Professional Documents
Culture Documents
Aklın G'Özü - Douglas R. Hofstadter & Daniel C. Dennett
Aklın G'Özü - Douglas R. Hofstadter & Daniel C. Dennett
Vakfmzn amalar:
Kltr degerierimizi, tarihimizde bizi byten rt, adet ve manevi degerieri mizi ve Trkemizi aratr
mak, aratrmalar desteklemek, korumak, yaatmak ve tantmak,
Bilim, teknoloji ve egitim alanndaki faaliyetleri tevik etmek,
lke sanayinin ihtiya duydugu vasfl igc yetitirilmesine ve bu suretle lkenin istihdam imkanlarn
artrc egitim almalarna katkda bulunmak iin okullar, egitim kurumlar amak. i/etmektir.
Egitim i ge/ecegin yatrm olarak gren Vakfmz, lke sanayinin ihtiya duyduu vasfl igCcunn yeti
tirilmesine katkda bulunmak zere 1994 ylnda Manisa mmehan Elginkan Mesleki 1e Teknik Egitim
Merkez/'ni, 2003 ylnda E/ginkan Vakf Bolu Mesleki ve Teknik Eitim Merkezini. 2006 .1 i1naa izmit
Ahmet E/ginkan Mesleki ve Teknik Egitim Merkezini Trk halknn hizmetine sunmutc.r. Bu u Eitim
Merkezinde bugne kadar 170.000 kii cretsiz egitim almtr.
izmit'te Cahit E/ginkan Anadolu Lisesi, mraniye'de bir Anasnflar binas ve Maltepe'Ce E.C.4. Elginkan
Anadolu Lisesi ina ettiri/erek Milli Egitim Bakanl'na balanmi ve gerekli tum doa"t!": art da sa
lanmtr. Bunlarn yannda, iT Ekrem Elginkan Lisesi binas inaat da yaptrlarak iTC ReK::r!C'ne
baglanmtr.
Elginkan Vakfnn baarl ve maddi imkanlar yetersiz niversite rencilerine ynelik bir b rs program
da mevcuttur. Ge/ecege yatrmn bir diger bileeni ise bilimdir. Vaktin 2006 ylnda u}g.aa. = KOyduu
Elginkan Vakf Trk Kltr ve Teknoloji dlleri Program ile bu alanlardaki almalara a:l<tda bulun
may hedeflemektedir.
Elginkan Vakf kltre, bilime ve teknolojiye katkda bulunmak amacyla yayn desteklerlO'\Ce de bulun
maktadr. Bu balamda Vakf olarak matematikten, telseteye pek ok konuda almaian ile tannan
ok ynl bilim adam Dougles R. Hatstadter ile felsefe profesr olan Daniel C. Dennett'in bu ortak
almalarnn Trke olarak yaymianmasna destek vermekten dolay byk memnuniyet duyuyor ve
genlige byk katklarn bek/edigimiz bu tip almalann yaygn/aarak artmasn diliyoruz.
Douglas R. Hofstadter
Daniel C. Dennett
Akln G'z
Benlik ve Ruh Ozerine Hayaller ve Dlii.nceler
BTEK A.. 2005
Sertifika No : 10821
Tm haklan sakldr. Tantm amacyla yaplacak ksa alntlar dnda yayncnn yazl
izni olmakszn,hibir yolla kopyalanamaz, oaltlamaz, ticari amalarla kullanlamaz.
ISBN 975-6193-94-5
829
6nsz, 7
Giri,
I. BENLK DUYGUSU, 25
. Borges ve Ben JORGE LUIS BORGEs, 27 :
Dnceler, 29 : 2. Bir
73 :
5. Turing Testi: Bir Kahve Sohbeti oouGLAS R. HOFSTADTER, 74 :
: Dnceler, 6.
CHRISTOPHER CHERNIAK, 26 :
Dnceler, 268.
STANISLAW LEM, 288 : Dnceler, 307 : 20. Tann Taocu mu? RAYMONO
Ek Okumalar, 449
Dizin, 469
n sz
Zihin nedir? Ben kimim? Madde dnebilir mi veya hissedebilir mi? Ruh
nerededir? Bu sorularla karlaan biri, doruca zihin kanklklannn ii
ne srklenir. Elinizdeki kitab bu zihin kanklklann ortaya karma ve
belirginletirrne giriimi olarak tasarladk. Amacmz, bu byk sorulara
herkesi, yani hem insan ruhuna dair dini ve manevi bir gre sahip in
sanlar, hem de asla taviz vermeyen mantkl bir bilimsel dnya gr
n benimsemi insanlan sarsacak lde dorudan yant verrnek deildir.
imdilik bu byk sorularn bir rpda verilecek yantlar olmadna ve
insanlarn 'Ben' szcnn anlam hakknda bir uzlamaya varmalarn
beklerneden nce, konularn batan aa yeniden gzden geirilmesi ge
rektiine inanyoruz. Sonu olarak bu kitap; okurlarn kkrtrnak, huzu
runu karrnak, allak bullak etmek, anlalr olan tuhaflatrrnak, belki de
tuhaf olan anlalr hale getirrnek zere tasarlanmtr.
Kitapta eseri yaymlanan herkese ve tavsiyelerde bulunup bize ilham
veren ok sayda kiiye teekkr etmek isteriz: Kathy Antrirn, Paul Bena
cerraf, Maureen Bischoff, Lary Breed, Scott Buresh, Don Byrd, Pat ve Paul
Churchland, Francisco Claro, Gray Clossrnan, Paul Csonka, Susan Den
nett, Mike Dunn, Dennis Flanagan, Bill Gosper, Bernie Greenberg, John
Haugeland, Pat Hayes, Robert ve Nancy Hofstadter, Martin Kessler, Scott
Kim, Henry Lieberrnan, John McCarthy, Debra Manette, Marsha Meredith,
Marvin Minsky, Fanya Montalvo, Bob Moore, David Moser, Zenon Pylyshyn,
Randy Read, Julie Rochlin, Ed Shulz, Paul Srnolensky, Ann Trail, Rufus
Wanning, Sue Wintsch ve John Woodcock.
Bu kitap, 1 980'de Palo Alto'daki Davran Bilimleri Beri Aratrma
lar Merkezi'nde yaplan sohbetlerden doup geliti. O zaman Dennett bu
merkezde, mali sorumluluunu NSF Bursu (BNS 78-2467 1) ve Alfred P.
Sloan Vakf'nn stlendii yapay zeka ve felsefe aratrrnalaryla uraan
bir retim yesiydi. Kitap, Hofstadter'in Stanford niversitesi'nde Sirnon
F. Guggenheirn bursuyla retim yesi olarak yapay zeka zerine aratr
malar yapt sralarda tamamland. Aratrmalannza destek verdikleri ve
tartrnalanrnz ibirliine dntrebildiimiz ortamlar saladklar iin
bu vakflara teekkr etmek isteriz.
Douglas R. Hofstadter
Daniel C. Dennett
Chicago
Nisan, 198 1
Akln G'z
Giri
ZEL HAYATLAR
Sizi siz yapan nedir ve snrlannz nelerdir? Bir blmyle yant belli gr
nyor; siz, bilincin merkezisiniz. Fakat bilin nedir acaba? Bilin, zihnimi
zin en ak ve ayn zamanda en gizemli zelliidir. Bir yandan, tecrbeleri
edinen, alglan ve duyumlar alan, acy hisseden, fikirleri bulan bilinli bi-
1 6 Akln G'z
rer rnzakereci oluumuzdan daha kesin ve aikar olan baka ne vardr ki?
Dier yandan, bilin ne olabilir acaba? Fiziksel bir dnyadaki canl fiziksel
bedenler byle bir olguyu nasl yaratabilirler? Bilim, nceleri gizemli gr
nen, rnein rnanyetizrna, fotosentez, sindirim ve hatta rerne gibi pek ok
doal olgunun srnn ortaya kard; ama bilin kesinlikle bunlara benzemi
yor. ncelikle, rnanyetizrna, fotosentez veya sindirim gibi belli baz olgular,
ilke olarak, doru aralara sahip her gzlernci iin eit derecede eriilebi
lirdir, ama herhangi bir bilin olay, uygun niteliklere sahip olan ayncalkl
bir gzlernci gerektirir; bu gzlerncinin olguya eriimi tmyle benzersizdir
ve hangi aralara sahip olurlarsa olsunlar, bakalannn eriiminden daha
iyidir. Bu veya baka sebeplerle henz salam bir bilin kurarn mevcut
deildir. Hatta byle bir kurarnn nasl olmas gerektii konusunda bir fikir
birlii bile yoktur. Bazlan ii 'bilin' szcyle adlandnlabilecek gerek
bir ey olduunu reddetrneye kadar vardrmlardr.
Yaarnlanrnzn bylesine bildik bir zelliinin, tanmlama abalanna
bunca zamandr direnrnesi, bize onunla ilgili grmzn hatal olduu
nu dndrtyor. !htiyacmz olan ey, yalnzca daha fazla kant, daha
fazla deneysel ya da klinik veri deil; kelimenin gndelik hayatmzdaki an
lamnn izin verdii her tr tarife uygun tek ve bildiimiz bir olgunun, yani
bilincin var olduunu farz etmemizin yolunu aan varsaymlan dikkatle
yeniden dnmeye ihtiyacmz var. Dikkatler ne zaman bilin zerinde
younlasa kanlmaz bir ekilde sorulan artc sorulan bir dnn.
teki hayvanlar da bilinli mi? Bizimkine benzer bir bilince mi sahipler?
Bir bilgisayar ya da robotun bilinci olabilir mi? Bir kiinin bilind dn
celeri olabilir mi? Bilind aclara, duyulara ya da alglara sahip olabilir
mi? Bir bebek doduunda ya da ncesinde bilinli midir? Rya grrken
bilinli miyiz? Bir insan bir beyinde birden fazla bilinli zne ya da ego ya
da benlik banndrabilir mi? Bu sorulara salam yantlar vermek kesinlikle
bilin konusunda eitli sorunlan olan adayiann i koullan ve davran
kapasiteleri hakknda yaplacak deneysel keiftere baldr byk lde;
fakat byle her deneysel bulgu sz konusu olduunda, bilin meselesiy
le ilgisi nedir, neden diye sorabiliriz? Bunlar, dorudan deneysel sorular
olmayp, kavramsal sorulardr; bu sorulara dnce deneyleri yardmyla
yant bulabiliriz.
Bizim sradan bilin kavrarnrnz kabaca 'ierden' ve 'dardan' ifadele
riyle anlatlabilen birbirinden ayn iki etken kmesine bal grnmektedir.
Bilincirniz ierden, apak ve her yere sirayet eden bir ey gibi grnyor:
Biliyoruz ki evrernizde pek ok ey oluyor ve hatta biz tamamen farknda
ve bilincinde olmadan bedenlerimizin iinde bir sr ey olup bitiyor, ama
hibir eyi, bireysel olarak bilincinde olduumuz eylerden daha yakn bir
ekilde bilerneyiz. Bilincinde olduum eyler ve onlann bilincinde olma bi
irnlerirn, ben olmak denilen ey i belirler. Ben olmak denilen eyi baka
Giri 17
kimsenin bilemeyecei bir ekilde bilirim. Bilin ierden, sanki ya hep olan
ya da hi olmayan bir olgu gibidir; ya ak ya da kapal olan bir i k gibi.
Bazen iimizin getiini veya dikkatimizi kaybettiimizi ya da uyuduumu
zu ve hatta ara sra bilincimizin an derecede keskinletiini kabul etsek
de bilincimiz yerinde olduunda, bilinli olduumuz gerei derecelendirile
mez. Bu nedenle sanki, bilinci, evreni keskin hatlarla iki farkl tre ayran
bir nitelikmi gibi gren bir bak as sz konusudur: bilince sahip olan
lar ve olmayanlar. Bilince sahip olanlar znelerdir, eyler onlara gre u
ya da bu ekilde olabilir; bir-ey-olmak-denilen-ey olabilmi varlklardr.
Buradaki olmak, hibir ekilde bir tula, bir hesap makinesi ya da bir elma
olmak denilen ey deildir. Bu eylerin de ii vardr ama gerek bir iieri -i
dnyalan, bir bak alan- yoktur. Bu , olmak denilen ey, phesiz ben
olmak denilen ey gibidir ("ierden" bildiim bir eydir) ve neredeyse phe
siz sen olmak gibi bir eydir (nk bana son derece ikna edici bir ekilde
senin iin de ayn ey olduunu anlatrsn) ve muhtemelen bir kpek ya da
bir yunus olmak denilen ey gibi (keke bize anlatabilseler!) , hatta belki de
rmcek olmak gibi bir eydir.
TEK i Zi H i NLER
* Bu kitapta alnt yaplan yazarlar ve eserleri hakknda daha fazla bilgi edinmek
iin "Ek Okumalar" blmne baknz.
Giri 19
* Daktylos Eski Yunandan Bat klasik iirine gemi bir tefile olarak bir uzun iki ksa he
ceden oluur. Alt tefileli vezne de (bahir) heksametros deniyor. Divan iirinden rnek
verecek olursak, aruzda 'feln' veya 'failatn' birer tefiledir ve ilki bir ksa iki uzun,
ikincisi bir uzun bir ksa iki uzun heceden oluur. Omein drt tane 'mfte'iln' tefi
lesi -ki bir uzun iki ksa ve bir uzun heceden ibarettir- yan yana gelerek recez balrini
oluturur. [-ed. notu.)
** Beynin iki yans arasndaki iletiimin engellenmesi sebebiyle ortaya kan du
rum. Bu hastalarda rnein, sa gz kapal sol gz akken gsterilen bir resim,
22 Akln G'z
BORGES VE BEN*
* "Borges ve Ben" Jorge Luis Borges, Donald A. Yates ve James E. Irby'nin editrl
n yapt Labyrinths: Selected Stories and Other Writings'den eviren James E.
Irby, New York 1 962, New Directions basksnn yeniden basm. [Dier Trke e
virileri iin bkz. Borges ve Ben, ev. Celal Oster, Afa Yaynlar, 1 989, s. 94-95. Gl
geye vg, ev. Mnir H . Gle, Iletiim Yaynlar, 1992, s. 25 1 -52. [ -ed. notu.]
28 Akln G'ozl
olmayan bir kiinin sradan bir hareketini tanmlyor diyelim. Kitabn okuru
bu szckleri okuyunca, hayal gcnde, o kiiyle ilgili olarak, dorudan,
herhangi bir ey yapan biri diye olduka belirsiz bir zihinsel imge yaratr.
Ardndan gelen birka cmlede, tanma biraz daha aynnt eklenince, oku
run senaryonun tm zerine yaratt zihinsel imge biraz daha netleir.
Daha sonra belirli bir noktada tanm iyice belirginleince, okurun beyninde
aniden bir ampul yanar ve tanmlanan kiinin kendisi olduuna dair garip
bir duyguya kaplr! "Kendim hakknda okumakta olduumu biraz nce fark
etmemem ne byk aptallk!" diye dnrken kendini biraz mahcup biraz
da sevinli hisseder. Byle bir eyin olduunu herhalde gznzde canlan
drabilirsiniz, ama daha net hayal edebilmeniz iin sz edilen kitabn Akln
G'z olduunu varsayalm. te oldu; bu senaryo zerine kurduunuz zi
hinsel imge biraz daha netlemedi mi? Bir anda her ey yerli yerine oturma
d m? Okurun hangi sayfay okumakta olduunu dnmtnz? Hangi
paragraf? Okurun aklndan acaba hangi dnceler gemiti? Eer okur
gerek bir kii olsayd, u anda acaba ne yapyor olurdu?
Bylesine zel bir biimde kendini-temsil yeteneine sahip olan bir eyi
tanmlamak kolay deildir. Bir bilgisayarn radyo dalgalaryla bal oldu
u bir robotun davran ve hareketlerini denetlernek iin programland
n varsayalm. (Kaliforniya'daki SRI International'da nl 'Shakey'* byle
denetleniyordu .) Bilgisayarda robotun ve evresinin bir temsili vardr ve
robot hareket ettike, temsil de uyumlu olarak deiir. Robotun 'bedeni'
ve evresi hakkndaki bilgiler gncellendike, bilgisayar program robotun
hareketlerini denetleyebilir. Bilgisayardaki temsilde robotun bo bir odann
tam ortasnda durduunu ve sizden bilgisayann isel temsilini 'ngilizceye
tercme etmeniz' istendiini varsayalm. eviri "O (ya da Shakey) bo bir
odann ortasndadr' m, yoksa 'Ben bo bir odann ortasndaym' biiminde
mi olacaktr? Bu soru Drdnc Ksm'da farkl bir grnm altnda tekrar
yzeye kyor.
D. C. D.
D. R. H.
D . E . HARDING
* * *
rinde byle bir ey yoktur. imdiye dek bu nemli fark ben grmezden gel
niirol Bitmek bilmeyen bir delilik nbetinin, yaam boyu sren sannlarn
("sann" derken szlk anlamnda, yani 'gerekte var olmayan bir nesneyi
alglamak' anlamnda kullanyorum) kurban olarak kendimi her zaman
dier insanlar gibi grmtm ve asla kafas olmad halde yaayabilen
iki ayakl bir hayvan olarak alglamamtm. Bu snrsz berrakla, ltl,
mutlak bolua ve boluk olduu halde -her eyi kapsamak yerine- her ey
olan bolua, ban yerine geen, her zaman var olan bu harikala imdiye
dek kr olarak kalmtm, ki onsuz zaten krm. nk ne kadar dikkatle
baksam da, burada bu dalarn, gnein ve gkyznn yanstld bo
bir perde, aksettirildikleri bir ayna ya da iinden grntlendikleri effaf bir
mercek ya da gz veya en azndan sunulduklan bir ruh ya da bir zihin veya
ne kadar belirsiz olursa olsun, manzaradan ayrt edilebilecek bir izleyici bu
lamyorum. Hibir ey, hatta artc, ele avuca gelmeyen 'mesafe' denilen
engel bile araya girmiyor: koskocaman mavi gk, karlann pembe ereveli
beyazl, otlann parlak yeili; uzakta olacak hibir ey olmadna gre,
bunlar nasl uzakta olabilir? Basz boluk burada her trl tanmlamay ve
konulandrmay reddediyor: Boluk ne yuvarlak, ne kk ne byk hatta
ne de oradan ayn ve burada. (Eer buradan oraya doru lmlerneye yara
yacak bir kafa olsayd bile, cetvelin ucu Everest'in zirvesine kadar uzanrd
ve utan uca okurken -baka biimde okurnam olanaksz- bir noktaya, hi
lie indirgenirdi.) Daha dorusu u renkli ekiller kendilerini tm yalnlkla
nyla ortaya koyar, uzak ya da yakn olmak, u ya da bu olmak, benim ya da
benim deil, bana grnrler ya da verilidirler gibi karmaklklan yoktur.
Tm ikilik -znenin ve nesnenin tm ikilii- ortadan kalkm gibi; kapsa
mad bir anlam zmeye almaya benzemiyor artk.
Grnmn ardndan gelien dnceler ite byleydi. lk elden yaa
nan deneyimi yle ya da byle tanrolaya almak, yalnl karmak hale
getirerek yanl adlandrmak olurdu. Gerekten de otopsi incelemesi ne
kadar uzarsa, canl zgn nesneden o kadar uzaklar. Bu tanmlar kiiye
o grnm amnsatr (berrak farkndal olmadan) ya da yinelenmesi iin
davetiye karr ama ne temel niteliini daha fazla aktarabilir ne de yine
lenmesini salar. Nasl en itah ac nn yemekle ayn tad tamazsa
ya da mizal hakknda bir kitap okumak kiiye bir espriyi anlama yetenei
vermezse, bu da yle. te yandan uzun sre dnmemek ve kiinin ya
amnn aydnlanm aralklarn karmak fonla badatrmaya kalkma
mak da olanakszdr. Dorudan olmasa da, aydnlanmann yinelenmesini
yreklendirebilir.
Elbette ertelenemeyecek baz saduyulu itirazlar, her ne kadar sonu
suz da olsa mantkl yantlar bekleyen sorular olacaktr. Grn kii
nin kendisine bile 'dorulayabilmesi' gerektii gibi dostlanna da gvence
vermesi gerekebilir. Bir bakma tanmlama giriimi samadr. nk do
34 Akln G'z
* * *
* * *
Belki de hala bir kafam olduunu syleyen kukucu birinin fikrini dei
tirmek iin buraya gelip kendi gzleriyle grmeye davet etmek tek yoldur.
Ama bu kiinin drst olmas, gzlemlediklerinin dnda baka hibir eyi
tarif etmemesi gerekir.
Odann uzak kesinden baknca beni kafas-olan-boylu-boyunca bir
adam olarak grr. Ama yaklatka yanm bir adam, sonra bir kafa, ardn
dan belirsiz bir yanak ya da bir gz ya da bir burun, sonra ise yalnzca bu
lanklk olduunu ve sonunda (dokunma noktasnda) hibir ey olmadn
grecektir. Eer gerekli bilimsel ara gerece sahip ise, bulank grntnn
dokulara, hcre gruplanna, tek bir hcreye, hcre ekirdeine, devasa mo
lekllere dntn grecek ve sonunda hibir eyin grlmedii tm
somutluun ya da maddesel nesnelerin yok olduu bolua ulaacaktr.
Her koulda ne olduunu grmek iin buraya gelen gzlemci tpk benim
grdm bolukla karlaacaktr. Benim yokluumu kefeder ve payla
rsa, dnp bana bakmak yerine benimle birlikte bakacak ve benim gr
dklerimi, yani boluun hayal edilebilecek her eyle tka basa doldurul
mu olduunu grecektir. O da, merkez Noktasnn Sonsuz bir Oyluma
dntn, Hiliin Her eye dndn, Burasnn Her Yer biimini
aldn grecektir.
Eer benim kukucu gzlemcim hala duyulanndan kuku duyuyorsa,
kamerasm kullanabilir. Bir kamerann anlan ve beklentileri olmadn
dan, o an orada grdn kaydeder. Benim yine ayn resmimi kaydeder.
Ta orada bir adam vardr; orta yerde bir adamn ufak tefek paralar vardr;
burada ise ne adam vardr ne de baka bir ey ya da teki taraftan baknca
evren vardr.
* * *
Yani bu kafa, bir kafa deil, dik kafal bir fikirdir. Eer onu hala burada
bulabiliyorsam 'baz eyler gryorum' demektir ve derhal doktora gitmem
36 Akln G'z
gerekir. Bir insan kafas, bir eek kafas, bir yada yumurta ya da gzel
bir demet iek grmem hibir fark yaratmaz; herhangi bir tepelik grmem
sanr grdme iaret eder.
Bilincimin yerine geldii zamanlarda, burada kafann olmadn aka
biliyorum. Orada ise kafasz olmaktan uzam; daha dorusu ne yapaca
m bilmediim kadar ok kafam var. nsan gzlemcilerimin ve kameralarn
iinde saklanm, resim erevelerinde sergilenmi, tra aynalarnda eit
li mimikler yapan, kap kollar, kaklar, aydanlklar gibi parlak eyalarn
zerinden bakan az ya da ok bzlm, arplm, n arkasna dnm,
ounlukla alt st olmu, sonsuz sayda aalm balann gryorum.
Ama bir bamn bir daha asla bulunmayaca bir tek yer var: 'omuz
larmn st'. Burada bulunduu takdirde benim yaam kaynam olan
Merkez Boluu glgeleyecektir, ama ansma hibir ey bunu yapabilecek
gibi deil. Daha dorusu u balantsz balar 'd' ya da grngsel dn
yann geici ve ayrcalksz kazalarndan baka bir ey deil ve bu dn
yann merkezi bir znn olmas en kk bir etki yaratmyor. ylesine
ayrcalksz ki, aynada grdm bamn bana ait olduunu dnmyo
rum. Kk bir ocukken kendimi aynada tanyamazdm ve imdi de bir an
iin yitirdiim masumiyetimi yeniden kazannca, yine tanmyorum. Daha
mantkl olduum anlarda orada grdm o ok tandk adam aynann
ardndaki odada yayor ve grne gre tm zamann bu odaya bakarak
geiriyor. Bu ufak tefek, aptal, snrlanm, ayrntl tantlan, yalanmakta
olan, pek knlgan seyirci, benim buradaki gerek Benliimin her adan
zdd. Ben asla bu yalanmayan, sarslmayan, boyutsuz, bilinli ve tmyle
kusursuz Boluktan baka biri olmadm. imdi, burada ve sonsuza dek
srecek olarak algladm benliimi oradan bakan hayaletle kartrm
olmam olanaksz!
* * *
balangta minicik olan teki araba dmdz stme doru gelirken gitgi
de byyor ve ardndan arpma an, byk bir k patlamas ve bombo
bir sessizlik. . . Koltuuma gmlp soluklarm dzene sokuyorum. Ben
aptal yerine konuldum.
u birinci tekil ahs sahneleri nasl ekilir? ki olas yntem vardr:
ya basz bir mankenin bann yerine bir kamera yerletirilir ya da gerek
bir adam ban arkaya ya da yana iyice yatnp kamerann yerletirilmesine
olanak tanr. Baka bir deyile kendimi o aktrle zdeletirebilmem iin,
bann ortalkta grnmemesi gerekir; benim gibi biri olmas gerekir. Ba
m yerinde gsteren bir resim bana benzemiyor demektir; tmyle yabanc
birinin, hatal tanmlanan birinin resmidir.
Birinin ortaya kp, kendisinin en derin -ve en basit- gereklerine
bir gz atmas iin bir reklamcya bavurmas gariptir dorusu; ayrca k
k ocuklarda ve hayvanlarda bulunmayan yanlsamalardan insanlarn
kurtulmasna sinema gibi karmak bir modern buluun yardmc olmas
da ok gariptir. Baka alarda da yine bu kadar merakl iaretiler vard
ve insanolunun kendini aldatma kapasitesi tabii ki asla tamamlanma
d. nsan durumunun derin ama yar karanlk farkndal herhalde uan
kafalar, tek gzl ya da basz canavarlar, hayaletler, insana ait olmayan
kafalara sahip insan bedenleri ve (tpk noktalamas hatal cmledeki Kral
Charles gibi) kafas kesildikten sonra yryen ve konuan ehitler hakkn
daki eski kltlerin ve efsanelerin poplerliini aklamaya yeterlidir; hi
kukusuz fantastik tablolardr ama bu adamn gerek portresine saduyu
dan ok daha fazla yaklamaktadrlar.
* * *
Eer burada bam, yzm ya da gzlerim yoksa (saduyu itiraz eder) sizi
nasl grebiliyorum ve gzler ne ie yaryor? Aslnda grmek eyleminin t
myle birbirine zt iki anlam vardr. Konuan bir ifti gzlemlediimiz za
man yzleri hi bozulmadan birbirinden biraz uzakta kald halde birbir
lerini grdklerini syleriz, ama ben sizi grdm zaman, her ey sizin
yznz oluyor, benim yzm yok oluyor. Siz benim sonumu oluturuyor
sunuz. Yine de (Aydnlanma engelleyicilik, saduyunun dilidir) ayn szc
iki ilem iin kullanyoruz ve elbette ayn szck ayn anlam tayor!
nc kiiler arasnda olup biten grsel iletiimde, yani k dalgalarn,
mercekleri, atabakalann, beyin kabuunun grsel alanlarn kapsayan
srekli ve bamsz fiziksel sreler zincirinde, bilimciler, 'zihin' ve 'grme'
kavramlannn nereye yerletirilebileceini ya da (eer olabiliyorsal bir fark
yaratp yaratmayacan bulamyorlar. Buna karn gerek grme birinci
ahstr ve gzlere gerek yoktur. Bilgelerin dilinde yalnzca Budha Doas,
Brahman, Allah, ya da Tanr her eyi grr, duyar ya da deneyimini yaar.
90-----
Tm insanlar lmldr.
Ben bir insanm.
Bu nedenle . . . ben de lmlym.
HAROLD J . MOROWITZ
* Bu eserin Trke evirisi iin bkz. Cennetin Ejderleri, ev. K. entin, E Yaynlan,
1 986. [ -ed. notu.]
Zihni Yeniden Kefetmek 43
* * *
denklemini formle eden Erwin Schrdinger, 1958'de Mind and Matter* adl
olaanst kk bir kitap yazd. Bu makaleler dizisinde yeni fiziin so
nularndan uzaklap, Aldous Huxley'in 'sonsuz felsefe'siyle zdeletirdii
daha mistik bir evren grne kaymt. Schrdinger, Dou felsefesine ait
grler ve Upaniadlar'la ilgilendiini aklayan kuantum kuramclannn
ilkiydi. Bu gr asn kucaklayan ve gitgide genileyen bir literatr olu
maktadr ve bu yaptlar arasnda Fritjof Capra'nn The Tao of Physics** ve
Gary Zukav'n The Daneing Wu Li Masters adl eserleri ok poplerdir.
Kuantum kuramclarnn yz yze kald sorun, en arpc biimde
nl 'Schrdinger'in kedisini kim ldrd?' paradoksunda grlebilir. Var
saymsal bir formlasyanda bir kedi yavrusu iinde bir kavanoz zehir ve
kavanozu paralamak zere yerletirilmi bir ekicin bulunduu kutuya
konur. ekici hareket ettiren saya radyoaktif sprnt gibi geliigzel
olaylar kaydetmektedir. Deney, ekicin hareket etme olasl yzde eliiye
ykselineeye kadar srmektedir. Kuantum mekanii, her ikisinin yzde
elli olma olasl bulunan canl-kedi ve l-kedinin toplam fonksiyonunun
matematiksel sistemini temsil etmektedir. Soru ise 'gzlemleme (lmle
me) kediyi ldrr m ya da kurtarr m' biimindedir; nk deneyi yapan
kii kutuya bakmadan nce iki sonu da eit derecede olasdr.
Bu elenceli rnek, ok derin bir kavramsal zorluu yanstmaktadr.
Daha formel bir ekilde sylemek gerekirse, karmak bir sistemin, bir de
neyin olas sonularn aktaran olaslk dalm kullanlarak tanmlanabi
leceini ifade etmektedir. eitli seenekler arasnda bir karara varabiirnek
iin bir lrolerne gereklidir. lmleme, matematiksel bir soyutlama olan
olaslktan farkl olarak, bir olay oluturan eydir. Ne var ki fizikilerin
bir lmlerneye verebildikleri tek yaln ve tutarl tanmlama, gzlemcinin
sonucun farknda olmasn ieriyordu. Bylece fiziksel olay ile insan zih
ninin ierii birbirinden ayrlamyordu. Bu balant birok aratrmacy,
bilinci, fiziin yapsnn ayrlmaz bir paras olarak dnmeye itti. Bu gibi
yorumlar, bilimi, gereki felsefe anlayna tezat oluturan idealist gre
ynlendirdi.
ada fen bilimcilerinin byk ounluunun grleri Nobel dll
Eugene Wigner'in "Ruh-Beden Sorusu zerine Grler" adl makalesinde
zetlenmitir. Wigner makalesine fen bilimcilerinin ounun dncenin
-zihin anlamnda- temel oluturduu grn kabul etmeye geri dndk
lerini belirterek balyor. "Bilince atfta bulunmadan, kuantum mekanii
yasalarn tutarl bir biimde formle etmek olas deildir," diye belirtiyor.
* Bu eserin Trke evirisi iin bkz. "Akl ve Madde", Yaam Nedir? iinde, ev.
Celal Kapkn, Evrim Yaynevi, 1 999. -ed. notu.]
** Bu eserin Trke evirisi iin bkz. Fiziin Tao 'su, ev. Kaan H. kten, Antan Ya
ynevi, 1 99 1 . -ed. notu.]
46 Akln G'z
* * *
yollan gerektiren yeni bir unsura yol ayor. Evrim biyologu Lawrence B.
Slobodkin bu yeni unsuru ie dnk z imge olarak tanmlyor. Bu zelliin
evrimsel sorunlara verilen yantlar deitirdiini ve biyolojik evrim yasala
nnda var olan nedenlerle nemli tarihsel olaylar ilikilendirmeyi olanaksz
duruma getirdiini sylyor. Slobodkin kurallarn deitiini ve beyinleri
benzer fizyolojiye sahip dier memeiiiere uygulanabilen yasalarla insann
anialamayacan ne sryor.
nsanolunun ortaya kan bu zellii saysz antropolog, psikolog ve
biyolog tarafndan eitli biimlerde tartlmaktadr. ndirgemeciliin safl
n korumak amacyla rafa kaldrlamayacak deneysel sonulann bir par
asdr. Bu devamszln dikkatle incelenmesi ve deerlendirilmesi ama en
nce kabul edilmesi gerekir. Primatlar dier hayvanlardan ok farkldr ve
insanlar da dier primatlardan ok farkldr.
Zihin sorununa bir zm yolu olarak indirgemecilie eletirmeden
balanmann sknt veren ynlerini imdi alglyoruz. Bu yaklamn zayf
ynlerini tarttk. Zayf olmann yan sra tehlikeli bir gr de ayn za
manda; nk hemcinsimiz olan dier insanlara tepki verme yntemimiz
onlar kuramsal formlasyonlarda nasl kavramlatrdmza bal oluyor.
Eer hemcinslerimizi yalnzca hayvan ya da makine olarak hayal edersek,
hmanist zenginlii oluturan etkileimi azaltm oluyoruz. Eer davran
normlanmz hayvan toplumlar zerindeki almalarda ararsak, yaamla
nmz zenginletiren, insanlara zg zellikleri gz ard etmi oluyoruz. Ra
dikal indirgemecilik ahlaksal zorunluluklar alannda ok az ey sunuyor.
stelik hmanist bir ura iin yanl bir terimler szl getiriyor.
Bilim toplumu, beyni anlama konusunda nemli gelimeler kaydetti
ve ben de gnmz aratrmalarn nitelendiren nrobiyoloji iin duyulan
heyecan paylayorum. Yine de bu gayretin, bilimin tesine geen ifade
ler oluturmasna ve bizleri trrozn en ilgin ynlerinden yoksun bra
karak insanlmz yoksullatracak felsefi yaklarnlara kilitlemesine izin
vermemeliyiz. Derin dnmenin zellik ve grnmn kmsemek,
birka kuak nce bilimi teolojiden kurtarm olan indirgemeci atalarmz
onudandrmak adna byk bir bedel demek demektir. nsan ruhu bi
limde gzlemlenen verilerin bir parasdr. Ona sahip kabiliriz ve ayn
zamanda ok iyi deneyci biyologlar ve psikologlar olabiliriz.
-----
Yollan alallanan Bahe, Ts'ui Pen'in alglad biimiyle evrenin belki de tamam ol
mayan, ama doru bir grnmdr. Newton'la Schopenhauer'in tersine, atanz, bir
rnek, mutlak bir zamana inanmyordu. Sonsuz zaman dizilerine, gittike byyen,
badndrc hzla birbirine kavuup ayran koul zamanlarn oluturduu bir aa
inanyordu. Yzyllar boyu birbirine yaklaan, atallanan, sekieye urayan ya da bir
birinden habersiz zamanlardan rlen bu a btn olasl klar kucaklamaktayd . Biz
bu zamanlarn birounda var olmayz; bazlarnda siz var olursunuz, ben olmam;
tekilerde ben var olurum, siz olmazsnz; bakalarnda ne siz ne de ben var olmayz.
Talihin yzme glp de sizi karma kard u iinde bulunduumuz zamanda
evime geldiniz; bir bakasnda, baheden geerken cesedimi buldunuz; gene baka
birinde, ayn szleri sylyorum ama ben bir aldatmaca, bir hayaletim.
Gerekler geni bir olaslklar denizinde yzer ve oradan seilirler gibi grnr; ve be
lirlenemezcilik herhangi bir yerde bu olaslklarn bulunduunu ve gerein bir ksmn
oluturduunu syler.
William James
* Bu yknn Trke evirisi iin bkz. Jorge Luis Borges Toplu Eserler 1, Ficciones,
Hayaller ve Hikayeler iinde, ev. Fatih zgven, Iletiim Yaynlan, 1 998. [ -ed.
notu.]
50 Akln G'zl
Durumlarn bindirmesi halindeki Schrder'in kedisi ( Bryce S . DeWitt ve Neill Graha m ' n editrln
yapt The Many-Worlds of Quantum Mechanics'den a l n m tr.)
