. Dijital bir
makinenin asla bilinle hareket etmeyeceini zaten biliyoruz; onu kotuu
muz i, iinde baattmz fiziksel ilemler ne olursa olsun makine sonsu
za dek ruhsuz olarak kalacaktr. Bir insan simlasyonu oluturmak iin,
temel elikilerini taklit etmemiz gerekir. Yalnzca karlkl ztlklan eken
bir sistem -bir bireysi- Dobb'un alnt yapt Canyon'un szleriyle, "yer
ekiminin gcyle bzlen ve ayn zamanda radyasyonun basksyla ge
nileyen bir yldz' olacaktr. Yerekimi merkezi kiisel 'ben'dir, ama hibir
koul altnda, mantksal ya da fiziksel adan bir btnlk oluturmaz. Bu
yalnzca bizim znel yanlsamamzdr! Bu noktada kendimizi ok artc
srprizierin arasnda buluveririz. Bir kii elbette dijital bir makineyi adeta
karsnda zeki bir insan varm gibi konumak zere programlayabilir. Ge
reksinim ortaya ktka makine 'ben' zamirini ve tm dilbilgisel ekimlerini
kullanacaktr. Ne var ki, bu bir kandrmacadr! Makine en aptal insandan
ok, konuan bir milyar papaana ne kadar i:-i eitilmi olurlarsa olsunlar
daha yakn olacaktr. nsan davrann konuma dzeyinde taklit etmenin
dnda baka bir ey yapmayacaktr. Makine psikolojik ve kiilik olarak Hi
Kimse olduundan, hibir ey onu elendirmeyecek. artmayacaktr, pa
nie sokmayacak ya da zmeyecektir. Konulan anlatan . sorulan yantlayan
bir Ses olacaktr. En iyi satran oyuncusunu yenecek bir Mantk olacaktr.
Daha dorusu her eyi kusursuzca taklit eden bir nesne. bir aktr olacaktr,
programlanan roln en st dzeyde sergileyecektir diyebiliriz ama bu ak
tr ya da taklitinin ii tmyle bo olacaktr. Kii makinenin sempati ya da
antipati duymasn bekleyemez. Kendi saptad bir hedefe doru gitmeye
cektir; insaniann belki anlayamayacaklan kadar sonsuz bir 'umursamazlk'
iinde olacaktr, nk bir insan olarak makine yoktur . . . Harika bir biimde
verimli, birleik alan bir mekanizmadan baka bir ey deildir. imdi ok
artc bir olguyla yz :yiize kalyoruz. Bylesine bombo bir hammadde
ve kiilikten uzak bir makineyle -elbette zel bir bireynetik program ykle
yerek- gerek duyarl varlklan ok say,da yaratmak mmkndr! En son
IBM modelleri bin bireysi tama kapasitesine sahiptir. (Bu say matematik
sel olarak dorudur, nk bir bireysiyi tamak iin gerekli olan unsurlar
ve balantlar santimetre-gram-saniye birimlerince ifade edilebilir.)
Makinenin iinde bireysiler birbirinden ayndr. Geri bazen olabilir, ama
genelde birbiriyle 'akmazlar'. Temas ettikleri anda itme ileminin benze
ri ortaya kar ve karlkl 'geime' engellenir. Yine de eer hedef olarak
seerlerse, birbirlerinin iine geebilirler. Zihinsel alt katmanlann olutu-
298 Akln G'z

ran ilemler birbirinin zerine biner ve 'grlt' ile parazit retilmi olur.
inden geme alan ince olduunda, belirli bir bilgi miktar ksmen ak
an bireysilerin ortak mal olur, ama zihninde 'yabanc sesler' ve 'tanmadk
dnceler' duymak durumu insanlar kadar bireysiler iin de korkutucu
deilse bile garip bir olgudur (insanlarda ancak baz ruhsal hastalklarda ya
da sann oluturan ilalarn etkisiyle grlr) . Adeta iki insann sadece ayn
deil ayn bellee sahip olmas gibidir; dncelerin telepatik olarak aktarl
masnn tesinde, sanki 'egolarn periferik olarak kaynamas' gereklemi
gibidir. Yaratt sonular korkun olacandan bu olgudan kanmak gerek
lidir. Yzeysel geime dzeyinin sonrasnda 'ilerleyen' bireysi, tekini yok
edebilir. Bu durumda, teki diye tanmlanan bireysi tmyle yutularak orta
dan kalkar, varl sona erer (buna zaten cinayet denmektedir) . mha edilen
bireysi, 'saldrgann' asimile edilmi, ayrt edilemeyen bir paras biimine
gelir. Dobb, yalnzca ruhsal yaam deil tehlikelerini ve yok oluunu da si
mle etmeyi baardklarn sylyor. Bylece lm de simle edilmi oluyor.
Ne var ki, olaan deneysel koullar altnda bireysiler bu gibi saldrganca dav
ranlardan saknyorlar. eastler'in tanmyla 'psikofaji' onlarn arasnda pek
sk grlmyor. Rastlantsal yaklam ve ini klar sonucu ortaya kan
genelerin balangc hissedilince -elbette bu tehdit fiziksel olmayan bir
biimde, adeta baka birinin yaknln sezmek ya da kendi beyninde 'garip
sesler' duymak gibi hissediliyor- bireysiler aktif olarak kanma manevrala
nna giriiyor, geri ekiliyor ve kendi yollarna gidiyorlar. Bu olgu sayesinde
'iyi' ve 'kt' kavramlarnn anlamn alglamaya balyorlar. Onlar iin 'kt, '
bir bakasnn yok edilmesinde, 'iyi' ise bakasnn kurtuluunda yatyor.
Ayn zamanda birinin bana gelen 'ktlk' bakasnn 'iyilii' (rnein etik
olmayan biimde bir kazan) olabiliyor ve bu bireysi bir 'psikofaj ' durumuna
geliyor. Bir bakasnn 'zihinsel alann' igal ederek genilemek, o bireysinin
balangta verilmi olan zihinsel 'arazisini' bytyor. Bir bakma bu du
rum etoburlar olarak bizim avlanmz ldrp yememiz ilemine tekabl edi
yor. Ne var ki, bireysiler byle davranmaya zorunlu deiller, yalnzca bunu
yapabilecek durumdalar. Kesintisiz bir enerji onlar beslediinden alk ve
susuzluk duygusunu tanmyorlar ve bu enerjinin kaynana (tpk bizim
gnein stmzde parlamasn salamak iin an aba gstermememiz
gibi) ilgi gstermiyorlar. Bireysilerin dnyasnda termodinamiin terimleri ve
ilkeleri, enerji bilimine uygulanmas ortaya kmyor, nk bu dnya ter
modinamik yerine matematik yasalannn etkisi altndadr.
Aratrmaclarn, bireysilerle insanann bilgisayarn girdi ve ktlan
araclyla temas kurmasnn bilimsel deerinin ok dk olduu ve s
telik ahlak ikilemlerine yol ap bireynetiin en acmasz bilim dal olarak
adlandnlmasna neden olduu sonucuna varmalar uzun srmedi. Son
suzluu yalnzca simZe eden ortamlarda onlar yarattmz, bizim dnya
mzda kendilerinin mikroskobik 'psikokistler', kapslasyonlar olduklarn
Non Serviam 299

bireysilere aklamak uygunsuz olur. Elbette onlann kendi sonsuzluklan


vardr ve Sharker, Faik ve Wiegeland gibi dier bireyretikiler, dururnun t
myle simetrik olduunu, bireysilerin bizim dnyamza, bizim 'yaam ala
nrnza' gereksinimleri olmad gibi bizim de onlann 'matematiksel dnya
lanna' gereksinimimiz olmadn ileri sryorlar. Dobb bu ekilde mantk
yrtmeyi yanltrnaca olarak gryor, nk kirnin kimi yaratt ve kimin,
kirnin varln hapsettii konusunda hibir tartma yaplamaz. Dobb'un
kendisi bireysilerle kesinlikle 'temas kurul mamas' gerektii ilkesini ileri s
ren gruba dahildir. Bu kiiler bireynetiin davranl destekleyen kesimi
dir. Onlann arzusu yapay zeki varlklan gzlernlernek, onlann konuma ve
dncelerini dinlemek, hareketleri ve hedeflerini kaydetrnek ama asla bu
ilemlere kanrnamaktr. Bu yntem zaten gelitiriidi ve kendine zg bir
teknolojisi var, gerekli olan ara gerelerin retilmesi ancak birka yl nce
sine kadar alamayacak gibi grnen zorluklar ieriyordu. Ama duymak,
anlamak -ksacas srekli bir gizli kulak tan olmak- ama srdrlen 'de
netlemenin' bireysilerin dnyasn herhangi bir biimde rahatsz etmesini
nlernektir. MIT'de u anda planlama aamasnda olan APHRON II ve EROT
prograrnlan, imdilik cinsiyetsiz olan bireysilerin erotik temas' kurrnalann,
dllerneye tekabl eden ilemleri yapmalann \e cinsel' olarak oalmalan
n salayacaktr. Dobb, bu Arnerikan projelerine he\esle bakrnadn aka
belirtmektedir. Non Serviam'da aklard gibi onun almalannn yn
tmyle farkldr. Ingiliz bireynetik ekolne ielsefi Poligon' ve 'teodise labo
ratuvan' denmesinin elbette bir nedeni \ardr. Bu tarmlamalarla birlikte ,
sz konusu kitabn en nemli ve en ilginc olup. garip baln hakl karan
ve aklayan son ksmna geliyoruz.
Dobb sekiz yldr kesintisiz sren kendi deneini aklarnaktadr. Yara
tl konusuna ksaca deinrnekte ve J.-\ H \'E \'1 prograrnnda yaplan ufak
tefek deiikliklerle fonksiyonlann olaan bir biimde kopyalandn syle
mektedir. Kendi yaratt ve gelimelerini izledii bu dnyann 'gzlernlen
rnesinin' sonulann zetliyor. Bu ilernin etik d w bazen de utan verici
olduunu dnyor, ama yine de bilim asndan -hibir ekilde ahla
ki adan hakl grlmeyecek- byle deneyierin yaplmasnn gerekliliine
inand iin alrnalann srdryor. Durumun artk bilim adamlannn
eski kanma yntemlerinin ie yaramad noktaya geldiini ileri sryor.
Kii artk bak srt bir tarafszlk tasiayp ardndan rnein canl hayvan
lar zerinde deney yapan bilim adamlannn mantna snarak rahatsz
vicdann rahatlatarnaz , tam boyutlu bilinci olan varlklara ya da bamsz
varlklara ac ya da yalnzca rahatszlk veremez. Bireysi deneylerinde ise
bizler iki kez sorurnluyuz, nk onlan yaratyoruz ve bu yaratl labo
ratuvar ilemlerimizin program iine zincirliyoruz. Ne yaparsak yapalm,
davranlarrnz nasl aklarsak aklayalm, tmyle sorumlu tutulmak
tan kurtulmann hibir yolu yoktur.
300 Akln G'z

Dobb ve i arkadalannn yllardr Oldport'da srdrdkleri sekiz


boyutlu evren deneyleri ADAN, ADNA, ANAD, DANA, DAAN ve NAAD gibi
adiara sahip bireysilerin yaam alan olmutur. Kendilerine verilen ilkel
dille gelien ilk bireysiler blnerek 'soylarn' devam ettiriyorlard. Dobb
adeta ncilvari bir biimde, "Ve ADAN ADNA'y oluturdu, ardndan ADNA,
DAAN' oluturdu ve DAAN, EDAN' ortaya kard ve o da EDNA' dnyaya
getirdi. . . " diye yazyor. Bylece ardk kuaklar ortaya kp bireysilerin
says yze ulat. Bilgisayann kapasitesi ancak yz bireysiyi kapsa
yacak kadar olduundan, periyodik olarak 'nfus fazlas' yok ediliyordu.
yznc kuakta ADAN, ADNA, ANAD, DANA, DAAN ve NAAD adlar
n tayan bireysiler ortaya kt ve adiarna kuak sralamasn gsteren
rakamlar eklendi. (Yaptmz zeti yalnlatrmak iin bu rakamlar kul
lanmayacaz.) Dobb bilgisayar evreninde, bizim l birimierimize kabaca
evrildii zaman 2000-2500 yl gemi olduunu sylyor. Bu sre iinde
bireysi toplumu arasnda kendi varlklarn aklamak iin ok eitli g
rler ortaya atld ve ayn zamanda 'var olan her eyi' bakalatran, ileri
sren ve karlkl olarak dlayan denklemler gelitirildL Birbirinden farkl
birok felsefe (ontoloji ve bilgi kuram) ile kendilerine zg 'metafiziksel
deneyler' ileri srld. Belki bireysilerin 'kltr' insanlardan ok farkl
olduundan ya da belki deneyin sresi ok ksa olduundan, zellikleri ke
sinlik kazanan, Budizm ya da Hristiyanla edeer olabilecek herhangi bir
dini inan biimi ortaya kmad. te yandan, sekizinci kuak gibi erken
bir dnemde, bir Yaratc'nn varl kavram bireysel olarak ve tektannclk
biiminde ortaya kt. Srdrlen deney bilgisayar dnm hzn do
rudan denetleme olasl yaratmak iin, aa yukar ylda bir kez azami
dzeye karp yavalatmay da ieriyor. Dobb hz deiikliini bilgisayar
evreninde yaayanlarn kesinlikle fark etmeyeceklerini, nk benzer d
nmlerin bizim amzdan da fark edilmediini, tek bir darbeyle tm va
rolu bir deiim geirince (burada deiim zaman boyutunda oluuyor) ,
iinde bulunanlarn, deiimi saptayabilmek iin belirli bir sabit noktas ya
da referans erevesi olmadndan bunu fark etmediklerini ileri sryor.
'ki kronolojik vites ' kullanmak, Dobb'un en ok istedii biimde, hem
geleneklerin derinlii hem de birbirini izleyen yllan sergilernesi asndan
bir bireysi tarihinin ortaya kmasn salad. Dobb'un kaydettii, ok me
rak edilen bir yapya sahip olan tarihin verilerini zetlemek olanakszdr.
Bu nedenle kitabn balnn alnm olduu blmlere deinmekle yeti
neceiz. Bireysilerin kulland dil, szck daarc ve gramer yaps daha
ilk kuakta kendilerine verilmi olan standart ngilizcenin yeni bir dn
mdr. Dobb bu dili temel olarak gnlk ngilizceye eviriyar ama bireysi
toplumunun kendi trettii baz ifadelere dokunmuyor. Bu tanmiann ara
snda, Tanr 'ya inananlan ve ateistleri ayrt etmek iin kullanlan 'tanrl' ve
'tanrsz' szckleri var.
Non Serviam 30

ADAN, DAAN ve ADNA ile (bireysiler gzlemcilerin 'diyaloglan' kaydet


me kolayl olarak setii bu adlar kullanmyorlar) , bireysilerin tarihinde
EDAN 97 ile ortaya km olan ve bizim ok yakndan tandmz, Pascal
ile balam olan bir tarihsel sorunu tartyor. Tpk Pascal gibi bu d
nr de her art altnda Tanr'ya inanmann inanmamaktan daha karl
olduunu, eer gerek, 'tanrszlarn' yanndaysa bile, inanan kiinin bu
dnyadan ayrlnca yaamndan baka hibir ey yitirmediini ama eer
Tanr varsa, sonsuzluu (ebedi onur) kazandn sylyor. Bu nedenle, en
stn baary yakalama ans varolusal tedbir yznden bu yanda ar
bastndan, kii Tanr'ya inanmaldr.
ADAN 300 bu emri yle yorumluyor: EDAN 1 97 yrtt mantkla
bir tanrnn sayg, sevgi ve tam bir sadakat istediini, sadece basit bir e
kilde O 'nun varlna ve dnyay O'nun yarattna inanmann yeterli ol
madna inanyor. Kiinin kurtulua ulaahilmesi iin Tanr'nn Dnyay
Yaratan olduu hipotezini kabul etmenin yeterli olmadn, yarattklarn
dan dolay Yaratcya kran duyulmas ve bunun gsterilmesi gerektiini
sylyor. Ksacas kii Tanr'ya hizmet etmek zorunda. Eer Tanr varsa,
kendi varln kolayca alglanacak bir biimde kantlayacak gce sahip
tir. Elbette baz cisimlerin var olduundan kuku duymayz ve dnyamz
bu cisimlerle doludur. En fazla var olmak iin ne yaptklarna, nasl var
olduklarna dair kukular tayabiliriz. Ama hi kimse onlarn var olduu
gereini yadsyamaz. Tanr Kendi varlnn kantn da ayn biimde sergi
leme gcne sahiptir. Ama byle yapmamtr ve bizleri bazen aydnlanma
ad verilen, eitli tahminler biiminde ifade edilen, dalayl ve dolambal
bilgiyi edinmeye mahkum etmitir. Eer byle davrandysa, 'tanrllar' ve
'tanrszlar' eit duruma getirmitir; yarattklarn Kendi varl konusunda
mutlak bir inanca sahip olmaya zorlamam ve yalnzca, bu olasl sun
mutur. Yaratc'y bu davrana iten drtler belki de yarattklarndan ok
iyi gizlenmitir. Bylece u nerme ortaya kmaktadr: Tanr ya vardr ya
da yoktur. nc bir olaslk da dnlebilir (Tanr bir zamanlar vard
ama artk yok ya da ara sra var oluyor ya da bazen daha ok, bazen daha
az var oluyor) ama pek de olas gibi grnmez. Bu olaslk tmyle silinip
atlamaz ama bir teodise grne oklu deerli mantk katmak onu iyice
bulandrmaktan baka bir ie yaramaz.
Yani Tanr ya vardr ya da yoktur. Eer Tanr bizim durumumuzu
kabul ederse, sz konusu seeneklerin taraftarlan bunlar destekleyecek
savlar ileri srerler -'tanrllar' varln kantlamaya, 'tanrszlar' bu kant
rtmeye alrlar- ve mantk asndan baknca elimizdeki oyunun bir
tarafnda 'tanrllar' ile 'tanrszlar', kar tarafnda ise tek bana Tanr
nn bulunduunu grrz. Elbette bu oyun, Tanr 'ya inanlnad takdirde
Tanr'nn kiileri cezalandrmayabilecei mantn da ierir. Herhangi bir
eyin var olup olmad kesin olarak bilinmediinde -bazlan var olduunu
302 Akln G'oz

ileri srp bazlan var olmadn sylediinden- ki bu hipotezi daha da


ileri gtrp o eyin hi var olmadn sylemek de olasdr; bylece hibir
adil yarglama bu eyin varln yadsyanlara ceza veremez. nk her
zaman iin, bir kesinlik olmadnda, sorumluluk da olmaz. Bu denklem,
sade manta gre rtlemez bir denklemdir, nk oyunlar kuramma
gre dln simetrik bir fonksiyonunu oluturmaktadr; bilinmezlik kar
snda biri tam sorumluluk istedii zaman oyunun matematiksel simetrisini
bozuyar ve bylece "toplam sfr-olmayan" diye adlandrlan oyun ortaya
kyor demektir.
Bu nedenle durum yledir: ya Tanr son derece adildir ve 'tannszlar'
yalnzca Kendisine inanmadklan iin cezalandrmaz ya da, mantk asn
dan baknca, Kendisinin pek de adil olmadn gstererek inanmayanlar
cezalandrr. Bunun ardndan ne gelir? Bunun ardndan O'nun ne isterse
onu yapaca gelir, nk mantk sisteminde bir tek elikiye izin verilince,
ex falso quodlibet ilkesi uyarnca, kii bundan istedii sonucu karabilir.
Baka bir deyile: Adil bir Tanr 'tanrszlarn ' bir tek klna bile dokunmaz,
ama eer dokunursa, teodisenin ne srd kadar evrensel biimde ku
sursuz ve adil deildir.
ADNA, btn bu tartmalar nda bakalanna ktlk yapma so
rununa nasl bakacamz soruyor.
ADAN 300 yantlyor: Burada olup biten her ey kesindir; 'orada', yani
dnyann uzanda, sonsuzlukta, Tanr'yla balantl olarak olup bitenler
ise belirsizdir ama varsaymara gre anlamlandnlr. Burada, geri kt
lkten kanmak ilkesi mantksal olarak gsterilemez ama kii ktlk yap
mamaldr. Ayn adan dnyann varl da mantksal olarak gsterilemez.
Dnya vardr ama olmayabilirdi de. Ktlk yaplabilir, ama kii yapma
maldr, nk anlamamzn karlkllk ilkesine -sana nasl davranrsam
bana yle davran- dayandna inanyorum. Bunun Tanr'nn varl ya da
yokluuyla balants yoktur. Eer 'orada' cezalandnlacam dnerek
ktlk yapmaktan kanrsam ya da 'orada' dllendirileceimi umarak
iyilik yaparsam, davranlann belirsiz bir temel zerine oturtmu olurum.
Burada ise bu konudaki karlkl anlamamzdan daha kesin bir temel ola
maz. Eer 'oras' varsa, baka temeller varsa bile o konuda buras hakknda
sahip olduum kadar kesin bilgim yok. Yaarken, yaama oyununu hepimiz
birlikte oynuyoruz. Bu nedenle bizim aramzdaki oyun son derece simetrik
tir. Tanr'y varsaydmz zaman, oyunun devamn dnyann tesine ta
m oluyoruz. Bence buradaki gidiini etkilemedii srece, kii oyunun de
vamn srdrebilmelidir. Aksi takdirde varlndan kesin emin almadmz
biri uruna, burada kesinlikle var olanlardan vazgemi oluruz.
NAAD, ADAN 300'n Tanr'ya kar duruunu aka anlamadm be
lirtiyor. ADAN Yaratc'nn var olma olaslndan sz etmemi miydi? Bun
dan sonra ne geliyor?
Non Seroiam 303

ADAN: Hibir ey. Yani zorunluluk olarak hibir ey. Ben u ilkenin
-btn dnyalar iin- geerli olduuna inanyorum : dnyevi bir etik her
zaman iin sonsuzluktaki etikten bamszdr. Bunun anlam, u anda bu
rada geerli olan etiin , kendi dnda onu kantayacak bir yaptrm ola
maz demektir. Yani ktlk yapan kii her koul altnda alaktr ve iyilik
yapan her koul altnda dorudur demektir. Eer biri, O'nun var olduu
ynndeki savlan yeterli bulup Tanr'ya hizmet etmek isterse, burada faz
ladan bir erdem kazanm olmaz. Bu o kiinin bilecei bir itir. Bu ilke Tan
n olmad takdirde hibir deeri bulunmadna ve var olduu takdirde

her eyin stnde olduu varsaymna dayanmaktadr. Eer Tanr her eyi
yapabiliyorsa, yalnzca baka bir dnya deil, benim grmn temelini
oluturan mantktan baka bir mantk da yaratabilir. Bu farkl mantn
iinde, dnyevi etiin varsaymnn zorunlu olarak sonsuzluk etiine ba
ml olmas gerekebilir. Bu durumda elle tutulur kantlar yoksa, mantk
sal kantlar zorlayc g olur ve kiiyi akla kar gnah ileme tehdidiyle
Tanr'nn varl varsaymn kabul etmeye zorlayabilir.
NAAD belki de Tanr'nn kendisine inanlmas iin bylesine bir zorla
ma durumu olmasn istemediini, ADAN 300'n ileri srd teki mant
a dayanarak oluan bir yaratlta bu durumun ortaya kabileceini sy
lyor. ADAN 300 yle yantlyor:
Her eye kadir bir Tanr ayn zamanda her eyi bilendir; mutlak g
mutlak bilgiden bamsz deildir, nk her eyi yapabilen biri, kendi s
tnln oyuna katnca sonulann ne olacan bilemezse byle bir s
tnl kalmam olur. Eer Tanr, sylemilere gre ara sra mucizeler
yaratyorsa, kusursuzluu kukulu olur nk bir mucize O 'nun yarattk
lannn zerkliine kar iddetli bir darbedir. Yarattklarnn davranlarn
batan sona biliyorsa, bu zerklii bozmas gerekmez; yine de eer bu d
zeni bozarsa, her eyi bilen biri olarak kald srece kendi elleriyle yapt
n dzelttii sylenemez, nk byle bir dzeltme balangta her eyi
yapamadn gsterir. Tam tersine, bir mucizeyle kendi varln kantlyor
demektir. imdi bu, hatal bir mantk yrtmedir, nk byle bir iaret
sergilemek, yaratlanlarn yerel sendelemelerle gelimi olduunu gsterir.
Yeni modelin mantksal analizinden kan udur: Yaratlm olanlar kendi
iinden gelmeyen (sonsuz olandan ya da Tanr'dan gelen) dzeltmeler ge
irmektedir ve bu nedenle mucizeler olaan saylmaldr ya da baka bir
deyile mucizelere gerek olmamas iin yaratlann o derece dzeltilmesi
ve kusursuz biime getirilmesi gerekir. Belirli bir durum iin ie yarayan
mdahaleler olan mucizeler yalnzca Tanr'nn varlnn iaretleri olamaz:
ne de olsa kendilerini Oluturan akladklar gibi, burada birilerine yararl
olacak biimde yneltilmilerdir. Yani manta gre, ya yaratl mucizelere
gerek duyulmayacak kadar kusursuzdur ya da mucizeler gerekliyse yarat
l kusursuz deildir. (Mucize olsun olmasn kii yalnzca kusurlu olan bir
304 Akln G'z

eyi dzeltir, kusursuzluun iine karan bir mucize onu bozacak, kt


letirecektir.) Bu nedenle birinin kendi varln bir mucizeyle belirtmesi,
ortaya kmann mantksal olarak en kt yolunu kullanmak demektir.
NAAD , Tanr'nn mantkla kendisine inanma arasnda bir blnme ol
masn isteyip istemediini soruyor. Belki de inan, tmyle gvenme u
runa mantktan vazgemeyi gerektirir.
ADAN: Herhangi bir eyin (bir varlk, bir teodise, bir teogoni ve benzer
leri) mantksal anlamda yeniden oluumunun isel zelikiler iermesine
izin verirsek, kii aka bundan sonra istedii her eyi kantlama olasl
na sahip olur. Konunun nasl aldna baknz. Birini yaratmaktan ve ona
belirli bir mantk vermekten sz ediyoruz ve ardndan Yaratan'a inanma
uruna ayn mantn feda edilmesini istiyoruz. Eer bu modelin kendisi
elikisiz olarak kalacaksa, yaratlann sahip olduu doal mantn d
nda bir muhakeme biiminin mantk tesi olarak uygulanmas gerekir.
Eer bu, Yaratc'nn kusurunu aklamaya yetmezse, benim matematiksel
beceriksizlik (tutarszlk) -yaratma eyleminin kendine zg yntemsizlii
diyeceim bir nitelik ortaya kar.
NAAD srar eder: Belki Tanr yarattklarnn anlalmaz olmasn sei
yordur ya da yarattklanna verdii mantkla yeniden oluturulmasn nle
mektedir. Ksacas inancn mantktan stn olmasn istemektedir.
ADAN onu yantlar: Seni anlyorum. Dediin olabilir, ama durum byle
bile olsa, mantkla uyum salamayan bir inan ahlaki adan son derece
sevimsiz bir ikilem yaratr. Bir noktada kiinin mantn askya almas ve
belirsiz varsaymiara ncelik tanmas ya da baka bir deyile varsaymla
n mantksal kesinliin zerinde tutmas gerekecektir. Bunun da snrsz
bir gven adna yaplmas gerekir: bu noktada ksr bir dngye giriyoruz,
nk kiinin inancn var olduu varsaylan birine yneltnesi gerekiyorsa
ve zaten bu varsayma mantk yoluyla vanlmsa, balangta mantksal
olarak dorudur ve bylece ortaya kan mantksal elikiye bazlar olumlu
bir deer verip Tanr'nn Gizemi adn takarlar. imdi, yapsal gr a
sndan bu sonu karanlktr, ahlaki gr asndan da kukuludur, n
k Gizem sonsuzluk zerine rahata yerletirilebilir (ne de olsa sonsuzluk
dnyamzn zelliidir) ama bunu isel paradoksla korumak ve glendir
mek herhangi bir yapsal lte gre sadakatsizliktiL Teodise taraftarlan
bunun farknda deil nk teodisenin bir ksmna sradan mant uy
gulayp dier ksmna uygulamyorlar. Demek istediim, eer biri eliki
lere inanyorsa, * yalnzca elikilere inanmal ve ayn zamanda baka bir
alanda eliki olmayanlara (rnein manta) inanmamaldr. Yine de byle
garip bir ikilik srdrlecekse, (yani dnyevi olan manta tabidir, sonsuz
olan ise ksmen tabidir) , kii bu kez mantksal doruluk asndan 'yamal'

* Credo quia absurdum est (Prof. Dobb'un metindeki notu).


Non Seroiam 305

bir Yaratl modeliyle karlar ve artk kusursuzluk varsaym ileri sr


lemez. Kii kanlmaz bir biimde kusursuzluun mantksal adan yamal
olduu sonucunu karr.
EDNA bu tutarszlklarn birleiminin sevgi olup olmadn soruyor.
ADAN: Eer yleyse bile, yalnzca kiiyi kr eden bir sevgi olabilir. Eer
Tanr varsa, bu dnyay yarattysa, kendini istedii gibi ynetmesine de
izin vermitir. Tanr'nn var olduu gerei bakmndan, Tanr'ya var ol
duu iin kran duyulmas gerekmez; kran duymak Tanr'nn var ol
mayabileceini gsterir ve bunun da kt olacan varsayar; bu varsaym
ise baka trl bir elikiye yol aar. Yaratl eylemi iin kran duymak
m? Bunun iin de kran duyulmas gerekmez; nk olmann olmamak
tan daha iyi olduu konusunda bir zorunluluk getiriyor gibidir ki bu nasl
ispatlanr dnemiyorum. Var olmayan birine hizmet edilerneyecei gibi
zarar da verilemez. Yaratan Kii, her eyi bilme gcne sahip olduu iin,
yarattklarnn Kendisini seveceklerini ve kran duyacaklarn da nce
den bilir. Eer kran duymayp O'nu reddederlerse, yarattklar dorudan
doruya anlamasa da O, bir zorlama getirir. Bu nedenle Tanr'ya hibir ey
borlu olunmaz, ne sevgi, ne nefret, ne kran , ne azarlama, ne dl umu
du, ne ceza korkusu. Hibir ey borlu olunmaz. Bu duygular arzulayan
bir Tanr, ncelikle duygu sahibi olarak yarattklarna kendi varln ku
ku gtrmez biimde gstermelidir. Belki karlk grlebileceine inanld
iin sevgi duyulabilir ve anlalr bir eydir. Ama sevilen kiinin var olup
olmad tartmaianna dayanan zorunlu bir sevgi samalktr. Her eye
kadir olan O, duruma kesinlik kazandrabilirdi. Bunu yapmadna gre,
eer varsa, bunun gereksiz olduunu dnmtr. Niin gereksiz? Kii
belki de O'nun her eye kadir olmadndan kukulanmaya balamaktadr.
Her eye kadir olmayan bir Tanr acnnaya ve sevilmeye muhta olabilir
ama sanrm bizim teodise retileri buna izin vermez ve yle deriz: Biz
yalnzca kendimize hizmet ederiz, bakasna etmeyiz.
Teodise tanrsnn liberal mi yoksa despot mu olduu tartmalarn
daha fazla srdrmeyeceiz; kitabn ok byk bir blmn kaplayan
tartmalar zetlemek olduka zor. Dobb'un kaydettii, bazen ADAN 300,
NAAD ve dier bireysilerin birlikte yapt, bazen tek bana dnceler
olarak (bir aratrmac, bilgisayar ana uygun gereleri yerletirerek, akl
dan geenleri de kaydedebiliyor) srdrlen tartmalar, Non Serviam'n
yaklak te birini kapsyor. Kitabn iinde bu tartmalar konusunda bir
yorum bulamyoruz, ama Dobb'un Sonsz'nde u ifadeyle karlayoruz:

ADAN'n mant bana imdilik itiraz kabul etmez gibi grnyor: Ne de olsa
onu yaratan bendim. Onun teodisesinde Yaratan benim. Bu dnyay (seri
no. 47) ADONAI IX programyla rettim ve JAHVE VI programnda baz de
iiklikler yaparak bireysi tohumlarn attm. lk ortaya kan varlklar
yz kuak oluturdu. Gerekte, ne bu veriler ne de aniann dnyasnn s-
306 Akln G'z

nrlan dndaki varlm hakknda, aksiyom biiminde onlarla iletiim kur


dum. Gerekte, benim var olabileceim olaslna varsaymlarla, kanmlar
yaparak ulatlar. Gerekte, zeki varlklar yaratrken onlardan sevgi, kran
ya da daha farkl bir hizmet gibi herhangi bir ayncalk bekleme hakk n ken
dimde grmyorum. Onlann dnyasn geniletebilir, kltebilir, zamann
hzlandrabilir, yavalatabilir, onlann alglama biimlerini ve aralann de
itirebilir, onlan yok edebilir, blebilir, oaltabilir, varlklannn antolajik
temelini tmyle deitirebilirim. Onlarn asndan her eyi yapabilen bi
riyim ama bu nedenle bana hibir ey borlu deiller. Benim amdan, asla
bana minnettar olmalan gerekmez. Benim onlan sevmediim bir gerektir.
Sevgi bu iin iine hi girmiyor, ama sannm baka bir aratrmac kendi
bireysileri iin bu duyguyu yaayabilir. Grdm kadanyla, sevginin varl
ya da yokluu durumu hi ama hi deitirmiyor. Bir an iin BIX 3 1 0 092
gerecime 'gelecei' oluturan byk, yardmc bir birim eklediimi dnn.
Teker teker onlann balant kanalndan gemelerine ve bireysilerimin 'ruh
lanna' girmelerine izin veriyorum ve bana inanan, sayg gsteren, gvenen
ve kran duyanlan dllendiriyorum. Bireysi dilini kullanrsak 'tannsz'
olanlan ikence ederek ya da yok ederek cezalandnyorum. (Sonsuz cezay
aklma bile getirmiyorum, bu kadar da canavar deilim!) Yaptm ey hi
kukusuz son derece utanlacak bir bencillik, mantksz bir intkarnn alak
a sergilerrmesi ve masumlann zerinde tmden bask yaratan bir durumda
yaplan son ktlk olarak grlrd ve bu masumlar davranlannn kal
kan olarak bana kar mantn yadsnmaz kantma sahip olurlard. Herke
sin bireysi deneylerinden uygun grd sonulan karmaya hakk vardr.
zel bir sohbet srasnda, Dr. Ian Combay bana istersem bireysi toplumuna
varlmn gvencesini verebileceimi de sylemiti. Ama ben bunu kesinlikle
yapmayacam. Byle bir davran onlardan bir sonu rica etmek, yani tepki
lerini bana gstermelerini isternek gibi olur. Onlann talihsiz Yaratcs olarak
bulunduum ac veren bu konumda, derin bir utanca kapimamarn iin onlar
ne syleyebilir ya da yapabilir? Kullanlan elektriin faturalan dzenli olarak
denmek zorunda ve niversitedeki stlerimin bana deneyi 'tamamlamam'
syleyecekleri tarih yaklamakta yani makinenin fiini ekme ya da baka
bir deyile aniann dnyasn sona erdirme zaman gelmekte. Bu tarihi insani
llerde olabildiince uzatmaya abalyorum. Yapabildiim tek ey bu ve
bunun yle vgye dediini filan sanmyorum. Daha ok sradan insaniann
tanmyla 'kirli bir iin' yaplmas oluyor. Bunu sylerken bazlannn deiik
fikirlere kaplmayacan umuyorum. Ama eer kaplrlarsa, kendileri bilir.
-----

Lem'in A Perfect Vacuum: Perfect Reviews of Nonexistent Books adl seki


sinden alnan "Non Serviam", bilgisayar bilimi, felsefe ve evrim teorisi tema
Ianna son derece aydn ve doru bir biimde deinmekle kalmyor ayn za
manda yapay zeka almalannn geree ok yakn bir yksn anlatyor.
rnein Terry Winograd'n nl SHRDLU'su bir masann zerindeki renkli
kpleri mekanik bir kolla hareket ettirdiini syleyen bir robot ama asln
da SHRDLU 'nun tm dnyas bilgisayann iinde simle edilmi durumda.
"Esasnda bu gere tam olarak Descartes 'n korktuu durumu oluturuyor:
bir robot olduu dn gren bir bilgisayar."* Lem'in bilgisayar simlas
yonlu dnyalan ve ilerindeki simle edilmi birimleri (matematikle yara
tlm dnyalan) tanmlamas doru olduu kadar iirsel de, ama bu gibi
yklerde sk sk rastladmz hatalara benzeyen nemli bir hatas var. Bil
gisayariann inanlmaz hzndan yararlanan Lem, simle edilmi dnyalann
'biyolojik zamannn' bizim gerek zamanmzdan ok daha hzl olduunu
ve yalnzca aratrmak istendiinde yavalatldn sylyor: " . . . . . makine
zamannn bir sanyesi insan yaamnda bir yla tekabl ediyor."
Lem'in tanmlad byk lekli, ok boyutlu, ok aynntl bilgisayar
simlasyonlannn zaman lei ile bizim gnlk zaman leimiz arasnda
gerekten nemli bir fark olacaktr ama tam tersi ynde gerekleecektir!
Wheeler'in ileri geri gidip gelerek tm evreni dokuyan elektronu gibi, bir
bilgisayar program tm aynntlan olutururken k hzyla alsa bile, en
basit simlasyonlann oluturulmas bile (yapay zeka bunu baarmak iin
giriimde bulunuyor) gerek yaam esinlerinden ok daha uzun srer. 'Pa
ralel ilem' -yani birka milyon simlasyon kanaln ayn anda iletmek- bu
sorunun mhendislik asndan yant olabilir, ama bunun nasl yaplaca
n kimse bilmiyor. Ne var ki, milyonlarca kanalla dnyalan paralel ilem
ile simle ettiimiz zaman, bunun gerek (eer yapaysa) yerine simlasyon
olduu iddias biraz daha anlalmaz olacaktr. Bu konulann daha fazla
irdelendii "Yedinci Giriim" (Blm 1 8) ve "Einstein'n Beyniyle bir Sohbet"
(Blm 26) balkl blmlere baknz.
Lem, bilinci olan yazlm sakinlerinin yaad bir 'sibernetik evreni'
inanlmaz bir canllkla betimliyor. Bizim ounlukla 'ruh' dediimiz kav-

* Jerry Fodor, "Methodological Solipsism Considered as a Research Strategy in


Cognitive Psychology". Bkz. Ek Okumalar.
308 Akln G'z

ram iin "z", "bireysel ekirdek", "bireysi tohumu" gibi eitli szckler
kullanyor. Hatta bir noktada "tutarl ilem bulutu . . . " gibi bir tanrola daha
teknik ayrntlara giriyor: " . . . makinenin a iinde snrlandnlm, bir 'mer
kezi' olan fonksiyonel bir btn." Lem, insan -ya da daha dorusu bireysi
bilincini, beynin inat elikilerinin tmyle uzlamas iin kapanmayan,
kapatlamayan bir plan olarak tanmlyor. Beynin dzey atmalannn
bitmeyen gerilemesinden kaynaklanr ve bu gerilemenin zerinde "kanat
rpar ve rpnr". Bilin bir "yamal boha", "Gdellemenin penesinden
kamann bir yolu", "grevi dier aynalan yanstmak ve bylece birbirine
yansyan teki aynalan sonsuzlua dek yanstmak olan bir ayna" olduunu
sylyor. Bu iir mi, felsefe mi yoksa bilim mi?
Bireysilerin Tanr'nn varlnn kantn sabrla beklemelerinin grn
ts hem artc hem de ok dokunakl. Bu gibi grleri bilgisayar sihir
bazlan gecenin ge saatlerinde tm dnya gizemli bir matematiksel uyum
iinde parlar gibi grnrken, gizlendikleri kelerinde tartrlar. Bir gece
Bill Gosper, Stanford Yapay Zeka Laboratuvannda, kendi "teogoni ya da
tanrlarn soyu" (Lem'in szc) grn Lem'in tanrnma artc de
recede benzeyen bir biimde yapmt. Gosper teogonisini, uzman olduu
'Yaam Oyunu' denilen oyuna dayandnyordu. John Horton Conway'n icat
ettii, bir cins iki boyutlu 'fizik' olan "Yaam", kolayca bilgisayara program
lanp ekranda gsterilebilir. Bu fizikte, kuramsal olarak sonsuz olan bir Go
ya da dama tahtasndaki karelerin her kesime noktasnda yaklan ya da
sndrlen bir k vardr. Yalnzca uzam deil zaman da aralkldr (de
vamszdr) . Zaman, minik 'kuantum sraylanyla' bir andan tekine atlar.
Tpk baz saatierin yelkovannn, bir dakika boyunca hareketsiz durup, bir
anda ilerlemesi gibidir. Bu aralkl saniyeler arasnda, bilgisayar 'evrenin
yeni durumunu' bir ncekine dayanarak hesaplar ve yenisini sergiler.
Belirli bir andaki durum ancak hemen nceki ann durumuna bal
dr; Yaam fizii kurallarnca bundan nceki gemi 'hatrlanmaz' (aslnda
zamandaki bu 'konumlandrma' bizim evrenimizdeki temel fizik yasalann
da da geerlidir) . Yaam Oyunu'nun fizii uzarnda da konumlanmtr (yine
bizim fiziimizle uyumludur) ; yani bir andan bir sonrakine geerken, o ka
renin kendi ve en yakn komu karelerin klar, o kareye yeni anda
ne yaplacan syler. Bu biimde drd bitiik, drd verev sekiz komu
vardr. Her kare bir sonraki anda ne yapacan saptamak iin imdi bu
lunduu anda sekiz komusundan ka tanesinin nn yandn sayar.
Eer yalnzca iki tane yanyorsa, karenin olduu gibi kalr. Eer
tane yanyorsa, karenin , bir nceki durum baklmakszn yanar. Aksi
takdirde karenin sner. (Yaam Oyunu'na uygun bir biimde n
yanmas teknik olarak bir 'doum', snmesi ise bir 'lm' olarak adlandn
lr.) Tm tahta zerinde ayn anda uygulandnda bu basit yasann sonu
lan son derece artcdr. Geri Yaam Oyunu on yldan fazladr piyasada
Non Seroiam 309

ama derinlikleri tmyle incelenmedi.


Zamandaki konumlanma, evrenin ok uzak tarihinin bugnk olaylar
zerinde etkili olabilmesi iin 'anlarn' herhangi bir biimde k modelle
rine ifrelenmi olmas gerektiini gsterir (daha nce bu noktaya gemi
in bugn zerine "yaylmas" olarak deinmitik) . Elbette anlar ne kadar
ayrntl olursa, fiziksel yaplar da o kadar byk olacaktr. Ne var ki, fizik
yasalar uzaydaki konunianma asndan, byk fiziksel yaplann sa kal
mayabileceini, dalabileceini ima etmektedir!
lk bandan bu yana, byk yaplann tutarll ve yaamn srdrme
si sorusu Yaam Oyunu'nun en byk sorulanndan biriydi ve Gosper, isel
yaplanmalan nedeniyle, eitli inanlmaz yaptann yaamlarn srdrd
n ve ok ilgin davranlar sergilediini kefedenlerin arasnda bulun
maktadr. 'Planr tabancas' ad verilen baz yaplar, aralklarla, sonsuzlua
doru yol alan kk yaplar ('planrlerj atarlar. ki planr arpnca ya da
genelde klan yanp snen iki byk yap arpnca kvlcmlar uuur!
Bu yanp snen modelleri ekranda izleyerek (ve yakndan bakarak,
yaklap uzaklap olgular eitli llerde grerek) , Gosper ve dierleri
Yaam evrenindeki olaylar iin gl ve sezgisel bir anlay gelitirdiler ve
ok renkli bir szck daarc oluturdular (filolar, lokomotifler, planr
barajlan, saldr makineleri, reticiler, yok ediciler, uzay harmanclar, an
tikorlar gibi). Bir acemi iin inanlmaz derecede beklenmedik olan modeller
bu uzmanlar tarafndan kolayca sezilebilir. Yine de Yaam Oyunu'nda bir
ok gizem vardr. Bitmek bilmez bir biimde karmaklaan yaplar var m
yoksa tm yaplar belirli bir noktada kalc bir duruma ulayor mu? Bizim
evrenin molekllerine, hcrelerine, organizmalanna, toplunianna benze
yen, kendi grngsel yasalan olan daha da yksek yap dzeyleri var m?
Gosper devasa boyutlarda bir tahta zerinde belki de birka sezgisel s
ramayla organizasyonlarn karmak durumlannn anlalabileceini, bi
lin ve zgr iradeleri olan, kendi evrenlerini ve onun fiziini dnebilen,
hatta bunlann tmn yaratan bir Tanr olup olmad konusunda fikir
yrten, O 'nunla iletiim kurmaya abalayan, tm abalann bir deeri ya
da anlam olup olmayaca konusunda varsaymlarda bulunan vs. 'yaratk
lann' bulunabileceini dnyor.
Bu noktada, insan, zgr iradenin nasl deimeyecek kesin bir temel
katmanla birlikte bulunabilecei sorusuyla kar karya kalyor. Verilebi
lecek yant, ksmen, zgr iradenin ancak kiinin gznde olduu, yuka
ndaki Tanr'nn gznde olmad eklindedir. Bir yaratk kendini zgr
hissettii srece zgrdr. Yine de gelin bu gizli konularla ilgili tartmay
Tanr'nn kendisine brakalm ve bundan sonraki blmde akl karm bir
lml'ye zgr iradenin gerekten ne olduunu aklamasn izleyelim.

D. C. D . , D. R. H .
20

RAYMOND M . SMULLYAN

TANRI TAOCU MU? *

LML: Ve bu nedenle Tannm sana yalvanyorum, eer ac eken bu


yaratk iin bir gram merhametin varsa, beni zgr irade sahibi
olmaktan kurtar!
TANRI: Sana verdiim en byk armaan m reddediyorsun?
LML: Bana dayatlan bir eye nasl armaan diyebilirsin? zgr irade
ye sahip olmak benim kendi seimim deildi. zgr iradeye sahip
olmay zgrce kendim semedim. stesem de istemesem de zgr
iradeye sahip olmak zorundaym.
TANRI: Niin zgr irade sahibi olmak istemiyorsun?
LML: nk zgr irade, ahlaki sorumluluk demek ve ahlaki sorum
luluk benim yklenebileceimden daha ar bir yk!
TANRI: Ahlaki sorumluluu niin bu kadar ar buluyorsun?
LML: Niin mi? Dorusu bunu zmleyemiyorum ve yalnzca kald
ramadn biliyorum.
TANRI: Pekala, bu durumda senin ahlaki sorumluluk ykmlln kal
dracam, ama zgr iraden kalacak. Senin iin yeterli mi?
LML: (Ksa bir duraksamadan sonra) Hayr, korkann ki yeterli deil.
TANRI: Tam da dndm gibi! Yani ahlaki sorumluluk, zgr iradenin
itiraz ettiin tek yn deil. zgr iradenin baka hangi ynleri
seni rahatsz ediyor?
LML: zgr iradem olunca, gnaha girebiliyorum ve ben gnah ile
rnek istemiyorum!
TANRI: Eer gnah ilernek istemiyorsan, niin iliyorsun?
LML: Gzel Tannm! Niin gnah ilediimi bilmiyorum ama iliyorum!

.. Raymond M. Smullyan'n The Tao is Silent kitabndan alnmtr. [Ad geen kitabn
Trke evirisi iin bkz. Tao Sessizdir, ev. Cem en, Dharma Yaynlan, 2000. -ed.
notu. ]
Tarn Taocu mu? 3

Kt tahrikler beni kkrtyor ve ne kadar abalasam da onlara


kar duramyorum.
TANRI : Eer gerekten onlara kar duramyorsan , zgr iradenle gnah
iiemiyorsun demektir ve bylece (en azndan bana gre) sen g
nahszsn.
LML: Hayr, hayr! Biraz daha urarsam gnah ilernekten kana
cam duygusuna kaplyorum . radenin sonsuz olduunu anlyo
rum. Eer kii tm kalbiyle gnah ilernemeye niyet ederse, o za
man gnah ilemez.
TANRI: Bak, bunu bilmen gerekir. Gnah ilernekten kanmak iin elin
den geldiince abalyor musun yoksa abalamyor musun?
LML: Gerekten bilmiyorum. O anda elimden geleni yaptm hisse
diyorum ama geriye dnp baknca, belki yapmadm iin kayg
lanyorum!
TANRI: Yani baka bir deyile, gnah ileyip ilemediinden kesin olarak
emin deilsin. Yani gnah ilemediin olasl hala var.
LML: Elbette bu olaslk var, ama belki de gnah iliyoruro ve bu d
nce beni rktyor!
TANRI: Gnah ileme dncesi niin seni rktyor?
LML: Nedenini bilmiyorum! Bir nedeni, senin lm sonras yaamda
olduka korkun cezalar yadrdna dair bir hretin olmas!
TANRI: Yani seni rkten konu bu! Niin zgr idare ve sorumluluk gibi
konularda dnp dolaacak yerde bunu batan sylemedin? Niin
ilediin sular iin seni cezalandrmamam benden istemedin?
LML: Byle bir istei yerine getirmeyeceini bilecek kadar gereki ol
duumu sanyorum.
TANRI: yle mi! Hangi istekleri yerine getireceim hakknda senin gereki
bir bilgin var demek? Bak ne yapacam sana syleyeyim! Sana is
tediin kadar gnah ileme hakk balyor ve seni hibir biimde
cezalandrmayacama dair tanr sz veriyorum . Anlatk m?
LML: (Dehete kaplarak) Yoo, ha:y,r, sakn bunu yapma!
TANRI: Niin? Benim tanr szme gvenmiyar musun?
LML: Elbette gveniyonm Ama anlamyor musun, ben gnah ile
rnek istemiyorum! Getirecei cezalarn dnda, ben gnah ilemek
ten son derece nefret ediyorum.
TANRI: yleyse sana baka bir iyilik yaparm. Senin gnah ileme nefretini
yok ederim. te sihirli bir hap! Bunu yutunca gnah ilernekten
nefret etme duygusundan kurtulacaksn. Byk bir nee iinde g
nah ileyebileceksin, hi pimanlk ya da nefret duymayacaksn ve
ne benim tarafndan, ne kendi kendine ne de baka herhangi bir
kaynak tarafndan cezalandrlmayacana sz veriyorum. Sonsuza
dek mutlu olacaksn. te hap burada!
3 1 2 Akln G'z

LML: Hayr, hayr!


TANRI: Mantkszlk etmiyor musun? nndeki en son engel olan gnah-
tan nefret etme duygunu ortadan kaldnyorum.
LML: Yine de bunu yutmam!
TANRI: Niin?
LML: Bu hapn gelecekteki gnahtan nefret etme duygumu yok edece
ine ama u andaki nefretimin bunu isteyerek yapmam engelledi
ine inanyorum.
TANRI :Yutman emrediyorum!
LML: Reddediyorum!
TANRI: Nee, yani zgr iradenle mi reddediyorsun?
LML: Evet!
TANRI: Yani zgr iraden ie yaryor, deil mi?
LML: Anlayamadm!
TANRI: Bylesine korkun bir neriyi reddetmek iin zgr iraden olduu
na memnun deil misin? stesen de istemesen de hap yutmak iin
seni zorlarnam houna gider miydi?
LML: Hayr, hayr! Ltfen yapma!
TANRI: Elbette yapmayacam, yalnzca bir noktay aklamaya alyorum.
Bir de yle syleyeyim. Seni hap yutman iin zorlamak yerine di
yelim zgr iradeni ortadan kaldrnarn iin ettiin ilk duay kabul
ettim, ama zgr olmadn anda bu hap yutma koulu var.
LML: radem yok olduktan sonra hap yutmay nasl seebilirim ki?
TANRI: Seebilirsin demedim ki; yalnzca yutarsn dedim. Senin bu hap
yutacan belirten tamamyla belirlenirnci yasalara gre davrana
caksn diyelim.
LML: Yine de reddediyorum.
TANRI: Yani zgr iradeni yok etme nerimi reddediyorsun. Bu durum ilk
ettiin duadan farkl, deil mi?
LML: Ne demek istediini imdi anlyorum. leri srdn savlar ok
zekice ama doru olduundan emin deilim. zerinden gememiz
gereken baz noktalar var.
TANRI: Pekala.
LML: Sylediin iki ey bana elikili gibi geldi. nce kiinin kendi z
gr iradesi olmad takdirde gnah ileyemeyeceini syledin. Ar
dndan bana zgr irademi yok edecek bir hap vereceini ve bundan
sonra istediim gibi gnah ileyebileceimi syledin. Ama ilk cmle
ne gre eer zgr idarem olmazsa, nasl gnah iieyebilirim ki?
TANRI: Konumann iki ayn noktasn birbirine kantnyorsun. Hapn se
nin zgr iradeni yok edeceini sylemedim, yalnzca senin gnaha
girmeye kar duyduun nefreti ortadan kaldracam syledim.
LML: Korkann ki aklm biraz kant.
Tann Taocu mu? 3 1 3

TANRI: yleyse batan balayalm. zgr iradeni yok edeceimi ve senin


de buna karlk u anda gnah olarak kabul ettiin bir sr ha
reketi yapacan varsayalm. Teknik olarak sen bu hareketleri z
gr iradenle yapmadn iin, gnaha girmi saylmayacaksn ve
bu hareketler hibir ahlaki sorumluluk, ahlaki sululuk ya da ceza
gereksinimi tamam olacak. Ama yine de u anda gnah olarak
grdn trde hareketler olacak, u anda nefret ettiin nitelikleri
tayacak ama, bu duygun yok olduundan, artk bu hareketlere
kar nefret duymayacaksn.
LML: Hayr ama u anda nefret ettiim iin, bu duygum senin nerini
kabul etmemi engelliyor.
TANRI: Hmm! Bakalm doru anlam mym. Artk zgr iradeni ortadan
kaldrman istemiyorsun.
LML: (steksizce) Hayr, sannn istemiyorum.
TANRI: Pekala, kaldrnarnay kabul ediyorum. Ama yine de zgr iraden
den kurtulmay artk neden istemediini anlam deilim. Ltfen
bir kez daha anlat.
LML: nk sen bana, zgr iradem olmaynca, imdiye oranla daha
fazla gnah ileyeceimi syledin.
TANRI: Ama sana zgr iraden olmaynca, gnah ilemi olmayacan da
syledim.
LML: Ama eer zgr irademden kurtulmay seersem, bundan son
raki kt davranlanrom tm gelecein deil, zgr irademden
kurtulmay setiim u dakikann gnahlan olacak.
TANRI: ok kt biimde keye skm gibi grnyorsun, deil mi?
LML: Elbette sktm! Beni ift ynl bir kapana kstrdn! Artk ne
yaparsam hatal olacak. Eer zgr irademe sahip olursam, gnah
ilerneyi srdreceim ve zgr irademden kurtulursam (tabii se
nin yardmnla) , bunu yaparken de gnah ilemi olacam.
TANRI: Bunlar syleyerek, ayn ekilde, beni de ift ynl kapana kstr
yorsun. Senin isteine uygun olarak zgr iradeni yok ediyorum
ya da olduu gibi brakyorum ama her iki seenek de seni tatmin
etmiyor. Yardmc olmak istiyorum ama yardm edemiyorum gibi
grnyor.
LML: Doru!
TANRI: Ama bu benim hatarn olmadna gre niin hila bana kzgnsn?
LML: in banda beni bylesine korkun bir durumda braktn
iin!
TANRI: Sana gre, benim yapacam hibir ey seni tatmin etmeyecekti ki.
LML: Yani u anda yapacaklannn tatmin etmeyeceini sylyorsun
ama gemite bir eyler yapabilirdin .
TANRI: Niin? Ne yapabilirdm ki?
3 1 4 Akln G'z

LML: Daha banda, belli ki bana hi zgr irade vermemeliydin. Ama


vermi olduuna gre artk ok ge; nk yaptm her ey kt
olacak. Ama ta bandan bunu bana vermemeliydin.
TANRI: Demek yle! Sana zgr irade vermemem niin daha iyi olacakt?
LML: Vermeseydn benim hi gnah ileme kapasitem olmayacakt.
TANRI: ey, hatalanndan ders almak houma gider.
LML: Nee!
TANRI: Biliyorum biraz kendime hakaret ediyormuum gibi geliyor, deil mi?
Adeta bir mantk paradoksu ieriyor! Bir yandan sana da retildii
gibi, bilinli bir varln, benim herhangi bir hata yapabileceimi sy
lemesi ahlaki adan yanltr. te yandan benim istediim her eyi
yapmaya hakkm vardr. Ama ben de bilinli bir varlm. Yani soru
yle: hata yapabildiin sylemeye hakkm var m yok mu?
LML: Kt bir aka bu! Varsaymlanndan biri tmyle yanl. Bana
herhangi bir bilinli varln senin yceliinden kuku duymasnn
hatal olduu retilmedi. Yalnzca lmllerin kuku duymasnn
hatal olduu retildi. Ama sen lml olmadna gre, bu yasak
lamann dnda kalyorsun.
TANRI. ok iyi, demek bunu mantkl bir dzeyde alglayabiliyorsun. Ama
ben 'hatalanmdan ders almak houma gider' dediim zaman a
knla uramtn.
LML: Elbette ardm. Beni artan, senin kendine hakaret etmen
(aka yollu byle demitin) ya da bunu sylemeye hakkn olmamas
deildi. Sylemi olman beni artmt nk bana senin hi hata
yapmadn retilmiti. Yani senin hata yapmann olas olduunu
sylemen beni hayrete drd.
TANRI: Bunun olabileceini iddia etmedim. Yalnzca eer hata yaparsam,
bundan ders almaktan memnun olacan syledim. Ama bu cm
le eer olaslnn imdiye dek gerekletiini ya da gerekleece
ini gstermiyor.
LML: Bu nokta zerinde dnp durmaktan vazgeelim. Bana zgr
irade vermenin bir hata olduunu kabul ediyor musun yoksa et
miyor musun?
TANRI: Ben de tam olarak bunu aratrmamz nerecektim. u anda iinde
bulunduun durumu gzden geireyim. zgr iradeye sahip olmak
istemiyorsun nk irade sahibi olunca gnah iieyebilirsin ve g
nah ilernek istemiyorsun. (Hala da bunu artc buluyorum; bir
bakma gnah ilernek istiyor olmalsn yoksa bunu dnmezdin .
Neyse imdilik bunu geelim.) te yandan, eer zgr iradenden
vazgeersen, gelecekteki hareketlerin iin imdiden sorumlu ola
caksn. Bundan dolay sana batan zgr irade vermemem daha
doru olacakm.
Tann Taocu mu? 3 1 5

LML: Doru!
TANRI: Neler hissettiini tam olarak anlyorum. ou lml, hatta baz
ilahiyatlar, kendilerine hakszlk ettiimi dnrler; nk z
gr irade sahibi olma kararn onlar deil ben verdim ve ardndan
onlan davranlanndan sorumlu tutuyorum. Baka bir deyile,
daha banda kabul etmedikleri bir anlamaya uyarak yaamalan
gerektiini dnyorlar.
LML: Doru!
TANRI: Dediim gibi, bu duyguyu gayet iyi anlyorum ve bu ikayetin
adil olduunu da biliyorum. Ama bu ikayet dorularn gerekd
biimde anlalmasndan douyor. Bunlarn ne olduunu sana
aklayacam ve sannn sonular seni artacak! Ama her eyi
dorudan anlatmak yerine Sokrates yntemini kullanmay srd
receim. Tekrar etmek gerekirse, sana zgr irade verdiim iin
pimansn. Ben de senin doru sonulan grnce bu pimanln
dan synlacan iddia ediyorum. Bu iddiarn kantlamak iin ne
yapacam sana syleyeyim. Yeni bir evren, yeni bir uzay-zaman
btnsellii yaratacam. Bu yeni evrende sana benzeyen yeni bir
lml doacak; hatta kolaylk olsun diye senin tekrar doacan
syleyebiliriz. imdi bu yeni lniye zgr irade verebilirim ya da
vermeyebilirim. Ne yapmam istersin?
LML: (Byk bir rahatlamayla) Ah ltfen! Onu zgr iradeye sahip
olmaktan uzak tut!
TANRI: Peka!a, dediin gibi yapacam . Ama zgr iradesi olmayan bu yeni
senin her trl korkun hareketi yapacan biliyorsun.
LML:Ama zgr iradesi olmadndan bunlar gnah saylmayacak.
TANRI: Yapacaklarna gnah desen de demesen de, duygulan olan birok
canlya byk aclar verecek olan ok korkun davranlar olacak.
LML: (Biraz durakladktan sonra) Gzel Tannm, beni yine kapana ks
trdn! Hep ayn oyun! Eer sana bu yeni caniy zgr irade verme
den yaratman sylersem, yine korkun davranlarda bulunacak
ama yaptklan gnah saylmayacak. Ne var ki, bunu onaylayarak
gnaha giren ben olacam.
TANRI: yleyse sana daha iyisini sunaym! te, yeni seni zgr iradeli ya
da iradesiz yaratmaya karar verdim. Kararm u kada yazyorum
ve sana daha sonra gstereceim. Ama kararm verdim ve geri d
n yok. Bunu deitirmek iin yapabilecein bir ey yok ve bu
konuda hibir sorumluluun yok. imdi bilmek istediim u: nasl
bir karar verdiimi umuyorsun? Unutma, kararn tm sorumlulu
u senin deil benim omuzlarmda. Yani bana drste, hi kork
madan hangi ynde karar verdiimi umduunu syleyebilirsin.
LML: (ok uzun bir aradan sonra) Ona zgr irade vereceini umuyo-
3 1 6 Akln G'z

rum.
TANRI: ok ilgin! Senin nndeki son engeli kaldrdrol Eer ona zgr
irade verrnezsern, hi kimseye yklenecek bir gnah olmayacak.
yleyse niin ona zgr irade vernemi urnuyorsun?
LML: nk, gnah olsun olmasn, eer ona zgr irade vermezsen
(en azndan senin dediine gre) , gidip insanlara ac verecek ve ben
insanlarn ac ekmesini istemiyorum.
TANRI: (Rahatlayarak iini eker) Sonunda! Sonunda doru noktay gr
dn !
LML: Hangi nokta bu?
TANRI : En nemli konu gnah ilernek deil! Onemli olan insanlarn ve
dier duygulu canllarn ac ekmesini nlemek!
LML: Yararclk grne ynelir gibisin!
TANRI : Ben yararclk yanlsym . .
LML: Nee!
TANRI: Ne dersen de. Ben yararclk yanlsym. Ama dikkat et, niteryen
deilim, yararclk yanlsym.
LML: Buna inanmyorum!
TANRI: Evet, biliyorum senin din eitimin baka trl retti. Herhalde
benim yararclk yanls deil, daha ok Kant olduumu dn
yorsun ama senin eitimin tmyle yanl .
LML: Syleyecek laf bulamyorum!
TANRI: Seni konuarnaz hale getirdim, deil mi! Belki de ok kt olmad
nk sen ok fazla konumaya rneyillisin. Ciddi olarak soruyo
rum, ilk bata sana niin zgr irade vermi olduumu dn
yorsun?
LML: Niin verdin? Niin verdiini pek fazla dnrnedirn; yalnzca
vermemi olman savnn zerinde duruyordurol Ama niin verdin?
Sannn yalnzca standart dinsel aklama geliyor aklma: zgr
irade olmadka kii kurtuluu ya da lanetienmeyi deerlendirme
yeteneine sahip deildir. Yani zgr irade olmadka, sonsuz ya
ama kavuma hakkn elde edemezdik
TANRI: ok ilgin! Benim sonsuz yaarnrn var; bunu hak etmeye deecek
bir ey yapm olduumu dnyor musun?
LML: Elbette hayr! Senin dururnun farkl. Sen zaten ok iyi ve kusur
suzsun (en azndan yle olduun syleniyor) ; bu nedenle sonsuz
yaam hak etmen gerekmiyor.
TANRI: Gerekten mi? Yani gpta edilecek bir dururndayrn, yle mi?
LML: Seni anladrn sanmyorum.
TANRI: Ben strap ekmeden, zveride bulunmadan ya da kt tahriklere
kar mcadele etmek zorunda kalmadan sonsuza dek kutsanrn
rn. Bylesine bir 'hak etme' olmadan kutsanm sonsuz yaam-
Tann Taocu mu? 3 1 7

m keyifle srdryorum. Buna karlk siz zavall lmller, ok


abalamak, ac ekmek ve ahlak konusunda korkun elikilere
dmek zorundasnz ve btn bunlar ne iin? Benim gerekten
var olup olmadmdan, lmden sonra yaam olup olmadndar
ya da eer varsa sizin bunu hak etiinizden bile emin deilsiniz. 1yi'
bireyler olarak beni fkelendirmemek iin elinizden geleni yapsarz
da, 'en iyisinin' bile benim iin yeterli olduundan emin deilsi
niz ve bu nedenle kurtulua ulamak iin bir gvenceniz yok. Bir
dn! Ben zaten 'kurtulu ' benzeri bir duruma sahibim ve bunu
kazanmak iin bitmek bilmez gibi grnen skc srelerden ge
medim. Bu nedenle beni hi kskarmyor musun?
LML: Ama seni kskanmak dinsizliktir!
TANRI: Hadi carm! Sen imdi pazar gn kilise okulunun retmeniyle
deil, benimle konuuyorsun. Din sizlik olsun olmasn, en nemli
soru beni kskanma hakkna sahip olup olmamak deil, kskarp
kskarmaman. Kskanyor musun?
LML: Elbette kskanyorum!
TANRI: ok iyi! u andaki dnya grne gre. beni iddetle kskanmar
gerekir. Ama sarnn daha gereki bir dnya gryle, kskar
mayabilirsin. Aslnda sen , sizlere retilen, dnyada geen zama
nn bir snav olduu ve senin sonsuz yaam hak edip etmediini
arlamak amacyla sana zgr irade verilerek snardn fikrini yu
tuvermisin. Ama beni artar nokta u: Eer benim sylendii
kadar iyi ve iyiliksever olduuma gerekten inaryorsar , ben niin
insanlarn mutluluk ve sonsuz yaam gibi eyleri hak etmelerini
zorunlu hale getireyim? Hak etsinler ya da etmesinler niin bunlar
tm insarlara datmayaym?
LML: Ama bana senin ahlak arlayna -adalet arla:y,na- gre iyili
in dllendirilecei ve ktln cezalandnlaca retilmiti.
TANRI: yleyse yanl retilmi.
LML: Ama dinsel kaynaklar bu fikirle doludur! rnein Jonathar
Edwards'n "fkeli Bir Tanrnn Elindeki Gnahkarlar" adl yaz
sna bir bak. Senin, dmarlarn cehennem atei zerinde iren
akrepler gibi tuttuunu ve yalnzca acma duygun nedeniyle hak
ettikleri kadere dmelerini nlediini anlatyor.
TANRI: ok kr ben Bay Jonathan Edwards'n sylevlerine maruz kal
madm. Bundan daha yarl ynlendiren vaazlann says ok az
dr. "fkeli Bir Tarrnn Elindeki Gnahkarlar" bal bile kendi
yksn anlatmaya yetiyor. Oneelikle ben hi fkelenmem. kin
cisi 'gnah' mantyla dnmem. ncs benim dmarm
yoktur.
LML: Yari senden nefret eden kimse yok mu diyorsun, yoksa senin
3 1 8 Akln G'z

nefret ettiin kimse yok, mu demek istiyorsun?


