Professional Documents
Culture Documents
Felsefe Logos 15 - 2001-3 Feminist Felsefe
Felsefe Logos 15 - 2001-3 Feminist Felsefe
ve postmodernizm sorusu
frigga haug topik olan feminist adan
ele almann gereklilii
fatima mernissi slamiyet ncesinde
cinsellik ve evlilik
maria gatens g, bedenler ve farkllk
duricilla cornell yeniden dnlm feminizm a
w. modrak aristotelesin bilgi kuram ve
feminist epistemoloji
15
001/3
CD
CD
i 1
CQ
CD
r
CD
felsefelogos
ayda bir kan ortak kitap
Yl 4 Say 15 A ustos2001
Bulut
Yaynevi
Caferaa Mahallesi Dr. hsan nler Sokak 6/2
Kadky/stanbul
Tel/Faks: (0216) 330 59 24 - 414 21 75
E-mail: bulutyayinlari@ttnet.tr
***
Bu sayda,
S. .
Aforizmalar
H azrlayan: C em il Gzey
A ristoteles, Problem s
Kadn nerede?
Etkinlik / Edilgenlik,
Gne / Ay, Kltr / Doa,
Gndz / Gece,
Baba / Ana,
Kafa / Kalp,
Anlalr / Duygulu,
Logos / Pathos...
Erkek
Kadn
Judith B utler
NOTLAR
1. Bu yaznn "Feminizm ve Postmodernizm Sorusu" baln tayan farkl bir versiyonu, Eyll 1 9 9 0 'da
Greater Philadelphia Philosophy Consortium'da bildiri olarak sunulmutur. Bizim evirdiimiz versi
yon: "Contingent Foundations: Feminism and the uestion of "Postmodernism", Feminists Theo-
rize the Political, yaynlayan Judith Butler ve Joan W . Scott, Routledge, 1992, ss-3-21 (eviren).
2. Son zamanlarda gndem e gelen politik kuramlarn bazlarnda, rnein Ernesto Laclau ve Chan-
tal M ouffe, H egem ony an d Socialist Strategy (London: Verso, 1986), VVilliam Connolly, Political
Theory and M o dem ity (Madison: University of Wisconsin Press, 1988), Jean-Luc Nancy ve Philippe
Lacoue-Labarthe "Le retrait du politique", Le re tra itd u politique, (Paris: Editions Galilee, 1983) gibi
eserlerde siyasal alann zorunlu olarak belirleyici bir dars tarafndan ina edilmi olduu stnde
srar ediliyor. Baka bir deyile, siyasetin alan, politik ncesi ve politik olmayann retilm esi ve
doallatrlmas yoluyla kuruyor kendi kendisini. Bunu Derrida'nn kulland terim lerle ifade edersek,
szkonusu olan "kurucu darsnn retilmesidir. Ben burada, bu kurucu darsn reten ve doal
latran bir siyasal alann kuruluu ile bu kurucu darsnn zgl parametrelerini reten ve olumsal
klan siyasal alan arasnda bir ayrm yapmay nereceim. Siyasal alan kuran farkllama ilikilerinin
btnyle ele alnp deerlendirelebileceini dnm em em e ram en (nk bu deerlendirmenin
stats ad infinitum deerlendirilmek zorundadr), VVilliam Connolly'nin kurucu antagonizmalar nos
yonunu faydal buluyorum. Bu nosyonun, Laclau ve M ouffe'da, politik olann parametrelerini sorgu
layan bir politik mcadele biimini neren paralel bir ifadesi vardr. Politikann "evrensellik", "eitlik",
"haklarn znesi" gibi tem elleri, rka ve toplum sal cinsiyete dayal olarak yaplan gze batm am
dlamalarla kurulduu iin ve politikann kamusal hayatla rttrlmesiyle zel alanlar (rem e gibi
dii alanlar) politika ncesi saylm olduu iin, feminist kayglar in zellikle nemlidir bu [nosyon],
3. Julia Kristeva, Black Sun: Depression and M elancholy (N e w York: Columbia University Press,
19 89 ), ss.25 8 -5 9 .
4. Lyotard'n, "postm odernizm " bal altnda zetlenerek biraraya getirilen farkl dnrlerle r-
ttrlm esi Seyla Benhabib'in "Epistemologies of Postmodernism: A Rejoinder to Jean-Franois
Lyotard" adl makalesinin balnda ve iinde icra edilmitir. Bkz. Feminism/Postmodernism, yayn
layan Linda Nicholson (N ew York: Routledge, 1989).
5. Feministlerin Jrgen Haberm as' ve Catharine MacKinnon'u eletirisinde bu fevkalde aktr.
Bkz. ris Young, "Impartiality and the Civil Public: Som e Implications of Feminist Criticisms of Modern
Political Theory", Feminism as Critique: Essays on the Politics o f Gender in Late-Capitalism (Oxford,
Basil Blackvvell, 1987); Nancy Fraser, Unruly Practices: Povver and G ender in Contemporary Social
Theory (M inneapolis, University of M innesota Press, 1989); ve zellikle, "VVhat's Critical about
Critical Theory: The Case of Habermas and Gender". VVendy Brown, "Razing Consciousness," The
N ation, 250:2, January, 1990.
6. Alternatif evrensellikler nosyonu iin Ashis Nandy'nin The Intimate Enemy: Loss and Recovery o f
S e lf under Colonialism (N e w Delhi: Oxford University Press, 1983) adl eserine yazd nsze
baknz.
7. Homi Bhabha'nn "melezlik" nosyonunu bu balamda ele almak nemlidir.
8. M ichel Foucault, The History o f Sexuality, Cilt.l: An Introduction, eviren Robert Hurley (N ew
York: Random House, 1980), s.102.
9. "Euphoria" szc kendini ok iyi hissetm ek, enerji dolu olmak, yerinde duram am ak halini
anlatyor (eviren).
10. "Ordnance'' szc "top", "askeri levazm ve tehizat" anlamlarna geldii halde, hukuki bir
terim olan ve "kararname", "ynetm elik", "ihtar" anlamlarna gelen ordinance"a etimolojik olarak
baldr. Buradaki terim i "ihtar" szcyle karlamamz, bombalayarak bir ynetm elik dayatm ay
da ima eden bu dil oyununu tam olarak karlamamaktadr (eviren).
11. "Savalar artk korunmas gereken bir egem en iin yaplmyor; herkesin varoluu uruna yap
lyor; yaamsal zorunluluk adna yaplan toptan katliamlarla tm nfus harekete geiriliyor: katliam
lar" diyor Foucault "yaamsal hale geldi". Daha sonra unu ekliyor: "sava taktiinin altnda yatan
ilke-yaamaya devam edebilm ek iin insann ldrmeye muktedir olmas gerektii-devletlerin stra
tejisini tanm layan ilke haline geldi. Burada szkonusu olan varolu egemenliin hukuki varoluu
deildir artk; asl mesele haline gelen bir ndusun biyolojik varoluudur. Eer soykrm gerekten de
modern iktidarlarn d ise, bunu aklayan ey, eski ldrme hakkna son zamanlarda geri dnl
m olmas deildir; hayat, trler, rk, geni lde nfus fenom eni dzeyinde yerlem i olan ve
ileyen iktidardr. Foucault, The History o f Sexuality, s.137.
12. "isyann doruunda" diye yazar M em m i, "smrgeletirilen uzun srm bir birlikte oturmann
izlerini tam aktadr hl (nasl, boanma srecinde bile kadnn gl ve hareketleri insana garip bir
biimde kocasnn gln ve hareketlerini hatrlatrsa)." M em m i burada smrgeletiren ile s-
mrgeletirilenin boanan bir kar kocaya paralel ve ayr bir iliki iinde varolduklarn farzeden bir
analoji yapar. Bu analoji, ezamanl olarak ve paradoksal bir biimde hem smrgeletirilenin dii
letirildiini, hem de smrgeletirilenin, erkein znesi olduu farzedildii iin, kadnn smrgele
tirilen zne kategorisinden dlandn gsterir. Albert M em m i, The Colonizer and the Colonized,
IBoston: Beacon Press, 1965), s. 129.
13. Joan W . Scott, G ender and the Politics o f History, (N ew York: Columbia University Press), 1988,
Bkz. Introduction.
14. Gloria Anzaldua, La Frontera/Borderlands, (San Francisco: Spinters Ink, 1988).
15. Gayatri Spivak, "Can the Subaltern Speak?", M arxism and the Interpretation o f Culture.
16. G stergeye ncel olarak koyulm u [posited] beden, her zam an n c el olarak koyulm u ve
anlamlandrlmtr. Bu anlamlandrma kendi usulnn bir etkisini [bedeni] meydana getirerek iler:
[Szkonusu usul,] bu etkiye ramen ve onunla e zamanl olarak, bedenin anlamlandrmadan nce
geldiini kefettii iddiasndadr. Anlamlandrmaya ncel bir biimde anlam tayan beden anlam
landrmann bir sonucu ise, gstergelerin zorunlu olarak yansttklar bedenleri izlediini ileri sren,
dilin m im etik ya da tem sile bal stats hi de mimetik deildir; tersine, retken, kurucu ve hatta
performatiftir; zira, bu anlam landrm a edimi sonradan tm anlamlandrmalara ncel olduunu bul
duunu iddia ettii bedeni retir.
17. Dil ile tecavz arasndaki ilikinin daha geni bir zmlemesi iin Sharon M arcus'un bu esere
yapt katkya baknz."Fighting Bodies, Fighting VVords: A Theory and Politics of Rape Prevention"
Feminist Theorize the Political, yaynlayan Judith Butler ve Joan W . Scott, Routledge, 1992, ss-385-
403.
18. 1 f you are living with a man, w h at are you doing running around the streets getting ra p e d T
Catharine MacKinnon'un Toward a Feminist Theory o f the State, (Boston: Harvard University Press,
1989), s .1 71 'de alntlanmtr.
slmiyet ncesinde cinsellik ve evlilik
F atim a M ertissi
Emine, Peygam berden nceki dnemde, kadnlarn daha mutlu olduklarnn far
kndadr. Ona neden kendisinin komik ve neeliyken, kardei Fatmann ok daha
ciddi olduu sorulduunda, cevab:
nk, Fatma Mslman byk annemizin (Peygamberin kz Fatma) adn
tayorken ben, slmiyetten nce len, putperest byk byk annemizin (Pey
gamberin annesi Emine) adn tayorum.20
Bu dnce tarihsel rneklerle de desteklenir, bunlardan bazlar Hadramaut
fahieleri gibi kanl, bazlarysa slmiyetin ilk yllarnda kadnlarn, kendi zgr
cinsel iradelerini korumak istemeleri gibi barl olaylardr.
Peygamberin ld 632 ylnn Haziran ayndan sonra, Arap yarmadasnda
dinden kmalar grnmeye baland, airetler Peygamberin halefine, ilk halife
Ebu Bekire, vergi vermeyi reddettiler.21 Bu hareket, slm ve kartlar arasnda
yaplan iddetli savalarla, bir yl sonra ciddi ekilde bastrlarak durduruldu. Bu
dinden kma hareketlerinden biri de, Peygamberin lmn elenceli bir atm os
ferde kutlayan bir grup kadn tarafndan ynetiliyordu. Bu olay tbn Habib al-Bagh-
dadinin Kitab al-Muhabbar 'nda kaytldr.22
H adram autta, Tanrnn elisinin lmn isteyen, 6 kadn vard, K indada
ve Hadramautta. Bu kadnlar, haberi duyduklarnda ellerine kna yaktlar, te f alp
oynadlar. Hadramautun fahieleri de gelerek onlara katld ve onlar gibi davrand
lar, bu alt kadna yirmi kadn daha katld.23
Halife, bu olayla ilgili kafir kadnlarn cezalandrlmasn isteyen ikisi de er
kekler tarafndan yazlm iki mektup alyor. Halife, Kinda valisine cevap olarak,
intikam almasn emrederek devam eder:
Bismillahirrahm anirrahim (Rahm an ve rahim olan tanrnn adyla) Ebu
Bekirden al-Muhajir Ibn Abi Um ayyaha. Airetlerindeki birok kiinin dinlerin
den dnmesine ramen, Tanrnn dinine sadk iki kulu (Tanr onlar bu drstlk
lerinden dolay kutsasn ve dierlerini gnahkrlarn kaderiyle cezalandrsn) bana
Yemende T a n n nn elisinin lmn isteyen bir grup kadnn olduunu yazd.
Bunlar ark syleyen Kinda kzlarna ve Hadramautun fahielerine katlarak, Tan-
rya meydan okumu, onun ve elisinin kurallarn kk grerek ellerine kna
yakp, te f alp elenmiler. Mektubum size ulatnda, atlarnz ve adamlarnzla
bu kadnlarn zerine gidin ve onlarn ellerini kesin. Onlar koruyan veya sizinle
onlar arasna giren olursa, ona i birlii yapt gnahn bykln anlatn; eer
piman olur ve tvbe ederse onu affedin, fakat eer srar ederse onunla konu
maya son verin ve arpmaya devam edin. Tanr hainlerin koruyucusu deildir.
Fakat sanrm, hatta eminim ki hibir erkek kadnlarn bu eytanca davranna
gz yum m az yada sizin bir sivrisinein kanatlarn koparr gibi onlar M uham m e
t in dininden koparmanza engel olmaz.24
Eer slmiyet ve bir grup kadn arasnda kan bu atmay, menfaatlerin
atmas olarak yorumluyorsak, hangi menfaatlerin tehlike altnda olduunu ara
trmalyz. ncelikle taraflar tanmlayalm. lk halifenin kimlii muhakkak, fakat
kadnlarnki deil. Mslman kaynaklar onlar ksaca fahieler olarak tanmlyor.
Bu fahielik aslnda olduka tuhaf. Mslman tarihi Ibn Habib al- Baghadi bu
kadnlarn on ikisini tanmlar. kisi bykanne, biri anne, yedisi de gen kzdr. On
ikisinden, ashraf (soylu snf) mensubu, drd krallklaryla birlikte Yem eni
yneten sultann kabilesi Kinda airetindendi.25 Kadnlar, Mslman devletin
glerine kar koruyan adamlarda ayn airettendi. Peki ama yal bykanneler,
gen kzlar, kadnlarn en saygnlar, prenses saraynn m ensuplan, tarafndan y
rtlen ne eit bir fahieliktir bu? Gney Arabistann cra kylerinde yirmi alt
kadn tarafndan alnan tef, neden gl Mslman ordusu iin byle bir tehdit
oluturuyor?
A.F.L. Beeston slmiyet ve kadnlar arasndaki atmay eski din ile yenisi
arasnda uyumazlk olarak aklar.26 Yeni dinin, kadnlar dinsel fahieliin ya
and, eski tapnaklardaki putperest rahibelerin muhalif posizyonundan mahrum
braktn ne srer. Fakat bu sav metinde aka anlatlmaz.
Buna ramen metin iki noktay ortaya koyar. Birincisi baz kadnlar, kendi
konumlar tehlikeye girdii iin slama kardr. Bu konum her ne ise slamn
onlara sunduklarndan ok daha avantajl olduu kesin. kincisi, slm ve bu ka
dnlar arasndaki atma, cinsel alanda devam eder. Halifenin kendi kartlarn
direk fahieler olarak sulamas, slamn bu kiilerin cinsel adetlerini ne olursa
olsun, aypladn gsteriyor. Benim inancma gre, Hadramaut fahieleri vakas,
slamn, slmiyet ncesi dnemde Arabistanda hakim olan cinsel alkanlklara
kar olduunun rneidir.
SONU
Kaynaklar
1. Salah A hm et al-Ali, M uhadarat fil Tarikh al-Arab, Badat 1960 bl. 1, Sayfa, 136
2. ibid, Sayfa, 141
3. ibn Saad, Kitap a l Tabakat-alKubra, Beyrut 1958, bl. 8
4. Gertrude Stern, M arriage in Early slam (Erken dnem slam iyet'te evlilik), Londra 1939
5. ibid, Sayfa 70
6. ibid, Sayfa 73
7. ibid. Sayfa 62
8. ibid. Sayfa 66
9. Abi Jafar M uham m ed Ibn Habib al-Baghdadi, al-M uhabbar, Beyrut, Sayfa 3 1 0 ff. Arap erkekler
viriocaliteye kar grnyorlar.
10. bn Hisham, ed., Sirat al-N abi, yazar, Ibn lshaq, Cario 1963, Bl. 1, sayfa 89. Ibn Saad, al-
Tabagat, Bl. 1, sayfa 79
11. Ibn Hissam, Sirat, Sayfa 89
12. Ibn Habib al-Baghdadi, al M uhabbar, sayfa 398
13. Ibn Saad, al-Tabagat, Bl. 8, Sayfa 95
14. bid, Sayfa 100, 118
15. Peygam berin torunu Sakine Bintal-Hseyin'in durumu olduka aktr. Sakine sk sk evlenip,
sevmedii kocalarn terk ediyordu. Baknz; al-Baghdadi, al-M uhabbar, Sayfa 337
16. Al- Bukhari, al-Jam i'al-Sahih, Sayfa 453, K: 67, b: 109
17. Ibn Saad, al-Tabagat, Sayfa 337
18. ibid, Sayfa 130
19. Ebu al-Faraj al-isfahani, Kitab-al-Aghari, Beyrut 1909, Bl. 16, Sayfa 102
20. ibid Sayfa 93
21. Sir John Glubb, 4 Short History o f The Arap People (Araplarn Ksa Tarihi), Nevvyork 1970, Sayfa
43
22. M u h am m ed Ibn Habib. Al-Baghdadi, Hyderabad (Haydarabad) 1942
23. eviri A . F. L Beeston " The D io-C alled H arlot o f H adram ut" (H adram ut'un szde fahieleri)
makalesinden, Oriens 5, 1952 Sayfa 16
24. ibid, Sayfa 18
25. bid, Sayfa 20
26. ibid
27. W . Robertson Smith, KinshipbM arriage in Early Arabia (Erken dnem Arabistan'da Akrabalk ve
Evlilik)
28. ibid, Sayfa 92
29. ibid. Sayfa 156
30. ibid, Sayfa 172
31. ibid, Sayfa 92
32. ibid. Sayfa 121
33. Al-isfahani, al-Aghani- eviri; W . R. Smith, Kinship n Early Early Arabia (Erken Dnem Arabis
tan'da Akrabalk) Sayfa 80
34. Al-isfahani, al-Aghani Bl. 16, Sayfa 80
35. Al-Bughari, Al-Jam i'al-Sahih, Sayfa 428, K: 67, B: 36 eviri; M . W a tt, M u ham m ed a t M edina
(M u h am m ed M ed in e 'd e ) Sayfa 3 7 8 -3 7 9
36. ibid. Sayfa 423, K: 67. B: 31
37. Al-Tarmidi, Sunan al-Tarmidi. Sayfa 395, B; 27, H: 1130
38. M slm , al-Jam i'al-Sahih. Sayfa 130-131
39. M slm an dnyas ikiye blnm durumda; snniler ve iiler. Snniler slam dnyasnn Orto
dokslar olarak da adlandrlyorlar. nk sunnay, yani K u ra n la e zamanl ve tam am layc olan
gelenekleri takip ediyorlar. iiler de slam dnyasnn Protestanlar olarak adlandrlyor. Bunlar, M u
ham m et'in mridi, kuzeni ve damad Ali'nin taraftarlar. Sunnann otoritesini reddederek bamsz
imamla (inan liderlii) inanyorlar. Aliye ve onun soyundan gelenlere kars Fatima'nn (Peygam
berin kz) oullarna hak veriyorlar. Sonu olarak iiler ilk halifenin, Ebu Bekir, m er ve Osman'n
, halifelie zorla el koyduklarna inanyorlar. Genellikle ran ve Hindistan'da bulunurlar fakat etkileri
M slm an dnyasnn dier blmlerini de etkilemitir.
40. W . R. Smith, Kinship in Early Arabiya (Erken Dnem Arabistan'da Akrabalk) Sayfa 85
41. bid. Sayfa 94
42. ekirdek aile birimini meydana getiren unsurlar, anne-baba-ocuk ls ya da anne ocuk
kilisi ile ilgili tartmalarda baknz; R. Briffault ve B. Malinovski arasndaki diyaloglar; M arriage PostBPre-
sent (Evlilik, gem i ve bugn)Boston 1956, Bl. 3, "W h a t is Family?" (Aile nedir?) Tartannn
elenceli bir zeti de; Robin Fox, KinshipBMarriage (Akrabalk ve Evlilik), N e w York 1967, Bl. 1:
"Kinship, FamilySDescent" (Akrabalk, Aile ve Soy)
43. W . R. Smith, Kinship in Early Arabiya (Erken Dnem Arabistan'da Akrabalk) Sayfa 177
44. ibid. Sayfa 38
45. Salam a Nhisa, W om an is not the Plaything o f M a n , (Kadn, Erkein Oyunca Deildir), Sayfa
20
46. W . R. Smith, Kinship in Early Arabiya (Erken Dnem Arabistan'da Akrabalk), Blmler: 2, 4 ve
5
47. A. R. Rodcliffe- Brown ve Dary//Forde, Africa Systems o f Kinship and M arriage (Akrabalk ve
Evlilikte Afrika Sistemi) Londra 1950, Sayfa 43
48. M . W ah , M u ham m ad a t M edina (M uham m et M edine'de) ve M uham m ad a t M e c c a l (M uham
m et M ekke'd e), Londra 1953
49. M . W ah , M u h am m ad a t M e d in a (M u h am m et M edine'de) Sayfa 290
NSZ
I. SORU
Kestirme bir yoldan feminizm ile topik olan arasna zel bir gereklilik kategorisi
yerletirmi olmam, topik dnmenin gemiini, en azndan ana hatlaryla, ksa
ca ele almaya zorluyor beni. Bylelikle, bir tr platform oluturmak, bu platform
erevesinde ve buna kart olarak feminist-topik dnmeye ilikin bir taslak
gelitirmek istiyorum. Arzu ve yanlsamann gerek, aklc! ve politik olanla ilikisi
konusunda bir lde ak seik bir tasarma gereksinim duyuyorum.
Kadnn zgrlemesi kuram erevesinde gelien bir gelenee bal oldu
undan, benim iin topyalar, ilerine feminist olan yerletirebilmek iin, bilimsel
zmleme ve eletiri olduklar lde nem tayorlar.
nsanlar gnlk yaamlarnn tersliklerinden arzulanmaya deer dnyalarn
dlerine kaarlar. lk topyalar (Morus, Proudhon, ge Huxley) allm olann
basit bir tersine evriliidir: Sonsuz genlik, yiyecek bolluu, zenginliklerin hibir
deerinin olmay, altnn ve deerli talarn geersizlii... Bilgece syleiler, s
rekli enlikler, gzellik bilinci, her eyden nce, egemenlikten ve smrden kay
naklanan skntlarn ortadan kaldrldna iaret eder. Bu-tarafa* *ynelik eletiri
teki yerin, ayn zamanda yurt olmas gereken yok-yerin renkli betimlemelerine
kaar. Buysa, masallar, ykler, resimler, topik romanlar gibi pek deiik biim
lerde ortaya kar.
Feminist-topik olann zgll sorusuna yant ararken gz nnde bulun
durmak zorunda olduum ilk ciddiye alnr eletiri Marx ve Engelsden gelmitir.
Onlar gleri salamlatrma giriimlerinde birtr kaydrma ngrmlerdi. top
yadan bilime dn olarak toplumculuk iki eyi birden dile getiriyordu: Kaan
arzu potansiyelini belki bir eletiriye eklemlemek ve insani balamda mmkn
olan, bu eletirinin olgusal varoluundan, tarihin kendisinden hareketle gz nne
sermek. Sorun, yeni bir toplumun unsurlarm eskisinin iinde bulup ortaya
karmakt; zgrlemi toplumun kartlarn ilikisinden olutuunu tehis etmek
ve bu yolla tehis edileni desteklemek. Buysa, bilime dn ngrr. Politik stra
teji ilkin eletiriye ve zmlemeye gerek duyar. nemli olan, arzularn kanatlarn
gerekten insani eyleme balamakt. Bu, iinde dlerin bile henz egemenlik ve
boyun eme izlerini tad koullarn eletirisi olarak bizzat arzularn eletirisini
de kapsar, (kr. Uyankken Grlen Dler, F. Haug, 1990, s. 151) Eletiri byle
likle, allm olanla btnleen tek tek kiilere de ynelmi olur. Arzular yere
kimsiz gklerden aaya dmeli ve glerini bir noktada toplayarak gerekli yap
deiikliine uramaldr. Bylece dikkat, hedeflerin gereinden somut betimle
melerinden uzaklap tutulan yolun desteklenmesine ve yeni bir dzenleme iin
gerekli yap talarnn toplanmasna odaklanr. Dile getirilen sadece ana hatlar, da
ha dorusu birka belirlemedir: Egemenlikten kurtulu, her kii iin insann varlk
yapsndan kaynaklanan btn glerini gelitirme imkn ve kolektif olarak kendi
kaderini belirleme hakkna ilikin o byk neri.
V. TOPYA O LA R A K FEMNZM
imdi artk kendi feminizm anlaym daha ak bir ekilde belirtmem gerekiyor:
Feminizmden, insan odakl genel bir perspektif araclyla karmak ve zel bir
gre sahip olmay anlyorum. Feminist gr as, genel anlamda insani olann
erkek cinsiyle zdeletirilmesine olduu kadar kadn cinsine doal olarak zel bir
yer verilmesine de kukuyla yaklar. Gene de, her iki cinsi ieren bir perspektif,
kadna atfedilen bu zel yerden hareketle gelitirilir. Bu perspektif, ancak zelle
tirilmi olandan yola klarak formle edilebilir, nk sahte genellik yadsnmak,
yerini henz oluacak gerek genellie brakmak zorundadr. Bu ekliyle feminizm
ayn zam anda politik bir topyadr ve bu-tarafa ynelmi olsa da onun yeri te-
ta ra f tr.
unu ileri sryorum: Ataerki 1-brokratik sosyalizmler in geliim sreci
iinde insanla erkein zdeletirilmesi o ekilde grnmez klnmtr ki, toplum
cu perspektif yalnzca hedefe ulalmtr sloganna indirgenmekle kalmam,
bu tu h a f genelletirmeyi, asnn darlndan tr perdelemitir. k, henz
hedefe ulalm deildir gereiyle, egemenliin bu trden bir baka boyutunu
da aa karmaktadr.
Sistemleri kerten sadece ekonomik sorunlar deildi, demokrasi eksikliiy
di ayn zamanda. Geni kesimlerin toplumsal olaylara mdahalesine byle ket vu
ruldu. kn dier bir belirgin gstergesi kentlerin yozlamas ve byk lek
te ekolojik sorunlardr. Bu eletiriye pek ok kiinin katld bir gerek. Bense,
feminist bir yaklamla unu soruyorum: Acaba btn bunlar ataerkil yaplanmala
rn zorunlu ballamlar (korelasyonlar) deil midir? Dolaysyla da, bunlarn hep
yeniden retilmesinin nne ancak kadnn zgrlemesi araclyla geilmez mi?
Genel grnmyle vasiliin balangc ve hakl gsterilmesi kadnlarn vesayet
altna alnmasna dayanr. Dzenleme balamnda temel ilkelerin altnda yaamn
insaniletirilmesi dncesi deil, gda maddelerinin gitgide daha ekonomik retil
mesi kaygs yatan toplumlarn zorunlu, ayrlmaz oluturucularndan biridir vasi
lik. Bu ilkeler yaamn insaniletirilmesinden kaynaklanyor olsayd, bu trden bir
ekonomikletirme kendi bana bir ama deil, ara olurdu. Bylesi bir tersine
evirme, her tarafta, insann ve dier varlklarn doasnda, onarlmas iin kurtar
ma ekiplerine gerek duyulan hasarlar ve enkaz ynlar brakr ardnda. lerlii
ok yetersiz de olsa, byle geni kapsaml bir ekoloji, gelecek kuaklar iin yer
yzn ve dnyay korumann yollarn aratrmakla ykml bir vasi devlete ve
kadnlarn vesayet altna alnmasna gereksinim duyar hep; kadnlar karlk ve
kazan dncelerine kaplmadan, cret avantaj olmakszn insan doasna zve
rili bir biimde sahip ksnlar diye...
M arksl topik dnce bedenin dirilmesini btn duyularn almn, en
yksek dzeyde bireysellii ve cinslerin karlkl tutumlarnda aa kacak olan,
insann insanla ilikisini ngrmse de, egemenlik kavramnn somut zm len
mesinde bu dncenin ufku daralmt.
Marks, cretli i balamnda o zamanlarn para sahibi kapitalistinin fabrikaya
doru ilerleyiini u yerinde szcklerle betimler: ok nemli bir kii, byk altn
dan glyor ve gayretke ; ii olarak onu izleyen i sahibiniyse yle: rkek ve
gnlsz, tpk kendi derisini pazara tayan ve tabakhaneden te bir beklentisi
olmayan biri gibi. (Das Kapital, MEW 23, s. 191) Marksn bak burada kuku
suz tek yanl olarak, bugn ev dnda kazan getirici i meknlar dediimiz yer
lere yneliyor, aksi takdirde, betimlenen geit resminin bu noktada son bulmad
n grmesi gerekirdi; nk iinin arkasndan, uzakta, alveri kesektlar yap
maktan, kundak bezlerinden, kolunda tad bebekten iki bklm olmu kars
geliyor, (kr. Hartsock, 1983, s. 234) yleyse, unu da eklemek zorundayz:
Byk altndan glen para sahibinin arkasnda kltrel varlk olarak kars duruyor.
Kadnn bedensel varoluu, para sahibine kendi bedenselliini o lde unutturabi-
liyor ki, onun bymeye ve kazanca ynelik organizasyonu yaamn kendisine
kar kaytszlayor.
i hareketi erevesinde M arkstan sonraki toplumcu perspektif insanlk
kapsamna gireni, ocuklara ve gelecee ilikin endieyi n plana karmak anla
mna gelmiyordu. Kadnlar zel bir politik uraa dedikleri srece, sz konusu
olan ey, onlar tpk erkekler gibi verimsizlie, retim gcnn artrlmasna, ka
zan getirici ilere dahil etmekti. En ilerici parola ev iince almann endstrile-
tirilmesiydi.
Bunu, ev iinde almaya getirilen teknik kolaylklar ve bu tr ilere veklet
edecek devlet kurumlarnn oluturulmas talebi izledi; mesleki ve ev iinde alan
birletirilebilsin diye. Buya, sadece bir temsilcilik, ynergeler karma ve ynet
mek hareketi deildir; kadnlarn almas ve yaamyla ilintili olarak endstriyel
retimde aa karr erkek egemen gr asn ve bakn da dile getirir. Ev
ilerinde kocann birtakrr eyleri grev sayarak gnlszce stlenmesi gibi, en
dstrileme de insaniletirrrre^sreci deil, bir grevi yerine getirme olarak tasar
lanr. Birbirlerine kar sevecen, yardmsever, yaratc olan ve tensel ilgi duyan
insanlk d, zorunlu olann etkili bir biimde yerine getirilmesine dnerek hz
la yitip gider. Bu durumda geriye hibir ey kalmaz, zaman bile.
Kadnlarn, retkenlii bu denli tek boyutlu -tm toplumun tek bir fabrika-
bir dnyay mmkn klmak iin, zgrlne kavuamam insanln grev ola
rak ngrmedii birtakm ileri yerine getirmek zorunda kalsalar da, mesele nasl
ki sadece kadnlar bu alanlardan ekip almak deil idiyse, tpk bunun gibi, insan
lk sorunlarn ilikin zm de toplumsal oluturuculardan birinin yerine dierinin
geirilmesine dayandrlamaz. zmn cinslerden biri zerine odaklanmas duru
munda her iki cins de eksikleir. O nedenle, toplumcu topyann umudunu snf
larn ortadan kaldrlmasna balad gibi, feminist olduu varsaylan topya cins
lerin ortadan kaldrlmasn umut eder. Bireysel balamda bunun anlam, szgeli
mi kadnlarn bakalaryla ilikilerinde kadnlklarna gnderme yapmadan nce,
kendilerini ilkin insan olarak duyumsayabilmeleridir; kltrel balamda, toplunla-
rnz epeevre saran cinsiyetletirme an tmden paralamaktr; yapsal ba
lamda, imdilerde tek tek cinslerin savunduu, genellikle de farkl alanlara giriyor
mu gibi alglanan karlar o ekilde birletirmek anlamndadr ki, insann toplum
sal, ekolojik, kltrel geliimi bir yan rn deil, bir perspektif olsun. Yaplabile
cek biricik mmkn ve ayn zamanda hayatta kalmak iin zorunlu deiiklik al
mas budur. Bylesi bir almaysa topik dnmeyi gerektirir.
O nedenle, topya gereklikle ilikilidir ve ancak kar koyma ve mutluluk
aray olan bir feminizmden yola klarak formle edilebilir. Tarihin lmcl so
nu ile insann tarih ncesinin topik-grsellemi sonu arasnda, olaylara mdaha
le edici dnme ve eyleme zorunluluu yer alr: Militan-iyimser, ideolojiyi eleti-
ren-topik, bilinli-istekli, real-mmkn-umutlu, antikapitlist-antiataerkil bir dn
me ve eyleme. (Barbara Holland-Cuntz, 1988, s. 12)
GELECEK
GEM
Pierey, konuya feminist bir bakla yaklayor. Bylece, insanln geliimini hibir
ayartc dnceye kaplmakszn ataerkilliin tarihiyle ilintilendiriyor. Onun cesa
ret verici gl yanlarndan biri, erkek egemenliini salt kt bir ey olarak ne
srmeyii ya da bu balamda suskunlua dmeyii. Pierey, erkek egemenliini
devlet yapsnn dzenlenmesi sorunlarna ilikin belli ve imdi kendi feci sonuna
ulam bir zm olarak kavryor.
16. yzyln bilge kiisi Maharal, insanst gcyle tek kiilik ordu
dmanlar pskrtebilen G olem i yaratr. 21. yzyln Cyborguysa olaanst
bir zekya gereksinim duyar. Cyborgun mucidinin, kendi z ocuu gibi yanlsa
malar aleminde taklp kalmayan, snrsz bir itaatla soyut bilgiyi renip depola
maktan te hibir eye gereksinim duymayan bir oula sahip olma dilei de ger
eklemi olur bylece. catlara ivme kazandran ayn ruh, sonunda ete kemie
brnmtr. Ancak, Cyborgun insan olarak onaylanmas ve kabul edilmesi
iin (bu, koruyuculuk ilevini yerine getirebilmesi bakmndan zorunludur) top
lumsal erdemlere de sahip olmas gerekir. Pierey bu aamada Cyborga edeer
bir kadn devreye sokar. Kadn, Cyborgun soyut, erkeksi erdemlerine kadns
karmaa ekleyerek onu programlayacak, ona sevmeyi ve ilgisini bilgiye gster
dii ayn younlukta insanlara da yneltmeyi retecektir.
Piereyin romannda bu zm dpedz gl bir mizah anlayyla ele aln
yor. nk yazar cinslerde aa kan tek yanll o ekilde birbiriyle birletiriyor
ki, cinslerin balangtaki hedefleri kendi kendilerini ortadan kaldracak tarzda kar
karya geliyor. Kadiri mutlak erkeksi akln ve geree dntrlebilir teknik im
knlarn ocuu, kadnn teknie hakimiyetiyle akld oluyor ve tam da bu neden
le, ancak kendi yok oluu pahasna grevini yerine getirebiliyor. Bu ocuk, mantk
alannn dna ekilmek zorundadr. Byle bir eyi mmkn klansa, cinslerin fark
llklarn koruyarak tam anlamyla eit olmalar ve zelliklerinin bireimi hilesidir
yalnzca.
K A D IN LA R
RETM LKLER
Piereyin roman byk bir iirsellik ve kuramsal tutarllk ieriyor. Romanda, ret
menin sermayeye dayal mantnn son bulduu aka grlyor, ama bu mantk
kr amac gdlen ilerde almalarna izin verilenlerin yaamn belirlemeye de
vam ediyor, insandan bir plk oluturan dierleriyse srlerin anarik ve ld
rc kaosu iinde yaayp gidiyorlar, ekolojik olarak lleen yeryzne terk edil
miler. Bu bakmdan, yeni liberal politikann dnya apndaki zaferine ilikin bu
gnk tarihimizi sonuna dek ele alan bir roman bu. Ne var ki, llemi toprakta
bile direni boy atabiliyor. Egemenlik, denetim, kazan devasa bir bilgi mekaniz
masyla donanm Multislerin hedefleridir. Multislerde grld gibi, romanda
bir yandan, genel olarak egemenlik hedeflerini geerli klmak iin cinsler aras
ilikilerde eski kalplardan yararlanlr (szgelimi, ocuun firma amalar dorul
tusunda vesayet altna alnmas imknn tanyan evlilik biimi), te yandan ve tam
tersine, kurtulu ancak cinslerin kendi gl yanlarn eit varlklar olarak birle
tirmeleriyle mmkn klnr.
inde yaanlan zaman kurgu lehine deersizletirilmiyor. Yazar, gnlk ya
amdan ie yarar olan ortaya karna yolunu ayor. ie gemi, farkl ege
menlik ilikilerini ve yzyllar boyunca insanlarn sevgiye, adalete duyduklar z
lem birlikte aa kyor. Bu edebi topyann gc, ncelikle yazarnn dnyaya
sevgiyle ve tutkuyla yaklamasndan kaynaklanyor.
Bylece, tarih ve gelecek zihnimizde somutlayor, farkl olan ve herkeste
ortak olan eyler itici bir g, eskilik de deneyim ve bilgelik olarak yorumlanabili
yor. Bu sayede, dlerimizi mdahale edici eylem alanna kaydrmamz mmkn
oluyor.
Burada son olarak, topik olan real politika erevesine yerletirmeye alaca
m. Bunun iin, szlemenin politik adan gzden dm liberal formunu tem e
le alyorum. Ayn zamanda gerek umudumu da dile getiren u dnceyi ileri
sryorum: Eer cinsler iinde bulunduklar koullan grmeye balarlarsa, btn
toplumsal ilikileri ivedilikle deitirilmesi gereken eyler olarak alglayacaklardr.
Bu cmlede unlar ngrlyor: 1) Cinsler aras ilikilerin dinamiinden bakld
nda, toplumun tmn kapsayan bir uyan, deiiklik istei en azndan tasav
vur edilebilir bir ey olur. 2) Gerek retim ilikilerinin gerekse cinsler aras iliki
lerin deitirilmesi her iki cins asndan da elde edilmeye deerdir. 3) Toplum
politikas balamnda bir kar k mmkndr.