* Eserin Trke evirisi iin bkz. Fizik Yasalan zerine, ev. Nennin Ank, TBITAK
Yaynlan, 1 998. [ -ed. notu.]
52 Akln G'z
Zen, bir uurumun zerinde dileriyle bir aaca tutunmu bir insana benzer.
Ne elleriyle bir dal kavrar, ne ayaklan bir yere basar; aacn altndan biri ona
sorar; "Bodhidharma Hindistan'dan in'e niye geldi?" Eer aataki adam
yantlamazsa, baansz olur; eer yantiarsa der ve yaamn yitirir. imdi
ne yapmas lazmdr?
* Eserin Trke evirisi iin bkz. Zen 'in Eti, Zen 'in Kemii, ev. Nevzat Erkmen, Sz
Yayn, 2003 . [ -ed. notu.]
Zihni Yeniden Kefetmek 53
Her ey ciddiyetle syleniyor. znel olarak neler hissedildii sorunu ele aln
mayp, halnn altna sprlyor. Belki de anlamsz olarak grlyor.
Yine de kii, "yleyse kendimi niin bir tek dnyada hissediyorum?"
diye merak edebilir. Everett'in grne gre yle hissetmezsiniz, tm al
tematifleri ayn anda hissedersiniz ama bu dalda ilerleyen bu siz, tm al
tematifleri hisseden deildir. Son derece artc bir grtr. Bu blmn
banda aktardmz alntlar geri dnp derine kadar iliyor. En son soru
ise yledir, "yleyse niin bu ben, bu dalda bulunuyor? Neden bu ben ola
rak kendimi blnmemi hissediyorum?"
Bir akamst gne okyanusta batyor. Bir grup arkadanzia birlikte
slak kumiann eitli noktalannda duruyorsunuz. Dalgacklar ayaklanmza
vururken sessizlik iinde krmz gnein ufka gitgide yaklamasn izliyor
sunuz. Bylenmi bir biimde izlerken gnein suyun zerinde binlerce
kprtl turuncu-krmz pnltlardan oluan ve doruca size gelen dmdz
bir izgi izdiini fark ediyorsunuz. "izgi tam zerime geldii iin ne kadar
anslym!" diye dnyorsunuz. "Hepimizin ayn noktada durup, gnele
kusursuzca birleme deneyimini yaayamamas ne kadar kt." Ayn anda
arkadalannzn hepsi de ayn dnceleri aklndan geiriyor. .. ya da ger
ekten ayn m?
Bu tip dnceler 'kendini aratrma sorulannn' ekirdeini olutu
rur. Niin bu ruh bu bedendedir? (Ya da evrensel dalga fonksiyonunun bu
dalndadr?) Bunca olaslk varken niin bu zihin bu bedene ilitirildi? Niin
benim 'ben-oluum' baka bir bedene ait deil? "Sen bu bedenin iindesin
nk senin ana baban bu bedeni oluturdu," yant hi de doyurucu de-
54 Akln G'zl
ildir. yleyse niin onlar benim ana babamdr ve bakalar deildir? Eer
ben Macaristan'da domu olsaydm, ana babam kim olacakt? Baka biri
olsaydm, ben nasl biri olurdum? Ya da baka biri ben olsayd? Ya da aca
ba ben baka biri miyim? Bakalan mym? Bir tek evrensel bilinlilik mi
var? Kendini ayn bir birey olarak hissetmek yalnzca bir yanlsama m? En
tutarl ve en dzenli bilim dalnn ekirdeinde bu tuhaf konularn ynelen
diini fark etmek hayli garip.
Ama bir bakma da artc deil. Hayalimizdeki dnyalarla, tandmz
dnyaya paralel biimde yryen alternatif dnyalar arasnda belirgin bir
balant vardr. Yapraklarn 'seviyor, sevmiyor," diye mnidanarak kopartp
papatya fal bakan nl gen adam, zihninde sevdiinin iki ayn modeli ze
rine kurulmu (en az) iki ayn dnya yrtmektedir. Ya da acaba durumlarn
kuantum mekanii durum bindirmesinin zihinsel bir benzetmesinde sevdii
nin bir zihinsel modelini tadn sylemek daha m doru olur?
Bir romanc yazd yky uzatmann eitli olaslklarn dnr
ken, yaratt karakterlerin zihinsel bir durum bindirmesi altnda olduu
nu syleyebilir miyiz? Eer roman kada dklmezse, belki de blnm
karakterler yazarn beyninde kendi oklu yklerini gelitirmeyi srdre
ceklerdir. Dahas, hangi yknn daha gerek olduunu sormak ok garip
olacaktr. Tm dnyalar eit derecede gerektir.
Ayn ekilde imdi piman olduunuz aptalca hatalan yapmadnz
bir dnya ya da evrensel dalga fonksiyonunun bir dal vardr. Kskanla
kaplmadnz m? Ama kendinizi nasl kskanabilirsiniz ki? Ayrca daha da
A . M . TURING
TAKLiTi Li K OYUNU
* "Computing Machinery and Intelligence", Mind, cilt: LIX, say: 235 ( 1 950) 'den aln
tianmtr.
60 Akln G'oz
Kii "Bu yeni biim sorunun yant nedir?" sorusunun yan sra "Yeni soru
acaba aratrmaya deecek mi?" sorusunu da sorabilir. kinci soruyu fazla
amata yapmadan aratnrken, sonsuz bir geri dn ksa kesmi oluruz.
Yeni sorun bir insann fiziksel ve zihinsel kapasiteleri arasnda olduk
a keskin bir izgi izme avantajna sahiptir. Hibir kimyager ya da m
hendis insan cildinden ayrt edilemeyen bir malzeme retebilme iddiasnda
bulunmu deildir. Belirli bir zaman sonra bunun yaplabilmesi olasdr
ama bu buluun elimizde olduunu varsaysak bile, bir 'dnen makineyi'
yapay deriyle kapiayp daha insans gstermenin fazla bir anlam olmad
na inannz. Soruna getirdiimiz biim, sorgucunun rakiplerini grmesine,
dokunmasna ya da hatta seslerini duymasna olanak tanmad gereini
gstermektedir. nerilen kriterlerin dier avantajlan baz rnek sorular ve
yantlarla gsterilebilir. yle ki:
Soru ve yant yntemi, katmak istediimiz her trl insan davran ala-
Bilgiilem Makineleri ve Zek. 6 1
Sorgucu: iirinizin 'seni bir yaz gnne benzetirim" biimindeki ilk dizesinde
'ilkyaz gnne' demek daha iyi olmaz myd?
Tank: Vezin tutmazd.
Sorgucu: Peki 'k gnne' denemez mi? Vezin tutar.
Tank: Evet, ama hi kimse bir k gnne benzetilmek istemez.
Sorgucu: Bay Pickwick'in size Noel'i antrdn syleyebilir misiniz?
Tank: Bir bakma evet.
Sorgucu: Ama Noel bir k gndr ve Bay Pickwick'in bu kyaslamaya ald-
66 Akln G'z
n edeceini hi sanmyorum.
Tank: Ciddi olduunuzu sanmyorum. K gn derken insan tipik bir k
gnnden sz eder, Noel gibi zel bir gnden deil.
Ve bylece devam eder. Eer iir yazan makine szl snavda byle yantlar
verseydi acaba Profesr Jefferson ne derdi? Bu yantlar makinenin 'yapay
sinyalleri' olarak grr myd bilmiyorum, ama yantlar yukardakiler ka
dar doyurucu ve tutarl olursa herhalde 'kolay bir hile' diye tanmlayamaz
d. Bence bu cmle, makinede birinin okuduu bir iir kayd bulunmas ve
ara sra altnlp dinletilmesi gibi hileleri kapsamak iin sylenmitir.
Ksacas bilinlilik argmann ileri srenlerin ounun tekbenci g
r kabullenmeye zorlanmak yerine, ileri srdkleri argmandan vazge
meye ikna edilebileceklerini dnyorum. Bu takdirde bizim deneyimizi
kabul etmeye hazr olabilirler.
Bilinlilik konusunda hibir gizem olmad izlenimini vermeye abala
myorum. rnein bilinlilii saptama giriimlerinde bir eit paradoks hep
vardr. Yine de bizim makalemizdeki sz edilen soruyu yantlamadan nce
bu gizemlerin zlmesi gerektiini de dnmyorum.
Nazik, becerikli, gzel, dost canis olmak . . . inisiyatif sahibi olmak, mizah
duygusuna sahip olmak, doruyu yani ayrt etmek, hatalar yapmak . . . ak
olmak, kremal ilekten ze\k almak . . . birinin ona ak olmasn salamak,
deneyimlerden ders almak . . . szckleri doru kullanmak, kendi dnce
lerinin znesi olmak . . . bir insan kadar davran farkllna sahip olmak,
tmyle yeni bir ey yapmak . . .
9 . Duyu tesi Alg Argman. Okurlarn duyu tesi alg ve onun telepati,
falclk, nceden haber verme ve maddeyi zihinle etkileme diye tanmlanan
drt unsurunu tandn varsayyorum. Bu tedirgin edici olgular tm bi
limsel fikirlerimize kar kyor. Bunlar rtmeyi ne kadar ok isteriz! Ne
yazk ki en azndan telepati konusundaki istatistiksel kantlar ok fazladr.
nsann fikirlerini bu yeni dorulan kapsayacak biimde yeniden dzenle
mesi olduka zordur. Bir kez onlar kabullenince, hayaletiere ve hortlaklara
inanmaya ok byk bir adm kalmyor. Bedenlerimizin bilinen fizik ku
rallarna ve henz kefedilmemi ama benzer kurallara gre hareket ettii
fikrinden ilk olarak vazgemek gerekiyor.
Bana gre bu argman ok gldr. Yant olarak birok bilimsel ku
ramn duyu tesi alglama ile att halde, pratikte ie yaradn ve hatta
kii bu konuyu aklndan kard zaman, gayet iyi geinip gittiini syleye
biliriz. Bu aslnda zrt tesellisictir ve kii dnmenin, duyu tesi algla
mann zellikle geerli olduu bir olgu oluundan korkmaktadr.
Duyu tesi alglamaya dayanar daha zel bir argman yle olabilir:
"Bir saysal bilgisayar, bir de telepatik alclk konusunda iyi olan bir insan
tark olarak kullanarak taklitilik oyunu oynayalm. Sorgucu 'Sa elimdeki
iskarnbil kad hargi renge dahildir?' gibi sorular sorabilir. Telepati ya da
falclk yetenei gl olar insan 400 karttan 1 30 tanesi iin doru yart
verir. Makine ise rasgele tahminlerde bulunduu iin belki de 1 04 doru
yant verecek ve sorgucu kimlik konusunda doru saptama yapabilecektir."
Bu noktada ilgin bir olaslk vardr. Saysal bilgisayann rastgele bir say
reticisi bulunduunu varsayalm. Bu takdirde yant vermek iin bunu kul
lanmas doal olacaktr. Ne var ki rasgele say reticisi de sorgucunun zih
ninin maddeyi etkileme gcnn etkisi altnda kalacaktr. Belki de bu g
72 Akln G'zi
DOUGLAS R . HOFSTADTER
KATlLANLAR:
PAT: Eer yleyse, bir erkekle bir kadn arasndaki fark belki de budur.
SANDY: Hmmm . . . Bu da yeni bir boyut! Her neyse, modern bilgisayar ter
minalleriyle baarmak olduka kolay olduu halde, Taklitilik Oyu
nunun orijinal biiminin ciddi olarak denendiini hi sanmyorum.
Bu arada sonu nasl olursa olsun, neyi kantlayacandan emin
olmadm da itiraf etmem gerekir.
PAT: Ben de bunu dnyordum. Diyelim sorgucu bir kadn ve kadn
oyuncunun hangisi olduunu doru olarak bilemernesi neyi kant
layacak? Erkek oyuncunun kadn olduunu kantlamaz ki!
SANDY: Doru! Bence en komik taraf, Turing testine temelinde inandm
halde, buna dayanarak ortaya atlan Taklitilik Oyununun arna
cndan emin olamarnakl
CHRIS: Taklitilik Oyununun bir diilik testi olmasndan ne kadar mem
nun deilsem, Turing testinin de bir 'dnen makine' testi olma
sndan o kadar memnun deilim.
PAT: Sylediklerinizden anladm kadaryla ayn odalarda bulunan bir
makine ve bir insanla yrtlen Turing testi, Taklitilik Oyunun
biraz deitirilmii gibi.
SANDY:Ana fikir bu zaten. Makine sorgucuy.. insan olduuna inandrmaya
abalarken insan da bilgisayar olmadn belirtmeye abalyor.
PAT: Senin u ift anlaml 'makine abalyor' tanmnn dnda ok il
gin grnyor. Ama bu testin dnmenin zne ineceini nere
den biliyorsun? Belki yanl eyler iin test yaplyordur. Rasgele
bir rnek olarak, ancak ok iyi dans edebildii iin bir makine ol
duunu ayrt edemedin zaman, bir makinenin dnebildiine
inanan insanlar da kacaktr diyebiliriz. Ya da baka biri, baka
bir zellii ne srebilir. Szckleri kla\yeyle yazarak insanlan al
datmaya almann kutsal bir yan var m?
SANDY: Byle bir eyi nasl sylediini anlamyorum. Bu itiraz daha nce
de duymutum ve hep beni artr. Bir makine dans edemezse ya
da senin ayann zerine bir ta atarnazsa, ne olmu? Eer istedi
in herhangi bir konuda seninle zekice bir tartma yrtebilirse,
dndn gsterir; en azndan benim iin byle. Bence Turing
dnmekle, insan olmann dier ynleri arasna tek hamleyle net
bir snr izmi .
PAT: imdi de sen artyorsun . Eer bir insann Taklitilik Oyununda
kazanma yeteneinden hibir sonu kmyorsa, bir makinenin Tu
ring testini kazanma yeteneinden nasl bir sonu kabilir?
CHRIS: yi bir soru.
SANDY: Bana kalrsa bir insann Taklitilik Oyununu kazanmasndan bir
sonu karabilirsin. Erkek oyuncunun kadn olduu sonucunu
kararnazsn, ama kadn mantn (eer yle bir ey varsa) ok
78 Akln G'Z
kasrgay grrsnz!
PAT: Ha-ha-ha-ha! Aldatmacadan sz ederken - durun bir dakika!
Ksa dalga radyo sz konusu olunca, orda bir yerde, rnein Fiji
Adalan'nda bir insan vardr. Radyornun banda oturup kodu z
rnern orda bir insan olduunu gsterir. Adeta bir glge grmek ve
uzakta bir nesnenin bu glgeyi oluturduu sonucuna varmak gi
bidir. Yine de insan, glgeyle nesneyi birbirine kartrmaz! Ama
kasrga sz konusu olunca ekrann arkasnda bilgisayann izieyece
i bir model oluturan gerek bir kasrga yoktur. Gerek bir kasrga
olmadan yalnzca bir glge kasrga vardr. Ben gereklerle glgeleri
birbirine kantrrnay reddediyorurn.
SANDY: Pekf.la. Bu noktay daha ileri gtrrnek istemiyorum. Hatta bir ka
srga simlasyonunun gerek bir kasrga olduunu sylemenin ap
talca geldiini de itiraf ederim. Ama ilk bakta grnd kadar
aptalca olmadn belirtmeye abaladrn. Sirnle edilen dnce
ler sz konusu olunca ise, konu bir kasrga simlasyonundan ok
farkl oluyor.
PAT: Nedenini anlayamadm. Bir beyin frtnas bana zihinsel bir kasrga
gibi geliyor. Ama cidden beni ikna etmen gerekir.
SANDY:Bunu yapabilrnek iin kasrgalar hakknda birka noktaya daha
deinmem gerekir.
PAT: Yo, hayr. ey . . . Peki, peki.
SANDY: Hi kimse bir kasrgann ne olduunu tam olarak tanmlayamaz.
Birok frtnann paylat soyut bir model vardr ve bu nedenle bu
frtnalara biz kasrga deriz. Ama kasrga olan ve olmayan frtnalar
arasnda belirli bir ayrm yapmak olanakszdr. Horturnlar, siklon
lar, tayfunlar, toz frtnalan vardr. .. Jpiter'in yzeyindeki Byk
Krmz Leke bir kasrga mdr? Gne lekeleri kasrga mdr? Bir
rzgar tnelinde bir kasrga oluturulabilir mi? Ya da bir test t
pnde? Hayal dnyanzda 'kasrga' kavramn geniletip bir ntron
yldzn yzeyindeki mikroskobik bir frtnay da kapsamasn sa
layabilirsiniz.
CHRIS: Aslnda bu ok zorlama bir ey deil. 'Deprem' kavram gerekten
de ntron yldzlara kadar geniletildi. Astrofizikiler radyo dalgala
r yayan bir yldzn yayma hzndaki minik deiikliklerin, belirtirn
farklanndan, yani yzeyde oluan yldz depremlerinden kaynak
landn sylyorlar.
SANDY: Evet, imdi hatrladrn. 'yldz depremi' fikri bana ok gizemli gibi
gelmiti; bir tr gerekst yzeyde gerekst bir titreyi.
CHRIS: Saf nkleer maddeden olumu, dnen, devasa bir krenin zerin
de tektonik plakalar dnebiliyor musunuz?
SANDY: lgn bir fikir bu. Yani yerkrede ve yldzlarda oluan depremler
82 Akln G'z
na inanmyor musun? Her iki inana ayn anda nasl sahip olabi
liyorsun?
SANDY: Hmm . . . Pekala. Sanrm Turing testinin belirli bir bilinlilik dze
yinin stnde ie yaradn itiraf etmek zorundaym. Bu testte ba
arsz olabilecek baz dnen varlklar olacaktr, ama te yandan
testi baaryla geen her ey bana gre gerekten bilinli, dnen
bir varlk saylacaktr.
PAT: Bir bilgisayan nasl olur da bilinli bir varlk olarak grebilirsin?
Basmakalp gibi geliyorsa zr dilerim ama ben bilinli varlklan
dnrken, bu fikirle makineler arasnda balant kuramyorum.
Aptalca olabilir ama bence bilinlilik yumuak, scak bedenlerle
balantldr.
CHRIS: Bir biyoloun azndan garip geliyor bu szler. Yaam anlamak
iin, tm bynn yok olmasna yetecek kadar kimya ve fizik ta
nmlar kullannyar musun?
PAT: Pek saylmaz. Bazen fizik ve kimya orda byl bir eylerin olup
bittii duygusunu glendiriyar Her neyse, bilimsel bilgilerimi her
zaman sezgisel duygularmla btnletiremiyorum.
CHRIS: Sannn ben de bu huyu paylayorum.
PAT: yleyse benimki gibi kat nyarglarla nasl baa kyorsun?
SANDY: Senin 'makine' kavramnn yzeyini kazyp, gz nnde olmayan
ama fikirlerini etkileyen sezgisel armlara ulanaya abalyo
rum. Sannn hepimizde makineleri grltyle alan bir moto
run gc altnda beceriksizce hareket eden demir oluumlar gibi
gren, Sanayi Devriminden kalma imgeler var. Belki de bilgisayan
kefeden Charles Babbage da insanlan byle gryordul Ne de olsa
yaratt u harika, ok ilevli bilgisayara Analitik Makine adn
vermiti.
PAT: Ben kesinlikle insaniann ssl buharl kepeler ya da elektrikli
konserve aacaklan olduunu dnmyorum. nsaniann farkl
bir yn var, sanki ilerinde bir alev var. Canl, beklenmedik bir bi
imde kvlcmlanan , dalgalanan, kararsz ama yaratc bir ey var.
SANDY: Harika! te ben de bunu duymak istiyordum. Byle dnmek
tam da insana zg. Senin alev imgen beni, mumlan, ateleri, yl
dnmlann lgncasna gkte dans ettii gk grltl frtnalan
dnmeye itiyor. Ama bu imgenin bir bilgisayar konsolunda da
grndnn farknda msn? Titreyen klar artc, parlak
modeller karmaas yaratyor. Cansz grltc metal ynlann
dan ok uzakta bir manzara! Tanr akna, aleve benziyor! Niin
'makine' szcnn devasa buhar kazanlan yerine dans eden
klar imgesini antrmasna izin vermiyorsun?
CHRIS: Bu ok gzel bir imge Sandy. Benim mekanizma alglaman mad-
90 Akln G'z
STANISLAW LEM
PRENSES INEFFABELLE*
TERREL MIEDANER
Jason Hunt ona teekkr etti, iinden derin bir rahatlama soluu ald ve
bir sonraki tanm ard.
H ayvan psikolojisi profesr Dr. Alexander Belinsky, ksa boylu, top
luca, kaba ve ciddi tavrl bir adamd. Balangta verdii ifade akademik
baanianna k tutmu, kendi alannda uzman bir tank olduunu gs
termiti. Bundan sonra Hunt, olduka karmak bir gsteri sunmak iin
mahkemeden izin istemiti.
Yarg krssnn nnde izin verilip verilmemesi konusunda ksa bir
grmenin ardndan Morrison'un hibir itiraz olmad iin Feinman'n
ekincesine kar mbair iki doktora rencisini salona getirip nlerine
eitli elektronik aygtlarla donanm tekerlekli bir araba srd.
Mahkeme tutanaklan hep szl ifadelere dayanm olduundan son
yllara kadar burada planland gibi gsterilere izin verilmemiti ama i
lemleri hzlandrmak amacyla kanlan zel yasalar artk bir mahkeme ra
portrnn resmi kaytlar iin byle sunumlan videoya kaydetmesine izin
veriyordu. Ama bir asistann elektronik aygtlan dzenlerken dierinin bir
an salondan kp elini tuttuu bir empanzeyle dnd gren Feinman
adalama iaretlerine pimanlk duymaya balamt.
Kalabalktan rkm ve sinidenmi gibi grnen hayvan salona girer
ken elinden tutan kiiye iyiden iyiye yaklamt. Dr. Belinsky'yi grnce de
byk bir sevgi gsterisiyle tank krssne zplamt. Hunt'un talimaty
la Belinsky dii empanzeyi Martha adyla tantm ve son aratrmalannda
kulland yirmi hayvandan biri olduunu aklamt. Bu aratrmalann
sonulan bir sre nce kitap olarak baslmt. Hunt ondan bu deneyleri
anlatmasn isteyince yle konumutu:
* "The Soul of Martha, A Beast". Terrel Miedaner'in The Saul ofAnna Klane kitabn
dan alntlanmtr.
104 Akln G'z
le yakalad, soydu ve azna att. Muzu yerken Belinsky bir an iin sesini
ap bitmeyecek gibi grnen "Mutlu Martha" szcklerini dinietirken hay
van sanki ard. Muzu bitirince yargca dnd ve ses karmadan azn
ap kapamaya balad. Dmeye baslnca "yi Muz yi Muz Teekkr Sana
Adam eker imdi eker imdi," dedii duyuldu.
Sonutan memnun kalan Feinman kutudaki ekeri karp uzatt.
Martha ekeri ald ve derhal azna atmak yerine Belinsky'nin alter kutu
suna iaret edip sesini duyurmak istediini belirtti.
"Puro Puro Martha ster Puro-"
Yarg puroyu bulup uzatt. empanze eline ald, bir an koklad ve geri
verdi. "yi yi Adam Yemek Belinsky Puro Teekkr Sana Teekkr Sana
Adam-"
Hayvann zekas ve ocuka yalnl yargc hem bylemi hem de
sevindirmiti. Duygularn hisseden empanze buna karlk vererek mah
keme salonunu elendirdi. Bu gsteriyi uzatmak istemeyen Hunt, trler
aras konumay birka dakika sonra kesti.
"Acaba ifadesini almaya balayabilir miyim sayn yargcm?"
"Evet, elbette," dedi yarg ve bu arada yanna kadar gelmi olan hay
van isteksizce ona verdi.
"Doktor Belinsky," diye sze balad Hunt , Martha sakinleince, "Bu
hayvann zekas konusundaki bilimsel aratrma sonulann ksaca akta
rabilir misiniz?"
"Onun zihni bizden farkldr," dedi bilim adam, "Ama bir dereceye
kadar. Bizim beyinlerimiz daha byk ve bedenlerimiz daha kolay uyum
gsterdiinden bizler ondan stnz. Ama aramzdaki farkllklar utan
verecek kadar az olabilir. Ne kadar eksik yn olursa olsun korkann ki
Martha'nn insana benzeyen bir zekas var."
"Onun tryle bizim aramzdaki zihinsel beceri farkn bir izgiyle ay
rabilir misiniz?"
"Hayr. Sradan insandan aadadr ama idiot dzeyindeki zrl in
sanlardan hi kukusuz stndr ve geri zekallarn ouyla ayn dzey
dedir. Aynca ou beyin zrlden farkl olarak hem daha temizdir hem de
kendine ve yavrularna bakabilmektedir. Onun ve bizim zeka dzeylerimiz
arasnda kesin bir aynm yapmak istemiyorum."
Hunt bir sonraki sorusunu hemen sormad. Elbette bu deneyi aratr
macyla birlikte nceden hazrlamt. Tankln tamamlanmas iin doa
s nedeniyle uygulanamayacak bir gsteri daha isternek zorundayd. Ama
Belinsky'nin planland gibi davranacandan emin deildi. Daha dorusu
kendisi de gsterinin yaplmasn istediinden kesin olarak emin deildi.
Yine de yaplmas gereken bir i vard.
"Doktor Belinsky, bu yaratn insana benzeyen zekas insan gibi mu
amele edilmesini hak ediyor mu?"
1 08 Akln G'z
Sabahleyin broya gittim ve biraz altm. Yava yava hepimiz Kaptan Holmes'un Guiny'den getirdii garip
yarat grmek zere Sir W. Battens'in yanna arldk. Koskoca Ha be maymun u ok adan insana benziyor
ve onun belirli bir tr olduu syleniyor ama ben yine de bir insanla bir dii maymun un yaratt bir canavar
olduuna inanyorum. imdiden i ngilizcenin ounu anladn dnyorum ve ona konumann ya da iaret
dilinin retilebileceini sanyorum.
TERREL MIEDANER
* "The Soul of the Mark III Beast". Terrel Miedaner'in The Saul of Anna Klane kita
bndan alntlanmtr.
1 1 2 Akln G'zl
ne zaman boalyor?"
Hunt saatine bakt. "Onu srekli megul edebilirsen, yanm saati daha
var." Hayvann bir tezgahn altnda baka bir priz bulduuna iaret etti.
"Ama onu yakalamann daha kolay bir yolu var. "
"Denerim."
"ekici brak ve hayvan eline al."
"Elime mi alaym yalnzca?"
"Evet. Yalnzca kendi cinsinden gelecek tehlikeleri alglyor. rnein
ekicin elikten yaplma ba. Silahsz protoplazmaya gven duymak zere
programlanm ."
Dirksen ekici tezgaha brakp usul usul yaklat. Makine hareket et
medi. Mnldanma durmutu; soluk san klan yanyordu. Dirksen eilip
dokununca yumuak bir titreme hissetti. ki eliyle dikkatle kaldrd. Ik
Iann rengi yeile dnd ve metal derisinin rahatlatc lldnn altndan
motorlannn dzgn alma nnltsn duyumsad.
"imdi bu aptal eyi ne yapacam?" diye sordu sinirle.
"Srtst tezgaha yatr. Bu pozisyonda olduka aresiz kalyor ve iste
diin zaman onu hakiayabilirsin . "
"Antropomorfizm yaktrmalan olmasa d a olur," diye homurdand
Dirksen, bu ii soniandrmak iin Hunt 'un talimatn yerine getirirken.
Makineyi tersine evirip tezgaha brakrken klann rengi tekrar kr
mzya dnd. Tekerlekleri bir an dnd ve durdu. Dirksen ekici alp ha
vaya kaldrd ve dzgn bir daire izerek umarsz yatan makinenin ortas
na yakn bir noktaya indirince, bir tekerlei hasar grd ve olduu yerde
dnp dzeldi. Hasarl tekerlekten bir srtnme sesi ykselirken hayvan
arpk urpuk daireler izmeye balad. Alt tarafndan bir knlma sesi geldi;
makine durdu, klan hznle parlamay srdrd.
Dirksen dudaklarn skt, ekici son darbeyi vurmak iin havaya kal
drd. ekici indirirken hayvann iinden bir bebek alamasn artran,
alalp ykselen yumuak bir ses duyuldu. Dirksen ekici brakp geriye
ekilirken, yaratn altnda kan krmzs yalama svsnn oluturduu
birikintiden gzlerini alamyordu. Dehete kaplarak Hunt'a bakt. "0 . . .
o-"
Jason Hunt, "Ama kimin ya da neyin duygulara sahip olduunu her zaman
anlamak kolay deil," diyor. Yaznn can alc noktas budur. Lee Dirksen
nce kendinden-retme gcn yaamn z olarak alyor. Hunt derhal
cansz nesnelerin kendilerini oluturabileceini ileri sryor. Ya kendi kop
yalarn yaratma talimatlarn ilerinde tayan mikroplara, hatta virslere
ne demeli? Onlarn ruhlan var m? Kukulu!
Ardndan Dirksen iin esas noktas olarak duygulan ne sryor. Ya
zar da bunu vurgulamak iin duygusal unsurlarn tmn ne karyor
ve elikili bir tanm bile olsa mekanik, metalik duygular olabileceine sizi
ikna etmeye abalyor. ounlukla bilinaltyla alglanan, igdsel dzeye
an yaplyor. 'Alminyum bcek', 'yumuak mnlt', 'korku l gibi tiz
bir ses', 'kadn szyor', 'yumuak titreim ', 'metal derisinin rahatlatc
lkl', 'aresiz makine', 'arpk urpuk daireler izmek', 'hznle parla
yan klar' gibi tanmlar kullanyor. Bunlarn hepsi ak ak kendini belli
ederken, 'yaratn altnda kan krmzs yalama svsnn oluturduu bi
rikinti' ve 'bir bebek alamasn ar tran , alalp ykselen yumuak bir
ses' gibi anlatmlardan daha da ileri gidebilir miydi? Hadi yani!
mgeler ylesine kkrtc ki, insan bir anda ieri ekiliveriyor. Bel
ki kendini kandnlm hissediyor ama duyduu bu rahatszlk, igdsel
acma duygusunu bastrmaya yetmiyor. Baz insanlar iin musluu ap
bir kanncay lavaboda bomak ne kadar zordur! Bazlar iinse her gn pi
ranhalarna canl krmz balk yedirmek ne kadar kolaydr! izgiyi nerede
ekmeliyiz? Kutsal olan hangisidir, hangisinden vazgeilebilir?
Pek azmz vejetaryeniz ve oumuz yaammzda bu seenei ciddi
olarak dnmeyiz. Acaba bunun nedeni ineklerin, domuzlarn ldrl
mesi karsnda kendimizi rahat hissetmemiz mi? Pek deil. Bize bir bif
tek servis edildii zaman tabamzda bir l hayvan paras bulunduunu
anmsamak bile istemeyiz. Genelinde dili kurnazca kullanarak ve ayrntl
gelenekiere snarak ifte standartlanmz srdrrz. Et yemenin gerek
doas, tpk cinselliin ve dklamann gerek doasnda olduu gibi an
lamn hafifleten anlamda szckler ve imalarla gizlenir: 'dana klbast',
'sevimek', 'banyoya gitmek'. Her naslsa mezbahalarda bir ruh ldrme
ileminin srp gitmekte olduunu duyumsanz ama damaklarmz bunun
anmsatlmasn istemez.
Hangisine daha kolay zarar verebilirsiniz; sizinle iyi bir satran ma
Mark III Drt Ayaklnn Ruhu l l 7
ALLEN WHEELIS
RUH *
Uzun bir ipliin ucundaki hafif bir kalniama olarak varla dnyoruz.
Hcreler oalyor, fazlalayor, bir insan biimini alyor. lpliin ucu artk
onun iinde korunarak, bozulmadan gmlp yatyor. Grevimiz onu ileri
gtrmek, sonrakilere aktarmak. Bir an iin geliiyoruz, biraz ark sy
leyip, dans ediyoruz, birka anmz taa kazyoruz, ardndan kuruyoruz,
eklimiz bozuluyor. lpliin ucu artk ocuklanmzda yatyor, bizim iimiz
den geip knlmadan, bilinmeyecek kadar eskilere doru uzanyor. zerin
de saysz kalniama olumu ve tpk bizim imdi yok olmamz gibi yok
olmu. Tohum ipliinden baka bir ey geriye kalmyor. Yaam ilerlerken
yeni yaplar retmek iin oluan deiimler aslnda bir anlk oalmalar
deil, ipliin iindeki kaltsal dzenlerdir.
Bizler ruhiann taycsyz. Nasl, neden ya da nerede olduunu bil
miyoruz. Tm arln omuzlanmzda, gzlerimizde, ac eken ellerimizde
belirgin olmayan bir dnyaya, bilinmeyen, alglanmayan gelecee srek
li bir yaratl iinde tayoruz. O, tmyle bize dayanyor ama biz bunu
bilmiyoruz. Yreimizin her atyla onu biraz ileri gtryoruz, ona akl
mzn, elimizin tm rnlerini veriyoruz. Sendeliyoruz, onu ocuklanmza
aktanyoruz, kemiklerimizi yayyoruz, dyoruz, kayboluyoruz, unutulu
yoruz. Ruh ise genilemi, zenginlemi, yabanclam, karmaklam
olarak aktanlyor.
Biz kullanlyoruz. Kimin hizmetinde olduumuzu bilmemiz gerekmi
yor mu? Farkna varmadan sadakatimizi kime, neye veriyoruz? Nedir bu
macera? Onun tesinden biz ne isteyebiliriz? Ruh nedir?
Bir nehir ya da bir kayann "doa glerinin zgr hareketleriyle bi
imlendirilmi olduunu biliyoruz ya da buna inanyoruz," diye yazyor
Jacques Monod, "Bu glere hibir tasan, 'izdm' ya da ama yaktr-
* * *
* Ynelim veya tropizm: Bitkilerin veya baz basit yapl hayvaniann belirli bir do
rultudaki gl bir uyarann etkisiyle yn deitirerek bu uyanya verdikleri yant
[ -ed. notu] .
1 24 Akln G'zi
RICHARD DAWKINS
BENC i L GENLER
Balangta yalnlk vard. Yaln bir evrenin nasl baladn bile anlat
mak olduka zordur. Birdenbire karmak bir dzende, her trl silah
kuanm yaamn ya da yaam yaratma yeteneinin ortaya kn anlat
mann daha zor olduunu herkesin kabul ettiine inanyorum. Darwin'in
doal seilim yoluyla evrim kuram tatmin edicidir, nk bize yalnln
nasl karmakla dnebildiini, dzensiz atomlarn nasl bir araya gelip
karmak modeller oluturduunu ve sonunda insan ortaya kardn
gsteriyor. Varlmz konusundaki derin soruna, Darwin imdiye dek ge
erli olarak kabul edilen bir zm getiriyor. Bu byk kuram geleneksel
biimden daha genel bir anlatmla ele alp evrim ncesindeki zamandan
balayarak aklamaya alacam.
Darwin'in 'en uygunun hayatta kalmas' gr aslnda daha genel
bir yasa olan istikrarlnn yaam mcadelesini kazanmasnn olduka zel
bir durumudur. Evren istikrarl nesnelerle doludur. Istikrarl bir nesne,
bir ad verilmesini gerektirecek kadar yaygn ya da kalc olan bir atom top
luluudur. Alplerin Matter Doruu gibi, adlandnlacak kadar uzun sre
dayanan son derece zgn bir atom topluluu olabilir; ya da teker teker
bakarsak, yamur damlalan gibi, ok ksa sreli yaadklan halde, ok
yksek bir hzla var olabildikleri iin hep birlikte adiandnimaya deer bu
lunan bir varlklar snf oluturabilirler. evremizde grdmz, kayalar,
* "Selfsh Genes and Selfish Memes". Richard Dawkins'in The Selfish Gene kitabn
dan alntlanmtr. [Kitabn Trke evirisi iin bkz. Gen Bencildir, ev. Asuman
O. Mftolu, Tbitak Yaynlan, 7. Basm, Ankara 2004. -ed. notu]
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 27
* * *
bireydeki gen kanm ksa rnrl olabilir ama potansiyel olarak genterin
kendisi ok uzun rnrldr. Kuaklar boyunca yollan defalarca kesiir.