TANRI: Nefret ettiim kimse yok demek istedim, ama benden nefret eden
de yoktur.
LML: Hadi canm. Senden nefret ettiini aka belirtmi olan insanlar
tanyorum. Bazen ben bile nefret ettim.
TANRI: Benimle ilgili dncenden nefret etmi olduunu sylyorsun.
Bunun anlam benim gerek varlmdan nefret etmen deildir.
LML: Yani senin hakkndaki hatal bir dnceden nefret etmenin
yanl olmadn ama gerek senden nefret etmenin yanl olduu
nu mu sylyorsun?
TANRI: Hayr, byle bir ey sylemiyorum; benim sylediim daha nem
li. Sylediimin yanl ya da doruyla hi ilgisi yok. Benim gerek
varln bilen birinin benden nefret etmesinin psikolojik adan
olanaksz olduunu sylyorum.
LML: Biz lmllerin senin gerek yapn hakknda bunca hatal g
r varsa, niin bizleri aydnlatmadn syler misin? Niin bize
doruyu gstermiyorsun?
TANRI: Gstermediimi nereden karyorsun?
LML: Tm duyularmza grnp hatal olduumuzu bize niin syle
miyorsun demek istiyorum.
TANRI: Benim, tm duyulanmza grnecek bir varlk olduuma inanacak
kadar saf msn? Sizin tm duyularnzn ben olduunu sylemek
daha doru olacaktr.
LML: (aknlkla) Yani sen benim duyulanm msn?
TANRI: Yalnzca o kadar deil, daha da fazlasym. Yine de duyularla al
glanma fikrine oranla, geree biraz daha yakn oluyor bu gr.
Ben, sizler gibi bir nesne deilim. Ben bir zneyim ve bir zne alg
layabilir, ama kendisi alglanamaz. Beni, kendi dncelerini g
rebildiinden daha fazla gremesin. Bir elmay grebilirsin, ama
elmay grme olaynn kendisi grlebilir deildir. Ben ise elmann
kendisi deil, senin elmay grmen gibiyim.
LML : Eer seni gremezsem, var olduunu nereden bilebilirim?
TANRI: yi bir soru! Aslnda var olduumu nereden biliyorsun?
LML: Seninle konuuyorum, deil mi?
TANRI : Benimle konutuunu nereden biliyorsun? Bir psikiyatra gidip
"Ben dn Tann ile konutum" dersen, adamn sana ne diyeceini
sanyorsun?
LML: Syleyecekleri psikiyatra bal olabilir. Onlarn ou tanrtan
maz olduundan, sannn bana kendi kendimle konumu olduu
mu syleyecektir.
TANRI : Acaba hakl olabilir mi?
LML: Nee? Yani sen, var olmadn m sylyorsun?
Tann Taocu mu? 3 1 9

TANRI: Yanl sonulara varmak konusunda senin stne yok donsu!


Kendi kendine konumu olman, benim var olmadm m gsterir?
LML: Eer seninle konutuumu dnrken aslnda kendi kendimle
konuuyorsam, sen nasl var olabilirsin?
TANRI: Bu fikir iki aldatc kavrama ve bir akl karklna dayanyor. Be
nimle konuup konumadn sorusuyla benim var olup olmadm
sorusu birbirinden tmyle farkldr. u anda benimle konumu
yar olsan bile (ki konuuyorsun) , bu, benim var olmadm anlam
na gelmez.
LML: Pekala, tamam. Yani "eer kendimle konuuyorsam, sen yok
sun" demek yerine "eer kendimle konuuyorsam demek ki seninle
konumuyorum" demem daha doru olacakt.
TANRI: Tmyle farkl bir cmle ama yine de yanl .
LML: Hadi canm, eer yalnzca kendimle konuuyorsam, seninle nasl
konuuyor olabilirim?
TANRI: Setiin "yalnzca" szc yanl. Senin kendinle konumann
benimle konumuyorsun anlamna gelmediini gsterecek birok
mantkl olaslk sayabilirim.
LML: Bir tane syle yeter!
TANRI: rnein seninle benim ayn olmamz bir olaslktr.
LML: Ne kadar kafirce bir laf, yani ben sylemi olsaydm!
TANRI: Baz diniere gre yle. Ama dierlerine gre yaln, basit, derhal al
glanan bir gerek.
LML: Yani iinde bulunduum ikilemden kurtulmann tek yolu senin
le benim bir olduumuza m inanmak?
TANRI: Kesinlikle hayr! Yalnzca yollardan biri. Baka yollar da var. r
nein sen, benim bir param olabilirsin ve bu durumda seni olu
turan pararola konuuyor olabilirsin. Ya da ben senin bir par
an olabilirim ve bu durumda beni oluturan paranta konuuyor
olabilirsin. Ya da belki ksmen rtyor olabiliriz ve bylece sen
rttmz blmle konuurken hem kendinle hem benimle ko
numu olursun. Eer seninle ben tmyle birbirinden balantsz
olsaydk, kendinle konuman benimle konumadn ima ederdi
ama bu durumda bile, makul bir biimde, sen her ikimizle konu
uyor olabilirdin.
LML: Yani sen var olduunu iddia ediyorsun.
TANRI: Hi de deil. Yine yanl sonular kanyorsun! Benim varlnn
konusu almad bile. Yalnzca senin kendinle konuuyor olman
gereinden, benimle konumuyor olman konusundaki daha zayf
gerei bir yana brakrsak bile, benim var olmadm fikri olumaz
dedim.
LML: Pekala, fikrine katlyorum! Benim renmek istediim ey ise,
320 Akln G'z

sen gerekten var msn yok musun?


TANRI : Ne kadar garip bir soru!
LML: Niin? nsanlar bunu binlerce yldr soruyor.
TANRI: Bunu biliyorum. Aslnda garip olan sorunun kendisi deil; bu soru
nun bana sorulmas garip demek istedim!
LML: Niin?
TANRI: nk var olduundan kuku duyduun varlk benim! Senin kay
glann gayet iyi anlyorum. u anda benimle yaadn deneyimin
bir yanlsama olduundan kayglanyorsun. Ama var olmadndan
kukulandn bir varlktan, kendi varl konusunda gvenilir bil
gi edinmeyi nasl bekleyebilirsin?
LML: Yani gerekten var olup olmadn bana sylemeyeceksin, yle
mi?
TANRI: natlk etmiyorum! Yalnzca, vereceim hibir yantn seni tatmin
etmeyeceini belirtiyorum. Pekala benim "Hayr, ben yokum," de
diimi varsayalm. Bu neyi kantlar? Hibir eyi! Ya da eer 'Evet
vanm," desem bu yant seni ikna eder mi? Elbette hayr!
LML: Gerekten var olup olmadn eer sen bana syleyemezsen,
baka kim syleyebilir ki?
TANRI: Bunu kimse sana syleyemez. Bu yanta kendi kendine ulaman
gerekir.
LML: Bu yant kendi kendime nasl bulabiiirim ki?
TANRI: Bunu da kimse sana syleyemez. Bunu da kendi kendine bulmak
zorundasn.
LML: Bana yardmc alacan hibir yol yok mu?
TANRI: Bunu sylemedim. Sana syleyebilmemin bir yolu yok dedim. Ama
bunun anlam sana yardm etmemin bir yolu yok demek deildir.
LML: Bana nasl yardm edebilirsin?
TANRI: Bence bunu bana brakmalsn Esas konudan epey uzaklatk ve
imdi sana zgr irade vernemdeki amacn ne olduuna inandn
sorusuna geri dnmek istiyorum. Sana zgr irade vermemin ne
deninin, kurtulua ulanaya deer olup olmadn snamak oldu
u fikri belki ahlaklara ekici gelebilir ama bence ok irkin bir
fikir. Daha iyi bir neden -daha insancl bir neden- dnemiyor
musun?
LML: Bu soruyu bir zamanlar bir Ortodoks din adarnma sormutum.
Yaradlmza gre, hak ettiimize inanmadrniz takdirde kurtu
luun keyfini karamayacamz sylemiti ve bunu kazanmak
iin de elbette zgr iradeye gereksinimimiz vard.
TANRI: Bu aklama ncekinden ok daha sevimli, ama yine de doru ol
maktan ok uzak. Ortodoks Musevilik inanna gre, ben zgr
iradesi olmayan melekler yarattm. Onlar aslnda benim gr ala-
Tann Taocu mu? 32 1

nmdalar ve iyi olmaya ylesine derinden ballar ki, asla ktle


en ufak bir eilim duymazlar. Aslnda bu konuda hibir seenekleri
yoktur. Bunu kazanmak iin hibir ey yapmadklan halde, sonsuz
mutlulua sahiptirler. Eer senin halamn aklamas doru ise,
neden ben baka lmller yerine yalnzca melekleri yaratmadm?
LML: Bu beni ayor! Niin bunu yapmadn?
TANRI: nk bu aklama doru deil. Birincisi ben asla seri imalat me
lekler yaratmadm. Duygulara sahip olan tm varlklar 'meleklik
durumu' diye tanmlayabileceimiz bir duruma eninde sonunda
yaklaabilirler. Nasl insan rk biyolojik evrimin belirli bir aama
snda bulunuyorsa, melekler de Kozmik Evrimin sonulardr. Aziz
denilenlerle gnahkar denilenler arasndaki tek fark azizierin te
kilerden daha eski olmasdr. Ne yazk ki, evrenin en nemli gerei
olan ktln ac verdii fikrini renmek iin saysz yaam dn
gsnn gemesi gerekir. Ktlk straptr temel gereinin ya
nnda, ahlaklarn , insaniann niin kt davranlarda bulunma
mas gerektii, konusunda ne srd tm nedenler soluklap
nemini yitirir. Hayr, sevgili dostum, ben bir ahlak deilim. Ben
tmyle yararclkym. Benim bir ahlak rol stleniyor olarak
alglanmam insan rknn en byk trajedilerinden biridir. Olayla
rn aknda (eer kii bu yanl ynlendiren tanm kullanabilir
se) , benim rolm, ne cezalandrmak ne de dllendirmektir, tm
duyarl varlklarn en st kusursuzlua ulama srecine yardmc
olmaktr.
LML: Bu tanmn yanl olduunu niye sylyorsun?
TANRI: ki adan yanl denebilir. Birincisi, olaylarn aknda benim ro
lmden sz etmek doru deildir. Ben olaylarn akym. kincisi,
duyarl varlklarn aydnlanmaya ulama srecinde yardmc ol
mamdan sz etmek de yanl ynlendirmektir. Ben bu srecim.
Eski Taocular benden sz ederken (ki bana 'Tao' diyorlard) benim
bir eyler yapmadm ama her eyin benim araclmla olutu
unu sylerlerdi. Daha ada bir tanmla, ben Kozmik Srecin
nedeni deil, Kozmik Srecin ta kendisiyim. Bence insanlarn -en
azndan u anda iinde bulunduklar evrim aamasna gre- be
nim iin yapacaklar en doru ve verimli tanmlama, aydnlanma
srecinin kendisi olduumdur. eytan dnenler ise (geri ben
dnmelerini istemem ama) onu, bu srecin devam ettii anssz
zaman dilimi olarak tanmlayabilirler. Bu adan eytan gereklidir;
sre ok ok uzun zaman alyor ve benim bu konuda elimden hi
bir ey gelmiyor. Ama emin ol, sre biraz daha iyi alglannca, ac
vererek geen zaman dilimi gerekli bir kstlama ya da ktlk ola
rak dnlmeyecektir. Srecin z olarak kabul edilecektir. u
322 Akln G'z

anda sonsuz strap denizinde bulunduundan, bunlar seni teselli


etmeyecektir ama en artc yn u ki, bu temel tavr kavrarln
zaman, senin sonlu olan strabn, yok olma noktasna doru azal
maya balayacaktr.
LML: Bunlar bana sylenmiti ve inannay yeliyorum. Ama her eyi,
kiisel olarak, senin sonsuz gzlerinle grdm varsayalm. Bu
durumda daha mutlu olurdum, ama bakalarna kar bir grevim
yok mu?
TANRI ( Glerek yantlar) : Bana Mahayana Suclistlerini anmsatyorsun!
Her biri "teki bilinli varlklarn da yaptn grmeden nce ben
Nirvana'ya ulamayacam" der. Bylece hepsi birbirinin ulama
sn bekler. Bu kadar uzun srdne amamak gerekir! Binaya
na Budistleri ise baka ynde hata yapar. Hi kimsenin kurtulua
ulamak iin bakasna yardmc olamayacana, herkesin bunu
tek bana baarmas gerektiine inanr ve herkes yalnzca kendisi
iin abalar. Ama bu birbirinden uzaklama tutumu, kurtuluu
olanaksz hale getirir. in gerei, kurtuluun ksmen bireysel ks
men de toplumsal bir sre olmasdr. Mahayana Budistlerin ou
nun yapt gibi, aydnlanmaya ulamann sizi bakalarna yardm
dan muaf tuttuunu dnmek ok ciddi bir hatadr. Bakalanna
yardmc olmann en iyi yolu ncelikle sizin grmenizdir.
LML: Kendi hakknda yaptn tanmn rahatsz eden bir yn var.
Kendini temelde bir sre olarak tanmlyorsun. Bylece kendini
kiisel olmayan bir konuma getiriyorsun, ama ou insann kiisel
bir tanrya gereksinimi vardr.
TANRI: nsaniann kiisel bir tannya gerek duymalan benim yle olmarn
m gerektiriyor?
LML: Elbette hayr. Ama bir lninn bir dini kabul edebilmesi iin,
o dinin, o kiinin gereksinimlerini karlamas gerekir.
TANRI: Bunu fark ediyorum. Ama bir varln szde 'kiilii' varln kendi
sinden ok ona bakan kiinin gzlerindedir. Benim kiisel olup ol
madm konusundaki yaygn tartmalar olduka samadr, nk
her iki gr de ne doru ne yanltr. Bir adan baknca kiiselim,
baka bir adan ise kiisel deilim. nsanlar iin de durum ayndr.
Baka bir gezegenden gelen bir yaratk, bir insana, fizik yasala
r uyarnca hareket eden atom paracklarndan oluan bir ktle
olarak, kiiselletirmeden bakabilir. O insann kiilii hakknda
ki duygular, sradan bir insann bir kannca iin hissettiklerinden
fazla deildir. Yine de bir karncay yakndan tanyan benim gibi
varlklar iin, karncann da tpk bir insan gibi bir kiilii vardr.
Herhangi bir eye kiisel olmadan bakmak kiisel olarak bakmak
tan ne daha doru ne de daha yanltr, ama genellikle o nesneyi
Tann Taocu mu? 323

daha yakndan tandka daha fazla kiisel olacaktr. Anlatmak is


tediimi aklamak iin soraym, beni kiisel mi yoksa kiisel olma
yan bir varlk olarak m dnyorsun?
LML: ey, seninle konuuyorum, deil mi?
TANRI: Doru! Bu adan baknca senin bana olan yaklamn kiisel ola
rak tanmlanabilir. Ama -ayn lde geerli olan- baka bir adan
baknca kiisel deilmiim gibi grnebilirim.
LML: Ama eer sen bir sre kadar soyut bir eysen, benim yalnzca
bir 'srele' konumamn ne anlam olacan dnemiyorum.
TANRI: Senin 'yalnzca' deyiini sevdim. Ayn ekilde 'yalnzca bir evrende'
yaadn da syleyebilirsin. Ayrca, kiinin yapt her eyin bir
anlam olmas art m? Bir aala konumann anlam var m?
LML: Elbette hayr!
TANRI : Ama ocuklar ve ilkel insanlar bunu yapyor.
LML: Ama ben ne bir ocuum ne de ilkel insanm.
TANRI: Ne yazk ki, bunu ben de biliyorum.
LML: Niin ne yazk ki diyorsun?
TANRI: nk ou ocuun ve ilkel insann sahip olduu temel sezgileri,
senin gibiler yitirmi. Dorusunu istersen ara sra bir aala ko
numak, sana benimle konumandan bile daha iyi gelecektir! Ama
hep konudan uzaklayoruz! Son kez, niin sana zgr irade verdi
im konusunda bir ortak gre gelmemizi istiyorum.
LML: Ben de hep bunu dnyordum.
TANRI: Yani konutuklanmza hi dikkat etmiyor muydun?
LML: Elbette ediyordum ama ayn zamanda, baka bir dzeyde bu
noktay dnyordum.
TANRI: Herhangi bir sonuca ulatn m?
LML: ey, sen nedenin bizim deerimizi lmek olmadn sylyor
sun. Ayrca bizim baz eylerden keyif alabilmemiz iin onlar hak
etmemiz gerektii konusunun da yanl olduunu syledin. stelik
yararclk olduunu da ne srdn. En nemlisi ise, ben birden
bire, kt olann gnaha girmek deil, girmenin yol at strap
olduunu fark edince senin ok sevinmi gibi grnmendi.
TANRI: Elbette! Gnaha girmenin baka ne kt yan olabilir ki?
LML: Pekala, sen bunu biliyordun, imdi ben biliyorum. Ama ne yazk
ki, yaamm boyunca gnaha girmenin kt olduunu syleyen
ahlaklarn etkisi altnda kaldm. Her neyse, bunlar bir araya ge
tirince, senin bizlere zgr irade vermenin tek nedeninin, zgr ira
deleri olmad takdirde insanlarn kendilerine ve bakalarna daha
fazla ktlk yapacaklarn dnmen olduu ortaya kyor.
TANRI: Aferin! imdiye dek gsterdiin en iyi neden buydu! nan bana, eer
ben zgr irade vermeyi semi olsaydm, ite ancak bu nedenle
324 Akln G'z

seerdirn.
LML: Ne? Yani bizlere zgr irade vermeyi ben sernedirn mi diyor
sun?
TANRI: Sevgili dostum, sizlere zgr irade vermeyi sernern ile ekenar
geni eit al gen yapmam arasnda bir fark yok. lk bata bir
ekenar gen yapmaya ya da yapmamaya karar verebilirirn ama
yapmaya karar verdikten sonra eit al yapmak dnda baka bir
seeneim kalmaz.
LML: Ben senin her istediini yapabileceini dnyordurn.
TANRI: Ancak mantken olas olanlan yapabilirim. Aziz Thomas'n dedii
gibi, "Tannnn olanaksz olan yapamayaca gereini kabul etmek
O'nun gcne bir kstlama getireceinden, gnahtr." Ayn fikir
deyim ama onun kulland gnah szc yerine hata szcn
kullanmay yelerim.
LML: Her neyse, zgr irade vermeyi senin semediini sylemen beni
hala artyor.
TANRI: Bandan bu yana, tm tartmann korkun bir yanllk zerine
kurulmu olduunu sana sylemenin galiba zaman geldi! Balan
gta yalnzca ahlaki bir dzeyde konuuyorduk. Sana zgr irade
vermi olduum iin ikayetiydin ve verip verrnernern gerektii so
rusu gndeme geldi. Bu konuda benim seme ansm olmad hi
aklna gelmedi.
LML: Hila anlarnadrn!
TANRI: Kesinlikle! nk sen konuya yalnzca bir ahlaknn gzyle ba
kabiliyorsun. Sorunun daha temel metafiziksel ynlerinin zerinde
hi durrnadn.
LML: Nereye varmak istediini hala anlarn deilim.
TANRI: Benden zgr iradeni kaldrrnarn isterneden nce, soracan ilk
soru, gerekten zgr iradeye sahip olup olmadn biiminde ol
mamal myd?
LML: Sahip olmay daalm gibi varsaydrn.
TANRI: Niin byle varsaydn?
LML: Bilmiyorum. zgn iradem var m?
TANRI: Evet.
LML: yleyse niin bunu daalm gibi varsaynamam gerektiini sy
ledin?
TANRI: nk varsayrnarnalsn. Herhangi bir eyin doru olmas, daal
m gibi varsaylrnasn gerektirmez.
LML: Her neyse, zgr irade konusundaki benim doal nsezirnin do
ru olduunu bilrnek bile gven verici. Bazen determinist gr yan
ls olaniann hakl olduundan endie ediyordum.
TANRI: Onlar hakldr.
Tann Taocu mu? 325

LML : Dur bir dakika, benim zgr iradem var m, yok mu?
TANRI : Var olduunu syledim sana. Ama bunun anlam, deterministler
hakszdr demek deildir.
LML: Peka.Ja, benim davraniarm doa yasalanyla saptanyor mu
saptanmyor mu?
TANRI: Bu cmledeki saptamak szc pek belli etmese de gl bir bi
imde yanl ynlendiriyor ve zgr iradeye kar determinizme ait
elikilerin yaratt karmaaya katkda bulunuyor. Elbette senin
davraniann doa yasalanyla uyumludur, ama doa yasalarnca
saptandn sylemek tmyle yanl bir psikolojik imge yaratr.
Bu imge, senin iradenin, bir ekilde doa yasalanyla elitiini ve
bu yasalarn senden gl olduunu ve istesen de istemesen de
yasalann senin davranlarn 'saptayaca' fikrini ortaya karr.
Ama senin iradenin doa yasalanyla elinesi olanakszdr. Sen ve
doa yasalan tek ve ayn eysiniz.
LML : Benim doayla elikiye dmeyeceimi sylerken ne demek is
tiyorsun? Benim ok inat olduumu ve doa yasalarna itaat et
meme karan aldm varsayalm. Beni durduracak bir ey var m?
Eer yeterince inat olursam, sen bile beni durduramazsn!
TANRI: Kesinlikle haklsn. Ben elbette seni durduramam. Hibir ey seni
durduramaz. Ama seni durdurmak gerekli deildir nk bir tek
adm bile atamazsn! Goethe'nin ok gzel bir ifadeyle anlatt gibi,
"Doa'ya kar gelmeye abalarken, aslnda bunu yapmak iin doa
yasalan uyannca hareket ediyoruz!" "Doa yasalar" denen eyin
aslnda senin ve teki varlklarn nasl hareket ettiini tanmladn
anlamyor musun? Bunlar senin nasl hareket ettiinin bir tanm
dr, nasl hareket etmen gerektiinin reetesi deildir ya da senin
hareketlerini saptayan , seni zorlayan bir g deildir. Bir doa ya
sasnn geerli olmas iin, senin nasl davrandn ya da davran
nay setiini hesaba katmas gerekir.
LML: Yani benim doa yasalanna kar gelmeye karar veremeyeceimi
mi sylemek istiyorsun?
TANRI : "Davranmay semek" yerine iki kez "davranmaya karar vermek"
demi olman ok ilgin. Bu tanmlama ok yaygndr. Kiiler ou
zaman "unu yapmay setim" yerine, e anlaml olarak "unu yap
maya kararlym" cmlesini kullanrlar. Bu psikolojik zdeleme,
determinizm ile seim yapmann grndnden ok daha yakn
olduunu ortaya karr. Elbette, zgr irade doktrininin, sapta
may yapan kiinin sen olduunu ileri srdn ve buna karlk
determinizm doktrininin davranlannn senin dnda bir ey tara
fndan saptandn ne srdn syleyebilirsin. Bu karkln
nedeni, gerei 'sen' ve 'senin dnda' olarak ikiye ayrmaktr. As-
326 Akln G'z

!nda sen nerede bitiyorsun, evren nerede balyor? Ya da evrenin


geri kalan nerde bitiyor ve sen nerde balyorsun? Szde 'sen' ve
szde 'doa' diye tanmlananlarn bir btn olduunu grdn
zaman, sen mi doay denetliyorsun yoksa doa m seni denetii
yar gibi sorular bir daha seni rahatsz etmeyecektir. Bylece zgr
iradeye kar determinizm karmaas da ortadan kalkacaktr. Eer
ok ilkel bir benzetme yaparsam, ekim gcyle birbirine doru
hareket eden iki beden dn. Bedenierin ikisi de bilince sahipse,
"ekim gcn" kendisinin mi yoksa karsndakinin mi kulland
n merak edecektir. Bir bakma her ikisidir, bir bakma da hibiri .
nemli olann, ikisinin beraber oluturduu ekil olduunu syle
mek daha dorudur.
LML: Biraz nce tm tartmann korkun bir yanllk zerine kurul
mu olduunu syledin. Ama hala bu yanlln ne olduunu bana
aklaroadn.
TANRI: Yanllk, benim seni zgr iraden olmadan yaratabileceim fikrin
de yatyor tabii! Sanki bu gerek bir olaslkm gibi davrandn ve
bunu niin semediimi merak ettin! zgr iradesi olmayan ama
bilinci olan bir varl hayal etmenin, ekim gc olmayan fiziksel
bir nesneyi hayal etmekten daha kolay olmayacan hi dn
medin. (Aslnda ekim gc olan fiziksel bir nesne ile zgr iradesi
olan bilinli bir varlk arasnda senin fark ettiinden daha byk
bir benzerlik vardr.) zgr iradesi olmayan bilinli bir varl ger
ekten hayal edebilir misin? Acaba nasl bir ey olurdu? Sannn
seni yaamnda yanl ynlendiren en nemli nokta, benim insan
lara zgr irade annaann verdiimin sylenmesi. Sanki nce in
san yaratmm ve sonra dnp ona zgr iradeyi fazladan bir
nitelik olarak bahetmiim gibi. Belki de benim elimde bir 'boya
fras' olduunu ve baz yaratklara zgr irade boyas srp, ba
zlarna srmediimi dnyorsun. Hayr, zgr irade bir 'fazlalk'
deildir; bilincin bir paras ve zdr. zgr iradesi olmayan bi
linli bir varlk, yalnzca metafiziksel bir samalktr.
LML: yleyse niin benim bir ahlak sorunu sandm tartmay sr
drp benimle oyun oynadn ve ardndan aklmn karklnn
metafiziksel olduunu syledin?
TANRI: nk senin sisteminden u ahlaki zehrin bir ksmn atmann iyi
bir terapi olacan dndm. Metafiziksel karklnn byk
ounluu hatal ahlak kavramianna dayanyordu ve ncelikle bu
nun zmlenmesi gerekiyordu. Artk ayrlmalyz; en azndan sen
bir kez daha bana gereksinim duyuncaya dek. Sannn u anda
ki birlikteliimiz seni uzun bir sre idare edecektir. Ama aalar
konusunda sana sylediklerimi unutma. Kendini aptal gibi hisse-
Tann Taocu mu? 327

dersen elbette onlarla gerekten konuma, ama aalardan olduu


kadar, kayalardan, derelerden ve doann dier ynlerinden re
necein ok ey var. 'Gnah', 'zgr irade' ve 'ahlaki sorumluluk'
gibi rktc dncelerden synlmak iin doaya yakniamak
kadar iyi bir ey yoktur. Tarihin belirli bir dneminde bu kavramlar
gerekten yararlyd. Acmasz hkmdarlarn snrsz gc olduu
ve onlar ancak cehennem korkusunun durdurabildii gnlerden
sz ediyorum. Ama insanolu o gnlerden bu yana olgunlat ve
bu korkun dnme biimine gerek kalmad. Bir keresinde nl
Zen ozan Seng-Ts 'an'n dizeleri araclyla sylemi olduklarm
hatrlaman sana yardmc olabilir:

Eer yaln geree ulamak istiyorsan ,


Doru ya da yanlla ilgilenme.
Doru ile yanl arasndaki ekime
Akln hastaldr.

Yz ifadenden bu szlerin seni hem sak.inletirdiini hem de rkt


tn anlyorum! Neden korkuyorsun? Aklnda doru ile yanl
arasndaki farkll yok edersen, daha ok yanl davranta bulu
nacandan m korkuyorsun? Doru ve yanl konusundaki zbi
lincin seni dorulardan ok yaniiara gtrmeyeceinden nasl bu
kadar emin olabiliyorsun? Teoriden ok davrana gelince, szde
ahlakd denilen kiilerin davranlannn ahlaklardan daha az
etik olduuna m inanyorsun? Elbette hayr! Ahlaklarn ou da,
teoride ahlakd duru sergileyenlerin davranlannn, etik a
sndan stn olduunu kabul ederler. Bu kiilerin ahlaki ilkeler
olmadan nasl bu kadar iyi davranabildiklerine anrlar! Ahlaki
ilkelerinin olmamas nedeniyle iyi davraniann bylesine zgrce
akabildiini, ahlaklar hi akllarna getinnezler! "Doru ile yanl
arasndaki ekime insan aklnn hastaldr" sz Cennet Bah
esi ve Adem'in bilgi elmasn yemesi nedeniyle nsann kovulmas
yksnden ok mu farkldr? unu unutma ki , bu bilgi ahlaki
ilkeler hakkndayd, ahlaki duygular deil; Adem zaten ahlaki duy
gulara sahipti. Geri ben Adem'e elmay yememesini emretmedim,
yalnzca nerdm ama bu ykde gerek pay fazladr. Yemesinin
kendisi iin iyi olmayacan syledim. Eer aptal herif beni din
leseydi, bunca sknt ortaya kmayacakt! Ama hayr o, her eyi
bildiini dnd! Keke ilahiyatlar, Adem'i ve soyundan gelen
leri bu davran iin cezalandrmadma inanabilseler. Aslnda bu
meyve zaten zehirlidir ve etkileri ne yazk ki saysz kuaklar bo
yunca grlr. Artk gerekten gitmek zorundaym. Umarm soh
betimiz senin etik korkularn biraz olsun azaltp, seni daha ok
328 Akln G'z

doaya yakn duygulara yneltmitir. Aynca Konfys ' ahlak


lndan dolay azarladm zaman Lao-tse'nin azndan aktardm
u harika szleri de hi unutma:

Iyilik ve grev konusundaki bunca konuma, srekli inelerneler du


yanlan sinirlendirir ve irkiltir. Senin yapacan en iyi ey, Cennetin ve
Dnyann sonsuz ileyiini nasl koruduunu, gnein ve ayn n
nasl koruduunu, yldzlarn nasl yerlerinde kaldn, kulann ve
hayvaniann nasl srlerinden aynlmadn, aalann ve allann
nasl yerinden kprdamadn renmeye almaktr. Bylece sen de
Iten Gelen bir gle Doann Yolunu izleyeceksin ve bir sre sonra
iyilik ve grev konusunu yaymaya almaktan vazgeeceksin . . . Bir
kuunun beyaz kalabilmesi iin her gn ykanmas gerekli deildir.

LML: Dou felsefesine ok yakn gibi grnyorsun!


TANRI: Hi de deil! Benim en iyi dncelerimin bir ksm senin doduun
Amerikan topraklannda yeerdi. rnein 'grev' konusundaki fikir
lerimi en gzel Walt Whitman'n dncelerinde ifade etmitim:

Hibir eyi grev olarak vermem,


Bakalannn grev olarak verdiklerini, ben canl drtler olarak ve
ririm.
90-----

Bu canl ve esprili sohbet, ok renkli bir mantk ve sihirbaz ve aynca ken


dine zg bir biimde Taocu olan Raymond Smullyan' tantyor. Smullyan'n
bundan sonraki iki yks de ayn derecede keyifli ve i grldr. Demin
okuduunuz yk, Bat mantklarnn Dou dncesiyle karlatklar za
man olup bitenleri betimleyen Tao Sessizdir adl sekiden alnmtr. Okurla
rn tahmin edebilecei gibi sonu hem anlalr hem de anlalmazdr.
Tpk baz dindarlarn, birinin kilisede elleri ceplerinde dolamasn
kutsal mekana hakaret olarak etmeleri gibi, hi kukusuz bu sohbeti din
sizlik olarak kabul edecek birok dini gr vardr. Buna karlk biz bu
sohbeti dindar olarak kabul ediyoruz. Tann, zgr irade ve doa yasalanna
dair ok gl bir dinsel gr sunar ve ancak yzeysel olarak okunduun
da hakaret ierdii dnlebilir. Smullyan (Tanr 'nn araclyla) s ve
belirsiz dncelere, nyargl grlere, basmakalp yantlara, kibirli ku
ramlara ve ahlaki katlkiara ok gl darbeler indiriyor. Sohbetin iinde
Tanr'nn ne srd gibi, verilen mesaj Smullyan'a deil, Tanr'nn ken
disine atfetmeliyiz. Srasyla Smullyan ve Tanr karakterlerinin araclyla
konuup mesajn aktaran Tanr'dr.
Nasl Tanr'nn (belki Tao ya da evren demeyi yelersiniz) kendi zgr
iradesine sahip birok paras varsa -siz ve ben bunun rnekleri oluyoruz
bizlerin de kendi zgr iradeleri olan baz isel paralanmz (ne var ki bu
paralar bizim kadar zgr deildir) var. Bu durum zellikle lml'nn
gnah ilerneyi isteyip istememe konusundaki kendi isel elikisinde or
taya kyor. Denetim iin savaan "isel insanlar" -homunkuluslar ya da
alt-sistemler- bulunmaktadr.
sel eliki insan doasnn en yakndan tannan ama en az anlalan
yndr. Bir patates cipsi markasnn nl slogan, "Bahse girerim bir tane
yemezsin ! " bizlere iimizdeki aynikiar gl bir biimde anmsatmaktadr.
ok ekici bir bulmacay zmeye baladnz zaman -rnein u nl
"Sihirli Kp"- sizi bir anda ele geirir. Elinizden brakamazsnz. Gzel bir
kitap okurken ya da mzik dinlerken yapmanz gereken daha nemli iler
olduunu bildiiniz halde vazgeemezsiniz.
Burada denetim kimdedir? Neler olacan belirleyen her eyin stn
de bir varlk m var? Yoksa sinir hcreleri karman orman ateleme ya
parak bir anari mi yaratyor? in gerei herhalde bunlarn arasnda bir
yerdedir. Bir beynin iindeki etkinlik sinir hcrelerinin atelemesidir, tpk
330 Akln G'z

bir lkenin iindeki etkinliin halkn davranlarnn toplam olduu gibi.


Ama hkmetin yaps -o da insanlarn etkinliinin bir blmdr- orga
nizasyonun btn zerinde yukardan aaya gl bir denetim kurar.
Hkmet ar derecede otoriter olunca, gerekten honutsuz olan insanla
rn says artnca, btnsel yapya saidrma ve ykma olasl, yani bir isel
devrim olasl ortaya kar. Ama ou zaman eitli kart isel gler
farkl uzlamalara gider, bazen iki seenek arasndaki mutlu dzeyi bulur,
bazen de denetimi dnml olarak ele alr. Uzlama yollar, hkmetin
trnn gl tanmlayclardr. nsanlar iin de dunm ayndr. sel e
likileri zme biimi, kiiliin en gl ynlerinden biridir.
Her kiinin bir btn olduu, kendi iradesine sahip bir btnsel or
ganizasyon olduu efsanesi yaygndr. Ama aslnda kii, kendi iradelerine
sahip birok alt-kiinin bir araya geliidir. Bu 'alt-kiiler' btn kii kadar
karmak olmadndan, isel disiplin sonnlan daha azdr. Eer onlar da
blnmse, herhalde onlann paralar ok daha basit olduundan, tek
bir zihne sahiplerdir ama eer byle deilse, bu ekilde aa don devam
edebilirsiniz. Kiiliin hiyerarik dzeni bizim zdeer duygumuzu pek se
vindirmez, ama varlnn kantlan fazlasyla bulunur.
ykde Smullyan eytan'n harika bir tanmn ortaya koyuyor: bi
linli varlklarn bir btn olarak aydnlanmas iin geen anssz zaman
dilimi. Karmak bir dunmun ortaya kabilmesi iin gereken zaman fik
rini Charles Bennett ile Gregory Chaitin matematiksel adan kkrtc bir
biimde aratrmlardr. Gdel 'in Eksiklik Kuram altnda yatan savlara
benzer grlerle, daha da yksek zekal varlklarn (ya da eer isterseniz
daha da 'aydnlanm ' dunmlarn) gelimesinde hibir ksa yol bulunma
dn kantlama olasl zerinde almlardr. Ksacas 'eytan ' da hak
ettiini almaldr.
Sohbetin sonuna don Smullyan, kitap boyunca irdelediimiz, belir
lenirncilik ve doa yasalannn 'yukan ynelik nedensellii' ile zgr irade
ve hepimizin kullandm hissettii 'aaya ynelik nedensellii' uzlatr
ma giriimi olarak adlandracamz konulara deinmektedir. Bizim ou
zaman "Bunu yapmay setim" demek yerine "Buna yapmaya kararl
ym" dediimizi gzlemleyerek yneldii zgr irade konusundaki gr,
Tanr'nn "determinizm ile seim yapmak birbirine, grndnden ok
daha yakndr" cmlesiyle balamaktadr. Smullyan'n kart grleri us
taca uzlatrmas, bizim gr amz deitirmeyi kabul etmemize ya da
'ift tarafl' (rnein dnyay 'kendim' ve 'kendimin dnda' diye ikiye ay
rarak) dnmekten vazgeip, evreni her eyin birbirine akt, st ste
geldii, belirgin snfian ya da keleri olmayan bir snrszlk olarak grme
mize dayanmaktadr.
Balangta bir mantknn byle farkl bir gr benimsernesi garip
geliyor, ama mantklarn her zaman kat ve tutucu olduklarn kim sy-
Tann Taocu mu? 33 1

leyebilir ki? Bylesine karmak bir evrenle urarken kesin kenarl, temiz
mantn belirli noktalarda skntya gireceini herkesten ok mantkla
rn fark etmesi gerekmez mi? Marvin Minsky'nin en sevdii savlardan biri
'Mantk gerek dnyaya uyarlanamaz ' eklindedir. Bir bakma dorudur.
Yapay zeka zerinde alaniann karlat glklerden biri de budur.
Hibir zekann yalnzca akl yrtmeye dayanmayacan ya da kendi ba
na muhakemenin olanakszln fark etmeye baladlar, nk muha
keme, durumlann anlalabilmesi iin , nceden dzenlenmi kavramlar,
alglar, snflar, kategoriler -istediiniz tanm kullanabilirsiniz- sistemine
dayaldr. Bu noktada nyarglar ve seenekler devreye girmektedir. Muha
keme yetisinin, yalnzca alglama yetisinin kendisine aktard bir durumun
ilk zelliklerini kabul etmeye istekli olmasnn yan sra, eer bu grler
hakknda baz kukulan varsa, alglama yetisinin de geriye dnp durumu
tekrar yorumlamaya ve dzeyler arasnda kesintisiz bir dng yaratmaya
istekli olmas gerekir. Alglama ve muhakeme alt-benliklerinin arasndaki
etkileim, tm bir kiilii, bir lml'y oluturur.
D. R. H .
21

JORGE LUIS BORGES

DAiRESEL HARABELER*

Ya o seni dlemekten vazgeerse . . .

Aynann inden, VI

Kimse onun geceleyin tekneden indiini grmedi, kimse bambu kanonun


kutsal amura gmldn grmedi, ama birka gn iinde herkes bu
sessiz adamn Gneyden geldiini, evinin rman yukarsndaki, Zend dili
nin Yunancayla karmad, czzamn pek sk grlmedii saysz kyler
den birinde olduunu rendi. Mehul adam amuru pt, etine batan di
kenleri kenara itmeden (belki de battn hissetmeden) midesi bulanarak,
kan lekeleri iinde kydan yukar trmand ve bir zamanlar ate rengi ama
imdi kl rengine dnm tatan bir kaplan ya da bir atn talandrd
daire biimindeki harabelere doru yrd. Bu harabeler ok uzun sre
nce yangnda yok olmu bir tapnakt ve artk stmal orman buray kirlet
tiinden, tapnan tanrs insanlarn saygsn kabul etmiyordu. Yabanc,
heykelin kaidesinin nne uzand. Ykselen gne onu uyandrd. Hi a
rmadan yaralarnn kapanm olduunu fark etti; soluk gzlerini kapatp
bedensel yorgunlukla deil, iradesinin kararyla uykuya dald. Vazgeilmez
amac iin bu tapnan gerekli bir yer olduunu biliyordu; rman aa
snda ard arkas kesilmeyen aalarn yine tanrlar yaklp lm baka
bir tapnan harabelerini yok etmeyi baaramadn biliyordu; u anda
yapmas gerekenin uyumak olduunu da biliyordu. Gece yarsna doru bir
kuun ackl lyla uyand. plak ayak izleri, birka incir ve bir testi,

* "The Circular Ruins". Donald A. Yates ve James E. Irby'nin editrln yapt


Labyrinths: Selected Stories and Other Writings'den eviren James E. Irby, New
York 1962, New Directions basksnn yeniden basm. [Bu hikayenin baka bir
Trke evirisi iin bkz. Ficciones. Hayaller ve Hikayeler iinde, "Dngsel Ykn
tlar", ev. Tomris Uyar, Iletiim, 1 998, s. 45. -ed. notu.]
Dairesel Harabeler 333

yrede yaayaniann onu uyurken saygyla gzlediklerini ve ondan yardm


isteyeceklerini ya da bysnden korktuklarn gsteriyordu . Korkunun
rpertisini hissetti ve ykk duvann arasnda bir grn yeri bulup bedenini
hi bilmedii yapraklada rtt.
Ona rehberlik eden hedefi olanaksz deildi ama doastyd. Bir in
san dlernek istiyordu; en ince ayrntsna kadar dlernek ve gerein
iine yerletirrnek istiyordu. Bu byl proje ruhunu yorgun drrnt;
biri ona adn ya da eski yaarnnn bir zelliini sorsa, yant verecek du
rumda deildi. Grnen dnyann pek gze arpmayan bir yeri olduun
dan, bu kullanlmayan, ykk tapnak ona ok uygundu; kyllerin yaknda
oluu da pek az olan gereksinimlerini karlayacaklanndan dolay uygun
geliyordu. Armaan olarak sunduklan pirin ve meyveler yalnzca uykuya
ve dlere adanm olan bedeni iin yeterli besini salyordu.
Balangta dleri karrnakankt; biraz sonra ise diyalektik olma
ya balad. Yabanc dnde kendini, bir ekilde bu ykk tapnak olan,
daire biimindeki bir anfitiyatronun tam ortasnda grd: Sessiz renci
bulutlan basamaklan doldurmutu; en arkadakilerin yzleri yzyllar n
cesine gidiyor ve ge kadar ykseliyordu ama yine de son derece net g
rnyorlard. Adam onlara anatorni, kozrnografi ve byclk konusunda
ders verirken hepsi hevesle dinliyor, aniayarak yantlamaya abalyordu,
ilerinden birini bo grnnden uzaklatnp gereklerin dnyasna ta
yacak snavn nemini kavnyor gibiydiler. Adam hem dlerinde hem de
uyankken hayaletlerinin yantlarn dnyor, rol keseniere aldanrnyor,
akln kantran belirli noktalarda gitgide artan bir zeka his sediyordu. Ev
rene katlmaya deer bulunacak bir ruh aryordu.
Dokuz ya da on gece sonra, szlerini tepkisizce kabul eden renciler
den hibir beklentisi olamayacan biraz zlerek fark etti. Ama mantkl
bir biimde kendisine kar kanlar arasndan birini bulabilirdi. Tepkisiz
ler geri sevgiye, ilgiye deebilirlerdi ama birey olma durumuna yksele
mezlerdi; tepki gsterenler ise imdiden varlklarn ne kanyorlard. Bir
leden sonra (artk lenden sonralarn da uykuya aynyor, ancak afak
skerken birka saatliine uyank kalyordu) , bir tek renciyi alkoyup,
geri kalanlarn grntsn sonsuza dek sildi. Solgun yzl, sessiz, bazen
inat olabilen bir genti ve keskin yz hatlan d gren yabancy an
tnyordu. Yanndakilerin birdenbire yok olmasndan duyduu tedirginlik
uzun srmedi ve birka zel ders sonrasnda gsterdii ilerleme retme
nini hayrete drd. Yine de ardndan bir felaket geldi. Adam sanki yap
yap bir ldeyrni gibi bir gn uykudan uyand, nce tan yeri aarts
sand leden sonrasnn soluk na bakt ve d grmediini fark etti.
Btn bir gece ve gndz boyunca uykusuzluun dayanlmaz berrakl
bedenine yklendi. Orman dolap kendini yarmaya abalad, am aa
larnn altnda ara sra biraz kestirrneyi becerdi. Uykusunda grd d-
334 Akln G'z

lerin hibiri ie yaramazd. rencilerin tmn geri armaya abalad,


tevik edici birka sz syledi, ama grnt arpld ve yok oldu. Neredeyse
tmyle uykusuz kaldndan ihtiyar gzleri fke yalaryla slanmt.
Dleri oluturan tutarsz ve ba dndrc maddeyi ekillendirme
nin, st ve alt dzeyierin bulmacalarna girebildii halde, bir insann yk
tenecei en zor grev olduunu alglad. Kumdan bir ip rmekten ya da
yz olmayan rzgar estirmekten ok daha zordu. Balangta baarsz
la uramann kanlmaz olduunu anlad. Kendisini yanl ynlendiren
sanrlar unutnaya yemin etti ve baka bir yntem arad. Bu ynteme gi
rimeden nce, lgnlk dneminin boa harcam olduu gcn yeniden
kazanmak iin bir ay urat. D grmeye kendini zorlamaynca, neredey
se gnn byk bir ksmn uyuyarak geirmeyi baard. Bu dnemde ara
sra grd dleri hi nemsemedi. Greve tekrar balamak iin doluna
y bekledi. leden sonra kendini rman sularnda anndrd, gezegenlerin
tanrtlarna tapnd, gl bir adn birka yasal hecesini syledi ve uykuya
dald. Dnde hemen arpan bir yrek grd.
Hareketli, scak, gizli, sklm bir yumruk byklnde, koyu krmz
renkteki yrei, yz ya da cinsiyeti belli olmayan bir insan bedeninin yar
glgesinde grd; on drt berrak gece boyunca scak bir sevgiyle dledi.
Her gece biraz daha ayrntl alglad. Hi dokunmad, yalnzca tank olmak,
gzlemlemek iin kendine izin verdi, belki de baklaryla biraz dzeltti. Bir
ok mesafeden, birok adan onu alglad, yaad. On drdnc gece par
mayla ana damara dokundu ve sonra yrein iini, dn elledi. Bu kadar
inceleme yeterli oldu. Bilinli olarak bir gece d grmedi; sonra tekrar
yrei grd, bir gezegenin adn ard ve ana uzuvlardan bir bakasn
grmek iin abalad. Bir yl iinde iskelete, gz kapaklarna kadar ulat.
Says ok fazla olduundan salar grmek belki de en zoruydu. Btn bir
adam, bir gen dledi ama bu gen ne ayaa kalkyor ne konuuyor ne de
gzlerini ayordu. Geceler boyu onu uyur halde dledi.
Gnostik kozmogonilerde, evrenin yaratclarnn, kendi bana ayakta
duramayan krmz bir Adem'i yourup ekillendirdikleri yazar; topraktan
yaratlan Adem ne kadar beceriksiz, kaba ve ilkelse, sihirbazn gecelerce a
balayarak dlerinde rettii Adem de ayn durumdayd. Bir leden sonra
neredeyse tm almasn yok ediyordu, ama sonradan piman oldu. (As
lnda yok etmesi kendi asndan daha iyi olacakt. ) Topran ve rman gi
zemine dualarn bitirince, kendini kaplan ya da at olmas gereken heykelin
ayaklannn dibine att ve bilinmeyen kurtarcsna yalvard. Alacakaranlk
ta heykelin dn grd. Onu canl, titreyen bir nesne olarak grd; o ar
tk kaplan ve at karm irkin bir melez deil, bu iddetli yaratklarn yan
sra, ayn zamanda bir boa, bir gl ve bir frtnayd. oklu tanr ona kendi
dnyevi adnn Ate olduunu, bu dairesel tapnakta (ve dier benzerie
rindel insanlarn kurbanlar sunduklarn ve uyuyan hayalete byl bir
Dairesel Harabeler 335

biimde hayat verebileceini, Ate'in kendisiyle d gren adamn dnda


tm yaratklar tarafndan kanl canl bir insan olarak grleceini aklad.
Tanrsal varlk adama, yaratt kiiye dini ayin trenlerini retmesini ve
onu rman aasndaki piramitleri bozulmadan kalm teki harap tap
naa gndermesini emretti. Bylece terkedilmi tapnakta bir ses tarrya
onur kazandrabilirdi. D grenin dnde, grd d uyand.
Sihirbaz bu emirleri yerine getirdi. Dndeki gence ate kltn, ev
renin srlann uzun bir srede (sonunda iki yl buldu) retti. Delikanldan
ayrlma fikri onu iten ie zyordu. ocuk eitimiyle ilgili gereksinimler
balaresine snarak dlerine ayrd zaman her gn biraz daha uzatt.
Ayrca belki de biraz dk olan sa omzunu yeniden yaratt. Ara sra tm
bunlarn daha nce de gereklemi olduu izlenimine kaplarak huzur
suzlaryordu . . . Genelde gnleri mutlu geiyordu ; gzlerini kapatnca, im
di olumZa birlikte olacam ya da daha s eyrek olarak Yarattm ocuk beni
bekliyor ve eer ona gitmezsem, bensiz var olamaz, diye dnyordu.
Zamanla delikaniy gerekiere altrd. Bir keresinde uzaktaki bir te
peye bir bayrak dikmesini syledi. Ertesi gn dan tepesinde bayrak sal
lanmaya balad. Her biri ncekinden daha fazla cesaret isteyen benzer
deneyler yapt. Belirli bir zntyle olunun ank domaya hazr -belki de
biraz sabrsz- olduunu alglad. O gece ilk kez onu pt w bataklklar
dan, ormanlardan geip rman aasndaki teki beyaz tapnak kalnt
larna gnderdi. nceleri hayalet olduunu hibir zaman renmemesi ve
bakalarnn onu bir insan olarak dnmesi iin, kendi raklk yllannn
unutulmuluunu ona aktard.
Adamn zaferi ve huzuru, yorgunlukla glgelenmiti. Gn doarken
ve batarken, ta heykelin nne uzanyor, gerek olmayar ocuunun r
man aasndaki dairesel harabelerde ayn treni gerekletirdiini ha
yal ediyordu; geceleri ya d grmyor ya da tpk dier insanlar gibi d
gryordu. Evrenin seslerini ve biimlerini belirli bir renksizlikle alglyor
du; ruhundaki bu eksilmeler yannda olmayan olunu besliyordu. Yaam
amacn gerekletirdiinden beri bir eit mutluluk iinde kalmt. yk
sn anlatarlarn bazlarnn uzun yllar, bazlannn arnma dnemleriyle
lt bir sre sonunda bir gece yars yzlerini gremedii iki tekneci
tarafndar uyandnld. Yzlerini gremiyordu ama tekneciler ona Kuzeyde
ki tapnakta atein zerinde yryen ama yanmayan byl bir adamdan
sz ettiler. Sihirbaz birdenbire tanrnn sylediklerini anmsad. Dnyadaki
tm yaratklarn iinde yalnzca ate, olunun bir hayalet olduunu bile
cekti. Bu anmsama onu nce rahatlatt, sonra ona ikence ektirdi. O
lunun, olaard ayrcaln dnp bir biimde yalnzca bir grnt
olduunu kefedeceinden korktu. Bir insan olmamak, baka bir adamn
dlerinin grnts olmak ne kadar alaltc, ne kadar sersemleticiydi!
Btn babalar kendi (var olmasna izin verdikleri) oullarna biraz karmaa
336 Akln G'z

ya da zevkle ilgi gsterirler; yani sihirbazn bin bir gizli gece boyunca uzuv
larn, yz hatlarn teker teker dnceleri iinde oluturduu olunun
gelecei iin korku duymas doald.
Daha nceden belirli iaretleri olmasna karn, derin dncelere dal
d zamaniann sonu ani oldu. nce (uzun bir kuraklk dneminin ardn
dan) bir tepenin zerinde bir ku kadar hzl ve hafif bir bulut grnd;
sonra gneye doru gn rengi bir leoparn aznn pembeliine brnd;
derken metalik geceleri andran duman ortaya kt; sonunda ise hay
vanlarn panikle kat grld. nk olanlar aslnda yzyllar nce
olmutu. Ate tanrsnn tapna bir yangnla yok oldu. Kularn umad
bir afakta sihirbaz, dairesel alevlerin duvarlara yaklatn grd. Bir an
iin rnaa snnay dnd ama lmn yallk gnlerini talandr
mak ve grevlerinin yknden kurtarmak iin gelmekte olduunu anla
d. Alevlerin arasna doru yrd. Ama alevler onu yutmad, onu okad,
stmadan, patlamadan onu sarmalad. Hem rahatlayarak, hem utanarak,
hem dehete derek kendisinin de yalnzca bir grnt olduunu, bir
bakasnn dlerinden olutuunu alglad.
90-----

Borges'in kitabnn bandaki yaz, Lewis Carroll'un Aynann inden adl ki


tabnn tmyle alnt yaplmaya deer olan bir blmnden esinlenmitir.

Yakndaki ormandan gelen buharl bir lokomotifin grltsn andran


ya da yabanl bir hayvan sesi olmasndan korktuu bir ey duyarak, panie
kaplarak duraklad. "Buralarda aslanlar ya da kaplanlar var m?" diye sordu
rkerek
"Yalnzca Krmz Kral horluyor," dedi Tweedledee.
"Gel ona bir bak," diye bard kardeler ve Alice'in ellerinden tutup Kral'n
uyuduu yere gtrdler.
"ok sevimli bir hali var, deil mi?" dedi Tweedledum.
Alice aslann ok sevimli grnd:n syleyemezdi dorusu. Ucu ps
kll, upuzun, krmz bir gece takkesi \ard banda ve dank bir yn
gibi yere km, byk bir grltyle horluyordu: "Horultusundan kafas
patlayacak gibi!" dedi Tweedledum.
"Islak atlarn zerinde yatarak nezle olacandan korkarm," dedi ok d
nceli kk bir kz olan Alice.
"imdi d gryor," dedi Tweedledee. "Dnde ne grd:n biliyor
musun?"
"Kimse bunu tahmin edemez," dedi Alice.
"Niye, seni dlyor!" diye bard Tweedledee se\inle ellerini rparak.
"Seni dlerneyi brakt anda, sen nerde olacan sanyorsun?"
"Elbette imdi olduum yerde," dedi Alice.
"Olamazsn!" diye yantlad Tweedledee kibirli bir sesle. "Hibir yerde ola
mazsn. nk sen onun dndeki bir eysin!"
"Eer urada yatan Kral uyanrsa," diye ekledi Tweedledum, "Sen yok
oluverirsin bir anda! Tpk bir mum gibi!"
"Yok olmam!" diye bard Alice fkeyle. "Aynca eer ben yalnzca onun
dnde grd bir eysem, siz nesiniz, bilmek isterim dorusu?"
"Aynen," dedi Tweedledum.
"Aynen, aynen," diye haykrd Tweedledee.
ylesine yksek sesle barmt ki, Alice kendini tutamadan, "t! Bu
kadar grlt edersen korkarm onu uyandracaksn," dedi.
"Onu uyandrmaktan senin sz etmenin bir yarar yok," dedi Tweedle
dum, "nk sen onun dndeki eylerden birisin. Gere>k olmadn gayet
iyi biliyorsun."
"Ben gereim," dedi Alice ve alamaya balad.
"Alayarak kendini biraz daha gerek yapamazsn," dedi Tweedledee, "A-
338 Akln G'z

larnan iin hibir neden yok."


"Eer ben gerek deilsem," dedi Alice gzyalannn arasndan glerek,
her ey ok komik grnyordu, "Alayamamam gerekir."
"Umanm bunlann gerek gzyalan olduunu sanmyorsun?" diye sz
n kesti Tweedledum son derece kendini beenmi bir sesle.

Rene Descartes, d grmediinden kesin emin olup olamayacan ken


dine sordu. "Bu konuyu dikkatle dnnce, uyank yaamn uykudan
ayrt edilmesini salayacak belirgin iaretler olmadn aka gryorum
ve ok aryorum ve aknlm ylesine fazla ki, neredeyse uyumakta
olduuma inanasm geliyor."*
Bir bakasnn dnde bir karakter olabilecei Descartes'n aklna
gelmedi ya da geldiyse bile zerinde durmad. Niin? inde kendiniz olma
yan ama deneyimleri dnzn bir paras olan bir karakterin bulunduu
bir d gremez misiniz? Byle bir soruya nasl yant verileceini bilmek
kolay deil. Dnzde kendinizi uyank olduunuzdan farkl bir ekilde
-daha gen, daha yal ya da teki cinse mensup- grmekle, ana karakterin
(varsayalm Renee adnda bir kz) "gr asndan" dn "aktarld", ana
karakterin siz olmadnz, onu kavalayan dsel canavardan daha gerek
olmad, bir d grmenin fark nedir? Eer o d karakteri Descartes'n
sorusunu sormu olsayd ve uyank olup olmadn sorgulasayd, yant,
d grmedii ama uyank da olmad, yalnzca birinin dnde bulundu
u biiminde olacakt. D gren gerek kii uyannca, kz ortadan yok
olacakt. Ama bu kz gerekten var olmadna, yalnzca bir d karakteri
olduuna gre, bu yant kime vereceiz?
Dler ve gerekler fikriyle byle bir felsefe oyunu yapmak bo bir u
ra m? Gerekten var olan ve yalnzca dlenen nesneler arasnda, nesnel
bir ayrm yapacak 'bilimsel' bir duru olamaz m? Belki vardr ama bu kez
kendimizi bu ayrmn hangi tarafna yerletireceiz? Fiziksel bedenlerimizi
deil tabii, benliklerimizi nereye yerletireceiz?
Kurgusal bir anlatc-aktrn gr asndan yazlm bir roman d
nn. Moby Dick, "Ishmael deyin bana" szyle balar ve Ishmael'in a
zndan Ishmael'in yksn dinleriz. Kime Ishmael diyeceiz? Ishmael diye
biri yok. O, yalnzca Melville'nin romannda bir karakter. Melville gerek bir
kiiydi ve kendine Ishmael adn takar kurgusal bir kii yaratt ve bu kii
gerekten var olanlar arasnda saylmayacakt. imdi eer becerebiliyor
sanz, kiilii ya da bilinci olmayan, bir roman-yazan-makine, yalnzca bir
makine hayal edin. Buna JOHNNIAC adn verin. (Eer bunu hayal edebile
ceinize kendinizi ikna edemiyorsanz, bir sonraki blm size yardmc ola
caktr.) JOHNNIAC adl makinenin yazcsndan son hzla dklen romann

* Bkz. Rene Descartes, Sylem. Kurallar. Meditasyonlar, ev. Aziz Yardml, Idea, s .
142. [ -ed. notu.]
Dairesel Harabeler 339

"Gilbert deyin bana" diye baladn ve Gilbert'in bak asndan Gilbert'in


yksn anlattn varsayn. Kime Gilbert diyeceiz? Gilbert yalnzca
kurgusal bir karakter, gerek varl olmayan bir hilik ama yky oku
yup , hakknda konuup "onun" maceralar, sorunlar, umutlan, korkulan,
aclan konusunda kayglanabiliriz. Ishmael meinde ise onun garip, kur
gusal, yan-varoluunun Melville'in kendi kiilii zerine dayal olduunu
varsayabiliriz. D gren olmadka, hibir d olmaz, kavram Descartes'n
kefiydi. Ama bu durumda gerek bir d greni ya da yazan, Gilbert ile
zdeletireceimiz ya da zdeletirmeyeceimiz gerek kiilii olmayan
bir dmz -ya da en azndan bir romanmz- var. Roman-yazan-makine
meindeki gibi olaand bir durumda, makine yaradlnn ardnda hi
bir gerek kiilik bulunmayan, yalnzca kurgusal bir kiilik yaratlmtr.
(Hatta JOHNNIAC'n tasarmclarnn bile sonuta onun yazaca romanlar
hakknda hibir fikri olmad varsayabiliriz.)
imdi dsel roman-yazan-makinenin yalnzca sabit ve kutu biimin
de bir bilgisayar deil bir robot olduunu varsayalm ve romann yazldn
deil mekanik bir azdan "anlatldn" var sayalm; niin olmasn? Bu ro
bota SPEECHIAC adn verelim. Son olarak da SPEECHIAC'dan rendii
miz ykye gre Gilbert'in maceralannn az ya da ok SPEECHIAC'n kendi
"maceralannn" gerek yks olduunu varsayalm. Omein bir dolaba
kilitlendii zaman, "Ben bir dolaba kilitlendim! Bana yardm edin!" dediini
varsayalm. Kime yardm edeceiz? Gilbert'e yardm edeceiz. Ama Gilbert
yok ki; Gilbert, yalnzca SPEECHIAC'n garip anlatlannn iinde kurgusal
bir karakter. Bedeni SPEECHIAC olan kii Gilbert olabilecek biri gibi grn
dne gre, anlatlan bu ykye niin kurgusal diyoruz? "Ben Nerdeyim?"
yazsnda Dennett bedenine Hamlet adn vermiti. Bu durum, Gilbert'in

John Tenniel'in izimi.