Toplumsal adan dnyay genel anlamda dzene koyma arac olarak sadece
Pazarn geerlilik tayormu gibi grnmesinden ve byle bir geliim sreci
iinde politikann ve devletin, en azndan Batnn endstri lkelerinde, srekli g-
szletirilmesinden bu yana, toplum szlemesine ilikin bilimsel nerme, genel
olarak da szleme dncesi yeniden nem kazanyor. Toplum szlemesinden
yola kan sylem politik olana umut balar, yani karlarn att koullarda iyi
bir toplumun anlamaya, dn vermeye, yelerinin rzasna gerek duyacam var
sayar. Pazar ilikilerinden yana olmak szleme dncesini dlamaz. Tam tersi
ne, pazar ve mbadele ayn ekilde szlemelere, pazarda ticaret yapanlarn z-
grlfne dayanyor gibidir. Szleme dncesi liberaldir ve szlemeyi yapan
lar ancak zgr bireyler olarak dnldklerinde bu dnce en salam temele
dayanm gibi olur.
A m a son on yl iinde kriz en ok geni apl szlemeler balamnda yaan
mtr: Kuaklar, emek ve sermaye, gelecee ilikin ve cinsler aras szlemelerdir
bunlar. Neoliberal dnce erevesindeyse bir toplum szlemesinin formle edil
mesi mmkn deildir. Bu da, neoliberal yaplandrmada eksik olan ahlaki unsuru
aa vurur.
Eer toplum szlemesinin geerli kalma dorultusundaki uralar, muhafa
zakr bir yanlarnn olmasna ramen, sivil toplum asndan direni boyutlar ba-
rndryorsa, bu ancak bylesi uralarn cinsler aras ilikilerdeki sorunsall kap
sayacak ekilde geniletilerek g kazanmasyla ayn zamanda birtakm yaplar
ykc bir ileve sahip olmasyla mmkn olur. Cinslerin ksmen pratik olarak be
lirlenmi ksmen de en azndan kltrel adan gvence altna alnm bir szle
menin muhatab olduklar tartma gtrmez. Bu szleme, byk lde, toplum
iinde farkl yetkileri ve sorumluluklar stlenme eklinde bir tr iblmne da
yanr ve gnmzde yaanan kkl toplumsal deiikliklerde hem gncelletirilir
hem de toplumun rettii uyumazlklarda bir eit subap ve szde zm olarak
hizmet eder. yle grnyor ki, ev kadnl evlilii denilen kurum, en ge 7 0 li
yllardan balayarak, Bat A vrupada yerini bir yandan kadnn meslek sahibi olma
ve kendi yaamn belirleme talebini ieren daha dinamik modellere brakm, te
yandan bu konum deiiklii btnyle yzeyde kalmtr. nk srekli artan
isizliin faturas, genel uzlama erevesinde ve kayda deer bir itirazla karla-
makszn kadnlara karlmak zorundadr. ifte kazan sz de, uygulamada, i
yeri sahibi bir kocas olan kadnn i talebinin geri evrilmesi olarak yorumlanm
tr. Kadnlarn politikada, ekonomide, bilimde erkee oran (bu da bir szlemedir)
konusunda sadece inat bir diren gsterilmemi, bu uurda verilen mcadele, u
anda daha nemli, daha yaamsal sorunlarmz var gerekesiyle ve genel kltrel
uzlama erevesinde etkisiz klnmtr. Hkmet politikas olarak sermaye odak
larnn lehine devletin dzenleyicilikten vazgemesi ynnde alnan ve btn Batl
lkeler tarafndan desteklenen nlemler bize yabanc deil; sosyal devletin tasfi
yesi sloganndan tanyoruz biz bunu. Ama dzenleyicilie son verilmesinden r
tk olarak kastedilen bir ey de, sala kovuturmaktan ok insann bana her
trl belay saran kliniklerde yardmc figrler olarak (isiz) kadnlarn arz endam
etmeleridir: ocuk bakmndan ve genlerin, yallarn, zrllerin, hastalarn, i
sizlerin, ruhsal bozukluu olanlarn... vb. tedavisinde. Hi de muhtemel olm am a
sna ramen, kadnlarn yaayan her varla kar bu tr bir sorumluluk duydukla
rna, bu sorumluluu alglayabildiklerine, alglamak zorunda olduklarna ilikin bek
lenti ve uzlama varln korumaktadr. Kadnlar kayda deer bir direni gster
meksizin bunu kabul ettikleri lde aadaki duruma katkda bulunmu olurlar:
Toplumsal olann bir aznlk tarafndan saptanan ekonomik hedeflere tabi klnmas
anlamna gelen bugnk uygulama, mmkn bir toplum tasars olarak kabul edi
lir, insanlarn bu tasarda ngrld gibi yaayabilecekleri dnlr.
Cinsler aras yeni bir szleme erevesinde toplumsal tasary yeniden tar
tmak ve topyalara gncellik kazandrmak gerekiyor. Dndm ey, nce
likle iblmne ilikin szlemelere gidilmesi ve cinsler aras ilikilere yeni bir
dzen verilmesi deil, toplumsal ekillenme sreci iinde ket vurucu ve katlanl
maz bir biimde byme ve kazan elde edilmesine hasredilmi cinsler aras ili
kilerin yeniden canlandrlmasdr. Her eyden nce, gelecee ilikin bir szleme
yapmak ve bir sonraki kuak meselesini, bu kuan nasl, hangi koullarda ye
timesi gerektiini politik bir soruna dntrmek zorunluluu ortaya kyor. G e
lecekteki insanlarn sorumluluu zel bir iblmne tabi kadnlara braklamaz
yalnzca. Sonuta, bu sorumluluk eitimi, beslenmeyi, evreyi, doal kaynaklan,
kent yaplamasn... vb. kapsamaktadr. Bugn byk lde insanln gelece
iyle badamayan bak alarndan hareketle ekidzen verilen politik ve ekono
mik przlerin tmnn temeline inerek meseleyi somutlatrabiliriz. Kadnlarn
asgari dzeyde yeterlilik ve gce bile sahip olmakszn gelecekten sorumlu tutul
masn ngren mevcut szlemenin geersizliini ilan etmek, kadnlarn da eit
haklarla kazan getirici iler alanyla btnletirilmesi, btn parasz ve evlilik ku-
rumunun gerektirdii ilerin yaplmamas, yaplmayaca anlamna gelmez. Bizden
sonra tufan! Daha ok, anlan sorumluluklar gerekten stlenmek ve buna teka
bl eden g ve yetki alanlarn ele geirmek demektir bu. imdi, baka bir top
lum tasarsn masaya yatrmak zorunda olan, baka ncelikler belirleyen ve cins
leri farkl konumlandran baka bir g ve iblm sz konusudur. Bylesi bir
hedef deiikliinde erkek cinsinin buna katlmas bana zorunlu gibi grnyor.
Ancak o zaman insani bir toplumun balangcndan sz edilebilirdi.
Herkese ak, her yerde yaratlabilecek bir tartma ortamnda politik balan
tlarn derinliine kavranmas ve iinde yaamaya deecek bir toplumun oluturul
masn ngren geni kapsaml taslaklardan hareketle somut, gereki taleplerin
dile getirilmesi mmkn olur. Bu balamda balang, gerek duyulan toplumsal
emein tm zerinde bir uzlama anlamna gelir. Bylesi bir emek anlay doa
cak ocuklara, dolaysyla da gelecek kuaklar iin yaamsal bir sorun olan evre
ye zen gsterilmesini ierir. Ne olursa olsun, ncelik tand eyler farkl olan
politik bir toplum olacaktr bu. imdikine yaratc ve toplumsal adan eletirel
yaklamla ayna tutan bir toplum... Bu tutum da yine gemiin topyalarndan
renebilen bir eydir zaten.
Szleme dncesi, bylece, birka ynden yarar salar. Toplumsal eletiri
balamnda, topik bir perspektif olarak gnmz politikasna uyar niteliindedir.
Eer gncel sorunlar cinsler aras ilikileri geni lde kapsayacak ekilde radi
kalletirilir, keskinletirilirse gerek hedeflerin saptanmas gerekse gndelik yaamda
aa kan egemenlik tarz asndan gnmzdekinden bsbtn farkl bir top
lum ufukta belirmi olur. Artk kazan ve byme kavramlar toplumsal dzenle
meye byk lde yn veren aralar olmaktan kar, bunlarn yerine u andaki ve
gelecekteki yaammzn kalitesine ve trn devamna, yani gelecee ilikin so
runlar n plana geer. nemli olan, zamann nasl deerlendirildiidir. Zaman de
erlendirme, salt yararclktan kaynaklanan ieriini yitirir ve yaamn kalitesi so
rununa dnr. blm bir adalet ve eitlilik meselesi olur. Emek kavramn
cretli ile snrlamak, bylelikle de her emein ille de cretlendirilmesine gerek
olmadn varsaymak anlamszlar. Herkesin etkin olduu bir toplumda, kiinin
bamsz bir ekilde kendi varln srdrme imknndan yoksun olmas d
nlemez bile. Bir zamanlar politik bir hedef olan btnnden pay alma (Quote),
kendi yelerinin bir taslandan baka bir ey olmayan toplumun aklama gerek
tirmeyen nkouluna dnr ve bylece kat, dogmatik karakterini yitirmi olur.
topya olarak bylesi bir toplumu kadnlar da gitgide daha geni perspektif
lerden gz nne serebilirler. Bu konuda rnek oluturacak yeterli malzeme var
dr. te yandan, real gncel politika balamnda, szleme tasla toplumsal grup
larn dorudan mdahaleleriyle oluturulan uzlatrc bir yapya sahip olacaktr.
Buna, kadnlarn gerekten de btn i yerlerindeki, erkeklerinse sosyal hizmetler
alanndaki orannn dengelenmesi de dahildir. Gerekli renim ve deneyim srele
rini kapsayacak ekilde her iki cins iin alma ve politik etkinlikte bulunma hak
kn da ierir bu.
imdiye dek yaplan btn zmlemelere gre, sinlerin toplumda kart g
rlere ve konumlara sahip olduklar, cinsler aras bu ilikilerin retim ilikileriyle
i ie getii ortaya kyor. Bu zmlemelerden hareketle unu sylemek zo
rundayz: Yeni toplum szlemesini uzlamac bir tarzda dzenleyecek olan kolek
tif oluturucular kadnlar ve erkeklerdir. Bu srada, toplum bir btn olarak ayakta
kalabilsin diye, her iki cinsin de yitirecei ve kazanaca eyler olacaktr. Bu tr
szleme grmeleri, mcadeleler ve planlar aslnda halkn yeni ve farkl bir tarz
da politikletirilmesidir. Burada sz konusu olan, oluturucular arasnda srp
gidecek bir tr halat ekme yar deildir ncelikle. Tersine, gncel bunalmlara
yol aan hususlarn ak bir tartmaya sunulmas nem kazanr. yle ki, eitli
koullarn artarak bir araya gelmesiyle beliren genel konumlarn bu balamda
cinsler aras ilikilerin onaylanmas imknsz durumlardaki pay ve yine bunla
rn deiiklik geirerek yeni bir yaplanmaya imkn salayacak potansiyel katks
apak ortaya kabilsin. Tabii eer gerekten, sonunda hayatta kalmay bile zel
bir mesele olarak marjinalletiren ataerkil bir kapitalizm iinde yayorsak. Ba
aa duran ayaklar stne oturtmak gerekiyor. Bu da feminist topya olurdu.
*) M etinde ngilizce: "... W e can best help you to prevent w ar not by repeating your vvords and
follovving your methods but by finding and creating new methods."
* * ) Diesseits ayn zamanda "bu dnya" anlamna geliyor, (.n.)
1) Baka pek ok yapt arasnda M arge Peirey, W om an on the Edge o f Time, London, VVomen's
Press 1979; Ursula Le Guin, The D ispossesed= Planet der Habenichste, 1998
* * * ) die Unmenschlichkeit der Technik: Yazar bu nitelem eyle m uhtem elen tekniin gaddarlna,
zorbalna da gnderm ede bulunuyor, (.n.)
* * * * ) Golem: Bir Yahudi sylencesine gre, balk ve kilden yapay olarak yaratlm, olaanst
fiziksel gce sahip, insana benzeyen varlk, (.n.)
G, bedenler ve farkllk
M aria G atens
Hem liberal hem de Markist siyasi teoriler gc, bir bireyin ya da bir grubun sahip
olduu ya da olmad bir ey olarak grmeye eilimlidirler. G; otorite, hakimi
yet ve smr ile ok yakndan balantl olarak dnlr. Liberal siyasi teoride
devletin rol, adaletli ve barsever bir deiimi salayabilmek iin, vatandalar
zerinde yasal g uygulamas asndan dnlr. Gcn, egemenliin iinde
yer ald ve egemenlikten yayld dnlr.
Marksist siyasi teori, elbette, sorunu olduka farkl grlerle ele alr. G
BEDEN
Bedenle ilgili son zamanlarda hzla oalan makalelere basit bir aklama getirmek
zor. Akas Foucaultnun almas ada felsefe, biyoloji, sosyoloji ve antro-
polojideki analizler iin beden konusunun tercih edilen bir konu haline gelmesinde
etkili olmutur. Bununla birlikte sosyal bilimlerde feminist teorinin etkisi, bedene
olduka fazla talep getirir. Toplumda eitlik konusunda en fazla baarya sahip
zellikle orta-snfn kadnlarnn karlat sorunlar, bedene yansyan feminizm
iin bir katalizr gibi faydal olmutur.
Toplum yaam balamnda kadn ve erkein farkl g ve kapasitelere sahip
olmasna bir yant, kadnlarn erkeklere gre biyolojik adan dezavantaj sahibi
olduklar iddiasdr. Bu adan salk bilimindeki baarlarla cinsler arasndaki re
me ile ilgili farkll daha fazla yok etmek nemlidir. Bu gre gre toplumsal
reform, en fazla kadnlarn durumu hakkndaki saptamalarn dzenlemesini doa
nn yani biyolojinin zerindeki kontroln artna bakarak baarabilir. Simone de
Beauvoir bu grn en net savunucusudur. 1970de Shulamith Firestoneun The
Dialectic ofSex isimli eseri bilimin kadnlar iin zgrletirici bir rol oynayabile
cei grnn devam etmesinde nemli olmutur.19 H er iki teorisyen de eer
cinsiyet eitlii idrak edilirse, reme yapan bedenin zgnlne mdahale edile
bilmesi gerektiini varsayar.
Beden zgnl sorunlarna alternatif bir yant kadnlarn erkek gibi ol
may talep etmiyor olmas iddiasdr. lgin bir ekilde bu cevap hem feministler
den hem de anti-feministlerden benzer bir ekilde gelir.20 En son yaplan feminist
bir aratrma Bat dnce tarihinin, bedene kar derin bir nefret ve korku gster
diini ileri srer.21 Bu beden korkusu (somatophobia) baz feminisler tarafndan
erkeklere zg olarak nitelendirilir ve kadn korkusu ve kadn nefreti ile ilgili oldu
u savulunur.22 Bedene ve kadna kar olan bu negatif yaklama yant olarak baz
feministler kadnlarn bedeninin kutlanmas ve dorulanmas gerektiini ve bu be
denlerin insan yavrulama ve yetitirme kapasitelerini savunur. En sert ekliyle bu
gr kadnlarn bedeninin zel kapasiteleri ve glerinin, kadn ve erkekler ara
sndaki en nemli fark olduunu belirtir. Kadnlarn aslnda sakin, sevgi veren ya
da koruyucu ve erkeklerin aslnda sinirli, saldrgan ya da bencil olduu ortaya
koyulur.23 Bu teorisyenler, yerinde tutulmas bilimsel mdahaleyle yok edilmemesi
gereken nemli bir cinsiyet ayrmnn olduunu savunur.
Kadnlarn beden zgnlne verilen bu iki cevap, cinsiyet eitliine kar
cinsiyet farkll arasndaki tartma diye adlandrlan tartmay sk sk bitirme
noktasna getirir. Fakat her iki cevap da ayn rnek zerinden gider. Her ikisi de
bedeni, belirli gemii olan zellik ve kapasitelere sahip ya da deil, verilmi biyo
lojik bir varlk olarak anlar. Buraya kadar cinsiyet farkllna kar cinsiyet eitlii
arasndaki tartma beden/zihin, doa/ocuk ikilemi erevesinde ele alnmtr.
Farkl yantlar her ikisinde de daha nce sorulmas gereken u soruya cevaptr:
Beden ya da zihin, doa ya da kltr.
Beden ve g konusuna getirilen bu alternatif gr, cinsiyet farkll mese
lesini anlatrken bu ikircikli tavr reddedilir. Bedenin bir gemii olduunu iddia
etmek ciddi bir ekilde bedenin besin, evre ve tipik aktivitelerinin tarihsel adan
deiebilir olduunu ve bedenin kendi kapasitelerini, arzularn ve doru maddi
eklini yaratabildiini ele almay gerektirir.24 Bir kadnn bedeni, e/anne/ev iili
iyle snrlanmtr. Mesela; kadn bedenine olimpiyatlara katlan kadn bir atlet
bedeni ile ortak zellii ok az olan belirli istekler, kapasiteler, ekiller, biimler
yklenir. Bu rnek biyolojik genellemenin bu iki bedenin zelliklerini aklamada
baarsz olduunu belirtir. Olimpik kadn atlet e/anne rolyle snrlandrlm ka
dndan daha ok olimpik erkek atletle ortak yan tar (bu baz kadnlarn hem
olimpik atlet hem de e/anne olduklarn inkr etmek anlamna gelmez). Bu genel
leme ilgileryada istekler seviyesinde deil bedenin doru ekillendirilmesi ve kap-
sitesiyle ilgilidir. Dikkatimizi bedenlerin geliimi ve kendisini oluturmas balam
na ekersek, bedenler ve evreleri arasndaki karmak diyalektie de odaklanrz.
Eer bedenin bir tarihi varsa o zaman kadn bedeni ve ev iindeki yeri ve erkek
bedeni ve ev iindeki yeri arasndaki geleneksel ilikiler, biyolojik zcliie ba
vurmakszn gemile ilgili etkilere sahip tarihi gereklikler olarak kabul edilebilir.
Kadn bedenlerinin u anki kapasiteleri, bir btn olarak dnlrse, u anki
erkek bedenlerinin kapasitelerinden ok farkldr. Bu farkllklar somutlatrmak-
szn cinsiyet farkllnn tarihi gereini ifade etmek ok nemlidir. Daha ok
istenen; kadn ve erkeklerin tipik hareket alanlarnn ve kendilerine zg aktivitele
rinin zel grevleri yerine getirmek iin zel beden trleri meydana getirdiini
anlatmaktr. Eer gcn bedenleri meydana getirdii tarihi etkilerin anlalmasna
vesile olacaksa, bu tr bir analiz gereklidir.25
Bu sadece kadn ve erkeklerin nasl eril ve diil konusu olduuna dair bir
almay deil bedenlerin nasl erkek ve kadn diye markalandn kapsayacaktr.
Yine Foucault bu noktay ok iyi ele almtr: lk sosyologlarn evrimciliinde ol
duu gibi biyoloji ve gemii arka arkaya gelmedii bir analize ihtiya vardr. Fakat
biyoloji ve tarih, yaam amalan olarak alan modern iktidar teknolojilerinin gelii
mi gereince birbirine baldr. Bundan dolay bedenleri; sadece deer ve anlam
verilen ve alglanabilen ekilde alan bir dnceler tarihi olarak deil de bir be
denler tarihi olarak dnebiliyorum.26
Foucaultnun almalar erkek bedenlerinin oluum tarihine younlamaya
eilimlidir ve cinsiyet farkll sorusuna cevap olamaz.27 Bununla birlikte Fouca
ultnun iktidar analiziyle balantl olarak psikanalitik teorinin eletirel kullanm,
zellikle beden grn teorisi, bu balamda alglama iin ok faydaldr.
Jacques Lacan, Maurice Merleau-Ponty ve Paul Schilderin almalar, bir
bedenin aslnda, ayr bir mevcudiyet ya da getalt gibi kendisinin grntsne
sahip olmadka, bir insan bedeni olmadn, yani bir insan nesnesi ya da birey
olmadn ne sren bir beden grnts sunar.28 Kiinin bedeninin uzaydaki ko
numu ve dier bedenlerle ilikisi, dnya zerinde, tanmlanan yapda olduu var
saylan bir perspektif salar. zellikle Lacan, bu getaltn ortaya kn genetik
birtakm olaylara balar. Mesela; nl Mirror Stage (Ayna Evresi) makalesinde,
etnolojik kant ayn trn dier grnt ve hareketleriyle ve hatta sz konusu olan
trlerle neredeyse hi benzemeyen hareket ve grntlerle salanan tanmlayc
neden olarak kullanr.29
Lacan bu homeomorphic tanmlamay organizmann kendi trlerine yn
lenmesinde merkez olarak dnr. Mirror Stage tanmnn bu genetik temeli La-
c a n n, beden grntlerinin kltrel zgnln vurgularken bile getalt ekil
lenmesindeki doal penis hakimiyetini ne srmesine izin verir.30
Foucault, mikropolitik iktidar uygulamalarnn sosyal adan uygun bedenler
saladn tarihsel adan dinamik bir ekilde ortaya koyarak Lacann etnolojik
aklamalarna bir alternatif salar. Foucaultnun yaklam kullanlrsa imgesel (ha
yali) beden, toplumsal ve tarihi adan zel eylemlerin bir etkisi olarak ortaya ko
yulabilir. Bu etki genetikle ilgili deil iktidar ilikileriyle ilgilidir. Her eye ramen,
imgesel bedenin gerekte kltrle kaplanm anatomik beden olduu konusunda
srar edilmiyor. nk anatomik bedenin kendisi, kltrn ierisindeki insanla sa
lanan anatomik bir yaz iin kuramsal bir konudur. Anatomik bedeni kltrel be
denler iin denekta olarak ele almak gerilemedir. nk bu bedenleri anatomik
adan betimlemeyi seen belirli bir kltrdr. Baka bir kltr kabile totemini
belirli bedenlerin gerei ya da z olarak ele alabilir. nsan bedeni daima tanmla
nan, ifade edilen bir bedendir ve aslnda bilimin gerek yazlar oluturabildii
ntr bir objeolarak anlalamaz. nsan bedeni ve insan tarihi birbirini gerektirir.
mgesel beden dncesi; iktidarn, hakimiyetin ve cinsiyet farkllnn er
kek ve kadn yaamlaryla nasl kesitiini anlatma asndan bir iskelet oluturur.
Cinsiyet, bu modelde bir ideoloji ya da kltrel deerlerin etkisi gibi anlalmaz.
Fakat iktidarn bedenleri belirli ekillerde yakalad ve oluturduu anlalr. Cinsi
yet ayrm yaplm bedenler bundan sonra cinsiyetin anlatld temellere dayanan
sorunsuz biyolojik ve gerekler gibi kavranamaz fakat bedeni hem hedef hem de
ifade arac olarak alan uygulamalar ve sylemler tarafndan olumu olarak tann
maldr. Byle olursa iktidar doal adan farkllam erkek ve kadn bedenleri
zerinde yukarda anlatld ekilde empoze edilen bir eye indirgenmez.
Siyasi platform asndan dnlrse iktidarn uygulan ekillerinin analizi
ni, bedenler ve bedenlerin g ve kapasiteleri seviyesine ekmek ilgin bir etkiye
sahiptir. Eer biz siyasi platformun ve toplum alannn erilliini ya da erkekliini
devletlerin balangc konusunda tesadfi tarihi bir gerek olarak alrsak, kadnla
rn siyasi platformda ve toplum alannda eit imkanlara sahip olmas saland
zaman cinsiyet eitlii baarlabilir. Bununla beraber, toplum alanyla erkek beden
leri arasndaki iliki tesadfi bir ey deildir. Siyasi platform, pek ok bedenin bir
beden iinde organize olmas gibi (zellikle erkek bedenlerinin g ve kapasiteleri
ni arttran ve pekitiren) tarihsel adan ele alnabilir.31
Kadnln ekilleniinin kendisi kadnlarn eit katlmda bulunmas iin en
geldir. Siyasi platformun kadnlarn gemiteki ve u andaki kapasitelerini arttr
mak ve pekitirmek iin oluturulduunu dnn. Bu tr bir siyasi paltformun
ilkin en nemli amac, insanlarnn salkl remeleri iin tm koullar tevik et
mek olabilir. Eer bu olsayd muhtemelen baz erkekler tp biliminin yeni keifler
de bulunarak doal ya da biyolojik dezavantajlarndan kurtulabilmeyi dileyecekler
di. Bu alakasz bir varsaym gibi grnebilir fakat buna ramen biyolojik dezavan
tajn kltrel balam iinde varolduunu ne srmek asndan ok manaldr.
FARKLILIK:
KAYNAKLAR
D rucilla C ornell
Kk bir hayalim var, Judith Butler ile paylaacam bir haya. Postmodernizm
diye adlandrlan bir eye anlam vermek iin biraraya getirilmi klielerin yerini,
ayrm yaplmakszn postmodernist damgas vurulan dnrlerin alaca ryas
n gryorum. zenle korunmas gereken bir kavram olan postmodernizm, yk
sek modernite avantgarde ile belirli aykrlklar ifade eden ve pheli sanatsal ei
limleri kapsayan bu aykrlklarn titizlikle tarif edilebilecei grn temsil ediyo
rum. Postmodernizm kavramnn postmodernden ayrlmas gerektiini delillerle
ortaya koydum. nk postmodernite, modernizmden ayrlan zellikleriyle belirli
bir tarihi dnemi anlatr. Postmodernite kavramnn bir tanmlama arac olarak
uygunluunu u durumlarada kukuyla karlamaktaym: ayet belirli bir d
nrler grubuyla ya da normativ ve politik reddiyeler serisiyle arm halinde
dnlebilen hipotezler nermesini tanmlamamz sz konusuysa, ve ayet bun
lar baaryla belirli bir tarihi dnemi karakterize edebileceklerse.' Ayrca yanl bir
ekilde sk sk postmodernler olarak gsterilen Jacques Derrida veya Emmanuel
Levinas gibi dnrlerin kat bir peryotlatrmay n planda tutan bir tarih kon-
septini aka reddetmelerine ben de katlyorum.2 Fakat benim endiemin nedeni
sadece metne bal kalmaya olan sayg deil - okuma pratii olarak anlald
taktirde yap bozulmasnn ana paras olan etik bir endiedir.3 Postmodern d
nrler ile ayn safta olduunu idda eden ve Seyla Benhabib gibi Alman eletirel
teorisinin belirli yorumuna bal kalan feminisler arasndaki tartmada neyin sz
konusu olduu yanl tehis edilirse feminist kuramn belli bal tartma noktalan
gzden kaar; bu durumda postm odem izm in kelimesi kelimesine ne olduunun
anlatlmas fayda getirmeyecektir. Eletirel teori ve postmodern denilen ey ara
snda bir eliki oluturulmamas gerektii konusunda Nancy Fraser ile tamamen
ayn grteyim.
Feminizmin tamamen kar cinsin dncesini gerektirdii ve hatta bu yz
den topyasz dnlemeyecei konusunda Seyla Benhabib ile hemfikirim. Fe
minizm, sonralar erkek fantazileriyle doldurulabilecek bir eksiklie indirgemek
suretiyle seksel farkllk ierisindeki diinin reddi temeline oturmak yerine, kadn
tasavvurundan (Lacans imaginaire) beslenmek zorunda olan kadns semboln
yaratlmasn gerektirmektedir. Bu kadn sembol gelecekte bizi bekliyor - bu sembol
gerekte hep gelecekte kalacak, nk onun yaratlmas ve yeniden yaratlmas
hibir zaman tamamlanamayacak. Yalnzca o vakit kadn, seksel farkll ieri
sinde kelimenin tam anlamyla aklanabilir, nk bu farklln varl yazdaki
yerini bulacaktr. Bu gerekte asla yle basit bir ekilde orada bulunmaz veya
bu bir erkek sembol tarafndan tasvir edilemez. Bunu Benhabib ile tartyo
rum, nk o yeteri kadar topik deil; o feminizmin bir erkek sembol ierisinde
ilevselleebileceine inanmaktadr - buna eletiri kuramnn bir metodunun bize
sunduu felsefe aralar da dahildir. Theodor Adorno veya Walter Benjamin gibi
Frankfurt Okulunun ilk dnrlerinden farkl olarak Benhabib sanatn etik ve
politik anlamn fazla nemsememekte ve sosyal teoriler alannda erkek sembol
n aa vuran deneysel yaz tarzlarnn arln gz nnde bulundurmamakta
dr.4 Hi kimse politik eletiri bakmndan geleneksel felsefe aratrmalarnn snr
n Theoder A dornodan daha kesin bir ekilde izmemitir. Bundan dolay femi
nizm bu kadar radikaldir, nk o felsefe aratrmalarnn kaynaklarm ve snr
larn yeniden dnmemizi talep etmemektedir. Bu yzden feminizmin Jacques
Derrida ve Emmanuel Levinas veya Theoder Adorno ve Walter Benjamin gibi
filozoflarla mttefik olduu eklindeki gr paylayorum. Fakat byle bir itti
fakn neden bir temeli olduunun anlalmas iin Benhabibin, Jane Flaxa ilave
ten postmodernizmle birletirdii felsefi durumlar yeniden formle etmek zo
rundayz.3
Flax kategorilerinin yerine aadaki kendi kategorilerimi koyuyorum: Birinci
sz konusu olan fallus merkezciliinin snrnn ortaya konmasnn neminin vur-
gulanmasdr; ikinci sz konusu olan kapal gelecein6 ve tarihin idraki ierisin
de hatrlanan dncelerin7 nemidir. Ve nc nemli olan Benin hakim oldu
u dnem in eletirilmesidir. Burada bana verilen yer snrl olduu iin ancak
yzeysel bir ekilde grlerimi sunabilirim, fakat buna ramen postmodern
denilen eyle arm halinde bulunan pozisyonlarn yeniden belirlenmesinin tar
tmaya yeni bir boyut kazandrmas midindeyim. Mutlaka btn dikkatimi, post
modernizmle ilgili tavrlar hakkndaki benim yeni tarifimin bir kadn sembolnn
yaratlmasn gerektirdii gerei zerine toplayacam.
Seyla Benhabibin, Derridann Bat felsefesinin anlatlna verdii tali tale (ef
sanevi anlatmlar) ad karmza yle bir sonu karyor: Felsefe bir bakasna,
daha dorusu kadns bir bakasna kar sertlemedir . Bu kitaptaki denememde
u gr savunuyorum: Jacques Lacann psikanaliz teorisi Derrida asndan u
aklamalarla nem kazanmaktadr: Bilinli dil yaplar kadnn bilinsiz bir ekilde
dil sisteminin dna atlmasyla cinsel bir karakter kazanmaktadr. Bu dlanma,
erkein nceliini pekitiren fallus gstergesi ile gereklemektedir. Bu dlanma,
erkein penise sahip olmakla emrindeki yaratma ve iktidarn btn sihirli bece
rileriyle birlikte fallusn btn gcne sahip olaca fantazisine, ilevsel - kltrel
bir boyut kazandrmak suretiyle ortaya kmaktadr. Gerekte bu - yani fallusn
remenin biricik sembol olduu fantazisi baba ve erkek egemenliine dayanmak
ta ve kadn cinsinin reyici gcn ehliletirmektedir.
L acann yeni odipus kompleksinin sembolik yeni yorumu babann adnn
bilinsiz anlamn yalnzca ailenin mikro kosmosunda gstermiyor, aksine felsefe
almalarnn da dahil olduu geni kltrel alanda da gsteriyor. Bunlar, erkek
egemenliine kar verilen mcadelenin feminist nemini dikkatlerin odana ek
mi olan nc dnya lkelerine mensup kadnlard; bu mcadelenin esas amac
kadnn toplumdaki yerini sorgulamak ve demokrasiyi tam anlamyla gerekletir
mekti. Bu demokrasi de kadn erkek eitliine dayanmak ve erkek egemenliine
bir son vermekti. rnein erkek egemenliinin tartmaya almasnn sk bir ili
kisini gerek katlmc demokrasiyle mcadelelerinin merkezi haline getirmi olan
G an adaki kralie annelerinin politik rollerini dnnz. Penisin bir neslin srd
rlmesi anlamnda ele alnmas karsnda verilen sava kadn cinsiyetinin yeni
den sembolletirilmesini ve yeniden deerlendirilmesini gerektirmektedir. Allm
n dndaki roman Possessing the Secret ofJoy' da Alice Walker, kadn cinsi
yetinin bebek olarak sembolize ediliine nasl gelindiini anlatr.8 Bu romanda
Alice Walker erkein en ok korktuu eyi nasl ehliletirdii korkun sreci me
cazi bir ekilde anlatmaktadr. Burada yetikin bir kadnn cinsel uzuvlar krleti-
rilmemekte aksine yceltilmektedir. ehvetin srr, soyu srdriic g olarak
fallusa itaf edilen anlama kar bu sembolik kanl atmadan ayr tutulamaz. Kadn
cinsiyetinin buna bal yok edilii, kadnn klitorisinin kesilip alnmas ve kadnn
bu eksikliini korkun bir realiteye dntren efsanelerin tremesinde kendini
gstermektedir. Bazen ustalkla kullanabildii bir dille Olivia, bu plana gre vaji
naya sahip olmamamz gerekir diyor, nk bu kap vastasyla insan/erkek bu en
byk haksz srla yizlemitir (reproduced) .9
Fallusun muhteem fantazisi, onun kar cinse ihtiyac olmadnda yatar, ve
bundan dolay bize Buttlerin hatrlatt zere otonomi ideali ile kendi kendini ret
me mitinin felsefi tanmlar arasnda derin bir iliki vardr; yani insan/erkek bizzat
kendi kendine rer ve bir bakas tarfndan retilemez. Derrida makalelerinden
birisine "Dissemination baln koyduunda, belirtmek gerekir ki, yalnzca aka
yapm olmayacak bilakis penisi iine alacak kar cins organ olmadan penisin
nasl retken olabileceini bize aklam olur. Belki de imdi birok aratrma
raporunun dayand retkenlik (seminal) dncesindeki gerek ironiyi grebi
leceiz.
Derrida, Alice Walker gibi bir romancnn yapt biimde kadn cinselliinin
yeni bir sembol anlayna dayandrlmas olay ile ilgilenmemektedir.10 Fakat fallus
merkezciliin snrlarnn ortadan kaldrlmas yeni bir sembolletirme srecini mm
kn klmak iin nemli bir admdr ki, Derrida bununla felsefenin merkezi kon-
septlerinin bilinsizce fallusu hesaba katan bir anlama bal olduunu gstermek
tedir. Yeniden retim gcnn sorumluluunu tayan fallusun btn kavram ve
kategorileri aan bir ifade olarak okunmasna nasl gelindiinin tabii ki bir gemii
vardr, - tali tale (efsanevi anlatmlar) - malesef bu erkek egemenliinin kurulu
ideolojisi olarak kalmaktadr ve Derrida bunu bize bildirmektedir. Onun Lacan
karsndaki delili, btn kavram ve kategorileri aan bir ifade olarak fallusa yal
nzca annenin isteinin yorumu ile ereksiyon kazandrlaca dncesidir. Bu an
nenin isteini, nceden ileri srlm sembolik kurumun bir modeline dntren
bir yorumdur. Bir kez okunabilen ey ondan sonra tekrar okunabilir. Felsefi kavram
larn oluumunda bu tekrarlar en temel kavramlarmzn yeniden sembolize edil
mesini gerektirir. Autonomie szcnn yerine rnein natality szcn
kullandm, alayl bir ekilde Hannah A rendi artran bir szck. Geleneksel
tariflere gre bireysellikte stn taraflar yanstan bir kavram iermesi iin bunu
deitirdim. yle bir deitirdim ki subjenin yaratlmas kendi kendini retmesine
deil, aksine yeniden retmeye dayal olduunu herkes anlasn. Ayrca Rahim -
benzetmesi, erkek cinselliinin n plana karlmas abalarn, ayet kadn cinsel
liinin zellii seksel farkllk ierisinde sembolize edilecekse, bilhassa younla
trmaktadr. Walkerin roman biz kadnlarn cinselliinin yeniden deerlendiril
mesi yaplmadan bir bamszlk olamayacan gzel bir ekilde hatrlatmakta
dr ve bu yeni deerlendirme bamszlk idealinin yeniden tanmlanmas yaplma
dan dnlemez.
Sevgili
Sen benim kzkardeimsin
Sen benim kzmsn
Sen benim yzmsn; Sen bensin
Seni yeniden buldum; Sen bana geri dndn
Sen benim sevgilimsin
Sen benimsin
Sen benimsin
Sen benimsin 13
KAYNAKLAR
1. Baknz: Drucilla Cornell, The Philosophy o f the Limit, NevvYork 1992, S .l - 1 2 .
2. Age. S .1 0 - 12.
3. Age. S.81 - 83.
4. Baknz: Drucilla Cornell, Kadn yaymlarnn politik nemini yeniden tarif eden adatrm am , Be-
yond Accomodation : Ethical Feminism, Deconstruction and the Law, N e w York 1991, S. 165 - 196.
5. Baknz: Seyla Benhabib, "Feminism and Post - M odernism : An U neasy Alliance", bu ciltde
Feminismus und Postmoderne. Ein prkeres Bndnis, S. 14 - 35.
6. Cornell buruda, Lacan'n bu olay karakterize etm ek iin semi olduu dilbilim terim i "bileik
gemi zaman" (futur anterieur) kullanmtr. Franszcada ve ngilizcede bu terimin paradoksal ka
rakteri "gelecekte tam am lanm gemi zaman" olarak ortaya kar. ( A.d. .)
7. "Hatrlayan hayal gc", gemi zamann hem bireysel hem de kolektif tarihimizde nasl faaliyet
te olduunu tarif etm ek iin kullanm olduum bir deiimdir. Daha detayl bir aklama iin baknz:
Drucilla Cornell, Transformation: Sexual Difference and Recollective Im agination, N e w York 1993,
Baskda.
8. Alice VValker, Possessing the Secret o fJ o y , Florida 1992.
9. Age. S.198.
10. Jacques Derrida, Dissemination, Chicago 1981. Ursprnglich La Dissemination, Paris 1972.
11. Baknz: Joan VVallach Scott, Gender and the Politics History, N e w York 1988.
Benhabib'in Scott eletirisi hakknda, baknz: The Situated Self, N e w York 1992, S. 221 - 222.