Bir gen, art arda gelen ok sayda bedende yaarnn srdren bir birim
olarak dnlebilir.
* * *
* * *
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 35
* * *
kez daha yaanz. Bu duygular, bir nesne iin 'arzu', arzulanan nesnenin
'zihinsel imgesi', bir 'hedef ya da 'sonu grmek' olabilir. Hepimiz, kendi ii
mize dnklmz nedeniyle, en azndan bir ada sakalm makinesin
de bu amalln 'bilinlilik' adn verdiimiz zellie dntn biliriz.
Bunun anlamn tartacak kadar felsefeci deilim ve u andaki amacmz
iin zaten gerekli deil, nk makinelerin sanki bir amala motive edil
diinden sz etmek ve gerekten bilinli olup olmadklan sorusunu ak
brakmak olduka kolaydr. Bu makineler temelde ok yalndr ve bilinsiz
amal davran ilkeleri, mhendislik biliminde ok sradandr. En klasik
rnek Watt buhar reglatrdr.
in iindeki en temel ilkeye, eitli biimleri olan negatif geri iletim ad
verilir. Genel olarak yle oluur. 'Amal makine' ad verilen, bilinli bir
amac varm gibi davranan bir makine ya da eyin, imdiki durumla 'ar
zulanan durum' arasndaki farkllklan len bir cins lm aygt bulunur.
yle bir biimde retilmitir ki, bu farkllk ne kadar byk olursa, makine
o kadar fazla alr. Bylece makine otomatik olarak farkll azaltr -bu
nedenle negatif geri iletim ad verilir- ve 'arzulanan' durum elde edilince
almay durdurabilir. Watt reglatrnde buhar makinesinin evresinde
dnen bir ift top vardr. Her ikisi de birer menteeli kola baldr. Toplar ne
kadar hzl dnerse, merkezka kuvveti kollan yatay duruma o kadar fazla
iter ve yerekimi buna kar koymaya abalar. Kollar kazan besleyen bu
har vanasma baldr ve yatay duruma yaklatklan zaman buhar kesilir.
Yani eer makine ok hzl alyorsa, buhann bir ksm kesilir ve makine
yavalar. Eer ok yavalamsa, otomatik olarak vana kazan besler ve
makine tekrar hzlanr. Bu gibi amal makineler, an hzlanma ve gecik
meler nedeniyle titreim yaratrlar ve mhendisin grevinin bir paras da
bu titreimleri azaltacak yardmc aletler retmektir.
Watt reglatrnn 'arzulanan ' durumu belirli bir dn hzdr. El
bette makine bunu bilinli olarak arzularnamaktadr ama bir makinenin
'amac' geme eiliminde olduu durum olarak tanmlanr. ada amal
makineler daha karmak 'yaama benzer' davranlara ulamak iin nega
tif geri iletim gibi temel ilkelerin uzantlann kullanrlar. rnein gdml
fzeler hedefterini aktif olarak anyor gibi grnrler, menzile girince hedefi
kovalarlar, hedefin artc dnlerini, izdikleri erileri dikkate alrlar
ve hatta bazen bunlan 'tahmin eder' ya da 'bekler' gibi davranrlar. Bunun
nasl yapldnn aynntlarn aklamaya demez. ok eitli negatif geri
iletim, 'ileri bildirim' ve mhendislerin gayet iyi bildii ve canl bedenierin
almasna yararl olduu artk bilinen baka ilkeleri ierirler. Sradan bir
insan, fzenin amal ve bilinli gibi grnen davranlann izlerken, f
zenin bir insan-pilotun dorudan denetimi altnda olmadna inanmas
gtr ama bilinlilie en ufak bir yaknl olduuna dair hibir varsaym
ileri srlmemelidir.
Bencil Genler ve Bencil Memler 1 3 7
Gctrnl fze gibi bir makinenin, bilinli bir insan tarafndan tasar
lanp retildiinden, bilinli bir insann denetimi altnda olmas gerektii
konusunda yaygn bir yanl anlay vardr. Bu yanlgnn baka bir rnei
de 'bilgisayarlar aslnda satran oynamaz nk onlar ancak insan opera
trn sylediklerini yerine getirir' biimindedir. Bunun niin yanl olduu
nu anlamamz gerekir nk genlerin davranlan 'denetledikleri' tanmn
anlaymz yakndan etkilemektedir. Bilgisayar satranc bu noktay vur
gulamak iin iyi bir rnek olduundan ksaca deineceim.
Bilgisayarlar byk ustalar kadar iyi satran oynamazlar, ama artk
iyi bir amatr derecesine ulamlardr. Programlar iyi bir amatr dzeyine
ulamtr demek daha dorudur, nk bir satran program yeteneini
sergilemek iin hangi bilgisayan kullandna hi aldn etmez. imdi, in
san programemn rol nedir? Birincisi programc adeta bir kukla oynat
csnn ipleri ekitrmesi gibi bilgisayan her dakika denetlemez. Bu, hile
yapmak olur. Program yazar, bilgisayara ykler ve bilgisayan kendi bana
brakr: bundan sonra kendi hareketlerini klavyede yazan rakibin dnda
baka bir insan oyuna karmaz. Programc tm satran hamlelerini nce
den dnp, her olaslk iin bilgisayara kullanabilecei upuzun bir liste
hazrlayabilir mi? Herhalde hayr nk satranta olas pozisyonlarn says
o kadar yksektir ki, byle bir liste tamamlanmadan nce dnyann sonu
gelebilir. Ayn nedenle bilgisayar 'kendi kafasnda' kazanacak bir strateji
yaratncaya dek tm olas pozisyonlar denemeye, ardndan gelen hamleleri
hesaplamaya programlanamaz. Satran oyunundaki olas hamlelerin say
s galaksideki yldzlardan daha fazladr. Bir bilgisayan satran oynamas
iin programlamann zmlenemeyen sorunu ite budur. Aslnda ylesine
zor bir sorundur ki, en iyi programiann bile byk usta statsne ulama
masna armamak gerekir.
Programemn rol oluna satran oynamasn reten bir babaya
benzer. Bilgisayara oyunun temel hamlelerini retirken, her balang
pozisyonu iin ayr ayn dzenlemeler yapmayp, daha ekonomik biimde
aklanan kurallan uygular. Basit bir dille bilgisayara 'fller apraz hare
ket eder' demek yerine matematiksel adan eit bir aklama getirir: "flin
yeni koordinatlar , eski x ve y koordinatlanna, ayn iaretin iinde olmas
gerekmeyen, ayn sabit say eklenerek bulunur," der. Ardndan insanlarn
kullanaca 'ah korumasz brakma' gibi tleri 'ya da at atal gibi' nu
maralan, ayn matematik ya da mantk diliyle verir. Ayrntlar ok ilgintir
ama bizi konudan ok uzaklatnr. nemli olan nokta ise, oyun srasnda
bilgisayann kendi bana kalmas ve efendisinden hibir yardm beklentisi
olmamasdr. Programemn yapabilecei tek ey, nceden strateji ve teknk
lerle ilgili ayrntl bilgiler ve ipular arasnda doru bir denge kurarak, en
iyi biimde bilgisayan hazrlamaktr.
Genler de sakalm makinelerinin davranlarn, bir kukiacnn ipleri
138 Akln G'z
ulamas iki yz yl srer. Byle bir mesafenin yaratt sorun ise asla kar
lkl olarak sohbet edememenizdir. Dnyadan gnderilecek her ardk
mesajn birbirinden yaklak on iki kuak uzak insanlar arasnda olacan
hesaba katmasak bile, bylesi mesafeler zerinden konumaya almak
bo bir giriirndir.
Bu sorun er ge bizim karmza kacaktr: Dnya ile Mars arasnda
radyo dalgalannn yol alma sresi drt dakikadr. Uzay adamlannn kar
lkl ksa crnlelerle konuma alkanln brakp, sohbetten ok mektubu
andran monologlar kullanmas gerekecektir. Baka bir rnek olarak Roger
Payne, denizdeki akustiin baz garip zellikleri olduuna ve halinalann
belirli bir derinlikte yzdkleri takdirde, ar yksek sesli 'arklarnn'
farazi olarak dnyann her tarafndan duyulabileceine iaret etmitir.
Balinalarn birbiriyle uzun mesafelerde iletiim kurup kurmadklar bilin
miyar ama eer kuruyariarsa herhalde Mars'taki astronotlardan farkl bir
dururnda deildirler. Sesin suyun iindeki hzna gre bir arknn Atiantik
Okyanusu'nu geip yantnn gelmesi iin yaklak iki saat gerekir. Bali
nalarn tam sekiz dakika boyunca hibir tekrara kamadan srekli kendi
kendine konumalarn aklamak iin bu rnei veriyorum. Sonra tekrar
* * *
BENC i L MEMLER
sa, eer - 1 00C'da kaynayp len yaratklar kefedilirse, eer kimya yerine
elektronik yansyan devrelere dayal bir yaam biimi ortaya kanlrsa,
yine de hepsi iini geerli olacak herhangi bir genel ilke yok mu? Bunu ben
bilmiyorum ama eer bahse girmem gerekirse, tm param bir tek genel
ilkeye yatrnm. DNA molekl olan gen, bizim gezegenimizde kendini kop
yalayan bir varlktr. Bakalan da olabilir. Eer varsa, baz farkl koullar
yerine getirildii takdirde, onlarn da bir evrim srecinin temelini olutur
mas kanlmazdr.
Ama farkl kopyalayc cinsleri, deiik evrim sonulan bulabilmek
iin uzaklardaki dnyalara gitmek zorunda myz? Ben tam da bu gezegen
zerinde, yeni bir kopyalaycnn, son zamanlarda ortaya ktn dn
yorum. Tam karmzda duruyor. Henz bebeklik anda, kendi ilkel ar
basnda beceriksizce yzyar ama ulat evrimsel deiimin hz, soluk
solua kalm eski genleri ok geride brakyor.
Bu yeni orba, insan kltrnn orbasdr. Yeni kopyalayc iin,
kltrel aktanm birimi fikrini verecek ya da imitasyonu amnsatacak bir
isme gereksinimimiz var. 'Mimeme' szc ok uygun bir Yunanca kkten
geliyor ama ben 'gen ' szcyle benzeyen tek heceli bir szck aryorum.
Mimeme szcn mem olarak ksaltmama, umarm klasiki dostlarm
kzmazlar. Eer sizi rahatlatacaksa, 'memory' (bellek) szcyle ya da
Franszca'daki meme (ayn) szcyle balantl olarak dnebilirsiniz.
"Krem" szcyle kafiyeli olacak ekilde telaffuz edilmelidir.
Melodiler, fikirler, sloganlar, giysi modalan, mlek yapma ya da ke
mer ina etme yntemlerini mem'e rnek olarak verebiliriz. Nasl genler
spermler ya da yumurtalar yoluyla bedenden bedene geerek gen havu
zunda oalyorsa, memler de beyinden beyine en geni anlamyla taklit
etmek denecek bir ilemle geerek mem havuzunda oalrlar. Eer bir bi
lim insan iyi bir fikir duyarsa ya da bir yerde okursa, bunu meslektalar
na ve rencilerine aktarr. Makalelerinde ve konumalannda bundan sz
eder. Eer bu fikir tutarsa, beyinden beyine geerek oald sylenebilir.
Meslektam N. K. Hemphrey'in bu blmn ilk taslanda zetiedii gibi,
" . . . Memler yalnzca m ec aze n deil teknik adan canl yaplar olarak g
rlmelidir. Siz benim zihnime verimli bir mem soktuunuz anda, tpk bir
virsn iine yerletii hcrenin genetik mekanizmasn parazit gibi istila
etmesine benzeyen bir biimde, beynimi parazt gibi istila edip, bu memin
oalmas iin bir ara biimine getirmi olursunuz. Bu, yalnzca bir ko
numa ekli deildir nk memler iin 'lmden sonra hayata inanmak'
aslnda fiziksel olarak, dnya yzndeki insanlarn sinir sistemindeki bir
yap biiminde milyonlarca kez gerekleir."
* * *
oklu parack sorunu zerindeki tartma iin mantkl bir balang nok
tas, bir sorun ortaya kmadan nce ka paracn olmas gerektii sorusu
olabilir. Prof. G. E. Brown, kesin sonularla ilgilenenlerin, tarihe bir gz at
makla yant bulabileceklerini belirtmiti. On sekizinci yzyln Newton meka
niinde -parack sorunu zmlenemiyordu. 9 1 0 ylnda genel grelilik
teorisi ve 9301arda kuantum elektrodinamiinin ortaya kmasyla, iki- ve
bir-parack sorunlan zmlenemez duruma geldi ve modern kuantum alan
teorisinde, sfr paracklar (boluk) sorunu zmlenemiyor. Yani eer ke
sin zmler peindeysek, sfr parack bile daha imdiden ok yksek say
demektir.
146 Akln G'z
=
ll
DOUGLAS R . HOFSTADTER
Preld. . .
Akhilleus ile Tosbaa, dostu Kanncayiyen ile tanmak zere arkadalan
Yenge'in evine giderler. Tanma faslndan sonra drd birlikte ay ierler.
a" + b" + = c-
denkleminde n=2 olduu takdirde a, b, c \e n iin pozitif tam saylarda
sonsuz sonu vardr (ve denkleme uygun olacak sonsuz sayda a, b, c
ls bulunur) ama n > 2 olduu takdirde hibir sonu yoktur. Ben
bunun gerekten harika bir kantn buldum ama ne yazk ki sayfann
kenar boluuna sdrmam olanaksz.
Pierre de Fermat
Preld ... Kannca F'g 5
TOSBAGA: Bu fikre sahip olan tek kii siz deilsiniz ama soyut matema
tiin bir dalnn hatta bir tek teoremin bile matematik konusu d
nda ne zaman ve nasl nemli yanklar uyandracan sylemek
olanakszdr. Kolayca tahmin edilemez ve bu olay da, bu olgunun
kusursuz bir rneidir.
AKHILLEUS: Bay Tasbaa'nn ift-zml sonucu akustik-gerikazanm
alannda byk bir geliim kaydetti!
KARINCAYYEN: Akustik-gerikazanm nedir?
AKHILLEUS: Ad aklyor zaten: son derece karmak kaynaklardan akus
tik bilgilerin geri alnmas. Akustik-gerikazanmn en tipik grevi,
gln yzeyine dalgacklar yayarak den bir tan kard sesi
yeniden canlandrmaktr.
YENGE: Yaa, neredeyse olanaksz gibi grnyor!
AKHILLEUS: Pek deil. Aslnda, bir bakas konuurken ses tellerinde olu
an titreimlerin, dinieyenin kulak zanndan kulak salyangozunda
ki liflere geiini salayarak ayn sesi yeniden oluturan beyin de
bunu yapyor.
YENGE: Anlyorum. Ama ha.Ia rakam kuramnn tabloya nerede girdiini
ya da benim yeni plaklarmla ne balants olduunu anlayabilmi
deilim.
AKHILLEUS:Akustik-gerikazanmn matematiinde, Diophantus'un belirli
denklemlerinin zmlerinden ortaya kan sorular yer alr. Bach'n
iki yz yl nce klavseninde kard sesleri yeniden oluturmak
iin, Bay T., bugn atmosferde bulunan tm molekllerin hareket
lerini ieren hesaplamalada uzun yllardr almalar yapyordu.
KARINCAYYEN: Ama bu olanaksz! Onlar bir daha asla geri gelmeyecek
biimde kaybolmutur!
AKHILLEUS: Bu konuda bilgisi olmayanlar ite byle dnr. . . Ama Bay
T. , uzun yllarn bu soruna harcad ve her eyin
an + bn = C'
denkleminin n>2 olduu durumdaki pozitif tam saylarla ulala
cak sonulanna bal olduunu kefetti.
TOSBAGA: Bu denklemin nasl ortaya ktn elbette aklayabilirim ama
eminim skc gelecektir.
AKHILLEUS: Akustik-gerikazanm kuramnn, bu denklemin en az bir
zm olduu takdirde, Bach seslerinin atmosferdeki tm molekl
lerden geri alnabileceini ileri srd ortaya kt ama
YENGE: inanlmaz!
KARINCAYYEN: Harika!
TOSBAA: Kimin aklna gelirdi ki!
AKHILLEUS: Cmlemi bitiremedim. 'Denklemin en az bir zm olduu
ya da hibir zm olmadznm bir kant bulunduu takdirde' de-
1 52 Akln G'Z
( Yenge camla kapl, zarif, ahap kitaplna gidip kapaklan aar ve byk
boyda iki cilt kanr.)
( Tasbaa kitab dolatznr. Drt/nn her biri kendine has bir biimde resme
bakar; biri uzaktan, teki yakndan, hepsi aknlkla ban bir bu yana,
bir teki yana eer. Sonunda kitap tekrar byk bir merakla incelemeye
balayan Tasbaa 'ya geri gelir.)
o o o Kannca Fg
.. ardndan fgn drt sesi birer birer duyulmaya balar.)
( Tasbaa tam bunu sylerken, fgn drdnc sesi, ilk sesten tam bir oktav
aadan duyulmaya balar.)
AKHILLEUS: Ah Bay T. , ilk kez beni hayal knklna urattnz. Her eyin
derinliine inebilen biri olduunuzdan bu ikilemi zebileceinizi
dnmtm, ama sizin de benden daha ileriyi gremediinizi
anlyorum. Yine de sannn bir kez iin bile olsa Bay Tosbaa kadar
ileriyi grdm iin kendimle vnmeliyim .
TOSBAGA: zr dilerim, ama benim gzlerim ok keskindir. Ltfen bir
kere daha bakn ve resmin benim dediimi belirtmediini ondan
sonra syleyin.
AKHILLEUS: Ama elbette sizin dediinizi belirtiyor! Siz yalnzca benim ilk
gzlemimi yinelediniz.
TOSBAGA: Belki bu resimdeki 'MU' sizin tahmin ettiinizden daha derin bir
dzeydedir Akhilleus, hi olmazsa bir oktav kadar (mecazi olarak) .
Ama soyut adan ekimeyi zebileceimizi sanmyorum. Btn
clk ve indirgemecilik grlerinin daha ayrntl olarak aklan
masn istiyorum; belki bir karann temeline ulaabiliriz. mein
bir kannca kolonisinin indirgemeci bir tanmlamasn duymak is
terim.
YENGE: Belki Bay Karncayiyen, bu konuda size kendi deneyimlerinden
sz eder. Ne de olsa meslek olarak kendisi bu konunun bir uzma
ndr.
TOSBAGA: Sizin gibi bir evrebilimciden ok ey renebileceimizden emi
nim Bay Kanncayiyen . Indirgemeci adan bize karnca kolonileri
hakknda daha fazlasn anlatabilir misiniz?
KARINCAYYEN: Memnuniyetle. Bay Yenge'in dedii gibi mesleim gerei
karnca kolonilerini alglama asndan epey ileri gittim.
AKHILLEUS: Dnyorum da! Kanncayiyen'in meslei, kannca kolonileri
zerinde uzman olmakla e anlaml gibi grnyor!
KARINCAYYEN: Rica ederim. 'Kanncayiyen' benim mesleim deil trm
dr. Meslek olarak ben bir koloni cerrahym. Cerrahi mdahale ile
kolanideki sinir bozukluklarn dzeltme konusunda uzmanm.
Preld . Kannca Fg 1 6 1
..
TOSBAGA: Eer karnca olsaydnz m? Sizin gibi biri nasl bir kannca ola
bilir ki? Beyninizi bir karnca beyni zerine haritalamann yolu
olmadndan , bu konuda kayglanmak bence ok gereksiz. Daha
rnantkls, beyninizi bir karnca kolonisi zerine haritalarnak ne
risi olabilir. .. Ama konudan uzaklarnayalrn. Brakalm Dr. Karn
cayiyen kastlar ve onlarn daha st dzey organizasyonlardaki g
revleriyle ilgili aydnlatc konumasn srdrsn.
KARINCAYYEN: Peka.Ja. Bir kolonide yaplmas gereken eitli iler vardr
ve birey olarak kanncalarn uzmanlklar gelitirmesi gerekir. o
unlukla bir kannca yalandka uzrnanl da deiir. Ayrca bu
durum kanncann mensup olduu kasta da baldr. Bir koloninin
herhangi bir kk alannda, her an, btn trlerde kannca bulu
nur. Elbette, bir kastn kanncalan baz yerlerde ok seyrek bulu
nurken, baka yerlerde ok youn olabilir.
YENGE: Belirli bir kastn ya da uzmanln younluu rasgele bir ey
midir? Yoksa belirli bir trdeki karncalarn baz blgelerde youn
lap, dierlerinde daha az olmalarnn bir nedeni var mdr?
KARlNCAYiYEN: Bir koloninin nasl dndn anlamak iin ok nern
li olduundan, bu soruyu gndeme getirmenize ok sevindim. As
lnda ok uzun zaman dilirnlerinde, bir koloni iinde, kastlarn ok
hassas bir dengede dalm gerekleir. Bu dalm, koloninin be
nimle konuabilme becerisinin gelimesini de salar.
AKHILLEUS: Karncalann srekli oraya buraya gidip gelmeleri bence ok
hassas bir dalm tmyle engeller. Tpk her taraftan srekli
bombardrnan altnda bulunan gaz rnolekllerinin hassas dzeni
nin bozulmas gibi, karncalarn rasgele hareketleri de bu dalm
yok edecektir.
KARINCAYYEN : Bir kannca kolonisinde durum tam tersidir. Daha do
rusu karncalann srekli oraya buraya gidip gelmeleri, kast da
lmnn eitli dururnlara gre dzenlenmesine neden olarak, has
sas dengenin korunmasn salar. Kast dalm tek bir kat dzen
olarak kalamaz; koloninin baa kmaya abalad gerek dnya
durumunu yanstmas iin srekli deimesi gerekir ve koloninin
iindeki hareketlilik kast dalmn gncelletirerek yz yze gel
dikleri koullara uyulmasn salar.
TOSBAGA: Bir rnek verebilir misiniz?
KARlNCAYiYEN: Seve seve. Bir karncayiyen olarak ben Hillary Teyze'yi zi
yarete gittiim zaman, kokurnu alan tm aptal kanncalar panie
kaplyor ve benim geliirnden nceki dururndan ok farkl olarak
oradan oraya kouturmaya balyorlar.
AKHILLEUS: Siz, koloninin korkulan bir dman olduunuz iin, kolayca
anlalr bir durumdur bu.
Preld ... Kannca Fg 1 67
aklna gelmedi.
YENGE : Eer siz olmasaydnz hibirimiz fark etmeyecektk Akhilleus.
KARINCAYYEN: Merak ediyorum, en st ve en alt dzeyierin akmas bir
rastlant m? Yoksa bunu yaratann amal bir davran m?
YENGE: Buna nasl karar verilebilir ki?
TOSBAGA: Bu resmin Yenge'in elindeki yi Dzenlenmi Klavye adl ki
tapta niin bulunduunu bilmediimiz iin, karar verecek bir yol
gremiyorum.
KARINCAYYEN : Geri ok canl bir tartma srdryoruz ama ben yine
de kularnn bir ucuyla u upuzun ve karmak drt sesli fg
dinlemeyi becerdim. Olaanst derecede gzel.
TOSBAGA: Kesinlikle yle. Ve imdi hemen bir org noktas gelecek.
AKHILLEUS: Org noktas dediiniz, mziin biraz yavalad, bir-iki da
kika bir ya da iki tek nota zerinde kald ve ksa bir sessizlikten
sonra normal hzn kazand nokta deil mi?
TOSBAGA: Hayr, siz bir cins mzikal 'noktal virgl' diyeceimiz 'fermata'dan
sz ediyorsunuz. Preld 'de byle bir nokta dikkatinizi ekmedi mi?
AKHILLEUS: Sanrm farkna varmadm.
TOSBAGA: Bir tane daha duyma ansnz var. Daha dorusu fgn sonuna
doru birka tane daha var.
AKHILLEUS. Ah , ok iyi. Oneeden iaret edersiniz, deil mi?
TOSBAGA: Eer isterseniz.
AKHILLEUS: Ama org noktasnn ne olduunu da aniatn bana.
TOSBAGA: ok sesli bir mzik parasndaki seslerden birinin (genelde en
kaln sesin) tek bir notay srdrmesi ve ayn anda dier seslerin
kendi bamsz mziklerini devam ettirmesidir. Buradaki org nok
tas Sol notasndadr. Dikkatle dinlerseniz, duyabilirsiniz.
KARINCAYYEN: Hillary Teyze 'yi ziyaret ettiim bir gn olan bir ey,
Akhilleus'un beyninde, dncelerin kendilerine dair dnceler
retmesi srasndaki simgeleri izlemeyi nermenizi antrd.
YENGE: Bize de anlatn.
KARINCAYYEN: Hillary Teyze o gn kendini ok yalnz hissediyordu ve
biriyle sohbet edebilecei iin ok mutlu olmutu. Bana minnettar
kalarak, en lezzetli kanncalarla karnn doyurmam syledi. (Zaten
her zaman kanncalan konusunda ok cmerttir.)
AKHILLEUS: Yaa!
KARINCAYYEN: Ben de tam o anda onun dncelerini yanstan simge
leri izliyordum, nk aralarnda son derece lezzetli grnen baz
kanncalar vard.
AKHILLEUS: Yaaa!
KARINCAYYEN: Okuduum yksek dzey simgelerin bir ksmn olutu
ran en iko karncalarn birkan azma attm. Dorusu bu sim-
Preld ... Kannca Fg 1 79
t
""
. . C\ t t
J.1. t t
s
. p. .O...
l t t
D
J. J. J. J. J . f\ t t t t
a
J.
J. s. j n .
'b- ra
t
t
t
t
J. V)
t t
J.
J. t
J.
Yazarn izimi
setmeye balyorum.
TOSBAGA: Hadi, hadi Akhilleus, kendinizi kt hissetmeyin. Eminim (biraz
sonra duyulacak olan) Fgn Son Fermata'sn karmayacaksnz.
Ama daha nce konutuumuz konuya dnersek Dr. Kanncayiyen ,
Hillary Teyze'nin arazisinin eski sahibinin zc yks nedir?
KARINCAYYEN: Eski sahibi olaanst bir bireydi, yaam olan en yaratc
kannca kolonilerinden biriydi. Ad Johant Sebastiant Fermant idi ve
meslek olarak matematikant, hobi olarak olarak da mzikant idi.*
AKHILLEUS: Ne kadar ok ynlym!
KARINCAYYEN: Yaratc gcnn doruuna ulatnda zamansz bir
lmle karlat. ok scak bir yaz gn, bedenini strken ani bir
frtna -hani yz ylda bir filan grnr ya ite yle- bir anda k
verdi ve J. S. F sular altnda kald. Frtna hibir uyan olmakszn
ktndan tm kanncalarn akl kant ve ynlerini yitirdiler. On
yllar boyunca zarafetle oluturulan hassas organizasyon birka
dakika iinde yitip gitti. ok ackl bir durumdu.
AKHILLEUS: Yani zavall J. S. F'nin sonunu yazabilecek tm kanncalarn
boulduunu mu sylemek istiyorsunuz?
KARINCAYYEN: Aslnda hayr. Karncalann tm sel sulannn zerinde
yzen tahta paralanna trmanp hayatta kalmay baard. Ama
sular ekilip tekrar yuvalanna dndklerinde geriye hibir orga
nizasyon kalmamt. Kast dalm tmyle yok olmutu ve ka
rncalar bir zamanlar byk bir zenle oluturulmu organizasyo
nu yeniden yaratacak yetenee sahip deildiler. Duvardan den
Humpty Dumpty'nin bir araya gelerneyen paralan gibi aresizdiler.
ykdeki kraln adamlan ve atlar gibi ben bile zavall Fermant'
bir araya getirebilmek iin abaladm. Tekrar ortaya kabileceini
umut ederek, dzenli olarak eker ve peynir bile tadm . . . (Mendi
lini karp, gzlerini kurular.)
AKHILLEUS: Ne kadar iyi yreklisiniz! Kanncayiyenlerin hi bu kadar ko
caman kalpleri olduunu bilmezdim.
KARINCAYIYEN: Ama ie yaramad. Tekrar oluturulamayacak biimde
yok olup gitmiti . Fakat bundan sonraki birka ay boyunca garip
bir ey oldu ve J. S. F. kolanisini oluturan kanncalar ar ar
yeniden gruplatlar ve yeni bir organizasyon yarattlar. Bylece
Hillary Teyze dodu.
YENGE: ok artc! Yani Hillary Teyze, daha nce Fermant' oluturan
ayn karncalardan m oluuyor?
KARlNCAYIYEN: Balangta yleydi. Ama artk ihtiyar kanncalarn bir ks-
G srasnda asker karncalar kendi bedenlerinden kprler ina ederler. Byle bir kpry gs
teren bu resimde (de Fourmi Lierre), Eciton burchelli kolonisinin ii karncalannn bacaklarn
birleti rdikleri ve kprnn st ksmnda dzensiz zincir sistemleri oluturmak iin ayak kska
larn kenetlediklerini grebilirsiniz. Resm in ortasnda Trichatelura manni trnden simbiyotik bir
bce!lin kpry geii grlyor. (E. O. Wilson, The lnsect Societies. C. W. Rettenmeyer'in izniyle)
1 84 Akln G'ozl
::.-..
... :
;-.... . "
r r/,-...... ..l :.
'
:: ..
..
"'.... ... ..
1 ....,
"
j '1 i_] i
=
\.""_ "'JJ
---
'll
: l
.
.l
Yazarn izimi
90-----
Indirgemecilik Stnclk
(yukan ynelik nedensellik) (aa ynelik nedensellik)
+ +
Tahmineilik Hedefilik
(yukar ynl nedensellik) (aa ynl nedensellik)
= Mekanikilik = Ruhuluk
* 'Beyin okuma' konusunda bir insandan daha baanl olan bir makine yks iin
Bkz. Blm 25, Bir Epistemolojik Karabasan.
Prelld ... Kannca Flgl 1 95
ARNOLD ZUBOFF
BR BEYNN YKS
Evvel zaman iinde, byk bir servetin sahibi, birok dostu olan nazik bir
gen, sinir sistemi dnda tm bedenini korkun bir rmenin sarmakta
olduunu renmi. Yaam severmi; yeni deneyimlerden holanrm . Bu
nedenle, gen adam, inanlmaz yetenekleri olan bilim adam arkadalan
aadaki neriyi yapnca, ok ilgisini ekmi:
"Beynini, ryen zavall bedeninden karacaz ve zel bir besleyi
ci banyonun iinde saklayacaz. Ardndan sinir hcrelerinin atelemesini
tm biimlerde yapabilen ve bu nedenle sinir sisteminin oluturduu ya da
olutuu her trl etkinliin deneyimini yaaman salayabilen bir maki
neye balayacaz."
Oluturduu ve olutuu fiilierinin ayn ayr kullanlmasnn nedeni, bu
bilim adamlannn 'deneyimin sinirsel kuram' adn verdikleri genel kurama
inandklan halde, kuramn zgn formlasyonunda fikir ayrlna dme
leriydi. Beynin durumunun, aktivitelerinin dzeninin, her nasl oluyorsa
bir insann, belirli bir deneyimi yaayp bir bakasn yaamamasna neden
olduunu saysz rnekle renmilerdi. Bir insann belirli bir deneyiminin
gerekten var olacan ve neye benzeyeceini denetleyenin sinir sisteminin
durumu olmas onlara mantkl geliyordu. ok ayrntl aratrmalardan
sonra beynin belirli blgelerinin bilinliliin eitli ynleriyle balantl ol
duunu da renmilerdi. Btn bu bilgilerin nda gen arkadalarna
bu neriyi yapmlard . Bir deneyimin sinirsel aktivitelerin iinde ya da
sonucunda olutuu konusundaki fikir aynlklan, arkadalannn beynini
denetimleri altnda canl tutabilecekleri inancn etkilemiyordu . Sanki o,
geziyor dolayor, kendini baz olaylarn iinde buluyormu gibi yaayaca-
Bir Beynin yks 1 97
II
* Eserin Trke evirisi iin bkz. Sylem, Kurallar, Meditasyonlar, ev. Aziz Yardm
l, dea, [ -ed. notu.]
IV
PROGRAM OLARAK ZHN
13
DANJEL C . DENNET
BEN NEREDEYM? *
ve bu bak asnn (bu bak asnn balarnma dayal olarak isel olarak
saptanan) konumu, ayn zamanda kiinin bulunduu yerdir.
Byle bir savn elbette artc taraftar vardr, ama bana gre doru
yolda atlm bir admd. Tek zorluu, bulunulan yer konusundaki yanlg
durumunun, tura gelirse ben kazannm/yaz gelirse sen kaybedersin duru
muna benzemesiydi. Nerede bulunduum konusunda hi yanlmam my
dm ya da en azndan hi kukuya dmemi miydim? nsan kaybolamaz
m? Elbette kaybolur ama corafi olarak kaybolmak, insann kaybolabilece
i tek yol deildir. Eer insan ormanda kaybolursa, kendine gvence ver
mek iin nerede olduunu, yani kendi bedeninin tandk evresinde, burada
bulunduu syleyebilir. Belki de bu durumda kiinin dikkatini bu yne ek
memesi daha doru olacaktr. Geri akla gelebilecek daha kt durumlar
vard ve u anda byle bir durumda olup olmadmdan emin deildim.
Bak as bireysel konumla balantlyd, ama yine de pek ak olma
yan bir kavramd. Kiinin bak asnn, inanlar ya da dnceleriyle ayn
olmad ya da byle saptanmad anlalyordu . rnein Cinerama izleyici
leri aradaki mesafeyi unutup, perdedeki tren stlerine doru gelirken niin
lk atp kvranmaya balarlar? Sinema salonundaki koltuklannda gven
iinde oturduklarn unuttuklan iin mi? Bu izleyicilerin, bak asnda bir
yanlsama deiimi yaadklann sylemek iimden geliyordu. Baka ko
ullar altnda ise bu gibi deiimleri yanlsama olarak nitelendirmeye pek
yatkn olmayabiliyordum. Laboratuvarlarda ve fabrikalarda geri iletimle de
netlenen mekanik kollar ve eller kullanarak tehlikeli maddelerle uraanlar,
Cinerama'nn uyandracandan ok daha canl ve gl bir bak as de
iimi yaarlar. Metal parmaklaryla tuttuklar kutulann ne kadar kaygan
ve ar olduunu hissederler. Nerede bulunduklarn gayet iyi bilirler ve de
neylerin oluturduu yanl fikirlere kaplp, iine baktklan yaltlm oda
cklarda olduklarn dnmezler. Zihinsel bir aba gsterip gr alarn
adeta bir saydam Necker kpne ya da bir Escher izimine bakyormu gibi
ileri geri oynatmay becerirler. Bu zihinsel jimnastii yaparken, kendilerini
ileri geri gtrp getirdiklerini varsaymak olduka abartmak olacaktr.
Yine de onlarn bu rnei bana umut verdi. Eer tm nsezilerime kar
n, ben fnn iindeysem, o bak asn bir alkanlk biimine getirmek
iin kendimi eitebilirim. Kendimi fnn iinde rahata yzerken gsteren
imgelerin zerinde durmal ve dandaki tandk bedenime neeli bir irade
aktarmalym. Bu grevin kolayl ya da zorluunun kiinin beyninin bu
lunduu yerin gerekliinden bamsz olduunu dndm. Ameliyat n
cesinde bunu denemi olsaydm imdi ok kolay gelecekti. Belki siz de byle
bir gz aldatmacas denemek istersiniz. Yazdnz tahrik edici bir mektubun
Times'da yaymlandlll ve hkmetin sizi cezalandrmak iin beyninizi
yl boyunca Bethesda, Maryland'deki Tehlikeli Beyin Klinii'nde saklayaca
n hayal edin. Bedeniniz elbette para kazanmak ve dolaysyla vergi de-
2 1 4 Akln G'zl
yecek kadar kazan elde etmek iin zgr braklacaktr. u dakikada ise
bedeniniz bir salonda oturmu, Daniel Dennett'in kendi benzer deneyimini
anlatt garip yksn dinliyor. Bunu deneyin. Kendinizi Bethesda'da d
nn ve ardndan zlemle ok uzaktaki ama yakndaym gibi hissettiiniz
bedeninize dndrn dncelerinizi. Ancak uzun mesafeli kstlamayla
(sizin mi? hkmetin mi?) , ihtiyar bedeninizi nce tuvalete ardndan lo
bide hakkettiiniz ikiyi imeye gtrmeden nce, ellerinizi hareket ettirip
kibarca alkiama drtnz denetleyebilirsiniz. Bunu hayalnizde canlan
drmak ok zordur, ama hedefinize ularsanz, sonucu sizi avutacaktr.