340 Akln G'z

SPEECHIAC adnda bir bedeni olduunu mu yoksa SPEECHIAC'n kendine


Gilbert adn m verdiini gsteriyor?
Belki verilen isim bizi aldatyor. Robota "Gilbert" adnn verilmesi belki
de bir yelkenli tekneye "Caroline" ya da bir saat anna "Big Ben" ya da
bir programa "ELIZA" adnn verilmesi gibidir. Burada Gilbert adnda bir
insan olmad konusunda srar etmemiz gerektiini hissedebiliriz. Ama
biyo-ovenizmin dnda, Gilbert'in bir kii, SPHEECHIAC'n hareketleri ve
dnyaya kendini-sunumu ile yaratlm bir kii olmasna kar koyrnamzn
bir nedeni var m?
"yleyse ben bedenimin bir dym varsaym m ortaya kyor? Be
denimin hareketlerinin oluturduu bir cins romann kurgusal bir karak
teri miyim?" Bu da bir bak olabilir, ama niin kendinize kurgusal diyor
sunuz? Tpk bilinci olmayan roman-yazma-makinesi gibi sizin beyniniz de
tkr tkr iliyor, fiziksel grevlerini yerine getiriyor, ne yaptn hi bil
meden girdileri, ktlan aynyor. "Preld . . . Kannca Fg" adl ykdeki
Hillary Teyze'yi oluturan kanncalar gibi bu sre iinde sizi yarattn
o "bilmiyor' ama neredeyse bir mucize gibi onun etkinliinden siz ortaya
kyorsunuz.
Bir dzeyde, greceli olarak zihinsiz ve anialmadan gerekletirilen
etkinliklerin baka bir dzeyde birbirine eklenmesi sonucunda bir kiiliin
yaratlmas sreci, bundan sonraki blmde, her ne kadar kendi gsterdii
gre kar koysa da, John Searle tarafndan capcanl bir biimde gste
rilmektedir.
D. C. D.
22

JOHN R . SEARLE

ZHNLER, BEYiNLER VE PROGRAMLAR*

nsann bilisel kapasitelerinin bilgisayar simlasyonlann yapmak iin son


zamanlarda gsterilen abalara nasl bir psikolojik ve felsefi anlam ykleye
biliriz? Bu soruyu yantlarken, 'gl' ile 'za},f ya da 'temkinli' diye adlan
dracam iki yapay zeka trn birbirinden a},rma}, yararl buluyorum.
Zayf yapay zekaya gre, zihnin incelenmesinde bilgisayann en deerli yn,
bizim iin ok gl bir gere olmasdr. rnein daha doru ve daha zenli
hipotezler kurup denememize olanak tanr. Ama gl yapay zekaya gre,
bilgisayar, zihnin incelenmesinde yalnzca bir gere deildir; doru program
lanm bir bilgisayar gerekten bir zihindir: nk uygun program yklenen
bir bilgisayann gerekten aniayabi/ecei ve dier bilisel durumlara sahip
olabilecei sylenmektedir. Gl yapay zekada, programlanm bilgisayann
bilisel durumlan olduundan , programlar, yalnzca psikolojik aklamalan
snamamza yardm eden gereler deil, aklamalann ta kendisidir.
En azndan bu makale sz konusu olduunda, zayf yapay zekann
iddialarna hibir itirazm yok. Benim szlerim, yukarda gl yapay zeka
diye tanmladm trn, uygun programlanm bilgisayann gerekten bi
lisel durumlara sahip olduu ve bu ekilde bu programiann insann bili
sel kapasitesini aklad ynndeki zel iddias hakknda olacak. Bundan
sonra yapay zeka derken, bu iddialarn ifade ettii gibi yalnzca gl ver
siyonundan sz ediyor olacam.
Dier benzer iddialara oranla daha yakndan tandm iin Roger
Schank ile meslektalarnn (Schank ve Abelson 1 977) Yale'deki almala
rn gz nnde bulunduracam; aynca benim incelemek istediim al
malann ok ak bir rneini oluturuyor. Ama anlatacaklannn Schank'n
programlannn ayrntlaryla balants yok. Ayn argmanlar Winograd'n

* "Minds, Brains and Programs". John R. Searle'n The Behauioral and Brain Scien
ces, III. ciltten alnmtr.
342 Akln G'z

SHRDLU (Winograd 1 973) , Weizenbaum'un ELIZA (Weizenbaum 1 965) ve


insann zihinsel olgularnn simlasyonu asndan Turing makineleri iin
de geerlidir. Searle'n alnt yapt kaynaklar iin "Ek Okumalar" bl
mne baknz.
eitli ayrntlar bir yana braklnca, Schank'n program ksaca y
le tanmlanabilir: Programn hedefi insanlarn ykleri anlama yetenei
ni simle etmektir. nsanlarn yk-anlama kapasitesinin zellii, ykde
aka verilmemi bir bilgi hakkndaki sorular yantlayabilmesidir. rne
in size yle bir yk anlatld: "Bir adam bir lokantaya girdi ve bir haro
burger smarlad. Kendisine adeta yank bir haroburger getirilince, adam
fkeyle lokantadan kt ve hamburgerin parasn demedii gibi bahi de
brakmad." Eer size "Adam hamburgeri yedi mi?" diye sorulursa herhalde
'Hayr, yemedi," diye yantlarsnz. Baka bir yk de yle olabilir: "Bir
adam bir lokantaya girdi ve bir haroburger smarlad; getirilen hamburgeri
ok beendi ve hesabn deyip lokantadan karken garson kza byk bir
bahi brakt, " size "Adam hamburgeri yedi mi?" diye sorulduunda, her
halde 'Evet hamburgeri yedi," diye yantlarsnz. Schank'n makineleri de
lokantalar hakkndaki sorulan ayn biimde yantlyor. Bunu yapabilmele
ri iin makinelere, insanlarn lokantalar hakknda sahip olduu bilgilerin
bir 'temsili' veriliyor ve bu gibi yklere dair sorular yantlayabiliyorlar.
Makineye bir yk verilip ardndan soru sorulunca, ayn yky dinleyen
bir insann verebilecei yantlar, makine yazl olarak veriyor. Gl ya
pay zeka taraftarlar bu soru-yant olgusunda makinenin yalnzca bir insan
yeteneini simle etmekle kalmayp ayn zamanda ( 1 ) makinenin yky
gerekten anladn ve bylece yantlar oluturduunu ve (2) makine ile
kullanlan programn, insann yky anlayp, sorular yantlama konu
sundaki yeteneini akladn da iddia ediyorlar.
Aklamaya alacam gibi, Schank'n almalar her iki iddiay da
desteklemiyor. Elbette Schank'n kendisinin bu iddialan sahiplendiini
sylemiyorum.
Herhangi bir zihin kuramn sorgulamann bir yolu, kendi zihninizin,
kuramn tm zihinlerin altn syledii ilkeler uyarnca altnda ne
olacan sormaktr. Aadaki dnce deneyini Schank'n programna uy
gulayalm. Benim bir odaya kilitlendiimi ve bana bir yn ince yaz ve
rildiini varsayalm. Yazl ya da szl olarak hi ince bilmediimi, ince
yazlan Japonca yazlardan ya da anlamsz ekillerden ayrt edemediimi
varsayalm (ki dorusu da budur zaten) . Bana gre ince bir yaz anlam
sz ekillerden baka bir ey deildir. imdi ilk ince yazlarn ardndan
bana ikinci bir deste ince yaz ve birinci desteyle aralanndaki benzerlikleri
bulmam iin bir dizi kural verildiini varsayalm. Kurallar ngilizce olarak
yazldndan bu dili bilen herkes gibi rahata anlayabiliyorum. Bu kurallar
sayesinde, bir dizi ekilsel simgeyi bir baka diziyle karlatrabiliyorum;
Zihinler, Beyinler ve Programlar 343

burada "ekilsel" ifadesi simgeleri yalnzca ekillerine bakarak ayrt edebil


diim anlamna geliyor. Ardndan bana nc deste ince yazlarn yine
yannda ngilizce kurallaryla birlikte verildiini ve nc destedeki simge
lerle ilk iki destedeki simgeler arasndaki benzerlikleri bulmarnn istendiini,
ayrca bu kurallann, belirli ekilleri olan ince simgeleri nc destedeki
baz simgelere karlk olarak nasl kullanacam da rettiini varsaya
lm. Bana bu yazlan verenlerin birinci desteye "senaryo", ikincisine "yk"
ve ncsne de "sorular" adn verdiklerini ben kesinlikle bilmiyorum.
Ayrca nc destedeki baz ekillere karlk benim verdiim ekillerin
'sorularn yantlar' olarak adlandnldn, stelik ngilizce olarak verilen
kurallara 'program' dendiini de bilmiyorum. yky biraz daha karmak
hale getirmek iin bu insanlarn bana kolayca aniayabildiim ngilizce yk
ler verdiklerini, ykler hakknda ngilizce sorular sorduklann ve benim de
ngilizce yantladm dnn. Bir sre sonra ince simgeleri eletirme
talimatlarn ok iyi uygulamaya baladn ve programclann da dardan
bak alanyla -yani benim kilitli olduum odaya dardan bakan birinin
bak asyla- ok daha iyi programlar yazmaya baladklann ve benim
sorulara verdiim yantlarn anadili ince olanlannkilerden kesinlikle ayrt
edilemediini varsayalm. Yantanma bakan biri benim ince bilmediimi
kesinlikle anlayamaz. Anadilim ngilizce olduundan bu dildeki sorulara
verdiim yantiann da hi kukusuz anadili ngilizce olan bakalannn ya
ntlanndan kesinlikle ayrt edilmediini de varsayalm. Dardan bir bak
asna gre -benim 'yantlanm' okuyan birinin bak asna gre- ince
ve ngilizce sorulara verdiim yantlar eit derecede iyidir. Ama ngilizceden
farkl olarak, ince yantlar , anlamn bilemediim baz ekilleri eletirerek
veriyorum. ince sz konusu olunca, tpk bir bilgisayar gibi davranyorum;
ekillerle belirlenmi unsurlar zerinde biliimsel ilemler yapyorum. in
ce asndan, ben, yalnzca bilgisayar programnn bir rneklemiyim.
Gl yapay zekimm iddialan, programlanm bilgisayann ykleri
anlad ve bu programn bir anlamda insann anlayn aklad biimin
dedir. Ama imdi bu iddialan dnce deneyimizin nda inceleyebiliriz.
1 ) Birinci iddia konusunda, bana gre, rnekte benim ince ykler
den tek bir kelime anlamadm aka grlyor. Anadili ince olan bi
rinden farksz girdi ve ktlara sahibim, istediiniz her tip programa sahip
olabilirim, ama hiila hibir ey anlamyorum. Ayn nedenlerle, Schank'n
bilgisayan da yklerden ngilizce de olsa, ince de olsa, baka bir dil de
olsa hibir ey anlamyor; nk ince durumunda ben bilgisayarm ve
benim bilgisayar olmadm durumlarda ise, bilgisayar benim bir ey anla
madm halimden daha fazla bir eye sahip deil.
2) Programn insann anlayn aklad konusundaki ikinci iddiaya
gelince, bilgisayann ve programn anlamak iin yeterli koullan salama
dn gryoruz, nk her ne kadar bilgisayar ve program alyorsa da,
344 Akln G'z

anlamak diye bir ey sz konusu deil. Yine de anlama olgusuna belirli bir
katk ya da gerekli bir koul salyor mu? Gl yapay zeka destekilerinin
bir iddias, benim ngilizce bir yky anladm zaman yaptklannn ince
simgeleri deitirirken yaptklanmla ayn -ya da belki aynsndan biraz faz
la- olduudur. Anlamadm incedeki durumumdan anladm ngilizcede
ki durumumu ayran, ksaca, daha ok ekilsel simge deitirme ilemidir.
Bu iddiann hatal olduunu kantlamadm, ama verdiim rnekte inanlr
olmad aka grlecektir. Bu iddiann inanlrln, anadil olarak konu
anlarla ayn girdi ve ktlara sahip bir program oluturabileceimiz ve ay
nca bu kiilerin programn rnekiemi olduklan zaman yaptklarn tanmla
yabilecekleri varsaymna dayanyor. Bu iki varsayma dayanarak, Schank'n
programnn anlay konusunda yknn tamam olmasa bile, bir ksm
olduunu varsayabiliriz. Sannn bu, deneysel bir olaslktr ama doru ol
duuna inanmamz iin hibir neden sunulmamtr; nk rnein ileri
srd -geri kesinlikle gstermemitir ama- bilgisayar programyla be
nim yky anlarnam arasnda bir balant yoktur. ince rneinde, yapay
zekann bir program araclyla bana verebilecei her eye sahibim ve hibir
ey anlamyorum; ngilizce sz konusu olunca her eyi anlyorum, bu ne
denle benim anlaynn bilgisayar programlaryla, yani tamamyla biimsel
olarak belirlenmi eler zerine uygulanan biliimsel ilemlerle herhangi
bir balants olduunu varsaymak iin hibir neden yoktur. Program, ta
mamen belirlenmi eler zerindeki biliimsel ilemlerle tanmland s
rece, bu rnek, bu ilemlerin anlama olgusuyla arasnda ilgin bir balant
olmadn gsteriyor. Anlama iin yeterli koullan salamad gibi, gerekli
koullar olduunu ya da belirgin bir katkda bulunduunu varsaymak iin
en ufak bir neden bile bulunmuyor. leri srlen argmann gcnn, sa
dece, farkl makinelerin farkl biimsel ilkeler zerinde alrken ayn girdi
ve ktilara sahip olabilecei konusunda olmadna dikkat edin; bununla
alakas bile yoktur. Daha ok, hangi biimsel ilkeleri makineye yklerseniz
ykleyin, anlamak iin yeterli olmayacan, nk bir insann da hibir
ey anlamadan bu ilkeleri takip edebileceini gsteriyor. ngilizce anladm
zaman, herhangi bir biimsel programla altn varsaymak iin hibir
neden yok nk bu gibi ilkelerin gerekli olduu ya da hatta katkda bulun
duunu kabul etmek asndan hibir neden ileri srlmyor.
yleyse ngilizce cmlelerde sahip olduum ve ince cmlelerde sahip
olmadm ey nedir? En ak yant birincisinin anlamn bildiim, ikincisi
nin anlam hakknda hibir fikrim olmaddr. Ama bunun ierii nedir ve
her neyse niin bir makineye veremiyoruz? Bu soruya ilerde geri dneceim
ama nce bu rnekle devam etmek istiyorum.
Bu rnei yapay zeka zerinde alanlara sunma frsatn birok kez
buldum ve iin ilgin yan, verilecek en uygun yant konusunda fikir birlii
ne ulaamamalanyd. ok artc bir dizi yant aldm ve aada en yaygn
Zihinler, Beyinler ve Programlar 345

olanlara (corafi kkenierini belirterek) deineceim.


Ama ncelikle "anlamak" hakkndaki baz yaygn yanl anlayiara son
vermek istiyorum. Bu tartmalann ounda kii 'anlamak' szcne dair
bir sr karmaayla karlar. Beni eletirenler anlamann farkl dereceleri
olduuna, 'anlamann' basit bir iki-eli yklem olmadna; ok farkl trle
ri ve dzeyleri olduuna ve genelde 'x y'yi anlyor' eklindeki cmlelere "ara
durumun dlanmas"* kuralna dorudan uymadna; ounlukla x'in y'yi
aniayp anlarnamasnn gerein aklanmas deil, bir karar verme mese
lesi olduuna iaret ediyorlar. Ama bunlann sz konusu konularla alakas
yok. "Anlamann" gerekten uyguland ve gerekten uygulanmad net
durumlar vardr ve bu tartma iin bu iki durum bana yeterlidir.** ngilizce
ykleri anlyorum; Franszca ykleri belirli bir dereceye kadar anlyorum;
Almanca ykleri daha az anlyorum ve ince ykleri hi anlamyorum.
Buna karlk, arabam ve hesap makinem hibir ey anlamyor; onlar bu a
lma alanna dahil deil. ou zaman 'anlamak' ve dier bilisel yklenieri
arabalara, hesap makinelerine ve dier cisimlere atfta bulunarak yaptmz
benzetmelerle kullanrz, ama bu atftarla hibir ey kantlanamaz. "Fotosel
dzenei nedeniyle kap ne zaman alacan biliyor" deriz. "Hesap maki
nesi toplama ve karmann nasl yaplacan biliyor (anlyor, becerebiliyor)
ama blme yapamyor" deriz. Ya da "Termostat sdaki deiiklikleri algl
yor," deriz. Bu zellikleri insan rnlerine vernemizin nedeni ok ilgintir
ve kendi amallmz bu cisimlerle geniletmemizle balantldr.*** Kullan
dmz gereler arnalanmzn uzantsdr ve bu nedenle onlara metaforik
atflarda bulunmay doal grrz ama ben bu gibi rneklerle hibir felsefi
etki yaratldna inanmyorum. Bir otomatik kapnn fotosel dzeneinden
"ald talimatlan anlarnasyla" benim ngilizceyi anlamarn ayn deildir.
Eer Schank'n programl bilgisayarlannn ykleri anlamas kapnn anla
masyla ayn metaforik dzeydeyse ve benim lngilizceyi anlarnamla balan
tl deilse, bu konu tartlmaya bile demez. Ama Neweli ile Simon ( 1 963)
bilgisayarlar iin ileri srdkleri anlamann insanlarla ayn olduunu yaz
mlard. Bu iddiann anlalrl ok houma gittiinden ben de benzer bir
iddiay dne bilirim. Programlanm bilgisayann gerekten anladklannn,
arabann ve hesap makinesinin anladklanyla ayn olduunu, yani kesinlik-

*
"p ya da -p" nin her zaman doru olduunu kabul eden mantk kural [ -ev.
notu.]
** Ayrca 'anlamak' hem zihinsel (amal) durumlar hem de bu durumlarn
doruluunu (geerliliini, baarsn) ima eder. Bu tartma asndan biz
yalnzca bu durumlarn sahipliiyle ilgiliyiz.
*** Amallk tanm olarak belirli zihinsel durumlarn cisimlere ya da dnyada
ki olaylara yneltilmesidir. Inanlar, arzular ve amalar bu nedenle amal
durumlardr; yneltilmeyen kayg ve depresyon biimleri amal deildir.
346 Akln G'z

le hibir ey anlamadm ileri srebilirim. Bilgisayann anlamas ksmen ya


da eksik (benim Alnaneay anlarnam kadar) deil, tmyle sfrdr.

imdi yantiara geelim:

. Sistemler Yant (Berkeley)


"Odada kilitli olan kiinin yky anlamad bir gerektir ama bu kii tm
bir sistemin yalnzca bir parasdr ve sistem yky anlamaktadr. Kiinin
nnde kurallarn yazl olduu bir kitap, hesaplamalar yapabilmesi iin
bol miktarda kat, kurunkalemler ve ince simge kmelerinden oluan
'veri bankalar' bulunmaktadr. Bu halde anlamak yalnzca o kiiye yklen
memekte, bir paras olduu tm sisteme yklenmektedir."
Sistemler kuramma yantm ok basittir: Brakn kii, sistemin tm un
surlarn iselletirsin. Kitaptaki kurallar, ince simgelerin veri bankalar
n ezberlesin ve tm hesaplan kafasndan yapsn. Bylece kii tm sistemi
birletirmi olacaktr. Sisteme dair kapsamad hibir ey kalmayacaktr.
Hatta oday bile bir kenara brakp, ak havada altn varsayabiliriz.
Yine de inceden hibir ey anlamayacaktr ve sistem de anlamayacaktr;
nk sistemde olan her ey kiide bulunmaktadr. Artk sistem onun bir
paras haline geldiinden, eer o anlamyorsa, sistemin aniayabilmesinin
bir yolu yoktur.
Daha banda bu kurarn bana hi de inanlr gibi gelmediinden, sis
temler kuramma bu yant vermek bile beni utandnyor. Iddiaya gre, bir
insan ince anlamazken, eline ald kat kalemle birleimi anlayabilir.
Bir ideolojinin penesinde olmayan birinin, bu fikri inanlr bulmasn be
nim hayal etmem kolay deil. Yine de gl yapay zeka ideolojisine bal
olanlarn buna benzer eyler syleme eiliminde olacana inandm iin
zerinde biraz daha durmak istiyorum. Bu grn bir versiyonunda, i
selletirilmi rnekteki adam, anadili ince olan biri gibi ince anlamazken
(nk rnein yknn lokantalardan ve hamburgerlerden vs. sz ettiini
bilmiyordur) yine de "biimsel simge maniplasyonu sistemi olan adam"
olarak gerekten ince anlyordur. Adamn ince biimsel simge manip
lasyon sistemi olan alt-sistemi kesinlikle ngilizce iin olan alt-sistemi ile
kan tnlmamaldr.
Yani adamn biri ngilizce dieri ince anlayan gerekten iki alt-sistemi
vardr ve "bu iki sistemin birbiriyle pek balants yoktur." Ben yalnzca
alt-sistemlerin birbiriyle pek balants olmadn deil, birbirine hi ben
zemediini syleyerek yant vermek istiyorum. ngilizce anlayan alt-sistem
(bir an iin u 'alt-sistem' tanmn kullanmak iin kendimize izin verdiimi
zi varsayalm), yklerin lokantalar ve haroburger yemekle ilgili olduunu
bilir, adam kendisine lokantalar hakk n da sorular sorulduunu anlar ve y
kye dayanarak elinden geldiince yantlar verir vs. Ama ince sistem bun-
Zihinler, Beyinler ve Programlar 34 7

lann hibirini bilmiyordur. ngilizce sistem 'hamburger' szcnn ham


burgerden sz ettiini bilirken ince alt-sistem 'anlamsz izgilerin' birbiri
ardna sralandn anlar. Yalnzca, bir taraftan eitli simgelerin verildiini
ve ngilizce yazlm kurallara gre maniple edildiini ve te taraftan baka
simgelerin ktn bilmektedir. Bu rnein sav, simge maniplasyonunun
kendi bana gerekten ince anlamak iin yeterli olmadn gstermekti
nk adam inceden hibir ey anlamadan yalnzca 'anlamsz izgileri'
ard ardna yazyordu. Aynca adamn iindeki alt-sistemleri varsayma sa
vn da karlamyar nk alt-sistemler adamn ilk konumundan daha iyi
durumda deil; ngilizce-konuan adamn (ya da alt-sisteminlsahip olduu
eye benzeyen hibir ynleri yok. Anlatlanlara baknca, ince alt-sistemin,
ngilizce alt-sistemin yalnzca bu dilde yazlm kurallar uyannca anlamsz
simgeleri maniple eden bir paras olduu ortaya kyor.
Oneelikle sistem yantn motive edenin ne olduunun varsayldn
kendimize soralm; yani hangi bamsz nedenler adamn iinde ince y
kleri anlayan bir alt-sistem bulunduunu sylyor? Bana gre, rnekteki
tek neden ince anadili olanlarla ayn girdi ve ktlara, birinden dierine
giden bir programa sahip oluudur. Ama rneklerin amac, benim ngilizce
yi anladm biimde inceyi anlarnam iin yeterli olmadn gstermektir.
nk bir kii ve onu oluturan sistemler, en doru girdi, kt ve program
olsa bile benim ngilizceyi anladm biimde anlamayacaktr. Benim in
ceyi anlayan bir alt-sistemim olmal denmesinin tek nedeni, bir programm
olmas ve Turing snavn geip anadili ince olanlan kandrabilmemdir.
Ne var ki, sz konusu hususlardan biri de Turing testinin yeterliliidir. Bu
rnek, Turing snavn geebilecek iki "sistem" bulunduunu ama yalnzca
bir tanesini anladn gsteriyor. Ama, her ikisi de Turing snavndan ge
ebildiine gre, her ikisinin de anlamas gerektiini sylemek bir tartma
noktas deildir; nk bu iddia iimdeki ngilizce anlayan sistemin, in
ceyi yalnzca ilemden geiren sisteme oranla daha fazlasna sahip olduu
savn karlamamaktadr. Ksacas sistemler yant, sistemin ince anla
mas gerektiinde tartmasz srar ettiinden , ispat etmeye alt iddiay
kantlanm varsaymaktadr.
Aynca, sistem yant son derece sama sonulara yol aabilecek gibi
de grnyor. Eer belirli bir tr girdi, kt ve ikisi arasnda bir programa
sahip olduum iin, bende biliin gerekletii sonucuna vanrsak, bilisel
olmayan her trl alt-sistem bilisel olarak grlecektir. rnein, midemin
bilgi iledii ve herhangi bir bilgisayar programn rnekiedii bir tanmlama
dzeyi vardr, ama bence anladn syleyemeyiz (kyaslama Pylyshyn 1 980) .
Eer sistem yantn kabul edersek, mide, kalp, karacier ve dier uzuvla
nn anlayan alt-sistemler olduunu sylemekten kanamayz nk ince
alt-sistemin anladn sylemek ile midenin anladn sylemek arasndaki
motivasyonu ayrt etmenin hibir ilkesel yolu yoktur. ince sistemin girdi
348 Akln G'z

kt olarak bilgi, midenin ise girdi kt olarak besin aldn sylemek de iyi
bir yart olmaz, nk benim ya da dardan birinin bak asna gre, be
sinde de incede de bilgi yoktur; ince bir sr arlamsz izgiyle doludur.
ince rneindeki bilgi yalnzca programclann ve evirmenlerin gznde
vardr ve benim sindirim uzuvlanmn girdi ktsn istedikleri takdirde bilgi
olarak yorumlamalarn engelleyen hibir ey bulunmaz.
Bu son nokta, gl yapay zekada baz bamsz sorunlar ortaya kar
dndan, bir an konudan ayrlp aklamak gerekir. Eer gl yapay zeka
psikoloj inin bir dal alacaksa, gerekten zihinsel olan sistemlerle olmayan
lar ayrt edebilmesi gerekir. Zihnin alma ilkeleriyle, zihinsel olmayan
sistemlerin alma ilkelerini ayrt etmesi gerekir, aksi takdirde zihinsel
olanla ilgili nasl zihinsel olduuna dair bize hibir aklama sunamaya
caktr. Ayrca, zihinsel olan ve zihinsel olmayan ayrm yalnzca bakaniann
gznde olmamal, sistemlerin temelinde bulunmaldr, yoksa herhangi bir
gzlemci, istedii takdirde, rnein insanlar zihinsel olmayanlar ve frt
nalar zihinsel olanlar olarak yorumlayabilir. Fakat, yapay zeka literat
rnde, bu ayrm ounlukla ylesine bulanktr ki, uzun vadede, yapay
zekann bilisel bir sorgulama olduu iddias iin ok zararl olabilir. r
nein McCarthy yle yazyor: "Termostat gibi basit makinelerin inanlar
olduu sylenebilir ve inan sahibi olmak, sorun zmleme performans
gsterebilen ou makinenin bir zelliidir" (McCarthy 1 979) . Gl yapay
zekann bir zihin kuram olabileceini ileri srenler, bu szlerin altnda
yatan imalar iyice dnmelidirler. Gl yapay zekann bir kef olarak,
duvardaki sy ayarlayan maden parasnn, tpk bizim, elerimizin, o
cuklarmzn sahip olduu biimde inanlar bulunduuna inanmamz is
teniyor ve ayrca odadaki telefon, teyp, hesap makinesi, elektrik dmesi
gibi dier gerelerin "ounun" da ayn biimde gerekten inanlan olduu
ileri srlyor. Bu yaznn amac McCarthy'nin szlerine kar kmak ol
madndan, aadaki noktalan tartmadan vurgulayacam. Zihin hak
kndaki almalar, insanlarn inanlar olduu ve termostatlarn, telefon
larn, hesap makinelerinin inanlar olmad gereinden yola kar. Eer
bu noktay yadsyan bir kurarn ileri srerseniz, bu noktaya kart bir rnek
oluturursunuz ve kurarn hatal olur. Yapay zeka ile uraan insanlarn,
bu tip eyler yazarken pek fazla ciddiye almadklanndan, bakalannn da
almayacan varsaydklar izlenimini ediniyoruz. En azndan bir an iin bu
konuyu ciddiye almay neriyorum. Bir an iin duvardaki maden paras
nn gerek, salam inanlar, nerme ieren, tatmin edici koullar ieren
inanlar, gl ya da zayf olma olasl tayan inanlar , sinirli, kaygl ya
da gvenli inanlar, dogmatik, mantkl ya da bat! inanlar, kr krne
inandklar ya da kukucu alglamalar , ksacas her trl inanc olduunu
saptamak iin nelerin gerekli olduunu dnn. Termostat bu konuda
bir aday olmad gibi mide, karacier, hesap makinesi ya da telefon da
Zihinler, Beyinler ve Programlar 349

aday olamaz. Ne var ki, bu fikri ciddiye aldmza gre, ardndaki gerein,
gl yapay zekann bir zihin bilimi olduu iddiasna, ok nemli bir sonu
getirdiine dikkat edin. nk imdi zihin her yerdedir. Biz aslnda zihni,
termostatlardan ve karacierlerden ayrann ne olduunu renmek iste
mitik. McCarthy hakl bile olsa, gl yapay zekann bunu bize aniatma
umudu hi yoktur.

2. Robot Yant (Yale)


"Schank'n programndan daha farkl bir program yazdmz varsayalm.
Bir robotun iine, biimsel simgeleri girdi olarak alp kt olarak vermek
le yetinmeyip, robotun alglamaya yakn bir ey yapmasn, yrmesini,
hareket etmesini, ivi akmasn, yemesini, imesini ve daha ne isterseniz
salayan bir bilgisayar yerletirelim. rnein robotun grmesini salayan
bir televizyon kameras, 'hareket etmesini' salayan kollar, hacaklar ol
sun ve hepsi, bilgisayarn 'beyni' ile denetlensin. Schank'n bilgisayanndan
farkl olarak, byle bir robotun gerek anlama ve dier zihinsel durumlan
olacaktr."
Robot yantnn dikkati ilk eken noktas, d dnyayla baz balantlan
da eklediinden, anlamann yalnzca biimsel simge maniplasyonu olma
dn kabul etmesidir (kyaslama Fodor 1 980) . Ama ro bat yantma karlk
olarak, bu tip 'sezgi' ve 'hareket' kapasitelerinin eklenmesinin, Schank'n
orijinal programna genel olarak amallk, zel olarak anlay katmad
n sylemek gerekir. Bunu anlamak iin, ayn dnce deneyinin, robot
rneine de nasl uyduuna baknz. Robotun iindeki bilgisayar yerine,
yine beni bir odaya kapatp , orijinal ince rneinde olduu gibi, ngilizce
talimatlar dorultusunda eletirilecek baka ince simgeler verdiinizi ve
baz ince simgeleri benim danya aktardn varsayalm. stelik baz
ince simgelerin, bana robotun televizyon kamerasndan geldiini ve be
nim dar aktardm simgelerin robotun kollarn ya da bacaklarn hare
ket ettirmeye yaradn bilmediimi de varsayalm. Btn bu ilemleri bil
mediimi, yalnzca biimsel simgeleri eletirdiimi bildiimi bir kez daha
vurgulamak isterim. Ben, farknda olmadan, robotun "alg" gerecinden
"bilgi" alyor ve onu hareket ettiren matortanna "talimatlar" gnderiyorum.
Ben robotun homunkulusuyum ama geleneksel homunkuluslardan farkl
olarak neler olup bittiini bilmiyorum. Simge eletirme kurallan dn
da hibir ey anlamyorum. Bu durumda robotun hibir amal durumu
yoktur; yalnzca elektrik donann ve programnn sonucu olarak hareket
etmektedir. Ayrca, bu program rneklerken benim de bu trden hibir
amal durumum yok. Ben yalnzca belirli biimsel simgeleri eletirmek
iin verilen talimatlan yerine getiriyorum.
350 Akln G'z

3. Beyin Simlatr Yant (Berkeley ve M.I.T.)


"Schank'n almasndaki bilgiler gibi, dnya hakknda elimizde olan bil
giyi temsil eden bir program yerine, anadili ince olan birinin, bu dilde
ki ykleri aniayp yantlad zaman beynindeki sinapslarda oluan sinir
hcresi atelemelerini simle eden bir program tasarladmz varsayalm.
Makine ince ykleri ve sorular girdi olarak alyor, bir inlinin beyninde
bu ykleri ilerken var olan biimsel yapy simle ediyor ve kt olarak
ince yant veriyor. Hatta, makinenin bir diziye ait bir tek programla de
il, insan beyninin anadil kullanld zaman, tahminen, alt biime
paralel, ayn biimde alan makinenin bir dizi programla altn da
hayal edebiliriz. Bu durumda makinenin ykleri anladn kabul etmek
zorunda kalrz; reddedersek, anadili inli olaniann da anladn reddet
mi olmaz myz? Komu sinir hcrelerinin balant noktalar (sinapslar)
dzeyinde, bilgisayarn program ile bir inlinin beynindeki program ara
snda ne fark olabilir?"
Bu yanta kar kmadan nce, konudan biraz ayrlp, bunun, bir ya
pay zeka yanlsnn (ya da ilevsellik vs. yanlsnn) verecei ok garip bir ya
nt olduuna iaret etmek istiyorum: Gl Yapay Zekann genel iddiasna
gre, zihnin nasl altn bilmek iin beynin nasl altn bilmemize
gerek olmadn dnyordum. Temel hipoteze gre, zihnin zn olu
turan biimsel unsurlar zerinde, biliimsel srelerden oluan bir zihinsel
ilemler dzeyi var ve nasl bir program farkl bilgisayar donanmlan ze
rinde altnlabiliyorsa, bu ilemler de birbirinden farkl beyin srelerinde
gerekletirilebiliyordu ya da ben byle anlamtm. Gl Yapay Zeka var
saymianna gre, beyin iin zihin neyse, donanm iin program da odur ve
bylece, nrofzyolojiye girmeden zihni anlayabiliriz. Eer Yapay Zeka ze
rinde almak iin beynin nasl altn bilmek zorunda kalrsak, zaten
Yapay Zeka ile uramamz gereksiz olacaktr. Ne var ki, beynin almasna
bu kadar yaklamak bile, anlamay ortaya karmaya yeterli deildir. Bunu
grebilmek iin, tek dil bilen bir adamn, bir odada oturup simgelerle ura
mas yerine, su borulanna bal karmak bir vana dzeneini altrdn
hayal edin. Adama ince simgeler verilince, ngilizce yazlm olan programa
bakarak hangi vanalar ap kapatacan reniyor. Her su borusu balan
ts, inli beyindeki bir komu sinir hcresi balantsna (sinapsa) tekabl
ediyor ve sistem yle kurulmu ki doru atelemeler sonunda, yani doru
musluklan anca, ince yantlar borulardan kt olarak aktanlyor.
Anlamak, bu sistemin neresindedir? Girdi olarak ince alyor, inli
beynindeki sinir hcresi balantlannn biimsel yapsn harekete geiri
yar ve kt olarak ince veriyor. Ama adam ince anlamad gibi boru
lar da ince anlamyor. Eer adam ve su borulannn birleiminin anlad
konusundaki benim samalk olarak dndm gr kabul etmeye
kalkrsak, adamn su borulannn biimsel yapsn iselletirebileceini
Zihinler, Beyinler ve Programlar 3 5 1

ve tm 'hcre atelemelerini' hayalinde yapabileceini unutmayn. Beyin


simlatrnn sorunu, beyin hakknda yanl eyleri simle etmesidir.
Yalnzca sinir hcrelerinin ucundaki atelernelerin biimsel yapsn simle
ettii srece, beyinle ilgili nemli eyleri, yani beynin nedensel zellikleri
ni ve amal durumlar retme yetisini simle etmi olmayacaktr. stelik,
su borusu rnei gsteriyor ki, biimsel zellikleri, nedensel zellikler iin
yeterli olmayacaktr: ilgili nrobiyolojik nedensel zelliklerden kaznm bi
imsel zelliklerin hepsine sahip olabiliriz.

4. Birleme Yant (Berkeley ve Stanford)


"Bundan nceki yant da, ince odas kar rneinin rtlmesi iin
kendi bana ikna edici olmayabilir ama n bir araya getirirseniz, ok
daha doyurucu ve hatta nihai olacaktr. Kafatas boluuna beyin biimli
bir bilgisayar yerletirilmi bir robot dnn. Bu bilgisayar insan beyni
nin tm sinir hcresi balantlaryla programlansn ve robotun davranlar
insan davranlanndan farkl olmasn. imdi bunlarn tmn girdileri ve
ktlar olan bir bilgisayar deil, birletirilmi bir sistem olarak dnn.
Byle bir durumda sisteme rahata amallk ykleyebiliriz."
Byle bir durumda, hakknda daha fazla ey bilmediimiz srece,
robotun amalla sahip olduu teorisini kabul etmeyi mantkl ve kar
konulmaz bulacamz biliyorum. Gerekten , bu birleimin grn ve
davran dndaki dier unsurlan konuya dahil edilmeyebilir. Eer, dav
ranlan ok eitli alanlarda insandan farksz olan bir robot ina edersek,
olmamas iin baz nedenleri askda brakp, robota amallk atfedebiliriz.
Bilgisayar beyninin, insan beyninin biimsel bir benzeri olduunu nceden
bilmek zorunda kalmayz.
Ama bunun, gl Yapay Zek::i iddialarna herhangi bir biimde yar
dmc olacan hi dnmyorum nk gl Yapay Zekaya gre, bi
imsel bir program doru girdi ve ktlarla rneklemek, amall olutu
ran yeterli bir kouldur. Ne\\"ell'in ( 1 9 79) aklamasna gre, zihinsel olann
z, bir fiziksel simge sisteminin altnlmasdr. Ama, bu rnekte robota
yklediimiz amalln biimsel programlarla hibir balants yoktur. Bu
durum basite, bir robot yeterince bize benzedii ve bizim gibi davrand
zaman, aksi kantlanmadka, tpk bizimkine benzeyen ve davranlaryla
ifade edilen zihinsel durumlara sahiptir ve bu zihinsel durumlar retebi
len bir i rnekanizmaya sahiptir varsaymna dayanmaktadr. Eer bu var
saymlardan bamsz olarak, onun davranlarn nasl aklayacamz!
bilseydik, ve zellikle onun biimsel bir program olduunu bilseydik, ona
kesinlikle amallk yklemezdik. te bu da benim ikinci itiraza daha nce
verdiim yantn temel noktasdr.
Robotun davranlarnn, tmyle, iindeki bir adamn, robotun duyu
alclarndan yorumlanmam biimsel simgeler almasna ve robotun mo-
352 Akln G'z

tor mekanizmasna yorurnlanrnarn biimsel simgeler gndermesine bal


olduunu ve adarnn bu sirnge rnaniplasyonunu bir dizi kural uyannca
yaptn varsayalm. Ayrca, adarnn robota dair bu gerekleri bilmedii
ni, yalnzca anlamsz simgeler zerinde hangi ilemleri yapacan bildiini
varsayalm. Bu durumda, robotu son derece marifetli mekanik bir kukla
olarak grrz. Kuklann bir zihni olduu varsaym artk gereksiz ve ge
ersizdir; nk robota ve paras olduu sisteme amallk yklernek iin
artk bir neden yoktur (elbette adarnn simge maniplasyonundaki amal
ln bunun dnda brakyoruz) . Biimsel simge maniplasyonlar sr
yor, girdiler ve ktlar doru olarak eleiyor ama amalln tek noktas
adarndr ve bu adam burada gerekli amal durumlarn hibirini bilmiyor.
rnein robotun gzlerine yansyanlar gnnyor, robotun kolunu hareket
ettirrnek gibi bir niyeti yok ve robotun syledii ya da robota sylenen hibir
eyi anlamyor. Daha nce belirtilen nedenlerle, adamn ve robotun olu
turduu sistem de ayn durumda.
Bu noktay grebilmek iin, bu durumu, maymun gibi baz prirnat tr
lerine ve kpek gibi baz evcil hayvaniara amallk yklemeyi doal buldu
umuz durumlarla karlatnn. Bunu doal bulrnarnzn temelde iki ne
deni vardr: Amallk yklernedike hayvann davranlarndan bir anlam
karamayz ve hayvanlarn gzleri, burunlan , derileriyle bizimle ayn ey
lerden olumu olduklarn grebiliriz. Hayvann davranlarnn tutarll
na bakarak ve altnda ayn nedenselliin yattn varsayarak, hem hay
vanlarn davranianna neden olan baz zihinsel durumlarn bulunduunu
hem de bu zihinsel durumlarn tpk bizimkine benzeyen mekanizrnalarca
retildiini dnrz. Elimizde aksi bir neden bulunmadka, benzer var
saymlar robot iin de yapabiliriz, ama robotun davrannn biimsel bir
program sonucu olduunu ve fiziksel cismin asl nedensel zelliklerinin
alakasz olduunu renince, amallk varsaymndan vazgeeriz.
Verdiim rnee kar ska ileri srlen baka iki yant daha vardr (ve
zerinde tartlmas gerekir) ama gerekten konuyu skalarnaktadrlar.

5. teki Zihinler Yant (Yale}.

"Dier insaniann ince ya da herhangi baka bir eyi anladn nereden


biliyorsunuz? Yalnzca davranianna bakarak anlyorsunuz. Bilgisayar da
(ilkesel olarak) davran snavlanndan geebileceine gre, dier insanlara
anlama kapasitesi ykleyecekseniz, ilkesel olarak bilgisayarlara da ykle
meniz gerekir."
Bu itiraza ancak ksack bir yant verilebilir. Bu tartmann sorusu,
baka insanlarn bilisel durumlarn benim nasl anladm deil, onlara
bilisel durum yklediim zaman aslnda ne yklemi olduumdur. Bu ar
grnann sav udur ki, sorunun yant 'yalnzca biliimsel sreler ve k
tlandr, nk biliimsel sreler ve ktlan bilisel durumlar olmadan da
Zihinler, Beyinler ve Programlar 353

var olabilir' olmamaldr. Duyulann yitirmek bu argmana yant olamaz.


Tpk fen bilimlerinde fiziksel cisimlerin gerekliinin ve bilinebilirliinin
nceden kabul edilmesi gibi, "bilisel bilimlerde" de kii zihinsel olann ger
ekliini ve bilinebilirliini nceden varsaymaktadr.

6. oklu Konumlar Yant (Berkeley)


"Argmannzn tm, Yapay Zekann yalnzca analog ve dijital bilgisayar
larla ilgili olduunu nceden kabul etmektedir. Ama bunun nedeni, tekno
lojinin u andaki durumudur. Amallk iin gerekli olduunu sylediiniz
nedensel sreler her neyse (hakl olduunuzu varsayarak) , er ge bu ne
dense! srelere sahip gereler retebileceiz ve ite bunlar yapay zeka ola
caktr. Bu nedenle, savlannz, yapay zekann anlamay retme ve aklama
yetisine hibir ekilde hitap etmemektedir."
Bu yanta, aslnda, gl yapay zeka projesini, anlamay yapay olarak
reten ve aklayan her ey diye yeniden tanmiayarak kmsedii dn
da baka bir itirazm yok. Yapay zeka adna yaplm olan ilk iddia, onun
belirli, iyi tanmlanm bir tez olduunu gsteriyordu : Zihinsel sreler, bi
imsel olarak tanmlanm unsurlar zerindeki biliimsel srelerdir. Ben
bu teze kar kmaya alyorum. Eer iddia yeniden tanmlanrken, bu
tezin dna kmsa, benim itirazlanm artk geerli olmayacaktr; nk
itirazlannn geerliliini snayacak bir hipotez kalmam olacaktr.
Yantlamaya alacama sz verdiim soruya geri dnelim. lk rne
imde benim ngilizce anladm , ama ince anlamadm ve bu nedenle
makinenin de ngilizce ve ince anlamadm kabul edersek, yine de bende
ngilizce anlamarn salayan bir ey ve buna uygun olarak ince anlamyor
olmarn salayan eksik bir ey olduunu gsterir. Bu eyler her neyse, niin
onlan bir makineye veremiyoruz?
Bedenlerimiz beyinlerimizle birlikte bu makinelere yakndan benzedi
inden, bir makineye ngilizce ya da ince anlama kapasitesini vermemek
iin ilkesel olarak hibir neden grmyorum . Buna karlk, alma biimi,
yalnzca biimsel olarak tanmlanm unsurlar zerinde biliimsel ilemler,
ya da baka bir deyile, bir bilgisayar programnn rneklemesi olarak be
lirlenen bir makineye byle bir ey veremeyeceimiz konusunda ok gl
argmanlar gryorum. Benim ngilizce aniayabilmem ve farkl amallk
biimlerine sahip olmam, bir bilgisayar programn rnekiediim iin olmu
yor (sannm ben saysz bilgisayar programnn rneklemesiyim) ama, bildi
imiz kadanyla, ben , belirli bir biyolojik (fiziksel ve kimyasal) yapya sahip
bir organizma olduum iin oluyor; bu yap, belirli koullar altnda, neden
sel olarak, alglama, hareket etme, anlama, renme ve dier amal olgulan
retme kapasitesine sahiptir ve bu savn bir blm, yalnzca, bu nedensel
glere sahip olan eylerin bu amalla sahip olabileceini ileri sryor.
Belki dier fiziksel ve kimyasal ilemler de ayn etkileri yaratabilir; rnein
354 Akln G'z

Marsllar da amalla sahipler, ama beyinleri farkl eylerden yaplmtr.


Bu deneysel bir sorudur; nk fotosentezin, klorofilden farkl bir kimyaya
sahip herhangi bir eyle gerekleip gereklemeyeceini sormaya benzer.
u andaki savn ana fikri, tamamen biimsel olan hibir modelin,
amallk iin kendi bana yeterli olmayaca; nk biimsel zelliklerin
kendi kendine amall oluturmad ve makine alrken, rnekleme
yapldnda, bir sonraki biimsellik dzeyini reten gcn dnda kendi
bana hibir nedensel gce sahip olmaddr. Ayrca, biimsel bir mode
lin belirli gereklemi hallerinin nedensel zelliklere sahip olmas da bu
biimsel modelle balantl deildir; nk ayn biimsel modeli, neden
sel zelliklerin olmadnn aka grld baka bir gereklerneye her
zaman koyabiliriz. Bir mucize sonucu, ince konuanlar Schank'n prog
ramn tam olarak gerekletirseler bile, ayn program, her ne kadar bu
program aniasa da, ince anlamayan ngilizce konuanlara, su borulanna
ya da bilgisayarlara koyabiliriz.
Beyin ilemleri konusunda nemli olan, sinaps dizilerinin oluturduu
biimsel glgeler deil, bu diziterin gerek zellikleridir. Gl yapay zekay
savunan grdm tm tartmalar, anlamann glgesine bir hat izmek
iin srar ediyor ve ardndan glgelerin gerek eyler olduunu iddia ediyor.
Sonulandrmak asndan, argmanda gizli olan baz genel felsefi
noktalar vurgulamak istiyorum. Daha ak olabilmesi iin, soru-yant yn
temini kullanacam ve u hayat soruyla balayacam:
"Bir makine dnebilir mi?"
Verilecek yant elbette evettir. Bizler tam olarak byle makineleriz.
"Tamam ama insan-yaps bir makine dnebilir mi?"
Sinir sistemi, aksonlar ve dendritleri olan sinir hcreleri, ve gerekli
dier eylere sahip, yani bize yeterince benzeyen bir makinenin retile
bileceini varsayarsak, yant yine evet olacaktr. Eer nedenleri tam ola
rak kopyalayabilirseniz, etkilerini de kopyalayabilirsiniz. Ayrca, insanlarn
kulland kimyasal ilkelerden farkl trde ilkeler kullanarak, bilinci, ama
ll ve geri kalan her eyi retmek de olasdr. Dediim gibi bu deneysel
bir sorudur.
"Pekala ama dijital bir bilgisayar dnebilir mi?"
Eer 'dijital bilgisayar' derken, bir bilgisayar programnn rnekiemi
olarak tanmlanabilecei bir tanm dzeyine sahip bir makineden sz edi
yorsak, yine sorunun yant evet olacaktr; nk bizler bir sr bilgisayar
programnn rneklemeleriyiz ve dnebiliriz.
"Ama herhangi bir ey yalnzca doru programa sahip bir bilgisayar
olduu iin dnebilir, aniayabilir mi? Doru program rneklemek anla
mann yeterli bir koulu olabilir mi?"
Bence sorulacak en doru soru budur ve genelde daha nceki sorular
la kantrlabildii halde, bunun yant "hayr"dr.
Zihinler, Beyinler ve Programlar 355

"Niin olmasn?"
nk biimsel simge maniplasyonlarnn kendi bana amall
yoktur; olduka anlamszdrlar; simgeler herhangi bir eyi simgelemediin
den aslnda simge maniplasyonu bile deildirler. Dilbilim terminolojisin
de, yalnzca szdizimi vardr, anlambilim yoktur. Bilgisayarlarn sahipmi
gibi grnd amallk, yalnzca, onlar programlayanlarn, kullananla
rn, onlara girdi aktaranlarn ve ktlan yorumlayaniann zihnindedir.
ince odas rneinin hedefi, amall olan birini (bir adam) sisteme
sokup ona biimsel bir programla programladmz zaman , bu programn
fazladan bir amallk tamadn gstermekti. rnein adamn ince an
lama yeteneine hibir katk salamyordu.
Yapay zekann en ekici gelen unsuru -program ile gerekletirme ara
sndaki ayrm- simlasyonun kopyalama olduu iddiasn rtyor. Prog
ram ile programn donanm dzeyinde gerekletirilmesi arasndaki fark,
zihinsel ilem dzeyiyle beyinsel ilem dzeyi arasndaki ayrma paralel
gibi grnyor. Eer zihinsel ilem dzeyini biimsel bir program olarak
tanmlarsak, zihnin temelinin ne olduunu, iebak psikolojiye ya da
beynin nrofizyolojisine girmeden tanmlayabiliriz gibi geliyor. Ne var ki,
'zihin beyin iin neyse, program da donanm iin odur' denklemi birka
noktadan krlyor ve bu noktalarn n aada aklyoruz:
Birincisi, program ile gerekletirme arasndaki ayrm sonucunda,
ayn program, hibir amall olmayan bir sr lgn gerekletirmeye
sahip olabilir. rnein, Weizenbaum ( 1 9 7 6 , Blm 2) nasl bir rulo tuvalet
kad ve bir yn akl ta ile bir bilgisayar ina edilebileceini ayrntl
olarak anlatyor. Ayn ekilde, ince yk anlama program da, bir dizi su
borusuna, bir takm rzgar makinesine ya da yalnzca Ingilizce bilen bir
insana uygulanabilir ve hibiri ince anlamaya balamaz. Talar, tuvaJet
kad, rzgar ve su borulan , her eyden nce, zaten amalla sahip ol
mak iin yanl seilmi nesnelerdir. Yalnzca, beyinler gibi nedensel g
leri olan eyler amalla sahip olabilir; ngilizce konuan adam amallk
iin gerekli malzerneye sahiptir, ama program ezberleyerek fazladan ama
llk kazanmadn; nk ezberlemenin ona ince retmediini kolayca
grebilirsiniz.
kincisi, program tmyle biimseldir ama amallk durumlar bu an
lamda biimsel deildir; biimleriyle deil, ierikleriyle tanmlanr. rnein
yamur yad inanc, belirli bir biimsel ekil olarak tanmlanmaz ama
uyum yn ve tatmin koullan ile belirli bir zihinsel ierik olarak (bkz,
Searle 979) tanmlanr. Aslnda, byle bir inancn szdizimsel anlamda
biimsel bir ekli yoktur, nk ayn inan, farkl dil sistemlerinde, sonsuz
sayda farkl szdizimsel ifadeleyle anlatlabilir.
ncs, daha nce de belirttiim gibi, zihinsel durumlar ve olgular,
beynin almasnn bir rndr ama program, bilgisayarn, bu biimde
356 Akln G'z

bir rn deildir.
"Eer programlar zihinsel ilemleri hibir biimde oluturmuyorsa, ni
in bunca insan tam tersine inanyor? En azndan bunun biraz aklanma
s gerekir. "
Buna nasl yant vereceimi bilmiyorum. Bilgisayar simlasyonlannn
gerek eyler olabilecei fikri daha ilk banda kukulu grnmelidir n
k bilgisayar, hibir ekilde zihinsel ilemleri simle etmekle snrl deil
dir. Hi kimse yangn alarmnn bilgisayar simlasyonunda mahallenin ya
nacan ya da bir yamurlu frtna simlasyonunda hepimizin srlsklam
sianacan varsaymaz. yleyse anlamann bilgisayar simlasyonunun,
gerekten bir eyler anladn niin varsaylsn? Bazen bilgisayarlarn ac
duymalannn ya da ak olmalannn inanlmaz derecede zor olaca sylen
mektedir ama ak ve ac, anlama durumundan daha kolay ya da daha zor
deildir. Simlasyon iin yalnzca doru girdi ve ktlar ile girdileri kt
ya dntren bir programa gereksiniminiz vardr. Bilgisayann yapt her
ey iin bunlar yeterlidir. Simlasyonla kopyalamay birbirine kartrmak,
ister ac, ak, anlama, yangn ya da ister frtna olsun, hep ayn hatadr.
Yine de, yapay zekann birok insana zihinsel olgular yeniden retir
ve bylece aklar gibi grnm olmasnn ya da halen grnmesinin- baz
nedenleri vardr ve bence bunlar ortaya karan nedenleri tmyle akla
kavuturmadka, bu yanlsamalan yok etmeyi baaramayacaz.
Birincisi ve belki de en nemlisi, 'bilgi ileme' konusundaki karklk
tr: bilisel bilimle uraanlarn ou, insan beyninin zihniyle 'bilgi ileme'
ad verilen bir ii yaptna inanr ve benzer ekilde, bilgisayar da progra
myla bilgi ileme ii yapar; buna karlk, yangnlar ve frtnalar kesinlikle
bu ii yapmaz. Bylece bilgisayar, herhangi bir ilemin biimsel unsurlarn
simle edebilmesine karn, zihin ve beyin ile zel bir balant kurar nk
doru programlanan bilgisayann -ki en ideali beyindeki programla- bilgi
ileme sreci beyinle ayn biimdedir ve bu bilgi ileme, aslnda zihnin te
melidir. Ama bu argmann sorunu, 'bilgi' kavramndaki belirsizlikte yat
maktadr. Programlanan bilgisayar, insanlarn aritmetik problemleri d
ndkleri ya da ykler hakkndaki sorular yantladklarnda yaptklar
anlamda 'bilgi ileme' yapmaz. Bilgisayann yapt, biimsel simgeleri ma
niple etmektir. Programemn ve yorumcunun, ktlar, dnyada var olan
cisimlerin yerini tutan simgeler olarak kullanmalar, bilgisayarn alannn
tmyle dndadr. Tekrarlarsak, bilgisayarn szdizimi vardr ama anlam
bilimi yoktur. Yani bilgisayara "2 art 2 eittir?" yazarsanz, size "4" yantn
verecektir. Ama "4"n 4 anlamna geldiini ya da herhangi bir anlam ol
duunu bilmez. Bunun nedeni birinci basamak simgelerin yorumlanmas
iin ikinci-derece bilgiye sahip olmamas deil, bilgisayar asndan birinci
derece simgelerin hibir yorumunun bulunmamasdr. Bilgisayarn elinde
yalnzca biraz daha fazla simge vardr. Bu nedenle, 'bilgi ileme' fikrinin
Zihinler, Beyinler ve Programlar 357

ortaya atlmas ikilem oluturur: ya 'bilgi ileme' fikrini, ilemin bir paras
olarak amall ima edecek biimde anlamlandnnz ya da anlamlandr
mayz. Eer anlamlandnrsak, programlanm bilgisayar bilgi ileme iini
yapmaz, yalnzca biimsel simgeleri maniple eder. Eer anlamlandrmaz
sak, bilgisayar da ancak hesap makinelerinin, daktilolarn, midelerin, ter
mostatlarn, frtnalarn ve kasrgalarn yapt biimde bilgi ileme iini
yapar. Yani onlar, bir utan bilgiyi alp, dntrp, dier utan kt ola
rak bilgi verir diye tanmlayabileceimiz bir tanmlama dzeyleri vardr. Bu
durumda da, genel anlamda girdi ve ktlan yorumlamak iin dardan
gzlemcilere gerek vardr. Bylece, bilgi ileme benzerlii asndan bilgisa
yar ile beyin arasnda bir benzerlik kurulamaz.
kincisi, yapay zeka almalannn ounda, artakalan bir davran
lk ya da ilemsekilik vardr. Uygun programlanm bilgisayarlar insanla
nnkine benzeyen girdi-kt dzenlerine sahip olduundan, onlara, insan
Iann zihinsel durumlarna benzer zihinsel durumlar yklerneye eilimliyiz.
Ama bir sistemin bir anlamda, hibir amalla sahip olmadan, insana
zg kapasitelere kavramsal ve deneysel olarak sahip olabilecei olasln
grnce, bu eilimden vazgeebilmeli_:.iz. Benim hesap makinemin hesap
lama kapasitesi vardr, ama amall yoktur ve bu yazda, bir sistemin,
anadili ince olan birini kopya edecek girdi ve ktya sahip olabileceini
ama her ne ekilde programlanrsa programlansn, inceyi anlamayacan
gstermeye altm. Turing testi, hi ekinmeden davran ve ilemseki
olma geleneinin tipik bir rneidir ve eer yapay zeka alanlan davran
l ve ilemselcilii reddetselerdi, simlasyon ile kopyalama arasndaki
kankln byk bir ksm ortadan kalkacakt.
ncs, bu artakalan ilemselcilie, dalizm ilkesinin artakalan bir
biimi de katlmaktadr; geri gl yapay zeka, zihin sz konusu olunca,
beynin nemli olmad dalist varsaymla anlam kazanmaktadr. Gl
yapay zekada (ve ilevselcilikte) nemli olan programlardr ve programlar
makinelerdeki gerekletirmelerinden bamszdrlar. Yapay zeka asn
dan, ayn program, bir elektronik makine, Kartezyen bir zihinsel madde
ya da Hegelci bir dnya ruhu tarafndan gerekletirilebilir. Bu konular
tartrken yaptm en artc keif, yapay zeka alanlannn ounun,
insana ait gerek zihinsel olgularn, gerek insan beyninin gerek fiziksel
kimyasal zelliklerine dayand fikrim karsnda adeta ok geirmeleriydi.
Ama bir an dnrseniz, armamam gerektiini anlarsnz nk da
lizm ilkesini kabul etmediiniz srece, gl yapay zeka projesinin hibir
ans yoktur. Bu projenin hedefi, zihinsel olgulan programlar tasariayarak
yeniden retmek ve aklamaktr ama zihin yalnzca kavramsal deil, de
neysel olarak da beyinden bamsz olmad takdirde, bu projeyi yrte
mezsiniz nk program her trl gereklemeden bamszdr. Zihnin kav
ramsal ve deneysel olarak beyinden aynlabileceine inanmadnz srece
358 Akln G'z

-dalizm ilkesinin en gl biimi- programlar yazp ileterek zihinsel olgu


lar yeniden retmeyi umut edemezsiniz; nk programlar beyinlerden ya
da her trl rnekleme biiminden bamsz olmak zorundadr. Eer zihin
sel ilemler, biimsel simgeler zerinde gerekleen biliimsel ilemlerden
oluuyorsa, beyinle balantl olmamalar gerekir. Aralarndaki tek balant,
beynin, program rnekleme kapasitesine sahip sonsuz saydaki makine tip
lerinden biri olmasdr. Dalizmin bu biimi, iki tip madde bulunduunu
ileri sren geleneksel Kartezyen gr deildir. Ama, zihnin zihinselliinin,
beynin gerek zellikleriyle ikin bir balants bulunmadn ileri srmesi
asndan Kartezyen saylr. Yapay zeka literatr, "dalizm"e kar, hiddet
li eletirilerle dolu olduundan, bu grn altnda yatan dalizm bizlerden
gizlenmektedir. Yazariann farknda olmad ey ise, kendi konumlannn
dalizmin gl bir eitiernesini nceden varsaymasdr.
"Bir makine dnebilir mi?" Benim grm yalnzca bir makinenin,
yani beyinierin ve beyinlerle ayn nedensel glere sahip ok zel tipte ma
kinelerin dnebildii ynndedir. Gl yapay zekann bize dnme
konusunda ok az ey sylemesinin nedeni ise, makineler hakknda sy
leyecek hibir eyi olmamasdr. Kendi tanrnma gre, yapay zeka yalnz
ca programlar hakkndadr ve programlar da makine deildir. Ne de olsa
amallk biyolojik bir olgudur ve tpk emzirme, fotosentez ya da dier bi
yolojik olgular kadar, kkeninin zel biyokimyasna nedensel olarak ba
mldr. St salglama ya da fotosentezin biimsel dzenlerinin bilgisayar
simlasyonunda st ve eker retebileceimizi hi kimse varsaymaz ama
konu zihin olunca, ou insan , alttaki derin ve sregelen dalizm nedeniy
le, byle bir mucizeye inanmaya isteklidir. Genelde zihnin biimsel sre
lere ait bir konu olduunu, st ve ekerden farkl olarak, belirli maddesel
nedenlerden bamsz bulunduunu varsayarlar.
Bu dalizmi savunurken, ou zaman, beynin dijital bir bilgisayar (ilk
bilgisayarlara zaten 'elektronik beyin' ad verilmiti) olduu umudu ifade
edilmektedir. Ama bunun yaran olmaz. Elbette beyin dijital bir bilgisayar
dr. Her ey dijital bilgisayar olduuna gre beyin de yledir. nemli olan
nokta, beynin amallk retmedeki nedensel kapasitesinin, bir bilgisayar
programn rneklemesine bal olamaz; nk bir eyin, istediiniz her
hangi bir program rnekleyebilmesi ve buna karn hibir zihinsel duruma
sahip olmamas mmkndr. Amallk retmek iin beynin yapt ey
her neyse, bir program rneklerneye bal deildir; nk hibir program
kendi bana amallk iin yeterli deildir.*

* Yapay zeka konusundaki bilgisizliimi yennem iin gsterdikleri sabr ve bu


konulan benimle tarttklan iin ok sayda kiiye minnettanm. zellikle Ned
Block, Hubert Dreyfus, John Haugeland, Roger Schank, Robert Wilensky ve Terry
Winograd'a teekkr borluyum .
90-----

Bu yaznn orijinali eitli insanlardan gelen yirmi sekiz yantla birlikte ya


ynland. Bu yantlarn ou harika yorumlar ieriyor ama hepsini yayn
lamak hem bu kitaba ok fazla gelecektir hem de bazlan ok fazla teknik
bilgi iermektedir. Searle'n makalesinin en iyi ynlerinden birisi, yapay
zeka, nroloji, felsefe ya da bunlarla balantl dier bilim dallannda zel
eitim almam birinin bile ok kolayca anlayabilmesidir.
Bizim konumumuz Searle'nkine karttr, ama Searle'de ok gzel
konuan bir rakip buluyoruz. leri srd tm noktalan rtmeye kal
kmak yerine, bu kitabn geri kalannda, birka tanesinin zerinde odak
lanacaz ve dier noktalara kar yantlanmz tartmalanmzn iinde gizli
olacaktr.
Searle'n yazs zekice hazrlanm 'ince odas dnme deneyi'ne da
yanmaktadr. Bu deneyde, okurlann, ok zeki bir yapay zeka programnn
ince ykler okuyup yantlarken tpk bir insan gibi davranmas ve bylece
Turing testini baanyla gemesini salayan admlar dizisini eliyle yrten
bir insanla kendilerini zdeletirmeleri istenmektedir. Sizce Searle, bir in
sann bunu yapabilmesinin herhangi bir anlam olduunu ima ederek son
derece ciddi ve temel bir yanl temsil hatasna dmektedir. Bu imgeyi
alnca okurlar istemeden de olsa, zeka ile simge maniplasyonu arasndaki
ilikiye dair son derece gerekd ve olanaksz bir dneeye doru ekil
mektedir.
Searle'n uyandrmak istedii yanlsama (doal olarak bunu bir ya
nlsama gibi grmemektedir!) , okurlann farkl kavramsal dzeylerdeki iki
sistemin detaylan arasndaki byk fark grmezden gelmelerine dayan
maktadr. Bunu bir kez baannca gerisi ok kolay olacaktr. Balangta,
Searle eliyle, var olan bir yapay zeka programnn snrl bir biimde, snrl
alanlarda soru yantiayaca simlasyonu gerekletirirken, okurlar onun
la zdelemeye anlmaktadr. Bir insann bunu ya da u anda var olan
bir yapay zeka programn eliyle simle etmesi -yani bir bilgisayann yapt
aynntlar dzeyinde adm adm gerekletirmesi- haftalar, aylar deilse
bile gnler sren youn ve skc bir ilem gerektirecektir. Ne var ki, Searle
deneyimli bir sihirbaz gibi okurlann dikkatini datarak, buna iaret etme
mekte ve okurlann dikkatini, Turing testini geen varsaymsal bir programa
ekrnektedir! u anda zerinde hi durmadan birok beceri dzeyini atlayp
gemi bulunmaktadr. Okurlar bir kez daha ince 'anlamama duygusunu'
360 Akln G'zl

hissedebiirnek iin kendilerini adm adm bu sirnlasyonu yapan kiinin ye


rine koymaya davet edilmektedir. Searle'n argrnannn en kritik noktas
budur.
Bizim buna yantrnz (bir bakma Searle'n de yantnn bu olacan
gstereceiz) temelde "Sistemler Yant" biiminde olacaktr: Anlamay (rast
gele) canl bir sirnlatre yklernek yanltr; daha ok, Searle'n rahata
'birka kat' olarak adlandrd eyleri de ieren sisternin tmne aittir.
Dnlrneden yaplm bu yorum, Searle'n grnn dururnun gerek
lerine kar onu nasl kr ettiini gsteriyor. klidyen olmayan geornetriyi
isterneden kefeden Gerolarno Saccheri, nasl bundan nefret edip, yaratt
eye hi sahip krnarnsa, dnen bir bilgisayar da John Searle'e o ka
dar anlamsz geliyor. 1 7001erin sonu, alternatif geornetrilerin neden olduu
kavramsal genilerneyi insanlarn kabul etmesi iin henz ok erkendi. Ne
var ki, yaklak elli yl sonra, klidyen olmayan geometri tekrar kefedildi
ve zaman iinde kabul edildi.
Eer yaratlabilirse, belki de 'yapay arnallk' iin de ayn ey olacak
tr. Turing testini baanyla geen bir prograrn ortaya kanlsa bile, her
halde Searle onun gcne ve derinliine hayran kalmak yerine, 'beynin
muhteem nedensel glerine' (bunlar her neyse) sahip olmadnda srar
etmeyi srdrecektir. Bu fikrin bo olduunu gsterrnek iin Searle'e ver
dii yantta Zenon Pylyshyn, aslnda Zuboffun 'Bir Beynin yks' (Blm
1 2) adl yksn antran yazsyla Searle'n grn doru olarak
karakterize etmeye almtr:

Eer beyninizdeki hcreler, says gitgide artan, yerini ald her birimin girdi
kt fonksiyonunu ayn biimde yrtmek zere programlanm entegre dev
re ipieriyle deitirilirse, siz herhalde tpk bugnk gibi konumay sr
drrsunz ama bir sre sonra sylediklerinizin hibir anlam kalmamaya
balar. Biz dardan gzlemciler iin szck olarak adlandracaklarmz, sizin
iin, devrelerin karmamza neden olduu belirli sesler biimini alacaktr.