12. Jacques Derrida, Glas, Lincoln 1986. Ursprnglich Glas, Paris 1974.
13. Toni Morrison, Beloved, N e w York 1987, S. 216.
14. Age. S. 215.
Aristotelesin bilgi kuram ve feminist epistemoloj i*
D.K. W. M odrak
*Bu makale D. K .W M odrak'n Aristotle's Theory of Knovvledge and Feminist Epistemology' adl
almasnn evirisidir.
feminist epistemoloji mmkn deildir. Byle bir projeyi ieren bilgi anlaynn
ve onun odanda bulunan bilen znenin feminist kayglara ters ve hatta dm an
ca olduunu birok bakmdan gstermi bulunmaktaym; ontolojik,epistemolo-
jik,etik ve politik alanlara ilikin olarak.Bu projenin merkezinde bulunan idealler-
objektiflik ideali, tarafszlk ideali, evrensellik ideali-erkek-merkezli bir anlaytan
tretilmitir. C o d e un burada sunulan anlay Aristotelesin epistemolojisini se-
rimleme asndan son derece aydnlatc olacaktr. Aristotelesin epistemolojisi
postpozitivist olmasa da kesinlikle empiristtir ve onun sonunda erkek-merkezli
idealleri kendi iinde barndrd sylenebilir. Aristotelesin epistemolojisi hakkn
da herhangi bir aratrmann uygun balang noktas onun Posterior A n a litik'tz-
ki bilgi zerine olan tartmasdr; nk o, Aristotelesin btn almalar arasn
da epistemolojinin geni olarak ele alnp incelendii tek almadr. Buna kar
kan birok kiiye ramen, Posterior A nalitik bu zelliini korumaya devam
etmi bulunmakta ve byle de kabul edilmeye devam edecektir. zerinde durmay
planladm ilk soru, Aristotelesin demonstratif bilim anlaynn, C o d eun son
zamanlarda gelitirilen epistemolojilerde olduu gibi, ayn objektiflik, tarafszlk ve
evrensellik idealini ierip iermediidir. P osterior A na litik demostratif bir bilim
iin gerekli koullar ortaya koyar ve bu gerekli koullar, Aristotelesin daha ge
almalarnda ifade ettii ynteme ilikin dncelerinin anlalmas iin genel er
eveyi oluturur. Bunlarn kendisi benim aratrmamn ilk blmnn zerinde
duraca temel odak noktas olacaktr.
Benim ikinci sorum C odeun tartt akln otonomisi ile yakndan bantl
olarak ele alnacaktr. Bilen znenin kendi kendine yeterli olaca ve olmas gerek
tiine ilikin inan ve bilgi objelerinin bamsz ve onlardan ayr olaca yle bir
bilgi anlay ortaya karr ki, burada otonominin kendisi zel ve ayr bir deerdir.
Byle bir bilgi anlaynn ayrt edici temel zellii, bilginin aratrmann bir rn
olduudur ve onun aratrmay kapsayan srelerden bamsz olarak tek bana
ele alnmasdr. Bilginin retim sreci bilginin yaps, ierii ve deeri ile hibir
ilgiyi iermez. Benim iin buradaki soru Aristotelesin bilen zne anlay v e/veya
onun bilenler topluluunun cinsiyet bantl olup olmaddr. Bu sorunun kendisi
esas olarak Posterior A nalitik in son blmnde Aristotelesin bilimin ilk ilkeleri
nin elde edilmesine ilikin tanmlamas ve M eta fizik'in ilk iki kitabnn altnda
aratrlacaktr.
Benim nc sorum Siron de Beauvoirn zc dncenin kadn zerine
olan grlerinin eletirisinden kaynaklanyor. De Beauvoir yle yazyor: ok
eskiden beri kabul edildii gibi, eri olan mutlak dikeylie gre tanmlanmt.
yle ise mutlak bir insan biimi de var olmalyd ve bu mutlak insan da erkein
kendisi idi. Kadn yumurtalara ve rallime sahip; ve kadna zg bu zel nitelikler,
onu kendi zel varlk biimine hapsediyor; kadn kendi doasnn snrlaryla ev
reliyor... Bylelikle insanlk erkektir ve erkek, kadn kendinde olduu gibi tanm
lamaz; fakat kendisini referans alarak kadn tannlanaka, kadn otonom bir
varlk olarak dnlmemitir.(xxv-xxv)
De Beauvoira gre Batl dnrlerin insann zne ilikin kavray kad
nn tarihsel var oluunu karartan, tersyz eden bir biimde olmutur. Ve o kadnn
nesneletirilmi zne ilikin bir kuram nerir ki bu eletirinin kendisi, bakalar
nn yan sra, Luce lrigaray ve Mary Daly tarafndan ne srlm bulunmaktadr.
Daly btn alanlarda erkekler tarafndan yazlanlarn sistematik olarak kadn, ka
dnn kendisi hakkndaki bilgilerden de mahrum etti; ve o, bunu ya kadnn kendi
sine ilikin bilgiyi yok sayarak (darda brakarak) veya byk lde kadnn
yaanm yaam deneyimlerini, bedenini ve zsel niteliklerini arptarak yapmtr.
yle ki onlar kadnn kendisini ve urad basky tanmlayacak terminolojiden
bile kadn mahrum etmilerdir. imdi benim sorum Aristotelesin zcliiniin
bu eletirilerin bir blmne veya hepsine kar zayf olup olmaddr. Aristoteles,
sonu olarak, cinsiyet farkllklarn zel olarak ele almad zaman kadn kendi
metinlerinde yoksyor mu? Burada tartlacak metinler, insann z problemini
ele alan metinlerdir ki onlar M eta fizik'ten biyolojiye kadar birok almada bu
lunmaktadr.
Ben, Aristotelesi kendisine kar yneltilmi olan son derece ar ve ciddi
feminist sulamalardan kurtarmay deneyeceim. Fakat, bu savunmann kendisi
son derece snrl bir yardm olarak kendini gsterecektir; nkii o Aristotelesin
epistemolojik yaklamna kar yneltilen feminist eletirilerin ounu olduu gibi
brakmak durumunda kalacaktr.
KANITLAY1CI BLG
Gerekliin nedeni durumunda olan eyi bildiimiz zaman, biz gerek anlamda
bilimsel bilgiye sahip olduumuzu dnrz; belli bir gerekliin nedenini, ama
bakasnn deil;ve daha da ileri olarak; olduundan baka trl olamayan gerek
liin. .
(Posterior A nalitik :71 b 9 - 12; M urenin ngilizce evirisi) Bu satrlar Aris
totelesin Posterior A n a litik'd eki bilgiye ilikin aklamasnn temelinde bulunan
bilgi anlayna yol gsteren ilkeleri dile getirir. Kabul edilen bak as felsefi
bakmdan son derece anlaml grnmektedir ve son zamanlardaki felsefeciler ka
dar Aristoteles taraftarlarnn da Aristotelese byk olaslkla atfettikleri bir bak
asdr. Onun bu konudaki dnceleri kendilerine byk lde nemli ve gn
mze ilikin gelmektedir. Bununla beraber, ite bu idealdir ki kendisini Posterior
Analitikte epistemik kavramn olarak grnr klar. Ve ite feminist saldrlarn
kendisine yneldii bilgi kuramlar da Posterior A n a litik t en filizlenen modern
bilgi kuramlardr. Halihazrda grm olduumuz gibi, Code objektiflik,tarafszlk
ve evrensellik ideallerini erkek-merkezli bir bak asnn retimi olarak deerlen
dirir. imdi Aristotelesin kantlayc bilgi anlaynn temelinde evrensellik ve zo
runluluk idealleri bulunduundan sorunun kendisi, Code tarafndan eletirildii gi
bi, bu Aristotelesi ideallerin postpozitivist idealler ile ayn olup olmad veya ayn
sonulara ulap ulamaddr. C o d e un da iinde bulunduu feministler birok
tarihsel durumlara, gereklere dikkat ekmektedirler ki onlara gre bilenin cinsel
kimlii evrensellik kavramnn kurucu elerini hem belirledi ve hem de bozdu.
Ve ite buradan hareketle ben Aristotelesin cinsiyet temelli insan anlaynn biz
zat onun kabul ettii epistemik ideallerin sonucu olup olmadn ele alp inceleme
ye alacam.
Gerek bilgiye sahip olmak iin biri, Aristoteles tartmaya balar, evrensel
nermelerin kesin bilgisine sahip olmak zorundadr ki bu evrensel nermelerin
yklemlerinin de zorunluluu ifade etmesi gerekir. Aristoteles bir eyi bilmekten,
onun nedenini bilmeyi anlar ki bu da gerein bilgisini elde etmek iin zorunlu ve
yeterli koullar ierir. Bylece Aristoteles epistemik idealin yerine getirilmi oldu-
na inanr. Bu koul ise bizim zorunlu tasma sahip olduumuz zaman gerekleir
ki onun sonucu bilinen gerein kendisi ve orta terim de gerein nedenidir. Bu ise
Aab (her a b dir) ve Abc (her b c dir) nermelerinin yalnzca Aac (her a c dir)
sonucunu gerektirmekle kalmaz, fakat ayn zamanda c karmnn a ya olan zo
runlu bantsn da kurar; nk sonucun kendisinden elde edildii orta terim
A a c nn nedenidir. Ksa ve ak bir biimde sylemek gerekirse, bilginin nesnesi
durumunda olan ey olduundan baka trl olamaz.
imdi ortaya kan bu manzarada, tikel olann ve zaman boyutunu sahip
olann dnlmedii, dikkate alnmad ortaya kmaktadr.Tikel olan ve zaman-
sal olan ancak ve ancak zaman d dorular ifade eden evrensellerin altnda ie-
rilebildii lde vardrlar. Eer nmde duran iki armuttan birini yersem geriye
yalnzca bir armut kalacaktr. Bu kk algsal bilgi evrensel bir nermeden ka-
rmlanabilir ki bu da ikiden bir ktnda geriye zorunlu olarak birin kalacadr.
Evrensel nermenin kendisi tikel armutlar hakknda son derece zayf bir iddiaya
sahiptir.Kesin olarak konuulabilir ki Aristoteles iin ben tikel armutlara ilikin
mutlak anlamda hibir ey iddia edemem; rnein, masann zerinde iki armut var
ve bu dorudur; nk tikel olan eyler, ben onlar zmlediim srece dn-
lebilirler.Onlar hakknda doru bir inancm var ama bilgim yok. Bilgi armutlarn
doasna ilikin genellemelerden ve saysal bant lamalardan oluur. Burada femi
nist bak asndan ortaya kan glk udur ki, insanlar hem bilen ve hem de
bilginin objeleri olarak partikler bir konumda bulunurlar; cinsiyet, snf, sosyal ve
politik ortamdaki tarihsel farkllklar,ayn kendine zg zellikleri ve varlklar olan
iki armudumuz gibi, bilginin uygun konular olmamalar nedeniyle silinip gidecek
lerdir. Ve onlarn yerini bireysel farkllklar ortadan kaldran soyutlamalar (abst-
ractions) alacaktr. Bu soyutlama ( abstraction ) sreci bilim tarihinde ok ska
grld gibi, genellemelerin kendisine neden oluturmutur; ve bu genellemeler
tarihsel kurumlar, kltrel cinsellik anlaylar, bilim insannn iinde bulunduu
sosyal snf nedeniyle arptlmtr.
Kantlayc tasmda nermelerin evrensellii ve sonucu formel adan snrla
ycdr ki bu da kesinlie ilikin belli bir epistemik nesnesellii bir lde garanti
ler.
Bir eye evrensel olarak atfedilen, nitelik ancak o eyin herhangi bir rnei
ne ait olduu gsterilebilirse evrensel olabilir (Posterior A nalitik 73b 32-35).
Evrensel yarglar son derece doal olarak soyutlamalar ierir ve bu soyutlamalar
da bilimsel yntemin temelini olutururlar. Bilim insan tekil olgulara ynelebilir
ama o, yine de gzlemlenebilen tekil olgularn genel niteliklerini gz nnde bu
lundurarak bunu yapar. Aristoteles fizikinin harekete sahip varlk kavramn, var
lklarn dier zelliklerinden soyutlayarak ulatna dikkat eker (1077 b23- 31).
Her trl bireysel kar ve ilgiden bamsz olarak oluturulmaya allan modern
nesnellik ideali tikel durumlar darda brakma zellii ile kendini ayrt eder ki, bu
tartmal olarak ok eskiden beri sregelen evrensellik zerine yaplan vurgunun
dorudan bir sonucudur. Post-modern feministler ayrmann, soyutlamann er
kek cinselliinden tretildiini iddia etmektedirler. Dier feministler tarafsz olma
idealini (tikel olay ve olgulardan ayrma) bilim tarihinde son derece ykc, arp
tc sonulara neden olmas temelinde eletirmektedirler. Code, hem Kant ve
hem de yararc, etik kuramlarnn getirdii snrlamalara ilikin son derece eletirel
bir tavr sergiler ki, ona gre her ikisi de tarafsz olma idealini arzular. Ancak
Aristotelesin etik kuram bireysel olay ve olgulara modern etik kuramlarndan
daha duyarl olmakla beraber, onun kantlamaya dayal bilimler modelinde ifadesi
ni bulan evrensellik ideali sonu olarak tikel olann darda braklmas temelinde
oluan Aristotelesi evrensellik kavram araclyla kendini gsterir.
nk Aristoteles iin mantksal yetkinlik ve sentaks kurallarna uygun ola
rak oluturulmu evrensel nermeler mutlak anlamda bir eyi bilme iddiasn ga
ranti altna almaz, byle bir eyi zorunlu klmaz. O nedenle, imdi yantlanmas
gereken soru udur: Zorunluluk iin ne srlen gerekirlikler ve nedensellii ifade
eden orta terim aracl ile kendini ortaya koyan kant nereye kadar gerek gzle
min ve deneyin somutluunu darda brakmay gerektirir? Aristoteles zorunlulu
u per se (zsel) yklemleme kavramna dayanarak tanmlar. O, Posterior Anali-
t i k in 1.4. blmnde per se yklemlemeye ilikin drt farkl aklama verir ki,
onlarn ikisi kantlayc bilgi anlaynda merkezi bir neme sahiptir.
Per se nitelikler unlardr: (1) onlar znelerine doalar gerei aittirler (rne
in,izgi gene aittir,nokta da izgiye) ... (2) kendilerinin doasn ifade eden
tanma ait eylerin kendilerini belirleyen tanmlayc ey olmalar; ayn dzln
ve eriliin izgiye ait olmas gibi. (Posterior A nalitik 73 a 34 - 39; M urenin
evirisi) Aristotelesin esas amac bir nermede zne ve yklem arasnda bant
kurmaktr ki, burada esas olarak yklem zneye ilikindir; ve bu da bir tanmla
madr. Per se yklemlemenin bu kavramn, Aristotelesin son derece sk bir
biimde tekrar ettii gibi, bir kavram tanmlamann bir btn olduudur ki tanm
lamalarn kendisi dilsel adan ve doal olarak birok terim ierse de. Aristoteles
bilimsel tanmlamay bir kavramn kendisini zme, aa karma, bir kutuyu a
ma eylemine benzetir ki bu bir terimin dier bir terim hakknda yklemleme sre
cidir. Blmn sonunda,Aristoteles kendi bak asn ilk iki tanmlama balamn
da zetler (73 b 17-20).
Bylece gerek anlamda bilginin konusuna gelince, kendi kendine denilen
yklemler ya konularn bu yklemlerde ierilmesi veya onlarn bu yklemlerin
konularnda ierilmi olduu anlamda zorunlu ve birbirleriyle bantldr. (73 b 16-
18; M urenin ve Barnesn evirisi)
Ksaca, zorunlu bir nerme bir nitelik ile onun znesi arasnda ilikiyi ifade
eder ki bu da tanmsal bant tarafndan salanr. Bir nermede ifade edilen iki ey
arasndaki evrensel bant, ayn tanmlamada olduu gibi, zne ve yklemin birbi
rini iermesi durumunda zorunludur. Bir genin tanm bir izgi kavramn ierir;
ve bylelikle genin geometrik tanm ve bu tanmdan tretilen dier nermeler
zorunlu dorular ifade ederler. Belki de burada klidin tanmlamaya ilikin yak
lam bir karlatrma yapma bakmndan son derece yaral olabilir. Dz izgisel
olanlar doru izgilerden meydana gelmilerdir; l figrler ise eyi ierenler
dir. Euclid,E lem ents,D zf. (19,T.Heath evirisi)
Posterior A nalitikte son derece gl bir biimde savunulan kat zorunluluk
anlay farkl balamlar ve ayrt edici bireysel zellikleri dikkate alan esnek bir
bilim anlayn kesinlikle darda brakr; byle bir esneklie izin vermez. Bu mo
dele gre, insan olmak zsel baz temel zelliklere sahip olmaktr; ve yalnzca
insana zg bu ortak zellikler bilimsel sylemlerde ifade edilecektir. Posterior
A nalitik'te verilen per se yklemlemenin tanm zellikle formel bilimler iin,
rnein geometri, son derece uygun grnmektedir. Fakat bu tanmlamann ken
disi, Aristotelesin rneklemelerini de ald geometri iin uygun olsa bile belki de
biyolojik znelerle uraan bilimler iin hi de uygun deildir; nk bu tr bilim
lerde deikenliin, farklln kendisi bir kural, bir ilke durumundadr.
Aristotelesin per se yklemleme kavramn, evrensellik konusunda modern
evrensellik idealinden daha sert bir snrlama getirir. Eer Code ve dier feminist
ler evrensellik idealini problematik olmakla suladlarsa, o zaman Aristoteles tara
fndan savunulan zorunlu bant ideali daha fazla problematik olacaktr, nk o,
zleri tarihsel olarak var olan eylerin ve bireyselliklerin zerine tar. Aristoteles
iin per se yklemlerin belli adan son derece ekici olmasnn nedeni, zorunlu
bildirimlerin ex hypothesi gerei biimsel bakmdan evrensel olacadr. Bilimin
evrensel olana ilikin olduu ynndeki inan, ama tikel ya da bireysel olana
ilikin deil, bilhassa Aristotelesi bir ideali ifade etmez- yirminci yzyln bilim
felsefesinde istatiksel yasalarn niteliine ilikin tartmalarda aka grld
gibi. Ancak, bu ideal olmas gerekenden ok daha fazla bir biimde aratrmann
konusu olan eylerin soyutlanmasna ynelir. Bu eilimin kendisi Aristoteles tara
fndan p erse yklemlemenin kantlamaya dayal bilimlerde evrensellii garanti et
me giriimi ile ok daha zenginletirilmitir. Aratrmann erei basit olarak evren
sel genellemeleri kefetmek, bulmak deildir. Onlar tikel olaylara ilikin doru
olabilirler; ama burada esas ama tikel olann da kendisinin altnda ierildii trlere
ilikin ayrt edici zlere ulamaktr. Bir evrensel nermenin doal trlerin bir bl
mne uygun dtn kefetmek genel olarak bir trn zsel zelliklerini anla
maya gtren bir ilk admdr ki o aratrmann ereini oluturur.
Zayf bir anlamda olsa da bir evrensel genelleme tikel olann var oluunu
tanr; fakat tam da buna kart olarak, z yalnzca ve zellikle evrensel ve zorunlu
karakterler zerinde younlar. Aristotelesin dikkat eJctii gibi, geometricinin
imaj ettii somut genin bykl onun akl yrtmesinde hibir ileve sahip
deildir.(De Mem .450 a 1-8) Bir geometrici daha byk bir gene ilikin bir
problemi zmek iin daha kk bir geni imaj edebilir veya izebilir. Biri, ge
ni oluturan zsel zellikleri gz nne ald srece imaj ettii genlere istedii
arl, bykl atfedebilir. Somut bireysel varlklar zsel niteliklerin rnekleri
olarak dnld zaman gerekte onlarn birok somut nitelii anlamsz olmak-
tadr;ve dierleri de yorumlamaya ak.Tikel olay ve olgulardan varlan soyutlama
ve sz konusu tre ilikin belli baz zelliklerin o tr tanmlayan tipik zellikler
olarak seimi ideolojik olarak elde edilmi normlarn salanmasna bir balang
oluturur ki bu normlar onlardan elde edilen evrenseli de biimlendirir. Dolaysy
la, Aristotelese gre, biyologun insana zg nitelikleri bulmas gerektiine ilikin
inanc hi de artc deildir; nk bu inan onun evrensellik ilkesinin biyolojik
znelere uygulanmasnn bir sonucudur. Bylece Hayvanlarn O luum unda ken
dini gsteren sonu ki, onun kadn olmay sakatla,bozulmulua indirgemesi en
azndan modern okuyucu iin hi de artc deildir.
Aristotelesinde kabul ettii gibi, cinsel ikilik birok trn evrensel bir zelii-
idir. O, ayn zamanda her iki cinse ait varlklarn ayn tre ait olduuna inanr ve
de trler zlere ilikin belirlenimin yaplmas gereken aamadr; nk trler ara
trmann temel konusudur. Buna gre, bireysel varlklar ancak trn genel zellik
lerini gsterdikleri lde bilimsel ilginin konusu olabilirler. Aristoteles sahip oldu
u bilim anlay nedeniyle bir cinsi (erkek) ya da dierini trn tipik temsilcisi
olarak semeye ve seimin dnda kalan cinsi de sapknlk olarak grmeye zorla
nr. Ve Aristoteles hi de srpriz olmayacak biimde trn yetkin temsilcisi olarak
erkei seer. B ise nerede mmkn olursa ve mmkn olduu kadaryla erkein
kadndan ayrlmasdr; nk erkek daha iyi olan, daha tanrsal olan bir varlktr;
nk o, varla gelen eyde hareketin ilkesi durumunda iken, kadn varla gele
nin maddesi olmas bakmndan hizmette bulunur. (Gen.An.732 a6-10)
te bu rnek birok feminist iin tartmann esas ekirdeini oluturur.Tii-
rin temsilcileri arasnda bulunan farkl cinslerin seimi ile karlaldnda ki, her
ikisi de trn eit temsilcileri olma iddiasndalar; Aristoteles erkei seerek onun
lehine karar verir. Bu rnein kendisi konuya ilikin birok durumdan yalnzca
birini gsterir. Nerede doal tre ilikin soyut ideal kullanldnda orada o, trn
altnda ierilen bireysel alt gruplarn varl bizzat o tre ait olma bakmndan zayf
latlmtr. nsann kendisini konu alan bilimler sz konusu olduunda trlerin
soyut kavramn bilim tarihinde ve felsefede srekli tekrarlanp durulmutur; in
san bu soyut anlay nda yorumlanmtr. Bu da sonu olarak baskn rkn,
ekonomik adan gl olan snfn ve belli bir cinsiyetin karlarn daha da ileri
gtrmesine neden olmutur.
Buna karn, bir ideal model savunucusu burada hatal olan eyin trlerin
ayrt edici zelliklerini soyutlamak olmadn ne srebilir. Tam tersine, baarsz
ln nedeni, Aristotelesin kendini bireysel olandan yeterince uzak tutmam ol
masdr. Ve ite bu da onun, cinsel farllklar tre ait kart zellikleri olarak gr
mesini engeller. Hayvanlarn Oluumu dnda kalan biyolojiye ilikin almala
rnda Aristoteles, bu daha soyut fakat tartmal olarak daha az kar klabilecek,
evrensel insan anlayn savunur. Ancak, bu anlayn savunulmasndaki zorluk
udur ki, birok balamda cinsel farkllk gz ard edilemez ve Hayvanlarn Olu
umu da yalnzca bu tr balamlardan biridir. Canllarn reme sistemlerini, farkl
cinsel rollerin reme sistemindeki nemlerini yok sayarak aklamak, tanmlamak
olanakszdr. Aristoteles bu anatomik farllklar bir modele gre aklamaya alr
ki o, burada trlerin z veya formun maddede kendisini gerekletirmesi anlay
ile snrlanm gzkr. Bylelikle, kadn bedenleri ve reme ilevleri trn kendi
formunu btnyle yeniden oluturmadaki baarszl balamnda analiz edilmi
ti. Ac gerek udur ki, daha az karmak ve daha fazla kapsayc bir aklayc
paradigma trlerin kendi iinde var olan herhangi bir farkll aklamada ok
daha fazla bir snrlamay gerektirecektir; hatta yle ki, bu, tiir yeleri arasnda
son derece yaygn olan reme farkllklarnda bile.
BLEN ZNELER
nsan yalnzca bilginin konusunu oluturan bir nesne deildir; fakat o, ayn za
manda bilginin znesidir de. Ancak, Posterior Analitik 'te gelitirilen epistemik
ideali, bilen znenin kendisine uygulamak hi kukusuz benzer bir biimde bilen
znenin soyut kavrammna gtrr. Bilen znenin bu kavramn ada epistem o
lojide de bir karla sahiptir. Lorraine Code bugnk baskn Anglo-Amerikan
epistemolojiye ilikin unlar sylemektedir: S p yi bilir ifadesinde S kim dir
sorusu ne meru ne de ilgili bir soru olarak dnlmektedir... Ama,eer S nin
kim olduu nemli ise, bundan S nin kendine zg karakterlerinin veya doasnn
olduunu ve bu nedenle de onun sahip olduunu syledii bilginin geerlilii ile
kendisi arasnda bir ilginin olmas bir zorunluluk olarak ortaya kar; nk S nin
kimlii, sahip olunduu sylenen bilginin elde edilmesinin koullar arasnda olabi
lir. Fakat aktr ki, birok felsefeci iin byle bir neri, o ok sevilen n kabul,
anlay hie sayar; nk onlara gre, bilgi kendi kendisinin sahip olduu z de
erler temelinde dnlebilir ve dnlmek zorundadr.
Code, ayn dier feminist epistemologlarn yapt gibi, byle bir ideal bilen
zne anlaynn gnmzde baskn olan epistemolojinin kendisinde saklanlan bir
ok zel karlar maskelediini iddia eder ki, bu karlarn znesi de bir grup
imtiyazl beyaz erkekten bakas deildir. Eer gerekten de bilen znenin soyut
kavranm belli bir cinsiyet grubuna veya snfsal karlara hizmet ediyorsa, Aris
totelesin Posterior A na litik 'te ne srd bilgi anlay onun gnmzdeki kar
lndan ok daha fazla problematik olacaktr. nk en azndan modern gste
rimde S p yi bilir ifadesi bilen zneyi tanr ve burada bilen zne gsterimin
zorunlu ve yeterli koullarn oluturmas bakmndan dikkate alnmak zorundadr;
rnein, S p yi bilir; ancak ve ancak yalnzca S p nin p olduunun doruluuna
inanrsa. Oysa, Aristoteles daha ok p nin zellii zerinde durur ve bilen zneyi
btnyle ihmal eder, grmezden gelir. Bilginin nesnesi insan zihninde kendini
gerekletirir ve yalnzca onun temel zellikleri, evrensellik, zorunluluk ve benzer
leri bakmndan bir bilgi nesnesi olarak nem tar. Bu anlayn son derece arpc
bir biimde ifadesi M etafizik'tedir ki Aristoteles burada heykelin formel nedeninin
heykel yapma sanatnn kendisi olduunu bildirir. (1032 a 32-14) imdi bu du
rumda bilginin nesnesi heykel yapmay ynlendirmektedir. Bilginin konusunu olu
turan ey her ne ise kurallarn uygulanmasn belirlemekte ve bilen zne heykelin
yalnzca etkin nedeni olarak olaya katlmaktadr. Aristotelesin epistemolojisinde
bilen znenin bir insan olarak nereye kadar bilen bir zihin olmasna izin verildiine
ilikin gerek Posterior A na litik 11.19dan ak olmaldr. Bilen zihin daha sonra
da aklamann kendisi tarafndan karanla braklr ki o, yani aklama evrensel
olann aklsal varlk olarak nesnede gerekletiini vurgular. lk ilkelerin elde edil
mesi dnldnde, en kapsayc evrenseller sz konusu olduunda, Aristote
les P osterior A na litik 11,9da evrensellerin elde edilme srecini drt ayr biimde
anlatr. O, bu sreci iki kere bilisel kapasitelerin ierilmesi balamnda tanmla
maya alr-alglama, deneyim, sanat ve bilim- ve iki kez de evrensel formun
bireysel varlklarn alglarndan ortaya kmas balamnda. te burada onun en
son tanmlamas: imdiye kadar syleyip ama ok ak bir biimde sylemedii
miz eyi syleyelim: Farkl olmayan eylerden biri kendini gsterdii zaman, zi
hinde (psykhe) ilksel bir evrensel sz konusudur (nk birinin tikel olan algla
masna karn, alglamann kendisi evrensele ilikindir, rnein insan hakknda fa
kat insan olan Callias hakknda deil), yine btn bunlarda belli bir durumun ken
dini gsterimi hibir para kalmayana kadar devam eder;ve evrensel kendini bildi-
rir;rnein yle yle bir ey bir hayvandr, hayvan olan ey kendini bildirene
kadar kalr. Ve burada da bir kendini bildirme ayn biimde yaplmtr. (Posterior
A nalitik . 100 a 15-63, Barnesin ngilizce evirisi)
Srecin kendisi dnyadaki nesnelerin alglanmas ile balar.Bu nesneler kendi
kendilerini somut tikel varlklar olarak sunarlar; ve ayrca da kendilerini e zamanl
olarak evrensellerin rneklemeleri olarak gsterirler. Bireysel bir varln zellikle
ri (rnein Kallias) bireysel olann ne tr bir ey olduu tarafndan belirlenir.
Kallias drt bacaa sahip olamaz; eer o, bir hilkat garibesi deil ise. Ve o, pene
lerden ok ellere sahip olmak zorundadr. Bu tr insan zellikleri, insan btn
insan olmayan eylerden ayrd gibi, insan dier hayvanlardan da ayrr. Ve onlar
insann sahip olduu elleriyle kendini dier insanlardan ayrt etmesinden ok daha
nemlidir. Ayrca insan, insan olmayan eylerden ve hayvanlardan ayran zellik
ler duyulara her an aktr. Bundan dolaydr ki, Aristoteles algnn, doru ifade
etmek gerekirse, Kallias hakknda deil de insan hakknda olduunu savunur; yani
alglamann kendisi evrensel insan varlna ilikindir. Bu evrensel olan ise doal
bir trdr. Onu dnmek, d dnyann bir zelliini yakalamaktr, kavramaktr.
Tikel olann kendisi belli bir tr rneklemez yalnzca; fakat o, ayn zamanda bu
trn altna giren dier evrenselleri de somut olarak gsterir; nk Kallias yalnz
ca bir insan deildir; fakat o, hem bir hayvan ve hem de yaayan bir varlktr.
Aristoteles zihnin evrenselleri dnmesini, yani u ve u biimde olanlarn
hayvan olduklarn ve hayvan, bireyin alglamasnn hemen ortaya kan bir sonu
cu olmadn, onun daha ok tikel olanda kendini gsteren daha aa dzeyden
bir evrenselin tannmas olduunu belirtir. Doal trn zelliklerinde olduu gibi,
insan da byk lde daha geni bir evrenselin altnda yer alr; yani u zellik
lere sahip olan bir hayvan (rnein yrmesini renmi biri) ve sonra da hayvan
kavram altnda ierilme. Aristoteleste evrenselin elde edilmesine ilikin tanmla
mada, insan ve hayvan, kendine zg alglanabilir zelliklerinden soyulup atlm
tr; benzer bir biimde, daha kapsayc evrensel daha dar olan evrenselden, yani
hayvandan, daha az bireyselletirici zellik ierir.
Bu tanmlamann kendisi son derece nemlidir;ayn II-l 9 da kendisinden da
ha nceki U tanmlama gibi, o da esas olarak bilgi edinme ve onun sreleri
zerinde younlamaktadr. Bu balamda zihne ( soul) yaplan birka gndermede
onun pasiflii zerinde durulur; yani o, bilgi edinme srecinin yaand bir yerdir.
Bu hi kukusuz amalanm bir eydir; nk Aristoteles De Anima 'da alglama
nn dsal objesinin belirleyicilii konusunda srarn devam ettirir. Posterior Ana
litik II. 19da bize evrenselin elde edilme srecinde zihnin d etki almaya, yani
dsal belirlenime ( paskhein ) uygun olduunu anlatr. Aristoteles Metafizik 'te
basit genellemeleri tanmlarken deneyimleri oluturan hatralardan sz eder (980 b
2 9 ). Bilgi edinme srecinde evrensele ulamay dsal nesnenin kendisinin bilgisel
dzeydeki ifadesi olarak gren ve bu srecin detaylarn anlatan Aristoteles, bilgi
nin objesine herhangi bir salt zihinsellik bulatrmaktan zenle kanr; yani o,
Platon tarafndan ne srld gibi, dncenin ideal gereklii zorunlu olarak
gerektirdii eilimini yok etmek ister. Fakat, bu abann sonunda Aristoteles yine
de Platoncu bilen bir zihin kavramnm kucaklam bulunmaktadr; nk o, yaa
yan bir insann her trl somut niteliklerinden soyutlanm bir zihin tanmlamasn
kabul eder. Evrenselin bilisel sreler balamnda yaplan analizi ile birlikte, Aris
toteles sonuta bilen zneyi genele indirgemitir, yani soyut bilme gcne. G er
ekte bilen znenin bireysel bir insan varl olduu, onun kiisel, kiiler aras,
cinsel ve snfsal nitelikli ilgileri, eilimleri ve karlar olduu btnyle yok farz
edilmitir; bu gerein st rtlp saklanm, karanlkta braklmtr.
Bilen zne varl grlebilir olandr ve dnya onun araclyla kendi kendini
bilinebilir klar. Bilen znenin kendisi, bireysel zellikleri ve karlar olmayan bir
varlk olmad gibi, o, bilme eyleminin kendisinde gereklemesi bakmndan yal
nzca bilen bir zne olmaktan daha alcdr. Bu balamda, bilen znenin cinsiyeti ile
ilgili sorular btnyle uygunsuz grlebilir. C o d e a ise, bunun son derece prob-
lematik olduuna inanr; nk bununla yansz, tarafsz, her trl ilgi ve kardan
bamsz idealize edilmi bir bilen zne efsanesi srdrlmeye allr. Ve bu efsa
ne sayesinde de bilen zne kendi karlarn bilimsel ve felsefi sylemde tarihsel
olarak gizlemeyi baarmtr. Bunu sylemi olmakla beraber, Aristotelesin indir
gemeci analizi tartmal olarak olsa da, cinsiyet temelli gelitirilen bilen bir zne
kavramna dayanmaz; o daha ok bilme srecinin kendisini analiz etmeye ynelir
ki, bu da alglamaya dayal bilisel etkinliin ak klnmasna ilikin bir yorumlama
olarak deerlendirilir. Sz konusu olan bilme yetenei btn insanlar tarafndan
sahip olunan bir yetenektir. Hayvanlar bu yetenee sahip deildir ve Aristotelesin
bu tanmnda cinsiyete ilikin herhangi bir gnderimde bulunulmaz. Fakat, Aristo
telesin bilen zihin kuram bu temelde kabul edilse bile, bir feminist, bir zihne sahip
olmann bilenler topluluuna ait olmann zorunlu bir koulu olduunu ne srebi
lir, buna dikkati ekebilir; tam da Aristotelesin dnd gibi.
Posterior A na litik 11. 19 daki bilginin znesi ok ak ve basit olarak zne
olan insandr ve o, alglamay ve dnmeyi olanakl klan yeteneklere sahip olma
syla tanmlanr. M eta fizik'in ilk blmnde ayn konuya tekrar eilinir ve bilgi
zamanla elde edinilen ve bir ok dnrn abalan sonucu oluturulan tarihsel
bir retim olarak deerlendirilir. Nasl ki bir insan duyu- algsnn konusu olan tikel
eylerden sanata ve bilime ilikin evrensellere doru gidiyorsa, insanlar da ortak
olarak yalnzca yaamda kalma kayglarndan uzaklam bulunmaktadrlar ki, bu
ak olarak alg ve deneyim temelinde zlmtr. Ve insan, ancak yaamda kal
ma kayglarn sonulandrdktan sonra genellemeler zerine kurulu uralara y-
nelebi m itir. Bu ise etkin bir biimde problemleri zme olana salayarak, son
zmde insana zgr zaman salamtr. zgr zaman ile birlikte insanlar soyut
dnme aamasna gemeyi gerekletirebilmilerdir ki bu tr soyut dnsel
etkinlik felsefe, kuramsal bilimler ve matematiin zn oluturur. (981b 17-25)
Tarihsel srelere ynelmek Aristotelesi bilginin sosyal bir kavramnm kefet
meye gtrebilirdi; fakat ne yazk ki, gtrmedi. Bilginin bu kavramn, yalnzca
onun, insann sahip olduu bilisel yeteneklerine ilikin iyimserliini desteklemeye
hizmet etti. Dorunun aratrlmas bir bakma zor ve bir bakma da kolaydr.
Bunun kant, hi kimsenin tek bana doruyu bulamamasnda kendini grnr
klar. Fakat, biz btnsel olarak baarsz da saylmayz; nk herkes eylerin ne
olduuna ilikin doru bir eyler syler; ve biz bireysel olarak dorulua ok az
veya hi katkda bulunmasak da bilgi etkinliinin ortakl yine de son derece b
yk bir birikimi salar. {Met. II. 1. 993a 30-b4; Rossun evirisi).
Feminist bak asndan insanlarn ortak bilisel glere sahip olduuna ili
kin iyimserlik kusursuz, mkemmel ve son derece yerindedir; ama bir bilenler
topluluu kavram ise olduka problematikdir. Aristoteleste dahil olmak zere,
birok filozof bilenler topluluunu evrensel klmay arzu etti. Onlarn dnceleri
nin belirleyiciliinin ciddi olarak ele alnmas Aristotelesin almalarnn banda
ska tartlr. rnein N ikom akhos 'a Etik 1.3te etii ieren siyaset bilimi al
masn deneyimli yal insanlarla ve olgun karakterlere sahip olanlarla snrlar( 1095
a 2-11). Aristoteles, M etafizik 1.1 de, zgr zaman kuramsal almalarla ilgile
nen insan iin vazgeilmez bir gerekiriik olarak deerlendirir. Fakat somut sosyal
yaplanma bakldnda, zgr zamana sahip olan snfn, rnein Aristotelesin
szn ettii Msrl rahipler, zgr zamana sahip olmayanlarca fiziksel olarak
desteklendii grlmektedir.
M eta fizik'm bir dier arpc yaklam, Aristotelesin P osterior A n a litik te
yaptndan ok daha fazla olarak bilisel kapasite olan deneyim zerine vurguda
bulunmasdr ki, onun araclyla zihin alglanabilir tikellerden soyut evrensellere
doru hareket eder. Bilgi nesnesini dnmede deneyimin rol bilenler topluluu
na dahil olmay snrlar. Ve bilenler topluluu son derece kk bir grup olarak
normal aklsal kapasitelere sahip olan insanlar grubundan ok daha homojendir.
Bunun neden doru olduunu grmek iin Aristotelesin bilginin elde edilmesinde
deneyimin oynad rol tanmlamasna bakalm:
Sanat deneyim tarafndan kazanlan bir ok fikirden bir grup eye ilikin
evrensel yarg meydana getirildiinde ortaya kar; nk Kallias hasta olduunda
onun ne ile iyiletirildiini bilmek bir yargya sahip olmaktr; ve benzer bir biimde
Sokrates olaynda da ve birok dier bireysel durumlarda da sz konusu olan
deneyimdir; fakat belli bir snfta toplanan kiilere belli bir hastala yakalandk
larnda, rnein souk algnl olan veya karacier rahatszlndan dolay atei
olan insanlar, belli bir eyin onlar iyiletirdiine karar vermek sanatn konusu
d u r. {Met. I. 981a 5-15)
Biri Sokratesin hasta olduunu grr veya iitir; ve belli bir ilacn onun
durumunu iyiletirdiini gzlemler, Kalliasta olduu gibi. Bu gzlemler, bireyin o
an ki durumu ile snrl kald srece, gzlemci alglama basamanda ilemini
srdryordun Ve gzlemci gemi gzlemlerini imdiki zamana ilikin olarak
kullanyorsa hafzann etkinlii sz konusudur. Yukardaki pasajda tanmland
gibi, gemie ve imdiye ait gzlemler beraber gruplandnda deneyim kendini
gsterir. te bu nokta da ortak zellikler tanmlanr ve bu tanmlamalar temelinde
de genellemeler yaplr. Aristoteles, deneyimin bir sanat olarak bireysel bir durum
da faydal olabileceine iaret eder (981a 13-b9). Sokratesin hastalna uygun
gelen bir ila ister deneyim temelinde isterse tp sanat temelinde verilmi olsun,
Sokratesin iyilemesini salamas bakmndan hibir farkllk gstermez. Birbiri
ne benzer hatralar gruplayarak deneyim sahibi olan kimse genellemeler yapabilir;
ve imdiki durum ile benzerlik gsteren gemie ait gzlemleri bugne tayabilir;
bu kii genellemeleri kulland srece. te btn bunlardan dolay, deneyimin
ak ve basit olarak evrenseller rettii sylenebilir; ve Aristotelesin Posterior
Analitik 'te vermi olduu deneyim tanm bunun byle olduunu destekler grnr.