Her neyse, ben Houston'da, dedikleri gibi dncelerime dalm duru
yordum, ama fazla uzun srmedi. Tehlikeli greve gndermeden nce yeni
protez sinir sistemimi test etmek isteyen Houston doktorlar dncelerimi
yarda kesti. Daha nce de belirttiim gibi balangta biraz bam dn
yordu ama ksa srede (ne de olsa eski koullanndan pek farkl olmayan)
yeni koullarma kendimi altrdm. Uyum salamarn pek kusursuz olma
d ve bugn bile baz ufak tefek koordinasyon sorunlan yayorum. In
hz yksektir, ama bir snn vardr ve beynirole bedenim arasndaki mesafe
bydke, geri iletim sistemimdeki nazik etkileimler zaman farklar ne
deniyle dzensizleiveriyor. Hani insan kendi konuma sesini ya da yank
sn sonradan duyduunda suskunlar ya, ayn ekilde, bedenirole beynim
arasnda birka kilometreden fazla bir mesafe olduunda, hareket eden bir
cismi gzlerimle takip edemiyorum. Geri, kavisli gitmesi gereken bir topa
eski gnlerin becerisiyle vuramyorum, ama ou zaman eksikliklerim pek
belli olmuyor. Elbette teselli bulacam baz ynler de var. Ikinin tad her
zamanki gibi iyi geliyor ve grtlam strken, karacierimi rtyor ama
baz yakn dostlannn fark etmi olabilecekleri gibi hi sarho olmadan
istediim kadar iebiliyorum (yine de olaand koullarma dikkati ek
mernek iin ara sra sarho taklidi yapyorum) . Ayn nedenlerle, bileim
burkulunca azma bir aspirin atyorum ama eer ar srerse, Houston'a
bana dandan kodein vermelerini sylyorum. Hastalk zamanlannda te
lefon faturas olduka yksek geliyor.
Yaadm maceraya dnersek, doktorlar da ben de, topran altnda
ki grevime balamaya hazr olduuma karar verdik. Beynimi Houston'da
brakp helikopterle Tulsa'ya doru yola ktm. Yani en azndan bana yle
gibi grnd . Beynim yerinde olsayd, herhalde byle sylerdim. Yolculuk
srasnda daha nce kapldm kayglar dndm ve ameliyat sonrasn
daki fikirlerimin biraz panik ierdiine karar verdim. Konu benim varsay
dm kadar garip ya da metafiziksel deildi. Ben nerdeydim? ki ayn yerde:
Hem fnn iinde hem de dnda olduum aka anlalyordu. nsann
bir ayann Connecticut, dierinin Rhode Isiand'da durabiiecei gibi ben
de ayn anda iki ayn yerdeydim. Hakknda ok ey duyduumuz dalm
kiilerden biri haline gelmitim. Bu yant ne kadar ok dnrsem, o
Ben Neredeyim? 2 1 5
kadar doru gibi gelmeye balad. Garip gibi gelecek, ama yant doru g
rndke, sorunun nemi o kadar azalmaya balad. Felsefi bir soru iin
zc ve daha nce grlmemi bir kader. Elbette bu yant beni tmyle
doyurmad. Yant aradm dier sorular 'Benim teki, eitli, ufak tefek
paralann nerede?" ya da "u andaki gr am nedir?" gibi deildi. Ya
da en azndan bunlara benzemeyen bir soru var gibiydi. Yadsnmaz bir bi
imde, bir anlamda, yalnzca bedenimin ou deil, ben Tulsa'da bir atomik
sava bal aramak zere yerin altna doru iniyordum.
Sava baln bulunca, beynimi geride braktma sevindim nk
beraberimde getirdiim zel retim Geiger sayac ldrm gibiydi. Rad
yomdan Houston'u arayp operasyon kontrol merkezine, pozisyonumu ve
ilerleyiimi bildirdim. Karlnda, benim gzlemlerime dayanarak bal
skebilmek iin gerekli talimatlar verdiler. Tam kesme hamlacyla al
maya balarken, korkun bir ey oldu. Birdenbire sarlatm. nce radyo
kulaklklarnn bozulduunu dndm ve kaskma tklatnca da hibir
ey duymadm. Anlalan, duyma alc-vericisi samalamt. Artk ne kendi
sesimi ne de Houston'u duyabiliyordum ama konuabildiim iin onlara
neler olup bittiini anlatmaya baladm. Cmlenin tam ortasnda baka
bir terslik olduunu hissettim. Ses dzenim iptal olmutu. Sonra sa elim
hissizleti: baka bir alc-verici kmt. Bam beladayd. Daha da k
ts olacakt. Birka dakika sonra gzlerim grmez oldu. ansma kfre
dip, beni bylesine ciddi bir tehlikeye atan bilim insanianna svp saydm.
Tulsa'da topran iki kilometre kadar altndaki radyoaktif bir delikte sar
dilsiz ve kr oluvermitim. Sonra kafatasmdaki radyo balantlarnn so
nuncusu da koptu ve birdenbire yepyeni ve ok yaratan bir sorunla kar
karya kalverdim: Bir dakika nce Oklahoma'da canl canl gmlm
ken, imdi Houston'da bedensiz kalvermitim. Yeni durumumu hemen
alglayamadm. Birka kaygl dakikadan sonra, kalbi arpan, cierleri so
luk alan, kafatas ie yaramayan krk dkk elektronik gerelerle dolu,
ama geri kalan, kalbini balayan herhangi birinin l bedeni gibi olan
zavall bedenimin yzlerce mil tede bulunduunu fark ettim. Daha nce
hemen hemen olanaksz gibi grdm gr as deiimi artk gerek
olmutu. Geri bedenimin Tulsa'da bir tnelde olduunu dnebiliyor
dum ama bu imgeyi muhafaza etmek epey aba gerektiriyordu. Herhalde
hala Oklahoma'da olduumu varsaymak bir yanlsama olmalyd; nk o
bedenle tm temasm yitirmitim.
Kukulanmamz gereken ani bir akla kavuturma olgusuyla, fizi
kalist ilkelere ve tanrnlara gre ruhun maddesizliinin etkileyici bir gs
terisine rastlam olduumu fark ettim. Tulsa ile Houston arasndaki son
radyo sinyali kesilince k hzyla Tulsa'dan Houston'a yer deitirme
mi miydim? stelik bunu herhangi bir ktle art olmadan baarmam
mydm? A noktasndan B noktasna bu hzla giden ey bendim ya da en
2 1 6 Akln G'ozl
geldiini akladm. Karmn sevgisi iin kendi kendimin rakibi olmak iste
mediim gibi, iki Dennett'in benim mtevaz profesr maam da payla
masn istemiyordum. Daha da sevimsiz ve sersemleticisi, baka bir insan
hakknda ok fazla ey bilmek ve onun da sizin hakknzda ayn miktarda
bilgiye sahip olmasyd. Birbirimizin yzne nasl bakabilirdik? Laboratu
vardaki meslektalann konunun aydnlk yzn grmezlikten geldiimi
sylediler. Yapmak istediim halde bir tek kii olduum iin yapamadm
ok ey yok muydu? Bir Dennett evde oturur, profesr ve aile erkei olur
du; tekisi ise maceral yolculuklarla dolu bir yaam srerdi; elbette aile
sini zlerdi ama teki Dennett'in ailesine iyi baktn da bilirdi. Ayn anda
karsna hem sadk kalan hem de aldatan kii olabilirdim. ok fazla alan
hayal gcme meslektalarnn yklerneye hazr olduklan dier korkutucu
olaslklan bir yana braksak bile, kendimi boynuzlama olaslm bile vard.
Ama Oklahoma'da (yoksa Houston'da myd?) bamdan geenler macera
sever ynm trplemiti ve bana sunduktan bu frsattan uzak durmay
setim (aslnda ncelikli olarak bana sunulduundan hi emin deildim) .
Daha da kabul edilmez bir olaslk vard: yedek olarak duran Hubert
ya da Yorick'in, Fortinbras'dan gelen tm girdilerden soyutlanarak olduu
gibi braklmas. Bu durumda teki durumda olduu gibi yine iki Dennett
bulunacakt ya da en azndan ismim ve mal varlm zerinde hak sahibi
olduunu iddia eden iki kii olacakt ve birinin bedeni Fortinbras olur
ken, dieri ok zc bir biimde bedensiz olarak kalacakt. Bencillik ve
fedakarlk duygularm byle bir eyin olmamas iin beni gerekli admlan
atmaya zorlad. Hi kimsenin, benim (yoksa bizim mi? hayr benim) bil
gim ve iznim dnda alc verici balantlar ve ana alterle oynamamasn
salamaya altm. Yaamm Houston'daki malzemeleri koruma altn
da tutarak geirmek gibi bir amacm olmadndan, laboratuvardaki tm
elektronik balantlarn byk bir zenle kilit altna alnmas iin karlkl
olarak anlamaya vardk. Yorick'in yaam destek ve Hubert'in kesintisiz
g kaynan denetleyen sistemler hata yapmayacak biimde kontrol al
tnda tutulacakt ve ben de uzaktan kumandaya balanm olan ana alteri
nereye gidersem gideyim yanmda tayacaktm. Ana alter belime bal
olarak dolayorum; bir dakika ite burada. Birka ayda bir, kanal deiti
rerek durumu gzden geiriyorum. Elbette bunu dostlannn yannda yap
yorum nk Tanr korusun teki kanal lm ya da herhangi bir biimde
megul ise, benim karlann koruyan birinin alteri tekrar eski durumu
na getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde bir sre bedenime olup biten her eyi
grebileceim, duyabileceim ama denetleyemeyeceim. Bu arada alterin
zerinde zellikle hibir iaret bulunmadndan, Hubert'ten Yorick'e mi
yoksa tam tersine mi balant yaptm hi bilmiyorum. (Belki bazlarnz
bu durumda, brakn nerde bulunduumu, kim olduumu bile bilmediimi
dnebilir. Ama bu gibi dnceler benim temel Dennett1iim, kiiliim
220 Aklr G'ozi
Dr. Jekyll'in Mr. Hyde'a dnmesi garip ve gizemlidir. Bir beden iinde s
rayla iki insan m bulunuyor? Ama daha garip olan bir nokta var: Dr. Juggle
ile Dr. Boggle da bir tek beden iinde srayla bulunuyorlar. Ama ikisi tek yu
murta ikizleri kadar birbirine benziyor! Duraklyorsunuz: yleyse birbirlerine
dntklerini niin sylyorsunuz? Niin olmasn: eer Dr. Jekyll, Mr Hyde
gibi ok farkl birine dnebiliyorsa, Juggle'n kendisine tpatp benzeyen
Boggle'a dnmesi daha kolay olmaldr.
Bir bedenin en fazla bir tek sahibe tekabl ettii konusundaki varsay-
222 Akln G'zl
"Ben Nerdeyim?" adl yknn birok nemli unsuru Yorick ile Hubert'in
bamsz senkronize ilemine dayal olduundan, bu varsaymn tmyle
sama olduunu unutmamak gerekir. Bu varsaym, dnyaya tpatp ben
zeyen, sizin, dostlannzn ve evrenizin her atomunun bir kopyasn ieren
baka bir gezegen bulunduu varsaym gibi* ya da evrenin yalnzca be
gnlk olduu (evren daha yal gibi grnr nk Tanr be gn nce
onu yaratrken hazr 'belleklerle' dolu yetikinler, eski kitaplarla dolu k
tphaneler, yepyeni fosillerle dolu dalar da yaratmtr) varsaymyla ayn
dzeydedir.
Hubert gibi protez bir beyin dncesi yalnzca kuramsal olarak olas
grlebilir, ama yapay sinir sisteminin bu kadar mucize gibi grnmeyen
paralan pek yaknmzda olabilir. Krler iin eitli yapay TV gzleri im
diden ortaya kmtr; bunlarn bir ksm girdileri dorudan beynin grme
korteksine aktarrken, dierleri , byle bir ameliyata gerek duyulmadan, bil
gilerini baka d uzuvlar -parmak ularndaki alclar ya da hatta hastann
aln, karn ya da srtndaki belirli noktalar- araclyla aktarmaktadr.
Ameliyat yaplmadan beyin geniletmeyle ilgili grler, "Ben Nerede
yim?" adl yknn devam olan ve Duke niversitesi felsefecilerinden Da
vid Sanford tarafndan yazlan ykde aratrlmaktadr.
D. C. D.
* Hilary Putnam'n nl "Twin Earth" adl dnce deneyinde olduu gibi. Ek Oku
malar blmne baknz.
14
BEN NEREDEYDM?
Sanford 'un yks bir ncekine oranla daha olas gibi grnyor. M. I. T. 'deki
Yapay Zeka Laboratuvan'nn kurucusu Marvin Minsky, ksa bir sre nce
yazd makalede bu teknolojinin geleceini tartyor:
Steve Moulton adl bir Philco mhendisi uzaktan kumandal bir gz retti.
Bir binann atsna bir TV kameras yerletirdi ve bana bir kask geirdi.
Ban her oynatnda atdaki kamera hareket ettiinde kaska bal gr
ekran da hareket ediyordu.
Bu kask giyince, binann atsna km, Philadelphia kentine bakyor
musun uz duygusuna kaplyorsunuz. Biraz "ne eilmeniz" iinizi rperti
yor. Ama Moulton'un yapt en harika ey, enseye ikiye bir orann yerle
tirmekti. Bylece siz banz 30 derece dndrdnzde, tepenizdeki gz
60 derece dnyor; ensenizin adeta lastikten yapldn ve 'banz' tam bir
daire biiminde evirdiinizi dnyorsunuz!
232 Akln G'z
Acaba gelecek ok daha garip bir eyler getirecek mi? Houston niversite
si'nde felsefeci Justin Leiber, bundan sonraki blmde Beyand Rejection
adl kurgubilim romanndan yaplan ahntyla bu konularda daha radikal
eitlerneler sunuyor.
D. C. D.
s
JUSTIN LEIBER
REDDEDLMENN TESi *
Germaine Means ziyaretilere bir kurt gibi srtt. "Ben bir ruh teknisye
niyim. Terry bizim gibilere vampir der. Eer bu ad sevmediyseniz, bana
Germaine diyebilirsiniz."
Veri dolaplar, bro odacklar ve bilgisayar konsollaryla dolu b
yk bir odada, karatahtann karsnda oturuyorlard. Karlarndaki ka
dn sade ve ciddi grnml bir nlk giymiti. Norbert Wiener Aratrma
Hastanesi'ne -NWRH- ilk geldiinde mdr, ba ruh teknisyeninin daha
uygun giyinmesi gerektiini nermiti. Ve o mdr erkenden emekliye ay
rlmt.
"Austin Worms'un size anlattklarndan, bizim, insan zihnini, beynin
fiziksel donann zerine kaydedilmi, bellek, beceri ve deneyimi kapsayan
soyut bir model olarak kabul ettiimizi biliyorsunuz. Bir de yle dnn:
fabrikadan yeni kan bir bilgisayar boaltlm bir insan beyni gibidir.
Bilgisayarn altprogramlar yoktur, tpk beynin yetenekleri olmad gibi.
Bilgisayarn bavuraca veri dzeni yoktur, tpk sfrlanm bir beynin
anlannn olmad gibi.
"Burada yaptmz i, bir kiiden geri kalan an, yetenek ve deneyim
modellerini sfrlanm bir beyne yerletirmeye almaktr. Beyinler retil
mediinden bu pek kolay bir i deildir. Beyinleri yetitirmek zorundasnz.
stelik zgn bir kiiliin bu yetitirmenin ve gelitirmenin bir paras ol
mas gerekir, yani her beyin birbirinden farkldr. Hibir yazlm-zihin, hi
bir donanm-beyne kusursuzca oturmaz. Birlikte byd beyin dnda
elbette.
"rnein," diye devam etti Germaine Means, Bayan Pedersen'in d
emesi ikince bir koltua oturup, zarif bacaklarn boydan boya gzler
nne sererek uyuklayan sevgilisini uyandrmamak iin sesini biraz alal
tarak. "rnein bu kiinin ayana biraz basn uygulannca, beyni ayan
dan gelen sinir drtlerini nasl yorumlamas gerektiini bilir." Szckleri
ni hareketleriyle glendirdi.
"Adamn l sol ayann parmaklarna byk bir basn uygulan
dn beyninin algladn gsteriyor. Eer ona baka bir zihin yerletirmi
olsaydk, sinir drtlerini doru olarak alglamayabilir, bu drtleri mide
ars olarak hissedebilirdi."
Gen adam fkeyle ayaa kalkm, tepesinde baz aynalar ve baka
gereler olan bir gzle doru uzanan Germaine'ye yaklayordu . Yanna
gelince, Germaine gen adama dnp gzl avucuna brakt.
"Evet gnll olduuna sevindim. Gzl tak." Yapacak baka bir
238 Akln G'z
* * *
Hit.
Mm mm.
Anti-M,
Uzaklara, hadi, uzaklara, heyhat, yn1nge boyunca, uzaydan aynlp
solucan deliine geliyoruz. Haydi bala. Uyan.
te buradaym ben, lmden geri gelen Eros gibi, yalnzca Ismael Forth
olduumu - iri yapl, kasl- biliyorum. Bandm kaydediliyor, ama ne zaman
ya da nerede ya da neyin iinde uyanacam bilmiyorum ve bunun bir d
olduunu umuyorum. Ama deil. Yoo hayr, d deil. Gz kapaklanmn ze
rinde canavar gibi bir peynir paras var.
Hibir szc ve artk hibir ans olmayan bitmek bilmez dzeylerden,
ekillenmelerden geer gibiyim. Uyan.
RUDY RUCKER
YAZlLlM *
mazd. Sonunda Cobb Op ve Anlat adl bir ak-ilan gazetesinde karar kld.
Her zaman okunacak iyi ve garip bir eyler vard . . . lan verenlerin ou
kendisi gibi yetmilik hippilerdi. Birinci sayfadaki resmi yalnzca bal
grnecek biimde katlad. LTFEN BANA SARlLlN.
Ayn akalara bu kadar glebilmek ok garip diye dnd Cobb, de
me iin beklerken. Seks hep daha garip gelmiti. nnde duran adama
bakt, plastik rgden yaplm ak mavi bir apka takmt.
Eer Cobb apka zerine younlasayd dzensiz bir mavi silindir g
recekti. Ama delikierin arasndan altndaki kel kafann kvnmlann fark
etti. Sska bir ense ve ampul gibi bir kafa, bozuk parasn avuluyordu. Bir
arkada.
"Hey Farker."
Farker bozukluklarn saynay bitirip arkasna dnd. Elindeki ieyi
.fark etti.
"Bugn Mutlu Saat erken balam." Azarlar gibiydi sesi. Cobb iin
kayglanyordu.
"Bugn Cuma. Bana sk sarl," diyerek gazeteyi uzatt Cobb.
"Yedi seksen be," dedi kasiyer Cobb'a. Kasiyer kzn beyaz salan kv
nlp kna yaklmt. Gne yan teni koyu renkti. Cildi yalyd ve sevimli
bir kullanlmlk sergiliyordu.
Cobb ard. Elindeki paray biraz nce saymt. "Bence alt elli." Ra
kamlar beyninin iinde dnmeye balad.
"Kutu numaram sylemitim," diyerek salarn savurdu kasiyer ka
dn. " p ve Anlat gazetesindeki ilanm." Cilveli bir glmseyile Cobb'un
parasn ald. Bu ay verdii ilanla gururlanyordu. Resim ektirrnek iin
stdyoya bile gitmiti.
Farker darda gazeteyi Cobb'a iade etti. "Ben buna bakamam Cobb.
Ben hala mutlu, evli bir erkeim. Tanr yardmcm olsun."
"Fstk ister misin?"
"Teekkrler." Farker kk kesekadndan slak bir fstk ald. s tle
ri lekeli ve titreyen elleriyle fstn kabuunu karmas olanaksz olduun
dan, btnyle azna att. Bir dakika sonra kabuunu tkrd.
Fstk yiyerek sahile doru yrdler. stlerinde gmlekleri yoktu,
yalnzca ort ve sandalet giymilerdi. leden sonra gnei srtlann st
yordu. Sessiz bir Bay Frostee kamyonu yanlanndan geti.
Cobb koyu kahverengi ienin kapan ap ilk yudumunu ald. Ka
siyerin sylemi olduu kutu numarasn amnsamay istiyordu dorusu.
Artk rakamlar belleinde kalmyordu. Bir zamanlar bir sibernetiki oldu
una inanmak zordu . Anlanna, ilk robotianna ve dans etmeyi nasl ren
diklerine gitti . . .
"Yiyecek paketi geeikti yine," diyordu Farker. "Duyduuma gre
Daytona'da yeni bir cinayet klt ortaya km. Kendilerine Kk aka-
246 Akln G'z
"lmekte olan" Ralph Numbers yeniden ina edildii takdirde "tekrar bir
z-simge ve bireysel bilin duygusuna sahip olacan" dnyordu ama
bunlarn bir robotun sahip olaca ya da olamayaca, birbirinden farkl,
ayrlahilen yetenekler olmas fikri yanl gibi grnyor. "Bir bireysel bilin"
duygusunun eklenmesi, tat alma duyusunun ya da rntgen nlarna ma
ruz kalnca kanma yeteneinin eklenmesine benzemiyor. (Blm 20'de,
Smullyan 'Tanr Taocu mu?" adl yazsnda zgr irade konusunda benzer
bir iddia ortaya atyor.) Aslnda bireysel bilin duygusu tanrnma karlk
gelen bir duygu var m? Ve bunun bir "z-simge" sahibi olmakla balants
var m? Her eyden nce, bir z-simge ne ie yarar? Ne i yapar? "Preld,
Kannca Fg" (Blm l l ) adl yazda Hofstadter, aktif simgelerin, oradan
oraya tanan, denetleyici tarafndan gzlemlenen ya da takdir edilen pasif
simgelerden ok farkl olduu fikrini gelitiriyor. Aradaki fark, tahrik edi
ci, ama ayn zamanda yanltc bir dnce biimini ele aldmz zaman
ortaya kyor: kendilik duygusu, (besbelli) kiiliin bilinci olan zbilince
baldr; bilin, herhangi bir eyin temsilinin isel sunumu olduundan,
bir kiinin zbilincinin farknda olmas iin, bir simgeye, yani kiinin ken
disine sunaca -kiinin z-simgesine- gerek vardr. Byle baknca, bir z
simgeye sahip olmann, adnz alnmza yazp btn gn aynaya baknanz
kadar anlamsz ve yararsz olduu ortaya kyor.
Bu dnme biimi toz bulutlarn havalandrp kiinin akln uroarsz
ca kartrdndan, soruna tmyle farkl bir adan yaklaalm. "Borges
ve Ben" adl blmn Dnceler ksmnda kendinizi bir TV monitrnde
grme ve ilk anda, grdnzn kendiniz olduunu tanmama olasl
n ele almtk. Byle bir durumda gzlerinizin nndeki TV ekrannda ya
da bilincinizin tam karsnda kendinizin temsil edildiini gryorsunuz,
ama bu grnt sizin en doru temsiliniz olmayabilir. yleyse dorusu
nedir? Aradaki fark onun-simgesi ve benim-simgem szcklerinin yazl
ndaki fark deildir. ('Onun' szcn silip yerine 'benim' yazarak "bilin
simgenize" hibir ey katamazsnz. ) z-simgenin ayrt edici unsuru 'neye
benzedii' deil, stlenebildii roldr.
Bir makine bir z-simgeye ya da z-gre sahip olabilir mi? Bunu
sylemek ok zor. Alt dzeydeki bir hayvan sahip olabilir mi? Bir stakozu
dnn. Istakozun zbilinci olduunu syleyebilir miyiz? Bir z-gre
sahip olmann birka nemli belirtisini sergiliyor. ncelikle, ackt zaman
258 Akln G'zl
kimi besliyor? Kendisini! kinci ve daha nemli nokta ise ackt zaman
yenebilecek herhangi bir eyi yememesidir; rnein kendisini yemez ama
teoride yiyebilir. Kskalanyla bacaklarn koparp yiyebilir. Ama bu kadar
aptal deildir diyebilirsiniz nk hacaklarndaki acy duyumsaynca, ki
min hacaklanna saldrdn fark eder ve durur. Ama duyurnsad acnn
kendi acs olduunu nasl bilebilir? Ayrca bir stakoz kendine ac verdiini
umursamayacak kadar aptal olamaz m?
Bu basit sorular, en aptal yaratn bile, en tarafsz ifadeyle anlatmak
stersek zsaygyla davranmak zere tasarlandn gsteriyor. Alt dzey
deki bir stakozun sinir sistemi bile, yle dzenlenmi ki, kendine verdii
zararla bakasna verdii zarar ayrt edebilyor ve ikincisini yeliyor. z
sayg ieren davranlar iin gereken denetim yaplarnn, zbilinci bir yana
brakn, bilin olmadan da kurulabilmesi mmkn gibi grnyor. Ne de
olsa, kendi basit ortamlarnda kendilerini koruyabilecek ve hatta "Mark
l l l Drt Ayaklnn Ruhu" balkl 8. Blmde anlatld gibi ar gl bir
'bilinli ama' yanlsamas sergileyecek minik robot cihazlar retebiliriz.
Ama niin bunun bir yanlsama olduunu sylyoruz? Bir stakozun ya da
bir solucann zbilincine yakn, ilkel bir gerek zbilin biimi olduunu
syleyemez miyiz? Bunun nedeni robotlarn grleri olmamas mdr? yi
de stakaziarn var m? Anlalan, stakaziarn gre benzer bir eyleri var
ve sahip olduklar bu ey onlar zsaygl yaamlarnda idare etmeye yeti
yor. Bu eylere, nasl bir isim verirseniz verin, robotlar da sahiptir. Belki
bunlara bilinalt ya da bilin ncesi grler diyebiliriz. z-grlerin ilkel
bir biimi. Bir yaratn kendini tand koullar ne kadar eitli olursa,
koullarn kendisini etkilediinin farkna varrsa, kendi hakkn da bilgi edi
nirse, zsaygl hareketler tasarlarsa, z-gr o kadar zengin (ve o kadar
deerli) olur ve bu adan baknca 'gr', bilinci gerektirmez.
Bu dnme deneyini srdrmek iin, kendini-koruyabilen robota bi
raz konuma yetenei verildiini varsayalm. Bylece, konumann olanakl
kld, zsayg ieren hareketleri gerekletirebilecektiL rnein yardm
isteyebilecek, bilgi edinebilecek ama ayn zamanda yalan syleyebilecek,
tehdit edebilecek ve sz verebilecektir. Bu davran dzenleyip denetlernek
iin daha gelimi bir denetleme yaps gerekiyor: "Preld, Karnca Fg"
adl blmn Dnceler ksmnda tanmland gibi bir temsil sistemi ge
reklidir. Yalnzca robotun o anda konuland yeri ve evresi hakknda
ki bilgileri gncellemekle yetinmeyip, ayn zamanda ayn evredeki dier
aktrlerin ne bildikleri, ne istedikleri, ne aniayabildikleri hakknda bilgi
de salamas arttr. Ralph Numbers'n, Wagstaffn amalar ve inanlan
hakkndaki tahminlerini anmsayn.
Ralph Numbers bilinli (ve eer ikisini ayrt edebiliyorsak zbilinli)
olarak gsterilmektedir ama, bu gerekten gerekli midir? Ralph Numbers'n
evresi, kendisi hakknda bilgi sahibi olan denetim sistemi hibir bilin
Yazlm 259
CHRISTOPHER CHERNIAK
EVRENN BLMECES VE ZM
baka bir aratrma grevlisi ile yine Dizzard'n iki rencisi proje dosya
larn gzden geirmeye karar verdiler. nc gn renciler, aratrma
grevlisinin hibir drtye yant vermeyen, hatta imdiklenmeye bile tepki
gstermeyen bir dalgnlk sergilediini fark ettiler. Adam uyandrmay ba
aramaynca ambulans ardlar. Yeni hasta da daha nceki vakalarn be
lirtilerini sergiliyordu. Be gn sonra, kent kamu sal dairesi Dizzard'n
projesine katlm olan tm bina alanlarn karantinaya ald.
Ertesi sabah, Ototomi Grubu yeleri aratrma binasna girmeyi red
dettiler. Ayn gn, Ototomi Grubuyla ayn kat paylaanlar ve ardndan,
ayn binay paylaan 500 kii projenin sorunlarn renip binay terk et
tiler. Yerel gazete ertesi gn okurlanna 'Bilgisayar Vebas' manetiyle bir
yk aktard. nde gelen bir cilt hastalklan uzman yaplan grmede,
bilgisayar biti denebilecek bir virs ya da bakterinin, bu makineler iin
yeni gelitirilen silikon gibi malzemelerden remi olabileceini ileri sr
d. Bazlan ise Ototomi Projesinde kullanlan byk bilgisayarlarn tuhaf
bir radyasyon yayabileceini sylediler. Ototomi Grup yneticisi grn
'hastalklar bir kamu sal konusudur, bitisel bilimcileri ilgilendirmez'
biiminde dile getirdi.
Ardndan kentin belediye bakan, DNA taramas ieren gizli bir ordu
projesinin binada srdrlmekte olduunu ve bu salgna yol atn iddia
etti. Belediye bakannn iddiasna kar yaplan gereki yalanlamalar an
lalr bir gvensizlikle karland. Belediye meclisi on katl binann ve yakn
evresinin derhal karantinaya alnmasn istedi. niversite ynetimi bu ha
reketin ilerlemeye darbe vuracam syledi, ama yerel kongre delegelerinin
basksyla bir hafta iinde karantina uygulamas gerekletirildi. Binann
bakm ve gvenlik grevlileri blgeye yaklatnlmadndan, gen hrsziann
ufak tefek soygunlann nlemek zel bir polis grubuna kalmt. Hastalk
Kontrol Merkezinden bir ekip, karantina blgesine biyo-tehlikeye kar zel
giysilerle girip toksik madde aramasna balad. Bir aylk sre iinde hibir
bulguya rastlamadklan gibi hibiri de hastalanmad. kurbanda da or
ganik bir hastalk grlmediinden ve olaydan sa kurtulmu iki kii derin
meditasyon durumuyla balantl fizyolojik belirtiler sergilediinden, bazla
n bu vakalarn kitlesel bir histeri salgn olabileceini ileri srdler.
Bu arada Ototomi Grubu 'geici' olarak Ikinci Dnya Sava yllarn
dan kalma ahap bir binaya tanmt. On milyon dolarlk bilgisayarlan
yitirmek ciddi bir sorundu, ama grup alanlan makinelerden ok, iinde
ki bilginin vazgeilmez olduuna karar verip bir plan yaptlar: biyo-tehlike
giysileri iindeki grevliler 'scak' bantlan karantina blgesindeki okuyu
culara yklediler ve bilgiler telefon baiantsyla Ototomi Projesi'nin yeni
rnekanna aktanlp tekrar kaydedildi. Bantlarn aktanlmas projenin sr
drlmesini salayacakt, ama yalnzca en nemli bilgiler bu biimde elde
edilecekti. Dizzard'n projesi geri bu snflamaya girmiyordu ama bir kaza
264 Akln G'z
olduundan kukulanyoruz.
Prograrnc ekibi yeni bantlan tekrar alp, monitrlerde kontrol edip,
dizin iine yerletirip dosyalamaya balad. Yeni bir prograrnc hi tan
madk malzemelerle karlanca yanndan geen bir proje yneticisine bu
bilgilerin atlp atlmayacan sordu. Prograrnc daha sonra yneticinin
monitrde dosyann grnmesi iin gerekli tulara bastm ve ekrandan
geen satrlan birlikte izlerken yneticinin malzemenin nemli gibi grn
mediini sylediini anlatacakt. Saduyumuz baz szlerini tekrarlarna
mz engelliyor ve ynetici bir cmlenin ortasnda kalakalmt. Programc
ban kaldnnca yneticinin gzlerini ileriye dikmi kprdarnadan durdu
unu fark etmiti. Ynetici sorulara yant vermemiti. Prograrnc kamak
iin iskemiesini geri itip yerinden frlarken, iskemle yneticiye arpp yere
dmt. Ynetici daha nceki vakalarda grlen belirtileri sergileyerek
hastaneye kaldnld.
Salgn hastalk aratrma ekibi ve daha birou, drt vakann da bir vi
rs ya da toksin gibi bir nedenle ortaya kmadn, banta kaydedilebilen,
telefon hattyla aktanlabilen, ekrana yanstlabilen vs. soyut bir bilgiden
kaynaklanabileceini ileri srd. Bu varsayma 'Bilmece' ve hastala da
'Bilmece komas' ad verildi. Tm kantlar ekrandaki bir bilgiyle karlaan
herhangi bir insann geriye dn olmayan bir koroaya girdii konusun
daki tuhaf hipotezle uyum iindeydi. Bazlan bu bilginin tam olarak ne
olduu sorusunun son derece hassas olduunun da farkndayd.
Drdnc vakaya karm olan programc sorgulannca bu nokta
akla kavutu. Programemn olaydan sa kurtulmas, koroaya girmek
iin Bilmece'nin anlalmas gerektiini gsteriyordu. O, ynetici hastalan
d anda, kendisinin en azndan ekrandaki baz satrlan okuduunu bil
dirmiti. Ancak Dizzard'n projesi hakknda hibir bilgisi yoktu ve grdk
lerinin pek azn anmsyordu. Daha fazlasn hatrlamas iin programemn
hipnotize edilmesi nerisi ise rafa kaldnld. Programc okuduklarn daha
fazla amnsamaya almamasnn doru olacan anlyordu, ama elbet
te bir eyi anmsamamaya almak da ok zordu. Gerekten de bir sre
sonra prograrncya bu meslei brakmas ve bilgisayar bilimi konusunda
olabildiince az ey renmesi nerildi. Bylece yasal olarak sorumluluu
yklenen gnlllerin bile Bilmece'yi grmelerine izin verilip verilmemesi
sorusu etik asndan gndeme geldi.
Bilgisayar-destekli teorem-ispat projesine bal olan Bilmece korna
s salgnnn ortaya k bylelikle aklanabildi; bir kii Bilmece'yi ka
fasnda kefettii anda bunu bakasna aktaramadan koroaya giriyordu.
Bilmece'nin daha nce elle kefedilip ve derhal kaybolup kaybolmad so
rusu da ortaya atld. Literatr taramas pek ie yaramayacandan, modern
mantn ortaya kndan bu yana alan mantklarn, felsefecilerin ve
matematikilerin zyaarnykleri tarannaya baland. Aratrmaclarn
Evrenin Bilmecesi ve zim 265
lklan mantkszdr, ama Bilmece komas salgn herhangi bir ileri teknoloji
rnei olarak kabul edilemez. rnein Minneapolis'teki 'Sonik Fnn' olayn
da, binann parabol biimindeki cephesi, kalk srasndaki jet uaklannn
grltsn younlatnyordu ve yanl zamanda paraboln odak nokta
sndan yryerek geen birka kii lmt. Bilmece komas bir birey iin
arzulanan bir durum olsa bile (ki biz olmadn gryoruz) , salgn halini
alm olmas, belirli toplumlarn kendilerini koruyamamas asndan, hi
beklenmedik bir kamu sal krizine yol amt. Bilmece dncesi yayl
dka, toplumun gerekli bir unsuru olan aratrmac camiasnn byye
meyecek durumda olduunu tahmin edebiliriz.