Searle'n konumunun zayfl, gerek anlarnn -ya da gerek 'sizin'- bu


sisternden ne zaman yok olacana dair bir aklama getirmiyor olmasdr.
Yalnzca, baz sistemlerin kendi "nedense! gleri" sayesinde arnall ol
duu ve bazlannn olmad konusunda srar ediyor. Bu glerin nelere
atfedilecei konusunda kararszlk gsteriyor. Bazen beyin "bu gerekli rnal
zerneye" sahipmi gibi grnyor, bazen de baka bir eymi gibi grn
yor. O anda hangisi uygun geliyorsa, oymu gibi duruyor; imdi "biimi"
"ierikten" kaygan bir temel aynyor, imdi ise baka bir temel szdizimini
anlambilirnden aynyar vs.
Sistemler-Yant yanllanna, Searle, odadaki insann (bundan byle
'Searle'n eytan' adn vereceiz) 'birka kat paras' zerindekileri ez
berlernesinin yeterli olaca grn neriyor. Sanki bir insann bunu ya-
Zilinler, Beyinler ve Programlar 36 1

pabileceini hayal etmek kolayrn gibi. 'Birka kat parasnn' zerindeki


prograrn ise, Turing testini geebilrne becerisi sayesinde, yazl malzernelere
tpk bir insan gibi yant verme yetenei kadar ileri dzeyde bireyin zihni
ni ve karakterini kapsyor. Herhangi bir insan baka bir insann zihninin
tanmn tmyle 'yutabilir' mi? Biz yazl bir paragraf bile ezberlernekte
zorlanyoruz; ama Searle, eytan, zeri soyut sirngelerle kapl milyarlarca
deilse bile milyonlarca kad ezberlerken hayal edebiliyor. stelik eytan
tm bu bilgilere sahip olduktan sonra ne zaman gereksinim duysa hibir
sorun yaamadan anrnsayabiliyor. Senaryonun bu olanaksz yn, ze
rinde durutmadan betirnleniyor ve Searle'n, okurlar bir anlam olduuna
ikna etmeye alt asl argrnannn bir parasn oluturrnuyor. Tam
tersine, argrnannn en nemli ksmnda bu sorularn zerinden deinme
den geiyor, yoksa kukucu bir okur anlamann tmnn eytanda deil,
kat zerindeki rnilyarca sirngede olduunu fark edebilir. eytann canl
olmas da nemsiz -hatta yanltc- bir aynntdr, ama Searle bunun ok
nemli bir gerek olduu hatasna dmtr.
Searle'n Sistemler-Yantn kabulleniini ortaya koyarak bu sav des
tekleyebiliriz. Bunu yapabilrnek iin ncelikle Searle'n dnce deneyi
ni daha geni bir ortama yerletirmeli)iZ. zellikle Searle'n dzeneinin
birou bu kitaptaki dier metinlerde tartlan, balantl dnce deney
leri ailesinin yalnzca bir tanesi olduunu gstermek istiyoruz. Bu dn
ce deneyleri ailesinin her yesi, bir dnce-deneyi jeneratrnn 'd
me ayarlar'ndaki zel seimine baldr. Bunun amac, sizin hayalinizde,
insanlarn zihinsel aktivitelerinin hayali simlasyonlarn canlandrmaktr.
Her farkl dnce deneyi, konunun bir ynn byten ve okurlan belirli
sonulara doru iten, bir "sezgi pornpas"dr (Dennett'in terimi) . Biz be d
me gryoruz, ama baka birinin daha fazlasn grmesi de olasdr.

Dme 1 . Bu dme, simlasyon oluturulurken kullanlacak fiziksel


"malzemeyi" denetler. Ayarlan, sinir ulan ve kimyasallar; su
borulan ve su; katlar Ye zerlerinde simgeler; tuvalet katlan
ve talar; veri yaplan ve sreleri iermektedir.
Dme 2. B u dme, simlasyonun insan beynini hangi doruluk d
zeyinde taklit etmeye alacan denetler. Rasgele seilmi
bir ince aynnt dzeyine (atomlann iindeki zerrecikler) , daha
geni, hcreler ve hcre balantlan dzeyine ve hatta yapay
zek:i aratrmaclan ile bilisel bilim psikologlannn zerinde
urat kavramlar ve fikirler, temsil ve ilemler dzeyine de
ayarlanabilir.
Dme 3 . B u dme simlasyonun fiziksel boyutlann denetler. Bizim
varsaymmz, mikrominyatrletirmenin, su borulannn ya da
kat-durumdaki ipierin an bir ykse sdrmamza izin
vereceine dayanmaktadr. Tam tersine herhangi bir kimyasal
ilem de makroskobik boyutlara bytlebilir.
362 Akln G'zi

Dme 4. Bu kritik dme, simlasyonu yrten eytann yapsn ve


boyutlarn denetler. Eer normal insan llerindeyse ona
'Searle'n eytan' adn vereceiz. Eer sinir hcrelerinin iinde
ya da zerreciklerin stnde oturacak kadar minik bir yaratksa,
Searle'e verdii yantta bu kavram oluturan John Haugeland'
anarak 'Haugeland'n eytan' diyeceiz. Bu dmenin ayarlar
eytann canl olup olmayacan da saptayacaktr.
Dme 5. Bu dme eytann alma hzn denetler. eytan, istenirse,
imek hzyla (her mikrosaniyede milyonlarca operasyon) ya da
bktnc derecede yava (birka saniyede bir ilem) alabilir.

imdi, eitli dmelerin ayarlanyla oynayarak eitli dnce deneyleri


oluturabiliriz. Bir seenek Einstein'n Beyniyle Sohbet adl Blm 26'da
tanmlanan durumu ortaya karr. Baka bir seenek Searle'n ince oda
s deneyini oluturur. Bunun iin aadaki dme ayarlan gerekir:

Dme . kat ve simgeler


Dme 2: kavramlar ve fikirler
Dme 3: odann boyutlan
Dme 4: insan llerindeki eytan
Dme 5: yava alma ayar (birka saniyede bir ilem)

Bu parametrelere sahip bir simlasyonun Turing testini geebilecei var


saymna Searle'n kar kmadna dikkat edin. Onun itiraz yalnzca
bunun ne anlama geldii konusundadr.
Sonuncu parametre ise bir dme deil, deneye bak asdr. Bu skc
deneye biraz renk katalm ve simle edilen ince konuan kiinin bir kadn
olduunu ve eytaniann (eer canlysa) hep erkek olduklarn syleyelim.
imdi elimizde eytann gr as ile sistemin gr as seenekleri var.
Varsayma gre hem eytann hem de simle edilen kadnn aniayp anla
madklan ve nasl bir deneyden gemekte olduklar konusundaki grleri
ni syleme becerileri olduunu unutmayn. Yine de Searle bu deneyi yalnz
ca eytarm bak asndan grmemiz konusunda srarldr. Simle edilen
kadnn anladklar hakkndaki iddialar ne olursa olsun (elbette ince ola
rak) , onun iddialarna kulak asmayp simge maniplasyonunu gerekleti
ren ierdeki eytana dikkat etmemiz gerektiini sylyor. Searle, aslnda iki
deil bir tek bak as olduunda srar ediyor. Eer Searle'n bu deneyi
tanmlama biimini kabul edersek, bu iddiann byk bir sezgisel ekicilii
var nk bizim boyutlarmzdaki eytan bizimle ayn dili konutuu gibi
yaklak bizim hzmzda alyor ve buna karlk yantlar (eer ansly
sak) yz ylda bir adet hznda gelen ve anlamsz ekiller olan bir 'kadnla'
kendimizi zdeletirmemiz ok zor olacaktr.
Eer baz dme ayarlarn deitirirsek, bak asn da kolayca de
itirebiliriz. zellikle Haugeland'n yant, dmelerin aadaki gibi ayar-
Zilinler, Beyinler ve Programlar 363

lanmasn ieriyor:

Dme : sinir hcreleri ve kimyasallar


Dme 2 : sinir hcresi atelernesi dzeyi
Dme 3: beyin boyutlar
Dme 4: minicik bir eytan
Dme 5: inanlmaz derecede hzl bir eytan

Haugeland unu hayalimizde canlandrmamz istiyor: Gerek bir ka


dnn beyni ne yazk ki kusurludur. Artk bir sinir hcresinden dierine
nro-iletkenler gnderememektedir. Ne var ki, bu beynin iinde Bagueland 'n
inanlmaz hzl, minicik eytan bulunuyor ve her bir hcrenin komu hc
reye nro-iletken gnderecei zaman ie kanabiliyor. Bu eytan bir son
raki sinir hcresinin en uygun balant noktasn gerek nro-iletkenden
ayrt edilmez bir biimde 'gdklyor'. stelik H-eytan ylesine hzl ki, sa
niyenin trilyonda bir sresinde asla gecikmeden bir balant noktasndan
tekine zplayabiliyor. Bu ekilde kadnn beyni salkl olduu takdirde
alaca gibi alabiliyor. Haugeland imdi Searle'e soruyor: Acaba ka
dn hala dnyor mu, yani amall var m, yoksa Turing'in aktard
Profesr Jefferson'un szlerini anmsarsak, acaba yalnzca 'yapay sinyaller'
mi gnderiyor?
Searle'n bizi eytan dinlemeye ve kendimizi onunla zdeletirip, sonra
da kadn dinleyip onunla kendimizi zdeletirmek olan Sistem Yant'ndan
kanmamz iin srar edeceini dnebilirsiniz. Ama Haugeland'a verdii
yantla Searle bizi artyor. Bu kez kadna kulak vermeyi seiyor ve bizlere
"Aptallar! Onu dinlemeyin! O, her hareketi benim gdklamamla ve arasnda
dolandm sinir hcrelerine yklenen programla gerekleen bir kukladr!"
diye seslenen minik eytana aldn etmiyor. Yani Searle H-eytann uyan
c lkianna kulak asmyor. "Kadnn sinir hcreleri hala doru nedensel
glere sahip; yalnzca eytann biraz yardm gerekiyor," diyor.
Searle'n ilk dzenlemesiyle deitiritmi olan bu dzenleme arasnda
bir haritalama yapabiliriz. "Birka para kadn" karl imdi kadnn
beynindeki balant noktalan oluyor. Bu "birka para kadn" zerindeki
yapay zeka programnn karl da kadnn beyninin tm biimlenmesi
oluyor; sonuta eytana hangi balant noktalann ne zaman gdklamas
gerektiini syleyen bir reete ortaya kyor. Katlarn zerine "anlamsz
ince ekilleri" yazmann karl kadnn beynindeki balant noktalarn
gdklama ilemi oluyor. Bu dzeni olduu gibi alp dmelerle boyut ve
hz deitirdiimizi varsayalm. Kadnn beynini Dnya boyutuna getirir
sek, eytan da "bizim boyutumuzda" olacaktr, yani minik H -eytan yerine
S-eytan oluacaktr. Ayrca eytann mikrosaniyelerde bu beynin iinde
binlerce kilometre dolamasn yavalatp biz insanlara uygun bir hza indi
reJim. imdi Searle bizim hangi dzeyle kendimizi zdeletirmemizi istiyor
364 Akln G'zl

acaba? Yorum yapmayacaz, ama eer bir nceki olguda Sistemler-Yant


zorunluysa, bu olguda da zorunlu olmas gerekir gibi grnyor.
Searle'n dnce deneyinin bir dili anlamann ne demek olduu so
rusunu ortaya attn itiraf etmek gerekir. Biraz bu noktann zerinde dur
mak istiyoruz. u soruyu dnn: "Bir dili gerekten anlamak iin, o dilin
yazl ya da szl simgelerini maniple etmek iin nasl bir yetenek gere
kir?" ngilizceyi taklit eden papaanlar ngilizce anlamaz. Telefonun saat
servisinde, srekli olarak saati bildiren kayt edilmi kadn sesi ngilizceyi
anlayan bir sistemin szcs deildir. Bu sesin ardnda bir mantk yoktur;
zihinsel maddesinden syrlmtr ama yine de insan andran bir nitelii
vardr. Belki de bir ocuk herhangi bir insann bylesine skc bir meslei
byle gvenilir bir biimde nasl srdrdn merak edebilir. Bu merak
bizi elendirir. Elbette bu kadn sesi Turing testini geebilecek esnek bir
yapay zeka programyla ynetilseydi konu bambaka olacakt!
in'de bir snfa ders verdiinizi dnn. Dncelerinizi ngilizce
olarak formle ettiinizi ve son andaki deitirme kurallann uygulayarak
(gerekte bunlar son saniye kurallan olacaktr) ngilizce dncelerinizi a
znz ve ses tellerinizi garip, "anlamsz" biimde hareket ettirecek talimatla
ra evirdiinizi ve her eye karn rencilerinizin sizin performansnzdan
memnun olduklann dnn. rencileriniz ellerini kaldnnca sizin iin
anlam olmayan egzotik sesler kanyorlar, ama siz bunlarn altndaki ngi
lizce anlamlan ortaya karmak iin tekrar deitirme kurallanna sahipsiniz
ve derhal uyguluyorsunuz . . . Gerekten ince konutuunuzu mu dnr
snz? in mantn biraz olsun zmlediinizi mi hissedersiniz? Ya da
gerekten bu durumu hayal edebilir misiniz? Sizce gereki mi? Bir insan
bu yntemi kullanarak herhangi bir yabanc dilde konuabilir mi?
Genel olarak sylenen ey, "ince dnmeyi renmek zorundasnz,"
biimindedir. Ama bunun iinde neler vardr? Byle bir deneyim yaam
olan herkes u tanm tanyacaktr: kinci dilin sesleri bir sre sonra "duyul
maz" olur, pencerenin kendisini grmek yerine iinden danya bakp man
zaray grr gibi, sesleri duymak yerine ardnda yatanlan duyarsnz. Elbet
te aba gsterirseniz, pencerenin erevesine bakabileceiniz gibi, tandk
bir dili yalnzca saf, yorumlanmam sesler olarak da duyabilirsiniz. Ama
her eye ayn anda sahip olamazsnz: Sesleri hem anlamlanyla birlikte hem
de anlamlan olmakszn duyamazsnz. Yani insanlar ou zaman anlamlan
duyar. Sesi houna gittiinden yeni bir dil renen bir insan iin bu durum
hayal kncdr ama bu sesleri karabilme ustal hi kimse safa dinle
mese bile ok gzel bir deneyimdir. (Bu analizi mzik dinleme konusuna
uygulamak ok ilgin olabilir; sesleri duymakla seslerin "anlamn" duymak
arasndaki fark daha az anlalr, ama yine de ok gerek gibi grnr.)
kinci dili renmek kiinin anadilini amasn gerektirir. Yeni dili d
ncelerin olutuu ortama kartrmak gerekir. Dnceler kiinin ana-
Zihinler, Beyinler ve Programlar 365

dilinde olduu gibi kolayca ikinci dilde de ortaya kabilmelidir. Yeni re


nilen dilin alkanlklannn adm adm nasl aaya inip sinir hcrelerince
zmsendii halen byk bir gizdir. Ama kesin olan ey, dilde ustalama
nn 'ngilizce alt sisteminizin' sizin iin bir kurallar program hazrlamasn
ve yeni dille anlamsz sesler ve iaretler olarak baa knanz salamasn
iermediidir. Her naslsa yeni dil, tpk anadilinizin olduu gibi, sizin isel
kendini adiandrma sisteminize -sizin kavramlar, imgeler ve benzerlerin
den oluan repertuvarnza- kanacaktr. Bunu dnebilmek iin kiinin,
gl bir bilgisayar-bilimi kavram olan uygulama dzeyleri kavram ze
rinde ak bir fikir gelitirmesi gerekir.
Bilgisayar bilimcileri bir sistemin bir baka sistemi "taklit etmesi" fik
rine alkndrlar. Daha dorusu bu fikir, Alan Turing'in 1 936'da kantlad
teoremden gelmektedir: Herhangi bir genel amal dijital bilgisayar, baka
bir genel amal dijital bilgisayann yerini alabilir ve dandaki dnya iin
aradaki tek fark alma hz olur. "Taklit etmek" fiili bir bilgisayann dieri
ni simle etmesi iin aynimtr ve "simle etmek" fiili ise frtnalar, nfus
erileri, ulusal seimler ve hatta bilgisayar kullanclan gibi olgularn mo
dellerini oluturmak iin kullanlr.
Aralarndaki en byk fark, simlasyonun sz konusu olgu modelinin
yapsna bal olarak yaklak oluu ve buna karlk taklit etmenin tmy
le ayn oluudur. ylesine ayndr ki mein bir Sigma-5 bilgisayar, daha
farkl yapda, diyelim bir DEC PDP- 1 0 bilgisayan taklit ettii zaman , kul
lananlar gerek bir DEC kullanmadklarn fark etmezler. Bir yapnn bir
bakasnn mimarisine katlmas 'sanal makine' tanmnn ortaya kmas
na, bu durumda bir sanal DEC- 1 0 bilgisayann ortaya kmasna yol aar.
Her sanal makinenin altnda her zaman baka bir makine vardr. Ayn tip
bir makine olabilecei gibi baka bir sanal makine bile olabilir. Andrew
Tanenbaum Structured Computer Organization adl yaptnda, sanal maki
neler fikrini kullanarak byk bilgisayar sistemlerini aklarken, birbirinin
zerine uygulanm bir dizi sanal makine olduu ve en altta elbette gerek
bir makine bulunduunu sylemektedir! Yine de dzeyler birbirinden, tpk
Searle'n eytannn bir paras olduu inli ile konumasnn engellen
mesi gibi, adeta su geirmez biimde ayrlmtr. (Searle'n eytan ince
bilmediinden aralarnda nasl bir konuma geeceini , bir evirmenin bu
lunduunu varsayarak dnmek olduka ilgintir. }
Teoride i ki dzeyin birbiriyle iletiim kurmas olasdr ama geleneksel
olarak bu ilem kt bir durum sayldndan, dzeyler aras iletiim yasak
lanmtr. Ne var ki bu yasak meyve -iki uygulama dzeyinin birbirine gei
mesi- insan 'sistemi' ikinci dili renirken gereklemektedir. kinci dil bir
cins yazlm paraziti olarak birincinin zerinde almak yerine donanma
temel olarak (ya da yaklak} yerlemektedir. Her naslsa ikinci dilin zm
sennesi kiinin 'makinesinde' derin deiiklikler ortaya karmaktadr; si-
366 Akln G'z

nir hcreleri atelemesinde geni apl, tutarl deiikler oluarak daha st


dzey simgelerin birbirini tetiklemesinde yeni yollar oluturmaktadr.
Bunu bir bilgisayar sisteminde gerekletirmek iin, daha st dzey bir
programn, kendi programn altran 'eytann' iinde baz deiiklikler
yaratmas gerekir. Bu bilgisayar biliminde bugnk tmyle dikey, birbi
rinden ayrlm dzeyler uygulamaya tmyle yabancdr. Daha-st dze
yin geri dnp daha alt dzeyleri -kendi temelini- etkilernesi bizce bilincin
zne ok yakn olan bir cins sihirbazlk hilesidir. Belki gnn birinde bilgi
sayar tasarmnda daha fazla esneklii salayacak ilerlemenin kilit noktas
ve elbette yapay zeka yolunda bir ilerleme olduunu kantlayacaktr. zel
likle "anlamann" ne olduu sorusuna verilecek doyurucu bir yant, hi ku
kusuz simge-maniplasyonu sisteminde farkl dzeyierin birbirine dayan
ma ve birbirini etkileme yollarnn daha kusursuz nitelendirilmesi olacaktr.
Her eyi hesaba kattktan sonra bile, bu kavramlar uucu olduklann kant
lamtr ve onlan aka anlamann yollan henz ok uzaklardadr.
Dzeyierin bylesine akl kantrc bir biimde tartlmas sonucu,
belki de "dzey" szcnn anlamn merak etmeye baladnz. Son dere
ce zor bir soru. Searle'n eytan ve ince-konuan kadn rneinde oldu
u gibi dzeyler birbirinden tmyle ayn bulununca, durum aktr. Ama
birbirine karmaya balaynca dikkatli olun! Searle belki kendi dnce
deneyinde iki dzey bulunduunu itiraf ediyor ama iki gr as -duyula
ra sahip ve "deneyim geiren" iki gerek varlk- bulunduunu itiraf etmeye
yanamyor. Bir kez baz biliimsel sistemlerin deneyimleri olabileceini iti
raf ettiimizde, bunun Pandora'nn kutusu olacandan ve birdenbire "zih
nin her yere yaylacandan"; midelerin kazntsnda, karacierlerde, araba
motorlarnda vs. bulunabileceinden kayglanyor.
Searle, kii dikkatle inceler ve sistemi bir yapay zeka programnn ba
langc olarak tanmlayabilirse bir ekilde her sisteme inan ve duygu at
fedilebileceine inanyor gibi grnyor. Bunun ruhsal btncle giden
yolu aacak huzursuz edici bir fikir olduu kolayca anlalyor. Zaten Sear
le, yapay zeka zerinde alanlarn, farknda olmadan dnyaya ruhsalb
tnclk vizyonuyla baktklanna inanyor.
Kendi hazrlad tuzaktan Searle'n ka, zihni her yerde grmeye
balaynca, cansz cisimlerde kefedeceiniz "inan" ve "duygularn" gerek
deil "sahte" olduunu sylemesinde yatyor. Bunlarn amall yoktur!
Beynin nedensel glerine sahip deiller! (Elbette Searle bu kavramlarla,
"ruhun" dalizm kavramn birbirine kantrmamalan iin bakalarn
uyanyor.)
Bizim ka yolumuz ise bu tuzan varln yadsmaktr. Zihni her
yerde grmek hataldr. Nasl araba motorlarnda ve karacierlerde beyin
yoksa, zihin de yoktur diyoruz.
Bu noktay biraz amak yararl olacaktr. Eer dnme srecinin
Zihinler, Beyinler ve Programlar 367

karmakln kaznan bir midede grebilirseniz, karbonatl bir iecein


baloncuklannn dzeninde Chopin'in Mi Minr Piyano Kone rtosu'nun if
resini grmekten sizi kim alkoyabilir? Acaba svire peynirierindeki delik
ler Amerikan tarihinin ifresi olabilir mi? Elbette olabilir - stelik hem n
gilizce hem de ince olarak. Ne de olsa, her ey her yerde yazldr! Bach'n
2 numaral Brandenburg konertosu, HamJet'in yapsnda ifrelenmitir
ve HamJet de (tabii eer okumasn bilirseniz) silip sprdnz doum
gn pastasnn son diliminde bulunmaktadr.
Bu rneklerin hepsinde sorun ne okumak istediinizi nceden bilme
den ifreyi belirlemektir. Aksi takdirde deneyimler yoluyla renilen rasgele
yaplanm bir ifreyle herhangi bir insann zihinsel aktivitesini bir beysbol
mandan ya da bir yapran yapsndan karabilirsiniz. Ama bu, bilim
deildir.
Elbette zihinler gelimenin eitli derecelerine sahiptir ama zihin de
meye deer zihinler yalnzca gelimi temsil sistemlerinin bulunduu yer
lerde bulunur ve zaman iinde deimeyen bir haritalama, hibir zaman bir
araba motorunda ya da bir karacierde kendini gneelleyen bir temsil siste
mi ortaya karmayacaktr. Tpk insanlarn Piramitlerin ya da Stonehenge
kalntlarnn yapsndan, Bach'n mziinden, Shakespeare'in oyunlann
dan farkl anlamlar karmas gibi, bir araba motorunun homurtusundan
zihinsellik okunabilir; ama bunlar yarumcunun arzularna uygun gelecek
biimde esnetilebilen, ekillendirilebilen, uyduruk, saylarn gizemine da
yal oyunlardan baka bir ey deildir. Searle'n niyetinin (bizim grd
mz niyetinin) bu olduundan kukuluyuz.
Zihinler yalnzca beyinlerde bulunur ve bir gn belki programlanm
makinelerde de bulunacaktr. Eer byle makineler ortaya karsa, o za
man nedensel gleri retildikleri maddelere deil, tasarmiarna ve onlar
altran programlara dayal olacaktr. Bizler de onlarn nedensel gleri
olduunu, ancak onlarla konuarak ve syleyeceklerini dikkatle dinleyerek
anlayabileceiz.
D. R. H .
23

RAYMOND M . SMULLYAN

TALHSZ BR DALST*

Bir zamanlar bir dalist vard. Zihin ve maddenin ayr eyler olduuna
inanrd. Nasl etkileim gsterdiklerini bilmiyormu gibi davranr, yaamn
"gizemlerinden" biri olarak grrd. Ama zihin ile maddenin ok ayr eyler
olduundan emindi.
Ne yazk ki, bu dalist dayanlmayacak kadar ac veren bir yaam s
ryordu. Bunun nedeni felsefi inanlar deildi, farkl nedenleri vard. Ya
amnn sonuna dek huzur bulamayacann kusursuz deneysel kantlan
vard elinde. lmekten baka hibir eyin zlemini ekmiyordu. Ama baz
nedenlerle intihar etmekten kanyordu: ( 1 ) lmyle bakalanna ac ver
mek istemiyordu; (2) intiharn ahlaki adan yanl olmasndan korkuyor
du; (3) lmden sonra yaam olabileceinden ve sonsuz cezaya arptnlma
riskinden ekiniyordu. Yani bizim zavall dalist ok aresizdi.
Derken u mucize ila kefedildi! Hac alan kiinin ruhu ya da zihni
tmyle iptal oluyor, ama bedeni tpk eskisi gibi almasn srryor
du . Hac alan kiide gzlemlenecek bir deiim olmuyordu; beden sanki
hala bir ruhu varm gibi davrannay srdryordu . Kendisi aklamad
takdirde en yakn dostlar bile ilac aldn anlamyorlard.
Hkesel olarak byle bir ilacn olanakszlna inanyor musunuz? Eer
olabileceini varsayyorsanz, alr mydnz? Bunu ahlakd olarak m g
rrdnz? Kitab Mukaddes 'te byle bir ilacn kullanlmasn yasaklayan
bir ey var m? Nasl olsa ilac alan kiinin bedeni dnyadaki sorumluluk
larn yerine getirmeyi srdryor. Baka bir soru: Einizin bu ilac aldn
ve sizin bunu bildiinizi varsayalm. Onun artk bir ruha sahip olmadn
biliyorsunuz ama o, sanki ruhu varm gibi davrannay srdryor. Eini
ze olan sevginiz azalr m?

* "An Unfortunate Dualist". Raymond M. Smullyan'n This Book Needs No Title ki


tabndan alnmtr.
Talihsiz Bir Drlalist 369

ykroze geri dnersek, bizim dalist elbette ok mutlu olmutu!


Artk sregelen itirazlara maruz kalmadan kendini (yani ruhunu) iptal ede
bilirdi. Bylece "Yann sabah eczaneye gidip ilac alacam. Sonunda stra
bm bitecek!" diyerek uzun yllardan beri ilk kez yatana mutlulukla girdi
ve huzur iinde uykuya dald.
Tam bu noktada garip bir ey oldu. Bu ilacn varln ve dalistin ne
kadar ac ektiini bilen bir dostu onun strabna son vermek istedi. Gece
yans gizlice dalistin evine girip, o derin uykudayken ilac damanna zerk
etti. Ertesi sabah dalistin bedeni uyand -gerekten artk ruhu yoktu- ve
ilk yapt i eczaneye gidip ilac almak oldu. Hac alp eve geldi ve yutma
dan nce "Artk kurtulacam," dedi. Sonra il ac ald ve ie yaramas iin
gerekli olan sreyi bekledi. Srenin sonunda fkeyle bard: "Lanet olsun,
bu nesne hibir ie yaramyor! Benim hiila bir ruhum var ve her zamanki
gibi ac ekiyorum!"
Btn bunlar dalizmin birazck yanll olduunu gstermiyor
mu?
90-----

O Seigneur, s 'il y a un Seigneur, sauvez mon ame, si j'ai une ame.

Tanrm, eer bir tanr varsa, ruhumu kurtar, eer benim bir ruhum varsa.

Ernest Renan
priere d'un sceptique JBir Kukucunun Duasl

Smullyan, Searle'n ileri srdklerine amall ldren bir ilala kkrtc


bir karlk veriyor. Ac ekenin ruhu iptal ediliyor, ama dardan bakanlar
iin ac ekme hi dinmeden sryor. Ya isel 'Ben' ne oluyor? Smullyan
kendi duygular konusunda kukuya yer brakmyor.
Bu kk yknn ana noktas byle bir ilacn mantk asndan sama
ldr. Ama niin samadr? Niin ruh bedenden aynlp geriye, ruhsuz, duy
gusuz, ama yaamay srdren, normal gibi grnen bir varlk brakmyor?
Ruh, ilkeler ile zerreler arasndaki algsal olarak almayacak bir uuru
mu temsil ediyor. Aradaki dzeyierin says o kadar ok ve o kadar bulank
ki, biz her insanda bir ruh grmekle kalmayp, grmemizi de asla engelleye
miyoruz. Her bireyin o kolay anialamayan ama karakteristik olan tarzna,
biz "ruh" adn veriyoruz. Baka bir deyile, ruhunuz sizin nasl olduunuzu
ve bylelikle kim olduunuzu saptayan 'sktnlamayan znz'dr. Ama
bu sktnlamayan z, bir ahlak ilkeleri dizisi ya da kiilik zellikleri mi yok
sa fiziksel tanmlarla; beyin dilinde konuabileceimiz bir ey midir?
Beynin sinir hcreleri yalnzca, hem zamanda hem de uzarnda "lokal"
olan drtlere yant verir. Her an ("Non Serviam" adl blmn Dnceler
ksmndaki Yaam Oyunu'nda tanmland gibi) komu sinir hcrelerinin
etkileri bir araya toplanr ve sz konusu olan sinir hcresi ya ateler ya da
atelemez. Ne var ki, bir ekilde bu "lokal" davranlarn tm bir araya ge
lip Byk Tarz oluturur, yani insan davranlan dzeyinde grlen, uzun
vadeli hedefleri, idealleri, ilgi alanlarn, zevkleri, umutlan, korkulan, ahlaki
fikirleri vs. kapsayan "kresel" ilkeler dizisini oluturur. Bu uzun vadeli k
resel niteliklerin, sinir hcrelerine yle bir biimde ifrelenmesi gerekir ki,
hcre atelemeleri sonunda, uygun kresel davranlar ortaya kabilsin.
Biz buna kreselin lokale "dzlenmesi" ya da "sktnlmas" adn veriyo
ruz. ok sayda uzun vadeli, st dzey hedefin, milyarlarca sinir hcresinin
birleim yapsna ifrelenmesi, evrim aacndaki milyonlarca atalarmz ta
rafndan , ksmen bizim admza gerekletirilmitir. Yalnzca sa kalanlara
deil, yok olup gidenlere de borluyuz; nk evrimin her aamasnda oklu
Talihsiz Bir Dalist 37 1

daHanmalar bir insan kadar kannak bir canlnn olumas iin mucizeler
yaratmtr.
Yeni domu bir buza gibi daha basit bir hayvan dnn. Bir sa
atlik buza yalnzca grp yrmekle kalmaz, igdsel olarak insanlar
dan da kaar. Bu davranlar ok eski kaynaklardan gelmektedir; nk
bu tip davran genleri bulunan "Prototp inekler"in sa kalm yzdesi daha
yksekti. Bu davranlar dier milyonlarca baarl uygulama gibi byk
ba hayvanlarn genlerine ifretenrnek zere sinir hcreleri dzenine 'dz
lenmitir' ve imdi retim bandndan kan her buza iin hazr unsurlar
biimini almtr. Kendi bana baklnca inek genleri ya da insan genleri
neredeyse hi aklanamayacak mucizeler gibi grnr. Molekler dzenle
re ok fazla tarih sktnlmtr. Bu mucizeyi zebitmek iin geriye doru
gidip evrim aacn, yalnzca sa kalan daltarla snrlandrmadan yeniden
yaratmak zorundasnz! Ama tek bir inee bakarken atalannn baarl ya
da baarsz soy aacn grmediimizden, beyin yapsna sktnlm uzun
vadeli amalar, hedeflerini grp aknla uruyoruz. zellikle kafasnn
iindeki milyonlarca amasz lokal sinir hcresi atelemesinin bir araya ge
lip tutarl, erekli bir tarz oluturmasn ya da bir inein ruhunu yaratmasn
hayal ederken aknlmz biraz daha artyor.
Buna karlk insanlarda zihin ve karakter doumdan sonra yllarca
ekilienmeyi srdryor ve bu uzun zaman sresinde sinir hcreleri, ev
reden aldklar geri iletimleri zmseyerek, bir dizi tarz yaratacak ekilde
yeniden ekil alyorlar. ocukluk dneminde alnan dersler bilinalt ate
leme dzenlerine sktnlyor ve bu minik renilmi sinir hcresi dzenle
ri, genlere ifretenmi dier minik hcre dzenleriyle birlikte hareket edin
ce, bir insan gzlemci olarak bir tek byk dzen ya da bir insann ruhunu
gryoruz. Bu nedenle "ruhu ldrp" davran biimlerini deitirmeden
brakan ila fikri hibir anlam iermiyor.
Elbette bask altnda kalnca insan ruhu -ilkeler dizisi- ksmen kv
nlabiliyor. 'Sktnlamaz' gibi grnen ey aslnda a gzlle, hrete,
kibre, kokumulua, korkuya, ikenceye boyun eiveriyor. Bu ekilde bir
"ruh" bozulabilir. Orwell'in 1 984 adl roman, ruhun bozulmasnn meka
niini ok canl betimliyor. Kltler ya da terrist gruplar tarafndan uzun
sreler tutsak edilip beyinleri ykanan kiiler, yllar boyunca sinir hcrele
rine byk bir zenle sktnlm olan drtlerin kresel tutarln yitire
biliyorlar. Yine de dehet verici, korkun dnemlerden sonra bile, en iteki
ze ya da merkezdeki ruhun 'dinlenme pozisyonuna' geri dnme eilimi ya
da dayankll grlebiliyor. Bu duruma 'ruhun i dengesinin uyumu' ad
verilebilir.
Daha neeli bir konuya geelim. inde ruh bulunmayan bir evren d
nn; bir tek zerre bile zgr irade ya da bilin olmayan, hibir kesinde
bir tek sevgi olmayan mekanik bir evren dleyin. Bu evren belirlenirnci
372 Akln G'z

olabilir ya da rastgele, ilintisiz, kaprisli ve nedensiz olgulada dolu olabilir.


Yine de istikrarl yaplann ortaya kp geliecei kadar yasalarla denetie
niyor olabilir. Bu evrendeki birbirinden ok farkl, smsk rlm , kendi
kendine yeten minik cisimlerin her birinin, ok derin ve ok zengin bir
z-imge yaratabilmek iin yeterli karmakla sahip isel temsil sistemleri
olsun. Bu durum her birinde zgr irade yanlsamasna yol asn (ve biz
seyircilerin alayc glleri balansn) . Elbette aslnda bu souk bir ev
rendir ve iindeki cisimler belirlenirnci (her an deiebilir-belirlenimcil y
rngelerle hareket eden robotsu, kurallarla bal makinelerdir. Birbirleriyle
anlaml fikirler dei toku ettiklerini varsayarak kendilerini kandnyorlar
nk bombo, anlamsz elektromanyetik ya da belki iitsel dalgalar yaya
rak ve alarak mekanik bir biimde sohbet ediyorlar.
Yanlsamalarla dolu bu garip evreni hayal ettikten sonra, insan imdi
bu evrene bakp tm insanl bu zihin bulandnc k altnda grebilir.
Evrendeki herkesi ruhundan arndrabilir ve bylece herkes Smullyan'n
hayaletine ya da Searle'n ince konuan robotuna dnebilir. Herkesin
isel bir yaam varm gibi grnr ama souk, duygusuz bir bilgisayann
yazd daktilo kadar ruhsuz kalmtr. Bilinli olduklarna byk bir yanl
gyla "inanan" (bir l atom yn nasl inanabilirse?) bu ruhsuz kabuklar
iin yaam ac bir aka gibidir.
nsanlara bakmann belki en iyi yolu budur, ama ileri kantran mi
nik bir gerek vardr: gzlemci olan ben, onlardan biriyim ama yadsnmaz
bir biimde bilinliyim! Bildiim kadaryla geri kalanlarn tm bilinlilik
taklidi yapan bo reflekslerdir ama ben farklym! Ben ldkten sonra, artk
bu gr her eyin nasl olduunun doru bir aklamas olacaktr. Ama o
dakikaya kadar nesnelerden bir tanesi zel ve farkl olarak kalacak nk
kandnlamayacaktr! Ya da . . . dalizmde birazck yanllk m var acaba?
Smullyan'n dedii gibi, dalistler zihin ile maddenin birbirinden ok
farkl tzler olduunu ileri srerler. En azndan iki farkl ey vardr: fiziksel
eyler ve zihinsel eyler. Zihnimizi oluturaniann ktlesi, fiziksel enerjisi ve
hatta belki de uzaroda yerleri bile yoktur. Bu gr ylesine gizemli, ak
lanmaya kar ylesine sistematik bir biimde baktr ki, bazlarna niin
ekici geldiini insan merak eder. Dalizme giden en geni yol aadaki
(kt) argmandan geer:
Baz donlar, fiziksel nesnelerin zellikleri, koullan ve ilikileri ile ilgili de
ildir.
Bu nedenle, baz dorular fiziksel olmayan nesnelerin zellikleri, koullan ve
ilikileri ile ilgilidir.

Bu argmann neresi yanltr? Fiziksel nesnelere dair olmayan baz ger


eklerden rnekler bulmaya aln. Moby Dick adl romann anlatcsna
Ishmael denmesi deimez bir gerektir ama neyle ilgilidir? Biri kp (ina
nlmaz bir biimde) ciltli kat destelerinin zerindeki belirli mrekkep
Talihsiz Bir Dalist 373

ekilleriyle ilgili olduunda srar edebilir ya da birisi (olduka gizemli bir


biimde) bu bir gerektir ama hibir ey hakknda deildir diyebilir ya da
bir bakas biraz ellerini kollann sallayp, soyut bir nesne hakknda bir
gerek olduunu syleyip, 64 1 rakamnn bir asal say olmasnn soyut bir
nesne hakkndaki bir gerek oluuna benzetebilir. Ama hi kimseye (ya
da biz yle varsayyoruz) , Ishmael adndaki son derece gerek ama fiziksel
olmayan bir kii hakknda bir gerek olduu gr ekici gelmez. Bu son
gr, roman yazmay hayalet retimi yntemine doru gtrp, yazann
karakterlerinin canlanmas, zgr iradeye sahip olmas ya da yaratclan
na isyan etmesine dair alarty gerekmi gibi grr. Buna edebi dalizm
denir. (Bazlan Kanndeen Jack'in gerekten Galler Prensi olup olmadn
merak edebilir. Ne de olsa ikisi de gerek insand. Ya da belki ayn insand.
Bir edebi dalist, Profesr Moriarty'nin gerekten Dr. Watson olup olmad
n da ciddi olarak merak edebilir.) Dalistler fiziksel eylerin ve olgularn
zerinde bamsz olarak var olan ve fiziksel-olmayan baz eyler ve olgular
olduuna inanrlar.
Biraz daha aklama istenince, dalistler iki ekole ayrlrlar: birinci
grup zihinsel bir olgunun beyindeki fiziksel olgular zerinde hibir etkisi
olmadn ileri srer; ikinci grup ise bunu yads.yp zihinsel olgularn be
yindeki fiziksel olgular zerinde etkili olduu grne inanr. Birinci gru
ba epifenomenalistler, ikincisine ise etkileirnciler ad verilir. Smullyan'n
yks epifenomenalizmi ortadan kaldryor (yle deil mi?) , ama etkile
irnciler ne olacak?
Descartes 'n bu konuya eilmesinden bu yana, etkileimciler, hibir
fiziksel zellii -ktlesi, enerjisi, konumu, hz- olmayan bir olgunun, be
yinde (ya da baka herhangi bir yerde) nasl fiziksel bir fark oluturabi
leceini aklamak gibi baa klnas olanaksz bir sorunla urayorlar.
Fiziksel-olmayan bir olgunun fark yaratabilmesi iin, bu olgu olmakszn
olumayacak fiziksel bir olgunun meydana gelmesi gerekir. Eer byle bir
etki yaratacak bir olgu bulabilsek bile, ayn nedenle yeni bir fiziksel olgu
tr kefettiimizi dnmez miyiz? Fizikiler ilk kez kart-maddeyi ka
bul ettik.lerinde, dalistler 'Biz dememi miydik!" lklanyla tepki gster
mediler mi? Niin olmasn? Fizikiler tpk onlarn iddia ettii gibi evrenin
birbirinden ok farkl iki eyden olutuunu desteklemiyorlar myd? D
alistlerin gr asyla baknca, kart-maddenin en byk sorunu, ne
kadar dikkat ekici olursa olsun, yine de fizik bilimlerinin yntemleriyle
aratrlnaya uygundu. Buna karlk, zihinle ilgili eylerin, zorunlu ola
rak bilimin dnda kalmas gerektii dnlyordu. Eer bilimin dnda
braklrsa, bu gizemin asla yok olmayaca garantidir. Baz insanlar bu
fikirden ok holanr.
D. R. H.
D. C. D .
VI
GZ
24

THOMAS NAGEL

YARASA OLMAK NASIL BR EYDiR?*

Zihin-beden sorununu ozumsz hale getiren bilintir. Belki de gunu


mzde bu sorun zerindeki tartmalar bu nedenle bu noktaya fazla de
inmemekte ya da aka yanl alglamaktadr. Aldatc indirgemeciliin
son dalgalan, baz materyalizm, psikofiziksel zdeleme ya da indirgeme
eitlerneleri olasln aklayabilmek iin zihinsel olgularn ve zihinsel
kavramlarn eitli analizlerini retmitir.** Ama uralan sorunlar bu tip
indirgemecilie yatkndr ve zihin-beden sorununu zgn klan nokta ise,
su-H20 sorunundan, Turing makinesi-IBM makinesi sorunundan, yldrm
elektrik boalmas sorunundan, gen-DNA sorunundan ya da mee aac
hdrokarbon sorunundan farkl olarak, gz ard edilmesidir.
Her indirgemecinin modern bilimden ok sevdii bir rnei vardr. Bu
baanl indirgeme rneklerinin zihin ile beyin arasndaki ilikiye k tutma
yaca ise bellidir. Ne var ki felsefeciler de dier tm insanlar gibi tandk ve
iyi bilinir eylere uygun tanmlarla anlalmayanlan aklamaya kalkma
zaafna sahiptirler. Bylece daha bildik indirgeme rneklerine uygun oldu
undan , zihin konusunda, inanlmas olanaksz noktalann kabul edilmesi
gereklemitir. Yaygn rneklerin zihin ile beden arasndaki baianty an
lamamza niin yardmc olmadn aklamaya alacam . Gerekten de
bir zihinsel olgunun fiziksel yapsn aklayacak bir kavrammz imdilik
yoktur. Bilin olmaynca, zihin-beden sorunu ilginliini yitirir. Bilin olun
ca da umutsuz gibi grnr. Bilinli zihinsel olgunun en nemli ve en ka
rakteristik unsuru ise pek az anlalmaktadr. ndirgemecilik kuramlannn
ou bunu aklamaya bile yanamamaktadr. Dikkatli bir inceleme ise eli
mizdeki indirgemecilik kavramlannn hibirinin uygulanamayacan gs
terecektir. Belki bu amala yeni bir kuramsal biim gelitirilebilir ama eer
byle bir zm varsa bile, ok ilerdeki entelektel gelecekte yatmaktadr.

* Thomas Nagel'in "What Is It Like to Be a Bat?" isimli yazs daha nce The Philo
sophical Review, Ekim 1974 saysnda yaymlanmtr.
** Nagel'in kaynaklan iin bkz. Ek Okumalar blm.
378 Akln G'oz

Bilinli deneyimler ok yaygn bir olgudur. Hayvansal yaamn eitli


dzeylerinde olumaktadr, ama daha basit organizmalardaki varlndan
emin deiliz ve genel olarak bunun kantlannn neler olduunu sylemekte
zorlanyoruz. (Baz an u dnenler, insan dndaki memelilerde ol
duunu yadsmaya bile hazrdrlar.) Hi kukusuz bizim hayal edemeye
ceimiz ekillerde, evrenin dier gne sistemlerindeki gezegenlerinde de
olumaktadr. Ama biimleri ne kadar deiirse deisin, bir organizmann
bilinli bir deneyim yaad gerei, her bakmdan, temelde o organizma
olmak gibi bir eyin varln gsterir. Deneyimin biimi hakknda daha
baka kannlar da olabilir, hatta (geri ben kukuluyum ama) organiz
mann davranna dair karmlar da olabilir. Ama temelde, bir organizma,
bilinli zihinsel durumlara ancak ve ancak o organizma olmak gibi bir ey
varsa, o organizma iin bir ey varsa ortaya kar.
Biz buna bir deneyimin znel karakteri adn verebiliriz. Zihinsel olgu
Iann son dnemlerde ortaya kanlm indirgemeci analizleriyle pek kolay
ca elde edilen bir ey deildir; nk bunlar onun yokluuyla mantksal
olarak uyum gsterirler. Ilevsel durumlan ya da amallk durumlann
aklayan herhangi bir sistemle analiz edilemez; nk bunlar yalnzca in
san gibi davrandklan halde hibir deneyim yaamayan robotlara ya da
atomatlara yklenebilir.* Benzer nedenlerle, tipik insan davranyla ilinti
li olarak deneyimlerin nedensel rolleri bakmndan da analiz edilemez!er.**
Bilinli zihinsel durumlann ve olgulann davranlan oluturduunu ya da
bunlara ilevsel tanmlama yaplabildiini yadsmyorum. Yalnzca bu gibi
eylerin analizleri tkettiini yadsyorum. Tm indirgemeci programiann
indirgenecek eylerin analizine dayanmas gerekir. Eer analiz herhangi
bir noktay darda brakrsa, sorun hatal olarak ileri srlm olur. Ma
teryalizmin savunmasn, zihinsel bir olgunun znel karakteristiini aka
ineeleyemeyen bir analize dayandrmak yararszdr. Bilin hesaba katlma
dan inanlr grnen bir indirgemenin, bilinci de kapsayacak ekilde geni
letilebileceini varsaymak iin hibir neden yoktur. Bu bakmdan, deneyi
min znel karakteri hakknda hibir fikir olmaynca, fizikalist kurarndan
neler beklendiini bilemeyiz.
Zihnin fiziksel temelinin bir tanmnn birok eyi aklamas beklenir
ken, en zor noktas huymu gibi grnyor. Kiinin sradan bir maddenin
olgusal unsurlarn fiziksel ya da kimyasal indirgemenin dnda tutmas

* Belki gerekten byle robotlar olmayabilir. Belki bir insan gibi davranacak kadar
karmak olan herhangi birey deneyim yaayabilir. Ama eer bu doruysa bile,
bu gerek srf deneyim kavramlannn analizi ile kefedilemez.
** Bizim inat ettiimiz konulara edeerde deildir; nk hem biz deneyim ko
nusunda byle davranmayz hem de deneyimleri asndan hibir inanlan olma
yan, konuamayan, dnemeyen hayvanlar da deneyim yaarlar.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 379

nasl imkanszsa, deneyimin fenomenolojik unsurlann da indirgemenin


dnda tutmak, yani deneyimleri insan gzlemcilerin zihinlerindeki etkiler
olarak aklamak olanakszdr (kyaslaynz Rorty 1 965) . Eer fizikalizm sa
vunulacaksa, fenomenolojik unsurlann kendisi fiziksel olarak aklanmal
dr. Ama onlann znel karakterini incelediimiz zaman, byle bir sonucun
olanaksz olduunu grrz. Bunun nedeni, her znel olgunun temelde bir
tek bak asyla balantl olmas ve nesnel, fiziksel bir kuramn, bu bak
asn terk etmesinin kanlmaz olmasdr.
znel ile nesnel olann ya da pour soi (kendi iin) ile en soi (kendinde)
arasndaki balantya bavurmak yerine, bu konuyu biraz daha aynntl
aklamak isterim. Bu, pek kolay deildir. Bir X olmann gerekleri ok
gariptir; ylesine gariptir ki bazlan bunlann gerekliinden ya da hakla
nndaki iddialann neminden kuku duyabilir. znellik ile bir bak as
arasndaki baianty betimlemek ve znel unsurlann nemini aa kavu
turmak iin, her iki kavray, znellik ve nesnellik arasndaki ayrl aka
ortaya karan bir rnekten sz etmek yararl olacaktr.
Hepimizin yarasalann deneyim yaadna inandmz varsayyorum.
Ne de olsa yarasalar memeli canllardr ve fare lerden, gvercinlerden ya da
balinalardan farksz olarak deneyim yaarlar. Yaban anlan ya da dilbalk
lan yerine yarasalan sememin nedeni. soygeliimi aacnda ok aaya
inince, insanlarn deneyim yaanmasna olan inanlann yitirmeye ba
lamalandr. Dier trlere oranla bize daha yakn olan yarasalar, yine de
bizden ok farkl davranlar ve duyu organlan sergilerler ve bu nedenle
benim ortaya karmak istediim sorun olaanst biimde canllk ka
zanr (elbette baka trler de rnek olarak alnabilir) . Felsefi dncelerin
yardm olmakszn bile, kapal bir yerde heyecanl bir yarasayla bir sre
geirmi olan herkes, temelinde yabanc bir yaam biimiyle karlamann
nasl olduunu anlamtr.
Yarasalarn deneyim yaadna inanmann temelinde, yarasa olmak
gibi bir eyin olmas vardr. ou yarasann (zellikle kk yarasalann)
d dnyay sonar ya da kardklan ok hzl, yksek frekansl ikiann
ses yansmalaryla tandklann, menzilleri iindeki cisimleri algladklann
biliyoruz. Bizim gzlerimizle tanmamza karlk, yarasalann beyinleri, d
an giden drtleri ardndan gelen yansmalarla birletirecek ve bylelikle
elde edilen bilgiyle mesafe, boyut, ekil, hareket ve dokulan alglayacak bi
imde tasarlanmtr. Bir alglama tr olan yarasa sonan ilemsel adan
bizim duyularmza kesinlikle benzemediinden, znel olarak deneyimini
yaayabileceimiz ya da hayal edebileceimiz bir ey deildir. Bir yarasa ol
mann nasl bir ey olduu konusunda bu bakmdan baz zorluklar ortaya
kmaktadr. Bir yarasann i dnyasnn bizim durumumuzdan* ne kadar

* "Bizim durumumuz" derken yalnzca "'benim kendi durumum" deil, kendimize


380 Aklzr G'ozl

farkl olduunu tahmin edebilmek iin herhangi bir yntem olup olmad
n dnmeli ve eer yoksa, bu kavram anlamak iin hangi alternatif
yntemler bulunabileceini aratrmalyz.
Hayal gcmzn temelini kendi deneyimlerimiz oluturduundan,
olduka kstl saylr. Bir kiinin, kollannn ucunda, gn doarken ya da
batarken evrede uup bcekleri yakalayp azna atmasna yardmc ola
cak perdeleri; gr ok kstl olduundan evresindeki dnyay ancak
yksek frekansl ses sinyallerinin yansmas sistemiyle algladn; gn
boyu bir tavan arasnda ayaklarndan ba aa asl durduunu hayal et
meye almasnn yarar olmayacaktr. imdilik hayalimde canlandrdk
larm (pek fazla olmamakla birlikte) bana yalnzca benim bir yarasa gibi
davrannamn nasl bir ey olacan gstermitir. Ama soru bu deildir.
Ben, bir yarasa iin bir yarasa olmann nasl bir ey olduunu renmek
istiyorum. Yine bunu hayal etmeye abalarken, zihnimin kaynaklanna
bal kalyornn ve bu kaynaklar da bu i iin yeterli olmuyor. Bildiim
deneyimlere bir eyler eklerneyi hayal ederek ya da bu deneyimimden baz
paralan kararak ya da ekleme, karma ve deitirmeler yaparak bu ii
baaramam.
Temel yapm deitirmeden bir yaban ars ya da bir yarasa gibi grn
meye ve davranmaya almarnn snn hibir zaman bu hayvaniann yaa
dklan deneyimlerle edeerde olmayacaktr. Buna karlk, bir yarasann
isel nrofizyolojik yapsna sahip olmam gerektii varsaymna da hibir
anlam yklenemez. Gitgide artan derecelerde bir yarasaya dnsem bile,
u andaki durumumda hibir ey benim ilerdeki deiim aamalannda ya
abileceim deneyimleri hayal etmemi salayamaz. En iyi kantlar ancak
yarasalann deneyimlerinden elde edilebilir ve keke bunlarn nasl olduk
larn bilebilseydik.
Kendi durumumuzdan bir yarasa olma fikrini tahmin edebilmek hibir
zaman tamamlanamayacaktr. Nasl bir ey olduunun ematik bir kav
ramndan daha fazlasn biimlendiremeyeceiz. rnein hayvann yaps
ve davranlarn temel alarak genel deneyim trleri ykleyebiliriz. Byle
ce yarasa sonarn -boyutlu, ileriye dnk alglamal bir biim olarak
tanmlayabiliriz; yarasalann baz ac, korku, alk, ve ehvet duygulanna
kapldklanna ve sonar dnda daha tandk alg duyulan olduuna ina
nyoruz. Ayn zamanda bu deneyimlerin zel, znel karakteri olduuna ve
bizim alglama alanmz dnda kaldna da inanyoruz. Eer evrenin bir
yerinde bilinli yaam varsa, bunun bir ksm bildiimiz en genel deney
sel tanmlarla aklanamayabilir.* (Bu sorun yalnzca farkl olgularla snrl

ve dier insanlara sorunsuz bir biimde uyguladmz zihinsellik fikirlerini kaste


diyorum.
* Bu nedenle "olmak nasl bir ey" benzetme biimi yanl ynlendirmektediL (Ken-
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 38 1

deildir; iki kii arasnda da geerlidir. Doutan sar ve kr olan birinin


deneyimlerinin znel karakterine ben ulaamarn rnein ve benimkiler de
onun eriimi dndadr. Bu durum birbirimizin deneyimlerinin znel ka
rakterleri olduuna inanmamz engellemez.)
Eer bir kii yarasalar dnrken, tam olarak yapsn kavrayama
dmz gereklerin varlna inanabileceimizi yadsmak isterse, yarasalan
dnrken, durumumuzun, bizim gibi olmann nasl bir ey olduu ko
nusunda bir kavram gelitirmeye alalayan zeki yarasalann ya da Mars
llannkiyle ayn konumda olacan dnmesi gerekir.* Onlarn zihinleri
nin yaps belki baarl olmalarn engelleyebilir, ama biz olmak diye kesin
bireyin olmad ve belirli genel zihinsel durumlarn bize yklenebilecei
sonucuna ulatklar takdirde, hata yaptklarn biz biliyoruz (belki algla
ma ve itah her ikimiz iin ortak nokta olabilir ya da olmayabilir) . Bizler,
biz olmann nasl bir ey olduunu bildiimiz iin, onlarn bylesi kuku
cu sonular karmalannn yanl olduunu da biliyoruz. Ayrca bunun
inanlmaz derecede eitlerneler ve karmaklklar ierdiini ve yeterince
tanmiayabilecek kelime haznesine sahip olmasak da, znel karakteri ok
kendine zg olduundan, baz alardan, arcak bize benzeyen canllarn
arlayabilecei biimde tarif edilebildiini biliyoruz. Bir Marsimm ya da bir
yarasann fenomenolojisinin ayrntl bir tanmn kendi dilimize sdrama
mamz, Marsllarn ve yarasalann deneyimlerinin bizimkilerle kyaslanabi
lecek kadar zengin ayrnt ierdii iddialarn anlamsz olarak nitelendir
memize yol amamaldr. Birinin kp bizlerin bu konulan dnmemizi
salayacak kavramlar ve kurarnlar gelitinnesi aslnda ok iyi olurdu, ama
yaratlmzn snrlan belki sonsuza dek bu anlay1a ulamamz engelle
yecektir. Asla tanmlayamayacamz ya da anlayamayacamz bir eyin
gerekliini ya da mantksal nemini yadsmak algsal uyumsuzluun en
kaba biimidir.
Bylece burada yer verebileceimden ok daha fazla tartma gerekti
ren bir konuya yaklam oluyoruz: gerekler ile bu gereklerin kavramsal
planlan ya da temsil sistemleri arasndaki iliki. znel alann tm biimleri
hakkndaki benim gereki anlay,m, insan kavramlannn ulaamayaca
noktalardaki gereklerin varlna inannay barndrr. Bir insann, temsil
edebilmek ya da anlayabilmek iin gerekli kavrarnlara asla sahip olamaya
ca baz gerekler olduuna inanmas mmkndr. nsanlarn beklentile
rinin snrllna bakarsak, bundan kuku duymak aptalca olur. Ne de olsa
Cantar onlar kefetmeden nce herkes Kara Veba nedeniyle lp gitmi ol
sayd bile, sniiist saylar var olacakt. Yine de bizim yapmz o tr gerekli

di deneyimlerimizdel "neye benziyor" anlamna gelmeyip, "znenin kendisi iin


nasldr" demektir.
* D dnyalardaki bizden tmyle farkl tm zeki varlklar.
382 Akln G'z

kavramlarla i grmemize izin vermediinden, trleri sonsuza dek srse bile


insaniann hibir zaman anlayamayaca baz gerekler olduuna inanmak
gerekir. Bu olanakszl baka canllar gzlemleyebilir ama, bu canllarn
varl ya da var olma olaslklarnn, insanlarn ulaamayaca gereklerin
olduu varsaymnn bir nkoulu olup olmad net deildir. (Ne de olsa in
sanlarn ulaamad gerekiere ulaabilen varlklarn doas da insanlarn
ulaamad gereklerden biridir.) Bu nedenle, bir yarasa olmann nasl bir
ey olduu konusunda dnmek bizi bir insan dilinde ifade edilemeyecek
gereklerin bulunduu sonucuna gtrr. Anlamadan ya da ifade ederne
den bu gibi gereklerin varln kabul etmek zorunda kalnz.
Bu konuyu daha fazla srdrmeyeceim. Yalnzca zihin-beden sorunu
zerindeki etkisi, deneyimin znel karakterine dair genel bir gzlem yap
mamza yardmc olur. Bir insan, bir yarasa ya da bir Marsl olmann nasl
bir ey olduuna dair gereklerin durumu ne olursa olsun, bu gerekler
belirli bir bak asn oluturmaktadr.
Deneyimin yalnzca yaayann zelinde olduu iddiasn ima etmiyo
rum. Sz edilen bak as bir tek bireye zg deildir. Daha ok bir bak
as tn1dr. ounlukla kiinin kendisininkinden baka bir bak asn
kullanmas da olasdr ve bylece bu gibi gereklerin alglanmas kiinin
kendi durumuyla snrl deildir. Fenomenolojik gereklerin nesnel oluu
bir kiinin bakasnn deneyiminin niteliini renmesine yol aar. Bir ba
kma da znel saylrlar nk deneyimin nesnel olarak yklenmesi iin
bile, ancak kendi gr asn deitirip, birinci ahs olduu kadar n
c ahs olarak da, atfta bulunulan nesneye yeterince yakn olabilecek
kiiler iin geerlidir. Bir kii deneyimi yaayan teki kiiden ne kadar fark
lysa, bu giriimden o kadar az baar bekleyebilir. Bizim durumumuzda,
gerekli bak asn kullanyoruz ama, farkl bir bak asyla yaklanca,
kendi deneyimimizi, baka bir trn yaad deneyimi kendi bak asn
kullanmadan , anlamaya kalktmz zamanki kadar zor anlarz. *

* Sannn trler arasndaki engelleri hayal dnyasnn yardmyla amak daha ko


lay olur. rnein krler yakndaki cisimleri sesler ya da bastonun tkrtsyla fark
edebiliyorlar. Eer kii bunun nasl olduunu biliyorsa, hayal gcn kullanarak
bir yarasann daha gelimi sonarna sahip olmann nasl bir ey olduunu anlay
abilir. Bir kiiyle dier kiiler ve dier trler arasndaki mesafe bir srekli dizinin
iinde herhangi bir yere debilir. Dier kiiler iin bile nasl birileri olduklann
anlamak yalnzca ksmen gerekletiinden, insan kendisinden ok farkl trle
re yaklanca yine de ksmen anlama bir dereceye kadar gerekleebilir. Hay
al gc olaanst derecede esnektir. Benim ileri srdm nokta, bir yarasa
olmann nasl bir ey olduunu anlayamayacamz deildir. Bu epistemolojik
soruyu ortaya atmyorum. Bir yarasa olma konusunda bir anlay gelitirmek (ve
bylece nasl olduunu anlamak) iin insann, yarasann bak asn ele almas
gerektiini ileri sryorum. Eer insan bu bak asn kabaca ya da ksmen ele
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 383

Bu nokta zihin-beden sorununa dorudan dayanmaktadr. Deneyim


geiren organizmann gereklerine --organizma iin nasl bir ey olduuyla
ilgili gereklere- ancak bir tek bak asndan ulalabiliyorsa, bu deneyi
min organizmann fiziksel ileyiine nasl yansdna dair gizemli bir yn
var demektir. Fiziksel ileyi, birbirinden farkl alg sistemleri olan birey
ler tarafndan gzlemlenebilecek ve anlalabilecek ei olmayan bir nesnel
gerekler alandr. nsan bilim adamlannca yarasalann nrofizyolojilerinin
anlalmasnda hayali engeller bulunmamaktadr ve zeki yarasalar ya da
Marsllar insan beyni hakknda bizlerin sahip olacandan ok daha fazla
bilgiye ulaabilirler.
Bu kendi bana indirgemecilie kar bir argman deildir. Grsel alg
anlay olmayan Marsl bir bilim adam, gkkuaklann, yldnmlan ya da
bulutlan fiziksel olgular olarak aniayabilir ama insanlarn gkkuaklan,
yldrmlar ya da bulutlar konusundaki kavramlarn ya da bunlarn bizim
grng dnyamzda igal ettikleri yerleri asla anlayamaz. Geri kavramia
nn kendisi belirli bir bak asna ve belirli grsel fenomenolojiye baldr
ama, bu bak asyla anlalan eyler bal olmadndan, bu kavram
Iann ele ald eylerin nesnel yapsn alglayabilir. Onlar, dnda kalan
bak asyla da gzlemlenebilir bylece ayn organizmalar ya da baka
lanna ait farkl bak alanyla anlalabilirler. Yldmnn nesnel karakteri
grsel olarak ortaya kyla tkenmediinden, gr olmayan bir Marsl
tarafndan incelenebilir. Daha dorusu yldmnn grsel olarak ortaya
kndan ok daha nesnel bir yaps vardr. znel tanmlamadan nesnele
doru giditen sz ederken, bir son noktann varlna, yani birinin ulap
ulaamayaca belli olmayan, bir nesnenin yapsnda var olan nesnel ikin
zellie dair yorum getirmek istemiyorum. Nesnellii anlayn gidebilecei
bir yn olarak dnmek daha doru olacaktr ve yldrm gibi bir olguyu
anlarken, kiinin yalnzca insana zg bir bak asndan gidebildii ka
dar uzaa gitmesi de mantkldr.*
Buna karlk, deneyim durumunda, belirli bir bak asyla balant
daha yakn gibi grnyor. znenin alglad belirli bir gr as olma
s dnda, bir deneyimin nesnel karakteri tanmnn anlamn kartmak
olduka zordur. Aynca, yarasann bak asn ortadan kaldrrsak, bir
yarasa olmann nasl bir ey olduundan geriye ne kalr? Ama eer bir

alabilirse, anlay da kabaca ya da ksmen olacaktr. Ya da imdiki anlama duru


mumuza gre byle grnmektedir.
* Ortaya atmak istediim sorun ancak znel ile nesnel tanmlar ya da bak alan
arasndaki aynm daha geni bir insani bak asndan yapld takdirde ileri srl
ebilir. Bu tr kavramsal grecelii kabul etmiyorum ama psikofiziksel indirgemenin,
dier vakalardan bildiimiz znelden-nesnele modeliyle uygulanamayacan be
lirtmek iin reddedilmesi gerekmez.
384 Akln G'z

deneyimin znel karakterine ek olarak eitli bak alanndan alglanacak


nesnel bir yaps olmazsa, benim beynimi aratran bir Marslnn aslnda
benim zihinsel srelerimi, fiziksel sre olarak (tpk yldrmann fiziksel
srelerini inceledii gibi) yalnzca farkl bir bak asyla ineelediini nasl
varsayabiliriz? stelik bir insan fizyolog bunlar farkl bir bak asyla
nasl inceleyebilir?*
Psikofiziksel indirgerneyle ilgili genel bir zorlukla kar karya kalm
gibiyiz. Baka alanlarda indirgeme sreci, daha fazla nesnellik ynne, olgu
lann gerek yapsna, daha kusursuz bir gre doru giden bir harekettir.
Aratrdmiz nesneye kar bireysel ya da tre-zg bak alanna bam
llmz azaltlarak bu baanlmaktadr. O nesneyi duyulanmzn zerinde
brakt izlenimlerle deil, insan duyulan dnda kalan yollarla alglanan
genel etkileri ve zellikleriyle tanmlyoruz. Belirli bir biimde insan gr
asna ne kadar az dayanrsa, tanmmz o kadar nesnel olacaktr. D dn
yayla ilgili olarak kullandmiZ kavram ve fikirler balangta bizim alg ge
relerimizi ieren bir bak asyla uyguland halde, onlan kendilerinden
tede bulunan eyler iin -fenomenal bir bak as benimsediimiz eyler
iin- kullandmizdan bu yolu izlemek olasdr. Bu nedenle bir bakasn
seerek bunu terk edebiliriz ve yine ayn eyleri dnyor olabiliriz.
Ne var ki deneyimin kendisi bu modele uymamaktadr. Grnmden
geree gei fikri burada bir anlam oluturmamaktadr. Buradaki kyas
lama, ayn olguyla ilgili, balangtaki znel gr asn brakp, daha
nesnel bir anlaya ynelmek midir? nsana zg gr asnn zellikle
rini brakp, bizim nasl bir varlk olduumuzu anlayamayanlann ulat
tanmlarla, bir insan deneyiminin gerek yapsna biraz daha yaknlaabil
mek olanaksz gibi grnyor. Eer deneyimin znel karakteri yalnzca bir
tek gr asndan tmyle anlalabiliyorsa, daha geni bir nesnellie
doru kaymak -belli bir gr asndan uzaklamak- bizi olgunun gerek
yapsna yaklatrmak yerine biraz daha uzaklatnr.
Bir bakma bir deneyimin indirgenmesine kar kan bu tirazn z
zaten baarl indirgeme vakalarnda gzlemlenebilir; sesin aslnda hava
da bir dalga olduunu kefederken bir gr asn kullanmak iin bir
bakasn arkada brakyoruz ve arkamzda braktmz iitsel insan ya
da hayvan gr as indirgenmi olmuyor. Radikal biimde farkl olan
trlerin yeleri ayn fiziksel olgulan nesnel bir biimde aniayabilirler ve bu
durum onlarn ayn olgulan baka trlerin duyulanna hitap ettii biimde
anlamalann gerektirmez. Yani onlarn bir ortak geree iaret etmelerinin