Deneyimin geerli olmad evrenseller alan teknik anlamda Posterior Analitikin
evrensele ilikin vermi olduu tanmn iine girmeyen evrensellerdir (73b 27-
29). Ve Aristoteles, sanat ve deneyim arasndaki blmlemeyi tikel ve evrensel
arasndaki keskin kartla dayanarak yapar. Bilim ve sanata ilikin evrenselin
kendisi yle olmaldr ki o, btne yklemlenebilmelidir. Ve yalnzca evrensel nite
likleri sergileyen objelerin dikkate alnmas sz konusudur.
Metafizik Ie gre, deneyimin tersine, yalnzca sanat ve bilim nedenlere ili
kin bir aklama salar. Deneyim araclyla bir insan u yada bu eyi tanr; fakat
o eyin neden yle olduunu bilmez. Bu bakmdan da deneyim, bilimden daha ok
alglamaya benzer (981 blO -11). Bir eyin ne olduuna ilikin bilgide o eyin
nedenini bilmek ncelikle biryere sahiptir (89b 29-31). Aristoteles yle bir ilerle
meci gelimeyi dnr ki burada bilme sreleri arasnda boluklar doal anlama
etkinliinin derinlemesine bal olarak bir aamadan dierine son derece yumu
ak bir gei ifade eder. Biz nce belli bir ilacn Sokratese iyi geldiini grrz,
zaman ierisinde biz bu tip bir ilacn benzer rahatszlklara sahip insanlar da iyi
letirdiini anlamaya balarz; ve biz sonunda bu ilacn yaratt etkilerin dzenlili
ini fark ettiimizde neden o ilacn yararl olduunu anlarz. Bu rnek zerine ksa
bir dnme aa karr ki, ilgili tp alanndaki bir evrensele ulama giriimi,
yaam deneyimi hastaln iyiletirilmesini kapsayanlarca snrlandrlacaktr ki
onlar tedaviyi mmkn klacak her trl olanaa da sahiptirler. Bu epistemolojik
kuramn esas soruturma alan dna den bir eit snrlama olmakla beraber,
bilen zne asndan son derece nemli sonulara sahiptir. te bu noktadan hare
ketledir ki feministler geleneksel epistemolojiyi belli bir rkn ve cinsiyet grubunun
egemenliini srdrmeye hizmet etmekle sulamaktadrlar. Biri, bunun ilgili ev
rensele ulaan iin doru olabileceini ama, bu kiinin evrensele ulaan herhangi
birinin mutlaka gereken deneyime sahip olmu olmas zorunluluunu kabul etme
yeceini ne srebilir. Ancak, Aristoteles evrensele ilikin soyut bilginin son dere
ce kat olan snrlayclna dikkat eker: nk ilineksel anlamn dnda, doktor
insan tedavi etmez; am a o, Kallias veya Sokratesi veya bireysel adlara sahip ola
rak var olan dier bireyleri tedavi eder ki o n la rd a bir insandr. {Met. 981a 18-20,
Rossun evirisi). Tp sanat, insann salna ynelen, dzenleyen evrensel d
zenliliklerin bilgisinden oluur. Bu evrensellerin kendisi de hasta insanlarn tedavisi
sonucu oluan deneyimlerden elde edilir. Fakat, doktorun kendisi bir insanda olu
mu bulunan hastala ilikin uygun evrensel bilgiyi uygulayamad srece, dok
torun kendisi tp sanatn uygulamada baarsz olacaktr. Kuramsal bilimler evren
selleri sanatn yapmak zorunda olduu biimde tikellere tamasalar da deneyim
den sanata ve bilime olan srecin devamll, kabul edilen bilgilerin gzlem ile
uygunluu balamnda deerlendirilmesini gerektirir.
Herhangi bir insan belli bir sanata ve bilime ilikin evrensele ulamak iin
gereken deneyime sahip olma yeteneini tasa da yalnzca belli bir takm insanlar
bunu gerekletirebileceklerdir. Bununla beraber, baz geleneksel bilgilere sahip
olmasndan dolay birinin bir dierine ilk defa ila vermesi bile, kendi bana daha
nceki bir deneyimin sonucudur. Deneyim ise, kanlmaz olarak insann tarihsel
durumu tarafndan biimlendirilir, Aristotelesin Metafizik Ide aka kabul etti
i gibi. Bilen zneler topluluu belli insanlar tarafndan snrlanr ve onlar gemie
ilikin deneyimleri araclyla kendilerini evrensellere ulatracak bilisel mater
yallere sahip bulunurlar. Deneyim, sanat olaynda da, sanatn uygulanmas, ger
ekletirilmesi iin gereklidir. Sonu olarak, bilen zneler esas olarak egemen sos
yal snflarn ve baskn cinsel snflarn yeleri olacaktr; nk olduka muhte
meldir ki bu snfn yeleri benzer zorunlu deneyimlere sahip olmak durumunda
olacaklardr. Son derece kk apta olsa da yksek snfa ait Atinal kadn eitim
alp kamusal alana katlm olsa bile, bir Atinal kadnn gerekte bilenler topluluu
nun bir yesi olmas hi de olanakl deildi. Ayn zamanda onun, Aristoteles tara
fndan tanmlanan ve rnek olarak gsterilen bilenler topluluunda temsil edilmesi
de sz konusu olmamt.
Kuramsal veya pratik bilimlere ilikin ve onlarla ilgili deneyimlere sahip olma
yle bir biimde olumu bulunmaktadr ki kadnlarn ve alt snftan gelen erkekle
rin bu oluuma katlmalar olanakl deildir.
Bilenler topluluu ayn zamanda Aristotelesin endoxa 'y (bir ok kiinin
veya bilgili insanlarn fik ri) soruturmann balang noktas olarak grmesi nede
niyle de de facto olarak cinsiyetletirilmitir. nk gerekte, Aristotelesin y
neldii endoxa istinasz olarak sofistler, dier filozoflar veya deneyime sahip yal,
olgun (etik balamnda) kiilerdir.
Endoxa tipik olarak Aristoteles iin bir soruturmada balang noktasn
oluturur ve bylece onun bilenler grubuna ilikin seimi sonucu da etkiler. te
bu nedenle, kimin dnce ve fikirlerinin endoxa 'd a ierildiini/ierileceini sor
mak hi de bo bir ey, anlamsz ve ilevsiz bir ey deildir. Aristoteles endoxa y
son derece sk bir eletiriye tabi tutar, ve bu da baz endoxa 'larn ret edilmesine ve
dier bazlarnn da yeniden dzenlenmesine gtrr. Bununla beraber, onun ara
trmasnn sonucu yine onun balangta yapm olduu seim tarafndan biimle
nir. Daha soruturmann banda hangi endoxa nn gz nnde bulundurulaca
ve hangi endo xa , m dikkate alnmayacana ilikin yaplan seim, soruturmann
sonucu zerinde son derece byk bir etkide bulunacaktr. Bylelikle de her ey
yeniden cinsiyet-tarafl olur; ve bunun byle olmas da kanlmazdr; nk Aris
toteles tarafndan yalnzca erkeklerin fikir ve dnceleri hesaba alnr.
ARSTOTELES N SAVUNMASI
Judil But!er*
Feminist kuram, genel olarak, sadece sylem ierisinde feminist kar ve amalar
balatan deil, ayn zamanda kendisi iin siyasi temsilin de arand zneyi olutu
ran, kadn kategorisi yoluyla anlalan, bir kimlii varsaymtr. Fakat siyaset ve
temsil tartmal kavramlardr. Bir yandan, temsil (representation) , kadnlara siyasi
zneler olarak grnrlk ve meruluk yaymay hedefleyen siyasi sre iinde
operatif bir terim grevi grr. te yandan, temsil, kadn kategorisi hakknda
doru olduu dnlen eyleri gzler nne serdii ya da bozduu sylenen bir
dilin normatif ilevidir. Kadnlar btnyle ya da yeterince temsil edebilecek bir
dilin gelitirilmesi, kadnlarn siyasi grnrln glendirmek iin feminist ku
ramca gerekli grld. Kadnlarn yaantlarnn ya yanl temsil edildii ya da
* Bu yaz, Judith Butler'n G ender Trouble: Feminism an d the Subversion o f Identity (London:
Routledge, 1990) adl kitabndan alnmtr (ss. 1-7).
kkten hi temsil edilmedii yaygn kltrel durum dnldnde bu aka
nemli grnyordu.
Son zamanlarda, feminist kuram ve siyaset arasndaki iliki hakkndaki bu
egemen anlay feminist sylemin iinden gelen bir meydan okuma ile karlat.
Kadn kategorisinin znesinin kendisi sabit ve deimez terimlerle anlalmaktan
kt. Temsilin ve hatta liberasyonun, mutlak aday olarak znenin uygulanabilir
liini sorgulayan pek ok materyal var ancak, her eyden nemlisi, kadn katego
risini neyin oluturduu ya da oluturmas gerektii zerinde ok az uzlam var.
Siyasi ve dilbilimsel temsil alanlar, znelerin kendilerinin biimlendii kriteri
nceden belirler, bu da temsilin sadece bir zne olarak tannabilecek olana geni
letilmesi sonucunu tar. Baka bir deyile, temsil geniletilmeden nce zne olma
niteliklerine sahip olunmas zorunludur.
Foucault, hukuki iktidar sistemlerinin sonradan temsil edecei zneleri ret
tiine iaret ed e r1. ktidarn hukuki anlaylar siyasi hayat tamamen negatif te
rimlerle dzenler grnr. Yani, siyasi yapya seimin tesadfi (contingent) ve
geri alnabilir ileyii dolaym ile bal bireylerin kstlanmas, yasaklanmas, d
zenlenmesi, kontrol ve hatta korunmas yolu ile. Fakat bu yaplar tarafndan
dzenlenen zneler tam da bu yaplara tabi olmalar nedeni ile biimlenirler, tanm
lanrlar ve bu yaplarn gereksinimleri dorultusunda yeniden retilirler. Eer bu
zmleme doru ise, kadnlar feminizmin znesi olarak temsil eden dilin ve siya
setin hukuki oluumunun da kendisi bir sylemsel oluumdur ve temsili siyasetin
verili biiminin bir etkisidir. Ve feminist znenin tam da kendi zgrleimini kolay
latraca farzedilen siyasi sistem tarafndan sylemsel olarak kurulduu ortaya
kar. Bu, eer bu siyasi sistemin, tahakkmn ayrmlayc ekseni dorultusunda,
toplumsal-cinsiyetlenni (gendered) zneler veya erkek(si) olduu ngrlen z
neler rettii gsterilebilinirse, siyasi olarak sorunludur. Bu durumda, kadnlarn
zgrleini (emancipation) iin bylesi bir sisteme eletirel olmayan bir bavuru
aka kendini bozguna uratmak olacaktr.
zne sorunu siyaset iin ve zellikle de feminist siyaset iin, ok nemli
dir, nk hukuki zneler siyasi sistemin hukuki yaps bir kere kurulduunda bir
daha grnmeyen baz dlayc pratikler aracl ile devaml olarak retilirler.
Baka bir deyile, znenin siyasi kuruluu baz merulatrn ve dlayc amalar
la beraber gider ve bu siyasi operasyonlar, hukuki yaplar kendi temelleri olarak
alan siyasi zmlemelerce etkili olarak gizlenir ve doallatrlrlar. Hukuki ikti
dar, kanlmaz olarak, sadece temsil etme iddiasnda olduu.eyi retir de; do
laysyla siyaset, iktidarn bu ikili ilevi ile ilgilenmek zorundadr: Hukuki ve retici
ilevi ile. Gerekte, hukuk, sylemsel oluumu, sonunda hukukun dzenleyici
hegemonyasn merulatran doallatrlm temel bir ncl olarak artrmak
iin hukuk nndeki/ncesindeki zne2 kavramn retir ve sonrada gizler. Ka
dnlarn, dilde ve siyasette nasl daha etkin olarak temsil edilebilecekleri zerinde
almak yeterli deildir. Feminist eletiri, ayn zamanda, kadn kategorisinin,
feminizmin znesinin, nasl retildiini ve zgrleinin tam da iinde arand ik
tidar yaplar tarafndan nasl snrlandn anlamaldr.
Gerekten, feminizmin znesi olarak kadnlar sorusu, hukuktan nce duran,
hukuk iinde veya hukuk tarafndan temsil edilmeyi bekleyen bir znenin olama-
yabilecei ihtimalini ortaya karr. Belki de zne, ve de zamansal bir nceye
gnderme yaplmas, hukuk tarafndan, hukuun kendi meruluk iddiasnn kur
gusal temeli olarak kurulur. Egemen olan hukuk ncesindeki znenin varlkbilim-
sel btnl varsaym, doa durumu hipotezinin, klasik liberalizmin hukuki ya
plarnn kurucusu olan u temelci masaln, ada izi olarak anlalabilir. Tarihsel
olmayan bir nceye bu edimsel bavuru, ynetilmeye zgrce rza veren kiile
rin toplumsal-ncesi ontolojisini garantileyen ve bylece, toplumsal szlemenin
meruluunu oluturan kurucu bir temel ncl olur.
zne nosyonuna destek veren temelci kurgulardan baka bir de, feminizm,
kadnlar terimi ortak bir kimlii gsterir varsaymnda siyasi bir problemle kar
lar. Tanmlama ve temsil etme iddiasnda olunan eyin onayna sahip sabit bir
gsteren olmaktansa kadn, oul olarak dahi sorunlu bir terimdir, bir mcadele
alan, bir kayg kaynadr. Denie Rileyin balnn da antrd gibi, Bu ad
mym? sorusu tam da ismin oul anlamlarnn mmkn olmas ile ortaya kar3.
Eer birisi bir kadn ise\ bu kesinlikle birinin olduu her ey deildir; bu terim
sadece toplumsal-cinsiyetlenme-ncesi (pregendered) kiilerin kendi toplum-
sal-cinsiyetine zg nitelikleri at iin deil, ama toplumsal-cinsiyetin, farkl
tarihsel balamlarda daima tutarl veya srekli olarak kurulmad ve toplumsal-
cinsiyetin sylemsel olarak kurulmu kimliklerin rksal, snfsal, etnik, cinsel ve
blgesel biimleri ile kesitii iin kapsayc olamaz. Sonu olarak, toplumsal-
c insiyefi devaml olarak iinde retildii ve srdrld siyasi ve kltrel kesi
melerden ayrmak mmkn deildir.
Feminizm iin evrensel bir temel, kiiltrler-ar varolduu kabul edilen bir
kimlikte bulunmas gereken bir temel, olmas gerektii siyasi varsaym, oun
lukla, kadnlarn ezilmiliinin ataerkilliin veya erkek tahakkmnn evrensel ya
da hegemonik yapsnda ayrdedilebilen baz tekil biimleri olduu anlayna elik
eder. Evrensel bir ataerkillik anlay, toplumsai-cinsiyet basksnn ileyiini iinde
varolduu somut kltrel balamlara yerletirerek aklayamad iin son zaman
larda yaygn bir biimde eletirildi. Bu eitli balamlara bylesi kuramlar ierisin
de bavurulduu yerlerde de bu, zaten balangta varsaylan evrensel bir ilkenin
rneklerini ya da resimlerini bulmak iin yaplyor. Bu feminist kuramlatrma
biimi, sadece Batl olmayan kltrleri, basknn olduka Batl olan anlaylarn
desteklemek abas iinde smrgeletirip, kendilerine mal ettii iin deil, ama
ayn zamanda da toplumsai-cinsiyet basksnn, batl olmayan zsel bir barbariz
min belirtisi olarak kurnazca aklanverdigi bir nc Dnya ve hatta bir ark
kurmaya meylettikleri iin eletirildi. Feminizmin kendi temsili olma iddialarn g
lendirmek iin ataerkillie evrensel bir stat kurma tela, kadnlarn ortak bastrl-
mlk deneyimini rettii dnlen tahakkm yapsnn kategoriksel ya da kur
gusal evrenselliine gtren kestirme yolu almay bazen tevik etmitir.
Evrensel ataerkillik bir zamanlar sahip olduu inanrla artk sahip deildir,
ancak, ounlukla paylalan ve bu erevenin doal sonucu olan kadn anlay
nn yerinden edilmesi ok daha zor olmutur. Tabii ki, bu konuda pek ok tart
na olmutur: Kadnlar arasnda, bastrlnlklarn nceleyen, ortak bir payda
var mdr, ya da kadnlar sadece kendi bastrlmlklar yznden mi bir baa
sahiptirler? Kadnlarn kltrlerinde, hegemonik erkeki kltrlere tabi olmalarn
dan bamsz olan bir zgnlk var mdr? Kadnlarn kltrel ve dilsel pratikleri
nin zgnl ve btnl daima, daha baskn olan bir kltrel oluumun bala
mna kar ve dolaysyla da iinde mi ifade edilir? zgl olarak kadnsal olan bir
blge, hem erkek(si) olandan farkllatrabilecek hem de kadnn gzlemlenme
mi ve dolaysyla varsaylm evrensellii tarafndan kendi farkll iinde tanna
bilecek bir blge, var m acaba? Erkek(si)/kadn(s) ikilii, yanlzca bu zgnl
n iinde tannabilecei zel ereveyi oluturmakla kalmaz, fakat ayn zamanda
da kadn(s)nn zgnl bir kere daha tamamyla balamndan karlr ve hem
zmsel hem de siyasal olarak hem kimlii oluturan hem de tekil kimlik anla
yn yanllayan snf, rk, etnisite ve iktidar ilikilerinin dier eksenlerinden ko
parlr4 .
Feminizmin znesinin varsaylan evrenselliinin ve birliinin, iinde iledii
temsili sylemin zorlamalar tarafndan etkili bir biimde andrldn ne sr
yorum. Gerekten de, feminizmin dikisiz (seamless) bir kadn kategorisi olarak
anlalan sabit znesi zerine olan bu prematr srar, kanlmaz olarak bu katego
riyi kabul etmeye kar eitli itirazlar retir. Bu dlama alanlar, bu kurgunun,
zgrleim amac ile gelitirildiinde dahi baskc ve dzenleyici sonularn ortaya
karr. Gerekten de feminizmin iindeki paralanma ve feminizmin temsil ettiini
iddia ettii kadnlardan gelen paradoksal muhalefet, kimlik siyasetinin zorunlu
snrlarn gsterir. Feminizmin kendisinin kurduu bir zne iin daha geni temsil
arayabilecei iddias, feminist amalarn kendi temsil iddialarnn kurucu gcn
hesaba katmay red etmeleri yznden baarsz olma tehlikesini ironik olarak ta
r. Bu problem, stratejiler daima niyet ettikleri amalar aan anlamlara sahip ol
duklarndan, kadn kategorisine sadece stratejik amalarla bavuru yolu ile dzel
mez. Bu durumda, dlamann kendisi niyet-edilmemi ama sonusal bir anlam
kazanabilir. Temsili siyasetin feminizm sabit bir zne ortaya koymal artna uya
rak feminizm, kendini toptan yanl temsil etme eletirisine madur brakr.
Siyasi grevin, temsili siyaseti - sanki yapabilirmiiz gibi- reddetmek demek
olmad aktr. Dilin ve siyasetin hukuki yaplar iktidarn ada alann olutu
rur; dolaysyla bu alann dnda, bu alan merulatrc pratiklerin eletirel bir
soykiitnden (genealogy) baka hibir pozisyon yoktur. Aslnda eletirel hare
ket noktas, M arxn syledii gibi, tarihsel imdidir. Ve grev, bu kurulu ereve
iinde, ada hukuki yaplarn dourduu, doallatrd ve sabitledii kimlik
kategorilerinin bir eletirisini oluturmaktr.
Belki de kltrel siyasetin bu annda, bazlarnn postfeminist olarak adlan-
drabilecei bir dnemde, bir feminizm znesi kurma emri zerinde feminist bir
perspektif ierisinden dnme frsat vardr. Feminist siyasi pratik iinde kimliin
varlkbilimsel kurulularnn radikal olarak yeniden dnlmesi, feminizmi baka
temeller zerinde yeniden canlandrabilecek bir temsili siyasetin oluturulabilmesi
iin gerekli grnyor. te yandan feminist kuram, devaml olarak dlad bu
kimlik ya da anti-kimlik pozisyonlar tarafndan srekli olarak kar klan tek ya
da srekli bir temel kurma zorunluundan zgr klmaya alan kktenci bir ele
tiriyi dikkate almann zaman gelmi olabilir. Feminist kuram, bir zne olarak ka
dnlar nosyonunda temellendiren dlayc pratikler, feminist kuramn temsil
iddialarn geniletmeyi amalayan hedeflerini paradoksal olarak zayflatmaz m?3
Belki de problem ok daha ciddi. Kadn kategorisinin tutarl ve sabit bir zne
olarak kuruluu, toplumsal-cinsiyet ilikilerinin farknda olunmadan dzenlenmesi
ve eyletiri Imesi midir? Ve bylesi bir eyletirilne feminist amalara tam da zt
deil midir? Kadn kategorisi hangi dereceye kadar sadece heteroseksel bir mat-
riks (matrix) balamnda istikrar ve tutarllk kazanabilir?6 Eer, sabit bir toplun-
sal-cinsiyet nosyonunun artk feminist siyasetin temel ncl olamayaca ortaya
karsa, toplumsal-cinsiyetin ve kimliin bu eyletirilmesine kar kabilecek,
kimliin deiken kuruluunu siyasi bir ama olmasa da yntemsel ve norm atif
bir n-gereklilik olarak alacak yeni bir feminist siyaset biimi belki de imdi arzu-
lanabilinir.
Feminizmin hukuki znesi olarak nitelenen eyi reten ve gizleyen siyasi
operasyonlarn izini srmek, tam da kadn kategorisinin feminist bir soyktii-
nn iidir. Feminizmin znesi olarak kadnlar bu sorgulama abas srecinde,
bu kategorinin sorunsuz olarak kullanlmasnn feminizmin bir temsili siyaset ola
bilme olasln engelledii ortaya kabilir. Temsili, zne olmann telaffuz edilme
yen normatif gereklerine uymakta baarsz olanlarn dlanmas yolu ile kurulmu
znelere geniletmenin anlam ne olabilir? Temsil, siyasetin tek oda olduunda,
hangi tahakkm ve dlama ilikileri farknda olunmadan srdrlyor? Feminist
znenin kimlii feminist siyasetin temeli olmamaldr, eer znenin oluumu bu
temelin ne srlmesi yolu ile dzenli olarak gizlenen iktidar ilikileri alan ierisin
de meydana geliyorsa. Belki de, paradoksal olarak, temsiPin yanlzca kadn
znesi hibir yerde varsaylmad zaman feminizm iin bir anlam ifade ettii gs
terilebilecektir.
Bir kimlik dayanmas kurmak iin kadnlarn sorunsuz birliine sklkla bavu
rulmasna ramen, feminist zneye cinsiyet ve toplumsal-cinsiyet arasndaki ay
rm tarafndan bir atlak (split) getirilir. lk olarak biyoloji-kaderdir formlne
kar kma niyeti ile oluturulan bu ayrm, cinsiyetin sahip olur grnd biyo
lojik katl ne olursa olsun toplumsal-cinsiyetin kltrel olarak kurulduu arg
manna hizmet eder: Bu nedenle, toplumsal-cinsiyet ne cinsiyetin doal bir sonu
cudur ne de grnte cinsiyet kadar sabitdir. znenin birliine, bylece, toplun-
sal-cinsiyete cinsiyetin oul bir yorumu olarak olanak veren bu ayrm tarafndan
zaten iten ie muhalefet edilir7.
Eer toplumsal-cinsiyet cinsiyetli bedenin ald kltrel anlamlar ise, bir
toplumsal-cinsiyetin bir cinsiyetten herhangi tek bir ekilde kt sylenemez.
Mantksal snrlarna gtrldnde, cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrm cinsiyetli
bedenler ile kltrel olarak kurulmu toplumsal-cinsiyetler arasndaki radikal bir
kopuklua iaret eder. Cinsiyet ikiliinin kararlln bir an iin kabul edersek,
bundan erkein kuruluunun sadece eril bedenlere ait olduu ya da kadn nki-
nin sadece diil bedenleri anlamlandraca sonucu kmaz. Dahas, cinsiyetler
kendi morfoloji ve kurulularnda sorunsuzcasna ikili olarak grnseler bile, top-
lumsal-cinsiyetlerin de ikili olarak kalmalar gerektiini kabul etmek iin hibir
neden yoktur8. kili bir toplumsal-cinsiyet sistemi varsaym toplumsal-cinsiyetin
cinsiyetle olan takliti (mimetic) ilikisine olan inanc rtk olarak korur. Bu inan
ca gre toplumsal cinsiyet cinsiyetin yansmasdr ya da yansmas olmasa bile
cinsiyet tarafndan snrlandrlmtr. Toplumsal cinsiyetin kurulu stats cinsi
yetten toptan bamsz olarak kuramlatrldnda, toplumsal cinsiyetin kendisi,
erkek ve erkeksi olann kolaylkla eril olduu kadar diil bir bedeni de ifade edebi
lecei ve kadn ve kadns olann da diil olduu kadar eril bir bedeni de ifade
edebilecei sonucu ile yzer-gezer bir aldatmaca olur.
Toplumsal-cinsiyetlenmi znenin bu radikal yanl bir baka sorunlar k
mesini ortaya karr. Cinsiyetin ve/veya toplumsal-cinsiyetin nasl ve hangi yol
larla verildiini aratrmadan, verili bir cinsiyete ya da verili bir toplumsal-
cinsiyete nasl gnderme yapabiliriz? Ve cinsellik nedir ki zaten? Doal mdr, ana
tomik midir, kromozomsal mdr, ya da hormonal mdr, ve bizim iin bylesi
gerekleri tesbit etme iddiasnda olan bilimsel sylemleri feminist bir eletiri
nasl deerlendirecektir?9 Cinsiyetin tarihi var mdr?10 Her cinsiyet farkl bir tari
he ya da tarihlere mi sahiptir? Cinsiyet ikiliinin nasl kurulduunun bir tarihi, ikili
seenekleri deiken bir kurgu olarak tehir edebilecek bir soyktii var mdr?
Cinsiyetin grnrdeki doal gerekleri, eitli bilimsel sylemlerce, baka siyasi
ve toplumsal karlarn hizmetinde, sylemsel olarak retilmi midir? Eer cinsi
yetin deimez karakterine kar klrsa, belki cinsiyet olarak adlandrlan bu
kurgu da toplumsal-cinsiyet kadar kltrel olarak kurulmutur; gerekten, belki
de, cinsiyet zaten her zaman toplumsal-cinsiyetti ki bunun sonucu da cinsiyet ve
toplumsal-cinsiyet arasndaki ayrmn aslnda hi de bir ayrm olmaddr11.
yleyse, toplumsal-cinsiyeti cinsiyetin kltrel yorumu olarak tanmlamak,
eer cinsiyetin kendisi toplumsal-cinsiyetlendirilmi bir kategori ise, hibir anlam
ifade etmez. Toplumsai-cinsiyet, basite nceden-verili bir cinsiyet zerine klt
rel anlam kaznmas (hukuki bir anlay) olarak anlalmamaldr; toplumsal-cinsi-
yet tam da cinsiyetlerin kurulduu retim aygtnn kendisini de gstermelidir.
Sonu olarak, cinsiyetin doaya ilikisi, toplumsal-cinsiyetin kltre ilikisi gibi
deildir; toplumsal-cinsiyet, ayn zamanda, cinsiyetli doann ya da doal bir
cinsiyetin sylem ncesi, kltre ncel, kltrn zerinde eyledii siyasi ola
rak ntr bir yzey olarak retildii ve kurulduu sylemsel/kltrel aratr... Bu
noktada, cinsiyetin i istikrarn ve ikili erevesini etkili olarak gvence altna
alabilecek bir yolun cinsiyetin ikiliini sylem-ncesi bir alana yerletirmekle ol
duu zaten aktr. Cinsiyetin sylem-ncesi olarak byle retimi, toplumsal-cin-
siyet ile ifade edilen kltrel kurulu aygtnn etkisi olarak anlalmaldr. yleyse
toplumsal-cinsiyet, sylem-ncesi cinsiyet etkisini (effect) reten ve bylelikle
de sylemsel retimin ileyiini gizleyen iktidar ilikilerini kapsayacak bir ekilde
nasl yeniden formle edilmelidir?
DP NOTLAR
1. Bkz. M ichel Foucault, "Right of Death and Povver ver Life," The History ofSexuality, Volme I, An
Introduction, ev. Robert Hurley (N ew York: Vintage, 1980), orijinal olarak Histoire de la sexualite 7:
La volonte de savoir (Paris: Gallimard, 1978) olarak yaymland. Bu son blmde, Foucault, hukuki ve
retken kanun arasndaki ilikiyi tartr. Foucault'nun hukuun retkenlii nosyonu aka Nietzsc-
he'den, onun iktidar istem i (w ill-to-po w er) ile ayn olm am akla beraber, trem itir. Foucault'nun
retken iktidar kavramnn kullanlmas Foucault'nun basit bir ekilde toplum sal-cinsiyet sorununa
"uygulanmas" niyetini tamaz. Bu kitabn, blm 3, ksm ii, "Foucault, Herculine, and the Politics
of Sexual Discontinuity"'de gsterdiim gibi, cinsiyet ayrmnn, Foucault'nun kendi eserlerindeki
balam da dnlm esi onun kuramndaki baz elikileri ortaya karr. Onun beden hakkndaki
gr de son blmde eletirilecektir.
2. Bu alma ierisindeki hukuk nndeki/oncesindeki zneye olan referanslar, Derrida'nn Kafkann
"Before the Law", Kafka a n d the Contemporary Critical Performance: Centenary Readings iinde,
der. Alan Udolf (Bloomington: Indiana University Press, 1987) hikyesini okumasnn yorumlamalardr.
3. Bkz. Denie Riley, Am I That Nam e?: Feminism and the Category o f 'W om en' in History (N e w
York: M acm illan, 1988).
no
4. Bkz. Sandra Harding, "The Instability of the Analytical Categories of Feminist Theory," Sex and
Scientific Inouiry, der. Sandra Harding and Jean F. O'Barr (Chicago: University of Chicago Press,
1987), pp. 2 8 3 -3 0 2 .
5. Nancy Cott'un kitabnn The Grounding o f M o d em Feminism (N ew Haven: Yale University Press,
1987) balna ikin ifte anlam lla dikkatim ekildi. Cott, erken yirminci yzyil ABD fem inist
h a re k e tin in k e n d is in i, so n u n d a bu h a re k e ti " te m e lle n d ir e c e k " olan bir p ro g ra m i in d e
"tem ellendirm eye" altn iddia eder. Onun tarihsel tezi st kapal olarak acaba eletirel olmayarak
kabul edilen tem ellerin "bastrlmn geri dn" gibi mi iledikleri sorusunu ortaya atar; dlayc
pratiklere dayanan, siyasi hareketleri kuran sabit siyasi kimlikler mtemadiyen tem elci (foundationalist)
hareketin yaratt tam da bu dengesizlik tarafndan tehdit edilebilirler.
6. M e tin boyunca, heteroseksel matriks kavramn, bedenleri, toplum sal-cinsiyetleri ve arzular
doallatran kltrel anlalrlk (intelligibility) an gstermek iin kullanyorum. Bedenlerin tutarl
olabilm esi ve de anlam ifade edebilm esi iin, zorunlu heteroseksel pratik sayesinde kart ve
hiyerarik olarak tanmlanm, sabit bir toplumsal-cinsiyet (erkek(si)nin erili, kadn(s)nn diili ifade
ettii) ile ifade edilmi, sabit bir cinsiyet olmal varsaymn kabul eden hegem onik s ylem sel/
epistemik toplumsal-cinsiyet anlalrlk modelini karakterize etm ek iin M onique VVtting'in "hetero
seksel szleme" kavramndan ve daha az derecede de Adrienne Richin "zorunlu heteroseksel-
lik" kavramndan yararlanyorum.
7. Cinsiyet/toplum sal-cinsiyet ayrmnn yapsalc antropoloji ve bu formulasyonun fem inist sahip
lenmeleri ve eletirilerinin bir tartmas iin, bkz. bu kitapta, "Structuralism s Critical Exchange" adl
blm (blm 2, ksm I).
8. Yerli Amerikan kltrlerindeki berdache ve oul-toplumsal cinsiyet (multiple-gender) dzenlemeleri
zerine ilgin bir alma iin, bkz. VValter L. VVlliams, The Spirit and the Flesh: Sexual Diversity in
American Indian Culture (Boston: Beacon Press, 1988). Ayrca bkz. Sherry B. Ortner and Harriet
VVhitehead, der., Sexual M eanings: The Cultural Construction o f Sexuality (N e w York: Cambridge
University Press, 1981). Berdache, transsekseller, ve toplumsal cinsiyet ikiliklerinin olumsallnn
siyasi olarak duyarl ve provokatif bir zm lem esi iin, bkz. Suzanne J. Kessler and W endy McKenna,
Gender: A n Ethnomethodological Approach (Chicago: University of Chicago Press, 1978).
9. Biyoloji ve bilim tarihi alanlarnda, cinsiyete bilimsel tem el kuran eitli ayrmc prosedrlere ikin
siyasi karlar deerlendiren bir hayli fazla fem inist aratrm a yaplmtr. Bkz. Ruth Hubbard and
M arian Lowe, der., Genes and Gender, cilt 1 ve 2, (N ew York: Gordian Press, 1978, 1979): Hypatia:
A Journal o f Fem inist Philosophy, cilt 2, No. 3, Sonbahar 1987, ve cilt 3, No. 1, Bahar 79 8 8 'in
fem inizm ve bilim zerine olan iki says, ve zellikle de bu son (Bahar 1988) saysndaki The Biology
and Gender Study Group, "The Im portance of Feminist Critique for Contem porary Celi Biology";
Sandra Harding, The Science uestion in Feminism (Ithaca: Cornell University Press, 1986); Evelyn
Fox-Keller, Fleflections on Gender and Science (N e w Haven: Yale University Press, 1984); Donna
Haravvay, "n the Beginning w as the W ord: The Genesis of Biological Theory", Sings: Journal of
W om en in Culture and Society, cilt 6, No. 3, 1981; Donna Haravvay, Primate Visions (N e w York:
Routledge, 1989); Sandra Harding and Jean F. O'Barr, Sex and Scientific lnquiry (Chicago: Univer
sity of Chicago Press, .1987); Anne Fausto-Sterling, M yths o f Gender: Biological Theories A bout
W om en and M e n (N ew York: Norton, 1979).
10. Aktr ki Foucault'nun History o f Sexuality's\ (Cinselliin Tarihi) "cinsiyet"in tarihini verili modern
Avrupa balam ierisinde yeniden dnmek iin bir yol sunuyor. Daha detayl bir alma iin, bkz.
Thom as Lacquer and Catherine Gallagher, der., The M akin g o f the M o dern Body: Sexuality and
Society in the 19th Century (Berkeley: University of California Press, 1987), ilk olarak Flepresentati-
ons, No: 14, Bahar 1986 saysnda yaynlanmtr.
11. Bkz. benim "Variations on Sex and Gender: Beauvoir, VVtting, Foucault", Feminism as Critique
iinde, der. Seyla Benhabib and Drucilla Cornell (Basil Blackvvell, datm; University of M innesota
Press, 1987).
.N. eviriyi gzden geirdii ve deerli nerileri iin Halil Apaydn'a teekkr borluyum.
Feminizmin fetihleri ve gncellii
Server Tanilli
**
***
Aslna baklrsa, sava izleyen yirmi yl boyunca (1945 1965), Batnn ve Do-
u nun gelimi lkelerinde ynetimler, kadna baklarnda kkl bir deiiklik
iinde deildirler: toplum, kadnlarn potansiyelini gelitirme iin deil, tersine ka
dnlar toplumun retim ve yeniden retim ihtiyalar iin vardrlar, diye dnlr.
Sava srasnda retimde ve orduda onlardan yararlanlm ve ihtiya kalmadn
da da evlerine yollanmlardr.
yle de olsa, Simone de Beauvoirin 1949da yaymlad kinci Cins adl
eserindeki saptamalar ve sesleni kadnlarn kulaklarndadr. Tazeliini bugn de
srdren bu kitapta, yazar, Kadn olarak doulmaz, kadn olunur diyordu: Ka
dnlarn roln snrlayan doa deil, kadnlarn da az ok su orta olduklar
bir yn nyarg, det ve khne yasalard. Bu soylu kalem, rahata ve sosyal b
tnlemeye kavumak iin akln baka eylere rnein evlilie! takp bam
szlklarn yitirmi kadnlar sarsmak iin de, onlarn kadn olarak saygnlk duygu
larna sesleniyordu. Bu ses, btn, sosyal snflarn ve btn ktalarn kadnlarna
ulam ve onlarn kurtulu mcadelelerine esin vermitir. A m a feminizmin yeni
den kuruluu, 1965-1980 yllarna rastlar.
lk aamada, kimya ve tp tekniindeki ilerlemeler gebelii nlemede etkili
olurlar ve onlar sayesinde kadnlar, ilk kez, binlerce yllk giriimlerinin gerekle
tiini, yani cinsellik ile hamileliin birbirinden ayrldn grrler. Simone de Bea-
uvoirda yle demiti: Kadnlarn kurtuluu rahimlerinde balar . Buradan bala
yarak, bu aralarn btn kadnlarn hizmetine verilmesi ve ock aldrma konu
sunda ou lkede hl yrrlkte olan yasaklamalarn sona ermesi iin kadnlar
seferber olurlar. Ba da, Kuzey Avrupa lkeleri ile Amerika Birleik Devletleri
eker.