Raporumuzun temel amac en azndan bundan sonraki koma salgnla
rn azaltmaktr. Aratrma politikasnn saptanmasnda bir rol stlenmek
iin halkn istemde bulunmas, karmzdaki ikilemi biraz daha derinle
tirdi: bulacln yaymadan Bilmece'ye kar nasl uyarda bulunabiliriz
ya da hatta tartabiliriz? Uyan ne kadar ayrntl olursa, tehlike o kadar
byk olacaktr. Okurlar kazara u dzeye ulaabilirler, "eer p ise q'dur"u
ve p iaretini grrse, q sonucunu karmaktan kendini alkoyamaz ve q
burada Bilmece'dir. Tehlike ieren alanlan saptamak tpk "Eer on saniye
sonra pembe fareleri dnmezsen, sana bir dolar veririm," biimindeki
ocuk akas gibidir.
Hem srdrlecek politika hem de etik asndan bir soru henz ya
ntlanmamtr; tmyle tanmlanmam ama ok nemli olan alanlarda
aratrmalann srdrlmesinin yararlan Bilmece "nin yok edici tehlikesin
den daha m byktr? Bu raporun yazarlar . herhangi bir raporun olas
yararlannn okurlar iin yaratt tehlikeden daha deerli olup olmadn
zememilerdir. Gerekten de son taslak hazrlanrken iimizden biri ac
bir biimde lmtr.
90-----
Bu garip yk, ilgin ama sama bir fikir zerine kurulmutur: kiinin zih
nini durduran, her zihni bir cins paradoksal kendinden gemeye ya da belki
Zen Budizminin satori aydnlanmas dzeyine karacak bir neridir. Bir
yandan da, bir esprinin ok gln olduunu ve dinleyenlerin gerekten fii
len glrnekten leceini anlatan bir Monty Python skecini antrmaktadr.
Bu espri, sonunda ngiliz ordusunun gizli silah biimine gelmitir ve hi
kimsenin bir szckten fazlasn renmesine izin verilmemitir. (ki szck
renenler o kadar fazla glerler ki, hastaneye kaldnlmalan gerekir!)
Bu gibi konularn, tarihte hem yaamda hem de edebiyatta ncleri
vardr. Yap boz bulmacalan iin kitlesel histeriler, dans etme hastalklar ve
benzerleri grlmtr. Arthur C. Clarke, duyan kiilerin zihnini kontrol
altna alan son derece cazip bir mzikle ilgili ksa bir yk yazmtr. Mito
lojide deniz perilerinin ve dier batan kanc kadnlarn erkekleri yoldan
karp stlerinde bask kurduklar anlatlmaktadr. Ama, zihni denetim
altna alan bu efsanevi glerin yaps nedir?
Cherniak'n Bilmece'yi, "insansal Turing makinesi iin Gdel cezas"
olarak tanmlamas ifreli gibi gelebilir. Bu tanm, kendine gnderme yapan
"Bu cmle yanltr" paradoksuna benzetmesi, biraz aklyor. Doruluk
yanll ima ettiinden ve tam tersi de mmkn olduundan, gerekten
doru mu yanl m diye dndnz zaman skca kapal bir dng or
taya kyor. Bu dngnn yaps, ekiciliinin nemli bir parasdr. Bu ko
nunun baz eitlernelerine bakmak, paradoksal ve belki de zihni tuzaa d
ren etkisinin altndaki ortak merkezi rnekanznay ortaya karacaktr.
Bir eitleme, "Buu cmlede yanl vardr," biimindedir. Bunu
okuyan kiinin ilk tepkisi "Yoo, hayr, iki yanl var. Bu cmleyi yazan say
nay bilmiyor," olacaktr. Bu noktada baz okurlar kafalarn kayp niin
birinin bylesine anlamsz, hatal bir ey yazacam merak ederek ekip
giderler. Bazlar ise cmlenin aka grlen hatasyla verdii mesaj ara
snda bir balant kurarlar. "Ne de olsa kendi hatalarn sayarken nc
bir hata yapm," diye dnrler. Bir-iki saniye sonra, bu adan baknca,
cmlenin hatalarn doru olarak saydm fark edip aknla derler.
Yani cmle yanl deildir, bu yzden yalnzca iki hata iermektedir ve . . .
"Ama, bir dakika. Hey! Hmm . . . " Dnceleri birka kez ileri geri gidip gelir,
dzeyler aras bir elikiyle kendi kendini geersiz klan cmlenin verdii
garip duyguya kaplrlar ama, belki fikrin amac ya da ilginlii, belki para-
Evrenin Bilmecesi ve zm 269
daksun nedeni ya da zm, belki de baka bir konuya atlamak iin, bir
sre sonra karmaadan sklp dngnn dna karlar.
Daha tuzakl bir eitierne ise, "Bu cmlede bir hata vardr," biimin
dedir. Elbette cmle hataldr, nk hibir hata iermemektedir. Yani hi
bir imZa hatas ("birinci derece hata") iermemektedir. kinci derece hatalar,
yani birinci derece hatalan sayarken yaplan hatalar diye bir ey de vardr.
Sonuta cmlede hibir birinci derece hata yoktur ve bir adet ikinci dere
ce hata vardr. Eer ka adet birinci derece ya da ka adet ikinci derece
hata olduundan sz etseydi, elbette ok farkl olacakt, ama cmle byle
ince ayrmiara girmez. Dzeyler geliigzel kartrlmtr. Kendi nesnel
gzlemcisi gibi davranmaya alrken, cmle, mantksal bir arapsann
iinde umutsuzca akna dner.
C. H. Whitely temel paradaksun daha ilgin ve zihincilie daha yakn bir
eitiernesini kefedip, aka sistemin kendi hakknda dnmesini sala
mtr. Whitely'nin bu cmlesi, Gdel'in almalannn rnekanznay gide
rilemez bir biimde altst ettiini kantlamay hayatndaki amalardan biri
haline getirmi olan felsefeci J. R. Lucas'a atlm bir kancayd. Aslnda bu
gre Gdel'in kendisi bile katlm olabilir. Whitely'nin cmlesi yleydi:
Malcom Fowler'in kendini akan eki izimi, kapal dng grnn yeni bir
eitlemesidir. (Patrick Highes ile George Brecht'in Vicious Girc/es and lnfinity:
An Anthology of Paradoxes adl yaptndan.)
Evrenin Bilmecesi ve zmi 2 7 1
Kendini yanstan bir televizyon sistemi ile ok eitli etkiler elde edilebilir.
(Fotograflar Douglas R. Hofstadter)
Evrenin Bilmecesi ve zm 273
STANISLAW LEM
* "The Seventh Sally or How Trurl's Own Perleetion Led to No Good". Stanislaw
Lem'in The Cyberiad kitabnda Michael Kandel'in ngilizceye evirdii "The Se
venth Sally" adl yazsndan alntlanmtr.
280 Akln G'z
luk belirtisi olan lgn hareketlere ararak ve belki biraz da fkeye kap
larak, Trurl derhal yere indi.
Son derece kibirli, her taraf iridyum ve vanadyum kapl bir kii b
yk grltlerle yanna yaklat ve kendini Pancreon ve Cyspenderora'nn
yneticisi Tatar Excelsius olarak tantt. Her iki kralln halklar, hkm
dan ldrme lgnlna kaplp Ekselanslarn tahtndan indirmi, karan
lk akntlar ve yerekimi dalgalan arasnda dolanp duran bu kra minik
gezegene srgne gndermiti.
Tahtndan indirilmi olan hkmdar, ziyaretisinin gerek kimliini
renince, ne de olsa iyilik yapma konusunda profesyonel saylan Trurl'un
kendisini eski konumuna yeniden kavuturmas iin srar etti. Olaylarn
bylece deiebilecei fikri hkmdann gzlerine intikam atei yerletirdi
ve demir parmaklan adeta, ok sevdii halknn boazn skyormu gibi
havay kavramaya balad.
Aslnda Trurl'un, Excelsius 'un isteini yerine getirmeye hi niyeti yoktu,
nk bu davrann inanlmaz ktlklere ve aclara yol aacan biliyor
du, ama bir yandan da hakarete uram kral rahatlatmak ve teselli etmek
istiyordu. Bir iki dakika dnnce her eyin bitmediine, eski halkn teh
likeye atmadan kral tatmin edebileceine karar verdi ve Trurl kollarn sva
yp, tm uzmanln ortaya koyup, krala tmyle yeni bir krallk ina etti.
Saysz kentler, nehirler, dalar, ormanlar, dereler, bulutlarn dolat bir
gkyz, gz pek ordular, atolar, kaleler, harem daireleri, gne altnda
parlayan zevksiz pazar yerleri, ar yorucu alma gnleri, danslar ve ar
klarn gne doana dek srd geceler ve kl oyunlannn akrtlanyla
dolu bir lke yaratt. Bu kralln bakentine mermer ve kaymak ta bir
saray kondurup, saygn bilgelerle dolu bir meclis oluturdu; k saraylan,
yazlk villalar, entrikalar, ibirlikiler, sahte tanklar, hemireler, muhbirler,
rzgarda kipkrmz sallanan tylerle ssl harika kheylanlar yerletirip
atmosferi gmi seslerle dolu mzikler ve yirmi bir pare top ateiyle ssle
meyi ihmal etmedi. lkeye gerekli olan bir avu vatan haini ile ayn sayda
kahraman, bir avu kahin ve falcy, bir mesihi ve bir byk airi ekledik
ten sonr'a eilip, mikroskobik gereleriyle son dakika ayarlarn yaparak her
eyi harekete geirdi. lkenin kadnlanna gzellik, erkeklerine sarho olun
ca ask suratl bir sessizlik ve hainlik, resmi grevlilerine kibir ve alakg
nlllk, astronomlanna yldz sevgisi ve ocuklarna grlt etme becerisi
verdi. Btn bunlarn hepsini de ince ayrntlarna kadar dzenlenip iste
nilen yere rahata tanabilecek bir kutunun iine yerletirildi. Excelsius'a
sonsuza dek ynetecei lkesini takdim ederken, yepyeni krallnn girdisi
ni ktsn gsterdi, savalan nasl programlayacan, isyanlan nasl bast
racan, nasl saygnlk kazacan, nasl vergi toplayacan retti. Ayrca
bu mikrominyatr toplumun kritik noktalarn ve gei durumlarn ya da
baka bir deyile saraydaki entrikalan ve isyanlan en knden en b-
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuz/uu Nasl Sonusuz Kald 2 8 1
"Bu kadar vndn yeter, bir kelime daha syleme!" diye atld Kla-
paucius . "Bu ilemler kendi kendilerini rgtlyarlar deil mi?"
"Elbette yle!"
"Ve elektrik ykl minik bulutlarn arasnda olumuyorlar m?"
"Byle olduunu sen de biliyorsun."
"Gnein douu, bat ve kanl savalar gibi grngsel olaylar ger
ek deikenierin sonucunda ortaya kmyor mu?"
"Elbette."
"Bizleri de fiziki, mekanik, istatistiksel adan dikkatle incelersen,
elektron bulutlarnn minik sramalar deil miyiz? Uzaya yerlemi pozitif
ve negatif elektrik ykleri deil miyiz? Bizim varlmz da atom-alt arp
malarn ve paracklarn etkileimi deil mi? Bizler bu molekl perende
lerini, korku , zlem ya da meditasyon olarak alglamyor muyuz? Dlere
daldn zaman beyninde olup bitenler, devreterin iftti cebir sistemine gre
balanp ve ayrlmas, elektronlarn srekli dolamas deil mi?"
"Yani Klapaucius bizim varlmz bir cam kutudaki taklit bir krallkla
e olarak m gryorsun?!" diye bard Trurl. "Hayr, gerekten fazla ileri
gittin! Benim amacm bir devlet simlatr, sibernetik olarak kusursuz bir
model yaratmakt, hepsi bu!"
"Trurl! Bizim kusursuzluumuz ayn zamanda bizim lanetimizdir,
nk her abamz tahmin edilemeyecek sonulara yol aabilir!" dedi Kla-
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuz/uu Nasl Sonusuz Kald 283
paucius sesini iyice ykselterek. "Ac vermek isteyen kusurlu bir takliti
tahtadan ya da balmumundan kaba saha bir idol yapsayd ve ona duygulu
bir yarata gelip geici olarak benzeyecek zellikler katsayd, bu nesneye
ikence etmesi gerekten de nemsiz bir taklitilik olurdu! Ama bu uygula
mann zerindeki gelimeleri bir dn! Bundan sonra karnnda bir teyp
olan ve tokatlannca inleyen bir bebek dn, artk kaba saha bir idol deil
belirli duyular olan bir bebektir; dvld zaman aman dilenen bir be
bek ya da gzyalar ve kan akan bir bebek ya da ancak lmn getirecei
huzuru zleyen, ama ayn zamanda lmden korkan bir bebek! Takliti ku
sursuz olunca yapt taklidin de kusursuz olduunu ve benzerliin geree
dntn grmyor musun? Trurl , strab duyumsayacak durumdaki
saysz yarat kt ruhlu bir despotun eline sonsuza dek braktn . . . Trurl
sen korkun bir su iledin! "
"Yalnzca palavra!" diye bard Trurl , arkadann savlarnn gcn
hissederek sesini ykseltmiti. "Elektronlann yalnzca bizim beyinlerimiz
de deil, gramofon plaklarnda da dolamas bu gibi temel benzetmelerin
bir dayana olmadn gsterir! u cana\ar Excelsius 'un halk alyor, sa
vayor, ak oluyor, kafalar kesilince lyar ama, bunun nedeni paramet
releri benim bu biimde ayarlamam. Ama bu srete bir eyler hissettikle
rini sylemek olanakszdr Klapaucius , nk kafalannn iinde zplayan
elektronlar sana bunu anlatmaz!"
"Eer senin kafann iine bakm olsaydm . elektronlardan baka bir
ey grmezdim," diye yantlad Klapaucius. Hadi artk. dediklerimi anla
myormu gibi davrannay brak, senin aptal olmadn biliyorum. Bir gra
mofon pla senin emirlerini yerine getirmez. basianmak iin yalvarmaz ya
da dizlerinin zerine kmez! Excelsius 'un buyruu altnda yaayanlarn,
ilerinde yalnzca elektronlar zplad iin. dayak yedikleri zaman inleyip
inlemediklerinin anlalmayacan sylyorsun nk ses taklidi yapan
tekerleklerin mi gcrdadn yoksa acy hissettikleri iin gerekten mi inie
diklerini ayrt edemiyorsun. Aslnda kolayca a,n edilebilir! Ha,r Trurl , ac
eken biri senin dokunman, tartman ya da bozuk para kontrol yapar gibi
diiemen iin acsn senin eline wrmez; ac eken biri yalnzca ac eken
biri gibi davranr! Doumdan nceki w lmden sonraki bilinmezliklerin
derinlikleri arasnda geen srede hibir ey hissetmediklerini, dnme
diklerini, kapana kstnldklannn bilincinde olmadklarn imdi ve burada
bana kantlarsan, seni kendi haline braknn Trurl! Acy yaratmadn yal
nzca taklit ettiini kantla bana!"
"Bunun olanaksz olduunu gayet iyi biliyorsun," diye yantard Trurl
sakin bir sesle. "Kutu boken, daha aletlerimi elime almamken, byle bir
kantn olasln tahmin edip ortadan kaldrmak zorundaydm. Aksi tak
dirde, bu lkenin hkmdan er ya da ge buyruu altndakilerin gerek
varlk olmadklarn, kukla olduklann anlayacakt. Biraz anlayl ol, bunu
284 Akln G'z
"Ltfen, yeter artk!" diye bard Trurl. Sessizlik iinde minik gezegene
bakadarken bir ey uzay gemisine arpt ya da hafife srtnd. Kuyru
undan kan alev kurdelasnn nda arpan nesneyi grdler. Belki bir
uzay gemisi ya da bir yapay uydu idi ve despot Excelsius'un giydii elik
izmelere inanlmaz derecede benziyordu. Balann yukar kaldnnca mi
nik gezegenin stnde parlayan, ve daha nceleri olmayan bir gk cismi
grdler. Souk, solgun kta, Mikrominyallann Ay' haline gelmi olan
Excelsius'un sert yz hatlarn tandlar.
go-----
Andrew Marveli
"Hayr Trurl, ac eken biri senin dokunman, tartman, bozuk para kontrol
yapar gibi diiemen iin acsn senin eline vermez; ac eken biri, ac eken
biri gibi davranr!"
Lem'in fantastik simlasyonlarn tanmlamak iin setii szckler
ok ilgin. "Dijital, izgisel olmayan , geri iletim, kendi kendini rgtleyen,
sibernetik" gibi szckler yklerinde sk sk karmza kyor. Yapay zeka
konusunda gnmzde srdrlen tartmalarda kullanlanlardan farkl
olarak bu szcklerin daha eski moda bir tad var. Gnmzdeki yapay
zeka almalarnn ou alglama, renme ve yaratmayla balants bu
lunan ynlere pek kaymad. Daha ok, rnein dili kullanma becerisinin
simlasyonu gibi baz ynlere gitti, ayrca 'simlasyon' szcn dikkatli
kullanyoruz. Bize gre yapay zeka aratrmalannn en zor ksmlar henz
nmzde duruyor ve ancak bundan sonra, insan zihninin 'izgisel olma
yan' ve 'kendini rgtleyen' yaps, zerinde durulmas gereken ok nemli
bir gizem olarak ortaya kacak. Bu arada Lem, bu szcklerin tamas
gereken ok gl, ar kokular ortala karyor.
Tom Robbins'in, Even Cowgirls Get the Blues adl romannda, Lem'in
retilmi minik dnya hayaline ok benzeyen bir blm var:
O yl, Julian, Noel armaan olarak Sissy'ye minyatr bir Tirol ky verdi. El
iilii inanlmazd.
Minik katedralin vitray camlar gne ndan meyve salatas olutu
rur gibiydi. Kyn bir meydan ve bir Bira Bahesi vard. Cumartesi geceleri
Bira Bahesi ok grltl oluyordu. Fnndan srekli olarak scak ekmek
ve kurabiye kokusu ykseliyordu. Belediye binasnn ve karakolun kesitle
rinden standart miktarlarda brokrasi ve kokumuluk rnekleri grlebi
liyordu. Titizlikle dikilmi deri pantolonlar ve pantolonlarnn altnda yine
titizlikle oluturulmu uzuvlar fark edilen minik Tirol erkekleri vard. Kayak
dkkaniarnn ve dier ilgin yerlerin arasnda bir de yetimhane vard. Yetim
hane, her Noel'de yanp tutumak zere tasarlanmt. Yetim ocuklar alev
alev yanan gecelikleriyle karlarn arasna koarlard. Ocan ikinci haftasnda
bir itfaiye yetkilisi gelip binann enkazn aratnr ve "Eer beni dinleselerdi,
Yedinci Giriim ya da Trurl'un Kendi Kusursuzluu Nasl Sonusuz Kald 287
Geri konu Lem'in yksn andryor ama tad tmyle farkl. Adeta, bir
birinden habersiz ayn melodiyi bulan ve birbirinden ok farkl biimde
besteleyen iki besteci gibi. Sizi, minik insanlarn gerek duygulanna inan
maya davet etmek yerine, Robbins, onlar saat gibi ileyen bir mekanizma
nn inanlmaz (tabii eer inanlmaz derecede sama deilse) paralan gibi
sunuyor.
Yetimhane faciasnn her yl yinelenmesi, Nietzsche'nin sonsuz tekrar
lan -olan her ey defalarca ayn biimde olacaktr- fikrini yanstarak minik
dnyay gerek anlamdan tmyle uzaklatnyor. Itfaiye yetkilisinin h
znl szlerinin yinelerrmesi niin bu kadar bo geliyor kulaa? Minik Tirol
adamlar yetimhaneyi kendi elleriyle yeniden mi ina ediyorlar, yoksa orda
bir "YENDEN BALA" dmesi mi var? Yeni yetimler nereden geliyor ya da
'l' yetimler yeniden mi 'canlanyor'? Buradaki dier btn hayallerde ol
duu gibi, aklanmayan ayrntlar zerinde durmak genelde eiticidir.
Minik ruhlarn gerekliine inanmak ya da inanmamak asndan tm
farkll, sluptaki ince dokunular ve anlatm hileleri ortaya karyor. Siz
hangi yne meyillisiniz?
D. R. H .
D . C . D.
19
STANISLAW LEM
NON SERVIAM *
en zor ksm budur ve byk bir cretle, Dobb'un bireysi varlklarn -an
cak programlarn matematik dili ve yaratc icatlarla anlatlabilecek- zel
niteliklerini aklamakta pek baarl alamadn sylyoruz. Bireysilerin
hareketleri, kabul etmemiz gerekir ki, ne tamamyla zgrdr -tpk bizim
hareketlerimizin tmyle zgr olmad, doann fiziksel yasalaryla kstl
olduu gibi- ne de tamamyla nceden tespit edilmitir; biz de rotalar belli
trenler gibi deiliz. Bireysi, bir baka adan daha, insana benzer. nsann,
renkler, melodik sesler, cisimlerin gzellii gibi 'ikincil nitelikleri' ancak du
yacak kulaklar ve grecek gzleri olduu zaman ortaya kar, ama duymay
ve grmeyi salayan ey ne de olsa nceden verilmitir. evrelerini alglayan
bireysiler, bizim gzel bir manzara karsnda duyduklarmz kendilikle
rinden verirler ama onlara ancak matematiksel bir manzara salanmtr.
'Nasl grdklerine' gelince, bunu kimse aklayamaz ve 'duyularnn znel
niteliini' renmenin tek yolu kiinin insan olmaktan vazgeip bir bireysi
olmasdr. Bireysilerin gzleri ve kulaklar olmadn unutmamak gerekir.
Bu nedenle bizim anladmz anlamda gremezler, duyamazlar; onlarn
kozmosunda k yoktur, karanlk yoktur, uzamsal yaknlk yoktur, mesafe
yoktur, aa, yukar yoktur. Oradaki boyutlar bizim iin somut deildir,
ama onlar iin son derece temeldir. nsanlarn duyusal farkndalnn ede
eri olarak onlar elektrik potansiyelindeki belirli deiimleri alglarlar. Ama
potansiyeldeki bu deiiklikler onlar iin elektrik akmnn yapsndan kay
naklanan bir deiiklik deil, bir insan iin duyulan ya da grlen, rnein
krmz bir lekeyi grmek, bir sesi iitmek, yumuak ya da sert bir cisme
dokunmak gibi en temel olgulardr. Bu noktadan sonra Dobb, ancak ben
zetmeler ve armlarla konuulabileceini vurguluyor.
Bize kyasla, grmedikleri ya da duymadklar iin bireysileri 'zrl'
olarak gstermek, tmyle samadr; onlarla kyaslannca biz zrl olarak
kalyoruz, nk beynimizde ancak dolayl olarak anladmz matematiin
olgularn duyumsayamyoruz. Matematie ancak muhakeme yoluyla ula
yoruz ve ancak soyut dncelerle 'deneyimini yayoruz'. Buna karlk
bireysiler matematiin iinde yayor, onlarn havas, dnyas, bulutlar,
suyu ve hatta ekmei -evet, hatta ekmei nk bununla besleniyorlar
matematiktir. Makinenin iinde tamamen 'hapsolduklar' fikri, bizim gr
amzdan kaynaklanyor. Onlar makineden kp bizim dnyamza ulaa
myorlar ve ayn ekilde biz de tanmak iin onlarn dnyasna dorudan
girip iinde bulunamyoruz. Yani matematik, baz biimleriyle, maddesel
varl bulunmayan, manevi varlk kazanan bir zekann yaam alan, varo
luunun beii, z oluyor.
Bireysiler birok adan insana benziyor. Belirli bir elikiyi hayal ede
biliyorlar, ama tpk bizim gibi gerekletirmeyi baaramyorlar. Bizim dn
yamzn fizii ve onlarn dnyasnn mant buna izin vermiyor, nk
bizim dnyamzn fizii nasl hareket kstlayan bir ereve oluturuyorsa,
Non Seruiam 293
il? Dnya iin bizim anlammz nedir? Dnyann bizim iin anlam nedir?
Byle bir dnceler zinciri onlar hi kanlmaz bir biimde ontolojinin
temel sorularna, var olmann 'kendiliinden' mi ortaya kt yoksa belli
bir yaratma eyleminin rn m olduu, yani yaratln ardnda gizli, her
eyi denetleyen, irade ve bilin yetkisi olup amal olarak etkin olan bir
Yaratc olup olmadna gtrecektir. Bireynetiin tm acmaszl, ahlak
dl ite bu noktada ortaya kmaktadr.
Dobb kitabnn ikinci yarsnda bu zihinsel abalan -bu gibi sorularn
tuzana den zihinsel mcadeleyi- ele almadan nce, ardk bir dizi b
lmde 'tipik bir bireysinin' portresini iziyor, 'anatomisini, fizyolojisini ve
psikolojisini' tantyor.
Tek bana bir bireysi, ilkel dnme dzeyini aamaz nk yalnz
olduundan konuma becerisini gelitiremez ve konuma olmaynca da d
nceler kendiliinden rasgele oluamaz. Yzlerce deney, drt ila yedi birey
siden oluan gruplarn, en azndan konumann gelimesi, sradan keifte
rin ortaya kmas ve 'kltrleme' asndan en iyisi olduunu gstermitir.
Buna karlk, daha byk boyutlardaki toplumsal srelere karlk gelen
olgular iin daha kalabalk gruplar gerekmektedir. imdilik orta kapasite
li bir bilgisayar evrenine yaklak bin bireysi 'yerletirmek' olasdr ama,
farkl ve bamsz bir bilim dalna ait olan bu almalar - sosyodinamikler
- Dobb'un birincil alma alan deildir ve bu nedenle, kitab, bu noktaya
belli belirsiz deinip gemektedir. Dediimiz gibi bir bireysinin bedeni yok
tur ama bir 'ruhu' vardr. Bilgisayara yerletirilmi zel bir modlle iine
bakabilen bir gzlemci iin bu ruh 'tutarl ilem bulutu' olarak gzkr,
makinenin a iinde snrlandrlm, bir 'merkezi' olan fonksiyonel bir b
tn olarak kolayca ayrt edilebilir. (Bu iaretierne kolay deildir ve birok
adan insan beynindeki fonksiyonlarn merkezlerini aratran nrofizyolog
larn almasna benzer.) Bireysilerin yaratlnn nasl mmkn olduu
konusunda, Non Serviam adl yaptn, bilin kuramnn temel unsurlarn
da yaln bir biimde aklayan l l 'inci blm ok nemlidir. Bilin -yalnz
ca bireysilerin bilinci deil- fiziksel adan 'bilgisel srekli bir dalgadr', hi
durmadan devam eden bir dnm aknda belirli dinamik deimez bir
unsurdur, hem 'uzlamay' temsil ettiinden hem de bir 'sonu' olduundan
olduka zeldir ve anlayabildiimiz kadaryla doal evrim iin planlanma
mtr. Tam tersine, evrim daha ilk banda belirli bir lnn stndeki
-rnein belirgin bir karmaklk dzeyi zerindeki- beyinierin alma uyu
muna kar ok byk sorunlar ve zorluklar karmtr ve evrim, kastl
bir teknisyen olmadndan, bu ikilemlerin alanna hibir amac olmakszn
tecavz etmitir. Ksaca, denetim ve dzenleme sorunlarnn, ok eski, sinir
sisteminin alkn olduu evrimsel zmleri, insan evriminin balad d
zeye kadar 'tanmtr'. Rasyonel bir verimlilik-mhendislii asndan, bu
zmlerin bir yana braklmas ve tmyle yepyeni bir tasarmn, yani zeki
Non Seroiam 295
bir varln beyninin ortaya kanlmas gerekiyordu. Ne var ki, evrim aka
bu ekilde ilerlemedi, nk yzlerce milyon yl ncesine dayanan eski
zmlerin mirasndan kendini syrma gcne sahip deildi. Uyum salama
da ok kk admlarla ilerledii, 'zplamak' yerine 'emekledii' iin, Tam
mer ile Bovine'nin kabaca belirttii gibi, evrim, 'her tr art, saysz eski
hurday beraberinde tayan' bir dip tarama a gibidir. (Tammer ile Bovine,
bireynetiin temellerini atan, insan ruhunun bilgisayar simlasyonunu ya
ratanlar arasnda yer almaktadrlar.) nsaniann bilinci zel bir uzlamann
sonucudur. Bir cins 'krkyama'dr ya da Gebhardt'n gzlemledii gibi yay
gn bir Alman zdeyiinin, "Aus einer Not eine Tugend machen" (Belirli bir
kusuru, bir zorluu, bir erdeme evirmek) , kusursuz bir rneidir. Saysal
bir makine kendi bana bilin kazanamaz nk iinde ileyiin hiyerarik
elikileri yoktur. Byle bir makine ancak iindeki ztlklar oalnca, bir
cins 'mantksal felce' urayabilir ya da 'mantksal uykuya' dalabilir. nsan
beynini dolduran elikiler ise, yz binlerce :yldan sonra muhakeme yoluy
la uzlamaya gidilecek duruma gelmitir. Daha st ve daha alt dzeyler,
refleks ve dnme dzeyleri , drt ve denetim dzeyleri, zoolojik yollarla
temel evreyi modelierne ve dil araclyla kavramiara ulama durumu ger
eklemitir. Bu dzeyierin tm birbirine kusursuzca uyum salamak ya
da bir btn oluturmak iin birlernek '"istemez" ya da "isteyemez".
yleyse bilin nedir? Bir kestirme yol , birka, tuzaktan kurtulma,
varsaylan son snak, szde (ama yalnzca szde) en ekici i bahe. Fizik
ve biliim kuram dilinde, bilin bir kez baladktan sonra kesinlikle bitme
yecek, eksiksiz olarak tamamlanmayacak bir ile\dir. Yani beynin inat e
likilerine tam bir 'uzlama' salamak iin, byle bir kapan iin ancak bir
plan olabilir. Belki de, grevi baka aynalan yanstmak olan bir aynadr ve
bylece yine sonsuzlua kadar baka aynalan yanstr. Fiziksel adan byle
bir ey olanakszdr, nk sonsuz gerileme, insan bilinci olgusunun zerin
de kanat rpt ve rpnd bir cins uurumu temsil eder. "Bilinaltnda"
btn bir temsil iin bitmeyen bir sava vardr, ama yeterli alan olmadn
dan bir trl tamamna ulaamaz; nk farkndalk merkezlerinde dikkati
ekmeye abalayan tm eilimiere tam ve eit haklar vermek iin sonsuz bir
kapasite ve hacim gerekmektedir. Bu durumda, bilin evresinde hi bitme
yen bir bask, bir itip kakma srmektedir ve bilin tm zihinsel olgulann
en yksek, en dingin, en mutlak yneticisi deil, hi deil, hrn dalgalar
zerinde kalmaya abalayan bir mantar tpadr, en stte bulunuyor olmas
ise bu dalgalarla baa kabildiine iaret etmez . . . Biliim ve dinamik asn
dan yorumlanan ada bilin kuram, ne yazk ki ak ve yaln bir biimde
ileri srlemiyor ve bizler srekli olarak, en azndan burada, konunun daha
anlalr olan bu sunumunda, grsel modeller ve benzetmeler dizisine geri
itiliyoruz. En azndan bilincin birka, evrimin snd bir hile olduunu,
kendine zg alma yntemine ait zorunlu frsatln korumak, keye
296 Akln G'z
sknca kurtulmak iin kulland hzl bir frar yolu olduunu biliyoruz.
yleyse, gerekten zeki bir varlk yaratlp rasyonel mhendisliin ve mant
n kurallaryla gelitirilir, teknolojik verimlilik ltleri uygulanrsa bile, bu
varlk bilin hnerine sahip olmayacaktr. Her zaman son derece mantkl,
tutarl, dzenli davranacak, ve hatta insan gzlemcilere yaratc davran
ve karar verme asndan bir dahi gibi grnecektir. Ama hibir adan ona
bir insan denemez nk insann gizli derinliklerine, isel alkantlarna,
labirentvari doasna sahip olmayacaktr. . .
Profesr Dobb gibi biz d e ada bilinli ru h kuramma daha fazla gir
meyeceiz. Burada anlattklanmz bireysilerin yapsn tantmak asndan
gerekliydi. Onlann yaratl ile en eski efsanelerden olan homunkulus ef
sanesi geree dntrlm oldu. Bir insann, ruhunun benzerini olu
turmak iin, o zemine zg bilgisel elikileri ortaya karmak, ona asimetri
ve merkez d eilimler vermek, baka bir deyile hem uyumlu hem de
uyumsuz biime getirmek gerekir. Bunlar mantkl mdr? Evet, eer zel
likle yalnzca bir cins yapay zeka yaplandrmak yerine, insann dnce
lerini ve bununla birlikte kiiliini taklit etmek istiyorsak, bunu yapmak
kanlmazdr.
Bu nedenle, bireysilerin duygular belirli bir dereceye kadar mantkla
nyla eliki iinde olmak zorundadr, en azndan belirli bir lde kendine
zarar veren eilimiere sahip olmalar gerekir; bizde, hissettiimiz ruhsal du
rumlarn sonsuzluu ve bu durumlarn birbirinden kopuk olmasnn verdii
dayanlmaz ac olarak ortaya kan merkezden uzaklama eilimini, yani i
sel gerginlikleri hissetmek zorundalar. Bunun iin gerekli yaratl forml
aslnda grnd kadar umutsuzca karmak deildir. Yalnzca bireysinin
mant biraz kark olmal, baz ayknlklar iermelidir. Hilbrandt bilincin
yalnzca evrimsel krdmden deil, ayn zamanda Gdel1emenin pene
sinden kamann bir yolu olduunu bildiriyor. Bu zmn, yanl mantk
sal elikileri araclyla, mantk asndan kusursuz olan her sistemin kar
lat elikilerden uzak kaldn da ekliyor. yleyse, bireysilerin evreni
tmyle mantkldr, ama bunun iinde yaayan kendileri tmyle mantkl
bireyler deildirler. Brakn bu kadar bizim iin yeterli olsun, Profesr Dobb
bile an derecede zor olan bu konuyu daha fazla irdelemiyor. Bildiimiz gibi
bireysilerin ruhlan vardr, ama bedenleri olmadndan bedene sahip olma
duygular da yoktur. Zihnin baz zel durumlannda tecrbe edilen baz ey
leri, dsal drtlerin olabildiince azaltld, tmyle karanlk bir ortamda
'hayal etmek zordur' denmektedir, ama Dobb bunun yanl ynlendiren bir
dnce olduunu ileri sryor. Duyusal yoksunlua girince insan beyni
nin fonksiyonlar bir sre sonra zlmeye balyor; d dnyadan drt
ak kesilince, ruh, eriyip yok olma eilimi gsteriyor, ama fiziksel duyular
olmayan bireysiler pek zlmyorlar, nk onlara ballk duygusu ve
ren, onlann tecrbe ettii matematiksel ortamdr. Ama nasl? Dnyalarnn
Non Seroiam 297
ran ilemler birbirinin zerine biner ve 'grlt' ile parazit retilmi olur.
inden geme alan ince olduunda, belirli bir bilgi miktar ksmen ak
an bireysilerin ortak mal olur, ama zihninde 'yabanc sesler' ve 'tanmadk
dnceler' duymak durumu insanlar kadar bireysiler iin de korkutucu
deilse bile garip bir olgudur (insanlarda ancak baz ruhsal hastalklarda ya
da sann oluturan ilalarn etkisiyle grlr) . Adeta iki insann sadece ayn
deil ayn bellee sahip olmas gibidir; dncelerin telepatik olarak aktarl
masnn tesinde, sanki 'egolarn periferik olarak kaynamas' gereklemi
gibidir. Yaratt sonular korkun olacandan bu olgudan kanmak gerek
lidir. Yzeysel geime dzeyinin sonrasnda 'ilerleyen' bireysi, tekini yok
edebilir. Bu durumda, teki diye tanmlanan bireysi tmyle yutularak orta
dan kalkar, varl sona erer (buna zaten cinayet denmektedir) . mha edilen
bireysi, 'saldrgann' asimile edilmi, ayrt edilemeyen bir paras biimine
gelir. Dobb, yalnzca ruhsal yaam deil tehlikelerini ve yok oluunu da si
mle etmeyi baardklarn sylyor. Bylece lm de simle edilmi oluyor.