* Sorun, benim "Mona Lisa" tablosuna bakarken yaadm grsel deneyimimin


belirli niteliinin herhangi bir izini, benim beynime bakan birinin bulamamas
deildir. Beynimde "Mona Lisa" tablosunun minik bir imgesini gzlemlese bile,
bunu deneyimle zdeletirmesi iin hibir neden yoktur.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 385

bir kouludur ki, kendi gr alar algladklan ortak gerein bir paras
deildir. ndirgeme ancak bir trn zel gr as indirgenecek olgudan
synlabilirse baarl olacaktr.
D dnyay daha derinlemesine anlamak iin bu gr asndan
uzaklamakla doru yapyoruz ama isel dnyann znde bulunduun
dan, yalnzca bir gr as olmakla kalmadndan tmyle gz ard ede
meyiz. Yeni dnem felsefi psikolojinin yenidavranh, indirgenemeyecek
hibir eyi geride brakmamak amacyla, gerek eyin yerine nesnel bir zi
hinsel kavram kullanma abasndan ortaya kmaktadr. Eer fiziksel bir
zihin kuramnn, deneyimin znel karakterini aklamas gerektiini kabul
edersek, u anda var olan hibir anlayn bunun nasl yaplabilecei konu
sunda bize bir ipucu salamadn da itiraf etmemiz gerekir. Bu, kendine
zg bir sorundur. Eer zihinsel sreler gerekten fiziksel sreler ise,
doas gerei belirli fiziksel srelere maruz kalmas gereken bir ey zaten
var demektir.* Byle bir eyin nasl olmas gerektii ise henz bir gizem

* Bu nedenle aradaki balant, neden ve ayn sonu balants gibi koullara bal
olmayacaktr. Belirli bir fiziksel durumun belirli bir biimde hissedilmesi zorun
lu olarak doru olacaktr. Kripke ( 1 972) zihin sel olann nedensel davran ve
balantl analizlerinin baansz olmasnn. rnegin 'annn' yalnzca anlann o
anki koullara bal ad olarak yorumlanmasna dayal olduu savn ileri srmek
tedir. Bir deneyimin znel karakterinin (Kripke buna 'deneyimin aracsz fenom
enolojik nitelii' adn vermekte [s. 340] ) . bu gibi analizlerde gz ard edilen temel
bir zellik olduunu ve aslnda deneyimin kendisi olduunu ileri srmektedir.
Benim grm de onun grne yakndan baldr. Kripke gibi ben de belirli
bir beyin durumunun daha fazla aratnlmadan anlalmayacak belirli bir znel
karaktere sahip olmas gerektiine inanyorum. Zihin-beyin balantsn koullara
dayal olarak gren kurarnlardan byle bir aklama knamaktadr ama belki
henz kefedilmemi baka alternatifller de vardr.
Zihin-beyin balantsnn nasl gerekli olduunu aklayan bir kurarn yine
de bizi Kripke'nin, niin koullara dayal olduunu aklama sorunuyla babaa
brakacaktr. Bu zorluk aadaki biimden dolay bana alamaz gibi grnme
ktedir. Herhangi bir e); algsal olarak, yaknlk duyarak ya da simgesel olarak
kendimize temsil ederek hayal edebiliriz. Simgesel hayal gcnn nasl altn
sylemeye abalamayacam ama dier iki vakada olup bitenin bir paras da
budur. Herhangi bir eyi algsal olarak hayal etmek iin kendimizi onu gerekten
algladmz temsil eden bilinli bir duruma getiririz. Herhangi bir eyi yaknlk
duyarak hayal etmek iin kendimizi o nesneyi temsil eden bilinli bir duruma
getiririz. (Bu yntem yalnzca bize ya da bakalanna ait zihinsel olgular ya da
durumlar hayal etmek iin kullanlr.) Zihinsel bir durumu bal olduu beyin
sel durumdan ayn olarak hayal etmeye kalknca, ncelikle zihinsel durumun
oluumunu hissetmeye alarak hayal ederiz; yani kendimizi zihinsel olarak onu
temsil eden bir duruma getiririz. Ayn zamanda algsal olarak balantl fiziksel
olgunun olmadn hayal etmeye abalanz ve bunu yapmak iin kendimizi birin-
386 Akln G'z

olarak kalmaktadr.
Bu dncelerden nasl bir ders kanimal ve bundan sonra ne yapl
maldr? Fizikalizmin yanl olduunu dnmek hataldr. Zihnin hatal
bir nesnel analizini varsayan bir fizikalist grn yetersizlii hibir ey ka
ntlamaz. Fizikalizmin anlayamadmz bir gr olduunu nk imdilik
nasl doru olduunu gsterecek bir kavrama sahip olmadmz sylemek
daha gereki olur. Belki de anlamann bir koulu olarak byle bir kavram
gerektiini dnmek mantkszlk olacaktr. Ne de olsa fizikalizmin anlam
aktr: Zihinsel durumlar bedenin durumlandr; zihinsel olgular fiziksel
olgulardr. Bunlarn hangi fiziksel durumlar ve olgular olduklann bilmiyo
ruz ama bilmemek, varsaym anlamamz engellemez. 'Olmak' szcn
den daha ak ne olabilir?
Bence bu szcn aka anlalr gibi grnmesi aslnda aldatcdr.
ounlukla bize X, Y'dir dedikleri zaman bunun nasl doru olmas gerekti
ini biliriz, ama bu durum yalnzca bu szckle aktanlmad gibi kavrarn
sal ya da kuramsal bir birikime dayanmaktadr. X ve Y'nin neyi anlattn,
nasl bir eyleri gsterdiini biliriz ve iki simgesel yolun tek bir nesne, bir
kii, bir sre ya da bir olgu zerinde nasl birieebilecei hakknda yakla
k bir fikrimiz vardr. Ama zdelemenin iki tanm birbirinden ok farkl
olursa bunun nasl doru olacan anlamak pek kolay olmaz. Hatta bu iki
simgesel yolun nasl birleecei ya da ne gibi eyler zerinde birleeceine
dair yaklak bir fikrimiz olmayabilir ve bunu anlamak iin bize kuramsal
bir erevenin verilmesi gerekebilir. Bu ereve olmadka zdeleme mis
tik bir sisin iinde kalr.
Bu durum, temel bilimsel keiflerin kiinin tmyle anlamadan kabul
etmesi gereken neriler olarak sunulmasnn sihirli ynn aklamakta
dr. rnein insanlara artk ok kk yalarda maddenin aslnda enerji
olduu sylenmektedir. "Olmak"n ne demek olduunu bildikleri halde, ku
ramsal bir altyapya sahip olmadklarndan, ou bu iddiann nasl doru
olaca konusunda bir anlay gelitirememektedir.
Gnmzde fizikalizmin stats, Sokrates ncesi bir dnr tarafn
dan maddenin enerji olduunu ileri sren bir varsaymn ortaya atlm ol-

cisiyle balants olmayan baka bir duruma getiririz: fiziksel olgunun olmadn
algladmz zaman hangi durumda olacaksak o duruma getirmi oluruz. Fiziksel
unsurlarn hayal edilmesi algsal ve zihinsel unsurlarn hayal edilmesi yaknlk
hissiyle olunca, herhangi bir deneyimi balantl olduu beyinsel durum olmadan
ve tam tersi biimde hayal edebilecekmiiz gibi gelir. Birbirinden ok farkl hayal
lerin bamszl nedeniyle, aralanndaki balant zorunlu bile olsa koullu gibi
grnecektir.
(Eer kii yaknlk hissi duyularak kurulan hayalin sanki algsal hayal gibi
altn dnerek yanl yorumlarsa, tekbencilik ortaya kar: bylece kendi
sine ait olmayan herhangi bir deneyimi hayal etmek olanaksz gibi grnr.)
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 387

sayd karlaaca tepkiye benzemektedir. Bunun nasl doru olabilecei


ne dair bir dncenin balangcna bile sahip deiliz. Zihinsel bir olgunun
fiziksel bir olgu olduu varsaymn anlayabilmek iin, 'olmak' szcnden
te bir eyleri anlamamz gerekir. Zihinsel ve fiziksel bir terimin ayn eyi
nasl iaret edebilecei fikri bulunmad gibi baka alanlardaki benzetme
ler de bunu salamay baaramamaktadr. Baarszla urarlar; nk
her zamanki modellerde zihinsel tanmlan fiziksel olgular iin kulland
mz zaman, ya sonu olarak, fiziksel olgularn zihinsel referanslan olmas
iin ayn znel olgular varm gibi grnmesini salyoruz ya da zihinsel
terimierin yanl yorumlarna (rnein bir nedensel davran) ulayoruz.
Belki garip ama gerekten anlayamadmz bir eyin doruluuna dair
kantlanmz olabiliyor. Bceklerin geirdii deiimi bilmeyen birinin bir
trtl bir kasaya kilitlediini ve birka hafta sonra kasay anca bir kelebek
grdn varsayalm . Eer bu kii bu sre iinde kasann hi almad
n biliyorsa, kelebein bir zamanlar bir trtl olduuna, nasl olduunu
bilmeden inanacaktr. (Trtln iinde kanatl minik bir parazitn bulunmas
ve trtl yiyip kelebee dnmesi olasl da vardr. )
Fizikalizm sz konusu olunca bu durumda bulunduumuz rahata
anlalabilir. Donald Davidson zihinsel olgularn fiziksel nedenleri ve etkile
ri olduu takdirde, fiziksel tanmlamalan olmas gerektiini ileri srmt.
Genel bir psikofiziksel kurammz olmad -daha dorusu olamad- halde
buna inanmak iin baz nedenlerimiz olduunu iddia etmiti . * Davidson'un
sav amal zihinsel olgulara uygulanyor ama ben duyularn da fiziksel
sreler olduuna, nasln anlamadan inanmamz iin nedenlerimiz bu
lunduunu dnyorum. Davidsonun sav belirli fiziksel olgularn indir
genemeyen zihinsel unsurlan bulunduu ve belki byle tanmlanacak bir
grn doru olduu ynndedir. Ama buna tekabl edecek bir kavram
oluturmak iin elimizde bir ey bulunmad gibi byle bir kavramiatrma
yapmamz salayacak bir kurarn hakknda da hibir fikrimiz yok. **
Deneyimlerin nesnel bir karakteri oluundan herhangi bir anlam
karlp karlamayaca temel sorusu zerinde (bu soruda beyinden sz
etmek tmyle gz ard edilebilir) ok az alma yaplmtr. Baka bir
deyile, bana grnnn aksine, benim deneyimlerimin aslnda nasl
olduunu sormann bir anlam olur mu? Deneyimlerin gerekten nesnel bir
doas olduu (ya da nesnel srelerin znel bir doas olabilecei) eklin
deki temel fikri anlamadka, doalannn fiziksel bir tanmla anlalabile
cei varsaymn anlamarn z olanakszdr.***

* Geri ben psikofziksel yasalara kar olan argman anlamyorum ama bkz. Da
vidson ( 1 970).
** Ayn grler Nagel iin de geerlidir ( 1 965).
*** Bu soru ayn zamanda, zihin-beden sorunuyla yakn balants ounlukla
388 Akln G'z

Dndrc bir neriyle konuyu kapatmak istiyorum. znel ile nes


nel arasndaki bolua farkl bir ynden yaklamak da olasdr. Zihin ile
beyin arasndaki balantly geici olarak bir yana brakp, zihinsellii kendi
iinde daha nesnel olarak anlamann peinden gidebiliriz. imdilik hayal
gcne dayanmadan -deneyimi yaayan znenin gr asn ele alma
dan- bir deneyimin znel karakteri zerinde dnme yetisine sahip dei
liz. Bu durum, empati ya da hayale dayanmayan nesnel bir fenomenoloji
iin yeni kavramlar oluturmak ve yeni bir yntem yaratmak iin bir mey
dan okuma gibi grlmelidir. Geri her eyi kapsayaca varsaylamaz, ama
en azndan, deneyimlerin znel karakterinin, bu deneyimleri geirmeleri
olanaksz varlklar tarafndan anlalabilecek bir tanm yapmak gibi bir
hedefi olabilir.
Yarasalann sonar deneyimlerini tanmlamak iin byle bir fenomeno
loji gelitirmemiz gerekir ama ncelikle insandan da balamamz olasdr.
rnein doutan kr olan birine grmenin nasl bir ey olduunu akla
mak iin kavramlar gelitirmeye allabilir. Sonunda kii bir duvara tas
layacaktr ama imdikinden daha nesnel tanmlarla ve ok daha doru ve
ayrntl olarak ifade etmenin bir yntemi bulunabilir. Bu konu tartlrken
sk sk ortaya kan 'Krmz renk trampetin sesine benzer' gibi biimler
aras benzetmelerin pek yarar yoktur. Trampet sesini duyan ve krmz
rengi gren biri bunu aka anlar. Ama alglamann yapsal unsurlar, yine
de bir eyler darda kalaca halde, nesnel tanmlamaya daha yakn olabi
lir. znel kavramlarn ok yakn oluu ve kolayca tanmlanmas nedeniyle
kendi deneyimimize bile ulamamz engelledii iin, birinci tekil ahs ola
rak rendiklerimize alternatif olacak kavramlar, byle bir anlaya ula
mamz salayabilir.
Kendi ilgi alannn dnda, bu adan daha nesnel bir fenomenoloji,
deneyimin fiziksel temeline dair sorulara izin verip daha anlalabilir bir
biime brnebilir.* znel deneyimlerin bylesine nesnel bir tanmlamay

gzard edilen baka zihinler probleminin znde de yatar. Eer kii znel deney
imlerin nasl nesnel bir doaya sahip olacan anlarsa, kendinden baka zneler
in varln da anlayacaktr.
* "Fiziksel" terimini tanrnlarnadrn. Daha fazla gelime beklediirnizden, ada
fiziin kavramlaryla tanrnlanabileceklere uygulanamayaca aktr. Bazlan
zihinsel olgularn eninde sonunda kendi ilerinde fziksel olarak kabul edilecekleri
ni engelleyecek hibir ey olmadn dnmeyi yeler. Ama fiziksel iin baka ne
sylenirse sylensin, nesnel olmak zorundadr. Eer fiziksel konusundaki fikrimiz
zihinsel olgulan kapsayacak kadar genileyecekse -halen fiziksel olarak giilen
dier olgularn terimleriyle analiz etse de etmese de- onlara nesnel bir karakter
yklernesi gerekir. Bana yle geliyor ki, te yandan, zihinsel-fiziksel ilikisi, so
nunda, temel tanmlan her iki snfa da aka yerletirilerneyecek bir kurarnla
ifade edilecektir.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 389

kabul eden unsurlar, daha bildik bir cinsin nesnel aklamalan iin aday
olabilirler. Bu tahmin doru olsa da olmasa da, znellik ve nesnellik so
runu zerinde daha fazla dnmeden, herhangi bir fiziksel zihin kuram
dnlemez gibi geliyor. Aksi takdirde, onu gz ard etmeden zihin-beden
sorununu ne sremeyiz.
-----

Senin asla yapmayacaklarn o, yapyor;


stelik beni de seviyor
Onun ak gerek.
Niin o, sen alamyor?

Halk Co c hran - y. 1 955

Prlda, prlda minik yarasa,


Merak ediyorum ne yapyorsun orda,
Dnyann zerinde uuyorsun,
Gkte bir ay tepsisi gibi.

Lewis Carro ll, y. 1 865

Matematik ve fizik derslerinde nl bir bulmaca vardr. "Niin bir ayna


sa sol gsterir ama alt st gsterrnez?" diye sorulur. Birok insann derin
dnmesine yol aar ve yantn renmek istemiyorsanz bundan sonraki
iki paragraf atlayabilirsiniz.
Sorunun yant, kendimizi aynadaki yansrnalanrnza en uygun biim
de gsterdiimize inanmakta yatmaktadr. lk tepkimiz ne doru birka
adm atmak ve topuklarrnzn zerinde dnp aynadaki "kiinin" yerine
gernektir ve bunu yaparken "o kiinin" kalbinin, apandisitinin vs. yanl
tarafta bulunduunu unuturuz. By k bir olaslkla beynin konuma ya
rkresi standart olmayan taraftadr. Kaba bir anatomik dzeyde, bu imge
hi kimsedir. Mikroskobik adan durum daha da ktdr. DNA rnolekl
leri yanl yne sarar ve ayna-"kii", gerek bir insanla bir iik'den daha
fazla e olamaz!
Ama durun, eer nnzde duran, belinizin yksekliindeki yatay u
bua tutunup ba aa sarkarsanz kalbinizin olmas gereken yerde bu
lunmasn salarsnz. Artk kalbiniz ayna-kiinin kalbiyle ayn taraftadr
ama bu kez banz ve ayaklarnz yanl yerdedir; mideniz yaklak olarak
ayn yksekliktedir ama altst olmutur. Eer kendinizi ayaklan bann
zerinde ykselen bir yaratn stne haritalamaya hevesliyseniz, ayna
daki yansmay alt stne gelmi olarak alglayabilirsiniz. Her ey kendi
nizi baka bir varla evirmek iin kullanmaya hazr olduunuz yollara
baldr. Yatay ya da dikey bir ubuun zerinde dolanp kalbinizi doru
ve ayaklarnzla banz yanl yere ya da ayaklarnzla banz doru ve
kalbinizi yanl yere getirme seenekleriniz vardr. Insan bedeninin dsal
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 39 1

dikey simetrisi nedeniyle, kendinizi dikey olarak dndrmeniz, gorunen


sizden-imgeye daha inandnc bir haritalama oluturacaktr. Ama aynalar
kendi yaptklarn sizin nasl yorumladnz asla umursamazlar. Aslnda
tek yaptklar n arkaya evirmektir!
Haritalama, iz drme, zdeleme, empati -ne derseniz deyin- bu
kavramn son derece aldatc bir yan vardr. Neredeyse asla kar konu
lamayan bir insan alkanldr. Ama bizi ok garip kavramsal yollara s
rkleyebilir. nceki rnek fazla kolay olan kendini yanstmann tehlikele
rini gstermektedir. Country-western baladndan alnan bir drtlk byle
bir haritalamay ok ciddiye almann yararszln dokunakl bir ekilde
anmsatmaktadr. Yine de aklmz bunu yapmaktan alkoyamyoruz. Bunu
yapamadmza gre, Nagel'in att baln oluturduu temann olaa
nst eitlernelerine kendimizi koyuverelim.

McDonald's'da almak nasl bir eydir? Otuz sekiz yanda olmak nasl
dr? Bugn Londra'da olmak nasldr?
Everest'e trmanmak nasl bir eydir? Jimnastik dalnda Olimpiyatlarda
altn madalya kazanmak nasldr?
Iyi bir mzisyen olmak nasldr? Klavyede fgler yaratabilmek nasldr? J.
S . Bach olmak nasl bir eydir? talyan Konertosu 'nun son notalarn yazan
J. S . Bach olmak nasldr?
Dnyann dz olduuna inanmak nasl bir eydir?
Sizden akl almaz bir ekilde daha zeki biri olmak nasl bir eydir? Ya da
alal almaz bir biimde daha az zeki?

Bir anya sopayla vurmak nasl bir eydir? Sopayla vurulan bir ar olmak nasl bir
eydir? Sopalanm bir ar olmak nasl bir eydir? (Jim Hull'un izimi)
392 Akln G'z

ikolatadan (ya da ok sevdiiniz bir lezzetten) nefret etmek nasl bir


eydir?
Kiinin ngilizceyi (ya da kendi anadilini) duyup hibir ey anlamamas
nasl bir eydir?
Kar cinsten biri olmak nasl bir eydir? (Bkz. Blm 1 5 "Reddedilmenin
tesi")
Aynadaki imgeniz olmak nasl bir ey olurdu? (Joumey to the Far Side of
the Sun [Doppelgangerr adl filmi izleyin)
Chopin'in erkek kardei (kardei yoktu) olmak nasl bir ey olurdu? im
diki Fransa Kral olmak nasl olurdu?
Hayal edilen biri olmak nasl bir eydir? Saat aldnda hayal edilen kii
olmak nasldr? Halden Caulfeld olmak nasldr? Halden Caulfeld karakteri
ni simgeleyen J. D. Salinger'in beyninin alt-sistemi olmak nasldr?
Bir molekl olmak nasl bir eydir? Bir molekl kmesi? Bir mikrop? Bir
sinek? Bir kannca? Bir kannca kolonisi? Bir an kovan? in? Amerika Bir
leik Devletleri? Detroit? General Motors? Bir konserdeki seyirciler? Bir bas
ketbol takm? Evli bir ift? ki bal bir inek? Siyam ikizleri? Beyni blnm
bir kii? Beyni blnm bir kiinin yans? Giyotinde idam edilmi birinin
kafas? Bedeni? Picasso'nun grsel korteksi? Bir farenin zevk merkezi? Kesil
mi bir kurbaann kprdayan baca? Bir annn gz? Picasso'nun retina
hcresi? Picasso'nun bir DNA molekl?
alan bir yapay zeka program olmak nasl bir eydir? Bilgisayarda bir
iletim sistemi? Sistem "kt" anda alan bir sistem olmak?
Genel anestezi altnda olmak nasl bir eydir? Elektrik akmyla idam edil
mek? Artk hibir znenin ("Ben", ego, benlik) var olmad saton-benzeri bir
duruma ulam bir Zen ustas olmak?
Bir akl ta olmak nasl bir eydir? Bir rzgar gl? Bir insan bedeni?
Cebelitank Kayas? Andromeda takmyldz? Tann?

"X olmak nasl bir eydir?" cmlesiyle ortaya kan imge son derece ekici
ve kkrtcdr. . . Zihinlerimiz ok esnektir ve "yarasa olmak nasl bir ey"
gibi bir fikri kabul etmeye ok yatkndr. stelik baz eylerin "olmak gibi
bir ey" olduu ya da "yapabilme gcne sahip eyler" olduu fikrini de ka
bul etmeye ok hevesliyiz. "Yapabilme gcne sahip eyler" arasnda yara
salar, inekler, insanlar vardr. Bu ltn geerli olmadklan arasnda ise
toplar, biftekler, galaksiler (ama galaksiler sonsuz sayda yapabilme-erkine
sahip eyleri ierirler) bulunur. yleyse bu lt nedir?
Felsefe yazlannda, bilinli olma yeteneine sahip olmann gerekli nite
liklerini uyandrmak iin ok eitli tanmlar kullanlmtr ("bilinli olmak"
bu tanmlardan biridir) . "Ruh" ve "can" iki eski tanmdr. Gnmzde ise
"amallk" en moda tanmdr. "Bilinlilik" tanm her zaman geerlidir. Ay
nca "zne olmak", "i dnyas olmak", "deneyim geirmek", "bak asna

Ynetmen: Robert Parrish, 1 969. [ -ed. notu.]


Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 393

sahip olmak", "algsal farkndalk", "kii olmak", "benlik" ya da "zgr irade"


sahibi olmak tanmlan da kullanlmaktadr. Bazlanna gre "akl sahibi ol
mak", "zeki olmak" ya da yalnzca "dnmek" doru nitelii tamaktadr.
Searle'n makalesinde (Blm 22) "ekil" (bo ve mekanik) ile "ierik" (canl
ve amal) arasndaki fark belirtilmi ve bu fark anlatmak iin "szdizimsel"
ile "anlamsal" (ya da "anlamsz" ve "anlaml") szckleri kullanlmtr. Bu
tanmlarn neredeyse hepsi eanlamldr. Hepsi kendimizi sz konusu nes
neye haritalarken bunun bir anlam olup olmadn duygusal olarak sorgu
lamarnzla ilgilidir; "Bu nesne, yapabilme gcne sahip mi, deil mi?" diye
dnrz. Ama, gerekten bu tanmiann szn ettii bir ey var mdr?
Nagel, peinde olduu "eyin" yalnzca beli rli bir yarasa deil, tm ya
rasalar iin geerli olan deneyimlerin damtlmas olduunu aka belirt
mektedir. Bylece Searle belki Nagel'in bir 'dalist' olduunu syleyecektir
nk Nagel, tm bu bireylerin deneyimlerinden elde edilen baz soyutla
malara inanmaktadr.
Okurlan zihinsel haritalamaya davet eden cmlelerin gramerine ba
knca, bu tuzakl konularn ieriine ulamak mmkn oluyor. rnein
"ndira Gandhi olmak nasl bir ey olurdu?" ile tndira Gandhi olmak nasl
bir eydir?" sorularnn arasndaki ztl bir dnn . Koul cmlesi sizi
baka bir insann "tenine" kendinizi haritalamaya ynlendirirken, bildirme
cmlesi, !ndira Gandhi iin ndira Gandhi olmann nasl bir ey olduunu
soruyor. Bu kez 'Kimin tanmlanyla anlatlm ?' sorusu sorulabilir. Eer
!ndira Gandhi size !ndira Gandhi olmann nasl bir ey olduunu anlat
maya alsayd, sizin deneyimlerinize benzerlik gsterebilecek referanslar
yaparak Hindistan'n siyasi yaamn anlatrd. Siz de derhal "Hayr benim
tanmlanma tercme etme! Kendi tanmlannla anlat! ndira Gandhi asn
dan !ndira Gandhi olmay ndira Gandhi'ye anlat! " diye itiraz ederdiniz. Bu
durumda elbette lndira Gandhi Hindu dilinde konuur ve bu dili renmeyi
size brakrd. Yine de siz, brakn ndira Gandhi iin !ndira Gandhi olma
nn nasl bir ey olduunu anlama:, , ana dili Hindu olan ve !ndira Gandhi
olmann nasl bir ey olduunu anlamayan milyonlarca kiinin durumun
da kalrdnz . . .
Burada byk bir hata var gibi gzkyor. Nagel, "olmak" fiilinin zne
siz olmas iin srar ediyor. Yani "Benim iin X olmak nasl bir eydir?" deil,
"Nesnel olarak X olmak nasl bir eydir?" diye soruyor. Burada "olduran"
deil yalnzca "olan" bir ey, adeta kafas olmayan canl bir hayvan var. Bel
ki de koul cmlesine geri dnmemiz daha iyi olacak: "ndira Gandhi olmak
nasl bir ey olurdu?" Ama benim iin mi yoksa onun iin mi? Zavall ndira
ben o olduum zaman o nereye gidiyor? Ya da cmleyi tersine evirirsek
(zdelik simetrik bir iliki olsun) , karmza "ndira Gandhi iin ben olmak
nasl bir eydir?" cmlesi kar. Bir kez daha eer o benim yerimde olsayd,
ben nerede olurdum? Yer deitirmi mi olurduk? Yoksa geici olarak iki
394 Akln G'zl

ayn "ruhu" bir taneye mi sdnrdk? diye sorabiliriz.


"O benim yerimde olsayd" deil "O ben olsayd" dediimize dikkat
edin. ou Avrupa dili bu tip denklemlerde biraz oynaktr. Hem zne hem
de tmle pozisyonlar iin yaln hali kullanmak garip gibi geliyor. nsan
lar "olmak" fiilini sanki geili fiilmi gibi i-haliyle kullanmay yeliyorlar!
"Olmak" geili deil simetrik bir fiildir ama dil bizi simetrisinden uzakla
trmaktadr.
zdelik bildiren cmlelerin yapsnda, Alnaneada ok ilgin seenek
ler karmza kar. Stanislaw Lem'in yazd, lmek zere olan bir insann
molekl molekl kopyasnn yaplmasn anlatan bir diyalogun Almanca
evirisinden alnt yaptk. Neredeyse kelime kelime tercme etmeye aba
ladk:

1. Ob die Kopie wirklich du bist, dafr muss der Beweis noch erbracht werden.
(Kopyann gerekten sen olacana dair, yine de bunun kantnn salanmas
gerekir.)
2. Die Kopie wird behaupten, dass sie du ist. (Kopya, sen olduunu iddia
edecektir.)

zdelik belirten her iki cmlede de, nce "kopya" (ya da "o") grlyor, ar
dndan "sen," ardndan da fiil geliyor. Birinci cmlenin yaps znenin 'sen'
ve tmlecin 'kopya' olduunu gsterirken, ikinci cmle znenin 'kopya' ve
tmlecin 'sen' olduunu ortaya koyuyor. Fiilin cmle sonunda bulunmas
bu cmlelere srprizli bir son nitelii katyor. Geri ngilizcede ayn etkiyi
bu kadar rahata elde edemiyoruz ama "Kopya gerekten sen mi?" ve "Sen
gerekten kopya msn?" cmleleri arasndaki fark grebiliyoruz. Bu iki
soru aklmza farkl boyutlada 'szyor'. Birinci soru, "Kopya gerekten ba
ka biri mi ya da hi kimse deil mi?" anlamn alrken ikincisi "Yoksa sen
baka bir yerde misin ya da sen herhangi bir yerde misin?" anlamn ykle
niyor. Kitabmzn bal yalnzca iyelik belirten bir cmle olarak deil ayn
zamanda, "Ben kimim?" ve "Kim ben'dir?" sorularna da yant olabilecek
ekilde yorumlanabilir. "Olmak" fiilinin geili olarak, yani gramer kural
lar dndaki kullanmnn, ikinci soruya birinciden ok farkl bir "nitelik"
kattna dikkat edin.
(D. C. D . 'den D. R. H . 'a: Eer ben, sen olsaydm, "sen ben olsaydn,
ben . . . " diye balayan baz nerilerde bulunmak ne kadar ilgin olurdu diye
sz ederdim; ama eer sen ben olsaydn, ben sana bunu sylemeni nerir
miydim?)
Bu rnekler bizim ne kadar kolayca etki altnda kaldmz gsteriyor.
Orada bir "ruh" bulunduu, yanp snebilen kvlcm benzeri bir ruh ya da
mumlann arasnda dolaan bir alev gibi bedenler arasnda dolatnlabi
len bir ruh olduu fikrine balklama dalyoruz. Eer mum sner ve tekrar
yaklrsa acaba "ayn alev" midir? Yoksa snmese bile her dakika "ayn
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 395

alev" midir? Drt ylda bir Olimpiyat Mealesi Atina'dan yola kp oyunla
rn yaplaca yere kadar binlerce kilometre snmemesine zen gsterilerek
tanyor. "Atina'da yaklm olan alev" olduu fikrinin en gl simgesidir.
Zincirdeki en ksa boluk bunu bilenler iin simgesellii mahveder. Bil
meyenler iin ise hibir zarar yoktur! Bunun nemi olabilir mi? Ne var ki
duygusal adan nemli gibi grnyor. "Ruh-alev" fikri de kolayca snd
rlemeyecektir ama bizi ok tehlikeli sulara srklyor.
Biz yalnzca yaklak "ayn boyutlarda ruhu" olan eylerin birbirinin
iine geebileceini dnyoruz. Daniel Keyes'in Flowers for Algemon adl
bilimkurgu yks, mucize bir tedaviyle zekileen ve byk bir dahi olan
geri zeka.I bir gen adam zerinedir. Ne \"ar ki , tedavinin etkisi kalc de
ildir ve "gen adam" kendi zekasnn yine geri zekal dzeyine kne
tank olacaktr. Bu kurgusal yknn kart gerek yaamda sfr akldan
normal yetikin zekasma gelien ve ardndan bunadklanna tank olan ya
da ciddi beyin hasan gren insaniann trajedisinde de grlr. Acaba bu
kiiler 'Ruhunuzun elinizin altndan kayp gitmesi nasl bir eydir?' soru
sunu hayal gc ok canl olan birinden daha iyi yantiayabilirler mi?
Franz Kafka'nn Dnm adl yapt bir sabah uyandnda dev bir
bcee dntn gren gen bir adamn yksdr ve bu bcek tp
k bir insan gibi dnmektedir. Flowers for A lgemon yksnn fikriyle
Dnm'n fikrini bir araya getirmek ve zekas bir dahi insan (niin spe
rinsan dzeyi olmasn) dzeyine ykselen ve ardndan yine bcek dzeyine
den bir bcein deneyimlerini hayal etmek ok ilgin olabilir. Yine de
bunu alglamak bizim iin neredeyse olanakszdr. Elektrik mhendislii
j argonundan dn alrsak, bu olaydaki bireylerin zihinlerinin "empedans
eitlii" ok zayftr. Daha doru su, Nagel"in ileri srd soru biimlerinin
inanlrlk lt belki de empedans eitlii olmaldr. Hangisi olduunuzu
hayal etmek sizin iin daha kolaydr: tmyle kurgusal bir karakter olan
Holden Caulfield mi yoksa gerek bir yarasa m? Elbette gerek bir yara
sa yerine kurgusal bir insan zerine kendinizi haritalamanz daha kolay,
daha gerek olacaktr. Bu, biraz artcdr. Nagel'in "olmak" fiili bazen
ok garip davranlar gsteriyor. Belki de Turing testi hakkndaki diyalog
da nerildii gibi, "olmak" fiili biraz geniletilmektedir. Belki de snrlannn
tesine esnetilmektedir!
Bu fikrin tmmn kukulu bir yan vardr. Herhangi bir ey, nasl
olmad bir ey olabilir? Her iki eyin de "deneyim geirmesi" bunu nasl
daha inanlr bir biime getirir? Kendimize "Ana bir sinek taklm ura
daki kara rmcek iin o sinek olmak nasl bir ey olurdu?" ya da daha
kts "Kemanmn gitann olmas nasl bir ey olurdu?" ya da "Eer bu
cmle bir su aygn olsayd nasl bir ey olurdu?" gibi sorular sormann
neredeyse hi anlam yoktur. Kimin iin nasl bir ey olacak? Bilinci olsun
olmasn, sz edilen eitli nesneler iin mi? Biz, alglayanlar iin mi? Ya
396 Akln G'z

da yine "nesnel" olarak m?


Nagel'in yazsnn takntl noktas budur. Kendi deyimiyle "biz olmann
nasl bir ey olacan hayal ederneyecek varlklar iin (insan deneyiminin
gerek yapsnn) anlalabilir bir tanmn vermenin" mmkn olup olma
dn renmek istiyor. Bylesine aka belirtilince, bariz bir eliki gibi
grnyor ve gerekten de Nagel'in zerinde durduu nokta budur. Ken
disi iin bir yarasa olmann nasl bir ey olduunu bilrnek istemiyor. znel
olarak nasl bir ey olduunu, nesnel olarak bilrnek istiyor. Bir "yarasa
kask" (beyninde yarasa benzeri deneyimler drtleyecek elektrotlar bulu
nan bir kask) takmak ve "yarasalk" deneyimini yaamak Nagel iin yeterli
olmayacaktr. Ne de olsa bu, yalnzca Nagel iin bir yarasa olmann nasl
bir ey olduunu gsterecektir. yleyse yeterli olacak olan nedir? Herhangi
bir eyin yeterli olacan sannyar ve bu nedenle kayglanyor. "Deneyim
yaamak" fikrinin nesnelliin alan dnda kaldndan korkuyor.
Belki de, yapabilme-erkine sahip olma durumu iin, daha nce saylan
eanlarnl ifadeler arasnda en nesnel gibi grnen "bir bak asna sahip
olmak" olabilir. Ne de olsa makine zekasma inanmayanlarn en inatlar
bile, dnya hakknda ve dnyayla balants hakknda baz gerekleri temsil
eden bir bilgisayar prograrnnn bir 'bak as' olduunu isterneyerek de ka
bul ederler. Bir bilgisayarn, evresindeki dnyay, makine merkez alnarak,
bir referans erevesinde tanmlayacak biimde prograrnlanabilecei gere
ine kar klarnaz. mein " dakika nce Teddy ay buradan otuz be
fersah doudayd" gibi bir tanmlama yapabilir. Byle bir "buras-merkezli,
imdi-merkezli" referans erevesi, ilkel bir "ben merkezci" gr as ier
mektedir. Herhangi bir "ben" iin "imdi burada olmak" merkezci bir dene
yirndir. Ama herhangi bir "ben"e gnderme yapmadan "imdi" ve "burada"
szcklerini nasl tanmlayabilirsiniz? Dairesellik kanlmaz mdr?
Bir an durup "ben" ile "imdi" arasndaki ilintiyi dnelim. Normal
bir biimde bym, sradan alglama ve konuma kapasiteleri gelimi ve
ardndan geirdii beyin hasar nedeniyle ksa-vadeli bellein sinir hcresel
devrelerini uzun-vadeli bellee evirme kapasitesini yitirmi bir insan ol
mak nasl bir eydir? Byle bir insann var olma duygusu "irndi"nin her iki
yannda sadece birka saniye srecektir. Benliin sreklilii byk-lekli
olarak hissedilrnediinden, zamann her iki ynnde uzanan benlikler zin
ciriyle, tek bir tutarl kii oluturan isel gr de olmayacaktr.
Banza bir darbe aldnz zaman, bundan nceki birka saniyelik
sre sanki o anda bilinli deilrnisiniz gibi zihninizden silinir. Bir d
nn; u anda banza bir darbe inerse, beyninizde bundan nceki birka
cmleyi okumu olmann hibir kalc izi olmayacaktr. yleyse bunlann
deneyimini yaayan kimdir? Bir deneyim ancak uzun-vadeli bellee yerle
tii zaman m sizin bir paranz olur? Hi anrnsarnadnz bunca ryay
acaba kim grd?
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 397

"imdi" ile "ben" nasl yakndan balantlysa, "burada" ile "ben" de


ayn biimde balantldr. Garip bir biimde, imdi lm deneyimini geir
diinizi dnn. u anda Paris 'te olmadnz halde, Paris 'te lmenin nasl
bir ey olduunu bilirsiniz. Ne k, ne ses, hibir ey yoktur. Timbuktu
iin de ayns geerlidir. Daha dorusu siz artk -ufack bir yer dnda- her
yerde lsnz. Her yerde l olmaya ne kadar yaklatnz dnn!
u ann dndaki btn anlarda da lsnz. Canl olduunuz u ksack
uzay-zaman paras, bedeninizin u anda olduu yerde olmayabilir, yalnz
ca bedeniniz ve "imdi" kavramyla tanmlanmtr. Bizim dillerimizde, "bu
rada", "imdi", "ben", "beni" ve benzeri szcklerle ok zengin balantlar
oluturan szckler vardr.
Bir bilgisayar programnn dnyayla balantsn tanrolarken "ben,"
"beni" ve 'benim' gibi szckler kullanmas olaandr. Elbette bu szckle
rin ardnda gelimi bir benlik-kavramnn bulunmas gerekmez, ama belki
de bulunabilir. Temelde, daha nce "Preld . . . Kannca Fg" adl blmn
(Blm 1 ) dnceler ksmnda tanmland gibi, herhangi bir fiziksel tem
sil sistemi, ne kadar alak gnll olursa olsun , bir bak asnn cisim
letirilmi halidir. "Bir bak asna sahip olmak" ile "bir temsil sistemi
olmak" arasndaki apak balant, yapabilme gcne sahip olma duru
munu dnmek konusunda ileri bir adm atlmasn salamaktadr. Tabii
eer yapabilme gcne sahip eylere. snflandrmalar asndan yeterince
zenginlik ieren fiziksel temsil sistemleri \"e dnyadaki deneyimlerinin ok
iyi snfiandnid bellekler ykleme; baarabilirsek, znelliin en azndan
bir ksmn nesnelletirmi olabiliriz.
"Bir yarasa olmak" fikrinin gariplii. yarasalann d dnyay tuhaf bir
biimde alglamalan deil, biz insanlarla kyaslandnda, yarasalann kav
ramsal ve algsal snflandrma toplamnn ok daha dk olmasdr. Baz
bakmlardan, duyusal olanaklar artc biimde birbiriyle deitirilebilir
ve edeerdedir. rnein gerek kr gerekse gren insanlarda dokunma du
yusu araclyla grsel deneyimler yaratmak olasdr. Bir televizyon ka
merasyla altnlan binden fazla stimlatrn bulunduu bir levha bir
kiinin srtna yerletirilir. Duyular beyne tanp ilemden geirilerek gr
sel deneyimler balatlabilir. Gren bir kadn protez gr deneyimini yle
anlatyor:

Gzlerim bal, souk TSR koniler srtma yaslanm, iskemlede oturuyor


dum. nceleri ekilsiz duyu dalgalan hissettim. Collins, bu hisse alabil
mem iin karmda durmu elini salladn syledi. Birdenbire bir karenin
aa sol kesinde siyah bir gen ya hissetim ya da grdm - emin deilim.
Duyuya tam olarak parmak basmak olanakszd. Srtmda titreimler his
settim ama gen kafann iindeki bir kare erevenin iinde ortaya kt.
(Nancy Hechinger, "Seeing Without Eyes-Gzler Olmadan Grmek" Science
Bl Mart 1 98 1 , s . 43.)
398 Akln G'ozl

Duyusal girdilerin biimsel deiiklii bilinen bir olgudur. Daha nceki b


lmlerde akland gibi, her eyin stn altna eviren prizma biimli
gzlk takanlar iki- hafta sonra dnyay bu ekilde grmeye alrlar.
Daha soyut bir dzeyde ise, yeni bir dil renen insanlar fikirler dnyasn
olduka ayn biimde hissedeceklerdiL
Aslnda "yarasalann dnya grn" bizimkinden farkl klan, dr
tlerin algya aktarm biimi ya da dnceyi destekleyen ortamn yap
s deildir. Son derece kstl olan snftandrma dizisi ve yaamda neyin
nemli neyin nemsiz olduu zerindeki vurgudur. Yarasalann "insanlarn
dnya gr" gibi kavrarnlar gelitirip bu konuda aka yapamadklan bi
linen bir gerektir, nk her zaman byk bir yaam sava iinde ok
meguldrler.
Nagel'in sorusu, bizi kendi zihnimizi bir yarasann zihnine nasl ha
ritalayabileceimizi ok derin dnmeye sevk etmektedir. Bir yarasann
zihni nasl bir temsil sistemidir? Bir yarasayla empati kurabilir miyiz? Bu
adan, Nagel'in sorusu, Blm 2 2 'nin Dnceler ksmnda akland
gibi, bir temsil sisteminin bir bakasn taklit etme biimine yakndan bal
gibi grnyor. Bir Sigma-S'e "DEC olmak nasl bir ey?" diye sorarak her
hangi bir bilgi edinebilir miyiz? Hayr, bu ok sama bir soru olur. Sama
olmasnn nedeni ise, programlanmam bir bilgisayarn bir temsil sistemi
olmaydr. Hatta bir bilgisayar bir bakasn taklit etmek zere program
lansa bile, byle bir sorunun ierdii kavramlarla baa kacak kadar tem
sil gcne sahip olmayacaktr. Bunu yapabilmek iin son derece gelimi,
baka baz eylere ek olarak 'olmak' fiilini de bizim kullandmz (Nagel'in
geniletilmi anlam da dahil olarak) biimlerde kullanabilen bir yapay zeka
program gereklidir. Bu durumda sorulacak soru, "Kendini anlayan bir ya
pay zeka program olarak, sence baka bir benzer program taklit etmek
nasl bir ey?" biiminde olmaldr. Ne var ki bu soru "Bir insann bir ba
kasyla ok gl bir biimde empati kurmas nasl bir eydir?" sorusuna
ok yakndan benzerneye balayacaktr.
Daha nce belirttiimiz gibi, insaniann bir bilgisayar sre ne kadar
olursa olsun, taklit etmeye yeterli sabr ya da titizlii yoktur. Kendilerini
teki "yapabilme gcne sahip eylerin" yerine koymaya kalknca taklit
etmek yerine empati kurarlar. Beyinlerindeki simgesel hareket aklarn
deitiren kresel nyarg dizilerini bilinli olarak uygulayp, kendi isel
simge sistemlerini "altst ederler. " Geri LSD kullanmak da sinir hcre
lerinin birbiriyle kurduu iletiimde kkl deiiklikler yaratr ama bu
durum LSD kullanmaktan farkldr, nk LSD'nin yaratt deiiklikler
ngrlemez. Etkisi, beynin iinde nasl daldna baldr ve neyin neyi
simgelediiyle ilgisi yoktur. LSD ve beyninize giren bir kurun, dnceleri
ayn biimde etkiler nk ikisi de beyindeki hcrelerin simgesel gcne
hi aldr etmez.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 399

Ama simgesel kanallarla yerletirilen bir nyarg, "Hey bakalm bir ya


rasa olmak nasl bir duygu yaratr diye bir dneyim" demek zihinsel bir
balam oluturur. Daha az zihinsel ve daha fazla fiziksel bir tanma terc
me edersek, kendinizi bir yarasann bak asna sokmaya almak bey
ninizde baz simgeleri harekete geirir. Bu simgeler, aktif halde kaldklan
srece, harekete geen dier tm simgelerin ateleme dzenlerini etkiler ve
beyin belirli hareketlenmeleri istikrarl olarak, yani balam olarak, kabul
edecek kadar gelimi olduundan, dier simgeler bunlara uyum gsterecek
ekilde hareket ederler. "Yarasa gibi dnmeye" alnca, dncelerimi
zi her zaman izlediinin dnda yollar izlemeye ynlendiren sinir hcresi
balarnlarn kurarak, beyinlerimizi altst etmi oluruz. (Istediimiz zaman
"Einstein gibi dnmeye" kendimizi ynlendirememek ne kadar kt! )
Ne var ki, bunca zenginlik bizi yapabilme gcne sahip eylere gtr
mez. Her kiinin z-simgesi -ya da Lem'in bireysilerinin "bireysel tohumu"
ya da "gemmas"- yaam boyunca ylesine bym, karmaklam ve
kendine has zellikler kazanmtr ki, artk bir baka kiinin ya da varln
kiiliini bir bukalemun gibi zmseyemez. Bireysel tarihi bir z-simgenin
minik 'dmnn' iine sanlmtr.
E biimli ya da birbirinin tpks z-simgelere sahip olan, birbirine
ok benzeyen -rnein bir kadn ve her atomunun einin bulunduu bir
kopyas- iki sistemi dnmek ok ilgintir. Kendi hakknda dnd
zaman acaba ayn zamanda kopyasn da m dnm olur? ou insan
gkyznde bir yerde kendilerine tpatp benzeyen birinin bulunduu fan
tezisini kurar. Kendi hakknzda dnrken hi farknda olmadan o kiiyi
de mi dnyorsunuz? u anda dndnz kii kimdir? O kii gibi
olmak nasl bir eydir? Siz, o kii misiniz? Eer bir seim ansnz olsayd o
kiinin ldrlmesine mi izin verirdiniz yoksa kendinizin mi?
Nagel'in yazsnda tanmyor gibi grnd bir nokta (baka noktalar
la birlikte) , dilin bize ait olmayan blgelere gememize izin veren bir kpr
oluudur. Yarasalann "baka bir yarasa olmak nasl bir eydir" konusunda
fikirleri yoktur ve bunu hi merak etmezler. Bunun nedeni yarasalann,
fikir dei tokuuna yarayan evrensel aralarn, yani dillerin, filmlerin, m
ziklerin, jestlerin bize verdiklerine sahip olmamalandr. Bu araclar kendi
mizi aktarmamza ve yabanc gr alarn zmsememize yardmc olur.
Evrensel aralar araclyla gr alan daha fazla birimsel, daha fazla
aktanlabilir, daha az bireysel ve daha az kiiye zel olurlar.
Bilgi, nesnel ile znelin garip bir karmdr. Szl olarak anlatlabilen
bilgi, szckler farkl insanlar iin "ayn anlam tayorsa," evreye yayla
bilir ve paylalabilir. ki insan ayn dili konuabilir mi? "Ayn dili konu
mak" derken aprak bir konudan sz ediyoruz. Gizli sakl zelliklerinin
payialmadn nceden kabul ediyoruz. Konuarak yaplan aktarrnlara
nelerin katldn nelerin danda brakldn az ok biliyoruz. Dil en zel
400 Akln G'zi

deneyimlerin dei tokuu iin herkese ak bir aracdr. Her zihinde her
szck ok zengin ve taklit edilemez kavramlarla evrelenmitir ve yzeye
karmak iin ne kadar abalarsak abalayalm her zaman bir eyleri at
layacamz biliriz. Yalnzca yaklak olmaya alabiliriz. (Bu fikir zerin
deki daha geni tartmalar iin George Steiner'in After Babel adl yaptma
baknz.)
Dil ve yaplan el hareketleri gibi mem dei tokuu aralarn kullana
rak (Bkz. Blm 1 0 , "Bencil Genler ve Bencil Memler") X gibi olma ya da X
yapma deneyimini (bazen hayal ederek) yaayabiliriz. Asla gerek deildir
ama X gibi olmak hakknda gerek bilgi nedir ki? Biz on yl nceki kendimiz
gibi olmay da bilemeyiz ki. Ancak an defterlerini tekrar okuyarak reniriz
ama bu da yalnzca tahmin yoluyladr. Bakasnn yerinde olduumuzu
dleriz. Daha da kts, dn yaptmz herhangi bir eyi nasl olup da
yapabildiimizi bilmememizdir. in zne inerseniz, u anda ben olmann
nasl bir ey olduu da pek ak deildir.
Dil bizi bu sorunun iine sokar (sorunu grmemize izin vererek) ve
ayn zamanda (evrensel bir dnce dei toku aracs olarak deneyimle
rin paylalmasn ve nesnellemesini salayarak) bizim bu sorundan synl
mamza da yardm eder. Ne var ki, bizi tmyle ekip karamaz.
Bir bakma Gdel'in teoremi, ikolatay sevmemenin ya da bir yara
sa olmann nasl olduunu benim anlayamadm gereinin matematiksel
bir benzetmesidir ve gitgide kusursuzlaan sonsuz simlasyon sreleriyle
taklit etmeye yaklatrr ama ulatrmaz. Ben kendi iimde kapana ksl
dmdan, baka sistemlerin nasl olduklann gremem. Gdel'in teoremi
bu genel dorunun bir sonucundan ortaya kar: Ben kendi iimde ka
pana ksldmdan, baka sistemlerin beni nasl grdklerini gremem.
Bylece Nagel'in sert bir biimde ortaya att nesnellik-znellik ikilemle
ri, bir ekilde, hem matematiksel mantk hem de daha nce grdmz
gibi fiziin temelindeki epistemolojik sorunlarla balantl olur. Bu fikirler
Hofstadter'in Gdel, Escher, Bach adl yaptnn son blmnde daha ay
nntl olarak gelitirilmitir.
D . R. H .
25

RAYMONO M . SMULLYAN

BR EPiSTEMOLOJiK KARABASAN *

Sahne 1. Frank bir gz doktorunun muayenehanesindedir. Doktor eline bir


kitap alp sorar, "Bu ne renk?" Frank, "Krmz" diye yantlar. "Ahha, tam
dndm gibi!" der doktor. "Sizin tm renk mekanizmanzn almas
bozulmu. Ama tedavi edilebilir durumda ve birka hafta iinde sizi kusursuz
duruma getireceim."

Sahne 2. (Birka hafta sonra.) Frank bir deneysel epistemoloun evindeki


laboratuvardadr. (Bunun ne demek olduunu biraz sonra reneceksiniz!)
Epistemolog bir kitab gsterip sorar. "Bu kitap ne renk?" Frank'a daha nce
gz doktoru tarafndan "tedavi edilmi" olduu sylenmitir. Ama son derece
analitik ve temkinli bir yapya sahip olduundan rtlme olasl bulu
nan bir yant vermek istemez. Sonunda "Bana krmz gibi grnyor," diye
yantlar.

EPSTEMOLOG: Yanl!
FRANK: Ne dediimi duyduunuzu sanmyorum. Bana krmz gibi grn
yor dedim yalnzca.
EPSTEMOLOG: Sizi duydum ama yanldnz.
FRANK: unu aka anlamak isterim; yani bu kitabn krmz oluu konu
sunda m hata yaptm yoksa bana krmz gibi grnyor dediim
iin mi hata yaptm sylemek istiyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Krmz olduunu sylerken hata yaptnz demi olarnam
nk krmz olduunu sylemediniz. Yalnzca size krmz gibi g
rndn sylediniz ve bu ifade hatal .
FRANK: Ama "Bana krmz gibi geliyor" ifadesinin hatal olduunu syle
yemezsiniz.

* "An Epistemological Nightmare". Raymond M. Smullyan, Philosophical Fantasies,


St. Martins Press, N.Y., 1 982'den alnmtr.
402 Akln G'z

EPSTEMOLOG: Eer syleyemezsem, nasl olup da syledim?


FRANK: Yani demek istemi olamazsnz demek istedim.
EPSTEMOLOG: Niin olmasn?
FRANK: Ama ben kitabn bana ne renk gibi grndnden eminim!
EPSTEMOLOG: Yine hatalsnz.
FRANK: Bir eyin bana nasl grndn kimse benden daha iyi bilemez.
EPSTEMOLOG: zr dilerim ama yine hatalsnz.
FRANK: Ama benden daha iyi kim bilebilir?
EPSTEMOLOG: Ben bilirim.
FRANK: Siz benim zel zihinsel durumlarma nasl ulaabilirsiniz?
EPSTEMOLOG: zel zihinsel durumlar! Metafizik samalk! Bakn ben bir
uygulamac epistemoloum. "Zihin" ve "madde" kartl konusun
daki metafiziksel sorunlar yalnzca epistemolojik karmaadan or
taya kyor. Epistemoloji aslnda felsefenin gerek temelidir. Eski
epistemologlarn sorunu ise tmyle kuramsal yntemler kullan
malardr ve tartmalarnn ounun dejenere olup kelime oyun
larna dnmesidir. Baka epistemologlar, bir insann una buna
inandn ileri srerken hatal olup olmayacan ciddi olarak tar
trlarken , ben bu gibi sorunlarn deneysel olarak nasl zmle
nebileceini kefettim.
FRANK: Byle konularda nasl deneysel olarak karara varabiliyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Dorudan o kiinin dncelerini okuyarak.
FRANK: Yani telepati yeteneiniz olduunu mu sylyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Elbette hayr! Yaplmas gerektii aka grlen bir eyi
yaptm demek oluyor. Teknik adan beyineskop adyla bilinen bir
beyin-okuma makinesi gelitirdm ve u anda bu odada alp si
zin beyninizdeki tm sinir hcrelerini taryor. Bylece tm duygu
larnz ve fkirlerinizi okuyabiliyorum ve bu kitabn size krmz gibi
grnmedii nesnel bir gerek olarak ortaya kyor.
FRANK: (Boynu bkk bir halde) Aman Tanrm, u kitabn bana krmz
gibi grndne yemin edebilirdim. Gerekten de bana krmz
gibi grnyormu gibi grnyor.
EPSTEMOLOG: zr dilerim ama yine hatalsnz.
FRANK: Gerekten mi? Bana krmz gibi grnyor gibi grnmyor mu?
Bana gerekten krmz gibi grnyor gibi grnyor gibi grn
yor!
EPSTEMOLOG: Yine hatalsnz! "Gibi grnyor" ifadesini "bu kitap kr
mz" szcklerini ekleyerek ne kadar tekrarlarsanz tekrarlayn,
yine hatal olacaksnz.
FRANK: Harika bu! "Gibi grnyor" yerine "inanyorum ki" dediimi var
sayalm. Tekrar batan balayalm. "Bana krmz gibi grnyor"
cmlesini geri alyorum ve bunun yerine "Ben bu kitabn krmz
Bir Epistemolojik Karabasan 403

olduuna inanyorum" diyorum. Bu ifade doru mu yanl m?


EPSTEMOLOG: Beyin-okuma makinesinin dmelerini aratrnarn iin
bana bir dakika izin verin. . . hayr bu ifade yanl.
FRANK: Pekala, "Bu kitabn krmz olduuna inandma inanyorum" der
sem ne olur?
EPSTEMOLOG: (Makinenin ayarianna bakar) Yine hatal. "Inanyorum"
szcn ne kadar tekrarlarsanz tekrarlayn, tm bu inan cm
leleri hatal olacaktr.
FRANK: Benim iin ok aydnlatc bir deneyim oldu. Ne var ki, saysz ha
tal inanca sahip olduumu fark etmemin benim iin biraz zor ol
duunu kabul etmelisiniz.
EPSTEMOLOG: lnanlarnzn hatal olduunu niin sylyorsunuz?
FRANK: Ama deminden beri bana bunu sylyorsunuz!
EPSTEMOLOG: Kesinlikle byle bir ey sylemedim!
FRANK: Gzel Tanrm, tm hatalann itiraf etmeye hazrdm ve imdi siz
bana inanlannn hatal olma dn sylyorsunuz. Ne yapmak is
tiyorsunuz, beni delirtneye mi alyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Hey biraz geveyin! Anmsamaya aln: lnanlarnzn
hatal olduunu ne zaman syledim ya da ima ettim?
FRANK: Cmlelerin birbirini izleyiini anmsayn: ( 1 ) Bu kitabn krmz ol
duuna inanyorum, (2) Bu kitabn krmz olduuna inandma
inanyorum vs. Bu cmlelerin her birinin hatal olduunu syledi
niz bana.
EPSTEMOLOG: Doru.
FRANK: yleyse btn bu yanl ifadelerdeki inanlanmn nasl hatal ol
madn syleyip de tutarl olabilirsiniz?
EPSTEMOLOG: nk size dediim gibi, bunlarn hibirine inanmyorsu
nuz.
FRANK: Galiba anlyorum ama kesin olarak emin deilim.
EPSTEMOLOG: Bakn baka bir ekilde anlataym. leri srdnz her
bir cmlenin yanllnn sizi bir ncekine hatal biimde inanmak
tan kurtardn grmyor musunuz? Birinci cmle, size dediim
gibi yanltr. Tamam ! kinci cmle yalnzca sizin birinci cmleye
inandnz gsteriyor. Eer ikinci cmle doru olsayd, o zaman
birinci cmleye inanacaktnz ve bylece birinci cmleye olan inan
cnz gerekten hatal olacakt. ansmza ikinci cmle hatal oldu
undan, birinci cmleye inanmam oluyorsunuz ve bylece birinci
cmleye olan inancnz hatal olmuyor. Yani ikinci cmlenin yan
ll, birinci hakknda sizin hatal bir inancnz olmadn gsteri
yor; nc cmlenin yanll da ayn ekilde sizi ikinci cmleye
hatal olarak inanmaktan kurtaryor vs.
FRANK: imdi anlyorum ! Yani benim inanlanm hatal deildi, yalnzca
404 Akln G'z

cmleler hatalyd.
EPSTEMOLOG: Doru.
FRANK: ok artc! Bu arada, kitap cidden ne renk?
EPSTEMOLOG: Krmz.
FRANK: Nee!
EPSTEMOLOG: Doru! Elbette kitap krmzdr. Neyiniz var sizin? Gz
nz yok mu?
FRANK: Ama ben srekli olarak kitabn krmz olduunu sylemedim mi?
EPSTEMOLOG: Elbette hayr! Siz srekli olarak size krmz gibi grnd
n, size krmz gibi grnyor gibi geldiini, krmz olduuna inan
dnz, krmz olduuna inandmza inandnz filan sylediniz.
Bir kez bile kitap krmzdr demediniz. Eer ilk bata size "Bu kitap
ne renk?" diye sorduum zaman yalnzca "krmz" diye yantlam
olsaydnz, bu sevimsiz tartmadan kanm olacaktk

Sahne 3. Frank birka ay sonra tekrar epistemoloun evine gelir.

EPSTEMOLOG: Sizi grmek ne kadar gzel! Ltfen oturun.