Onun kadar arpc olan, 6 0 l yllarn sonuna doru, Birleik Devletlerde,
ngilterede Fransada ve ou Batl lkede, yeni bir kadn kuann ortaya k
dr: 19 3 5 le 1945 arasnda doan, antifaistyadaantikolonyalist mcadelelerde
kendilerinden ncekiler gibi anmam ve btn olarak daha stn bir bilgi dze
yindeki bir kuaktr bu. Kuzey A m erikada ve Avrupada yeni kadn hareketlerini
o kuak youracaktr. Bir bilano ortaya koymak gerektiinde, sonu arpcdr;
feministler, btn alanlarda, yeniliki olmay baarmlardr.
rnein, ideolojik ve bilimsel alanda, feministler, kamu ile zeli birbirinden
ayran, kamu kesimindeki erkeklere ncelik tanyan ve kadnlar zelin iine iten,
sadan y a d a soldan btn eski siyasal ideolojilerin maskelerini indirmiler
dir. unu gsterirler: Bylesi bir ayrm siyasald ve kadnlarn smrlmesini ve
erkeklere bamlln gizliyordu. Aileye kapatlan kadnlar, toplumun ihtiyac olan
emek gcn rettii ve yeniden rettikleri halde, toplum, kadnlarn biyolojik
nitelii deyip aslnda ekonomik olan bu retimin karln vermiyor. Kapi
talist sistemden nceki ataerkil sistemde, kadnlarn ailedeki bu grnmez reti-
nr'ine dayanyordu. te feminist mcadele ie bu noktadan koyulmaldr: kadn
lar, ilk smrnn buradan baladn grmeliler; ev ekonomisine bu bamll
grmedikleri srece, kurulular mmkn deildir. Ekonomi bilimini de, bu nokta
da tartmaya amaldr.
te yandan, zel yaam alannda da, feministler, gndelik hayatta zel
yaamla genel yaam arasna dikilmi engelleri de reddederek yenilik getirirler.
Bunun gibi, edebiyatta, medyada, reklamlarda kadnlarn cinsiyetinin ne karl
masna kar karlar. e alnmada ve cretlerde eitlikte, kadnlara erkeklere
oranla bir farkllk gzetilmesine kar koyarlar. Kadnlara kar cinsel bask ve
iddet konusu, en duyarl ve youn mcadelelere yol aar ve uluslararas bir niteli
e brnr.
****
Son olarak siyasal yaama katlma konusunda da, feministler srarl bir mcade
le srdrrler. Kadnlarn, seimlerde seme seilme haklar uruna bir yzyldan
fazla bir zaman nce balattklar mcadele, erkeklerin oy haklarnn tannmasn
dan sonra da olsa, bir yerde tartlr olmaktan kar ve seme-seilme hakknda
kadn-erkek eitlii salanr. Ne var ki, son yllarda, konunun bir baka yan gn
deme gelip girmitir.
Gerekten, Kuveyt gibi birka lke bir yana, neredeyse her yerde, yasalar,
kadnlarn seme ve seilme haklarn kabul ediyorlar. Ama uygulamada, parla
mentolara ve hkmetlere kadnlarn girmeleri konusunda pek byk admlar atl
m deil. te yandan, politik eilimi ne olursa olsun, her lkede, kadnlar, siyasal
ykselilerini frenleyen ynla engelle karlayorlar; nyarglardan gnlk yaa
mn etinliklerine kadar uzanan engeller bunlar.
Peki kadnlar, insanln yzde 52 sine yakn bir kitleyi temsil eden bu zgn
aznlk, dnya ilerinin ynetiminde yerlerini almaya nasl yreklendirmeli?
Soru, hararetli tartmalara yol am halde.
Feminist hareketin pek gl olduu Kuzey Avrupada, partiler, 7 0 li yllar
dan balayarak kadnlar iin kotalar koydular ve onlar gitgide arttrarak nere
deyse bir eitlie vardlar. Bu uygulama, Avrupann geri kalan blmnde, zel
likle de sol parti evrelerinde yaylmaya balamtr. Gelimekte olan lkelerde ise,
durum elimelidir.
Denecek odur ki, kadnlarn davas hakl ise, siyasal temsilde kadn-erkek
eitlii ilkesi de hakldr ve pek uzun sren bir adaletsizlii bir blmyle
dzeltmek frsatn salayacak. Hareket baarya ularsa, demokrasi nerede olur
sa olsun bir eksik kalm demokrasi aybndan kurtulurken; belki daha da nem
lisi, siyaset snfnn dnya apnda yenilenmesinin yolu almtr ki, XXI. yzy
ln devrimleri arasnda hi kukusuz nemli bir yeri olacaktr onun da.
Bylece eitlik, kadnlar iin bir hedef olarak kalyor. Siyasal temsilde kadn-
erkek eitlii, bu eitlie gtren yollardan biri olabilir kukusuz. A m a bir artla:
Niceli ve politii amak, bir paylama anlayyla ufkumuza gelip yerleirse. to
pik denecektir kukusuz, olsun, kamlayc ama. Hi bitmemi, ak, belki de hi
sonu gelmeyecek bir tarihin yolu gibi...
Son olarak, solun feminizmde birka konudaki temel uzlamay da bilme
sinde yarar var.
A m a bu, baka bir yaznn konusu olabilir.
Kadn sorunu
A far Timuin
Kadn erkek ayrl konusunda ya da bir baka deyile insanda cinsellik ayrm
konusunda felsefi, ruhbilimsel ya da toplumbilimsel bir kuram gelitirmek olas m
ya da gerekli mi? Bu ayrm felsefi olmadan nce, ruhbilimsel olmadan nce ve
toplumbilimsel olmadan nce doal bir ayrmdr, doal olduu lde de ruhsal
adan giderilemez ve giderilmesi gerekmeyen bir ayrmdr. nsan dnyas bu ayr
mn zellikleri iinde ho ve ekicidir. nsann doayla savam doann kkel
koullarn deitirmek ya da gidermek iin deildir, zaten insann gc buna yet
meyecektir. nsan doaya kar doa deil doa iinde doadr. Ayrca kadn er
kek kartln ya da benzemezliini gidermek trn srmesi asndan da sknt
lar getirmeyecek mi? Kadn ruhsallyla erkek ruhsall ayn zellikleri tasayd
kadn erkek iin ve erkek kadn iin hi de ekici olmayacakt. te yandan, kadn
ruhsallnn ve erkek ruhsallnn zelliklerini kolayca saptayabilecek durumda
myz?nsann ruhsal yaps olduka karmak bir grnm ortaya koymaktadr.
Kadn erkek ayrm olduka bulank bir ayrmdr: kadn zellikleriyle erkek
zellikleri ok yerde birbirine karr. Bugne kadar kadn dnyas zerine ve er
kek dnyas zerine ok ey sylenmi olsa da ortaya konulan bilgiler ok genel
grler ya da kiisel izlenimler olmaktan teye gidememitir. Olsun, gene de
bylesi bir ayrm vardr, znel yan ar basyor olsa da, kolay kolay belirlenebilir
olmasa da ya da zellikle sezgisel dncelerde anlatmn buluyor olsa da vardr.
Yani kadn kadndr ve erkek erkektir. Szkonusu ayrmn bilinli insan dnyasn
da kazand almlarn ya da zel zelliklerin tartlmas elbette bir gerekliliktir:
insanolu verilmi doallyla yetinmeyen ve onu bilin yapsna gre dnmle
re uratan bir varlktr. Onun oluturmu olduu tm dnmlerin yararl olup
olmad konusu elbette ok ayr ve zel olarak tartlmas gereken bir sorun
ortaya koyar.
Ancak genel bir bakla baktmzda cinsel ya da doal ayrmlamln
ortaya koyduu ruhsal ve toplumsal sorunlarn insana hi de azmsanmayacak
skntlar getirmekte olduunu grrz. Kadn erkek ayrl gndelik yaamda
kadn erkek kartlm douruyor, giderek kadn erkee ve erkei kadna dman
klyor. Kadn ve erkek dediimiz zaman alabildiine atan iki varl anlyoruz.
Ancak kadn erkek ayrlndan doan atkl ruhsalln ne lde giderilebilece
i ya da olumlu ilikilere indirgenebilecei konusu nemli bir konudur. Doada
birok deiimi gerekletirmi olan insan kadn ve erkek ruhsallklarnda zamann
getirecei dnmler dnda, elbette kltrel nitelikli dnmler dnda ksa
erimde herhangi bir deiimi gerekletirecek gibi grnmyor. nsan kendini da
ha da insanlatrdka elbet bu sorunun daha deiik grnmlerde kendini ortaya
koyacan hatta byk lde sorun olmaktan kacan dnebiliriz. Sorun
kimi dzayak dnrlerin sand gibi kadnn ezilmekte ve erkein ezmekte ol
duu sorunu deildir.
Temel sorn insann iyiden iyiye insanlamay beceremedii bir dnyada her
konuda olduu gibi cinsellikte de ya da cinslerin ortak yaamnda da eitli skn
tlarla karlatdr. Kadn erkek ayrl yetersiz kltr ortamlarnda bir kadn
erkek dmanlna dntrlrken pekok toplum tarihten bu yana erkekten
ok kadnla ilgili olumsuz grler gelitirmitir. D eniz kadn gibidir hi inan
m ak olm az ha diyen airimizi destekleyecek pekok gr bulursunuz kitaplarda
ve her yerde. ok zaman kadn eytanla zdeletirilir. Kimileri kadnn doal g
szln kurnazlkla amak durumunda olduunu dnrler. Kadn imgesiyle
eytan imgesinin zdeletirilmesi bu adan anlamldr. Siz de benim gibi bir ata
szleri szlnde kadn maddesini okursanz orada kadn kk dren pek
ok yarg bulursunuz. "Kadn cehennem in kapsdr diyor bir latin atasz. Bir
alman ataszne gre "Kadnn egem en olduu yerde eytan babakandr. " Bir
polonya atasz de Su, ate ve kadn hibir zam an y e te r d em ez" der. Bir yahudi
atasz de yle syler: "Tanr sizi kt kadnlardan korusun, iyi kadnlardan da
siz kendinizi koruyun. Kadnlar ya da birileri bu szlerin erkeklerce sylenilmi
fke szleri olduunu dnebilirler. Ancak bu tr szler bizim kadn dnyasn
kavrama abamzda bize yardmc olacak gibi grnyor.
Evet, kadnla erkek arasnda pekok sorun vardr. Bu sorunlarn kaynanda
da cinslerin birbirlerini tanmakta eksik kal vardr dersek yanl bir ey sylemi
olur muyuz?. Kadn erkei ve erkek kadn genel olarak her yerde ve her zaman
yetersiz bir bilinle kavramaya alyor. Bu yzden kadn erkek atmasnda yar
glar ok zaman havada kalyor. Sorunlarn kaynanda kadnn zayflk zellikleri
ni bulan gr doru bir gr olabilir mi?Kadn denildii zaman akla gelen ilk
deyim ne yazk ki z a y f cins ya da daha ok ikinci cins deyimidir. Bu belirle
meye kar kan pekok erkek olacaktr. rnein Gandi bu konuda unlar syler:
"Kadnlar 'za yf cins diye adlandrm ak bir aalamadr, erkein kadna h a k
szldr. Kaba gce g diyeceksek o zam an elbet kadn erkekten ok stndr.
iddete bavurm am ak insanln ya sasysa g elecek kadnlarndr. E rkeklerin g n
lne kim kadn kadar gl seslenebilir? Bu arada Voltaire gibi iyimserler de
vardr, onlar "Tanr erkekleri evcilletirm ek iin yaratt kadnlar diyeceklerdir.
O zaman Erasmus Voltairein ve onun gibi dnenlerin karsna kacak ve yle
diyecektir: K adnlar delilerin arkasndan koarlar, zehirli hayvanlardan kaar
gibi kaarlar bilgelerden. O zaman Cervantes araya girecek ve yle diyecektir:
Kadnn evetiyle h a y r a r a s n d a / B ir ine sa ca k y e r yoktur. Bu rnekleri
oaltmak kadnlar kzdrmaktan baka bir ie yaramayacaktr. Oysa bizim kadn
lara sonsuz saygmz vardr.
Kadnla erkein bir btn oluturabilmesi, kadnla erkek arasndaki ekimeli
ilikinin byk lde giderilebilmesi ancak ve ancak kadnn erkei ve erkein
kadn iyi tanmasyla olasyd. Bilin eksiklii kadnn erkei kadn gibi, erkein de
kadn erkek gibi grmesi sonucunu douruyor. Bu, kardakini anlamamaktan ve
kendi ruhsalln kardakine yanstmaktan baka bir ey deildir. Bilin yetersiz
liin en nemli belirtilerinden biri herkesi kendi gibi dnmektir. Ayr cinslerin
st kltr dzeyinde birbiriyle akan ruhsallklar olamayaca kesindir. Ayrm
yalnzca cinsellikle belirgin ruhsalln zndedir. Brakalm gndelik yaamn ve
kltr yaamnn ince kvrmlarn, kadnla erkek en ok bir araya gelmesi gereken
yerde de, cinsel ilevlerini yerine getirirken de birbirine yabancdr. Kadn erkekle
ve erkek kadnla sorunludur. Kadnn erkekle ba dertteyse erkein de kadnla
ba derttedir. Byk tehlike bu noktada kendini gsteriyor. Kadn erkei kendine
benzetmeye alr ve bunu baarmakta eksik kald zaman onu zedeler hatta
yokeder. Erkek de kadn kendine uydurmaya alrken onu kendi olmaktan ka
rr, onu kt bir kukla d urum una getirir. Kadn kadnlnda erkek erkekliinde
doru ve gzeldir. A rada cinsal dzeyde giderilemez ve giderilmemesi gereken bir
ayrlk vardr. Kltr deerleri kaba cinselliin koullarn at zaman kadn erkek
kartl sorunu kendiliinden zlecektir.
Kadnlam erkek de erkeklemi kadn da iticidir. Kadnslar ve erkeksiler
ucu ahlak sorunlarna kadar uzanan itici grnmler ortaya koyarlar. Cinsel haz-
zn temel amacn boalmada gren erkekle cinsellii uzun sreler boyunca be-
densel-duygusai dzeyde yaanlmas gereken bir itenlik alan olarak gren kadn
arasnda iyi bir uyumun kurulabilmesi ancak ve ancak erkein kadna gre ve
kadnn erkee gre ruhsal bir ykmlenme iine girmeyi gze almasyla olasdr.
Bunun en kaba anlatm kadnn erkei erkek olarak ve erkein kadn kadn olarak
grme rahatlna ulamasdr. Oysa insann her alandaki bencil yaps bencillie
hi de uygun olmayan bu alanda da etkisini srdrmekten geri durmaz. zellikle
bilin eksiklikleri kadn da erkei de cinsel ilikide yalanc baarlara inandrabilir.
Oysa cinsel ilikide baar deil uyum nemlidir. Daha dorusu cinsellikte baar
diye bir ey yoktur. Cinsellikte insanlar kendilerini kolayca kandrabilirler. rnein
erkek iyi bir dikilmeyle kadna ok iyi bir cinsel iliki ziyafeti ektiine inanabilir,
gerekte ona hibir ey vermemitir ya da yalnzca sknt vermitir. rnein
kadn ok zel ve ok ekici diye nitelendirdii bir takm davranlaryla cinsel
ilikide baardan baarya kotuunu dnrken erkei kendinden uzaklatrabi
lir.
Kt bilin her zaman kendine alma ya da kendi yararna elde etme bilincidir,
iyi bilin de her zaman ortaklama bilincidir, ortak bir kltr alan oluturmaya
yatkn olma bilincidir. Cinsel ynelimin basit biimleri avucunun iine alma yn
temlerini gerekli klar. Bu yalnzca cinsel bir tutum deil ayn zamanda toplumsal-
iktisadi bir tutumdur. Daha dorusu burada cinsellik toplumsal-iktisadi karlara
alr, rnein iyi koca bulma tasarsna alr. Gereke hazrdr: nemli olan anla
mak, sevgi u bu bo eylerdir, "nikahta keramet vardr ,her zaman insan kafa
sn kullanmay bilmelidir, ancak kafasn kullananlar mutlu olabilirler. Sanki bir
tecinevi kurulmaktadr. Grnr ya da grnmez fuhuun balad yer ite bu
rasdr. Tm dnyada grnmez fuhu grnr fuhutan ok daha yaygndr. Bi
nlerinin tadna baka baka hem elenen hem en iyi koullarda e arayan bir gen kz
ocuunu doyurabilmek iin fuhu yapan zavall bir kadndan daha masum olabilir
mi? Bu erevede kadnla erkek arasnda salam bir oyun dzeni kurulmutur,
daha oyuncu olan, daha sabrl olan kazanacaktr. (Belki de daha yalanc, daha
dolap olan.) Kazanacak olan ncelikle kadn olmaldr. Erkein bu ykmada
kadndan daha silahl olduunu dnmek yanl olur. Erkein daha ussal ruh
dnyas kadnn daha ok sezgilerle i gren ruhsallna yenik decektir. Racine,
Athalie 'sinde yle der: "Dalgalanr, bir gider bir gelir, ksacas kadndr. Ta
kn ruh bu ekimede daha donanmldr. Ancak bunu kesin bir kural olarak gr
mek doru olmaz: bir erkek bir kadnn elinde oyuncak olurken bir kadn da bir
erkein acmasz kskalar arasnda pek gzel ezilebilir.
Cinselliin ve giderek akn znde yer alan bu ykma gds bilinli insan
dnyasnda yumuar ve insani grnmler alr. Bilin yksek biimlerinde yads-
yc olduu kadarda uzlamacdr. Bilin yksek biimlerinde kadn erkek ayrl
nn olumsuz zelliklerini giderir, kadn erkek ruhundan anlayan erkei de kadn
ruhundan anlayan varlklar durumuna getirir. nsan tm temel zellikleriyle ya
kndan tanyan elbet kadn ve erkei de tanyacaktr. Bilin yetersizlii bu konuda
iki cinsi de birbirine kyasya giren iki yrtc kutup konumuna getirmekteyse bun
da daha ok toplumlarn dnmeden yaama alkanlklarn ya da rahatlklarn
bulmak yanl olmaz sanrm. Bilin yetkinlii her konuda olduu gibi bu konuda
da nemlidir. Bilin yetkinliinde atk yumuar ve insani grnmler alr, insani
evrensel iin salam dayanaklar aramaya giriir. Bu durumda akn, gerek akn
da n alm olur. Akn yetkin bilinlere zg gelimi ahlak insann insana
zarar vermesini engeller. Evrenselde erimemi ben ya da yetkinlememi ben tam
bir oburdur: kar cinsten gzne kestirdii birini kendinin klmak, daha da kendi
nin klmak ister. Oysa gerek ak ahlak her durumda iyelik duygusunu dlaya
caktr. Bilinli ruh kar cinsten birine Sen benimsin derken Sen benim iin
nemlisin'' demek ister. Bilinli insanlarn dnyasnda herkes kendinindir, kimse
kimsenin deildir.
Bilinlerin yetersiz olduu noktada kadmclk ilk planda kurtarc gibi grn
se de gerekte bo bir uratr. Byle bir kavray kadnn ikincil zelliinin onan
masndan baka bir anlam tamaz. Kadmclk, elbette rtl bir biimde, kadn
yetkin insan dzeyine karmaktan ok onu erkein greneklerle ve yasalarla ko
runmas gereken bamls olarak grme eilimindedir. Buna gre kadn erkek iin
alacak ve insanlk adna korunacaktr. Kadmclk ok zaman kadn bireyin kii
sel yetersizliklerini rtmek adna erkee kar hakl kmaya alma giriimidir.
Kadncnn gerekesi hazrdr: gl varlk gsz varl ezmektedir, kadn deni
len melei erkek denilen canavarn elinden kurtarmak gerekir. Oysa kadn hi de
gsz deildir, kadnn bilek gcn ok aan gleri vardr. nsan nasl doada
bedensel yetersizliini ussallyla kapatyorsa kadn da toplumda erkek karsn
daki fiziksel eksikliini kurnazlyla kapatr. Erkek ok zaman ele geirilmi bir
varlktr ama egemen varlk grnmndedir, iin kts o egemen olmamakla
birlikte egemen olduuna inandrlmtr. Gldr, ienin tpasn o skmeli, s
km bir nesneyi yerinden o karmaldr. Zavall erkek bu konuda alklanmak
iin her eyini vermeye hazrdr. Gerekte kadn erkek kartlnda kimin kimi
ezdii belli deildir. Ezenle ezilenin belli olmad bir noktada bir yan sulu grme
ye br yan aklamaya ve savunmaya kalkmak deliliktir. Gerekte, ortada sulu da
kurban da yoktur ya da ille olmas gerekiyorsa sulunun ve kurbann kim olduu
belli deildir.
Yaam karmaktr, insan dnyasnda yengiyi dndren yenilgiler, yenilgi
izlenimi veren yengiler vardr. Ayrca ezmekten haz duymalar kadar ezilmekten
haz duymalar vardr. nsan insana grnmez silahlarla ya da ok ince olduu iin
iyi seilemeyen silahlarla saldrr. Kurtulu kadnclklarda deil insanlamadadr
bu yzden. Ruh yceliine ulamak insan iin ahlaki kurtuluun tek yoludur. Ruh
ycelii tm ezmelerin ve ezilmelerin nne geecektir ama henz ortada yoktur.
En eski zamanlardan beri batac edilen bilgelik urada burada, olmadk bir yer
d e d i r krnt biiminde karmza kabilen uyumsuz ve geersiz bir deerdir. n
sanlarn byk savlar vardr, onlar kendilerini kurtarmadan insan kurtarmak iste
yecek kadar garip isteklerle dolu olabilmektedirler. Cahillik insann ar ykdr
ki ok zaman kurtarc bilgin grnmnde dolanr. Giderek insan insana yk olur:
biri brnn stne trmanr. Birileri hakl olmaya bakarlar. Hakllklarn altnda
ok zaman domuzluklar vardr. Yenenle yenilenin belli olmad sonsuz bir sava
tr bu: kendine egemen olamayan insan bakasna egemen olmak istedii zaman
dramatik tablolar kar ortaya. Ksacas ortada bir kadn sorunu yoktur, bir erkek
sorunu da yoktur, yalnzca ve yalnzca insanln henz kendini koruyacak ve
byk llerde yceltecek kadar gelimi olmad sorunu vardr. Kadn sorunu
da, varsa erkek sorunu da, ancak insanln br sorunlaryla birlikte zlecektir,
onu tek bana zmek olas deildir.
Ahlak sorunu her zaman temel bir kltr sorununa balar bizi. Benim senm i
ahlak 'la ya da benim setilm i ahlak la zm lenm i ahlak arasndaki ayrm ok iyi
grebilmek gerekir. Dtan verilmi ve bunlar kullandn srece srtn yere g el
m ez diye sunulmu kurallar uucu kurallardr. Bilinliliin zorunlu sonucu olarak
gelien ahlak deerleri bizi insan ilikileri dzeyinde tm olumsuzluklardan koru
yacaktr. Bizi kendimizden ve bakalarndan koruyacak formllerimiz olmas ge
rekir, bu formllerin kkleri de bilincimizin koullarnda olmaldr. Bilinsizlik in
sani dzeyde gszlktr: her trl ilikiyi olduu gibi kadn-erkek ilikisini de
zorda brakr. Madam Bovary gibi biz de her zaman bilinsizlik koullarnda bir
takm kmaz yollar bizi mutlulua gtrecek yollar olarak grebiliriz. Mutsuzlu
un koullan kendine yenilmi insan olmann koullarndan beslenir. Mutsuz insa
nn dram yetersizliin eitli uzanmlarnda ortaya kar. Bilin yetersizlii her
alanda insan zorda brakrken kadn-erkek ilikisinde de amazlar yaratr. K adm
ezen erkek kkl bir yaam gerei olsayd onu u ya da bu yolla altetmek iten
bile deildi. Sorun ok daha karmktr.
Cinsellik salt cinsellik olarak ne getii yerde yani tam bir bilinlilikle yaa-
nlmad yerde yaam bouyor, iki ayr renge, kadn ve erkek rengine boyuyor.
Cinsellik insan dnyas iin tek bana hibir ey demek deildir. nsan etkinlii
kadns la ya da erkeksilie doru younlatka temel anlamn yitirir, deerlerle
ilgili olmaktan kar ve dnyann hayvansal dzeyde ele geirilmesine katkda bu
lunur. nsan salt doadaki varlk olarak kalsayd kadn ve erkek niteliklerinin olum
suz zellikleri bizim iin olumu olmayacakt . Her ey igdsel yaamn kaln
ve koruyucu rtleri altnda olup geecekti. Oysa kadn kadnln erkek de er
kekliini yaama etkin bir g olarak yayyor ve insan olmann temel anlam olarak
benimsetmek istiyor. yiden iyiye kadnslam ve erkeksilemi bir dnyada cin
sellik her trl deere kendinden deiik renkler vermeye alyor ve bunu baa
ryor. Bir yanda arpc kokularla, artc sslerle ve yuvarlak biimlerle kendini
bir incelik olarak ortaya koymaya alan bir edinme ya da zmleme gc, te
yanda kendini szde kararllkla belirlemeye alan kavgac ve ngriisz bir sal
drganlk szkonusu.
Baudelairein Yolculuk iirindeki nitelendirmeleri airce bir bulu olmann
ok tesinde bir insan gereinin saptanmas olarak ilgimizi ekiyor. Bu iirde
aalk, gururlu ve alak k le " dorudan doruya obur, apkn, kaba, a
gzl zorba " nn karsna konulur. lgin olan, erkein klenin klesi, lam da
akan dere " diye nitelendirilmesidir. Kadnla erkek birbirleriyle yarrlar ve kadna
kar erkei ve erkee kar kadn savunmak geriliin koullad bo bir elence
dir. Gerekte kadn olarak kadn da erkek olarak erkek de iki ayr boluun simge
leridirler. Byk insann karsna ocuu koyuumuz gerekte iki ayr bozulmu-
lua kar arl ve duruluu savunuumuzdur. ocuk esizdir, ocuk gerek bil
gedir, ocuk arayandr, dnyaya yarar deerlerinin dnda ynelendir. O dnyay
doru olarak kavrar: birinden ya da bir eyden yana deildir, yalnzca grmeye
eilimlidir. Gerek hayvanla gerek insan olmann arasnda skm deildir, hzla
bilinlenmeye ynelmi kstl dnsellii iinde kendine gre zgrdr. Kalplan
m deildir, savlar yoktur, ksacas o kadn da erkek de deildir. ndirgemeye ve
indirgenmeye elverili bir yaps yoktur. Oyunu sever, oyun onun okuludur ve
sevin kaynadr, ama bir kadn ya da erkek gibi oyuncu deildir. Krk tabanca
syla adam ldrrken bile yalnzca oyun oynama sevincini yaamaktadr. ocuk
oyununu oyun olarak yaar: oyun oynadnn bilincindedir. O ne kimseyi ldr
mekte ne de kimseyi ldrmek istemektedir.
Hemen her etkinliinde iki ayr irkinlik tablosunu elbirliiyle gerekletiren
kadn ve erkek bize tek bir gerei, insanlama yolunda eksik kalmlk gereini
duyurur. Gerek insan gndelik yaamnda cinsel davranmayan, cinsel zellikleri
yokmu gibi duran kiidir. Kadnslk da erkeksilik de incelmemilii iinde bize
her zaman insanlaamamann ba koulu olarak grnecektir. Kadn olmak ama
her koulda kadns olmamak, erkek olmak ama her koulda erkeksi olmamak
gelimi insann harcdr. Kendini bilen hibir kadn toplumsal yaamda kadn de
ildir, kendini bilen hibir erkek toplumsal yaamda erkeksi gsterilere kalkmaz.
Ancak basit ya da baya insanlar cinselliklerini gndelik yaama yaymaktan geri
durmazlar. Bir de nc cins vardr ki her gn insan haklar adna kendini biraz
daha yasallatrarak varln benimsetmeye doru gitmektedir. Hastalklarn ye
nemeyen insann onlara drt elle sarlmas doaldr. Ancak hastalk hastalktr,
gerek anlamda insan olmak hastalklarndan olabildiince kurtulabilmekle olas
dr. kinci cins kadar nc cins de ezilmektedir. iddetin temel kayna olarak
grlen erkek bu karmaada suluyu oynamaktadr. Bir eylere yetienemi, bir
eyleri kavrayamam, bir eylere yenilmi, bir eyler iin oyuncak edilmi, bu
arada bir bakma canavarlatrlm erkek, tm zavalll iinde, hala egemen cins
olduu inancyla bir eyleri kabasaba llerde ve tam bir bilinsizlikle dzenleme
ye alrken her eyi eline yzne bulatracaktr.
Gerek yetkin insan nce kendimizde sonra bakalarnda yaratamadmz
srece kadn dnyasyla erkek dnyasn btnletirmemiz olas deildir. Yetkin
insan bugnn insan olmaktan ok gelecein insan olarak ilgimizi ekiyor. S
rekli evrimlenen bilinsel dnyada her trl kurtulu umudu insann boluklarn
dan kurtulabilmesine baldr. Btnsel kurtuluu gerekletiremediimiz zaman
para para kurtulular bir d olabilir ancak. nsan kendi zavalllklarndan kur
tarmadan kadn erkekten kurtarmak m? Bu da br dler gibi bir dtr ancak.
Kimilerini oyalamaya kimilerini de aldatmaya yarar. Kadn kendi iin iyi bir alve
ri adna vitrin oluturmay brakt gn, erkek de bir kadnda bir gerek insan
bulmann dnda eilimlerden kendini arndrabiIdii gn her ey bambaka ola
cak. Kadnclar her eyden nce bu yetkin, bu bambaka dnya iin ter dkmeli-
ler.
Feminizm ve ada aristotelesi feminizm
H .N ur E r kzan
ARSTOTELES VE FEMNSTLER
Aristoteles zerine yaplan feminist almalar olduka nemli bir sre nce bala
d. Bu konuda anlmas gereken incelemelerin banda Sandra Harding ve Merili
B. Hintikka tarafndan edit edilen Geei kefetmek: Epistemoloji, Metafizik ve
Bilim Felsefesi zerine Feminist Yaklamlar gelmektedir.5 Ancak genel olarak
sylemek gerekirse, bu almalarda ne srlen dnceler Aristotelese ilikin
olumsuz bir yarglamayla bitmekte. Bat felsefe geleneinin feminist bak asn
dan deerlendirilmesinde Aristoteles, Platondan ok daha fazla eletiriye maruz
kalmaktadr. Platon, Tmaeus'ta kadnsal olan aalasa da Devlet 'te kadnn ei
timini tartarak onun yetkinliklerinden de sz eder. Buna karn, Aristoteles bi
reysel olann nemi zerinde durup duygusal olan olumlu deerler alan iine e
kerken yine de onun epistemoloji, bilim, mantk ve her eyden nce de biyoloji ve
politikada ne srd dnceler feministlerin en fazla eletirilerini, saldrlarn
ynettikleri konular oluturmaktadr. Cyntia Freelandn ok hakl bir biimde
syledii gibi, erkein erdeminin ynetmek, emir vermek olup kadnn ise buna
boyun emesi gerektiini ifade eden ok kt, yanl ve nyargl ifadeyi unutmak
son derece zordur. Ayrca kadn ve erkei, birincisinin kincisinden daha az dilere
sahip olmas balamnda karlatrmak veya bir ocuun dnyaya getirilmesinde
kadnn bu oluuma maddesiyle, yani yalnzca bedeniyle hizmet eden bir hizmeti
olduunu unutmak da ayn derecede zor grnmektedir.6
Kadn ve dolaysyla feminin olan her eyin btnsel bir temelde kadn d
manlnn konusu olmas balamnda feministlerin Aristotelese kar ynelttik
leri eletiriler, genel olarak, son derece fkeli bir biimde kendini gstermektedir.
Donna Haravvayn bu konudaki dnceleri ve eletirileri hem konuya rneklik
etmesi bakmndan ve hem de felsefe tarihinin yorumlanmas asndan son derece
ilgin ve anlaml olarak kendini somutlatrr. Haravvaya gre, Aristoteles bilgiye
ilikin belli biryaklamn tarihsel temsilcisidir. Bu yaklamn kendisi ak olarak
analitik gelenekten bakas deildir. Gnmzn analitik felsefecileri de Aristote
lese olan bu tarihsel bamllklarnn farkndadr. Ve bu gelenek aslnda kendisini
dntren Beyaz Kapitalist Ataerkilliin syleminden bakas deildir. Bu sy
lemin kendisi varl, bilen znenin gcn artrmak iin bir ara olarak grr.
Yani, varlk ya da dncenin objesi durumunda olan ey, bilen znenin gcn
garantilemesini ve tazelemesini salayan bir aratr ki bunun sonucu olarak dnya
bir ey olarak objektifletirilmitir. Bilen zneye tannan her trl hak varln
kendisinden alnmtr. Sanrm analitik felsefenin nde gelen temsilcilerinden Qu-
inenn varl animist biimde kavramay ilkellik olarak grmesi de bu balamda
son derece nemlidir.7
Aristotelese feminist felsefecilerden yneltilen bir dier eletiri de onun
iinde yaad toplumun zellikle sosyal ve politik yapsn kendi felsefi sylemin
de savunmas, korumas. Buna gre, Aristoteles toplumda var olan dncelere
ve uygulamalara meydan okuma yerine bizzat onlar merulatrd. te bu ba
lamda Aristotelesi eletiren Lynda Lange Kadn Ak sal Bir Varlk Deildir adl
makalesinde esas olarak Aristotelesi erkek sylemini toplumsal ve politik ba
lamda srdrmesi balamnda eletirir. Ben, Langen bu eletirilerinin en azndan
bir blmyle doru olmadn dnyorum; nk Aristotelesin bir birey
olarak politik yaamna ksa bir bak bile, bu tr bir eletirinin hi de hakl olma
dn gstermeye yeter. Fakat buna karn yine de Haravvay ve Lange tarafndan
ortaya konulan eletirel tavrn kendisini Freelandn da kabul ettii gibi, yeni bir
felsefe anlayna giden yolda gerekli ve son derece de nemli buluyorum.8
Feminist skolarlar uzun denilebilecek bir zamandan beri Batl felsefe syle
mini sorgulamay srdrmekteler. zellikle Aristotelesi feministler, Aristotele
s in hibir dnemde inkr edilemez olan etkisini aa karmay denerken ayn
zamanda onlar da A quinasn the Philosopher, filozof olarak tanmlad Aristote
lesten kanmann olasln, gerekirliliini tartmaktalar. Freeland'n hakl ola
rak dile getirdii gibi, felsefenin en byk kurucularndan olan ve bizim de bu
gelenek iinde felsefe yapmay srdrdmz bu yerde Aristotelese olan bor
cumuzu inkr edemeyiz, etmemeliyiz. Soyut dnme, ilk ilkelerin aratrlmas,
sahip olduumuz erdemler zerine zmleme, bir insan olarak kendi doamzn
ne olduu zerine dnme, zler ve cinsel farkllklar. Ve Metafizik'm ilk satr
larnda kendi doamza ilikin o evrensel bildiri: nsan doas gerei doal olarak
bilmek ister.
Freeland tarihsel bakmdan, feminizmi liberal moderniznin bir rn olarak
grr. O byle olmas bakmndan bireysellik, otonomi, aklsallk ve insan haklar
zerine vurguda bulunur. Ancak modernizmin ve liberalizmin son derece kat ve
sert bir eletiri altnda yeniden deerlendirilmesi sonucu, feministler yeni yakla
mlarn olasln ve olanaklln baka tarihsel zeminlerde aramaya ynelmi
bulunmaktalar. inde bulunulan an bak asndan hareketle, felsefe tarihi ile
yeniden buluma ve onunla hesaplama hi kukusuz hem feminist felsefe asn
dan ve hem de yeni bir felsefe anlaynn yaratlmas asndan son derece nemli
olduu gibi, ayn zamanda heyecan verici bir entelektel giriim olarak karmza
kmaktadr. Bu sayede feminist yntemin felsefe tarihi ile bulumasnn yan sra
Aristotelesi daha iyi renme olana ve olasl kendini bize gsterir gibidir.
Aristotelesi feministler, onun almalarnn genel srasn ve konularn,
genel olarak kabul edildii biimde, izlemeyi srdrrler. Ancak burada son dere
ce detayl bir biimde bu almalar zerinde durmak mmkn olmadndan -
ayrca bu amalanm da deil- Aristotelesi feminist almalar yaklam farkllk
lar temelinde gruplandrlacaktr. Bu balamda Aristotelesin dnceleri zerine
drt farkl ynelimden ve yorumlamadan sz edilebilir. Ancak bu mutlak bir snf
lama olmad gibi, bir yazarn dier yorum ve ynelimin btnyle dna dt
anlamna da gelmez.
Aristoteles zerine olan feminist almalar drt ayr ynelime ve yoruma
bal olarak drt ayr balk altnda sunulmaya allacaktr. Bunlar srasyla:
I. Aristotelesin Kadn ve Feminin Olan zerine Dnceleri
II. Aristoteles ve Felsefe Tarihi
III. Aristotelesin Feminist Bak Asndan Yeniden Deerlendirilmesi
IV. Bat Felsefesinin Feministler Tarafndan Yeniden Yazlmas.
Eletirel feminist yntem belli bir metni inceleme konusu olarak seip, ilgili metin
de ifade edilen dncelerin nemini, isel tutarlln ve en nemlisi de onlarn
eitli alanlara ilikin sonulan zerinde durur. Bu felsefe tarihine ilikin eletirel
feminist yntem yaklamn da tanmlar. Feministler tarafndan Aristoteles zeri
ne yaplan birok alma neredeyse geleneksellemi bu yntem anlay dorul
tusunda yaplm grnmektedir. Bu yntemi en yetkin bir biimde uygulayanlarn
banda Deborah Modrak, Luce Irigaray, Charlotte Witt ve Marquerite Deslauri-
ers gelmektedir. Ad anlan bu ada Aristotelesi feministler daha ok Aristote
lesin fizii, metafizii, biyolojisi ve bilgi kuram zerinde younlamaktalar. Iri-
garay zellikle Aristotelesin yer zerine olan dncesinde feminin olann bask
altna alnp arptlmasna dikkatimizi eker. Irigaray, Fizik'in IV. kitabnda yerin
tanmna ynelerek onun erkeksi bir kavrayn tanm olup olmadn sorgular.