Ne var ki, olaan deneysel koullar altnda bireysiler bu gibi saldrganca dav
ranlardan saknyorlar. eastler'in tanmyla 'psikofaji' onlarn arasnda pek
sk grlmyor. Rastlantsal yaklam ve ini klar sonucu ortaya kan
genelerin balangc hissedilince -elbette bu tehdit fiziksel olmayan bir
biimde, adeta baka birinin yaknln sezmek ya da kendi beyninde 'garip
sesler' duymak gibi hissediliyor- bireysiler aktif olarak kanma manevrala
nna giriiyor, geri ekiliyor ve kendi yollarna gidiyorlar. Bu olgu sayesinde
'iyi' ve 'kt' kavramlarnn anlamn alglamaya balyorlar. Onlar iin 'kt, '
bir bakasnn yok edilmesinde, 'iyi' ise bakasnn kurtuluunda yatyor.
Ayn zamanda birinin bana gelen 'ktlk' bakasnn 'iyilii' (rnein etik
olmayan biimde bir kazan) olabiliyor ve bu bireysi bir 'psikofaj ' durumuna
geliyor. Bir bakasnn 'zihinsel alann' igal ederek genilemek, o bireysinin
balangta verilmi olan zihinsel 'arazisini' bytyor. Bir bakma bu du
rum etoburlar olarak bizim avlanmz ldrp yememiz ilemine tekabl edi
yor. Ne var ki, bireysiler byle davranmaya zorunlu deiller, yalnzca bunu
yapabilecek durumdalar. Kesintisiz bir enerji onlar beslediinden alk ve
susuzluk duygusunu tanmyorlar ve bu enerjinin kaynana (tpk bizim
gnein stmzde parlamasn salamak iin an aba gstermememiz
gibi) ilgi gstermiyorlar. Bireysilerin dnyasnda termodinamiin terimleri ve
ilkeleri, enerji bilimine uygulanmas ortaya kmyor, nk bu dnya ter
modinamik yerine matematik yasalannn etkisi altndadr.
Aratrmaclarn, bireysilerle insanann bilgisayarn girdi ve ktlan
araclyla temas kurmasnn bilimsel deerinin ok dk olduu ve s
telik ahlak ikilemlerine yol ap bireynetiin en acmasz bilim dal olarak
adlandnlmasna neden olduu sonucuna varmalar uzun srmedi. Son
suzluu yalnzca simZe eden ortamlarda onlar yarattmz, bizim dnya
mzda kendilerinin mikroskobik 'psikokistler', kapslasyonlar olduklarn
Non Serviam 299
ADAN: Hibir ey. Yani zorunluluk olarak hibir ey. Ben u ilkenin
-btn dnyalar iin- geerli olduuna inanyorum : dnyevi bir etik her
zaman iin sonsuzluktaki etikten bamszdr. Bunun anlam, u anda bu
rada geerli olan etiin , kendi dnda onu kantayacak bir yaptrm ola
maz demektir. Yani ktlk yapan kii her koul altnda alaktr ve iyilik
yapan her koul altnda dorudur demektir. Eer biri, O'nun var olduu
ynndeki savlan yeterli bulup Tanr'ya hizmet etmek isterse, burada faz
ladan bir erdem kazanm olmaz. Bu o kiinin bilecei bir itir. Bu ilke Tan
n olmad takdirde hibir deeri bulunmadna ve var olduu takdirde
her eyin stnde olduu varsaymna dayanmaktadr. Eer Tanr her eyi
yapabiliyorsa, yalnzca baka bir dnya deil, benim grmn temelini
oluturan mantktan baka bir mantk da yaratabilir. Bu farkl mantn
iinde, dnyevi etiin varsaymnn zorunlu olarak sonsuzluk etiine ba
ml olmas gerekebilir. Bu durumda elle tutulur kantlar yoksa, mantk
sal kantlar zorlayc g olur ve kiiyi akla kar gnah ileme tehdidiyle
Tanr'nn varl varsaymn kabul etmeye zorlayabilir.
NAAD belki de Tanr'nn kendisine inanlmas iin bylesine bir zorla
ma durumu olmasn istemediini, ADAN 300'n ileri srd teki mant
a dayanarak oluan bir yaratlta bu durumun ortaya kabileceini sy
lyor. ADAN 300 yle yantlyor:
Her eye kadir bir Tanr ayn zamanda her eyi bilendir; mutlak g
mutlak bilgiden bamsz deildir, nk her eyi yapabilen biri, kendi s
tnln oyuna katnca sonulann ne olacan bilemezse byle bir s
tnl kalmam olur. Eer Tanr, sylemilere gre ara sra mucizeler
yaratyorsa, kusursuzluu kukulu olur nk bir mucize O 'nun yarattk
lannn zerkliine kar iddetli bir darbedir. Yarattklarnn davranlarn
batan sona biliyorsa, bu zerklii bozmas gerekmez; yine de eer bu d
zeni bozarsa, her eyi bilen biri olarak kald srece kendi elleriyle yapt
n dzelttii sylenemez, nk byle bir dzeltme balangta her eyi
yapamadn gsterir. Tam tersine, bir mucizeyle kendi varln kantlyor
demektir. imdi bu, hatal bir mantk yrtmedir, nk byle bir iaret
sergilemek, yaratlanlarn yerel sendelemelerle gelimi olduunu gsterir.
Yeni modelin mantksal analizinden kan udur: Yaratlm olanlar kendi
iinden gelmeyen (sonsuz olandan ya da Tanr'dan gelen) dzeltmeler ge
irmektedir ve bu nedenle mucizeler olaan saylmaldr ya da baka bir
deyile mucizelere gerek olmamas iin yaratlann o derece dzeltilmesi
ve kusursuz biime getirilmesi gerekir. Belirli bir durum iin ie yarayan
mdahaleler olan mucizeler yalnzca Tanr'nn varlnn iaretleri olamaz:
ne de olsa kendilerini Oluturan akladklar gibi, burada birilerine yararl
olacak biimde yneltilmilerdir. Yani manta gre, ya yaratl mucizelere
gerek duyulmayacak kadar kusursuzdur ya da mucizeler gerekliyse yarat
l kusursuz deildir. (Mucize olsun olmasn kii yalnzca kusurlu olan bir
304 Akln G'z
ADAN'n mant bana imdilik itiraz kabul etmez gibi grnyor: Ne de olsa
onu yaratan bendim. Onun teodisesinde Yaratan benim. Bu dnyay (seri
no. 47) ADONAI IX programyla rettim ve JAHVE VI programnda baz de
iiklikler yaparak bireysi tohumlarn attm. lk ortaya kan varlklar
yz kuak oluturdu. Gerekte, ne bu veriler ne de aniann dnyasnn s-
306 Akln G'z
ram iin "z", "bireysel ekirdek", "bireysi tohumu" gibi eitli szckler
kullanyor. Hatta bir noktada "tutarl ilem bulutu . . . " gibi bir tanrola daha
teknik ayrntlara giriyor: " . . . makinenin a iinde snrlandnlm, bir 'mer
kezi' olan fonksiyonel bir btn." Lem, insan -ya da daha dorusu bireysi
bilincini, beynin inat elikilerinin tmyle uzlamas iin kapanmayan,
kapatlamayan bir plan olarak tanmlyor. Beynin dzey atmalannn
bitmeyen gerilemesinden kaynaklanr ve bu gerilemenin zerinde "kanat
rpar ve rpnr". Bilin bir "yamal boha", "Gdellemenin penesinden
kamann bir yolu", "grevi dier aynalan yanstmak ve bylece birbirine
yansyan teki aynalan sonsuzlua dek yanstmak olan bir ayna" olduunu
sylyor. Bu iir mi, felsefe mi yoksa bilim mi?
Bireysilerin Tanr'nn varlnn kantn sabrla beklemelerinin grn
ts hem artc hem de ok dokunakl. Bu gibi grleri bilgisayar sihir
bazlan gecenin ge saatlerinde tm dnya gizemli bir matematiksel uyum
iinde parlar gibi grnrken, gizlendikleri kelerinde tartrlar. Bir gece
Bill Gosper, Stanford Yapay Zeka Laboratuvannda, kendi "teogoni ya da
tanrlarn soyu" (Lem'in szc) grn Lem'in tanrnma artc de
recede benzeyen bir biimde yapmt. Gosper teogonisini, uzman olduu
'Yaam Oyunu' denilen oyuna dayandnyordu. John Horton Conway'n icat
ettii, bir cins iki boyutlu 'fizik' olan "Yaam", kolayca bilgisayara program
lanp ekranda gsterilebilir. Bu fizikte, kuramsal olarak sonsuz olan bir Go
ya da dama tahtasndaki karelerin her kesime noktasnda yaklan ya da
sndrlen bir k vardr. Yalnzca uzam deil zaman da aralkldr (de
vamszdr) . Zaman, minik 'kuantum sraylanyla' bir andan tekine atlar.
Tpk baz saatierin yelkovannn, bir dakika boyunca hareketsiz durup, bir
anda ilerlemesi gibidir. Bu aralkl saniyeler arasnda, bilgisayar 'evrenin
yeni durumunu' bir ncekine dayanarak hesaplar ve yenisini sergiler.
Belirli bir andaki durum ancak hemen nceki ann durumuna bal
dr; Yaam fizii kurallarnca bundan nceki gemi 'hatrlanmaz' (aslnda
zamandaki bu 'konumlandrma' bizim evrenimizdeki temel fizik yasalann
da da geerlidir) . Yaam Oyunu'nun fizii uzarnda da konumlanmtr (yine
bizim fiziimizle uyumludur) ; yani bir andan bir sonrakine geerken, o ka
renin kendi ve en yakn komu karelerin klar, o kareye yeni anda
ne yaplacan syler. Bu biimde drd bitiik, drd verev sekiz komu
vardr. Her kare bir sonraki anda ne yapacan saptamak iin imdi bu
lunduu anda sekiz komusundan ka tanesinin nn yandn sayar.
Eer yalnzca iki tane yanyorsa, karenin olduu gibi kalr. Eer
tane yanyorsa, karenin , bir nceki durum baklmakszn yanar. Aksi
takdirde karenin sner. (Yaam Oyunu'na uygun bir biimde n
yanmas teknik olarak bir 'doum', snmesi ise bir 'lm' olarak adlandn
lr.) Tm tahta zerinde ayn anda uygulandnda bu basit yasann sonu
lan son derece artcdr. Geri Yaam Oyunu on yldan fazladr piyasada
Non Seroiam 309
D. C. D . , D. R. H .
20
RAYMOND M . SMULLYAN
.. Raymond M. Smullyan'n The Tao is Silent kitabndan alnmtr. [Ad geen kitabn
Trke evirisi iin bkz. Tao Sessizdir, ev. Cem en, Dharma Yaynlan, 2000. -ed.
notu. ]
Tarn Taocu mu? 3
LML: Doru!
TANRI: Neler hissettiini tam olarak anlyorum. ou lml, hatta baz
ilahiyatlar, kendilerine hakszlk ettiimi dnrler; nk z
gr irade sahibi olma kararn onlar deil ben verdim ve ardndan
onlan davranlanndan sorumlu tutuyorum. Baka bir deyile,
daha banda kabul etmedikleri bir anlamaya uyarak yaamalan
gerektiini dnyorlar.
LML: Doru!
TANRI: Dediim gibi, bu duyguyu gayet iyi anlyorum ve bu ikayetin
adil olduunu da biliyorum. Ama bu ikayet dorularn gerekd
biimde anlalmasndan douyor. Bunlarn ne olduunu sana
aklayacam ve sannn sonular seni artacak! Ama her eyi
dorudan anlatmak yerine Sokrates yntemini kullanmay srd
receim. Tekrar etmek gerekirse, sana zgr irade verdiim iin
pimansn. Ben de senin doru sonulan grnce bu pimanln
dan synlacan iddia ediyorum. Bu iddiarn kantlamak iin ne
yapacam sana syleyeyim. Yeni bir evren, yeni bir uzay-zaman
btnsellii yaratacam. Bu yeni evrende sana benzeyen yeni bir
lml doacak; hatta kolaylk olsun diye senin tekrar doacan
syleyebiliriz. imdi bu yeni lniye zgr irade verebilirim ya da
vermeyebilirim. Ne yapmam istersin?
LML: (Byk bir rahatlamayla) Ah ltfen! Onu zgr iradeye sahip
olmaktan uzak tut!
TANRI: Peka!a, dediin gibi yapacam . Ama zgr iradesi olmayan bu yeni
senin her trl korkun hareketi yapacan biliyorsun.
LML:Ama zgr iradesi olmadndan bunlar gnah saylmayacak.
TANRI: Yapacaklarna gnah desen de demesen de, duygulan olan birok
canlya byk aclar verecek olan ok korkun davranlar olacak.
LML: (Biraz durakladktan sonra) Gzel Tannm, beni yine kapana ks
trdn! Hep ayn oyun! Eer sana bu yeni caniy zgr irade verme
den yaratman sylersem, yine korkun davranlarda bulunacak
ama yaptklan gnah saylmayacak. Ne var ki, bunu onaylayarak
gnaha giren ben olacam.
TANRI: yleyse sana daha iyisini sunaym! te, yeni seni zgr iradeli ya
da iradesiz yaratmaya karar verdim. Kararm u kada yazyorum
ve sana daha sonra gstereceim. Ama kararm verdim ve geri d
n yok. Bunu deitirmek iin yapabilecein bir ey yok ve bu
konuda hibir sorumluluun yok. imdi bilmek istediim u: nasl
bir karar verdiimi umuyorsun? Unutma, kararn tm sorumlulu
u senin deil benim omuzlarmda. Yani bana drste, hi kork
madan hangi ynde karar verdiimi umduunu syleyebilirsin.
LML: (ok uzun bir aradan sonra) Ona zgr irade vereceini umuyo-
3 1 6 Akln G'z
rum.
TANRI: ok ilgin! Senin nndeki son engeli kaldrdrol Eer ona zgr
irade verrnezsern, hi kimseye yklenecek bir gnah olmayacak.
yleyse niin ona zgr irade vernemi urnuyorsun?
LML: nk, gnah olsun olmasn, eer ona zgr irade vermezsen
(en azndan senin dediine gre) , gidip insanlara ac verecek ve ben
insanlarn ac ekmesini istemiyorum.
TANRI: (Rahatlayarak iini eker) Sonunda! Sonunda doru noktay gr
dn !
LML: Hangi nokta bu?
TANRI : En nemli konu gnah ilernek deil! Onemli olan insanlarn ve
dier duygulu canllarn ac ekmesini nlemek!
LML: Yararclk grne ynelir gibisin!
TANRI : Ben yararclk yanlsym . .
LML: Nee!
TANRI: Ne dersen de. Ben yararclk yanlsym. Ama dikkat et, niteryen
deilim, yararclk yanlsym.
LML: Buna inanmyorum!
TANRI: Evet, biliyorum senin din eitimin baka trl retti. Herhalde
benim yararclk yanls deil, daha ok Kant olduumu dn
yorsun ama senin eitimin tmyle yanl .
LML: Syleyecek laf bulamyorum!
TANRI: Seni konuarnaz hale getirdim, deil mi! Belki de ok kt olmad
nk sen ok fazla konumaya rneyillisin. Ciddi olarak soruyo
rum, ilk bata sana niin zgr irade vermi olduumu dn
yorsun?
LML: Niin verdin? Niin verdiini pek fazla dnrnedirn; yalnzca
vermemi olman savnn zerinde duruyordurol Ama niin verdin?
Sannn yalnzca standart dinsel aklama geliyor aklma: zgr
irade olmadka kii kurtuluu ya da lanetienmeyi deerlendirme
yeteneine sahip deildir. Yani zgr irade olmadka, sonsuz ya
ama kavuma hakkn elde edemezdik
TANRI: ok ilgin! Benim sonsuz yaarnrn var; bunu hak etmeye deecek
bir ey yapm olduumu dnyor musun?
LML: Elbette hayr! Senin dururnun farkl. Sen zaten ok iyi ve kusur
suzsun (en azndan yle olduun syleniyor) ; bu nedenle sonsuz
yaam hak etmen gerekmiyor.
TANRI: Gerekten mi? Yani gpta edilecek bir dururndayrn, yle mi?
LML: Seni anladrn sanmyorum.
TANRI: Ben strap ekmeden, zveride bulunmadan ya da kt tahriklere
kar mcadele etmek zorunda kalmadan sonsuza dek kutsanrn
rn. Bylesine bir 'hak etme' olmadan kutsanm sonsuz yaam-
Tann Taocu mu? 3 1 7
seerdirn.
LML: Ne? Yani bizlere zgr irade vermeyi ben sernedirn mi diyor
sun?
TANRI: Sevgili dostum, sizlere zgr irade vermeyi sernern ile ekenar
geni eit al gen yapmam arasnda bir fark yok. lk bata bir
ekenar gen yapmaya ya da yapmamaya karar verebilirirn ama
yapmaya karar verdikten sonra eit al yapmak dnda baka bir
seeneim kalmaz.
LML: Ben senin her istediini yapabileceini dnyordurn.
TANRI: Ancak mantken olas olanlan yapabilirim. Aziz Thomas'n dedii
gibi, "Tannnn olanaksz olan yapamayaca gereini kabul etmek
O'nun gcne bir kstlama getireceinden, gnahtr." Ayn fikir
deyim ama onun kulland gnah szc yerine hata szcn
kullanmay yelerim.
LML: Her neyse, zgr irade vermeyi senin semediini sylemen beni
hala artyor.
TANRI: Bandan bu yana, tm tartmann korkun bir yanllk zerine
kurulmu olduunu sana sylemenin galiba zaman geldi! Balan
gta yalnzca ahlaki bir dzeyde konuuyorduk. Sana zgr irade
vermi olduum iin ikayetiydin ve verip verrnernern gerektii so
rusu gndeme geldi. Bu konuda benim seme ansm olmad hi
aklna gelmedi.
LML: Hila anlarnadrn!
TANRI: Kesinlikle! nk sen konuya yalnzca bir ahlaknn gzyle ba
kabiliyorsun. Sorunun daha temel metafiziksel ynlerinin zerinde
hi durrnadn.
LML: Nereye varmak istediini hala anlarn deilim.
TANRI: Benden zgr iradeni kaldrrnarn isterneden nce, soracan ilk
soru, gerekten zgr iradeye sahip olup olmadn biiminde ol
mamal myd?
LML: Sahip olmay daalm gibi varsaydrn.
TANRI: Niin byle varsaydn?
LML: Bilmiyorum. zgn iradem var m?
TANRI: Evet.
LML: yleyse niin bunu daalm gibi varsaynamam gerektiini sy
ledin?
TANRI: nk varsayrnarnalsn. Herhangi bir eyin doru olmas, daal
m gibi varsaylrnasn gerektirmez.
LML: Her neyse, zgr irade konusundaki benim doal nsezirnin do
ru olduunu bilrnek bile gven verici. Bazen determinist gr yan
ls olaniann hakl olduundan endie ediyordum.
TANRI: Onlar hakldr.
Tann Taocu mu? 325
LML : Dur bir dakika, benim zgr iradem var m, yok mu?
TANRI : Var olduunu syledim sana. Ama bunun anlam, deterministler
hakszdr demek deildir.
LML: Peka.Ja, benim davraniarm doa yasalanyla saptanyor mu
saptanmyor mu?
TANRI: Bu cmledeki saptamak szc pek belli etmese de gl bir bi
imde yanl ynlendiriyor ve zgr iradeye kar determinizme ait
elikilerin yaratt karmaaya katkda bulunuyor. Elbette senin
davraniann doa yasalanyla uyumludur, ama doa yasalarnca
saptandn sylemek tmyle yanl bir psikolojik imge yaratr.
Bu imge, senin iradenin, bir ekilde doa yasalanyla elitiini ve
bu yasalarn senden gl olduunu ve istesen de istemesen de
yasalann senin davranlarn 'saptayaca' fikrini ortaya karr.
Ama senin iradenin doa yasalanyla elinesi olanakszdr. Sen ve
doa yasalan tek ve ayn eysiniz.
LML : Benim doayla elikiye dmeyeceimi sylerken ne demek is
tiyorsun? Benim ok inat olduumu ve doa yasalarna itaat et
meme karan aldm varsayalm. Beni durduracak bir ey var m?
Eer yeterince inat olursam, sen bile beni durduramazsn!
TANRI: Kesinlikle haklsn. Ben elbette seni durduramam. Hibir ey seni
durduramaz. Ama seni durdurmak gerekli deildir nk bir tek
adm bile atamazsn! Goethe'nin ok gzel bir ifadeyle anlatt gibi,
"Doa'ya kar gelmeye abalarken, aslnda bunu yapmak iin doa
yasalan uyannca hareket ediyoruz!" "Doa yasalar" denen eyin
aslnda senin ve teki varlklarn nasl hareket ettiini tanmladn
anlamyor musun? Bunlar senin nasl hareket ettiinin bir tanm
dr, nasl hareket etmen gerektiinin reetesi deildir ya da senin
hareketlerini saptayan , seni zorlayan bir g deildir. Bir doa ya
sasnn geerli olmas iin, senin nasl davrandn ya da davran
nay setiini hesaba katmas gerekir.
LML: Yani benim doa yasalanna kar gelmeye karar veremeyeceimi
mi sylemek istiyorsun?
TANRI : "Davranmay semek" yerine iki kez "davranmaya karar vermek"
demi olman ok ilgin. Bu tanmlama ok yaygndr. Kiiler ou
zaman "unu yapmay setim" yerine, e anlaml olarak "unu yap
maya kararlym" cmlesini kullanrlar. Bu psikolojik zdeleme,
determinizm ile seim yapmann grndnden ok daha yakn
olduunu ortaya karr. Elbette, zgr irade doktrininin, sapta
may yapan kiinin sen olduunu ileri srdn ve buna karlk
determinizm doktrininin davranlannn senin dnda bir ey tara
fndan saptandn ne srdn syleyebilirsin. Bu karkln
nedeni, gerei 'sen' ve 'senin dnda' olarak ikiye ayrmaktr. As-
326 Akln G'z
leyebilir ki? Bylesine karmak bir evrenle urarken kesin kenarl, temiz
mantn belirli noktalarda skntya gireceini herkesten ok mantkla
rn fark etmesi gerekmez mi? Marvin Minsky'nin en sevdii savlardan biri
'Mantk gerek dnyaya uyarlanamaz ' eklindedir. Bir bakma dorudur.
Yapay zeka zerinde alaniann karlat glklerden biri de budur.
Hibir zekann yalnzca akl yrtmeye dayanmayacan ya da kendi ba
na muhakemenin olanakszln fark etmeye baladlar, nk muha
keme, durumlann anlalabilmesi iin , nceden dzenlenmi kavramlar,
alglar, snflar, kategoriler -istediiniz tanm kullanabilirsiniz- sistemine
dayaldr. Bu noktada nyarglar ve seenekler devreye girmektedir. Muha
keme yetisinin, yalnzca alglama yetisinin kendisine aktard bir durumun
ilk zelliklerini kabul etmeye istekli olmasnn yan sra, eer bu grler
hakknda baz kukulan varsa, alglama yetisinin de geriye dnp durumu
tekrar yorumlamaya ve dzeyler arasnda kesintisiz bir dng yaratmaya
istekli olmas gerekir. Alglama ve muhakeme alt-benliklerinin arasndaki
etkileim, tm bir kiilii, bir lml'y oluturur.
D. R. H .
21
DAiRESEL HARABELER*
Aynann inden, VI
ya da zevkle ilgi gsterirler; yani sihirbazn bin bir gizli gece boyunca uzuv
larn, yz hatlarn teker teker dnceleri iinde oluturduu olunun
gelecei iin korku duymas doald.
Daha nceden belirli iaretleri olmasna karn, derin dncelere dal
d zamaniann sonu ani oldu. nce (uzun bir kuraklk dneminin ardn
dan) bir tepenin zerinde bir ku kadar hzl ve hafif bir bulut grnd;
sonra gneye doru gn rengi bir leoparn aznn pembeliine brnd;
derken metalik geceleri andran duman ortaya kt; sonunda ise hay
vanlarn panikle kat grld. nk olanlar aslnda yzyllar nce
olmutu. Ate tanrsnn tapna bir yangnla yok oldu. Kularn umad
bir afakta sihirbaz, dairesel alevlerin duvarlara yaklatn grd. Bir an
iin rnaa snnay dnd ama lmn yallk gnlerini talandr
mak ve grevlerinin yknden kurtarmak iin gelmekte olduunu anla
d. Alevlerin arasna doru yrd. Ama alevler onu yutmad, onu okad,
stmadan, patlamadan onu sarmalad. Hem rahatlayarak, hem utanarak,
hem dehete derek kendisinin de yalnzca bir grnt olduunu, bir
bakasnn dlerinden olutuunu alglad.
90-----
* Bkz. Rene Descartes, Sylem. Kurallar. Meditasyonlar, ev. Aziz Yardml, Idea, s .
142. [ -ed. notu.]
Dairesel Harabeler 339
JOHN R . SEARLE
* "Minds, Brains and Programs". John R. Searle'n The Behauioral and Brain Scien
ces, III. ciltten alnmtr.
342 Akln G'z
anlamak diye bir ey sz konusu deil. Yine de anlama olgusuna belirli bir
katk ya da gerekli bir koul salyor mu? Gl yapay zeka destekilerinin
bir iddias, benim ngilizce bir yky anladm zaman yaptklannn ince
simgeleri deitirirken yaptklanmla ayn -ya da belki aynsndan biraz faz
la- olduudur. Anlamadm incedeki durumumdan anladm ngilizcede
ki durumumu ayran, ksaca, daha ok ekilsel simge deitirme ilemidir.
Bu iddiann hatal olduunu kantlamadm, ama verdiim rnekte inanlr
olmad aka grlecektir. Bu iddiann inanlrln, anadil olarak konu
anlarla ayn girdi ve ktlara sahip bir program oluturabileceimiz ve ay
nca bu kiilerin programn rnekiemi olduklan zaman yaptklarn tanmla
yabilecekleri varsaymna dayanyor. Bu iki varsayma dayanarak, Schank'n
programnn anlay konusunda yknn tamam olmasa bile, bir ksm
olduunu varsayabiliriz. Sannn bu, deneysel bir olaslktr ama doru ol
duuna inanmamz iin hibir neden sunulmamtr; nk rnein ileri
srd -geri kesinlikle gstermemitir ama- bilgisayar programyla be
nim yky anlarnam arasnda bir balant yoktur. ince rneinde, yapay
zekann bir program araclyla bana verebilecei her eye sahibim ve hibir
ey anlamyorum; ngilizce sz konusu olunca her eyi anlyorum, bu ne
denle benim anlaynn bilgisayar programlaryla, yani tamamyla biimsel
olarak belirlenmi eler zerine uygulanan biliimsel ilemlerle herhangi
bir balants olduunu varsaymak iin hibir neden yoktur. Program, ta
mamen belirlenmi eler zerindeki biliimsel ilemlerle tanmland s
rece, bu rnek, bu ilemlerin anlama olgusuyla arasnda ilgin bir balant
olmadn gsteriyor. Anlama iin yeterli koullan salamad gibi, gerekli
koullar olduunu ya da belirgin bir katkda bulunduunu varsaymak iin
en ufak bir neden bile bulunmuyor. leri srlen argmann gcnn, sa
dece, farkl makinelerin farkl biimsel ilkeler zerinde alrken ayn girdi
ve ktilara sahip olabilecei konusunda olmadna dikkat edin; bununla
alakas bile yoktur. Daha ok, hangi biimsel ilkeleri makineye yklerseniz
ykleyin, anlamak iin yeterli olmayacan, nk bir insann da hibir
ey anlamadan bu ilkeleri takip edebileceini gsteriyor. ngilizce anladm
zaman, herhangi bir biimsel programla altn varsaymak iin hibir
neden yok nk bu gibi ilkelerin gerekli olduu ya da hatta katkda bulun
duunu kabul etmek asndan hibir neden ileri srlmyor.
yleyse ngilizce cmlelerde sahip olduum ve ince cmlelerde sahip
olmadm ey nedir? En ak yant birincisinin anlamn bildiim, ikincisi
nin anlam hakknda hibir fikrim olmaddr. Ama bunun ierii nedir ve
her neyse niin bir makineye veremiyoruz? Bu soruya ilerde geri dneceim
ama nce bu rnekle devam etmek istiyorum.
Bu rnei yapay zeka zerinde alanlara sunma frsatn birok kez
buldum ve iin ilgin yan, verilecek en uygun yant konusunda fikir birlii
ne ulaamamalanyd. ok artc bir dizi yant aldm ve aada en yaygn
Zihinler, Beyinler ve Programlar 345
*
"p ya da -p" nin her zaman doru olduunu kabul eden mantk kural [ -ev.
notu.]
** Ayrca 'anlamak' hem zihinsel (amal) durumlar hem de bu durumlarn
doruluunu (geerliliini, baarsn) ima eder. Bu tartma asndan biz
yalnzca bu durumlarn sahipliiyle ilgiliyiz.
*** Amallk tanm olarak belirli zihinsel durumlarn cisimlere ya da dnyada
ki olaylara yneltilmesidir. Inanlar, arzular ve amalar bu nedenle amal
durumlardr; yneltilmeyen kayg ve depresyon biimleri amal deildir.
346 Akln G'z
kt olarak bilgi, midenin ise girdi kt olarak besin aldn sylemek de iyi
bir yart olmaz, nk benim ya da dardan birinin bak asna gre, be
sinde de incede de bilgi yoktur; ince bir sr arlamsz izgiyle doludur.
ince rneindeki bilgi yalnzca programclann ve evirmenlerin gznde
vardr ve benim sindirim uzuvlanmn girdi ktsn istedikleri takdirde bilgi
olarak yorumlamalarn engelleyen hibir ey bulunmaz.
Bu son nokta, gl yapay zekada baz bamsz sorunlar ortaya kar
dndan, bir an konudan ayrlp aklamak gerekir. Eer gl yapay zeka
psikoloj inin bir dal alacaksa, gerekten zihinsel olan sistemlerle olmayan
lar ayrt edebilmesi gerekir. Zihnin alma ilkeleriyle, zihinsel olmayan
sistemlerin alma ilkelerini ayrt etmesi gerekir, aksi takdirde zihinsel
olanla ilgili nasl zihinsel olduuna dair bize hibir aklama sunamaya
caktr. Ayrca, zihinsel olan ve zihinsel olmayan ayrm yalnzca bakaniann
gznde olmamal, sistemlerin temelinde bulunmaldr, yoksa herhangi bir
gzlemci, istedii takdirde, rnein insanlar zihinsel olmayanlar ve frt
nalar zihinsel olanlar olarak yorumlayabilir. Fakat, yapay zeka literat
rnde, bu ayrm ounlukla ylesine bulanktr ki, uzun vadede, yapay
zekann bilisel bir sorgulama olduu iddias iin ok zararl olabilir. r
nein McCarthy yle yazyor: "Termostat gibi basit makinelerin inanlar
olduu sylenebilir ve inan sahibi olmak, sorun zmleme performans
gsterebilen ou makinenin bir zelliidir" (McCarthy 1 979) . Gl yapay
zekann bir zihin kuram olabileceini ileri srenler, bu szlerin altnda
yatan imalar iyice dnmelidirler. Gl yapay zekann bir kef olarak,
duvardaki sy ayarlayan maden parasnn, tpk bizim, elerimizin, o
cuklarmzn sahip olduu biimde inanlar bulunduuna inanmamz is
teniyor ve ayrca odadaki telefon, teyp, hesap makinesi, elektrik dmesi
gibi dier gerelerin "ounun" da ayn biimde gerekten inanlan olduu
ileri srlyor. Bu yaznn amac McCarthy'nin szlerine kar kmak ol
madndan, aadaki noktalan tartmadan vurgulayacam. Zihin hak
kndaki almalar, insanlarn inanlar olduu ve termostatlarn, telefon
larn, hesap makinelerinin inanlar olmad gereinden yola kar. Eer
bu noktay yadsyan bir kurarn ileri srerseniz, bu noktaya kart bir rnek
oluturursunuz ve kurarn hatal olur. Yapay zeka ile uraan insanlarn,
bu tip eyler yazarken pek fazla ciddiye almadklanndan, bakalannn da
almayacan varsaydklar izlenimini ediniyoruz. En azndan bir an iin bu
konuyu ciddiye almay neriyorum. Bir an iin duvardaki maden paras
nn gerek, salam inanlar, nerme ieren, tatmin edici koullar ieren
inanlar, gl ya da zayf olma olasl tayan inanlar , sinirli, kaygl ya
da gvenli inanlar, dogmatik, mantkl ya da bat! inanlar, kr krne
inandklar ya da kukucu alglamalar , ksacas her trl inanc olduunu
saptamak iin nelerin gerekli olduunu dnn. Termostat bu konuda
bir aday olmad gibi mide, karacier, hesap makinesi ya da telefon da
Zihinler, Beyinler ve Programlar 349
aday olamaz. Ne var ki, bu fikri ciddiye aldmza gre, ardndaki gerein,
gl yapay zekann bir zihin bilimi olduu iddiasna, ok nemli bir sonu
getirdiine dikkat edin. nk imdi zihin her yerdedir. Biz aslnda zihni,
termostatlardan ve karacierlerden ayrann ne olduunu renmek iste
mitik. McCarthy hakl bile olsa, gl yapay zekann bunu bize aniatma
umudu hi yoktur.
"Niin olmasn?"
nk biimsel simge maniplasyonlarnn kendi bana amall
yoktur; olduka anlamszdrlar; simgeler herhangi bir eyi simgelemediin
den aslnda simge maniplasyonu bile deildirler. Dilbilim terminolojisin
de, yalnzca szdizimi vardr, anlambilim yoktur. Bilgisayarlarn sahipmi
gibi grnd amallk, yalnzca, onlar programlayanlarn, kullananla
rn, onlara girdi aktaranlarn ve ktlan yorumlayaniann zihnindedir.
ince odas rneinin hedefi, amall olan birini (bir adam) sisteme
sokup ona biimsel bir programla programladmz zaman , bu programn
fazladan bir amallk tamadn gstermekti. rnein adamn ince an
lama yeteneine hibir katk salamyordu.
Yapay zekann en ekici gelen unsuru -program ile gerekletirme ara
sndaki ayrm- simlasyonun kopyalama olduu iddiasn rtyor. Prog
ram ile programn donanm dzeyinde gerekletirilmesi arasndaki fark,
zihinsel ilem dzeyiyle beyinsel ilem dzeyi arasndaki ayrma paralel
gibi grnyor. Eer zihinsel ilem dzeyini biimsel bir program olarak
tanmlarsak, zihnin temelinin ne olduunu, iebak psikolojiye ya da
beynin nrofizyolojisine girmeden tanmlayabiliriz gibi geliyor. Ne var ki,
'zihin beyin iin neyse, program da donanm iin odur' denklemi birka
noktadan krlyor ve bu noktalarn n aada aklyoruz:
Birincisi, program ile gerekletirme arasndaki ayrm sonucunda,
ayn program, hibir amall olmayan bir sr lgn gerekletirmeye
sahip olabilir. rnein, Weizenbaum ( 1 9 7 6 , Blm 2) nasl bir rulo tuvalet
kad ve bir yn akl ta ile bir bilgisayar ina edilebileceini ayrntl
olarak anlatyor. Ayn ekilde, ince yk anlama program da, bir dizi su
borusuna, bir takm rzgar makinesine ya da yalnzca Ingilizce bilen bir
insana uygulanabilir ve hibiri ince anlamaya balamaz. Talar, tuvaJet
kad, rzgar ve su borulan , her eyden nce, zaten amalla sahip ol
mak iin yanl seilmi nesnelerdir. Yalnzca, beyinler gibi nedensel g
leri olan eyler amalla sahip olabilir; ngilizce konuan adam amallk
iin gerekli malzerneye sahiptir, ama program ezberleyerek fazladan ama
llk kazanmadn; nk ezberlemenin ona ince retmediini kolayca
grebilirsiniz.
kincisi, program tmyle biimseldir ama amallk durumlar bu an
lamda biimsel deildir; biimleriyle deil, ierikleriyle tanmlanr. rnein
yamur yad inanc, belirli bir biimsel ekil olarak tanmlanmaz ama
uyum yn ve tatmin koullan ile belirli bir zihinsel ierik olarak (bkz,
Searle 979) tanmlanr. Aslnda, byle bir inancn szdizimsel anlamda
biimsel bir ekli yoktur, nk ayn inan, farkl dil sistemlerinde, sonsuz
sayda farkl szdizimsel ifadeleyle anlatlabilir.
ncs, daha nce de belirttiim gibi, zihinsel durumlar ve olgular,
beynin almasnn bir rndr ama program, bilgisayarn, bu biimde
356 Akln G'z
bir rn deildir.