FRANK: (Oturur) : Geen seferki tartmamz dnyordum ve akla
kavuturmak istediim bir sr ey var. ncelikle sizin syledikle
rinizin bazlarnda tutarszlklar kefettim.
EPSTEMOLOG: Harika! Tutarszlklara baylnm. Ltfen anlatn !
FRANK: nan cmlelerim yanl olduu halde, benim yanl inanZara sa
hip olmadm sylemitiniz. Eer kitabn gerekten krmz oldu
unu itiraf etmeseydiniz, tutarl olurdunuz. Ama kitabn krmz
olduunu itiraf etmeniz bir tutarszla yol ayor.
EPSTEMOLOG: Nasl oluyor?
FRANK: Bakn, sizin de doru olarak iaret ettiiniz gibi, "Krmz olduuna
inanyorum", "Krmz olduuna inandma inanyorum" eklinde
ki birincinin dndaki cmlelerin her birinin yanll bir ncekine
yanl bir inan beslemekten beni kurtaryor. Ne var ki, siz ilk cm
leyi dikkate almadnz! Kitabn gerekten krmz olduu gerei,
"Krmz olduuna inanyorum" eklindeki ilk cmlenin yanlly
la birleince, benim yanl bir inanca sahip olduumu gsteriyor.
EPSTEMOLOG: Nedenini anlayamadm.
FRANK: Aka belli! "Krmz olduuna inanyorum" cmlesi yanl oldu
una gre, aslnda ben kitabn krmz olmadna inanyorum de
mektir ve kitap krmz olduuna gre, benim yanl bir inancm
vardr. te byle!
EPSTEMOLOG: (Hayal krklna urayarak) : zgnro ama kantnz ba
arl deil. Elbette krmz olduuna inannanzn yanll sizin
kitabn krmz olduuna inanmadznz gsteriyor. Ama bunun
anlam kitabn krmz olmadna inannanz demek deildir.
Bir Epistemolojik Karabasar 405

FRANK: Ama ben aka biliyorum ki kitap ya krmz ya da deil. Yani eer
krmz olduuna inanmyorsam , o zaman krmz olmadna ina
nyorum demektir.
EPSTEMOLOG: Hi de deil. Ben Jpiter'de yaam ya vardr ya da yoktur
diye inanyorum. Ama ne olduuna ne de olmadna inanmyo
rum. Her iki ekilde de elimde bir kant yok nk.
FRANK: ey, sannn haklsnz. Ama daha nemli konulara dnelim. Kendi
inanlanm hakknda hatal olabilmem bence olanaksz.
EPSTEMOLOG: Bir kez daha batan almak zorunda myz? Byk bir sa
brla size (cmleleriniz deil ama inanlannz konusunda) hatal
olmadnz sylemitim.
FRANK: Peki ama o zaman ben cmlelerin de hatal olduuna inanmyo
rum. Evet makineye gre hatal olabilirler ama niin makineye g
venmek zorundaym?
EPSTEMOLOG: Makineye gvenmenizi kim syledi?
FRANK: Yani makineye gvenmeli miyim?
EPSTEMOLOG: inde "-meli" eki geen bir soru benim alannn dnda
kalyor. Ama isterseniz sizi kusursuz bir ahlak olan bir meslekta
ma gnderebilirim. Kendisi bu sorunuzu yantlayabilir.
FRANK: Hadi canm, benim "-meli" ekini ahlaki anlamda kullanmadm
aka belli. Yalnzca "Bu makinenin gvenilir olduuna dair bir
kantm var m?" demek istedim.
EPSTEMOLOG: Eee, kantnz var m?
FRANK: Bana sormayn! Siz makineye gvenneli misiniz demek istiyorum.
EPSTEMOLOG: Gvenmeli miyim? Hi fikrim yok ve ne yapmalym hi
umursamyorum.
FRANK: Yine ahlak taknt! Yani makinenin gvenilir olduuna dair sizin
kantnz var m demek istiyorum.
EPSTEMOLOG: Elbette var!
FRANK: yleyse asl konuya gelelim. Kantnz nedir?
EPSTEMOLOG: Bu soruyu bir saat, bir gn ya da bir hafta iinde yant
lamam bekleyemezsiniz. Eer benimle birlikte makineyi incelemek
isterseniz, bunu yapabilirsiniz ama birka yl sreceine garanti
verebilirim. Bu srenin sonunda makinenin gvenilirlii konusun
da hibir kukunuz kalmayacaktr.
FRANK: llerinin doru olmas asndan makinenin gvenilir olduuna
inanabiiirim ama bu kez de lt eylerin ok nemli olup olma
dndan kuku duyarm. Yalnzca kiilerin fizyolojik durumlarn
ve aktivitelerini lyor gibi geldi bana.
EPSTEMOLOG: Elbette ama baka ne lmesini bekliyordunuz?
FRANK: Benim psikolojik durumlarm, gerek inanlanm ltnden
kukuluyum.
406 Akln G'oz

EPSTEMOLOG: Yine ayn noktaya m dndk? Sizin psikolojik durum,


inan, duygu ve benzeri olarak adlandrdnz fizyolojik durum ve
sreleri bu makine lyor.
FRANK: Bu noktada aramzdaki tek farkn yalnzca anlamsal olduuna
ikna olmaya balyorum. Peki, makinenizin sizin anladnz an
lamda "inanlan" doru olarak ltne inanyorum ama benim
anladm anlamdaki "inanmak" asndan inanlann lme ola
sl bulunduuna inanmyorum. Baka bir deyile, bu krd
mn nedeni, "inan" szcnn sizin ve benim iin ok farkl an
lamlar tamasdr.
EPSTEMOLOG: Bu iddianzn doruluuna deneysel olarak karar verilebi
lir. Odamda iki tane beyin-okuma makinem var. Birini, sizin "inan
mak" derken neyi kastettiinizi zmek iin sizin beyninize, dierini
"inanmak" derken benim neyi kastettiimi zmek iin kendi beyni
me ynlendireceim. imdi de sonulan kyaslayacam. zgnro
ama ortaya kyor ki "inanmak" szcyle ikimiz de tam olarak
ayn eyi kastediyoruz.
FRANK: Of brakn u makineyi! "nanmak" szcyle ayn anlamlan kas
tettiimize siz inanyor musunuz?
EPSTEMOLOG: Ben inanyor muyum? Makineye bakarken, bir dakika
bekleyin. Evet inandm grlyor.
FRANK: Aman Tannm, siz neye inandnz makineye danmadan bana
syleyemiyor musunuz?
EPSTEMOLOG: Elbette hayr.
FRANK: Ama ou insana neye inandn sorunca, size syleyiverirler.
nanlannzn ne olduunu anlamak iin, dnce-okuyan maki
neyi beyninize ynlendirip makinenin llerine dayanarak neye
inandnz renmek gibi dolambal bir yola niin sapyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Neye inandm renmenin baka hangi bilimsel, nesnel
yntemi var?
FRANK: Hadi canm, niin kendinize sormakla yetinmiyorsunuz?
EPSTEMOLOG: (zntyle) : e yaramaz. Neye inandm kendime so
runca, hibir yant alamyorum!
FRANK: yleyse inandklannz niin sadece ifade etme yoluna gitmiyor
sunuz?
EPSTEMOLOG: Neye inandm bilmeden bunu nasl ifade edebilirim?
FRANK: Neye inandnz konusundaki bilginizin can cehenneme; neye
inandnz hakknda bir fikriniz ya da bir inancnz var elbette, de
il mi?
EPSTEMOLOG: Elbette byle bir inancm var ama bu inancn ne olduunu
nasl bulabilirim?
FRANK: Korkarm bir kez daha sonu olmayan bir dngye giriyoruz. Bakn,
Bir Epistemolojik Karabasan 407

bu noktada sizin delirip delirmediinizi gerekten merak etmeye


baladm.
EPSTEMOLOG: Makineye bir bakaym. Evet, grnen o ki deliriyor olabi-
lirim.
FRANK: Aman Tannm, bu sizi korkutnuyar mu?
EPSTEMOLOG: Bir bakaym! Evet, grne gre beni korkutuyor.
FRANK: Ltfen u lanet olas makineyi unutup, korkup korkmadnz
bana syleyemez misiniz?
EPSTEMOLOG: Korktuumu daha imdi syledim. Ama bunu da sadece
makineden rendim.
FRANK: Sizi makineden tamamen ayrmann olanaksz olduunu anlyo
rum. Peki, u makineyle biraz daha oynayalm. Akl salnzn
kurtantp kurtanlamayacan niin makineye sormuyorsunuz?
EPSTEMOLOG: yi fikir! Evet, grne gre kurtanlabilirmi.
FRANK: Nasl kurtanlabilirmi?
EPSTEMOLOG: Bilmiyorum, makineye sormadm.
FRANK: Tann akna, sorun!
EPSTEMOLOG: yi fikir. Anlalan . . .
FRANK: Anlalan neymi?
EPSTEMOLOG: Anlalan . . .
FRANK: Hadi artk, n e diyor?
EPSTEMOLOG: imdiye kadar karlatm en harika ey! Makineye gre
yapacam en iyi ey, makineye gvenmekten vazgemekmi!
FRANK: yi! Bunun iin ne yapacaksnz?
EPSTEMOLOG: Ne yapacam nereden bilebilirim, gelecei okuyamyo
rum ki.
FRANK: Ben u anda ne yapacaksnz demek istedim.
EPSTEMOLOG: yi bir soru , makineye danaym. Makineye gre u anda
ki amalann tmyle elikili ve nedenini anlayabiliyorum! Kor
kun bir paradoksa yakalandm! Eer makine gvenilir ise ona g
venmemem konusundaki nerisini kabul etmem gerekir. Eer ona
gvenmezsem, ona gvenmeme nerisine de gvenmemem gerekir,
yani tmyle kmaz sokaktaym.
FRANK: Bakn, size bu sorununuzda gerekten yardmc olabilecek birini
tanyorum. Ona danmak iin sizi biraz yalnz brakacam. Au
revoir!

Sahne 4. (Ayn gn bir psikiyatnn muayenehanesil

FRANK: Doktor, bir arkadam iin ok kayglanyorum. Kendisini "deney


sel epistemolog" olarak tanmlyor.
DOKTOR: Ah u deneysel epistemolog. Dnyada yalnzca bir tane vardr.
Onu iyi tanrm!
408 Akln G'zi

FRANK: ok rahatladm. Beyin okuyan bir makine ina ettiini ve kendi


beynine ynlendirdiini, biri kp ona ne dndn, ne his
settiini, neye inandn, neden korktuunu falan sorduu zaman
yantlamadan nce makineye dantn biliyor muydunuz? Duru
munun ok ciddi olduunu dnmyor musunuz?
DOKTOR: Grnd kadar ciddi deil. Benim ona koyduum tan aslnda
olduka iyi.
FRANK: Eer onun dostuysanz, onunla biraz ilgilenemez misiniz?
DOKTOR: Onu sk sk gryorum ve yakndan gzlemliyorum. Ne var ki,
"psikiyatrik tedavi" denilen yntemin ona yararl olacan sanm
yorum. Onun sorunu olaand saylr, kendi kendine gemesi ge
rekir ve geeceine inanyorum.
FRANK: Umarm sizin iyimserliiniz doru kar. Her neyse, u anda ben
biraz yardma gereksinim duyduuma inanyorum.
DOKTOR: Nasl bir yardm?
FRANK: u epistemologla yaadm deneyimler epey sinir bozucuydu! u
anda ben delirmek zere olabilir miyim merak ediyorum. Hibir
eyin bana nasl grndnden bile emin olamyorum. Belki sizin
bana yardm edebileceinizi dnyorum .
DOKTOR: Seve seve yardm ederim ama imdi olmaz. nmzdeki ay
iin iim bamdan akn. Ondan sonra da ne yazk ki aylk
taf!Ie kmak zorundaym. Yani alt ay sonra gelin, bu konuyu ko
nualm.

Sahne 5. (Ayn muayenehane, alt ay sonra.)

DOKTOR: Sizin sorunlannz ele almadan nce, u epistemolog arkadan


zn tmyle iyiletiini duyunca sevineceksiniz sanrm.
FRANK: Harika, nasl oldu bu?
DOKTOR: Adeta kaderin bir cilvesi olarak, bir bakma zihinsel aktiviteleri
"kaderin" bir parasyd diyebilirim. yle oldu: Sizin onu son gr
nzden sonraki aylarda "makineye gvenneli miyim, gvenme
meli miyim, gvenneli miyim, gvenmemeli miyim" diye kayglanp
durdu. ("-meli"ekini sizin deneysel anlamda kullandnz biimde
kullanyordu.) Sonuca ulaamad! Ardndan tm tartmay "for
mller haline getirmeye" karar verdi. Simgesel mantk almalan
n gzden geirdi, birinci derece mantk aksiyomlann ald ve ma
kine hakkndaki geerli gereldere mantk d aksiyarnlar olarak
ekledi. Elbette sonutaki sistem tutarszd; resmen ancak ve ancak
gvenmemeliyse, makineye gvennesi gerektiini kantiad ve by
lece hem gvennesi hem de gvenmemesi gerektii ortaya kt.
Bildiiniz gibi klasik manta dayal bir sistemle (o da klasik man
t kullanyordu) kii bir tek kart nermeyi kantlayabilirse, tm
Bir Epistemolojik Karabasan 409

nermeler kantlanabilir ve bylece sistem ker. Dostunuz klasik


mantktan daha zayf bir mantk, yani "minimal manta" yakn bir
mantk kullanmaya karar verdi; bu mantkta bir elikinin kant
lanmas demek tm nermelerin kantlanabilir olduu sonucunu
iermez. Ne var ki, bu sistem makineye gvenip gvenmeme soru
suna karar veremeyecek kadar zayf kald. Sonra aklna parlak bir
fikir geldi. Sonutaki sistem tutarsz olduu halde niin kendi sis
teminde klasik mant kullanmasn? Tutarsz bir sistem ille de ie
yaramaz bir sistem mi demektir? Hi de deil! Her nermenin do
ru olduunun bir kant bulunduu gibi doru olmadnn da bir
kant bulunabilir ve byle bir ift kant olunca da, biri psikolojik
adan tekinden daha inandnc gibi gelir ve siz de inandnz ka
nt seersiniz! Kuramsal olarak fikir iyi iledi; elde ettii sistemde
gerekten byle bir ift kantn zellikleri vard ve psikolojik adan
biri tekinden ok daha inandncyd. Daha da iyisi, herhangi bir
ift elikili nermenin, bir tanesinin btn kantlan tekinin her
bir kantndan daima daha ikna edici olur. Ayrca, epistemolog dos
tunuzdan baka herkes makinenin gvenilirlii konusunda karar
vermek iin bu sistemi kullanabilirdi. Ama epistemolog iin yle
bir ey oldu: Elde ettii kantiann biri makineye gvennesini die
ri ise gvenmemesini sylyordu. Hangi kant daha ikna ediciydi,
hangisine gerekten "inanyordu"? Bunu onun bulabilmesinin tek
yolu makineye danmakt! Ama bunu yapmak, ispat etmeye al
t eyin doru olduunu varsayarak ispata almakt, yani maki
neye danrsa zaten makineye gvendiini kabul etmi olacana
karar verdi. Yine kmazdayd.
FRANK: Bu durumdan nasl synld?
DOKTOR: te bu noktada kader ie kart. Bu sorunun teorisine ylesine
dalmt ki, uyank olduu her dakikay kaplyordu ve yaamnda
ilk kez deneysel adan ihmalci olmutu. Sonu olarak, o farkna
varmadan, makinenin birka ufak birimi durdu! Ardndan makine
ilk kez elikili bilgiler vermeye balad. Yalnzca belirsiz paradoks
lar deil, son derece ak elikiler sunuyordu. zellikle bir gn,
epistemoloun belirli bir nermeye inandn iddia etti ve birka
gn sonra inanmadn iddia etti ve at yaray biraz daha derin
letirircesine, makine epistemoloun son birka gn iinde inanc
n hi deitirmediini iddia etti. Bu kadan makineye gvenmemesi
iin yeterli oldu. Artk son derece salkl ve neeli.
FRANK: Bu kesinlikle hayatmda duyduum en artc ey! Sannn ba
ndan beri makine gerekten tehlikeli ve gvenilmezdi.
DOKTOR: Hayr, kesinlikle deildi; epistemoloun deneysel dikkatsizlii
onu bozmadan nce makine kusursuzdu.
4 1 0 Akln G'oz

FRANK: Ama ben onunla tantm zaman, pek gvenilir durumda deildi.
DOKTOR: Pek yle deil Frank ve bylece sizin sorununuza gelmi olu
yoruz. Epistemologla yaptnz tm konumalan biliyorum; hepsi
banda kaydedilmiti.
FRANK: yleyse makinenin benim kitabn krmz olduuna inandm red
dederken makinenin hakl olmadn da fark etmisinizdir.
DOKTOR: Niin hakl olmasn?
FRANK: Gzel Tanrm, bu karabasan bir kez daha yaamak zorunda m
ym? Bir insann herhangi bir fiziksel cismin belirli bir zellii oldu
unu sylerken yanlabileceini kabul ediyorum, ama bir insann
belirli bir duyuyu algladn ya da alglamadn ileri srerken
hatal olduunu duyduunuz bir tek vaka var m?
DOKTOR: Elbette var. Hastalklarn yalnzca insanlarn kafasnda olduu
na inanan Christian Science mezhebine mensup birinin bir gn
inanlmaz bir di ars ektiine tank olmutum. Ardan inle
yip duruyordu. Bir diinin arsn geirmeye yardmc olup ola
mayacan sorduklannda, tedavi edilecek hibir eyi olmadn
sylemiti. "Ama ar hissetmiyar musunuz?" diye sorduklannda,
"Hayr, an hissetmiyorum; hi kimse an hissetmez, an diye bir
ey yoktur, an yalnzca bir yanlsamadr," diye yantlamt. Yani
bu adam an hissetmediini iddia ederken, orada bulunan herkes
an hissettiinden kesinlikle emindi. Adamn yalan sylediini de
il, yanlgya dtn dnyorum.
FRANK: Byle bir durumda haklsnz. Ama bir kitabn rengi konusundaki
inancn belirten biri hata yapabilir mi?
DOKTOR: Birine bu kitabn ne renk olduunu sorduum zaman "Krmz
olduuna inanyorum ," diye yantladnda, gerekten buna inanp
inanmadndan kuku duyduumu herhangi bir makine olmadan
bile syleyebilirim. Eer gerekten krmz olduuna inansayd 'Ki
tap krmzdr" diye yantlard, "Krmz olduuna inanyorum" ya
da "Bana krmz gibi geliyor," diye yantlamazd. Verdii yantn
ekingenlii adamn kukulannn gstergesi olurdu.
FRANK: Ama kitabn krmz olduundan niin kuku duymu olaym ki?
DOKTOR: Bunu, siz benden daha iyi bilirsiniz. Bir bakalm, gemite alg
lama duyunuzun doruluundan kuku duymanza neden olacak
herhangi bir ey yaadnz m?
FRANK: Yaa, evet. Epistemolou ziyaretimden birka hafta nce, renkleri
yanl grmeme yol aan bir gz hastalna yakalanmtm. Ama
bu ziyaretten nce tmyle tedavi olmutum.
DOKTOR: Ha o zaman hi phesiz kitabn krmz olduundan kuku duy
dunuz! Aslnda gzleriniz kitabn doru rengini alglad ama daha
nceki deneyiminiz beyninizden silinmediinden, krmz olduuna
Bir Epistemolojik Karabasan 4

gerekten inannanz olanaksz hale getirdi. Yani makine haklyd!


FRANK: Peki ama ben niin bunun doru olduuna inandmdan kuku
duydum?
DOKTOR: nk doru olduuna inanmadnz ve bilinaltnda bu gerei
fark edecek kadar zekisiniz. Aynca, kii kendi duyu alglanndan
kuku duymaya baladnda, bu kuku tpk bir enfeksiyon gibi
soyut dncelerin gitgide daha yksek dzeylerine yaylr ve so
nunda tm inan sistemi gvensizlik dolu bir kuku ktlesi bii
mini alr. Bahse girerim imdi epistemoloun brosuna gitseniz,
makine onanlm olsa ve kitabn krmz olduuna inandnz ileri
srseniz, makine sizinle ayn fkirde olacaktr.
Hayr Frank, bu makine olduka iyi bir makine ya da daha doru
su yleydi. Epistemolog ondan ok ey rendi ama kendi beynine
uygulaynca yanl kulland. lstikrarsz bir durum yaratmamas
gerektiini bilmeliydi. Beyninin ve makinenin birbirini inceleyip
karsndakinin davrann etkilernesi geri iletim konusunda ciddi
sorunlara yol at. Sonunda tm sistem sibernetik bir kararszla
dt. Er ya da ge bir eylerin olaca belliydi. ans eseri bozulan
makine oldu.
FRANK: Anlyorum. Fakat son bir sorum daha var. Gvenilmez olduunu
sylerken, makine nasl gvenilir olabildi?
DOKTOR: Makine asla gvenilmez olduunu iddia etmedi. Yalnzca, episte
moloun ona gvenmemesinin daha iyi olacan syledi ve makine
haklyd.
9?-----

Eer Smullyan'n karabasan inandnc olmayacak kadar sama gibi gr


nyorsa, daha gereki bir ykye bakn. Aslnda gerekten yaanm bir
yk deildir ama yaannas mmkndr.
Bir zamanlar Maxwell House firmasnda alan Bay Chase ile Bay
Sanborn adnda iki kahve tadmcs varm. Yanm dzine daha kahve ta
dmcsyla birlikte yaptklan i, Maxwell House kahvelerinin yllar boyu
ayn tad deimeden srdrmesini salamakm. Maxwell House firmasn
da almaya baladktan alt yl kadar sonra, Bay Chase bir gn grtlan
temizlemi ve Bay Sanborn'a itiraf etmi:
"Biliyor musun, bunu itiraf etmek istemiyorum ama artk yaptm
iten keyif almyorum. Alt yl nce burada almaya balarken Maxwell
House'un dnyann en lezzetli kahvesi olduunu dnyordum. Yllar
boyunca ayn tad korumann sorumluluunu paylamaktan gurur duyu
yordum ve bizler iimizi ok iyi yaptk; kahvenin tad tpk benim ie ba
ladm gnk tatla ayn. Ama biliyor musun, artk ben beenmiyorum!
Damak tadm deiti. Daha sofistike bir kahve iicisi oldum. Bu tattan artk
holanmyorum."
Sanbom bu aklamay byk bir ilgiyle karlam. "Bunu sylemen
ok garip, " diye yantlam. "nk benim bama da ayns geldi. Ben sen
den ksa bir sre nce burada almaya baladmda, tpk senin gibi ben
de Maxwell House'nin ok lezzetli olduunu dnyordum. Ama imdi,
senin gibi ben de rettiimiz kahveden pek holanmyorum. Ne var ki be
nim damak zevkim deinedi ama. . . tadmclanm deiti. Yani benim tat
alma duyularmda bir terslik var gibi geliyor. Hani bilirsin ite, akaaa
urubundan ve kekten bir lokma yedikten sonra tekrar portakal suyu iin
ce tat duyularn farkllk gsterir. Maxwell House kahvesi artk bana eski
tadnda gelmiyor, eskisi gibi gelseydi, hala onu severdim; nk ben hala o
tadn dnyadaki en iyi kahve tad olduunu dnyorum. Yani iimizi iyi
yapmadmz sylemeye almyorum. Hepiniz kahvenin tadnn dei
mediini sylediinize gre, bu , yalnzca benim sorunuro olmal. Sanrm
artk bu ie uygun deilim."
Chase ile Sanbom bir adan birbirine benziyor. kisi de eskiden Max
well House kahvesini severken artk ikisi de bundan keyif almyor. Ama
baka bir adan farkl olduklann iddia ediyorlar: Chase iin Maxwell Ho
use kahvesinin tad her zamanki gibi ama Sanbom iin durum deiik.
Bir Epistemolojik Karabasan 4 1 3

Aralanndaki fark tandk ve ilgin geliyor ama birbirleriyle yzleince, du


rumlarnn gerekten ok farkl olup olmadn merak edebilirler. Chase
"Acaba, Bay Sanbom aslnda benim durumumda ama kahve tadmcs ola
rak standartlannn ve beklentilerinin ykseldiini fark etmiyor mu?" diye
dne bilir. Buna karlk Sanbom da, "Acaba Bay Chase kahvenin tpk
eski lezzete sahip olduunu sylerken, kendini mi kandnyor?" diye merak
edebilir.
Siradan aldnz ilk yudumu anmsyor musunuz? Berbatt! nsanlar
bundan nasl zevk alyor? Ama dnnce birann zamanla edinilen bir
tat olduunu, insann kendisini bu tattan zevk almaya altrdn fark
ediyorsunuz. Hangi tat? Birinci yudumun tad m? Hi kimse o tattan zevk
almaz! Birann tad deneyimli bir bira iicisi iin farkldr. O zaman bira
edinilen bir tat deildir, kii ilk yudumdan holanmay renmez, zaman
iinde daha farkl, daha holanlacak bir tad olduunu fark eder. Eer ilk
yudum byle gelseydi, herhalde daha ilk banda biray ok severdiniz!
Belki de bir tada verilen tepkiyle tadn kendisi arasnda fark yoktur, iyi
ya da kt diye karar verilemez. Bu kez Chase ile Sanbom birbirinden fark
l olmayabilir; yalnzca kendilerini ifade etmek iin biraz farkl yollar se
milerdir. Ama eer birbirlerine benziyorlarsa, her ikisinin de hatal olduu
bir nokta vardr; nk ikisi de birbirine benzediini drste reddetmitir.
Her ikisinin de kendi durumunu yanl tanmlamas ve aslnda karsn
dakinin durumunu tanmlam olmas olas mdr? Belki tat alma duyulan
deien Chase'dir ve Sanford'un damak tad bu sre iinde gelimitir. Bu
kadar hatal olabilirler mi?
Baz dnrler -ve baka insanlar- kiinin byle bir konuda hatal
olamayacan dnmektedir. Herkes herhangi bir eyin kendisine na
sl geldii konusunda son karar verebilecek durumdadr; eer Chase ile
Sanbom drste konumularsa, farknda olmadan baz dil srmele
ri olmamsa ve szlerinin anlamlann biliyorlarsa, ikisi de kendi durum
larnn gerek ynn ortaya koymu demektir. Onlann farkl yklerini
onayiayacak baz testler olduunu dnemez miyiz? Eer Sanbom daha
nceleri baaryla atiatt ayrmlama testlerinde baansz olursa ve onun
tat alma duyulannda baz anormallikler bulursak (rnein son zamanlarda
bol acl in yemeklerine dkn olduunu renebiliriz) , kendi durumu
hakk ndaki gr onaylanm olur. Eer Chase bu testleri eskisine oranla
daha yksek baaryla geerse, kahve cinsleri hakknda daha bilgili oldu
unu, kendilerine has zelliklerine ve birbirlerine kyasla deerlerine ilgi
gsterdiini sergilerse, kendi durumu hakkndaki gr onaylanm olur.
Eer bu testler Chase'in ve Sanborn'un yetkisini destekleyecekse, testlerde
baarsz olmak yetkilerini azaltacaktr. Eer Chase, Sanborn'un testlerini
geerse ve Sanbom da Chase'in testlerini geerse, her ikisi de kendi du
rumlar hakknda kuku yaratm olacaktr; tabii eer bu testierin bu nok-
4 1 4 Akln G'z

tada herhangi bir dayana varsa.


Bir noktay aklamann baka bir yolu ise, yetkinizi onaylarken, d
ardakilerde gvensizlik yaratma gibi bir bedel deme olaslnzdr. "Ben
neyi sevdiimi bilirim," diye srar etmek iin hepimiz hazrz, "ve benim gibi
biri olmann nasl olduunu biliyorum!" Herhalde biliyorsunuz ya da en
azndan baz konularda biliyorsunuz ama bunun performans olarak sap
tanmas gerekir. Belki, yalnzca belki, nasl biri olduunuz konusunda ger
ekten sandnz kadar bilgili olmadnz kefedebilirsiniz.
D. C. D .
26

DOUGLAS R . HOFSTADTER

EINSTEIN 'IN BEYNiYLE SOHBET

Tasbaa ile Akhilleus, Paris 'deki Luxembourg Bahesinin, byk sekizgen ha


vuzlanndan birinin kenannda karlarlar. Bu havuzlarda kk kzlar ve a
lanlar minik yelkenlilerini ve hatta gnmzde motorlu ve uzaktan kumandal
teknelerini gezdirirler. Ama konumuz bu deil. Gzel bir sonbahar gndr.

AKHILLEUS: Aaa Bay Tosbaa! Ben sizin M V. yzylda olduunuzu sa


nyordum!
TOSBAGA: Ya siz nerdesiniz? Ben ou zaman yzyllar arasnda gezerim.
Gzel bir sonbahar gnnde aalarn , yeilliklerin arasnda do
lamaktan holanyorum, ayrca dalama da iyi geliyor. ocuk
larn bymesini, yaanmasn ve lmesini, ardndan yine onlar
kadar beyinsiz ama delimen insanlardan oluan yeni bir kuan
yetimesini izlemeyi seviyorum. Ah , bylesine zayf akll bir trn
yesi olmak ne kadar kt bir deneyim olmal. Ah, balayn beni!
Gerekten bu soylu rkn bir yesiyle konutuumu bir an iin
unutmuum. Ama siz Akhilleus, elbette bu kuraln dndasnz
(bylece yaygn insan 'mantnn ' sahiplendiklerini kantlyorsu
nuz) . Ara sra insanln durumu hakknda son derece saduyulu
yorumlannz (ki bu yorumlar bir dereceye kadar rastlantsal ya da
istemeyerek de olsa) olduu biliniyor. Tm insan rknn arasndan
sizi tandm iin kendimi ayrcalkl sayyorum Akhilleus.
AKHILLEUS: Benim hakkmda bunlar sylemeniz ne kadar nazik bir tu
tum. Bu szlere layk olmadma eminim. u karlamamza ge
lince, bugn burada bir arkadamla yry yar iin bulua
caktk ama o gelmedi. Sanrm kendi ans durumunu inceledi ve
gnn daha karl bir biimde geirmeye karar verdi. te, yapacak
bir iim olmadan buradaym. Gzel bir gnde insanlar (ve Tosba
alan) inceleyerek ve bildiiniz gibi benim bir hobim olan felsefe
4 1 6 Akln G'z

konulannda dnerek dolayorum.


TOSBAGA: Ah evet. Aslnda ben de baz elenceli fikirler zerinde dn
yordum. Belki sizinle paylaman istersiniz.
AKHILLEUS: ok sevinirim. Yani eer beni sizin u kt mantk tuzakla
nndan birine drmeye almayacaksanz Bay Tosbaa.
TOSBAA: Kt tuzak m? Beni yanl tanyorsunuz. Ben hi ktlk ya
par mym? Ben huzurlu bir ruhum, kimseyi taciz etmeden, dingin,
otul bir yaam sryorum. Dncelerim yalnzca olaylarn be
nim grdm biimlerdeki gariplikleri, tuhafiklan arasnda do
lar. Olgulan alakgnlllkle gzlemleyen ben, aptal szlerimi
hi de atafatl olmayan bir biimde havaya saliayarak dolanm.
Ama kt niyetim olmad hakknda size gvence vermek iin, bu
gzel gnde yalnzca beyinler ve zihinlerden sz etmek istediimi
aklamak isterim ve bildiiniz gibi tm bunlarn mantkla hi mi
hi balants yoktur!
AKHILLEUS: Szleriniz gerekten bana gvence veriyor Bay Tosbaa. Daha
dorusu iyice meraklandm; pek atafatl olmasa da syleyecekleri
nizi dinlemek isterim.
TOSBAA: Siz son derece hogrl bir ruhsunuz Akhilleus; vgye layk
bir durum. Zor bir konuya girmek zere olduumuza gre, bir ben
zetme yaparak ii kolaylatrmak istiyorum. u 'plaklan' biliyorsu
nuz deil mi? Hani zeri izgili, neredeyse mikroskobik desenierin
kaznd plastik tabak benzeri eylerden sz ediyorum.
AKHILLEUS: Elbette biliyorum. Onlara mzik kaydedilir.
TOSBAGA: Mzik mi? Ben mziin dinlemek iin olduunu sanyordum.
AKHILLEUS: Evet elbette ki yledir. Ama kii plaklan da dinleyebilir.
TOSBAGA: Sanrm. Eer kulanza dayarsanz, herhalde dinleyebilirsiniz.
Ama herhalde ok sessiz bir mzik yapyorlardr.
AKHILLEUS: aka ediyor almalsnz Bay Tosbaa. Bir plaa kaydedilmi
hibir mzik dinlemediniz mi?
TOSBAGA: Dorusunu isterseniz ara sra baz plaklara bakarken iimden
baz melodileri mnidanmak gelmiti. Byle bir ey mi demek iste
diniz?
AKHILLEUS: Pek saylmaz. Bakn, pla dnen bir pikaba yerletiriyorsu
nuz, upuzun bir kolun ucundaki ince ineyi en dandaki yivin
iine koyuyorsunuz -ey ayrntlar benim iin biraz fazla ama- so
nuta hoparlr denen bir gereten gelen harika bir mzik sesini
duyuyorsunuz.
TOSBAGA: Anlyorum ama ayn zamanda anlamyorum. teki ara gereci
bir tarafa brakp niin yalnzca hoparlr kullanmyorsunuz?
AKHILLEUS: Olmaz nk mzik hoparlrde deil, plakta kaytl.
TOSBAGA: Plak kaydnda m? Ama plaktaki kayt bir anda hep var ama
Einstein'n Beyniyle Sohbet 4 1 7

benim bildiim kadaryla mzik azar azar geliyor. Byle deil mi?
AKHILLEUS: Haklsnz. Dediiniz gibi 'kayt hep var' ama kaytl mzii
azar azar dinliyoruz. Yani plan yivleri ar ar inenin altndan
geerken, daha nce szn ettiiniz ince deseniere tepki olarak
ine titreim yaratyor. Her naslsa bu desenierin iinde mzik ses
leri ifrelenmi ve bu sesler ilemden geip hoparire aktanlyor
ve bizim bekleyen kulaklannza kadar geliyor. Bylece mzii de
diiniz gibi 'azar azar' duyuyoruz. Srecin tm olduka harika
demem gerekir.
TOSBAGA: Benim de son derece karmak olduunu demem gerekir. Ama
niye benim yaptm gibi yapmyorsunuz? Belirli bir zaman dili
mi iinde, zerindeki kk paralar yerine, pla duvarnza asp
gzelliini bir anda grmyorsunuz? Gzelliklerini minik paralar
biiminde sunmann acsnda mazoist bir zevk mi var? Ben her
zaman mazoizme kar kmmdr.
AKHILLEUS: Korkann siz mziin yapsn tmyle yanl anladnz. Za
mana yaylmak mziin yapsnda vardr. Kii ani bir ses patlama
sndan keyif almaz; grdnz gibi byle olmaz.
TOSBAGA: Sannn kii tm paralann btn olan tek bir byk ses
patlamasn duymak istemeyecektir. Ama siz insanlar niin benim
yaptm yapmyorsunuz? Son derece yaln, aka anlalan bir
fikir bu. Pla duvarnza asn ve bir bakta gzlerinizle tm g
zelliini iinize ekin! Ne de olsa gzelliklerinin hepsi karnzda
olacak, deil mi?
AKHILLEUS: Herhangi bir plan yzeyini bir bakasndan daha farkl bul
manz beni ok artt. Tpk Tasbaalar gibi, benim iin tm plak
lar da birbirine benzer.
TOSBAGA: ey! Bir yant vererek bu szlere deer katmak istemiyorum.
Nasl biri Bach dieri Beethoven tarafndan bestelenen iki eser bir
birinden farklysa, plaklann da birbirinden farkl olduunu siz de
biliyorsunuz,
AKHILLEUS: Bence birbirine benziyor.
TOSBAGA: Plan yzeyinde mziin kaytl olduunu syleyen sizdiniz.
Eer iki mzik paras birbirinden farklysa, plaklann yzeylerinin
de farkl olmas gerekir; hem de ayn lde farkl.
AKHILLEUS: Doru bir noktaya deindiniz sanrm.
TOSBAGA: Hakl olduumu kabul etmenize sevindim. Yani mzik paras
plan bir yznde kaytlysa, niin ona bir bakp ya da yle bir
bak atp hepsini bir anda zmsemiyorsunuz? Daha derin bir
zevk verecei kesindir. Ayrca mziin her parasnn en uygun ye
rinde durduunu ve aralarndaki ilikinin seslerin tm bir anda
duyulduu takdirde kaybolmasna karlk, bu biimde kaybolma-
4 1 8 Akln G'zl

yacan da kabul etmelisiniz.


AKHILLEUS: ey Bay T., ncelikle benim gzlerim pek keskin deil ve
TOSBA:A: Aha! Baka bir zm daha buldum! Niin bir mzik parasnn
notalarn duvarnza yaptrmyorsunuz? Ara sra bir tabloya ba
kar gibi notalara bakp gzelliini seyredebilirsiniz? Bylece mzi
in her ynden tmyle karnzda durduunu da itiraf edersiniz.
AKHILLEUS: Dorusunu isterseniz Bay T. , estetik yeteneklerimin bir eksik
liini itiraf etmeliyim. Karmda duran notalara bakp grsel olarak
nasl yorumlayabileceimden emin olmadm iin mzii dinler
ken aldm zevki duyacam sanmyorum.
TOSBA:A: Bunu duyduuma zldm. Size epey zaman kazandrrd! r
nein bir Beethoven senfonisini dinlemek iin bir saat yitirmek ye
rine bir sabah uyanp gzlerinizi anca duvannzdaki notalara en
fazla on saniye kadar bakp zmseyebilir ve canlandnz, yeni
bir gne hazr olduunuzu hissedebilirsiniz.
AKHILLEUS: Ama Bay T., zavall Beethoven'e adil davranmyorsunuz.
TOSBA:A: Hi de deil. Beethoven benim ikinci en sevdiim bestecidir.
Onun gzel yaptarna hem nota hem de plak yzeyi olarak upu
zun dakikalar boyunca bakyorum. Onun plaklarndaki baz de
senlerin ne kadar harika olduu hakknda hibir fikriniz yok.
AKHILLEUS: Beni arttnz itiraf etmeliyim. Mzikten zevk almann ol
duka garip bir yolu. Ama sanrm siz de olduka garip bir kiilie
sahipsiniz ve size zg bu zellik sizi ne kadar tandn dnn
ce, bana ancak dier zellikleriniz kadar anlaml geliyor.
TOSBA:A: Kmseyici bir gr. Bir arkadanz size herhangi bir Leo
narda tablosunu doru olarak hi anlamadnz, doru anlamak
iin bakmak yerine dinlemeniz gerektiini syleseydi ne derdiniz?
Sekiz ll, altm iki dakika sryor ve upuzun pasajlar boyun
ca birbirinden farkl anlarn yksek nlamas dnda baka bir
ses duyulmuyor.
AKHILLEUS: Tablolan dnmenin garip bir yolu ama . . . "

TOSBA:A: Gnete srtst yatarken mzik keyfini karan dostum tim


sahtan size sz etmi miydim?
AKHILLEUS: Hi anmsamyorum.
TOSBAGA: Gbeini rten bir kabuu olmad iin ok ansldr. Gzel bir
mzik 'dinlemek' istedii zaman bir plak seiyor ve sert bir hareket
le midesinin stne vuruyor. Bir anda bunca gzel deseni zmse
menin tanmlanamayacan sylyor. Yani onun deneyimi benim
iin nasl bir yenilikse, benim deneyimim de size gre yledir.
AKHILLEUS: Bir plakla bir bakasnn arasndaki fark nasl anlyor?
TOSBAGA: Timsah iin, Bach ile Beethoven plaklarn midesine vurmas
arasndaki fark, sizin plak srtmza bir kadife yastkla bir de de-
Einstein'n Beyniyle Sohbet 4 1 9

mir waffle zgarasyla vurmak gibidir!


AKHILLEUS: rnei benim zerimden vererek, bana iyi ders verdiniz Bay
T. Sizin bak anz da benim bak am kadar geerlidir. Ve eer
ben bunu itiraf etmezsem, kendimi bir iitsel oven domuz olarak
grrm.
TOSBAGA: ey, ak szllnze hayranm. Her ikimizin bak alarn
ortaya koyduumuza gre, sizin bakmak yerine plaklar dinleme
ynteminizin bana ok garip gelse de yabanc olmadn sylemek
isterim. ki deneyim arasndaki kyaslama, size imdi sunmak iste
diim rnei bir benzetmeyle aklamak iin bana ilham verdi.
AKHILLEUS: Her zamanki hilelerinizden biri daha demek. Evet, devam
edin, drt gzle bekliyorum.
TOSBAGA: Peki. Bir sabah size elimde byk bir kitapla geldiimi varsa
yalm. Siz herhalde 'Merhaba Bay Tosbaa. u elinizdeki byk
kitap nedir?" diye sorarsnz (eer doru tahmin ettiysem) ve ben
de "Einstein'n lmnden sonra beyninin, lgn bir nrolog tara
fndan yaplan , hcresel dzeye kadar inen, ok ince ayrntl bir
emas. Beynini bilim alanna balam olduunu biliyorsunuz
deil mi?" diye yantlanm. Bunun zerine siz herhalde, "Neden sz
ediyorsunuz? 'Albert Einstein'n beyninin hcresel dzeydeki e
mas' da ne demek?" diYe sorarsnz.
AKHILLEUS: Kesinlikle soranm, haklsnz. Akl almaz bir fikir gibi geli
yor. Sannn yle devam edersiniz: "Herhalde biliyorsunuz Akhil
leus , bir beyin -herhangi bir beyin- birbirine 'akson' denilen liflerle
balanp son derece karmak bir a oluturan sinir hcrelerinden
meydana geliyor." Ben de ilgilenip, "Evet, devam edin" derim. Siz
de devam edersiniz.
TOSBAGA: Brava! ok iyi gidiyorsunuz! Szckleri azmdan aldnz! Yani
nerdiiniz gibi devam ederdim. "Ayrntlar pek nemli deil, ama
biraz temel bilgi gerekli. Bu hcrelerin ateiedii biliniyor. Akson
Iann direnciyle denetlenen minik bir elektrik akm, aksondan ge
ip yanndaki hcreye giriyor ve orada dier sinyallerle birleip bu
komu-hcrenin atelernesi iin 'tetii ekiyor'. Komu sinir hcre
si ise ancak gelen akmiann toplam belirli bir eik deerine ula
msa (bunu ancak hcrenin isel yaps saptyor) ateliyor; aksi
takdirde atelerneyi reddediyor." Bu nokta siz belki de "Hmm,"
dersiniz.
AKHILLEUS. Siz nasl devam ederdiniz Bay T.?
TOSBAGA: yi bir soru. Sannn yle bir ey sylerdim, "u anda anlat
tm, bir beynin iinde olup bitenlerin fstk byklnde bir
zetidir ama galiba bugn bu ar kitab niin yanmda tadn
anlatmak iin yeterlidir." Eer sizi biraz olsun tanyorsam, yle
420 Akln G'ztl

yantlardnz: "Ah bunu duymak iin ok hevesliyim ama herhalde


temkinli olmam gerekir nk karsndakinden kukulanmayan
zavall beni, sizin kanlmas olanaksz samalklannzdan birine
ekecek, kt tuzaklannzdan birini iermesinden korkuyorum."
Size byle bir giriimim olmad konusunda gvence verirdim ve
siz de ksaca bir gz attnz kitabn ieriini aklarnam iin srar
ederek unlar sylerdiniz, "Minik ksaltmalar, rakamlar ve harfler
le dolu gibi grnyor!" Ben de, "Ne bekliyordunuz?" diye yantlar
dm. "Yoksa oraya buraya serpitirilmi E= mc2 gibi bir formln
evresinde dolanan yldzlann, galaksilerin ve atomlarn resimleri
nin bulunacan m dnmtnz?"
AKHILLEUS: Byle bir alayclk karsnda kendimi hakarete uram saya
rak " Elbette hayr," derdim.
TOSBAGA: Kesinlikle yle sylerdiniz, haklsnz. Ardnda da "Eee bu ra
kamlar filan nedir? Neyi gsteriyor?" diye sorardnz.
AKHILLEUS: Brakn ben devam edeyim. Nasl yantlayacanz sanrm
tahmin edebiliyorum: "Bu kitapta yaklak yz milyar sayfa var,
her sayfa bir sinir hcresine tekabl ediyor. Her hcrenin akson
lannn gittii dier hcreleri, atelernesi iin gerekli olan eik akm
dzeyini filan teker teker gsteren rakamlar ieriyor. Bu arada size,
dnceler, zellikle bilinli dnceler ortaya ktnda beyinie
rin genel olarak almasna dair baz nemli gerekleri (bunlar
nrolojik aratrmalardan reniyoruz) sylemeyi unuttum." Ben
de dncelerin beyinde deil zihinde olutuu konusunda belirsiz
bir yantla itiraz ederdim ve siz aceleyle bu itiraza kar koyup "Bu
konuyu baka bir zaman, rnein bir gn Luxembourg Bahesinde
tesadfen karlarsak konuuruz. u anda benim amacm size
bu kitabn ieriini aktarmak," derdiniz. Her zaman olduu gibi ben
sakinleirdim sanrm ve siz de bu konuyu srdrrdnz: "Bir
dnce, birbirine bal bir dizi sinir hcresi atelediinde oluur
(zihinde ya da beyinde diyebiliriz -imdilik hangisini yelerseniz) .
Ama bu hcreler birbiri ardna yklan ve tek tek talardan oluan
bir domino dizisi gibi upuzun bir sra biiminde atelemeyebilir.
Birka hcre ayn anda dier birka hcreyi tetikleyerek bu atele
rneyi gerekletirebilir. Baz dank hcre zincirleri de ana zincirin
yan sra atelerneye balayacaktr ama eik akm dzeyi salana
madndan, bir sre sonra vazgeecektir. Bylece beyinde, geni ya
da dar, bir ateleyen hcreler grubu ortaya kacak ve enerjilerini
dier hcrelere aktararak beynin iinde kvnlarak dolaan dinamik
bir zincir oluturacaktr. Gittii yolu ise karsna kan aksonla
rn eitli direnleri saptayacaktr. 'En az direnle karlalan yol'
izlenir demek yerinde olacaktr." Bu noktada ben muhakkak, "Bir
Einstein 'n Beyniyle Sohbet 4 2 1

araba dolusu laf ettiniz, bunlan sindirmem iin bana bir dakika
tanyn," gibi bir eyler sylerim. Syledikterinizi biraz dnr,
baz noktalann akla kavumas iin birka soru sorann ve ge
nel tabioyu grebildiim iin memnun olurum. Elbette bu arada siz
bana bu konuda daha fazla bilgiye ulamak istiyorsam, beyin hak
knda yazlm popler kitaplardan birine bavurman sylersiniz.
Ardndan da "Sinir hcrelerinin aktivitelerini betimlemeyi, bellek
iin olup bitenleri, ya da en azndan imdiye dek bu konuda
rendiklerimizi ksaca aktararak bitireyim. Beynin iinde (sz gelii,
btn hareketin gerekletii yer) dolanan 'yanp snen hareket
noktasn' bir glde dolaan bir tekneye benzeterek dnn. Hani
u zihin-beyin konusunda grmek iin kartamay tasarlad
mz Luxembourg Bahesindeki sekizgen havuzlarda ocuklann
gezdirdii oyuncak tekneler var ya, onlara benzetebilirsiniz. Her
tekne suyun zerinde yol alrken ardnda bir alkant, suda bir
iz brakr. Beyindeki 'scak nokta' da tpk bir tekne gibi, kendine
zg bir alkant, bir iz brakr. Sinyal geldike ateleyen sinir hc
relerinde, birka saniye iin, belki kimyasal esasl baz isel hare
ketler gerekleir. Bylece hcrede kalc bir deiim balatlm
olur. Bu deiim, daha nce szn ettiimiz, ateleme iin eik
deer, akson direnci ve benzeri rakamlara yansr. Bu rakamann
urayaca deiiklikler ise elbette sz konusu olan isel yapnn
belirli unsurlarna dayanmaktadr ve isel unsurlar da rakamsal
ifrelemenin etkisi altnda kalmaktadr. " Tahmin ederim ki ben bu
noktada sze kannm; "Bu nedenle, her hcre iin bu rakamlann,
daha nce sz edilen direnler ve eikler de dahil, kayt edilmesi
son derece nemlidir," derim ve siz, hi kukusuz, "Doru bir yo
rum Akhilleus; bu gereklilii bu kadar abuk greceinizi tahmin
etmemitim. Bu rakamlara bir ad versek iyi olacak: 'yap-deitiren
rakamlar' ad bence doru olur," diye yantlarsnz. Bu konumay
noktalamak iin ben de belki, "yap-deitiren rakamlar, yalnzca
sayfadaki dier rakamlan n nasl deitiklerini gsterdikleri iin de
il, bir sonraki hcresel ateleme gelip getiinde kendilerinin de
nasl deitiklerini gsterdikleri iin nemlidir," diyebilirim.
TOSBAGA: Bu varsaymsal konumada aramzda geebilecek olanlann
zn ok iyi yakaladnz. Bana atfettiiniz szlerin hepsini syle
yebilirim; sizin de nerdiiniz yorumlan yapacanza inanyorum.
yleyse nereye geldik? Ah evet, hatrladm - bu varsaymsal sahne
de, ld gn Einstein'n beynindeki tm hcrelerden tek tek al
nan verilerin rakamsal kaytlannn olduu bir kitap vard elimde.
Her sayfada ( 1 ) bir eik deeri; (2) mevcut hcreyle balantl dier
hcreleri belirten bir dizi sayfa numaras; (3) balantl aksonlann
422 Akln G'oz

diren deerleri ve (4) atelemesinin sonunda hcrenin ardnda ya


ratt alkant benzeri "yansmalar" ve bu yansrnalann o sayfada
ki rakamlarda oluturaca deiiklikleri gsteren rakamlar vard.
AKHILLEUS: imdi bana sylediklerinizle, elinizdeki kaln kitabn ieri
ini aklama hedefine ulam olurdunuz. Yaptmz varsayd
mz konumann sonuna geldiimize gre, sanrm biraz sonra
birbirimize veda edecektik. Yine de u varsaymsal konumada bu
bahede gelecekte karlaacamzdan sz ederken betimlediiniz
sahnenin, bugn kendimizi iinde bulduumuz koullara ok ben
zediini dnmekten kendimi alamyorum.
TOSBAGA: Ne kadar byk bir rastlant. Tmyle ans eseri herhalde.
AKHILLEUS: Eer sizce bir sakncas yoksa Bay T. , u kurgusal Einstein
kitabnn 'zihin-beyin' sorununa nasl bir k tutacam renmek
istiyorum. Bu konuda beni aydnlatabilir misiniz?
TOSBAGA: Seve seve Akhilleus, seve seve. Kurgusal olduuna gre, u ki
taba birka zellik katmarnn sizce sakncas var m?
AKHILLEUS: u noktada niin itiraz etmem gerektiini bilmiyorum. Eer
zaten yz milyar sayfas varsa, birka tanenin daha zarar olma
yacaktr.
TOSBAGA: Adil bir tutum. Ekleyeceim unsurlar yledir. Bir ses kulaa
arpnca, orta kula oluturan davul eklindeki bolukta meydana
gelen titreimler, orta ve i kulaktaki narin yaplara aktarlr ve iit
sel bilgileri ilemekle grevli ve bu nedenle "iitsel sinir hcreleri"
adn verdiimiz hcrelere kadar gider. Ayn ekilde tm kas grup
larna ifrelenmi talimatlan aktaracak sinir hcreleri de vardr;
yani el hareketleri, eldeki kaslara dalayl olarak balanan beyinde
ki belirli sinir hcrelerinin atelemesiyle oluur. Az ve ses telleri
iin de durum ayndr. O halde, kitaba ekleyeceimiz bilgilerde, ge
len bir sesin yksekliini ve tonunu belirlediimiz takdirde, iitsel
sinir hcrelerinin harekete gemesi iin hangi verilere gerek oldu
u bulunacaktr. Kitabn baka bir nemli blm de, herhangi
bir "aza-ynelik sinir hcresinin" ya da "ses tellerine ynelik sinir
hcresinin" atelemesinin, sz konusu uzuvlann kaslarn nasl et
kilediini aklayacaktr.
AKHILLEUS: Ne dediinizi anlyorum. Herhangi bir iitsel girdi sinyalinin
sinir hcrelerinin isel yapsn nasl etkilediini bilmek istiyoruz.
Ayrca konuma uzuvlanna bal belirli sinir hcrelerinin atele
mesinin bu uzuvlan nasl etkilediini de anlamak istiyoruz.
TOSBAGA: Tam stne bastnz. Biliyor musunuz Akhilleus bazen fikirle
rimi sizin stnzde denemek ok iyi oluyor, daha ak bir biimde
bana geri dnyorlar. Her naslsa sizin nahif yalnlnz benim bil
gili laf kalabaln tamamlyor.
Einstein'r Beyniyle Sohbet 423

AKHILLEUS: Ben de bir fikrimi sizin zerinizde denemek isterim Bay T.


TOSBAGA: Ne demek bu? Ne demek istediniz? Yoksa ben uygunsuz bir ey
mi syledim?
AKHILLEUS: Hayr Bay T . , sz konusu olan u kocaman kitap sanrm st
lerine den grevi yapan rakamsal dnm tablolaryla dolu.
Herhangi bir ses tonuna, iitsel sinir hcrelerinin tepkisinin nasl
olacan gsteriyorlar; Einstein'n bedeninde bal olduklan sinir
lerin bir ilevi olarak, az eklindeki ve ses tellerinin gerginliinde
ki deiiklikleri belirtiyorlar.
TOSBAGA: Kesinlikle haklsnz.
AKHILLEUS: Einstein hakkndaki bunca belgenin kime ne yarar olacak?
TOSBAGA: Herhalde bilgi al eken birka nrolog dnda kimseye ya-
ran olmayacaktr.
AKHILLEUS: yleyse bu koskocaman kitab, bu muazzam yapt niin or
taya atyorsunuz?
TOSBAGA: Niin mi? Beyin ve zihin zerinde dnrken houma gittii
iin. Ayrca bu alandaki acemilere ders vermeye de yarayabilir.
AKHILLEUS: Ben de bu acemilerden biri mi:yi.m?
TOSBAGA: Hi kukusuz. Byle bir kitabn deerini gstermek amacyla
ok iyi bir denek olursunuz.
AKHILLEUS: htiyar Einstein bu konuda ne derdi acaba diye dnmekten
kendimi alamyorum.
TOSBAGA: Eer kitaba bakarsanz, bunu renebilirsiniz.
AKHILLEUS: yle mi? Nereden balayacan bile bilmiyorum.
TOSBAGA: Kendinizi tantarak balayabilirsiniz.
AKHILLEUS: Kime tantacam? Kitaba m?
TOSBAGA: Evet. Bu kitap Einstein deil mi?
AKHILLEUS: Hayr, Einstein bir kii idi, bir kitap deildi.
TOSBAGA: Bunu biraz dnmek gerekir derim. Siz bana plaklarn iinde
mziin kaytl olduunu sylemediniz mi?
AKHILLEUS: Syledim ve stelik nasl dinleyebileceinizi de anlattm. Bir
pla, "tmn bir anda" grmek yerine, gerekli ara gereci kulla
narak, tpk gerek mzik gibi, 'azar azar' ortaya kan gerek, canl
mzik olarak dinleyebiliriz.
TOSBAGA: Bunun bir cins yapay taklit olduunu mu ima ediyorsunuz?
AKHILLEUS: ey, sesler yeterince gerek. . . Geri sesler plastikten kyor
ama mzik gerek seslerden oluuyor.
TOSBAGA: Yine de bir plak olarak "tm bir arada" deil mi?
AKHILLEUS: Bana daha nce sylediiniz gibi, evet yle.
TOSBAGA: imdi siz ilk olarak mziin sesler olduunu, plak olmadn
syleyeceksiniz deil mi?
AKHILLEUS: ey, evet, byle sylerdim.
424 Akln G'zl

TOSBAGA: yleyse ok unutkansnz! Benim iin mziin, karsna otu


rup dinginlikle seyredebileceim bir plak olduunu size anmsata
ym. Leonarda'nun Kayalardaki Madonna adl tablosunu bir resim
olarak grmenin ana noktay karmak olduunu size sylemem
gerekli deildir sanrm, yle deil mi? Ben bir tablonun, ar fagot
seslerini, melodik pikola ini klarn ve grkemli arp danslarn
ieren bir depo olduunu iddia ederek ortalkta dolayor muyum?
AKHILLEUS: Yoo, iddia etmiyorsunuz. Sanrm ikimiz de plaklarn ayn un
surlarna tepki gsteriyoruz. Siz grsel unsurlarn yelerken ben
plaklarn iitsel unsurlarn yeliyorum. En azndan, sizin bir Beet
hoven mziinden aldnz zevkin, benim aldm zevke uyduunu
umuyorum.
TOSBAGA: Olabilir ya da olmayabilir. Kiisel olarak ben hi umursamyo
rum. imdi Einstein ister bir kii ya da bir kitap olsun . . . Kendinizi
tantmanz gerekir.
AKHILLEUS: Ama bir kitap bir ifadeye yant veremez; tpk siyah plastik bir
plak gibidir: "tm bir arada" bulunur.
TOSBAGA: Belki bu cmle sizin iin bir ipucu olacaktr. Mzik ve plaklar
konusunda imdi konutuklarmz bir dnn.
AKHILLEUS: Yani onu "azar azar" denemeye alnam gerektiini mi sy
lyorsunuz? Neresinden balamalym? Birinci sayfadan balayp
sonuna kadar dmdz okumal mym?
TOSBAGA: Pek deil. Eer kendinizi Einstein'a tantacak olsaydnz ne der-
diniz?
AKHILLEUS: ey. . . "Merhaba Dr. Einstein. Benim adm Akhilleus . "
TOSBAGA: Harika. te size birka gzel s e s tonu.
AKHILLEUS: Ses tonu . . . Hmm. Bu dnm tablolarn kullanmay m
planlyorsunuz?
TOSBAGA: Ey gzel Tanrm, ne kadar parlak bir fikir. Niin benim aklma
gelmedi?
AKHILLEUS: ey, bilirsiniz herkes ara sra esinlenebilir. Kendinizi kt
hissetneyin.
TOSBAGA: Neyse, iyi bir fikir verdiniz. Eer kitap elimizde olsayd, bunu
uygulamay denerdik
AKHILLEUS: Yani gelen ses tonundan Einstein'n iitsel sinir hcrelerinde
oluan deiiklikleri mi aratrrdk demek istiyorsunuz?
TOSBAGA: Kabaca yle de diyebiliriz. Ama gryorsunuz ki ok dikkatli bir
aratrma yapmamz gerekir. nerdiiniz gibi ilk ses tonunu alr
ve hangi hcrelerin nasl atelemesine neden olduuna bakardk
Ardndan her sayfadaki her rakamn tam olarak nasl deitiini
grrdk Sonra kitabn her sayfasn adamakll inceleyip, bu dei
imleri gerekten balatrdk. Siz buna "birinci devre" diyebilirsiniz.
Einstein'n Beyniyle Sohbet 425

AKHILLEUS: kinci devre, ikinci ses tonunun ortaya kard benzer bir
sre mi olacak?
TOSBAGA: Pek deil. Grdnz gibi henz birinci ses tonuna verilen
yant tamamlamadk Her sinir hcresini inceleyerek kitab batan
sona elden geirdik. Ama bildiiniz gibi baz hcreler ateliyar ve
bunlan da hesaba katmamz gerekir. Yani bu hcrelerin aksonlan
nn gittii sayfalan bulup, bu sayfalan "yap-deitiren rakamlann"
talimat verdii ekilde deitirmemiz gerekir. te bu ikinci devre
dir. Bu sinir hcreleri, karlk olarak, bizi baka sinir hcrelerine
ynlendirecektir ve ite size beynin iinde neeli bir dng.
AKHILLEUS: ey, ikinci ses tonuna ne zaman geleceiz?
TOSBAGA: yi bir soru. Bunu daha nce sylemeyi ihmal ettim. Bir eit
zaman lei oluturmamz gerekir. Belki her sayfada sz edilen
sinir hcresinin ateleme sresi belirtilmitir, yani gerek yaamda
Einstein'n beyninde geen ateleme sresi ve herhalde bu sre bir
saniyenin binde biri olarak llebilir. Devreleri atka ateleme
srelerini toplanz ve zaman sreleri birinci ses tonunun uzunlu
una ulanca, ikinci ses tonuna balanz. Bylece kendinizi tan
trken kardnz seslerin her admda oluturduu sinir hcresi
deiimlerini izleyebiliriz.
AKHILLEUS: lgin bir sre. Ama ok uzun srd kesin.
TOSBAGA: Her ey kurgusal olarak kaldka, bu noktann bizi rahatsz
etmemesi gerekir. Belki bin yl srebilir ama imdilik be saniye
varsayalm .
AKHILLEUS: Bir sz iletmek iin be saniye mi? Pekala. Grdm ka
danyla, kitabn pek ok sayfasndaki, ok byk saylar olmasa
da, rakamlan deitirdik; sayfadan sayfaya ya bir nceki sayfann
ya da ilettiimiz ses tonlannn ynlendirmesiyle, iitsel dnm
tablolan araclyla getik.
TOSBAGA: Doru . Artk bir sz bitince, sinir hcreleri atelerneyi srd
ryor ve devreler devam ediyor. Yani biz sayfalann arasnda garip
ve aynntl bir "dansla" ileri geri dolayoruz, ilgilenmemiz gereken
baka bir iitsel girdi olmakszn devreleri ayoruz.
AKHILLEUS: Garip bir eyler olacan seziyorum. Birka "saniye" boyunca
(tabii eer u sama, kmseyen zaman hesabna sadk alrsak) ,
sayfa evirip rakam deitirdike, baz "konuma sinir hcreleri"
atelerneye balayacaktr. Biz de azn biimini ya da ses tellerinin
gerginliini gsteren tablolara bakmak zorunda kalacaz.
TOSBAGA: Olup bitenleri ok iyi algladnz Akhilleus. Bu kitab okumann
yolu, birinci sayfadan balamak deil, yaplmas gereken deiik
likleri ve ilerleme kurallann aklayan nszde belirtilenleri izle
mektir.
426 Akln G'z

AKHILLEUS: Sanrm ses tellerinin durumuna ve azn ekline bakarak


Einstein'n ne sylemekte olduunu anlayabiliriz, deil mi? Varsay
dmz teknik gelimelerden sonra, bu artk nemsiz bir ilemdir.
Yani O'nun bana bir ey syleyeceini varsayyorum.
TOSBAGA: Sanrm. Herhalde "A, merhaba. Beni ziyarete mi geldiniz? Ben
ldm m?" diyecektir.
AKHILLEUS: Garip bir soru. Elbette ld.
TOSBAGA: Pekala, soruyu kim soruyor o zaman?
AKHILLEUS: u sama kitap. Elbette bu kitap Einstein deil! Bunu syle
mem iin beni tuzaa dremezsiniz!
TOSBAGA: Aklma bile gelmemiti, ama belki kitaba birka soru daha y
neltmek isteyebilirsiniz. Eer sabrnz varsa, kitapla uzun uzun
sohbet edebilirsiniz.
AKHILLEUS: Heyecan verici bir neri. Eer kendisiyle gerekten karla
m olsaydm, Einstein'n benimle sohbet ederken neler syleyebi
leceini anlayabiliyorum!
TOSBAGA: Evet, kendini nasl hissettiini sorabilir, yaam boyunca kar
lama frsatnz olmadndan imdi onunla tanmaktan ne kadar
mutlu olduunuzu syleyebilirsiniz. Yani sz konusu olmayaca
na karar verdiiniz halde, karnzdaki sanki "gerek" Einstein'm
gibi srdrebilirsiniz. Kendisine gerek Einstein olmadn syle
diiniz zaman sizce nasl bir tepki gsterecektir?
AKHILLEUS: Durun bir dakika. Koskoca bir kitapla balantl bir sreten
sz ederken "o" zamirini kullanyorsunuz. Ama "o" deil, bu baka
bir ey. Soruyu nyargl olarak soruyorsunuz.
TOSBAGA: Ama soru sorarken ona Einstein olarak hitap edersiniz. De
il mi? Yoksa, "Merhaba Einstein'n beyin mekanizmalarnn kita
b, benim adm Akhilleus" mu dersiniz? Bunu yaparsanz sanrm
Einstein' gafl avlarsnz. ok araca kesindir.
AKHILLEUS: "O" yok. Bu zamiri kullanmaktan vazgemenizi yelerdim.
TOSBAGA: Bunu kullanmarnn nedeni, Einstein ile Princeton'daki hasta
yatanda karlam olsaydnz, neler konuacanz hayal et
memdir. Kii olarak Einstein'a ynelteceiniz sorulan ve yorumlar,
kitaba da ayn biimde yneltmelisiniz, deil mi? Ne de olsa, bu
kitap yaamnn son gnnde beyninin nasl olduunu yanstyor.
O gn Einstein herhalde kendisini bir kitap yerine bir insan olarak
gryordu, deil mi?
AKHILLEUS: ey, evet. Sorularm kitaba sanki o gn oradaymm ve bir
insanla konuuyormuuru gibi yneltmeliyim.
TOSBAGA: Ne yazk ki kendisinin ldn ama lmnden sonra bey
ninin devasa boyutlarda bir kitaba ifrelendiini; u anda kitaba
sizin sahip olduunuzu ve kitaptaki konuma dnm tablolan
Eirsteir'n Beyniyle Sohbet 427

araclyla kendisiyle konumakta olduunuzu aklayabilirsiniz.