Onun zerinde younlat esas sorun ise Bat felsefe geleneinin ayn zamanda
erkek syleminin bir tarihi de olup olmaddr. Ve bu adan Irigaray, felsefi sy
lemin nyarglar ve batan doru kabul edilmi pein hkmlerle biimlenip biim
lenmedii zerinde durur. O, bu eletirel bakn son derece soyut grnen yerin
tanmna uygular. Heideggerin yere ilikin dncelerini izleyen Irigaray, onu in
san znelliinin bir var olu tarz olarak yorumlar. Buna gre, yer yalnzca dsal
olan bir ey deil ve byle olmas bakmndan da o salt objektiflik temelinde olarak
ne tanmlanabilir ve ne de aratrlabilir. Heideggere gre, insan uzay araclyla
hareket eder; fakat Aristotelesin yere ilikin dncelerinden etkilenen Irigaray
ilgisini insann bedeni zerinde younlatrr. O na gre, Aristotelesin yer tanm
bedenin somut ve objektif kavranm temelinde ykselir. O, yeri, yumuakla,
yarklara, eriliklere, atlaklklara, cinsel salglara sahip olabilen bedenlerin iten
kavranmna izin vermez.9
ada Aristotelesi feministlerin nde gelen bir dier ismi de Marquerite
Deslauriersdir. O daha ok Aristotelesin Metafizik 'i ve biyoloji almalar ze
rinde durur. Deslauriers cinsiyet ve z arasndaki banty yakalamaya ynelerek
bilimsel bir kuramn veya kavramn nasl sosyal, politik ve egemen sistemin sy
lemi ile ilikili olabileceini veya bizzat onlar tarafndan biimlendirildiini gster
meyi dener. Deslauriers sorunu u soruya dntrr: Kadnlarn erkeklerden farkl
alglanmalarnn temelinde, kadnlarn ekonomik, sosyal ve politik olarak erkekler
den aa olmas dncesi mi, yoksa kadnn ifade edilen balamlarda erkekler
den aa olarak grlmesi onlarn anatomik ve fizyolojik veya psikolojik olarak
erkekten belli baz farkllklar gstermesi mi yatmaktadr? Gnmzn feminist
felsefe tartmalarnn temelinde yer alan ok nemli sorulardan biri bu. Ve bu
sorunun yantlanmas konusunda genel olarak feministler arasnda bir gr birli
inden sz etmek de mmkn grnmyor; nk doann m yoksa sosyal belir
lenimin mi son zmde esas rol oynad, yani doal olan ile sosyal olann kar
tl veya karlkl ilikisi bugn bile ortak bir yanta kavumu olmaktan uzakta
olup, hl dncemizi nemli bir biimde megul etmeye devam etmektedir.10
Deslauriers, Aristotelesin cinsiyet ve z konusunda M eta fzikte ve biyoloji
almalarnda ne srd dnceler arasnda var olan bir gereklikten sz eder.
Ve bu gereklik kendini en somut bir biimde Aristotelesin cinsiyetin metafizik
analizinin z ile olan bants zerine olan aklamasnda gsterir. O, bir yandan
M etafizik'te kadnn ve erkein ayr trlere ait olmadn iddia ederken, te yan
dan politik balamda kadnn erkekten daha aa olduunu ne srer. Deslaurier-
s e gre, Aristoteles biyolojide ve politikada egemen sylemin varsaymndan
hareket ederek bu sonuca ulamtr; bu nedenledir ki, o bilimsel bir iddia nitelii
tamaz. Deslauriers, Aristotelesin kadna ve erkee ilikin dncelerinde ortaya
kan bir ikilemin ve onun yaratt gerginliin, maddeyi (hyle) cinsiyet farkllkla
rn yaratan ilke olarak grme temelinde alabileceini iddia eder. Buna gre, ka
dn ve erkek maddeleri bakmndan farkl olmakla beraber zleri bakmndan ayn
drlar. Bu da zaten Aristotelesin M etafizik'te ne srd cinselliin metafizik
analizi ile de uygunluk iinde grnr. Ancak, yalnzca feminin olann madde ile
ayn klnmas, zde kabul edilmesini Aristotelesin metafizik yaklamndan s
kp atmak hi de kolay deildir. Fakat yine de Aristotelesin Metafizik.te ortaya
koyduu insann zne ilikin analiz geree uygun bir biimde yeniden yorumla
nabilir ve bu temelde, kadn, sakatlanm insan formu olarak alglanmann dna
karlabilir; fakat ayn iyimserlik onun biyoloji, etik ve politika zerine olan
almalar iin olanakl grnmemektedir. nk, sz edilen balamlarda ve a
lmalarda erkek- form (yetkin) ve kadn- madde (yetkinsizlik, sakatlk) kartl
kendini srdrr.
Deborah K. W. Modrak ise feminist epistemolojiden hareketle Aristotelesin
bilimsel yntem anlayn analize ynelir. O, esas olarak Posterior A n alitik ze
rinde younlaarak Aristotelesin bilgi kuramn ve bilim anlayn sorgulamaya
alr. Deyim yerinde ise Modrak, Aristotelesin bilimsel bilgi olarak kabul ettii
eyin amurunda ne kadar snfsal, cinsel ve hatta rksal nyarg ve tarafllk
bulunup bulunmadn aa karmay dener. Ve o, son zamanlarda feminist epis-
temologlarn post- kartezyen bilgi anlayna ynelttikleri eletirilerin Aristotele
s in empirik bilim yntemi iin de geerli olup olmadn aratrr. Modrak, Lor-
raine C o d e un feminist epistemoloji kuramndan hareketle Aristotelesin kantla
maya dayal bilim anlay zerinde durarak objektiflik idealinin, tarafszlk ideali
nin ve evrensellik idealinin zerindeki ve altndaki snfsal, rksal ve cinsellie da
yal sylemsel karlar gn na karmay amalar. Bu ise, feminist epistemolo
ji ve geleneksel epistemoloji asndan son derece nemli bir giriimi tanmlar;
nk o, objektiflik, tarafszlk ve evrenselliin hi de kltrel, tarihsel ve sosyal
boyuttan bamsz olarak kavranamayacam iddia ederek, onlarn bizzat snfsal,
rksal ve belli bir cinsiyet grubunun karlarn koruyup kollamaya hizmet etmi
bulunduu sonucuna ular. M odrakn nemle zerinde durduu konulardan biri
de, Aristotelesin sisteminde bilen zneler topluluunun yalnzca bilen erkek z
neler topluluu anlamna gelip,onun kadn bu topluluun dnda tutup tutmad
dr. Ve Modrak, Mary Daly, Luce Irigaray ve Simon de Beauvoir ile birlikte taraf
szlk, evrensellik ve objektiflik ad altnda kendini tanmlayan geleneksel episte
molojinin aslnda kadn hem kendi kendisine ilikin bilgiden yoksun kldn ve
hem de onu dncenin konusu olmaktan kararak dnlemez olann (irrati-
onal, unintelligible) alanna attn iddia eder. Eer felsefe tarihinde her zaman
varln srdren universalism versus nom inalizm tartmas hatrlanlacak olur
sa, Aristotelesin bu ayrmn sa tarafnda yer ald, baz glklerle beraber,
iddia edilebilir. O, bireysel olan zerine daha ok vurguda bulunur ve evrenselleri
genellemeler olarak grmeye yatkndr ve o, bu genellemeleri Platoncu idealar
alanna tamaktan zenle kanr. Ancak, Aristotelesin bu temelde ykselen on
tolojisi bile, onu, feminist eletirilerden kurtarmaya yeter grnmez.
Baz Aristotelesi feministler belli bir alma veya metin zerinde zel olarak du
rarak ilgili yerlerde ne srlen dncelerin kadna ve feminin olana ilikin muh
temel sonularn tartmak yerine daha geni bir perspektiften konuyu inceleme
ye ynelmekteler. Dolaysyla vurgunun kendisi spesifik almalardan ve metin
lerden kayarak Aristotelesin Bat felsefe geleneindeki gelimelere etkisine ynel
mektedir. Aristotelese bu tarihsel adan yaklaanlarn banda ise Angela Curran
ve Marjorie Hass gelmektedir. Ancak onlar, Aristotelesin felsefi sistemine bu
tarihsel temelde yaklamakla beraber yine de belli bir konu zerinde younlamay
da srdrmeye devam etmekteler. Curran, daha ok Aristotelesin estetik kuram
zerinde younlarken, Hass bunu, manta ilikin olarak yapmaya alr. Ve bu
tarihsel temelli yaklam felsefe kuramlarnn nasl tarihsel geliim ierisinde bir
birlerinin kucanda farkl veya kart veya benzer bir biimde gelimelerini sr
drp varlklarn devam ettirmelerini gstermesi bakmndan da son derece nemli
bir ilevi baaryla yerine getiriyor gibi grnmektedir. Hassn sorgulad ey,
mantn iddia edilen erkekselliidir. Hi kukusuz bu cinsel temelli bir ayrmn
sonucunu kendi iinde barndran kadnn irrasyonel ve sezgisel olarak tanmlan
masna neden olmu olabilir. Son zamanlarda A nd reaN y e tarafndan yazlm bu
lunan ve son derece byk tartmalara neden olan mantn tarihi ile ilgili alma
da byle bir olasl tar gibidir. N y e n almasnda kendisini somutlatran
mantn feminist eletirisi, Hassa gre, zellikle Aristotelese ilikin olarak, yan
l bir temellendirmeden hareket etmektedir. Bu tartmada nemle zerinde duru
lan kavram soyutlama ( abstraction ) ve onun neden olduu problemler. Fakat il
gintir ki, H assa gre problematik olan soyutlamann kendisi deildir; tam tersine
feminist politika kuramn glendirmek asndan o son derece byk bir neme
sahiptir. Ve ite bu nedenle, mantn kurucusu olmas bakmndan Aristotelesin
mantk anlaynn byk bir dikkatle incelenmesi gerekir. lk frsatta mant, zel
likle de Aristotelesi mant mahkm etmek hi de yerinde bir yarg gibi grn
mez. 11
Hass, Nye tarafndan yaplan mantn feminist eletirisine katlmakla bera
ber, Irigaray ve Plumvvoodun dnceleri nda gelitirilen mantn eletirel
sorgulamasn son derece yerinde ve yararl bulur. nk Irigaray ve Plumwood
gibi feminist dnrler salt eletirel bir yaklam yerine dedktif manta alterna
tif olacak yani bir feminist mantk anlayn gelitirme, oluturma abas iinde
dirler. Onlarn bu yndeki abalar geleneksel mantn ada eletirileri ile de
rtr; rnein sezgici ve gereklilik mantk anlaylar. Irigaray ve Plumwood
tarafndan ne srlen mantk anlay formal sistemlerin gereklii ve farkl de
neyimleri kapsayacak, ierecek biimde oluturulmasn ngrr. Ve bu nokta da
Hass, Aristotelesin deilleme konusundaki dncelerinin son derece nemli
olduunu dnr. Hassa gre, Aristotelesin mant bu bakmdan birok ada
formal sistemlerden ok daha zengin ve komplekstir.12
Angela Curran, Aristotelesin Bat felsefe geleneindeki etkisini ve ilevini
estetik kuram balamnda ele alp inceler. O na gre, Aristotelesin Poeitika 'snda
ne srlen dnceler nda temellenen geleneksel estetik kuramn kendisi son
derece derin problemlerle rldr. Bunlar arasnda en nemlileri, Aristotelesin
katarsis ve trajik olana ilikin zmlemesidir. Currana gre, Aristotelesin trajik
sanat anlay, sanatn toplumsal boyutunu gz ard eder. Aristotelesin etik anla
y nedeniyle trajedi ister cinsel basky ister rksal basky somutlatrsn yine de
izleyiciyi ona kar bir yant oluturma aamasna ykseltmez. Bu bir anamda
izleyicinin pasifliini merulatrmaktan baka bir ey deildir; nk o, herhangi
bir politik veya entelektel yant verme hakkndan mahrum edilmitir. te Curran
tam da bu nokta da eletirilerini younlatrr. Ona gre, Aristotelesin estetik
kuram trajedi ile izleyici arasnda hibir eletiriyi olumlamaz ve bundan dolay
feministler yeni bir estetik kuram oluturmak durumundalar. O, feminist estetii
Brechti bir temelde yeniden oluturma abasnda, kadna ilikin trajedilerin erkek
egemenliini ve onun ideolojisini ortaya karma da son derece etkili olabileceini
dnr. zetleyecek olursak Curran, Aristotelesin estetik kuramnn izleyici ile
trajedi arasnda etkin bir ban oluturulmasna izin vermedii grnde hakldr.
Ve C urrann bu nokta da Brechte ynelmesi de feminist estetik kuramn olutu
rulmasnda nemli bir ilev grebilir. Ancak Freelandn ok gzel ve yerinde bir
biimde syledii gibi, Aristotelesin estetik kurama ilikin brakt ok nemli
miras Brecht tarafndan yanl anlalmtr. Bu miras ise duygularn ( emotions)
oynad ve sahip olduu vazgeilmez roldr; nk hi kukusuz duygular ken
dimizi tanmlamada ve karakterler hakknda eletirel dnmemizde inkr edilme
yecek bir ilev ve neme sahiptirler. 13
N otlar
1. Leaman.O. (ed. by); The Future of Philosophy: tovvards the 21 st Century,Routledge, London and
N e w York, 1998.
2. Aristotelesi feministlerin almalarn bir araya toplayan bu kitap konuyu daha ayrntl olarak ele
alp inceler: Freeland, C.A .(ed. by); Feminst Interpretations of Aristotle, The Pennsylvania State
University Press, Pennsylvania,1998.
3. Erkzan, H. Nur; 'Kadnn Duygu ve Akl Ayrm Temelinde Kavramn: Bir Aristotelian Yaklam',
Dnen Siyaset. Say: 1 3 (1 5 5 -1 6 5 ), 20 00 .
4. Bkz: not: 1, Hovvie, G; 'Feminist Philosophy', sf.105-120.
5. Harding, S and M.B.Hntikka (ed.by); Discovering Reality: Feminist Perspectives on Epistemo-
logy, M etaphysics, Methodology and Philosophy of Science, Dordrecht, Hol!and,1983.
6. Svvanson, J.A; The Public and Private in Aristotle's Political Philosophy, Cornell University Press,
Ithaca and London. 1992; zellikle sayfa: 45-65.
7. M a g e e , B (ed.by); M e n of Ideas: Ideas of uine (1 6 8 -1 8 0 ), British Broadcasting Corporation,
London,1978.
8. Bkz: not 2; zellikle sayfa 2-5.
9. Irigaray, L; 'Place, Interval: A Reading of Aristotles Physics IV', I. Blm, sf: 41-59.
10. Bkz: not 2; Deslauriers, M ., 'Sex and Essence in Aristotle's Metaphysics and Biology', sf: 138-
171.
11. Code, L; W h a t Can She Know? Feminist Theory and the Construction of Knovvledge, Ithaca:
Cornell University Press,1991; Bkz: not 2; Hass, M ; 'Feminist Reading of Aristotelian Logic', sf: 19-
41; M odrak, D.K.VV; 'Aristoteles'in Bilgi Kuram ve Feminist Epistemoloji' (ev: H .Nur Erkzan) Felse
felogos, Say:15.
12. Bkz: not 2; Hass; 'Feminist Reading of Aristotelian L o g ic ,' 19-41; Nye, A; VVords of Povver: A
Feminist Reading of the History of Logic, N e w York, Routledge, 1990.
13. Bkz: not 2; Curran, A; 'Feminism and the Narrative Structures of the Poetics', 289-327.
14. Bkz: not 1; Lesser, H.; 'The History of Ancient Philosophy', sf:14-25; zellikle; VValsh, A .J ; A
N eo- A ristotelian Theory of Social Justice, A shgate Publishing, England, 1997; Castoriadis, C ;
'From M arx to Aristotle, From Aristotle to Us' Social Research, 45: 4, 667-738; Nussbaum , M.C;
'Aristotelian Social D em ocracy' (in: Liberalism and th e Good. ed.by: R.B .D auglas), N e w York,
R outledge, 1990.
15. Bkz: not 2; W itt,C ; 'Form, Normativity, and Gender in Aristotle: A Feminist Perspective', sf: 118-
138; Groenhout, R ; 'The Virtue of Care: Aristotelian Ethics and Contem porary Ethics of Care';
sf: 171 -2 0 1 .
16. Bkz: not 2; Hirshman,L.R; 'The Book of 'A', sf: 201-248.
17. N ussbaum .M .C , 'Aristoteles, Feminizm ve ilev in Gerekenler', (ev: H.Nur Erkzan), Felsefe
logos, Say: 10, (1 7 5-1 85), 2000.
18. Bkz: not 6; zellikle 3. 6. 7. ve 8. blmler.
19. Bkz: not 2; Koziak, B ; 'Tragedy, Citizents, and Strangers: The Configuration of Aristotelian
Political Em otion, sf: 2 6 0-2 89.
20. Bkz: not 2; Freeland, C .A ; 'On Irigaray on Aristotle', sf:59-93.
21. Bkz: not 2; sf: 11-14.
22. W itt,C ; 'Teleology in Aristotelian Science and M etaphysics' (in: M ethodos in Ancient Philo
sophy; ed.by: Jyl Gentzler), Oxford Universty Press, Oxford,1998.
23. N ussbaum .M .C ; Human Functioning and Social Justice: n Defense of Aristotelian
Essentialism', Political Theory, 20: 202-246; 1992;
- Love's Knovvledge, Oxford University Press,Oxford, 1990; E rkzan,H .N ur;
'Aristoteles'te Aklsalln Kavranm ve Kadn, Dou Bat, Say: 5 (1 9 8-2 09), 1998.
Kltrel farkllklar erevesinde gender
K am uran G delek
KAYNAKA
Chodorovv, Nancy. 19 85 . "M othering, M a le Dom inance and Capitalism ", R eflection s on
G ender a n d Science (yazan: Evelyn Fox Keller), N e w Haven: Yale University Press.
1 9 7 9 . R e p ro d u c tio n o f M o th e r in g : P s y c h o a n a ly s is a n d th e S o c io lo g y o f
kltrel farkllklar erevesinde gender gdelek
KAYNAKALAR
1. KUURAD ioanna, 'Yzylmzda insan Felsefesi - Takiyettin Mengolu'nun Ansna' Trkiye
Felsefe Kurumu, 1997, Ankara
2. NETZSCHE F 'N ietzche VVagner'e Kar - Bir Ruh Bilimcinin Yazlar VVagner Olay Bir Mzisyen
Sorunu' ev: M .O sm an Toklu, Gundoan Yaynlar 1994
3. NETZSCHE F 'Ahlakn Soykt stne ev: Prof. Dr. A hm et inam, Gndoan Yaynlar, 1998,
Ankara
4. NETZSCHE F 'iyinin ve Ktnn tesinde' ev: Prof. Dr. A h m e t inam Gndoan Yaynlar,
19 97 , Ankara
5. NETZSCHE F ' Ecco Homo ( Kii Nasl Kendisi O lu r ) ev: Can Alkor Say Yaynlar, 1997
6. NETZSCHE F 'Tarih Ib e rin e' ev: N ejat Bozkurt Say Yaynlar, 1996, stanbul
7. NETZSCHE F., 'Byle Buyurdu Zerdt' ev: A.Turan Oflazolu, Cem Yaynlar, 1998, stanbul
8. SARUP M adan, 'Post- Yapsalclk ve Postmodernizm' ev. A.Baki Gl, Ark Yaynlar, 1997
Pamuk prenses ve yedi cceler
C em il Gzey
Demek ki, bu babacan yetke, veya babalk sfat hakk [Filmer'a gre]... bir babann
veya prensin ocuklarnn ve tebaasnn yaamlar, zgrlkleri ve mallar zerinde mutlak,
keyfi, snrlanmam ve snrlanamaz g sahibi olmasn salayan, kutsal ve deitirilemez bir
egemenlik hakkdr; yle ki, mlklerini ellerinden alabilir, satabilir, hadm edebilir, veya onla
rn kiiliklerini gnlnce kullanlabilir - nk hepsi onun klesidir ve o her eyin efendisi veya
sahibidir ve onun snrsz iradesiyle onlarn yasasdr/'
Lockeun D evlet zerine B irinci Tez adl yapt, Film ern grlerine s
rekli bir kar ktr ve Filmer kart tutumu kinci Tez'de de nemli bir yer
tutmaktadr.
Film ern snrsz ataerkil ve siyasal g dncesine kar olan Locke, ne
devlet yneticilerinin ne de ailedeki erkeklerin gcnn mutlak olabileceini ileri
srm ve snrl bir g nermitir. Birinci Tez'de, bu konuyla ilgili harika tart
malar vardr; rnekse, Lockeun Cennetten Kovulma yksnn geleneksel oku
masn dekonstrksiyon'a tbi tutmas ve Havvann lanetlenmi olmasnn, ne Ade
m e Havva zerinde ne de erkeklere eleri zerinde bir yetke hakk vermediini
ileri srmesidir.7
renciler iinse, en uygun ve ilenebilir blmlerin kinci Tez'deki derli
toplu ve zet niteliindeki iki blm olduunu belirtmek yerinde olacaktr: Baba
larn G c (Blm VI) ve Siyasal ve Sivil Toplum (Blm VII). Bu blmlerde
Locke aile iindeki nihai yetkenin erkee ait olmas gerektiini nk eninde so
nunda bir karara varlmasnn elzem olduunu, bu iin de doal olarak daha bece
rikli ve gl8 olan erkee dtn savunmaktadr. Bununla birlikte, Locke
erkein gcnn ne dereceye kadar snrlanm olduunu vurgulamak iin byk
sanclar ekmitir; zellikle de yalnzca ocuklarn uygun bir ekilde yetitirilmesi
iin zorunlu olduu konusunda. Ebeveynlerin birbirleri arasndaki karlkl gcn
nemine ve farkl anlaylara, farkl iradelere nereye kadar katlanlabileceine
dikkat eken Locke, kadnn erkeklerini terk etme hakkn da savunmutur.
Bu tartmann, bizi modern felsefe derslerinin geleneksel epistemolojik ve
metafizik odaklarndan uzaa savurduu dorudur, ama bu grlerin metafizik
temelleri olabileceini unutmamak gerekmektedir. Kathy Squadrito, Lockeun
kadnlara kar olan eitliki tavrnn, metafiziine dayandna inanmaktadr. Loc-
k e un nominalist zler kuram, fiziksel zelliklere dayal ayrmcl, akl ve bilime
aykr bulmaktadr. Squadritoya gre, L oc k eu feminist hareketin byk anala
rndan sayamayz, ama yine de gerek cesaretleri gerekse derin kavraylaryla bu
harekete katkda bulunmu olanlar arasndaki yerini inkr edemeyiz. 9 Pedagojik
adan ilgin olan, Lockeun devletteki siyasi g ve ailedeki g arasndaki sk
balanty merkeze almasdr. Eletirel dnceden nasibini almam olan pek ok
renci, cinsler arasndaki sorunlarn, toplumdaki daha kapsaml g ilikilerini
gzden geirmeksizin halledebileceini dnmektedirler. Lockeun babaerkil gle
ilgili grlerine, zahmet edip bakarlarsa, cinsiyet siyasetiyle genel olarak siyasal
yaam arasndaki bant tartmasn uyaracak olan uygun bir kalk noktas bula
caklardr.
Hume: Namus ve Alakgnlllk. Cinsiyetle ilgili tartmalar, H uneun n
san Doas zerine Bir Tez adl yaptnn Namus ve Alakgnlllk 10 balkl
blmnde, youn olarak ele alnmtr.
H um eun, bu ksa yazsnda kafa yorduu sorun her iki cinsiyetin eitimi ve
grevi arasndaki devasa fark n " kaynan aklamaktr. Hume, her iki cins iin
de dramatik farkllklarn, rollerin mevcut olduuna emindir ve ona zg kavray
yla, adalarnn ounun apak bir gerek olarak grd bu sorunu eele-
mitir. Hayretle karlad eylerden biri, erkeklerin giriken ve iddiac, kadnla
rnsa alakgnll olmalar ve kendi gereksinimlerini tatmin etmeme ynnde y-
reklendirilmeleridir.12 Aslnda Hume cinsiyet (bir toplumsal roller sistemi) ve seks
(tamamyla biyolojik bir ilev) arasndaki fark dile getirir ve aralarndaki bant
nn ne olduunu sorar.
H u m eun konuya yaklam ilgintir, nk ona gre cinsiyet rolleri doal
deil yapay zelliklerdir. Baka bir deyile, cinsiyet rolleri dorudan insan do
asna kk salmazlar; onlar toplumsal klgyla deien kurumlardr.
Hume seksel biyoloji ile toplumsal cinsiyet rolleri arasnda bir bant oldu
una inanr, ama biraz artc bir badr bu. Toplumun kadnlardan bekledii
alakgnlllk, kadnlarn daha az zeki, daha fazla duygusal veya bedensel olarak
zayf (geri Hume bu eksikliklere inanmaktayd) olduklar olgusuna bir yant deil
dir. te yandan, alakgnlllk beklentisinin ardndaki neden, kadnlarn ocuk
dourmalar da deildir. H um eun bak asna gre, seks rolleri arasndaki b
yk fark yalnzca, erkeklerin ocuklarn gerekten kendilerinden mi olduunu asla
bilemeyecekleri eklinde nemsiz ve anatomik bir gzlem zerinde temellendir-
mektedir.13 Toplum, kadnlarn seksel etkinliini kstlamadka, erkekler bu kuku
dan kurtulamayacaklardr.
Hume, bu sistemin kadnlara dettii bedel konusunda fazlasyla ak szl
dr. Toplum yalnzca kadnlarn kendi seksel gereksinimlerini karlama arzular
n bask altnda tutmakla kalmayp, tm arzularn da bask altnda tutmaktadr.
stelik bu yasak, dourganlk yandaki kadnlarla snrl deildir; yaayan her
kadna uygulanmaktadr. Hume bu konuda tipik bir muhafazakrdr; bu sistemi
ziyadesiyle ntr terimlerle tasvir eder ve daha farkl olabilecei veya olmas gerek
tii eklinde hibir neri getirmez.
H u m e un kitabnn bu blmn, derste ele almann pedagojik deeri gz
ard edilmemelidir. Belki de en nemli yan-rn (hocann seks ve cinsiyet arasn
daki fark gibi pek ok ilgin konuyu gndeme getirebilmesi dnda) H u m e un
siyasal muhafazakrlnn vurgulanmasdr. Hum eun yalnzca epistemolojisini oku
yan renciler (hatta anl anl profesyonel felsefeciler) ou kez onun siyasal bir
radikal olarak grme hatasna dmektedirler. Gerekte, onun kukuculuu to
pik toplumsal hareketler karsndaki vehim ve derin bir muhafazakrln payan
dasdr. H um eun seksel status q u o yu gaddarca kabullenii, bana bunu sylet
tirdi. Dixi.
Kadnlarn grevi, Akl Erkeinin teselli, scaklk ve geveme bulmak iin snaca
zihin ve bedenin birbirine girdii alan korumaktr. Eer erkek, akln en yce formuyla megul
olmak durumundaysa, yumuak duygular ve hissiyat geride brakmaldr; kadn onlar el
srlmemi bir ekilde saklayacaktr onun iin.2"
Mekanistler, organik evrendeki etkinliin kayna olan dnyann bedenini ve onun dii
ruhunu, hareket halinde olan bir atl madde mekanizmasna dntrdler, dnya ruhunu
parampara ettiler, bireysel ruhlar doadan tasfiye ettiler, ve sempatileri ve antipatileri etkin
madenlere dntrdler. Sonuta ortaya kan ceset, Yaratc tarafndan harekete geirilmi
olan mekanik bir l paracklar sistemiydi ki, bunlarn her biri atalet yasasna boyun eiyor
ve yalnzca hareket eden bir baka cisimle dsal temas sonucu hareket ediyorlard.-1
SONU
REFERANSLAR VE KAYNAKA
1. Burada, bu yedi cceler'e odaklanan bak asnn, erkek dnrler tarihi bakmndan bile uygun
olup olm adn tartm yorum . Bana gre "rasyonalizm " ve "em pirisizm " pek yararl kategoriler
deildir ve yedi kiilik kontenjan dolduu iin dta braklan baz yazarlar (M alebranche, Pascal, Reid,
Rousseau, vb.) en az onlar kadar ilgi ekicidir.
2. John Locke, Two Treatises o f Government, With Film er's Patriarcha, N e w York: Hafner Press,
1947, S. 134. (Second Treatise, sec. 2 6 j.
3. Lorenne Clark, "VVomen and John Locke: Or, W h o Owns the Apples in the Garden of Eden,"
Canadian Journal o f Philosophy 7, D ecem ber 1977, s 699-724.
4. Locke, s. 152. (Second Treatise, sec. 65). Locke, babalarn ocuklarna kar mali ykmllkleri
olduunu kavramtr, am a bir e ya da bekar bir kadnn mlk sahibi olaca yolunda bir ima yoktur.
5. Rousseau'nun kadnlar Toplumsal Szlem enin dnda brakm as, bkz. M a rg a re t Canovan,
"Rousseaus's Two Concepts of Citizenship", Ellen Kennedy ve Susan M endus, eds VVomen in
W estern Political Philosophy, N e w York: St. M artin's Press, 1987, s. 7 8 -1 0 5 . Kant'n, kadnlarn
yalnzca edilgin veya ikincil anlam da yurtta olabilecekleri hakkndaki gr, bkz. Susan Mendus,
"Kant: an Honest but Narrovv-Minded Bourgeois?", Kennedy ve M endus, s. 2 1 -43
6. Locke, s. 9 (First Treatise, sec. 9)
7. a.g.y., s. 37 (sec. 47).
8. a.g.y., s. 161 {Second Treatise, sec. 82). 8u blm, bu yazda ele alnan dier paragraflarla birlikte,
M a ry Briody M ahow alci, ed., Philosophy o f VVomen, Indianapolis: H eckett Publishing Company,
1978, 1983 yeniden baslmtr.
9. Kathy Squadrito, "Locke on the Equality of the Sexes," Journal o fS o c ia l Philosophy 10, January,
1979, s. 6-11.
10. David Hume, 4 Treatise ofH u m an Nature, ed. L.A. Selby-Bigge, 0xford: 0xford University Press,
19 6 5 , s. 5 7 0 -7 3 (III, II, xii). Bu blm hakknda ve genel olarak H um e'un kadnlar hakkndaki
dnceleriyle ilgili olarak, ulaabildiim kaynaklar unlardr: A nnette Baier, "Good M en's VVomen:
H um e on Chastity and Trust", Hum e Studies 5, April, 1979, s. 1-19, veya S teven Burns, "The
Humean Female," Dialogue (Canada) 15, Summer. 1976, s.415-24, veyahut J. Immervvahr, "David
Hum e, Sexism, and Sociobiology", Southern Sournalof Philosophy 21, Fail, 1983, s. 35 9 -7 0 .
11. a.g.y., s. 571
12. Hume'un daha sonra yazd bir yazda, "Arszlk ve Alakgnlllk zerine'de belirtmi olduu
gibi, arszlk (alakgnllln tersi) erkeklere zg bir zellitir: "nasl ki alakgnlllk bir erkein
yeteneklerini saklamak ynnde doal bir eilime sahipse, arszlk da bunlar had safhaya karr."
David Hume, Essays, M oral, Political and Literary, ed. Eugene F. Miller, Indianapolis, Indianapolis:
Liberty Press, 1987, p. 553.
13. Hume, s. 571
14. "Passion and Sexual Desire in Descartes"ta, Anthony Beavers, Descartes'n ak ve seksel
cazibeye yaklam zerine ciddi bir tartm a gelitirmitir. Philosophical Theology (Disk Supplement
1) 2, M ay, 1988, s. 4-21.
15. Bkz. Beatrice H. Zedler, "The Three Princesses, Hypatia 4, Spring, 1989, s. 2 8 -6 3 . Zedler,
Descartes'n Elizabeth'le olan ilikisinin tarihesini ve Leibnizin dier iki prensesle olan ilikisini, sil
batan ele alyor.
16. Genevieve Lloyd, The M a n o f Reason, Minneapolis: University of M inneasota Press, 1984, s.
44.
17. Jane Flax, "Political Philosophy and the Patriarchal Unconscious: A Psychoanalytic Perspective
on Epistemeology and M etaphysics", Sandra Harding ve Merrill B. Hintikka, Discovering Reality,
Dordrecht: D. Reidel Publishing Company, 1983, s. 245-82.
18. Nancy Chodorovv, The Reproduction o fM o th erin g , Berkeley: University of California Press, 1978,
Carol Gilligan, n a D ifferent Voice, Cambridge: Harvard University Press, 1982. N ancy Holland,
"G ender and the Generic in Locke", Am erikan Felsefe Derneinin, Pasifik Blm toplantsndaki
konumas. Bu yazarla ilgili olarak benim eletirilerim, Lois Frankeln "Damaris Cudvvorth M as-
ham: A Seventeenth Century Feminist Philosopher", Hypatia 4, Splring, 1989, s. 8 0 -90 kaynakldr.
Frankel, Chodorovv/Gilligan savlarna bizzat baz erhler koysa da, gz ard edilm eyecek kadar nemli
olduklarna inanr, s.86.
19. Lloyd, s. 49.
20. a.g.y., s. 50
21. Carolyn M erchant, The Death o f Nature: Women, Ecology, and the Scientific Revolution, San
Francisco: Harper & Row, Publishers, 1980, s. 149.
22. a.g.y., s. 29
23. a.g.y., 195
24. Burada rnek, Debra Nails, "A Human Being Like any Other: Like No Other", Philosophical Forum
18, VVinter, Spring, 1987, s. 12 4-3 6. Nails, Spinoza'nn insan doasyla ilgili savlarnn rklk ve
seksizm gibi gnahlara bir panzehir olduunu savunuyor. Lee Rice, "Spinoza's Account of Sexua-
lity", Philosophical Research Archives, 10, 1984, s. 19-34, Spinoza'nn seksle ilgili tavrna olumlu
yaklam aktadr.
25. Carolyn M erchant'a gre, Leibniz'in dinamik vitalizmi "smr ve istismar kart olarak yorum
lanabilir."
26. Burada ele alnm ayan bir dier kadn yazar, Dam aris Cudvvorth M asham 'd r ki, Cam bridge'li
Platon'cu Ralph Cudvvorth'n kzdr, bkz. Lois Frankel, "Damaris Cudvvorth M asham : A Seventeenth
Century Feminist Philosopher", Hypatia 4, Spring, 1989, s. 80-90. M asham 'n bu yazsnn dnda
braklm olmas, gerek almalaryla ilgili bilgi eksikliim gerekse yaptlarnn yeni basklarnn olm a
yndandr.
27. Anne Convvay, The Principles o f the M o s t Antient and M odern Philosophy, Ed. Peter Loptson,
The Hague: M artinus Nijhoff Publishers, 1982. Ayrca bkz. Jane Duran, "Anne Viscountess Convvay:
A Seventeenth Century Rationalist", Hypatia 4, Spring, 1989, s. 64 -79 .
28. Principles. s. 149.
29. Convvay'in bu terim i kullanyla ilgili olarak bkz. Principles, s. 83. Leibniz ve Convvay
arasndaki bant iinse, Carolyn M erchant, "The Vitalism of Anne Convvay: Its im pact on Leibniz'
concept of the monad", Journal of the History of Philosophy 27, 1979, s. 255-70.
30. Alnt, M erchant'tan: The Death o f N ature, s. 267.
31. Duran, s. 64.
32. Principles, s. 211.
33. Mahovvald'da W ollstonecraftla ilgili gzel bir derlem e vardr, s. 203-20.
lgin iktibaslar
Ulu Nutku
8 Haziran gecesi atvde evrim, insann evrimi, zel yaratl inanc, dinin-zellikle
slamiyetin- insann kaynana bakyla bilimin bak konularnda bir oturum ya
pld. Konular zaman zaman alevlendi ama ciddi bir dnce alverii olmad. Ne
inan ne de bilgi bakmndan zmleyici bir tutum grmeyince atv kanalna (ce
viz kabuu!) telefon ederek konumaclarn yanllarm dinleyicilere sylemek is
tedim. steim not edildi, telefon numaram alnd ama geri arayan olmad. Akit
gazetesinden iki kii konuturuldu. Manzara zavall idi. imdi, bu gibi konularda
dikkat edilmesi gereken birka noktay ksaca belirteyim. 1. nan sylemiyle bilgi
sylemi ayr dzlemdedir. Bu farkedilmedii iin tarih boyunca bilimden din iin,
dinden bilim iin sonular karma yanlna dld. Din temsilcileri, iktidarlarla
uyutuklar iin kymlar yaptlar. Hibir bilim kiisi bir din temsilcisinin derisini
yzmemitir, kafasn koparmamtr, atee atmamtr. atna da ayn dzlemde
olmad. Bu iki sylem birbirine kartrlrlarsa, inan bilgiymi gibi ne srlr.
Bilgi de inan nermeleriyle temellendirilmeye allr. Bu Ortaalarda ok yapld
ama amzda Einstein bile Tanr zar atmaz lafyla ayn gaf iledi. 2. Bilim
inceledii nesneyi olduu gibi aklamaya alr. nan (reti olarak) bilimin s
nrlarn, insann bilebilirliinin snrlarn aar, nk mutlak balangcn ve mutlak
sonun aklanmasna giriir. Oysa bunlar aklanamaz u sorulardr ve cevaplar
bilincin sanki v a r , sanki yle oyunlardr. 3. Temel eliki udur: Evrenin son
suzluu varsaylsa, varolann hi balamadan nasl varolabilecei sorusu bu sav
geri iter. Buna kar evrenin mutlak balangc varsaylsa, baka bir varolandan
deil, hilikten baladn kabul etmek gerekir. Bu bilgi bakmndan olanaksz,
inan bakmndan olanakldr, nk inanan insan, bilen insann bilemediklerine
cevap arar. nanan insan, bilinmeyen X e birok dilde tanr demitir. Bu insani
bir paradokstur, eskilerin ex nihilo nihil fit (hilikten hilik kar) deyiiyle dilege-
tirdikleri gibi. Ama insan insan klan tam da bu paradokstur. 4. Kozmolojik ba
kmdan Tanr inanc, mutlak yaratc kaynak olmay ierdiinden, yukardaki eli
kiyi bir rpda zer. Bilimsel sylemden fark aka bellidir. 5. nsann zel yara-
tlml aratrma konusu olamayacandan, yani salt inan nermesi olduun
dan, buna bilimden destekler getirmek anlamszdr (Katolik kilisesi on yl kadar
nce insann bedeniyle hayvanlar dnyasna ve evrime ait olduu, lmsz ruhu
nun ise zel yaratld kararn ald. Bunun da bilimsel bir yan olamaz, nk
lmsz ruhun nasl lmszletii incelenemez). 6. Din sylemi bilimsel sylem
le elimeyecekse, yalnz Yaratc Tanr dayananda u sorulara (balang-son)
cevap verir. Evreni yaratan Tanr, canllarn evrimini de balatm, dzenlemitir.
Soru ekli yle olur: Evreni yaratan Tanr, evrimi mi yaratamayacak ve insana
evrim iinde zel bir yer mi veremeyecek? 7. nsann canllar arasndaki zel yeri
ncelikle paleoantropoloji ve molekler biyoloji tarafndan ncelenmektedir. Birin
cisi evrim aacnda insan goril, urangutan ve impanze ile ayr dallara koyarken
kincisi genetik inceleme ve albmin testleriyle drdn de ayn dala yerletirmi
tir. nsanla impanze arasnda % 99 genetik yaknlk ispat edilmitir. 8. nsan
insan yapan % 1 lik farktr ve felsefe bunun nemini anlamaya alr
Theodor Oizerman, Felsefe Tarihinin Sorunlar (Ama yay. 1988, ev. Celal A.