"Eer programlar zihinsel ilemleri hibir biimde oluturmuyorsa, ni
in bunca insan tam tersine inanyor? En azndan bunun biraz aklanma
s gerekir. "
Buna nasl yant vereceimi bilmiyorum. Bilgisayar simlasyonlannn
gerek eyler olabilecei fikri daha ilk banda kukulu grnmelidir n
k bilgisayar, hibir ekilde zihinsel ilemleri simle etmekle snrl deil
dir. Hi kimse yangn alarmnn bilgisayar simlasyonunda mahallenin ya
nacan ya da bir yamurlu frtna simlasyonunda hepimizin srlsklam
sianacan varsaymaz. yleyse anlamann bilgisayar simlasyonunun,
gerekten bir eyler anladn niin varsaylsn? Bazen bilgisayarlarn ac
duymalannn ya da ak olmalannn inanlmaz derecede zor olaca sylen
mektedir ama ak ve ac, anlama durumundan daha kolay ya da daha zor
deildir. Simlasyon iin yalnzca doru girdi ve ktlar ile girdileri kt
ya dntren bir programa gereksiniminiz vardr. Bilgisayann yapt her
ey iin bunlar yeterlidir. Simlasyonla kopyalamay birbirine kartrmak,
ister ac, ak, anlama, yangn ya da ister frtna olsun, hep ayn hatadr.
Yine de, yapay zekann birok insana zihinsel olgular yeniden retir
ve bylece aklar gibi grnm olmasnn ya da halen grnmesinin- baz
nedenleri vardr ve bence bunlar ortaya karan nedenleri tmyle akla
kavuturmadka, bu yanlsamalan yok etmeyi baaramayacaz.
Birincisi ve belki de en nemlisi, 'bilgi ileme' konusundaki karklk
tr: bilisel bilimle uraanlarn ou, insan beyninin zihniyle 'bilgi ileme'
ad verilen bir ii yaptna inanr ve benzer ekilde, bilgisayar da progra
myla bilgi ileme ii yapar; buna karlk, yangnlar ve frtnalar kesinlikle
bu ii yapmaz. Bylece bilgisayar, herhangi bir ilemin biimsel unsurlarn
simle edebilmesine karn, zihin ve beyin ile zel bir balant kurar nk
doru programlanan bilgisayann -ki en ideali beyindeki programla- bilgi
ileme sreci beyinle ayn biimdedir ve bu bilgi ileme, aslnda zihnin te
melidir. Ama bu argmann sorunu, 'bilgi' kavramndaki belirsizlikte yat
maktadr. Programlanan bilgisayar, insanlarn aritmetik problemleri d
ndkleri ya da ykler hakkndaki sorular yantladklarnda yaptklar
anlamda 'bilgi ileme' yapmaz. Bilgisayann yapt, biimsel simgeleri ma
niple etmektir. Programemn ve yorumcunun, ktlar, dnyada var olan
cisimlerin yerini tutan simgeler olarak kullanmalar, bilgisayarn alannn
tmyle dndadr. Tekrarlarsak, bilgisayarn szdizimi vardr ama anlam
bilimi yoktur. Yani bilgisayara "2 art 2 eittir?" yazarsanz, size "4" yantn
verecektir. Ama "4"n 4 anlamna geldiini ya da herhangi bir anlam ol
duunu bilmez. Bunun nedeni birinci basamak simgelerin yorumlanmas
iin ikinci-derece bilgiye sahip olmamas deil, bilgisayar asndan birinci
derece simgelerin hibir yorumunun bulunmamasdr. Bilgisayarn elinde
yalnzca biraz daha fazla simge vardr. Bu nedenle, 'bilgi ileme' fikrinin
Zihinler, Beyinler ve Programlar 357
ortaya atlmas ikilem oluturur: ya 'bilgi ileme' fikrini, ilemin bir paras
olarak amall ima edecek biimde anlamlandnnz ya da anlamlandr
mayz. Eer anlamlandnrsak, programlanm bilgisayar bilgi ileme iini
yapmaz, yalnzca biimsel simgeleri maniple eder. Eer anlamlandrmaz
sak, bilgisayar da ancak hesap makinelerinin, daktilolarn, midelerin, ter
mostatlarn, frtnalarn ve kasrgalarn yapt biimde bilgi ileme iini
yapar. Yani onlar, bir utan bilgiyi alp, dntrp, dier utan kt ola
rak bilgi verir diye tanmlayabileceimiz bir tanmlama dzeyleri vardr. Bu
durumda da, genel anlamda girdi ve ktlan yorumlamak iin dardan
gzlemcilere gerek vardr. Bylece, bilgi ileme benzerlii asndan bilgisa
yar ile beyin arasnda bir benzerlik kurulamaz.
kincisi, yapay zeka almalannn ounda, artakalan bir davran
lk ya da ilemsekilik vardr. Uygun programlanm bilgisayarlar insanla
nnkine benzeyen girdi-kt dzenlerine sahip olduundan, onlara, insan
Iann zihinsel durumlarna benzer zihinsel durumlar yklerneye eilimliyiz.
Ama bir sistemin bir anlamda, hibir amalla sahip olmadan, insana
zg kapasitelere kavramsal ve deneysel olarak sahip olabilecei olasln
grnce, bu eilimden vazgeebilmeli_:.iz. Benim hesap makinemin hesap
lama kapasitesi vardr, ama amall yoktur ve bu yazda, bir sistemin,
anadili ince olan birini kopya edecek girdi ve ktya sahip olabileceini
ama her ne ekilde programlanrsa programlansn, inceyi anlamayacan
gstermeye altm. Turing testi, hi ekinmeden davran ve ilemseki
olma geleneinin tipik bir rneidir ve eer yapay zeka alanlan davran
l ve ilemselcilii reddetselerdi, simlasyon ile kopyalama arasndaki
kankln byk bir ksm ortadan kalkacakt.
ncs, bu artakalan ilemselcilie, dalizm ilkesinin artakalan bir
biimi de katlmaktadr; geri gl yapay zeka, zihin sz konusu olunca,
beynin nemli olmad dalist varsaymla anlam kazanmaktadr. Gl
yapay zekada (ve ilevselcilikte) nemli olan programlardr ve programlar
makinelerdeki gerekletirmelerinden bamszdrlar. Yapay zeka asn
dan, ayn program, bir elektronik makine, Kartezyen bir zihinsel madde
ya da Hegelci bir dnya ruhu tarafndan gerekletirilebilir. Bu konular
tartrken yaptm en artc keif, yapay zeka alanlannn ounun,
insana ait gerek zihinsel olgularn, gerek insan beyninin gerek fiziksel
kimyasal zelliklerine dayand fikrim karsnda adeta ok geirmeleriydi.
Ama bir an dnrseniz, armamam gerektiini anlarsnz nk da
lizm ilkesini kabul etmediiniz srece, gl yapay zeka projesinin hibir
ans yoktur. Bu projenin hedefi, zihinsel olgulan programlar tasariayarak
yeniden retmek ve aklamaktr ama zihin yalnzca kavramsal deil, de
neysel olarak da beyinden bamsz olmad takdirde, bu projeyi yrte
mezsiniz nk program her trl gereklemeden bamszdr. Zihnin kav
ramsal ve deneysel olarak beyinden aynlabileceine inanmadnz srece
358 Akln G'z
Eer beyninizdeki hcreler, says gitgide artan, yerini ald her birimin girdi
kt fonksiyonunu ayn biimde yrtmek zere programlanm entegre dev
re ipieriyle deitirilirse, siz herhalde tpk bugnk gibi konumay sr
drrsunz ama bir sre sonra sylediklerinizin hibir anlam kalmamaya
balar. Biz dardan gzlemciler iin szck olarak adlandracaklarmz, sizin
iin, devrelerin karmamza neden olduu belirli sesler biimini alacaktr.
lanmasn ieriyor:
RAYMOND M . SMULLYAN
TALHSZ BR DALST*
Bir zamanlar bir dalist vard. Zihin ve maddenin ayr eyler olduuna
inanrd. Nasl etkileim gsterdiklerini bilmiyormu gibi davranr, yaamn
"gizemlerinden" biri olarak grrd. Ama zihin ile maddenin ok ayr eyler
olduundan emindi.
Ne yazk ki, bu dalist dayanlmayacak kadar ac veren bir yaam s
ryordu. Bunun nedeni felsefi inanlar deildi, farkl nedenleri vard. Ya
amnn sonuna dek huzur bulamayacann kusursuz deneysel kantlan
vard elinde. lmekten baka hibir eyin zlemini ekmiyordu. Ama baz
nedenlerle intihar etmekten kanyordu: ( 1 ) lmyle bakalanna ac ver
mek istemiyordu; (2) intiharn ahlaki adan yanl olmasndan korkuyor
du; (3) lmden sonra yaam olabileceinden ve sonsuz cezaya arptnlma
riskinden ekiniyordu. Yani bizim zavall dalist ok aresizdi.
Derken u mucize ila kefedildi! Hac alan kiinin ruhu ya da zihni
tmyle iptal oluyor, ama bedeni tpk eskisi gibi almasn srryor
du . Hac alan kiide gzlemlenecek bir deiim olmuyordu; beden sanki
hala bir ruhu varm gibi davrannay srdryordu . Kendisi aklamad
takdirde en yakn dostlar bile ilac aldn anlamyorlard.
Hkesel olarak byle bir ilacn olanakszlna inanyor musunuz? Eer
olabileceini varsayyorsanz, alr mydnz? Bunu ahlakd olarak m g
rrdnz? Kitab Mukaddes 'te byle bir ilacn kullanlmasn yasaklayan
bir ey var m? Nasl olsa ilac alan kiinin bedeni dnyadaki sorumluluk
larn yerine getirmeyi srdryor. Baka bir soru: Einizin bu ilac aldn
ve sizin bunu bildiinizi varsayalm. Onun artk bir ruha sahip olmadn
biliyorsunuz ama o, sanki ruhu varm gibi davrannay srdryor. Eini
ze olan sevginiz azalr m?
Tanrm, eer bir tanr varsa, ruhumu kurtar, eer benim bir ruhum varsa.
Ernest Renan
priere d'un sceptique JBir Kukucunun Duasl
daHanmalar bir insan kadar kannak bir canlnn olumas iin mucizeler
yaratmtr.
Yeni domu bir buza gibi daha basit bir hayvan dnn. Bir sa
atlik buza yalnzca grp yrmekle kalmaz, igdsel olarak insanlar
dan da kaar. Bu davranlar ok eski kaynaklardan gelmektedir; nk
bu tip davran genleri bulunan "Prototp inekler"in sa kalm yzdesi daha
yksekti. Bu davranlar dier milyonlarca baarl uygulama gibi byk
ba hayvanlarn genlerine ifretenrnek zere sinir hcreleri dzenine 'dz
lenmitir' ve imdi retim bandndan kan her buza iin hazr unsurlar
biimini almtr. Kendi bana baklnca inek genleri ya da insan genleri
neredeyse hi aklanamayacak mucizeler gibi grnr. Molekler dzenle
re ok fazla tarih sktnlmtr. Bu mucizeyi zebitmek iin geriye doru
gidip evrim aacn, yalnzca sa kalan daltarla snrlandrmadan yeniden
yaratmak zorundasnz! Ama tek bir inee bakarken atalannn baarl ya
da baarsz soy aacn grmediimizden, beyin yapsna sktnlm uzun
vadeli amalar, hedeflerini grp aknla uruyoruz. zellikle kafasnn
iindeki milyonlarca amasz lokal sinir hcresi atelemesinin bir araya ge
lip tutarl, erekli bir tarz oluturmasn ya da bir inein ruhunu yaratmasn
hayal ederken aknlmz biraz daha artyor.
Buna karlk insanlarda zihin ve karakter doumdan sonra yllarca
ekilienmeyi srdryor ve bu uzun zaman sresinde sinir hcreleri, ev
reden aldklar geri iletimleri zmseyerek, bir dizi tarz yaratacak ekilde
yeniden ekil alyorlar. ocukluk dneminde alnan dersler bilinalt ate
leme dzenlerine sktnlyor ve bu minik renilmi sinir hcresi dzenle
ri, genlere ifretenmi dier minik hcre dzenleriyle birlikte hareket edin
ce, bir insan gzlemci olarak bir tek byk dzen ya da bir insann ruhunu
gryoruz. Bu nedenle "ruhu ldrp" davran biimlerini deitirmeden
brakan ila fikri hibir anlam iermiyor.
Elbette bask altnda kalnca insan ruhu -ilkeler dizisi- ksmen kv
nlabiliyor. 'Sktnlamaz' gibi grnen ey aslnda a gzlle, hrete,
kibre, kokumulua, korkuya, ikenceye boyun eiveriyor. Bu ekilde bir
"ruh" bozulabilir. Orwell'in 1 984 adl roman, ruhun bozulmasnn meka
niini ok canl betimliyor. Kltler ya da terrist gruplar tarafndan uzun
sreler tutsak edilip beyinleri ykanan kiiler, yllar boyunca sinir hcrele
rine byk bir zenle sktnlm olan drtlerin kresel tutarln yitire
biliyorlar. Yine de dehet verici, korkun dnemlerden sonra bile, en iteki
ze ya da merkezdeki ruhun 'dinlenme pozisyonuna' geri dnme eilimi ya
da dayankll grlebiliyor. Bu duruma 'ruhun i dengesinin uyumu' ad
verilebilir.
Daha neeli bir konuya geelim. inde ruh bulunmayan bir evren d
nn; bir tek zerre bile zgr irade ya da bilin olmayan, hibir kesinde
bir tek sevgi olmayan mekanik bir evren dleyin. Bu evren belirlenirnci
372 Akln G'z
THOMAS NAGEL
* Thomas Nagel'in "What Is It Like to Be a Bat?" isimli yazs daha nce The Philo
sophical Review, Ekim 1974 saysnda yaymlanmtr.
** Nagel'in kaynaklan iin bkz. Ek Okumalar blm.
378 Akln G'oz
* Belki gerekten byle robotlar olmayabilir. Belki bir insan gibi davranacak kadar
karmak olan herhangi birey deneyim yaayabilir. Ama eer bu doruysa bile,
bu gerek srf deneyim kavramlannn analizi ile kefedilemez.
** Bizim inat ettiimiz konulara edeerde deildir; nk hem biz deneyim ko
nusunda byle davranmayz hem de deneyimleri asndan hibir inanlan olma
yan, konuamayan, dnemeyen hayvanlar da deneyim yaarlar.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 379
farkl olduunu tahmin edebilmek iin herhangi bir yntem olup olmad
n dnmeli ve eer yoksa, bu kavram anlamak iin hangi alternatif
yntemler bulunabileceini aratrmalyz.
Hayal gcmzn temelini kendi deneyimlerimiz oluturduundan,
olduka kstl saylr. Bir kiinin, kollannn ucunda, gn doarken ya da
batarken evrede uup bcekleri yakalayp azna atmasna yardmc ola
cak perdeleri; gr ok kstl olduundan evresindeki dnyay ancak
yksek frekansl ses sinyallerinin yansmas sistemiyle algladn; gn
boyu bir tavan arasnda ayaklarndan ba aa asl durduunu hayal et
meye almasnn yarar olmayacaktr. imdilik hayalimde canlandrdk
larm (pek fazla olmamakla birlikte) bana yalnzca benim bir yarasa gibi
davrannamn nasl bir ey olacan gstermitir. Ama soru bu deildir.
Ben, bir yarasa iin bir yarasa olmann nasl bir ey olduunu renmek
istiyorum. Yine bunu hayal etmeye abalarken, zihnimin kaynaklanna
bal kalyornn ve bu kaynaklar da bu i iin yeterli olmuyor. Bildiim
deneyimlere bir eyler eklerneyi hayal ederek ya da bu deneyimimden baz
paralan kararak ya da ekleme, karma ve deitirmeler yaparak bu ii
baaramam.
Temel yapm deitirmeden bir yaban ars ya da bir yarasa gibi grn
meye ve davranmaya almarnn snn hibir zaman bu hayvaniann yaa
dklan deneyimlerle edeerde olmayacaktr. Buna karlk, bir yarasann
isel nrofizyolojik yapsna sahip olmam gerektii varsaymna da hibir
anlam yklenemez. Gitgide artan derecelerde bir yarasaya dnsem bile,
u andaki durumumda hibir ey benim ilerdeki deiim aamalannda ya
abileceim deneyimleri hayal etmemi salayamaz. En iyi kantlar ancak
yarasalann deneyimlerinden elde edilebilir ve keke bunlarn nasl olduk
larn bilebilseydik.
Kendi durumumuzdan bir yarasa olma fikrini tahmin edebilmek hibir
zaman tamamlanamayacaktr. Nasl bir ey olduunun ematik bir kav
ramndan daha fazlasn biimlendiremeyeceiz. rnein hayvann yaps
ve davranlarn temel alarak genel deneyim trleri ykleyebiliriz. Byle
ce yarasa sonarn -boyutlu, ileriye dnk alglamal bir biim olarak
tanmlayabiliriz; yarasalann baz ac, korku, alk, ve ehvet duygulanna
kapldklanna ve sonar dnda daha tandk alg duyulan olduuna ina
nyoruz. Ayn zamanda bu deneyimlerin zel, znel karakteri olduuna ve
bizim alglama alanmz dnda kaldna da inanyoruz. Eer evrenin bir
yerinde bilinli yaam varsa, bunun bir ksm bildiimiz en genel deney
sel tanmlarla aklanamayabilir.* (Bu sorun yalnzca farkl olgularla snrl
bir kouludur ki, kendi gr alar algladklan ortak gerein bir paras
deildir. ndirgeme ancak bir trn zel gr as indirgenecek olgudan
synlabilirse baarl olacaktr.
D dnyay daha derinlemesine anlamak iin bu gr asndan
uzaklamakla doru yapyoruz ama isel dnyann znde bulunduun
dan, yalnzca bir gr as olmakla kalmadndan tmyle gz ard ede
meyiz. Yeni dnem felsefi psikolojinin yenidavranh, indirgenemeyecek
hibir eyi geride brakmamak amacyla, gerek eyin yerine nesnel bir zi
hinsel kavram kullanma abasndan ortaya kmaktadr. Eer fiziksel bir
zihin kuramnn, deneyimin znel karakterini aklamas gerektiini kabul
edersek, u anda var olan hibir anlayn bunun nasl yaplabilecei konu
sunda bize bir ipucu salamadn da itiraf etmemiz gerekir. Bu, kendine
zg bir sorundur. Eer zihinsel sreler gerekten fiziksel sreler ise,
doas gerei belirli fiziksel srelere maruz kalmas gereken bir ey zaten
var demektir.* Byle bir eyin nasl olmas gerektii ise henz bir gizem
* Bu nedenle aradaki balant, neden ve ayn sonu balants gibi koullara bal
olmayacaktr. Belirli bir fiziksel durumun belirli bir biimde hissedilmesi zorun
lu olarak doru olacaktr. Kripke ( 1 972) zihin sel olann nedensel davran ve
balantl analizlerinin baansz olmasnn. rnegin 'annn' yalnzca anlann o
anki koullara bal ad olarak yorumlanmasna dayal olduu savn ileri srmek
tedir. Bir deneyimin znel karakterinin (Kripke buna 'deneyimin aracsz fenom
enolojik nitelii' adn vermekte [s. 340] ) . bu gibi analizlerde gz ard edilen temel
bir zellik olduunu ve aslnda deneyimin kendisi olduunu ileri srmektedir.
Benim grm de onun grne yakndan baldr. Kripke gibi ben de belirli
bir beyin durumunun daha fazla aratnlmadan anlalmayacak belirli bir znel
karaktere sahip olmas gerektiine inanyorum. Zihin-beyin balantsn koullara
dayal olarak gren kurarnlardan byle bir aklama knamaktadr ama belki
henz kefedilmemi baka alternatifller de vardr.
Zihin-beyin balantsnn nasl gerekli olduunu aklayan bir kurarn yine
de bizi Kripke'nin, niin koullara dayal olduunu aklama sorunuyla babaa
brakacaktr. Bu zorluk aadaki biimden dolay bana alamaz gibi grnme
ktedir. Herhangi bir e); algsal olarak, yaknlk duyarak ya da simgesel olarak
kendimize temsil ederek hayal edebiliriz. Simgesel hayal gcnn nasl altn
sylemeye abalamayacam ama dier iki vakada olup bitenin bir paras da
budur. Herhangi bir eyi algsal olarak hayal etmek iin kendimizi onu gerekten
algladmz temsil eden bilinli bir duruma getiririz. Herhangi bir eyi yaknlk
duyarak hayal etmek iin kendimizi o nesneyi temsil eden bilinli bir duruma
getiririz. (Bu yntem yalnzca bize ya da bakalanna ait zihinsel olgular ya da
durumlar hayal etmek iin kullanlr.) Zihinsel bir durumu bal olduu beyin
sel durumdan ayn olarak hayal etmeye kalknca, ncelikle zihinsel durumun
oluumunu hissetmeye alarak hayal ederiz; yani kendimizi zihinsel olarak onu
temsil eden bir duruma getiririz. Ayn zamanda algsal olarak balantl fiziksel
olgunun olmadn hayal etmeye abalanz ve bunu yapmak iin kendimizi birin-
386 Akln G'z
olarak kalmaktadr.
Bu dncelerden nasl bir ders kanimal ve bundan sonra ne yapl
maldr? Fizikalizmin yanl olduunu dnmek hataldr. Zihnin hatal
bir nesnel analizini varsayan bir fizikalist grn yetersizlii hibir ey ka
ntlamaz. Fizikalizmin anlayamadmz bir gr olduunu nk imdilik
nasl doru olduunu gsterecek bir kavrama sahip olmadmz sylemek
daha gereki olur. Belki de anlamann bir koulu olarak byle bir kavram
gerektiini dnmek mantkszlk olacaktr. Ne de olsa fizikalizmin anlam
aktr: Zihinsel durumlar bedenin durumlandr; zihinsel olgular fiziksel
olgulardr. Bunlarn hangi fiziksel durumlar ve olgular olduklann bilmiyo
ruz ama bilmemek, varsaym anlamamz engellemez. 'Olmak' szcn
den daha ak ne olabilir?
Bence bu szcn aka anlalr gibi grnmesi aslnda aldatcdr.
ounlukla bize X, Y'dir dedikleri zaman bunun nasl doru olmas gerekti
ini biliriz, ama bu durum yalnzca bu szckle aktanlmad gibi kavrarn
sal ya da kuramsal bir birikime dayanmaktadr. X ve Y'nin neyi anlattn,
nasl bir eyleri gsterdiini biliriz ve iki simgesel yolun tek bir nesne, bir
kii, bir sre ya da bir olgu zerinde nasl birieebilecei hakknda yakla
k bir fikrimiz vardr. Ama zdelemenin iki tanm birbirinden ok farkl
olursa bunun nasl doru olacan anlamak pek kolay olmaz. Hatta bu iki
simgesel yolun nasl birleecei ya da ne gibi eyler zerinde birleeceine
dair yaklak bir fikrimiz olmayabilir ve bunu anlamak iin bize kuramsal
bir erevenin verilmesi gerekebilir. Bu ereve olmadka zdeleme mis
tik bir sisin iinde kalr.
Bu durum, temel bilimsel keiflerin kiinin tmyle anlamadan kabul
etmesi gereken neriler olarak sunulmasnn sihirli ynn aklamakta
dr. rnein insanlara artk ok kk yalarda maddenin aslnda enerji
olduu sylenmektedir. "Olmak"n ne demek olduunu bildikleri halde, ku
ramsal bir altyapya sahip olmadklarndan, ou bu iddiann nasl doru
olaca konusunda bir anlay gelitirememektedir.
Gnmzde fizikalizmin stats, Sokrates ncesi bir dnr tarafn
dan maddenin enerji olduunu ileri sren bir varsaymn ortaya atlm ol-
cisiyle balants olmayan baka bir duruma getiririz: fiziksel olgunun olmadn
algladmz zaman hangi durumda olacaksak o duruma getirmi oluruz. Fiziksel
unsurlarn hayal edilmesi algsal ve zihinsel unsurlarn hayal edilmesi yaknlk
hissiyle olunca, herhangi bir deneyimi balantl olduu beyinsel durum olmadan
ve tam tersi biimde hayal edebilecekmiiz gibi gelir. Birbirinden ok farkl hayal
lerin bamszl nedeniyle, aralanndaki balant zorunlu bile olsa koullu gibi
grnecektir.
(Eer kii yaknlk hissi duyularak kurulan hayalin sanki algsal hayal gibi
altn dnerek yanl yorumlarsa, tekbencilik ortaya kar: bylece kendi
sine ait olmayan herhangi bir deneyimi hayal etmek olanaksz gibi grnr.)
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 387
* Geri ben psikofziksel yasalara kar olan argman anlamyorum ama bkz. Da
vidson ( 1 970).
** Ayn grler Nagel iin de geerlidir ( 1 965).
*** Bu soru ayn zamanda, zihin-beden sorunuyla yakn balants ounlukla
388 Akln G'z
gzard edilen baka zihinler probleminin znde de yatar. Eer kii znel deney
imlerin nasl nesnel bir doaya sahip olacan anlarsa, kendinden baka zneler
in varln da anlayacaktr.
* "Fiziksel" terimini tanrnlarnadrn. Daha fazla gelime beklediirnizden, ada
fiziin kavramlaryla tanrnlanabileceklere uygulanamayaca aktr. Bazlan
zihinsel olgularn eninde sonunda kendi ilerinde fziksel olarak kabul edilecekleri
ni engelleyecek hibir ey olmadn dnmeyi yeler. Ama fiziksel iin baka ne
sylenirse sylensin, nesnel olmak zorundadr. Eer fiziksel konusundaki fikrimiz
zihinsel olgulan kapsayacak kadar genileyecekse -halen fiziksel olarak giilen
dier olgularn terimleriyle analiz etse de etmese de- onlara nesnel bir karakter
yklernesi gerekir. Bana yle geliyor ki, te yandan, zihinsel-fiziksel ilikisi, so
nunda, temel tanmlan her iki snfa da aka yerletirilerneyecek bir kurarnla
ifade edilecektir.
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 389
kabul eden unsurlar, daha bildik bir cinsin nesnel aklamalan iin aday
olabilirler. Bu tahmin doru olsa da olmasa da, znellik ve nesnellik so
runu zerinde daha fazla dnmeden, herhangi bir fiziksel zihin kuram
dnlemez gibi geliyor. Aksi takdirde, onu gz ard etmeden zihin-beden
sorununu ne sremeyiz.
-----
McDonald's'da almak nasl bir eydir? Otuz sekiz yanda olmak nasl
dr? Bugn Londra'da olmak nasldr?
Everest'e trmanmak nasl bir eydir? Jimnastik dalnda Olimpiyatlarda
altn madalya kazanmak nasldr?
Iyi bir mzisyen olmak nasldr? Klavyede fgler yaratabilmek nasldr? J.
S . Bach olmak nasl bir eydir? talyan Konertosu 'nun son notalarn yazan
J. S . Bach olmak nasldr?
Dnyann dz olduuna inanmak nasl bir eydir?
Sizden akl almaz bir ekilde daha zeki biri olmak nasl bir eydir? Ya da
alal almaz bir biimde daha az zeki?
Bir anya sopayla vurmak nasl bir eydir? Sopayla vurulan bir ar olmak nasl bir
eydir? Sopalanm bir ar olmak nasl bir eydir? (Jim Hull'un izimi)
392 Akln G'z
"X olmak nasl bir eydir?" cmlesiyle ortaya kan imge son derece ekici
ve kkrtcdr. . . Zihinlerimiz ok esnektir ve "yarasa olmak nasl bir ey"
gibi bir fikri kabul etmeye ok yatkndr. stelik baz eylerin "olmak gibi
bir ey" olduu ya da "yapabilme gcne sahip eyler" olduu fikrini de ka
bul etmeye ok hevesliyiz. "Yapabilme gcne sahip eyler" arasnda yara
salar, inekler, insanlar vardr. Bu ltn geerli olmadklan arasnda ise
toplar, biftekler, galaksiler (ama galaksiler sonsuz sayda yapabilme-erkine
sahip eyleri ierirler) bulunur. yleyse bu lt nedir?
Felsefe yazlannda, bilinli olma yeteneine sahip olmann gerekli nite
liklerini uyandrmak iin ok eitli tanmlar kullanlmtr ("bilinli olmak"
bu tanmlardan biridir) . "Ruh" ve "can" iki eski tanmdr. Gnmzde ise
"amallk" en moda tanmdr. "Bilinlilik" tanm her zaman geerlidir. Ay
nca "zne olmak", "i dnyas olmak", "deneyim geirmek", "bak asna
1. Ob die Kopie wirklich du bist, dafr muss der Beweis noch erbracht werden.
(Kopyann gerekten sen olacana dair, yine de bunun kantnn salanmas
gerekir.)
2. Die Kopie wird behaupten, dass sie du ist. (Kopya, sen olduunu iddia
edecektir.)
zdelik belirten her iki cmlede de, nce "kopya" (ya da "o") grlyor, ar
dndan "sen," ardndan da fiil geliyor. Birinci cmlenin yaps znenin 'sen'
ve tmlecin 'kopya' olduunu gsterirken, ikinci cmle znenin 'kopya' ve
tmlecin 'sen' olduunu ortaya koyuyor. Fiilin cmle sonunda bulunmas
bu cmlelere srprizli bir son nitelii katyor. Geri ngilizcede ayn etkiyi
bu kadar rahata elde edemiyoruz ama "Kopya gerekten sen mi?" ve "Sen
gerekten kopya msn?" cmleleri arasndaki fark grebiliyoruz. Bu iki
soru aklmza farkl boyutlada 'szyor'. Birinci soru, "Kopya gerekten ba
ka biri mi ya da hi kimse deil mi?" anlamn alrken ikincisi "Yoksa sen
baka bir yerde misin ya da sen herhangi bir yerde misin?" anlamn ykle
niyor. Kitabmzn bal yalnzca iyelik belirten bir cmle olarak deil ayn
zamanda, "Ben kimim?" ve "Kim ben'dir?" sorularna da yant olabilecek
ekilde yorumlanabilir. "Olmak" fiilinin geili olarak, yani gramer kural
lar dndaki kullanmnn, ikinci soruya birinciden ok farkl bir "nitelik"
kattna dikkat edin.
(D. C. D . 'den D. R. H . 'a: Eer ben, sen olsaydm, "sen ben olsaydn,
ben . . . " diye balayan baz nerilerde bulunmak ne kadar ilgin olurdu diye
sz ederdim; ama eer sen ben olsaydn, ben sana bunu sylemeni nerir
miydim?)
Bu rnekler bizim ne kadar kolayca etki altnda kaldmz gsteriyor.
Orada bir "ruh" bulunduu, yanp snebilen kvlcm benzeri bir ruh ya da
mumlann arasnda dolaan bir alev gibi bedenler arasnda dolatnlabi
len bir ruh olduu fikrine balklama dalyoruz. Eer mum sner ve tekrar
yaklrsa acaba "ayn alev" midir? Yoksa snmese bile her dakika "ayn
Yarasa Olmak Nasl Bir eydir? 395
alev" midir? Drt ylda bir Olimpiyat Mealesi Atina'dan yola kp oyunla
rn yaplaca yere kadar binlerce kilometre snmemesine zen gsterilerek
tanyor. "Atina'da yaklm olan alev" olduu fikrinin en gl simgesidir.
Zincirdeki en ksa boluk bunu bilenler iin simgesellii mahveder. Bil
meyenler iin ise hibir zarar yoktur! Bunun nemi olabilir mi? Ne var ki
duygusal adan nemli gibi grnyor. "Ruh-alev" fikri de kolayca snd
rlemeyecektir ama bizi ok tehlikeli sulara srklyor.
Biz yalnzca yaklak "ayn boyutlarda ruhu" olan eylerin birbirinin
iine geebileceini dnyoruz. Daniel Keyes'in Flowers for Algemon adl
bilimkurgu yks, mucize bir tedaviyle zekileen ve byk bir dahi olan
geri zeka.I bir gen adam zerinedir. Ne \"ar ki , tedavinin etkisi kalc de
ildir ve "gen adam" kendi zekasnn yine geri zekal dzeyine kne
tank olacaktr. Bu kurgusal yknn kart gerek yaamda sfr akldan
normal yetikin zekasma gelien ve ardndan bunadklanna tank olan ya
da ciddi beyin hasan gren insaniann trajedisinde de grlr. Acaba bu
kiiler 'Ruhunuzun elinizin altndan kayp gitmesi nasl bir eydir?' soru
sunu hayal gc ok canl olan birinden daha iyi yantiayabilirler mi?
Franz Kafka'nn Dnm adl yapt bir sabah uyandnda dev bir
bcee dntn gren gen bir adamn yksdr ve bu bcek tp
k bir insan gibi dnmektedir. Flowers for A lgemon yksnn fikriyle
Dnm'n fikrini bir araya getirmek ve zekas bir dahi insan (niin spe
rinsan dzeyi olmasn) dzeyine ykselen ve ardndan yine bcek dzeyine
den bir bcein deneyimlerini hayal etmek ok ilgin olabilir. Yine de
bunu alglamak bizim iin neredeyse olanakszdr. Elektrik mhendislii
j argonundan dn alrsak, bu olaydaki bireylerin zihinlerinin "empedans
eitlii" ok zayftr. Daha doru su, Nagel"in ileri srd soru biimlerinin
inanlrlk lt belki de empedans eitlii olmaldr. Hangisi olduunuzu
hayal etmek sizin iin daha kolaydr: tmyle kurgusal bir karakter olan
Holden Caulfield mi yoksa gerek bir yarasa m? Elbette gerek bir yara
sa yerine kurgusal bir insan zerine kendinizi haritalamanz daha kolay,
daha gerek olacaktr. Bu, biraz artcdr. Nagel'in "olmak" fiili bazen
ok garip davranlar gsteriyor. Belki de Turing testi hakkndaki diyalog
da nerildii gibi, "olmak" fiili biraz geniletilmektedir. Belki de snrlannn
tesine esnetilmektedir!
Bu fikrin tmmn kukulu bir yan vardr. Herhangi bir ey, nasl
olmad bir ey olabilir? Her iki eyin de "deneyim geirmesi" bunu nasl
daha inanlr bir biime getirir? Kendimize "Ana bir sinek taklm ura
daki kara rmcek iin o sinek olmak nasl bir ey olurdu?" ya da daha
kts "Kemanmn gitann olmas nasl bir ey olurdu?" ya da "Eer bu
cmle bir su aygn olsayd nasl bir ey olurdu?" gibi sorular sormann
neredeyse hi anlam yoktur. Kimin iin nasl bir ey olacak? Bilinci olsun
olmasn, sz edilen eitli nesneler iin mi? Biz, alglayanlar iin mi? Ya
396 Akln G'z
deneyimlerin dei tokuu iin herkese ak bir aracdr. Her zihinde her
szck ok zengin ve taklit edilemez kavramlarla evrelenmitir ve yzeye
karmak iin ne kadar abalarsak abalayalm her zaman bir eyleri at
layacamz biliriz. Yalnzca yaklak olmaya alabiliriz. (Bu fikir zerin
deki daha geni tartmalar iin George Steiner'in After Babel adl yaptma
baknz.)