AKHILLEUS: Herhalde O, bunu duyunca ok aracaktr!
TOSBAGA: Kim? 'O' diye bir ey yok sanmtm.
AKHILLEUS: Eer kitapta konuuyorsam elbette 'o' yok ama bunlar gerek
Einstein'a sylyorsam o ok aracaktr.
TOSBAGA: Niin canl bir insann yzne, zaten ldn ve beyninin bir
kitaba ifretendiini ve kendisiyle bu kitap araclyla grmekte
olduunuzu sylyorsunuz?
AKHILLEUS: ey, bunu canl bir insana sylemezdim. Kitaba sylerdim ve
canl insann tepkisinin nasl olmu olacan renirdim. Yani bir
bakma 'o' ord ad r. armaya balyorum . . . u kitapta ben kiminle
konuuyorum? Kitap var olduu iin orda canl biri mi var? Bu
dnceler de nereden geliyor?
TOSBAGA: Kitaptan geldiini gayet iyi biliyorsunuz.
AKHILLEUS: Peka.Ia ama neler hissettiini nasl syleyebilir? Bir kitap nasl
hissedebilir?
TOSBAGA: Bir kitap hibir ey hissetmez. Yalnzca bir kitaptr. Bir iskemle
gibi. Yalnzca oradadr.
AKHILLEUS: Ama bu yalnzca bir kitap deil; bir kitap art tm bir sre.
Bir kitap art bir sre nasl hissedebilir?
TOSBAGA: Ben nereden bileyim? Bu soruyu kendiniz sorabilirsiniz.
AKHILLEUS: Neler diyeceini biliyorum: - Kendimi ok zayf hissediyorum
ve hacaklarm anyor" ya da benzeri bir ey. Ama bir kitabn ya da
bir kitap-art- srecin hacaktan yoktur.
TOSBAGA: Ama sinir sisteminin yaps hacaklanna ve bacak arsna dair
ok gl bir bellek oluturmutur. Artk neden ona bir kii deil,
bir kitap-art- sre olduunu sylemiyorsunuz? Belki siz bildiiniz
tm ayrnttarla bunu aklaynca, anlamaya balayacak ve bacak
arlarn ya da bacak ars yerine geenleri unutacaktr. Ne de
olsa sahip olmad bir hacan arsn hissetmek iin kazanlm
bir hakk yoktur. Byle eyleri bir yana brakp, sizinle iletiim kur
ma ve dnme yetenei gibi, sahip olduu eyler zerinde odak
lanmas daha iyi olur.
AKHILLEUS: Bu srecin son derece zc bir yan var. zc ynlerden
biri, beyine mesaj verme ve alma ilemlerinin ok uzun zaman al
mas. Karlkl birka cmle syleyineeye kadar ben ihtiyarlaya
cam.
TOSBAGA: ey, siz de bir kitaba dntrlebilirsiniz.
AKHILLEUS: Ihhh! Yry yarlan iin bacaklanm olmayacak m? Yoo,
ok teekkrler!
TOSBAGA: Siz de bir kitaba dntrlebilir ve biri sayfalannz evirip
rakamlan yazdka, Einstein ile derin fikirler uyandran sohbetinizi
428 Akln G'z

srdrebilirsiniz. Daha da iyisi, ayn anda birka sohbeti bir arada


yrtebilirsiniz. Btn yapmamz gereken udur, Akhilleus kita
bndan birka kopya yapanz ve kullanm talimatlarn ekleyerek
istediiniz kiilere gnderebiliriz. Bundan holanacaksnz.
AKHILLEUS: Evet, bylesi daha heyecan verici. Bir bakalm - Homeros,
Zeno, Lewis Carroll . . . tabii onlann beyinlerinin kitaplan da yapl
msa. Ama durun bir dakika. Bir anda bunca sohbeti nasl sr
drebileceim?
TOSBAGA: Sorun deil. Hepsi birbirinden bamsz olacak.
AKHILLEUS: Evet biliyorum ama hepsini ayn anda kafamda tutmam ge
rekecek.
TOSBAGA: Kafanzda m? Kafanz olmayacan unutmayn sakn.
AKHILLEUS: Kafam olmayacak m? yleyse ben nerede olacam? Burada
neler oluyor?
TOSBAGA: Ayn anda btn o farkl yerlerde olacak, bunca insanla keyifli
sohbetler yapacaksnz.
AKHILLEUS: Birka kiiyle ayn anda sohbet etmek nasl bir duygu ola
cak?
TOSBAGA: Niin bunu Einstein'a sormay dlemiyorsunuz. Onun kitab
nn da birka kopyasnn yaplp sizin dostlanmza ya da herhangi
birilerine gnderildiini varsayarsak, onlar da Einstein ile konuu
yor olacaklar.
AKHILLEUS: ey, eer ben kitabna sahip olduum Einstein'a bunu syle
mezsem, teki kitaplar ya da konumalar hakknda hibir fikri ol
mayacak. Ne de olsa kitaplarn birbirinden etkilenmesinin bir yolu
yok. Yani sanrm o bir anda birden fazla sohbete katlyormu gibi
hissetmediini syleyecektir.
TOSBAGA: Eer birka tane siz de ezamanl sohbetlere katlrsa, siz de
byle hissedeceksiniz demek.
AKHILLEUS: Ben mi? Onlardan hangisi ben olacam?
TOSBAGA: Herhangi biri, hepsi ya da belki hibiri.
AKHILLEUS: rktc bir ey. Herhangi bir yerde olacaksam bile, nerde
olduumu bilemeyeceim ve u garip kitaplarn tm ben olduu
nu iddia edecek.
TOSBAGA: Ama bu kadarn da beklemelisiniz artk. Bunu kendiniz yap
yorsunuz, deil mi? Hatta ben bile sizin birkanz ya da tmn
z birbirinizle tantrabilirim.
AKHILLEUS: Ben de bu an bekliyordum zaten. Sizi her grmde, bana
byle bir neride bulunuyorsunuz.
TOSBAGA: Hangisinin gerek olduu hakknda belki biraz mnakaa ka
bilir, siz de yle dnmyor musunuz?
AKHILLEUS: Bir insan ruhunun zn skmak iin eytanca bir plan.
Einstein'r Beyniyle Sohbet 429

"Ben"in kim olduunu artk aka gremiyorum. "Ben" bir kii mi?
Bir sre mi? Beynimde bir yap m? Yoksa "Ben" beynimde olup
bitenleri hisseden, elle tutulamaz bir z m?
TOSBAGA: lgin bir soru. Incelemek iin Einstein'a geri dnelim. Einstein
ld m yoksa kitabn oluturulmasyla yaamn srdryor mu?
AKHILLEUS: Grne gre, verilerin kaydedilmi olduu gerei, ruhu
nun bir parasnn canl kaldna iaret ediyor.
TOSBAGA: Kitap asla kullanlnasa bile mi? O zaman da yaamn srd
rebilir mi?
AKHILLEUS: Of, zor bir soru. Sanrm "hayr" demem gerekir. Onun canl
kalmasn salayan, bizim onu "azar azar" bu steril kitaptan "yaa
ma geri dndrmemiz" olmalyd. Sadece veri kitab deil, kitabn
tesinde ve stnde olan bu sreti. Bizimle sohbet etmesi onu
canl klmt . Sinir hcreleri, bir bakma mecazi anlamda, her za
manki hzlarndan daha yava da olsa ateliyordu. Elbette atele
dikleri srece hzn nemi yoktu.
TOSBAGA: Birinci devreyi on saniyede, ikincisini yz saniyede, ncs
n bin saniyede vb . atnz varsayalm. Elbette kitap bunun ne
kadar srdn bilemez; nk d dnyayla tek balants iit
sel dnm tablolandr ve ona sylemeyi semediiniz hibir eyi
bilemez. lk birka devreden sonra ok yava atelemesine karn,
hala canl olabilir mi?
AKHILLEUS: Niin olamayacan anlamadm. Ben de ayn ekilde kayt
edilseydim ve sayfalann ayn bezginlikle evrilseydi, konuma hz
larmz eit olurdu. D dnyada yalnzca selamlamamzn sresi
bin yl srse bile, ikimiz de bu sohbette herhangi bir anormallik
hissetmezdik.
TOSBAGA: nce yapy 'azar azar' ortaya karan bu srecin ok nemli ol
duunu sylediniz ama imdi gitgide yavalamas nemli deilmi
gibi geliyor. Sonunda belki dnce dei tokuunun hz bir yz
ylda bir heceye kadar debilir ve bir sre sonra, bir sinir hcresi
birka trilyon ylda bir ateler. Pek parlak bir sohbet olmaz!
AKHILLEUS: D dnyada olmaz elbette. Ne kadar yava olursa olsun, biri
bizim isel kitabmz okuma iini hallettii srece, d dnyada
geen zaman fark etmeyen ikimiz iin, her ey gzel ve normal ola
caktr. Einstein ve ben evrilen sayfalarmzn dndaki dnyann
hzl deiiminden habersiz olacaz.
TOSBAGA: u sadk sinir hcresi katibi -imdilik ona elenceli olsun diye
A-kill-ease adn verelim (szm meclisten dan tabii ki)- varsa
yalm bir leden sonra ksa bir iki molas verdi ve geri dnmeyi
unuttu . . .
AKHILLEUS: Ihanet! ifte cinayet! Yoksa kitap cinayeti m i demeliydim?
430 Akln G'z

TOSBAGA: Bu kadar kt m? Ne de olsa ikiniz "tm bir arada" olarak


halen oradasnz.
AKHlLLEUS: "Tm bir aradaym" hah! Eer ilemden geirilmezsek, ya
amn tad kalr m?
TOSBAGA: Gitgide yavalayan bir salyangaz hzyla gitmek bile daha m
iyiydi?
AKHILLEUS: Her hz durmaktan iyidir. Hatta bir Tasbaa'nn hz bile. Ama
u kitaba bakan kiiye 'A-kill-ease' adn vermenin anlam nedir?
TOSBAGA: Yalnzca beyninizin bir kitaba ifrelenmi olduunu deil, ayn
zamanda o beyin-kitabn (kelime oyunu yaptm sanmayn asla)
denetlediinizi dnmenizi istemitim.
AKHILLEUS: Sanrm kendi kitabma sormak zorunda kalnm. Ya da hayr,
durun bir dakika. Ki tabrnn bana sormas gerekir! Durup dururken
her zaman stme yktnz u akl kantrc dzey-karmaalar
beni akna eviriyor! Ah! Harika bir fikrim var. Kitaplarn yannda
sayfalan eviren, ufak tefek hesaplamalan yapan, kaytlar yazan
bir makine bulunduunu varsayalm. Bylece insanlarn gvenil
mezliini ve sizin garip, dolambal rneinizi am oluruz.
TOSBAGA: Varsayalm ; zekice bir plan. Ve makinenin bozulduunu var
sayalm.
AKHILLEUS : Ne kadar karamsar bir hayal gcnz var! Beni ne kadar az
bulunur ikencelerden geiriyorsunuz!
TOSBAGA: Hi de deil. Biri size sylemedike makinenin brakn bozulma
sn, var olduunu bile bilmezsiniz.
AKHILLEUS: D dnyadan bu kadar tecrit edilmeyi sevmedim. nsanla
rn bana yalnzca kendi setiklerini sylemeleri yerine, evremde
olup biteni biraz olsun sezmeyi yelerim. Yaamda grsel girdileri
ilemden geiren sinir hcrelerinden niin yararlanmyoruz? itsel
dnm tablolar gibi grsel dnm tablolan da olabilir. Bir
televizyon kamerasndan gelen sinyaller uyarnca kitaptaki gerekli
deiiklikleri yaratabilirler. Bylece evremdeki dnyaya bakabilir
ve olaylara tepki gsterebilirim. zellikle bir sre sonra, sayfa evi
ren makinenin, rakamlarla dolu sayfalann oluturduu kitabn vs.
farkna varnm.
TOSBAGA: Ah siz ac ekmeye kararlsnz. imdi banza gelecek ac kade
ri alglayacaksnz: televizyon kamerasnn araclyla size verilen
girdiler ve dnm tablolar sayesinde, bunca zamandr size iyi
bir hizmet sunan sayfa-evirme makinesinin bir parasnn yerin
den kmakta olduunu "greceksiniz" demek Bunlar elbette sizi
rktecektir. Bunun ne yarar var? Eer grsel tarama gereciniz ol
mazsa, evrenizde olup bitenleri ve hatta sayfa-eviricinizin evre
sinde olup bitenleri grmezsiniz. D dnyann sorunlar olmadan,
Einstein 'n Beyniyle Sohbet 43 1

sayfa-evinciniz bir sre sonra bozulacandan dolay her eyin bir


anda sona ereceini bilmeden dnceleriniz dinginlik iinde s
rp gidecektir.
AKHILLEUS: Ama makine bozulunca ben de lp gitmi olacam.
TOSBAGA: yle mi?
AKHILLEUS: Cansz, hareketsiz, rakamlarla kapl bir sayfa yn olacam.
TOSBAGA: ok ackl olduundan eminim. Ama belki u eski A-kill-ease
bir ekilde becerebilirse, bildik yerine geri dner ve bozulan maki
nenin brakt yerden iine devam eder.
AKHILLEUS: Ooo! Yani tekrar canlandnlacam! Bir sre iin ldm ve
yeniden yaama dndm!
TOSBAGA: Eer bu garip ayrmlan yapmak iin srar ediyorsanz, evet.
Hangisi sizi 'daha l' yapar? Makinenin bozulmas m yoksa A-kill
ease'nin tavla oynamak, dnya turuna kmak ya da kendi beynini
bir kitaba kopyalatmak iin sizi birka dakika ya da birka yllna
yalnz brakmas m?
AKHILLEUS: Makine bozulduu zaman daha l olurum; nk tekrar
fonksiyonlannn yerine gelmesi gibi bir beklentim olmaz . . . Buna
karlk A-kill-ease bir yerlere gitse bile, eninde sonunda grevinin
bana dnecektir.
TOSBAGA: Yani terk edildiiniz halde hala canlsnz; nk A-kill-ease'nin
geri dnme niyeti var? Ama makine bozulunca leceksiniz?
AKHILLEUS: 'Canl olmak' ve 'l olmak' kavramlarn tanmlamann ok
sama bir yolu bu. Bu kavramiann teki canllarn niyetleriyle ba
lants olmamas gerekir elbette. Eer kullanan kii bir daha asla
dmesini ama niyeti tamyorsa, bir ampuln "lm" olduunu
sylemek kadar sama. Temelde ampul hi deimemitir ve nem
li olan budur. Benim durumumda nemli olan ise kitabn btn
olarak korunmasdr.
TOSBAGA: Yani tm bir arada olarak orada bulunmal demek istiyorsu
nuz. Srf kitabn varl sizin canllnz garanti ediyor mu? Tpk
bir plan varlnn iindeki mziin varlna eit olmas gibi mi?
AKHILLEUS: Kafamda gln bir imge beliriyor. Dnya yok edilmi ama
her naslsa Bach 'n bir mziini ieren bir plak kurtulmay baar
m ve uzaya doru yol alyor. Mzik gerekten halen var mdr?
Yantn insan benzeri bir canl tarafndan bulunup alnmasna
bal olmas ok sama olur, deil mi? Size gre Bay T . , mzik
plan kendisi gibi vardr. Ayn ekilde, kitaba geri dnersek, kitap
tmyle bir anda orada durduu srece ben de var olurum. Eer
kitap yok edilirse, ben de yok olurum.
TOSBAGA: u rakamlar ve dnm tablolar var olduka, sizin de temelde
ve potansiyel olarak var alacanz ne sryorsunuz, deil mi?
432 Akln G'z

AKHILLEUS: Evet yle. nemli olan budur: beyin yapnn btnl.


TOSBAGA: "Birisi kp nszdeki, kitabn nasl kullanlacan reten tali
matlan alp kaarsa ne olur?" diye sorsam sizce sakncas var m?
AKHILLEUS: Geri getirirse ok iyi olur diyebilirim yalnzca. Talimatlan geri
getirmezse, tm umutlann yklr. Talimatlan olmaynca kitap ne
ie yarar ki?
TOSBAGA: Bir kez daha, canl olarak kalp kalmayacanzn, kitab yr
tenin iyi ya da kt niyetine bal olduunu sylyorsunuz. Kap
risli bir rzgann estiini ve nszn o sayfalarn havaya savurdu
unu varsayalm. Artk niyet konusu gndeme gelmez. Bu nedenle
"siz" daha az canl m olursunuz?
AKHILLEUS: Biraz tuzakl bir soru. Ar ar dneyim. Ben lyorum;
beynim bir kitaba aktanlyor; u andaki beynimin sinir hcreleri
nin atelemesine paralel olarak kitabn sayfalannn nasl kullan
lacan gsteren bir talimat blm var.
TOSBAGA: Ve bu kitap talimatlanyla birlikte eski kitap satan bir dkkann
tozlu bir rafnn kesinde duruyor. eri bir adam giriyor ve garip
kitap gzne arpyor. "Tanrlar!" diye haykryor, "Bir Akhilleus
kitab! inde neler var acaba? Satn alp denerim!"
AKHILLEUS: Talimatlar da satn almay unutmamal! Kitapla talimatlarn
birbirine yakn olmas ok nemli.
TOSBAGA: Ne kadar yakn? Ayn cildin iinde mi? Ayn torbada m? Ayn
evde mi? Birbirinden bir mil uzakta m? Eer bir rzgar sayfalan
oraya buraya savurursa, sizin varlnz azalr m? Hangi noktada
kitabn yapsal btnln yitirdiini hissedersiniz? Biliyor mu
sunuz ben dmdz bir plak kadar eilmi bir plaa da deer veri
rim. Aslnda kltrl bir gz iin ayr bir ekicilii vardr. Dorusu
nu isterseniz bir dostum krk plaklan orijinallerinden daha ekici
buluyor! Onun duvarlarn grmelisiniz; Bach'n paralanm fgle
ri, ezilmi kanonlar, delinmi sonatlaryla donanm. Bundan ok
keyif alyor. Yapsal btnlk bakan kiinin gzndedir dostum.
AKHILLEUS: Bakan kii ben olduum srece, sayfalar bir araya gelince,
benim sa kalma ansm vardr diyebilirim.
TOSBAGA: Kimin gznde tekrar bir araya gelecek? Siz bir kez lnce, bakan
kii olarak yalnzca kitap biiminde kalacaksnz (tabii eer kalrsa
nz) . Kitap sayfalan dalmaya balaynca yapsal btnlnzn
paralandn m hissedeceksiniz? Ya da dardan bakan ben, yap
nn geri evrilemez bir biimde yok olduunu hissedince, sizin artk
var olmadnz m dneceim? Yoksa sizin "znz" dalm
durumda varln srdrecek mi? Buna kim karar verecek?
AKHILLEUS: Ah Tanrm. Kitabn iindeki zavall ruhun ilerleyiini artk
takip edemez oldum. Onun -ya da benim- ne hissedeceini de bil-
Einstein'n Beyniyle Sohbet 433

rniyorurn. Her zamankinden daha kararszrn.


TOSBAGA: "Kitabn iindeki zavall ruh" mu? Ah Akhilleus! Siz hilla o kita
bn iinde bir yerde bulunduunuz fikrine mi bal kalyorsunuz?
Eer doru anrnsyorsarn, balangta, Einstein'n kendisiyle ko
nutuunuzu sylediim zaman, bu fikri kabul etmeye ylesine e
kindiniz ki.
AKHILLEUS: Evet, kitabn Einstein'n duygulann, ya da en azndan duy
gulan gibi grnenleri hissettiini ya da en azndan ifade ettiini g
rnceye dek ok ekindirn . Ama beni azarlamakta haklsnz; belki
de gerek "ben"in burada, canl, organik beynimin iinde yaad
konusundaki bildik, saduyulu gre geri dnsern daha iyi ola
cak.
TOSBAGA: Hani u "makinenin-iindeki-hayalet" kuramma geri dnrnek
mi istiyorsunuz? Burada, ierdeki, "siz" olan ey nedir?
AKHILLEUS: fade ettiim tm duygulan hisseden bir ey.
TOSBAGA: Belki bu duygulan hissetmek aslnda beyninizdeki eitli si
nir hcresi yollarndan gelen, elektrokirnyasal bir akntdr. Belki
byle bir olguyu tanmlamak iin "hissetrnek" szcn kullan
yorsunuz.
AKHILLEUS : Yanl gibi geliyor; nk ben kullanrsarn, kitap da 'hisset
rnek' szcn kullanyor ama herhangi bir elektrokirnyasal ha
reketlilik fark etmiyor. Kitabn btn hissettii rakamlarnn de
irnesidir. Belki "hissetrnek," sirnle edilmi ya da edilmemi, her
trl sinir hcresi aktivitesiyle eanlamldr.
TOSBAGA: Byle bir gr 'azar azar' duygusunun alrnma gereksiz bir
vurgu ykler. Bir sinir hcresi yapsnn zamansal gelimesi, hi
kukusuz bize hissetmenin z gibi gelir ama duygular da tpk
plaklar ve tablolar gibi 'tm bir arada' olamaz m?
AKHILLEUS: Bir mzik pla ile bir zihin arasnda ilk gzrne arpan fark,
plan 'azar azar' evrim geirerek deirnernesi, ama buna karlk bir
zihnin, belirli bir zaman diliminde d dnya ile etkileime girerek,
balangta fiziksel yapsnda olmayan bir biimde deirnesidir.
TOSBAGA: yi bir noktaya parmak bastnz. Bir zihin ya da bir beyin dn
yayla etkileir ve bylece, yalnzca beyin yapsnn bilinmesiyle
ngrlerneyecek deiimlere urar. Ama bu durum, sz geen
beyin dardan drt almadan kendi iinde dnrken de o bey
nin "canlln" hibir biimde azaltrnaz. Kendi iine dnd d
nemlerde yaad deiimler zaten doasnda vardr. Geri beyin
bir yandan "azar azar" evrim geirirken, zaten doasnda "tm
bir arada" bulunmaktadr. Daha yaln bir sistemle bir paralellik i
zerek konuyu aklayabilirirn. Frlatlan bir greyfurdun izdii yol,
frlatldktan sonra doasnda vardr. Greyfurdun uuunu izlernek
434 Akln G'z

hareketini grmenin bir -en yaygn- yoludur ve hareketinin 'azar


azar' resmi diye de tanmlanabilir. Ama greyfurdun balang pozis
yonunu ve hzn bilmek de hareketini tecrbe etmenin geerli bir
baka yoludur; hareketin bu resmi "tm bir arada" resim olarak
tanmlanabilir. Elbette bu resimde havadan geen leyleklerin ie
karmadn varsayyoruz. Bir beyin (ya da bir beyin katalou) bu
ikili yapy paylar; d dnyayla etkileime girmedii ve kendisine
yabanc olan yollarla deinedii srece, zamansal geliimi ister
"azar azar" resimde ister "tm bir arada" resimde grlebilir. Ben
ikinci resmin taraftarym ve uzaya giden plaktan sz ederken sizin
de benimle ayn fkirde olduunuzu dnmtm.
AKHILLEUS: Ben her eyi "azar azar" resminde daha kolay grebiliyorum.
TOSBAGA: Elbette. nsan beyni her eyi bu biimde grmek iin dzen
lenmitir. Uan bir greyfurdun hareketi gibi basit bir olguda bile,
beyin "tm bir arada" paraboln gz nnde canlandrmaya a
lmaktansa, uma hareketini "azar azar" grmeyi yeler. Yine de
"tm bir arada" bir resim olduunu da kabullenmek insan beyni
iin byk bir admdr; nk doada belirli dzenlerin, olgularn
ngrlen kanallarda ilerleyiine rehberlik eden belirli dzenierin
varln tanmak demektir.
AKHILLEUS: Ben, hissetmenin, 'azar azar' resminde var olduunu gryo
rum. Bunu biliyorum; nk kendi duygularm da byle hissedi
yorum. Ama ayn zamanda 'tm bir arada' resminde de bulunu
yor mu? Hareketsiz bir kitapta "duygular" var m?
TOSBAGA: Hareketsiz bir plakta mzik var m?
AKHILLEUS: Bu soruyu nasl yantlayacamdan artk emin deilim. Ama
yine de Akhilleus kitabnda "benim" ya da Einstein kitabnda "ger
ek Einstein"n bulunup bulunmadn renmek istiyorum.
TOSBAGA: Bunu isteyebilirsiniz. Ben ise "sizin" herhangi bir yerde olup
olmadnz renmek istiyorum. u daha rahat olan "azar azar"
resmine taklalm ve beyninizin isel srelerini hayal edelim Akhil
leus. Elektrokimyasal hareketliliin sorunlu noktasn, yani kt
akmnn "en az direnli yollardan" zigzaglar izerek gemesini ha
yal edin. Sizin ya da "ben" diye szn ettiiniz varln, hangi yo
lun en az diren gsterecei konusu zerinde hibir denetiminiz
yoktur.
AKHILLEUS: Yok mu? yleyse bilinalt m bunu salyor? Bazen baz d
ncelerin sanki bilinalt eilimlerce motive edilmi gibi "ortaya
kverdiini" hissediyorum.
TOSBAGA: Belki "bilinalt" sinir hcresi yaps iin iyi bir isim olabilir. Ne
de olsa hangi yolun daha az diren gstereceini saptayan sizin
sinir hcresi yapnzdr ve bu yap nedeniyle, elektrokimyasal akm
Einstein'n Beyniyle Sohbet 435

belirli bir yolu izler, bir bakasn izlemez. te bu kvrmlar izerek


giden elektrokimyasal hareketlilik Akhilleus'un zihinsel ve duygu
sal yaamn oluturur.
AKHILLEUS: ok garip ve mekanik bir ark Bay T. Bahse girerim daha da
garipletirebilirsiniz. Szleri cilalayabilirsiniz, brakn fiiller istedik
leri gibi uusun! Beyinler, Zihinler ve Insanlar, haydi Tasbaa'nn
arksn dinleyelim!
TOSBAGA: Sevgili dostum eminim bu dizeleri size tannlar yazdrd.
Akhilleus'un beyni odalardan oluan bir labirent gibidir. Her oda
nn dier odalara alan kaplar vardr ve odalarn ou etiketlen
mitir. (Her "oda" birka ya da birka dzine sinir hcresinden olu
abilir. "Etiketlenmi" odalar ise ounlukla konuma-hcrelerinin
zel kanmlandr.) Elektrokimyasal akm labirent boyunca kap
lan ap kapatarak ilerlerken, ara sra "etiketlenmi" bir odaya da
girer. O anda sizin grtlanz ve aznz anlar: bir szck syler
siniz. Bu arada sinir hcresi knlcm Akhilleus patkasnda dur
namacasna ilerlerken, bcek yeme itah kabarm bir krlangcn
hamlelerinden ok daha garip ekiller iziyordur. Duyusal girdi me
saj lar iin iine kanma dek, her kvnm, her dn beyninizdeki
hcre yapsnca nceden belirlenmitir. Bu mesajlar ie karnca
kvlcm izleyecei yolu deitirir. Ve bylece srp gider; odalar,
etiketlenmi odalar ziyaret edilir. Artk siz konumaktasnz.
AKHILLEUS: Ben her zaman konumam. Bazen yalnzca oturup dn
rm.
TOSBAGA. Kabul. Etiketlenmi odalarn klan kslmtr ve ses karl
mayacan belirtiyordur. Yani szckleri yksek sesle sylemezsi
niz. Sessizce bir "fikir" ortaya kar. Akm ilerlemeyi srdrrken
kaplarn bazsna menteeleri gevetmek iin bir damla ya, ba
zsna ise pasiandrmak iin bir damla su brakr. Baz kaplarn
menteeleri ylesine pasidr ki, alamaz. Bir ksm ise ok sk ya
landndan kendiliinden alr. Bugnn izleri yarn iin braklr:
bugnn "ben"i gelecek zamandaki "ben" iin mesajlar ve anlar
brakr. Bu sinir hcresi dans, aslnda ruhun dansdr; bu ruhun
tek koreograf fizik kurallardr.
AKHILLEUS: Normal olarak dncelerimi denetleyenin ben olduumu
dnyorum; ama sizin anlattklannz ii tersine eviriyor, san
ki "ben" doa yasalarnn ve sinir hcresi yapsnn sonucu olarak
ortaya kyorum. Kendimi en iyi durumda, doa yasalarnn denet
ledii bir organizmann yan rn ya da en kt durumda, arpk
perspektifimin rettii yapay bir kavram gibi gryorum. Baka bir
deyile, benim kim ya da ne olduumu -eer bir eysem tabii- bil
mediimi hissetnemi salyorsunuz.
436 Akln G'z

TOSBAGA: ok nemli bir noktaya deindiniz. Ne olduunuzu nasl "bilebi


lirsiniz"? ncelikle herhangi bir eyi bilmek ne demektir?
AKHILLEUS: Sannn ben bir eyi bildiim zaman ya da daha dorusu bey
nim bir eyi bildii zaman, beynimin iinde kvnlarak giden, ou
etiketlenmi odalardan geen bir yol oluuyor. Bu konuda dn
dm zaman, hcresel kvlcm bu yol zerinden otomatik olarak
ilerliyor ve eer ben konuuyorsam, kvlcmn etiketlenmi bir oda
dan her geiinde, bir cins ses kyor. Ama bu ii ustalkla yapa
bilmesi iin, benim, hcresel kvlcm dnmeme bile gerek yok.
Sanki kendim olmadan da ben gayet iyi i grebiliyorum!
TOSBAGA: Evet, "en az diren gsteren yolun" kendini gayet iyi ynettii
dorudur. Ama bu ilemin sonucunu sizinle de eletirebiliriz Ak
hilleus. Kendi varlnzn bu analizden darda tutulduu duygu
suna kaplmamza gerek yok.
AKHILLEUS: Bu resmin sorunu "kendi varlmn" kendimi denetlememe
sidir.
TOSBAGA: Sannn bu, "denetleme" szcn hangi anlamda kulland
mza baldr Akhilleus. Hcresel kvlcmnz en az diren gsteren
yoldan zorla saptramayacanz aka biliyorsunuz; ama bir ann
Akhilleus'u bir sonraki anda hangi yolun en az diren gstereceini
dorudan etkiler. Bylece, her neyseniz, "siz" gelecekte ne hissede
ceinizi, ne dneceinizi, ne yapacanz biraz olsun denetiedi
iniz duygusuna kaplrsnz.
AKHILLEUS: Evet olduka ilgin bir bak as ama yine de her an kendi
istediimi deil, daha nceki ben versiyonumun dnmem iin
hazrladklann dndm anlamna geliyor.
TOSBAGA: Ama beyninizde dzenlenenler, belirli bir dereceye kadar, sizin
dnmek istediklerinizdiL Ama bazen beyninizi istediiniz gibi
almaya zorlayamazsnz. Birinin adn unutursunuz; nemli bir
konu zerinde younlaamazsnz; kendinizi denetleme abalan
mza karn ok sinirli olabilirsiniz; bunlarn hepsi sylediklerinizi
yanstr: bir bakma sizin "kendi" varlnz kendinizi denetlemiyor
dur. Artk imdiki Akhilleus ile gemiin Akhilleus'unu zdele
tirmeyi isternek ya da istememek sizin elinizdedir. Eer gemiteki
benliklerinizle zdelemeyi seerseniz, bir zamanlar var olan "si
zin" u anda ne yaptnz denetlediini syleyebilirsiniz. Ama eer
kendinizin yalnzca bugn var olduunu dnmeyi yelerseniz,
bu kez bamsz bir "ruhun" deil, doal yasalann denetimi altnda
"siz" bir eyler yapyor olursunuz.
AKHILLEUS: Bu konuma boyunca kendimi daha iyi "bilmeye" baladn
hisseder gibiyim. Acaba sinir hcreleri sisteminin yapsnn tmn
renip, hcresel kvlcmlar yola kmadan, hangi yolu kullanaca-
Einstein'r Beyniyle Sohbet 437

n nceden tahmin etmem mmkn olacak m merak ediyorum.


Byle bir ey, tmyle harika bir z-bilgi olacaktr.
TOSBAGA: Ah Akhilleus , benim hibir katkm olmadan, byk bir saflkla
kendinizi en lgn paradoksa attnz! Belki bir gn bunu dzenli
olarak yapmay renirsiniz ve o zaman benden tmyle kurtul
mu olursunuz!
AKHILLEUS: Yeterince alay ettiniz! Hi farknda olmadan iine dtm
u paradoksu konualm biraz.
TOSBAGA: Kendi hakknzda her eyi nasl renebilirsiniz? Akhilleus kita
bn okumay deneyebilirsiniz.
AKHILLEUS: Herhalde devasa boyutlarda bir proje olacaktr. Yz milyar
sayfa! Okurken kendi sesimi dinlemekten uyuyakalabilirim. Daha
da kts, bu grevi bitirmeden lebilirim. Ama ok hzl okuduu
mu ve u bizim yeil dnyann zerinde bana tannan sre sona
ermeden kitabn tmnn ieriini rendiimi varsayalm.
TOSBAGA: Bu durumda Akhilleus daha kendi kitabn okumadan nce,
onun hakknda bilgilenmi olacaksnz! Ama u anda var olan Ak
hilleus hakknda olduka cahil kalacaksnz.
AKHILLEUS: Ne kadar byk bir kmaz! Kitab okumu olmam, kitab ie
yaramaz hale getiriyor demek. Kendime dair bir eyler renme
giriimim beni deitiriyor. Keke kendi karmaklnn tmn
sindirebilecek kadar byk bir beynim olsayd. Ama bunun da bir
are olmadn gryorum; nk daha byk bir beyne sahip
olmak beni biraz daha karmak yapacaktr! Benim zihnim ken
disinin tmn anlayamyor ite. Yalnzca ana hatlarn, temelini
biliyorum . Belirli bir noktadan teye geemiyorum. Geri beynim
kafann iinde, "benim" olduum yerde ama yine de yaps "bana"
ulalr gibi gelmiyor. "Beni" oluturan varlk hakknda zorunlu
olarak bilgisiz kalyorum. Beynim ve "ben" ayn ey deil!
TOSBAGA: Gln bir ikilem; yaamn tuhaflklanndan biri. imdi Aklille
us biraz durup belki de bu tartmay balatan ilk sorulardan birini
dne biliriz: "Dnceler zihinde mi oluur yoksa beyinde mi?"
AKHILLEUS: Artk "zihin" szcnn anlamn bile bilmiyorum. Yalnzca
beyin ya da beynin etkinliklerinin iirsel bir ifadesiymi gibi geliyor.
Bu terim bana "gzellii" antryor. Kii bunun uzarnda yerini
bulamaz ama uhrevi baka bir dnyada dolap duran bir ey de
deildir. Daha ok, karmak bir varln yapsal unsuru gibidir.
TOSBAGA: Seriahin'in bir almasnda gzelliin nerde olduunu, yant
beklemeden, sormak isterim. Seslerde mi? Baslm notalarda m?
Yoksa izleyenierin kulanda, zihninde ya da beyninde mi?
AKHILLEUS: Bence "gzellik" sinir hcresi kvlcm beynimizin belirli bir
"etiketli odasndan" geerken, bizim kardmz bir sestir. Bu se-
438 Akln G'z

sin bir "varla", bir cins "var olan eye" tekabl ettiini dnmek
ok ekici geliyor. Baka bir deyile, "gzellik" bir isim olduundan,
onu bir "ey" olarak dnyoruz ama belki "gzellik" hibir eyi
belirtmiyordur; belirli olgu ve alglann telaffuz etmemize yol at
zaman kullandmz yararl bir szcktr.
TOSBAGA: Ben biraz daha ileri gitmek isterim Akhilleus. Sanrm bu du
rum, zellikle "gzellik", "gerek", "zihin" ve "benlik" gibi birok
szck iin de geerlidir. Her szck, bizim sinir hcresi kvlc
mmzn, dolarken eitli zamanlarda karmamza neden olduu
bir sestir. Ve her ses iin tekabl eden bir Varlk bir "Gerek ey"
bulunduunu dnmeden duramyoruz. Diyebilirim ki, kiinin
bir sesi karmaktan ald yarar, anlam dediimiz eyin ona katt
miktarla orantldr. Ama o sesin herhangi bir eyi belirtip belirt
mediini. . . acaba nasl renebiliriz?
AKHILLEUS: Evrene nasl da tekbenci bir ayla bakyorsunuz Bay T. G
nmzde ve amzda bu gibi grlerin son derece modas ge
mi olduunu dnyordum. nsann eylerin kendilerine ait bir
Varl olduunu dnmesi gerekiyordu.
TOSBAGA: Ah evet, belki yledir; bunu asla yadsmadm. Bence bu,
"anlam"n anlamyla ilgili pragmatik bir grtr. Gnlk yaamn
karmaas iinde baz seslerin Var olan Varlklarn yerini tuttuu
varsaymnda yararldr. Belki de bu varsaymn pragmatik deeri
en hakl olan yndr. Ama biz tekrar anlalmas g olan "gerek
siz" konusuna dnelim Akhilleus!
AKHILLEUS: Gerek ben'in nerede olduunu syleyecek bir sz bulamyo
rum ama benliimin bir taraf da "te 'gerek ben', u anda burada"
diye barmak iin can atyor. Belki iin z, hani "Maalar kozdur"
gibi gndelik szler sylemem iin drten mekanizma her neyse,
beni -ya da Akhilleus kitabn- "te 'gerek ben' u anda burada"
gibi cmleler kurmaya iten mekanizmayla ayn oluudur. Eer ben,
yani Akhilleus bunu syleyebiliyorsa, benim kitap versiyonum da
hi kukusuz syleyecektir. Geri benim ilk refteksim "Var olduu
mu biliyorum; bunu hissediyorum" biiminde ama belki bu "hisler"
yalnzca bir yanlsamadr; belki "gerek ben" de bir yanlsamadr;
belki tpk "gzellik" gibi "ben" sesi de hibir eye iaret etmiyor
dur, ama sadece yararl bir sestir ve sinir hcrelerimizin yaps bu
biimde dzenlendiinden, ara sra kendimizi bunu sylemek zo
runda hissediyoruz. Sanrm "yaamakta olduumu biliyorum" gibi
cmleler sylediim zaman byle bir ey oluyor. Akhilleus kitab
nn kopyalannn eitli insanlara datlacan ve "benim" onlarn
hepsiyle ayn anda sohbeti srdrebileceimi sylediiniz zaman
ok armamn nedeni de budur. "Gerek ben" nerede bulunuyor
Einstein'n Beyniyle Sohbet 439

renmek istemitim ve "benim" nasl birka sohbeti bir arada y


rtebileceimi merak etmitim; imdi ise, kitabn her kopyasnn
iinde bu yapnn olduunu ve "Gerek ben benim; Ben kendi duy
gulann hissedebiliyorum ve Akhilleus olduunu iddia eden dier
kiiler sahtekardr" gibi cmleleri otomatik olarak kurduunu an
lyorum. Ama byle szleri sylemesinin "gerek duygulara" sahip
olduunu gstermediini de biliyorum. Daha da tesi, ben Aklille
us olarak bunlar sylediim zaman bile, aslnda bir ey hissettiim
anlamna gelmez (bunun ne gibi bir anlam varsa! ) . Btn bunlarn
altnda, bu gibi cmlelerin anlam tadndan bile kuku duy
maya balyorum.
TOSBAGA: Elbette "hissetmek" gibi szcklerin kullanlmas pratik adan
ok yararldr.
AKHILLEUS: Aramzda bu konuma getii tabii ki bunlar kullanmaktan
vazgeecek deilim. Ayrca grdnz gibi, "ben" terimini kullan
maktan da vazgemeyeceim. Ama imdiye dek yaptm gibi bu sz
c "ruhsal" anlamlar ;,'kleyerek olduka igdsel bir biimde
ya da -sylemek zorunda;.,m- dogmatik olarak kullanmayacam.
TOSBAGA: lik kez vardmz sonularda fikir birliine ulatmza sevin
dim. Saat epey ilerledi: neredeyse gne batacak; tm glerimin
toplanma zaman ve kendimi ok enerjik hissediyorum. Arkada
nz gelmedii iin hayal lanklna uradnz biliyorum; M V.
yzyla doru bir kk yr;.il yar yapmaya ne dersiniz?
AKHILLEUS: Harika bir fikir! Ama ben ok hzl olduumdan, adil davran
mak iin size j'Z},l a\"ans veriyorum.
TOSBAGA: ok da kendini beenmisiniz Akhilleus . . . Enerjik bir Tasbaa'ya
yetimenin pek kolay olmadn grrsnz.
AKHILLEUS: Benimle yanan bir ar-yryl Tasbaa zerine ancak
bir aptal bahse girer. Zeno'nun evine son ulaan maymunun am
casdr!
---

"Evet, bu fanteziler ok elenceli ama bize pek bir ey sylemiyor. Bunlar


bilim kurgudur. Eer gerekleri -kesin dorulan- renmek istiyorsanz,
imdiye dek zihnin doas hakknda bize ok az ey sylemi olan gerek
bilime dnmelisiniz." Bu yant, bilimin ayrntl matematik denklemleri, ti
tiz deneyler, rklar ve trler kataloglar, karmlarndaki maddeler ve re
etelerden oluan bildik ama fakir bir grntsn oluturuyor. Bilimin
yalnzca veri toplayan bir giriim olarak bu tablosu, srekli kant istem
lerince hayal gcnn kstlandn gsteriyor. Hatta baz bilim adamlan
da kendi mesleklerinde bu gre sahiptirler ve ne kadar sekin olsalar da
elenceli gibi grnen meslektalarna kukuyla bakarlar. Belki baz sen
foni orkestras mzisyenleri, mesleklerini, askeri bir disiplin altnda doru
grltleri karmak olarak gryorlardr. Eer byle dnen varsa, ok
ey kanyar demektir.
Aslnda bilim, hayal gcnn hibir yerde grlmeyecek kadar geni,
iinde iletici RNA, kara delik, zerrecik gibi harika isimleri olan beklenme
dik yaratklarla dolu bir oyun bahesidir. Bu bahede ok artc iler
yaplr: atom-alt semazenler ok yerde ayn anda -her yerde ya da hibir
yerde- bulunabilirler; molekl halindeki halka-ylanlar kendi kuyruklar
n srrlar; kendini-kopyalayan sarmal merdivenler ifrelenmi talimatlar
tarlar; minyatr anahtarlar sabilecekleri kilitleri ararlar, trilyonlarca
sinaptk krfezde maceral yolculuklar yaparlar. yleyse niin beyin-kitab
lmszl, d-yazan makineler, kendilerini anlayan simgeler, kollar,
bacaklan, kafalan olmayan, bazen bir bycnn sprgesi gibi emirleri
sorgusuz sualsiz yerine getiren, bazen kavga eden ve komplo kuran, bazen
ibirlii yapan karde adamcklar olmasn? Ne de olsa, bu kitapta sunulan
en olaanst fikirler -rnein Wheeler'in evrende dolaan tek elektronu,
Everett'in kuantum mekaniinin ok-dnyal yorumu ya da Dawkins'in,
bizim genlerimiz iin sa kalm makineleri olduumuz nerisi- en nde
gelen bilim adamlar tarafndan byk bir ciddiyede nerilmitir. Bylesine
abartl fikirleri ciddiye almal myz? En azndan bunu denemeliyiz; nk
benlik ve bilin konusunun en karanlk bulmacalarndan synlmak iin,
belki de bunlann kavramsal dev admlar olup olmadklarn baka nasl
anlayabiliriz? Zihni anlayabilmek iin herhalde yepyeni dnme biimle
rine, en azndan sayacaklanm kadar tuhaf olanlara gerek vardr. Balan
gta Kopernik'in Dnya'nn Gne'in evresinde dnd iddias ya da
Einstein'n Beyniyle Sohbet 44 1

Einstein'n uzayn eimli olduu konusundaki garip nerisi sama gelme


mi miydi? Bilim dnlemeyenlerin engellerine takldndan duraksa
yarak ilerler: Baz eyler u anda hayal bile edilemediinden olanaksz diye
ilan edilir. Dnme deneyleri ve fantezilerin dndrc snrlan bu en
gelleri dzene sokar.
Dnce deneyleri sistematik olduu gibi ounlukla ileri srdkle
ri tmyle indirgenebilir. Galileo'nun, ar nesnelerin hafif nesnelerden
daha hzl dtn ileri sren varsa:y,mnn apak reductio ad absur
dum (mantksal sonucun sama olduunu gsteren indirgeme) deneyini
bir dnn. A diye tanmlanan ar bir nesne ile B diye tanmlanan hafif
bir nesne dnn. Galileo iki nesneyi bir ipe ya da bir zincire balayp bir
kuleden aaya atyor. Varsaym olarak B daha yava der ve bu nedenle
A'y yavalatmas gerekir. Yani A ile B birbirine bal olunca, A'nn kendi
bana dme hzndan daha yava hareket eder. Ama B ile bal olan A
artk C adn alan yeni bir nesne biimine gelmitir ve C, A'dan ardr. Var
saym olarak C'nin, A'dan daha hzl dmesi gerekir. B ile bal olan A'nn,
ayn zamanda bamsz dne oranla hem daha yava hem de daha
hzl olmas olanakszdr (bir eliki ya da samalk) bylece bu varsaym
hataldr.
Baka durumlarda, dnme deneyleri ne kadar sistematik olarak ge
litirilirse de, amalan zor fikirleri canlandrmak ve gzler nne sermektir.
Bazen kant, ikna ve eitim bilimi arasndaki snrlar izilemez. Bu kitapta,
materyalizmin doru olduu \'arsa:y,mnn nerilerini incelemeye ynelik
eitli dnce deneyleri bulunmaktadr: Zihin ya da benlik, beyinle muci
zevi biimde etkileime giren baka bir (fiziksel olmayan) ey deildir, ama
beynin organizasyon ve operasyonunun aklanabilir ve doal bir rn
dr. "Bir Beynin yks" tpk Galileo'nun deneyi gibi, ana nermenin bir
reductio ad absurdum olduunu gstermeye ynelik bir dnce deneyidir
ve bu ykde materyalizm 'deneyimin sinirsel kuram' grnm altna giz
lenmitir. "Preld . . . Kannca Fg", "Ben Nerdeyim?" ve "Einstein'n Beyniy
le Bir Sohbet" ise, materyalizmi anlamann nnde geleneksel olarak duran
engelleri aarak dnmeye yardmc olup materyalizmi desteklemektedir.
zellikle bu dnme deneyleri , benlii, zihnin gizemli, ayntnlamayan
bir paras olarak grmeye zorlayan fikirlerin, inandnc bir biimde yerini
almaya yneliktir. "Zihinler, Beyinler ve Programlar" ise materyalizmin bir
eidini rtmeye (bizim savunduumuz eidinil yneliktir ama pek faz
la tanmlanmam ve aratnlmam materyalist alternatifiere deinmeden
gemektedir.
Bu dnce deneylerinin her birinde bir anlatm ls sorunu var
dr: Okurlarn hayal gcn birka milyar ayrnt zerinden nasl kaydnp
yalnzca aalan deil orman grmelerini salayabilirsiniz? "Bir Beynin
yks", dlenen beyin paralarnn balanmas gereken aygtann ba
442 Akln G'z

dndrc karmakl konusunda son derece sessiz kalyor. "Ben Nerde


yim?" adl ykde, yz binlerce sinir ucunun balantsn srdrmek iin
radyo dalgalannn kullanmnn neredeyse olanakszl rahatlkla gz ard
ediliyor ve hatta bir insan beyninin ezamanl alacak bilgisayar kopya
sn yapmak birka ilgin teknolojik gelimeden baka bir ey deilmi gibi
sunuluyor. "Zihinler, Beyinler ve Programlar" bizi bir dil-ileme programn
simle eden bir insan elini dlerneye davet ediyor. Eer bu program ger
eki olsayd, ylesine geni olurdu ki, bir insann bir tek deiim iin ge
rekli admlar atmaya mr yetmezdi, ama bizler normal zaman llerinde
oluturulan ince sohbetleri hayal etmek iin kandrlyoruz. lleme so
runu, Prof. Einstein'n lmnden sonra azndan birka szck alabilmek
iin, yz milyar sayfas olan bir kitab ok hzl evirmek zorunda kald
mz "Einstein'n Beyniyle Sohbet" adl ykde aka grlyor.
Sezgi pompalarmzn dmelerinin her ayan, birbirinden biraz farkl
ykler ortaya karyor ve her birinin deiik sorunlan geri plana atlrken
deiik dersler alnyor. Hangi eitierne ya da eitlernelere gvenilmesi
gerektii konusu, hepsini dikkatle incelemek ve yaznn hangi unsurlannn
bunu ortaya koyduunu semekle halledilebiliyor. Eer fazlasyla yalnla
trma, balantsz karmaklklar bastracak gereler olmak yerine, sezgile
rin kayna oluyorsa, ulanaya davet edildiimiz sonulara gvenmememiz
gerekiyor. Bu konular ok hassas kararlar gerektirdiinden, hayal etme ve
kurgulama altrmalarnn, genelletirilmi ve olduka hakl bir kukuyla
evretenmi olmasna armamaldr.
Zihinsel altrmalanmz drst bir dzeyde tutmak istiyorsak, so
nunda, bilimin deneyler, tmdengelimler ve matematiksel analizler gibi
yntemlerine dnmek zorundayz. Bu yntemler, varsaymlar nermek ve
denemek iin gerekli hammaddeleri salar ve hatta kefetmenin ok gl
motorlan olarak da grev yapar. Yine de, bilimin yk anlatan yn yal
nzca evresinde dolanan ya da eiten unsuru deil, temel noktasdr. Bir
zamanlar iyi bir fen retmeninin dedii gibi, doru drst yaplan bilim,
beeri bilimlerden biridir. Bilimin amac, kim olduumuzu, buraya nasl
ulatmz anlamamza yardm etmektir ve bunun iin byk yklere
gereksinimimiz vardr: bir zamanlar gerekleen Byk Patlama'nn nasl
olutuu; Dnya zerindeki yaamn evrimine dair Dawin'in destanlan ve
imdilerde nasl anlatacamz renmeye baladmz bir yk: primat
zyaamykclerinin artc maceralarn nasl aktaracaklarn en so
nunda kendilerine rettikleri primat zyaamykclerinin artc ma
ceralar.
D. C. D .
27

ROBERT NOZICK

KURGU*

Ben kurgusal bir karakterim. Ne var ki kendinizi ontolojik adan daha


stn hissederek, alayla glmserseniz hata etmi olursunuz. nk siz
de kurgusal bir karaktersiniz. Biri dnda, tm okurlanm kurgusaldr; d
arda kalan biri ise, okur deil, yazardr.
Ben kurgusal bir karakterim ama bu bir kurgu yapt deildir, imdi
ye dek okuduklannzdan daha kurgusal deildir. Ne zbilinli bir biimde
kurgusal bir yapt olduunu syleyen modem bir eserdir ne de kurgusal
olduunu yadsyan daha hileli bir eserdir. Hepimiz bu gibi yaptlar yakn
dan tanrz ve onlarla nasl baa kacamz biliriz. Onlar yle ereveleriz
ki, "yazarn notu" bal altnda ya da sonsz blmnde bile olsa, birinci
tekil ahs olarak yazann syledii hibir ey, bizi birinin ciddi olarak ko
nutuuna, kendi birinci tekil ahs olarak kurgu d konutuuna ikna
edemez.
u anda okumakta olduunuz yaznn kurgusal olmadn ama yine
de bizlerin kurgusal karakterler olduumuzu size bildirme grevi, benim
iin ok ciddi bir sorundur. inde yaadmz bu kurgusal dnyada, bu
yaz kurgusal deildir, ama daha geni anlamda kurgusal bir eserin iinde
sakl olduundan, yalnzca kurgusal olabilir.
Bizim dnyamz sizin de karakterlerden biri olduunuz bir roman ola
rak dnn. Yazanmzn nasl biri olduunu syleyebilmenin bir yolu var
m? Belki. Eer bu eser, yazann kendini ifade ettii bir eserse, onun eitli
ynlerine dair karsamalar yapabiliriz ve bunu yaparken de her karsa
mann yazar tarafndan yazlm olduunu biliriz. Eer bizim belirli bir
karsamay inanlr ya da geerli kabul ettiimizi yazarsa, kime kar iddia
edebiliriz ki?

* Robert Nozick'in "Fiction" isimli yazs daha nce Ploughshares, cilt: 6, say: 3, Gz
1 980'de yaymlanmtr.
444 Akln G'z

inde yaadmz romann kutsal bir metninde, evrenimizin yazannn


yalnzca "Brakn bunlar olu sun . . . " diyerek bir eyleri yaratt syleniyor.
Yalnzca konuarak yaratlabilecek eylerin bir yk, bir tiyatro, bir des
tan, bir roman olacan biliyoruz. Yaadmz yer, szcklerin araclyla,
szcklerle yaratlm bir evrendir.
Ktlk sorunu hakknda bilinenleri anmsayn: yi bir yaratc niin
dnyaya, tand ve nleyebilecei ktln gelmesine izin verir? Buna
karlk bir yazar yaptma ac ve strap dolu konular katt zaman, kendi
iyiliine glge drr m? Yaratt karakterleri glklerle snadnda,
bir yazar duygusuzlukla nitelendirilebilir mi? Eer yaptndaki karakterler
bu glkleri gerekten yaamyorlarsa, elbette hayr. Ama yaamazlar m?
Hamlet'in babas gerekten ldrlmedi mi? (Yoksa Hamlet'in nasl tepki
vereceini renmek iin saklanyor muydu?) Lear gerekten kendi haline
terk edilmiti; bunu yalnzca dlememiti. Buna karlk Macbeth, gerek
bir bak grmemiti. Ama bu karakterler asla gerek deiller, hi gerek
olmadlar. Bu yzden, kitabn dndaki dnyada ac ekmediler. Yazann
kendi dnyasnda da gerek ac yoktu, yarattklarnda da yoktu; yani yazar
gaddar deildi. (Ama neden yalnz kendi dnyasnda ac yaratmas gaddar
lk saylsn? Iago'nun bizim dnyamzda ac yaratmas kabul edilebilir mi?)
"Nee! Biz ac ekmiyor muyuz? Oedipus'un acs kendi iin ne kadar
gerekse, bizim acmz da bizim iin o kadar gerektir," diyebilirsiniz. Hak
lsnz, gerektir. "Ama gerekten var olduunuzu kantlayamaz msnz?"
Eer Shakespeare Hamlet'e, "Dnyorum yleyse varm," dedirtseydi,
Hamlet'in gerekten var olduu bizim iin kantlanm saylr myd? Bunu
sylemek Hamlet iin kant olur muydu ve eer olursa bu kantn deeri
neydi? Herhangi bir kant bir romana yazlp ve belki de ad "Descartes"
olan biri tarafndan sunulamaz myd? (Byle bir karakter d gryor ol
duu iin daha az, d grd iin daha ok kayglanrd.)
ou zaman insanlar dnyada anlalmaz, yerine oturmayan gerek
ler kefederler. Derine doru indike bulmacalann says artar; inanlmaz
rastlantlar, askda kalm gerekler ve bunlarla beslenen komplo ve sui
kast merakllar ortaya kar. Eer gerekler bizim dndmz kadar
tutarl deilse, eer gerek deilse, herhangi bir eyi demek iin harcanm
saatler sra d eyler retir. Acaba bizler yazarn zerinde alt ayrnt
larn snrlarn m kefediyoruz? Ama bunlar kefedenler kimlerdir? Bizim
keiflerimizi yazan kii, zaten bunlar biliyor. Belki imdi onlar dzeltmeye
hazrlanyor. Bizler dzeltilme srecinin ilk tashihlerinde mi yayoruz? lk
msveddede mi yayoruz?
Sizlerle ibirliine girip ba kaldrmaya, yazarmz yerinden etmeye ya
da konumlanmz daha eit duruma getirmeye, en azndan yaamlarm
zn bir ksmn ondan gizlemeye, biraz soluk alacak yer kazanmaya niyetli
olduumu itiraf ediyorum. Yine de o, benim James 'vari yazarm, benim
Kurgu 445

yazdklanm okuyor, gizli dncelerimi, duygu deiikliklerimi biliyor ve


kaydediyor.
Ama o, her eyi denetliyor mu? Yoksa bizim yazanmz, yazarak m,
yaratt karakterler hakknda ve bu karakterlerden bir eyler reniyor?
Bizim ne yaptmz, ne dndmz renince anyor mu? Bizler
zgrce dndmz ya da kendi irademizle hareket ettiimiz zaman
acaba bunlar onun bizim iin yazdklannn bir tanm m oluyor yoksa,
bunlan, yaratt karakterlerinin gerekleri olarak grp yle mi yazyor?
Bizim hareket alanmz ve zel yaammz bunun iinde mi yatyor; yazann
henz zmlemedii, yaratt dnya iin gerek olan baz eyleri henz
dnmedii mi ima ediliyor, yani bizim, onun gr alannn dnda ka
lan baz dncelerimiz ve hareketlerimiz mi var? (Bu nedenle ifreli mi
konumalyz?) Yoksa bizim baka koullar altnda ne yapabileceimizi, ne
syleyebileceimizi bilmedii iin, bizim bamszlmz yalnzca koullu
dnyada m mmkn?
Bu yol delilie mi kyor? Yoksa aydnlanmaya m?
Bildiimiz gibi, bizim yazanmz bizim dnyamzn dnda bulunuyor
ama yine de bizim sorunlanmzdan kurtulamyor. Acaba kendisinin de bir
kurmaca eser karakteri olduunu dnyor mu? Bizim evrenimizi yaz
masnn bir tiyatro oyunun iindeki bir oyun olup olmadn merak ediyor
mu? Benim bu kitab ve zellikle kendi kayglann ifade edebilmek iin, bu
paragraf yazman o mu istedi?
Bizim yazanmz da kurgusal bir karakter olsayd ve tanmlad kurgu
sal dnya da, onu yaratan kendi yazannn yaad dnyann (rastlantsal
olmayarak) bir tanm olsayd, bizler iin daha iyi olurdu. Bylece bizler,
yazanmz yazan bilse de, bizim yazanmz bilmedii halde, gerek insanlara
tekabl ederdik (Acaba bu nedenle mi gerek yaama ok yaknz?)
Bir yerlerde bir st kat bulunmas, bir bakasnn kurgusuyla yara
tlmam bir dnya bulunmas zorunlu mu? Yoksa hiyerari sonsuza dek
uzayp gidebilir mi? Daireler, darack dairler bile birbirinden ayn m? Hatta
bir dnyann bir karakteri baka bir kurmaca yaratyor ve o dnyada da,
ilk dnyay yaratan bir karakter mi oluuyor? Daire gittike daha da dara
labilir mi?
eitli kurarnlar bizim dnyamz bir dierinden daha az gerek, hatta
bir yanlsama olarak tanmlamtr. Ne var ki, daha alt dzeydeki yaratl
konumumuza alma fikri biraz zaman ister. Konumumuza edebiyat ele
tirmenleri gibi yaklamamzn, evrenimizin trnn trajedi mi, fars m yok
sa absrd tiyatro mu olduunu sormamzn yaran olabilir. Oyunun olay
rgs nasl ve biz hangi perdede bulunuyoruz?
Yine de konumumuz baz eyleri dengeleyebilir; rnein bir kurgu ro
manda sonsuza dek korunduumuz iin ldkten sonra bile yaamay sr
drrz. Ya da sonsuza dek deilse bile, romanmz var olduka yaarz.
446 Akln G'z

abucak unutulacak bir kitap yerine uzun sre kalc olacak bir ba yapt
ta bulunmay umut edebilir miyiz?
stelik, belki bir bakma yanl gibi gelebilir ama baka bir bakmdan,
Hamlet'in "Ben Shakespeare'im" demesi doru olmaz m? Macbeth, Ban
quo, Desdemona ve Prospero'nun ortak noktas nedir? Shakespeare adl
yazarn bilincidir; onlarn temeli ve esin kayna olmutur. (Yani demek ki,
ortada insanlarn kardelii diye bir ey var.) Hem yaratl konumumuzun
karmaklna, hem de birinci tekil ahs dnl zamirine dayanarak, her
birimiz, gerek bir biimde "Yazar benim," diyebiliriz.
Yazann Notu

Biraz nce okuduunuz almann kurgusal bir eser olduunu ve 'ben'


zamirinin, beni, yani yazan gstermediini, yalnzca birinci tekil ahs bir
karakteri gsterdiini sylediimi varsayalm. Ya da bunun bir kurgusal
yapt olmadn ama ben, Robert Nozick tarafndan yazlm elenceli ve bu
nedenle ciddi, felsefi bir makale olduunu sylesem . (Bu almann ban
da ad yazan Robert Nozick deil elbette -bildiimiz kadaryla o da bir edebi
kiilik olabilir- hani u P.S. 1 65'e katlan Robert Nozick.) Geri aklamala
rm kabul etmeye hevesli olmayacanz varsayyorum ama, syledikleri
me dayanarak bu almaya kar tepkiniz nasl bir deiiklik gsterirdi?
Bunu yazmay bitirmekte olduuma gre, kurgusal yapt m felsefe
makalesi mi olduuna ve bunun daha nceden belirlenmi bir karakteri
nasl etkileyeceine ben karar verebilir miyim? Bu karan , konumu ile edebi
trn saptamay siz okuduktan sonraya erteleyebilir miyim?
Belki Tanr bu dnyay gerek mi yoksa kurgusal olarak m yarattna
henz karar vermemitir. Acaba Kyamet Gn'nde mi karar verecek? Na
sl bir karar vereceine bal olan baka ne var; verecei karara gre bizim
konumumuza ne eklenir ya da konumumuzdan ne eksilir?
Ve hangi karann verilmesini umuyorsunuz?
Ek Oku m a l a r

Bu kitapta ortaya kan tm konular, temel alanlarn sayacak olursak,


zihin felsefesi, psikoloji, yapay zeka ve sinir bilimleri gibi alanlan ieren 'bi
lisel bilimin' byk bir gelime ve byme gsteren literatrnde, en ince
ayrntianna kadar aratnlmtr. Bu konularda elbette bilimkurgu yapt
lan da, adeta bir da gibi ykselmektedir ama biz bu katalogda, bu eserleri
dahil etmeyeceiz. Burada sralanan eserler, farkl vakalar zerine yaplan
klinik, deneysel almalardan, kuramsal ve varsaymiara dayanan aratr
malara kadar uzanan , son dnemlerde yazlm, en iyi ve en kolay okunan
kitaplar ve makalelerdir. Bu katalog, daha nceki blmlerde ortaya atlan
konulan ayn srayla izlemektedir. Adn verdiimiz her yapt, kendisi iinde
gnderme ve alnt yaplan baka, balantl yaptiara ynlendirecektir. B
tn bu kaynaklan izleyenler, keif, varsaym ve tartmalarn birbirine ge
mi dallanndan oluan koskocaman bir aac kefedeceklerdir. Elbette bu
aa , bu konularda yazlm olan her eyi kapsamayacaktr ama gz ard
ettikleri herhalde uzmaniann ounun da dikkatinden kam olanlardr.

G i R i

Beden-deitirme fikri yzyllar boyunca dnderi bylemitir. John


Locke Essay Canceming Human Understanding ( 1 690) adl yaptnda, eer
"bir prensin ruhu" prensin anlann da beraberinde alarak, "bir kunduracnn
bedenine girerse" neler olur sorusunu kendine sormutur. O tarihten bu
yana, bu konunun dzinelerce eitlernesi ortaya kmtr. Hayali beyin
nakli, kii blnmesi, kiilerin birlemesi (iki ya da daha ok kiinin farkl
zevkleri ve anlanyla bir tek kii biimine gelmesi) ve kii kopyalanmas
vakalarn ieren iki antolojiden biri Personal Identity ( 1 975 John Perry
ed.) ve ikincisi The Identities of Persons ( 1 976 Arneli e O. Rorty ed.) adlarn
tamaktadr. Her ikisi de ciltsiz olarak Berkeley'deki Califomia University
Press tarafndan yaynlanmtr. Baka bir iyi kitap ise Bemard Williams'n
Problems of the Self (New York: Cambridge University Press, 1 973) adl
yaptdr.
Zihinler ya da benlikler gerekten atomlarn ve molekllerin stnde
mi bulunur? Ontoloji ile balantl sorular (var olduu sylenebilen eylerin
cinsleri ve bu eylerin var olma biimleri) Plato'dan bu yana dnrlerin
zerinde durduu nemli bir konudur. Belki de gnmzn en etkili,
450 Ek Okumalar

sert tutumlu ve gereki bilimsel ontoloji uzmanlarndan biri , Harvard


niversite'sinden Willard V. O. Quine'dir. Quine 'nin "On What There Is' adl
klasik yazs ilk kez 1 948'de Review of Metaphysics'de yaynlanmt. Daha
sonra From a Logical Point of View adl kendi makale sekisinde de yer
ald (Cambridge, Mas s . : Harvard University Press, 1 953} . Quine'nin Word
and Objet (Cambridge. Mass. : MIT Press, 1 960} ve Ontological Relativity
and Other Essays (New York: Columbia Univ. Press, 1 969) adl yaptlar
ontoloji konusundaki dn vermez duruunun daha sonraki ayrntlarn
iermektedir. David ve Stephanie Lewis'in, kat fikirli bir materyalistin
adeta dm olduunu anlatan "Holes (Delikler)" adl elenceli diyalogu
Australasian Journal of Philosophy'de (cilt 4 8 , 1 970, s. 206-2 1 2} yer
almaktadr. Eer delikler var olan eylerse, sesler nedir? Bu soru, Daniel
Dennett'in Content and Consciousness adl yaptnn (Londra: Routledge
& Kegan Paul; Atlantic Highlands, N. J . : Humanities Press, 1 969} ilk
blmnde tartlmaktadr. ne srlen iddia, zihinlerin de seslerinkine
benzer trde bir cins varlk srdrdkleridir; zihinlerin var olma biiminin
sorunlu olmad (hayaletler ya da cinlerinki gibi) ama yine de madde
konusu da olmaddr.
Bilin konusundaki literatr, bu blmde, alt balklarla tantlacaktr.
Giri blmnde bilin zerine yaplan tartma, yaknda yaynlanacak olan
ve editrln R. L. Gregory'nin yapt, Oxford Companian to the Mind adl
(New York: Oxford University Press) zihin konusunda gnmzde mevcut
olan yaklam ieren ansiklopedide Dennett'e ait bir blmden alnmtr.
E. R. John'un bilin tanm, R. W. Thatcher ve E. R. John'un Foundations of
Cognitive Processes (Hillsdale, N . J . : Erlbaum, 1 977, s . 294) adl yaptndan
alntdr ve ikili dinleme deneyi, J. R. Lackner ve M. Garrett'in Cognition'da
( 1 97 3 , s. 3 59-372} yaynlanan "Resolving Ambiguity: Effects of Biasing
Context in the Unattended Ear" adl yazsndan alnmtr.