Kanat) kitabnn ilk blmnn ilk sayfasnda (s. 19) H om erosun lyadasnn 1.
kitap/68den bir alnt verir. O izerm ann eserini ngilizceden eviren C. A. Kant
yle yapm:
................................. ve ardndan
Rose Calchas, Thestorun olu ve
Gemii, imdiyi ve gelecekteki eyleri bilen
falclarn ba..........................
ngilizcesinde yle:
............................ and next
Rose Calchas, son o f Thestor, and chief
o f augurs.......... (bu da s. 19)
Bundan iki sene nce lkemizde yaanan deprem felaketinin hemen ardndan, tele
vizyon, gazete ve dergilerde bilim adamlarn daha fazla grdk. Depreme dair
bilimsel aklamalar, bilim adamlarnca bilimsel ifadelerle dile getirildi. Bilim adam
lar konumalarndan tr, yazl ve grsel basnda politikaclardan bile daha ok
yer aldlar. Onlarn sylediklerini okuduk ya da dinledik. Bilim adamlarnn btn
bu olanlar daha nceden tahmin ettikleri ve yetkili merciileri ikaz ettikleri haberleri
her yerdeydi. Hemen hemen her gn depreme dair bilim adamlarnn syledikle
riyle yatp kalktk. Onlarla eve girdik, onlarla darda bekledik. Her ne kadar uzun
sreden beri -g a lib a medyann ilgisi biraz azaldndan tr olsa gerek- bilim
adamlarn ve aklamalarn daha az gryor veya okuyor olsak bile, bilim ve
bilim adamlar bir sredir hayatmzn nemli bir paras oluverdiler. Sanki onlarn
nemini yeniden kefettik. Bilim adamlarna ve onlarn nezdinde bilime olan gve
nimiz artt. Bilim adamlarnn son zamanlarda yaptklar baz aklamalarn uyu
mazlk iinde olmas, bu gveni biraz erozyona uratm gibi gzkyor olsa bile.
Doay ve evreni anlamann ve ileyi kurallarn bulmann en rasyonel yolu
nun bilim olduuna hemen hemen herkes inanmakta. Bilim araclyla doa ve
evren hakknda ok ey rendik nk. nsanlar, deprem bir doa olay olduuna
gre onun hakknda, zellikle nerede ve ne zaman ortaya kaca konusunda, her
ne kadar olaslkl olsa da, en gvenilir bilgiyi verecek olann bilim olduunu
dnmekteler. Dahas da var: Depremden en iyi nasl korunabileceimiz mesele
sinde de gzlerimiz yine bilime evriliyor. Aslnda bu meselede bize dorudan
doruya yardmc olacak bilim deil, bilimin rettiklerini gnlk hayatmz daha
da iyiletirmek iin yeniden yorumlayp reten teknolojidir. Geri eskiden bilimle
teknoloji arasndaki ayrm daha netti. Teknolojinin motor kuvveti bilimdi. G n
mzde bu ayrm daha bulanklat, problem haline geldi. Hangisi hangisinin moto
ru pek belirgin deil baz durumlarda. yle ya da byle, bilimsel faaliyetlerin dn
daki sradan insanlarn bilimle olan ilikisi, hep gnlk hayatmz etkileyen, biim
leyen aralarn teknoloji tarafndan retilmesiyle olagelmitir. Ksaca, bilim, doa
ve evren hakknda en gvenilir bilgileri bize verecek olan yegane ura olarak
idrak edilmekte.
Deprem felaketinin hemen ertesinde bilimle olan ilikimiz, bilimin depremin
ye i-zaman ve binalarmz nerede ve nasl ina edeceimizi sylemesiyle snrl
kald. Geri, eskiden de bilime gveniyorduk; teknolojinin rnleri vastasyla bi
limle ilikimiz iieydi. Ama hayatmzn her annda ve alannda bilimin syledikle
rine kulak vermemizin elzem olduunu bize o son felaket hatrlatt. Tersini yapar
sak, sonucun bizim iin ok can yakc olduunu grdk -a sln d a bu felaketin can
yakcl hl devam etmekte.
Bu erevede, bilimin son zamanlardaki poplerlemesi, doal bir gelime
gibi grnyor. Bu bir bakma arz-talep olgusunun tabi neticesi. Bir bakma da,
bu arz-tajep olgusunun temelinde yatan, klsik anlamda bilimin dolaysyla da tek
nolojinin insanlk tarihindeki baarlarndan dolay daha gven telkin edici olmasy
la alkal. Yani, bilimin ve teknolojinin bugne kadar verdii szlerin ounu yeri
ne getirmi olmas, bu gvenin olumasnda ana sebeb.
imdi sorulmas gereken, bilimin gven telkin ediciliini ve bizim iin hayat
neme haiz oluunu neyin saladdr. Burada cevap tabi ki, bilimin doa ve
evren hakknda bize sunduu bilgilerin nesnel ve evrensel olmas. A m a bu nesnel
ve evrensel bilgiyi retmenin kendine zg artlar var m? Birok insan bu soruyu
bilimsel bilgiyi retmenin ok zel bir metodu var eklinde cevaplayacaktr. Bu
metodun gereklerinin yerine getirilmesiyle, bu temel zelliklere sahip olan bilimsel
bilginin retildii farzedilmekte. Dolaysyla da hakikatin ve gerekliin' yaka
land veya onlara daha da yaklald dnlmekte.
Cevaplanmas gereken bir baka soru da, bilimsel metodun temel nitelikleri
nin neler olduudur. Birok insan bilimsel metodun temel niteliklerinin neler oldu
unu grmemiz iin klsik mekanie bakmamzn yeterli olacan dnmekte;
nk onlara gre, bilimsel metot en baarl ekilde klsik mekanikte uygulan
maktadr.
Klsik mekanikte ama, sadece dnyadaki deil, bilinen btn evrende gr
len nesnelerin hareketini belli bir uzay ve zaman erevesinde aklamaya al
maktr. Olgularn bilimsel aklamalarm salamak iin izlenen yolda yaplan ilk i,
eitli gzlemlerimiz zerinde olduka cesur genellemeler yaparak, doa hakknda
varsaymlarda bulunmaktr. Genellemelerimizin temelinde, birtakm eylerin belli
artlar altnda meydana geleceini tahmin etmekse yaplan ikinci idir. Son olarak
da yaplan, bu tahmini laboratuarda sonulan elle tutulur ekilde grebileceimiz
deneysel testlere tab tutmaktr. Eer testimizin neticesiyle tahminimiz arasnda
bir uygunluk ve bu uygunluun testin tekrarlarnda da devam szkonusu ise,
genellememizin bizi hakikate ulatrd ya da yaklatrd fikri de temellendiril
mi olunacaktr; nk bu sadece ve sadece ans eseri olamaz.
Burada dikkatimizi eken birtakm eyler var: Mesel, evrenin tarihi klsik
mekanikteki aklamalarda hibir rol oynamaz; tarih, eer fiziin yasalar ve tah
min edilen olaydan hemen nce evrenin durumu biliniyorsa, hakknda tahminlerde
bulunacamz bir ey olarak karmza kmakta. Yine mesel, bilimsel aklama
larda bizim hayat-dnya grmz, kltrmz, iinde yaadmz zaman ve
mekn ve buna benzer birok ey hibir rol oynamaz. Bilimin bilgi retme dinami
inin buna benzer bilim-d eylerle alkas yok gibi grnmekte.
Bilime has bu metodunun doru uygulanmasyla elde edilen nesnel ve evren
sel bilgilerin arttrlmas sayesinde bilimin doann ve evrenin hakikatine , ger
ekliine ulaaca anlay geliti. Bilimsel bilginin artmasyla da bilimsel ilerle
menin gerekleecei fikri, bilimin en temel ayrc zellii olarak idrak edilegeldi.
Bu temel zellik, bilimin rasyonelliin tek hakiki modeli ya da rasyonelliin talan
drlm kraliesi olduu anlayn getirdi.
17. yzyldan balayarak insann en rasyonel uras olarak grlen bilim
insan hayatn ve toplumunu dzenlemede sz sahibi olmaya neredeyse tek aday
olarak idrak edilmesi kanlmazd. Nitekim yle de oldu. Akln bilim araclyla
insan hayatna ve topluma hakim klnarak dzenin ve istikrarn salanaca fikri,
ok ekiciydi. stediimiz daha iyi, gzel ve gvenli, yani insanca bir hayata sahip
olma projesinde bilim anahtar rol oynayacakt. Bilimin nda ilerlemek, en ras
yonel hayat tarz olacakt.
Bilimin, bilgi retme fonksiyonun yannda, bu sosyal fonksiyonunu fark ede
rek, hayata geirmeye alan ilk entellekti'el hareket, Aydnlanma hareketiydi.
Artk insan ve toplum hayat bilim tarafndan ekip evrilecekti. Hedeflenen buy
du. Aydnlanma hareketi bilimi, hem toplumu hem de insan biimleyecek bir zihn
faaliyet olarak grmekteydi. Fakat, Aydnlanma iin bilimsel faaliyet belli ve ayr
calkl bir zmrenin faaliyetine indirgenemezdi; byle bir zmrenin egemenliine
braklamazd.
Aydnlanma bilimi, toplumun dinin ve akl-d dncelerin etkisinden kur
tarmaya alan Protestanlk veya kapitalizmden farkl bir ura olarak grmyor
du. Bilim, insann ve toplumun hayatn daha dzenli, istikrarl ve rasyonel hale
getirmede ba rol oynacakt. Aydnlanmaclar, hem nesnel ve evrensel olan bilim
sel bilginin retilmesini hem de daha iyi ve rasyonel bir hayatn gerekletirilmesi
ni, ancak ve ancak insanlara ve topluma egemen olan dogmatik dncelerin ve
tavrlarn, btn toplumun katlmyla pek sk bir eletiriden geirilmesiyle mm
kn olacan ileri sryorlard. Birok dnr Aydnlanmann temel prensibini,
akl bilimin vastasyla insan ve toplum hayatna misyoner bir tavrla hkim klma
ya almak olarak grmekte. Bu bakmdan, 17. yzyln ikinci yarsndan 19.
yzyln ikinci yarsna kadar, bilginin arttrlmas faaliyetleri yalnzca dllendi-
rildi.
19. yzylda insan ve toplumu dorudan bilimle ekillendirmeye ve dze
meye alan Aydnlanma hareketinin yerini Pozitivizm ald. Pozitivizmin de amac
aynyd. Ama bu entellektel hareket Aydnlanmann tam tersine, bilimsel faaliye
tin doru ve hakk verilerek ancak bilim adamlar ve akademisyenlerden oluan
sekin bir uzmanlar grubunca yrtlebileceini dnmekteydi. Buradaki bu se
kinler zmresinin yeleri, ya devlet memurlar ya da politik analistlerdi. Onlara
gre bilimin kendisine has olan amalarnn gerekletirilmesi, ancak profesyonel
aratrmaclarn disiplinli almalarnn neticesinde mmknd. Pozitivizmin bili
min amalarnn gerekletirilmesindeki sekinci tavr, onlarn bilimsel metot anla
yndaki sekinci tutumun yansmasdr. Evrensel ve nesnel olan bilimsel bilginin
retimi iin ayrcalkl ve sekin olan temellerin, balang noktalarnn olduunu
iddia etmekteydiler. Bunlar da gvenilir ve tartna gtrmez olan duyu-veriteri
miz ve mantkt. Bilimsel bilgi retimi, duyu verilerinden balayarak, mantk kural
larnn tatbik edilmesiyle gerekleecekti. Bilginin retilmesinin ilk basamanda
var olan gven, yine gvenilir olan mantk kurallarnn vastasyla retilen yeni
bilgilere aktarlacakt. Dolaysyle, bilginin retimi gvenilir ve tartma gtrmez
ekilde gerekleecekti. Byle retilen gvenilir bilgilerin temelinde de toplumun
byk kesiminin uzlamas salanacakt.
Toplumun genel menfaatleri, ancak bilimin kendine zg amalarnn yerine
getirilmesinden sonra salanabilecekti. Bundan byle bilim, sosyal fonksiyonunu
dolayl olarak yerine getirebilecekti. Bu aslnda Aydnlanma dnrleri iin bili
min baarszl anlamna gelmekteydi. Bu anlamda, temel olarak Aydnlama ideo
lojisi yanllamac, pozitivizm de dorulamacdu. Yani bu iki akm arasnda bilim
sel bilginin temel niteliklerine dair esasl bir anlamazlk olmasa da, bu niteliklerin
nasl salanaca konusunda birbirlerinden ayrlrlar. Pozitivizm sekinci bir yak
lam savundu. Bu balamda pozitivizmin babas olarak kabul edilen C o m te un,
bilimsel bilginin bu ayrc niteliklerini elde etmesinin, ancak Roma Katolik Kili
se sinin doal takipisi olmakla mmkn olacan sylemesi rastlant deil.
Genel olarak bilimin resmi kurallar sistemi (kodifkasyon) ve bilimsel bilgi
nin yasal geerlilikle (sertifkasyonla) ilgisi, 1800lerin ilk yarsnda A vrupadaki
niversite sisteminde reformlara gidilmesiyle kuruldu. Tabi olarak bilim pozitiviz
min hakimiyeti altnda, modern ulus-devlet kavramnn en nemli dayanaklarndan
biri oldu.
Tarihsel olarak, Aydnlanma anlayndan pozitivizme gei, aa yukar Av
rupadaki Endstri Devrimine denk dmekte. Artk bilimi insann kurtuluu iin
anahtar rolne sahip bir ura olarak, akln aristokratik misyonerlii olarak gren
anlay da bu deiimle beraber etkisini kaybetmekteydi. Yine Aydnlanmann, el
emeiyle retim ve ticari kayglarla kazanlar elde etme isteini niversitelerden
uzak tutma yaklam da sona ermekteydi. Bu, ksmen vatandalk kavramnn
genilemesinin ve doal olarak birok insann sosyal faaliyetlere katlmasnn, ksmen
de kapitalizmin topluma hakim olmasnn sonucuydu.
Bu dnemde, i blmnn hem gndelik hem de entellektel almalarda
hakim olmaya balamasyla, eskiden bir deme biimi olan dPlerin yerini,
endstriyel ve akademik etkiler neticesinde, maal bilim adamlar kurumu almak
tayd. Bilim adamlar, bilimsel prensipleri uygulayarak endstride retimi arttra
cak yenilikleri bularak veya icat ederek, irketlerin piyasadaki yerlerini salamla
trmada ok nemli fonksiyonlara sahip kiiler olarak grlmekteydi. Bilgi ve be
cerileriyle, teknik problemlerin zmnde etkin rol almaktaydlar. Bilimsel bilgi
nin entellektel mlk olma sreci de bylece balam oldu.
Bilimin insanln ve toplumlarm kurtulu yolu olduu inanc, sosyal hayat
iinde insanlarn temel ihtiyalarnn karlanmas iini uzmanlara brakmay da be
raberinde getirdi. Bu, modern ulus devlet ve bilim kavramlarnn birbirlerini etkile
yerek nasl ekillendirdiklerine ilgin bir rnek tekil etmekte. Bilimsel aratrma
sonularnn eitime sokularak, hzla deien dnya ve hayatn problemlerini ze
cek uzmanlarn yetitirilmesine baland. lerin uzmanlarna braklmas olgusu,
hem sosyal hayatta hem de bilimsel almalarda gven duygusunun vazgeile
mez olduunu gsterdi. Bu, her ne kadar pozitivizm iin nceden dnlmemi
ve istenmeyen bir sonu olsa da.
Pozitivizt ideolojinin bilimsel faaliyeti ynlendiren g olmasyla beraber, sa
duyularmzla, gndelik sezgilerimiz ve gzlemlerimizle bilimsel almalarn so
nular arasnda bir uzlamazlk hatta bir ztlk elle tutulur biimde ortaya kt. Bu
1920lerde ortaya kan relativite ve quantum teorileriyle iyice perinlendi.
Bilimin toplum iindeki otoritesini salamas ve gelitirmesi, esas olarak in
sanlarn teknolojinin meyvelerinden faydalanmalarnn arttrlmasylayakndan alkal.
Bun da dzeyde gerekletirmekte. lkin, birbirleriyle pek az ortak noktas
olan eitli bilim dallarnn sanki rasyonalizmin tek bir cephesiymiesine bilimsel
ilerlemeyi gerekletirdii fikrini pekitirmek iin, eitli ifade ve hikyelene tek
niklerinin kullanlmas. kinci olarak, her bilimsel disiplinin teknik olarak alma
alanlarnn, bilgi uzmanlk alanlarnn snrlaryla ayn olduu fikrinin pekitirilmesi.
Son olarak, bilim adamlarnn almalarnda gnlk dilde pek karl olmayan
teknik terimleri kullanarak iletiimi salamalar gelmekte. Nfuz edilemezlik, bili
min ve bilim adamlarnn ayrcaln merulatrmakta.
Gnmzde bilimin Aydnlanmann idealine pek uygun olmayarak, yani ele
tiriye hi tbi tutulmayarak bir dogma haline gelmesi, onun poplerlemesine nemli
katkda bulunmakta. Aslnda bu, bilimin iine gelecek bir durum. nsanlarn, ken
dilerine dorudan fayda salamayacak olan bilimsel aratrmalar iin niye bu ka
dar para harcand konusunda ikna edilmeleri olduka zor bir i nk. Dolay
syla, bilim hakknda yazlm olan popler almalardaki yanllarn ortaya ka
rlmas, bilim adamlarnn pek de iine gelmeyebilir.
Poplerlemenin getirecei bir baka olgu da, insanlarn standart bir eitim
den ve imtihanlardan geirilerek diploma verilmesi, insanlar ve toplumlar! stan
dartlatracan Belki de alternatif gelime yollarnn bulunup gelitirilmesinin n
kapanabilecektir.
Hem Aydnlanmada hem de Pozitivizmde, bilimi ve akl hayatn hemen her
alannda hakim klma istei, esas olarak bilime ve hayata belli bir bakn, anlayn
rn. Belirli tarifler vermekte bize. Bu anlay temelde bilim ve hayat hakknda
belli gerekleri bize veriyor olsa da, hayat neme sahip olgular gzden kararak,
nemsizletirmekte. Mesel, byle bir yaklam tarihin nemini ve roln basit
letiriyor. Bu durum, bilim gibi sosyal ve nsan faaliyetlerin mumyalatrlmasna
yol ayor. Klsik fizikte, bir fizik olguyu anlamak ve aklamak iin, tarihe ihtiya
cmzn olmad dnlmekte. Halbuki, evrim teorileri iin tarih, bu bilimsel fa
aliyetin en nemli yap tadr. rnein, depremlere yol aan faylarn dzgn dav
ranan trden olup olmadnn bilinmesi ve depremlerin ne zaman ve nerede olaca
nn tahmin edilmesinde, tarihin ok nemli olduunu grdk.
nsani faaliyetleri anlama faaliyetimizde, tariflerin en byk tehlikesi, bir s
re sonra bu tariflerin faaliyetlerin yerine gemesi. Dolaysyle, faaliyetler hakknda
bilgilerimizin verimsizlemesi. Bilimin metodu ya da 16. ve 17. yzylda meydana
gelen bilimsel devrim veya bilimin rasyonelliin kraliesi olduu konusundaki
bilgilerimiz, yarglarmz, hep ayn problemle kar karya. Bilimin ortaya kmas
na yol aan bilgi-edinme isteimiz veya dier faaliyetlerimiz, ksaca hayatmz,
herhangi bir anlayn egemenliine sokulamayacak kadar kymetli. Her eyi bir
srete, yolculukta reniyoruz. Tpk N eurathn ifade ettii zre, okyanusta tek
neyle yol alrken, hi kyya kmadan teknemizi denizde tamir ederek seyehat
etmeyi reniyormuuz gibi.
Sinan zbekde insan ve insanilik" sorunu
K azm K tk
Sinan zbekin syankr Ruh adl kitabn okurken Ahmet namn Papirs
Dergisinde okuduum szleri geldi aklma. (Papirs, Aralk 1998, say 22) yle
konuuyor bir panelde Ahmet nam: rnein ok teknik bir alma olan Witt-
genstein'in Tractatusunu Trkiye'de iir gibi okuyan felsefeciler var. Bir felsefe
yapt ne kadar iir gibi okunur, ne kadar okunmaz tartlr, ama iir gibi yazlabi
lecei tartlamaz. Fakat iir gibi yazlm yaptlarn iir gibi okunmasnda nasl bir
saknca var, dorusu bu konuda fazla dnmedim. Ahmet nam da kesin bir
yargya varmyor zaten: Bu cehaletlerinden mi kaynaklanyor onu bilemiyorum,
ama neden okunmasn diye dnyorum. Ben de Sinan zbekin son kitab
syankr Ruhu okurken neden iir dilinde (ya da iir gibi) felsefe yazlar yazl
masn, diye kendi kendime sordum. Nitekim zbek iir dilinde bir felsefe kitab
sunuyor bize. Yazma stilinin felsefeyi sevdirmede nemli bir rolii olduunu d
nyorum. Sofi nin Dnyas ilgin bir rnektir, (kitab deerlendirme bir yana) bu
kitaptan sonra zellikle Avrupada felsefeye ilgi artarken, felsefe rencilerinin
says da buna oranla artmtr. Oysa kt felsefecilere kesinlikle i yoktur Avru
pa'da. lkemizde her kiiden birinin iir yazdn ve Trkenin iir diline uy
gunluunu gz nnde bulundurursak, sanrm zbek en doru yazma biimini
semitir.
Kitap denemeler ve aforizmalardan oluuyor. Merkezine insan oturmu. Be
ni en ok dndren aforizmalardan birisi zerine yazmaktan alamyorum kendimi.
yle yazyor Sinan zbek: Ben, benden daha fazlaym /
Alkol sevmiyor olmam bir dil hatasn dzeltmeme engel deildir. nsan
alkolik olamaz nk' ierken aktiftir. yleyse doru tanm yle olmal: Alkol
insaniktir.
nemli olan gnmz sorunlarn ele alp tartmaktr. nemli olan tartma
y doru bir yne gtrmektir. Bugnn sorunu artk nsan nedir? deil, nsani
olan nedir?dir. nsana yakan, insanca bir yaam srmenin yolu bu soruyu ya
ntlamaktan geer.
Dayanma ve sorumluluk*
* Geen saymzda ok sayda dizgi hatas ktndan bir kez daha yaynlyoruz.
bir yeri, bakalaryla beliren bir anlam olmaldr. Teilhard de Chardin olumsuzdan
giderek olumluyu ortaya koyar ve yle der: nsan ruhu yalnz olmamak iin
y a r a tlm tr Ya da hristiyan dnr Gabriel M arcelin dedii gibi Varolmak
birlikte olm aktr .
nsan yaamnn birliktelie zorunlu oluu en zgl biimlerde akta kendini
gsterir, sevgiliyle btnleme ya da hatta sevgiliye snma duygusunda kendini
gsterir: Uyumak, gslerinin glgesinde sereserpe uyumak/Bir dan etekle
rinde dingin bir hamakta uyur gibi" (Charles Baudelaire). nsan sevgilinin gs
lerinin glgesinde uyurken de yalnz olabilir, kendini yapayalnz duyabilir. Belki de
onun en ok yalnz olduu yer orasdr. znelliin krlmaz kabuklar ya da ykl
maz duvarlar bizi baka bir dnyayla btnleme konusunda yar yolda brakabi
lir. Sanatta olmak gibi akta olmak da hep yar yolda olmaktr. Yolun br yarsn
yrmeye kalktmzda sanrl imgelerle karlaabiliriz. Yalnzlk da yalnzlktan
ka da insan iindir. Bir glte yakaladmz ey bir glte yenik dtmz
eyle zde gibidir. Bu yzden insan belki de en byk birlikteliklerde bile yalnz
ln aamayacaktr ve belki de o byk birliktelikler birer oyundan, kendimiz iin
oynadmz bir glge oyunundan baka bir ey deildir. Ancak br yanmz her
zaman bir bakasn, bakalarndaki o esiz dnyay arayacaktr, bunun iin daya
nma tasarlar gelitirilecektir. Panait stratinin dedii gibi: /y/e ben buyum:
yalnzlk ve dayanmaym
Yalnzlkm, nk ne olursa olsun kendimim. Dayanmaym, nk ken
dime yetmiyorum, en azndan kendime yetmediim duygusu iindeyim. Aristote
lesin zoon politikon belirlemesi iin yalnzca bir yzn gsterir, br yznde
iin tam tamna bir bulanklk, tam anlamnda bir karmaa, iyiden iyiye gelimi bir
ne olduu bilinmezlik vardr. Dayanma gereklidir, buna kimse hayr demez. G e
nel olarak insann bencillikle zgecilik arasnda salnp durmas onun dayanma
konusunda byk glkleri olduunu gsterir. Bencillik bir kltr sorunu mu
ortaya koyar yoksa doamzda m vardr? Belki de ilkin bunu zmek gerekecek.
Ne olursa olsun deerler dzeni bize gerek anlamda insan olmann bencillikten
zgecilie doru ilerleme duyarllnda olduunu gsterir. Aristoteles EthikaNi-
komakheia'nm 9. kitabnda, 8. blmnde yle diyordu: nk bakasndan
srekli olarak daha ok adalet, lllk ya da erdem edimlerinde bulunmaya
alan, ksacas her zaman kendine gzeli ayran biri varsa kimse onu bencil
diye nitelendiremez ve knayamaz.
Dayanma gnll bamllktr ve gerek dayanma karla deil sorumlu
lukla ilgilidir. kar ortaklklarna dayanmadan daha baka bir ad verilmelidir.
kafadarn bir bakkal soymak iin ibirlii yapmasna dayanma diyebilir miyiz?
Dayanma karlkl anlamadr, ahlaki ykmlenmeyi zorunlu klar ve topluluk ya
da toplum adna kiisel eyi da atar. Bu bizi en geni erevede evrensel sorum
lulua balar. Ben ancak sevdiklerimin haklarn savunurum, bakalar beni ilgilen
dirmez diyebilir miyiz? Yunan atasznde olduu gibi Hepimiz ayn teknede k
rek ekiyoruz", bu durumda birimizin sorunu tmmz ilgilendirecektir: krek
ilerin en sevimsizi bile bizdendir. Dayanma bylece yarar salar ama znde ya
da k noktasnda yararc deildir. Dayanma bilinci, bylece, her durumda so
rumluluk duygusunu gerektirir, bunu yaparken yarma ya da rekabet fikrini geri
ye iter. Dayanmann temelinde u ilke yatar gibidir: birinin baarszl bir baka
snn baarsn salamaz ya da birinin baars bir bakasnn baarszln gerek
tirmez.
Toplumsal, yaama zorunlu olan insan iin dayanma kanlmaz bir koul
dur. Toplum szlemesi'nde dayanma tm zellikleriyle ve bu arada yararc ya
nyla yer alr. Ancak gerek dayanma toplum szlemesiyle gerekleenin te
sinde bir tutumu belirler. Toplum szlemesiyle salanamayan eyi dayanmayla
elde edemezsiniz. Toplum szlemesinde zveri yoktur, gerek dayanmada z
veri vardr, biri ya da birileri iin bir eyler yapma istemi vardr. Toplum szleme
si ussallkta belirgindir, dayanmada gnl ie karr. Dayanma toplum sz
lemesinin yerini tutamaz ya da onun an kapamaz, o ayr bir alanda hep birlik
te insanca varolmann incelikli koullarn belirler. O yzden toplum szlemesin
deki biimsel dayanmay gerek anlamda bir dayanmayla kartrmamak gerekir.
Szlemeyi dayanmadan ayr tutmak doru olur. Ancak toplum szlemesi, gerek
anlamda bir szlemeyse, insanlararas dayanmaya olanak salar. Szleme de
dayanna da toplumsalln gereidir.
Toplumsaf yaam u kesin dorunun zerine kurulmutur: birbirimizi sev-
sek de sevmesek de birlikle'olmak zorundayz. Katlanma insan iin ok nemli bir
gerekliliktir. Szleme katlanmay byk lde zorunlu klar. Dayanmada da
belli lde katlanma szkonusu olabilir. Biz ok zaman katlanmaya olumsuz bir
anlam veririz, onu edilginlemeyle bir tutarz. Katlanmada edilginlik deil etkinlik
vardr. Elbette hibir birey yaamn yalnzca bir eylere katlanarak srdremez.
Katlanma yaamn bir yzdr: yaamda her savam pekok edimi gereksinirken
katlanmay da gereksinir. Toplumsal yaam b e n in kendini her koulda mutlak bir
biimde gerekletirdii bir ortam deildir. Dayanma insanlar arasnda gnll
bamllksa, bylesi bir gnlllk katlanmay da gerekli klacaktr.
En byk ve en gzel dayanma btn bir insanlkla dayanmadr. Toplum
sal yaam bizi bir ya da iki kiiye deil btn bir insanla balar. nsandan bir ey
almak, insana bir ey vermek: gerek insann amacdr bu. Sorumlu olmak btn
bir insanlktan sorumlu olmaktr. Stoac imparator filozof Marcus Aurelius Bir
insandan kopmu bir insan btn insanlktan kopmu demektir diyordu. Her
insan bizi ilgilendirmelidir, insanla ilgili zel ya da genel her sorun bizi ilgilendir
mez. Latin komedi yazar Publius Terentius A fe rin kaleminden km olan u
satrlar insann sorumluluunu ortaya koymak asndan ok nemlidir: -O ka
dar bo zamann m var senin, kendi iine baksana, bakalarnn seni hi ilgilen
dirmeyen ileriyle neden urayorsun?/-Ben insanm, sanrm insanla ilgili hi
bir ey bana yabanc deil. adamz Andre Malraux bir sz syler: Yalnz
beni ilgilendiren beni hi ilgilendirmiyor .
Sorumluluk insann en nemli ya da daha dorusu tek ykmlldr. So
rumluluk bir yanl dzeltme ya da bir amac gerekletirme ykmllyse bu
ykmllk evrensel uzanml olacaktr. Antoine de Saint-Exupery Sava pilo-
/ nda Her kii herkesin tek sorumlusudur diyordu. Sorumluluk yalnzca tek
bilinli varlk olan insan iin szkonusudur, yalnz insan sorumludur. Koruma i
gds hibir biimde sorumluluk anlam tamaz. Kim sorumludur sorusuna ve
rebileceimiz tek bir yant vardr: zgrce seimler yapabilen sorumludur. Gerek
sorumluluk en kk bir zorlamann da uzandadr. zgr seii salayacak bi
linten yoksun kiiyi sorumlu tutabiliriz ama onu sorumlu sayamayz. Bebeini
cami avlusuna brakp kaan anne elbette sorumlu tutulabilir, ancak onun kendisi
ni sorumlu klacak bir bilinten yoksun olduu da tartma gtrmez. Sorumluluk
istemi i liktir, karar verebilme yatknln ya da daha dorusu yetkinliliini gerekti
rir. Gerek anlamda sorumlu kiiler hibir d belirleme olmakszn ya da her trl
d belirlemeye karn seimler yapabilen kiilerdir.
Dayanma sorumluluk sorununa balanrken sorumluluk sorunu da deer
sorununa balanr. nsan, deerleri olan ya da bir baka deyile yce amalar olan
bir varlktr. Bu amalara topluca ulalabileceini bilir o. te bu noktada kendini
sorumlu duyar ve sorumluluunun gereklerini yerine getirmeye ynelir. nsan
olmak her eyden nce sorumlu olmaktr der Antoine de Saint-Exupery. Sorum
lu olmak her eyden nce kendinden sorumlu olmaktr. Kendi sorumluluunu
tayamayan insanlar bakalarndan nasl sorumlu olurlar? Sorumluluk bir zorun
luluk deil bir seim ii olduuna gre her kii nce kendi amalaryla ilgili seim
ler yapmak durumundadr. Kendinden ve bakalarndan umutlu olan insan bu umu
dunu sorumluluklarn dnda herhangi bir eye dayandrabilirmi? Sorumsuzluun
kol gezdii yerde umut da yoktur. Umut her zaman sorumluluklarla dzenlenen
tasarmlardadr, umut buna gre her zaman gelecektedir, umut sorunu gelecekle
ilgili bir sorundur, gelecek de ancak sorumlulukla oluturulabilir. Gelecei bugn
den giderek tasarlayan kiiler insanln gerek sorumlulardrlar. Bir romanc ol
duu kadar bir umut ve sorumluluk filozofu olan Antoine de Saint-Exupery
nsan hem sorumlu hem umutsuz duyamaz kendini der.
Bylece gerek dayanma sorumluluklarn belirdii ve bu erevede bencil
liin ald yerde balar. Dayanma buna gre zveri ister. Bencillikte zveri
yoktur. nsann kendiyle ilgili baz eyleri gzden karp kendini kendinden baka
bir eye adamas kolay deildir. zveri bencil eilimlerimizi dizginleyebildiimiz
yerde olasdr. te bu noktada zgeciliin yasalar ilemeye balar. zgeciliin
koyulduu yerde de gerek birliktelik kendini gsterir. Demek ki gerek adanma
zgecilikte ortaya kar. Bakasnn iyi durumda olmas iin aba gstermek ya da
daha genel anlamda insanln iyilii iin kendi yaammzda bir eylerden vazge
mek kolay i deildir. Auguste Comte zgecilii bir insanlk dini kavrayna kadar
yaymay denedi. nsan iin gerek yaam ancak bylesine bir adanmlkta olasy
d. lke olarak ak, temel olarak dzen, ama olarak ilerleme diyordu C om te.
Ona gre insann iki doal eilimi vard: kendi yararn dnmeye dayanan ben
cillik ve bakalarnn yararn dnmeye yarayan zgecilik. Bu iki duygu tm
tarih boyunca insan yaamn belirlemi, insan ilikilerini koullamtr. A ncak ta
rihin ak iinde insan gelitike zgecilik bencillie stn gelmeye balamtr.
Bizim iin nemli olan, bakas iin yaamak abasn daha da geerli klmaktr.
nsanln bandan beri ya da dnce dnyasn dnerek sylersek ilk
filozoflardan bugne kadar uzanan izgi zerinde insan adanm bir yaam olu
turabilmek iin kendine kar sava veriyor. Kolay kazanlacak bir sava deil
elbette bu. Evet, insan ta o zamanlardan beri kar ortaklklarnn tesinde gerek
insani dayanmay salayabilmek iin kendinde k yollar aryor. Bencillikle z
gecilik arasndaki hesaplama ya da ykma henz sonuna gelmi deil. ok yer
de yce hazlarn tadna varamam insan yaama el koymu durumda. Bu insan
yce deerlerle ilgili alanlarda bile egemen, bu insan bylece yce deerleri bile
karna kullanmaya alyor. Dnyada en byk kurtulu insann kklklerin
den kurtuluu olacak. Bilim, sanat ve felsefe uzun yzyllar boyunca insana ne
olduunu ve ne olmadn btn ayrntlaryla gstermeye alt, ona daha neler
yapabileceini ve bu arada neleri yapmamas gerektiini retmeye alt. ok
yerde bu alann iyiden iyiye dnda yaayan insan kendini ne kadar grebildi?
Bugnk grnm hi de i ac deildir. kar toplamalarn bir yana bra
krsak bugnk insann gerek bir dayanma iinde olmadn, hatta gerek bir
dayanmadan yana olmadn grrz. nsann zne aykr uydurma savlar in
sann varolan btnln de paralyor, rnein evrensel insan fikrinin karsna
hibir insani temeli olmayan ulusuluklar karlyor. Kk insann Mesih kln
da dolat bir dnyada bilimin, sanatn, felsefenin dar alanlara sp kalm
olmas doaldr. Gene de insann kt biimde toplumsallam insandan toplum
sal insana doru hatta toplumcu insana doru bir gei yapm olmas azmsanr
bir oluum deildir, hatta geni zamanlara yaylm bir devrim diye de nitelendiri
lebilir (her ne kadar devrim olgusu dar zamanlar iin dnlyor olsa da).
nsanlar arasnda gerek dayanma kk insann bittii yerde balayacak,
gerek anlamda yetkinlemi insann habercisi olacak. Yaam bugnk koullar
iinde zveri adna, dayanma adna, adanmlk adna ok ey sz vermiyor.
Tersine bugn insann yeniden bir dalma, bir paralarma, bir kendini kendinden
uzaklatrma dnemine girdiini gryoruz. Dnyann her yerinde insan yeterin
ce tanmayan insanlar btn alanlarda etkin olmu grnyorlar: gldrmeyen
komediler, dndrmeyen felsefeler, irkin reklamlar, szde aklar, mafyalar,
teknolojiye adanm bilimsel etkinlikler, arpc ve derinliksiz sanat yaptlar, yok
sulu soymaya dayal toplumsal dzenler, hibir gerek deeri duyurmayan nler
ve unvanlar... ortal kasp kavuruyor. Yarar deerleri btn deerlerin, ahlak
deerlerinin de sanat deerlerinin de yerini alm durumda. nsanlar basitlikleriyle
ve bayalklaryla vnebiliyorlar. Bu arada aalkduygusu insan olmann ka
nlmaz koulu durumuna geldi neredeyse. Bu koullar altnda gerek bir dayan
madan szetmek olanaksz. Gene de insan bir yetkinlie doru, daha da insan
olmaya doru aralksz ilerliyor. Yarnn insan gerek anlamda toplumsallam
yani gerekten dayanan insan olacak.