Dil ve yaplan el hareketleri gibi mem dei tokuu aralarn kullana
rak (Bkz. Blm 1 0 , "Bencil Genler ve Bencil Memler") X gibi olma ya da X
yapma deneyimini (bazen hayal ederek) yaayabiliriz. Asla gerek deildir
ama X gibi olmak hakknda gerek bilgi nedir ki? Biz on yl nceki kendimiz
gibi olmay da bilemeyiz ki. Ancak an defterlerini tekrar okuyarak reniriz
ama bu da yalnzca tahmin yoluyladr. Bakasnn yerinde olduumuzu
dleriz. Daha da kts, dn yaptmz herhangi bir eyi nasl olup da
yapabildiimizi bilmememizdir. in zne inerseniz, u anda ben olmann
nasl bir ey olduu da pek ak deildir.
Dil bizi bu sorunun iine sokar (sorunu grmemize izin vererek) ve
ayn zamanda (evrensel bir dnce dei toku aracs olarak deneyimle
rin paylalmasn ve nesnellemesini salayarak) bizim bu sorundan synl
mamza da yardm eder. Ne var ki, bizi tmyle ekip karamaz.
Bir bakma Gdel'in teoremi, ikolatay sevmemenin ya da bir yara
sa olmann nasl olduunu benim anlayamadm gereinin matematiksel
bir benzetmesidir ve gitgide kusursuzlaan sonsuz simlasyon sreleriyle
taklit etmeye yaklatrr ama ulatrmaz. Ben kendi iimde kapana ksl
dmdan, baka sistemlerin nasl olduklann gremem. Gdel'in teoremi
bu genel dorunun bir sonucundan ortaya kar: Ben kendi iimde ka
pana ksldmdan, baka sistemlerin beni nasl grdklerini gremem.
Bylece Nagel'in sert bir biimde ortaya att nesnellik-znellik ikilemle
ri, bir ekilde, hem matematiksel mantk hem de daha nce grdmz
gibi fiziin temelindeki epistemolojik sorunlarla balantl olur. Bu fikirler
Hofstadter'in Gdel, Escher, Bach adl yaptnn son blmnde daha ay
nntl olarak gelitirilmitir.
D . R. H .
25
RAYMONO M . SMULLYAN
BR EPiSTEMOLOJiK KARABASAN *
EPSTEMOLOG: Yanl!
FRANK: Ne dediimi duyduunuzu sanmyorum. Bana krmz gibi grn
yor dedim yalnzca.
EPSTEMOLOG: Sizi duydum ama yanldnz.
FRANK: unu aka anlamak isterim; yani bu kitabn krmz oluu konu
sunda m hata yaptm yoksa bana krmz gibi grnyor dediim
iin mi hata yaptm sylemek istiyorsunuz?
EPSTEMOLOG: Krmz olduunu sylerken hata yaptnz demi olarnam
nk krmz olduunu sylemediniz. Yalnzca size krmz gibi g
rndn sylediniz ve bu ifade hatal .
FRANK: Ama "Bana krmz gibi geliyor" ifadesinin hatal olduunu syle
yemezsiniz.
cmleler hatalyd.
EPSTEMOLOG: Doru.
FRANK: ok artc! Bu arada, kitap cidden ne renk?
EPSTEMOLOG: Krmz.
FRANK: Nee!
EPSTEMOLOG: Doru! Elbette kitap krmzdr. Neyiniz var sizin? Gz
nz yok mu?
FRANK: Ama ben srekli olarak kitabn krmz olduunu sylemedim mi?
EPSTEMOLOG: Elbette hayr! Siz srekli olarak size krmz gibi grnd
n, size krmz gibi grnyor gibi geldiini, krmz olduuna inan
dnz, krmz olduuna inandmza inandnz filan sylediniz.
Bir kez bile kitap krmzdr demediniz. Eer ilk bata size "Bu kitap
ne renk?" diye sorduum zaman yalnzca "krmz" diye yantlam
olsaydnz, bu sevimsiz tartmadan kanm olacaktk
FRANK: Ama ben aka biliyorum ki kitap ya krmz ya da deil. Yani eer
krmz olduuna inanmyorsam , o zaman krmz olmadna ina
nyorum demektir.
EPSTEMOLOG: Hi de deil. Ben Jpiter'de yaam ya vardr ya da yoktur
diye inanyorum. Ama ne olduuna ne de olmadna inanmyo
rum. Her iki ekilde de elimde bir kant yok nk.
FRANK: ey, sannn haklsnz. Ama daha nemli konulara dnelim. Kendi
inanlanm hakknda hatal olabilmem bence olanaksz.
EPSTEMOLOG: Bir kez daha batan almak zorunda myz? Byk bir sa
brla size (cmleleriniz deil ama inanlannz konusunda) hatal
olmadnz sylemitim.
FRANK: Peki ama o zaman ben cmlelerin de hatal olduuna inanmyo
rum. Evet makineye gre hatal olabilirler ama niin makineye g
venmek zorundaym?
EPSTEMOLOG: Makineye gvenmenizi kim syledi?
FRANK: Yani makineye gvenmeli miyim?
EPSTEMOLOG: inde "-meli" eki geen bir soru benim alannn dnda
kalyor. Ama isterseniz sizi kusursuz bir ahlak olan bir meslekta
ma gnderebilirim. Kendisi bu sorunuzu yantlayabilir.
FRANK: Hadi canm, benim "-meli" ekini ahlaki anlamda kullanmadm
aka belli. Yalnzca "Bu makinenin gvenilir olduuna dair bir
kantm var m?" demek istedim.
EPSTEMOLOG: Eee, kantnz var m?
FRANK: Bana sormayn! Siz makineye gvenneli misiniz demek istiyorum.
EPSTEMOLOG: Gvenmeli miyim? Hi fikrim yok ve ne yapmalym hi
umursamyorum.
FRANK: Yine ahlak taknt! Yani makinenin gvenilir olduuna dair sizin
kantnz var m demek istiyorum.
EPSTEMOLOG: Elbette var!
FRANK: yleyse asl konuya gelelim. Kantnz nedir?
EPSTEMOLOG: Bu soruyu bir saat, bir gn ya da bir hafta iinde yant
lamam bekleyemezsiniz. Eer benimle birlikte makineyi incelemek
isterseniz, bunu yapabilirsiniz ama birka yl sreceine garanti
verebilirim. Bu srenin sonunda makinenin gvenilirlii konusun
da hibir kukunuz kalmayacaktr.
FRANK: llerinin doru olmas asndan makinenin gvenilir olduuna
inanabiiirim ama bu kez de lt eylerin ok nemli olup olma
dndan kuku duyarm. Yalnzca kiilerin fizyolojik durumlarn
ve aktivitelerini lyor gibi geldi bana.
EPSTEMOLOG: Elbette ama baka ne lmesini bekliyordunuz?
FRANK: Benim psikolojik durumlarm, gerek inanlanm ltnden
kukuluyum.
406 Akln G'oz
FRANK: Ama ben onunla tantm zaman, pek gvenilir durumda deildi.
DOKTOR: Pek yle deil Frank ve bylece sizin sorununuza gelmi olu
yoruz. Epistemologla yaptnz tm konumalan biliyorum; hepsi
banda kaydedilmiti.
FRANK: yleyse makinenin benim kitabn krmz olduuna inandm red
dederken makinenin hakl olmadn da fark etmisinizdir.
DOKTOR: Niin hakl olmasn?
FRANK: Gzel Tanrm, bu karabasan bir kez daha yaamak zorunda m
ym? Bir insann herhangi bir fiziksel cismin belirli bir zellii oldu
unu sylerken yanlabileceini kabul ediyorum, ama bir insann
belirli bir duyuyu algladn ya da alglamadn ileri srerken
hatal olduunu duyduunuz bir tek vaka var m?
DOKTOR: Elbette var. Hastalklarn yalnzca insanlarn kafasnda olduu
na inanan Christian Science mezhebine mensup birinin bir gn
inanlmaz bir di ars ektiine tank olmutum. Ardan inle
yip duruyordu. Bir diinin arsn geirmeye yardmc olup ola
mayacan sorduklannda, tedavi edilecek hibir eyi olmadn
sylemiti. "Ama ar hissetmiyar musunuz?" diye sorduklannda,
"Hayr, an hissetmiyorum; hi kimse an hissetmez, an diye bir
ey yoktur, an yalnzca bir yanlsamadr," diye yantlamt. Yani
bu adam an hissetmediini iddia ederken, orada bulunan herkes
an hissettiinden kesinlikle emindi. Adamn yalan sylediini de
il, yanlgya dtn dnyorum.
FRANK: Byle bir durumda haklsnz. Ama bir kitabn rengi konusundaki
inancn belirten biri hata yapabilir mi?
DOKTOR: Birine bu kitabn ne renk olduunu sorduum zaman "Krmz
olduuna inanyorum ," diye yantladnda, gerekten buna inanp
inanmadndan kuku duyduumu herhangi bir makine olmadan
bile syleyebilirim. Eer gerekten krmz olduuna inansayd 'Ki
tap krmzdr" diye yantlard, "Krmz olduuna inanyorum" ya
da "Bana krmz gibi geliyor," diye yantlamazd. Verdii yantn
ekingenlii adamn kukulannn gstergesi olurdu.
FRANK: Ama kitabn krmz olduundan niin kuku duymu olaym ki?
DOKTOR: Bunu, siz benden daha iyi bilirsiniz. Bir bakalm, gemite alg
lama duyunuzun doruluundan kuku duymanza neden olacak
herhangi bir ey yaadnz m?
FRANK: Yaa, evet. Epistemolou ziyaretimden birka hafta nce, renkleri
yanl grmeme yol aan bir gz hastalna yakalanmtm. Ama
bu ziyaretten nce tmyle tedavi olmutum.
DOKTOR: Ha o zaman hi phesiz kitabn krmz olduundan kuku duy
dunuz! Aslnda gzleriniz kitabn doru rengini alglad ama daha
nceki deneyiminiz beyninizden silinmediinden, krmz olduuna
Bir Epistemolojik Karabasan 4
DOUGLAS R . HOFSTADTER
benim bildiim kadaryla mzik azar azar geliyor. Byle deil mi?
AKHILLEUS: Haklsnz. Dediiniz gibi 'kayt hep var' ama kaytl mzii
azar azar dinliyoruz. Yani plan yivleri ar ar inenin altndan
geerken, daha nce szn ettiiniz ince deseniere tepki olarak
ine titreim yaratyor. Her naslsa bu desenierin iinde mzik ses
leri ifrelenmi ve bu sesler ilemden geip hoparire aktanlyor
ve bizim bekleyen kulaklannza kadar geliyor. Bylece mzii de
diiniz gibi 'azar azar' duyuyoruz. Srecin tm olduka harika
demem gerekir.
TOSBAGA: Benim de son derece karmak olduunu demem gerekir. Ama
niye benim yaptm gibi yapmyorsunuz? Belirli bir zaman dili
mi iinde, zerindeki kk paralar yerine, pla duvarnza asp
gzelliini bir anda grmyorsunuz? Gzelliklerini minik paralar
biiminde sunmann acsnda mazoist bir zevk mi var? Ben her
zaman mazoizme kar kmmdr.
AKHILLEUS: Korkann siz mziin yapsn tmyle yanl anladnz. Za
mana yaylmak mziin yapsnda vardr. Kii ani bir ses patlama
sndan keyif almaz; grdnz gibi byle olmaz.
TOSBAGA: Sannn kii tm paralann btn olan tek bir byk ses
patlamasn duymak istemeyecektir. Ama siz insanlar niin benim
yaptm yapmyorsunuz? Son derece yaln, aka anlalan bir
fikir bu. Pla duvarnza asn ve bir bakta gzlerinizle tm g
zelliini iinize ekin! Ne de olsa gzelliklerinin hepsi karnzda
olacak, deil mi?
AKHILLEUS: Herhangi bir plan yzeyini bir bakasndan daha farkl bul
manz beni ok artt. Tpk Tasbaalar gibi, benim iin tm plak
lar da birbirine benzer.
TOSBAGA: ey! Bir yant vererek bu szlere deer katmak istemiyorum.
Nasl biri Bach dieri Beethoven tarafndan bestelenen iki eser bir
birinden farklysa, plaklann da birbirinden farkl olduunu siz de
biliyorsunuz,
AKHILLEUS: Bence birbirine benziyor.
TOSBAGA: Plan yzeyinde mziin kaytl olduunu syleyen sizdiniz.
Eer iki mzik paras birbirinden farklysa, plaklann yzeylerinin
de farkl olmas gerekir; hem de ayn lde farkl.
AKHILLEUS: Doru bir noktaya deindiniz sanrm.
TOSBAGA: Hakl olduumu kabul etmenize sevindim. Yani mzik paras
plan bir yznde kaytlysa, niin ona bir bakp ya da yle bir
bak atp hepsini bir anda zmsemiyorsunuz? Daha derin bir
zevk verecei kesindir. Ayrca mziin her parasnn en uygun ye
rinde durduunu ve aralarndaki ilikinin seslerin tm bir anda
duyulduu takdirde kaybolmasna karlk, bu biimde kaybolma-
4 1 8 Akln G'zl
araba dolusu laf ettiniz, bunlan sindirmem iin bana bir dakika
tanyn," gibi bir eyler sylerim. Syledikterinizi biraz dnr,
baz noktalann akla kavumas iin birka soru sorann ve ge
nel tabioyu grebildiim iin memnun olurum. Elbette bu arada siz
bana bu konuda daha fazla bilgiye ulamak istiyorsam, beyin hak
knda yazlm popler kitaplardan birine bavurman sylersiniz.
Ardndan da "Sinir hcrelerinin aktivitelerini betimlemeyi, bellek
iin olup bitenleri, ya da en azndan imdiye dek bu konuda
rendiklerimizi ksaca aktararak bitireyim. Beynin iinde (sz gelii,
btn hareketin gerekletii yer) dolanan 'yanp snen hareket
noktasn' bir glde dolaan bir tekneye benzeterek dnn. Hani
u zihin-beyin konusunda grmek iin kartamay tasarlad
mz Luxembourg Bahesindeki sekizgen havuzlarda ocuklann
gezdirdii oyuncak tekneler var ya, onlara benzetebilirsiniz. Her
tekne suyun zerinde yol alrken ardnda bir alkant, suda bir
iz brakr. Beyindeki 'scak nokta' da tpk bir tekne gibi, kendine
zg bir alkant, bir iz brakr. Sinyal geldike ateleyen sinir hc
relerinde, birka saniye iin, belki kimyasal esasl baz isel hare
ketler gerekleir. Bylece hcrede kalc bir deiim balatlm
olur. Bu deiim, daha nce szn ettiimiz, ateleme iin eik
deer, akson direnci ve benzeri rakamlara yansr. Bu rakamann
urayaca deiiklikler ise elbette sz konusu olan isel yapnn
belirli unsurlarna dayanmaktadr ve isel unsurlar da rakamsal
ifrelemenin etkisi altnda kalmaktadr. " Tahmin ederim ki ben bu
noktada sze kannm; "Bu nedenle, her hcre iin bu rakamlann,
daha nce sz edilen direnler ve eikler de dahil, kayt edilmesi
son derece nemlidir," derim ve siz, hi kukusuz, "Doru bir yo
rum Akhilleus; bu gereklilii bu kadar abuk greceinizi tahmin
etmemitim. Bu rakamlara bir ad versek iyi olacak: 'yap-deitiren
rakamlar' ad bence doru olur," diye yantlarsnz. Bu konumay
noktalamak iin ben de belki, "yap-deitiren rakamlar, yalnzca
sayfadaki dier rakamlan n nasl deitiklerini gsterdikleri iin de
il, bir sonraki hcresel ateleme gelip getiinde kendilerinin de
nasl deitiklerini gsterdikleri iin nemlidir," diyebilirim.
TOSBAGA: Bu varsaymsal konumada aramzda geebilecek olanlann
zn ok iyi yakaladnz. Bana atfettiiniz szlerin hepsini syle
yebilirim; sizin de nerdiiniz yorumlan yapacanza inanyorum.
yleyse nereye geldik? Ah evet, hatrladm - bu varsaymsal sahne
de, ld gn Einstein'n beynindeki tm hcrelerden tek tek al
nan verilerin rakamsal kaytlannn olduu bir kitap vard elimde.
Her sayfada ( 1 ) bir eik deeri; (2) mevcut hcreyle balantl dier
hcreleri belirten bir dizi sayfa numaras; (3) balantl aksonlann
422 Akln G'oz
AKHILLEUS: kinci devre, ikinci ses tonunun ortaya kard benzer bir
sre mi olacak?
TOSBAGA: Pek deil. Grdnz gibi henz birinci ses tonuna verilen
yant tamamlamadk Her sinir hcresini inceleyerek kitab batan
sona elden geirdik. Ama bildiiniz gibi baz hcreler ateliyar ve
bunlan da hesaba katmamz gerekir. Yani bu hcrelerin aksonlan
nn gittii sayfalan bulup, bu sayfalan "yap-deitiren rakamlann"
talimat verdii ekilde deitirmemiz gerekir. te bu ikinci devre
dir. Bu sinir hcreleri, karlk olarak, bizi baka sinir hcrelerine
ynlendirecektir ve ite size beynin iinde neeli bir dng.
AKHILLEUS: ey, ikinci ses tonuna ne zaman geleceiz?
TOSBAGA: yi bir soru. Bunu daha nce sylemeyi ihmal ettim. Bir eit
zaman lei oluturmamz gerekir. Belki her sayfada sz edilen
sinir hcresinin ateleme sresi belirtilmitir, yani gerek yaamda
Einstein'n beyninde geen ateleme sresi ve herhalde bu sre bir
saniyenin binde biri olarak llebilir. Devreleri atka ateleme
srelerini toplanz ve zaman sreleri birinci ses tonunun uzunlu
una ulanca, ikinci ses tonuna balanz. Bylece kendinizi tan
trken kardnz seslerin her admda oluturduu sinir hcresi
deiimlerini izleyebiliriz.
AKHILLEUS: lgin bir sre. Ama ok uzun srd kesin.
TOSBAGA: Her ey kurgusal olarak kaldka, bu noktann bizi rahatsz
etmemesi gerekir. Belki bin yl srebilir ama imdilik be saniye
varsayalm .
AKHILLEUS: Bir sz iletmek iin be saniye mi? Pekala. Grdm ka
danyla, kitabn pek ok sayfasndaki, ok byk saylar olmasa
da, rakamlan deitirdik; sayfadan sayfaya ya bir nceki sayfann
ya da ilettiimiz ses tonlannn ynlendirmesiyle, iitsel dnm
tablolan araclyla getik.
TOSBAGA: Doru . Artk bir sz bitince, sinir hcreleri atelerneyi srd
ryor ve devreler devam ediyor. Yani biz sayfalann arasnda garip
ve aynntl bir "dansla" ileri geri dolayoruz, ilgilenmemiz gereken
baka bir iitsel girdi olmakszn devreleri ayoruz.
AKHILLEUS: Garip bir eyler olacan seziyorum. Birka "saniye" boyunca
(tabii eer u sama, kmseyen zaman hesabna sadk alrsak) ,
sayfa evirip rakam deitirdike, baz "konuma sinir hcreleri"
atelerneye balayacaktr. Biz de azn biimini ya da ses tellerinin
gerginliini gsteren tablolara bakmak zorunda kalacaz.
TOSBAGA: Olup bitenleri ok iyi algladnz Akhilleus. Bu kitab okumann
yolu, birinci sayfadan balamak deil, yaplmas gereken deiik
likleri ve ilerleme kurallann aklayan nszde belirtilenleri izle
mektir.
426 Akln G'z
"Ben"in kim olduunu artk aka gremiyorum. "Ben" bir kii mi?
Bir sre mi? Beynimde bir yap m? Yoksa "Ben" beynimde olup
bitenleri hisseden, elle tutulamaz bir z m?
TOSBAGA: lgin bir soru. Incelemek iin Einstein'a geri dnelim. Einstein
ld m yoksa kitabn oluturulmasyla yaamn srdryor mu?
AKHILLEUS: Grne gre, verilerin kaydedilmi olduu gerei, ruhu
nun bir parasnn canl kaldna iaret ediyor.
TOSBAGA: Kitap asla kullanlnasa bile mi? O zaman da yaamn srd
rebilir mi?
AKHILLEUS: Of, zor bir soru. Sanrm "hayr" demem gerekir. Onun canl
kalmasn salayan, bizim onu "azar azar" bu steril kitaptan "yaa
ma geri dndrmemiz" olmalyd. Sadece veri kitab deil, kitabn
tesinde ve stnde olan bu sreti. Bizimle sohbet etmesi onu
canl klmt . Sinir hcreleri, bir bakma mecazi anlamda, her za
manki hzlarndan daha yava da olsa ateliyordu. Elbette atele
dikleri srece hzn nemi yoktu.
TOSBAGA: Birinci devreyi on saniyede, ikincisini yz saniyede, ncs
n bin saniyede vb . atnz varsayalm. Elbette kitap bunun ne
kadar srdn bilemez; nk d dnyayla tek balants iit
sel dnm tablolandr ve ona sylemeyi semediiniz hibir eyi
bilemez. lk birka devreden sonra ok yava atelemesine karn,
hala canl olabilir mi?
AKHILLEUS: Niin olamayacan anlamadm. Ben de ayn ekilde kayt
edilseydim ve sayfalann ayn bezginlikle evrilseydi, konuma hz
larmz eit olurdu. D dnyada yalnzca selamlamamzn sresi
bin yl srse bile, ikimiz de bu sohbette herhangi bir anormallik
hissetmezdik.
TOSBAGA: nce yapy 'azar azar' ortaya karan bu srecin ok nemli ol
duunu sylediniz ama imdi gitgide yavalamas nemli deilmi
gibi geliyor. Sonunda belki dnce dei tokuunun hz bir yz
ylda bir heceye kadar debilir ve bir sre sonra, bir sinir hcresi
birka trilyon ylda bir ateler. Pek parlak bir sohbet olmaz!
AKHILLEUS: D dnyada olmaz elbette. Ne kadar yava olursa olsun, biri
bizim isel kitabmz okuma iini hallettii srece, d dnyada
geen zaman fark etmeyen ikimiz iin, her ey gzel ve normal ola
caktr. Einstein ve ben evrilen sayfalarmzn dndaki dnyann
hzl deiiminden habersiz olacaz.
TOSBAGA: u sadk sinir hcresi katibi -imdilik ona elenceli olsun diye
A-kill-ease adn verelim (szm meclisten dan tabii ki)- varsa
yalm bir leden sonra ksa bir iki molas verdi ve geri dnmeyi
unuttu . . .
AKHILLEUS: Ihanet! ifte cinayet! Yoksa kitap cinayeti m i demeliydim?
430 Akln G'z
sin bir "varla", bir cins "var olan eye" tekabl ettiini dnmek
ok ekici geliyor. Baka bir deyile, "gzellik" bir isim olduundan,
onu bir "ey" olarak dnyoruz ama belki "gzellik" hibir eyi
belirtmiyordur; belirli olgu ve alglann telaffuz etmemize yol at
zaman kullandmz yararl bir szcktr.
TOSBAGA: Ben biraz daha ileri gitmek isterim Akhilleus. Sanrm bu du
rum, zellikle "gzellik", "gerek", "zihin" ve "benlik" gibi birok
szck iin de geerlidir. Her szck, bizim sinir hcresi kvlc
mmzn, dolarken eitli zamanlarda karmamza neden olduu
bir sestir. Ve her ses iin tekabl eden bir Varlk bir "Gerek ey"
bulunduunu dnmeden duramyoruz. Diyebilirim ki, kiinin
bir sesi karmaktan ald yarar, anlam dediimiz eyin ona katt
miktarla orantldr. Ama o sesin herhangi bir eyi belirtip belirt
mediini. . . acaba nasl renebiliriz?
AKHILLEUS: Evrene nasl da tekbenci bir ayla bakyorsunuz Bay T. G
nmzde ve amzda bu gibi grlerin son derece modas ge
mi olduunu dnyordum. nsann eylerin kendilerine ait bir
Varl olduunu dnmesi gerekiyordu.
TOSBAGA: Ah evet, belki yledir; bunu asla yadsmadm. Bence bu,
"anlam"n anlamyla ilgili pragmatik bir grtr. Gnlk yaamn
karmaas iinde baz seslerin Var olan Varlklarn yerini tuttuu
varsaymnda yararldr. Belki de bu varsaymn pragmatik deeri
en hakl olan yndr. Ama biz tekrar anlalmas g olan "gerek
siz" konusuna dnelim Akhilleus!
AKHILLEUS: Gerek ben'in nerede olduunu syleyecek bir sz bulamyo
rum ama benliimin bir taraf da "te 'gerek ben', u anda burada"
diye barmak iin can atyor. Belki iin z, hani "Maalar kozdur"
gibi gndelik szler sylemem iin drten mekanizma her neyse,
beni -ya da Akhilleus kitabn- "te 'gerek ben' u anda burada"
gibi cmleler kurmaya iten mekanizmayla ayn oluudur. Eer ben,
yani Akhilleus bunu syleyebiliyorsa, benim kitap versiyonum da
hi kukusuz syleyecektir. Geri benim ilk refteksim "Var olduu
mu biliyorum; bunu hissediyorum" biiminde ama belki bu "hisler"
yalnzca bir yanlsamadr; belki "gerek ben" de bir yanlsamadr;
belki tpk "gzellik" gibi "ben" sesi de hibir eye iaret etmiyor
dur, ama sadece yararl bir sestir ve sinir hcrelerimizin yaps bu
biimde dzenlendiinden, ara sra kendimizi bunu sylemek zo
runda hissediyoruz. Sanrm "yaamakta olduumu biliyorum" gibi
cmleler sylediim zaman byle bir ey oluyor. Akhilleus kitab
nn kopyalannn eitli insanlara datlacan ve "benim" onlarn
hepsiyle ayn anda sohbeti srdrebileceimi sylediiniz zaman
ok armamn nedeni de budur. "Gerek ben" nerede bulunuyor
Einstein'n Beyniyle Sohbet 439
ROBERT NOZICK
KURGU*
* Robert Nozick'in "Fiction" isimli yazs daha nce Ploughshares, cilt: 6, say: 3, Gz
1 980'de yaymlanmtr.
444 Akln G'z
abucak unutulacak bir kitap yerine uzun sre kalc olacak bir ba yapt
ta bulunmay umut edebilir miyiz?
stelik, belki bir bakma yanl gibi gelebilir ama baka bir bakmdan,
Hamlet'in "Ben Shakespeare'im" demesi doru olmaz m? Macbeth, Ban
quo, Desdemona ve Prospero'nun ortak noktas nedir? Shakespeare adl
yazarn bilincidir; onlarn temeli ve esin kayna olmutur. (Yani demek ki,
ortada insanlarn kardelii diye bir ey var.) Hem yaratl konumumuzun
karmaklna, hem de birinci tekil ahs dnl zamirine dayanarak, her
birimiz, gerek bir biimde "Yazar benim," diyebiliriz.
Yazann Notu
G i R i
haberimiz yok; rnein bir kannca kolonisi yeni oyunlar renebilir mi?
Aka indirgemecilik kart fikirler en ak szl yesi romanc
ve felsefeci Arthur Koestler olan uluslararas bir gnp tarafndan iddetle
ortaya atld. Koestler, J. R. Smythies ile birlikte Beyand Reductionism
(Boston: Beacon Press, 1 969) adl yaptn editrln stlendii gibi,
kendi konumunu aynntl olarak Janus: A Summing Up (New York: Vintage,
1 979) adl yaptn zellikle "Free Will in a Hierarchic Context" (Hiyerarik
Balamda zgr rade) balkl blmnde ortaya koydu.
"Preld, Kannca Fg" adl blmn Dnceler ksmndaki alntlar,
Richard D. Mattuck'un A Guide to Feynman Diagrams in the Many-Body
Problem (New York: McGraw-Hill, 1 976) ve William H . Calvin ile George
A. Ojemann'n Inside the Brain (New York: Mentor, 1 980) adl yaptndan
alnmtr. Belki de yapay zeka alanna ilk giren felsefe eitimi alm kii olan
Aaron Sloman, The Computer Revolution in Philosophy (Brighton, England :
Harvester, 1 979) adl kitabn yazandr. Devrimsel manifestolann ou gibi,
Sloman 'n kitab da zafer ilan etmek, zafer ilan etmenin kanlmaz oluu
ve okuru zor ve belirsiz bir savaa katlmaya ikna etmek arasnda gidip
gelmektedir. Bu hareketin baanlan ve geleceine, Sloman pembe gzlklerle
bakyor amayine de konunun i yzne k tutuyor. Bilgi temsili sistemleri
konusunda dnm noktas olan almalar, editrln Lee W. Gregg'in
stlendii Knowledge and Cognition (New York: Academic Press, 1974);
Daniel G . Bobrow ve Allan Collins (edi) Representation and Understanding
(New York: Academic Press, 1975); Roger C. Schank ve Robert P. Abelson'un
Scripts, Plans, Goals and Understanding (Hillsdale, N. J . : Erlbaum, 1 977) ;
Nicholas V. Findler (edi) Foundations of Sernantic Networks (New York:
Academic Press); Donald A. Nonnan ve David Rumelhart (edi) Explorations
in Cognition (San Francisco: W. H. Freeman, 1975); Patrick Henry Winston
The Psychology of Computer Visian (New York: McGraw-Hill, 1 975) ve bu
blmde yapay zeka konusunda ad geen dier kitaplar ve makalelerdir.
Beyindeki adamcklar, yani beynin iindeki toplu hareketleri bir tek
zihnin hareketini salayan kk adamlardan mecazi olarak sz etme
stratejisi, Daniel. C. Dennett'in Brainstorms (Montgomery, Vt. : Bradford
Books, 1 978) adl yaptnda aynntl olarak incelenmitir. Bu konudaki daha
eski bir makale olan, F. Attneave'nin makalesi "In Defense of Homunculi"
(Adamcklann Savunmasnda) adyla W. Rosenblith (edi) Sensory Communi
cation (Cambridge, Mass . : MIT Press, 1 960, s. 777-782) adl yaptta yaym
lanmtr. William Lycan adamcklar konusunu, Journal of Philosophy (cilt
78 ( 1 ) , 1 98 1 , s. 2 4-50) adl dergide yaynlanan "Form , Function and Feel"
(Form, Fonksiyon ve Duygu) adl makalesiyle ileri gtrmektedir. Aynca
bkz. Rorty'nin The ldentities of Persons adl yaptnda, Ronald de Sousa'nn
"Rational Homunculi" (Rasyonel Adamcklar) adl makalesi.
Bedenlerinden aynlan beyinler konusu ok uzun zamandr ok
458 Ek Okumalar
kitabnda byk bir aynntyla ele alnd gibi , Dennett'in Brainstonns adl
kitabnn "The Abilities of Men and Machines" (nsanlann ve Makinelerin
Yetenekleri) balkl blmnde de farkl alardan irdeleniyor. Gdel'in
Kuramnn zihinsellik yerine materyalizmi koruduu, Judson Webb'in
Mechanism, Mentalism and Metamathematics adl yaptnda vurgulanarak
ne srlen bir sav oluyor. Bu gibi fikirlerin daha hafif ama en az tekiler
kadar aydnlatc aratrmas, Patrick Hughes ile George Brecht'in Vicious
Circles and Paradoxes (New York: Doubleday, 975) adl yaptdr. C. H .
Whitely'nin, Lucas'n savn rten "Minds , Machines and Gdel: A Reply
to Mr. Lucas" (Akllar, Makineler ve Gdel: Bay Lucas'a Bir Yant) adl
makalesi Philosophy (cilt 37, 962, s . 6 ) adl yaynda bulunuyor.
Kurgusal nesneler son zamanlarda mantk felsefecilerinden estetie
kadar geni bir alann oda olmutur. Bkz. Terence Parsons, Nonexistent
Objects (New Haven, Conn . : Yale Univ. Press, 980) ; David Lewis, "Truth in
Fiction" (Kurguda Gerek) , American Philosophical Quarterly (cilt 5 , 978,
s . 37-46) ; Peter van Inwagen, "Creatures of Fiction" (Kurgunun Yaratklan) ,
yine American Philosophical Quarterly (cilt 4 , 977, s. 299-308); Robert
Howell, "Fictional Objects" (Kurgusal Nesneler) , D. F. Gustafson ve B. L.
Tapscott (edi) Body, Mind and Method: Essays in Honor of Virgil C. Aldrich
(Hingham, Mass. : Reidel, 979) ; Kendall Walton, "How Remote Are Fictional
Worlds from the Real World?" (Kurgusal Dnyalar Gerek Dnyadan Ne
Kadar Uzaktr?) The Journal ofAesthetics and Art Criticism (cilt 37, 978, s .
-23) ve b u yaptlarda atfta bulunulan dier makaleler. Kurgulann gerek
olduuna dair bir gr olan edebi dalizm kurgu yaptlarda yzlerce kez
aratnlmtr. En ilgin ve zarif olan, Borges 'in Labyrinths'de yer alan, (New
York: New Directions , 964) , "Tln , Uqbar, Orbis Tertius" adl makalesidir,.
The Mind 's fdaki Borges blmleri buradan alnmtr.
KlSlM VI i G Z
bir vaka ise, beyin hasan nedeniyle grme alannn bir ksmnda kr olan bir
adamdr. Adam grme alannn kr olan ksmnda hibir ey grernediini
(artc deil) ama grme alannn (olduka byk) "kr" ksmna
yerletirilen belirli simgelerin eklini ve ynelimini gvenli bir biimde
"tahmin ettiini" (artc olarak) iddia ediyor. Bu duruma "kr gr"
tanm yaktnld ve L. Weiskrantz, E. K. Warrington, M. D . Saunders ve J.
Marshall'n "Visual Capacity in the Hemianopic Field Following a Restricted
Occipital Ablation" (Kafatas Arka Kemiinin Bir ksmnn kanlmasnn
Ardndan Hemianopik Alanda Grme Kapasitesi) adl makalesiyle Brain
(cilt 97, 974, s . 709-728} adl yaptta rapor edildi.
Howard Gardner'in The Shattered Mind: The Patient After Brain Damage
(New York: Knopf, 97 4) adl yapt, dier artc olaand olgulan dikkatle
aratnlm olarakrahat okunan bir biimde vermektedir ve kusursuz bir
kaynakas bulunmaktadr.
Bilin ve benlik zerine ciddi olarak kurarn yrtmek isteyenlerin
yakndan tanyaca belirli bireylerin klasik ykleri nl Sovyet psikolog
A. R. Luria'nn iki kitabnda bulunmaktadr: olaand canl ve zl bir
bellei olan bir adamn yksn ieren The Mind of a Mnemonist (New
York: Basic Books, 968) ve Il . Dnya Savanda geni apl beyin hasan
gren ve zihnini toparlayabilmek iin yllarca kahramanca mcadele eden
ve hatta kendisi gibi olmann zyaam yksn yazmay baaran - belki
de okuryazar bir yarasann bize anlatacaklar kadar ilgin - bir adamn
zc ve byleyici yksn anlatan The Man with a Shattered World
(New York: Basic Books, 972}.
Grme ve duyma yetilerini daha iki yana gelmeden yitiren Helen
Keller'in yazd kitaplar yalnzca dokunakl belgeler deil kurarnclar
iin harika gzlemlerle dolu yaptlardr. The Story of My Life (New York:
Doubleday, 903 ve Ralph Barton Perry'nin giri makalesiyle tekrar basm
954} ve The World I Live In (Century, 908} onun gibi olmann nasl bir ey
olduunu anlatmaktadr.
Oliver Sacks Awakenings (New York: Doubleday, 974} adl kitabnda,
yirminci yzyln gerek Rip Van Winkle1eri ya da Uyuyan Gzelleri'nin
yklerini anlatmaktadr. ykleri anlatlanlar, 9 9 ylnda beyin iltihab
salgn sonucunda derin uyku benzeri bir duruma dalmlar ve 960 1ann
ortasnda L-Dopa adl yeni ilacn kullanmyla 'uyandnlmlard' ve hem
harika hem korkun sonular elde edilmiti.
Milton Rokeach'n The Three Christs of Ypsilanti (New York: Knopf,
964} adl kitabndaki garip vaka bizlere Ypsilanti, Michigan'daki bir akl
hastanesinde kalan ve kendilerini Hz. sa ilan eden kiinin gerek
yksn akt:::.rmaktadr. l birbiriyle tantrlnca ilgin sonular
ortaya kmt.
Ek Okumalar 467
Upaniadlar 45