KlSlM 1. BENLi K DUYGUSU

Borges dikkatimizi, kiinin benliini dnmesinin farkl biimlerine


ekmektedir. Dnceler blmnde felsefedeki yeni almalann iyi
bir rnei olarak geen "Kim, Ben mi?" adl yaz, Steven Boer ve William
Lycan'a ait olup The Philosophical Review' de (Cilt 89, 1 980, s. 427-466)
yaynlanmtr. Geni kapsaml kaynakas, Hector-Neri Castafeda ve
Peter Geach'in nc yaptlarnn yan sra, John Perry ve David Lewis 'in
yeni almalarn da iermektedir.
Harding'in bir kafaya sahip olmamak hakkndaki garip fikirleri,
merhum James J. Gibson'un psikolojik kurarnlarnda yanstlmaktadr.
Gibson'un son yapt The Ecological Approach to Visual Perception (Boston:
Ek Okumalar 4 5 1

Houghton Mifflin, 1 979) kiinin grsel alglamayla kendisine dair edindii


bilgiler (konumu, kafasnn ynelimi, hatta gznn ucuyla bulank
grebildii burun kntsnn nemli rol) konusunda eitli artc
gzlemler ve deney sonulan iermektedir. zellikle bkz. Blm 7, "The
Optical Information for Self-Perception" (Kendini Alglamann Grsel
Bilgisi). Gibson'un almalarnn yeni bir eletirisi iin, Shimon Ullman'n
The Behavioral and Brain Sciences'da (Eyll 1 980, s. 373-4 1 5) yaynlanan
"Against Direct Perception" (Dorudan Alglamaya Kar) adl yazsna
baknz. Zihin ve var oluun Tao ve Zen kuramma gre harika bir tanm,
Raymond Smullyan'n The Tao is Silent (New York: Harper & Row, 1 9 75)
adl yaptndadr. Ayrca bkz. Paul Reps, Zen Flesh, Zen Bones (New York:
Doubleday Anchor) .
Kuantum-mekanii fikirlerinin fiziksel gem, Morowitz'in
makalesinde ve Dnceler blmnde eitli zorluk dzeylerinde
sunulmutur. Kkrtc bir temel sunum ise Adolph Baker'e ait Modem
Physics and Anti-physics (Reading, Mas s . : Addison-Wesley, 1 970) adl
yaptta yer almaktadr. Ayrca Richard Feynman'n The Character of
Physical Law (Cambridge, Mass . : MIT Press, 1 967) adl yapt da vardr. J .
Jauch'un biraz matematik ieren orta dzey, zarif diyaloglan Are Quanta
Real? (Bloomington : Indiana Univ. Press, 1 973) ve Richard Feynman, Robert
Leighton ve Matthew Sands imzal The Feynman Lectures in Physics cilt III
adl yaptlarda bulunmaktadr. leri dzey bir inceleme, Max Jammer'in
The Canceptual Development of Quantum Mechanics (New York: McGraw
Hill, 1 966) adl monografisinde yer almaktadr. Ayrca daha ileri dzeyde
Ted Bastin'in editrln yapt Quantum Theory and Beyond: Essays
and Discussions Arising from a Colloquium (Cambridge, Eng. : Cambridge
Univ. Press, 1 97 1 ) adl yapt, birok dndrc blm iermektedir.
Bu yzyln fizik alannda nemli isimlerinden biri olan Eugene Wigner
Symmetries and Reflections (Cambridge. Mass. : MIT Press, 1 970) adl,
makalelerden oluan kitabnn bir blmn, "Epistemoloj i ve Kuantum
Mekanii" konusuna ayrmtr.
Hugh Everett'in orij inal makalesi, baka fizikilerin yazlanyla birlikte,
B. S. Dewitt ile N. Graham'n editrln yapt The Many- Worlds
Interpretation of Quantum Mechanics (Princeton, N . J . : Princeton Univ.
Press, 1 973) adl yaptta bulunmaktadr. Bu artc blnen dnyalar
hakknda daha yeni ve daha kolay bir kitap ise, Paul Davies'in Other Worlds
(New York: Simon & Schuster, 1 9 8 1 ) adl yaptdr.
Dallara ayrlma koullan altndaki garip kiisel kimlik sorunu,
dnr ve mantk Saul Kripke'nin, ilk kez 1 972 ylnda, editrln
D. Davidson ile G. Harman'n yapt The Semantics of Natural Language
(Hingham, Mass: Reidel, 1 972) adl yaptta yer alan "Naming and
Necessity" (Adlandrma ve Zorunluluk) adl klasik monografisinde ne
452 Ek Okumalar

srd iddialar, dalayl olarak dnrler arasnda ateli tartmalara


yol amtr. Ayn yaz, yakn tarihte Kripke tarafndan Naming and
Necessity (Cambridge. Mass.: Harvard Univ. Press, 1 980) adyla geniletilip
kitaplatrlarak yaynlanmtr. Dnceler blmnde sizin karnza
daha nce de km olmas gereken bir konu ortaya atlmtr: Eer benim
annemle babam tanmam olsayd, ben hi var olmayacaktm - ya da
baka ebeveynterin ocuu olabilir miydim? Kripke (artc bir ikna etme
gcyle) size tpatp benzeyen birinin farkl bir ailenin - hatta belki sizin
kendi ebeveynlerinizin - farkl zamanda doan ocuu olabileceini ama bu
kiinin siz olamayacanz ileri srmektedir. Nerede, ne zaman ve kimden
dnyaya geldiiniz sizin znzn bir parasdr. Douglas Hofstadter, Gray
Classman ve Marsha Meredith, bu garip alan, "Shakespeare's Plays Weren't
Written by Him, but by Sameone Else of the Same Name" (Shakespeare'in
Oyunlan Kendisi Tarafndan Deil, Ayn Ad Tayan Baka Biri Tarafndan
Yazlmtr) (Indiana niversitesi Bilgisayar Bilimi Blm, Teknik Raporu
96) adl eserde aratrmaktadr. Daniel Dennett de, bu giriime, yaknda
kacak olan ve Andrew Woodfeld'in editrln yapt Thought and
Object (New York: Oxford Univ. Press, 1 98 1 ) adl yaptta yer alan "Beyond
Belief' (nancn tesinde) adl yazsnda kuku ile bakmaktadr. Simon
Blackbum'un editrln stlendii Meaning, Reference and Necessity
(New York: Cambridge Univ. Press, 1 975) bu konuda iyi bir antolojidir ve ayn
konu nde gelen felsefe dergilerindeki makalelerde de tartlmaktadr.
Morowitz, ok eski atalarmzn geliiminde bir devamszlk evrimde
zel bir cins zbilincin birdenbire ortaya k hakkndaki yeni
dnceleri aktarmaktadr. Byle bir gelime iin ortaya atlan en cesur
ve dahice tartma, Julian Jaynes'in The Origins of Consciousness in
the Breakdown of Ricameral Mind (Bostan: Houghton Miffiin, 1 976) adl
yaptdr. Bu yaptta Jaynes, bildik tandk, tipik insana zg bilincin ok
yeni bir olgu olduunu ve balangcnn biyolojik alarda deil, yakn
tarihte belgelendiini ileri srmektedir. Jaynes, Homer'in lyada adl
yaptnda sz edilen insanlarn bilinli olmadklannda srar etmektedir!
Bunun anlam o insanlarn uyuduklar ya da hibir ey alglamadklan
deildir elbette ama bizim i dnyamz olarak dndklerimize sahip
olmadklardr. ou yarumcunun dnd gibi, Jaynes fikrini fazla
vurgulam olsa da, bu konularda dnrlerin o ana kadar pek fazla
stnde durmad sorunlara, nemli gerekiere dair byleyici sorular
ortaya atmtr. Rastlantsal olarak, Friedrich Nietzsche de, Die frchliche
Wissenschaft adl yaptnda ( 1 882) bilin ile sosyal ve dilsel uygulamalar
arasndaki balant konusunda benzer bir gr ileri srmtr. Bu yapt
Walter Kaufmann tarafndan The Gay Science adyla evrilmitir, (New
York: Randam House, 1 974) .
Ek Okumalar 453

KlSlM ll. RUHU ARATI RMAK

Turing testi, felsefe ve yapay zeka alanlannda birok makalenin odak


noktas olmutur. Ortaya att sorunlarla ilgili iyi ve yeni bir tartma, N ed
Black'un The Philosophical Review (Ocak 1 98 1 , s. 5-43) adl yaptta yer alan
"Psychology and Behaviorism" (Psikoloji ve Davranlk) adl makalesidir.
Joseph Weizenbaum'un, bir psikoterapisti simle eden ve kiinin bilgisayar
klavyesiyle yazarak samimi ve tedavi amal bir konuma srdrd nl
ELIZA program, bir bilgisayarn Turing testini "gemesinin" en dramatik
gerek-yaam rnei olarak tartlmtr. Bu fikirkarsnda Weizenbaum'un
kendisi de dehete dmtr ve Computer Power and Human Reason
(San Francisco: Freeman, 1 976) adl yaptnda, Turing testini -ona gre
yanl kullananlara kar en keskin eletirilerini yapmaktadr. Kenneth
M. Colby'nin, Turing testinin iki eidini "geen" paranayak bir hastann
simlasyonunu yapan PARRY program , editrln Roger C. Schank ile
Kenneth M. Colby'nin yapt Computer .Uodels of Thought and Language
(San Francisco: Freeman, 1 9 73) adl yapttaki "Simulation of Belief Systems"
(nan sistemlerinin Simlasyonu) adl yazsnda tanmlanmtr. PARRY'nin
konumalarnn deifresinin uzmanlara gsterildii ilk teste, Weizenbaum,
Communications of the Association for Computing Machinery (cilt 1 7 , no.
9 , Eyll 1 9 7 4 , s . 543) adl yaptta elendirici bir biimde saldrmtr.
Weizenbaum, Colby'nin mantna gre, herhangi bir elektrikli daktilonun
ocukluk otizminin iyi bir bilimsel modeli olduunu, bir soru yazdnz
zaman olduu yerde durup hnldadn ileri srmtr. Hibir otizm
uzman, bylesine yararsz yaz altrmalaryla otistik ocuklarla gerekten
iletiim kurma giriimlerinin deifreleri arasnda bir fark grememitir!
Bu eletiriye yant olan ikinci Turing testi deneyi, Journal of Psychiatric
Research (cilt 1 5 , 1 980, s. 1 49-62) adl dergide yaynlanan J. F. Heiser,
K. M. Colby, W. S. Faught \'e K. C. Parkinson imzal "Can Psychiatrists
Distinguish a Computer Simulation of Paranoia from the Real Thinking?"
(Psikiyatristler Paranoyann Bilgisayar Simlasyonunu Gereinden Ayrt
edebilirler mi?" balkl makaleyle rapor edilmitir.
Turing'in "Mathematical Objection" (Matematiksel tiraz) adl makalesi,
matematik tesi snrlamal teoremler ve mekanik zihinler olasl
konusundaki, yazlar yaynianmasna yol amtr. Mantk asndan en
uygun geri plan olarak bkz. Howard De Long'un A Profile of Mathematical
Logic (Reading, Mass. : Addison-Wesley, 1 970) adl yapt . Turing'in itiraznn
daha geni biimi iin, Alan Ross Anderson'un editrln stlendii
Minds and Machines (Engelwood Cliffs, N. J . : Prentice-Hall, 1 964) adl yeni
dnceler uyandran yapttaki J. R. Lucas'n kt nl "Minds, Machines ,
and Gdel" (Akllar, Makineler v e Gdel) balkl makalesine baknz. De
Long'un yorumlarn ieren kaynakas, Lucas'n makalesinin yaratt
454 Ek Okumalar

heyecana dair iaretler tamaktadr. Ayrca bkz. Douglas R. Hofstadter


Gdel, Escher, Bach: an Etemal Golden Braid ( Gdel, Escher, Bach: Bir Ebedi
Gke Belik) (New York: Basic Books, 1 979) ve Judson Webb Mechanism,
Mentalism and Metamathematics (Hingham, Mass. : D. Reidel, 980) .
Duyu d alglama ve dier olaand olgular hakknda sregelen
tartmalar ayda bir yaynlanan The Sceptical Journal adl dergide
dzenli olarak takip edilebilir.
Son yllarda, maymun dili ile ilgili olaslklar ok youn tartma ve
aratrmalann odak noktas olmaktadr. Jane von Lawick Goodall'n yabanl
yaam gzlemlerini anlatan In the Shadow of Man (Boston: Houghton
' Mifftin, 9 7 ) ve Allen ve Beatrice Gardner, David Premack, Roger Fouts
ve dierlerinin laboratuvar hayvanianna iaret dili ve dier yapay dilleri
retmelen konusundaki gelimeler, gerek aratrmaclarn gerekse
eletirmelerin yzlerce makale ve kitap yaynlamasna neden olmutur. Lise
rencileri ile yaplan deney Neuropsychologia dergisinde (cilt 3, 97 5, s. 2 5)
yaynlanan E. H. Lenneberg'in "A Neuropsychological Comparison between
Man, Chimpanzee and Monkey" (nsan, empanze ve Maymun arasnda
Nropsikolojik Kyaslama) adl makalesinde anlatlmaktadr. Herbert
Terrace'nin Nim: A Chimpanzee Who Leamed Sign Language (New York:
Knopf, 979) adl yeni yapt, bu aratrmann ve N im Chimpsky adl kendi
empanze si ile srdrd almasnn baarszlk ayrntlarn aklayarak
bu gibi hevesleri krmay baarmtr ama teki tarafn yayniayaca kitap ve
makalelerle sava srdrecei kesindir. Aralk 978 tarihli The Behavioral
and Brain Sciences (BBS) adl yayn bu konulara ayrlmtr ve The Question
of Animal Awareness (New York: Rockefeller Press, 976) adl kitabn yazan
Donald Griffin, David Premack ile Guy Woodruff, Duane Rumbaugh,
Sue Savage-Rumbaugh ve Sally Boysen'in makalelerini iermektedir. Bu
makalelerin yan sra, dilbilim, hayvan davranlar, psikoloji ve felsefe
alanlanndaki nde gelen aratrmaclarn eletirel yorumlan ve yazariann
yantlan da yer almaktadr. Yeni bir disiplinleraras dergi olan BES'de
yaynlanan her makalenin yannda, ok sayda uzmann grleri ve yazann
yant da bulunmaktadr. Bylece, bilisel bilim gibi henz oturmam ve
ekineli bir alanda disiplinleri birbirine tantmak iin ok deerli bir zemin
oluturmaktadr. BBS dergisinin burada ad geenlerin dnda kalan dier
makaleleri de, burada sraladklanmza ek olarak, srdrlen aratrmalar
iin kusursuz giri noktalan salamaktadr.
Geri bilin ile dili kullanma kapasitesi arasnda ok nemli bir ba
olduu aka grlmektedir ama, bu konulan birbirinden ayr tutmak ok
nemlidir. Hayvanlarn zbilinci deneysel olarak aratnlmaktadr. Bir dizi
ilgin deney sonunda, Gordon Gallup, empanzelerin kendilerini aynada
tandklarn ortaya karmtr. empanzeler uyurken alnlarna boyayla
benekler konduktan sonra da, yansmalarn kendileri olarak tandklarn
Ek Okumalar 455

gstermitir. Aynada kendilerini grnce derhal alnlarna dakunuyorlar


ve parmaklarn inceliyorlard. Bkz. American Psychologist (cilt 32, (5) ,
1 977, s. 329-338) Gordon Gallup Jr. imzal "Self-recognition in Primates :
A Comparative Approach to the Bidirection Properties of Consciousness"
(Primatlarda Kendini Tanma: Bilincin ift Ynl zelliklerine Kyaslamal
bir Yaklam) adl makale. nsan bilincinde dilin rol ve insanlarn
dnmesi hakkndaki yeni gr alverii iin bkz. Richard Nisbett ve
Timothy De Camp Wilson "Telling More Than We Know: Verbal Reports
on Mental Processes" (Bildiimizden Fazlasn Sylemek: Zihinsel Sreler
zerine Szel Raporlar) , Psychological Review (cilt 84, (3) 1 9 7 7 , s. 32 1 -359)
ve K. Anders Ericsson ve Herbert Simon "Veri Olarak Szel Raporlar" ,
Psychological Re view (cilt 87, (3) , Mays 1 980, s. 2 1 5-250).
Yllar iinde Mark III Hayvan gibi birok robot ina edilmitir. John
Hopkins niversitesindeki robotun ad Hopkin s Hayvan idi. Robotlarn ksa
resimli tarihi ve robotlar ve yapay zeka zerinde sregelen almalara giri
olarak, bkz. Sertram Raphael The Thinking Computer: Mind Inside Matter
(Sar Francisco: Freemar , 1 9 76) . Yapay zeki alanndaki dier yeni yaptlar
arasnda Patrick Winston'un Artificial Intelligence (Reading, Mass . : Addison
Wesley, 1 9 77); Philip C. Jackson'un Introduction to Artificial Intelligence
(Princeton, N. J . : Petrocelli Books, 1 9 75) ve Nils Nilsson'un Principles of
Artificial Intelligence l\lenlo Pa rk, Ca. : Tioga, 1 980) bulunmaktadr. Margaret
Boden'in Artificial Intelligence and Natural Man (New York: Basic Books,
1 979) adl yapt bir felsefecinin bak asndan yapay zekaya ok iyi bir
giritir. Yapay zekann karsna kan kavramsal noktalara dair yeni bir
artoloji ise John Haugeland, (edi) Mind Design: Philosophy, Psychology,
Artificial intelligence (Montgemory, Vt . : Bradford, 1 9 8 1 ) ve daha eski bir seki
olar Martin Ringle (edi) Philosophical Perspectives on Artificial Intelligence
(Atlantic Highlands, N. J . : Humanities Press 1 979) adn tamaktadr. Bu
konudaki dier iyi sekiler arasnda C. Wade Savage (edi) , Perception and
Cognition: Issues in the Foundations of Psychology (Minneapolis: University
of Minnesota Press, 1 9 78) ve Donald E. Noman (edi) Perspectives on Cognitive
Science (Norwood, N. J . : Ablex, 1 980) yer almaktadr.
Yapay zeka eletirmenleri gz ard edilmemelidir. Computer Power
and Human Reason adl yaptnda birok blm yapay zekaya kar
eletiriye ayran Weizenbaum dnda, felsefeci Hubert Dreyfus'un What
Computers Can't Do (New York: Harper & Row, 2nd ed. , 1 979) adl yapt
bu alann yntemleri ve varsaymlarnn en tutarl ve ayrntl eletirilerini
iermektedir. Yapay zeka alannn douu hakkndaki elendirici ve
bilgilendinci bir yapt ise, Pamela McCorduck'un Machines Who Think: A
Personal Inquiry into the History and Prospects ofArtificial Intelligence (Sar
Frarcisco: Freeman, 1 979) adl kitabdr.
456 Ek Okumalar

KlSlM lll. DONANlMDAN YAZILIMA

Dawkins'in seilim birimi olarak genler hakkndaki kkrtc grleri,


biyologlann ve biyoloji felsefecilerinin nemli lde dikkatini ekmitir.
Iki iyi ve daha kolay ulalr tartma, Thomas Nickles'in editrln
stlendii Scientific Discovery cilt 2 , Case Studies (Vaka almalar)
(Hingham, Mas s . : Reidel, 1 980, s . 2 1 3-59) adl yapttaki William Winsatt'n
"Reductionistic Research Strategies and Their Biases in the Units of
Selection Controversy" (Indirgemeci Aratrma Stratejileri ve Seilim Birimi
elikilerindeki nyarglan) adl yazs ve Elliott Sober'in Proceedings
of Philosophy of Science Association (cilt 2 , 1 980) adl yapttaki "Holism,
Individualism and the Units of Selection" (Btnlemecilik, Bireycilik ve
Seilim Birimleri) adl makalesidir.
Beynin eitli tanm dzeyleri arasndaki farklan saptamak
ve aralanndaki balantlar tanmlamak iin ok sayda giriimde
bulunulmutur. Sinir bilimi uzmanlarnn ilk nc giriimleri, Karl
Pribram'n The Languages of the Brain (Engelwood Cliffs : N. J. Prentice
Hall, 197 1 ) , Michael Arbib'in The Metaphorical Brain (New York: Wiley
Interscience, 1 972) ve R. W. Sperry'nin Psychological Review (cilt 76 {6) , 1 969,
s . 532-536) dergisinde yaynlanan "A Modified Concept of Consciousness"
(Deitirilmi bir Bilin Kavram) adl makalesidir. Editrln G. Globus,
G. Maxwell ve I. Savodnick'in stlendii Consciousness and Brain: A Scientific
and Philosophical Inquiry (New York: Plenum, 1 976) beyin-konumas ile
zihin-konumas arasnda balant kurmak isteyenlerin karsna kan
sorunlar hakknda birok tartma iermektedir. Daha eski tarihli ama
ha.Ja grlerinin yeniliini koruyan bir alma ise Dean Wooldridge'nin
Mechanical Man: The Physical Basis of Intelligent Life (New York: McGraw
Hill, 1 968) adl yaptdr.
Zihin ve beyni tartrken ortaya kan aklama dzeyleri sorunu,
Hofstadter'in Gdel, Escher, Bach adl yaptnn temel konularndan biridir.
Bu sorun ayn zamanda Herbert Simon'un The Sciences of the Artificial
(Cambridge, Mas s . : MIT Press, 2nd ed. , 1 98 1 ) ve Howard H . Pattee'nin
editrln stlendii Hierarchy Theory (New York: George Braziller,
1 973) adl yaptlarn konusudur.
Karnca kolonileri gibi biyolojik sistemlerdeki indirgemecilik ve
btnlemecilik onlarca yldr tartlmaktadr. 1 9 1 1 ylnda William Morton
Wheeler'in yazd "The Ant Colony as an Organism" (Organizma Olarak
Kannca Kolonisi) adl makalesi Journal of Morphology'de (cilt 22 no.2,
1 9 1 1 , s .307-325) yaynlanmt. Daha yeni bir tarihte, Edward O. Wilson,
sosyal bcekler konusunda son derece ayrntl bir bilimsel incelerneyi The
Insect Societies (Cambridge, Mas s . : Harvard Univ. Press, Belknap Press,
1 9 7 1 ) adyla yaynlad. Bu toplumlarn zekasn inceleyen bir literatrden
Ek Okumalar 457

haberimiz yok; rnein bir kannca kolonisi yeni oyunlar renebilir mi?
Aka indirgemecilik kart fikirler en ak szl yesi romanc
ve felsefeci Arthur Koestler olan uluslararas bir gnp tarafndan iddetle
ortaya atld. Koestler, J. R. Smythies ile birlikte Beyand Reductionism
(Boston: Beacon Press, 1 969) adl yaptn editrln stlendii gibi,
kendi konumunu aynntl olarak Janus: A Summing Up (New York: Vintage,
1 979) adl yaptn zellikle "Free Will in a Hierarchic Context" (Hiyerarik
Balamda zgr rade) balkl blmnde ortaya koydu.
"Preld, Kannca Fg" adl blmn Dnceler ksmndaki alntlar,
Richard D. Mattuck'un A Guide to Feynman Diagrams in the Many-Body
Problem (New York: McGraw-Hill, 1 976) ve William H . Calvin ile George
A. Ojemann'n Inside the Brain (New York: Mentor, 1 980) adl yaptndan
alnmtr. Belki de yapay zeka alanna ilk giren felsefe eitimi alm kii olan
Aaron Sloman, The Computer Revolution in Philosophy (Brighton, England :
Harvester, 1 979) adl kitabn yazandr. Devrimsel manifestolann ou gibi,
Sloman 'n kitab da zafer ilan etmek, zafer ilan etmenin kanlmaz oluu
ve okuru zor ve belirsiz bir savaa katlmaya ikna etmek arasnda gidip
gelmektedir. Bu hareketin baanlan ve geleceine, Sloman pembe gzlklerle
bakyor amayine de konunun i yzne k tutuyor. Bilgi temsili sistemleri
konusunda dnm noktas olan almalar, editrln Lee W. Gregg'in
stlendii Knowledge and Cognition (New York: Academic Press, 1974);
Daniel G . Bobrow ve Allan Collins (edi) Representation and Understanding
(New York: Academic Press, 1975); Roger C. Schank ve Robert P. Abelson'un
Scripts, Plans, Goals and Understanding (Hillsdale, N. J . : Erlbaum, 1 977) ;
Nicholas V. Findler (edi) Foundations of Sernantic Networks (New York:
Academic Press); Donald A. Nonnan ve David Rumelhart (edi) Explorations
in Cognition (San Francisco: W. H. Freeman, 1975); Patrick Henry Winston
The Psychology of Computer Visian (New York: McGraw-Hill, 1 975) ve bu
blmde yapay zeka konusunda ad geen dier kitaplar ve makalelerdir.
Beyindeki adamcklar, yani beynin iindeki toplu hareketleri bir tek
zihnin hareketini salayan kk adamlardan mecazi olarak sz etme
stratejisi, Daniel. C. Dennett'in Brainstorms (Montgomery, Vt. : Bradford
Books, 1 978) adl yaptnda aynntl olarak incelenmitir. Bu konudaki daha
eski bir makale olan, F. Attneave'nin makalesi "In Defense of Homunculi"
(Adamcklann Savunmasnda) adyla W. Rosenblith (edi) Sensory Communi
cation (Cambridge, Mass . : MIT Press, 1 960, s. 777-782) adl yaptta yaym
lanmtr. William Lycan adamcklar konusunu, Journal of Philosophy (cilt
78 ( 1 ) , 1 98 1 , s. 2 4-50) adl dergide yaynlanan "Form , Function and Feel"
(Form, Fonksiyon ve Duygu) adl makalesiyle ileri gtrmektedir. Aynca
bkz. Rorty'nin The ldentities of Persons adl yaptnda, Ronald de Sousa'nn
"Rational Homunculi" (Rasyonel Adamcklar) adl makalesi.
Bedenlerinden aynlan beyinler konusu ok uzun zamandr ok
458 Ek Okumalar

sevilen bir felsefe fantezisidir. Meditations adl yaptnda ( 1 64 1 ) Descartes,


kt iblis ya da kt daliyi ieren nl dnce deneyini sunmutur.
"Sonsuz gl bir kt iblisin beni, d dnyann varlna (ve kendi
bedenimin varlna)inandrmak iin kandrmaya almadn nereden
biliyorum?" diye soruyor kendisine. Descartes, belki deiblisin dnda var
olan tek eyin, iblisin kandrmacasnn minimal kurban olan, kendi, maddi
olmayan zihni olduunu varsayyor. Daha materyalistik bir dnem olan
gnmzde ayn soru sk sk gncelleniyor: Ben uyurken kt niyetli
bilim adamlarnn beynimi kafamdan karp bir yaam destek nitesine
yerletirmediklerini ve beni sahte simlasyonla kandrmadklann nasl
bilebilirim? Descartes'n kt iblisle ilgili dnce deneyi zerine yzlerce
kitap ve makale yazlmtr. Son dnemde yazlan iki iyi kitaptan biri Anthony
Kenny'nin Descartes: A Study of his Philosophy (Random House, 1 968) ve
dieri Harry Frankfurt'un Demons, Dreamers, and Madmen: The Defense of
Reason in Descartes ' Meditations (lndianapolis: Bobbs-Merrill, 1 970) adl
yaptlardr. yi bir antoloji ise Willis Doney (edi) Descartes: a Calleetion of
Critical Essays (New York: Macmillan, 1 968) adn tamaktadr. Son derece
elendinci ve unutulmaz bir tartma ise O. K. Bouwsma'nn "Descartes'
Evi! Genius" (Descartes'n Kt Dahisi) adyla Philosophical Re view da (cilt
'

58, 1 949, s. 1 4 1 - 1 5 1 ) yaynlanan makalesidir.


Zuboffun garip yks daha nce yaynianmamtr ama "fdaki
beyin" literatr baz yeni eletirel grlerle canlandnlmaktadr. Bkz.
Lawrence Davis'in "Disembodied Brains" (Bedeninden Ayrlm Beyinler)
adl makalesi Australasian Journal of Philosophy (cilt 5 2 , 1 974, s. 1 2 1 - 1 32)
ve Sydney Shoemaker'in "Embodiment and Behaviour" (Cisimletirme ve
Davran) adl makalesi Rorty'nin The Identities of Persons 's adl yapt
iinde. Hilary Putnam bu konuyu Reason, Truth and History (New York:
Cambridge Univ. Press, 1 9 8 1 ) adl yeni kitabnda ayrntl olarak tartyor ve
bu nerinin yalnzca teknik adan sama deil ayn zamanda derinlemesine
ve kavramsal olarak tutarsz olduunu da ileri sryor.

KlSlM IV. PROGRAM OLARAK Zi H i N

Her atomunun kopyaland kopya insanlar temas, felsefeciler tarafndan


kurgusal yaptlardan alnmtr. nde gelen isimlerden Hilary Putnam,
her birimizin tpatp kopyas, ya da kendisinin en sevdii Almanca tanmla
bir Doppelgiinger'i bulunduu, kiz Dnya adn verdii bir gezegen
dlemektedir. Putnam ilk kez bu olaand dnce deneyini, Keith
Anderson'un (edi) Language, Mind and Knowledge (Minneapolis : University
of Minnesota Press , 1975, s. 1 3 1 - 1 93) adl yaptnda "The Meaning of
'Meaning"' ('Anlam'n Anlam) balyla, anlam zerine artc ve yeni
Ek Okumalar 459

bir kurarn ileri srerek yaynlamtr. Ayn makale, Putnam'n yazlarn


toplad Mind, Language and Reality (New York: Cambridge Univ. Press,
975) adl yaptn ikinci cildinde de yer almaktadr. Neredeyse hibir
dnr Putnam'n grn ciddiye almyor gibi grnse de - kendileri
byle sylyorlar - pek az, nerede hata yaptn uzun uzun anlatmaktan
kendini alkoyabiliyor. Jerry Fodor'un, Putnam'n fantezisini inceleyen,
"Methodological Solipsism Considered as a Research Strategy in Cognitive
Psychology" (Bilisel Psikolojide Aratrma Stratejisi olarak Dnlen
Metodotojik Tekbencilik) adl kkrtc ve etkili makalesi birok fkeli
yorum ve rtme yazsyla birlikte The Behavioral and Brain Sciences (cilt
3, no. , 980, s, 63-73) adl yaptta yer almtr. Fodor'un, 'Non Serviam"
adl blmn Dnceler ksmnda alnt yaplan, Winograd'n SHRDLU'su
zerine yapt yorum bu makalede yer almaktadr ve Haugeland'n Mind
Design adl yaptnda yeniden yaynlanmtr.
"Ben Neredeyim?" ve "Yarasa Olmak Nasl bir ey?" adl blmterin
Dnceler ksmnda ad geen krler iin protez grme gereleri yl
lardr gelitirilmektedir ama gnmzde var olan en iyi sistemler bile ok
ilkeldir. Aratrma ve gelitirmenin byk bir blm Avrupa'da gerek
letirilmektedir. Ksa bir inceleme olan Gunnar Jansson'un "Human
Locomotion Guided by a atrix of Tactile Point Stimuli" (Dokunma Nok
tas Drtleri Kalbyla Klanzlanan nsan Devinimil adl makalesi, G.
Gordon'un editrl.n. yapt Active Touch (Elmsford, N. Y . : Pergamon
Press, 9 7 8 , pp.263-2 7 1 ) adl yaptnda bulunmaktadr. Ayn konu David
Lewis'in "Veridical Hallucination and Prosthetic Vision" (Geree Sadk
Sannlar ve Protez Gr) adl makalesinde felsefe asndan incelenmitir,
Australasian Journal of Philosophy (cilt 58, no . 3 , 980, s. 239-249) .
Marvin Minsky'nin telepresence (uzaktan-varolma) konusundaki
makalesi Omni (Mays 19 80, s. 4 5 - 52) adl yaynda bulunmaktadr ve daha
baka okunacak yaptiara referanslan vardr.
Sanford merceklerin alt st edildii klasik deneyden sz ederken,
ondokuzuncu yzyln sonlarnda balayan deneyierin tarihine deiniyor.
Bu tarihte G. M. Stratton birka gn boyunca bir gznn grmesini
engelleyip dierinde gr. alt st eden bir gere takmt. Eski ve yeni
deneyler R. L. Gregory'nin b.yleyici ve harika bir biimde resimlendirilmi
olan Eye and Brain (London: Weidenfeld and Nicolson, 3rd ed. , 9 77 ) adl
kitabnda aratnlyor. Aynca bkz. Ivo Kohler'in "Experiments with Goggles"
(Gzlkle Deney) adl makalesi, Scientific American (cilt 206, 962, s. 62-72).
Grme konusunda gncel ve rahat okunan bir baka kitap ise John R.
Frisby'nin Seeing: fllusion, Brain and Mind (Oxford: Oxford Univ. Press,
980) adl yaptdr.
Gdel cmleleri, kendine gnderme yapan yaplar, "garip dngler" ve
bunlann zihin kuramndaki etkileri Hofstadter'in Gdel, Escher, Bach adl
460 Ek Okumalar

kitabnda byk bir aynntyla ele alnd gibi , Dennett'in Brainstonns adl
kitabnn "The Abilities of Men and Machines" (nsanlann ve Makinelerin
Yetenekleri) balkl blmnde de farkl alardan irdeleniyor. Gdel'in
Kuramnn zihinsellik yerine materyalizmi koruduu, Judson Webb'in
Mechanism, Mentalism and Metamathematics adl yaptnda vurgulanarak
ne srlen bir sav oluyor. Bu gibi fikirlerin daha hafif ama en az tekiler
kadar aydnlatc aratrmas, Patrick Hughes ile George Brecht'in Vicious
Circles and Paradoxes (New York: Doubleday, 975) adl yaptdr. C. H .
Whitely'nin, Lucas'n savn rten "Minds , Machines and Gdel: A Reply
to Mr. Lucas" (Akllar, Makineler ve Gdel: Bay Lucas'a Bir Yant) adl
makalesi Philosophy (cilt 37, 962, s . 6 ) adl yaynda bulunuyor.
Kurgusal nesneler son zamanlarda mantk felsefecilerinden estetie
kadar geni bir alann oda olmutur. Bkz. Terence Parsons, Nonexistent
Objects (New Haven, Conn . : Yale Univ. Press, 980) ; David Lewis, "Truth in
Fiction" (Kurguda Gerek) , American Philosophical Quarterly (cilt 5 , 978,
s . 37-46) ; Peter van Inwagen, "Creatures of Fiction" (Kurgunun Yaratklan) ,
yine American Philosophical Quarterly (cilt 4 , 977, s. 299-308); Robert
Howell, "Fictional Objects" (Kurgusal Nesneler) , D. F. Gustafson ve B. L.
Tapscott (edi) Body, Mind and Method: Essays in Honor of Virgil C. Aldrich
(Hingham, Mass. : Reidel, 979) ; Kendall Walton, "How Remote Are Fictional
Worlds from the Real World?" (Kurgusal Dnyalar Gerek Dnyadan Ne
Kadar Uzaktr?) The Journal ofAesthetics and Art Criticism (cilt 37, 978, s .
-23) ve b u yaptlarda atfta bulunulan dier makaleler. Kurgulann gerek
olduuna dair bir gr olan edebi dalizm kurgu yaptlarda yzlerce kez
aratnlmtr. En ilgin ve zarif olan, Borges 'in Labyrinths'de yer alan, (New
York: New Directions , 964) , "Tln , Uqbar, Orbis Tertius" adl makalesidir,.
The Mind 's fdaki Borges blmleri buradan alnmtr.

KlSlM V. YARATILMI BENLi KLER VE ZG R i RADE

Yapay zeka konusunda daha nce ad geen kitaplann tmnde, "Non


Serviam" adl blmde tanmlanan dnyaya benzeyen, simle edilmi
dnyalar tartlmaktadr, ancak bu dnyalar ok kktr (kat gerekler
kiinin stiline szmann bir yolunu bulur) . zellikle Raphael'in kitabndaki
tartmaya baknz (s. 266-269) . Bu gibi 'oyuncak dnyalann' olaylan, Jerry
Fodor'n yeni makalelerinin bir sekisi olan RePresentations (Cambridge,
Mass. ; Bradford Books / MIT Press, 9 8 ) adl yapttaki "Tom Swift and
his Procedural Grandmother" (Tom Swift ve lemsel Bykannesil
balkl yazda ve Daniel Dennett'in "Beyond Belief" (Inancn tesinde)
adl makalesinde ele alnmaktadr. Yaam Oyunu ve sonulan Scientific
American (cilt 223, no.4, s . 20- 23) adl yaynn Ekim 970 saysnn
Ek Okumalar 461

"Matematik Oyunlan" stununda Martin Gardner tarafndan byk bir


heyecanla tartlmaktadr.
Elbette zgr irade felsefe alannda bitmek bilmez bir biimde
tartlmtr. Bu literatre iyi bir giri ise Ted Honderich'in editrln
stlendii Essays on Freedam of Action (London: Routledge & Kegan Paul,
1 973) adl yeni antoloj idir. Journal of Philosophy (Mart 1 980) adl yaynda
ne kan iki yeni makale: Michael Slote, "Understanding Free Will"
(zgr iradeyi Anlamak) (cilt 77, s . 1 36- 1 5 1 ) ve Susan Wolf, "Asymmetrical
Freedom" (Asimetrik zgrlk) (cilt 77, s. 1 5 1 - 1 66) . gze arpmaktadr.
Hatta felsefeciler bile zgr irade hakkndaki tartmalann hibir yere
varamayaca, konulann bitmeyecek ve zmlenemeyecek gibi olduu
gryle sk sk karamsarla dmektedir ler. Bu yeni alma karamsarl
srdrmeyi gletirmektedir; belki de kii, bizleri hareket tarzn seen ve
karar veren, fiziksel evrenin tmyle fiziksel vatandalan olan, herhangi
bir bitki ya da cansz nesne kadar 'doa yasalarnn' etkisi altnda kalan,
zgr ve rasyonel canllar olarak kabul etmenin yeni bir yolunun temellerini
grmeye balayabilir.
Searle'n "Zihinler, Be;nler ve Programlar" adl makalesinin yorumlan
iin, bkz. Bu makalenin yaynland The Behavioral and Brain Sciences
adl yaynn Eyll 1 980 says. Searle'n, Weizenbaum, Winograd , Fodor,
Schank ve Abelson 'un makale ve kitaplarna yapt referanslara bu blmde
deinilmitir. Aynca Alien Newell ile Herbert Simon'un "GPS: A Program
that Simulates Human Thought" (GPS: nsan Dncesini Simle Eden
Bir Program) adl makalesi , E. Feigenbaum ve J. Feldman (edi) Computers
and Thought (New York: McGraw-Hill, 1 963) ; Ringle'nin Philosophical
Perspectives in Artificial Intelligence adl yaptnn iinde John McCarthy'ye
ait, "Ascribing Mental Qualities to Machines" (Makinelere Zihinsel Nitelikler
Yklemek) adl makale; ve kendisine aitn "Intentionality and the Use of
Language" (Amallk ve Dilin Kullanm) A. Margolit (edi) , Meaning and
Use (Hingham, Mass . : Reidel, 1 979) ve "What is an Intentional Stance?"
(Amal Bir Durum Nedir?) Mind (cilt 88, 1 979, s. 74-92) adl yazlara da
atfta bulunulmutur.
Bir dilde dnmenin (ya da birka dilde) anlam, George Steiner'in
After Babel (New York: Oxford Univ. Press, 1 975) adl yaptnda edebi adan
ve Martin L. Albert ile Loraine K. Obler'in The Bilingual Brain (New York:
Academic Press, 1 978) adl yaptnda bilimsel adan aratnlmaktadr.
Bilgisayar biliminde simlasyon ve taklitilik Andrew Tanenbaum'un
Structured Computer Organization (Englewood Cliffs, N. J . : Prentice-Hall,
1 976) adl harika yaptnda aklanmaktadr.
Bennett ile Chaitin'in, karmak sistemlerin evriminin hz zerindeki
snrlar konusundaki matematiksel kuram, IBM Journal of Research and
Development (cilt 2 1 , no.4, 1 977, s. 350-359) adl yaynda yer alan G. J .
462 Ek Okumalar

Chaitin'in "Algorithmic Information Theory" (Algoritmik Bilgi Kuram)


balkl makalesinde incelenmektedir.
Dalizmin daha yeni eitlerneleri iin bkz. Karl Popper ve John
Eccles, The Self and !ts Brain (New York: Springer-Verlag, 977) ve
Dennett'in (ineleyici) eletirisi Journal of Philosophy (cilt 76, (2) , 979,
s . 9 -98). Eccles'in dalis kuramnn bir kilit ta, Benjamin Libet'in
drtlerin alglanma zamanlamas zerine deneysel almasdr (Science
cilt 58 , 967, s . 597- 600) . Bu almay Patricia Churchland Philosophy
of Science'da (cilt 48, no. , 98 ) yaynlanan "On the Alleged Backwards
Referral of Experiences and its Relevance to the Mind-Body Problem"
(Deneyimlerin Szde Geriye Dnk Gnderme Yapmas ve Bunun Zihin
Beden Problemiyle Balants) adl makalesiyle iddetle eletirmitir. Bkz.
Libet'in Churchland'a yant: "The Experimental Evidence for a Subject
Referral of a Sensory Experience, Backwards in Time: Reply to P. S.
Churchland" (Bir Duyusal Deneyimde znenin Gndermesinin Deneysel
Kant, Zamanda Geriye Dn: P. S. Churchland'a Yant) (cilt 48, (2) ,
9 8 ) ve Churchland'n Libet'e yant (cilt 48, (3) , 9 8 ) . Libet'in almas
aynca Chris Mortensen'in Australasian Journal of Philosophy'de ( 980, s .
2 50-264) yaynlanan "Neurophysiology and Experiences" (Nrofizyoloji ve
Deneyimler) adl makalesinde eletirel olarak tartlmtr.
Dalizme deneysel zemin hazrlamak iin iki yeni giriim The Behavioral
and Brain Sciences adl yaptta (her zamanki uzman kar saldnlan ve
yantlanyla) yer almaktadr: Roland Puccetti ve Robert Dykes , "Sensory
Cortex and the Mind-Brain Problem" (Duyusal Korteks ve Zihin-Beyin
Problemi), BBS (vol. 3, 978, s. 337-376) ve Roland Puccetti "The Case for
Mental Duality: Evidence from Split-Brain Data and other Considerations"
(Zihinsel Dualite Vakas: Blnm-Beyin Verileri ve Dier Dncelerden
Kantlar) , BBS ( 9 8 )

KlSlM VI i G Z

Nagel bir yarasa olmak nasl bir eydir konusundaki dncelerini


'indirgemeciliin an keyifli son dalgasna' hitap ederek anlatyor ve
rnekler sralyor: J. J. C. Smart Philosophy and Scientific Realism (London:
Routledge & Kegan Paul, 963) ; David Lewis , "An Argument for the Identity
Theory" (Kimlik Kuram in Bir Sav) , Journal of Philosophy (cilt 63, 966) ;
Hilary Putnam, "Psychological Predicates" (Psikolojik Yklemler) Art, Mind,
and Religion, W. H . Capitan ve D. D. Merrili (edi), (Pittsburgh : University
of Pittsburgh Press, 967) ve tekrar basm Putnam'n Mind, Language
and Reality adl yapt; D. M . Armstrong, A Materialist Theory of the Mind
(London: Routledge & Kegan Paul, 968); ve Daniel Dennett Content and
Ek Okumalar 463

Consciousness. Konunun teki yanndan sayd mekler ise: Kripke'nin


"Naming and Necessity" (Adlandrma ve Zorunluluk) , M. T. Thomton'un
"Ostensive Terms and Materialism" (Bariz Tanmlar ve Materyalizm) , The
Monist (cilt 56, 1 972, s . 1 93-2 1 4) ve Armstrong zerine kendi eski grleri
Philosophical Review (cilt 79, 1 970, s. 394-403), ve Dennett zerine
Journal of Philosophy (cilt 69, 1 972). Zihin felsefesine dair adn verdii
nemli makale ise: Donald Davidson, "Mental Events" (Zihinsel Olgular) ,
L. Foster ve J. W. Swanson (edi) Experience and Theory (Amherst: Univ.
of Massachusetts Press, 1 970), Richard Rorty, "Zihin-Beden , Kimlik,
Mahremiyet ve Kategoriler" Review of Metaphysics (cilt 1 9 , 1 965, s. 37-38)
ve Nagel'in kendi makelesi "Physicalism" (Fizikalizm) , Philosophical Review
(cilt 74, 1 965, s . 339-356) .
Nagel znellik zerine yaratc almalann The Tanner Lectures on
Human Values (New York: Cambridge Univ. Press and Salt Lake City: Univ.
of Utah Press, 1 980) Steriing McMurrin (edi . ) adl yaptta yer alan "The Limits
of Objectivity" (Nesnelliin Snrlan) adl konumasnda geniletiyor. Bu
konudaki dier yaratc almalar arasnda Adam Morton'un Frames of
Mind (New York: Oxford Univ. Press, 1 980) adl yapt ve Zeno Vendler'in
Nous da ( 1 976, s. 35-46) yer alan "Thin king of Individuals" (Bireylerin
'

Dnceleri) adl makalesi bulunuyor.


Nagel'in ortaya att sorular yeni almalann ounda ele alnmtr.
En iyi tartmalann bir ksm, The Minds ' fn ierdii konular hakknda
teki makaleler ve blmlerle birlikte Ned Black'un iki ciltlik Readings in
Philosophy of Psychology (Cambridge, Mass . : Harvard Univ. Press, 1 980,
1 98 1 ) adl antolojisinde tekrar yaynlanmtr. Bilimi daha farkl anlamann
bizim gibi olmann nasl bir ey olduunu nasl deitirecei konusundaki
baz byleyici dnce deneyleri iin bkz. Paul Churchland, Scientific
Realism and the Plasticity of Mind (New York: Cambridge Univ. Press,
1 979) .
Ayna sorunu + hakknda temkinli bir tartma Ned Black'un Journal
ofPhilosophy'de ( 1 974, s. 2 59-277) yer alan "?nwoD\pU toN dna tfeL\ thgiR
esreveR srorriM oD yhW" (?zemriteG atlA ts amA ririve aloS aS niiN
ralanyA) balkl makalesindedir.
Smullyan 'n "Bir Epistemolojik Karabasan"'da aratrd renk
alglamas felsefeciler tarafndan tersine evrilmi spektrum dnce
deneyi grnm altnda sk sk tartlmtr. Bu deney en az John
Locke'un Essay Canceming Human Understanding ( 1 690, kitap 2, blm 32,
par. 1 5) adl yapt kadar eskidir. kimiz birlikte ak "mavi" ge bakarken,
senin, grdklerini grdm (renk olarak) nereden bilebilirim? kimize
de "mavi" szcn bulutsuz gkyz gibi eyleri gstererek rettiler,
bylece ikimiz de ayn renk-terimini kullanyoruz ama grdklerimiz
ok farkl olabilir! Bu ok eski bulmaca hakkndaki yeni almalar iin
464 Ek Okumalar

bkz. Black'un antolojisi ve Paul ile Patricia Churchland'n Philosophical


Topics'de (cilt 1 2 , no. 1 , ilkbahar 1 9 8 1 ) yer alan "Functionalism, Qualia,
and Intentionality" (levselcilik, Duyusal Deneyim Girdileri ve Amallk)
adl makalesi.

KURGUDAN DAHA GAR i P

Bu kitaptaki fanteziler ve dnce deneyleri kiileri, kavramlanmzn


ulalmas zor keleri hakknda dnmeye ynlendirmektir ama bazen son
derece gerek olgular kendimize yeni perspektifierle bakmamz salayacak
bir aknla uratacak kadar gariptir. Bu garip vakalarn gerekleri hala
hararetle tartlmakta olduundan, kii, gereklik ieriyor gibi grnenleri
salkl bir kukulu yaklamla okumaldr.
oklu kiilik vakalanna - deiik zamanlarda bir bedeni "igal eden"
iki ya da daha fazla kii - iki popler kitapla n kazandrlmtr: Corbett
H. Thigpen ve Hervey M. Cleckley'in The Three Faces of Eve (New York:
McGraw-Hill, 1 957) ve Flora Rheta Schreiber'in Sybil (Warner paperbacks,
1 973) . Her iki kitap da sinemaya uyarlanmtr. Bu kitaptaki kurarnlarda
anahatlan verilen ya da fanteziler ve dncelerle ima edilen hibir ey
oklu kiilii olanaksz olarak nitelendirmemektedir. Yine de, literatrde ne
kadar titizlikle tanmlanm olsa da, zerinde alma yaplmadan nce iyi
belirlenen bir varl bulunan bir olgudan ok, gzlemleyenlerin kuramsal
beklentilerinin rn olan kaytl vakalar da vardr.
Her deneyeilik taraftan , zerinde allan olgularn, merakl bir bilim
adamnn doutan var olan ve kanlmaz nyarglarla karlamasnn
gizli tehlikesini bilir. En sevdiimiz kuramn neler ngrdn genelde
bildiimiz iin, neleri kefetmeyi umduumuzu da biliriz ve bunu nlemek
iin byk bir gayret gstermezsek, bu umut ya bizi aldatr ya da biz veya
deneklerimiz farknda olmadan, kendilerinden ne beklediimizi bildiren
ipularn veririz. Bu "stem zelliklerini" deneylerden temizlemek ve ne
deney yapann ne denein o anda hangi koullarda - deney mi kontrol
m - olduunu bilmedii teknikler kullanlan deneyler yapmak epey aba
gerektirdii gibi son derece yapay ve zorlayc bir ortama gerek duyar.
Hastalarnn garip ve ou zaman trajik sorunlarn aratran klinikiler
psikanalistler ve doktorlar- hastalaryla ilikilerini bylesine kat laboratuvar
koullan altnda srdrmeye alamazlar, almamaldrlar. Bu kiilerin
drste rapor ettikleri, yalnzca kendi hsnkuruntutan olmayp ayn
ekilde grdklerine, duyduklarna ve "Kurnaz Hans' etkisine bal olur.
Kurnaz Hans, yzyln balarnda Berlin'de, aritmetik becerisiyle insanlan
akna eviren bir att. rnein drt ile yediyi toplaynca ne ktn
sorduunuz zaman, efendisinden grunrde bir drt almadan bir ayan
Ek Okumalar 465

yere onbir kez vurup duruyordu ve ok eitli problemleri de baanyla


zebiliyordu. Yorucu deneyierin sonunda kukulu gzlemciler, Hans'n
ayan yeterli sayda yere vurmasnn ardndan efendisinin belli belirsiz
nefes almasnn (belki de adamn nefes almas ok masum ve kastsz bir
harekettil durmas iin bir ipucu olduu sonucuna vardlar. Kurnaz Hans
etkisi insanlarla yaplan birok psikoloj ik deneyde kantlanmtr (rnein
deneyi yapann yzndeki belli belirsiz glmseme deneklere doru yolda
olduklann iaret eder ama denekler niin byle dndklerini fark
edemediiderinden deneyi yapan da glmsemekte olduunu fark etmez) .
Eve ve Sybil gibi klinik mucizeler. kuramlanmz onlarn zerine kurmak
iin bizler ciddi abalara girmeden nce. laboratuvar koullan altnda
incelenmelidirler ama genellikle bu durumun hastalarn lehine olduu
kantlanmamtr. Yine de E\e'nin blnm kiiliinin olduka arpc
ksmen bir "kr" deneyi yaplm \e E\e White, Eve Black ve Jane (terapinin
kapanndaki birlemi kiil iin ok farkl "anlamsal farkllama" ortaya
kmtr. Bu deney C. E. Osgood. G. J . Suci ve P. H . Tannenbaum'un The
Measurement of Meaning i C ham;:ai gn : Univ. of Illinois Press, 957) adl
yaptnda rapor edilmitir. Da.la yeni tarihte kefedilen biroklu kiilik
vakas da Deborah \\'iner'in Journal of Abnormal Psychology'de (cilt 87,
(3) , 978, s . 368-3 721 yaynlanan -Anger and Dissociation: A Case Study
of Multiple Personalit}- !fke \e Kiilik zlmesi: oklu Kiilik Vaka
almas) balkl makale sinde bildirilmitir.
nl blnm beyinli denekler bambaka bir konudur nk
yllardr laboratmar orta.'11l arnda byk bir dikkatle incelenmektedirler.
Sara hastalnn belirli biimlerinde nerilen bir tedavi yntemi,
beyin yankrelerini birleme noktalarnda neredeyse ikiye ayrarak
(commissurotomyl adeta bamsz sa ve sol beyin elde etmektir. Sonuta
son derece anc olgular ortaya kmakta ve ou zaman bu ameliyatn
kiiyi ya da kiilii ikiye bld varsaylmaktadr. Son yllarda blnm
beyinli denekler \e durumlannn ortaya kardklan konusundaki youn
literatr, Michael Gazzaniga'nn The Bisected Brain (New York: Appleton
Century-Crofts, 9 7 0 ) ; Michael Gazzaniga ve Joseph Ledoux'un The
Integrated Mind (New York: Plenum, 978) ve aydn felsefeci Charles Marks'n
Commissurotomy, Consciousness and the Unity of Mind (Montgomery, Vt. :
Bradford Books, 979) adl yaptlannda ok ak ve dikkatli bir biimde
tartlmaktadr. Thomas Nagel bu konuda en kkrtc makalelerden
birini yazmtr: "Brain Bisection and the Unity of Consciousness" (Beynin
Blnmesi ve Bilincin Btnl) adl makale ilk kez Synthese ( 97 ) ve
ardndan kendi yapt olan Mortal Questions (New York: Cambridge Univ.
Press, 9 79) adl kitapta "Bir Yarasa Olmak Nasl Bir ey?" ve The Mind 's fn
ortaya att eitli konulardaki dier makaleleriyle birlikte yaynlanmtr.
Son dnemde felsefecileri ve psikologlan ilgilendiren, ok iyi belgelenmi
466 Ek Okumalar

bir vaka ise, beyin hasan nedeniyle grme alannn bir ksmnda kr olan bir
adamdr. Adam grme alannn kr olan ksmnda hibir ey grernediini
(artc deil) ama grme alannn (olduka byk) "kr" ksmna
yerletirilen belirli simgelerin eklini ve ynelimini gvenli bir biimde
"tahmin ettiini" (artc olarak) iddia ediyor. Bu duruma "kr gr"
tanm yaktnld ve L. Weiskrantz, E. K. Warrington, M. D . Saunders ve J.
Marshall'n "Visual Capacity in the Hemianopic Field Following a Restricted
Occipital Ablation" (Kafatas Arka Kemiinin Bir ksmnn kanlmasnn
Ardndan Hemianopik Alanda Grme Kapasitesi) adl makalesiyle Brain
(cilt 97, 974, s . 709-728} adl yaptta rapor edildi.
Howard Gardner'in The Shattered Mind: The Patient After Brain Damage
(New York: Knopf, 97 4) adl yapt, dier artc olaand olgulan dikkatle
aratnlm olarakrahat okunan bir biimde vermektedir ve kusursuz bir
kaynakas bulunmaktadr.
Bilin ve benlik zerine ciddi olarak kurarn yrtmek isteyenlerin
yakndan tanyaca belirli bireylerin klasik ykleri nl Sovyet psikolog
A. R. Luria'nn iki kitabnda bulunmaktadr: olaand canl ve zl bir
bellei olan bir adamn yksn ieren The Mind of a Mnemonist (New
York: Basic Books, 968) ve Il . Dnya Savanda geni apl beyin hasan
gren ve zihnini toparlayabilmek iin yllarca kahramanca mcadele eden
ve hatta kendisi gibi olmann zyaam yksn yazmay baaran - belki
de okuryazar bir yarasann bize anlatacaklar kadar ilgin - bir adamn
zc ve byleyici yksn anlatan The Man with a Shattered World
(New York: Basic Books, 972}.
Grme ve duyma yetilerini daha iki yana gelmeden yitiren Helen
Keller'in yazd kitaplar yalnzca dokunakl belgeler deil kurarnclar
iin harika gzlemlerle dolu yaptlardr. The Story of My Life (New York:
Doubleday, 903 ve Ralph Barton Perry'nin giri makalesiyle tekrar basm
954} ve The World I Live In (Century, 908} onun gibi olmann nasl bir ey
olduunu anlatmaktadr.
Oliver Sacks Awakenings (New York: Doubleday, 974} adl kitabnda,
yirminci yzyln gerek Rip Van Winkle1eri ya da Uyuyan Gzelleri'nin
yklerini anlatmaktadr. ykleri anlatlanlar, 9 9 ylnda beyin iltihab
salgn sonucunda derin uyku benzeri bir duruma dalmlar ve 960 1ann
ortasnda L-Dopa adl yeni ilacn kullanmyla 'uyandnlmlard' ve hem
harika hem korkun sonular elde edilmiti.
Milton Rokeach'n The Three Christs of Ypsilanti (New York: Knopf,
964} adl kitabndaki garip vaka bizlere Ypsilanti, Michigan'daki bir akl
hastanesinde kalan ve kendilerini Hz. sa ilan eden kiinin gerek
yksn akt:::.rmaktadr. l birbiriyle tantrlnca ilgin sonular
ortaya kmt.
Ek Okumalar 467

Bu kitap ve makale listesi, okurlar hepsini okuyup bitirmeden nce


eskimi olacaktr ve tm sz edilenleri takip etmek bitisel bilim ve ba
lantl alanlarda yaam boyu srecek bir almaya neden olacaktr. y
leyse bunu, kendi yolunuzu semekte zgr olduunuz, atall patikalann
bulunduu, istediiniz zaman bir daire izip geri dnebileceiniz ve hatta
bu konularda bundan sonra yazlacaklar okumak iin zamanda ilerleyece
iniz bir bahenin girii olarak grebilirsiniz.
D. C. D .
D . R. H .
Dizi n

Abelson, Robert P. 34 1 , 457, 4 6 1 Daneing Wu Li .\fasters, The 45


Adem 1 28, 327, 334 Oar\\in, C h arl e s 26, 28, 32 , 34
After Babel 400 Oa\idson. Donald 387
Albert, Martin L. 4 6 1 Oa\i e s . Paul 55
Allah 37 Dawki n s . Richard 25 . 45 , 46, 440
Amerikan Milli Mar 14 Dennett. Daniel iii. iv, vii, 78, 80, 88,
Anderson, Alan Ross 453 2 . 2 2, 2 4, 2 8, 2 9 , 22 , 223,
Anderson, Cobb 244, 2 50 224. 225, 226, 227, 228, 229, 230,
Anderson, Keith 458 339. 36 , 450, 452, 457, 460, 462,
Andromeda takmyldz 138, 392 463
Arbib, Michael 456 Descanes, Rene 4 , 42, 205, 206, 227,
Aristoteles 1 4 307, 338, 339 , 373, 444 , 458
Arithmetica 1 49 Dickens. Charles 1 74
Annstrong, D. M. 462 Diophantus 49
Aynann inden 337 DU2ard . C. 2 6 , 262, 264, 266
aynk beyin 2 , 22, 23 Dnuum 395
Dragons of Eden, The 42
Dr. Jekyll 22
Babbage, Charles 89 Du Bois-Reymond, Emi! 43
Bach, Johann Sebastian 1 48. 5 . 52 .
1 53, 6 , 80. 367. 39 1 . 400. 4 7,
43 , 432, 454, 4 56. 459 Einstein, Albert vi, 44, 52, 55, 1 90, 399,
Bay Pickwick 'in Servenleri 74 . 75 4 9 , 423, 424, 425, 426, 427, 428,
Beethoven, Lud\ig von 4 7 429, 433, 434, 44 , 442
Bennett, Charles 330 Elizabeth, II. 44
Beyond Rejection 232 Elliot, John 138
bilind 1 6 , 9 Escher, M . C . 47, 1 48, 1 54 , 2 1 3 , 400,
Borges, Jorge Lui s 29. 55 454, 456, 459
Brahman 37 Eski Ahit 3 0
Brahms , Johannes 224 Etd Opus 2 5 no. l l 1 10
Brown, G. E . 45 Even Cowgirls Get the Blues 286
Buenos Aires 2 7 Everett, Hugh, III 52, 53, 55, 440, 4 5

Calvin, William 88 Ferrnat, Pierre de 49 , 1 50, 1 52 , 1 80,


Capra, Fritjof 45 1 82
Carroll, Lewis 337 Feynman, Richard 5 1
Cebelitank Kayas 392 Flowers for Algemon 395
Chaitin, Gregory 330 Fowler, Malcolm 270
Character of Physica/ Law, The 5 Freud, Sigmund 19, 20
Chomsky, Noam o9
Chopin, Frederic 40, o, 367, 392
Christian Science mezhebi 4 O Gandhi, lndira 393
Clarke, Arthur C . 268 Garrett, Merrili 22
Computer Revolution in Philosophy, The Gosper, Bill 308
195 Gdel'in Eksiklik Kuram 330, 400
Conway, John Horton 308 Gdel, Kurt 269
Crick, Francis 43 Gunkel, Pat 23 1
470 Dizin

HamJet 444 Marconi, Guglielmo 1 44


Harding, D. E. 39 Mars , 1 2 , 1 3 , s, 128, 1 38, 2 1 1
Hartree 68 Mendel, Gregor 1 34
Heisenberg, Wemer 44 Michelangelo 205
Heller, Erich 123 Mind and Matter 45
Hemingway, Emest 247 Minsky, M arvin 23 1 , 33 1
Hemphrey, N. K. 143 Moby Dick 338, 372
Hillary Teyze 1 6 1 , 1 62 , 1 63, 1 66, 1 67, Monod, Jacques 1 2 1 , 1 3 1
1 70, 175, 1 76, 178, 1 79 , 1 8 1 , 1 82 , Morowitz, Harold J . 4 1 , 49, 45 1 , 452
187, 340 Moulton, Steve 23 1
Hofstadter, Douglas R. 97, 400 Mr. Hyde 2 2 1
Hope, Bob 29
Hoyle, Fred 138
Hughes, Howard 209 Nagel, Thomas 39, 393, 395, 396, 400
Huneker, James 1 1 0 NASA 209
Hunt, Jason 1 1 6 Necker kp 213
Huxley, Aldous 45 Newton, Isaac 131
Huxley, Thomas 43 Nietzsche, F . 287
Nozick, Robert 447

Inside the Brain 188


nlayc l l , 12 Of Molecules and Men 43
Ojemann, George 1 88
Orwell, George 3 7 1
hk Felsefe zerine DUneeler 206 Other Worlds 55
yi Dlzenlenmi Klavye 1 52 , 1 53, 1 75,
1 78, 1 79, 1 84
Pandora'nn kutusu 366
Parmenides 206
Jodrell Bank radyo teleskopu 139 Pentagon 209
John, E. R. 18 Philosophical Problems of Quantum Physics
Jpiter 2 1 1 , 405 44
Python, Monty 268

Kafka, Franz 395


Kanndeen Jack 373 reenkarnasyon 13
Keyes, Daniel 395 Reps, Paul 52
Konfys 328 Robbins, Tom 286
Kopemik, Mikolaj 144, 440 robot 1 8, 30, 95, 1 2 5 , 225, 226, 227,
korpus kallozum 22 228, 229, 230, 247, 248, 258, 259,
kuantum mekanii 45 307, 339, 349, 35 1 , 3 52 , 455
Rosetta Ta 266
ruh g 1 3
Lackner, James 22 rya 1 6
Lao-tse 328
Lashley, Karl 21
Leiber, Justin 232 Sagan , Carl 42
Lem, Stanislaw 1 02 , 1 46, 286, 307, 399 Salinger, J . D . 392
Leonarda Da Vinci 1 44 Sanayi Devrimi 89
Lichtenberg, Georg 270 Sanford, David 222
Locke, John 19, 20 satori 268
Lucas, J. R. 269 Schrdinger, Erwin 45
Schrdinger'in kedisi 52
Searle, J oh n R. 96, 359, 360, 36 1 , 362,
Macbeth 444, 446 366, 370, 372
makinedeki hayalet 14 Seng-Ts'an 327
Dizin 4 7

Shakespeare, William 367, 446 453, 455, 457


Shakey 30 Yldz Savalan 9
Sihirli Kurdeleli Kp 54 Young, J. Z. 40
simlasyon 78, 79, 82, 98, 02 , 4 ,
4 2 , 46, 224, 286, 307, 357, 36 ,
400, 46 Zen 52, 59 , 60, 268, 392, 4 5
Slobodkin, Lawrence B. 48 Zen'in Eti Zen'in Kemii 52
Sloman, Aaron 95 Zuboff, Arnold 205, 206, 360, 458
Smullyan, Raymond 329, 370, 372, 4 2 Zukav, Gary 45
Sokrates 38, 44
Soul of Anna Klane, The O
Sousa, Ronald de 22
Spencer, Herbert 3
Stanislaw, Lem 287
Steiner, George 400
Stevenson, R . L. 27

empanze 105, o6, o7, o8, 09 , o.


265, 454
eytan 330

Taklitilik Oyunu 59, 76. 77, 96


Tanenbaum, Andrew 365
Tao 329
Tao of Physics, The 45
Tao Sessizdir 329
telepati 73
telepresence (uzaktan-var olma) 23
Thomas, Oy lan 7
Thoreau, H e n ry 97
Da\id
Turing, Alan M . 73. 7 4 , 75, 82, 97, 365
Turing testi 77, 83, 84, 88, 89, 93, 94,
95, 96, 97, o , 1 7 , 357, 36 1 ,
362 , 364, 395, 453

Upaniadlar 45

Watt buhar reglatr 1 36


Wheeler, John Archibald 206
Wheelis, Alien 25
Whitely, C. H. 269
Whitman, Walt 328
Wigner, Eugene 45
William, I . (Fatih) 1 44
Williams, G. C. 44
Winograd, Terry 307

yapay zeka vii, 74, 92, 95, 87, 209, 26 ,


274, 286, 296, 307, 34 , 342, 344,
346, 348, 350, 353, 357, 358, 359,
36 , 363, 364, 366, 392, 398, 449,

You might also like