B et l o tu k s k e n , ln ipularn oluturuyor1 Bunlarn ya
n sra, kitabn basl gerei, ksa da
C u m h u riy e t D n e m in d e olsa bir yant beklediimiz sorular, yal
T rk iy e de re tim ve nz sorulmu olmakla kalyor; rnein
A ra trm a A lan O la ra k stanbul niversitesi Felsefe Blm
n tantan satrlardaki Felsefe Bl
F e ls e fe m nn ve Blm e m ensup retim
(S e ilm i M e tin le rle ) yelerinin M atematik Blmyle her
hangi bir ilikii yo k m uydu?" sorusu,
T rk iy e F e ls e fe K u ru niversitenin arivinde yaplacak bir a
m u, A n k a ra 2001) lma sonucunda yantlanabilirdi ve el
deki verilerden Reichenbachn bulun
Betl otuksken'in Cumhuriyet Dne duu be yl boyunca neden kim seye
minde Trkiyed e retim ve Aratr herhangi bir lisansst alm as yap
ma Alan Olarak Felsefe balkl kitab trmad, neden herhangi b ir doktora
Trkiye Felsefe Kurumu tarafndan ge tezi almas ynetm edii ya da bu
tiimiz aylarda yaynland. Bu kitapta, yllarda neden hibir doktora tezi ya
zellikle 1933teki niversite reformun zlmadna2 ilikin bir deerlendirme de
dan 1999 ylna kadar felsefe alannda yaplabilirdi.
niversitelerde ve niversite dnda Kitabn balarnda zellikle yk
alma yapan kiilerin ve almalar sekretim kurumlarmzda gerekle
nn birtrdkmn bulmak mmkn. en felsefe almalarnda felsefeyi ta
Bu dkmn, felsefe asndan Trki yan kiilerin felsefe anlaylarn be
yenin rehberi olmak isteyen byle bir lirlemek, bu alm ann ana dorultu
almadan beklenenleri ne lde ye sunu y a n s t a c a k t r szleri yer alsa
rine getirdiine baktmzda, birka te da ve kurumlarda nemli olann kii
mel noktada toplanabilen nemli aksa ler olduu birka ayr yerde vurgulan
malarla karlayoruz. sa da, felsefe alanndaki baz kiilerin
Bunlarn bir ksm, kitabn biim burada yok saylmas, bazlarnn yal
sel dzenine ilikin eksiklikler olarak nz adlarnn yer almas ya da felsefe
toparlanabilir. lkemizdeki felsefe ara anlaylarna ilikin tek bilgi olarak, li
trmalarna yol gstermeyi ve Trkiye sansst tezlerinin baslnn verilme
'nin felsefe haritas olmay savlayan bu si, kitabn kendisine izdii ana do
kitapta ad geen kiilerin ve Trkiye rultudan saptn gsteriyor.
deki felsefe blmlerinin, felsefeyle Ayn zamanda bir tarih almas
dorudan ilgili kurumlarn, derneklerin, olarak sunulan kitap, Trkiyede sr
merkezlerin, dergilerin yer ald bir di drlen felsefenin kaynaklarn ba
zinin bulunmamas, ilk elde gze ar lkta topluyor; ama bunlardan yalnz iki
pan bir boluk. Alt balklarn ve dip sinin zerinde durup, 1933 reformuyla
notlarn snflandrlnda da nesnel l Darlfnundan stanbul niversitesine
tlere dayanmayan, dank ve ereti geite Felsefe Blmnde kalan, o-
bir dzenlemenin yan sra uzun yl tukskenin deyiiyle eski dnemden
lar, birok, zaman zaman, yer yer, kalm alarna olanak tannan retim
biraz daha, ok farkl gibi kesinlik yeleri olarak nc kayna olutu
ten ve dakiklikten uzak szcklerin ar ran Mustafa Sekip Tun ile Orhan Sa-
lkl kullanm, kitabn btnne yay dettine ise neredeyse hi deinmiyor;
lan belirsizliin, rtkln ve kark Orhan Sadettinin felsefe renimi gr
m ilk retim yesi olduunu ren mez. Birka yl sonrasnn akademik,
mekle yetiniyoruz. Mustafa Sekip Tun- yeleri, bugnn aratrma grevlileri,
'un ise yalnz ad anlp geiliyor; de bugnn rencileri iinden kacaktr;
il felsefe anlay, felsefe almalar dolaysyla, lkemize felsefe asndan
bile yer almyor. Oysa daha -drt pa bakmak isteyen bir almada nemli
ragraf ncesinde, 1933 ncesi, 1933 olan; idari ayrmlar mutlaklatrmak ve
ve sonrasnda yaplan deiikliklerin olduu gibi benimsemek yerine, alany
kurum lar tarihi iin asil can alc yn la ilgili etkin alma srdren herke
oluturduunu... kurum lan da kiilerin si, ister aratrma grevlisi olsun, ister
tadn...bir niversitede asl tay retim yesi, ister renci, hesaba
c, ynlendirici olann retim yeleri katabilmektir.
kadrosu olduunu 4syleyen otuks- Kitap, nesnellikten uzak, keyfi,
kenin, tam da bu tarihlerde stanbul belirsiz deerlendirmelerle pek ok
niversitesi Felsefe Blmnde grev ynden eksik ve tek yanl kalyor. r
yapm olan retim yelerinin yalnz nein, felsefe blmlerinin birou,
adlarn yazp gemesi, kitabn i tu kendi adlarn tayan balklar altnda
tarszln aa karan rneklerden bi snflanp tantlmken, Cumhuriyet d
rini oluturuyor. neminde kurulan blmler olmak bak
Trkiyenin felsefedeki durumunu, mndan dierlerinden hibirfark olma
arlkl olarak kurumlar ve kiiler a yan 5 blm Dier Felsefe Blmleri
sndan gz nne sermek istediini sk ve niversitelerdeki Felsefe alma
sk belirten bu alma, niversite ku- lar balnda ele alnm; yine Cum
rumunun iinde etkin olarak yer alan huriyet dneminde kurulan 3 blme
ve kurumun geleceine ayna tutan de yalnzca bir dipnotta yer verilmi
aratrma grevlilerini de btnyle d tir5. Gerekesi verilmemi bu ayrmn
lam durumda. Yrrlkteki idari ile nerede temellendiini belirtmek kitabn
yiin kalplar lt alndnda, olmas yazarna dse de, grebildiim kada
gerekenin de bu olduu sonucu kar ryla bu blmlerin tek ortak yn, ki
labilir. Ancak, bir kurum olarak niver tabn yazld tarihte hibirinin mezun
site,yalnz idari deerlendirmelerin l vermi olmamasdr. Ancak bu durum,
tleriyle ilemez. Temelde birer re onlar felsefe blm olmaktan kar
tim ve aratrma merkezleri olan ni mayacana gre, bu snflandrmann,
versiteler, ncelikle akademik deerlen felsefe blmleri ve dier felsefe b
dirmeleri gz nnde tutan ve yeleri lmleri gibi mantka tutarll olma
nin de, kendi alanlarnda byle deer yan, keyfi birayrma iaret ettiini sy
lendirmeleri gelitirdii bir yap olmal leyebiliriz.
dr. Felsefeye zg bak as ise, s- Ayn geliigzel tutumu, felsefe
regiden deerlerin yrrlkteki ltle ile ilgilenen kiilerin deerlendirilmesin
rine eletirel bir gzle bakmay, gn de de gryoruz. Yine felsefe blm
delikte olann dar snrlarn aan kav retim yesi olmak ya da niversite
ramsal soruturmalardan geerek, ger dndan felsefeyle etkin olarak ilgilen
eklii olabildiince nesnel bir bakla mek bakmndan hibiri dierinden farkl
kuatabilmeyi hedefler. Bugnk ni olmayan kiilerin bir ksm ana sayfa
versite sistemi uyarnca, aratrma g larda, bir ksm ise bal bulunduklar
revlilerinin akademik yeler iinde yer kurumlara ilikin dipnotlarn iinde yer
almamas, onlarn niversite kurumu alrken, bir ksm da, her nedense,
iinde yer ald gereini de deitir baka felsefecilere ait dipnotlarn iin
de gsteriliyor. zellikle bu sonuncu unu dnyorum. stanbul niversi
snflama tarznn, felsefecileri tantmak tesi Felsefe Blmnde lisans ve yk
tan ok gzden saklamaya hizmet et sek lisans renimini tamamlam olan
tiini ve dolaysyla kitabn, kendine be Aksoy, lisans renciliinden balaya
lirledii hedeflerle elien bir alma rak niversite iinde ve dnda felsefe
olarak karmza ktn belirleyebili seminerleri vermi; devlet-toplum-siya-
riz. set felsefesi zerine yazd kitaplar,
rnein, Ege niversitesi Felse konuyla ilgili olan lisans ve lisansst
fe Blm retim yelerinden Zerrin rencilerine, kaynak olarak nerilmi
Kurtolu, zcan Kavaslolu, Solmaz tir.7
Zelyt Hnler gibi kitapta ad anlma Adlar anlmayanlarn yan sra,
yan ama Trkiyedeki felsefe alma Hseyin Sarolu, Osman Faruk Ak-
larnda etkin olarak yer alm ve almak yol, hsan Fazlolu, Mustafa Dal, Ha
ta olanlar arasnda arpc bir rnek run Rzatepe, Suvar Ksearifolu, Ah
olarak Fatmagl Berktay' gryorum. met Soysal, Nami Baergibi niversi
nk, stanbul niversitesi Felsefe te iinde ya da dnda felsefe al
Blmnde ve otukskenin de ge malarn srdrenler de yalnz dipnot
tiimiz retim ylna dek yesi olduu larda yer almtr. Bunlarn arasndan
ana bilim dalnda grev yapm olan Akyolun zerinde zellikle durmak is
Berktay, blmde bulunduu sre iin tiyorum. nk stanbul niversitesi
de lisans ve lisansst dersler vermi; Felsefe Blmnde ve yine otuks
ulusal ve uluslararas felsefe toplant kenin yesi olmu olduu anabilir da
larna etkin olarak katlmtr. Bugn lnda yllardr lisans ve yksek lisans
ayn niversitenin Siyasal Bilgiler Fa dersleri vermesinin yani s ra , dier fel
kltesinde almakta olan Berktay, si sefe blmlerine ve niversite d fel
yaset felsefesi derslerini yllardr sr sefe etkinliklerine yapt katklarla da
drmekte olup Trkiye Felsefe Kuru- tannan Akyol, doktora da otuks
munun da yesidir. stelik otuks kenin danmanlnda gerekletir
kenin ynettii Trkiye Felsefe Yayn mitir. Bu bakmdan otuksken, Ak-
lar Kaynakas / Kitaplar-M akaleler yolun hakkn gerektii gibi verebilecek
1928-1999 adl kitapta 4 makalesiyle kiilerin banda gelmeliyken; tam ter
yer alan6 Berktayn, bu kitapta bulun sine, onun adn, stelik baka bir fel
mamas, otukskenin banda bulun sefecinin doum tarihine dlen bir
duu bu iki almann birbirleriyle dipnotun iine saklamtr8. Bylece,
uyumsuzluunu da gz nne seriyor. hakkn vererek tantmak bir yana, d
Yeri gelmiken, Kaynaka'nn da ben pedz hakszlk etmitir.
zer eksiklikleri tadn ve baka bir otukskenin, hem biim hem
ok kitap arasnda, yine Berktayn, bir ierik asndan aklktan ve nesnel
toplum ve kltr felsefesi olarak da oku likten uzak deerlendirmesine son bir
nabilen Tek Tanrl D inler Karsnda rnek olarak 233. dipnota bavurabili
Kadn adl deerli almasnn burada riz. Kitabn Sonu blmnde yer alan
gzden silindiini de belirtmeden ge Reformun felsefe alanndaki yansma
emeyeceim. larnn ne olduu nem li b ir sorun ala
Bamsz alanlar ve alma n olarak karm za km aktadr sz
lar blmnde yer alabilecek olmas lerine dlm dipnot Zeynep Direk
na karn, gene hi deinilmeden ge bu konuda olduka farkl b ir yaklam
ilmi bir ismin de Hsn Aksoy oldu sergilemektedir diye balyor ve "Tr
kiye de Felsefenin K uruluu balkl rca, Trkiyedeki felsefeyle dorudan
yazsnda yazar, tarihsel gereklikleri, ilgili olan, stelik otukskenin de dip
ne karm aya alt kim i kavram not ayrma gereini duymu olduu
la r erevesinde ele almakta, felsefe byle bir makalenin, yine Trkiye'deki
olanla olm ayann kolaylkla birbirine felsefeyle dorudan ilgili olan bu kita
kartrld bulanklarla dolu alma bn Seki blmnde neden yer al
ortamn ye r ye r hakl karma giriimi madn da sorma gereini duyuyorum.
nin znesi olmaktadr. "9 szleriyle ta- Bu rneklerin, otukskenin a
mamlanyor. Dipnotun konulduu yer lmasnn nesnel ve zenli bir aratr
gerei, ilk cmleyi okuyan, Zeynep Di- ma olmadn yeterince aa kard
rekin, reformun felsefe alanndaki yan n sanyorum. zellikle de ayn ana
smalarnn ne olduunu nemli bir so bilim dalnda birlikte alm olduu ki
run alan olarak grmedii gibi yanl ilere yaklam, kitaptaki boluklarn
bir sonuca kolaylkla varabilir. Oysa yalnz bir aratrma ve bilgi eksikliin
belli ki Direk, niversite reformunu bir den deil ayn zamanda bilinli bir ka
sorun olarak grm, grmekle de ye rardan da kaynaklanm olduunu apa
tinmeyip, konuyla ilgili deerlendirme k gsteriyor. otuksken, srf felse
lerini, tarihsel gereklere dayal ve bir feye olan ilgisi dolaysyla bu insanlar
felsefeciden beklenecei gibi kavram dorudan tanma frsatn bulabilmi,
sal saptamalarla ileyen bir makaleye onlarla yllar boyunca blm iinde ve
dntrmtr. Cmlenin devamnda dnda ayn etkinlikler iinde yer al
ki szlerden, buradaki olduka farkl m, birebir konuup tartabilmi, ken
yaklamn, sz konusu reformun, o- dileriyle dnce alveriinde buluna-
tukskenin grd ya da grmek is bilmitir. otukskenin onlar grme
tedii adan farkl bir bakla deer mesi, bir yanyla kendini de greme
lendiriliine iaret ettiini anlayabiliyo mesi anlamna gelir. Bu noktada, ken
ruz. Ama nerede temellendii belli edil dine ilikin ak-seik bir bilincin, o
meyen bu farklln, nasl olup da hi tukskenin her frsatta adn saygyla
bir dayanak gsterilmeksizin, bulank anmaktan geri durmad Aydnlanma
lklar hakl karma giriim i diye dam anlaynn da temelinde olduunu vur
galanabildiim anlamaya giritiimiz gulamak istiyorum. Bu vurgu elbette ne
deyse, iimiz sklyor. nk burada densiz deil. Kiisel istek ya da tutku
otukskenin, kendi kiisel yargs larn dar snrlarndan ve nyarglardan
n, hibir gerekeye dayanmadan, nes olabildiince syrlm bir bakla, her
nel bir doruluk olarak sunduunu g kese ortak bir akln nesnel, kuku g
ryoruz. Elbette kiisel, znel bak trmez snflandrmalar uyarnca ger
alarndan yola karak nesnel doru ei grp izmeye almak; bu do
lara da varlr, ama bunun iin gereken, rultuda zgrlemeyi ve zgrletirme
ok farkl yaklam, kim i kavramlar, yi istemek, dolaysyla dncelerin
ye r y e r hakl karm a" gibi basit sfat karlamasna olanak salamak da
lar, keskinlikten uzak szlerle cmle Aydnlanm a anlaynn balca aba
ler deil de kavram lara dayal belirle sdr. Bu bakmdan Aydnlanma, eldeki
meler, nesnel zm lem elerde tutarl bilgileri, ak-seik balklar altnda,
saptamalardr. Her ne kadar birbirinden nesnel bir dzen uyarnca derlemi olan
ok farkl felsefe olsa da, bu sralanan Diderot ve DAlembert gibi Ansiklope
lar olmakszn yargda bulunmay, her dicilerin ve katlmad grlerin dile
ciddi felsefeci kendisine yasaklar. Ay getirilm esi hakkn sonuna dek savu
nan Voltaire gibi dnrlerin damga erlendiremediini, bak asnn by-
sn tar. Bu ksa belirlemeden sonra, lesine geni kapsaml bir konuya yet
yani bandakini bile grmek isteme mediini syleyebiliriz.
yip atlayan ve katlmad grleri gz
nne sererek, onlarla hesaplamak
yle dursun, onlar dipnot aralarnda M edar A tc
karalayp geen bir anlayn, Aydnlan
m aca herhalde srf bir ses, bir sz ola
rak sayg duyduu aktr. Szcklerin Notlar:
ieriinin boaltlmas ve yalnz ses ola 1. rnein, "A. en, birok konuda almak
rak yceltilmesi ise, Antik ada ol ta d r" ^ . 45), "..kimi yksek retim kurumlar-
sun, Aydnlanma dneminde olsun, fel mz da zaman zaman felsefe derslerinin verilme
sefenin tam kartnda yer alr. Bunla si konusunda istekli grnm ektedirler."(s.51) ya
ra ek olarak, bir de otukskenin, yi da "Daha sonra bu konuya biraz daha ayrntl
olarak deinilecektir." (116. dipnot, s.53) gibi.
ne stanbul niversitesi Felsefe Bl
Betl otuksken; Cum huriyet D nem inde Bir
m ana bilim dallarn, Aydnlanmac tu renim ve Aratrma Alan Olarak Felsefe, Tr
tumu benimseyenlerde eletirenler10 di kiye Felsefe Kurumu Yaynlar, Ankara 2001.
ye ikiye ayrmaktan da geri kalmad 2. a.g.y., s.8
n gryoruz. Aydnlanmac szc,
3. a.g.y., s.9
ayn yapdaki dier baz szckler gi
bi, belli bir dnya grn tm insan 4. a.g.y., s.7
la benimsetmeyi hedeflemesi bak 5. "Dier Felsefe Blmleri ve niversitelerdeki
mndan, dorudan ideolojiye gnderme Felsefe almalar" balnda ele alnan 5 b
yapar. deolojiye ikin toptanc bak lmn bal bulunduu niversiteler unlardr:
Dicle niversitesi, Galatasaray niversitesi, Ko
gereince, bu dzlemdeki farkllklar,
caeli niversitesi, Yeditepe niversitesi, Pamuk-
birbirlerini tmden dlar ve birbirlerine kale niversitesi. Felsefe Blmlerine ilikin ge
kart dururlar. Oysa sorgulayan, tart nel bir saptam a olmasna karn, nedense "An
an, eletiren ynyle felsefe, dla kara niversitesi Felsefe Blm" balnda yer
mak yerine yzlemeyi ve hesapla alan 132. dipnotta ad geen blmlerin bal
may yelerken, ideolojilerin tartma bulunduu niversiteler unlardr: Adnan M e n
deres niversitesi, Krkkale niversitesi, M ula
sz kabullere dayanan dogmatik yap
niversitesi.
sn ykma eilimi tar ve bylelikle fark
6. Trkiye Felsefe Yaynlar Kaynakas / Kitaplar-
l dncelerin birbirleriyle diyalogunu
M akaleler 19 28 -199 9, hazrlayanlar: Osman Fa
olanakl klar. Felsefenin zerklii ze ruk Akyol, Sanem Yazcolu; Trkiye Felsefe Ku
rinde nemle durur gibi grnen otuk- rumu, Ankara 2000, s. 115.
sken'in, Trkiyedeki felsefe alma
7. rnein, Hsn Aksoy'un M arksizm in Temel
larn ideolojik balklar altnda blmle Kavramlar (Sorun Yaynlar, stanbul 1992) adli
mekle, felsefeyi ideolojinin boyunduru kitab iin, yazd nsz'de Aleddin enel un
una sokmaya altn ve bir kez da lar sylyor: "Gerekten yapt, hem felsefe hem
ha kendi syledikleriyle elitiini sy toplumbilim okuyucular iin bir giri kitab nite
leyebiliriz. liini tayordu...M aster ve doktora rencileri
ne, 'kavramsal' almann gzel bir rnei ola
Ksaca toparlarsak, getiimiz
rak gsterilebilecek saydamlktayd."s. 10.
retim ylna gelinceye dek, akademik
8. otuksken, a.g.y., 114. dipnot, s.62.
yaamnn btnn geirdii stanbul
niversitesi Felsefe Blmn bile hak 9. a.g.y., s.71.
kn vererek tantamayan otukske 10. a.g.y., s.24.
nin, Trkiyedeki felsefeyi gereince de
M o d e rn F ra n s z kmelerde bulunmaktadr. Bir ok fel
sefe tarihisince ortak konumlandr-
F e ls e fe s i lar bulamamann sebebi ilan edilen ma
V in c e n t D e s c o m b e s nifestolarn ve felsefi klarn merke
zinde olanlarn bile zamanla bu bildi
rimlerinin dna km olmalardr.
dea Yay., 184 Sayfa, Bu dnemde Yapsalclk (J.La-
ev. A z iz Y ard m l can, G .D um ezil, C .Levi-S trauss,
N.Chomsky, L.AIthusser, P.Bourdieu)
ok etkili olmutur. Ancak yapsalcl
Modern dncenin yirminci yzylda n etkinliini artran, onun bir Yapsal-
ki servenini bir btn olarak ele almak, clk-rcesi (G.Bachelar, J.Cavailles,
eitli etkileimler ile birlikte her d M.Marleau-Ponty) ve Yapsalclk-son-
nce biiminin zgnlklerini ortaya ras (G.Bataille, G.Deleuze, J.Derrida,
koymaya almak, tm ada d M.Foucault, E.Levinas) diye adland
nrlerin ve filozoflarn dnemsel ola rlabilecek, gl ada filozoflarca
rak zmeleri gereken bir sorun olmu tartlm asnda aranm aldr. Hatta
tur. Byle bir uran benimsenmesi F.Braudelin yapsalc bir tarihi olarak
Amerikann yeniden kefinin bir keif adlandrlmas bile byle bir snflandr
olamayacann ya da Amerikann ye ma iinde doru grlmektedir.
niden kefinin felsefi boylamda etkile Modern dncenin kaynaklar ile
rinin; felsefenin neliine ok ey kat direkt iliki iinde olanlar bal bana
mayacana olan inantr. (Bu yzden Yirminci Yzyln Modern Dncesi
dir ki felsefe tarihi renilmelidir.) (VV.Benjamin, G .S im m el, Solers,
Yirminci yzylda (Bu almada M.Blanchot...) ve bu dncenin arka
ad geen tarihsel dnem 1900l ylla planlarn yeniden oluturma abasna
rn balar ile sonlar arasn kapsamak girimilerdir. Fakat baz filozof ve d
tadr.) birok felsefi akm ve dn nrler modern dncenin aldn
ok ksa sreli ancak etkin olarak tar tantlamaktadrlar, Post-M odernizm
tlma ve gelime olanaklar bulmu (M.Duras, Lyotard, J. Baudrillard...)
tur; oluturulan eserlerin, tamamna ya modernizmin aldn gsteren tekno
kn Avrupa dillerinde verilmi ve tar lojik benzeimler ve yaratmlar am
tmalar da bu dillerde ekillendirilmitir. layarak halen etkili olan bir dn
Bunun byle olmas yirminci yzyla z biimidir.
g bir durum olmaktan daha ziyade, Varoluuluk (J.P Sartre, A. Ca-
felsefenin zellikle Avrupa dillerindeki mus...), Feminizm (S. de Benouviour,
geliiminin ve yaylnn daha hzl ol L. rigoray, C. Poteman...), M arksist
mas nedeniyledir. Doal olarak unu evre (T. Adorno, H. Arendt, J. Haber-
eklemek gerekir ki bu dillerin yaygn mas, E. Laclau, A. Touraine...) ve Gs-
olarak kullanmn salayan, Avrupa l tergebilim sel evre (R. Barthes, U.
kelerinin ayn zamanda sosyo-ekono- Eco, T. Todorov, F. de Saussure...) gi
mik, politik...balamlar iinde de etkin bi nemli belli bal dnce gruplarn
ve baskn karakterleri ile dnya arena da yirminci yzylda, etkili olarak gr
snda bulunmalardr. mek mmkndr.
Modern dncenin yirminci yz Bu incelemelerin bir sonucu ola
yldaki dnrlerini snflandrmak sa rak, yukarda denendii gibi yirminci
nld kadar kolay gerekletirileme- yzyln politik ve siyasi yapsnn geli
mektedir. nk aratrmaclar farkl im ve etkileim evrelerine de dikkat
kriterlerden yola karak byle bir u edilerek bu snflandrmalaryenilenebilir.
ra srdrmektedirler. Elbette tm s Hangi tr dn biimleri, hangi ta-
nflandrmalarn ortak olarak kurduklar rihsel-corafi konumlarla retildii, fel
sefenin neliine dair ynlendirilen tm yl felsefe ve dnce tarihini ele alma
soru(n)larn bir anlamyla yaayan et abas olarak grlebilir. Yirminci yz
kin kklerle iliki kurularak ancak ylda ortaya kan felsefi akmlarn ve
aklanabilecei de byle bir balam dnlerin birounda Fransz dilin
iinde yeniden ispatlanabilir. te bu is de ortaya konmu eserleri bulmak
pat modern dnemin yirminci yzylda mmkndr, ya da baka bir ifadeyle,
kendine zg baz soru(n)larnn izinin bu dnlerin ounda Fransz di
srlmesini, yirmi birinci yzylda fel linde eser veren filozof ve dnlerin
sefi dncenin ynelebilecei tart dorudan oluturucu rol aldklar be
ma balklarn nceden grlmesini lirtilmelidir.
salar. Elbette bu felsefi dncenin et Descombesin bu almasna bir
kileim ve geliimini zenginletirir. Ya nsz yazan Alan Montefiore tm fel
ni; felsefenin ne olduu ya da ne olabi sefe tarihilerini, izleyicilerine kar so
leceinden hareketle herhangi bir et rumlulua davet etmektedir. "... bilgi
kinliin felsefi ieriini bulabilmeye yar sizliin yle uzun bir sredir pekitiril-
dmc olur. Ho, yirminci yzyl ok tar dii bir durumda, kiinin ne denli sor
tlm, etkin olmu, bir anlamyla mo gulayc ve ne denli ak grl olur
da olmu dncelerin-dnrlerin sa olsun durumunu iyiletirmeye nasl
yzyldr. Fakat bu moda olu ou fel balayacan bilmesi gerekten g
sefe okuyucusunun sand gibi klasik lemektedir. Kiinin bir klavuza gerek
felsefeyle olan balarn tam anlamyla sinimini vardr -ve eer olanaklysa,
yitirilii anlamn tamamaktadr. kendini z alannn uzman bilgisiyle do
natl ve gene de o alana gtrp do
Yirminci yzyln politik ya da po latraca yabanclarla gerek ile
litiklemeye uygun tm sylemlerini al tiime yetenekli bir klavuza. Bu uya
glamak bu yzyln bir btn olarak al r; birok noktada, bumerang gibi; fel
glanmas ile olanakl grlmektedir, sefe tarihinin okuyucusunu-izleyicisini-
bunun tersi toz duman iinde gerei rencisini etkin olarak felsefeye ya da
bulmaya almak olur ki, bu da yanl- belirtildii zere bilgisizliin retilme
samal anlaylarn retimini oaltabi sine ve pekitirilmesine katlmamasn
lir. Burada unu tekrar vurgulamakta ya salamak iin felsefe tarihisinden fel
rar var, tm ada felsefe inceleme sefe tarihisine doru atlmtr.
leri en azndan eye dikkat etmeli Descombes yirminci yzyldaki
dir: Dncenin, biimlenmesinde et Fransz felsefesinin H kuann
kili olan tarihsel-corafidokuya, dn ve Kuku Ustasnn etkisi altnda
ce o larak felsefe tarihi boyunca kalarak olutuunu gsteriyor. nce
k kse l-akra ba lklarra , dnn likle 1945 sonrasnda H Kua (He-
kendini olutururken nelerden vazge gel, Husserl, Heidegger) ve 1960dan
emediine... Biryapt karakteristik k balayarak da Kuku Ustas (Marx,
lan da tam anlamyla bu elerden Nietzsche, Freud) Fransada etkili olu
baka ne olabilir ki? yor. Bu balamda Descombes, nce
Btn ciddi (ada) felsefe tari likle Alexandra Kojeve, Sartre, Marie-
hi incelemeleri kendilerine baz belirle au-Ponty zerinde, sonra da Michel
nimler koymak zorunda kalmaktadr. Serres, Levi-Strauss, Saussure, La-
Yirminci yzyl ksa ama bir o kadar can, Foucault, Althusser, (Costroria-
da uzun olan ironik bir yzyldr. Bir fel dis), Derrida, Deleuze...zerinde duru
sefi oluum, kendisini kurma abas yor.
olarak, bu yzyln "kaotik dnle Descombes ad anlan bu filozof
rine bakarak, kendine ok ders kara lar tarihsel sralamaya gre, etkin ola
bilir. Descombesin almas bu anla rak hangi ynelim ve akmlarla ilikili
myla Fransz dili zelinde yirminci yz olduklarna bal olarak ele alyor. Tek
tek dnrlerin ortaya koyduklar sy yzylda domu bir tartma bal de
lemleri ve bu sylemlerin kurulular ildir, fakat bu yzylda farkl sylem
nn nasl kayglarla ynlendirildiini gs ler iinde tartlmtr. Eer zne-nes-
teriyor. Tarihsel doku bu anlamyla k ne ikilemi doru olsayd, o zaman tm
krtc yorumlarn yazarca kurulmasna anlam insanlardan doacak ve benim
olanak veriyor. rnein; Kojevenin iin tm anlam kendimden doacakt.
1968 olaylar konusundaki yorumu ile Byle bir solipsizm tarihi her bireyi her
Tin'in Grngbilimi arasnda bir iliki bir kpda ve kararlarn her birinde ev
kuruluyor hatta"... filozof ve tiran ara rensel tarihin yknden sorumlu tut-
snda hibir zsel ayrmn olmadn makszn anlayamaz. Bir kimse, hou
yazan Kojeve idi; hi kukusuz yaam na gitsin ya da gitmesin, ekmein ede
tek bir insann ayn zamanda hem filo rinin, hkmet politikasnn, insann ge
zof hem de tiran olmas iin ok ksa leceinin ve ayrca gemiinin, Roma
dr, ama ayrm salt bu olgudan doar, uygarln, Hint danslarnn vb. anlam
ve tiran hibir zaman dnyada felsefi n belirlemeksizin istiyorum diyemez.
bir dnceyi olgusaHatrmaya al (s.76)
an bir devlet adamndan bakas de Eer yirminci yzyl da tartla
ildir." (s.25) Bir baka yerde Kojevenin caksa bunu imknl klabilmenin yolu
u sonuca varm olduunu da gste bu dnemin tm gelimelerini deer
rerek yazar, yeni bir dnemin (Hegelin lendirmekten geer. nk, en bam
etkisinde) nasl baladn gstermek sz grnen dnce biimi ya da ta
tedir. Hegelin Mantk Spinozann 7o- rih iinde n anlatmlar yokmu gibi
rebilim almalarnn tutarl rgs kar grlen ayrks dnce biimleri de bi
snda ilk izlenim genelde bu bildirim rinci, ikinci ve souk sava yllarnn iz
lerin bitirilmi/tamamlanm ya da m lerini tamaktadr.
kemmel almalar olduklardr. Hegel Dolaysyla anlam bu etkinliklerle
M antk\ dnmekle ya da yazmakla iliki iinde kavranabilmektedir. Prati
Tanr olmaktadr, ya da eer dilerse in ya da darnn, eylemin, hayatn,
niz, Tanr olmakladr ki onu yazmakta bakasnn, az bilinenin, bilindmn
ya da dnmektedir. Spinoza, te varl imdiye dein hi bu kadar
yandan, Trebilim'\r\\ yazabilmek ya da nemli olmamt/aratrlmamt. Bu
dnebilmek iin tm sonsuzluktan nun nedeni aktr ki dnya klm
bu yana Tanr olmu olmaldr." (s.51) tr, fakat insanlk iin henz anlamn
Sanrm bu almann en tipik yitirmemitir, st paragraflardaki soru
zelliklerinden biri de yirminci yzyl lar hl etkin tartma balklar olarak
daki soru(n)larn kovuturmasnn biti vardr.Eer gemi her zaman imdi
rilmediine dair ipular vermesidir. de srdrlyor olmasayd, eer gele
Evet, nedir yirminci yzyl soru(n)lar: cek daha imdiden orada tasarlanm
-Gereklik nedir? Ayrm nedir? Diya olmasayd, gemi ve gelecek hi olur
lektik nedir? Tarih nedir? deoloji nedir? lard. (...) Hem daha imdiden gem i
Felsefe btn bu sorular nasl kapsa bir imdi hem de henz gelecek bir im
maktadr? Neden en ok ideolojinin-ta- di olmaldr. Henz im di olan bu ge
rihin-felsefenin sonunun gelmi olduu mi dolaysyla gemi olarak gemi
bu yzylda sylenmeye balanm bizim iin bundan byle imdi olma
tr?. -Toplum nedir, nasl iletiim kurar? yan bir imdidir, gelecek ise her za
Anlam nedir? Dnya-insan-insan ili man henz imdi olmayan bir imdi ol
kileri nasl birbirini tamamlamaktadr? mutur ve her zaman yle olacaktr.
Zamann da sonuna gelinmi midir? Ve (s. 140) yle ise btn sylemler ge
hepsinden te kitleler neden kle kal mi ve gelecein retildii-kurulduu-
dlar ve faizmi tercih ettiler? (...) Evet, deerlendirildii bir imdiye ihtiya du
baz soru(n)lar doal olarak yirminci yar. imdi ise topik olandr. Tanklk
tan baka bir ey deildir. ann ta in sanki esenlikleriymi gibi klelik
nklndan baka nedir ki zaten dn leri uruna savarlar? Niin kle kle
ce? Ya da tersten a nedir ki dn liine ve smrlen smrlmesine
cenin tanklndan baka? onay verir? Yant klenin klece iste
Descombesin almas bu ba inde ve smrlenin ezilme isteinde
lamlarda nem kazanmaktadr. nk yatar. (s.166) niversite rencileri ve
o Fransz felsefesini deerlendirirken felsefe izleyicileri-katlmclar iin ya
devlet-felsefe-politika ilgilerine de nem zlm bu almann batan sona so
vermektedir. "Bu incelemenin yle ise rularla ve cevaplarla yazlm olduunu
yer yer politik durumu gz nne al sylemek yetersiz. nk yazar bir d
mas gerekecektir, ama, eklemeye ge nr edasyla bu tartmalarn ortasn
rek yok ki, yalnzca felsefi sylemin da kendi yorumlarn da almaya ka
kendisinin byle bir durumla banty tarak, okuyucunun da bu tartmalara
gerektirdii yerde. (s. 19) Descombes katlmasna olanak veriyor. Belki taraf
asndan Fransz felsefesi yirminci sz kalmak adna tatsz tuzsuz bir ki
yzylda, Hegel-Marx-Spinoza ve dier tap yazm olmak istemiyor, alma
efendi-kle diyalektiini aratran bu bir szlk, klavuz olmaktan te, bu an
yzden de patika yollara sapmaktan lamyla, znel yorumlarla dolu ierikte
korkmayan imknl olan ya da normal ilerliyor.
olann dnda olmakta olan sorgula
yan filozoflar ve dnrlerce zapt edil
mitir. Onlarn sorular ou zaman he B ora E rda
pimizin diline dolanr; "... insanlar ni
SAMET BAE
1962 ylnda psala'da dodu. stanbul niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm'nde okudu. Master ve Doktora
almalarn, Londra niversitesi, London School of Economics, Felsefe Blm'nde Elie Zahar'la yapt. Hlen, Orta Dou
Teknik niversitesi Felsefe Blm'nde retim yesi olarak almaktadr.
JUDTH BUTLER
Amerikan feminizminin en nemli adlarndan birisidir, niversity of Califomia (Bekeley)'da retim yesi olark grev
yapmaktadr. Genderlrouble, BodiesthatMattervehcitable Speechib\\ eserlerin yazandr.
CEML GZEY
1958 ylnda stanbul'da dodu. 1976 ylnda I.E.D. Ankara Maarif Koleji'ni, 1986'da . . Felsefe Blm'n bitirip ayn
blmde doktora ve aratrma grevlisi olarak alt. 1995 ylnda bu grevinden istifa eden Gzey, 1997-2001 yllar
arasnda Yeditepe niversitesi Felsefe Blm'nde alt
H. NUR EHKIZAN
1964 ylnda Nizip'te dodu. 1987'ylnda Ege niversitesi Felsefe Blm'n bitirdi. Halen Mula niversitesinde
yardmc doent olarak grev yapmaktadr.
MORA GATENS
niversity of Sydney, Felsefe Blm'nde retim yesidir. FeminismandPhilosopby:Perspectives onOifference
and[qualilyvelmaginaryBodies, Ethics, PornrandCorporealityi&\\ eserlerin yazardr.
KAMRAN GDELEK
Mersin niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm'nde yardmc doent olarak almaktadr.
FRIGGAHAUG
1937'de dodu. Felsefe doktoras ve trabitikisyonunu yapt. Halen Hamburg'ta Ekonomi ve Politika Yksek Okulu'nda
profesr olarak almaktadr.
FSUN KKALAN
1974 ylnda Bitlis'te dodum. 1999 ylnda Mula niversitesi Sosyoloji Blmnden 'Kadn Cinsellii ve Bekaret' adl
tez almam ile mezun oldum. uan Mula niversitesinde Trkiye'de Feminist teori Ve Kadn almalarnn
Deerlendirilmesi zerinde yksek lisans tezi yazmaktaym.Mula niversitesi Sosyoloji Blmnde aratrma grevlisi
olarak almaktaym.
KAZIM KTK
1971 de Adyaman'da dodu. Halen Frankfurt Geothe niversitesinde felsefe ve sosyoloji okumaktadr.
FATMAMERNSS
Gemi yllarda, Fas'n Rabat kentinde bulunan Muhammad V niversitesinde sosyoloji profesr olan Mernissi, imdi
Institut niversitaire de Recherche Scientique'de aratrma yapmaktadr, le Marocram/eparses femmes, le Harem
polifiqeai\\ kitaplarn ve nc dnya kadnlan stne ok sayda makalenin yazandr.
MODRAK
Rocbester niversitesinde Felsefe Profesrdr. lgi alanlar arasnda lka felsefesi .Epistemoloji ve
Feminist felsefe yer almaktadr. Modrak'n Aristoteles zerine yazlm birok kitap ve makalesi bulunmaktadr.
UlUNUTKU
1935'de Zara'da dodu. 1957-1964 yllarnda stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blmii'nde okudu.
1974te ayn blmden doktor unvann alan Nutku, halen Sivas Cumhuriyet niversitesi'nde profesr unvanyla
almaktadr.
SERVERTANLL
1931 ylnda stanbul'da dodu. 1953'te stanbul Hukuk Fakltesi'ni bitirdi. 1981 ylnda, Strassbourg nsan Bilimleri
niversitesi'nin arls olarak Fransa'ya giden Prof. Dr. Tanilli ayn Enstitde derslerini srdrmektedir.
SNAN ZBEK
1961 ylnda dodu. stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe Blm'nden 1 985'te mezun oldu. 1993'te doktor,
1998'de doent unvann ald. Halen Kocaeli niversitesi Felsefe Blmii'nde almaktadr.
AFAR TMUN
1939 da Akhisar'da dodu. stanbul niversitesi Fransz Dili-Edebiyat ve Felsefe Blmnde okudu. 1969'da
Montreal niversitesi Felsefe Fakltesi'ni bitirdi, i 992'de de profesr unvann ald. Timuin, Mimar Sinan niversite
si'nde almaktadr.
Afar Timuin
FELSEFE
m w *
SOZLUGU es
te
tik
fe l
se
-fe
sz
l
bulut yaynlar
------------------------------r-r-------------------------------------------------------------------------------------------
nceki saylarn ierii
14: sefaletin-dayanmanm felsefesi
afar timin: Dayanma ve sorumluluk server tanilli: Dnyamzn zenginleri ve yoksullan
ulu nutku: Bir nazi felsefe-kltr dergisinin dndrdkleri, hatrlattklar melih baaran :
Felsefalet meri bilgi: Toplumsal bilin, gven ve iyi sezgin kzlelik: 20.Yzyln dn
sefaleti yada 19. yzyl yeniden dnmek zerine birka not* m. haralambos & m. holborn:
Yoksulluk kuramlar gven kaya: Eski edebiyatmzda fakirlie vg o. urmson: Aristoteles:
toplumsal ilikiler hatice nur erkzan: Batl aydnlanmaya etkileri bakmndan ibn-i rd
beno k u ry e h Matematiin felsefesi II berent e n g / mehmet elgin: Bilimde snrlama proplemi:
bilim ve sahte bilim kamuran gdelek: Carnap ve dorulanabilirlik prensibi anton stengl :
Garip eletirilere zorunlu ksa cevap adem kten Tarihilik ve tarihsizlik
Bulut Yaynlar
789758 295531